You are on page 1of 314

Refik Halid Karay

Bugn n Sarayls
Bugnn Sarayls / Refik Halid Karay

2014, nklap Kitabevi


Yayn Sanayi ve Ticaret A.

Yaymc ve Matbaa Sertifika No: 10614

Bu kitabn her trl yayn haklar Fikir ve Sanat Eserleri Yasas gereince
nklap Kitabevi Yayn Sanayi ve Ticaret A.. 'ye aittir.

Dizgi Meline Pamukuolu


Sayfa tasarm Derya Balc
Kapak tasarm Okan Ko
Redaksiyon Levent eviker
Yayma hazrlayan Aslhan Karay zda

Kapakta kullanlan fotoraflar Karay ailesi albmnden alnmtr.

Bugnn Sarayls ilk kez stanbul' da alayan Yaynevi tarafndan 19 54 ylnda


yaymlanmtr.

ISBN: 978-975-10-3061-0

14 1516 9 8 76 54
stanbul, 2014

Bask ve Cilt
nklap Kitabevi Yayn Sanayi ve Ticaret A
obaneme Mah. Sanayi Cad. Altay Sk. No. 8
34196 Yenibosna - stanbul
Tel : (0212)496 11 11 (Pbx)

161 N<aAP Kitabevi Yayn Sanayi ve Ticaret A


obaneme Mah. Sanayi Cad. Altay Sk. No. 8
34196 Yenibosna - stanbul
Tel : (0212) 496 11 11 (Pbx)
Faks: (0212)496 11 12
posta@inkilap.com
www.inkilap.com
Refik
Halid
Karay
Bugnn
Sarayls


.... . .....

il INKILAP
Refik Halid Karay

1888 ylnda Beylerbeyi'nde Serveznedar Mehmed Halid'in olu olarak doan


Refik Halid'in anne taraf Krm Giray/arna dayanmaktadr; baba taraf ise
18. yzyl sonlarnda bir kolu Mudumu'dan stanbul'a gen Karakay ai
lesindendir. "Galatasaray Sultanisi" ve "Mekteb-i Hukuk"ta okuyan yazar,
Merutiyet sralarnda gazetecilie balamtr. Ksa srede hiciv yazlaryla
ne kavumu, "Fecri Ati" edebiyat topluluunun kurucularndan olmutur.
"Kirpi" adyla yazd talamalar ve siyasal yazlar sonucu ttihat Terakki
hkmetince Anadolu'nun eitli illerinde be yl srgne gnderilmi, ancak 1.
Dnya Sava'nm son yl stanbul'a dnebilmitir. Dnnde R.obert Kole;'de
retmenlik, Sabah gazetesi bayazarl, iki kez Posta-Telgraf Genel Mdrl
yapan Refik Halid, bu srete "Aydede" mizah dergisini karmtr.
Siyasal yazlar ve grleri nedeniyle memleketten ayrlmak zorunda kalan
yazar, Halep'e yerleerek yaymlad "Vahdet" gazetesindeki yazlar ve a
lmalaryla Hatay'n Trkiye'ye balanmasna katkda bulunmutur. 1938'de
yurda dnen Refik Halid, dergi ve gazetelerde gnlk yazlar yazm ve 20
kadar roman kaleme almtr.

Merutiyet'ten Cumhuriyet'e uzanan zaman dilimini, gl gzlem yetenei


ve dilinin zenginliiyle farkl trlerdeki eserlerine tayan Refik Halid, Mem
leket Hikayeleri'nde Anadolu gereini; Gurbet Hikayeleri ve Srgn gibi
eserlerinde, derin memleket hasretini edebiyatla buluturmutur. Yazarn, Ago
Paa'nn Hatrat, Kirpinin Dedikleri gibi mizah eserlerinde; Bir Avu Sama,
Makya;l Kadn gibi kroniklerinde; Minelbab lelmihrab ve Bir mr Boyun
ca adl hatratlarnda, ok ynl ve renkli anlatm, sosyal-siyasal ortamn re
simlendirilmesini salar. Anahtar, Nilgn, ki Cisimli Kadn, 2000 Yln Sevgi
lisi, Bugnn Sarayls gibi romanlarnda ise srkleyici kurgular iinde tasvir
yeteneiyle yaratcln birletirerek, genel olarak bireysel ilikileri ve zel
olarak da kadn-erkek ilikilerini mekan-zaman boyutlarnda derinlemesine
ele alr, romanlarn getii dnem ve mekanlara ait ince detaylara yer vererek
anlatmm zenginletirir.

18.7.1965 tarihinde stanbul'da len yazar Refik Halid, muhalif kaleminin


keskinlii, temiz stanbul Trkesi, renkli anlatm, tasvir gc ve yaratcl
yla, Trk edebiyatnn en gl isimlerinden biridir.
Kitap yayna hazrlanrken yaptn edebi nitelii
gz nnde tutularak yazarn zgn anlatm korunmu,
genlerin de yararlanmas amacyla baz szckler
dipnotlarla aklanmtr.
BRNC KISIM

Dzce'den Gelen Kz

Postacnn pek nadir urad evlerden biriydi. kindi s


t ftade Hanm ieri girip de yerde kap aralndan atlm
bir mektup bulunca kk bir helecan 1 geirdi. Zarf evirdi,
evirdi; okuma bilmediinden nereden geldiini anlayama
d. ki pullu ve damgal oluuna bakarak ehemmiyetine
hkmettiinden biri gelinceye kadar beklemek mi, yoksa gi
dip bakkal Nuri Efendi'ye okutmak m lazm, kestiremedi.
u saatte kocas da, kz, damad ve olu da sokaklarda
srtyorlard. Bunlardan eve en erken dnecek olan Feride'yi
beklemek kararyla cumbaya oturdu. Yorulmutu zaten ...
Kendisine Mahmutpaa yokuundan bir ift ayakkab almt.
Ka dkkfua uramamt? Pazarlk etmek zevkini iyice kar
mt; imdi tatl bir geveklik iinde bu zevki sindiriyordu.
Ayn zamanda mektubun kimin tarafndan gnderildi
ini de dnyor, ehirdeki ve taradaki tandklara zihnin
de geit resmi yaptryordu.

1 helecan: kalp arpnts

7
Neden sonra sokak kaps ngrann alndn duy
du. ksrk sesinden gelenin kz deil, kocas olduunu
anlad. Yannda anahtar tard; asn! Koa koa inemezdi.
Merdiven banda karlatlar. ftade zarf sallad:
"Bir mektup var. Postac kap aralndan atp gitmi."
ki pullu ve damgal, hele kendilerine gnderilmi
bir mektubun byle hiten bir eymiesine muamele gr
mesine kzd belliydi. Ata Efendi pek aldrmad; gzl
n sert klfndan ar ar kard, takt, zarfn iki tarafn
da gzden geirdi; memnun olmadn anlatan bir tavrla:
'Tuhaf ey," dedi. "Mektubu gnderen bizim Yaar... "
''Yaar da kimmi?"
'Teyze olum yok muydu canm... Hani bir defa, on do
kuz sene evveldi sanyorum, stanbul'a gelmiti de grm
tk. oktandr selam, sabah kesmiti; ite o..."
"Ha, bildim, her kalba giren, hibir ite diki tuttura-
mayan u dzenbaz! Krk liray i edip gitmiti."
'Tamam... te o mnasebetsiz yollam."
"Ne yazyor acaba?"
Ata Efendi zarf usulca, usulnce at. Makasla kesilse
daha dzgn alamazd. Yllardr tccar katiplii ettii iin
elleri alknd. Kan koca mindere oturdular. Ata ihtiyatl
dr; mektuba evvela gz atyor, yksek sesle okumadan z
n kavramak istiyor. Bir mddet sabreden ftade seslendi:
"Ne diyor, okusana!"
"Brak Allahakna! yi bir haber gelir mi ondan? Senin
anlayacan, kars lm; memleketi brakp ticaret iin
uzak yerlere gidecekmi."
"Sana ne?"

8
"... bir kz varm; tek bana kalm; onu stanbul'a yol-
layacakm."
"Bize mi? Bizim yanmza m?"
Ata kekeledi:
"yle, galiba..."
"Bunun 'galiba's olur mu? Akca yazmyor mu?"
''Yazyor; hem de kz perembe gn geliyormu. 'Ada-
pazar treninden alnz' diyor."
"Hoppala! bir bu eksikti. Benim ne dadlk edecek ha
lim var, ne de bekilik. Ka yandaym?"
"Orasn bildirmiyor ama yalnz geliine gre pek kk
olmasa gerek."
ftade Hanm sylenmeye balad. Bana bir kazan
kaynar su gemiti; eve samazlard; kz ayet yetikinse
Feride onu kocasndan kskanrd; oullar etin'in de ahla
k bozulurdu. Malum ya, taral kzlarla baa kmak zordur.
Kkse durma, kelini, kirini temizle.
Ata Efendi, elinden brakamad mektubu bir kere da-
ha okudu; yan tarafta bir satr yazlmt:
"Hele bak," dedi. "Posta ile bir miktar para da yollam."
"Ne kadarm bu para?"
" yz kat."
"Grp greceiniz odur."
Byle demekle beraber karsnn deitiini sezdi. Ta
aca srada kp flenmi st gibi birdenbire yatm
t. Ata'nn gznden kaar m? Azck ferahlad. Bir buuk
aylna tekabl eden yz lira hatr saylr bir parayd da
dorusu...

9
kisi de bunu dndler. Sonra gzlerinin nne Yaar
geldi. ftade yllarca ewel, yeni gelin olduu sralarda evle
rine urayan o bodur, tknaz, seyyar leblebici klkl, kyl
kalm adamdan hi hazzetmemiti. Ne zaman evlenmiti?
Meraka dt, kocasna sordu:
"Sen evli olduunu biliyor muydun?"
"Hemerilerden duymutum."
"Oral mym?"
"Hayr. Bir aralk eline para gemi. ok para... Bir ti
yatrocu kza tutulmu; bu avrat alm ve lakin kz ondan m,
yoksa evlendii baka gardan m, bilemen gaynk!"
Biraz skt, bir meseleye takld m Ata Efendi stan
bul'lu ivesini unutuyordu.
"imdi ne yapacaz?"
"Sokak ortasnda braklmaz ya... Hele bir grek, olmaz
sa eviririz gerisin geri. Emmi olum Hasan daha yakn d
er ona. Ne diye bizi tutturmu, akl erdiremedim."
Ev halk sofrada birleince bahsi ftade at; yz lira
meselesi hari, vakay anlatt. Hibiri haberden holanma
mt. Teselli yolu gstermek iin ftade dedi ki:
"Sekiz, on yalarnda ise i grr."
Feride omuz silkti:
"Grecei i kendinn olsun. Belas daha oktur."
ki gn sonra aralarna katlacak olan kza her biri
ayn ya ve sima vermiti. Kimisi onu mahalle bakkalnn
Anadolu'dan getirttii kk besleme gibi tahayyl etti; i
karnl, sivilceli, tam teekkl edememi, sska bir ey ... Ki
misi iin bodur ve tombul, bacaklar eri br, ylkan,
yzsz bir kz, bir dayak yoksulu. Tel dolaptan kfteleri ala-

10
cak; kahve tepsisinden kak kak eker yiyecek, evde yalnz
kalnca aynann karsna geecek, Feride'nin rujunu sre
cek, hanmla zenecek.
Damat Auf, evde gizlice skurlacak krpe bir kz bu
lunmas ihtimaliyle iinden mitli, dndan kaytsz, sze
karmyor. On be yandaki etin'in akl yarnki mata.
ftade, kocasna baku. Dedi ki:
"Haydarpaa'ya hangimiz gideceiz? Bugn sal. Per
embeye ne kald ki ... Benim halim yok. sana dyor.
Adapazar treni kata gelir? Yarn reniver."
Damat:
"Akama doru gelir," dedi. "Ama kzcaz nasl tanya
caksnz Efendi Baba?"
Hepsi duraklad. ftade sylenmeye balamu:
"O Yaar denilen adam byledir ite.. . Serserinin biri.
Her ii savsaklk. Sahi, bunca yolcu arasndan nasl ayrt edi
lir? Ne biim ey, ka yanda, elbisesinin rengi ne? Bildii
miz yok. Yumruk kadar ocuu koy trene, def et bandan . . .
flah olmaz, senin teyze olun! "
Ata Efendi skunetle cevap verdi:
"Bulurum elbette. Btn yolcular ekip gitti mi ortada
kalacak ocuk, odur. Tandk birisiyle gndermedii ne ma
lum? Aruk kapatalm u bahsi."
Yumuak tabiatlyd ama ailesi zerinde nfuzluydu.
lerinde damad ve kz dahil , en fazla aylk almasnn da
nfuzlu oluta tesiri vard. Lakrd kesildi. Mevsim eyll
ortas. .. Gedikpaa yokularndan birindeki ince, uzun, se
vimsiz kagir evin darack sofasna kurulmu masa banda,
lodosun arurd bir durgunluk hkm sryor. Ata, demin

11
okuduu mektup yznden memleketini dnmektedir;
Mengen'i ve civardaki kyn . ..
Babas vaktiyle stanbul'a a yamaklyla gelmiti;
istidatlyd. 1 Az zamanda ala ykseldi, sonra konak a
bas oldu, olunca da kapland paann izniyle olunu
yanna getirtti; okutup adam edecekti. Hepsini iyice hatr
lyor; kyn, kasabay, on bir yanda stanbul'a geliini,
Sarahaneba'ndaki byk konaa ilk giriini.. .
Babas kyden gittii zaman henz sabidi;2 stanbul'da
karlaaca adam hakknda fikri yoktu. Kendisini de Hay
darpaa istasyonunda karlamlard. Aklna sdramayaca
kadar gzel giyinmi, elbisesi ilemeli, uha poturu ka
bark, siyah ayakkablar prl prl, iri yar birini, beraber
yolculuk ettii days vagon penceresinden gstermi:
"Nah, baban orada ... " demiti.
Eski devirde byk bir konak asnn kyafeti, sonra
dan filmlerde seyrettii kont atolarndaki srma bonjurlu
uaklarnkinden yz kat gsterili deil miydi? Hatta o el
bise iin a olmay bile istemiti. imdi babasn konan
kahve ocanda ba kede kurulmu, bir elinde uzun sigara
azl, brnde tabaksz ve kulpsuz koca fincan, konuu
lanlar azametle dinler vaziyette dipdiri gryor.
Ata, ksa bir mddet konakta kaldktan sonra -Meruti
yet ilan edilmiti- Darlhayr'a gnderildi ama bu mektebin
mr ok ksa srd. Maamafih ilk feyzini oradan almt.
Bir daha memleketine dnmedi mi? Ksmet olmad. Dn
memekle beraber kyn, hele yaylasn unutmamtr. Yay-

1 istidat: yetenek
2 sabi: kk ocuk

12
lada am ktklerinden yaplm allara bitiik, zeminden
yksee kurulu tek odal evler hatrndan kmad gitti. Ne
ormand o! Pnarnn suyu nasl da souktu...
Bir gn mektup ald Yaar da, kendisi gibi bu yaylada
dnyaya gelmiti. br gn stanbul'a varacak olan kz da bel
ki yaylada domutu, yayladan geliyordu. Yaylada takm takm
dolaan kk kzlan bile unutmamn. Uzun entarileri ayak
larna dolanarak kir pas iinde gezinirler, aalara trmanarak
yabani fndk toplarlar, kavga karrlar, hayknr, alarlard.
Ne iptidailik, gerilikti bu hayat! ... Ayn hayatn orada devam
edip gitmesine, kendisinin stanbullulamasna ayor.
Tam bu srada kansnn sesini iitti; kendi kendine yk
sek sesle konuuyordu.
"u kzn yan yazsaydn olmaz myd be adam!"
Sofada yalnzdlar, brleri Azak Sinemas'na gitmiler
di. Bu gece her yer 25 kurumu.
Ata hesap ediyor:
''Yaar, galiba oyuncu kadnla 1922 senesinde evlenmi
ti; rivayete gre de ancak bir yl beraber yaamlard. imdi
1944'te bulunuyoruz. Kz, en aa 20 yanda olmal. Yok,
baka bir izdivacn mahsul ise tahmin imkansz."
''Yirmi iki yanda bir kz, yahut dulu evimize nasl so
karz? Atf rezalet karr. Ne rahatmz kalr ne huzurumuz.
Darmadank oluruz vallahi."
"G dorusu. Fakat benimki bir tahmin. Aleb-i ihti
mal1 ocuk o kadndan deildir; yleleri pek dourmazlar.
Yarn Sabit Efendi'nin maazasna urarm; memleket ah
valini bilir, temas oktur, belki bir ey reniriz. Hem baka-

1 aleb-i ihtimal: byk bir ihtimal

13
hm yirmi yanda da olsa yzne baklr cinsten midir? Kar
mza kr, topal, sakat, mendebur bir mahluk da kabilir.
Dedim ya, badaamazsak, rahaumz kanrsa, trene koyar
emmi olunun yanna yollarz. Gzel olsayd, dul da kalsa
tekrar evlenirdi, ortada kalmazd."
Ertesi sabah erkenden keresteci Sabit Efendi'nin Un
kapan'ndaki deposuna urayan Ata, onu bulamad; iine
gideceinden bekleyemedi de .. . Yalnz katibinden unu
renmiti: Yaar'n vaziyeti epeyce zamandr deimi. Ak
gz bir Dzceli ile ortaklk ediyormu ama yapuklar belli
bal bir i, ticaret filan deil. kide bir cenup1 hudutlarna
gittiklerine baklrsa kaaklk ediyorlarm galiba.. .
"oluk ocuk var mym?"
"Olacak herhalde. .. Ben bilmiyorum, zaten kendisini
de tanmam. Sylediklerim birka senelik hikaye."
Ata Efendi, depoya yl kerestelerin gece nemi ve sa
bah gnei yiyerek artm reine kokusundan hazzettiini
anlad. am, orman ve baltalanp baklanm tahtaya kar
duyduu muhabbet kannda, ecdat yadigaryd. Orman o
cuuydu ne olsa. Bir ay izin alsa da slaya gitse, amlklara
dalsa, yaylalara ksa, ne kadar keyfe gelirdi.. .
Akam yazhane dn Sirkeci'de Ali Usta'nn lokan
tasna gitmeyi ihmal etmedi. O, Mengen'in iindendi; sonra
Gynk kasabasnda a dkkan am, nihayet stanbul'a
yerlemiti. Yaar'la kafadar olduunu haurlyor. Sorunca
Ali Usta, uzun zamandr grmediini syledi. Fakat vakit ve
hali iyi olduunu hemerilerden duymu. Dzce'de bir e
en kz ile evermiler adamcaz . ..

1 cenup: gney

14
ocuk bu kadndan olacak. len kans o een kz .. .
Demek ki Yaar'n stanbul'a yollad kz, ancak sekiz-on
yalarnda. Kansna iyi haberi mjdeleyecek. Odalarnn bi
risine bir ilte sererler, yatar. br korku da yok.
Tramvaylar tklm tklm dolu. Caalolu yokuunu tut
turdu. Nunosmaniye Caddesi'nden emberlita'a sapt m
tesi ini. Kendi kendine diyor ki:
''Epeyce okumuluum vard ama een nedir, pek bilmi
yorum. Kafkas rkndan olduu malum. erkez'den ba
ka bir ey muhakkak. Ana Kafkasyal ise kz gzeldir. Sarn,
mavi gzl, endamldr. Bizi oyalar, elendirir belki de . . . "
emberlita'a varnca evi aklna geldi; evden de Yaar
ile yarn karc kaca kk kz hatrlad. u Yaar kaak
lkla bana bir bela aabilir, bir kurun yer, giderdi. O za
man kz yetitirmek kendisine decekti. Byle bir ihtimal
den can skld, kansna sezdirmemeye karar verdi; bilakis
memnun grnecekti. eri girince sabrszlkla bekleyen
ftade'ye dedi ki:
"A Ali Usta'dan rendim, beklediimiz kz kk
yataym. Oyuncudan deil, Dzceli bir kadncazdan ol
mu. Aynca Yaar'n ii yolundaym; telaa dme. Belki de
faydasn grrz. Aramza yle kel, uyuz, bitli, pasakl bir
ocuk da girmeyecek. Kk olduuna nazaran herhalde
yannda beni tanyan biri, bir hemeri de vardr; ona ema
net ederek yollamtr. Yumruk kadar ocukcaz tek ba
na trene oturtnaz ya .. .
"

"Ama niye kendi getirmiyor? Brakr, gidecei yere bu


radan cehennem olup giderdi."

15
"Belki reddeunemizden ekindi, bir emrivaki yapt."
"Emrivaki" sznden bir ey anlamayan kans:
"Ondan her halt beklenir . . . " dedi; gaml bir surat tak
np mutfaa girdi.
Ata Efendi Adapazar treninin saat alt buukta gelece
ini kereste deposunda katipten, ayrca lokantada oral bir
garsondan renmiti. , drt saat rtar da gze almak
lazmm. Asl buna zlyordu. Haydarpaa'da nasl vakit
geirilir? Bfede oturmak, birka kadeh aunak pahal olur
du. Bu dnce ile mektupta bahsi geen para aklna geldi
inden karsna seslendi:
"Postac havaleyi getirdi mi?"
"Bilmem, bir kat uzatt, imzala dedi. Ben imzalama
ynca senin postaneye urayp sorman syledi, gitti. Heri
fin azndan dirhemle lakrd kyordu. Durup konumad
,,
ki
"Gelmi ite o para .. . ocuklara ama. yi ki evde sen
den bakas yokmu."
"Allahtan olmu. "
Gece nikbin 1 dncelerle geti. Kan koca, havalena
mesi postanede yatan yz liray akllarndan karamyor
lard. Arkas da gelirse nefes alrlard. Harp yznden fiyat
lar frladka frlyordu. Ellerine geenle yaayamayacaklar
zaten . .. Kzcaz galiba, Hzr gibi imdada yetiti.
Sofadaki kk sediri bu odaya koyacak, yatan oraya
serecekti. Yedi, sekiz yanda bir ocua geni bile gelirdi.
Perembe gn oldu. Ata Efendi yazhaneden biraz er
ken kt. Haydarpaa'ya vaktinden ewel geti. Sabahleyin

1 nikbin: iyimser

16
postaneye urayp ald paray, geri dnerek karsna tes
lim etmiti. Saklamas kolay olsun diye memurdan adet
yz liralk istemi, bulamam, tand mdrn yanma gi
derek kasasndan kartmt.
Garn kara tahtasnda Adapazar treninin yalnz krk be
dakika gecikecei yazl. Bir ey deil. Ayn trenle kendisinin
geldii devri dnyor. Gar o srada yeni yaplmt; Birinci
Harp'de cephaneler patlam, binann bir ksm umutu.
Bak, yine orada duruyor; alvarl ufak kyl ocuunun yeri
ne krl sal, byklar matru,1 efendiden bir adam gelmi;
baka bir ky ocuunu beklemektedir. Ne tuhaf u dnya!
Bir aralk garn iine turuncu bir k doldu; darda
gne batyordu. stanbul'un durgun lodos havalarna mah
sus, rengarenk bulutlara karm bir gurup ... Merdiven ba
ndan bunu bir sigara tellendirerek uzun uzun seyretti. Saa
ti de kolluyordu. Iklar gzelliini kaybedip etraf kararnca
bfeye girdi, ayakta iki kadeh bira iti. Garda tela sezince
kt; hamallar kouuyordu.
Tren grnyor. Demin kprde ald ikolata pake
tini yoklad; bunu vapura binince ke verecek. Denizle,
vapurla, ehrin klaryla da avunur elbette. Hepsi grme
dii eyler.
nc mevki ile ikinci mevki arabalarnn birletii
noktada durmay tercih etti. Gzleri pencerelerde ... Belki
biri eliyle iaret ediverir. Adapazar treninden kan yolcu
lar hem ok, hem de fazla ykl; rhtma sepet, bavul, hey
be yayor. yle grltl bir boan ki, sersem olmamak
kabil deil. Maamafh be dakika srmedi, kalabalk dal-

1 matru: tra edilmi

17
d. Etrafna bakyor. Tek bana kald halde arayan, soran
yok. Gelmedi, muhakkak ... Adeta can sklarak yryordu,
arkasnda bir ses duydu, bir kadn sesi, dnd:
Karsnda on sekiz, on dokuz yalarnda, kahverengi
mantolu, salarn siyah tlle skca sarp sarmalam, yaps
ince, yz boyasz bir kzcaz buldu. Yeldirmeli, bartl,
kagz zamannda gibi bir hali vard. Konuuyor, ama mah
ubiyetinden sz anlalmyor.
"Ne buyurdunuz?"
"Ata Efendi misiniz siz?"
"Evet. .. Emriniz?"
Ksa bir tereddt geiren Ata, mitlenerek hemen sordu.
"Yoksa ocuu siz mi getirdiniz?"
"Hangi ocuu?"
"Bizim Yaar'n ocuunu . .. "
Bir cevap ald, ama aklna sdramyor; tekrar sordu:
"Ne dediniz?"
"O, benim; ben Yaar Efendi'nin kzym. peyim eli
nizi!"

il

Ata Efendi, mrnde ikinci byk darbeye uradn


anlad. Darbelerden birincisi, merhum paann hrriyet
ilan srasnda bir sprnt arabasna konularak sokaklar
da dolatrldn grmesiydi; ikincisi de Yaar'n kck
ocuunu beklerken u gelinlik kzn kagelmesi oluyordu.
Onu evine soktuu zaman, yani bir saat sonra ne yzlerle
karlaacan dnd, nutku tutuldu. inden:

18
"Olamaz," diyordu. "Nafile peime takp goturmeye
yim ... Temelimizden sarslr, yklrz ... Bari irkin, eci b
c bir ey olsa. Sln gibi, ceylan gibi, aksine!"
Kzn -smsk rtl, taralca giyinmesine ramen- bir
lahzada zerinde braku tesir buydu. Siyah tlle erevelen
mi yz inadna beyaz, gzleri de beyaz tavanlarla baz g
vercinlerinki gibi uulanm bakr renginde. Alun tozu flen
mi incecik kalar, uzun kirpikler. .. Dorusu, biraz i ama
damad Auf dinlemez, i i yer. Yine iinden konutu:
"Bir kenara eksem, meseleyi kendisine asam ... Anla
mayacak yata deil."
Kz sessiz, itaatli duruyor; Ata'nn harekete gememe
sinden, lakrd etmemesinden hayrete dm grnmyor.
tede iki bavulla birka sepet ve bir denk banda bekleyen
hamal yaklat:
"Gidelim, beybaba! Vapur neredeyse kalkacak... Yoksa
arabaya m bineceksin?" dedi; cevabn beklemeden eyay
yklendi, yrmeye balad. Yrmyor, kouyordu. Ata, k
za "Haydi gidelim," manasna bir iaret yapabildi. Hamal
takip ediyor, arkasndan da kat tara ayakkablarnn ta
lar zerinde kard tokmak sesini hatrlatan grltden
anlyor: Kz, intizamsz ve akn bir yryle pei sra ko
maktadr. Admlar yle dzensiz, takrtl tukurtulu ki acd,
dmesinden korktu, bekledi. Yanma gelince de elinde ol
mayarak efkatli bir ahenkle, yavaack:
"Acele etme kzm," dedi. "Bu vapur kaarsa brne
kalrz."
imdi merdiven bandalar. . . Basamaklardan sakn yu
varlanmasn?

19
"Aman, dikkat! Dersin, bir yerin incinir."
Kz, heyecandan konumay unutmu sanki ... Yzne
bakt: Beti benzi bsbtn umu, gzlerini yere emi, g
s kabarp iniyor. Belli, arpntlar geiriyor.
"Shhati pek yolunda olmasa gerek ... Kansza benziyor.
Ka balk ya iirmeli."
skeleye varmadan, ten tela ddk sesleri ve yetie
meyenlerin -artk stanbul tarafna geme midi hi kalma
m, Anadolu yakasnda bir tehlike belirmi, can kurtarmak
lazmmasna- parmaklklara hcumlar arasnda vapur
syrlp gitti; karmlard. Epeyce lo ve dar olan, kap rt
lnce bir dakikada havas arlaan bekleme yerine girdiler.
Ata, tahta kanapeye kt, kza yanna oturmasn iaret etti.
Eyay gelecek vapura tamas iin hamalla yapt pazarlk
uyuularak neticelendikten sonra yalnz kaldlar. Bir ey sy
lemek lazmd. Bulamyor ki ... Zihni perian.
Nihayet, eski zamann gerdee girmi gelin ve gveyi
imiler gibi, Ata'nn aklna kzn ismini sormak geldi:
"Adn ne senin?'"
"Benim mi?"
Azck aptalca galiba ... Yahut kalabalktan, acemilikten
arm.
"Senin tabii!"
"Aye'ymi, nceleri... Aye koymular ama ..."
"Ne olmu sonra?"
"Anam 'Ayen' diye arrm; imdi Dzce'de hep Ay
en diyorlar. Nfusta byle yazl. Analm da Ayen derdi,
her zaman ... "

20
"O halde resmen Ayen'sin sen. Safa geldin kzm Ay
en! Nedir o? Alyor musun?"
Hkrklarn zapta urayor ve glkle diyor ki:
"Siz isterseniz, beenmedinizse Aye olurum yine! Ba
bam Ayen demez de ... "
"Anlamaz o byle ince eyleri. .. Hem ben babana uy
makla mkellef deilim. Madem ki nfus kaydn Ayen,
adn budur."
'Teekkr ederim."
Ata Efendi, vakann evle alakal ksmn unutup birka
dakikack bile oyalandna hayret etmiti. Baa gelen dert
bykt; Ayen'i, damadyla bir dam altnda barndramaz
d. Topuklarna kadar inen mantosu, grnmeyen salar,
enesine dolanm barts ile urackta, ayaklarn etek
lerinin altna saklam, kendi halinde dururken yine de ho
bularak bakanlar vard. stanbul bu ... An da beenir,
kapalsn da ... Aiftesinden de hazzeder, hanm hanmc
ndan da! Feride'si de byle masum bir kz deil miydi?
Atf gz koyup ayartmad m? Ayen'i de batan karr. in
den diyordu ki:
"Vapur gelmese, azck daha vakit kazansam ... Eve git
mekten korkuyorum. Bizim odaya tadmz bir metre bcr
yundaki ensiz sedire kz sar m? Allah boy vermi! Misafir
odasna bir karyola kurmal; Yaar'n yollad paradan alnn;
kullanlmlardan ... adrclar iinde ucuzu bulunur. Sekiz,
on kada ... Zaten yz kad eksikler iin gnderdi."
Dndklerinin manaszln anlad. Ne ftade ne
de Feride bu kzn evde barnmasna rza gsterirlerdi. O
halde? lk fikir doruydu, Ayen'le konumalyd. Lakin o

21
da ok hisli, fazla ili. Bir isim bahsinde hkrd; istiskale1
urayacan fark edince hngr hngr alar. Durup du
rurken i ku bana!
Skfunun da istiskal manasna geleceinden ekine-
rek sordu:
"Baban gittii yerde ok mu kalacak?"
"Bana sylemez ki bileyim."
Konuulmuyor, mbarekle ... Laf hemen kesiyor. Ky-
l byledir, bilinmez mi? Ancak sorulana cevap verir.
"Analn leli ne kadar oldu?"
"30 Austos bayramnda vefat etti."
"Biraz anlat. Ka yandayd? Hastal neydi?"
"Benden dokuz ya bykt."
"Yani?"
"Yirmi yedisinde ... Hastaln hekimler anlayamad."
Tekrar susmutu. Halbuki konukan bir kz olsayd,
Ata'nn ondan renecei ne ok ey vard. Bilhassa asl
annesi, tiyatrocudan sonra ald kadn hakknda. Ayen
bunun kzyd. Belki de deildi; Yaar, baka biriyle de ev
lenmi olabilirdi.
"Dzce nasl yer? inde mi oturuyordunuz, kylerinde
mi?"
"Byke kasabadr. indeydi evimiz."
Elleri dizlerinin stnde duruyor. Bu eller ince, uzun,
kalem parmakl, iten bozulmam, ok nazik eyler. Tknaz
vcutlu ve kt parmakl olan Feride kskanlktan deliye, di
vaneye dnecek. Haftasna kalmaz, ''Ya bu, ya ben!" diyece-

1 istiskal: ho karlamama, birinin varlndan holanmama

22
ini iitiyormu gibi imdiden biliyor. Bir baka nokta zihni
ni bulandrmaktadr; on sekizinde, boylu boslu bir kza hfila
neden koca kmam?
Hamal ieri girdi:
''Vapur geliyor," dedi. "Kadky'den yolcu doludur.
Kap nnde durun ki alnca koar, yer kaparsnz. Yoksa
ayakta kalrsnz."
Kalktlar; camn nndeler; vapur, projektrn evire
evire, iskeleyi slak yla ykaya temizleye yaklayor. Ata
Efendi bu latif manzarann Ayen zerinde yapt tesiri me
rak etti, bakt, hayrete dt; gayet tabiiye alyor, kkl
nden beri stanbul denizlerinde gezip dolam biri gibi
amadan seyrediyordu. Halbuki mrnde ne vapur, ne de
projektr grmt. Kzar gibi oldu:
"Gzel, deil mi? Beendin mi?" diye sordu. Kz cevap
verdi:
"Filmlerde gryorduk bunlar... Onlara benziyor."
Sahi, sinema yaplal alacak ne kalmt? Kk bir
kasabann yamur sularyla lekeli, diki ve yama yerleri
meydanda derme atma perdesinden btn dnyay, hatta
kurulduundan bugne kadar olup bitenleri ve gelecekte
olacaklar renmek mmknd. Kendisi de Amerika'nn
seksen katl binalarn, Afrika ormanlarndaki vahi hayvan
larla in ve Hint halkn, daha neleri, denizaltlarnn maki
ne dairelerinden tutunuz da yerin dibindeki istihkimlan,1
hepsini filmlerden renmemi miydi. Yarn onlarla kar-

1 istihkam: dman saldrsn durdurmak, dmana kar savunma yapmak ama


cyla dzenlenmi yer.

23
lasa fazla bir heyecana kaplmayacakt; eskiden grmesi
ne hareket edecekti. Ayen de bu vaziyetteydi.
"Baban bana ayrca bir haber yollad m? Bir mektup
falan?"
"Hayr. Teyzeme iki hal gnderdi; hamaln elindeydi,
demin ... Ablam iin de kumalar getirdim. Babam Urfa'dan
alm; ipekli kumalar ... Baka eyler de var."
inden:
"Kaaklk mal ... " diyen Ata, bir nebze ferahlamt.
Hallar, ipekli kumalar, baka eyler ... lk frtnay atlatna
ya, misafiri bir mddet irin gstermeye yeterdi bunlar. De
mek ara sra hudutlardan hediyeler gelecekti. "Suriye'de iki
lira eden kuma stanbul'da on kada" diyorlar ya ... Yazha
nede iitniti. Mdre ahbabnn oradan getirdii lavanta,
Beyolu'nda seksen liraya satlyormu. Bavuldan belki la
vanta da kar. Feride komulara gsterir, vnr.
Yan sokaklardan hangisine sapacan ofre tarif ediyor:
"ok aaya m ineceiz?"
"Yok... Solda, 17 numara."
Durdular. katnda da elektrikler yanan evden sokaa
ilk nce etin frlad. Bekledii ocuk yerine babasnn ya
nnda ba rtl bir kadn grnce mhlanp kald. ftade
ile Feride eikte duruyorlard. Uzaktaki sokak lambasnn
kifayetsiz altnda iki dolgun bodur vcut, dar binann
cephesini adeta dolduruyor. Ayen, aralarnda ty gibi kala
cak, ty gibi, servi gibi...
Arabadan ewela Ata indi; kap onun tarafndayd. Ana
syla kzna mnakaa kabul etneyeceini anlatan bir tavr
ve bir sesle dedi ki:

24
"Kz, yetikinmi. aresini sonra dnrz. Surat iste
mem ha .. . Zaten canm skkn."
Oluna dnd, bard:
"Ne duruyorsun! Bari u yemi sepetlerini ta, avluya
koy!"
Kendisi hal denginin tanmas iin ofre yardm et
ti; hesab vermek zere geriye dnnce baku, Ayen hfila
arabann arkasnda yar sakl bekliyor. Bir eliyle srundan
hafife iterek kap nne getirdi.
"p teyzenin, ablann ellerini.. . Gir ieri!"
Tanma sahnesinde bulunmamak iin tekrar arabaya yak
lam, iki liray nceden hazrlam olduu halde aryormu
gibi yaparak vakit kazanyordu. ofrle drt, be cmle lakrd
bile etti. Kap tarafna ban evirdi: Hepsi avludaydlar; fta
de dengin stne km, bir eyler anlauyor, Feride ayakta,
dikkatle Ayen'i szyordu. Kurulmu sofraya gz iliince, Ata
karnnn ackmayn geirdii heyecandan tkanm olmasna
hamletti. Birann da tesiri vard, itahn keserdi daina ...
Komunun radyosunda "Radyo Gazetesi" okunduuna
gre saat sekiz buuu gememi. ofrn ''Yoku indik,
yollar bozuk, eya oktu," demeden, fazla para koparmadan
ekilip gittiine memnun, ieriye yorgun grnmeye gayret
ederek girdi. ki sene evvel gsne bir sanc anz olmutu,
koluna da vuruyordu. Hekimlerden biri, "Miden gaz yap
yor," demi, bir bakas kalbinde bozukluk olduunu sy
lemiti. ftade Hanm, o gn bugndr kocasnn ne fazla
zlmesini ne de yorulmasn isterdi; fcceten lverme
sinden korkard. O korkuyu sezen Ata, lzum hasl olduka
yorgunluk, takatsizlik hali taknr, yetmezse sol tarafn ve

25
kolunu anyormuasna una taklidi yapard. Bu son rol,
ihtiyaten, byk ngarn kopaca gne saklad.
Atf sorunca yemeini erkence yiyip, "halkevi"nde
konferansa gittiini sylediler. Yalan! akr'n meyhanesin
dedir; o tabiatsz herif yemek stne de rak ier. Sabahle
yin gazetede ilann grmt, yan yana sekiz tane arkc
kzn resmini dizmilerdi.
Devam eden durgun havay harekete getirmek lazm. Bir
manevra evirdi, bilmemezlikten gelerek Ayen'e sordu:
"Ne var bu dengin iinde?"
"Babamn teyzeme yollad hallar... Bavulda ablamn
kumalar var."
Kzla daynn gzleri bir anda karlat. Ata Efendi anla
d ki Ayen derhal vaziyeti kavramtr, birbirlerini destekle
yecekler. Memnun oldu ve bu memnunluk iinde acktn
duyarak:
"Kz elini, yzn ykasn da sofraya onralm. Feride, gs
ter Ayen'e musluun yerini! Temiz bir havlu da verin!" dedi.
ftade Hanm gzlerini hal denginden ayrd:
"Hamama demin yonga atmtm. abucak bir scak su-
dan gesin. Biz de o zamana kadar eyay yukarya tarz."
Merdivende kocasnn kulana fsldad:
"Yapamayz bu koskoca kzla."
"Biliyorum. Bir ey dneceiz. Hele sk tut unu ...
Pek ar."
"Dinlen azck. Zaten yorgunsun."
"Bitkin haldeyim."
Durdular. Ata dedi ki:
"Arlna baklrsa hallar iyi cinsten ... "

26
"Yaar hazine mi kefetmi?"
"Kaaklk ediyormu; ok para vurmu."
Evin iinde bir mddet grlt duyuldu; kaplar ald
kapand, kanape ve koltuklar bir yana ekilerek eyalar mi
safir odasna tand. Kz orada yauracaklard. Feride nee
siz ama akl kumalarda olacak.
Tekrar avluya indiler. Hamam, mutfan iinde, duvarla
ayrl bir kedeydi; dapdarack, bask, sonradan eklemeydi.
Kap rtl ama su ve tas sesi sofra bandan yine de iitiliyor.
Pek istememekle beraber Ata Efendi, kurna banda yka
nan krpe kz dnmekten kendini alamyor; hayalinden
burnuna kpklenmi sabun kokusu geliyor. Bavulundan
temiz amar karp karmadn soracak ama Ayen'le
fazla megul grnmenin hoa gitmeyeceini hesap ederek
susuyor. Ona, az sonra:
"Sen yle dur," diye kans bahs:e tarafn iaret etti; Ata
da mutfak kapsna srun dnd. Kz ykanmasn bitirmi,
sileceklere1 brnm, yukar kacak herhalde... Ancak
imdi onu iyice grecekler: Bartsz, mantosuz, vcudu
nun tam ekliyle. Belki de kapal kyafet daha yakyordu. s
ter misin, meydana knca souk, sska, soluk bir ey olsun!
Ata Efendi'nin bir dnd de Ayen'in ivesiydi; ta
rallannkine pek az alyordu. Mesele basit: Pelteklii er
kez anasyla, een anal ile temasndan. lk Trkesini
de o kadnlardan rendii iin saray terbiyesinin devam,
tatlyd. Kylerde pek elenmemiti. Zaten Dzce'de ahali
kark olduundan yle dangul dungul konuulmazd. Eh,

1 silecek: Ykandktan sonra kurulanmak iin kullanlan byk havlu, hamam


havlusu

27
muallimleri muhtelif yerlerden derlenmi, muallimlerden
ou ise apa mektebinde okumu. Yeni okullarn tesiri de
inkar edilemez.
Yukardan ilk inen kans oldu. Yz bozuk deil. Ona:
"Bitmedi mi ii daha?" diye sordu; sanki yemee bekle
mekten sklmu.
"Gelir imdi. .. Pasakl bir kza benzemiyor, bavullar
da, amarlar da intizaml; her eyi yerli yerinde, tertemiz.
Hem epeyce elbise filan getirmi."
"Hepsi ald m?"
"Au. Feride'ye getirdii kumalar sokaa atsan su iin-
de yz elli lira eder."
"Hallar nasl?"
"Denge dokunmadk; yemekten sonraya brakuk."
"Dorusu da o. Sana hediye ettiine baklrsa, hallar
kymetlidir, belki de Acem'dir."
st kat sofadan Feride'nin sesi avluya vuruyor... Bu ses,
aaya iittirilmek iin -kznn huylarn bilir- sahte edal,
crlak, tabii zamannkinden bambakadr. Diyor ki:
"A .. . Vallahi olmaz, bir lokma olsun ye. A ana yaulr
mym hi! Hem babam da gcenir. Sofra banda hepimizi
toplanm grmeyi sever."
Ayen'in yemek yemeden yatmak istedii anlalyor. Bi
raz geti gemedi, merdivenlerden indiklerini duydu. Feri
de gsterii, yalancktan bir efkatle Ayen'i nne katm
geliyorlar. Kzn nce ayaklarn grmt; plaku, terlikler
giymiti; arkasnda yine uzun etekli, leylak renginde, pnl
pnl bir entari vard. Ba, alt basamaklara inince meydana
kt. Salarn kenarlar oyal bir tlbent rtyordu ama

28
smsk deil. Bunlar saman renginde yapk, bklmsz,
dmdzd. In altna yaklanca adeta beyaza dndler.
Fakat hareket ettike zerlerinde akl koyulu glgelenme
ler oluyordu. Ata Efendi:
"Buyur kzm," dedi, artk nne bakt; dorusu u,
bakarken beenmi grneceini sofradakilere belli ede
cei iin bakmamay tercih etmiti. Ayen'e day olunun
kz olmak itibariyle nikah derdi. Zaten memleketlerinde
evlenmeler hep hsmlar arasnda yaplmaz myd? Ellilik
erkekler byle krpe kzlar alrlar. Kafasnda kaynaan fi
kirlerden huzursuzluk iinde acayip bir zevk duyarak sus
makta devam ediyor. Karsnn ard arkas kesilmez suallerle
Ayen'i yormasna kzd halde azn amyordu. Bereket,
ftade sz oyuncu kadn bahsine getirmiyor. Bunu kavun
yenirken Feride yapt.
"Anneniz, siz ok kkken vefat etti galiba?" dedi.
Ata, kza bir gz att, gzleri tekrar birlemiti.
"Hayr, abla ... On drdndeydim. Babam daha evvel
bir tiyatrocu kadnla evlenmi, ondan ayrlnca anam alm.
Anam erkezdi, Adapazar'ndan ... Ama stanbul'da terbiye
grmt."
Ata, iittiklerine sevindi, biraz cami dersi aldndan sof
ta azyla "gayn" harfini kalnlatrarak:
"Cenab- Mevla garik-i rahmet eylesin!" dedi; ilave etti:
"Sana da uzun mrler versin. u kavundan yi biraz, bal
gibi."
Heyecanlandndan ivesini bozmu, ''ye"yi ''yi"ye evir
miti. Demek ki Ayen ikinci kansndan, erkez'den olma

29
bir kz. Boy bos, gzler, salar, hepsi anasndan. Hsmm
mdafaaya yarayacak bu malumat zerine -kendi aile kan
nn da karmasyla vcut bulmu olan- erkez kzn rahat
a, pervaszca tetkikte, temaada mahzur grmedi.
Sofradan kalktlar. Bir ara avlu, yeni badanalanma
sna Ata Efendi'ye aydnlk, tertemiz grnd. Evin iinde
tamirden ve taze boyadan sonra gelen ferahl duyuyordu.

III

O gece, Ata Efendi ile karsnn yattklar odada mnl


mrl konumalar uzun srd. Ge vakit, Atf dnnce, m
rlt onun odasnda da balamt. ftade, kznn ara sra
crlaklaan sesine kulak kabartarak kocasna dedi ki:
"Aye mi, Ayen mi? Daha dilim almad. Bizimkini si
nirlendirdi. Hakk da var. Kz enikonu gzel. Hamamda v
cudunu grdm, kafurdan dklm gibi... Azck gelise
vallahi stanbul'un belini krar. Onu bir giydir, kuat, salver
ortaya ... Gazetelere resmi gemezse ben bir ey bilmiyorum.
u Atf kurdunun elinden nasl kurtaracaz? Babasna yaz
ver, yapamayacamz anlat."
"Evet, yazmalym. Artk uyusak ... Yorgunluktan olacak,
kulaklarm uulduyor."
Szleri tesirsiz kalmad; hastalanmasndan rken fta
de, uyusun diye sesini kesti. Yan odada da mrltlar perdesi
ni deitirmi, nce hkrk, sonra i ekme, nihayet skut.
Hep byle olurdu; gazino dn, Atf karsyla balangta
hafife dalar, arkasndan selameti sevimede bulurdu. Ata
Efendi tam uykuya dalaca srada yarn evinde bir yenilikle

30
karlaacandan, bu yeniliin de gen bir kz olacandan
memnundu.
Sabahleyin de memnun uyand.
Evin adeti, nce kim kalkarsa ptr ptr, grlt yap
madan aa kata inmesi, kahvesini orada iip sonradan
kalkacaklar orada beklemesiydi. Evvela Ata, arkasndan
Atf bulutular. Havalar sabahlan serinlediinden Ata Efen
di omuzlarna hrkasn atm, damad pijamasnn stne
ceketini giymiti. Kaynatasna undan bundan bahsediyor,
misafiri kaale almyordu. Sanki eve on sekiz yanda bir kz
gelmemi, kendisi yokken hibir deiiklik olmamt. Byle
yapmakla Ata'y aldattn m sanyordu? Aygrn akl oyna
d; Ayen'in aaya inmesini sabrszlkla bekliyor, aklnca
belli etmiyordu.
Eer iinden pazarlkl olmasayd, kaynatasn grnce
kz soracakt; gllg 1 olmayan bir adam byle hareket eder
di. u stanbullu bazen Anadolu'nun kycndan gelmi
lerden daha bn, daha avanaktr; damad da ou stanbul.
ocuu gibi kurnaz, becerikli grnen avanaklardan deil
midir? Anadolulu ise aksine, akl ermiyor hissini veren bir
akgzdr. Hele kendi memleketinin ahalisi, Mengenliler!
"Beklediimiz misafirin geldiini Feride sylemitir, ta
bii... " diyerek laf Ata at.
"Haberim var. Safa geldi, ho geldi. Gazeteyi nereye
koydunuz baba."
apkn! Oyununda devam ediyor, aldrmamazlk tasl
yor. Gya zihni harp vaziyetiyle megul. Oysa ki yukarda ...
Merdivende ayak sesleri kolluyor. Fakat gelenler evvela Fe-

1 gllg: kin, gizli ve kt ama

31
ride, sonra ftade. Mektepler henz almadndan etin
ge kalkar. Hepsi, birbirlerine sezdirmeden Ayen'i bekle
mektedirler. Saat sekize doru Feride'nin kendisini tutama
yarak:
"Galiba uykucu; le zamanlarna kadar yatanda ka
lan cinsten .. . ekeceimiz var, " diye sylendiini iiten Ata,
iinden mrldand:
''Yahu, insafl Kaptkats, treni, vapuru, btn gn yol
culuk eden kzcaza bir sabah uykusunu ok gryor."
Bereket esasta iyi yrekli olan kans mdafaa etti:
"Ge yatt, yol yorgunu da ... Onun yerinde kim olsa sa
bah karanl yatandan cin gibi frlayp kalkamaz."
O byle derken, yukarda bir kapnn ald duyul
du. Kk evlerde alp kapanan kaplarn hangisi olduu
grmeden anlalr. Gcrdamasalar bile her birinin tokmak
eviriinden alp kapandklarn anlarsnz. Misafir odas
nnkiydi bu. Zaten Ata, demin oda tarafndan bir ptrt iit
miti. Merdiven bana seslendi:
"Ayen, sen misin? Aaya gel!"
Gz ucuyla damadna bakt; ba gazetesine eilmi, g
ya evde olup bitenlerden habersiz! Kftehor, kimi kandr
yor? Niin damadyla bu derece megul? Ata, kendine bile
itiraf edemedi ama kskanla benzeyen bir ey duyduunu
anlyordu; belki de kayrma hissi.
Ayen'i gne nda ilk defa grecek. Dn, tren gara
girdii zaman elektrikler oktan yanmt. Bakalm gnd
zn nasl? te iniyor, geldi. ekingen yryor; nne bak
yor. ftade:
"Otur yavrum uraya, " dedi. "Nasl, iyi uyudun mu?"

32
"Hi uyanmadm teyze."
Atf kmldand, yerinden kalkmadan ve bakmadan kza
bir "ho geldiniz," dedi, yine gazetesine dald. Ayen kzard
m? Yoksa gndzn daha renkli mi grnyor? O ilii
kalmam; salar da adeta lepiska. Dn geceki leylaki enta
risinin stne bol rgl, katmer katmer, ingene sars yn
bir hrka giymiti; uykudan azck imi gzleriyle mahmur
hali yakmt. Evet, gn nda cana daha yakn. u dikli
ini, yontulmam tavrlarn bir braksa ... Ellerini, kollarn
nereye koyacan bilemiyor, yabanclar yadrgadndan,
bir de herkesin gzlerini kendisine dikmesinden . .. Lakin
uzun srmez, birka hafta sonra brlerine benzer. Maarna
fih o yadrgamann, acemiliin de bir tuhafl, holuu var.
ftade'yi, tala yayp lk sabunlu bezle temizlemekte
olduu Acem seccadeleri zerinde iki bklm brakt; ev
den kt. Kadnlar yalnz kalnca aralarnda abuk bada
rlar. Akama Ayen'i biraz daha snm, muhitine alm
bulacana emindi.
O gnk gazeteler -1944 senesi Eyll aynn 8'inci Cu
ma gn- Kzlordu'nun Bulgaristan'a girdiini, boyuna
ilerlediklerini yazyor. Yazhanedekiler arasnda kan m
nakaaya karmad. Ekseriyet Almancyd; yalnz iki kii var
d ki Ruslarn Berlin'e gireceklerini iddia ediyordu.
Ata Efendi, "Sedefin" markal krem, sabun, kolonya, di
macunu imalathanesinde ambar memurudur. Girdiye, kt
ya o bakar; odas, daha dorusu ambar dairesindeki blmesi
dardan k almad iin elektrikle aydnlatlmaktadr;
gnee hasrettir, lakin loluun, kuytuluun zevkine var
mtr. Tatl hayallere dalp oyalanmay burada rendii-

33
ni, evvelce bir inaat irketinin aydnlk brosunda alu
zaman kafasnn imdiki gibi ilemediini syler. "Sedefin"
sabun ve kremlerinin ferahlauc kokularn da hesaba kat
myor deil.
Yaar'n kz meselesini bugn deponun kifayetsiz kl,
serin, tenha, rayihal blmesinde fazla dnemedi. ten
gz aamad ki ... Bir taraftan yeni imal geliyor, bir taraftan
Anadolu'ya sandk sandk sevkiyat yaplyordu. Ticarethane
den saat aluda ku vakit yamur iseliyordu. Islanmay,
yrmeyi, yoku kmay gzne kestiremedi. Hkmet dai
relerinin oktan boald, dkkanlarn da henz kapanma
d bu saatte tramvaylara nispeten az itilip kaklarak binilir
di. yle de oldu, bir Topkap arabasna girdi. Bilet alrken
evdeki yz kad, arkasndan Ayen'i dnd.
ftade, kz, damat korkusu ile hibir zaman evde yalnz
brakamayacan, bir yere gitmesi lazm gelirse beraber g
treceini sylemiti. Feride trikotaj atlyesinde alu iin
gndzleri evde yoktur; Auf Divanyolu'nda tahsil ubesinde
memurdur. Bir aralk kp eve urayabilir. Maazallah!
Bu kadar ekinmenin, gvensizliin manas ne? On se
kizinde, okumu yazm bir kz kendisini kayrmasn bilir.
ftade ii bytyor; zamane kzlarn bilmiyor. Neyi bilir
ki zaten .. . Ahbaplarn tavassutu1 ile grmeden, tanmadan
ald kansndan rahat ettirmesi bakmndan ikayeti yoktu
ama o, kfvv2 deildi. Oldu bir defa. ..
Sokan bandaki turucu dkkan henz eitli kava
nozlarla donanmamu; nnde de turu suyu ienler k

1 tavassut: ara bulma, araclk


2 kfv: denk, e

34
mevsiminde olduu gibi sra beklemiyordu. Buna daha bir
ay ister. Camekana dizili sirke ielerine vuran ampul kla
rnn cilal ceviz masa rengine evirip parlatu slak parke
talarndan rahata geti.
K balangc alameti, kede kestaneciyi buldu. Bir
hafta eweline kadar halanm msr satarken kazann ye
rine bu akam mangaln koymu. Acaba alsa, gtrse mi?
etin baylr; belki Ayen de seviyordur. Evet, evde imdi bir
Ayen var. eriye girince onu da grecek, leylaki entarisi,
san yn hrkas, incecik endamyla dolaun seyredecek.
yi ki geldi. Kendi kendisine diyor ki:
"Ben gzel olan her eyi severim; iei de, inci ile mer
can da, eyay, kuma da ... Tabiaum byle."
Anahtar tamakla beraber nce kap ngran evir
di. Hem de kendisinin geldiini anlatan sert ve ksa hare
ketle ... Ev sahibi, baba, koca olmann gururunu bu ngrak
alma tarznda ve edasnda sezmek mmknd. Evde kimse
varsa koup amalarn beklemek komulara kar bir gste
riti de.
Eli ngraa gidiyordu, kap ald. Aan, demin d
nd kyafetiyle Ayen'di. Kenara ekilmi, duruyor. Kz,
kendisini yokutan inerken grm olacak. Soka seyredi
yordu, herhalde ... Yahut da bekliyordu. ltifat lzumunu
duydu:
"yi misin bakalm?"
O, szle cevap vermedi; memnunluunu bildiren bir
glmsemeyi kafi grd. ftade mutfaktayd. Acaba kans
da memnun mu? Evet... Surau rahat. Demek ki bir uyu
ma, kaynama hasl olmu; hi deilse birbirlerine kolayca

35
tahamml edebilmiler. Ne piirildiini anlamak istiyor
muasna girdii mutfakta, ftade'nin bir ey sylemesini
bekledi. Baka lakrdlar ediyor, o tarafa yanamyordu. Da
yanamad, sordu:
"Nasl geti bugn? Kz ne filemde?"
"Fenaya benzemiyor. u Atf olmasa; O canm skyor.
Komu Naciye Hanm gelmiti, bana usulcack, 'Ayol, bu pe
ri gibi kz insann bana dert aar,' dedi; gz kulak olmam
z syledi. Damadn mahallede ad apkna km; geen
gn bir kan ile Beyolu sinemalarndan birinde rastlam
lar. ine gittii falan yok serserinin ... Ha, u da var: Ayen
yle grnd gibi bn deil; bilmedii yok. Akl her eye
eriyor, eli her ie yatyor. Kurduu sofraya, yapt salataya
git de bak! "
Ata sofaya kt. Yemek masas lokantalardakine benze
yen bir hal almt. Muamba kalkm, rt konmu, rtye
e peeteler dizilmiti. Salata zeytinlerle, ularnda yeil yap
raklan braklp drde yarlm turplarla sslenmi, ortasna
da yeil salatann gbei oturtulmutu; herkesin nnde ay
n bir bardak duruyordu. Tevekkeli deil, Ayen kz enstits
mdr, sanat mektebi mi, oraya gitmek istemiyor. Peki ama,
sokak kyafeti neden kylms, garda yry hdke, ta
vrlar yontulmamt? Meseleyi iinden tahlil ediyordu:
"Rol m oynad yoksa? Yahut trende yalnz bana yol
culuk edeceinden skca rtnd; garda, vapurda, iskelede
de kalabalktan aalad; evi, bizleri de tabiatyla yadrgad
m, zavall! Olur byle eyler. Taradan stanbul'a gelince a
rmayan yoktur. Hatta stanbullu bile uzun zaman tarada
kalsa dnnce bir mddet kendisini toparlayamaz. Benim

36
bamdan da gemedi mi? Odun mteahhidi ile Istranca
Onnanlar'nda iki ay dolauktan sonra kprye kum
gn yrym deimiti, afallamum; az daha inene
cektim. Sersemliim bir hafta srd."
Tahlilinde isabet ettiini Ayen'in dnp dolamalar
na, konumalarna bakarak anlyor. Hareketleri serbeste
dir, tavrlar tabiileiyor; kendiliinden konutuu gibi soru
lunca da ksack cevaplar vermiyor; lakrdya bile karyor ...
Feride ile hele etin'le aras pek iyi, Auf a kar ne souk ne
scak, ll davranyor. ok akll kz, muhakkak. Evin iin
de fazla sokulganca hareket ettii insan, days Ata. Gzleri
nin iine bakyor. Hakl da ... En yakn odur; arada kan var.
"Beyolu ne tarafa der, buraya ok mu uzak?"
Ayen'in bu sualine cevap vereceine Feride istintaka1
kalku:
"Neden sordun? Methini mi iittin?"
Pervasz cevap verdi:
"Evet. Babam, 'Dndm zaman Beyolu'nda apart
man alacam,' demiti de ... Merak ettim."
Sofradakileri bir skft kaplad. Yaar'n projesine ewela
glmsemek istediler, fakat tahminlerinden fazla para yap
mu belki ... imdi kimler zengin olmuyorlar? ster misin
gelsin, Taksim'de bir apartmana kurulsun?
ftade cahil kadnd ama o gibi vaziyetleri idare etme
sini bilirdi:
"nallah alr. Elenceli yerdir Beyolu... Kibar, zengin
yata. Seni yarn, yamur kesilirse gtreyim, gezdireyim de
gr, bak ... Parman aznda kalr. Nah, uracktan tramvaya

1 istintak: sorguya ekme

37
yahut otobse atladk m yann saat srmez .. . Sahi, Ayen'i
biraz dolaurmal. Baban yaknda m gelecek kzm?"
"Belli olmaz, ilerine bal ama abuk dneceini sy
ledi. Aruk stanbul'da alacakm. Ortaklan var, burada;
acele aryorlar."
Sormak sras Ata'ya gelmiti:
"Kimmi bu adamlar? Ben piyasadakileri tannn."
"Adlan aklmda iyi kalmad. Yazhaneleri Sultanhama-
m dedikleri yerde, bir handaym. Ha, buldum: Barunl
Han'nda Almszoullan. Yazmum zaten. 'Bir ey lazm
olursa oraya gider, alrsn,' diye tembih etmiti babam."
"Bildim. Almszoullan manifaturacdrlar, toptanc.
Her ite elleri vardr heriflerin . . . ok zengindirler."
Masada aknlk artmu. Feride ezilmiti; nutku tu
tulmu, kendine hakim olamadndan boyuna acele acele
salata auunyor. Auf, memur ruhuyla kendini toparlama l
zumu duymu, pijamasnn ak duran st dmesini telal
bir hareketle ilikliyor. ftade'nin aznda oktandr rastla
madklan upuzun, yanaklarna taan, bir acayip tebessm.
mkan nispetinde bunu tad gstermeye gayret ediyor, gz
ucuyla da kocasna bakyor. etin bile ii anlam, yeni gelen
Ayen Abla'nn Beyolu'nda apartman olacak; apartman
olunca otomobil de alr; spor otomobil alsn. Beraber gezer
ler, ofrlk de renirler.
Ata Efendi de dncede ... ki noktaya ehemmiyet ve
riyor: Yaar'dan kendisine bir fayda gelebilir; br Ayen'e
iyi muamele etmekle makul bir harekette bulunmutur. Bir
eye daha memnun; u gzel kz, layk olduu hayau sre
cek. Hem, zengin bir akrabadan dorudan doruya hayr

38
beklenmese isminden bile istifade mmkndr. Hlasa va
ziyet lehinedir, hepsinin lehine!
Ayen, srp giden skftan ve tuhaflaan havadan hay
rete dm, birer birer yzlerine bakyordu. Bunu hisse
den ftade yine imdada yetiti:
"Salata da bir olmu ki ... Ellerine salk, yavrum! Bunla-
r o Dzce'de nasl rendin? Bilenler var demek?"
"Bilirler. Teravet Ablam en mkemmellerini yapard."
"Teravet Abla da kim?"
"Nur iinde yatsn, analm stanbul'da bir paa kona
nda terbiye grmt. ok iyi kadnd; bana vey analk
etmedi; gz gibi, kendi kzymm gibi severdi."
Ayen 'in gzleri doldu, peetesiyle yzn rtt. Sofra
dakiler, yarn apartmana oturmas, otomobiline kurulmas
ihtimali olan Ayen'in yeisine derin sayg gsterdiler. Niha
yet kendini toparlayarak onunla iyi geinmenin lzumuna
kanaat getiren Feride yerinden kalkt; yanma gitti; srtn,
sonra salarn muhabbetle okayarak ilendirdii sesiyle:
"Alama kardeim! Alama canm! lm Allah'n em
ri ... Ne yapalm, biz varz, yalnz kalmadn ya ... Yerini tuta
mazsam da artk beni ablan sayarsn! " dedi.
O gn eve gelen ahbaplar, nne serilen kumalar g
rnce kskanlklarndan dp baylacak gibi olmulard.
Yan taraf eritlerinde markalar yazl halis Avrupa malym;
burada milyoner kanlan bile onlar bulduramyorlarm.
Acem seccadelerini de balkonun parmaklklar zerine se
rince karda iki katl, dttr bir apartman yaptrd iin
kendisini dev aynasnda gren, kabna smayan Ltfiye Ha-

39
mm da kt kt bakmam myd? Bunlar ve ileride gele
cekleri dnerek Ayen'i pt:
"Biraz su i," dedi. "stersen iine gl suyu damlataym,
ferahlk verir. "
Ata Efendi'nin gzlerinden o manevralar kamyordu;
hakpay1 olacakt kza neredeyse. Damat da:
"Gl suyunu nereye koymutuk? Dolapta m, rafta m?"
diyerek iskemlesinden frlam, mutfaa doru yelyepelek,
yelken krek seirtmiti. Ata felsefe yapmayacak kadar ze
kiydi; vaziyeti tabii telakki ederek seyrediyor, eleniyordu.
Artk evde vaka kmasndan korkusu kalmamt. Fakat d
nd ki, Yaar parasz dner, yahut uzun zaman sesini ke
ser, te beri yollamazsa iler tekrar sarpa sarabilir.
"Kza demi ki, 'Bir ey lazm olursa Almszoullan'na
gider alrsn!' Kredisi yksek Yaar'n ... Her ciheti de sala
ma balam. Elimizde, sknca Ayen'i vasta ederek bavu
racamz bir banka mevcut saylr. Daha alas can sal! "
Byle dnen Ata, -kansna gz ettikten sonra- yk
sek sesle dedi ki:
"Saat yedi buuk olmam. Niin sinemaya gitmiyorsu
nuz?"
"Evvelki gece gitmitik, program deimedi."
"emberlita'a, Alemdar'a gidin. Azak art m? Ayen
birer birer hepsini grsn. Haydi Atf, olum, d ne .. .
ocuklar al da gtr. "
Yalnz Feride ve etin'le kmay sevmeyen damadnn
yannda bir tane de gzel kz bulunca sinemaya can ataca-

1 hakpay: ayann bast toprak

40
na emindi. Feride, Ayen'i kendisiyle kardeinin arasna
oturtur, elbette kocasna temas ettirmezdi.
"unun program daha iyi, bununkini nce grm
tk," gibi konumalardan sonra hazrlanmak zere yukar
kata ktlar. Ba baa kalnca Ata, karsna dedi ki:
"Kzna ne buyurursun? Ayen'e birdenbire bir muhab
bet hasl etti. "
br daha ciddi konumak istediinden bir sz ve ce
vap vermedi; esasa dnd.
"Apartmandan bahsetti, " dedi. "Asl var m? Yaar'a ben
gvenmem. Hani senin krk liran dolandrmt."
"Yahu, krk senelik i o ... Servet sahibi olduu, bize gn
derdii kumalardan, hallardan, yz kattan da anlal
yor. Grnen ky klavuz istemez. Zengin olmu ite! "
"Bize bir hayr dokunur mu?"
"Dokunmaya balad bile. Sana yollad seccadeleri
yarn gtreyim arya, drt, be yz liray koynuma koyar
dnerim."
ftade hfila pheli pheli ban sallyor. Hallarn
kymetliliine inanmadndan deil, iin devam edeceine
gvenemediinden.
"Ka yanda imdi?"
"Kim? Yaar m? Benden alt ya kktr, krk altsnn
iinde. "
Yukardakiler gle konua, odadan odaya dolayorlar;
mnakaalar iitiliyor; Ayen, "Olmaz, alamadm, yak
maz, istemem," gibi lakrdlar ediyor; Feride kahkahalar at
yor. Ata Efendi seslendi:
"Saat sekiz! abuk tutun elinizi! "

41
iV

"Ey, ne var ne yok bakalm?"


Kahvesini piirip getiren Feride, karsna geip otur
mutu.
"yilikler. Bizimkiler gecikti. Ayen Beyolu'na baylm
ur. Ss ps, atafau pek seviyor. Filmi sey:-ederken rev
kzlan eit eit elbiseler giyip dans ettike yerinde duram
yordu. Dans renecekmi zaten . . . "
"Kim renmiyor ki? Sen de oynuyorsun, onun da hak-
k . . . "
"Yaz gelince yzme de renecekmi."
"Gayet tabii. . . Sen yzmyor musun? Florya'ya gitmiyor
musun?"
"Btn mevsimde kere denize girdim."
"e gitmesen, paran da olsa otuz defa girerdin. B
tn syledikleri babasnn vaziyetine bal. Hakikaten tur
nay gznden vurduysa kz houna gideni yapar, yahut
zengin bir koca bulur, keyfince yaar. imdiki halde, bizim
le bulunduu mddet, gidecei yer bir sinemadr. Seninle,
ananla olmak aruyla o da! "
Serte konutuunu anlayan Ata Efendi, kans zerinde
tecrbe ettii tabiyeyi kznda denemek istedi.
"K geliyor," dedi. "Kumalardan birini diktirsene! o
a kamazsa parasn ben veririm. Beyazls sana yakyor."
Feride'nin yz gld. Ata, Demirkap'daki terzi
Roza'nn bunu yirmi be kada dikeceini hesaplamu.

