You are on page 1of 164

MĠMAR SĠNAN GÜZEL SANATLAR ÜNĠVERSĠTESĠ  FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

KIYI ALANLARI PLANLAMASI BAĞLAMINDA BÜTÜNLEġĠK KIYI


ALANLARI YÖNETĠMĠ VE PLANLAMASI: ĠZMĠT KÖRFEZĠ (KOCAELĠ-
YALOVA) BÜTÜNLEġĠK KIYI ALANLARI PLANI ÖRNEĞĠ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Esra ġENTÜRK

ġehir ve Bölge Planlama Anabilim Dalı

Kentsel Tasarım Yüksek Lisans Programı

Tez DanıĢmanı: Doç. Dr. Adem Erdem ERBAġ

MART 2019
MĠMAR SĠNAN GÜZEL SANATLAR ÜNĠVERSĠTESĠ  FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

KIYI ALANLARI PLANLAMASI BAĞLAMINDA BÜTÜNLEġĠK KIYI


ALANLARI YÖNETĠMĠ VE PLANLAMASI: ĠZMĠT KÖRFEZĠ (KOCAELĠ-
YALOVA) BÜTÜNLEġĠK KIYI ALANLARI PLANI ÖRNEĞĠ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Esra ġENTÜRK

ġehir ve Bölge Planlama Anabilim Dalı

Kentsel Tasarım Yüksek Lisans Programı

Tez DanıĢmanı: Doç. Dr. Adem Erdem ERBAġ

MART 2019
iii
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü tez yazım
klavuzuna uygun olarak hazırladığım bu tez çalıĢmasında;

 tez içindeki bütün bilgi ve belgeleri akademik kurallar çerçevesinde elde


ettiğimi,

 görsel, iĢitsel ve yazılı tüm bilgi ve sonuçları bilimsel etik kurallarına uygun
olarak sunduğumu,

 baĢkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda ilgili eserlere bilimsel


normlara uygun olarak atıfta bulunduğumu,

 atıfta bulunduğum eserlerin tümünü kaynak olarak gösterdiğimi,

 kullanılan verilerde herhangi bir değiĢiklik yapmadığımı,

 ücret karĢılığı baĢka kiĢilere yazdırmadığımı (dikte etme dıĢında),


uygulamalarımı yaptırmadığımı,

 ve bu tezin herhangi bir bölümünü bu üniversite veya baĢka bir üniversitede


baĢka bir tez çalıĢması olarak sunmadığımı

beyan ederim.

iv
Anneme ve Babama,

v
ÖNSÖZ

Eğitim hayatım boyunca edindiğim tecrübe ve bilgi birikiminin önemli bir aĢamasını
oluĢturduğuna inandığım yüksek lisans çalıĢmamın en anlamlı kısmının burası
olduğuna inanıyorum. Bu bölümle hayatıma maddi ve manevi destek olan kiĢilere bu
sayede bir kez daha teĢekkür etme fırsatını yakalayarak, onur ve mutluluğunu
yaĢıyorum.
Tez konusu ve danıĢman arayıĢında olduğum süreçte, salt bir tez yazma ve teslim
etmeden öteye gitmeyeceğine inandığım fikrin, yolumun hocam Sayın Doç. Dr.
Adem Erdem ERBAġ ile kesiĢmesinden sonra ne derece yanlıĢ olduğunu anlamıĢ
oldum. Tez araĢtırma ve yazma sürecinin yanında, yaĢadığım tüm bu süreçte hocam
olarak göstermiĢ olduğu manevi desteğin yerini anlatmama imkan yok. Hem kıymetli
bir büyüğüm olarak manevi desteğinden hem de hocam olarak tez araĢtırma ve
yazma sürecinde engin bilgi ve birikimlerinden fazlasıyla istifade etme Ģansı
yakalamamdan ve sabırla tüm süreçte yanımda olmasından dolayı tez danıĢmanım
Sayın Doç. Dr. Adem Erdem ERBAġ‟a, tez çalıĢmama yaptıkları çok değerli
katkılarından ve göstermiĢ oldukları ilgiden dolayı Sayın Prof. Dr. Tevfik Hakan
ALTINÇEKĠÇ‟e ve Sayın Dr. Öğr. Üyesi M. Teoman TEKKÖKOĞLU‟na, tez
çalıĢması kapsamında yapılan mülakatlarda değerli görüĢlerinden ve katkılarından
dolayı Kocaeli BüyükĢehir Belediyesi Planlama Müdürlüğü ekibine, Planlama
Müdürü Sayın Rahmi TÜMPALAY‟a, Ģehir plancısı Sayın Tülay TEMELLĠ‟ye,
serbest Ģehir plancısı Sayın Fazıl ALADAĞ‟a, Kocaeli iline ait yayınlara ulaĢmamda
katkı sağlayan Kocaeli Ticaret Odası DıĢ Ticaret Servisi çalıĢanı Sayın Rümeysa
ÖZER‟e, yaĢam gayesini ve amacını ailesi için kuran, bugünlere gelmemde çaba
gösterip özveriyle bana emek veren kıymetlilerim; annem Sara ġENTÜRK‟e ve
babam ġaban ġENTÜRK‟e, eğitim hayatım boyunca maddi ve manevi desteğini
hiçbir Ģekilde esirgemeyen abim Abdullah ġENTÜRK‟e, Ġstanbul‟da ikinci ailem
olan ve desteklerini hep hissettiğim dayım Necmettin ġENTÜRK‟e, yengem Billur
ġENTÜRK‟e ve kuzenim Esra ġENTÜRK‟e, bana kız kardeĢten öte olan ve
desteklerini esirgemeyen ablalarım; Selma BOZKURT‟a ve Esma TÜRKER‟e,
sonsuz sevgi ve Ģükranlarımı iletirim…

Mart, 2019 Esra ġENTÜRK


Peyzaj Mimarı

vi
KIYI ALANLARI PLANLAMASI BAĞLAMINDA BÜTÜNLEġĠK KIYI
ALANLARI YÖNETĠMĠ VE PLANLAMASI: ĠZMĠT KÖRFEZĠ (KOCAELĠ-
YALOVA) BÜTÜNLEġĠK KIYI ALANLARI PLANI ÖRNEĞĠ

ÖZET

Kıyı alanları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli ekosistem alanlarıdır.
Sınırlı kaynaklara sahip olması, farklı iĢlev ve fonksiyonlarda tasarruf edilmeleri ve
deniz-kara ara kesitinde olması sebebiyle önemli yaĢam alanlarıdır. Tüm planlama
yaklaĢımlarında olduğu gibi kıyılarımız içinde hep bir koruma, kullanma ve gelecek
nesillere aktarma (sürdürülebilirlik) amacı gözetilmektedir.
Tez çalıĢmasının araĢtırma alanı, Marmara Bölgesi‟nin doğusunda yer alan, bölgenin
üçüncü büyük Ģehri olan Kocaeli ilinin kapsadığı Ġzmit Körfezi‟dir. Kocaeli ili transit
bir noktada, sanayi ve ticaret alanlarında Türkiye genelinde büyük bir paya sahip
olması ile, kıyı kesiminde çeĢitli kullanım alanlarının bulunması, demiryolu hatları,
karayolu hatları, denizyolu hatları gibi ulaĢım ağlarıyla çeĢitlilik göstermesiyle
önemli bir konumda yer almaktadır. Özelikle bölgenin yüksek katma değerli
ekonomik sektörlere ev sahipliği yapması nedeniyle, sanayi, konut, ticaret, turizm,
lojistik, liman gibi önemli iĢlevler çerçevesinde, kıyı alanlarında önemli arazi
kullanım rekabetleri yaĢanmaktadır.
ÇalıĢma, Ġzmit Körfezi için yapılan bütünleĢik kıyı alanları planlamasının
yurtdıĢında, özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde yapılan benzer türdeki kıyı alanları
yönetimi ve planlama çalıĢmalarına göre ne gibi farklılıklara sahip olduğunu ortaya
koymaktadır. BütünleĢik kıyı alanları planlaması üzerinden yapılan literatür
incelemesinde, bütünleĢik kıyı alanlarının yurtdıĢı örneklerinde bir “yönetim”
anlayıĢıyla ele alındığı görülmektedir. Bütüncül bir yaklaĢıma karĢılık gelmesine
rağmen Avrupa Birliği tarafından Baltık Denizi için farklılaĢan bir planlama
yaklaĢımı bulunmaktadır. Avrupa Komisyonu‟nun BütünleĢik Deniz Politikaları‟na
iliĢkin yayınladığı belgelerde dikkati çektiği yaklaĢım, “Deniz Alanları Mekansal
Planlaması” (Maritime Spatial Planning) olgusudur. Bu bağlamda, önemli bir örnek
olarak AB Komisyonu tarafından desteklenen “Baltic SCOPE - Cross-border
solutions in Baltic maritime spatial plans (2015-17)” projesi, BütünleĢik Kıyı
Alanları Yönetimi ve Planlaması için önemli bir referans noktası kabul edilmiĢtir.
Sonuçta elde edilen temel yaklaĢım, BKAY‟ın eksiksiz çalıĢmasını destekleyecek
plan; “deniz alanları mekansal planlaması”dır. Planlamadaki amaç; deniz alanını
tıpkı kıyı ve kara ortamı gibi değerlendirerek planlamaktır. Kıyı olgusunun salt kara
ortamı ile iliĢkilendirmenin yetmeyeceği, bütüncül olabilmesi için deniz alanlarının
sahip olduğu mekansal özelliklerin de mutlaka değerlendirilmesi gerekliği
vurgulanmaktadır.
AraĢtırma alanı için seçilen konuya yönelik temel araĢtırma soruları Ģu Ģekilde
düzenlemiĢtir: Kıyı alanları planlaması bağlamında, BütünleĢik Kıyı Alanları
Yönetimi ve Planlaması ne kadar etkindir? BütünleĢik Kıyı Alanları Planı, mekansal
vii
planlar kademelenmesinde yeri olmadığına göre, kıyı kullanım kararlarında ÇDP
baĢta olmak üzere diğer mekansal planlar arasında uyuĢmazlıklar var mıdır? Varsa ne
tür çekiĢme konuları oluĢmaktadır? Türkiye‟nin BKAY bütünleĢik kıyı alanları
planlamasındaki eksik yönleri var mıdır? Eğer eksik kısımlar varsa nasıl
geliĢtirilebilir? Körfezin neden deniz alanı kapsamında bir mekansal planlamaya
ihtiyacı vardır?
Tez konusunun ve bölümlerinin ortaya konulmasında uzun bir zamana yayılan
literatür araĢtırması yapılmıĢtır. AraĢtırmanın literatür taraması; Kocaeli BüyükĢehir
Belediyesi, UNESCO, Avrupa Birliği, Çevre ve ġehircilik Bakanlığı, TÜĠK gibi
birçok kurumun internet kaynakları ile, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
kütüphanesi üzerinden eriĢilen kitap, dergi, tez ve makalelere, ayrıca uzmanlarla
yapılan derinlemesine mülakatlara dayanmaktadır.
Bunlara ek olarak literatür tarama / araĢtırma, konunun seçimi, kapsamın
oluĢturulmasına yönelik olarak Ġzmit Körfezi‟nde teknik bir inceleme gezisi
yapılmıĢtır. Burada Kocaeli BüyükĢehir Belediyesi‟nden Ģehir planlama müdürü
Rahmi Tümpalay, Ģehir plancısı Tülay Temelli ile serbest Ģehir plancısı Fazıl Aladağ
ile derinlemesine mülakatlar yapılmıĢtır. Tüm bu süreçlerin sonrasında araĢtırmalar
devam etmiĢ, veriler tezin her aĢamasında elde edilmeye çalıĢılmıĢtır.
AraĢtırma alanının ana bulgularında edinilen çıkarımlar; Türkiye‟de yapılan
bütünleĢik kıyı alanları planlamasının, bütünleĢik kıyı alanları yönetimi adı altında
değerlendirilememesi, yönetimden çok “planlama” olarak kalmasıdır. Bununla
birlikte, planlama olgusunun mekansal planlar hiyerarĢisi içinde bir yeri
bulunmamasına karĢın, “tüm planlama ve uygulamalara girdi sağlama” hususu ise
önemli bir konu olarak karĢımızda bulunmaktadır. Avrupa Birliği Baltık Denizi Plan
çalıĢması örneğinde ortaya konan deniz alanları mekansal planlaması, Türkiye‟de
henüz mekansal planlama sürecine dahil değildir. Mekansal kararları etkileyen ve
çok önemli bir çekiĢme / rekabet konusu olan kıyı alanlarının planlamasında kara ve
deniz alanlarının mekansal planlama yaklaĢımlarını bütüncül Ģekilde ele alınması
daha çok önem kazanmaktadır. Örnek konu olarak seçilen Ġzmit Körfezi BKAP‟a
bakıldığında; birçok plan hükümlerinin sadece birer madde olarak kaldığı, plana
iĢlenemediği ortaya çıkmaktadır. Ġzmit Körfezi‟nde kıyı hattında ve deniz alanında
korunması gereken önemli alanların olduğu ortaya çıkmıĢtır ve bunları koruyacak bir
planın deniz alanı üzerinde de olması gerekliliği plan dıĢında tutulmaktadır. Korunan
alanların varlığı ve planlama açısından değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ġzmit Körfezi‟nin, Baltic SCOPE mekansal planındaki yaklaĢımlar esas alındığı
varsayılırsa, bütüncül bir yaklaĢımı desteklemesi adına, konuya üst ölçekte „Marmara
Deniz Alanları Mekansal Planlaması‟ olarak bakılmasının çok daha doğru olacağı
söylenebilir. Böylece birbirinden bağımsız / kopuk kıyı alanları planlamaları yerine
üst ölçekli “Marmara Deniz Alanları Mekansal Planlaması” üzerinden hareket
edilecek plan yaklaĢımı tercihi doğru sonuçların ortaya çıkmasında etkili olacaktır.
Sonuç olarak tez çalıĢması, Türkiye‟de Deniz Alanları Mekansal Planlaması
yapımına iliĢkin usul ve esaslar, aktörler, sorumlu ve ilgili kurumlar ve yasal
çerçeveye yönelik yeni akademik çalıĢmaların yapılmasını önermektedir.

viii
INTEGRATED COASTAL ZONE MANAGEMENT AND PLANNING IN
THE CONTEXT OF COASTAL AREA PLANNING: IZMIT BAY
(KOCAELĠ-YALOVA) EXAMPLE OF INTEGRATED COASTAL ZONE
PLAN

SUMMARY

Coastal areas are important ecosystem areas in our country as well as all over the
world. Knowing that in the sea land they have limited sources with different
functions is good to say that those sections are important living areas in our
ecosystem. As in all planning approaches, the aim of conservation, use and transfer
to future generations (sustainability) is always considered within our coasts.
This research focuses on the Izmit Bay, which is located in the eastern part of the
Marmara Region and the third largest city in the province of Kocaeli. Kocaeli
province is a transit point for Turkey's industry and trade area to have a large share,
coastal discovery of several areas in the sector, the railway lines, land lines, sea lines
is located in a prominent position by showing the diversity of transport such as sea
line network. Due to the fact that the region is home to high value-added economic
sectors, significant land-use rivalries are experienced in coastal areas within the
framework of important functions such as industry, housing, trade, tourism, logistics
and ports.
The study reveals the differences in the planning of integrated coastal areas for the
Ġzmit Bay in accordance with the plans made abroad, especially in the European
Union countries. In the literature review through integrated coastal area planning, it
is seen that the integrated coastal areas are handled with an unpracticed management
approach in the overseas examples. Although there is a holistic approach, the
European Union has a differentiated planning approach for the Baltic Sea. The
European Commission's report on Integrated Marine Policies is a phenomenon in
Maritime Spatial Planning. In this context, the referrals Baltic SCOPE - Cross-border
solutions in Baltic maritime spatial plans (2015-17). The resulting basic approach is
the plan to support the full work of ICZM; lam spatial planning of sea areas. Purpose
of planning; to plan the sea area just like the coastal and land environment. It is
emphasized that it is not enough to associate the coastal phenomenon with the land-
only environment and that the spatial properties of the sea areas must be evaluated in
order to be holistic.
The basic research for the chosen subject has been designed as follows; In the
context of coastal area planning, how effective is Integrated Coastal Zone
Management and Planning? .Is there a conflict between the spatial plans and other
spatial plans in the coastal use decisions? If there is, what kinds of contention issues
occur? Are there any weaknesses in the planning of Turkey's ICZM integrated
coastal zone? How can it be improved if there are missing parts? Why does the Bay
need a spatial planning within the marine area?
ix
A long time literature research has been conducted in order to present the thesis topic
and its parts. Literature review of the research; Kocaeli Metropolitan Municipality is
based on in-depth interviews with books, journals, dissertations and articles accessed
through the library of Mimar Sinan Fine Arts University, as well as in-depth
interviews with the internet resources of many institutions such as UNESCO,
European Union, Ministry of Environment and Urbanization and TÜĠK organization.
In addition to these, a technical study visit was carried out in Izmit Bay for the
purpose of literature review / research, selection of the subject and creation of the
scope. Here, in-depth interviews were conducted with city planner in charge Tülay
Temelli and urban planning manager Rahmi Tümpalay from Kocaeli Metropolitan
Municipality and a colleague Fazıl Aladağ, a freelance urban planner. After all these
processes, researches have continued and data have been tried to be obtained at every
stage of the thesis.
The implications of the main findings of the research area; The integrated coastal
zone planning in Turkey, cannot be considered under the name of integrated coastal
zone management, management's too "planning" remain as is. However, despite the
fact that the concept of planning has no place in the hierarchy of spatial plans, the
issue of providing input to all planning and the applications to us is an important
matter. European Union Baltic Sea marine areas work plan set out in spatial
planning, as one example is that, it is not yet included in the spatial planning process
in Turkey. Integrating spatial planning approaches of land and sea areas in the
planning of coastal areas, which is a very important subject for contentions/
competitions, is more important in spatial decisions. Looking at the selected area of
the Izmit Bay of ICZM; it is revealed that many plan provisions remain as plain
articles. It has been revealed that there are important areas to be protected in the
coastal line and sea area in the Bay of Izmit Bay and the need to have a plan to
protect them on the sea area is excluded from the plan. Preservation of protected
areas and planning should be evaluated.
If it is assumed that Izmit Bay is based on the approaches in the Baltic SCOPE
spatial plan, it can be said that it would be much more accurate to consider the
subject as an acknowledgement of the Spatial Planning of Marmara Sea Areas at the
upper scale in order to support a holistic approach. Thus, instead of planning
independent / detached coastal areas, the plan approach to be adopted through the
upper-scale act of the Spatial Planning of Marmara Sea Areas and it will be effective
in the emergence of the correct results.
As a result of thesis, Marine Areas in Turkey principles and procedures for the
construction of Spatial Planning, actors, responsible and relevant institutions and
academic studies suggest the new legal framework.

x
ĠÇĠNDEKĠLER

Sayfa

ÖNSÖZ…… ............................................................................................................... vi
ĠÇĠNDEKĠLER ......................................................................................................... xi
KISALTMALAR .................................................................................................... xiii
ÇĠZELGE LĠSTESĠ ................................................................................................ xiv
ġEMA LĠSTESĠ........................................................................................................ xv
ġEKĠL LĠSTESĠ ...................................................................................................... xvi

1. GĠRĠġ….. ................................................................................................................ 1
1.1 Tezin Amacı ....................................................................................................... 2
1.2 Tezin Kapsamı.................................................................................................... 5
1.3 ÇalıĢma Yöntemi ................................................................................................ 6
2. KIYI ALANLARI VE PLANLAMASI .............................................................. 20
2.1 Kıyının Tanımı ................................................................................................. 20
2.2 Kıyı Alanları Planlaması .................................................................................. 24
2.3 Kıyı Alanları Yönetimi..................................................................................... 26
2.4 BütünleĢik Kıyı Alanları Yönetimi (BKAY) ................................................... 28
2.4.1 BütünleĢik Kıyı Alanları Yönetimi‟nin Amacı ......................................... 31
2.4.2 BKAY Planlama Ġlkeleri ........................................................................... 34
2.5 Bölüm Sonucu Değerlendirmesi ...................................................................... 35
3. TÜRKĠYE'DE BÜTÜNLEġĠK KIYI ALANLARI PLANLAMASI
GELĠġĠMĠ VE MEVZUAT SÜRECĠ ............................................... 38
3.1 Türkiye‟de Kıyı Alanları Yönetimi ve Mevzuat GeliĢimi ............................... 38
3.2 Türkiye‟de Kıyı Yönetiminden BütünleĢik Kıyı Alanlarına Yönetimine GeçiĢ
................................................................................................................................ 45
3.3 Türkiye‟de BütünleĢik Kıyı Alanları Planlaması Üzerine Ġlk Adımlar............ 47
3.3.1 Akdeniz Eylem Planı (AEP) ..................................................................... 47
3.3.2 Akdeniz Teknik Yardım Programı (METAP) .......................................... 49
3.3.3 Karadeniz Çevresi Projesi ......................................................................... 49
3.3.4 Kıyı Alanları Yönetimi (KAY) Türkiye Milli Komitesi ........................... 50
3.3.5 Akdeniz-Ege Turizm Altyapısı Kıyı Yönetimi Projesi (ATAK) .............. 51
3.3.6 'Kıyı Envanter' ve 'Çevre ve Kıyı Yönetim' ġubelerinin Kurulması ......... 51
3.3.7 Ulusal Çevre Eylem Planı (UÇEP) ........................................................... 51
3.3.8 Ulusal Gündem 21 Raporu ........................................................................ 52
3.4 Türkiye‟de BKAY‟a Geçtikten Sonra KarĢılaĢılan Sorunlar ........................... 53
3.5 Bölüm Sonucu Değerlendirmesi ...................................................................... 58
4. AVRUPA BĠRLĠĞĠ’NDE BÜTÜNLEġĠK KIYI ALANLARI YÖNETĠMĠ VE
DENĠZ ALANLARI MEKANSAL PLANLAMASININ
DEĞERLENDĠRĠLMESĠ: “Baltic SCOPE” PLANI ÖRNEĞĠ ..... 61
4.1 Avrupa Birliği'nde BütünleĢik Deniz ve Kıyı Politikalarına Genel BakıĢ ....... 61

xi
4.2 BütünleĢik Kıyı Alanları Yönetimi ve Deniz Alanları Mekansal Planlaması
ĠliĢkisi ..................................................................................................................... 65
4.3 Baltic Scope Örneği .......................................................................................... 68
4.4 Bölüm Sonucu Değerlendirmesi....................................................................... 79
5. BÜTÜNLEġĠK KIYI ALANLARI PLANLAMASININ DENĠZ ALANLARI
MEKANSAL PLANLAMASI YAKLAġIMI ÇERÇEVESĠNDE
DEĞERLENDĠRĠLMESĠ: ĠZMĠT KÖRFEZĠ (KOCAELĠ-
YALOVA) BÜTÜNLEġĠK KIYI ALANLARI PLANI –ĠZMĠT
KÖRFEZĠ ÖRNEĞĠ .......................................................................... 81
5.1 Ġzmit Körfezi Konumu ..................................................................................... 82
5.2 Ġzmit Körfezi Kıyılarının Tarihsel Süreci......................................................... 84
5.3 Sosyo Ekonomik Yapı ...................................................................................... 88
5.3.1 Nüfus ......................................................................................................... 88
5.3.2 Sanayi ........................................................................................................ 91
5.3.3 Ticaret........................................................................................................ 96
5.3.4 Turizm ....................................................................................................... 99
5.3.5 UlaĢım ..................................................................................................... 102
5.3.6 Tarım ....................................................................................................... 104
5.3.7 Hayvancılık ............................................................................................. 106
5.4 Ġzmit Körfezi BütünleĢik Kıyı Alanları Planı (BKAP) Değerlendirmesi ....... 108
5.4.1 Güçlü-Zayıf Yönler ve Fırsatlar-Tehditler Analizi ................................. 109
5.4.2 Temel Amaç ve Stratejileri ..................................................................... 110
5.4.3 Sektörel Stratejiler ................................................................................... 114
5.4.4 Alt Bölge Stratejileri ............................................................................... 115
5.4.5 Ek ÇalıĢma ve AraĢtırmalar .................................................................... 116
5.5 Ġzmit Körfezi (Kocaeli Kıyıları) BütünleĢik Kıyı Alanları Planın Deniz
Alanları Mekansal Planlaması Bağlamında Değerlendirilmesi ............................ 118
5.6 Bölüm Sonucu Değerlendirmesi..................................................................... 124
6. GENEL DEĞERLENDĠRME VE SONUÇ ..................................................... 128
KAYNAKLAR ........................................................................................................ 138
ÖZGEÇMĠġ ............................................................................................................ 144

xii
KISALTMALAR

AB : Avrupa Birliği
ABD : Amerika BirleĢik Devletleri
ATAK : Akdeniz-Ege Turizm Altyapısı Kıyı Yönetimi
AEP : Akdeniz Eylem Planı
BM : BirleĢmiĢ Milletler
BKAP : BütünleĢik Kıyı Alanları Planlaması
BKAY : BütünleĢik Kıyı Alanları Yönetimi
ÇDP : Çevre Düzeni Planı
CBS : Coğrafi Bilgi Sistemleri
FAO : Food and Agriculture Organization
(Gıda ve Tarım Örgütü)
ICOMOS : International Council on Monuments and Sites
(Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi)
ICZM : Integrated Coastal Zone Management
(BütünleĢik Kıyı Alanları Yönetimi)
IUCN : International Union for Conservation of Nature
(Uluslararası Doğayı Koruma Birliği)
KAĠP : Koruma Amaçlı Ġmar Planı
KAY : Kıyı Alanları Yönetimi
METAP : Akdeniz Teknik Yardım Programı
MSP : Maritime Spatial Planning
(Deniz Alanları Mekansal Planlaması)
SP : Spatial Planning
(Mekansal Planlama)
TCDD : Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları
TÜĠK : Türkiye Ġstatistik Kurumu
UÇEP : Ulusal Çevre Eylem Planı
UNESCO : United Nations Educational Scientific and Cultural Organization
(BirleĢmiĢ Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü)
UNEP : United Nations Environment Programme
(BirleĢimiĢ Milletler Çevre Programı)

xiii
ÇĠZELGE LĠSTESĠ

Sayfa

Çizelge 2.1 : Kıyı yönetiminin geliĢmesindeki aĢamalar. ......................................... 28


Çizelge 3.1 : Türkiye‟de kıyı alanlarına yönelik çıkarılan yasaların kronolojik
sıralaması. ............................................................................................. 43
Çizelge 4.1 : BaĢarılı bir MSP planlaması için yapılacak anahtar mesajlar. ............. 71
Çizelge 5.1 : Kocaeli nüfusunun Türkiye nüfusu kapsamında karĢılaĢtırması. ......... 89
Çizelge 5.2 : 2017 yılı ADNKS ile yapılan nüfus sayımlarında Kocaeli ilçe
nüfuslarını gösteren tablo. ..................................................................... 91
Çizelge 5.3 : 2017 yılı verilerine göre Kocaeli‟de bulunan liman ve rıhtım sayıları. 94
Çizelge 5.4 : 2017 yılı verilerine göre Kocaeli limanlarına gelen gemi adedi. ......... 96
Çizelge 5.5 : Turizm ĠĢletmesi Belgeli konaklama tesisleri adetleri. ...................... 101
Çizelge 5.6 : Turizm ĠĢletmesi Belgeli konaklama tesisleri adetleri. ...................... 102
Çizelge 5.7 : Kocaeli Ġli Kullanım Durumlarına Göre Arazi Dağılımı. .................. 104
Çizelge 5.8 : Kocaeli‟de 2016 Yılı Ġtibariyle Arazi Varlığının Yüzdesel Dağılımı. 105
Çizelge 5.9 : Kocaeli‟de 2017 Yılı Ġtibariyle Tarım Alanlarının Kullanım Amaçlarına
Göre Dağılımı. .................................................................................... 106
Çizelge 5.10 : Yıllar Ġtibariyle Kocaeli‟de Hayvancılık. ......................................... 107
Çizelge 5.11 : 2017 Yılı Ġlçelere Göre Hayvancılık (Adet). .................................... 107
Çizelge 5.12 : Ġzmit Körfezi BKAP‟ın Çerçeve ve Değerleri. ................................ 111
Çizelge 5.13 : Kıyı bölgesinde yapılacak planlama ve uygulamalar öncesinde
öncelikli olarak çalıĢma yapılması gereken alt baĢlıklar. ................... 117
Çizelge 5.14 : Ġzmit Körfezi (Kocaeli-Yalova) BKAP özellikleri........................... 118
Çizelge 6.1 : Avrupa Birliği ve Türkiye planlamasına dair karĢılaĢtırma tablosu. .. 133

xiv
ġEMA LĠSTESĠ

Sayfa

ġema 2. 1 : Kıyı ve etkileĢimde olduğu öğeler. ......................................................... 21


ġema 2. 2 : Kıyı alanlarında sürdürülebilir geliĢmenin ilkeleri................................. 25
ġema 2. 3 : Kıyı yönetimi tanımındaki parametrelerin birbirleriyle iliĢkisi.............. 27

xv
ġEKĠL LĠSTESĠ

Sayfa

ġekil 1.1 : Teknik inceleme gezi rotası ve referans noktaları. ..................................... 7


ġekil 1.2 : Eskihisar sahili ve çevresinden bir görünüm. ............................................. 8
ġekil 1.3 : Dilovası alt bölgesinde bulunan Belde, Poliport, Çolakoğlu, Yılport
limanlarının olduğu kısım. ...................................................................... 8
ġekil 1.4 : Hereke alt bölgesinde bulunan liman alanı. ............................................... 9
ġekil 1.5 : Hereke-ġirinyalı Sahili. ............................................................................ 10
ġekil 1.6 : Evyap Liman Alanı................................................................................... 11
ġekil 1.7 : Evyapport, GübretaĢ ve yerleĢim dokusu. ................................................ 11
ġekil 1.8 : DP World liman iĢletmesi. ....................................................................... 12
ġekil 1.9 : Körfez alt bölgesindeki ĠpraĢ Rafinerisi ve yakın tesisleri. ...................... 13
ġekil 1.10 : Derince alt bölgesi. ................................................................................. 13
ġekil 1.11 : Ġzmit ilçesinin kuzey kıyılarında yer alan Seka Park. ............................ 14
ġekil 1.12 : Ġzmit Körfezi doğu kıyıları. .................................................................... 15
ġekil 1.13 : Autoport liman alanı. .............................................................................. 16
ġekil 1.14 : Ford Otosan fabrika ve depo alanı.......................................................... 16
ġekil 1.15 : Karamürsel Sahili. .................................................................................. 17
ġekil 2.1 : Kıyının jeomorfolojik elemanları. kç : Kıyı çizgisi, kkç : Kıyı kenar
çizgisi. ................................................................................................... 22
ġekil 2.2 : Kıyı çizgisi, kıyı, kıyı kenar çizgisi, dar kıyı, sahil Ģeridi tanımlarını
gösteren kroki. ....................................................................................... 23
ġekil 4.1 : Avrupa Birliği kıyı ve deniz organizasyon Ģeması. .................................. 64
ġekil 4.2 : Baltık denizi‟nin konumu. ........................................................................ 69
ġekil 4.3 : Baltık Denizi için MSP planın uygulandığı pilot bölgeler. ...................... 70
ġekil 4.4 : Deniz alanları mekansal planlamasına adım adım yaklaĢma. .................. 73
ġekil 4.5 : MSP planlama döngüsü. ........................................................................... 74
ġekil 4.6 : BütünleĢik MSP prosedürleri. .................................................................. 75
ġekil 4.7 : Proje kapsamında farkındalığı arttırmak üzere yapılan Baltık Denizi
karikatürü. ............................................................................................. 77
ġekil 4.8 : Baltık Denizi için yapılan uygunluk, kullanım / çatıĢma alanları ve MSP
haritaları. ............................................................................................... 78
ġekil 5.1 : Ġzmit Körfezi konumu ve Kocaeli il sınırları. .......................................... 82
ġekil 5.2 : Kocaeli ili ve ilçeleri. ............................................................................... 83
ġekil 5.3 : Ġzmit Körfezi kıyı alanlarının sınır, lokasyon ve yükselti kademeleri
haritası. .................................................................................................. 83
ġekil 5.4 : Osmanlı Dönemi‟nde Ġzmit Körfezi‟ni gösteren harita. ........................... 86
ġekil 5.5 : 19. yy da Ġzmit‟in yerleĢimini ve kıyılarını gösteren harita. .................... 86
ġekil 5.6 : Cumhuriyet Dönemi'nde kıyıdan Ġzmit Körfezi'ne bakıĢ. ........................ 87
ġekil 5.7 : Ġzmit Körfezi kıyı alanlarında bulunan sanayi tesisleri ve liman alanları. 93
ġekil 5.8 : Kocaeli ilinde sanayinin geliĢmesinde katkısı olan alanlar. ..................... 95

xvi
ġekil 5.9 : Kocaeli ili için yapılan yatırımların sektörlere göre dağılımı. ................. 98
ġekil 5.10 : Tabiat Parkı ve doğal sit alanı olan Ballıkayalar Vadisi. ....................... 99
ġekil 5.11 : Seka fabrika alanının endüstriyel dönüĢümü sonucunda yapılan Seka
Park. .................................................................................................... 100
ġekil 5.12 : Osmangazi Köprüsü. ............................................................................ 103
ġekil 5.13 : Ġzmit Körfezi kıyılarında hakim kullanım özellikleri........................... 125
ġekil 6.1 : Mekansal Planlama, Deniz Alanları Mekansal Planlaması ve BütünleĢik
Kıyı Alanları Yönetimi sistemi. .......................................................... 134
ġekil A.1 : Ġzmit Körfezi BütünleĢik Kıyı Alanları Planı. ....................................... 143

xvii
1. GĠRĠġ

GeçmiĢ, Ģimdi ve gelecek zaman dilimleriyle evrilen yaĢam döngüsü, deneme ve


yanılmalarla ortaya çıkan tecrübelerin birer sonucudur. Her çağın getirdiği bilginin
aktarılmasıyla evrilen insan ise, içinde bulunduğu zaman içerisinde çeĢitli
deneyimlemeler elde ederek kendi tarzını oluĢturmaktadır. Günümüzde bu
deneyimler sonucunda ve geçmiĢte edinilen birikimlerle ortaya çıkan modernite
kavramı, bilimsel yöntemlere dayandırılarak açıklanan ve sürekli geliĢen yenilikçi
hareketlere karĢılık gelen bir yaklaĢımdır. “Geleneksel dünyanın kalıplarını yıkan bu
yaklaĢım, endüstriyel üretimin egemen olduğu, kentleĢmenin yoğun olduğu, bilimsel
bilginin öne çıktığı, rasyonal örgütlenmenin baĢı çektiği manalar bütünüdür” (Turan
ve Aydilek, 2017). Dolayısıyla modern dünyada edinilen birçok bilgi kümesi, bizleri
hep yenilikçi hareketlere, bilimselliğe, farklılıklara ve değiĢimlere iterek yaĢam
gayemizi oluĢturmaktadırlar.

Her tarihsel dönemde farklı akımların ortaya çıkıĢı ise, insanın keĢfetme dünyasına
yaratıcı fikirlerle boyut kazandırmıĢ ve günümüz Ģartlarıyla modernitenin ortaya
koyduğu “Modern olmak, bizlere serüven, güç, coĢku, geliĢme, kendimizi ve dünyayı
dönüĢtürme olanakları vaat eden; ama bir yandan da sahip olduğumuz her Ģeyi,
bildiğimiz her Ģeyi yok etmekle tehdit eden…” (Berman, 2014, çev. Altuğ ve Peker)
sisteme dönüĢmektedir. Bu sebeple, modern olma isteğinden doğan tehditlerle,
yenilikçi çözümlere geçme arzusu her alanda mevcut olup, insanı ilgilendiren tüm
alanları etkisi altına almaktadır.

Modern zamanın içinde bulunduğumuz dünyada insanoğlu, modern süreçte her


alanda olduğu gibi Ģehircilik ve mimarlık adına da sayısız aĢamalar katetmiĢtir.
Kentli olma, modern Ģehir kurabilme ve adapte edebilme, tarihi dönemlerle beraber
koruma ve sürdürülebilirlik anlayıĢlarıyla, planlama ve buna bağlı olarak değiĢen
planlama yöntemleri, modern mimari, hızla değiĢen teknoloji gibi baĢlıklar
günümüzde çağdaĢ mimarlık ve Ģehirciliğin temelini oluĢturmaktadır. Bu alanlarda
ortaya konan planlama ve tasarım yöntemlerinde çeĢitli Ģekillerde ele alınan
değiĢimler söz konusu olup, kentlere veya yapılara dair yapılacak yenilikçi ve

1
tasarımcı fikirlerde dikkat edilmesi gereken konular ortaya çıkmaktadır. Bunlar,
korumayı hedefleyerek, modern hayatın içinde geçmiĢi sürdürülebilir yöntemlerle
yaĢatarak, günümüzün ihtiyaçlarına cevap verebilen planlama araçlarını ve
yöntemlerini geliĢtirmektir. Böylece yaĢamın her bakımdan etkilendiği bu süreçte tez
çalıĢma konusu bu hedefler ıĢığında değerlendirilmiĢ; kentin önemli bir parçası olan
kıyı alanları üzerinde tasarruf edilen fikirlerin, tarihi geliĢim süreci içerisinde
geliĢtirilen planlama yaklaĢımlarıyla beraber yenilikçi yöntemler araĢtırılmıĢtır.

GeçmiĢten günümüze kadar kıyı bölgeleri için yapılan planlamalara bakıldığında;


bizi hep daha iyiye götürme arzusu taĢıyan yenilikçi hareketlerle, gelecek nesillere
miras bırakma düĢüncesi her dönemde farklı adımların atılmasına neden olduğu
görülmektedir. Bu hedefler gözetilerek kıyı alanları planlaması için yapılan ve son
dönemlerde küresel ölçekte sıkça bahsi geçen “Bütünleşik Kıyı Alanları
Yönetimi”yle planlama, yönetme ve denetleme kararları yer almaktadır. Uluslararası
alanda kavramın ortaya çıkıĢıyla beraber, Türkiye‟de 90‟lı yıllardan sonra kıyı
alanları için yapmıĢ olduğu geleneksel yöntemlerine parallel olarak planlama
yaklaĢımlarını bu yöne çevirmiĢ, modern hayatın getirdiği akılcı, bilimsel ve
teknolojik geliĢmelerle daha iyiye ulaĢma arzusunu takip etmeye çalıĢmıĢtır.

Tüm bu geliĢmeler yaĢanırken, son yıllarda Avrupa Birliği kıyı ile beraber deniz
alanlarında da bir planlama yapılması gerekliliğini öngörmüĢ ve yenilikçi bir araç
üreterek “Deniz Alanları Mekansal Planlaması” fikrini ortaya atmıĢtır. Böylece
deniz / kıyı / kara üçlüsü ile bütüncül hareket eden ve kıyı organizasyonun sistematik
çalıĢmasıyla, her üç alanda planlama kararlarıyla değerlendirmeler yapılabilecek plan
hiyerarĢisi oluĢturulmuĢtur. Bu planlama aracı, deniz alanının çevresiyle beraber
oluĢturduğu etkileĢim alanını geniĢleterek deniz ve kara ekosistem dengesinin
planlama ilkeleriyle ele alınmasını sağlayarak ve koruma-kullanma dengesinin
gözetilmesiyle sürdürülebilir kıyı ve deniz alanlarının planlanmasını
hedeflemektedir. Dolayısıyla tez içeriğinde bütünleĢik kıyı alanları planlamasının
deniz alanları mekansal planlaması ile değerlendirilerek, Türkiye ve Avrupa
Birliği‟nin kıyı alanları planlaması açısından yaklaĢımları incelenmeye çalıĢılmıĢtır.

1.1 Tezin Amacı

Sürekli geliĢim ve değiĢim içerisinde geçmiĢiyle var olabilme isteği, hayatın önemli
bir gayesini oluĢturmaktadır. Mevcut olguların var olma çabası ve geleceğe miras

2
bırakılması isteği, geleceğe bırakılacak sağlam bir geçmiĢin izlerini taĢıyacağından,
hem koruma hem de kullanma rekabetini arttırmaktadır. Hayatın her alanında
karĢımıza çıkabilecek bu sistem kıyı alanları içinde geçerli olup, planlama araçlarına
ve yöntemlerine ihtiyaç duymaktadır.

Su ve karanın ara kesitinde önemli bir jeomorfolojik alan olarak ortaya çıkan
kıyılardaki yaĢam alanlarında, hem varlığını sürdürme hem korunma hem de
geleceğe kaynaklarıyla beraber aktarılma konularında arz ve talepler doğmaktadır.
Bu sistemi sağlayacak bir planlama ve yönetim anlayıĢı ile kıyı bölgelerinde,
“Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi” olarak planlanarak, kıyının bütüncül bir
çözümle iĢleyiĢi sağlanmaktadır. Kıyının önemli bir etkileĢim alanına giren deniz
alanı için ülkemizde henüz bir planlama yaklaĢımının olmaması, kıyı yönetiminde
önemli bir eksiklik olarak değerlendirilmiĢ ve bu tez çalıĢmasının çerçevesinin
belirlenmesinde önemli bir girdi olarak kabul edilmiĢtir.

Avrupa Birliği, deniz alanının planlandığı ve BKAY açısından tamamlayıcı nitelikte


olduğunun kabul edilebileceği, “Deniz Alanları Mekansal Planlaması”nı ekleyerek,
kavramın geliĢmesine öncülük etmiĢtir. Türkiye ise özellikle Akdeniz Eylem Planı
(AEP), BirleĢmiĢ Milletler Çevre Programı (UNEP) çerçevesinde, Öncelikli Eylem
Programı Faaliyet Merkezi (PAP/RAC) odak noktası olarak, Barselona SözleĢmesi
Akdeniz Deniz Ortamı ve Kıyı Bölgelerinin Korunması SözleĢmesi çerçevesinde bu
yaklaĢımlara uyum sağlamaya çalıĢmaktadır. Bu kapsamda, BütünleĢik Kıyı Alanları
Planlarını hazırlamaya baĢlamıĢtır. Tez inceleme konusu olan, Ġzmit Körfezi
(Kocaeli-Yalova) BütünleĢik Kıyı Alanları Planı 5.10.2015 tarihinde, T.C. Çevre ve
ġehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü‟nce onaylanmıĢtır.

Avrupa Birliği, deniz alanları mekansal planlamasını uluslararası boyutta, ülkelerle


beraber iĢbirliği içerisinde politik, yasal ve planlamada yaptırım gücü olan kararlarla
beraber yapmaktadır. Bu tez kapsamında örnek olarak incelenen Baltık Denizi‟ne
kıyısı olan 9 ülkenin (Ġsveç, Finlandiya, Rusya, Estonya, Letonya, Litvanya, Polonya,
Almanya Danimarka) kendi ülkelerinin haklarını da koruyarak, dünya mirası olan bu
alan için ortak bir adım atılması hedeflenmiĢtir. Söz konusu bu örnek planlama
çalıĢması, “Baltic SCOPE - Cross-border solutions in Baltic maritime spatial plans
(2015-17)” (Url 1) Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanmaktadır. Ġzmit Körfezi
bu anlamda büyüklük olarak eĢ değer olmasa da, örnek alan seçiminde aĢağıdaki
unsurlar göz önünde bulundurulmuĢtur:

3
 Ġzmit Körfezi‟nin Marmara Bölgesi‟nde yer alması,

 Asya-Avrupa geçiĢ hattında yer alması,

 Kaynakların doğru ve etkin planlama araçlarıyla / yöntemleriyle planlanması


ve yönetilmesi ihtiyacı,

 Büyük metropollere komĢu olması,

 Sürdürülebilir kalkınma politikaları ve ilkeleriyle devamlılığının olabilmesi,

 Körfez havzasının ve kıyılarının etkisi altında kaldığı kullanımlardan doğan


olumsuz sonuçlar.

AraĢtırma alanı olan Ġzmit Körfezi ve kıyıları; Marmara Bölgesi‟nin doğusunda ve


üçüncü büyük ili olan Kocaeli ilinin çevrelediği, çeĢitli sanayi bölgelerinin,
rekreasyon alanlarının, ulaĢım ağlarının, sulak alan bölgelerinin, turizm, ticaret,
orman, askeri ve yerleĢim alanları gibi etkili iĢlevlerin nüfusun etkisiyle baskı altına
aldığı bir noktadır. Sahadaki mevcut kıyı kullanım durumu ve kıyı alanına olan
yoğun geliĢme baskısı, sürdürülebilir bir kıyı alanı planlamasının olması gerektiğini
göstermektedir.

Coğrafi konumu itibariyle ve alanın özellikleri göz önünde bulundurulduğunda tezin


amacı özet olarak;

 Çevre ve ġehircilik Bakanlığı‟nın yapmıĢ olduğu Ġzmit Körfezi (Kocaeli-


Yalova) BütünleĢik Kıyı Alanları Planı‟nın “bütünleşik” yaklaĢımını
incelemek ve literatürdeki tartıĢmalar çerçevesinde değerlendirmek,

 Avrupa Birliği‟nin yapmıĢ olduğu bütünleĢik kıyı alanları yönetimi


çalıĢmalarının değerlendirilmesiyle, Türkiye ile bir karĢılaĢtırılmasının
yapılması,

 Sadece kıyı bölgelerinde planlamanın yeterli olmadığını, BKAY ile


tamamlayıcı olacak, deniz alanları mekansal planlamasının önemini
açıklayarak, deniz alanlarında mekansal planlama gerekliğinin
vurgulanmasıdır.

