You are on page 1of 183

ERICH FROMM NSANDAK YIKICILIIN KKENLER

CLT2

Tarayan Sleyman Yksel www.suleymanyuksel.com suleymanyuksel@suleymanyuksel.com suleymanyuksel6@gmail.com Bu e-kitap taslak halindedir. Okumay zorlatrc tarama hatalar ierebilir. Bu taslak srm okurken dzeltir ve dzeltilmi srm bizimle paylamak isterseniz memnun oluruz. WEB: http://ayrac.org letiim: ayrac.org@gmail.com

ERCH FROMM NSANDAK YIKICILIIN KKENLER 2. basm kinci Kitap eviren: kr Alpagut ERICH FROMM ERICH FROMM NSANDAK YIKICILIIN KKENLER II ? EVREN: KR ALPAGUT ? 2. BASIM PAYEL YAYINLARI : 72 Bilim Kitaplar : 24 ISBN (cilt II): 975-388-068-5 ISBN (takm): 975-388-049-9

ERICH FROMM NSANDAK YIKICILIIN KKENLER II ingilizce aslndan eviren KR ALPAGUT Dizgi Payel Yaynevi Dizgi Operatr Glcan Zengin Bask Teknografik Matbaas Kapak filmleri Ebru Grafik Kapak basksYn Matbaas Gilt Esra Mcellithanesi PAYEL YAYINEV stanbul Yaptn zgn ad: The Anatomy of Human Destructiveness ngilizce ilk basm: Austos 1973 (A.B.D.) Trke ilk basm: Mart 1985 ikinci basm: Nisan 1995 Kapak resmi: Diego Rivera

NDEKLER 11 KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK...........7 Grnr Ykclk.........................................................................7 Kendiliinden Biimler..............................................................10 Tarihsel Kaytlar..................................................................... 10 Kinci Ykclk.......................................................................... 11 Esrik Ykclk.......................................................................... 15 Ykcla Tapnma.................................................................. 17 Kern, von Salomon: Klinik Bir Ykcla Tapnma Olgusu........................................................................17 Ykc Karakter: Sadistlik...........................................................21 Cinsel Sadistlik-Mazoistlik rnekleri ....................................24 Josef Stalin: Klinik Bir Ginsel-Olmayan Sadistlik Olgusu......27 Sadistliin Nitelii ...................................................................32 Sadistlii Douran Kofullar....................................................43 Heinrich Himmler: Klinik Bir Dskl-Biriktirici Sadistlik Olgusu.......................................................................45 zet Olarak................................................,.............................74 12 KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLlK...........................79 Geleneksel Anlay....................................................................79 lsever Karakter......................................................................85 lsever Dler.......................................................................87 "Kastsz" lsever Eylemler...................................................93 lseverlerin Dili..............................'......................................98 lseverlik ile Teknie Tapnma Arasndaki Balant............99 Kandayla Cinsel liki ve Oedipus Karmaas zerine Varsaym....................................................................119 6 NDEKLER Freud'un Belirledii Yaam ve lm igdleri ile Canlseverlik ve lseverlik Arasndaki liki...............,........ 127 Klinik/Yntembilimsel lkeler................................................. 129 13 KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER, KLNK BR LSEVERLK OLGUSU..................................................... 132 Giri Niteliinde Birka Sz.................................................... 132 Hitler'in Anne-Babas ve ilk Yllar......................................... 134 Klara Hitler............................................................................ 134 Alois Hitler........................................................;.................... 137 Bebeklikten Alt Yana Kadar (1889-95).............................. 139 ocukluk Dnemi: Alt ile On Bir Ya Aras (1895-1900) .... 144 Ergenlikncesi ve Ergenlik: On Bir-On Yedi Ya Aras (1900-1906)................................. 147 Viyana (1907-1913)............................................................... 157 Mnih..................................................................................... 164 Yntem zerine Bir Yorum..................................................... 166 Hitler'in Ykcl.................................................................... 167 Ykcln Bastrlmas..................................................,........... 177 Hitler'in Kiiliinin Baka Ynleri .......................................... 179 Kadnlarla likiler ..........................................................:..... 184 Yetiler ve Yetenekler.............................................................. 189 Aldatc D Grn.............................................................201 sten ve Gerekilik Kusurlar.............................................206 SONSZ: UMUDUN BELRSZ ANLAMI ZERNE ...............216 EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI..................................................221

1) Freud'un Saldrganlk ve Ykclk Anlaynn Evrimi............................................................. 221 2) Freud'un, lm igds ve Erosla ilgili Kuramlarnn Eletirisi ve Gsterdikleri Deiikliklerin zmlenmesi...........................................229 3) lm igdsnn Gc ve Snrlan.................................250 4) Kuramn znn Eletirisi.................................................258 5) Uyarlma indirimi ilkesi: Haz ilkesinin ve lm igdsnn Dayana..................260 KAYNAKA............................................................................:.....271 KAVRAMLAR DZtNl..................................................................305 ADLAR DZN..........................................................,...................311 11 KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK GRNR YIKICILIK (L-o ^OU gzlemciye sk sk insann doutan ykc hareketlerinin kantlan olarak grnen baz derine gml, arkaik (ok eskiye ait) deneyimler, ykclktan ok farkldr. Bu deneyimler ykc hareketlere yol amakla birlikte, bunlann gdsnn ykma tutkusu olmadn daha derinlemesine bir zmleme ortaya koyabilir. Bunun bir rnei, ou kez "kana susamtk" olarak adlandmlan kan dkme tutkusudur. Klgsal amalan ynnden, bir kiinin kann aktmak o kiiyi ldrmek demektir, bu nedenle de "ldrme" ile "kan aktma" eanlamldr. Ne var ki, ldrme hazzndan apayn, arkaik bir kan dkme hazznn bulunup bulunamayaca sorusu ortaya kmaktadr. Derin, arkaik bir deneyim dzeyinde, kan ok zel bir maddedir. Hemen her zaman, kan yaamla ve yaam gcyle bir tutulmutur ve bedenden doan kutsal maddeden birisidir. teki iki kutsal madde ersuyu ve sttr. Ersuyu erkei anlatma kavutururken, st de diiyi ve anne yaratcln anlatma kavuturur ve bu maddelerin her ikisi de birok tapmda ve kuttrende kutsal saylmtr. Kan, erkek ile dii arasndaki farkll aar. En derin deneyim katmanlannda, kii, kan aktarak, yaam-gcn bysel bir biimde ele geirir. Kann dinsel amalarla kullanld ok iyi bilinmektedir, ibrani ta-pnaklanndaki din adanlan, ayinin bir paras olarak kesilen hayvanlann kann evreye serperlerdi. Aztek dinadamlan, tannlanna, kurbanlannn 8 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER hl arpan yreklerini sunarlard. Birok kuttrensel grenekte, kardelik, ilgili kiilerin kanlan birbirine kantnlarak simgesel biimde onaylanr. Kan "yaam zsuyu" olduu iin, kan ime eylemi, birok durumda, kiinin kendi yaam enerjisini artrmas olarak alglanmtr. Seres iin yaplan kuttrenlerde olduu gibi, Baks kuttrenlerinde de i hayvan etinin kanla birlikte yenmesi, kutsal ayinin bir blmn oluturuyordu. Girit'te yaplan Diyonisos lenlerinde, insanlar, canl hayvann etini dileriyle koparrlard. Birok yeralt tanns ve tanras iin de bylesi dinsel trenler yaplyordu (J. Bryant, 1775). J. G. Bourke, Hindistan' ele geiren Ariler'in, yerli Dasyu Hintlileri'ni i insan ve hayvan eti yedikleri iin hor grdklerinden ve duyduklan doal tiksinmeyi, onlara "i et yiyiciler"1 adn vererek dile getirdiklerinden sz etmektedir. Varln bugn de srdren ilkel boylarda (trib'lerde) bulunduu bildirilen grenekler, bu kan ime ve i et yeme treniyle ok yakndan balantldr. Baz dinsel trenlerde, bir insann kolundan, bacandan ya da gsnden srarak bir para koparmak, Kuzeybat Kanada'da yaayan Hamatsa Kzlderilileri'nin grevidir.2 Kan imenin insan balla kavuturduu sansna, yakn dnemlerde bile rastlanabilir. ok korkan birisine, korkusundan kurtulmasn salamak iin, o anda kesilmi bir gvercinin hl arpan yreini yedirmek, Bulgarlar'n bir geleneiydi (J.G. Bourke, 1913). ok gelimi bir din olan Roma Katolik Mez-hebi'nde bile, sa'nn kan olarak kutsanan arab imek gibi arkaik bir uygulamaya rastlyoruz. Bu treni, yaamn olumlanmas ve bir ballk anlatm deil de ykc tepilerin bir anlatm saymak, basietirici bir arptma

olur. Kan dkme, ada insana, ykclktan baka bir ey deilmi gibi grnr. Kukusuz, "gereki" bir adan bakldnda olan budur; ama yalnz eylemin kendisi deil, en derin ve arkaik deneyim katmanlarndaki Canl bir hayvann etini yemekten oluan bu kuttrenin ne zamana kadar srm olabilecei, canl bir hayvandan et yeme tresine getirilen yasan, Nuh tarafndan (ve onun araclyla tm insanlk tarafndan) benimsenen yedi aktresel davrann kural arasnda yer ald belirtilen bir Talmud geleneinden anlalabilir. "1889'da Newcastle-upon-Tyne'de toplanan Britanya Bilimi lerletme Derneinin Tutanaklarinda yer alan, Kuzeybat Kanada Kzlderilileri zerine rapor (aktaran J. G. Bourke, 1913). 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK anlam da gz nne alnacak olursa, bambaka bir sonuca ulalabilir. Kii, kendi kann ya da bir bakasnn kann aktarak, yaam gcyle ilikide bulunur; bu, bal bana, arkaik dzeyde kendinden geirici bir deneyim olabilir ve tannlara sunulduu zaman, en kutsal ball sergileyen bir eylem olabilir; bu eylemin gdsnn yok etme zlemi olmas gerekmez. Yamyamlk olgusu iin de benzer yorumlar yaplabilir, insann doutan ykcl ynnde savlar ne srenler, kuramlarm kantlayacak nemli bir dayanak olarak sk sk yamyaml kullanmlardr. Bu kiiler, Choukoutien maaralannda alt blm delinerek beyinleri karlm kafataslannn bulunmu olmas gereini ortaya sryorlar. ld-renlerce tadnn ok sevildii ne srlen beyni yemek iin bu hareketin yapld yolunda yorumlar getirilmitir. ada tketicinin grne belki daha uygun dmesine karn, bu da bir olaslktr kukusuz. Daha yerinde bir aklama ise, beynin bysel-kuttrensel amalarla kullanlddr. Daha nce belirtildii zere, Pekin Adam kafataslan ile Monte Circeo'da bulunan ve nerdeyse Pekin Adam'ndan yanm milyon yl sonrasna ait olan kafataslan arasnda gl bir benzerlik gren A.C. Blanc (1961) bu tutumu benimsemitir. Eer bu aklama doruysa, kuttrensel yamyamlk ile kuttrensel kan ime ve kan dkme iin de ayn ey geerlidir. Kukusuz son yzyllarda, kuttrensel olmayan yamyamlk "ilkel" halklar arasnda sk rastlanan bir uygulamayd. Bugn de varln srdren avc-yiyecek toplayclann karakterleri hakknda bildiimiz ya da tarihncesi avc-yiyecek toplayclar hakknda varsaym olarak ne srebileceimiz tm verilere dayanarak diyebiliriz ki, bu avc-yiyecek toplayclar katil deillerdi ve yamyam olmalan da pek olas deildir. Mumford'n zl bir anlatmla belirttii gibi: "Nasl ki ilkel insan bizim sergilediimiz kitlesel zalimlik, ikence ve yok etme gsterilerini yapabilecek durumda deildiyse, yemek iin insan ldrme suunu da ilememi olabilir" (L. Mumford, 1967). Buradaki szler, ykc davranlann ardnda yatan dinsel ve ykc-olmayan gdleri kavramak yerine, tm bylesi davranlan bir ykclk igdsnn sonucu olarak gren aceleci aklamaya kar bir uyan olarak anlalmaldr. Bu szlerin amac, imdi ele alacamz gerek zalimlik ve ykclk patlamalarn nemsizmi gibi gstermek deildir. 10 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER KENDLNDEN BMLER Ykclk3 iki biimde ortaya kar: kendiliinden ve karakter yapsna bal biimde. Birincisiyle anlatmak istediim, her zaman anlatma ka-vuturulmasalar da karakterde srekli olarak bulunan ykc zelliklerin tersine, olaand koullarn harekete geirdii uyuuk durumdaki (bastrlm olmalar gerekmez) ykc tepilerin patlamasdr. Tarihsel Kaytlar Kendiliindenmi gibi grnen ykclk biimlerine ilikin en bol ve en dehet verici belgeler uygar tarih kaytlarnda bulunur. Sava tarihi, kurbanlan erkekler, kadnlar ve ocuklar olan acmasz ve aynm gzetmeyen bir ldrme ve ikence tutanadr. Bu olaylann birou, ne geleneksel etmenlerin ne de itenlikli ahlaksal etmenlerin hibir engelleyici rol

oynamad ykm lgnlklan izlenimi vermektedir. ldrme, ykcln en lml davurumuydu. Ama lgnlklar burada durmuyordu: erkekler hadm ediliyor, kadnlann kannlan deiliyor, hkmller armha geriliyor ya da aslanlann nne atlyordu, insann dlem gcyle tasarlayabilecei hemen hibir ykc eylem yoktur ki, yine yine uygulanm olmasn. Blnme srasnda yzbinlerce Hindu ile Mslman'n birbirlerini krdklan Hindistan'da ve 1965'teki anti-komnist temizlik hareketi srasnda, eitli kaynaklara gre, drt yz bin ile bir milyon arasnda gerek ya da zanl Komnist'in birok inli'yle birlikte toplu knma uratld (M. Caldwell, 1968) Endonezya'da ayn lgnla tank olduk, insan ykclnn davurumlan konusunda daha aynntl bir tanmlama yapmak iin daha ileri gitmeye gerek duymuyorum: Szgelimi, Dr. Freeman (1964) gibi ykcln doutan geldiini kantlamak isteyenler, bu davurumlan ok iyi biliyorlar ve ay-nca, sk sk da alnt olarak aktanyorlar. Ykcln nedenlerine gelince, bunlan, sadistlie ve lseverlie ilikin tartmamzda ele alacaz. Burada bu patlamalara deinmemin Burada "ykclk" terimini, hem asl ykcl ("lseverlik") hem de daha sonra belirteceimiz bir aynm olan sadistlii kapsayacak biimde kullanyorum. 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 11 nedeni, sadist ve lsever karakter rneinde olduu gibi, karakter yapsna bal olmayan ykcla rnekler vermektir. Ama bu ykc pat-lamalann kendiliindenlii, hibir neden olmadan patlak vermeleri anlamnda deildir. Birincisi, her zaman bunlan kkrtan d koullar vardr; rnein savalar, dinsel ya da siyasal atmalar, yoksulluk, kiinin an lde sklmas ve kendini nemsiz duyumsamas bu d koullardandr, ikincisi, znel nedenler vardr: Hindistan'da olduu gibi, ulusal ya da dinsel anlamda an kme zseverlii, Endonezya'nn baz blgelerinde olduu gibi kendinden-geme durumuna yatknlk. Birdenbire boy gsteren ey insan doas deil, birtakm sreen koullann besledii ve beklenmedik yaralayc olaylann harekete geirdii ykc gizilgtr. Grnd kadanyla, sz konusu kkrtc etmenler olmakszn bu topluluklardaki ykc enerjiler uyuuk durumdadr ve ykc karakter'de olduu gibi srekli etkinlik gsteren bir enerji kayna deildir. Kinci Ykclk Kinci ykclk, bir kiiye ya da zdeletii topluluun yelerine ektirilen youn ve haksz acya gsterilen kendiliinden bir tepkidir. Olaan savunucu saldrganlktan iki bakmdan aynlr: (1) zarar verildikten sonra meydana gelir, bu yzden de tehdit edici bir tehlikeye kar bir savunma deildir, (2) ok daha byk bir younluktadr ve sk sk zalim, kana susam, doyurulmaz niteliktedir. Kinin bu zel nitelii, " atei" terimiyle dilde de anlatmn bulur. Gerek bireyler, gerekse topluluklar arasnda kinci saldrganln ne denli yaygn olduunu vurgulamaya pek gerek yoktur. Dnyann hemen hemen her yerinde Dou ve Kuzeydou Afrika'da, Yukan Kongo'da, Bat Afrika'da, Kuzeydou Hindistan, Bengal, Yeni Gine ve Polinez-ya'daki birok snr boylan arasnda, (yakn zamanlara kadar da) Korsika'da bu saldrganla bir kurum olarak kan davas biiminde rastlyoruz. Bu tr saldrganlk Kuzey Amerika yerlileri arasnda da yaygnd (M.R. Davie, 1929) Kan davas, insanlanndan birisi ldrlmse, ldren birimin bir yesini ldrmek zorunda olan bir aile, oymak ya da boyun yesinin stne den kutsal bir grevdir. Katilin ya da bal ol12 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER duu kmenin cezalandrlmasyla suun bedelinin detildii basit cezalandrmann tersine, kan davas olgusunda saldrgann cezalandrlmas, ldrme olaylan zincirini sona erdirmez. Cezalandrc ldrme eylemi, cezalandrlan kmenin yelerinin, sra kendilerine gelince, cezalandran cezalandrmalarn gerektiren ve sonuna kadar byle srp giden yeni bir ldrme eylemini temsil eder. Kuramsal olarak, kan davas bitimsiz bir ldrme olaylan zinciridir ve bazen gerekten de ailelerin ya da daha byk topluluklanrt snmesine yol aar. Daha savan anlamn bilmeyen Grnlandllar gibi ok ban topluluklarda bile ayrks olmakla birlikte kan davasna rastlanabilir, ama Davie'nin yazd gibi: "Bu uygulama ancak

ok az gelimitir ve anlald kadaryla, grev, mutlaka tm arlyla sa kalanlarn omuzlanna binmez" (M.R. Davie, 1928). Yalnz kan davas deil, ilkelinden modernine tm cezalandrma biimleri almann bir anlatmdr (K.A. Menninger, 1968). Bunun klasik rnei. Eski Ahit'teki diedi yasas'r. Gdlen ama, "binlerce insann esirgenmesi, hakszlk, adaletsizlik ve gnahlarn balanmas" ilkeleri de eklenerek geleneksel anlayn krletilmesine ynelikmi gibi grnse bile, kt bir hareketin nc ve drdnc kuaa kadar ce-zalandnlaca tehdidi de buyruklarna boyun eilmeyen bir tannnn cnn anlatm olarak grlmelidir. Birok ilkel toplumda da rnein, "Eer bir insann kan dklrse, bu kann yerde kalmamas gerekir" yolunda bir yasalar bulunun Yakutlar'da ayn dnceye rastlanabilir. Yakutlar'da, ldrlen kiinin ocuklar, dokuzuncu kuaa kadar ldrenin ocuklanndan alyorlard (M.R. Davie, 1929). Kan gtme ve ceza hukukunun, kt olmakla birlikte, toplumsal is-tikrann srdrlmesinde belli bir toplumsal ileve de sahip olduklan yadsnamaz. Bu ilevin yerine getirilmedii durumlarda, yakp kavurucu arzusunun kesin egemenlii grlebilir. Nitekim, pek ok Alman' ynlendiren gd, 1914-18'de savan yitirilmesinden ileri gelen ya da daha belirgin biimde Versailles ban andlamasndaki somut koullann, zellikle de savan tek sorumluluunu Alman hkmetinin yklenmesi gerektii yolundaki istein adaletsizliinden ileri gelen alma arzu-suydu. Gerek ya da uydurma knmlann en yein fke ve duygularm tututurabilecei, olaylarla saptanmtr. Hitler, ekoslavakya'ya sal11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 13 drmadan nce, bu lkedeki Alman aznlklara kt davranld savn propagandasnn oda yapt; 1965'te Endonezya'da yaplan toptan insan kymn, Sukarno'ya kart baz generallerin baz organlannn kesilerek sakat brakldklan sylentisi balatt. Hemen hemen iki bin yl sren susuzluunun bir rnei, isa'nn szde Yahudiler'ce idam edilmesine gsterilen tepkidir; "sa'nn katilleri" haykn, geleneksel olarak, amansz Yahudi dmanlnn anakaynaklanndan birisi olmutur. neden bylesine derine kk salm ve yein bir tutkudur? Bu konuda ancak baz yorumlar getirebilirim. lk olarak, cn bir anlamda bysel bir eylem olduu grn ele alalm. Kym suunu ileyen kiinin yok edilmesiyle, bu kiinin davran bysel olarak ortadan kaldnlr. arptnld cezayla "sulunun hesap verdii" sylenerek, bugn de bu kan dile getirilir, en azndan kuramsal olarak, cezalandrlan kii, hi su ilememi birisi gibidir. cn bysel bir dnleme olduu sylenebilir; ama bunun byle olduunu varsaysak bile, bu dnleme istei neden bylesine yeindir? Belki de insan, ilksel nitelikte bir adalet duygusuyla donatlmtr, bu, derine kk salm bir "varolusal eitlik" duygusunun varlndan ileri gelebilir: hepimiz birer anneden doduk, bir zamanlar gsz ocuklardk ve hepimiz leceiz.4 nsan, sk sk, ba-kalannn kendisine verdikleri zarara kar kendini savunamazsa da, duyduu arzusuyla, o zarann verildiini bysel biimde yadsyarak her eyin stne snger ekmeyi dener (mrenmenin5 kkeni de aynym gibi grnmektedir. Kabil, kardei kabul grrken kendisinin reddedilmesi gereine katlanamyordu. Bu red keyfi nitelikteydi ve bunu deitirmek Kabil'in elinde deildi; bu kkl adaletsizlik yle bir kskanlk duygusu uyandrd ki, eitlik ancak Habil'in ldrlmesiyle salanabilirdi.). Ama duygusunun nedeni, bunu aan bir ey olmaldr. Grnd kadanyla, Tanr ya da laik yetkililer baansz olduklan zaman insan, adaleti kendi ellerine almaktadr. Sanki insan, iindeki tutkusuyla, kendini Tanr ve melekleri rolne ykseltmektedir. eylemi, ite bu zycelmeden dolay, insann en byk an olabilir. Baz baka yorumlarda da bulunabiliriz. Bedensel ynden sakatlama, hadm etme ve ikence gibi zulmler, btn insanlarda ortak olan vic\enedik Tacirinde (III, i) Shylock, bu ilksel eitlik duygusunun gzel ve canl bir anlatmn veriyor. SKar. G.M.Foster (1972). I

14 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER daran enaz gereklerini ayaklar altna alr. Bylesi insanlkd eylemleri ileyenlere kar tutkusunu, bu ilksel vicdan m harekete geirmektedir? Ya da bu, ayrca, kiinin kendi ykclnn bilincine kar yanstma araclyla yapt bir savunmaykc ve zalim olan ben deilim, onlar olabilir mi? Bu sorulara yarat bulmak iin, olgusu konusunda daha baka incelemelerin yaplmas gereklidir. Ama buraya kadar yaplan yorumlar, tutkusunun, btn insanlarda var olduunu dndrecek kadar kkl olduu yolundaki gr destekler grnmektedir. Yine de bu varsaym gereklere uygun dmemektedir. Bu tutku gerekten yaygn olmakla birlikte, yeinlik derecesi byk farkllklar gstermektedir; yle ki, baz kltrler6 ve bireyler bu tutkunun ancak ok silik izlerine sahipmi gibi grnmektedirler. Bu farkll aklayan etmenler var olmaldr. Bylesi bir etmen, ktlk-bolluk kartldr. Yaama gven duyan ve yaamaktan holanan, maddesel kaynaklan ok bol olmasa bile darla yol amayacak kadar yeterli olan kii ya da grup, kayplarn hibir zaman karlayamayacandan korkan, kaygl, istifi bir kiiye oranla, zararn onarm iin daha az istek duyacaktr. u kadar belli bir olaslk payyla belirtilebilir: susuzluu bir izgi zerinde gsterilebilir; bu izginin bir ucunda, hibir eyden dolay iinde arzusu uyanmayan kiiler vardr; bunlar, Budizm'de ya da Hristiyanlk'ta tm insanlk iin lk saylan bir gelime dzeyine ulam kiilerdir. teki uta, en ufak bir zarardan dolay bile youn bir al duyan kaygl, biriktirici ya da an lde zsever bir karaktere sahip kiiler bulunacaktr. Birka dolann alan bir hrszn iddetle ceza-landnlmasn isteyen bir adam; bir renci tarafndan hafife alman ve bu nedenle, iyi bir i iin bu renciyi salk vermesi istendiinde renci hakknda olumsuz gr bildiren bir retim yesi; ya da bir satcnn "yanl" davranna maruz kalan ve ynetime ikayette bulunarak bu satcnn iten atlmasn isteyen bir mteri bu tipe rnek gsterilebilir. Bu olaylan gz nne aldmzda, cn srekli bir zellik olarak hep var olduu bir karakterle karlanz. Szgelimi, Cilt I, Blm 8'de tartlan sistem A ve sistem B kltrleri arasndaki kartlk. 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 15 Esrik Ykclk Gszlnn ve soyutlanmlnn ayrdnda olmaktan ac eken insan, kendinden-geme durumuna benzeyen bir esrime ("vecde gelme") durumu gerekletirerek varolusal ykn omuzlanndan atmaya, bylece de kendi iinde birlie ve doayla birlie yeniden ulamaya abalayabilir. Bunu gerekletirmenin birok yolu vardr. ok ksa sren byle bir durumu, cinsel eylem yoluyla doa salar. Bu yaantnn, eksiksiz younlama ve anlk kendindengeiin doal ilk rnei olduu sylenebilir. Bu yaant, cinsel eyleme katlan her iki ei de kapsayabilir; ama ounlukla, birbirlerine verdikleri (ve genellikle ak olarak du-yumsanan) hazdan dolay karlkl kran duygusu besleyen elerin her birisi iin zsever bir deneyim olarak kalr. Kendinden-geme durumuna ulamann baka ortakyaamsal, daha kalc ve daha youn yollarna nceden deinmitik. Bunlara, szgelimi esrime dans gibi dinsel trenlerde, uyuturucu kullanmnda, lgnca cinsel elencelerde ya da kiinin kendi bana gerekletirdii durumun dikkate deer bir rnei, Bali'de yaplan kendinden-geme trenleridir. Saldrganlk olgusuyla ilikileri bakmndan bu trenler zellikle ilgintir; nk bu trensel danslarn birisinde,7 dansa katlanlar bir kris (zel bir haner eidi) kullanrlar ve kendinden-geme durumunun doruuna ulanca, bu haneri kendilerine (zaman zaman da birbirlerine) saplarlar (J. Belav, 1960 ve V. Monteil, 1970). Deneyimin odam nefret ve ykcln oluturduu baka kendinden-geme biimleri de vardr. Bunlann bir rnei, Toton boylannda rastlanan "berserkleme=azgnlama"dr (berserk "ay gmlei" anlamna gelir). Bu, gen erkein bir ayyla zdeleme durumuna ynlendirildii bir topluma kabul treniydi. Trene katlan gen, konumadan, yalnzca ay

gibi sesler kararak insanlara saldrr, onlan srmaya urard. Bu trende baarnn doruu, kendinden gemeye benzeyen bu duruma ulamakt ve bu kuttrene katlmak, bamsz erkeklik ann balangcyd. Furor teutonicus (Toton gazab) deyimi, bu zel fke aamasnn kutsal niteliini aratrr. Bu trendeki birka zelBu danslarn sanatsal deeri yksektir, ilevleri de benim burada belirttiim ilevi ok aar. 16 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER lik, dikkate deer niteliktedir, ilk olarak bu, fke olsun diye fkedir, ne bir dmana kar yneltilmitir ne de verilen bir zarar ya da aalama tarafndan kkrtlmtr. Szn ettiimiz olayda her eyi saran bir fke duygusu evresinde oluan, kendinden-geme benzeri bir duruma ulamay amalar. Belki de bu durumun olumasna uyuturucu maddeler yardmc oluyordu (H. D. Fabing, 1956). Mutlak fkenin birletirici gc, kendinden-geme deneyimine ulamada bir ara olarak gerekliydi. kinci olarak, bu tren gelenee, samanlarn klavuzluuna ve kme katlm etkisine dayal olan toplu bir durumdur. nc olarak bu tren, hayvansal yaama (buradaki rnekte, ay yaamna) geri gitme giriimidir; trene katlanlar yrtc bir hayvan gibi davranrlar. Son olarak da bu, sreen deil, geici bir kprme durumudur. Bugne dek varln srdren ve fke ile ykclk evresinde olumu kendinden-geme durumunu sergileyen trenlerin bir baka rnei, kk bir ispanyol kasabasnda grlebilir. Her yl belli bir gnde erkekler, ellerinde kk ya da byk birer davulla kasabann ana alannda bir araya gelirler. Tam le zaman, davullarn almaya balarlar ve yirmi drt saat gemeden durmazlar. Bir sre sonra bir taknlk durumuna girerler; bu durum, davullarn srekli alnd bu srete, kendinden-geme durumuna dnr. Tam yirmi drt saat sonra tren sona erer. Davullardan birounun derisi paralanmtr, davul alanlarn elleri imitir, ou kez de kan iindedir. Bu srecin en dikkate deer zellii, trene katlanlarn yzleridir. Bu yzler, kendinden-gemi insanlarn yzleridir ve bu yzlerin sergiledii anlatm, byk bir fke taknldr.8 Davul alma eyleminin, gl ykclk tepilerini anlatma kavuturduu aktr. Trenin balangcnda ritim, kendinden-gemeye benzer bir durumun domasna belki katkda bulunmakla birlikte, bir sre sonra her davulcu, davul alma tutkusunun kesin egemenlii altna girer. Bu tutku, her eyi kesin denetimi altna alr; davulcularn, sancyan ellerine ve gitgide tkenen bedenlerine aldrmadan yirmi drt saat davul almay srdrebilmeleri, ancak bu tutkunun byk gcnden dolaydr. 8Bu kasabann ad Calanda'dir. Bu trenle ilgili bir film grmtm; nefret lgnlnn zerimde brakt olaanst izlenimi hi unutamam. 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 17 Ykcla Tapnma Bir kiinin tm yaamn srekli olarak nefrete ve ykcla adamas, esrik ykcla birok bakmdan benzer. Bu durum, kendinden-ge-medeki gibi anlk bir durum olmamakla birlikte, kiiyi tmyle denetim altna alr, onu tek bir eree ykma ereine tapnma yolunda birletirici ileve sahiptir. Bu durum, ykm tanrsna srekli biimde tapmadr; denebilir ki, bu tanrnn sadk bendesi, tm yaamn tanrsna adamtr. Kem, von Salomon: Klinik Bir Ykcla Tapnma Olgusu Bu olgunun eksiksiz bir rnei, liberal ve stn yetenekli Alman dileri bakam W. Rathenau'nun 1922'de ldrlmesine katlanlardan birisi olan E. von Salomon'un zyaamyksel romannda (1930) bulunabilir. Von Salomon, bir polis memurunun olu olarak 1902'de dodu; 1918'de Alman devrimi patlak verdii zaman askeri renciydi. Devrimcilere kar yakp kavurucu bir nefretle doluydu; ama kendi kansna gre, maddesel varoluun getirdii rahatlkla doyuma ulaan, zveri ve kendini ulusuna adama ruhunu yitirmi olan kentsoylu orta snfa kar da ayn lde nefret duyuyordu (Zaman zaman, sol devrimcilerin en kktenci kanadna yaknlk duyuyordu, nk onlar da var olan dzeni yok etmek istiyorlard.). Von Salomon, benzer anlaytaki eski subaylardan oluan banaz bir grupla arkadalk kurdu; daha sonra Rat-henau'yu ldren

Kern de bu grupta yer alyordu. Von Salomon sonunda yakaland ve be yla hkm giydi.9 Romandaki kahraman Kern gibi von Salomon da Naziler'in bir ilkrnei saylabilir; ama von Salomon ve arkadaslan, Naziler'in ounluunun tersine, frsatlktan uzak duran ya da rahatlk dolu bir yaam bile zlemeyen kiilerdi. Daha sonraki yaamnda von Salomon'un kiiliinde deime olup olmadn ya da ne tr deimelerin olduunu bilmiyorum. Yaptm zmleme, romann zyaamy-ks nitelii tadn gz nne alarak, von Salomon'un romanda anlatt dnemde kendisi ve arkadalar hakknda syledii eylerle snrldr. 18 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER zyaamyksel romannda von Salomon kendisi hakknda yle der: "Ykmaktan her zaman zel bir haz duydum; bu yzden, fikirler ve deerler ynnn nasl ortadan kalktn, ortada i sinirlerle, gergin teller gibi her bir sesi titreerek, soyutlanmln seyrek havasnda iki kat titreerek veren sinirlerle bir tutam etten baka bir ey kalmayncaya dek lkler cephaneliinin nasl unufak edildiini grdke, gndelik aclarn ortasnda yutucu bir haz duyabiliyorum." Von Salomon, her zaman, bu tmceye baklnca sandaca kadar kendini ykma adamamt. Anlald kadaryla, von Salomon'un arkadalarndan bazdan, zellikle de von Salomon zerinde ok derin izler brakm olan Kern, daha banaz tutumlaryla onu etkilemilerdi. Von Salomon ile Kern arasnda geen ok ilgin bir grme, Kem'in kendisini mutlak ydacla ve nefrete adadn ortaya koyuyor. Von Salomon konumaya u szlerle balyor. "G istiyorum. Gnm dolduran bir ama istiyorum; yaam, bu dnyann tm tathhyla btn olarak istiyorum, zverilerin bouna olmadn bilmek istiyorum." Kern ona fkeyle kardk veriyor: "Allah kahretsin, sorularna bir son ver artk. Eer byle zlem duyduun ey mutluluksa, ancak ve ancak kpekler gibi telef olmamza yol aan iddet araclyla yaadmz mutluluktan daha byk bir mutluluk biliyorsan syle bana." Birka sayfa sonra Kern yle diyor: "Bugnk enkazdan tekrar byklk doup geliirse, buna dayanamam. Biz, ulus mutlu olsun diye dvmyoruz, ulusu kendi yazg izgisine itmek iin dvyoruz. Ama bu adam (Rathenau), ulusa bir kez daha ekidzen verirse, ulusu savata lm olan bir istence ve biime doru bir kez daha harekete ge-irebilirse, buna dayanamam." Bir imparatorluk subay olarak devrim gnnden nasd kurtulduu yolundaki soruyu yantlarken Kern yle diyor: Kurtulmadm ki; erefimin gerektirdii gibi, 19 Kasm 1918'de beynime bir kurun sktm; ben lym, iimde yaayan ben deilim, O gnden bu yana "ben" diye bir ey bilmiyorum... Ben ulus iin ldm. Bu nedenle, iimde yaayan her ey yalnz ulus iin yayor. Byle olmasayd nasl dayanabilirdim bunal Yapmam gereken eyi yapyorum, nk her gn lyorum. Yaptm eyler yalnz bir tek gcn hizmetinde olduu 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 19 iin, yaptm her eyin kkeni o gten kaynaklanyor. Bu g ykm istiyor, ben de ykp yok ediyorum... Bu g beni bolad zaman bir hi olacam, yklp kalacam biliyorum (dzler bana ait). Kern'in kendisini daha yksek bir gce gnll olarak kul etmesini salayan youn mazoistlii, onun bu szlerinde gryoruz. Ama bu balamda en ilgin nokta, bu adamn tapt ve uruna yaamn hi duraksamadan harcamaya hazr olduu nefretin ve ykma zleminin birletirici gcdr. ster tutuklanma tehlikesiyle kar karya kalnca Kern'in intihar etmesinin etkisiyle olsun, isterse fikirlerinin siyasal baarszlnn etkisiyle olsun, von Salomon'da g umudunun ve sarholuunun yerini katksz nefret ve kinin ald grlyor. Von Salomon cezaevinde kendini yle yalnz duyumsuyordu ki, eer tutukevi yneticisi ona "insanca ilgiyle" yaklamaya alsayd bu duyguya katlanamazd, ilkbahar gnlerinin lklnda evresindeki hkmllerin

sorularna katlanamyordu. "Bana dman olan hcreme srne srne girdim kapy aan gardiyandan, bana orba getiren adamdan ve penceremin nnde oynaan kpeklerden nefret ediyordum. Sevinten korkuyordum (italikler bana ait). Daha sonra von Salomon, cezaevi avlusundaki aacn iek amaya balad zaman kendisini nasl kzdrdn anlatyor. Cezaevinde geen nc Noel karsndaki tepkisini aktaryor, bu Noel'de mdr, unutmalarna yardmc olmak amacyla o gn hkmller iin ho bir gn yapmaya abalamtr: Ama ben, ben unutmak istemiyorum. Unutursam Tanr belam versin. Gemiin her gnn* her saatini kafamda hep canlandrmak istiyorum. Bu, gl bir nefret yaratyor. Hibir aalamay, hibir kmsemeyi, hibir kendini beenmilii unutmak istemiyorum; bana yaplan hibir alakl, bana ac veren ve ac vermek kastyla sylenen her sz anmsayp dnmek istiyorum. Her yz, her deneyimi ve her dman anmsamak istiyorum. Tm yaamm, btn bu irendirici pislikle, bu da gibi birikmi irendirici anlar ynyla yklenmek istiyorum. Unutmak istemiyorum; unutmak istediim bir ey varsa, o da grm olabileceim ufak tefek iyiliklerdir (dzler bana ait). 20 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Von Salomon, Kern ve dar evreleri, belki bir anlamda devrimci saylabilirler; nk var olan toplumsal ve siyasal yapnn tmyle yklarak yerine nitelii konusunda somut bir fikre sahip olmadklar milliyeti, militarist bir dzenin kurulmasn istiyorlard. Ama karakter yaps ynnden bir devrimciyi belirleyen zellik, yalnzca eski dzeni devirme istei deildir; devrimci, yaam ve zgrlk sevgisince ynlen-dirilmedii srece, ykc bir asiden baka bir ey deildir (gerek anlamda devrimci bir harekete katlan ama ykcln gdmnde olan kiiler iin de ayn ey geerlidir). Bylesi kiilerin ruhsal gerekliini -zmlersek, bunlarn devrimci deil ykc kiiler olduklarn grrz. Bunlar yalnz kendi dmanlarndan nefret etmekle kalmazlar, yaamdan da nefret ederler. Kern'in szlerinde ve von Salomon'un cezaevindeki kiilere, aalara, hayvanlara gsterdii tepkiye ilikin anlattklarnda bu olgu byk bir aklk kazanyor. Von Salomon, insan olsun, hayvan olsun, bitki olsun btn canllar karsnda mutlak bir kaytszlk ve duyarszlk iindeydi. Birok gerek devrimcinin zel yaamlarndaki, hele cezaevindeki tutumlar gz nne alnrsa, bu tutumun bambakal zellikle arpcdr. Burada, Rosa Luxemburg'un cezaevinden yazd ve hcresinden grebildii kuu iirli bir sevecenlikle anlatt nl mektuplar, di bilemenin hibir izine rastlanmayan bu mektuplar anmsatmak gerekir. Ama yalnz Rosa Luxemburg gibi olaanst bir insan mek vermek zorunda da deiliz. Dnyann her yanndaki cezaevlerinde, tutuklulukla geen yllan boyunca tm canllara duyduklar sevgiyi hi yitirmeyen binlerce ve binlerce devrimci vard, bugn de vardr. Kern ve von Salomon gibi kiilerin niin doyumu nefrette ve y-kchkta aradklarn anlamak iin, bu kiilerin yaam ykleri hakknda daha ok ey bilmemiz gerekir. Elimizde bu tr bilgiler yoktur ve biz, bu kiilerin nefrete tapnmalarnn bir (ek koulunu bilmekle yetinmek zorundayz. Tinsel ve toplumsal bakmdan tm dnya bu kiilerin balarna yklmt. Bunlardaki milliyetilik deerleri, feodal onur ve ba eme anlay, monarinin yenilmesiyle tm dayanan yitirmiti (Ancak son zmlemede, bunlarn yan-feodal dnyasn yerle bir eden ey, Balaklar karsnda uranlan askeri yenilgi deil, kapitalizmin Alman11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 21 ya'daki utkulu ilerleyiiydi.). Her ne kadar bu kiilerin mesleksel olanaklar on drt yl sonra son derece elverili olacaktysa da, subay olarak rendikleri eyler o zamanlar hibir ie yaramyordu. Bunlarn almaya susamlklan, o gnk yaamlarnn anlamszl, toplumsal kkenlerinin koparlmas, niin nefrete taptklarn rahat rahat aklar. Ama bu kiilerdeki ykcln ne dereceye kadar, Birinci Dnya Sava'ndan yllarca nce olumu bir karakter yapsnn anlatm olduunu bilmiyoruz. Kern szkonusu olunca, bu daha yakn bir olaslk gibi grnd halde, von Salomon'un tutumu, bana kalrsa, belki daha geici nitelikteydi ve byk lde Kern'in etkileyici kiiliinden kaynaklanyordu. Grnd kadaryla, aslnda Kern, daha ilerde tartacamz lsever karakter kapsamna girmektedir. Kern'den burada

sz etmemizin nedeni, nefrete banazca tapnma konusunda verilebilecek iyi bir rnek olmasdr. Bu ve baka birok ykclk olaylar, zellikle de kmeler arasnda grlen ykclk olaylar konusunda bir baka gzlemde daha bulunulabilir. Ykc davrann "tetii ekici" etkisinden sz ediyorum. Bir kii, bir tehdide kar ilknce savunucu saldrganlkla tepki gsterebilir; bu davranla, saldrgan davrana getirilen geleneksel ketlemelerin bir ksmndan kurtulmu olur. Bu, ykclk ve zalimlik gibi teki saldrganlk trlerinin dizginlerinden kurtulmasn kolaylatrr. Bunun sonucu olarak, bir tr tepkiler zinciri ortaya kabilir; bu srete ykclk yle bir younluk kazanr ki, bir "patlama noktas"na ulald zaman kiide, zellikle de kmede bir kendinden-geme durumunun domasyla sonulanr. YIKICI KARAKTER: SADSTLK Kendiliinden oluan, geici nitelikteki ykclk patlamalar olgusu yle ok ynldr ki, nceki sayfalarda yer alan tasanms nerilerin ortaya koyduu anlaytan daha kesin bir anlaya ulamak iin, daha pek ok incelemenin yaplmas zorunludur. te yandan, karaktere bal ykclk biimlerine ilikin veriler daha bol ve daha kesindir; bu verilerin, bireyler zerinde yaplan uzun sreli ruhzmsel gzlemlerden ve gnlk ya 22 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER samla ilgili gzlemlerden elde edildiini, dahas, bu karakter biimlerini reten koullarn nispeten yerleik ve uzun sreli olduunu dikkate alrsak bu bolluk ve kesinlik artc deildir. Sadistliin niteliiyle ilgili iki geleneksel kavram vardr; bu kavramlar bazan ayr ayr, bazan da birlikte kullanlr. Bu kavramlardan birisi, bu yzyln banda von Schrenk-Notzing'in trettii "algolagnia" (algos, "ac"; lagneia, "arzu, dknlk") teriminde anlatma kavuur. Von Schrenk-Notzing, etkin algolagniay (sadistlii) edilgin algolagniadan (mazoistlikten) ayryordu. Bu anlaya gre, sadistliin z, belirli bir cinsel etmenin sz konusu olup olmadna baklmakszn, ac verme arzusudur.10 teki kavram, sadistlii, temelde cinsel bir olgu olarak Freud'un (ilk balardaki dnce evresinde) kulland terimlerle sylersek, cinsel arzunun ksmi bir drts olarak grr ve cinsel abalarla hibir ak ilikisi olmayan sadiste zlemleri, bilind biimde bu abalarca gdlenen zlemler olarak aklar. Bylesi cinsel gdler plak gzle grlemedii zaman bile, zalimliin itici gcnn cinsel zlem (libido) olduunu kantlamak iin pek ok zgn ruhzmsel aba gsterilmitir. Bu, mazoistlikle birlikte cinsel sadistliin, en sk rastlanan ve en ok bilinen cinsel sapknlklardan birisi olduunu yadsmak anlamna gelmez. Bu sapknla dm insanlarda sadistlik, cinsel uyanma ve boalmann bir kouludur. Bu sapknln snrlan, bir kadna szgelimi onu dverek bedensel ac verme isteinden tutun da onu aalamaya, zincire vurmaya ya da baka biimlerde kesin boyun eie zorlamaya kadar uzanr. Bazan sadist, cinsel ynden uyanmak iin youn ac verme ve eziyet yapma gereksinmesi duyar; bazan da kk bir doz istenen etkiyi yaratr. Cinsel cokunun uyanmas iin ou kez sadiste bir dlem yeterlidir ve kanlaryla olaan cinsel birlemede bulunan ama elerince ayrt edilmedii halde, cinsel ynden uyanmak iin sadiste bir dleme gereksinme duyan erkeklerin says hi de az deildir. Cinsel mazo-istlikte sre bunun tam tersine iler: uyanlma, dvlmekten, horianl-maktan, incitilmekten kaynaklanr. Cinsel sapknlklar olarak hem saKar. J.P. de River (1956). Bu kitap, sadist eylemlerle ilgili ilgin ceza davas anlatmlarndan oluan bir dedeme iermektedir, ama bakalarna zarar vermeye ynelik eitli tepilerin hepsini anlatmak iin hi ayrm yapmadan "sadistlik" kavramm kullanmas, kitabn zayf bir yndr. 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 23

distlik hem de mazoistlik, erkeklerde sk sk grlr. Grnd ka-danyla, cinsel sadistlie erkeklerde kadnlardan daha sk rastlanr; en azndan bizim kltrmzde bu byledir. Konuyla ilgili gvenilir veriler bulunmadndan, mazoistliin kadnlarda daha sk olup olmadn saptamak gtr. Sadistlii tartmaya balamadan nce, sadistliin bir sapknlk olup olmad ve eer bir sapknlksa ne anlamda bir sapknlk olduu sorusuna ilikin baz yorumlann yaplmas uygun grnmektedir. Sadistlii insann cinsel zgrlnn anlatmlanndan birisi olarak vmek, Herbert Marcuse gibi kktenci siyasal grlere sahip baz dnrler arasnda moda halini almtr. Marquis de Sade'n yazlan, bu "zgrlk"n davurumlan saylarak, kktenci siyasal grlere sahip dergilerde yeniden yaymlanmtr. Sadistliin bir insan zlemi olduu ve insanlarn, eer bu onlara haz veriyorsa, btn teki zlemleri gibi sadiste ve mazoiste zlemlerini de doyurma hakkna sahip olma-lannn zgrlk gerei olduu yolunda da Sade'n ileri srd sav bu yayn organlar benimsemektedirler. Sorun olduka karmaktr. ocuk sahibi olunmasna yol amayan, bir baka deyile, yalnzca cinsel hazz amalayan her cinsel eylem daha nce yapld gibi sapknlk olarak tanmlanrsa, o zaman, bu geleneksel tutuma kar olan herkes elbette ve hakl olarak "sapknlklar"! savunmaya geecektir. Ama kukusuz, sapknln tek tanm bu deildir; aslnda bu, olduka eskimi bir tanmdr. Cinsel arzu, ak sz konusu olmad zaman bile, yaamn, karlkl haz vermenin ve haz paylamnn bir anlatmdr. Ama baz cinsel eylemlerde, bir kii, bir baka kiinin aalayc tutumunun, incitme isteinin, denetleme arzusunun nesnesi haline gelir, ite bu durumun belirledii cinsel eylemler, ocuk sahibi olunmasna hizmet etmedikleri iin deil, yaamn hizmetindeki bir tepiyi yaam boucu bir tepi halinde saptrdklan iin, gerek sapknlklardr. Sadistlik, sk sk sapknlk olarak adlandnlan bir cinsel davran biimiyle yani, her trl az-reme organ ilikisiyle karaf-rhrsa, fark olduka ak biimde ortaya kar. pme ne denli sapknlksa, ikinci davran da ancak o denli sapknlktr; nk bir baka kiinin denetlenmesini ya da aalanmasn iermez. 24 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER insann yalnzca kendisi iin iyi olan arzulayacan ve bu nedenle, hazzn arzulanr eyleme klavuzluk ettiini varsayan ussala, Freud-ncesi bir adan bakldnda, arzularn gerekletirmeye almann insann doal hakk olduu ve bu nedenle saygyla karlanmas gerektii sav kolayca anlalabilir. Ama Freud'dan sonra, bu sav olduka bayat gelmektedir, insann arzularndan birounun, srf (bakalanna olmasa da) kendisine zarar verdii ve gelimesine engel olduu iin usd nitelik tadn biliyoruz. Ykma zlemince gdlenen ve ykm eyleminden haz duyan kii, bunun arzulad bir ey ve haz kayna olduu iin ykc biimde davranma hakkna sahip olduu zrn ileri sremez. Sadist sapknl savunanlar, ykc, katilce zlemlerin doyurulmas lehine konumadklar; sadistliin, cinselliin birok davurumundan yalnz birisi olduu, "bir beeni sorunu" olduu ve teki cinsel doyum biimlerinden daha kt olmad eklinde bir yant verebilirler. Bu sav, konunun en nemli noktasn gzard etmektedir: Sadist uygulamalarla cinsel uyanmay gerekletiren kii, sadist bir karaktere sahiptir yani, bir sadisttir, bir baka kiiyi denetlemek, incitmek, aalamak iin yein bir arzu duyan bir kiidir. Bu kiinin sadist arzularnn yeinlii, onun cinsel tepilerini etkiler; bu, g tutkusuna, zenginlik tutkusuna kendini kaptrma ya da zseverlik gibi baka cinsel-olmayan gdlerin de cinsel arzu uyandrmalarndan farkl bir ey deildir. Gerekten, bir kiinin karakteri, hibir davran alannda, cinsel eylemde olduundan daha ak olarak kendini gstermez bunun tek nedeni, cinselliin en az "renilen" ve en az biimlendirilen davran olmasdr. Bir kiinin sevgisi, sevecenlii, sadistlii ya da mazoistlii, agzll, zseverlii, kayglan aslnda, btn karakter zellikleri onun cinsel davrannda anlatmn bulur. Zaman zaman, sadist sapknln salkl olduu, nk btn in-sanlann doasnda varolan sadist eilimlere masum bir k yolu salad sav ortaya srlr. Bu savn mantna gre,

Hitler'in toplama kamplarndaki gardiyanlar, sadist eilimlerini cinsel ilikilerinde boaltabilselerdi, tutuklulara kar nazik olurlard. 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 25 Cinsel Sadistlik-Mazoistlik rnekleri Aadaki cinsel sadistlik ve mazoisttik rnekleri, Pauline Reage'nin yazd (1965) ve de Sade'm klasiklerinden biraz daha az okunan bir kitap olan O 'nun yks'nten alnmtr. O zili ald. Pierre, O'nun ellerini yatan zinciriyle bann zerine zincirledi. O bylece balannca, sevgilisi yatakta yanbanda durarak onu yeniden pt. Kendisini sevdiini bir kez daha syledikten sonra yataktan indi ve bayla Pierre'e iaret verdi. O'nun bouna rpnn seyretti; iniltilerinin artn ve bir lk halini aln dinledi. O'nun gzlerinden yalar boannca, Pierre'i dar gnderdi. O, sevgilisine onu sevdiini yineleyecek gc hl kendinde buluyordu. Sonra sevgilisi, O'nun gzyalaryla slanm yzn, sk soluklarla alp kapanan azn pt ve zincirini zd, O'nu yatrd ve oradan ayrld (P. Reage, 1965). Anlald kadanyla, O, kendine ait bir istence kesinlikle sahip deildir, sevgilisi ile arkadalannn kesin denetimi altndadr; O, mutluluunu klelikte bulmakta, sevgilisi ve sevgilisinin arkadalan ise mutluluu mutlak efendilik rolnde bulmaktadrlar. Aadaki para, sadist-mazoist eylemin bu ynnn bir grntsn izmektedir (Burada u noktay aklamamz gerekir. O'nun sevgilisinin sahip olduu denetimin koullanndan birisi, O'nun sevgilisine olduu lde sevgilisinin arkadalanna da ayn uysallkla boyun emek zorunda olmasdr. Bunlardan birisi Sir Stephen'dr.). Sonunda O doruldu ve syleyecei ey sanki kendisini bouyormu gibi, memelerinin arasndaki yark ortaya kncaya kadar tuniinin st dmelerini at. Sonra ayaa kalkt. Elleri ve dizleri titriyordu. "Seninim," dedi Rene'ye. "istediin her eyi yapmaya hazrm." "Hayr," diye szn kesti Rene, "bizimsin. Sylediklerimi tane tane yinele: Ben ikinize aitim. kinizin istedii her eyi yapmaya hazrm." Rene gibi, Sir Stephen da delici gri gzlerini O'nun zerine dikmiti ve O, bu gzlerde kaybolarak Rene'nin yinelemesini buyurduu szleri 26 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER yava yava yineledi, ama tpk bir dilbilgisi dersindeymi gibi, szleri birinci ahsa gre evirerek sylyordu. "Sir Stephen'a ve bana u haklar veriyorsun..." O'nun vcudunu istedikleri gibi, diledikleri yerde ya da diledikleri biimde kullanma hakkn, O'n zincire vurma hakkn, en kk bir kusur ya da ihlalden dolay veya salt onlar bundan haz duyduklar iin bir kle ya da hkml gibi kamlanma hakkn, acdan barmasna neden olurlarsa O'nun yalvarmalarna ve lklarna hi kulak asmama hakkn onlara veriyordu (P. Reage, 1965). Cinsel sapknlklar olarak sadistlik (ve mazoistlik), hibir cinsel davran iermeyen ok kapsaml sadistlik olgularnn yalnzca kk bir blmn oluturur. lm gibi arlklara dek varan bedensel ac vermeye ynelik cinsel-olmayan sadist davran, ister insan ister hayvan olsun, gsz bir varl hedef olarak alr. Sava tutsaklar, kleler, yenilmi dmanlar, ocuklar, hastalar (zellikle de akl hastalar) bunlarn hepsi, ou kez en acmasz ikenceyi de kapsayan bedensel sadistliin hedefi olmulardr. Roma'da yaplan zalimce gsterilerden modem polis birimlerine varncaya dek, ikence, dinsel ya da siyasal amalarn kisvesi altnda ve bazan da dpedz yozlam kitlelerin elencesi olarak uygulanmtr. Gerekten, Roma'daki Kolezyum, insan sadistliinin en byk antlarndan birisidir. Cinsel-olmayan sadistliin en yaygn davurumlarndan birisi, ocuklarn horlanmasdr. Sadistliin bu biimi, ancak son on ylda daha geni olarak bilinir hale gelmitir; bunu da C. H. Kempe ve tekilerin (1962) bugn klasiklemi almalaryla balayan birok aratrma salamtr. O zamandan beri birok baka inceleme yaymlanmtr11 ve daha baka incelemeler de ulusal apta srdrlmektedir. Bu incelemelerin ortaya koyduuna gre,

ocuklara ynelik horlayc davran, an dvme ya da bile bile a brakma nedeniyle lme yol amaktan tutun da iiklere ve ldrc olmayan baka yaralar amaya kadar uzanmaktadr. Aslnda, bylesi eylemlerin gerek skl hakkndaki bilgimiz yok denecek kadar azdr; nk eldeki veriler kamu kaynaknKar. D. G. Gill (1970); R. Helfner ve C. H. Kempe'in derlemesi (1968), kar. S. X. Radhill, aynca B. p. Steele ve C. B. Pollock. 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 27 larndan (szgelimi, komularca arlan polisten ve hastanelerden) gelmektedir. Ama bildirilen olay saysnn btn iinde yalnz kk bir blm oluturduu kabul edilmektedir. Grnd kadaryla, en yeterli veriler, lke apnda bir aratrmann bulgularna dayal olarak Gill'in aktard verilerdir. Bu verilerin yalnz birisinden sz edeceim. ocuklarn kt davranlarla karlatklar yalar birka dneme ayrlabilir: (1) bir ya ile iki ya aras dnem; (2) yatan dokuz yaa kadar olan dnemde sklk iki katma kyor; (3) dokuz ya ile on be ya aras dnemde sklk yeniden derek ilk dzeyine yaklayor ve on alt yatan sonra yava yava ortadan kalkyor (D.G. Gl, 1970). Bunun anlam udur: ocuun hl umarsz olduu ama kendine ait bir istence sahip olmaya ve yetikinin kendisini tmyle denetleme isteine tepki gstermeye balad dnemde sadistlik en yein dzeydedir. Tinsel (manevi) zalimlik, bir baka kiinin duygularn aalama ve incitme istei, belki de bedensel sadistlikten ok daha yaygndr. Bu tr sadist saldn, sadist asndan ok daha gvenlidir; ne de olsa hi bedensel kabag uygulanmamakta, "yalnzca" szckler kullanlmaktadr. Oysa, ruhsal ac bedensel ac kadar, hatta ondan da ok iddetli olabilir. Bu tinsel sadistlik iin rnekler vermeye gerek duymuyorum. Bu tr sadistlii anne-babalar ocuklar zerinde, retmenler rencileri zerinde, stler astlar zerinde uygularlar bir baka deyile, bu tr sadistlik, sadiste kar kendini savunamayacak birilerinin bulunduu her durumda uygulanr (Eer retmen zavall birisiyse, ou kez renciler birer sadist olurlar.). Tinsel sadistlik, zararsz grnen birok kisveye brnebilir: bir soru, bir glmseme, kafa kartrc birka sz gibi. Bu tr sadistlikte "usta" olan birilerini, masum grnen bu tutumla bir bakasn utandrmak ya da kk drmek iin tam gedie oturan sz ya da jesti kolayca bulan birilerini tanmayanmz var mdr? Doal olarak, aalama bakalarnn gz nnde yaplrsa, bu tr sadistlik ou kez daha da etkili olur.12 12Talmud'da belirtildii zere, her kim birisini bakalarnn nnde kk drrse, onu ldrm saylr. 28 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Josef Stalin: Klinik Bir Cinsel-Olmayan Sadistlik Olgusu Hem tinsel hem de bedensel sadistliin belirgin tarihsel rneklerinden birisi Stalin'di. Nasl ki de Sade'n romanlan cinsel sadistliin eksiksiz bir anlatmysa, Stalin'in davran da cinselolmayan sadistliin eksiksiz bir anlatmdr. Devrimin bandan beri, siyasal tutuklulara ikence edilmesini buyuran ilk kii Stalin'di; onun bu emri verdii zamana kadar, Rus devrimcilerinin kesinlikle kandklar bir nlemdi bu (R. A. Medvedev, 1971).13 Stalin dneminde NKVD'nin uygulad ikence yntemleri, kusursuzluk ve acmaszlk ynnden, arlk polisinin dnp uygulad btn yntemleri geride brakt. Bazan Stalin, bir tutukluya ne tr ikence uygulanaca konusunda kendisi buyruklar veriyordu. Stalin, en bata tinsel sadistlik uyguluyordu. Bununla ilgili birka rnek vermek istiyorum. Stalin'in houna giden zel bir yntem, insanlar gvencede olduklarna inandrmak, ama bir iki gn sonra tutuklatmakt. Elbette, kendini zellikle gvende sanrken birdenbire tutuklanan bir kiiye tutuklanmann indirdii darbe ok daha ar oluyordu. Bundan baka Sta-lin, bir yandan kiiye kendisi hakkndaki iyi dnceleri konusunda gvence verirken, te yandan da onun geleceini bilmenin sadiste hazzn tadabiliyordu. Bir baka kii zerinde bundan daha byk bir stnlk ve denetim olur mu? ite, Medvedev'in aktard birka ayrntl rnek:

i sava kahraman D. F. Serdich'in tutuklanmasndan ksa bir sre nce Stalin bir kabulde onunla kadeh tokuturarak "Brderschaffa (kardelie) imelerini nermiti. Bliukher'in mahvedilme sinden yalnzca birka gn nce Stalin, bir toplantda onunla ok scak biimde konumutu. Stalin, bir Ermeni heyeti kendisini grmeye geldiinde, sair Charents'i sormu ve ona dokunulmayacan sylemiti; ama birka ay sonra Charents tutukland ve ldrld. Ordzhonikidze'nin komiser vekili A. Serebrovskii'nin kars, 1937'de bir aksam Stalin'den gelen beklenmedik bir telefonu anlatyordu. "Her yere yaya gittiinizi duydum," demiti Stalin. "Bu hi iyi deil. nsanlar hi olmayacak eyler d13 Bu ksmdaki alntlar ayn yapttan alnmtr. 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 29 nebilirler. Arabanz onarmdaysa size bir araba gndereyim." Ve ertesi sabah, Bayan Serebrovskii'nin kullanmas iin Kremlin garajndan bir araba geldi. Ama iki gn sonra Bayan Serebrovskii'nin kocas hastaneden alnarak tutukland: nl tarihi ve yaymc 1. Steklov, btn bu tutuklamalardan huzursuzluk duyarak Stalin'e telefon etti ve randevu istedi. "Elbette, gel grelim," dedi Stalin ve bulutuklar zaman ona gven verecek biimde konutu: "Ne oluyor sana? Parti seni biliyor ve sana inanyor; zlmen iin hibir neden yok." Steklov evine, dostlarna ve ailesine dnd; ama hemen o aksam NKVD onu gtrmeye geldi. Doal olarak, dostlarnn ve ailesinin aklna gelen ilk sey, olan bitenden habersiz grnen Stalin'e bavurmakt. Stalin'in durumu bilmediine inanmak, alaka ve ustaca bir oyun oynandna inanmaktan ok daha kolayd. Bir zamanlar S.S.C.B. temsilcisi ve daha sonralar Merkez Yrtme Kurulu Yazman olan t.A. Akulov, 1958'de paten yaparken dt ve az kalsn lmne yol aan bir beyin sarsnts geirdi. Stalin'in nerisi zerine Akulov'un yaamnn kurtarlmas iin yurt dndan tannm cerrahlar getirildi. Uzun ve etin bir iyileme dneminden sonra Akulov isinin bana dnd, ama ok gemeden tutukland ve kursuna dizildi. zellikle inceltilmi bir sadistlik biimi, Stalin'in en yksek Sovyet ya da Parti grevlilerinden bazlarnn elerini, bazan da ocuklarn tutuklatp alma kampnda tutma huyuydu; bu srada, kocalar ise elerinin salverilmesini dilemeyi akllarndan bile geirmeksizin ilerine devam etmek ve Stalin'in nnde yerlere kapanmak zorundaydlar. Nitekim, Sovyetler Birlii Bakan Kalinin'in kars 1937'de14 tutukland; Molotov'un kars ile nde gelen Komintern yetkililerinden birisi olan Otto Kuusinen'in kars ve olu alma kamplanndaydlar. Ad aklanmayan bir tann belirttiine gre, Stalin sz edilen tann da bulunduu bir konumada Kuusinen'e, olunun salverilmesi iin niin aba gstermediini sordu. "Besbelli ki tutuklanmas iin nemli nedenler vard," diye yantlad Kuusinen. Tann anlattna gre, "Stalin Medvedev'in bildirdiine gre, Kalinin'in kars, kocasn ele veren ifadeleri imzalayncaya dek soraturmaclarca ikenceye uratld. Stalin bu ifadeleri o an iin dikkate almad; bu ifadeleri keyfi gelince Kalinin'i ve bakalarn tutuklatma gerekesi olarak istiyordu. 30 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER honut honut srtt ve Kuusinen'in olunun braklmasn buyurdu." Kuusinen, alma kampnda bulunan karsna paketler gnderiyordu; ama bu paketleri kendi adyla bile gndermiyor, khyas olan kadnn adyla gnderiyordu. Stalin, kendi zel sekreterinin karsn tutuklatt, oysa sekreteri grevini srdryordu. Grevlerini brakamayan, karlarnn ya da oullarnn salverilmesini isteyemeyen ve tutuklamann hakl olduu konusunda Stalin'le ayn gr paylamak zorunda olan bu yksek grevlilerin iine dtkleri ar aalanmay gznde canlandrmas iin, insann ok geni bir imgelem gcne sahip olmas gerekmez. Ya bu kiilerin hi duygulan yoktu ya da ruhsal bakmdan kntye urayp tm zsayglann ve onur duygularn yitirmilerdi. Bu durumun arpc bir rnei, Sovyetler Bir-lii'ndeki en gl kiilerden birisi olan Lazar

Kaganovi'in, savatan nce Havaclk Sanayii bakan olan kardei Mikail Moiseevi'in tutuklanmasna gsterdii tepkidir: O (Mikail Moiseevi), birok kiinin bask altna alnmasndan sorumlu olan bir Stalin'ciydi; ama savatan sonra Stalin'in gznden dt. Sonu olarak, bir yeralt "faist merkezi" kurduklar ne srlen baz tutuklu grevliler, su ortaklar olarak Mikail Kaganovi'in de adn verdiler. Bunlarn savna gre. Hitler'iler Moskova'y alsalard Ka-ganovi (bir Yahudi) faist hkmetin bakan yardmcs olacakt; bu, etki altnda yapld apak belli olan (ve dpedz sama) bir sulamayd. Stalin, kendisinin aka bekledii bu tank ifadelerini renince, Lazar Kaganovi'e telefon etti ve faistlerle" balants olduu iin kardeinin tutuklanacan syledi. "Peki, ben ne yapaym?" dedi Lazar. "Eer gerekliyse, tutuklayn!" Bu konuyla ilgili bir Politburo grmesinde Stalin, "ilkeler"inden dolay Lazar Kaganovi'i vd: Kardeinin tutuklanmasn onaylamt. Ama sonra Stalin, tutuklamann alelacele yaplmamas gerektiini szlerine ekledi. Mikail Moiseevi yllardan beri Parti'de bulunmaktadr, bu yzden de tank ifadelerinin bir kez daha gzden geirilmesi gerekir, dedi Stalin. Bu nedenle, MM, ile ona kar tanklk eden kiinin yzletirilmesi iin Mikoyan'a talimat verildi. Yzleme, Mikoyan'n brosunda yapld. eriye bir adam getirildi; bu adam, daha nce verdii ifadeyi Kaganovi'in yannda da yineledi ve savatan nce baz uak fabrikalarnn, Almanlar daha kolay 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 31 ele geirebilsinler diye bile bile snra yakn kurulduunu szlerine ekledi. Mikail Kaganovi tan dinledikten sonra, Mikoyan'n brosuna bitiik olan kk ayak)'oluna gitmek iin izin istedi. Birka saniye sonra ayakyolundan bir tabanca sesi duyuldu. Stalin'in sadistliinin bir baka biimi de davranlannn nceden kestirilememesiydi. Stalin'in tutuklanmalarn emrettii, ama ikence grdkten ve ar hkmler giydikten sonra birka ay ya da birka yl iinde salverilen ve ou kez hibir aklama yaplmadan yeniden yksek grevlere atanan kiilerle ilgili rnekler vardr. Bu adan aklayc bir rnek, Stalin'in eski yolda ve "bir keresinde St. Petersburg'da polisten kap saklanmasna yardm etmi" bir kii olan Sergei vanovi Kavtaradze'ye kar gsterdii davrantr. tleriki yllarda Kavtaradze, Trokist muhalefete katld ve ancak Trokist merkez, destekilerine muhalif etkinlii durdurma ars yapt zaman muhalefetten ayrld. Eski bir Trokist olarak Kazana srlm olan Kavtaradze, Kirov'un ldrlmesinden sonra, Stalin'e bir mektup yazarak Parti'ye kar almadn bildirdi. Stalin hemen Kav-taradze'yi srgnden geri getirdi. Ksa sre sonra, nde gelen birok gazetede Kavtaradze tarafndan yazlan ve Stalin'le birlikte yaptklar yeralt almas olayn anlatan bir makale yaymland. Stalin bu makaleden holand, ama Kavtaradze artk bu konu zerinde yazmad. Hatta yeniden Parti'ye girmedi; ufak tefek yaym almalar yaparak yaamn srdrd. 1936 yl sonunda Kavtaradze ve kam anszn tutuklandlar ve ikenceye uratldktan sonra, kuruna dizilme cezasna arptrldlar. Kavlaradze, Budu Mdivani'yle birlikte, Stalin'i ldrmeyi planlamakla sulanmt. Hkmn verilmesinden ksa sre sonra Mdi-vani kuruna dizildi. Ama Kavtaradze uzun sre lm hcresinde tutuldu. Hi beklenmedik bir anda Beria'nn brosuna gtrld; orada Kavtaradze, tannmayacak lde yalanm olan karsyla karlat. Her ikisi de salverildiler. Kavtaradze ilk nce bir otele yerleti; daha sonra bir komn apartmannda iki oda tuttu ve almaya balad. Stalin, Kavtaradze'yi akam yemeine ararak, hatta bir keresinde Beria'yla birlikte beklenmedik bir ziyarette bulunarak ona eitli olumlu iaretler vermeye balad (Sz konusu ziyaret, komn apartmannda byk he32 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER yecan yaratt. Kavtaradze'nin komularndan bir kadn, kendi deyiiyle, "Yolda Stalin'in portresi" eikte belirdii zaman bayld.). Stalin, Kav-taradze'yi akam yemeine konuk ettii zamanlarda orbay kendisi koyar, fkralar anlatr ve anlarndan sz ederdi. Ama bu akam yemeklerinden birinde Stalin, birdenbire konuuna dnerek "Yine beni ldrmek istedin ite" dedi.15

Stalin'in bu rnekteki davran, onun karakterindeki bir eyi kendileri zerinde mutlak ynetime ve denetime sahip olduunu, insanlara gsterme arzusunu zellikle ak biimde ortaya koyuyor. Tek szyle onlar ldrtebilir, ikence ettirebilir, yeniden kurtarabilir ve dllendirebilirdi. Yaam ve lm zerinde Tann'nn gcne; bytme ve yoketme konusunda, ac verme ve yaralan sarma konusunda doann gcne sahipti. Yaam ve lm onun arzusuna balyd. Batyla iyi ilikiler kurmay amalayan politikasnn baanszla uramasndan sonra Litvinov, Stalin'in nefret ettii her eyi savunan Ehrenburg ya da Ehrenburg'un tam kart bir yola sapan Pasternak gibi baz kiileri Stalin'in niin yok etmediini de bu olgu aklayabilir. Medvedev'in getirdii aklamaya gre, baz durumlarda Stalin, Lenin'in yolunda yrmeyi srdrd yolundaki sav desteklemek iin bir ksm yal Bolevikleri sa brakmak zorundayd. Ama hi kukusuz, Ehrenburg konusunda bundan sz edilemez. Bana kalrsa, burada da ynlendirici gd, herhangi birhatta en kt ilkeyle kstlanmaksrzn keyfince ve hesabna gre denetleme duygusundan Stalin'in ok holanmasyd. Sadistliin Nitelii Stalin'in sadistliine ilikin bu rnekleri vermemin nedeni, ana sorunu sadistliin doas sorununu ortaya koymam iin bu rneklerin ok uygun olmalardr. Buraya kadar, cinsel, bedensel ve tinsel olmak zere eitli sadist davran trlerini tanmlayarak ele aldk. Sadistliin bu deiik biimleri birbirinden bamsz deildir; sorun ortak eyi, bir baka deyile sadistliin zn bulmaktr. Ortodoks ruhzmlemecilik, cinMedvedev'in sylediine gre Kavtaradze'nin onu ldrmek istemediini Stalin elbette ok iyi biliyordu. 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 33 selliin belirli bir ynnn btn bu sadistlik biimlerinde ortak olduunu ne sryordu. Freud'un kuramnn ikinci evresinde ileri srldne gre, sadistlik, Eros (cinsellik) ve lm igdsnn kiinin dna yneltilmi bir bileimi olduu halde, mazoisttik, Eros ve lm igdsnn kiinin kendisine yneltilmi bir biimidir. - Ben buna kar kyor ve u aklamay neriyorum: Sadistliin tm davurumlarnda ortak olan z, ister hayvan, ister ocuk, ister erkek, isterse kadn olsun bir canl varlk zerinde mutlak ve kstlanmam denetime sahip olma tutkusu'at. Bir kiiyi, kendisini savunamadan acya ya da aalanmaya katlanmaya zorlamak, mutlak denetimin davu-rumlanndan birisidir; ama kesinlikle tek davurumu deildir. Bir baka canl varlk zerinde kesin denetime sahip olan kii, o varl kendi mal, kendi mlk yapar; kendisi de o varln tanrs olur. Bazan bu denetim yararl bile olabilir; bu durumlarda, iyiliksever sadistlikten sz edebiliriz. Bir kiinin bir bakasna onun iyilii iin hkmettii ve gerekte, tutsaklk altnda bulundurmas dnda ona birok ynden yararl olduu durumlarda karmza kan bir sadistlik biimidir bu. Ama sadistlik genellikle kt amaldr. Bir baka insan zerinde kesin denetim, o insan ktrmletirmek, bomak, engellemek demektir. Bylesi denetim her biime brnebilir ve her dzeyde olabilir. Albert Camus'nn Caligula adl oyunu, mutlak gllk zlemi anlamna gelen an bir sadiste denetim trn rneklemektedir. Bu oyunda, koullann snrsz bir g basamana ykselttii Caligula'nn nasl gitgide daha ok g zlemine kapldn gryoruz. Caligula, senatrlerin kanlanyla yatyor ve bu kiilerin, hayranlk dolu, yaltak dostlar gibi davranmak zorunluluunu duyduklan zaman iine dtkleri aalanm durumla eleniyor. Bunlann bazlann ldryor; geriye kalanlar da glmsemek ve aka yapmak zorunda kalyorlar. Ama bu denli gllk bile onu doyurmuyor; o mutlak g istiyor, olanaksz istiyor. Camus onu yle konuturuyor: "Ay' istiyorum." Caligula'nn deli olduunu sylemek kolaydr, ama onun delilii bir yaam biimidir, tnsan varoluu sorununa getirilen bir zmdr; nk mutlak gllk yanlsamasna, insan varoluunun snrlann ama yanlsamasna hizmet eder. Caligula, mutlak gce ulamaya abalarken insanlarla olan tm ban yitiriyor. nsanlar dlaya dlaya kendisi de toplum dna atlm bir kii olup kyor; delirmesi zorunlu oluyor, 34

SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER nk mutlak gllk kuman suya dt zaman, yapayalnz, gsz bir birey olarak orta yerde kalyor. Caligula rnei elbette ayrks bir rnektir. Mutlak olabilecei yanlsamasna kaplmalanna yol aabilecek kadar byk bir gce ulama ansna ok az kii sahip olur. Ama tarih boyunca, gnmze dek, byle bir gce sahip olan baz kiiler olmutur. Bylesi kiiler utkulu kaldklan srece byk devlet adamlan ya da generaller olarak batac edilirler; eer yenilirlerse deli ya da sulu saylrlar. insan varoluu sorununa getirilen bu an zm, ortalama kiilerden uzak bir zmdr. Ama toplumsal sistemlerin ounda (bizim sistemimiz de bu kapsamdadr), aa toplumsal dzeylerdeki kiiler bile, kendilerine baml kiiler zerinde denetim uygulayabilirler. evrede her zaman ocuklar, kadnlar ya da kpekler vardr; ya da tutukev-lerindeki hkmller, hastanelerdeki yoksul hastalar (zellikle de akl hastalan), okullardaki renciler, sivil brokrasi kademelerinde grev yapanlar gibi umarsz kiiler vardr. Saydmz bu topluluklarda st (amir) konumunda bulunanlann somut glerinin ne lde denetlendii ya da kstland ve bu durumlarn ne lde sadist doyum olana salad toplumsal yapya baldr. Btn bu topluluklardan baka, gsz durumdaki dinsel ve budunsal (etnik) aznlklar da ounluun en yoksul yesine bile byk bir sadist doyum olana salar. Sadistlik, daha iyi yantlarn bulunamad zamanlarda insan olarak domu olma sorununa bulunan yantlardan birisidir. Bir baka varlk zerinde mutlak denetim bir baka varla oranla mutlak gllk deneyimi, zellikle gerek yaam retkenlikten ve sevinten uzak olan kiilerde, insan varoluunun snrlarm atklan yanlsamasn yaratr. Temelde, sadistliin hibir pratik amac yoktur; sadistlik "entipften" bir ey deildir, bir "tutkunluk"tur. Gszln mutlak gllk deneyimine dnmesidir; ruhsal sakatlann dinidir. Ama bir kiinin ya da kmenin bir bakas zerinde denetimsiz gce sahip olduu her durum sadistlikle sonulanmaz. Ana-babalann, tutukevi gardiyanlannn, retmenlerin, brokratlann birou belki de ounluu sadist deildir. eitli nedenlerden dolay, birok kiinin karakter yaps, sadistlik olana yaratan koullarda bile sadistliin gelimesine elverili deildir. Karakterinde yaam gelitirici yn ar basan kiiler, 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 35 kolay kolay gcn bysne kaplmazlar. Ama insanlan, sadist eytanlar ve sadist olmayan azizler diye iki snfa ayrmak tehlikeli bir an yaln-latrma olacaktr. nemli olan, belli bir kiinin karakter yaps iersinde sadistlik tutkusunun yeinliidir. Birok kiinin karakter yapsnda sadistlik elerine rastlanabilir; ama bu eler, yaam gelitirici nitelikteki gl eilimlerle yle dengelenmitir ki, bu kiiler sadist olarak snflandnlamaz. Bylesi kiilerde, iki ynelim arasndaki i atma, sk sk sadistlie kar duyarln artmasna ve sadistliin tm biimlerine kar youn tepkilerin olumasna yol aar (Bu kiilerdeki sadistlik eilimlerinin izleri, nemsiz, belirleyici olmayan davranlarda yine de ortaya kabilir; ama bu izler dikkati ekmeyecek lde siliktir.). Sadist karakterli baz kiilerde de sadistlik, (yalnz bastnlmakla kalmayp) eit glerle en azndan dengelenmitir. Bu kiiler, umarsz insanlan denetlemekten bir lde haz duyabilirler, ama (kitle lgnl gibi olaand koullar bir yana braklrsa) ikence uygulamalanna ve benzer kymlara katlmazlar ya da bylesi eylemlerden haz duymazlar. Hitler ynetiminin, kendi buyruuyla yaplan sadist canavarlklar karsndaki tutumu bunu rnekleyebilir. Hitler ynetimi, Yahudilerle sivil Polonyal ve Ruslar'n yok edilmesini, yalnz az saydaki SS yneticisinin bildii byk bir giz olarak saklama zorunluluunu duyuyordu; bu uygulamay Alman halknn byk ounluundan gizliyordu. Himmler ve bu ca-navarlklan yapan baka kiiler, birok konumalarnda, ldrmelerin "insana yakr" bir biimde, sadiste anlklara kalmadan yaplmas gerektiini vurguluyorlard; baka trl bu uygulamalar, SS grevlilerine bile dayanlmayacak lde iren gelirdi. Bazan da ldrlecek Rus ve Polonyal sivillerin ksa, yasak savc bir yarglama ileminden geirilmelerini emreden kararlar yaymlanyordu; bundan ama, idam-lan uygulayanlara, kuruna dizmenin "yasal" olduu duygusunu vermekti. Bu tutumun

ikiyzll apak srtmakla birlikte; geni apl sadiste eylemlerin, Nazi dzenine tm varlyla balanabilecek pek ok kiiyi ayaa kaldracana Nazi nderlerinin inandklann gsteren bir kant olarak bu tutum yine de ilgintir. 1945'ten beri pek ok veri g-nna karlmtr; ama sadist eylemleri renmekten kanm olsalar bile Almanlar'n bylesi eylemlere ne lde kapldklan konusunda ayrntl ve derli-toplu bir aratrma henz yaplmamtr. 36 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Sadist karakter zellikleri, karakter yapsnn btnnden soyutlanrsa anlalamaz. Bu zellikler, btn olarak anlalmas gereken bir sendromun paralandr. Sadist karakterli bir kiiye gre, her canl denetlenebilir; her canl varlk nesne haline gelebilir. Daha doru sylemek gerekirse, canl varlklar, yaayan, rpnan, kprdayan denetim nesnelerine dntrlebilir. Her trl tepkileri, kendilerini denetleyen kii tarafndan dayatlabilir. Sadist, yaamn efendisi olmak ister; bu nedenle de kurbanndaki yaam niteliinin korunmas gerekir. Gerekte, sadisti ykp yok eden bir kiiden ayran zellik de budur. Ykc kii, baka kiileri safd brakmak, ortadan kaldrmak ister; yaamn kendisini yok etmek ister. Sadist ise yaam denetleme ve boma duygusunun peindedir. Sadisti, gller deil, yalnzca umarszlar kkrtr; sadistin bir baka zellii de budur. Szgelimi, birbirine denk kiiler arasndaki bir kavgada dmanlardan birisinin yaralanmas sadiste hazza neden olmaz; nk bu durumda yaralama eylemi, denetimin bir anlatm deildir. Sadist karakter iin, hayranlk uyandran bir tek nitelik vardr, o da gllktr. Sadist, gl olanlara hayranlk duyar, tapar, boyun eer; ama gsz olanlardan, karlk veremeyenlerden irenir, onlan denetlemek ister. Sadist karakterli kii, belirsiz olan ve nceden kestirilemeyen, onu kendiliinden nitelikte ve zgn tepkiler gstermeye zorlayacak srprizler yaratan her eyden korkar. Bu nedenle de yaamdan korkar. Yaam, doas gerei, nceden kestirilemeyen ve belirsiz olaylarla dolu olduu iin sadisti korkutur. Yaam rgtldr, ama dzenli deildir; yaamda kesin olan bir tek ey vardr, o da tm insanlann lml olduu gereidir. Sevgi de ayn lde kesinlikten yoksundur. Sevilmek iin sevecen olma, sevgi uyandrma yetenei gereklidir; bu da her zaman geri evrilme ve baarszla urama olasln iinde tar. Bu nedenle, sadist karakterli kii, ancak denetleme gcne sahip olduu zaman, bir baka deyile sevgisine konu olan ey zerinde ynetim gcne sahip olduu zaman, "sevebilir". Sadist karakterli kii, ounlukla yabanclardan ve yeniliklerden korkar yabanc birisi yenilik demektir; yeni olan bir ey de korku, kuku ve nefret uyandnr, nk kendiliinden, canl ve allmam bir tepki gerektirir. 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 37 Szn ettiimiz sendromun bir baka esi de sadistin psrkl ve rkekliidir. Sadistin boyun eici bir kii olmas bir eliki gibi grlebilir; ancak bu, yalnz bir eliki deil, ayn zamanda da bir zorunluluktur. Sadist, kendisini gsz, cansz ve yetersiz duyumsad iin sadisttir. Bu yoksunluunu, bakalan zerinde denetim kurarak, bir solucan gibi duyumsad kendi benliini bir Tann'ya dntrerek dnlemeye alr. Ama g sahibi olan sadist bile, insansal gszlnden dolay ac eker. ldrebilir, ikence edebilir; ama yine de boyun eebilecei daha yksek bir gce gereksinme duyan sevgisiz, soyutlanm, korkmu bir kii olarak kalr. Hitler'den bir basamak aadakiler iin, en yksek g Fhrer'di; Hitler'in kendisi iin ise en yksek g Yazg idi, Evrim yasalanyd. Bu boyun eme gereksinmesinin kkeni mazoizmde yatar. Her zaman birbirleriyle balantl olan sadistlik ve mazoizm, davranlara gre kart eylerdir; ama gerekte, tek bir temel durumun dirimsel gszlk duygusunun- iki ayn yzn olutururlar. Hem sadistler hem de mazoistler, deyim yerindeyse, bir bakasnn kendilerini "b-tnleme"sine gereksinme duyarlar. Sadist, bir baka varl, kendisinin uzants yapar; mazoistse kendisini bir baka varln uzants yapar. Her ikisi de ortakyaamsal bir iliki peindedir; nk her ikisi de merkezini yitirmitir. Sadist, kurbanndan bamszm gibi grnrse de, sapkn bir biimde bu kurbana gereksinme duyar.

Sadistlikle mazoistlik arasnda yakn bir balant bulunduu iin, belirli bir kiide bu ynlerden birisi ya da tekisi daha baat olsa bile, sadist-mazoist bir karakterden sz etmek daha doru olur. Sadist-mazoist kiiler, karakter yaplarnn ruhbilimsel yn siyasal bir tutumu anlatacak biimde dile getirilerek, "yetkeci karakter" adyla da anlmaktadr. Siyasal tutumu genellikle (etkin ve edilgin) yetkeci olarak tanmlanan kiiler, ou kez (toplumumuzda) sadist-mazoist karakter zellikleri kendilerinden aadakileri denetleme, kendilerinden yksekte bulunanlara boyun eme davran sergiledikleri iin, bu kavram yerinde bir kavramdr.16 6Yetkeci karakter, ilk kez, 2. Ksm'daki (1. cilt) 8. notta (s. 90) anlan Almanca incelemede zmlendi. Verilerin zmlenmesinden kan sonuca gre, yant verenlerin yzde 78'i ne yetkeci-ne de yetkecilie kart bir karaktere sahipti: bu nedenle, Hitler'in utkuya ulamas durumunda bu kiilerin ateli Nazi ya da ateli Nazi dman olmalar 38 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Freud tarafndan gelitirilen ve Freud'un rencileri, zellikle de K. Abraham ve Ernest Jones tarafndan geniletilen "dkl karakter" kavramna deinilmezse, sadist-mazoist karakter tam olarak anlalamaz. Freud (1908), dkl karakterin bir karakter zellikleri sendromunda kendisim aa vurduuna inanyordu, inatlk, an dzenlilik ve cimrilik olarak belirlenen bu karakter zelliklerine daha sonra dakiklik ve an temizlik de eklendi. Freud'a gre, bu sendromun kkeni, dkl ks-nl blgeden kaynaklanan "dkl libido" da yatyordu. Bu sendromun karakter zellikleri, sz konusu dkl libidonun amalaryla ilgili tepki gelitirmeler ya da yceltmeler olarak aklanyordu. Libido kuramnn yerine balanthlk biimini koymaya ynelik abalarm srasnda, bu sendrom kapsamna giren eitli zelliklerin, araya uzaklk koyucu, denetleyici, reddedici ve biriktirici balanthlk biiminin ("biriktirici karakter"in) davurumlar olduklar varsaymna ulatm (E. Fromm, 1947). Bu, dkyla ve barsak hareketleriyle ilgili her eyin belirgin bir rol oynadklar konusunda Freud'un yapt klasik gzlemlerin doru olmad anlamna gelmez. Tam tersine kiilerle ilgili ruhzrnsel gzlemlerim sonucunda, Freud'un gzlemlerinin btnyle yerinde olduunu anladm. Ama aramzdaki ayrlk, u sorunun yantnda yatmaktadr: Dkl libido, dk saplantsnn ve dolayl olarak dkl karakter sendromunun kayna mdr, yoksa sz konusu sendrom zel bir balantllk biiminin mi davurumudur? kinci durum doruysa, dkl ilgi, dkl karakterin nedeni olarak deil, bir baka ama simgesel bir anlatm olarak anlalmaldr. Gerekten de dk ok uygun bir simgedir: Dk, insann yaam srecinden atlan ve artk insan yaamna hizmet etmeyen bir eydir.17 sz konusu deildi. Yant verenlerin yaklak yzde 12'si yetkecilie kart bir karaktere sahiptiler ve her zaman Nazizm'in inanm dmanlar olarak kalacaklard. Yant verenlerin yaklak yzde 10'u ise yetkeci bir karaktere sahiptiler ve her zaman ateli Nazi yanllar olarak kalacaklard. Bu sonular, 1933ten sonra somut olarak grlen eylere aa yukar uygundur (E. Fromm ve tekiler, 1936). Daha sonra T. Adorno da yetkeci karakteri inceledi. Ama bu incelemede, yetkeci karakter, sadist-mazoist karakter asndan ruhzmsel bir bak asyla deil, davran bir bak asyla ele alnmtr (T. Adomo ve tekiler, 1950). Yorumda bulunmak isteyenler dkya ve kokulara duyulan an ilginin, hayvanlara grme duyusundan ok koku alma duyusunun klavuzluk ettii evrim aamasna doru bir trnrofizyolojik geri dn olduunu dnebilirler. 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 39 Biriktirici karakter, nesnelerin, dncelerin ve duygularn dzenli olmasn ister, ama ondaki dzenlilik saplants ksr ve katdr. Bu yapdaki kii, nesnelerin yerli yerinde olmamasna dayanamaz ve onlar bir dzene koyma zorunluluunu duyar. Bu yolla mekn denetler; usd dakiklikle zaman denetler; nne geemeyecei temizlik saplantsyla, kirli ve dmanca sayd dnyayla olan ilikisini kopanr (Ama tepki gelitirmenin ya da yceltmenin meydana gelmedii baz zamanlarda, an temizlik deil, pislik eilimi ba gsterir.). Biriktirici

karakterli kii, kendisini drt yandan kuatlm bir kale gibi duyumsar; hibir eyin d-an kmasna izin vermemek ve kalenin iindekileri esirgemek zorundadr. Onun inatl ve dikball, d saldnya kar yan otomatik bir savunmadr. Biriktirici kii, yalnzca sabit miktarda gce, enerjiye ya da zihinsel yetenee sahip olduu ve bu birikimin kullanlnca azalaca ya da tkenecei duygusunu tar. Tm canllann kendi kendini yenileme ilevine sahip olduklarn, etkinlik gstermenin ve yeteneklerimizi kullanmann gcmz artracan, oysa durgunluun gcmz azaltacan kavrayamaz; ona gre, lm ve ykm, yaam ve gelimeden daha byk bir gereklie sahiptir. "Yaratma eylemi" kulana alnan ama gerekliine inanmad bir mucizedir. Onun iin en yce deerler, dzen ve gvenliktir, onun slogan udur: "Gnein altnda yeni hibir ey yoktur!" Bakalanyla yakn iliki kurmay kendisine ynelik bir tehdit sayar; onun iin gvenlik demek, ya herkesten uzak durmak ya da herkese sahip olmak demektir. Biriktirici kii, kukucu biimde davranr ve zel bir adalet anlayna sahiptir; bu adalet anlay, znde u ilkeye dayanr: "Benimki bana, seninki sana." Dkl-biriktirici kiinin, dnyayla olan balantsnda kendisini gvende hissetmesinin bir tek yolu vardr, o da dnyay mlkiyetine almak ve denetlemektir; nk bu kii, kendisiyle dnya arasnda sevgiye ve retkenlie dayal bir balant kurma yeteneinden yoksundur. Dkl-biriktirici karakter ile sadistlik arasnda klasik ruhzmle-mecilerce tanmlanan yakn ilikinin gerekten varolduunu, klinik veriler ak biimde kantlamaktadr ve bu ilikinin libido kuram asndan ya da insann dnyayla olan balants asndan yorumlanmas pek bir ey deitirmez. Dkl-biriktirici bir karaktere sahip olan toplumsal k40 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER melerin dikkate deer dzeyde sadistlik sergileme eiliminde olduklar gerei de bu ilikiyi kantlamaktadr. *8 Brokratik karakter,19 siyasal anlamda deil, daha ok toplumsal anlamda, sadist-mazoist karakterle aa yukar eanlamldr. Brokratik dzende, her kii kendisinden aa olan birisini denetler ve kendi stnde olan biliince denetlenir. Byle bir dzende hem sadist hem de mazoist tepkiler doyurulabilir. Brokrat karakterli kii, kendisinden aada olanlar hor grr, kendisinden yukarda olanlara ise hayranlk duyar ve onlardan korkar. Astn eletiren ya da bir dakika gecikince kalarn atan veya alma saatleri iinde astn ste "ait" olduunu en azndan simgesel olarak anmsatc davranlarda direten belli bir brokrat tipinin yz anlatmna bakmak ve sesini duymak, bunu saptamak iin yeter de artar bile. Ya da bir postanede, caml tezgahn arkasnda oturan brokrat dnelim; yanm saattir beklemekte olan son iki kiinin o gn gidip ertesi gn yeniden gelmek zorunda kalacaklarn bile bile, caml tezgahtaki kk pencerenin kapan tam saat 17:30'da kapatrken bu brokratn yzndeki glkle sezilen, hafif glmseme izlenebilir. Burada nemli olan, bu kiinin tam 17:30'da pul satmaya son vermesi deildir. Onun davrannn nemli yn, onlar kendisinin denetlediini 1R Bkz. E. Fromm (1941); Alman orta snfnn aa katmannda bu ilikinin bulunduunu burada ortaya koydum. Burada brokrat derken, an dnda kalm birok okulda, hastanede, tutukevinde, demiryolunda ve postanede bugn de rastlanan ad, souk, yetkeci brok- raflar anlatmak istiyorum. Yine son derece brokratik bir rgtlenme yapsna sahip olan byk sanayi, tmyle deiik bir karakter tipi byk olaslkla "insan ilikileri" renimi grm olan sevecen, glmseyen, "anlayl" brokrat tipi gelitirmitir. Bu deiikliin nedenleri, acl sanayinin doasnda, bu sanayinin takm almasna, srtmeden kanmaya, daha iyi alma ilikilerine duyduu gereksinmede ve birok baka etmenlerde yatmaktadr. Dosta davranan yeni brokratlar itenliksiz grnmemektedirler, gerekte sadist olduklar halde asl yzlerini gstermemek iin glmseyen kiiler gibi grnmektedirler. Aslnda ad sadist, demin deindiimiz nedenlerden dolay, acl bir brokrat olmaya hi de uygun deildir. acl brokrat, dosta grnen bir sadist deil, kendine zg bir kiidir ve gsterdii dosta

tutumu, uydurma olmamakla birlikte, uydurma decek lde yzeysel ve sdr. Ama bu bile pek hakli bir yarg deildir: nk belki her iki tarafnda glmsedii ve bunun bir insan ilikisi olduu sansna kapld ksa an dnda, bu tutumun yzeysellii ve sl aan bir tutum olmasn gerekte hi kimse beklemez. acl yneticinin karakterine ilikin iki uzun ve kapsaml inceleme bu izlenimleri dorulamakta ya da dzeltmektedir (M. Maccoby, 1. Milln). 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 41 ortaya koyarak insanlar d krklna uratmaktan haz duymasdr; bu, onun yz anlatmnda ifadesini bulan bir doyumdur.20 ad brokratlarn hepsinin sadist olmadn sylemeye gerek yoktur. Brokrat olmayanlara ya da acl brokratlara oranla, bu kme iinde sadistlie ne lde sk rastlandn ancak derinlemesine bir ruhbilimsel inceleme ortaya koyabilir. Yalnzca birka tannm rnee deinirsek; kinci Dnya Sava srasnda askeri brokrasinin en yksek rtbeli subaylar arasnda bulunan General Marshall ve General Eisenhower, sadistlikten uzak olmalaryla ve askerlerinin yaamna gerekten insanca bir ilgi gstermeleriyle dikkat ekiyorlard. te yandan, Birinci Dnya Sava'nda birok Alman ve Fransz generali, hibir yeterli taktik ama olmadan askerlerini harcamakta gsterdikleri acmaszlk ve zalimlikle dikkati ekiyorlard. Bazan da sadistlik, incelikli davranlarla ve belli durumlarda belli kiilere ynelik iyilikseverlik gibi grnen tutumlarla rtlenir. Ama bu inceliin yalnzca aldatma amac gttn, hatta hibir itenlikli duyguya dayanmayan bir almdan baka bir ey olmadn dnmek yanl olur. Bu olguyu daha iyi anlamak iin, akl banda insanlarn ounun, hi deilse baz bakmlardan insan olduklarn ortaya koyan bir zimgesini korumak istediklerini dikkate almak zorunludur. Btn btne insanlk d olmak demek, btn btne soyutlanmak, insanln bir paras olma duygusunu yitirmek demektir. Bu nedenle, herhangi bir insana kar incelikten, dostluktan ya da sevecenlikten btnyle yoksun olmann, uzun erimde dayanlmaz bir kayg yarattn dnmemize neden olan birok verinin bulunmasna amamak gerekir. Szgelimi, zel Nazi kurulularnda grev alan ve binlerce insan ldrmek durumunda kalan kiilerde delilik ve ruhsal bozukluk grldn bildiren raporlar21 vardr. Nazi rejiminde, kitlesel ldrme emirlerini yerine getirmek zorunda kalan grevlilerin birou, Funktionarskrankheit ("grevli hastal") ad verilen sinir kntleri geirmilerdir.22 20 Bu, ruhbilimsel deneylerin ve lerlerin ounun sk alarndan kaan birok davransal verinin bir rneidir. 21Himmler, 6 Ekim 1943'te yapt bir konumada, bunu dolayl olarak kabul etmitir. Koblenz, Nazi Archiv. NS 19, H.R. 10. no H. Brandt, kiisel grme. 42 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Sadistlikle balantl olarak "denetim" ve "gllk" szcklerini kullanmaktaym; ama bu szcklerin anlamlanmn bulamk olduu aka bilinmektedir. Gllk, insanlar zerinde g sahibi olma anlamna gelebilir ya da bir eyler yapma gc anlamna gelebilir. Sadistin ulamaya abalad ey, insanlar zerinde gce sahip olmaktr; nk o, varolma gcnden yoksundur. Ne yazk ki birok yazar, "gllk" ve "denetim" szcklerinin bu anlamca belirsizlik zelliini kullanmakta ve "bakas zerinde g sahibi olma"y, sezdirmeden vmek iin, "bir ey yapma gc"yle zdeletirmektedir. Dahas, denetimin bulunmamas, ne tr olursa olsun hibir rgtlln bulunmad anlamna gelmez; yalnzca denetimin smrc nitelik tad ve denetlenenlerin kendilerini denetleyenleri denetleyemedikleri denetim trlerinin bulunmad anlamna gelir. lkel toplumlardan tutun da belli amalar gden ada topluluklara kadar, herkesin gerek nzasna ynlendirilmi nzasna deil dayanan ussal yetkenin geerli olduu ve "bakalannn zerinde gce sahip olma" ilikilerinin gelimedii birok toplum rnei vardr.