42
Paray, bir nevi tahsisat mesture1 mahiyetini alan giz
lenmi yz liradan ayracakt. Ayen' e sarfediliyor demek
ti. Tabiyesinin tesiri hemen grld. Feride:
"Ucuz bir karyola bulamaz myz? Yerde yatnyoruz k
z . . . Roza'nn yannda bir karyola fabrikas grdm. Tek ki
ilikleri yirmi yedi liraya satlyor," dedi.
Bunu Ayen kendisine tlatm; karyola olsa yukarda a
t arasna tanrm, misafir odas da boalrm. "Ben orasn
bir sslerim ki tanyamazsnz," demi. Duvarlan katlatacak,
perdeler asacak, bir eyler yapacakm, hasl . . .
ngrak sesi:
eri giren Atf. Feride diyor ki:
"Hani halkevinde ngilizce dersi vard, ge gelecektin?"
"retmen hastalanm, daldk."
Ata phelendi; damat galiba bundan sonra gezgincili
i, sokakta srtmeleri, gecikmeleri brakacak; evcil olacak;
konferans ve yabanc dil yalanlanna bavurmaktan kurtula
cak. Nerde bulur Ayen gibisini? Sofray bir kuruu, salna
salna bir gidip gelii, evde nazl nazl bir dola var, deme
keyfine . . . Bir tarafa ekil, seyret!
ngrak tekrar crlad; bu defa gelenler onlar; kzn ar
kasnda ilk gnk kahverengi, hantal manto . . . Lakin ban
rtmedii ve uzun keli, yepyeni bir iskarpin giydii iin fe
na durmuyor. Nar iei, beli dar mantoyu ftade, gze ba
tar, pelerine adamlar taklr, vaka olur diye giydirmemitir.
Doru yapm . . . Yanlannda bir erkek bulunsa ziyan yok
tu. Beyolu oktandr haarat yatana dnd. Anadolu' da

1 tahsisat mesture: rtl denek

43
cebine bir deste papel koyan, kan kz greyim diye soluu
Cadde-i Kebir'de1 alyor.
ftade'nin, Beyolu'nu ilk defa gstermeye gtrd
yanndaki taral kz kadar zevk iinde oluu dikkati ek
ti. Tahminine nazaran bu memnunluk gezintiden deil,
Ayen 'le iyice konuup babas hakknda tatmin edici malu
mat almasndan. Kimbilir neler renmitir? ocuu usta
lkla nasl sorguya ekmitir? Onda bir polis ruhu, istidad
vardr; eski devirlerin yan mmi komiserleri gibi doutan
zabta memuru, mstantik2 yaraulmur.
Ayen heyecann bir trl basuramyor. Pek ziyade hay
rete, hayranla dm grnmeyi izzetinefsine yakura
mamakla beraber vitrinleri, yksek yksek binalar, gzel k
yafetli kadnlan beendiini sylyor. Asl, Taksim Meydan
houna gitmi. Bir de krk dkkanlar . . .
"ok mu pahaldr o krkler day?"
"Cinsine gre; be yz liralndan tut, bin, iki bin liraya
kadar . . . Daha pahallan da varm. Baban gelince alversin
bir tane sana. imdilik biz hele bir karyola tedarik edelim;
au arasndaki oday beenmisin, oraya kuralm."
Auf, halkevine ait birtakm matbu katlar kede dol
durmakla megul. Damadnn bu gece gelir gelmez soyun
mad, pijamalarn giymedii, Ata Efendi'nin gznden
kamad. Ho, kendisi de elbisesini karmamu. Ev, u
gidile alafrangalaacak galiba! Kans yorgunluunu ileri
srerek erken yatacan sylyor. Hayr, maksad odalar
na karak kocasyla konumakur; anlamayacak taraf yok.

1 Cadde-i Kebir: stiklal Caddesi


2 mstantik: sorgu yargc

44
Kendisi de merak ettiinden yemekten sonra aada elen
medi; gzln, sigara kutusunu, gazetesini toplad.
"Eh, bana izin . . . " diyerek kalkt. tekiler Ayen'in
Beyolu'ndan ald yeni iskarpinleri pahal, fakat ok za
rif buluyorlar, ayakkab hakknda konuuyorlard. Kans az
sonra yanna geldi; oda kapsn rtt, telala dedi ki:
"Kz, kundura maazasnda antasndan bir yzlk ka
rp bozdurdu. Bavulunda para mara yoktu."
"Aradn myd?"
"Bir aralk bakmtm. Galiba antann gizli gz var.
Bunlar eni konu zengin! Kz at arasnda yatrmak doru
deil. Misafir odasn ne yapacaz? Zaten gelenleri aaya
alyoruz; kn sobay da oraya kuruyoruz. Kanepe ile koltuk
lardan ikisini indirir, aaya eki dzen.veririz olur. "
"Ben karmam, ne istersen yap. . . Ama zannederim
bylesi mnasiptir."
"Sana bir ey syleyeyim mi? stanbul'da biraz kalsn,
milyoner koca bulur bu Ayen! Sokakta, sinemada, otobste
bakmayan kalmad. Nasl koruyacam bilemedim. Taksim
Meydan'ndaki heykelin nnde yle, krk belik kibar bir
adama rastladk; peimiz sra dnd, dolat. Durakta kula
ma yaklap da 'Hamfendi, otomobilim urackta duru
yor. Sizi gideceiniz yere gtrsn! ' demedi mi? Azarladm.
Arkamzdan otobse bindi; artk laf etmedi; uzaka durdu
ama gzleriyle yedi, vallahi! "
"Boylu boslu, dikkati celbediyor da ondan."
"yi etmiim de krmz mantosunu giydirmemiim; ka
rakollara derdik. Ha, 'Yarn arya kalm teyzeciim,
etin'e bir hediye alalm. Babam bir olunuz bulunduu-

45
nu bilmiyordu,' dedi. Oysaki yarn pazar, dkkanlar kapal;
sonra haurladm. Pazartesiye gideriz. etin lastik izme isti
yordu, ama ka liralk ey? Daha pahal bir hediye seeriz."
Ata Efendi'nin zihnini baka bir nokta kurcalyor. Sordu:
"Ayen erkeklerle megul mu? Fingirdeiyor mu?"
.
"Yok! O tarakta bezi yok; gz hep sste, tuvalet, krk,
cevahir gibi eylerde. br gn Mahmutpaa yokuuna gi
derken Kapal ar' daki kuyumcular arasndan geireceim.
Grsn kr kr bilezikleri, pantantifleri, gs ineleri
ni. . . Haspa! Maln da en pahalsn seiyor; iyisini, zarifini
anlyor, dorusu. Bavulunda alun bilezikler gzme iliti.
Galiba kabadr diye takmyor."
Ayen'in karakteri yava yava belirmeye balamu. Bu
tahlili, Ata -yle alimcesine bir tetkik eklinde deil- etra
fnda olup bitenleri anlamak, mdafaa tedbirleri almak,
hazrlksz yakalanmamak gibi daha ziyade taralya has bir
insiyakla1 yapmaktadr. Ormanda ay, dada kurt, yolda e
kya, kasabada eraf ve memurdan zarar gre gre, nesiller
boyunca o hayati tehlikelere farknda olmayarak almlar
dr. Kylye sinsi bir zeka atfediimiz de bundandr. u var
ki, Ata ii sezecek kadar tahsilli ve stanbulludur; niin ince
eleyip sk dokuduunu biliyor, kendi kendine:
"Seciyesini anlayalm ki ona gre hatu hareketimizi ta
yin edelim," diyor.
Zira sekiz, on yandaki evlatlk, yahut bodur ve hdk
bir ky kz beklerken karlarna kan Ayen, hayatlarnn
gidiini deitirecek, seviyelerini ykseltecek alametler, ia
retler tamaktadr. Yeni tabirlerden birini kullanarak "nce-

1 insiyak: igd

46
lemeye deer! " diye sylendi. Kzn on sekiz yana geldii
halde uracktaki Dzce'den stanbul'a daha ilk defa ayak
bastna bir mana veremedi. Meseleyi belki biliyordur; s<>
rup renmitir fikriyle kansna at.
"Kk yata anasyla iki kere gelmi ama hatrlamyor.
Anal ise stanbul'a ksknm, uramamaya byk ye
min etmi."
"O kadnn bandan bir vaka gemi olacak; bir vaka
zerine Yaar'a varm. Grgl, malumatl bir kadnm,
sanyorum."
Byle dnen Ata, her izdivata kfvlk arar ; "kfv"
kelimesini daima tekrarlar: ftade lisannda "kff" ekli
ne giren bu szde birok hikmetler tahayyl eder, kans da
tasdik eder: "Dengi dengine, kff kffne" der, durur. O
mehur szn Ata bakmndan kendi aleyhine olduunu ak
lna getirmez.
Uyuyakaldlar. Ertesi sabah hava, yamurlardan sonraki
tatl sonbahar durgunluu iinde, gneliydi. Gzden ge
irmek iin at arasna kan Feride, beraber bulunduu
Ayen'i tevik etmi, ne srmt ki, kz aa inince:
"Burada gezme yeri yok mu? Ak haval bir yer, bah
e filan?" diye sordu. "Adapazan'nda ark Gazinosu vardr;
Dzce'de Efteni Gl'ne giderler, balk tutarlar."
Bir susma oldu; herkes iin iinde Feride'nin parma
olduunu anlamt. Ata Efendi, ufak bir duraksamadan
sonra dedi ki:
"stanbul'da yle yerler yzlerce, binlerce . . . Velakin
masrafldr; ay sonundayz aksi gibi! Hem nceden kararla
trmal, teberi yemekler yapmalydk."

47
"Florya'ya bir gidip dneriz, kalmayz. Ayen plaj g
rr. Mevsim sonu ama ne olsa gene gelenler bulunur. Bir
'
bilet paras . . . Kumkap ya yoku aa iniveririz."
Bunu diyen Feride'ydi. Ayen, daysnn yzne kabul
etmesini bekleyen halavetli1 nazarlarla bakyor. stnde ky
tezgahlarnda dokunmu, ile bezinin incesini, eski zaman
kayklarnn giydikleri hilaliyi andran, aralar ipek yollu
kumatan beyaz bir gecelik . . . Ayaklarnda ponponlu krmz
terlikler. . . Salarn taram da inmi. iek gibi kzcaz!
Zaten anlyor ki gazino masrafn da Feride'ye usulcack o
verecek.
"Fena fikir deil. le yemeini yer, karz yola. Ne
dersin hanm? Yaz bitiyor aruk. Auf, sen de gelirsin tabii.
Bugn halkevini seriver."
Damat azck nazland, sahtelii iyice sezilen bir naz . . .
Kaynatas belki srardan vazgeer korkusuyla abucak kabul
etti.
"Bari gideyim de bakana haber vereyim," dedi.
O, koyu halkyd; "Yeni Nizam"c da . . . Kts, etin'e
fikirlerini alyordu. ocuk, Hitler selamlar renmi,
Mussolini tavrlar almu. Ata Efendi, asuklar Distolcu za
vall Rza' dan sonra politikaclktan rkt iin o ilere ka
rmyor. Rza a kalm, koyunlar ldren bir hastala kar
kullanlan Distol ilacn datmaya, kylere krnu. Ne
olmutu? Kimse anlamamu; onu ve onun gibi Anadolu'da
dolaan arkadalarn, Halife propagandas yapyorlar, reji
mi devirecekler diye toplayp ka gz aras sallandnvermi
lerdi.

1 halavet: irinlik, tatllk

48
Fena hatralarn hznnden kurtulmak iin Ayen'i
seyrediyor, gl bahelerinde oturuyor, fskiyelere, mehtap
vurmu denize bakyormuasna ferahladn duyuyor.
Evin havasna Yeni Postahane ile 1. Abdlhamid Trbesi
arasndaki, adn renemedii caddeyi geerken bir tri
yat deposundan darya yaylan kolonya ve esans kokusunu
hatrlatan rayihalar da karmt. Kzn srnd lavanta
muhakkak Paris mal... Kaak babas huduttan getirmitir.
Feride de banp km.
Tren, gneli, scak, durgun havadan istifade ederek
yaz mevsiminin son pazarlarndan birini deniz kenarnda
geirmek isteyenlerle dolu. Bakrky'e kadar ayakta kald
lar; genler platformda duruyorlar; Ayen iki tarafl khne
evlere hayretle bakyor, belli ki sefaleti hi sevmiyor ve byle
bir yoldan gzel bir yere varlacana inanamyor. ok s
cak! Feride ile o, mantolarn kollarnda tayorlar; sratten
hasl olan rzgar eteklerini havalandrdka ikide bir aa
ya ekip dzeltiyorlar, amasndan korkuyorlar. Ata Efendi
sinirlendi, mantolar giymelerini syledi. Gzlerini ayrma
yanlar, bunu bekleyenler vard; damadnn gzleri de o ta
rafa kayyordu.
Kapdan ktklar srada etin'in elinde bir deniz tor
bas grm, sormu, su lksa Feride'nin denize gireceini,
komular Adalet Hanm'n mayosunu da ihtiyaten Ayen
iin aldklarn renmiti. Yz gzel bir kadn deildi ama
uzun boylu ve ince yaplyd; mayo kzn vcuduna uyacakt.
Bununla beraber Ata Efendi, Ayen'in banyo yapmasna raz
olmayacan, yp hastalanmasndan korktuunu syle
miti; fakat o "Ben kn bile, kar yaarken kova kova souk

49
su dknrm day ! " deyince, arzusunu krmak istememi
ti. Niyeti plaja Atf sokmamak; beraberce kahvede oturup
beklemek. Bakrky'de bir ksm mteri boalnca vagona
geip oturdular.
"Buralar hfila stanbul mu? Ne byk memleket! "
Florya'ya indiler. Ayen, Haydarpaa'ya geldii gn ol
duu gibi yrmesini ard, Feride'ye sokuldu, lakin a
buk toparland. nlerindeki plajn kumlar zerinde kimi
ayakta dolaan, kimi yerlerde yatan kadnl erkekli cemaa
te amadan, yadrgamadan bakyor. Sonunda, "Filmlerde
grdm gibi. . . Ah, ne ho ! " dedi ve ablasna bir eyler
fsldad. Ata, denize girmek istediini anlad; can skld.
Damadyla karsna dnerek:
"Onlar girsinler," dedi. "Biz kahvede otururuz."
Damad lanet suratn taknarak cevap verdi:
"eride gazino var. Hem ben de denize gireceim."
Feride'ye gz att:
"Gelmiken o da girer tabii. . . Siz de gazinoda bizi seyre
dersiniz," deyince, kznn aptallna kzd. Ayen 'i rp
lak, kocasna nasl gsterecekti? Fakat bir anda dnd ki,
artk byle, kendi nesline aykr, mthi gelen eyler yeni
hayatn icaplarndan, o nesildekilere fazla tesir etmeyen
itiyatlardandr. 1 Muhitinden kalan kem suratl bir yal
olmamak iin zamana uymak lazm. Bir nokta hepsinden
mhim: Neden dnya zevklerinden nefsini mahrum etsin?
Bu devre, sapasalam yetimek bir nimettir, mazhariyettir.

1 itiyat: alkanlk

50
Sanklann balarndan atarak bugn balolarda mr sren
ak sal haclar, hocalar tanyor.
Zorla yryormu, ayaklan geri geri gidiyormuasna
kafilenin arkasnda kald. Bu srada biletleri Auf koup al
mu. Ne cmertlik! Cmertlik deil, Sultanahmet'te dile
nip Ayasofya' da zekat vermek. Kza yaranacak aklnca . . . Ya
hut bir dankl dkl hesap meselesi.
"Kan koca birleip soyacaklar bu kz . . . Kaz gelecek yer
den tavuk esirgemiyorlar! " diye sylendi. Kazklar stne
kurulmu Florya Kk'n iaretle, Ayen'e:
"Atatrk iin yaplmu, enlii de onunla bitti. nklab
yapmasayd u halk zor soyunurdu byle, zor yaylrd kum
lara! " dedi.
Ata, teceddt1 hareketlerini etrafndakilere ara sra ver-
di. Sedefinciler dehetli partici, hkmet yardaksydlar.
Shhat Bakanl erkanyla der kalkar, ilerini yrtrlerdi.
Nesine lazm? Kulaklarna bir ey gider, atarlar yerinden!
Maanafh ihtardan kendini alamad:
"Kalabalktan uzak durun, yle bir kenarda ykanp
kn. Mevsim kumlara uzanp gnelenmeye msait deil.
Her taraf nem iinde."
Az sonra plaj gazinosuna oturup ba baa kalnca, fta
de telala sordu:
"Grmedin mi Sedefinci'nin olunu? Biz girerken esmer
bir kzla ayakta duruyordu. Sana baku, sonra da Ayen'e . . . "
"Grmedim apkn . . . "
"Frsaun bulup kza yaklamazsa ben bir eycikler demi
yorum. Ne hayaszdr o! Kapnn nndeki byk otomobili

1 teceddt: yenilik

51
de fark etmedin. Hlyalara dalmtn. Hususi doktorlardan
bakasna yasakt hani ya? Sedefnciler taksiye evirmiler;
vzr vzr gezip duruyor olan! "
ftade bsbtn telaland.
"A! Bak, bize doru geliyor. Sakn masamza oturma-
sn?"
Szn bitirmemiti, Rt'nn sesini duydular:
"Maallah Ata Efendi. . . Siz buralara gelir misiniz?"
Mayoluydu; pevaszca bir iskemle ekti, oturdu ve bo
masaya gz attktan sonra bfeye dnd, elini sallad. On
dakikadan beri semtlerine uramayan garson, tutumu gibi
koup gelmiti. Rt sordu:
"Ne emir buyurursunuz, hemire hanm? Siz, Ata Efen
di?"
Cevap beklemedi, garsona:
"Biran souksa ie getir. Ama souksa ha! Yoksa
dkerim hepsini. . . Hem de patronunun bandan aa!
Katalavis?"1
Dedi, sonra ftade'ye hitap etti:
"Bunlarla anladklar lisandan konumal. Frijiderde
buz gibileri durur, mteriye hamam suyu iirirler.
ftade, galiba deminki "hemire hanm" sznden ho
land iin, fakat esasta kocasnn idaresizliini nlemek
kasdyla:
"yledir," diye mukabele etti. "Pek haklsnz."
Ata Efendi, alaca vaziyeti henz kararlatramamt.
Sadece karsn tasdik makamnda ban sallad.

1 katalavis: anladn m? (Rum.)

52
v

Rt'nn vcudu yeni cilalarunabanoz gibi pnl pnl,


adeta siyah. Adaleli, biimli, kadnlarn. holanaca erkek
gzelliinde. Ata, kansnn bakmaz grnmekle beraber
gzlerini ara sra gencin zerinde dolaurmaktan kendini
alamadn anlyor. Konuan onlardr; Ata memnuniyetsiz
liini gizlemeye gayret ederek nazik bir tavr alm, dinliyor.
Rt mevsimin bittiinden, bu yaz geirdii elenceli ha
yattan, havalar bozmadan birka :kotra gezintisi daha yapa
candan bahsediyor.
"sterseniz buyurunuz, " diyor. "Bir gn birlikte karz.
Kotram byktr; iinde drt yata var. Mutfa da . . . Ata
Efendi amcamz iini bir gn seriverir. Babamn kendisine
hrmeti vardr. Daima syler, 'Gn grm, insan sarraf, i
ten anlar, emniyetli bir zatur,' der. Herkese numune olarak
gsterir." ,
ftade, "Eksik olmasnlar. Efendi de pederinizi pek se
ver; bize metheder; ok memnundur," gibi cevaplar veriyor.
Ata ban sallamaktadr. Akl hep kznda, daha dorusu
Ayen'de . . . Buraya mayolarla gelmelerini istemiyor, etraf
gzleriyle aryor, meydanda yoklar. u, ta tede duran biri
erkek, ikisi kadn kii onlar m?
"Denize girmiyor musunuz :siz Ata Efendi?"
"Bizden geti aruk."
"Ne mnasebet! Baknz, yan masada oturan evki
Paa'ya; altm yan oktan gemi. Hfila plajlardan ayrl
maz. Maaallah sapasalamsnz. Krk beinize bastnz m? "
"Elliye merdiven dayadk; tesine de atladk. ..

53
"Hi belli deil."
Delikanl, nndeki masann tahtasna vurdu. Babas
gibi yacln iyi biliyor; bir menfaat sezdi mi blbl ke
siliyor. Bugne kadar ka defa maazada rastlamt; selam
verirdi ama konumaya yanamazd. Maamafh kan scak,
zeki olan. Ata, plaklna alt gibi. . . Mayolu erkekle bir
masada ve kans yannda oturup bira iecei hatrndan ge
mezdi. Haydi, ftade krkn am, fazla gsteren bir kadn.
imdi tekiler skn ederse? Rt:
"Ben bir dalp yine gelirim; hemirem de burada; onu
da getiririm."
T gibi delikanl, mayosunun belini yukarya ektikten
sonra kumlua doru kotu. Ata, kansna dnd:
"Beendin mi rezaleti?"
Bira imeyi lks sayan, hele milyoner Sedefncilerin o
lu ile oturmay etrafa kar vnme vesilesi sayan ftade:
"Neden rezalet olacakm? Herkesin yapt ey. kr
Paa' dan da byk deilsin ya? Onun masasnda da mayolu
kzlar, delikanllar var."
"kr Paa zirzopun biridir; alafrangalk taslar. Nedir
o, yakasnda iek, kp karnna bakmayarak seke seke yr
yler, kadnlarn elini pler, reveranslar, filanlar! Ordu
dan bu sebeple tekat ettiler; Mareal att."
"Ama mebus kardlar. Hem Rt yanmza kz karde
ini de getirecek, aile masas olacak buras . . . Patronun kz
ile, olu ile beraber bulunmaya senin yerinde kim olsa can
atar."
"Sen deil miydin, 'Kapdan girerken Ayen'e bakt,'
diyen?"

54
"Bakar ya! Bakmayan yok ki. . . Gzele baklr elbet
te. Hemencecik fenala m yormal? Sade Ayen'e deil,
Feride'ye, bana, hepimize bakt. Yanndaki esmer kz karde
i olacak. ocukaz, plaja hemiresini alp geldiine gre
kt maksad yok; onu aile arasnda oturtmak istiyor."
"Sen bunlar benim gecelik klahma dinlet! "
"Bana smsk geirdiin apkana dinletiyorum. apka
l kafan zamaneye uydur, efendi! Yaar' dan bir ey kmazsa
Rt' de mit var. Babasna bir syledi mi maan artnve
rir. Karanlk ambardan seni alrlar da belki yukarya muha
sebeci yaparlar. Malum ya, hsan Bey hasta, grtlanda ur
km. Neyse, brakalm hrgr de etrafmz seyredelim.
u gelenler bizimkiler galiba?"
Ata, rkek nazarlarla bakt; evet, onlar. Ayen vcuduna
yapm slak mayosu ile bambaka olmu. Adeta zayfm
meerse . . O kadar da bir ey deilmi. Kendi kz etli, canl,
.

daha irin. Ayen'in gne grmemi bembeyaz, hakikaten


i rengi bir falso. Feride'nin teni yannda insana irkin g
rnyor. inden sylendi:
"Rt, kzn plakln beenmeyecek. Elbiseli hali
ok daha iyiydi."
Azck skun bulmutu; yksek sesle dedi ki:
"Deniz fasl bitmedi mi?"
"Su. adeta lk, bir kere daha gireceiz day. "
Ayen konuuyordu; konuurken ban salladka ev
velce tepesine toplad salarndan yzne damlalar dk
lyor, yuvarlanyor, gsnden ieriye kayyordu. Keyfine
payan yoktu kzn! Feride'nin gzleri bira ielerine takld:

55
"Babai Bu ne ziyafet?" diye at. ftade kaytszlk tak
lidi yaparak, fakat anlaunann sras geldiine memnun, ce
vap veriyor:
"Sedefncilerin kz ile olu yanmzdayd. Beraber otu
ruyorduk; imdi dnerler. Haydi, denizi menizi abuk bra
kn da, siz de gelini "
Szn bitirmiti. Rt, -gzlyormu gibi- bir taraftan
kverdi, kardei de yanndayd; deminki esmer kz. Ksaca
birbirlerine tantnldlar. ftade, Ayen iin yle dedi:
"Efendinin day kz . . . Pederi tccardr, Almszoulla-
n'yla i yapar."
Damat Atf ekingen duruyor:
"Biz giyinelim," dedi. "Vakit ge oldu."
Rt ile kardei Serin -Serin 'mi ad- iskemlelere he
men oturmulard. Kz:
"Biz de birer bira isek," diyor. "Deniz suyu dilimi dama
m kavurdu. n

Aabeyi kalkt, kedeki bo iskemleleri tutup tutup ma


sann etrafna intizamszca ekti, ayaktakilere:
"Hele azck dinleniniz, birer bira da iersiniz!" dedik
ten sonra, ewel getirtilenler boalmad halde garsona drt
ie daha smarlad.
"Ackmz, teberi de getir. Kaar peyniri, fstk, sosis,
ne varsa! Hanmlara sor ne istiyorlar baka. Mayonez yok
mu? Yoksa sahanda yumurta yaptr."
Masa az zamanda donand. Rt, kadehlerin bo dur
masna msaade euniyor, hemen dolduruyor. Ata da -Se
rin Hanm'n aralanna katlmasndan teselli bulduu iin
kansnn 'aile topluluu' dedii masada bira imekte artk

56
mahzur grmyor. Ayen ikinci kadehi bitirdi; sohbet yerin
de; gazinonun en neeli, zengin masas onlarnki. Rt bir
denbire, emir verircesine:
"Haydi, serinlik basmadan hep beraber bir kere daha su
ya dalalm. Bu, mevsimin son pazardr; bilmi olun," dedi.
Ata Efendinin yzne bakmadan, gzle bile izin alma
dan hepsi yerlerinden kalkt; deniz yolunu tuttular. Ayen'in
yannda Serin kouyor. Biri esmer, br beyaz, ikisi de en
daml ve krpe iki kzn en ve atr, kumsalda bata ka gi
dii hotu. Zaten plaj tenhalamt; hele yatan, gnelenen
yoktu.
"Nerede kaldlar? u treni karmayalm."
Rt ile Serin giyinmi olarak geldiler. Buna "giyinmi"
denilemezdi ya! Erkein elbisesi buruuk bir pantolonla
ksa kollu, yakas ak, adi bir gmlekten ibaret. Bu yakay
ilitiren dme ile aadaki arasndan gs ve kllan g
rnyor. Nedense ortas kapanmyor, yark gibi meydanda.
Kz, arkasna dall basmadan, nden ilikli acayip bir ey tak
m. Demek buralarda adam gibi giyinmek ayp . . . lle ba
ya grneceksin. Bayalk belki de kibarlk ve zenginlik
alameti!
ocuklar grnd; artk oturan yok; herkes ayakta . . .
Feride mantosunu giymi, Ayen omuzlarna atm. Rt:
"Buyurun," dedi. "Araba genitir, hepimizi alr, sizi evi
nize brakrz."
Ata itiraz etti:
"Rahatsz ederiz. Biletlerimiz gidip gelme; tren de geli
yor."
"Yok, beraber dneceiz."

57
Aile efrad, "Olmaz, samayz," gibi szler etmekle be
raber teklifi kabul niyetindeler. etin, babasna sokulmu,
"Otomobile binelim," diye kolunu drtyor. Mtereddit
halde beraberce yrdler. Rt, arabann kapsn at:
"Siz gein yle, Ata Efendi. . . Siz de hemire hanm . . .
Baknz, koltuklar anca kii daha ferah ferah oturur.
Biz de Serin ve Kk Hanm ne geeriz. Zayfalar of
rn yanna! "
Rt direksiyona girdi; Serin arkasndan iterek Ayen'i
kardeinin yanma oturttu, kendisi pencere yanma geti.
Hareket ettiler. Ata'nn kalar atlmt; yzn grmyor
du ama muhakkak Atf da somurtmutu; bunu ensesinden,
kafasn dimdik tutuundan anlyor; aksilii tutunca yle
durur. Sedefncizadenin btn manevras Ayen'i yanna
oturtmakm; kz kardei de yardmclk etmiti. Ne habis
ruhlu bir aile bu; iki karde bu gibi ilerde birbirlerini des
tekliyorlar muhakkak!
emberlita'a varnca, Ata:
"Zahmet etmeyin," dedi. "Ke banda ineriz, kaldrm
lar pek bozuk. "
Delikanl dinlemedi, yokua sapt, arabay rap diye 1 7
numarann nnde, cakal bir tavrla durdurdu. Galiba bu
numaray Ayen sylemiti.
Eller sklyor. Rt, ftade Hanm'n nnde eilip
elini yakalad, skacana pt. Kars belki bana da gt
receini sanmt, braknca aalad ama acemiliini fazla
belli etmedi.
eriye girdiler. Delikanl alay m ediyordu yoksa? Bu
gn, birka saat de byle elenmiti. imdi yolda iki karde

58
kahkahalarla glyorlar, "Grgsz eyler! Tuhaf insan
lar! Neler varm kyda, kede! " diyerek kaulyorlardr.
Bunlar gryormuasna kan bana ku:
"Halbuki," diyordu, "kendi babalar daha on sene evvel
ayak kavaf idi, devairde i takip eder, ev simsarl yapard.
Ortann ise Fatih Kaymakaml binas yanndaki ke ba
nda Nuh Nebi zamanndan kalma bir yaz makinesi koy
mu, arzuhalcilik ettiini ben haurlarm. Latin harflerinin
kabul olunduu sene . . . Hangi tarihteydi o i? Dnk mese
le saylr.
Ata, memnuniyetsizlie kaplmakla beraber yine de ii
nin derinliinde ufak bir haz duyduunu, Sedefincilerin
otomobiline binerek kapya getirilmesinin bir gn iine ya
rayacan anlyor. Kimsede yemek yiyecek hal yok; ay i
mekte karar kldlar.
Rt'y tandktan sonra Ayen aruk mahallede deli
kanll stnden akan Auf a alc gzyle bakamaz. Apart
man, mcevher, servet, modern hayat ryasna kapldn
hemen meydana vuran kz, otomobilli, kotral, sporcu bir
zengin koca aryordu.
Zaten kotra bahsi ediliyor; ftade de anlauyor:
"Drt kamaras varm, bizleri davet etti mevsim geme
den. Hafta ii bir gezinti yapalm dedi ama Efendi brakmaz;
onuruna yediremez byle eyleri. "
Daysnn fikrini renmek iin Ayen 'in beyaz tavan
larnki gibi turuncuya kaan gzbebekleri Ata'ya dikildi;
arad uysall bulamaynca mahzunlau. Bu kzn gzleri,
iinden geirdiklerini ne okunaklkla ifade ediyor. . . Ala-

59
maya da pek msait. Alasa da, szlasa, da kotra davetine ne
kendi gider ne onlar gnderir.
Ayen gelmeden evvel, gece odada konuulanlar dinle
yerek ke minderinde uyuklamay pek severdi; hatta kadn
misafirler olduu zaman da ayn eyi yapard. Bu gece eski
adetine dnd; kars bermutat:1
"Biz artk yatyoruz. ElektriJUeri sndreceim," deyin
ceye kadar uykusunu kestirdi. htar zerine kalkt, sersem
sersem merdivenleri kp yatana girdi, hemen uyudu.

VI

Bir aralk, baucwda birisi lamba tutuyormu vehmine


kapld; kalkt. Hayr, k sofada. . . Sofaya da misafir odas
nn renkli, desenli, yapkan katla rtl kap camlarn
dan vuruyor. Ayen uyumuyor mu? Odasndan usulcack d
arya szld. Nesi var? Sakn hastalanmasn ! Kap kapal,
ama zamkl kadn baz yerleri zamanla kabarm, anm
olduundan ierisini grmek mmkn.
Gryor ite; yer yatann ortasnda srtn duvara asl
Krt kilimine dayamadan, dizlerine koyduu ehbal cildini
dayanak yaparak bir eyler yazyor. Babasna mektup, bel
ki . . . Belki de ruzname.2 Gen kzlar hatra defteri tutmaya
merakldrlar. Mektup babasndan bakasna da olabilir. Ya
nn ftade ile sokaa kacak. "Postaya atacak. mektubum
var," derse kadn men edemez ya!

1 bermutat: allagelen biimde, her zaman olduu gibi


2 ruzname: gnlk

60
Hem bunlar muhakeme ediyor, hem de Ayen'in -ok
scakt o gece ... Bu semtte de scak ar olur- geceliini at
m, kombinezonu ile durduu iin kurdelas yana kayarak
alm omuz ban seyrediyor. Tuhaf ey! Bugn mayolu
iken omuz gzellii hi de dikkatini ekmemiti. Daha ne
lerin farkna varmam meerse ... Kz, dnmek iin ba
n kaldrdka aznn ve dudaklarnn biimini de ilk defa
gryormuasna pek latif, manal buldu. Gzn camn
deliine uydurarak gece yans bir gen kz gzetleyen, enta
rili, gekin bir adamn hali, baka biri tarafndan seyredilse
gln olurdu. Ata kendi vaziyetinin tuhafln hissedecek
bir zekadayd.
yleydi, ama yine de ayrlamyor, Ayen'in baka hare
ketler yapmasn, mesela esneyip gerinmesini, kalkp gezin
mesini, hatta bir pire veya tahtakurusu aramak iin soyun
masn bekliyordu; -flit icat edileli o sahneler azald- alt
saat evvel karsnda mayosu ile dolayordu; her tarafn
seyreuniti, beenmemiti. imdi bir gzn kat yrtna
dayam zorlukla neden grmeye alyor?
"Keramet yatakta oluunda," dedi. "Gecede, tenhalkta,
gizlilikte! "
Ayen hala yazyor, fakat elektrii sndrmek iin ayaa
kalkmaya, kap yanna kadar yrmeye mecbur. Ata ieriye
girip girmemek ve "Lamban yanar grdm de bir eyin mi
var diye bakmaya geldim," gibi bir lafla konuma vesilesi ara
mak hususunda karar veremiyor. Kz, dizinde duran mec
mua cildini stndekilerle beraber yanna koydu, bir md
dettir bkl duran bacaklarn rahat ettirmek iin boylu

61
boyuna uzatu ayaklan yata am, hal zerine dayanmu;
diz kapaklarna kadar plaku; gs, bar da ak.
Bekledii de oldu: Ayen esniyor, geriniyor. Az sonra
elini sruria gtrd; hafif hafif, dalgn dagn, ovuyormua
sna kanyor da . . . Omuzlaryla sru gneten kzarm ola
cak, yanyor, acyordu. Birden karar verdi, tokma evirdi;
kapnn anahtar ve srgs olmadn biliyordu. Kafasn
ieriye uzatu ve kzn rkerek hemen araflara brnmesi
zerine:
"Korkma," dedi. "Benim. I yanar grdm de . . . Nen
var? Uykun mu kau? Rahatsz msn?"
Sesi, teki odada yatan kansn uyandrmayacak kadar
pes perdeden kmu; dnmeden, kendiliinden! Ayen
rtnn alundan sadece ban gstererek cevap verdi:
"Srum yanyor," dedi. "zerime ate dklm sanki . . .
Uyuyamadm. Uyuyamadm iin mektup falan yazdm."
Ata odada ilerliyor, bir taraftan da diyor ki:
"Gne yandr, yle olur. Yourt srmeli ama imdi
bulamayz. Pudran yok mu? yice ekmeli. Kutuyu sen bana
ver. Nerede?"
Ayen, aynal masay iaret etti. Kolonya ve lavanta ie
leri, teberi, bir de kocaman kutu duruyordu. Kutuyu alp
yataa yaklau:
"Dn arkan bakaym !"
"Siz zahmet etmeyin, ben yapann, " diyor, yine de sr
un eviriyor. lakin vcudu rtye sanl; bunu, bsbtn
dmemesine dikkat ederek Ata syrd; kutuyu au; iinde
ponponu da vard; balad okarcasna srmeye . . . Srdke
odann havasna hasbahe kokusu doluyor. Daha ziyade bu,

62
lk, baygn bir ebboy rayihasdr. Hayr; ok daha latif bir
ey, hem hafif, hem tesirli. . . Bildii ieklerden deil. Bir
an kutu kapana baku; drt ke, sandk biimi, pembeydi;
ttla alyor; iinde, ucundaki dili ekilerek alan san
bir kapa daha var ama stnde yle bir sr yaz, imza,
resim, ss yok. D kapan arka tarafnda birka kelime.
Hepsi bu kadarck.
"Baban m getirdi, hudut boyundan?"
"Evet."
"Markas ne?"
Ewela bir kralie ismi, arkasndan Barden, Tarden gibi
bir baka isim syledi. Karaborsada kimbilir kaadr? Altm
lira m, daha fazlaya m? Onu ocuk piiklerinde kullan
lan tozmuasna bol bol kzn sruna dkp duruyor. Bu
eve girecek ey mi, Acem hallar, kumalar da u pudra gibi
lks. Ayen geleli lks olmaya baladlar! Serpitirdii pud
ray eliyle, incitmeden yayyor, yayyor, kafi bulmuyor. Pek
azametli bir i yapyonnuasna nefes nefese:
"Aruk elvermez mi, day? "
Azck ikayet sezilen bu sz zerine kendisini toparlad:
"Oldu," dedi. "imdi o kadar yanmaz. Yzkoyun yatar
san bsbtn rahat edersin. "
Sabahleyin, aylarn ierken Ayen'in teyzesine yle
dediini iitti:
"Gneten srum yanm. . . nce uyuyamadm; sonra
pudra srnce geti. n

Ata'nn odaya geliini nedense kapal gemiti. Ata ise


tahta ile blnm camekanl lo hcresinde, btn gn
kralie isimli pudrann rayihasn duydu.

63
Akamst evine, arkasnda hamal, bir karyola ve ce
binde san madenden bir srg ile dnmt; ilk ii bunu
gzlk bumunda, soluya soluya, misafir odasnn kapsna i
taraftan kemali itina ile takmak oldu; srg, onu evirecek
parmaklara yakr zarafetteydi; kolaycack iliyordu. Henz
bitirmiti; paketlerle eve dnen Ayen yukarya kmt, ya
plan grd; fakat ne kz bir ey syledi ne Ata .. .
Gz gze konumay bile lzumsuz buldular. kisinin
arasnda damat Atf n hayali dolat.
"Aada karyolay grdn m? Sana pembe boyalsn
setim. Yepyenidir; kullanlmam."
"Grdm day. ok teekkr ederim. Ne verdiniz ona?"
"Sen karma bu ie! Baban dnnce hesaplarz."
Halbuki paray Yaar'n yollad yz liradan sarf
etmiti; kza o ciheti sylemedi; belki bilmiyordu; durup
dururken anlatmak lzumsuzdur; byle eyleri mphem
geersin olur biter; eer haberi yoksa minnettarlk duyar,
daha uysal davranr.
ftade ile Feride o srada paketlerin geri kalann getir
diler; ayorlar. Drt tane tl perde, zarif bir su takm, en
cik boncuk bir sr teberi. Yarn bir adam gelecek, odann
duvarlarna kat kaplayacakm. Her ey yle pahallanm
ki .. .
"u antaya yirmi lira verdik. Lakin halis deri; herif
'boks' deyip duruyordu. Ben 'boks'u yumruk oyunu bilir
dim."
anta etin'e alnmt; kimse unutulmamt; bir ift
eldiven Feride'ye, ikier kravat da day ile eniteye . .. Ata
Efendi dnyor. Bir ara, frsat bulunca kansna sordu:

64
"Ne sarf ettiniz bunlara?"
"Avu dolusu . . . Vallahi ben de aklmda tutamadm,
ama yz seksen liray geti sannn. Almszoullan'na gidip
daha para isteyecekmi, elbiseler, mantolar diktirecekmi.
Babas, 'Dnnce seni k bulaym; teyzenle ablan ne yapl
mas lazmsa sana sylerler, masrafa bakmasnlar, hepsi lks
olsun,' demi. "
"Kzn bana ay dodu."
"Biraz da bizim bamza! Kravatlar altar liralk cinsin-
den, saf ipek."
"Sana alnan sylemiyor musun?"
"Nah urackta duruyor. Siyah bir el antas . . . "
ftade, "siyah" kelimesini maln kymetini drmek is-
tercesine, stne basarak sylemiti. Ata glmsedi:
"O da 'boks' mu?"
"yleymi. 'Patine boks' dediler. "
Bedelini gizlemesine nazaran herhalde yksek kalite . . .
Sormay lzumsuz buldu; gece, hep odann tanzimi ve dikti
rilecek elbiselerin biimi hakknda tatl konumalarla geti.
Ertesi gn akama doru, kmaya hazrland sra
dayd; sevkiyat defterine son rakamlar dizmekle megulken
cama vurulunca gzlklerinin zerinden bakt: Rt!
"Merhaba Ata Efendi! Bitmedi mi hfila?"
"kmak zereyim."
"Beraber kalm; Bebek Bahesi'nde birer bira ieriz.
Sonra sizi evinize brakrm. Hava latif. Bir gezinti olur.
Katip smail Bey de geliyor. O, malum ya, Arnavutky'de
oturuyor."

65
Ata'nn yorgun kafasndan bir anda bin dnce geti.
Kskanlk, menfaat, onur, gurur, neler! Delikanlnn dave
ti muhakkak Ayen 'le alakal. yice gzne kestirdi kz . . .
Belki de iyi niyetle hareket ediyordu, vurulmutu. Gnn
tabiriyle "tip"iydi; evlenecekti; fakat edepsizlik de dnebi
lirdi. Patronunun olu ile gezintiye gitmesi ise messesede
mevkiini ykseltirdi; lakin bunun bir gzel kzla mnasebet
tar olduu sezilirse -iitilmeyen yoktur- kimsenin yzne
bakamazd artk. Hlasa ceffelkalem1 ne reddedebilirdi ne
kabul. . .
"Evde meraka derler. "
"Gecikmeyeceiz ki . . . yle bir hava alacaz."
Katip smail Bey dedii bir dalkavuktur; hatta -gna
h syleyenlerin boynuna- Rt'ye baka trl de hizmet
edermi; evine gtrr, kars, baldz ve kz ile oturtup
sabahlara kadar iilir, oynanrm. O, ban alr gidermi.
Hayr, yapamayacak.
"mkansz beyefendi olum . . . Akama misafirlerimiz
var; beklerler, ayp olur," dedi. Rt darlmad.
"Peki yleyse, ama yarn akam iin sz vermeniz arty
la . . . "
''Yarna m? Hay hay! Bamla beraber. "
Onlar gittiler. Yarn kurtulu yok. Azndan kverdi
bir kere . . . Olan amma da yapkan. Ayen'in o derece tu
tulacak, bir grte ik olunacak nesi var? Sakn, u ikide
bir tekrarladklar ey mi? Seksapeli mi? Evet, osu var mu
hakkak. Dn gece kendisini de o eyle mektep ocuuna
dndrmemi, deliklerden gzetlemeye mecbur etmemi

1 ceffelkalem: dnp tanmadan, bir rpda

66
miydi? Babas abuk gelse de kz balanndan alp aparUnan
m, palas m, otel veya saray m, bir yere gtrse. Ata, ondan
gelecek nimeti tepmeye oktan hazr!
ekmecelerini fke ile kapad, deponun anahtarn da
aruk bir daha amayacakmasna hmla evirdi; asab
yausn diye kendisini yokua verdi. Yoku? u stanbul'un
neresi var ki yokuu olmasn? ve ticaret yerleri deniz ke
nanndadr. Akamlar kendisi gibi on kuruun hesabn
arayanlar, yani byk ounluk yorgun argn yokua ur
manmak mecburiyetindedir; yoku mahkumlandr, hani ya
sinemada seyrettii Volga Mahkumlan 'nn bir baka nev'i. . .
Ata, aynca bozuk kaldnml, dimdik Caalolu yokuunu
karken o mahkumlann syledikleri ackl, iniltili havay
tekrarlayaca geliyor:
"Hu, hu! Hu, hu! "
Hakikaten de iinden bunu gmlete gmlete mnldan
yor; iple arkasndan ar bir yk ektii zehabna kaplyor.
Halbuki yk manevidir; gnlndedir. Anlyor ki, Ayen'in
gelii, muvakkat1 da olsa, ok srmese de hayaunda refaha
doru bir deiiklikle yol aacak. Belki birka ay sonra Ata
Efendi yokua Urmanmaktan kurtulacak; taksilere ve taksi
rengine boyanm hususi otomobillere binmek imkann
bulacak. Zaten balad bile; dn Florya' dan yle dnmt;
yann akam da -gittnemezlik yapamazd- yine ayn ey ola
cak. Derken yz binlerce lira iinde yzdne aruk inand
Yaar stanbul'a yerleince, kendisinden pek haz ettiini
iyice anlad Ayen sayesinde zengincesine gezip tozmala
rn sonu gelmeyecek.

1 muvakkat: geici

67
Ayen 'in hava ve hevesine dkn olduu da meydana
ku. Gz erkekte deil, oras muhakkak . . . Fakat ss, a
tafat deyince akl bandan gidiyor. Gece, ftade tafsilat1
vermiti; ardaki kuyumcu dkkanlar nnden kz ay
ramam. ok anlayl, doutan kibar yaraullyrn da...
Bunlara bakm bakm, sonra "Kaba eyler! Beyolu'nda
grdklerim bakayd! " demi. Daha be gn evvel Adapa
zar treninden inen yeldirme biimi mantolu, ba rtl,
akn ve sarsak yryen kasabal kzda meerse ne cevher
varm; kapal kutuyrnu haspa!

Turun kabuu rengindeki ldak gz bebeklerinde ya


nan ateten bunu anlamalyd, Ata: Janjanl kumalar gibi
nasl da yanp snyor, aktan koyuya geiyordu o gzler!
Kollarndaki tyler de ayn deikenlikteydi; bir alun suyu
na batm gibi oluyor; bir glgeleniyor, bulut km gl
sular gibi rperiyordu.
Kapda kendisini yine Ayen karlad; elinden tuttu.
"Day," diyordu, "k da odam gr. Bir ssledik ki . . . "
Ev halk hep beraber ieriye girdiler. Ata hayrette kald
ve:
"Ayol," dedi. "Burasn gelin odasna evirmisiniz; as
ks eksik! "
Yeni alnanlardan baka ftade ile Feride sandklarnda
ie yarayacak ne buldularsa kzn nne sermiler, "been be
endiini al! " demi olacaklar. Zira karyola rtsn, koltuk
larn ba ve el dayanlacak yerlerine inelenen evreleri bir
ok eyi gz sryor; abajur yaplan Trablus kuan da...
Eksikliini duyduu "ask" sznden ne Feride ne de Ayen

1 tafsilat: ayrnt, ayrntl aklama

68
bir ey anlamlardr; Ata bunu biliyor: Vaktiyle gelin odala
rna kat ve balmumundan yaplm, yeil yaprakl, zm
leri iri iri bir yalanc ardak kurulurdu. Kapalar 'daki ta,
tel, duvak, yaptrma kiralayan dkkanlar bunu da verirler
di. Zifaftan bir gn sonra gelirler, hepsini alp gtrrlerdi.
Yanaklarna am sakz yaklarak tutturulan "yaptrma"lar
pek tuhaft, hepsi kaba eylerdi; altlan gmle kapl kt
Felemenk talaryla ilenmiti. ftade ile evlendikleri zaman
gerdee o dekor iinde girmemi miydi?
Ayen'in dn bir otel salonunda yaplacaktr; kadn
lar uzun etekli, bellerine kadar plak elbiseler giyecekler;
erkekler frakl ve smokinli olacaklard. Ata Efendi henz
o kyafete girmek frsatn bulamamt. Galiba nasibini u,
gzleri tu;un kabuu rengindeki, ince belli kzn d
nnde alacak! Kuyruklusunu istemiyordu; teki az ok siyah
bir elbiseyi andryordu; iman deildi ki karn ksn! Yak
rd. Hafife kr dm salar, bann ekli, dnceli ha
liyle onda bir atim, bir profesr hali olduunu ok kiiden
iitmemi miydi?
Ata Efendi, aklndan bunlar geirerek oda temaasn
bitirdi; bilhassa zamkl kat yaptrlm camlarn yerine,
ierisini gstermeyen kabark prtkl yeil renklilerinin
taktrlmasna memnun oldu. Lakin bu gece, yarnki daveti
dnmekten, kafasnda kurup ahkam karmaktan rahat
uyuyamad. ftade'ye ii atktan sonra tembih etmiti:
"Gizli tut; duyulduunu istemem; Ayen'in zihni taklr,
kendi iin arldm sezerek markla kalkabilir. "
Kans o fikirlere yanamyor. Ewela kzcaz hi de er
kekil deildir; markln da grmemilerdi. Bir kusuru

69
varsa gz byklkte; alm alm seviyor. Sever ya! Baba
kesesini am.
"Yanndakini bitirmedi mi daha?"
"Yarn bir ara o hana urayacaz da para alacaz."
''Verirler miymi?"
"Ne hadlerine vermemek? Yaar Efendi'nin emri bu! "
Ata, leblebici klkl dolandrc herif diye bahsi geen
day oluna yine kars azndan aruk "efendi" unvan takl
dna dikkat etmiti; "emir" szn de bir cakal sylemi
ti ki . . . Hakikatin o trl konumay icap ettirdiini kabul
mecburiyetindeydi. Yaar sivrilmiti; fakat kzn kendisine
emanet etmekle Ata Efendi'nin ahlakn, meziyetini de
kmsemediini anlatm oluyordu. Zira stanbul'da bir
akrabalar daha vard; Zeyrek'te oturan yumurta toptanc
s Mehmet. . . Onun hali vakti daha yerindeydi de . . . Neden
Ayen'i bu eve yollamad? Yollamazd; namussuzun ilk frsat
ta kzna sataacak uynette olduunu da bilirdi.
Sabah kahvalusnda, almadklar baz eylere dikkat et
memi grnd. Tereya, kalamata zeytini, gravyer peyniri
ve karaborsa mal has ekmek . . . Alp yrdler, maallah!
Kendisi de akama mkellef donanm bir masa banda ke
yif atacak. Eve bir peri kz girdi; masallarda olduu gibi!
Hem bu peri, gnbegn daha da perilemektedir, hem g
zellii, hem de dilediklerini nlerine koymas bakmndan.
Tuhafna giden bir cihet de damad Auf n ii pikinlie vur
mas, gravyer peynirini kendi getirmiesine dilim dilim au
urmas. Aznda bir ey de dolayor; sermaye bulmak, tica
rete atlamak nevinden szler. . . Partiden yardm edecekler
de varm, telden toplu ine ve ivi yapacaklarm. Dehetli
kir varm bu ite; yle, on be, yirmi bin lira bulsalar . . .

70
"Kzm sana sylyorum, gelinim sen anla" kabilinden
Ata Efendi'ye hitap ediyordu, ama Ayen'i hedef tutuyordu.
Kz farkna vard, dedi ki:
"Babam gelince konuun; akl yatarsa paray esirgemez.
Adapazarl Zeki'ye garaj asn diye sekiz bin lira verdiydi.
Beni trene o koydu; akgz bir adamdr; analma uzaktan
akraba olur. "
Kz tr ptr, basit ilerden bahsedercesine, paraya
pula ehemmiyet vermez bir tavrla konuuyordu. Ata, dn
akamki dnnden daha sinirsiz halde yokutan indi; de
ponun kapsn, mukaddes emanetler saklymasna bes
mele ekerek at. Keskin ve adi kokulu sabun, pudra, di
macunu, tuvalet kremi, trnak cilas sinmi hava bir fahie
odasn hatrlatyordu; lakin Ata Efendi buraya bir trbedar
edasyla girdi; kalemi eline alrken ikinci besmelesini unut
mad, iine balad.
"Rt verdii sz unutsa da uramasa . . . " diye d
nyor, saat altya geldi mi hemen frlayp evine gitmeyi ta
sarlyordu. Maamafh o sabah itinal giyinmi, berbere ura
yp san da kestirmiti. stne bana, klna kyafetine
esasen dikkat eder, her gn makine ile tra olur, tsz
pantolon, buruuk gmlek giymezdi. Bunlara bakmak kz
nn vazifesiydi. imdi Ayen de yardm ediyor.
kindi zeri katip smail grnd; pek mltefitti, 1 lau
baliydi de:
"Atacm," dedi. "Hazrsn ya Rt Bey tam be buuk
ta gelecek. Demin yukarya telefon etti."
"Altdan evvel ayrlmam."

1 mltefit: iltifatkar

71
"ocuk musun yahu? Patronun olu ile kacaksn. Ba
bas Ankara' da, orta da Msr' da. Hangi saatte kimi isterse
yanna alp gider. Nereye gittii malum mu? Ticarethane
nin bir ii olamaz m?"
Cevap vermedi; kerhen1 rza gsteriyormuasna bir
suratla ban tekrar defterine edi. smail de -Ata bakmad
ama anlad- stne ald vazifeyi yapm olarak memnun
lukla uzaklat. Onun Rt'den kan neydi? Sadece gece
alemlerinde bedava yiyip imek, safa srmek mi, yoksa has
tal herkese bilinen Sedefinci lnce byk bir servete ve
mhim bir ticarethanenin yan hissesine konacak olan deli
kanly avucunun iine almak, iler evirmek mi?
Herkes, damad Atf da dahil, i peinde. Telden toplu
ine ve ivi yapacakm, olan! Bu kadar tecrbesine, piya
sann girdi ktsna vakf olmasna ramen, Ata Efendi, elle
rini kavuturup duracak m? Kavuturup dursa iyi! u nemli
depoda mr rtecek.
Yava yava, kendisinde de servet hrs uyandn anla
d. Sebebi, Yaar'n para yapmas ve Ayen'in evlerine ge
lii. Kolaylkla zengin olmaya msait bir zamanda bulun
malarnn tesiri de byk . . . Bu sabah, kahvalt sofrasnda
gzel eyleri grnce olu etin'in gzleri parlamt. Has
ekmee bir saldrmt ki! Btn o Sedefinciler, Almszo
ullan, binlercesi, hele yeni treyenler vesika ekmeine el
srmyordu. Son senelerde, lokantalara ilaveten bir de me
zeci dkkanlar tremiti ki vitrinlerine bakanlar hnnak2
olmuasna yutkunmaktan kendilerini alamyorlard.

1 kerhen: tiksinerek, irenerek


2 hnnak: yutak iltihab

72
Kafas bunlarla megulken, smail Bey cama vurdu;
"Haydi, gel! Kapda bekliyor! abuk! " manasna elleriyle
birtakm iaretler yapt, gitti. Ziyan yok, eer vazifenin ne
demek olduunu biliyorsa o Rt denilen apkn, gecik
mesini mazur grr. Acele etmeden ekmeceleri kapad;
her akamki gibi yank braklm sigara kontroln yapt;
kapy ehemmiyetle kilitledi. Yukar kattan br memurlar
kendisine bakyorlard. Patronun olu ile otomobile binip
gezmeye gidecei duyulmutu muhakkak . . .
Acaba pazar gnk Florya fasln da orada bulunan bi
rinden iitmiler, Ata'nn yannda fidan boylu bir kz bulun
duunu ve bu kzn arabada Rt ile omuz omuza oturdu
unu renmiler miydi?
"Affedersiniz . . . Vazife . . . kmadan depoyu gzden ge
irmek lazmdr da."
Rt oralarda deil. Direksiyonun banda, gzlerini
caddenin kalabalna dikmi, sylendi:
"Buyur, buyur ieri! uradan kurtulalm hele. Ge saa,
canm! Terifat sras m? Ana baba gn! "
Ata, kendinden birka derece stn mevkide olan s
mail Bey'in ille soluna oturmak istemiti. Delikanlnn azar
lamay andran szlerinden rkp abucak otomobile girdi;
sonra katibe fsldad:
"El emr fevkal edeb! "1

VII

"Hanmefendi! Siz benim depo memurluuma bakma


ynz, iirden anlarm, anladn iddia edenlerden ok da-

1 el emr fevkal edeb: emir edepten stndr

73
ha iyi anlarm. Eskisini de bilirim, yenisini de . . . Hatta en ye
nisini bile. Hele byle bir mecliste zat aliyyeleri gibi hasna, 1
mstesna, cidden mnewer bir hanmefendinin iltifatna
nail olduktan sonra blbl kesilirim elbette! Baknz o, ia
ret buyurduunuz beytin asl yledir:

Gl mevsimidir tvbe-i meydan benim gibi,


Zannm budur ki sen de peimansn, ey gnl!

Sylerse Nedim byle syler; nazl, nazenin, latif syler.


Filvaki imdi gl mevsiminde bulunmuyoruz; lakin huzuru
nuzla gz mevsimini bahara evirdiniz. Tvbeyi unutalm,
ielim, zira:

Bir dilber-i glizardr mey


Bir akl alc nigardr mey.

erefinize, efendimiz!
Bunlar syleyen Ata Efendi'dir; hitap ettii kadn da s
mail Bey' in haremi Mesture Hanm' dr. VakaAniavutky'deki
gazinolardan birinde geiyor. Evet, bu bir vakadr; zira tica
rethaneden kp da Boazii yolunu tuttuktan sonra Rt,
otomobilin iine ban evirmeden yle dedi:
"Bebek bahesi tenhadr, sklrz. Hem orada caz var,
Ata Efendi belki holanmaz. Akntbunu'na gidelim, smail
Bey! Sen de istersen evine ura, arzu ederlerse aileyi de al,
oraya getir."
Arabadakiler, "Hay hay! Pek mnasip olur" gibi cevap
lar verdiler. te imdi masa banda bu sebeple erkek,

1 hasna: gzel ve namuslu kadn

74
de kadn, alt kiidirler. Ata keyiflidir; deminki iirleri
katibin, tombulluuna ve krlamasna ramen sert etli, en
daml, kendi tabirince meclisara1 kars Mesture'ye okuyor.
Mesture ile dul hemiresi Berin ve kz Deniz, esmer g
zelidirler, tombulca ve sevimlidirler. ark vilayetlerini hatr
latyorlar. Zaten Mesture'nin yananda ufak bir Halep ba
n yeri de grnyor. Diyarbakrl mdrlar, Urlal m? yle
bir ey. Vcutlar, en bynden balayarak ikier numara
daha ufak model ama nde de ehre, gl, ses, eda eit.
Bir tek kiinin muhtelif faslalarla ekilmi resimleri sanki.
Deniz henz evlenmemi, fakat bir gen kzdan ziyade ka
dn halli; asl dulu andran o.
Masada her erkein hissesine biri dm, angajeymi
ler gibi bir vaziyet hasl olmu. Rt, Deniz'le megul; s
mail, dul baldzna sokulmu; Ata'nn hissesine de Mesture
Hanm dm. Yksek yerde saz alyor ama dinleyen yok;
mterilerin hepsi uultu halinde konumaktadr.
"Benim sevdiim, aile topluluudur; aile meclislerin
den hazzederim. Baknz, vakit ne tatl geiyor! Deil mi,
dostum? Geen gn Florya' da da yle olmutu."
Sonra Mesture'ye hitap etti:
"Ata Efendi biraderimizin refikalar pek nazik bir ha
nm; kerimesi de ok kibar. Tesadfen bulutuk, tantk.
Bizim Serin de beraberdi. . . "

Ayen'in lafn etmedi; unutmu, ehemmiyet vermemi


mi grnyor, yoksa hakikaten zihninde iz brakmam m?
Brakmayabilir ya! Ata, kz eve geleli vehham,2 mvesvis3

1 meclisara: gzel konuan, kendini toplantlarda konumasyla sevdiren kimse


2 vehham: vehimli, kuruntulu
3 mvesvis: ikilli, kuruntulu

75
bir adam olup ku; habbeyi kubbe, pireyi deve yapyor.
Rt'y sand gibi bulmuyor; epeyce bn, iyi yrekli bir
mark . . . Aile dknl de yalancktan deil.
"Canm," diye dnd. "Bu muhakemeleri brakaym
da meclisin zevkini sreyim. Her zaman nasip olmaz. Scak
scak, durmadan gelen kebaplar, balklar, cierler, yrek
ler. . . Bol iki. . . Saz, sz . . . stelik adet de binat-i-Havva!
Hele Mesture iirden de anlyor. Benim de kadeh atum
m airlik damarlarm kabarr. "
Cebinden ufak bir defter kard, hanma doru eildi;
mecmualardan seip kopya ettii bir iiri okuyor. kisinin
ba birbirininkine o kadar yakn ki, nice zamandr yabanc
bir kadna bu kadar sokulmam olduunun farkna vara
rak mahubiyetle geri ekildi. Mesture'nin vcut ve rayi
ha lkl sahasna girmiti. Evet, evvelki gece Ayen adeta
kucandayd; fakat onu bir yabanc saymyordu. Zaten bu
hissi vermemiti; sadece bir bebek, bir iek, bir mcevher
seyrediyormuasna bedii bir zevk duymutu. imdi ise dol
gunluu iinde sert kalm vcudu, phelendirici uhluu,
olgunluu ile Mesture bambaka bir tesir yapmu. Neden
saklasn? Sarlaca gelmiti.
Dorusunu isterseniz masada en iyi para dul hemire
Berin Hanm. O derece beenmiti ki hani, Beyolu'ndaki
camekanlarda istakozlara nasl yutkundu ise buna da bakar
ken yutkunmaktan, imrendiini smail Bey'e sezdirmeden
utanarak gzlerinin baldz hanma ilimemesine gayret edi
yordu. Bir aralk Mesture'nin kz ile konumasndan dolay
bo kalnca etrafna baknd:

76
"Nereden km bu adamlar?" diye at. "ounda
byle yere gelecek ne klk ne surat var. Sanki kfelerini ka
pda brakm, seyyar satc hepsi de! Bayramlklarn giyip
namaza giden Sirkeci esnaf. Hatta u, algya para sallayan
sarhou gzm sryor gibi. . . Elbette kendisi deil ama
mevsime gre, kfesi srtnda, 'Vine var! Vine! ' , 'avu!
avu!', 'Halis Yafalar' diye Gedikpaa sokaklarn dnp
dolaan, feryad camlan zangrdatan satc ile bir arabaya
ko yabann hdn! "
Rt, adeti ya, birdenbire ayaa kalkt. Dedi ki:
"Grltden banz imedi mi? Ben, gy gy keman
taksiminden bktm. Hem buras ok bayalam; ayak ta
km ile dolu. Eskiden kibar yerdi. Kalkn, Bebek Bahesi'ne
gidelim, ak havada bir kenara ekilir, denizi seyrederiz. "
Saat on birdi. Ata evine dnmek istiyor; syleyemiyor.
Delikanlnn fikrini evkle kabul edenlere kendisi de katl
d. Tekrar otomobildeler. Lakin bu sefer, ho bir gidi. Ata,
arka tarafta Mesture ile Berin'in ortasna dmt. Deniz
ile babas nde Rt'nn yannda. Alr kapanr iki kiilik
yeri dnen olmad; Ata da unutmu grnd.
Gazino kapanmak zere. Caz takm gitmeye hazrlan
yordu; mterisiz ve oyuncusuz bir gece geirdikleri belliydi.
Sedefnci'yi grnce durdular, garsonlar koutu. O, oturup
oturmamakta mtereddit, etraf szyor. Beraberinde getir
dii misafirler itaatl tavrla kararn bekliyorlar. Tufeyli1 ol
duklarn bu hallerinden sezmek kolay. . .
''Yok! Tad kalmam, deil mi? Dnelim artk. Hayr, az
ck kalrz, sodal birer cin ieriz. Deniz! Kzm, var msn?"

1 tufeyli: asalak

77
Eliyle bir iaret yapyor; br bayla "evet" diyor. Hava
nemliydi; aa alt setiler. Ata iaretlerin ne manaya gel
diini kzla olann dans etmeye balamalar zerine anla
d. Ata'nn demin, iki esmer gzeli ortasnda geirdii haz
yznden silinmemiti; kendisi de farkndayd. mrnde
byle bir ey olmu muydu? Tepeden trnaa kadar ssl,
olasya sokulgan, yabanc erkek temasna alkn, zamanda
aileden iki kadnn arasna gmlp otomobil gezintisine
km myd? Berin ona "Bana da bir iir okumaz msnz?"
deyince, bu ceylan gzl, dolgun kalalar, ceylan sertliin
deki l dilberi, ona Fuzuli ve Leyla'y hatrlatm, veznin
hkmn vere vere:
yle sermestim ki . . .

gazelini kekelemeden:
Kerbela-y-k ile honud isen gavga nedir?
Msrana, yani sonuna kadar okumutu. Hafzasnn bu
derece iyi ilemesinden de memnundu. inden:
"Kendimi rtyorrnuurn," diye sylendi. "Btn zevk-
lerden mahrum kalmm. Bak, nasl da aldm! "
Bahede tekiler dans ederken Mesture sordu:
"Yetimi bir kznz var, yle mi? Evli midir?"
"ki sene oluyor, evlendirdik. Bir de olum vardr; orta
okulun son snfnda."
"Dernek be kiisiniz evde?"
"Bir hafta evveline kadar betik; imdi altyz. Dzce'den
day kzm da geldi. Babas ok zengin; Alrnszoullar ile
ortaktr. Taksim' de apartman alacaklar, artk stanbul'a yer
leecekler. Grseniz ne sarn ey Ayen . . . "

78
"Bir gn bize Arnavutky' e gelseler. . . Mesela nmz
deki pazar le yemeine hep beraber terif ediniz. Bir gez
me, hava alma da olur. Biz de size geliriz tabii."
Szletiler. Ata, cin dedikleri ikiyi lezzetle iti, sodal
olduu iin hazma yarayacana ve raknn arln gidere
ceine emindi. Lakin ikinci kadehte, artk bakmaktan ekin
medii Berin'i karsnda sandalyesiyle dner gibi grnce:
"Vay," dedi. "arpt beni. . . Sarholuumu sezdirmeden
eve kapa atsam! "
st taraf epeyce mphem. Emin olduu bir ey varsa,
falso yapmaddr. Ancak, brleri Arnavutky'de aynlnca
kendisini artk uyuklamaktan men edemedi; akas szm
t. Eve vardklar vakit otomobilden sendeleyerek, fakat ra
hatszlk duymadan indi. Rt'ye:
"Eksik olma, paazadem . . . Sayende ok gzel bir gece
geirdik. Unutulmaz bir gece . . . Hanmlarla teeniiften de
memnun kaldm," demeyi unutnad. Usulcack ieri girip
odasna knca kars hemen uyand; sarsak admlarndan
keyif halinde bulunduunu anlad ama "erkee byle za
mannda sz sylenmez" terbiyesiyle yetitiinden gleryz
gsterdi. Sadece dedi ki:
"Kimdi yanndaki kadnlar? Lavanta kokular elbiseleri
ne sinmi. Balkona asmal da havalandrmal. "
"Aile idi, aile . . . Bizim katip smail Bey'in oluu, ocu
u. Sizi pazar gn le yemeine Arnavutky'e ardlar.
Yann anlatnn."
Ona holanaca haberi verdikten sonra mesele kalma
mt; yatt. Bu derece gzel eyler arasnda nedense kafa
snn iine musallat olan seyyar yemii suratl herifi unut-

79
maya alyordu. Cebinden be para harcamadan nerelere
gitmi, neler yemi imi, neler grmt? Hele Mesture ile
dul hemiresi yaman paralard. Onlar hatrlaynca mahut
yemii zihninden silindi; 3.kane msralar mrldanmaya
balad; kendi ninnisiyle tatl bir uykuya dald.
Sabahleyin hafif bir ba ars ile uyanmasna ramen
itah yerindeydi; hatta gm renkli parlak kada sarlm
yumuack peynirlerden epeyce yedi. Bunu dkkanlarda
grr, ok pahal sanr, fiyatn bile sormaz, geerdi. Ayen
almt herhalde . . . Geciktii iin karsyla fazla konuamad,
kt. Geceki sergzeti dnyordu; birden irkildi:
"Mesture ne ustalkla azm arad! Ben de sarho
lukla blbl gibi ttm; lzumsuz tafsilata giritim; Ay
en ile babas hakknda malumat verdim. Lazm geleni
Almszoullan'ndan tahkikat yaparak renecekler," diye
hayfland; o evin ailece gidilecek bir yer olmadn anla
d halde pazar gn iin, yine sarholukla daveti kabul
ettiine can ok skld. Aksi gibi karsna sylemiti. imdi
evde projeler yaplyordur. Terziye verilen elbiseler cumar
tesi yetitirileceinden dolay gitmeye can atacaklar da pek
tabii idi; huzur ve skun iinde geen hayatnn deitiine
esef etti. Ayen'den kurtulmay gene istedi; ayn zamanda da
gitmesin diyordu; bu ikinci arzusunda daha samimi olduu
nu ve itiraf ayp grdnden st tabakaya karken zorla
iine ittiini anlyordu.
"Bir bakma, bizimki o Deniz' den, Serin'den, hepsinden
baka trl bir kz . . . Demin, srtna takt yeni sabahl ile
sinema yldzlarn andryordu," dedi.