4
1.2 Tezin Kapsamı

AraĢtırma alanı ve konusu olarak seçilen Ġzmit Körfezi için tezin kapsamı 6 ana
bölümde incelenmiĢtir. Yabancı kaynaklara ve AB mevzuat kararlarına ait
maddelerin çevirileri tez kapsamında çalıĢılarak yapılmıĢtır.

Birinci Bölüm: Tez çalıĢmasının “GiriĢ” bölümünde; tezin amacı, tezin kapsamı ve
çalıĢma yöntemi açıklanmıĢtır.

İkinci Bölüm: Ġkinci bölüm ile kıyıya dair tanım ve açıklamalarla, kıyı alanları
planlaması, kıyı alanları yönetimi ve bütünleĢik kıyı alanları yönetimi gibi kavramlar
açıklanmıĢtır.

Üçüncü Bölüm: Literatür kısmının detaylı olarak anlatıldığı ikinci bölümden sonra
gelen bu kısımla; Türkiye‟de bütünleĢik kıyı alanları planlamasının nasıl geliĢtiği ve
mevzuat süreci detaylandırılarak anlatılmıĢtır. Daha sonra kıyı alanları yönetiminden,
bütünleĢik kıyı alanları yönetimine geçiĢ sürecinden bahsedilerek, Türkiye‟nin
BKAY‟a geçmesiyle yaĢadığı, tarihi hiyerarĢiye göre plan ve projeler açıklanmıĢtır.
Son olarak, BKAY sistemine geçtikten sonra Türkiye‟de yaĢanan sorunlar üzerine
durulmuĢtur.

Dördüncü Bölüm: Tezin amacında belirtilen deniz alanları mekansal planlaması, bu


bölümün konusunu oluĢturmaktadır. Avrupa Birliği‟nde BKAY sistemiyle beraber ve
denizi planlama yöntemi olarak ortaya çıkan, deniz alanları mekansal planlamasının,
Baltık Denizi örneği üzerinden açıklamalarına yer verilmiĢtir.

BeĢinci Bölüm: Ġzmit Körfezi için yapılan (Kocaeli-Yalova) BütünleĢik Kıyı


Alanları Planı‟nın, bütünleĢik kıyı alanları yönetimi ve deniz alanları mekansal
planlaması üzerinden değerlendirilmesi yapılmıĢtır. Her ne kadar planın geneli
incelense de, tez çalıĢmasında Ġzmit Körfezi‟nin Kocaeli kıyıları çalıĢma alanı olarak
incelenmiĢ, Ġzmit Körfezi‟ne kıyısı olan Yalova ili kapsam dıĢı tutulmuĢtur. Ġzmit
Körfezi bütünleĢik kıyı alanları planı değerlendirmesinde veri olarak, plana ait plan
paftaları, plan açıklama raporu ve plan hükümleri kullanılmıĢtır.

Altıncı Bölüm: Bu bölümde tez içinde anlatılan bölümlerden elde edilen bilgilerle,
genel bir değerlendirilmesi yapılmıĢ olup, öneri sonuçlar geliĢtirilmiĢtir.

5
1.3 ÇalıĢma Yöntemi

Tez konusunun oluĢturulması ve araĢtırma sürecinde detaylı literatür taraması ve alan


incelemesi yapılmıĢtır. AraĢtırma konusunun belirlenmesi ve literatür taramasının
baĢlamasından sonra hem derinlemesine mülakatlar hem de sahada teknik inceleme
yapılmıĢtır. Her bölüm için yapılan literatür taramasında çeĢitli veri tabanları
kullanılmıĢtır. ÇalıĢmanın baĢında, tez danıĢmanının önerisi olan internet veri
tabanları baĢta olmak üzere, konu ile ilgili kitaplar, tezler ve makaleler literatür
kısmının oluĢmasında önemli bir baĢlangıç olmuĢtur. Literatür taramasında; Mimar
Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Kütüphanesi internet veri tabanı sistemlerini
kullanarak online kitaplar da dahil olmak üzere araĢtırmanın önemli bir kısmı
tamamlanmaya çalıĢılmıĢtır. Tezler, makaleler, uluslararası yayınlar, Kocaeli
BüyükĢehir Belediyesi web sitesi, ICOMOS / UNESCO / BM / FAO gibi uluslararası
örgütlerin web siteleri ve yayınları, literatür içeriğindeki kavramlara dair internet
araĢtırmaları, konferanslar, sempozyumlar, yasa ve yönetmelikler, dergi yayınları,
plan ve projeler araĢtırmanın büyük bir bölümünü kapsamaktadır.

ÇalıĢmanın diğer kısmını tez danıĢmanım ile beraber Ġzmit Körfezi için sahada
yaptığımız teknik inceleme gezisi oluĢturmaktadır. ġekil 1.1‟de çalıĢma alanına dair
gezi rotası ve önemli referans noktaları gösterilmiĢtir. Gezinin rotasını belirleyen 7
durakla beraber çalıĢma alanı değerlendirilmeye çalıĢılmıĢtır. Ġzmit Körfezi‟ne kıyısı
olan diğer il olan Yalova bu çalıĢmada değerlendirilmeye alınmamıĢ, Kocaeli ili ve
kıyılarında yaĢanan geliĢmeler ve değiĢimler değerlendirilmiĢtir.

Cumhuriyet Dönemi‟nden sonra hızlı bir Ģekilde sanayileĢmeye doğru giden


Kocaeli‟de, hızla planlanan ve hızla hayata adapte edilmeye çalıĢılan bir takım kıyı
kullanım alanları ortaya çıkmıĢtır. Baskın ve yoğun bir Ģekilde bulunan en önemli
kullanım alanları ise, liman ve sanayi alanları olup yoğunlaĢtığı bölgeler 6 alt
bölgede (Dilovası, Hereke, Yarımca, Körfez, Derince, Gölcük-BaĢiskele) ele
alınmıĢtır. Teknik gezinin ilk durağı olan Eskihisar ĠDO feribot iskelesinden
baĢlayarak, Osman Hamdi Bey‟in evi-müzesi ve yakın çevresindeki yerleĢme dokusu
gezilerek, Eskihisar Kalesi ile kıyı kullanımlarına yönelik temel iĢlevlerin izlenimleri
oluĢturulmaya çalıĢılmıĢtır (ġekil 1.2). Daha sonra D-100 karayolu ile Dilovası
(ġekil 1.3), Hereke Cumhuriyet Cad., Tayyar Yıldırım Cad., Bağdatlı Cad.,
sonrasında da Yarımca Sahili ile devam edilmiĢtir.

6
ġekil 1.1 : Teknik inceleme gezi rotası ve referans noktaları.

Kaynak : Google Earth ile elde edilen altlık ile tez kapsamında üretilmiĢtir.

7
ġekil 1.2 : Eskihisar sahili ve çevresinden bir görünüm.

Kaynak : https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/kocaeli/gezilecekyer/eskihisar-kalesi--gebze
adresinden alınan altlık ile tez kapsamında hazırlanmıĢtır. EriĢim tarihi 1.10.2018.
ġekil 1.3 : Dilovası alt bölgesinde bulunan Belde, Poliport, Çolakoğlu, Yılport
limanlarının olduğu kısım.

Kaynak : http://www.turklim.org/uye/yilport-konteyner-terminali-ve-liman-isletmeleri-a-s adresinden


alınan altlık ile tez kapsamında hazırlanmıĢtır. EriĢim tarihi 1.10.2018.

2. durak noktası olan Dilovası alt bölgesinde bulunan liman alanlarının bir kısmı
ġekil 1.3 ile gösterilmiĢtir. Liman alanlarının bulunduğu yerin hemen yanından

8
geçen demiryolu bu bölge için önemli bir avantaj sağlarken, 2016 yılında açılan
Osmangazi Köprüsü‟nün sağlayacağı ulaĢım kolaylığının yanı sıra çevre düzeni
açısından da bir değer katacağı öngörülmektedir. Dilovası yoğun sanayi alanı
olmakla beraber, 8 adet büyük iĢletmeye sahiptir. Kıyıda bulunan liman alanında;
Belde Liman ĠĢletmeleri ve Depoculuk A.ġ, Total Oil, Efesanport, SolventaĢ Teknik
Depolama A.ġ., Altıntel Liman ve Terminal ĠĢletmeleri A.ġ., Yılport Konteyner
Terminali ve Liman ĠĢletmeciliği A.ġ., Çolakoğlu Metalürji A.ġ., Poliport Kimya
Sanayi A.ġ. iĢletmeleri bulunmaktadır. Önemli kıyı faaliyetleri için kümelenmiĢ bir
Ģekilde yer seçimi yapıldığı görülürken, yoğun kıyı faaliyetlerinin bulunması deniz
ve kara tarafında önemli trafiklere neden olmaktadır. YerleĢim yerleriyle alanın iliĢki
kuramaması ise kentsel yaĢam açısından bir sorun oluĢturmakla birlikte, bölgenin
genel bir karakteri haline geldiği gözlemlenmiĢtir. Alanda genel olarak yapılan
faaliyetler çoğunlukla depolama ve yük taĢımacılık faaliyetleridir.

3. durak noktası olan Hereke alt bölgesinde, 3 liman iĢletmesi olan Nuh Çimento
A.ġ. Liman Tesisleri, Diler Gemi Kiralama ve ĠĢletmeciliği A.ġ., Kroman Çelik San.
A.ġ. yer almaktadır (ġekil 1.4). Alanda kıyıya yakın bir Ģekilde demiryolu, TEM
otoyolu ve D-100 karayolu geçmektedir. Liman alanın arkasında fabrika alanı ve
sanayi alanına yakın bir Ģekilde de konut dokusu yer almaktadır.

ġekil 1.4 : Hereke alt bölgesinde bulunan liman alanı.

Kaynak : https://www.nuhcimento.com.tr/liman-hizmetleri/ adresinden alınan altlık ile tez


kapsamında hazırlanmıĢtır. EriĢim tarihi 1.10.2018.

9
Dar bir kıyı alanında liman ve fabrika alanlarının yer alması alanı büyük oranda
baskı altına alırken, D-100 ve TEM Otoyolunun kıyıda oluĢturduğu sınırla kıyının
hemen arkasındaki iĢlevlerle iliĢkisini böldüğü görülmektedir. Nuh Çimento
Limanı‟nın hemen yanında devam eden Hereke Sahili ve yerleĢim alanları
bulunmaktadır (ġekil 1.5). Devamında ise ġirinyalı Sahili gelmektedir. 2 farklı
iĢlevin yan yana olması ve farklı kullanıcılara hizmet etmesi gibi durumlar, Ġzmit
Körfezi kıyılarında birçok noktada karĢımıza çıkmaktadır ve alana dair oluĢturulan
ilk izlenimlerdir. Bu noktada, fabrika ve liman bölgesinin sağında ve solunda
bulunan fonksiyonlarla olan birlikteliği incelenmiĢtir. Alanın dar olmasından
kaynaklı birçok iĢlevin aynı anda çalıĢıyor olması, çevrede hem ulaĢım hem de
kullanım açısından bir takım sıkıntıları beraberinde getirmektedir.

ġekil 1.5 : Hereke-ġirinyalı Sahili.

Kaynak : http://www.ozgurkocaeli.com.tr/herekenin-yeni-yuzu-275639h.htm adresinden alınan altlık


ile tez kapsamında hazırlanmıĢtır. EriĢim tarihi 1.10.2018.

Teknik gezinin 4 numaralı durak noktasını, Yarımca alt bölgesinde bulunan


Kirazlıyalı Mahallesi ve sanayi alanı oluĢturmaktadır. Burada, Evyap Deniz
ĠĢletmeciliği Lojistik ve ĠnĢaat A.ġ., Gübre Fabrikaları T.A.ġ. Yarımca Tesisleri,
Turkuaz Ġzgin Liman ĠĢletmesi, Marmara Transport, Rota Liman Hizmetleri San.
A.ġ. iĢletmeleri yer almaktadır. Kirazlıyalı Mahallesi yerleĢim yerinin hemen
yanında baĢlayan liman ve sanayi alanları, diğer alanlarda olduğu gibi bu alanı da
baskı altında tutmaktadır. Liman alanlarında depolama ve konteyner elleçleme,
ulaĢım ve lojistik faaliyetlerinin yoğun bir Ģekilde yapılmasından ve yeterli alan
olmamasından dolayı deniz ve kara tarafında bir takım düzenlemelere gidilmiĢtir.
10
Ġzmit Körfezi kıyılarında da kıyı bölgesinin dar bir alana sahip olmasından dolayı,
kara kısmında ve çoğunlukla deniz alanında iskele ve liman alanlarında değiĢimler
yaĢanmıĢtır. Buna en iyi örnek alan Evyap Limanı‟dır (ġekil 1.6 ve ġekil 1.7).

ġekil 1.6 : Evyap Liman Alanı.

Kaynak : https://www.cagdaskocaeli.com.tr/evyapporta-asyali-ortak-h84000.html adresinden alınan


altlık ile tez kapsamında hazırlanmıĢtır. EriĢim tarihi 1.10.2018.
ġekil 1.7 : Evyapport, GübretaĢ ve yerleĢim dokusu.

Kaynak: https://www.denizhaber.com.tr/evyapport-buyuk-gemileri-agirliyor-haber-65443.htm
adresinden alınan altlık ile tez kapsamında hazırlanmıĢtır. EriĢim tarihi 1.10.2018.

ġekil 1.6‟da da gösterildiği gibi, “liman alanın doğu-batı aksında ve arka tarafında
baĢlayan yerleĢim dokusunun varlığı, limanın doğu ve batı yönünde geniĢleme
isteğinde sorunlara neden olmuĢ ve bu sorunların biri liman sahipleriyle konut

11
sahipleri arasında yaĢanan uyuĢmazlıklar, diğeri ise liman bölgesi arasında kalan ve
anlaĢma sağlanamayan konut alanlarının yenilenme problemleridir” (ErbaĢ ve Demir,
2014) (ġekil 1.7). Bu sorunlarla beraber kullanım alanları her ne kadar alanda
iĢlemeye devam etse de; “sosyal ve ekonomik zorluklara neden olan, entegre ve
katılımcı planlama yaklaĢımdan uzak ve sürdürülebilir kalkınmaya engel olan bir
düzen ortaya çıkmaktadır” (ErbaĢ ve Demir, 2014, ss. 1244).

D-100 karayolu ile takip edilen Körfez alt bölgesi kıyı alanında; Petline Petrol
Ürünleri Tic. A.ġ., Opay Akaryakıt Ticaret Ltd. ġti., Milangaz LPG Dağıtım Tic. ve
San. A.ġ., HabaĢ Petrol Ürünleri San. ve Tic. A.ġ., Aygaz A.ġ., TüpraĢ Ġzmit
Rafinerisi Liman Tesisi, ĠgsaĢ Liman Tesisleri, DP World (Dubai Port) gibi
iĢletmelerin gözlemi yapılmıĢtır. Burada faaliyet gösteren iĢletmelerden DP World
konteyner terminali (ġekil 1.8) ve ĠgsaĢ gübre üretim faaliyetleri dıĢında kalan
iĢletmeler ham petrol iĢleme, LPG, fuel oil, benzin ve bitüm gibi akaryakıt ve gaz
türevlerinin üretimlerini (ġekil 1.9) yapmaktadırlar.

ġekil 1.8 : DP World liman iĢletmesi.

Kaynak: http://www.dpworldyarimca.com/tr, eriĢim tarihi 1.10.2018.

Körfez alt bölgesi Ġzmit Körfezi kıyılarında en yoğun liman ve sanayi faaliyetlerinin
yapıldığı alan olup, yerleĢim alanlarıyla homojen bir bağ kurduğu
gözlemlenmektedir. Özellikle DP World limanın açılmasıyla birlikte kara tarafında
önemli trafik sıkıntılarının yaĢandığı görülmektedir.

12
Ġzmit Körfezi kıyılarında yapılan teknik gezinin, Körfez ilçesinden sonra gelen
kısmını Derince ilçe kıyıları oluĢturmaktadır. Derince alt bölgesinde yer alan
iĢletmeler ise; TCDD Derince Limanı ĠĢletme Müdürlüğü, Shell & Turcas Petrol
A.ġ. Derince Tesisleri, OMV Petrol Ofisi Derince Terminali, Koruma Klor Alkal
A.ġ. Liman Tesisi, AktaĢ DıĢ Ticaret A.ġ. ve Safiport‟dur (ġekil 1.10).

ġekil 1.9 : Körfez alt bölgesindeki ĠpraĢ Rafinerisi ve yakın tesisleri.

Kaynak: https://businessht.bloomberght.com/piyasalar/haber/1390122-5-maddede-tuprasin-son-
ceyrek-surprizi, eriĢim tarihi 1.10.2018.
ġekil 1.10 : Derince alt bölgesi.

Kaynak: http://www.safiport.com.tr/sayfalar.asp?LanguageID=1&cid=3&id=18 adresinden elde


edinilen altlık ile tez kapsamında hazırlanmıĢtır. EriĢim tarihi 1.10.2018.

13
Derince alt bölgesindeki iĢletmelerin genel iĢlevlerinde; kimyasal madde, petrol
türevleri üretimi ve liman faaliyetleri yer almaktadır. Ġzmit Körfezi kıyılarının
kuzeyinde kalan bu bölüme kadar yapılan gözlemlerde, yoğun trafiğe neden olan
sanayi ve liman alanlarının dağınık bir Ģekilde faaliyet gösterdikleri, yerleĢim dokusu
ile iç içe geçmiĢ bölgelerde düzensiz yapılaĢmalar ve çevre koĢullarında
oluĢturdukları problemler ortaya çıkmaktadır. Demiryolu-karayolu-denizyolu
bağlantılarının kent bağlamında oluĢturduğu etkiler incelenmiĢ ve kara tarafında
ulaĢımda yetersiz alanların ortaya çıktığı görülmektedir. Liman ve sanayinin
yapılamadığı noktalarda (Hereke-ġirinyalı-Kirazlıyalı) sahil düzenlemeleri yapılmıĢ,
kamu kullanımlarına hizmet edecek rekreasyon alanları oluĢturulmaya çalıĢılmıĢtır.
Ayrıca alt bölge liman alanlarında iĢletme faaliyetlerinde çok çeĢitlilik gösteren
faaliyetlerin beraber yer aldığı ve karmaĢık bir iĢlevselliği ortaya çıkardığı
görülmektedir.

AraĢtırma alanında yapılan 5. durak noktası Ġzmit ilçesi ve kıyıları oluĢtururken


kıyıda bulunan Seka Park (ġekil 1.11), fuar alanı ve Kocaeli BüyükĢehir Belediyesi
ziyaret edilmiĢtir. Kocaeli BüyükĢehir Belediyesi‟nde, ġehir Bölge Planlama Müdürü
Rahmi Tümpalay, Ģehir plancısı Tülay Temelli ve serbest Ģehir plancısı Fazıl Aladağ
ile derinlemesine mülakatlar yapılmıĢ, kıyı alanlarında yapılan planlar üzerine
görüĢmeler yapılmıĢtır.

ġekil 1.11 : Ġzmit ilçesinin kuzey kıyılarında yer alan Seka Park.

Kaynak: https://www.kocaeli.bel.tr/tr/main/foto/kocaeli-2008/6 adresinden elde edinilen altlık ile tez


kapsamında hazırlanmıĢtır. EriĢim tarihi 1.10.2018.

14
Ġzmit Körfezi kıyı alanı için önemli bir endüstriyel dönüĢüm alanı olan Seka Park
ġekil 1.11 ile gösterilmektedir. Türkiye‟nin ilk kağıt fabrikası olan Seka fabrika
arazisinin, özelleĢtirilerek kent parkına dönüĢümü, Ġzmit kıyısının marka değeri
açısından önemli bir yer edinmiĢtir. “2003 yılında alanın küçük bir kısmı 1. Derece,
kalanı 3. Derece arkeolojik sit olarak…” tescil edilmiĢ ve “...2005 yılında SEKA
Koruma Amaçlı Ġmar Planı (KAĠP)…” (Url 2) onaylanmıĢtır. “1. ve 2. Kağıt
Fabrikaları Bilim Müzesi ve Kağıt Merkezi olarak yeniden iĢlevlendirilirken kıyı
alanı park alanı olarak planlanmıĢtır” (Url 2).

Ġzmit ilçesinin doğu kıyıları ve Derince arasında kalan alan park ve rekreasyon
iĢlevleriyle öne çıkmaktadır. “Sanat, kültür ve eğitim ile öne çıkan kıyı kullanımı
alanlarında; fuar-festival alanları, Sabancı Kültür Merkezi, Ġl Halk Kütüphanesi,
Kocaeli BüyükĢehir Belediye Tiyatrosu, eski gar ve ambar binaları restorasyonu
sonucu oluĢturulan müze ve restaurant alanları mevcuttur” (Url 3).

Ġzmit‟in doğu kıyılarında merkezi iĢ alanları, rekreasyon alanları, kara ve deniz


ekosistemi açısından önemli sulak alanlar yer almaktadır (ġekil 1.12) ve “Son
yıllarda gündemden düĢmeyen MĠA (Merkezi ĠĢ Alanı) kentsel kullanım öngörüsü,
“körfez ekosistemi”nin kendine has oluĢumlarından Ġzmit Sulak Alanına baskı
yapmaktadır” (Url 4). Her ne kadar sulak alanlar için koruma kararı çıkarılmıĢ olsa
da “…sulak alanın günümüzdeki koruma sınırları çok dar bir alanda kısıtlı kalmıĢtır”
(Garipağaoğlu ve Uzun, 2014). Dolayısıyla bu bölgede yapılacak plan ve projeler
sulak alanlar bağlamında değerlendirilmeli ve kendine has ayrı bir alan olarak
ekosistem dengesini koruyacak kararlara yer verilmelidir.

ġekil 1.12 : Ġzmit Körfezi doğu kıyıları.

Kaynak: https://www.kocaeligazetesi.com.tr/haber/1423398/izmit-korfezindeki-balik-yasami-icin-
onemli-adim adresinden elde edinilen altlık ile tez kapsamında hazırlanmıĢtır. EriĢim tarihi 1.10.2018.

15
6. durak olan ve Ġzmit Körfezi‟nin güney kıyılarında yer alan Gölcük-BaĢiskele alt
bölgesi; Autoport Liman ĠĢletmeleri (ġekil 1.13), Ford Otomotiv Sanayi A.ġ. (ġekil
1.14) ve LimaĢ Liman ĠĢletmeleri A.ġ. gibi önemli iĢletmelere sahiptir. Ford
Otosan‟ın temel iĢlevi araç üretim üzerine olup, Türkiye‟nin araç üretim sektöründe
önemli bir ekonomik payla sahasında sadece Ro-Ro faaliyetlerini yapmaktadır.
LimaĢ ve Autoport‟un temel iĢlevi liman iĢletmesi olup genel kargo, Ro-Ro,
konteyner ve kimyasal madde elleçleme alanlarında faaliyetler yürütülmektedir.

ġekil 1.13 : Autoport liman alanı.

Kaynak: http://www.denizhaber.com/guncel/autoport-limanina-ilk-gemi-iki-yil-aradan-sonra-yanasti-
h38808.html, eriĢim tarihi 1.10.2018.
ġekil 1.14 : Ford Otosan fabrika ve depo alanı.

Kaynak: https://www.fordotosan.com.tr/tr/faaliyetlerimiz/uretim/tesislerimiz, eriĢim tarihi 1.10.2018.

16
Ġzmit Körfezi‟nin güney kıyıları kuzey kıyılarına göre daha az sanayi alanı
barındırmaktadır, ancak kıyı alanındaki coğrafik özelliklerden dolayı mevcut kıyı
alanı bölgesi coğrafik özellikleri çok farklılık göstermemektedir. Kıyı alanının
hemen arkasında baĢlayan dağlık alan güney kıyılarında daha çok hissedilse de, iki
alanda da dağlık alanlar kuzey ve güney kıyılarını çevrelemektedir. Ġzmit Körfezi‟nin
doğu kıyıları ise doğal yapısından dolayı sadece iĢ alanları, rekreasyon ve sulak
alanlarla sınırlı olup yapılaĢmanın daha iç kesimlerde olduğu görülmektedir.

Gölcük-BaĢiskele alt bölgesini diğer alt bölgelerden ayıran özellik; Donanma


Tersanesi ve Komutanlığı‟nın Gölcük ilçesinde bulunması ve adının donanma kenti
olarak anılmasıdır. Askeri ve ekonomik yönden bir değer taĢımasından dolayı ilçe
hızla kalkınma ve geliĢme göstermiĢtir. 17 Ağustos 1999 depremiyle çok sayıda
yapıda ve kıyı alanında zarar meydana gelmiĢ, ilçe deprem sonrası yeni
yapılanmalarla ve sanayi kuruluĢlarıyla beraber tekrar geliĢme göstermiĢtir.

Ġzmit Körfezi‟nin güney sınırı olan Karamürsel ilçesi, teknik gezinin 7. ve son
durağını oluĢturmaktadır (ġekil 1.15). Kıyı alanı genel kullanımına baktığımızda
sanayi ve liman iĢlevinde bir alan bulunmamaktadır. Park / rekreasyon alanları ve
konut alanları mevcut olup, dağlık bir alan ile çevrelenmektedir. Denize girilebilecek
plajlara sahip olup Ġzmit Körfezi kıyılarında mavi bayrak alan tek alandır.

ġekil 1.15 : Karamürsel Sahili.

Kaynak: http://gezilecekyerler.com/karamursel/, eriĢim tarihi 1.10.2018.

17
ÇalıĢma alanında yapılan teknik gezi sonucundaki tespitler:

 Ġzmit Körfezi; kuzey kıyıları, doğu kıyıları ve güney kıyıları olmak üzere ele
alınarak incelenmiĢ, genel ağırlıklı kullanım alanları tanımlanmaya
çalıĢılmıĢtır. Bu veriler doğrultusunda kuzey kıyılarının Ġzmit ilçe sınırlarına
kadar olan kısmında ve güney kıyılarındaki sadece Gölcük-BaĢiskele alt
bölgesinde yer alan bölgede yoğun liman ve sanayi faaliyetleri yapılmakta
olup ekonomik bir değer taĢımaktadır. Ġzmit ilçesinin içinde yer alan kıyı
alanları (Ġzmit Körfezi‟nin kuzey, kuzeydoğu ve doğu kıyıları) ve Gölcük-
Karamürsel kıyı hattı (Ġzmit Körfezi güney kıyıları) daha çok kamusal
mekanlara sahip olup sosyal içerikli hizmet vermektedir.

 Ġzmit Körfezi kuzey kıyılarında Ġzmit ilçe sınırlarına kadar olan kısımda,
yoğun liman ve sanayi kullanımlarına ek olarak kıyı alanı kamunun
kullanabileceği noktalarda kamuya hizmet eden rekreasyon alanlarıyla
güçlendirilmeye çalıĢılmıĢtır (ġirinyalı-Hereke Sahili, Eskihisar Sahili).

 Ġzmit Körfezi‟nin kuzey kıyılarından geçen D-100 ve TEM Otoyolu‟nun,


yerleĢim alanlarıyla kıyı alanlarının arasından geçmesiyle beraber kentin
kıyıyla iliĢkisi zayıflamıĢ, insan-kıyı iliĢkisi istenilen ölçüde kurulamadığı
görülmüĢtür.

 Ġzmit Körfezi‟nin doğu kıyılarında ekosistem dengesi açısından önemli sulak


alanlar mevcut olup çevresindeki merkezi iĢ alanlarının alana baskı yaptığı
izlenimleri edinilmiĢtir.

 UlaĢım alternatiflerinin demiryolu, denizyolu ve karayolu ile sağlandığı


görülürken, yoğun sanayi ve liman alanlarının olmasından dolayı kimi
bölgelerde ulaĢım altyapısının yetersiz kaldığı ortaya çıkmaktadır.

 Liman ve sanayi bölgelerinin kıyı alanında dağınık bir Ģekilde yer alması
(özellikle kuzey kıyılarında), kıyı alanlarındaki diğer iĢlevlerin aralarında
kopuk bir iliĢki oluĢturup bütünlüğü bozan bir tablo ortaya çıkarmaktadır.

 Doğal liman alanı olan Ġzmit Körfezi, tez çalıĢma konusu bağlamında
incelenmiĢ, kara ve kıyı üzerinde iĢlevleri olan kullanımların deniz alanında
oluĢturduğu, baĢta dolgu alanları olmak üzere deniz trafiği baskısının
sonuçları incelenmeye çalıĢılmıĢtır.

18
 Alana dair yapılan çalıĢmalarda ve elde edinilen bilgilerde ortaya çıkan baĢka
bir konu ise, kentsel ve peyzaj planlamalarında önemli bir girdi olarak kabul
edilen peyzaj karaktar analiz çalıĢmalarının Ġzmit Körfezi kıyılarında detaylı
olarak yapılması gerekliliğidir. Özellikle Ġzmit Körfezi ve kıyılarındaki
kullanım alanlarının sanayi ve liman odaklı ve ekolojik dengeleri değiĢtiren
fonksiyonlar olduğu göz önünde bulundurulduğunda, peyzaja ait öğelerin
katmanlarıyla beraber değerlendirilmesinin ekolojik yaĢama ve dengeye
önemli derecede katkı sağlayacağı ortaya çıkmaktadır. Tez çalıĢma konusu
içerisinde kavramsal tartıĢmanın yapılabilmesi açısından da önemi ortaya
çıkacak olan peyzaj karakter analizi, yapılacak önemli çalıĢmalar olup bu
kısım baĢka akademik çalıĢmalara araĢtırma konusu olarak bırakılmıĢtır.

19
2. KIYI ALANLARI VE PLANLAMASI

Kıyı alanları tarihi dönemlerden bu yana kısıtlı kaynaklara sahip olup, her zaman
diliminde coğrafi ve beĢeri yönden popüler yaĢam alanları olmuĢlardır. Çok çeĢitli ve
avantajlı kullanım alanlarını barındırmaları, cazibe merkezleri haline gelmelerine ve
alanlarında yoğun nüfus kümelenmelerinin oluĢmasına neden olmuĢtur.

“Nüfusu yarım milyonu aĢan kentlerin çoğu kıyılarda konumlanmıĢ, nüfusu 4 milyon
ve üzeri olan dünyanın 50 en kalabalık kentinin ise yarısı kıyı ve nehir ağzı alanlarda
bulunmakta, bir çoğu da deltalar ve büyük göllerin kenarında veya büyük nehirlerin
üzerinde kurulmuĢtur” (Hudson, 1996, Aktaran; Balık, 2017). Bu veriler,
insanoğlunun suyla kurduğu iliĢkinin önemini vurgularken nüfus tahminlerine
bakıldığında, Duru (2003) “BirleĢmiĢ Milletler Örgütü'nün kestirimlerine göre 30 yıl
içinde dünya nüfusunun dörtte üçü, yani yaklaĢık 6.3 milyar kiĢi…”nin kıyı
alanlarında yaĢayacağı düĢünülmektedir. Bu açıdan kıyı alanlarının gelecekle
kuracağı bağın zorluk ve problemleri kaçınılmaz olacağı görülürken, tez
çalıĢmasında kıyı alanları ve sorunları üzerine yaklaĢımlarının değerlendirilmesinde
kıyı kavramıyla baĢlayarak süreci ele almak doğru olacaktır.

Kıyı alanları planlaması ve yönetiminin, geleneksel ve geliĢtirilen yeni yöntemlerle


ele alınacağı bu bölümde kavramsal bir çerçevenin belirlenmesi amaç ve ilkelerle ele
alınarak açıklanmaya çalıĢılmıĢtır. Böylece kıyı alanları bağlamında yapılan
planlama araçlarının kavramsal geliĢiminin ortaya konulması hedeflenmiĢtir.

2.1 Kıyının Tanımı

Kıyı alanları, su ve karanın buluĢtuğu kesiĢim noktasında birlikte oluĢturdukları kara


ve deniz ekosistem bütünlüğü ve dengesi içerisinde, beĢeri faaliyetlerle çevresel,
kültürel, sosyal ve fiziksel bir kompozisyon oluĢturmuĢlardır (ġema 2.1). Ülkemizde
su ve kara iliĢkisinde büyük bir öneme sahip kıyıların, bir ekosistem bütünlüğü

20
içerisinde değerlendirilmesi ve tanımlanması birçok bilim dalına konu olmuĢ, her
bilim dalı kıyıyı kendine özgün çalıĢma baĢlıklarına göre açıklamıĢlardır.

Gazioğlu ve diğ. (2013)‟e göre “Kıyı, en basit bir ifade ile deniz ile karanın
buluĢtuğu arakesiti ifade eder” (s. 16). Deniz ve kara yüzeyinin birbirleri içerisinde
oluĢturduğu bu farklı ekosistemi bir çizgisel alan olarak değerlendirmek, özel
değerlere sahip kıyı için yetersiz kaldığı görülmüĢ, konuya kıyı alanı ile ilgilenen
çeĢitli bilim dalları farklı tanımlamalarla açıklık getirmiĢtir. Kıyı tanımının
disiplinlerarası bir yaklaĢımla ele alınması olumlu bir sonuç ortaya koyarken, mevcut
kıyı kaynaklarının ise her yönüyle değerlendirilmesini kolaylaĢtırmaktadır.

ġema 2. 1 : Kıyı ve etkileĢimde olduğu öğeler.

Kaynak : Tez kapsamında üretilmiĢtir.

Yapılan bilimsel tanımlamalarda bazı kriterler kıyıya farklı anlamlar yüklenilmesine


neden olmaktadır. Ancak kıyının niteliğinin belirlenmesinde sahip olduğu coğrafik
ve jeomorfolojik özelliklere göre bir tanım getirilmesi, kıyı alanlarının insanla nasıl
bir iliĢki kurduğuna yönelik cevap vermesini kolaylaĢtıracağından yapılması gereken
öncelikli tanımlamalardır. Coğrafik, jeomorfolojik ve çevreci gözüyle tanımlamalar
yapan Doğan ve Erginöz (1997) kıyıyı sırasıyla, “…bir denizi sınırlayan toprak
parçası…” (s. 17), “…zamana bağlı evrimini, erozyona bağlı yapı değiĢliğinin,
sedimantasyon daha geniĢ anlamda, karasal ya da denizel bir alanı…” (s. 16),
“…korunacak biyolojik bir zenginliktir” (s. 17) Ģeklinde açıklamaktadırlar.
Açıklamalarda daha çok kıyının nasıl Ģekillendiği, süreç ve etkenler üzerinde duran
bir değerlendirmeler yapılmıĢ, alanın coğrafi konumunu, etkisinde kaldığı dıĢ

21
etkenleri, yer Ģeklini baz alarak doğal sürecin iĢleyiĢi üzerine bir tanımlama
getirilmiĢtir.

ġekil 2.1 ile kıyının jeomorfolojik elemanları olan yüksek kıyı, kıyı kenar çizgisi, ön
kıyı, art kıyı ve kıyı alanları gösterilmiĢtir. Bu elemanlar kıyı alanı sınırını daha da
tanımlı hale gelmesini sağlayarak, doğal çevrede korunması gereken bölgelerini
belirlerken diğer taraftanda kıyı alanlarına özgü planlama yaklaĢımlarına altlık
oluĢturmaktadırlar. Planlama yaklaĢımı ve doğal kriterler açısından önemli bir
eleman olan kıyı çizgisi, “…kıyının su kütlesi tarafındaki sınırı ve sabit bir konumda
yer almazken, ön kıyı için değiĢkenlik göstermektedir” (Turoğlu, 2009). Kıyı
alanlarında en önemli konu kıyı kenar çizgisinin tespiti olup ilk hedef doğal sınırların
doğru bir Ģekilde belirlenmesidir. “Kıyı Kenar çizgisi deniz, tabii ve suni göl ve
akarsularda, kıyı çizgisinden sonraki kara yönünde su hareketlerinin oluĢturulduğu
kumluk, çakıllık, kayalık, taĢlık, sazlık, bataklık ve benzeri alanların doğal sınırını
belirten bir terimdir” (Yalova Valiliği Çevre ve ġehircilik Ġl Müdürlüğü, 2017).
Tanıma göre kıyı kenar çizgisinin tespitinde en önemli faktör, doğal verilerin
sınırının belirlenerek bu sayede korunmasıdır. Bu yüzden kıyının etkileĢim alanıyla
beraber değerlendirilerek tespiti yapılmalı ve bu yönde bir sınır çizilmelisi
planlamada önemli bir etkendir.

ġekil 2.1 : Kıyının jeomorfolojik elemanları. kç : Kıyı çizgisi, kkç : Kıyı kenar
çizgisi.

Kaynak : Turoğlu, H., (2009). 3621 Sayılı Kıyı Kanunu ve Onun Uygulama Problemleri. Türk
Coğrafya Dergisi, 53, 31-40.

Flora ve faunanın, canlı hayatının değerlendirmeleri ile çeĢitlilik kazanan kıyı, bir
sürece karĢılık gelen ve zamanla değiĢikliğe uğrayan, deniz ve kara ekosistemi

22
etkileĢiminde bulunan alanlardır. Bu değerli yeryüzü parçasının, koruma ve kullanma
dengesini sağlayabilmek ve gelecek nesillere aktarabilmek için hukuki çerçevenin
tanımlanması zamanla bu alanlar içinde gerekli görülmüĢtür. Kıyı tanımı, 4/4/1990
tarihli 3621 sayılı Kıyı Kanunu‟na göre, “kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi arasındaki
alan” olarak açıklanmıĢ ve kıyıya özgü olan kıyı çizgisi, kıyı kenar çizgisi, dar kıyı
ve sahil Ģeridi açıklamalarına da yer verilmiĢtir.

ġekil 2.2 ile kıyı sınırlarını, tanımlarını ve yaklaĢma mesafelerini gösteren ifadelerde
kıyı çizgisi, kıyı, kıyı kenar çizgisi, dar kıyı, sahil Ģeridi yer almaktadır. Kıyı, sahil
Ģeridinden sonra belirlenen kıyı kenar çizgisiyle deniz etkileĢim alanın karaya temas
ettiği noktada bir alanı tanımlamaktadır. ġekildeki gösterimlerde sahil Ģeridi 100 m
alınıp, kendi içinde 50-50 m gibi bir ölçüyle belirlenerek çizilmiĢtir. Burada kıyı
alanları adına genel bir tanımlama getirilerek sabit bir ölçüyle kıyı alanın
değerlendirilmesi, her bölgede farklılık gösteren ve farklı özelliklere sahip kıyı
alanları için ne kadar doğru sonuçlar ortaya koyacağı konusu soru iĢareti olarak
kalmaktadır.

ġekil 2.2 : Kıyı çizgisi, kıyı, kıyı kenar çizgisi, dar kıyı, sahil Ģeridi tanımlarını
gösteren kroki.

Kaynak : Mevzuatı geliĢtirme ve yayın genel müdürlüğü. Mevzuat bilgi sistemi.


http://www.mevzuat.gov.tr/ sitesinden elde edilmiĢtir. EriĢim adresi 2.03.2018.

23
Tanımlamalar sonucunda ortaya çıkan sonuç: “...Türkiye'de, kıyı ile ilgili yasal
düzenlemelerde yalnızca doğal öğeler dikkate alınmıĢ, kıyının tanımlanmasında
toplumsal, ekonomik özellikler dıĢarıda bırakılmıĢtır” (Duru, 2003). Kıyı etkileĢim
Ģemasında da belirtildiği üzere kıyı alanları; doğal, beĢeri ve çevresel faktörlerle,
günümüzün en etkili aracı olan teknolojinin de hızla etkisiyle beraber kollektif bir
yaĢam alanı oluĢturmaktadırlar. Sürece etki eden ekonomik, kültürel, toplumsal ve
politik öğelerin dahil edilmemesi, kıyı planlamaları adına olumsuz bir tablo
oluĢturmaktadır.

2.2 Kıyı Alanları Planlaması

Kıyıyı çizgisel bir tanımdan kıyı alanına götüren mekan algısı, zamanla bu alanların
bir hukuk sistemi içerisinde, toplum değerleri gözetilerek, varolan fiziksel özellikleri
ve teknik bir yöntemle ele alınmasını öngörmüĢtür. Kıyı alanlarını teknik bir
yöntemle ele alan kıyı alanları planlaması; varolan değerleri tanımlayıp, koruma
olgusunu gözeterek, kullanmayı en uygun yöntemle geleceğe taĢımayı
hedeflemektedir. Kaya (2010) ise kıyı planlamasını, “…herhangi bir kıyı ile ilgili
yapılması düĢünülen çalıĢmaların, bilimsel yöntemlere ve halkın taleplerine
dayanarak, kıyının mekân ve zaman birliğini sağlayacak Ģekilde kullanımlarının
devamını sağlanarak planlanmasıdır” Ģeklinde açıklamaktadır. Alanda faaliyet
gösterecek aktörlerin ve kullanıcıların birbirleriyle iliĢkilerini ve alanı etkileyecek
değiĢimlerin yönetiminide içine alan kıyı alanları planlaması, kritik bir noktada
belirleyici ve dengeleyici bir görev üstlenmektedir.

Planlamanın yapılabilmesi için kıyılara yönelik tanım ve keĢiflere, mekan olgusunun


oluĢturulabilmesi için sınırlandırmalara, mekana ait doğal, fiziksel, kültürel ve
toplumsal değerler analizinin yapılmasına, bu süreçleri yönetecek kamu kurum ve
kuruluĢlarına ve toplanan bu bilgilerin sayısal, sözel anlatımlarla değerlendirilmesine
ihtiyacı vardır. Toplumsal değerler bağlamındaki analizleri sosyo-ekonomik yapı
oluĢturmaktadır ve “Kıyı planlamasına ekonomik açıdan bakılırsa üretim faktörü
olarak kıyı alanlarının en verimli Ģekilde kullanılarak ekonomik büyüme sonunda
sosyal adalet ilkelerine göre bireylerin bu kaynaklardan eĢit yararlanmasını sağlayan
teknik bir faaliyet olarak kabul etmek gerekmektedir” (Gazioğlu ve diğ., 2013, s. 94).
Bu açıdan bakmamızı sağlayan baĢlıca neden; ekonomik olarak geliĢmenin büyük
ölçüde kıyı alanları üzerinde merkezler oluĢturması söylenebilir. Günümüzde kıyı

24
alanlarında yüksek kapasiteyle çalıĢan yoğun sanayi ve liman alanları yer almaktadır.
Deniz taĢımacılığının geliĢmesi ve sevkiyatın deniz yoluyla yapılması, kıyı alanlarını
liman ve sanayi sektörlerinde cazibe merkezleri haline getirmiĢtir. Bu açıdan
bakıldığında, her kıyı alanın farklı ekonomik ve kullanım özellikleri olup, kimi
turizmi, kimi doğal özelliğini, kimi rekreasyonu ve daha birçok kaynağı kullanırken,
kimisi ise bunların hepsini içinde barındırır ve ekonomik üretim, geliĢim ve
sürdürülebilirliğini bu yönde tayin etmektedir. Bu yaklaĢımla kıyılar ele alındığında,
kıyının oluĢturduğu verilere göre planlama kararlarının alınmasının önemi ve
gelecekte kıyının taĢıyacağı yük ve kapasiteye göre vizyon geliĢtirilmesinin
gerekliliği ortaya çıkmaktadır.

Zaman olgusununda yer aldığı büyük bir payla sürece karĢılık gelen kıyı alanları
planlaması ülkemizde, küresel ölçekte sıkça ele alınan “koruma, kullanma ve
sürdürülebilirlik” ilkeleriyle oluĢturulan mevzuatla beraber, kıyı alanlarını
geleneksel planlama yöntemleriyle ele almaktadır (ġema 2.2).

ġema 2. 2 : Kıyı alanlarında sürdürülebilir geliĢmenin ilkeleri.

• Doğal ve kültürel miras


• Doğal kaynaklar, kültürel değerler
Koruma

• Çevreye ve insana saygılı plan yapma, hareket etme özgürlüğü

Kullanma • Yönetme, yönlendirme

• Geleceğe yönelik vizyon taslağı hazırlama


• Hedefler ve amaçlar, uygulama araçları
Sürdürülebilirlik

Kaynak : Tez kapsamında bölümdeki açıklamaların sentezi sonucunda hazırlanmıĢtır.

ġema 2.2‟deki ilkeler doğrultusunda yer alan koruma yaklaĢımının planlamada


önemli bir ilke olması açısından, “koruma” kavramını belli alanlara getirmenin en
temel nedeni; farklılığın, çeĢitliliğin, doğal ve kültürel mirasın, kültürel değerlerin
ve doğal kaynakların etkileĢim alanıyla beraber detaylı bir Ģekilde planlanmasını ve
sürdürülebilirliğini sağlamaya çalıĢmaktır. Koruma bölgeleri belirlendikten sonra

25
alan kullanımlarının sağlıklı ve dengeli bir Ģekilde iĢlevlendirilmesi için kullanma
politikalarına bir çerçeve çizilir ve kaynak tüketimini belirli kriterlerle ele alarak,
çevreye ve insana saygılı yaklaĢımların ortaya konulması sağlanır. En son basamakla
beraber hem koruma hem kullanma hem de geliĢtirme kararlarıyla, gelecekle ilgili
oluĢturulan vizyonla kaynak tüketiminin ne ölçüde olacağının belirlenmesini
sağlamaktadır. Kıyı alanları planlamasına yönelik oluĢturulan bu çerçevedeki
planlama kararlarının yaptırım gücü ise; yöntemlerin / araçların belirlenmesi ve
hukuki bir zeminde yerini almasına bağlıdır.