Hi kukusuz, kendisini savunacak gce sahip olmayan birisi karakter ynnden de zayftr. Bu kii, sadist olmak yerine uysal ve mazoist olabilir. Ama bu kiinin somut gszl, dayanma ve sevecenlik gibi erdemler ile yaratcln gelimesine de yol aabilir. Gsz olma, dolaysyla da kleletirilme tehlikesi iinde bulunma ya da gl olma, dolaysyla da insanlktan kma tehlikesi iinde bulunma, iki kt niteliktir. Bunlann hangisinden en ok kalaca, dinsel ve ahlaksal ya da siyasal inan sorunudur. ada dnn tersine, Buda'cln, Peygamberlerle balayan Yahudi geleneinin ve Hristiyan ncilleri'nin bu konudaki karan apaktr. Gllk ve gszlk arasnda ince aynmlar belirlemek pek yerinde bir tutumdur; ama kanlmas gereken bir tehlike vardr; o da ayn anda hem Tann'ya hem de Sezar'a kulluk edilmesini tlemek iin ya da daha da kts ikisini zdeletirmek iin belli szcklerin belirsiz anlamlanndan yararlanlmasdr. 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 43 Sadistlii Douran Koullar Sadistliin gelimesine hangi etmenlerin katkda bulunduu sorunu, bu kitapta yeterli bir zme kavuturulamayacak lde kankr. Ama bir noktay ta bandan akla kavuturmak gerekir: evre ile karakter arasnda yaln bir iliki yoktur. nk bireysel karakteri, yapdan kaynaklanan yatknlklar, aile yaamnn ayrc zellikleri, kiinin yaamndaki olaand olaylar gibi bireysel etmenler belirler. Karakter geliiminde yalnzca bu bireysel etmenler pay sahibi olmakla kalmaz; evresel etmenler de genellikle sanldndan ok daha karmaktr. Daha nce vurguladm gibi, bir toplum herhangi bir topluluk deildir. Bir toplum, son derece karmak bir sistemdir; eski ve yeni aa orta snflar, orta snflar, yukar snflar, ryen sekin tabakalan, dinsel ya da d-nsel-ahlksal gelenekleri olan ya da olmayan topluluklar, kk kasabalar ve byk kentler bunlar, gz nne alnmas gereken etmenlerin yalnzca bazlardr; bakalanndan soyutlanm bir tek etmen, toplumun yapsnn anlalmasn salayamad gibi, karakter yapsnn anlalmasn da salayamaz. Bu yzden, toplumsal yap ile sadistlik arasnda bir bant kurulmak isteniyorsa, tm etmenler konusunda eksiksiz bir deneysel zmlemenin yaplmas gerekecektir. Ama ayn zamanda unu da eklemek gerekir ki, bir topluluun bir baka topluluu smrmek ve bask altnda tutmak iin kulland g, birok istisnalar bulunmakla birlikte, denetleyen toplulukta, sadistlie yol ama eilimi tar. Bu nedenle sadistlik, ancak herhangi bir snf, cins ya da aznlk topluluunun smrc denetim altnda tutulmasna son verildii zaman ortadan kalkacaktr (ama bireysel bir hastalk olarak varln yine de srdrecektir). Birka kk toplum bir yana braklacak olursa, bu durum tarihte hibir yerde henz grlmemitir. Bununla birlikte, hukuku temel alan ve gcn keyfi biimde kullanlmasn nleyen bir dzenin kurulmas, bu ynde ileri bir adm olmutur, ama ne yazk ki bu gelime de bir zamanlar varolduu dnyann birok blgesinde son zamanlarda engellenmektedir ve Amerika Birleik Devletleri'nde bile "yasa ve dzen" adna tehdit edilmektedir. Smrc denetime dayal bir toplum nceden kestirilebilen baka zellikler de sergiler. Bu toplum, byle bir denetim altna almanlann bamszln, btnln, eletirel dnme yeteneini ve retken44 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER ligini zayflatma eilimi tar. Bu toplumun, o kiileri her trden elence ve olanaklarla beslemedii sylenemez; ama salad elenceler ve olanaklar, kiilik geliimini zendirici deil, kstlayc niteliktedir. Roma Sezarlar', halkn elenmesi iin, temelde sadist bir nitelik tayan gsteriler dzenliyorlard. ada toplum da sua, savaa, canavarca davranlara ilikin gazete ve televizyon haberleri biiminde benzer gsteriler sunmaktadr. Bu gsterilerin ierii korkun deilse bile, ocuklarn sal pahasna ayn kitle iletiim aralaryla reklam yaplan kahvaltlk tahl besinler kadar besleyicilikten uzaktr. Bu kltrel besin, eyleme geirici uyaranlar salamaz, yalnzca edilginlii ve uyuukluu zendirir. Salasa salasa elence ve heyecan salar, ama hemen hemen hi sevin salamaz; nk sevin, zgrlk gerektirir, sk denetim dizginlerinin gevetilmesini gerektirir, oysa dkl-sadist tipin bunu

yapmas nerdeyse olanakszdr. Bireydeki sadistlie gelince, bireydeki sadistlik, toplumsal ortalamaya uygun der; ama bu ortalamann altnda ya da stnde bireysel sapmalar olabilir. Sadistlii glendiren bireysel etmenler, ocuun ya da yetikinin kendisini bo ve gsz duyumsamasna neden olma eilimi tayan koullardr (yeni durumlar ortaya karsa, sadist zellik tamayan bir ocuk, sadist bir ergen ya da yetikin haline gelebilir). Yldrc ceza gibi korku yaratc koullar, bylesi koullar arasndadr. Bununla anlatmak istediim, yeinlii sk skya snrlanm, zgl ve belirli yanl davranla balantl ceza tr deil; keyfi, cezalandrlan kiinin sadistliiyle beslenen ve korku retici yeinlie sahip ceza trdr. ocuun kiilik yapsna bal olarak, bylesi cezann yaratt korku, ocuun yaamnda baat bir gd durumuna gelebilir, ocuun btnlk duygusu yava yava ortadan kalkabilir, zsaygs azalabilir ve en sonunda ocuk, artk bir kimlik duygusuna sahip olmasn, artk "kendisi" olmasn olanaksz bulacak lde sk sk kendisine ihanet edebilir. Dirimsel gszln domasna yol aan teki koul, ruhsal ktlk durumudur. ocuun yeteneklerini uyandracak hibir uyarm, hibir ey yoksa, ocuk tmyle donar; ocuun etkileyip deitirebilecei hibir ey, ocua yant veren, hatta ocuu dinleyen hi kimse yoksa, ocuk, bir gszlk ve yetersizlik duygusuyla babaa kalr. Bylesi bir gszlk, ille de sadist bir karakterin olumasyla sonulanmaz; sadist bir 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 45 karakterin oluup olumamas, birok baka etmene baldr. Ama,yine de bu durum, hem bireysel hem de toplumsal bakmdan sadistliin gelimesine katkda bulunan ana kaynaklardan birisidir. Bireysel karakter toplumsal karakterden sapma gsterdii zaman, toplumsal kme, kendisine uygun den tm karakter elerini pekitirme eilimi gsterir, kart eler ise uyuuk duruma gelir. Szgelimi sadist bir kii, ounluun sadist yapda olmad ve sadiste davrann ho ve zlenir bir davran saylmad bir toplulukta yayorsa, sadist birey mutlaka karakterini deitirmeyecek, ama eyleme de geilmeyecektir; sadistlii ortadan kalkmayacak, ama deyim yerindeyse, beslenmedii iin "kuruyacak"tr. israil'deki Kibbutzlarda ve baka ayn amal topluluklarda yaam, bunun birok rneini salamaktadr, yeni ortamn gerek bir karakter deiikliine yol atn belgeleyen rneklerin bulunduunu da belirtmek gerekir.23 Sadist karakterli bir kii, sadistlie kar bir toplumda pek zararl olamaz; hasta bir kii olarak grlr. Hibir zaman tannp sevilmez ve toplum zerinde etkiye sahip olabilecei bir konuma pek ykselemez. Bir kiinin sadistliini ok yein klan eyin ne olduu sorulacak olursa, yalnzca yapsal, biyolojik etmenlerin deil (S. Freud, 1937), toplumsal sadistliin domasndan byk lde sorumlu olduu kadar birey tarafndan gelitirilen, kiiye zg sadistlik eitlerinden de sorumlu olan ruhsal ortamn da gz nne alnmas gerekir, tte bu nedenle, bir bireyin geliimi, yalnzca o bireyin yaps ve ailesinin gemii gz nne alnrsa, hibir zaman tam olarak kavranamaz. Kiinin ve ailesinin toplumsal sistem iersindeki yerlerini ve bu sistemin zn bilmediimiz srece, belli zelliklerin niin bylesine inat ve kkl olduunu anlamamz olanakszdr. Heinrich HimmleruKlinik Bir Dhl-Biriktirici Sadistlik Olgusu Dkl-biriktirici brokratik, yetkeci karakterin an biimleri ile sadistlik arasndaki balant konusunda sylenen eyleri aka dorulayan aalk, sadist karakterin eksiksiz bir rnei Heinrich Himmler'dir. Dr. Moshe Budmore, kiisel grme. 46 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Birok kiinin kendisine takt adla, "Avrupa'nn av kpei" Himm-ler, Hitler'le birlikte, on be yirmi milyon arasnda silahsz ve gsz Rus, Polonyal ve Yahudi'nin topluca ldrlmesinden sorumluydu. Himmler ne eit bir insand?24

ilkin, eitli gzlemcilerin Himmler'in karakteri konusunda yaptklar baz tanmlamalar gz nne alnarak balanabilir. Himmler'in karakteri konusunda belki de en doru, en derinlemesine tanmlamay, o zamanlar Danzig'de Uluslar Birlii (Milletler Cemiyeti) temsilcisi olan Ki. Burckhardt yapmtr. yle yazmaktadr Burckhardt: "Himmler, robotluk esini de iinde tayan gvenilmez astlk (Subalternitaf), dar grl grev ak, insana yakmaz yntemlilik zelliklerine sahip bir kii izlenimi brakyordu" (K.J. Burckhardt, 1960). Bu tanm, daha nce anlattmz sadist yetkeci karaktere zg temel elerin ounu iermektedir. Himmler'in sz dinleyici ast tutumunu, insanlk d brokratik grev akn ve yntemliliini vurgulamaktadr. Bu, bir kincinin ya da Himmler denince ounlukla insann zihninde beliren bir canavarn tanm deil, insanlktan ar lde uzaklam bir brokratn tanmdr. Baka gzlemciler de Himmler'in karakter yaps konusunda ek eler salamlardr. nde gelen bir Nazi iken 1932'de partiden atlan Dr. Albert Krebs, 1929'da yani, Himmler henz pek gl deilken yapt bir tren yolculuunda alt saatini Himmler'le konuarak geirmitir ve davranlar dikkatini ekmitir. Yolculuu Krebs iin neredeyse katlanlmaz klan ey, "aptalca ve znde anlamsz gevezeliiyle Himmler'in beni srekli rahatsz etmesi"ydi. Himmler'in konumas, sava palavralarnn, petit bourgeois (kk kentsoylu) gevezeliinin (Stammtischgeschwatz) ve banaz bir vaizin ateli kehanetlerinin acayip Himmler'e ilikin zmleme, genel olarak, B.F. Smith'in (1971) yazd kusursuz yaamyksnde sunulan verileri izlemektedir. Smith, Himmler hakknda bulunabilen tm verileri kullanmtr, bu veriler Himmler'in 1910-22 yllarn kapsayan 1957'de bulunmu alt gncesi ve 1924 ylma ait birka bamsz gnce sayfas; Himmler'in 1918-26 yllan arasnda ald ve gnderdii mektuplar kapsayan ayrntl listesi; Himmler'in okuduu kitaplarla ilgili olarak yapt ve 270 dolaynda maddeden oluan uzun, aklamal liste; ok sayda aile belgesi ve Himmler'in resmi belgelerle kiisel andalardan oluan kendi koleksiyonu. Himmler'in gncelerinden alnm birok paray ve S.T. Angress ile B.F. Smith'den (1959) yaplm alntlan ieren J. Ackermann'n (1970) incelemesinden de yararlandm. 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 47 bir karmndan oluuyordu (aktaran J. Ackermann, 1970). Himmler'in, bir baka kiiyi sonu gelmez gevezeliklerini dinlemeye zorlamakta, bylece de onu egemenlik altna almaya abalamakta gsterdii saldrganlk, sadist karakterin tipik zelliidir. En yetenekli Alman generallerinden birisi olan Heinz Guderian'n Himmler'i anlatan karakter tanmlamas da ilgintir. Hitler'in peinden gidenler arasnda en ahma Heinrich Himm-ler'di. Irksal aalk duygusunun tm belirtilerini tayan bu nemsiz adamn davranlar basitti, tnce ve saygl olmaya alyordu. Himmler'in yaam biimi, Goering'in tam tersine, son derece basitti. Ama kurduu dler sonsuzdu (ausschweifender)... Himmler, 20 Temmuzdan sonra askerlik tutkusuna kapld. Bu ar tutku, onu, Yedekler Ordusu Bakomutanl'na, hatta bir ordu grubunun Bakomutanlna atanma abasna girmeye srkledi. Himmler, ilk ve topyekn yenilgiye askeri dzeyde urad. Onun dmanlarmzla ilgili yarglar, ancak ocuka sfatyla nitelenebilir. Onun, Hitler'in yanndayken zgvenden ve yreklilikten yoksun olduunu birka kez gzlemleme olana buldum (H. Guderian, 1951). Bir baka gzlemci de Alman bankaclnn nde gelen temsilcilerinden Emil Helfferich'tir. Helfferich, Himmler'in, "eski okullarda rastlanan, kendine kar kat ama bakalarna kar daha da kat, acmasz eitimci tipinde bir kii..." olduunu yazmaktadr. "Himmler'de grlen sevecenlik iaretleri, zellikle de yazd teekkr mektuplarndaki dosta hava, aka souk bir doaya sahip kiilerde ou kez grld gibi, tmyle yapmackt" (E. Helfferich, 1970). Himmler'in yaveri K. Wolff un izdii tablo bu lde olumsuz deildi. Wolff, yalnzca Himmler'in banazlna ve istenten yoksunluuna deinmekte, sadistliinden sz etmemektedir: "Himmler, sevecen bir aile babas, iyi bir st ve iyi bir yolda olabiliyordu. Ayn zamanda da saplantl bir banaz, tuhaf bir hayalci ve ... gitgide glenen bir sevgi/ nefret bayla bal olduu Hitler'in elinde istensiz bir arat" (K. Wolff, 1961). Wolff, grnte

eit gteiki kart kiilii, nazik ve banaz kiilikleri tanmlamakta, ama nazik kiiliin itenlikli olup olmadn sorgu konusu yapmamaktadr. Himmler'in aabeyi Gebhard, kk 48 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER kardei Heinrich siyasal g sahibi olmadan ok nce de kendisini incittii ve aalad halde, onu yalnzca olumlu adan anlatmaktadr. Hatta Gebhard, "onun kendisine bal alanlarn gereksinmeleriyle ve zntleriyle ilgilenirken gsterdii babacan incelik ve zen"i vmektedir.25 Bu karakter tanmlamalar, Himmler'in en nemli karakter zelliklerini, yani yaamszhn, bayaln, egemenlik kurma isteini, nemsizliini, Hitler'e boyun eiini, banazhm kapsamaktadr. Wolff ve Himmler'in aabeyi tarafndan deinildii zere, onun bakalarna gsterdii dosta ilginin bir davran zellii olduu apaktr; ama bu zelliin ne lde bir karakter zellii olduunu, yani ne lde i-tenlikli olduunu belirlemek gtr. Himmler'in kiilii btn olarak gz nne alnnca, Himmler'in inceliindeki itenlik esi ok kk olmaldr. Himmler'in tm karakter yaps aklk kazandka, gerekte onun, daha nce belirgin zelliklerini ar dzenlilik ve dikkat ekecek lde ayrnt dknl olarak belirlediimiz dkl (biriktirici) sadist-mazo-ist karakterin tpatp rnei olduunu greceiz. Himmler, on be yandan balayarak, yapt yazmalar kayda geiriyordu; ald ve yazd her mektubu bu kaytlarda belirtiyordu. Himmler'in bu ilemlere duyduu byk ilgi ve bu ilerle urarken sergiledii eksiksiz kayt tutma dknl, onun kiiliinin nemli bir ynn aa karyordu. Himmler'in krtasiyeci zihniyetini en ak biimde ortaya koyan ey, (yakn arkadalar olan) Lu ve Kaethe'den ald mektuplar konusunda yapt ilemdi (Ailesinden ald mektuplar saklamamtr.). Himmler, yalnzca her mektubun zerine geli tarihini yazmakla kalmyor, mektubun eline getii saati ve dakikay bile tam olarak kaydediyordu. Bu mektuplarn birou, doum gn kutlamalar, vb. olduu iin, Himmler'in ayrnt dknl samaln tesine geiyordu (B.F. Smith, 1971). Daha sonra, SS efi olduu sralarda Himmler, bakalarna verdii her eyi kaydetmek iin bir fi dizini yapt (B.F. Smith, 1971). Himmler, TC Gebhard Himmler, Heinrich Himmler'in kiiliiyle ilgili yaymlanmam bir yazdan. 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 49 babasnn nerisiyle, 14 yandan 24 yama gelinceye kadar bir de gnce tuttu. Gncenin hemen hemen her sayfasnda, daha derin bir dnceyle pek seyrek zenginletirilmi olan anlamsz yazlar bulunmaktadr. Himmler, ne kadar uyuduunu, ne zaman akam yemei yediini, nerede ay itiini ya da sigara iip imediini, o gn kimlerle karlatn, ne kadar altn, hangi kiliseye gittiini ve akamleyin eve kata dndn gncesine yazyordu. Dahas, kimleri ziyaret ettiini, ziyaret ettii kiilerin kendisine kibar davranp davranmadklarn, anne-babasnn yanna dnmek iin saat kata trene bindiini, trenin gecikip gecikmediini de yazyordu (B.F. Smith, 1971). 1 Austos ile 16 Austos 1915 arasndaki haftalarda gncesine yazdklarndan bir rnei burada veriyorum (B. F. Smith, 1971). Austos 1.15. Pazar... nc kez ykandm (anlald kadaryla bir gl ya da denizde)... Babam, Ernsti ve ben, sandalla gezdikten sonra drdnc kez ykandk. Gebhard yle sicaklamtki... 2. 15. Pazartesi... Akam beinci kez ykandm. 3. Sal... Altnc kez ykandm 6. Cuma... Yedinci kez ykandm... Sekizinci kez ykandm: 7. Cumartesi. Sabah dokuzuncu kez ykandm. 8. 10. kez ykandm...

9. Sabah 11. kez ykandm... Ondan sonra da 12. kez... 12. Oynadm, sonra 13. kez ykandm... 13.VIU. Oynadm, sonra 14. kez ykandm... 16. VIII. Ondan sonra 15. ve son kez ykandm. Bir baka rnek de udur: Ayn yln 23 Austos gn Himmler, Gumbinnen'de 8.000 Rus'un tutsak alndn; 28 Austos'ta, halen Dou Prusya'da tutsak alnm 30.000 Rus'un bulunduunu; 29 Austos'ta ise tutsak saysnn 30.000 deil, 60.000 olduunu, daha doru bir saymdan sonra da 70.000 olduunu kaydediyordu. 4 Ekim'de de Rus tutuldu saysnn 70.000 deil, 90.000 olduunu belirtiyor ve unu ekliyordu: "Haarat gibi oalyorlar" (B.F. Smith, 1971). 50 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Himmler, 26 Austos 1914'te gncesine unlar yazmt: 26 Austos. Falk'la bahede oynadk. Weichsel'in dousunda bir-liklerimizce 1000 Rus ele geirildi. Avusturyallar ilerliyor. leden sonra bahede altm. Piyano aldm. Kahve itikten sonra Kissen-barthlar' ziyaret ettik. Oradaki erik aacndan erik toplamamza izin verdiler. Ne korkun, birou yere dt. imdi 42 cm'lik toplarmz var (J.Ackermann,1970). Ackermann'n yapt yoruma gre, Himmler'in yenebilir eriklerin saysyla m, yoksa ldrlen insanlarn saysyla m ilgilendii belli deildir. Belki Himmler'in ayrnt dknl, bir lye kadar babasndan kaynaklanmtr. Bir lise retmeni olan, sonra da lise mdrl yapan Himmler'in babas, anlald kadaryla balca yetenei dzenlilik olan, son derece ayrnt dkn, bilgi tasla bir adamd. Tutucu, temelde zayf bir adam, geri kafal, yetkeci bir baba ve retmendi. Himmler'in karakter yapsndaki bir baka belirgin zellik, onun boyun eicilii, Burckhardt'n deyiiyle "astl"yd. Himmler, babasndan an korkuyormu gibi grnmemekle birlikte, son derece Sz dinleyen birisiydi. O, yetke ar korkutucu olduu iin deil, kendilerini bir yetke aramaya ve o yetkeye boyun emeye itecek kadar yaamdan korktuklar iin boyun een kiiler snfna giriyordu. Bylesi kiilerin boyun eicilii, deyim yerindeyse, frsat (oportnist) bir nitelik tar; bu nitelik, Himmler rneinde ok aktr. Himmler, meslek yaamnda ilerlemek ve kendisiyle yaranlar alt etmek iin babasn, retmenlerini, daha sonra da Gregor Strasser'dan Hitler'e kadar ordudaki ve partideki stlerini kulland. Himmler, Strasser'da ve Nazi nderlerinde, yeni ve daha gl bir baba imgesi bulduu zamana dek, hi bakaldrmamt. Gncelerini, tpk babasnn kendisine syledii biimde yazyordu ve bir gn yazmay unuttuunda sululuk duygusuna kaplyordu. Himmler ve anne-babas Katolik'tiler, sava srasnda dzenli olarak haftada ya da drt kez kiliseye gidiyorlard ve Himmler, babasna, Zola'nn kitaplar gibi ahlakd kitaplar okuyabileceini dnerek zlmesinin yersiz olduu konusunda sz veriyordu. Ama gen 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 51 Himmler'in o dneminde, an dinsel ballk belirtilerine rastlanmamaktadr. Himmler'in ve ailesinin din konusundaki tutumlan, snflarna zg, katksz biimde geleneki bir tutumdu. Himmler'in babasna olan ballnn Strasser'a ve Hitler'e balla, Hristiyanlk'a olan ballnn da Hint-Avrupa'l dinsizliine dnmesi, bir bakaldn biiminde olmad. Bu dn, yumuak ve ll bir biimde gerekleti. Himmler, kendisi iin hibir sakncann bulunmadndan emin olmadka yeni bir adm atmad. En sonunda da tapt put, yani Hitler artk ie yaramaz olunca, yeni efendilerin, yani gemiin ba drnanlan ve o gnn utkululan olan Balaklar'n buyruunda alma giriiminde bulunarak Hitler'e hainlik etmeye kalkt. Himmler ile Hitler arasndaki en derin karakter aynl belki de bu noktada yatmaktadr. Hitler, (devrimci olmamakla birlikte) bir bakald-rcyd; Himmler ise bakaldrclk esinden tmyle yoksundu. Bu nedenle, Himmler'in sonunda bir Nazi olmasnn babasna kar bir bakaldn eylemi olduu yolundaki yorumun da hibir dayana yoktur. Himmler'de olan bu deiimin gerek gds bakaym gibi grnmektedir. Himmler, kendi zayflnn dourduu boluu dolduracak gl, yetke sahibi bir yol gsterici kiiye gereksinme duyuyordu. Himmler'in babas zayf bir adamd; imparatorluk dzeninin ve deerlerinin yklmasndan sonra, nceki toplumsal saygnln ve etkisini byk lde yitirmiti. Himmler katld zaman henz ok gl olmamakla birlikte, gen Nazi hareketi,

yalnzca soldan deil, Himmler'in babasnn bal olduu kentsoylu dzeninden de gelen eletirilerin yeinliine baklnca, yine de glyd. Bu genler, gelecein sahibi olan kahramanlar roln oynuyorlard ve Himmler, bu zayf, uysal ergen, boyun emek iin babasndan daha uygun olan bir imge bulmutu. Bu arada Himmler, gizli bir aalamayla deilse bile, birazck kibirle babasna akl verebiliyordu; Himmler'in bakaldrs ite ancak bu kadard. Himmler, boyun eiciliinin en ar rneini, Hitler karsndaki uysallyla vermitir. Ama Himmler'i, tmyle itenlikli olmayan bir dalkavuklua ynlendiren etmenin, frsat tutumu olduu da dnlebilir. Ona gre Hitler, Hristiyan dininde sa'nm tad neme ya da Bhagavad-Gita'da Krina'nn tad neme denk nem tayan tann52 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER insand. Himmler, Hitler'le ilgili olarak yle yazyordu: "Dnya Al-manl'nn (Germanentum) Karma's, onun (Hitler'in) alnna, douya kar yrtlen savaa nderlik etme ve dnya Almanh'n kurtarma grevini yazmtr; nur saan yce kiiliklerden birisi, onun bedeninde dirilmitir" (J. Ackermann, 1970). Himmler, yeni Krina-tsa-Hitler'e, nceleri tsa-Tann'ya boyun edii gibi, ama ok daha byk bir tutkunlukla boyun eiyordu. Ancak, o zamanlar var olan koullarda, yeni tanrlarn, n ve g yolunda daha byk olanaklar saladklar da belirtilmelidir. Himmler'in gl bir baba imgesine boyun eii, annesine olan derin ve yein bir bamllkla bir arada bulunuyordu. Annesi Himmler'i ok seviyordu, zerine titriyordu. Himmler'in anne sevgisinden hi yoksun kalmad kesindiroysa bu, Himmler zerine yazlm birok kitap ve makalede rastlanan basmakalp bir yargdr. Ama annesinin Himmler'e gsterdii sevginin ilkel olduu sylenebilir. Bu sevgi, byyen ocuun gereksinmeleri konusunda sezgiden ya da igrden yoksundu; bir annenin bebeine duyduu trden bir sevgiydi ve ocuk byd halde bu sevginin nitelii hi deimedi. Bu nedenle, annesinin gsterdii sevgi Himmler'i martt, bymesini engelledi ve kendisine baml kld. Bu bamll tanmlamadan nce, bir noktay belirtmek istiyorum: Pek ok baka kiide olduu gibi Himmler'de de gl bir baba gereksinmesini yaratan etmen, Himmler'in kendi umarszldr; bu umarszl yaratan etmen ise kendisini sevmesi, korumas ve rahatlatmas iin, kendisinden hibir ey istemeyen annesini zleyen kk bir ocuk olarak kalmasdr. Nitekim, o, kendisini yetikin bir adam gibi deil, bir ocuk gibi, gsz, umarsz, istensiz, psrk duyumsamaktadr. te bu yzden, sk sk boyun eebilecei, kendisini gl hissetmesini salayan ve yknme ilikisi iersinde kendisinde bulunmayan niteliklerin yerini tutan gl bir nder arar. Himmler'de, ylesi "ana kuzularnda sk rastlanan bedensel ve zihinsel bir zayflk vard. Himmler, "isten gcn gelitirmeye alarak" ncelikle de sert ve insanlk d davranlarla bu zayfln yenmeye urayordu. Himmler'de, denetim ve zalimlik, gcn karlklar halini ald; ama bu giriimin baarszla uramas kanlmazd, nk zalimlik yapmakla zayf gl olmaz; yalnzca zayfln kendisinden ve 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 53 onlar denetleme yetkisine sahip olduu srece bakalarndan geici olarak saklar. Himmler'in tipik bir "ana kuzusu" olduunu gsteren pek ok kant vardr. On yedi yanda, anne-babasndan uzakta askeri eitim gr-yorken, Himmler ilk ay eve yirmi mektup yazd ve yant olarak on ya da on iki mektup almasna karn, srekli olarak ailesinin yeterince mektup yazmadndan yaknyordu. 24 Ocak tarihli mektubunun ilk tmcesi tipiktir: "Sevgili anneciim, gzel mektubun iin ok teekkr ederim. Sonunda senden bireyler alabildim." t ki gn sonra, evden bir mektup daha almasna karn, yazd mektuba yine ayn ekilde balyor ve "Bu mektup iin ne kadar bekledim," diye ekliyordu. gn iinde ald iki mektup bile, 29 Ocak tarihli mektubunda, "Bugn yine senden bir ey alamadm," diye yaknmaktan onu alkoyamyordu. Himmler'in ilk mektubunda kendisine mektup gnderilmesi iin yapt ricalar, yaam koullan hakkndaki yaknmalara karyordu. Yazdna gre, odas plak ve souktu,

tahtakurulanndan ok rahatsz oluyordu; yiyecekleri az ve tatsz buluyor, paketlenmi yiyecek ve kantinde ya da kentteki birahane-lokantalarda yemek yiyebilmesi iin yeterince para gnderilmesini istiyordu. Dikkatsizlik sonucu banyoda yanl giysileri alma gibi nemsiz kazalar kk trajediler haline getiriyor ve ailesine ayrntlaryla bildiriyordu. Bu yaknmalar ve szlanmalar, ksmen Fra Himmler'e ynelik yardm dilekleriydi. Frau Himmler de karlk olarak, ard arda para havaleleri ve yiyecek paketleri, yedek yatak araf, bcek ldrc toz ile temiz amar gnderiyordu. Landshut'tan gnderilen teberinin yannda pek ok dn ve ailenin duyduu znty dile getiren birok szn de geldii aktr. Yrekli bir asker olarak grnty korumas gerektiinin ayrdnda olan Heinrich, ald bu iletilerin etkisi altnda, bazan, herkesi ayaa kaldrm olan yaknmalarndan vazgemeye alyordu; ama her zaman, tutumunu deitirmeden nce, paketin eline gemesini bekliyordu ve verdii karar hibir zaman uzun mrl olmuyordu. Himmler, yiyecek konusunda hepten utanmaszd; yazd mektuplar, annesinin yemekleri konusunda vc szlerle ("eitimden sonra yediim Apfelstrudel /m54 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER rikayd") ve elma, kurabiye gibi hafif yiyeceklerin gnderilmesine ynelik isteklerle doludur (B.F. Smith, 1971). Zaman getike, Himmler'in eve gnderdii mektuplar haftada mektubun altna hi dmemekle birlikte biraz seyrekleti; ama evden mektup istekleri, nceden olduu gibi srarlyd. Arasra, annesi onun umduu kadar mektup yazmad zamanlar, olduka tatsz bir havaya brnebiliyordu. 23 Mart 1917 tarihli bir mektubunda, "Sevgili Anne", diye balyor ve yle srdryordu: "(Benim almadm) gzel haberlerin iin ok teekkrler. Yazmadn iin gerekten ktsn." Himmler'in her eyi anne-babasyla, zellikle de annesiyle paylamaya duyduu bu gereksinme, Praktikant (bir iftlikte uygulamal alma yapan bir tarm rencisi) olarak alt zamanlarda da hi deimeden srd. O zamanlar on dokuz yanda olan Himmler, mektup yazamayacak lde youn altn sk sk belirtmesine karn, ilk buuk haftada eve en az sekiz mektup ve kart gnderdi. Paralifoya yakalanp yataa dt zaman, annesi neredeyse ldnyordu. Himmler iyileince, salk durumuyla, ateiyle, barsaklarnn durumuyla, arlar ve sanclaryla ilgili tm ayrntlar annesine yazmak iin pek ok zaman ayrd. Ayn zamanda, mzmz bir bebek olduu izlenimini vermek istemeyecek lde de uyankt; mektuplarna, iyi olduunu belirten ve zld iin annesine serzenite bulunan gven dolu szler serpitiriyordu. Hatta mektuplarna, genel nitelikte ya da drt konuya deinerek balyor ve ekliyordu: "imdi, sevgili anneciim, benimle ilgili haberleri duymak iin sabrszlandn grr gibi oluyorum" (B. F. Smith, 1971). Bu doru olabilir, ama kullanlan tmce Himmler'in yaam boyunca uygulad bir yntemi kendi zlemlerini ve korkularn bakalarna yanstma yntemini rneklemektedir. Buraya kadar, kendisini bir bebek gibi duyumsayan ve annesinin korumasn zleyen, ayn zamanda da bir baba imgesinin peinden gitmeye ve ona yknmeye alan, saplant lsnde dzenli, hastalk hastas, frsat, zsever bir genle tantk. Bir lde annesinin kendisine ynelik an hogrl tutumundan kaynaklanan Himmler'in bamlln, hi kukusuz hem bedensel hem de zihinsel birtakm gerek zayflklar iddetlendiriyordu. Himmler, bedensel ynden ok gl bir ocuk deildi ve yandan beri sal 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 55 bozuktu. yandayken, baz ocuklarn lmne yol aan ar bir solunum enfeksiyonu geirmiti ve anlald kadanyla, bu enfeksiyon akcierlerine yerlemiti. Himmler'in annebabas deliye dnmler ve ocuun doumunu yaptran hekimi, bu enfeksiyonu iyiletirmesi iin ta Mnih'ten Passau'ya getirmilerdi. Frau Himmler, ocua en iyi biimde bakabilmek iin, onu yanna alarak havas daha iyi olan bir yere gitti; iinden arta kalan zamanlarda baba da onlarn yanna gidiyordu. ocuun saln dnerek tm aile 1904'te yeniden Mnih'e

tand. Babann, ok pahalya kan ve kendisi asndan glkler yaratan tm bu nlemleri, anlald kadanyla hi kar kmadan onayladn belirtmeye deer.26 Himmler, on be yandayken mide rahatszl ekmeye balad; bu rahatszlk, ondan sonraki yaamnda Himmler'in peini brakmad. Bu hastaln genel grnne baklrsa, gl bir ruhsal etmenin varl pek tartma gtrmez. Himmler, bu mide rahatszln bir zayflk belirtisi olarak grp bundan alnd halde, bu rahatszlk ona, srekli olarak kendisiyle ilgilenme ve yaknmalanm dinleyip bu konuda gereksiz yaygara yapan kiileri evresinde toplama olana da veriyordu.27 Himmler'de bulunduu ne srlen bir baka rahatszlk da kalp rahatszlyd. Bu rahatszla, Himmler'in 1914'te yapt iftlik almasnn neden olduu syleniyordu. Himmler'in paratifo hastaln tedavi eden ayn Mnihli hekim, imdi de Himmler'in askerlik grevi srasnda an zorlanmasndan kaynaklanan kalp bymesi tans koyuyordu. B. F. Smith, o yllarda sk sk savata an zorlanmaya balanan kalp bymesi tans konduunu, oysa bugn hekimlerin ounun bylesi tanlara glp getiklerini belirtmektedir. Bugn geerli olan tbbi kanya gre, Himmler'in kalbinde hibir aksaklk yoktu ve yetersiz beslenme sorunlan ile paratifodan kaynaklanan sonular bir yana braklrsa, "belki de Himmler'in salk durumu olduka iyiydi" (B. E Smith, 1971). Bu doru olabilmekle birlikte, konulan tan, Himmler'in hastalk hastas eilimlerini ve onun iin zlp dertlenmeye devam eden annebabasyla olan balann glendirmi olmaldr. 9fi Babann, bazan gsterilmeye alld gibi sert ve evresine korku saan bir disiplinci olmadn varsaymama yol aan bir baka etmen de budur. Himmler, g ve yetki sahibi olduunda, Dr. Kersten de byle bir imge buldu. Grnd kadanyla, Dr. Kersten, Himmler'i bir lde etkilemitir, Kersten'in br anne imgesi olarak grd ilev gz nne alnrsa, bunda alacak bir ey yoktur. , 56 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Ama Himmler'in bedensel gszl, bu grup hastal akcier, mide ve kalp hastalklarn ayordu. Himmler, gevek ve sarsak bir d grne sahipti; bedensel olarak da beceriksiz ve sakard. Szgelimi, bisiklete binip byk kardei Gebhard'a gezilerinde elik ettii zamanlarda, "Heinrich sk sk bisikletten der, giysilerini yrtar ve baka kazalar geirirdi" (B. F. Smith, 1971). Ayn bedensel beceriksizlik okulda da grlyordu ve belki daha da kk drc olabiliyordu. Elimizde, Himmler'in okul yllaryla ilgili ok iyi bir deerlendirme bulunmaktadr; bu deerlendirmeyi, daha sonra s6kin bir tarihi olan, Himmler'in okul arkada G.W. F. Hallgarten yazmtr.28 Hallgarten, zyaamyksnde, Himmler'in iktidara geldiini iitince, bunun snf arkadayla ayn kii olduuna pek inanamadm belirtiyor. Hallgarten, Himmler'i, o zaman da gzlk takan ve yznde sk sk "yan sklgan, yan hnzr bir glmseme" grlen, olaand lde soluk benizli, tknaz bir ocuk olarak tanmlyor. Himmler tm retmenlerce ok seviliyordu ve btn okul yllan boyunca rnek gsterilen bir renci oldu; temel derslerin hepsinde ok baanlyd. Snfta, an hrsl bir renci (bir Streber) olarak grlyordu. Himmler'in baansz olduu bir tek ders vard, o da beden eitimiydi. Olduka kolay beden hareketlerini beceremedii ve yalnzca retmenin alaylanyla deil, bu hrsl ocuu alalm bir konumda grmekten mutluluk duyan snf arkadalarnn da alaylanyla karlat zaman, Himmler'in nasl kk dtn Hallgarten aynntlanyla anlatyor (G.W.F. Hallgarten, 1969). Himmler'in bir eksiklii de, an dzenli olmasna karn, disiplinden ve girikenlikten yoksun olmasyd. Himmler gevezenin birisiydi, kendisi de bunu biliyor ve bu yzden kendini iddetle eletirerek bu kusurunu yenmeye alyordu. Her eyden nce, isten (irade) gcnden hemen hemen tmyle yoksundu; nitekim yle bir kiiden beklenecei gibi, gl bir istenci ve sertlii en stn erdemler olarak vyor, ama bunlara hibir zaman ulaamyordu. isten gcnden yoksunluunu, bakalarna kabag uygulayarak dnlyordu. Boyun eiciliini ve isten gcnden yoksunluunu Himmler'in kendisinin de bildiini

gsteren bir rnek, 27 Aralk 1919'da gncesine 28 Bkz. G.W.F. Hallgarten (1963). 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 57 yazd szlerdir: "Tann, her eyin sonunu tatlya balayacaktr; ama ben, kendi istencim dnda yazgya boyun emeyip elimden geldii lde kendi yazgma kendim yn vereceim" (J. Ackermann, 1970). Bu tmce olduka dolambal ve elikilidir. Himmler, Tann'nn istencini kabul etmSkle balyor ( o zamanlar Himmler, henz inanm bir Katolik'ti); sonra "boyun emeyecei"ni belirtiyor ama "istencim dnda" deyimini ekleyerek bu szn snrlandnyorbylece, boyun eecei ama bunu kendi istenciyle yapaca biiminde bir uzlamaya vararak, somut boyun eicilii ile gl bir istence sahip olma lks arasndaki elikiyi zyor; ondan sonra, kendi yazgsn kendisinin ynlendireceine sz veriyor, ama "elimden geldii lde" biimindeki sakat aklamayla bu "bamszlk ilan "m snrlandryor. Himmler, Hitler'in tersine, her zaman zayf bir kiiydi ve hep yle kald, stelik kendisi de bunu biliyordu. Himmler'in yaam, bu bilince kar bir savam, gl olmaya ynelik bir ura iinde geti. Himmler, tpk kendi kendine cinsel doyuma ulamaktan vazgemek isteyen ama bir trl vazgeemeyen, kendisini zayf ve gsz duyumsayan, her zaman deimeye uraan ama bunu hi baaramayan bir ergen gibiydi. Ne var ki, ko-ullann ve kurnazlnn yardmyla, bakalan karsnda yle gl bir konuma ykseldi ki, artk "gl" olduu yanlsamasyla yaayabiliyordu. Himmler, kendisini bedensel ynden zayf ve hantal duyumsamakla kalmyordu; kendisine byk ac veren bir toplumsal aalk duygusu da tayordu. Lise retmenleri, monarik dzenin en alt basamanda bulunuyorlard ve kendilerinden yukardaki tm basamaklara korkuyla kank bir sayg duyuyorlard. Himmler'in ailesinde bu durum daha da keskin ve belirgindi; nk babas, bir sre Bavyera Prensi Heinrich'in zel retmenliini yapmt ve ikinci olunun ad babas olmasn prensten dilemesine yetecek kadar yakn bir kiisel ilikiyi daha sonra da srdrmt; bylece ikinci olu, Heinrich adn almt. Himmler ailesi, prensin balad bu ltufla, ulaabilecei tutkulann doruuna ulamt; eer prens, Birinci Dnya Sava'nda bir arpmada lmemi olsayd (byle bir yazgyla karlaan tek Alman prensi oydu), bu balant belki daha yararl sonular dourabilirdi. Herhalde, deersizlik duy58 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER gusunu gizlemeye byk aba gsteren gen Himmler'e, soyluluk, artk kesinlikle giremeyecei bir toplumsal cennet gibi grnm olmaldr. Yine de Himmler'in hrs, olanaksz gerekletirdi. Himmler, soylulara imrenerek ve hayranlkla bakan ekingen, toplumsal bakmdan aa bir gen olmaktan kp, yeni Alman soyluluu demek ofan SS'lerin ba oldu. Artk kendisinin stnde bir Prens Heinrich yoktu, artk kendisinin stnde kontlar, baronlar ve vonlar yoktu. O, yani kendi buyruu altnda kiiler olan SS Reichsfhrer'i, yeni-soylu birisiydi; o, Prensti; en azndan, Himmler'in kurduu dlem buydu herhalde. Hallgarten'm okul yllaryla ilgili anlan, eski soyluluk ile SS'ler arasndaki balanty ortaya koymaktadr. Mnih'te, soylu ailelerin oullarndan oluan bir grup vard; bunlar kendi evlerinde oturuyor, ama renim iin ayn Gymnasium's, (liseye) geliyorlard. Hallgarten'n anmsadna gre, bunlar, daha sonra SS'lerin giydiine benzer bir niforma giyiyorlard; tek ayrm, niformalarn renginin S S siyah deil, koyu mavi olmasyd. Hallgarten, bu niformann, daha sonraki SS niformasna bir rnek oluturduunu ne srmektedir; bu sav, ok tutarl grnmektedir. Himmler, srekli olarak, yreklilii ve toplum yararna zveriyi vyordu. Himmler'in 1917'de orduya katlmak ve cepheye gitmek iin duyduu istein birazck kank yks gz nne alnnca, bunun bir gsteriten teye gemedii aklk kazanmaktadr. Tpk byk kardei ve ynetimin yksek kademeleriyle balants olan birok gen gibi Heinrich de askeri renci (Fhnrich, yani kadrolu subay aday) olmak iin bir subay eitim alayna katlmaya urat. Bu eitimin iki yaran vard: Grnr yarar, daha sonra meslekten askerlii srdrme

umudunu da birlikte getiren subay rtbesi elde etmekti; bunun kadar ak olmayan yaran da bu eitimin, zorunlu ya da gnll olarak aamasz askerlie alnan genlerin eitiminden daha uzun srmesiydi. Subay eitimine alnanlann cepheye gnderilmeleri sekiz ya da dokuz ay alyordu. Savan o dneminde, sradan askerler genellikle cepheye ok daha abuk gnderiliyorlard. Himmler'in byk kardei Gebhard, 1916'da subay eitimine katlm ve sonunda cepheye gnderilmiti. Ailenin byk karde konusunda kopard yaygara ve gitgide daha ok gencin cepheye gitmek zere ay-nlmas, Heinrich Himmler'i, okulu brakp kendisinin de subay eitimine katlmasna izin vermeleri iin anne-babasma ricada bulunmaya yneltti. 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 59 Himmler'in babas, toplumsal ilikilerinden yararlanarak, olunun isteini yerine getirmek iin elinden gelen her abay gsterdi. Ne var ki, Prens Heinrich'in dul kansnn itenlikle salk vermesine karn, Himmler'in katlmak istedii alayda subay eitimi iin yeterince aday vard ve Himmler'in istei geri evrildi. Himmler'in babas, kendisine zg an yntemci tutumuyla, her alayn en yksek rtbeli subaylannn adlann ve alay komutanlanyla ba olabilecek nemli kiilerin adlann saptadktan sonra, yirmi alaya bavuruda bulundu. Bu abalara karn, redden baka bir sonu alamad. Profesr Himmler, yine de yenilgiyi kabullenmeye yanamyordu. Be gn sonra, henz iliki kurma giriiminde bulunmad 11. Piyade Alay'na yirmi drdnc bavuruyu yapt. Babas hl bavuru savan srdrrken, Heinrich bir sre iin umudunu yitirdi ve sradan bir asker olarak askere alnabileceine iyiden iyiye inanmaya balad. Heinrich, babasnn ilikilerinden yararlanarak, Ordu'ya anlmam kiilerce yaplan bir tr sava almas olan Hilf-sdienst'tc hizmet grmek iin Landshut kentine bavuruda bulundu. Besbelli ki bu yolla bir sre zorunlu askerlie anlmayabileceini umarak okuldan aynlp bu hizmete girdi. Ama Bavyera Okul Bakanl, zorunlu askere alnma tehlikesiyle kar karya olmadn gsteren zel bir karar yaymlad zaman, Heinrich yeniden okula dnd. Bundan ksa sre sonra, kendisini ve babasn akna eviren bir ey oldu: Yirmi drdnc bavuru meyvesini verdi ve Himmler'e, birka gn iinde Re-gensburg'daki 11. Piyade Alay'na katlmas gerektii bildirildi. lk haftann sonunda Himmler, subay eitiminde alkonmayp hemen , cepheye gnderilecei yolunda bir sylenti iitti. "Bu sylenti, Himmler'in dnyasn karartt ve duyduu sava isteini sildi sprd" (B. F. Smith, 1971). Himmler, anne-babasna, yalnzca subay olamayaca iin ykldn aklamasna karn, o alayda subay olarak bulunan ikinci dereceden bir akrabalann araya sokup bu konuda onun yardmn istemeleri iin annebabasna ricada bulundu. Anne-baba, zellikle de anne, neredeyse Heinrich kadar dehet iindeydiler ve aradan bir ay gemesine karn, Heinrich'in kuzeni olan Temen Zahle, hl cepheye gnderilmeyecei konusunda Heinrich'i inandrmaya urayor; ondan sakinlemesini ve eitim programm baarmasn istiyordu. 60 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Cepheye gnderilme korkusu yatr yatmaz Heinrich, kendine gven duymaya balad. Artk (ttn babasndan istemek zorunda kalmakla birlikte) ttn ime yrekliliini bile gsteriyor ve Ludendorff un grevden ayrld yolundaki yanl bir haber zerine, "bu hi houma gitmedi" diye yorumda bulunarak siyasal durumu deerlendiriyordu. 1918 yl bandan Ekim ay bana kadar o yl eitimde ve cepheye gitme emrini beklemekle geirdi. Bu kez Heinrich, cepheye gnderilmeye ok istekli grnyor ve arkada Kistler'den nce kendisinin cepheye atanmasn salamak iin subaylarn gnln kazanmaya urayordu; Kistler de cepheye gitmeye ok istekliydi ve o durumda, bu ikisinden birisi atanacakt. Ama bu abalan sonu vermedi; bu yzden de Heinrich, toplumsal ziyaretlerine ve tiyatrolara gitmeye yeniden balad. Burada apak beliren soru, birka ay nce byk bir korkuya kapld halde, Himmler'in cepheye gitmeyi imdi neden ok istedii sorusudur. eliki gibi grnen bu istein birka aklamas vardr. Hein-rich'in kardei Gebhard, savata asal askeri rencilik rtbesine

ykselmiti; bu durum Heinrich'i ok kskandrm ve kendisinin de bir kahraman olduunu gsterme arzusu duymasna yol am olmaldr. Belki de Heinrich ile Kistler arasndaki ekime, bu kk oyunda Kistler'i alt etme isteinden dolay Heinrich'in kayglann unutmas iin yeterli bir uyaran olmutu. Ama bana kalrsa, asl nedenin baka bir ey olmas daha byk bir olaslktr. Heinrich, tam cepheye gnderilmek iin bu abalan gsterdii srada yle yazyordu: "Siyasal durumu karanlk, kapkaranlk gryorum... Bir devrim olsa bile ki, bu hi de olanaksz deildir saptadm amacm hibir zaman yitirmeyeceim" (B.F. Smith, 1971). Ekim 1918 Almanya'sndaki hemen herkes gibi Himmler de savan bittiini ve yitirildiini bilecek lde kurnazd. Devrim dalgasnn Almanya'da hissedilmeye baland o sralarda cepheye gnderilmeyi istemenin hemen hemen hibir tehlikesi yoktu; nitekim hafta sonra, devrim tm yeinliiyle patlak verecekti. Gerekte, ykselen muhalefetten ve devrim ortamndan dolay askeri yetkililer, bu genleri hi cepheye gndermemeye karar vermilerdi. Himmler'in istenten yoksun ve kararsz bir kii olduunu ortaya koyan bir baka olgu da meslek yaantsdr. Himmler'in tanm renimi grme karan, hi beklenmeyen bir karard ve bu kararn ardndaki g11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 61 dler de hl aklk kazanmamtr. Himmler'in ailesi, ald klasik eitime bakarak, onun babasnnkine benzer bir meslek semesini beklemi olmaldr. Akla en yatkn grnen aklama, Himmler'in, daha byk aba isteyen, zihne dayal bir alanda renim grme yeteneinden kuku duyduudur; aynca, tann renimi, akademik derece elde etmenin bir yolu gibi grnm de olabilir. Tanm konusunda yaplan bu seim, birinci ereine, yani meslekten bir subay olma ereine ulaamaynca Himmler'in urad d krklnn sonucudur; bu noktay unutmamak gerekir. Gerek ya da szde kalp hastal, Himmler'in tanm mesleini yanda kesti, ama tanm iini srdrme niyetine son vermedi. Himmler'in yapa eylerden birisi Rusa renmekti; nk douya g edip iftilik yapmay tasarlyordu. Anlald kadanyla, Himmler, nnde sonunda Freikorps'lann (Gnll kolordular'n) baz dou blgelerini ele geireceklerini ve kendisine de orada yer olacan bile dnmt. yle yazyordu: "u anda, niin altm bilmiyorum. alyorum, nk bu benim grevim; nk almak ve bir gn kendisiyle birlikte, sevgili Almanya'dan uzakta, bir Alman olarak yerleip yaam savam vereceim Alman yaam arkadam iin aba gstermek bana huzur veriyor" (B.F. Smith, 1971). Bir ay sonra da unlan yazyordu: "Bugn, kendi iimde, herkesle olan bam kopardm ve artk yalnzca kendi gcme dayanyorum. Karakteri bana uyan ve beni seven bir kz bu-lamazsam, Rusya'ya yalnz bama gideceim" (B.F. Smith, 1971). Bu szler olduka aklaycdr. Himmler, gl, isten sahibi olduunu ne srerek, korkulann, yalnzln ve bamlln yadsmaya almaktadr. Bir kz olsa da olmasa da Almanya'dan uzakta, yalnzca kendine gvenerek yaayacan belirtmekte ve bu tr szlerle, artk "ana kuzusu" olmadna kendisini inandrmaya almaktadr. Ama gerekte, annesinden kamaya karar veren, ancak keyi dnp saklanarak annesinin kendisini almasn bekleyen alt yandaki bir ocuk gibi davranmaktadr. Himmler'in o zamanlar yirmi yanda bir gen olduu gz nne alnrsa, verili koullar altnda tm bu tasan, yakn ilgilerinin peinden koturmad anlarda Himmler'in kurmaya yatkn olduu o gerekd, romantik dlemlerden birisiydi. Rusya'ya yerleme olanann bulunmad ortaya knca, Himmler, Gney Amerika'ya yerleip iftilik yapma dncesiyle ispanyolca 62 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER renmeye balad.29 Himmler, deiik zamanlarda, Peru, Grcistan (S.S.C.B.) ve Trkiye gibi lkelere yerlemeyi dnd, ama tm bu dnceler, ham hayalden baka bir ey deildi. Yaamnn o dneminde Himmler'in gidecek hibir yeri yoktu. Subay olamamt. Gney Amerika yle dursun, Almanya'da bile iftilik yapacak paras yoktu. Yalnz paras deil, bu i

iin gerekli imgelem gc, kararll ve bamszl da yoktu. Toplumsal ya da mesleksel ynden gidecek hibir yerleri bulunmad, ancak hrsl olduklar ve byk bir ykselme zlemi duyduklar iin Nazi olan baka biroklarnn durumu aynen Himmler iin de geerliydi. Himmler'in Mnih'te renciyken girdii deneyimler, hibir amac gerekletiremeyecei yolundaki umutsuzluunu ve belki de kendisini hi kimsenin tanmayaca uzak yerlere gitme arzusunu byk lde glendirmi olmaldr. Himmler, Mnih'te renciyken, bir renci kulbne ye oldu ve kendisini sevdirmek iin her abay gsterdi. Hasta olan kulp yelerini ziyaret ediyor, gittii her yerde yeler ve mezunlar bulmaya alyordu. Ne var ki, ye arkadalarnca pek sevilmemesinden rahatszlk duyuyordu; bunlarn bazlar, ona gvenmediklerini olduka ak bir biimde dile getirmilerdi. Himmler'in saplantl dnceleri, srekli rgtlenme ve dedikodu etkinlikleri gstermesi, arkadalarnn gznde onu gitgide sevimsizletirdi; nitekim, kulpte bir greve seilmeyi denedii zaman bu istei reddedildi. Himmler, kzlarla olan ilikilerinde, temkinli ve kat tutumunun tesine hibir zaman geemedi; "kar cins ile arasna yle byk bir uzaklk koydu ki, ksa sre sonra, saflnn tehdit altna girmesi gibi bir tehlike pek kalmad" (B.F. Smith, 1971). Himmler, mesleksel ans ktletike, an sa fikirlere gitgide daha ok kapld. Yahudi kart kitaplar okuyordu; Alman Dileri Bakan Rathenau 1922'de ldrld zaman ok honut kalm ve onu "alak" Himmler'in izledii yntem de an aynntc ve titiz ynelimini yanstr. Himmler, kendisini bir dili renmeye ynelten eree ulamann pratik olabilirlii konusunda en kk bir fikre sahip olmadan o dili renmektedir. Ama bir dil renmenin hi zarar olmaz; dil renmek, bir karar vermeyi gerektirmez ve Himmler'in byk bir plana sahip olduuna inanmasn salar, oysa gerekte, Himmler, rastgele srklenmekten baka bir ey yapmamaktadr. 1920'lerin banda Himmler'in iinde bulunduu durum aynen budur. 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 63 diye nitelemiti. Az ok gizli bir nitelik tayan derFreiweg (zgr Yol) adl am sa rgte ye oldu ve Hitler hareketinde bir eylemci olan Ernst Rhm'le tant. Kktenci Sa'la kurduu btn bu yeni yaknlklara ve balantlara karn, yine de Himmler, yazgsn tmyle onlarla paylamayacak kadar temkinliydi ve Mnih'te kalp allm yaantsn srdrd. "nk siyasal etkinliklere katlmasna, kendisi ve geleceiyle ilgili byk kayglarna karn, kiliseye gitme, toplumsal ziyaretler, kulp danslar ve kirli amarlar Ingolstadt'a (annesine) gnderme gibi alkanlklarnn ve eski huylarnn birounda hi deime olmamt" (B JF. Smith, 1971). retmenlerinden birisinin kardeince yaplan bir i nerisi, Himmler'i mesleksel ansszlndan kurtard. Bu i, azotlu gbre reten bir irkette teknik yardmclkt: Himmler'e, irketin doal gbreyle ilgili aratrma blmnde alma grevi verildi. Ama ne gariptir, Himmler'i dorudan doruya etkin politika alanna ite bu i ynlendirdi. Himmler'in alt fabrika, Mnih'in kuzeyinde, Schleiss-heim'dayd ve rastlantya bakn ki, yeni yaraskeri birliklerden birisi olan Bund Blcher'in merkezi oradayd. Himmler, bu etkinlik kovanna srklenmekten kendini alkoyamazd ve nitekim, epeyce bocaladktan sonra, birbiriyle yaran sa gruplarn en etkinlerinden birisi olan Hit-ler'in NSDAP'na30 katlmakta karar kld. O sralar Almanya'da ve Bav-yera'da gelien olaylar anlatmak, gereinden ok yer kaplayacaktr. zetle, Bavyera hkmeti, sa gruplarn yardmyla Berlin'deki Reich hkmetine kar kma fikrine kapld, ama sonunda eyleme gemeyi baaramad. Bu arada Himmler, Schleissheim'daki iinden ayrld ve bir Reichswehr (Alman Ordusu) alaynn yerini alacak olan bir askeri birlie katld. Ne var ki Himmler'in katld blk, Berlin'e kar bir eyleme katlmak isteyenlerin says gereinden ok olduu iin, Reichswehr tarafndan datld; bylece yalnz alt hafta sonra, Himmler'in yeni askerlik meslei sona erdi. Ama bu arada, Rhm'le yakn ilikiler kurdu ve Mnih Birahane Darbesi'nin yapld gn, eski imparatorluk sava bayran tayan ve Sava Bakanl'n ele geirmeye alan kolun nnde Rhm'le yan yana yryen Himmler'di. Rhm ve adamlar Sava Bakanl'n kuattlar, ama kendileri de Bavyera polisince kuatldlar. Hitler'in Rhm' kurtarma giriimi,

Feldhennahalle'deki ordu birlik30 Nationalsozialistische Deutsche Arbeiterpartei (Nasyonal Sosyalist ti Partisi). 64 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER lerine kar yrynn baarszla uramasyla sona erdi. Rhm grubunun nderleri (Reichskriegsflagge) gzaltna alnd ve Himmler ile ^damlarn geri kalan silahlarn braktlar, polise kimliklerini bildirdiler ve evlerine gittiler. Himmler, bayra tad iin kendisiyle gurur duymasna karn, hem tutuklanmaktan korktu hem de hkmet kendisini umursamad iin d krldna urad. Yasaklanm rgtlerde alma gibi, tutuklanmasna yol aabilecek herhangi bir ey yapmay gze alamad (Tutuklanmann korkulacak sonular dourmayaca akldan karlmamaldr. Himmler tutuklamayd bile, byk olaslkla ya salverilir ya susuz bulunur ya da Hitler gibi ksa bir sre Festung'a ekip gitme hakk dnda her trl kolayln bulunduu rahat bir yer kapatlma cezasna arptrlrd.). Himmler, bunun yerine, gerekeler uydurarak kendini hakl karmaya alt: "Bir arkada olarak, zellikle de bir asker ve vlkisch hareketinin inanm bir yesi olarak, hibir zaman tehlikeden kamam; ama birbirimize ve harekete kar, her zaman savama hazr olma gibi bir grevimiz var" (B.F. Smith, 1971). Buna uygun olarak, Himmler, yasaklanmam olan vlkisch hareketinde alt, bir i edinme uran srdrd ve Trkiye'de ekici bir yer bulup yerleme fikriyle oyaland. Ukrayna'ya gitme olanann bulunup bulunmadn aratrmak iin Sovyet Bykelilii'ne bile mektup yazd bu, Himmler gibi banaz bir Komnizm dman iin tuhaf bir giriimdir. Bu dnemde, Himmler'in Yahudi kartl da gitgide younlat ve belki de cinsellie gsterdii srekli an ilgiden dolay, cinsel bir eni kazand. Himmler, tant kzlarn ahlaksal durumlar konusunda yorumlar yapyor ve eline geen her ksnl kitab byk bir istekle okuyordu. 1924'te eski arkadalarn ziyaret ederken, onlarn kitaplnda, 1904'te Almanya'da yasaklanm olan C. F. Schlichtegrolls'un Ein Sadist im Pri-esterrock (Papaz Kisvesi Giymi Bir Sadist) adl kitabn buldu. Bu kitab bir gnde yutarcasna okudu. Genel olarak, ortaya koyduu grnt, kadnlarla iliki kurma yeteneksizliinden dolay ac eken engellenmi ve korku iinde bir gen adam grntsyd. En sonunda Himmler'in gelecei sorunu zmlendi. Nationalso-zialistische Freiheitsbewegung'un (Milliyeti-Toplumcu zgrlk Ha-reketi'nin) nderi ve Aa Bavyera'daki Gauleiter' olan Gregor Strasser, Himmler'e yazman ve genel yardmcs olarak almasn nerdi. 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 65 Himmler bu neriyi hemen kabul ederek Landshut'a gitti ve parti iinde Strasser'le birlikte ykseldi. Strasser'in grleri Hitler'in grlerinden olduka farklyd. Nazi programnn toplumsal devrimci ynlerine arlk verilmesini isteyen Strasser, kardei Otto ve Joseph Goebbels'le birlikte, daha kktenci olan bu kanadn nderiydi. Bunlar, Hitler'i, yksek snflara ynelik eilimlerinden uzaklatrmak istiyorlar ve Parti'nin "yalnzca bir para Yahudi dmanl ieren bir toplumsal devrim bildirisi yaymlamas" gerektiine inanyorlard (B.F. Smith, 1971). Ama Hitler izgisini deitirmedi. Hangi kanadn daha gl olduunu bilen Goebbels, dncelerini terk edip Hitler'in peinden gitti. Strasser partiden ayrld; tpk Strasser gibi daha kktenci devrimci dncelere sahip olan SA efi Rhm ise, Hitler'in buyruu zerine Himmler'in SS grevlilerince ldrld. Rhm'n ve teki SA nderlerinin lm, Himmler'in en tepeye ykselmesinin de balangc ve kouluydu. Ne var ki, 1925-26'da NSDAP kk bir partiydi; Weimar Cumhuriyeti daha bir oturup salamlam grnyordu ve akas, Himmler'in baz kukular vard. Eski arkadalarn yitirmiti; "anne-babas bile, yalnzca onun partisini onaylamamakla kalmadklarn, kendisini de o sk sk sylenen kaybedilmi oul gibi grdklerini aka belirtiyorlard" (B.F. Smith, 1971). Ald cret azd ve sk sk dn para almak zorunda kalyordu. Bu nedenle, Himmler'in iftlik yneticisi olarak salam bir yere kaplanma yolunda duyduu eski istee

yeniden dmesi ve Trkiye'ye g etme dncesine bir kez daha kaplmas artc deildir. Ama Himmler, partinin fikirlerine olan ball ok gl ve sarslmaz olduu iin deil bir i bulmaya ynelik tm giriimleri sonusuz kald iin yine de partideki grevinden ayrlmad. Ksa sre sonra, her ey akla kavutu. Gregor Strasser, 1929'da partinin Reich propaganda nderi oldu; Himmler de onun yardmclna getirildi. Smith, Himmler'in yaam yksnde, u yorumu getiriyor: "Bizi son derece rahatsz eden ey SS'in rgtlenmesi ya da Himmler'in en sonunda Reich polis eflii konumuna ykselmesi deil, milyonlarca insann ikenceden geirilmesi ve milynlarcasmn da ortadan kaldrlmasdr. Himmler'in ocukluunda ve genliinde, bu sorulara dolaysz bir yant bulunamaz" (BJ\ Smith, 1971). Smith'in hakl olduu 66 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER inancnda deilim; bana kalrsa, Himmler'in sadistlii, adnn tarihe kanl bir canavar olarak gemesine yol aacak lekte sadistliini uygulama frsat elde etmeden ok nce onun karakter yapsna derinlemesine kk salmt. imdi bu savm kantlamaya alacam. Bir baka insan zerinde mutlak ve kstlanmam g tutkusu olarak yaptmz geni sadistlik tanmn akldan karmamalyz. Bedensel ac verme, bu mutlak gllk zleminin davurumlarndan yalnzca birisidir. Mazoist boyun eiciliin sadistliin kart deil, ortakyaamsal sistemin bir paras olduunu da unutmamalyz; bu sistemde, kesin denetim ve kesin boyun eme, ayn temel dirimsel gszln davurumlardr. Himmler'in baka insanlar kt amala ele vermekten duyduu haz-zn ilk gstergelerinden birisi olarak, sava srasnda, Himmler on alt yandayken meydana gelen bir olay anlabilir. Bavyera'da tatil yapan baz hali vakti yerinde Saksonlar, ok miktarda yiyecek maddesi satn alarak, bylesi maddelerin ok daha glkle bulunabildii kendi kentlerine gndermilerdi. Bu kiiler, gazetede aka suland. Smith'in inancna gre, bu kiilerin aldklar maddeler konusunda Himmler'in geni bilgi sahibi olmas, "bu iin aa karlmasnda Himmler'in rol olduunu aka ortaya koymaktadr" (B.F. Smith, 1971). Himmler'in 1919'da yazd ksa bir iir de ondaki acmaszlk eilimini dile getirmektedir (B.F. Smith, 1971): Franzosen, Franzosen, O gebt nur recht Acht Fr euch wird Pardon gemacht. Uns're Kugeln pfeifen und sausen Und verbreiten euch Schrecken und Grauen Wenn wir da so unheimlich hausen. (Franszlar, Franszlar, ok dikkat edin nk gznzn yana baklmayacak hi. Mermilerimiz slk alarak geecek inize korku ve dehet salarak Canmzn istediince tyler rperterek yaptmz gibi.) Himmler, yeni arkadalar ve yeni baba imgeleri bulmaya balad iin kendisini birazck daha bamsz duyumsad yirmi bir yandan 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 67 sonra, babasna birazck tepeden bakmaya balad; ama yine de t verici tutumunu her zaman uygun biimlerde dile getiriyordu; oysa aabeyi Gebhard karsndaki kendini beenmi t tutumu gitgide hnzrca bir nitelik kazanyordu. Himmler'in sadistliinin geliimini izlemek iin, onun Gebhard'la olan ilikisinin anlamn kavramak zorunludur.31 Gerekte Gebhard, Heinrich'in kartyd; yumuak huylu, evresinde sevilen, korkusuz ve kzlara ekici gelen bir kiiydi. Anlald kadaryla, ikisi de kkken, Heinrich, Gebhard'a hayrand; ama Heinrich'in baarsz olduu eitli eylerde Gebhard basan kazannca, bu hayranlk yein bir kskanla dnt. Gebhard savaa katld, sava alannda ykseldi ve 1. derecede Demir Ha nianyla dllendirildi. ekici bir kza ak oldu ve onunla nianland; oysa ne utkuya ne de sevgiye sahip olan kk kardei beceriksiz, zayf ve sevimsizdi. Heinrich'in Gebhard'a olan ball, Geb-hard' kskanmak iin nedenleri olan

ikinci kuzeni Ludwig'e balla dnt. Balangta kardeini yalnzca disiplinden ve amatan yoksun olduu, yeterince kahraman olmad ve vurdumduymaz olduu gerekesiyle ineleyerek eletiriyordu alld zere, bizzat kendisinde bulunan ktlklerden dolay bakalarn eletiriyordu. Ama yle grnyor ki, Gebhard, ekici bir d grne sahip olan Paula adndaki uzak bir kuzenlerinin gnln elmeyi baardktan sonra, gelecein Polis Bakan'nn Gebhard'la olan ilikisi kesin biimini almt. Bu kz, Heinrich'in kafasndaki utanga, ekingen, saf nianl imgesine uymuyordu ve ne yazk ki, szde Paula'nn daha nceki "dncesiz" bir davranndan dolay Paula ile Gebhard arasnda baz sorunlar vard. Gebhard, Heinrich'e mektup yazarak, Paula'nn evine gitmesini ve bu sorunu zmelerine yardmc olmasn diledi. Heinrich'in, belki de el altndan anne-babasyla dolap evirerek, byk kardeini etki altna almakta ne lde baarya ulam olduunu bu allmadk istek ortaya koyuyor. Heinrich Paula'y grmeye gitti, ama nelerin olduu bilinmemektedir. Ama birka hafta sonra, anlald kadaryla Paula'nn drt kez drstlk yemini etmesinin ardndan, Heinrich'in Paula'ya yazd mektup, onun zorlayc karakteri hakknda bize bireyler anlatmaktadr. 31, J1 Heinrich'in Gebhard'la olan ilikisi konusundaki bu irdelemede kaynak olarak, B.F. Smith'in (1971) kitabndaki anlatmdan yararlandm. 68 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER zellikle, Gebhard kiisel varlyla seni dorudan doruya etkiledii srece, bu drt eyi dorulayacana seve seve inanacam. Ama bu yeterli deil. Bir erkek, yllarca uzakta kalp onu gremese bile ve birbirlerinden uzun sre hi haber alamasalar bile (gelecekteki korkun sava yllarnda byk olaslkla byle olacaktr), ilerde kars olacak kzdan emin olmaldr; yani o kz, hibir szyle, hibir bakyla, hibir pyle, hibir anlaml hareketiyle ve hibir dncesiyle onu al-datmamaldr... Dayanp baarman gereken (zgn metinde alt izilmi) bir snav geirdin ve utan verici biimde bu snava dayanamadn... Birlemeniz, her ikiniz iin ve salam, ahlkl aileler zerine kurulmas gerekendas Volk'Mn sal iin mutlu bir birlik olacaksa, kendini barbarca (zgn metinde alt izilmi) bir direnle denetim altnda tutmalsn. Kendini salam, gl biimde idare etmediin, yalnzca pek az denetim altnda tuttuun iin ve daha nce sylediim gibi, gelecekteki kocan sana gre gereinden ok iyi olduu, halk konusunda ok az anlay sahibi olduu ve bu an elverili olmamasndan dolay halk anlamay renemedii iin, bunu baka birisinin yapmas gerek. Bu konuda her ikiniz de bana bavurduunuz ve beni de sorunun iine ektiiniz iin, kendimi bunu yapmak zorunda hissediyorum. Ondan sonraki yedi ay boyunca, ta ki ubat 1924'de, Paula'nn yeniden "dncesiz" bir davranta bulunduuna, hakl ya da yanl olarak inanmasna yol aan baz bilgiler elde edinceye dek Heinrich, bu soruna dorudan doruya karmaktan kand. Bu kez durumu kardeine bile bildirmeden, hemen anne-babasna anlatt ve aile onurunun, bu nianlla bir son verilmesini gerektirdii konusunda onlar inandrmaya alt. Annesi gzyalar iinde onun isteini kabul etti; Heinrich, en sonunda babasn da buna inandrd ve ancak ondan sonra dorudan doruya Gebhard'n karsna kt. "Gebhard bu karara uyup niann sona erdirilmesine izin verdii zaman, Heinrich utkuya ulamt ve ayn zamanda da direnme gcnden yoksun olduu iin kardeini hor gryordu. 'Onda (Gebhard'da) hi mi hi ruh yok sanrsnz,' diyordu." Bu yirmi drt yandaki gen, babasn, annesini, byk kardeini teslim almay ve kendisini ailenin gerek diktatr yapmay baarmt. 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 69 Niann bozulmas, Himmler'in hi houna gitmiyordu: Paula'nn ailesinin uzaktan akrabalar olmas, durumu daha da ktletiriyordu. "Ama anne-babas ya da Gebhard, ilikiyi koparmakta ne zaman isteksiz davransalar, Heinrich daha da ok bask yapmaya hep hazrd. Niann niin bozulmas gerektiini aklamak iin her iki yandan tandklarna ziyaretlerde bulundu ve bu sre iinde, kzn adn be paralk etti. Paula'dan bir mektup geldii zaman, verdii karlk, 'sarslmama ve kukularn caydrclna kaplmama' gereini vurgulamak

oldu." Bu aamada, Heinrich'n kardeini ve anne-babasn denetlemek iin duyduu arzu, katksz sadiste ktlk zellikleri kazand. Heinrich, kzn adn lekelemek istiyordu ve annebabasn, Gebhard', en ok da kzn ailesini aalamak iin, karlkl olarak verilmi olan tm armaanlarn geri verilmesi konusunda diretiyordu. Baba, nian karlkl rzayla bozmak istiyordu; ama bu istee kar kan Heinrich'in sert tutumu baarya ulat ve sonunda, her trl uzlamay reddetti. Himmler, kesin bir utku kazanm ve herkesi mutsuzlua bomutu. Baka trl olsa yk burada sona ererdi, ama Heinrich Himmler iin yk daha sona ermemiti. Himmler, Paula'nn hareketlerini gzlemesi iin bir zel hafiye tuttu ve bu hafiyeye, "iittii ve kantlayabilecei" sylentileri derlemesini syledi. zel hafiye, ele verici olabilecek yklerden oluan bir derlemeyi ona gnderdi. Himmler, Paula'nn ailesini daha ok kk drmek iin bu frsattan yararland; bunu da Paula'nn ailesinden ald ve szde daha nce geri vermeyi unuttuu daha baka armaanlar, sadece kartvizitini ekleyip geri gndererek yapt. Himmler, en son ve kesin hcumunu, ortak arkadalarna yazd birer mektupla iki ay sonra yapt. Bu mektuplarnda Heinrich, Himm-lerler hakknda irkin eyler sylemekten vazgemesini Paula'ya sylemelerini arkadalarndan rica ediyor ve nazik bir kii olmasna karn, "Beni buna zorlarlarsa, tmyle baka trl davranrm," diye uyanda bulunuyordu. "O zaman, bana kar kan kii, toplumsal ve ahlaksal bakmlardan toplum saflar dna atlncaya dek, acma duygusu gibi sama bir duygu beni durduramaz," diyordu. (Dzler eklenmitir.) Bu, Himmler'in o koullar altnda uygulayabildii kt amal denetimin doruk noktasyd. Himmler, kurnazl sayesinde, yeni siyasal 70 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER koullan kendi amalan iin kullanabilecek duruma gelince, iindeki sadistlii tarihsel bir lekte sahneye koyma olanana kavutu. Yine de SS Reichsfhreri'nin kulland dil, gen Himmler'in Paula'y tehdit ederken kulland dilden temelde farkl deildi. Yaklak yirmi yl sonra (1943'te), Himmler'in kara dzenin ahlk anlay konusunda yapt ko-numa, bunu aka ortaya koymaktadr: SS grevlileri iin mutlak geerli olmas gereken bir ilke vardr; o da drst, terbiyeli, sadk olmak ve baka hi kimseye deil, yalnzca kendi kanndan olanlara iyi bir dost olmaktr. Ruslar'a ya da ekler'e ne olduu beni hi mi hi ilgilendirmeyen bir konudur. teki halklar arasnda iyi kan tayanlar varsa, gerektiinde onlarn ocuklarn ellerinden alp kendimiz yetitirerek bu kandan yararlanacaz. teki uluslarn zenginlik iinde yzmeleri ya da alktan gebermeleri, beni ancak kltrmz iin duyduumuz kle gereksinmesi kadar ilgilendirir; yoksa onlar umursamam bile. Panzerler iin hendek yapmnda 10.000 Rus kadnnn yere ylp kalmas ya da kalmamas, beni ancak hendein Almanya iin hazr olmas lsnde ilgilendirir. Zorunlu olmadka, hibir zaman zalim ve kalpsiz olmayacaz (J. Ackermann, 1970; dzler eklenmitir). Bu szlerden anlald gibi, sadist, artk kendisini tam olarak anlatma kavuturmakta zgrdr. Eer kanlan iyiyse, baka insanlann ocuklann ellerinden alacaktr. Ya byk olanlan da "kltrmz iin kle" olarak alacak ve onlann yaamas ya da lmesi onu hi ilgilendirmeyecektir. Konumann biti tmcesi, Himmler'e ve Naziler'e zg gz boyayc konumann tipik rneidir. Himmler, yalnzca gerektiinde zalim ve kalpsiz olduu konusunda dinleyenlerini ve kendisini inandrmaya alarak ahlaksal inceliini savunmaktadr. Himmler'in burada yapt ussallatrma, "beni buna zorlarlarsa" acmasz olurum, diyerek Paula'y tehdit ettii zaman yapt ussallatrmann aynsdr. Himmler, ylg iinde bir kiiydi ve sadistliini allayp pullamak iin her zaman ussallatrmalara gereksinim duyuyordu. Belki, zalimliinin kantlanyla yzyze gelmekten kendisini korama gereksinmesi de du11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 71 yuyordu. Karl Wolff un bildirdiine gre, Himmler, 1941 yaz son-lannda Minsk'te

gerekletirilen bir toplu idama tank olmu ve bundan epeyce sarslmtr. Ama yine de yle demitir: "Bununla birlikte, bu olay izlememizin doru olduunu dnyorum. Yaam ve lm konusunda karar vermek durumunda bulunanlar, lmn nasl bir ey olduunu ve idam buyruunu veren komutanlardan neler istediini bilmelidirler" (K. Wolff, 1961). Himmler'e bal SS grevlilerinin birou, bu toplu idamlardan sonra hastaland; bazdan da ya intihar etti, ya ruh hastas oldu ya da baka bir ar zihinsel ykma urad.32 Himmler'in sadist karakterinden sz edebilmek iin, nce onun sk sk anlatlan incelii tartlmaldr. Himmler'in, hasta olan kulp ar-kadalann ziyaret ederek kendini sevdirmeye uratn daha nce belirtmitim; ama Himmler, baka zamanlarda da benzer eyler yapmtr. Yal bir kadna rekle ekmek vermi ve bunu gncesine yle geirmitir: "Keke daha ounu verebilseydim, ama kendimiz de yoksul zavalllanz" (bu doru deildir, nk Himmler ailesi, yoksul zavall bir aile olmak yle dursun, hali vakti yerinde bir orta snf ailesiydi). Himmler, arkadalanyla birlikte bir yardm elencesi dzenleyerek buradan salanan geliri Viyanal ocuklara balamtr ve biroklannca ne srld gibi, buyruu altndaki SS grevlilerine "babacan" biimde davranmtr. Ama Himmler'in karakterini bir btn olarak gz nne alnca, bu dosta hareketlerin ounun itenlikli arkadalk anlatm olmad izlenimini ediniyorum. Himmler, duygusuzluunu ve souk kaytszln dnleme, kendisini ve bakalann grnd gibi olmadna, baka trl sylersek, duygu sahibi olduuna inandrma gereksinmesi duyuyordu, incelik ya da yakn ilgi gsterisi yaparak zalimliini ve soukluunu yadsma zorunluluu duyuyordu. Korkaklk olarak tanmlad hayvan avclndan duyduu tiksinti bile pek ciddiye alnamazd; nk mektuplanndan birinde, iyi durum ve davran dl olarak SS grevlilerinin byk hayvanlar avlamalannn kolaylat-nlmasm neriyordu. ocuklara ve hayvanlara dosta davranyordu; 32 Kars. R. Hss, Auschwitz'de komutan (aktaran J. Ackermann, 1970). Aynca, Himm-ler'in Ekim 1943'te en yksek dzeydeki SS nderlerine yapt ve kendi emirleriyle yrtlen yok etme kampanyasnn olas bir sonucu olarak "sinir kntleri"ne deindii konumaya da bakn (Koblenz, Nazi Archiv, NS 19, H.R. 10). 72 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER ama bundan da kuku duyulmaldr, nk bu adamn hemen hemen her hareketi, yalnzca konumunu ykseltme amacna ynelikti. Elbette, bir sadist bile, baz durumlarda baz insanlara kar incelikli olma gibi birtakm olumlu insan zelliklerine sahip olabilir. Himmler'de bylesi zelliklerin bulunmas olasl vardr. Himmler'de bylesi zelliklerin bulunduuna inanmay bylesine zorlatran ey, Himmler'in mutlak soukluu ve yalnzca kendi bencil ereklerinin ve tutkularnn peinde komasdr. Bir de iyiliksever sadistlik tr vardr. Bu tr sadistlikte, baka bir kii zerindeki denetimin amac, o kiiye zarar vermek deil, onun iyiliini gzetmektir.33 Belki de Himmler'de, bu tr sadistlik bir lde vard ve ou kez nezaket izlenimi uyandryordu (Himmler'in annebabasna yazd mektuplarda yer alan kendini beenmi tlerde iyiliksever bir yn bulunabilir; buyruu altndaki SS grevlileriyle olan ilikilerinde de ayn eyden sz edilebilir.). Himmler'in 16 Eyll 1938'de yksek rtbeli bir SS subay olan Kont Kottulinski'ye yazd mektup buna rnek gsterilebilir: "Sevgili Kottulinski, ok hastaydn ve kalbin ok kt durumdayd. Saln dnerek, bundan sonraki iki yl sreyle sana sigara imeyi yasaklyorum. Bu iki yllk sre dolunca, bana salnla ilgili bir hekim raporjj gndereceksin; ondan sonra, sigara ime yasann kalkp kalkmayacana karar vereceim. Heil Hitler" (aktaran H. Heiber, 1958). Himmler'in, toplama kamplarndaki tutsaklar zerinde yaplan tp deneylerine ilikin doyurucu olmayan bir rapor yazm olan SS bahekimi Grawitz'e gnderdii bir mektupta da (30 Eyll 1942) ayn retmen edasna rastlyoruz. Bu mektup, seni Bahekimlikten kovup kovmayacam sorusunu saatlerce kendi kendine sormana neden olmamaldr; bu mektubun tek amac, balca kusurunu, yani kuruntululuunu yllardan sonra imdi terk etmeni, ama en holanmadn grevler de dahil tm grevlerine ciddi ve gereki biimde korkusuzca yaklaman, son olarak da ok konuup

gevezelik ederek her eyin dzene sokulabilecei yolundaki inadm ve kanm bir kenara atman salamaktr. Bunu renir ve kendini deitirmeye aba gsterir sen, o zaman her ey yolunda demektir, o 33Kar, "iyiliksever" sadistlie ilikin irdeleme (E. Fromm, 1941). 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 73 zaman senden ve almalarndan yine honut kalrm (aktaran H. Heiber, 1958). Himmler'in Grawitz'e yazd mektup, yalnzca retmenimsi edasndan dolay deil, Himmler ok ak biimde kendisinde bulunan kusurlar kuruntululuu, yreksizlii ve gevezelii brakmas konusunda doktoru nazike uyard iin de ilgintir. Heiber'in yapt derleme, Himmler'in kat ve bilge bir baba rol oynad benzer mektuplarla doludur. Bu mektuplarn yazld subaylarn birou, feodal snftand. Bu kiilere kendisinin stn olduunu gstermenin ve onlara okullu o-cukmular gibi davranmann Himmler'e zel bir doyum saladn varsaymak yanl olmaz herhalde. (Bu, artk iyiliksever bir tutum deildir.) Himmler'in yaam karakterine ne denli uygunsa, sonu da o denli uygun oldu. Almanya'nn sava yitirdii aka anlald zaman, Himmler, araya sveli araclar koyarak, kendisine nde gelen bir rol salayacak biimde Batl glerle grmeler hazrlyor ve Yahudiler'in yazgsna ilikin dnler neriyordu. Himmler, bu grmelerde, ylesine sk sarld siyasal dogmalardan birer birer vazgeiyordu. Kukusuz, kendine taklan adla der treue Heinrich (sadk Heinrich), bu grmeleri balatmasyla bile, tapt tanrya, yani Hitler'e kar kesin hainlik eylemini ilemi oluyordu. Balaklar'n kendisini yeni Alman "Fhrer"i olarak kabul edeceklerini dnmesi, Himmler'in pek zeki olmadn ve siyasal yarg gcnden yoksun bulunduunu gsterdii gibi, yenilmi Almanya'da bile kendisinin en nemli kii olduunu sanmasna yol aan zsever bir byklk yanlsamasna sahip olduunu da gsterir. Himmler, Balaklar'a teslim olup SS'lerin sorumluluunu stlenmesi iin General Ohlendorf un yapt neriyi geri evirdi. Sadakat ve sorumluluk duygusu zerinde sylev verip duran adam, imdi, karakterine uygun olarak, tam bir sadakatsizlik ve sorumsuzluk sergiliyordu. Himmler, gzne siyah bir bez paras balayp byklarn da keserek uydurma bir kimlik ve bir onba niformasyla kat. Tutuklanp bir sava tutsa kampna gtrldnde, kendisine de ad san bilinmeyen binlerce askerden birisi gibi davranlmasna, zseverliinden dolay dayanamad. Kamp komutann grmek istedi ve komutana, "Ben Heinrich Himmler'im," dedi. Bir sre sonra, diinin kovuu iinde ta74 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER d siyanr kapsln ineyip canna kyd. Oysa yalnzca birka yl nce, 1938'de, subaylarna ynelik bir konumasnda yle demiti: "Bu yolla glklerden kaabileceine inand iin, yaamn kirli bir gmlek gibi frlatp atan kiileri kesinlikle anlamyorum. Bylesi kiilerin, hayvana yarar biimde gmlmeleri gerekir" (J. Ackermann, 1970). Bylece, Himmler'in yaam evrimi sona ermi oluyordu. O, zayflk ve dirimsel gszlk duygusunu alt etmek iin, mutlak gce ulamak zorundayd. Bu amac gerekletirdikten sonra da tapt puta hainlik ederek bu gc elinden karmamay denedi. Sradan bir asker olarak, yzbinlerce askerden birisi olarak tutuklu kampnda bulunduu sralarda, muak gszlk konumuna indirgenmeye katlanamad. Kendi inancma gre, zayflara yarar bir rol olan gsz adam rolne itilmektense lmeyi yeledi. zet Olarak Himmler, tipik dkl-biriktirici, sadist, yetkeci karakterin bir, rneidir. Himmler, (yalnzca kendisini zayf duyumsamakla kalmyordu) gerekten zayft; an dzenli ve ayrnt dkn tutumunda, gl baba imgelerine boyun emekte belli bir gvenlik duygusu buluyordu. Sonunda da dirimsel gszlk, utangalk, huzursuzluk duygusunu alt etmenin tek yolu olarak bakalar zerinde snrsz denetime sahip olma tutkusunu gelitirdi. Himmler, yaamn daha byk bir gle ve zsaygyla donatt baka kiileri an lde kskanyordu. Himmler'in dirimsel gszl ve bundan kaynaklanan kskanl, ister kardei Gebhard'n nianls, isterse Yahudiler olsun, bylesi kiileri aalamaya ve yok etmeye ynelik kyc bir

istek duymasna yol at. Himmler, buz gibi souk ve son derece acmaszd; bu da kendisini daha ok soyutlanm ve daha ok ylgn duyumsamasna neden oluyordu. Himmler, ayn zamanda da tam bir frsatyd. Ondaki sadistlik tutkusunu, her zaman kendi karna sayd eyler ynlendirdi. Himmler, yalnzca bakalarna kar deil, ayn lde kendisine kar da sadakatsiz bir kii ve onulmaz bir yalancyd. Himmler, srekli olarak vd erdemlerden hibirisine kesinlikle sahip deildi. SS'lerin slogan olan "Sadakat Onurumuzdur" deyiini kendisi tretti ve Hitler'e hainlik 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 75 etti. Gll, salaml ve yreklilii vyordu, ama kendisi zayf, dayanksz ve yreksizdi. "Treue Heinrich", yaayan bir yaland. Belki de kendisiyle ilgili syledikleri iinde tek doru ey, askerlik eitimi grd sralarda babasna yazd u tmceydi: "Benim iin hi kayglanma, nk ben tilki kadar kurnazm" (B.F. Smith, 1971).34 Davranlar, yine de yle bir soru sorabilirler: Acaba Himmler, koullar sadiste davranmay kendisi iin daha yararl hale getirinceye dek olaan bir kii deil miydi? Yaptmz zmlemenin bu soruya imdiye dek yant verdiine inanyorum. Sadiste bir gelime iin gerekli tm koullarn, Himmler'in ocukluk ve genlik alannda var olduunu grdk. Himmler'de daha kkken var olan gvensizlik duygusunun, erkeke olmayan tutumlarn, gszlk duygusunun geliimini izledik. Yalnzca bu zellikler bile, sadiste dnlemelerin olabilirliini ortaya koyar. Dahas, Himmler'in an dzenli, ayrnt dkn, tipik dkl-biriktirici, yetkeci karakterinin geliimini grdk. Son olarak, gl bir konuma ykselmeden ok nce, kardeinin nianlsyla urarken aka sergiledii amansz sadistlii grdk. Bu durum karsnda,Reichsfhrer SS'in, Reichsfhrer olmadan nce de sadist bir karaktere sahip olduu; ykseldii konumun, ona sadistliini tarih sahnesinde sergileme yetkisi verdii, ama bu sadistliin daha nce kiiliinde var olduu sonucuna ulamamz gerekir. Himmler, birok siyasal nderde rastlanan grnt ile gereklik arasndaki elikinin iyi bir rneidir: O, nazik, sadk, yrekli bir adam grnts yaratmay baaran acmasz bir sadist ve korkakt. lkesini her eyden ok "seven", Almanya'nn "kur-tanc's Hitler, yalnz dmanlarna kar deil, kendi lkesi Almanya'ya kar da amansz bir ykcyd. "lkesinin nazik babas" Stalin, lkesini neredeyse tmyle ykt ve tinsel ynden kertti. Sahteciliin bir baka dikkat ekici rnei de Mussolini'ydi: "Tehlike iinde yaana"y kendisine ilke edinmi saldrgan, yrekli erkek rol oynayan Mussolini, gerekte an korkak bir kiiydi. Mussolini'nin henz sosyalist olduu sralarda Milano'da yaymlanan Avanti'nm yazarlarndan birisi olan Angelica Balabanofun bana anlattna gre, bir test iin Mussolini'den kan alan hekim, kan aldrmaktan bu kadar korkan bir adama pek rastlamadn sylemitir. Dahas, Mussolini, onunla birlikte eve kadar yryebilmek iin her le sonras Angelica'nn brodan kmasn bekliyordu. Angelica'ya, "Her glgeden, her aatan korkuyorum," diyordu (O sralarda Mussolini'nin gvenliine ynelik hibir tehlike sz konusu deildi.). Mussolini'nin korkakln gsteren baka birok rnek daha vardr. Mussolini'nin daha sonraki yllaryla ilgili byle bir rnek verelim. Damad Kont Ciano lm cezasna arptrld zaman o, yani Mussolini bu hkm deitirebilecek tek kii ortalarda yoktu; eer infazdan nceki yirmi drt saat iinde Mussolini'ye ulalabilseydi, infaz durdurulabilirdi. 76 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Bu soru, sk sk sorulmu olan bir baka soruyu da birlikte getirmektedir: Himmler, Nazi ikadan zamannda domam olsayd, ama kardeinin nianna burnunu soktuu zamanki karakterine aynen sahip olsayd, nasl bir yaam izgisi izlerdi? Bu sorunun yantn bulmak pek zor deildir. Himmler, orta zekal ve an dzenli bir kii olduu iin, belki brokratik bir sistemde, szgelimi retmen, postahane grevlisi ya da byk bir i kuruluunun alan olarak kendisine bir yer bulurdu. kan iin her eyi yapabilecek yaradlta bir kii olduu iin, stlerine kurnazca dalkavukluk yaparak ve meslektalanna kar dolaplar evirerek olduka yksek bir yere gelirdi; ama yapc imgelem ve salkl yarg gcnden yoksun olduu

iin, herhalde en st dzeyde bir greve ykselemezdi. Meslektalannn derin nefretini kazanr ve belki gl bir yneticinin en ok tuttuu kii olurdu. Henry Ford'un sendikalara sava at gnlerde, iyi bir Ford ajan olabilirdi; ama acl bir byk i kuruluunda iyi bir personel efi olamazd, nk souk kiiliiyle herkesi kendisinden uzaklatrrd. ld zaman cenaze treninde patronu ve papaz efendi, kiliseye verdii zverili hizmetlerle hep rnek bir kii ve bir esin kayna olarak kalacak sorumluluk sahibi bir yurtta, sevecen bir baba ve koca olarak onu verlerdi. Aramzda yaayan binlerce Himmler vardr. Toplumsal adan bakldnda, gnlk yaantda bunlar ok az zarara neden olurlar; ama yine de bunlarn zarar verdikleri ve mutsuzlua boduklan insanlann says azmsanmamaldr. Ne var ki, ykm ve nefret glerinin tm siyasal yapya egemen olmalan tehlikesi belirdiinde, bylesi kiiler son derece byk bir tehlike olutururlar. Bunlar, dehet, ikence ve cinayet aralan olarak hkmetin hizmetinde almaya can atan kiilerdir. Olas bir Himmler'in ta uzaktan kolayca tannabileceini sanmak byk bir yanltr ve ne yazk ki, biroklar bu yanlla dmektedir. Yaplan karakterbilimsel incelemelerin amalanndan birisi, olas Himmlerler'in teki sradan insanlara benzediklerini, karakter okumay renmi olan ve "anavar"n dilerini gstermesine elverili koullann domasn beklemeleri gerekmeyen kiiler dnda hi kimsenin bunlan saptayamayacam ortaya koymaktr. Himmler'i amansz bir sadist yapan etmenler nelerdir? Biriktirici karakterin gelimesine elverili etmenlere ilikin nceki irdelememize 11. KIRICI SALDIRGANLIK: ZALMLK VE YIKICILIK 77 bavurularak bu soruya kolay bir yant bulunabilir. Ama bu, doyurucu bir yant olmayacaktr; nk Himmler'in karakteri, biriktirici karakterin an ve ok kyc bir biimini sergilemektedir. Bu, sadist-biriktirici zellikleri ok hafif olan karakter biiminden ok daha seyrek rastlanan bir karakterdir. "Avrupa'nn av kpei"nin gsterdii karakter geliiminden sorumlu olan etmenleri aramaya alacak olursak, ilknce onun anne-babasyla olan ilikisi karmza kar. Himmler, bamllk duygusunu pekitiren annesine sk skya balyd ve yetkeci, olduka zayf bir babaya sahipti. Ama ayn nkoullan tadklan halde Himmler gibi olmayan milyonlarca insan yok mudur? Gerekten de bir ya da iki tane yaltlm etmen, bir kiinin zgl karakterini hibir zaman aklayamaz; ancak birbiriyle balantl etmenlerden oluan tm bir dizge, karakter geliimini az ok eksiksiz biimde aklayabilir. Himmler'de baz baka etmenler de gzmze arpyor: Belki de geirdii birok bedensel hastalktan ve beden yapsnn bozulmasndan kaynaklanan bedensel zayfl ve dengesizlii; toplumda saygn bir yer edinememesinden kaynaklanan ve babasnn soyluluk karsndaki boyun eici, tapma tutumundan dolay yeinleen toplumsal aalk duygusu; belki de annesine olan ve kendisini umarsz, erkekelikten uzak duyumsamasna yol aan saplantsnn dourduu kadnlar karsndaki ekingenlii; an zseverlii ve kendisinde bulunmayan tm nitelikleri tayan byk kardeini ar lde kskanmas, bu etmenler arasndadr. Bilgi eksikliinden dolay deinemediimiz ve Himmler konusunda daha eksiksiz bir gr edinmemizi salayabilecek baka pek ok etmen vardr. Bu arada, sadistliin kayna olmamakla birlikte, sadistlik eiliminden sorumlu olan kaltmsal etmenlerin de bulunabileceini unutmamalyz. Ama belki de btn teki etmenlerden nce dikkate almamz gereken etmen, Himmler ailesinin iinde yaad yavan, baya, bilgi tasla, drstlkten uzak, cansz ortamn yapt salksz etkidir. Himmler ailesinin iinde yaad bu ortamda, itenlikten uzak yurtseverlik ve drstlk mesleinden baka hibir deer yoktu; toplumsal merdivendeki kararsz konumlanna tutunmay baarma umudundan baka hibir umut yoktu. Tinsel ya da zihinsel anlamda, zayf kk ocuun serpilip gelimesini zendirebilecek hi temiz hava yoktu. stelik, bu durumdaki 78 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER tek aile de onlarn ailesi deildi. Himmlerler, imparatorluk dzeninin en aa basamanda yer alan ve gceniklik, gszlk, sevinsizlik duygularndan ac eken bir toplumsal snfa

giriyorlard. Heinrich Himmler, ite bu toprakta byd ve devrim, Himmler'in toplumsal konumu ile deerlerini alaa ettike, meslek asndan hi geleceinin bulunmadn Himmler daha ak olarak kavradka, iindeki ktlk de gitgide bilendi. 12 KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLK GELENEKSEL ANLAYI LSEVERLK" (necrophilia = l sevgisi)1 terimi, genellikle yalnz iki tr olguyu anlatmakta kullanlmtr: (1) cinsel leverlii, bir baka deyile, bir erkein bir kadn cesediyle cinsel birleimde bulunmak ya da baka trl bir cinsel iliki kurmak iin duyduu istei ve (2) cinsel olmayan lseverlii, bir baka deyile, cesetlerle uramak, cesetlere yakn olmak ve cesetleri seyretmek iin duyulan istei, zellikle de cesetlerin organlarn kesip ayrmak iin duyulan istei. Ama bu terim, genellikle karakterden kaynaklanan bir tutkuyu anlatmakta kullanlmtr; oysa lseverliin daha ak ve daha yein davurumlarnn yeerdii toprak, bu tutkudur. Geleneksel anlamdaki lseverliin baz rneklerine bir gz atmak, hemen gze arpmayan lsever karakterin saptanmasn kolaylatracaktr. Birok almada, zellikle de cinsel sapknlklarla ve subilimle (criminology) ilgili almalarda, lseverlik olaylanna ilikin raporlar bulunabilir. En eksiksiz derlemeyi, nde gelen Alman subilimcilerden Yunanca nekros szc, "ceset", ller ya da yeralt dnyasnda yaayanlar anlamna gelir. Latince'de nex, necis, vahi lm, cinayet anlamna gelir, Nekros'na lm deil, lleri, cesetleri ve ldrlenleri (bunlarn lm, doal lmden aka ayrlyordu) anlatt olduka aktr. "lmek", "lm" farkl bir anlam tar, cesedi deil, lme eylemini anlatr. Bunun Yunanca'daki karl thanatos, Latince'de ise mors, mortdir. "lmek" ve "lm" szcklerinin kkeni, Hint-Cermence dheu, dhou szcklerine kadar gider. (Bu kavramlarn kkeni konusunda kapsaml veriler salad iin Dr. Ivan tllich'e teekkr borluyum; Dr. lllich'in salad verilerin yalnzca en nemlilerini kullandm.) 80 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER birisi olan H. von Hentig, yalnzca bu konuyu ele alan bir almada sunmutur (Baka lkelerde olduu gibi Alman ceza hukukunda da lseverlik su saylmaktadr.). Hentig, (1) bir kadn cesediyle cinsel iliki kurma (cinsel birleme, cinsel organlarla oynama) eylemlerini, (2) kadn cesedi grnce uyanan cinsel heyecan, (3) cesetlerle mezarlara ve mezarla ilgisi olan iek ya da resim2 gibi nesnelere duyulan an ilgiyi, (4) bir cesedin organlarn kesip ayrma eylemlerini ve cesetlere ya da kokuan eylere dokunma ya da yaydklar kokuyu koklamak iin duyulan byk istei, lseverlik rnekleri olarak belirtmektedir (H. von Hentig, 1964). Von Hentig, lseverliin genellikle sanldndan ok daha yaygn olduu konusunda baka yazarlarla rnein, alntlar yapt T. Spoerri (1959) ile ayn kany paylayor. Ama uygulamayla ilgili nedenlerden dolay, bu sapkln doyum olanaklar ok snrldr. Cesetlere kolayca ulama ve byle bir sapkl ortaya koyma olanana sahip olan insanlar, yalnzca mezar kazclar ve morg grevlileridir. Bu nedenle, verilen rneklerin ounun bu gruba giren insanlarla ilgili olmas artc deildir. Elbette, bu mesleklerin, nitelikleri gerei, lsever kiileri ekmeye elverili olduu da sylenebilir. Kukusuz katiller de lsever eylemlerde bulunma olanana sahiptirler. Ama cinayetin greceli olarak seyrek meydana geldiini gz nne aldmzda, "ehvet cinayeti" olarak snflandrlan bu tr baz olaylar bir yana brakrsak, bu grupta lseverlik olaylarna sk rastlamay bekleyemeyiz. Ama von Hentig, aktard birok rnekte, mezarlar kazp cesetleri karan, karan ve lsever alklarn doyurmak iin cinsel amala kullanan baka kiilerden de sz etmektedir. yleyse u sonu kanlmaz grnmektedir. lseverlik, elinde bol frsat bulunanlar arasnda greceli olarak sk grld iin. byle bir frsattan yoksun olan baka birok kiide de en azndan dlem olarak ya da pek dikkat ekici olmayan baka biimlerde ortaya konmu olarak bulunmaktadr. J.P. de River'm aktard bir olay, yirmi bir yandaki bir morg grevlisiyle ilgilidir. Sz konusu grevli, bir kza k olmu ve kzn sal bozuk (akcier veremi) olduu iin onunla yalnz bir

kez cinsel birlemede 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLK 81 2Baz lkelerde, len kiinin bir resmini mezartama koyma gelenei vardr. bulunmutur. Bu grevli unlar anlatmaktadr: "Sevgilimin lmnn yaratt sarsnty hi zerimden atamadm ve her mastrbasyon yapmda, l sevgilimle cinsel ilikide bulunduumu dlyorum." De River'n raporu yle srmektedir: Sevgilisinin lm zerine, onun beyaz kefen iinde yatm gren bu gen, duygusal bakmdan yle ykld ki, bir alama nbetine tutuldu; tabutun yanndan onu glkle uzaklatrdlar. Bu kez de sevgilisiyle birlikte tabuta girmek iin dayanlmaz bir istek duydu; gerekten sevgilisiyle birlikte diri diri gmlmek istiyordu. Bylece, cenaze treninde olaylara yol at; o zaman ailesi de dahil herkes, bunun, sevgilisinin topraa verilmesinden duyduu byk zntnn sonucu olduunu dnd. Ama bu gen, bunun bir tutku nbeti olduunu ve ly grnce iinde uyanan byk bir cinsel drtnn her yann sardn imdi yava yava kavramaktadr. O sralarda, bu gen, liseyi daha yeni bitirmiti ve tp fakltesine girmesine izin vermesi iin annesini raz etmeye urayordu; ama yeterli parasal kaynak bulunmad iin bunu gerekletiremedi. Ama kendi istei zerine, cenaze kaldrma ve mumyalama konusunda renim veren bir okula girmesine annesi izin verdi; nk bu okulda renim ok daha ucuz ve ksayd. D.W., sonunda kendisini en mutlu edecek meslei bulduunu kavrayarak bu okulda ok sk alt. Mumyalama odasndaki kadn cesetlerine her zaman youn bir ilgi gsteriyor ve sk sk da bir kadn lsyle cinsel birlemede bulunmak iin byk istek duyuyordu. Bunun yanl bir ey olduunu kavryor ve duyduu arzuyu kafasndan atmak iin byk aba gsteriyordu. Ancak bir gn, reniminin sonuna yakn, bir gen kzn lsyle bir odada yalnz kald zaman, l kurbannn bedeniyle cinsel birlemede bulunmak iin duyduu byk istek yle dayanlmaz oldu ve koullar da yle elveriliydi ki, kendini koyverdi. Bu frsattan yararland ve ayp yerlerini aarak erkeklik organn l kzn kalasna dedirdi. Artk yle ok uyanmt ki, kendini tamamen kaybederek cesedin zerine atlad ve azn kadavrann ayp yerlerine dayad. Kendisinin belirttiine gre, bu onda yle byk bir cinsel uyanma salad ki, sonunda boald. Ondan sonra, byk bir sululuk duygusuna ve korkuya renci arkadalarnca yakalanma korkusunakapld. Bu olaydan ksa bir sre 82 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER sonra okulu bitirdi, ve bir ortabat kentinde morg grevlisi olarak ie girdi. Morg grevlileri kadrosunda aday grevli olarak alrken, kendisinden sk sk geceleyin morgda tek bana kalmas isteniyordu. D.W. unlar sylemektedir: "Yalnz kalma olanandan dolay ok honuttum; nk llerle yalnz kalma ve bylece, bir cesetle cinsel iliki giriiminde bulunmak iin bol bol frsat elde etme zlemi duymam bakmndan teki adamlara hi benzemediimi anlamtmbu, sevgilimin lmnden beri iimde varolduunu kavradm bir duyguydu." D.W. morgda alt iki yl iinde, bebeklerden tutun da yal kadnlara kadar deiik yalardaki dzinelerce kadn cesedi zerinde eitli sapklklar uygulayarak bu cesetleri kt amalar iin kulland. ounlukla cesetlerin memelerini emerek ve ayp yerlerini perek balyordu; bu eylemlerden sonra ok uyand iin, llerin zerine kyor ve insanst bir urala, cinsel birleme eyleminde bulunuyordu. Morgdaki kadn cesedi saysna bal olarak, her hafta drt ya da be kez bu tr eylemlerde bulunuyordu. ... Bir keresinde, on be yandaki bir gen kzn cesedinden yle etkilenmiti ki, lmnden sonraki ilk gece bu kzn lsyle yalnz kaldnda, bir miktar kann imiti. Bu, onu cinsel ynden yle uyarmt ki, sidik yoluna bir lastik boru sokup sidik torbasndan kzn sidiini emdi. imdi daha ileri gitmek iin gitgide daha dayanlmaz bir istek duyuyor ve kz bsbtn yutabilse yiyip bitirebilse, hatta vcudunun bir parasn ineyebilse, byk bir doyuma ulaacan hissediyordu. Bu istee kar koyamyordu ve yzst evirerek makada yakn

yerden kaba etlerini srd. Ondan sonra, kadavrann stne karak arkadan ilikide bulundu (J.P. de River, 1956). Bu olay, birka nedenden dolay zellikle ilgintir. Birinci ve en ak neden, lseverlii lyiyicilik ve dkl ksnllkle birletirmesidir. Bunun kadar ak olmayan ikinci nokta, sapkln balangcnda yatar. yknn yalnzca sevgilisinin lmne kadar olan blm biliniyor olsayd, bu kiinin davran, sevgilisine duyduu byk sevginin bir anlatm olarak yorumlanabilirdi. Ama yknn geri kalan, sapkln balangcna ok deiik bir k tutmaktadr: Bu kiinin duyduu ayrm gzetmez lsever ve lyiyii arzulara, sevgilisine duyduu sevginin 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLK 83 neden olduunu sylemek zordur. Bu kiinin "yasl" davrannn sevgi anlatm deil, lsever arzularnn ilk belirtisi olduunu varsaymak zorunlu grnyor. Ayrca sevgilisiyle yalnz bir kez cinsel birlemede bulunmasna da kzn hastal gereke gsterilemez herhalde. Bu kiinin, lsever eiliminden dolay, canl bir kadnla cinsel birlemede bulunmaya pek arzu duymamas daha akla yatkn bir aklamadr. De River, lsever bir morg grevlisiyle ilgili daha yakn bir baka olay anlatmaktadr. Krk yanda bekr bir erkek olan bu kii unlar anlatmaktadr: On bir yamda, talya'nn Milano kentinde mezar kazcl yaparken, kendi kendime cinsel doyuma ulamaya baladm ve yalnz olduum zamanlarda, bu ii gen, iyi grnl l kadnlarn bedenlerine dokunarak yapyordum. Daha sonra, erkeklik organm l kzlara sokmaya baladm. Amerika'ya geldim ve dou kysnda ksa sre kaldktan sonra buradan ayrlp bat kysna geldim; buradaki bir morgda l ykama iine girdim. Burada, bazan tabutlarn iinde, bazan da cesetlerin ykand masalar zerinde l kzlarla cinsel ilikide bulunma eylemine yeniden baladm. Rapor yle srmektedir: Bu kii, gen kz cesetlerinin ayp yerlerini emdiini kabul ediyor. Ka kadn cesedini kulland yolundaki bir soruya, "Belki yzlerce, nk on bir yamdan beri bu ii srdryorum," diye yant veriyor (J.P. de River, 1956). Von Hentig'in alnt yapt kaynaklarda, buna benzer birok olay aktarlmaktadr. Ceset grnce cinsel ynden uyanan ve bazan cesetlerin yannda kendi kendine doyuma ulaan kiilerde lseverliin ok hafif bir biimi grlr. Bylesi kiiler ok seyrek ortaya karlabildii iin, bunlarn saysn hesaplama olana pek yoktur. lseverliin ikinci biimi, cinsellikle balantsz olarak, katksz yok etme tutkusundan kaynaklanan eylemlerde ortaya kar. Bu yok etme 84 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER itkisi, ou kez ta ocuklukta aa kar; bazan da daha ge bir ada kendini da vurur. Von Hentig'in ok duyarl bir kavrayla yazd gibi, lsever ykcln amac, "canl yaplan yrtp paralama" (lebendige Zusammenhange) tutkusudur. Canl eyleri yrtp paralamak iin duyulan bu arzu, en ak anlatmn, cesetleri organlarna ayrma arzusunda bulur. Spoerri'nin aktard tipik bir olay, mezar kazp tabutu karmak, amak ve iindeki cesedi yanna alp gtrmek iin gerekli tm aralarla geceleyin mezarla giden bir adamla ilgilidir. Bu adam, daha sonra cesedin bacaklaryla ban kesiyor ve midesini yarp ayordu (T. Spoerri, 1959). Bazan, organlar kesilen nesne insan deil, bir hayvandr. Von Hentig, otuz alt inek ve ksra baklayarak ldren, sonra da vcutlarnn eitli organlarn kesen bir adam anlatmaktadr. Bu konuda yazl kaynaa bile sahip olmamz gerekmez; gazetelerde, doranm ya da organlar kesilmi kurbanlarla ilgili yeterince cinayet haberi vardr. Bu olaylar, ounlukla cinayet bal altnda toplanr; oysa bu cinayetleri ileyenler, kazan, kskanlk ya da gdsnce ynlendirilen pek ok katilden farkl yapdaki lsever katillerdir. lsever katillerin gerek amac, kurban ldrmek deil (elbette, bu zorunlu bir kouldur), organlarn kesip ayrmaktr. Kendi klinik deneyimlerim srasnda, cesetleri paralama arzusunun, lsever karakterin ok belirgin bir zellii olduunu gsteren yeterince kantla karlatm.