80
Dn, ftade ile Almszoullan 'na gitmilerdi; kansnn
sylediine gre isim verince kendilerini hemen yazhaneye
almlar, dondurma getirtmiler, kz be yz lira isteyince
de bir kat imzalatmlar, paray saymlard. Be yz lira!
Ata Efendi'nin eline bir ayda topu topu yz seksen yedi bu
uk lira geiyordu. Vergi ve pul paras hari! Ayen vn
m, terzisine "Beni babam ok sever; elinin en dar olduu
zamanlarda bile bir dediimi iki etmezdi," demi. Tneli
merak ediyormu; binip Beyolu'na kmlar; modeller ve
moda gazeteleri satn almlar; sonra da yorgunluunu, ba
ardn bahane etmi, eve otomobille dnmler. lira
tutmu taksi creti . . . ftade ilave etmiti:
"yi de oldu . . . Ayen'le tramvaylara, otobslere binil
miyor, hele hi yrnmyor. Allahn ne kadar erkei varsa,
yedisinden yetmiine kadar hepsi yiyecek gibi bakyorlar . . .
Kzda bir boy, bir endam var ki! Bereket, demitim ya, hi
biriyle megul deil. Eer biraz kntsa, fingirdese vahyi ilahi
nazil olsa beraber sokaa kmam! "
Dnk gnn raporu hlasaten buydu.
Deponun loluu, o gn sevkiyat yaplmadndan isiz
kal da hayal ve tasavvurlara dalmasn hem tevik etmek
te, hem kolaylatrmaktadr. Pazara kararlatrdklar davete
gidecek. Ya elli . . . Ayn yataki emmiolu geenlerde kr
barsaktan lverdi. Dnya hakikaten lml dnyadr;
stanbul' da mr sren bir adam henz snmemiken eline
geen bu gibi frsatlar karrsa onun hakknda ne derler?
"Hayvan gelip hayvan gitti," demezler mi?
"Onlar beni kapana koyacaklarn sanadursunlar. Ay
en'i, tam miadnda ekerim ellerinden! Avularn yalarlar."

81
Ata'da sabit bir fikir bu: Kadnlar ahbaplk tesis ederek
sonra da sanimileerek kz Rt'nn kucana atacaklar;
planlan meydanda! Yama yok . . . Mengenlidir, Ata day
stanbul'a ar ile geldi ama hepsinin ayana pabucu ters
giydirmesini bilir!
Grlt pauru, terziye tanmalar, eksikleri tamamla
malarla tela iinde nihayet beklenen gn geldi. ftade,
arkap ile Beyazt arasnda kurulan pazar yerine vakit
bulduka bir kou gidiyor, kfe dolusu zerzavat, yemi ve
teberiyle dnyordu. Para, Ayen'in cebinden kyordu
ki, pahallktan ikayet sz kesilmiti. Kans bir ey syle
miyordu; Ata ise soracak kadar toy deildi. Karaborsacnn
kesesini mi koruyacak!
Onun iindir ki Ayen'in arzusuna uyarak ta Arnavut
ky'e kadar taksi ile gidilmesine -bir aile reisine der e
kilde baz itirazlarda bulunduktan sonra- vazifesini biuni
farzetti. Damat, Beyazt meydanna kadar uzand; ofrn
on be kada g bela raz ettii otomobili kapya getirdi;
alu kii sular ama arkaya sralanan kadnlar elbiselerini
buruturmamaya aluklanndan rahat eunediler. Ayen,
ortada, srun dayamadan kordona sarlm vaziyette gitti.
Ssne yle dknd ki, her eziyete katlanyordu. Ho, dal
vcudu ile nereye olsa sard ya . . .
Kz, bugn -telaffuzunu hi sevmedii ve elinden gelse
oluuna ocuuna yasak edecei- frenke bir szle anlan
o, erguvan rengi yeni elbisesi iinde hakikaten iee dn
mt. Ata, Nedim'in bahsettii "gl kerrakeli" kuma bil
miyordu ama ancak bunun kadar gzel olabilirdi. Hele uzun

82
etekli olsa, etei Enderuni'nin istedii letafette, 3.klannn
gnl gibi ardnca srnse, yrse . . .
Klakson sesi, dar sokakl tenha mahallenin skntdan
patlayan halkn pencerelere trmt. Bir kap n
ne frlayan basma entarili iki kzdan biri, brne "Gelen o
deil! " dedi. Ata Efendi, bu! Rt'den bahsettiklerini der
hal kavrad; yolunu gzlyorlard aifteler . . . Szlerden bir
nokta daha anlald: Sedefncizade gece demiyor, gndz
demiyor, gnn her saatinde buraya tanyordu.
Bir kkten el sallyorlar. Tamam, balkondaki kadn
Mesture. smail Bey, gsne marka ilenmi kar beyazln
da kolsuz bir gmlekle yan yolda karc kt. Berin, setli
bahenin kapsnda tebessmle bekliyor. Ata'nn bir phe
si vard; onu ve dierlerini geceleyin ikili kafa ile mi g
zel bulmutu? Biraz yleymi ama yine de 8 numara alrlar.
Evet, Ata Efendi'nin bir merak da budur; kadnlara numara
verir! Evindekiler hari, tabii. . .
Gzellikle 8 numara kazanan hanmlar, gsterdikleri
hsn kabul ve nee hususunda 10 numaray hak etmiler
di. lk tanma ve misafirlik soukluunu hissettirmediler;
hemen samimi oldular. Mesture, yarm saat gememiti,
Ayen'e "Benim gzel kzm, ekerim, cicim" nevinden ilti
fatl szlerle hitap ediyor. Ho, Feride'yi de idarede kusuru
yoktu.
Deniz, etin'le arkadala katlanm, balkona km
lar, ona drbnle etraf seyrettiriyor. Ata mutfakta tabak
sesleri duyunca acktn anlad; yle bir kadeh buzlu rak
getirseler! smail Bey aklndan geeni okumuasna "Aperi
tif alalm m?" diye sordu ve misafirinin can attn grnce

83
omzundan tutup kaldrd; salonun bfe duran ksmna ge
tiler. Boazii ayaklarnn alundayd. Ata, kadehi dudana
gtrr gtrmez sanki sarho oldu. Gndz raksna pek
gelemezdi, ama ondan deil: Manzara gzelliinden . . . Bir
de Berin'in, yine dar bir elbise iinde balkona dayanm,
bu manzaray mecmua kapaklarndaki resimlere benzetme
sinden! Hlasa, Ata yaamaya balamu. Ayen'in mbarek
aya evine basundan beri . . .
Ata meerse o gn eve, Adapazar treninden bir peri
kz yakalayp getirmiti. Kyl kyafetine girmi bir peri. . .
eriye girince kabuundan syrlm, masallardaki gibi gz
kamaunc bir gzellikle karlarna dikilmi, elini yle sal
laynca gk kaplan alm, her taraf nura, nimete gark ol
mutu!

84
KNC KISIM

Pavyon'a Giden Kz

"Day ! Gazeteni brak, azck gel yanma. . . Gel de u


meydann gzelliine bak! "
Ata Efendi, krome maden ubuklardan yaplm, gr
nte salamlk hissini vermeyen, fakat imdiye kadar hibir
kaza}ra sebep olmadna gre, ok hesapl yapld phe
gtrmeyen koltuktan kalku; balkona doru yrd. Tak
sim tramvay dura kenarndaki kumbara biimi saat, yediyi
on geiyor. Burann en kalabalk zaman . . . Ata sokak saat
lerinin hibirine itimat ettnezdi. imdi ne gidecei yer, ne
bekledii biri olmad halde, gya dakikas dakikasna yap
lacak bir ii varmasna kendi saatine baku; ikisi arasnda
dakika fark buldu; stun stndekini dzeltemediine
can skld. Her zaman byle olurdu; sokak ve iskele ba sa
atlerini cebindekine uyduramadna zlrd. Gc yetse,
imkan bulunsa merdiven dayar, kar, ayarlard!
Ayen, balkonun -upk salondaki maden takmlar gi
bi- gven vermeyen incecik demir korkuluuna dayanm,

85
caddenin maher halini seyrediyor. Yamur iseledii iin
asfalt meydan, son gnlerde lambalan arunlan ve ampulleri
byltlen elektrikler alunda aynalam.
Otomobiller sanki ters dnm bir baka otomobili ve in
sanlar, ayaklan havada yryen baka bir insan da ekip g
trerek gidiyorlar. Yoldan ne geiyorsa ift. . . Ama kol kola,
yan yana deil de ayak ve alt taraflarndan birbirlerine kenet
lenmi vaziyette! Lokanta vitrinlerinde kuyruk kuyrua duran
istakozlann ufki ekil alarak hareket halinde kouanlan!
te -nereden nereye mnasebet?- Yaar'n tuttuu
mkellef apartmann balkonuna kp da asfalt meyda
n seyrederken aklndan bunlar geiriyor. Ata ile ftade,
kararlaunld gibi Ayen'in muhafz olarak stn Palas
apartmannn nc kaunda oturmaktadrlar. Yaar' pek
saymamal. Zira stanbul'dayken gece yarsndan sonra ge
lip sabah karanl sokaa frlyor; ok defa seyahattedir.
Gedikpaa'daki evde kalan Feride kendine gre bir muhit
yapabildi; kocas memuriyetini brakm, Yaar'n sermaye
siyle ileyen atlyenin bana gemiti. Telden ivi ve ine
imali ii umulmadk kar getiriyor. Ata'nn asl au nokta
Aufta kendini birdenbire gsteren tccarlk istidad. Bir
tezgah daha durmu, piyasaya acayip maddelerden dkl
m bardak, kadeh, fincan nevinden darl duyulan eya
srmekte, bire be yz kazanmaktadr. Zihnindeki bu ge
cit resminden sonra "Kzm! Gir ieri, poyraz esiyor. Hava
karlayacak," diye efkatli sesiyle Ayen'i salona ard. Evet,
ite, elektrik fanuslarnn etrafnda henz tamamyla dol
gunlamam, beyazlanmam, ufak ufak zerrecikler uuu
yor. lk kar balad. Ata, bunu defterine kaydedecei iin

86
aklnda tutacak; hava deimelerini, cebinde tad "Takvi
mi Ragb"a geirmek adetidir. Ayen, seyrine cam ardndan
devam ediyor ve diyor ki:
"Sahi, day . . . Kar yayor. Ylba gecesi de yasa bari ! "
"Yamasn neden istiyorsun?"
"Gazinoya gideceiz o gece ya! Karl havaya rastlarsa
daha zevkli olur. Kar, yeni krkmn zerinde ne gzel
durur! karrken Vivien Leigh'in son filmindeki gibi yer
lere dklr. Kibarca krk karmann usulne bu filmden
rendim. Sana gstereyim mi, day? Gidip giyeceim; kap
dan girerken alacam pozu, krk omuzlarmdan kaldrp
kanapenin zerine nasl atacam seyret! "
Ata Efendi dikkat kesildi; gzlerini Ayen 'in az sonra
girecei kapya dikti, bekliyor. Kars, apartmana urayan
Feride ile Gedikpaa'ya gitmiti; bu gece eski evde kalacak.
Ara sra orasnn hasretini duyuyor. Her uraynda baba
snn kulana yeni bir haber veya dedikodu ulauran Fe
ride, Beyolu'nda Ayen'e bir lakap takuklarn sylemiti;
kendisinden bahsederken "Sar Kz" diyorlarm. yle skse _

yapyor, kadn, erkek herkes kz yle beeniyormu ki!


Ata Efendi, geirdikleri senenin muhasebesini yapyor;
acemilik ve kararszlk devri pek de ksa srmemiti. Evve
la Yaar, apartman tutma iini uzatm, iki defa uzun sefere
km, ancak drt ay nce stn Palas'taki daireyi eyasyla
bir bakonsolostan kiralamu. Kn Gedikpaa'da bolluk
ve elence iinde yaamlard ama yle byk gazinolara,
akam yemeklerine, balolara filan gidememilerdi. oluk
ocuk birbirine uymayan insanlarla yaplacak iler deildi
bunlar . . . Evdekiler konserlere, sinemalara, tiyatrolara, fn-

87
dk, fstk gecelerine dadanmlard. Ayen de o kadarla
avunmutu ve o aralarda kafi dersler almt.
Yazn denizi tutturdular, plaj plaj gezdiler. Rt ile iki
defa kotra sefas da yapld. Gnler bir grlt bir patrt
iinde geip gitti. Her gezinti sonunda ftade, "Ayen ne
rede grnrse dnyann gz stmzde," diyor, fakat
kzn arball karsnda arur balklarnn, yani para
sz pulsuz genlerin arakaldklarn sylyordu. Rt de
aalam ya. . . Plann deitirmi, himaye edici bir vaziyet
alm; hatta terbiyesini bile taknm. Ciddi grnerek gze
girmeye alyormu.
Apartmana tandktan sonradr ki, Ayen birdenbire
muhitini ve elence ekillerini deitirmiti. Artk nne
gelen sinemaya deil, en iyilerine gidiyordu; Ayaspaa' daki
baheli pastacda Berin ile ay iiyor, byk otel ve gazino
larda yemek yemeye alyordu.
te artk alt iin ve daha da almak maksadyla bu
gece daysn Taksim Gazinosu'na srklyor. Dorusu al
mal, seviyesini ykseltmeliydi. O, daha iyisine laykt.
Gnde birka defa lk sudan geen, vcuduna ipekten
baka amar ve kuma srnmeyen, aslndaki gzellii
para sayesinde daha da kymetlendiren bu kzn isteyerek
sokulduu tek insan, Ata'dr. Sar Kz, altn sarsdr. Lakap
kazanmtr, peinde koca stanbul'u srklyor, ama kalp
tarafndan hareketsiz. Srda olan days biliyor; henz hi
bir erkee kar meyil duymamtr; duyaca da ok p
heli. Evlense bile kendisine ho geleni deil, en fazla lks
temin edeni seecek. inden, "Bu kza gnln kaptran
erkee Allah acsn! " diye sylendi. Aynca marur ve ok

88
defa nobran halleri de vard. Salarnn okanmasndan bir
ey sezen Ata dedi ki:
"Bir istein var, senin . . . Galiba yeni krkn bu gece
denemek istiyorsun?"
"Evet, day. Teyzem de yok . . . Saat henz sekiz."
"Ne yapalm dersin?"
"Ba baa darda yemek yiyelim. Park Otel mi olur,
Taksim Gazinosu mu? Ben, be dakikada elbisemi deitiri
rim. Sen de bir baka gmlek giy. "
"Gmleimin nesi var? Sabahleyin giydim."
''Yakas bozulmu. Erkekte gmlek ok mhimdir, ica-
bnda gnde birka kere bile deitirilir. "
"Kimden rendin bunlar?"
"Berin Hanm'da Franszca bir kitap var, orada yazl. "
"Berin, Franszca biliyor mu?"
''Bilmez olur mu? Beyrut'ta Fransz mektebinde okumu."
Ata homurdanacaku, ekindiinden sustu; salarnn
okanmasna mkafat olarak da teklifi bir artla kabul etti;
kar devam ederse srf bunun ve krkn erefine gidecek.
art komalarnn sebebi gya kzn her dediini hemen ya
par grnmemek . . . Ama teki neticenin her vakit kendi ar
zusuna uyacan bilir; bildiini Ata da bilmez deil! Cama
koan Ayen ellerini rpyor:
"Damlar tuunu bile . . . Durmadan yayor."
Be dakikada hazr olacan syleyen Ayen, odasndan
ancak sekiz buukta kabildi. zerinde, vcudunu iyice
kavrayan koyu yeil, hi ss olmayan, pek sade bir elbise
var. Sanki elbisenin alunda baka bir ey, amar filan yok

tur; plakln bir o kuma rtyor; elbiseyi teninin stne

89
giymitir. nsana mayolu kyafetinden daha plakm tesi
ri yapyor; daha uzun boylu, daha ince belli, ayan hayret
derecede narin, ayn zamanda salam grnmektedir. Al
eline, parmaklarnn arasnda iki kat bk, hezaran dal gibi
esneyecek, iki ucundan birleecek ve braknca uzaa frla
yacak; tekrar eski haline gelecek. Saz airlerinden birinin
beytini hatrlyor:

Hezaran ubua benziyor belin


Altn kemer takma bel incinmesin.

Darda artk kuba yaan karla bu yalnkat elbise bir


birini hi tutmuyor. Apartmann ii de kaloriferin iyi stlma
mas yznden adeta souk. Zaten Ata'nn bir bu sebepten
Gedikpaa'daki demir sobal oday arad oluyor. Akam
yemeklerinden sonra smscak kesinde, komu hanmlarn
konumalarn yan dinleyerek uyuklamas bir zevkti. Lakin
dorusunu sylemeli, o zevkleri tatmin her zaman mmkn
dr. u "hezaran ubuk bel"i ka ay seyredebilecek?
Ayen, yeni krkne brnnce birdenbire yumuk, lk
bir ey oluverdi. Demin denizden hemen km serin te
masl bir balk gibiydi. Artk scak memleketlerde yaayan
gzel postlu, kanna gnein harareti ilemi, baklar yalaz
l bir orman mahlukunu andryor.
"Paltonu tutaym, day. "
Ata iftihanndan yle heyecana geldi ki -yalln da
tesiri galiba- gzlerinin dolduunu hissetti. Byle bir g
n grecekti demek! yle bir paltoyu giymek de myesser
olacakm meerse! Zira Ayen, k balangcnda ona bir

90
palto yaptrmt. Ama Divanyolu'ndaki eski terzisine deil,
Berin'in tavsiyesiyle katip smail Bey'e evvelce telefon etti
rerek muayyen bir saatte Beyolu Caddesi'nde bir apartma
na girmi, ikinci kata kmt. Girince ismini ve randevusu
olup olmadn sormulard. Azck bekledikten sonra salo
na kerli ferli, iri yar bir adam girmi, Ata'y kk bir ba
hareketiyle selamlam, ayn bir daireye geirmiti.
O adam neyi mnasip grdyse -kuma ve biim- hepsini
kabul etmi, provalara da saati saatine gitmiti. Zaten bu terzi,
mterisinin fikrini sormad gibi, iine karlamayacan
da tavrlaryla aka anlatyordu. Sanki terzilik tehlikeli bir
teknik meseleydi, bakasnn mdahaleye hakk yoktu. Elekt
rik tesisat yapan adama karr msnz? O da bunnn gibi. . .
Lakin haftalarca bekledikten sonra paltoyu srtna gei
rince, Ata kendisine kalantor bir adam hali geldiini mem
nuniyetle grd, sefr-i kebire1 dnmt, ama yeni devir
bykelilerinden ziyade genliindeki arbal, temkinli
ve alafrangalkla alaturkal nefislerinde mezcetmi2 sufera
y saltanat- seniye'ye!3
Divanyolu'ndaki terzisi, dkkanda yaz k ceketsiz duran
ve srtnda gayet bol ve tsz bir gmlek, zemin imento
olduundan ayaklarnda takunyalar, sa ba darmadank
almaktan haz duyan bir genti; Lefkoeli olduundan n
giliz biimi elbise bitii iddiasndayd. Yedi yl evvel ona bir
palto diktirmiti, belki drt defa geri gtrm, kusurlarn
dzelttirmi, yine de rahat edememiti. Geen sene tomis-

1 sefir-i kebir: bykeli


2 mezcetmek: kattrmak, birbirine katmak
3 sufera-y saltanat- seniye: yce saltanatn elileri, Osmanl Devleti'nin elileri

91
tan ettirmekle beraber kuma kendisini verdiinden bir k
iinde tekrar eski suratl oluvermiti.
"Kar altnda yryerek gideriz.. Bizi tanyorlar, artk . . .
Yayan geldik diye kk grmezler. "
Asansrden indiler; kapcnn ba, zemin katndaki
darack pencereden darya uzand. Ata bu ylk ve az
kalabalk heriften hazzetmez. Hazzetmediinin asl sebebi
Ayen'e yolunu beklercesine her geiinde yiyecek, yutacak
gibi bakmas, hatta kap nne karak gidiini veya otomo
bile biniini hayran hayran seyretmesiydi. Gizli ak ekiyor
du belki . . . Bir gn frsatn bulur, saldrr; daha kts ak
ln kaybedip arkasndan bir bak saplayabilirdi. Ata byle
birok cinayetler okumu, dinlemiti.
Caddeye ktklar zaman kar dinmiti; meydan tenha
lam buldular; tenhalam, bir misli genilemi ve uzam
t sanki . . . Ayaspaa dnemecindeki karakol ve yanndaki
elektrik mdrlne mahsus sarmakl ev, beyazln te
sinde ne kadar uzakta kalmt ! Bu binalar ykacaklar, ar
kasna opera binas yapacaklarm. Ata, operann inaasna
taraftard lakin bunlarn yklacana fkeleniyordu.
Be on adm attlar, kar tekrar balad; Ayen'in neesi
geldi. Daynn koluna girmi, ona arln deil, scakl
n vererek hzl hzl yryor; yryorlar. ok gemedi,
bembeyaz oldular. Ata'nn eski ift kollu gm amdanlara
benzettii elektrik stunlarndan yaylan ziya kar tanelerine
ara sra eleimsama1 renkleri veriyor; gbeklerine mavim
trak ve turuncu klar konduruyor.

1 eleimsama: gkkua

92
"imdi stanbul' da ka kii vardr ki benim mevkiimde
olmak, San Kz' karlar altnda koluna takp gitmek iin can
atar! " diye dnd.
Gazinonun nne geldikleri vakit gslerinin zeri
karla dolmutu. Silkindiler ve alan kapdan ieriye tela
la girdiler. Sonra Ayen kendisini toparlad. Merdivenden
gayet zarif ve alk bir eda ile kmaya hazrland belliy
di. Buras eskiden yksek mekteplere "duhul imtihan "nn
elemesini tekil eden "kitabet" imtihan nevinden bir ey;
muvaffak olamadn m sanki brlerine girmek hakkn
kaybedeceksin! Zira bakyor, yalnz Ayen deil, her kadn
merdivenleri karken de, inerken de kendisine sinema yl
dz tavrlar veriyor. Yallar, imanlan, kara kuru olanlar,
hepsi de! Ho erkeklere de bir "kabaramazsn kel Fatma"lk
geliyor ya . . .
Byle dnen Ata, yan taraftaki aynalara gz iliince
kendisinin de bakalatn, dikletiini ve Sedefnci'nin
edasyla boyun adalelerini iirdiini grd; Ayen'i bir defa
da aynada seyretti; gazino merdivenini kmaktan pek me
suttu! Gya imparator sarayna davet edilmi; 111. Napolyon
ile dans erefine nail olacak.
Mermer duvarlar ve kubbe gibi sesleri aksettiren haliyle
biraz da salatin ar hamam soukluklann hatrlatan st
antrede Ata paltosunu vestiyere uzatt. Astan halis ipekten
olduu iin yle tatl kayp kolayca kyor ki . . . Boyun atks
n kol iine sokmay unutmamt. Eline sktrlan mukav
va parasn cebine atmyor. Zira salona onu parmaklarnda
evire evire girecek. Byle yapmann daha rahat yrme-

93
sini ve zerlerine evrilen gzler karsnda muvazenesini1
temine yaradn tecrbe ile renmiti.
Ayen ieriye krk ile girdi. Day Efendi mukavva par
asn evirmesine ramen yrmesini ard halde yee
ni adeta muntazam, ahenkli admlarla ilerliyor. Geen sene
Haydarpaa Gan'nda takr tukur, sarsak ve sersem, arkasn
dan nasl da kotuunu Ata'nn bir trl unutamad kasa
bal ve yeldirmeli kz ok terakki etmi maallah!
Gazino fazla kalabalk olmadndan, metrdotel kap
nndeydi; nlerine dt; biraz yrdkten sonra servis
garsonuna iaret etti; geri dnd. Ata, geen defaki geli
lerinde ona dikkat etmiti; ancak nfuzlu hkmet adam
laryla eski tccarlar masalarna kadar gtryordu; yeni
zenginlere yarm hsn kabul gsteriyordu.
Henz oturmulard, orta masalardan birinden selam
landklarn grdler. Selam verenlerin biri Rt idi. Kzla
haberlemiler miydi yoksa? Apartman deli dayal, telefo
nu ile tuttuklarndan ikisi gndzn muhabere etmi olabi
lirlerdi. Bildii halde sordu:
"Sedefncizade o . . . Deil mi?"
"Evet, Rt. Yanndaki de Mister Thomas . . . Amerika
sefarethanesinde memur."
"Ne memuru?"
"Bilmiyorum. Berin Hanm'la davetnameli bir film sey
rine gitmitik ya . . . Orada rast geldik. Amerikallarn gster
dii grltl bir harp filmiydi. "
Daha konuacakt. Rt masaya geldi, e l skt, hatr sor
du, onrmad; yerine dnd. Ata iin farknda. Bunu "Ben u

1 muvazene: denge, denklik

94
gzel kz tanyorum," demesine etrafna caka iin yapmt.
Yapard ya! Zaten, "Kimdir bunlar?" merakna denler ok.
Hatta bir masadan belli etmemeye alarak garsona soruyor
lar, galiba o da, "Bilmiyorum, ara sra geliyorlar," cevabn
veriyor. Ayen'i belki de kars sananlar, acyanlar vardr.
Hah, baka masadan kranta bir adam, Rt'nn ya
nna gitti; kulana eildi; ksa sren mkalemeden sonra
yerine dnd. Etrafndakilere bir eyler anlatyor. Sandaki
kadn bu tarafa bakyor; iki erkek kaytsz duruyor, ama ilk
frsatta kimbilir San Kz' nasl da tetkik edecekler? Kanlar
dan korkuyorlar.
Ayen, kendi rendii adab muaeret ve sosyete hayat
derslerini her frsatta daysna tekrar ettii iin kart eline
ald. Yemek isimlerini okuyor ve kza soruyor. Bylece b
tn gelecekleri nceden kararlatrp garsona Ata dikte etti.
"Usul muhasebe"den daha tatl bir ders ve bir bilgi bu . . .
mrnn sonuna kadar ambar hesab m tutacakt? ok
kr, kurtuldu; bsbtn kurtulduuna inansa daha rahat
edecek. inden pheyi atamyor; en neeli zamannda bir
yeri szlar gibi oluyor.
Rt etrafa neler yayyordur acaba?
"Kr sal adam m? Bizde katiptir. Akrabasndan bir ha
caann kz olan o gzel mahluku, ite byle gazino gazino
gezdirir; vazifesi dadlk! Ama diyeceksiniz ki neden mes
seseden atmyorsunuz? Evvela buna ben mani oluyorum . . .
Sebebi malum. Sonra hacaa Almszoullan'yla ortaktr;
hatrlarn saymaya mecburuz. Mterek ilerimiz var. "
Kabilinden szler mi? Ata Efendi, vaziyetinin pek ho
olmadn biliyor; lakin Ayen'den ayrlamad gibi o t-

95
redilerden bir nevi intikam almann zevkini duyuyor. Bir
zevki de Ayen 'in etrafndaki erkeklere kar, boyuna bosu
na uygun ekilde hakikaten yksekten bak, hepsini hie
saymas. Kuduruyor herifler! Mesture ile Berin, tecrbesiz
kz arabuk yola getireceklerini ummulard; fakat evdeki
hesap arya uymad. Ayen yalnz nefsini dnyor; kendi
gzelliine, ssne, atafauna akln vermi; kendisine ik.
Rt'ye de br genlerden ayn , imtiyazl muamele yap
myor. Sadece beenilsin ve etrafnda pervane gibi dnp
dolalsn, hayranlar oalsn istiyor.
"Ben ok roman okumadm, ama bylesi de olacak.
Kyl kzlar arasnda bile emsaline rastlamadk m? Vcutla
rna el srdrmedikleri halde drt be ky birbirine katan
fettanlar yok mudur? Zannederim o huydakiler erkeklerden
kadn hncn karmak iin Allah tarafndan suret mahsusa
da yaradlmlardr.
Ata, masaya konan krmz elmalar ve buruuk armutlar
arasna bir dam ve yap tutuyormuasna au ve kaburga
tahtalar gibi intizamla konmu muzlardan birine elini uza
urken salonun klar karard; davulun trampet sratiyle
alnan zil sesi duyuldu. renmiti, aruk. Numaralar ba
layacak. Artistlerin evvela en hnersizlerini, sonra ustalar
ve mimlilerini seyredecekler. Hasan ile evki'nin kantola
nnda da byle olurdu, mehurlar, "en sonra gelir bezme
ekabir. . . " fehvasnca1 geriye kalrd. Fakat iki filem arasnda
ki fark mthi. Ata, bu fark ok byk gryor; kendisinin
bir devir yaayp uzun mddet ervaha2 karun, yeniden

1 fehva: anlam, kavram


2 ervah: ruhlar

96
dnya yzne geldiini sanyor. Halbuki daha mtareke za
mannda, yirmi iki yl ewel kadnla erkek birbirinden ayn,
sala tiyatrolarda kanto seyretmezler miydi?
Yirmi iki sene sonra, yannda, krkn srtna atm,
gs ak filiz gibi bir kzla gazinoda oturuyor; nlerinde
iyice donanm bir sofra . . . arap ierek, meyve yiyerek kol
tuklara gmlm numara seyrine dalmlar. Bu, ne mhim
deiikliktir! Hele Anadolu'nun kycndan gelmi bir k
zn gz ap kapayacak kadar ksa bir zamanda zahiren1 ol
sun u hali almasna ne buyrulur? Evet, ou deiikliimiz
zahiri. Zahiri ama onu da becermek bir i, bir marifet. . .
Numaralar geen haftakinin ei. Grlt, patrt, hopla
ma, zplama arasnda soluk aldrmadan abucak bitti. Kalsn
lar m, yoksa biraz da dans m seyretsinler, karar veremezler
ken Rt'y tekrar masalarnn nnde buldular. Soruyor:
"Pavyona gitmiyor musunuz?"
Ata, "pavyon"un bir baka gazino ve elence yeri olma
sna hkmettiinden:
"Hava karl," dedi. "Darlarda dolamaya pek gelmez.
Biz dnyoruz. "
"Bu binadan kmayacaz ki Day Bey! Bir merdiven
aasna ineceiz. Orasn da grmelisiniz. stanbul'un en
monden yeri. . . ok holanrsnz."
"Monden" kelimesini muhakkak Ayen 'i cezbetmek iin
syledi; nitekim bekledii de oldu. Kz:
"Zaten grmek istiyordum; gidelim, day, " dedi.
Kendisi de merakta. imdi hatrlyor. Mestureler, Berin
ler, bilhassa Deniz ka defa methini etmiler, "Ah dn gece
1 zahiren: grnte

97
pavyonda bir elendik, bir elendik ki . . . " demilerdi. Mak
satlan Ayen'i gtrmekti. Ata raz olmamt.
"Eh," dedi. "yle kapsndan bir bakalm . . . "
"Biz masa ayrtmtk; ben ve Mister Thomas. Ltfen ka
bul buyurursanz eref verirsiniz."
Maallah, Rt byle konumasn da biliyormu.
Ata'nn babas: "Ben helva demesini de bilirim, halva deme
sini de," szn dil pelesengi etmiti; kahve ocanda ikide
bir, yerli yersiz tekrarlard. Rt de iki trl helva demesini
bilenlerdenmi meerse!
Mister Thomas'la masann nnden geerken tant
lar. Pek toy, adeta grgsz, akn ve mahup bir delikanl.
Takdim esnasnda san salarnn derisine kadar kzard, y
z al al oldu. Ata girdii byk kapya, hamam soukluuna
doru yryordu. Rt, "uracktan kestirme inelim," diye
rek sol taraf gsterdi; dar bir merdivenden dne dne ini
yorlar. Aadan caz sesi, lavanta kokusu ve alkoll bir hava
geliyor. Bir daha dndler. Ata bask tavanl, gz gz g
fark edecek lolukta, iinde -ayn ca sigara dumanndan ha
yaletler eklini alm- bir kadn, erkek kalabalnn kayna
t acayipesine ssl bir yere girdiklerini grnce elinde
olmayarak irkildi.

il

Acayip yer oluuna acayip, dorusu: Birinci salonda bir


bar tezgah, izbe keler, kelerde birbirlerine sokulmu,
darlktan kenetlenmi iftler ve insan topluluklar fark edi
yor. ehir bombardman ediliyormu da yer alt snana

98
can atmlar, sanki! Caz takmnn nnden g bela gee
bildiler. Daha sonra masalarla dans edenler arasndan ka
ya, szle, ayaklara basmamak, etekleri inememek, masa
rtlerini ekip bardaklarla beraber srklenmemek iin
gayet temkinli yrdler. Oh! Geni minderli, arkalkl bir
ke . . . Tuhaf, bu arkalklann st tarafndaki pencereler ka
fesli. Hayr, kafes taklidi bir ss. Asl kap te yanda. Acaba
ne olacak ki hala gelenler, yer bulmak iin garsonlarla ko
nuanlar, uraya buraya skmay gze alanlar var.
"Mister Trke konuuyor mu?"
Amerikal tekrar kzard; Ata'ya imtihan edecek bir m
meyyiz1 gibi ekinerek bakyor. Cevab Ayen verdi:
"at pat! ok az! Ama konuulanlar anlyor. "
Thomas tasdik makamnda ban sallyor ve kza teek-
kr ifade eden bn bir tebessmle gizlice bir eyler sylyor.
"Ne diyor, sana?"
'Thank you" diyor. . . Yani "merci! "
"Bu szn mersi demesine geldiini nereden biliyorsun?"
"Berin Hanm'dan ders alyorum ya. . . "
"Ay, o kadn ngilizceden de akyor mu?"
"Evet. skdar'da kzlara mahsus bir Amerikan koleji var
m, sene kadar da oraya gitmi. Londra' da da bulunmu."
Ata Efendi, Berin'e yine kzd; her kadndan fazla ho
land, hatta tutulmuasna geceleri dnd bu esmer
gzeli dula muhabbeti fke eklinde tecelli etmektedir.
Gndzleri apartmana gelip de tam kendisinin dnecei
saatte gittiini iitince can sklyor ve hiddetini aa vuru
yor, kansna:

1 mmeyyiz: iyiyi, kty, doru ve yanl ayran, seen, ayrtman

99
"Kimbilir nerelerde srtyor aifte? Randevuya gitmi
tir, muhakkak . . . u kary eve sokmamal," diyor.
ftade'nin btn cehaletine ramen kadnlara has ftri
bir anlayla iin iyzn kefettiini halinden anlayp su
suyor. Bereket Yaar esmerden holanmamaktadr. Bir defa
laf alnca:
"Kamm ylesine tok. Arabistan'da 'lahm acin'I ile esmer
kadna doydum," demiti. Ata, day olunun doyduu br
nesnenin frnda pimi bir nevi kymal ekmek olduunu ken
disinden sorarak renmiti. Yaar bir ey daha sylemiti:
"Bir kellim ki milyonu bankaya yaurak, avrat almay ba
deleyin dnrz."
Viskiler smarland. Ayen portakal suyu iecekmi. i
ne birka damla cin damlaulmasna glkle raz oldu; alkol
sevmiyor ama, dans etmeye can auyor. Evvela Thomas, al al,
moru mor teklifte bulundu. Krkn omzundan Rt ek
ti, yan tarafa braku. Ata oyun esnasnda onunla konuuyor,
gzleri San Kz' da. Darack, bir deirmi yerde hepsi birbiri
ne srnrcesine dnyorlar ama srneni az. Asl marifet
de srnmeden dnebilmek galiba!
"ok kazanan bir messese buras . . . Daha geni bir yer
bulamaz m? Yahut bu yeri geniletemez mi?"
"O zaman kimse semtine uramaz."
"Acayip! "
"Zira yerin kymeti darlnda, basklnda, aada,
her taraf kapal, penceresiz oluunda . . . "
Ata Efendi, "Harpten dolay m?" diye soracaku; sualini
budalaca buldu, vazgeti. br kendiliinden izahat verdi:

1 lahm acin: lahmacun

100
"Bu modaya imdi dnyann her tarafnda uyuluyor.
'Tavem' yani maara, in, bodrum zevki. Greceksiniz, sizi
de saracak."
Saryor filvaki . . . Ama saran viski. Belki, hepsi de, gzeli
irkini, genci yals, tertemiz giyinmi, pahal kokular s
rnm bir kadn kalabalnn havas da tesir etmektedir.
Ayen, dans edenler arasnda bazen grnmez oluyor,
bazen ortada kalyor, bazen ta nlerine geliyor. Hibir ka
dn onun kadar endaml, endam itibaryla harika ve tabii
sarnlkta deil. Uzun kalalarna koyu yeil kuma yle
sarlm, vcudunun eklini yle gstermi ki, Ata bile, gece
gndz beraber olmasna ramen nnden gemesini me
rakla bekliyor. Kendi kendine:
"Hah," diyor, "te uta. . . Ba grnd . . . Yaklayor. . .
imdi kacak . . . Tam karma gelecek . . . Geldi, ite! Biimi
ne mi hayran olursun, ciddi duruuna, daha dorusu aza
metine mi? Pek kibirli canm! O derecesi de fazla. "
"Ayen Hanm'daki terakki ayan takdir. Arballn
da herkes takdir ediyor. "
Byle diyen Rt'nn szlerini iiUnemezlikten geldi;
viski bardaklarnn yanna konmu kabuksuz ve tuzlu An
tepfsuklarndan birer, ikier yiyor, Ayen'in dans bitirip
dnmesini bekliyor. Bereket uzun srmyordu; lakin kz
elinden alp gidilerine hala alamamt; her seferinde bir
rahatszlk duyuyordu; gnn tabirince olduka kt du
rumda kalyor, tabiiliini muhafaza eden kocalara, babalara
ayordu.
"Buyurunuz, beyefendi! "

101
Rt ayaa kalkn, kendisine doru yryen krk be
lik, belki daha yal, ok iyi giyinmi, gsterili birini karl
yor. Gelen adam "yle, be dakika ilieceim," dedi.
Hava karl olmasna ramen yeleksizdi. Oturunca, cinsi
ni tayin edemedii bambaka beyaz ipekten gmlei, stne
ilenmi markasna kadar grnd. Yine takdim merasimi:
"Ata Bey! Faruk Senai Beyefendi! "
sminden sonra Rt "bilmem nere elimiz" demiti.
Eli o kadar ok ki . . . Hem vaktiyle kanlarvekili gnder
mediimiz ehirlere, adlan duyulmam ehirlere bile gn
deriyorduk. Bir ksm bykeli olarak, hatta! Faruk Senai
Bey -kendi tabirince- henz ilimiti, Ayen'le Thomas da
dndler . . . Tekrar takdimler. Eli beyefendi Londra'da ba
ndan gemi tuhaf bir vakay talakatle1 anlatyor, ksa ke
secee benzemiyordu. Ata aldanmaz; kart herif Sar Kz'n
gzne girmeye urayor, muvaffak da olmuyor deil. Zira
bilmem hangi byk otelde verilen muhteem bir ziyafeti
ballandra ballandra tasvir ederken, Ayen siyah halkal
mercan gzlerini am, adeta heyecanla dinliyor. Eli mec
lise hitaben sordu:
"Kadehimi buraya getirebilir miyim?"
Garsona emir verdi; yerleiyordu. Bu defa Ayen 'i Rt
dansa gtrd.
"Demek Kk Hanm yeeniniz oluyor, beyefendi? Han
gi akamd, hatrmda kalmam, sizleri Park Pastanesi'nde
grmtm. Yannzda iki hanm daha vard; esmer iki ha
nm . . . Bendeniz Park Otel' de otururum. gal dolaysyla va
zifemin bana gidemiyorum. Buradaki evimi de kiraya ver-

1 talakat: kolayca dzgn sz syleme durumu

1 02
mitim. Eh, oluk ocuum da olmad iin otelde kalmay
tercih ettim. "
Sohbeti cidden yerinde, tatl ve terbiyeli bir zat. Hem
Ata Efendi'yi, hem Ayen'i megul edebilecek bahisler bu
luyor. Neler de bilmiyor! Bilhassa kadn elbiseleri, son mo
dalar hakknda tam bir mtehasss. amarlarn bile bir
tarif edii var! San Kz'n tek kelimesini karmadan hepsine
mim koyduunu days anlamaktadr.
Thomas, hibir kabahati olmad halde st dkm
kedi gibi oturuyor. Faruk Bey ona ara sra ngilizce -galiba
zr dileyen- baz szler sylemeyi unutmuyor. Mecliste elli
kii bulunsa idare eder bu adam!
Nihayet ayaa kalktlar, maara boalyordu; son kan
lar arasna katlmlard. Ata bir de bakt ki, deminki yksek
merdivenin alt tarafnda, d kap nndeler; kar tipi halin
de yayor. Rt daha nceden paltolarn aaya aldrt
mt. Caddeye ktlar.
Yine Rt, "Buyurunuz! " dedi; hususi bir otomobilin
kapsn at. Bu, Thomas'n arabasyd; ieriye eli ve Day
Bey'le yeeni getiler; direksiyonun banda Amerikal. Ata
biraz rkt; zira sessiz sedasz mahup delikanl tam yedi
viski imiti; ho, hesab da o grmt . . .
Faruk Senai Bey dedi ki:
"Bir maniniz yoksa yarn akam yemei birlikte yiyelim.
Sekizde ltfen otele terif ediniz."
Rt sze kart:
"Daha nce Amerikallarn kokteyllerine gideceiz.
Thomas, demin Ata Bey'le Ayen Hanm' davet etmemi
sylemiti."

103
"Kokteyl sekizde biter. knca doru otele gelirsiniz."
Kabul etmesini bekleyerek Ayen'in yzne bakyorlar.
O srada tam apartmann nnde bulunuyorlard. Meydan
karla rtl. Stun stndeki kumbara eklindeki saatin ca
mn da kar kapatm, grnmyor. kiye yaklam olacak.
"Faruk Senai Bey'i oteline brakalm, tekrar dneriz," di
yen Rt'ye itiraz etmediler. O ksa mesafe esnasnda davet
ler hakknda karar alacaklard. Yarn kokteyle, ertesi akam
da yemee gidilmesi zerine mutabk kalnd. Ata Efendi, iki
sinin ayn gne sdrlmasn muvafk bulmam, Ayen de
daysnn fikrine uymutu. Zaten kz, kendisini dirhem dir
hem satmasn biliyor. Eli, arabadan inerken yolun pek ksa
srmesine, Ayen'in krpe ve latifesine yorgun ve uykulu
huzurundan ayrlmasna zgn gibiydi. brleri onu yarn
tekrar bulacaklarnn tesellisi iinde daha sevinli gittiler.
Otomatik kilit hrldayarak ald. Kapc Bilal'in kafas
yine pencerede. Bereket entarili vcudu meydanda deil. Ka
paklan imi, ufalm gzlerini amaya alarak kza bakyor.
Ata, srtn evirdii halde bu gzleri gryor; hatta ykselen
asansrn arkasndan kendilerini takip ettiini bile . . .
Apartmanda hizmeti Gnname nc uykusundadr.
"Hemen yatalm," dedi. "Saat tam iki . . .
"

Her biri kendi odasna girdi. En az drt erkek, imdi


Sar Kz'n soyunmasn ve giyinip yataa girmesini dn
mektedir: Faruk Senai Bey, Mister Thomas, Rt ve . . . Ata
Efendi. Zira Ata, yan uydurma bir day olduunu bir trl
unutamyor. Yaar epeyce uzak akrabasdr; daima aklndan
karamad nokta, kzn hemen hemen bir eyi olmama
sdr; gzel gzel nikah der. Ona ik deildir; lakin asl

104
yeene kar beslenmesi lazm gelen hisleri kendinde bula
myor; Ayen'e ok defa, istemeyerek baka gzle baku
n anlyor. Bundan azap duyuyor mu? Pek az . . . yi de tevil
ediyor:1 Madem ki evlenebilir, o hislere kaplmas gnah
saylmaz. Zaten kendisininki gzeli beenmek ve gayet tabii
olarak cazibesi, sihr--fsunu alunda kalmaktan ibaret. . .
"Ama," diyor, "hislerim bazen arzu, hatta maalesef ihti
ras derecesini de buluyor. Elimde deil ki nleyeyim. Ben
de insanm nihayet. . . Tasavvur ve tahayyl kudretimi krlet
mek, iletmemek mmkn olamyor. Tuhaf, yanmdayken
fazla bir ey duymuyorum da byle, odasna soyunmaya veya
giyinmeye gittii, uzaklau zaman, yalnz kalnca, hele ge
celeri yatarken ve sabahleyin uyannca kafamn ii hep ken
disiyle doluyor, durmadan hayaliyle urayorum! "
Tahliline devam ediyor:
"tiraf edeyim, bir ey daha var; onu bakalar beenir
grdkten sonra bendeki duygular takncasna arup ka
baryor. Bu gece elinin hayranl, hayranlm arurd.
Ayen'in etrafna uzak, heyecansz, adeta hissiz duruu er
kekler zerine fena tesir brakacana bilakis arzularn kuv
vetlendiriyor. Akllarndan 'elimize gese biz onun donuk
luunu gideririz. Byle durgun, duygusuz gibi grnenler
mahrem hayatlarnda fevkalade canldrlar. Eer adamna
rastlarsa! ' kabilinden dnceler geiriyorlar. Netekim ben
de byle dnyorum; benim fikrim yahut hsn kurun
tum da o ! "
Soyundu; pijamalarn giydi, ropdambnna brnd;
bir sigara yaku. Paltosu kadar ropdambrn da seviyor.

1 tevil etmek: sz veya davrana baka bir anlam vermek

105
Beyolu vitrinlerinde asl, ii baklava biimi dikilerle atlas
kapl, d deve ty renginde, daha koyu renkte eritlerle
ssl, lordlara layk bir ey! Kzn hediyesi bu da . . . Vicdan
azab duydu ki, kendi kendine syleniyor:
"Ayen houma gidebilir. Fakat ben onun muhafzym;
her eye ramen vazifemi sonuna kadar yapacam; nefs-i
emmareye1 kaplmayacam."
"Uyumadn m day? "
Kapnn arkasndan gelen bu sesten zihnindekiler fark
edilmiesine rkp yerinden frlad; toparland:
"Sigaram bitmedi daha . . . "
"Gireyim mi?"
Cevap vermeye vakit kalmadan, Ayen'i, etekleri topuk
larna kadar uzun ve tyl ropdambnna sannm, kar
snda buldu:
"Ykandm da uykum kat; azck konualm. Nasl bul
dun Faruk Bey'i? Ho adam, deil mi? Hani ya stanbul'a
geldiim zaman ftade Teyzem'le ilk defa Beyolu'na k
mtk; ta o gnden beri peimden koup duruyor; geece
im yollar bekliyor. Akas bana fena halde tutkun."
"Baka tutkunlann kimler? Rt de hesaba dahil galiba."
"Evet. Hem delicesine. . . Belli etmiyor ama anlyorum;
Berin de syledi ya! "
"Fena bir koca saylmaz, ok zengin. "
"Zenginliine zengin. Ben tekini tercih ederim. "
"Aranzda en aa yirmi iki sene fark var. "
"Yaa bakmyorum. Ka kere sylemitim, day! Olgun
tipten hazzederim ben . . . Berin tahkikat yapt; babadan pa-

1 nefs-i emmare: insan kt yola srkleyen nefis

106
ralym. Yarn br gn yeni bir sefarete tayin edilecekmi.
Sefir kars olduumu istemez misin?"
Ata bunu ister. Lakin kzn tahsil ve terbiyesi noksan.
Henz lisan da bilmiyor. Dncesini kapal kelimelerle sez
dirdi; teki dudak bkyor:
" ay srmez, ngilizcemi ilerletmi olurum. Herkes
'aksan'm beeniyor. Buraya geleli kyafet ve tavrlarm na
sl deitirdiimi grdn. Zonguldak'a gittiim zaman dan
gl dungul konuuyordum. Mhendisin haremi stanbullu,
kibar aileden mkemmel bir kadnd; lisanm onunkine
uydurdum. Bir sene sonra aramzda hemen hemen fark kal
mamt. Sen o cihetleri merak etme daycm. "
Ayen'in mant da kuwetli. u szle Ata'y mat etti:
"Hem Faruk Bey beni almak isterse ecnebi memleket
lerde kendisini kk drmeyeceime inanyor demektir.
Grdn adamn centilmenliini ! "
"Peki ama niyeti izdiva deil, sadece vakit geirmekse?
Bunlar yle almlardr; baksana, hfila bekar."
Sar Kz glmsedi; ayaktayd. Gelip karyolada daysnn
yanma oturdu. Oda poyraza karyd; pencereler kardan yar
rtl, ifte caml olmasna ramen rzgann uultusu du
yuluyor. Kz glmsemesine devam ediyor ve siyah halkal
krmz gz bebeklerini Ata'nn gzlerine dikmi, gzleriyle
de glyor.
"Nen var senin bu gece? Birdenbire pek neeli oldun.
Demin ssl mahzende, sonra da otomobilde uykulu halde,
durgundun?"
"Mahsus yle yaptm."
"Niin?"

1 07
Uzun uzun izah etti:
Evvela, ona yakyormu; her gzel kadna gecenin bir
saatinde yorgun, uykulu hal yakrm. Sonra yanndakilere
pavyonu dolduran br kzlar, kadnlar gibi aztan mem
nun, zpzp sramaktan hazzeder, bar artisti gibi gece e
lencesini meslek yapm grnmek istemezmi. stanbul' da
gen kzlar kendilerini byle zevk ve sefa dknlyle
erkekler nazarnda kltyorlar, hafif havai grnmenin
hoa gittiini sanyorlarm. Bunun da derecesini bulam
yorlar, neleri var, neleri yok ortaya koyuyorlarm. Merak
uyandracak gizli taraflar kalmyormu. Ayen bambaka bir
gen kz tipi yaratacakm.
Filvaki bu gen kz, fikirlerini biraz daha kark ve daha
ocuksu anlatyor. Ata'nn kard hlasas. Yani Haydar
paa Gar 'nda arkasna takarak getirdii bol mantolu ve ba
rtl, szgn, akn kz, stanbul'un gneinden, babas
nn parasndan kuvvet alarak cam kavanoz altnda turfanda
ilek gibi arabucak yetiti.
"Kendine gre de fikir sahibi. . . ki gzmn nuru,"
diye alay eden Ata -Ayen odasna dnd iin- yatana
girdi; gecenin sahne, dekor ve tiplerine ksa, sisli bir geit
resmi yaptrdktan sonra o kadar iittii halde ne olduu bil
medii "kokteyl parti"yi de yarn akam greceini dne
tasarlaya ferahlatc bir kolonya kokusu iinde uykuya dald.
Bu rayihay odaya, her dnnde duunu yapmadan evin
de rahat edemeyen San Kz getirmiti. San Kz'n yle bir
hali, ieklerinkine benzeyen baz yeri mat, bazs incecik
tyl bir ten gzellii ve temizlii vard ki, srnd ra
yihalar ister kolonya gibi i ac, ister lavantalar gibi lk

108
ve dokunakl olsun daima kendinden geliyor, tabii kokusuy
mu tesiri yapyordu.
Ata bu fark.lan sezdi; kimi kadn ona, asl kokusunu
basurmak iin lavantaya banm fettan bir tahtakurusu d
ndiird. Halbuki bazlar Ayen'i andrrlar; insana ho
rayihalar dardan alp srnmler deil, bu kokular d
ardaki ssl ielere kendilerinden aktarlm zehabn 1
verirler.
Sedefin yazhanesinde ertesi sabah tekrar gecenin e
itli safhalarn gzden geiren Day Bey -aruk sadece eski
tandk.lan iin "efendi"dir- nihayet dnmekten yoruldu;
ge yatu halde sabahleyin yine ayn saatte uyandndan
bir kaylule geiriyordu. smail Bey'in omuzlarna dokunma
syla gzlerini au:
"Ata Efendi," diyordu, "byk patron seni istiyor."
Byk patron, Rt'nn babasdr. Hayrdr, inallah!
Yedi seneden beri bu, nc ar. Bo bouna oturdu
unu ve bir ie yaramadan para aldn biliyordu; yol g
rnd, galiba . . . Fakat smail' in dudaklarndaki tebessm
fena bir haberle karlamayacan anlatmaktadr. Hinolu
hin! Olmu, olacak her ie vakfr.
Talip Bey'in odas ayn katta, kede, geni maroken
koltuklar, kitap raflar vesaire ile denmi mkellef bir yer.
Ata'y bu oda evvelce rktrd; imdi gazinolar, oteller,
yksek terzi salonlar, fotoraf atlyeleri ile nsiyet2 ha
sl ettiinden ayn heybeti duymayacak. Talip Bey'i de b
ymsemeyecek. Dn gece bir sefirle diz dize oturmutu, bir

1 zehap: sanma, san


2 nsiyet: alkanlk

109
Amerikal ile de . . . Ald maa da nedir ki? Ayen cep har
lndan verse bir eyi eksilmez.
Bu muhakemeleri yaparak yrd. Lakin eski ylgnlk
lar ksa zamanda silinip gittniyor. nn ilikledi ve ieriye
hemen hemen eyll ayndan nceki, cretli kk memur
snepeliiyle girdiini anlad; kabusmuasna o hali stn
den atamadna can skld.
Talip ufak tefek, avurtlar -nasl diliyle doldurarak Ura
oluyordur; diye dndrecek kadar- kk, kck gz
l, karayaz, gsterisiz bir adamd. Lakin ylesine zekiy
di ki, mkellef odadaki mkellef masann banda bile bir
ahsiyet olduunu belli ediyor, yerini dolduruyordu. Yahut
Ata'ya tesiri buydu. Acaba emlak tellall ettii zaman Bab
ali Caddesi'ndeki tek odal, tahta masal, camlarna "kiralk
ev", "saulk arsa" gibi el yazs ilanlar yapunlm mangall
dkkannda ayn tesiri yapabilir miydi?
Ata ayakta durmad. Eskiden de durmaz, yana ve gn
grm bir insan olmasna hrmeten gsterilen masa kars
sandalyelerden birine otururdu. Yine yle yapu; zengin ye
eninin yannda gazinolarda geziyor diye Talip muamelesi
ni deitirip koltuk ikram ettnemiti. Eskisinden fazla olarak
bir haur sorma fasl geti. Acaba ne diyecek? yle balad:
"Azizim Ata Efendi, bilirsin ben i adamym. Maksat ne
ise oraya hemen gelmeyi tercih ederim."
"Pek iyi edersiniz efendim. "
"yi veya fena, usulm budur. Onun iin meseleye ge
liyorum; sizin bir yeeniniz varm, yahut birdenbire ka
gelmi. Babas ticaretle megulm; kz sizinle oturuyormu;
yahut siz kzn evinde oturuyormusunuz. "

1 10
"Evet, beraber oturuyoruz. "
"Evlenme anda, gzel bir kzm . . . "
Ata hem dinliyor, hem kafasnda Ayen'le giriilen me
selenin ne olacan bulmaya alyor. Sakn, Sedefnci o
gece gezintileri hakknda yanl malumat almasn? Ho o,
memurlarnn hususi hayatna karmaz. Karsa en evvel ka
rs, kz ve baldz ile algl gazinolarda rak imeyi itiyat
haline getirmi olan smail Bey'i islaha kalkard.
" . . . Bu hanm kza bir talip var."
Sz Rt'ye mi getirecek? Ayen'i oluna m isteyecek?
"Deme kzn bulamayaca bir koca; hem ahsi servet,
hem mevki sahibi. Ancak . . . "
Talip durdu.
"Ancak . . . Aralarnda ya fark byk. Yeeninizin he
nz taze oluuna gre nza gsterecei phelidir."
"Kim bu zat, beyefendi?"
"Sefrlerimizden Faruk Senai Bey. Bugn leyin lokan
tada yanma geldi. Bizim messese ile mnasebetinizi
renmi, malumat istedi. Evvela sizin fikrinizi almak arzusun
da. Zaten dn gece bir yerde beraber bulunmusunuz. "
"Bulunmutuk. "
"Nerede?"
'Taksim Gazinosu'nda. . . Hayr, gazinonun altndaki
yerde."
Sedefnci glmsedi:
"Pavyonda yleyse. "
"Yarn akam da otele yemee ard."
"Park Oteli'ne, o halde . . . Maallah vaktinizi hoa ge
iriyorsunuz. Bunlar beni alakadar etmez. Saatinde iinizin

lll
bandasnz ya . . . Yeni vazifenizin depodaki kadar yorgun
luu yok. Rt'ye hak verdim; aas gen harc. te bu
kadar. Artk Faruk Bey'le siz dorudan doruya konuursu
nuz. Ha, syleyeyim, geen hafta Ankara'ya gelmiti, ken
disini Hariciye Bakan 'yla otomobilde grdm. Yaknda bir
yere gnderilecei muhakkak. Malum ya, Karadeniz uakla
r birbirlerini tutarlar."
"Faruk Bey de Trabzonlu mu?"
"Hayr, ama babas Sungur Paa vaktiyle Kafkasya'dan
muhacereti sras Hopal bir kzla evlenmi. O kadarc bile
istisnai muamele grmesine yeter. "
Talip yerinden kalkacakmasna kmldannca, Ata
iskemlesinden doruldu, darya kt. Demek ki ambar
memurluundan yukarya alnmasna Rt nayak olmu.
Hep Ayen'in hatr . . . Lakin kz, yaknda ellerinden gidiyor.
Gideceini, yani sefirle evlenmeye hazr olduunu dn gece
kendi azndan dinlemiti; sefir kars olup ecnebi memle
ketlerde yaamaya can atyordu.
"Bak," diye sylendi. "Faruk Bey de aslen Kafkasyalym.
kisinin kan nasl da birbirini ekti! Ayen 'i kaybediyorum.
Pek ksa srd bu tatl rya . . . "
Yazhanesine mahzun bir yzle dnyordu. Kzla be
raber daha nerelerden mahrum kalacakt? Fakat onlara
ehemmiyet vermiyor. Gznn nnde hep Ayen . . . Dn
gece, tyl, geni, uzun etekli mavi ropdambnna sarlm,
Ata'nn yanma, yataa oturduu zamanki kolonya kokulu,
tertemiz, lkl iinde sert ve serin hayali elini uzatsa tuta
cak kadar canl. Nasl ayrlacak bundan? Ayrlacak ve tekrar
Gedikpaa'daki hayatn srklemeye balayacak . . .

112
Yolunu smail Bey kesti:
"Ne o?" dedi. "Fena bir haber mi aldn? Halbuki ben,
bilakis gler yzle dnmeni bekliyordum. "
"Haber fena saylmaz, ama olacak ey deil. Herif ile
arasnda ya fark fazla. Babas raz olmaz."
"Nasl fazla? Ayen Hanm yirmisinde . . . "
"teki krkn gekin. "
"Bunadn m Ata Efendi? Aralarnda ancak al u ya var."
Karlkl birbirlerine bakular. Biri fke, br hayret-
le . . .
"Gir odama. Meseleyi aydnlatalm; bir yanllk hisse
diyorum," diyen smail Bey, Ata'y yolundan evirdi; onun
yazhanesine girdiler.
"Sana kimden bahsetti patron? "
"Faruk Senai Bey ismindeki bir eliden . . . Daha dn ge-
ce tanmuk onunla."
Katip elini masaya iddetle indirdi ve sylendi:
"Vay iblis vay! Eer Rt duyarsa kyameti koparr. "
B u sefer hayrete den Ata Efendi'dir.
"Rt Bey'e ne oluyor? Ne karyor bu ie?"
"Ne mi oluyor? Neden mi karyor? Sen sahiden buna
msn dostum. Hem adamakll ateh 1 getirmisin. Etrafn
da olup biten hibir eyin farkna varmyorsun. Yahu, kzla
asl evlenmek isteyen Rt'dr! Rt bir haftadr anasy
la, babasyla yeniip duruyor. Ayen'i onun elinden kimse
alamaz. Cinayet karr vallahi! Ben de sana bunu aacak
sanmum."

1 ateh: bunama

113
Ata Efendi, bir sandalyeye kt ve bu sefer hakikaten
ardn duyduu sol kolunu ovuturmaya balad. Sancs
kalbine doru vuruyordu.

ili

Saat altya yaklarken, Ata telaa dt. Zira Rt ile


Thomas otomobille gelecekler, sonra apartmana urayp
Ayen'i de alarak kokteyle beraberce gideceklerdi. Yarn ak
am da sefirle buluacak. Ne i, ne i!
ftade Hanm, kocasyla Ayen'in beraberce gittikleri alaf
ranga yerlere kendisinin yakmayacan, uyamayacan, uy
maya alsa bile kzn keyfini karacan idrak edecek kadar
zeki olduundan, yeni hayat balaynca yarm azla yaplan
srarlar, "Siz bana bakmayn, evimde rahat rahat otururum .
Vcudum yle gece yanlar sokak sokak gezmeye dayanmaz,"
diyerek geitirmi, ayet giderse ahengi bozaca iin Ayen 'le
arasnn souyacan, hemen her gn ald hediyelerin ke
sileceini, belki ne de yol grneceini de hesap ederek
feragat gstermeyi tercih etmiti. etin, ablas sayesinde bir
elbiseyi karp tekini giyiyor; can ne isterse alyor, zengin o
cuklaryla dp kalkyor, ehzadeler gibi yayordu. Tam drt
tane dolmakalemi vard. Hepsi de Ayen'in hediyesiydi.
Ayen olmasayd, biare olana mektepler ald sra
da Ankara Caddesi'yle Yeni Postane etrafna dizilen seyyar
kalem ve defter satclarndan g bela ancak lazm olan,
hem de en fenasn alacak, aynca pahallktan ikayet edip
altn para zamannn bereketini ve ucuzluunu dr dr, saat
lerce anlatp duracakt. Bugn Ayen ablasyla Beyolu ma-

114
azalanndan birine girdi mi, etin kalemlerin, katlarn,
defterlerin en gzelleriyle dolu paketlerle darya kyor.
Mektepteki muamele de bakalamt; imtihana yakn hu
susi dersler alyor, snfn tereyandan kl eker gibi gei
yordu. Belli ki ftade byk otellerde, lokanta ve gazinolar
da Ayen'i memnun edemeyecek. Hi gider mi?
Bari vakit olsa da ftade ile bir iyi konusa . . . Ba sk
nca kansn yle arar ki! oktandr dertleme frsat d
myor. Hepsi bir haftadr elence peinde, darmadank . . .
smail Bey'in fikrince Rt her eyi gze almtr. Sakin g
rnmesine raz olmadklar gibi Mesture ve Berin tarafndan
yoklanlan Ayen Hanm da ar davranyor, hatta akas
uzak duruyormu. Ata:
"Peki," diye sormutu. "Kendi kzla grmemi mi?
Maksadn hi deilse tlatmad m?"
"Hayr. Her ite atak, cesur ve gz pek olan Rt, bu
raya gelince snepeleiyor. Bilirsin, peinden koan kzla
rn haddi hesab m var? Hepsiyle gnl avutup geziyordu.
Epeyce zamandr o apknlklar da brakt. Varsa Ayen Ha
nm, yoksa Ayen Hanm! "
Cevabn alnca arkadana hak verdi; zira Sedefnci
zade'nin dediini kendisi de fark etmiti. Bu noktay da im
di anlyor: Rt btn midini Ata Efendi'nin mdahale
ve tavassutuna1 balamtr; Day Bey'e gsterdii hrmetin
sebebi o . . .
"Ne iler ald bama! Nasl kacam iinden? Yarn
br gn Mister Thomas da talipler arasna karabilir. Ec
nebilerle evlenen kzlarmz az m? Herif zenginmi de . . .

1 tavassut: araclk, ara bulma

1 15
Babas Arnerika'da konserve fabrikalarna sahipmi. Olu
nu askerliini yapmak iin stanbul'a gndermiler. Sulh
olunca kz koluna takar, gnn birinde tayyareye binip
"pr! " diye uup gider. Arkasndan bakakalrz! Kzda azck
gavur damar da var gibi geliyor bana! Ecnebilere veya ecne
bi memleketlerde vazife grenlere meyli aikar!"
Beyolu Caddesi'ndeki oteli getikten sonra byk bir
kapdan genie bir tala girdiler. Duvarlar mermer kapl
ve zemini mermer deli ikinci bir sofa . . . Daha ierisi ufak
bir sinema salonu. Thomas hepsini birka Amerikal siville
tantrd; nlerine dp ortadaki sandalyelere oturttu. Et
raf, ecnebi kadnlaryla dolu . . . Aralarnda Trke konuan
lar, tannm gazeteci beylerin hanmlarym. Kendi evlerin
de ve kendileri tarafndan verilen bir davette bulunuyorlar
masna pafur pufur, gle akalaa, una buna iltifatlar
yadrarak gelip gidileri Ata'nn dikkatini ekti. Asl ecnebi
kadnlar daha durguncaydlar; ocuklar gibi dizilmiler,
merakl gzlerle filmin balamasn uslu uslu bekliyorlard.
Bir harp sahnesi . . . Bir daha. . . Bir daha. Ne l muha
rebeleri kald, ne karaya asker karma harekat, ne de hava
bombardmanlar. Ata grltden sersemledi. Salon dard,
sigara da iiliyordu. phesiz, Almanya'nn artk zafer ka
zanmasna imkan yok. Film bitince seyirciler sevin iinde
ayaa kalktlar. Aralarnda mihver devletleri lehine yaz yaz
m, Almanlar vm muharrirleri1 Rt birer birer gs
terdi. Amerikanclar da . . . ki taraf da memnundu!
kinci salona ktlar. Herkes ayakta, grup grup duru
yor, konuuyor. Derken, bulank limonata ve ok demlen-

1 muharrir: yazar

1 16
mi, kararm ay renginde ufak kadehler dizili tepsiler do
latrmaya baladlar.
Bir tarafdan da krdan pleri sokulmu kfteler, zer
lerine taze domates konmu veya tereya srlm alacal
bulacal kk ekmekler gezdiriyorlar. Rt, tepsiden koyu
renk mayiyle dolu bir kadeh alp Ata'ya, limonata renklisini
de Ayen'e takdim etti. Thomas, garsonun elinden kapt
meze tepsisini uzatmt.
Bakalarnn bu kadehleri bir hamlede itiklerine dikkat
eden Ata, onlar taklit etti; birka yudum ald; kadehi elinde
tuttu. Krdanl kfteler scakt; meze srlm ekmek ileri
ise, buz dolabndan kmt galiba, souktu. Ayen'i gren
Amerikallar, Thomas'a yaklayor, kza takdim olunuyordu.
Bir ara bakt ki en fazla erkek kalabalndan teekkl eden
grup kendilerininki!
San Kz, yere dklm ineleri p p toplayveren bir
mknats gibi cazibesiyle erkekleri ekiveriyor. Havuza at
lan kat helvasnn etrafna halka olan krmz balklar gibi
yakalanmlar; nerede ise o balklarn usulnce kzcaz di
dikleyecekler!
Gruptaki ahslar 'bereket uzun mddet kalmyorlar,
baka bir gruba uruyorlar, daha telere gidiyorlar. Kadn
lar da ayn eyi yapyor. Tepsiler mtemadiyen gezdiriledur
sun, hep ayakta olmak artyla konumalarn neesi artyor.
Rt'y tanyan ok. Hele gazetecilerden . . . ocua
kar iltifat yerinde. te ince uzun, yznn derisi buru
maktan ziyade adaleleri gevemi, gz kapaklarnn alt kat
mer katmer biri! Mehur muharrirlerden krk yllk smet

1 17
Naci oymu. Yanlarna sokuldu, "stad" diye yer atlar. Ada
mn gz Ayen'de:
"Bu gzel Kk Hanmefendi'yle beni tantrsanza," di
ye sze balad. "Kendisini uzaktan ecnebi sandm; Trk oldu
unu konumasndan anlaynca sevindim donsu. Oo, isimle
ri de gzel! 'Aye' zaten hazzettiim bir isimdi; byle enlenin
ce daha da ho olmu. Daima en, daima bahtiyar ol kzm! "
,
Mehur muharrir demir att. Bir bakas geldi; o hem
profesr, hem airmi. Gen mi, yal m, hasta m, salam
m olduunu Ata'nn birdenbire kestiremedii szme re
vani, elimsizliiyle uymayan azametle biri. Ayen'le gya
megul grnmedi, ama gz attka grtlak kemii oynuyor,
kadehi tutan eli titriyordu.
Kalem erbab tuhaf insanlar. . . Biri meclise yanamaya
grsn, arkas skn ediyor. Nitekim biri daha geldi. Ata
Efendi bunu ismen ok iyi tanyor; eserlerini ocuk denecek
yatayken okudu. Hfila din, akrak, hareketli. Pervasz da . . .
Ayen'e hitaben diyor ki:
"Durun bakaym, yle . . . Biraz yan . . . Banz hafife yu
karya don kaldnn. Hah, tamam . . . Oldu, imdi, tpk o!"
Ve birtakm isimler syledi, galiba bir ressam ve bir ka
dn ismi, aynca bir mze bahsi de geti. Gya Ayen ve Ata
bunlar bilirmiesine tekrarlyor:
"Deil mi, efendim? Tpk o! Byk mabehet!1 ayan
hayret! "
Hazr olanlar bilgilik tasladlar, tasdik ettiler. Ata'nn
ilk ii, frsat bulunca bu muharririn yeenini kime benzetti
ini Rt' den renmek olacak.