2.3 Kıyı Alanları Yönetimi

Kıyı alanları yönetimi, Narlı (1998) „„…coğrafi açıdan büyük çeĢitlilik gösteren
deniz ve kara ortamlarının oluĢturduğu, doğal, kültürel, ekolojik ve ekonomik açıdan
önemli değerler taĢıyan kıyı alanlarında, kaynakların koruma-kullanma dengesi
içinde en akılcı Ģekilde ve uzun vadede kullanımlarını sağlayan politikaların
üretilmesi, planlama ve programlama ilkeleri ile uygulama tekniklerinin çok katılımlı
entegre bir çabayla belirlenmesi…” (s. 551) sürecidir. Kıyı alanları bakımından
zengin bir ülke olan Türkiye‟de de, hızla artan nüfus, kıyı alanlarına olan baskı ve
kümelenmeler, sanayinin hızlı geliĢimi, artan talepler, turizmin çeĢitlilik göstermesi,
deniz ve kara ulaĢımının varlığı gibi birçok sektör, kıyı alanlarına özgü planlama ve
yönetimin olmasını gerektirmektedir. Ayrıca planlama ilkeleri doğrultusunda, kıyı
alanlarının bütüncül bir Ģemada değerlendirilmesi sadece kıyı bazında değil, kara ve
deniz alanı planlaması / yönetilmesinde de ele alınmaya baĢlanmıĢtır. Sürekli artan
parametrelerle karmaĢık hale gelen kıyı alanını, bir sistem içinde tutabilmenin Ģartı
doğru planlama kararlarından geçmektedir. Yapay çevre ile sonradan doğaya olan
müdahalelerin planlamasına duyulan ihtiyaç kadar, biyolojik ve ekolojik verilerle,
çok katmanlı ve entegre koruma ilkeleriyle sürdürülebilirliğe ve bu sistemi dengede
tutacak yönetim kararlarına da ihtiyaç duyulmaktadır.

ġema 2.3 ile gösterilen politika, mevzuat, yetkili kurum ve destekleyici sivil toplum
örgütlerinin iliĢkisi ve görevleri açıklanmaktadır. Yasal düzenlemelerle oluĢturulan
planlama kararlarının, hukuksal bir dayanağa bağlı olarak geliĢtirilen devlet
politikalarıyla, mevzuat sistemiyle örtüĢmesi ve desteklenmesi önemli rol
oynamaktadır. Üst düzey kurumlar yetki dağılımı yaparak, kurumlar arasında
eĢgüdüm ve koordinasyonu sağlamalıdır. Kıyı bölgelerinde alınacak kararlarda kamu

26
katılımını sağlamak amacıyla, sivil toplum örgütleriyle iĢbirliği yapılarak
bilinçlendirme ve eğitim programlarının yapılması sağlanmalıdır. Doğan ve Erginöz
(1997) “Kıyı alanları yönetiminde bölgesel ve yerel ölçekte yapılarak çalıĢmaların
detaylandırılması, bunların plan ve projelerle yansıtılması, uygulaması ve izlenmesi
amacıyla görevlendirilecek veya oluĢturulacak birimlerin belirlenmesi, bu birimlerde
ilgili kanun ve kuruluĢ temsilcileri, yerel yönetimler, ilgili meslek odaları ve sivil
toplum kuruluĢları temsilcileri ile üniversitelerin katılımını sağlamak ve kıyı
alanlarının planlaması ve yönetimi gerçekleĢtirmek üzere yasal, teknik ve mali
düzenleme yapılması önerilmektedir” (s. 82). Kıyı alanlarının doğru ve etkin bir
Ģekilde yönetilmesi ise, hiyerarĢik düzende görev ve sorumluluklara sahip
kurumların olmasıyla ve bu kurumlar arasındaki bilgi alıĢveriĢinin yapılabilmesiyle
mümkündür.

ġema 2. 3 : Kıyı yönetimi tanımındaki parametrelerin birbirleriyle iliĢkisi.

Kaynak : Tez kapsamında bölüm açıklamaları sonucu hazırlanmıĢtır.


Sonuç olarak kıyı yönetimi; devlet politikası, yasa ve kanunlar, ilgili bakanlıkların
birbirleriyle tutarlı ve anlaĢılabilir iletiĢimi, sivil toplum örgütlerinin desteği, halkın
katılımı, halkın ve ilgili kurumların eğitimle bilinçlendirme programlarının yapılması
gibi bir sistem Ģeklinde açıklanabilir.

27
2.4 BütünleĢik Kıyı Alanları Yönetimi (BKAY)

BütünleĢik Kıyı Alanları Yönetimi (BKAY) kavramı geleneksel kıyı alanları


yönetiminden farklı olarak bütünün parçalarını tek tek ele alıp değerlendirmekten
uzaklaĢıp, bütünde bir planlama ve yönetim anlayıĢına sahip bir kavramdır. Duru
(2003), “BirleĢmiĢ Milletler‟in 1972‟deki ilk yayınlarında kıyı bölgesi yönetimi
(coastalzonemanagement) kavramı…” (s. 72), 1992 yılında Rio De Janerio‟da
yapılan BirleĢmiĢ Milletler (BM) Rio Çevre ve Kalkınma Konferansı‟nın eylem planı
olan Yerel Gündem 21 raporunda, “BütünleĢik Kıyı Yönetimi" kavramı geçmektedir.
Bu 20 yıl sürecine kadar kavramın tanımlanmasında ve Yerel Gündem 21 raporunda
geçmesinde geliĢmiĢ ülkelerin yaptıkları bir takım planlama ve yönetim
programlarının etkisi bulunmaktadır. Kıyı yönetimindeki geliĢmeleri gösteren
Çizelge 2.1‟de 70‟li yıllara kadar kıyı ile ilgili daha çok sektörel yaklaĢımlı bir
planlama hakim olduğu ve kıyı bölgelerinde sorunlar oluĢtuktan sonra çözümlerin
geliĢtirilmesi fikri hakimdir. Bu bölümdeki değerlendirmelerde tarihi hiyerarĢi
Çizelge 2.1‟e göre değerlendirilmiĢtir.

Çizelge 2.1 : Kıyı yönetiminin geliĢmesindeki aĢamalar.

AĢama Dönem Özellikler

I 1950-1970 Sektörel yaklaĢım


Ġnsan-aykırı-doğa değerleri sistemi
DüĢük oranda halkın katılımı
Kısıtlı ekolojik düĢünceler
Reaktif odaklar

II 1970-1990 Çevresel değerlendirmelerde artıĢ


Sektörler arasında daha fazla entegrasyon ve eĢgüdüm
Halkın katılımında artıĢ
Ekolojik farkındalığın artması
Mühendislik hakimiyetinin korunması
Proaktif ve reaktif odaklar

III 1990-2000 Sürdürülebilir kalkınma üzerine odaklanma


Kapsamlı çevresel yönetimlerin üzerine yükselen artıĢlara odaklanma
Çevresel restorasyon
Halkın katılımı üzerine vurgu

IV 2000-2010 Sürdürülebilir kalkınma ilkelerinin somut olarak uygulanmasına


odaklanma

28
Ekosisteme dayalı yönetimin ulusal mevzuatta yer almaya baĢlaması
Kapsamlı yönetimin ortaya çıkıĢı
Bilgi ağları ve uygulanabilir yönetim sistemleri dahil olmak üzere
yeni kıyı yönetimi yaklaĢımlarının araĢtırılması
Yönetim yaklaĢımları ve etkileri üzerinde küreselleĢme ve internetin
etkisi
Kıyı yönetimi temel ilkelerinin yeniden analizinin ortaya çıkıĢı

V Gelecek BütünleĢik teoriler ve araçlar bütününün tüm ölçekler, zaman


aralıkları, yerler ve sorunlar üzerinde rahatça uygulanabilirliği
Ekosistem tabanlı kapsamlı bir yönetim
Uygulamanın kıyı yönetimi ve topluluklar arasındaki iliĢkisi
Onaylı yönetiĢim modeli seti

Kaynak: Kay, A. andAlder, J. (2005). Coastal Planning andManagment. Second Edition. London and
Newyork: Taylor and Francis Group.

BirleĢmiĢ Milletler tarafından 1972‟de yapılan “İnsan Çevresi Konferansı”nın


oluĢturduğu farkındalıklarla çevre koĢulları göz önünde bulundurulmuĢ, sorunlar
oluĢmadan önlemler alınmasına yönelik fikirler geliĢtirilmiĢtir. Bu sorunların takibi
ve çözümlerin geliĢtirilmesine yönelik BirleĢmiĢ Milletler tarafından “Birleşmiş
Milletler Çevre Programı” (UNEP) kurulmuĢtur. 1974 yılında bu programların ve
kurumların etkileri sonucunda ortaya konan kararlarla “Bölgesel Denizler
Programı” oluĢturularak Akdeniz‟in deniz alanı ele alınmıĢtır. AB ve Akdeniz‟e
kıyısı olan ülkelerin iĢbirliğiyle, 1975 yılında Akdeniz Eylem Planı yapılmıĢ ve deniz
alanını korumaya yönelik ilk program oluĢturulmuĢtur. 1976 yılında ise yapılan
“Barselona Sözleşmesi” ile üye ülkelerin taraf olması kesinleĢmiĢtir. Aynı tarihte
yapılan diğer bir çalıĢma ise, deniz, kıyı ve kara alanlarını yönetme iĢinin tek baĢına
merkezi idare tarafından yapılmasının yetersiz kaldığını ortaya koyan, 1976 yılında
BirleĢmiĢ Milletler tarafından Kanada da yapılan “Habitat I Konferansı” olup, sivil
toplum örgütlerinin ve yerel idarecilerin yönetime dahil edilmesi kararlaĢtırılmıĢtır.

1970-1990 yılları arasında atılan bir diğer önemli adım, yine BM tarafından 1983
yılında 1972‟deki kararların uygulanabilirliğini görmek adına kurulan “Dünya Çevre
ve Kalkınma Komisyonu”dur. Komisyon küresel ölçekteki sorunları ele alarak
çözümlerin üretilmesine yönelik 1987 yılında “Ortak Geleceğimiz” raporunu
yayınlamıĢtır. Çevre ve kalkınma konuları üzerine odaklanarak 1992‟de yapılmıĢ
olan Rio “Yeryüzü Zirvesine” altlık olacak konuları ortaya koymuĢtur.

29
1992 yılında BM tarafından Rio de Janeiro‟da yapılan Yeryüzü Zirvesi “Çevre ve
Kalkınma Konferansı‟ ile ilk kez küresel ölçekte bütünleĢik kıyı alanları yönetimi ele
alınmıĢtır. Konferans sonucunda ortaya çıkan belgeler: Gündem 21 Küresel Eylem
Planı, Biyolojik ÇeĢitlilik SözleĢmesi, Ġklimsel DeğiĢiklikler Çerçeve SözleĢmesi,
Ormanların Sürdürülebilir Yönetimi Konusunda Ġlkeler Bildirimi ve Çevre ve
GeliĢme üzerine Rio Bildirgesi‟dir. Bu belgelerden kıyı alanlarını ilgilendiren
Gündem 21 Küresel Eylem Planı önemli olup, uluslararası alanda devletlerin yerel
ölçekte kendi eylem planlarını oluĢturmaları beklenmiĢtir. Konferans sonucunda
Habitat I Konferansı ile ortaya atılan katılımcı bir yönetim anlayıĢının uygulamaya
konması, uluslararası bir platformda kabul görmesini ve benimsenmesi sağlamıĢtır.

“1992‟de yapılan BM “Çevre ve Kalkınma Konferansı‟nın da etkisiyle, deniz


kirliliğini önlemeye yönelik plan, Akdeniz‟de sürdürülebilir kalkınmayı sağlama
hedefiyle yeniden yapılandırılmıĢtır” (Paker, 2012). 1972 yılında yapılan “Ġnsan
Çevresi Konferansı”nda geçen “sürdürülebilir kalkınma” kavramının ilk kez
konuĢulması üzerine bu konferansla beraber odaklanmaya baĢlanmıĢ, 2000 yılından
sonrada somut uygulamalara geçilebilmiĢtir (Çizelge 2.1). “1995‟te kabul edilen
geniĢletilmiĢ yeni plan (MAP II), 1995‟te Barselona SözleĢmesinin de
yenilenmesiyle desteklenmiĢ ve 2004‟te yürürlüğe girmiĢtir” (Paker, 2012).

BütüleĢik kıyı alanları yönetiminin adım taĢlarını oluĢturan bu süreçler ile günümüze
kadar kapsamlı yönetim anlayıĢının oluĢturulması sağlanmıĢ ve hala devam
etmektedir. Teknolojik geliĢmeninde 2000‟li yıllardan sonra hızlanması ve
geliĢmesiyle beraber kavramın anlaĢılması ve uygulanması diğer dönemlere göre
daha kolaylaĢmıĢtır. Böylece, “Tek bir sektör yaklaĢımdan ziyade kıyı yönetimi için
entegre bir yaklaĢımın daha etkili olacağının açıkça görülmesi üzerine bütünleĢik
(integrated) sözcüğünün kavrama eklenmesi etkili olmuĢtur” (Cicin-Sain&Knecht,
1998, s. 11). Alana özgü sorun ve çözümlere karĢı daha etkili bir Ģekilde hakim olma
ve yönetme iĢi bütünleĢik bir yaklaĢımla ortaya konmaya çalıĢılmıĢtır. Sonuç olarak,
kıyı ve etkileĢim alanı içerisinde olan tüm alanların ekolojik, doğal ve kültürel
değerler kapsamında, koruma ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle geleceğe yönelik sürecin
yönetilmesi hedeflenmiĢtir.

“Genellikle, BirleĢmiĢ Milletler, Dünya Bankası, Avrupa Birliği gibi uluslararası


örgütlerden alınan yardımla baĢlayan bu yeni kıyı yönetimi programlarının yönetim
planları incelendiğinde karĢımıza çıkan tablo, çok taraflı (aktörlü) yönetim yapısı,

30
doğal kaynakların korunması ve yönetimi (biyolojik çeĢitliliğin korunması önerilen
organik tarım ve eko-turizm gibi sektörlerin teĢvik edilmesi) kanalizasyon, atıksu
arıtımı, çöp toplama ve atıkların yok edilmesine iliĢkin proje önerileri, yöre halkının
çevre ve turizm konularında eğitimi üzerinde durulması, su kirliliği ve doğal yaĢam
ortamlarının izlenmesi ve bilgi toplanması olacaktır” (Görer ve Duru, 2001).
“BirleĢmiĢ Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'ne (FAO) göre, bütünleĢik kıyı alanları
yönetimi, ''kara ve denizin buluĢma noktasındaki kalkınma yönetimi ve kıyı
kaynakları ile ilgili planlama ve eĢgüdümleme sürecidir” (Clark, 1992, Aktaran;
Duru, 2013, s. 74). Tanımlarda yer alan ortak fikir kıyı ve etkileĢim alanında olan
tüm alanların planlama sistemiyle değerlendirilmesi, planlamaya konu olan alanlar
için bir veritabanın oluĢturulması, katılımcılık ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle
planlama, uygulama ve yönetme sisteminin oluĢturulmasıdır.

Tanımlamalar doğrultusunda geleneksel kıyı alanları yönetimi ve bütünleĢik kıyı


alanları yönetimi tanımları karĢılaĢtırılacak olursa:

“Kıyı Alanları Yönetimi: Çok sektörlü yönetim hem coğrafi olarak


belirlenmiş kıyı şeridi ve kıyı sularının uzantılarına hem de dar alanlarda
gelişme ve koruma konularına odaklanmıştır.
Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi: Kıyı alanları yönetiminin sektörler arası
özelliğini, kıyı havzaları ve okyanuslardaki yakından bağlantılı ekosistem
süreçlerini göz önünde tutarak genişletir; hedefini açık bir şekilde,
gelişmenin birçok sürdürülebilir formu içerisinde tanımlar.” (Kay &Alder,
2005, s. 85)
“BütünleĢik kıyı alanları yönetimi, geleneksel kıyı alanları yönetiminden farklı ve
onun eksik yönleri üzerine kurulu, BKAY, adından da anlaĢılacağı gibi kapsamlı bir
öngörüye sahip olması istenmektedir” (Kaya, 2010). Dolayısıyla BKAY, uzun bir
zamana yayılan çalıĢmaların ve yapılan çeĢitli uluslararası toplantıların bir ürünü
olup günümüzdeki yerini almıĢtır.

2.4.1 BütünleĢik Kıyı Alanları Yönetimi’nin Amacı

70‟li yıllarda deniz kirliliğinin önlenmesi amacıyla dolaylı olarak gündeme gelen
kıyı alanları, doğal ve su kaynaklarının hızlı tüketimine karĢı olan endiĢenin
doğmasıyla kıyı alanları planlaması ve yönetimi üzerinde çeĢitli fikirler
geliĢtirilmiĢtir. Çevre farkındalığının oluĢması, doğal ortamları tehdit etmeye
baĢlayan faaliyetlerin yapılması ve mevcut kıyı planlaması ve yönetiminin yetersiz
kalması diğer alanlarda olduğu gibi kıyı alanlarında da üst düzey bir sistemle plan

31
yapma ve yönetme gibi bir ihtiyacı doğurmuĢtur. Bununla beraber “Kıyı bölgelerini
yönetme iĢinin, tek sektöre dayalı olarak yapılmasının ve sorun giderme çabalarının
parçacıl bir yaklaĢım doğrultusunda sürdürülmesinin çok da baĢarılı sonuçlar
vermediği zamanla anlaĢılmaya baĢlanmıĢtır” (Duru, 2003, s. 71). Bu yüzden kıyı
alanlarını geniĢ bir etkileĢim alanıyla değerlendirecek entegre bir planlama ve
yönetim sistemi olan “bütünleĢik kıyı alanları yönetimi”yle modern dünyanın
getirdiklerine çözümler üretilmeye çalıĢılmıĢtır. Çevre farkındalığının açtığı yol ile
planlı ve programlı bir düzene karĢılık gelen kıyı yönetiminin amacı, Sesli ve diğ.
(2003) “…kıyı alanlarının duyarlı, sınırlı ve baskı altındaki mekanlar olduğu göz
önüne alınarak, kamu ve yerel grupların uyumlu ve birlikte eylemlerine olanak
verecek entegre politika ve stratejilere dayalı bir yönetim biçiminin
oluĢturulmasıdır”.

Akyarlı ve diğ. (2002)‟e göre ise kıyı yönetimi amacı:

“Önemli bir doğal zenginlik kaynağı olan kıyılardaki bozulmaların


önlenmesini ve kıyıların olanaklarından dengeli ve sürdürülebilir biçimde
yararlanılmasını amaçlayan,
Kıyı alanlarından sorumlu olan, varılması beklenen hedefleri tutarlı bir
şekilde tanımlayan, gerekli kullanım kararlarını alarak uygulayan ve yapılan
faaliyetlerin alınan kararlara uygunluğunu denetleyen güçlü uzman
kuruluş(lar) oluşturulmak suretiyle gerçekleştirilen,
Böylece karar, uygulama ve denetim süreçlerinde bütünlüğün, etkinliğin ve
bilimselliğin sağlanmasına olanak veren çağdaş bir yönetim modelidir.” (s.
67)
Cicin-Sain ve Knecht (1998)‟e göre genel amaç, “BütünleĢik kıyı alanlarının
hedefleri, kıyı ve deniz alanlarının sürdürülebilir Ģekilde geliĢimini sağlamak, doğal
risklere karĢı canlıları ve tüm ekolojik süreçleri korumak için yaĢam destek sistemleri
ile kıyı ve deniz alanlarındaki biyolojik çeĢitliliği açısından kıyı alanlarının
karĢılaĢacağı hasarları azaltmaktır” (s. 40-41). Burada bir sürü amaca ve hedefe
kilitlenen çok çeĢitli merkezlerin tanımlaması yapılmaktadır. Cicin-Sain ve Knecht,
kıyı ve deniz alanlarını beĢ ana zonda değerlendirerek, dengeli bir program
oluĢturmak, yönetimi sağlamak, amaç belirlemek için kıyı bileĢenlerinin bilinmesinin
en önemli aĢama olduğunu belirtmektedirler. Bunlar; iç alanlar, kıyı arazileri, kıyı
suları, açık sular, açık denizlerdir. Farklı bilim dallarıyla iliĢkili olan bu tanımlamalar
birbirleriyle entegre biçimde yönetilmeleri zor olsa da içiçe geçmiĢliğin verdiği doğal
yapılanmadan dolayı bütünleĢik kararlarla ele alınmasını gerektirdiği
düĢünülmektedir. Amaç ve hedefler her ülkenin kıyı bölgesine göre de değiĢiklik
32
göstermektedir ve her ne kadar ortak amaçlar doğrultusunda yönetim beklensede, ilk
bakılması gereken kıyının neye hizmet ettiği ve o alanda ne hedeflendiğidir. Bu da
yerelde kıyıya özel bir planlama, yönetim ve amaç belirlenmesini gerektirmektedir.

Tüm tanım ve amaçlar detaylı olarak değerlendirilirse, bütünleĢik kıyı alanları


yönetimininin kapsamlı olarak amaçları:

“Kıyı alanlarında uyumlu ve dengeli kullanımı teşvik etmek ve sürdürülebilir


kullanım özelliklerinin ileri nesillere kullanılabilir olarak aktarılmasının
sağlanması için tüm sektörleri kapsayan bütünsel politika ve karar alma
süreci sağlamak,
Kıyısal problemlerin sayısının fazlalığı, çeşitliliği ve bunların kıyı üzerindeki
hem de denizde ve karadaki etkilerinin incelenmesinin eşgüdümlü olarak
gerçekleştirilmesi,
Kıyı alanlarının, mevcut ve planlanan kullanımlarını, bunların karşılıklı
etkilerini belirlemek,
Kıyısal problemleri sadece çevresel bir problem olarak değil aynı zamanda
sosyo ekonomik ve toplumsal olarak değerlendirmesi,
Kıyı yönetimi ile ilgili yönetim modeli sistemi geliştirmek ve politika
belirlemek, probleme disiplinler arası yaklaşım ile çözüm önermek ve varsa
yönetişim modelini çok disiplinli yaklaşımı içerecek biçimde şekillendirmek,
Önemli projelerin etkilerinin önceden değerlendirilmesi ve sistematik biçimde
gözlenmesi de dâhil olmak üzere, proje planlamasında ve uygulamasında kıyı
kaynaklarının koruyucu ve ihtiyati yaklaşımlar geliştirmek,
Kirlilik, deniz erozyonu, kaynak kaybı ve yaşam ortamının tahrip olması da
dâhil olmak üzere, kıyı ve deniz alanlarının kullanımı sonucunda meydana
gelen değer değişikliklerini yansıtan, ulusal kaynak ve çevre muhasebesi gibi
yöntemlerin geliştirilmesini ve uygulanmasını teşvik etmek,
İlgili bireylerin, grupların ve örgütlerin mümkün olduğu ölçüde ilgili bilgilere
erişmesini sağlamak, kendilerine uygun düzeylerde planlama ve karar alma
süreçlerine doğrudan katılımlarının sağlanması işlemlerinin
gerçekleştirilmesidir.” (Çağlar, 2013, s. 6-7)
Amaçlar, kıyıların sadece doğal ve ekolojik alanlar olmadığını, sosyal, ekonomik ve
kentsel öğelerle birlikte ele alınmasını ve “…kıyı alanlarında doğal kaynaklara olan
talepleri gözeterek ve değiĢik eylemler arasındaki nedensellikleri ve etkileĢimleri
kavrayarak, sürdürülebilir ekolojik geliĢmeyi baĢarabilmek üzere, ilgi alanları farklı
olan ancak, ortak hedeflerle hareket eden yönetimler, sektörler ve topluluklar için
kurumsal yapılanmayı…” (Atik, 2011) hedefleyen döngüsel bir süreci anlatmaktadır.

33
2.4.2 BKAY Planlama Ġlkeleri

Planlamanın yapıldığı alanda doğru ve etkin bir Ģekilde sürecin uygulanması ve


gerçekleĢmesi için planlama ilkelerinin belirlenmiĢ olması gerekmektedir. BütünleĢik
kıyı alanları planlaması da genel ilkelere sahip olmalı ve “bu yeni yönetim biçiminin
içeriğini tam anlamıyla sergileyebilmek için kuramsal yapıtlarda ve uluslararası
örgütlerin yazanaklarında belirtilen genel ve uygulamaya dönük ilkelerden söz
etmek, bir baĢka biçimde belirtmek gerekirse yönetimin uygulandığı sınırlar,
örgütlenme biçimleri, yönetim sürecinde gerçekleĢtirilecek etkinlikler, bilimden
yararlanma biçimi, yürütülecek programlar için oluĢturulacak akçal düzenekler, halk
yönetim iliĢkisi gibi konularda bütünleĢik kıyı alanlarının dayanacağı temel kuralları
sergilemek gerekmektedir” (Duru, 2013). Yönetim biçiminin düzenli bir Ģekilde
çalıĢmasını sağlayacak ilkeler konusu, 1993 yılında Dünya Bankası tarafından, “1992
Rio Konferansı‟nda bütüncül kıyı alanları yönetiminin uygulanması için yol gösterici
nitelikte ilkelerin belirlenmesi isteğine bir yanıt olmak üzere 1993‟de Hollanda‟da,
Noordwijk‟de, Dünya Kıyı Konferansı‟nda (World Coast Conference) saptanan
“Noordwijk Guidelines” adlı ilkeler dizisinin güncelleĢtirilmiĢ ve geniĢletilmiĢ…”
(Duru, 2013) halidir. Dünya Bankası‟nın yayınladığı ilkelere bakıldığında; kıyıda
hakim olan tüm faaliyetlerin etkisini çevreyle beraber bütüncül bir yaklaĢım ve yasal
bir süreçle ele alarak, sürdürülebilir kalkınma üzerine dayandırmaktadır. Kıyı
kaynaklarının paydaĢlar arasında (kamu ve sektörler) eĢit bir Ģekilde dağılımının
olmasını sağlayarak, sorunların en aza indirgenmesini hedeflemektedir. BütünleĢik
politikalar üzerine kurgulanan ilkelerde anlaĢıldığı üzere, çözüme dayalı, yasalarla
belirlenmiĢ, kıyı kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlayan, kıyı koruma değerleri
üzerinden yönetim Ģeması çizilmektedir. Dünya Bankası‟nın hazırladığı ilkelerle,
BirleĢmiĢ Milletler Çevre Programı‟nın (UNEP) hazırladığı ilkeler incelendiğinde
hemen hemen Dünya Bankası ile aynı çerçeveyi çizmekle beraber, kıyıda söz
hakkına sahip tüm tarafların yönetime dahil edilmesini ve katılımcılık ilkesiyle
baĢarılı bir çalıĢma elde edileceği üzerine durulmaktadır. UNEP ve Dünya
Bankası‟nın bütünleĢik kıyı alanları için belirlediği tüm ilkeler, entegre bir yönetim
biçimini benimseyen, belirtilen planlama ilkeleriyle kıyı kaynaklarının korunarak
planlama, uygulama ve yönetme aĢamlarının doğru ve etkin bir Ģekilde
sürdürülmesini hedefleyen baĢlıklardır.

BKAY ilkeler genel baĢlıkları:

34
 Çok sektörlü katılımcılık,

 Doğal kaynakların korunması,

 Sürdürülebilir kalkınma vizyonu,

 Koruma-kullanma dengesi politikaları,

 Önleyici, caydırıcı ve yaptırım gücünün olması,

 Çözüm odaklı olması,

 Planlama, uygulama, yönetim ve denetleme süreçlerini içermesi,

 Disiplinlerarası yaklaĢıma ve kapsama sahip olması,

 Hukuksal dayanaklarla her dönemde geçerlilik sağlaması,

 Yetkili kurumlar arasında eĢgüdüm ve koordinasyonun olması,

 Kullanım önceliğinde kamu yararının gözetilmesi.

2.5 Bölüm Sonucu Değerlendirmesi

Bu bölümde kıyıya özgü kavramsal değerlendirmelere yer verilerek planlama ve


yönetim yaklaĢımları incelenmiĢtir. Jeomorfolojik yapıları, coğrafik ve ekolojik
özelliklerinden dolayı kıyılar, birçok bilim dalına konu olmakla beraber
disiplinlerarası bir yaklaĢımla incelenmektedirler. “Kıyı” kavramını ele alan çeĢitli
bilim dallarının açıklamalarına göre kıyı, herhangi bir yeryüzü parçasından
karakteristik olarak farklılaĢan bir mekan olarak ortaya çıkmaktadırlar. FarklılaĢan
temel özellik ise, su ve kara parçasının birleĢerek oluĢturduğu yapı karakteristiği
olup, kendilerine özgün çeĢitli flora ve fauna gibi yaĢam alanlarını barındırmalarıdır.
Bu doğal ve farklı zenginlik özellikleri, kıyı alanlarının her tarihi dönemde önemli
yaĢam alanları olmalarını sağlamıĢ, günümüzde teknolojik geliĢmelerle beraber farklı
fonksiyonlara hizmet eden alanlar haline dönüĢmüĢlerdir.

Mekan ve zaman algısının kıyılar üzerinde önemli bir etkisinin olması ve değiĢen
çevresel Ģartlara bağlı olarak, kıyı alanlarının sosyo-ekonomik yapı çerçevesinde ve
teknolojik geliĢmelerle ele alınmasının gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Kıyı alanları
özellikle sanayi ve teknolojik geliĢmelerin yoğun etkisi altında kalarak çevre
Ģartlarına uyum sağlamaya çalıĢmaktadırlar. Kıyı alanlarındaki yer seçimlerinin
dengeli bir Ģekilde gerçekleĢmesi ve çevre Ģartlarına uyum sağlaması, kıyı alanları

35
planlaması gibi araç ve yöntemlere bağlı olarak yapılmaktadır. Yasalarla da
tanımlanmaya çalıĢılan kıyı alanları, geliĢmiĢ planlama ve yönetim teknikleriyle daha
geniĢ bir kapsamda ele alınmaya baĢlanmıĢtır.

Farklı potansiyelleri bir arada tutan ve doğal veri olan kıyılar zamanla değiĢen yaĢam
koĢullarından etkilenmiĢ, 2. Dünya SavaĢı‟ndan sonra oluĢturulan farkındalıklarla
çeĢitli Ģekillerde ve isimlerde anılarak değerlendirilmiĢlerdir. Kavramsal içerikler
incelendiğinde karĢımıza, salt bir kıyı alanları planlaması kavramı yerini, günümüzde
bölgesel, ulusal ve uluslararası plan yapma ve yönetme anlayıĢına bırakan çok
katmanlı bir hiyerarĢik düzene karĢılık gelmektedir. 1972 yılında “Ġnsan Çevresi”
konferansında “kıyı bölgesi yönetimi” olarak ortaya çıkan planlama Ģekli, aradan
geçen 20 yıl sonunda 1992 yılında yapılan “Yeryüzü Zirvesi”nde küresel ölçekte ve
uluslararası platformlarda kabul görerek “bütünleşik kıyı alanları yönetimi” olarak
geliĢimini sürdürmüĢtür. BKAY kavramı, uzun bir sürece karĢılık gelen planlama,
uygulama ve denetleme süreçlerini ele alan ve kıyı alanlarında sürdürülebilir
kalkınmayı gözeten planlama ve kıyı alanlarının parçacıl olarak ele alınmasının
oluĢturduğu planlama sorunlarına karĢın, kıyının etkileĢim alanını geniĢleterek diğer
alanlarla beraber eĢgüdüm ve koordinasyon içerisinde bir sistem bütünüdür. Genel
çerçevede BKAY bileĢenlerinin ana baĢlıkları: “Doğal kaynak yönetimi, Çevre
yönetimi, Mekansal boyutu, donatı ve altyapı planlarınıda kapsar biçimde kıyı
alanları planlaması ve yönetimidir” (Atik, 2011). Geleneksel kıyı alanları
yönetiminden farklı olarak alanın çevresel, ekonomik ve sosyal yönünü planlamaya
dahil ederek kaynak ve çevre yönetimine odaklanmaktadır. Böylece, kıyı
kaynaklarının koruma politikalarıyla beraber gelecek nesillere aktarılması
hedeflenmektedir.

Özetle BKAY, kıyı ve etkileĢim alanını aĢağıdaki gibi ele almaktadır:

“BKAY tematik ve coğrafik perspektiflerle dayandırılmaktadır.


Planlamada uzun vadeli bir perspektif (stratejik bir yönelme) gerekmektedir.
Zaman içinde gelişebilecek süreçleri de kapsayacak uyumlu (adaptif) bir
yaklaşım sergilenmektedir.
BKAY yerleşme özellikleri, yerel ekonomik ve toplumsal yapı gibi tüm yerel
özellikleri içermektedir.
Planlamanın doğal yapı, biyolojik yapının diğer çevresel sistemlerle etkileşim
süreçlerini kapsamaktadır.
BKAY katılımcı yöntemlerle hazırlanmaktadır.

36
Planlama ve yönetim süreçlerinde ilgili tüm kurum ve idareleri içermekte ve
destekleri alınmaktadır.
Bütünleşik kıyı alanları planlaması ve yönetimi araçları kombine bir biçimde
kullanmaktadır.” (Atik, 2011)
Kıyı kaynaklarının orantısız bir Ģekilde tüketiminin yapılmamasına ve kaynakların
sürdürülebilir politikalarla yönetilmesi amacıyla geliĢtirilen kıyı alanları
planlamasına dair bu yöntemlerin ve araçların, aktif bir Ģekilde ülkemiz adına
uygulamaya geçemediği görülmektedir. Su ve kara iliĢkisini tüm boyutlarıyla ele
alan bütünleĢik kıyı alanları yönetiminin, ülkemiz adına ele aldığı planlama
yaklaĢımları diğer bölümlerde detaylı bir Ģekilde ele alınacaktır.

37
3. TÜRKĠYE'DE BÜTÜNLEġĠK KIYI ALANLARI PLANLAMASI
GELĠġĠMĠ VE MEVZUAT SÜRECĠ

Ülkemizde kıyı yönetiminin temelinde, Amerika BirleĢik Devletleri (ABD) ve


BirleĢmiĢ Milletler‟in yaptıkları etkili çalıĢmalar yer aldığı önceki bölümlerde de
bahsedilmiĢti. GeliĢmiĢ ülkelerin öncülük etmesi üzerine, geliĢmekte olan veya daha
az geliĢmiĢ ülkelere bu akım referans olmakla beraber, Türkiye‟de kendi kıyı alanları
için bu fikirleri oluĢturmaya çalıĢmıĢtır. Ülkemizde kıyı yönetiminin ciddi anlamda
uygulamaya konulması 1990 yılını bulmaktadır. Uluslararası çalıĢmaların etkileri
ancak uzaktan takip edilmiĢ, daha çok kıyı ile ilgili yasal çerçeve konusunda fikirler
üretilmeye çalıĢılmıĢtır.

Bu bölümle Türkiye‟de ele alınan kıyı alanları planlama ve yönetim süreçlerinin


mevzuatla beraber geçirdiği dönemleri incelemek ve ülkemizde yapılan çalıĢmaların
üzerinde durmaktır. YaĢanan süreçlerin ortaya koyduğu olumlu ve olumsuz
sonuçların etkileriyle değerlendirmeler yapılmıĢtır.

3.1 Türkiye’de Kıyı Alanları Yönetimi ve Mevzuat GeliĢimi

Türkiye‟de kıyı yönetimini değerlendirmek için kıyılara yönelik yapılan mevzuat ve


değiĢiklikleriyle beraber Osmanlı Dönemi‟nden günümüze kadar geçen süreyi
irdelemek gerekmektedir.

Osmanlı Dönemi: Osmanlı Dönemi‟nde kıyı hukuku açısından yasal düzenlemelerin


olmadığı ve kıyıların diğer alanlardan ayrı tutulmadığı görülmektedir. Günümüzde
kıyılara atfedilen birçok kullanım alanlarının, o dönemde sosyal, ekonomik ve
toplumsal açıdan önemli bir yerinin olmadığı ancak kıyıların devletin hüküm ve
tasarrufu altında sayılmasıyla beraber “1858 sayılı Arazi Kanunu dolgu yapılmasına
ve özel mülkiyete izin veriyorsa da 1876 sayılı Mecelle deniz ve göllerin herkesin
ortak malı olduğunu ifade etmektedir” (Eke, 1995, s. 7). Cumhuriyet Dönemi‟ne

38
kadar olan süreçte kıyılar, yasalarla özel bir tanımla ele alınmamıĢ 1926 yılına kadar
geçen süreçte çıkarılan iki kanunla beraber ele alınmıĢlardır.

Cumhuriyet Dönemi: Cumhuriyet Dönemi‟ne gelindiğinde "Türk hukuk


sisteminde, kıyının ilk yasal tanımı ve korunması ilkesi 1926 yılında kabul edilen
743 sayılı Medeni Kanun'da (YurttaĢlık Kanunu) yer almıĢtır” (TC. SayıĢtay
BaĢkanlığı, 2006, Aktaran; Kurtaslan ve Bilsel, 2007). Bu kanunun 641. Maddesine
göre “Sahipsiz Ģeyler ve yararı kamuya ait mallar devletin hüküm ve tasarrufu
altındadır” tanımıyla kıyıların edindiği yer belirtilmiĢtir. Eke (1995) “Kıyının kamu
malı sayılması, özel mülkiyete konu olmaması ilkesi ufak değiĢikliklerle günümüze
dek her yasal mevzuatta yer almaktadır” (s.7). Cumhuriyet Dönemi‟nde ülkenin yeni
kurulmuĢ olması, gerek kurum ve kuruluĢlardaki eksiklikler gerekse kadro
yetersizliği ve gerekse kullanılacak araç ve yöntemlerin eksikliklerinin olması, hem
ülkedeki her sektörde hem kalkınmada hem de planlamada birçok eksikliklerle yanlıĢ
uygulamaların doğmasına neden olmuĢtur. Kıyı alanları da bu eksikliklerden payını
almıĢ günümüze kadar gelen yanlıĢ uygulamaların içinde bulunmuĢtur.

1930-1980 Dönemi: 1926‟da kıyının ilk yasal tanımının yapılmasıyla 1930‟lu


yıllardan sonra kıyı alanlarına yönelik çıkarılan ve sürekli değiĢen bir yasal süreç
ortaya çıkmaktadır. 1933 yılında ise çıkarılmıĢ olan, 2290 sayılı Belediye Yapı
Yollar Kanunu ile kıyının kamu yararına bıraktığı alanı ve korunan bölgeyi 10 m
olarak tanımlamıĢtır. Cumhuriyetin ilk yıllarında imar kanunu bulunmasına rağmen
plansız yapılaĢmanın önüne geçilemediği ve boĢ olan kıyı alanlarının da sanayi
devrimiyle beraber hızlı bir Ģekilde ele alındığı görülmektedir. Dolayısıyla korunan
bu 10 m‟lik alanın salt bir koruma ifadesinden, kapsamlı planlama, yönetim ve
denetim içeriğine sahip kıyı politikalarına gidemediği görülmektedir.

70‟li yıllara gelindiğinde, “…kıyılara duyulan ilgi ve kamuoyunun duyarlılığı, 1972


yılındaki Ġmar Yasası değiĢikliğinde, kıyı Ģeridi içinde bulunan yerlerde denizden
doldurma yoluyla „özel iyelik adına arazi ve arsa kazanılamaz” hükmünün
getirilmesine yol açmıĢtır” (KeleĢ, 1989, s. 42). 6785 sayılı Ġmar Kanunu‟na,
11.07.1972 yılında 1605 sayılı kanun ile eklenen ek 7. ve 8. maddeler ile kıyılara
özgü ilk yasal düzenleme yapılmıĢtır. Bu yasa sayesinde kıyı alanları, imar kanununa
göre düzenlemeye alınmıĢtır. Yönetmelikte, kıyının neresi olduğuna iliĢkin
günümüzdeki yasada da kapsamlı görülen, kıyı çizgisi, kıyı ve kıyı kenar çizgisi
tanımları yer almıĢtır. Bu yönetmeliğin en önemli yanı, hem kıyıyı artık özel bir alan

39
olarak gördüğünden dolayı bilimsel bir dille yaklaĢılmasını sağlaması hem de kıyı
alanlarından halkın serbest kullanımına yönelik aldığı kararlardır. Eksik tarafı ise, bu
tanımlamaların detaylı olarak ele alınmaması, kıyının doğal ve coğrafi niteliği ele
alınmadan açıklanmasının doğru bir kıyı kenar çizgisinin belirlenmesinde sorunlara
yol açmıĢ olmasıdır. Özel mülkiyet bu kapsamın dıĢında bırakılmıĢ, kıyılardan
herkesin eĢit ve serbest bir Ģekilde yararlanacağından ve kamu yararı gözeten
kullanımlar dıĢında hiçbir yapı yapılamayacağından bahsedilmektedir. Eke (1995)
“Bugüne kadar sahil Ģeridi diye tanımlamaya geldiğimiz kuĢak, deniz ve göl
kenarında 100 m olarak belirlenmiĢtir. Bu kuĢak imar planı olan yerlerde 10 metreye,
köylerin sürekli oturulan meskun alanlarında 30 metreye kadar indirilmiĢtir.
Akarsular için bu kuĢak 30 metre olarak tanımlanmıĢtır”.

Bu tarihe kadar çıkarılan yasal süreçte, kıyılardaki doğal kaynakların kapsamlı


korunması ve bilimsel verilere dayandırılarak planlamaya gidilmesi gibi kararlara yer
verilmemiĢtir. 1980 yılına kadar geçen bu süreçte kıyılar için çıkarılan yasa ve
yönetmeliklerin imar konuları üzerine değerlendirmeden öteye gitmeyiĢi, kapsamlı
kanunlara olan gerekliliği doğurmuĢtur.

1980-1990 Dönemi: Cumhuriyet Dönemi‟nden 1980‟e kadar geçen 57 sene


içerisinde ülkede savaĢın izleri silinmeye çalıĢılmıĢ, sanayi devriminin etkileriyle
çeĢitli fabrika ve sanayi alanları kurulmuĢ, geliĢme olarak görülen her türlü faaliyet
hızlı bir Ģekilde uygulanmaya çalıĢılmıĢtır. Ülke ekonomisini kalkındırma
politikalarıyla beraber kırdan kente olan göç hareketleriyle kentlerde nüfus artıĢları
yaĢanmıĢtır. Bu yoğun nüfus hareketlerinden ve yeni kurulan iĢ alanlarından kıyı
alanları da etkilenmiĢ, geliĢmeye açık bir alan olarak görülmüĢlerdir. Dolayısıyla
kıyılar, geçen süreçlerden sonra tekrar 1982 Anayasası‟yla gündeme gelmiĢ, “Kıyılar
devletin hüküm ve tasarrufu altındadır” (2709 sayılı 1982 Anayasası, 43. Madde)
maddesiyle yine önceki kanunlarda geçen tanım devam ettirilmiĢ, sahil Ģeridi
kavramı ilk kez yer almıĢ ve kamu yararının yine önceliği vurgulanmıĢtır. Çıkarılan
bu maddeler ıĢığında, bütünüyle kıyı üzerine ilk kez 3086 sayılı 01.12.1984
tarihinde, “Kıyı Yasası” çıkarılmıĢtır. Çıkarılan kanundan 1 yıl sonra ise “3086 Sayılı
Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik” çıkarılmıĢtır. Ancak Özal
hükümeti zamanında hazırlanan bu yönetmeliğe göre, “kamu yararının gerektirdiği
durumlarda denizi doldurma ya da kurutma yoluyla toprak kazanılabilir”
hükümleriyle kıyıda bir kazanç mücadelesini tetiklenmiĢ, liberalleĢen dönemde

40
hakim olan “bırakınız yapsınlar bırakınız etsinler” sloganı çerçevesinde geliĢerek,
kıyılarda pek çok kullanıma bu yönetmelik ile izin verilmiĢtir” (Köroğlu, 2010,
Aktaran; Rakipsiz, 2017). Ancak Anayasa Mahkemesi bazı maddelerin kıyılar
üzerinde yeterli koruma anlayıĢını taĢımadığını gerekçe göstererek bazı maddeleri
iptal etmiĢtir. Böylece bu kanunun tümüyle uygulanamadan, yasal süreçte yaĢanacak
olası krizleri önlemek ve kıyı yasası çıkana kadar boĢluğu gidermek için 15.07.1987
yılında 110 sayılı bir genelge çıkarılmıĢtır. Genelge ile yeterli olmasa da ihtiyacı
karĢılayabilecek uygulamaların yapıldığı görülmektedir. Yine koruma-kullanım
dengesi gibi tutarlı planlamaların, kıyı kaynaklarına yönelik açıklamaların geniĢ bir
çerçevede değerlendirilmediği görülmektedir.