rnein, organ kesme arzusunu ok hafifletilmi bir biimde dile getiren baz kiileri dorudan doruya grdm ya da gzden geirdiim almalardan rendim; bu kiiler, plak bir kadn resmi iziyor, sonra resmin kollarn, bacaklarn, ban, vb. kesiyor ve paralanm resmin bu paralaryla oynuyorlard. Ama gerekte, bu "oyun", organ kesmek iin duyulan yein bir aln, gvenli ve zararsz bir biimde uygulamaya konarak doyurulmasyd. Birok baka lsever kiinin de bazan kan iinde, ou kez de dkyla kark kirli suda yzen ya da evreye salm duran paralanm ceset paralaryla ilgili dler grdklerini gzlemledim. Organlar kesip ayrma arzusu, dlemlerde ya da dlerde sk sk belirirse, lsever karakter tans koymak iin en gvenilir etmenlerden birisidir. Ak lseverliin bu kadar yein olmayan baka biimleri de vardr. Bu biimlerden birisi, cesetlere, mezarlklara ya da kokuan nesnelere yakn olma zlemidir, H. J. Rauch, cesetlerin yaknnda bulunmak iin duyduu itkiden rahatsz olan, cesetlerin yanndayken kaskat kesilip 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLK 85 oradan aynlamayan bir kzdan sz etmektedir (H. J. Rauch, 1947).3 Stekel, bir kadnn yle sylediini aktarmaktadr: "sk sk mezarlklar ve cesetlerin mezarda nasl rdklerini dnyorum" (aktaran H. von Hentig, 1964). rmeye duyulan bu ilgi, sk sk, ryen bir eyi koklama arzusunda anlatma kavuur. Gzleri hemen hemen hi grmeyen, otuz iki yamdaki ok iyi eitim grm bir erkekle ilgili aada aktardmz olayda bu arzu ok aktr. Bu adam, grltden korkuyordu, "ama kadnlarn ac dolu haykrlarn seviyordu ve ryen etin kokundan ok holanyordu. Uzun boylu, iman kadnlarn cesetlerini ok arzuluyor ve bunlarn iine girmek istiyordu." Bykannesine, daha sonra cesedini alp alamayacan sormutu. "Onun rm artklarnn iinde boulmaktan ok holanacakt" (T. Spoerri, 1959). Von Hentig, insan dklarnn ya da kokumu eylerin kokusunu uyandrc bulan "koklayclar"dan (Schnffler) sz etmekte ve bu zellii, lseverliin bir davurumu saymaktadr. lsever putuluk bu putuluun nesneleri, imen, resim gibi, mezarlarla balantl eylerdir olaylarm da ekleyerek yazl kaynaklarda bildirilen lsever uygulamalarla ilgili bu ksa aratrmay bitirebiliriz. LSEVER KARAKTER4 Geleneksel anlamda sapkn bir hareketi anlatmaktan ok, bir karakter zelliini belirtmek iin "lsever" terimini, milliyeti general Milln Astray'n Salamanca niversitesi'nde yapt bir konuma zerine, 1936'da spanyol dnr Miguel de Unamuno kulland;5 Unamuno, spanya i Hitler'le ilgili doruluu kantlanmam bir ykde, buna benzer bir sahne anlatlmaktadr: ryen bir asker cesedi gren Hitler, olduu yere aklp kalm ve oradan bir trl ayrlamamtr. i anl anlamalar nlemek iin, bu irdelemenin hemen banda u noktay vurgulamak istiyorum: Burada anlatlan, tam olarak gelimi "lsever karakter", insanlann ya lsever olduklar ya da lsever olmadklan anlamna gelmez. lsever karakter, baat zellii lseverlik olan an bir karakter biimidir. Gerekte, insanlann ou, lsever ye canlsever eilimlerin bir bileimidir. Bu iki eilim arasndaki atma, ou kez retken bir gelimenin kaynadr. R.A. Medvedev'e gre (Yargy Tarih Versin, New York: A.A. Knopf, 1971), "lseverlik" (trupolozhestvo) terimini bu ruhbilimsel anlamda ilk kez kullanan kii Lenin olmaldr. 86 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Sava'mn balangcnda Salamanca niversitesi'nin rektryd. Sz konusu generalin en sevdii slogan, Viva la Muerte! ("Yaasn lm!") idi ve onun yolunda gidenlerden birisi, salonun gerisinden bu slogan bard. General konumasn bitirince, Unamuno ayaa kalkarak unlar syledi: Daha demin, lsever ve sama sapan bir haykrma iittim: "Yaasn lm!" Ve ben, tm yaamn, bakalarnn kavraytan yoksun fkesini uyandran aykr dnceler gelitirmekle

geirmi olan ben, yetkili bir uzman olarak, bu yakksz aykr dncenin bana tiksindirici geldiini sylemek zorundaym. General Milln Astray, bir ktrmdr. Bunu aalayc anlamda sylemediimi belirtmek isterim. General Astray, savata sakat kalmtr. Cervantes de yleydi. Ne yazk ki, u anda ispanya'da yle ok sakat var ki! Ve Tanr yardmmza komazsa, ksa sre sonra bunlarn says daha da artacak. General Milln Astray'n yn ruhu modelinde dayatacan dnmek bana ac veriyor. Cervantes'in ruh yceliinden yoksun olan bir ktrm, evresinde sakatlanmalara neden olarak uursuz bir ferahlama duymay alkanlk edinir (M. de Unamuno, 1936). Bunun zerine, Milln Astray artk kendisini tutamad. "Abajo la inteligencia" ("Kahrolsun zek!"), diye bard. "Yaasn lm!" Bu sz desteklemek iin Falanjistler'den bir haykr ykseldi. Ama Unamuno konumasn srdrd: Buras zeknn tapnadr. Ben de onun yksek papazym. Siz, bu tapnan kutsal evresine saygszlk ediyorsunuz. Siz kazanacaksnz, nk gereinden ok acmasz Icabagce sahipsiniz. Ama kimseyi inandramayacaksnz. nk inandrmak ini inandrc olmanz gerekir. Ve inandrc olmak iin de sizde bulunmayan eye, savamda Mantklla ve Haklla sahip olmanz gerekir. Sizden ispanya'y dnmenizi dilemenin yararsz olduunu biliyorum. te bu kadar (M. de Unamuno, 1936).6 Unamuno, birka ay sonra lnceye dek evinde gzaltnda tutuldu (H. Thomas, 1961). 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLlK 87 Bu terimin kullanlnda Unamuno'y u kaynak olarak aldm ve aa yukar 1961'den beri karakter kkenli lseverlik olgusunu incelemekteyim.7 Kuramsal kavramlarmn balca kayna, zmlenen kiilerle ilgili gzlemlerdir.8 Belli tarihsel kiilere rnein, Hitler'e ilikin incelemeler ile toplumsal snflarn karakterlerine, davranlarna ve bireylere ilikin gzlemler de lsever karakterin -zmlenmesinde kullanlabilecek ek veriler salamtr. Ama klinik gzlemlerimin bende yaratt etkiye bakarak, belirleyici ynelimin, Freud'un yaam ve lm igdleriyle ilgili kuramndan kaynaklandna inanyorum. Ykm ura ile yaam urann insandaki en temelli gler olduklar yolunda Freud'un sahip olduu anlayn derin etkisinde kaldm. Ne var ki, Freud'un kuramsal aklamasyla uzlaamazdm. Yine de Freud'un fikri, beni, kilinik verileri yeni bir k altnda grmeye ve Freud'un anlayn, ileride gstereceim gibi, dkl karaktere ilikin daha nceki bulgularyla balantl klinik .verilere dayanarak deiik bir kuramsal temelde yeniden derleyip toplamaya dolaysyla da korumaya ynlendirdi. Karakterbilimsel anlamda lseverlik, l, rm, kokumu, hastalkl her eye duyulan yein ilgi olarak tanmlanabilir; lseverlik, canl eyleri cansz eylere dntrme, srf ykm olsun diye ykma tutkusudur; katksz biimde mekanik her eye duyulan olaand ilgidit Canl yaplar yrtp paralama tutkusudur. lsever Dler l ve kokumu eylere dknlk, lsever kiilerin dlerinde en ak biimde gzlemlenebilir. 1. D. "Kendimi tuvalette otururken gryorum; ishal olmuum ve bir bomba patlam da ev yklacakm gibi ses karan byk bir gle dk karyorum. Banyo yapmak istiyorum; ama suyu amaya kalktm zaman, kvetin kirli suyla dolmu olduunu aynmsyorum: Kesilmi bir bacak ve kolla birlikte suyun yznde yzen dklar gryorum." Bulgularma ilikin bir n rapor yaymlanmtr (E. Fromm, 1964). ^zmlediim kiilerle ilgili eski olay yklerini ve seminerlerde gen ruhzm-lemecilerce ya da almalanna gzclk ettiim baka uzmanlarca sunulan olay yklerini yeniden deerlendirmeyi esas aldm. 88 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Bu d gren kii, buna benzer birok d grm olan son derece lsever bir kiiydi. zmlemeci, olan biten eyler konusunda d srasnda nasl duygulara kapldn

sorduunda, bu kii, durumun kendisine korkutucu gelmediini, ama dn zmlemeciye anlatmaktan skldn bildirdi. Bu d, lseverlie zg birka eyi ortaya koymaktadr; bunlarn iinde en ak seik olan, kesilmi beden organlar konusudur. Bundan baka, (daha sonra tartacamz) dklhk ve lseverlik ile ykm konusu arasndaki yakn balant bu dte grlmektedir. Simgesel dilden aka anlalr dile evirirsek, bu d gren kii, boaltma eyleminin gcyle tm binay ykp yok etme istei duymaktadr. 2. D. "Bir arkada ziyaret edecekmiim; onun ok iyi bildiim evi ynnde yryorum. Birdenbire sahne deiiyor. Kurak, le benzer bir yerde buluyorum kendimi; ne ot, ne aa var. Yine de arkadamn evini bulmaya urayorum sanki, ama grnrdeki tek ev, hi penceresi olmayan tuhaf bir yap. Kk bir kapdan ieri giriyorum; kapy kapattmda, sanki kap kapanmam da kilitlenmi gibi garip bir ses iitiyorum. Kap tokman evirip kapy amaya alyorum, ama aamyorum. Byk bir kayg iinde ok dar bir koridorda yryorum gerekte bu koridor yle alak ki srnerek ilerlemek zorunda kalyorum ve kendimi geni, oval, karanlka bir odada buluyorum. Bu oda byk bir kmbete benziyor. Gzlerim karanla alnca, yerde yatan birok iskelet gryorum ve burasnn benim mezarm olduunu anlyorum. Byk bir korkuyla yataktan frladm." Bu d yorumlamaya pek gerek yok. "Kmbet" bir mezardr ve ayn zamanda da dlyatam simgeler. "Arkadan evi" yaamn bir simgesidir. Bu d gren kii, bir arkadan ziyaret etmek yerine, bir baka deyile, yaama doru yrmek yerine, llere ait bir yere doru yryor. le benzer sahne ve mezar, llerin simgeleridir. Bu d, lme korkusunun simgesel bir anlatmndan baka bir ey deildir. Ama kii, iinde mezarlarn, mumyalarn, iskeletlerin olduu birok d grrse, bir baka deyile, kiinin d yaamnda ller dnyasndan grntler ar basyorsa, o zaman durum deiir. te aktardmz d gren kiide sz konusu olan budur. 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLK 89 3. D. Bu, ar bunalm iindeki bir kadnn grd ksa bir dtr. "Tuvalette boaltyormuum; bu eylem durmakszn sryor, yle ki dk tuvalet oturandan tap banyoyu doldurmaya balyor ve gittike de ykseliyor dknn iinde bouluyorum;9 o anda, anlatamayacam kadar byk bir dehet iinde uyandm." Bu kadnn gznde, tm yaam pislie dnmtr; o, pislikten baka bir ey retemez; dnyas pislikten oluur ve lm, pislikle kesin ve son birleme anlam tar. Ayn konuya Midas sylencesinde de rastlyoruz; Midas'n dokunduu her ey altna Freud'un gsterdii gibi, simgesel olarak pislie ya da dkya dnr.10 4. D. Yaamnn Spandau tutukevinde geen yllarnda Albert Speer'in (12 Eyll 1962) grd bir d aada veriyorum. "Hitler denetim iin gelecekmi. O zamanlar ben yine Devlet Ba-kan'ymm; elime bir sprge alp fabrikadaki pisliin sprlp temizlenmesine yardm ediyorum. Denetimden sonra kendimi Hitler'in arabasnda buluyorum; kolumu, ortal sprrken kardm ceketimin yenine sokmaya urayorum ama bir trl beceremiyorum. Elim durmadan cebe giriyor. Araba yolculuumuz, hkmet yaplaryla evrili geni bir alanda sona eriyor. Bir yanda bir sava ant bulunuyor. Hitler bu anta yaklayor ve bir elenk koyuyor. Hkmet yaplarndan birisinin mermer salonuna giriyoruz. Hitler, yaverine dnerek, 'elenkler nerede1, diye soruyor. Yaver de bir subaya, 'Biliyorsunuz, bugnlerde her yere elenk koyuyor1, diyor. Subay, bir tr eldivenlik deriden yaplm, ak renkli, beyaza yakn bir niforma giyiyor; ceketin zerine de, tpk bir papaz yardmcs gibi, dantel ve ilemelerle ssl, bol bir pelerin giyiyor. elenk geliyor. Hitler, salonun sana doru yryor; orada, kaidesinde daha nce konmu birok elenk bulunan bir baka ant var. Hitler dizst kyor ve Gregoryen ilahisi tarznda ackl bir ezgi sylemeye balyor; bu ezgide, iyice uzatlan "Jesus Maria" blm durmadan yineleniyor. Bu uzun, yksek tavanl, mermer salonun duvarlannda saysz baka anma plaketi sralanm. Hitler, gitgide hzlanan bir tempoyla, kouturup duran yaverlerce kendisine verilen elenkleri koyup duruyor. Syledii ackl

Kars. bykannesinin rm artklarnn iinde boulmay bilinli olarak isteyen adamla ilgili daha nce verdiim rnek. Pislik ve dk konusunda J. G. Bourke'n (1913) sunduu zengin verilere bakn. 90 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER ezgiler gitgide tekdzeleiyor; sra sra dizilen anma plaketleri hi bitmeyecekmi gibi grnyor."11 Bu d, birok nedenden dolay ilgintir. D gren kiinin, kendi duygu ve zlemlerinden ok, bir bakasyla ilgili igrsn anlatma kavuturduu dlerden birisidir.12 Bazan bu igrler, d gren kiinin bir bakasyla ilgili bilinli izlenimlerinden daha kesin ve dorudur. Ele aldmz olayda Speer, Hitler'in lsever karakteriyle ilgili grn, Chaplin'e zg bir slupla ak biimde anlatma kavuturmaktadr. Speer'in gznde, Hitler, tm zamann lme sayglarn sunmaya adayan, ama ok tuhaf bir biimde, tm eylemleri mekanik olan, duygulara hi yer brakmayan bir adamdr. elenk koyma eylemi, samalk noktasna varan rgtl bir tren halini almaktadr. Bu arada, ocukluundaki dinsel inancna geri dnen ayn Hitler, ackl ezgiler sylemeye kendini tmyle kaptrmtr. Hitler'in yas treninin tekdzelii ve mekanik nitelii vurgulanarak d sona ermektedir. Bu d gren kii, dn balangcnda, gerekd bir durumu, bir baka deyile, Devlet Bakanl yapt ve kendi kendine bir eyler gerekletiren ok etkin bir adam olduu zaman yeniden canlandrmaktadr. Sprd pislik, belki de Nazi dzeninin pisliinin simgesel bir anlatmdr; kolunu ceketinin yenine sokamamas, byk olaslkla artk bu dzenin iinde yer alamayaca yolundaki duygusunun simgesel bir anlatmdr; bu, dn ana blmne geii oluturur. Bu ana blmde Speer, geriye llerden ve lsever, mekanik, can skc Hitler'den baka bir ey kalmadn kavrar. J. D. "Byk bir bulu yapmm, 'stn yok edici'yi bulmuum. Bu, yalnz benim bildiim gizli dmeye baslmas durumunda, ilk bir saat iinde Kuzey Amerika'daki tm canllar, sonraki birka saat iinde de dnya zerindeki tm canllar yok edebilecek bir makinaym. Kimyasal maddenin formln bildiim iin yalnzca ben kendimi ko-ruyabiliyormuum. (Bir sonraki sahne) Dmeye bastm: Artk canlnn izine bile rastlamyorum, tek bamaym, byk bir taknlk duyuyordum." Bu d, bakalaryla hi ilikisi olmayan ve hi kimseye gereksinme Albert Speer, kiisel grme. 12, Bylesi dleri, Unutulmu Ditde (1951) aktardm. 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLK 91 duymayan an lde zsever bir kiideki katksz ykcln bir anlatmdr. Sz konusu kii, bu d, baka lsever dlerle birlikte birok kez grmt. Bu kiide ar akl hastal vard. 6. D. "Birok gen erkek ve kadnn katld bir partiye a-nlymm. Hepimiz dans ediyoruz. Ama garip bireyler oluyor; ritim gitgide yavalyor ve sanki ksa bir sre sonra hi kimse hareket et-meyecekmi gibi geliyor insana. O anda odaya boyu normalin stnde bir ift giriyor; sanki iki byk karton kutuyla pek ok ara-gere tayorlar. Bu ift, dans eden ilk ifte yaklayorlar; adam byk bir bak alp delikanlnn srtn kesiyor; iin garibi, hi kan akmyor ve delikanl ac duymu gibi grnmyor; ondan sonra uzun boylu adam, iyice gremediim, kk kutuya benzer bir eyler alp delikanlnn srtna yerletiriyor; yerletirdii ey ok kk. Sonra kk kutuya, bir tr kk anahtar, belki de bir dme takyor (ama yle takyor ki, delikanl buna dokunabiliyor) ve saat kuruyormu gibi bir hareket yapyor. Uzun boylu adam delikanlya bunlar yaparken, ei de ayn ilemi kzn zerinde uyguluyor. Bu iriyar ift ilerini bitirdiklerinde, gen ift dans etmeyi srdryor, ama daha hzl bir tempoyla ve ok canl biimde. Uzun boylu erkek ve kadn, partiye katlan teki dokuz ift zerinde de ayn ilemi uyguluyorlar; ilerini bitirip odadan ayrldklarnda, herkes cokulu ve mutlu bir havaya brnm grnyor."

Simgesel dilden olaan dile evirdiimizde, bu dn anlam olduka aktr. Bu d gren kii, yaamn yava yava sndn, enerjisinin tkendiini duyumsuyor. Ama bir aletin bu boluu doldurabileceini dnyor. Kiilerin, tpk saatler gibi kurulabileceklerini, her ne kadar gerekte birer robot haline gelseler de o zaman kpr kpr "canl" grneceklerini dnyor. Bu d gren kii, mhendislik renimi yapan ve teknik nitelikteki her eye kendini tmyle kaptrm olan on dokuz yanda bir gentir. Bu gen, bu d yalnz bir kez grm olsayd, bunun teknie duyduu ilginin bir anlatm olduu dnlebilirdi. Ama lseverliin baka ynlerini ieren byle birok d grmt. Bu d, znde onun mesleksel ilgilerinin bir yansmas deildi. Daha ok, onun mesleksel ilgileri, iindeki lsever ynelimin bir yansmasyd. 7. D. Baarl bir meslek adamnn grd bu d, zellikle ilgintir; 92 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER nk acl tekniin daha sonra tartacamz lsever karakterine ilikin bir noktay aka ortaya koymaktadr. "Yava yava bir maarann giriine yaklayorum ve maarann iinde bir eyler grebiliyorum; grdm ey beni ok etkiliyor, ierde, madenlerde kullanlan trden kk bir eski vagonla uraan insan biiminde iki domuz var; vagonu, maarann ierisine doru uzanan raylara yerletiriyorlar. Ufak vagonun iinde normal insanlar gryorum; l gibi grnyorlar, ama uyuduklarn biliyorum. "Bunun baka bir d m, yoksa ncekinin devam m olduunu bilmiyorumuyandm sanyorum, ama emin deilim. Dn balangc ayn. Yine bir maarann giriine yaklayorum; gnei ve mavi g geride brakyorum. Maarann derinliklerine doru ilerliyorum ve maarann sonunda ok gl bir parlt gryorum; oraya ulatmda, olaanst lde acl bir kent grp hayran kalyorum. Her ey, imdi yapay olduunu elektrikle salandn ayrmsadm bir k denizi iinde. Kent, tmyle elikten ve camdan gelecek gibi yaplm. Yrmeyi srdryorum ve birdenbire, hayvan olsun, insan olsun hibir canl grmediimi ayrmsyorum. imdi kendimi, yksek gerilim kablolarna benzeyen saysz kaln kabloya balanm ok byk, ok gelitirilmi bir tr elektrik dntrcs olan dev bir makinann nnde buluyorum; kablolar, siyah hortumlar gibi grnyor. Bu kablolarn kan ilettii dncesine kaplyorum; byk bir heyecan duyuyorum ve pantolonumun cebinde, ne olduunu hemen bildiim bir nesne buluyorum; bu, aa yukar on iki yamdayken babamn bana verdii kk bir ak. Makinaya yaklayorum ve kk akmla, kablolarn birinde delik ayorum. Delikten anszn bir ey fkryor ve beni srlsklam ediyor. Kan bu. Byk bir kayg ve ter iinde uyandm." Bu d gren kii, dn anlattktan sonra unlar ekledi: "Makinay ve kan ok iyi anlayamyorum; ama burada kan, elektriin yerini tutuyor, her ikisi de enerji. Niin byle dndm bilmiyorum; belki de makinann insanlardan kan ald kansn tayorum." Tpk Speer'in d gibi bu da lsever bir kiinin deil, ada dnyann lsever niteliini kavrayan canlsever bir kiinin ddr. Maara, ounlukla, tpk mezar gibi, llerin simgesidir. Buradaki maara bir maden ocadr; madende alanlarsa domuzdur, bir baka deyile ldr (Bunlarn aslnda l olmadklarna ilikin "bilgi," gerekliin 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LUSEVERLK 93 bilincinden kaynaklanan ve bazan d grntleri arasna giren bir dzeltmedir.). Anlam udur: Buras, aalanm ve cesede benzer insanlarn yeridir. Dn ilk blmndeki bu sahne, endstriyel gelimenin daha eski bir aamasn temsil eder. kinci blmse, gelecein tam olarak gelimi sibernetik an temsil eder. Gzel, acl kent ldr. inde ne hayvan ne de insan vardr. Gl bir teknik, insan yaamn (kann) emmekte ve elektrie dntrmektedir. D gren kii, elektrik kablolarm kesmeye (belki de yok etmeye) kalktnda, sanki bir cinayet iliyormu gibi kesik yerden fkran kanla slanyor. Bu d gren kii, uykusunda, Blake'te ya da gerekstc bir resimde rastlayabileceimiz bir

sanatsal duyguyla ve seiklikle, tmden tekniklemi toplumun lmln seziyor. Yine de uyand zaman, saduyusuzluun grltsyle karlamaynca "bildii" eyler konusunda pek az ey biliyor. "Kastsz" lsever Eylemler Dler, lsever uralarn en ak anlatmlarndan birisidir; ama kesinlikle tek anlatm deildir. Bazan lsever eilimler, belirleyici olmayan, kastsz, "nemsiz" eylemlerde, Freud tarafndan bastrlm uralarn bir anlatm olarak yorumlanan "gnlk yaamn psikopatolojisi"nde anlatma kavuabilir. ok karmak bir kiilik olan Winston Churchill'in kiiliinden alnm bir rnei burada veriyorum. Olay yle gemiti: imparatorluk Genelkurmay Bakan Mareal Sir Alan F. Brooke ve Churchill, ikinci Dnya Sava srasnda Kuzey Afrika'da birlikte le yemei yiyorlard. ok scak bir gnd ve ok sinek vard. Churchill, byk olaslkla ou insann yapaca gibi, ldrebildii kadar ok sinek ldrd. Ama ondan sonra, allmadk bir ey yapt (Sir Alan, byk aknla uradn anlatmaktadr.). Yemein sonuna doru Churchill, btn l sinekleri toparlayp masa rtsnn zerine sralad; hareketlerine baknca, onun sanki aristokrat bir avc olduunu ve adamlarnn, o honut kalsn diye vurulan tm hayvanlar sraya dizdiklerini sanrdnz (Vikont Alanbrooke, 1957).13 Churchill'in doktoru Lord Moran'in da gncelerinde ayn olaydan sz etmesi (Lord Moran, 1966), Churchill'in bunu olduka sk yinelemi olmas gerektii varsaymn akla getirmektedir. 94 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER I Churchill'in davran, srf bir "alkanlk" olarak "aklanacak" olursa, u soru yine de yantsz kalacaktn Bu olaand alkanln anlam nedir? Bu davran, lsever bir eilimin anlatmym gibi grnmesine karn, ille de Churchill'in lsever bir karaktere sahip olduunu aratrmaz; ama gl bir lsever damara sahip olduunu rahat rahat antrabilir (Churchill'in karakteri, birka sayfa ayrlarak irdelenemeyecek kadar karmaktr.). Churchill'in bu davranna deinmemin nedeni, ok gvenilir bir kiinin tanklna dayanmas ve Churchill'in kiiliinin ok iyi bilinmesidir. Buna benzer sradan davran ayrntlar birok kiide gzlemlenebilir. Bu tr davranlarn en sk rastlananlarndan birisi, baz kiilerde grlen kibrit ya da iek gibi kk eyleri krma ve paralama alkanldr; bazlar da yaralarn kurcalayarak kendi kendilerine ac verirler. Bir bina ya da mobilya gibi gzel bir eye zarar veren ve an durumlarda, mzedeki bir resmi dilim dilim kesen ya da kendini yaralayankiiler sz konusu olduu zaman, bu eilim daha belirgin ve daha kkl bir anlatma kavumu olur. lsever davran rnekleyen bir baka duruma da iskeletlere zel bir dknlk gsteren kiilerde zellikle de tp rencilerinde ve hekimlerde rastlanr. Bu dknlk, genellikle bu kiilerin mesleksel ilgileriyle aklanr; ama ruhzmsel verilerden salanan aadaki rapor, bunun her zaman byle olmadn ortaya koymaktadr. Yatak odasnda iskelet bulunan bir tp rencisi, epeyce bocaladktan ve renkten renge girdikten sonra, zmlemeciye, iskeleti sk sk yatana aldn, kucakladn ve bazan da ptn anlatmtr. Ayn kiide, birok baka lsever zellik daha grlmtr. lsever karakterin bir baka davurumu, bir sorun ya da uyumazln ancak kabag ve iddetle zlebilecei kandr. Burada sz konusu olan, belli koullar altnda kabag kullanlp kullanlmayaca deildir; lsever kiinin ayrc zellii, kabagcn Simone Weil'in syledii gibi, "bir insan cesede dntrme gc"nn her ey iin ilk ve son zm yolu olmasdr. lsever kiiye gre, Gordiyon dm asla sabrla zlmemeli, her zaman klla kesilip almaldr. Temelde, bu kiilerin yaam sorunlarna verdikleri yant, kesinlikle duyguda aba, yapclk ya da rnekleme deil, ykclktr. Bu, Alice Harikalar lkesindeki 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLK 95 kralienin yantna benzer: "Kafalarm uurun!" Bu tepiyle gdlenen bylesi kiiler, ykcl

gerektirmeyen baka seeneklerin bulunduunu ounlukla gremezler; kabagcn uzun erimde ou kez boa ktn da kavrayamazlar. Her ikisi de ayn ocuun annesi olduunu ne sren iki kadnla ilgili olarak Kral Sleyman'n verdii kararda bu tutumun klasik anlatmn gryoruz. Kral, ocuun ortadan blnmesini nerdii zaman, gerek anne, ocuu teki kadnn almasna raz olmay yeler; ocuun annesi olduunu ne sren teki kadn ocuun blnmesini seer. Bu kadnn setii zm, lsever, mlkiyet saplants iindeki bir kiinin tipik karardr. lseverliin bundan biraz daha hafif bir anlatm da lme olduu kadar tm hastalk biimlerine de gsterilen gze batc ilgidir. ocuunun hastalklaryla, baanszlklaryla her zaman ilgilenen ve gelecee ilikin karanlk ngrlerde bulunan; ayn zamanda da olumlu bir deiiklikten etkilenmeyen, ocuun sevincine ya da cokusuna karlk vermeyen ve ocuunun iinde byyen yeni eyleri ayrmsamayan anne, bu durumu rnekler. Bu anne, ocua ak biimde zarar vermez; bununla birlikte, ocuun yaam sevincini, bymeye olan inancn yava yava boabilir ve sonunda, kendi lsever ynelimini ocua da bulatrr. Hangi toplumsal snftan olurlarsa olsunlar, orta yan stndeki kiilerin konumalarna kulak misafiri olan birisi, bunlarn, baka insanlarn hastalklar ve lmleri konusunda ne denli ok konutuklarn grp aar. Kukusuz, buna gereke gsterilebilecek birok etmen vardr. Birok kii iin, zellikle de hibir d ilgisi olmayan kiiler iin, yaamlarndaki biricik arpc e, hastalk ve lmdr. Bu, ailedeki olaylardan baka, zerinde konuabilecekleri birka konudan birisidir. Ama btn bunlar gz nne alndktan sonra bile, bu aklamalarn yetersiz kald birok kii vardr. Hastalklar hakknda ya da lm, parasal skntlar vb. gibi baka zc olaylar hakknda konuurken tutumlarnda beliren canlanma ve cokulanmaya baklarak ounlukla bu kiiler kolayca tannabilir. lsever kiinin llere duyduu zel ilgi, yalnz konumalarnda deil, gazete okuma biiminde de ou kez aa kar. Bu kii en byk ilgiyi lm duyurularna ve lenlere ilikin yazlara gsterir dolaysyla da ilknce bunlan okur; eitli ynlerden lm hakknda konumay da sever: lenlerin lm nedenlerini, hangi koullar altnda ldklerini, yaknlarda kimlerin ldn, kimlerin lebileceim 96 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER vb. konumaktan holanr. Cenaze trenlerine ve mezarlklara gitmeyi sever; hele hele toplumsal bakmdan uygun dt zaman, bylesi durumlar genellikle karmaz. Cenaze trenlerine ve mezarlklara duyulan bu yaknln, daha nce anlattmz, morglara ve mezarlara duyulan daha ak seik ilginin biraz hafifletilmi biiminden baka bir ey olmadn kavramak kolaydr. lsever kiilerin bu kadar kolay tannamayan bir zellii de konumalarndaki zgl canszlktr. Bu, konumann konusuyla ilgili bir sorun deildir. ok zeki, bilgili bir lsever kii, bakasnn azndan ksa ok ilgin olabilecek eylerden sz edebilir; ama onun fikirleri sunu biimi her eyi canszlatrr. Bu kii, konuurken kat, souk, uzak kalr; konuyu sunu biimi bilgie ve canszdr. Oysa kart karakter tipi olan yaamsever kii, kendi bana ok ilgin olmayan bir deneyimden sz edebilir; ama onun anlat biiminde canllk vardr; coturuculuk vardr; bu yzden de ilgiyle ve zevkle dinlenir. lsever kii, bir toplulua girdiinde herkesin neesini karr; canlandrc deil, skcdr; insanlarn kendilerini daha canl duyumsamalarn salayan canlsever kiinin tersine her eyi lletirir ve herkese bkknlk verir. lsever tepkilerin bir baka boyutu da gemi ve mlkiyet karsndaki tutumdur. lsever kii iin, bugn ya da gelecek deil, yalnzca gemi somut olarak duyumsanr. Onun yaamn, olmu bitmi eyler, bir baka deyile l olan eyler, kurumlar, yasalar, mal-mlk, gelenekler ve mlkiyet ynetir. zetle insan yneten nesnelerdir; varl yneten sahipliktir; canllar yneten llerdir. lsever kiinin kiisel, dnsel ve siyasal inancna gre, gemi kutsaldr; yeni olan hibir ey deerli deildir; kkl deiiklik, "doal" dzene kar ilenmi bir sutur.14 lseverliin baka bir yn, renk konusundaki tutumdur. lsever kiiler, genellikle siyah ya

da kahverengi gibi koyu, emen renklere dkndrler; parlak, yanstan renklerden holanmazlar.15 Bu kiilerin Mars'a gre, sermaye ve emek salt iki ekonomik kavram deildir. Onun gznde, sermaye, gemiin, dnme uratlp younlatrlarak nesne hafine getirilmi emein davurumudur, emek ise yaamn, doay dntrme srecinde doaya uygulanan insan enerjisinin davurumudur. Kapitalizm ile (Marx'in anlad anlamdaki) sosyalizm arasnda yaplacak seim, temelde u sorunun yantnda yatan Kim (ne) neye (kime) egemen olacaktr? l olan canl olana m, yoksa canl olan l olana m? (bkz. E. Fromm, 1961, 1968). Renkle ilgili bu yeleme, bunalml kiilerde sk sk rastlanan yelemeye benzer. 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLK 97 giysilerinde ya da resim yapyorlarsa setikleri renklerde bu yeleme gzlemlenebilir. Kukusuz, koyu renk giysilerin gelenek olduu iin giyildii durumlarda, renk ile karakter arasnda nemli bir iliki yoktur. Yukardaki klinik verilerde grdnz gibi, lsever kiiler, kt kokulara zgn olarak rm ya da bozulmu et kokusuna duyduklar zel ilgiyle dikkati ekerler. Bylesi kiilerin birounda gerekten bu durum grlr ve iki biimde aa kar: (1) Kt kokulardan aka haz duyma biiminde (bylesi kiiler dk, sidik ya da rk kokusuna dkndrler ve pis kokulu tuvaletlere sk sk gitme eilimi gsterirler); (2) kt kokulardan haz duyma arzusunun bastn mas biiminde (daha sk rastlanan bu biim, gerekte var olmayan kk kokudan kurtulmay hedefleyen bir tepkinin gelitirilmesine yol aar). Bu ikinci biim, dkl karakterde grlen am temizlie benzer. Bu eilimlerin hangisine sahip olurlarsa olsunlar, lsever kiiler kt kokulara ilgi duyarlar. Daha nce belirtildii gibi, kt kokulara olan dknlkleri, bylesi kiilere sk sk "koklayc" (H. von Hentig, 1964) grn kazand:rr. Bu koklama eilimi, sk sk bu kiilerin yz anlatmnda bile ortaya kar. Szgelimi, Hitler'in birok resmini inceleyen herkes, bu koklama anlatmn onun yznde kolayca grebilir. lsever kiilerin hepsinde bu anlatm bulunmaz; ama bulunduu zaman da bylesi bir tutkunun en gvenilir ltlerinden birisini salar. Yz anlatmnda beliren bir baka ayrc e, lsever kiinin glme yeteneine sahip olmamasdr. lsever kiinin gl, gerekte bir tr srtmadr; canszdr; olaan gln zgrletirici ve sevinli niteliinden yoksundur. Aslnda, lsever kiinin ayrc zellii yalnzca "zgr" gl yeteneinden yoksun olmas deildir; yzndeki genel hareketsizlik ve anlamszlk da onun ayrc bir zelliidir. Televizyonda izlediimiz baz spikerlerin yzlerinde hi kprt gremeyiz. Bu kiiler yalnzca konumalarnn banda ya da sonunda srtrlar; nk Amerikan geleneine gre, kendilerinden ne zaman glmseme beklendiini bilirler. Bylesi kiiler ayn anda hem konuup hem de glmseyemezler; nk dikkatlerini yalnzca bir tek etkinlie yneltebilirler, glmsemeleri doal deil tasarlanmtr, beceriksiz bir oyuncunun yapay jesti gibidir. Cilt de ou kez lsever kiileri ele verir, bu kiilerin cildi, cansz, "kuru", soluk grnr. Bazan bir kiinin "pis" suratl olduunu syleriz; bunu sylerken suratn ykanmam olduunu 98 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER anlatmak istemeyiz, lsever bir anlatmn belirli niteliine tepkide bulunmu oluruz. lseverlerin Dili lsever kiilerin konumalarnda, ykmla, dkyla ve tuvaletlerle ilgili szckler ar basar. Bugn "bok" szcnn kullanm ok yaygnlam olmakla birlikte, en ok bu szc seven kiileri sezmek zor deildir. Yirmi iki yandaki bir erkek buna rnek gsterilebilir. Bu kiiye her ey, yaam, insanlar, dnceler ve doa, "boklu" geliyordu. Ayn gen, kendisiyle ilgili olarak kvanla yle diyordu: "Ben bir ykm sanat-sym." Daha nce (Ksm 2. dipnot 8'de ve Ksm 8. dipnot 16'da) deindiimiz Alman iilerine ve alanlarna ynelik ankete verilen yantlan zmlerken, lsever dilin birok rneiyle karlatk. "Kadnlarn ruj kullanmalan ve makyaj yapmalar konusunda ne dnyorsunuz;"16 sorusuna verilen yantlar bu bakmdan aklaycdr. Anketi yantlayanlarn birou, "Burjuvaca", "doal deil"

ya da "sala uygun deil" biiminde yantlar vermilerdi. Bu kiilerin yantlar, o zaman egemen olan gr dorultusundayd. Ama az sayda kii de "Makyaj zehirlidir" ya da "Kadnlar orospu gibi gsteriyor" biiminde yantlar vermilerdi. Gerekten yakksz kaan bu szckleri kullanmalan, bu kiilerdeki karakter yapsnn ak bir gstergesiydi; hemen her zaman, bu szckleri kullanan yantlayclar, teki yantlarn ounda da ykc bir eilim sergiliyorlard. lseverlik hakkndaki varsaymn geerliliini snamak iin, Michael Maccoby ve ben, bir yorum anketi hazrladk; bu anket, z olarak Frankfurt incelemesinde kullandmz ankete benziyordu, ama tm on iki tane olan sorular tamamlamal nitelikte deil, sabit nitelikteydi. Sorularn bazlar, dkl-biriktirici karaktere zg tutumlarla, bazlan da buraya dek anlattm lsever zelliklerle ilgiliydi. Maccoby, bu anketi, (snf, soy ve renim bakmndan) ok farkl alt toplumsal kmeden seilen temsilcilere uygulad. Uygulanan yntemin ya da elde edilen sonularn 193O'lu yllarn balarnda, halkn bu kesiminde, makyaj konusu ok tartlan bir konuydu: nk birok kii, makyaj, burjuvaca, yapay bir alkanlk olarak gryordu. 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLK 99 aynnlanna girmek iin yeterli yerimiz yok. u kadarn sylemek yeterli olacaktr: zmleme sonucunda, (1) kuramsal modeli dorulayacak biimde, lsever bir sendromun varl; (2) yaamsever ve lsever eilimlerin llebilecei; (3) gerekte bu eilimler ile toplumsalsiyasal ilgiler arasnda anlaml bir bant bulunduu saptand. Anketler zerinde yaptmz yorumlayc zmlemeye dayanarak, grme yaplan kiilerin yzde 10 ile 15'inde lseverliin ar bast yargsna ulatk... Bylesi kiilerin birounun ve iinde yaadklan evlerin ksrl, grmecilerin dikkatini ekti. Bu kiiler, l, neesiz bir ortamda yayorlard... (M. Maccoby, 1972). Ankette, yant verenlere, siyasal grleri ile karakterleri arasnda bant kurulmasna olanak veren birok soru soruldu. Okuyuculara, Maccoby'nin incelemesindeki ok bol verilere bakmalann salk veririm; burada una deinmekle yetineceim: rneklerin hepsinde, askeri gcn artmasn destekleyen ve dzenden honut olmayanlarn bask altna alnmasndan yana olan siyasal tutumlar ile yaama kart eilimler arasnda anlaml bir bantya rastladk. Yaama kart eilimlerin baskn olduu bireyler, u nceliklere en byk nemi veriyorlard: Gsteri yapanlarn daha sk denetimi, ila alkanlna kar yasalarn daha da katlatrlmas, Vietnam'da savan kazanlmas, ykc gruplarn denetimi, polisin glendirilmesi ve tm dnyada Komnizmle savalmas (M. Maccoby, 1972). lseverlik ile Teknie Tapnma Arasndaki Balant Ykclk ile yaklak be bin yl nce Mezopotamya ve Msr'da var olan, gce dayal "megamakinalar" arasndaki balanty Lewis Mumford ortaya koymutur. Bu toplumlar, Mumford'un da belirttii gibi, bugnk Avrupa'nn ve Kuzey Amerika'nn mega-makinalanyla pek ok ortak yne sahiptiler. Mumford yle yazmaktadr: Be bin yl nce, makinalama aralar, kavram olarak, teki insan etkinliklerinden ve amalarndan ayrlm bulunuyordu; dzen, iktidar, 100 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER nceden bilinebilirlik ve hepsinden nemlisi de denetim srekli pekiiyordu. Bilimsellik yanls bu ideolojiye uygun olarak, bir zamanlar zerk nitelik tayan insan etkinlikleri dzene sokulmaya ve deersizletirilmeye baland: "kitle kltr" ve "kitle denetimi" ilk kez ortaya kt. Gze batc bir simgesellikle, Msr'daki mega-makinann sonu rnleri, iine mumyalanm cesetlerin konduu devasa mezarlard; daha sonra Asuf da da, btn teki genileyen imparatorluklarda sk sk grld gibi, ulalan teknik etkinliin balca kant, yaklp yklm kyler ve kentler ile oraklatrlm topraklard: Bunlar, amzda dzenlenen benzer "uygar" kymlarn ilkrnekleridir (L. Mumford, 1967). lknce, ada sanayi insannn en yaln ve en ak ayrc zelliklerini ele alalm: Baka

insanlar, doa ve canl yaplar, bu kiinin ilgi odandan kmtr; mekanik, insan yaps eylere duyduu ilgi ise artmtr. Bu durumun rnekleri pek oktur. Dnyann her yanndaki sanayilemi lkelerde, otomobillerine karlarndan daha byk yaknlk duyan ve daha ok ilgi gsteren erkekler vardr. Bu kiiler, arabalarndan kvan duyarlar; arabalarnn zerine titrerler, onu ykarlar (hatta durumu iyi olanlar, bu ii bakalarna yaptrrlar) ve baz lkelerde biroklar arabalarna sevgi dolu bir ad takarlar; bir gzleri srekli arabalanndadr ve en ufak aksaklk belirtisiyle bile yakndan ilgilenirler. Kukusuz, araba cinsel bir nesne deildir ama bir sevgi nesnesidir; bazlar iin arabasz yaam, kadnsz yaamdan daha dayanlmaz bir eydir. Otomobillere olan bu ballk, biraz tuhaf, hatta sapknca deil midir? Ya da bir baka rnei, resim ekme merakn ele alalm. Turistleri gzlemleme olana bulan hatta kendini gzlemleyen herkes, resim ekmenin grme eyleminin yerini aldn anlayabilir. Elbette, objektifinizi istediiniz nesneye evirmek iin bakmanz gerekir, ondan sonra dmeye basarsnz; filmi tab ettirir ve evinize gtrrsnz. Ama bakmak, grmek deildir. Grmek, insana zg bir ilevdir, insann sahip olduu en byk yetilerden birisidir, etkinlik, isel aklk, ilgi, sabr, younlama gerektirir. Bu ipak (bu szckteki saldrgan anlatm ok nemlidir) ekmek, znde grme eylemini bir nesneye "orada bulunduunuzun bir kant olarak daha sonra arkadalara gsterilecek resme dntrmek demektir. Baz mzikseverler iin de ayn durum sz konusudur. Bylesi kiiler iin mzik dinlemek, sahip olduklar pikaplarn ya da mzik setlerinin teknik 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLK 101 nitelikleriyle ve ekledikleri zel teknik yeniliklerle deneme yapmann bir gerekesinden baka bir ey deildir. Onlar iin mzik dinlemek, yksek teknik verime sahip rn incelemeye dnmtr. Bir baka rnek de her eyde insan abasnn yerine "kullanl", "emekten kazandran" garip aralar geirmeye uraan pratik mucitlerdir. En kolay toplama ilemini bile hesap makinasyla yapan satclar ve en yakn yerlere bile yaya gitmeyip otomatik olarak arabaya binen kiiler, bylesi insanlar arasnda saylabilir. Evlerindeki ilik benzeri yerlerde, mekanik olarak alan aygtlar yapan birok kiiyi belki siz de tanrsnz; bu kiilerin yaptklar aygtlar, sadece bir dmeye basmakla ya da bir anahtar evirmekle bir fskiyeyi altrabilir, bir kapy aabilir, hatta daha kullansz, ou kez de sama, Rube Goldberg tipi uydurma aralar altrabilir. Hi kukusuz, bu tr davranlardan sz emekle, otomobil kullanmann, resim ekmenin ya da pratik aralar kullanmann, kendi bana, lsever eilimlerin bir davurumu olduunu ima etmiyorum. Ama bu davran, yaama duyulan ilginin ve insann sahip olduu zengin ilevlerin yerini ald zaman, lsever nitelie brnr. Ayrca, her trl makinann yapmna tutkulu bir ilgi duyan mhendisin, bu ilgisinden dolay, lsever bir eilim sergilediini de ima etmiyorum. Bu mhendis, insanlar, doa. sanat karsndaki tutumunda ve yapc teknik fikirlerinde anlatma kavuturduu byk bir yaam sevgisiyle dolu ok retken bir kii olabilir. Benim anlatmak istediklerim, canl eyler yerine yapay eylere ilgi duyan ve teknik konulan bilgie, cansz bir tutumla ele alan kiilerdir. amzda pek ok rneine rastlanan teknik ile ykclk arasndaki kaynamaya ilikin daha dolaysz veriler irdelenirse, bu olaylarn lsever nitelii daha bir aklk kazanr. Ykm ile teknie tapnma arasndaki apak balant, en belirgin ve edebi anlatmn, talyan Gelecekilii'nin (Futurism'inin) kurucusu ve nderi olan, yaam boyunca da bir Faist olarak kalan F. T. Marinetti'de bulmutur. Marinetti, ilk Geleceki Bil-dirge'ne, (1909), Nasyonal Sosyalizm'de ve kinci Dnya Sava'yla birlikte uygulanmaya balanan yntemlerde tmyle gerekleecek olan lkleri ilan etmitir.17 Bir sanat olarak sahip olduu dikkat ekici Marinetti'nin yaptm yaymlayan R.W. Flint (1971), Marinetti'nin Faizm'e olan ballm nemsiz gstermeye alyor, ama bana kalrsa, ne srd savlar inandrc deil. 102 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER duyarll, Marinetti'ye, o zamanlar pek gze arpmayan gl bir eilimi anlatma

kavuturma olana vermitir: 1. Tehlike sevgisini, enerji ve korkusuzluk alkanln ark yapp sylemeyi amalyoruz. 2. Yreklilik, ataklk ve bakaldr, iirimizin temel eleri olacak. 3. imdiye dek, edebiyat, dalgn devinimsizlii, kendinden geii ve uykuyu yceltmitir. Biz, saldrgan eylemi, takn uykusuzluu, bir yar atnn ahlann, tinsel sramay, yumruu ve amar yceltmek istiyoruz. 4. Biz, yeni bir gzelliin, hz gzelliinin dnyann grkemini zenginletirdiini sylyoruz. st ksm, alev alev soluk pskrten ylanlar andran byk borularla sslenmi bir yar arabas salkm denen top mermilerine binmi gibi grnen, kkreyen bir araba "Semadirek Adas Utkusu"ndan daha gzeldir. 5. Ruhunun mzram, Dnya'nn yrnge emberi boyunca Dny zerine savuran direksiyondaki adama bir ilahi syleyeceiz. 6. air, ilksel elerin cokulu ateini krklemek iin kendisini gayretle, tantanayla ve cmertlikle harcamaldr. 7. Savamdan baka hibir eyde gzellik yoktur. Saldrgan bir karaktere sahip olmakszn hibir yapt bayapt olamaz. iir, insann nnde dize gelmeleri iin bilinmedik glere kar a'mansz bir saldn olarak kavranmaldr. 8. Yzyllarn son dnemecinde bulunuyoruz!Olanakszn gizemli kaplarm krmak istediimiz anda, dnp geriye bakmann anlam ne? Zaman ve Uzay lp dnde kald. u anda mutlakta yayoruz; nk sonsuz olan, her eyi kapsamna alan hz yarattk. 9. Sava dnyann biricik salk esini, militarizmi, yurtseverlii, zgrlk getirenlerin ykc hareketlerini, urunda lnmeye deer gzel fikirleri ve kadnn horlanmasn ycelteceiz. 10. Mzeleri, ktphaneleri, her trl akademileri ykacaz; ahlklkla, kadn haklan hareketiyle, her frsat ya da yararc korkaklkla savaacaz. 11. arkmzda, almayla, hazla ve bakaldryla comu byk kalabalklar syleyeceiz; acl bakentlerde, altst oluun okrenkli, 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLK 103 oksesli dalgalarn syleyeceiz; iddetli elektrik aylaryla alev alev parlayan cephaneliklerin ve tersanelerin titreen gece hummasn syleyeceiz; dumandan sorgular olan ylanlar yiyip yutan agzl demiryolu istasyonlarm, kardklar kvrm kvrm dumanlarla bulutlara asl duran fabrikalar, dev jimnastikiler gibi nehirleri bir admda aan, gnete bak az gibi parldayan kprleri, ufku koklayan serven dolu buharl gemileri; borulardan yaplma dizginleri olan kocaman elik atlarn toynaklar gibi raylar tekerlekleriyle kavrayan derin gsl lokomotifleri; pervaneleri, bayrak gibi rzgarda titreen ve sanki cokun bir kalabalk gibi sevin lklar atan uaklarn szlerek uuunu syleyeceiz (R.W., Flint, 1971; alt sonradan izilmitir). lseverliin temel elerini burada gryoruz: Hza ve makinaya tapnma; bir saldn arac olarak iir: savan yceltilmesi; kltrn yok edilmesi; kadnlara kar nefret; lokomotiflerin ve uaklann canl gler saylmas. kinci Geleceki Bildirge (1916), yeni hz dini dncesini gelitirir: . z, devinim durumundaki her gcn sezgisel bireiminden oluan hz, doal olarak katkszdr. z dinlenme durumundaki her tkenmiliin ussal zmlenmesinden oluan yavalk, doal olarak ka-tkltfr. Antik iyinin ve antik ktnn yok edilmesinden sonra, yeni bir iyiyi, yani hz ve yeni bir kty, yani yaval yaratyoruz. Hz = eylem iindeki her yrekliliin bireimi. Saldrgan ve sava-sever. Yavalk = her duraan saduyululuun zmlenmesi. Edilgin ve uyuuk... Eer dua, Tanryla iletiim kurmak demekse, yksek hzla gidi bir duadr. Tekerleklerin ve raylarn kutsall. Kutsal ivmeye yakarmak iin tekerlek izlerine dizst klmelidir. Jiroskop kumpasnn dn hz nnde diz klmelidir: dakikada 20.000 dn, insann ulat en byk mekanik hz. Arabalarda ulalan byk hzlarn sarholuu, biricik tannsal gle kaynama duygusunun

yaratt sevinten baka birey deildir. Bu dinin 104 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER ilk rencileri, sporculardr. Arabalar ve uaklar iin byk buluma yerleri amak iin evlerin ve kentlerin yklaca gnler yakndr (R. W. Flint, 1971; alt sonradan izilmitir). Marinetti'nin bir devrimci olduu, gemile ban kopard, Ni-etzsche'nin ortaya att stninsanlardan oluan yeni bir dnyann alglanmasna kaplar at, Picasso ve Apollinaire'le birlikte acl sanattaki en nemli glerden birisi olduu sylenmitir. zninizle, Marinetti'nin "devrimci" fikirlerinin onu Mussolini'ye yaklatrdn, Hitler'e ise iyice yaknlatrdn belirteceim. Devrimci gibi grnen gzel sz syleme ustalnn, teknie tapnmann ve ykc amalarn bu birleimi Nazizm'in de ayrc zelliidir. Mussolini ve Hitler, belki birer asiydiler (Hitler Mussolini'den daha asiydi), ama birer devrimci deildiler. Mussolini ve Hitler, ne gerekten yaratc fikirlere sahiptiler ne de insanlarn yararna nemli deiiklikler gerekletirdiler. Devrimci ruhun temel ltnden yaam sevgisinden, yaamn alp gelimesine katkda bulunma arzusundan ve bamszlk tutkusundan yoksundular.18 Teknik ile ykclk arasndaki kaynama, Birinci Dnya Sava'nda henz gre arpmyordu. Uaklarn gerekletirdii ykm ok azd. Tank ise geleneksel silahlarn daha gelitirilmi bir biiminden baka bir ey deildi. kinci Dnya Sava belirleyici bir deiiklie neden oldu: Uaklar, toplu ldrme amacyla kullanlmaya baland.19 Bombalan brakan adamlar, birka dakika iinde binlerce insan katlettiklerinin ya da yakarak ldrdklerinin pek ayrdnda deillerdi. Uaktakiler bir takm oluturuyorlard; adamlarn birisi ua kullanyor, birisi uan rotasn belirtiyor, bir bakas da bombalar brakyordu. Onlar ldrme eylemiyle ilgilenmiyorlard ve bir dmann varlnn pek ayrdnda deillerdi. lsever eler sergileyip sergilemediklerini belirlemek iin acl sanattaki ve edebiyattaki belli olgular zmlemenin yeri buras deildir. Resim alannda, byle bir zmleme, uzmanlm dnda kalan bir sorundur. Edebiyat ise ksaca ele alnamayacak lde karmaktr. Bu konuyu daha sonraki bir kitapta ele almay tasarlyorum. Savan balangcnda, Britanya Sava yine eski anlayla yrtld; ingiliz sava ua pilotlar, Alman kartlaryla urayorlard; kuEandklar uaklar kendi bireysel aralaryd; onlara, lkelerini Alman yamasndan esirgeme tutkusu yn veriyordu. Sonucu belirleyen, onlarn kiisel becerileri, yreklilikleri ve kararllklaryd; onlarn sava, ilke olarak, Truva sava kahramanlarnn savandan farkl deildi. 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLK 105 Onlarn ilgilendikleri ey, inceden inceye hesaplanm planlarla konulan kurallara gre karmak makinalann doru kullanmakt. Eylemlerinin sonucunda binlerce, bazan da yz bini akn insann leceini, yanacan ve sakat kalacan elbette beyin algs olarak biliyorlard, ama duygusal olarak kavrayamyorlard. elikili gibi gelebilir, ama bu onlar hi mi hi ilgilendirmiyordu. Belki de bu nedenle, bu kiiler ya da en azndan ounluubir insann sergileyebilecei en korkun eylemlerden dolay sululuk duymuyorlard. acl hava savann yol at ykm, hem iinin hem de mhendisin emekleriyle yarattklan rne tmyle yabanclamalarna yol aan acl teknik retim ilkesine uygun der.20 Bu kiiler, teknik grevleri, ynetimin yapt genel plana uygun olarak yerine getirirler, ama ou kez bitmi rn bile grmezler; grseler bile, bu rn artk onlar ilgilendiren ya da sorumluluklan altnda olan bir ey deildir. Bunun yararl bir rn m ya da zararl bir rn m olduunu kendi kendilerine sormak onlara dmez bu, ynetimin karar verecei bir konudur; ama ynetim iin "yararl" demek "kazanl" demekle birdir ve yararllk ile rnn gerek kullanm arasnda hi iliki yoktur. Savata, dmann yenilgisine yarayan her ey "kazanl"dr ve bu anlamda neyin kazanl olduu konusundaki karar, ou kez, Ford'un Edsel'inin yapmna dayanak oluturan veriler kadar belirsiz verilere dayanr. Pilot iin olduu kadar mhendis iin de ynetimin verdii kararlan bilmek yeterlidir; bu kararlan tartmak onun grevi deildir; stelik o, bu konuya ilgi de duymaz. Sz konusu olan, ister Dresden'de ya

da Hiroima'da yz bin kiinin ldrlmesi isterse Vietnam'n lkesi ve halkyla yok edilmesi olsun, emirlerin askeri ya da ahlaksal gerekesine kafa yormak ona dmez; onun tek grevi, makinasna hakkyla hizmet etmektir. Askerlerin her zaman emirleri tartmasz yerine getirmekle ykml olduklan gerei vurgulanarak bu aklamaya kar klabilir. Evet bu olduka dorudur; ama yneltilen kar k kara askerleri ile bombardman pilotu arasndaki nemli ayrl gzard etmektedir. Birinci gruba giren asker, silahlarnn neden olduu ykma yakndr ve tek bir Lewis Mumford, uygarln iki kutbuna, bir baka deyile, "mekanik olarak rgtlenmi almaya ve mekanik olarak rgtlenmi ykma" dikkat ekmitir (L. Mumford, 1967). 106 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER eylemiyle, hi grmedii byk insan kitlesinin lmne neden olmaz. Burada sylenebilecek en uygun sz, geleneksel ordu disiplininin ve yurt grevi duygularnn pilotlarda da emirleri tartmasz uygulama eimini artracadr; ama grnd kadanyla, yerde savaan sradan askerler iin olduu kadar pilotlar iin de asl konu bu deildir. Bu pilotlar ok iyi eitilmi teknik zihniyetli kiilerdir; ilerini doru olarak ve duraksamadan yapmalar iin bu ek gdye pek gereksinme duymazlar. Gaz odalarnda gerekletirilen kitlesel ldrmeler yksek dzeyde bir teknik gelikinlik gerektirmemesine karn, Yahudilerin Naziler'ce topluca katledilmeleri bile bir retim sreci gibi rgtlenmiti. Srecin bir ucunda, kurbanlar, yararl alma yapabilme gleri l alnarak seiliyordu. Bu semede baarl olamayanlar gaz odalarna gtrlyordu ve kendilerine, bunun salk ve temizlik amacyla yapld syleniyordu; odalara gaz veriliyordu; zerlerindeki giysiler ve sa, altn di gibi yararl nesneler alnyor, trne gre ayrlp "yeniden deerlendiriliyor"du ve cesetler yaklyordu. Kurbanlar, yntemli, etkili biimde "ileniyor"du. idam uygulayanlarn, kurbanlarn ektikleri acy grmeleri gerekmiyordu; onlar, Fhrer'in ekonomik-siyasal programna katlyorlard, ama kurbanlar dorudan doruya kendi elleriyle ldrmekten yalnz bir adm uzaktaydlar.21 Kukusuz, kiinin kendi gzleriyle grp ayklad ve yalnzca birka yz metre tede bir saat iinde ldrlecek olan insanlarn yazgsndan etkilenmemesi iin, havadan bombalar brakan uak grevlilerine oranla ok daha katlam bir yree sahip olmas gerekir. Ama bu farka karn, bu iki durumun ok nemli bir ortak eleri vardr: Her iki durumda da yok etme eylemi tekniklemitir ve bu eylemi gerekletiren kiiler, yaptklar ii duygusal olarak kavrayamamaktadrlar. Bu sre bir kez tam olarak ilerlie geince, artk ykcln hibir snn yoktur, nk yok etme eylemini hi kimse gerekletirmemektedir: Kiilerin yaptklan tek ey, programlanm dolaysyla da mantkl grnen amalar iin makinaya hizmet etmektir. Bu "biradm"m sz edilmeye demeyecek lde kk olduunu syleyebilecek olanlara, baka ynden drst olan milyonlarca insann, devletleri ya da partileri tarafndan kendilerinden admlarca uzakta zulmler yaplrken hi tepki gstermediklerini anmsatmak istiyorum. Bu yzyln banda Belikal yneticilerce Afrikal siyahlara kar dzenlenen kymlardan kazan salayan kiiler ka adm uzaktaydlar? Hi kukusuz, bir adm be admdan daha azdr, ama aradaki fark yalnzca niceliktedir. 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLK 107 Geni lekli acl ykcln teknik-brokratik niteliine ilikin bu yorumlar doruysa, mutlak teknik anlaynn lsever niteliine ilikin temel varsaymm rtlm olmaz m? ada teknik insan ykm tutkusunun ynlendirmediini kabul etmek; bu insan, beyinsel ynelimi ar basan, ok az sevgi duygusu tayan ama yok etme arzusu da ok az olan, bir ykc deil, karakterbilimsel anlamda bir robot haline gelmi tmyle yabanclam bir kii olarak tanmlamann daha uygun deceini kabullenmek gerekmez mi? Bu, kolayca yantlanabilecek bir soru deildir. Hi kukusuz, Ma-rinetti'de, Hitler'de, Nazi ve Stalin'ci gizli polis rgtlerinin binlerce yesinde, toplama kamplarndaki gardiyanlarda, idam komandolarnda baat gd, yok etme tutkusuydu. Ama bunlarn "ad kalm" tipler

olduklan sylenemez mi? "Teknotronik" toplumun ruhunu lsever olarak yorumlamamz doru olur mu? Bu sorularn yantlanmas iin, buraya dek yaptm aklamann dnda tuttuum baz baka sorunlarn da akla kavuturulmas gerekmektedir. Bu sorunlarn ilki, dkl-biriktirici karakter ile lseverlik arasndaki balantdr. Klinik veriler ve lseverlerin dleriyle ilgili verilen rnekler, dkl karakter zelliklerinin belirgin varln ortaya koymu bulunuyor. Grdmz gibi, dklama srecine ve dkya duyulan ilgi, rm ya da kokumu olan her eye, canl olmayan her eye duyulan ilginin simgesel anlatmdr. Ne var ki, "normal" dkl-biriktirici karakter, canllktan yoksun olmasna karn, lsever deildir. Freud ve alma arkadalan bir adm daha ileri gitmilerdir; sadistliin ou kez dkl karakterin bir yan rn olduunu bulmulardr. Bu durum her zaman geerli deildir, ama ortalama biriktirici karaktere oranla ok daha dmanca ve zsever tutuma sahip kiilerde ortaya kar. Ama sadistler bile yine de bakalanyla birlilcte'dicr, bakalarn denetlemek isterler, ama yok etmek istemezler. Bu sapkn balantllk trnden bile yoksun olan, ok daha zsever ve dmanca tutum iinde bulunan kiiler, lsever kiilerdir. Bylesi kiilerin amac, canl olan her eyi l maddeye dntrmektir; bunlar her eyi ve herkesi, hatta sk sk kendilerini bile yok etmek isterler; onlann dman, yaamn ta kendisidir. Bu varsaym, yle bir gelimeyi ngrmektedir: Normal dkl karakter -+ sadist karakter -> lsever karakter, zseverlikte, balantszlkta 108 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER ve ykclkta meydana gelen artla belirlenir (bu kesintisiz srete, iki kutup arasnda saysz ara ton vardr); yine bu varsayma gre, lseverlik, dkl karakterin kyc biimi olarak tanmlanabilir. Dkl karakter ile lseverlik arasndaki yakn balantya ilikin bu anlay, benim bu yzeysel sunuta tanmladm lde yaln olsayd, kuramsal ynden doyurucu saylabilecek kadar derli toplu olurdu. Ama bu balantlar kesinlikle bu kadar derli toplu deildir. On dokuzuncu yzyl orta snfnn tipik zellii olan dkl karaktere, ekonornik ynden en ileri retim biimiyle tam olarak btnlemi toplum kesiminde gitgide daha seyrek rastlanmaktadr.22 Saysal bakmdan, mutlak yabanclama olgusu, Amerikan nfusunun ounluunda belki de henz var olmamakla birlikte, tm toplumun hareket ynnn en ak gstergesi olan kesimin ayrc zelliidir. Gerekte, yeni insan tipinin karakteri, grnd kadaryla, azcl, dkl ya da reme organlarna dkn (genital) karakterler gibi eski kavramlarn hibirine uymamaktadr. Bu yeni karakteri, "pazarlayc karakter" olarak kavramay denedim (E. Fromm, 1947). Pazarlayc karakter iin, her ey yalnzca nesneler deil, kiinin kendisi, gc, becerileri, bilgisi, kanlan, duygular, hatta glmsemesi de metaya (mala) dnmtr. Bu karakter tipi, tarihsel bakmdan yeni bir olgudur; nk merkezinde piyasa mal piyasas, emek piyasas ve kiilik piyasas bulunan ve elverili dei-toku yoluyla kazan elde etme ilkesine dayanan, tam olarak gelimi kapitalizmin bir rndr.23 Azcl ya da genital karakter gibi dkl karakter de mutlak yabanclamann tam olarak gelimesinden nceki bir dneme denk der. Kii kendi bedenini, bedeninin ilevlerini ve rnlerini duygularyla somut olarak alglad srece, bu karakter tiplerinin gelime olana vardr. Oysa sibernetik insan ylesine yabanclamtr ki, bedenini, yalnzca M. Maccoby'nin A.B.D.'deki yneticilerin karakteri konusunda (Teknoloji, alma ve Karakterle lgili Harvard Projesinde) ve t. Milln'n Meksikal yneticiler konusunda (Carcter Social y Desarrollo [Toplumsal Karakter ve Gelime}, Meksika Ulusal zerk niversitesi) yaptklar incelemeler, varsaymmn dorulanmas ya da tartlmas asndan kukusuz ok yararl olacaktr. Bu piyasa, ada kapitalizmde kesinlikle serbest deildir. Emek piyasasn byk lde toplumsal ve siyasal etmenler belirler; mal piyasas da son derece gdmldr. 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLK

109 bir basan arac olarak alglar. Bu kiinin bedeni gen ve salkl grnmelidir; kiilik piyasasnda beden, zsever bir anlayla, son derece deerli bir mal olarak alglanr. Bu noktada, bizi bir ayra ap bu aklamay yapmaya ynelten soruya geri dnyoruz. lseverlik, yirminci yzyln ikinci yansnda, Birleik Devletler'deki ve ayn gelimilik dzeyine ulam teki kapitalist ya da devleti kapitalist toplumlardaki insanlann gerekten ayrc zellii midir? Ne de olsa, bu yeni tip insan, dkyla ya da cesetlerle ilgilenmez; aslna baklrsa, cesetlerden yle korkar ki, onlan canlyken olduklanndan daha canl gsterir (Anlald kadanyla bu, bir tepki gelitirme deildir; daha ok, doal, insan yaps olmayan gereklii yadsyan genel ynelimin bir parasdr.). Evet, bu tip insan dkya ve cesetlere ilgi gstermez, ama ok daha arpc bir ey yapar. Yaamla, kiilerle, doayla, fikirlerle ksacas, canl olan her eyle ilgisini keser, kii olarak kendisi de, mantk, grme, iitme, tatma, sevme gibi insanca yeteneklerinin davurumlar da dahil tm yaam nesnelere dntrr. Cinsellik, teknik bir beceri olup kar ("ak makinas"); duygular yavanlar ve bazan yerini an duygusalla brakr; youn canlln anlatm olan sevincin yerini "elence" ya da heyecan alr; insann iindeki her trl sevgi ve sevecenlik, makinalara ve teknik aygtlara ynelir. Tm dnya, cansz eyalann bir toplam olup kar. Yapay besinden tutun da yapay organlara kadar tm insan, kendisinin denetledii ve ayn zamanda da denetimi altnda olduu mutlak mekanizmann bir paras durumuna gelir. Bu insan, tekniin mantnca kendisine yklenen eyleri yapmann dnda, yaam iin hibir tasanya, hibir eree sahip deildir. Tad teknik zihniyetin en byk baanlanndan birisi olarak robotlar yapmay zler, baz uzmanlar, robottan canl insanlardan ayrmann pek kolay olmayaca konusunda ok kesin konumaktadr. nsann kendisinin de bir robottan pek fark kalmad zaman, bu basan ok artc grnmeyecektir. Canl dnyas, "canlnn bulunmad" bir dnya olup kmtr; kiiler, "kii-olmayan" haline gelmilerdir; ksacas, lm dnyas biricik gerekliktir. lm, artk pis kokulu dklarla ya da cesetlerle simgesel olarak anlatma kavuturulmamaktadr. imdi lmn simgeleri, temiz, pnl 110 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER prl makinalardr; artk kokulu tuvaletler deil, alminyum ve camdan yaplm yaplar insanlar ekmektedir.24 Ama bu antiseptik (pislikten arnm) d grnn arkasndaki gereklik, gitgide daha iyi grnr duruma gelmektedir, insan, ilerleme adna, dnyay kokumu ve zehirli bir yere dntrmektedir (ve bu simgesel deildir). Havay* suyu, topra, hayvanlar ve kendini kirletmektedir. Bu kirletme iini o lye vardrmaktadr ki, bundan yzyl sonra da dnyada yaanp yaanama-yacandan kuku duyulmaktadr. nsanlar bu gerekleri bilmektedirler; ama biroklarnn kar kmalarna karn, ynetici konumunda bulunanlar, teknik "ilerleme" uran srdrmekte ve putlarna tapnma uruna tm yaam kurban etmek istemektedirler. Eski zamanlarda insanlar, ocuklarn ya da sava tutsaklarn da kurban ediyorlard; ama daha nce tarihin hibir dneminde insan, tm yaam kendi yaamn ve kendi soyundan gelen herkesin yaamn Molok'a* kurban etmek istememiti, insann bunu amal olarak yapp yapmamas pek bir eyi deitirmez, insan, olas tehlike konusunda hi bilgi sahibi olmasayd, sorumlu tutulmayabilirdi. Ne varki, insan sahip olduu bilgiyi kullanmaktan alkoyan, karakterindeki lseverlik esidir. Nkleer sava hazrl iin de ayn ey geerlidir, iki sper g, birbirlerini ve insan soyunun en azndan byk bir blmn yok etme glerini srekli artrmaktadrlar. Ama bu tehlikeyi ortadan kaldrmak iin ciddi hibir ey yapmamlardr ve yaplacak tek ciddi ey, tm nkleer silahlarn yok edilmesi olacaktr. Aslna baklrsa, ynetimde olanlar, birka kez nkleer silahlan kullanma noktasna gelmilerdir ve bu tehlikeyle kumar oynamlardr. Stratejiyle ilgili tartmalarda szgelimi, Herman Kahn'n Termonkleer Sava zerine (1960) adl kitabnda elli milyon lnn "kabul edilebilir" olup olmad sorusu soukkanllkla ortaya atlmaktadr. Bunun lseverlik ruhu olup olmadndan pek kuku

duyulamaz. Pek byk kzgnla yol aan uyuturucu alkanl, sululuk, kltrel ve tinsel yozlama, itenlikli aktresel deerlerin aalanmas gibi olgularn hepsi, lme ve pislie duyulan dknln artmasyla Kars. bu blmde daha nce deindiimiz "7. D". ' 'Ammoniler'in ve Fenikeliler'in insan kurban ettikleri tann. ev. 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLK 111 balantldr. acl toplumun ynn izenler kokumuluu zendirirken, genlerin yoksullarn ve umutsuzlarn kokumuluk eilimine kaplmamalan nasl beklenebilir? Mutlak tekniklemenin egemen olduu cansz dnyann, lm ve rmlk dnyasnn bir baka biiminden te bir ey olmad sonucuna ulamamz gerekmektedir. ounluk bu gerein bilincinde deildir; ama Freud'un bir deyiiyle sylersek, bastrlm eyler ou kez su yzne kar ve lm ile rmlk karsnda duyulan bylenme, kyc dkl karakterdeki kadar belirgin duruma gelir. Buraya kadar, mekanik-cansz-dk balantsn ele aldk. Ama tmyle yabanclam, sibernetik insann karakterini incelerken gzden kamas olanaksz olan bir baka balant daha vardr; o da bu insann izoid ya daizofrenik (usyanlml) niteliidir. Bu insandaki belki de en arpc zellik, dnce-duygu-isten arasndaki kopukluktur (E. Bleuler'i bu hastalk trn adlandrmak iin yarlmak, kopmak anlamna gelen Yunanca schizo ve ruh anlamna gelen phren szcklerinden tretilmi "izofreni" terimini semeye ynlendiren etmen de ite bu kopukluktu.). Sibernetik insan anlatrken, szgelimi bir dmeye basnca yzbin insan ldreceini aka bilen bombardman pilotunun yine de duygudan yoksun oluunda bu kopukluun baz aklayc rneklerini grdk. Ama bu olguyu gzlemlemek iin bylesi an rneklere bavurmamz zorunlu deildir. Bu olguyu daha genel davurumlanyla anlatm bulunuyoruz. Sibernetik insan, hemen hemen yalnzca beyni ynlendirir: O,yalnzca beyni olan bir in saridir. evresindeki tm dnyaya ve kendisine olan yaklam zihinseldir; her eyin ne olduunu, nasl olduunu ve nasl yaplabileceini ya da ynetilebileceini bilmek ister. Bu yaklam, bilim sayesinde glenmi ve Ortaa'n bitiminden beri baat duruma gelmitir. acl ilerlemenin asl z, dnya zerindeki teknik egemenliin ve youn tketimin temeli, bu yaklamdr. Bu ynelimde bir ktlk var mdr? Gerekten, birtakm canskc olgular bulunmasayd, "ilerleme"nin bu yn kt grnmeyebilirdi, ilk olarak, "yalnzca beyinsel olan" bu ynelim, sadece bilimsel almalarla uraanlarda grlmez; nfusun byk bir blmnde din grevlilerinde, satclarda, mhendislerde, hekimlerde, yneticilerde, zellikle 112 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLlK 113 de birok aydn ve sanatda,25 aslna baklrsa, belki de kentli nfusun ounluunda bu ynelime yaygn olarak rastlanr. Bu kiilerin hepsi, dnyay, etkin biimde kullanlmalar iin anlalmalan gereken eylerden oluan bir yn olarak grrler, ikinci ve ayn lde nemli olarak, bu beyinsel-zihinsel yaklama, duygusal karlk verme yeteneinden yoksunluk elik eder. Denebilir ki, duygular bastrlmam, daha ok kuruyup solmutur; duygular canl olsa bile, serpilip gelimemitir ve greceli olarak hamdr; stn gelme, bakalarna stnln kabul ettirme, yok etme tutkusu ya da cinsellikten, hzdan ve grltden heyecan duyma tutkusu gibi tutkular biimine brnmtr. Burada bir baka etmenin daha eklenmesi gerekir. Yalnzca beyniyle hareket eden insan belirleyen ok nemli bir zellik daha vardr; o da kiinin kendisini bedenini ve becerilerini, ksacas bir basan arac olarak kendisini hedef alan zel bir zseverlik eididir. Yalnzca beyniyle hareket eden insan, kendi yapt makinalann yle ayrlmaz bir paras olmutur ki, kendisi kendi zseverliinin ne lde nemli bir hedefiyse, makinalan da kendi zseverliinin ayn lde nemli bir hedefidir; gerekte, bu ikisi arasnda ortakyaamsal bir iliki bulunmaktadr: Bu, "bir bireysel z (self) ile

bir baka z (ya da kiinin kendi z dndaki baka bir g) arasnda kurulan ve her kiinin kendi znn btnln yitirip birb'irine baml olmalarna yol aan birlik"tir (E. Fromm, 1941).26 Simgesel bir anlamda, insann anas, artk doa deil, kendi kurduu "ikinci doa"dr, onu besleyen ve koruyan makinalardr. Sibernetik insann bir baka zellii tekdze, basmakalp ve ken-diliindenlikten uzak bir biimde davranma eilimi birok saplantl izofren rnekte daha arpc bir biimde ortaya kar. izofrenili hastalar ile yalnzca beynini kullanan insanlar arasndaki benzerlikler arpcdr; 9S En yaratc ada bilimadamlanndan pek ounun, Einstein, Bom, Heisenberg, Schrodinger gibi kiilerin, en az yabanclam ve beyinsel nitelii en fazla olan bireyler arasnda bulunmalar dikkate deer bir gerektir. Bu kiilerin bilimsel ura, ounluun izoid niteliinden hi iz tamyordu. Bu kiilerin dnsel, tresel ve tinsel ilgilerinin tm kiiliklerine iyice ilemi olmas onlarn ayrc zelliiydi. Bu kiiler, bilimsel yaklamn ille de yabanclamaya yol amadn, bilimsel yaklam bozup izoid yaklama dntren etmenin toplumsal ortam olduunu ortaya koymulardr. Margaret S. Mahler, anne ile ocuu arasndaki ortakyaamsal ilikiyi ele alan dikkate deer incelemesinde "ortakyaam" (symbiosis) terimini kullanmtr (M. S. Mahler, 1968). izofreniyle zde olmasa da balantl olan bir baka grubun, yani ilk nce L. Kanner'm (1944) tanmlad, daha sonra da M. S. Mahler'in (1968) ayrntlaryla irdeledii "ieynelik ocuklar"n ortaya koyduu manzara belki daha da arpcdr. (Ayrca. L. Bender'in izofrenili ocuklarla ilgili irdelemesine de bakn [1942].) Ieynelikliin (autism) belirtileriyle ilgili olarak Mahler'in yapt tanmlamaya gre, en nemli zellikler unlardr: (1) "canl ve cansz madde arasndaki ilkel ayrmlamann yitimi (von Monakow, bu mmuprotodiakrisis olarak adlandrmtr)" (M.S. Mahler, 1968); (2) canl bir kiiyle, zellikle de sk sk "ocuklarna ulaamadklarTn bildiren anneleriyle iliki kurma yeteneksizliiyle birlikte grlen,, sandalye ya da oyuncak gibi cansz bir nesneye ballk; (3) ocukluk a ieynelikliinin klasik bir zellii olarak Kanner'n tanmlad gibi, her eyin ayn kalmasn salamay amalayan saplantl bir drt; (4) yalnz kalmak iin duyulan yein istek "ieynelik ocuktaki en arpc zellik, insanca, toplumsal nitelikli iliki abalarna kar yrtt byk savamdr" (M.S. Mahler, 1968); (5) ieynelik ocuklarn, (eer konuabiliyorlarsa) dili, kiileraras bir iletiim arac olarak deil, ynlendirici amalarla kullanmalar "bu ieynelik ocuklar, iaretlerle ve jestlerle, bir makinann dmesi gibi cansz ya da yar canl mekanik trde bir uygulama uzants olarak hizmet etmeleri iin yetikinlere kumanda ederler" (M.S. Mahler, 1968); (6) Mahler, yalnzca beyniyle hareket eden insandaki "dkl" karmaann gitgide nemsizletii konusunda daha nce yaptm yorumlar asndan zellikle ilgin olan bir zellie daha deinmektedir: "eynelik ocuklann ounun vcut yzeylerindeki duygu yatrm (cathexis) greceli olarak azdr; bu ocuklarda ac duyarllnn son derece yetersiz olmasn bu durum aklamaktadr. Bu duyum yetersizliiyle birlikte, aamal katmanlamaya, blgesel cinsel arzu geliimine ve diziliine de rastlanmaz" (M. S. Mahler, 1968).27 Canl ve cansz madde arasnda ayrmlamann bulunmamasn, baka insanlarla balantszl, dilin iletiim amacyla deil daha ok yn* Bakalarnn yan sra, David S. Schechter'a ve Gertrud Hunziker-Fromm'a zellikle teekkr borluyum; ieynelik ocuklarla ilgili klinik deneyimlerim ve grlerini benimle paylamalar, benim iin zellikle deerli bir yardmdr, nk ieynelik ocuklarla kendim hi almamtm. 114 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER lendirme amacyla kullanlmasn, canl eylerden ok mekanik eylere gsterilen baat ilgiyi zellikle belirtmek istiyorum. Bu benzerlikler arpc olmakla birlikte, ieynelik ocuklardaki akl rahatszlna uygun den bir akl rahatszl biiminin yetikinlerde de bulunup bulunmad, ancak uzun boylu incelemelerle saptanabilir. Sibernetik insann ileyii ile

izofreni sreleri arasnda bir balant bulunduunu dnmek, belki daha gereki olacaktr. Ama bu, birka nedenden dolay, ar lde g bir sorun oluturur: 1. eitli ruh hekimlii okullannca yaplan izofreni tanmlan arasnda ok byk ayrlklar vardr. Bu tanmlar, izofreniyi organik nedenli bir hastalk olarak belirleyen geleneksel tanmdan tutun da Adolf Meyer okulunda (Sullivan, Lidz), Fromm-Reichmann okulunda ve daha kktenci nitelikteki Laing okulunda bir lye dek ortak olan eitli tanmlara kadar deiir. Laing okulu, izofreniyi bir hastalk olarak deil, ta ilk ocukluktan beri ilerlikte olan derin ve karmak kiileraras ilikilere verilmi bir karlk gibi anlalmas gereken ruhsal bir sre olarak tanmlamaktadr. Ne denli ok bedensel deiiklik ortaya karlrsa karlsn, Laing bunlar kiileraras srelerin nedenleri olarak deil, sonulan olarak aklayacaktr. 2. izofreni tek bir olgu deildir; bu terim, birok deiik rahatszlk biimini kapsar; bu nedenle E. Bleuler'den sonra, tek bir hastalk olarak izofreniden ok izofrenilerden sz edilmektedir. 3. izofreniyle ilgili dinamik aratrmalann tarihi olduka yenidir ve daha ok aratrma almas yaplncaya dek, izofrenilerle ilgili bilgilerimiz ok yetersiz olarak kalacaktr. Sorunun, bana kalrsa ok daha iyi aydnlatlmas gereken bir yn, izofreni ile baka tr ruh hastal sreleri, zellikle de ou kez iten kaynaklanan kntler denen sreler arasndaki balantdr. Hi kukusuz, Eugene Bleuler gibi bilgili ve sekin bir aratrmac bile, ruhsal knt ile izofreni arasnda ak seik bir aynm yapmtr ve (izofreni, knt ve paranoya zelliklerini birletiren birok karma tanma duyulan gereksinme bu ayrm tartmal klyomu gibi grnse de) bu iki surecin genel olarak iki farkl biimde aa ktklan yadsnamaz bir gerek gibi grnmektedir. Burada u soru ortaya kyor: bu iki akl hastal ayn temel srecin deiik biimleri deil midir; te yandan, izofrenilerin 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLK 115 eitli biimleri arasndaki farkllklar, knt ve izofreni srelerinin baz davurumlan arasndaki farkllktan bazan daha byk deil midir? Eer durum byle olsayd, acl insanda izofreni elerinin bulunduu varsaym ile can skntsna ilikin zmlemeye bal olarak daha nce konulan sreen knt tans arasndaki ak elikiden de pek kayglanlmamas gerekirdi. Bu iki tanmdan hibirinin tam yeterli olmadn ya da tanmlan bir yana brakabileceimizi varsayabilirdik.28 Yalnzca beyniyle hareket eden sibernetik insan, dk dzeyde bir sreen izofreni bu terimi salt kolaylk olsun diye kullanyorum sreci sergilememi olsayd, bu gerekten artc olurdu. Bu insan, izogenetik (izofreni reten) ailelerle ilgili tanmlamalarnda Laing ve bakalarnn ortaya serdikleri ortamdan yalnzca niceliksel olarak aynlan bir oriamda yaamaktadr. "Akl banda olmayan toplum"dan ve byle bir toplumda akll insanlarn bana gelenlerden sz etmenin doru olduu inancndaym (E. Fromm, 1955). Bir toplum, yelerinden ounluunun ar izofreniye yakalanmasna neden olursa, kendi varlna da kastetmi olur. Tam anlamyla izofrenili kiinin aync zellii, d dnyayla olan tm balarn kesmesidir. Byle bir kii, kendi zel dnyasna kapanmtr; bu kiinin ar hasta saylmasnn ana nedeni, toplumsaldr: Bu kii toplumsal bakmdan ilev grememektedir; kendisini hakkyla ekip evirememektedir; yle ya da byle bakalannn yardmna gereksinim duymaktadr (Elverili koullann yaratlmasna yardmc olan ve hi deilse devletten baz maddi katklar salayan bir ksm kiilerin yardmyla olsa da sreen izofrenililerin altklan ya da kendilerini ekip evirdikleri tm yerlerde edinilen deneyimlerin ortaya koyduu gibi, bu Meyer'ci ruh hekimleri ve Laing, bylesi yorumlara dayanarak bu tanmlayc adlan kullanmaktan btn btne kanrlar. Bu deiiklik, byk lde, akl hastalan konusundaki yeni yaklamdan kaynaklanmtr. Hastalara ruhsal tedaviyi amalayan (psikoteraptik) bir tutumla yaklald srece, asl zerinde durulan nokta, hastann bir akl hastanesine konulup konulmamas konusunda karar vermeye yardmc olan belirli bir tan koymakt. Ruhzmsel ynelimli bir tedaviyle hastalara yardmc olunmaya balanmasndan beri, hastalklara verilen adlar nemini yitirdi; nk hastay, "katlan gzlemci"den temelde farkl olmayan bir insan

gibi alglayarak hastann iinde sregiden sreleri anlamak, ruh hekimlerinin ilgi oda durumuna geldi. Ruh hastalan konusundaki bu yeni tutum, baat durumdaki insanliktanuzaklama srecine karn amzda gelimekte olan kktenci insancln bir anlatm saylabilir. 116 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER da tmyle doru deildir.). Byk ve karmak toplumlar yle dursun, kk bir toplum bile izofrenili kiilerce ynlendirilemez. Bununla birlikte, bir toplumun ilerini srdrmesi iin yaplmas gereken eyleri kusursuz biimde yapabilecek yetenee sahip dk dzeyde izofrenili kiilerce pekala ynetilebilir. Bylesi kiiler, dnyaya "gereki biimde" bakma yeteneini yitirmemilerdir; ama belirtelim ki bununla anlatmak istediimiz, eylerin, etkili biimde ele alnabilmeleri iin kavranmalar gerektii gibi, yani zihinsel olarak kavranmasdr. Bu kiiler, eyleri kiisel olarak, bir baka deyile znel olarak ve yrekleriyle alglama yeteneini tmyle yitirmi olabilirler. Tam olarak gelimi insan, szgelimi grd bir gl scak, hatta alev alev bir nesne olarak alglayabilir (bu algsn sze dkerse, ona air deriz); ama gln fiziksel gereklik alannda ate gibi stmadn da bilir. acl insan, dnyay yalnzca klgsal amalar ynnden alglar. Ne var ki, ondaki bu kusur, dnyay "nesnel olarak" alglayamayan, ama kiisel, znel simgesel yaant gibi teki insan yeteneklerini koruyan ve hasta olarak nitelenen kiideki kusurdan daha az deildir. Bence "normal" delilik kavramn, ilk kez, Aktre (Ethics) adl yaptnda Spinoza dile getirmitir: Birok kii, srekli olarak, bir ve ayn dnyann kesin etkisi altnda kalr. Tek bir nesne kiinin tm duygularn yle gl biimde etkiler la, kii, bu nesneyi, varolmad zaman bile var sanr. Bu durum, sz konusu kii uyankken ortaya karsa, bu kiinin deli olduuna inanlr... Ama paray ve mal mlk dnen agzl kii, yalnzca nl olmay dnen hrsl kii deli saylmaz, yalnzca can skc birisi saylr, byle kiiler genellikle ayplanr. Ama somut olarak agzllk, hrs vb. ounlukla "hastalk" saylmamakla birlikte, delilik biimleridir (B. de Spinoza, 1927). On yedinci yzyldan gnmze dek gerekleen deime, Spinoza'mn "genellikle ayplandn syledii tutumun bugn ayplanmak yle dursun vgyle karlanmas gereinde aklk kazanmaktadr. Burada bir adm daha atmamz gerekiyor. "Normallik patolojisi" (E. Fromm, 1955), daha ar akl hastal biimlerine ok seyrek olarak 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLK 117 dnr; nk toplum, bylesi bir olumsuz dnme kar panzehir retir. Hastalkl sreler, toplum tarafndan bir kalba sokulduklar zaman, bireysel karakterlerini yitirirler. Buna karlk, hasta birey, kendisi gibi hasta olan btn teki bireyler arasnda kendisini rahat duyumsar. Tm kltr, bu hastalk trne gre ayarlanmtr ve bu hastala uygun den doyumlar salayacak aralar hazrlayp dzenler. Bunun sonucunda, ortalama birey, tam anlamyla izofren kiinin duyumsad kopmuluu ve yaltlml yaamaz. Ayn sakatla yakalanm olanlar arasnda kendisini rahat hisseder. Aslna baklrsa, akl banda olmayan toplumda yahtlmlk hisseden kii, tam anlamyla akl banda olan kiidir ve bu kii, iletiim kuramayndan dolay yle byk ac ekebilir ki, sonunda ldran o olabilir. Bu inceleme balamnda en nemli soru, yan ieynelik ya da dk dzeyli izofreni rahatszl varsaymnn, gnmzde yaygnlamakta olan iddeti bir lde aklamamza yardmc olup olmayaca sorusudur. Bu noktada yaptmz, hemen hemen tmyle kuru yorumdan te gememektedir; bu bakmdan daha ileri aratrmalara ve yeni verilere gerek vardr. Hi kukusuz, ieyneliklikte ok byk ykcla rastlanr; ama burada bu kavramn uygun dt yeri henz bilmiyoruz. Elli yl nce izofreni sreleri sz konusu olunca, verilecek yant besbelliymi gibi grnrd. Genellikle, izofrenili hastalarn saldrgan olduklarna ve bu nedenle, bylesi kiilerin kaamayacaklar bir tmarhaneye konmalar gerektiine inanlyordu. iftliklerde ya da (Laing'in Londra'da gerekletirdii dzenlemede

olduu gibi) kendi balarna alan sreen izofrenililer konusunda edinilen deneyimler, huzuru bozulmad srece izofren kiinin ok seyrek saldrgan davrandn ortaya koymutur.29 Ama "normal", dk dzeyde izofrenili kii yalnz bana braklmaz. Zorlanr, ilerine karlr, ar duyarl olduu ynler incitilir, hem de ieynelik ocuklarn ortaya koyduklar tablo biraz farkldr. Bu ocuklarda, youn ykclk daha skm gibi grnmektedir. Bu farkll aklamak iin, izofrenili hastann toplumsal gereklikle balarn kopardn, dolaysyla da kendisini tehdit altnda hissetmediini ve bunun sonucu olarak, yalnz bana braklrsa iddete yatkn olmadm gz nne almak yararl olabilir. Oysa ieynelik ocuk yalnz bana braklmaz. Anne-babas, onun olaan yaam oyununu oynamasn salamaya urar ve onun zel dnyasna zorla girer. Ayrca ocuk, ya etmeninden dolay, ailesiyle olan balarm srdrmeye zorlanr ve bir bakma btn btne kabuuna ekilmek henz elinden gelmez. Bu durum, yein nefret ve ykclia yl aabilir, ieynelik ocuklar arasnda iddet 118 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER her gn birok kez; bu nedenle, bu normallik hastalnn birok bireyde ykclk eilimi douracan aslnda anlayabiliriz. Elbette, bu eilim, toplumsal dzene en ok uyum salam olanlarda en seyrek; ne toplumsal olarak dllendirilen ne de kendilerine anlaml gelen bir toplumsal yapda bir yere sahip olan kiiler yoksullar, zenciler, genler, isizler arasnda ise en sk ortaya kar. Dk dzeyli izofreni (ve ieyneliklik) sreleri ile ykclk arasndaki balantya ilikin btn bu yorumlar, bu noktada zlmeden kalmak zorundadr. nnde sonunda bu irdeleme, izofreni srelerinin belli eitleri ile lseverlik arasnda bir balant bulunup bulunmad sorusuna gtrecektir. Ne var ki, bilgime ve deneyimime dayanarak, bakalarn daha ileri incelemeler yapmaya zendirebilecei umuduyla bu soruyu ortaya atmaktan ileriye gidemem. izofreniye yol at kantlanan aile yaam ortamlarnn, lseverlii douran toplumsal ortama ok benzediini belirtmekle yetinmek zorundayz. Ama buna eklenmesi gereken bir ey vardr. Yalnzca beyne dayanan ynelim, bir toplumun yelerinin gelimesini ve toplumun kendi varln ilerletecek amalan tasarlama yeteneinden yoksundur. Bu amalar belirleyip dzenlemek iin akl gereklidir; oysa akl, salt zeky aan bir eydir; ancak beyin ile yrek birletirildii zaman, duygu ile dnce btnletirildii zaman ve her ikisi de (daha nce nerilen anlamda) aklc olduu zaman geliir. Yapc gr gcyle dnme yeteneinin yitimi, varoluun srdrlmesi karsnda bal basma byk bir tehdittir. Buraya gelip dursaydk, izdiimiz tablo eksik ve diyalektikten yoksun olurdu. Bir yandan lsever ynelim g kazanrken, ayn anda da ona kart eilim, yaam sevgisi eilimi gelimektedir. Bu ikinci eilim, birok biimde btn toplumsal katmanlardaki ve btn ya kmelerindeki insanlarn yaamn lletirilmesine kar ykselttikleri seste; yaamn nitelii konusunda artan kaygda; anlaml ve ilgin almalar yksek kazanca ve makama yeleyen birok gen meslek adamnn tutumunda; ou kez yn saptmlmakla ve bnce nitelik tamakla birlikte, tinsel deerler bulmaya ynelik yaygn arayta kendisini aa vurur. Tketim eilimlerine, yetikin izofrenili kiilerden (ama yalnz braklmalar kouluyla) greceli olarak daha sk rastlanmasn da bu durum aklayabilir. Elbette bu yorumlar varsaymdan ibarettir ve bu alanda uzman olan kiilerce dorulanmalar ya da rtlmeleri gereklidir. I 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLK 119 toplumunun yntemlerini kullanarak daha byk bir canllk kazanmaya kalkmakla yanl bir ey yapmalarna karn, genler arasnda grlen uyuturucu dknlnde de bu kar k sezilebilir. Vietnam savayla ilgili olarak meydana gelen birok siyasal-insancl kar kta da l-severlie kart eilimler anlatma kavumutur. Yaam sevgisi iyice basunlabilmekle birlikte, bastrlm eyin l olmadn bylesi durumlar ortaya koyuyor.

Yaam sevgisi, insanda biyolojik yn yle ar basan bir niteliktir ki, ounlukla yalnz zel kiisel ve tarihsel koullar gerektirmekle birlikte bu niteliin, kk bir aznlk dnda, her zaman ne kabileceini kabul etmek gerekir (Bu, ruhzmsel srete de meydana gelebilir.). Gerekte, lseverlie kart eilimlerin varl ve hatta glenmesi, byk deneyin, yani Homo sapiens'in yenilgiye uramayaca konusunda sahip olduumuz tek umuttur. Benim inancma gre, yaamn bu biimde yeniden ne karlmas ans, baka hibir lkede, teknik ynden en gelimi lke olan Birleik Devletler'de olduundan daha gl deildir; nk Birleik Devletler'de, daha ok "ilerleme"nin mutluluk getirecei umudu, yeni "cennef'in tadna bakma olanan elde edenlerin ounluunun gznde bir yanlsama olduunu belgelemitir. Byle kkl bir deimenin olup olmayacan hi kimse bilemez. Bylesi bir deimeye kar alan gler, korkutucu lde byktr ve iyimser olmak iin hibir geerli neden yoktur. Ama umut etmek iin nedenin bulunduuna inanyorum. KANDAIYLA CNSEL LK VE OEDPUS KARMAASI ZERNE VARSAYIM lseverliin gelimesine katkda bulunan koullara gelince; bu konudaki bilgimiz hl ok snrldr ve ancak yaplacak daha ileri incelemeler bu soruna daha ok k tutacaktr. ok cansz, lsever bir aile evresinin, ou kez lseverliin olumasna katkda bulunan bir etmen olduunu rahata varsayabiliriz. Canlandrc uyarmn yokluu, umudun bulunmamas ve bir btn olarak toplumun ykc ruha sahip olmas, elbette lseverliin geliip glenmesi asndan gerekten nem tar. Bana kalrsa, lseverliin olumasnda byk olaslkla kaltmsal etmenler de rol oynar. 120 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Bu ksmda, lseverliin en erken kkleri olduuna inandm olgulara ilikin bir varsaym sunmak istiyorum. Bu varsaym, birok duruma ilikin gzlemlere dayanmasna ve sylence ile din alanlarndan salanm pek ok veriyle desteklenmesine karn, yorum niteliindedir. nanyorum ki, bu varsaym, deneysel nitelik tad akldan karlmamak kouluyla, sunulmaya deecek lde nemlidir. Bu varsaym, hi deilse ilk bakta lseverlike pek az ilikisi varm gibi grnen bir olguya gtrmektedir bizi: Bu, Freud'un ortaya att Oedipus karmaas kavram yoluyla herkesin iyice rendii kandayla cinsel iliki (incest) olgusudur. Bununla ilgili irdelemenin temelini atmak iin, ilk nce Freud'un belirledii kavrama ksaca bir gz atmamz gereklidir. Klasik anlaya gre, be ya da alt yandaki kk bir erkek ocuk, cinsel (reme organna ynelik) zlemlerinin ilk nesnesi olarak annesini seer ("retken dnem"). Aile ortam sz konusu olunca, bu, ocuun babasn nefret edilen bir kart yapar (Ortodoks ruhzmlemeciler, kk erkek ocuun babasna duyduu nefreti ar abartmlardr. Kk erkek ocuklara atfedilen ve ou kez, bu ocuklardaki lm arzularnn bir kant olarak aktarlan, "Babam ld zaman annemle evleneceim," gibi szler szlk anlamnda alnmamaldr; nk bu yata, lm henz bir gereklik olarak eksiksiz biimde alglanmaz, daha ok "uzakta olma"yla eanlaml bir ey olarak alglanr. Dahas, babaya kar bir lde rekabet sz konusu olmakla birlikte, derin kartln ana kayna, erkek ocuun ataerkil, baskc yetkeye kar bakaldrsnda yatar [E. Fromm, 1951]. Bana kalrsa, "Oedipus nefreti"nin ykcla katks, greceli olarak azdr.). ocuk babasnn hakkndan gelemedii iin, ondan korkarzgl olarak, babasnn onu, kk rakibini, hadm edeceinden korkar. Bu "hadm edilme korkusu", ocuun annesine duyduu cinsel arzulardan vazgemesini salar. Olaan gelime srecinde, erkek evlat, zellikle aa yukar erinlik (bulu) dnemi srasnda eksiksiz cinsel retken gelimeye ulatktan sonra, ilgisini baka kadnlara kaydrma olanana sahiptir. Babasyla, zellikle de babasnn buyruklanyla ve yasaklanyla zdeleerek ona kar olan rekabetini alt eder. Erkek evlat, babasnn ltlerini ierikletirir (benimser) ve kendi stbenlii durumuna getirir. Hastalkl gelime 1 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLK 121

durumlarndaysa, atma bu biimde sonulandrlmaz. Oul annesine olan cinsel ballndan vazgemez ve daha sonraki yaamnda, anne ilevini yerine getiren kadnlara dknlk gsterir. Sonu olarak, kendi yandaki bir kadna ak olamaz ve tehdit edici babadan ya da onun yerini alan kiilerden korkmay srdrr. ounlukla, bir zamanlar annesinin kendisine gsterdii niteliklerin koulsuz sevgi, koruyuculuk, hayranlk, gven vericilik niteliklerinin annesinin yerini alan kadnlarda da aynen bulunmasn bekler. Anne saplants olan bu tip erkekler ok iyi bilinir; bu kiiler ou kez olduka efkatli ve snrl bir anlamda "sevecen"dirler, ama ayn zamanda da olduka zseverdirler. Annelerinin gznde babalarndan daha nemli olduklar duygusunu tamalar, kendilerini "harika" hissetmelerine yol aar; byle hissetmelerinin bir nedeni de byyp birer yetikin haline gelmeleri ve byklklerini kantlamak iin gerekte hibir ey yapmak zorunda olmamalardr; bu kiiler, anneleri (ya da annelerinin yerini alan kadnlar) yalnzca kendilerini, stelik de koulsuz olarak sevdikleri iin ve sevdikleri srece byktrler. Sonu olarak bu kiiler, an kskanlk eilimi tarlar biricik olmay srdrmek zorundadrlar ve ayn anda da, ne zaman gerek bir grevi yerine getirmek durumunda kalsalar, gvensizlik ve kayg duyarlar; belki baanszla uramazlar, ama ortaya koyduklar somut edim, bakalarndan stn olduklan yolundaki zsever kanlarnn dzeyine hibir zaman gerekten ulaamaz (ayn anda da herkesten aa olduklan yolunda rahatsz edici, bilind bir duygu tarlar). Buraya kadar anlattm tip, daha an bir durumu rneklemektedir. Anneyle olan ba bu denli gl olmayan ve zsever baar yanlsamasn gerek basanlarla birletiren birok anne saplantl erkek vardr. Freud'un varsaymna gre, anneye olan balln z, erkek ocuun annesine duyduu cinsel ilgidir ve babaya kar nefret, bunun mantkl bir sonucudur. Bence, anneye olan cinsel ballk, genellikle, yein bir duygusal ban nedeni deildir; yllardan beri yaptm gzlemler de bu kanm dorulayc niteliktedir. Yer darlndan dolay, tadm bu kannn nedenlerini eksiksiz olarak irdeleyemeyeceim; ama aadaki szler, bu kannn ynlerinden en az birisini akla kavuturmakta yardmc olabilir. 122 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Doumda ve daha sonra belli bir sre, bebein anneye olan bamll, esas olarak zsever bir ilgi erevesinde meydana gelir (her ne kadar doumdan ksa sre sonra ocuk, kendisi dndaki nesnelere biraz ilgi gstermeye ve karlk vermeye balarsa da bu byledir). Bebek, fizyolojik olarak, kendine zg bamsz varla sahip olmakla birlikte, ruhsal olarak baz bakmlardan ve bir lye kadar "dlyataii" bir yaam srdrr. Bebek hl annesi araclyla yaamaktadr: Onu besleyen, ona bakan, onu zendiren ve salkl gelimesinin zorunlu bir koulu niteliindeki bedensel ve duygusal scakl ona salayan annesidir. Gelime srecinin daha ileri aamalarnda, bebein annesine olan ball, sanki daha bir scaklar, daha bir kiiselleir; anne, dlyataii yuvaya benzer bir varlk olmaktan kp ocuun scak yaknlk duyduu bir kii haline gelir. Bu srete erkek ocuk, zsever kabuu atlatr; sevgisi hl eitlikten, karlk grmekten yoksun olmakla ve doutan bamllk zellii tamakla birlikte, annesini sever. Erkek ocuun cinsel tepki vermeye balad bir dnemde (Freud'un belirledii "retken evre"de), anneye olan duygusal yaknlk, ocuun anneye ksnl ve cinsel arzu duymasna da yol aar. Bununla birlikte, duyulan cinsel ilgi ounlukla yalnzca anneye ynelik deildir. Szgelimi Kk Hans'n durum yksnde bizzat Freud'un bildirdii gibi, kk erkek ocuklarn annelerine duyduklar cinsel ilgi be ya dolaynda gzlemlenebilir; ama ayn zamanda, bu ocuklar kendi yalarndaki kzlara da ayn lde ilgi gsterirler. Buna amamak gerekir; aslnda cinsel drtnn tek bir nesneye sk skya bal olmayp epeyce deiken olduu kesinlik kazanm bir gerektir; tek bir kiiyle olan ilikiyi son derece gl ve kalc klan etmen, bu ilikinin yerine getirdii duygusal ilevdir. Anneye dknln erinlik (bulu) dneminden sonra ve yaam boyunca gl kald durumlarn nedeni, anneyle olan duygusal ban gl olmasdr. Gerekte, anneye dknlk, yalnzca ocuun gelimesiyle ilgili bir sorun deildir. Hi

kukusuz, ocuk, apak belli biyolojik nedenlerden dolay anneyle gl, rtakyaamsal bir bamlla girmeye zorlanr. Ama bedensel bakmdan kendi bann aresine bakabilecek konumda olmasna karn yetikin de kendisini, daha nce gsterdiimiz gibi, kkeni insan varoluunun koullarnda yatan umarsz ve gsz bir durumda bulur. Anneye sarlma tutkusunun gcn anlamak iin, bu tutkunun kkenlerini yalnzca ocukluk dnemi hastalnda deil, "insanlk du12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLlK 123 rumu"nda da grmemiz gerekir. Anneyle olan etkili ban bylesine gl olmasnn nedeni, insann varolusal durumuna varolusal ikiye blnmelerin henz ortaya kmad, insann zbilincine varmadan, almadan, ac ekmeden, doayla, kendisiyle ve eiyle uyum iinde yaayabildii "cennet"e geri dnme zlemine verilen temel yantlardan birisi olmasdr. Yeni bir boyut olan ayrt etme boyutuyla (yilik ve Ktlk Bilgisi Aac) birlikte, atma ortaya kar ve insan hem erkek hem de kadn- lanetlenir. nsan cennetten kovulur ve bir daha geri dnmesine izin verilmez. nsan olma gereinin yk altnda olduu iin o cennete dnemeyeceini "bilme"sine karn, insann bu zlemini hibir zaman yitirmemesi artc deil midir? Anneye duyulan ilginin cinsel yn, bal bana olumlu bir belirtidir. Annenin bir kii, bir kadn zellii kazandn, ocuun da kk bir adam haline geldiini ortaya koyar. Baz durumlarda rastlanan zellikle youn cinsel ilgi, bebeke nitelii daha ar basan edilgin bir bamlla kar bir savunma saylabilir. Anneye olan kandayla cinsel ilikiye dayanan balln erinlik a30 dolaynda ortadan kalkmad ve yaam boyunca srd durumlarda, nevrotik (sinirceli) bir geliimle karlarz; bu durumda erkek, anneye ya da onun yerini alanlara baml kalacak, kadnlardan korkacak ve kendi iyilii iin bir yetikinden ok bir ocuk olacaktr. Byle bir gelimenin nedeni, ou kez, kocasn sevmemesi, olundan ya da ona sahip olmaktan zseverce kvan duymas gibi birok nedenden dolay kk oluna ar dknlk gsteren ve deiik yollarla (martma, an koruma, an hayranlk vb.), ocuunda kendisine kar an dknlk yaratan annesidir.31 Oedipus karmaasn tanmlad zaman Freud'un anlatmak istedii, anneye olan ve ksnl, ou kez de cinsel bir renk tayan bu scak ballktr. Bu tr kandayla cinsel iliki isteinden kaynaklanan dErgenlie gei trenleri, bu ba kopana ve yetikinlik yaamna geii belirleyici ileve sahiptir. Freud, kentsoylu yaam greneklerine duyduu saygdan dolay, ocuk hastalarnn anababalann, ocuklarna zarar verecek bir ey yapm olma suundan sistemli biimde aklamtr. Kandayla cinsel iliki arzulan da dahil her ey, bebein uyanlmam dlemlerinin bir paras saylmtr, kar, E. Fromm (1970b). Bu inceleme, yazann yan sra Dr. F. Narvez Manzano, Dr. Victor F. Saavedra Mancera, Dr. L. Santarelli Carmelo, Dr. J. Silva Garcia ve Dr. E. Zajur Dip'ten oluan bir topluluka Meksika Ruhzmleme Enstits'nde dzenlenen bir tartmaya dayanmaktadr. 124 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER knle daha sk rastlanmakla birlikte, ok ayn nitelikleri olan ve kyc olarak nitelenebilecek, ok daha seyrek rastlanan kandayla cinsel iliki isteinden kaynaklanan bir dknlk tr daha vardr. Benim varsaymma gre, lseverlikle ilikisi olan kandayla cinsel iliki isteinden kaynaklanan dknlk tipi budur gerekte, bu tr dknlk, l-severliin ilk kklerinden birisi saylabilir. Burada, annesine kar, ieynelik zyeterlilik kabuunu atlatacak hibir duygusal ba gelitiremeyen ocuklardan sz ediyorum. eynelik ocuklar olgusu dolaysyla, bylesi zyeterliliin an biimlerini ok iyi biliyoruz.32 Bu ocuklar hibir zaman zseverliklerinin kabuunu knp kamazlar: Annelerini hibir zaman bir sevgi nesnesi olarak alglamazlar; hibir zaman bakalaryla duygusal balant kuramazlar; daha ok, sanki cansz nesnelere bakyormu gibi onlan incelerler ve ou kez, mekanik eylere zel bir ilgi gsterirler.