1 mabehet: benzerlik

1 18
Kokteyl partinin sohbet ve eski dostlarla buluup yeni
lerle tanma bakmndan ok faydal olduunu itiraf eden
Ata, bir eyi daha beendi: Davetliler can istedii zaman
uzun uzun veda sahnelerine lzum grmeden vestiyerden
palto ve mantolarn alp gidiyorlard. Saat kayd yoktu. De
min Ayen 'i mzelerdeki bir tabloya benzeten muharririn
yanna aka paka, yz hatlar rahat, dolgunca fakat biimli
vcutlu gen bir kadn sokuldu; grup onu hrmetle selam
lad. Ata'nn batan ayaa latif bulduu bu gen kadn, me
erse o tablolara tebih merakls muharririn hanmym.
Aralarnda ya fark pek byk. Lakin anlalyor ki, o fark
birbirlerini sevmekte devam etmelerine mani olmam; ikisi
de memnun, mesut. Hayretle unu da rendi. On be yllk
evliymiler!
Demek, yarn Ayen de Eli Bey'le evlenirse, kocasnn
mevkii, hreti ve paras da yol oynayarak ikisi de byle iyi
geinir, belki de seviir bir aile tekil edeceklerdir. Rt'ye
gvenilemez ama Faruk kz kayrmasn bilecektir.
"yi hesap ediyor, bizim Sar Kz! Faruk Senai Bey ta
liplerle namzetlerin en mkemmeli. . . " diye iinden sylen
di ve bir an, gz karya iliince kk patronu Feyzullah
Bey'in karsyla beraber ayn salonda bulunduunu grd;
bir mukayese fark daha kmu. Zira Feyzullah, ileri iin
gidip geldii bankada kara kuru, esmer, tam kenar mahalle
kz tavrl bir kza ;ik olmutu. Ata Efendi de messese na
mna o bankaya drt, be defa uramu. Gnn birinde 2
numaral patronun katibe Ferdane ile evleneceini iitince
nasl kadn iin irkin koca diye bir ey yoksa, erkek iin de
olmayaca kanaatine vard.

119
Ferdane, srtna geirdii siyah bir i gmleiyle darack
bir odada sekiz erkein yannda alrd. icab hemen da
ima ayakta, bir masadan bir masaya dolar, bir ekmeden
ald evrak brne gtrr, boyuna hareket halinde f
nl fnl dnerdi. Aynca gevezeydi. . . Hem erbab- mesalihle,1
hem arkadalaryla senli benli konuur, ouna krd. z
divatan sonra Ata, irkinliine, ballna ramen bu kzn
seksapelli olduunu hatralarn yoklaynca anlamakta gecik
medi. Kendisi de, evrakn muamelesi tamamlanrken odada
gzleriyle Ferdane'yi takip eder, bunu o zaman i skntsn
gidermek maksadyla yaptn sanrd. Hayr, kz ok cazibe
liydi; at kln andran sert siyah salaryla, kupkuru ayakla
ryla, takr tukur, kemikten ibaret uzun boyu ile dikkati ken
dine ektikten baka "unu yakalasam da bir temiz dvsem"
arzusuyla kark acayip bir arzu da veriyordu. te o Ferdane,
kara kuru, at gibi kz, bugn stanbul'un en iyi terzilerinde,
en pahal ve k giyinen -ne diyorlard bakaym, tamam- en
"orijinal" gzelidir. Her anlayan Ata'ya ayn sz tekrarlyor;
Rt ve smail Bey takm, bilhassa Berin de . . .
Ferdane -ona "Feri" deniyormu artk- hakikaten gzel
olmu. Belki eskilerin anlad manada gzel deil, ama g
zelden daha tesirli, alml birey; hem de kibar, zarif, hatta
-bu kelimeyi yaktrmaya dili varmyor- asil, hanedandan
bir kadn! Bandaki grup Ayen'inki kadar dolu; karsnda
erkekler dil dkmekle megul; bilhassa ecnebiler evirmi
kadn . . . Bir msra mrldand:

Hda kadirdir eyler seng-i-hCrCdan gher peyda.

1 erbab- mesalih: i sahipleri

1 20
Byle sylenirken Feyzullah Bey'in, yani u, Fatih Kay
makaml kesinde bir zamanlar arzuhalcilik ettiini bil
dii 3 numaral Sedefinci'nin kendisine birtakm iltifatl ba
iaretleri yapun, yanna ardn grd ve itimat arar
casna Rt'ye ii fsldad.
"Gideyim, deil mi?" diye sordu, ama u benimsemedii
insanlar arasnda tek bana yryemeyeceini anlad. R
t dedi ki:
"Beraber gidelim. Zannederim Feri, Ayen Hanm' me
rak etmitir. Tansnlar. Kadn son senenin "arbitr"i sayl
yor. Bakalm, yznde ne okuyacaz?"
beraber o tarafa ilerlerken iman milyoner Fey
zullah birka adm olsun karc ku; kans da tebessmler
taknd. "Arbitr" de ne ola? Zaten bu meclislerde her sz
ve cmleyi anlamak imkansz. Siyakusibak1 ile bir mana
karabilirsen ne ala! 1 numaral patronun olu 2 numaral
patronun kansna takdim ediyor:
"Ayen Hanm . . . Ata Bey'in yeeni."
Ferdane'nin gz bebekleri iinde sanki bir dmeye ba
snca yanp snen cep fenerlerindeki gibi birer ampul var.
Ildadlar ve San Kz' arayp taradlar. Ata yemin edebilir
di; o tek bakta Ayen'in sadece d elbisesini deil, i a
marlarn, etini, kemiini, nesi mevcutsa hepsini grm,
hkmn vermiti. Bu hkm kzn lehinde miydi? Anlaya
mad. Lakin ikinci bakn Rt zerinde toplandna g
re, olann alakasn biliyordu. Delikanlya hitaben dedi ki:
"Aruk aylanma gelmez oldunuz. Bu haftakine Ayen
Hanm'la Ata Bey'i de getirsenize . . . Pek memnun kalnn.
Buyurursunuz, deil mi efendim?"

1 siyakusibak: szdeki uygunluk ve tutarllk

121
Ata eildi. Rt ksaca, "Geliriz," demesine ban sal
lad. Ayen o srada Thomas'n bir szne cevap veriyordu;
hem de ngilizce! O kadarn kendi de kvrabilirdi ya . . .

''Yes! " demek de bir marifet mi? Franszcann "oui! "si . . .


"No! " galiba iki lisanda da ayn ey.
Kapdan grup halinde ktlar. Karlar erimeye yz tut
mu, cadde vck vckt. Aa Camii yanndaki sokaa kadar
yaya kaldrmndan, kayp dmek korkusuyla ihtiyatl yr
dler. Feri ile Ayen ndeler. Biri esmer, br sarn, ikisi
de uzunboylu, endaml, krkl ve apkal, tuhaf Ferdane'
nin bacaklar da biime girmi, arkadan frenk kadnna ben
ziyor. Otomobillerini kede bulunca:
"Sizi apartmannza brakalm," dedi.
Thomas ile Rt' den aynldlar. Tam arabaya biniyor
lard, delikanl -akl hep San Kz'da ya!- kotu:
''Yarn akam nerede buluacaz?" diye sordu. "Gelip
alalm m? "
Ksaca cevap verdi:
"Hayr, biz doru otele gideriz. "
Sevdii kzla be, on dakika daha evvel bulumay kar
sayan gen, "Olur," dedi ama yzne bir mahzunluk kt.
phe caiz deil: Rt ak!
Eve girince btn Gedikpaa' dakileri toplanm buldu
lar. Feride ve damat Atf dahil, byk meclis kurulmutu.
Alt buuk matinesinden kmlar da urayalm demiler.
Tabii, yemee alkoydular.
"Nedir bu sokaklarn hali? . . . amur dizlerde! "
Ata, kokteylin sersemlii iinde koltua yaslanm, din
leniyor. Fakat kafas harekette . . . Hem de mhim ileri b
rakm, stanbul'un amurlarn dnyor.
1 22
"ehrin eski halini bilseler, o devirde yaasalar, ne der
lerdi acaba? amur iinde pala alardk. Yaman eydi stan
bul amuru! "
*

Feride ile kocas yemekten sonra -belki tekrar kar bas


trr diyerek- hemen gittiler. etin uyudu. Salonda kii
kaldlar. Gnname bulak ykyor. Ata:
"Eh," dedi, "gelelim imdi manahn fihimize . . 1 Mhim
.

bir haber vereceim: Ayen'e talip kt. Dur hanm, acele


etme. Hepsini minelbab ilelmihrab2 anlatacam."
Ve Sedefinci ile arasnda geen konumay ar ar, bir
harfini karmadan nakletti. Fakat smail Bey'in Rt'ye
dair sylediklerini gizli tuttu.
ftade'ye bakt. O da belli ki kocasnn gndz kapl
d znt iinde; Ayen'in ban alp bir sefirle yabanc
diyarlara gitmesi, grdkleri menfaatin kesilmesi hi iine
gelmiyor. Nutku tutulmu; azn aamaz halde.
San Kz ne diyecek? Ayam ayann stne atm; -ne
kadar da ksa yapyorlar etekleri. . . Diz kapaklan meydanda
olduktan baka yan taraf yrtmacndan orap bann kska
lar da grnyor!- kendinden bahsedilmiyormu kadar ka
ytsz. Gedikpaa'dan getirdikleri kediyi okamakla megul.
"Ben mi? Biliyorsun day . . . Dn gece sylemitim; Fa
ruk Bey reddedilemez. Fakat. . . "
"Fakat?"
" . . . Mister Thomas demin kokteylde bana harp biter bit
mez isterse Amerika'ya gideceimi sylemiti de onu d
nyordum. "

1 manahn fih: zerinde durulan mesele


2 minelbab ilelmihrab: batan aa, tm

1 23
Ata'nn gzleri byd; bu szlerin alundaki manay
sezmiti. Sezmek.le beraber sordu:
"Senin Amerika'ya gideceini mi syledi? Ne mnase-
bet! Ne yapmak iin?"
"Onlar byle oluyorlar, hemen karar veriyorlar. "
"Neye karar veriyorlar?"
"Evlenmeye . . . "
imdi nutku tutulan Ata Efendi'dir. Ayen'e korku ile,
biraz da irenerek bakyor. Evet, Amerikal ile evlenmeyi ak
lndan geiren u kz, ona, tertemizliine, alun sans prl
prl gzelliine, ho rayihasna, hatta . . . Hatta olduu gibi,
elbisesiyle yutulacak kadar itah verici grnmesine ramen
birdenbire Hristiyan kokulu yabanc geldi.
Ayaa kalku, tekrar oturdu. ftade'ye dnd; gzlerini
arad, bulamad. Kadn, nne bakyordu; darbenin alunda
ezilmiti. Bir ey sylemek istedi; tek fikir aklna gelmedik
ten baka sesinin kmayacan da anlad.
Ayen, elektrik nn yakut parlak.l verdii boyal tr
nakl, uzun, ince, latif elleriyle hfila kedisini okuyor. Ata'ya
bu eller souk Amerikalnn salar zerinde dolayormu
tesiri yapyor. Sanki dizine yaurp okad Thomas'n ba
dr.
iV

"Buz gibi bu oda! Kaloriferi bir ey sanrdk; imdi demir


sobal ufak odamzn kadrini anladk. Titriyorum, hanm! "
"Sen souktan deil, sinirlendin ondan yorsun. "
ftade byle syledi ve sonra sesini alaltarak dedi ki:
"Amerikal 'ya m varacakm, utanmaz ! "

1 24
Ata, daima Ayen'in tarafn tuttuundan deminki fke
sine ramen ii kltmek istedi:
''Yok, yle sylemedi. 'Amerikal milyonerin olu da beni
beeniyor; mmkn olsa alp memleketine gtrecek, izdi
vaca hazr' demesine vnd. Byle bir eyin olamayacan
bilmez mi? Babas kafasn ikiye bler de yine brakmaz! "
Kans, Yaar'n o kadar sert davranacana inanmadn
anlatan bir yz taknmt. Bu yzle hacaann mezhebi geni
olduunu, para iin her rezaleti gze alacan, Amerikal' dan
kan varsa kzn gtrmesine nza gstereceini anlatyordu.
Bunca yldr beraber yaad ftade'nin gz ka hareketleri,
dudak bkmeleri, ba sallamalaryla neler ifade etmek iste
diini anlamaz m? Zaten kenar mahallede yaayan stanbul
kadnlan yalnz cevap yetitirmek, cinasl szler bulmak itiba
ryla deil, yzleriyle birok ey anlatmak bakmndan da ok
ustadrlar. Bir gz sz veya ka ularn kaldrla diledik
lerini, szden daha ak ekilde karlarndakine anlatrlar.
Kk yatan rendikleri ikinci lisandr bu!
Ata, dnyor ki Ayen, harp bitinceye kadar rtn
ispat etmi, hrriyetini kazanm olacak. Gel de nne ge
meye kalk! Medeni kanun onun hamisidir. Ho, kendisi de
Yaar'a gvenmiyor. nlerine dp birlikte gitmeyecei
ne malum? Hem, birtakm Anadolulu kaba saba Ermeniler,
Rumlar, Amerika'ya on parasz sokulmu, servetler kazan
mlar. ster misin Yaar da be sene sonra Trk liras yerine
dolar milyoneri olup dnsn!
Bunlan kansna sylemedi. kisinin de mterek korku
su kz herhangi ekilde ellerinden karmak . . . Meseleyi o
noktadan muhakeme ediyor:

125
"Hanm," dedi. ''Yapacamz en iyi i Ayen'i raz edip
Rt ile evlenmesini temin. Bu hususta yardmcmz da
ok: smail Bey'le esmer kadnlar! Kzn kfuvvii zaten Se
defincizade 'dir. Din, ya, mevki hepsi uygun . . .
"

Saatlerce konutular. Ayen'le aralarna bir soukluk


girdii muhakkaku. Yataa uzannca -Ata ayn odada, fta
de olu ile bir bakasnda yauyor- bir trl uyuyamad. San
Kz'n bir Amerikal ile izdivac tabii grecek kadar modern
likte ileri gitmesini aklna sdramyordu.
"renmiyor demek! Din, iman da yok kfilirin kznda!
Sanki saulk cariye. Paray en ok sayana, kimdir, nedir, d
nmeden salna salna gidecek. ok hissiz mahluk. Ne ola
cak, anasnn kan1 "
Fakat acayibi u ki, Ayen'i Hristiyana varacak bir kz
olarak tanyal beri Ata, ona kar daylk, daha dorusu ak
rabalk bann bsbtn gevediini anlamur. Yabanc
oluvermiti birdenbire . . . Tpk bu akam kokteyl partide
houna giden kzl sal ngiliz kz gibi baka dinden, baka
rktan, hatta lisan bile baka bir ecnebi gzeli. O kadar ec
nebi ve Hristiyan ki, rplak soyunsa vcudunda din fark
nn alametini grecek sanki. . .
Ayen' deki durgun ve donuk hal, az konuma, hi krl
mama, etraf ve sohbetleri sadece siyah halkal mercan gz
leriyle yksekten dinleyi, btn bunlar onu -kendisinin de
dedii gibi- yeni neslin kzlanndan aynyor. tekileri Ata
aruk yakndan tanmaktadr. Zira plajlarda ve pastanelerde,
biraz da Mesture Hanmlarda Ayen'le ahbap olduu kk
hanmlar apartmana uramaktadrlar. Hepsi de yeni zengin
kzlan ve ou taral. zmir havalisinde, Mersin, Adana, da-

1 26
ha uzak ehirlerde tremi harp tccarlaryla arazi ve fab
rika sahiplerinin oluk ocuk.lan hep stanbul' da mark,
delimen bir hayat sryorlar; el antalarnda beer yzlk
katlar, paray nasl, nereye harcayacaklarn bilemiyorlar;
arkalarnda bir sr delikanl, Beyolu Caddesi'nde mekik
dokuyorlar.
Zavalllar! yle havai, sinema yldzlarnn kt takliti
si, ufak tefek yahut karnl, kalal, manasz kzlar ki . . . Deli
kanllarla yle laubali hareket ediyorlar. "Amerika' da byle
dir, erkekle arkadalk edilir; iki cins arasnda fark yoktur,"
diyerek bir ili dl oluyorlar ki Ayen bambaka. Bambaka
lndan dolay da brlerine ciddi bir talip kmazken San
Kz turnalar gznden vuruyor.
Yarn ftade Arnavutky'e kadar uzanarak Rt me
selesini kolaan edecek. Ata, yarn akamki ziyafete evvela
gitmemeyi kararlatrd. Lakin, sebep olaca naho vaziye
ti dnerek neesiz durmak artyla gitmek lazm geldii
neticesine verdi. Biraz nce Ayen' den souk ayrlmt. Sa
bahleyin evden erken kaca cihetle akama kadar yzn
gremeyecekti. Gn, hep o souk ayrlmann tesiri altnda
geecek. Acaba akama daysn hibir ey olmamasna m
karlayacakt? Yoksa u dakikada o da baz kararlar alyor,
Ata' dan kurtulmak yollarn m aryordu?
"Ey," dedi. "Erge bu olacak! Bari bir an evvel olsun . . . "
Bakalarn aldatmaya altmz iin baz defa kendi
mizi bakas yerine koyar, kafamzn sesiyle konuarak kendi
kendimizi de aldatmaya alrz. Ata, o sz bu alkanlkla,
inanmadan sylemi, sonra da farkna vararak ac ac g
lmsemiti. imdi samimi hisleriyle syleniyordu:

127
"Ondan ayr dmek beni kertir. Galiba iklannn
arasnda ilki ve en zls benim. Akamlan aparUnana nasl
iim sevinle dolu dnyorum; pazar gnlerini ne sabrsz
lkla bekliyorum! Sabahlar odasnn kapsna gz aUnadan,
uyuyuunu dnmeden evden ayrlamyorum. Aklmda
hep Ayen . . . Her gzel kadn, manzara, rayiha bana Ayen'i
hatrlatyor. Bu, dpedz iklk halidir. Kskanlk iimi ke
miriyor. Onu, byle giyinip kuanmasa da, geldii kyafetiyle,
srtnda bol mantosu, ba rtl, kasabal ekliyle de seve
cektim. lk gn, mutfaktaki uydurma hamamda ykanp da
ya salarn bir tlbentle tutturmu, hiten entarisi iinde
sofraya oturduu zaman aalamtm. Hele Florya dn,
gneten yanan toparlack omuzlarn yer yatanda pudra
ladn gece? Hastalk oktan kendisini gstermiti."
Ata, ik olduunu artk kabul ediyordu; lakin akn
brlerinkine benzetemiyor. Zira kendisininkinde ne izdi
va eklinde, ne baka yollardan bir visal ihtimali hatrna ge
lemez; yle bir hedef de yoktur. Ayen'in muhitinden uzak
dmemek, etrafnda bulunmak, havas ve gzellii iinde
yaamak . . . Kimseye anlatamaz, ocuk, deli, belki de bunak
derler. Salonda otururken kula ve gz hep kapda. Ayak
seslerini dinliyor, ieri girmesini bekliyor. Odasnda fazla
kalr, grnmezse fikrinin ilemediini, konumalardan
mana karamadn biliyor.
Asl g olan bu halini kimseye, hele kza sezdirmemek,
day rolnde kalmak. Tek tesellisi Ayen'in kendisinden
hazzeUnesi. . . Muhakkak ki yeni tant aile efrad arasn
da, hatta babasndan fazla Ata'nn meclisini tercih ediyor,
yannda gezdirmeye onu layk buluyor. Ata o cihetten en

1 28
iyisidir. Aynca yalca, olgun ve dzgn kyafetli bir day ile
gezmek, kzn mevkiini de salanlyor, ciddiletiriyor. Araya
yle bir menfaat ve hesap karmakla beraber, eer Ata'y
sempatik bulmasa baka birini arard. u ciheti de gryor:
"Akll kz . . . Kendisini Mesture ve Berinlere oka te
hir etmekten ekiniyor. Biliyor ki epeyce mimlenmi olan
esm_er gzelleriyle dp kalkmak, kolay elde edilir bir kz
tesiri yapar. Beenenler izdivac deil, gnl elendirmeyi
dnrler. "
Ayen'i azck unutmak iin Berin'i gznn nne ge
tirdi; batan ayaa koyu ihtirasa hitap eden bu ka gz,
gs kalas, her eyi yerinde, konukan, hareketli ve yar
oynak dul kadn havuzlan, tarhlar, korular, yokulu inili
yollan ve genilikleriyle bir saray bahesi . . . Gezmekle bit
mez, ucu buca bulunmaz bir mesire, bir park! yle ama
Ata'nn gz, dal zerinde bir tek konca vermi olan altn
iekte . . .
Uyand zaman alacakaranlkt, pencereden bakt; yine
kar serpitiriyor. Meydana dizili henz sndrlmemi lam
balarn ziyas, hava ldadka sanki beyaz fanuslarn iine,
dibine ekiliyor, sanki az sonra elektrik tellerinden geriye
dnecek! Saat elifi elifine alt buuk. Gnname naslsa kalk
m, sofada ayak seslerini duyuyor. Kahvesini kendi piirdi
i iin mutfaa girdi; havagazn yakm cezveyi koyuyordu;
ho bir rayiha duydu, ban evirdi. Tamam, yanlmam;
Ayen arkasnda duruyor, glmsyor. Diyor ki:
"Bana da piir day! Kar karya ieriz."
"Niin uyandn byle? Grlt eden olmad."
"Sanki biri beni drtt, kaldrd, yine yatann. "

1 29
Elektrii kendi evinde alu tasarruf zihniyetiyle yak
mad iin mutfak karl seher vaktinin donuk loluunda.
Fakat her taraf beyaz inilerle kapl olduundan karanlk
saylamaz; ayrca havagaznn bir mcevher gibi gkyakut ile
frdolay ilenmi ldak halkas, ikisinin de yzne akset
mi. Yan yana cezvenin kaynamasn bekliyorlar.
Tepsiyi eline Ayen ald ve nde yryerek yatak odas
nn bitiiindeki kap yerine perde ile ayrlm ufak blmeye
girdi. Burada rahat koltuklar vard; oturdular.
"Nasl, iyi olmu mu kahve?"
"Pek iyi. Bana cann skld dn gece . . . "
''Yoo . . . Kokteylde yorulmutum; itiklerim de ba ars
yapmu"
"Deil! Amerikal bahsine zldn. "
"Doru. N e mnasebetsizce lafu o! Gl gibi Mslman
kz. . . "
Ayen szn kesti:
"Hakkn vard day. Sylememeliydim byle eyler . . . "
Alyor. lk gnlerdeki hislilikle, ililikle alyor. Ata ne
yapacan, yine ilk gnlerdeki gibi ard ve:
"Kzm! Yavrum! "dan baka sz bulamad.
Adeta seyrediyor, seyrinden lezzet alyor; hatta "Niin
alyorsun, derdin nedir?" bile demiyor. Kz bir eyler m
rldanyor:
"Ne o, ne Rt, ne de Faruk Bey . . . Hibiri . . . "
Yerinden kalku, yatak odasndan bir mendil ve kolonya
iesiyle dnd. Mendile kolonya suyu dkp kokluyor. Az
ck skunet buldu. imdi szleri daha muntazam, daha iyi
anlalyor:

1 30
"Evet, day . . . Btn gece dndm; para iin evlenil
mez; evlenmek iin sevmek lazm; ancak sevdiim erkekle
evleneceim. "
"Byle biri var m?"
Smn verip vermemekte mtereddit. Ata:
"Syle yavrum," dedi. "Benden bir ey saklama. Seni
herkesten fazla sevdiimi bilirsin. Haydarpaa' da ilk kar
latm zaman gnlmde hemen yer aldn. "
"Biliyorum . . . Bende de yle oldu. "
"Houna giden o adam kim? "
"Sevdiin adam" demiyor; zira Ata ne olsa eski terbiye
grmlerdendir; bu kelimeyi bir kzn yannda, hele bahis
mevzuu o kzn kendisi olunca kullanamaz. Ayen demek
ki ak ile atafat arasnda bocalyormu. Belki de o latif dur
gunluu ve yaad aleme karmakla beraber gnlden
katlmamas da bundanm. Cevap bekliyor ve bu cevab
-koridorda ksrn iittii ftade odaya girmeden-
renmek iin sabrszlanyor.
''Teyzem geliyor! Sana bunu sonra, hahaa kalnca an
latrm. Kimsenin iittiini istemem. Benim canm dayc
m! "
Ata o gn neeli geirdi. Karsn Arnavutky'e gn
dermemiti; esmer gzelleriyle mzakereyi icap edecek me
sele kalmamt. Ayen, Faruk Bey'e varmayaca gibi Ame
rikal ile kalkp gitmeyi de ciddi olarak dnmemiti. Kz
hayalinde tekrar eski rayihasn buldu; yine peygamber gl
kokuyordu. Hatta kalbinde bir ak tadndan dolay ta
yrekli olmadn anlatm, Ata'ya bsbtn sevimli grn
meye balamt.

131
v

Ayen, bu gece mavi kadife elbisesi iinde, insann ne


fesini tutacak, kalbini durduracak kadar gzeldi. Ata onu,
tuvaletini bitirdikten sonra odasndan kp da salona girdi
i vakit birdenbire grnce, yine bir bakas, bir yabanc ha
nmefendiymiesine az daha ayaa kalkacaku. Her zaman
byle oluyordu; bir yere gitmek zere yeni elbise ve apka
ile karsna knca day efendiye bir yadrgama, aknlk
ve tutukluk geliyordu.
Yarabbi! Ne yaparsn bu boy bos, incecik bel, ceylan
bacaklar ve siyah halkal mercan gzler karsnda? Dua m
edersin, iir mi okursun, nutuk mu verirsin, Mevleviler gibi
frl fnl dnmeye mi balar, yoksa secdeye mi kapanrsn?
Ata mrnde ona benzer, benzer deil, azck yaklar
bir gzellik haurlamyor. Demin sama eyler dnm
meerse! Ne uzun etek, ne araf ve pee, hatta ne de ya
mak ve ferace Ayen'e u, hafife kzarm francala tenli
gevrek vcuda yapm, yarm kollu ve gs tlle rtl
elbiseden fazla yakamazd. Kadn terzilii hibir sahada
bundan daha ileri bir zevke ulaamamur. Ata adeta gna
ha girmi bir dindar nedametine kaplacak, yeni modalara
dil uzatundan dolay neredeyse yksek sesle tvbe ve isti
far getirecek!
Ya, kzn bana ilitirdii apkann zariflii? Hangi iek
ve kelebek bu kadar latiftir? Sanki Hindistan ormanlannn
en nadir, en sevimli bir kuu gelip bana konuvermi. Za
ten asl gzel ve nefis olan o ku deil, stne tutunduu fi
dandr. te, asl bu nadide fidann memleketi neresi? Sihir,

1 32
tlsm, masal lkesi mi? Tam manasyla Kafda'nn kpre
kpre serin dereler akan bir yamac m?
"Kafda, Kafkasya'nn avam ve masal azndaki ismidir.
San Kz'n anas da muhakkak ok gzelmi. Zavall kadn
bizim kaba Yaar'n eline dm . . . Bir aygrn ! "
Zaten Ata -yanl dndn bilmekle beraber- iin
de yzdkleri refah ve servetin kayna olarak day olunu
deil, Ayen'i tanyor. Hepsini peri kznn getirdiine, Ya
ar olmasa da parann tkenmeyeceine inanmaktadr.
"u gzellik onda bulunduktan sonra hazineler aya
nn altna dklr," diyor. Nitekim imdi, isterse nndeki
yeni hazineden birine el atabilir: Sedefnci'nin ve Ame
rikal milyoner konservecinin serveti hazr duruyor. erkes
Sungur Paa' dan kalan paralar da Faruk Bey' le evlenmek
suretiyle kendisinin olacak. Daha baka kacaklar ayn . . .
Msrl bir prensin veya altn babas gen bir paann zuhur
etmeyecei ne malum? Yann yollar alnca byleleri de ko
up stanbul'un harp sebebiyle azck darlam muhitini ge
nileteceklerdir. Acele etmemeli.
ftade, her defa yapt gibi ikisini gler yzle kap
nnde uurlad. Ayen'i alnndan makyajn bozmamaya
gayret ederek hafife, nazike, hemen hemen dudak srme
den pt. Sordu:
"Muskan unutmadn ya?"
Kz geen sene Hrka-i erif semtinde bir hocaya g
trm, nazara gelmemesi iin be kada bir muska yazdr
m, muskaya ar iindeki bir kuyumcuda altndan ufack
bir muhafaza yaptrmt. Ayen onu daima zerinde ta
yordu. Neresinde? Kans sylemiti: Sutyeninin kordonuna

133
ilitiriyormu. Unuttuu gn olmuyormu; itikad btn bir
kzm. Hatta Anerikal'nn bahsi ald gece kadncaz,
muskaya o derece ehemmiyet veren Ayen 'in bir Hristiyan
la evlenmek ihtimalini imanna nasl sdrabileceine a
mt.
Kz, elini gsne gtrp muskay yoklad. Ciddiyetle:
"Hayr, unutmamm teyze! Yerinde duruyor," dedi.
Kk bir endie geirdii, sonra bulunca ferahlad
Ata'nn gznden kamad. yle ya, alafrangalk baka, iti
kat baka! Muska ile mahfazasnn talihi varm. Ne gzel bir
vcudun ne ho bir mahfazasnda saklanyorlar. Kapal dur
masna ramen bu vcudun bakir rayihas hoca efendinin
kadna ilemitir muhakkak . . . Hani ya kartvizit biiminde
lavantaya batnlm reklam mukavvacklar vardr ya . . . Onla
ra dnmtr. Czdanna koy, baygn kokusu yllarca srer.
Asfalta ramen meydan azck amurlu ve epeyce slak
t. Kapc Bilal'e dahili telefonla bir taksi armasn sy
lediler ve klakson sesini beklediler. Ayen, daysnn eline,
beraberce sokaa ktklar zaman harcanmak iin ellier,
yzer liralk paralar sktrr ve ofrlerle garsonlardan bah
i esirgenmemesini her defasnda tembih eder. Ata Efendi
cmert davranmaya almtr. u var ki sarfiyat be kuruu
na kadar defterine geirir ve yeenine: "Bende dokuz yz
yetmi, elli santimin kald, bilesin," kabilinden muntazaman
hesap verir; evin vekilharln yapan ftade ise, alveri
ten artakalan i eder. Onun imdi dolabnda bir kumbaras
ve bir banka defteri var. Geenlerde gzne ilimiti: Bin
sekiz yz liray am! Tabii; var evi, kerem evi; yok evi, ve
rem ev . . .

1 34
Faruk Senai Bey otelin antresinde bekliyordu; misafirle
ri grnce kotu, ama buna adi manada kotu denilemezdi.
Tela, ayaklarndan ziyade yz, vcut, gz hareketlerinde g
rlyordu; frenkvari, bambaka bir karlay! ki cephesini
de byk camlar rten salonda darnn rutubeti ve souu
duyulmuyor; lakin o slaklk ve souun ne fena bir ey oldu
unu buulanm frdolay camlar kafi derecede anlatyor.
O kadar ki, Ata kendisini akta farz ediyor; tepelerinde dam
yokrnuasna slanmadklanna aaca geliyor. Sordu:
"Rt Bey gelmemi henz . . . "
"Bir ii ktndan gelemeyeceini demin bildirdi, za-
ten Ayen Hanmefendi'ye de telefonla malumat vermi. "
Ata'nn bundan haberi yoktu. San Kz kaytszca dedi ki:
"Evet, telefon etmiti, ama dayma sylemeyi unuttum."
Gvercin gzlerinde zerre kadar alaka yok; Rt'nn
gelmeyii zerinde en ufak bir tesir yapmam. Halbuki deli
kanlnn, u anda nerede bulunuyorsa onunla megul oldu
una Ata emindir; hatta gelmemesi belki de sefirin niyetini
renmesinden, ksknlndendir. Telefonda Ayen'le
meseleye dair bir eyler konumadk.lan da malum deil.
Aklarn kaytszl ile bitirir, mahveder San Kz!
Sefir Bey'in otelde itibarnn fazla olduu garsonlarn
hizmetinden belli. Aynca tembih de mi etmi nedir, ma
sadan gzlerini ayrmyorlar. Dorusu Faruk Bey nezaketli
tavrlar iinde emir vermesini iyi biliyor. Yalnz o hali an
latyor ki, dnya grm, adam kullanmtr; zira sonradan
grmeler taklide alsalar da byle bir rahatlkla efendilik
edemiyorlar. Son aylarda az adam m tand? Faruk Bey gibi
bulunduu yere kibarca hakim olan yoktu. Azamet satma-

1 35
dan azametli, kibarlk taslamadan kibar, yumuaklk iinde
sert, hlasa eski refah ve grgy yeni hayatn icaplarna
uydurmu nadir bir ahsiyetti. ayet Ayen evlenmeye yana
sa, gittikleri her memlekette o haliyle dikkati eken bir ift
olacaklard. Kansna bir terbiye verecekti ki, onu ngiliz sa
rayna kabul edilseler en ufak bir falso yapmayan bir kadna
evirecekti. Ksacas Ayen, memleketin yzn aartacakt;
cemiyet bilgisi, vakar, gzellii, her eyi ile!
Fakat byk bir noksan var: Konumaktan hazzetmiyor.
Ksa ksa cleler, ksack cevaplarla ii geitiriyor. Harekete,
heyecana gelse de hareketli hareketli bir konusa . . . Hayr,
o yok. Heykelsi bir gzellik! Ama bu heykel ne mermerden
ne de tuntandr. Sadece seyretmekle doyamyorsunuz. y
le ekici bir havas, bir teni, cana can katan bir sihri var ki,
yannda bulunurken insan bundan uzak yaanabileceine
ihtimal veremiyor; uzaklanca leceini sanyor.
"Mister Thomas da itizar beyan etti. Bu sabah Ankara'ya
gitmesi icap etmi. Yalnz benimle kalacanz, sklacan
z dnyorum da zlyorum. "
Faruk Bey'in szlerine Ata Efendi nezaketle mukabele
etti. Fakat o, daha ziyade Ayen'den cevap bekliyordu. Kz,
baklaryla anlatt ki, Amerikal veya Rt gelmi, gelme
mi ehemmiyeti yoktur; kiminle olsa yahut hangisi bulun
masa hepsi birdir.
Gzleri -isterse, istedii takdirde- btn fikirlerini an
latacak bir kabiliyette adeta azalp oalarak, iinden
prltlar ve glgeler geirerek konuuyor. Anlatmad yok.
Nitekim davetlilerden iki gencin gelmemesine ehem
miyet vermediini bu gzlerde okuyan sefir, memnunluk

1 36
duydu; az sonra neelenmiti; etraftaki masalarda oturanlar
hakknda kibarlna halel getirmeyen ll bir dediko
duya balad. Sonra baka bir bahse geti. Ata gryordu:
Ayen'in baklarnda alaka eksilince, sz deitiriyor.
"Sizi bir bey grmek istiyor; be dakika terif buyurma-
nz rica ediyor. "
"Beni mi?"
"Evet, Ata Bey siz deil misiniz? Kk salonda bekliyor."
Byle byk bir otelde ad san verilerek arandna hay-
retler iinde kalan Ata Efendi, gzleriyle izin ald, garsonun
arkasna dt; antreye ktlar; sola saptlar. u var ki arl
dn iiten Ayen'in yznde merak, belki de hafif bir en
die sezer gibi olmutu. Adeta, gelen adamn kim olduunu
kz biliyordu. Yahut tahmin edecek vaziyetteydi. Gndzn
bir ey gemiti, ama ne? Garson, "uras efendim . . . Buyu
runuz, " deyip geri dnd. Ata odaya girince Rt ile smail
Bey'in kendisini ayakta beklediklerini grd. Delikanlnn
yz allak bullakt. Deimi bir sesle dedi ki:
"Affedersiniz, sizi yemekten kaldrdm. Fakat bir vakay
nlemek iin bunu yapmak mecburiyetindeydim."
"Ne vakas?"
Ata, smail Beye bakt; kalarn kaldrm, acayip bir su
rat taknmt. Yine Rt konutu:
"eri girip sizin yannzda o Faruk denilen kadn avc
snn kafasna bir yumruk indirdiimi istemezsiniz? Yumruk
indirdiimi, yerden yere srklediimi, kafasn gzn ya
rp rezil ettiimi?"
"Byle eyleri sevmem; size de hi tavsiye etmem . . . Ne
oldu? in esasn bilmiyorum ki . . . Bilsem de, hakl da olsa-

1 37
nz evvela mevkiinizi, ailenizi dnmeniz lazm. Karakolla
ra gtrrler, yann gazeteler yazar."
"Hibirinin ehemmiyeti yok. Ben hepsini gze aldm."
"Peki ama, aranzdaki ihtilaf ne? Sulhen halledemez mi
siniz?"
Rt, Ata'nn yzne fkeli fkeli bakyor. Neredeyse
ona da atacak. Ksa bir mddet kararsz durdu; sonra gz
lerinde alaya da kaan bir merhamet belirdi.
"Day Bey," diyor. "Benim Ayen Hanm' ilk grdm
gnden beri sevdiimi, onu elimden kimseye karmayaca
m azck olsun hissetmedin mi? Bugn telefonda ziyafete
gitmemesini syledim; yalvardm, yakardm. Dinlemedi. . .
Gelmi ite! "
Ata dikleti:
"Ayen hrriyetine sahiptir. Siz onun henz nianls,
nikahls deilsiniz. Aranzda hibir mnasebet yok."
"Ben de Ayen'e bir ey demiyorum. Faruk'a atacam."
"Biz kalkp gidelim de dilediinizi yapn! "
Bu sefer Rt duraklaynca smail Bey mdahale etti:
"Ata Efendi! Asl mesele baka. Rt Bey'in sana ne
derece hrmeti olduu malum. Ayen Hanm zerinde de
tesirin byktr. Bu gece ii grltsz kapatalm da yann
esaslca konuup bir hal aresini arayalm; naho hadiseleri
nleyelim. Yardmn esirgemezsen hepsi dzelir. Artk vazi
yet meydanda . . . Gizli taraf kalmad."
Sedefncizade birdenbire yumuayvermiti. Sevgilisinin
daysna hakikaten muhabbet ve hrmet dolu gzlerle bak
yor; mit verici szler bekliyor.

1 38
"Ha, o trlsne diyeceim yok. Elimde olmadndan
bir ey vaat edemem ama alnn. Bilirsin smail Bey, be
nim Rt Bey'e kar hsn- nazarm vardr. "
Delikanl, Ata'nn elini yakalad, kranla skyor; hem
de actacak kadar iddetli skyor. Day Bey dedi ki:
"Daha fazla gecikmeyeyim. Ayen meraka der, teki
de kukulanr. Ba baa uzun mddet kalmalar da fena . . .
Yarn nerede buluacaz?"
"Yazhanede. leyin tenha bir lokantaya gider, rahata
konuuruz. "
Rt dedi ki:
"Ayen Hanm'a benim geldiimi sylemezsiniz, tabii . . .
zldn istemem."
"Syler miyim evladm? . . . Bir ey uydururum; mesela
babasnn yanndan gelen bir tccarla grtm derim."
"Teekkr ederim. smail Bey, salondakilere grnme
den kalm."
Gittiler. Ata, San Kz'n ne kapal kutu olduunu anla
d. Bir taraftan vnyor:
"Olan amma da yakalam," diyor. "Kirnbilir gizli ka
pakl daha neleri var! Birer birer meydana kacak. Meerse
telefon muhavereleri alp yryormu. Filvaki kimseye sz
vermiyor; lakin erkekleri deli divane edecek diilii de yap
yor. Sanmam ki Rt'nn temin edecei hayata raz olsun.
Kza daha imdiden Beyolu dar gelmeye balad.'
Yerine dnnce, Ayen'e:
"Babann bir dostu . . . Mersin'den gelmi, selam getir
mi; yarn gidecekmi de bir syleyeceimiz olup olmadn
sordu," dedi.

1 39
Bunu pek tabii bir tavrla sylemiti; sefir kand. Fakat
San Kz'n gzleri iindeki krmzms nurlar ylesine yanp
snd, buulanp ald ki, bir eyler dndn anlad
na Ata'nn phesi kalmad. kisi dansa kalktklar zaman
Ata o gibi yerlerde bir bana durmann gl hakknda
bir fikir edinmiti. Sanki btn gzler kendisine bakyor;
garsonun gz hepsinden inat . . . Zaten ellerini nereye
koyacana hala alamamt; imdi bsbtn aalad; a
aladka eller hibir yere smayacak kadar byd, irileti,
azmanlat. Masa altna da, stne de, cebine de girmiyor.
Tanmaz bir bela! Nihayet cebinden takvimli muhtra def
terini karp gnn masraflarn, hava tahavvllerini kayda
balaynca ayn eller eski halini buluvermiti. Yazar ve okur
grnmekte devam ediyor; iinden syleniyor:
"Muhakkak en iyi tavsiye ekli Ayen 'in bu delikanl ile
evlenmesi. Kendisinden ancak o takdirde bsbtn ayrl
mam olurum; sk sk grrm. Sedefin ticarethanesinde
mevkiim salamlanr. Hemen hemen bir kaynpeder vaziye
ti . . . ftade ile etin, kzdan hediye mediye yine bir eyler
karrlar. "
Ara sra ban kaldrp dans edenler arasnda Ayen'i
aryor; uzun boyundan ve zarif apkasndan dolay kolaylkla
buluyor. Buras pavyon kadar dar ve lo olmadndan, San
Kz'n vcudunu nispeten daha uzunca mddet seyretmek ve
gzel hatlarn teferruatna kadar semek mmkn. Bir ara
kendisine iaretler etti: "Ne yazyorsun?" manasna glmse
yerek, muhabbetle. . . Gzler kzn hareketlerini takip ediyor
ki, masalardan balar Ata'ya doru evrildi. Anlalan kiminle
megul olduunu, kime iltifat ettiini anlamak isteyenler ok.

1 40
"Ben 'o mahiler ki derya iredir, deryay bilmezler' feh
vasnca 1 yanndan ayrlmadm, hep beraber dolaum u
afetin muhitinde yapu tesiri tamamyla idrak edemiyo
rum. Kzn sevgisi bildiimden de byk," diye dnd.
Eski korku yoktu; aruk birtakm ehas mevkilerine g
venerek barlarda, gazinolarda unun bunun elinden kzn,
kansn almaya kalkamyor, yanndakilerin kafasn gz
n yarmak cesaretini bulamyordu. Zavall Rt, demin
o adamlardan rendiini yapmaya niyetlenmiti; zira bu
derslerle yetimiti. Maamafh hava karardktan sonra oto
mobilsiz gezmek yine ihtiyatszlkur. Geen gece karlar al
unda yryerek gazinoya gitmeleri bir hatayd. Yol ne kadar
ksa olsa taksi art!
Danstan dnnce Ayen btn haliyle aruk yoruldu
unu anlatmak istedi. Faruk Senai Bey farkna varmayacak
adam m?
"Galiba," dedi. "Bugn terzide provalarnz vard. Bili
rim, bunlar pek yorucudur. ayet istirahat etmek istiyorsa
nz ltfunuzu suistimal etmi olmayaym."
Biraz daha kaldlar; sonra Ata msaade istedi. Salon kap
larna doru hep beraber yrrlerken, kalanlarn "Vah vah!
San Kz gidiyor! " diye zldkleri, baklarndan belliydi.
D kapya yaklanca Faruk Bey, Ata Efendi'ye usulcack
sordu:
'Talip Bey size bir ey au m?"
"Evet. Azck konutuk. "
"O halde yarn, br gn hususi surette grebilir mi
yiz?"

1 fehva: anlam

141
"Pederinin avdetine intizar etmeniz daha mnasip olur.
Ben zatalilerini haberdar ederim."
Taksi bekliyorlard. Sefir:
"Ben Ankara'ya gideceim; tayin kararnamem kmak
zere. Pek geciktirmesen," diye srar ediyor. Ata ksaca ce
vap verdi:
''Yaar Bey hafta iinde dnecek."
Yamura ramen Faruk Bey baheye kt; misafirlerini
orada uurlad. Caddeyi dnyorlard. Ayen, hi de uykulu
olmayan bir sesle:
"Gelen Rt'yd, deil mi?"
"Evet."
"Bir rezalet karmak istedi, herhalde . . . "
"fkeliydi."
Meydann klar yzne vuruyor. Ata, kzn soukkan
llna at; ehresi ayn skuneti muhafaza ediyor. Ar
ar yle dedi:
"Babam kk gren babas hele gelip bana yalvarsn,
anas kapmz andrsn, o zaman dnrm, belki! "
Byle diyen ve Sedefincileri ayana getirmek, yalvart
mak isteyen yaman kzn daha geen sene, Haydarpaa
Gan'nda karlat bartl, yeldirme biimi mantolu
psrk kz olduuna bin ahit lazm! Bir k emberi iine
girdikleri zaman ona bir daha bakt. Krkne brnm k
ck apkas banda, arabann yastna rahata dayanm,
bambaka bir mahluk olmutu.
Hani, ilk gn otomobilin kap tarafna bzlerek dim
dik, acemi ve rkek, yar ayakta duran Ayen nerede?

142
"sterseniz 'Aye' olurum," diyen, gzleri dolan Dzceli
kz gitmi, yerine bu gelmi. Bu? Rt'y, Faruk Senai'yi,,
Mister Thomas', milyonerleri emir kulu vaziyetine sokan u
durgun, duygusuz fettan . . .
imdi arabann kap tarafna bzlmek ihtiyacn hisseden
Ata Efendi'ydi. Kendisini, farknda olmayarak kenara ekilmi
buldu. Yarn Rt ile smail Bey' e ne syleyecekti? Bir cihet
ten Ayen'i de hakl gryordu. On sene ewelki emlak simsar
bugn bir baka tredi olan Yaar' hie sayyor, kzn oluna
almakla onura dokunacak bir i yaptn sanyordu. Ne farkla
n vard? kisine de talih yz gstermiti, ikisi de anstan istifade

yi bilmiler, servet yapmlar, yapyorlard. Seviye itibaryla bir


ayardaydlar. Bugnk hacaalar arasnda birok Sedefinci
doacakt. Hatta uzaa gitmeye ne hacet! Kendi damad Atf
bile bir senede fabrikatr oluvermiti. Tren hatlarnda amele
ye bakkallkla ie balayp mteahhitlie ykselen sayl zengin
ler arasnda Yaar gibi dnk poturlu kyller yok muydu?
Hele srtna iki hal ykleyip sokak sokak gezen bir ky
l tanyordu, imdi Trkiye'nin bata saylan milyonerlerin
dendi. Oullarna rical kzlan alm, kzlarn devrin kalbu
rst adamlarnn oullaryla evlendirmiti. Yedii naneye
bak u Sedefnci'nin!
VI

ftade henz uyuyayamt; kapnn aldn duyunca,


odasndan:
"abuk dndnz. Elenemediniz mi yoksa?" diye sor
du. Yanna girdiler. Yzlerine bakt, Ata'nnki bozuktu ki
telaa dt:

1 43
"Nen var efendi? Rahatszlandn m? ki mi dokundu?
Yemekler ar m geldi? Sylesene," diye birbiri arkasna su
aller soruyordu. Ayen skunetle cevap verdi:
"Rahatsz filan deil, biraz sinirlendi. Rt otele gel
mi, bir eyler sylemi. Ben de daha bilmiyorum ya, herhal
de mnasebetsizlik etmitir. Ama bu yoldan muvaffak olaca
n sanyorsa aldanyor."
Ata koltua kt. Paltosunu karmamt, yine yor.
Kans fkelendi:
"Anlat, ne yapt klhanbeyi? Haddini bildirmedin mi?"
"Bir rezaleti nledim. Faruk Bey'i dvecekti."
Bylece sze balad, ne olduysa tafsilatyla hikaye etti.
Sonra kap nnde sefirin sylediklerini de tekrarlad. Ay
en bunlar bir yabancya ait vakaymasna kedi kucanda
dinliyor; lakrdya karmyor. ftade, ilerin karmasndan
biraz memnun:
"Ey, ne yapacaz imdi? Yarn ne diyeceiz ocua? Ka
rarlatrmak lazm. O Faruk Bey'i de kolay oyalayamayacaz
galiba," dedi.
Kan koca Ayen'e dndler. Kedinin ban okayarak
cevap verdi:
"kisine de benimle dorudan doruya konumalarn
sylersiniz, olur biter. "
"Bir bana sen mi konuacaksn?"
''Tabii, ben konuacam. Zaten uzun sylemeyeceim
ki . . . Rt'ye 'Baban yahut anan gelsin,' diyeceim. br
ne de art koacam."
"Ne art?"

1 44
"Cihangir' deki apartman nikahtan nce bana vermesi
artn . . . "
Ata ile ftade hayretle birbirlerine, sonra kza baktlar.
ylesine gzeldi ki, Rt ne yapar ne eder, Sedefinci ile
hanmn muhakkak ayana yollar; Faruk Bey de apartman
tapusunu kzn stne muhakkak evirirdi.
"Peki ama, ikisi de dediklerini yerine getirirse kimi ter
cih edeceksin?"
"Hibirini! Sylemitim day . . . Ben sevdiim erkekle ev
leneceim."
"Byle biri var m?"
Skf. Kediyi pyor; kedinin ban boynuna sryor,
bir pudra ponponuymuasna yznde hafif hafif gezdiri
yor.
"Artk yatalm. Yarn sabah ngilizce hocam gelecek;
derslerime gz atmaya daha vakit bulamadm. peyim tey
ze! Seni de peyim, daycm. Allah rahatlk versin. Ha,
unuttum sylemeyi; gndz Almszoullar telefon ettiler;
babam telgraf ekmi, iki bin lira havale etmi. Bir makbuz
yazp imzalayaym da -daysna dnd- urayp alverin.
'Ylba geliyor, bu aya fazla para lazm' diye kendisine mek
tup yazmtm da . . . Ben kad koridordaki masann stne
brakrm."
Ayen bunlar syledikten sonra gayet sakin bir tavrla her
zamanki gibi ince endamnn arkadan gzleri sihirleyerek ta
kip ettiren gzelliini alp gtrd. ftade mrldanyor:
"Bu kadar ok bilmi olduunu kestirememitim. Baba
snn kz! "

1 45
Ata az daha:
"Lakin ne kadar da gzel. . . Ne harikulade vcut," di
yecekti, sustu. Lahavle ekercesine ikayeti bir vaziyet ald.
inden hayrand; kz bu derece metin, azimli, ayn zaman
da kaytsz grmek hayranln bir kat daha artrmt.
u var ki, elini yzn ykamak zere banyo dairesine
giderken onun odasndan kulana bir ses geldi. Alama
sesine benziyordu. Kulan kapya usulcack dayad: Evet,
Ayen iini eke eke alyordu. Girmeye cesaret edemedi;
ftade'ye de bir ey sylemedi. Grnmeye alt gibi
duygusuz olmadn yine anlyor. Demin duygusuzluu
nu sevmiti, imdi hisliliini, ililiini tekrar renmekten
memnun . . .
Ne olsa, nasl olsa, ok fena eyler de yapsa Sar Kz'
daima beenecek. Birdenbire yle heyecan duydu; muvaze
nesini kaybetti ki, karsna komak ve:
"Ben Ayen'i seviyorum. Asl seven, akyla ldran, her
eyi gze alan benim! Kurtar beni bu dertten! Al, gtr, t
marhaneye koy beni! Yazhanede oturup gizli gizli, yzlerce
defa ismini yazyorum. Hayali gzmn nnden gitmiyor.
Delirdim, ite! Ne duruyorsun? Kocan basbaya delirdi. Ya
rn belki de zerine saldracam. Az nce otomobilde be
linden kavrayacaktm; kendimi g zaptettim. Bir gn zapte
demeyeceimi anlyorum. Zincire imdiden vurun, rezaleti
nleyin. Bu, sana der; senin vazifen! " diye bamak istedi.
Kz odasna girip de kapsn rtnce boulacak gibi oluyor;
koca apartman daralyor. lle onu grmesi lazm! kide bir,
bahaneler icat edip ieriye dalmak arzusunu glkle yeni-

1 46
yor. Delilik deil mi bu? Yahut deliliin balangc? Hatta
kansna baka eyler de syleyecek:
"Her tarafn seviyorum; altn salarn, siyah halkal
gvercin gzlerini, kiraz dal endamn, kalem parmakl el
lerini, manal ayaklarn, pembe ili azn, her yerini! Bile
mezsin ne mthi arzu bu . . . Vahi bir arzu, yamyamcasna,
haydutasna bir arzu . . . Aslacak adamm ben! "
Yzne, boynuna souk su vuruyor; bu suya gz yala
nnn da kartn biliyor. Elli iki yandaki uslu akll, ai
le babas Ata Efendi, yirmi yanda bir kza tutkun, alyor.
Ayp ey! Fakat utandncl, acl iinde ne tatll var
Yarabbi! Yaadn hibir zaman bu derece iyi duymamt.
Alelade duymaktan ok baka, ok kuwetli bir hal: Hayatn
her zerresini ayr ayn tadyor, her birinde ayn bir zevk bul
maktadr.
Sabahleyin kahvelerini karsyla kar karya itiler. Kz
uyandrmamak iin parmaklannn ucuna basarak yryor
lar. etin'e grlt etmemesini syleyip duruyorlard. kisi
de Ayen' den rkm gibiydiler. ftade dedi ki:
"ki bin liray yankesicilere kaptrmayasn, efendi! Aman,
dikkatsizlie gelmez. Sana son zamanlarda bir dalgnlk arz
oldu; farknda msn, bilmem! "
Demek ki halindeki deiiklik belli oluyordu; bakalar
da seziyordu, belki. En fazla korktuu da Sedefincilerdi. On
larn yannda ok ihtiyatl davranmal. Anlad m, def eder
karrd. Hele Ayen dayatnca bire bin katar, "Daysn se
viyor, birbirlerine iklar," diye etrafa yayar.
"Olabilir," diye cevap verdi. "Eskiden bamzda ne by
le bir kz vard ne de iklar, talipleri, alnacak paralar, ve-

1 47
rilecek hesaplan ! Beyolu'nun btn kibar maazalarnda,
terzilerde, kunduraclarda, berberlerde faturalar birikiyor.
Ay balarnda gidip bunlar tesviye eden benim. Sade u ma
hut pastaneden ald ekerlerin, ikolatalarn, kutu kutu
pastalarn yekunu yetmi, seksen liray ayor. Dolaplarm
za ssl kutular ylm, kutulardan ehramlar1 teekkl et
mi. Ha, etin fazla imanlad, pasta masta az yesin. Azck
mukayyet ol! Sen de ouna gitme, eker hastalna falan
urarsn . . . Ben kann yapmadm, ayn vcudumu muhafaza
ediyorum. "
"Kann yapmadn am a yznden kan damlayacak . . . "
Ata laf deitirdi, sonra:
"Feride apartmanna ne zaman tanyor?"
''Yarn. Lakin hi eya gtrmeyecek. Batan aa yeni
mobilyalarla dyorlar."
"Bilirim bunlar . . . Hepsi de adi kaplamadr. Eya bu ev
deki gibi olur. Hepsi 'masif, hepsi 'stil' . . . "
ftade, cahil grnmemek iin o kelimelerin manasn
renmek istemedi, geitirdi:
"Haftaya bir ziyafet verecekler. Ayen herhalde mkem
mel bir ev hediyesi alr."
"Almasa ne kar? Damada sermaye veren onun babas."
"Sermayeyi verdi ama Atf partiden yardm grmeseydi
ii bu kadar ilerletemezdi. Mfettiin gz gibi. . . Mebus da
karacaklarm nmzdeki intihabatta! ''2
"Neden karmasnlar? El kaldrp indirecek bir emir
kulu lazm. Atf byklerinin sznden kmaz. Lakin fab-

1 ehram: piramit
2 intihabat: seimler

1 48
rikadaki kzlan da karmaz, apkn ! Bir kere uramtm,
uuk benizli, sarn, uzunca boylu bir tazecik gzme iliti.
imdi onu daktilo yapm, Ayen'i andran bir hal taknm
t; galiba maa dolgunlam olacak; benzine kan gelmiti."
"Boyanmay renmitir de sana yle grnmtr."
"Neyse, benim dnecek, halledecek daha mhim i
lerim var. leyin Rt karma dikilecek, hsn idare la
zm; diplomatlk ister. Ayen geici . . . Maa oradan geliyor."

Filvaki, tam le saati Rt geldi. smail Bey'i de alp


konumadan caddede bir mddet yrdler; konuacak
larn oturduklar zamana saklyorlard. Girdikleri lokanta
daha ziyade akamlan meyhane olduundan tenhayd; ge
ni bir yerdi de . . . Arka taraf camlardan yan avlu, yan p
lk, bahemsi bir arsa grnyor; iinde hindiler dolayor,
baba hindinin ara sra gulu gululan ieriye aksediyor. Bir
kabaryor, bir iiyor gerilip ibiini al al, moru mor hale
sokuyor ki! yle bir ine batrsan ocuk balonu gibi patla
yverecek sanki . . . Patlayacak ve paralar etrafa dalacak,
tyleri havalarda uacak, yok olacak!
Kimse sze balamak cesaretini gsteremiyor. Rt si
nir iinde; belli ki gece hi uyumam; galiba sabaha kadar
da imi. Nihayet smail Bey dedi ki:
"Siz, hepimizin tecrbelisi, kamil bir zatsnz. Evvela fik
rinizi renmek isteriz. "
nceden hazrladklarn aklna getiremeyen Ata, ne
syleyeceini bilmeden cevap verdi:

1 49
"Benim fikrim u: Madem ki bir izdiva mutasavver, 1
ebeveynin muvaffakati ve aralarnda mzakereleri lazmdr.
Akl, manuk, teaml2 de bunu icap ettirir. "
Rt'ye dnd. Zira Ayen'in dorudan doruya ken
disiyle konumak istediini haurlamt:
". . . Fakat yeni adetlere gre siz daha evvel Ayen
Hanm'la grp uyumalsnz. Muvafk grrseniz onu
bu cihete imale edeyim,3 bir saat tayin olunsun, kar karya
geip konuunuz, aranzda anlanz bir kere . . . st taraf
kolay . . . Yani, esas, sizin anlamanz! "
Rt teklifi beendi; fakat smail bir ey sezdi; tekrar
senli benli konumaya balad:
"Doru, iyi syledin Ata Efendi. u var ki, eer hanm k
zmzda bir meyil yoksa, gz daha yksekte ve bakalannda
ise -elbette hissetmisinizdir- bu mlakattan fayda beklene
mez. Bize aka syleseniz de beyhude yere rpnmasak! "
"Akasn syleyeyim mi? 'Rt Bey'le ben konumak
istiyorum,' diyen kendisi! "
"Maksad ne ola?"
"Bilirsiniz, az lakrd eder; fikirlerini kimseye sezdirmez;
azck inatdr, serttir de . . . Eh, biz neyiz? Babas, anas deiliz.
Vaziyetimiz malum. leri varamayz. Takdir edersin elbette! "
Rt auld:
''Yani raz olmuyor! "
"yle olsa sizinle niin grmek istesin? Bana syler,
ben de sizi haberdar ederdim. "

1 mutasavver: tasarlanm, dnlm


2 teaml: allagelmi uygulama
3 imale etmek: emek, evirmek

150
Ata'nn manta uygun bu cevab zerine delikanl tek
rar mide kapld, sustu. smail Bey fasulye pilakisinin suyu
na atal kullanmadan parmaklaryla ekmek banp yemekle
megul grnyor, ama kafasndan herhalde bir eyler gei
riyor. Eli tabakta, durdu, dedi ki:
"Bugn yahut akama konuabilirler mi? Yazhaneye
dnnce telefon eder sorarz. "
"Olur. Belki vakti msaittir. Deilse de gnn kararla-
trrz. Ha, bir ciheti unutuyoruz. "
Rt'ye dnp soruyor:
"Peder beyefendi ile valide hanmefendi ii biliyorlar m?"
Delikanl kzard. smail Bey de nne bakt.
"Anladma gre bu izdivaca pek de taraftar deiller."
"Annem raz . . . Babam da yumuad. Vaziyeti sizden giz-
lemek istemem. "
"O halde hemen hemen mani kalmam. Galiba Ayen
hanm tereddde sevkeden buydu. Meselenin yzde doksa
n halledildi. Rahat bir nefes aldm. "
nn de yz gld; bira smarladlar; birbirlerinin
ve mstakbel izdivacn erefine birer bardak itiler. Dn
leri neeli oldu. Hele San Kz'dan telefonda, "Bu akam ye
dide bize gelsin, konuuruz," cevabn alnca, memnunluk
bsbtn artt. u var ki Ata'nnki sahte bir rnernnunluktu;
iinden diyordu ki:
"Sedefinci raz olduktan sonra Ayen reddederse korka
nn bir gn nadirn1 olur. Yaar'n serveti henz oturmam

tr. Bir yel eser, uup gider. "

1 nadim: piman

151
VII

Kapdan ieriye smail Bey'in ba uzand, alay ederce-


sine sordu:
"in ok mu? Fazla megulsen mani olmayaym! "
Cevap beklemedi, girdi, oturdu.
"Sana demin Rt'nn yannda sylemedim. Babasyla
fena att; kyamet koptu; lakin adam yatt. Tek evlat. . .
Baka ne yapabilirdi?"
"Peki ama, itiraznn sebebi? Kz hem gzel, hem namu
su mcessem . . . Allah iin sylemeli! Babasndan tr m
kafa tutuyor?"
smail Bey susuyor.
"Lakrd mabeynimizde, Talip Bey de vezirzade, kazas
ker olu, Molla Bey'in torunu deildir; cemaziyelevvelinP
sen de bilirsin, ben de! Hatta emlak simsarl ederken tapu
dairesine bir kadnn yerine bakasn gtrmt; az daha
mahkemelere decekti. G bela kapanmt mesele! "
"in i yz baka; oluna bir bakann kzn almak is
tiyormu. Sedefncilerin menfaati onunla iyi geinmekte.
Adam kzdrrlarsa balarna bela getirir. Bir rapor, bir ra
por daha, piyasaya yutturduklar mallara shhate muzrdr,
udur, budur dedi mi zarar milyonlar aar. Katalavis?"
stanbul'da yetimi, Beyolu'nun eski hayatna kar
m herkes gibi Ata Efendi de, bu tabirlemi Rumca szleri
anlar; cevap verirdi:
"Katalava! "

1 cemaziyelevvel: gemi

1 52
"Dirayetlisin vallahi! "
"Efharisto poli! "1
Gltler. smail Bey, kzn yan izmesinden korktuu
nu saklamad. Anlatyor:
"Ayen Hanm, muhakkak ki namuslu, haysiyetli ve cid
den hasna, mstesna bir kz. Kime sorsan 'amenna! ' der;
takdir, tahsin, tasdik eder. Fakat bana yle geliyor ki -sy
lememitim zannederim- ambisyonu byk . . . Yani ok b
yk hlyalara kaptrm kendisini! Kasabaldan birdenbire
ehirli olup her taraftan martlnca . . .
"

" . . . marklk yapmaz. Gayet ciddi, drst, hatta fazlaca


sakin, durgundur. "
"yle grnmesine bakma. Durgun ekline brnm
bir marktr. Hakk da var ya! Neydi, ne oldu? nad bra
kp biraz da ne olacan dnse! "
"Dilinin altnda bir ey sakl senin! Geen gn de birtakm
imalarda bulundun; aldrmadm. kar baklay azndan! "
"Yok, kati bir ey syleyemem, ben de hkmedemiyorum.
Ancak u vaziyetin devam phelidir. Normal ticaret bu ka
dar para kazandrmaz insana. Yarn gelir azalr; hie inmesi
de ihtimal dahilindedir; kzcaz altndan olur. Halbuki
Sedefinci servetini kagirletirmitir; kolay yklmaz, yanmaz.
Ahap servetleri ise sulh nne katar, srkleyip bir anda
mahvedebilir. Azmdaki baklay kardm ite. st tarafn siz
dnnz; bana vz gelir; 'Hak berekat versin, Kathane' de
biten sazla' der, ekilirim perdeden . . . Mesture'nin u Buka
Ovas 'ndaki iftliini elinden alamazlar."

1 efharisto poli: teekkr ederim (Rum.)