1990 ve 2000’li Yıllar: 1990 yılında çıkarılacak 3621 sayılı kıyı kanunu kadar 80
sonrası yasalarda, sürekli değiĢen ve içeriğinin tam olarak doldurulamadığı kıyı
hükümlerinin yer aldığı görülmektedir. Anayasa Mahkemesi‟nin iptal ettiği
kanundan geçen dört yıl sonra 04.04.1990 yılında 3621 sayılı Kıyı Kanunu kabulü ile
yeni kanun yürürlüğe girmiĢtir. Kanun ile deniz tabii ve suni göl ve akarsu kıyıları ile
bu yerlerin etkisinde olan ve devamı niteliğinde bulunan sahil Ģeritlerinin doğal ve
kültürel özelliklerini gözeterek koruma ve toplum yararlanmasına açık, kamu
yararına kullanma esaslarını tespit etmek amacıyla düzenlenmiĢtir (Madde 1). 1982
Anayasası‟nda ilk kez geçen “sahil Ģeridi” kavramına tanım yapılmıĢ ve kıyı kenar
çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 m geniĢliğindeki alanı
belirtmiĢtir. Eklenen bir diğer yeni tanım ise “dar kıyı”dır. Dar kıyıyı kıyı kenar
çizgisinin, kıyı çizgisi ile çakıĢması olarak ifade etmiĢtir. Bu kanunun kıyı
kullanımında kamu yararının dıĢında özel mülkiyete konu olabilecek durumları
doğurması, kullanıma bağlı yasal hakların içeriğe dahil edilmediği ve imar haklarının
detaylı bir konu içermemesi üzerine kanunun iptali istenmiĢtir.

3621 sayılı kanunun eksikliklerinin olması ve iptal maddelerinden sonra “Kıyı


Kanununda DeğiĢiklik Yapılmasına Dair 3830 Sayılı Kanun” 1992 tarihinde
yürürlüğe girmiĢtir. “3621 sayılı Kanun ve eki olarak çıkan 3830 sayılı Kanunla,
Ġmar Kanunu‟nun yanı sıra Kıyı Kanunun çıkartılması kıyılardaki yapılaĢmanın belli
ölçütlere dayandırılması ve kıyılarda yapılacak yapıların türünün belli olması
açısından oldukça önemlidir” (Gazioğlu ve diğ., 2013, s. 173). Eke (1995) “Kıyı
kentlerinin meskun alanlarında sahil Ģeridinde nadiren boĢ kalmıĢ ve 3830 sayılı Kıyı
Yasası uyarınca kısmen veya tamamen yapılaĢma tanımına uymayan imar adalarında

41
sahil Ģeridinin 100 m. olarak tanımlanması cephe hattında düzensizlik yarattığı gibi
anlamsız küçük boĢluklar meydana getirmiĢtir” (s. 27). Bu tarz kararların
oluĢturduğu bu boĢluklar sonucunda, tekrar yönetmeliğin değiĢikliği kararı getirilmiĢ
ve 30 Mart 1994 tarihinde değiĢtirilmiĢtir. Yönetmelikle, yapılaĢma Ģartları
değiĢtirilmiĢ, turizm ile ilgili “günübirlik” kavramı geniĢletilmiĢ, kıyının doğal ve
coğrafi niteliği üzerine kıyı ve kıyı kenar çizgisinin belirlenmesinde teknik bazı
değiĢiklikler yapılmıĢtır. Buraya kadar çıkarılan kanun kararlarında; bilimsellikten
uzak tanımlara yer verildiği, yoruma dayalı maddelerin oluĢu (özel mülkiyete kimi
zaman yer açabilme ihtimali), merkez yönetimin istediğinde planlara müdahale
edebilmesi, planlar arası tutarsızlık ve çok fazla yasanın çıkarılması Türkiye‟de kıyı
yönetimi geliĢiminde oluĢan düzensizliği göstermektedir.

Kıyıların hukuksal düzendeki değiĢimleri günümüze kadar sürmüĢ ve sürekli kanun


iptali, değiĢimi, ek kanun çıkarılması, ek yönetmelik gibi bir dizi karmaĢık hal alan
kıyı kanunu, kıyı sorunlarını da beraberinde getirmiĢtir. Türkiye‟nin kıyı
planlamasında ve yönetiminde yaĢadığı sorunlar üzerine tezin diğer bölümünde
detaylı bir Ģekilde incelenecek ancak geliĢimini tamamlayıp tamamlamadığı konusu
çıkarılan yasalarla ortaya çıkmakta ve bir soru iĢareti olarak kalmaktadır.
Günümüzde bu yasal süreç tekrar 2014 tarihinde değiĢime uğramıĢ, Kıyı Kanununun
Uygulanmasına Dair Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
çıkarılmıĢtır. “Yönetmelik ile 03.08.1990 tarihli ve 20594 sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanan Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 4. maddesindeki
"Bakanlık" tanımı "Bakanlık: Çevre ve ġehircilik Bakanlığıdır" Ģeklinde ve 22.
maddesinde yer alan "Bayındırlık ve Ġskân Müdürlük" ibaresi "Çevre ve ġehircilik Ġl
Müdürlükleri" olarak değiĢtirilmiĢtir. "Sosyal ve Teknik Altyapı Tesisleri" tanımında
yer alan "altyapı tesisleri" ibaresinden sonra gelmek üzere "ibadet yeri" ifadesi
eklenmiĢ ve "Yat Limanı" tanımının son cümlesi de yürürlükten kaldırılmıĢtır” (Kurt,
2015, s. 101). Bu maddelerle yönetimin merkezi bir rol üstlenmesi kıyı alanlarında
verilecek kararlar ve özel mülkiyet açısından rahatlatıcı bir rol üstlendiği gibi fikirler
doğurmaktadır. Kıyı yönetimi ilke ve esasları açısından değerlendirildiğinde merkezi
yönetim fikrinin ters düĢtüğü, tüm bu yasal süreçte hem yönetimin hem yapı
yaklaĢma mesafesinin hem de kamu yararına gözetilen sahil alanın hep aynı sabit
rakamlar üzerinden değerlendirilmesi gibi kısımlar soru iĢareti olarak kalmaktadır.

42
Her tarihi dönemde yasal düzenlemeler yapılmıĢ, ancak halihazırda kıyı yönetimi
adına tam anlamıyla bir yönetim-planlama iliĢkisi kurulamadığı görülmektedir.

Türkiye‟de kıyı alanlarının planlanmasındaki ve yönetilmesindeki hukuki süreç,


kapsamlı bir Ģekilde son 40 yıl içerisinde geliĢimini sürdürmüĢ ve hala devam
etmektedir ve Çizelge 3.1 ile kronolojik sıralaması gösterilmiĢtir. Diğer bölümlerde
kapsamlı bir Ģekilde anlatılacak bütünleĢik kıyı alanları yönetimine olan geçiĢ ise son
10 yıl içerisinde anlamlı bir yer edinmeye baĢlamıĢtır. 14.06.2014 tarih ve 29030
sayılı Resmi Gazete‟de yayınlanan Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği‟yle
bütünleĢik kıyı alanları yönetimine yer verilmiĢ gerekçe olarak; planlamadaki yeni
yaklaĢımlar ve teknolojik geliĢmeler ileri sürülmüĢtür.

Çizelge 3.1 : Türkiye‟de kıyı alanlarına yönelik çıkarılan yasaların kronolojik sıralaması.
Osmanlı Dönemi 1858 sayılı Arazi Kanunu
Osmanlı Dönemi 1876 sayılı Mecelle
1933-1957 2290 sayılı Belediye Yapı Yollar Yasası
1956 6785 Sayılı Ġmar Yasası
1972 6785 Sayılı Ġmar Yasasına Ek 7. ve 8. Ek Maddeler
1982 1982 Anayasası Madde 43
1984 3086 Sayılı Kıyı Yasası
1985 3086 Sayılı Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair
Yönetmelik
1987 110 Sayılı Genelge
1990 3621 Sayılı Kıyı Kanunu ve Yönetmeliği
1992 3830 Sayılı Kıyı Kanunu ve Yönetmeliği
1993 3830 Sayılı Yasaya ĠliĢkin Genelge
1994 3830 Sayılı Yasa Yönetmeliğine ĠliĢkin Yönetmelik
DeğiĢikliği
1996 22709 Sayılı Kıyı Kanunu‟nun Uygulanmasına Dair
Yönetmelik DeğiĢikliği
2004 25418 Sayılı Kıyı Kanunu‟nun Uygulanmasına Dair
Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılması Hakkında
Yönetmelik
2005 2607-2109 Sayılı Genelge (Kıyı ve Dolgu Ġmar Planları)

43
2006 570-1942 Sayılı Genelge (Kıyıda Kaçak Yapıların
Önlenmesi)
2007 1086/3115 Sayılı Genelge
2010 2824 Genelge
2014 29030 Sayılı Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği
(BütünleĢik Kıyı Alanları Yönetimi)
Kaynak : Eke, F. (1995). Kıyı Mevzuatının GeliĢimi ve Planlama. T.C. Bayındırlık ve Ġskan
Bakanlığı, Teknik AraĢırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü. ve https://csb.gov.tr/mevzuat-bilgi-
sistemi-i-7023 ile açıklanmıĢtır.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği‟yle bütünleĢik kıyı alanları planlaması ile ilgili
kısımlara yer verilerek “3194 sayılı Ġmar Kanunu ve 644 sayılı KHK‟da yer alan
mekânsal strateji planı, bütünleĢik kıyı alanları planı, kentsel tasarım projesi
tanımlarına ilk defa yer verilmiĢ, Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik ve
Çevre Düzeni Planlarına Dair Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıĢtır” (Mekansal
Planlama Genel Müdürlüğü, 2018). Sonuç olarak, Cumhuriyet Dönemi‟nden
günümüze kadar geçen süreçte kıyı alanlarına dair yapılan yasalarda ortaya çıkan
sonuç: Gazioğlu ve diğ. (2013) “Türkiye‟de kıyı planlamasına yön veren temel yasal
düzenlemeler Anayasa, Belediye Kanunu, Ġmar Kanunu ve Kıyı Kanunu…” (s. 93)
olup, sürekli değiĢme ve geliĢme göstermiĢtir. Bu süreçte devlet politikaları, kıyı
alanları ve diğer alanlar üzerinde geliĢtirilen rant çıkarları ve hızlı yapılan planlama
yaklaĢımları önemli derecede etkilidir.

Kıyı kanunlarıyla beraber yerel, il ve ilçe belediyelerinde yönetimdeki yerini


belirleyen yasaların tutarsızlığı, imar planlarındaki yerel ve bölgesel boyutta
iliĢkilendirilememesi, kıyılarda yapılaĢma sorununa engel olmadığı görülmektedir.
“Belediyelere her ne kadar kendi imar planlarını yapma yetkisi verilsede, gerek
kadro yetersizliği, gerekse büyükĢehir ve bakanlıkların gerektiğinde yapılan planı
yok sayma haklarının olması, hem yönetimde karmaĢayı yaratırken, hem de yerel
belediyelerin yetkilerini kısıtladığı görülmektedir” (Gazioğlu ve diğ., 2013). Yerel
yönetimin yetkilerini ve taleplerini oluĢan durumlara göre değiĢtirme kararı hem
kurumlar arasında oluĢan yetki karmaĢasına hem de taleplerin karĢılanmamasına
neden olmaktadır. Türkiye‟de sadece belli bir alana özel plan yapmanın ötesinde, bir
diğer önemli konu bu planların baĢka kanunlarla çatıĢma konuları yaratmaması ve
birbirleri içerisinde çeliĢkiye düĢmemiĢ olması gerektiğidir. Dolayısıyla Türkiye‟de
kıyı alanlarına özgü yapılan kanunlarla ve kıyı alanları planlaması / yönetimi

44
içeriğinde örtüĢmeyen, çatıĢma konularını yaratan ve henüz geliĢimini
tamamlamamıĢ bir hukuksal süreç ortaya çıkmaktadır.

3.2 Türkiye’de Kıyı Yönetiminden BütünleĢik Kıyı Alanlarına Yönetimine


GeçiĢ

Kıyı alanları bugünkü barındırdığı iĢlevlere göre analiz edildiğinde; merkezi iĢ


alanlarını, sanayiyi, çeĢitli ulaĢım ağlarını, rekreasyon ve park alanlarını, turizme
hizmet eden çeĢitli kullanımları, tarım ve orman arazilerini, askeri ve yerleĢim
alanlarını barındıran ve nüfus etkisiyle de yoğun baskı altında kalan alanlardır.
1950‟li yıllardan sonra sanayi hareketlerinin baĢlamasıyla, kırdan kente olan göç
hızla artmıĢ, yoğun nüfus hareketleri yaĢanmıĢtır. Bu sürece yönelik geliĢen kıyı
kullanımları her ne kadar yasalarla ve planlama kapsamında belirlenmiĢ olsa da,
kıyının parçacıl değerlendirilmesi, kıyı planlaması ve yönetimindeki eksik taraflar
olması nedeniyle kıyı politikalarında bir takım değiĢikliklere gidilmesini
gerektirmiĢtir.

Türkiye‟de kıyı yönetimi, “Osmanlı Ġmparatorluğu döneminde Ģehirlerin planlanması


yönünde atılan en önemli adımlardan biri 1882 yılında çıkartılan “Ebniye Kanunu”,
“…1930 yılında 1580 sayılı “Belediye kanunu” akabinde de 1933 yılında
belediyelere halihazır haritalarını hazırlama ve imar planlarını yaptırma yetkisini
veren 2290 sayılı “Belediye Yapı Yollar Kanunu” ve “1956 tarihinde çıkartılan 6785
sayılı Ġmar Kanunu” (Gazioğlu ve diğ., 2013, s.128) ile sürece girmiĢtir. Zamanın
Ģartları göz önüne alındığında; teknolojik araçların olmayıĢıyla araç ve yöntemlerin
belirlenmesini güçleĢtirdiğinden, ülkenin tümünde tek elden plan yapma sisteminin
kurulamaması ve merkezi otoritenin belediyelerle iĢbirliğini kuramaması gibi
sorunları ortaya çıkarmıĢtır.

Planlama ve doğru yönetim için saydığımız gerekli kurum, kuruluĢ ve plan yapma
yetkisine sahip çalıĢanların yetersizliği, yapılan planlama ile üst makamların
kopukluğu ile parçacıl yaklaĢımların doğmasına neden olmuĢtur. Böylece
Cumhuriyet Dönemi‟nden 80‟li yıllara kadar sorunlu birçok alanın meydana
gelmesine ve geriye dönüĢü olmayan yanlıĢ yapılaĢma kararlarının verilmesine neden
olduğu görülmektedir. Sürekli değiĢen kanun ve yasalarla da büyük bir karmaĢa
doğmuĢ, deneme yanılma yoluyla geleneksel ve yerel planlama-yönetim Ģekli sürekli
değiĢime uğramıĢtır.

45
Uluslararası örgütlerin teĢvikiyle bir anlamda kıyı yönetimine adım atan Türkiye,
Gazioğlu ve diğ. (2013), “1985 yılında çıkarılan 3194 sayılı imar kanunuyla yerel
belediyelerin merkezi hükümet veya baĢka kurumlar müdahale etmediği sürece plan
yapma ve tasdik etme hakları bularak imar planı yapma ve uygulama konusunda
etkinliklerinin artıĢı görülmüĢtür ancak imar uygulamaları ile ilgili planlama
çalıĢmalarında çeĢitli kanunlarla pek çok kurum yetkilendirildiğinden yetki
karmaĢasına da sebebiyet vermiĢtir” (s.129). Plan yapma, uygulama ve yönetme
hakkına sahip yerel belediyelerin, kanunda yer alan çeliĢkili ve tutarsız ifadelerinden
dolayı üst kurumlarla arasında çatıĢmalar yaĢanmıĢtır. 1990 yılında 3621 sayılı “Kıyı
Kanunu” çıkarılana kadar geçen sürede yönetimde karmaĢa, birçok kanun arasında
mikro-makro ölçekte uyuĢmayan tutarsız ifadeler ortaya çıkarak kıyı alanları
yönetiminde birlik sağlanamamıĢtır. Kıyılara yönelik çıkarılan, 3621 sayılı Kıyı
Kanunu ile kıyı özelinde yasal sürecin baĢlaması olumlu bir geliĢme olmuĢtur.

BütünleĢik kıyı alanları yönetimi kavramına tam anlamıyla geçiĢ ise 2000 yılını
bulmuĢ ancak kanun kapsamında yer alması „Türkiye‟de BütünleĢik Kıyı Alanları
Yönetimi kavramı (BKAY), 2011 tarihli 644 sayılı Çevre ve ġehircilik Bakanlığı‟nın
TeĢkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname‟nin 7(i)
maddesinde…” geçerek “…Çevre ve ġehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama
Müdürlüğü tarafından bütünleĢik kıyı alanları yönetimi ve planlaması çalıĢmaları
yapılmasına dair hüküm bulunmaktadır‟ (Yontar ve Yılmaz, 2013, s. 152). „Son
olarak 2012 yılında çıkartılan, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların
DönüĢtürülmesi Hakkında Kanunsa BütünleĢik Kıyı Alanları Yönetiminin
uygulanması açısından oldukça umut veren bir kanun olmuĢtur‟ (Gazioğlu ve diğ.,
2013, s. 131). “Bu Kanunun amacı; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar
dıĢındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve
standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaĢama çevrelerini teĢkil etmek üzere
iyileĢtirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemektir” (6306 sayılı
Afet Riski Altındaki Alanların DönüĢtürülmesi Hakkında Kanun, MADDE 1).
“…kanun kentlerin yenilenmesi adına büyük kolaylıklar getirse de uygulamalarda
bütünleĢik kavramına yeterince dikkat edilmemesi ve yalnızca kentin yıkılan bir
kısmını modernize edilmesi anlayıĢı Türkiye‟de BKAY anlayıĢının oturmasının daha
çok zaman alacağını göstermektedir” (Gazioğlu ve diğ., 2013, s. 131).

46
Son dönem BKAY altında yapılan plan çalıĢmalarında ise, sahip olduğu ilkelerin
birçok kısmının somutlaĢtırılamadığı görülmektedir. Ayrıca henüz kendine ait bir
yasa ve program da bulunmamaktadır. Yönetim üzerine kurumlar arasında iĢbirliği,
karmaĢa çözüme ulaĢamamıĢtır. Yetki ve görev dağılımlarındaki karmaĢanın olması,
STK‟ların yeterince katılımının sağlanamaması ve halkın planlama aĢamasında
katılımcılığının göz ardı edilmesi gibi, birçok faktörden dolayı henüz bir yer
edinemediği görülmektedir.

3.3 Türkiye’de BütünleĢik Kıyı Alanları Planlaması Üzerine Ġlk Adımlar

1992‟de Rio‟da gerçekleĢen BirleĢmiĢ Milletler Çevre Konferansı‟nda alınan BKAY


kararlarıyla, Türkiye‟de bütünleĢik kıyı alanları planlama hareketleri takip edilmiĢ,
kıyı alanları yönetiminde adımlar atılmasını sağlamıĢtır. „Bu yeni eğilimi, kimi
yerlerde geleneksel tüzel dizgenin dıĢına taĢarak kıyı yönetim planlarının
hazırlanmasında, kimi yerlerde bütünleĢik kıyı alanları yönetimi programlarının
baĢlatılmasında, kimi yerlerde de kıyı yönetimi danıĢma organları oluĢturulmasında
görebilmek olanaklıdır‟ (Duru, 2013, s. 269). Ülkemizde BKAY adına yapılan
planlama ve yönetim çalıĢmalarıyla, uluslararası alanda yapılan planlama ve yönetim
çalıĢmaları karĢılaĢtırıldığında henüz çok yeni ve baĢında olduğu söylenebilir. Bu
bölümde Türkiye‟nin BKAY adına atmıĢ olduğu adımlarla gerçekleĢtirdiği önemli
planlar incelenecektir.

3.3.1 Akdeniz Eylem Planı (AEP)

BM Çevre Programı‟nın (UNEP) 1974 yılında kurduğu “Bölgesel Denizler


Programı” kapsamında Akdeniz'in korunmasını öncelikli hedefleri arasına dâhil
edilmesi kararı, Akdeniz‟e kıyıdaĢ ülkelerin ve AB‟nin katılımıyla, Akdeniz Eylem
Planı‟nın (MAP) 1975 yılında oluĢturulmasıyla sonuçlanmıĢtır (DıĢiĢleri Bakanlığı,
2018a). Akdeniz‟in korunmasına yönelik atılan adımlar sonucunda, “Akdeniz Eylem
Planı” olarak ortaya çıkan “Planın amacı bir yandan Akdeniz‟de kalkınma ile çevre
arasındaki iliĢkinin evrimini araĢtırmak, öte yandan da kültürel sosyo-ekonomik
kalkınma hedeflerini dikkate alarak denizlerin ve kıyısal alanların korunması için
uygulanabilir çözümler üretmektir” (Eke, 1995, s. 37). Bu sayede Türkiye kıyı
bölgeleri yönetiminin detaylı olarak ele alınmasına odaklanarak program yapmıĢtır.
Plan protokollerinin imza süreci ise 1990 yılını bulmuĢtur.

47
Bu planla hedeflenen, “Kirlenmeyi izleme ve araĢtırma ağının kurulması, yasal
bağlayıcılığı olan anlaĢmalar hazırlanması, çevre ile uyumlu sosyo-ekonomik
geliĢmenin sağlanması için entegre bir planlamanın yapılması, mali ve hukuksal
yapının geliĢtirilmesidir” (Eke, 1995, s. 36). Bu amaçlar belirlendikten sonra
“Akdeniz‟in Kirliliğe KarĢı Korunması SözleĢmesi” (Barselona SözleĢmesi) 18
ġubat 1976‟da Barselona‟da Türkiye dıĢındaki ülkeler tarafından imzalanmıĢtır.
Akdeniz Eylem Planı çerçevesinde 1976‟da imzalanan Barselona SözleĢmesi‟ne
Türkiye, 6 Mayıs 1981 yılında imza atmıĢtır. “1992 yılında Rio de Janeiro'da yapılan
BM Çevre ve Kalkınma Zirvesi‟nde alınan kararların ruhuna uygun olarak,
Barselona SözleĢmesi, 1995 yılında, deniz çevresinin yanı sıra, kıyı alanlarını da
kapsayacak biçimde geniĢletilmiĢ, ayrıca, sürdürülebilir kalkınma hedefi, halkın
katılımı, çevresel etki değerlendirmesi gibi unsurlar getirilmiĢtir” (DıĢiĢleri
Bakanlığı, 2018a). SözleĢme tekrar revize edilerek “Akdeniz‟in Deniz Çevresinin ve
Kıyı Alanlarının Korunması SözleĢmesi” olarak değiĢtirilmiĢ, 9 haziran 2004 yılında
yürürlüğe girmiĢtir.

Ülkemizin onayladığı protokollerin içerikleri:

“Akdeniz‟de Gemilerden ve Uçaklardan Boşaltma veya Denizde Yakmadan


Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesi ve Ortadan Kaldırılması Protokolü;
Akdeniz‟de Tehlikeli Atıkların Sınırötesi Hareketleri ve Bertarafından
Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesi Protokolü (BM Deniz Hukuku
Sözleşmesi‟ne ilişkin Türkiye‟nin görüşlerini yansıtan bir bildirim yapılarak
taraf olunmuştur);
Akdeniz'in Kara Kökenli Kaynaklardan ve Faaliyetlerinden Dolayı
Kirlenmeye Karşı Korunması Protokolü;
Olağanüstü Hallerde Akdeniz‟in Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerle
Kirlenmesinde Yapılacak Mücadele ve İşbirliğine Ait Protokol;
Akdeniz'de Özel Koruma Alanları ve Biyolojik Çeşitliliğe İlişkin Protokol;
Akdeniz'de Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi Protokolü;
Akdeniz‟de Kıta Sahanlığı ve Deniz Dibinin Keşfi ve İşletilmesinden
Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesi Protokolü. (Dışişleri Bakanlığı, 2018a)
“Akdeniz Eylem Planı” adı altında ülkemizde uygulanan programlara bakıldığında
ilk kısmı Ġzmir Körfezi Kıyı Alanı Yönetimi programı oluĢturur. Bu programı
sırasıyla Ġskenderun Körfezi Çevre Yönetimi Projesi ve Mersin BütünleĢik Kıyı
Yönetimi Projesi takip etmektedir.

48
3.3.2 Akdeniz Teknik Yardım Programı (METAP)

Turizm odaklı geliĢme gösteren Güney Batı Akdeniz kıyı alanlarına yönelik yapılan
çalıĢmada, bölgenin her yönden geliĢimini doğru yönde yönlendirmeye çalıĢan
programdır. Ekonomik ve çevresel Ģartlara odaklanarak, ilk önceliğini su kaynakları,
kanalizasyon ve katı atık sistemleri üzerinden projelendirmiĢtir.

„Bu çalıĢma sonuçlarının Türkiye‟nin çevre politikasına bazı katkıları olmuĢ, turizm
teĢviklerinde çevre koruma tedbirlerine verilen önem arttırılmıĢ ve atık su bedeli ve
çöp vergisi adı altında kullanıcılardan belediye gelirlerine katkı sağlanmıĢtır‟ (Eke,
1995, s. 39). Bu programla beraber belediyelerin ortak çalıĢmasına ve ekonomik
geliĢimlerine öncülük edecek bir takım sonuçlar elde edilmiĢtir. „1990 yılında özel
çevre koruma bölgesi ilan edilen Patara için bir yönetim planı hazırlanması, Akdeniz
Çevresel Teknik Destek Programı (METAP) ve Avrupa Birliği tarafından sağlanan
yardım fonu ile gündeme gelmiĢtir‟ (Duru, 2013, s. 284). „Bu proje hem kültürel hem
de doğal açıdan değer taĢıyan hem de caretta-caretta kaplumbağalarının doğal
habitatı olan bu kıyısal alanın korunması ile ilgilidir‟ (Eke, 1995, s. 39).

3.3.3 Karadeniz Çevresi Projesi

Karadeniz kıyılarında meydana gelen çevresel kirliliğin oluĢturduğu sorunların kıyı


ve deniz alanlarına olan etkilerinden dolayı, Karadeniz‟e kıyısı olan ülkelerle beraber
(Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Rusya Federasyonu, Ukrayna ve Türkiye) 1992
yılında BükreĢ SözleĢmesi imzalanmıĢtır. „1992 yılında imzalanan BükreĢ
SözleĢmesi ile Karadeniz‟in kirliliğe karĢı korunması amaçlanmıĢ ise de, bu
sözleĢmenin taraf ülkelerce etkin bir Ģekilde uygulamaya konulduğu ve Karadeniz‟e
yönelik kirlilik tehdidi ile etkin bir Ģekilde mücadele edildiği söylenemez‟ (Durusu,
2010, s. 171).

BükreĢ SözleĢmesi‟nin taraf olduğumuz Protokolleri‟nin baĢlıkları aĢağıda


sunulmuĢtur:

“Karadeniz Deniz Çevresinin Kara Kökenli Kaynaklardan Kirlenmeye Karşı


Korunmasına Dair Protokol,
Karadeniz Deniz Çevresinin Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerle
Kirlenmesine Karşı Acil Durumlarda Yapılacak İşbirliğine Dair Protokol,
Karadeniz Deniz Çevresinin Boşaltmalar Nedeniyle Kirlenmesinin
Önlenmesine İlişkin Protokol,

49
Karadeniz‟de Biyolojik Çeşitliliğin ve Peyzajın Korunması Protokolü”.
(Dışişleri Bakanlığı, 2018b).

3.3.4 Kıyı Alanları Yönetimi (KAY) Türkiye Milli Komitesi

Kıyı alanları yönetiminde bir diğer aĢama, kıyılar üzerinde yapılacak programlar
üzerinde söz hakkına sahip sektörler arasındaki dengeyi sağlamaktır. Bu amaçla
“Orta Doğu Teknik Üniversitesi‟nin çıkardığı bir yönetmelikle kurulan Kıyı Alanları
Yönetimi (KAY) Türkiye Milli Komitesi‟nin amacı, kıyı alanları ile ilgili çalıĢmaları
özendirmek ve desteklemek; üniversiteler, kamu ve özel sektör kuruluĢları ve
gönüllü kuruluĢlar arasında iletiĢim ve iĢbirliğini güçlendirmek olarak belirlenmiĢtir‟
(Duru, 2013). Türkiye Milli Komitesi "Türkiye‟nin Kıyı ve Deniz Alanları Ulusal
Konferansı”nın yapılmasını sağlayarak kıyı alanları üzerinde geliĢtirilen fikirlerin
geliĢmesini sağlamıĢtır. Ayrıca "Bodrum Yarımadası Kıyı Alanları Yönetimi Projesi"
araĢtırma projesi BKAY adına öncülük etmesi ile önem arz etmektedir.

Milli Komitenin amaçları:


“Kıyı alanlarından yararlanılması ve korunması çalışmalarını desteklemek ve
kıyı ile ilgili kamu kuruluşları, üniversiteler, belediyeler ve özel sektör
arasında bilgi alışverişi ve işbirliği yapılmasını sağlamak,
Kıyılardan yararlanma ve bu alanların korunmasına katkıda bulunacak
bilimsel araştırma projelerinin oluşturulmasına katkıda bulunmak, katılmak,
desteklemek, toplantılar düzenlemek, yayın yapmak,
Kıyı alanları yönetimine katkıda bulunacak bilgi ve verilerin toplandığı bir
merkez oluşturmak,
Kıyı kullanım sorunlarını tanımlamak, incelemek, izlemek, çalışmalar yapmak
ve bu tür çalışmaları desteklemek,
Diğer ülkelerdeki gelişmeleri izlemek, ülkemizde kıyı alanlarının yönetimi
için ilke kurallar önermek, yasaların, yönetim biçiminin, planlama
kararlarının uluslararası standartlar ve normlarla uyumlu kılınmasına
katkıda bulunmak,
Uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapmak, üye olmak, yürütülen projelere
katılmak,
Kıyı alanlarının yönetimi ile ilgili eğitim programlarının geliştirilmesine
katkıda bulunmak,
Kıyıların kullanılması ve korunması için kamuoyunu bilinçlendirmek, eğitim
programlarını yürütmek ve desteklemektir.” (Eke, 1995, s. 39-40)
Komitenin amaçları bir yönüyle bütünleĢik kıyı alanları yönetimi ilkelerinde bahsi
geçen konulara hazırlık gibi düĢünülebilir. Kurumlar arasında iletiĢimi
güçlendirmeyi, doğal kaynakları birincil Ģartla korumayı ve bu yöndeki çalıĢmaları
desteklemeyi amaçlamaktadır.
50
3.3.5 Akdeniz-Ege Turizm Altyapısı Kıyı Yönetimi Projesi (ATAK)

“Turizm Bakanlığı; 1989 yılında, Türkiye‟nin Güney ve Batı kıyılarının 1,600 km‟lik
bir Ģeridinde; Doğuda Mersin GazipaĢa‟dan, batıda Balıkesir-Edremit Altınoluk‟a
kadar, Ġzmir hariç, 37 belediyenin yer aldığı yerleĢimin, içmesuyu, kanalizasyon,
arıtma ve deĢarj tesisleri ile katı atıklarının bertarafı için gerekli tesisleri
gerçekleĢtirmek üzere “Akdeniz-Ege Turizm Alt yapısı Kıyı Yönetimi” ATAK adı
altında bir proje baĢlatmıĢtır” (Url 5). Dünya Bankası tarafından sağlanan yardım
kredisi ile yapılan projenin amacı; “..tüm proje alanının içmesuyu, kanalizasyon
pissu arıtması ve alıcı ortama verilmesi, katı atık tesisleri ihtiyaçlarının gözden
geçirilmesini ve bu incelemeye dayalı olarak, 2020 yılına kadar çözüm getirecek
sistemleri, 1/25.000 ölçekli master plan ve fizibilite etüdleri ile kurumsal ve finans
yapısının oluĢturulmasına iliĢkin…” (Url 5) konular hedeflenmiĢtir.

3.3.6 'Kıyı Envanter' ve 'Çevre ve Kıyı Yönetim' ġubelerinin Kurulması

Ġdari kurumların baĢlangıcı ise 1997 yılı itibariyle kurulan Çevre ve Kıyı Yönetimi
ġubesi‟dir. O dönemde Çevre Bakanlığı‟nın kurduğu Ģube ile çevre ve kıyı
alanlarında gerçekleĢen sorunların çözümü hedeflenmiĢtir.

3.3.7 Ulusal Çevre Eylem Planı (UÇEP)

Ulusal Çevre Eylem Planı, 1992 yılında Rio de Janeiro‟da düzenlenmiĢ olan
“BirleĢmiĢ Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı” sonrasında oluĢturulan 1992
Rio Bildirisi ve Gündem 21 belgesinde alınan kararların etkileriyle, Dünya
Bankası‟nın yapmıĢ olduğu mali destekle beraber 1995 yılında çalıĢmalar
baĢlatılmıĢtır. „UÇEP, diğer çalıĢmalardan farklı olarak, kalkınmanın çevre
konularıyla bütünleĢtirilmesine yönelik somut giriĢimler önermektedir‟
(Yoğurtçuoğlu, 1999, s. 3). Eylem planı, sosyo ekonomik verilerle çevre sorunlarını
geniĢ bir açıda ve yönetim / planlama sürecini sürdürülebilirlik ve katılımcılık
ilkeleriyle ele almıĢtır. Duru (2013), “UÇEP‟in 150 maddelik eylem planında 14.
baĢlık kıyı ve deniz alanlarına ayrılmıĢtır: “Kıyı ve deniz alanları yönetim planlarının
hazırlanması.” (s. 244), "Çevre Yönetimi Ġçin Sektörel Eylem Seçenekleri" baĢlığı
altında "Deniz ve Kıyı Alanları Kaynakları"na da yer verilmiĢtir” (s. 245). Yol
gösterici ilkelerse: Demokrasi ve katılım, uzlaĢma ve sahiplenme, verimlilik ve
ekonomik rasyonalite, önceliklerin eĢ-güdümlenmesi, yerel düzeyde çözümleme,
olarak saptanmıĢtır” (Yoğurtçuoğlu, 1999, s. 7).

51
Bütüncül planlama ve yönetme ilkelerinden olan “katılımcılık” ilkesinin UÇEP‟le
uygulamaya konması önemli bir adım olarak karĢımıza çıkmaktadır. Rio Bildirisi ve
Gündem 21 belgesi kararlarıyla tutarlılık sağlanması hedeflenerek hazırlanan UÇEP,
kıyı kaynaklarını korumaya yönelik adımlar atması, ekonomik yapı ve nüfus
değerleriyle kararlar vermesi, kurumlar ve kanunlar kapsamında düzenlemeler
önermesi gibi önemli bir plan olma özelliği taĢımaktadır.

3.3.8 Ulusal Gündem 21 Raporu

Küresel ölçekte dünyada giderek artan çevre sorunları ve doğal kaynakların bilinçsiz
kullanımı ve tüketimi, uluslararası bir konunun gündeme gelmesini sağlamıĢtır.
„1992 yılında Rio de Janeiro'da gerçekleĢtirilen BM Dünya Çevre ve Kalkınma
Konferansı sırasında, 21. yüzyılın asıl hedefi olarak belirlenen sürdürülebilir
kalkınmaya nasıl ulaĢılabileceği belgelendirilmiĢ ve Türkiye'nin de BaĢbakan
düzeyinde temsil edildiği Konferans'ta, "Gündem 21" baĢlıklı somut bir küresel
eylem planı benimsenmiĢtir‟ (DıĢiĢleri Bakanlığı, 2018c). Ülkemizde belgenin
benimsenmesi ise 1997 yılında BM tarafından Ġstanbul‟da yapılan “İstanbul Habitat
II Konferansı” çalıĢmayla gerçekleĢmiĢtir.

“Ulusal Gündem 21‟in önemi; çevre sorununun soyut ya da bağımsız bir sorun
olmadığını, mutlaka iktisadi ve toplumsal faaliyetlerle ve daha önemlisi geliĢme
politikaları ile birlikte ele alınması gerektiğini açık bir biçimde ortaya koymasından,
hatta bütün toplumsal stratejinin bu gözlem üzerine yapılandırılması gerektiğini
vurgulamasından kaynaklanmaktadır” (Kayapınar, 2006). „Türkiye‟deki Yerel
Gündem 21 uygulamaları, 1997 yılı sonunda, UNDP‟nin desteğiyle, IULA-EMME –
Uluslararası Yerel Yönetimler Birliği, Doğu Akdeniz ve Ortadoğu Bölge
TeĢkilatı‟nın koordinatörlüğünde yürütülen “Türkiye‟de Yerel Gündem 21‟lerin
TeĢviki ve GeliĢtirilmesi” Projesi ile baĢlamıĢtır‟ (Emrealp, 2005, s. 30).

“Türkiye Yerel Gündem 21 Programı‟nın birbirini izleyen aĢamaları ve alt-projeleri,


T.C. Bakanlar Kurulu‟nun çeĢitli tarihlerde almıĢ olduğu kararlarla (6 Mart 1998
tarih/23278 sayılı, 8 ġubat 1999 tarih/23605 sayılı, 22 Ocak 2001 tarih/24295 sayılı,
4 Aralık 2001 tarih/ 24603 sayılı, 11 Haziran 2003 tarih/ 25135 sayılı, 12 Kasım
2003 tarih/25287 sayılı T.C. Resmi Gazete'de yayımlanarak) desteklenmiĢtir”
(Emrealp, 2005, s. 30). Kıyı alanlarının yaĢadığı yönetim sorununa paralel olarak
üzerinde durulan yönetiĢim modeli önemli içeriklere sahiptir. BütünleĢik kıyı alanları

52
yönetimi ilkelerini belirlemeye çalıĢan ve bir model sunan Gündem 21 kıyı alanları
için önemli bir belgedir.

“Türkiye'deki program, Gündem 21'in dayanağı olan “küresel ortaklık” yaklaĢımı


çerçevesinde, katılımcılığa ve ortaklıklara dayalı “yönetiĢim” anlayıĢını ön planda
tutmaya özen göstermektedir” (DıĢiĢleri Bakanlığı, 2018c). Yerel belediyelerle
halkın istek ve katılımları doğrultusunda beraber iĢbirliğini önemseyen bir takım
çalıĢma sürecine yönelik yapılan yönetim modeli olup, “Bu çerçevede programın;
yerel ortakları oluĢturan dernekler ve vakıflar, meslek odaları ve sendikalar gibi sivil
toplum kuruluĢları, özel sektör kuruluĢları, akademik kuruluĢlar, basın-yayın
kuruluĢları, mahalle yönetimleri, yurttaĢ giriĢimleri ve genelde tüm yerel topluluk
üyelerine açık tutulması için çaba gösterilmektedir” (DıĢiĢleri Bakanlığı, 2018c). Bu
sayede halkın yalnızca yönetimde söz sahibi olacak yetkilileri seçmekle kalmayıp
ayrıca beraber kent için karar alma aĢamasında katılımcılığı desteklenmektedir.

3.4 Türkiye’de BKAY’a Geçtikten Sonra KarĢılaĢılan Sorunlar

Türkiye‟de son dönemde her ne kadar bütünleĢik kıyı yönetiminden bahsedilmeye


baĢlansa da, henüz çözümü bekleyen sorunlar kıyı yönetimi açısından giderilmiĢ
durumda değildir. Temel bir kavramı “kıyı alanları yönetimi” oturtmadan, kompleks
bir kavramı “bütünleşik kıyı alanları yönetimi” çözmenin zorluğu ise kaçınılmazdır.
Dolayısıyla ülkemiz kapsamında öncelikli olarak kıyı yönetimi sorunlarını geçmiĢ
dönemler üzerinde değerlendirerek incelemek gerekmektedir.

Günümüzde kıyı bölgesindeki karmaĢık yönetimin, imar sorunlarının, koruma


yaklaĢımının ve çözüme kavuĢturulmayı bekleyen planlamanın izleri, Cumhuriyet
dönemine kadar uzanmaktadır. Bu döneme baktığımızda geliĢmeyi sağlayacak her
türlü faaliyetin desteklendiği görülmektedir. „Ayrıca cumhuriyet döneminde özellikle
1923-1980 yılları arasında ülkemizde yapılaĢma ile ilgili yapılan her yatırımın
geliĢimin sembolü olarak görüldüğünden çoğu yerde imar planlarına uygun olmayan
yapılaĢmalar hakim olmuĢ ve bu yapılara göz yumulmuĢtur‟ (Gazioğlu ve diğ., 2013,
s. 128). Kurumlardaki eksikliklerde göz önünde bulundurulduğunda, çıkan kanunu
uygulamaya koyacak yeterli yetkililerinde olmaması, imar planı yapılacak alanda
olumsuz etkileri ortaya çıkarmıĢtır. Bu sonuçlar kıyı yönetiminin temel dayanağı
olan yönetim, planlama ve hukuksal zeminin sorunlarını ortaya koymaktadır.

53
Yasal Sürecin OluĢturduğu KarmaĢa: Ġlk olarak yasal süreç incelendiğinde, çıkan
kanunların sürekli değiĢtiği, yoruma açık bazı maddelerin olduğu (kamu yararı
ifadesinin bazen farklı değerlendirilmesi), uygulamada sıkıntılar yarattığı, içerik
olarak yetersiz kaldığı ve baĢka kanunlarla çeliĢkiye düĢtüğü görülmektedir. Kıyı
bölgeleri, çeĢitli kullanım fonksiyonlarına sahip alanlar olmasıyla duruma günümüz
Türkiye‟sinde baktığımızda, bu alanlarda söz hakkına sahip birçok yetkili bakanlığın
olması ve bu bakanlıkların aynı konuda farklı kanunlar çıkarmaları ise ayrı bir sorun
teĢkil etmektedir. Kurumlar arasında iĢbirliğin olmaması, bu kanunlar arasında da bir
tutarlılığın olmasını zorlaĢtırmaktadır. Ayrıca kurumların görev ve yetkilerini
belirlemek için çıkarılan kanunların, tam amacına hizmet etmediği, aksine bir
karmaĢaya sebebiyet verdiği görülmektedir.

Yasalar çerçevesinde kurumların görev ve yetkilerini içeren kararlara örnek olarak


Belediye Kanunları incelenirse, 1930 yılından bu yana belediyeleri ilgilendiren bir
dizi kanun olması yanında, hatta aynı yıl içerisinde birden fazla kanun çıkarıldığı
görülmektedir. Anı kurtarmayı hedefleyen yasalar olması bir yana, içeriğinin tam
olarak ifade edilmemesi birçok sorunu da beraberinde getirmiĢtir. 2004 yılında
çıkarılan 5215 sayılı Belediye Kanunu‟na göre ilçe belediyeler her ne kadar kendi
imar planlarını yapma yetkisi varsa da, son onay yeri olarak BüyükĢehir Belediye
meclisi olarak tanımlanmıĢ olması, alınan kararların yürürlüğe girmesinde yetki
karmaĢasını yaratmaktadır. Her ne kadar imar yapma hakkı veriliyor gibi gösterilse
de, tam olarak herkesin bu planlara ne kadar katılabileceği net olmadığından,
planların doğru iĢleyiĢini de engellemektedir.

Kurumlar Arasındaki EĢ Güdüm ve Koordinasyon Eksikliğinden Doğan


Denetim Eksikliği: Kıyı alanlarındaki en büyük sorun, görev ve sorumlulukta
fazlaca yetkili kurum ve kuruluĢların bulunmasıdır. Her biri kendi görüĢ ve istekleri
doğrultusunda söz hakkına sahip olarak eĢ güdüm ve koordinasyonu
sağlayamamaktadır. Örneğin, kıyı alanında meydana gelen kirlilikle ilgilenen
bakanlıkların görevi, kirliliğin türüne göre değiĢmektedir. Bu bakanlıklar; Tarım ve
Orman Bakanlığı, ĠçiĢleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çevre ve ġehircilik Bakanlığı,
UlaĢtırma ve Altyapı Bakanlığı‟dır. Her biri kıyıda meydana gelebilecek sorunlar
dahilinde kanun ve yönetmelikler çıkarmıĢ ve yetki-yasa iliĢkisinde karıĢıklığa neden
olan durumlara sebebiyet vermiĢtir.

54
Kıyı alanlarında yetkili kurum ve kuruluĢlar: Çevre ve ġehircilik Bakanlığı, Tarım ve
Orman Bakanlığı, UlaĢtırma ve Altyapı Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı,
Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, ĠçiĢleri Bakanlığı,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Hazine MüsteĢarlığı, Genel
Kurmay BaĢkanlığı, Belediyeler, Valilikler‟dir. Görüldüğü gibi bu kadar fazla yetkili
kuruluĢun olması, hangi sorunda tam olarak kimin söz sahibi olacağı veya denetimin
kimde olacağı gibi soruların doğmasına sebebiyet vermektedir.

3621 sayılı Kıyı Kanunu‟na göre:


“Kıyılarda, doldurma ve kurutma yoluyla kazanılan alanlarda ve sahil
şeritlerindeki uygulamalar ve bunların kontrolü belediye ve mücavir alan
sınırları içinde belediyeler, bu alanlar dışında valiliklerce yürütülür.
İlgili bakanlıkların teftiş ve kontrol yetkileri saklıdır. Yapılan işlemlerden
Bakanlığa bilgi verilir.
Kanun kapsamında kalan alanlar belediye veya valiliklerce imar mevzuatına
aykırı yapılanmaların önlenmesi amacıyla sürekli denetim altında tutulur. Bu
amaçla gerekli tüm önlemler valilik ve belediyelerce alınır.” (Madde 19)
Bu madde ile kontrol Ģemasına bir çerçeve çizilmek istense de, kıyı da tam anlamıyla
bu uygulamanın gerçekleĢtiğini söylemek güçtür. Burada yasal düzenlemelerin
bütünde plan yapmayı zorlaĢtırdığı, belediyelere tam olarak yetkinin verilmediği ve
denetimde özel alanlar için baĢka kurumlara söz hakkı doğduğu ortaya çıkmaktadır.
Sadece bu kanun ile kalmayıp bu düzenlemelere ihtiyaç duyan birçok özel alanda
mevcuttur. Buralarda da farklı kurumların denetimini görmek ve belli bir sistemi
koruyamamak kıyı yönetimi kontrol sisteminin dengesini bir anlamda bozmaktadır.