Grnd kadanyla, ieynelik ocuklar, kesiksiz bir btnn bir kutbunu olutururlar teki kutupta, anneye ve bakalanna kar sevgi duygusu en eksiksiz biimde gelimi olan ocuklar bulabiliriz. Bu kesiksiz btnde, ieynelik olmasalar da ieyneliklie yaklaan ve ieynelik ocuklara zg zellikleri daha hafif bir biimde sergileyen ocuklara rastlayacamz varsayarsak yanl yapm olmayz herhalde. Ortaya u soru kmaktadr: Bylesi ieynelik ya da ieyneliklie yakn bebeklerde, anneye olan kandayla cinsel iliki isteinden kaynaklanan dknle ne olur? yle grnyor ki, bylesi bebekler annelerine ynelik scak, ksnl, daha sonra da cinsel duygular gelitirmedikleri gibi ne annelerine yakm olmak iin bir istek duyarlar ne de daha sonra, annenin yerini alan kadnlara k olurlar. Onlar iin anne bir simgedir: gerek bir kii olmaktan ok bir grntdr. O, topran, yuvann, kann, rkn, ulusun, yaama kaynaklk ve yataklk eden en derin temelin simgesidir. Ama ayn zamanda kargaann ve lmn de simgesidir; o, yaam veren anne deil, lm getiren annedir; onun kucaklamas lm, dlyata mezardr. lm-annesine duyulan ilgi, sevecenlik ya da sevgi olamaz; bu, ho ve scak bir eyleri anlatan allm ruhbilimsel anlamda bir ilgi deil, insann aklna manyetik ekimi ya da yerekimini getiren anlamda bir ilgidir. 32r zBkz. E. Bleuler(195I); H.S. Sullivan (1953); M.S. Mahler ve B.S. Gosliner(1955); L. Bender (1927); M.R. Green ve D. E. Schecter (1957). 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLlK 125 Anneye kyc kandayla cinsel iliki isteinden kaynaklanan balarla bal olan kii, zsever, souk, kaytsz bir kii olarak kalr; bir mknats demiri nasl ekerse, annesi de onu yle eker; anne, iinde boulmak istedii okyanustur,33 iine gmlmek istedii topraktr. Grnd kadanyla, bu yndeki gelimenin nedeni, hi yatmayan zsever yalnzlk durumunun dayanlmaz olmasdr; anneye ya da onun yerini alan kadna scak, hoa gider balarla balanma olana yoksa, anneyle ve tm dnyayla olan balant, lmde son ve kesin birleme nitelii tayan bir balant olmak zorundadr. Annenin yaratma tanras ve ykm tanras olarak oynad ikili rol, birok efsanede ve dinsel dncede de aka belgelenmektedir. nsann hamurunu oluturan toprak, tm aalann ve otlarn doduu dlyatadr; bedenin geri dnd yerdir; toprak anann dlyata, mezar durumunu alr. kiyzl ana tannanm klasik bir rnei, yaam veren ve yok eden Hint tanras Kali'dir. Aynca, ayn iki yze sahip olan Cilal Ta dnemi tanralan da vardr. Ana tanrann iki rolne ilikin baka birok rnee deinmek, gereinden ok yer tutacaktr. Bununla birlikte, annenin grd ikili ilevi ortaya koyan bir veriye daha deinilmesi gerekir: Bu veri, dlerdeki anne imgesinin ikili yzdr. Anne, dlerde ou kez iyiliksever, sonsuz sevecen bir kii olarak grnrken, birok kiinin dlerinde de tehlikeli bir ylan olarak ya da aslan, kaplan, srtlan gibi apansz saldrgan, tehlikeli bir hayvan olarak simgelenir. Ykc anne korkusunun, cezalandrc, hadm edici baba korkusundan ok daha yein olduunu klinik incelemelerim srasnda saptam bulunuyorum. yle grnyor ki, boyun eilerek babadan gelen tehlike nlenebilir; ama annenin ykclna kar hibir savunma arac yoktur; sevgisi kazanlamaz, nk koulsuzdur; nefreti defedilemez, nk bunun iin de hi "neden" yoktur. Annenin sevgisi inceliktir, nefreti lanettir ve bunlann alcs olan kii, hibirisini etkileyecek konumda deildir. Sonu olarak, zararsz kandayla cinsel ilikinin kendi basna olaan, geici bir gelime aamas olduu, oysa kyc kandayla cinsel ilikinin, zararsz kandayla cinsel ilikiye dayal balarn gelimesinin belli koullarla engellenmesi halinde ortaya kan hastalkl bir olgu olduu Sk sk bir anne simgesi olan okyanusta boulma zlemi eken kkeni kandayla cinsel iliki isteklerine dayal hastalklara tutulmu bu tip birok hastaya rastladm. 126 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER belirtilebilir. lseverliin tek kk olmasa da en ilk kklerinden birisi olduunu varsaydm

olgu, bu ikincisidir. lme kar duyulan, kandayla cinsel ilikiye dayal bu ilgi, eer varsa, yaamn korunmas ynnde savaan btn teki tepilerle atma iindeki bir tutkudur. Bu nedenle, karanlkta iler ve ounlukla tamamen bilinddr. Bu kyc karanlk eilime sahip olan kii, bakalar zerinde sadiste denetim kurmak ya da snrsz hayranlk kazanarak zseverliini doyurmak gibi daha az ykc balarla insanlara yaklama abas gsterecektir. Bu kiinin yaam i alannda basan, saygnlk vb. gibi greceli olarak doyurucu zmler salarsa, ykclk hibir zaman nemli biimlerde ak olarak anlatma kavuturuhrayabilir. te yandan, bu kii, baarszlklar yaarsa, kyc eilimler ne kacaktr ve kendisini ve bakalarn yok etmek iin duyduu byk zlem kesin egemenlik kuracaktr. Zararsz kandayla cinsel ilikiye neden olan etmenler hakknda pek ok ey biliyoruz, ama bebeklerde grlen ieyneliklikten ve dolaysyla kyc kandayla cinsel ilikiden sorumlu olan koullar hakknda ok az ey biliyoruz. Deiik dorultularda yorumlar yapmaktan ileri gidemeyiz. Kaltmsal etmenlerin gz nne alnmas gerektii varsaymndan kanmamz olanaksz grnyor. Elbette, kandayla cinsel ilikiden sorumlu bu tr genleri anlatmak istemiyorum; anlatmak istediim, ocuklukta kaltmsal olarak verili bulunan ve sras gelince, ocuun anneyle scak bir iliki gelitirememesinden sorumlu olan soukluk eilimidir. Annenin karakterinde ikinci bir koulla karlamay bekleyebiliriz. Annenin kendisi souk, itici, lsever bir kiiyse, bebein ona kar scak, duygusal bir iliki gelitirmesini zorlatrr. Bununla birlikte, anneyi ve ocuu, aralarndaki karlkl etkileim sreci dnda ele alamayacamz unutmamalyz. Yaratlnda gl bir scaklk eilimi bulunan bir bebek, ya annenin tutumunda bir deiiklie yol aabilir ya da annenin yerini alan bir kiiye bir bykanneye, bir bykbabaya, kendisinden byk bir kardeine veya ulaabilecei baka herhangi birisine scak bir bala balanabilir. te yandan, souk bir ocuk, ortalamann stnde scaklk ve ilgi gsteren bir annenin etkisiyle bir lye kadar deiebilir. Annenin ocuk karsndaki temel soukluu, tatl ve sevecen bir annede bulunan allm zelliklerle gizlendii zaman, bu soukluu sezmek de bazan g olur. 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLIK 127 nc bir olaslk, ocukluk dneminin ilk yllarnda geirilen ve ocuun "donma"sna, dolaysyla da kyc kandayla cinsel iliki isteklerinin gelimesine yol aacak lde etkin bir nefret ve gceniklik douran sarsc (travmatik) deneyimlerdir. Bylesi deneyimler konusunda her zaman uyank bulunulmaldr. Ama sarsc deneyimlerin varl aratrlrken, bunlara epeyce seyrek rastland hi akldan karlmamaldr. Yukarda deinilen yazl kaynaklarda, ieyneliklik ile erken izofreninin gelime nedenlerine ilikin olan ve ieynelikliin, ocuun zel yaamna zorla giren anneye kar yerine getirdii savunma ilevini zellikle vurgulayan ok deerli birok varsaym ortaya konmutur. Kyc kandayla cinsel ilikiye ve lseverliin ilk kkenlerinden birisi olarak oynad role ilikin bu varsaym, daha ileri incelemelerin yaplmasn gerektirmektedir.34 Bundan sonraki ksmda, Hitler'le ilgili zmleme, anneye olan kandayla cinsel iliki isteklerinden kaynaklanan dknln bir rneini sunacaktr; sz konusu dknln ayrc ynleri, bu varsayma dayanlarak en iyi biimde aklanabilir. FREUD'UN BELRLED YAAM VE LM GDLER LE CANLISEVERLK VE LSEVERLK ARASINDAK LK lseverlie ve onun kart olan canlseverlie (yaam sevgisine) ilikin bu irdelemeyi sonuca balamak iin, bu kavram ile Freud'un belirledii lm igds ve yaam igds (Eros) anlay arasndaki iliki konusunda ksa bir taslak sunmak yararl olacaktr. Eros, organik zdekleri srekli olarak daha byk birimler halinde birletirmeye aba gsterirken, lm igds, canl yapy ayrmaya ve paralamaya urar. lm igdsnn lseverlikle olan ilikisi, ek aklama yaplmasn pek gerektirmez. Bununla birlikte, yaam igds ile canlseverlik arasndaki ilikiyi akla kavuturmak iin, canlseverlik konusunda ksa bir aklama yaplmas gereklidir. 34C

Burada yalnzca pzet bir taslak biiminde sunduum verilerin daha uzun, daha iyi belgelendirilmi bir yorumunu yaymlamay amalyorum. 128 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER 12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLlK 129 Canhseverlik, yaama ve canl olan her eye duyulan tutkulu sevgidir; - bir kiide, bir bitkide, bir dncede, bir toplumsal kmede gelimeyi destekleme arzusudur. Canlsever kii, var olan korumaktan ok yeni eyler kurmay yeler. Merak ve hayret etme yeteneine sahiptir; eskinin pekitirildiini grmekten ok yeni eylere tank olmay yeler. Yaama servenini, kesinlikten daha ok sever. Yalnzca paralardan ok btn, zetlerden ok yaplan grr. Kabag uygulayarak, her eyi kesip paralayarak, insanlar sanki eya gibi gren brokratik bir tutum benimseyerek deil, sevgi, mantk ve rnekleme yoluyla biimlendirip etkilemek ister. Yaamdan ve yaamn btn davurumlarndan haz duyduu iin, yeni ambalajlarla pazara srlen "heyecan"n tutkunu deildir. Canlsever aktre'nin kendine zg iyilik ve ktlk ilkesi vardr. Yaamn hizmetinde olan her ey iyidir; lmn hizmetinde olan her ey ktdr, iyilik, yaam, gelimeyi, serpilmeyi glendiren her eye duyulan saygdr.35 Ktlk, yaam boan, daraltan, para para eden her eydir. Freud'un anlay ile burada ortaya konan anlay arasndaki ayrlk, ze ilikin bir ayrlk deildir; bu ayrlk, Freud'un anlaynda her iki eilimin de eit arla sahip olmasndan, her iki eilimin de biyolojik kkenli saylmasndan kaynaklanr. te yandan, canhseverlik, biyolojik bakmdan normal bir tepinin anlatm olarak, lseverlik ise psikopatolojik bir olgu olarak kavranmtr. lseverlik, zorunlu olarak, bymenin kreltilmesi, baka bir deyile, ruhsal "ktrmlk" sonucunda ortaya kar. Cansz bir yaamn, zseverlii ve kaytszl ap belli bir aamaya ulaamamann sonu rndr. Ykclk, canlseverliin koutu deil, seeneidir. Yaam sevgisi ya da lm sevgisi, her insann kar karya kald temel seenektir. Canlseverliin geliimi kreldii oranda lseverlik geliir, insan, biyolojik bakmdan, canhseverlik yetisiyle donatlmtr; ama ruhsal bakmdan, seenek bir zm olarak lseverlik gcne de sahiptir. Ktrmlemenin bir sonucu olarak lseverliin gelimesi ynnde ortaya kan ruhsal zorunluluk, daha nce irdelediim gibi, insann varolusal durumuyla balantl olarak anlalmaldr. Eer insan hibir ey yaratamyorsa ya da hi kimsede duygu uyandramyorsa, topyekn zseverliinin ve yahtlanmhnn hapishanesini ykp dar ikamyorsa, dayanlmaz bir duygu olan dirimsel gszlk ve hilik duygusundan, ancak yaratmay baaramad yaam yok etme eyleminde kendisini kantlayarak kaabilir. Bunun iin byk aba, sabr ve zen gerekmez; yok etme eylemi iin gerekli tek ey, gl kollar, bir bak ya da bir silahtr.36 KLNK/YNTEMBLMSEL LKELER lseverlie ilikin bu irdelemeyi, birka genel klinik ve yntemsel noktaya deinerek bitireceim. 1. Bir ya da iki zelliin varl, lsever karakterin tannmas iin yeterli deildir. Bunun eitli nedenleri vardr. Bazan lseverliin gstergesiymi gibi grnen belirli bir davran, bir karakter zellii olmayabilir; kltrel gelenekten ya da benzer baka etmenlerden ileri gelebilir. 2. te yandan, tan koymak iin lseverlie zg tm zelliklerin birarada bulunmas zorunlu deildir. Bu eitsiz durumdan sorumlu olan gerek kiisel gerekse kltrel birok etmen vardr; ayrca, baz lsever zellikler, bunlar baaryla saklayan kiilerde ortaya kanlamaya-bilir. 35 Bu, hem yazlaryla hem de kiiliiyleyaam sevgisinin byk temsilcilerinden birisi olan Albert Schweitzer'in ana tezidir. Ek blmde Freud'un saldrganlk kuramyla ilgili olarak yaptm irdelemede ayrntlaryla

ortaya koyduum gibi, Freud, eski kavramlarn brakp yeni kutuplamaya Eros-lm igds kutuplamasna ynelmekle, gerekte igd anlayn batanbaa deitirdi. Freud'un eski anlaynda, cinsellik, eitli ksnl blgelerin uyanlmasyla ortaya kan fizyolojik, mekanist bir kavramd ve cinselliin doyurulmas, artan uyarlmann yaratt gerilimin azaltlmasndan oluuyordu. Buna karlk, lm ve yaam igdleri, belirli bir bedensel blgeyle balantl deildir, bu igdler gerilim -rahatlama -> gerilim srecinin ritmik karakterinden yoksundur, bu igdler, biyolojik, dirimselci adan kavranr. Freud, hibir zaman bu iki kavram arasndaki uurumu amaya almad; bunlarn birliini, yaain= eros = cinsellik (libido) denklemiyle anlamsal olarak korudu. Burada nerilen varsaymda, Freud'un kuramnn nceki ve daha sonraki evreleri, lseverliin dkl karakterin kyc biimi olduu, canlseverliin de "genital"(retken) karakterin tam gelimi biimi olduu varsaymyla birbirine balanacaktr. Elbette "dkl" (biriktirici) ve "genital" (retken) karakter kavramlarm kullanrken, Freud'un klinik tanmn aynen benimsediim, ama bu tutkularn fizyolojik kklerine ilikin anlay bir yana braktm unutulmamaldr. 130 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER 3. Yalnzca greceli olarak kk bir aznln tmyle lsever olduunu kavramak zellikle nemlidir. Bu aznla giren kiiler ar hasta saylabilir ve bu hastala yol aan kaltmsal bir yatknlk aranabilir. Biyolojik nedenlerden dolay beklenebilecei gibi, geni ounluun,, gsz olsa bile baz canlsever eilimlerden btnyle yoksun olmas olanakszdr. Bunlar arasnda bulunan bir ksm kiilerde lseverlik yle ar basar ki bunlan lsever kiiler olarak adlandrmamzda hi saknca yoktur, insanlarn ounda lsever eilimler, sk sk ok verimli olan bir i atma yaratacak lde gl canlsever eilimlerle birlikte bulunur. Bir kiiye yn veren gdler bakmndan bu atmann dourduu sonu, birok deikene bamldr. Her eyden nce, her bir eilimin greceli yeinliine; ikincisi, iki ynelimden birisini glendirici nitelikteki toplumsal koullarn varlna; dahas, kiinin yaamnda geen ve bir ya da teki dorultuya eilim duymasna yol aabilen belirli olaylara bamldr. Bir de canlsever yn ar basan kiiler vardr, bu kiilerde canhseverlik yle gldr ki, lsever eilimler kolayca dizginlenir ya da bastrlr, ya da kiilerin kendilerindeki ve bakalanndaki lsever eilimlere kar zel bir duyarlk gelitirmelerine yardmc olur. Son olarak, lseverliin en kk izini bile tamayan, canl her eye ynelik en gl ve katksz sevginin ynlendirdii katksz canlsever kiiler vardr, ancak bunlar da kk bir aznlk olutururlar. Albert Schweitzer, Albert Einstein ve Papa XXIII. John, bu aznln son tannm rnekleri arasndadr. Sonu olarak, lsever ve canlsever ynelim arasnda kesin bir snr izgisi yoktur. teki karakter zelliklerinin ounda sz konusu olduu gibi, ne kadar birey varsa o kadar da karakter zellii birleimi vardr. Ama kolaylk olsun diye, lsever yn ar basan kiilerle canlsever yn ar basan kiiler arasnda ayrm yapma olana vardr. 4. lsever karakterin ortaya karlmasnda kullanlabilen yntemlerin ouna daha nce deindiimiz iin, bunlan ok ksa olarak zetlemekle yetinebilirim. Sz konusu yntemler unlardr: (a) Kiinin yz anlatmn da kapsayan tm davranlarnn, zellikle de belli bir amala yapmad davranlarnn, setii szcklerin (bu szcklerde yansyan dn biimi de unutulmamaldr) ve yaam boyunca verdii en nemli kararlarn inceden inceye gzlemlenmesi; (b) dlerin, akalarn, dlemlerin incelenmesi; (c) kiinin bakalarna ynelik tutumunun, bakalar zerindeki etkisinin ve holand ya da holanmad kiilik tiplerinin deerlen12. KIYICI SALDIRGANLIK: LSEVERLK 131 dirilmesi; (d) Rorschach mrekkep lekesi testi gibi yanstc testlerin uygulanmas (M. Maccoby, lseverlik tans iin bu testi uygulam ve doyurucu sonular almtr.). 5. Ar lsever kiilerin ok tehlikeli olduklarn vurgulamaya pek gerek yoktur. Bunlar, ii nefretle dolu, rk, sava, kan dkme ve ykm yanls kiilerdir. Bu kiiler, yalnzca siyasal nder olmalar durumunda deil, diktatr bir nderin olas yandalar olarak da tehlikelidirler.

Bunlar ilerde cellat, terrist, ikenceci olurlar; onlar olmakszn hibir terr dizgesi kurulup iletilemez. Ama lsever yn bu denli gl olmayan kiiler de siyasal bakmdan nem tarlar; bylesi kiiler belki bir terr dzeninin ilk savunucular arasnda yer almazlar, ama byle bir dzenin varolmas iin mutlaka gereklidirler; nk ille de ounluu oluturmasalar bile, sz konusu dzenin iktidara gelip tutunmas iin salam bir temel hazrlarlar. 6. Bu gerekler gz nne alnnca, nfusun ne kadarnn lsever arlkl ya da canlsever arlkl saylabileceini bilmek, toplumsal ve siyasal adan byk nem tamaz m? Yalnzca her bir kmenin greceli skln deil, bu kmeler ile ya, cinsiyet, renim, snf, meslek ve corafi konum arasnda nasl bir balant bulunduunu da bilmek byk nem tamaz m? Yeterli rnekleme teknikleri kullanarak tm Amerikan nfusuyla ilgili siyasal kanlan, deer yarglarn vb. inceliyoruz ve doyurucu sonular alyoruz. Bununla birlikte, aldmz sonular, in-sanlann karakter'l&rimn ne olduunu deil, ne gibi kanlara sahip ol-duklann baka bir deyile, onlan gdleyen elkin inanlann neler olduunu anlatr bize. Ayn lde yeterli bir rneklemeyi, ak seik davran ve kanlann ardnda yatan itici ve byk lde bilind gleri tanmamza olanak verecek baka bir yntemle gerekletirmi olsaydk, aslnda Birleik Devletler'deki insan enerjisinin yeinlii ve dorultusu konusunda daha pek ok ey renirdik. Hatta, bir kez meydana geldikten sonra, aklanmasna olanak bulunmayan eyler olarak kabul edilen beklenmedik olaylann bazlanndan kendimizi koruyabilirdik. Sakn, toplumsal srete kendi bana belirleyici bir etmen olan insan enerjisi biimleriyle deil, yalnzca maddesel retim iin gerekli olan enerjiyle ilgileniyor olmayalm? I 13 kyc saldrganlk: Adolf hitler. klinik bir lseverlik olgusu GR NTELNDE BRKA SZ ikUHSAL yaamla ilgili zmleyici bir incelemenin amac, u iki soruya yant vermektir: (1) Bir kiiyi gdleyen itici gler, onu ortaya koyduu davranlara zorlayan ya da ynlendiren tutkular nelerdir? (2) Bu zgl tutkularn (karakter zelliklerinin) gelimesinden sorumlu olan i ve dkoullar hangileridir? Hitler'le ilgili aadaki zmleme de bu amalar gtmektedir, ama baz nemli ynlerden klasik Freud'u yntemden ayrlmaktadr. Hitler'in karakteriyle ilgili bu zmlemede, Hitler'in lseverliini odak noktas olarak aldm: Hitler'in smrc karakteri ve Almanya'nn simgesel bir anne imgesi olarak grd ilev gibi baka ynlere yalnzca ksa olarak dokundum. Daha nce irdelenen ve bu nedenle, burada yalnzca zet olarak deinilmesi gereken bir ayrm, bu tutkularn ncelikle igdsel bir nitelik ya da daha zgl olarak, cinsel bir nitelik tamad anlayndan kaynaklanmaktadr. Bir baka ayrlk noktas da u varsaymdan kaynaklanmaktadr: Bir kiinin ocukluk dnemiyle ilgili hibir ey bilmesek bile, dlerin, belli bir ama gtmeyen davranlarn, el-yz hareketlerinin, dilin ve mantksal bakmdan eksiksiz bir aklama getirilemeyen davranlarn zmlenmesi, kkl ve ounlukla bilind tutkular konusunda btnsel bir gr edinme olana salar ("Rntgen incelemesi yaklam"). Bylesi verilerin yorumlanmas, zel eitim ve ruhzmleme becerisi gerektirir. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 133 En nemli ayrlk udur: Klasik zmlemeciler, karakter geliiminin be ya da alt ya dolaynda tamamlandn ve bundan sonra, tedaviyle salanan deiiklik dnda, hibir temelli deiikliin olmadn varsayarlar. Kendi deneyimlerim sonucunda, bu anlayn iler tutar yannn bulunmad kansna ulam bulunuyorum; bu, mekanist bir anlaytr, btnsel yaam ve karakter srecini gelien bir dizge olarak gz nne almamaktadr. Bir birey doduunda kesinlikle yzsz, yani bo bir sayfa gibi deildir: Baz karakter zelliklerine bakalarna oranla daha yatkn olan kaltmsal yoldan belirlenmi kiilik eilimleriyle ve soyaekimle edinilmi baka eilimlerle doar; dahas, doumncesi olaylar ve doum olay da birtakm ek eilimler oluturur. Btn bunlar, bir bakma, bireyin doum

anndaki yzn (kiiliini) meydana getirir. Ondan sonra bu birey, belirli bir evreyle annebabasyla ve yresindeki baka nemli kiilerle ilikiye girer; bu, bireyin karlk verdii ve karakterinin ilerdeki gelimesini etkileyici zellik tayan bir evredir. Bebek on sekiz aylk olunca, karakteri, doumdaki duruma oranla ok daha kesin biimde olumu ve belirlenmitir. Ama henz kesin biimini almamtr ve kar karya kald eitli etkilere bal olarak deiik dorultularda geliebilir. Szgelimi alt ya dolaynda, karakter daha bir belirlenmi ve oturmutur; ama deiiklii zendirebilecek yeni, anlaml koullarn ortaya kmas durumunda yine de deime yeteneine sahiptir. Daha genel bir biimde dile getirirsek, karakterin olumas ve kesin olarak oturmas, tpk deiken bir lek gibi anlalmaldr; birey, kendisini belli dorultulara ynelmeye eilimli klan birtakm niteliklerle yaama balar; ama kiilii, hl karakterin verili ereve ierisinde birok deiik dorultuda gelimesine olanak verecek lde esnektir. Yaam boyunca atlan her adm, gelecekte ortaya kabilecek sonularn saysn azaltr. Karakter oturup pekitike, dizgenin ileriki evriminin dorultusunda kkl deiiklikler yaratmalan iin yeni etmenlerin de daha gl olmalar gerekir. Sonunda, deiildik olana yle azalr ki, bir deiikliin olabilmesi iin sanki bir mucize gerekir. Bundan, ilk ocukluk dnemindeki etkilerin daha sonraki olaylardan ille de daha gl olmadklar anlam karlmamaldr. Ama erken ocukluk dnemindeki olaylar daha etkili olmakla birlikte, bir kiiyi btnyle bu olaylar belirlemez, ilk yllarn yksek duyarlk dzeyine I 134 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER ulaabilmeleri iin, daha sonraki olaylarn daha yein ve arpc olmalar gerekir. ou kiinin yaam nceden biimlendirilip dzenlenmi ve kalplamtr, yle ki gerekte hibir yenilik meydana gelmez ve daha sonraki olaylar yalnzca ncekileri onaylayp pekitirir; ite, karakterin hibir zaman deimedii yolundaki kan, byk lde bu olgudan kaynaklanr. Karakterin deiik dorultularda gelimesini salayan gerek olanaklarn says, karakter dizgesinin ulat oturmuluk dzeyiyle ters orantldr. Ama ilke olarak, karakter dizgesi, hibir zaman, olaand deneyimler sonucunda yeni gelimelerin meydana gelmesine olanak vermeyecek lde kesin olarak oturmaz; bylesi gelimelerin meydana gelmesi, saysal bakmdan pek olas deilse de bu byledir. Bu kuramsal yorumlarn klgsal sonucu udur: Szgelimi yirmi ya dnemindeki karakterin, be ya dnemindeki karaktere tpatp benzemesi beklenemez; daha zgl olarak, Hitler'i mek gsterecek olursak, Hitler'in ocukluk anda tam olarak gelimi bir lsever karakter dizgesine rastlama olana yoktur, ama birka gerek olaslktan birisi olarak tam anlamyla lsever bir karakterin gelimesine elverili olan belli le verlik kkenlerine rastlama olana vardr. B ununla birlikte, ancak ok sayda i ve d olay meydana gelip biriktikten sonra, karakter dizgesi yle bir dorultuda geliir ki, lseverlik (hemen hemen) deimez sonu olur; o zaman lseverlii eitli ak ve gizli biimleriyle ortaya karabiliriz. Hitler'in karakteriyle ilgili zmlemede, bu ilk kkenlerin varln ve lseverliin gelimesine elverili koullarn, Hitler'in eitli gelime evrelerinde artarak sonunda baka bir olasla pek yer brakmadn ortaya koymaya alacam. HTLER'N ANNE-BABASI VE LK YILLARI1 Klara Hitler Bir ocuu en derinden etkileyen ey, bir tek u ya da bu olaydan ok, anne-babasnn karakteridir. Bir ocukta grlen kt gelimenin, 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 135 Hitler'in anne-babasyla, bebekliiyle, ocukluuyla ve genliiyle ilgili anlatmlarda, anne-babasnn "ktl"yle aa yukan doru orantl olduu yolundaki kolayc belirlemeye inananlar iin, Hitler'in anne-babasmn karakteriyle ilgili inceleme, bilinen verilerin ortaya koyduu kadaryla, bir srpriz olacaktr: Hitler'in hem babas hem de annesi, ykc kiiler

olarak deil, dengeli, iyi niyetli kiiler olarak grnmektedir. Anlald kadaryla, Hitler'in annesi Klara, uyumlu ve canayakm bir kadnd. renim grmemi, sradan taral bir kz olan Klara, enitesi ve daha sonra kocas olan Alois Hitler'in evinde hizmeti olarak almt. Klara, Alois'in oyna (metresi) oldu ve Alois'in kars ldnde gebeydi. 7 Ocak 1885'te, dul kalm olan Alois'le evlendi; evlendiklerinde Klara yirmi drt, Alois ise krk yedi yandayd. Klara, alkan ve sorumlu bir kadnd; ok mutlu bir evlilik yaants olmamasna karn, hibir zaman yaknmazd. Ykmllklerini insanca bir tutumla ve grev bilinciyle yerine getiriyordu. Evini ekip evirme ve kocas ile ailenin ocuklarna bakma grevleri, onun yaamnn odan oluturuyordu. O, rnek bir ev kadnyd; evini prl prl tutuyor ve grevlerini titizlikle yerine getiriyordu. Hibir ey, hatta birazck dedikodu olana bile, onu sonu gelmez ev ilerinden uzaklatramazd. Onun evi ve ailesinin yarar her eyden nemliydi; ok idareli hareket ederek ailenin varln artrabiliyordu ve bu, onun iin byk bir sevin kaynayd. Onun gznde evden bile nemli olan, ocuklard. ocuklarna gsterdii sevgi ve byk zveri, Klara'nm yaamnn odan oluturuyordu; onu tanyan herkes bu konuda ayn gr paylamaktadr. Ona kar yneltilen tek nemli sulama, bu sevgiden ve zveriden dolay onun oluna ar dknlk gsterdii ve bylece, olunu esiz olduu duygusuna kaplmaya zendirdii yolundadrbu, bir anneye kar yneltilmesi biraz tuhaf kaan bir sulamadr. ocuklar bu gr paylamyorlard. Klara'nm vey ocuklar ve bebeklik Hitler'in ilk yllarn ele alan en nemli iki yapt, B. F. Smith'in (1967) ve W. Maser'n (1972) ok deerli kitaplarn kaynak olarak aldm. A. Kubizek'ten (1954) ve A. Hitler'den (1943) de yararlandm. Hitler'in kitab ncelikle propaganda amac gtmekte ve gerekd birok ey iermektedir. Hitler'in genlik arkada olan ve gerek genken gerekse Hitler iktidardayken ona hayranlk duymu olan Kubizek'ten yararlanrken dikkatli olmak gerekir. Bir tarihi olmasna karn Maser da ou kez gvenilmez kaynaklardan yararlanmtr. Hitler'in genlii konusunda en nesnel ve en gvenilir kaynak Smith'tir. 136 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER dnemini geride brakan z ocuu, annelerini seviyor ve sayyorlard (B. F. Smith, 1967). Klara'nn oluna an dknlk gsterdii, onda esiz olduu duygusunun {zseverlik diye okuyun) domasn zendirdii yolundaki sulama, Smith'in sand kadar garip deildir ve dahas, belki de dorudur. Ama bu an dknlk dnemi, ancak Hitler'in bebeklik dnemini tamamlayp okula girdii zamana dek srd. Klara'daki bu tutum deiikliini ortaya karan ya da en azndan kolaylatran etmen, Hitler be yandayken Klara'nn ikinci bir erkek ocuk dourmas olabilir. Ama yaamnn geri kalan dnemindeki tm tutumunun kantlad gibi, yeni ocuun douu, baz ruhzmclerin sandklan kadar yaralayc bir olay deildir; belki Klara, Adolf u martmaktan vazgeti, ama birdenbire bir yana itmedi. Klara, Adolf un artk bymek, gerek yaama uyum salamak zorunda olduunu gitgide daha iyi ayrmsyordu ve ileride greceimiz gibi, bu sreci destekleyip hzlandrmak iin elinden gelen her eyi yapt. Hitler'in yan ieynelik ocukluuna ve kyc bir ekilde kendini gsteren kandayla cinsel iliki tutkulanna ynelik varsaym gz nne alnnca, izilen bu sorumlu ve sevecen anne grnts, birtakm ciddi sorunlann domasna yol amaktadr. Bu koullar altnda Hitler'in ilk geliimi nasl aklanabilir? Birka olasl dnebiliriz: (1) Hitler, yap olarak yle souk ve ekingendi ki, ieyneliklie yaklaan gelimesi, annesinin scak ve sevecen olmasna karn varln srdryordu. (2) Belki de annenin bu oluna olan an ball (elimizde bunu dorulayan veriler var), o zaman da utanga olan ocua, gl bir d bask gibi geldi ve ocuk, bu baskya daha belirgin bir ekilme davranyla tepki gsterdi.2 Klara'nn kiiliini, bu koullardan hangisinin ar bastn kesinlikle bilecek kadar iyi tanmyoruz; ama bu koullar, elimizdeki verilere dayanarak karabileceimiz sonulara gre Klara'nn davranlannn genel grnmne uygundur. Bir baka olaslk da Klara'nn grev duygusuyla hareket eden ama Daha nce ortaya konduu gibi, ieynelik ocuklar zerinde inceleme yapanlar, istenmeyen

basknn ieynelikliin bir koulu olduunu bulmulardr. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 137 oluna pek az scaklk ya da sevin ileten mutsuz bir kii olmasdr. Ne de olsa, Klara mutlu bir yaam srmedi. Ondan beklenen, ocuk dourmak, evini ekip evirmek ve yetkeci kocasnn buyruunda yaamakt; bu, Alman-Avusturya orta snfnn allm tutumuydu. Klara'nn ya, renim grmemi olmas, kocasnn daha yksek bir toplumsal konumda bulunmas ve hnzr olmasa bile bencil bir yaratla sahip olmas, bu geleneksel tutumu iddetlendirme eilimi tayordu. Bu nedenle, Klara, karakterinden dolay deil de belki bu koullann sonucunda mutsuz, kzgn, km bir kadn haline gelmi olabilir. Son olarak, Klara'nn zenli tutumunun altnda belki de derine kk salm ie kapank ve ekingen bir tutum yatyordu. Ama bu en zayf olaslktr. Her neyse, Kara'nm kiilii konusunda yeterince somut aynntya sahip olmadmz iin, bu varsaymlardan hangisinin doruya en yakn olduunu bilemeyiz. Alois Hitler Alois Hitler, ok daha sevimsiz bir kiiydi. Evlilikd bir ocuk olarak doan, annesinin soyad olan Schicklgruber soyadn kullanan (ok sonra Hitler soyadn almtr), kt parasal kaynaklarla yaama atlan Alois, gerekten kendi kendisini yaratm bir adamd. AvusturyaMacaristan gmrk kuruluunda sradan bir memurken, ok sk ve disiplinli almasyla greceli olarak st bir konuma ykseldi "yksek gmrk tahsildan" oldu; akas, bu yeni konumu onu orta snfn sayg duyulan bir yesi yapt. Alois tutumluydu; bir ev, bir iftlik almaya ve ailesini, ald emekli ayln da katnca parasal bakmdan rahat bir yaam salayan bir mlk sahibi etmeye yetecek kadar para artrmay baard. Hi kukusuz, kansnn duygularn pek umursamayan bencil bir adamd; ama akas, bu adan, snfnn ortalama yesiyle arasnda pek byk bir ayrlk yoktu. Alois Hitler, yaam, zellikle de kadnlar ve arap biimine brnm yaam ok seven bir adamd. Hep kadn peinde koan birisi deildi; ama Avusturya orta snfnn ahlaksal kstlamalanna da bal deildi. Aynca, arap bardan ok severdi ve bazan ikiyi fazla karrd; ama kesinlikle, eitli makalelerde anlatld gibi bir ayya deildi. Ama onun 1 138 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER yaamsever doasnn en belirgin davurumu, arlara ve arcla duyduu derin ve kalc ilgiydi. Bo zamanlarnn ounu, byk bir haz duyarak kovanlaryla uraarak geirirdi; bu, iinin dndaki tek ciddi, etkin il-gisiydi. Alois'in en byk d, daha geni lekte arclk yapabilecei bir iftlie sahip olmakt. Sonunda da bu dn gerekletirdi. Her ne kadar ilk ald iftliin gereinden byk olduunu anladysa da yaamnn sonuna yakn tam uygun genilikte bir iftlie sahip oldu ve iftliin tadn iyice kard. Bazan Alois Hitler, bana kalrsa, olunun karakterine ilikin kolayc aklamaya daha iyi uyduu iin acmasz bir zorba olarak anlatlmtr. Alois Hitler bir zorba deildi; ama deve, sorumlulua inanan ve belirli bir yaa gelinceye dek olunun yaamn belirlemek zorunda olduunu dnen yetkeci bir kiiydi. Elimizdeki verilere baklrsa, Alois olunu hi dvmedi; onu azarlad, onunla tartt, kendisi iin neyin iyi olduunu grmesini salamaya urat; ama olunda ylg yaratan rktc bir kii deildi. Bundan sonra da greceimiz gibi, olunun gitgide daha sorumsuz ve gereklerden kaan bir kii olmas karsnda, ona t vermeye ve doru yola sokmaya abalamak baba iin hepten zorunlu bir grev haline geliyordu. Alois'in insanlar karsnda saygsz ya da kibirli olmadn, kesinlikle banaz bir kii saylamayacan ve genelde, olduka hogrl olduunu ortaya koyan birok veri vardr. Alois'in siyasal tutumu bu tanma uygun dmektedir. Alois, siyasete byk ilgi duyan laik ve liberal bir kiiydi. Gazete okurken geirdii bir kalp krizinden dolay lmeden hemen nceki son szleri, "u siyahlar"a kar syledii fke dolu szlerdi; o zamanlar, gerici dincilere "siyahlar" deniyordu. Bu iki iyi niyetli, dengeli, ok normal ve ykclktan uzak insann, ilerde "canavar" kesilen

Adolf Hitler'i dnyaya getirmi olmalarn nasl aklayabiliriz?3 Hitler'deki ktl aklamaya ynelik iki ruhzmsel giriim vardr: (1) W. C. Langer'in (1972) yapt geleneksel Ortodoks zmleme (aslnda bu, 1943'te Stratejik Hizmetler Dairesi iin kaleme alnm ve "Gizli" olarak nitelenen bir rapordur); (2) J. Brosse'un (1972) yapt inceleme. Langer'in ilgi erevesi, yapt zmlemeyi byk lde zedelemitir, ama yine de bu zmleme, zellikle Hitler'in yaamna ilikin verilerin kt olduu zamanda, baz yerinde saptamalar yapmaktadr. Langer'in vurguladna gre, Hitler'in ilk balarda annesine olan ball, zellikle yein bir Oedipus karmaasnn (bir baka deyile, babasndan kurtulma arzusunun) olumasna yol amtr; dahas, Hitler, anne-babasni cinsel iliki annda grm ve "acmaszl"ndan dolay babasna, "hain13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HTLER 139 Bebeklikten Alt Yana Kadar (1889-95) Grnd kadaryla, bu kk olan annesinin gzbebeiydi. Annesi, minik olunu an nazlandryor, hi azarlamyor, sanki ona tapyordu; onun olu hi yanl bir ey yapmazd. Anne, btn ilgisini ve sevecenliini onun zerinde topluyordu. Byk olaslkla, annesinin tutumu Hitler'in zseverliini ve edilginliini artrmtr. Minik Hitler hi aba gstermese de el stnde tutuluyordu; nk naslsa annesi ona hayrand; onun hibir aba gstermesi gerekmiyordu, nk annesi her istediini yerine getiriyordu. Buna karlk, o, annesini bask altnda tutuyor ve isteklerini yerine getirmediini hissettii zaman kyametleri kopanyordu. Ama daha nce belirttiimiz gibi, kk Adolf, annesinin an balln bir d mdahale olarak duyumsam; bu mdahaleye kar, giderek glenen bir ekilme davranyla tepki gstermi ve bylece ilk dnemdeki lii"nden dolay da annesine kzm olmaldr. Btn erkek ocuklarn Oedipus karmaasna sahip olduklar ve anne-babalannn cinsel ilikisine tank olduklar (zellikle de orta snfa gre daha dar bir alanda yaayan snflarda) varsayld iin, neredeyse genelgeer nitelik tayan bir durumun, Hitler'inki gibi olaand bir karakter yle dursun, zgl bir karakteri aklamasn beklemek, anlalmas g bir tutumdur. J. Brosse'un Hitler'le ilgili ruhzmsel incelemesi, daha ok veriye dayanmaktadr ve ok kavrayl bir incelemedir; Brosse, Hitler'in yaama duyduu nefreti aklkla kavramtr ve bu bakmdan, bu kitaptakilere benzer sonulara ulamaktadr. Brosse'un kitabm zedeleyen tek e, elde ettii bulgular libido kuram balamnda aklama gerei duymasdr. Brosse, Oedipus karmaasna ve "birinci sahne"ye ilikin geleneksel kuramn bir adm tesine gemektedir. Hitler'deki en derin, srkleyici, bilind g, "cinsel retkenlii olan annenin, bir baka deyile yalnz babann deil annenin de cinsel eylemde birleen babann ve annenin ldrlmesiydi... Hitler douunu deil, daha ok ana rahmine dn, yani baka biimde sylersek 'birincil sahne'yi, zgn sahneyi, anne-babasnm cinsel ilikisini yoksamak istemektedir, yoksanmak istenen, ocuun tank olmu olabilecei sahne deil, kesinlikle ondan nce... ocuun dncede ve geriye dnk olarak varolduu, hatta bir dereceye kadar gizil olarak varolduu bir anda meydana gelmi olan sahnedir; nk bu sahne, ocuun ana kamna dmesiyle ilikilidir... Yaama kar duyulan nefret, annebabann ocua yaam vermelerine yol aan eyleme kar duyulan nefretten baka bir ey deildir..." (J. Brosse, 1972; Brosse'tan yaptm bu alnt ve daha ilerdeki alntlar benim evirimdir). Yaama kar duyulan topyekn nefretin simgesel, gerekstc bir tanm olarak bu betimlemenin deerli yanlan vardr. Ama Hitler'in yaama kar duyduu nefretin nedenine ilikin gereki bir zmleme olarak samalk snrna yaklamaktadr. Yetkeci-sadomazoist karakter kavramna dayal olarak Hitler'in karakteri konusunda ksa bir zmleme yapmaya giritim, ama Hitler'in erken ocukluk dnemini ele almadm (E. Fromm, 1941). inancma gre, o zaman yazdklarm imdi de geerlidir, ama Hitler'in sadistlii, bu blmdeki zmlemede ele aldm lseverliiyle karlatrldnda ikinci planda kalr. 1 140 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER

yan-ieynelik tutumunun temelini atm olabilir. Adolf un babasnn, alma koullarnn zelliklerinden dolay, evde pek kalmamas da, bu durumu krklemitir. Bir erkek yetkenin dengeleyici etkisi byk olabilirdi, ama byle bir etki bulunmuyordu. Kk Adolfun biraz hastalkl olmas, edilginliini ve bamlln artrm olabilir; ayn zamanda, annesinin ona gsterdii ilginin artmasna da katkda bulunmutur. Hitler alt yama gelince, bu evre sona erdi. Bu evrenin sona erdiini belirten baz olgular vardr. zellikle klasik ruhzmsel bak asndan, en belirgin olgu, Adolf be yandayken bir erkek kardein domasyd; bu olay, Adolf u, annesinin en byk ilgi oda olmaktan kard. Gerekte, byle bir olay, ou kez, yaralayc deil, salkl bir etkide bulunur; anneye bamlln ve bundan kaynaklanan edilginliin nedenlerini azaltma eilimi tar. Basmakalp yargnn tersine, kk Hitler'in kskanlk aclan ekmediini, kardeinin doumundan sonraki yl tam bir mutluluk iinde geirdiini eldeki veriler ortaya koymaktadr.4 Bu mutluluun nedeni, byk lde, babann Linz'de yeni bir greve atanmas, ailenin ise, kk ocuu baka bir yere tamaktan ekinerek, btn bir yl Passau'da kalmasyd. Btn bir yl, Adolf, komu ocuklaryla oyunlar oynayarak ve evin altn stne getirerek bir be ya cennetinde yaad. Grnd kadaryla, mini savalar ve kovboylarla Kzlderililer arasndaki dvler, Adolfun en sevdii oyunlard ve bu oyunlar, onun en byk elenceleri olarak yllarca srecekti. Passau, Almanya'da Avusturya gmrk yoklamalarnn yapld Avusturya-Almanya snrnn Almanya tarafnda kald iin, sava oyunlar, 1870 ruhuyla Franszlarla Almanlar' kaptryordu; bununla birlikte, sava kurbanlarnn uyruu zel bir nem tamyordu. Avrupa, ayrm gzetmeksizin btn ulusal ve budunsal toplumlar krp geiren kahraman kk ocuklarla doluydu. ocukluk Sz konusu verilerin Hitler'in bilind d krkln ve gcenikliini ortaya koymad elbette savunulabilir. Ama bunun belirtileri aa karlamayaca iin, bylesi bir savn deeri yoktur. Bu savn tek dayana, yeni bir kardein domasnn byle bir etki yaratmas gerektii yolundaki kalplam varsaymdr. Bunun sonucu, kuramn gerektirdii eyleri gereklemi gibi kabul etmekten ve ondan sonra, kuramn gerek velilerle dorulandm ne srmekten oluan dolambal akl yrtmedir. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 141 savalaryla geen bu bir yl, Alman topraklarnda getii ve Hitler'in konumasna Bavyera'ya zg bir eni katt iin deil, bir yl boyunca neredeyse eksiksiz zgrle ka olana salad iin, Hitler'in yaamnda nemliydi. Hitler, ev iinde kendini daha ok belli etmeye ve belki, istekleri yerine getirilmedii zaman duyduu yein fkenin ilk belirtilerini sergilemeye balad. Eylemin ya da imgelem olanann snrsz olduu ev d oyun en ar basan etkinlikti (B. F. Smith, 1967). Baba gmrk hizmetinden ayrlp aile Lambach yaknndaki Hafeld'e tannca ve alt yandaki Adolf okula gitmek durumunda kalnca, bu cennetsi yaant birdenbire sona erdi. Adolf, "yaamnn, bir anda, sorumluluk ve disiplin isteyen dar bir etkinlikler emberine sktn grd. Yaamnda ilk kez, srekli ve dzenli olarak, topluma uymaya zorlanyordu" (B. F. Smith, 1967). Yaamnn bu ilk dnemi sona erdiinde ocuun karakterinde olan gelime konusunda neler syleyebiliriz? Bu, Freud'u kurama gre, Oedipus karmaasnn her iki ynnn anneye kar cinsel dknln ve babaya dmanln eksiksiz biimde gelitii dnemdir. Veriler, Freud'u varsaym dorular grnmekte 'dir: Kk Hitler, annesine derin bir dknlk duyuyor ve babasyla uzlamaz kartlk iinde bulunuyordu; ama st benlik oluturma yoluyla babasyla zdeleerek ve annesine olan dknln alt ederek Oedipus karmaasn zmeyi baaramad: annesinin, bir rakip dourarak kendisine ihanet ettii duygusuna kapld ve bu nedenle ondan uzaklat. Ne var ki, Freud'u yorumla ilgili ciddi sorular ortaya kmaktadr. Adolf be yandayken

erkek kardeinin domas, annesiyle olan ban koparmasna ve annesine duyduu "sevgi"nin yerini gcenikliin ve nefretin almasna yol aacak lde yaralayc olmusa, bu olaydan sonraki yln bylesine mutlu gemesi aslnda belki de Hitler'in ocukluunun en mutlu dnemi olmasnasl aklanabilir? Hier'in annesinin kocasyla olan ilikisi, derinlikten ve scaklktan uzak bir iliki izlenimi vermektedir, bu gerei gz nne alrsak, Hitler'in babasna duyduu nefreti, gerekten, Oedipus yarmasnn bir sonucu olarak aklayabilir miyiz? Bu nefreti, 142 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER disiplin ve sorumluluk isteyen bir babayla olan atma olarak aklamak daha yerinde olmaz m? Grnd kadaryla, bu sorularn yant, daha nce irdelediimiz kyc bir ekilde kendini gsteren kandayla cinsel iliki tutkusuyla ilgili varsaymda bulunabilir. Bu varsaym, Hitler'in annesine olan dknlnn scak ve sevecen bir dknlk olmad, Hitler'in soukluunu srdrd ve zsever kabuunu atlatamad, annesinin Hitler iin gerek bir kii rol stlenemedii, kii d bir g olan toprak, kan, yazg ve lm gcnn simgesi olmay srdrd yolundaki gre ortam hazrlayacaktr. Ama Hitler, soukluuna karn, anne imgesine ve son amac anne ile lmde birlemek olan anne simgelerine ortakyaamsal olarak bamlyd. Eer durum byleyse, bir erkek kardein domasnn, Hitler'in annesinden uzaklamasna niin neden olmad anlalabilir. Aslna baklrsa, Hitler'in duygusal olarak hibir zaman kendisini annesine yakn duymad doruysa, onun annesinden uzaklat bile sylenemez. En nemlisi, Hitler'de daha sonra apak grlen lsever gelimenin, onun annesiyle olan ilk ilikilerine damgasn vuran ve kyc bir biimde ortaya kan kandayla cinsel iliki tutkusundan kaynaklandnn kavranabilmesidir. Daha sonra Hitler'in niin hibir zaman anne betilerine (figrlerine) k olmadn, Hitler'in bir kii olarak gerek annesiyle olan ban niin kanla, toprakla, rkla, son olarak da kargaayla ve lmle olan ban anlatma kavuturduunu da bu varsaym aklar. Almanya, temel anne simgesi durumuna gelmitir. Hitler'in anne-Almanya'ya olan dknl, anne-Almanya'y etkisinden kurtarmak zorunda olduu zehire (firengiye ve Yahudiler'e) kar duyduu nefretin, ama daha derin bir dzeyde de uzun zamandr bastrd anne-Almanya'y ykma arzusunun temel dayanayd; Hitler'in sonu, kyc kandayla cinsel iliki varsaymn kantlar grnmektedir. Hitler'in annesiyle ve anne betileriyle olan ilikisi, "anneye dkn" baka erkeklerin ounda rastladmz ilikiden olduka deiiktir. Bu erkeklerde, anneyle olan ba ok daha scak, daha gl, deyim yerindeyse, daha gerektir; bylesi kiiler, annelerine yakn olmak, ona her eyi anlatmak iin gl bir istek duyarlar, (eer "ak", bebeke niteliiyle uygun biimde snrlanp belirlenirse) annelerine gerekten "k"trlar. Yaamlarnn daha sonraki dnemlerinde, anne betilerine k olma eilimi 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 143 gsterirler, bir baka deyile, bylesi kadnlara, onlarla ak servenleri yaama ya da evlenme noktasna kadar varan yein bir ilgiyle yaklarlar (Bu srkleyici ilginin cinsel bir kkenden mi kaynakland, yoksa cinsel ilginin, birincil duygusal ilginin ikincil bir davurumu mu olduu, bu noktada nem tamaz.). Ama Hitler hibir zaman, en azndan be yandan sonra ve belki daha nce de annesine byle bir yaknlk duymad; ocukluunda haz duyduu tek ey, baka erkek ocuklarla asker ya da Kzlderili oyunlar oynamak iin evden ayrlmakt. Annesine ok az ilgi duyuyordu ve annesi umurunda deildi. Annesi bunun ayrdndayd. Kubizek'in bildirdiine gre, bayan Hitler, olunun sorumsuz olduu ve zaten az olan mirasn savurduu, anne olarak kk kz karsnda birok sorumlulua sahip olduu, "ama Adolf un bunu dnmedii, dnyada bir tek kendisi varm gibi burnunun dorusuna gittii" konusunda Kubizek'e dert yanmtr. Hitler'in annesi karsndaki bu dncesizlii ve ilgisizlii, annesinin hastalna gsterdii tepkiye de damgasn vurmutur. Annesine kanser tans konmasna ve Ocak 1907'de ameliyat uygulanmasna karn, Hitler, o yln Eyll'nde Viyana'ya gitmek zere evden ayrld (annesi,

ayn yln Aralk aynda kanserden ld). Hitler'in annesi, olu konusunda duyduu kaygdan dolay, durumunun ne kadar kt olduunu gizlemeye alt; Hitler de, Linz'de bulunan annesini ziyaret ederek zaman ya da para asndan hi sorun yaratmayan bir yolculuk olurdu bu annesinin gerek durumunu anlamak iin hi aba gstermeden bunu kabul etti ve kendisi hakknda bilgi vermek iin Viyana'dan annesine neredeyse hi mektup yazmad, bylece de annesine byk znt verdi. Smith'e gre, Hitler, ancak annesinin ld bildirildikten sonra eve dnd. Kubizek'in bildirdiine gre ise, hastalndan dolay hibir ey yapamaz duruma geldii zaman annesi, Hitler'den, eve dnmesini ve kendisine bakmasn istedi; nk olundan baka hi kimsesi yoktu. Hitler, Kasm'in sonunda geldi ve yaklak hafta sonra lnceye dek annesine bakt. Kubizek, arkadann yerleri temizlediini ve annesine yemek piirdiini grnce nasl ardn anlatmaktadr. Hatta Hitler, on bir yandaki kz kardeinin iyilii iin gsterdii ilgide yle ileri gitti ki, kz kardeine, okulda canla bala alaca konusunda annesine sz verdirdi. Kubizek, Hitler'in annesine ynelik tutumunu ok duygusal szlerle tanmlayarak onun annesini nasl I 144 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER derinden sevdiini gstermeye almtr. Ama onun bu konudaki tankl pek inandrc deildir: Hitler, her zaman yapt gibi, iyi bir izlenim uyandrmak iin herhalde bu frsattan olabildiince yararlanmaya alt; zaten annesinin dilediini pek geri eviremezdi ve hafta, seven oul roln oynamak iin uzun bir sre deildi. Bu incelik ve dncelilik yks, Hitler'in annesine ynelik davranlarnn btnne aykr dmektedir; bu nedenle, Kubizek'in yapt tanmlama pek inandrc deildir.5 Grnd kadaryla, Hitler'in annesi, onun gznde hibir zaman sevgiyle ya da sevecenlikle bal olduu bir kii olmamtr. Annesi, koruyucu ve hayranlk duyan bir tanrann, ama ayn zamanda da lm ve kargaa tanrasnn simgesiydi. Ayrca Hitler'in sadiste denetiminin de bir nesnesiydi; isteklerini eksiksiz olarak yerine getirmedii zaman, Hitler'de kudurmu bir fke uyandryordu. ocukluk Dnemi: Alt ile On Bir Ya Aras (1895-1900) Erken ocukluk dneminden ocukluk dneminin sonuna gei birdenbire oldu. Alois Hitler, gmrk hizmetinden emekliye ayrlmt; bu nedenle, kendisini ailesine ve zellikle de olunun eitimine vermek iin istedii kadar bol zamana sahipti. Lambach yaknndaki Hafeld'de, buuk dnm kadar arazisi olan bir ev satn ald. Kk Hitler, Hafeld yaknndaki Fischlam'da bulunan kk tara okuluna girmek zorunda kald; Hitler Kubizek, daha sonra, yani Hitler iktidardayken olduu kadar genliklerinde de Hitler'e hayran olduu iin, anlatt olaylarn, baka kaynaklarca dorulanmad srece, doru olup olmadn sylemek olanakszdr, Kubizek'in kendi "izlenimler"i son derece Hitlerden yanadr. Maser, Hitler'in annesine gsterdii sevecen bir incelik ve annesi lnce duyduu byk znt konusunda daha da gz alc bir tanmlama yapmaktadr. Maser'n yapt tanmlama, Hiller'in annesini tedavi eden Yahudi hekim Dr. Bloch'un, otuz bir yl sonra, 1938'de, Nazi yetkilileri iin kaleme ald bir rapora dayanmaktadr. Dr. Bloch'un ansna saygda kusur etmemekle birlikte, 1938'de Almanya'da bir Yahudi'nin Naziler iin yazd bir rapor pek yansz saylamaz; bu rapor, daha ok, Naziler'e yaranma abasyla kaleme alnmtr. Bu, insansal nedenlerden dolay anlayla karlanabilir, ama sz konusu belgeyi, tarihsel bir kaynak olma deerinden yoksun brakr. Tarihi Maser'n, Bloch'un szlerinin geerliliinden kuku bile duymamas, onun kaynaklan kullanma ynteminde bulunan birok baka byk kusurun rneklerinden biridir, ileride, bu kusurlarn bazlarna deinme olana bulacam. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HtTLER 145 bu okulda ok baarl oldu. Babasnn isteklerine uydu, en azndan uyar gzkt; ama Smith'in yazd gibi: "Aa vurmad baz durumlar vard. Annesini bir dereceye kadar yine kullanabiliyordu ve fkesi herhangi bir anda herhangi bir kiiye kar patlayabiliyordu." Kk ocuk, babasyla arasnda hi iddetli atma gememesine karn, bu tr yaam

doyuruculuktan yoksun duyumsam olmaldr. Ama Adolf, btn kat kurallar ve zgrlkten yoksunluk olarak duyumsad yaam biimini unutabilecei bir yaam alan buldu kendisine. Bu alan, baka ocuklarla Kzldericilik ve askercilik oynamaya duyduu ilginin srmesiydi. Bu erken yata bile, Hitler iin zgrlk demek, sorumsuzluk, skntya girmeme ve en nemlisi, "gereklik karsnda zgr olma" demekti; bir de ete ynetmek demekti. Bu oyunlarn Hitler iin tad anlam ve grd ilev irdelenecek olursa, bunlarn, Hitler byyp yalandka iinde giderek geliecek olan zelliklerin denetleme gereksinmesinin ve sakat bir gerekiliin ilk anlatm olduu ortaya kar. Dtan bakldnda, bu oyunlar, son derece zararsz ve bu yata olaan grnmektedir; ne var ki, normal erkek ocuklarn byyp bu kklk elencesini geride braktklar bir yaa kadar Hitler'in bu oyunlara olan ar tutkunluunu srdrdn daha ileride grnce, gerein hi de byle olmadn anlayacaz. Sonraki yllarda, aile iinde baz deiiklikler meydana geldi. Alois'in byk olu, babasn byk bir kzgnlk iinde brakarak on drt yanda evi terk etti; bu nedenle, byk oul roln stlenmek artk Adolf a dyordu. Alois iftliini satp Lambach kasabasna tand. Adolf, greceli olarak modern bir ilkokul olan Lambach'taki okulda renimini srdrd ve burada da ok baarl oldu; ou kez kzgn ve huysuz olan babasyla tam olarak kar karya gelmekten kand. 1898'de aile yeniden tand; bu kez tandklar yer, Linz'in d semtlerinden Leonding'de bulunan bir evdi ve Adolf, nc ilkokuluna Linz'de girdi. Anlald kadaryla, Alois Hitler, daha nceki yerlere oranla bu yeni yerden daha ok holanmt. eyrek dnm kadar genilii olan bahede anlarna bakabiliyor ve meyhanede siyasetten sz edebiliyordu. Yine de kat bir yetkeci olmay srdryor ve dizginleri kimin tuttuu konusunda hibir kukuya yer brakmyordu. Alois'in Leonding'deki en iyi arkada olan Josef Mayerhofer, daha sonra onun hakknda unlar sylemitir: 146 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER "(Alois) ailesine kat davranyordu, onlar sz konusu olunca hi de yumuak deildi; karsnn yzn gldrecek hibir ey yoktu." Bununla birlikte, Mayerhofer'n belirttiine gre, bu kaba d grn bir lde gstermelikti ve ocuklara bedensel ynden kt davranlmyordu. "Alois, ona (Adolf a) hibir zaman elini srmedi. Onu dvdne inanmyorum; ama sk sk azarlar ve barrd. 'Seni gidi uyuz frlatma!' derdi, 'imdi pataklyacam ha!' Ama havlamas srmasndan beterdi. Yine de Adolf ona korkuyla kark bir sayg duyuyordu" (B. F. Smith, 1967). Bu tablonun ortaya koyduu grnt, acmasz bir zorba grnts deil, olunda korku uyandran yetkeci, yaklalmas biraz zor bir baba grntsdr, ileride olduka sk geecek olan Hitler'deki boyun eiciliin kaynaklarndan birisi bu korku olabilir. Ne var ki, babasnn bu huu uyandrc nitelii konunun btnnden koparlarak ele alnmamaldr; yalnz kalmak ve sorumsuzluu srdrmek konusunda bylesine diretmeyen bir oul, bu tr bir babayla daha dosta bir ilikiye girebilirdi, nk ne de olsa bu baba iyi niyetliydi ve kesinlikle ykc bir adam deildi. Basmakalp bir yarg olan "yetkeci babaya kar nefret" szne, bazan, Oedipus karmaasyla ilgili basmakalp yarg kadar ar yklenil-mektedir. Be yllk ilkokul dnemi, genel olarak, umulabileceinden ok daha iyi geti. Bunun nedeni, buraya kadar deindiimiz etmenler ve okuldaki gereki ortamd. Hitler'in zekas, byk olaslkla, baka ocuklara gre ortalamann zerindeydi, stn bir aile gemiine sahip olduu iin retmenleri ona ok iyi davranyorlard ve Adolf, pek byk aba gstermek zorunda kalmadan en yksek notlan alyordu. Bu nedenle, okul almalar gerekten bir sorun olmuyor ve Hitler'in bakaldnclk ile uyum arasnda kurduu ok duyarl uzlama dengesini ciddi biimde bozmuyordu. Bu dnemin sonunda, balangtaki durumla karlatrlnca belirgin bir bozulma grlmyordu; ama yine de uyarc zellikler vard: Hitler, ilk dnemlerdeki zseverliini alt etmeyi baaramamt; gereklie daha ok yaklamamt; etkin ilgiler gelitirmemi, onun yerine kendisine byl bir zgrlk ve gllk alemi kurmutu. Okulda geirdii yllar,

13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 147 byyp, okula girdii zamanki dzeyin ilerisine gemesine katkda bulunmamt. Bununla birlikte, ok az ak atma vard ve dtan bakldnda, Hitler ok iyi uyum salam grnyordu. Ergenlikncesi ve Ergenlik: On Bir - On Yedi Ya Aras (1900-1906) Hitler'in ortaokula (Realschule) girii ve babasnn lmne dek geen yllar, daha ktye doru belirleyici bir dn meydana getirdi ve Hitler'deki kyc gelime iin gerekli koullan pekitirdi. Sonraki yl iinde, babasnn 1903'te lmne dek meydana gelen belirleyici olaylar unlardr: (1) Hitler'in lisede baarsz olmas, (2) devlet memuru olmas iin direten babasyla atmaya girmesi ve (3) oyunlarnn dsel dnyasna kendini gitgide daha ok kaptrmas. Hitler'in kendisi de, Mein Kampf 'ta (Kavgam'da) bu olaylar akla yatkn biimde ve iine geldii gibi anlatr: O, yani zgr ve bamsz insan, bir brokrat olmaya katlanamazd, nk ressam olmak istiyordu; okula bakaldrd ve babasnn, ressam olmas iin kendisine izin vermesini salamak amacyla derslerine almad. Bilinen verileri dikkatlice incelersek, ortaya kan tablo bunun tersidir: (1) Hitler, burada irdeleyeceimiz birok nedenden dolay okulda baarsz oldu. (2) Hitler'in ressam olma dncesi, znde ne tr olursa olsun, disiplin isteyen hibir almay ve abay yrtme yeteneine sahip olmadn gizlemek iin uydurduu bir gerekeydi. (3) Hitler'in babasyla olan atmas, yalnzca devlet memuru olmak istememesinden kaynaklanmyordu; gereklii yanstan tm istemleri reddetmesinden ileri geliyordu. Baarszlk konusunda hibir kuku duyulamaz; nk bu, olduka arpc bir olguydu. Daha ilk yl Hitler yle baarszlk gsterdi ki, ayn snfta bir yl daha okumak zorunda kald. Sonraki yllarda, bir st snfa gemek iin baz derslerden btnleme snavlanna girmek zorunda kald; hatta nc yln sonunda, Linz'de, ancak okulu brakmas kouluyla snf geebildi. Bunun sonucunda, Steyr'deki liseye girdi; ama Steyr'de 148 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER geirdii drdnc yln sonunda, Realschule'yi bitirinceye dek okul yaantsna bir yl daha ara vermeyi kararlatrd. Hier'in okuldaki son ylnn bitiminde meydana gelen bir olay, onun lise yaants konusunda olduka belirgin bir simgesel anlam tamaktadr. Hitler, diplomasn aldktan sonra, snf arkadalanyla birlikte arap imeye gitti ve eve vard zaman, diplomasn yitirmi olduunu anlad. Okul mdrnn yanna arld zaman, nasl bir zr bulacan dnp duruyordu; Hier'in yitirdii diploma bir caddede bulunmutu; Hitler diplomasn tuvalet kd olarak kullanmt! Hier'in az buuk sarho olduu gz nne alnsa bile, bu davran, onun okul karsnda duyduu nefreti ve kmsemeyi simgesel olarak byk lde anlatma kavuturmaktadr. Hier'in lisede gsterdii baarszln baz nedenleri dierlerinden daha ak seiktir. En ak seik neden, ilkokuldayken Hier'in stn bir konuma sahip olmasdr. Hitler, zeka ve yetenek ynnden ortalamann stndeydi, az da iyi laf yapyordu; bu nedenle, snf arkadalarndan stn olmak ve ok yksek notlar almak iin ok aba gstermesi gerekmiyordu. Ama lisede durum bambakayd. Orada, ortalama zeka, ilkokuldakilerden daha yksekti. retmenler ok daha iyi renim grmlerdi ve daha ok ey istiyorlard; Hier'in toplumsal gemiinden de etkilenmiyorlard, nk lise rencilerinin toplumsal bileiminde Hier'in toplumsal konumu yksek deildi. zetle, lisede baarl olmak iin gerekten almak gerekiyordu; yaplmas gereken alma insann belini bkecek arlkta deildi; ama gen Hitler'in alageldiinden, yapmak istediinden ya da yapabileceinden ok daha ard, ilkokulda "aba gstermeden baarl olabilen" bu an lde zsever ocuk, yeni durum karsnda temelden sarslm olmaldr. Bu yeni durum, ondaki zsever davran biimi karsnda bir tehdit oluturmu ve gerekliin nceleri olduu gibi ele alnamayacan ortaya koymutur. lkokuldaki baarl yllarn ardndan lisede baarsz olma durumu, seyrek rastlanan bir

durum deildir; bu durum, ocuklar ou kez davranlarn deitirmeye, ocuksu tutumlarn hi deilse bir lde alt etmeye ve aba gstermeyi renmeye yneltir. Ama Hitler olgusunda, bu durumun byle bir etkisi olmad. Tam tersine, Hier, gereklie doru bir adm atmak yerine, dlem-dnyasma gitgide daha ok ekildi ve insanlarla yakn ilikiden uzaklat. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 149 Hier'in lisedeki baarszl, okulda retilen derslerin ouna hi ilgi duymamas gereinden ileri gelmi olsayd, o zaman ilgi duyduu derslere ok alrd; kendisinde coku ve byk heyecan uyandran Alman tarihi dersinden yksek notlar almak iin bile yeterli aba gstermemesi, durumun byle olmadn kantlamaktadr (Yalnzca resim dersinden iyi notlar alyordu ama sanata yetenekli olduu iin, ok byk aba harcamas gerekmiyordu.). Bu varsaym en ak biimde dorulayan olgu, Hitler'in daha sonraki yaamnda, belki de gerekten ilgi duyduu tek alanda mimarlk alannda bile baarl ve srekli bir aba gstermemesidir. Son derece ivedi gereksinmelerle kar karya kald durumlar ve tutkulannca srklendii zamanlar dnda, Hitler'in dzenli alma yeteneine sahip olmad konusunu daha sonra ele alacam. Bu konuya burada deinmemin tek nedeni, Hier'in lisedeki baarszlnn, "sanatsal" ilgileriyle aklanamayacan vurgula-makr. Lisede geen bu yllar boyunca Hitler, gitgide gereklikten uzaklat. Hi kimseye ne annesine ne babasna ne de kardelerine gerek bir ilgi duymuyordu. Yalnz bana kalmak iin duyduu istein elverdii oranda onlarla ilgileniyordu; ama duygusal bakmdan onlardan uzakt. Tek gl ve tutkulu ilgisi, baka erkek ocuklarla oynad sava oyunlarna olan dknlyd; bu oyunlarda Hier'in rol, nderlik ve rgeyicilikti. Bu oyunlar, dokuz, on ya da on bir yandaki bir erkek ocuk iin olduka uygun olmakla birlikte, lisedeki bir ocuk iin tuhaf kayordu. Hitler on be yandayken yaplan kiliseye kabul treninde geen bir olay dikkat ekicidir. Hitler'in bk akrabas, incelik gsterip, onun kiliseye kabul onuruna kk bir elenti dzenlemiti; ama Hitler ask yzl ve souktu ve ilk frsatta, baka ocuklarla savalk oynamak iin oradan kat. Bu oyunlarn birka ilevi vard. Bu oyunlar, ona, nder olma doyumu salyordu ve etkileyici gc sayesinde bakalarn peinden srkleyebilecei yolundaki kansn doruluyordu; zseverliini artryordu; en nemlisi de Hier'in yaamnn merkezini dlem dnyasna kaydryor, bylece onun gereklikten, gerek kiilerden, gerek baardan ve gerek bilgiden uzaklama srecini hzlandryordu. Hier'deki dlem dknlnn bir baka anlatm, Kari May'in romanlarna duyduu an 150 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER ilgiydi. May, Kuzey Amerika Kzlderilileri'yle ilgili birok byleyici yk yazm olan bir Alman yazaryd; May hi Kzlderili grmemesine karn, yazd ykler gerekliin enisini tayordu. Almanya'daki ve Avusturya'daki hemen btn erkek ocuklar May'in yklerini okuyorlard; James Fenimore Cooper'n ykleri Birleik Devletler'de ne denli ok tutuluyorsa, May'in ykleri de Almanya ve Avusturya'da o denli ok tutuluyordu. Hitler'in May'in yazlarna duyduu cokulu ilgi, ilkokulun son yllarndaki birisi iin olduka normaldi; ama Smith'in yazdna gre: Bu dknlk sonraki yllarda daha ciddi boyutlar kazand. nk Hitler, hibir zaman KarlMay'den vazgemedi. Ergenlik dneminde ve genliinde (yirmili yalarnda) May okumaya devam etti. Reich anslyesi (Babakan) iken bile, May'e duyduu byk sevgi sryordu, Amerikan Bat's ile ilgili tm diziyi yeni batan okuyordu. Dahas, May'in kitaplarndan haz aldn ve bu kitaplara hayran olduunu rtbas etmek yada gizlemek iin hi aba gstermedi. Hitler, Sofra Syleisine (H. Picker, 1963) May'i gklere karr ve onun yaptlarndan ne ok holandn anlatr. Hitler, hemen hemen herkesle basn danmanyla, yazmanyla, uayla, eski partili arkadalaryla May hakknda konumutur (B. F. Smith, 1967). Ne var ki, benim bu olguya getirdiim aklama, Smith'inkinden deiiktir. Smith'in inancna

gre, Hitler'in ocukken May'in romanlarna duyduu delice sevgi, ok mutlu bir deneyim olduu iin, "ergenliin yaratt ar sorunlar ilk dnemlerde salad uyumlarla zemedii bir dnemde de doyurucu biimde ve zorunlu olarak srd". Bu bir lde doru olabilir; ama bence, asl nemli noktaya dokunmamaktadr. May'in romanlar ile Hitler'in sava oyunlar arasnda balant kurulmas gerekir; bu romanlar, onun dlemden oluan yaamnn bir anlatmdr. Bu romanlarn Hitler zerindeki byleyici etkisi belli bir yata olaan karlanabilir; ama bu etkinin daha sonra da srmesi, bu romanlarn gereklikten ka anlam tad, tek bir ana dnceyi nder, sava ve utkulu Hitler dncesini merkez alan zsever bir tutumun davurumu olduu izlenimini uyandrmaktadr. Elbette, bunu inandrc 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HTLER 151 biimde ortaya koyacak kadar ok kant yoktur. Ama Hitler'in bu genlik yllarndaki davranlar ile daha sonraki yaamnda elde edilen veriler arasnda balant kurulacak olursa, ortaya belirgin bir tablo kmaktadr: Bu, dlemi gereklikten daha somut bir ey olarak gren, son derece zsever, iekapank bir kiinin tablosudur. On alt yana gelmi olan gen Hitler'in, dlem yaantsna iyiden iyiye kapldn grdmz zaman, u soru ortaya kmaktadr: D iinde yaayan bu iine kapank adam, kendisini ksa bir sre iin de olsa Avrupa'nn efendisi yapmay nasl baarmtr? Hitler'in sonraki gelimesine ilikin zmlemeyi daha ileriye gtrnceye dek bu sorunun yant beklemek zorundadr. Hitler'in Realschule'de, urad baarszln nedeni ne olursa olsun, bu baarszln gen Hitler'de duygusal sonulara yol atndan pek kuku duyulamaz. Balangta Hitler, annesinin hayran olduu, ilkokulda baar gsteren, ocuk etelerinin nderi olan ve hi de haketmedii btn bu basanlar, olaanst yeteneklere sahip olduu yolundaki zsever kansnn bir dorulamas sayan bir ocuktu. Daha sonra, hemen hemen hibir gei dnemi yaamadan, kendisini baarszlk ortamnda buldu; baarszln babasndan ve annesinden saklamasna olanak yoktu; bu durumda Hitler'in zseverlii derinden yaralanm, gururu incinmi olmaldr. Hitler, sk alma alkanlna sahip olmad iin baarszla uradn kavrayabilseydi, bu baarszlnn sonularn alt edebilirdi; nk lisede baarl olmas iin gerekenden daha yetenekli olduuna hi kuku yoktur.6 Ama Hitler'in dokunulamaz zseverlii, byle bir igrye olanak tanmyordu. Sonu olarak, Hitler, deitiremedii gereklii arptmak ve reddetmek durumundayd. retmenleri ile babasn baarszlna neden olmakla sulayarak ve baarszlnn, zgrlk ve bamszlk iin duyduu tutkuyu anlatma kavuturduunu ne srerek gereklii arptt. "Sanat" simgesini yaratarak gereklii reddetti; byk bir sanat olma d ona gre gereklikti; ne var ki, amacn gerekletirmek iin ciddi olarak almamas gerei, bu d6Hitler'in retmeni E. Heumer, baarsz Mnih darbesinden sonra Hitler lehine tanklk yaparken, eski rencisi hakknda unlar sylemitin "Hitler, tek yanl bir biimde de olsa, her zaman yetenekliydi, ama zdenetim yetenei ok azd; en azndan, inat, ters, ekiken ve tezcanl da saylabilirdi; okul dzeni erevesine uyum salamak onun iin elbette zordu. Aynca, pek alkan deildi; eer alkan olsayd, yadsnamaz yetenekleri de gz nne alnnca, ok daha baarl olurdu" (W. Masters, 1971). 152 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER ncenin dlem nitelii tadn ortaya koyuyordu. Okul baarszl, Hitler'in ilk yenilgisi ve ilk kk dmesiydi, bunu, birok baka baarszlklar izledi. Bu durumun, yenilgisine neden ya da tank olan herkese kar duyduu kmsemeyi ve kzgnl byk lde pekitirmi olmas gerektiini varsaymakta hi saknca yoktur. Hitler'deki lseverliin kkenlerini onun kyc kandayla cinsel iliki saplantsnda bulabileceimize inanmak iin ortada hibir neden olmasayd, sz konusu lseverliin balangcn pekl bu kzgnlk oluturabilirdi. Hitler on drt yandayken babasnn lmesi, onun zerinde sz edilmeye deer bir etki yaratmad. Hitler'in kendisinin de daha sonra yazd gibi okuldaki baarszl gerekten babasyla olan atmasndan kaynaklanm olsayd, acmasz despot ve rakip lnce, Hitler

iin zgrlk saati gelip atm olmalyd. Hitler artk kendisini zgr duyabilir, geleceiyle ilgili gereki tasarlar kurabilir, bu tasardan gerekletirmek iin canla bala alabilirdi ve belki de bir kez daha sevecenliini annesine yneltebilirdi. Ama kesinlikle byle bir ey olmad. nceden nasl yayorsa yine yle yaamay srdrd; o, Smith'in belirttii gibi, "haz verici oyunlarn ve dlerin birlemesinden olumu gibiydi" ve bu zihniyetten kurtulmak iin bir yol bulamyordu. imdi, Realschule'ye girmesinden sonra Adolf ile babas arasnda beliren atmaya bir kez daha deinmemiz gerekiyor. Alois Hitler, olunun liseye gitmesi gerektiine karar vermiti; Hitler, pek ilgi gstermemesine karn bu tasary kabul etti. Hitler'in Mein Kampf'ta anlattna gre, asl atma, babas onun devlet memuru olmas konusunda direttii zaman ortaya kt. Aslnda bu istek olduka doald nk baba, bu alanda kendisinin gsterdii baardan etkilenmiti ve memurluun, olu iin de en iyi meslek olacana inanyordu. Hitler bir kar neri getirip bir sanat, bir ressam olmak istediini belirtince, babas Hitler'in anlattna baklrsa, "Hayr, ben yaadm srece asla olmaz," dedi. O zaman Hitler, dersleri tmyle bolayaca tehdidini savurdu ve babasnn hi yumuamadm grnce, "Tehdidimi sessiz sedasz gerekletirdim" (A. Hitler, 1943). Hitler'in okuldaki baarszlna getirdii aklama budur; ama bu aklama, geree uygun olmayacak kadar kolaydr. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 153 Hitler, kendisini, (Mein Kampf in yazld yl olan) 1924'e dek uzun bir yol katedip ykselmeyi baaran ve kesin utkuya kadar yoluna devam edecek olan azimli ve kararl bir adam olarak grr; ite bu aklama, Hitler'in kendisiyle ilgili bu grne tam olarak uymaktadr. Ayn zamanda, bu aklama, Almanya'y kurtarma azmiyle siyasete atlan d krklna uram sanat tablosunun da temelidir. En nemlisi, Hitler'in Realschule'rfe ald krk notlara ve yava olgunlamasna gereke oluturur; ayn zamanda da Hitler'in ergenlik dneminin kahramanca siyasal bilin sahibi bir zyaamyks yazarna gre zor bir grev gibi grnmesini salar. Aslna baklrsa, bu yk, gelecein Fhrer'inin amacna yle iyi hizmet etmitir ki, Hitler'in bu yky batan sona uydurup uydurmad bile pekl sorulabilir (B. F. Smith, 1967). Byk olaslkla baba, olunun devlet memuru olmasn istemitir; ama olunu buna zorlamak iin kat nlemlere bavurmamtr. Hitler, byk kardeinin on drt yandayken davrand gibi de davranmamtr yani, kesin bir adm atp evi terk ederek bamszln gstermemi ve babasna meydan okumamtr. Buna karlk, kendisini duruma uydurmu ve gitgide daha ok kabuuna ve dlemlerine ekilmekle yetinmitir. Bu atmay kavramak iin, babann konumunu deerlendirmemiz gerekir. Baba, tpk anne gibi, olunun hi sorumluluk duygusu tamadn, almak istemediini ve hi ilgi gstermediini gzlemi olmaldr. Alois Hitler, zeki ve iyi niyetli bir adam olduu iin, olunun devlet memuru olmas iin deil, daha ok birisi olmas iin uram olmaldr. Adolf un ressam olma tasarsnn, daha da ok kaytarmann ve ciddiyetten yoksunluun bir gerekesi olduunu alglam olmaldr. Eer olu, bir kar neri getirmi szgelimi, mimarlk renimi grmek istediini belirtmi ve okulda iyi notlar alarak itenliini kantlam olsayd, herhalde baba ok deiik bir karlk verirdi. Ne yar ki, Hitler, babasn itenliine inandracak bir neride bulunmad. Okulda basan gsterirse resim dersleri almasna izin verilmesini bile istemedi. Hitler'in okulda bylesine baansz olmasna, babasna meydan okumas neden olmamtr, onu yeniden gereklie dndrp ayaklann topraa bastrmak iin annesinin gsterdii abalara verdii karlk, bunu aka kant154 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER lamaktadr. Hitler, babasnn lmnden \eRealschule'yi terk etmesinden sonra, evde kalp Kitap okumaya, resim yapmaya ve d kurmaya karar verdi. (Annesinin yeni taknd) Humboldtstrasse'deki dairede keyif sren Hitler, kendisini elendirecek olanaklara sahipti. (Kendisinden be ya kk olan kz kardei) kk Paula'nn ve annesinin kutsal snanda bulunmalarna katlanyordu; nk migde bulandrc bir karar olan evden ayrlma ve ie

girme kararna varmad srece onlardan kurtulmasna olanak yoktu. Bununla birlikte, faturalar annesi dedii ve dkp satklarn kz kardei silip sprd halde, onlarn kendisine karmalarna izin vermiyordu (B. F. Smith, 1967). Klara, olu iin aka kayg duyuyordu ve daha ciddi olmas konusunda ona t veriyordu. Klara, olunun devlet hizmetine girmesi konusunda diretmedi; ama herhangi bir eye cidden ilgi duymas iin ona yardmc olmaya alt. Adolf u Mnih'teki bir resim okuluna gnderdi. Adolf bu okulda birka ay kald, ite o kadar. Hitler k giyinmeyi seviyordu ve annesi, "belki de toplumsal ufuklarnn genilemesi iin kpr grevi yapar umuduyla, Hitler'i zppe gibi gsteren bu giysilerin parasn dyordu. Ama Klara'nn bu tasars (eer bunu tasarlyorduysa) tmyle baarszla urad. Giysiler, yalnzca, bamszlk ve kendine yeterli yaltlanma simgeleri olarak ilev gryordu" (B. F. Smith, 1967). Klara, Hitler'in ilgisini uyandrmak iin bir baka giriimde daha bulundu. Ona, drt haftalna Viyana'ya gitmesi iin gerekli paray verdi. Hitler, annesine, yaplarn "gl heybet"inden, "soyluluu"ndan ve "grkem "inden byk bir cokuyla sz eden birka kart gnderdi. Ama yazm ve noktalamas, lisede drt yl geirmi on yedi yandaki birisinden beklenecek dzeyin epey altndayd. Annesi Hitler'in mzik dersleri almasna izin verdi (birka yl nce babas, Hitler'in an dersleri almasn nermiti); Hitler, drt ay kadar ders aldktan sonra, 1907 yl banda derslere gitmekten vazgeti. Derslerden vazgemesinin nedeni, nota almaktan ok holanmamasyd; oysa o vazgemese de herhalde dersler nasl olsa sona erecekti, nk annesinin ar bir hastala yakalanmas, aileyi harcamalarda ksnt yapmaya zorluyordu. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 155 Gerek bir eylere ilgi duymasn salamak iin annesinin yapt kesinlikle yetkeci olmayan ve neredeyse ruhsal bakmdan iyiletirici nitelik tayan giriimlere Hitler'in verdii karlk ortaya koyuyor ki, onun babasna gsterdii olumsuz tepki, yalnzca devlet memuru olmas ynndeki istee kar bir meydan okuma deildi; kabuuna ekilmi, babo srklenen bir ocuun, gereklii ve sorumluluu temsil eden bir adama kar gsterdii bir tepkiydi. atmann z buydu atmann z, devlet memurluundan holanmamas deildi, hele Oedipus yarmas hi deildi. Hitler'in zamann bo bo geirme ve sk ya da yle pek de sk olmayan almalardan kanma eiliminin bir aklamas olmaldr. Anneye baml ocuklarda bu tr davrana sk sk rastland yolundaki kesinlemi gzlemi aklmzdan karmazsak, bu aklamann bize yaran olacaktr. Bu ocuklar, annelerinin; tpk bebekliklerinde olduu gibi, kendileri iin her eyi yapacaklarn ou kez bilincine varmadan umarlar. Etkin bir aba gstermeleri gerektiini, derli toplu olmalan gerektiini duyumsamazlar: teberilerini oraya buraya atabileceklerini dnrler ve annelerinin, peleri sra dnerek dktklerini derleyip toparlamalann beklerler. Bir tr "cennef'te yaarlar; orada, onlardan hibir ey yapmalan istenmez ve gereksindikleri her ey salanr. Bu aklamann, Hitler olgusu iin de geerli olduuna inanyorum. Bana kalrsa bu aklama, Hitler'in annesiyle olan bann souk ve kiisellikten uzak bir nitelik tadna ilikin varsaymla elimez. Anne, kiisel bir biimde sevilmese ya da umursanmasa bile, bu ilevi anne olduu iin yerine getirir. Hitler'in okuldaki tembelliiyle, ciddi alma yeteneinden yoksun olmasyla ve renimini srdrmeyi reddetmesiyle ilgili anlatlanlar, ok az saydaki okuyucunun kafasnda u sorunun domasna yol aacaktr: Bunda olaanst ne var? Bugn liseyi brakan pek ok kii vardr; bunlann birou, okuldaki almalann kuru bilgiye arlk verdiinden ve ksr bir nitelik tadndan yaknmaktadrlar; babann ve baka yetkililerin ayak ba olmad zgr bir yaama ynelik taanlara sahiptirler. Yine de bunlar lsever bireyler deildirler, tam tersine, bunlarn birou, gerekten yaamsever, bamsz, drst bir kiilik tipini temsil ederler. Hatta baz okuyucular, Hitler'in baanszl konusunda yaptm tanmlamann, ok tutucu bir anlayla kaleme alnp alnmadn da sorabilirler. 156 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER

Bylesi kar klar ylece yantlamak istiyorum: (1) Hi kukusuz, okulu brakanlar baka baka zelliklere sahiptirler ve bu kiilerle ilgili genel bir yargda bulunulamaz. Okuldan ayrlanlarn ayr tiplere blnp her bir tipin zgl terimlerle ele alnmas gerekir. (2) Bugnk durumun tam tersine, Hitler'in ergen olduu gnlerde okuldan ayrlma son derece seyrek rastlanan bir olayd; bu nedenle, kiinin okuldan ayrlm birisi olmaya uyum salamasn kolaylatrabilecek bir rnek yoktu. (3) zgl olarak Hitler iin geerli olan ve saydmz nedenlerden ok daha belirleyici nitelik tayan bir neden de udur: Hitler, yalnzca okuldaki derslere ilgi duymamakla kalmyordu; her eye kar da ilgisizdi. Hitler, o zaman da daha sonra da hibir eye drt elle sarlmad (Mimarlk renimi konusunda hi aba gstermemesinde bunu greceiz.). Hitler'in tembelliinin nedeni, bir eree ulama konusunda zel olarak u-ramakszn yaamn tadn karmakla yetinen bir kii olmas deildi. Tam tersine, Hitler, g sahibi olmak iin yanp tutuuyordu. Olaand bir dirimsel enerjiye sahip olduu iin, her zaman gerilim iindeydi ve sessiz sedasz elenmesi neredeyse olanakszd. Bu tablo, okulu brakanlarn ounun ortaya koyduu grntye uymamaktadr; bu kiiler arasnda Hitler'e benzeyenler varsa ve bunlar, ayn zamanda g sahibi olmak iin yein bir istek duyuyor ve hi kimseye sevgi beslemiyorlarsa, ok ciddi bir sorun gerekte, ciddi bir tehlike olutururlar. alma yeteneinden ve sorumluluk duygusundan yoksunluun olumsuz nitelikler olduu konusunda diretirken "tutucu" bir tutum takndm gerekesiyle yneltilebilecek kar ka gelince; bu, bizi, bugn genler arasnda grlen kktenciliin son derece nemli bir esini gz nne almaya gtrr. Bir kiinin belli derslere kar ilgisiz olmas, belli baz dersleri yelemesi, ya da okulu btn btne bir yana itmesi, olaan saylabilecek bir eydir. Ama sorumluluktan ve ciddi abadan kanmak, byme srecinde kesin bir baarszlk oluturur; bu, btn suu topluma yklemekle deitirilemeyecek bir gerektir. Aylak aylak gezmeyi devrimciliin gerei sayan birisi tmyle yanlr. aba, kendini bir eye adama, drt elle sarlma, eksiksiz olarak gelimi bir kii iin temel nem tar; devrimciler de bu kuraln dnda deildir. Bu konuda deiik dnen genler, Marx'in, Engels'in, Lenin'in, Rosa Luxemburg'un, Mao Tse-tung'un kiiliklerini gz nne alrlarsa herhalde ok iyi ederler dirimsel nem tayan iki nitelik: sk alma yetenei ve sorumluluk duygusu, bu kiilerin hepsinde ortak olarak bulunur. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 157 Viyana (1907-1913) 1907 yl banda Hitler'in annesi, Sanat Akademisi'nde resim renimi grmek zere Viyana'ya tanmas iin gerekli parasal kayna Hitler'e salad. Viyana'ya tanan Hitler sonunda bamszd; babasnn basksndan kurtulmutu; istedii gibi tasanlar yapp istedii gibi davranabilirdi. Parasal sorunlarla cebellemesi bile gerekmiyordu; nk babasndan kalan miras ve len memurlarn yetimlerine devlete denen aylk, bir sre rahata yaamasna olanak veriyordu.7 Hitler, 1907'den 1913'e dek, ergenlik dneminin sonundan yetikinlik dneminin bana dek, Viyana'da kald. Hitler, belirleyici nem tayan bu dnemde neler yapt? ilk olarak, Linz'de geirdii son yllarda edindii arkadan, A. Kubizek'i, Viyana'ya gelip kendisine katlmaya ikna ederek Viyana'daki durumu kendisi iin daha kolay hale getirdi. Kubizek'in kendisi de Viyana'ya gitmek iin byk istek duyuyordu; bununla birlikte, olunun sanatsal taanlarna kar inatla ayak direyen Kubizek'in babasn raz etmek, hi de yle kolay bir i deildi. te bunu baarmas, Hitler'in ikna yeteneinin ilk gstergelerinden birisiydi. Hitler gibi Kubizek de Wagner'in mziinin tutkulu bir hayranyd ve bu ortak tutkudan dolay, Hitler ile Kubizek, Linz operasnda tanp sk arkada olmulard. Kubizek, babasnn demeci dkknnda rak olarak alyordu, ama onun da byk dleri vard: O da bir sanat, bir mziki olmak istiyordu. Hitler'den daha sorumlu ve daha alkand, ama onun kadar arlkl bir kiilie sahip deildi. Bu nedenle, ksa srede Hitler'in baat etkisi altna girdi. Hitler, insanlan etkileme yeteneini onun zerinde uygulayp gelitirdi; arkadann kesin hayranln kazand ve bylece zseverliinin srekli dorulanmasn salad.