153
"Almszoullan gibi cedbecet tccar insanlar kendile
riyle i yapan Yaar'a verecekleri nasihati bilirler."
"Oras yle . . . Zaten mit bu noktada! Talip Bey de ba
na gvenmitir. Herhalde . . . Ama bazen gvendiin dalara
kar yaar."
"Kar, Sedefincilerin dana da yaabilir. Bak, parti mar
ti, demokrasi, filan laflan ald yrd. Politika dalarn da
kar basuracak galiba! Maamafih teekkrler . . . Her ihtimale
kar Ayen'i bir karara sevketmeye alacam. Rt Bey
de yumuak davranmal. "
*

Ata, apartmana girince hizmeti Gnname 'den baka


kimseyi bulamad. Saat yediye eyrek var.
"Neredeler?"
"Byk Hanm Feride Hanm'a gitti; Kk Bey'i de g
trd. Ayen Hanm, 'Rt Bey gelirse salona al, beklesin,'
dedi."
"Benim iin bir ey sylemedi mi?"
"Hayr, sylemedi. . . Ama bir kat braku. urackta du
ruyor; vereyim."
Kad Ata ald, gzlklerini takp okudu:
"Day ! Kedeki pastacda beni bekle, gelip seni alaca
m."
Demek ki evde kendisinin de bulunduunu istemiyor.
Surau asld; lakin talimat haricinde hareket edemezdi; dn
d. Kapdan karken hizmetiye soruyor:
"Sen buradasn, tabii. "
"Buradaym. nlk takmam sylemiti, Kk Hanm . . .
Bama da dantel koydum, ite ! "

1 54
Ata Efendi kzn kyafetine dikkat etmemiti; hazrlan
mu ve esasta az ok biimli, irin yzl olan Anadolu kz,
prostelal, hotozlu siyah elbisesi iinde adeta zariflemiti;
eskiden Day Bey'in houna gidebilirdi. Giderdi de ne ya
pard sanki? Bana bir i almasndan, ftade'nin kulana
varmasndan korktuu iin sadece evde gen, aka paka bir
kz bulunmasndan, onun i grmesini seyirden zevk alrd.
Kedeki "Emekliler Pastanesi" ismi taklan yerde g
lkle bir sandalye bulup iliti; ay smarlad. Etrafndakilerin
ou sivil veya ordu mensubu mtekaitler.' Maalarndan
ziyade ilerini yoluna koymu oullan, damatlar yannda
geindiklerinden, yiyip iip masraf etmediklerinden temiz
giyiniyorlar, ellerine geeni cep harl ediyorlar ve burada
toplanp sabahtan leye, ikindiden akam yemeine kadar
az politikas ve dedikodu yapyorlard. Hemen hepsi de
hkmete aleyhtardr; hele imdi mide de dmlerdi.
ok partili rejimden bahsolunuyor; frkalar kuracaklar, me
bus olacaklar, makama geecekler ve memleketi slah ede
cekler; mesulleri de cezalandracaklar . . .
Pastanede genler de yok deil. Fakat belli ki taral
zengin ocuklar . . . Burada da kendi aralarnda oturuyorlar;
mesela Adanallar Adanallarla, Hatayllar yine orallarla . . .
Ata eski tabirleri sevdiinden:
''Ve hellm cera . . . "2 diyor ve mtekaitler de dahil, pas
tanede bu tabirin hangi manaya geldiini bilen olmadna
hkmediyor. Bir taraftan da saate bakyor:

1 mtekait: emekli
2 hellm cera: gerisini sen dn

155
"Konuma balamtr; uzun srmez.. Neredeyse Ayen
skn eder. eriye girmeyecei iin gelip geenlere dikkat
edeyim," diye hesaplar yrtyor. Maamafih fikri yine ile
mektedir. Evde Gnname'nin ay getiriini dnyor. Lastik
tekerlekli, etraf cam kapl masay kullanmaya alt. nne
alp ocuk arabas gibi bir gzel itiyor, iinde bebek yatyor
muasna yle komik bir ciddiyetle srp gtryor ki!
Gzleri caddede, yrei burkulmu, Ata Efendi hala
bekliyor. Saat sekize be var. Ne uzun mlakatm bu? "Az
konuurum, " demiti halbuki . . . Hayr, artk beklemeye
cek . . . Sekiz oldu mu, doru apartmana koacak!
Bitti bu i! Ayen hepsini aldatt; hareketleri planlyd.
O, babasnn vaziyetini smail Bey' den iyi sezmi, istikbalini
temin etmiti. Hem tkenmez . bir servete konmu, hem de
t gibi bir delikanlnn kans olmutu.
"Seni gidi dzenbaz, ok bilmi Anadolu kz! ftade
hakl: Babasna ekmi . . . "
ay parasn ier imez vermi, Ayen 'i bekletmemek
iin hazrlkl bulunuyordu. Yerinden kalkt; paltosunu ge
tiren iri yan , beli kaln, kalal kadnn eline on be kuruu
sktrp ar ar kap nne kt; kt ama gidemiyor; Sa
n Kz'n emirlerine uymak lazm geldiini anlyor. Bir md
det durdu, saa sola bakyor; uzaktan apartman da gryor.
Salonda katmer katmer mavi tl perdelerin arkasnda k
var. Bu k kuvvetsizdir; belli ki ampullerin hepsi yanmyor,
oradakiler tatl bir loluk iindeler.
'Tamam . . . Dndm gibi muhabbet yolunda! "
Anahtar deliinden sahneyi seyreden Gnname'yi,
prostelasnn beyaz fyongas kalasnn stnde, siyah elbi-

1 56
sesiyle ve eilmi ekliyle sanki gryor. Sakn daha ileri var
m olmasnlar! Kzlara, kadnlara gvenilmez; en arbals
beklenmedik bir anda armut gibi erkein azna dverir.
Mbalaaya kapldn sezerek azck mahup oldu.
imdi daha muhakemeli dnyor: Gecikmesinde baka
bir sebep vardr; muhakkak gelecektir. Geriye, pastaneye
dnmekten skld iin stunlar arasndaki geni tretuvar
da bir aa, bir yukan, fakat gz daima kapda ve etrafnda
yrmeye koyuldu. Bylece on dakika daha gemiti. Bere
ket algl gazino binas poyraza mani oluyor. Biri seslendi:
Gnnime idi:
"Beyefendi! Ayen Hanm telefon etti, sizi pastacda ara-
mam syledi. Terzide provas uzam, biraz ge gelecekmi."
"Rt Bey ne oldu?"
"Ayen Hanm onunla da telefonda konutu; kp gitti."
"fkeli mi gitti?"
''Yok! 'Beni baka yerde bekliyor,' dedi, koarak kt. "
Hizmeti teessf eden bir tavrla ilave ediyor:
"Be dakika durdu, durmad. 'ay vereyim,' dedim, iste
medi; kahve piirecek tim, beklemedi. "
Ata anlyor; delikanly evde n e kadar mmknse o ka
dar alkoymaya abalam; baylm Rt 'ye! Lakin Ayen' in
yapt da fazla dorusu . . . smail Bey iyi tehis koymu; ok
mark ey. . . Aynca eline den erkekle fareymiesine oy
nuyor; allak m allak! Gren de kuzu, melek sanr sinsiyi . . .
Gnname ile konumadan yryorlar; San Kz da
Haydarpaa'ya ayak bast gn Ata'nn yannda, azck arka
dan byle yrmt. Acaba brn unutmak, oyalanmak
iin bununla m megul olsa? ivi iviyi sker. Herkes bir ta-

1 57
rafa daldndan koca apartmanda ikisi ok zaman yalnz
kalyorlard. Hele ftade ile etin'le birlikte Ayen'in sine
maya gittii geceler . . . Melek sinemasnda program deitii
akam localar nceden kapaulyordu; rivayetlerine gre o
gece "gale" gecesi imi; kadnlar takp takurp, elmaslar
iinde pr tuvalet geliyorlarm. Kans diyordu ki:
"Prlanta bolluunu Yahudi madamlarnda grmeli! Bi
zim zenginlerin ad km, herkes aup tutuyor. Paray ya
panlar, onlar. Hem de bunca varlk vergisi dedikten sonra
toparlanverdiler. "
Hizmeti kz, Ayen'in beenmeyip verdii lacivert ve
lour de laine mantosu ile adeta bir hanm. Yz hatlarnda
bayalk seziliyor ama otelde, gazinoda grdkleri de san
ki pek asil ehreli, kibar tavrl kadnlar m? Sandalyelere
kp karnlarn iirerek bir oturular, hele etrafa afal
afal baklar, szlleri, muhiti yadrgamalar yahut ifrata
vararak glp krtmalar var, tahammlfersa! Gnnfune,
Ayen'in tavrlarn taklide alyor, onun gibi dik, vekarl,
salnusz yryor.
Asansre birlikte girdiler. Darack, epeyce lo bir yerde,
hem de yukarya doru ekildikleri iin ikisine de gayri ta
bii bir hal arz oldu. Gnnfune ii eziliyormu gibi tatl bir
rahatszlk duyduunu, asansrn dokunduunu acayipe
sine glmseyerek ve elini kalbinin stne basarak belli edi
yor; ela gzlerinden hakikaten bir bulut geiyor. Ata, kzn
enesini hafife okad; hareketine bir baba efkati vermeye
alarak sordu:
"Dokunuyor mu sana?"
"Birdenbire havalannca fena oluyorum. "

1 58
Bu sefer elini yanaklarna gtrd; aldrmadn grn
ce br elini yine hafife belinin aasnda; mantosunun
kuman gerip dzlercesine dolatrd; asansr durunca
ekti. Bunlar yaparken Ayen'i unutacan sanmt; aksine
Gnname'yi, Sar Kz'n yerine koyduunu anlad; iki trl
utand; hiddetinden fazla ciddi bir ehre taknd. Bu derece
kark iler arasnda yapt mnasebetsizlii ocuka bu
luyordu. Ayen'den dolay muhakemesi bozulmutu, ruhen
ihtiyarlyordu. Ayn zamanda hizmeti kz dnerek:
"Hele una bak," dedi. "leriye de gitsem kzmayacak,
yanaacak. O halde pek de yal, yalnn sevimsizi deilmi
im; irenme vermiyorum."
Bunlar bir saniyede aklndan gemiti. Yine birka sa
niyede neler dund! nsan utana utana bakalarnn sez
mesinden rkerek yle irkin eyler dnebiliyor ki, baz
yzlerdeki naho tesir galiba bundan, byle eylere fazla
dknlkten ileri geliyor. Kendisi de ii artrrsa u emniyet
verici adam tesiri yapan temiz nasiyesini kaybedebilir. Hal
buki ellisinden sonra ehredeki saf, samimi kalbe alamet,
tatl hatlar ne kadar lzumludur!
Gnname yemek masasn kuruyor. nce konumazd;
deminki iltifattan cesaretlendi mi ne, lakrd ediyor:
"Geciktiler. Saat sekiz buuk. Byk Hanm olsun gel
meliydi. Gitmeyecekti zaten . . . Ayen Hanm yollad. Benden
baka kimsenin evde kalmasn istemedi. Sonra birdenbire
karar verip acele, neden sokaa frlad, anlayamadm."
Szn bitirmiti, zil ald. Gelen ftade olacak. Zira
Ayen'in adeti kapy anahtarla amaktr. Evet, ite kars!
Mantosunu karmadan sordu:

159
"Ne oldu netice? Ayen yok mu?"
Ata bildiklerini anlatu; hizmeti uzaklanca ilave etti:
"Gidi acayip . . . Kz bir buhran geiriyor. Gizli bir derdi
var ama nereden anlayacaz? Almyor."
"Dert, mert yok. Dpedz kancklk yapu! . . . Elin er
keklerini pei sra koturuyor, azdryor. Bize de sz gelecek
bir gn . . . Daha evvel syrlp gitsek evimize, Efendi! Grsen,
Feride, aparUnan bir demi, bir sslemi ki . . . Aufn me
busluu da eli kulanda. Sana hkmette mnasip bir i
bulur. Azck konutuk, bankalarda azalklar varm, haftada
bir urar, kahveni ier, dnermisin. Maa da yksekmi. "
Ata sert bir cevaba hazrlanyordu, salonun kapsnda
Ayen'in ekli grnd; halinde bir tuhaflk var.
"Affedersin daycm . . . Gelemedim, seni beyhude yere
beklettim. Teyze! Nasllar Feride Abla, Auf Bey Enite?"
Kar koca, ll derecede somurtkan, susuyorlar.
"Danldnz m bana? Gcendirdim mi sizi?"
ftade, damadnn parasna, mstakbel unvanna gve
nerek susmakta devam etti. Ata'ya da bir cesaret gelmiti:
"Sen bunlar brak," dedi. "Bizim esamimiz okunmaz.
Rt meselesini anlat. "
Ayen dikleti; karsndakileri szyor. Siyah halkal
mercan gzleri birer kzgn kurun . . . Sanki frlayp cier
lerine saplanacak. Baku, baku; dudaklar titriyor. Korkun
adeta! Fena bir ey syleyecek. Sylemedi, dnd. Fakat ko
ridordan sesini duydular. Gnname'ye diyor ki:
"Brak yemei imdi. Odama gel. Bavullarm hazrlaya
cam."
ftade yerinden hoplad:

1 60
"Ayol, hakkn vann efendi, kz buhran geiriyor; buh
ran muhran deil, ldrm basbaya ! Nereye gidiyor? Ge
ce yanlar oluyor. Uyuyor musun? Her akam koluna takp
gezdiren sendin; ii senin bilmen lazmd. Etraf seyre da
lacana yanndaki tazeye mukayyet olaydn. Ne yapacaz
imdi? Babasna ne deriz? Vebali bizim stmzde! Sert de
syledin. Kendi kzmz m o? Kel ahretlik mi yoksa?"
Kocas kolunu ovuturuyor. eriki odada dolaplann
alp, bavullarn ekildii duyulmaktadr. Neden sonra
kendini bulan Ata yle sylendi:
"Gitmek bize der. Kalk, hanm! Buna kovulmak de
nir. Aifte ne halt ederse etsin! "

VIII

Gidemediler.
Zira, ftade'nin itirazlarna aldrmayarak kocas; "Sen
istersen kal. Ben duramam," diyerek paltosunu giyiyordu.
Gnname odadan frlad:
"Aman koun, Kk Hanm bayld! "
Feryadyla kendilerine doru yrd. Hemen kotular.
Ayen, halnn zerine boylu boyunca serilmiti; bacak.lan
alm, birbirinden uzaklam vaziyetteydi. Ata yaklanca
dilerinin kenetlendiini, umaklan etine batarcasna avu
larnn yumulduunu grd. Bluzunu yrtmu; gs kaba
np iniyor, yznde surap ektiini gsteren gergin izgiler,
hafife inliyordu. Kans bard:
"Aman bir doktor! abuk, doktoruna telefon et. Numa
ras duvardaki katta yazl . . . "

161
Hem byle diyor, hem de hizmetinin getirdii kolon
yay Ayen' e koklauyor, gsne dkyor, kollarna sryor,
avularn amaya alyor, gzlerini flyordu. Ata, dok
toru bereket evinde buldu ve "imdi geliyorum" cevabn
kansna yetitirdi. Talimhane' de oturuyordu. Onu da Berin
tavsiye etmiti. Para bu! Nezle olsalar aryorlard; bu he
nz krklk adam da -nasl da arabuk hret yapveriyor
lar- zengin oluvermiti. Kendini naza ekmesini biliyordu;
yleydi ama her yere gitmedii halde Ayen telefon etti mi
nazlanyor, gelince de kza ho grnmek iin talakat sarf
na balayp uzun mddet kalyordu.
On dakika sonra yetiti. Yatana yaurdklan hasta, he
nz baygnlk halinde, ama avulan gevemi, inlemiyor
da . . . Ara sra geriliyor ve yerinden kayyor; kaydka etek
leri arkasna toplanp bacaklar meydana kyor. ftade ile
Gnname bu plakl rtmek iin elbiseyi derhal aaya
ekiyorlar.
Sait Rait Kaynarsu -ismi de ne uzun!- tela etmedi. Usu
len lazmdr gibi nabzlarn saate bakmadan yle bir saydk
tan sonra gsne ban dayad, dinleyip braku; dedi ki:

"Olur bunlar . . . ok srmez, alr. yecektir belki . . .


htiyaten bir ie scak su bulundurunuz, icap ederse ayak
larna koyarsnz. stn de rtersiniz ama terlemesin. Si
ze bir ila yazyorum, imdi piyasada nadir, Alman maldr.
Eer onu bulamazsanz bir yerlisi var; ii grr. Yarn gelece
im. Rejim takip etmesi lazm gelecek, sannn. Hava tebdi
li, seyahat, deiiklik, yani . . . Belki de baka bir ey . . . "
Ata sordu:
"Ne gibi bir ey? . . .
"

1 62
Doktor cevap vermedi; kendisi soruyor:
"Ka yanda?"
"On dokuzunda. "
Dnyor. Gya zihninden baz hesaplar yapyor, bir
muadele halline alyor, ban kamyor ama onun yerine
parmaklarn say sayarcasna oynatyor.
"Herhalde mhim deil. Dedim ya, efendim, olur bun
lar . . . "
Nabzna bir daha bakt. Memnun tavrla ban sallad.
Hakikaten de Ayen gittike geviyor, rahatlyordu. Gzleri
ni at bile . . . Sarho baklanyla etraf grmeye abalyor.
bu gzler Ata'ya iliti; dudaklar hareket ediyor; muhabbetli
bir sesle:
"Day ! " dedi.
Ah Ayen! O gzel yavru! Day, o bir tek kelime ile mest
olmutur; gidip ayaklarn avularnn iine almak, okamak,
stmak istiyor. Belli ki buz gibi donmu bunlar . . . Uyutura
cak, tekrar lk hale getirecek. Demin yapt kabal affetti
demek?
"Kzm! Evladm ! " diye yanma yaklat; birbirlerine g
lmsyorlar. Glmseyerek doktora da iltifat etti. Kaynarsu:
"Bu gece tam istirahat. . . Eer gndzn aile aras -olur
ya!- bir ey geti, bir eye cannz skldysa bundan bahset
meyiniz. Geceliini giysin, dinlensin. "
Limon kabuu renginde, galiba limon aacndan ya
plm karyolasnda ve limon kolonyas kokular iinde
Ayen'in bir yat vard, doktorun yle bir manzaradan ay
nlp gitmesine Ata at. Oturup helezonlu teldeki kzl ve
tatl , kzn gz bebeklerini andran gece kandili ampu-

1 63
lnn altnda Day Bey sabaha kadar seyrederdi o tabloyu . . .
Seyreder, eder, hlyalar kurard.
Hekim aparunandan ayrlrken teyi1 iin kap nne
giden kar koca tekrar odaya dndler. Ayen hafife arala
d gzlerini krptrd:
"ok aydnlk buras . . . "
Orta ampulleri sndrdler.
"Bugn asabm ok bozulmutu; kusuruma bakmayn
teyze! Bilseniz . . .
"

" . . . Sus meleim, yorma kendini! Kusur da ne demek


mi? Olur byle eyler. Doktor da sylemedi mi? Olaan ey
lerdir, bunlar! Ha, daycn paray getirmi, safay hatrla ye,
keyfine bak! Aldrma o cieri be para eunez heriflere . . . "

Kz, para bahsine aldrmayarak uyuklar gibi yapt. Teyze


dedi ki:
"uraya bir ilte serip odanda yataym, istersen . . . "
"Lzum yok, iyiyim. Bir rahatszlk hissedersem duvar
vururum. "
"Olmaz, inallah! Olursa vur; uykum hafiftir, hemen
uyanrm."
Ata, karsnn bacandan srklesen uyanmayacan
bildii iin glmsedi ama esner gibi yaparak tebessm
n gizledi. Ayn zamanda Ayen'in de glmsemekle bera
ber ayn ihtiyac duyduunu bakndan okumutu. Kapc
Bilal'in ku gibi uup getirdii ilatan verdiler. Validol ve
melisa kokulu bu damlalar fincandaki suya dnce ortaya
toplanyor, hoaf zerindeki yal kak yaldzlar gibi prl

1 teyi: uurlama

1 64
pnl parlyordu. la verme iini, gzlkleri burnunda, itina
ile Ata yapmt. Damlalar, sanki bir tek fazlas veya eksii
hadise kanrmasna saym, bulap kalan ksm da tek
rar su koyarak fincan bununla alkaladktan sonra sevgili
hastasna iirmeyi ihmal etmemiti.
Odann bir kesinde duran Gnname btn bu olan
lar gznden karmyor. Memnun ve apknca alayl ba
klaryla hepsini takip ediyordu. Kan koca br odaya ge
tiler. ftade'nin akl iki bin lirada:
"Gnname namuslu kzdr, ama ver unlar . . . Dolaba
koyup kilitleyeyim," dedi.
Be yz liralk, yepyeni, cilas ve boya kokusu stnde
drt katktan ibaretti. Ata, yeleinin i tarafna yaplm
cebinden bunlar karp uzatt. Parmaklarna temas edince
kansnn nasl bir haz geirdii belliydi; sayyor, seyrediyordu.
Birden, kapdan gzetleniyormuasna elinde kaybetti. Bir
hokkabaz daha iyi yapamazd bu marifeti! ftade soruyor:
"Ey, ne dersin baylma faslna?"
"Fasl, masl yok. Fikrimde musrrim! 1 Kzcaz buhranl."
"Kocaya varsa geer. "
"Belki geer. . . Fakat erkekten bucak bucak katna,
daima atlatmak, zaman kazanmak istediine dikkat etmiyor
musun? ki k var; ya baka birine, bir bilmediimize tut
kun, yahut da . . . "

" . . . Yahut da ne?"


Ata ikinci kk bulamyor. Bulamadn, akl erdireme
diini anlatan yz ve el hareketleriyle susuyor. Eli bir md-

1 musr: bir sz ya da dncede direnen, ayak direyen

165
det bolukta ve parmaklar yar yumulmu ekilde durdu;
dudak.lan da ayn acayip vaziyette ak kald. Bu, bir "akl
erdirememe" eklidir.
"Bilmem gaynk . . . Allah bir, ii bin . . . Dne dne
kanm kurusa bo! Biz eviinize ekilek; 'Karaltn nerede, ka
rarn orada . . . ' demiler. Kazanda piirir, kapanda yeriz,
ama iimiz rahatlar. "
Ata'nn ikide bir Gedikpaa'ya dnmek istemesi biraz
samimiydi, ama azck da Ayen'den kolayca ayrlacan
anlamas, zihninden bir ey geirip fikrini deitirmesi iin
ftade'ye mahsus tekrarlayp duruyordu. Odasna gitmek
zere kalkarken, kars:
"Bir kerecik kapsn dinle . . . Uyuyor mu, bakver! " dedi.
Kulak verdi, ses yok. Ama Ata nasl uyuyacak? Ewela
akamst olanlardan hibirini bilmiyor . . . Sonra Ayen'in
baylm halini, hele aylnca kendisine muhabbetle tebes
smn, "Day! " demesini unutamyor. Erkeklerden, evlen
meden kalar da ayn, mhim mesele, gel de uyu!
ftade ile istiare ediyorlar. Ayen'den biraz malumat
almadka yazhaneye gitmesi caiz deildir. smail Bey' e,
Rt'ye ne syleyecek?
"Maamafh olduu gibi anlatrm; benim ne mesuliye
tim var? Dalavere evirmiyorum ya! Telefonda kzn shhati
ni sorarm; belki birka sz syler."
Bu karar almakla beraber Sedefin ticarethanesine he
lecanla girdi. Aksiye bak ki merdiven ayanda smail Bey
duruyor, ambar memuru ile konuuyordu:
"Merhaba! "

1 66
"Merhaba, Ata Efendi! Dur u szm bitireyim, bera
ber karz. "
Memura talimatn verdikten sonra Day Bey'in kolun
dan tuttu:
"Biliyorsun, tabii," dedi. "Rt bu sabah gitti."
"Nereye? Haberim yok benim . . . Ayen dn gece dp
bayld; hekimler getirttik. Gzmze uyku girmedi. "
''Vah vah! Neyse, olur bunlar! Evet, Rt Bey Mersin'e
gitti."
"Sebep?"
"Seninkinin babasyla konumaya! Kk Hanm pasta
nede bulutuklar zaman yle emir buyurmu; 'Babam m
saade etmedike sz veremem, karar alamam! ' demi. Bana
sorarsan atlatm, yine! Onu da atlatacak, sefir cenaplarn
da, hepsini de . . . "
"Niin?"
"Artk bunun niini, miini var m? Besbelli! "
''Yani?"
''Yani, gz bir bakasnda . . . "
"Benim bildiim, yle biri yok."
''Vardr! Mnasebetsizce bir eydir, sylemeye utanyor."
Ata ban iki yana sallyor:
"Fesphanallah! Kimse ile yalnz bana gezip tozduu
imdiye kadar grlmedi."
"Aile, akraba arasndakiler nasl?"
"Damattan baka kim var? Onun yzn de biz apart
mana tanal ayda bir kere grmyor bile. Evi ayr, ky
ayn. Hem Ayen bu mahalle delikanlsn ne yapsn? Ten

1 67
fanilasyla dolar, yazn . . . Nargile de ier . . . akr'n mte
rilerindendir. Gnl verecek onu mu buldu? "
"Ben ille damadndr, demiyorum. Kadn akla gelmeye
ne, una buna tutulur, ne yaa bakar, ne baa! "
"Bacak kadar etin 'i sevmiyor ya, rica ederim smail
Bey . . . Kzma ama fesat bir ruhun var senin! "
inden, "Herkesle megul olacana karna, baldzna,
kzna bak! " diye sylendi. cap ederse yzne kar da sy
lerdi; Anadolu daman tutmasn bir defa . . . Ayran kabar
verdi mi hepsinin slalesinden balard. smail Bey lakrdy
kesti. Hayr, bir ey daha syleyecekti, yuttu. Odalar nn
de eker renk ayrldlar.
leye doru apartmana telefon etti. Cevap veren Gn
name:
"Byk Hanm'la geziye gittiler. Doktor gelmiti de ha
va aln demiti; dars gnlk gnelik."
Ata haberden holand ve bu memnuniyetle hizmetiye
iltifat makamnda sordu:
"Sen ne yapyorsun?"
"t yapyorum, priz yand. Bilal tamir ediyor."
Vay! O kurt herifle knal koyun bir arada braklr m?
Kk bir kskanlkla sylendi:
''Tembih etmeli; biz yokken ieriye kimseyi sokmasn. "
Hademeye getirttii su brei ile muhallebiyi itahla yi
yordu; dn gece a karnna yatmu, belki de bundan dolay
vakalara ramen rahat uyumutu. Babas su brei yapmaz
d; vck vck yaldr diye Paa istemezdi, zira . . . Lakin paa
brei mehurdu. i tavuk etiyle nadide bir "sakz brei"
yapard. Yeme de yannda yat!

1 68
Ata, zihnen ezbere olarak bildii breklerin isimlerini
sayyor: puf, boha, cgara, fincan, altst, ar, su, yufka. ; .
Hepsi malum. Bir de "mihrab brei" vard; "balkl bre
i" az kii bilir. Tatar brei, brek saylmaz; pirohi, mant,
manastr pidesi, et ekmei vesaire de asl brekten madut
deildir. Nemse brei ise alafranga "pateler" nevine girer.
Babas bunlarda da usta idi; mkemmel ''volovan"lar yapar
d. Frenk misafirler arld zaman sln etiyle yapt pa
teo emsalsizdi.
Birdenbire sln kelimesinden olacak, yine Ayen'i ha
trlad: "smail Bey'in szleri bir bakma dnmeye deer.
Damat Atf m seviyor acaba? Babasndan sermaye kopar
masna Sar Kz almt; hatta dayatmt bile! Fabrikadaki
Ayen'i andran daktilo meselesi de garip . . . "
"Yok canm, " dedi. "Bunun imkan yok. Kzcaz bize
bir iyilik olsun diye babasn zorlad. Birini sevdiine ben de
kaniyim, zaten kendisinin de aznda bir ey dolayor. Kim
ola u herif?"
Hayli dnd, bulamad. nndeki muhallebiyi ka
kta bitirmiti:
"Porsiyon bunlar ha! Tadmlk deseler daha doru . . . "
nnde duran tepsiyi kaldrtt, sade kahve smarlad;
gelince bir sigara yakt. Ttnle kahvenin tesiri olacak, zih
ninde bir nokta aydnlanverdi.
"Vay edepsiz herif, vay! Bana demin adeta, 'Ayen seni
seviyor,' dedi de anlamadm! Gidip u melunun kafasn k
raym."
Sandalyeden frlad; lakin odann ortasnda durdu; titri
yor. smail'i pataklayacana emin . . . Gc kuweti yerinde-

1 69
dir, hfila kiiyi nne katar, karr. Bazulan demir gibi.
Durmasnn sebebi baka: Bir "acaba"? Acaba it doru mu
grm? San Kz daysndan haz m ediyor? Gznn n
ne dn geceki aylma sahnesi geldi. Gzlerini anca "day ! "
demi ve nasl muhabbetle Ata'nn yzne bakm, tatl tatl
glmsemiti . . . "Aile iinde en sevdiim sensin ! " diye tekrar
edip durmaz m? Nereye gitse daysn pei sra gtrmyor,
hep kendisiyle gezip dolamyor mu?
"Peki ama, niin sevsin? Aradklar bende yok. Aynca
ellisini am, kendi halinde bir adamm. Deli samas smail
keratasnn kafasndaki fikir! Ho, bunu da aka syleme
di. Tefsir eden benim! Asl lgn bana derler. "
Ata Efendi, smail Bey melununun imalarna ramen
Ayen'e bu hali yaktramad. Tahmin kendi lehine olmak
la beraber kz ylesine seviyordu ki, sapasalam ruhlu, ta
mamyla normal, kusursuz grmek istiyordu.
"Halt etmiler," dedi. "Benim San Kzm elmastr, prlan
tadr. Rt'y sevmemi olabilir, kan kaynamamtr. Zor
la koynuna koyamayz ya! Pekala etmi, delikanly Mersin'e
kadar yollam. Babasna telgraf ekip, 'Teklifi kabul etme ! '
diye yazmtr, herhalde . . . Balta olmak isterse vallahi kalkar,
Ankara'ya kadar gider nn'ye bavururum. Bizim Men
genli'yi de grrm: Mft shak Hoca'nn oludur, emniyet
dairesinin en nfuzlu erkanndanm. Daha olmazsa hemeh
riler ne gne duruyor? Bir gece evirirler olan, eek sudan
gelinceye kadar atarlar sopay . . . Akln bana toplar! "
Byle hi de yapamayaca eyleri yapacakmasna
fkeli fkeli dnp tasarladktan sonra kendisi de vazi-

1 70
yetin tuhafln anlad; maanafh o tasawurlarla sakinle
miti. Vaktinden nce, kimseye haber vermeden ku. Yeni
Camii'nin muvakkithanesi karsnda baryorlar:
"Dolmua Taksim! "
Bu usul yeni balamu; rabet fazlayd, bir tanesinde
glkle yer buldu. Az. sonra apartmann nndeydi. Adeti
vehile pencerelere bakyor; hepsi aydnlk, salonunkiler
kr kr . . . Demek ki misafirler var. Kimler ola?
Koridorda ssl nl ve dantelli balyla Gnna
me'ye rastlad, sordu. Kz, sanki kendisine de eref pay
karyormuasna azametle:
"Byk bir adam," dedi. "Adn bilmiyorum, ilk defa ge
liyor. "
Faruk Senai Bey olmasn? Evet, o. Grnmeden baku:
Ayen ve ftade ile sohbette. O derece dalmlar ki, Ata'nn
geldiini duymamlar. eri girdi, el skmalar ve haur sor
malar fasl bitince skilt balad. Havada bir bakalk hisse
diyor. San Kz durgun, hatta mahup gibi. . .
Sessizlii sefir bozdu; brlerinin yzne baku; muvafa
katlerini alyordu sanki . . . Sonra dedi ki:
"Ata Beyefendi! Size evvelce aum meseleyi hanme
fendilerle de konutuk. "
"yle mi? yi ettiniz."
"Nihayet mutabakat hasl oldu. Ayen Hanm'a da, ha
nmefendiye de minnettarm. "
" ,,
" . . . Fakat pederleriyle de grp muvafakatini istihsal
lazm, deil mi beyefendi? Hatta elzem. "
"phesiz. "

1 71
"Binaenaleyh yarn Ankara'ya hareket ediyorum; orada
arabuk iimi bitirip -zaten muamele tekemml etmitir
doru Mersin'e gideceim . . . Biraz da yurt iini tanm olu
rum. Mersin'de Yaar Bey gzel bir otelde oturuyormu."
"Otel mi, kulp m . . . Ben de senasn duydum."
"nallah iyi haberle dnerim. "
"Hayrls . . . "
Ata, gzlerini Ayen'e evirdi; onunkiler de Ata'y ar
yordu. Yuvarlack mercanlar, siyah halkalar ortasnda birer
yakut yzk . . . Yanyor. Lisann ancak Day Bey anlar: Alayl
bir prlt bu!
Tam o esnada zil alnd ve bir konumadan sonra
Gnname grnd. Elinde bir telgraf ve bir makbuz . . .
"mzalanacakm. Kk Hanm'n ismine . . . "
Ayen, tela eseri gstermeden, daysnn kalemiyle ka
da imzasn att; telgraf at. indekini biliyormu gibi
kaytsz.
"Kimden? " diye ftade sordu.
"Dzce'den . . . Bir kadn hocam vard, evlenmiti, tebrik
yazmtm. Teekkr ediyor."
Kat parasn bir mddet avucunda tuttu, tuttu; bir
vazoyu kaldrd, altna koydu. Sefir ayaa kalkyor:
"Demek kararmz bu. htiramatm takdim ederim ha
nmefendi. . . Hrmetlerim, beyefendi. . . Size de teekkrle
rimi tekrarlarm, Kk Hanmefendi. . . "
Koridora kadar teyi ettiler. San Kz daha teye gitme
di. Misafiri kapya kadar uurlayanlar Ata ile ftade. Salona
dndkleri zaman San Kz' koltua gmlm, elindeki

1 72
telgraf ehemmiyetle okur vaziyette buldular. Neden sonra
temkinli sesiyle dedi ki:
"Babam yola km; br gn burada. Dn ektiim
telgrafn cevab . . . "
'Telgraf m ektindi?"
"Evet."
"Ne diye?"
''Ylbanda muhakkak yanmda bulununuz, ok zle
dim, hemen geliniz, demitim. "
"Peki ama oraya gnderdiklerin ve gndereceklerin?
Rt ile deminki diplomat aktr?"
Bunu soran Ata'ya cevap vereceine diyor ki:
''Yalnz onlar m? Mister Thomas' da Ankara'ya yolla
yan benim."
"Ne yapmaya?"
"Bir Trk kzyla evlenmesini u srada amirleri muvafk
bulurlar m, bulmazlar m, onu anlamaya. . . Malum ya, esas
ta askerdir. "
"Neticeyi dnmyor musun?"
Koltuktan kalkt; daysnn nnde durdu; unu syledi:
"Bo ver, daycm! Biz gzel gzel oturuyoruz, ite!
Aramza yabanc sokmaya mecbur muyuz? Ben seninle, siz
lerle olduktan sonra hayatmdan memnunum. Ylba gece
si hepimiz gazinoda toplanrz: Bizler, Feride Ablam, Atf
Enitem, babam . . . "
Radyoya doru ilerledi; dmesini evirdi. Smklb
ceklerin ziraate zararlar hakknda bir konferansn sonuydu.
Nezleli bir ses, azaptan kurtulmuasna ilave etti:
"Sevgili dinleyicilerim! Hepiniz en ve esen kaln! "

1 73
NC KISIM

Modem Hayat Sarayls

Dolmabahe Saray'nda Amerikan Filosu erefine bir


balo veriliyor. 1946 senesi Nisannn 7'nci pazar gecesi. . .
Ayen, karaborsaya den davetnamelerden iki kiilik
bir tanesini elde ettii iin -byle ilerde berberi pek be
ceriklidir- daysyla birlikte oraya gidecek. Bereket ki Ata
Efendi, son yllarda tam be baloya katldndan frak giy
meye almtr. Zaten fikrince eskiler, kolal gmlekle ya
kal kolaycack benimseyiveriyorlar; zira genliklerinden
idmanldrlar. Yumuayla yetimi olan nesil, ne kadar ta
biilik taslasa, sade ancak birka defa giydii siyahl beyazl
cendereyi yadrgamaktadr. Dikkat etmiti: Pek az mstes
na, bunlar ilk defa azlarna gem, srtlarna eyer vurulmu
tay azman atlar gibi insana birdenbire ahlanarak ve ifte
atp kineyerek zp zp srayacaklarmasna evvela dn
celi bir bekleme vaziyetinde durmaktadrlar; nitekim dansa
kalknca bu tepinme ve tepime ihtiyacn giderebiliyorlar!

1 75
Saat on buuktu, doktor Kaynarsu grnd. Hekim ol
duu iin onun hususi otomobili vardr; ehir Meclisi aza
sndandr, resmen davetlidir de . . . Ayen ile Ata'y gtrme
ye gelmitir. nceden hazrlanan Day Bey -beyaz kravatn
Sar Kz'a balatmt;- kz, odasna girdii zaman henz tu
valetini giymemi, kombinezonu ile ayna karsnda yzn
boyuyordu; days grnnce omuzlarna arabuk bir hav
lu atmt. Doktoru lafa tuttu. Evden ancak on birde ktlar.
Arabada doktor diyor ki:
"Davetnameler mahdut1 miktardaym; dorusu an
snz varm; arayanlar bulamad, yle sayn bayanlar tan
yorum ki, baloda arz endam edemedikleri iin imdi kriz
geiriyorlardr. "
''Yalnz boy ve elbise gsteremediklerine deil, Ameri
kan zabitleriyle dans ve flrt frsatn kardklarna da z
lyorlardr."
Byle diyen Ayen'di . . . u Ayen hani 1944 Eyllnde
stanbul'a yeldirmeli mantosu ve takrtl ayakkablanyla sal
lapati gelen kasabal kz! Berberi ona bu gece iin bir sa
yapm, aheser! Fakat esasta san cinsi, rengi, grl ha
rika. Demin odadan odaya dolarken zerinde klara g
re nasl da akl, meneviler kouup kayboluyordu. Rza
Tevfik'in bestelenen iirindeki gibi insana:
N'olurdu alnndan pp her seher,
San ben zp ben balasaydm.

Arzusu veriyordu. Ne Rt'ye, ne Faruk Senai'ye, ne de


Mister Thomas'a nimet nasip olmad. te. Son ayda va-

1 mahdut: snrl sayda

1 76
kalar birbirini takip etmiti: Sedefincizade, Mersin dn
stanbul'da durmam, Msr'a gitmiti; avdetinde bakann
kzyla evlenecekti. Zira Ayen'den mit kalmad anlal
m, kz unutmas iin seyahate kmas kararlatrlmt.
u var ki, katip smail Bey fikrinde sabit: Olan, Sar Kz'
eninde sonunda yine alacak! Bakan kzyla evlenmesi vakit
kazanmak iin tertipledii bir plan . . . Kendisine oynanan
oyuna mukabele edecek!
Sefir hazretleri Ayen'i koluna takmadan yeni memu
riyetini boylamtr. Thomas da bir netice kmayacan
ahmaklna ramen sezdi; srra kadem bast. Fakat yeni ta
lipler, namzetler ok: Bir tanesi, imdi otomobilinde bulun
duklar doktor. Ata, kendi kendine syleniyor:
"Galiba bunu da atlatacak! Neden byle yapyor? Anla
yamyorum, vesselam! "
Arabay Dolmabahe saat kulesi nnde polisler evir
di; cadde zerindeki byk kapdan girilecekmi. Meydan,
otomobilden grnmyor. Kafileye katldlar. Bir trl iler
leyemiyorlar ki . . . Ksack yolu tam yirmi dakikada aldlar.
Nihayet deniz tarafndaki i kapnn nne varabilmiler
di. Merdivenleri ktlar; antrede Ayen krkn, tekiler
paltolarn vestiyere brakp salona girdiler. Mahaerallah!
Adm atacak yer yok. Doktor, Ata'ya fsldad:
'Tevekkeli deil, davetname bulabilmisiniz! Binler
ce datlm sanki. Sanki stanbul'un zerine tayyarelerle
gkten atmlar, kapann elinde kalm! Berbere ne vermi,
Ayen Hanm?'?.
"Elli lira, demiti."

1 77
Saa sola, kelere, her tarafa glkle, itile kakla s
rkleniyorlar. Kanape ve koltuk zaten az. Bunlara bir defa
oturanlar da artk kalkmyorlar. Tuhaf Amerikal zabitler
de sandalyelere sram sram dizilmiler, akn akn kub
beye, tavanlara bakakalmlar. Ata ile doktor, Ayen'i olsun
oturtacak tek iskemle bulamadlar. Nihayet tavann ortasna
asl muazzam avizeden gzn ayran bir Amerikal, Sar
Kz' avizeden inmi bir billur fanus gibi nur saarak kar
snda grnce frlad, eildi, yerini takdim etti. O da nur
paras bir erkek. Arkadan drtt; Ata Efendi'yi iaretle
bir ey syledi; Day Bey de bu suretle bir sandalyeye kavu
mu oldu.
Ayen, delikanlya ngilizce teekkr etmiti. Aralarn
da ekingen bir konuma balad. Ksa cmleler ve "evet",
"hayr"lardan ibaret lakrdlar . . . ok srmedi, dans teklifi . . .
Kz, tereddt etmeden zabitle beraber oynayanlar arasna ka
rmt. Tuhaflaan Ata bir de bakt ki, doktor bey de yok
olmu. Dopdolu, aydnlk, koskoca salon, bir kesinde kurt
kacak kadar tenha, lo, kuytu bir orman yoluna dnmt.
"Ne diye geliyorum byle yerlere? Kendimi evimde,
ftade ile kar karya oturmu bulsam sevineceim! " diye
sylendi; bir yandan da Dolmabahe Saray 'nda oluuna a
yordu. Ata Efendi kim, buras neresi? Vaktiyle bayramlar
da muayede iin Paa'nn byk niformasyla ayn saraya
gittiini hatrlad. Acaba taht hangi tarafa kurulurdu? Kahve
ocana aadan akseden rivayetlere gre, bayramlama sra
s bando mzka alarm; imdi caz almaktadr. Heybetli
bina dorusu! Ata da Amerikallar gibi tavanlar, kubbeyi,
avizeyi seyrediyor. Dans edenleri grmek imkansz . . . Orta-

1 78
da ktle haline girmi bir erkek kadn kalabal, gayet ar
dnen bir girdaba kaplmasna helezonlar eviriyor; gya
tkanm bir musluk ukuruna dolmaya alyor; bir trl
menfez bulamyor. Grd yalnz bir ba yndr; Sar
Kz'n o yna karm olmasn adeta haysiyetsizlik sayyor.
Dolmabahe Saray'nn alnnda meerse byle bir gece de
yazlym!
Kalkacak, ama danstan dnen Ayen'i kaybetmekten
korkmaktadr.
nnden kadnlar getiini, etek hrtlar ve lavanta
kokularndan anlaynca gzlerini kubbeden ayrp etrafna
baknd, hayrete dt: smail Bey'in takm da burada! Mes
ture, Berin ve Deniz, bir grup Amerikal bahriye zabitleriyle
yan yana, gle konua yryorlar. kisi, yani evlisiyle dulu
tam dekolte, bellerine kadar ak, siyah renkte elbiseler giy
miler; kz, olduka pahal saman rengi tller iinde, gzel
mi gzel! Kendi gelilerindeki acayiplii unutarak:
"Vay efendim, vay! Bir bunlar eksikti . . . " diye alay etti.
O gn hava gneli gemekle beraber akama doru bir
ayaz kmt. Kalabala ve kalorifere ramen salon adeta
souktu; karn da ackmt; imkan olsa paltosuna brnp
oturacakt. Kadnlarn plakln grmek bereket aksi tesir
hasl ediyor, teceine birtakm hlyalarla gzlerini st
yordu.
Ayen, yanndaki zabitle henz dnmt, halk birbiri
ne girdi; kapnn sa tarafna kurulmu upuzun bfeye do
ru hcum balad. lk girdikleri zaman yksek ayakl tabak
lar iindeki istakozlar ve meyveler zaten dikkatini ekmiti.

1 79
Bedava yenileceini biliyordu, hkmetin davetlisiydiler;
lakin uzaktan sezdi; yanaamayacaklard.
Kaynarsu'nun meydana ktn gren zabit selam ve
rip ayrld. Ayen anlatyor:
"Beni nce Amerikal sanm; sonra ngilizcemden ec
nebi olduuma hkmetmi."
''Trkm demedin mi?"
"Demez miyim hi day! Cahil eyler. . . Bir trl inana
mad. Trk, sarn olmazm . . . "
"Avanak! Gitsin de bizim Bolu kylerini grsn. ou
sarndr kzlarn . . . Gzleri de mavidir, akrdr, gkeladr.
Anam lapiska sal, meneke gzl, uzun boyluydu. Ben de
sarncaydm; gzlerim de koyu renk deil. Gne yakar,
kavurur da kadnlarn sonradan renkleri kaybolur. "
"Zaten seni de Avrupalya benzetmi ya. . . 'Diplomat
m?' diye sordu. "
Ata bu defa holand ve kyafetinin ehemmiyetine tekrar
inand . . . Holanmasnn baka bir sebebi de daysnn dip
lomata benzemesine kzn memnun grnmesiydi. Doktor
Sait Reit ise frak iinde hi de anl durmuyordu; boyu ksa,
vcudu tknaz, yz ahlakt. O elbise muhakkak ki biimli,
hani ne diyorlar ona ey . . . Ari rkn saf kan tipine, endaml
ve armudi ehrelisine daha yakyordu. Doktorun Moollu
u artm, aksine frak onu tekrar in hududuna gtrm,
ecdadna dndrmt.
"Maksat bir ey yemek, imek deil. . . Bfeye sokulalm
da u 'han- yama' manzarasn seyredelim," dedi ve Ayen'i
himaye eder bir tavrla nne katt; bakalarnn srnmesi-

1 80
ne meydan vermeden, hatta bazen kollann iki yanna siper
yaparak gidiyorlar.
Ata da pelerine dt. Bir ara yle sktlar ki, kenet
lenmiten farklan kalmad. Acayibi u ki, ndekileri kaybet
miti. Arkasndan tand bir kadn sesi:
"Boulacaz," diyor. ''Yolunu bulsak da kendimizi da
rya atsak . . . "
Bu, Berin'di ve uzakta kalan ablasyla konuuyordu. Ata-
cevap verdi:
"Ne gerilemek kabil, ne ilerlemek . . . "
Dul, kulana fsldad:
"Aman, beni ne geiriniz. Bilmediim bir adam mna
sebetsizlik ediyor. "
Ata, Berin' e glkle yer verdi; srtnmemeye alyor
ama nafile! Meerse ayn boydaymlar; omuzlar birbirinin
kilere msavi. ki kolunu demin doktorda grd gibi yan
taraflara uzatt; lakin boluu muhafaza edemiyor; ara sra
bu kollar dulun beline dolanyor. Her seferinde "Affedersi
niz . . . " diye zr diliyor. Kadn nihayet ban azck evirdi,
glmseyerek dedi ki:
''Yabanc saylmazsnz. brnden beni kurtardnz
ya. . . Vcudum rk iinde kald . . . Buraya kimler gelme-
mi?"
Herkes saraya kendinden bakasn layk grmyor. Ata
artk aldrmad; kollan bel zerinde yerleince zr dilemi
yor. Hatta uzunca bir mddet o ekilde kaldklan oluyor.
Acaba Ayen 'le Profesr de ayn vaziyette mi? Bereket ar
bal bir adamdr; daha iyisi rastlayamazd. Berin:

181
"Acktm . . . Hararet de bast. Ah, bir bardak viski iebil
sem . . . " diyor. Zira bfeye epeyce yaklamlardr; ienleri,
yiyenleri gryorlar. Ata dedi ki:
"Amma a gzl mahluklar! Masann nne geen ka
dnlar dolu tabaklan, bardaklar elden ele arkadaki tandk
larna yetitiriyorlar; tekilat kuruvermiler hemencecik . . . "
"Bedava bfelerde hep byle yaparlar onlar . . . "

Ve seslendi:
"Necmiye Hanm! Bana da bir bardak su, viski, bira, bir
ey ltfetsene . . . Dilim damama yapt. "
"Olur, Berinciim, imdi ! "
Az sonra elden ele, havada dolaarak viski geldi. Dul,
kadehi yarya kadar bir anda imiti. Ata'ya uzatt:
"Eer irenmezseniz . . . Bakasn isteyemeyiz de . . . "
Ata Efendi kalan ayn hzla iiverdi ama kadehi ne ya-
pacak? Geri vermek mesele. Bfeden bir ses:
"Biraz teberi yollaym m? "
"Mersi, canm."
Bu defa da bir tabak meze gelmiti. Ata, taba uzatan
ellerden birine bo kadehi sktrd; itiraz eden yok. Bfe
yi yangn yerine evirmek iin herkes gayrette . . . Uakl,
hizmetilii gze almlar! Berin'le o ana baba gnnde ve
o skk yerde glerek elleriyle dil, sv, kzarm hindi
paralarn yiyorlar. Bitince Ata, kadna peete olarak -arka
cebinde ihtiyaten bulundurduu- tl, tertemiz mendilini
uzatt. Azn silen dul "Aman, ne gzel koku bu! " deyince
day, ona Ayen'in kolonyasndan damlattn hatrlad. Be
rin de onu hatrlamt ki, sordu:
"Ayen nerede?"

182
"Sait Reit'in yannda . . . "
"Evleneceklermi . . . yle mi?"
"Ben bilmiyorum. "
"Rt Bey dnd . . . Haberiniz var m?"
"?"
"Dn gelmi. O da burada."
Ata afallad; iine bir korku dmt; delikanl bir ka
balk edebilirdi; Ayen'in yannda bulunmalyd. Berin' den
de ayrlmak istemiyordu; yarm saattir plak srtn seyrede
rek, vcudunun smsk temasn duyarak, bir kadehten iip
bir tabaktan yiyerek taze dulu yle benimsemi, kendisine
mal edinmiti ki! Hey gidi Dolmabahe Saray hey! Her e
yi aklna getirirdi; Abdlhamid'in muayede yapt salonda
bir gn dekolte bir kadn nne katp yapk vaziyette ya
renlik, hatta biraz da korta edeceini hatr ve hayalinden
geiremezdi. Grdn m Mengenli abann olundaki
talihi! Berin "uradan kurtulmaya alalm . . . " deyince,
geldikleri ekilde yan tarafa yarm bir ark evirdiler. Ata,
kalabaln ve tazyikin azalacan hissetti; daha evvelden,
gya itiliyormu gibi yaparak esmer gzeline, bu sefer ken
diliinden sokuldu. Yzn gremiyordu ama Berin mu
hakkak glmsyor, yal zen dostun cretini msamaha
ile karlyordu. Halden anlar insafl kadnlard onlar. . . Bu
kadarcn erkeklik anndan addederler, hatta yapmazsa
alnrlard!
Kap n tenha ve souk. Amerikallar kecikte, birta
km irkin, sevimsiz, gzlklymler tesiri yapan kart kzlar
ve kadnlarla gayet memnun, dans eden bir grup tekil et
miler. Berin:

1 83
"te doktor," dedi. "Fakat yannda kimse yok . . . Tek ba-
na etrafa baknyor. "
Evet, yoktu. Ata ona doru kotu, sordu:
"Nerede Ayen?"
"Bilmem ki . . . Kalabaln arasnda birbirimizi kaybet
tik. Fakat merak etmeyin, yalnz deildi."
"Kim vard, baka?"
"Sizin Sedefinci Rt Bey. Birka tane de Amerikal . . .
Byk rtbede subaylar. . . Albay, filan olacaklar. "
Vaziyeti idare etmek isteyen Ata Efendi, yksek sesle
"Ha, o halde iyi," dedi ama sersemliini Berin' den sakla
yamadn anlad. Kadn manal bir eda ile "Arasak fena
olmaz, biz de burada sklyoruz da . . . erisi daha lk. Gide
lim, eleniriz. " fikrinde bulundu.
Arkalardan dolaarak koltuklar, kanapeler dizili yere
vardlar. Bfeye kouulduundan imdi oras tenhalam
t. Ata bakt ki yanda bir oda ve hususi bir bfe daha var. Ga
liba amiral ile yksek rtbeli erkan iin hazrlanm. Berin
oday gstererek "Ayen orada, ekabir bfesinde," deyince
gzlerini drt at. Doru. Sar Kz, gs dizi dizi nian ala
metleriyle dolu, kr sal bir Amerikan zabitiyle ayakta konu
uyor, yannda da baka zabitler ve Rt . . .
Ne Berin, ne profesr, tabiatyla ne de Ata davetsiz ie
riye girmek cesaretini kendilerinde bulamadlar; mhlanp
durdular. Amiral balodan ayrlmt galiba. . . Maiyeti kalm
t; birka da kadn.
de koltuklara, ierisini grecek vaziyette oturdular.
Ayen gz kamatrc gzelliiyle oday donatyor. Etrafn-

1 84
dakiler, hele kr sal deniz kurdu hayran! Trkiyeli dilbere
bir kadeh ampanya uzatt, hep birden itiler.
''Yaar, neredesin? Gel de kzn u halde seyret, dnya
nn nasl deitiini anla! Dolmabahe Saray'nda Amerikan
Visamiraliyle kadeh tokuturuyor! " diye iinden sylendi.
Ayen her zamanki gibi vekarl, az konuuyor; hatta
fazla glmsemiyor. Sanki u sahne ezelden beri kendisine
mukadder, alt hayatn devam ve icaplardr. Ata, profe
srle Berin'in sohbetine karmadan dnyor:
"Asl mesele Rt . . . Nasl barverdiler? Sanki kzn
oyununu, Mersin'e atlatldm unutmu; ona tekrar kavu
mann saadeti iinde Visamiral ile gevezelik ediyor. "
''Visamiral" rtbesini verdii bahriyelinin unvan ve
mevkii hakknda malumat yok; bunu kendisi yaktrmtr.
Derken Mesture ve Deniz de birka genle uzaktan grn
dler. Ana akr keyif, kzn gzleri mahmur. Anlalan k
fenin kenarnda yer bulmular; yanlardaki delikanllar bece
rikli olduklarndan dayamlar viskileri, ampanyalar. Peki
ama smail Bey yok mu? Berin'e sordu. Kadn omuzlarn
kaldrp indirmek suretiyle:
"Aman, sen de . . . Aranacak o mu kald?" dedi.
Akl, kk odaya girmekte . . . Ata Efendi, Visamirale
glmseyen San Kz'a bakyor; dnyor. Harp tahdidi
dolaysyla hususi otomobil sahibi deil. Lakin gzel bir
taksi hemen her vakit emrindedir; garaja telefon edilince
geliyor, yahut apartman nnde durduundan mteri alp
gittii zaman koa koa dnyor. Ata, ofre verilen avu
dolusu para ve bahie acmaktadr; bununla bir aile mref
feh geinebilir. Bir cihetten de otomobili lzumlu buluyor;

185
tramvaylar ve hurda otobslere kz nasl binsin? Vcudunda
hrpalanmad yer kalmaz. Ka defa, "Day, sen de iine bi
zim taksi ile git, gel," demiti, ama kabul etmemiti. Hem
ele gne kar ayp olurdu; hem de alr, bir gn tramvay
ve otobse binmeye mecbur kalnca can sklrd. Sar Kz,
daysn daima yannda bulunduramazd; elbette evlenecek,
ayrlacaklard.
Rt ile Faruk Bey stanbul' dan ekilince, ftade tut
turmutu:
"kisi de bulunmaz ksmetler! Niye kard? in iinde
bir i var. Artk buna benim de phem kalmad."
Kzn azn arad; bir ey renemedi. Hatta sktrma
y da gze ald. Lakin "Benim bileceim ey, teyze. Siz ka
nmasanz iyi olur! " gibi sert bir cevap alnca sustu. Etrafta
tahkikat yapt; Berin'in bilmesi lazmd. Kadn samimiyetle:
"Valahi, bizim de aklmz ermiyor; ayoruz, " demiti.
Mesture'ye gre, Ayen gnn birinde hem de bir anda ka
rar verecek; bakacaklar ki, "te evleneceim adam bu! " di
yerek karlarna hi tanmadklar birini karacak; hayrette
kalacaklar. Belki doru dnyor. u var ki, imdilik orta
da yle bir ahs yok. Giyini, kuan . . . Yalnz ss ve gsteri
peinde!
Koltuklardan birine yaylp oturmu gekin gzeli bir ka
dnn, yanndaki tazeye yle sorduunu Ata Efendi duydu:
"Kim bu gzel kz? Amerikal m, nedir?"
"Yok, abla . . . Ona Sar Kz derler, ik olan olana! Babas
hacaalardanm; Anadolu' dan gelmiler. Yanndaki de Se
defnci Rt . . . Evleniyorlar diye yayld ama olann babas
istememi. Bir de sefir . . . "

1 86
st tarafn iitemedi. Ayen daysn grm, "Burada
ym, bekle geliyorum," manasna elini sallyordu. Gzel kz
myd sadece? Mesture takm da gzel. . . Aslnda daha da
gzeller var. Fakat Ayen'in endamn kimsede bulamazs
nz. Endam gzelliini Enderun airleri serviye, tuba aa
cna, elife, ard dalna, hatta kyamete benzetirlerdi; bir
trl tavsif edemezlerdi. Bu gece lal renkli tuvaleti iinde
o, Biki'nin:
Muanber em 'dir kaddin . . .
Dedii amber kokulu, narin bir balmumu gibi yanyor;
etrafa biimli aleviyle nur ve rayiha serpiyor. Hayr, saz air
leri boy bostan, satan ve gzden, kadn gzelliinden daha
iyi anlarlarm; iten duyarlarm.
ki gen aralarnda hibir vaka gememiesine konua
rak geldiler. Delikanl, Ata'nn elini dosta skt ve:
"Sizi braktmdan daha gen buldum, Day Bey," diye
iltifat da etti.
Hepsi birden konuuyorlar. Profesr kapya doru bakt:
"Orada bir eyler oluyor," dedi.
Evet, antrede tam vestiyer nnde tela var. Sebebi der
hal anlald; zira ellerini havaya kaldrarak gelen bir adam
diyordu ki:
"Rezalet! Kimse paltosunu, mantosunu bulamyor. Krk
ler, paltolar, hepsi karmakark yerlerde yatyor. Gidip de
hali grnz. Kim neyi eline geirirse srtlayp kayor."
Meclise bir aknlk arz oldu. Kadnlar krklerini d
ndler, Ata anl paltosunu . . . Kapya kouyorlar, koma
yan Ayen ile Sedefncizade! Onlar geride kaldlar. Bir krk,
bir palto eksilmi, umurlarnda m?

1 87
Adamn anlatt doru; sal sollu iki vestiyer odasnn
zemini krk ve palto ynlar ile rtlm; ieriye giren ka
dnlar ve erkekler kifayetsiz k altnda rastgele bir palto,
yahut krk ekip ampule yaklatrarak bakyorlar, hiddetle
tekrar yere atp zerinden yryerek bir bakasn ellerine
alyorlar, brakyorlar. Ata Efendi de -paltosunun akyla
odaya dald; dalnca bsbtn hayretler iinde kald; yn
larn arasnda yzkoyun dolaan insanlar da var. Bazen u
taraftan, bazen te yandan bir kadn veya erkek ayaa kalk
yor, "Buldum! " diye sevinle haykryor, darya frlyor. Ata
da eildi, aramaya koyuldu. Vaktiyle saraya bayramlarda sa
ak pmeye giden devlet erkannn ou yanlarnda aalar
n gtrrlerdi; efendilerinin ayakkablarn kapda bunlar
karr, giydirir, muhafaza ederdi. Ayrca saray hademeleri
de vard ya . . . Kahve ocanda hikayesini Paa'nn aasndan
dinlemiti.
Kolal gmlek ve kat yakalkla yerde diz st srne
rek epeyce zahmetle aranrken, Ata, lavanta kokulu bir krk
yn altndan Deniz'in ban grd; ayn zamanda, yine
yerdeki ynn arasndan bir erkek ba uzanmt. Balar
birbirine yaklat; dudak dudaa geldiler.
"Aifteye baknd hele! pt kimdir acaba? "
Bir bahriye zabitiydi. Ata'nn sahneyi seyrettiini anla
yan delikanl ho bir tebessmle, adeta "Ne yapalm? Mazur
gr. u loluk, sarholuk, krk kokulan, genlik. . . Daya
namadk! " diyordu. Deniz sarho ve akn bir halde, Day
Bey'e, "Tandm deil, billahi. . . " demekle iktifa etti; yine
ynlara daldlar.

1 88
A:zsonra kz krkn bulmutu; zabit de paltosunu . . .
Bulunmayan Ata'nnki! Nihayet midini kesti. tekiler ne
haldeydi? Kendisini plakm sanrcasna mahup tavrlarla
antreye knca Ayen'i krkl, profesrle Rt'y paltolu,
kendisini bekler vaziyette grd.
"Ne yapacam, imdi ben?" diye sordu.
Sedefinci dedi ki:
"Bir tanesini, bir iyisini, uyguncasn bulup giyiveriniz.
Darda ayaz mthi! "
yle yapt; tekrar odaya girdi; epeyce aratrdktan son
ra kendisininki kadar gzel bir palto ile dnd. Hemen oto
mobile kotular. brleri glmekten katlyorlard.

il

Bir aralk daysnn kulana eilerek Sar Kz dedi ki:


'Terzine gider, yenisini yaptrrsn . . . Dnme, dayc-
m. "
Asansrde palto meselesini bir an unuttu. Ata, Ayen'e:
"Rt ile aran pek iyi idi. Bartnz m?" diye sordu.
"Evet. ok terbiyeli davrand, ben de affettim."
"Kabahatli sendin; o affetmi seni. . . "
Kz tekrarlad:
"Affettim. Yarn beni alp annesine gtrecek. "
"Ne yapmaya?"
"Ona gelinini gstermeye. Doktor sana bir ey at m?"
"Hangi bahis zerine? Yarn broya urayp konuaca-
n syledi, o kadar! Neye dair, bilmiyorum. "
"Anlamayacak ne var? O da beni isteyecek. "

189
Ata fkesini yendi, alaya vurdu:
"Bari ben de seni istemeye geleyim. "
Ayen glmsemeden, durgun durgun cevap verdi.
"Olur. Keke isteyebilseydin! "
ftade ile Gnname'yi uyandrmamak iin kapy sessiz
ce atlar; konumadan ayrldlar. Ata yalnz kalnca kafasn
megul eden bir sr hadiseden hangisini dneceini ev
vela kestiremedi. Neden sonra Yaar' hatrlad.
Ylbanda bir hafta kalp tekrar karargahna dnen Ya
ar; neler eviriyordu orada? Alp sattklar, yapp ettikleri
nelerdi? Kimsenin bunlardan haberi yoktu. stanbul' dayken
Ayen'in iki izdivac reddettiini Ata' dan dinleyince:
"Zarar vermez," demiti. ''Kz, dnn kap ahahsdr;
gelen alar, giden alar. Bizim memlekette 'kz byr, baht
beraber yrr,' derler ya. . O geciksin! Daha, aslahn1 bulur."
.

Ortaklarnn evinde iadamlaryla bulumu, sonra da


onlarla Beyolu'nda bir barda sabahlamt. Trene binecei
gn, Ata meseleyi tekrar kurcalad. Ald cevap:
"Hay, day! Anann sinine nur yaa! Baka derdin mi
yok senin? Aye iini bilir. Ot kk stne biter. . . Babasnn
kzdr o, brak haline! Kimi beenirse varr. Pein msaade
benden! "
Gibi szlerden ibaret kald. Sar Kz' Aye diye ar
yor, bir trl Ayen'i kabul etmiyordu. Baba kz inatlk, az
konuma, fikirlerinden geeni saklama hususunda birbiri
nin ei! Zira, Ata'nn:
"Nasl, ticari vaziyetin eskisi gibi gidiyor mu, memnun
sun ya?"

1 aslah: en drst, en iten

190
Sualine de ksaca u cevab vermiti:
"Ben paray filin kulanda olsa bulurum. Gnln fe
rah tut, sen! "
Btn bu muhaverelerden tek anlad nokta, Yaar'n
evlenme hususunda kzna tam bir salahiyet vermesiydi. Bir
gece hep birlikte damat Atf la kznn satn aldklar apart
mana gitmilerdi; erefine ziyafet ekiliyordu. Yaar' ba
keye oturttular. kilerin, mezelerin, yemeklerin enva . . .
Sofrada Feride'nin yeni ahbaplar da vard; hepsi de kadnl
erkekli dalkavukluk ediyordu. Kollarndaki altn bilezikleri
ngrdatarak kznn Yaar'a ikramlar, Ata'y epeyce sinir
lendirdi.
Ayen ise sadece daysyla megul olmu; ikramda Fe
ride'yi gemiti. Muhakkak, onun adiliklerine kar byle
yapmt. Kendi kz, azck para yz grnce baya tavr
larn artrarak bir marmt ki . . . Damat Atftaki deiiklik
de baka ekildeydi: Sahte bir terbiye, bir nezaket iinde "her
eyin en iyisini ben bilirim, benim yaptm dorudur, siz de
kim oluyorsunuz?" diyen bir hal. Hatta Yaar'n, Ata'y m
samahal tebessmlerle bir dinleyii, bir "yle mi, efendim?"
deyileri vard, alay editen farkszd. Bir ara siyasi de konu
tu; nutuk tecrbeleri yapyordu ve sesini, edasn cumhur
reisininkine benzetmek iin kalnlatrmaya ve cmlelerin
sonuna bir katiyet vermek iin harfleri tok tok telaffuza aba
lyordu. Yeni kelimeleri de ifratla kullanmaya balamt:
"Kesin"ler, "yetki"ler, "egemenlik", "siyasal" . . . Been be
endiini al! inden:
''Yaar' tercih ederim. Dangul dungul ama ukalal
yok. Artk bu Atfla bir dam altnda yaanmaz."

191
Yaanamayacan sezdiinden Gedikpaa' daki evi kira
ya vermemiti; her tarafn skca kapamlard; ara sra f
tade gidiyor, havalandrp temizliyor, dnyordu. Bir kere
kirac soktular m, karamazlar, akta kalrlard.
Dolmabahe dn, btn bunlar dnerek soyu
nurken duyduu skntnn, kaybettii paltodan ileri gel
diini anlad. Koridora kt; srtna takarak getirdii br
paltoyu evire evire iyice muayene etti; yan cebinin iinde
terzinin etiketini buldu. Bura mal deil. O srada banyo da
iresinden ropdambn ile dnen Ayen'e:
"Oku unu," dedi. "Ne yazyor?"
Makyajn ykad iin ehresi, Gedikpaa'ya ilk geldii
gece ykandktan sonraki uukluu alm olan San Kz, oku
du. Dedi ki:
"Cairo-Egypt yazldna gre, Kahire'de yaplm, M
sr'da . . . Yann gazeteye bir ilan veririz: Msr etiketli palto
nun sahibi gelip alsn, deriz. Bakasnn maln giyip geze
mezsin tabii . . . Birka gn pards ile idare et; belki senin
kini de getirirler. Hem yat artk, day ! Saat oldu."
Ata:
''Yatacam," dedi. "Fakat evvela una cevap ver: Rt'y
bu defa da atlatmaya kalkacak msn? Soruumun sebebi
senin ilerine kanmak deil; kendi vaziyetimi dnyo
rum: Artk Sedefincileri brakmam lazm gelecek. "
"ekersin sen! Senden sevimli hibir erkee rastlama
dm daha! Haydi, peyim de rahat rahat uyumana bak, e
ker daycm benim! "
Byle diyen Ayen, daysnn iki yanandan pt; hatta
biraz da kendi yanan onun yz stnde brakt. Sonra

192
koup gitti, odasna girdi. Ata, yabancnn paltosu elinde,
San Kz'n yksek marka ngiliz sabunu ile di macunu ko
kan serin, nefis temizlik havas iinde kalakald. Aklndan
mthi bir ey gemiti; az daha haykracakt:
"Bu kz beni seviyor! "

Ticarethaneye vard zaman saat te ziyaretini bekle


dii Kaynarsu'yu dnd. Bakalm o ne diller dkecek? Ne
ukalaca lakrdlar edecek? Bouna emek!
Doktor, sze yle balad:
"Azizim Ata Bey! Sizinle konumadan nce, bu mlakat
iin Ayen Hanm'n msaadesini aldm peinen arz ede
yim. Baka trl olamazd zira . . .
"

Bir sr ecnebi tabirlerle dolu uzun bir mukaddime


yapt; Ata'nn anlad, daha dorusu anlamad bir izdiva
felsefesi! Sonradan kadn ruhunu tahlil etmeye balad. Ne
ler de neler! Nihayet sz dndrd dolatrd, dedi ki:
"Baz kadnlarda ve kzlarda sadece gzel, zarif, k g
rnme dncesi hakimdir. Fakat bu, yalnz erkekleri tes
hir etmek arzusundan ileri gelmez; yleleri baka kadnlar
kskandrmak gayesini de hedef tutarlar. Koketri mptelas
kadn ekseriya ruhen dar bir insandr; nadiren efkatli bir
zevce, bir ana olur. Binaenaleyh izdiva iin aranacak esas
vasflar kendilerinde noksandr. Fakat byle bir hastay te
davi imkansz saylamaz."
"Maksad filileri? Kavrayamadm efendim . . . "
"imdi 'i 'lerin zerine noktalar koyacam."