„Kıyılarda farklı kurumların değiĢik açılardan denetim yapması ve aralarında


koordinasyonun sağlanamaması denetimin etkinliğini azaltmaktadır‟ (SayıĢtay
Raporu, 2006, s. 149). Kıyı alanlarına yönelik olan kıyı kanununda bu alanlara
yönelik uygulamaların kontrolünü; belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediye,
dıĢında ise valilikçe yürütüleceğine dair madde yer almaktadır. Alanla alakalı
bakanlıkların teftiĢ ve kontrol yetkilerinin saklı tutulduğu belirtilmektedir. “Kıyıların
ve sahil Ģeritlerinin kullanımını denetleme yetkisi ve görevi esas itibariyle valilikler
ile belediyelerde ise de, turizm, sanayi, denizcilik alanlarında yapılaĢmalar, ÖÇK
(Özel Çevre Koruma] bölgeleri, doğal ve tarihi sit alanları ve ormanların iç içe
bulunduğu kıyıların kontrolünde kanunlar, doğrudan veya dolaylı olarak diğer
kurumlara da görev vermiĢtir‟ (Bahar, 2007, Aktaran; Uçlar, 2012, s. 92). Net bir

55
Ģekilde hangi bölgeye kimin denetiminin olacağının belirlenememesi kontrol
eksikliğinin doğmasına neden olmaktadır. „Kıyılardaki uygulamaları kontrol görevi
bulunan kurumların, kıyı mevzuatı konusunda yeterli ve bilgili personel ihtiyacı
içerisinde oldukları, bir kısım belde belediyelerinin denetim yetkilerinin sınırları
konusunda tereddütler yaĢadıkları görülmüĢtür‟ (SayıĢtay Raporu, 2006, s. 149).
Bunun sonucunda denetimin olmadığı yerlerin olduğu ortaya çıkıyorken, kimi yerde
denetimin birçok yetkili tarafından fazlasıyla yapıldığı görülmektedir. Dolayısıyla
dengeli bir paylaĢımdan uzaklaĢan, yetki karmaĢasına yol açan unsurlar
yaĢanmaktadır. “Kıyılarda düzenli denetim yapılmamakta, doğal yapıyı bozan ve
usulsüz eylemler hakkında genellikle Ģikâyet üzerine bilgi sahibi olunması nedeniyle
de bu tür eylemlerin hangi bölgelerde yoğunlaĢtığı, nedenleri, artma veya azalma
eğilimleri bilinememekte, etkili önlemler almak için politika belirlenememekte,
zamanında tedbirler alınamamaktadır” (SayıĢtay Raporu, 2006, s. 150). Denetimin
yapılmaması demek ise bu alanlarda kendi baĢına yaĢanacak değiĢimin anlamını
doğurmaktadır. “Özellikle kıyılardaki uygulamaları denetlemekle görevli kurumların
da kıyı mevzuatına aykırı uygulamalar yapması, kıyılardaki kullanımların
denetiminde etkinliği azaltmaktadır” (SayıĢtay Raporu, 2006, s. 150).

Planlamada Eksiklikler: Konuya birde plan yapma, veriyi oluĢturma ve kurumlar


arasında aynı dil üzerinden konuĢma detayları ile ele alındığında, diğer verilerde
olduğu gibi plan yapma kısmında da bazı problemler yaĢanmaktadır. Planlama
sadece kıyı açısından değil, ülkenin bütün alanlarını beraber değerlendirilmesini
sağlayacak üst ölçeklerde alınacak stratejik kararlar açısından ayrıca önemlidir. Kıyı
alanları kompleks birer yapı olmaları sebebiyle, planlama ve yönetimdeki sorunlarda
artmaktadır ve birçok sorun zincirleme bir Ģekilde birbiriyle doğrudan iliĢkili olarak
problemlere yol açmaktadır. BütünleĢik kıyı alanları yönetiminin, planlama
hiyerarĢisinde bir yerinin olmaması baĢlı baĢına bir sorun olup, planın yol gösterici
özelliğini kaybetmesine ve alt-üst ölçek kademelenmesinde değerlendirilmemesine
yol açmaktadır.

Bu açıdan mevcut planlama sisteminin aĢağıdaki nedenlerden dolayı yetersiz


kalmaktadır:
“Çok sektörlü ve çevreye duyarlı bölge planlarının eksikliği,
İmar planı yapma yetkisinin yerel yönetimlere devredilmesine karşılık, bu
birimlerin bu hizmetlerin gerektirdiği nitelikte kalifiye eleman, parasal
kaynak ve araç gereçle donatılamaması,

56
Planlama sürecinde bilim çevrelerinin ve gönüllü kuruluşların önerilerinin
dikkate alınmaması ve yerel halkın kararlara katılımını ve böylelikle desteğini
sağlayacak mekanizmaların kurulamamış olması,
Gerek merkezi otorite ve gerekse yerel yönetimler tarafından etkin bir izleme,
denetim ve yaptırım sisteminin uygulanamaması,
Planlama ve uygulama sürecinin çeşitli dış baskılara açık olması ve bu
nedenle siyasi tercihlerin bilimsel doğruların önüne geçebilmesi,
Kentsel yığılmaların ve kıyılardaki ikinci konutların kontrol altına
alınamaması,
Planlama ve yatırım kararlarının çoğu kez yeterli ön araştırmalar
yapılmadan alınması ve uygulama öncesi “Çevresel Etki Değerlendirmesi”
yapılmaması,
Kıyı kenar çizgisinin belirlenmesinde uzman görüşlerinin etkili olmaması ve
“Kıyı Kanunu”nun yetersizliği”.” (Akyarlı ve diğ., 2002, s. 68)
„Planlama ilkelerinin her kıyı bölgesinde aynı oluĢunun, esnekliğin bulunmayıĢının
ve planların güncellenmemesinin uygulamada sorunlar yarattığı görülmektedir‟
(SayıĢtay Raporu, 2006). Planlama mekanizmasının sebep olduğu baĢlıca sorun
uygulamaya yansıyan problemlerdir. SayıĢtay Raporu (2006) „Ülkemizde kıyı
alanlarının kullanımının planlama, planları onaylama, bunlar hakkında görüĢ
bildirme yetki ve görevleri değiĢik kurumlar arasında dağılmıĢtır”. Farklı kurumlarca
yapılan bu iĢlemler ve aralarındaki kimi zaman iletiĢimsizlik ya da anlaĢmazlık
planlama sürecini önemli derecede etkilemektedir. Ayrıca üst ölçekli planların
eksikliği plan hiyerarĢisinin sekteye uğramasına ve doğru planlama kararlarının
alınmamasına yol açmaktadır.

Bir alana özgü plan yapmanın ilk Ģartı, o alan üzerinde yeterli bilgiye sahip olmaktan
geçmektedir. Sağlıklı bir planlama için önceden analiz yapılmıĢ ve gerekli
envanterler sağlanmıĢ olması gerekmektedir. Günümüzde geliĢmiĢ olan teknolojiyle
beraber bilgi giriĢinin bu duruma adapte ettirilmiĢ olması ise büyük bir önem
taĢımaktadır. „Dolayısıyla “verinin sayısal ortamda mevcudiyeti”, halen Türkiye
genelinde önemli bir sorundur‟ (Bahar, 2007, s. 48). Bir diğer sorun ise var olan
veriye ulaĢmada yaĢanan sıkıntılardır. Sayısal ortamda olup, veriden
yararlanabilmenin ve ulaĢabilmenin bazı durumlarda yetersiz kaldığı görülmektedir.

BKAY Ġlkelerinin Uygulamaya Geçirilememesi: Uluslararası örgütlerin ortaya


koyduğu ve yönetim modeline dahil edilen “sürdürülebilirlik” ve onu takip eden
“katılımcılık” ilkelerinin planlama ve yönetim sürecinde iĢleyiĢine ülkemiz
açısından değerlendirildiğinde, uygulamaya geçirilme konusunda sıkıntıların devam

57
ettiği görülmektedir. Sürdürülebilirliği sağlamak için geleceğe yönelik alınan vizyon
kararlarına, Ģimdiki zamanın ve geleceğin Ģartlarına adapte olabilecek doğru stratejik
kararlarının alınmasından geçmektedir. Türkiye‟de bu sürecin tam anlamıyla
uygulanamadığı görülürken, alınan ani ve günü kurtarmaya çabalayan kararlarla,
belirli kiĢilerin ekonomik çıkarlarına yönelik hizmet eden kararların bütüncül
yaklaĢımdan uzaklaĢtırıp, sürdürülebilir geliĢme politikasını da etkilemektedir.

Sürdürülebilirliğin zincirinden biri, halkın bölgede alınacak kararlarda katılımını


teĢvik etmek ve sağlamaktır. Birbirini takip eden yönetim aĢamalarının hepsi
kendisinden bir sonraki basamağa geçmenin temelini oluĢturmaktadır. Sadece yetkili
kiĢilerin program ve plan yapma, karar alma ehliyetinin doğru bir yönetim sürecine
karĢılık gelmediği bütünleĢik kıyı alanları yönetimi ile ortaya konmuĢtur. Buradan
hedefle katılımcılık ilkesinin uygulanmasının, organize olmanın ve bölge insanını
etkileyecek süreçlere beraber karar vermenin önemi ortaya çıkmaktadır.

Katılımı sağlamanın ve bilinçli kararların alınmasının bir diğer görevi ise


bilinçlendirme programlarıdır. Eğitim programları ile beraber en doğru sonuca
ulaĢmanın yolları aranarak katılımın bilinçli olarak eyleme dökülmesi sağlanmalıdır.
Sadece halk katılımcılığıyla kalmayıp toplumun her kesiminden öncü gruplar
oluĢturularak, fikir alıĢ veriĢinde bulunulmasıyla daha etkin bir katılım yapılması
doğru ve sağlıklı kararların verilmesinde etkili olduğu görülmektedir.

3.5 Bölüm Sonucu Değerlendirmesi

Bu bölümde Türkiye‟de kıyı yönetiminin geliĢimi, süreçleri ve ülkemiz için yeni bir
kavram olan bütünleĢik kıyı alanları yönetimi üzerine kavramsal bir çerçeve
çizilmeye çalıĢılmıĢtır. Ülkemiz 3 tarafı denizlerle çevrili olup kıyı ile iliĢkisinin
etkileri ekonomik, ekolojik ve sosyal bağlamda önemli sorunlara yol açtığından kıyı
alanlarına yönelik plan kararlarının geliĢtirilmesi gereken önemli alanların baĢında
gelmektedirler. Bu doğal potansiyelin en iyi Ģekilde kullanılmasını ve
sürdürülebilirliğini sağlamak ise, alınacak tutarlı ve geçerli stratejik planlama
kararlarından geçmektedir. Planlama kararlarının uygulamaya konmasını sağlayan
mevzuat sürecinde ise, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi‟yle baĢlayan ve günümüze
kadar gelen yasal süreç ele alınarak incelenmiĢtir. 1990 yılına kadar kıyıya özgü ve
kendi adıyla yasanın çıkarılmasına kadar geçen süreçte, Belediye Kanunu, Ġmar
Kanunu ve iptali istenen Kıyı Yasası ile ele alınmıĢtır. Ülkenin içinde bulunduğu

58
ekonomik, siyasal ve sosyal durumu da göz önüne alındığında ve kıyıya özgü
geliĢtirilmemiĢ bir yasanın bulunmamasıyla beraber geri dönülmesi mümkün
olmayan kıyı kullanımları ortaya çıktığı görülmektedir.

3621 sayılı Kıyı Kanunu‟nun çıkarılmasıyla beraber kıyının doğal karakteri üzerinde
durmasından dolayı geçen dönemlere göre daha kapsamlı bir kıyı yasasının
oluĢturulduğu ortaya çıkmaktadır. Ancak 3621 sayılı Kıyı Kanunu‟ndaki bazı
maddelerin değiĢtirilmesine yönelik iptal kararları alınmıĢ 1992, 1993, 1994, 1996
yıllarında değiĢen yönetmeliklerle eksik yönler tamamlanmaya çalıĢılmıĢtır. 2000‟li
yıllara gelindiğinde gerek çevresel ve kentsel çevrenin hızla değiĢmesi, gerekse
teknolojik ve teknik özelliklerin değiĢmesi ve gerekse uluslararası çalıĢmaların takibi
üzerine ve ihtiyaçlara cevap vermesi açısından değiĢen yönetmeliklerle günümüze
kadar gelmiĢtir. Mevzuat sisteminin geliĢmesi kıyı alanları planlaması yönündeki
değiĢen güncel kararlarla beraber değiĢikliğe uğramıĢtır. Diğer bölümlerde de
açıklandığı üzere kıyı bölgeleri açısından entegre bir planlama yaklaĢımını öneren
bütünleĢik kıyı alanları için ülkemizde 29030 Sayılı Mekansal Planlar Yapım
Yönetmeliği ile ilk kez bütünleĢik kıyı alanları yönetimi adına kararlar alarak
hukuksal çerçevede değerlendirilmesini sağlamıĢtır.

Türkiye‟de kıyılara yönelik geliĢtirilen mevzuat sürecinden baĢka, sahip olduğu kıyı
uzunluğunun “8.333 km” gibi bir rakama karĢılık gelmesi özelinde kendi kıyı
politikalarının da mevzuatla paralel olarak geliĢmesini sağlamıĢtır. Geleneksel kıyı
yönetimi geliĢiminin eksik yönlerinin bulunması yanında BKAY‟a geçtikten sonra
sorunlar devam ederek beraberinde karmaĢa yaratan konularda oluĢmuĢtur. Çevre ve
ġehircilik Bakanlığı‟nın ürettiği BKAY projelerinde ilk tarih 2007 olarak karĢımıza
çıkmaktadır. Ancak hem uygulama hem planların yetkili idarelere tanıtımı hem de
planların yönlendiriciliği konularında eksik taraflar kalmıĢ, tıpkı mevzuat sistemi
gibi iptal ve değiĢim kararlarıyla yeniden ele alınmıĢlardır.

BKAY, „Kıyı alanlarının planlanması, planların uygulanması ve bu alanlara gerekli


hizmetlerin sağlanmasıyla ilgili tüm aktörler ile kıyı alanlarını kullananlar ve
araĢtırıcılar iletiĢim, iĢbirliği ve tamamlayıcılık prensibi içinde…‟ (Narlı, 1998)
geliĢtirilen yönetim modelidir. “Bu nedenle; mekansal boyuta, yönetim, idari yapı,
yasal düzenlemeler ve finansman boyutlarının da eklenmesi zorunludur” (Atik,
2011). Alana özgü yapılacak analiz çalıĢmalarında tekniksel yöntemlerin
kullanılmasından dolayı, finansal kaynaklar sağlanarak ekonomik olarak

59
desteklenmelidir. BütünleĢik kıyı alanları yönetimi uzun bir süreci iĢaret etmekle
beraber, yapılan plan ve programların sürdürülebilir ilkelerle ele alınarak etap
bazında çalıĢma alanları belirlenmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.

60
4. AVRUPA BĠRLĠĞĠ’NDE BÜTÜNLEġĠK KIYI ALANLARI YÖNETĠMĠ
VE DENĠZ ALANLARI MEKANSAL PLANLAMASININ
DEĞERLENDĠRĠLMESĠ: “Baltic SCOPE” PLANI ÖRNEĞĠ

Kıyı alanları sadece ülkemizde değil dünyanın her alanında en önemli yaĢam alanları
olmuĢlardır. Koruma, kullanma ve sürdürülebilir planlama yaklaĢımlarıyla ele
alınmaya baĢlayan bu değerli alanlar Avrupa Birliği‟nin de odağında olup geliĢtirdiği
kıyı alanları planlaması ve yönetimiyle önemli adımlar atmaktadırlar. Ülkemiz adına
da önemli derecede örnek olabilecek yenilikçi planlama ve yönetim araçlarının ele
alınacağı bu bölümle, deniz alanları üzerinden ele alınan planlama aracının Baltık
Denizi örneğiyle bir açıklaması yapılacaktır.

4.1 Avrupa Birliği'nde BütünleĢik Deniz ve Kıyı Politikalarına Genel BakıĢ1

Kıyı alanları, dünyanın her zaman en üretken alanları arasında yer alarak insan
faaliyetlerini çeken çok değerli habitat ve ekosistem hizmetlerini sunmaktadırlar.
Kıyı bölgelerinin sahip olduğu doğal zenginlikleri ve kaynakları, bu alanların popüler
yerleĢim ve turistik yerler, önemli ticaret bölgeleri ve transit noktaları haline
getirmiĢtir. 200 milyondan fazla Avrupa vatandaĢının, Kuzeydoğu Atlantik'ten
Baltık'tan Akdeniz'e ve Karadeniz'e uzanan sahil Ģeridinde yaĢadığı alanlarda, ortaya
çıkan yoğunluklardan dolayı bir takım sorunlara neden olduğu görülmektedir. Yoğun
nüfus varlığı, doğal kaynakların aĢırı kullanılması, kıyı ekosistemlerinin
biyoçeĢitlilik kaybı, habitatların yok edilmesi, kirlilik, potansiyel kullanımlar
arasındaki çatıĢmaların yaĢanması ve alan tıkanıklığı sorunlarına yol açan baskıları
getirmektedir. Kıyı alanları, iklim değiĢikliği ve doğal tehlikelere karĢı en
savunmasız alanlar arasında yer alarak, taĢkın, erozyon, deniz seviyesi yükseliĢinin
yanı sıra havada gerçekleĢen olayları da içermektedir. Kimi etkileri henüz

1
Bu bölümdeki açıklamalar ve tanımlar http://ec.europa.eu/environment/iczm/index_en.htm internet
sitesinden yararlanılarak açıklanmıĢtır. Avrupa Birliği‟nin bütünleĢik kıyı alanları üzerindeki
açıklamalarına yer verilmiĢtir.

61
gerçekleĢmese de karĢılaĢılan bir takım sorunlar, kıyı topluluklarının yaĢamlarının ve
geçim Ģartlarının değiĢmesine yol açmaktadır. Kıyı bölgelerinde birçok iĢletmenin
ekonomik olarak iĢlevselliği ve yaĢayan nüfusun refahı bu alanların çevresel
durumuyla bağlantılıdır. Kıyı kaynaklarının korunması ve bunların kullanım
verimliliğini arttırmak için “bütünleşik kıyı alanları yönetimi” gibi uzun vadeli
yönetim araçlarından yararlanmak gerekliliği ortaya çıkmaktadır. BütünleĢik kıyı
alanları yönetimi, kıyı bölgelerini etkileyen, doğa koruma, su ürünleri yetiĢtiriciliği,
tarım, sanayi, açık deniz rüzgar enerjisi, denizcilik, turizm ve altyapı geliĢtirme gibi
faaliyetlerle ilgili çeĢitli politikaların koordineli olarak uygulanmasını
amaçlamaktadır. Doğal kaynakların ve ekosistemlerin sınırlarına saygılı bir
yaklaĢımın uygulanmasıyla, kıyı bölgelerinin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda
bulunması hedeflenmektedir ve buna "ekosisteme dayalı yaklaşım" denilmektedir.
BütünleĢik kıyı alanları yönetimi; bilgi toplama, planlama, karar verme, yönetim ve
uygulama izlemesini kapsamaktadır. Yönetim stratejilerinin uygulanmasına yönelik,
geniĢ çaplı destek sağlamak için tüm paydaĢların farklı sektörlerde yer alması ise
oldukça önemlidir. Avrupa Birliği, kıyı bölgelerinin sürdürülebilir kalkınmasını daha
da artırmak için, deniz alanları mekansal planlaması ve bütünleĢik kıyı yönetimi için
çerçeve oluĢturan direktif için taslak bir öneri kabul etmiĢtir. Böylece AB, 12 Mart
2013‟de bütünleĢik kıyı alanları ve deniz alanları mekânsal planlaması üzerine yeni
bir ortak giriĢim baĢlatmıĢtır. Önerilen belgede, üye ülkelerin, 2002 BütünleĢik Kıyı
Alanları Yönetimi Konseyi Tavsiye Kararında ve 2010‟da AB tarafından onaylanan
Barselona SözleĢmesi‟nin BütünleĢik Kıyı Bölgeleri Yönetimi Hakkında Protokol'de
belirtilen ilke ve unsurları daha da geliĢtiren kıyı yönetimi stratejileri kurmaları
istenmiĢtir.

AB üyesi ülkelerin denizcilik ve kıyı faaliyetlerinin sürdürülebilir büyümeyle, kıyı ve


deniz kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını teĢviki amacıyla, bütünleĢik kıyı
alanları ve deniz alanları mekânsal planlaması üzerinde bir çerçeve belirlemeye
çalıĢmıĢtır. Deniz alanları mekânsal planlaması ve kıyı yönetimi; ekosistemlerin
kullanım limitini göz önünde bulundurarak, deniz ve kıyı alanlarında farklı
kullanımların çevre sağlığını ve sürdürülebilirliğini sağlamak için, bu bağlamda bir
görev üstlenmektedir. Bu yaklaĢım, stratejik çevresel değerlendirme yönergesi
hükümlerine uygun olarak, plan ve stratejilerin değerlendirmesini içererek, doğal
kaynakların erken safhalarda korunmasına iliĢkin ekonomik faaliyetlerin yanı sıra

62
iklim değiĢikliği ile ilgili riskleri de göz önünde bulundurarak, doğal tehlikelerin
önlenmesini hedeflemektedir. Doğal kaynaklar genellikle, temiz denizlere dayanan
balıkçılık ve su ürünleri yetiĢtiriciliği gibi faaliyetler için temel oluĢturduğundan,
ekonomik yararları da bulunmaktadır. Deniz ve kıyı bölgelerinde tutarlı yaklaĢımlar
sağlamak için üye devletlerin iĢbirliği yapmalarıyla, ulusal ve uluslararası iĢbirliğine
dayanan politikalarla beraber bu iĢbirliklerini yönetecek kurumların kurulması da
beklenmektedir. Deniz alanında mekansal planlama ve bütünleĢik kıyı yönetiminin
tutarlı bir Ģekilde uygulanması kara ve deniz esaslı faaliyetler arasındaki iĢlevsellik
daha sağlıklı bir Ģekilde yürütüleceği düĢünülmektedir. Deniz alanlarının, çeĢitli
kullanımlarla ve kıyı bölgelerinin sektörler arasında eĢ güdümlü yönetimi arasındaki
optimum dağılımı, eĢ zamanlı faaliyetleri ve tüm potansiyelin elde edilmesi
önemlidir. Ayrıca, bütündeki tüm parçaları dengelemek için tek bir araç kullanmanın
yatırımcılar açısından kesinliği artırarak, ekosistem dengesinin de korunmasıyla,
ulusal yönetimlerce yürütülen idari yükün bu Ģekilde azaltılacağı düĢünülmektedir.

Çevre politikalarının alt baĢlıklarından biri olan, kıyı ve deniz baĢlığını detaylı olarak
anlamak için ġekil 4.1‟de detaylı bir Ģekilde açıklanmıĢtır. AB, politika, bilgi ve
hizmet baĢlığı altında; enerji iklim değiĢikliği ve çevreyi kendisine konu edinerek,
kültür, hava, Ģehirler, enerji, endüstri, kara ve toprak, deniz ve kıyı ortamı, doğa ve
biyoçeĢitlilik, ulaĢım, su, atık, araĢtırma ve yenilik, ses, kimyasal madde ve döngüsel
ekonomiyi çalıĢmaktadır. Ek olarak ayrıca ayrı bir baĢlık açarak 'Uluslararası
Ortaklık' hedefleri için enerji, iklim değiĢikliğini ve çevreyi öngörmektedir. Kıyı ve
deniz alanlarını kapsayan çevre ortaklığı ile uluslararası planlamaya boyut
kazandıracak nitelikte bir dizi politika, planlama ve giriĢim amacı anlatılmaktadır.
Komisyon 2013 yılında bütünleĢik kıyı yönetimi ve deniz mekanı planlaması adı
altında ortak bir fikir geliĢtirerek, AB üyesi ülkeler için kıyı ve deniz faaliyetlerinin
her yönden sürdürülebilir bir forma dönüĢmesini hedeflemiĢtir. Burada önemli nokta
ise üye devletlerin, planlama ve yönetim kararlarında ortak hareket etmelerinin
istenmesidir. Bu sayede ortak bir dil üzerinden kıyı ve deniz alanlarını idare edecek
ve kullanımını kolaylaĢtıracak yöntemler belirlenmesi hedeflenmiĢtir. 200 milyondan
fazla Avrupa vatandaĢının, Kuzeydoğu Atlantik'ten Baltık'tan Akdeniz'e ve
Karadeniz'e kadar uzanan kıyı Ģeridinde yaĢadığı göz önünde bulundurulursa,
kıyılarda bir takım problemlerin olması kaçınılmaz olmaktadır.

63
ġekil 4.1 : Avrupa Birliği kıyı ve deniz organizasyon Ģeması.

Kaynak : Tez kapsamında https://ec.europa.eu/info/energy-climate-change-environment_en adresinden yararlanılarak hazırlanmıĢtır.

64
Bu noktada bütünleĢik kıyı alanları yönetimi ortaya çıkmıĢ ve bütün odak alanların
var olan olumlu ve olumsuz yönleriyle ele alacak bir sistem oluĢturulmuĢtur. Bu
sistemin ana kurgusu; bilgi toplama, planlama, karar verme, yönetim ve uygulama
takibi üzerinedir. Buna ek olarak deniz alanları mekansal planlaması fikri
geliĢtirilerek bu veri akıĢının bir çeĢidi olarak deniz alanları için düĢünülmüĢtür.

AB, bütünleĢik kıyı politikası aracılığıyla, deniz ile ilgili alanlarda farklı politikalara
sahip ülkelerin ortaklaĢa koordinasyonuyla, bu bölgelerde en iyi planlama
yaklaĢımının ortaya konmasını amaçlamaktadır. Ana hedef koordinasyonu
sağlayarak, planlamaya zemini hazırlamaktır. Politikalarını ise Ģu baĢlıklar üzerine
geliĢtirmiĢtir: Mavi Büyüme, Deniz Verileri ve Bilgisi, Deniz Alanları Mekansal
Planlaması, BütünleĢik Deniz Gözetimi, Deniz Havzası Stratejileri. AB'nin bu tutum
ve yaklaĢımlarından anlaĢıldığı üzere, bütünleĢik kıyı yönetimi programı, kıyı
alanlarını koordineli bir Ģekilde yönetmek ve politika geliĢtirmek üzerine
oluĢturulmuĢtur.

4.2 BütünleĢik Kıyı Alanları Yönetimi ve Deniz Alanları Mekansal Planlaması


ĠliĢkisi2

Avrupa'da, kıyı ve deniz alanlarının sürdürülebilirliğini sağlamak, insan


faaliyetlerinin güvenli ve verimli bir Ģekilde gerçekleĢmesinin temini için, sınırlar ve
sektörler arasında bir dengeyi yakalamak üzere deniz alanları mekansal planlaması
yapılmaktadır. Sektörler arasındaki çatıĢmaları azaltmayı, farklı iĢlevler arasındaki
sinerjiyi arttırmayı, yatırım önerebilmeyi (öngörülebilirlik, Ģeffaflık, daha net
kurallar yaratabilmek), AB ülkeleri arasında sınır ötesi iĢ birliğini arttırmayı (Enerji
Ģebekeleri, nakliye hatları, boru hatları, denizaltı kabloları ve diğer faaliyetleri
geliĢtirmek için) ve son olarak çevreyi korumak gibi fayda sağlayacağına inandığı bir
takım amaçlar belirlenmiĢtir. 2014 yılında yönerge kabul edilmiĢ, 2021 yılı için deniz
alanları mekansal planlaması oluĢturulması adına son tarih kabul edilmiĢtir.

UNESCO, deniz alanları mekansal planlamasını; “Genellikle politik bir süreçle


belirlenen ekolojik, ekonomik ve sosyal hedefleri gerçekleĢtirmek için deniz
alanlarındaki insan faaliyetlerinin, mekansal ve zamansal dağılımını analiz etmek ve

2
Bu bölümdeki açıklamalar ve tanımlar http://ec.europa.eu/environment/iczm/prop_iczm.htm internet
sitesinden yararlanılarak açıklanmıĢtır.

65
tahsis etmek için kamuya açık bir süreçtir” olarak tanımlamıĢtır (Url 6). AB, bu
süreci; ortak vizyon geliĢtirmenin, mekandaki potansiyel kullanıcıların ve alan
kapasitesinin belirlenmesinin, ilgili kullanımlara en iyi uyan alanların
tanımlanmasının ve deniz alanını uzun vadede sağlıklı ve üretken tutmak için hangi
kullanımlara izin verileceği ya da kısıtlanacağının belirlenmesi gibi çok adımlı olarak
açıklamıĢtır. Bu karar mekanizmasından sonra ortaya çıkacak planın yasal bir
çerçeveye de sahip olması gerekmektedir.

Avrupa Parlamentosu ve Konseyi tarafından çıkarılan, 23 Temmuz 2014 tarihli


Deniz Alanları Mekansal Planlaması Direktifi'nde yönetim ve planlamaya ait bazı
tanım ve açıklamalar aĢağıdaki gibidir:

(1) Farklı amaçlar için deniz alanına olan yüksek ve hızla olan talep,
örneğin; yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi için tesislerin, petrol ve
gaz arama ve işletme, deniz taşımacılığı ve balıkçılık faaliyetleri, ekosistem
ve biyoçeşitliliğin korunması, hammaddelerin çıkarılması, turizm, sualtı
kültür mirası, su ürünleri yetiştiriciliği tesisleri, kıyı kaynakları üzerindeki
çok sayıda baskının yanı sıra bütünleşik bir planlama ve yönetim yaklaşımını
gerektirmektedir.

(2) Avrupa Birliği için Deniz Alanları Mekansal Politikası'nda, çevresel


ayağı olan Avrupa Parlamentosu ve Konseyin 2008/56/EC Sayılı
Direktifi'de dahil olmak üzere, okyanus yönetimi ve deniz idaresinde böyle bir
yaklaşım geliştirilmiştir. Amacı; 2008/56/EC Sayılı Direktif'te belirtildiği gibi
iyi çevresel statüye erişirken, denizlerin ve okyanusların sürdürülebilir
kalkınmasını desteklemek, denizel havza stratejileri veya makro-bölgesel
stratejiler de dahil olmak üzere denizler, adalar, kıyı bölgeleri ve en dıştaki
bölgeler ve deniz sektörünü etkileyen Avrupa Birliği'nin sektörel
politikalarıyla koordineli, tutarlı ve şeffaf karar verme yeteneğini
geliştirmektir.

(3) Bütünleşik Deniz Alanları Mekansal Politikası; deniz alanları mekansal


planlamasını, kamu otoriteleri ve paydaşların koordine edilmiş, bütünleşik ve
sınır ötesi bir yaklaşım uygulamasına olanak tanıyan kesişen bir politika
aracı olarak tanımlamaktadır. Ekosisteme dayalı bir yaklaşımın
uygulanması, deniz ve kıyı ekonomilerinin sürdürülebilir kalkınması ve
büyümesinin ve kıyı kaynaklarının sürdürülebilir kullanımının teşvik
edilmesine katkıda bulunacaktır.”

(4) Deniz Alanları Mekansal Planlaması; daha rekabetçi, kaynak tasarruflu


ve yeşil bir ekonominin teşvik edilmesi dahil olmak üzere, yüksek seviyeli
istihdam, verimlilik ve sosyal uyum sağlamayı amaçlayan, 17 Haziran 2010
tarihli Avrupa Konseyi tarafından onaylanan kararlarında, akıllı,
sürdürülebilir, ve kapsayıcı bir büyüme için Avrupa 2020 Stratejisinin
uygulanmasını desteklemekte ve kolaylaştırmaktadır. Kıyı ve denizcilik

66
sektörleri, sürdürülebilir büyüme için önemli bir potansiyele sahiptir ve
Avrupa 2020 Stratejisi'nin uygulanmasının anahtarıdır.

(9) Deniz Alanları Mekansal Planlaması; tutarlı, şeffaf, sürdürülebilir ve


kanıta dayalı karar vermek için bir çerçeve oluşturarak, deniz faaliyetlerinin
etkin yönetimi ve deniz ve kıyı kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı için
katkıda bulunacaktır. Amaçlarını gerçekleştirmek için, bu Direktif bir deniz
mekansal planı veya planları ile sonuçlanan, bir deniz planlama süreci kurma
yükümlülüklerini ortaya koymalıdır; böyle bir planlama süreci kara-deniz
etkileşimlerini hesaba katmalı ve Üye Devletler arasında işbirliğini teşvik
etmelidir. Enerji, ulaşım, balıkçılık ve çevre alanlarında mevcut Birlik
müktesebatına zarar vermeksizin, bu Direktif, özellikle bu alanlardaki
sektörel politikaları takip etme konusundaki Üye Devletler'in somut
seçenekleriyle ilgili olarak başka yeni yükümlülükler uygulamamalı, ancak
planlama süreci boyunca bu politikalara katkıda bulunmayı amaçlamalıdır.

(16) Deniz ve kıyı aktiviteleri sıklıkla birbirleriyle ilişkilidir. Deniz alanının


sürdürülebilir kullanımını teşvik etmek amacıyla, deniz alanları mekansal
planlaması, kara-deniz etkileşimlerini hesaba katmalıdır. Bu nedenle deniz
alanları mekansal planlaması, denizde insan aktivitelerinin bütünleşik
yönetimi, yaşayan çevrenin korunması, kıyı ekosistemlerinin kırılganlığı,
erozyon, sosyal, ekonomik faktörler ve sürdürülebilirlikle ilgili
oryantasyonların belirlenmesinde çok yararlı bir rol oynayabilir. Deniz
alanları mekansal planlaması, bazı kıyı kullanımlarının veya faaliyetlerinin
deniz etkilerini ve bunların etkilerini bütünleştirmeyi ve sonuçta bütünleşik ve
stratejik bir vizyona imkan sağlamayı amaçlamalıdır.”
(Directive/2014/89/EU of the European Parliament and of the Council, 2014,
s. 135, 136, 138)
Kıyı alanları bir ara yüzü ifade eden ve kara-deniz arasında geçiĢ alanlarıdır.
BütünleĢik kıyı alanları yönetimi, kara için yapılan mekansal planlama ile deniz için
yapılan deniz alanları mekansal planlaması ile kıyının üstleneceği fonksiyonları
belirlemede üç ana alanın kendi içlerindeki geçiĢini yönetmekle bir görev
üstlenmektedir. Öncelikle deniz mekanında ki verilerin elde edilmesi, kıyı ve kara
kısmında nasıl bir planlama ve yönetim süreci olması gerektiği konusunda büyük bir
önem kazanmaktadır. Deniz alanları mekansal planlaması ise; deniz ile ilgili tüm
verileri elde ederek deniz alanı için iĢlevler belirlemektedir. Deniz ve kara
ekosistemini, sürdürülebilir enerji kaynaklarını, beĢeri faaliyetleri göz önünde
bulundurarak, hukuki çerçevede ve kamu yararını gözeterek, dengeli, sürdürülebilir
planlamayı hedeflemektedir.

Deniz alanları mekansal planlaması ve bütünleĢik kıyı alanları yönetimi arasındaki


ayrılmaz bu iliĢkinin, AB politikalarının yürüttüğü, kıyı ve deniz alanlarıyla iliĢkili
diğer alanlarda da büyük fayda sağlayacağı düĢünülmektedir. Bu politikalar; Deniz

67
Stratejisi Taslak Direktifi, Su Taslak Direktifi, Doğa ve Habitat Direktifleri ve
BiyoçeĢitlilik Stratejileri‟dir. Ayrıca; BütünleĢik Denizcilik Politikası, Ġklim
DeğiĢikliği Uyumunun gelecek Stratejileri, Yenilenebilir Enerji Direktifi, Deniz
Otoyolları GiriĢimciliği ve Ortak Balıkçılık politikalarıdır.

Çevre delegelerinden Potočnik bu giriĢimlere olan memnuniyetini Ģöyle


açıklamaktadır: “Bu giriĢim kıyı bölgelerinde yaĢayan 200 milyon AB vatandaĢı için
sağlıklı bir çevreye ve daha iyi yaĢam koĢullarına katkıda bulunacaktır. Aynı
zamanda, bitkiler ve hayvanlar için çok değerli yaĢam alanları sunan eĢsiz ve çeĢitli
kıyıları ve ekosistemleri korumaya da yardım etmelidir.” Dolayısıyla sadece
bütünleĢik kıyı yönetimi içerisinde bir iliĢkisi olmayıp deniz, kara, kıyı ve insan
iliĢkilerini sağlıklı bir yaĢama götüren tüm bileĢenlerle bir iliĢki kurması
istenmektedir.

4.3 Baltic Scope Örneği3

Avrupa Birliği‟nin, deniz ve kıyı politikası adına geliĢtirdiği çalıĢmalardan biri,


Baltic Scope projesidir. 2009-2012 yılları arasında 3.7 milyon euro harcanarak,
Ulusal Deniz Stratejisi ve BütünleĢik Deniz Alanları Mekansal Planlaması
hazırlanmıĢtır.

Baltık Denizi; dinamik aynı zamanda ekonomik bir alan olması ile beraber ayrıca
özel coğrafi ve çevresel koĢulları da içermektedir. Almanya, Danimarka, Litvanya,
Estonya, Rusya, Polonya, Finlandiya, Letonya ve Ġsveç (ġekil 4.2) gibi ülkelerin
kıyısının bulunduğu uluslararası planlamayı gerektiren bir deniz alanıdır. Bu sınırlı
deniz alanı içerisinde sayabileceğimiz birbirinden farklı kullanım alanları mevcuttur
ve her ülkenin kendi çıkarlarını gözetmek istediği aktiviteler yer almaktadır.
Denizcilik, balıkçılık, rüzgar çiftliği, maden çıkarma ve biyoçeĢitliliğin korunması
gibi deniz alanı içerisinde rekabet halinde olan alanları barındırmaktadır.

Birçok ülkenin alanda ortak paylaĢım değeri taĢıması, buna eklenen iklim değiĢikliği
ve ekosistemi koruma planları; planlama adına güçlü, tüm ülkelerin değerlerini göz
önünde bulunduracak, dengeli, çok sektörlü bir yaklaĢımı gerektirmektedir. AB, bu
ihtiyaçlara cevap verebilecek plan olarak “Deniz Alanları Mekansal Planlamasını”

3
Bu bölümdeki açıklamalar ve tanımlar http://www.baltseaplan.eu/index.php/Home;1/1 internet
sitesinden yararlanılarak açıklanmıĢtır.

68
ortaya atmıĢtır. Planlama yaklaĢımını ortak değerleri koruma, kullanma ve
sürdürülebilirlik üzerine kurgulamaktadır. Baltık Denizi'ne kıyısı bulunan ülkelerin,
deniz ile olan iliĢkilerini ve birbirleriyle olan etkileĢimini bütünsel bir iliĢkide
inceleyen ve yöneten bir sistemi içermektedir.

ġekil 4.2 : Baltık denizi‟nin konumu.

Kaynak : Google Earth kullanılarak tez kapsamında üretilmiĢtir.

MSP'nin (Maritime Spatial Planning) doğru iĢleyebilmesi için ön kararlar tutarlı bir
Ģekilde ülkelere görev ve sorumluluklar getirerek 5 faaliyet aĢaması belirlenmiĢtir:

 Ortak bilgi tabanının / envanter temininin iyileĢtirilmesi,

 Ulusal Deniz Alanları Mekansal Stratejilerine Mekansal Planlamanın dahil


edilmesi,

 Baltık Denizi için Ortak Mekansal Vizyon geliĢtirilmesi,

 8 pilot alanda Deniz Alanları Mekansal Planlamasının (Maritime Spatial


Planning (MSP)) tanıtılması : Danimarka Boğazları / T Rotası, Pomeranian
Körfezi, Batı Gdansk Körfezi, Middle Bank, Litvanya Kıyısı, Letonya'nın
Batı Kıyısı, Parnu Körfezi Hiiumaa ve Saaremaa Adaları (ġekil 4.3),

 MSP için lobi faaliyetinin yürütülmesi ve kapasite geliĢtirilmesi.

69
Baltık Denizi'ne kıyısı olan ülkelerden bazılarının belirli alanları seçilmiĢ ve pilot
uygulamalarla ilk adımı atılmıĢtır.

ġekil 4.3 : Baltık Denizi için MSP planın uygulandığı pilot bölgeler.

Kaynak: http://www.baltseaplan.eu/index.php/What-is-MSP;16/1, eriĢim tarihi 9.12.2017.

Deniz alanı ile ilgili ulusal ve bölgesel stratejilerle Baltık Denizi Proje Ortaklığı,
Danimarka dıĢındaki tüm Baltık Denizi'ne kıyısı olan ülkeler için deniz alanıyla ilgili
tüm ulusal stratejilerin etki değerlendirmesini yapmıĢ ve bu analize dayalı ulusal
deniz alanları mekansal politikaları için bazı önerilerde bulunmuĢtur. Bu yapılan
analizler sonucunda Baltık Denizi raporları hazırlanarak, deniz alanının kullanımını
etkileyen ilgili ülkelerde ve bölgelerde yürürlükte olan tüm politika ve stratejilerin
bir özet olarak verilmiĢtir. Raporda enerjiden balıkçılığa, ulaĢım ve turizmden doğa
korumaya kadar detaylı incelemeler yapılmıĢtır. Her bir stratejinin ve politikanın
etkisinin ne kadar güçlü olduğu, doğrudan veya dolaylı bir nitelikte olup olmadığı ve
politikaların / stratejilerin birbiriyle uyumlu olup olmadığı konusunda
değerlendirmeler yapılmıĢtır. Raporlar ayrıca, bazı strateji ve politikaların gerekli
olduğunu göstererek, eksik alanları tespit ederek, MSP (Maritime Spatial Planning)
ile ilgili hususların ulusal denizcilik politikaları içerisinde nasıl güçlendirileceğine
dair öneriler geliĢtirmektedir. Sonuç olarak, alanla ilgilenmek ve ulusal sektörel

70
politika ve stratejilerdeki boĢlukları doldurmak için amaç ve hedefler üzerinde
sektörler arası bir tartıĢmayı teĢvik etmeyi amaçlamaktadır.

Çizelge 4.1‟de 2030 Vizyonu için oluĢturulan anahtar mesajlar sıralanmaktadır ve


AB bunun için ayrıca bir belgede detaylandırmaktadır4.

Çizelge 4.1 : BaĢarılı bir MSP planlaması için yapılacak anahtar mesajlar.
Sürdürülebilirlik MSP aynı anda çevresel hedefleri, sosyal ve ekonomik refahı ele alır ve
kendi ihtiyaçlarını dengeler.

Pan-Baltık DüĢüncesi Bütün Baltık Denizi ekosistemini ve bütün Baltık Denizi‟ni bir planlama
alanı olarak görmektedir.

Pan-Baltık Konuları Sağlıklı bir deniz ortamı, tutarlı bir Pan-Baltık enerji politikası, güvenli,
temiz ve verimli deniz taĢımacılığı, sürdürülebilir balıkçılık ve su ürünleri
yetiĢtiriciliği.

Pan-Baltık Amaçları ve Hedefleri Pan-Baltık seviyesinde 4 konunun ayarlanması gerekliliği.

Mekansal Kullanım Baltık Denizi çevresel değerlendirmeye ve sosyo-ekonomik maliyet fayda


analizinin uygulanabilirliğine dayanan yerler baz alınarak 4 baĢlık üzerine
mekansal kullanım yapılacakatır.

Mekansal Bağlantı Plancılar, doğrusal altyapı, koridorlar ve yamalar bakımından bağlantılı


olarak düĢünmek zorundadırlar.

Mekansal Verimlilik Birden çok mekansal kullanım teĢvik edilir. Baltık Deniz alanı sorunlu arazi
kullanımları için depo alanı değildir.

Mekansal Yetki Devri Mekansal zorluklar en alt kademedeki en uygun mekansal düzeyde ele
alınmaktadır.

Ulusal Ön KoĢullar Tüm Baltık Denizi Devletleri MSP uygulamalarına izin veren yapılar
kurmalıdır.

Uluslararası Ön KoĢullar Plancılar, uluslararası istiĢare ve konsültasyon yoluyla Baltık Denizi‟nin


geniĢ hedefleri ve uluslarüstü bağlanabilirlik ile tutarlık sağlamalıdır.

Uluslararası bir MSP Bölge için uluslararası bir koordinasyon kuruluĢu kurulmalıdır.
koordinasyon kuruluĢu

Kaynak: Tez kapsamında http://www.baltseaplan.eu/index.php/BaltSeaPlan-Vision-2030;859/1


adresinden yararlanılarak hazırlanmıĢtır. EriĢim tarihi 25.12.2017.