Kubizek'in arkadal, birok bakmdan, Hitler'in ocuk eteleriyle oynad oyunlardan salad doyumun nder olma ve hayranlk uyandrma doyumunun yerini ald. Hitler, Viyana'ya vanndan ksa sre sonra Sanat Akademisi'ne gitti ve yllk snavlar iin kaydn yaptrd. Herhalde Akademi'ye kabul 7Hitler'in Mein Kampfla (Kavgam'da) yoksulluuyla ilgili syledikleri znde gerek deildir. 158 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER edileceinden hi kuku duymuyordu. Ne var ki baarsz oldu; snavn ilk blmn baardktan sonra, ikinci blmde reddedildi (W. Maser, 1971). Hitler'in Mein Kampf 'ta yazd gibi: "Reddedildiimi renince, yldrm arpma dndm." Hitler'in bildirdiine gre, Sanat Aka-demisi'ndeki profesrlerden birisi, ona mimarla resimden daha yetenekli grndn sylemiti. Ama bu anlatlan doru olsa bile, Hitler bu d tutmad. Realschule'ye bir yfdaha devam etmi olsayd, mimarlk okuluna kabul edilebilirdi; ama Hitler'in bunu ciddi olarak dndn gsteren hibir kant yoktur. Hitler'in Mein Kampf ta anlattklar itenlikli deildir. Hitler'in yazdna gre, lise diplomas olmad iin, mimar olma isteini gerekletirmesi "maddi olarak olanaksz"d. Daha sonra Hitler bbrlenerek yle devam ediyordu: "Mimar olmak istiyordum, ama engeller vard; ancak engeller teslim olmak iin deil, yenilmek iin vardr. Bu engelleri alt etmeye kararlydm..." Oysa gerekler bunun tam tersidir. Hitler'in kiilii ve yaam biimi, yapt yanllar grmesini ve Akademiye alnmayn deiiklik zorunluluunun bir belirtisi olarak kabul etmesini nledi. Hitler'in yapmackl toplumsal davranlar ve pis, aalayc ya da yorucu sayd almay hor grmesi, ondaki kanmacl (escapism)pekitirdi. Hitler, elikiler iinde ve zppe bir genti; kendisim yle uzun zamandan beri kandryordu ki, ne houna gitmeyen bir grevde alabilirdi ne de kendisinden baka birisini ve holand yaam biiminden baka bir yaam biimini dnebilirdi. Akademi'ye kabul edilmemesine bulduu zm, Stumpergasse'ye geri gitmek ve sanki hibir ey olmam gibi oraya yerleerek yaamna devam etmekti. Kutsal bir snak gibi grd bu yerde, bbrlenerek "in-celemeler"im dedii resim iziktirme ve okuma uralarna yeniden dnd; gnlerini kasabay gezerek ya da operaya giderek geiriyordu (B. F. Smith, 1967). Akademi'ye resim rencisi olarak kaydolduunu syleyerek herkesi kandryordu; hatta Kubizek Viyana'ya geldikten sonra bu konuda ona bile yalan syledi. Kubizek, arkadann renci olduunu sylemesine karn nasl olup da sabahlan ge saatlere kadar uyuyabildiini bir trl anlayamad iin, sonunda kuku duymaya balad; o zaman Hitler Sanat Akademisi'ndeki profesrlere kar azgn bir fke patlamas iinde, ar13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 159 kadana gerei anlatt. Onlara kim olduunu gsterecei ve kendi kendine mimarlk renimi yapaca konusunda arkadana sz verdi. Hitler'in "renim yapma" yntemi, caddelerde yrmekten, antsal yaplara bakmaktan ve eve gelip yaplann n yzleriyle ilgili sonu gelmez taslaklar yapmaktan oluuyordu. Hitler, bu yolla kendisini mimarla hazrladna inanyordu; bu inan, Hitler'in gerekilikten yoksun olduunun bir belirtisiydi. Hitler, Kubizek'e, tm Viyana'y yeniden kurma ya da bir opera yazma tasanlanndan sz etti; Reichsrat'taki (Almanya Senatosu) grmeleri dinlemek iin Parlamento'ya gitti; Sanat Akademisi'ne girmek iin bir kez daha bavurdu, ama bu kez birinci snava bile kabul edilmedi. Hitler Viyana'da bir yldan uzun kald; bu srede hibir ciddi alma yapmad, snavda iki kez baansz oldu; yine de byk bir sanat olma yolunda yrdn syleyip duruyordu. Ama Hitler, byle gsteri yapmasna karn, o yln kendisine yenilgi getirdiini duyumsam olmaldr. Bu yenilgi, sanat olmak istedii gerekesiyle aklayabildii lisedeki yenilgiden ok daha ard. Ressam olma baarsn gsteremeyince, artk byle bir aklama yapma olana yoktu. Hitler, byk baar gstereceine kesinlikle inand alanda geri evrilmiti; artk yapabilecei tek ey, sanat profesrlerini, toplumu, tm dnyay sulamakt. Hitler'in yaama

kar ksknl artm olmaldr, ilk baarszl zamanmdakine oranla daha da glenmi olan zseverlii, onu, parampara olmaktan korunmak iin, gereklikten daha ok uzaklamaya srklemi olmaldr.8 Bu noktada, insanlardan hemen hemen kesin olarak uzaklama sreci balad; Hitler'in, kurabildii tek yakn ilikiyi Kubizek'le olan iliMaser, Hitlei'in sanat renimi gime konusunda ciddi olduunu kantlama abasyla, onun bir yontucudan, lise retmeni Panholzer'den ders aldn bildiriyor. Ama bu szn dorulamak iin sunduu tek kant, Hitler'in ev sahibesinin annesince sahne tasarm retmeni Roller'e yazlan ve Hitler'i grp nerilerde bulunmasn isteyen bir mektuptur. Maser, bu ziyaretin eer byle bir ziyaret olmusa nasl sonulandm ortaya koyacak hibir kant aktarmyor. Yalnzca, Hitler'in otuz yl sonra Panholzeri (Maser'm tmcesinin dilbilgisel yapsna gre, Roller diye anlalmaldr) retmeni olarak adlandrdna deiniyor. Bylece Maser, Hitler'in kendisi hakknda syledii bir sz yeterli birkant olarak kullanyor, bu Maser'm benzer birok davranndan yalnzca birisidir. Panholzer'in atlyesinde Hitler'in "disiplinli ve dzenli bir biimde" altn Maser'n nasl bilebildii, gizini korumaktadr, gelime gsteren ressam ve mimarn (Hitler'in) niin bir yontucudan ders almak istedii de gizini korumaktadr (W. Maser, 1971). 160 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER kiini arpc biimde koparmas gereinde bu sre en belirgin anlatma kavutu. Hitler, Kubizek'le paylat ve Kubizek'in ailesini ziyaret ettikten sonra dnecei odadan, yeni adresini brakmadan ayrld. Kubizek, Hitler'in Reichschancellor (Almanya Babakan) olduu zamana kadar onunla balant kuramad. Aylaklkla, gevezelikle, yrmekle ve taslak izmekle geen ta dnem yava yava sona eriyordu. Hitler'in kalan paras, ksnt yapsa bile, bir yl daha yetmezdi. Kendisini dinleyecek kimse olmad iin, daha ok okumaya balad. O zamanlar Avusturya'da, Alman milliyetilii, rklk, "nasyonal sosyalizm" (Bohemya'da) ve anti-semitizm (Yahudi kartl) grleri evresinde toparlanm birok siyasal ve ideolojik kmelenme vard. Bu kmelerin her biri kendi kitapklarn yaymlyor, kendine zg dnce biimini yaygnlatrmaya alyor ve zm sunuyordu. Hitler bu kitapklar byk bir istekle okuyor ve daha sonra kendine zg rklk, anti-semitizm ile "sosyalizm"ikurarken har olarak kullanaca hammaddeleri biriktiriyordu. Nitekim, Viyana'da geirdii bu dnemde sanatlk meslei iin hazrlanmad ama ilerde gerek meslei olan siyasal nderliin temellerini kurdu. 1909 yl gznde, parasn tmyle tketen Hitler, kira borcunu demeden kald pansiyondan kat. Artk Hitler'in en kt dnemi balamt. Banklarn zerinde, bazan da en dknt hanlarda geceliyordu ve Aralk 1909'da gerek serserilerin saflarna katld; bir hayr derneinin yoksullar iin ilettii bir yerde geceliyordu, iki buuk yl nce byk bir sanat olaca inancyla Viyana'ya gelmi olan gen adam, bir tas scak orba iin kvranan, gelecee ilikin hibir umudu olmayan ve kendisini geindirmek iin hi aba gstermeyen yuvasz bir serseri konumuna inmiti. Aslna baklrsa, Smith'in yazd gibi, Hitler'in yuvaszlar yurduna girii, "kesin yenilgi ilanndan baka bir ey deildi". Bu yenilgi, yalnzca Hitler'in yenilgisi deil, aa snflan hor gren kibirli ve iyi giyimli kentsoylu Hitler'in de yenilgisiydi, Hitler artk bir serseri, snf deitirmi biri olmutu; artk ayaktakmndan birisiydi. Bu, orta snfn Hitler kadar zsever olmayan bir yesi iin bile yein bir aalanmayd. Hitler kendini tmyle datmayacak kadar dengeli olduu iin, bu durum onu glendirmi olmaldr. En kt durumla karlaan Hitler, bu durumdan daha bir pekimi olarak, zseverlii yara 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 161 almadan kt; artk her ey, btn "dmanlar"ndan cn alarak ve zsever nitelikteki zimgesinin d deil gerek olduunu kantlama amacna tm yaamn adayarak, urad aalanmay silmesine balyd. Yenilgiye uram ar zsever kiilerle ilgili olarak daha nce yaplan klinik gzlemleri

anmsarsak, bu sreci daha iyi anlayabiliriz. Bylesi kiiler, ounlukla yenilgiyi atlatp iyilemezler. isel, znel gereklikleri ve dsal, nesnel gereklikleri tuzla buz olduu iin, ruh hastas olabilirler ya da daha baka ar akl rahatszlklarna yakalanabilirler; eer anslar varsa, gerek yaamda kendilerine uygun bir kovuk szgelimi, dnyay sulamakla birlikte zsever dlemlerini srdrmelerine ve ok byk bir ykma uramadan yaamlarn yle byle ynlendirmelerine olanak veren ufak bir i bulabilirler. Ama yalnzca zel yetilere sahip olanlara ak olan bir olaslk daha vardr, bylesi kiiler, yksek dlemlerinin gerek olduunu kantlayacak biimde gereklii deitirmeye alabilirler. Bunun olabilmesi iin yalnzca yetenek deil, buna elverili tarihsel koullar da gereklidir. En sk olarak bu zm, toplumsal bunalm dnemlerinde siyasal nderlere aktr; siyasal nderler, geni kitlelere seslenme yeteneine sahipseler ve bu kitlelerin nasl rgtleneceini bilecek kadar kurnazsalar, gereklii dlerine uydurmay baarabilirler. Sk sk, ildin (psikoz) snr izgisinin bu yannda bulunan demagoglar, nceleri "lgnca" grnen dncelerin "akllca" grnmesini salayarak akl salklanm kurtanrlar. Bu siyasal savamda, demagoglara, yalnzca g tutkusu deil, akl salklarn koruma gereksinmesi de yn verir. imdi, Hitler'i yaamnn en umutsuz ve en iler acs noktasnda braktmz yere geri dnmemiz gerekiyor. Bu dnem ksa belki de iki ay srd ve Hitler, Mein Kampftaki savnn tersine, hibir zaman bedensel i yapmad. Ksa sre sonra, eski bir serseri olan Hanisch elinden tutunca, Hitler'in iinde bulunduu koullar iyileme gstermeye balad; siyasal bak as Hier'inkine benzeyen ve resme ilgi duyan Hanisch aalk bir karaktere sahipti.9 En nemlisi, Hanisch, kendisini de Hitler'i de yoksulluktan kurtaracak pratik bir fikre sahipti: Eer Hitler, resim ara-gereci almak iin ailesinden biraz para isterse, resimli posta kartlar yapabilir, Hanisch de bunlan satabilirdi. Hitler Hanisch'in dn tuttu; 9Bundan sonraki metinde en ok B. F. Smith'ten (1967) yararlanlmtr. 162 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER ailesince gnderilen elli kuron (eski bir Alman ve Avusturya-Macaristan paras ev.) ile resim gerelerini ve ok byk gereksinme duyduu bir palto satn aldktan sonra, Hanisch'le birlikte, olduka bakml bir erkek pansiyonu olan Mnnerheim'a tand; burada, bycek salonu resim almalar iin kullanabiliyordu. Her ey yolunda gitti. Hitler resimli kartpostallar yapyor, Hanisch de bunlar dolaarak satyordu; bunu, daha byk suluboya ve yalboya resimler izledi; Hanisch bunlar erevecilere ve resim tccarlarna satyordu. Yalnz bir tek sorun vard: Hitler pek canla bala almyordu; eline be kuru para geer gemez, resim yapmay bir yana brakyor ve zamann, pansiyonun teki mterileriyle siyasetten konuarak geirmeye balyordu. Yine de az olmakla birlikte srekli bir geliri vard. En sonunda, Hanisch'le aralarnda bir tartma geti; Hitler, Hanisch'i, sat ederi zerinden payn (%50) vermeden bir resmi satmakla suluyordu. Hitler, polise giderek Hanisch'in hrszlk yaptm bildirdi ve Hanisch tutukland. Ondan sonra Hitler, resim yaparak ve yapt resimleri (zellikle iki Yahudi resim tccarna) satarak ii kendi bana srdrd. Anlald kadaryla, bu kez daha dzenli alyordu; kk bir iadam olmutu; tutumlu bir yaam srdryor, hatta biraz da para artryordu. Bir "ressam", ya da bir "sanat" olup kt pek sylenemezdi; nk yaptklar, aslnda, fotoraflar kopya etmekten ve pazarda alc bulduu kantlanm resimleri yeniden yapmaktan ileri gitmiyordu. Hitler Mnnerheim'de kalmaya devam etti; ama "Heim"daki (yurt, pansiyon) konumu deimiti. Hitler artk kalc (srekli) bir kiracyd ve dolaysyla, kendilerinden aada grdkleri "geiciler"e tepeden bakan ve yurt dizgesi ierisinde sayg duyulan bir sekinler kmesi oluturmu olan "kahclar"n kk topluluuna yeydi. Hitler'in bu yurtta kalmaya karar vermesinin belki de birka nedeni vard. Maser'm vurgulad gibi, bu yurdun daha ucuz olmas, en son dnlmesi gereken bir nedendir. nk her ay bu yurda dedii on be kuronu verince kendisine yetecek genilikte iyi bir zel oda bulabilirdi. Ama burada birok ruhsal neden akla gelmektedir. Birok baka balantsz . kii gibi Hitler de yalnz olmaktan korkuyordu. Bakalaryla yzeysel balant kurarak isel yalnzln dnleme gereksinmesi duyuyordu. Daha da nemlisi, etkileyebilecei

dinleyicilere gereksinme duyuyordu. Mnnerheim bu gereksinmeyi ok iyi karlyordu; buradaki kiraclarn 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 163 ou, daha normal bir yaam biimine ulamakta yle ya da byle baarszla uram duraksamal (marjinal) tiplerdi, yalnz kiilerdi. Hitler, zeka ve canllk ynnden aka onlardan stnd. Onlar da aynen ocuk etelerinin ve Kubizek'in grd ilevi gryorlard. Hitler'in baka insanlar etkileme yeteneini uygulamaya koymasna ve bylece, tad gllk duygusunu dorulamasna olanak salyorlard. Hitler, oturmu resim yaparken, birdenbire almasna ara verip takn siyasal konumalar yapmaya balard; bu konumalarn slubu, Hitler'in daha sonraki tannm konumalarnn slubuna ok benziyordu. Mnnerheim, Hitler iin, siyasal demagogluk mesleini rendii bir eitim okulu oldu. Hitler'in o zamanki varolusal durumunu ele alrken, belirleyici nem tayan bir soru ortaya kmaktadr: O zamanlar, Hitler, kararl alma yetenei kazanmam, akntya gre srklenen bir tembel olmaktan kp az ok varlkl bir kk iadam olmam myd? Kendisini toparlayarak salkl bir zihinsel denge gerekletirmemi miydi? Yzeysel olarak bakldnda byle grnebilir. Belki de bu, bir ge olgunlama olgusuydu; ama bunu normallik olarak adlandrmaya olanak var mdr? Eer durum grnd gibi olsayd, Hitler'in cokusal gelimesine ilikin ayrntl zmleme ok gereksiz olurdu. Hitler'in, genliinde karlat karakteriyle ilgili belli glklerden sonra, yirmi ya da yirmi drt yanda, iyi uyum salam ve zihinsel ynden salkl bir adam olduunu belirtmek yeterdi. Oysa durum daha derinlemesine irdelenirse, bu yorumun pek iler tutar yannn bulunmad grlr. Karmzda duran adam olaand dirimsel gce sahip olan, byk ve gl olmak iin yanp tutuan, byk bir ressam ya da mimar olaca konusunda salam bir inan besleyen bir kiidir. Ama gereklik neydi? Hitler bu amacnda tmyle baarszla uramt; kk bir iadam olmutu; gc, aralarnda kendine yanda bulmay bile baarmakszn srekli uzun sylevler verdii kk bir yalnzlar kmesini etkilemekle snrlyd. Hitler, bu kadar dirimsel gce sahip olmayan ve kendisini bu kadar byk grmeyen daha kk bir adam olsayd, belki de bu zmden honut kalrd ve ticari bir sanat olarak kk-kentsoylu yaantsn gvenceye almakla seve seve yetinirdi; ama Hitler'i byle dnmek 164 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER neredeyse dpedz samalk olur. Hitler'de tek bir deiiklik olmutu: Yein yoksulluk iinde geen aylar, her ne kadar yapt almalar ikinci snfsa da ona almay retmiti. Ama baka ynlerden karakteri hi deimemitibelki karakterinin daha derin izgiler edinmesi anlamnda bir deiiklikten sz edilebilir. Hitler hi kimseye ya da hibir eye ilgi duymayan, yan-dsel yan-gerek bir alemde yaayan, egemen olmak iin kavurucu bir istek duyan, ii nefret ve kzgnlkla dolu an zsever bir kii olmay srdrd; tutkularn gerekletirme yollaryla ilgili hibir gereki erei, tasars ya da anlay olmayan bir adam olmay srdrd. Mnih Hitler'in birdenbire Mnnerheim'la olan ban koparp Mnih'e tanmaya ve Sanat Akadetnisi'ne kaydolmaya karar vermesi, bu amaszl daha bir aklkla ortaya koyuyordu. Mnih'teki durum konusunda hemen hemen hibir ey bilmiyordu; hele, resimleri iin Viyana'daki gibi bir pazarn olup olmadn hi soruturmad. Cebinde, ancak ilk birka ay yetecek kadar az bir parayla, Mnih'e tand. Bunun yanl bir karar olduu ortaya kt. Mnih'teki Sanat Akademisi'ne kabul edilecei yolunda kurduu d gereklemedi. Resimlerini pazarlama olana burada daha kstlyd ve Smith'in bildirdiine gre, Hitler resimlerini birahanelerde ve kap kap dolaarak satmak zorunda kald. Maser'a gre, Hitler'in gelir vergisi bildirimi, ayda yaklak yz mark kazandn ortaya koymaktadr; bu da

Viyana'daki gelirine hemen hemen denktir. Ama Hitler'in Mnih'te de en ok kopya almalar yapan ticari bir ressam olmaktan kurtulamad gerei deimeden sryordu. Hitler'in byk bir ressam olma d kesinlikle suya dmt; Hitler'in snrl yetenei ve eitimsizlii gz nne alnnca, resim mesleinde elde edecei en iyi olanaklar bile, besledii byk umutlardan tmyle uzak ve kopuktu. Birinci Dnya Savann patlak vermesi, Hitler'e Tann'dan gelen byk bir yardmd ve Hitler, nasl bir yaam srmek istedii konusunda karar verme zorunluluunu bir rpda silip atan bu olaydan dolay Tann'ya kretti. Bunun artc bir ey olduunu sanmyorum. Sava, Hitler in sanat olmakta urad baarszl eksiksiz biimde kavramaktan artk 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 165 nek kaamayaca bir anda patlak verdi ve tad aalanma duygusunun verine, bir "kahraman" olmann yaratt, kvan duygusunu geirdi. Hitler grevine bal bir askerdi ve (kk bir terfi dnda) pek ykselememekle birlikte, gsterdii yararlktan dolay bir nianla onurlandrld; stlerince de saylyordu. Hitler artk dlanan bir kii, bir srgn deildi; Almanya iin, Almanya'nn kalm ve utkusu iin, milliyeti deerler iin savaan bir kahramand. Gtt ykm ve utku amalarna artk kendini kap-trabilirdine var ki bu sava gerekti, kk ocuklarn dlemlerinden doan yalanc sava deildi ve belki, bu drt yl boyunca Hitler'in kendisi de her zamankinden daha gerekti. Artk Hitler, sorumluluk sahibi, disiplinli ve Viyana gnlerinin aylana hi benzemeyen bir adamd. Sava, Hitler'e kendisinin en son baarszl gibi grnen bir biimde yenilgiyle ve devrimle sona erdi. Belki yenilgiye yine de katlanabilirdi, ama devrime asla. Devrimciler, Hitler'in gerici milliyetiliince kutsal saylan her eye saldryor ve kazanyorlard; o gnlerde, zellikle de ksa mrl bir "Rate Republik" ("Konsey Cumhuriyeti") kurduklar Mnih'te, her eyin sahibi onlard. Devrimcilerin utkusu, Hitler'in ykclna son, kesin ve nlenemez biimini verdi. Devrim, ona, onun deerlerine, umutlarna, kendisiyle Almanya'nn bir olmasn salayan byklk duygusuna ynelik bir saldryd. Hitler'in urad aalanma daha da bykt; nk devrimci nderler arasnda, yllardan beri dman sayd ve onu, milliyeti, kk-kentsoylu lklerinin yklm umarszca seyretmek zorunda brakan Yahudiler de vard. Bu son ve kesin aalanmay temizlemenin tek yolu, Hitler'in bu durumdan sorumlu tuttuu herkesin yok edilmesiydi. Hitler, Almanya'y Versailles Andlamasj'm kabul etmeye zorlayan utkulu Balak glere kar da nefretle ve arzusuyla doluydu; ama devrimcilere, zellikle de Yahudilere kar besledii nefret ve tutkusu daha yeindi. Hitler'in baarszlklar aama aama artt: lise rencisiyken gsterdii baarszlk, Viyana'da orta snftan dlanmas, Sanat Akademisi'ne kabul edilmemesi. Her baarszlk, Hitler'in zseverliinde ncekinden daha denn yara a ve ncekinden daha byk bir aalanmaya neden oldu; aanszlklannm artmas orannda, dleme (fantasy) olan dknl, 166 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER gceniklii, alma istei ve ilk kkleri belli kyc kandayla cinsel iliki duygularnda yatan lseverlii de artt. Savan balamas, Hitler'in baarszlk dnemini sona erdirmi gibi grnmt; ama sava, yeni bir aalanmayla Alman ordularnn yenilgisi ve devrimcilerin ut-kusuyla sonulanmt. Bu kez Hitler, kiisel baarszln ve aalanmasn, ulusal ve toplumsal bir yenilgiye ve aalanmaya dntrme frsatn elde etmiti; bylece bu frsat, Hitler'in kendi baarszlklarn unutmasn salyordu. Bu kez baarsz olan ve aalanan o deil, Almanya'yd; Almanya'nn cn alarak ve Almanya'y kurtararak kendi cn alacakt; Almanya'nn utancn temizleyerek kendi utancn temizleyecekti. Artk Hitler'in amac, byk bir sanat deil, byk bir demagog olmakt; Hitler, gerekten yetenekli olduu ve bu nedenle, gerek bir baar ansna sahip olduu alan bulmutu. Bu dneme kadar elimizde olan veriler, Hitler'in davranlarnda aka gze arpan gl lsever eilimlerin varln ortaya koymak iin yeterince ayrntl deildir. Bu dneme kadar,

yalnzca, bylesi eilimlerin gelimesine elverili karakter zeminini Hitler'in ister istemez baarszlklarla ve aalanmalarla karlamasna yol aan kyc kandayla cinsel iliki tutkularn, lseverliini, soukluunu, ilgisizliini, arzularna tutsak oluunu, gerekilikten yoksunluunu gryoruz. Elimizde, Hitler'in 1918'den sonraki yaamyla ilgili pek ok veri bulunduu iin, artk ondaki lseverliin davurumlarn gitgide artan bir aklkla saptayp tanyabiliriz. YNTEM ZERNE BR YORUM Baz okuyucular tutumumuza kar kp yle sorabilirler: Hitler'in lseverliini kantlamamz gerekir mi? Hitler'in ykcl, her trl kukunun tesinde bir gerek deil midir? Elbette, Hitler'in olaand ykc eylemlerinin gerekliini kantlamamz gerekmiyor. Ama ykc eylemler, ille de ykc, lsever bir karakterin davurumlar deildir. Napolyon, kiisel tutkusu ve kibiri iin askerlerinin yaamn kurban etmekte bir an bile duraksamad iin 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 167 lsever bir kii miydi? Tarih boyunca, geni lekli ykm buyruu veren birok siyasal ve askeri nderin hepsi lsever miydi? Hi kukusuz, ykm buyruu veren ya da ykm ho gren birisi, yreini ta gibi sertletirdiini aa vurmu olur. Bununla birlikte, ynlendirici gdlere ve koullara bal olarak, lsever olmayan bir general ya da siyasal nder bile amansz ykc eylemler iin buyruk verebilir. Bu kitapta ortaya atlan sorun, davranla deil, karakterle ilgilidir. Daha ak sylersek: Buradaki sorun, Hitler'in ykc biimde davranp davranmad deil, gl bir ykm tutkusunca, karakterinin bir parasn oluturan bir ykm tutkusunca gdlenip gdlenmediidir. Bunu, pein olarak kabul etmeyip kantlamak gerekiyor. Ruhbilimsel bir incelemenin nesnel olmas iin her aba gsterilmelidir; Adolf Hitler gibi bir kii sz konusu olunca,'bu zellikle zorunludur. Hitler 1933'te, yani aka gze arpan birok geni lekli ykm eylemini uygulamaya koymadan nce lm olsayd bile, tm kiiliine ilikin ayrntl bir zmlemeye dayanlarak, byk olaslkla lsever bir karakter olarak tanmlanabilirdi. Polonya'nn igaliyle balayp gitgide yeinleerek Almanya'nn byk blmnn halkyla birlikte yok edilmesi iin Hitler'in buyruk vermesine dek ulaan ykm sreci, daha nce konulmu karakter tansnn kesin olarak dorulanmasndan baka bir ey olmazd. te yandan, Hitler'in 1933'e kadar olan gemi yaam konusunda hibir ey bilmeseydik bile, daha sonraki davranlarnn birok ayrnts, Hitler'in, davransal adan, pek ok ykma neden olmu bir kii olduunu ortaya koymakla kalmayp, Hitler'e konan ar lseverlik tansn da hakl karrd. Davran bir adan bakldnda, davran ile gdleyici gler arasndaki bu ayrm elbette anlamszdr; bununla birlikte, bir btn olarak kiinin dinamiklerini, zellikle de bilind blmn anlayabilmek iin bu ayrm zorunludur. Hitler olgusunda, ruhzmsel yntemin uygulanmas daha da nemlidir; nk Hitler, sahip olduu lsever tutkuya ilikin bilinci olaand bir lde ve birok deiik biimde bastrmtr. 168 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER HTLER'N YIKICILII10 Hitler'in ykm nesneleri kentler ve insanlard. Byk yapc, yeni bir Viyana, Linz, Mnih ve Berlin kurmak iin planlar yapan cokulu planlamac, Paris'i ykmak, Leningrad' yerle bir etmek ve en sonunda da Almanya'y tmyle ortadan kaldrmak isteyen kiiden bakas deildi. Hitler'in bu niyetleri gvenilir kaynaklarca dorulanmtr. Speer'n bildirdiine gre, Hitler, baarsnn doruundayken, yeni ele geirilmi Paris'i gezdikten sonra ona unlar sylemitir: "Paris gzeldi, deil mi?... Gemite, Paris'i ykmak zorunda kalmayacak myz, diye sk sk dnrdm. Ama Berlin'deki ilerimizi bitirince, Paris ancak bir glge olacak. yleyse niye ykalm Paris'i?" (A. Speer, 1970). Elbette sonunda, Hitler, Paris'in yklmas iin buyruk verdi Paris'in Alman komutan, bu buyruu yerine getirmedi. Hitler'de grlen yaplar ve kentleri ykma lgnlnn en an anlatm, Eyll 1944'te Almanya'yla ilgili olarak yaymlad "yaklp kavrulmu toprak" kararnamesiydi; Hitler'in bu kararnamede verdii buyrua gre, dman Alman topraklarn ele geirmeden nce,

yagamin srdrlmesi iin gerekli her ey, ama her ey yiyecek karnesi kaytlan, evlilik dosyalar ve oturma yeri defterleri, banka hesab kaytlar yok edilecekti. Ayrca, yedek yiyecekler yok edilecek, iftlikler yaklp hayvanlar ldrlecekti. Bombalardan kurtulan sanat yaptlar bile korunmayacakt. Antlar, saraylar, atolar ve kiliseler, tiyatrolar ve operalar da yerle bir edilecekti (A. Speer, 1970). 10Hitler'e ve 1914 1946 aras dnemine ilikin pek ok yazl kaynak vardr, bunlarn iinde en ok A. Speer'dan (1970) ve W. Maser'dan (1971) yararlandm. Ama ikinci kayna, Hitler'in genliine ilikin deerlendirmeleriyle ilgili olarak daha nce belirttiim nedenlerden dolay, biraz ekinerek kullandm. Albert Speer'la yaptm ok sayda kiisel grme sayesinde de pek ok bilgi ve gr edindim (Speer, Nazi dzenine katld iin itenlikle piman olmutur ve tmyle farkl bir kii olduunu sylemitir; onun szlerinin doruluuna inanyorum.). Yararlandn teki deerli kaynaklar unlardr P. E. Schramm (1965), H. Krausnick ve tekiler (1968) (bu ikisi, birok nemli kaynaktan alnt yaptklar iin deerlidir).ve Schramm'n yazd bir nszle yaymlanm ok iyi bir kaynak olan Hitler'in Sofra Syleileri (H. Picker, 1965). E. Hanfstaengl'den (1970) de yararlandm, ama yararlanrken byk dikkat gsterdim. Hitler'in Mein Kampf (1943) tarihsel bir kaynak olarak pek iime yaramad. Birok baka kitaba daha bavurdum ve metinde, bunlarn bazlarndan yaptm alntlan da belirttim. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 169 Hi kukusuz, bunun bir anlam da suyun, elektriin, hibir salk ve temizlik olanann bulunmayacayd, bir baka deyile, salgnlarn, hastalklarn ba gsterecei ve bunlardan kaamayan milyonlarca insann, leceiydi. lsever bir ykc deil, canlsever bir yapc olan Speer'a gre, bu karar, Hitler ile arasnda alamaz bir uurum yaratt. Hitler'in duyduu yein ykm arzusunun gdmnde olmayan birok generalle ve parti yetkilisiyle ibirlii yollan arayan Speer, Hitler'in buyruklann engelleyip boa karmak iin yaamn tehlikeye att. Birtakm baka koullarn yan sra Speer'in ve baka birok kiinin abalan sayesinde, Hitler'in yaklp kavrulmu toprak siyaseti hibir zaman uygulamaya konmad. Hitler'in yaplan ve kentleri ykma tutkusu, yap kurma tutkusuyla olan balanusmdan dolay, zel bir dikkatle ele alnmaya deer. Hatta daha da ileri gidilerek, Hitler'in kentleri yeniden kurmak iin yapt planlann, ilkin bu kentleri ykmak iin uydurduu bir zr olduu sylenebilir. Ama bana kalrsa, Hitler'in mimarla duyduu ilgiyi, ykma arzusunun bir rtsnden baka bir ey deilmi gibi aklamak yanl olur. Hitler'in mimarla duyduu ilgi belki de itenlikliydi ve ileride greceimiz gibi, g, utku ve ykm dnda yaamda onu itenlikle ilgilendiren tek eydi. Hitler'in ykcl, Polonyallar' yendikten sonra onlann geleceiyle ilgili tasarladklannda da grlmektedir. Polonyallar, kltrel bakmdan ksrlatmlacakt; retim, trafik iaretlerine ilikin bilgilerle ve biraz Almanca'yla snrl olacakt; corafya konusunda da yalnzca Berlin'in Alman bakenti olduu retilecekti; aritmetik, tmyle gereksiz olduundan hi retilmeyecekti. Salk bakm yaplmayacakt; yaam dzeyleri dk tutulacakt; Polonyallar, ucuz ii ve uysal kle olmaktan baka bir eye yaramazlard (H. Picker, 1965). ldrlecek ilk insan nesneler arasnda, zrl (sakat) insanlar vard. Hitler daha nce Mein Kampfta yle yazmt: "Sakat insanlara ayn lde sakat ocuklar dourmalarna engel olunmaldr... Bunun iin gerekirse, iyiletirilemeyecek lde hasta olanlar, hi gzlerinin yana baklmakszn toplumdan yaltlacaktr bu, sz konusu uygulamaya urayan zavalllar iin barbarca bir nlem, ama dier yurttalar ve gelecek kuaklar iin bir nimettir" (A. Hitler, 1943). Hitler, bedensel zrl in170 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER sanlar yaltmakla yetinmeyip ldrerek bu dncelerini eyleme geirdi. Hitler'in ykclnn ilk davurumlarndan birisi de salt siyasal kar salamak amacyla (hareketin "anamalcla kart" kanadnn nderlerini ortadan kaldrarak sanayicilere ve generallere gven vermek iin) Ernst Rhm'n ve teki SA nderlerinin haynca katledilmesidir (oysa bu olaydan yalnz

birka gn nce, Hitler Rhm'le dosta ene alarken grlmtr). Hitler'in snrsz ykm dlemlerine olan dknlnn bir baka anlatm, szgelimi 1918'deki gibi bir ayaklanma olmas durumunda alaca nlemlere ilikin szleridir. Byle bir ey olursa, Hitler, dzene kar kan siyasal akmlarn btn nderlerini, ayrca da siyasal zgrlk yanls nderleri ve toplama kamplarndaki tm tutuklular ldrecekti. Bu yolla, birka yz bin kiiyi ldreceini hesaplyordu (H. Picker, 1965). Fiziksel ykmn balca kurbanlar Yahudiler, Polonyallar ve Ruslar olacakt. Burada yalnzca Yahudiler'in yok edilmesini ele alalm; nk Yahudilerle ilgili gerekler, ayrca aklamay gerektirmeyecek lde iyi bilinmektedir. Bununla birlikte, Yahudiler'in dzenli ve tasarlanm biimde topluca ldrlmesine ancak kinci Dnya Sava patlak verince baland belirtilmelidir. Savan patlak vermesinden ksa sre ncesine dek Hitler'in Yahudiler'i yok etmeyi kafasnda kurduunu kantlayan hibir inandrc veri yoktur; ama Hitler'in fikirlerini gizli tuttuu sylenebilir, ikinci Dnya Sava patlak verinceye kadar gdlen siyaset, tm Yahudiler'i Almanya'dan g etmeye yneltmekti; bu g kolaylatrmak iin Nazi hkmeti bile aba gsterdi. Ama 30 Ocak 1939'da Hitler, ekoslavakya Dileri Bakan valkovski'ye, ok ak bir dille yle dedi: "Yahudiler'i mahvedeceiz. 9 Kasn 1918'de yaptklar yanlarna kr kalmayacak. Artk hesaplama gn geldi" (H. Krausnick ve tekiler, 1968).11 Ayn gn Reichstag'da yapt konumada da bu kadar ak olmamakla birlikte benzer szler syledi: "Eer Avrupa iindeki ve dndaki uluslararas Yahudi parababalan, uluslan bir baka savaa daha sokmay baanrlarsa, bu sava, dnyann boleviklemesiyle ve dolaysyla Alman ve Fransz kaynaklarndan yaptm teki alntlar gibi bu alntnn evirisini de ben yaptm. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 171 da Musevilik'in utkusuyla sonulanmayacak, Avrupa'daki Yahudiler'in sonu olacaktr."'2 Hitler'in valkovski'ye syledikleri, ruhbilimsel bak asndan zellikle ilgintir. Burada Hitler, szgelimi Yahudiler'in Almanya iin bir tehlike oluturduklan gibi kendini hakl gstermeye ynelik hibir aklama yapmamakta, bylece de gerek gdlerinden birisini az saydaki Yahudi'nin yirmi yl nce iledikleri devrimci olma "su"unun cn alma gdsn aa vurmaktadr. Hitler'in Yahudiler'e duyduu nefretin sadist niteliini, "parti mitinginden sonra en yakn alma ar-kadalanna Yahudiler hakknda syledii birtakm szler" aka gstermektedir: "Onlan btn mesleklerden kovup kenar mahallelere srmeli; hakettikleri gibi geberip gidecekleri bir yere kapatmal ve insanlar yaban hayvanlann nasl seyrederlerse, Alman halk da onlan yle seyretmeli" (H. Krausnick ve tekiler, 1968). Hitler, Yahudiler'in, Ar (Hint-Avrupal) kann ve At ruhunu zehirledikleri kansndayd. lsever karmaann btn ile bu kan arasnda nasl bir iliki bulunduunu anlamak iin, Hitler'in btnyle farklym gibi grnen bir kaygsn firengi hastal konusunda duyduu kaygy ele almamz gerekir. Hitler, Mein Kampf'ta, firengiyi, "ulusun en nemli dirimsel sorunlan" arasnda saymaktadr. yle yazmaktadr: Halkn siyasal, tresel ve ahlaksal ynlerden kirlenmesine kout olarak, yllar yl sren ve ulusal bedenin saln bozan ayn lde korkun bir zehirlenme meydana gelmiti. zellikle byk kentlerde, firengi, gitgide daha ok yaylmaya yz tutmutu; te yandan da verem, lkenin hemen hemen her yannda, srekli olarak can almaya devam ediyordu (A. Hitler, 1943). nceleri Hitler'in st, daha sonra da yaveri olan (emekli) Bakonsolos Fritz Wi-edeman'n tuttuu elyazs notlar. Hitler bu szleri sylerken, hemen hemen ayn gn Goering de Yahudiler'in lke dna gmeleriyle uramak zere Eichmann bakanlnda bir "Reich Merkez Dairesi" kurulmasn buyurmutu. Eichmann, Yahudiler'i kovmak iin daha nceden biryntem belirlemi bulunuyordu. H. Krausnick ve tekilerin (1968) bildirdiklerine gre, Hitler, pek an olmayan bu zm honutsuzlukla karlam, ama "o zamann koullan iinde uygulanabilirlik olanana sahip tek yntem olduu iin" ister istemez kabul etmi olmaldr.

172 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Oysa bu doru deildi; ne verem ne de firengi, Hitler'in gstermeye alt oranda byk birer tehdit oluturuyordu. Ama kir korkusu, zehirlenme korkusu ve bunlarla bulama tehlikesi karsnda duyulan korku, lsever kiilerin tipik bir dlemidir. Bu, d dnyay kirli ve zehirli bir ey olarak alglayan lsever tutumun bir anlatm ve ayn zamanda da sz konusu tutuma kar bir savunmadr. Byk olaslkla, Hitler'in Yahudiler'e duyduu nefret, u karmaadan kaynaklanyordu: Yahudiler yabancdr; yabanclar zehirleyicidir (firengi gibi); bu nedenle, yabanclarn kknn kaznmas gerekir. Yahudiler'in yalnzca kan deil, ruhu da zehirliyor olmalar, zgn anlayn bir uzantsndan baka bir ey deildir.13 Utkunun kukulu olduunu daha iyi duyumsadka, ykc Hitler de daha eksiksiz olarak boy gsterdi: yenilgi ynnde atlan her adm iin, binlerce kurbann lmesi gerekti. En sonunda da yok edilme sras Al-manlar'a geldi. Daha 27 Ocak 1942'de, Stalingrad'dan bir yl akn sre nce, Hitler yle demiti: "Alman halk, kendi varln (Selbstbe-hauptung) korumak iin savamaya hazr deilse, o zaman yok olmak zorundadr (dann soil es verschwinden)" (H. Picker, 1965). Yenilgi kanlmaz olunca, Hitler, Almanya'nn Alman toprann, yaplarnn, fabrikalarnn, sanat yaptlarnn yok edilecei yolundaki bu tehdidin yerine getirilmesini buyurdu. Ruslar Hitler'in snan ele geirmek zereyken, ykmn grand finale'si (gsterili son perdesi) iin an gelip atmt. Kpei, Hitler'le birlikte lmek zorundayd ve buyruunu dinlemeyip onunla birlikte lmek iin snaa gelen oyna Eva Braun da orada lecekti. Fraulein Braun'un bu ballndan ok etkilenen Hitler, onunla yasal olarak evlenip onu dllendirdi; akas, bir kadnn Hitler'i sevdiini kantlayabilmek iin yapaca tek hareket, onun iin lmeye hazr olmasyd. Goebbels de ruhunu satt adama bal kald; karsna ve alt kk ocuuna, kendisiyle birlikte lmelerini buyurdu. Her normal anne gibi Goebbels'in kars da kesinlikle ocuklarn ldremezdi, hele kocasnn kendisine gsterdii ipe sapa gelmez propaganda gerekesiyle hi byle davranamazd: ama baka seenei yoktu; Speer, bayan Go-ebbels'i son kez grmeye gittiinde, Goebbels, karsnn Speer'la yalnz 13Kars. Almanya'nn anne simgesi olduuna ilikin irdeleme, c. 2, s. 174. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 173 konumasna bir an bile izin vermedi. Bayan Goebbels'in syleyebildii tek ey, (daha nceki evliliinden olan) en byk olunun da orada bulunmamasndan dolay mutlu olduuydu.14 Hitler'in yenilgisi ve lmyle birlikte, evresindekiler de lmeliydi, Almanlar da lmeliydi, dnya da yklmalyd; Hitler, elinden gelse byle yapard. Topyekn ykm, onun kendi ykmnn geri plann oluturmalyd. Hitler'in eylemlerinin, devletle ilgili geleneksel nedenlerden dolay hakl gsterilebilecek eylemler olarak aklanp aklanamayaca sorusuna: Hitler'in bir sava balatan ve milyonlarca kiinin ldrlmesine yol ac buyruklar veren baka devlet adamlarndan ya da generallerden insan olarak farkl olup olmad sorusuna geri dnelim. Hitler, baz bakmlardan, byk glerin "normal" nderlerinin birouna benziyordu ve baka gl uluslarn nderlerince yaplan tutanaklara gemi eyler gz nne alnnca Hitler'in sava politikasnn benzersiz olduunu sylemek olduka ikiyzl bir tutumdur. Hitler olgusunun zellii, Hitler'in buyruuyla gerekletirilen ykm ile bu ykmn gereki gerekesi arasndaki orantszlktr. Milyonlarca Yahudi, Rus ve Polonyal'nn ldrlmesinden tm Almanlann yok edilmesi iin verilen son buyrua kadar Hitler'in eylemleri, stratejik gdlerden kaynaklanan eylemler olarak aklanamaz; bu eylemler, son derece lsever bir adamn tutkusunun rndr. Btn arlk, Hitler'in Yahudiler'i yok etmesine verilerek bazan bu gerek karanlkta braklmtr; bu konuya verilen arlk, Yahudiler'in, Hitler'in yok etmek istedii birok kurbann yalnzca bir blm olduu gereini de gzard etmektedir. Hi kukusuz, Hitler'in bir Yahudi dman olduunu sylemek doru olur; ama onun bir Alman dman olduunu sylemek de ayn lde dorudur. O, insanlktan irenen, yaamn kendisinden irenen bir kiiydi. lseverlie ilikin daha nceki irdelemede genel olarak ele alnan baka

lsever davurumlar asndan Hitler'e baktmz zaman, bu daha bir aklk kazanacaktr. lknce, Hitler'deki lsever ynelimin baz kendiliinden anlatmlarn gz nne alalm. Speer, Varova'nn bombalanmasyla ilgili bir haber filminin son sahnesine Hitler'in gsterdii tepkiyi aktarmaktadr: 14 A. Speer, kiisel grme. 174 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Duman bulutlan gkyzn karartyordu: Pike yapan bombardman uaklar yana yatp hedeflerine doru hzla dalyorlard; braklan bombalarn uuunu, uaklarn bombalar braktktan sonra hzla uzaklan ve patlamalarn dev gibi genileyen dumanlarn izleyebiliyorduk. Filmin yava ekimle gsterilmesi etkiyi dala da artryordu. Hitler bylenmiti. Film, ingiliz Adalar'nn haritasna doru dala gemi bir ua gsteren bir montajla sona eriyordu. Bunun ardndan alevler parlad ve ada, bir paavra yn gibi havaya utu. Hitler'in duyduu heyecan snrszd. "te, balarna gelecek olan bu!" diye bard, kendinden geerek. "Onlar ite byle ortadan kaldracaz!" (A. Speer, 1970). Hanfstaengl, 1920'lerin ortalarnda Hitler'le yapt bir konumay aktarmaktadr. Bu konumada Hanfstaengl, gidip ingiltere'yi grmesi iin Hitler'i raz etmeye uramt; Hitler'e ngiltere'deki grlmeye deer ilgin yerlerden sz etmi ve VIII. Henry'yi anlatmt. Hitler yle karlk vermiti: "Alt kan, hmm, alt kan fena deil; demek karlarndan ikisini de draacna gnderdi. Gerekten ingiltere'yi ziyaret etmemiz ve Tower'a gidip o kadnlann idam edildii yere bakmamz gerek. Bunu yapmaya deer" (E. Hanfstaengl, 1970). Gerekten, bu idam yeri, Hitler'i, ingiltere'nin geri kalan yerlerinden daha ok ilgilendirmiti. Hitler'in 1923'te izledii Fredericus Rex adl bir filme gsterdii tepki de ayrc zellik tar. Bu filmde, Frederick'in babas, lkeden kamaya kalktklan iin hem olunu hem de arkadan idam ettirmek ister. Hitler, sinemadan kmadan nce ve yine eve giderken, hep unu yineleyip duruyordu: "O (oul) da ldrlecek harika. Demek ki, devlete kar su ileyen herkesin, kendi olu bile olsa, kellesi gidecek!" Bu yntemin, (o srada deerli Ruhr blgesini igal etmi olan) Franszlar'a da uygulanmas gerekir diye, konumasn srdryor ve u sonuca vanyordu: "Ren ve Ruhr blgelerindeki bir dzine kentimiz yanp kl olsa, birka yz bin insan canndan olsa ne yazar!" (E. Hanfstaengl, 1970). Hitler'in sk sk yineledii baz akalar, onun lsever ynelimini aka ortaya koyar. Hitler, sebzelerden oluan bir beslenme dzenini uygularken, konuklarna olaan akam yemei veriliyordu. "Yemekler arasnda et sulu bir orba varsa," demektedir Speer, "Hitler'in 'ceset ay'ndan sz edeceini kesinlikle syleyebilirdim; kerevides yemeiyle 13. KIYICI SALDIRGANLIK: DOLF HTLER 175 ilgili olarak, kabuklu su hayvanlarn avlamak iin cesedi akrabalan tarafndan dereye atlan lm bir bykanne hakkndaki yksn anlatrd; ylanbalklan konusunda da bunlan semirtmek ve kolayca avlamak iin en iyi yolun, lm kedi kullanmak olduunu sylerdi" (A. Speer, 1970). Hitler'in yz de lseverlikle ilgili irdelemede deindiimiz koklama davrann ele veriyordu; sanki srekli olarak kt bir ey kokluyormu gibi grnyordu. Bu yz anlatm, Hitler'in pek ok fotorafnda aka grlmektedir. Hitler'in gl hibir zaman zgr deildi; fotoraflarndan da anlalabilecei gibi, bir tr srtmayd. Hitler en byk baany elde ettii srada, Compiegne'deki tren vagonunda Fransa teslim olduktan sonra, bu karakter zellii daha bir aklkla grlyordu. O zamanlar yaymlanan bir haber filminde saptand gibi, Hitler, vagondan ktktan sonra, sanki az nce Fransa'y yutmu gibi bir para "dans" ediyor, ellerini bacaklanna ve karnna vuruyor, irkin irkin srtyordu.15 Hitler'in lsever zelliklerinin baka birisi de can skntsdr. Hitler'in sofrada yapt konumalar, bu canszlk biiminin en arpc davurumudur. Obersalzberg'de, Hitler ve yanndakiler, ikindi yemeinden sonra, ay, kahve, kek ve baka tatllann yenip iildii ayevine yryerek giderlerdi. "Burada, kahve masasnda, Hitler, hep kendisinin yapt sonu

gelmez konumalara dalmaktan zellikle holanyordu. Masadakiler, konulan ounlukla ezbere biliyorlard, bu nedenle de kafalan baka yerde dinliyorlard; ama kulak kesilmi gibi grnyorlard. Arasra, Hitler'in kendisi de konuurken uyuyakahyordu. O zaman, masada bulunanlar, Hitler'in akam yemei zamanna kadar uyanacan umarak yava sesle ene almay srdryorlard" (A. Speer, 1970). Ondan sonra herkes eve dnyordu ve iki saat geince akam yemei veriliyordu. Akam yemeinden sonra, iki film gsteriliyordu ve bunu, zaman zaman, filmler hakknda sradan konumalar izliyordu. Saati 'i geince, grubun baz yeleri, kendilerini tutmak iin gsterdikleri tm abalara karn, artk esnemelerine engel olamyorlard. Ama bu toplant, en sonunda Eva Braun Hitler'le birka laf edip yukar kmak iin izin alncaya dek bir saat kadar daha ayn tekdze bktrc Bu, Hitler'in "azcl-sadist", smrc karakterinin anlaml bir davurumudur. 176 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER boluk havasyla ar aksak sryordu.16 Ondan sonra Hitler, arkadalarna iyi geceler dilemek iin bir eyrek saat kadar daha ayak sryordu. Geriye kalanlar, ou kez o uyuuk saatlerden sonra zgr bir soluk alarak, ampanyalarn ve konyaklarn iildii neeli bir partiyle geceyi srdryorlard (A. Speer, 1970).11 Hitler'in ykcl, bazlarna deindiim ana davurumlar araclyla tannabilir; ama milyonlarca Alman ya da dnyann her yanndaki devlet adamlar ve politikaclar bu ykcln ayrdna varamamlardr. Tam tersine, Hitler, lkesine duyduu sevgiyle hareket eden byk bir yurtsever, Almanya'y Versailles Andlamas'ndan ve ekonomik ykntdan kurtaracak bir esirgeyici, yeni, varlkl bir Almanya yaratacak byk bir kurucu saylmtr. Almanlar ve dnya, kurucu maskesinin arkasndaki byk ykcy nasl grememilerdir? Bunun birok nedeni vardr. Hitler, ok usta bir yalanc ve oyuncuydu. Bar isteini aklyor ve her yeni baarsnn ardndan, artk baka bir isteminin bulunmadn vurguluyordu; bu savn, hem szleriyle hem de ustaca denetledii sesiyle inandrc biimde dile getiriyordu. Ama yalnzca, gelecekteki dmanlarn aldatyordu. rnein, generalleriyle yapt konumalarn birisinde unlar aklyordu: "nsanda, gzellii ortaya karma duyumu vardr. Bu duyumundan yararlanan birisi iin dnya nasl da zengindir... Gzellik insanlara egemen olmaldr... (Sava bittikten sonra) be-on yl sreyle kendimi dncelerime ve dncelerimi kda dkmeye vermek istiyorum. Savalar gelip geicidir. Kalc olan eyler yalnzca kltr deerleridir..." Hitler, yeni bir hogr a yaratmak Speer'in bildirdiine gre, Berlin'deki yemekler srasnda yaplan konumalar da samalk ve skclk ynnden bunlardan aa kalmyordu ve Hitler, "dinleyicilerini iyice usandracak lde sk yapt yinelemeleri rtbas etmek iin hi aba gstermiyordu" (A. Speer, 1970). 1941-42 yllarnda kararghnda generallerle yapt Sofra Syleileri'nde Hitler, aka daha byk aba gsteriyor ve engin bilgisiyle konuklarn etkilemeye alyordu. Bu konumalar, akla gelebilecek tm konulan kapsayan sonu gelmez monologlardan oluuyordu. Bu konumalar yapan Hitler, Mannerheim'daki yalnzlara konferans eken Hitler'in aynsyd. Ama artk dinleyicileri, Alman ordusunun nderlerinden oluuyordu; Hitler'in zgveni byk lde artmt ve bilgisinin (derinlii deilse bile) alan, yllardan beri okumaya devam ettii iin genilemiti. Yine de meydana gelen deiiklik, son zmlemede, yalnzca yzeyseldi. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HTLER 177 istiyor ve Yahudiler'i, Hristiyanlk araclyla hogrszl balatmakla suluyor (H. Picker, 1965). Ykcln Bastrlmas Hitler, bu biimde konuurken belki de bilinli olarak yalan sylemiyordu; yapt ey, hem "ressamlk" hem de "yazarlk" alanlarnda urad baarszl hibir zaman kabul etmeden, eskiden de oynad "ressam" ve. "yazar" rolne brnmekten baka bir ey deildi. Ne var ki, bu tr szlerin ok daha nemli bir ilevi, Hitler'in karakter yapsnn zyle balantl bir ilevi vard: Hitler, ykclnn ayrdna varyor ve bu bilinci, o tr szleriyle bastryordu, ilk olarak, eylemlerine gereke uyduruyordu (ussallatrma): Verdii buyruklarla gerekletirilen

her ykm, yalnzca Alman ulusunun kalm, gelimesi, ycelmesi amacyla yaplm eylemler olarak ussallatryordu: Bu ykmlar, Almanya'y yok etmek isteyen dmanlara (Yahudiler'e, Ruslar'a, en sonunda da ngiltere ve Amerika'ya) kar bir savunmayd; o, dirimsel varolu yasas adna hareket ediyordu ("Tanrsal bir buyrua inanacak olsam, bu, trleri korumaya ynelik buyruktan bakas olamaz" [H. Picker, 1965]). Baka bir deyile, Hitler, ykm buyruklarm verdii zaman, yalnzca "grev"inin ve soylu amalarnn ayrdna varyordu; bunlar, ykc eylemleri zorunlu klyordu, ama Hitler, ykm iin duyduu aln bilincini bastryordu. Bylece gerek gdleriyle kar karya gelmekten kanyordu. Bastrmann daha da etkili bir biimi tepki gelitirme'^. Bu, bastrlm uralarla baa kmann klinik olarak kantlanm bir biimidir; kii, bastrlm uralarn tam kart olan zellikler gelitirerek bu uralarn varln yadsr. Hitler'in gelitirdii bu tepkilerin bir rnei, etyemezliiydi (vejetaryenliiydi). Btn etyemezlik olgularnda bu ilevin mutlaka geerli olduu sylenemez: ama bir zamanlar oyna olan vey yeeni Geli Raubal'n intihar etmesinden sonra Hitler'in et yemekten vazgemesi gerei, Hitler olgusunda etyemezliin bu ilevi grdn ortaya koymaktadr. Hitler'in o zamanki btn davranlarndan anlald zere, Hitler, Geli'nin intiharndan dolay yein bir sululuk duyuyordu. r 178 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Aslnda Geli'yi, Yahudi bir ressama vurulduu iin, fkeden lgna dnen Hitler'in ldrd konusunda baz yazl kaynaklarda rastlanan kukuyu, kantlanmam olmasndan dolay dikkate almasak bile, Hitler yine de Geli'nin intiharndan sorumlu tutulabilir. Hitler, Geli'ye tutukluymu gibi davranyordu, an lde kskant ve Eva Braun'a canl bir ilgi gstermeye balamt. Hitler, Geli'nin lmnden sonra derin bir bunalma girdi, bir tr yas tutma tapnm balatt (Hitler Mnih'te oturduu srece, Geli'nin odasn olduu gibi korudu ve her Noel'de bu oday ziyaret ediyordu). Hitler'in etten saknmas, iledii suun bedeli ve ldrme yeteneine sahip olmadnn kantyd. Belki, avcla kar duyduu irenme de ayn ileve sahipti. Bu tepki gelitirmenin en belirgin davurumlar, W. Maser'm (1971) aktard aadaki gereklerde grlebilirdi. Hitler, iktidar ele geiriinden nceki yllarda siyasal kartlarla girilen kavgalann hibirisine karmad. Hibir zaman bir cinayette ya da idamda hazr bulunmad (Rhm, ldrlmeden nce, kendisini Fhrer'in gelip vurmasn istedii zanlan ne sylediini biliyordu.). Arkadalarndan bazlar, Mnih'teki darbe giriiminde (9 Kasm 1923) ldrlnce, intihar dncesiyle sava verdi ve sol kolunda rahatsz edici bir seirme bagsterdi: Hitler'in bu rahatszl, Stalingrad yenilgisinden sonra yine ortaya kt. Generalleri, onu cepheyi ziyaret etmeye kesinlikle raz edemiyorlard. "Hitler'in, l ve yaral askerleri grmeye dayanamad iin bylesi ziyaretlerden kandna kesinlikle inanan askeri ve baka kiilerin says az deildi" (W. Maser, 1971).18 Bu davrann nedeni, Hitler'in fiziksel ycelikten yoksun olmas (yreksiz olmadn, Birinci Dnya Sava'nda pek ok rnekle kantlamt) ya da Alman askerlerine besledii ince duygular (onlara, bakalar iin besledii duygulardan pek deiik duygular besliyordu) deildi (W. Maser, 1971).19 Bana kalrsa, ceset grme karsndaki bu ylgsal tepki, Hitler'in kendi ykclnn bilincine kar gsterdii bir savunma tepkisidir. Hitler yalnzca emirleri verip imzalad srece, konumaktan ve yazmaktan baka bir ey yapmam oluyordu. Bir baka deyile, cesetleri gerek olarak grmek'ten kand ve duyduu Maser'n bu yargsn, yaptmz kiisel bir grmede Speer da dorulamtr. Maser'm bu yargs, General W. Warlimont'un tanklna dayanmaktadr. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HTLER 179 kim tutkusunun etkileyici bilincinden kendisini koruduu srece, "o" t- n dkmemi oluyordu. Bu ylgsal savunma tepkisi, Hitler'in zorlamml denebilecek nitelik tayan ve Speer tarafndan bildirilen20 an temizlik tutkusunun kkeninde yatan mekanizmayla temelde ayndr. Bu belirti, tam gelimi ykanma zorlanm olarak ortaya kt ar biimiyle olduu

kadar, Hitler'de kazand yumuak biimiyle de ounlukla tek bir ileve sahiptir: kirin, simgesel olarak kiinin ellerine (ya da tm bedenine) bulaan kann ykanp temizlenmesi ilevine sahiptir, kan ve kirin bilinci bastrlr; bilince kan tek ey, "temiz" olma gereksinmesidir. Ceset grmekten kanma, bu zorlanma benzer; bu zelliklerin her ikisi de ykcln yadsnmasna yarar. Hitler, yaamnn sonuna doru, son ve kesin yenilgisinin yaklatn sezinledii zaman, artk ykcln bastrmay srdremez oldu. Bunun arpc bir rnei, 1944'te generallerce kalklan baarsz ayaklanmaya nderlik edenlerin l bedenlerini grnce gsterdii tepkidir. Ceset grmeye dayanamayan adam, imdi generallere uygulanan ikenceyi, idam ve tutukevi giysileriyle et engellerinde sallanan cesetleri yanstan filmin gsterilmesini buyuruyordu. Hitler, bu grntnn bir fotorafn alma masasnn stne koymutu.20 Yenilgi durumunda Almanya'nn yok edilecei yolunda Hitler'in daha nce savurduu tehdit imdi gerekletirilebilirdi; Almanya'nn esirgenmesi Hitler sayesinde olmad. HTLER'N KLNN BAKA YNLER Hitler'i ya da baka bir kiiyi, tutkularnn yalnz birisini grerek anlayamayz; grdmz tutku, en temel nitelik tayan tutku olsa bile buna olanak yoktur. Ykcln ynlendirdii bu adamn, Avrupa'daki en gl adam olmay, birok Alman'da (ve hi de azmsanamayacak saydaki baka insanda) hayranlk uyandrmay nasl baardm kavramak 'in, btn karakter yapsn, zel yetenekleri ile yetilerini ve iinde ilev grd toplumsal ortam anlama abas gstermemiz gerekir. Olseverlie ek olarak, Hitler'de sadistlik tablosu da grlr; ama dpedz ykclk iin duyduu arzunun yeinlii, bu tabloyu glgede A. Speer, kiisel grme. 180 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER brakmaktadr. Hitler'in sadist-mazoist, yetkeci karakterini daha nceki bir yaptta (E. Fromm, 1941) zmlediim iin, burada bu konuyu ksaca zetlemekle yetinebilirim. Hitler, hem yazlarnda hem de konumalarnda, kendisinden gsz insanlar zerinde egemenlik kurmak iin duyduu byk istei anlatma kavuturmutur. Kitlesel toplantlar akamleyin yapmann yararn dile getirmitir; bylece: Anlald kadaryla, sabahleyin, hatta gn boyunca insanlarn isten gc, baka birisinin istencine ve baka birisinin kansna boyun emesi iin yaplan zorlama giriimine kar en byk gle ayaa kalkar. Oysa akamleyin, insanlarn isten gc, daha gl bir istencin ar basan etkisine daha kolaylkla teslim olur. nk gerekten'bu nitelie sahip her toplant, iki kart g arasndaki bir gre karlamasdr. Egemenlik altna alc, nderce bir nitelik tayan stn sz syleme yetenei, akam olunca, direnme glerinin en doal biimde zayfladn bizzat duyumsatan insanlar yeni istencin yanna ekmeyi, zihinsel enerjilerini ve isten glerini hl tam olarak denetim altnda bulunduran insanlar ekmekten daha kolay baarr (A. Hitler, 1943). Ayn zamanda Hitler, boyun eici tutumundan dolay, daha yksek bir gcn, "Ulu Tann"nn ya da dirimsel (biyolojik) yasann adna hareket ettii duygusuna kaplmtr. Hitler, bir tmcesiyle, hem sadist hem de lsever ynlerini anlatma kavuturmutur: "(Kitlelerin) istedii, gllerin utkuya ulamas, gszlerin ise yok edilmesi ya da koulsuz teslim alnmasdr" (A. Hitler, 1943). Sadist teslim almak ister; yok etmek isteyen yalnzca lsever kiidir. "Ya da" szc, Hitler'in karakterinin sadist ve lsever yanlarn balamaktadr; bununla birlikte, Hitler'deki yok etme isteinin, salt teslim alma isteinden daha gl olduunu tarihsel kaytlardan biliyoruz. Hitler'de birbiriyle yakndan balantl olan teki karakter zellii, zseverlii, iekapank tutumu ve sevgi, scaklk ya da sevecenlik gibi duygulardan yoksun olmasyd. . Hitler'in zseverlii,2{ bu tabloda en kolay tannabilen zelliktir. Hitler, an zsever bir kiide grlebilecek btn tipik zellikleri sergiler: "Blm 9'daki (1. cilt) zseverlikle ilgili irdelemeye bakn. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER

181 Yalnzca kendisiyle, kendi zlemleri, kendi dnceleri, kendi istekleriyle ilgilenir; kendi fikirleri, gemii, taanlar hakknda sonu gelmez konumalar yapar; dnya, ancak onun tasanlannn ve isteklerinin nesnesi olduu lde gereklik tar; baka insanlar, ancak ona hizmet ettikleri ya da ara olarak kullanlabildikleri srece bir anlam tar; o, her zaman, her eyi herkesten daha iyi bilir. Kiinin kendi fikirlerinden ve tasan-lanndan bylesine emin olmas yein zseverliin tipik bir aync zelliidir. Hitler, bilgileri irdeleyerek deil, en bata duygusal bir temele dayanarak sonulara ulamtr. Onun gznde, siyasal, ekonomik ve toplumsal gereklerin yerini ideoloji almtr. Hitler, duygularna seslendii iin bir ideolojiye bir kez inannca, o ideolojinin dile getirdii olgulann doru olduuna da inanyordu. Bu, Hitler'in gerekleri btn btne bir yana brakt anlamna gelmez; Hier, bir lye kadar kurnaz bir gzlemciydi ve baz gerekleri, kendisi kadar zsever olmayan birok kiiden daha iyi deerlendiriyordu. Ama ileride irdeleyeceim bu yetiklik (kapasite), Hitler'in, byk lde zsever bir temele dayanarak inanlar ve kararlar oluturduu temel konularda gerekilikten yoksun olmasna engel deildir. Hanfstaengl, Hitler'in zseverliini ortaya koyan anlaml bir rnek vermektedir: Goebbels, Hitler'in baz konumalanni ieren bir teyp band smarlamt. Hitler ne zaman kendisini ziyaret gelse, Goebbels bu bant alard; Hitler, "yumuak maddelerle doldurulup kaplanm byk bir sandalyeye kendisini atar; trajik biimde kendisine k olan ve durgun yzeyinde hayran hayran kendi grntsn seyrettii suda kendi lmyle buluan Yunanl gen (Narcissus) gibi, kendinden gemiesine byk bir hayranlkla sesini dinler"di (E. Hanfstaengl, 1970). P. E. Schramm, Hitler'de grlen "benlie tapnma"dan sz etmektedir. "[General] Alfred Jodl'a gre, o, 'ulusun ve savan nderi olarak asla yanlmaz bir kiilie sahip olduu yolundaki hemen hemen gizemli bir inan'n kesin egemenlii altndayd" (H. Picker, 1965). Speer, Hitler'in yapm tasanlanyla ortaya koyduu "byklk delilii" (megalomani) hakknda yazmtr. Hitler'in Berlin'deki saray, o zamana dek yaplm en byk konut olacakt; Bismarck zamanndaki babakanlk konutundan yz elli kez daha byk olacakt (A. Speer, 1970). 182 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Hitler'in, kendisine hizmet edenler dndaki li kimseye ya da hibir eye kesinlikle ilgi duymamas ve herkesten souk biimde uzak durmas, zseverliiyle balantldr. Hitler, sevgiden, sevecenlikten ya da baka birisinin duygusunu paylama yeteneinden hemen hemen kesinlikle yoksundur; onun bu zellii, mutlak zseverliine uygun der. Hitler'in, tm yaamnda, arkada denilebilecek bir tek kiiye bile rastlamak olanakszdr: Kubizek ve Speer, arkada tanmna baka herkesten daha ok yaklarlar; ama onlara da kesinlikle "arkada" denemez. Hitler'le ayn yata olan Kubizek, onun dinleyicisi, hayran ve elikisi olarak ilev gryordu; ama Hitler ona kar hibir zaman drst ve iten olmad. Speer'la olan iliki deiikti; belki de Speer, Hitler'in gznde, bir mimar olarak kendi imgesini temsil ediyordu; O, yani Hitler, Speer'm araclyla, byk bir kurucu olacakt. Hatta Hitler, Speer'a iten bir sevgi bile duymu olabilir belki Kubizek'i saymazsak, byle bir eyle karlatmz biricik durum budur ve bana kalrsa, ok seyrek rastlanan bu olgunun bir nedeni, belki de, Hitler'in kendisi dnda kalan bir eylere gerek bir ilgi duyduu tek alann, Hitler'in kendini canl duyumsad tek alann mimarlk olmasdr. Bununla birlikte, Speer Hitler'in arkada deildi; Nuremberg yarglamalar srasnda Speer'n zl bir anlatmla ortaya koyduu gibi: "Eer Hitler'in arkada olsayd, ben de onun arkada olurdum." Gerekten de Hitler'in hi arkada yoktu; Hitler her zaman, gerek Viyana'da kartpostal ressam iken, gerekse Reich Fhrer'i iken, kabuuna ekilmi yalnz bir kiiydi. Speer, Hitler'in "insansal ilikiler kurmakta gsterdii yeteneksizlikken sz etmektedir. Hitler'in kendisi de mutlak yalnzlnn ayrdndayd. Speer'n bildirdiine gre, Hitler, eninde sonunda emekli olduktan sonra ksa srede unutulacan kendisine sylemitir: ktidarn artk onun ellerinde olmad bir kez aklk kazannca, halkn abucak ondan yz evirip yerine geen kiiye yneleceine inanyordu... Herkes onu terk edecekti. Bu dnceyi

kafasna takan Hitler, kendisine acyan bir havada yle srdrd szlerini: "Belki eski tandklarmdan birisi beni arasra ziyaret eder. Ama buna gvenmiyorum. Frulein Braun'dan baka kimseyi yanma almayacam. Frulein Broun ve kpeimden baka. Yalnz olacam. Uzunca bir sre yanmda kalmak isteyen niin olsun ki? Artk hi kimse dnp bana bakmayacak bile. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HTLER 183 Herkes, yerimi alan kiinin peinden koacak. Belki ylda bir kez, doum gnmde grnecekler" (A. Speer, 1970). Bu duygularyla Hitler, kendisine hi kimsenin sevgi duymad yolundaki grn dile getirmekle kalmyor, kendisine gsterilen balln yalnzca g sahibi olmasndan ileri geldii yolundaki inancn da dile getiriyor; Hitler'in arkadalar, kpei ve ne sevgi ne de sayg duyduu ama tmyle denetledii kadndr. Hitler, souk ve acmaszd. H. Rauschning (1940) ve Speer gibi duyarl kiiler bunu sezmilerdi. Speer bu konuda anlaml bir rnek vermektedir. Goebbels'in yan sra Speer da, propaganda amacyla, bombalanm kentleri ziyaret etmesi iin Hitler'i raz etmeye urayordu. "Ama Hitler, her zaman, bylesi nerileri elinin tersiyle itiyordu. Arabasyla Stettin Istasyonu'ndan Babakanlk'a ya da Mnih'te Prinzregentenstrasse'de bulunan dairesine giderken, artk ofrne en ksa yoldan gitmesini emrediyordu; oysa nceleri en uzun yollardan gitmeyi severdi. Bu araba yolculuklarnda birka kez Hitler'e elik ettiim iin, arabasyla iinden getii yeni yknt alanlarn nasl bir duygusuzlukla seyrettiini grdm" (A. Speer, 1970). "Hitler'de insana zg bir duygu kprts uyandran" tek canl yaratk, kpeiydi (A. Speer, 1970). Bu lde duyarl olmayan birok baka kii aldanmtr; bu kiilerin scaklk olduuna inandklar ey, gerekte, Hitler'in en sevdii konulardan sz ettii zamanlarda ya da gden ve ykc bir ruh durumu iinde olduu zamanlarda ortaya kan uyarlma durumu'yd. Hitler hakknda yazlm kaynaklarn tmn taramama karn, Hitler'in herhangi bir kiiye efkat gsterdiini kantlayan bir duruma rastlayamadm; elbette dmanlarna efkat gstermesini bekleyemezdim; ama savaan askerlere ve sivil Almanlar'a efkat gsterdiini kantlayan bir durumla da karlamadm. Canndan olacak askerlerin says Hitler'i hi ilgilendirmiyor ve savata verdii taktik kararlan en bata da (rnein, Stalingrad arpmasnda) geri ekilmeme konusundaki inadn hibir zaman etkilemiyordu; askerler yalnzca bilmem u kadar "silah" demekti. zet olarak Speer unlar belirtiyordu: "Hitler, ince insan erdemlerinden tmyle yoksundu: Sevecenlik, sevgi, iir onun doasna yabanc eylerdi. Dtan bakldnda nazik, ekici, ll, doru, sevimli, huzurla 184 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 185 grnyordu. Akas bu d grn, gerekte baat durumda bulunan zellikleri, eksiksiz ama ince bir kisveyle rtme ilevi gryordu" (J. Brosse'un kitabna A. Speer'm yazd Sonsz, 1972). Kadnlarla likiler Hitler'in kadnlarla olan ilikilerinde, erkeklerle olan ilikilerinde grdmz, sevgiden ve sevecenlikten ya da efkatten yoksunluu aynsyla gryoruz. Bu yarg, Hitler'in annesine ok dkn olduu gereiyle eliir gibi grnebilir. Ama Hitler'in kandayla cinsel iliki isteklerinin kyc nitelik tadn, bir baka deyile, Hitler'in annesine bal olduunu ama bu ban souk bir kiisellikten yoksun olduunu varsayarsak, Hitler'in daha sonraki yaamnda kadnlarla olan ilikilerinin de souk ve kiisellikten yoksun olduunu kavramaya hazrz demektir. Hitler'in ilgi duyduu kadnlar temelde iki snfa ayrabiliriz; bu snflar en bata toplumsal konumlaryla belirlenir: (1) Zenginlikleriyle, toplumdaki yerleriyle ya da baarl oyuncu

olmalaryla tekilerden ayrlan "saygn" kadnlar; (2) vey yeeni Geli Raubal ve yllarca oyna olan Eva Braun gibi, toplumsal bakmdan kendisinden "aada" olan kadnlar. Hitler'in birinci kmeye ynelik davranlar ve duygulan, ikinci kmeye ynelik davran ve duygularndan olduka deiikti. Mnih'te Hitler'le dostluk kuran ve gerek kii olarak ona gerekse partiye nemli balarda bulunan birok yalca sosyete kadn, birinci kmedeki kadnlar arasnda yer alyordu. Daha nemlisi, bu kadnlar, Hitler'i yukar snflarn yaantsyla ve tutumlaryla tantrdlar. Hitler, bu kadnlarn balarn ve hayranlklarn byk bir incelikle kabul etti; ama bu anne tiplerine hibir zaman tutulmad ya da ksnl ilgi duymad. Hitler, toplumsal bakmdan kendisinden stn olan baka kadnlar konusunda her zaman biraz ekingen ve utangat. Hitler'in genken, Linz'de yukar snftan gen ve ho bir kz olan Stephanie'ye delice tutulmas, bu davran zelliinin bir ilk rneidir; Hitler bu kza vurulmutu. Kubizek'in anlattklarna baklrsa, Hitler, Stephanie'nin evinin yanndan geer ve bu yryler srasnda onu grmeye alrd; ne var ki onunla konumay ya da araya nc bir kii koyarak onunla tanma giriiminde bulunmay hibir zaman gze alamamt. En sonunda Stephanie'ye bir mektup yazarak daha sonra, yani bir baltaya sap olduktan sonra, onunla evlenmek istediini bildirdi, ama mektuba imzasn koymad. Gerekilikten yoksunluun damgasn tayan btn bu davran, Hitler'in genliine verilebilir; ama baka biroklarnn, rnein Hanfstaengl ve Speer'in anlattklarna baklrsa, Hitler, sonraki yllarda da kadnlar karsnda ayn ekingenlii gstermitir. Grnd kadaryla, Hitler'in hayranlk duyduu ekici kadnlar karsndaki tutumu, uzak bir hayranlk olarak kalmtr. Hitler Mnih'teyken, iyi grnl kadnlara bakmaktan holanrd; iktidara geldii zaman da evresine gzel kadnlar, zellikle de kadn film oyuncularn toplamaktan holanyordu; ama bunlardan birisine k olduunu gsteren hibir kant yoktur. Bu kadnlar karsnda "Hitler, daha ok, bitirme dansna katlan bir dans kursu mezunu gibi davranyordu. Yanl bir ey yapmamak, yeterince gnl alc sz sylemek, onlar gleryzle karlayp Avusturyallara zg bir el pyle iyi geceler dilemek iin utanga bir zen gsteriyordu" (A. Speer, 1970). Bir de Hitler'in ne hayranlk ne de sayg duyduu, ama kendisine boyun een Geli Raubal ve Eva Braun gibi kadnlar vard. Anlald kadaryla, Hitler en bata bu tr kadnlarla cinsel iliki kurmutur. Hitler'in cinsel yaam, pek ok yoruma konu olmutur. Hitler'in ecinsel olduu sk sk ne srlmtr; ama bununla ilgili hi bir kant yoktur, stelik byle bir durum olas da grnmemektedir.22 te yandan, Hitler'in cinsel ilikilerinin normal olduunu, hatta Hitler'in cinsel gce sahip olduunu gsteren hibir kant da yoktur. Hitler'in cinsel yaamyla ilgili verilerin ounu, yirmili yllarda ve otuzlu yllarn balarnda Hitler'i Mnih'te ve Berlin'de gzlemlemek iin bol bol olanaa sahip olan Hanfstaengl salamaktadr.23 Kars. W. Maser (1971). J. Brosse (1972), bu konuda dolaysz kantlanl bulunmadn kabul etmesine karn, Hitler'in gizil durumda gl ecinsellik eilimlerine sahip olduu yolundaki savn, Hitler'de yanstanca (paranoya) eilimleri grld iin byle bir olasln sz konusu olduu yolundaki dolambal varsayma dayandrmaktadr; Brosse'un uslamlama yntemi, yanstanca ile bilind ecinsellik arasnda yakn bir iliki bulunduu yolundaki Freud'u varsaym temel almaktadr. Ne yazk ki, Hanfstaengl gvenilir bir tank deildir. Hanfstaengl'm yazd zyaam yks, byk lde kendi karlarna hizmet eder niteliktedir; bu kitapta Hanfstaengl, 186 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Hanfstaengl, Geli Raubal'n bir arkadana syledii szleri aktarmaktadr: "Amcam bir canavar. Benden istedii eyleri kimse kestiremez!" Yirmili yllarda Parti saymanl yapan F. Schwartz'm Hanf-staengl'a anlatt ve Hanfstaengl tarafndan aktarlan bir baka yk, bu sz bir lde dorulamaktadr. Schwartz'a gre, Geli'nin Hitler tarafndan izilmi ak sak resim taslaklarn ele geirmi olan bir adam Hitler'e antaj yapyordu; bu resimler, Geli'yi "profesyonel bir modelin kabul etmeyecei" durularda betimliyordu. Hitler, bu adama istedii

parann verilmesini buyurdu; ama resimlerin ortadan kaldrlmasna izin vermedi; bu taslaklar, Hitler'in Kahverengi Ev'deki kasasnda korunacakt. Bu taslaklarda nelerin betimlendiini kimse bilmemektedir; ama bunlarn salt Geli'yi plak durumda gsteren taslaklar olmadklarn varsaymamzda hibir saknca yoktur; nk yirmili yllarn Mnih'inde bu, Hitler'in antaja boyun emesine yol aacak kadar ciddi bir tehdit saylmazd. Belki de bu resimlerde sapka bir poz ya da duru betimleniyordu ve belki de Hitler'in cinsel arzulan biraz olaandyd; Hanfstaengl'n ne srd gibi, Hitler'in olaan cinsel eylemde bulunma yeteneinden btnyle yoksun olup olmadn bilemiyoruz. Ama Hitler gibi souk, ekingen, sadist ve ykc bir adamn cinsel ilgilerinin byk lde sapkn bir nitelik tamas olasl vardr. Elimizde hi veri bulunmad iin, Hitler'in cinsel beenilerinin ayrntl bir tablosunu izmeye uramann pek yaran olmayacaktr. Bana kalrsa, yaplabilecek en yerinde tahmin, Hitler'in cinsel arzularnn, aa snftan kadnlar karsnda gzetleyici (rntgenci), dkl-sadist bir nitelik ve hayranlk duyulan kadnlar karsnda da mazoist bir nitelik taddr. Hitler'in Eva Braun'la kurduu cinsel ilikiler konusunda da elimizde hi kant yoktur; ama onunla arasndaki duygusal iliki hakknda ok daha fazla ey biliyoruz. Apak biliyoruz ki, Hitler'in Eva'ya kar davranlarnda anlayn ve dnceliliin izine bile rastlanamaz. Hitler'in kendisini, Hitler zerinde iyi bir etki yaratmaya alan ve HMerte bozutuktan sonra, bakan Roosevelt'in "damman" olan bu olduka abartmal bir savdr bir kii gibi gstermeye almaktadr. Bununla birlikte, onun, Hitler'in kadnlarla olan ilikileri hakknda anlattklarna z olarak inanabiliriz; nk bu konu, onun kendi siyasal grntsnn glenmesine hizmet etmiyordu. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HTLER 187 Eva'ya verdii doum gn armaanlan, bunun rneklerinin yalnzca birisidir. Hier, yardmclanndan birisine, Eva iin ucuz bir ss taks ve gelenein gerektirdii iekleri almasn sylerdi. "Genel olarak, Hier onun duygularn pek umursamazd. Eva yanndayken bile, kadnlar karsndaki tutumunu, sanki o orada deilmi gibi enine boyuna anlatrd: 'ok akll bir adamn, ilkel ve aptal bir kadn almas gerekir'" (A. Speer, 1970). Eva Braun'un gncesi sayesinde, Hitler'in ona ynelik tutumu konusunda daha derinlemesine bilgi ediniyoruz. Eva Braun'un yazdklarnn baz yerlerini zmek zordur; ama herhalde yle olmaldr: 11 Mart 1935. Yalnz bir tek ey istiyorum ok ar hasta olmak ve en az bir hafta onunla ilgili hibir ey bilmemek. Niin bana hibir ey olmuyor? Btn bunlar ekmek zorunda mym? Keke onunla hi karlamam olsaydm. Yklm durumdaym. imdi yeniden uyku tozu satn alp kullanyorum, ondan sonra de benzeyen bir duruma dalyorum ve artk her eyi yle ok kafama takmyorum. Neden eytan canm almaz ki? Eminim, onunla olmak burada olmaktan daha ho bir eydir. saat boyunca Carlton'n nnde bekledim ve onun iek satn almasn... ve o kadn yemee gtrmesini seyretmek zorunda kaldm. (Daha sonra, 16 Mart'ta eklenmi not:) lgnca bir kuruntu. Beni yalnzca belli amalar iin kullanyor, baka trls olas deil. (Daha sonra eklenmi:) sama! Benden holandn fer hat mich lieb> syledii zaman, yalnzca o an iin holandn sylemek istiyor, tpk hibir zaman tutmad szleri gibi. 1 Nisan 1935. Dn gece bizi Vier Jahreszeiten'a (Mnih'le bir lokanta) davet etti. saat yan banda oturdum, ama ona tek bir sz bile sy-leyemedim. Ayrlrken bana, daha nce de bir kez yapt gibi, iinde para bulunan bir zarf verdi. Parann yan sra, benimli ilgili bir iyi dilek ya da ince bir sz yazsayd ne gzel olurdu: Bu bana ok byk haz verirdi. Ama o byle eyleri dnmez. 28 Mays 1935. Ona, benim amdan belirleyici nem tayan bir mektup gnderdim; ama onun da... (okunmuyor).

188 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 189 Eh greceiz. Bu gece saat 10'a dek bir yant almazsam, yirmi be hapm iip yavaa... uykuya dalacam. aydan beri bana bir tek gzel sz sylemedikten sonra, durmadan yineleyip beni gvendirmeye alt... sevgisi bu mu?... Ulu Tanrm, bana bugn yant vermeyecek diye korkuyorum. Keke biri yardmma kosa, her ey yle korkun ve umutsuz ki. Belki de mektubum, ona, uygun olmayan br anda ulat. Acaba ona hi yaz-masaydm, daim m iyi olurdu? Her neyse, belirsizlie katlanmak, anszn gelen bir sondan daha korkun. Otuz be parada (uyku haplarn anlatmak istiyor) karar kldm: Bu kez, gerekten "mutlak kesin " bir konu olacak bu. Hi deilse, birisine syleyip bana telefon ettirseydi (Eva Braun, 1935). Eva Braun, ayn gncede, doum gn geldiinde Hitler'in kendisine ok istedii eylerin (kk bir kpek ve giysiler) hibirisini vermediini, yalnzca birisiyle iek gnderdiini; kendisinin yaklak on iki dolar deyerek birka ss taks satn aldn, bunu da hi deilse takt zaman Hitler'in houna gidecei umuduyla yaptn yaknarak belirtiyor. Hitler'in hayranlk duyduu kadnlar karsndaki mazoist davranyla ilgili baz veriler bulunmaktadr. Hanfstaengl, Hitler'in kendi karsna (Hanfstaengl'n karsna) ynelik tutumuyla balantl olarak byle bir olay aktarmaktadr. Hitler, Hanfstaengl'n evine yapt bir ziyaret srasnda, Hanfstaengl birka dakikalna dar knca, Bayan Hanf-staengl'n nnde diz st yere km, kendisini onun klesi olarak nitelemi, tatl ama buruk bir deneyim olan onunla tanma deneyimini ok ge de olsa kendine tattran yazgdan dolay ilenmiti. Aktarlan bu olayn zn oluturan Hitler'in mazoist davrann, W. C. Langer'n (1972) ortaya kard bir belge dorulamaktadr. Bir film aktristi olan Renee Muller, Babakanlk konutunda geirdii akam olanlan, ynetmeni A. Zeissler'a anlatmtr: Renee, Hitler'in kendisiyle yatacandan emindi; her ikisi de soyunmutu ve yataa girmeye hazr grnyorlard ki, Hitler kendisini yere att ve Renee'den, kendisini tekmelemesini istedi. Renee buna kar kt; ama Hitler yalvaryor ve kendisini deersiz bir kii olmakla suluyordu, kendisine her trl sulamay yklyordu ve ac ekiyormu gibi yerlerde srnp duruyordu. Manzara, Renee iin dayanlmaz olmutu ve sonunda Renee, Hitler'in istediklerini yapmaya raz oldu ve onu tekmeledi. Bundan byk bir heyecan duyan Hitler, daha ok, daha ok tekmelemesi iin Renee'ye yalvaryordu; bunun, hakettiinden de daha iyi olduunu ve onunla ayn odada bulunmaya deer bir kii olmadn syleyip duruyordu. Renee tekmelemeye devam ettike, Hitler'in duyduu heyecan da artyordu (A. Zeissler, 1943). Renee Muller, bundan ksa bir sre sonra canna kyd. Hitler'e k olduu sylenen yukar snftan baka birok kadn daha vard; ama Hitler'in onlarla cinsel ilikiler kurduunu gsteren yeterli veri bulunmamaktadr. Hitler'e yakn olmu ok sayda kadnn intihar etmesi ya da intihara kalkmas dikkat ekici bir olgudur: Geli Raubal, Eva Braun (iki kez), Rende Muller, Unity Mitford ve Maser'n bildirdii daha kukulu birka olgu. Hitler'in ykclnn, bu kadnlar zerinde etkili olduunu sylemekten insan kendini alamyor. Hitler'deki sapknln nitelii ne olursa olsun, ayrntlar pek belirgin deildir; Hitler'in yaam da onun hakknda u anda bildiklerimizden daha baka eyler salamamaktadr. Gerekte, Hitler'in cinsel yaam konusunda elimizde bulunan kt verilerin inamlrl, en bata, Hitler'in karakteriyle ilgili bildiklerimize dayanmaktadr. Yetiler ve Yetenekler Hitler'le ilgili karakterbilimsel zmleme, karmza, ekingen, an zsever, balantsz, disiplinsiz, sadist-mazoist ve lsever bir kii karmtr. Hi kukusuz, Hitler olduka byk yetilere ve yeteneklere sahip bir adam olmasayd, bu nitelikler onun kazand baary aklayamazd.

Neydi bu yetiler ve yetenekler? Hitler'in yeteneklerinin en by, insanlar etkileme, etki altna alma ve inandrma gcyd. Hitler'in ocukken bile bu yetenee sahip olduunu grmtk. Hitler bu yeteneini kavramt ve sava oyunlarnda ocuk 190 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 191 etelerinin nderi olarak oynad rolde, daha sonra ilk gerek izleyicisi olan Kubizek'le ilikisinde, ardndan da Viyana'da Mnnerheim'n sakinleriyle olan ilikilerinde bu yeteneini uyguluyordu. Devrimden ksa sre sonra, 1919'da, askeri stleri Hitler'i, askerlere sac fikirleri benimsetmekle ve onlarda devrimcilere kar nefret uyandrmakla grevlendirdiler. Hitler, nemsiz ve kk bir topluluk olan Sosyalist ii Partisi'yle (elli yeli) bir rastlant sonucu iliki kurdu; bir yl iinde de Parti'nin tartmasz nderi olmay baard; Parti'nin adn Nasyonal Sosyalist Alman ii Partisi olarak deitirdi, tzn yeni batan dzenledi ve Mnih'teki en tutulan konumaclardan birisi olarak kabul edildi. Hi kukusuz, btn demagoglarn temel gc olan insanlar etki altna alma yeteneinin birok nedeni vardr. ilknce, Hitler'in manyetizmas olarak adlandrlan ve ou gzlemcilere (H. Picker, 1965; W. Maser, 1971; A. Speer, 1970) gre, gzlerinden kaynaklanan olgunun Hitler'e kar olan kiilerin bile, dorudan doruya onun gzleriyle karlatklar zaman birdenbire deitiklerini ortaya koyan birok anlat vardr. Mnih'te haber alma grevi iin eitim gren askerlere tarih dersi veren Profesr A. von Mller, Hitler'le ilk karlamasn yle anlatmaktadr: Dersimin sonunda, kk bir topluluk dikkatimi ekti ve elimde olmadan durdum. Ortalarnda dikilen bir adamdan bylenmi gibi ayakta duruyorlard; ortalarndaki bu adam, genizden gelen tuhaf bir sesle hi durmadan ve gitgide artan bir heyecanla konuuyordu; dinleyenlerin heyecanna konuan adamn heyecan neden oluyormu ve ayn zamanda, konuan adamn sesindeki g, dinleyenlerin heyecanndan kaynaklanyormu gibi garip bir duyguya kapldm. Ksa, krpk bir bya ve dikkat ekecek lde iri, uuk mavi, buz gibi souk, delice parlayan gzlere sahip... solgun, zayf bir yz grdm (W. Maser, 1971). Hitler'in gzlerinin mknats gibi etkileyici niteliklerinden sz eden birok anlat vardr. Hitler'i resimlerinden baka hibir yerde grmedim; bu resimler de sz konusu allmadk nitelik konusunda son derecede yetersiz bir izlenim vermekten teye gememektedir; bu yzden, sz konusu niteliin nasl bir ey olduu konusunda ancak yorum yapabilirim. Bununla birlikte, ar zsever kiilerle zellikle de ar banaz kiilerle ilgili olarak sk sk yaplan bir gzlem, bu yorumu kolaylatrmaktadr. Bu gzleme gre, bylesi kiilerin gzlerinde ou kez zel bir pnlt grlr; bu prlt, onlara, ok gl, baka dnyadan gelmi gibi ve inanl bir grn kazandrr. Aslna baklrsa, son derecede inanl, ermilik dzeyine yakn bir adamn gzlerindeki anlatm, ar zsever, hatta bazan yan-lgn bir adamn gzlerindeki anlatmdan ayrmak her zaman kolay deildir. Bu ayrma olanak veren tek nitelik, scak bir tutumun varl ya da yokluudur; ve Hitler'in baklarnn souk olduu, tm yz anlatmnn souk olduu, Hitler'de scakla ya da sevecenlie rastlanmad konusunda herkes gr birlii iindedir. Bu zellik, gerekten de birok kii zerinde yaratt gibi olumsuz bir etki yaratabilmekle birlikte, ou kez manyetik gc artrr. Bir yzden yansyan souk acmaszlk ve insanlktan yoksunluk, korku yaratr; kii, korkmay deil, daha ok hayranlk duymay yeler. "Huu" szc, bu duygu bileimini en iyi biimde anlatr; huu, korkun bir eyi anlatt gibi, hayranlk duyulacak bir eyi de anlatr.24 Hitler'in etkileyiciliindeki bir baka etmen, ar zsever bir karakter tamas ve baka pek ok zsever gibi, kendi grlerinden sarslmaz biimde emin olmasyd. Bu olguyu anlamak iin, bildiimiz kadaryla lm dnda hibir eyden emin olamayacamz dikkate almamz gerekir. Ama hibir eyde kesinlik bulunmadn sylemek, her eyin tahmine dayand

anlamna gelmez. Usa, gereki gzleme, eletirel dnceye ve imgelem gcne dayanan bilimsel bir tahminden tutun da bir varsayma, bir kurama kadar, kesinlie gitgide daha ok yaklaan eyler vardr. Bu yetilere sahip olan bir kii iin, greceli belirsizlik kabul edilebilir bir eydir; nk o kiinin yeteneklerini etkin biimde kullanmasndan kaynaklanr; oysa kesinlik, l olduu iin skcdr. Ama bu yeteneklerden yoksun olan kiiler iin, zellikle de yirmili yllarda Almanya'da var olan toplumsal ve ekonomik belirsizlik kadar byk bir branice'deki norah szcnde de ayn ikili anlam vardr, bu kavram, Tann'nn bir niteliini belirtmek iin kullanlr ve Tanr'y hem korkun hem de yce sayan arkaik bir tutumu anlatr. 192 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER belirsizliin yaand dnemlerde, her konuda kesin konuan banaz, en srkleyici kii, kurtarc derecesinde bir kii kimliine brnr. Hitler'in etkisini kolaylatran bir etmen de Hitler'de bulunan an yalnlatrma yetiiydi. Hitler'in konumalarnda, entellektel ya da ahlaksal ekincelerin dizginleyici etkisine rastlanmyordu. Hitler, savunduu eye hizmet eden olgular seiyor, paralar birbirine balyor ve akla yatkn grnen, en azndan eletiri yeteneinden yoksun kafalara yatkn grnen bir sav oluturuyordu. Ayn zamanda da kusursuz bir oyuncuydu; birbirine taban tabana kart kiilerin konumalarn ve anlaml el-yz devinimlerini yanslama konusunda dikkat ekici bir yeti gsteriyordu.25 Sesi zerinde eksiksiz denetim sahibiydi; istedii etkiyi yaratmak iin sesiyle bilinli olarak oynuyordu. rencilerle konuurken ll ve mantkl olabiliyordu. Mnih'teki kaba ve yontulmam eski kafadarlanyla, bir Alman prensiyle ya da generalleriyle konuurken hangi ses tonunun uygun deceini de biliyordu. ekoslavak ya da Polonyal bakanlarn direncini knp onlar dize getirmek istedii zaman, fke dolu bir sahne yaratabiliyordu ve Neville Chamberlain'e kusursuz, sevimli bir ev sahibi gibi davranabiliyordu. Hitler'in fke nbetleri'ne. deinilmeden, bakalarn etkileme yeteneinden sz edilemez. Arasra meydana gelen bu fke patlamalar, Hitler hakkndaki basmakalp yargya byk lde katkda bulunmutur; zellikle Almanya dnda yaygn olan bu yarg, Hitler'i, srekli kzgn, barp aran, kendini denetleyemeyen bir kii olarak sunar. Byle bir tablo kesinlikle doru deildir. Hitler genellikle gnl alc, nazik ve llyd; Hitler'in kzgnlk nbetleri, ok seyrek grlmese bile, yine de istisnai nitelikteydi; ama en byk yeinlie ulaabiliyordu. Bu fke patlamalar iki tr durumda meydana geliyordu. Birincisi, konumalarnda, zellikle de konumalarnn sonuna doru. Bu fke olduka sahiciydi; nk Hitler'in, konumalarnn belli bir yerine gelince tam ve kstsz olarak anlatma kavuturduu son derecede gerek nefret ve ykm tutkusuyla besleniyordu. Hitler'in nefretini bylesine etkileyici ve bulac klan da ite bu sahicilikti. Ama ustalkla sze dklen bu nefret anlatmlar, gerek olmakla birlikte, babo deildi. Hitler, dizginleri b25 A. Speer, kiisel grme. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 193 rakma ve dinleyenlerin cokularn kamlama zamann ok iyi biliyor ve nefretinin sel gibi akmasn nleyen sava kapaklarn ancak o zaman ayordu. Anlald kadaryla, Hitler'in konumalar srasnda meydana gelen fke taknlklar, ocukluunda, kendisini engellenmi duyumsad zaman tutulduu huysuzluk nbetlerinden pek farkl olmayan bir baka nitelie daha sahiptir.26 Speer, bu taknlklar, birok bakmdan Hitler'in "cokusal ya" olan alt yandaki bir ocuun huysuzluk nbetleriyle, karlatrmtr. Hitler, bu fke patlamalarn, insanlarn gzn korkutmak amacyla kullanyordu, ama bu patlamalan denetlemenin yararl olduunu duyumsad zaman bunlar denetleyebiliyordu da. En sekin Alman askeri nderlerinden birisi olan General Heinz Guderian'n anlatt bir olay, bu durumu aklayan iyi bir rnektir "fkeden kpkrmz kesilmi yz, havaya kalkm yumruklanyla tirtir titreyen adam (Hitler) karma dikildi, kplere binmi ve kendini tamamen kaybetmiti ffassungslosj... Sesini gitgide ykselterek baryordu, yz arplmt." Guderian bu gsteriden hi etkilenmeyip Hitler'i

lgna dndren ilk grnde diretince Hitler birdenbire deiti, ok sevimli bir biimde glmsedi ve Guderian'a yle dedi: "Ltfen raporunuza devam edin; bugn sava Genelkurmay kazand" (A. Bullock, 1965). Hitler'in fke patlamalan konusunda Speer'n yapt deerlendirmeyi, yazl kaynaklardaki birok baka rapor da dorulamaktadr: Hitler, byk tartma iinde geen grmelerden sonra, kendisine kar kanlar alaya alma eilimi tayordu. Bir keresinde, Schuschnigg'in 12 ubat 1939'da Obersalzberg'e yapt ziyareti anlatmt. Dzmece bir hrs nbetiyle, Avusturya Babakan'n, durumun ne denli ar olduuna inandrdm ve sonunda dize getirdiini sylemiti. Hitler, bildirilen hu histeri (dnmce) sahnelerinin birounu, belki de dikkatle hazrlayp sergiliyordu. Genel olarak, zdenetim, Hitler'in en arpc H Hitler'de grlen huysuzluk patlamalarnn organik nrofzyolojik etmenlerden mi en e^|'> yoksa bylesi etmenlerin, en azndan Hitler'in fke eiini alaltca bir ilev 1 Srd sorusunu yantlamadan brakmak zorundayz. 194 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER zelliklerinden birisiydi. O ilk gnlerde Hitler, en azndan benim yanmda, kendini yalnzca bir-iki kez kaybetti (A. Speer, 1970). Hitler'in dikkate deer "yetilerinden birisi de olaanst bellek gcyd. P. E. Schramm bu konuda canl bir tanmlama yapmaktadr: Hitler'in herkesi bysel etkisi altnda olmayanlar bilebirok kez akna eviren bir yetenei, artc belleiydi; bu, Hitler'in bir zamanlar okuduu kitaplarn yazar olan Kari May'in romanlanndaki karakterler gibi nemsiz ayrntlar bile, 1915'te bindii bisikletin markasn bile tam olarak koruyabilen bir bellekti. Hitler, siyasal yaamndaki tarihleri, kald hanlar, getii caddeleri eksiksiz anmsyordu (H. Picker, 1965). Hitler'in rakamlar ve teknik ayrntlar herhangi bir silah trnn tam apn ve erimini, denizdeki ve lke limanlarndaki denizaltann saysn ve askeri nem tayan birok baka ayrnty anmsama yeteneini birok rapor ortaya koymaktadr. Hitler'in generalleri, gerekte byk bir bellek baarsndan baka bir ey olmayan onun bilgilerinin kusursuzluundan ou kez derinlemesine etkileniyorlard; bu da hi artc deildir. Bu, bizi, Hitler'in bilgelii'yle. ve bilgisi'yle, ilgili olan ok nemli bir soruna getirmektedir: Hitler'e yeniden saygn bir grnt kazandrma ynnde gitgide glenen bir eilimin gzlendii ve Hitler'in byklne duyulan su katlmam bir hayranln, eski Naziler'ce yazlan birok yeni kitapta dile getirildii gnmzde, zel nem tayan bir sorudur bu.27 Maser, biraz elikili bir tutum almaktadr. Maser, Hitler'in kendi engin bilgisi hakknda syledii tekyanl szlerden birounun, nesnel kantlara dayanmad iin kukuyla karlanmas gerektii konusunda okuyucuyu uyarmaktadr (Szgelimi, Hitler, her akam bir tane ciddi kitab okuyup bitirdiini ve yirmi iki yandan beri dnya tarihini, sanat, kltr, mimarlk 27Kar. H. S. Ziegler (1965); aynca H. S. Ziegler, yay. (1970). eitli raporlara baklrsa, yakn gelecekte Almanya, ngiltere ve A.B.D.'nde byk nder Hitler'in yeniden parlatlp cilalanm bir tablosunu sunmaya alan olduka ok sayda kitabn ve makalenin yaymlanacan bekleyebiliriz. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HTLER 195 tarihini ve siyaset bilimini ciddi olarak incelediini ne srmt.). Balangta yapt bu uyarya karn Maser, kaynak gstermeden, "gvenilir" tank anlatmlarna dayanarak, okuldaki son yllarnda Hitler'in, bilim ve sanat alanlarndaki ar yaptlar incelemeye baladn, ama kendisinin zmsediini bildirdii tarih dallan konusunda son derecede geni bilgi sahibi olduunu ileri srmektedir. Hitler'in bilgisine ilikin byle bir deerlendirmenin eletirellikten ne denli yoksun olduunu, arpc bir rnek ortaya koyabilir; Maser'n yazdna gre, Hitler'in Zwiegesprache'de syledii szler, "daha nce, hem halk nnde hem de zel

konumalannda inandrc biimde kantlad eyi: Kutsal Kitap ve Talmud hakkndaki dikkat ekici bilgisini" dorulamaktadr (W. Maser, 1971). Talmud ok kapsaml ve ar bir yapttr ve Talmud konusunda "dikkat ekici bilgi"yi, ancak bu yapt incelemeye yllann vermi birisi kazanabilir. Gerekler yalndr Hitler'in ilidl olduu Yahudi kart yaznda, Yahudiler'in uursuz niteliini kantlamak iin bazan arptlarak ya da balamndan kopanlarak Talmud'dan alnm birok tmce ak-tanlmaktayd. Hitler bu deyileri anmsyor ve dinleyicilerini kandrp btn bir yazn yuttuuna inandrmaya alyordu. Dinleyicilerini bu yolla kandrm olmas, akln alaca bir ey deildir, otuz yl sonra bir tarihiyi hl kandrabiliyor olmas, zc bir eydir. Hitler gerekten de ok hazrcevap bir kiiydi, gnein altndaki hemen hemen her ey hakknda bilgi sahibi olduu kurumuyla konuabiliyordu. Sofra Syleileri'ni (H. Picker, 1965) okuyan herkes de kolayca bu inanca kaplabilir. Talbilim konusunda, insanbilim konusunda, tarih, felsefe, din, kadn ruhbilimi ve dirimbilimin her yn konusunda ahkm kesiyordu. Hitler'in bilgeliine ve bilgisine ilikin eletirel bir irdeleme nasl bir grnm ortaya koyar? Hitler okuldayken, tarih gibi ok ilgisini eken konularda bile hibir zaman ciddi okuma abas gstermedi. Viyana'da kald yllarda, zamannn ounu caddelerde yrmekle, yaplara bakmakla, taslak izmekle ve gevezelik etmekle geirdi. Kararl inceleme ve ciddi, kl krk yanc okuma yetenei savatan sonra doabilirdi; ama bu konuda, Hitler'in kendi savlanndan baka hi kant yoktur (Hitler'in 9Bundan sonraki metinde en ok B. F. Smith'ten (1967) yararlanlmtr. 198 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER karakterlerde sk sk grld gibi, Hitler de herhangi bir bakmdan kendisine denk ya da kendisinden stn olan kiilerin yannda huzursuzluk duyuyordu. Hitler, amaz dmez kii roln oynayabilecei bir konumda bulunmak zorundayd; bu koul yerine getirilmezse, tpk arbal bir kitabn yapaca gibi, byle bir tartma da Hitler'in iirilmi bilgi kuruntusunu tehdit ediyordu. Hitler'in uzmanlardan kanmasnn tek istisnas, onun mimarlarla, zellikle de Profesr P. L. Troost'la olan ilikisinde grlr. "Troost, Hitler'e boyun een birisi deildi. rnein, Hitler Troost'un apartman dairesine geldii zaman, Troost hibir zaman onu merdivenlerde karlamazd, giderken de merdivenlere dek uurlamazd. Bununla birlikte, Hitler'in Troost'a duyduu hayranlk eksiksizdi. Hitler, Troost karsnda hibir zaman densiz ve tartkan deildi; onun yannda sanki bir renci gibi davranyordu" (A. Speer, 1970). Speer'n kitabnda yaymlanan bir fotorafta bile, Hitler'in profesr karsndaki ekingen denebilecek tutumu grlebilir. Bana kalrsa, Hitler'in Troost karsnda byle davranmasnn nedeni, daha nce vurguladm, mimarla duyduu ilgidir. Hitler'in tarih ve felsefe beenisi gibi mzik ve resim beenisini de hemen hemen btnyle tutkular belirtiyordu. Hitler Obersalzberg'dey-ken, her akam yemekten sonra iki film izliyordu: en sevdii filmler, operetler ve mzikallerdi; gezi filmlerini, doayla ilgili filmleri ya da eitici filmleri hi seyretmezdi (A. Speer, 1970). Hitler'in Fredericus Rex gibi filmlerden ok holandna daha nce deinmitim. Hitler, mzik dalnda, hemen hemen yalnzca operetlerle ve Wagner mziiyle ilgileniyordu; Wagner'in duygusalcl, Hitler zerinde bir tr tonik etkisi yaratyordu. Hanfstaengl, ou kez Hitler'e birka dakika Wagner dinletirdi, zellikle de Hitler'in kendisini bkkn ve skntl duyumsad zamanlarda yapard bunu; o zaman Hitler, g verici bir ila alm gibi canlanrd. Bir zamanlarn ressamnn resme ciddi bir ilgi gsterdiini ortaya koyan hibir kant yoktur. Hitler, grd bir mzenin iine girip ierdeki resimlere bakmak yerine, mzenin dna, mimari yapsna bakmay yeliyordu. Hanfstaengl, 1920'li yllarn balarnda Berlin'deki Kaiser Friedrich Mzesi'ne yaptklar bir ziyareti canl bir biimde betimlemektedir. Hitler'in gelip nnde durduu ilk resim, Rembrandt'n Altn 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 199 Miferli Adam adl tablosuydu. Hitler, bu ziyarette yanma ald bir Parti yesinin gen

oluna, "Bu esiz deil mi?" dedi. "Kahramanca, askerce anlatmna bak. Rembrandt'n, arasra modellerini Amsterdam'daki Yahudi semtinden salam olsa bile, yine de Ari ve Cermen olduu burada grlebiliyor." "Ressam" Hitler, en ok kartpostallar ve eski gravrleri kopya ediyordu; iledii konular ounlukla yaplarn nyzleriydi ("mimari izim"); ama kr manzaralar, portreler ve reklam resimleri de yapyordu. Hitler'e yol gsteren biricik ilke, kolay satlabilirlik ilkesiydi ve daha nce grdmz gibi, alc bulan baz taslaklarla suluboya resimleri yeniden yapyordu. Hitler'in izimleri ve resimleri, bu yntemle resim yapan bir adamdan beklenebilecek nitelii yanstyordu. Bu resimler hotu, ama canllktan ve kiisel anlatmdan yoksundu. Grnd kadaryla, Hitler'in almalar iinde en iyi olanlar, mimari taslaklaryd. Ama sava srasnda olduu gibi, kopya yapmad zaman bile, Hitler'in resimlerinde ayrntlara tpatp uyan, yavan ve bilgi tasla bir slup gze arpyordu; "iyi kotarlm" olmalarna karn, bu resimlerde hibir kiisel tepi hissedilmiyordu (A. Speer, 1970). Kendisini resim yapmaya ynelten gdnn, geimini salama isteinden baka bir ey olmadn ve yalnzca bir "kk ressam" (ein kleiner Maler) olduunu, daha sonra Hitler'in kendisi de kabul etmitir. Hitler, kafa dengi fotoraf Hoffmann'a 1944'te yle demitir "Ressam olmak istemiyorum. Yalnzca geimimi salayabilmek ve renim grebilmek iin resim yaptm" (W. Maser, 1971). Hitler'in ticari bir ressam, resim yeteneine sahip bir kopyac olduu; byk bir ressam olma yetisine sahip olmad sonucuna ulalabilir.29 Speer'n elinde bulunan yz akn taslaa baklnca, Hitler'in zgnlkten yoksun olduu yolundaki bu izlenim pekimektedir. Yetkili bir resim uzman olmamama karn, bu taslaklardaki an bilgie ve cansz Maser, Hitler'in resim yetisini elinden geldiince byk gstermek iin onun uygulad kopya yntemini yle aklyor: "Hitler, yeteneksiz olduu iin deil... dar kp resim yapmayacak lde tembel olduu iin kopya ediyordu" (W. Maser, 1971). Bu tmce, Maser'da grlen Hitler'in kiiliini yceltme eiliminin bir rneidir: nk yanl; olduu gn gibi aktrbu tmce hi deilse u bakmdan yanltn Hitler'in sevdii tek etkinlik, caddeleri arnlamaktan teye gemese de d$ar kp gezmekti. Maser'n, Hitler'in resim yetisi konusundaki yanllnn bir baka mei; Hitler tarafndan kendisine verilen baz suluboya resimleri Dr. Bloch'un (Hitler'in annesini tedavi eden Yahudi hekim) saklamas 200 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER karakterin, ruhsal bakmdan duyarl olan hi kimsenin gznden kaamayacana inanyorum. Szgelimi, bir tiyatronun iini betimleyen bir taslan kk bir aynntsn Hitler birok kez hemen hemen hi deiiklik yapmadan yinelemitir; benzer biimde, bir dikili ta taslan da birok kez yinelemitir. Baz resimler kiisel anlatmdan yoksun olmakla birlikte, gl kalem vurularndaki saldrganlk bazan grlebilmektedir. Ne ilgintir ki, (1925 ve 1940 yllar arasnda yaplm) bu taslaklarn arasna, resimle hi ilintisi olmayan denizalt, tank ve baka askeri ara-gere izimleri serpitirilmitir.30 Hitler'in resme ok az ilgi gstermesi gerei, bizi onun mimarla duyduu ilginin itenlikli olmad varsaymna gtrmemelidir. Bu, Hitler'in kiiliinin anlalmas asndan byk nem tamaktadr; nk mimarlk, Hitler'in yaamndaki biricik iten ilgiymi gibi grnmektedir. Bununla anlatmak istediim, zsever nitelii ar basmayan, ykclk davurumu olmayan ve uyduruk olmayan bir ilgidir. Kendisi hakknda yalan sylemeye bylesine alm bir adamn ilgilerinin ne lde itenlikli olduunu karara balamak elbette kolay deildir. Bununla birlikte, Hitler'in mimarla ynelik ilgilerinin itenliini ortaya koymaya yetecek kadar veri bulunduuna inanyorum. Bu bakmdan en nemli olgu, Speer"n son derece canl bir anlatmla bildirdii gibi, Hitler'in mimari tasarlar tartmak iin duyduu sonsuz cokudur; burada Hitler'e kendisinden baka bir eye gsterdii gerek bir ilginin yn verdii grlebilir. Bu tartmalarda Hitler konferans ekmiyor, sorular soruyordu ve gerek bir tartmaya istekle katlyordu. nandma gre, g tutkusunun gdmndeki bu duygusuz, ykc adam yeniden yaama dndren tek ey, her ne kadar karakterinin toplam etkisi her seferinde Speer' bitmi t-