193
"Hangi 'i'lerin? Ne noktalan?"
"Kullandm, frenke bir tabirin tercmesidir. Trk
esi? . . . Herhalde olacak. Yani maruzatm tasrih edeceim.
Bir an sabr buyurunuz; evet, tedavi mmkndr; psikanaliz
usuluyla. "
"Yani?"'
'Telkin tarikiyle. "
"ma buyurduunuz hasta, bizim Ayen mi?"
"Evet! Ama sabrediniz . . . lmi konuuyoruz. Bizce 'has
ta' , sizlerin herhangi salam grdnz ahslar hakknda
kullanabileceiniz bir . . . Ne diyeyim . . . ey . . . "
"Beyefendi! Bunlar braksak da sadede gelsek."
"Gelelim. Ayen Hanm'la izdivacmza sizce bir mani
var mdr?"
"Peki ama, hani hastayd?"
"Ben izdivacmzn ayn zamanda tedavi olaca fikrin
deyim. Kendisine -demitim ya- telkin yoluyla muhitinden
soutarak yepyeni bir ruh vereceim. Onu bir mddet sonra
bambaka greceksiniz. Tuvaletten ziyade kocasn, ocuk
larn zevk edinmi bir ev, aile kadn! Zaten o esasen yle
idi; birdenbire hayat tarzn deitirmesi bir tepki hasl etti.
Buna 'ok' da diyebiliriz. "
Ata hayretler iinde dinliyor, byle bir izdiva teklifinin
ancak komedilerde yaplacan dnerek kendisini tiyatro
seyrediyor sanyordu. Vaziyetin tuhafln anlayan doktor,
izahat vermektedir:
"Oturduum Kaynarsu Apartman malmdr. Kazancm
hakknda ise bir fikriniz olsa gerek. Ayen Hanm daima

194
iyi giyinecek, daima iyi yaayacak, benimle Avrupa, Ameri
ka seyahatlerine kacak. Fakat koketlik harici de bir baka
alemde, taze ruhla, muhabbet ve efkat duygularyla! "
Alk bekleyen bir aktr gibi durdu. Karsndakinden
beklediini bulamaynca:
"te 'i'lerin stne noktalan koydum azizim Ata Bey,"
dedi, sustu.
Day nne bakyordu; caddeye dizilen seyyar esnafn
seslerini dinliyor gibiydi.
"Yakalara balina! "
"Dilere krdan ! "
"Halis naylon oraplar! Amerikan mal! Naylon! Naylon!"
"Fikriniz?"
"Vallahi efendim . . . Bilmem ki . . . Zaten Ayen'le konu
musunuz . . . Karar vermek onun hakk . . . Ben nihayet ak
rabasym. Pederi hamdolsun behayat. Yazarz; icap ederse
gelir, anlarsnz. Bence, madem ki bir tedavi de bahis mev
zuu, pek mnasiptir. Bylesini nereden bulacak?"
'Teekkr ederim. Lakin Kk Hanm zerindeki tesi
riniz byktr. Sizden yardm istiyorum. "
'Telkin tarikiyle elimden geleni yaparm."
'Tamam! Benim de istediim bu. Zira ciddi rakiplerim
olduunu bilmez deilim. Senai Bey ortadan silindi, ama
Rt Bey duruyor. Ak meselesinden korkulmaz. Ayen
Hanm aka kar refrakter ruhtadr. Yani ak hararetine faz
lasyla mukavimdir. Vaktimiz olsa size bunu mkemmelen
izah ederdim. Fizik kaideleri . . . "
"Mstefit olurum. nallah baka sefere . . . "

195
Doktor, Ata Efendi'yi ikna ettiine emin, kendisine, il
mine ve talakatine hayran, kp gitti. Darda satc sesleri
duyuluyor:
"Naylon oraplar! Naylon! Naylon! "

III

Sabahleyin smail Bey' e bir ilan yazdrm, iki gazete


ye yollatmt: "Msr' da yaplm paltosunu Dolmabahe
Saray'ndaki svarede zayi edenin u numaral telefona m
racaat eylemesi" . . . Bakalm sahibi kacak m ve tpatp Ata
vcudundaki bu adam kimdir? Kendisininki bulunacak m?
Byk Sedefnci'nin haremini ziyarete gidecek olan
Ayen 'in nasl bir tesir altnda dneceini ve doktorun ta
lebine verecei cevab da dnyor. Asl dald dnce,
Kaynarsu tarafndan verilen deminki hususi konferans oldu.
inden syleniyor:
"San Kz ak hararetine fazlaca mukavemetliymi; ef
kat duygusundan da mahrummu. Bu szleri pek de yaba
na atmamal. imdiye kadar grnen o. Azck bana, bir
de Tekir'e kar hisli . . . st taraf fasa fiso! Halbuki Kafkas
kadnlan ateli olurmu diye iitirdik. . . Daha ziyade ss,
atafat, unvan, beenilme meraklsymlar galiba! Eskiden
padiah ve ehzade kans, haseki, gzde olmak, takp tak
trmak, kelere, kayklara, bandolara kurulmak iin saray
lara nasl da can atarlarm! Gzelliklerine gzeldirler ama
-ehzade Seyfullah Efendi'nin hizmetinde kocam komu
muz Hubter Hanm anlatrd, kendisi stanbullu idi- ou
kalpsiz, hissiz, merhametsiz olurmu. Hatta Hubter Hanm

196
derdi ki: 'Erkeklerine de pek balanmazlard; birbirlerine
inat, sahte birtakm cilveler yaparlard. Gnlden gelme
muhabbet deildi bu! ' Ayen, anasnn soyuna daha fazla
ekmi; hsn- anna gvenen, azametli, kendini beenmi,
birdenbire zenginleince marm, yrei kaskau kesilmi
yar cahil bir erkez kz, bir sarayl ! Gazinolar, barlar, kok
teyller, dans salonlar, plajlar ve seyahatler alemini ssleyen
sarayllardan . . . Modem hayat sarayls! "
Dn gece Dolmabahe'nin ii o sarayllarla doluydu.
Ata, zihninden -ilk rastlad deil, tesadfen bir anda kar
sna kard yabanc bahriye zabitiyle pveren- Deniz'i,
belki Berin'i de araya sokarak bir modern sarayllar listesi
yapu; kapp saray dehlizlerine koyuverdi. Dolmabahe'nin
kuhilemi, 1 Sultan Aziz devrinden beri sesini kaybetmi
odalar, sofalar enlendi.
Filvaki bu modern gzdeler peltek iveli konumuyor
lard; eskiler kadar ince belli, iek tenli, yabanclklarndan
dolay ayn bir cazibe sahibi deildiler, ama yine de gzeldi
ler; dekolte hasekilerdi! Fakat bagzde, birinci kadn efen
di muhakkak ki Ayen'di; yarn bir ehzade douracak, pa
diah anas olacaku sanki! Sarayn belki de inasndan beri
grmedii letafette asl saraylya en ok benzeyeni vurguncu
Yaar'n kzyd! ,
Ata Efendi:
"Delirmiim dn gece," diye sylendi. "Ayen beni sevi
yormu! Hele aklma gelene bak! Olur mu byle ey? Bir kz
daysn per, hatta kucaklar, dizlerine de oturur ya! Film
lerde grmyor muyuz? Perdede grdklerimizi yapyoruz.

1 kuhi: ssz

197
Zaten Aen'le ben uysal day ve mank yeen rolnde gibi
yiz; adeta film eviriyoruz! Sonu nasl bitecek? San Kz ni
hayet bir delikanlya gnl verecek, ben de nikah dairesine
gideceim; srtmda bonjur, yakamda bir gl, izgili panto
lonla! "
Iklar yanacak; fakat Ata iin, karanlk asl o zaman ba
layacak.
"Bu ne dalgnlk dostum? Palto meselesini o kadar d
nmeye demez, nmz yaz . . Ka Allah kerimi Ben de
.

yaptracam taksitle . . . Seni de terzime gtrrm. "


Mel'un! Yine bir ima var sznde . . . Odaya girip byle
konuan smail Bey demek istiyor ki: "Gelecek k ne Yaar
kalr, ne Ayen. Yine taksitle palto yaptracak vaziyete der
sin! " Kzdrmak iin ona yle cevap verdi:
"Daha havalar snmaz. imdi smarlamaya gitmek ze
reydim; sen geldin. "
"Dorusu d a bu. Elde n e kalrsa kardr. Neyse, bugnk
mlakat nasl geti?"
"Hangi mlakat?"
"Hacivat doktorla bir saat sren konumadan bahsedi
yorum. Ayen Hanm'n kendisine varacan m sanyor,
budala? O mesele hallolundu artk! "
"Ne gibi?"
"imdi Rt telefon etti. Annesi, mstakbel gelinini ba
rna basm, pmler, koklamlar; yani bir nevi nianlan
ma. Akama yemekte oradasnz; seninle ftade Hanm . . . "
"Bana bir ey sylemediler. "
"Sylemeye beni memur ettiler. Nasl, iin bir gn byle
neticeleneceini sana anlatmam mydm? Nikah olur ol-

1 98
maz yeni iftler svire'ye gidecekler. Rt fabrikalarda staj
grecek. Zira Sedefnciler tbbi mstahzarat iine girimek
niyetindeler. Serin Hanm da zaten orada. Bunlar gidince
dnecek."
Ata, evvela hzn duydu; Sar Kz'dan ayrlmak hz
n . . . Bir mddet akn kald; fakat sonra iinden glmse
di: Ayen'in yeni bir oyunuydu bu. smail Bey'le alay etmek
sras yaknda gene kendisine gelecekti; gelinceye kadar ha
sas bir noktasna basmay ihmal etmedi. Dedi ki:
"Allah hayrl etsin! Ksmetse olur. Lakin Rt Bey iin
Deniz Hanm da mnasip bir zevce idi, deil mi?"
Karsndakinin yrei burkulmutu, muhakkak. . . Ren
gi deiti.
"Deniz'in kocas hazr; oktan szleilmitir. Yollar a
lnca bugn, yarn gelecek. 'Akrabasndan Beyrutlu bir m
hendis', ok zengindir, eraftandr."
"Haberim yoktu."
"Benim kzm ikide bir karar deitirmedii iin evde
lakrds edilmez de ondan ! "
smail Bey ta gediine koyduuna memnun, ilave etti:
"Haydi," dedi. "Yollan evine! Saat be . . . Allah seni de
Vasfiye Hanm'a irin gstersin! Yeenini beenmi, days
n da sempatik bulursa artk iin itir; messese erkanndan
saylrsn. Baba meydanda olmadna gre kaynpeder bey
sensin! Sahi, o zat nerelerde?"
Ata, gizli atmann devamndan memnun deil ama ce
vap vermeden yapamad:
"Haftaya burada olacak. . . Oturduumuz apartman sa
tn alp tapu muamelesini bitirmek zere stanbul'a geliyor."

1 99
Katip Bey yutkundu; memnuniyetsizliini sahte bir nee
ile rtmeye alt:
"Ha yle! "
Lakin ylan herif yine sokmadan yapamad:
" . . . Maamafih Gedikpaa' daki senin viraneyi yabana at
ma! Eline frsat gemiken biraz tamir ediver; modernletir;
d svasn betonla, betonu ttla, iine banyo filan koy;
pencereleri birletirip ferahlat; gzel olur. Malum ya, tilki
nin dnp dolap gelecei yer krk dkkandr."
smail Bey'den bu szlerin fena tesiriyle ayrlan Ata
Efendi, akam yemeine byk Sedefnci'nin Cihangir' deki
konana davetli olduunu dnerek kendisini bir toplad;
hafife gsn kabartt; yry de deimiti. inden:
"nsann ayaklan maddi ve manevi vaziyetiyle ok ala
kadar," dedi. "Nefsine gvendiin zaman baka trl adm
atyorsun. Muhta kalp i veya bor para istemeye giderken
zavalllar yere basmaktan rkyormuasna ekingendirler.
Byle mhim bir adamn davetlisiysen adeta onlar da ka
lantorlayorlar, azamet taknyorlar. Sevdiin, hazzettiin
biriyle bulumaya gittiin srada keyfe geldiklerini sen de
duyuyorsun; tatl bir sarholuk geiriyorlar. Hele cebin ve
czdann dolgunluunu, yufkaln yahut boluunu en
abuk anlayan, hareketlerinden derhal belli eden uzvumuz
ayaklarmzdr. Dost baa, dman ayaa bakar, derler. Ben
ce bu, sadece bataki apkaya ve ayaklardaki kunduralara
bakyor manasna gelmez. Ayaklarmzn at tarzn tetkik
eder demesinedir; eer bunlar bast yeri incitmekten e
kiniyorsa, kararsz ve endieli ise dman sevindirmi olur
sun. Velev ki o ayaklarda henz ular yenmemi, prl prl

200
boyal kunduralar bulunsa bile! Adm at i manzaramz
meydana vurur."
Ata, son yllarda hem grgsn artrm, hem de daha
kavrayl olmutur; kendisine yle gelmektedir ki kadnlar
ayaklarn tutma, oynatma ve adm atma ile ok ey anlatr
lar. Kolay elde edilir veya edilmez mahluklar mdr, deil mi
dirler? Kendileri farkna varmadan erkee adeta sylerler.
Mesela Mesture Hanm'n uysal ayaklarn, yzlerine bak
madan seyreden anlayl, tecrbeli bir adam ok gemeden
ne mal olduklarn sezebilir. Ata Efendi, byle muhakeme
ler yaparken Ayen'in ayaklarn da dnd. Bunlar surat
eden, kalarn atm, ayn zamanda kendisi gibi marur ve
biraz da kat yrekli, yola gelmez ayaklardr. nat ayaklar . . .
Hrn, evik da keisi ayaklar . . .
Taksim Meydan'nda dolmutan indi ve sylendi:
"Demek bu inat ayaklar nihayet Rt'ye uyup Ayen'i
Sedefnci'nin konana gzel gzel gtrd. Sar Kz gelin
oluyor; svire'ye gidecek; ben Gedikpaa'ya dneceim. Es
kisi gibi ancak ylda birka defa u meydandan geeceim ve
stn Palas'a bakp iimi ekeceim, 'hey gidi gnler hey! '
diyeceim. yle mi?"
Bir korna sesi. . . Kendisini yaya kaldrmna g att. er
fr, pencereden ban uzatm, hayknyor:
"Ortas amur, bey baba! Yandan gel! "
Kabahatin kendinde olduunu bildii vakit kzmayacak
kadar insaflyd; aldrmad; drt be adm sonra apartman
dayd.
*

201
"Anlalan artk kararn verdin. sabet de ettin. Babana
yazmalyz. "
Ayen, ziyafet dn, odasndaki yumuak divann s
tne yatarcasna uzanm, bir mektubu gz gezdiriyor. Ne
den sonra ban kaldrd:
"Ne dedin day?"
"Nianlanacan babana yazmak lazm, diyorum."
Gzlerini tekrar mektuba evirdi ve okumasna devam
ederken cevap verdi:
"Acelesi yok, hele birka gn gesin . . . "
Sonra mektuba elini vurdu, sordu:
"Kimdendir, biliyor musun? Faruk Senai Bey'den! Bu
yedincisi, galiba. Haftada bir gnderiyor."
"Nedir istedii?"
"Ben! Vereyim de oku. Ho yazyor, dorusu . . . Edebiyat
merakls olanlara tesir eder. Adamcazn gz burada kal
m. Hibir eyle teselli bulamyormu. Neler de neler! "
Mektubu yanda brakarak kalkt:
"Uzun, " dedi. "ok uzun yazyor. Baka ii gc yok mu?
Sefirler bir ey yapmazlar, almazlar m? Zaten Thomas da
yle; boyuna mektup yolluyor. O, imdi talya' da."
"Mektuplar apartmana m geliyor. Ben rastlamyorum. "
"Hayr, Berber Niko'nun adresine gelir. Rt de hep
berberin adresine yazard. Hepsini senin yaz masann alt
gzne atyorum. Grmedin mi?"
"Demek Rt ile mektuplayordunuz; danlmamt
sana?"
"ok seyrek cevap veririm ben . . . Ksack, drt kelime!
Ey, bu geceki toplant hakknda fikrin day?"

202
"Gayet iyi. Baba ok nazik davrand; ana adeta memnun
du; olann etekleri zil alyordu. Daha ne olsun? Teyzen de
bir pot krmad. Ben ondan korkuyordum; sofrada yemei
alamaz dker, azn aprdatr, falso yapar diye . . . Baban
fazla gklere karyordu, iaret ettim, kesti. Velhasl hepsi
yolunda gitti, mkemmeldi."
"Evet, fena gemedi. Benim asl houma giden, Rt'
nn hazrlad srpriz! "
"Ne srpriziymi bu?"
"Bir Cadillac . . . "
"O da ne demek?"
"Bir ecnebi konsolosundan en iyi marka otomobil sa
tn alm; iznini de koparmann yolunu bulmu; yann Bo
azii'ne gideceiz; artk her yere Cadillac ile gideceim;
ben de kullanmasn reneceim. Yaza kadar ehliyetna
mem de alnr."
Ata anlad; Ayen eer yumuam grndyse sebebi o
markal arabaya kurulmak sevdas ! Yakmasna yakr; hele
direksiyonun bana kendisi geerse . . .
"Fakat," diyor, "kzda baka his yok. Sadece atafat! Dok
tor hakl sylemiti; ne analk duygusu olur, ne koca mu
habbeti bylesinde! ocuk dourmas bile anne efkatiyle
deil, onu ssl psl giydirmek, yine ssl psl giyinmi
bir dadnn srd -neydi bakaym, aerodinamik galiba
bir arabaya koyarak dantelalar iinde una buna gstermek
iin ister. Rt, nihayet onu Cadillac ile avlad. Avlad m?
Hayr. Ayen hfila sefirle Amerikal arasnda kararsz. Ha
kikaten tedaviye muhta bir hasta. Kaynarsu tam tehisini
koymu."

203
"Sana akasn syleyeyim mi day? "
"
"fkelenme yine! Her zaman sylediklerimi tekrarla
yacam: nden de hazzetmiyorum; baka erkeklerden
de . . . Ben ne Berin'e, ne Deniz'e, ne de bildiin, grdn
kzlardan hibirine benzemiyorum. Byle olduumu mu is
tersin, yoksa Deniz gibi vestiyerde ilk rastlad erkein boy
nuna sarldm m?"
"Ortas vardr. Fakat sen o vakay kimden duydun? "
"Kendisiden . . . Utanmadan bayla bayla anlatt . . . Sen
de zevkle seyretmisin! "
"Bana ne? Azna iki tokat atmak lazmd, ama bu hak
arlanmaz babasna der. Konuma unlarla. "
"Senin Berin'le de konumayaym m? Hani bir bardak
tan viski itiin Berin . . . Benim sana zene bezene seip mar
kalattm mendile yal elini silsin diye verdiin erkek art
Berin . . . Bunu da anlatan kendisi! ren eylersiniz, hepiniz!
Hani sen benim gibi ince belli sarnlar severdin?"
"yle bir ey sylememitim. "
"Gzlerinden okuyordum. Hem de ta Haydarpaa Gar'
nda ilk karlatmz zaman tipin olduumu anlamtm.
Bana benzeyen bir kza ik olamaz msn sen."
"Olmayabilirim. Esmerler daha houma gider; daha s
cak kanl, daha muhabbetlidirler, efkatlidirler. . . "
''Ya! Demek ki ben sevme kabiliyetinden mahrum, kat
yrekli, souk bir kzm! Sana kar muhabbet duymadm de
mek! Benden aynlnca ok zleceini dnerek Faruk'la
evlenmediimi, Thomas' reddettiimi anlamadn demek?"

204
Ayen tekrar divann zerine yzkoyun, ellerini rt
m vaziyette uzand; hngr hngr alyor. Yarabbi! Ne
biimli vcut bu . . . Nasl da sert, diri, sudan km balk gibi
sarslyor!
eriye giren ftade sordu:
''Yine ne oldu? Sen mi zdn kz? Efendi! Tok szll
brak artk! "
"Ben bir ey demedim . . . Asab bozulmu olacak. Sede
fncilerde skld galiba. . . yi, ho insanlar ama evlerindeki
hava boucu. "
Gnname'ye seslendiler; validollu ila geldi. Yine dam
lalar Ata Efendi sayd, ama fincan karsna uzatt. Ayen
hkrklar arasnda kesik kesik syleniyor:
"Yarn Faruk Bey'e telgraf ekeceim . . . 'Geliyorum, ' di
yeceim . . . Bam alp gideceim . . . "
Ata, kzn ilk gnden beri alama merakls olduunu
ve krizin abuk geeceini bildiinden tela etmeden seyre
diyor. inden syleniyor da:
"mark mahluk! Ne halt edeceini kendisi de bilmi
yor, bir ona, bir buna sz verip sonra cayyor. Gya ben z
lrmm diye Faruk'a varmam. Yalan! Daima daha iyi,
yani daha zengin koca aryor. Aa Han gibi birini. . . "

Tuhaf bir ey dikkatini tekrar ekti: Ayen ayld yahut


buhrana tutulup alad m Gnname'ye bir eyler oluyor,
yryn deitirdikten baka Ata ile ftade'ye kar
yabanclayor; adeta dman kesiliyordu. Sanki kar koca
Kk Hanm'a zulm yapyorlard. Cahil kafasndan neler
geirerek bu tavrlar alyordu? Ata anlamyordu, ama fena
halde ierliyordu. Daha tuhaf bu ierleme -el ayak ekil-

205
dikten sonra- onu mutfakta veya odasnda yakalayp iyice
pataklamak arzusu eklinde tecelli etmekteydi. Hatta hem
dvmek, hem de dayak fasl alama ile bitince biraz oka
mak, hatrn almak, barmak ihtiyacn da duyuyordu.
Vaktiyle, genliklerinde ftade'ye de baz baz o haller
gelirdi; birka amar atar, yetmezse -yani alama, szlama
devri gecikirse- ii daha da ileriye gtrrd. Nihayet ok
ar, per, hkrklarn kesince kucana alr, severdi. Bu
sevimenin ayn bir zevki vard. Evet, imdi anlamaya balad;
kadndaki o hal, arzunun bir nevi iareti, alametidir; hn
zrlk ekli alm acayip bir cilve, bir davet! Gnname de u
dakikada, evlenmek zere olduunu hanmn, evlenecei
delikanly vesaireyi dnerek, kendinde bir itah duymu
tur. Duyduunu surat etmekle -farknda olmayarak- aa
vuruyor. Kz:
"lac iyi kapatmamsn, ou umu. Bir daha vermek
lazm gelirse, iinde yok . . . Aldracaksnz. Bilal Aa'ya syle
meli. Gece yarlarnda tekrar uyandrmayalm," dedi.
Maksad aikar, bu vesile aaya inmek, kapcya ken
disini kap aralklarnda sktrtmak. Peki ama Ayen'in his
tabiriyle Gnnarne'den fark ne? Nihayet terbiyesi mani
oluyor; onun surat edileri, alamalar ayn ihtiyacn teza
hrleridir. Hele imdi Rt gibi bir delikanly eline geir
miken; nianl, yarn nikahl ve arkasndan koca olarak u
Cadillac otomobiline kurulup bahar mevsimi dere, tepe ba
baa gezmek, sevimek mmknken niin bir trl karar
alamyor.
"Hay Allah mstahakn versin! kamyorum iin iin
den, " diye sylenerek mutfaa gitti ve Gnnarne'ye surat

206
asarak kendine bir kahve piirdi; odasna girdi. Az sonra
mnlular, gezintiler kesilmiti; galiba Ayen'i yaurmlard.
ftade yanna gelmek zeredir. arabuk soyundu, yata
na girdi; uyumu taklidi yapu. Nitekim kap araland; kars
ban uzatm bakyor, nefesini dinliyordur. Kmldamad.
Bir defa uyuduktan sonra kendisini rahat brakmasn ona
evlendii zamanlarda tembih etmiti; "ilk uykum kaarsa bir
daha uyuyamam," demiti. Kadncaz ekildi.
kide bir ban kaldryor, apartmandaki btn lamba
larn snp snmediini kontrol ediyordu. Nihayet karan
lk ve sessizlik her taraf sarnca karyolasndan usulca kayd;
ropdambnna sarld, pauru etmeden yaz masasn buldu,
caddenin zaten burasn tl perdeler ardndan hafife,
mehtap ziyas vurmuasna aydnlauyordu.
Masann, n aaya aksettiren yeil fanuslu lambas
n yere koydu, yaku; gzlklerini takp alt ekmeceyi ekti.
Sar Kz doru sylemi: Mektuplar orada . . . Otuz tane kadar
var. ntizaml, evrak bir adam olduu iin merakn yenip
evvela bunlar yazlarna baka baka desteye ayrd: Sef
rinkiler ve Amerikal'dan gelenler. Sonunculardan hibir
ey anlayamazd; bir yana koydu. Hatta bir aralk tekileri
tarih srasyla yerletirmeyi dnd ama vazgeti. Faruk'un
yolladklarndan ste rastlayanna gz gezdirmeye balad.
Glk urada ki, hepsi de yeni harflerle yazlm. Be
reket sefrinki baslm kadar okunakl, harfleri iri iri . . .
Katlarn cinsi de enfes mi enfes! zerlerinde kabartma
markas da var; bir de yaz. Baka dilden bir sz olacak; oku
du, lakin manasn kavrayamad: "Carpe diem."

207
"Lee mana?" diye sylenerek okuyor; okuduka Faruk
Bey'in kariha1 ve kalem kudretine hayran oluyor. Filvaki o
u Ayen'in anlayaca basitlikte szler deil ama comu
adamcaz!
Halnn stne yzkoyun iyice uzanmu. Bazen ba
da kurarak, bazen diz kerek, baz defa bir dizini dikerek
bu ekilde -saat gece yarsn geiyordu- okumasna devam
etti.
iV

Sungur Paazade mektubunun bir yerinde diyor ki:


" . . . Size ilk defa 1 944 senesi Eyllnde Taksim Abidesi
nnde tesadf etmitim. Dolgunca bir hanmla beraber
diniz; stanbul'un yabancs olduunuz her halinizden bel
liydi; etrafa ve daha ziyade kalabala hayretle fakat ayn
zamanda dikkatle, ne mmknse renmek isteyen gzlerle
bakyordunuz. Beni grmediniz ama dolgun hanm -teyze
nizmi, sonra anlald-zerinizden bir trl ayramadm
gzlerimin tesiri altnda kald; iin farkna vard. ''
Ata, hikayenin tesini, yani otomobile binme teklifini,
emberlita'a kadar geliini karsndan dinlemiti. Bunlar
olduu gibi yazan Faruk Senai, birdenbire hararetleniyordu:
"te, Ayen Hanm, derhal anladm ki bunca yllardr
gezmediim hibir ke kalmam dnyada, arayp bulama
dm sevgili sizsiniz! Size baka muhit, baka hayat lazmdr.
O hayata, o muhite girince gzelliiniz layk olduu ereve
iinde bambaka bir deer kesbedecei muhakkaktr. Artk

1 kariha: dnme gc

208
baka dncem kalmad: Tahayylat alemine daldm; ev
lenmeye raz oldunuz; sizinle bir sarayda verilen diplomatik
ziyafete giderken, kokteyllerde bulunurken, tiyatro locasn
da otururken, dansa kalkar, misafirlerimi kabul ederken bir
sefire sfatyla, mkellef elbiseler ve mcevherlerle en zarif
kyafette yaamaya baladm. Yalnz ahsi deil, milli guru
rumdan da gsm kabaryordu. "
Sefir bu ustaca mukaddimeden sonra akn ve kadnn
yetmi iki buuk millet azndan alnm szlerle tarifini,
birtakm iirlerin tercmelerini yapyor ve coa geliyordu:
"Evet, ey mrmn tek gururu! Ey hain, marur, yk
sek bakl ak ilahesi! Az konuan, fakat her kelimesinde
bir mana tayan Delf mabadenin esrarengiz, bakir kabinesi!
Senin -affedersiniz, o kadar beraberiz ki yazarken sanki d
nyormuum gibi aryorum- . . .
Sizin zaten gururunuz, hainliiniz, en ince ve medeni
hatl vcudunuza ramen ahsiyetinizi yapan o nefis vah
iliiniz deil midir ki ilk gnnden aklm bamdan ald.
Hkmet tam bu srada beni muvakkat bir vazife ile harice
gndermiti. Gittiim yerden dnmde bir de baktm ki
pastane kapsndan ieriye bir altn k szld. Btn ba
lar bu altn a evrildi, gzler kamat . . . Hibir k bu za
rif, ince ekle sokulamazd. Ne kibar giyinmitiniz; nasl da
gaddar gzeldiniz, ne derece gelimi, muhitini stne ek
mitiniz. Hayr, muhiti ayaklarnzn altna alm, bir kaide
yapm, gurur ve ihtiam heykeli gibi ykselmitiniz! Evvela
hayretimden, hayranlmdan kalbim durdu; sonra nefes al
dm; dedim ki: Byle olmasndan tabii ne vard?

209
Ah, Ayen Hanm! mkan bulunsa da imdi, u gece ya
rs odamn kaps alsa, yine siz girseniz. Azametli, merha
metsiz, hatta -ziyan yok- zalim, diriltirken ldren bak
larla! Medz baklaryla! Zaten siyah halkalarn ortasnda
kpkzl yanan bebekleriyle bu gzler Medz'deki/erin eidir.
Razym! Benim zerime evrilsin/er, ta kesileyim! Fakat
dnyada son grdm siz olasnz, altn mabude! "
Ata Efendi dnd ki kendisi iin o derece dil dk
len, ile ekilen, arzn te ucunda hasretiyle inlenen mah
luk urackta, bir alamadan sonra sakinlemi, tertemiz v
cudu ile bembeyaz arafl karyolasna uzanm, yan plak,
ml ml uyumaktadr. stese imdi gider, kapsn aar,
gece kandilinin elik nda diledii kadar seyreder. Hat
ta uyandrr, konuur, sever, okar, per bile! Barm da
olurlar. Zavall Faruk! Hususi serveti, bol maa, yksek me
muriyeti, her eyi var. Btn imkanlar mevcut; Allah dertsiz
brakmam, Ayen'i yollam. Yine de talihli: ren dertler
den deil. Acsn, zntsn eker ama vnebilir de!
Elini Rt'nn destesine att : Aradan bir tanesini ek
ti. Bakalm o haan delikanl neler yazabiliyor? Her halde
abuk sabuk, delimence eylerdir. Nerede onda Faruk'un
malumat? Doru drst cmle yapmasn bile bilmez, bi
are! Fakat kabahat, mekteplerden Sarf- nahvi1 kaldran
larda . . .
"Ayen'im, dn Nil zerinde bir gezinti yaptm iin
gzmn nnden hi gitmedin. ubat iindeyiz, ama hava
bizim temmuzdaki kadar scakt. Koca nehir sanki Afrika'nn

1 sarf- nahiv: dilbilgisi ve sz dizimi

210
ier/erinde sanki bir baka gne varm da eriyor, Nil vadi
sinden denize yol bulup akyormu gibi gri renkli bir ate,
bir alev selinden ibaretti; gzlk takmadan bakamyordum.
Tabii, yalnz deildim; yanmda gzel bir mis vard; Sar
n, gayet endaml, biraz kibirli lakin olasya latif, bir gen
kz . . . Konumasn pek sevmeyen huysuz, densiz, zalim bir
kz. . . Yani sen! Bilir misin neyi hatrladm ? Hani geen yaz
'Sedef'le Marmara'da bir gezinti yapmtk. am limannda
yemei kotrada yedikten sonra, smail Bey takm karaya
kmt; kaptanla tayfa da balk peindeydiler. Dayn le
uykusuna yatt; seninle ba baa kaldk . . . Ba baa ve yan
yana, gvertede . . . 'Koy ban dizime, ' dedin, 'uyu biraz!'.
Bu, senin bana ilk iltifatnd. Dnya benim oldu. Emrini
yerine getirdim; baladn salarm okamaya . . . Ah, o gn
nasl da mide dmtm! Unuttun, elbette. Ben unutam
yorum. Nil kysnda bile bunu hatrlyorum. "
Ata Efendi bir tuhaf oldu. Demek San Kz ara sra bir
eyler duyuyor, kadnlayor, sever gibi haller geiriyormu.
Mektubu -glkle okumasna ramen- mektuplara sarld.
Deminki eitten baka muaaka sahneleri aryordu. Buldu:
" . . . Hatra/arnla yayorum, Ayen'im, enliim, sevgi
lim! O geceyi hi aklmdan karamyorum. Evdekiler yat
tktan sonra kp otomobille geldiin, Emirgan'a gittiimiz
mehtapl gece zihninden silindi mi? Halbuki artk bsbtn
benim olacana o kadar inanmtm ki, koca ahmak! Na
sl inanmazdm ama? Tam Rumelihisar ile Bebek'in dne
mecindeki burunda, iki yola ayrlan genilikteydik; arabay
durdurdun -sen kullanyordun- uzun uzun denize, sonra
yeni gryormuasna bana baktn. Gzlerinde yalar m

21 1
parlyordu? Evet. Bir mddet o halde yzme bakmakta de
vam ettin. Sonra? Bunu da m hatrlamyorsun, acaba? lk
busemizi? Hem de senden gelen buseyi? Beni gsne eke
rek ptn ? "
Ayen delikanly gsne ekerek psn ha? Ata ewela
inanmayacak oldu. Fakat bunu birinden deil, o ii yapana
yazlan mektuptan rendiini dnnce ayaa kalkt; is
yan ediyordu:
"Ha," diyordu. "O da hepsi gibi imi! Ayn amurdan
bu yn! Ayn maya, ayn hamur, ayn har! Btn kzlar ve
kadnlardan ayrs, gayrs yokmu Ayen 'in de meerse . . .
Lafm azameti, kendisini ar satmas, el srlmez tesiri
yapmas ! Hatta bildiim kzlardan da bile cretkar: Rt'ye
saldran o. Hem de hasbaya baknd ! Olan, alama taklidi
yaparak gsne ekiyor, pyor! Bildiimiz ey, ayrca, yo
urdu fazla! Seni gidi aifte seni! Aifte sarayl ! "
Fakat Ata, zann hilafna Rt'nn yaz tarzn been
miti; daha samimi, duyduu gibi, yrekten konuuyordu.
Sefirinki kendine uygun, yapmackl, ukalaca, alafrangams
idi, tercme romanlar andryordu. Acaba onunla da buse
ler testi edilmi miydi? Halya tekrar diz kt, okuyor:
" . . . Sizin zerimdeki en derin tesiriniz devrin kk
hanmlarna benzemeyiiniz, kadnlk kymetini bilmeniz,
bilmekle kalmayp ykseltmeniz, modern gen kzlara bir
numune tekil etmeniz oldu. Erkekler onlardan ne kadar
bkmt; holanmakla beraber tek tip, tavr, eda, sohbet ve
'pazar gn halk' neelerinden ne derece usanmt! Hele
erkekten beklemeyip daha nce erkee kendileri talip kar
grnmeleri, rpnmalar, hemen laubali ekiller almalar

212
adeta uzaklatrc bir tesir yapyordu. Siz ise . . . Sultanm!
Size gelince bunlar arasnda izzetinefsi, vakar ve erimez/i
i temsil ediyordunuz. ki yl sren hrmetkar hayranlm
takdir buyuyarak nihayet bir ltufta bulundunuz, bir tek l
tufta; ah, o mutlu, kutlu gn! . . . "

Ata, iinden yrek rpntlaryla mrldand:


"Hah, ona da yumuam! Ayol, Ayen bir nevi Gnname
imi de ben farknda olmamm. Bizi uyuttuktan sonra Bo
azii gezintilerine kadar ii gtrm; gencini sarlp p
m; bakalm orta yalsna ne biim iltifatta bulunmu?
Herhalde mahup Amerikal'y da mahrum brakmamtr,
ama herifin lisanndan anlamyorum. Elini, san, bir tara
fn okadysa ocukcazn yz domates gibi kzarmtr.
Kan bomadna kr! "
Bunlar bir lahzada zihninden geirmiti; ayn zamanda
gzleri mektuptayd
" . . . Babaa bir masada yediimiz le yemeinin ha
trasn, hele o gnk Bykdere'nin yamurlu, mstesna
manzarasn mrm olduka unutamayacam. Lokantada
bizden baka bir ift daha vard. O ne tatl bir skunetti;
durgun denize den lk, iri yamur damlalarnn sesini ii
tiyorduk. nnde oturduumuz pencere akt; ben 'Yaz
yamuru tpk toprak kokusu gibi ho bir deniz kokusu da
yayyor, ' demitim; siz de misilsiz gzellikte pembecik burun
deliklerinizi itahla kmldattnz. 'Doru, ' dediniz, 'gekin
bir muz kokusu!' Sonra ilave ettiniz: 'Bu hava, bu deniz,
yamur sesi, loluk bana uyumak arzusu veriyor, hem de bir
saat, be saat deil; gnlerce . . . Ama evimde, yatamda uyu
mak istemiyorum. urackta, deniz kenarnda, bir otelde,

213
yabanc bir odada, nerede bulunduumu bilmeden!', 'Tek
banza m?' diye korkarak sordum. Glmsediniz ve 'Ha
yr, ' dediniz, 'ilk defa imdi, u saatte bir erkein yanmda
bulunmasna tahamml edeceimi anladm . . . ' "

Ata Efendi bir kere daha yerinden frlayacakt; vazgeti;


aksine halya kapand:
"Mhim aktristlerdenmi bizim Dzceli kz . . . Sefir ce
naplarn nasl da tututurmu! Adamcaz iyice mitlenmi
tir: 'Alaym unu, bir otele gtreyim, olur mu acaba?' diye
hayallere kaplmtr. Olmaz, bilir iini Ayen! Bir bomba,
alev sac bir alet, bir harp silahdr o! Oyunca andran
modern silahlardan ! "
" . . . yle dediniz ve esnemelerin en harikuladesiyle hafif
hafif esnediniz; gerinme/erin en bediisiyle usulca gerindiniz;
tekrar ettiniz. 'Uyumak istiyorum. ' Ah, gn nasl da ar
abuk bitti, gitti. Taksim'e dndmz zaman elektrikler
yanmt. Sizi braktktan sonra otele kotum; odama kapan
dm; btn gece aladm, szladm, isminizi ararak sabah
ettim. Bereket mendilinizi vermek ltfunu esirgememitiniz.
Rayihanz olsun beraberimde getirebilmitim. nannz im
di, imdi bu kudsi bergzar nmde, elimin altnda, masa
mn zerinde duruyor. Parfmn hala kaybetmedi. Zira
billur bir mahfazada saklyorum. "
Ata daha okuyacakt, bir patrt duydu; kapayacakt;
Ayen'in sesini iitti; dnd. Odaya girmi, kapy rtmt.
Soruyor:
"Neler yazmlar? Bana da baz yerlerini okuyuver. Gz
gezdirmeye bile vakit bulamamtm. Terzi, berber, sinema,

214
suare, ziyafet, u bu . . . Biliyorsun, tabii; bir frtna iinde yu
varlanyoruz. "
"Niye kalktn? Gidip uyumana bak. Sana ara sra ne g
'zel uyku bastrrm. Haftalarca uyumak istermisin; hem de
bilmediin bir otelde, yannda bir erkekle! "
Ayen azck ikin, yumuklam gzleriyle anlamayarak
dinliyor. Hava bu gece adeta scak olduundan zerine ince
bir ey alm, effaf denilecek bir ey. . . rtl hissini vermi
yor. Hepsi de az sonra sanki silinip gidecek; vcut meydanda
kalacak. Sanki kumatan ziyade da balarm alan sabah du
manlan gibi syrlmak, yok olmak iin gnein ykselmesini
bekliyor . . . Alndan, btn duruluu iinde srtlan, yaln
kayalk.lan, kuytuluk.lan, fundalklar, glgeli, kl renkle
riyle bu gzel tepe kendini gsterecek. Ata, ayakta duran
kz, halnn stne uzanm vaziyette, aadan yukarya
doru, byle gryor, hatta onu kaplam olan bulutun te
sinde berisinde, yine tpk dumanl dalarda olduu gibi in
celmi, erimeye ve effafla yz tutmu paralar var; gs,
omuz balan, bacak.lan . . .
"Szlerinden hibir ey anlamadm, day. Neymi hele,
bakaym!"
Hemen oraca, Ata'nn yan bana, yere oturdu.
"Okusana! Hangi uykuymu o?"
Ata, Bykdere'ye ait satrlar mektuptan mrl mrl
tekrarlad ve sonunda:
"te bu uyku, " dedi. "Hatrlamadn tabii?"
"Yemee gittiim hayal meyal hatrmda, ama st tara
fn bsbtn unutmuum. Yamur yayormu, demek o

215
gn? Uykumu yamur getirmitir . . . Biraz da Faruk Bey' in
ninnisi! "
"amliman fasln unutmam olacaksn?"
"Faruk'la oraya gitmediime eminim."
"Rt'y kotrada dizine yatrmsn. Bir gece de meh
tapta evden kap Emirgan'a kadar uzanmsnz ve . . . "
"Ne tuhaf mahluklar u erkekler! Hepsini bir bir yaz
yorlar m? Niin? Ne lzum var? pmtm ocuu . . . Bunu
da m yazm? "
Ata, ciddi tavrn artrarak cevap vermedi. Ayen glm
syor, daysna uysal uysal sokuluyor:
"Kskandnsa seni de perim, ama tam barmak arty
la. perim, barrz, biraz da konuuruz. Kararsz haldeyim.
Bana bir fikir ver; yardm et Sar Kz'na! ama daycm:
San Kz diye arldm biliyorum. Belki sen de iinden
yle sylyorsundur. Belki deil, muhakkak! Yaktryorsun
o sz bana! "
Ayen, Ata'nn yanandan pt ve:
"Sen de p! " dedi. Day, San Kz'n alnna ekingen bir
buse kondurdu; sonra birdenbire derin bir efkat duyarak
ban gsne ekti, tatl tatl mrldand:
"Yavrum! Ayen'im! Gnlmn enlii gzel kzm! "
maran San Kz, days ekilmeye alt halde sokul-
makta srar ediyor; soruyor:
"ok sever misin beni? Ama pek ok, herkesten ok?"
Ata, ban tasdik makamnda sallyor.
"Gezip dolatmz yerlerde grdn btn kzlardan
daha gzel, daha kibar, bambaka tipte, bambaka karakter
de deil miyim ben?"

216
Yine tasdik iaretleri.
"O bir defack oldu, bir daha yapmadm. Ne ona ne de
kimseciklere . . . "
"Neyi? Hangisini?"
"Rt'ye yapum . . . imden geliverdi, tutamadm
kendimi. "
Ata kalku, azck dnd, sonra hal zerinde kalmak
ta devam eden Ayen'e -ne kadar da yakmt yere serilip
dkk sak uzan ! Sarl beyazl papatyalar fkrm bir
bahar ayn gibiydi; insana eilip okamak, koklamak arzu
su veriyordu- ayakta bir nutuk verdi:
"Dinle beni! yi dinle! Akln, manun bana topla
yarak dinlemen lazm. Ak, drst konualm: Mektuplar
okudum; ikisi de sana tutkun; ikisi de fevkalade namzetler.
Bu gece Rt'y setin, muvafk da oydu. Aruk dnmek
yok; oyun bozanlk yok! Bana sz ver: 'Sedefnci ile evlene
ceim; kararm karar! ' de. Hemen nian merasimini yapa
lm; daha iyisi nikah kyalm; bu i bitsin. Zira . . . Zira sulhun
tesirleri kendini gsterdi; urur tccarlar piyasadan ekil
meye balad. Babann vaziyetini pek salam grmyorum.
Kazanyor, kazanyor ama elinde mal mlk yok. u apartma
n bile saun aldramam kendisine. Sonra ... "

Syleyip sylememe tereddd geirdi; sylemeyi ter


cih etti:
. . . Sonra Almszoullar ile alakasn kesmi. Son gn
derdii para Antepli fstk tccar Hac Hamzalar vastasyla
geldi. Bence hayrl alamet deil bu kzm! "
Ayen dinliyor; lakin yine telasz, heyecansz.

217
"Terzinin bu ay yollad fatura yedi yz ksur liralk.
Bende be yz liradan gayri metelik yok."
San Kz hafife glmsedi; ayaa kalkyor, gelip days
nn yzn ylece alayl tavrla okadktan sonra, diyor ki:
"Ne kadar para lazm? Yani btn hesaplan kapatmak
iin lazm olan syle."
"Bin be yz lira ister."
"Peki. Sana yarn bir ek vereyim; iki bin liralk . . . in
rahat etsin. "
"Ay, senin bankada hesab- carin d e mi var?"
Cevab ksa, izahsz:
"Evet, var . . . Ama ok bir ey deil. eyizliim. Babam
ylbanda koyduydu. "
Tekrar glmsyor:
"Var diye cann m skld? 'Yok' deseydim yine kalarn
atacaktn. Ah daycm, ben senin kadar ho, sevimli, tatl
adam grmedim; melek gibisin. Biliyor musun, bazen bam
dizine koyup yatmak istiyordum. Dizine dayadm bamdan
hep gzel hlyalar geecek, rahat edeceim sanyorum. Peki
daycm, dediin olsun, Rt ile evleneceim. Yarn Talip
Bey'le konu. Ona sylersin: 'Babasnn van you hesaba ka
tlmadan, be parasz kz saylmak artyla raz iseniz nikah
yapalm! ' cap ederse Faruk Bey' in beklediini, Cihannma
apartmann da bana vereceini anlatver. Uyuyalm artk.
Mektuplan ekmeceye sen koyuver. Ne kadar zahmetse . . . "
"Zaten karan benim. Haydi, Allah rahatlk versin. "
"Gzel uykular daycm! H a . . . O mektuplan bu gece
okumadan yatmayacan ben biliyordum; mahsus bekle
mitim; mahsus da haber vermitim."

218
"Niye?"
"Benimle hakikaten candan alakadar msn, deil mi
sin? . . . Anlamak iin! Bakmadan yatp uyusaydn mahzun
olacaktm."
Ayen gitti. Her gidiinde olduu gibi, Ata, hem bulundu
u yerin, hem de iinin snvermiesine kendisini karan
lkta hissetti. Karacaolan'n bir beytini okuyarak hak verdi:

Kasvetli gnlmn gamn eriten


Karanlk kalbimin ras kzlar.

"Hakikaten yle," dedi. Ayen'in vcudunda da btn


gzeller, tazeler gibi etraf nurlandran bir hassa var, ama
hepsininkinden kuvvetli, tatl onunki! Aynlnca yalnz be
nim gnlme deil, sanki u eyaya, duvarlara, hatta lam
baya bile hzn kyor; hepimizin benzi soluyor. Kara
caolan bunu pek mkemmel sezmi. Hani bir trksn
okumutum: Pnar banda dolarken bakar ki drt, be kz
gle akalaa testilerini dolduruyorlar; kalkp giderler; etraf
bikesleir. Artk ne suyun berrakl kalmtr, ne de st
lerin holuu . . . Manzaray derin bir neesizlik kaplamtr.
O zaman air der ki:

Gzel gitti diye pnar alad


Acd yreim yand pnara.

Benim de Ayen'siz kalan odaya acyasm geliyor. Bir


denbire hepimizin beli bkld.
Byle sylenerek mektuplan ekmeceye yerletiriyordu.
Vaziyetinin acayipliini anlamyor muydu? Yeenine gnde
rilen ak nameleriyle megul olan bir day! Bereket iklar

219
izdiva teklif ediyorlar; ortada ar ve hayaya dokunan cihet
yok. Kzcazn bir defack arzu duyarak namzetlerinden
karayaz gzeli bir delikanly pmesini de mazur grme
li. Kimbilir nasl dayanlmaz bir kuvvet Ayen'i bu harekete
icbar etmitir! Ne tatl, ayn zamanda ne derece zorlayc bir
kuvvet! Nefsine hakim olamam, Sar Papa! Demek ki o,
bazen bir Berin, bir Deniz gibi erkee kar serapa duygu
kesilebiliyor; cinsi itahn gizli stmasna tutuluyor, iin iin
rperiyor, titriyor . . . Erkek istiyor.
Ata hislilie kapld.
"Ah yavrum," diye sylendi. "Bu senin ne kadar hakkn! "
Aynca hem Ayen'in duyaca, hem de setii erkee
verecei zevki dnerek efkatle kark acayip bir ehvet
buhranna tutuldu. Ayen'i sevdii muhakkaku, ama onu
nefsine hasretmek isteyen bir ak deildi bu! Bakasn sev
mesine, sevdadan nasibini almasna, hayaun en tatl nime
tinden olasya zevk karmasna raz bambaka bir muhab
bet. . . Filozofa bir muhabbet!
Yanndan bir dakika aynlnsa hemen hemen gz nu
rundan mahrum kalmasna k ve renk mefhumunu kay
beden Ata, mrne o derece hakim olan mahbubesini bir
gencin kucana atmak iin diller dkyor, vaitler almaya
abalyordu.
"Ne ho seviiyorlar," diyordu. "Nasl da birbirlerine ya
krlar! Adale ve sinirden ibaret karayaz delikanl ile Alun
Kz'n vcut vcuda sarlp dolanmalar tabiaun en ufak ir
kinlie yer vermemi bir gzellii olur. kisi de tam mana
syla kfv. Halbuki Ayen'i yal bir adamla, hatta u sefirle
seviir grmek hi de ayn tesiri yapmaz . . . renleir."

220
Ertesi gn Talip Bey'le konuamad; Ticaret Odasnda
bir toplant vard. Akam zeri aparttnandan ieri girince,
kap nnde Gnnime ona haber verdi:
"Paltonun sahibi bulundu. Gazetede ilan okumular;
demin telefon ettiler. Ben de 'Byk bey iinden saat altda
dner, gelirsiniz! ' dedim. "
"Kimmi bu adam?"
"Sylemediler. Zaten ben de sormay unuttum. Nerede
ise gelir; anlarsnz. Telefonda . . . "
Szn bitirmemiti, zil alnd. Baktlar; kasketini elin-
de tutan, deri ceketli bir ofr. Soruyor:
"Beyefendi evde mi? "
"Benim. N e istiyorsunuz?"
"Paa aada, otomobilde . . . Paltoyu grecek de . . . "
"Hangi paa, olum?"
"Bizim paa . . . Msrl . . . Ruveyha Paa . . . "
"Eh, buyursunlar, grsnler."
Ata, Msrl denince aklndan -vaktiyle seyrettii Sekizin
ci piyesindeki rahmetli adi tipinde- gekin, akbykl bir
ahs geirdi. . . Msrl kart bir zengin. Fakat az sonra asan
srden grbz, sevimli, srtnda ceket, sporcu bir deikanl
kt. Kendisi Sekizinci'dekine benzemiyordu; lakin ivesi
aynen onunki . . .
eriye aldlar. Koridorda konuuyorlar. Msrl uzun
uzun af diledi. Merasim bitince Gnnime kn tarak paltoyu
gsterdi.
"Bu balto ben . . . Yani benim balto bu! "
"Buyurunuz, alnz yleyse. "
" . . .Amma sizin balto benim balto . . . "

221
"Efendim? Anlayamadm."
Merdivenden karak yetien ofrne Arapa bir ey
syledi ve Ata'ya dnerek:
"Usburya seydi. . . Gelecek. . . Sabbir biraz! Ta'rif ngili-
"';)
z. "
"Ma bi arif. . . "
Ata'nn Arapa cevap vermesine gld; karlkl gl
yorlar.
"Salona buyursanz . . . Bir kahve ierdik. "
Ruveyha Paa kabul etmedi; ayakta bekliyorlar. Asansr
hrlts . . . Galiba ofr bu sefer asansrle kyor. Hayr, ge
len Ayen!
Ayen'in kapdan ieriye girdiini gren Msr Paas
sarsld m, sendeledi mi veya melir gibi mi oldu? Elbette
deil. Fakat Ata'ya yle geldi; gelmesinin sebebi vard; her
halde yznde, tavrnda, umumi heyetinde fazla sezilme
mekle beraber mthi bir deiiklik vuku bulmutu. Day,
iinden:
"Adamcaz bitti," diye sylendi. "Salona girmediine
yanmtr. "
O srada geri dnen ofrn uzatt paltoya gz iliti
i iin sevinle Sar Kz'a seslendi:
"Bu da benimki! Paltom bulundu! Hsn- tesadfe bak!"
San Kz, Ruveyha Paa'ya, Paa da Sar Kz'a bakyordu.

"Byk bey, size bir ey syleyeceim. Kk Hanm'n


iyilii iin . . . Fitne fucurluk etmiyorum. "

222
Gnnarne, evde kimsenin bulunmad bir akam st
odaya girerek esrarl, endieli bir tavrla Ata Efendi'ye byle
dedi, st tarafn getiremedi; sustu.
"Ne oldu? Anlat! Ayen'i sevdiini bilirim; elbette ki iyili-
i iin sylersin. Sen zaten dedikoducu bir kz deilsin ki . . . "
"Dn burada Rt Bey kavga etti; Kk Hanm'la . . . "
"Sebep?"
"u Msrl Paa meselesi. . . Bilmem hangi otelin salo
nunda ikisini otururlarken grmler. Bard, ard, sy
lemediini brakmad."
"Ayen ne yapt?"
"Hi. yi iitemedim; ksa ksa cevaplar veriyordu. Yan
odaya sokuldum, kap aralndan baktm; arkasn evir
mi, ayakta duruyor, soka seyrediyordu."
"Sonra?"
"Sonra fena bir ey oldu; Rt Bey Kk Hanm'n
zerine yrd; omuzlarndan tuttu; sarst, sarst. O da dn
d, suratna bir tokat att. Tabanca gibi patlad, vallahi. . . "
"Ne diyorsun?"
"yle, ite! Ben hanm dnecek diye korktum, koup
yetiecektim. Rt Bey duraklad. Azn amadan odadan
kt. "
"Gitti mi?"
"Hayr. Kapdan dnd, elinde bir ey vard. Grnce
dm koptu. Altpatlar! 'Eyvah,' dedim, 'cinayet olacak, ha
nmm ldrecek! ' "
"Sen dndklerini brak! Sonunu anlat! "
"Altpatlar gsterdi: 'mze de yetiir! ' diye haykr
d. Kl kprdamad. Bakt; srtn evirdi. O zaman Rt

223
Bey kanapeye kt; bir alamadr tutturdu. Alad, alad;
sustu. Kmldamyordu; sanki ta kesilmiti, zavall! Nihayet
Ayen Hanm ban evirdi; Rt Bey'i uzun uzun seyret
ti; yrd; yaklat . . . Ben ne yapacan merak ediyordum;
'Aman, sertlik etmese! ' diyordum iimden . . . "

"Okad, pt m yoksa?"
"Nereden bildiniz? Evet. . . Salarn okad; yanna otur-
du, kolunu boynuna dolad; dediiniz gibi yapt. "
''Yani?"
Gnnfune kzard, gzlerini de edi, hafife cevap verdi:
"pt. . . Sarldlar birbirlerine! Ama ok uzun srd sarl
malar . . . Halnn zerine dtler. Ben yine korkuyordum . . . "
"Neden?"
''Tabanca yerdeydi; dokunurlar, patlarsa diye . . . Ne yap
tklarn bilmiyorlard ki, byk beyefendi, salar balan
darmadank olmutu. Sonra Ayen Hanm ordasndan
taran getirdi, Rt Bey'in salarn dzeltti. Kendisi de
tarand, elbise deitirdi. Kapda bekleyen o yeni otomobile
binip gittiler. Kk Hanm bana da u kolyeyi verdi; gider
ken . . .
"

Ata, son cmleleri yar dinledi. Akl hal zerindeki sah


nede, gz Gnname'nin gergin sveterli gsnde, acayip,
lakin tatl bir sersemlik halindeydi. Byk hastalklardan
sonra nekahat devresinde shhat alametleri kendini gste
rirken mecalsizlik iinde duyulan rkek dirilik yok mudur?
Tat almaya, yaadn anlamaya ilk defa heveslenmek? O
hal, ite! Gen kz kendisine ekti, ban gsne bastrd
ve gya kavga ve muhabbet fasllarnda geirdii heyecan
yattrmaya alyormuasna mrldand:

224
"Seni korkuttnular, zmler kftehorlar! Aldrma!
Byle olur, sevimek. Yeni usul sevimeler byle oluyor her
halde . . . Maamafih haber verdiine ok iyi ettin," dedi ve
Gnname'nin gsnde rahat ettni gibi durmasndan bir
mddet holand; fakat neticesini gze alamayarak yavaa
syrld; muhabbetli yapmaya alt bir sesle:
"Haydi yavrum, bana bir kahve yap da ieyim. stersen
iki olsun. Karlkl ieriz."
Kz, bir fincan kahve ile geldi ve tekrar mutfaa dn
d. Hayal skfuna urad, yryndeki kvrakln
kayboluundan belliydi. Ata Efendi biraz piman ! Lakin iin
uyuundan ekinmiti. Srf vnmek iin Gnname btn
aparUnana "Byk bey bana :ik! Siz onun arbal duru
una bakmayn, akl fikri taze, gzel kzlarda! " diye yayar,
bbrlenirdi.
Ata acd; gnln almak iin t odasna girdi. Nemli
amar ve kirili patiska scakl kokan bu darack yerde
kz bunalm olacakt ki, pencereyi amt. Serin bir mays
akam . . .
"Gnname! "
"Efendim?"
"Ayen sana Msrl Paa' dan hi bahsetti mi?"
"Bir kere konutu: 'Benim yzmden bir trl stanbul'u
brakamyor, adamcaz! ' dedi. Ha, bir defasnda da ok
zengin olduunu syledi; u mahalleyi isterse satn alverir
mi . . . Bilmem doru, bilmem yalan. "
"Bu ii hanmla mzakere eUneliyim, deil m i Gnna
me?"
"Faydas yok. Aklna koyduunu yapar, o ! "

225
Karki aparUnann penceresinden bir delikanlnn ken
dini gstermemeye alarak oday gz hapsine aldn anla
yan Ata Efendi, kk bir kskanlk duymakla beraber pen
cereden pencereye muhabbetlemenin genliinden beri
tadn bildii iin insafl hareket etti; fazla durmad, ekildi.
Yalnz, ekilmeden nce kza:
''Yeter artk . . . Yoruldun. st taraf yarna kalsn," dedi.
Fakat Gnname'nin karki kattan zevk alarak alt
n, ty elinden zor brakacan biliyordu. inden: "Bari
dalp amarlar yakmasa! " diye sylenerek odasna ve esas
meseleye dnd:
"imdi bamza bir de Ruveyha Paa kt. u Rt'nn
talihi yar olmuyor, vesselam! "
Paltoyu getirdii gn ewela ieriye girmek istemeyen
Msrl, Ayen'i grdkten sonra ayrlamam, Ata'nn ikinci
davetini canla bala kabul ederek bir mddet salonda otur
mu, ikram olunan viskiyi imiti. Sar Kz, buzdolabnda
ikilerin envan bulunduruyordu; Gnname'yi de servise
altrmt. Muhtelif ielerle, kadehlerle, buz paralaryla,
samanubuklarla ssl byk bir tepsi ortaya konuyor; mi
safirlere istedikleri aperatifleri kkhanm, baba evinde o
gibi ilerle nsiyet hasl ettniesine olgun, kibar, ayn za
manda hem nazik, hem vakarl hareketlerle datyordu.
Ayen, Paa ile yle byle, glkle, lakin doyulmaz
bir tatllkla ngilizce konumutu. Fellahn akl bandan
gittniti. Kendilerini ertesi akam iin Abdullah Efendi
Lokantas'na arm, karken de Gnname'nin eline bir
50 liralk sktrmt. Yemee ftade'yi de gtrmlerdi.

226
Kadncaz burada da temkinli davranm, zaten Msrl 'nn
lisanna lisan uymadndan lakrdya pek kanmamu.
Daha ziyade iki gen konumulard. Bir aralk Ayen,
Ata Efendi'ye usulcack demiti ki:
"Parmaklarma baku ve bana nianl olup olmadm
sordu. "
"Bekar mym Paa?"
"Karsndan ayrlm . . . Kadn Amerikalym, uyuama
mlar."
"Onda daha ne kadnlar, kanlar vardr! "
Ertesi gn Ata Efendi, Msr'la i yapan ve Sedefnci
ler hannda yazhanesi bulunan Mmin Bey' e uram, Paa
hakknda tahkikat yapmu. Asl ticareti Arap memleketleri
ne esrar sevketmek olan bu yetmilik ihtiyar izahat vermiti:
"Rahmetli Kral Fuad'n uzaktan akrabasdr. Arazisi Nil
Vadisi boyunca uzanp gider. Aynca emlak oktur; vakflar
da vardr. Msr-il Cedide'de bir villa yapurd, grlecek ey . . .
Harpte Mareal Montgomery bir ara orada kald. Azck de
limen, lakin iyi kalpli, sporcu bir delikanldr. Otomobil,
yat, at yan, av. . . mr bunlarla geer. Yenir, tkenir para
deil ki, Ata Efendi olum! Pencereden avu avu serpse de
sonu gelmez. Denizin suyu biter, onda para bitmez! "
ki gn gemi, gememiti. Mmin Bey, Ata'nn oda
sna geldi:
"Benden seni sordular," dedi. "Daha dorusu akraba
dan bir hanm ve babasn? Ne syleyeyim, onlara? Bildi
im insanlar deil. simlerini kada yazdm: Aye Hanm
ile Yaar Bey. Tahkikau konsoloshaneden yapyorlar. Kim
bunlar?"

227
"Day olumla kz Ayen . . . Aye yanl . . . Bir 'n' koy so
nuna! "
Mmin, notu tashih etti, Ata' dan ald malumau defte
rine, syledii gibi yazdl; teekkr edip gitti ve i o kadarla
kald. Meerse kalmam: Paa ile Sar Kz bir otel salonun
da beraberce oturmular! Acaba kancs? Rt bir tanesi
ni renmi.
Ayen daha ilk gnlerinde plann gizlememiti, zaten;
karsna kan koca namzetlerinin en zenginini, yani kendi
sine en lks hayat temin edecek olann seeceini sylemi
ti. Baz baz ak temaylleri de duyuyor, birini sevmek, sevdi
inin olmak istiyordu, ama teki his bunu basuryordu.
''Yahu," diye sylendi. "Kzda da ne ans var! Ruveyha
Paa'y solda sfr brakacak servette bir yenis_i bile zuhur
edecek galiba. Rockfeller'in olu Amerika' dan gelecek, Ay
en'i hususi tayyaresine koyup gtrecek! Nikahlar havada
kylacak. Atlan tik stnde . . . Dnya gazetelerinde resimleri
kacak. "
Daire telefonu alyor. Ata ile Gnname makine banda
bulutular. Ahize kzn elinde. Dinledi, sonra dnp dedi ki:
"Kk Hanm sizi otomobilde bekliyormu; sansar ka
pn da istiyor. Siz de palto ve boyun atks almalymsnz. "
kisi de balkon penceresine ayn zamanda kotular; hay
ret iinde kaldlar. Arabada kiiydiler: Ayen, Rt ve
Ruveyha Paa! Ata, hizmeti kza baku:
"Ne dersin, Gnname?"
"Ne diyeyim? Erkekleri idare etmesini biliyor bizim K
k Hanm. Dorusu pek usta . . . Benim elimden gelmiyor. "

228
Maslak zerinden Boazii'ne gidiyor. Ata Efendi, iin
de bulunduk.lan otomobilin Paa'ya ait yepyeni bir ey ol
duunu neden sonra, zerlerindeki tavan birdenbire alp
arkaya toplannca anlad. Vaktiyle Ford'lann da st ve yan
lan muamba rtlyd ama amak iin yann saat almak
lazm gelirdi. Bu, tam otomatik. Paltosunu giydi; atksn da
boynuna dolad. Sratin rzganna tutulmu, uuyorlar. Di
reksiyon bandaki Paa'ya:
"Aman evladm, biraz yavala! Bu yol akaya gelmez! "
diye ihtarda bulundu; adam oral deil.
Zaten szn anlamad bile . . . brleri de aldrmyor
lar. Bir gn Ayen'in kazaya uramas ihtimalini aklndan
geiren Ata'y dehet kaplad. Otomobil enkaz arasndan
l veya sakat karlan bir Ayen ! Mesela ktrm kalyor,
yahut o gzel ehre yamal bir surat haline geliyor. Maazal
lah!
Tekrar etti:
''Yavalatn unu, diyorum size! "
Bu sefer dinlediler; hatta Tarabya'ya inen yokuun ba
ndaki kr gazinosu nnde durdular; arabaya bira getirtti
ler. Gne henz batmt; burada deniz kenarnda olmayan
bir da havas, da balarna mahsus funda kokulu bir bahar
rzgan vard. Ata'nn ii ald. Rt ile Ruveyha Paa ngi
lizce bir konumaya dalmlard. Ayen'e yavaa sordu:
"Eski ahbap mym bunlar? Msr' da m tanmlar?"
"yle olmadn sen anlamsndr, day! Mahsus anla
mamazlktan geliyorsun. Ara sra hatrn aldn Gnname
geen gnk kavgamz herhalde anlatmtr. "

229
Ata duralad. Az. sonra dedi ki:
"Nianlnla arana sokmamalydn onu . . . "

"Daha nianmz yaplmad. Sait de kansndan henz


aynlmam ya . . . "

"Sait dediin kim?"


Ayen, Paa'y gznn kuyruk ucuyla iaret etti:
"Kk ismi budur; Sait'tir."
yle derken kzn sesinde Ata'nn seziinden kamaya
cak, bir haz duyma ahengi vard. Ayen adeta tutulmutu
Msr paasna.
Bu gece nerelere gitmediler! Bykdere'de yemek yedi
ler; Ortaky' deki havuzlu gazinoya uradlar; biraz kaldlar;
ili'ye ktlar. Bomonti fabrikasna sapan kede baka bir
gazinoya girdiler; yle ahm ahm bir yer deildi; Rumca
arklar syleniyordu. Gya Beyolu'nda grnmekten e
kinen iftler oraya giderlermi; bir keye ekilip hahaa
sevdalarlarm. Az. zamanda alg ve trk sesinden kafala
r iti. Haydi Park Otel'in pavyonuna! Tenha olduundan
skldlar; Taksim pavyonuna girdiler. Paa, "Baka mahal
yok? Bitti, hepsi?" diye soruyor. stanbul' da gece sabaha ka
dar elenilecek yerler bulunmadna kzyordu. Nihayet
gezintiye doymam halde -herkesi evine brakp- oteline
gitti. Gezintiye mi doymamt, San Kza m? Ata phede.
Zira hakikaten onun yanndayken saatler abuk geiyordu.
Bir eye daha dikkat etti: Ayen, baka defalar yapt oyu
nu oynamam, yani uykusu gelmi gibi tavrlar almamt.
Paa'nn yannda ikayetsiz, farkna varmadan sabah ede
cekti.

230
Bereket onlar kalkuklan zaman ba baa kald Rt,
u haberi verdi:
"Haftaya Londra'ya gidiyor. Bir jokey bulacakm . . . Ya-
r atlan iin svari, yani. . . "
"Londra'dan m gelir, onlar?"
"Evet, jokeylerin en iyisi ngiltere'de bulunur."
"Alarn en mkemmeli de Mengen'den kard, bir
vakitler. Bizim memleketten . . . Ayen'in memleketinden. Si
zin aile nerelidir?"
"zmir taraflarndan . . . Ama aslen Rumeliliyiz. Annem
stanbulludur."
Ata'ya o dakikada Msrldan baka herkes, nereli olursa
olsun daha sevimli gelmiti. Kanaati uydu ki, San Kz imdi
istediini, aradn bulmutur; Ruveyha Paa' dan ayrlma
yacak. Nitekim apartmana girip de Ayen odasna doru y
rrken durdurdu:
"Benim anladm sen Paa'y pek beeniyorsun. Deil
m." ';> "
"Evet, day."
"Aranzda sz geti mi? Geti muhakkak . . . "
"Geti, day."
"Bir ey kararlaurdnz, her halde . . . yle mi?"
"Evet, yle daycm."
"Ne abuk! "
"abuk oluverdi."
''Yani seni alacak m? "
"Alacam, diyor. "
"Evlenmek isteyenlerin kancs bu?"