11 maddede sıralanan fikirler; sürdürülebilirlik, Pan-Baltık düĢüncesi, Pan-Baltık


konuları, amaç ve hedefler, mekansal kullanım, mekansal bağlantı-verimlilik-
bağlılık, ulusal ve uluslararası önkoĢullar ve uluslararası bir MSP koordinasyon
kuruluĢudur. Bu maddelerden Pan-Baltık düĢüncesi, bütünleĢik planlama için bir

4
AB, BaltSeaPlan-Vision 2030- Towards the sustainable planning of Baltic Sea space isimli belge ile
2030 Vizyonunu; çevresel, ekonomik ve sosyo-kültürel açıklamalarla, Baltık Denizi‟nin tüm bu
faaliyetlerle sağlıklı bir ortamın deniz ortamında eĢit Ģekilde olacağını anlatmaktadır. Bu üç bileĢen
birbirleriyle sürekli etkileĢim içinde olan ve bağlı bir mekanizma olarak ifade edilmektedir.

71
yaklaĢımı açıkça ifade etmektedir. Denizle ilgili tüm ekosistemin ve alanın planlama
için bütünlük içerisinde hareket edeceği anlatılmaktadır. Baltık Denizi‟ne kıyısı olan
ilgili ülkelerin beraber hareket etmeleri istenirken, bunun sağlıklı bir Ģekilde
uygulanması ve sorunlara neden olmaması için MSP uygulamalarına izin verecek
yapılar yapılmasına izin verilmesi maddesini de eklemektedir. Ulusal ön koĢul
maddesi ile doğacak çatıĢmaların önüne geçilmiĢ olup, ülkelerin bu kurumlarla
beraber MSP‟ye özel bir iletiĢim ağı oluĢturulması hedeflenmiĢtir.

Baltık Denizi 8 Numaralı Plan Raporu'nda, “Baltık Denizi ve MSP için


uluslararası ve ulusal politika bağlamının etkileri”, sonraki yıllarda Baltık Deniz
alanının kullanımını etkileyecek politikalar, eğilimler ve stratejiler hakkında genel
bir bakıĢ sunmaktadır. “Gelecekte açıkdeniz rüzgar parkları, nakliye ve ulaĢım için
ne kadar yer ihtiyacı vardır? Bu hedeflerin hepsi birbiriyle uyumlu mu yoksa aktif
seçimler mi yapılmalı?” gibi sorulara karĢılık cevapları aramaktadır. Rapor ayrıca,
henüz belirlenmeyen açık deniz hedeflerinin politika alanlarını da açıklamaktadır.

UNESCO ise, MSP planına nasıl hazırlık yapılacağı konusunda önemli bilgiler yer
veren açıklamalarında 10 aĢama ile anlatmaktadır5. Ġlk aĢama, MSP‟ye neden ihtiyaç
duyulduğunu, fayda ve çıkarımların ne olacağını ve diğer deniz alanları mekansal
yönetimi yaklaĢımlarıyla nasıl iliĢkilendirildiğini anlatırken, ikinci aĢama ise
MSP‟nin uygulanan bölgede nasıl bir operasyonel hale gelebileceğini gösteren on
adımlı bir yaklaĢımı anlatmaktadır‟ (UNESCO, 2009). Tüm aĢamalar birbirleriyle
iliĢki içerisinde olup, hepsi ayrı görevlere ve eylemlere ayrılmıĢtır. Adımların nasıl
birbirleriyle bağlandığı ise ġekil 4.4‟de gösterilmektedir. Ana çerçeve planlama,
geliĢtirme, uygulama, değerlendirme ve uyarlama üzerine kurgulanmıĢtır. Bu adımlar
sayesinde süreçlerin ihtiyaç duyduğu zaman ve finans yönü de hesaplanarak vizyon
geliĢtirilebileceği düĢünülmektedir. 10 adımın programı yapıldıktan sonra plan
yapma-geliĢtirme sürecine yönelik deneme çalıĢmalarının nasıl yapılacağı yine ġekil
4.5‟de anlatılmaktadır. Sürekli bir döngü içerisinde ve sürekli revize edilerek
geliĢmiĢ planlamaya olan yaklaĢımı hedeflemektedir.

5
UNESCO, Marine Spatial Planning, A step-by-step Approach toward Ecosystem-based Management
isimli çalıĢmasını 2009‟da yayınlayarak rehber niteliğinde ve adımların nasıl geliĢeceği konusunda
detayları anlatmaktadır.

72
ġekil 4.4 : Deniz alanları mekansal planlamasına adım adım yaklaĢma.

Kaynak : UNESCO (2009). Marine Spatial Palnning, A step-by-step Approach toward Ecosystem-based Management. Paris : UNESCO.

73
ġekil 4.5 : MSP planlama döngüsü.

Kaynak : UNESCO (2009). Marine Spatial Palnning, A step-by-step Approach toward Ecosystem-based Management. Paris : UNESCO.

74
Kara ve deniz ekosistemleri arasında birçok bağlantının bulunması sebebiyle, karasal
ve denizel alanı eĢit derecede önemli olarak değerlendirerek, BütünleĢik Kıyı Deniz
Alanı Yönetimi'nden bir dizi araç ödünç alan MSP: Yoğun paydaĢ katılımı,
ekosistem yaklaĢımı veya Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) kullanımı gibi altta
gösterilen ġekil 4.6 ile bütünsel bir yaklaĢımın her biri içerisindeki döngüsü
görülmektedir. Kısaca MSP yeni bir planlama aracıdır. Mekansal planlama da olduğu
gibi , deniz alanları mekansal planlamasında da deniz yüzeyinde ve denizle ilgili her
konuda planlama yapma yetkisine sahiptir.

ġekil 4.6 : BütünleĢik MSP prosedürleri.

Kaynak: http://www.baltseaplan.eu/index.php/What-is-MSP;16/1, eriĢim tarihi 1. 10. 2018.

Özetle MSP 6 adımda Ģöyle tanımlanabilir:

 MSP sürecine girme ihtiyacını ve iradesini değerlendirerek, bir vizyon


planlama ilkeleri, tanımlanmıĢ bir yasal çerçeve ve stratejileri olan süreci
baĢlatmak,

75
 Ġlgili deniz kullanımları için uygun alanların ilk stoklama ve sistematik
değerlendirilmelerinin yapılması,

 PaydaĢlarla etkileĢimli bir süreçle beraber, en iyi haritalama ve analize dayalı


olarak kullanım için taleplerin uyumluluğunu ve çatıĢmalarını bulmak,

 Alanların zonlara ayrılarak belirli kullanımlar veya hedefler için bir deniz
alanları mekansal plan taslağının hazırlanması, ayrıca katılımcılarla bölgeler
için ayrıntılı düzenlemeler içeren taslak planı tartıĢmak,

 Yönetim ve izleme düzenlemeleri dahil nihai deniz alanları mekansal imar


planı üretmek ve katılımcıların yorumlarını almak,

 Planı benimsemek ve uygulama-izlemeyi organize etmek.

Avrupa Birliği, MSP ile ilgili tanımlamaları, kaos ve çözüm aĢamalarını


hazırladıkları bir dizi animasyon ile tanıtmaya çalıĢmıĢlardır. Ġlk olarak Baltık
Denizi‟nin mevcut konumu anlatılmaya çalıĢılarak, deniz alanının barındırdıkları,
ülkelerin istekleri ve birçok analize girmesi gereken sorunlar karikatürize edilmiĢtir
(ġekil 4.7). Çizimde sektörel ve ulusal çıkarların baskın olduğu, hak ve
sorumluluklarında korunması gereken alanların tam anlamıyla kaos içerisinde
bulunduğu bir ortam öne çıkmaktadır. Her ülke ulusal çıkarları doğrultusunda
hareket etmek isteyecek ve kendi deniz alanı içerisinde baĢka bir ülkenin kendi
sınırlarını ve haklarını ihlal etmesini istemeyecektir. Aynı zamanda ekosistem ve
sürdürülebilirlik açısından koruma kullanma dengesinin gözetilmesi gerekeceği için
tam bu noktada bir yönetim, planlama, ülkeler arası hakların gözetilmesi,
çatıĢmaların çözüme ulaĢması ve kara-kıyı-deniz üçlüsünü doğru iĢleyen bir sisteme
dönüĢmesi için; Mekansal Planlama (SP), Deniz Alanları Mekansal Planlaması
(MSP) ve BütünleĢik Kıyı Alanları Yönetimi (ICZM) üçlüsünün üzerine kurgulanan
bir plan aĢaması karĢımıza çıkmaktadır.

Bu planlama aĢamaları sistemin hızlı çalıĢmasını sağlayan önemli bir araç olarak
görülmektedir. BKAY, deniz alanları mekansal planlaması ile mekansal planlama
arasında nasıl bir yönetimin iĢleyeceğini belirlemektedir. Dolayısıyla deniz alanından
karaya doğru uzanan bu alanda, arada kalan kıyının yönetilmesi için etkileĢimde
olduğu alanların da planlanmıĢ olması gerekmektedir. Böylece MSP için, yol
gösterici prensipler, katılımcı ve imar yaklaĢımı zorunluluğu esasları getirilmektedir.
Kara tarafındaki problemlerin çözümü için mekansal planlama (SP) kullanılırken,

76
aynı Ģekilde deniz alanında ihtiyaç duyulan kullanım alanlarının planlanması ve
yönetilmesi için MSP devreye girmektedir. Kıyı ara yüzünde, her iki etkileĢim alanın
ortasında kalan bu alan için BKAY iĢlev görmektedir. Aslında 3 aĢamada olması
gereken ve birlikte organize çalıĢan bir anlayıĢtır.

ġekil 4.7 : Proje kapsamında farkındalığı arttırmak üzere yapılan Baltık Denizi
karikatürü.

Kaynak : http://www.baltseaplan.eu/index.php/Reports-and-Publications;809/1#10min, eriĢim tarihi 1.


15.2018.

Kaos ve çekiĢme alanları belirlendikten sonra Baltık Denizi için ilk önce kullanım
alanları belirlenmeye çalıĢılmıĢ ve bunun için ġekil 4.8‟de görülen uygunluk haritası
hazırlanmıĢtır. En iyi bilimsel ve ortak bilgi temeli gözetilerek, kullanım alanları
sınıflandırılmaya çalıĢılmıĢtır. Balık üreme ve büyüme alanları için önemli alanların,
açık deniz rüzgar çiftlikleri için en iyi koĢulları olan alanların, ideal nakliye
rotalarının, sağlıklı biyoçeĢitliliği sağlayan alanların, boru hatlarının güvenli bir
Ģekilde yerleĢtirileceği bölgelerin, önemli kaynaklara sahip olan alanların hepsi bu
amaçla sınıflandırılmıĢtır.

ÇakıĢan ve bunun sonucunda çatıĢma yaratan kullanım alanları için yapılan taslak
çalıĢmasında, ortaya çıkan anlaĢmazlıkların ve çözümlerin müzakere edilmesi ya da
kararlaĢtırılacağı durumlarda bariz bir Ģekilde ortaya çıkmaktadır.

77
ġekil 4.8 : Baltık Denizi için yapılan uygunluk, kullanım / çatıĢma alanları ve MSP haritaları.

Kaynak : http://www.baltseaplan.eu/index.php/Reports-and-Publications;809/1#10min adresinden alınan haritalarla tez kapsamında düzenlenmiĢtir. EriĢim tarihi, 28.01.2018.

78
Uygunluk haritası ve kullanım ve çatıĢma haritası analizleri sonucunda zon haritası
hazırlanarak, genel, öncelikli ve özel kullanım alanlarıyla deniz yüzeyinde mevcut
kullanımlar oluĢturulmuĢtur. Sonuç olarak; kararlaĢtırılan amaçlar, ilkeler, öncelikler
izlenerek, çözümlerin bulunması ve tüm kullanım alanları için resmi bir düzenleme
grubu oluĢturmak için de yetkilileri, paydaĢları ve çıkar gruplarını dahil edilmesi
gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Yapılan ön taslak çalıĢmalar sonucunda ulaĢılan
hedef; “Deniz Alanları Mekansal Planlaması”dır ve planların gelecekteki kalkınma
ve deniz yönetimi için rehber belge olma niteliği taĢımaktadır.6 Planın resmi bir
siyasi kararla benimsenmiĢ olması gerekliliği, uygulama ve izlemeyi sağlayan
yönetim yapılarının geliĢtirilmesinin yanı sıra, her alandaki belirli kullanımlar için
gerekli izin ve kısıtlamaların yönetilmesi ve verilmesi ile desteklenmesi
sağlanmaktadır. BütünleĢik kıyı yönetimi stratejileri, en azından kıyı bölgelerinde
uygulanan mevcut önlemlerin bir envanterini ve kıyı bölgelerindeki faaliyetlerin
uygun yönetimi için ek eylem ihtiyacının analizini içermelidir.

4.4 Bölüm Sonucu Değerlendirmesi

Avrupa Birliği planlama sistemi ile karĢımıza çıkan “deniz alanları mekansal
planlaması”; sistematik bir geçiĢ olan, bütünleĢik kıyı alanları yönetimi ve mekansal
planlama ile bağ kuran ve ayrılmaz bir parçası olan yaklaĢımdır. Ayrıca doğanın
ayrılmaz bütünselliğini planlamaya yansıtan etkin bir araçtır. Baltık Denizi için
uluslararası yaklaĢımı anlatan bu aĢamada, zorlu uzlaĢma yöntemleri ve modeli
ortaya konularak; sürdürülebilir, koruma ve kullanma dengesiyle, doğal kaynakların
varlığını yok etmeden, ulusların haklarını koruyarak, ortak planlama aĢamalarına
dikkat çekilmiĢtir.

Politik, hukuksal ve uzlaĢma yöntemleri belirli prosedürlerle belirlenip, yaptırıma


dayalı kararlar alındığında, karmaĢık bir alanın nasıl planlamaya dahil edilebileceği
noktasında yol göstericidir. Böylece, en sorunlu alanların bile nasıl çözüme
kavuĢturulacağı açısından önemli bir yer edinmektedir. BütünleĢik kıyı alanları
yönetimi ve deniz alanları mekansal planlaması diğer bir adıma geçmek adına
birbirleri üzerinde basamak görevi görmektedirler. Deniz alanının mekansal olarak

6
Haritaları ve alana dair yapılan karikatür çizimler ‟10 dakikada iyi bir Deniz Alanları Mekansal
Planlamacısı nasıl olunur?‟ sorusuna da cevap vermektedir.

79
analizi yapılmadan, kıyı alanları üzerinde planlama ve yönetim biçimini belirleme
çoğu noktada eksik kalacağından; kara-kıyı-deniz üçlüsünün her yönüyle ele
alınması gereken bir süreçtir.

Avrupa Birliği, deniz ve kıyı faaliyetlerinin sürdürülebilir büyümesini ve kullanımını


desteklemek amacıyla BKAY (ICZM) ve MSP planlarını desteklemektedir.

Planların:

 Üye devletlerin denizdeki insan faaliyetlerini haritalandırmasını,

 Deniz alanlarındaki mekansal planlarda en etkili olacak Ģekilde geliĢimini


tamamlamasını,

 Kıyı alanlarında etkili olacak stratejik kararların verilmesini,

 Birbirini tamamlayıcı kararlar alınmasını sağlayarak, kıyı-kara-deniz


üçlüsüyle eĢgüdüm ve koordinasyonu sağlaması beklenmektedir.

80
5. BÜTÜNLEġĠK KIYI ALANLARI PLANLAMASININ DENĠZ ALANLARI
MEKANSAL PLANLAMASI YAKLAġIMI ÇERÇEVESĠNDE
DEĞERLENDĠRĠLMESĠ: ĠZMĠT KÖRFEZĠ (KOCAELĠ-YALOVA)
BÜTÜNLEġĠK KIYI ALANLARI PLANI –ĠZMĠT KÖRFEZĠ ÖRNEĞĠ

Tez çalıĢmasının bu bölümüne kadar olan kısımda; kıyı, kıyı alanları ve kıyı alanları
planlaması / yönetimi üzerinde durularak çevresel ve sosyal birçok açıdan
değerlendirmeler yapılmıĢtır.

Özetle bölümler genel olarak ele alındığında:

 Kıyı, kıyı alanları planlaması, geleneksel kıyı alanları yönetimi ve bütünleĢik


kıyı alanları yönetimi tanım ve amaçları,

 Türkiye‟de, Osmanlı Dönemi‟nden günümüze kadar yaĢanan ve geliĢen kıyı


alanları planlaması / yönetimi süreçlerinin detayları, planlama ve yönetim
adına atılan ilk adımlar ve bütünleĢik planlama ve yönetim yaklaĢımına
geçilmesiyle beraber yaĢanan olumlu ve olumsuz etkilerin sonuçları,

 Avrupa Birliği‟nin deniz alanında ele aldığı yeni bir planlama yaklaĢımı olan
deniz alanları mekansal planlaması aracının kavramı açıklanmıĢtır.

Tez çalıĢma konusunu oluĢturan, BütünleĢik Kıyı Alanları Planlamasının Deniz


Alanları Mekansal Planlaması YaklaĢımı Çerçevesinde Değerlendirilmesi: Ġzmit
Körfezi (Kocaeli-Yalova) BütünleĢik Kıyı Alanları Planı –Ġzmit Körfezi Örneği,
araĢtırmanın temelini oluĢturuken üç ana bölüm, alanı değerlendirmede ve
kavramada önemli derecede altlık oluĢturmuĢtur. Burada Ġzmit Körfezi ve kıyılarının
tarihi süreç içerisinde ele alınarak, sosyo ekonomik verilerle incelemelerinin
yapıldığı bölümler yer almaktadır. Tarihsel ve sosyo ekonomik analizlerden sonra
Ġzmit Körfezi kıyı alanı için T.C. Çevre ve ġehircilik Bakanlığı‟nın yapmıĢ olduğu
bütünleĢik kıyı alanı planının, plan açıklama raporu ve plan hükümleriyle ele alınan
bölümler açıklanmaktadır. Son kısımla ise, Ġzmit Körfezi BKAP‟ın deniz alanı adına
yapılan deniz alanları mekansal planlamasıyla değerlendirmelerine yer verilmiĢtir.

81
5.1 Ġzmit Körfezi Konumu

Kıyı kenti olan Kocaeli, konumu ve tarihi itibariyle Türkiye‟de stratejik bir noktada
bulunmaktadır. Marmara Bölgesi‟nin doğusunda, Asya-Avrupa arasında kalan
bölgede, sanayi, ulaĢım ve denizcilik faaliyetleri adına önemli iĢlevleri olan kullanım
alanlarına sahiptir (ġekil 5.1). Tez çalıĢmasına konu olan Ġzmit Körfezi kıyılarının
büyük bir kısmı Kocaeli sınırları içerisinde kalmaktadır. Kocaeli ilinde toplamda 12
tane ilçe mevcut olup, bunlar; BaĢiskele, Çayırova, Darıca, Derince, Dilovası, Gebze,
Gölcük, Ġzmit, Kandıra, Karamürsel, Kartepe, Körfez‟dir. Çayırova, Kandıra,
Kartepe hariç diğer ilçelerin Ġzmit Körfezi‟ne kıyısı bulunmaktadır (ġekil 5.2).

ġekil 5.1 : Ġzmit Körfezi konumu ve Kocaeli il sınırları.

Kaynak : Google Earth ile elde edilen altlık ile tez kapsamında hazırlanmıĢtır.

ġekil 5.3 ile Ġzmit Körfezi kıyılarına ait havza sınırı, yükselti kademelenmeleri ile
dar kıyı sınırı ve geniĢ kıyı sınır alanı çizilmiĢtir. Garipağaoğlu ve Uzun (2014),
geniĢ kıyı alanı olarak değerlendirilen alanın sınırını; kıyı çizgisinden baĢlayarak
yakın hinterlandıyla beraber kıyıdan 3.5-4 km kadar alarak 285,5 km2, dar kıyı
alanını ise; geniĢ kıyı kullanımına göre daha dar bir kesimde kıyı çizgisinden 1-1.5
km kadar alarak 100,4 km2‟lik bir alanda değerlendirmiĢlerdir. GeniĢ kıyı alanındaki
kıyı fonksiyonlarıyla dar kıyı alanındaki fonksiyonlar arasında çok fazla farklılık
olmamakla beraber sadece yüzde olarak değerlerde değiĢiklikler görülmektedir.

82
ġekil 5.2 : Kocaeli ili ve ilçeleri.

Kaynak : http://www.marka.org.tr/sayfa/1/2/kocaeli, eriĢim tarihi 02.02.2018.

ġekil 5.3 : Ġzmit Körfezi kıyı alanlarının sınır, lokasyon ve yükselti kademeleri
haritası.

Kaynak: Garipağaoğlu, N. ve Uzun, M. (2014). Ġzmit Körfezi Kıyılarında Kıyı Alanı Kullanımı.
Türk Coğrafya Dergisi. 63, 9-22.

83
“Ġzmit Körfezi kıyıları 129,7 km.lik uzunluğu, doğal ortam özellikleri, beĢeri yapısı,
sanayi faaliyetleri, ulaĢım yolları gibi birçok etken altında oldukça yoğun kıyı alanı
kullanımına maruz kalmıĢ bir bölgedir” (Garipağaoğlu, Uzun, 2014). ÇalıĢma alanı
olan Ġzmit Körfezi‟nin etkisi altında kaldığı kıyı bölgesinde, sanayi alanları, ticaret
merkezleri, konut alanları, tarım alanları, askeri alanlar, orman ve rekreasyon alanları
gibi çeĢitlilik gösteren kullanımlar öne çıkmaktadır. Sanayi devrimi ile artan
endüstriyel geliĢmeler, köyden kente olan göçün etkisi, ulaĢım ve konut alanındaki
düzenlemelerle, deniz-kıyı alanında artan ve değiĢen kullanım ihtiyaçları hızla
değiĢkenlik göstererek kıyıda ve kentte hızla değiĢimler yaĢanmasına yol açmıĢtır.

Çizilen dar ve geniĢ kıyı kullanım sınırları çizilen alanla beraber kalmayıp,
günümüzde planlama yaklaĢımları gereği etkileĢim alanlarıyla beraber
değerlendirilmektedirler. Böylece iç kesimlere doğru uzanan kullanım alanlarının
oluĢturduğu çevresel etkilerin değerlendirmesini kolaylaĢtırmaktadır.

5.2 Ġzmit Körfezi Kıyılarının Tarihsel Süreci

Konumu ve tarihinin seyri günümüze kadar gelen Kocaeli Ģehri, bugün kozmopolit
bir statüde, sanayi, ulaĢım (deniz-kara), rekreasyon alanları (hatta dizi sektöründe
mekan tercihi gibi), turizm, Asya-Avrupa bağlayıcı iĢlevinde kat kat artan talep ve
isteklerle büyümeye devam etmektedir.

Ġzmit Belediye BaĢkanı, Kocaeli için Ģu ifadelere yer vermiĢtir:


“Kocaeli‟yle ilgili çok özetle birkaç cümle söylesek olursak Kocaeli
Türkiye‟nin milli geliri en yüksek olan, kişi başına düşen gayri safi hasılatı en
yüksek olan şehridir. Ülke ekonomisine İstanbul‟dan sonra en fazla vergi
veren, en fazla göç alan, sanayinin kalbi olan, Ankara ve İstanbul arasında
jeopolitik ve stratejik olarak en önemli noktada olan bir şehir. İki denize, bir
göle, bir dağa komşu 3000 yıllık bir şehirdir. Jeopolitik konumu itibariyle çok
fazla göç alan kozmopolit bir yapıya sahip şehir.” (Doğan, 2014, s. 41)
3000 yıllık tarihin ilk izleri M.Ö 6. yy. da Ġzmit Körfezi‟nin güneyinde yer alan
BaĢiskele sınırları içinde bulunan, kıyı alanındaki yerleĢimle baĢlamaktadır. Astakos
adını verdikleri bu yerleĢim yerinden sonra “Astakos halkı M.Ö. 262 yılında,
bugünkü Ġzmit‟in bulunduğu alanda kurulan bölgeye yerleĢmiĢtir" (Url 7).
“Nikomedeia (Ġzmit) Asya ile Avrupa‟nın birleĢtiği, stratejik olarak önemli bir geçiĢ
yolu üzerinde kurulmuĢ bir antik yerleĢimdir” (Aksoy, 2015). Bithynia‟nın baĢkenti
olan Nikomedeia, Roma Ġmparatorluğu‟nun iĢgali ile tekrar baĢkent olur. “Fakat
Büyük Konstantin tarafından Ġstanbul‟un imparatorluğun merkezi yapılması ve

84
Ġmparator Jüstinyen'in de Kadıköy-Ġzmit arasındaki yolu askeri nedenlerle kapatarak
ulaĢımı Ġznik üzerinden sağlamasıyla Nicomedia, eski önemini kaybetti” (Url 7).

Selçuklu ve Osmanlı Dönemi:

“Kocaeli Türk egemenliğine ilk olarak 11. yüzyılın sonlarında Selçuklular


zamanında (1078) geçti. İznik‟in Anadolu Selçuklu Devleti‟nin başkenti
olmasıyla birlikte kentin önemi iyice arttı. Ancak Haçlı Seferleri sırasında
kısa bir süre Haçlı Ordusu komutanı Aleksios Komnenos tarafından işgal
edilen kentin, Türk egemenliğine kesin olarak geçişi ise Orhan Bey
döneminde oldu. Selçuklu döneminden günümüze Haçlı Seferleri‟nde
yağmalanması nedeniyle kalan eser sayısı oldukça azdır.
Kocaeli, Osman Bey ve oğlu Orhan Bey‟in uç beylerinden Akçakoca
tarafından 1337 yılında Osmanlı topraklarına katıldı. Nikomedya Osmanlı
egemenliğine geçtikten sonra, önce İznikmid, daha sonra İzmid (İzmit) adını
almıştır. Şehir en parlak dönemine Kanuni Sultan Süleyman zamanında
ulaştı. 19. yüzyılda İstanbul-İzmit arasında işleyen ve 1873 yılından itibaren
de Haydarpaşa-Ankara güzergâhında faaliyet gösteren demiryolunun kente
ulaşmasından sonra Kocaeli‟nin ticari ve sosyal yaşamı canlanmaya başladı.
Kent, 1888 yılında bağımsız sancak oldu ve ismi İzmit olarak değiştirildi.
Daha sonra bölgeye fatihi Akçakoca'dan dolayı Akçakoca‟nın yurdu
manâsına gelen „KOCAELİ‟ adı verildi.” (Url 7)
ġekil 5.4 ile Osmanlı Dönemi‟ne ait Ġzmit Körfezi gösterilmektedir. Lejand
kısmında; Ġzmid Mutasarraflığı tarafından 1/1.500.000 ölçekli haritada altı kaza
(Adapazarı, Kandıra, Karamürsel, Yalova, Geyve, Ġzmit) gösterildiğine dair açıklama
mevcuttur. Gebze ve Hereke ilçelerinin Ġzmit sınırları dıĢında tutularak Ġstanbul
sınırları içinde gösterilmiĢtir. “1924 yılında yapılan değiĢiklikler sonucunda vilayet,
kaza, nahiye ve köy teĢkilatları kurulmuĢ, Gebze de Ġzmit'in merkez ilçe olduğu
Kocaeli'ne bağlanmıĢtır” (Url 8).

ġekil 5.5 ile 19. yy‟a ait Ġzmit ilçesinin ve kıyılarının bulunduğu harita
gösterilmektedir. Ġzmit yerleĢim yerinin kıyıda yoğun bir Ģekilde olduğu
görülmektedir. Selçuklu ve Osmanlı Devletleri‟nin fethettiği kent I. Dünya
SavaĢı‟nda iĢgal edilmiĢ, bugün Kocaeli kurtuluĢunun kutlandığı tarih olan 28
Haziran 1921‟de iĢgalden kurtarılarak tekrar Türk egemenliğiyle Cumhuriyet
dönemine geçmiĢtir. ġekil 5.6 ile gösterilen Ġzmit Körfezi ve kıyılarının henüz yoğun
kullanımlara maruz kalmadığı sakin bir kıyı ve körfez görüntüsü oluĢturan bir
izlenim doğmaktadır. Cumhuriyet döneminden sonra hızla geliĢme gösteren
Kocaeli‟de, sadece sanayi, ulaĢım ve deniz alanında değil, kıyı kullanımı ve
rekreasyon alanlarında da bir takım geliĢmeler yaĢanmıĢtır. Günümüzde bazı
alanların iĢlevleri değiĢmiĢ bunun yerine kamusal mekanlar oluĢturulmuĢtur.

85
ġekil 5.4 : Osmanlı Dönemi‟nde Ġzmit Körfezi‟ni gösteren harita.

Kaynak: https://www.kocaeli.bel.tr/tr/main/pages/tarihce/16, eriĢim tarihi 15.02.2018.

ġekil 5.5 : 19. yy da Ġzmit‟in yerleĢimini ve kıyılarını gösteren harita.

Kaynak: https://www.kocaeli.bel.tr/tr/main/pages/tarihce/16 adresinden altlık alarak tez kapsamında


üretilmiĢtir. EriĢim tarihi 15.02.2018.

86
ġekil 5.6 : Cumhuriyet Dönemi'nde kıyıdan Ġzmit Körfezi'ne bakıĢ.

Kaynak: https://www.kocaeli.bel.tr/tr/main/pages/tarihce/16, eriĢim tarihi 15.02.2018.

Ġzmit kıyı hattında bulunan eski fabrika alanının dönüĢtürülerek SEKA Park‟a yerini
bırakması, endüstriyel dönüĢüm açısından önemli bir adımdır. „1936 yılında Ġzmit‟te
açılan ve ülkemizin ilk kağıt fabrikası olan SEKA (Selüloz ve Kağıt) Ģehrin
fonksiyonel olarak dönüĢümünün baĢlangıcı sayılabilir‟ (Sarıoğlu‟ndan Aktaran;
Yıldız ve Döker, 2016). Kocaeli Körfezi‟nin kuzeyinde yer alan kağıt fabrikasına
hizmet etmesi amacıyla Ġzmit Körfezi‟nin güneyine kurulan, “1998 yılına kadar Seka
Fidanlığı” (Url 9) olarak kullanılan alanın özelleĢtirilerek Ford Otosan‟a
devredilmesiyle bir baĢka dönüĢüm yaĢanmıĢtır. Kamuoyunun da tepkilerine neden
olan bu dönüĢüm sonucunda; üretim, depo ve liman alanı planlanmıĢtır.

Ġzmit Körfezi için bir baĢka önemli adım 2013 yılında yapımına baĢlanan, Dilovası
Dil Burnu ile Altınova‟nın Hersek Burnu arasında bağlantı kuran Osmangazi
Köprüsü‟dür. 2016 yılında açılıĢı yapılan köprünün kullanıma açılmasıyla bölgenin
ulaĢım ağı güçlenerek, çevre illerle olan ulaĢım mesafesi kısalmıĢtır.

Sonuç olarak, Ġzmit Körfezi kıyılarının değiĢim ve geliĢim sürecinde; “demiryolu


(1873) Ġzmit-Ġstanbul otobanı (1956), D-100 karayolu (1984)” (Url 10), 2016 yılında
kullanılmaya baĢlanan Osmangazi Köprüsü, liman alanları, tersaneler, küçük sanayi
alanları, alıĢveriĢ merkezleri, konut alanları, deniz ulaĢımı, rekreasyon alanları gibi
kullanım alanları baĢta gelmektedir ve tarihsel süreçte kentin geliĢmesinde etkili olan

87
fonksiyonlardır. Kıyı alanları deniz-kara arasında ve her iki alan ile etkileĢimde olan
bölge olmasıyla, deniz ve kara da geliĢen-değiĢen olaylarla direkt olarak bağlantılıdır
ve etkilenmektedir. Dolayısıyla kıyıdan sonra baĢlayan kara bölgesinde ve karadan
sonra baĢlayan kıyı bölgesinde farklılıklar planlı bir Ģekilde iĢlenmelidir.

5.3 Sosyo Ekonomik Yapı

Bu bölümde Kocaeli genelinde yapılan nüfus, sanayi, ticaret, ulaĢım, turizm, tarım ve
hayvancılıkla ilgili sosyo-ekonomik yapının analizleri incelenecektir. AraĢtırmadaki
amaç; Kocaeli ili kapsamında kıyı alanını etkileyen sosyal ve ekonomik geliĢmelerin
deniz ve kıyı alanlarında oluĢturduğu sorunları görmek ve bütünleĢik kıyı alanları
planlaması / yönetimi bağlamında değerlendirebilmektir.

5.3.1 Nüfus

Kıyı kentlerinde yaĢanan büyük sorunlardan biri, nüfusun artmasıyla beraber kıyı
alanlarının baskı altına girmesidir. Dolayısıyla nüfus hareketleri Kocaeli bütününde
Çayırova, BaĢiskele, Darıca, Derince, Dilovası, Gebze, Gölcük, Ġzmit, Karamürsel,
Körfez, Kartepe, Kandıra ilçeleriyle değerlendirilecektir.

Ġlk yerleĢim verisi olarak Ġzmit ilçesine bakıldığında, “M.S. 4. yy.`ın ilk yarısında
Ġzmit‟in nüfusu 100.000‟in üzerindeydi” (Hayır, 2004). “Bu değerler ile Ġzmit,
Roma, Antakya ve Ġskenderiye‟den sonra Dünya‟nın dördüncü büyük kenti
durumundaydı” (Tuncel‟den Aktaran; Hayır, 2004). BaĢiskele‟de baĢlayıp daha
sonra Ġzmit ile devam eden ilk yerleĢmelerdeki verilere göre nüfus yoğunluğu kıyı
hattında yoğunlaĢmaktaydı ve nüfus hareketlerinde etkili toplumlar Bithynia Krallığı,
Roma ve Bizans Ġmparatorluğu, Selçuklu ve Osmanlı Devleti‟ydi. Bu dönemlerde
nüfus hareketlerini daha çok savaĢlar, bölgenin deprem kuĢağı içerisinde
bulunmasından dolayı meydana gelen depremlerle gerçekleĢen yıkımlar ve yangınlar
sonucunda toplumların bölgeyi terk etme veya baĢka Ģehirlere göç politikaları
belirlemekteydi.

1873 yılında HaydarpaĢa-Ġzmit Demiryolu‟nun açılması, deniz ulaĢımındaki


yenilikler, sanayi devriminden sonra fabrikaların açılmasıyla (kağıt, petrokimya,
rafineri) kente göçü teĢvik eden nüfus artıĢlarının olması, hem Ġzmit ilçesinde hem de
diğer ilçelerde yoğun nüfus hareketlerine neden olmuĢtur.

88
Türkiye Cumhuriyeti döneminde ilk kez 1927 tarihinde nüfus sayımı gerçekleĢmiĢ ve
ondan sonra 1935 yılında yapılan nüfus sayımı ile 1990 yılına kadar her 5 yılda bir
nüfus sayımı tekrarlanmıĢtır. 2000 yılı da dahil olmak üzere evde nüfus sayım
sistemi ile nüfus sayımı yapılmıĢ, 2007 yılı itibariyle ise adrese dayalı nüfus kayıt
sistemi ile (ADNKS) devam edilmektedir. Dolayısıyla Çizelge 5.1‟de gösterilen
sayısal verilerde 1927-2000 yılları arasında yapılan sayımlar evde nüfus sayımı
sistemi ile yapılmıĢ olup, 2007-2017 yılları arasında yapılan sayımlar ADNKS ile
yapılmaktadır.

Çizelge 5.1 : Kocaeli nüfusunun Türkiye nüfusu kapsamında karĢılaĢtırması.


Sayım Yılı Türkiye Nüfusu (kiĢi) Kocaeli Nüfusu (kiĢi)

1927 13.648.270 299.093

1935 16.158.018 335.292

1940 17.820.950 375.530

1945 18.790.174 416.058

1950 20.947.188 474.644

1955 24.064.763 253.174

1960 27.754.820 297.463

1965 31.391.421 335.518

1970 35.605.176 385.408

1975 40.347.719 477.736

1980 44.736.957 596.899

1985 50.664.458 742.245

1990 56.473.035 936.163

2000 67.803.927 1.206.085

2007 70.586.256 1.437.926

2008 71.517.100 1.490.358

2009 72.561.312 1.522.408

2010 73.722.988 1.560.138

2011 74.724.269 1.601.720

2012 75.627.384 1.634.691

89
2013 76.667.864 1.676.202

2014 77.695.904 1.722.795

2015 78.741.053 1.780.055

2016 79.814.871 1.830.772

2017 80.810.525 1.883.270

Kaynak: TÜĠK verilerinden elde edinilen bilgilerle tez kapsamında üretilmiĢtir.

1927 yılında yapılan sayımlarda Kocaeli ilinde Ġzmit, Gebze, Karamürsel ve Kandıra
ilçeleri bulunmaktaydı ve en eski yerleĢmelere de bakıldığında nüfus yoğunluğunun
kıyı alanında fazla olduğu ortaya çıkmaktadır. Kıyının jeomorfolojik yapısından
kaynaklı dağlık bir alan olması sebebiyle, yerleĢmeler kıyı alanında toplanmıĢtır.
1935 yılına kadar nüfus artıĢını, 1936‟da Gölcük‟ün ilçe statüsü kazanmasıyla ve
yine aynı tarihte Ġzmit‟te kurulan ilk kağıt fabrikasıyla nüfus artıĢları baĢlamıĢ, 1940
yılında toplam nüfus 375.530 kiĢiye ulaĢmıĢtır. 1950 yılında nüfus 474.644 kiĢi
olmasına rağmen yapılan 1955 sayımlarında nüfusun 253.174 kiĢi olması ve 1950
yılındaki nüfusa göre yarıya düĢmesindeki neden, Kocaeli iline bağlı Adapazarı
kazasının Kocaeli‟nden ayrılmasından kaynaklanmaktadır. Madde 1. ile “ĠliĢik (1)
sayılı cetvelde gösterildiği \ veçhile Kocaeli vilâyetine bağlı Adapazarı kazası
kaldırılarak merkezi Adapazarı olmak ve yine Kocaeli vilâyetine bağlı Akyazı,
Geyve, Hendek ve Karasu Kazalarını ihtiva etmek üzere (Sakarya) adiyle yeniden bir
vilâyet kurulmuĢ ve eski Adapazarı kazasını ihtiva eden nahiye ve köyler Sakarya
vilâyetinin merkez kazasına bağlanmıĢtır” (8735 Sayılı Kocaeli vilâyetine bağlı
Adapazarı kazasında (Sakarya) adiyle yeniden bir vilâyet kurulması hakkında Kanun,
1954)” kararı verilmiĢtir.

1950‟li yıllardan sonra fabrika ve sanayi alanlarının hızla artmasıyla kırdan kente
olan göç akımları baĢlamıĢ ve yoğun nüfus artıĢları yaĢanmıĢtır. 1980 yılına
gelindiğinde nüfus 596.899 kiĢi olup, 2000 yılında 1.000.000 barajını aĢarak
toplamda 1.206.085 kiĢiye ulaĢmıĢtır. 2000 yılından sonra 2007 yılında yapılan
ADNKS ile her yıl düzenli olarak 2017 yılına kadar sayımlar yapılmıĢtır. Kocaeli‟nin
2017 yılı ADNKS verilerine göre toplam nüfusu 1.883.270 kiĢidir. Çizelge 5.2‟de de
görüldüğü üzere en yoğun nüfus 368.278 kiĢi ile Gebze olurken, en düĢük nüfus
47.663 kiĢi ile Dilovası‟dır. Ġç kısımlarda yoğun nüfus verileri olsa da, genel
değerlere bakıldığında kıyı alanlarında nüfus verilerinin fazlalığı dikkat çekmektedir.

90
Çizelge 5.2 : 2017 yılı ADNKS ile yapılan nüfus sayımlarında Kocaeli ilçe
nüfuslarını gösteren tablo.

Ġlçeler Nüfus (kiĢi)

BaĢiskele 93.988

Çayırova 128.135

Darıca 198.153

Derince 140.800

Dilovası 47.663

Gebze 368.278

Gölcük 161.117

Ġzmit 360.409

Kandıra 50.413

Karamürsel 56.404

Kartepe 115.680

Körfez 162.230

Kaynak: TÜĠK verilerinden elde edinilen bilgilerle tez kapsamında üretilmiĢtir.

Gebze ilçesinin kiĢi sayısı ile Ġzmit‟in kiĢi sayısı arasında çok fazla fark olmamakla
beraber önceki yıllarda Ġzmit en fazla orana sahip olup, bu payı günümüzde Gebze
ile paylaĢmaktadır. Gebze‟nin nüfusunun Ġzmit‟i yakalayıp geçmesinde en etkili
faktör, Ġstanbul‟a olan yakınlığından dolayı konumunun önemli bir noktada olması,
ulaĢım imkanlarının kolaylığı ve sanayi alanında barındırdığı iĢlevlerdir. Böylece
Gebze, “Marmara bölgesinin en büyük ikinci ilçesi olup Türkiye sanayisinin %15´ini
barındırmaktadır” (Url 11).

5.3.2 Sanayi

Ġzmit Körfezi kıyı kullanım alanlarına baktığımızda tarım alanları, orman ve ağaçlık
alanlar, askeri alanlar, iĢ ve ticaret merkezi alanları, turizm ve rekreasyon alanları,
yerleĢim alanları ve sanayi alanları genel olarak alanı paylaĢmaktadırlar.

Kocaeli‟nin bir sanayi kenti olarak anılmasından da anlaĢılacağı üzere sanayi


varlığında oransal olarak büyük ve etkili bir paya sahiptir. “Kocaeli bir sanayi kenti

91
olarak 7GSYĠH‟nın yüzde 69.9‟unun sanayi sektöründe yaratıldığı bir bölgedir ve
ilde Sanayi Odası‟na bağlı yaklaĢık bin 300 sanayi kuruluĢu faaliyet göstermektedir”
(Url 12). Gebze, Dilovası, Körfez, Derince, Ġzmit, BaĢiskele-Gölcük ilçeleri
sanayinin yoğun olduğu alanlardır. “Ülkemizin en büyük 100 sanayi kuruluĢunun
18‟i Kocaeli‟nde bulunmaktadır” (Url 12). Sanayi kuruluĢlarının çoğu kıyı
alanlarında bulunmaktadır. “TÜPRAġ, Hyundai Assan, Ford Otosan, Honda,
Anadolu Isuzu, Pirelli, Goodyear, Pakmaya, Aygaz, Milangaz, Petrol Ofisi, Kordsa,
Çelikkord, Nuh Çimento, Marshall, Polisan, ÇBS, Mannesman Boru gibi önemli
fabrikalar bu kentte faaliyet göstermektedir” (Url 12). Bu iĢletmeler; kimya sanayi,
metal eĢya, otomotiv, inĢaat, gemi, makine ve taĢ ile toprağa dayalı sanayi gibi
alanlara hizmet etmektedir. 2016 yılı verilerinde araç üretiminin %37,7 gibi bir
yüzdeyle bölgede lider olmasından önce kimya sanayinin payı daha fazlaydı. Fakat
yeni açılan üretim alanlarıyla beraber araç üretimi öne geçmiĢtir.

Sektörler arasında yapılan değerlendirmede ilk 3‟te yer alan üretimler:

“Türkiye araç üretiminin yüzde 37,7‟si Kocaeli‟nden karşılanmaktadır. (2016


yılı)
Türkiye kimya sanayi içerisindeki payı yüzde 27‟dir.
Türkiye Metal Sanayinin yüzde 19‟unu karşılamaktadır”. (Url 13)
Kocaeli sanayi kuruluĢları olması dıĢında önemli ölçüde de liman alanlarına sahiptir
(ġekil 5.7). Kıyı alanı ve yakın hinterlandını doğrudan ilgilendiren sanayi ve liman
alanlarının üretim ve lojistik açıdan geliĢmeleri devam ederken, bir takım sorunları
da beraberinde getirmektedir. Bölgeye sevkiyat yapımında, bekleme ve yük boĢaltma
durumlarında hem kara bölgesinde hem de deniz alanında yoğun trafikler
yaĢanmaktadır. Var olan liman ve sanayi alanlarının kapasite geliĢtirme isteğinden
doğan ya da bölgeye yeni gelen tesisin yer seçiminde mekansal değiĢimler planlama
açısından bir takım sorunlara neden olmaktadır. Ġzmit Körfezi‟nde ġekil 5.7 ile
gösterilen sanayi ve liman alanlarında yer seçimi bakımından yoğunlaĢan yerler:
Dilovası (8 iĢletme), Hereke (3 iĢletme), Yarımca (5 iĢletme), Körfez (8 iĢletme),
Derince (6 iĢletme) ve Gölcük-BaiĢiskele (3 iĢletme) alt bölgeleridir. Ġzmit
Körfezi‟ne Yalova‟nın da kıyısı bulunup tersane ve liman bölgeleri mevcuttur.
Körfez kıyılarında faaliyet gösteren sanayi ve liman alanlarının geliĢimi sonucunda,
"Kocaeli limanı, Avrupa‟nın ilk 10 limanı içerisinde yer almaktadır” (Url 13).

7
GSYĠH: Gayri Safi Yurtiçi Hasıla.

92
ġekil 5.7 : Ġzmit Körfezi kıyı alanlarında bulunan sanayi tesisleri ve liman alanları.

Kaynak : Kocaeli Valiliği Ġzmit Körfezi Liman Bölgesi Raporu‟ndan alınan altlıkla tez kapsamında hazırlanmıĢtır.

93
Çizelde 5.3‟de liman ve iskele verilerine göre, 2017 yılı içinde mevcut 35 liman
tesisi 116 tane iskele veya rıhtım bulunmaktadır.