konusunda syledii szlerdir, Maser'a gre, Dr. Bloch'un "(bunlar) 1938 ylndan sonraya dek saklamas elbette gerekmiyordu, nk Adolf ve Klara Hitler'e 1907'ye dek tbbi bakm vermiti". Bylelikle Maser unu antrmaktadr: Doktorun bu resimleri saklamas gerei, resimlerin sanatsal deere sahip olduunu ortaya koyar. Ama doktor, bu resimleri, yalnzca bir zamanlar Hitler'i tedavi etmi olduu iin saklam olamaz m? Hastalarnn gnl borcunu dile getiren andalar (hatralar) saklayan ilk hekim de herhalde Dr. Bloch deildi stelik 1933'ten sonra, bir Hitler andac, Bloch'un durumundaki bir adam iin kukusuz byk bir servetti. Bu taslaklar bana gsterdii iin Mr. Speer'a teekkr borluyum; bu taslaklar, Hitler'in bilgi tasla, cansz karakter yapsnn anahtarn vermektedir. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 201 kenmi durumda brakrsa da, mimarla olan ilgisiydi. Mimarlktan sz ettii zamanlarda Hitler'in deiik bir adam olduunu sylemek istemiyorum; anlatmak istediim, "canavar"n yalnzca mimarlktan sz ettii anlarda insan olmaya en ok yaklatdr. Bu yorumlara baklarak, d koullar nedeniyle mimar olma tasarsn bir yana brakmak zorunda kald yolunda Hitler'in ne srd savm doru olduu sonucu karlmamaldr. Grdmz gibi, Hitler'in bu amac gerekletirmek iin biraz almas yeterliydi; ama o, bu abay gstermedi; nk Hitler'e yn veren etmen, mimarla duyduu sevgi deil, daha ok mutlak g ve ykm iin duyduu alkt. Hitler'in mimarla duyduu ilginin itenlikli olduu yolundaki varsaym, ondaki bu ilginin ya da beenisizliin hastalk derecesinde byklenmeci niteliini yadsmaz. Speer'n belirttii gibi, Hitler, seksenli ve doksanl yllarn yeni-barok slubunu yeliyordu; bunu yaparken de bu slubun Kayzer II. Wilhelm tarafndan yaygnlatrman yoz biimlerine geri dnyordu. Hitler'in mimari beenisinin baka alanlardaki beenisi kadar kt olmas artc deildir. Beeni karakterden ayrlamaz; kendisine yarar dokunabilecek eyler dndaki her ey karsnda kr olan Hitler gibi amansz, ilkel, duygusuz bir kiinin kt beeni sahibi olmas hemen hemen kanlmazdr. Yine de bana kalrsa, Hitler'in mimarla duyduu ilginin, onun karakterindeki tek yapc e belki de onu yaama balayan tek kpr olduunu belirtmek nemlidir. Aldatc D Grn Hitler'in kiiliini anlamak iin, bu amasz, tedirgin adamn sevimli, ince, ll, neredeyse utanga bir kii kisvesine brndn kavramak gerekir. Hitler, kadnlar karsnda zellikle ince ve saygl davranrd; gerekli zamanlarda onlara iek getirmeyi ya da gndermeyi hibir zaman unutmazd; onlara kurabiye ve ay sunard; sekreterleri sandalyelerine oturmadan kendisi de oturmazd. Schramm, Sofra Syleileri'ne yazd girite, Hitler'in evresi zerinde yaratt etkinin canl bir tablosunu izmektedir: "Hitler'in yaknnda bulunan kiiler, 'patron'un, evresinde 202 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER bulunanlarn sevinlerine ve zntlerine katld, bylece de esenliklerine ok byk ilgi gsterdii izlenimini tayorlard. rnein, Hitler'in, onlarn doum gnlerinden nce, hangi armaann zel bir sevin yarataca konusunda kafa yormas..." Hitler'in sofrasndaki toplulua katlncaya dek, "onu yalnzca uzaktan uzaa bir 'devlet adam' olarak alglam olan" gen Dr. H. Picker, Hitler'in dar evresine yayd insancllktan, genlere gsterdii iyilikseverlikten, her an glmeye hazr olmasndan son derecede etkilenmiti... Evet, ne ailesi ne de arkada olan adam, Hitler, iinde yer ald evrede iyi bir "yolda"ti; yoldaln ne demek olduunu Birinci Dnya Sava'nda renmi ve bu bilgiyi daha sonraki yaamna da tamt. Hitler'in evresindeki kiiler, onun gzel ve iyi giyimli kadnlara nasl gl bir tepki gsterdiini biliyorlard. ocuklardan ok holandn biliyorlard; Hitler'in kpeklerine nasl dkn olduunu ve bu hayvanlarn davranlarn inceleyebildii zaman nasl rahatladn gzlemlerinden biliyorlard (H. Picker, 1965). Hitler, bu arkada canls, sevimli, ince, anlayl adam roln ok iyi oynayabiliyordu; bunun

nedeni, yalnzca kusursuz bir oyuncu olmas deil, ayn zamanda da roln sevmesiydi. Kendi ykclnn derinlii konusunda en yakn evresini aldatmak ve her eyden nce de kendisini kandrmak onun iin byk deer tayordu.31 Hitler'in davranlarnda itenlikli bir incelik ya da iyi niyet esinin bulunup bulunmadn kim bilebilir? Byle bir enin bulunduunu varsaymamz gerekir; nk incelik ve sevecenlik izlerinden btn btne yoksun olan pek az kii vardr. Bununla birlikte, Hitler'in karakteri hakknda rendiimiz eylerin geri kalan blm, bu inceliin byk lde bir kisveden baka bir ey olmad varsaymna yol amaktadr. Szgelimi Hitler'in doum gnleri konusunda gsterdii titizlik, bir beyefendi olarak etkilemeyi amalamad Eva Braun karsndaki davranlaryla eliiyordu. Hitler'in glne gelince; besbelli ki Picker, Schramm'n belirttiine gre. Hitler, Sofra Syleileri srasnda, bu sofra konumalarnn yapld dnemde verdii korkun buyruklarn hibirisine deinmemitir. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HTLER 203 bu gln zel niteliini ayrt edecek lde duyarl deildi. Picker'in kaydettii zere Hitler'in savata gsterdii yoldaa tutumla ilgili olarak, Hanfstaengl, Hitler'in komutan tarafndan yazlan bir raporu aktarmaktadr. Bu raporda belirtildiine gre, Hitler istekli ve grevine bal bir asker olmakla birlikte, "Arkadalarna kar kendini beenmi tutumlarndan ve stlerine dalkavukluk yapmasndan dolay daha ok ykselme olanandan yoksun braklmtr" (E. Hanfstaengl, 1970). Hitler'in ocuklara gsterdii sevgiye pek ok politikac tarafndan sergilenen bir zellik gelince; Speer bu sevginin itenliinden kuku duymaktadr.32 Hitler'in kpeklere gsterdii sevecenlikle ilgili olarak, Schramm bu sevecenliin niteliini aa karmaktadr: Schramm'n yazdna gre, Hitler, kararghnn bulunduu yerde, piyade eitiminde kullanlanlara benzeyen bir engelli kou yolu yaplmasn buyurmutu; kpekler bu kou yolunda, aklllklarn ve korkusuzluklarn kantlamak zorundaydlar. Kpeklerin bakmndan sorumlu olan astsubay, ard arda verilen "frla" ve "dur" komutlarna kpeklerin nasl hzl uyabildiklerini Schramm'a gstermiti. Schramm u yorumda bulunmaktadr: "Bir kpei deil bir makineyi izliyormuum gibi bir izlenime kapldm ve Hitler'in bu kpekleri eitmesinde ar basan amacn, bu hayvandaki istenci yok etmek olup olmadn merak ettim" (H. Picker, 1965). Schramm, Hitler'in birisi arkadaa dieri de rktc olmak zere iki yz olduunu ve her iki yzn de gerek olduunu yazmaktadr. Jekyll ve Hyde kiiliinden sz edilirken, her ikisinin de gerek olduunu anlatmak iin ou kez ayn gr dile getirilir. Ne var ki bu gr, zellikle Freud'dan beri, ruhbilimsel bakmdan savunulamaz niteliktedir. Gerek aynm, karakter yapsnn bilind zei ile bir kiinin oynad rol arasndadr, ussallatrmalar, dnlemeler ve altta yatan gereklii gzlerden gizleyen teki savunma dzenekleri bu rol kapsamna girer. Freud'u ie kalmasak bile, bu gr ou kez tehlikeli biimde bncedir. Yalnzca szleriyle ki bu nemsizdir deil tm davranlaryla, tutumlaryla, ses tonlaryla ve anlaml el yz hareketleriyle aldatan insanlarla karlamam birisi var mdr ki? Brnmek istedikleri karakterin 32 A. Speer, kiisel grme. 204 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER olduka iyi bir temsilini verebilecek beceriye sahip birok birey vardr; bunlar rol yapmakta yle ustadrlar ki, bazan, ruhbilimsel anlamda bn olmayan kiileri bile aldatrlar. Kendi iinde merkezini bulamam, i-tenlikli ilkelerden, deerlerden ya da kanlardan yoksun bir kii olan Hitler, nazik beyefendiyi "oynayabiliyor" ve rol yapmakta olduunun ayrdna o anda varatnyordu. Hitler, bu rol seviyordu, ama yalnzca kandrmak iin deil; onun bu rol sevmesi, toplumsal gemiiyle balantlyd. Burada asl anlatmak istediim, Hitler'in babasnn evlilikd bir ocuk olmas ve annesinin eitim grmemi olmas gerei deil, ailesinin zgl toplumsal durumudur. Hitler'in babas, bir lde iinden dolay bir lde de kiisel nedenlerden

dolay, ailesiyle birlikte eitli zamanlarda be ayn kasabada oturdu. Bundan baka, imparatorluk gmrk grevlilerinden birisi olarak yapt grev, onu, toplumsal bakmdan yredeki orta snftan biraz ayryordu; gelir ve toplumsal konum bakmndan onlann dengi olmasna karn, bu bir gerekti. Bu nedenle Hitler ailesi, yaad eitli yerlerdeki orta snf toplumuyla hibir zaman tam olarak btnleemedi. Bunun yan sra, Hitler ailesi parasal bakmdan iyi durumda olmasna karn, kltrel bakmdan kentsoylu yaamnn aa dzeyinde bulunuyordu. Baba, aa dzeydeki bir toplumsal katmandan geliyordu, yalnzca siyasetle ve anlarla ilgileniyordu, bo zamannn ounu meyhanede geiriyordu; anne eitimretim grmemiti ve yalnzca ailesiyle ilgileniyordu. Bu durumda, hrsl, kendini beenmi bir gen olan Hitler, kendisini toplumsal bakmdan gvensiz duyumsam, orta snfn daha varlkl, daha bolluk iinde yaayan dzeylerinde grnmeyi istemi olmaldr. Hitler daha Linz'deyken, k giysilere zeniyordu; yrye kt zamanlarda, zene bezene giyiniyor ve elinde bir asa tayordu. Maser'n bildirdiine gre, Hitler Mnih'teyken takm elbise (beyaz kravat) giyiyordu, takm elbiseleri her zaman dzenli ve krkszd. Daha sonra, niforma, giysi sorununu zd; ama tutum ve davranlaryla, iyi yetimi bir kentsoylu gibi grnmek istiyordu. iekler, evini deyi biimi ve genel tutumlar, "belli bir yere ulat"m kantlamaya ynelik biraz zorlama bir giriimi aa vuruyordu. Hitler tam anlamyla bourgeois-gentilhomme'd (kentsoylu beyefendi); beyefendi olduunu gstermek 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HTLER 205 iin yanp tutuan bir nouveau riche' (sonradan grme).33 Hitler daha aadaki snflardan ireniyordu; nk onlann snfndan olmadn kantlamak zorundayd. Hitler, kksz kalm bir adamd; bunun bata gelen nedeni, kendisini Alman gibi gstermeye alan bir Avusturyal olmasndan ok, herhangi bir toplumsal snfa kk salmam olmasyd. Hitler ii snfndan deildi; ne de kentsoylu smfndand. O, yalnzca ruhsal bakmdan deil, toplumsal bakmdan da yalnz bir adamd. Yalnzca en arkaik kkleri rk ve kanla ilgili kkleri alglayabiliyordu. Hitler'in yukar snflara duyduu hayranlk, kesinlikle seyrek rastlanan bir olgu deildir; rnein, ayn dnemde yaam Ramsay MacDonald gibi sosyalist nderler arasnda da ayn tutuma ounlukla iyice bastrlm olarak rastlyoruz. Bylesi kiiler, orta snfn aa katmanlarndan geliyorlard ve en byk zlemleri, yukan snftan, sanayicilerden, generallerden "kabul grmek"ti. Hitler'in gz daha ykseklerdeydi; gerek iktidan elinde bulunduranlan, bu iktidan kendisiyle paylamaya zorlamak istiyordu; hatta daha belirgin bir anlamda, kendisine boyun emelerini istiyordu. Bakaldrc, bir ii partisinin nderi Hitler, iktidara gelmeden nce zenginlere kar birok sz sylemesine karn, zenginlere ve onlann yaam biimine bylenmilik lsnde hayrand. Nazik, anlayl adam grnmndeki Hitler, bir rold; Hitler'in "ait olma" ve bir "beyefendi" olma istei gerekti. Hitler bir bakma acaip bir kiiydi: Yok etme tutkusunun gdmnde bir adam, arkaik tutkulardan olumu bir yanardad ama iyi yetimi, anlayl, hatta zararsz bir beyefendi gibi grnmeye alyordu. Hitler'in, eitli nedenlerden dolay aldatlmakta hibir saknca grmeyen birok kiiyi aldatabilmesine amamak gerekir. Hitler'de somutlaan eksiksiz kentsoylu ve cani bileiminin tuhaf bir simgesi, onun, birlikte intihar etmelerinden ksa sre nce snakta Eva Braun'la evlenmesidir. Petit bourgeois (kk kentsoylu) Hitler'in oynana tanyabilecei en byk ayncalk ve btnyle geleneksel, kentsoylu deer llerine bal olan oynann ulaabilecei en yksek basan, resmi evlilikti. Her ey kurallara ok uygundu; evlenme trenini uygulamaya yetkili uygun memurun bulunmas gerekiyordu; bu i iin saatler harcand, ama Berlin'in henz Sovyet birliklerince ele geirilmemi o kk b" Chaplin'in Monsieur Verdoux'su, varlkl kadnlar ldrerek yafamini kazanan bu nazik, orta snftan koca ile Hitler arasnda baz koutluklar vardr. 206 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER lmnde bir evlendirme memuru bulmak ok zordu. Ama Yce nder, orada bulunanlardan

birisini evlendirme memurluuna atayarak bu brokratik sreci deitirebilecei kansnda deildi. Uygun grevli gelinceye dek saatlerce beklemek zorunluydu. Evlilik treni kurallara tam uyularak gerekletirildi, oradakilere ampanya sunuldu, "Beyefendi" Hitler gerektii gibi davranmt ama bunu, oynayla ilikisini ya-sallatrmaya ynelmesini salayacak tek eyin yaklaan lm olduu gereine aklk kazandrarak yapmt (Hitler, sevecenlik bir yana, azck dnceli bir kii olsayd, bu gnl alc davran bir-iki hafta nce yapabilirdi.). Hitler ve katil, daha nce olduu gibi ilev grdler. Hitler'in Eva'yla evlenmesi bile, kendisine bal olmad savyla Eva'nn enitesini idam ettirmesine engel olmad. Bundan bir sre nce de, 1934'ten beri kendisine bal olan doktoru Kari Brandt', bir sava mahkemesinde lme mahkum ettirmiti; bu mahkeme Goebbels, SS Generali Berger ve Genlik nderi Axmann'dan oluuyordu; Hitler ise hem "savc" hem de en yksek yetke grevini yrtyordu. Hitler'in zerinde direttii lm cezasnn gerekesi, Brandt'n ailesini Obersalzberg'e getirmeyip "Amerikallar'n yanna gesinler diye" Thuringia'da brakmasydr, Brandt'n, Amerikallarla gizlice haberlemek iin karsn kullandndan kukulanyordu (O sralarda Amerikallar'a yaranmaya alan Himmler, Brandt'n yaamn kurtard.). Hitler'in brnd kisvenin kiisel ve toplumsal nedenleri ne olursa olsun, Hitler bu kisveden ok yararland. Hitler'in acmaszlndan ve ykclndan irenme duyabilecek birok yabanc politikacnn yan sra, Almanya'nn snai, askeri ve milliyeti siyasal nderlerini de bu kisvenin yardmyla aldatt. Hi kukusuz, biroklar bu d grnn arkasndakileri grdler, ama gremeyenlerin says daha oktu, bylece, Hitler'in tuttuu ykm yolunda yrmesine olanak veren elverili bir ortam yaratlm oldu. sten ve Gerekilik Kusurlar Hitler, sarslmaz istencini, sahip olduu en byk deer sayyordu. Hitler'in bunda hakl olup olmad "isten"ten ne anlaldna baldr. Hitler'in yaam izgisi gz nne alnrsa, ilk bakta, Hitler gerekten 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HTLER 207 de olaanst isten gcne sahip bir adam gibi grnr. Hitler'in amac byk bir kii olmakt ve balangta bir hi olmasna karn, yalnzca yirmi yl iinde, amalarn, kendisinin bile dlemedii bir dzeyde gerekletirdi. Bylesi bir amac baarmak iin olaanst bir isten gerekmez mi? Ne var ki, Hitler'in ocukluunda ve genliinde ne denli az isten gc gsterdiini anmsarsak, bu anlay tartmal bir nitelik kazanmaktadr. Hitler'in hazrlopu, disiplinsiz ve aba gstermekten kanan birisi olduunu daha nce grmtk. Byk isten gcyle donatlm bir kiide byle bir eye rastlamay bekleyemeyiz. Gerek udur ki, Hitler'in "isten"im dedii ey, tutkularyd ve Hitler, bu tutkularn gerekletirmek iin amansz bir akntya kaplmt. Speer'n syledii gibi, Hitler'in istenci, alt yandaki bir ocuunki kadar snrsz ve hamd. Hi dn vermeyen ve engellemeyle karlatnda huysuzluk nbetine tutulan alt yandaki bir ocuun gl bir "isten"e sahip olduu sylenebilir; ama bu ocuun tepileriyle hareket ettiini ve d krkln kabullenme yeteneinde olmadn sylemek daha doru olacaktr. Hitler, amacn gerekletirme olana bulamad zaman, uygun frsatn domasn beklemekle, aylaklk etmekle ve geimini salayacak kadar almakla yetindi. Birinci Dnya Sava'na dek geen yllarda Hitler, amacn gerekletirmek iin ne en kk bir fikre ne de kabataslak bir tasarya sahipti. Savatan sonraki siyasal durum domam olsayd, herhalde Hitler eskiden olduu gibi rastgele srklenmeye devam ederdi, belki ufak tefek iler tutard, ama disiplinsiz olduu iin bu da ok g olurdu. Herhalde onun iin en uygun meslek, deeri tartlr bir maln satcln yapmak olurdu; kazanaca baar de en bataki zoraki . inandrma yeteneine bal olurdu. Ama Hitler, beklemesinin dln grd; Hitler'in dsel zlemleri ve byk inandrma yetisi, toplumsal ve siyasal gereklikle birleti. Gerici subaylar, Hitler'i, yalnzca teki askerler arasnda casusluk etmek zere deil, onlara gerici, militarist grleri benimsetmek zere de tuttular. Bu kk balanglarla yola kan Hitler, umut ve dknkl iindeki "kk adamlar" tarafndan ok aranan ve en bata ordunun, ondan sonra da gl evrelerin, satna dirimsel ilgi duyduklar bir maln

milliyeti, komnizm dman, militarist bir ideolojinin sper satcs oldu. Hitler, bu ite baarl olduunu 208 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER kantlaynca, Alman bankac ve sanayicilerinin nemlice kesimleri, Hitler'e, iktidar ele geirmesine yetecek kadar byk parasal destek saladlar. Bir karar vermek durumunda kaldnda Hitler'de grlen kararszlk ve kuku, onun isten zayfln ortaya koymaktadr; bu, birok gzlemcinin yorumlarna konu olan bir gerektir. Hitler, gl istenten yoksun birok kiide rastlanan bir eilime sahipti; bu eilim, karar kendisine dtan dayatld iin bir karar vermek zorunda kalmayaca bir noktaya kadar olaylar akna brakmakt. Hitler, atei krklyor; geri ekilme yollarn gitgide daha ok kapatyor; btn durumu, olduu gibi davranmak zorunda kalaca bir kaynama noktasna getiriyordu. Uygulad zaldatma tekniiyle, kendisini karar vermenin glnden kurtaryordu. Hitler'in "karar", gerekte, kanlmaz bir fait accomplice (oldubittiye) boyun emekten baka bir ey deildi; ama yine de kendi eseriydi. Tek bir rnek verecek olursak: Hitler'in, gerici nderi Albay Beck'e byk sevgi duyduu Polonya'y ta bandan beri ele geirmek istedii kukulu grnmektedir. Ama Beck, Hitler'in ar saylmayacak isteklerini reddetii zaman, Hitler fkeye kapld ve Polonya'yla ilgili durumu, savatan baka bir seenee yer brakmayan bir noktaya kadar kztrd. Hitler bir kez belli bir dorultuda karara varnca, tutturduu dorultuyu sarslmaz bir kararllkla ve kazanmaya ynelik "elik gibi isten" denebilecek bir tutumla izliyordu. elikili gibi grnen bu durumu anlayabilmek iin, isten kavramn ksaca da olsa irdelememiz gerekir, ilknce, "ussal isten" ile "usd isten" arasnda aynm yaplmas yararl olur. Ussal isten denince anladm ussal bakmdan arzu edilir nitelikteki bir amaca ulamaya ynelik etkin abadr; bu tr isten iin gerekilik, disiplin, sabr ve zdknln alt edilmesi gerekir. Usd istenle anlatmak istediim, ussal isten iin gerekli niteliklerden yoksun olan usd tutkularn enerjisiyle beslenen hrsl bir uratr.34 Usd isten, bir barajdan fkran rmak gibidir; gldr, ama insan bu istencin efendisi deildir; bu istencin gdmnde srklenir, bu istenle zorlanr, onun tutsadr. Hitler'in istenci, eer usd isten olarak anlalrsa, gerekten glyd. Ama ussal istenci gszd. . Blm 10'daki (1. cilt) ussal ve usd tutkularla ilgili tartma. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 209 Hitler'in isten zayflna ek olarak, bir baka nitelik, onun teki yetileri yardmyla baard eyleri ykma eilimi tayordu: Bu nitelik, Hitler'in gereklik duyumunun kusurlu olmasyd. Daha nce grdmz gibi, Hitler'in gereklikle salam balant kuramad, on alt yana dek erkek ocuklarla oynad sava oyunlarna gsterdii byk dknlkte aka gze arpyordu. Hitler'in gznde, bu dlem dnyas, gerek dnyadan daha gerekti. Kafasna koyduu ressam olma dncesi ile gereklik arasnda pek bir balant yoktu aslnda bu tasan, bo bir dten teye gemiyordu ve ticari bir ressam olarak gsterdii etkinlik, bu dncesine hibir ynden uygun dmyordu. Onun gznde, insanlar da tam anlamyla gerek deildi; birer aratan baka bir ey deillerdi; Hitler, ou kez kurnaz bir yarg olmasna karn, balantsz bir kii olmay srdrd.35 Bununla birlikte, Hitler, gereklii tam olarak al-glayamasa bile, btnyle bir dlem dnyasnda da yaamyordu. Onun dnyas, gereklik ile dlemin zel bir bileimini ieren bir dnyayd; bu dnyada ne hibir ey btnyle gerekti ne de hibir ey btnyle gerekdyd. Hitler, baz durumlarda; zellikle de kendisine kar -kanlann gdleriyle ilgili igrlerinde, gereklii ok iyi deerlendirebiliyordu. Insanlann syledikleri'nden etkilenmiyor, kendisine onlann gerek gdleri antnlan, hatta tam ayrdna varlmayan gdleri olarak grnen eylerden etkileniyordu. Hitler'in ngiliz-Fransz siyasal davranlanyla ilgili deerlendirmesi bunun iyi bir rneidir. Denebilir ki, Hitler'in utkusu, belli bir anlamda, Mussolini 1935-36'da Etiyopya'ya saldrdktan sonra italya'ya kar etkili bir abluka uygulanmas iin Uluslar Birlii'nce alman karara uymakta Byk Britanya'nn isteksiz davranmasyla balad. Her trl

yalana ve kaamaa bavuran italya, sava srdrmesi iin kesinlikle gerekli olan petrol almaya devam ediyordu; oysa Etiyopya, dardan silah almakta bile almaz Speer, Hitler'in gereklikle hibir balantsnn bulunmadn, birazck farkl ve byk sezgi gc tayan bir belirlemeyle dile getirmektedir: "Gerekten de onda (Hitler'de) gerekd bir eyler vard. Ama bu, belki de onun kalc bir niteliiydi. Bazan geriye dnp, bu ele gelmez, soyut, gereklikle badamaz niteliin, ta ocukluundan balayp canma kyd ana kadar onun belirleyici zellii olup olmadn kendi kendime sorarm. Bazan bana yle gelir ki, Hitler'in iinde iddete kar koyacak insanca duygular bulunmad iin, tutulduu iddet nbetleri daha bir yein olabiliyordu. Hitler, isel varlna yaklalmasna bir trl izin vermiyordu, nk o zek canszd, botu" (A. Speer, 1970). I 210 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER glklerle karlayordu. Hitler'i yreklendiren ikinci olay, 1936-39 yllar arasnda sren ispanya Isava'yd. Byk Britanya, Ispanya'daki anayasal hkmetin savunma amacyla dardan silah almasna engel oldu; Sosyalist Blum'un ynettii Fransz hkmeti de Byk Britanya'nn onay olmadan harekete gemeyi gze alamad. te yandan, ispanya'nn iilerine kanlmamasn salamakla grevlendirilen demokratik gler kurulu, Hitler ya da Mussolini'nin, Franco lehine askeri mdahaleyi srdrmelerini nlemek iin hi aba gstermedi.36 Bundan sonraki olay, Alman ordusunun savaa btnyle hazrlksz olduu bir zamanda, 1936'da, Hitler'in askerden arndrlm Ren blgesini (Renanya) igal etmesine kar direnmeyi Fransz ve ingilizlerin baaramamalaryd (Hitler'in Sofra Syleileri'ne belirttiine gre [H. Picker, 1965], o zamanlar Fransa'da gerek bir devlet adam olsayd, Franszlar onun Renanya'y igaline kar direnirlerdi.). Son adm, Hitler'i lml olmaya armak iin Charnberlain'in yapt ziyaretti; gerekte, Hitler'in Byk Britanya ve Fransa'nn szlerini yerine getirmeye istekli olmadklar yolundaki kansn pekitirmesi iin bu adma pek gerek yoktu. Bu durumda Hitler, kar tarafn blfn sezen kurnaz bir at taciri gibi, insan davranlar konusunda gereki bir igr sergiledi. Hitler'in gremedii, daha geni siyasal ve ekonomik gereklikti. Hitler, Byk Britanya'nn Kta'daki g dengesine duyduu geleneksel ilgiyi deerlendirmeyi baaramad; Chamberlain ve evresinin btn Tutucularn siyasal grlerini temsil etmediklerini, hele tm ingiliz halknn grn temsil etmekten daha da uzak olduklarn kavrayamad. Becerikli bir adam olmasna karn, zekas ok yzeysel olan, ingiliz dizgesinin siyasal, ekonomik ve toplumsal dolambalarn anlamak iin hibir hazrl bulunmayan Joachim von Ribbentrop'un grne gveniyordu. Hitler'in Amerika Birleik Devletleri hakknda gerek bilgilerden yoksun olmasnda ve bu konuda bilgi sahibi olmay baaramamasnda, ayn gereki yarg eksiklii ortaya kmaktadr. Hitler, Amerikallar'n ngiltere Dileri Bakanl Srekli Bakan Yardmcs olan ve o gnlerde ingiliz politikasnn biimlendirilmesine katkda bulunan Tutucu Sir A. Cadogan, spanyol -sava'yla ilgili ngiliz tutumunun kusursuz ve ayrntl bir tablosunu izmektedir; bu tutumun arkasndaki gd, byk lde, Tutucular'n Mussolini ve Hitlet'e sevgi beslemeleri, Hitler'in Sovyetler Birlii'ne saldrmasna gz yumma eilimi tamalar ve Hitler'in amalarm deerlendirme yeteneinden yoksun olmalaryd (Sir A. Cadogan, 1972). 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 211 iyi asker olamayacak lde yumuak olduklar, Amerika'y Yahudilerin ynettii, lkenin bir devrime yol aabilecek kadar byk atmalarla alkalanmasndan dolay Amerikan hkmetinin savaa girmeyi gze alamayaca gibi yzeysel fikirlerle yetiniyordu; ilgili btn raporlar bu konuda gr birlii iindedir. Benzer biimde, Hitler'in stratejisi, gerekliin ve nesnel durumun da eksiksiz biimde deerlendirilemediini ortaya koymaktadr. P. E. Schramm (1965), pek ok belgeye dayanarak yapt derinlemesine zmlemede, Hitler'in stratejik yaklamndaki bu kusura parmak basmaktadr. Schramm, Hitler'in bir stratej olarak sahip olduu yetenekleri nemsizletirmeye

almamakta ve (General A. Jodl'a dayanarak) atak ve uzakgrl taanlarla ilgili rnee deinmektedir. Ama 1942 ylndan balayarak, Hitler'in askeri konularla ilgili yarglarnda byk kusurlar bagsterdi. Hitler, okuma konusundaki tutumunu bu konuda da hi deitirmeden srdryordu; askeri raporlardan, tasarlarna uygun den verileri ayklyor, ama kafasnda soru iaretleri uyandran verilerle hi ilgilenmiyordu. Hitler, askerlerin geri ekilmemesi iin verdii buyruklarla, Stalingrad faciasna ve cephenin baka birok blmnde ar can kayplarna neden oldu. Schramm, bu buyruklar, "gitgide artan duygusuzluk" olarak nitelemektedir. Hitler'in Ardenler'e ynelik son saldr iin yapt planlarda, somut taktik durumun ierdii nemli etmenler gz nne alnmamt. Schramm'n belirttiine gre, Hitler'in stratejisi, bir "prestij" ve "propaganda" stratejisiydi. Hier'in gerekilikten yoksun olmas, savan ve propagandann bambaka yasalara ve ilkelere bal olduunu tam olarak kavramasn nlyordu. Hitler, 24 Nisan 1945'te, intihar etmesinden iki gn nce yaamna son vermeyi kesin olarak tasarladktan sonra, "temel nem tayan kararlarn, (uygulanmadan) otuz alt saat nce, Fhrer'in grne sunulmas gerektii" yolunda bir buyruk yaymlamt; Hitler'in gereklie yabanclamas, bu buyrukta tuhaf bir aklk kazanmaktadr (P. E. Schramm, 1965). Hitler'in kusurlu istencinin kusurlu gereklik duy umuyla birlemesi, u sorunun domasna yol amaktadr: Hitler gerekten kazanma istencine sahip miydi, yoksa tuttuu yol, grnrdeki btn kart abalarna karn, bilinsiz olarak toptan ykma m gidiyordu? ok duyarl baz gzlemciler, ikinci durumun geerli olabilecei kansnda olduklarn dile getirmilerdir. Hitler konusundaki en duyarl gzlemcilerden birisi olan C. Burckhardt 212 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HTLER 213 unlar yazmaktadr: "Onun (Hitler'in) iinde etkinlik gsteren, doymak bilmez bir nefretle ykl kiilik, onun varlnn bilind yrelerinde, gizlenmi olmakla birlikte her zaman varln srdren kesin bir durumla balantlyd: Hitler'in sonunu, en korkun baarszlk ve 30 Nisan 1945'te Reichschancellery'de (Alman Babakanlk Konutu'nda) gerekten olduu gibi, kiisel yok olu belirleyecekti; byle bir varsaym ne srmek, btn btne zorlama bir giriim saylamaz" (C. Burckhardt, 1965). Speer'n bildirdiine gre, Hitler'in mimariyle ilgili tasarlarn byk bir cokuyla tartt savatan nceki yllarda, Speer, bu taanlarn gerekleeceine Hitler'in yrekten inanmadn bellli belirsiz sezinliyordu; bu ak seik bir kan deil, Speer'n tad bir tr sezgisel duyguydu.37 J. Brosse da ayn gr dile getirmektedir; Hitler'in kesin utku kazanacana inanp inanmad, hatta bunu gerekten isteyip istemedii sorusunu ortaya atmaktadr (J. Brosse, 1972). Hitler'le ilgili zmlememe dayanarak ben de buna benzer bir sonuca ulatm. Bylesine yein ve her eyi kapsayan ykclk tutkusuyla dolu bir adamn, varlnn derinliklerinde, utkunun antrd yapc ilevi itenlikle zlemi olabileceinden kukuluyum. Doal olarak, Burckhardt, Speer, Brosse ve ben, Hitler'in zihninin bilinli blmn tanmlamyoruz. Hitler'in kurduu sanatsal ve siyasal dlere inanmad ve bunlar gerekletirmek istemedii yolundaki varsaym, btnyle bilind bir olgu olarak anlalmas gereken bir olguyu anlatmaktadr; Hitler'in utkuya ulamak istememi olabilecei sz, bilind gdler kavram olmakszn sama gelmektedir.38 Hitler bir kumarcyd; kendi yaamyla olduu kadar tm Almanlar'n yaamyla da kumar oynad. Oyun sona erip yenilgi kesinleince, pimanlk duymak iin bile pek neden kalmamt. Hitler her zaman istedii eyi elde etmiti: G sahibi olmu, nefretini ve ykm aln doyurmutu. Yenilmi olmas, bu doyumu ondan geri alamazd. Byklk delisi ve ykc, gerekte kaybetmemiti. Kaybedenler, sava alannda lmeyi en hafif ac gibi gren milyonlarca insand Almanlar, teki uluslardan A. Speer, kiisel grme. nsanlar, bilinli olarak tam karln amalasalar bile, kendi ykmlarn gerekletirmek iin abalayabilirler, bununla ilgili pek ok klinik veri vardr. Yalnzca ruh-zmleme deil, byk

tiyatro yaptlar da bylesi veriler salamaktadr. insanlar ve rksal aznlklarn yeleriydi. Hitler, acma diye bir duygudan tmyle yoksun olduu iin, bu insanlarn ektikleri, ona hi ac ya da vicdan eziklii vermiyordu. Hitler'i zmlerken, ar hastalk gstergesi olan birok zellikle karlatk: Hitler'in ocukluunda, yan-ieynelik bir damarn bulunduunu varsaydk; ar zseverlie, bakalaryla balantdan yoksunlua, gereklik algsyla ilgili kusurlara, yein lseverlie rastladk. Hitler'de bir ildin, belki de usyanlm daman bulunduu, rahatlkla varsaylabilir. Ama buna dayanlarak Hitler'in bir "deli" olduu, bazan sylendii gibi ldnl (psikozlu) ya da yanstmcal (paranoyak) bir hasta olduu sylenebilir mi? Bana kalrsa, buna verilecek yant olumsuzdur. Hitler, delilik damar tamasna karn, amalarn gerektii gibi ve bir sre iin baaryla izleyecek kadar akl banda bir kiiydi. zseverliinden ve ykclndan dolay yapt tm yarg yanllarna karn, Hitler'in, hibir zaman apak ildin tepkileri gstermeyen ok yetenekli bir demagog ve politikac olduu yadsnamaz. Bedensel ve zihinsel bakmlardan kt son gnlerinde bile, Hitler denetimini elden karmad. Hitler'deki yanstanca eilimlerine gelince; Hitler'in kukuculuu, ona kar dzenlenen eitli komplolann ortaya koyduu gibi kolayca bir yanstmca belirtisi saylamayacak kadar gereki temellere dayanyordu. Hi kukusuz, Hitler bir mahkemede (son derecede yansz bir mahkemede bile) sank sandalyesinde otursayd, deli olduu yolundaki bir dilekenin kabul edilme ans olmazd. Bununla birlikte, Hitler, allm anlamda ldnl bir adam olmasa bile, dinamik anlamda, kiileraras ilikiler anlamnda ok hasta bir adamd. Daha nce irdelendii zere, ruh hekimliinde kullanlan yaftalann geerlilii tartmaldr; ite bu durum, Hitler'in deli saylp saylamayaca sorusuna yant vermeyi gletirmektedir. ildin eilimi ile kesin ildin arasndaki ayrma ilikin yarglar, bir kiinin tutukevine mi, yoksa akl hastanesine mi gnderilmesi gerektii konusunda karara varmak asndan mahkemede bir deer tayabilir; ama son zmlemede, bizim ele aldmz ey, bylesi yaftalara elvermeyen kiileraras srelerdir. Ama klinik zmleme, ahlaksal bir sorun olan ktlk sorununu bulandrmak iin kullanlmamaldr. Nasl ki kt ve zararsz "akll" insanlar varsa, kt deliler ve zararsz deliler de vardr. Ktlk, bal bana ele alnmaldr ve ahlaksal yarg, klinik 214 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER tanyla askya alnmamaldr. Ama en kt adam bile eninde sonunda insandr ve bizden acma bekler. Hitler'in karakteriyle ilgili bu zmlemeyi sonuca balarken, bu kapsaml verileri (Himmler hakkndaki veriler de dahil) bu incelemeye almamzn amacn ortaya koymak iin birka sz yararl olabilir. Klinik rnekler sunarak sadistlik ve lseverlik kavramn akla kavuturmaya ynelik apak kuramsal amatan baka, bir amacm daha vard: insanlarn, olas Hitler'leri gerek yzlerini gstermeden nce tanmalarna engel olari ana yanlgy gstermek. Bu yanlg, btnyle ykc ve kt bir adamn bir eytan olmas ve onun gibi davranmas, hibir olumlu nitelie sahip olmamas, ta uzaktan baklnca bile ykcln aa vuracak kadar belirgin biimde Kabil'in izini tamas gerektii yolundaki inantan kaynaklanr. Bylesi eytanlar vardr, ama bunlara ok seyrek rastlanr. Daha nce gsterdiim gibi, son derecede ykc kiiler, ok daha sk olarak nazik, gnl alc, ailesini, ocuklan, hayvanlar seven birer kii kisvesine brnrler; lklerinden ve iyi isteklerinden sz ederler. Ama bu kadar da deil, incelikten, iyi niyetten kesinkes yoksun bir adam herhalde yoktur. Eer byle bir kii olsayd, deliliin eiinde bulunurdu; elbette doutan "ahlaksal alklar" bu yargnn dndadr. Bu nedenle, kt adamlarn boynuzlu olduklarna inanan birisi, bu inancn srdrd srece, kt bir adam aa karamaz. Kt bir adamn kolayca tannabilecei yolundaki bnce varsaym byk bir tehlike dourmaktadr: Bu varsayma inanlrsa, kt adamlar, ykm iine koyulmadan nce tannamaz. Benim inancma gre, insanlarn ounluu, bir Hitler'de bulunan ar ykc karaktere sahip deildir. Ama bu kiilerin oran, nfusumuzun % 10'u olarak hesaplansa bile, yine de bunlar, etki ve g sahibi olmalar durumunda ok tehlikeli olacak kadar

kalabalktrlar. Elbette, her ykc bir Hitler olmaz; nk belki Hitler'deki yeteneklerden yoksundur, belki yalnzca SS'in etkin bir yesi olarak kalabilir. Ama te yandan, Hitler bir dhi deildi ve sahip olduu yetiler hi de esiz bir nitelik tamyordu. Esiz olan, Hitler'in ykselmesine ortam oluturan toplumsal-siyasal durumdu; tarihsel anlan gelip atarsa ortaya kacak olan belki yzlerce Hitler aramzda yaamaktadr. 13. KIYICI SALDIRGANLIK: ADOLF HITLER 215 Hier gibi bir kiilii nesnel bir tutumla ve hrsa kaplmadan zmlemek, yalnzca bilimsel vicdan yle gerektirdii iin deil, bugne ve gelecee ilikin nemli bir dersi bellemenin koulu olduu iin de zorunludur. Hitler'i insan olma zelliinden yoksun brakarak onun grntsn arptan bir zmleme, boynuzlan olmad srece olas Hitlerler'i grmeme eilimini glendirmekten baka bir sonu dourmaz. SONSZ: UMUDUN BELRSZ ANLAMI ZERNE IJU incelemede, avc ve yiyecek toplayc kk topluluklar oluturarak yaayan tarihncesi insanda, ayrc bir zellik olarak, ykcln en alt, ibirlii ve paylamann ise en yksek dzeyde bulunduunu; ancak retim ve iblmndeki artla, byk bir rn fazlasnn yaratlmasyla ve sekin katmanlarna dayanan, hiyerarik yapdaki devletlerin kurulmasyla geni apl ykclk ve zalimliin ortaya ktn, uygarlkta ve gcn rolnde grlen ykselmeyle de bu ykclk ve zalimliin glendiini ortaya koymaya altm. Bu inceleme, saldrganlk ve ykcln insan gdlerinin yapsnda oynad roln yeniden en alt dzeye inebilecei yolundaki varsaym destekleyecek geerli kantlar salam mdr? Bana kalrsa salamtr ve okuyucularmdan birounun da benimle ayn kany paylatn umuyorum. Saldrganlk, insann genlerinde biyolojik olarak varolduu srece, kendiliinden bir tepki deil, insann dirimsel karlarna, bir baka deyile, gelimesine, kendisinin ve trnn varlna ynelik tehditlere kar bir savunmadr. Bu savunucu saldrganlk, belli ilkel koullar altnda ihsanlarn birbirlerini pek tehdit etmedikleri zamanlarda greceli olarak azd. insan, o zamandan bu yana olaanst bir gelime gstermitir. nsann bu sreci tamamlayacan ve hi kimsenin tehdit edilmedii anne-babalarn ocuklar, stlerin annebabalan, bir toplumsal snfn baka bir toplumsal snf, bir stn gcn bir baka ulusu tehdit tmedii bir toplum kuracam dnmek, akla yatkn bir varsaymdr. Bu amac gerekletirmek, ekonomik, siyasal, kltrel ve ruhsal nedenlerden dolay ok gtr, dnya uluslarnn putlara stelik SONSZ: UMUDUN BELRSZ ANLAMI ZERNE 217 ayn ayn putlara tapmalan ve bu nedenle, birbirlerinin dillerini anlasalar bile, birbirlerine anlay gstermemeleri de ek bir glk yaratmaktadr. Bu glkleri gzard etmek ahmaklk olur, ama tm verileri kapsayan grgl incelemenin ortaya koyduuna gre, siyasal ve ruhsal engeller ortadan kaldrlrsa, yakn saylabilecek bir gelecekte byle bir dnyann kurulmas gerekten olanakldr. te yandan, kyc saldrganlk biimleri sadistlik ve lsever-lik doutan deildir, bu nedenle, insann gerek gereksinmelerinin ve yetilerinin eksiksiz gelimesine, insann zetkinliinin ve yaratc gcnabal bana bir ama olarak gelimesine elverili koullar, bugn var olan ekonomik kouDann yerini ald zaman, bu saldrganlk biimleri byk lde azaltlabilir. Smr ve gdm, skntya ve nemsizlik duygusuna yol aar, insan ktrrnletirir; insan ruhsal bir ktrm yapan btn etmenlerse, ayn zamanda onu bir sadiste ya da bir ykcya dntrr. Bazlan, bu tutumu, "an iyimser", "hayalci" yada "gerekd" olarak niteleyeceklerdir. Bylesi eletirilerin doru olup olmadn irdelemek iin, umudun tad anlam belirsizlii kavram ile iyimserliin ve ktmserliin niteliine ilikin bir tartma zorunlu grnmektedir. Diyelim ki, hafta sonunda bir kr gezisi yapmay tasarlyorum ve havann gzel olaca

kukulu. Hava sz konusu olunca, "iyimserim" diyebilirim. Ama ocuum lmcl hastaysa ve yaam pamuk ipliine balysa, "iyimserim" demem, saduyulu kulaklara garip gelecektir, nk bu balamda, byle bir sz kopuk ve uzak gelir. Ancak "ocuumun yaayacana inanyorum" da diyemem; nk verili koullar altnda, buna inanmam salayacak hibir gereki dayanak yoktur. yleyse ne diyebilirim? En uygun szckler unlar olabilir: "ocuumun yaayacana inancm var." Ama "inan" (iman), uyandrd dinsel izlenimlerden dolay, gnmze uygun bir szck deildir. Bununla birlikte, bundan daha iyi bir szck de bulamayz; nk inan, son derecede nemli bir eyi ocuumun yaamas iin duyduum kararl, gl istei, dolaysyla da onun iyilemesi iin elimden gelen her eyi yapacam antnr. Bu durumda, "iyimser'ken olduum gibi salt bir gzlemci, ocuumdan ayn bir kii deilim. Gzlemlediim durumun bir parasym; durumla yakndan ilgiliyim; "zne" olarak benim, hakknda ngr niteliinde 218 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER bir yargda bulunduum ocuum bir "nesne" deil; inancm, ocuumla olan balantmdan kaynaklanyor; inancm, bilginin ve katlmn birlemesinden oluuyor. Elbette bu, ancak inanla anlatlmak istenen "ussal inan"sa (E. Fromm, 1947) geerlidir; nk ussal inan, "usd inan" gibi zlemlerimizden doan bir yanlsama deildir, btn ilgili verilerin ak seik ayrdma varlmasna dayanr. iyimserlik, inancn yabanclam bir biimidir, ktmserlik ise u-mtisuzluun yabanclam bir biimidir, insana ve insann geleceine gerekten, yani anlayla ve "sorumlulukla" ilgi gsterilirse, bu ilgi ancak inantan ya da umutsuzluktan doabilir. Ussal umutsuzluk gibi ussal inan da insann varoluuyla ilintili tm etmenleri kapsayan son derece eksiksiz, son derece eletirel bilgilere dayanr, insana olan ussal inancn dayana, insann kurtuluu iin gerek bir olasln varolmasdr; ussal umutsuzluun dayana da byle bir olasln sz konusu olamayacana ilikin bilgidir. Bu balamda, bir noktann vurgulanmas gerekmektedir. Pek ok kii, insann ilerleme gsterecei yolundaki inanc geree aykr sayarak yadsmaya hazrdr; ne var ki bylesi kiiler, umutsuzluun da ou kez ayn lde geree aykr olduunu kavrayamazlar. "insan her zaman bir katil olagelmitir", demek kolaydr. Ancak bu yarg doru deildir; nk ykclk tarihinin dolambalarn gz nne almamaktadr. "Bakalarn smrme istei, insan doasnn gereidir", demek de ayn lde kolaydr; ama yine, bu yarg da gerekleri gzard etmektedir (ya da arptmaktadr). zet olarak, "insan doas ktdr", yargs, "insan doas iyidir", yargsndan daha gereki deildir. Ama birinci yargya varmak ok daha kolaydr; insann kt olduunu kantlamak isteyen birisi, son derece kolaylkla kendisine yanda bulur; nk herkese, gnahlarndan kurtulma gerekesi salar ve grnte, hibir eyi tehlikeye atmaz. Bununla birlikte, btn hakikate-aykn eyler gibi usd umutsuzluun yaygnlamas da bal bana ykc bir eydir; insanlarn atlm gcn krar ve kafasn kartrr. Usd inanc yaygnlatrmaya almak ya da uydurma Mesihler (Kurtarclar) ortaya atmak da bundan daha az ykc deildir insanlar aldatr ve ondan sonra etkisiz klar. ounluun tutumu ne inan ynnde ne de umutsuzluk ynndedir; ne yazk ki ounluk, insann gelecei konusunda btnyle vurdumSONSZ: UMUDUN BELRSZ ANLAMI ZERNE 219 duymaz bir tutum taknmaktadr. Tmyle vurdumduymaz olmayanlarn tutumuysa ya "iyimserlik" ya da "ktmserlik"tir. iyimserler, srekli "ileriye" yry dogmasna kanan kiilerdir. Bu kiilerde, insanln baarsn teknik baaryla, insan zgrln dolaysz zorlamalardan kurtulmu olmayla ve tketici zgrln farkl olduu ne srlen birok mal arasndan seim yapma olanayla zdeletirme alkanl vardr, llkellerdeki onur, gbirlii anlay ve incelik, bu kiileri etkilemez; onlar yalnzca teknik baar, zenginlik, katlk etkiler. Deri rengi deiik olan teknik bakmdan geri insanlar zerinde yzyllarca sren egemenlik, iyimserlerin zihinlerine damgasn vurmutur. Bir "vahi" nasl insan olabilir; aya

uabilen ya da bir dmeye basnca milyonlarca canly yok edebilen insanlara, stn olmak yle dursun, nasl denk olabilir? iyimserler, hi deilse imdilik, olduka rahat yaamaktadrlar ve "iyimser" olmay srdrebilmektedirler. Ya da en azndan yle sanmaktadrlar; nk yle yabanclamlardr ki, torunlarnn geleceini karartan tehdit bile onlar gerekten etkilememitir. "Ktmserler", gerekte iyimserlerden pek farkl deildir. Onlar da ayn rahatlk iinde ve ayn ilgisizlikle yaamaktadrlar. nsanln yazgsn, tpk iyimserler gibi onlar da pek umursamamaktadrlar. Hi umutsuzluk duymamaktadrlar; nk umutsuzluk duyuyor olsalard, bylesine bir honutluk iinde yaamazlard, daha dorusu, yaayamazlard. Ve bunlarn ktmserlii, elden gelen bir ey olmad dncesini yanstarak, byk lde, onlar bir eyler yapmay gerektiren isel isteme kar koruyucu ilev grrken, iyimserler de naslsa her eyin yolunda gittiine, dolaysyla hibir ey yapmak gerebnedii'ne kendilerini inandrarak, ayn isel isteme kar kendilerini savunmaktadrlar. Bu kitapta savunulan tutum, insann kendisince yaratlan ldrc a grnmndeki koullardan kendini kurtarma yetisine duyulan ussal inantr. Bu tutum, ne "iyimser" ne de "ktmser" olan, ama insann son ve kesin ykmdan kanma yetisine ussal temele dayal bir inan duyan kktencilerin tutumudur. Bu insancl kktencilik, sorunlarn kkenlerine, dolaysyla da nedenlerine inmektedir; insan, yanlsamalarn zincirlerinden kurtarmay amalamaktadr; yalnzca ekonomik ve siyasal yapmzda 220 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER deil, deerlerimizde, insann amalarna ilikin anlaymzda ve kiisel tutumumuzda da kkl deiikliklerin zorunlu olduunu savunmaktadr. inanl olmak demek, atlgan olmak, dnlmezi dnmek, ama yine de gerekleebilirlik snrlan iinde etkinlik gstermek demektir; inanl olmak, her gn Mesih'i beklemekten, ama Mesih beklenen saatte gelmeyince d krklna kaplmamaktan oluan ve elikili gibi grnen umuttur. Bu umut edilgin deildir, sabrl da deildir; tam tersine, sabrsz ve etkindir, gerek olaslklar erevesinde eylem iin her trl olana aratrr. Hele kiinin kendi gelimesi ve zgrl sz konusu olunca bu umut hi edilgin deildir. Hi kukusuz, toplumsal yapnn belirledii kiisel gelime ar snrlamalarla kar karyadr. Ne var ki, bugnk toplum iersinde hibir kiisel deiikliin olamayacan, hatta bunun zlenir bir ey olmadn reten o szde kktenciler, isel deiiklie gsterdikleri kiisel direncin zr olarak devrimci ideolojilerini kullanyorlar, insanln bugn iinde bulunduu durum, demagoglara hele de ykma tutkunu demagoglara, hatta yalnz beyinlerini kullanan ta yrekli nderlere kulak asmamza elverineyecek lde ardr. Eletirel ve kktenci dnce, ancak insann sahip olduu en deerli nitelikle yaam sevgisiyle btnletii zaman meyvelerini verir. EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK ANLAYIININ EVRM REUDUN saldrganla ilikin incelemesinde belki de en dikkat ekici e, 1920'ye kadar, insan saldrganl ve ykcl konusuna hemen hemen hi ilgi gstermemesidir. Freud, yllar sonra bu gerein ayrdna varn, Uygarlk ve Dourduu Honutsuzluklar 'da (1930) yle dile getirmitir: "Ama ksnl olmayan saldrganlk ile ykcln ne denli yaygn olduunu nasl gremediimizi ve yaamla ilgili aklamamzda bu olguya hak ettii yeri nasl veremediimizi artk anlayamyorum" (S. Freud, 1930). Bu tuhaf kr noktay anlamak iin, kendimizi bir an, Birinci Dnya Sava'ndan nceki dnemde Avrupa orta snflarnn yerine koyup onlarn ruhsal durumunu alglamamz yararl olacaktr. Avrupa'da 1871'den beri hibir byk sava olmamt. Kentsoylu snf, hem siyasal hem de toplumsal bakmdan srekli bir ilerleme gsteriyordu ve ii snfnn durumu srekli iyileme gsterdii iin de snflar arasndaki keskin uzlamaz elikiler azalyordu. Dnya,

ban iindeymi ve gitgide daha ok uygarlayormu gibi grnyordu; zellikle de Asya, Afrika ve Gney Amerika'da korkun yoksulluk ve aalanmlk koullan altnda yaayan insan soyunun byk blmne pek ilgi gsterilmeyince bu izlenim douyordu, insan ykcl, Karanlk alar'da ve daha nceki yzyllarda etkili olmu, ama artk yerini manta ve iyi niyete brakm bir etmen 222 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER olarak grlyordu. Ortaya karlmakta olan ruhbilimsel sorunlar, orta snfn an kat ahlk anlayndan ileri gelen sorunlard ve Freud, cinsel bastrmann dourduu zararl sonulara ilikin verilerden ylesine etkilenmiti ki, saldrganlk sorununa bir trl gereken nemi veremedi; ta ki, Birinci Dnya Sava'ndan dolay artk bu sorun gzard edilemeyecek bir boyuta ulancaya dek. Bu sava, Freud'un saldrganlk kuramnn gelime srecindeki aynm izgisini oluturmaktadr. Freud, Cinsellik Kuram zerine Deneme'de (1905), saldrganl, cinsel igdnn "bileimine giren igdler"den birisi sayyordu. yle yazyordu: "Bu nedenle sadistlik, cinsel igdnn saldrgan bir bileenine denk der; bu bileen, bamszlk kazanp abartlm ve egemenlik kurarak nde gelen konuma yerlemitir" (S. Freud, 1905).1 Bununla birlikte Freud, sk sk yapt gibi, kuramnn ana izgisine ok aykr den ve ok daha sonraki bir dneme dek uyuuk durumda kalan bir dnce tayordu. Freud, Deneme'nin 4. Blm'nde yle yazyordu: "Zalimlik tepilerinin, gerekte cinsellikten bamsz olan, ama erken bir evrede cinsellikle birleebilen kaynaklardan doduu varsaylabilir" (S. Freud, 1905; alt sonradan izilmitir). Ama bu szlere karn, drt yl sonra Freud, Be Yandaki Bir Erkek ocuun Bir Ylgsyla tigili zmleme'sinde anlatt kk Hans'n yksnde byk bir aklkla unlar belirtiyordu: "Bilinen zkorunma ve cinsellik igdlerinin yannda ve onlarla ayn ayarda zel bir saldrganlk igdsnn varln bir trl kabul edemiyorum" (S. Freud, 1909). Bu belirlemeye baklnca, Freud'un szlerinden belli bir kararszlk yansd sezilebilir. "Bir trl kabul edemiyorum" sz, yaln ve kesin bir yadsma kadar gl deildir ve "ayn ayarda" szyle yaplan ek snrlama, grnd kadaryla, ayn ayarda olmasa bile bamsz bir saldrganln var olabilecei olasln tmyle yadsmamaktadr. Freud, igdler ve Gsterdikleri Deiikliklerde (1915), her iki dnce izgisini de ykcln hem cinsel igdnn bir bileeni olduu dncesini hem de cinsellikten bamsz bir g olduu dncesini srdryordu: Freud'un saldrganlk kuramnn evrimi iin, Uygarlk ve Dourduu Honutsuzluklar'* (Freud, 1930) yaymcnn yazd Giri'te yer alan J. Strachey'nin zetine bakn. EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI 223 Sevginin balang evreleri, geici cinsel amalar olarak ortaya kar; oysa cinsel igdler, kendi karmak gelime srelerinden gemektedirler. Bu amalarn ilki olarak, btnleme ya da yutma evresini grrz bu, hedeflenen kiinin (nesnenin) bamsz varlna son verilmesiyle tutarllk gsteren ve bu nedenle, elikili sevgi duygular olarak tanmlanabilen bir sevgi trdr. retken arzu dnemi ncesindeki sadist-dkl rgtlenmenin daha yksek evresinde, nesneye ynelik ura, stnlk kurmaya ynelik bir iti biiminde belirir; bu iri, nesnenin zarar grmesini ya da yok olmasn umursamaz bile. Bu biimdeki ve bu balang evresindeki sevginin nesneye ynelik tutumunu nefretten ayrmak pek kolay deildir. retken arzu dnemi rgtlenmesi kuruluncaya dik, sevgi nefretin kart durumuna gelmez (S. Freud, 1915). Ama Freud, yine ayn incelemede, 1915'te deiiklik yapm olmasna karn Deneme'de dile getirmi olduu teki tutumu adyla sanyla sylersek, saldrganln cinsel igdden bamsz olduu yolundaki tutumu da benimsemektedir. Bu seenekli varsayma gre, benlik igdleri, saldrganln kaynadr. Freud yle yazmaktadr: Nesnelerle ilikinin bir biimi olarak nefret, sevgiden daha yaldr. Nefret, zsever benliin, uyaranlarn darya aktarak, d dnyay ilksel olarak yadsmasndan kaynaklanr.2

Nesnelerin uyandrd lonutsuzlua gsterilen tepkinin bir anlatm olarak, zkoruyucu igdlerle yakn ilikisini her zaman srdrr; bu nedenle, cinsel igdler ve benlik igdleri, sevgi ve nefreti yineleyen bir antitezi kolayca gelitirebilir. Sadist-dkl rgtlenme aamasnda olduu gibi, cinsel ileve benlik igdleri egemen olduu zaman, bu igdler, igdsel amaca da nefrete zg nitelikler kazandrr (S. Freud, 1915; alt sonradan izilmitir). Burada Freud, nefretin sevgiden daha eski olduunu ve benlik igdlerinden ya da en bata d dnyadan akan "uyaranlar aknts"n yadsyan ve cinsel tepilerin antitezi olan zkorunma igdlerinden kkenlendiini varsaymaktadr. Bu arada, Freud'un izdii insan grnts Freud'un genel belitine (aksiyom'una) gre, sinirsel ileyiin temel yasas gerilim azaltmadr, ite bu belitin bir anlatmn bu yargda gryoruz. Bu belitle ilgili olarak bu Ek'in sonunda verilen ayrntl irdelemeye de bakn. 224 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER asndan bu tutumun ne denli nemli olduunu geerken belirtmek gerekir. Bebein, ncelikle uyaranlar yadsd ve kendisine karan dnyadan nefret ettii kabul edilmektedir. Bu tutum, yakn zamanlarda elde edilen ve insann, hatta birka gnlk bir bebein bile, uyaranlara byk istekle karlk verdiini, gereksinme duyduunu, kendisine kart iin dnyadan her zaman nefret etmediini ortaya koyan pek ok klinik verinin destekledii tutuma aykr dmektedir. Hatta Freud, ayn incelemede nefretle ilgili olarak yapt belirlemede bir adm daha ileri gitmektedir: ' Benlik, cinsel doyumun engellenmesi anlamna m, yoksa zkorunma gereksinmelerinin doyumunun engellenmesi anlamna m geldiklerine bakmakszn, kendisi iin ho olmayan bir duyguya kaynaklk eden tm nesneleri nefretle, irenmeyle karlar ve yok etmek amacyla izler. Gerekte, nefret ilikisinin asl ilkrneklerinin, cinsel yaamdan deil, benliin kendisini korumaya ve varln srdrmeye ynelik savamndan doduu ne srlebilir (S. Freud, 1915; alt sonradan izilmitir). igdler ve Gsterdikleri Deiiklikler (1915) hakkndaki incelemeyle, Freud'un ykclkla ilgili dnnn ilk evresi sona ermitir. Freud'un ayn anda iki anlay birden izlediini grmtk: (1) cinsel drtnn bir paras olarak saldrganlk (azcl ve dkl sadistlik); (2) cinsel igdden bamsz bir ey olarak, benlie kansan d uyaranlara ve cinsel gereksinmeler ile zkorunma gereksinmelerinin doyurulmasn nleyen engellere kar kp bunlardan nefret eden benlik igdlerinin bir nitelii olarak saldrganlk. Freud, 1920'de yazd Haz ilkesinin tesinde ile, igdlere ilikin tm kuramn tepeden trnaa gzden geirmeye balamtr. Bu yaptnda Freud, "yineleme zorlanm"na bir igd nitelii kazandrmtr; yine bu yaptnda, Benlik ve ilkel Benlik'te (1923) ve daha sonraki yazlarnda ok ayrntl biimde niteliini tartt yeni bir ikilem olan Eros ve lm igds ikilemini ilk kez ortaya atmtr. Yaam (Eros) ve lm igdsnden (igdlerinden)3 oluan bu yeni ikilem, benlik igdleri Bu anlayn daha sonraki gelime evrelerinde Freud, daha ok, bir tek yaam (Eros) igdsnden ve bir tek lm igdsnden sz etme eilimi gsterir. EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI 225 ile cinsel igdler arasndaki zgn ikilemin yerini almtr. Freud, Eros'u cinsel arzuyla zdeletirme giriiminde bulunmakla birlikte, bu yeni kutuplama, eski anlaya gre btnyle farkl bir drt oluturur.4 Uygarlk ve Dourduu Honutsuzluklarda (1930) Freud'un kendisi de yeni kuramnn gelimesini zl bir biimde anlatmaktadr. yle yazmaktadr: ilk olarak, benlik igdleri ve nesne igdleri birbirinin karsnda yer alyordu. "Libido" terimini kullanmamn amac, yalnzca ikinci tr igdleri ve bunlarn enerjisini anlatmakt.5 Bu nedenle, antitez, benlik igdleri ile bir nesneye ynelen "libido niteliindeki sevgi (en geni anlamda sevgi) igdleri arasnda6 ... Ama (sadistlikle ilgili) bu uyumazlklar ald; ne

de olsa sadistlik aka cinsel yaamn bir parasyd, cinsel yaamn etkinliklerinde sevecenliin yerini zalimlik alabiliyordu... ileriye doru atlan belirleyici adm, zseverlik kavramnn kullanma sokulmasydyani, benliin kendisinin libidoya yneldiinin, gerekte benliin libidonun zgn yuvas olduunun ve bu zelliini bir lde srdrdnn ortaya karlmasyd7 ... Yineleme zoianm ve igdsel yaamn koruyucu nitelii ilk kez dikkatimi ektii zaman, bunu izleyen adm Haz ilkesinin tesinde'cfe (1920) attm. Yaamn balangcna ilikin yorumlardan ve dirimsel koutluklardan yola karak u sonuca ulatm: Canl maddeyi korumaya ve onu gitgide byyen birimlerde birletirmeye ynelik igdnn yan sra, bu birimleri datmaya, onlar yeniden ilksel, inorganik durumlarna dndrmeye uraan bir baka Freud'un Eros ve cinsellii zdeletirme giriiminin ayrntlarna girmek iin, bal bana bir blm gerekir ve bu, belki de yalnzca Freud'un kuramn inceleyen uzmanlara ilgin gelir. Burada Freud, kayg nevrozuna ilikin incelemesinin II. Blmne gnderme yapmaktadr. Bu belirlemede, insann temel atmas, bencillik ile zgecilik arasndaki atma gibi grnmektedir. Freud'un ilkel Benlik ve Benlik (haz ilkesi ve gereklik ilkesi) kuramnda, kutuplamann her iki yan da bencildir: kiinin cinsel gereksinmelerinin doyurulmas ve zkorunma gereksinmesinin doyurulmas. 7Gerekte, Freud, bu gr ile ilkel benliin (Id'in) libidonun yeri ya da "hazne"si olduu yolundaki gr arasnda gidip geliyordu. Standart basknn yaymcs olan J. Strachey, Freud'un almalarnn btnn gz nnde bulundurarak bu dalgalanmalarn ayrntl bir tarihesini vermitir. 226 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER kart igdnn daha varolmas gerekir. Bir baka deyile, Eros'un yan sra bir de lm igds vard (S. Freud, 1930; alt sonradan izilmitir). Freud, Haz tikesinin tesinde'yi yazd zaman, bu yeni varsaymnn geerli olduuna kesin olarak inanm deildi. Freud, "bu sayfalarda ortaya atlan varsaymlarn doruluuna benim inanp inanmadm ve inanmyorsam, ne lde inandm sorulabilir", diye yazyordu. "Bu soruya yant olarak, bunlara inanmadm ve baka insanlar da inandrmaya almadm syleyeceim. Ya da daha dorusu, bunlara ne lde inandm bilmediimi syleyeceim" (S. Freud, 1920). Yeni bir kuramsal yap, yani nceki kavramlarn birounu tehdit eden bir yap kurmaya altktan sonra ve ok byk bir zihinsel abayla bunu yaptktan sonra, Freud'un gsterdii ve tm yaptnn iine prl prl yaylan bu itenlik zellikle etkileyicidir. Freud, sonraki on sekiz yln yeni kuram zerinde alarak geirdi ve balangta ulamad kanya zamanla ulat. Freud'un yapt, bu varsayma btnyle yeni ynler eklemek deildi; onun yapt, daha ok, kesin kanya ulamasn salayan ve yandalarndan birounun grlerini gerekten anlamamalarn ve paylamamalarn herhalde hepten umut kinci klan zihinsel bir "ileme sreci"ydi. Yeni kuram, ilk kez Benlik ve ilkel Benlik'tG (1923) eksiksiz olarak akland. ki igd snfnn her birisiyle balantl olan (yapc metabolizmayla ya da ykc metabolizmayla ilgili) zel fizyolojik sre hakkndaki varsaym ayr bir nem tar. Her iki igd tr, eit oranlarda olmamakla birlikte, canl maddenin her paracnda etkin olacaktr; yle ki, belli bir madde, Eros'un balca temsilcisi olabilir. Bu varsaym, iki igd snfnn birbiriyle kaynama, birleme ve karma biimine hi k tutmamaktadr; ama bunun dzenli ve ok yaygn biimde meydana geldii, anlaymz asndan vazgeilmez nem tayan bir ngrdr. yle grnyor ki tekhcreli organizmalarn birleerek okhcreli yaam biimlerini ortaya karmalarnn bir sonucu olarak, tek hcrenin lm igds baarl bir biimde etkisiz duruma getirilebilir ve ykc tepiler, EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI 227 zel bir organ araclyla d dnyaya yneltilebilir. Grnd kadaryla, bu zel organ kas sistemidir ve bylece lm igds, d dnyaya ve teki organizmalara kar ynelmi bir ykm igds olarak belki yalnzca bir lde olsa bilekendisini anlatma kavuturur

grnmektedir (S. Freud, 1923; alt sonradan izilmitir). Freud, yapt bu belirlemelerle, yeni dnce dorultusunu, Haz lkesinin tesinde'de olduundan daha ak seik biimde ortaya koymaktadr. Kimyasal yolla ortaya kan gerilim modeli ve bu gerilimi olaan eiine indirme gereksinmesi (haz ilkesi) zerine kurulmu olan eski kuramdaki yaklamn mekanist fizyolojik bir yaklam olmasna karn, yeni kuramda dirimbilimsel bir yaklam benimsenmitir; buna gre, her canl hcrenin, canl maddedeki iki temel nitelikle, yani Eros ve lm ura nitelikleriyle donatld varsaylmaktadr. Bununla birlikte, gerilim azaltma ilkesi daha kkl bir biimde uyarlmann sfra indirilmesi (nirvana ilkesi) biimindekorunmutur. Freud, bir yl sonra (1924), Mazoizmde Ekonomik Sorurida, iki igd arasndaki ilikiyi akla kavuturmak iin bir adm daha atmtr. yle yazmaktadr: Libido, yok etme igdsn zararsz duruma getirme greviyle ykmldr ve libido bu grevini, o igdyzel bir organik sistemin, kas donanmnn yardmyla byk lde darya, d dnyadaki nesnelere ynelterek yerine getirir. O zaman bu igd, ykc igd, stnlk igds ya da iktidar istenci adn alr} Bu igdnn bir blm, dorudan doruya cinsel ilevin hizmetine koulur ve bu ilevde nemli bir rol oynar. Bu, tam anlamyla sadistliktir. Geriye kalan blm, da doru ynelen buyer deitirme ilemine katlmaz; organizmann iinde kalr ve yukarda tanmlanan cinsel uyarlmann kendisine elik a Freud burada, ok zor eilimi birletiriyor. Yok etme igds, temelde iktidar istencinden farkldr: Birinci durumda, nesneyi ortadan kaldrmak isterim; ikinci durumdaysa nesneyi elde edip denetlemek isterim; ve bu ikisi de yaratmay ve retmeyi amalayan, gerekten yok etme istencine taban tabana zt olan stnlk drtsnden tmyle farkldr. 1 228 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER etmesinden g alarak cinsel arzu niteliine brnp oraya balanr. zgn, ksnl mazoizmi arayp bulmamz gereken blm budur (S. Freud, 1924). Daha nce savunulan tutum, Yeni Giri Konferanslar'nda srdrlmtr: Freud, "gitgide daha ok canl maddeyi durmakszn byyen birimler iinde birletirmeye uraan ksnl igdlerden ve bu abaya kar koyarak canl eyleri inorganik bir duruma geri dndrmeye uraan lm igdlerinden sz etmektedir (S. Freud, 1933). Freud, ayn konferanslarda, zgn ykc igdyle ilgili olarak unlar yazmtr: Bu igdy ancak iki koul altnda alglayabiliriz: ksnl igdlerle birleip mazoizme yol aarsa ya da az veya ok ksnl katkyla ykclk biiminde d dnyaya kar ynelirse, tte imdi, ykcln, gerek engellerle karlat iin d dnyada doyuma ulaamamas olaslnn nemi bizi artyor. Eer byle bir ey olursa, ykclk belki de geri ekilecek ve ieride egemenliini kuran zykcln gcn artracaktr. Gerekte bunun nasl meydana geldiini ve bunun ne denli nemli bir sre olduunu greceiz. Grnd kadaryla, engellenmi saldrganlk ar bir yara aar. Gerekten de, kendi kendimizi yok etmemek iin ya da zykm tepilerine kar korunmak iin baka bir eyi ya da kiiyi yok etmek bizim amzdan sanki zorunluymu gibi grnmektedir. Ahlklar iin gerekten de zc bir aklama! (S. Freud, 1933; alt sonradan izilmitir). Freud, lmnden bir ve iki yl nce yazd son iki incelemesinde, daha nceki yllarda gelitirdii kavramlarda nemli bir deiiklik yapmamtr. Snrl ve Snrsz zmleme'e (1937), lm igdsnn gcn daha bir nemle vurgulamtr. Yaymc Strachey'nin notlarnda belirttii gibi: Freud, "ama hepsinin iinde en gl engelleyici etmen", diye yazyordu, "ve her trl denetim olanann btnyle tesinde olan etmen ... lm igdsdr" (S. Freud, 1937; alt sonradan izilmitir). Freud Ana izgileriyle Ruhzmleme'de (1938'de yazlm, 1940'ta yaymlanmtr), herhangi bir deiiklik yapmakszn nceki varsaymlarn sistemli bir biimde yeniden belirtmitir. EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI 229

FREUD'UN LM GDS VE EROS'LA LGL KURAMLARININ ELETRS VE GSTERDKLER DEKLKLERN ZMLENMES Freud'un yeni kuramlar konusunda, Eros ve lm igds kuramlar konusunda buraya kadar yaptmz ksa tanmlama, eski kuramlardan yeni kurama olan dnn ne denli kkl olduunu ya da Freud'un bu deiikliin kkl niteliini kavrayamadm ve sonu olarak, birok kuramsal tutarszlklarla isel elikilere saplandn yeterince ortaya koyamaz. Bu sayfalarda, bu deiikliklerin nemini anlatmaya ve eski kuram ile yeni kuram arasndaki atmay zmlemeye alacam. Freud, Birinci Dnya Sava'ndan sonra iki yeni gre ulat. Birinci gr, insanda cinsellikten bamsz olarak bulunan saldrgan-ykc uralarn gcyle ve yeinliiyle ilgiliydi. Bunun yeni bir gr olduunu sylemek, btnyle doru bir yarg deildir. Daha nce ortaya koyduum gibi, Freud, cinsellikten bamsz saldrgan tepilerin varlndan tmyle habersiz deildi. Ama bu igry ancak ok seyrek olarak dile getirdi ve bu igr, cinsel igdler ile benlik igdleri arasndaki temel kutuplamaya ilikin ana varsaym hibir zaman deitirmedi; ancak daha sonra, zseverlik kavramnn kullanlmaya balanmasyla birlikte bu varsaym birazck deiiklie urad. lm igds kuramnda, insan ykclnn bilinci btn gcyle aa kyordu ve ykclk, varoluun kutuplarndan birisi oluyordu; teki kutup olan Eros'la atan bu kutup, yaamn ta zn oluturuyordu. Ykclk, yaamn birincil nemde bir olgusu oluyordu. Freud'un yeni kuramna damgasn vuran ikinci grn nceki kuramda nclleri yoktur, stelik de bu gr eski kuramla tam bir eliki iindedir. Bu gre gre, canl tzn her hcresinde var olan Eros, btn hcreleri birletirip btnletirmeyi; bundan da teye, uygarla hizmet etmeyi, daha kk birimleri insanln birlii iinde btnletirmeyi amalar (S. Freud, 1930). Freud, cinsel olmayan sevgiyi kefeder. Yaam igdsn "sevgi igds" olarak da adlandrr; sevgi, yaamla ve gelimeyle zdeletirilir, sevgi igds lm igdsyle savaa230 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER rak insan varoluunu belirler. Freud'un eski kuramnda, insan, iki tepinin hayatta kalma tepii (benlik igds) ile bedenin ierisinde kimyasal yolla ortaya kan ve reme organlarnn da iinde yer ald "ksnl blgeler"de yreselleen gerilimleri alt ederek hazza ulama tepiinin ynlendirdii yaltlm bir dizge olarak grlyordu. izilen bu tabloya gre, insan, temelde yaltlm bir varlktr, ama haz zlemini doyurmak iin kar cinsin yeleriyle ilikiye girer. ki cins arasndaki iliki, pazar yerindeki insan ilikilerini andran bir olgu olarak alglanr. Her bir cins, yalnzca kendi gereksinmelerinin doyumuyla ilgilenir; ama gereksinme duyduu eyleri sunan ve sunduu eylere gereksinme duyan bakalaryla ilikilere girmek zorunda kalmasnn biricik nedeni, kendi doyumunu gerekletirmektir. Eros kuramnda bu btnyle farkldr. nsan, artk, temelde yaltlm ve bencil bir varlk olarak, l'homme machine (makine insan) olarak deil, temelde bakalaryla balantl bir varlk olarak, bakalaryla birlik kurma gereksinmesi duymasn salayan yaam igdlerinin ynlendirdii bir varlk olarak kavranmaktadr. Yaam, sevgi ve gelime, bir ve ayn eydir; cinsellik ve "haz"dan daha kkl ve daha temellidir. Freud'un yeni grndeki deiiklik, Kutsal Kitap'ta verilen, "Komunu da kendini sevdiin gibi sev," buyruuyla ilgili deerlendirmesinde aka ortaya kmaktadr. Freud, Niin Sava'ta (1933a) yle yazmaktadr: insanlar arasndaki duygusal balarn glenmesini zendiren her ey, savaa kar ilemelidir. Bu balar iki trl olabilir, ilk olarak bunlar cinsel bir ama gtmemekle birlikte, enlen bir nesneye ynelik ilikileri andran ilikiler olabilir. Ruhzmlemenin sevgiyi bu balamda dile getirmekten utanmasna gerek yoktur; nk din de ayn szckleri kullanmaktadr: "Komunu da kendini sevdiin gibi sev." Ne var ki, bunu sylemek, yapmaktan daha kolaydr. kinci tr duygusal ba, zdeleme yoluyla gerekleir, insanlar nemli ilgileri paylamaya ynelten eyler, bu duyu ortakln, bu zdelemeleri yaratr. Ve insan toplumunun ydps, byk lde bunlara dayanr (Freud, 1933a; alt sonradan izilmitir).

I EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI 231 Oysa bu satrlar yazan adam, yalnzca yl nce, ayn Kutsal Kitap buyruuyla ilgili bir yorumu u szlerle bitiriyordu: "Gerekletirilme olana, akla yatkn bir olanak olarak salk verilmedikten sonra, bylesine byk arballkla aklanan bir hkmn ne anlam kalr ki?" (S. Freud, 1930).9 Kkl bir bak as deiiklii meydana gelmitir. nsann olgunlamasn ve bamszln kazanmasn nleyen bir yanlsama olarak niteledii dine dman olan Freud, imdi, btn byk insancl dinlerde yer alan en temel buyruklardan birisini, fuhbilimsel varsaymn desteklemek iin kullanmaktadr. Freud, "ruhzmlemenin, sevgiyi bu balamda dile getirmekten utanmasna gerek bulunmad"n vurgulaFreud, bu sonuca, u sava dayanarak ulat:" Uygar toplumun lksel istemleri olarak adlandrdmz istemlerden birisi ipucu salayabilir. Bu ipucu yledir: 'Komunu da kendini sevdiin gibi sev'. Bu istem, dnyann her yannda bilinir ve hi kukusuz, en kvan verici sav olarak bu istemi ortaya atan Hristiyanlk'tan daha eskidir. Ama yine de ok eski olmad kesindir, tarih alarnda bile, bu istem insanla hl yabancyd. Bu istem konusunda, sanki bu istemi ilk kez iitiyormu gibi safdil bir tutum benimseyelim; o zaman aknlk duymaktan ve afallamaktan kendimizi alamayz. Bu istemi niin yerine getireceiz? Bize ne yaran dokunacak? Ama her eyden nce, bu istemi yerine getirmeyi nasl baaracaz? Buna olanak var mdr? Benim sevgim, bana gre deerli bir eydir; onu, dnp tanmadan frlatp atamam. Sevgim bana baz grevler ykler, bu grevleri baarmak iin zveride bulunmaya hazr olmam gerekir. Eer birisini seviyorsam, o kiinin, bu sevgimi yle ya da byle hak etmesi gerekir (Onun bana salayabilecei yaran ve ayrca, cinsel bir nesne olarak benim iin tayabilecei nemi gz nne almyorum; nk komumu sevmemle ilgili kuraln sz konusu olduu durumlarda, bu iki tr ilikinin hibirisine yer yoktur.). Sevdiim kii, nemli ynlerden, onda kendimi sevmeme elverecek kadar bana benziyorsa sevgimi hak eder; ve o kii, sevgimi hak etmek iin, benden ok daha kusursuz olmaldr ki, onda kendi benliimle ilgili lkm sevebileyim. Yine, o, arkadamn oluysa onu sevmeliyim; nk ona bir zarar gelmesi durumunda arkadamn duyaca ac benim de acm olacaktr byle bir acy paylamam gerekir. Ama kii, benim iin bir yabancysa ve kendine zg herhangi bir deeriyle ya da benim cokusal yaamm asndan kazanm olabilecei herhangi bir anlamla beni kendine ekemiyorsa, onu sevmek benim iin zor olacaktr. Gerekte, byle yaparsam yanl davranm olurum; nk sevgime, onlar yelememin bir belirtisi olarak kendi insanlarm deer verirler ve bir yabancy onlarla ayn kefeye koyarsam, onlara hakszlk etmi olurum. Ama o kiiyi, yalnzca o da bir bcek, bir solucan ya da bir ayr ylan gibi bu dnya'zerinde yaad iin (bu evrensel sevgiyle) sevecek olursam, o zaman korkanm ki, onun payna sevgimin yalnzca kk bir paras decektiraklmn yargs uyarnca (sevgimi) kendime saklama hakkna sahip olduum srece daha ouna olanak yoktur" (S. Freud, 1930). Freud'un sevgiyi btnyle kentsoylu ahlknn ilgi erevesinde, zgl olarak da on dokuzuncu yzyl orta snfnn toplumsal karakteri erevesinde kavradn belirtmek ilgin olur. ilk soru udur: "Bunun bize ne 232. SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER maktadr (Freud, 1933a);10 ama gerekte, kardee sevgi kavram konusundaki bu temelli deiiklii yapmaktan duymu olabilecei sknty alt etmek iin bu nermeye gereksinimi vardr. Freud, yaklamnda meydana gelen deiikliin ne denli temelli olduunu biliyor muydu? Eski ve yeni kuramlar arasndaki derin ve uzlamaz elikinin bilincinde miydi? Freud'un bu noktalarn ayrdmda olmad epeyce aktr. Freud, Benlik ve tikel Benlik'tt (1923), Eros (yaam igds ya da sevgi igds) ile cinsel igdleri (bunlara zkorunma igdsn de katarak) zdeletirmitir:

Bu gre gre, iki igd snfn birbirinden ayrmamz gerekir; snflardan birisini oluturan cinsel igdler ya da Eros, en ak seik ve incelenmeye en elverili olan igd snfdr. Bu snf, yalnzca ket vurulmam asl cinsel igdy ve bundan tretilen amala snrl ya da yceltilmi nitelikteki igdsel tepileri deil, benlie yklenmesi gereken ve zmsel almamzn banda, hakl gerekelere dayanarak cinsel nesne-igdlerinin karsna koyduumuz zkomyucu igdy de kapsar (S. Freud, 1923; alt sonradan izilmitir). Freud, ite bu elikinin ayrdna varmad iin, keskin bir kopma gstermeyen kesintisiz bir btn oluturmu gibi grnmelerini salayacak biimde eski ve yeni kuramlar uzlatrmaya alt. Bu giriim, kanlmaz olarak, Freud'un birok kez gelitirmeyi, artmay ya da yadsmay denedii ama baaramad yeni kuramda birok isel elikiye ve tutarszla yol at. Freud, yeni arabn ve bence, bu durumda daha iyi olan arabn eski ielere doldurulamayacan kavramay baaramad; ite bu sayfalarda, bu baarszln yeni kuramda yaratt dalgalanmalar anlatmaya alacam. yaran dokunacak?" kazan ilkesi. Bundan sonraki temel nerme, sevginin "hak edilme"si gerektiidir (koulsuz ve hak etmeyi gerektirmeyen sevgiyi ngren anaerkil ilkeye kart nitelikteki ataerkil ilke; dahas, bakasnn benim sevgimi "hak etme"si iin nemli ynlerden bana benzemesini gerektiren zsever ilke; kiinin arkadann olunu sevmesi bile, bencil bir adan aklanyor, nk ona, dolayl olarak da arkadama kt bir ey olursa, onun acs benim de acm olur). Son olarak sevgi, niceliksel bakmdan sabit bir miktar olarak kavranmaktadr; evremdeki btn yaratklara duyduum sevgi, ayr ayn bu yaratklarn her birisine ancak ok az miktarda sevgi brakabilir. 10Ayrca bkz. S. Freud (1908a). EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI 233 Bu zmlemeye balamadan nce, bir baka deiiklie daha deinilmesi gerekir; tpk tekiler gibi kavranmadan kalan bu deiiklik, sorunlar daha da kartrmtr. Freud, eski kuramn, anlalmas kolay olan bilimsel bir model zerineretmeni von Brucke'nin ve Helmholt, Bnchner, von Brucke ile tekiler gibi btn mekanist-maddecilerin bilimsel lks olan mekanist-maddeci model zerine kurmutu.11 Bu saydmz kiiler, insan, kimyasal srelerin ynlendirdii bir makine olarak gryorlard; duygular, duygulanmlar ve heyecanlar, zgl ve tannabilir fizyolojik srelerden ileri gelmi eyler olarak aklanyordu. Bu kiiler, hormonbiliminden ve son onyllarda elde edilen nrofizyolojik bulgulardan byk lde habersizdiler; yine de gzpek bir tutumla ve ustalkla, yaklamlarnn doru olduunda diretiyorlard. Bedensel kaynaklan saptanamayan gereksinmeler ile ilgiler gzard edildi ve gzard edilen srelerin anlalmasnda mekanist dnn ilkeleri uyguland. Von Brucke'nin fizyolojik modeli ve Freud'un insan modeli, uygun biimde programlanm bir bilgisayarda bugn de yinelenebilir. "O" (insan), belli bir eie ulanca rahatlatlmas ve azaltlmas gereken belli miktarda bir gerilim gelitirir; te yandan bu gerekleme, gereklii gzeten ve varoluun gerekleriyle att zaman rahatlamay snrlayan bir baka e, yani benlik tarafndan denetlenir. Freud'un tasarlad bu robot, Isaac Asimov'un bilim-kurgu robotuna benzerdi, ama programlan deiik olurdu. Bu robotun ilk yasas, insanlara zarar vermemek deil, kendisine zarar vermekten ya da zykmdan kanmak olurdu. Yeni kuram, bu mekanist, "fizyolojikletirici" modeli izlememektedir. Yeni kuram, dirimbilimsel bir ynelim evresinde toparlanmaktadr; bu ynelimde, yaamn (ve kart olan lmn) temel gleri, insan gFreud'da kuram oluumunun, retmenlerinin dncelerine baml olduunu, Peter Ammacher (1962) anlatmaktadr. Robert R. Holt, Ammacher'n ana tezini onaylayarak yle zetlemektedir "Akla smayacak lde yanl nermeler ieren ruhzmleme kuramnn en artc ve grnte keyfi dnlerinden birou, ya st rtl dirimbilimsel varsaymlardr ya da dorudan doruya, Freud'un tp fakltesindeki retmenlerinden rendii bylesi varsaymlardan ileri gelir. Evrensel gerekircilik kadar tartmasz olan bu dnler, Freud'un zihinsel donanmnn temel esi olup kt; belki de Freud, bunlar her zaman dirimbilimsel dnler olarak kavramad ve bu nedenle, nrolojik yaklamdan uzaklap soyut, ruhbilimsel

bir model kurmaya giritii zaman, bunlar zorunlu eler olarak korudu" (R. R. Holt, 1965). 234 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER dleyen ana gler olup kmaktadr. Hcrenin, bir baka deyile, tm canl tzn nitelii, bedenin belli organlar iinde sren fizyolojik srecin deil, gdlenme kuramnn kuramsal temeli olmaktadr. Belki de yeni kuram, dirimselci bir felsefeye,12 Alman mekanist maddecilerinin anlayna olduundan daha yakndr. Ama daha nce de sylediim gibi, Freud, bu deiikliin ayrdna ak olarak varmamtr; bu nedenle, fizyolojikletirme yntemini yeni kurama uygulamay birok kez denemitir ve kanlmaz olarak, daireyi kare yapma abasna benzeyen bu giriimde baarszla uramtr. Bununla birlikte, ta bandan beri Freud'un dnnn deimez beliti (aksiyomu) olagelen bir temel nerme, nemli bir adan, her iki kuramda da ortaktr; bu temel nermeye gre, ruhsal aygtn ynetici yasas, gerilimi (ya da uyarlmay) dk bir deimez dzeye (haz ilkesine dayanak oluturan deimezlik ilkesi) ya da sfr dzeyine (lm igdsnn temelini oluturan nirvana ilkesi) indirme eilimidir. imdi, Freud'un iki yeni grne insan varoluunun ana belirleyici gleri saylan lm igds ve yaam igds grlerine ilikin daha ayrntl zmlemeye geri dnmemiz gerekiyor.13 Freud'u lm igds savn ortaya atmaya ynelten nedenler nelerdir? Daha nce deindiim gibi, bu nedenlerden birisi, Birinci Dnya Sava'nn yaratt etki olabilir. ada ve akran olan baka birok kii gibi Freud da Avrupa orta snfnn belirgin bir ayrc zellii olan iyimser gr paylayordu ve kendini birdenbire, 1.Austos 1914'ten nce iitse inanamayaca bir nefret ve ykm kudurmuluuyla kar karya buldu. Bu tarihsel etmene bir de kiisel etmen eklenebilecei yolunda gr belirtilebilir. Ernest Jones'un yazd yaamyksnden (E. Jones, 1957) rendiimize gre, Freud kafasn lme takmt. Krk yana bastktan 12Bkz. J. Pratt (1958). 13Freud'un kulland terimlerde her zaman tutarllk grlmemektedir. Freud, bazan yaam ve lm igdlerinden, bazan da bir yaam ve bir lm igdsnden (tekil) sz etmektedir. lm igdsn (igdlerini) ykc igd(ler) olarak da adlandrmaktadr. lm igdsnn karl olan (Eros'a kout) thanatos szc, Freud tarafndan kullanlmamtr, P. Fedem tarafndan tartmaya sunulmutur. EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI 235 sonra, her gn lm dnyordu; Todesangst ("lm korkusu") nbetlerine tutuluyor ve bazan, "Hoa kaln" dedikten sonra, "Beni bir daha hi gremeyebilirsiniz" diye ekliyordu. Belki Freud'un ar hastal, duyduu lm korkusunun bir dorulamas olarak onu etkilemi ve bylece, lm igdsnn belirlenip tanmlanmasna katkda bulunmu olabilir. Ne var ki, bu yorum, bu yalnlaonlm biimiyle savunulur nitelik tamamaktadr; nk Freud'un hastalnn ilk belirtileri, ancak ubat 1923'ten sonra, yani onun lm igdsn alglamasndan birka yl sonra ortaya kmtr (E. Jones, 1957). Ama yle bir varsaym, an zorlama bir varsaym olmayabilir: Freud'da daha nce de bulunan lm saplants, hastal ilerledike yeinlemi ve onu, yaam olumlayc iki drt cinsel arzu ve benlik drtleri arasndaki atmay deil, daha ok, yaam ile lm arasndaki atmay insan deneyiminin merkezi olarak gren bir anlaya gtrmtr. Yaamnn gizli erei lm olduu iin insann lmeye gereksinme duyduu varsaym, onun lm korkusunu yattrmay amalayan bir tr avuntu olarak grlebilir. Bu tarihsel ve kiisel etmenler, lm igdsnn kurulmasna yol aan gdlenmeler dizisinin birisini oluturmakla birlikte, Freud'u lm igds kuramm tasarlamaya yneltmi olmas gereken bir baka etmenler dizisi daha vardr. Freud her zaman ikici bir yaklamla dnyordu. Birbiriyle savaan kart glerin bulunduunu varsayyor ve yaam srecini bu savan rn olarak gryordu, ikici (dualist) kuramn brnd ilk biim, cinsellik ve zkorunma drtyd. Ama zkoruyucu igdy libido kampna koyan

zseverlik kavramyla birlikte, eski ikici yaklam tehdit altna girmi grnyordu. zseverlik kuram, btn igdlerin cinsel arzudan kaynakland yolunda teki (monist) bir kuram dayatmyor muydu? Daha da kts, bu, Jung'un ana yanlglarndan birisim, yani libidonun tm ruhsal enerjiyi anlatt yolundaki anlay hakl karmaz myd? Gerekten de Freud, Jung'un libido anlayyla ayn izgiye dmek anlamna geldii iin katlanlmaz olan bu ikilemden kendisini syrmak zorundayd. Yeni bir ikici yaklamn temelini oluturmak zere, libidoya kart olan yeni bir igd bulmak zorundayd. lm igds bu boluu doldurdu. nceki ikiciliin yerine, yeni bir tane bulunmutu ve varolu, yine ikici bir yaklamla, birbirine kart durumdaki Eros ve lm igdlerinin sava alan olarak grlebilirdi. 236 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Bu yeni ikicilikte Freud, ileride daha ayrntl olarak deineceimiz bir dn yntemi izledi; daha ak sylersek, her olguyu kapsamaya elverili olmas gereken iki geni kavram gelitirdi. Bunu, cinsellik kavramn genileterek yapt; bylece, benlik igds olmayan her ey cinsel igd kapsamna giriyordu. Freud, lm igds konusunda da yine ayn yntemi uygulad. Bu igdy yle geniletti ki, sonuta, Eros kapsamna girmeyen her ura lm igdsne balad; bunun tersi de geerliydi. Bu yolla, saldrganlk, ykclk, denetleme ve stnlk drts, aralarndaki nitelik farkllklarna karn, ayn gcn lm igdsnn davurumlar oluyordu. Yine bir baka ynden Freud, kuramsal dizgesinin daha nceki evresinde kendisini son derece etkilemi olan ayn dn biimini izlemitir. lm igdsyle ilgili olarak, bu igdnn balangta tmyle ite bulunduunu, sonra bir blmnn da yneltildiini ve saldrganlk ilevi grdn; teki blmnse birincil mazoizm olarak ite kaldn sylemitir. Ama da yneltilen blm, aamayaca kadar byk engellerle karlat zaman, lm igds yeniden ie yneltilir ve ikincil mazoizm olarak kendini aa vurur. Bu akl yrtme biimi, Freud'un zseverlikle ilgili irdelemesinde uygulad yntemin tpatp aynsdr, ilk bata, libido btnyle benliin iindedir (birincil zseverlik), ondan sonra, darya, nesnelere ynlendirilir (nesne libidosu); ama sk sk yeniden ie yneltilir ve o zaman, ikincil zseverlik denen durumu o-luturur. "lm igds" sk sk "ykm igds" ve "saldrgan igdlerle eanlaml olarak kullanlr.u Ama ayn zamanda da Freud bu farkl terimler arasnda ince ayrmlar yapar. Genel olarak, James Strachey'nin Uygarlk ve Dourduu Honutsuzluklar'a (S. Freud, 1930) yazd girite belirttii gibi, Freud'un daha sonraki yazlarnda (szgelimi Uygarlk ve Dourduu Honutsuzluklar, 1930; Benlik ve tikel Benlik, 1923; Yeni Giri Konferanslar, 1933; Ana izgileriyle Ruhzmleme, 1938 gibi yaptlarnda) saldrgan igd, birincil zykmdan kaynaklanan ikincil bir ey olarak sunulur. 14 Bkz., rnein, S. Freud (1930). EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI 237' Bu paragrafta, lm igds ile saldrganlk arasndaki bu ilikinin baz rneklerim aktaracam. Freud, Uygarlk ve Dourduu Honut-suzluklar'da, lm igdsnn "d dnyaya evrildiinden ve bir saldrganlk ve ykclk igds olarak gn na kt"ndan sz etmektedir. Yeni Giri Konferanslarnda, "zykcln, her dirimsel srete yer almaktan geri durmayan bir 'lm igds'nn anlatm olduu"ndan (alt sonradan izilmitir) sz etmektedir. Freud, ayn yaptta, bu dnceye daha bir aklk kazandrmaktadr: "Mazoistliin sadistlikten daha eski olduu ve sadistliin, ykc igd olduu grne ulamak durumunda kalyoruz" (S. Freud, 1933). Ykc igdnn ieride kalan blm, ya "ksnl igdlerle" birleerek "mazoizmi oluturur ya da az ok ksnl bir eni kazanarak saldrganlk biiminde d dnyaya kar yneltilir" (S. Freud, 1933). Ama, diye srdrmektedir Freud, da yneltilen saldrganlk aamayaca engellerle karlarsa geri dner ve ieride egemenliini kurmu olan zykcl glendirir. Freud'un son iki incelemesinde, bu kuramsal ve biraz da elikili gelimenin sonuna varlmtr. Freud'un Ana

izgileriyle Ruhzmleme'de. sylediine gre, ilkel benlik ierisinde, "iki birincil g 'n (Eros ve Ykclk'n) deien oranlarda kaynamalarndan olumu organik igdler ilerliktedir..." (S. Freud, 1938; alt sonradan izilmitir). Freud, Snrl ve Snrsz zmleme's. de lm igds ve Eros'tan, iki "birincil igd" olarak sz etmektedir (S. Freud, 1937). Freud'un, yenmek iin youn ve kanmca, bouna aba gsterdii byk kuramsal glklere karn, lm igds anlayna nasl sk skya sarldn grmek artc ve etkileyicidir. Belki de bata gelen gln kayna, iki eilimin zde olduu, yani (yineleme zorlanm ilkesinin sonucu olarak) bedenin zgn, inorganik duruma dnme eilimi ile kiinin gerek kendisini gerekse bakalarn yok etme igdsnn zde olduu yolundaki varsaymdr. lm anlatan (ve ilk kez P. Federn tarafndan kullanlan) thanatos terimi, hatta gerilim'in, enerjinin btn enerjik uralar sona erdirecek bir noktaya indirilmesi eilimini belirten "nirvana ilkesi", birinci eilim iin yeterli olabilir,15 Ama yaam gcnde grlen bu yava azalma, ykclkla ayn Nirvana" ilkesinin kullanlmas, Budist nirvanay yanl yorumlad iin bir talihsizliktir. Nirvana, tam olarak doann meydana getirdii bir canszlk durumunu deil 238 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER mdr? Elbette, organizmann doasnda lmeye ynelik bir eilim varsa, yok etme eilimi tayan etkin bir gcn bulunmas gerektii mantksal olarak savunulabilirve Freud da st rtl biimde bunu yapmaktadr (Gerekte bu, her davran trnn arkasnda zel bir igdnn bulunduunu ne sren igdclerde rastladmz dn biiminin aynsdr.). Ama bylesi bir dnerli akl yrtmenin tesine geersek, btn uyarlmalar azaltma eilimi ile yok etme tepiinin zde olduunu gsteren herhangi bir kant ya da gereke var mdr? Pek de byle grnmyor. Freud'un yineleme zorlanmna dayanan ak yrtme yntemini izleyerek, yaamn doasnda yavalama ve en sonunda lme eilimi bulunduunu varsayarsak, bylesi bir biyolojik, doutan eilim, etkin yok etme tepiinden apayr olurdu. Ayn lme eiliminin, g tutkusu ile stnlk igdsne ve cinsellikle kart zaman sadistlik16 ile mazoistlie de kaynaklk ettiinin varsaydn eklersek, bu kuramsal tour de force (beceri gsterisi) baarszlkla sona ermek zorundadr. "Nirvana ilkesi" ve ykm tutkusu, ayn lm igds (igdleri) snfna sokulmasna olanak bulunmayan apayr iki niteliktir. Bir baka glk de lm "igds"nn, Freud'un igdlerle ilgili genel anlayna uymamas gereinde yatmaktadr. Her eyden nce, bu "igd", Freud'un nceki kuramnda yer alan igdler gibi, kendisine kaynaklk eden zel bir beden blgesiyle balantl deildir; tm canl tzde doutan var olan biyolojik bir gtr. Otto Fenichel, bu noktay inandrc bir biimde ortaya koymutur: Hcrelerdeki ykc metabolizma ... bir baka deyile, nesnel bir ykm, ksnl blgelerin uyarlmas yoluyla merkezi organda meydana gelen kimyasal olarak belirlenmi bir duyarhlamann cinsel igdye kaynaklk etmesi anlamnda, ykc bir igdnn kayna olamaz. nk yaplan tanma gre, igd, igdnn kayna olarak belirlediimiz (Budizm'e gre, doa, buna kart bir eilim tar), btn agzll ve bencillii alt etmeyi baarrsa ruhunu kurtarp yaamm btnleyen ve btn duygulu varlklara dnk bir sevecenlikle dolan insann tinsel abalaryla meydana gelen bir canszlk durumudur. Buda, nirvana durumuna ulatnda en byk sevinci yayordu. Freud, ykc igdnn nesneyi ykma uratma amac gtt; oysa sadistliin, nesneyi, denetlemek, aalamak ya da incitmek iin elde etmek istedii gereini gz nne almamaktadr. Blm 11'de yer alan sadistlikle ilgili irdelemeye bakn. EK: FREUD'UN SALDIRGANUK VE YIKICILIK KURAMI 239 bedensel deiiklii ortadan kaldrma'}'/ amalar; ama lm igds, ykc metabolizmay ortadan kaldrmay amalamaz. Bu nedenle, bir igd tr olarak "lm igds"n bir baka igd trnn karsna dikmek bana akl kr bir i gibi grnmyor (O. Fenichel,

1953). Burada Fenichel, Freud'un, diyebiliriz ki bilincine varmaktan kanm olsa bile, kendi eliyle yaratt kuramsal glklerden birisini belirtmektedir. Daha sonra gstereceim gibi, Freud, Eros'un bir igdden beklenen kuramsal koullan da yerine getirmedii sonucuna ulamak zorunda kald iin, bu glk daha da ciddidir. Hi kukusuz, Freud, gl kiisel gdlenmelerin etkisinde olmasayd, "igd" terimini, aradaki bu fark kendisi belirtmeden, zgn anlamnda btnyle deiik bir anlamda kullanmazd (Bu glk, kullanlan terimlerde bile kendisini duyurmaktadr. Eros, "igd" terimiyle birlikte kullanlamaz ve Freud da, mantkl olarak, hibir zaman bir "Eros igds"nden sz etmemitir. Ama "yaam igds"n Eros'la ayn anlamda kullanarak "igd" terimine zemin hazrlamtr.). Gerekte, lm igds ile Freud'un nceki kuram arasnda, drt indirimine ilikin genel belitten baka hibir balant yoktur. Daha nce grdmz gibi, nceki kuramda, saldrganlk ya retkenlikncesi cinselliin bileimine giren bir drt ya da dtan gelen uyaranlara kar yneltilmi bir benlik drtyd. lm igds kuramnda, lm igdsnn artk (cinsellikle kanm olarak) sadistlii aklamakta kullanlmas dnda, daha nce belirtilen saldrganlk kaynaklanyla hibir balant kurulmamtr.17 zetlersek, lm igds kavramn iki ana koul belirliyordu: Bunlann birincisi, Freud'un insan saldrganlnn gcyle ilgili yeni kansn yerletirme gereksinmesi; ikincisi de igdlerle ilgili ikici bir anlaya sanlma gereksinmesiydi. Freud, benlik igdlerini de libidoyla ilgili eyler saydktan sonra, yeni bir ikilem bulmak zorundayd ve Eros ile lm igds arasndaki ikilem, aranan niteliklere en uygun ikilemdi. Ama bu ikilem, bir gln ksa erimli zm bakmndan uygun 1 Gerekte, libido kuram ile lm igds kuram arasnda, dkl libido kuramnn oluturduu kpr dolaysyla, bir balant kurulabileceini ileride gstermeye alacam. 240 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI 241 I olmasna karn, Freud'un igdsel gdlenmeye ilikin tm kuramnn gelimesi bakmndan hi de uygun deildi. lm igds, "her niyete yenen muz gibi" bir kavram oldu; bu kavram kullanlarak, uyumaz elikileri zme abas gsteriliyordu ve doal olarak, baarl bir sonu alnamyordu. Freud, belki yandan ve hastalndan dolay, soruna tam cepheden yaklamad ve bylece, elikileri stnkr zmeye alt. Freud'un Eros ve lm igds kavramn kabul etmeyen teki ruh-zmlemecilerin ou kolay bir zm buldular; lm igdsn, eski cinsel igdnn kar olan bir "ykc igd"ye dntrdler. Bylece, Freud'a olan ballklarn, ad kalm igd kuramn amakta gsterdikleri baarszlkla birletirdiler. Yeni kuram, yaratt glklere karn, yine de nemli bir basan oluturuyordu: Yaam ile lm arasndaki seimi, insan varoluunun temel atmas olarak kabul ediyordu ve daha derinlemesine bir dirimbilimsel yorum lehine, drtlerle ilgili eski fizyolojik anlaytan vazgeiyordu. Freud, bir zm bulmann yarataca doyumu tadamad ve gelitirdii igd kuramn gdk brakmak zorunda kald. Freud'un kuramnn bundan sonraki gelime sreci, sorunu yz yze karlamak ve yeni zmler bulma umuduyla glkleri gerektii biimde ele almak zorundayd. Yaam igds ve Eros kuramn tartrken, burada ortaya kan kuramsal glklerin, lm igds kavramyla balantl glklerden daha da etin olduunu gryoruz. Bu glklerin nedeni olduka aktr. Libido kuramnda, uyarlmann nedeni, eitli ksnl blgelerin harekete geirilmesi yoluyla kimyasal olarak belirlenen duyarllamayd. Yaam igds sz konusu olunca, tm canl tzn ayrc zellii olan ve zgl bir fizyolojik kayna ya da zgl bir organ bulunmayan bir eilimle karlayoruz. Eski cinsel igd ile yeni yaam igds cinsellik ile Eros nasl ayn olabilir? Bununla birlikte, Freud, Yeni Giri Konferanslar'nda, yeni kuramn libido kuramnn "yerini ald"n yazmasna karn, yine ayn konferanslarda ve baka yerlerde, cinsel igd ile

Eros'un zde olduunu dorulamaktadr. yle yazmaktadr: "Bizim varsaymmza gre, temelde birbirinden farkl olan iki igd snf vardr: en geni anlamyla anlalan cinsel igdler isterseniz, Eros adn kullanabilirsiniz ve amac ykm olan saldrgan igdler" (S. Freud, 1933). Ya da Ana izgileriyle Ruhzmleme'ds: "Eros'un kullanlabilir durumdaki toplam enerjisini ... bundan byle 'libido' olarak adlandracaz" ...(S. Freud, 1933). Bazen da Freud, Eros'u cinsel igd ve zkorunma igdsyle zdeletirmitir (S. Freud, 1933); zgn kuram gzden geirdikten ve her iki zgn dman yani zkoruyucu igdlerle cinsel igdleri cinsel arzudan kaynaklanan igdler olarak snflandrdktan sonra Freud'un byle yapmas mantklyd. Ama Freud, bazan Eros ile libidoyu eitlemesine karn, son yapt olan Ana izgileriyle Ruhzmleme'de biraz deiik bir bak as dile getirmektedir. yle yazmaktadr orada: "Eros hakknda bir baka deyile, Eros'un simgesi olan libido hakknda bildiklerimizin nemli blmn, gerekte bizim kurammza gre olmasa bile ar basan gre gre Eros'la uyuan cinsel ileve ilikin bir inceleme salamtr" (S. Freud, 1938; alt sonradan izilmitir). Daha nce alnt yaptmz tmcelerle elien bu tmceye gre, Eros ve cinsellik uyumaz. Anlald kadaryla Freud'un burada aklda bulundurduu ey, Eros'un (lm igdsnden baka) bir "birincil igd" olduu ve cinsel igdnn de onun simgelerinden birisi olduudur. Gerekte Freud, burada, daha nce Haz ilkesinin tesinde'de dile getirdii bir gre geri dnmektedir; Freud'un sz konusu yapttaki bir dipnotta sylediine gre, cinsel igd, "bizim iin, canl tzn ksmlarn bir araya getirmeye ve bir arada tutmaya alan Eros'a dnmt. Biz, genellikle cinsel igdler olarak adlandrlan eyleri, Eros'un nesnelere yneltilmi olan blm olarak gryoruz" (S. Freud, 1920). Hatta bir keresinde Freud, balangta savunduu cinsellik anlay ile "iki cinsin birlemesine ynelik ya da reme organlarnda ho bir duygulanm yaratmaya ynelik zorlamann kesinlikle zde olmadm; bu anlayn, Platon'un Sempozyum'undaki her eyi kapsayan ve btnyle koruyucu ilev gren Eros ile ok daha byk bir benzerlik iinde bu-lunduu"nu ortaya koyma giriiminde bulunmutur (S. Freud, 1925). Bu tmcenin ilk blmnn doru olduu apaktr. Freud, cinsellii her zaman reme organlaryla ilgili cinsellikten daha geni bir anlamda tanmlamtr. Ne var ki, Freud'un, daha nce sahip olduu cinsellik anlay ile Platon'cu Eros anlay arasnda benzerlik bulunduunu neye dayanarak savunduunu anlamak zordur. Freud'un eski cinsellik kuram, Platon'cu kuramn tam kartyd. Freud'a gre, libido erildi ve buna denk den bir diil libido yoktu. Fre242 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER ud'un an ataerkil eilimine uygun olarak, kadn, erkein eiti deildi; ktrm kalm ve hadm edilmi bir erkekti. Platon'cu sylencenin asl z, erkek ve diinin bir zamanlar tek bir btn oluturduklar ve ondan sonra iki yarya blndkleridir; bundan kan sonuca gre, bu iki yan birbirine eittir ve yeniden birleme eilimiyle donatlm bir kutuplama olutururlar. Libido kuramn Platon'un Eros'unun altnda yorumlamak iin Freud'un yapt bu giriimin tek nedeni, eski kuramn aka arptlmas pahasna da olsa, iki evre arasndaki kopukluu yadsma istei olmaldr. Freud, lm igds konusunda olduu gibi, yaam igdsnn igdsel niteliiyle ilgili olarak da bir glkle karlamtr. Fenichel'in belirttii gibi, Freud'un ilk kez Haz tikesinin tesinde 'de gelitirdii ve Ana izgileriyle Ruhzmleme'yi dckapsayan daha sonraki almalan boyunca srdrd yeni igd anlay bakmndan, lm igds bir "igd" olarak adlandrlamaz (O. Fenichel, 1953). Freud yle yazmaktadr: "Bunlar (igdler), btn etkinliklerin temel nedeni ol-malanna karn, tutucu bir nitelie sahiptirler; bir organizmann eritii durum, nasl bir nitelik tarsa tasn, ortadan kalkmas durumunda kendisini hemen yeniden salamaya ynelik bir eilime yol aar" (S. Freud, 1938). Eros ve yaam igds, btn igdlerde bulunan bu tutucu nitelie sahip midir ve bu nedenle, bunlan igd olarak adlandrmak doru olur mu? Freud, yaam igdlerinin tutucu niteliini kurtaracak bir zm bulmak iin youn aba gsteriyordu.