231
''Yine alatmak m istiyorsun beni? Brak, gideyim day! "
Day rkt, srar edemedi; ks ks odasna girdi; kendi
kendine syleniyordu:
"Ayen'in pasaportu oktan hazr deilse, ben bir ey bil
miyorum. Sefir buradayken yapurtt belki de. Her an hare
kete hazr vaziyette duruyor; kafasnn iinde yz trl proje
var. Gnn birinde 'pr ! ' diye uup gidecek; Gnname elin
de bir katla yanma gelecek. ki saur yaz: 'Elveda, sevgili
daycm! Beni mazur gr; byle yapmak icap etti. Yaknda
tafsilatl mektubumu alrsnz. Cmleye hrmeten, selam
lar."'
Ata hayalinde San Kz'n kaleminden, onun soukkan
llna uygun ekilde yazd bu pusulay hakikaten alm,
okumu gibi aknd; neredeyse koridora frlayacak, elinde
kat tutuyormuasna acayip bir tavrla kansnn odasna
koacak, onu drterek uyandracak ve:
"Grdn m san iyann marifetini? Bizi yzst bra
kp kam! Nah, ite mektubu! " diye haykracaku.
Yalnz bu kadarla kalsa! Haydi, topla eyalarn; dn
Gedikpaa'daki kuleye . . . imdi Feride de yok . . . Hatta da
mat Auf da . . . Tabii Sedefnci de aruk Ata'nn pasaportunu
verir. Bir lokma, bir hrka, sefil bir mr balayacak. Afitap
Kraathanesi'nde pinekleyecek. Aynca Feride'nin azameti
ni de ekecek . . . Vurguncu, sonradan grme mahalle kar
s azameti! ftade ise kznn tarafn tutacak, onu honut
etmeye alacak. Ne skf! fkelendii iin yine ivesini
kaybetti:
''Yreimin evinden vurdu kanck beni! Ekmeimize
kan dorad, elin dl! "

232
Neden sonra dnceleri ekil deitirdi. Hayr, Ayen
byle hareket etmezdi; daysnn maddi vaziyetini yoluna
koymadan gitmezdi. Belki habersizce svrd ama brakt
mektuba bir de ek koymay unutmazd. Oralardan da pa
ra, hediye yollard. Sebepsiz yere ta'anediyordu1 gzel kza!
Belki de Msr'a aldrtr, ngiliz Marealinin oturduu villaya
kendisini birka ay misafir ederdi. Ata Efendi, teden beri
Msr' grmek isterdi. Hiddet yava yava silindi, yerini mu
habbete, rikkate brakt:
"Orada da gzelliiyle nam kazanr vallahi! Eh koca n
fuzlu, gen, din . . . Ta sksa suyunu kar.r. Karsn mu
hafaza edecek kudrette. Gz koyanlara hadlerini bildirir.
Hatta en bataki ylk hovardalara bile! "
Ata bunlar kura kura epeyce zaman uyuyamad. Fakat
ertesi gn pazard; "ge kalkarm" diye teselli buldu ve an
cak ieriye aydnlk dolarken dald. Bir tesellisi de Ayen'i
uyannca karsnda grmek, onunla le yemeinde bera
ber bulunmakt. Sabahlar evin iinde ne ho gezer, dolar,
mahmurluk bir yarard ki sar ipek kozasna!

VI

Pazartesi gn Ata Efendi, Emniyet Mdrl bina


sna giriyordu. Kapda kimi greceini sormadlar. Kendisi
bir memuru yakalad; dant:
"Bizim Rasim vardr; bir masa efi olmu, ama hangi u
bede bilmiyorum. Soyad m? Dur bakaym, olum! Memle
kette babasna Pekirci' nin Ali derlerdi. "

1 ta'anetmek: ktlemek, yermek

233
"Ha! Rasim Pekirci olacak. nc kattan sorun."
Dne dolaa odasn buldu. Kapdaki polise ismini ver
di; hemen ieriye aldlar.
"Vay day efendi, bizi arar sorar msnz? Buyurun, bu
yur! "
Be on kelime undan bundan konutuktan sonra, ii
bandan takn olan Rasim dedi ki:
"Bir emrin mi var day?"
"Eh, bir ricam var, mmknse, ayet. . . "
"Syle! "
"Yaar' tanrsn?"
"Tannn elbette. Maallah kz da pek gzel, pek k . . .
Har vurup harman savuruyor. Yayorsunuz, dorusu . . . Ama
iyi kz. Dosyas tertemiz. Evvelce phelenmitik. "
Ata'nn ardn grnce ilave etti:
"Hayr, hamdolsun yle bir ey yok. Mesele baka bir
eyle alakal. "
''Ne gibi?"
"Ecnebilerle konuup geziyor ya . . . "
"Casus mu sandnz?"
"Biz vazifemizi yaparz. "
"Tabii! Tabii! Yapmalsnz elbette. Benim renmek is
tediim u: Ayen pasaport kartu m?"
"Kolay. Sen u kada adresini, soyadm filan yazver;
sordurtaym."
Birini ard; kulana bir eyler syledi, kad eline
verdi; yollad.
"Sizden gizli seyahate mi kacak? Ya msaitse men
edemeyiz. Eskiden bir kanca takardk ama imdi iliemiyo-

234
ruz. Boyuna tamim geliyor; 'kanuni muamele' deyip duru
yorlar. Gleti iler . . . "
"Doru. 7. 5. 46 tarihinde pasaport muamelesi ikmal
edilmi. "
''Yani gn evvel, cuma gn . . . "
"yle! Galiba birisiyle fertii ekecek. Kim bu adam?"
"Msrl bir paadan phe ediyorum. Evleneceklermi."
"Ha! u otomobilli milyoner Ruveyda Paa olacak."
Ata dzeltti:
"Ruveyha Paa."
"Her ne karn ars ise! O, diplomatik pasaportla geldi;
kral hanedanyla uzaktan karabeti varm; bize tavsiyelidir.
Yine de peini brakmadk ya! Peki, niin nikahlarn burada
kyp gzel gzel gitmiyorlar?"
"Kzn bir nianls var da. . . Ho, tam nianl da sayl
maz; sadece szl. Delikanl fena tutkun olduunda: usul
cack svacaklar, senin anlayacan. "
"Bizi o cihet ilgilendirmez. "
Ata Efendi, "Ama beni pek yakndan ilgilendirir," di
yecekti; vazgeti; daireden ayrld. Rasim, oda kapsndan
darya kadar km, akrabasnn yan, ban hie sayma
mazlk etmemiti. Soy sop aras Anadolu terbiyesinin henz
bozulmadna memnun, lakin ald haberden sersem bir
halde brosuna girdi.
"Lanet olsun o paltoya," diye syleniyordu. "ayet kay
betmeseydim bu herif karmza kmayacaku. Ayam k
rlayd da Dolmabahe balosuna gitmeseydim! Padiah sa
raynda Berin aiftesini skurmak bana uur getirmedi.
Zaten o saray kimseye yaramyor . . . Ne padiahlara, ne de

235
sonradan yerini alanlara! Tana, temeline hayr dua sinme
mi bu binann! "
rendiine, anladna gre, Ayen nihayet bir haf
talk misafirdi. Zira Rt dn gece Paa'nn hafta iinde
stanbul'dan ayrlacan sylemiti; pasaportun hazrlan
m olmas da yalnz gitmeyeceini ispat ediyordu.
"Babasna bir telgraf ekeyim, araym."
Kararn verdi. Fakat yle bir ey yaparsa Ayen'in ken
disine gceneceini, bir daha arayp sormayacan, dargn
ayrlacaklarn dnnce fikrini deitirdi.
"En iyisi," dedi. "Kza bildiklerimi sylerim; kamasna
yardm da ederim. Ayen'im ne dilerse onu yaparm. Kendi
sine telefon edeyim; darda bir yerde bulualm, konua
lm. Bakalm ne cevap verecek?"
Saat altda pastanenin bahesine girdii zaman, Sar Kz
-szletikleri halde- henz gelmemiti. Fakat Ata'y gren
garson hemen yanma sokuldu; Ayen Hanm'n otelde bek
lediini syledi.
Antrede karlatlar. Galiba pencereden gzlyordu.
"Pastanede bizi rahatsz eden olur; buras daha tenha.
Ne var day? Can skc bir haber mi aldn babamdan?"
Yan salona getiler; oturdular. Ata sze nasl balayaca
n bilemiyor.
" . . . Evet, sana dair bir mesele. Sana ve Paa'ya dair. . . "
"Ha, u i! Pasaport karttm renmisin galiba . . .
reneceini tahmin etmitim. Neydi o polis memuru, ha
ni akrabanzdan biri?"
"Senin de akraban olur. Kendini bizden saymyor musun?
Anandan babasz m dodun? Mengenli olmak erkezlik hay-

236
siyetine mi dokunuyor? Baban para kazanp sana avu avu
vermeseydi, Rt'leri, Msrl Paalar Dzce'de zor bulur,
oynatrdn! Yoo! Hepsine eyvallah ama nankrle dayana
mam. Gideyim ben, kzm. Geldiime hata etmiim."
Ata kalkar gibi yapt. Onun ara sra byle Trk damar
tutar, gz dnyay grmezdi. Ayen aalad; cevap verecek
ti, sz boaznda tkand. Sadece bouk bir sesle, "Day . . . "
diyebildi; gzleri doldu, elleriyle yzn rtt; sonra sarsak
hareketlerle antasn at, mendilini kard ve bu sefer y
zne mendili kapatarak mutat alamasna balad. Ata tela
a dmedi; mlayim bir sesle konumasna devam etti:
" . . . Evet, hata etmiim. Halbuki ben sana yardm niye
tiyle gelmitim; arzularna engel olacak deildim. Ayen'im
diyecektim, madem ki gnln bu adamda karar kld, te
kini brakp gideceksin, neden dayna amadn? Benden iyi
srda m bulursun? Seni dnyada benden ok seven kimse
olduunu tahmin ediyor musun? "
Sar Kz hem alyor, hem d e "Daycm . . . Dayc
m . . . " diye kesik kesik syleniyordu. Az sonra hkrklarn
seyrekletiini anlayan Ata Efendi emretti:
"ek ellerini yznden! Bana bak! Tatl tatl, gzel g
zel dayna bak! "
Ayen denileni yapt. Ykanm gzleriyle Ata'nn yz
ne bakyor, dayanlmaz bir tatllkla, hem mahzun, hem me
sut glmsyor:
"Canm kzm! Yavrum ! "
Muhabbet fasl epeyce srd. Ata, Ayen 'i karsna alp
konumay kili bulmuyordu; dizlerine oturtmak, apkasn
dan taan altn salarn okaya okaya kck bir kzma-

237
sna ona bir masal anlatmak, syleyeceklerini masal ekline
sokmak arzular duyuyordu.
"Ey," dedi. "Gidiyorsun ha? Bari ii salama baladn
m? Malum ya, onlara pek gvenilmez. "
"Nikah Roma'd a yapacaz. Bizim Sefarethanede . . . "
'Tayyare ile mi yolculuk?"
"Evet. Otomobil arkadan vapurla talya'ya gelecek."
"Garanti? Hani Faruk Bey' den apartmann yarsn ko-
parmtn . . .
"

"Sait daha iyisini yapyor; Kahire'deki byk bir han


bana verecek."
"yle ' cek'le 'cak'la i olmaz. Sonra avucunu yalarsn?"
"Geen gn elli bin liralk bir bor senedi imzalad, a
hitler huzurunda."
"Elli bin lirann esamesi mi okunur? Yaz babana, gn-
deriversin. "
"Bu, Msr liras . . . Bizimkinden ok fazla tutarm. "
"Oras yle."
Ata, her eye tercihan izdivacn evvela maddi ksmla
n zerinde durmutu. Halbuki konuacak mhim noktalar

pek oktu; mesela, Rt'ye, Sedefncilere kar kendi vazi


yeti ne olacakt? pi kesmek zaruri idi; zira Ata vurdumduy
mazlktan gelse bile artk Talip Bey onu messesede kullan
mayacakt. ini ekerek:
"Biz ne olacaz, sensiz ne yapacaz?"
Demekten kendini alamad. Ayen cevap verdi:
"Hepsini dndm day. Size her ay yz Msr liras
gndereceim; ne tekilere, ne de Atf Enite'ye yk ola
caksnz. Tabii, giderken de bankadaki paradan lzumu ka-

238
dann brakacam. Hi zlmeyin, gnlnz ferah tutun.
Zaten seni Msr'a da davet edeceim, San Kz'n grmeye
gelirsin, deil mi? "
imdi gzleri dolan, Ata Efendi' <lir. Hatta yalar fazla ka
barm olacak ki, Ayen elinden brakmaya vakit bulamad
slak mendilini daysnn gzleri zerinde hafife gezdirdi;
ikisinin yalar ilemeli ve rayihal ufack mendilde birleti.
Tam "Ah ! " ekecek, inceleyecek srayd; Ata zorlukla nefsi
ne hakim olabildi. Tekrar edip duruyordu:
"Ayrlyoruz, demek? Gidiyorsun nihayet! "
"Benim de yreim paralanyor, ama . . . "
" . . . Yine de gideceksin, elbette! Dayn seni ok araya
cak, pek ok. Hi unutmayacak! Aruk buralarn semtine
uramayacam; seninle gezip dolaum yerlere ayam
basmayacam. Evi de satacam, kye ekileceim. "
"Daycm ! "
Karlkl sessizce alayorlar. Bereket salonda kimse
cikler yok. Manzaray bozuyor diye minaresi bir klta vera
a edilmi olan mescidin damnda bir leylek, batmaya yz
tutmu gnein binalar arasndan szan tozlu na kar
gaga.Sn am, esniyor. Bir garson ieriye girdi; elektrii
yaku. Sanki bu bir parola, bir iaretti; ayaa kalkular. Ayen
dedi ki:
"Daha vaktimiz ok; konuuruz. Gelecek pazartesiye ha
reket edeceiz . . . Ayn yirmisinde. Bugn ka?"
"Onu. imdi nereye gideceksin?"
"Unuttun mu, day? Sait'le Rt bu akam bizde yemek
yiyecekler. Evdeki hazrl grme! Teyzem sabahtan beri
mutfakta. Dardan aldklarmz ayn . . . "

239
Ata Efendi "Peki ama, bu iki delikanly nasl idare ede
ceksin? " diye sormak istedi; pimi aa yine souk su katma
mak iin sustu. Birlikte yryerek apartmana dnyorlar.
Acaba ka kere daha byle, yan yana Ayen ' le yrmek na
sip olacakt? Yolda bazen geri kalyor, kzn gri tayyr iin
deki levent endamna bir gz atyor, admlarn sklatrp
tekrar yetiiyordu.
"On gn daha . . . O kadar! Hatta on bile deil; dokuz!
Arkasndan birka kartpostal . . . Belki de drt be satrlk
mektuplar. Sonra yeni hayatnn ssten, elenceden gz a
trmayan meguliyetleri arasnda unutulacaz. Ayda bir de
fa mesela esrar kaaks Mmin Bey'in yazhanesine ura
yacam. Bu, amaz. Zira ya bankaya yahut bir messeseye
emri verilmitir, aksamadan gelir. "
Sevgi ile geim meselesinin kart dncelerle yr
yor, Ayen talya'da, Fransa'da, ngiltere'de, daha kimbilir
hangi memleketlerde, nihayet Msr'da srecei parlak ve
hametli mrn ryasna dalm olacak ki lakrd etmiyor.
Tam kapya yaklamlard, dedi ki:
"Aman, teyzeme sezdirmemeye alalm, daycm. D
nceli durma; zgn grnyorsun; zeki kadndr, phele
nir. Biliyor musun seni herkesten fazla arayacam. Sonra g
zel etin 'i . . . Ona iyi baknz; istediklerini yapn. Liseyi bitirince
Avrupa' da tahsilini ben zerime alnn; svire'ye yollarz."
"ocukcaz ok mteessir olacak. "
"Biliyorum. "
Asansrde Ayen'e sordu:
"Babana haber vermeyecek misin? Grmeden mi gide
ceksin?"

240
"yle ey mi olur? Biz talya'da evlenip hemen Msr'a
dneceiz; babam zaten imdi Beyrut'ta . . . Hepsinden ha
beri var. Doru Kahire'ye gelecek, bir hafta kalacak. Biz asl
byk seyahate sonra kacaz, daycm ! "
Fazla konumadlar; kapdan girmilerdi. Ata, dnce
li halini gizlemek iin bir tebessm taknmaya alt; fakat
bunun aldan dklm bir kalp gibi arln, donuklu
unu hissediyordu; karp atsa rahatlk duyacakt. Tpk,
eskiden Vilhelm tarz byklarn tutturmak iin takt ku
laktan geme krem renkli effaf kumatan yaplm cendere
gibi yze gergin, zoraki bir srt veren glmsemelerdendi
bu!
Odadan odaya gidip gelen Ayen bir aralk koridorda
karlatk.lan zaman daysna demiti ki:
"Herkes yattktan sonra meseleyi yine konuuruz; daha
syleyeceklerim var. "
Ata, o akam kendisi kadar Rt'ye de acd. Delikanl
artk Sar Kz' elde ettiinden emin, pek neeliydi; neesini
artran da Ruveyha Paa'nn hafta sonunda gideceini tek
rar renmesi. Rakiplerin en kudretlisinden kurtuluyordu
aklnca! Msrl, ii sezdirmemek iin kza kar sadece terbi
yeli grnyor.
"Benim vaziyetim adeta irkin. Ayen' e kr krne alet
oluyorum; oynad komedide zerime fena bir rol aldm,"
diye dnen Ata huzursuzluk, hatta Rt'ye kar vicdan
azab duyuyor. Sakn ocukcaz Sar Kz'n katn duyun
ca teessrnden canna kymasn? Yalnz teessrnden mi?
stanbul'un, arkadalarnn, anasyla babasnn yzne nasl
kacak? ehirde bir de dedikodudur balayacak; Talimha-

241
ne, Sraselviler, Ayaspaa, Nianta muhiti haftalarca bu va
kann tefsiriyle alkalanacak.
" . . . Grdnz m hacaann dzenbaz kzn? Sede
fncizade'den daha zenginini bulunca delikanly brakp
gidiverdi. Kibrinden yanna yanalmazd. O ne azametti,
kyl gzelinde! Ne olacak, babasnn kz . . . Cibilliyetini
meydana vurdu ! "
Delikanllardan hangisinin daha yakkl ve sevimli ol
duunu mukayese eden Ata Efendi, yine Rt'y beendi.
Ayen, Trkesi yok denilecek kadar az bir erkekle yaaya
cakt. Arapal, ngilizceli karmakark bir muhabbet lisan
konuacaklard. Halbuki kk Sedefnci ile bu lisan "sev
gilim" ve "canm" gibi szlerle muhakkak daha tatl olurdu.
Ata, o sahneleri de gzden geirdi; Ayen 'i Trk delikan
lsnn kucanda grmeyi tercih etti. Paa, karn yapmaya
msait bir bnyedeydi: Sar Kz'n endamn yann, gbekli
bir adamn karikatre benzemi ekline yaratramyordu.
"Demek u herif Ayen'i benden, bizlerden koparp g
trecek ve onu soyup seyretmek, keyfince pp koklamak
ve sarp sarmalamak hakkn kendisinde bulacak! Bu kadar
gzel, gl koncas gibi, ibriim kz ! "
Sofraya alev alev yanan bir dondurma getirmilerdi; ya
nn bir mddet ciddiyetle seyrettiler; sonra tabaklara Sar
Kz datt. Gya yanan dondurma acayip bir ey deilmi gi
bi kimse hayret eseri gstermedi. nceden haberdar edilen
Ata ile ftade de alkn bir tavr takndlar.
"Bir daha grrz byle eyleri! Canmz dondurma is
terse emberlita'taki muhallebiciye urarz; plak mermer
masann stne, dipsiz cam kadehlerde, sanki alt tarafndan

242
bir patlama olmu da iindekiler yerlerinden oynayp dar
fkrmlar gibi kabarm, drt be kaklk bir ey getirirler;
yalayp itahmz almam halde kar, gideriz. "
Nihayet sohbet ve selamlk fasl sona erdi; bezie bala
dlar. ftade galiba, kalan yemekleri yarna saklamak zere
biime sokup buzdolabna yerletirmekten kendini alama
d; mutfakta megul.
Saat on birde misafirler izin istediler. Bu gece aile haya
u geirilmiti; kimse bir yere gitmek teklifinde bulunmad.
ki rakip kol kola kular. Yarn telefonlalacak, bir gezinti
tertip olunataku. Ayen delikanllarn otomobile binileri
ne balkondan baku, el sallad. eri girince day ile yeenin
gzleri karlamu. Ata'nnkiler kzn hissizliine fkeli:
''Yazk Rt'ye! Ne insafsz, vicdansz, para canls bir mah
luksun! " diyorlar.
Ayen, baktaki manay kavramu. nce inat etti; son
ra mahzunlau. Ata istiyor ki birdenbire kucana aulsn ve
''Yapamayacam, day ! Rt'y brakamayacam! Senden
de aynlamayacam. Bu hayat byle gitsin! " desin; tekrar
alasnlar. ftade koup gelsin, fakat onlar yal gzlerle
birbirlerine glmser bulsun, asn ! Hayr; Ayen bir ey
sylemedi, odadan usulca ku. mit yok! Doktor Sait Rait
hakl; bu kz atafat hastas. Kendinden baka kimseye kar
muhabbet duymuyor. Alamalar da abuk geer, iz brak
maz. Habis ruhu derhal galebe ediyor. Ata Efendi'yi yle bir
hiddet kaplad ki, arkasndan yksek sesle sylendi:
"Dalken devrilesin de dnya errinden kurtula! "
O gece daha fena bir ey oldu: Ayen, daysyla konuma
vaadini tutmad; odasna hmla girdi; anahtar Ata'ya iitti-

243
rircesine iki defa evirdi; az sonra elektriini sndrmt.
Day, mrldand:
"Seni gidi ktek yoksulu, seni! Benden baka herkes iyi
anlam, san yan ! Soysuzun biriymi. Msrl da anlar ya
knda Hanyay, Konyay . . . Paa'y da satar, irret! Bu irrete
bir oyun edeyim de grsn! "
araplarn, konyan tesiriyle evvela szarcasna bir uy
kuya dald; lakin aradan bir saat getikten sonra gzlerini
at. Aar amaz Ayen'in gidecei aklna geldii iin tekrar
uyumakta glk ekeceini dnerek yatandan kalkt;
kalkmasa arpnt ekeceini biliyordu. Fazla yer ve ier, ay
rca bir derdi de olursa kalbi byle olurdu, gm gm atyor,
biraz da sekiyordu. Eliyle nabzn tuttu; drtte bir hafif du
raklama yapyor.
"Grmediklerimi gsterdi, bambaka bir hayat srdr
d ama kz beni rtt de . . . Gidii galiba hayrl olacak.
Be hafta, be ay eksikliini duyarm, unuturum. Vaktiyle
konaktan ayrlrken gelin hanm bir daha gremeyeceime
ve konak hayatnn debdebesinden mahrum kalacana da
zlmtm. Onun yokluuna, bekar odasna da pek abuk
altm," diye avunmaya alt.
fkesi yatmt. Ayen'in deminki halini tabii bulma
lyd. nsan o kadar byk bir karar alr da sinirlenmez mi?
Bakas olsa yapmadn brakmazd. Yine de metin kz,
dorusu!
Ata Efendi'yi kk bir mit byle msamahal dn
meye sevk ediyor. Belki Ayen de uyanmtr, yahut henz
uyumamtr; lambann yandn grr, gelir; konuurlar.

244
Ev ve yemek ilerinden yorgun den ftade ile Gnname
her halde en tatl uykularndadr.
Kalbinden korktuu iin cigara imekten vaz geti; mi
desi de yanyordu. Bir papatya kaynatsa ikisine de iyi gelir.
Mutfaa gitmek zere ses etmeden, elektrikleri yakmadan
koridordan geiyor. Btn odalar karanlk. Papatyasn ay
n sessizlik iinde, t karmadan halad, fincana koydu,
dnyor . . . Ama bekledii olmuyor; Ayen grnmyor.
Demek ki vakay mhimsemeden en rahat gecesiymiesine
hissizce, heyecansz uyumaktadr.
Her hadise karsnda fikirlerinin arabuk deimesine
kendisi de fkelendi; zira kza kar tekrar atp tutmaya ha
zrlandn hissetmiti.
"Ayp," diye sylendi. "etin' den beklenenleri ben yap
yorum. ocuktan beter oldum. "
Elindeki fincan drmemeye, dkmemeye alarak
kapy br eliyle at; ieriye girdi; masann bana oturdu.
Papatyasn yudum yudum iiyor; odann sadece yatak ucu
lambasndan alt ksma yaylm yeil nda, kafasndan ge
enleri fark etmeden sakin sakin dnyor; son yudumlan
bitirdi, fincan yerine koydu; adeti vehile bir "elhamdlil
lah! " ekti. Buna Ayen'in tatl sesi cevap verdi:
"Afiyet olsun, daycm! "

VII

"Dur, anlataym day! Bu gece Rt'ye iim yand; se


nin de zldn grdm; pek fena oldum. Ytizne ba
kamayacam anladm iin odama kapandm. Nedir ba-

245
ma gelenler! Gzelce, paral, tahsilleri yerinde birok gen
kz tanyorum, hibirinin karsna benimkiler gibi ksmet
kmyor. rpnyorlar, yapmadklarn brakmyorlar, ol
muyor bir trl! te Deniz, hatta Berin . . . Sonra plajlarda
grdn tekiler: Sevim'ler, Aynur'lar, Glveren'ler! Evle
nen yok deil; lakin Rt, Sait, Faruk, Reit gibi koca bula
myorlar. Ben ne tela ediyorum, ne peinde kouyorum . . .
Arkas kesilmiyor; biri brnden stn. Sait'i hangi kz
elinden karmaya raz olur?"
Ata Efendi, "olur" manasna ban sallad.
"Demek raz olan vardr."
"Evet. zdivata yalnz serveti hesaba katmayan, biraz g
nl tarafndan hareket eden bunu yapabilir."
"Ama babamn vaziyetini iyi gremiyorum . . . Sen de bi
liyorsun. "
"Rt neye yetmez? Byle bir devlet deme kulun ba
na konmaz. Hem senin biraz da gnln var onda . . . Gn
lnn sesini dinle. Yok! Alamaya balamayalm; meseleyi
halledelim. Zira rendim, aruk: Gzyalar hibir ie yara
myor kzm! Alyorsun, sonra yine bildiini okuyorsun. "
Ayen, yalarn gzlerine iirdi; daysna sokuldu; n
ne bakarak dertli dertli dnyor:
". . . Maamafh eer Rt'y sevmiyor da ona sadece
acyorsan Msrl 'nn yemekle tkenmez servetinden kendi
ni mahrum etmen doru olmaz."
"Bilmem ki . . . Seviyor muyum acaba?"
Day isyana hazrland; vaka kmasn diye sesinin tonu
nu ve sznn tazyikini glkle indirdi:

246
"Bu nasl laf, yavrum? Senin sevmek hakknda bir fikrin,
bir seziin yok mu? Yatana girdiin zaman neler dn
yorsun? Model, terzi, kuma, krem, vitrinde grdklerini
mi, yalnz? Bir erkein hayali seni oyalamyor, heyecanlan
drmyor mu? Yreinde pek tatl, tadna doyulmaz bir ez
ginlik duymuyor musun? 'Yanmda olsa, kendimi kollarnn
arasnda bulsam ! ' gibi bir arzuya kaplmyor musun?"
Ayen g anlar baklarla, Ata Efendi'yi adeta hayretle
dinliyor.
" . . . Sana ak nedir, nasl eydir, hocaln ben mi ede
ceim? Niin yzme yle, anlamadn bir lisanla konuu
yormuum gibi bakyorsun? Rica ederim, rol yapma! "
"Ne rol day? Dnyorum ite . . . "

"Dnn de rol! Rumelihisan'n dnerken delikan


lya sanlan ve yan salonda yerlerde srklenen sen deil
miydin? Madem ki sarldn, kendine ekerek ptn, bunlar
yaptn . . . Demek bir ey duydun; duyuyorsun! "
"Ak mdr o?"
Ata durdu. Kz haklyd, ak buna denilemezdi; bu, y
lece, bir an iin srnp geen cinsi bir arzudan ibaretti.
Ayen, asl byk ak duymak istiyordu. Rt onu vereme
miti; verecek biri ksa Sar Kz her eyi feda ederdi. tirafa
mecbur oldu
"Hayr, kzm; haklsn, o deildir. Ben de pek bilmiyo
rum, bamdan gemedi. "
Bilemiyordu, tabii! "Ferhat ile irin" gibi masallardan,
Fuzuli divanndaki "Leyla ile Mecnun"dan, Manukyan kum
panyasnn oynad "La Dame aux Camelias"dan ald fi
kirlerle ak tannm olamazd.

247
"Sen pek bakma bana! Bazen byle airliim, yani sa
maln tutar. Tak koluna Sait'i . . . Al ban, git, keyfince
yaa . . . Gzel Ayen'im benim! Hepsi laf bunlarn! Roman,
masal, efsane . . . "

Ve malumatfrulukla1 ilave etti:


"Romantik devir tarihe kart. imdi realistiz, hepimiz! "
"Day! Sen benim Riit ile evlenmemi burada kalaca-
m iin istiyorsun biraz da . . . Deil mi? "
"O sebeple de isteyebilirim. Gittiin zaman ok yalnz
kalacam; beraber geirdiimiz tatl gnleri dneceim,
arayacam. Sen dnlmez, aranmaz msn? Dnmek,
aramak iin ille ik olmak m lazm? 'Bir gzel kz gitti' diye
dnr, ararm. 'Benden hazzederdi, yanndan ayrmazd,
geceleri odama gelir, konuur, derdini anlatr, gler, alar,
somurtur, suyuma gider, kafa tutar, fakat hepsini ho yapar,
yaktrr, beni oyalar, elendirir, mrme tat katard' diye
dnmez, aramaz, yokluuna zlmez olur muyum hi? El
bette bizden olan bu delikanl ile evlenmeni tercih ederim;
bizden olan, bizde kalacak olan delikanl ile ! "
Birden hatrlad, dedi ki:
"Hem hani bir sabah sen bana bir eyden bahsetmitin;
sonra anlatacan sylemitin. Birinci sevdiinden . . . "
"Sevmediimden utanmtm da uydurmutum, herkes
o kadar abuk, o kadar ok kii seviyor, birini brakp teki
ne atlyor ki. . . Hissizliime aarsn diye yle sylemitim."
"Sen sadece sevilmeyi seviyorsun. Tek tarafl ak, tek
krekli kayk gibidir; bulunduun yerde dnp durursun,
engine alamazsn."

1 malumatfru: bilgilik taslayan

248
Ata, yapu tebihten pek memnun kalmad ama ara s
ra gz gezdirdii roman tefrikalanndaki szler bundan iyi
deildi. Bereket Ayen zarif lakrdnn da zevkine varam
yor. Mkemmel bir gstermelik! nsan onun gzelliine ka
plyor da her hassay haizmi sanyor; saymasa da gzelliini
kfili. buluyor. Modern sarayl demiti ya!
Modern saraylsn seyrediyor. Nasl da narin, nazl ve
ayn zamanda evik, elik bir vcudu var . . . Ne ho bakyor. . .
Gzleri u yan lo odada yine prl prl, renk renk yldzl
bir gk . . . Aynca biim biim iekler alp kapanyor gibi !
etin 'e, seyyar saucdan tek caml, drbne benzeyen bir
oyuncak almu; a tutup evirdike iinden ieklerde,
oyalarda bile grlmemi elvan elvan ekillerin, naklarn
biri giderken br geliyordu. Kzn gzleri de yle . . . Ne
rettii rayihal, kl havasnda bildiimiz etten, kemikten
mahlukla mnasebeti yok. Bambaka birtakm anasrdan 1
yaraulm, sanki . . . Eski airler de bunu anlamlard; Ne
dim, mehur "Hamamiye"sinde ayn eyleri hissetmemi
mi? Karsndaki gzeli ay hamiresine,2 gne murabbasna'
benzetmeye kalkmu. Ayen'i tarif iin o tebihler pek ya
van , kaba, adi kalyordu. Kz, ylesine nefis kokulu, temas
zevkli, uucu, yaylc, emici -ne bilsin aruk!- ince ve itinal
bir eydi ki, triyat maazalarndaki ssl, yaldzl ielerle
kutularda bulunan maddelerden yaplma, sonra can veril
mie benziyordu!
Ata Efendi, yeeninin elini tuttu, avucunda skyor.

1 anasr: unsurlar
2 hamire: hamur
3 murabba: reel, marmelat

249
"Bu eli bile bulup okayamayacam . . . " diye mrldand;
sonra, kzn kendisine daha fazla yaklap iyice sokulmasn
dan rkerek ilave etti:
" . . . Fakat bana her eyden evvel senin saadetin lazm.
Artk uyu! Halsizsin."
"Yalnz bama kalmaktan korkuyorum. Aklm hep
Rt' de . . . ocua fenalk edeceim; zavall ok kederlene
cek. Ne yapar dersin day? "
"Bilinmez. Belki arkanzdan koar; belki baka bir tarafa
gider. Muhakkak ki stanbul'da durmaz. Zira hayal skftu
na urayacak, hem de haysiyeti krlacak. "
"Kendisine bir ey yapmasn sakn! "
"Mmkn," diyemedi; halbuki o ihtimal de vard. Bir
ihtimali daha gze almal: kisini Avrupa'nn bir tarafnda
sktrmas . . . Hatta ii bir cinayete kadar gtrmesi. Pek
kt kt dnmeye balamt ki, Ayen phelendi; o da
ayn eyleri zihninden geiriyordu galiba. Daysnn yzne
bakyor:
''Yapar deil mi? Oralarda da karmza kar. Yakamz
brakmaz. Syle, day! Sen de bunlar dnyorsun! "
Ata, kz gsne ekti; yz tam kalbinin hizasnda. Bir
eliyle de srtn hafif hafif okuyor, mrldanyor:
"Yavrum! Bana bir i atm ki . . . Hepsine sebep benim.
Benim paltom . . ."

Ayen gidince, Ata Efendi baka birtakm zevklerden


daha mahrum kalacakt. Elli iki yanda, din bir erkein
pek holand elencelerdi bunlar: Apartmana hepsi de k
giyinmi, kimi buday, kimi esmer, kimisi ufak tefek, kimisi
iri ve tombul bir sr kz geliyordu. Geim darl bilmeyen,

250
bol paral aile kzlar! Cvl cvl tyorlar, glp konu
uyorlar, balkonlara frlayp kendilerini divanlarn stne
atyorlard. Sonra odalara baygn lavanta ve pudra kokular
yayp birer ikier, salna sraya, nameli, cilveli kp gidi
yorlard. Arkalarndan Gnnarne yerlerden ikolata ve ka
ramela katlar ve bazen mendil, eldiven teki, hatta kpe,
kolye ve incik boncuk teberi topluyordu. antasn, krk
n, paketini unutan da oluyordu.
Ata ile kzlarn aras iyiydi; baklarndan beendiklerini
anladklarndan ve Ayen'in kavalyesi olduunu bildiklerin
den yaldr diye mhimsemezlik etmiyorlard. Haspalarn,
diz kapaklarn gemeyen eteklerini aaya ekmek lzu
munu duymadan bir oturup kalklar vard, Ata ok defa
gzlerini kapyor, fazlasn grmekten kendini gayri ihtiyari
koruyordu. Birinin gsn, tekinin ayaklaryla bacakla
rn, bir bakasnn salarn, bazsnn ise sesini, gln
beeniyor; taze, krpe gzelliklerin keyfini sryordu.
Yine sustular. Ayen, ban yava yava kaydrarak Ata'
nn dizine koydu; ayaklarn da divana uzatm, yatar vaziyet
almt.
"yorum," dedi.
Odaya sabah ayaznn rutubetli serinlii ilemiti; ikisi
nin zaten sinirleri yorulduundan souu daha fazla hisse
diyorlar.
"Seni odana gtreyim, kzm; yatana yatraym; st
n iyice rteyim, uyursun artk. me biraz da bundan . . . "
"Gidecek halim yok. Titriyorum. Beni kaldrp uraya,
karyolana koyuver; yorgann ek zerime. Uyuyunca, uyur-

251
sam sen benim yatama gider yatarsn. Uyumadan gitme,
day ! Gitme sakn! rkyorum! "
Ata Efendi itiraz etmedi; Ayen'i kucaklad; sarsmadan,
bir tarafa arpmadan karyolaya kadar gtrd. Yatak zaten
akt; usulcack yatrd; skca rtt; kenarna iliti; yorga
nn stnden bir mddet yine srtn okamaya devam etti.
Nihayet kzn nefes allar uykuya mahsus ahengini bulun
ca, ayaa kalkt. Yznde yalar hissetmiti; iinden:
"Hele bak," diye sylendi. "Deminden beri alyormu
um da farknda olmamm. "
Sabahleyin Gnname'nin dolatn hissedince, -ge
cenin geri kalan ksmn divann zerinde ropdambrna
sarlarak geirmiti- koridora kt; dedi ki:
"Ayen benim odamda uyuyor. Kabus basm da kork
mu. Sabaha kadar baucunda bekledim. Aman, ieri girip
de uyandrma. Hanm kalknca ona da syle."
Gnname, kalarn atarak hizmeti kz aksiliiyle ho
murdand:
"Herkese bugnlerde bir eyler oluyor, ama anlayam-
yorum."
Mutfaa doru gitti. Ata arkasndan yetiti:
"Ne gibi eyler?"
"Bilmiyorum."
"Bilmiyorsun da ne drlanp duruyorsun? Syle! Ne gibi
eyler?"
Kz, lanet bir surat taknm, dik dik yzne bakyor.
"Syle, diyorum! "
"Sylemeyeceim. "
"Atarm tokat imdi! "

252
"Zor atarsnz! Vallahi gider Byk Hanm'a her eyi an
latnn."
Ata sand ki kendisini bir iki defa okadn haber ve
recek. Bunlar byledir, cifedir; irretlikleri tuttu mu rezalet
karrlar. yi ki ilerisine varmamt.
"Neyi anlatrmsn? Ne olduydu sanki?"
Hayr; ftade'ye anlataca baka ey: Kz daha mhim
bir ey biliyor. Fakat ne? Nasl renecek?
"Gnname! Sen bu sabah aksi tarafndan kalkmsn.
Aldrmayaym, daha iyi . "
ay fincanlarn tepsiye diziyor, cevap vermiyor. Mutfak,
mevsim icab ilek kokmaktadr.
"Ben de nelere gz yumuyorum: Kapc Bilal' e, karki
apartmandaki olana . . . Anladn m?"
"Ama ben Ayen Hanm'! gece yanlan dizime yatrp
okamyorum! Kucaklayp yatama gtrmyorum! Grl
m, iitilmi iler mi bunlar?"
"Edepsiz! "
"Edepsiz bakas. Hele vurun bir tarafma, Rt Bey' e
hepsini sylerim! Ben gideceim buradan . . . Oturulmaz
byle evde! "
Kann bana kp, gzlerinin arkasna kadar kpkrm
z kesildiini anlayan Ata, evvela kz bir temiz pataklamak,
bomak, hatta baklamak, lsn yere sermek arzulan
duydu; zerine doru yrd. Fakat durdu; fkesine hakim
olmas lazmd, hatta bir rol oynamal, meseleyi kapatma
lyd. En iyisi fevkalade mteessir grnmek, Gnname'yi
hislilik tarafndan avutmak, avlamakt. Zaten buna huyu da
msaitti; dima kulland bir tabiye idi de . . .

253
Mutfan inilerine uygun beyaz boyal, ayakl tahta
iskemleye kt; kedere kaplm gibi bir hal ald. Sonra yu
muak, ili, dertli bir sesle yle sylendi:
''Vah vah Gnnime! Bir gnaha girdin ki . . . Bunlar na
sl aklndan geirdin? Ben yle bir adam mym? Ayen yle
bir kz m? Zavally sktryorlar; canndan bezdi, ocuk
caz! Bir sr it etrafn kuatm. Alp ban babasnn ya
nna gidecek. Alad, szlad; teselli ettim; vazifemi yaptm.
Hatta giderken elbiselerinin ounu brakacak. Bana dedi
ki, 'Hepsini Gnnime'ye vereceim. Kzcaz giyinsin, ku
ansn. Bana iyi hizmet etti, kendisinden memnunum.' Bir
de senin dndklerine bak! "
Gnnime ard; lakin birdenbire yumuam grn
meyi inadna yediremiyor. Yznn hatlar eski gerginliini
kaybetmekle beraber somurtmakta berdevam:
"Neyse . . . Gensin, cahilsin, olur bu gibi hatalar! Hepi
miz bigayri hakkn kimlerin gnahna girmedik ki! Allah af
feder. Dn ok yorulmu olacaksn; bugn dinlen, sinema
ya git; hem de komik bir film se. Akama seni gler yzle
greyim. Sana gler yzllk yarayor. Ha! Bizim hanma,
Ayen'in babasna gideceini sakn syleme. Bir ay kalp d
necek. Yaar Efendi Beyrut'ta imdi. . . "
Kalkar gibi yapan Ata, sanki kederinden mecalsiz d
m bir tavrla iskemleye tekrar oturdu:
"ok, ama ok zldm. Tut kolumdan . . . Halsizlik du
yuyorum. "
Gnnime kotu, onu yerinden kaldrd; kzn omzuna
dayanarak yryor; derin derin nefes alyor; ara sra duru
yor . . . Bylece salona kadar yrdler.

254
"Daha kahvenizi de imediniz, piirip getireyim."
Ata bayla "hayr," dedi, ilave etti:
"Sen bana Ayen'in ilacndan ver. Fenalk hissediyorum,
kalbim duracak gibi oluyor."
Telaa den hizmeti kz, diyor ki:
"Byk Hanm' uyandraym"
"stemez. Sen varsn ya. . . Yeter. O ok konuur, cevap
verecek halde deilim."
lac getirmeye gidince, Ata iinden:
"Meluneyi yola getirdim," dedi. "Ne olsa dokuz gn da
ha idare ederim, sonra defterim. Anahtar deliinden bizi
gzetlemi; aklndan neler geirmi kahpe! Biraz da hakl
ya . . . Ak miuk gibiydik, vallahi! yi ki aladm fark ede
memi."
lac itikten sonra biraz da arkasn odurdu. yilemi
taklidi yaparak:
"Eksik olma," dedi. "Ben uraya biraz uzanaym. Sen i-
lerine bak."
"Bir battaniye rteyim, rsnz."
"Peki, kzm. "
Battaniyeyi rterken, zerine eilen Gnname'yi bu ka
dar vakadan sonra yine de yanna ekmek arzusu duyduu
na at. Heyecanlar erkekleri bsbtn azdryordu; lakin
kadnlarda da byle olacakt ki, hizmeti kzn adeta o hare
keti beklediini sezmiti.
"Belki de, " dedi. "Gnname beni mahsus korkuttu. s
tedii buydu; geceki manzara houna gitmiti. Kskanmad
da ne malum! Galiba ara sra hatrn ho etmek lazm
geliyor. Altrmamalydm bir kere! Alm kudurmutan

255
beterdir. Kudurdu, aifte. Eh, kudurur ya; havyan, balk
yumurtas, tereya, reellerin enva elinde, nnde. Ayn
ca ta ezerek suyunu karacak iki yiit delikanl dn gece
ryalarna girmitir. Ewelki gn seyrettii hoyrata sevime
sahnesini de aklndan karmad belli."
ine bir saat ge gitti. smail odasna damlad:
"nallah bir rahatszlk filan yok?"
"Hayr. Uyuyakalmm. "
"O Msrl Paa uydurmas ne zaman def olacak yahu! "
"Haftaya. Ne var? Merak sana m dt?"
"Sz aramzda: Rt pireleniyor. Adam koydurmu ar
kasna. Ewelki gn Ayen Hanm'la konsoloshaneye girdik
lerini,grmler. "
"Olur ya . . . Konsoloshane muteber bir yerdir; randevu
evi deildir herhalde. Hem ben ii biliyorum. Babasnn
Msr'a gitmesi iin vize almaya gitmiti; Beyrut'ta mklat
karmlar da . . . "
Ata, zekasnn bu kadar iyi ilediine memnun, kaytsz
grnerek bir sigara yakt, ilave etti:
"Dn gece ikisi de bizde, yemekteydiler; aralan da pek
iyiydi. "
"Grne aldanma; delikanl di biliyor. Sizden ktk
tan sonra bulutuk; fkeliydi. Yatsn diye eve gtrdm.
Geceyi bizde geirdi."
"Ayen de bunu duyarsa kplere biner."
"Neden?"
"Amma yaptn ha! Rt, Ruveyha Paa'y kskanyor da
Ayen senin baldzn, kerimeni niin kskanmasn? Kska
nlmayacak eyler mi onlar? nsaf et."

256
"Aralarndaki sadece ahbaplk . . . "
"Paa ile Ayen'inki de yle. Hem bu kskanlkla kor
karm ikisinin de hayau zehirlenecek. Asl mhim mesele o,
azizim! Msrl gider, bir bakas zuhur eder. Hep yeniecek
ler mi? Modern hayata uyar m bu hal?"
smail Bey mrldand:
"Hepimiz Ayen Hanm'n tarafn tuttuk; biz iyi insan
larz. "
"phe etmiyordum zaten . . . Velakin kadna meram an
latmak gtr. "
Kararlaurdlar: smail Bey leye doru Rt 'y te
lefonda bulacak, Ayen'in konsoloshaneye babasnn vizesi
iin gittiini, daha evvel daysna haber verdiini anlatacak.
Ata yalnz kalnca kendi kendine sylendi:
"Sedefncizade bir vaka karmazsa ben bir ey bilmi
yorum. Adanlan Paa'nn arkasna koymu, Ayen'i takip
ettiriyor. Ben de nelerle megulm? Gnname'nin gs,
baldrlar, nazlanmalaryla! Meseleyi ciddiye almal; tehlike
iareti verildi. Daha olmazsa Yaar' annm. Gelsin, kz ile
biraz da o serseri urasn. Benim canma tak dedi, aruk! "
Kapnn vurulduunu iitti; bir evrak destesini hemen
nne ekti. eriye giren Rt. Vaka balyordu, galiba.
"smail Bey' le konumusunuz. "
"Evet. Bir suitefehhm 1 vaki olmu; iin asln izah ettim.
Yaar, beray- ticaret2 Msr'a gidecekmi; vize meselesi . . . "
"Hayr. Ya siz de beni aldauyorsunuz, yahut sizi de alda
uyorlar. Yaar, Msr'a ticaret iin gitmiyor. Orada kzyla,

1 suitefehhm: yanl anlalma


2 beray: iin

257
damadyla buluacak . . . Damad Sait'le! Ata Efendi, bana
bak! Ben Talip Bey'in oluyum; biz kolay kolay faka basma
yz; aldaulmak anmzdan deildir. Aldatmaya kalkanlar
yere sereriz! "
Ata cevap vermedi; evrak stnkr toplad; ekmece
sinden birka ey ald, cebine yerletirdi. Sonra ayaa kalku;
o gn hava serin olduundan pards ile gelmiti; aslyd,
giydi ve delikanlnn yzne bakmadan kapya doru yr
d. Yrrken dedi ki:
"Allahasmarladk. Ben hakarete tahamml edemem,
delikanl! Babann ua deilim. Senin ise hi! Krk yldr
stanbul kaldrm iniyorum; afurtafura gelemem; vaktiy
le epeyce adama meydan okurdum, yine de pervam yoktur.
Bolu beyleri mi sanyorsunuz kendinizi? Ceberutluk devri
kapand. "
Byle dedi Ata! Ayran kabarverirdi. Odadan ku,
merdivenlerden ar ar, vekarla, hatta azametle indi. Sy
leniyordu:
"nallah Ayen'le Paa'y kendi elimle bindiririm tay
yareye! Bir de buket veririm nianllara! Kz haklym; bu
tulumbacya varlmaz. yi ki paltomu kaybetmiim. Yoksa ne
rede bulurduk Ruveyha gibi adam?"
Bir taksiye bindi. Binerdi tabii. .. Bir milyonerin yarm
kaynatas saylrd. Apartmana girince vakitsiz geldiine a
ran ftade ile Gnname'ye sordu:
"Nerede Ayen?"
"Banyoda."
"abuk ksn. Onunla konuacaklarm var. Merak et
meyin, iyi haberle geldim. Hepiniz duyabilirsiniz aruk: Ay-

258
en Ruveyha Paa ile evleniyor. Haftaya gidiyorlar. Gidiyor
lar, anladn m, Hanm? ittin mi Gnname?"
ftade kocasna bakyor, soruyor:
"ldrdn m efendi? Nereden ku bu i? Evveliyau yok
mu bunun? Birdenbire vah-yi ilahi mi nazil oldu?"
Ata, hizmeti kza dnd:
"Dn gece grdklerinin manasn kavradn m imdi,
yavrum? Pek merak etmitin, haklydn da . . . te sebebi! "
Bu srada bornozu ile koridorda grnen Ayen' e hay
krd:
"Rt tulumbacsndan kurtardm seni! Paaya telefon
et, gelsin, ii aka, beraber konualm. Tayyare meydann
da sizi hepimiz, ben, teyzen, Feride, etin, Auf, Gnnarne,
btn aile teyi edeceiz, buketler vereceiz. Mmkn olsa
fiekler atarm, mehtaplar yakarm, enlik yaparm. p da
yn, yavrum! "
Ata Efendi birdenbire sustu; salland; dyordu;
Gnnarne bir taraftan, Ayen br taraftan yetitiler, kucak
ladlar. Rengi sapsaryd; sk ve glkle nefes alyordu. f
tade haykrd:
"lyor, yetiin! "
Yatana koydular. Ayen gzyalarn tutamayarak tele
fonu evirip dururken, Gnnarne hkrklarla sarslyor:
"Ben sebep oldum, ben! Ben ! " diye inliyordu.
Ata, olanlar hayal meyal sezdi; kendinden geemeden
nce unu dnebildi:
"Bu yatakta dn gece Ayen uyumutu . . . "

259
SONUNCU KISIM

Beklenilen Kadn

"Postac urad m?"


Ata Efendi, Gedikpaa' daki evin kapsndan ieri girin
ce, bunu sordu. ftade, mutfaktan cevap verdi:
"Mektup yok, ama gazete gibi bir ey geldi; minderin
stne koydum. "
O gn Beyazt Camii'nde okunan bir mevltten dn
yordu. Ne zaman gecikse de mvezzinin1 getii saatte ev
de bulunmasa Ata'nn ilk suali ve ilk dncesi Ayen'den
bir haber kp kmamasdr. Heyecanla mindere yrd:
Evet, gnderien "El Musavver" isimli bir Msr mecmuas
dr. inde muhakkak onlara dair bir yaz veya resim olacak.
Sayfalara evvela acele acele gz gezdirdi; telandan bir ey
bulamad. Oturdu; imdi yapraklan dikkatle eviriyor; yaz
larn da, fotoraflarn da zerinde ehemmiyetle duruyor.
Nihayet yrei hoplad.

1 mvezzi: datc, postac

261
te bir resim: erkekle drt kadn resmi; kadnlardan
biri Ayen, Ata'nn sevgili Ayen'i! Altndaki yazy okudu.
Arapann o kadarn anlar; bir hayr cemiyeti menfaatine
yaplan toplantda bulunanlardan bir grnp . . . Prensler ve
Prensesler grnbu. Ne gzel kadnlar! kisi Msr, biri Trk
hanedanna mensup. Drdncs "sahih-s saade Ruvey
ha" Paa'nn zevcesi Ayen Hanm. Hepsinin hametlisi o!
Tam on yedi aydan beri hasretini ektii Sar Kz de
imemi mi? Gittii zamankinden pek az fark etmi; vcut
ayn; duruu da. Ancak yznde bir bakalk seziliyor; bak
manalam. . . "ok ey rendim, bilmediim zevkler tat
tm; artk hisliyim. Erkein ne olduunu biliyorum," diyen
baklar m bunlar?
"Ne varm gazetede?"
"Gel de bak, gr. Bizimki Sultanlar, Prensesler arasnda
oturuyor; onlara ta karyor."
ftade, slak ellerini nlne kurulayarak mutfaktan
kp yaklat; mecmuay acemice ald:
"Hangisi Ayen? karamadm."
"Aman hanm . . . Sen de bir trl resimden anlamazsn.
te, u! Sadan birincisi, siyah elbiseli, en uzun boylusu, en
gzeli! "
"Ha! Tandm, sahi o . . . Ama yanndakiler de ok gzel
kzlar . . . Hele u, ortadaki. "
"Ortada oturan bizim sultanlardan . . . "
Ata Efendi biraz ierledi; mecmuay karsnn elinden
ekti. Kendi de bakyor ve kadnlar arasnda mukayese yap
yor. ftade haksz deil; drd de birbirinden latif.

262
"Elbette hepsi de gzel! Hepsine erkez kan karm!"
Tam on yedi ay. Ayen 1946 senesi Maysnn 1 8'inci

Cumartesi gitmiti. duvardaki takvim, imdi 47 senesi Ekim


aynn l 9'unu gsteriyor; gnlerden Pazar. Hava souk, ya
murlu olduundan evin ii hem lo, hem de tc bir
rutubetle kasvetli ve rpertici. Seslendi:
"Hanm! u sobaya birka odun koy da yakver."
ftade para biriktirme merakna dtnden gayet
hesapl hareket etmektedir. Bankaya , be bin lira yaural
beri akl fikri onun yekunn kabartmakta. Her ay esrarc
Mmin Bey' in yazhanesine giderek Ayen'in balad ma
a kendisi alyor, evi kendisi idare ediyor. Zira kocas eski
Ata Efendi deildir; hibir ie karmayan neesiz, adeta ks
kn, biraz da dalgn, ekip evrilmeye muhta bir adamdr.
Taksim'deki apartmanda bir remi krizi geirdikten sonra
abuk toparlanabilmi, ayaa kalkm, ama tabii deimiti.
Hayattan zevk almad her halinden, etrafa ve oluk ocu
a kaytszlndan belliydi. Kadn:
"Daha kimsecikler soba yakmad. imdiden yakmaya
balarsak kmrmz yetmez; bir mangal koyaym, s ur,"
diye itiraz etti.
Ata cevap vermedi. Demin buruuunu dzelterek yas
un zerine itina ile koyduu El Musavver'i tekrar eline al
d; baka taraflarna bakar gibi grnyor.
i'ine beni dnm, u mecmuay gndermi. Muhak
kak: 'Daym, prensesler arasnda yer aldm grnce mem
nun olur, iftihar eder,' diye yollanur. Bir mektup yazaym
da yarn postaya vereyim. Zaten gn de geldi. "

263
Her hafta bazen ksa, bazen uzun mektuplar yazar; na
diren drt satrlk bir cevap ald olur; on yedi ayda gelen
mektup ve kart sekiz taneden ibarettir; yekunn toplasan
otuz satr tutmaz. yle olmakla beraber, Ata Allah'n gn
postacy kollamaktadr. "Benimkileri de hani ya Sefir Se
nai Bey' den, Amerikal' dan, Rt' den gelen mektuplar gi
bi okumadan bir ekmecenin gzne atyordur . . . Malum!
Fakat ne ziyan var? Ellerini sryor, daysn hatrlyordur
ya! Hem imdi kzcazn mektup okumaya vakti hi yoktur.
Msr'n yksek sosyetesine girmi . . . nsana nefes mi aldr
trlar? Balolar, aylar, kokteyller, resmi kabuller, kabul gn
leri. . . Bir dakikas bo deildir ocuun . . . Ne gndz, ne
gecesi! "
ftade mangal getirdi, dedi ki:
"Demin Gnnfune urad; duramad. Biliyorsun ya, im
di doktorun yannda . . . Hastalarn muayene saati balama
dan gitmeliymi. Seni gremediine zld. Ayen'i sordu;
dnnde kartt resmine bakt, gzleri doldu kzn . . . "
Bu resim, yukarda, onun bir mddet yatt misafir oda
snda asldr; ahane bir eydir; gelinlik elbisesinin etei ka
pya kadar uzanyor; duvak yerlere kadar sarkyor. Bir tablo!
Kokteyl partide rastladklar mehur muharrir, Ayen'i bir
tabloya benzetmemi miydi? Bu kyafetiyle grseydi eteine
yzn, gzn srer, ardnca srnp giderdi.
Ne hatralar! Ne hatralar!
ou zaman yapt gibi Ata hatralarna dald. Bunlar,
hatradan ziyade uradan buradan alnm sahnelerdir. Me
sela karl gecede Taksim Gazinosu'na yayan gidileri; Bir ak-

264
an st Park Otel'in kk salonunda karlkl alayla
r . . . lk defa Florya'ya gtrdkleri gn trenin platformun
da eteklerinin rzgardan havalanmas . . . Yan yana, halya
uzanp aklarn mektuplarn okumalar . . . Ve en sonuncu
sahnelerden biri: Ata baygn dp kendinden gemeden
nce, koridordan beyaz stne leylak renkli bornozuna sa
rlm, uzaktan gelii.
Dank sahneleri bazen topluyor; hatta onlara bir ro
man intizam bile verdii oluyor. Evet, baylmu; yatana
koymulard; o yatakta Ayen uyumutu; daha biraz evvel
kalkm, banyoya girmiti. Ata neden sonra -gnler mi, haf
talar m geti, farknda deildi- gzlerini au zaman kor
kuyla sormutu:
"Ayen gitti mi?"
Gitmemiti; salondayd. armlard. Kapnn nnde
grnnce duyduu sevinci unutamaz. nanmyormuas
na, "Gitmedin mi? Burada msn?" diye sormaktan kendini
alamamu. Gzel kz:
"Sen iyi olmadan gider miyim, daycm?" demiti; ya
taa oturmu, Ata'nn yorgana mecalsizce den zayf, hasta
ellerini okam, siyah halkal mercan gzlerinin olanca tatl
yla gnlne saatlerden beri kaybettii harareti vermiti.
Ayen gitmedikten baka Ata'nn baucundan iki hafta
aynlmamu. Nihayet doktorlar tehlike kalmadn syle
yince bir gn azck kaulaan sesiyle:
"zin verir misin day? Sait sabrszlanyor; bir hafta ge
cikmemiz yznden btn program bozulmu. Gideyim
aruk. Ka Msr' da buluacaz, tabii. "

265
Demi ve ertesi sabah . . .
. . . Ata Efendi pencereden bakyor, baktn gryor,
syleniyor:
"Gitti! O gn bugn Ayen'siz kaldm. Ben de, Rt de,
Faruk Senai Bey de . . . Thomas da! Fakat Rt her gece vur
patlasn eleniyor, derdini elencelerde bomu, aygr gibi
yayor. . . Faruk Bey bykeli oldu, Cenubi Amerika'da bir
esmere tutulmutur . . . Thomas bir talyan gzeli bulmutur,
Ata ne yapsn, Ata?"
Ayen gideli, ona ak olduunu Ata Efendi nefsinde
gizlemiyor. Beraberken etraftan utanyordu; kaamak yollar
aryor, tevillere1 kalkyordu. Artk aa vurmutur; kz sevi
yor. lk gnnden sevmiti; yanyor, ldryor, gzlerine uyku
girmiyordu. Bu, tam manasyla akt; olgun adam ak; saman
alevine benzemeyen aklardan . . . mrnce ekecekti.
Kansnn st kata ktn bildii iin Arapa mecmu
ay geniine at; sevgilisinin en yeni, nihayet on gn ewel
ekilmi fotorafn korkusuzca, doya doya seyrediyor. Bir
aralk, merdiveni kollayarak dudaklarna bile gtrd. La
kin matbaa mrekkebi ve nemli kat kokusu zevkini bozdu
undan abucak ekti. Keke resimde de onun turun ko
kusuna benzettii; fakat daha hafif olmasna ramen tesirini
kafasnn iinde duyduu sarn rayihasn bulsayd!
Bazen karsnn phelenmesinden ekinerek sormu
yor ama gzleri hemen minderin zerini, masay aratryor.
Belki etin alm, bir yere koymutur diye her tarafa bak
yor. Dnd yalnz Ayen deildir; onunla alakal btn

1 tevil: farkl anlam verme

266
ehas zihninin iinde iz brakmtr. Ewela smail Bey ve ai
lesi. . .
Sedefncilerle aras bozulduktan sonra bir mddet yz
lerini grmedi; lakin kin tutmaz bir delikanl olan Rt,
vakadan ay gemiti, bir gn yanna smail'i alm, eve
kageldi.
"Merhaba Day Bey," dedi. "Maziyi unutalm. Genlik
benimki . . . Kan bama ktyd, sylediklerimi bilemedim.
Haydi, giyin! Teyzeyi de alalm; Arnavutky'e kadar bir ge
zinti yapalm. Bizler eski dostlarz; birbirlerinden hazzeden
dostlar . . . "
Ata mteessir oldu; delikanly kucaklad; fakat teklifi
reddetti; shhati henz byle gezintilere msait hale gelme
miti; ara sra ba dnmeleri ve gz kararmalan duyuyordu;
grltl caddelere ve otomobile dayanamyordu. Rt
inand; lakin smail Bey'in baklar manalyd; adeta yle
diyordu:
"Oralara, hele bizimle gitmez artk! San Kz'n hayali ya
kasn brakmaz. Karmzdaki adam bir nevi yal Mecnun!
Ayen'e delicesine tutkundu. i bsbtn aztm. "
Ata Efendi d e baka trl dnd: Rt'nn istedii,
sevgilisinin en yakn yoldayla beraber bulunmaktr. Zira
kz sevmekte devam ediyor; ii elenceye dkm ama onu
unutamyor; "Bir gn elime geireceim," midiyle bekli
yor. Bakann kzyla evlenmemesi de bundan. Tayyareye
binip gittiklerini renince arkalarndan talya'ya komu
tu; nikah merasiminden sonra hemen ngiltere'ye hareket
eden iftleri takipten fayda kmayacan kestirdiinden
stanbul'a dnmt.

267
ki bayramda da Gedikpaa'ya uramay unutmad. Bir
defasnda sordu:
"Ayen Hanm'dan haber alyor musunuz?"
"Mektuplayoruz. "
Lakrd kapand. Lakin Ata anlad ki, Rt ile bu ba
his bir defa alrsa bir daha kapanmaz. Her gn buluurlar,
tenha yerlere ekilip ba baa, mtemadiyen konuurlar;
delikanl dert yanar, kendisi de saatlerce dinlemekten yo
rulmaz. ki kafadar Ayen 'i anlata anlata ne tatl vakit gei
rirler; belki mteselli de olurlar. Ata Efendi'yi bitiren, ayn
muhabbetle kza bal birisini bulamamas deil mi? ftade
meseleyi artk kapanm addediyor; eski muhitine para sahi
bi olarak sandklan dolu dnd iin de memnun. Feride,
ileri muntazaman gelimi kocasndan marur, bu refahla
rn temin eden sann melei unutmu bile! En ok hatr
layan etin . . .
Hatta ocuun sevgisi snmemi ki odasna Ayen teyze
sinin yollad, Londra' da ekilmi bir fotorafn da asm.
Bazen diyor ki:
"Baba! Teyzem elbette stanbul'a gelir. Burasn bsb
tn brakmad ya! Gelecek yaza gelseler de birka ay kalsa
lar. O otomobillerini de getirirler tabii. . . Hem imdi yenisi
ni almlardr."
Fakat Ayen ksack mektuplarnda byle bir tasavvurla
r olduunu yazmyor; Ata'y Msr'a davet vaadini de unut
mua benziyor. Galiba, bir mddet sonra mektuplar bsb
tn kesilecek. Sadece esrar kaaks Mmin Bey' den, her
ay yollad gibi bir kart alacaklar: "Emanetinizi tesellm
etmek zere yazhaneye uramanz rica olunur. "

268
Yine bir defa smail Bey, Rt tarafndan gelmi, arzu
ederse, srf bo kalp sklmamas iin messesede hafif bir
ile megul olabileceini sylemiti. knaya da almu:
"Sapasalamsn birader! Oyalanmaya ihtiyacn var. By
le pineklemeye alrsan paslanr, vakitsiz kersin. Talib
Bey de ayn fikirde. yi insanlarm dorusu. Ayen Hanm
sznde durmadysa senin kabahatin ne? Bunu takdir edi
yorlar. Ha, sormay az daha unutacakum. Peder efendi ne
alemde? "
''Yaar m? Tahminin hilafna ileri yolunda; iyi para yap
u. Duymadn m? Zengin bir kadnla evlendi de . . . Adana'ya
yerleti. Pamuk zerine muamele yapyor. Msr'a da gidi
yor. "
Ata, yine shhatini ileri srerek Sedefinci'nin teklifini
kabule yanamad. Fakat ertesi gn messeseye urad,
hem Talip Bey'e, hem de Rt'ye teekkr etti. Baklar
dan unu okuyordu:
"Bitirmi bu hastalk zavally! "
Halbuki vcudu deil, ruhu hastayd; Ayen'i biraz unu
tabilse, Haydarpaa'ya ku tarihten tayyareye bindii g
ne kadar geen seneleri hafzasndan silse, yle bir ila, te
davi, by veya sihir, bir are bulunsa, eski Ata oluverecekti.
Unutamyor, ite! Hastal: Unutamamak!
O derece unutamyor ki, her kapya geliinde Ayen'in
oradan ilk geceki girii gznde canlanyor. Bol yeldirmeli,
bartl, kau ayakkabl kyafetini, Park Otel'e yemee gi
derken, pavyonda dansa kalkarken, otomobil direksiyonuna
geerkenki k halleri kadar tatl, zarif, cana yakn buluyor.