Çizelge 5.3 : 2017 yılı verilerine göre Kocaeli‟de bulunan liman ve rıhtım sayıları.
Veri türü Toplam (Adet/metre)

Toplam Liman Tesisi Özel:34 35 Adet

Toplam YanaĢma Yeri Kamu:1


Sayısı
(Ġskele+Rıhtım) 116 116 Adet

Kaynak: Kocaeli Ticaret Odası. (2018). Rakamlarla Kocaeli 2018. https://koto.org.tr/?p=9436.


EriĢim tarihi: 4.12.2018. verilerinden elde edilerek tez kapsamında hazırlanmıĢtır.

Kocaeli‟nde sanayinin geliĢmesinde katkısı olan alanlar ise ġekil 5.8‟de detaylı bir
Ģekilde verilmiĢtir:

 6 adet bilim merkezi

 14 adet organize sanayi bölgesi

 6 tane küçük sanayi sitesi

 5 adet teknoloji geliĢtirme merkezi

 2 adet serbest bölge

Bu verilerle liman ve sanayi Ģehri olarak anılmasının yanında, teknolojik


faaliyetlerinde etkileriyle “teknokent” olarak anılması da kaçınılmazdır. Teknolojin
bölgedeki sorunlara çözüm üreteceği çalıĢmalar yapması ve desteklenmesi önemlidir.
Kentte bulunan organize ve küçük sanayi bölgeleri, teknoloji geliĢtirme ve bilim
merkezleriyle ve serbest bölgelerle yerli firmaları kendine çektiği gibi yabancı
firmalarında ilgi odağındadır. “250‟si yabancı sermayeli olmak üzere yaklaĢık 2300
önemli sanayi yatırımı bulunmaktadır” (Url 14).

Yerli ve yabancı firmaların odağında olan Kocaeli için yatırım ve geliĢim


politikalarında proje yaklaĢımlarının gelecek vizyonunda nasıl yer alacağı planlama
açısından önem göstermektedir. Çizelge 5.4‟te yabancı sermaye odaklı geliĢen veriler
açısından önemlidir. Türk bayraklı ve yabancı bayraklı gemilerin adedinde yarı
yarıya bir paylaĢım söz konusudur. 2017 yılı verilerine göre, toplamda 10.548 gemi
Ġzmit Körfezi‟ne giriĢ ve çıkıĢ yapmıĢtır. Deniz trafiği yanında, deniz alanında
oluĢturdukları olumsuz etkilerde sayıdan da anlaĢılmaktadır.

94
ġekil 5.8 : Kocaeli ilinde sanayinin geliĢmesinde katkısı olan alanlar.

Kaynak: http://www.kocaeli.gov.tr/sanayi-kenti-kocaeli internet adresinden elde edinilen bilgilerle tez kapsamında hazırlanmıĢtır. EriĢim tarihi 04.12.2018.

95
Çizelge 5.4 : 2017 yılı verilerine göre Kocaeli limanlarına gelen gemi adedi.
2017 TOPLAM

Türk Bayraklı 4.550


Gelen Gemi Adedi
Yabancı Bayraklı 5.998

Toplam 10.548

Kaynak: Kocaeli Ticaret Odası. (2018). Rakamlarla Kocaeli 2018. https://koto.org.tr/?p=9436.


EriĢim tarihi: 4.12.2018. verilerinden elde edilerek tez kapsamında hazırlanmıĢtır .

5.3.3 Ticaret

Ġzmit Körfezi ve yakın hinterlandında mevcut sanayi ve ticaret alanlarının varlığı,


Kocaeli‟nin ulusal ve uluslararası alanda, iç ve dıĢ ticarette ilk sıralarda yer almasını
sağlamaktadır. Ticaret ağının geliĢmesinde, konumunun stratejik bir noktada yer
alması ve ulaĢım alternatiflerinin (denizyolu, demiryolu ve karayolu) varlığıdır.
Liman bölgeleri, fabrika alanları, organize ve küçük sanayi bölgeleri, serbest
bölgeler, bilim ve teknoloji geliĢtirme merkezleriyle ticari faaliyetlerin artıĢıyla, ülke
ekonomisinin geliĢme ve istihdam oranında artıĢların yaĢanmasını sağlamaktadır.

Kocaeli Ticaret Odası‟nın 2017 yılı iktisadi raporuna göre kentte planlanan yatırım
alanları:

 Ġmalat Sektörü Yatırımları,

 UlaĢtırma Sektörü Yatırımları,

 Eğitim Yatırımları,

 Sağlık Yatırımları,

 Enerji Yatırımları,

 Madencilik-Tarım-Turizm Sektörü Yatırımları,

 Diğer Kamu Hizmetleri Ġktisadi ve Sosyal Yatırımları (Kocaeli Ticaret Odası,


2017) (ġekil 5.9).

“Yatırım programında yatırım yeri Kocaeli olarak görünen ve çevre illeri de


kapsayan ortak yatırımların yer aldığı toplam rakamı (3 milyar 395 milyon 736 bin
TL) Türkiye‟ye oranladığımızda, Kocaeli‟nin toplam yatırımlardan % 4,22 oranında
pay aldığı görülmektedir” (Kocaeli Ticaret Odası, 2017). Yapılan bu yatırımlar
ekonomik geliĢmiĢliğin temel göstergeleri olmakla beraber, yeni iĢ sahalarının da

96
ortaya çıkıĢında önemli parametrelerdir. Ġç ticaretteki geliĢmelerle beraber yerli ve
yabancı sermayenin arz-talep dengesi içerisinde hareketliliğine katkı sağlamaktadır.

DıĢ ticaret dengesini sağlayan ithalat ve ihracat verilerinin 2018 yılı Ağustos ayında
geçen yılın aynı ayına göre bakıldığında:

“İhracat, % 6,49 azalarak 12 milyar 389 milyon dolar,

İthalat, % 22,38 azalarak 14 milyar 875 milyon dolar,

Dış ticaret hacmi, % 15,88 azalarak 27 milyar 264 milyon dolar,

Dış ticaret açığı, % 57,95 azalarak 2 milyar 487 milyon dolar olarak
gerçekleşmiştir.“ (Kocaeli Ticaret Odası, 2018a).

“2017 Yılı Haziran sonu itibariyle Kocaeli Ticaret Odası verilerine göre toplam faal
üye sayısı 9674 iken 2016 yılı haziran sonunda bu rakam 10237‟dir” (Kocaeli Ticaret
Odası, 2017). 2016 yılına göre bir azalma olmuĢsa bile geneli etkileyecek derecede
bir düĢüĢ yaĢanmamıĢtır.

97
ġekil 5.9 : Kocaeli ili için yapılan yatırımların sektörlere göre dağılımı.

Kaynak: Kocaeli Ticaret Odası (2017). 2017 Yılı İlk Yarısı İktisadi Raporu. http://koto.org.tr/?post_type=lsvrdocument. EriĢim tarihi: 3.12.2018. bilgileriyle tez kapsamında
hazırlanmıĢtır.

98
5.3.4 Turizm8

Endüstri ve sanayi faaliyetleriyle öne çıkan Kocaeli ve kıyılarında, turizm hareketleri


son yıllarda kentte yapılan bazı çalıĢmalarla çeĢitlilik kazanmıĢtır. YerleĢim tarihinin
M.Ö‟ye dayanması ve birçok devlete ev sahipliği yapmasının etkisiyle, kültürel bir
birikime sahiptir. Tarihi, konumu ve doğası itibariyle de çeĢitli turizm aktivitelerine
ev sahipliği yapmaktadır. Kültür, doğa, kıĢ, ve deniz turizmi baĢlıca turizm
alanlarıdır.

“Kocaeli sınırları içerisinde, MaĢukiye belde merkezine 16 kilometre mesafede


bulunan Kartepe, 347 hektarlık (yaklaĢık 3,5 milyon metrekare) bir kıĢ turizmi ve
doğa yürüyüĢü (trekking) alanıdır” (Url 15). Kocaeli Kent Ormanı, mesire alanları,
Yeniköy-Yazlık ılıcası, Darıca Hayvanat Bahçesi, piknik alanları, korular ve orman
içi dinlenme alanlarıyla doğal aktivite mekanları mevcuttur. Bunların içerisinde
doğal sit alanı ve tabiat parkı ilan edilen Ballıkayalar Vadisi doğa sporlarının
yapılması ve dinlenme alanı olarak kullanılmasında önemli doğa turizmidir (ġekil
5.10).

ġekil 5.10 : Tabiat Parkı ve doğal sit alanı olan Ballıkayalar Vadisi.

Kaynak: https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/kocaeli/gezilecekyer/ballikayalar-vadisi---gebze,
eriĢim adresi 5.12.2018.

8
Bu bölümdeki turizm alanlarının isimleri https://www.kocaeli.bel.tr/tr/main/pages/turizm-
rehberi/229 web adresinde yeralan bilgiler doğrultusunda elde edilmiĢtir.

99
Ġzmit Körfezi kıyı bölgesinde denizde yoğun sanayi alanlarının olması deniz
turizmini kısıtlamaktadır. Körfez‟in güney kısmında yer alan Karamürsel kıyılarında
deniz turizminden yararlanılırken, Karadeniz‟e kıyısı olan Kandıra‟da (Kerpe,
Kefken, Cebeci, Sarısu) da deniz aktiviteleri yer almaktadır. Kıyının kuzey tarafında
bulunan Bayramoğlu plajı da bu alanda var olan tek deniz alanı kullanımıdır. Kıyıda
baĢka bir turizme teĢvik edici veya günübirlik turizmi ilgilendiren alanlar; Eskihisar
Kalesi, Ġzmit Seka Park (ġekil 5.11), Derince Harikalar Sahili, Gölcük Kavaklı
Sahili, BaĢiskele Sahili, Yarımca Sahili gibi büyük park ve rekreasyon alanları
bulunmaktadır.

Kültür turizmi olarak; Yarhisar Gemi Müzesi, Kent Müzesi, Kaiser 2‟nci Wilhelm
KöĢkü, Ġzmit Saat Kulesi, Ġzmit Tren Ġstasyonu, Hızır Reis Denizaltı Müzesi, Gayret
gemiz Müzesi, Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Osman Hamdi Bey Müzesi, Sanat
Sokağı, Mevlevi Evi, Tökeli Ġmre Evi, Brisa Müzesi (Türkiye‟nin ilk lastik müzesi),
Gazi Akça Koca Anı Evi, Seka Kağıt Müzesi alanları sayılabilir.

ġekil 5.11 : Seka fabrika alanının endüstriyel dönüĢümü sonucunda yapılan


Seka Park.

Kaynak: http://www.arkitera.com/haber/29007/istanbul-a-komsu-ve-istanbul-la-butunlesik-bir-kent--
kocaeli, eriĢim tarihi 5.12.2018.

Bölgenin sahip olduğu doğal verilerden dolayı spor turizmine katkı sağlayacak
trekking, yamaç paraĢütü, su kayağı, yelken ve kürek sporu, kaya tırmanıĢı ve

100
Kartepe‟de kayak aktiviteleri yapılmaktadır. Böylece turizmi destekleyecek ve cazibe
merkezleri haline getirecek alanlar desteklenmektedir.

Günübirlik turizmin dıĢında Ģehirde konaklama yaparak turistik gezilerini yapmaları


ve bölgede kalabilmeleri için otel, apart ve pansiyon tesislerinde ve yeme-içme
ihtiyaçları için lokantalarda yıllar itibariyle kapasite artıĢı gözlenmektedir (Çizelge
5.5, Çizelge 5.6). Kocaeli Ticaret Odası‟nın 2017 yılı verilerine göre toplamda 53
turizm iĢletmesi belgeli konaklama tesisleri bulunmaktadır. Turizm alanında hizmet
veren ve turizm iĢletmesi belgeli lokantalara bakıldığında toplamda 3185 kiĢilik
kapasiteyle Ġzmit, Gölcük, BaĢiskele, Gebze ve Kartepe ilçelerinde yoğunlaĢtığı ve
çoğunun kıyı alanlarında olduğu görülmektedir.

Kentte kültür aktivitelerinin olmasında etkili diğer sosyal faaliyetler ise


kütüphaneler, sinema ve Ģehir tiyatroları, fuar ve kongre alanlarıdır. “ĠDEV‟2018
Fuar‟ında 5 gün içerisinde yaklaĢık olarak 48.300 kiĢi fuarı ziyarette bulunmuĢtur”
(Kocaeli Ticaret Odası, 2018b). Bunun yanı sıra her yıl düzenlenen kitap fuarıyla da
yoğun katılımlar mevcuttur.

Çizelge 5.5 : Turizm ĠĢletmesi Belgeli konaklama tesisleri adetleri.

KAPASĠTE SAYISI

TÜR VE SINIFI TESĠS


SAYISI ODA SAYISI YATAK
SAYISI

5 Yıldızlı Otel 5 819 1638

4Yıldızlı Otel 14 1488 3020

3 Yıldızlı Otel 17 940 1867

2 Yıldızlı Otel 11 337 639

1 Yıldızlı Otel 1 14 28

Müstakil Apart Otel 2 62 124

Pansiyon 3 67 140

TOPLAM 53 3727 7436

Kaynak: Kocaeli Ticaret Odası. (2018). Rakamlarla Kocaeli 2018. https://koto.org.tr/?p=9436.


EriĢim tarihi: 4.12.2018. verilerinden elde edilerek tez kapsamında hazırlanmıĢtır.

101
Çizelge 5.6 : Turizm ĠĢletmesi Belgeli konaklama tesisleri adetleri.

Tesisin Adı Kapasite Ġlçe

GölbaĢı Natural 380 Gölcük

Ġzmit Yelken Restaurant 345 Ġzmit

Safranbolu Anadolu ve Dünya 340 Ġzmit


Lezzetleri

Rej Restaurant 210 Gebze

Midpoint Symbol 320 BaĢiskele

Gölcük Doğa Restaurant 450 Gölcük

Kasap‟ın Mutfağı 310 BaĢiskele

Cevizdibi Yıldız Restaurant 250 Kartepe

Happy Moons Restaurant 340 Ġzmit

Barista Plus Café Restaurant 240 Ġzmit

Kaynak: Kocaeli Ticaret Odası. (2018). Rakamlarla Kocaeli 2018. https://koto.org.tr/?p=9436.


EriĢim tarihi: 4.12.2018. verilerinden elde edilerek tez kapsamında hazırlanmıĢtır.

Her Ģehrin öne çıkan ekonomik özelliklerinde bir takım farklılıklar ortaya
çıkmaktadır. Kocaeli ili ve Ġzmit Körfezi kıyıları için iĢlevsellik bakımından öne
çıkan sanayileĢme ve bu yönde yapılan yatırımlar, kente bu yönde bir anlam
yüklenmesine neden olmaktadır. Fakat son yıllarda yapılan bazı çalıĢmalarla beraber
yakın çevresinde bulunan illerle turizm alanında geliĢmeler göstermiĢ, kentin
odağında farklı mekanların öne çıkması sağlanmıĢtır. UlaĢım yönünden merkezi bir
konumda oluĢu çevre illerden bölgeye ulaĢma kolaylığı günübirlik turizmi
tetiklemektedir. Bu verilere bakıldığında kente yapılan yatırımlar, iĢ gücü, nüfus ve
arz-talep isteklerinin farkındalığıyla beraber hem çevre koĢulları hem turizm hem de
kentin geliĢim süreci değiĢmektedir.

5.3.5 UlaĢım

Ġzmit Körfezi kıyıları ve yakın çevresinde ulaĢım demiryolu, denizyolu ve karayolu


ile yapılmaktadır. 1873 yılında yaptırılan HaydarpaĢa-Ġzmit arasında iĢleyen
demiryolu, Ġzmit Körfezi‟nin kuzeyinden ve kıyıya yakın bir Ģekilde geçmektedir.
Daha sonra Anadolu‟ya ulaĢacak hattın devamı ile Ġstanbul ve Anadolu arasında
köprü görevi görmüĢtür. Ġstanbul-Ġzmit arasında Anadolu‟nun içlerine kadar uzanan

102
hat ile hem yolcu taĢımacılığında hem de mal sevkiyatında önemli aĢamalar
katedilmiĢtir.

2014 yılında baĢlayan Yüksek Hızlı Tren (YHT) hattının HaydarpaĢa-Pendik


seferleri dıĢında Pendik-Ankara seferleri yapılmaktadır. YHT Ġzmit Körfezi
kıyılarında Gebze ilçesinden geçerek Ġzmit‟e oradan Bilecik ve EskiĢehir‟i takip
ederek Ankara‟ya ulaĢmaktadır.

Ġzmit Körfezi kıyı alanından geçen bir ulaĢım ağı ise karayollarıdır ve kuzey
kıyılarından D-100 ve Ġzmit-Ġstanbul Otobanı geçmektedir. D-100 kıyıya yakın bir
Ģekilde geçerken diğeri ise kentin iç kesimlerine doğru bir alandan geçmektedir.
Körfez‟in doğu ve güney kıyılarından geçen diğer bir karayolu D-130‟dur. Yalova
sınırına kadar devam edip D-575 karayolu ile devam etmektedir. Ġstanbul-Ġzmir
arasındaki ulaĢımın 3.5 saatte tamamlanmasını sağlayan, Gebze-Orhangazi-Ġzmir
Otoyolu‟nu bağlayan Osmangazi Köprüsü bölgede yapılan yeni bir ulaĢım ağıdır
(ġekil 5.12). 2016 yılında açılan köprü Hersek Burnu ve Dilovası arasında yaklaĢık 3
km uzunluğundadır.

ġekil 5.12 : Osmangazi Köprüsü.

Kaynak: http://www.avazturk.com/osmangazi-koprusu-hazir-580g-p5.htm, eriĢim tarihi 5.12.2018.

ÇalıĢma alanında en kompleks ve yoğun trafiğin denizyolu ile olması hem yolcu
taĢımacılığından hem de yük taĢımadan kaynaklanmaktadır. Körfez‟e giren geminin
yükü alıp çıkması dıĢında park halinde bekleme gibi durumları da ortaya
çıkmaktadır. Dolayısıyla kısıtlı bu alan içerisinde bekleyebilecekleri alanların bu

103
yoğunlukta yarattığı trafik ayrı bir sorun oluĢturmaktadır. Liman alanlarına yük
getiren ve alan gemilerin oluĢturduğu trafiğin yanında ayrıca Eskihisar-Topçular
arasında çalıĢan vapur ve feribot seferleri de yapılmaktadır. Bunun dıĢında Ġzmit,
Gölcük, Değirmendere, Hereke, Karamürsel, Derince, Yarımca ve Tütün Çiftlik
iskelelerine yolcu vapur seferleri yapılmaktadır. Böylece bu yoğun kullanım
içerisinde deniz alanında bir mekansal planlama olmalı mı ve nasıl kullanılmalı gibi
sorular karĢımıza çıkmaktadır.

5.3.6 Tarım

Ġzmit Körfezi kıyı alanları jeomorfolojik ve coğrafi yapısı itibariyle dağlık ve


engebeli bir arazi yapısına sahiptir. YerleĢim yerleri, sanayi, ticaret gibi önemli
fonksiyonlarla beraber diğer kullanım alanları da çoğunlukla arazi Ģartlarından dolayı
kıyıya yakın bölgede toplanmıĢtır. Çizelge 5.7‟de ilçelere göre belirlenen tarım
arazileri durumuna göre en fazla tarım arazisi 43.287 ha ile Kandıra sahipken, hiç
tarım arazisi olmayan 0 ha ile Çayırova en düĢüktür. Körfez‟in kuzey kıyılarında
sanayileĢmenin yoğun oluĢu ve arazi Ģartlarından dolayı tarım alanları için yeterli
alan olmadığından daha çok iç kesimlerde tarım faaliyetleri yapılmaktadır.

Çizelge 5.7 : Kocaeli Ġli Kullanım Durumlarına Göre Arazi Dağılımı.

ĠLÇELER TOPLAM TARIM ORMAN VE ÇAYIR VE TARIM DIġI


ALAN (Ha) ALANI (Ha) FUNDALIK MERA ALANI ARAZĠ (Ha)
(Ha) (Ha)

BaĢiskele 21.527 5.905 10.234 1.647 3.741

Çayırova 2.902 0 254 6 2.632

Darıca 2.409 26 0 0 2.383

Derince 19.559 6.051 11.196 439 1.873

Dilovası 13.317 371 7.892 0 5.054

Gebze 42.274 8.433 18.515 69 15.257

Gölcük 22.778 916 13.063 14 8.785

Ġzmit 48.436 12.841 13.409 3.643 18.543

Kandıra 85.472 43.287 27.310 3.899 10.976

Karamürsel 25.443 10.757 11.084 56 3.546

Kartepe 26.909 10.048 12.300 2.024 2.537

104
Körfez 30.821 5.921 22.162 62 2.676

TOPLAM 341.847 104.556 147.429 11.859 78.003


Kaynak : Kocaeli Ġl Tarım ve Orman Müdürlüğü. https://kocaeli.tarimorman.gov.tr internet adresinden
elde edilmiĢtir. EriĢim tarihi 6.12.2018.

Çizelge 5.8‟de gösterilen verilere göre 2016 yılına göre toplam tarım alanı, mera,
ormanlık ve fundalık, tarım dıĢı arazilerinin toplamı 341.847 hektardır ve en fazla
orana tarım arazileri sahiptir. Ancak 341.847 hektarlık tarım arazilerinden iĢlenen
kısmı 92.038 hektardır. 2016 yılında iĢlenen tarım alanı 92.038 hektarken 2017
yılında düĢüĢ göstererek toplamda 81.744,4 hektarlık alan iĢlenmiĢtir (Çizelge 5.9).

Çizelge 5.8 : Kocaeli‟de 2016 Yılı Ġtibariyle Arazi Varlığının Yüzdesel Dağılımı.

KOCAELĠ ĠLĠ (HA) TÜRKĠYE GENELĠ

Arazi Yüzölçümü Arazi Vasfı / Kocaeli Yüzölçümü Kocaeli / Türkiye


Dağılımı Toplam Arazi Oranı (%) Oranı (%)
(Milyon
(Milyon Hektar)
Hektar)

Toplam 149.723,69 %
Tarım Alanı

ĠĢlenen 92.038 %61


23,9
Tarım Alanı %43,79 0,62

ĠĢlenmeyen 57.684,7 %39


Tarım Alanı

Mera 1.474,31 %0,43 14,5 0,001

Ormanlık ve 147.110 %43,03 21,5 0,68


Fundalık

Tarım DıĢı 43.539 %12,07 21,6 0,02


Arazi

TOPLAM 341.847 81,5 0,41

Kaynak: Kocaeli Ticaret Odası. (2016). Rakamlarla Kocaeli 2016. verilerinden elde edilerek tez
kapsamında hazırlanmıĢtır. EriĢim tarihi 6.12.2018.

Kullanım amacına göre tarla, meyvecilik, sebzelik ve örtü altı üretim alanları
mevcuttur. 63.133,3 hektarlık alanla en fazla tarla alanıyken en az arazi ise toplamda
306,6 hektarla örtü altı faaliyetlerinde kullanılmıĢtır.

2017 yılı itibariyle toplam üretim miktarı 563.187 tondur. Tarla üretimi 426.335
tonla baĢta gelirken, en az üretim miktarına 17.195 tonla örtü altı üretimi

105
gelmektedir. Tarla üretiminin üretim miktarından sonra 80.134 tonla sebzelik, 39.523
tonla meyvecilik üretimi gelmektedir ( Çizelge 5.9).

Çizelge 5.9 : Kocaeli‟de 2017 Yılı Ġtibariyle Tarım Alanlarının Kullanım


Amaçlarına Göre Dağılımı.
Kullanım Amacı Alan (Hektar) Üretim Miktarı (Ton)

Tarla 63.133,3 426.335

Meyvecilik 12.590 39.523

Sebzelik 5.714,5 80.134

Örtü altı 306,6 17.195

Toplam 81.744,4 563.187

Kaynak: Kocaeli Ticaret Odası. (2018). Rakamlarla Kocaeli 2018. https://koto.org.tr/?p=9436.


EriĢim tarihi: 4.12.2018. verilerinden elde edilerek tez kapsamında hazırlanmıĢtır.

Kocaeli sınırları içinde olmayıp ancak Ġzmit Körfez‟ine kıyısına bakan, sınır ili
Yalova Hersek Burnu‟nda tersaneler bölgesinin hemen arkasında baĢlayan sera ve
tarım alanları kıyıya yakın bir alanda konumlanmıĢtır.

5.3.7 Hayvancılık

Tarım alanlarının kısıtlı olmasında gösterilen arazi Ģartları ve kıyı kullanım


özellikleri hayvancılık alanında da etkisini göstermektedir. BüyükbaĢ, küçükbaĢ,
kanatlı hayvan, ipek böcekçiliği, arıcılık gibi hayvan yetiĢtiriciliği yapılmaktadır.
Bunun yanı sıra et, süt, yumurta, bal ve kanatlı et gibi hayvansal gıdaların üretimleri
yapılmaktadır. Çizelge 5.10‟da gösterildiği gibi 2009 yılından 2017 yılına kadar
sürede hayvancılık artmıĢ 2017 yılında yapılan küçükbaĢ ve büyükbaĢ hayvancılığın
toplam sayısı 228.836 adettir. 2009 yılından 2014 yılına kadar düzenli bir artıĢ
göstermiĢ ancak 2015, 2016 yıllarında adette 2014‟e göre düĢüĢ yaĢanmıĢtır.
Çizelge 5.11‟e göre, 2017 yılı verilerine göre büyükbaĢ hayvancılığın en fazla
yapıldığı yer 39.000 adetle Kandıra ilçesiyken, en az yapıldığı yer 138 adetle
Çayırova ilçesidir. KüçükbaĢ hayvancılığın en fazla yapıldığı yer 23.931 adetle
Gebze ilçesiyken, en az yapıldığı ilçe 201 adetle Çayırova‟dır.
“Kocaeli Ticaret Odası‟nın 2017 yılı küçükbaĢ ve büyükbaĢ aktif iĢletmesi olan
12.045 adettir en fazla iĢletmesi olan ilçe 4.325 adet iĢletmeyle Kandıra‟dır” (Kocaeli
Ticaret Odası, 2018b). KüçükbaĢ ve büyükbaĢ hayvan olarak koyun, keçi, sığır ve
manda besiciliği yapılmaktadır.

106
Çizelge 5.10 : Yıllar Ġtibariyle Kocaeli‟de Hayvancılık.

2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017

BüyükbaĢ 65.090 69.176 81.439 108.646 113.343 123.101 101.548 100.792 119.437

KüçükbaĢ 29.505 38.360 53.486 94.079 90.041 90.041 89.204 91.126 109.399

TOPLAM 103.450 107.536 134.925 202.725 203.384 213.142 190.752 191.918 228.836

Kaynak: Kocaeli Ticaret Odası. (2018). Rakamlarla Kocaeli 2018. https://koto.org.tr/?p=9436.


EriĢim tarihi: 4.12.2018. verilerinden elde edilerek tez kapsamında hazırlanmıĢtır.

Çizelge 5.11 : 2017 Yılı Ġlçelere Göre Hayvancılık (Adet).

Ġlçe Adı BüyükbaĢ KüçükbaĢ

BaĢiskele 4262 940

Çayırova 138 201

Darıca 1031 776

Derince 8.591 5.486

Dilovası 4.672 7.520

Gebze 12.604 23.931

Gölcük 5.384 1.376

Ġzmit 17.479 17.694

Kandıra 39.000 19.500

Kartepe 11.895 3.800

Karamürsel 4.601 17.175

Körfez 9.780 11.000

TOPLAM 119.437 109.399


Kaynak: Kocaeli Ticaret Odası. (2018). Rakamlarla Kocaeli 2018. https://koto.org.tr/?p=9436.
EriĢim tarihi: 4.12.2018. verilerinden elde edilerek tez kapsamında hazırlanmıĢtır.
Kanatlı hayvan olarak tavuk, hindi, kaz, ördek, güvercin yetiĢtirilmektedir. “2017 yılı
verilerine göre, Çayırova hariç Ġzmit, Gebze, Kandıra, Gölcük, Karamürsel, Körfez,
Derince, BaĢiskele, Kartepe, Darıca, Dilovası ilçelerinde var olan toplamda 256
köyde; en yüksek adetle 227.449 adet tavuk, 6.068 adet hindi, 3.942 adet kaz, 3.027
adet ördek, 1.813 adet güvercin yetiĢtirilmektedir” (Kocaeli Ticaret Odası, 2018b).

107
“2017 yılı son verilerine göre; 102 ton yaĢ koza, 114.471 ton bal, 4.488 ton
balmumu, 19.281 milyon adet yumurta, 2.136.734 ton kanatlı et, 1.126.403 ton et,
18.762.319 ton sığır sütü, 1.344.779 ton koyun sütü, 523.395 ton keçi sütü, 69.401
ton manda sütü üretilmektedir” (Hayvancılık Genel Müdürlüğü, 2018).

Kocaeli genelinde elde edinilen veriler doğrultusunda ticari iĢletmelerin ve üretimin


olması ulaĢımda birçok seçeneğe sahip olması, ticaret ve sanayi kenti özelliği avantaj
sağlamaktadır.

5.4 Ġzmit Körfezi BütünleĢik Kıyı Alanları Planı (BKAP) Değerlendirmesi

Tez çalıĢmasının bu bölümünde Yalova ve Kocaeli kıyı alanları için yapılan


bütünleĢik kıyı alanları planlamasının, Kocaeli ili içerisinde kalan Ġzmit Körfezi
kıyıları üzerinden değerlendirmeleri yapılacaktır.

Kocaeli, Türkiye‟nin doğal bir liman alanı olan Ġzmit Körfezi‟ne kıyısı bulunan bir
ilimizdir. Cumhuriyet yıllarında sanayi devrimiyle beraber fabrikalar kurulmuĢ,
sanayi hızla geliĢme göstermiĢtir. Hızlı büyüme kırdan kente göçü tetiklemiĢ, kıyı
alanlarında çeĢitli kullanımlar meydana gelmiĢtir. Büyüme ve geliĢmesinde;
konumunun stratejik bir bölgede ve büyük kentlere yakın olmasıyla, ulaĢım
alternatiflerinin çeĢitliliği etkilidir.

Ġzmit Körfezi kıyılarında arkeolojik, doğal, kentsel sit alanları ve sulak alanlar yer
almaktadır. Sanayi ve liman bölgeleri haricinde marina alanları, balıkçı barınakları,
vapur ve feribot iskeleleri bulunmaktadır. Orman ve tarım alanları, konut alanları,
üniversite ve askeri alanlar, kent parkı, merkezi iĢ alanları, turizm alanları gibi
kullanımlarla beraber çok çeĢitlilik göstermektedir.

Yapay ve doğal çevrenin birlikteliğiyle koruma kararlarının, iĢlevlerin planlama ve


yönetim esasları bu noktada önem kazanmaktadır. Ġzmit Körfezi‟nde çok çeĢitlilik
gösteren kullanım kararlarının entegre bir sistemde değerlendirilmesi bakımından,
T.C. Çevre ve ġehircilik Bakanlığı tarafından “Ġzmit Körfezi (Kocaeli-Yalova)
1/50.000 ölçekli BütünleĢik Kıyı Alanları Planı 05.06.2015 tarih ve 9573 sayılı
Bakanlık Olur‟u” ile onaylanmıĢtır (Url 16). Plan hükümleri ve notları plan
paftalarıyla beraber değerlendirilerek; güçlü-zayıf yönler ve fırsatlar-tehditler analizi,
amaç ve stratejiler, sektörel stratejiler, alt bölge stratejileri, ek çalıĢma ve
araĢtırmalar baĢlıkları incelenmiĢtir. Bu analizler sonucunda tez çalıĢmasının

108
araĢtırma konusunu oluĢturan, Ġzmit Körfezi kıyıları için yapılan bütünleĢik kıyı
alanları planının deniz alanları mekansal planlaması bağlamında değerlendirmesini
içeren bir bölümle açıklanmaktadır.

5.4.1 Güçlü-Zayıf Yönler ve Fırsatlar-Tehditler Analizi

Ġzmit Körfezi kıyı alanı için yapılan Güçlü-Zayıf Yönler ve Fırsatlar-Tehditler


Analizi (GZTF) ile mevcut durum değerlendirilmesi yapılmıĢ güçlü ve zayıf
yönlerin tespiti sonucunda fırsatlar ve tehditler ortaya konmaya çalıĢılmıĢtır.

AraĢtırma alanındaki güçlü yönler; sanayi, ticaret, liman, üniversite ve araĢtırma


merkezleri, ulaĢım, konum, ulusal ve uluslararası ticaret, biyoçeĢitlilik, su ürünleri,
eğitim, sağlık, kurumlar arası iletiĢim, enerji, katı atık bertaraf tesisi alanlarıdır.

Zayıf yönler; yönetim, katılımcılık ilkesi, ötrifikasyon, 1999 Marmara depremi


etkileri, sanayi ve ulaĢım açısından fiziki planlama eksikliği, lojistik sektöründe
kalifiye eleman eksikliği, liman alanlarında ulaĢım sıkıntıları ve depo alanları
yetersizliği, iskele boyları problemleri ve Kocaeli ilinin kalkınma politikalarında
öncelikli yöreler dahilinde olmamasıdır.

Kıyı alanları kısıtlı kaynaklara sahip alanlar olması sebebiyle, kaynakların doğru bir
Ģekilde planlanması, yönetilmesi ve kullanılması gerekmektedir. Ġzmit Körfezi
kıyıları dar bir alan içerisinde çeĢitli kullanımları bir arada tutmaktadır. Sanayi ve
liman alanlarının baskı altına aldıkları bu bölgeler diğer iĢlevlerin kapasite ihtiyacını
karĢılayamamaktadır. Dolayısıyla baskın iĢlevler doğrultusunda bir takım sorunları
beraberinde getirmektedir. Güçlü ve zayıf yönlerin belirlenmesinden sonra alanda ne
gibi avantajların ve dezavantajların olduğunu görebilmek adına fırsatlar ve tehditler
ortaya konmuĢtur.

Fırsatların 11 madde ile belirtildiği raporda, ulaĢım, deniz yolcu taĢımacılığı, gemi
inĢa sanayi geliĢimi, demiryolunun güçlendirilmesi, Osmangazi Köprüsü‟nün varlığı
ve çevre sağlığına katkıları, lojistik, taĢımacılık ve depo alanlarındaki yeni
geliĢmeler, kurumlar ve özel sektör arasında iĢbirliği yaklaĢımları olarak
özetlenebilir. Daha çok ulaĢım ile ilgili sürekli geliĢme göstermesi Kocaeli‟nin ve
kıyı alanlarının ne kadar önemli bir alanda konumlandığını göstermektedir. Fırsatlar
değerlendirildiğinde öne çıkan ikinci alan liman ve sanayi alanları üzerinedir. Kıyı
kullanımda yer alan diğer konulara değinilmemiĢtir.

109
Sanayi alanlarının varlığı ülke ve bölge ekonomisi açısından önemli bir yer edinirken
beraberinde bir takım sorunları da getirmektedir. Deniz, kıyı ve kara üçlüsünün
oluĢturduğu ekosistem dengesinden ulaĢıma, yer seçiminden dolgu alanlarına, petrol
ve kimyasal madde konusunda faaliyet gösteren iĢletmelerin kentle homojen
dağılımına kadar birçok sorun ortaya çıkmaktadır. Liman ve sanayi alanlarının
dağınık bir Ģekilde Ġzmit Körfezi‟nde dağılımı söz konusu olup kamusal mekanların,
konut bölgelerinin ve ekosistem dengesinin zarar görmesine neden olmaktadırlar.
Tehditler kısmına baktığımızda çoğunlukla deniz alanı, biyoçeĢitlilik ve deniz-kıyı
ekosistemiyle ilgili maddeler karĢımıza çıkmaktadır. Bu noktadan bakıldığında,
planlama yaklaĢımlarının bu yönde tayin edileceği bir planla beraber plan
hükümlerinin olması gerekliliği kaçınılmazdır.

5.4.2 Temel Amaç ve Stratejileri

Bu bölümde plan açıklama raporunda yer alan temel amaç, alt bölge ve il ölçeğinde
mekansal yapıya iliĢkin geliĢtirilen stratejilerin kararların özeti sunulmuĢtur. Temel
yaklaĢım çerçevesini 5 ana maddede, Ġzmit Körfezi BKAP‟ın çerçeve ve değerlerini
10 madde ile açıklamıĢtır (Çizelge 5.12). BütünleĢik kıyı alanları yönetimi ve
planlamasının küresel ölçekte kabul görmüĢ temel ilke ve kavramlarının yer aldığı
çerçeve ile; katılımcılık ilkesi ve kurum görüĢü, doğal, sportif ve kültürel değerlerin
koruması, kamusal mekanların öncelikli tutulması ve denizle temasının sağlanması,
kamu yararı, yasalarla planının hukuki çerçevesinin belirlenmesi ve yönetim-izleme
esasları gibi bir tablo ortaya çıkmaktadır.

Temel yaklaĢım çerçevesi:

 Tematik ve Bölgesel YaklaĢım,

 Kaynakların EĢitlikçi Dağıtımı,

 Sürdürülebilir Kullanımı,

 Çok Sektörlü ve Katılımcı Olmak,

 Plan Yönetimi ve Ġzleme BütünleĢik Kıyı Alanları Planının Ayrılmaz Bir


Parçasıdır,

 Kalıcı ve Sürekli Olmak.

110
Çizelge 5.12 : Ġzmit Körfezi BKAP‟ın Çerçeve ve Değerleri.

Ġzmit Körfezi BKAP‟ın Çerçeve ve Değerleri


-Kıyı Kullanımlarında “Kamu Yararı”nın Gözetilmesi, Tüm
ÇalıĢmanın Yasal Zemine Oturtulması ve Tüm Önerilerin Yasal
Dayanağının Var Olması

-Körfezin Ülke Ekonomisi Açısından Öneminin Farkında Olmak

-Çevresel KoĢulların Farkında Olmak, Ekolojik Değerleri


Korumak, Biyo-çeĢitliliğin Sürekliliğini Sağlamak, Çevre ve
Ġnsan Sağlığına Özen Göstermek

-Körfezin Stratejik Konumunun Farkında Olmak, Ülke Güvenliği


Açısından Önemini Kavramak

-ÇalıĢmayı Uluslararası Toplumda Kabul GörmüĢ BütünleĢik Kıyı


Alanları Planlaması Ġlkeleri Doğrultusunda GerçekleĢtirmek

-Doğal Afet Riskini En Aza Ġndirecek Önlemleri Almak

-Kaybolan Doğal Değerleri Onarmak ve Olanaklı ise Yeniden


Kazanmak

-Kaybolan Kültürel ve Sportif Değerleri Yeniden Kazandırmak

-Rekreatif Kullanımları Ön Plana Çıkarmak

-Katılımcılık ve Ortakların Kurumsal GörüĢ ve Katkılarını Almak


Kaynak: Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü. (2015). Ġzmit Körfezi BütünleĢik Kıyı Alanları
Planı / Plan Açıklama Raporu. T.C. Çevre ve ġehircilik Bakanlığı.
Alt-Bölge ve Ġl Ölçeğinde Mekânsal Yapıya ĠliĢkin Stratejiler:

“Ġstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi‟nin (ĠMP) hazırlamıĢ


bulunduğu Ġstanbul Çevre Düzeni Planında iki temel stratejik değerlendirme
yapılmıĢtır. Bunlar;

“İstanbul Metropolü‟nün halen üstlendiği ve fakat güçlükle yürüttüğü bu tekil


merkez rolünün, Marmara Bölgesindeki diğer merkezlerce paylaşılması,
Ülkenin diğer bölgelerinde olduğu gibi, Marmara Bölgesi‟nde var olan alt-
bölge ve yerel gelişmişlik düzeyinin dengelenmesidir.” (Mekansal Planlama
Genel Müdürlüğü, 2015)
Marmara Bölgesi‟nde alt bölge alanları arasında Kuzey Marmara alt bölgesinde
Kocaeli ili bulunmaktadır. Rapor (2015)‟a göre, “Ġzmit Körfezi kıyı alanları ve
hinterlandı değerlendirildiğinde; Marmara bölgesi ile alt bölgelerinin ve
Anadolu‟nun büyük bir kısmına hizmet eden doğal bir liman oluĢu ortaya çıkarken
yükleme ve boĢaltmalarda Ġzmit Körfezi limanın yükünü hafifleteceği düĢünülen

111
Karasu Limanı‟nında ileride geliĢme göstereceği düĢünülmektedir” (ss. 13). Alt
bölgelerin ve geliĢme akslarının belirlenmesi, mekansal strateji üretmek açısından
önemli olduğundan raporda alt bölge ölçeğinde ve il ölçeğinde strateji geliĢtirilmiĢtir.

Alt bölge ölçeğinde yer alan stratejiler özetle Ģu Ģekildedir:

 Katılımcılık ilkesiyle hareket edip kamu fikirleriyle beraber Ġzmit Körfezi


için rol belirlemek. (Yerel yönetimlerce (Kocaeli BüyükĢehir Belediyesi,
Kocaeli Valiliği gibi) bölgesel geliĢmenin yayılmacı ve nüfus artırıcı
niteliğini gözeterek, hangi sektörlerde geliĢme istediğini saptamak ve bunları
kurumsal stratejik dokümanlara ve mekânsal planlara yansıtmak.

 “Ġstanbul‟un tekil merkez rolünün bölgedeki diğer merkezlerle paylaĢılma”


fikriyle Kocaeli bağlamında yaratacağı etkiler üzerinde önlem almak.

 Bölgesel lojistik merkez olma fikrinin araĢtırmalarını yapmak.

 Alt bölgelere, sektörlere ve alan kullanımlarına göre geliĢme stratejilerini


belirlemek.

Ġl ölçeğinde yapılacak stratejiler:

 Su ürünlerine iliĢkin stratejiler

 Doğal yapının ve ekosistemlerin korunması ve geliĢtirilmesi stratejileri

 UlaĢım sistemlerinin körfezi koruyacak ve sektörlerin geliĢmesini


destekleyecek Ģekilde planlanması ve yapılandırılması stratejileri

 Kurumsal yapı ve katılıma iliĢkin stratejiler

Su Ürünlerine ĠliĢkin Stratejik Kararlar: Ġzmit Körfezi‟nde yer alan sanayi ve liman
alanlarının varlığından kaynaklanan deniz kirliliği, deniz alanında ki yoğun deniz
trafiği ve dolgu alanlarının olmasıyla değiĢen deniz ekosistemi doğal balık üretim
alanlarının ve balıkçılığı yapılamaz kılmıĢtır. Su ürünleri stratejik kararlarının
alınmasına neden olan bu geliĢmeler sonucunda 2 karar yer almaktadır:

 Ġzmit Körfezi‟nde balıkçılığın tekrardan yapılabilmesi için ilk önce Strateji


Planı‟nın yapılması ve daha sonra yasal, yönetimsel ve ekonomik önlemlerin
alınması sağlanarak uygulama projesinin alana uygulanması ve amatör
balıkçılığın desteklenmesi öngörülmüĢtür.

112
 Su Ürünleri Ġstihsal Sahalarını Korumak ve GeliĢtirmek olan ikinci stratejik
kararda mevcut su ürünlerine yönelik araĢtırma yapılması ve saha kirliliği
tespiti yer almaktadır.

Doğal Yapının ve Ekosistemlerin Korunması ve GeliĢtirilmesi Stratejileri:


Sürdürülebilirlik ve koruma ilkelerinin uygulanabilmesi açısından önemli bir diğer
stratejik kararları içermektedir. Yönetimsel, yasal ve çevresel ilkeler doğrultusunda 4
tane stratejik karar verilmiĢtir:

 Biyolojik çeĢitliliğin korunması ve dolayısıyla bu yönde tayin edilen ulusal


ve uluslararası kanun ve sözleĢmelere (“Ramsar SözleĢmesi”, “Sulak
Alanların Korunması Yönetmeliği”, “Kara Avcılığı Kanunu” ile “Av ve
Yaban Hayvanlarının ve YaĢam Alanlarının Korunması, Zararlılarıyla
Mücadele Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik”) bağlı kalarak doğru bir
biçimde uygulanması, flora ve fauna araĢtırmalarının yapılması, Ġzmit
Körfezi havzası doğal koridorlarını araĢtırmalarını yaparak kent içi hava
sirkülasyonun sağlanması ve ekolojik koridor fikrinin diğer doğal alanlarla
beraber entegrasyonunu sağlamak.

 Kıyı alanlarının doğal niteliğini ve toprak kaynaklarını korumak.

 Çevre izleme ve ölçüm altyapısını geliĢtirmek.

 Çevre korumaya yönelik yaygın eğitim vermek ve kamuoyunu


bilinçlendirmek.

UlaĢım Sistemlerinin Körfezi Koruyacak ve Sektörlerin GeliĢmesini Destekleyecek


ġekilde Planlanması ve Yapılandırılması Stratejileri:

 Özellikle liman ve sanayi alanlarındaki sevkiyatın karayolu ile yapılmasından


kaynaklı yaĢanan sıkıntılardan dolayı mevcut karayolunun güçlendirilmesi ve
trafiği engelleyen çözümler üretilmesi kararı,

 Karayolu ile çözülemeyen ve mümkün olmayan yerlerde ise ulaĢım


problemlerini önemli derecede rahatlatacağı düĢünülen mevcut raylı sistemin
geliĢtirilmesi ve yeni projelerin üretilmesi kararı,

 Yolcu taĢımacılığında deniz yolu taĢımacılığının güçlendirilmesi

 BütünleĢik ve bağlantılı ulaĢım sistem ağı planı,

113
 Ġzmit Körfezi‟nin Morfolojik Yapısı: Körfezin iki boğumlu ve üç bölümlü
yapısına uygun fonksiyonel mekânsal kullanım dengesini oluĢturmak.