Freud, "canl tzn lmesine kar savam veren ve canl tze, yalnzca gizil lmszlk sayabileceimiz bir zellik kazandrmay baaran" tohum hcrelerinden sz ederken unlan belirtmektedir: Tm bireyin yaamn srdrmesini salayan bu temel organizmalarn yazglarn kollayp gzeten, d dnyadan gelen uyaranlara kar savunmasz olduklar srada bunlara gvenli bir snak salayan, bunlar baka tohum hcreleriyle buluturan ve buna benzer ilevler gren bu igdler., cinsel igdler kmesini olutururlar. Bunlar, canl tzn daha sonraki aamalarn geri getirmeleri bakmndan, teki igdlerle EK: FREUD'UN SALDIRGANUK VE YIKICILIK KURAMI 243 ayn anlamda tutucudurlar; ama d etkilere kar tuhaf biimde diren gstermeleri bakmndan, tutuculuk dikeyleri daha yksektir ve bunlar, greceli olarak uzun bir sre kendilerini korumalar bakmndan bir baka anlamda daha tutucudurlar. Bunlar gerek anlamda yaam igdleridir. Bu igdler, ilevleri gerei lme gtren teki igdlerin amacna kar etkinlik gsterirler. Bu gerek de ortaya koyuyor ki, bunlar ile teki igdler arasnda bir kartlk vardr; bu, nevrozlarla ilgili kuramn uzun zaman nce nemini kavrad bir kartlktr. Organizmann yaam, sallantl bir ritimle hareket ediyor gibidir. Bir igd kmesi, yaamn son ve kesin amacna olabildiince abuk ulamak iin ileriye atlr; ama bu atlmda belirli bir aamaya ulalnca, teki kme, yeni bir balang yapmak iin belli bir noktaya kadar geri ekilir ve bylece, yolculuu uzatr. Ayrca, cinselliin ve cinsler arasndaki ayrmn yaam balad zaman var olmad kesin bir gerek olmakla birlikte, daha sonra cinsel olarak nitelenen igdlerin ta bandan heri ilerliklerini srdrmeleri olasl ortada durmaktadr ve bunlarn, "benlik igdleri"nin etkinliklerine kar durma ilevine ancak daha sonraki bir zamanda koyulduklar doru olmayabilir (S. Freud, 1920; alt sonradan izilmitir). Bu parann en ilgin yn ve de bu paray uzun uzun aktarmamn nedeni, btn igdlerin ve dolaysyla, yaam igdsnn de tutucu olduu yolundaki anlay kurtarmak iin Freud'un umutsuz denebilecek bir abayla nasl didindiini ortaya koymasdr. Freud, cinsel igdnn, tohum hcresinin yazgsn kollayp gzeten bir igd olduu yolundaki yeni bir belirlemeye, nceki yaptlannda savunduu tm igd anlayndan deiik bir tanma, snmak zorundayd. Freud, birka yl sonra, Benlik ve tikel Benlik'te, Eros'u tutucu bir nitelie brndrerek Eros'a gerek bir igd konumu kazandrmak iin de ayn giriimde bulunmutur. yle yazmaktadr: Dirimbilimin destekledii kuramsal yorumlar temel alarak, organik yaam yeniden atsz duruma dndrmekle grevli olan bir lm igdsyle ilgili varsaym ortaya attk; te yandan, Eros'un, canl tz dalm durumda iinde barndran paracklardan kapsam gitgide 244 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER genileyen bir birleim oluturarak, yaam karmaklatrma ve elbette, ayn zamanda da koruma amac gttn varsaydk. Bu biimde etkinlik gsteren her iki igd, szcn en kat anlamyla tutucu olacakt; nk her ikisi de yaamn ortaya kmasyla bozulan nceki durumu yeniden salamaya abalayacakt. Bylece, yaamn ortaya kmas, yaamn srekliliinin ve ayn zamanda da lme ynelik uran nedeni olacakt; yaamn kendisi de bu iki eilim arasnda bir atma ve uzlama olacakt. Yaamn kkeni sorunu, evrenbilimsel bir sorun olarak kalacakt; yaamn erei ve amac sorunu da ikici bir yaklamla yantlanacakt (S. Freud, 1923). Eros, yaam karmaklatrma ve koruma amac gder; bundan dolay, Eros da tutucudur, nk yaamn ortaya kmasyla birlikte, yaam korumay amalayan bir igd doar. Ne var ki, unu sormamz gerekir: En ilk varolu durumunu, bir baka deyile, inorganik maddeyi yeniden kurmak bu igdnn niteliiyse, bu igd ayn zamanda da daha sonraki bir varolu biimini, yani yaam yeniden kurma eilimini nasl gsterebilir? Freud, Ana izgiler'de, yaam igdsnn tutucu karakterini kurtarmak iin gsterdii bu

bouna abalardan sonra, en sonunda olumsuz bir zme ular: "Eros (ve yaam igds) sz konusu olunca, (igdlerin tutucu karakteriyle ilgili) bu forml uygulayamayz. Bunun yaplabilmesi iin, canl tzn bir zamanlar bir birlik (daha sonra yklan ve artk yeniden birlemeye aba gsteren bir birlik) oluturmu olmas gerekirdi" (S. Freud, 1938; alt sonradan izilmitir). Freud buraya nemli bir dipnot ekler: "Baz yazarlar, kafalarnda bu tr bir eyler kurmulardr; ama canl tzn gerek tarihine baktmzda, buna benzer hibir ey gremiyoruz" (S. Freud, 1938). Freud burada, ok ak olarak, Platon'un Eros sylencesine gnderme yapmaktadr, ama yine de iirsel imgelemin bir rn olduu gerekesiyle bu sylenceye kar kmaktadr. Bu kar k gerekten aknlk vericidir. Platon'cu yant, Eros'un tutucu nitelii iin gerekli kuramsal koulu gerekten yerine getirirdi. Erkek ve dii, balangta birleik durumdayken daha sonra ayrlm olsalard, ve yeniden birleme zlemiyle hareket ediyor olsalard, igdnn daha nceki bir durumu yeniden gerekletirme eilimi gsterdii yolundaki belirlemeyi EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI 245 dorulamak iin bundan daha uygun bir ey olabilir miydi? Niin Freud bu yolu tutup Eros'un gerek bir igd olmamasndan kaynaklanan kuramsal skntdan kendisini kurtarmamtr? Ana izgiler'ddd bu dipnotu, Freud'un daha nce Haz ilkesinin tesinde'de yer alan ok daha ayrntl bir szyle karlatrrsak, belki de bu soruna biraz daha k tutmu oluruz. Burada Freud, insann zgn birliiyle ilgili olarak Platon'un Sempozyum'da syledii szleri aktaryordu. Platon'un anlayna gre, balangta bir btn olan insan, daha sonra Zeus tarafndan iki yanya blnd; bu blnmeden sonra, birbirini arzulayan bu iki yar bir araya geldiler ve tek bir btn oluturma zlemiyle kollarn birbirlerine do-ladlar. Freud yle yazyordu: air-filozofun bize verdii ipucunu izleyip, yaama kavutuu anda canl tzn kk paracklara blnd ve bu paracklarn o zamandan beri cinsel igdler araclyla yeniden birlemeye abaladklar yolundaki varsaym ortaya atmamz yerinde olur mu? Cansz zdein kimyasal ilgisini iinde barndrmaya devam eden bu igdlerin, tek-hcreliler leminde gelimelerini srdrdke, tehlikeli uyaranlarla sz konusu igdleri koruyucu bir kabuk katman oluturmaya zorlayan uyaranlarlaykl evre tarafndan bu abann yoluna dikilen glkleri yenmeyi aama aama baardklar yolundaki varsaym ortaya atmamz yerinde olur mu? Bu kk, canl tz paralarnn, bylelikle okhcreli bir duruma ulatklar ve en sonunda, en yksek younluk dzeyine sahip biim iinde yeniden birletirmeyi amalayan igdy tohum hcrelerine aktardklar yolundaki varsaym ortaya atmamz yerinde olur mu? Ama bana kalrsa, burada ayrlma an gelip atmaktadr (S. Freud, 1920),,18 Bu iki tmce arasndaki ayrl kolayca gryoruz: Freud daha nceki belirlemede (Haz tikesinin tesinde) yant havada brakyor, oysa sonraki tmcede (Ana izgileriyle Ruhzmleme) yant kesin olarak olumsuzdur. Ama her iki tmcede de ortak olan bir belirleme ok nemlidir. Freud, verilen her iki rnekte de paralanm olan "canl tz"den sz etmektedir. Freud, bir dipnotta, Brihadramyaka upanishaddan (Upaniad, eski Hint din kitaplarndan biridir f ev.) alnm benzer bir dnceyi aktarmaktadr. 1 246 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Ne var ki, Platon'cu sylence, paralanm olan "canl tz"den deil, paralanm olan ve yeniden birlemeye uraan erkek ile dii'den sz etmektedir. Freud niin belirleyici nokta olarak "canl tz" zerinde diretiyordu? Yantn znel bir etmende bulunabileceine inanyorum. Freud, erkeklerin kadnlardan stn olduu, erkeklerle kadnlarn eit olmad yolundaki ataerkil duygunun derin etkisi altndayd. Bu nedenle, her kutuplama gibi, farkll ve eitlii antran erkek-kadn kutuplamasyla ilgili kuram Freud kabul edemezdi. Bu cokusal erkek yanll, ok daha nceki

bir dnemde, Freud'u, kadnlarn, ktrm kalm erkekler olduklar yolundaki kurama gtrmt. Bu kurama gre, hadmlk karmaasnn ve penis imrenmesinin gdmnde olan kadnlar, st benliklerinin daha gsz olmas bakmndan da erkeklerden aa dzeydeydiler; ama zseverlikleri, erkeklere oranla daha glyd. Freud'un kurduu bu yapnn zekice olmas hayranlk uyandrabilir; ama insan soyunun bir yarsnn teki yarnn ktrm kalm bir benzeri olduu yolundaki varsaymn samalktan baka bir ey olmadn, bu varsaymn ancak (rksal nyargdan ve/ya da dinsel nyargdan pek deiik olmayan) kkl cinsiyet nyargsy la aklanabileceini yadsmak zordur. yleyse, Freud'un, Platon tarafndan anlatlan sylenceyi izleyerek erkek-dii eitliiyle ilgili bir varsaym benimsemek zorunda kalacakken burada da engelle karlamas artc bir ey midir? Gerekte, Freud bu adm atamazd; bu nedenle, erkek-dii birliini "canl tz"n birliine dntrd ve Eros'un igdlerdeki tutucu nitelii paylamasndan doan glk nedeniyle mantkl yolu yadsd. Bu nokta zerinde uzun uzadya durmamn birka nedeni var. Her-eyden nce, bu nokta, Freud'un kuramndaki isel elikileri anlamamza yardmc olmaktadr, Freud'u bu elikili zmlere ulamaya zorlayan gdlenmeleri bilirsek, bu elikileri daha kolay kavrayabiliriz, ikinci olarak, burada tartlan sorun, zel bir sorun olan Freud'un igd kuramndaki deiiklikler sorunundan daha ilgintir. Burada, Freud'un dncesini, yeni gr ile onun "ataerkil karmaasndan kaynaklanan ve yeni grn ak seik bir biimde dile getirmesini nleyen eski dnce alkanlklar arasndaki bir uzlama olarak kavramaya alyoruz. Bir baka deyile, Freud, iinde yaad EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI 247 toplumun bir trl aamad19 duygularnn ve dnce alkanlklarnn tutsayd. Freud, yeni bir grn etkisinde kald zaman, bu grn yalnzca bir blmn ya da sonularm bilinli olarak kavryordu; teki blm ise onun "karmaa"sna ve nceki bilinli dncesine uygun dmedii iin bilind olarak kalyordu. Freud'un bilinli dn, bilinli dnce srelerini20 doyuracak kadar mantkl grnen yaplar kurarak elikileri ve tutarszlklar yadsmak zorundayd. Freud, Eros'u kendi igd tanmna, yani igdlerin tutucu niteliine uydurma yolunu semedi ve gstermeye altm gibi seemezdi de. Freud'un benimseyebilecei baka bir seenek var myd? Bana kalrsa, vard. Freud, yeni grn, sevgi ve ykcln baat rolne ilikin grn, eskiden savunduu geleneksel libido kuram erevesine oturtmak iin bir baka zm bulabilirdi. Ykcln kayna olarak retkenlikncesi cinsellik (azc! ve dkl sadistlik) ile sevginin kayna olarak reme organ cinsellii arasnda bir kutuplama kurabilirdi.21 Ne Szgelimi, John Stuart Mill, J. J. Bachofen, Karl Marx, Friedrich Engels ve ok az saydaki baka kii bunu baarmlardr. Birok byk yaratc dnrde bu sre meydana gelir. Spinoza, bu bakmdan arpc bir rnektir. Szgelimi, Spinoza'nn bilinli dnce alkanlklar (tanrc bakmdan), (tanrc olmayan) yeni gr ile bunun sonucunda Tann konusunda yaplan ve gerekte Tann'nn yadsnmasndan baka bir ey olmayan bir tanmlamann salad uzlama arasndaki farkllk gz nne alnmadka, Spinoza'nn tanrc olup olmad tam olarak anlalamaz. Bir yazarn yazlarn irdelerken uygulanan bu yntem, baz nemli bakmlardan ruhzmsel nitelik tar. Bu yntemde, tpk bir ruhzmlemecinin bir hasta tarafndan iletilen zgr armlarn ya da dlerin satr aralarn okumas gibi, yazl metnin satr aralan okunur. Sekin bir dnrn dncelerinde elikilere rastlamamz, k noktasn oluturur. O dnr, kuramsal yetenekle ilgili bir sorun olduu srece, bu elikilerin ayrdna kendi bana varabilecei ve belki bu elikileri zebilecei iin, isel elikilere iki yap arasndaki atmann neden olduunu varsaymamz gerekir: bilinli blgenin ounu kaplamay srdren eski yap ve bilinli dncede tam olarak anlatma kavumay baaramayan, yani bir blm bilind olarak kalan tmyle yeni bir yap. sel eliki, bir belirti ya da bir d gibi ele alnabilir, duygusal kkenlere dayanan bilinli dncenin daha eski bir yaps ile eski

dnce ve duygularn gcnden dolay tam olarak dile getirilemeyen kuramsal bir grn yeni bir yaps arasndaki bir uzlama olarak ele alnabilir. Yazar, bir dhi olsa bile, bu elikilerin varln ya da niteliini tam olarak kavrayamayabilir; oysa ayn temel nermelerle eli kolu bal olmayan bir gzlemci, bu elikileri ok kolay grebilir. Kant, u szleri syledii zaman belki de bunu anlatmak istiyordu: "Bazan yazan, onun kendisini anladndan daha iyi anlarz." Ernst Simmel tam da byle bir zm nermitir (E. Simmel, 1944). 248 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER var ki, daha nce bir baka balamda deindiimiz bir nedenden dolay, Freud'un bu zm yolunu benimsemesi elbette zordu. Bu zm, tehlikeli bir biimde teki bir gre yaklard; nk o zaman, hem ykclk hem de sevgi, libidodan kaynaklanan eyler olurdu. Ama Freud, d-kl-sadist libidonun ykc blmnn lm igds olduu yolundaki sonuca ulaarak ykclk ile retkenlikncesi cinsellii birbirine balamann temelini kurmutu bile (S. Freud, 1923, 1920). Eer durum byleyse, dkl libidonun kendisi ile lm igds arasnda derin bir yaknln bulunmas gerektii biiminde bit yorum yapmak herhalde yanl olmaz; gerekte, ykm amac gtmenin, dkl libidonun zn oluturduu yolundaki bir baka sonu da geerli grnebilir. Ne var ki, Freud bu sonuca ulamamaktadr ve niin ulamad konusunda yorum yapmak da ilgin olacaktr. ilk neden, dkl libidoya ar dar bir aklama getirilmesinde yatmaktadr. Freud'a ve rencilerine gre, dklln temel gc, denetleme ve sahiplenme eiliminde (elde bulundurmann dosta bir ynnden baka) bulunur. Hi kukusuz, denetleme ve sahiplenme, kendi aralarnda bir sendrom oluturan sevmeye, ilerletmeye, zgrletirmeye kart eilimlerdir. Ama "sahiplenme" ve "denetim", ykcln, yok etme arzusunun ve yaam dmanlnn asl zn iermez. Doal olarak, dkl karakter, cansz olan her eye duyduu genel yaknln bir paras olarak dkya derin bir ilgi ve yaknlk gsterir. Dk, artk vcuda yarar olmayan ve en sonunda vcuttan atlan rndr. Dkl karakter, yaam iin yararsz olan kir, lm, rme gibi her eye dknlk gstermesinin yan sra dkya da dknlk gsterir.22 Denetleme ve sahip olma eiliminin, dkl karakterin yalnzca bir yn olduunu, ama yaama duyulan ilginin nefretten daha yumuak ve daha az kyc olduunu syleyebiliriz. yle inanyorum ki, Freud, dk ile lm arasndaki bu dolaysz balanty grm olsayd, reme organlarna bal (retken) ynelim ile dkl ynelim arasndaki, Eros'a ve lm igdsne karlk den, klinik bakmdan ok iyi incelenmi bu iki nitelik arasndaki kutuplamann ana kutuplama olduu sonucuna ulaabilirdi. Freud byle 22r Dkllik ile lseverlik arasndaki yakn ilikiyi 12. Blm'de inceledim. Orada, tipik lsever dn, dklarla, btn ya da paralanm cesetlerle, mezarlarla, ykntlarla vb. dolu olduuna deindim ve bylesi lsever dlerden rnekler verdim. EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI 249 yapm olsayd, Eros ve lm igds, biyolojik olarak kazanlm ve eit gte iki eilim olarak ortaya kmazd; Eros, biyolojik bakmdan normal bir gelime amac olarak grlrken, lm igds, normal gelime yolunda uranlan bir baarszla dayanan ve bu anlamda, derine kk salm olmasna karn, hastalkl nitelik tayan bir ura olarak grlrd. Dirimbilimsel bir yorumda bulunmak isteyenler, btn drt ayakl memelilerin ayrc zellii olan kokuya gre ynelim ve kokuya gre ynelimden grme duyusuna gre ynelime gei anlamna gelen iki ayak stnde dik durma olgusu ile dkllk arasnda balant ku-rabililirler. O zaman, koku alma duyusuna arlk veren eski beynin ilevinde ortaya kan bu deiiklik, ayn dorultudaki ynelim dnmne denk derdi. Bu durum gz nne alnrsa, dkl karakterin, biyolojik gelimede geriye dnk bir evre oluturduu, hatta bu evrenin belki de yapsal-kaltsal bir temele dayand dnlebilirdi. Bebekteki dkllk, tam olarak gelimi insan ileyiine gei srecinin dirimbilimsel bakmdan daha nceki bir evresinin evrimsel

yineleniini temsil eden bir olgu saylabilirdi (Freud'un deyiiyle, dkllk-ykclk, bir igdnn tutucu niteliine sahip olurdu, bir baka syleyile, retkenlik-sevgi-grme yneliminden dkllk-ykm-koklama ynelimine dn nitelii tard.). lm igds ile yaam igds arasndaki iliki, Freud'un gelime emasnda yer alan retkenlikncesi libido ile retken dnem libidosu arasndaki ilikinin temelde ayns olurdu. Dkl dzeyde libido dknl, hastalkl ama ruhsal-cinsel yaplanmaya derinlemesine kk salm bir olgu olurdu; retken dzey ise salkl bireylere zg bir zellik olurdu. Bu yoruma gre, dkl dzey, olduka farkl iki yn tard: Bu ynlerden birisi denetleme drts, teki de yok etme drts olurdu. Gstermeye altm gibi, sadistlik ile lseverlik arasndaki fark bu olurdu. Ne var ki, Freud bu balanty kurmad; belki de, Eros kuramnn ierdii glklerle ilgili olarak daha nce irdelediim nedenlerden dolay, kuramad. 250 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER LM GDSNN GC VE SINIRLARI Bundan nceki sayfalarda, libido kuramndan uzaklap Eros-lm igds kuramna getii zaman Freud'un kanlmaz olarak iine dt elikileri belirttim, ikinci kuramda, dikkatimizi ekmesi gereken deiik trde bir atma daha vardr: Bu, kuramc Freud ile insanc Freud arasndaki atmadr. Kuramc, insann ya (yava yava, hastalk yoluyla) kendisini ya da bakalarn yok etmekten, yani bir baka biimde sylersek ya kendisine ya da bakalarna ac ektirmekten baka bir seenee sahip olmad sonucuna ulamaktadr, insanc Freud, insan varoluunun bu yn bakmndan sava aklc bir zm haline getiren bu korkun seenekle ilgili dnceye kar ayaa kalkmaktadr. Freud'un korkun seeneklerden ekindiini sylemek istemiyorum. Tam tersine, Freud, daha nceki kuramnda bu tr bir korkun seenek ortaya atmt: igdsel istemlerin (zellikle retkenlikncesi istemlerin) bastrlmasn, uygarln gelimesinin temeli sayyordu; bastrlan igdsel drt, deer tayan kltrel kanallara "yceltiliyor"du, ama bu, yine de insann mutluluu pahasna oluyordu. te yandan, bastrma yalnzca uygarln ilerlemesine deil, bastrma srecinin baaryla ilemedii birok kiide sinir hastalna da yol ayordu. Eksiksiz mutlulukla birlemi barbarlk (uygarlktan yoksunluk) ya da nevrozla ve eksik mutlulukla birlemi uygarlk, tek seenekmi gibi grnyordu.23 Szgelimi, Uygar Cinsel Ahlk ve acl Sinir Hastalg'nu bakn. Freud, orada yle yazmaktadr: "Uygarlmz, sinir argnl (nevrasteni) tehdidinden sorumlu tutarsak herhalde hakszlk yapm olmayz" (S. Freud, 1908a). Herbert Marcuse'nin belirttiine gre, Freud, eksiksiz mutluluun, tm cinsel igdlerin (Freud'un anlad anlamda, zellikle de retkenlikncesi bileenlerin) tam olarak anlatma kavuturulmasn gerektirdiini sylemitir (H. Marcuse, 1955). Freud bu kansnda hakl olsun ya da olmasn, Marcuse, Freud'un asl arl korkun seenekler konusuna verdii gereini grmezden gelmektedir. Bu nedenle, gdlen erein, cinsel igd kapsamndaki tm bileenlerin snrsz biimde anlatma kavuturulmas olduu yolundaki gr hi de Freud'u bir gr deildir. Tam tersine, Freud terbarla kar uygarlk safnda yer ald iin bastrma ilemini, bastrmann kartna yeler. Bundan baka, Freud, uygarln igdler zerindeki bastna etkisinden her zaman sz etmitir ve bunun yalnzca anamalc dzende olduu, toplumcu dzende byle bir ey olmasna gerek bulunmad yolundaki EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI 251 lm igds ile Eros arasndaki eliki, insan, somut ve gerekten korkun bir seenekle kar karya getirir. Bu somut bir seenektir; nk insan, hasta olmaktansa saldrmay ve sava yrtmeyi, saldrgan olmay, dmanln anlatma kavuturmay yelemeye karar verebilir. Bu seenein korkun bir seenek olduunu kantlamak gerekmez bile; hi deilse Freud ya da baka bir insanc (humanist) kii sz konusu olunca buna gerek yoktur. Freud, atmann keskinliini bulandrarak sorunu gzlerden gizlemek iin hibir giriimde bulunmaz. Daha nce aktardmz gibi, Yeni Giri Konferanslarnda yle yazar:

ite imdi, ykcln, gerek engellerle karlat iin d dnyada doyuma ulaamamas olaslnn nemi bizi artyor. Eer byle bir ey olursa, ykclk belki de geri ekilecek ve ieride egemenliini kuran zykcln gcn artracaktr. Gerekte bunun nasl meydana geldiini ve bunun ne denli nemli bir sre olduunu greceiz (S. Freud, 1933). Freud, Ana izgileriyle Ruhzmleme'de yle yazmtr: "Saldrganln engellenmesi, genellikle salkszdr ve hastala yol aar" (S. Freud, 1938). Bylece izgileri ak ve kesin biimde izdikten sonra, Freud, insan ilerini bylesine umutsuz bir gre brakmama ve sava, insan soyu iin en iyi ila olarak salk verenlere yanda olmaktan kanma tepiine nasl uyabilir? Gerekte Freud, kuramc ile insanc arasndaki bu amazdan k yolu bulmak iin birka kuramsal giriimde bulunmutur. Bu giriimlerden birisi, ykc igdnn vicdana dntrlebilecei yolundaki dncede yatar. Uygarlk ve Dourduu Honutsuzluklar'da Freud yle sorar: "Duyduu saldrganlk arzusunu zararsz klnca ona (saldrgana) ne olur?" Ve bu sorusuna u yant verir: Aklmzn kesinden bile gemeyen, ama yine de ok ak seik olan dikkate deer bir ey. O kiinin saldrganl ie yanstlr, iselletirilir; dnce, Freud'un dnne tmyle aykrdr. Marcuse, Freud'un kuramnn ayrntlarn yeterince bilmedii iin bu konudaki fikirleri de yetersizdir. 252 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER aslna baklrsa, geldii yere geri gnderilirbir baka deyile, kiinin kendi benliine yneltilir. Orada, benliin bir blm, bu saldrganl devralr; bu blm, st benlik niteliine brnerek benliin geri kalan blmne kar durur ve imdi, "vicdan" biimini alarak benliin baka, yabanc bireyler zerinde doyurmaktan holand ayn sert saldrganl benlie kar eyleme geirmeye hazrdr. Sert st benlik ile onun etkisi altndaki benlik arasnda doan gerilime, biz sululuk duygusu diyoruz; bu duygu, ceza gereksinmesi olarak kendini aa vurur. Bu nedenle, uygarlk, bireyin saldrganlk iin duyduu tehlikeli arzu zerinde egemenlik kurar; bunu, sz konusu arzuyu gszletirip silahszlandrarak ve ele geirilmi bir kentte kurulan garnizon gibi, bireyin iinde, ona gz kulak olacak bir karargh kurarak yapar (S. Freud, 1930)24 Ykcln kendi kendini cezalandran bir vicdana dnmesi, Freud'un antrd lde byk bir kazan gibi grnmemektedir. Freud'un kuramna gre, vicdan, lm igds kadar acmasz olurdu; nk bu igdnn enerjileriyle ykleniyordu ve lm igdsnn "gszleip silahszlanma"sn gerektirecek hibir neden gsterilmiyordu. Grnd kadanyla, Freud'un dncesinin gerek sonularn u rnekseme daha mantkl biimde anlatma kavutururdu: Acmasz bir dmann ynettii bir kent, bir diktatrn yardmyla o dman yeniyor; ama ondan sonra bu diktatr, yenilen dmann dzeni kadar acmasz bir dzen kuruyor; peki, bunun salad yarar nedir? Ne var ki, kat vicdann lm igdsnn bir davurumu olduu yolundaki bu kuram, Freud'un trajik seenek anlayn lmllatrmak iin yapt tek giriim deildir. Bunun kadar iler acs olmayan bir baka aklama da u szlerde dile getirilmitir: "Ilmllatnlp yola getirilmi ve bir bakma, amac ynnden ket vurulmu ykm igds, nesnelere doru yneltildii zaman, benlie, dirimsel gereksinmelerini doyurma ve doa zerinde denetim kurma olana salamaldr" (S. Freud, 1930). 24r Freud, vicdan, znde cezalandrc bir ey olarak grr, elbette bu anlay, ok dar bir anlaytr, belli dinsel fikirlerin geleneine dayanr, "insanc" bir vicdan anlay deil, "yetkeci" bir vicdan anlaydr, kar?. E. Fromm (1947). EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI 253 Bu, iyi bir "yceltme" rnei gibi grnmektedir;25 igdnn amac gszletirilmemitir; ama toplumsal bakmdan deer tayan baka hedeflere, buradaki rnekte, "doa zerinde

egemenlik" hedefine yneltilmitir. Gerekten de bu, kusursuz bir zm gibi gelmektedir. Bu zmle insan, ya bakalarn ya da kendisini yok etme arasndaki korkun seimden kurtulur; nk ykc igdnn enerjisi, doa zerinde denetim kurmak iin kullanlr. Ne var ki, bunun gerekten byle mi olduunu sormamz gerekir. Ykcln yapcla dnt doru olabilir mi? "Doa zerinde denetim kurma"nn anlam ne olabilir? Hayvan eitimi ve yetitiricilii, bitki toplama ve ekip dikme, kuma dokuma, kulbe yapma, anak-mlek retme ve makina, demiryolu, uak, gkdelen yapmn da kapsayan baka birok etkinlik. Btn bunlar, yapma, kurma, birletirme, biretirme eylemleridir ve aslnda, bunlar, iki temel igdden birisine balanmak istenirse, lm igds tarafndan deil Eros tarafndan gdlenen eylemler olarak grlebilir. Belki tketim amacyla hayvanlarn ldrlmesi ve savata insanlarn ldrlmesi bir yana braklrsa (bu eylemlerin her ikisi de ykclktan kaynaklanan eylemler saylabilir), maddesel retim ykc deil, yapcdr. Freud, Albert Einstein'n Niin Sava? konulu mektubuna verdii yantta, sunduu kat seenei yumuatmak iin bir giriimde daha bulunur. Yzyln en byk bilimadamlanndan ve insanclarndan birisinin sorduu savan ruhsal nedenlerine ilikin soruyla karlat bu durumda bile Freud, daha nce ortaya att seeneklerin katln gizlemeye ya da azaltmaya aba gstermez. Hibir kukuya yer brakmayacak biimde yle yazar: ^Genel olarak, Freud, lm igdsyle balantl olarak "yceltme" terimini kullanmamtr, ama bana yle geliyor ki, aadaki paragrafta ele alnan anlay, Freud'un libidoyla ilgili olarak yceltme diye adlandrd anlayn aynsdr. Ama Freud, "yceltme" kavramn, cinsel ve zellikle de retkenlik ncesi igdlere uygulad zaman bile, bu kavram tartmaya aktr. Eski kuramda, bir cerrahn, sadistliinin yceltilmi gcnden yararland yolundaki rnek ok tutuluyordu. Ama bu gerekler doru mudur? Ne de olsa, cerrah yalnzca kesmekle kalmaz, onarr da; en iyi cerrahlar, yceltilmi sadistliin deil, el uzluu, dolaysz eyleme geerek yaralan sarma arzusu, abuk karar verebilme yetisi vb. gibi birok baka etmenin gdlemesi daha byk bir olaslktr. 254 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Bir para dnp tannca, bu igdnn her canl yaratkta ilerlikte olduu ve canllar ykma uratmaya, yaam, cansz maddeden oluan zgn durumuna indirgemeye abalad varsaymna ulatk. Bu nedenle, bu igd, lm igds olarak anlmay tam olarak hak eder; oysa ksnl igdler, yaama abasn temsil ederler. lm igds, zel organlarn yardmyla, da, nesnelere yneltildii zaman, ykc igdye dnr. Organizma, yabanc birisini yok ederek, deyim yerindeyse, kendi yaamn korur. Bununla birlikte, lm igdsnn bir blm organizma ierisinde ilerlikte kalr ve biz, olduka ok saydaki normal ve hastalkl olguyu, ykc igdnn bu i selletirilmi biimine kadar izlemeye altk. Hatta ykcln bu ie dnn, vicdann kkeni sayarak yerleik inana ters dme suunu bile iledik. Bu sre ok ileriye vardrlrsa, bunun kesinlikle entipften bir konu olmad; kesinlikle salksz olduu dikkatinizi ekecektir. te yandan, bu gler, d dnyada ykma yneltilirse, organizma rahatlayacak ve sonu yararl olacaktr. Bu, nlemek iin savam verdiimiz btn irkin ve tehlikeli tepileri hakl gsteren biyolojik bir gereke olutururdu. Kabul edilmelidir ki, bu tepiler, bunlara gsterdiimiz dirence (bu dirence de bir aklama bulunmas gerekir) oranla, Doa'ya daha yakn durur (S. Freud, 1933a; alt sonradan izilmitir). lm igds hakkndaki daha nce dile getirdii grleri derleyip toparlayan bu apak ve uzlamaz yargya vardktan sonra ve "kabagc de saldrganl da hi bilmeyen" rklarn yaad mutlu blgeler hakkndaki yklere pek inanamayacan! belirttikten sonra, Freud, mektubun sonuna doru, balang blmne baklnca umulandan daha az ktmser bir zme ulamay denemitir. Freud, umudunu, birtakm olaslklara dayandrmtr: "Savaa katlma istei," diye yazmaktadr, "ykc igdnn bir sonucuysa, uygulanacak en ak plan, bu igdye kar, onun uzlamaz dman olan Eros'u eyleme geirmek olacaktr. nsanlar arasndaki cokusal balarn geliip glenmesini zendiren her ey, savaa kar ilemelidir"

(S. Freud, 1933a). nsanc Freud'un ve kendisine takt adla, "bansever"ii, kendi temel nermelerinin mantksal sonularndan syrlmak iin burada neredeyse can havliyle abalamas dikkat ekici ve duygulandcdr. lm iEK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI 255 gds, Freud'un batan sona ne srd lde gl ve temelliyse, Eros'un eyleme geirilmesiyle nasl nemli lde azaltlabilir? Hele de bunlarn her ikisinin her hcrede bulunduklar ve canl zdein indirgenemez bir niteliini oluturduklar gz nne alnrsa. Freud'un bartan yana ortaya att ikinci sav daha da temellidir. Freud, Einstein'a yazd mektubun sonunda yle yazar: imdi sava, uygarlk srecinin bize dayatt ruhsal tutuma en amansz biimde kar kmaktadr ve bu nedenle, savaa kar ayaklanmak zorundayz; artk bu durum karsnda eli kolu bal oturamayz. Bu salt zihinsel ve cokusal bir tanmay deildir; biz barlarda, savaa kar yapsal bir hogrszlk, deyim yerindeyse, en yksek dzeye kadar bytlm zel bir yaratl vardr. Gerekte, savata estetik llerde grlen dzeysizlemenin bakaldrmzda oynad rol, savan acmaszlklarnn oynad rolden pek de nemsiz deilmi gibi grnmektedir, insanln geri kalan blmnn de bar olmas iin daha ne kadar bekleyeceiz? ite bunu bilen yok (S. Freud, 1933a). Yine bu mektubun sonunda Freud, yaptlarnda arasra rastlanan bir dnceye dokunur,26 bu dnceye gre, uygarlk sreci, igdlerin kalc, deyim yerindeyse, "yapsal", "organik" biimde bastrlmasna gtren bir etmendir. Freud bu gr, ok daha nce, igd ile uygarlk arasndaki keskin atmadan sz ettii zaman, Deneme'de dile getirmiti bile: "Uygar ocuklarn uyandrd izlenime baklrsa, bu barajlarn kurulmas, ei-tim-retimin bir rndr; bunda eitim-retimin ok byk pay sahibi olduu kukusuzdur. Ama gerekte, bu gelimeyi organik olarak belirleyen ve saptayan, kaltmdr; bu, eitim-retimin hi yardm olmadan, arasra meydana gelebilir" (S. Freud, 1905; alt sonradan izilmitir). Freud, szgelimi ayba kanamasyla ya da dkl ksnllkle ilgili bir yasan var olmas durumunda "organik basrrna"dan sz ederek, bylece de uygarla yolu aarak, bu dnce izgisini Uygarlk ve Dourduu Honutsuzluklar'da da srdrmtr. Hatta daha 1897'de, Kars. S. Freud (1930), ayrca o incelemeye yaymcnn yazd Giri'te alnt yaplan kaynaklar. 256 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER I EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI 257 Fliess'e yazd bir mektupta (14 Kasm 1897), "bastrmada organik bir eylerin rol oynad"n Freud'un kendisi dile getirmitir (S. Freud, 1897).27 Burada alnt yaplan eitli szlerin ortaya koyduuna gre, Freud'un savaa kar "yapsal" bir hogrszl kendisine dayanak yapmas, Einstein'la olan tartmasnda, deyim yerindeyse ad hoc (srf bu ama iin) yaratt lm igds kavramndan doan korkun perspektifi ama giriimi olmakla kalmyordu; hi baat duruma gelmese bile 1897'den beri Freud'un dncelerinin arka plannda bulunan bir dnce izgisiyle de uyum iindeydi. Freud'un varsaymlar doru olsayd, uygarln "yapsal" ve kaltmsal bastrmalar dourduu, bir baka deyile, uygarlk srecinde belli igdsel gereksinmelerin gerekten gszletii yolundaki varsaymlar doru olsayd, o zaman Freud amazdan k yolunu bulmu olurdu. O zaman uygar insan, tpk ilkel insanlar gibi, uygarla kart nitelikteki birtakm igdsel istemlerin gdmnde hareket etmezdi. Yok etme tepiinin uygar insandaki yeinlii ve gc, ilkel insandakiyle ayn olmazd. Bu dnce izgisi, ldrmeye kar birtakm ketlemelerin uygarlk sreci boyunca geliip glendii ve kaltmsal olarak insann doasna yerletii yolundaki yoruma da gtrrd. Ne var ki, genel olarak bylesi kaltmsal etmenler ortaya kanlabilse bile, lm igds sz konusu olunca bunlarn varln kabul etmek son

derecede g olurdu. Freud'un anlayna gre, lm igds tm canl tzn doasnda var olan bir eilimdir, bu temelli dirimsel gcn uygarlk sreci ierisinde zayflayabilecei varsaym, kuramsal bakmdan zor bir nerme gibi grnmektedir. Ayn mantkla, Eros'un da yapsal olarak gszle-tirilebileei varsaylabilirdi ve bylesi varsaymlar, bizzat canl tzn Standart basmn yaymcs James Strachey'i, Uygarlk ve Dourduu Honut-suzluklar'u (S. Freud, 1930) yazd Giri'te, Freud'un "organik bastrma"yla ilgili tm grlerini ok yararl biimde zetledii iin teekkr duygusuyla kutlarm. Bu kutlama, Freud'un yaptlaryla ilidl olsalar bile okuyuculara, aradklar bir alntnn yerini daha abuk bulma ve bundan da teye, unuttuktan, kyda kede kalm alntlan anmsama olana veren onun btn teki girilerini de kapsamaktadr. Bu girilerin, Freud'un yaptlaryla bu denli ilidl olmayan incelemeciler iin de son derecede yararl bir klavuz olduklarn sylemeye gerek yoktur. niteliinin uygarlk sreci yoluyla, "organik" bir bastrma araclyla deitirilebilecei yolundaki daha genel bir varsayma gtrrd.28 Bu olabilir ya da olmayabilir; ama bu noktayla ilgili gerekleri saptamaya almak, bugn en nemli aratrma konularndan birisi gibi grnmektedir. Belli igdsel istemlerin uygarlk sreci ierisinde yapsal, organik bir bastrmaya uradklann ortaya koyan yeterli kant var mdr? Bu bastrma, igdsel istemi bilin dna atmaktan ya da baka amalara yneltmekten ok gszletirdii iin, Freud'un allm anlayndaki bastrmadan farkl bir bastrma myd? Ve daha zgl olarak, tarihin ak ierisinde, insann ykc tepileri gszlemi midir ya da artk kaltmsal olarak yerlemi olan ketleyici tepiler gelimi midir? Bu sorunun yantlanmas iin, zellikle insanbilim, toplumsal ruhbilim ve kaltbilim alanlarnda kapsaml incelemelerin yaplmas gerekir. Ortaya att temel seenein kiinin ya bakalarn ya da kendisini ykma uratmas seeneini yumuatmak iin Freud'un yapt eitli giriimlere yle geriye dnp bir gz atlnca, onun iine dt amazdan bir k yolu bulmak iin gsterdii inat abaya ve ayn zamanda, doyurucu bir zm bulduuna inanmaktan kanarak sergiledii drstle ancak hayranlk duyulabilir. Nitekim, Ana izgiler't Freud, ykcln gcn snrlayan etmenlere (st benliin rol hari) artk gnderme yapmamaktadr ve bu konuyu u szlerle sonuca balamaktadr "Bu, insanoullannm kltrel gelime yolunda ilerlerken karlatklar sal tehdit eden tehlikelerden birisidir. Saldrganln engellenmesi, genelde sala aykrdr ve hastala (rmeye) yol aar" (S. Freud).29 Freud'un varsaymna en bata kar kan olgu, tarihncesi insann uygar insandan daha ok saldrgan deil daha az saldrgan olmasyd. Freud'un igd ile uygarlk arasndaki ilikiye degin grnde meydana gelen deiiklii bir kez daha belirtmek istiyorum. Libido kuram asndan baklnca, uygarlk, cinsel uralarn bastrlmasyla sonulanr ve nevroza neden olabilir. Yeni kurama gre, uygarlk, saldrganln engellenmesine yol aar ve bedensel hastalkla sonulanr. 258 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER KURAMIN ZNN ELETRS Artk Freud'un lm ve yaam igdleriyle ilgili kuramnn isel eletirisini burada bitirip, ortaya att savn zn eletirmeye gememiz gerekir. Bu konuda pek ok ey yazld iin, byle bir eletirinin btn noktalarn tartmaya girimem gerekmiyor. Yalnzca, benim bak amdan zellikle ilgin olan ya da baka yazarlarn yeterince ele alp ilemedikleri noktalara deineceim. Freud'un varsaymnn belki de en byk gszl hem buradan hem de Freud'un iindeki kuramc ve dizge kurucunun klinik gzlemciden nde gitmesi gereinin dourduu baz baka sorunlardan kaynaklanmaktadr. Dahas, Freud'a, deneysel imgelem deil, tekyanh olarak zihinsel imgelem klavuzluk ediyordu. Eer durum byle olmasayd, Freud, sadistliin, ykcln, saldrganln, stnln ve g istencinin, aralarndaki snr izgisi her zaman aka izilemese bile, nitelik bakmndan birbirinden tmyle farkl olgular olduklarn sezerdi. Ne var ki, Freud, soyut kuramsal terimlerle dnyordu; bu dn yntemi, sevgi

kapsamna girmeyen her eyin lm igds kapsamna girdiini antnyordu, nk her eilimin yeni ikililik kapsamna sokulmas gerekiyordu. Birbirinden deiik ve bir lde elikili ruhsal eilimleri ayn balk altnda toplamann sonucu, kanlmaz olarak, bu eilimlerden hi birisinin anlalmamasdr; bu durumdaki kii, ancak farkl, zgl deneyim biimlerini anlatan szcklerin kullanlmas halinde anlam kazanacak olan olgular hakknda konuurken yabanclam bir dil kullanmak zorunda kalr. Bununla birlikte, Freud, saldrganln eitli biimleri arasndaki baz temel nitelik ayrmlarn da grmtr; bu ayrmlar farkl terimlerle birbirinden ayrmam olmasna karn, bu durum, onun ikici bir igd kuramna olan balln zaman zaman ama yetisine sahip olduunun bir kantdr. Freud'un grd ana biim unlardr: 1. zkoruyucu igdlere dayanan, cinsellikten bamsz zalimlik tepileri; bunlarn amac, gerek tehlikeleri kavramak ve saldrya kar kendilerini savunmaktr (S. Freud, 1905). Bu saldrganln ilevi, yaamn EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI 259 devamn salamaktr, bir baka deyile, yaamsal karlara ynelik tehditlere kar savunmadr. Bu tr saldrganlk, benim "savunucu saldrganlk" olarak adlandrdm tre kabaca uyard. 2. Sadistlik hakkndaki anlayyla Freud, yok etme, zorlama, ikence etme eylemlerinde ehvet amac gden bir ykclk biimini grmtr (her ne kadar bu saldrganlk biiminin belirgin niteliini, cinsel ehvet ile cinsel olmayan lm igdsnn bir alam olarak akladysa da). Bu tr, "sadistlik"e uygun derdi. 3. Son olarak da Freud, u szleriyle tanmlad nc bir ykclk biimini kavramtr: "Ama herhangi bir cinsel ama olmakszn, ykcln en gz kara kudurmuluu iinde, ortaya kt durumlarda bile, igdnn doyumuna, olaand lde byk bir zsever hazzm elik ettiini, nk doyuma ulaan igdnn, benlie, mutlak gllk iin duyduu eski zlemleri gerekletirme olana verdiini kavramamz olanakszdr." Freud'un burada hangi olguyu anlattn sylemek kolay deildir. lsever kiinin katksz ykcln m, yoksa lin etmek isteyen yahut gz dnm bir kalabaln iktidar sarhou, sadist yesinde grlen ar biimi mi? Belki de glk, sadiste, her eyi yapabilecek nitelikteki ar fke biimleri ile katksz lseverlii birbirinden ayrmann oluturduu genel sorunda yatmaktadr; ki, metin iinde bu glkle ilgili yorumda bulunmutum. Ama yant ne olursa olsun, Freud'un farkl olgular kavrad, ama klinik verileri kuramsal gereksinmelerine uydurmak zorunda kald zaman bu ayrmdan vazgetii gerei ortada durmaktadr. Freud'un lm igds kuramyla ilgili bu zmlemeden sonra nerede kaldk? Bu, birok ruhzmlemecinin ortaya attklar "ykc igd" kavramndan ya da Freud'un daha nceki deneysel kavram olan libido kavramndan znde farkl mdr? Bu irdelemenin ak ierisinde, Freud saldrganlk kuramn gelitirirken meydana gelen g sezilir deiikliklere ve elikilere parmak bastk. Freud'un, Einstein'a verdii yantta, bir an iin, tutumunu daha yumuak ve savaa gereke olarak gsterilmeye daha az elverili hale getirme eilimi tayan yorumlara yneldiini grdk. Ama Freud'un kurduu kuramsal yapya bir kez daha gz gezdirince, btn bunlara karn lm igdsnn temel karakterinin, Freud'un zgn olarak cinsel igdye uygulad hidrolik modelin 260 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER mantn belli bir biimde izledii aklk kazanr. Tm canl tz iinde, srekli olarak, lme ynelik bir ura yaratlr; bu ura, geriye tek bir seenek brakr: ya insann ykmn sessiz sessiz ieriden gerekletirmek ya da "ykclk" biimine brnp darya ynelmek ve bakalarm yok ederek insan zykmdan esirgemek. Freud'un belirttii gibi: "Saldrganln engellenmesi, genelde sala aykrdr ve hastala (rmeye) neden olur" (S. Freud, 1938). Freud'un yaam ve lm igds kuramyla ilgili bu irdelemeyi toparlarken, Freud'un, 1920'den sonra, temelde birbirinden farkl olan iki anlaya ve insan gdlenmesi konusundaki apayr iki yaklama takld sonucuna ulamaktan kanmak gtr. Birinci

anlay oluturan zkorunma ile cinsellik arasndaki atma, insandaki itici gler olarak akln karsna tutkuyu, grevin karsna doal eilimi ya da aln karsna sevgiyi koyan geleneksel anlayt. Yaama eilimi ile lme eilimi arasndaki, btnleme ile ayrma arasndaki, sevgi ile nefret arasndaki atmay temel alan sonraki kuram tmyle deiikti. Bu kuramn, insan ynlendiren iki gcn sevgi ve nefret olduu yolundaki yaygn anlaya dayand sylenebilir belki, ama bu kuram gerekte daha derin ve zgnd; Eros'la ilgili Platon'cu gelenei izliyordu ve sevgiyi, tm canl tz bir arada tutan ve yaamn gvencesi olan enerji olarak gryordu. Hatta daha ayrntya inilirse, bu kuram, canl yaratklar dnyasnn ancak Strife (kavga) ile Afrodit'in (sevginin) kart gleri arasndaki savam srd srece varolabilecei, ekme ve itme glerinin birlikte etkinlik gsterdii yolunda Empedokles'in ortaya att fikri izliyormu gibi grnmektedir.30 30r Empedokles'in ve Freud'un anlayslan arasndaki benzerlikler, belki de ilk bakta grnd kadar gerek deildir. Empedokles'e gre, Sevgi, benzemezler arasndaki ekimdir; kavga ise benzerin benzere yaklamasdr. Bu konuda ciddi bir karlatrma yaplabilmesi iin, Empedokles'in dizgesi batan aa irdelenmelidir (bkz. W. K. C. Guthrie, 1965). EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI 261 UYARILMA NDRM LKES: HAZ LKESNN VE LM GDSNN DAYANAI Bununla birlikte, Freud'un eski ve yeni kuramlar arasndaki ayrlklar, von Brucke'yle renim grmesinden beri Freud'un kafasna derinlemesine yerleen bir belitin (aksiyom'un) her iki kuramda da ortak olduunu unutturmamaldr. Her iki kuramda da ortak olan bu belit, 1888'den lm igdsyle ilgili son tartmasna kadar Freud'un dn biiminin altnda yatan "gerilim indirimi ilkesi"dir. Freud, almalarna daha yeni balad 1888'de bile, "deimez miktarda bir uyanlma"dan sz ediyordu (S. Freud, 1888). 1892'de, u szleri yazd zaman, bu ilkeyi daha ak olarak belirledi: "Sinir sistemi, ilevsel ilikileri iinde yer alan bir eyi (biz bunu, 'toplam uyarlma miktar' olarak tanmlayabiliriz) hep ayn tutmaya aba gsterir. Uyarlmada meydana gelen ter hissedilir art (Eregungszuwachs) arm yoluyla gidererek ya da uygun bir devimsel tepkiyle boaltarak saln bu nkoulunu uygulamaya sokar." (S. Freud, 1892; alt sonradan izilmitir). Buna uygun olarak Freud, dnmce kuramnda kulland biimiyle ruhsal bir yaralanmay yle tanmlyordu: "Sinir sisteminin, armsal ya da devimsel bir tepki araclyla gidermekte glk ektii herhangi bir izlenim, ruhsal bir yaralanma niteliini kazanr" (S. Freud, 1892; alt sonradan izilmitir). Freud, Bilimsel Ruhbilim Tasars'nda (1895a), "sinir hcrelerinin kendilerini Q'dan soyutlama eilimi gsterdikleri"ni ne sren "sinir hcresel sredurum (atalet) ilkesi"nden sz ediyordu. "(Sinir hcrelerinin) ilevlerinin yan sra yaplan ve gelimeleri de buna dayanlarak anlalmaldr," diyordu (S. Freud, 1895a). Freud'un, Q ile neyi anlatmak istedii pek ak deildir. Ama bu incelemede, Q'yu, "etkinlii dinginlikten ayran ey" (Freud, 1895a)31 olarak, sinirsel enerji anlamnda tanmQ"nun anlamyla ilgili ayrntl bir irdeleme iin bkz. J. Strachey, Standart Basm, c.3,EkC. 262 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER lamtr.32 Her neyse, Freud'un daha sonra "deimezlik" ilkesi olarak adlandrd ya da tm sinirsel etkinliin en alt dzeye indirilmesini anlatan ilkenin kkeninin o ilk yllara uzandn sylemekte hibir saknca yoktur. Freud, yirmi be yl sonra, Haz tikesinin tesinde'de, bu ilkeyi ruhbilimsel terimlerle yle belirtmitir: "Zihinsel aygt, iinde var olan uyarlma miktarn olabildiince dk ya da en azndan deimez bir dzeyde tutmak iin aba gsterir" (S. Freud, 1920; alt sonradan izilmitir). Burada Freud, ayn ilkenin "deimezlik" ya da "sredurum"un iki deiik ynnden sz etmektedir: Bunlardan birisi, uyarlmann deimez dzeyde tutulmas, teki de olabilecek en dk dzeye indirilmesidir. Freud, temel ilkenin deiik yorumlarn anlatan bu iki terimin bazan birini, bazan da tekini

kullanmtr.33 Haz ilkesi, deimezlik ilkesini temel alr. Kimyasal olarak retilen cinsel arzu niteliindeki uyarlmann olaan dzeyine indirilmesi gerekir; gerilimin deimez tutulmasyla ilgili bu ilke, sinirsel aygtn ileyiini ynetir. Normal dzeyinin zerine kan gerilim "honutsuzluk" olarak, gerilimin deimez dzeyine indirilmesi ise "haz" olarak duyumsanr. "Haz ilkesinin baatlna inanmamza neden olan gerekler, zihinsel aygtn, iinde var olan uyarlma miktarn olabildiince dk ya da hi deilse deimez bir dzeyde tutmak iin aba gsterdii yolundaki Bkz. J. Strachey'nin Standart Basm'm 3. cildi iin verdii aklayc notlar. Strachey, ruhsal enerji kavramna Tasarnn baka hibir yerinde rastlanmamas, oysa Dlerin Yorumu'nda bu kavramn sk sk kullanlmas gereini vurgulamaktadr. Dahas, Strachey, eski sinirbilimsel (nrolojik) temelin izlerine Freud'un bedensel enerjiden ayr bir ruhsal enerji anlayn benimsedikten ok sonra yazd yazlarda rastlanmas gereine de dikkat ekmektedir, hatta 1915 gibi ge bir tarihte yazd Bilind'yla ilgili incelemesinde Freud, ruhsal enerjiden deil, "sinirsel" enerjiden sz eder. Strachey'nin belirttiine gre, aslnda "Q'nun birok nemli zellii, Freud'un ta en son yazsna kadar, deiik bir biime brnerek varln srdrd" (c. 1, s. 345). Freud'un kendisi de Q'nun kimliiyle ilgili sorunun yantn bilmediimiz sonucuna ulamtr. Haz tikesinin tesinde'At yle yazmtr: "Ruhtesi (metapsikoloji) olarak tanmladmz eyle ilgili btn tartmalarmz kaplayan belirsizlik, hi kukusuz, ruhsal dizgelerin elerinde meydana gelen uyarlma srecinin nitelii konusunda hibir ey bilmememiz ve konuyla ilgili herhangi bir varsaym belirleme hakkn kendimizde grmememiz gereinden ileri gelmektedir. Sonu olarak, her zaman, her yeni belirlemeye tamak zorunda olduumuz byk bir bilinmeyen etmenle hareket ediyoruz" (S. Freud, 1920). Bu sorunla ilgili kusursuz irdelemesinde J. Bowlby'nin belirttiine gre, balangta Freud, sredurum ilkesini birincil, deimezlik ilkesini ise ikincil sayyordu, ilgili paragraflar okuyunca, .1. Strachey'nin yorumuna da uyar grnen farkl bir varsayma ulatm (bkz. J. Bowlby, 1969). EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI 263 varsaymda da anlatmn bulur... Haz ilkesi, deimezlik ilkesinden doar" (S. Freud, 1920; alt sonradan izilmitir). Freud'un gerilim indirimi beliti kavranmadka, zevk almay amalayan hazc ura kavram evresinde deil, daha ok, gerilimi ve dolaysyla ruhsal olarak honutsuzluu azaltma ynndeki fizyolojik gereklilik varsaym zerinde younlaan tutumu da kesinlikle kavranamaz. Haz ilkesi, uyarlmann belli bir deimez dzeyde tutulmasna dayanr. Ama deimezlik ilkesi, uyarlmay en alt dzeyde tutma eilimini de ima eder; ve bu anlamyla, lm igdsnn temelini oluturur. Freud'un belirttii gibi: Zihinsel yaamn ve belki genelde sinirsel yaamn baat eilimi, uyaranlardan ileri gelen isel gerilimi azaltma, deimez tutma ya da ortadan kaldrma abasdr (Barbara Law'dan dn alnan bir terimle sylenirse, nirvana ilkesidir bu, haz ilkesinde anlatmn bulan bir eilimdir; ve bu gerei kavramamz, lm igdlerinin varlna inanmamz salayan en salam gerekelerimizden birisidir (S. Freud, 1920). Freud, savunulmasna hemen hemen olanak bulunmayan bir tutumla bu noktaya ulamaktadr; deimezlik, sredurum, nirvana ilkeleri zdetir, gerilim indirimi ilkesi, (haz ilkesi bakmndan) cinsel igdy ynetir ve ayn zamanda da lm igdsnn zdr. Freud'un yalnzca zykm deil, bakalarna ynelik ykm da lm igdsne balad gz nne alnrsa, Freud, haz ilkesi ve ykc igdnn varlklarn ayn ilkeye borlu olduklar yolundaki elikili sonuca ulaacakt. Doaldr ki Freud, bylesi bir fikirle yetinemezdi; zellikle de bu fikir, Freud'un hibir zaman terk etmedii atan glerle ilgili ikici modelden ok teki bir modele uygun decei iin buna hi olanak yoktu. Drt yl sonra Freud, Mazoizmde Ekonomik Sorun'da yle yazyordu: Ama biz, hi duraksama gstermeden, haz-honutsuzluk ilkesi ile nirvana ilkesini zdeletirdik... Nirvana ilkesi (ve onunla zde olduunu ngrdmz haz ilkesi), yaamn

huzursuzluunu inorganik durumun duraanlna dntrmeyi amalayan lm igdlerinin tam olarak hizmetinde olurdu ve yaamn ngrlen akn deitirmeye alan yaam igdlerininlibidonunistemlerine kar uyarlarda bulunma 264 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER ilevi grrd. Ne var ki, bylesi bir gr doru olamaz (S. Freud, 1924; alt sonradan izilmitir). Freud, bu grn yanlln kantlamak iin, aslnda ta en bata atlmasnda yarar bulunan bir adm atmtr. yle yazmaktadr: Anlald kadaryla, gerilim duygularnn oluturduu dizilerde, uyaran miktarlarndaki art ve azal dorudan doruya alglarz; honutluk verici gerilimlerin ve hoa gitmeyen gerilim gevemelerinin bulunduundan da kuku duyulamaz. Cinsel uyarlma durumu, bu tr bir honutluk verici uyaran artnn en arpc rneidir; ama kesinlikle tek rnei deildir. Bu nedenle, honutluk ve honutsuzluk, ("uyarandan ileri gelen gerilim" olarak tanmladmz) bir nicelikle aka ok yakndan ilikili olmasna karn, o etmenin artna ya da azalna balanamaz. yle grnyor ki, honutluk ve honutsuzluk, bu niceliksel etmene deil, bu etmenin ancak niteliksel bir zellik olarak tanmlayabileceimiz, bir zelliine bamldr. Bu niteliksel zelliin ne olduunu syleyebilseydik, ruhbilimde ok ilerlemi olurduk. Belki de bu zellik, uyarann niteliindeki deiikliklerin, ykselmelerin ve dlerin ritmidir, zamansal diziliidir. Bilemiyoruz (S. Freud, 1924). Ama Freud, yapt bu aklamayla tatmin olmu grnmemesine karn, bu dnceyi daha ileriye gtrmemitir. Onun yerine, hazz ykmla zdeletirme tehlikesini ortadan kaldrmay amalayan bir baka dnce nermitir. yle devam etmektedir: Bu belki doru olabilir; ama lm igdsyle ilgili olduunu syleyebileceimiz nirvana ilkesinin, canl organizmalarda bir deiim geirerek haz ilkesine dntn kabul etmemiz gerekir ve bundan byle, bu iki ilkeyi tekbir ilkeymigibi grmekten kanacaz... Nirvana ilkesi, lm igdsnn eilimini anlatma kavuturur; haz ilkesi, libidonun istemlerini temsil eder; ve sonraki ilkenin deiime uramasyla ortaya kan gereklik ilkesi, d dnyann etkisini temsil eder (S. Freud, 1924). EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI 265 Grnd kadaryla, bu aklama, haz ilkesi ve lm igdsnn zde olmadklar yolundaki savla ilgili bir aklama olmaktan ok kuramsal bir karardr. Freud'un elikili bir konuma dmekten kurtulmak iin yapt giriim, son derece gz alc olmasna karn, benim grme gre baarszdr; bununla birlikte, bu noktada nem tayan sorun, Freud'un baarl olup olmad deildir. nem tayan sorun, daha ok, uyarlma indirimi ilkesinin tm ruhsal ve zihinsel yaam yneten ilke olduu yolundaki belitin ta bandan sonuna dek Freud'un tm ruhbilimsel dnne kesin damgasn vurmasdr. Bu belitin kkenlerini biliyoruz. G. T. Fechner'n (1873) bu fikrin babas olduunu Freud kendisi sylemitir. yle yazmaktadr: Ne var ki, G. T. Fechner gibi byk kavray sahibi bir aratrcnn, haz ve honutsuzluk konusunda, ruhzmsel almalarn bize dayatt gre btn temel eleri bakmndan uygun den bir gr savunduunu anlayp da bu gr karsnda kaytsz kalamayz. Fechner'n bu konudaki szleri, Einige Ideen zur Schpfungs und Ent-wicklungsgeschichte der Organismen, 1873 (Blm XI, Ek, 94) (Yaratl zerine Baz Dnceler ve Organizmalarn Evriminin yks) adndaki kk bir yaptta bulunmaktadr ve tam olarak yledir: "Bilinli tepiler ile haz ya da honutsuzluk arasnda her zaman bir iliki bulunduu iin ve o lde, haz ve honutsuzluk ile dengelilik ve dengesizlik durumlar arasnda da ruhsal-fiziksel bir ilikinin bulunduu kabul edilebilir. Bu, baka bir yerde daha ayrntl olarak eilmek istediim bir varsayma temel oluturur. Bu varsayma gre, bilin eiinin zerine ykselen her ruhsal-fiziksel devinime, belli bir snrn tesinde tam bir denge durumuna yaklamasyla orantl bir haz ve belli bir snrn tesinde tam denge durumundan sapmasyla

orantl bir honutsuzluk elik eder; holanm ve honutsuzluun niteliksel eikleri olarak tanmlanabilecek bu iki snr arasnda belli bir estetik (duyusal) kaytszlk pay bulunmakla birlikte..."34 Freud, Benlik ve lkel Benlik'te surdan belirtmitir: "Fechner'n deimezlik ilkesinin (bylece, lme doru kesintisiz bir dten oluan bu ilkenin) yaam ynettii doruysa..." (S. Freud, 1923). Fechner'n szlerinde, bu "lme doru d"e rastlanmamaktadr, bu, Freud'un, Fechner'a ait ilkeyi genileterek yapt zel bir yorumdur. 266 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Zihinsel yaamda haz ilkesinin baat durumda bulunduuna inanmamza neden olan gerekler, zihinsel aygtn, iinde varolan uyarlma miktarn olabildiince dk ya da hi deilse deimez bir dzeyde tutmaya abalad yolundaki varsaymda da anlatmn bulur. Sonraki bu varsaym, haz ilkesini deiik bir biimde belirtmekten te bir ey deildir; nk eer zihinsel aygtn almas, uyarlma niceliini dk tutmaya ynelikse, o zaman, bu nicelii artraca hesaplanan her ey, kesinlikle aygtn ileyiine aykr, yani hoa gitmeyen bir ey olarak duyumsanacaktr. Haz ilkesi, deimezlik ilkesinden doar; gerekte sonraki ilke, bizi haz ilkesini benimsemek zorunda brakan olgulardan kar sanmtr. Dahas, bylelikle zihinsel aygta baladmz eilimin, zel bir durum olarak, Fechner'n ortaya atp holanm ve honutsuzluk duygularyla balamdandrd "denge durumuna ynelik eilim" ilkesi kapsamna girdiini daha ayrntl bir irdeleme ortaya koyacaktr (S. Freud, 1920). Ama Fechner, gerilim indirimi ilkesinin kesinlikle tek temsilcisi deildi. Fizikteki enerji kavramnn etkisi ve zendirmesiyle, enerji ve enerji sakinimi kavram, fizyologlar arasnda yaygnlk kazand. Eer Freud bu fiziksel kuramlardan etkilendiyse, herhalde bu kuramlar, lm igdsnn, genel fiziksel yasann belirli durumlarndan yalnzca birisi olduunu ima eder grnyorlard. Ama inorganik ve organik madde arasndaki ayrl gz nne alrsak, bylesi bir sonucun yanll aklk kazanr. Rene Dubos, bu noktay ok zl bir anlatmla dile getirmitir. yle yazmaktadr: Fiziin en temel yasalarndan birisine gre, madde dnyasndaki evrensel eilim, her eyin hi durmakszn gizilg enerjisi ve rgtlenme kaybna urayarak tepe aa yuvarlanmas, olabilecek en kk gerilim dzeyine inmesi ynndedir. Buna karlk, yaam, hi durmakszn maddenin geliigzelliinden dzen yaratr ve yaratt bu dzeni koruyup srdrr. Bu gerein derin anlamn kavramak iin, ister en byk ve en gelimi, isterse en kk organizma olsun herhangi bir organizmaya, sonunda lp gittii zaman olanlar dnmek yeter (R. Dubos, 1962). EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAMI 267 R. Kapp (1931) ve L. S. Penrose (1931) adl iki ngiliz yazan, baz uzmanlarn fiziksel kuram ile lm igds arasnda balant kurmaya ynelik giriimlerini yle inandrc biimde eletirmilerdir ki, "entropi* ile lm igds arasnda iliki bulunabilecei yolundaki fikri en sonunda pe atma zorunluluu domaktadr".35 Freud'un entropi ile lm igds arasndaki balanty aklda bulundurup bulundurmad pek byk nem tamaz. Freud bunu dnmemi olsa bile, uyarlmann ve enerjinin en alt dzeye indirilmesi ilkesi, tmyle yukardaki alntda Dubos'nun belirttii temel yanla dayanmaktadr; canl ile cansz arasndaki, "organizmalar" ile "nesneler" arasndaki temelli ayrl gzard etme yanllna dayanmaktadr. Daha sonraki yllarda, yalnzca organik madde iin geerli yasalardan kanabilmek iin, bir baka rnekseme, yani Walter B. Cannon (1963) tarafndan gelitirilen biimiyle "dengeleim" (homeostasis) kavram, entropiye ye tutulmutur. Ama bu kavramda Freud'un nirvana ilkesini andrr bir eyler gren Jones ve bakalar, iki ilkeyi birbirine kartrmaktadrlar. Freud, uyarlmann ortadan kaldrlmas ya da azaltlmas eiliminden sz eder. Oysa Cannon ve daha sonraki birok aratrmac, isel evrenin greceli olarak dengede tutulmas gereinden sz etmektedirler. Bu dengelilik, isel evrenin dengede kalma eilimi tadn, ama enerjiyi en alt dzeye indirme eilimi tamadn antrr. Akas bu karklk,

"dengelilik" ve "deimezlik" szcklerinin anlamca belirsiz olmasndan ileri gelmektedir. Yaln bir rnek, dlen yanl ortaya koyabilir. Eer bir odann scakl, termostat araclyla dengeli ya da deimez bir dzeyde ttulacaksa, bunun anlam, scakln belli bir dzeyden ne daha yukar kmas ne de daha aa dmesi gerektiidir; ama eer eilim, scakln en dk dzeyde bulunmas ynnde olsayd, o zaman konu tmyle deiik bir nitelie brnrd. Aslna baklrsa, dengelilikle ilgili dengeleim ilkesi, topyekn ya da greceli enerji indirimiyle ilgili nirvana ilkesiyle elimektedir. * 'Entropi (Ing. Entropy): Bir fizik terimi; fiziksel bir dizge iinde, devinim nicelii gibi birtakm zelliklerin molekller arasmda geliigzel dalm olaslyla ilgili dzensizlik ls. ev. E. Jones (1957); bkz. Jones'ur alnt yapt yazl kaynaklar, zellikle de S. Bemfeld ve S. Feitelberg (1930); aynca bkz. K. H. Pribram (1962). 268 SALDIRGANLIK LE YIKICILIIN ETLER Freud'un temel beliti (aksiyom'u), hem haz ilkesinin hem de lm igdsnn babas olan gerilim indirimi belitidir ve bu belit, varln, Alman mekanist maddeciliinin dn zelliine borludur; herhalde bu konuda pek kuku duyulamaz. Bu kavram Freud'un zihninde canlandran, klinik deneyimler deildi; Freud'un, retmenlerinin fizyolojik kuramlarna olan derin ball, bu "belif'i onun ve daha sonra ruh-zmlemenin srtna ykledi. Bu ballk, klinik gzlemi ve onun sonucunda belirlenen kuram, gerilim indiriminin dar erevesine tktrd. Oysa, insann her yata uyarlma, uyanma, sevgi ve dostluk ilikileri aradn, dnya ile arasndaki balanty artrmaya byk istek duyduunu; ksacas, insann gerilim indirimi ilkesince olduu kadar gerilim artrm ilkesince de gdleniyormu gibi grndn ortaya koyan pek ok verinin, gerilim indirimi varsaymyla badatnlmasma pek olanak yoktu. Ama birok ruhzmlemeci, gerilim indiriminin snrl geerliliinden etkilenmi olmalarna karn, temel tutumlarn deitirmediler; Freud'un ruhtesine dayal anlaylarndan ve elde ettikleri klinik verilerin mantndan oluan tuhaf bir karmla yle byle idare etmeye altlar. lm igds kavramnn geerlilii konusunda Freud'un kendisini aldatarak yaratt bilmecenin zm iin belki bir baka eye daha gerek vardr. Frend'un yaptlarn dikkatle okuyan herkes, onun yeni kuramsal yaplarn ilk kez ortaya koyarken, bunlar nasl kukuyla ve saknarak ele aldn da mutlaka fark eder. Freud, bu yaplarn geerlilii konusunda hibir sav ne srmemitir; hatta bazan da bunlarn deerini kltc szler sylemitir. Ama zaman getike, deneysel nitelikteki bu varsaymsal kavramlar da yeni yaplara ve kuramlara dayanak oluturan kuramlara dnmlerdir. Kuramc Freud, deneysel kavramlarndan birounun geerliliinin kukulu olduunu ok iyi biliyordu. Freud, balangta tad bu kukulan niin unuttu? Bu soruya yant vermek zordur; olas bir yant, Freud'un ruhzmleme hareketinin nderi olarak stlendii rolde bulunabilir.36 Freud'un kuramlarnn temel ynlerini eletirme atakln gsteren rencileri, ondan ayrlmlar ya da yle 36 'Kars. E. Fromm (1959). EK: FREUD'UN SALDIRGANLIK VE YIKICILIK KURAM 269 veya byle dlanmlardr. Bu hareketi kuranlarn ou, kuramsal yetileri asndan sradan kiilerdi ve bunlarn, temel kuramsal deiikliklerde Freud'a ayak uydurmalar zaten g olurdu. Bu kiiler, balanacaklar ve evresinde bir hareket rgtleyebilecekleri bir dogmaya gereksinme duyuyorlard.37 Bu nedenle, bilimadam Freud, bir lye kadar, hareketin nderi Freud'a tutsak oldu ya da deiik bir biimde sylersek, retmen Freud, kendisine bal kalan ama yaratc olmayan retililerinin tutsa oldu. Freud'culann ounluunun lm igdsne gsterdikleri tepki bunu dorulamaktadr. Bu kiiler, bu yeni ve kkl yorumu izleyemeyecekleri iin, Freud'un saldrganlkla ilgili fikirlerini eski igd kuram asndan dzenleyerek bir k yolu buldular.

KAYNAKA Bavurulan btn kaynaklarn belirtilmesi gereinden ok yer tutaca iin, bu KAYNAKA'da, biika istisna dnda, yalnzca metinde ya da dipnotlarda zel olarak belirtilen kitaplar ve makaleler verilmitir. ABRAMOVA, Z. A. (1967). Palaeolithic Art in the U.S.S.R. (S.S.C.B.'nde Yontma Ta Devri Sanat), ev. Catherine Page. Arctic Anthropology, cl. 4. Moscow-Leningrad: Akademiia Nauk SSSR. (Alnt: A. Marschack, yay., 1972.) ACKERMANN, J. (1970). Heinrich Himmler als Ideologue (ideolog Olarak Heinrich Himmler). Gttingen: Musterschmidt. ACKERT, K. (1967). (Alnt: B. Kaada, 1967). ADORNO, T. W., FRENKEL-BRUNSWIK, E., LEVINSON, D. F., ve SAN-FORD, R. N. (1950). The Authoritarian Personality (Yetkeci Kiilik). New York: Harper and Bros. ALANBROOKE, Vikont [ALAN FRANCIS BROOKE]. (1957). The Turning of the Tide (Deien Gidiat). Londra: Collins. ALEE, W. C, NISSEN, H. W. ve NIMKOFF, M. F. (1953). A Reexamination of the Concept of Instict (igd Kavramnn Yeniden irdelenmesi). Psych. Rev. 60 (5): 287-97. ALEXANDER, F. (1921). Metapsychologische Betrachtungen (Metapsikolojik Gzlem). Intern. Ztsch.f. Psychoanalyse. 6: 270-85. (Alnt: E. Jones, 1957). ALTMAN, J. (1967). Effects of Early Experience on Brain Morphology (Ilk Deneyimlerin Beyin Morfolojisi zerindeki Etkileri). Malnutrition, Learning, and Behavior 'da, yay. N. S. Schrimshaw ve J. E. Gordon. Cambridge: M. I. T. Press, 1972. (Alnt: G. C. Quarton, T. O. Melnechuk ve F. O. Schmitt, 1967). ALTMAN, J. (1967a). Postnatal Growth Differentiation of the Mammalian Brain, 272 KAYNAKA with Implications for a Morphological Theory of Memory (Memeli Beyninin Doum sonrasnda Gelimesi ve Ayrmlamas: Morfolojik Bir Bellek Kuramna ilikin Sonular). Neurosciences: A Study Program, yay. G. C. Qu-arton, T. O. Melnechuk ve F. O. Schmitt New York: Rockefeller Univ. Press, 1967. ALTMAN, J. ve DAS, C. D. (1964). Autobiographic Examination of the Effects of Enriched Environment on the Rate of Glial Multiplication in the Adult Rat Brain (Ergin San Beyninde Glia Hcresi oalma Hz zerinde Zenginletirilmi evrenin Etkilerine ilikin Otobiyografik irdeleme). Nature. 204: 1161-3. (Alnt: J. Altman; G. C. Quarton, T: O. Melnechuk ve F. O. Schmitt'te, 1967). ALTMAN, S. A. (1960). A Field Study of the Sociobiology of Rhesus Monkeys, Maaca mulata [Rhesus Maymunlarnn, (Maaca mulata), Sosyobiyolojisi zerine Bir Alan incelemesi]. Tez, Harvard niv. Yaymlanmam. AMES, O. (1939). Economic Annuals and Human Cultures (Ekonomik Yllklar ve insan Kltrleri). Cambridge: Botanical Museum of Harvard Univ. AMMACHER, P. (1962). On the Significance of Freud's Neurological Background (Freud'un Nrolojik Arkaplaninin nemi zerine). Psychological Issues. Seattle: Univ. of Washington Press. ANDERSON, E. (1967). Plants, Man and Life (Bitkiler, insan ve Yaam). Gzd. ge. bas. Berkeley: Univ. of California Press. (1. bas. Boston: Little, Brown, 1952). ANDRESKI, S. (1964). Origins of War (Savan Kkenleri). The Natural History of Aggression, yay. J. D. Carthy ve F. J. Ebling. New York: Academic. ANDRESKI, S. (1972). Social Sciences as Sorcery (Byclk Olarak Toplum Bilimleri). Londra: A. Deutsch. ANGRESS, W. T. ve SMITH B. F. (1959). Diaries of Heinrich Himmler's Early Years (Heinrich Himmler'in tik Yllaryla ilgili Gnceler). Journal of Modern History. 51 (Eyll). ARAMONI, A. (1965). Psicoanalisis de la Dinamica de un Pueblo (Mexico, Tierra de Hombres) Bir Halkn Dinamiklerinin Ruhsal zmlemesi (Meksika, insanlarn lkesi). Mexico: B.

Costa-Amic, Bayaz. ARDREY, R. (1961). African Genesis (Kken Afrika). New York: Atheneum. Londra: Collins. ARDREY, R. (1966). The Territorial Imperative: A Personal Inquiry into the Animal Origins of Property and Nations (Blgesel Buyruk: Mlkiyetin ve Uluslarn Hayvansal Kkenlerine Dnk Kiisel Bir Soruturma). New York: Atheneum, Londra: Collins. AVIS, V. Bkz. Washburn, S. L. (1958), ortak yazar. KAYNAKA 273 BACHOFEN, J. J. (1967). Myth, Religion and the Mother Right: SelectedWritings ofJohann Jacob Bachofen (Mitos, Din ve Ana Hakk: Johann Jacob Bachofen'in Seme Yazlar), yay. J. Campbell; ev. R. Manheim, Princeton: Princeton Univ. Press. (zgn bas. Das Mutterrecht, 1861). BANKS, C. Bkz. Haney, C, ortak yazar. BARNETT, S. A. (1958). An Analysis of Social Behavior in Wild Rats (Yaban Sanlarnda Toplumsal Davranla ilgili Bir zmleme). Proc. Zool. Soc. Lond. 130: 107-52. BARNETT, S. A. (1958a). Experiments on "Neophobia" in Wild and Laboratory Rats (Yaban ve Laboratuvar Sanlarnda "Neofobi" zerine Deneyler). Brit. Jour. Med. Psychol. 49:195-201. BARNETT, S. A. ve SPENCER, M. M. (1951). Feeding, Social Behaviour and Interspecific Competition in Wild Rats (Yaban Sanlarnda Beslenme, Toplumsal Davran ve Trleraras Yarma). Behaviour. 3: 229-42. BARTELL, G. T. (1971). Group Sex (Toplu Seks). New York: Peter H. Weyden. BEACH, F. A. (1945). Bisexual Mating Behaviour in the Male Rat: Effects of Castration and Hormone Administration (Erkek Sanda iki Eeyli iftleme Davran: idi Etme ve Hormon Uygulamasnn Etkileri). Physiol. Zool. 18: 390. BEACH, F. A. (1955). The Descent of Instinct (igdnn Gerilemesi), Psych. Rev. 62(6):401-10. BEEMAN, E. A. (1947). The Effect of Male Hormone on Aggressive Behaviour in Mice (Farelerde Erkeklik Hormonunun Saldrgan Davran zerindeki Etkisi). Physiol. Zool. 20: 373. BEG, M. A. Bkz. Southwick, C. H. (1965), ortak yazar. BELAV, J. (1960). Trance in Bali (Bali'de Kendinden-Geme). New York: Columbia Univ. Press. BENDER, L. (1942). Childhood Schizophrenia (ocukluk izofrenisi). Nerv. Child. 1: 138-40. BENEDICT, R. (1934). Patterns of Culture (Kltr rntleri). New York: New American Library, Mentor. Londra: Routledge. BENEDICT, R. (1959). The Natural History of War (Savan Doal Tarihi). An American Anthropologist at Work, yay. M. Mead. Boston: Houghton Mifflin. BENJAMIN, W. (1968). The Work of Art in the Age of Mechanical Reproduction (Mekanik Rprodksiyon anda Sanat Yapt). Illuminations, W. Benjamin. New York: Harcourt Brace Jovanovich. Londra: Cape. 274 KAYNAKA BENNETT, E. L., DIAMOND, M. C, KRECH, D. ve ROSENZWEIG, M. R. (1964). Chemical and Anatomical Plasticity of the Brain (Beynin Kimyasal ve Anatomik Esneklii). Science. 146: 610-19. (Alnt: J. Altman; G. C. Quartan, T. O. Melnechuk ve F. O. Schmitt'te, 1967). BERGOUNIOUX, F. M. (1964). Notes on the Mentality of Primative Man (ilkel insann Zihniyeti zerine Notlar). Social Life of Early Man'de, yay. S. L. Washburn. Chicago: Aidine. BERKOWITZ, L. (1962). The Frustration-Aggression Theory Revisited (En-gellemeSaldrganlk Kuram Yeniden Ele Alnyor). Aggression: A Social Psychological Analysis, L. Berkowitz. New York: McGraw-Hill. BERKOWITZ, L. (1967). Readiness or Necessity? (isteklilik mi, Gereklilik mi?) Com. Psychol.

12: 580-83. BERKOWITZ, L. (1969). The Frustration-Aggression Hypothesis Revisited (EngellemeSaldrganhk Varsaym Yeniden Ele Alnyor). The Roots of Aggression: A Re-examination of the Frustration-Aggression Hypothesis, yay. L. Berkowitz. New York: Atherton. BERNFELD, S. (1934). Ueber die Einteilung der Triebe (igdlerin Snflandrlmas zerine). Imago. 21. BERNFELD, S. ve FEITELBERG, S. (1930). Der Entropiesatz und der Todestrieb (Entropi ve lm igds ilkeleri). Imago. 17: 137-206. (Alnt: E. Jones, 1957. Ayrca bkz. R. Kapp, 1931). BERTALANFFY, L. von (1956). Comments on Aggression (Saldrganlk zerine Yorumlar). Amerikan Ruhzmleme Dernei'nin 1956 K Dnemi Toplantsnda sunulan bildiri, New York. BERTALANFFY, L. von (1968). General System Theory (Genel Sistem Kuram). New York: G. Braziller. Londra: Allen Lane; Penguin Books. BETTELHEIM, B. (1960). The Informed Heart: Autonomy in a Mass Age (Aydnlanm Yrek: Kitle anda zerklik) New York: Macmillan Free Press. BEXTON, W. H., HERON, W. ve SCOTT, T. H. (1954). Effect of Decreased Variation in the Sensory Environment (Duyusal evrede eitlenmenin Azalmasnn Etkisi). Can. Jour. ofPsych. 8 (2): 10-76. BINGHAM, H. C. (1932). Gorillas in the Native Habitat (Doal Yaam Ortamnda Goriller). Yayn no. 426. Washington, D. C: Carnegie InsL of Washington. BIRD, H. G. Bkz. Clark, G. (1946), ortak yazar. BLANC, A. C. (1961). Some Evidence for the Ideologies of Early Man (Dk insann ideolojilerine ilikin Baz Veriler), Social Life of Early Marias, yay. S. L. Washburn. Chicago: Aidine. KAYNAKA 275 BLEULER, E. (1951). Autistic Thinking. Organization and Pathology of Thought (Ieynelik Dn. Dncenin rgtlenii ve Patolojisi). New York: Columbia Univ. Press. BLEULER, E. (1969). Lehrbuch der Psychiatrie (Ruh Hekimlii Ders Kitab). 11. bas. Heidelberg: Springer-Verlag. BLISS, E. L. yay. (1968). Roots of Behavior (Davrann Kkenleri). New York: Hafner. BOULDING, K. E. (1967) Peace and War Report'ta Deerlendirme Yazs, (Mart): 15-17. BOURKE, J. G. (1913). Der Unrot in Sitte, Brauch, Blauben und Gewohnheitrecht der Vlker (Btn Uluslarn Alkanlk, Grenek ve Geleneklerinde Pislik), S. Freud'un yazd nsz'le birlikte. Leipzig: Ethnologischer Verlag. BOWLBY, J. (1958). The Nature of the Child's Tie to His Mother (ocuun Annesiyle olan Bann Nitelii). Int. Jour. ofPsychoan. 39: 250-73. BOWLBY, J. (1969). Attachment and Love (Ballk ve Sevgi) International Psychoanalytic Library. Londra: Hogarth. BOWLBY, J. Bkz. Durbin, E. F. M. (1939), ortak yazar. BRANDT, H. (1970). The Search for a Third Way (nc Bir Yol Aray). Garden City: Doubleday. BRAUN, E. (1935). Diaries (Gnceler). Alexandria: Archives. BROSSE, J. (1972). Hitler avant Hitler (Hitler'den nce Hitler) Paris: Fa-yard. BRYANT, J. (1775). Mythology (Mitoloji). Vol. 2. Londra. (Alnt: J. G. Bourke, 1913). BUCKE, R. M. (1946). Cosmic Consciousness (Evrensel Bilin), yay. G. M. Acklom. Gzd. ge. bas. New York: Dutton. BULLOCK, A. (1965). A Study in Tyranny (Zorbalkla ilgili Bir inceleme). (Alnt: W. Maser, 1971). BULLOCK, T. H. (1961). The Origins of Patterned Nervous Charge (rntl Sinir Boalmnn Kkenleri). Behaviour. 17: 48-59. BURCKHARDT, C. (1965). (Alnt: P. E. Schramm, 1965). BURCKHARDT, K. J. (1960). Meine Danziger Mission, 1937-39 (Danzig

Grevim). (Alnt: J. Ackermann, 1970). BURTON, A. (1967).. The Meaning of Psychotherapy (Ruhsal Tedavinin Anlam). Jour. of Existentialism. 29. BUSS, A. H. (1961). The Psychology of Aggression (Saldrganln Psikolojisi). New York: Wiley. 276 KAYNAKA I KAYNAKA 277 CABOT, C. (Alnt: C. ve W. M. S. Russell, 1968). CADOGAN, Sir A. (1972). Diaries of Sir Alexander Cadogan 1938-1945 (Sir Alexander Cadogan'n Gnceleri 1938-1945), yay. David Dilks New York: Putnam. Londra: Cassell. CALDWELL, M. (1968) Indonesia (Endonezya). New York: Oxford Univ. Press. CALHOUN, J. B. (1948). Mortality an Movement of Brown Rats (Rattus norvegicus) in Artificially Supersaturated Populations [Yapay Olarak Ar Kalabalklatnlm Topluluklarda Kahverengi Sanlarn (Rattus novegicus) lm Oran ve Hareketlilii]. Jour, of Wildlife Management. 12: 167-72. CAMPBELL, B. G. (1966). Human Evolution (insann Evrimi). Chicago: Aidine. Londra: Heinemann. CANNON, W. B. (1963). Wisdom of the Body (Bedenin Bilgelii). Gzd. ge. bas. New York: Norton. CARPENTER, C. R. (1934). A Field Study of the Behavior and Social Relations of Howling Monkeys (Uluyan Maymunlarn Davranlar ve Toplumsal ilikileri zerine Bir Alan incelemesi). Comp. Psych. Monog. 10 (48). CARRIGHAR, S. (1968). War Is Not in Our Genes (Sava Genlerimizde Deildir). Man and Aggression'da, yay. M. F. A. Montagu, New York: Oxford Univ. Press. CARTHY, J. D. ve EBLING, F. J., yay. (1964). The Natural History of Aggression (Saldrganln Doal Tarihi). New York: Academic. CHILDE, V. G. (1936). Man Makes Himself (insan Kendisini Yaratr). Londra: Watts. CHOMSKY, N. (1959). B. F. Skinner'in VerbalBehavior'yla (Szel Davran) ilgili deerlendirme yazs. Language. 35: 26-58. CHOMSKY, N. (1971) The Case Against B. F. Skinner (B. F. Skinner'a Kar Savlar). The New York Review of Books. (30 Aralk). CHURCHMAN, C. W. (1968) The System Approach (Sistem Yaklamu). New York: Dell, Delta Books. CLARK, G. ve BIRD, H. G. (1946). Hormonal Modification of Social Behavior (Toplumsal Davranta Hormonal Deiiklik). Psychosom. Med. Jour. 8: 320-31. (Alnt: J. P. Scott, 1958). CLARKE, G. (1969) World Prehistory (Dnyann Tarihncesi). New York: Cambridge Univ. Press. CLAUSEWltZ, K. von (1961). On War (Sava zerine), yay. F. N. Maude; ev. J. J. Graham. Gzd. ge. bas. New York: Barnes and Noble. Londra: Routledge (1. bas. Foot Kriege, 1833) Blm 2, Kesim 17. COBLINER, G. Bkz. Spitz, R. (1965), ortak yazar. COLE, S. (1967) The Neolithic Revolution (Cilal Ta Devri Devrimi). 7. bas. Londra: Trustees of the British Museum. COLLIAS, N. (Alnt: C. ve W. M. S. Russell, 1968). DARWIN, C. (1946). The Descent of Man (insann Treyii). Londra: Watts. (1. bas., 1872). The Origin of Species and the Descent of Man (Trlerin Kkeni ve insann Treyii). New York: Modem Library, 1936. DAS, G. O. Bkz. Altman, J. (1964), ortak yazar. DA VIE, M. R. (1929). The Evolution of War (Savan Evrimi). Port Washington, N. Y.:

Kennikat. DEETZ, J. (1968). Tartma konumalar. Man, The Hunter'da, yay. R. B. Lee ve I. DeVore. Chicago: Aidine. DELGADO, J, M. R. (1967). Aggression and Defense Under Cerebral Radio Control (Beyinsel Radyo Denetimi Altnda Saldrganlk ve Savunma) Aggression and Defense: Neural Mechanisms and Social Patterns'd&. Brain Function, vol. 5, yay. C. D. Clemente ve D. B. Lindsley. Berkeley: Univ. of Clifornia Press. DELGADO, J. M. R. (1969). Physical Control of the Mind (Zihnin Fiziksel Denetimi). World Perspective Series, yay. R. N. Anshen, New York: Harper and Row. DEMENT, W. (1960). The Effect of Dream Deprivation (Dten Yoksunluun Etkisi). Science. 131: 1705-7. DE RIVER, J. P. (1956). The Sexual Criminal: A Psychoanalytic Study (Cinsel Sulu: Ruhozmsel Bir inceleme). 2. bas. Springfield, Illinois: C. C. Thomas. (Alnt: H. von Hentig, 1964). DeVORE, I., yay. (1965). Primate Behavior: Field Studies of Primates and Apes (Primat Davran: Primatlar ve Kuyruksuz Maymunlarla ilgili Alan incelemeleri). New York: Holt, Rinehart and Winston. DeVORE, I. (1970). (Alnt: D. Ploog ve T. O. Melnechuk, 1970). DeVORE, I. Bkz. Hail, K. R. L. (1965), ortak yazar. DeVORE, I. Bkz. Lee, R. B. (1968), ortak yazar. DeVORE, I. Bkz. Washburn, S. L. (1971), ortak yazar. DOANE, B. K., MAHATOO, W., HERON, W. ve SCOTT, T. H. (1959). Changes in Perceptual Function after Isolation (Yahtlanmadan Sonra Algsal ilevde Olan Deiiklikler) Can. Jour, of Psych. 13 (3): 210-19. 278 KAYNAKA DOBZHANSKY, T. (1962). Mankind Evolving: The Evolution of the Human Species (Evrilen insan Soyu: insan Trnn Evrimi). New Haven: Yale Univ. Press. DOLLARD, L, MILLER, N. E., MOWRER, O. H., SEARS, G. H. ve SEARS, R. R. (1939). Frustration and Aggression (Engellenme ve Saldrganlk). New Haven. Yale Univ. Press. DUBOS, R. (1962). The Torch of Life (Yaam Mealesi). Credo Series, yay. R. N. Anshen. New York: Columbia Univ. Press. DUNAYEVSKAYA, R. (1973). Philosophy and Revolution (Felsefe ve Devrim). New York: Dell. DURBIN, E. F. M. ve BOWLBY, J. (1939). Personal Aggressiveness in War (Savata Kiisel Saldrganlk). New York: Columbia Univ. Press. DURKHEIM, E. (1897). he Suicide (intihar). Paris: Librairie Felix Alcan. DUYVENDAK, J. J. L. (1928). Giri. The Book of Lord Shang'da, ev. J. J. L. Duyvendak. Londra. (Alnt: A. Andreski, 1964). EBLING, F. J. Bkz. Carthy, J. D. (1964), ortak yazar. EGGAN, D. (1943). The General Problem of Hopi Adjustment (Hopi Uyarlanmasnda Genel Sorun). Amer. Anthropologist. 45: 357-73. EGGER, M. D. ve FLYNN, J. P. (1963). Effects of Electrical Stimulation of the Amygdala on Hypothalamically Elicited Attack Behavior in Cats (Amig-dalann Elektrikle Uyarlmasnn, Kedilerde Hipotalamus Araclyla Gerekletirilen Saldr Davran zerindeki Etkileri). Jour. Neuro. Physiol. 26: 705-20. (Alnt: B. Kaad, 1967). EIBL-AIBESFELDT, I. (1972). On Love and Hate: The Natural Historf of Behavior Patterns (Sevgi ve Nefret zerine: Davran rntlerinin Doal Tarihi), ev. G. Strachan, New York: Holt, Rinehart and Winston. EISELEY, L. (1971). The Uncompleted Man (Tamamlanmam insan). n the Name ofLife'ta., yay. B. Landis ve E. S. Tauber. New York: Holt, Rinehart and Winston. EISENBERG, L. (1972). The Human Nature of Human Nature (insan Doasnn insans Nitelii). Science. 179 (14 Nisan).

ENGELS, F. (1891). The Origin of Family, Private Property and the State, in the Light of the Researches of Lewis H. Morgan (Lewis H. Morgan'in Aratrmalarnn I Altnda Ailenin, zel Mlkiyetin ve Devletin Kkeni). New York: Int. Univ. Press. 1942. ENGELS, F. Bkz. Marx, K., ortak yazar. KAYNAKA 279 ERIKSON, E. H. (1964). Childhood and Society (ocukluk a ve Toplum). Gzd. ge. bas. New York: Norton. Londra: Hogarth Press, Harmondsworth: Penguin Books. ERVIN, F. R. Bkz. Mark, V. H. (1970), ortak yazar. FABING, H. D. (1956). On Going Berserk: A Neurochemical Enquiry (Ber-serk'leme zerine: Nrokimyasal Bir Soruturma). Science Monthly 83-237-7. FANTZ, R. L. (1958). Pattern Vision in Young Infants (Kk Bebeklerde ekil Grme Yetenei). Psych. Rec. 8:43-7 (Alnt: D. E. Schecter, 1973). FECHNER, G. T. (1873) Einige Ideen zur Schopfunas-und Entwicklungsges-chichte der Organismen (Yaratl zerine Baz Dnceler - ve Organizmalarn Evrim Tarihi). Pt. 11, supp. 94. FENICHEL, O. (1953). A. Critique of the Death Instinct (lm gdsnn Eletirisi). Collected Papers'da 1. dizi. New York: Norton. FISCHER, F. (1967). Germany's Aims in the First World War (Birinci Dnya Sava'nda Almanya'nn Amalan). New York: Norton. Londra: Chatto and Windus. (1. bas. Der Griffnach der Weltmacht. Dsseldorf: Droste Verlag. 1961.). FLAUBERT, G. (1964). The Legend of St. Julian the Hospitaler (Hastabakc Aziz Julian Sylencesi). New York: New American Library. FLETCHER, R. (1968). Instinct in Man (insanda igd). New York: Int. Univs. Press. Londra: Allen and Unwin. (1. bas. 1957). FLINT, R. W., yay. (1971). Selected Writings of F. T. Marinetti (F. T. Marinetti'nin Seme Yazlar). New York: Farrar, Strauss and Giroux. FLYNN, J. P. Bkz. Egger, M. D. (1963), ortak yazar. FOERSTER, H. von (1963). Logical Structure of Environment ant Its Internal Representation (evrenin Mantksal Yaps ve sel Temsili). Internal Design Conference, Aspen, 1962'de, yay. A. E. Eckerstrom. Zeeland, Mich.: Miller. Inc. FOERSTER, H. von (1970). Molecular Ethnology (Molekiiler Budunbetim). Molecular Mechanisms in Memory andLearning'de. New York: Plenum. FOERSTER, H. von (1971). Perception of the Future and the Future of Perception (Gelecein Algs ve Algnn Gelecei). Dnya Sorunlar 24. Konferans'ndaki konuma. Boulder: Univ. of Colorado. 29 Mart. FOSTER, G. M. (1972). The Anatomy of Envy (mrenmenin Anatomisi). Current Anthropology. 13 (2): 165-202. 1 280 KAYNAKA FREEMAN, D. (1964). Human Aggression in Anthropological Perspective (Insanbilimsel Bak Asndan insan Saldrganl). Natural History of Aggression'da yay. J. D. Carthy ve F. J. Ebling. New York: Academic, 1964. FREUCHEN, P. (1961). Book of the Eskimos (Eskimolar). New York: World. (Alnt: E.R. Service, 1966). FREUD, S. (1888). Hysteria (Histeri). S. E., vol. l.<*> FREUD, S. (1892). Sketches for the 'Preliminary Communication of 1893' (1893 Yl Balang Haberlemesi' in Taslaklar). S. E., vol. 1. FREUD, S. (1895). 'The Clinical Symptomatology of Anxiety Nuerosis.' ('Kayg Nevrozunun Klinik Belirtilerinin ncelenmesi.') On the Grounds for Detaching a Particular Syndrome from Neurasthenia under the Description of 'Anxiety Neurosis'. S. E., vol. 3. FREUD, S. (1895a) Project for a Scientific Psychology (Bilimsel

Ruhbilim Tasars). S. E., vol. 1. FREUD, S. (1897). Letter 75, to Fliess (Fliess'e 75 No.lu Mektup). Letters 1873-1939. Londra: Hogarth, 1961. FREUD, S. (1898) Sexuality in the Development of Neurosis (Nevrozun Gelimesinde Cinselliin Rol). S. E,, vol. 3. FREUD, S. (1900). The Interpretation of Dreams (Dlerin Yorumlanmas). S. E., vol. 3. FREUD, S. (1905). Three Essays on the Theory of Sexuality (Cinsellik Kuram zerine Deneme). S. E., vol. 7. FREUD, S. (1908). Character and Anal Eroticism (Karakter ve Dkl Ksnllk). S. E., vol. 9. FREUD, S. (1908a) Civilized Sexual Morality and Modern Nervous Illness (Uygarlam Cinsel Ahlk ve Modern Sinir Hastal). S. E., vol. 9. FREUD, S. (1909). Analysis of a Phobia in a Five-Year-Old Boy (Be Yandaki Bir Erkek ocuktaki Bir Ylgnn zmlenmesi). S. E., vol. 10. FREUD, S. (1913). Totem and Tabu (Totem ve Tabu). S. E., vol 13. FREUD, S. (1914). On Narcissism (zseverlik zerine). S. E., vol. 14. FREUD, S. (1915). Instincts and Their Vicissitudes (igdler ve Gsterdikleri Deiiklikler). S. E., vol. 14. ^Fliess'e gnderilen 75 No.lu mektup (1897) dnda, S. Freud'un bu kitapta belirtilen yaptlarnn alnd kaynak, (bu kaynakada S. E. olarak ksaltlan) Sigmund Freud'un Btn Ruhbilimsel Yaptlarnn Standart Bashs'dt, 23 cilt, yay. J. Strachey. London: Hogarth Press, 1886-1939. KAYNAKA 281 FREUD, S. (1915a). The Unconscious (Bilind). S. E., vol. 14. FREUD, S. (1915-16). Introductory Lectures on Psychoanalysis (Ruhzmleme zerine Giri Konferanslar). S. E., vol. 15. FREUD, S. (1916-17). Introductory Lectures on Psychoanalysis (Ruhzmleme zerine Giri Konferanslar). S. E., vol. 16. FREUD, S. (1920). Beyond the Pleasure Principle (Haz ilkesinin tesinde). S. E., vol. 18. FREUD, s. (1923) The Ego and the Id (Benlik ve lkel Benlik). S. E., vol. 19. FREUD, S. (1924). Economic Problem of Masochism (Mazoizmde Ekonomik Sorun). S. E., vol. 19. FREUD, S. (1925). The Resistance to Psychoanalysis (Ruhzmlemeye Gsterilen Diren). S. E., vol. 19. FREUD, S. (1927). The Future of an Illusion (Bir Yanlsamann Gelecei). S. E., vol. 21. FREUD, S. (1930). Civilization and Its Discontents (Uygarlk ve Dourduu Honutsuzluklar). S. E., vol. 21. FREUD, S. (1931). Female Sexuality (Dii Cinsellii). S. E., vol. 21. FREUD, S. (1933). New Introductory Lectures (Yeni Giri Konferanslar). S. E., vol. 22. FREUD, S. (1933a). Why War? (Niin Sava?). S. E., vol. 22. FREUD, S. (1937). Analysis Terminable and Interminable (Snrl ve Snrsz zmleme). S. E. vol. 23. FREUD, S. 1938; bas. 1940). An Outline of Psychoanalysis (Ana izgileriyle Ruhzmleme). S. E., vol. 23. FROMM, E. (1932). Die Psychoanalytische Charakterologie und ihre Bedeutung fr Sozialforschung. Ztsch. f. Sozialforschung. 1: 253-77. Psychoanalytic Characterology and Its Relevance for Social Psychology (Ruhzmsel Karakterbilimi ve Toplumsal Ruhbilimle likisi). The Crisis of Psycho-analysis'ty E. Fromm, New York: Holt, Rinehart and Winston, 1970. Londra: Cape, 1971. FROMM, E. (1934). Die Sozialpsychologische Bedeutung der Mutterrechtst-heorie. Ztsch. f. Sozialforschung. 3: 196-277. The Theory of Mother Right and Its Relevance for Social Psychology (Ana Hakk Kuram ve Toplumsal Ruhbilimle likisi). The Crisis ofPsychoanalysis'te, E. Fromm, New York: Holt, Rinehart and Winston, 1970. Londra: Cape, 1971.