269
il

Mecmuay camdan vuran yamurlu akam na tuta


rak resme bir daha bakt; iyi seemedi; kalkt, elektrii yakt,
altnda durdu. Gzlkleri bir mddettir berrakln kaybet
miti; yarm numara byn almalyd. ereveyi burnu
nun ucuna doru yrtt; imdi biraz daha iyi gryordu.
"Lakin, " diye sylendi. "Ayen neesiz! Hayatndan mem
nun deil! Ben bakn bilirim; bezgin, bkm, hevesini al
m, zlm bir hali var. Demn yanl hkmetmiim! "
ftade, Gedikpaa'ya dndkten sonra on iki, on
yalarnda bir besleme kz tutmutu; lakin etin'e srnat
yetmiyormu gibi pencereden gelene geene iaretler etti
ini grnce bandan savmt. Fazla yiyordu da . . . ki ayda
tostoparlak bir ey oluvermi, adalesiz bir et yn haline
gelivermiti. Reel, turu, urup nevinden yaplp raflara di
zilmi ne varsa dibine dar ekiyordu. Ne dayak kar etmiti,
ne de kilitlemek fayda vermiti.
"Biz, Yaar'n kzn da yle bir mahluk kacak diye bek
lemitik. Bir de una bak! "
Ata byle sylenerek Ayen'in resmini tekrar seyre dal
d. . . Boynundaki inci dizisi herhalde sahiciydi; vitrinlerde
grd pembe, mavi renklerdeki yalanclar kadar iri ve
muntazam. stnde baka mcevher yoktu; zaten kpe
takmazd; kulak memelerinin gzelliini rtmemekte isa
bet ediyordu. Bunlar hibir kadnda rastlamad manal
biimlilikleriyle yle hatrlyordu ki! Ka defa parmaklarn
uzatp tutmak, uuturmak istemiti de kendisini g alkoy-

270
mutu. Bir kulak bu derece vuzuhla1 aklda kalr mym?
Kalyor, ite! Yazk ki resimde iyi seilemiyor . . .
Kap zilini iitince mecmuay yasun aluna tekrar sak
lad; yan pencereden baku. Sokakta bir otomobil durmu;
ngra alan da smail Bey.
Sofaya ku. ftade merdiven banda soruyor:
"Kim geldi?"
Cevap vermedi; girince grr. smail'in u havada,
durup dururken ziyaret arzusu duymasna imkan olmad
ndan mhim bir haber getirdiine phe yok. Haberin
Rt'ye belki de dolaysyla Ayen'e taalluk etmesi2 ihtimali
daha ok. Kapy au, karlaular. smail Bey avludan teye
yrmedi:
"Hazr giyinmisin," dedi. "Paltonu geir arkana! ura
ya, muhallebiciye kadar gidelim. Rt Bey orada seni bekli
yor; gelmeni. rica etti. Bir konuaca var."
"Ne hakknda?"
"Bana sylemedi."
"Sylemese de bilirsin sen, smail Bey! "
"Bilirim, tabii . . . Hemen kalm."
Ata, yukarya seslendi:
"Hanm! Ben smail Beyle muhallebiciye kadar gidip
geleceim. "
Bir dakika sonra dkkann nnde indiler; otomobilde
lakrd etmeye vakit kalmamu. Rt, arka tarafta, kede
ki masaya oturmu, gz kapda bekliyor. Ata'ya dedi ki:

1 vuzuh: ak olma durumu, aklk


2 taalluk etmek: ilikin olmak, ilgisi bulunmak

271
"Sizi buraya kadar yordum, affedersiniz. Fakat konua
caklanm teyze hanmn iittiini istemiyordum. "
"Hayrdr inallah?"
Delikanl, dnce ile memnuniyetin kart anlal
maz bir tebessmle:
"Ben de iinden kamadm," dedi? "Fikrinizi alaca
m. yle bir i ki, en ziyade ikimizi alakadar ediyor. smail
Bey' den saklayamazdm; zira insann bir dert ortana daima
ihtiyac vardr. Ho, bir mddet ondan da gizledim ya . . . "
"Merakta brakyorsunuz olum. Bir an evvel sadede
gelseniz . . .
"

"Syleyeyim. Biz be aydr Ayen Hanm'la mektupla


yoruz. Demin bir mektubunu daha aldm. "
Elini cebine soktu; bir zarf kard; mermer masaya b
rakr gibi yapt; fakat kirlenmesinden korkarak nndeki
Sipahi Oca paketini ekti, stne koydu. de oraya ba
kyor, susuyorlar. Nihayet Ata Efendi sordu:
"Ne yazm? Yazd eyin bana taalluku nedir?"
"Ayen Hanm, Sait'ten ayrlyor. "
"Sebep?"
"ki sebebi var: Birincisi, kocasndan memnun deil;
ikincisi ve daha mhimi u: Rt Bey' den ayn yaayamaya
can anlam."
O, bunlar sylerken Sedefncizade zarftan mektubu
karmt. Dedi ki:
"Size ait satrlar okuyaym: 'Dayma vaziyeti mnasip
ekilde bildiriniz. Evdeki odam hazrlasnlar; gn tayin ede
mem; fakat yaknda geleceim, oraya ineceim. Telgraf e
kerim, tabii. . . imdilik gizli tutunuz' . . . "

272
"ldrm bu kz! Saraylar brakp bizim evde nasl otu
rur?"
Rt okumaya devam ediyor:
"Meer hayatmn en mesut gnlerini orada geirmi
im! Boyal demir karyolamda ne kadar rahat uyurdum! Si
mitinin sesini hala unutmadm. Daym simitleri mangalda
maa stne koyar, strd; karlkl oturur, tulum peyniriy
le ne tatl yerdik! etin de pek severdi. "
Ata, neredeyse alayacak. Tekrar ediyor:
"ldrm bu kz! "
Gz ucuyla mektuba bakyor. Drt sayfas da dolu.
"Ayen akln kaybetmi! "
" . . . Rtcm, unutma, teyzeme syle: ayet Gnna
me stanbul' da ise arayp bulsun, yine onu isterim."
Delikanl mektubun burasnda kekeledi, baz satrlar
geitirmek lzumunu duymutu. Ata kt:
"Kesme! Devam et! "
" . . . Evlenince onu yanmza alrz. ok irin kzd, bir
greceim geldi ki! Seni de pek beenirdi. . . Ne kadar hak
lym! "
"Zaten son resminde gzlerini mahzun bulmutum; bak
acayipti; dalgnd. zntl, malihlyal grnyordu. "
Byle syleyen Ata'y tasdik ettiler. Rt dedi ki:
"El Musavver'in prenseslerle yan yana ekilmi grupta
ki fotoraf, deil mi? Bana da gnderdi: 'Images'de de ei
baslmt. "
smail Bey,
"Biraz da zayflam, szlm m ne?" diye mrldand;
sonra ilave etti:

273
"Hal ve keyfiyet bu: Ayen Hanm yaknda dnyor;
akas koca.Sn brakp kayor. Mesele przldr; bir
skandal eklini almasndan korkulur. "
"Bizim kanunlarmza gre kiminle evlenirse evlensin,
Trk tabas olarak kalr; kimse bir ey yapamaz. O istedikten
sonra dnyaya meydan okurum ben ! "
Rt'nn kmas zerine, smail Bey:
"Tela etme," dedi. "Maksadm ii dadalandrmadan
tedbir almamz lazm geldiini anlatmakt; bir plan tertip
etmeliyiz. Daysnn yannda kalmak istemesi bir bakma
mnasip ise de yetmez. Gittii zaman btn stanbul alkan
mt; dn daha ok grlt koparr, gazetelere kadar
deriz; fikrimce dorudan doruya stanbul'a inmemeli
dir. Tayyare veya vapur, hangisiyle gelse duyulur. yle bir
ey dnelim ki, kimse haberdar olmasn . . . Vakit kazana
lm."
Ata, syleneni pek dinlemiyor. inden konuuyor:
"Ayen geliyor. . . Hem de yaknda . . . Bizim eve inecek,
eski odasnda yatacak; bir dam altnda tekrar buluacaz.
Mangalda simit stacam, kar karya yiyeceiz! Bugn
de greceim; merdivenden iniini seyredeceim; odalara
lavantasnn havas sinecek; 'Day! ' diyen sesini iiteceim.
Baka ne isterim? Daha ne istersin, be adam?"
Rt, kolunu drtt:
"Fikriniz, Ata Efendi?"
"smail Bey iyi sylyor. Fakat imdi birdenbire karar
alamayz; zamanmz msait; gece dnelim; yann buluu
ruz, vaziyeti bir daha gzden geiririz"

274
"Ah, Ata Efendi, ah! Ben ne haldeyim, anlamyor mu
sun? senedir ekiyorum bu azab! Bir sevin, bir keder,
tahammlm kalmad artk! "
Delikanl, ban ellerinin arasna ald, gzlerini kapad,
derin derin soluyor. smail Bey, Ata'nn kulana eilerek
dedi ki:
"Hakikaten bitti ocuk! Bitirdi ocuu! Senelerden be
ri dert ortakl ediyorum, canmdan usandm. Unutmaya
yz tutarken mektuplar yamaya balad. miimz, be ay
oluyor, mektup okumakla geiyor; okuyoruz, konuuyoruz;
gzmz dnyay grmyor. Kzma ama, Ayen Hanm ok
eziyet etti Rt'ye! Kendi de ekti, bize de ektirdi. "
Ata itiraz etmedi. Denilenlere ehemmiyet vermiyordu ki.
"Dnyor! Belki de haftaya burada! nanlr ey deil! "
Kendisini sokakta bir bulsa! Evden ieriye bir girse! Kar-
sna mjdeyi nasl vereceini dnyor; sevinten tayor:
"Hanm! Hazrlan. Ayen geliyor! Hem de bizde kala
cak! Demir karyolasn zlemi; onun iinde yatacakm, es
kisi gibi rahat rahat uyuyacakm! Gnnime'yi de istiyor! "
diyemediine, geciktiine kzyor.
Dayanamad, ayaa kalkt. Fakat kabalk etmi olmamak
iin Rt'nn omzuna elini koydu:
"Evladm," diye sylendi. "Ben de az m zldm? B
tn arzum ikinizin bir arada mesut olmanz grmekti. Yine
greceim inallah! Yann nerede bulualm dersin, smail
Bey? Mnasip bulduunuz yere gelirim. "
"Beyolu tarafna geer misin?"
"Geerim, artk."
"Bir ey ier misin? "

275
"Az. miktarda ierim de . . . "
"yleyse bizim her akam bulutuumuz kulbe saat ye
dide gel. Hani ya, geen sene birka defa uiamtn. "
"Geen sene deildi o . . . Ayen buradayd daha . . . On
yedi ay oldu."
"Ha, sahi. .. Sen on yedi aydr itikaftasn.1 Neyse, eyta
nn ayan kryorsun ya! Hepimiz yeniden kendimize geli
riz inallah! "
brleri de kalktlar. Ata otomobile binmedi; "Drt
admlk yer," diyerek ayrld. Turucunun n kalabalk.
lerine elektrik klar vurmu, kavanozlar eskiden tiyatro ka
plarna aslan elvan kat fenerler gibi orasn donatmt;
sokak bann su birikintilerini pafta pafta aydnlatyor.
"lk geldii zaman bu manzara Ayen'in ok houna gi
derdi; her geiinde azck durur, seyrederdi," diye dnd.
Yine grecekti. . . Belki onu da zlemiti. Kotuunu,
ancak evin kapsna yaklanca anlad; yavalad. Bir buuk
seneden beri byle hafiflik duyarak yrmemiti; hele eve
sevinle dnmemiti. ftade arakalacakt. Fakat acaba
memnun olacak myd?
"pheli . . . Paann gnderdii para kesilecek diye te
laa decektir. Kadnn baka dncesi yok. Para . . . Hep
para! "
Zili ald. Fazla sevinli grnmemek lazmd; kalarn
att.
"Ne oldu yine, efendi? smail dalkavuu cann skacak
bir ey mi syledi?"

1 itikaf: bir kenara ekilme, ortalkta grnmeme

276
"Mesele mhim: Ayen geliyor. "
"Safa geldi, ho geldi. Memleketidir, gelir a! "
"Paa' dan ayrlp geliyormu. Bize, buraya inecek! "
ftade Hanm, kasrga vurmu bir aa gibi kknden
sarsld; sonra ba zlen bir uval samanmasna yere,
yumuack kt. Dmedi, oturdu.
"Ne oluyorsun, hanm! lm haberi mi geldi? Toparla
kendini! Ayrlmak istiyorsa sebepsiz deildir. "
"Bu kz iflah olmaz! Babas gibi serseri ruhlu! Bak, yaz
yorum uraya: Rt ile de yaayamayacak; birinden boanp
birine varacak! yle bir devleti tepen kardan ne hayr bek
lersin? Bizim iimizi de bozdu; Paa artk bir metelik gn
dermez. Keser maamz . . . Belki kesmitir bile! "
"Kesecek elbette."
"Ey, kesince ne yapacaz?"
"Allah bir kapy kaparsa bir bakasn aar. imdilik be
on kuruumuz var. Sedefnciler'de de alrm. Hem Ayen
parasz m? Msrl'dan pein pein byk bir mebla kopar
mt; unuttun mu?"
"Ona hazr para m dayanr? Milyon olsa gnde altn
dan girer, stnden kar. Bak, ahir vaktimizde u bamza
gelenlere! "
Ata fkelenmi grnd:
"Drlanma artk, az yumulu kalasca! Akln fikrin para
da! Gzn toprak doyura, senin! "
Kapy vurarak odadan kt; sofada glmsyordu ve
merdiven basamaklarna bakyor, Ayen'in terlikli ayakla
rn grr gibi oluyordu. Yukar katta misafir odasna gir
di; elektrii yakt, her taraf dikkatle gzden geirdi: Duvar

277
katlar bozulmam, perdeler de sapasalam kalmt. Yal
nz keye bir ini soba kurdurmak lazm geliyordu; borula
r da beyaz olursa ferahlk verirdi. emberlita'ta bir sobac
dkkannda, eski devirlerden arta kalm be alt tane vard.
Hatta kona hatrlam, bir mddet nnde durmutu da
dkkanc:
"Kekpirdir, beybaba . . . Elime ucuz dt, az karla veri
rim," demiti.
Herhalde satamamtr; yann urayp konumalyd.
Alt kat da badana ettirecek. Gazetede solmaz Amerikan toz
boya ilanlar okumutu; Marpuular ars 'nda bir yerde
satlyordu. ac bir renk verecekti; mesela havai mavi . . .
Yahut toz pembesi.
etin bu akam mektepten knca ngilizce dersine
gideceinden ancak yediye doru eve dnecekti. Mjdeyi
alnca kimbilir ne kadar sevinecek! Tabak seslerinden ka
rsnn sofra kurduunu, azck yattn anlad; fakat
mesine ramen inmemekte srar etti; olunun avdetini1
bekliyordu.
Zil iitilince merdivenden bakt ve etin'i grnce ses
lendi:
"Haberin var m? Ayen ablan geliyor."
ocuk, elindeki antay tala att, koa koa merdiven
leri kt:
"Doru mu, baba? Sahi geliyor mu? Otomobilini de ge
tiriyor mu?"
Ata Efendi otomobil lafna tutulmakla beraber gler
yzle cevap verdi:

1 avdet: dn, geri gelme

278
"Neyle geleceini, ne getireceini bilmiyorum. Kendisi
gelecek ya . . Sen ona bak! Daha gn malum deil, telgraf
ekecek."
Kans parann kesilmesi ihtimaliyle zlyor, olu oto
mobil sefas sreceinden dolay seviniyor; kendisi sadece
San Kz'a kavuacan dnyor, yreinde tatl bir ezgin
likle gklerde uuyordu. ftade ile kararlatrdklar zere
Ayen'in dneceini syleyecekler, Paa'dan ayrlaca ha
berini herkesten gizleyeceklerdi. nce dnya bana ykl
masna teessre kaplan kadncaz, yava yava bu dn
e alyordu. Galiba menfaat kapsnn bsbtn rtlme
yeceini, ayn paray yine iftlerden ekeceini dnm,
tekrar hediyelere ve elenceye kavuacaklarn hesaplayarak
azck skun bulmun. Somurtuyordu, ama belli ki endiesi
dalmt.
Yemekte baba oul neeli konutular. ocuk yatmaya,
kans da bulaklar ykamaya gidince, minderine bada
kurup oturan Ata, mecmuay yine ald; fotorafa bakyor:
smail Bey gelmeden evvel eriilmez sand Ayen ona im
di kap alp ieriye girecekmiesine yannda, evde gibi
grnmektedir. Neredeyse yukarda, odasnn kaps gcr
dayacak ve merdivenden indiini grecek! Gndzn sinir
lerine dokunan yamur sesi, hatta bahedeki inko rtl
kmese damdan dklen iri damlalarn tahamml edeme
dii tktklar bir kedi mrlts kadar houna gidiyor.
ftade ile konumamak iin ropdambrn stne e
kerek uzand; uyuma taklidi yapacakt. Farkna varmadan
memnun, msterih bir uykuya dald.

279
111

te, Taksim Meydan ! Kumbara biimi saat, on yedi ay


evvelki ayarszln muhafaza ediyor: ki dakika geri. stn
Palas, Ata Efendi 'ye yabanclam. Kendi katlarnda k yok;
binann cephesi de meerse pek sevimli deilmi, imento
rengindeymi. Rutubet lekeleriyle adeta irkin grnyor.
Kulpten ieri girince hademeye, Rt Bey'in ismini
verdi.
"Gelmedi, ama smail Bey burada," diyerek yan oday
iaret etti. Katip, maroken bir koltua gmlm, gzleri
kapal, hareketsiz vaziyette. Uyuyor mu? Evet. Ata ses kar
mad; kanapeye oturdu. Neden sonra smail Bey kprdyor,
etrafna bakyor, ayn zamanda da esniyor.
"Sabah erifler hayr olsun! "
"Uyuyakalmm, birader. . . Dn gece sabahladk; deli
kanl gndzn de yakam brakmad. Durmamacasna hep
o bahis! 'Evine git de biraz yat; bir banyo yap, dinlen de yle
gel! ' dedim. Neredeyse skn eder. Seninle konumaya can
atyor. Ayen Hanm'n brakt tek bergzar1 sensin ! "
"Bir karara vardnz m?"
"Benim fikrimi kabul etti: Hanm kzmza yazalm: Tayya
reyle Beyrut'a gelsin. Oradan trenle Ankara'ya. Biz Ankara' da
karlayalm. Beraberce trenle yine stanbul'a dneriz. Do
ruca size yahut bize iner. Kimsenin haberi olmaz."
"Uzun yol. . . Hem de tehlikeli. Arap memleketlerinde
oyalanmak bamza i karr. Halbuki Kahire' den bindi mi

1 bergzar: hatra, hediye

280
Atina' da inecek ve hemen hareket edip buraya gelecek. De
min acentalara urayp sordum. "
"Gzel dnmsn. Bizde zaten akl kalmad dostum!
Kafam durdu, ilemiyor aruk . . . "
"Hem, bir defa stanbul'a ayak basu m, korku kal
maz. Paa arkasndan yetiip yaka paa gtrecek deil ya!
Trkiye'de yle anzavurluklar skmez. Fakat ihtiyaten sen
Atina'ya gidip beklesen iyi olur."
"Bu da mkemmel! Birdenbire zekan alverdi, Atac
m! Vallahi ben senden midi kesmitim; ktne, vakit
siz bunadna kaniydim . . . Hata etmiim. Meerse yeeni
nin sznden dnerek Msrl ile gidiine ne kadar zlm
sn! Dnden beri eski Ata olup kun! "
Hakikaten Ata Efendi de kendindeki deiikliin far
knda: Admlarn kuvvetli auyor; azndan lakrdlar canl,
keskin kyor; nefsine gveniyor. Asl mhimi, iinde bir
scaklk duyuyor; oktandr gnl sade zgn deildi; don
mu gibiydi; imdi buzlar zlmtr; zira lk bir gnei
beraberinde tayor.
"Kuzum smail Bey! Bizim delikanl ne vasta ile muha
bere ediyor?"
''Benden de gizliyor, ama mektuplarn Ayen Hanm'n
berberi adresine yolladn tahmin ediyorum. Bir Rumimi."
"Dorudur. Buradayken de ayn eyi yapyordu; berbe
rinin adresini kullanrd. Fakat Paa zengindir; phelenip
sakn herifi elde etmesin?"
"imdiye kadar byle bir ey olmad mektuplarn ar
zaya uramadan cevaplandrlmasndan belli. Maamafh
korkulacak bir noktadr bu. "

281
Rt odaya girdi. Az nce konutuklarn kendisine
tekrar ettiler. smail Bey'in Atina'ya gnderileceini Ayen'e
yazmas kararlatnld. Artk cevab beklemekten baka i kal
myordu. Yemek salonuna getiler. Mesele bir kocadan boa
np sevgilisine varmak gibi akla alakal olduundan daynn
yannda o cihetleri konumak nezaketsizlikti. Konumadlar
ama zmnen anlatlar: Ayen, Gedikpaa'da kalacak, talak1
davasnn neticelenmesini bekleyecekti. Hanm hanmck
oturmas, Rt ile tek bana gezip tozmamas, gze fazla g
rnmemesi, dedikodulara meydan vermemesi lazmd.
Yksek sosyete aleminden bezdiini, basit hayata can at
tn her mektubunda yazan taze dulun -evet Sar Kz, bir
dul olarak dnyordu!- bir mddet Gedikpaa'ya taham
ml edeceine phe yoktu. Rt, nezaketen sordu:
"Sizin torun byyordur. Yana bast, deil mi?"
"On drt aylk oldu; yryor bile . . . "
"Adn ne koydunuz?"
"Babamn adn koymak istedim ama itiraz ettiler. Fil
vaki bugn kimse Kadir diye anlmaktan memnun olmaz.
Uydurma modas da tavsad; mer Doan yaptk; Ayen'e
de yazmtm; beendi."
Ata, ondan bahsetmeden duramyordu; baka ey d
nmyordu ki! Kulp sofrasnda gzleri onu aryordu;
burada bulunsayd masalarnn manzaras bsbtn baka
olurdu. Hem kendileri, hem de salondakiler iin taze ko
parlp vazoya konmu uzun sapl bir kays gl gibi yemek
odasn rayihal, renkli, endaml gzelliiyle ssleyecekti.
Neydi, evvelki sene gazinolarda, otellerde hangi renkte ve

1 talak: boanma

282
biimde elbise giyse btn gzleri kendisine evirten nur
luluu!
Dayya yle geliyor ki, bu defa Ayen kibar ve mtevaz
bir hayat smeyi tercih edecek; Beyolu muhitinden ekilip
Sedefnci'nin satn ald kkte, sevgili kocasna bal, bir ev
hanm olacak. Bebek srtnda, fstk amlaryla evrili, saa
darya doru uzam, kiremitli ve a boyal o ahap kk,
romanclarn tahayyl ettikleri tam bir ak yuvasdr. Ne ileri
var barlarda, cazlarda, elalemin fsk-u fcuru iinde?

Ata Efendi sevimelerini kskanmayacak; bilakis uzaktan


bunun keyfini duyacak. Ara sra Ayen, daysna gelecek ve
day da kke gidecek ya . . . Yetiir. stanbul' un iinde yaa
dn, isteyince greceini bilmesi kfili! lk ii, imkann bu
lup, hatta fedakarla katlanp Gedikpaa'daki eve telefon
koydurmak olsun . . . ngrak tecek, Ata koacak, Ayen'in
sesini iitecek:
"Sen misin daycm? Arabay gnderiyorum, bu ak
am bize gel. Birka gn kalrsn da . . . Lfere karz. Rt
Ankara'ya gitti; yalnzm."
Beraber lfere kmann zevkine yle dalmt ki, nere
de, kimlerle olduunu unutmutu. smail Bey'in teklifiyle
kendine geldi:
"Eh, cmlemizin eref ve afiyetine ! "
nlerine meyve konmu, kadehlere kpkl arap dol
durulmutu. Rt, misafirlerine sar yaldzl kocaman bir
teneke kutudan ngiliz sigaras uzatt. Ata bu kutular tanr;
hatta stndeki 555 rakam hatrndan kmamtr. Zira Ay
en byk ambalajlarda dzinelercesini alr, daysna verir
di. ftade, apartmandan ayrlrken atmaya kyamam, bo

283
tenekeleri Gedikpaa'ya tamu. lerine te beri koyuyor,
raflarda grdke Ata'nn yrei szlyordu.
"Enfestir bu cgaralar," dedi. Sedefincizade tasdik etti:
"Evet, ok nefistir; Ayen Hanm'a da ben buluverirdim.
Ho, kendisi imezdi; evinde bulundurmay isterdi. Yine al
rz, inallah! Yanmdaki paketi size takdim edeyim; aynca
gnderirim de . . . Ben dudak tiryakisiyim."
San yaldzl kutuya, yine san yaldzl katla rtlerek
iki ayn sra istif edilmi amber kokulu cgaralann dumanlan
arasnda, yal ve gen iki ikn eli kadehlere uzand. Ayn
zamanda, bir ey sylemeden, hatta bakmadan alun sans
maukann muhabbetine itiler.
"Bir yere gidelim mi?"
"Ben bu taraflara uramayal yeni bir yer ald m?"
"Hayr; hep eskiler . . .
"

smail Bey dedi ki:


"yisi bu gece dinlenelim; kahvelerimizi iip evlerimize
dnelim. Zaten saat onu buldu."
Unkapan kprsnden geerek Ata Efendi'yi otomobil
le Gedikpaa'ya gtryorlard. Yolda telefon ii konuuldu.
Rt de lzumuna kani olduundan, en ksa zamanda me
seleyi halledecekti. kide bir eve gelemeyeceinden Ayen'le
konumaya asl o muhtau. Ayrlrken Ata tembih etti:
"Mektup veya telgraf alnca bana hemen haber verirsi-
niz tabii?"
"Hi merak etmeyin Day Bey! Derhal damlanz."
"Gecikirse de urayn ! "
Emaye, beyaz borulu ini soba, oday kibarlaurmu.
ftade Hanm telgraf gelmeden masraf yaplmasna taraftar

284
olmamakla beraber kocasn kzdrmamak iin sesini kar
mad. etin'e verdikleri karyolay tekrar yerine koydular;
ocua bir bakasn aldlar. Ata, "Ayen mektubunda eski
karyolasnda yatmak istediini yazyor," demi, kansnn bu
arzuyu manasz bulmasna kar "Senin o inceliklere akln
ermez; itiraz brak! " cevabyla szn aznda kesti.
Drt gn geti; beinci gn dayanamad, eczaneye gi
dip smail Bey' den telefon vaziyetini sordu. Henz bir ha
ber kmamu; Rt de sabrszlanyormu. Ata'nn btn
endiesi Ruveyha Paa'nn ii sezmesinde . . .
"Nfuzlu adam," diyordu. "Kz kke hapis bile eder;
alr, seyahate karr; her eyi yapar; elinden kolay kolay ka
rmaz . "
Bereket akama doru her saat gelmesini bekledii oto
mobil kapnn nnde durunca, darya kotu. Rt bir
zarf gsteriyor:
"Cevap aldk. Tavsiye ettiimiz gibi doru Atina'ya ine
cek; orada smail Bey'le buluacak. "
"Nihayet ay sonuna kadar hareket edecek. Sait'in Yuka
r Nil vadisindeki iftliine gitmesini bekliyormu. "

Eve girdiler. Aruk ftade Hanm da mecliste bulunu


yor; mstakbel damada yaranmak maksadyla nabzna gre
erbet veriyor. Bundan byle Rt'nn tarafn tutmaktan
baka are yok. Kadn, menfaatinden baka bir ey dn
myor ki. . .
Mektuptan baz paralar okundu:
" . . . Eskiden o kadar hazzettiim, doyup bkamayaca
m sandm sosyete hayatndan tamamyla bezdim, iren
dim. Bucak bucak kamak istiyorum; olmuyor. Tek gnm,

285
tek gecem bo deil; kasrgaya tutulmu gibiyim. Giyin, ku
an, tak taktr . . . Bir yerden teye ko, yeti . . . Terzi, tuvalet
peinde didin, ura . . . Ah, bu ehir! Beni bitirdi. Yatama
girdiim zaman sabaha kadar kulaklarmda davullar, ziller
alnyor. Yine de irademi kullanp kendimi selden kurtara
myorum, srklenip gidiyorum . . . Boulacam! "
Meclisi bir hzn kaplad. ftade syleniyor:
"Vah yavrum, vah! Grdnz m olanlar? Byledir, i
te: Allah verdi mi verir . . . Bktrncaya kadar verir; insana gk
dedirtir. Hayrlsyla bir gelsin, hem onu dinlendiririm; val
lahi etrafnda t ettirmem; yanna kimseyi sokmam. Srtna
bir basma entari geirir, rahat rahat, salna salna gezer, bol
bol uyur. . . Toplar kendini! "
smail Bey dedi ki:
"Mektubun bir yerinde, gene Gnname'den bahsetmi.
Haber aldnz m? "
"lk iim yarn oraya gitmek olsun. Bilir miydim, geen
gn uradyd; yukardaki resmine bakt, bakt, gzleri dol
duydu. Hanmnn hatrn krmaz; gelir, muhakkak . . . "
Rt okuyor:
" . . . Beni hepiniz affediniz. Hele sen! Yzne nasl ba
kacam? Halbuki btn arzum yzn grmek! Bir delilik
geirmiim, orada . . . Saadetimi kendi ayamla tepmiim! "
Ata mrldad:
"Mukadderat! nne geilmiyor. "
" . . . Pasaportumun vizesini dn gizlice yaptrdm; gizli
tutmalarn da temin ettim. ok kolaylk gsterdiler. Kon
solos da memlekete dndm istiyor; beni hakl buluyor.

286
Odasnda bir ara baygnlk geirdim. Adamcaz pek mte
essir oldu. "
ftade alyor; Ata mahzun mahzun sokaa bakyor;
Rt'nn yz gergin . . . smail Bey mdahale etti:
"Ne oluyoruz, yahu? Mbalaaya kaplmayalm. Elimiz
de maddi imkanlar fazlasyla mevcut. cap ederse Msr'a ka
dar gider, kannm kzcaz! "
Yukar kata ktlar; ini soba kurulmu olan oday gz
den geirdiler. Rt, ertesi gn ustalar yollayacak, hamam
blmesine bir banyo koyduracakt.
"Bir de havagaz ile snan termosifon lazm. Derhal s
cak su verir; lastikli du tertibat da vardr. "
Ata Efendi, bu tesisatn henz resmi bir sfat bulunma
yan Sedefincizade tarafndan yaptrlmasn ho karlam
yordu; lakin kansna o kadar byk masraf kabul ettireme
yeceini bildiinden susuyordu. Kendisine kalsa bakasna
bir metelik verdirmezdi, bankadaki paray bol keseden har
car, tketirdi.
Misafirler gidince, ftade, evin banyoya kavuacana
memnun, Ayen'den hep muhabbetle bahsetti.
"Ne yapsn," diyordu. "Eline frsat geince cahil tazenin
akl bandan gitti; sse, pse, gsterie kapld; en fevkala
desini grd; bkt. Yine iyi kzcazm ki kendisini toparla
d. Ama ben, sana ilk gn, 'temiz yrekli, vicdanl bir kz,
bir melek' demitim. Aldanmamm . . . "
Yemekten sonra Feride ile Atf grndler. Onlara
Ayen'in kocasndan ayrlacan gizleyerek sadece bir, iki
ay dinlenmek iin geleceini, sonra Paa ile dneceini sy-

287
!emilerdi. Mecmuadaki grup halinde fotoraf tetkik etti
ler. Feride:
"Sahi," dedi. "Ayen szlm biraz . . . "
Atf o hayata dayanlamayacan ukalaca anlatt. Msr,
dnyann en lks memleketiymi; ahali sefalet iinde sr
nrken zenginler vur patlasn, al oynasn, elenceden, sa
fahattan ba alamazlarm.
"Alt tabaka esrar eker; st tabaka morfin ve kokain
mptelasdr. Ayen Hanm bunlara almamtr inallah! "
Ata:
"Ne mnasebet," dedi. "ki, sigara bile kullanmazd.
yle eylere dknl yoktur. "
"Ben 'vardr' demedim ki! Bilmez miyim? Biray g ii
rirdik."
"Hem Msr hakknda byle ceffelkalem1 hkm vermek
de yanltr. Oras ayn zamanda ilim, irfan merkezidir de . . . "
Damat, yarn Ayen'e veya kocasna ihtiyac deceini
hesaplayarak sustu; yoksa malumatfuruluu uzun srer,
mnakaa bile karrd. Feride:
"Kimbilir ne mcevherleri vardr imdi? Prlantalarn en
temizi, incilerin en irisi. . . " diye sylendi; sonra ilave etti: "Bu
rada nasl oturacak? Konforu eksik, darack sokak! Geni sa
lonlarla saraylara, kalabalk caddelere almtr; sklverir."
"Bilakis, burann hasretini ekiyor; skunet tedavisine
geliyor."
ftade vnme frsatn karmad:
''Yarn hamama banyo uydururuz; havagazyla yanan su
staca da . . . Malum ya, gnde birka kere ykanmadan du-
,,
ramaz.
1 ceffelkalem: dnp tanmadan, bir rpda

288
Auf:
'Tavsiye ederim," dedi. "st kata bir de su deposu yap
Unnz; terkosa gvenilmez; bir akar, bir kesilir. Bizim apart
manda var. ki benzin varilini birletirip yerletirdiniz mi,
oluverir; size yetiir. "
Haklyd; Ata bunu da yapuracaku; evin iine tekrar o
ferahlauc ngiliz sabununun kokusu ve San Kz'n vcu
dundan gemi scak suyun buusu yaylacaku. O gnlere
yetise bir kere!
"Yaar Efendi'nin haberi var m?"
"Elbette babasna da yazmur. Ayen daha ziyade bizle
ri zlemi. Yaar, ara sra Msr'a gidiyor. "
Yine Auf sordu:
"Rt Bey'i gryor musunuz? Evlenmedi gitti. Rivaye
te nazaran hala ok mteessirmi."
"Yoo! Dn gece Beyolu'nda rastladm; beraber yemek
yedik; keyfi yerindeydi."
"Ayen Hanm'n geleceini sylediniz tabii?"
"Syledim. Pek ehemmiyet vermedi. Delikanl havay
hevese kapurm kendisini."
Bu szlerle damadn kandranadn Feride ile Auf n
birbirlerine bakmalarndan anlad. Herhalde bir bildikleri
olacak; kulaklarna baz eyler alnm. Mesture ve Berin ile
konuuyorlar ya!
Ertesi sabah bir usta geldi; hamam lt; lzumlu mal
zemeyi defterine yazd.
"Yarn balarz," dedi. "Duvarlar inileyeceimiz iin en
aa drt gnlk i var. Yukarya depo koyacaksak bir gn
de o srer."

289
Ata, evde be gn iileri seyrederek avundu. Beraber
kahveler, cigaralar iti; sohbetlere dald; lak.in kula daima
kapdayd. Yalnz bir defa smail Bey grnm, yaplan
gzden geirmi, gitmiti. Ayen'den yeni bir haber yoktu.

iV

Alunc gn Ata Efendi -henz imento, kire, al ko


kan, fakat pnl pnl inileri, musluklar ve beyaz lake boya
l su stacayla evin bir kesini lks hale sokan hamama
uzun uzun bakuktan sonra- erkenden sokaa ku; Sedefin
hanna gitti. smail Bey o saatte gelmezdi; yann saat bekle
di. Caddeden ayn sesler iitiliyor:
"Naylon oraplar! . . . Halis Amerikan mal! Naylon! Nay
lon ! "
Bu sesleri hznle dinliyor. Zira dn geceden beri mit
krkl iinde . . . Msr'la ne mektup, ne telgraf, birdenbire
muhaberenin kesilmesi iyi alamet deil. Belki de korktuu
oldu: Ruveyha Paa ii sezdi, Ayen'i gz hapsine ald.
''Yahut," diyordu. "Ayen hatasn anlad, gelmekten vaz
geti."
Baka eyler de olabilirdi: Mektuplar yakalanmur;
kan koca kavga etmilerdir. Sonra herif diller dkm, ba
rmlardr; seyahate kmlardr. imdi svire gibi sakin
bir memlekette bulunuyorlar, bir da kknde cemiyetten
uzak, dinleniyorlar. Ksa zamanda inzivadan bkacak olan
San Kz' da, tekrar atafat daman kabaracak, ver elini Paris!
Rt bir daha unutulacak; Gedikpaa'dak.i ssl hamam
beklediine kavuamayacak. Ata bu hamam da kendisi ve

290
Rt gibi adeta canl bir mahluk sayyor; ayn kederi duya
cana inanyor.
smail Bey saat ona doru kapdan girdi; dayy karsn
da grnce selam vermeden dedi ki:
"Galiba senin Dzceli'nin bir oyununa daha geldik! Ses,
seda yok. Artk Rt'y zaptedemeyeceim; etmek de is
temem. Ayen, delikanly ileden kard; cezay hak etti.
Sakn mdafaaya kalkma! Fena bozuuruz, vallahi! "
Ata Efendi mrldand:
"Eer oyunsa, emin ol smail Bey, ben de sizinle beraber
olurum. Keserim mnasebeti! Lakin iin asln anlamadan
bir hkm vermeyelim."
Azck yumuayan katip, konumadan kahvesini iti. Bir
denbire:
"Peki ama," dedi. "Haftalar geer, mektup gelmezse ne
yaparz? in asln nasl anlarz?"
''Ya sen, ya ben Msr'a gideriz. "
"Orada deilseler neye yarar?"
"Ne olsa bir eyler reniriz. Ortada oyun yok. Mektupla
n okuduk; ne kadar samimiydi kzcaz! Yakaland, galiba."

''Yahu! ' Silahrler' devrinde mi yayoruz? Yakalan


dysa onu tutup atonun bir hisarna hapsetmezler ya? K
lemenler idaresinde mi Msr? Konsolosumuz, sefirimiz var.
Sait, orann Ali kran ba keseni mi? Binbir gece masal m
okuyoruz? Ayen Hanmn bir kaprisine uradk. Hani bir
defa daha yapmt: Rt'y alelacele Mersin'e yollam,
babasn stanbul'a armt. Byle tatsz akalar seviyor.
Akas herkesin bana i amaktan zevk duyuyor. stiyor
ki dnya filem hep kendisiyle megul olsun! Ben sana de-

291
mitim; sakin, uslu grnen mthi bir mark! Rt'y
sevmesine seviyor, bu cihet muhakkak; lakin sevdiine eza
etmekten haz alan bir ruh hastas! Keke Dzce'de kalsay
d, stanbul'a ayan basmasayd da hepimize hayat zehir
etmeseydi. . . Dn gece yine uyumadk birader! Artk bizim
kiler de bkt; imdi pansiyoncu kanlarn evlerinde sabahl
yoruz. "
"G, dorusu . . . "
"Ha, unuttum sylemeyi . . . Akl kald m? Dn sabah,
muhabere vastas olan adrese cevapl bir telgraf ektik; 'me
raktayz, shhatinizi bildiriniz,' dedik. Az daha kendi adresi
mizi vermeyi unutuyorduk; telgraf yoldan evirdik de ilave
ettik. Bir i daha yaptk: Rt evvelki gn Msr' dan yeni
gelmi bir adamla konutu, orada emlak varm da ikide
bir gider gelirmi. hafta kadar evvel Paa ile hanmn
barda grm; gayet neeliymiler; yanlarnda Amerikal
varm. ampanya, dans, kahkaha . . . Senin anlayacan dn
ya umurlarnda deilmi! Mektuplarnda szlanan Ayen Ha
nm barda bugibugi oynuyormu. "
"O da ne? Ne oyunuymu bu?"
"Zirzopluun daniskas! Herkes birbirini topa gibi e
virir, fnl frl dndrr . . .
"

"Sizinkiler de oynuyordur, tabii. . .


"

"Ama onlar ertesi gn oturup firakl nameler yazm


yorlar kimseye! Elendikleri iin oynuyorlar. Ben de oynu
yorum. Zpla, sra; sonra kalemi ele al, bir delikanlnn ha
yatyla oyna! Aradaki fark ok. Ne akla sar, ne insafa! "
Ata yle derin bir hzn iinde susalad ki, smail Bey
merhamete geldi:

292
"Darlma szlerime," dedi. "Asabm pek bozuk. Yorgun
luk, znt, uykusuzluk . . . Rt'nn hali de yrekler acs!
Gryorum, sen de buna mteessirsin. "
"Elimden gelen bir ey olsa yapann."
" . . . Maamafh belki de vaziyet birdenbire aydnlanr. s-
ter misin, bugn iyi bir haber alalm da sevinelim."
"Allah yzmze baka! "
eriye memurlardan biri girdi:
"Kahire' den bir cevap telgraf var; bizim adrese ama ev
rakn bulamadk. Hususi bir i hakknda . . . "
"Ver unu! "
smail Bey Franszcasn yksek sesle okudu. Ata hibir
ey anlamad; fakat katibin elini masaya vurup "Hay Allah
mstahakn versin! " diye haykrmasndan fena bir haber
geldiine phesi kalmamt. Sormad bile. br bir da
ha okuyor:
"Ne dersin? Ne buyurursun?" diye de soruyor. Nihayet
karsndakinin Franszca bilmediini hatrlad:
"Zevci ile gitti. Gittii yer mehul. . . te gelen cevap!
Nasl? O mektuplar, alayp szlamalar, hepsi oyun deil
miymi? Vay Kk Hanm vay! Daysyla oturup simit yeme
e can atyormu. Yutturdu bize! "
"Peki ama niin?"
"Sadizm! Sadizm! "
"Ne demek istiyorsun?"
"Yani bakasna zulm etmekten zevk duyma illeti. Ba
kasna da deil! Kendisini en ok seven iki kiiye; Rt'ye
ve sana! Rica ederim, kt eyler syletme bana! "

293
Ata, kap gitmek istiyor; fakat yerinden kalkmak kuv
vetini, cesaretini de bulamyor; boynu bkk, mahup bir
halde yere bakakalm, bekliyor. Zorla darya atsalar adeta
memnun olacak. Neden sonra:
"Gideyim, ben . . . " diyebildi. smail Bey eliyle "Dur! " ia
reti yapyor:
"Rt'ye telefon edelim; Fitnat'n pansiyonunda uyu
yordur belki . . . "
Bir numara evirdi; konuuyor:
"Fitnat, sen misin? Ha, evet benim, smail! Kalkmad m
daha? Peki . . . Kalknca syle, bir yere kmasn, bizi bekle
sin; imdi geliyoruz."
Beraberce caddeye ktlar, bir taksi evirip bindiler.
Ata Efendi itiraz etmiyor; kabahatliymiesine denileni ya
pyor. Bir ara sylendi:
"Paa, kzcaz uzaklara gtryor, bizden karyor. "
"Roman yazmalydn, sen . . . Korsan romanlar! Ayen
oyununu bitirdi; Rt, Msr'a gelip de bir vaka karr kor
kusuyla kocasn peine takt; kendisi kayor. Aradan bir
mddet gesin, grrsn; yine mektuplar balar. Olann
kanna girmeden ii rahat etmeyecek. . . Senin de bir gn
yreine indirecek ya! "
Otomobil, Tarlaba'nn yan sokaklarndan birine sapt.
Hava kapank ve karl olduundan bu dar ve binalar sivri
sokak, bir tnel kadar lo. Vakit leye yaklat halde baz
evlerde ve ou dklci.nda elektrik yanyor. Kapy ak sal,
buruuk suratl, lakin gen bir kz gibi giyinmi, sahte vekar
bir kadn at "Uyanmad m hfila?" diye kan smail Bey'e
szle szle cevap verdi:

294
''Yatmadan ewel uyku ilac almu. Biraz daha beklesen
iyi olur cicim! stersen Sevim'in odasna gireriz. Scak, ora
s . . . Kz, Balkpazan'na kasaba gitti. Can pirzola istemi;
yapunp getirecek. Aruk hep beraber yeriz. Bir de frnda
makarna var. "
"Grtlamz dnecek halde deiliz. Rt'y uyan
draym."
smail Bey ahap merdivenlere seirtti. Kadn, Ata Efen
di 'ye sordu:
"Yine o Msr'daki dzenbazn ii mi? Haydi, biz scak
odaya girelim."
Bu oda scakur, ama henz karyolas dzelmemi, da
nk vaziyettedir.
Yatandan frlayp alelacele pudralanarak sokaa k
m, savruk bir kadn odasnn karkl iinde. . . Fitnat,
kanapenin zerine braklm prl prl kumatan ssl,
bumburuuk bir gecelii kaldrd:
"Siz buyurunuz, oturunuz," dedi. "Ben urasn azck
toplayaym. Sevim bu! yi kzdr, ama dankur! "
"Kerimeniz mi?"
Fitnat, karsndaki adamn safdilliine au; izahat ver
meyi lzumsuz buldu; iitmemezlikten gelerek:
"Kar basuracak," dedi. "Don yaparsa u yokutan inip
karken ekeceimiz var. Geen sene dtm. Kala kemi
im krld; ay alda kaldm."
smail Bey yalnz dnd. Dedi ki:
"Giyinip gelcek. Tuhaf deil mi Ata Efendi? O da senin
fikrinde: 'Paa ii sezmi, Ayen'i karyor, ' deyip duruyor;
kza toz konduramyor. Geldiine memnun oldu. "

295
odada toplannca, Fitnat darya ku. ngrak se
sinden ve konumalardan Sevim'in dnd anlald ama
pansiyoncu bayan onu misafirlerin aralarnda serbeste ko
numalar iin olacak ieriye sokmad. Rt sze balyor:
"Oyun filan yok ortada! Bir hadise, bir facia var Ben
.

hemen Msr'a gidip yerinde tahkikat yapacam. Sefire bir


tavsiye mektubu da alnn. Mhim eyler reneceimi san
yorum. Siz de ayn mtalaadasnz, deil mi Day Bey?"
Kendisine hfila samimiyet gsterilmesinen ve Day Bey
unvanyla hitap edilmesinden yrei azck serinleyen Ata
Efendi, tasdik makamnda ban sallad. Kafi grmedi:
"Ayen'i ancak siz kurtarabilirsiniz. Muhakkak ki bura
ya gelmek istiyordu. Mektuplan ne kadar candan yazlmu !
Adeta gzyalarn grr gibi oluyorduk. Evet, Msr'a git
melisiniz. "
"Kadnlar darda donmulardr souktan . . . Aruk ieri
girebilirler. "
Syle syleyen smail odadan knca, Ata yerinden kalk
u, delikanlnn elini tuttu, sku ve:
"Sizin ikinizi evlenmi grdkten sonra lsem de gam
yemem," diye sylendi. Kucaklaular.
Sevim byle bir eve nasl dm? Yirmisinde var yok;,

asil ehreli, gayet gzel bir kzcaz . . . Aynca konukan, ha


reketli, hayaundan memnun! Bir aralk eline o sabahki ga
zetelerden birini ald:
"u roman okuyuvereyim," dedi. "Dn pek tatl yerinde
kalmu. "
Fakat roman yerine gz havadis stunlarnda dola
yordu. Birdenbire Fitnat'a dnd, dedi ki:

296
"A! Bak, benim ilk gz anm stanbul'a gelmi."
"Faiz mi? Ayol, bu mevsimde insan orasn brakr m?"
"Memur, deil mi? armlardr, yahut mddetini
doldurmutur. imdi iki sene merkezde kalacak."
smail Bey sordu:
"Kim bu ilk gz ann? Ne talihli adamm, o ! "
"Tanrsn, smail aabey! Faiz yok mu? Safa Paa'nn o-
lu . . . O, ite ! "
"Neredeydi son zamanlarda?-"
"Msr Sefaretinde katipti. Dou Akdeniz vapuruyla dn
gelmi. "
smail Bey, ilitii karyoladan frlad:
"Ne dedin, ne? Dn m Msr' dan geldi? Ver u gazeteyi
bana! Evet, tamam. Faiz burada! Allah gnderdi onu bize!
Anlyor musun, Rt Bey? En son haberler Faiz'dedir. O
lan Msr'n btn yksek sosyetesini tanr; hepsiyle der,
kalkar. Hovardann biridir. Kendisini hemen bulmalyz.
Syle Sevim, nereye iner, o apkn?"
"Enitesinin yanna . . .
"

"Mteahhit Dzduman'n apartmanna m?"


"Evet."
"Yaadk yleyse! "
erkein, aralarnda konuacaklann sezen kadnlar
birer bahane bulup odadan ktlar. Ata Efendi, ii anlyor:
Bu Faiz denilen sefaret katibinden Ayen hakknda malu
mat edinecekler. Fakat ne kadarcn renebilirler? Ce
miyet hayatnda sahte bir hal taknmak arttr; iyzn
bildirmeyeceksin. Ne Sar Kz ne de Paa geimsizlik iinde
bulunduklarn o meclislere belli etmemilerdir.

297
"Kendisini hemen imdi arayalm, bir randevu alalm;
fakat Rt Bey'in ismini kartrmayalm. 'Days merak
ediyor, bir mddettir mektup gelmemi, konumak istiyor, '
diyelim. Bizim hakkmz deildir ama bir day iin sorup so
ruturmaktan tabii ne olabilir? Hatta mahrem sualler bile
sorabilir; teki bildiklerini syler. "
"Ben tek bama m gideceim?"
smail Bey heyecana kaplm, laf dinlemiyor. Rt de
ona tabi. Telefonun bulunduu koridora ktlar. Rehber,
katibin elinde Sevim'e soruyor:
"Ne idi Dzduman'n kk ad? Hasan'd, galiba . . . "
"Hayr, Hsn . . . "
Numara meguld. Bir dakika bekleyip tekrar evirdiler;
muhavere devam ediyordu. Herkes sabrszlk iinde. Sevim,
''Yeni geldii iin una buna telefon ediyordur . . . Yahut ah
baplar onu aryorlardr. Zaten geveze, bir defa konuma
ya balad m susmak bilmez," dedi ve numarann megul
oluunu Faiz'in evde bulunduu suretinde tefsiretti; nihayet
hat da ald. smail Bey azck akalatktan sonra diyor ki:
"Faizciim, ahbaplarmdan biri, senin muhakkak orada
tandn gzel, kibar bir hanmefendi hakknda baz ey
ler renmek istiyor. Yok, canm! Bu zat hanmn daysdr;
aile ii. . . Evet, Trk! Bir paa ile evlenmiti; evleneli bir bu
uk seneden fazla oldu. Hah, tamam, ta kendisi! Ben sana
tanrsn muhakkak demedim mi? yledir, Allah iin! Ya?
Seni ne zaman grsn? Geciktirme canm! Biliyorum, ok
megulsn ama be dakikalk i bu! Kata? Alt buukta m?
Mkemmel! Mersi aslanm, saol! Elbette, elbette! Ararm

298
ben seni! Yerini biliyorum, hatta imdi pek uzamda deil.
Beraber gideriz, tabii! "
Sevim, smail Bey'in omzuna yasland.:
"Beni mi sordu yoksa?"
"Evet, seni sordu; lakin bizim bamzda imdi ate yan
yor. Yarn, br gn urarz birlikte . . . "
Rt ile Ata'ya dnd:
"Gayet iyi tanyor; ara sra davetlerine gidiyormu. itti
niz; saat alt buukta Ata Efendi'yi apartmanda bekliyor."
"Nerede apartman?"
"Alman Sefaretinin srasnda Dzduman Palas. Daha
kolay bir yer yoktur. Oradan kar, kulbe gelirsin. "
Ata ksaca:
"Olur," dedi.
yle bir yorgunluk duyuyordu ki, braksalar Sevim'in
henz dzeltilmemi yatana elbisesiyle uzanr, uyuyuve
rirdi. Oda scakt, yan karanlkt; sokaktan ne otomobil
geiyordu ne de satc . . Kar sesleri sarlamt. Ana cad
.

denin uultusu bir koflam, deniz an bir yerden, karki


sahilden geliyormuasna bir uzaklamt ki! Durgun bir
gecede Bebek Gazinosu'nda yaplan snnet dnnn
akislerini Anadolu yakasndan dinler gibi tatllam sert ve
sivri taraflar yontulmu, rahatlk verici bir uultu . . . Bir an

kovan uultusu!
Msr'dan gelen telgraf reneli beri Ayen de Ata
Efendi'ye Boazii'nin sisli bir sabahnda yan rtlm,
belirtiliini kaybederek ancak baz knk izgilerden mevcu
diyeti sezilen yksek yamalar gibi grnyor; manzarasn

299
gne aydnlaunaktadr; bsbtn gece de bastrmamtr;
duman sarmtr. smail Bey dedi ki:
"imdi saat bir! Alktan, yorgunluktan gzlerim ka
rard. urackta, Sevim'in pirzolalanyla Fitnat Hanm'n
makarnasn yiyelim; daha bir eyler de vardr; tatl filan . . .
Sonra ben hana dneceim. Siz ne yapacaksnz?"
Rt bezgin bir tavrla:
'Tekrar yatp zbaracam! Zaten ilatan sersemim," dedi.
Ata kararsz, cevap veremiyor. smail Bey, kendisine sor-
madan, anlamasna Fitnat'a seslendi:
"Hanmcm! Ata Bey' e bir yer gster de azck uyusun.
Saat altya doru gelir, onu alnn."
Eve pirzola kokusu yayld; kap aldka ieriye duma
n bile giriyor. Be kii rutubetli bir rt serilmi, yuvarlak
masa zerinde neesizce yemek yediler. u Fitnat kimdir?
Sevim yannda ne yapar? Randevu evinde, kumarhanede,
yoksa basit bir pansiyonda m bulunuyorlar? Ata dnm
yor bunlar !
Sofradan kalknca Rt yukanya kt; smail iine git
ti. Sevim'in karyolasna ts bozulmam, lakin beyazl
phe gtren araflar serdiler, yastk rtsnn birini de
itirdiler. Ata gmleiyle yatt; lavanta kokulu bir yemek
odas havas iinde, dncelere srklenmeden, boalm
bir kafayla uykuya dald.
Gzlerini at zaman kararm odada birinin ses eune
meye alarak dolatn hayal meyal sezdi; sordu:
"smail Bey geldi mi?"
"Hayr. Ben sokaa kacam da dolaptan elbise almak
iin geldim. Elektrii yakabilir miyim?"

300
Bu, Sevim'di. Dolab at. Birtakm amarlar ve bir el
bise ekti.
"Siz arkanz dnveriniz. Giyineceim de . . . Bizim a
lma saati yaklat. Gecikirsem param keserler."
"Geceleyin mi alrsnz?"
"Evet. . . Koket Bar' da. Eer yle yerlere gidiyorsanz u
rayveriniz. smail bazen gelir."
Ata, arkasn dnmedii halde Sevim srtndaki elbiseyi,
sonra kombinezonunu kard; yenilerini, daha ssllerini
giydi.
"Yzm Fitnat Abla'nn odasnda boyamtm; ite ha
zr oldum," dedi.
Btn o soyunup giyinmeler, Ata Efendi zerinde eski
tesirleri gstermemiti. On yedi ay evvel, Ayen buradayken
bar kzn u karl akam, scak odasnda bu vaziyetlerde
kaytszcasna seyre dayanamazd. Gnname'yi bile ara sra
-akbetinin fenaya varacan gze alarak- sktrmaktan
kendini alamyordu.
imdi sadece Sevim'e acd; acdndan dolay da ona
derdini dkmek arzusu duydu. Gelip yatan ucuna ilise,
syleyeceklerini dinlese . . . Ata, herkesten gizledii hislerini
bu bedbaht kzdan saklayamayacan biliyor. Hepsini anla
trd; Haydarpaa Gar'nda karsna ilk kt gnden ayn
lk saatine kadar geen btn maceray!
"Severmiim meerse," derdi. "Delisi, divanesi olmu
um! Evet, benim romanmda byk vakalar, ihtiras sahne
leri, visal zevki, hatta akn itiraf bile yok. Yal bir daynn
krpe yeenine tutulduundan ibaret, gizli kalm, gizlen-

301
mesi lazm ve gizlilii tabii olan bir gnl facias! Mezarma
gtreceim bir sr . . . "
Bar kz:
"Allahasmarladk beyefendi! Yine grrz inal
lah ! " dedi; glmseyerek elini sallad, odadan kt. Zavall!
Dzce'den gelen bir Ayen'i talih saraylara oturttu, mem
nun deil. Bu, bir pansiyon kesine barnm, her gece elin
ipten, kazktan kutulmu heriflerine taze gzelliini yudum
yudum tattrarak g bela yayor; fakat hayatndan ikayet
etmiyor. Kendisini ifal eden Faiz'e bile kin beslemiyor; "lk
gz arm! " deyip geiyor. Ata, ou erkekte olduu gibi far
kna varmadan uuralu harekete gelen ihtiras, merhamet ve
himaye arzusuna brnen ekliyle duyarak:
"Kurtarsam kzcaz," diye dnd. "Eve gtrsem;
mnasip bir adamla evlendirsem. yi bir ev kadn olur."
Ba skm, dara gelmi bir vaziyette olduu iin ha
yr ilemeye msait bir ruh haleti iindeydi. Az sonra fikrini
deitirdi:
"flah olmaz, artk . . . Kancklamtr. "
Kalku, giyindi. Anlayamad bir rkeklikle koridora
kmaya cesaret edemiyor; Rt'y soramyor. Bereket ka
pnn zili alnd. smail Bey'in sesi duyuldu; antreden ko
nuuyor:
"Rt Bey gitti mi? Kulpte buluacaz, demek! "
Ba uzand:
"Haydi birader! Otomobil kapda . . . Gidelim. Faiz'i iyice
istintak et, ekinme, nezakete lzum yok. Cakay sever, ama
samimi ocuktur. "

302
Ata, Ruveyha Paa'y bana musallat eden netameli
paltoyu arkasna geirdi; leden beri talkta asl durdu
undan buz kesilmiti. Hem onun, hem kapdan giren karl
rzginn tesiriyle srunda titremeler duydu. Arabada ii ka
ulyordu.

"kinci kat, 6 numara! Ben yannzda bulunmayacam;


aileden olmadm iin mnasebet almaz; pheyi de davet
eder. yice sor, konu, ne kadar mmknse o kadar malu
mat topla. Sormaktan ekinme, demitim ya! . . . Haydi, Allah
iini rast getirsin! Biz kulpte bekliyoruz. Zaten drt admlk
yer. Hem buralar kibar mahalle olduundan karlan temiz
lemiler, tretuvarlar ayna gibi parlyor. "
Ata Efendi hep ban sallyor; bakaca cevap vermek
lzumunu duymuyor; aynca sesinin kmayacan da san
yor. Grtla kupkuru; dili kaulam, esnekliini kaybeuni
sanki . . .
Kapy otel garsonu gibi giyinmi bir uak au; paltosu
nu aldktan sonra sormadan, kendisini zarif eyal, havas
temiz ve lk kk bir odaya soktu. Daha oturmamu, ieri
ye, srunda mor renkte ksa bir kadife ceket, boynuna vine
r fular dolam, gen bir adam girdi.
"Kyafetimi af buyurunuz," dedi. "Zaualilerini byle ka
bul eunek istemezdim ama . . . "

"Estafurullah. Ne ziyan var, beyefendi. . . Ben zr di


lemeliyim; rahatsz ettim."

303
Sesinin ktna, dilinin rahata dndne aan Ata
Efendi'ye azck itimat geldi; szn kesmedi:
"Vaktinizi suiistimal etmeyeyim; hemen sadede gre
yim."
"smail Bey telefonda, bana Ruveyha Paa'nn ref!.kalan
n merak ettiinizi sylemiti. Ayen Hanmefendi'nin days
olduunuza gre, bildiklerimi anlatmak vazifemdir. Evvela
arzedeyim ki, kendileri geen hafta, benim hareketimden
bir gn evvel Nice'ye gittiler; Paa ile birlikte . . . "
"Shhatte ya? Bana o lazm."
"Eh, endieyi mucip bir sebep. yok. stirahate, biraz da
tedaviye muhtat da . . . Doktorlar bir kr yapmasna lzum
gsterdiler. "
"Rahatszlk m geirdi? "
Faiz Bey bir sigara uzatt; Ata almad.
"Efendim, nasl syleyeyim bilmem! Pek hastalk da sa
ylmaz; ey . . . Bir dezentoksikasyon meselesi. . . Yani tesem
mme1 kar bir kr."
"Zehirlenmi miydi? "
"Bir nevi zehirlenme . . . "

"Rica ederim; ben daysym; ii olduu gibi anlatmanz


da mahzur yoktur. "
"Oras yle; merakta brakmam mnasebet almaz. Ak
as u: Ayen Hanm son aylarda -nasl oldu ap kaldk,
hi beklemezdik- baz keyif verici ilalara alm . . . Tabii,
Paa'dan gizli."
"Eroin mi yoksa?"

1 tesemmm: zehirlenme

304
"Hayr. Morfin. Malumu alileri bu ila nceleri tatl bir
uyuukluk, latif dnceler verir insana. Hele memleket
hasreti ekenler, yaad hayaun monoton yahut yorucu
gidiinden bkanlar, bkuklar halde buna uymak mecburi
yetinde bulunanlar morfinden aldklar teselli ile ruhi su
raplarn bir mddet dinlendirirler. Gemi gnleri zevkle
anarlar, ona tekrar dnmesine hayaller kurarlar. Hatta
bazen vaktiyle hi kymet ve ehemmiyet vermedikleri yer
lere, ahslara kar derin bir muhabbet duyarlar; oralara,
onlara kavumann hlyalaryla avunurlar. Fakat sonra? za
ha hacet gryorum, adam morfinman olur. Bereket, Ayen
Hanm'n gayri tabii halleri tam zamannda Paa'nn dik
katini ekti; kendisine sezdirmeden tahkikat yapu; hakikati
renince de stanbul'a gidiyoruz, diyerek vapura bindirdi.
imdi Riviera'da bir sanatoryumda olacaklar. Yanlarnda
hususi doktorlar da var. "
''Tedavisi mmkn mdr?"
"Kolaylkla, ksa zamanda. Bir aya kadar hibir eyi kal
mayacan profesrler temin ettiler. Yalnz tedaviden sonra
nezaret alunda bulundurmak aruyla uzun bir seyahate k
mas lazm gelirmi. Paa hibirini ihmal eunez; zevcesini
gz gibi sever. Ayen Hanm da zevcine pek baldr. Gayet
iyi geinen bir aileydiler . . . Yine de yle olacaklarna phe
yok . . . Kahvenizi imediniz, soudu."
Ata sordu:
"Btn bunlar bilmenize nazaran galiba bizimkilerle
pek iyi ahbapsnz, deil mi? "
"Daha ziyade Paa ile grrdm. Birbirimizi pek se
veriz; zaten benden baka kimseye o meseleyi amad. Bana

305
amasnn sebebi de Ayen Hanm'n bir gn sefarethaneye
gelerek tabii olmayan bir ekilde stanbul iin vize istemesi
dir. phelendim; Paa'ya syledim; o da bana vaziyeti an
latu. Tavsiyeye lzum grmyorum: Bu sr aramzda kalma
ldr. Bilhassa smail Bey'in kulana gittiini istemem; te
kilerden de saklasanz iyi olur. Zaten mesele kapanmur;
ihtimamla tedavi edilecei, daima gz alunda bulundurula
ca iin tekerrr ihtimali de akla gelmez. Msterih olunuz
beyefendi! "
"Paa aruk onu buralara getirmez."
"Bir gn gelirler ama uzun mddet uzaklarda kalacakla
nn, hatta Msr'a dnmeyeceklerini sanyorum. Spor, ak
hava, sade ve shhi bir hayat. . . Hanmefendiye lazm olan
bunlardr. Niyetleri Kanada, Avustralya gibi pek uranlma
yan gzel memleketleri dolamak . . . "
Ata ayaa kalku; kendisini kapya kadar uurlayan gen
diplomat tekrar ediyor:
"Aman beyefendi! Konutuklanmz mahrem kalsn."
"Mahrem kalmas ailemizin menfaati icabdr; tek kii
duymayacak. . . Refikam bile! "
Ar ar yryor. Biraz tede Park Pastanesi ve Park
Oteli. . . Ayen'in sk sk gittii yerler. Bir mays akam otelin
arka taraftaki odasnda karlkl alauklann bir daha ha
urlad. Karl gecede Faruk Senai Bey'in yemeinden geli
lerini de unutmamur. Pastanenin buulanm camndan
ieriye bakt:
"Ayen u masada oturmay tercih ederdi," dedi. "im
di orada olsayd girerdim; beni grnce yz glerdi. ok

306
hazzederdi, benden! Hi kimseye bana olduu kadar sn
mamt. Redi gibi sokulmak isterdi; sokulurdu da . . . "
Otel, inmi perdeleriyle neesiz bir manzara almt. Bu
rasn da bir dakika durup seyretti:
''Veda ziyaretleri yapar gibi bir halim var," diye syle
nerek tekrar yiid. Keyi dnnce kulbn nnde ve
meydanda bulunacak. Admlarn daha arlatrd. Diyor
du ki:
"Onlara syleyecek szm yok. Zaten ne Rt'ye ta
hamml edebilirim, ne de smail Bey'le karlamak isterim.
Hepsi bana yabanc oldu."
Kulbn nnden gememek iin geni sahay aarak
Gezi tarafm tuttu.
"Olur ya, tam o srada smail kapya km bulunur, ya
kalanrm! "
Karakol civarndan uzaklaan bir sulu gibi karki tre
tuvarda kendisini emniyette hissetti. Kulbn kesindeki
byk bir bakkaliye maazasna bakyor:
''Ka defa beraber teberi almtk. imdi girsem beni ta
nrlar. Ayen'in zengin bir Msrl ile evlendiini biliyorlard:
Dnd m, diye sorarlar. Hayr, dnmedi; dnmeyecek de . . . "
myor artk . . . Daha dorusu vcudunu duymuyor.
Taksim Meydan'nn yine en kalabalk saati. Otomobil
ne kadar da oalm. Bir kaldrmdan biine gemek
imkansz. Sulu kar amuru ile kaypak, baz yerleri aynala
m, bazs inadna simsiyah, gzleri artan bir sii asfalt
yollar ve tramvay raylar! Her keden frlayan, kavis izip
baka baka taraflara sapan otomobiller! Giilt, kalabalk,
karmakarklk!

307
Ata Efendi kaytszca yrmesine devam etti; kendisini
abidenin tenha sahasna kazasz belasz ulam bulunca da
at. Zira san solunu hi kollamadan krda gider gibi ge
miti. Byle de geilirmi meerse . . .
Saat yediye be var lk defa ayar farkyla megul olmad.
.

stn Palas apartman bu gece enlikli; pencerelerden k


tayor. Kendi daireleri hem aydnlk, hem de hareketli. Da
ha yakndan seyretmek iin eski duran kaldrmna, saatin
tam karsna gemeli. Tekrar uluorta yrd. Hani ya bir

defa klhanbeyi bir ofr!


"Ortas amur, yandan gel beybaba! " diye alay etmiti. O
zaman ii aceleydi. Ayencii evde bekliyordu.
"Geciktin day ! abuk gmleini deitir," demiti; da
ima byle derdi, Ayen! Ne gzel kokard, ne gzeldi Sar
Kz!
Ata Efendi kafasn yoruyor, Ayen'i eliyle tutacakma
sna gznn nnde tecessm ettirmek istiyor. Fakat yapa
myor. Kafasnda arlk deil, gittike artan bir katlk var
.

Sanki beyni yava yava odunlamaktadr; ktk parasna


dnyor; hatta tahtann budak sertliini alyor. ivi girme
yecek, keserle vurulsa yerinden frlayp decek bir budak!
"Evde ftade'ye ne diyeceim?"
Yeni inilenip banyo ve havagaz staca konulmu
hamam bir ara hatrlar gibi oldu. Bakt ki durak stununa
yaslanm, apartman seyrediyor. Oraya nereden, nasl gel
diini bilmiyor. Bildii u: Ayen'le etin'den baka herkese
kar ii nefret dolu. Karsna, kzna, damadna yle uzaklk
duyuyor ki, ban alp bulamayacaklar bir yere gitmek, bir
anda kayboluvermek istiyordu.

308
"Bir dervi olsam," diyor. "Dervi Ata Efendi . . . Anadolu'
yu kar kar dolasam, dolasam; durmadan, dinlenmeden
dolasam! "
Eski aparUnanlannda balkon cam nne sokulup son
ra uzaklaan insan ekilleri gryor; gzlerini pencereler
den ayramyor. Bu defa balkona yaklaan bir kadndr; hem
de Ayen 'i andran ince vcutlu, uzun boylu bir kadn, bir
kz! Onun ok defa yapt gibi meydana bakyor, alnn ca
ma dayayarak . . .
Ata Efendi glmsemeye balad:
"Sarhoum ben," diye sylendi. "Yahut yazhaneden
ktktan sonra dolmuta uyuyakalmm, fena bir rya gr
dm; bir kabus geirdim. Ayen orada ite! Geciktiim iin
sabrszlanm, balkon penceresinde yolumu bekliyor. Palto
mun kayboluu, Msrl Paa, evlenme, Gedikpaya'ya dn,
hepsi de yalan, masal, hezeyan, kafamn bir srmesi! Ne
mkemmel de uydurdum bunlar . . . stelik bir de hamam
yaptrdm! Gya Rt ile smail Bey beni u dakikada kulp
te bekliyorlar! Ne mnasebet? Bekleyen Ayen'dir; birlikte
Faruk Senai Bey'in davetine, otele gideceiz. Ge kaldm. "
Byle, olan vakalan olmam farz ederek bir akl muva
zenesizlii iinde sylenen Ata Efendi, ileriye birka adm
att: Bir tramvay nn kesti. Arkadan evrilmek istedi; ko
uan otomobillerle karlat. Saa dnd; yine bir otomo
bil akn! Tiyatronun, sinemann, arabalarla tramvaylarn
kendisine biteviye snp yanar, oynar gibi grnen renk
renk ziyalan gzlerini alyordu. Asfalt her taraftan durma
macasna yalayan, cilalayan, parlatan, bazen hep birden, ba-

309
zen ayn ayn kah uraya, kah buraya uzanan bir sr yass,
yayvan , aceleci, ktan dil!
Ya koma ve klakson sesleri, tramvay ananlan, hrlt
lar, homurtular, gcrtlar, mtemadiyen dnen tekerlekler!
Ne ok tekerlek bu! Hi de ara vermiyorlar. Balkon pence
resinin arkasnda, ban cama dayayp bekleyen kza, "Bura
daym, imdi geliyorum," manasna elini sallad.
"En iyisi dosdoru, hibirine aldrmadan yryeyim,"
dedi ve yle yapt; yzlerce tekerlein fnl fnl dnerek ko
utuu tarafa -artk kendinin olmayan admlarla- dosdo
ru yrd. Bunlar basit mrnn son admlan olmutu.

SON

310
Refik Halid Karay'n Eserleri

An
1 - Minelbab lelmihrab
2- Bir mr Boyunca

Hikaye
1 - Memleket Hikayeleri
2- Gurbet Hikayeleri ve Yeraltnda Dnya Var
3- Memleket Hikayeleri - Genler in
4- Gurbet Hikayeleri - Genler in

Kronik
1 - Bir Avu Sama
2- Bir im Su
3 - lk Adm
4- Makyajl Kadn
5- Tanr'ya ikayet
6- Nesil Hayat
7- Nesil Hayat - Genler in

Mizah
1 - Ago Paa'nn Hatrat
2- Ay Peinde
3- Deli
4- Guguklu Saat
5- Kirpinin Dedikleri
6- Sakn Aldanma, nanma, Kanma
7- Tandklarm
Roman
1 - Anahtar
2- Ayn Ondrd
3- Bu Bizim Hayatmz
4- Bugnn Sarayls
5- ete
6- Dii rmcek
7- Drt Yaprakl Yonca
8- Ekmek Elden Su Glden
9- ki Cisimli Kadn
1 O- 2000 Yln Sevgilisi
1 1 - stanbul'un Bir Yz
1 2- Kadnlar Tekkesi
13- Karl Dadaki Ate
1 4- Nilgn
1 5- Sonuncu Kadeh
1 6- Srgn
1 7- Yerini Seven Fidan
1 8- Yezidin Kz
1 9- Yzen Bahe

Aydede
1 - Aydede 1 922
2- Aydede 1 948

Refik Halid Karaya Dair Bir nceleme

Refik Halid'in Ankara's


Hazrlayan: Ali Birinci

You might also like