FROMM, E. (1941). Escape from Freedom (zgrlkten Ka). New York: Holt, Rinehart and Winston. . 282 KAYNAKA FROMM, E. (1947). Man for Himself: An Inquiry into the Psychology of Ethics (Kendini Savunan Insan: Etiin Psikolojisiyle ilgili Bir Soruturma). New York: Holt, Rinehart and Winston. Londra: Routledge, 1956. FROMM, E. (1950). Psychoanalysis and Religion (Ruhzmleme ve Din). New Haven: Yale Univ. Press. FROMM, E. (1951). The Forgotten Language: An Introduction to the Understanding of Dreams, Fairytales and Myths (Unutulan Dil: Dlerin, Peri Masallarnn ve Efsanelerin Anlalmasna Giri). New York: Holt, Rinehart and Winston. FROMM, E. (1955). The Sane Society (Salkl Toplum). New York: Holt, Rinehart and Winston. Londra: Routledge, 1971. FROMM, E. (1959). Sigmund Freud's Mission (Sigmund Freud'un ilevi). New York: Harper and Bros. FROMM E. (1961). Marx's Concept of Man (Marx'in Insan Anlay). New York: Frederick Ungar. FROMM, E. (1963). The Dogma of Christ and Other Essays on Religion, Psychology and Culture (Isa ina ve Din, Ruhbilim ile Kltr zerine teki Denemeler). New York: Holt, Rinehart and Winston. (1. bas. Almanya, 1931). FROMM, E. (1964). The Heart of Man (Sevginin ve iddetin Kayna). New York: Harper and Row. Londra: Routledge, 1965. FROMM, E. (1968). Marx's Contribution to the Knowledge of Man (insann Bilgisine Marx'in Yapt Katk). Social Science Information. 7 (3): 7-17. (Yeni bas. E. Fromm, 1970). FROMM, E. (1968a). The Revolution of Hope (Umut Devrimi). New York: Harper and Row. FROMM, E. (1970). The Crisis of Psychoanalysis: Essays on Freud, Marx and Social Psychology (Ruhzmlemenin Bunalm: Freud, Marx ve Toplumsal Ruhbilim zerine Denemeler). New York: Hold, Rinehart and Winston. Londra: Cape, 1971. FROMM, E. (1970a). Freud's Model of Man and Its Social Determinants (Freud'un Insan Modeli ve Bu Modelin Toplumsal Belirleyicileri). The Crisis of Psychoanalysis'te, E. Fromm. New York: Holt, Rinehart and Winston. Londra: Cape, 1971. FROMM, E. (1970b). The Oedipus Comlex: Comments on the Case of Little Hans (Oedipus Karmaas: Kk Hans Olgusu zerine Yorumlar). The Crisis of Psychoanalysis'te, E. Fromm. New York: Holt, Rinehart and Winston. Londra: Cape, 1971. KAYNAKA 283 FROMM, E. ve MACCOB Y, M. (1970). Social Character in a Mexican Village (Bir Meksika Kynde Toplumsal Karakter). Englewood Cliffs, N. J.: Prentice-Hall. FROMM, E., E. Schachtel, A. Hartoch-Schachtel, P. Lazarsfeld ve tekilerin katlmyla, 1936. The Authoritarian Character Structure of German Workers and Employees Before Hitler (Hitler'den nce Alman iilerinde ve alanlarnda Yetkeci Karakter Yaps). Yaymlanmam. FROMM, E., SUZUKI, D. T. ve MARTINO, R. de (1960). Zen Buddhism and Psychoanalysis (Zen Budizm ve Ruhzmleme). New York: Harper and Bros. ' FROMM, E. ve XIRAU, R. yay. (1968). The Nature of Man (insann Doas). New York: Macmillan. GARATTINI, S. ve SIGG, E. B. (1969). Relationship of Aggressive Behavior to Adrenal and Gonadal Function in Male Mice (Erkek Farelerde Adrenal ve Gonad ilevinin Saldrgan Davranla ilikisi). Aggressive Behavior'da, yay. S. Garattini ve E. B. Sigg, Amsterdam: Excerpta Medica Foundation. GILL, D. G. (1970). Violence Against Children (ocuklara Uygulanan iddet). Cambridge: Harvard Univ. Press. GINSBERG, M. Bkz. Glover, E. (1934), ortak yazar.

GLICKMAN, S. E. ve SROGES, R. W. (1966). Curiosity in Zoo Animals (Hayvanat Bahesi Hayvanlarnda Merak). Behavior. 26: 151-88. GLOVER, E. ve GINSBERG, M. (1934). A Symposium on the Psychology of Peace and War (Bans ve Savan Psikolojisi zerine Sempozyum). Brit. Jour. Med. Psych. 14: 274-93. GOODALL, J. (1965). Chimpanzees of the Gombe Stream Reserve (Gmbe Suyu Rezervi'ndeki empanzeler). Primate Behavior: Field Studies of Primates andApes'te, yay. I. DeVore. New York: Holt, Rinehart and Winston. GOODALL, J. Aynca bkz. Van Lawick-Goodall, J. GOSLINER, B. J. Bkz. Mahler, H. S. (1955), ortak yazar. GOWER, G. (1968). Man Has No Killer Instinct (insanda Katillik igds Yoktur). Man and Aggression 'da yay. M. F. A. Montagu, New York: Oxford Univ. Press. GREEN, M. R. ve SCHECTER, D. E. (1957) Autistic and Symbiotic Disorders in Three Blind Children ( Kr ocuktaki teynelik ve Ortakyaamsal Bozukluklar). Psychiat. Quar. 31: 628-48. GROSS, K. (1901). The Play of Man (insann Oyunu). New York: D. L. Appletoon. 284 KAYNAKA KAYNAKA 285 GUDERIAN, H. (1951). Erinnerungen eines Soldaten (Bir Askerin Anlar). Heidelberg. (Alnt: J. Ackermann, 1970) GUNTRIP, H. (1971), The Promise of Psychoanalysis (Ruhzmlemenin Verdii Umut). In the Name ofLife'da, yay. B. Landis ve E. S. Tauber. New York: Holt, Rinehart and Winston. GUTHRIE, W. K. (1962). Earlier Presocmtics and the Pythagoreans (Sokrat ncesi ilk Dnrler ve Pisagorcular). A History of Greek Philosophy, vol. 1. New York: and Londra: Cambridge Univ. Press. GUTHRIE, W. K. (1965). Presocratic Traditions from Parmenides to Democritus (Parmenides'ten Demokritos'a Sokrat ncesi Gelenekler). A History of Greek Philosophy, vol. 2. New York and Londra: Cambridge Univ. Press. GUTTINGER, R. C. (Alnt: C. ve W. M. S. Russell, 1968). HALL, K. R. L. (1960). The Social Vigilance Behaviour of the Chacma Baboon, Papio ursinus (ebeklerde [Papio ursinus] Toplumsal Uyanklk Davran). Behaviour. 16: 261-94. HALL, K. R. L. (1964). Aggression in Monkey and Ape Societies (Maymun ve Kuyruksuz Maymun Toplumlarnda Saldrganlk). The Natural History of Aggression'da yay. J. D. Carthy ve F. J. Ebling. New York: Academic. HALL, K. R. L. ve DeVORE, I. (1965). Baboon Social Behavior (Babunlarda Toplumsal Davran). Primate Behavior: Field Studies of Primates and Apes'te, yay. I. DeVore. New York: Holt, Rinehart and Winston. HALL, T. E. (1963). Proxemics A Study of Man's Spatial Relationships (Proksemik insann Uzamsal ilikileri zerine Bir inceleme). Man's Image in Medicine and Anthropology'de, yay. I. Galdston. New York: Int. Univs. Press. HALL, T. E. (1966). The Hidden Dimension (Gizli Boyut). Garden City: Doubleday. HALLGARTEN, G. W. F. (1963). Imperialism vor 1914 (1914 ncesinde Emperyalizm). Munich. C. H. Becksche Verlagsbuchhandlung. HALLGARTEN, G. W. F. (1969). Als die Schattenfielen, Memoiren 1900-1968 (Anlar, 1900-1968). Ullstein Vlg. HANEY. C, BANKS, C. ve ZMBARDO, P. Baskda. Interpersonal Dynamics in a Simulated Prison (Taklit Bir Tutukevinde Kiileraras Dinamikler). Int. Jour.of Criminology and Penology. 1. HANFSTAENGL, E. (1970). Zwischen Weissem und Braunem Haus (Beyaz ve

Kahverengi Ev Arasnda). Munich: R. Piper. HARLOW, H. F. (1969). William James and Instinct Theory (William James ve igd Kuram). William James, Unfinished Business'Xs., yay. B. Macleod. Washington, D. C: Amer. Psychol. Assoc. HARLOW, H. F., McGAUGH, J. L. ve THOMPSON, R. F. (1971). Psychology (Ruhbilim). San Francisco: Albion. HART, C. W. M. ve PILLING, A. R. (1960). The Tiwi of North Australia (Case Histories in Cultural Anthropology) [Kuzey Avustralya Tiwileri (Kltrel Insanbilimde Olgu Tariheleri)]. New York: Holt, Rinehart and Winston. HARTMANN, H., KRIS, E. ve LOEWENSTEIN, R. M. (1949). The Psyclwanalytic Study of the Child (ocuklarn Ruhzmleme Yntemiyle incelenmesi). Vols. 3, 4. New York: Int. Univs. Press. HARTOCH-SCHACHTEL, A. Bkz. Fromm, E. (1936). HAYES, C. (1951). The Ape in Our House (Evimizdeki Kuyruksuz Maymun). New York: Harper and Bros. HAYES, C. Bkz. Hayes, K. J. (1951), ortak yazar. HAYES, K. J. ve HAYES, C. (1951). The Intellectual Development of a Home-Raised Chimpanzee (Evde Yetitirilen Bir empanzede Zihinsel Gelime). Proc. Amer. Phil. Soc. 95: 105-9. HEATH, R. G. (1962). Brain Centers and Control of Behavior (Beyin Merkezleri ve Davran Denetimi). Psychosomatic Medicine'de, yay. R. G. Heath. Philadelphia: Lea and Fabiger. HEATH, R. G., yay. (1964). The Role of Pleasure in Behavior (Holanmn Davranta Oynad Rol). New York: Harper and Row. HEDIGER, H. (1942). Wildtiere in Gefangenschaft (Tutsaklk Kouan Altndaki Yaban Hayvanlar). Basel: Bruno Schwab. New York and Londra, Dover, 1965. HEIBER, H., yay. (1958). Reichfuhrer: Letters to and From Himmler (Reichfhrer: Himmler'in Ald ve Yazd Mektuplar). Deutschyerlagsanstalt. HEIDEL, A. (1942). The Babylonian Genesis: Enuma Elish (Babil Treyi Efsanesi: Enuma Eli). Chicago: Univ. of Chicago Press. HEISENBERG, W. (1958). The Representation of Nature in Contemporary Physics (ada Fizikte Doann Temsili). Daedalus. 87 (3): 95-108. HELFFERICH, E. (Alnt: J. Ackermann, 1970). HELFNER, E. ve KEMPE, C. H., yay. (1968). The Battered Child (Dvlen ocuklar). Chicago: Univ. of Chicago Press. HELMUTK H. (1967). Zum Verhalten des Menschen: die Aggression (insann Davran zerine: Saldrganlk). Ztsch.f. Ethnologie. 92: 265-73. 286 KAYNAKA HENTIG, H. von (1964). DerNekrotope Mensch (lsever insan). Stutgart F. Enke Verlag. HERON, W. (1957). The Pathology of Boredom (Can Skntsnn Patolojisi). 5c/. Amer. (Ocak). HERON, W., DOANE, B. K. ve SCOTT, T. H. (1965). Can. Jour ofPsych. 10 (1): 13-18. HERRICK, C. J. (1928). Brains of Rats an Man (Sanlarn Ve nsann Beyinleri). Chicago: Univ. of Chicago Press. (Alnt: R. B. Livingston, 1967a). HERRIGEL, E. (1953). Zen in the Art of Archery (Okuluk Sanatnda Zen). New-York: Pantheon. Londra: Rouedge. HESS, W. R. (1954). Diencephalon Automatic and Extrapyramidal Structures (Otomatik Diensefalon ve Ekstrapiramidal Yaplar). New York: Grune and Stratton. HNDE, R. A. (1960). Energy Models of Motivation..(Gdlenmede Enerji Modelleri). Readings in Animal Behavior'da, yay. T. E. McGill. New York: Holt, Rinehart and Winston. HNDE, R. A. (1967). New Society. 9: 302. HITLER, A. (1943). Mein Kampf(Ksvgam), ev. R. Manhein. Boston: Houghton Mifflin. Londra: Hutchinson. HOEBEL, E. A. (1954). The Low of Primitive Man (lkel insann Hukuku). Cambridge: Harvard Univ. Press. (Alnt: E. R. Service, 1966). HOEBEL, E. A. (1958). Man in the Primitive World (ilkel Dnyada insan). New

York: McGraw-Hill. HOLBACH, P. H. D. (1822). Systeme Social (Toplumsal Sistem). Paris. [Alnt: Die Heilige Familie (Kutsal Aile), K. Marx, 1844.] HOLT, R. R. (1965). A Review of Some of Freud's Biological Assumptions and Their Influence on His Theories (Freud'un Biyolojik Varsaymlarndan Bazdan ve Bunlarn Onun Kuramlar zerindeki Etkisi ile ilgili Bir Deerlendirme). Psychoanalysis and Current Biological Thoughfta, yay. N. S. Greenfield ve W. C. Lewis. Madison: Univ. of Wisconcin Press. HORKHEIMER, M., yay. (1936). Autoritat und Familie (Yetke ve Aile). Paris: Librairie Felix Alcan. HOWELL, F. C. Bkz. Washburn, S. L. (1960), ortak yazar. JACOB, S. P. A., BRUNTON, M., MELVILLE, M. M., BRITAIN, R. P. ve McCLEMONT, W. F. (1965). Aggressive Behavior: Mental Subnormality and the XYY Male (Saldrgan Davran: Zihinsel Anormallik ve XYY Erkekler)? Nature. 208: 1351-2. KAYNAKA 287 JAMES, W. (1890). Principles of Psychology (Ruhbilimin ilkeleri). New York: Holt, Rinehart and Winston. JAMES, W. (1911). The Moral Equivalent of War (Savan Ahlaksal Karlklar). Memories and Studies'de, W. James. New York: Longman's Green. JAMES, W. (1923). Outline of Psychology (Ana izgileriyle Ruhbilim). New York: Scribner's. JAY, M. (1973). The Didectid Imagination (Diyalektik mgelem). Boston: Little, Brown. Londra: Heinemann. JAY, P. Bkz. Washburn, S. L. ve Jay. P. (1968), ortak yaymclar. JONES, E. (1957). The Life and Work ofSigmund Freud (Sigmund Freud'un Yaam ve Yaptlar). Vol. 3. New York: Basic Books. Londra: Hogarth Press. KAADA, B. (1967). Aggression and Defense: Neural Mechanisms and Social Patterns (Saldrganlk ve Savunma: Sinirsel Dzenekler ve Toplumsal rntler). Brain Function, vol. 5, yay. C. D. Clemente ve D. B. Lindsley. Los Angeles: Univ. of California Press. KAHN, H. (1960). On Thermonuclear War (Termonkleer Sava zerine). Princeton: Princeton Univ. Press. KANNER, L. (1944). Early Infantile Autism (Erken Bebeklik Dneminde Ie-yneliklik). Jour. Pediat. 25: 211-17. KAPP, R. (1931). Comments on Bernfeld and Feitelberg's 'Principles of Entropy and Death Instinct' (Bernfeld ve Feitelberg'in 'Entropi ve lm igds ilkeleri' zerine Yorumlar). Int. Jour. Psychoand. Y: 82-6. KEMPE, C. H. ve tekiler (1962). The Battered Child Syndrome (Dvlen ocuk Sendromu) Jour. A. M. A. 181 (1): 17-24. KEMPE, C. H. Bkz. Helffner, R. (1968), ortak yazar. KEMPNER, R. M. W. (1969). Dos Dritte Reich am Kreuzverhr (nc Reich'n Yarglanmas). Munich: Bechtle Verlag. KLVER, H. ve BUCY, P. C. (1934). Preliminary Analysis of Functions of the Temporal Lobes in Monkeys (Maymunlarda akak Loplarnn ilevleriyle ilgili n zmleme). Arch, Neurol. Psych. 42: 929. KOFFLER, F. Bkz. Tauber, E. W. (1966), ortak yazar. KORTLANDT, A. (1962). Chimpanzees in the Wild (Yaban Ortamnda empanzeler). 5c/. Amer, 206 (5): 128-38. KRAUSNICK, H., BUCHHEIM, H., BROSZAT, M. ve JACOBSEN, H. A. (1968). Anatomy of the SS State (SS Devletinin Anatomisi). New York: Walker. Londra: Paladin. 288 KAYNAKA KREBS, A. (Alnt: J. Ackermann, 1970).

KROPOTKIN, P. (1955). MutalAid (Karlkl Yardm). Boston: Porter Sargent. Londra: Allen Lane. KUBIZEK, A. (1953). Adolf Hitler, Mein Jugenfreund (Genlik Arkadam Adolf Hitler). Graz: L. Stacker Verlag. KUMMER, H. (1951). Soziales Verhalten Einer Mantelpaviangruppe (Bir Habeistan Maymunu Topluluunda Toplumsal Davran). Beiheft z. Schwe-izerischenf. Psychologie und ihre Anwendungen 33: 1-91. (Alnt: C. ve W. M. S. Russell, 1968). LAGERSPETZ, K. M. J. (1969). Aggression and Aggressiveness in Laboratory Mice (Laboratuvar Farelerinde Saldr ve Saldrganlk). Aggressive Be-havior'd&, yay. S. Garattini ve E. B. Sigg. Amsterdam: Excerpta Medica Foundation. LANCASTER, C. S. Bkz. Washburn, S.'L. ve Lancaster, C. S. (1968), ortak yazarlar. LANGER, W. C. (1972). The Mind of Adolf Hitler (Adolf Hier'in Zihni). New York: Basic Books. Londra: Pan Books LAUGHLIN, W. S. (1968). Hunting: An Integrating Biobehavior System and Its Evolutionary Importance (Avlanma: Btnletirici Bir Biyodavran Sistemi ve Evrim Asndan nemi). Man, the Hunter'da, yay. R. B. Lee ve I. DeVore. Chicago: Aidine. LAZARSFELD, P. Bkz. Fromm, E. (1936). LEE, R. B. (1968). What Hunters Do for a Living: Or How to Make Out on Scarce Resources (Avclarn Yaamak iin Yaptklar eyler: Ya da Kt Kaynaklarla Yetinmenin Yollar). Man, the Hunter'da, yay. R. B. Lee ve I. DeVore. Chicago: Aidine. LEE, R. B. ve DeVORE, I. (1968). Man, the Hunter (Avc insan). Chicago: Aidine. LEHRMAN, D. S. (1953). Problems Raised by Instinct Theory: A Critique of Konrad Lorenz's Theory of Instinctive Behavior (igd Kuramnn artrd Sorunlar: Konrad Lorenz'in igdsel Davran Kuramnn Eletirisi). Quar. Rev. Biol. 28 (4): 337-64. LENIN, V. I. Sochineniia (Tm Yaptlar). 4. bas. Vol. 35. (Alnt: R. A. Med-vedev, 1971). LEYHAUSEN, P. (1956). Verhaltensstudien an Katzen (Kedilerle ilgili Davran incelemesi). Beih. z. Ztsch.f. Tierpsychologie. (Aln: C. ve W. M. S. Russell, 1968). KAYNAKA 289 LEYHAUSEN, P. (1965). The Communal Organization of Solitary Mammals (Tek Yaayan Memelilerde Topluluk rgtlenmesi). Symposia Zool. Soc. Lond. No. 14: 249-63. LEYHAUSEN, P. Bkz. Lorenz, K. (1968), ortak yazar. LINDSLEY, D. B. (1964). The Ontogeny of Pleasure: Neural and Behavioral Development (Hazzm Ontojenisi: Sinirsel ve Davransal Gelime). The Role of Pleasure in Behavior'da yay. R. G. Heath. New York: Harper and Row. LIVINGSTON, R. B. (1962). How Man Looks at His Own Brain: An Adventure Shared by Psychology and Neurology (insannn Kendi Beynine Bak Yntemi: Ruhbilim ve Sinirbilimin Paylat Bir Serven). Biologically Oriented Fields'da. Pyschology: A Study of a Science, yay. S. Koch. New York: McGraw-Hill. LIVINGSTON, R. B. (1967). Brain Circuitry Relating to Complex Behovior (Karmak Davranla Balantl Beyin Devresellii). The Neurosciences: A Study Program'da, yay. G. C. Quartan, T. E. melnechuk ve F. O. Schmitt. New York: Rockefeller Univ. Press. LIVINGSTON, R. B. (1967a). Reinforcement (Pekitirme). The Neurosciences: A Study Program'da yay. G. C. Quartan, T. E. Melnechuk ve F. O. Schmitt. New York: Rockefeller Univ. Press. LORENZ, K. (1937). ber die Bildung des Instinktbegriffes (igd Anlaylarnn Oluumu zerine). ber tierisches und menschlicles Verhalten. Munich: R. Piper, 1965. LORENZ, K. (1940). Durch Domestikation verursachte Strungen arteigenen Verhaltens. Ztsch. z. angew. Psychol. Charakterkunde. 56: 75. LORENZ, K. (1950). The Comparative Method in Studying Innate Behavior Patterns (Doutan Davran Kalplarnn incelenmesinde Karlatrmal Yntem). Symp. Soc. Exp. Biol. (Animal Behavior). 4: 221-68. LORENZ, K. (1952). King Solomons Ring (Hazreti Sleyman'n Yz). New York: Crowell.

Londra: Methuen. LORENZ, K. (1955). ber das Toten von Artgenossen. Jahrb. d. Max-Planck-Ges. 105-140. (Aln: K. Lorenz, 1966). LORENZ, K. (1964). Ritualized Aggression (Kuttrensel Saldrganlk). The Natural History ofAggression 'da, yay. J. D. Carthy ve F. J. Ebling. New York: Academic. LORENZ, K. (1965). Evolution and Modification of Behavior (Davrann Evrimi ve Deimesi). Chicago: Univ. of Chicago Press. 290 KAYNAKA LORENZ, K. (1966). On Aggression (Saldrganlk zerine). New York: Harcourt Brace Jovanovich. Londra: Methuen. (1. bas. Das Sogenannte Bse, Zur Naturgeschichte der Aggression [Saldrganln Szde Kt, Doal Tarihi]. Vienna: Borotha-Schoeller Verlag, 1963). LORENZ, K. (1970). The Establishment of the Instinct Concept (gd Kavramnn Yerlemesi), ev. R. Martin, 1931-42 arasnda yaymlanan Alman gazetelerinden. Studies in Animal and Human Behavior'da. Cambridge: Harvard Univ. Press. Londra: Methuen. LORENZ, K. ve LEYHAUSEN, P. (1968). Antriebe tierischen und menschlichen Verholtens (Hayvan ve insan Davranlarnn Gds). Munich: R. Piper. MACCOBY, M. (1972). Emotional Attitudes and Political Choices (Heyecansal Tutumlar ve Siyasal Seimler). Politics and Society (K): 209-39. MACCOBY, M. (1972a). Technology, Work and Character (Teknoloji, alma ve Karakter). Teknoloji ve Toplumla ilgili Program (son bir deerlendirme). Cambridge: Harvard Univ. MACCOBY, M. (Yaymlanacak). Social Character, Work and Technology (Toplumsal Karakter, alma ve Teknoloji) (incelemenin bal). MACCOBY, M. Bkz. Fromm, E. (1970), ortak yazar. MacCORQUODALE, K. (1970). On Chomsky's Review of Verbal Behavior by B. F. Skinner (Chomsky'nin B. F. Skinner'ca Yazlan Szel Davran'ln ilgili Deerlendirme Yazs stne). Jour, of the Exp. Anal, of Behavior. 13 (1): 83-99. McDERMOTT, J. J., yay. (1967). The Writings of William James: A Comprehensive Edition (William James'in Yazlar: Geni Kapsaml Bask). New York: Random House. McDOUGALL, W. (1913). The Sources and Direction of Psycho-Physical Energy (Ruhsal-Fiziksel Enerjinin Kaynaklar ve Dorultusu). Amer. Jour, of Insanity. 69. McDOUGALL, W. (1923). An Introduction to Social Psychology (Toplumsal Ruhbilime Giri). 7. bas. Boston: John W. Luce. Londra: Methuen. McDOUGALL, W. (1923a) An Outline of Psychology (Ana izgileriyle Ruhbilim). Londra: Methuen. McDOUGALL, W. (1932). The Energies of Men: A Study of the Fundamentals of Dynamic Psychology (insanlardaki Enerjiler: Dinamik Ruhbilimin Temelleriyle ilgili Bir inceleme). New York: Scribner's. McDOUGALL, W. (1948). The Energies of Men (insanlardaki Enerjiler). 7. bas. Londra: Methuen. KAYNAKA 291 McGAUGH, J. L. Bkz. Harlow, H. F. (1971), ortak yazar. MacLEAN, P. D. (1958). The Limbic System with Respect to Self-Preservation and the Preservation of the Species (zkorunma ve Trn Korunmas Bakmndan Kol-bacak Sistemi). Jour.Nerv. Ment. Dis. 127: 1-11. MAHLER, M. S. (1968). On Human Symbiosis and the Vicissitudes of Individuation (insan Ortakyaam ve Bireylemenin eitleri zerine). Vol. 1. New York: Int. Univs. Press. MAHLER, M. S. ve GOSLINER, B. J. (1955). On Symbiotic

Child Psychosis (Ortakyaamsal ocuk Psikozu zerine). Psychoanalytic Study of the Child'da. New York: Int. Univs'. Press. MAHRINGER, J. (1952). Vorgeschichtliche Kultur (Kltrn Tarihncesi). Benziger Verlag. MAIER, N. R. F. ve SCHNEIRLA, T. C. (1964). Principles of Animal Psychology (Hayvan Ruhbiliminin ilkeleri). New York: Dover. MARCUSE, H. (1955). Eros and Civilization (Eros ve Uygarlk). Boston: Beacon. Londra: Sphere. MARCUSE, H. (964). One Dimensional Man (Tek Boyutlu insan). Boston: Beacon. Londra: Routledge; Sphere. MARINETTI, F. T. (1909). Futurist Manifesto (Geleceki Bildirge). Bkz. R. W. Flint, yay. (1971). MARINETTI, F. T. (1916). Futurist Manifesto (Geleceki Bildirge). Bkz. R. W. Flint, yay. (1971). MARK, V. H. ve ERVIN, F. R. (1970). Violence and the Brain (iddet ve Beyin). New York: Harper and Row. MARSHACK, A. (1972). Roots of Civilization (Uygarln Kkleri). New York: McGraw-Hill. Londra: Weidenfeld and Nicolson. MARX, K. (1906). Capital (Kapital). Vol. 1 Charles S. Kerr. New York: Int. Univs. Press. Londra: Dent; Laurence and Wishart. MARX, K. ve ENGELS, F. Gesamtausgabe (MEGA) (Marx veEngels'in Btn Yaptlar). Vol. 5. Moskova. MASER, W. (1971). Adolph Hitler, Leende, Mythos.Wirklichkeit (Adolf Hitler, Sylence, Efsane, Gereklik). Munich: Bechtle Verlag. MASLOW, A. Motivation and Personality (Gdlenme ve Kiilik). New York: Harper and Bros. MASON, W. A. (1970). Chimpanzee Social Behavior (empanzenin Toplumsal Davran). The Chimpanzee 'de yay. G. H. Bourne. Vol. 2. Baltimore: Univ. Park. 292 KAYNAKA MATTHEWS, L. H. (1963). Symposium on Aggression (Saldrganlk zerine Sempozyum) Institute of Biology. MATURANA, H. R. ve VARELA, F. G. (Yaymlanacak). Autopoietic Systems (Otopoyetik Sistemler). MAYO, E. (1933). The Human Problems of an Industrial Civilization (Sanayi Uygarlnda insan Sorunlar). New York: Macmillan. MEAD, M. (1961). Cooperation and Competition Among Primitive Peoples (Ilkel Halklarda ibirlii ve Yarma). Gzd. ge. bas. Boston: Beacon. (1. bas. New York: McGraw-Hill, 1937). MEDVEDEV, R. A. {\91l).Let History Judge (Yargy Tarih Versin). New York: Knopf. Londra: Macmillan. MAGARGEE, E. I. (1969). The Psychology of Violence: A Critical Review of Theories of Violence (iddetin Psikolojisi: iddet Kuramlarna ilikin Eletirel Bir Deerlendirme). iddetin Nedenleri ve nlenmesiyle ilgili A.B.D. Ulusal Komisyonu, Grev Birlii III: Bireysel iddet Eylemleri iin hazrlanmtr. MEGGITT, M. J. (1960). Desert People (l insanlar). Chicago: Univ. of Chicago Press. (Alnt: E. R. Service, 1966). MEGGITT, M. J. (1964). Aboriginal Food-Gatherers of Tropical Australia (Tropikal Avustralya'nn Yerli Yiyecek Toplayclar). Morges, Switzerland: Int. Union for Conservation of Nature and Natural Resources. (Alnt: E. R. Service, 1966). MELLAART, J. (1967). atal Hyk: A Neolithic Town in Anatolia (atal Hyk: Anadolu'da Bir Cilal Ta Devri Kenti). Londra: Thames and Hudson. New York: McGraw-Hill. MELNECHUK, T. O. Bkz. Ploog, D. (1970), ortak yazar.

MENNINGER, K. A. (1968). The Crime of Punishment (Cezalandrma Suu). New York: Viking. MILGRAM, S. (1963). Behavioral Study of Obedience (Boyun Emenin Davransal Ynden incelenmesi). Jour. Abn. and Socl. Psychol. 67: 371-8. MHXAN, I. [Yaymlanacak. (1974)]. Caracter social andDesarrollo (Toplumsal Karakter ve Gelime). MILLER, N. E. (1941) Frustration-Aggression Hypothesis (Engelleme-Saldrganlk Varsaym). Psych. Rev. 48: 337-342. MILNER, P. Bkz. Olds, J. (1954), ortak yazar. MONAKOW, C. von (1950). Gehirn und Gewissen (Beyin ve Vicdan). Zurich: Morgarten. KAYNAKA 293 MONTAGU, M. F. A. (1967). The Human Revolution (insan Devrimi). New York: Bantam. MONTAGU, M. F. A. (1968). Chromosomes and Crime (Kromozomlar ve Su). Psychology Today. 2 (5): 42-4,46-9. MONTAGU, M. F. A. (1968a). The New Litany of Innate Depravity: Or Original Sin Revisited (Doutan Bozuklukla ilgili Yeni Nakarat: Ya da Dk Gnaha Yeniden Sn). Man and Aggression 'da yay. M. F. A. Montagu. New York: Oxford Univ. Press. MONTEIL, V. (1970). Indonesie (Endonezya). Paris: Horizons de France. MORAN, Lord (1966). Churchill: Taken from the Diaries of Lord Moran (Lord Moran'n Gncelerinden Churchill). Boston: Houghton Mifflin. Londra: Constable. MORGAN, L. H. (1870). Systems ofSanguinity and Affinity of the Human Family (nsan Ailesinde Kan Ba ve Yaknlk Sistemleri). Publication 218. Washington, D. C: Smithsonian Inst. MORGAN, L. H. (1877). Ancient Society: Or Researches in the Lines of Human Progress from Savagery Through Barbarism to Civilization (Eski Toplum: Ya da insann Yabanllktan Barbarla, Oradan Uygarla Doru Kaydettii ilerleme izgileriyle ilgili Aratrmalar). New York: H. Holt. MORRIS, D. (967). Tha Naked Ape (plak Maymun). New York: McGraw-Hill. Londra: Cape; Corgi. MOYER, K. E. (1968). Kinds of Aggression and Their Physiological Basis (Saldrganlk Trleri ve Fizyolojik Temelleri). Communication in Behavioral Biology'de. Pt A. vol. 2.'New York: Academic. MUMFORD, L. (1961). The City in History (Tarihte Kent). New York: Harcourt Brace Jovanovich. Harmondsworth: Penguin Books, 1966. MUMFORD, L. (1967). The Myth of the Machine: Techniques in Human Development (Makine Miti: insan Gelimesinde Teknikler). New York: Harcourt Brace Jovanovich. Londra: Seeker and Warburg. MURDOCK, G. P. (1934). Our Primitive Contemporaries (Ilkel adalarmz). New York: Macmillan. MURDOCK, G. P. (1968). Tartma konumalar. Man, the Hunter'da. yay. R. B. Lee ve I. DeVore. Chicago: Aidine. NAPIER, J. (1970). The Roots of Mankind (insan Soyunun Kkleri). Washington D. C: Smithsonian Inst. Londra: Allen and Unwin. NARR, K. J, (1961). Urgeschichte des Kultur (Kltrn Tarihncesi). Stutgart: Kroner Verlag. 294 KAYNAKA NIELSEN, J. (1968). Y Chromosomes in Male Psychiatric Patiens above 180 cms Tall (Boyu 180 cm.den Uzun Erkek Ruh Hastalarnda Y Kromozomlar). Brit.Jour.Psychiat. 114:1589-90. NISSEN, H. W. (1931). A Field Study of the Chimpanzee (empanzelerle lgili Bir Alan ncelemesi). Comp. Psycft. Monog. 8 (36). NISSEN, H. W. Bkz. Alee, W. C. (1953), ortak yazar.

NIMKOFF, M. F. Bkz. Alee, W. C. (1953), ortak yazar. OKLADNIKOV, A. P. (1972). (Alnt: A. Marshack, 1972). OLDS, J. ve MILNER, J. (1954). Positive Reinforcement Produced by Electrical Stimulation of the Septal Area and Other Regions of the Rat Brain (San Beyninin Septal Alannn ve teki Blgelerinin Elektrikle Uyanlmasyla Salanan Olumlu Pekitirme). Jour. Comp. Physiol. 47: 419-28. OPPENHEIMER, J. R. (1955). Amer. Ruhb. Dern.'nin 63. Yllk Toplantsndaki Konuma. 4 Eyll. OZBEKHAN, H. (1966). The Triumph of Technology: "Can" Implies "Ought" (Teknolojinin Utkusu: "Olabilirlik" "Gerekirlii" ima Eder). Planning for Diversity and Choice: Possible Futures and Their Relations to the Non-Controlled Environment'da yay. S. Anderson. Cambridge: M. I. T. Press, 1968. PALMER, S. (1955). Crime, Law (Su, Hukuk). Criminology and Political Science. 66: 3234. PASTURE, N. (1949). The Nature-Nurture Controversy (Doa-Yetitirme ekimesi). New York: Columbia Univ. Press, King's Crown. PENFEBLD, W. (1960). Introduction (Giri). Neurophysiological Basis of the Higher Functions of the Nervous System'da. Handbook of Physiology. 12 vols., yay. J. Field. Sec. 1, vol. 3, yay. H. W. Magoun et al. Washington, D. C: American Physiological Soc. PENROSE, L. S. (1931). Freud's Theory of Instinct and Other Psycho-Biological Theories (Freud'un igd Kuram ve teki Ruhbilimsel-Dirimbilimsel Kuramlar). Inter. Jour, of Psychoan. 12: 99. PERRY, W. J. (1917). An Ethnological Study of Warfare (Savaa likin Budunbetimsel Bir inceleme). Manchester Memoirs'da. Vol. 61. Manchester: Manchester Literary and Philosophical Society. PERRY, W. J. (1923). The Children of the Sun (Gnein ocuklar). Londra. PERRY.W. J. (1923a). The Growth of Civilization (Uygarln Gelimesi). New York. KAYNAKA 295 PIAGET, J. (1952). The Origins of Intelligence in Children (ocuklarda Zeknn Kkenleri). New York: Int. Univs. Press. Londra: Routledge. PICKER, H. (1965). Hitler's Tischgesprache im Fiihrerhauptquartier (Hitler'in Fhrer Kararghndaki Sofra Konumalar), yay. ve Giri yazan P. E. Schramm. Stuttgart: Seewald Verlag. PIGGOT, S. (1960). Theory and Prehistory (Kuram ve Tarihncesi). The Evolution of Man: Mind, Culture and Society'de. "Evolution after Darwin", vol. 2, yay. S. Tax. Chicago: Univ. of Chicago Press. PILBEAM, D. (1970). The Evolution of Man (insann Evrimi). Londra: Thames and Hudson. PILBEAM, D. ve SIMONS, E. L. (1965). Some Problems of Hominid Classification (Hominid Siniflandirmasiyla ilgili Baz Sorunlar). Amer. Sci. 53: 237-59. PILLING, A. R. Bkz. Hart, C. W. M. (1960), ortak yazar. PLOOG, D. (1970). Social Communication Among Animals (Hayvanlarda Toplumsal iletiim). Neurosciences: Second Study Program'da, yay. F. O. Schmitt. New York: Rockefeller Univ. Press. PLOOG, D. ve MELNECHUK, T. O. (1970). Primate Communication (Primatlarda iletiim). Neurosciences Research Symposium Summaries'de. Vol. 4, yay. F. O. Schmitt, T. O. Melnechuk, G. C. Quarton ve G. Adelman. Cambridge: M. I. T. Press. POLLOCK, C. B. Bkz. Steele, B. F. (1968), ortak yazar. PORTMANN, A. (1965). Vom Ursprung

desMenschen (insann Kkeni zerine). Basel: F. Rein Lardt. PRATT, J. (1958). Epilegomena to the Study of Freudian Instinct Theory (Freud'u igd Kuramna ilikin incelemeye Sonsz). Int. Jour. of Psychoan. 39: 17. PRIBRAM, K. (1962). The Neuropjysiology of Sigmund Freud (Sigmund Freud'un Nrofizyolojisi). Experimental Foundation of Clinical Psychology'de, yay. A. J. Bachrach. New York: Basic Books. QUARTON, G. C, MELNECHUK, T. O. ve SCHMITT, F. O., yay. (1967). The Neurosciences: A Study Program (Sinir Bilimleri: Bir inceleme Program). New York: Rockefeller Univ. Press. RADHTLL, S. X. (1968). A History of Child Abuse and Infanticide (ocuk Smrsnn ve Bebek Krmnn Tarihi). The Battered Childda, yay. R. Helfner ve C. H. Kempe. Chicago: Univ. of Chicago Press. 296 KAYNAKA RAPAPORT, D. C. (1971). Foreword (nsz). Primitive War'da H. H. Turney-High. 2. bas. Columbia: Univ. of South Carolina Press, 1971. RAUCH, H. J. (1947). Arch. f. Psychiatrie undNervenkranldeiten. Berlin. (Alnt: H. von Hentig, 1964). RAUSCHNING, H. (1940). The Voice of Destruction (Ykmn Sesi). New York: Putnam. REAGE, P. (1965). The Story of O (O'nun yks). New York: Grove Press. Londra: Corgi. RENSCH, B., yay. (1965). Homo Sapiens. Gttjngen: Vanderhoek und Ruprecht. REYNOLDS, V.(1961). The Social Life of a Colony of Rhesus Monkeys {Maaca mulatd) [Bir Rhesus Maymunu {Maaca mulata) Topluluunda Toplumsal Yaam], Doktora tezi, Univ. of Londra. (Alnt: C. ve W. M. S. Russell, 1968). REYNOLDS V. ve REYNOLDS, F. (1965). The Chimpanzees of the Bodongo Forest (Bodongo Ormam'ndaki empanzeler) Primate Behavior: Field Studies of Primates and Apes'te, yay. I. DeVore. New York: Holt, Rinehart and Winston. ROE, A. ve SIMPSON, G. C, yay. (1967). Behavior and Evolution (Davran ve Evrim). Gzd. ge. bas. New Haven: Yale Univ. Press. (1. bas. 1958). ROGERS, C. R. ve SKINNER, B. F. (1956). Some Issues Concerning the Control of Human Behavior: A Symposium (insan Davrannn Denetimiyle ilgili Baz Sorunlar: Bir Sempozyum). Science. 124: 1057-66. ROWELL, T. E. (1966). Hierarchy in the Organization of the Captive Baboon Group (Kapatlm Babun Topluluunda Kademeli rgtlenme). Animal Behavior. 14 (4): 430-43. RUSSELL, C. ve RUSSEL, W. M. S. (1968). Violence, Monkeys and Man (iddet, Maymunlar ve insan). Londra: Macmillan. RUSSELL, C. ve RUSSEL, W. M. S. (1968a). Violence: What Are Its Roots? (iddet'in Kkenleri Nelerdir?) New Society. (24 Ekim): 595-600. SALLINS, M. D. (1960). The Origin of Society (Toplumun Kkeni). Sci. Amer, 203 (3). SAHLINS, M. D. (1968). Notes on the Original Affluent Society (zgn Bolluk toplumu zerine Notlar). Man, the Hunter'da. yay. R. B. Lee ve I. DeVore. Chicago: Aidine. SALOMON, E. von (1930). Die Gechteten (Sulular). Rowohlt, Taschenbuch Ausgabe. The Outlaws (Sulular), Londra: Jonathan Cape, 1962. KAYNAKA 297 SAUER, C. O. (1952). Agricultural Origins and Dispersals (Tarmsal Kkenler ve Dalmlar). New York: American Geographic Soc. SCHACHTEL, E. Bkz. Fromm, E. (1936). SCHALLER, G. B. (1963). The Mountain Gorilla (Da Gorili). Chicago: Univ. of Chicago Press. .SCHALLER, G. B. (1965). The Behavior of the Mountain Gorilla (Da Gorilinin Davran) Primate Behavior: Field Studies of Primates and Apes'te, yay. I. DeVore. New York: Hold, Rinehart and Winston.

SCHECTER, D. E. (1968). The Oedipus Complex: Considerations of Ego Development and Parental Interaction (edipus Karmaas: Benlik Geliimi ve Anne-Babayla Olan Etkileim zerine Dnceler). Cont. Psychoan. 4 (2): 117. SCHECTER, D. E. (1973). On the Emergence of Human Relatedness (nsan Balantllnn Ortaya k zerine). Interpersonal Explorations in Psychoanalysis'^ yay. E. G. Witenberg. New York: Basic Books. SCHECTER, D. E. Bkz. Green, M. R. (1957), ortak yazar. SCHNEIRLA, T.C. (1966). Quar. Rev.Biol.41: 283. SCHNEIRLA, T. C. Bkz. Maier, N. R. F. (1964), ortak yazar. SCHRAMM, P. E. (1965). Hitler als militarischer Fhrer (Askeri nder Olarak Hitler). 2. bas. Frankfurt: Athenaum Verlag. SCHRAMM, P. E. Bkz. Picker, H. (1965). SCHWIDETZKI, I. (1971). DasMenschenbildder Biologie (Dirimbilimde insann Grnts). Stuttgart: G. Fischer Verlag. SCOTT, J. P. (1958). Aggression (Saldrganlk). Chicago: Univ. of Chicago Press. SCOTT, J. P. (1968). Hostility and Aggression in Animals (Hayvanlarda Dmanca Tutum ve Saldrganlk). Roots ofBehavior'a yay. E. L. Bliss. New York: Hafner. SCOTT, J. P. (1968a). That Old-Time Aggression (u Eskiden Kalma Saldrganlk). Man and Aggression 'da yay. M. F. A. Montagu. New York: Oxford Univ. Press. SCOTT, J. P., BEXTON, W. H,, HERON, W. ve DOANE, B. K. (1959). Cognitive Effects Of Perceptual Isolation (Algi Yaltmnn Kavramayla ilgili Etkileri). Can. Jour. ofPsych. 13 (3): 200-209. SECHENOV, I. M. (1863). Reflexes of the Brain (Beynin Tepkeleri). Cambridge: M. I. T. Press. (Alnt: D. B. Lindsley, 1964). 298 KAYNAKA SERVICE, E. R. (1966). Thu Hunters (Avclar). Englewood Cliffs, N. J.: Prentice-Hall. SHAH, S. A. (1970). Report on XYY Chromosomal Abnormality (XYY Kromozom Anormalliine likin Rapor). National Institute of Mental Health Coherence Report, Washington, D. C: U. S. Govt. Printing Office. SIDDIQI, M. R. Bkz. Southwick, C. H. (1965), ortak yazar. SIGG, E. B. Bkz. Garattini, S. (1969), ortak yazar. SIMMEL, E. (1944). Self-Preservation and the Death Instinct (zkorunma ve lm igds). Psychoan. Quar. 13: 160. SIMONS, E. L. Bkz. Pilbeam, D. R. (1965), ortak yazar. SIMPSON, G. G. (1944). Tempo and Mode in Evolution (Evrimin Temposu ve Biimi). New York: Columbia Univ. Press. SIMPSON, G. G. (1949), The Meaning of Evolution (Evrimin Anlam). New Haven: Yale Univ. Press. SIMPSON, G. G. (1953). The Major Features of Evolution (Evrimin Belli Bal zellikleri). New York: Columbia Univ. Press. SIMPSON, G. G. (1964). Biology and Man (Dirimbilim ve insan). New York: Harcourt Brace Jovanovich. SIMPSON, G. G. Bkz. Roe, A. (1967), ortak yaymc. SKINNER, B.F. (1953). Science and Human Behavior (Bilim ve insan Davran). New York: Macmillan. SKINNER, B. F. (1961). The Design of Cultures (Kltrlerin Tasarm). Daedalus. 534-46. SKINNER, B. F. (1963). Behaviorism at Fifty (Ellilerde Davranlk). Science. 134:566-602. Behaviorism and Phenomenology'de yay. T. W. Wann, Chicago: Univ. f Chicago Press. SKINNER, B. F. (1971). Beyond Freedom and Dignity (zgrln ve Onurun tesinde). New York: Knopf. SKINNER, B. F. Bkz. Rogers, C. R. (1956), ortak yazar. SMITH, B. F. (1967). Adolf Hitler: His Family, Childhood and Youth (Adolf Hitler: Ailesi, ocukluu ve Genlii). Stanford: Hoover Inst., Stanford

Univ. SMITH, B. F. (1971). Hienrich Himmler: A Nazi in the Making, 1900-1926. (Hienrich Himmlen Bir Nazi'nin Douu, 1900-1926). Stanford: Hoover InsL, Stanford Univ. SMITH, B. F. Bkz. Angress, S. J. (1959), ortak yazar. KAYNAKA 299 SMITH, G. E. (1924). Essays on the Evolution of Man (nsann Evrimi zerine Denemeler). Londra: Humphrey Milford. SMITH, G. E. (1924a). The Evolution of Man (nsann Evrimi). New York: Oxford Univ. Press. SMOLLA, G. (1967). Studium Universale: Epochen der Menschlichen Frhzeit. Munich: Karl Alber Freiburg. SOUTHWICK, C. H. (1964). An Experimental Study of Intragroup Agnostic Behavior in Rhesus Monkeys (Maaca mulata) [Rhesus Maymunlannda {Maaca mulata) Kmeii Agnostik Davranla lgili Deneysel Bir nceleme]. Behavior. 28: 182-209. SOUTHWICK, C. H., BEG, M. A. ve SIDDIQI, M. R. (1965). Rhesus Monkeys in North India (Kuzey Hindistan'daki Rhesus Maymunlar). Primate Behavior: Field Studies of Primates and Apes'te yay. I. DeVore. New York: Holt, Rinehart and Winston. SPEER, A. (1970). Inside the Third Reich: Memoirs of Albert Speer (nc Reich'm iinde: Albert Speer'in Anlar), ev. R. C. Winston; Giri, E. Davidson. Londra: Weidenfeld and Nicolson. New York: Macmillan. SPEER, A. (1972). Afterword (Sonsz). Hitler avant Hitler'Ae., J. Brosse, Paris: Fayard. SPENCER, M. M. Bkz. Barnett, S.A. (1951), ortak yazar. SPINOZA, BENEDICTUS DE (1927). Ethics (Etik). New York: Oxford Univ. Press. Londra: Dent. SPITZ, R. ve COBLINER, G. (1965). The First Year of the Life: A Psychoanalytic Study of Normal and Deviant Development of Object Relations (Yaamn lk Yl: Nesne ilikilerinin Normal ve Sapkn Gelimesiyle ilgili Ruh-zmsel Bir inceleme). New York: Int. Univs. Press. SPOERRI, T. (1959). Ueber Nikrophile. Basel. (AlnU: H. von Hentig, 1964). SROGES, R. W. Bkz. Glickman, S. E. (1966), ortak yazar. STEELE, B. F. VE POLLOCK, C. B. (1968). A Psychiatric Study of Parents Who Abuse Infants and Small Children (Bebeklere ve Kk ocuklara Kt Davranan Anne-Babalara likin Psikiyatrik Bir nceleme). The Battered Childda. yay. R. Helfner ve C. H. Kempe. Chicago: Univ. of Chicago Press. STEINER, J. M. Hazrlanyor. Eski Nazi toplama kamplarnn gardiyanlanyla yaplan grmelere dayal inceleme. STEWART, U. H. (1968). Casual Factors and Processes in the Evolution of Prefarming Societies (Tanmncesi Toplumlarn Evriminde Rastlantsal 300 KAYNAKA Etmenler ve Sreler). Man, the Hunter'da yay. R. B. Lee ve I. DeVore. Chicago: Aidine. STRACHEY, A. (1957). The Unconscious Motives of War (Savan Bilind Gdleri). Londra: Allen and Unwin. STRACHEY, J. yay. (1886-1939). Standard Edition of the Complete Psychological Works of Sigmund Freud (Sigmund Freud'un Btn Ruhbilim Yaptlarnn Standart Basks). 23 vols. Londra: Hogarth. STRACHEY, J. (1961). Yaymcnn Giri yazs. Civilization and Its Dis-contents'e, S. Freud, S.E., vol. 21. SULLIVAN, H. S. (1953). Interpersonal Theory of Psychiatry (Ruh Hekimliine ilikin Kiileraras Kuram). New York: Norton. TAUBER, E. ve KOFFLER, F. (1966). Optomotor Response in Human Infants to Apparent Motion: Evidence of Inactiveness (Bebeklerin Grnr Harekete Verdikleri Optomotor Karlk: Edilginliin Kant). Science. 152: 382-3. TAX, S. yay. (1960). The Evolution of Man: Mind, Culture and Society (insann Evrimi: Zihin, Kltr ve Toplum). "Evolution after Darwin", vol. 2. Chicago:

Univ. of Chicago Press. THOMAS, H. (1961). The Spanish Civil War (ispanya Isava). New York: Harper and Bros. Harmonds Worth: Penguin Books, 1965. THOMPSON, R. F. Bkz. Harlow, H. F. (1971), ortak yazar. TINBERGEN, N. (1948). Physiologische Instinkt forschung. Experientia. 4: 121-33. TINBERGEN, N. (1953). Social Behavior in Animals (Hayvanlarda Toplumsal Davran). New York: Wiley. Londra; Chapman and Hale. TINBERGEN, N. (1968). Of War an Peace in Animals and Men (Hayvanlarda ve insanlarda Sava ve Bar stne). Science. 160: 1411-18. TNNIES, F. (1926). Gesellschaft und Gemeinschaft. Berlin: Curtius. Fundamental Concepts of Society (Toplumla ilgili Temel Kavramlar), ev. ve Ek Blm, C. H. P. Loomis. New York: American Book, 1940. TUKIDIDES, (1959). Peleponnesian War: The Thomas Hobbes Translation (Peleponnez Sava: Thomas Hobbes evirisi), yay. David Grene. 2 vols. Ann Arbor: Univ. of Michigan Press. TURNBULL, C. M. (1965). Wayward Servants, or the Two Worlds of the African Pygmies (Dikbal Uaklar, ya da Afrika Pigmeleri'nin Dci Dnyas). Londra: Eyre and Spottiswoode. TURNEY-HIGH, H. H. (1971). Primitive War (ilkel Sava). 2. bas. Columbia: Univ. of South Carolina Press. (1. bas. New York: Columbia: Univ. Press). KAYNAKA 301 UNAMUNO, M. de (1936). (Alnt: H. Thomas, 1961). UNDERHILL, R. (1953). Here Come the Navaho (Buraya Gel Navaho). Washington, D. C: Bur. of Indian Affairs, U. S. Dept. of the Interior. VALENSTEIN, E. (1968). Biology of Drives (Drtlerin Biyolojisi). Neu-rosciences Research Program Bulletin. 6: 1. Cambridge: M. I. T. Press. VAN LAWICK-GOODALL, J. (1968). The Behavior of Free - Living Chimpanzees in the Gombe Stream Reserve (Gombe Suyu Rezervinde zgr Yaayan empanzelerin Davran). Animal Behavior Monograhps, yay. J. M. Cullen ve C. G. Beer. Vol. I, pt. 3. Londra: Balliere, Tindall and Cast-le. VAN LAWICK-GOODALL, J. (1971). n the Shadow of Man (insann Glgesinde). Boston: Houghton Mifflin. Londra: Collins. VAN LAWICK-GOODALL, J. Aynca bkz. Goodall, J. VARELA, F. C. Bkz. Maturana, H. R. (Yaymlanacak), ortak yazar. VOLLHARD, E. (Alnt: A. C. Blanc, 1961). WAELDER, R. (1956). Critical Discussion of the Concept of an Instinct of Destruction (Ykm igds Kavramna ilikin Eletirel irdeleme). Bul. Phil. Assoc. 97-109. WARLIMONT, W. (1964). im Hauptguarlier der Deutschen Wehrmacht 1939-1945. Frankfurt M.-Bonn. WASHBURN, S. L. (1957). Australopithecines, the Hunters or the Hunted? (Australopitekus Avc m, Yoksa Av m?) Amer Anthropologist. 59. WASHBURN, S. L. (1959). Speculations on the Interrelations of the History of Tools and Biological Evolution (Aletlerin Tarihi ile Biyolojik Evrimin Karlkl ilikileri zerine Yorumlar). The Evoluiton of Man's Capacity for Culture'da, yay. J. N. Spuhler. Detroit: Wayne State Univ. Press. WASHBURN, S. L., yay. (1961). Social Life of Early Man (Ilk insann Toplumsal Yaam). Chicago: Aidine. WASHBURN, S. L. ve AVIS, V. (1958). Evolution of Human Behavior (insann Davrannn Evrimi). Belavior and Evolution'da, yay. A. Roe ve G. G. Simpson. Gzd. ge. bas. New Haven: Yale Univ. Press, 1967. WASHBURN, S. L. ve DeVORE, I. (1961). The Social Life of Baboons (Ba-

bunlarda Toplumsal Yaam). Set. Amer. 31 (Hazi.): 353-9. WASHBURN, S. L. ve HOWELL, F. C. (1960). Human Evolution and Culture (nsan Evrimi ve Kltr). The Evolution of Marias., yay. S. Tax. Chicago: Univ. of Chicago Press. 302 KAYNAKA WASHBURN, S. L. ve JAY, P., yay. (1968). Perspectives of Human Evolution (insan Evriminin Perspektifleri). New York: Holt, Rinehart and Winston. WASHBURN, S. L. ve LANCASTER, C. S. (1968). The Evolution of Hunting (Avcln Evrimi). Man, the Hunter'da, yay. R. B. Lee ve I. DeVore. Chicago: Aidine. WATSON, J. B. (1914). Behavior: An Introduction to Comparative Psychology (Davran: Karlatrmal Ruhbilime Giri). New York: H. Holt. WATSON, J. B. (1958). Behaviorism (Davranlk). Chicago: Univ. of Chicago Press. WEISS, P. (1925). Tierisches Verhalten als "Systemreaktion". Die Orientierung der Ruhestellungen von Schmetterlingen (Vanessa) gegen Licht und Schwerkraft. Biologia Generalis. 1: 168-248. WEISS, P. (1967). 1+1*2 [Bir art bir iki etmeyince.] The Neurosciences: A Study Program 'da, yay. G. C. Quartan, T. O. Nelnechuk ve F. O Schmitt. New York: Rockefeller Univ. Press. WEISS, P. (1970). The Living System (Yaayan Sistem). Beyond Reduconism'd, yay. A. Koestler ve L. Smithies. New York: Macmillan. WHITE, B. L. Bkz. Wolff, P. (1965), ortak yazar. WHITE, R. W. (1959). Motivation Reconsidered: The Concept of Competence (Gdlenmenin Yeniden Ele Alm: Uzmanlk Kavram). Psych. Rev. 66: 297-323. WHITEHEAD, A. N. (1967). The Function of Reason (Usun ilevi). Gzd. ge. bas. Boston: Beacon. WICKER, T. (1971). "Op-Ed" blm. The New York Times. (18 Eyl). WESEL, E. (1972). Souls on Fire (Kavrulan Ruhlar). New York: Random House. Londra: Weidenfeld and Nicolson. WOLLF, K. (1961). Eichmann's Chief, Heinrich Himmler (Eichmann'n efi Heinrich Himmler). Neue Illustrierte. 17 (16): 20. (Alnt: J. Ackermann, 1970). WOLLF, P. ve WHITE, B. L. (1965). Visual Pursuit and Attention in Young Infants (Kk Bebeklerde Gzle izleme ve Dikkat). Jour. Child. Psychiat. 4. (Alnt: D. E. Schecter, 1973). WORDEN, F. G. (Yaymlanacak). Scientific Concepts and the Nature of Conscious Experience (Bilimsel Kavramlar ve Bilinli Deneyimin Nitelii). American Handbook of Psychiatry, vol. 6. New York: Basic Books. WRIGHT, Q. (1965). A Study of War (Sava zerine Bir inceleme). 2. bas. Chicago: Univ. of Chicago Press. KAYNAKA 303 YERKES, R. M. ve YERKES, A. V. (1929). The Great Apes: A Study of Anthropoid Life (Byk Kuyruksuz-Maymunlar: Insansilann Yaam zerine Bir inceleme). New Haven: Yale Univ. Press. YOUNG, J. (1971). An Introduction to the Study of Man (insann incelenmesine Giri). New York: Oxford Univ. Press, Clarendon. ZEISSLER, A. (1943). Grme, 24 Haziran (Alnt: W. C. Langer, 1972). ZIEGLER, H. S. (1965). Adolf Hitler. 3. bas. Gttingen: K. W. Schutz Verlag. ZIEGLER, H. S., yay. (1970). Wer War Hitler? Beitrge zur Hitlerforschung, herausgegeben in Verbindung mit dem Institut fur Deutsch Nach-riegsgeschichte, Verlag der Deutschen Hochschullehrzeitung [Hitler Kimdi? Sava sonras Tarih Enstitsne bal olarak Hitler hakknda yrtlen aratrmaya katklar, Alman lise retmenleri dergisi yaynevi], Gttingen: Grabert Verlag. ZIMBARDO, P. (1972). Pathology of Imprisonment (Tutukluluun Patolojisi). Trans-Action. 9

(Nisan): 4-8. ZIMBARDO, P. Bkz. Haney, C. (Yaymlanacak), ortak yazar. ZING YANG KUO (1960). Studies on the Basic Factors in Animal Fighting: VII, Inter-Species Co-existence in Mammals (Hayvan Kavgalanndaki Temel Etmenler zerine incelemeler: VII, Memelilerde Trleraras Birarada Yaay). Jour. Gen. Psychol. 97: 211-25. ZUCKERMAN, S. (1932). The Social Life of Monkeys and Apes, (Maymunlarda ve Kuyruksuz Maymunlarda Toplumsal Yaam). Londra: K. Paul, Trench, Trubner. KAVRAMLAR DZN Agzllk, c. 1, 26,263 Adanma gereksinmesi, c. 1, 289-92 Azcl-sadist (smrc) karakter, c. 1, 150; c. 2, 175 Akld tutkular, bkz. Tutkular: usd Aktarma, c. 1,119,287 Algolagnia, c, 2, 22 Anaerkil Kltr, c. 1, 205 Anaerkil toplum, c, 1, 2034 Anaerkillik, c. 1, 203 Analk ilkesi, c. 1, 205 Anamerkezcil yap, c. 1, 203 Anasoylu gruplama, bkz. Susu Ana-tanrann ikili rol, c. 1, 202; c. 2, 125 Anneye dknlk, c. 1, 292; c. 2, 121-5 Anomie (toplumsal zlme), c. 1, 144,145 ' Arasal zek, c. 1, 283 Artdeer retimi, c. 1, 209 Alama, c. 1, 273, 291, 328 Ataerkil egemenlik ilkesi, c. 1,211 Ataerkil toplum, c. 1, 204 Avc-yiyecek toplayc toplumlar, c. 1,182-3,190, 324, 328 Ayklayc basklar, c. 1, 168 . Ayrm gzetmeyen cinsellik, c. 1, 177 Ayrmlama ilkesi, c. 1, 205 Ayrmlamam kitle birlii, c. 1, 205 Babalk ilkesi, c. 1,205 Balantllk gereksinmesi, c. 1, 319 Ballk nesneleri, c. 1, 250 Baks kuttreni, c. 2, 8 Bastrma teknikleri: tepki gelitirme, bkz. Tepki gelitirme ussallatrma, bkz. ussallatrma Babozukluk toplumu, c. 1, 274 Bakalam, c. 1, 55 Benlik, el, 119 Bilinli niyet, c. 1, 69 Bilinsiz gd, c. 1, 74, 219, 238 Bireyselleme, c. 1, 279 Biriktiriri karakter, c. 2, 39-40 Birincil insan deneyimi, c. 1, 286 Birincil zdeleme, c. 1,54 Birlik duygusu, c. 1,293 Boyun eme psikolojisi, c. 1,184 Blgecilik, c. 1, 152-6 Bunalm, c. 1,107 306 KAVRAMLAR DZtNi Burjuva tepilen, c. 1, 188 Brokratik karakter, c. 2,40-1 Byklenmecilik, bkz. zsever byklenmecilik "Byk makineler", c. 1, 332; c. 2, 99 Can sknts, c. 1,271,297,304-16 bilind, c. 1,306-10,313 nevrotik knt, c. 1, 304-16 dnlenen, c. 1, 305 dnlenmeyen, c. 1, 305 sreen knt, c. 1, 304-16 Canhseverlik, c. 2,127-8 ift cinsiyetlilik olgusu, c. 1, 246 i et yeme kuttreni, c. 2, 8 knt, c. 1, 297 bilind, c. 1, 312-3 iten kaynaklanan, c. 2,114 nevrotik, c. 1, 312 sreen, bkz. Can sknts, sreen

knt Davran mhendislii bilimi, c. 1, 21,59 Dayanma, c. 1, 270-1 Deimezlik ilkesi, c. 2, 234 Denetim ilkeleri, c, 1, 206 Depolanm hareket enerjisi, c. 1, 37 Devrimci karakter, c. 1, 115; c. 2, 156 Dkl cinsellik, c. 1,114 karakter, c. 1,114; c. 2, 38,108 biriktirici karakter, c. 2, 38-40, 107-8 Dil srmeleri, c. 1,118 Diren, c. 1,119, 259-60 Diyonisos trenleri, c. 1, 229; c. 2, 8 Doyum, c. 1,27,114 Duygu sezgisi, c. 1,323 Duygu yatrm (Cathexis), c. 2,113 Duygudalk, c. 1,33,159 D grme olgusu, c. 1, 299 D yorumu, c. 1,26,118 Dmanca tutum, c. 1,158 Egemenlik, c. 1,152-6,177 Egemenlik - boyun eme psikolojisi, c. 1, 184 Ekmek - arap kuttreni, c. 1,229; c. 2,8 Engelleme - saldrganlk kuram, c. 1, 98-101 Epilepsi (sara), c. 1, 242 Epileptiform, c. 1, 242 Erkekelik olgusu, c. 1, 106 Eros kuram, c. 1,35, 112; c. 2,229 Eros sylencesi, c. 2, 244 Eitliki toplumlar, c. 1, 183 Freud'cu yaam (Eros) kuram, c. 2, 229-50 Genital (retken) karakter, c. 1,150; c 2,108 Gereklilik ve arzu, c. 1, 2624 Gerim indirimi, c. 2,223,234, 237 Grup seksi, bkz. Toplu seks "Haz delilii", c. 1, 310-1 Haz ilkesi, c. 1,116; c. 2 KAVRAMLAR DZN 307 Hz dini, c. 2, 102-3 Hidrolik saldrganlk anlay, bkz. mekanik-hidrolik saldrganlk anlay eyneliklik, c. 2, 113, 118 igdsel ketlemeler, c. 1,47, 159 Ili-dhlk esi, c. 1,159 Iselletirme, c. 1, 289 idi (hadm) edilme korkusu, c. 1, 118, 219; c. 2, 120 ikili alg ls, c. 1, 254 ilkel Benlik - Benlik - st Benlik emas (Freud), c. 1, 332 ilkel takm toplumu, c. 1, 286 insan mhendislii, c. 1, 108 Insanlatrma tutumu, c. 1, 42 intihar, c. 1, 28, 144, 226 i becerilerinden alnan haz, c. 1, 174 ibirlii, c. 1, 175, 322 iblm, c. 1,209 "itah davran", c. 1, 37 iyimserlik, c. 2, 217-9 Kama: savunma tepkisi olarak, c. 1,22,128,131-3 Kan dkme, c. 2, 7-9 Kan gtme, c. 2, 11-3 Kana susamlk, c. 2, 7 Kayg, c. 1, 106, 250-1 Kendinden-geme, c. 2, 15-6 Kendini bilme, c. 1, 50-1 Kendini koruma igds, bkz. zkorunma Kendinin ayrdnda olma, c. 1, 283, 288-9 Kent ekonomisi, c. 1,199 Kibbutzlar, c. 1, 144; c. 2, 45 Kimlik duygusu, c. 1, 93, 250, 255, 260 Komu sevgisi, c. 1,49 Komnal mlkiyet, c. 1, 181 Konusal Alglama Testi (TAT), c. 1, 88 Koullandrma, c. 1, 29, 59-60, 65-6 basit, c. 1, 59 uyarmsz, c. 1, 59 Ktmserlik, c. 2, 217-9 Kuttrensel yamyamlk, c. 1, 230- c 2,9 Kme zseverlii, bkz. zseverlik Mal-mlk tutkusu, c. 1, 294 Mavi yakal iiler, c. 1, 307 Mazoizm, c. 1, 24, 106, 319; c. 2 22-3,33

"Mega makineler", bkz. "Byk Makineler" Mekanik-hidrolik saldrganlk anlay, c. 1, 34, 38 Melankoli, c. 1, 312 Mezalimler, c. 1,47-9 Mzrak atma dellolar, c. 1, 186 "Militanca coku", c. 1, 47, 48-9, 50 Modern insan (homo sapiens sapiens), c. 1, 280 Neandertal insan, c. 1, 229 Nefret, c. 1,46-8; c. 2, 223 "Nevrotik kltr", c. 1,110 Nevroz (sinirce), c. 1, 65, 295 Nirvana ilkesi, c. 2, 227, 234, 237-8 Niyet, c. 1, 68, 71 308 KAVRAMLAR DZN Normallik hastal, c. 1, 306; c. 2, 116-8 Oedipus karmaas, c. 1, 287, 292; c. 2, 119-27 Olaanst durum enerjisi, c. 1, 97 Olumlu pekitirme, c. 1, 59, 62 Organik drtler, c. 1, 23, 106 Organik-olmayan drtler, c. 1, 106 Ortaklaa iktidar, c. 1, 207 Ortaklaa mlkiyet, c. 1, 181 Ortakyaam, c. 1, 293; c. 2, 112 Oyun-gereklik kavram, c. 1, 96 , c. 2, dl pekitirmesi, c. 1, 59 renimi terk sendromu, c. 2, 1556 ldrme: spor olarak, c. 1, 170 lm igds, c. 1, 19, 27, 35,103, 110, 112; c. 2, 127 lm simgeleri (20. yy. toplumunda), c. 2, 109-10 lm tanras, c. 1, 202 lme tapnma, c. 1, 203 lseverlik, c. 1, 25, 29-30, 212; c. 2, 10, 79431 cinsel, c. 2, 79-83 cinsel olmayan, c. 2, 79, 83-5 karakterden kaynaklanan, c. 2, 85-7 "kastsz" lsever davran, c. 2,. 934 zbilgi kavram, c. 1, 56 zbilin, bkz. Kendinin ayrdnda olma zkar.c. 1,66,116-7,264 zdelik duygusu, e. 1, i 19-20 zgecilik, c. 1, 270, 322 zgnlk, c. 1, 60-1 zgrlk, c. 1, 251-3 zimgesi, c. 1, 260 zkorunma, c. 1, 34-5,111 zsaygs, c. 1, 92-3 zsever byklenmecilik, c. 1, 256 zseverlik c. 1,26,106,253-9 birincil, c. 1, 254; c. 2, 236 ikincil, c. 1, 254; c. 2, kme zseverlii, c. 1, 257-9; c. 2,11 olumsuz, c. 1, 255 yaralanmas, c. 1, 253 zsever-smrc karakter, c. 1,45 Paranoya, c. 1, 103, 124 Paylama, c. 1, 175 Pazar ekonomisi, c. 1, 187 Pazarlayc karakter, c. 2, 108 Pekin insan, c. 1, 228-30, 280, 286; c. 2, 9 Pekitirmece. 1,59, 68, 118 Penis imrenmesi, c. 1, 118 Psikoz (ildin), c. 1, 254; c. 2, 213 Q (Freud'cu terim), c. 2, 261-2 Rol yapma katlm, c. 1, 83 Ruhbimsel test, c. 1, 82 Rya aklamas, bkz. D yorumu Sadistlik, c. 1, 15, 24, 25, 106, 319; c. 2, 21-78

cinsel, c. 1,106; c. 2, 21-6 cinsel olmayan, c. 2, 26-7 iyiliksever, c. 2, 33, 72-3 tinsel, c. 2. 27-8 KAVRAMLAR DZN 309 Sadistlik-mazoistlik, c. 1, 115, 319; c. 2, 25-6, 37 Saldrganlk, c. 1, 15-6 arasal, c. 1, 134, 262-5 kaza niteliinde, c. 1, 238-9 kendini kabul ettirmeye ynelik, c. 1, 240-7 oyunsai; c. 1, 239 trii, c. 1, 38, 46, 137, 163 treraras, c. 1, 137, 164 uyumcu, c. 1,261-2 yamac (yrtc), c. 1, 133-6 yalandan, c. 1, 238-47 yeniden ynlendirilmi, c. 1, 42-3 Salt beyniyle davranan (monocerebral) insan, c. 2, 111-3, 115 Serbest arm, c. 1, 118 Sevecen-retken karakter, c. 1, 316 Sibernetik a, c. 1, 67; c. 2, 93 Sibernetik insan, c. 2, 111-5 Sinirsel glme nbetleri, c. 1, 77, 91 Sistem kuram, c. 1, 113 Smrc (azcl-sadist) karakter, c. 1,316 Sz dinleme, c. 1,261-2 Susu (ana st), c. 1, 223 ark dellolar, c. 1, 185-6 iddet, c. 1,311-5 izofreni (usyarlm), c. 1,124, 254; c. 2, 111-5 Takm toplumu, c. 1,179, 185 Teknie tapnma, c. 2, 99-119 Telkin, bkz. Alama Tepki gelitirme, c. 1, 26, 114; c. 2, 177-8 Thanatos, c. 2, 234, 237 Tinsel zalimlik, c. 2, 27 Toplu seks, c. 1,225,310-1 Toplum: sibernetik, c. 1, 30, 62, 66, 295, 306 teknotronik, c. 1, 62, 305-6 Topluma kabul treni, c. 1, 218; c. 2, 15 Toplumsal zlme, bkz. Anomie Toplumsal karakter kavram, c. 1, 115,207,214,317-8 Tos vurma karlamalar, c. 1, 185 Tutkular: insan tutkular, c. 1, 19-30, 119 karakter kkenli, c. 1, 23, 27, 77, 106,285,289,319,333 usd, c. 1, 16, 28, 333 ussal, c. 1, 28, 333 yaam ilerletici, c. 1, 247, 326 yaam kstekleyici (boucu), c. 1, 247, 326 Tuvalet eitimi, c. 1, 114 Trii ayklanma, c. 1, 39 Umutsuzluk: ussal, c. 2, 218 Usdlk ve ussallk, c. 1, 330, 332 Ussallatrma, c. 1, 20, 79 Usyarlm, bkz. izofreni Uyaran, c. 1, 37-8 basit, c. 1, 301-4 harekete geirici, c. 1, 301-4, 327 tetik, c. 1, 35 Uyarlma, c. 1, 298-304, 319 Uyutum (hipnotizma), c. 1,310 reme organlar libidosu, c. 1, 26 retken karakter, bkz. Genital karakter 310 KAVRAMLAR DZN Vicdan, c. 1, 79-81 XYY bireyler, c. 1,242-3 Yamaclk (yrtclk), c. 1,133-6 Yanstc testler, c. 1, 72 Yapc metabolizma (anabolizma), c.

1, 16, 22; c. 2, 226 Yararclk, c. 1,49 Yaratclk, c. 1,60-1,335 Yaam igds, c. 1,19, 27,35,111; c. 2, 127, 249, 258-60 Yaam tanras, c. 1, 202 Yaam ilerletici sendrom, c. 1, 319, 326,328,331-2 Yaam kstekleyici sendrom, c. 1, 319,326,329,331-2 Yaamsal karlara ynelik tehditler, c. 1, 130 Yetke: smrc, c. 1, 247 usd, c. 1,183, 212, 247 ussal, c. 1,183,211 Yetkeci karakter, c. 1,158 Ykclk, c. 1,16,106 esrik, c. 2,15-7 grnr, c. 2, 7-9 karakterden kaynaklanan, c. 2,10 kendiliinden, c. 2,10-1 kinci, c. 2, 11-4 Ykc metabolizma (katabolizma), c. 2, 226, 238 Ykcla tapnma, c. 2,17-21 Yorumlayc anketler, c. 1, 74; c. 2, 98-9 Ynelim erevesi, c. 1, 250, 28992 Yceltme, c. 1, 26, 114; c. 2, 253 Zenginletirilmi evre, c. 1, 325 Zorlayc kendini tatmin, c. 1, 297 ADLAR DZN Abraham, K., c. 2, 38 Abramova, Z. A., c. 1, 203 Ackermann, J., c. 2, 46, 47, 50, 52, 57, 70-1, 74 Ackert, K., c. 1,128 Adorno, T. W., c. 1,115; c. 2, 38 Alanbrooke, bkz. Brooke, Sir Alan F. Alee, Warder Clyde, c. 1, 104 Altaian, J., c. 1, 325 Altaian, S. A., c.l, 146 Ames, O., c. 1, 197 Ammacher, Peter, c. 1, 124; c. 2, 233 Anderson, E., c. 1, 197 Andreski, Stanislav, c. 1, 193, 328 Apollinaire, Guillaume, c. 2, 104 Aquinas, Thomas, c. 1, 331 Aramoni, A., c. 1,106 Ardrey, Robert, c. 1, 20,152, 166 Aristo, c. 1, 276, 331 Avis, V., c. 1, 69 Axmann, Arthur, c. 2, 206 Bach, Johann Sebastian, c. 2,197 Bachofen, J. J., c. 1, 203-5; c. 2, 247 Balabanof, Angelica, c. 2, 75 Balint, Michael, c. 1, 120 Banks, C, c.l, 81,91 Barnett, S. A., c. 1,158 Bartell, G.T.,c. 1, 311 Beach, F. A., c. 1, 105, 241 Beck, Alb. Josef, c. 2, 208 Beeman, E. A., c. 1,241 Beg, M., c. 1,140, 147 Bender, L., c. 2, 113, 124 Benedict, Ruth, c. 1,194-5,214, 217, 218, 223-6 Bennett, E. L., c. 1,325 Berger, Gottlob, c. 2, 206 Bergounioux, F. M., c. 1, 288-9 Beria, Lavrenti, c. 2, 31 Berkowitz, Leonard, c. 1,37, 69,99, 136 Bernard, L. c, 1. 108 Bernfield, S., c. 2, 267 Bertalanffy, L. von, c. 1,114, 237 BethmannHollweg, Theobald von, c. 1,268 Bettelheim, Bruno, c. 1, 91-2, 93-5 Bexton, W. H., c. 1,300 Bingham, H. C, c. 1, 146 Binswanger, L., c. 1, 120 Bird, H. G., c. 1,241 Blake, William, c. 2, 93 312 ADLAR DZN Blanc, A. C, c. 1, 229-30; c. 2, 9 Bleuler, Eugen, c. 1, 312, 315; c. 2, 111,114,124 Bloch, Dr. E., c. 2,144,199-200 Blum, Leon, c. 2, 210 Born, Max, c. 2, 112 Bouldirg, Kenneth E., c. 1, 37 Bourke, J. G.,.c. 2, 8, 89 Bowlby, 1, c. 1, 265, 292; c. 2, 262 Brandt, H., c. 1,91, 95; c. 2, 41 Brandt, Dr. Kari, c. 2, 206 Braun, Eva, c. 2, 172, 175, 178, 182, 184, 185, 186, 187-9,202,205-6 Brentano, Ludwig von, c.l, 264 Brooke, Sir Alan F. (Vikont Alan-

brooke), c. 2, 93 Brosse, J., c. 2, 138-9, 184, 185, 212 Brucke, von, c. 2, 233, 261 Bryant, L, c. 2, 8 Buchner, Friedrich, K. C. L., c. 2, 233 Bucke, Richard M., c. 1, 277 Bucy, P. C.,c. 1,129 Budmore, Dr. Moshe, c. 2, 45 Bullock, A., c. 2, 193 Bullock, T. H., c. 1, 125 Bunzel, Ruth, c. 1,217 Burckhardt, K. 1, c. 2, 46, 50, 2112 Burton, A., c. 1,306 Buss, A. H.,c. 1,68-9,71,99 Cabot, C, c. 1,140-1 Cadogan, Sir A., c. 2, 210 Caldwell, M., c. 2,10 Callhoun, John B., c. 1, 141,157 Caligula (Roma imparatoru), c. 2, 33-4 Calley, Tem. William, c. 1, 79 Campbell, B. G., c. 1, 164-5 Camus, Albert, c. 2, 33 Cannon, Walter B., c. 2, 267 Carpenter, C. R., c. 1, 146 Carrighar, Sally, c. 1, 157-8 Carthy, J.D., c. 1, 167 Cervantes, Miguel, c. 2, 86 Chamberlain, Neville, c. 2,192,197, 210 Chaplin, Charles, c. 2, 90, 205 Childe, V. G., c. 1, 195, 197-9, 2078, 210 Chomsky, Nam, c. 1, 58 Churchill, Winston, c. 1, 256; c. 2, 93-4 Churchman, L., c. 1, 114 Clark, G., c.l, 241 Clark, Richard, c. 1,161 Clark, G., c. 1,195 Copliner, G., c. 1,292 Cole, S., c. 1, 195 Collias, N., c. 1, 141 Cooper, James Fenimore, c. 2, 150 Craig, W., c. 1, 37 valkovski, Fantisek, c. 2, 170-1 Dart, Raymond A., c. 1, 165 Darwin, Charles, c. 1, 33, 534, 108, 128, 277-9 Das, G. D., c. 1, 325 Davie, M. R., c. 1, 277, 230; c. 2, 11-2 Deetz, J., c. 1, 176 Delbrck, Hans, c. 1,192 Delgado, J. M. R., c. 1, 128-9,156 Dement, W., c. 1, 299 ADLAR DZN 313 De River, J. P., c. 2, 22, 80, 82-3 DeVore, Irven, c. 1, 146-7, 176, 187 Dios Hernandez, Dr Juan de, c. 1, 251 Doane, B. K., c. 1, 300 Dobzhansky, Theodosius, c. 1, 277, 288-9' Dollard, John, c. 1,98, 99 Dubos, Rene, c. 2, 266 Dunayevskaya, R., c. 1, 330 Dunbar, Walter, c. 1,161 Dunlap, K., c. 1, 108 Durbin, E. F. M., c. 1, 265 Durkheim, Emile, c. 1,144 Duyvendak, J. J., L., C. 1, 193 Ebling,F.J., c. 1,167 Eckhart, Meister, c. 1, 291, 302 Eggan, D., c. 1, 215 Egger, M.D., c. 1, 133 Ehrenburg, Uya, c. 2, 32 Eibl-Eibesfeldt, Irenaus, c. 1, 20 Einstein, Albert, c. 1, 49, 220, 266; c.2, 112, 130,253, 255-6, 259 Eiseley, Loren, c. 1, 320 Eisenberg, L., c. 1, 37 Eisenhower, Dwight D., c. 2, 41 Emerson, Ralph Waldo, c. 1, 277 Empedokles, c, 2, 260 Engels, Friedrich, c. 1, 203, 286; c. 2,156, 247 Erasmus, Desiderius, c. 1, 276 Erikson, ErikH., c. 1, 115 Ervin, F. R., c. 1,128-31, 133 Esler, H. D., c.l, 309-10, 313 Fabing, H. D., c. 2,16 Fairbairn, W. Ronald D., c. 1, 120 Fantz, Robert L.,c. 1,300 Fechner, G. T., c. 2, 265-6 Federn, P., c. 2, 234, 237 Feitelberg, S., c. 2, 267 Fenichel, Otto, c. 2, 238-9,242

Ferenzi, S., c. 1, 292 Fischer, F., c. 1, 267 Fletcher, Ronald, c. 1, 33 Flint, R. W., c. 2, 101, 103-4 Flynn, J. P., c. 1,131,133 Foerster, H. von, c. 1, 102, 126, 252, 323 Ford, Henry, c. 2, 76, 105 Franco, Francisco, c. 2, 210 Freeman, Derek, c. 1, 166, 174, 213; . 2, 10 Freuchen, Peter, c. 1, 180 Freud, Anna, c. 1, 266 Freud, Sigmund, c. 1, 15, 19, 25-6, 33-7, 41-2, 49-51, 56, 66, 69, 72, 111-9,124,204,21920,254,266, 287, 292; c. 2, 22, 24, 33, 38, 45, 87,89,93, 107, 111, 120-3, 127-9, 203, 221-69 Fromm, Erich, c. 1, 62, 74, 88, 106, 112, 115, 183, 205, 211-2, 253, 281,288-9,292, 318, 323, 327; c. 2, 38, 40, 72, 87, 90, 96, 98, 108, 112, 115-6, 120, 123, 139, 180, 218, 252, 268 Fromm-Reichmann, Frieda, c. 1,120; c.2,114 Galilei, Galileo, c. 1, 208 Garattini, S., c. 1, 241 Geddes, Patrick, c. 1, 212 Gill, D. G., c. 2, 26 Ginsberg, M., c. 1,1934, 265 Glickman, S. E., c. 1, 143 314 ADLAR DZN Glover, E., c. 1,194, 265 Gobinau, Kont Joseph, Arther de, c. 2,197 Goebbels, Joseph, c. 2, 65, 172-3, 181,183,206 Goering, Hermann, c. 2,47,171 Goethe, Johann Wolfgang, c. 1, 53, 302 Goldman, Irving, c. 1, 217, 219 Goodall, bkz. Van Lawick-Goodall Grawitz (SS hekimi), c. 2, 72 Green, M. R., c. 2,124 Groos, K.,c. 1,296 Guderian, Gen. Heinz, c. 2,47, 193 Guntrip, H., c. 1,120 Guthrie, W. K. C, c. 1, 331; c. 2, 260 Guttinger, R. C, c. 1, 141 Hall, K.R.L..C. 1,147 Hail, T. E., c. 1, 141 Hallgarten, G. W. R, c. 1, 267; c. 2, 56,58 Han Fei-tzu, c. 1, 193 Haney.C.c. 1,81,91,95 Hanfstaengi, E., c. 2, 168, 174, 181, 185-6,188,198, 203 Hanisch, Reinhold, c. 2,161-2 Harlow, H. F., c. 1, 292, 299 Hart, C. W. M., c. 1, 186 Hartoch-Schachtel, Anna, c. 1, 74 Hayes, K. J. ve C, c. 1, 148 Heath, R. G., c. 1, 124, 128, 299, 312 Hediger, H., c. 1, 252 Hegel, G. W. F., c. , 331 Heiber, H., c. 2, 72-3 Heidegger, Martin, c. 1, 24 Heidel,A.,c. 1,211 Heinrich (Bavyera prensi), c. 2, 579 Heisenberg, Werner, c. 2,112 Helfferich, E., c. 2,47 Helmholtz, Hermann Ludwig Ferdinand, c. 2,233 Helmuth, H., c. 1,213 Henry VIII (ngiltere kral), c. 2, 174 Hentig, H. von, c. 2, 80, 834, 85, 97 Heraklit,c. 1,316,331 Hernandez Peon, Raul, c. 1,124 Herodotos, c. 1,192 Heron, W., c. 1, 300, 306 Herrick, C. Judson, c. 1, 287, 320 Herrigel, E., c. 1,239 Hess,W.R.,c. 1,128,131 Himmler, Gebhard, c. 2,48-9,56,58, 60, 67-9, 74 Himmler, Heinrich, c. 1, 25, 255; c. 2,41,45-78, 206, 214 Himmler, Otto, c. 2, 206 Hinde, R. A., c. 1, 34 Hirschorn, Kurt, c. 1,40 Hitler, Adolf, c. 1, 25,256,268,269; c. 2, 12, 24, 35, 37, 46, 47-8, 63-

5, 73, 75, 85, 87, 89-90, 97, 104, 107,127,132-215 Hitler, Alois, c. 2,135-46,152-3 Hitler, Klara, c. 2,134-44,154-200 Hobbes, Thomas, c. 1,135,177 Hoebel, E. A., c. 1,186,195 Hoffmann, Heinrich, c. 2,199 Holbach, Baron Paul Henri Dietrich d', c. 1, 28 Holt, Robert R., c. 1,124; c. 2,233 ADLAR DZN 315 Horkheimer, Max, c. 1, 74 Homey, Karen, c. 1, 119 Hss, R., c. 2,71 Howell, F. C., c. 1,165 Hunsperger, c. 1, 131 Hunziker-Fromiri, Gertrud, c. 2, 113 Huxley, Sir Julian, c. 1, 167 llich, Dr. Ivan, c. 2, 79 sa, c. 1,117,229,274 Jacobs, P. A., c. 1,242 James, William, c. 1, 33, 53, 195 Jay,P.,c. 1,164 Joachim de Fiore, c. 1, 294 Jodl, Alfred, c. 2, 181, 211 John XXIII (papa), c. 2, 130 Jones, Ernest, c. 2, 38, 234-5, 267 Jung, Carl G., c. 1, 287; c. 2, 235 Kaada, Birger, c. 1,125,131 Kafka, Franz, c. 1,302 Kaganovi, Lazar, c. 2, 30-1 Kahn, Herman, c. 2, 110 Kalinin, Mikhail, c. 2, 29 Kanner.L., c. 2, 113 Kant, Immanuel, c. 1, 331; c. 2, 247 Kapp, R., c. 2, 267 Kavtaradze, Sergei Ivanovi, c. 2, 31-2 Kempe, C. H., c. 2, 26 Kern, c. 2, 17-20 Kersten, Dr., c. 2,55 Kirov, Sergei, c. 2, 31 Kistler, c. 2, 60 Klver, Heinrich, c. 1, 129 Koffler, F., c. 1,299 Kortlandt, Adriaan, c. 1, 143, 148, 150,156,316 Krausnick, H., c. 2, 168, 170-1 Krebs, Dr. Albert, c. 2, 46 Kropotkin, Peter, c. 1, 322 Kubizek, A., c. 2, 135, 143-4, 15760,163,182,184, 190 Kummer, Hans, c. 1, 139 Kuusinen, Otto, c. 2, 29-30 Lagerspetz, K. M. J., c. 1, 241-4 Laing, R. D., c. 1, 120; c. 2, 114-5, 117 Lancaster, C. S., c. 1, 165, 169-70, 174 Langer, W. C, c. 2, 138, 188 Laughlin, William S., c. 1, 172-3 Lazarsfeld, Paul, c. 1, 74 Lee, R. B., c. 1,176, 187 Lehrman, D. S., c. 1,37 Lenin, V. I., c. 2, 32, 85, 156 Levinson, c. 1, 131 Leyhausen, Paul, c. 1, 102-4, 140, 143 Lidz, Theodore, c. 1, 120; c. 2, 114 Linton, Ralph, c. 1,214 Litvinov, Maxim, c. 2, 32 Livingston, R. B., c. 1, 27, 61, 1245, 282, 298, 320-2 Lorenz, Konrad Z., c. 1, 15, 19-22, 34, 37-51, 53-6, 102-4, 109, 132, 133-4, 136-7, 157, 158, 163-4, 236 Ludendorff, Erich F. W., c. 2, 60 Luxemburg, Rosa, c. 2, 20, 156 Maccoby, Michael, c. 1, 62, 74, 88, 96, 106, 115; c. 2, 40, 98-9, 108, 131 316 ADLAR DZN MacCorquodale, K., c. 1, 58 McDermott, J. J., c. 1, 33 MacDonald, Ramsay, c. 2, 205 MacDougall, William, c. 1, 33-4 McGaugh, J. L., c. 1, 292 MacLean, P. D., c. 1, 124, 128 Magoun, H. W., c. 1,131 Mahler, Margaret S,, c. 1, 292; c. 2, 112-3,124 Mahringer, J., c. 1, 160, 171 Maier, N. R. F., c. 1, 105 Malinowski, Bronislaw, c. 1, 223 Mao Tse-

tung, c. 2, 156 Marcuse, Herbert, c. 2, 23, 250 Marinetti, F. T., c. 1, 30; c. 2, 101-4, 107 Mark, V. H., c. 1,128-31, 133 Marschack, A., c. 1, 203 Marshall, George, C, c. 2, 41 Martino, R. de, c. 1, 323 Marx, Karl, c. 1, 51, 66, 277, 281, 286, 294, 302, 326, 330; c. 2, 96, 156, 247 Maser, W., c. 2,. 135, 144, 158, 159, 162, 164, 168, 178, 185, 189-90, 194-5,199, 204 Maslow, Abraham, c. 1, 279 Mason, William A., c. 1, 155 Matthews, L. H., c. 1, 140 Maturana, H. R., c. 1, 126 May, Kari, c. 2, 149-50, 194 Mayerhofer, Josef, c. 2, 145 Mayo, Elton, c. 1, 144 Mdivani, Budu, c. 2, 31 Mead, Margaret, c. 1, 214, 217, 220 Medvedev, R. A., c. 2, 28-30, 32, 85 Megargee,E. I., c. 1,98, 101 Meggitt, M. J., c. 1, 179, 183, 18990 Mellaart, J., c. 1, 195, 197-203 Melnechuk, Dr. T., c. 1, 125-6 Menninger, Kari A., c. 2, 12 Meyer, Adolf, c. 1, 119-20; c. 2, 114-5 Michelangelo Buonarroti, c. 1, 53 Mikoyan, A.L., c. 2, 30-1 Milgram, Stanley, c. 1,74,79-81,87, 96 Mill, John Stuart, c. 1, 19; . 2,247 Milln, I., c. 2,40,108 Milln, Astray, Gen., c. 2, 85-6 Miller, N. E., c. 1, 98 Milner, P., c. 1, 128 Mitford, Unity, c. 2, 189 Mitscherlich, Dr. A., c. 1, 266 Molotov, Vyacheslav, c. 2, 29 Monakow, C. von, c. 1, 323; c. 2, 113 Montagu, M. F. Ashley, c. 1, 242, 280 Moran, Lord, c. 2, 93 More, Thomas, c. 1,276 Morgan, L. H., c. 1,2034 Morris, Desmond, c. 1, 20 Moyer, K.E., c. 1, 134 Mozart, Wolfgang Amadeus, c. 2, 197 Muller, A. von, c. 2, 190 Muller, Renee, c. 2, 188-9 Mumford, Lewis, c. 1,165,173,177, 195, 197, 202, 207, 212-3, 229, 281, 332; c. 2, 9, 99,105 Murdock, George P., c. 1, 176, 214 Mussolini, Benito, c. 2, 75, 104, 209-10 ADLAR DZN 317 Napier, John, c. 1,135, 164 Narr,K.J.,c. 1,229 Narvez, Manzano F., 123 Nielsen, J., c. 1,242 Nietzsche, Friedrich, c. 2, 104 Nimkoff, M.F.,c. 1,104 Nissen, H. W., c. 1, 104, 146 Ohlendorf, Otto, c. 2, 73 Okladnikov, A. P., c. L 203 Olds, J., c. 1, 128 Oppenheiner, J. Robert, c. 1, 72 Ozbekhan, H., c. 1,62 Palmer, S., c. 1, 226 Panholzer, Prof. c. 2, 159 Paracelsus, c. 1, 302 Pascal, Blaise, c. 1,331 Pasternak, Boris, c. 2, 32 Pastore, N., c. 1, 109 Paul (havari), c. 1, 229 Penfield, W., c. 1, 126 Penrose, L. S., c. 2, 267 Perry, W. J., c. 1,191 Piaget, Jean, c. 1,296 Picasso, Pablo, c. 2, 104 Picker, H., c. 2, 150, 168, 169, 172, 177,181,190,194-5,202-3,210 Piggott, S., c. 1,188 Pilbeam, D. R., c. 1, 165, 191, 280 Pilling, A. R., c..l, 186 Platon, c. 2, 241-2, 244, 245-6 Ploog, Dr., c. 1,127 Portmann, A., c. 1, 164 Pribram, K. H., c. 1, 124; c. 2, 267 Rapaport, D. C, c. 1, 192 Rathenau, W., c. 2,17-8, 62 Raubal, Geli, c. 2, 177, 184, 185, 189 Rauch, H. J., c. 2, 85 Rauschning, H., c. 2, 183 Reage, Pauline, c. 2, 25-6 Rembrandt van Rijn, c. 2, 198-9 Rensch, B., c. 1,164 Reynolds, Vernon, c. 1, 139 Reynolds V. ve R, c. 1, 147, 154 Ribbentrop, Joachim von, c. 2, 210 Rockefeller, Nelson A., c. 1, 161 Roe, Anne, c. 1, 164 Rogers, Carl R., c. 1, 58, 60, 63 Roller, Prof., c. 2, 159 Romaniuk, c. 1, 131 Roosevelt, Franklin D., c. 1, 256; c. 2,186 Rowell, T. E., c. 1,155 Rhm, Ernst, c. 2, 63-4, 65, 170,

178 Russell, C. ve W. M. S., c 1,139,141, 143,235 Saavedra Mancera, Victor F., c. 2, 123 Sade, Marquis de, c. 2, 23, 25, 28 Sahlins, M. D., c. 1,177,187-8 Santarelli Carmelo, L., c. 2, 123 Sartre, Jean-Paul, c. 1, 24, 330 Sauer, C. O., c. 1, 195 Schachtel, Ernest, c. 1, 74 Schaller, George B., c. 1, 147, 151, 154 Schecter, David E., c. 1, 296, 299300, c. 2,113,124 Schneirla, T. C, c. 1, 105 Schopenhauer, Arthur, c. 2, 196 Schramm, P. E., c. 1, 168, 181, 194, 197,201-3,211 318 ADLAR DZN Schrenk-Notzing, Albert H. von, c. 2,22 Schrodinger, Erwin, c. 2, 112 Schuschnigg, Kurt von, c. 2, 193 Schwartz, F., c. 2,186 Schweitzer, Albert, c. 1,128,130 Schwidetzki, L, c. 1,164 Scott, John Paul, c. 1, 136, 153, 158-9 Scott, T. H., c. 1,300 Sechenov, Ivan, c. 1, 298 Sennacherib (Asur kral), c. 1, 212 Serdich, D. F., c. 2, 28 Screbrovskii, A., c. 2, 28 Service, E. R., c. 1, 178-83, 184-6, 189,190-1,193, 215 Shah, S.A.,c. 1,243 Shakespeare, William, c. 1, 334 Siddiqi, M. R., c. 1, 140, 147 Sigg, E. B., c. 1, 241 Silva Garcia, J., c. 2, 123 Simmel, Ernst, c. 2, 247 Simons, E. L., c. 1, 165 Simonson, H., c. 1, 91 Simpson, George G., c. 1, 277-9 Skinner, B.-F., c. 1, 21-2,58-67, 69 Smith, B. F., c. 2,46,48-9,54,55-6, 59-67, 75, 135, 136, 141, 143, 145-6,150,152-4,161, 164 Smith, G. E.,c. 1, 191 Smolla, G., c. 1,195, 280 Smuts, Jan Christian, c. 1, 18 Sombart, Werner, c. 1, 264 Southwick, Charles H., c. 1,140,141, 147 Speer, Albert, c. 2, 89, 90, 92, 168, 169,172-6,178-9,181-5,187,190, 192, 193,197-203, 207, 209, 212 Spencer, M. M., c. 1,158 Spinoza, Benedictus de, c. 1, 26,51, 302,331; c. 2, 116,247 Spitz, R., c. 1,292, 299 Spoerri, T., c. 2, 80, 84, 85 Sroges, R. W., c. 1,143 Stalin, Josef, c. 1, 25, 256; c. 2, 2832,75 Steiner, J. M., c. 1,91 Steiniger, F., c. 1,157 Stekel, Wilhelm, c. 2, 85 Stephanie (Linz'li), c. 2,184-5 Stewart, U.H.,c. 1,191 Strachey, A., c. 1, 265 Strachey, James, c. 2, 222, 225, 228, 236,256,261-2 Strasser, Gregor, c. 2, 50, 64-5 Sukarno, c. 2, 13 Sullivan, Harry Stack, c. 1,120; c. 2, 114, 124 Suzuki, D. T., c. 1, 239, 323 Tauber, E., c. 1, 299 Tawney, R. H., c. 1, 264 Tax, S., c, 1,164 Teilhard de Chardin, Pierre, c. 1, 277 Terra, Helmuth de, c. 1, 177 Thiers (Fransa), c. 1, 171 Thomas, H., c. 2, 86 Thompson, R. F., c. 1, 292 Tukudides.c. 1,266 Tinbergen, Niko, c. 1, 18, 37-8, 40, 43, 153 Tnnies, F., c. 1,144 Troost, P. L., c. 2,198 Thurnbull, Colin M., c. 1, 177-8, 214 Turney-High, H. H., c. 1,191-2 ADLAR DZN 319 Unamuno, Miguel de, c. 2, 85-6 Underhill, R-, c 1,171 Valenstein, E., c. 1, 127

Van Lawick-Goodall, Jane, c. 1, 147-52 Varela, F. C, c. 1, 127 Vives, Juan Luis, c. 1, 276 Vollhard, E., c. 1,230 Waelder, R., c. 1,109-10 Wagner, Richard, c. 2, 157, 197, 198 Warlimont, Gen. W., c. 2, 178 Washburn, S. L., c. 1, 146, 164-5, 168-70,174-5 Watson, J. B., c. 1, 57-8 Weber, Max, c. 1, 264 Weil, Simone, c. 2, 94 Weiss, P., c. 1,114 White, B. L., c. 1, 300 White, R. W., c. 1, 296 Whitehead, Alfred North, c. 1, 331 Wicker, Tom, c. 1, 161 Wiedemann, Fritz, c. 2,171 Wilhelm II (Kayzer), c. 2, 201 Wilson, Woodrow, c. 1, 256 Winnicot, D. W., c. 1,120 Wolff, Karl, c. 2,47-8, 71 Wolff, P., c. 1, 300 Worden, F. G., c. 1, 127 Wright, Quincy, c. 1,190,192-3,227, 271-2 Yerkes, R. M. ve A. V., c. 1,281 Young, J., c. 1,164 Zajur Dip. E., c. 2,123 Zeissler, a., c. 2, 188-9 Ziegler, H. S., c. 2,194 Zimbardo,P. G.,c. 1, 81, 91 Zing Yang Kuo, c. 1, 108, 153, 159 Zola, mile, c. 2, 50 Zuckermann, Solly, c. 1, 139, 142, 236 PAYEL YAYINEV - Caalolu Yokuu Evren Han Kat 3, No: 51 Caalolu - istanbul Tel-528 44 09-511 82 33 Fax: 512 43 53 ERICH FROMM insandaki ykcl, iddeti, acmaszl, avc ve yiyecek toplayc kk topluluklar oluturarak yaayan tarihncesi insandan, gnmzn "uygar" insanna dek ok geni bir sre iinde ele alan Fromm, kitabnn bu ikinci ve son cildinde tarihe kanl ykclklanyla gemi baz yneticilerin kiilik zmlemelerini yapmaktadr. Fromm, bu byk hacimli almasnda, iddet olaylarn ele alrken, herkesin yaam sevgisiyle dolu olduu, her trl iddetin, basknn ortadan kalkt, kimsenin kimseyi tehdit etmedii bir dnyann kurulabilmesi iin nasl bir tutum taknmamz gerektiini de gstermektedir. Ne bask yapann ne de bask grenin olmamas iin "insan yanlsamalarnn zincirlerinden" kurtarmamz gerektiini ve bunun iin de yalnzca "ekonomik ve siyasal yapmzda deil, deerlerimizde, insann amalarna ilikin anlaymzda ve kiisel tutumumuzda da kkl deiikliklerin" olmasnn zorunlu olduunu gstermeye almaktadr.

SON

You might also like