Kurumsal yapı ve katılıma iliĢkin stratejiler: BütünleĢik kıyı alanları yönetiminin ana
bileĢeni olan “yönetme” kavramı yetkili kurumların olması ve bu kurumlarca
planların / kararların uygulanması, yönetilmesi ve denetlenmesi süreçlerine karĢılık
gelmektedir. Kıyı alanlarında eksik olan yönetim olgusunun tam anlamıyla
oluĢturulabilmesi için aĢağıdaki gibi bazı stratejik kararlar verilmiĢtir:

 Ġlgili kurumlarca kıyı danıĢma biriminin kurulması,

 Ġlgili idarelerce izleme ve denetlemenin yapılması,

 Sivil toplum örgütleriyle iĢ birliğinin yapılması.

5.4.3 Sektörel Stratejiler

Ġzmit Körfezi BKAP kapsamında öne çıkan kıyı alanı kullanımları sanayi, üretim,
ticaret, liman, tersaneler ve rekreasyon gibi fonksiyonlardır.

Sektörel stratejiler bağlamında 5 adet strateji belirlenmiĢtir: Limanlar ve Lojistik


Stratejileri, Tersaneler Stratejileri, Afet Stratejileri, Çevre ve Altyapı Stratejileri,
Rekreasyon Stratejileri.

ÇalıĢma alanının öne çıkan ve geliĢim odağında olan liman alanları, Ġzmit Körfezi
kıyılarında dağınık bir yerleĢim göstermekle beraber yakın çevresindeki kentsel
kullanımlarla sınırları kaybolmuĢ Ģekilde iĢlevlerini sürdürmektedirler. Dolayısıyla
stratejik kararlarda bu faktörler göz önüne alınmıĢ ve kısıtlı kıyı alanı içerisinde
çevre Ģartlarıyla beraber stratejiler geliĢtirilmiĢtir. Liman tesislerinin Marmara
Bölgesi‟nde var olan diğer limanlarla da ele alınarak karar mekanizmasında önemi
belirtilmiĢtir.

Tersane stratejileri; tersane bölgesinde deprem riskini önlenmesi, istihdam, nüfus


kapasitesi ve teknik alt yapı etkilerini değerlendirilmesi, Yalova sınırları içerisinde
Kocaeli‟ye sınır olan Hersek Gölü‟nün korunması için gerekli olan tedbirlerin
alınması gibi kararlar yer almaktadır.

Afet stratejileri; taĢkın, heyelan ve deprem üzerine kararlar üzerine belirlenmiĢtir. 1.


derece deprem kuĢağı bölgesinde olmasından kaynaklı önlem alacak altyapının

114
oluĢturulması, heyelan riski olan önemli kullanım alanlarında tedbire yönelik teĢvik
edilmesi ve taĢkınlara yönelik gerekli önlemlerin alınması gibi kararlar alınmıĢtır.

Çevre ve altyapı stratejilerinde alınan faaliyet kararları önemli olmakla beraber diğer
alınan stratejik kararların iĢlemesinde öne çıkmaktadır. Rapora göre, Ġzmit
Körfezi‟nin kirliliğini sanayi ve evsel atıklar, yoğun deniz ulaĢım trafiğinin etkileri,
Marmara Denizi‟ndeki kirlilik sonucu ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla Marmara
Denizi ve Ġzmit Körfezi etkileĢim halinde olup beraber değerlendirilmesi
düĢünülmektedir. Strateji kararları ise; çevre korumanın altlığını oluĢturmak, su
kaynaklarının korunmasına iliĢkin gerekli tedbirler, atık su yönetiminin uygulanması,
katı atık yönetiminin geliĢtirilmesi baĢlıkları altında değerlendirilmektedir.

Kamusal mekanın ana iĢlev yerleri olan rekreasyon alanlarında geliĢtirilen strateji ile
rekreasyon alanlarının geliĢtirilmesi ve yeni düzenlemelerin yapılması
hedeflenmektedir.

5.4.4 Alt Bölge Stratejileri

Ġzmit Körfezi (Kocaeli-Yalova) BütünleĢik Kıyı Alanları Planlaması‟nın tez


çalıĢması kapsamında Kocaeli sınırları içerisinde kalan Ġzmit Körfezi kıyıları
incelendiğinden dolayı il içinde kalan alt bölgeler değerlendirilmiĢtir. “Planlama
alanı doğal yapıları, ekolojik özellikleri, kıyı yapılarının niteliği ve kullanım
potansiyeli gibi ölçütlere göre” ayrılarak yapılmıĢtır (Mekansal Planlama Genel
Müdürlüğü, 2015). Alt bölgeleme yapılan alanların kendi alanları dahilinde mevcut
durumu, baskın sorunları, stratejik bölgeleme kararları verilmiĢtir.

1. Kocaeli Ġli, Darıca-Gebze-Çayırova alt bölgesi

2. Kocaeli Ġli, Dilovası alt bölgesi

3. Kocaeli Ġli, Hereke alt bölgesi

4. Kocaeli Ġli, Körfez alt bölgesi

5. Kocaeli Ġli, Derince alt bölgesi

6. Kocaeli Ġli, Ġzmit alt bölgesi

7. Kocaeli Ġli, Yeniköy-Ġhsaniye alt bölgesi

8. Kocaeli Ġli, Gölcük-Karamürsel alt bölgesi

9. Kocaeli Ġli, Altınova alt bölgesi

115
10. Kocaeli Ġli, Çiftlikköy alt bölgesi

Plan açıklama raporunda Altınova ve Çiftlikköy Kocaeli alt bölgesi olarak


gösterilmiĢse de 2 alt bölge Yalova sınırları içerisinde kalmaktadır.

5.4.5 Ek ÇalıĢma ve AraĢtırmalar

Ġzmit Körfezi kıyı alanları için alınan stratejik kararların uygulamaya konulması
aĢamasında yapılması zorunluluk gösteren ek çalıĢma ve araĢtırmalar eklenmiĢtir
(Çizelge 5.13). Tabloya göre 1. baĢlıkla kara, deniz ve sucul ekosistemlerin körfez
etkileĢim alanında olan alanlarla beraber incelenmesi gerekliliği ortaya konmuĢtur.
Özellikle deniz ekosistemi kıyı ve deniz kullanımlarından yoğun bir Ģekilde
etkilenmektedir. Deniz alanına dair yapılmayan araĢtırmalar zamanla deniz ve
etkileĢimde olduğu kaynakların yok olmasına neden olabilir. Tez aĢamasında bu
bölüme kadar anlatılan tüm baĢlıklarda planlama yaklaĢımının doğru ve etkin bir
Ģekilde yapılabilmesi için koruma, kullanma ve sürdürülebilirlik ilkelerinden
bahsedilmiĢtir. Böylece hem ihtiyaçlara cevap verecek hem de çevre Ģartlarını en üst
düzeyde koruyarak gelecek nesillere miras bırakılacak kullanımlar sağlanmıĢ
olacaktır. Deniz alanını ilgilendiren bir diğer önemli konu kıyı batimetrik
haritalarının çıkarılması ve kıyı alanı ile ilgili verilecek kararlarda bu haritalara göre
planlama yapılmasıdır.

116
Çizelge 5.13 : Kıyı bölgesinde yapılacak planlama ve uygulamalar öncesinde öncelikli olarak çalıĢma yapılması gereken alt baĢlıklar.

1. Farklı Eko-Sistemler Açısından Yapılması 2. Doğal Afet Riski TaĢıyan Alanlarda Yapılması 3. Deniz Bilimleri ve Kıyı Mühendisliği
Gereken ÇalıĢmalar Gereken ÇalıĢmalar Açısından Yapılması Gereken ÇalıĢmalar

-Kara, deniz ve sucul eko-sistemler, farklı alt uzmanlık -TaĢkın/fezeyan olasılığı ve risk büyüklüğü, bunların -OĢinografik özellikler kıyı kullanımında yaĢamsal

alanlarında uzmanlaĢmıĢ biyolog ve ekologların katılımı kıyıda yapacağı olası tahribat araĢtırılmalıdır. Herhangi öneme sahiptir. Akıntıların yön ve Ģiddetleri, dalga boy

ile incelenmeli, öneriler geliĢtirilmelidir. bir yapılanma öncesi bu durum inĢaat/hidroloji ve yükseklikleri ile frekansları, kum hareket ve yönleri

-Flora ve faunanın ayrıntılı araĢtırılması yaĢam mühendisler tarafından ayrıntıda incelenmelidir. Bu yapılanmada dikkatle değerlendirilmelidir.

sistemleri, yapılanmanın getireceği olumsuzluklar bağlamda diğer uzmanlıklardan da yararlanılarak bir -Kıyı kesimin batimetrik haritaları kesinlikle ve

gözetilerek, planktonlar ve hidrobiyoloji açısından “nehir yönetimi” modeli geliĢtirilmelidir. olabildiğince ayrıntıda çıkarılmalı ve kıyı

irdelenmelidir. yapılanmasında; yapı tiplemesinin kararlaĢtırılması ve

yer seçiminde özenle kullanılmalıdır.

Kaynak: Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü. (2015). Ġzmit Körfezi BütünleĢik Kıyı Alanları Planı / Plan Açıklama Raporu. T.C. Çevre ve ġehircilik Bakanlığı.

117
5.5 Ġzmit Körfezi (Kocaeli Kıyıları) BütünleĢik Kıyı Alanları Planın Deniz
Alanları Mekansal Planlaması Bağlamında Değerlendirilmesi

Bu bölümde 2 konunun açıklamalarına yer verilerek değerlendirmeler yapılacaktır.


Ġlki Ġzmit Körfezi bütünleĢik kıyı alanları planının yönetim ve planlama kapsamında
değerlendirilmesi diğeri deniz alanıyla ilgili yapılan analizler sonucunda yapılması
gereken planlamanın ne olması gerektiğine yönelik olan kısımdır. BütünleĢik kıyı
alanları planlaması örneği olan Ġzmit Körfezi (Kocaeli-Yalova) BKAP planı
değerlendirildiğinde genel olarak plan özellikleri Çizelge 5.14‟deki gibidir:

Çizelge 5.14 : Ġzmit Körfezi (Kocaeli-Yalova) BKAP özellikleri.

Plan Yasal Dayanaklar Temel Ġlkeler Yönetim Boyutu / Tür / Dil


Özellikleri Özelliği

Ġzmit Körfezi -1982 -Sürdürülebilir -Stratejik Mekânsal Plan/


(Kocaeli-
Anayasasının “A. GeliĢme geliĢme eğilimleri, - Mecbur
Yalova)
Kıyılardan
BKAP -Önleyicilik -Stratejik (seçmeci, edici,
yararlanma”
-Ġhtiyatlılık süreç odaklı) -Kısıtlayıcı
baĢlıklı 43.
-Rehabilitasyon Strateji
maddesi.
-Halkın Katılımı Belgesi/
-3621 sayılı Kıyı
-Öneren
Kanunu ve ilgili
-Kısıtlayıcı
Yönetmelikleri
-Mekânsal Planlar
Yapım
Yönetmeliği

Kaynak : Söylemez, E., Çakır, Ö., Gökalp, T. Ve Nal, S. (2018, 1-3 Kasım). Türkiye‟de BütünleĢik
Kıyı Alanları Yönetimi ve Planlaması YaklaĢımında YaĢanan DeğiĢim Süreci ve Sonuçları Açısından
Bir Değerlendirme. 9. Kıyı Mühendisliği Sempozyumu.

Kıyı alanlarının bütünleĢik bir planlamayla değerlendirilmesi kapsamında ortaya


çıkan bütünleĢik kıyı alanları yönetimi; planlama, uygulama, yönetme ve izleme
aĢamalarından oluĢmaktadır. BütünleĢik kıyı alanları yönetimi ilke ve hedefleri
doğrultusunda T.C. Çevre ve ġehircilik Bakanlığı tarafından Ġzmit Körfezi (Kocaeli-
Yalova) BütünleĢik Kıyı Alanları Planı 2015 yılında onaylanmıĢtır. Tez çalıĢma
konusunu Ġzmit Körfezi‟ne kıyısı olan Kocaeli kıyıları oluĢtururken, Yalova ili
kıyıları kapsam dıĢı tutulmuĢtur.

118
Bakanlık tarafından yapılan plan açıklama raporuna göre bütünleĢik kıyı alanları
yönetimine karĢılık yer alan açıklama Ģu Ģekildedir:

“İzmit Körfezi Bütünleşik Kıyı Alanları Planı, kıyı bölgesi ve geri sahasında
yer alan kara kullanımlarına dair tüm planlama ve uygulamalara rehberlik
edecek, stratejik planlama diliyle hazırlanmış bir yol haritasıdır ve fiziki plan
olarak değerlendirilmemelidir. Bütünleşik Kıyı Alanları Planı, tükenir bir
kaynak olan kıyı bölgesinin sürdürülebilirliğini temel alarak; çeşitli sektörler
itibarıyla kullanımları, talepleri ve çatışmaları yönetmeyi; kıyının planlama
sürecini, ilke ve stratejileri, kurumlar arası işbirliğini geliştirmeyi amaçlayan
bir “Yönetim Planı”dır.” (Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü, 2015).
Plan açıklama raporunda yer alan araĢtırmalar, stratejik kararlar ve faaliyetler
incelendiğinde yukarıdaki açıklamada belirtildiği gibi “Yönetim Planı” olarak
adlandırılan 1/50.000 ölçekli plan9 ve yönetim sistemi incelenmeye çalıĢılmıĢtır.
Planda yer alan gösterimler: Sınırlar, yerleĢim merkezleri, ulaĢım ve lojistik,
yerleĢme dıĢı alanlar, korunan alanlar, kıyı arkası baskın kullanım / sektör, kıyı
yapıları ve dolgu alanları (mevcut ve planlı tesisler, öncelikli tesisler) dir.

Raporda da ifade edildiği gibi, fiziki bir plan olmaması ve stratejik kararlara yer
vermesi sebebiyle Ģematik bir dille hazırlanmıĢtır. Planda yer alan kıyı arkası baskın
kullanım Ģemasına göre belirlenen alanlara bakıldığında, Ġzmit Körfezi‟nin doğu
kıyılarında yer alan sulak alanlar, büyük kamusal alanlar içerisinde
değerlendirilmektedir. Deniz, kara ve sucul ekosistemler açısından ve kuĢların göç
yolu üzerinde istasyon görevi görmesiyle önemli olan sulak alanların özel olarak
değerlendirilmesi önemli olup, rekreasyon alanlarıyla beraber yapılacak bir plan ve
proje dahilinde bulunduğu etkileĢim alanı detaylandırılmalıdır.

Planda yer alan korunacak alanlar baĢlığında ise 1., 2. ve 3. derece arkeolojik sit
alanı, 1., 2. ve 3. doğal sit alanı, kentsel sit alanı ve sulak alanlar yer almaktadır.
Sulak alanlar hariç diğerleri hakkında stratejik kararlar geliĢtirilmemiĢtir. Kıyı
alanında yapılan alt bölge ayrımıyla mevcut ve planlı tesislerle yapılması planlanan
öncelikli tesisler yer almaktadır. Burada kesin bir yer seçimi olmamakla beraber,
yapılacak düzenleme ve yatırımlar sonucunda plana uygun olarak imar planlarının
onayıyla yapılması kararlaĢtırılmıĢtır. Öncelikli tesisler; liman, ticari iskeleler ve
rıhtımlar, yolcu terminali vapur iskelesi, deniz içi boru hatları, Ģamadıra ve dolfenler,
yat limanları, yat çekek yerleri, balıkçı barınakları, rekreatif amaçlı dolgular ve kıyı

9
EK-A bakınız.

119
tesisleri, gemi inĢa bakım ve onarım tesisleri, su sporları merkezleri, askeri alanlar,
liman toplulaĢtırmasıdır. Planın stratejik kararlar içermesinden dolayı bu kararlar
kapsamında yapılacak yer seçimleri, çevre düzeni planıyla kurulacak iliĢkileri ve
imar planları önemli olup, ölçekler arasında tutarlı kararlar verilmesi beklenmektedir.

Kıyı alanlarında genel eksik olan “yönetim sistemi”, Ġzmit Körfezi kıyı alanları
içinde geçerlidir. Bunun için atılan adımlardan biri, “Kıyı yapıları Ģemasının
hazırlanması, uygulama sürecinin kolaylaĢtırılması ve yönlendirilmesi amacıyla
Valilik baĢkanlığında; BüyükĢehir ise BüyükĢehir Belediyesi, Plan sınırları içerisinde
yer alan belediyeler, Defterdarlık, Ġlgili Merkezi Kurumların TaĢra TeĢkilatı, Deniz
Ticaret Odası, Liman BaĢkanlıkları ve Valilikçe uygun görülen sivil toplum ve
meslek örgütleri ile üniversitelerin ilgili bölümlerinin temsilcilerinden…” oluĢan kıyı
danıĢma biriminin kurulmasına karar verilmiĢtir (Mekansal Planlama Genel
Müdürlüğü, 2015). Kıyı danıĢma biriminde yer alan kurumların birbirleriyle fikir
alıĢveriĢlerinde bulunması, denetim ve izleme sürecinde koordinasyonun sağlanması
beklenmektedir. Ancak henüz böyle bir kurumun kurulmadığı ve kıyı alanı ile ilgili
kurumların yetki ve yönetim karmaĢasının devam ettiği görülmektedir.

Plan açıklama raporuna göre, körfez havzası ile ilgili stratejik ve ek çalıĢmalar
yapılması kararı verilerek, doğal yapının korunması ve sağlıklaĢtırılması
beklenmektedir. Verilen kararlar doğrultusunda deniz alanı kapsamında bir
planlamanın gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda Avrupa Birliği‟nin kıyı ve
deniz politikalarında yer alan Baltık Denizi deniz alanları mekansal planlaması
incelenmiĢ olup, araĢtırma konusu ile değerlendirilmiĢtir.

Tez çalıĢmasında örnek alan olarak seçilen Baltık Deniz‟i için yapılan tanım ve
ifadelerde, BKAY açıklamadaki gibi verilmiĢtir: “BütünleĢik kıyı yönetimi, kıyı
bölgelerini etkileyen, doğa koruma, su ürünleri yetiĢtiriciliği, tarım, sanayi, açık
deniz rüzgar enerjisi, denizcilik, turizm ve altyapı geliĢtirme gibi faaliyetlerle ilgili
çeĢitli politikaların koordineli olarak uygulanmasını hedeflemektedir” (Url 17).
BütünleĢik kıyı alanları yönetiminin koordineli çalıĢmasını deniz ve kara alanı için
yapılan planlamalarla yürütmektedir. BKAY kara ve deniz etrafında oluĢan
geliĢmelere bağlı olarak temelde kıyı alanlarında bir yönetim ve izleme
gerçekleĢtirmektedir. Kara ve kıyı alanlarında yapılan mekansal bir planlamanın
varlığı, kıyı-kara arasında yaĢanan sorunların yönetilmesini ve geri bildirim
alınmasını kolaylaĢtırmaktadır. Ancak deniz alanında mekansal bir planlamanın

120
olmaması önemli sorunlar oluĢturup deniz kaynaklarının doğru ve etkin bir Ģekilde
kullanılmamasına neden olmaktadır.

Avrupa Birliği, deniz kaynaklarını doğru ve etkin bir Ģekilde kullanmak ve deniz-
kıyı-kara mekanlarının planlama diliyle ortak bir sistemde çalıĢmasını sağlamak
amacıyla, “deniz alanları mekansal planlaması”nı planlama sistemine dahil etmiĢtir.
BKAY ve deniz alanları mekansal planlaması için bir çerçeve belirleyen direktifte
hazırlanarak AB üyesi ülkeleri tarafından “2002 BütünleĢik Kıyı Alanları Yönetimi
Konseyi Tavsiye Kararında ve 2010‟da AB tarafından onaylanan Barselona
SözleĢmesi‟nin BütünleĢik Kıyı Bölgeleri Yönetimi Hakkında Protokol'de belirtilen
ilke ve unsurları daha da geliĢtiren kıyı yönetimi stratejileri kurmaları istenmiĢtir”
(Url 17). Baltık Denizi‟ne kıyısı olan devletlerin ulusal haklarını koruyarak entegre
bir yönetim sisteminin kurulması hedeflenmiĢtir.

Deniz alanında yapılan her türlü analiz çalıĢmaları sonucunda uygun gemi rotaları,
balık kümeleri, değerli biyoçeĢitlilik alanları ve rüzgar çiftlikleri için uygun alanlar
gibi kullanımlar analiz edilerek, deniz alanında mekansal planlama kararları
oluĢturulmuĢtur. Bu yaklaĢımla, kıyı alanlarında iĢlevleri olan kullanımların deniz
ekosistemine zarar vermeden faaliyetlerini sürdürmeleri beklenmektedir. Deniz ve
kıyı politikalarını uluslararası bir sistem üzerine geniĢ bir çerçevede kurgulayan
Avrupa Birliği‟nin, üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizde de yer edinmesi
hedeflenmelidir.

Ġstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi‟nin (ĠMP)‟nin Ġstanbul


Çevre Düzeni Planı‟nda (ÇDP) yer alan stratejik kararlar doğrultusunda Ġzmit
Körfezi BKAP açıklama raporunda 2 temel sonuç ortaya konmuĢtur.

Ġzmit Körfezi açısından;

“İzmit Limanı sadece Kocaeli ve yakın çevresinin değil, İstanbul


metropolünün de yer aldığı Marmara Bölgesinin ve alt-bölgelerinin de
limanıdır. Ard alanı (hinterlandı); kara ve demiryolu bağlantıları
gözetildiğinde Anadolu‟nun büyük bir kısmını kapsamaktadır.
Kuzey-güney gelişme aksı Karasu limanında son bulmaktadır. Kolay
erişilebilen Karasu, İzmit Limanının ard alanında, Karadeniz ve Ren-Tuna su
Yolu ülkeleri için önemli bir limandır ve ilerde bu ülkeler için yapılacak
yükleme ve boşaltmalarda İzmit‟in yükünü hafifletmesi son derece
önemlidir.” (Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü, 2015).
Her ne kadar tez konusunu Kocaeli kıyıları oluĢturmuĢ olsa da, BKAP‟ın Yalova
iliyle beraber değerlendirilmiĢ olmasıyla bütünleĢik kıyı alanları planlama yaklaĢımı

121
açısından olumlu bir adımdır. Yukarıdaki açıklamaya göre, Marmara Denizi ve Ġzmit
Körfezi‟de bu açıdan değerlendirilmeli ve deniz alanındaki etkileĢimleri
incelenmelidir.

Marmara Denizi ve Ġzmit Körfezi deniz alanı ve kıyıları önemli biyolojik ve ekolojik
kaynaklara sahip olması, uluslararası alanda stratejik bir noktada bulunmasından
dolayı, kaynakların sürdürülebilir yaklaĢımla değerlendirilmeye ihtiyacı vardır. Kıyı
alanları için yapılan bütünleĢik kıyı alanları yönetiminin deniz tarafında da doğru bir
Ģekilde geri dönüĢler alınabilmesi ve yönetilmesi açısından, deniz alanları mekansal
planlaması önemlidir. Ġzmit Körfezi‟ne bu açıdan bakıldığında alanın Marmara
Denizi sınırlarında ve entegre bir yaklaĢımla “Marmara Deniz Alanları Mekansal
Planlaması” ile düĢünülmesi ortaya çıkmaktadır.

Deniz alanı kapsamında değerlendirilmesi ve planlanmasını öngören deniz alanıyla


ilgili tehditler ise aĢağıdaki gibidir:

“Körfez havzasının birinci derece deprem kuşağında olması ve büyük aktif


fayların varlığı,
Körfez deniz trafiğindeki yoğunluk ve donanma gemilerinin dar koridorlarda
seyretmek zorunda oluşu,
İstanbul metropolünün tüm sanayiyi desantralize etme politikası yürütmesi,
Yoğun sanayinin getirdiği ve getirebileceği çevre kirliliği,
Gemi inşa sanayinin büyümesi ve dolgu taleplerinin kıyı alanları ve
ekosistemler üzerindeki olumsuz baskısı,
Su kaynaklarını küresel ısınmanın da etkisiyle büyüme karşısında yetersiz
kalma ihtimali,
Doğal kıyı alanlarıyla sulak alanların korunmasında en önemli araç olan
imar planlarında yeterli çevresel tedbirin alınmamış olması,
Ekoloji-ekonomi dengesinin, başta İzmit Körfezi olmak üzere kurulamaması,
Kıyıda dolgu ve yapı mevzuatı ve prosedürünün reaktif, katılıma ve şeffaflığa
olanak tanımayan bir yapıda olması,
Kıyıda dolgu ve yapı gerçekleşmesinin ulusal ve sektörel dengeler çevre
stratejileriyle uyuşmaması,
Sulak alanların kentsel gelişme ve sanayi kirleticileriyle ağır tehdit altında ve
yok olma noktasında olması,
Deniz trafiğinin yoğunluğu ve kirlilik nedeniyle su ürünleri istihsalinin durma
noktasına gelmesi,
Deniz trafiğinin yoğunluğu nedeniyle su donanmaya ait filo ve tesislerin ağır
risk altında olması,

122
Petro-kimya tesislerinin varlığı nedeniyle körfezin risk altında olması.”
(Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü, 2015)
Bu ve bunun gibi deniz alanıyla ilgili detaylı özellikler çıkarılarak Marmara Denizi
ve Ġzmit Körfezi‟nde deniz alanında mekansal bir planlama yapılmasını
gerektirmektedir. Alan sorunları ve stratejik kararlar incelendiğinde deniz alanları
mekansal planlaması ihtiyacını doğuran Ġzmit Körfezi uygulama kararları ise Ģu
Ģekildedir:

 Balık yumurtlama alanlarının belirlenmesi,

 Deniz ürünleri çeĢidinin ve miktarının tespiti,

 Deniz ekosisteminin ekolojik veritabanını oluĢturmak,

 Gemi, vapur ve feribot araç rotalarının deniz alanında bulunan korunması


gereken alanlara ve diğer kullanımlara göre belirlenmesi,

 Su kaynaklarının korunmasına iliĢkin gerekli tedbirler alınması ve alt yapının


sağlanması,

 Ġzmit Körfezi deniz alanı batimetrik haritalarının detaylı haritalandırılması,

 Marmara Denizi ile bağlantılı olan deniz kirliliğinin tespiti ve önlemleri,

 Kıyıda yapılacak veya geliĢtirilecek iskele ve limanların deniz ekosistemini


koruyacak Ģekilde veritabanlar dikkate alınarak yapılması / önlenmesi,

 Deniz alanıyla ilgili yetkili danıĢma biriminin kurulması,

 Sulak alanların zarar görmesini engelleyecek önlemler alınması ve koruma


bölgesinin detaylandırılması,

 Deniz alanına kıyısı olan illerin bütünleĢik kıyı alanları ve deniz alanları
mekansal planlaması kapsamında ortak bir direktif hazırlamak ve bunu yasal,
yönetimsel ve politikalar çerçevesinde bir zemine oturtmak,

 Çevredeki illerin deniz alanı ile ilgili kapsamlı araĢtırma, analiz, plan ve
projelerin yapılmasını ve yürütülmesini sağlayacak kurumların kurulmasını
teĢvik etmek,

 BütünleĢik kıyı alanları planının, çevre düzeni planı ve imar planlarının deniz
alanları mekansal planlaması kapsamında değerlendirilmesi,

123
 BütünleĢik kıyı alanı planı ve deniz alanları mekansal planlamasını içeren
ortak bir direktif hazırlamak.

Sürdürülebilir alanları teĢvik etmek, koruma prosedürleriyle dengeli kullanıma


yönelik bir planlamanın çerçevesi belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. Kararlar deniz alanının
ihtiyaç ve taleplerine göre arttırılabilir veya azaltılabilir. Deniz alanları mekansal
planlaması ve bütünleĢik kıyı alanları planı / yönetimi daha sağlıklı bir deniz ve kıyı
çevresini sağlamak için yapılmaktadır. Ġzmit Körfezi ve Marmara Denizi deniz
alanları mekansal planlaması açısından değerlendirilmeli ve çevreye saygılı,
sürdürülebilir alanların kullanımları sağlanmalıdır.

5.6 Bölüm Sonucu Değerlendirmesi

Ġzmit Körfezi kıyıları ve yakın hinterlandı, Kocaeli ili içerisinde stratejik bir konuma
sahip doğal ve beĢeri etkilerle beraber günümüz coğrafi yapısını oluĢturmuĢtur.
Kocaeli‟nin yakın çevresinde Ġstanbul, Yalova, Bursa ve Sakarya gibi önemli büyük
metropoller yer almaktadır. Asya-Avrupa arasında kurduğu stratejik bağın geçiĢ
hattında bulunması, geçmiĢten günümüze kadar tampon bir bölge olma görevini
üstlenmiĢtir. “Nikomedya‟dan itibaren tüm varoluĢunu ve kentsel artifaktlarını
“kıyıda olma” durumu üzerine kuran” (Url 4) kent geneli “…1960 sonrası, plansız
bir biçimde büyüyen sanayinin varlığı, buna bağlı olarak artan nüfus ve hızlı
kentleĢmeyle beraber “kıyı kenti” olma özelliğinden hızla uzaklaĢmıĢtır” (Url 4).
Türkiye‟nin ilk kağıt fabrikasının Ġzmit‟te kurulmasıyla baĢlayan sanayi ve ticaret
atılımları bölgenin sağladığı katma değer ile birlikte kalkınma ve büyümede önemli
geliĢmeler göstermiĢtir. Sosyo-ekonomik yapısındaki baskın kullanım alanını sanayi
ve liman alanları oluĢtururken, ekonomik girdileri yanında kıyı ve deniz alanında
oluĢturdukları baskılar kentsel ve doğal çevrede olumsuz etkilere neden olmaktadır.
Sorunlar genel itibariyle karmaĢık bir planlama, kurumlar arasında kurulamayan
iletiĢimsizlik, risk faktörleri, deniz alanında bozulan ekosistem ve yetersiz kalan
ulaĢım ağları olarak özetlenebilir.

ġekil 5.13‟te gösterildiği gibi Kocaeli ilinin kuzey kıyıları, Ġzmit ilçe kıyılarına kadar
yoğun liman ve sanayi alanlarına hizmet eden “ekonomik ve çevresel” özelliklere
sahip kıyı kullanım alanlarına hakimdir. Ġzmit ilçe sınırlarından baĢlayarak kuzey,
doğu ve güney kıyıları ağırlıklı olarak “sosyal ve çevresel” kıyı alanı kullanımlarına
sahip olup kamunun en çok faydalandığı bölgelerdir. Ġzmit Körfezi doğu kıyılarında

124
merkezi iĢ alanları, korunması gerekli olan sulak alanlar ve rekreasyon alanları yer
almaktadır. Sulak alanları çevreleyen rekreasyon alanları ve özellikle merkezi iĢ
alanlarının sulak alanlar üzerinde önemli derecede baskı yaptığı görülmektedir. Bu
da koruma alanlarının sahip olduğu özellikleri tehlike altına atmaktadır. Güney
kıyılarında ise sadece Gölcük-BaĢiskele alt bölgesi olarak incelenen alanda sanayi
iĢletmeleri bulunmaktadır ve Yalova sınırına kadar daha çok kamusal mekanlar öne
çıkmaktadır. Özellikle Gölcük-Karamürsel arasında kalan hattın, kentsel ve peyzaj
planlamaları yönünden değerlendirilmesi ve bu yönde geliĢtirilmesi gereken alanlar
olarak ortaya çıkmaktadır.

ġekil 5.13 : Ġzmit Körfezi kıyılarında hakim kullanım özellikleri.

Kaynak: Google Earth ile alınan altlık ile tez kapsamında üretilmiĢtir (ġentürk, 2018).

2017 yılı ADNKS kayıtlarına göre Kocaeli‟nin toplam nüfusu 1.883.270 kiĢi olup, en
yüksek nüfusa Ġzmit ve Gebze ilçeleri sahiptir. Kıyıda yer alan sanayi ve liman
alanlarının yerleĢim alanları üzerindeki baskıları ve jeomorfolojik yapısından
kaynaklanan kıyı alanı sınırından sonra dağlık bölgenin baĢlaması, yerleĢim
alanlarının yetersiz kalmasına neden olduğu görülmektedir.

Kocaeli‟de, sanayi ve liman alanlarından farklı olarak ekonomik geliĢmeye katkısı


olan alan kullanımlarından biride tarım ve hayvancılıktır. Alandaki yer seçimlerinin
kıyıdan daha çok iç kesimlerde faaliyetlerini sürdürdükleri ve “teknokent” olma
özelliğine de sahip Kocaeli için, hayvancılık alanında yapılan üretim faaliyetlerinde
teknolojik geliĢmelerin katkısı da önemli bir yere sahiptir.

125
Kocaeli ve Ġzmit Körfezi kıyıları, tarihi geçmiĢinin M.Ö. 6. yy‟a kadar dayanması,
sahip olduğu doğal güzelliklerinin varlığı ve kıyı kenti olma özelliğinden dolayı
turizm adına da geliĢme göstermektedir. Çevre illere olan yakınlık ve ulaĢım
alternatiflerinin çoğalması bölgede günübirlik turizmi teĢvik etmiĢtir. Kartepe‟de
bulunan kayak merkezi ile kıĢ turizmi yönünde hizmet vermeye baĢlamıĢ, bunun yanı
sıra doğal verilerinden dolayı spor turizmini de canlandırmıĢtır. Ġzmit Körfezi
kıyılarında deniz turizmi yapılan ve mavi bayrak ödülü alan Karamürsel Altınkemer
ve Karadeniz‟e kıyısı olan Kandıra ilçesindeki Kerpe, Cebeci, Kumcağız ve
Bağırganlı halk plajları yer almaktadır.

Kocaeli‟nin en önemli verisi ulaĢım ağları olmakla beraber, D-100, TEM otoyolu,
demiryolu ve 2016‟da açılan Osmangazi Köprüsü bölgede yer almaktadır. Zamanla
artan nüfus ve faaliyet gösteren yoğun iĢletmelere karĢılık yetersiz kalmakla beraber
kentsel çevrede sorunlara neden olmaktadır. Dolayısıyla kıyıda yer alan demiryolu
hattının sanayi ve liman alanları için hizmet eden bir ağa dönüĢtürülmesi, karayolu
trafiğinin rahatlaması için çözümler getirilmesi ve deniz yolu taĢımacılığının teĢvik
edilmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır.

Kocaeli iline ait araĢtırma ve analizlerden sonra bütünleĢik kıyı alanları kapsamında
incelenen Ġzmit Körfezi BKAP açıklama raporu ve planı incelenmiĢtir. ġematik bir
dille hazırlanan planın kıyı alanlarında bütüncül bir yaklaĢımı ortaya koyması ve
yönetim hedeflerini belirlemesi olumlu yönleridir. Ġzmit Körfezi kıyı alanlarının
maruz kaldığı yoğun sanayi ve liman alanlarının etkisinde, entegre bir planlama
yaklaĢımı ve yönetimi ile sağlıklı bir kentsel çevreye teĢviki önemli rol
oynamaktadır. Mevcutta yer alan kullanımlar dıĢında doğal verilerin korunması ve
sürdürülebilir yaklaĢımın oluĢması noktasında bir takım eksiklikler olduğu
görülmektedir. Planda yer alan korunan alanların stratejik kararlarda
değerlendirilmemiĢ olması, ileride doğal kaynakların kullanım dengesinde bir takım
sorunlara neden olabileceği bakımından planlama kapsamında tekrar ele alınması
gerekmektedir. Dolayısıyla bu değerli alanlar çerçevesinde detaylı çalıĢmalar
yapılmalı ve çevresiyle olan iliĢkileri planlamaya iĢlenmelidir.

BütünleĢik kıyı alanları yönetimi ile bir yönetim hiyerarĢisinin kurulması ve


kurumların aralarında takip, izleme ve denetime dayalı etkin bir yönetim
gerçekleĢtirmesi beklenmektedir. Kıyı danıĢma biriminin kurulması, liman
toplulaĢtırılmasının yapılması ve katılımcılık ilkesine dayalı olarak, sivil toplum

126
örgütleri ve kamu görüĢlerinin dikkate alınması kararları açıklama raporunda yer
almasına rağmen, uygulama hususunda sorunlar devam ettiği görülmektedir. Yetkili
kurumlarla, hükümet dıĢı kurumların iĢbirliğini ortaya koyacak bir örnek olması
bakımından OYAK Port limanı örnek verilebilir. Otomotiv odaklı Ro-Ro liman
yatırımını, T.C. Çevre ve ġehircilik Bakanlığı 2018 yılında imzalamasıyla OYAK
Port10 çalıĢmalarını baĢlatmıĢtır. Onaylanan liman planının kamuoyu tarafından
büyük tepkiyle karĢılanması bütünleĢik kıyı alanları yönetimi “katılımcılık ilkesi”yle
kamu görüĢünün alınmadığını göstermektedir. Hala liman toplulaĢtırmasının ve kıyı
danıĢma biriminin kurulamaması, yönetim kararlarının da uygulanmadığını
göstermektedir.

Tezin buraya kadar olan kısmında Ġzmit Körfezi mevcut verileri ve Ġzmit Körfezi
BKAP planı incelenerek sonuçlar açıklanmıĢtır. AB mevzuatında ve
uygulamalarında yer alan deniz alanları mekansal planlaması da bu açıdan ele
alınarak sonuç oluĢturulmaya çalıĢılmıĢtır. Baltık Deniz alanı için yapılan deniz
alanları mekansal planlamasının Ġzmit Körfezi kıyı alanları için yapılan bütünleĢik
kıyı alanları planı kapsamında değerlendirilerek, öneriler sunulmaya çalıĢılmıĢtır.
Verilen birçok kararın deniz alanıyla ilgili olması ve deniz ekosisteminde yaĢadığı
sorunlar göz önüne alındığında, planlama ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. AB
öncülüğünde Baltık Deniz alanı için yapılan deniz alanları mekansal planlamasının,
BKAY ile eksiksiz hareket etmesini sağlayacak planlama hiyerarĢisi oluĢturulmuĢtur.
Sahip olduğu deniz alanlarıyla önemli yer eden ülkemizde, bu sistemin kurgulanması
önerilmektedir. Bu açıdan bütünleĢik bir yapı içerisinde sorunları akılcı yöntemlerle
çözmesi bakımından “Marmara Deniz Alanları Mekansal Planlaması” önerilmekle
beraber, Ġzmit Körfezi‟nin bu bağlamda değerlendirilmesi gerekmektedir.

10
Kocaeli BüyükĢehir Belediyesi, ġehir Bölge Planlama Müdürü Rahmi Tümpalay ile 25.12.2018
tarihinde yapılan görüĢmede; kıyı alanına yapılacak yeni ilavelere dolgu amaçlı imar planları
tekliflerini değerlendiren yetkili tarafın T.C. Çevre ve ġehircilik Bakanlığı olduğunu, ilçe belediyesi,
büyükĢehir belediyesi ve meclis kararlarının olumsuz görüĢ verdiği bildirilmiĢtir.

127
6. GENEL DEĞERLENDĠRME VE SONUÇ

Tez çalıĢmasının konusu kapsamlı bir Ģekilde 5 ana bölümle incelenerek, tanım ve
örneklere yer verilmiĢtir. ÇalıĢma konusunun oluĢmasında ve belirlenmesinde, doğal
ve yapay çevreyle ilgilenen meslek dallarının çalıĢma prensibi olan “koruma”
kavramı birincil etkendir. Planlamadaki koruma kavramı ise, estetik kaygılar, geliĢen
tasarım yapma arzusu ve teknolojik geliĢmelerle beraber, yasal, yönetsel ve politik
çerçeve içerisindeki bir döngüyle Ģekillenmektedir. Planlamada bu noktada devreye
girerek, tarihsel verilerin ıĢığında gelecek zamanla bağ kurarak korunması gereken
alanları belirlemede ve korumada rol oynamaktadır. Buradan doğan ana yaklaĢım ise
“koruma, kullanma, sürdürülebilirlik” kavramları olup, planlama ve yönetim
ilkelerine çerçeve çizmektedir.

“Korunan alan; biyolojik çeĢitliliğin, doğal ve bununla iliĢkili kültürel kaynakların


korunması ve devamlılığın sağlanması amacıyla ilgili mevzuata göre yönetilen
koruma statüsü bulunan kara, su ya da deniz alanlarıdır” (Url 18). Kara, akarsu ve
deniz alanlarında yapılan her türlü program ve projeler planlama ilkelerine göre bir
çerçevede belirlenerek planlama araçları üretilmektedir. Kara ve deniz alanı ara
kesitinde kalan “kıyı” ise ekolojik ve doğal verilerle diğer alanlardan farklılık
göstermesi sebebiyle yeni bir planlama aracıyla ele alınmaktadır. Küresel anlamda
ortaya konan araç ise “bütünleşik kıyı alanları yönetimi”dir. Kıyılar hassas
ekosistemlere ve kısıtlı kaynaklara sahip olması ve deniz-kara ekseninde etkileĢim
alanında bulunmasından dolayı koruma ve sürdürülebilir ilkelerle planlanmalıdırlar.
Tez araĢtırmasına örnek alan seçilen Ġzmit Körfezi (Kocaeli kıyıları) bu planlama
yaklaĢımıyla yapılmıĢ olan Ġzmit Körfezi BütünleĢik Kıyı Alanları Planı‟nın
odağında incelenmiĢtir. “Kıyı Alanları Planlaması Bağlamında Bütünleşik Kıyı
Alanları Yönetimi ve Planlaması: İzmit Körfezi (Kocaeli-Yalova) Bütünleşik Kıyı
Alanları Planı Örneği” isimli tez çalıĢmasıyla, kıyı alanları için geliĢtirilen yeni
planlama yaklaĢımlarının deniz, kıyı ve kara ekseninde eksik ve geliĢtirilmesi

128
gereken tarafların neler olması gerekliliğine dayanılarak sonuç ve öneriler
geliĢtirilmeye çalıĢılmıĢtır.

Kıyı ve etkileĢim alanında bulunan kullanım alanlarının planlanması, uygulanması ve


denetlenmesi süreçleri; BKAY ilkelerine, yasal ve yönetsel politikalara dayalı olarak
stratejik kararların baz alınmasıyla yapılan çalıĢmalardır. Kara ve kıyı alanında
yapılan plan ve projeler etkileĢim alanlarında yapılacak değiĢme ve geliĢmeleri
yönlendirmede ve karar almada BKAY bağlamında kolaylaĢtırıcı rol oynamaktadır.
Deniz alanındaki verilere altlık olacak bir Ģekilde planlamanın olmaması ise kıyıyı,
denizi ve kaynaklarını koruma politikalarında sorunlar oluĢturmakla beraber entegre
fikirlerin üretilmesi açısından eksik kalan taraf olmaktadır. AraĢtırma konusu bu
fikirler ıĢığında, süreçlerin nasıl iĢlediğiyle ilgilenerek kıyı etkileĢim alanında olan
deniz alanın mekansal planlama kapsamında nasıl bir yol haritası ile
değerlendirilmesi gerektiğine dayalı olarak geliĢtirilmiĢtir.

Değerlendirme ve sonuç kısmıyla tez çalıĢmasının özet kısmında sorulan araĢtırma


sorularının cevapları verilerek 3 sonuçla (planlama, yönetim ve planlama-yönetim
ilişkisi) açıklanmaya çalıĢılmıĢtır.

Planlama: Ġzmit Körfezi BütünleĢik Kıyı Alanları Planı incelendiğinde; Ģematik bir
dille hazırlanan, “arazi kullanım alanlarını gösteren, sadece mevcut verileri ortaya
koyarak korunmasını öngören, yeni bir yaklaĢım önermeyen ve bir stratejik plandan
daha çok mevcut durumu ortaya koyan plandır” (Tümpalay, R., 2018)11. BKAY
planı, plan açıklama raporu ve plan hükümleri incelendiğinde ise, plan lejandında yer
alan korunan alanların sadece sulak alanlar kısmı ile ilgili hükümler verildiği, diğer
özellikli alanların stratejik kararlarda yer almadığı görülmektedir. Kıyı ve yakın
hinterlandında bulunan etkileĢim alanında yer alan ve baskın kullanımlardan
etkilenecek bu özel nitelikli alanlar için stratejik kararların yer almaması planlama
açısından eksik taraflar olarak kalmaktadır. Plan hükümlerinde yer alan “liman

11
Kocaeli BüyükĢehir Belediyesi, ġehir Bölge Planlama Müdürü Rahmi Tümpalay ile 25.12.2018
tarihinde yapılan derinlemesine mülakatlar sonucunda; Ġzmit Körfezi ve kıyı alanlarının limitli alanlar
olması itibariyle büyükĢehir belediyesi olarak yeni gelen iskele, liman, dolgu taleplerinde ilave alana
izin verilmediğini, ancak iyleĢtirme ihtiyacı olan alanlar olduğunda düzenlemelere izin verildiği
açıklanmıĢtır. Bu açıdan kıyının ve körfezin koruma yaklaĢımı açısından değerli bir karar olarak
karĢımıza çıkmaktadır. Ancak BüyükĢehir Belediyesi olarak hemen hemen her ilçede bulunan dolgusu
yapılmıĢ ama onaylanmamıĢ dolgu alanlarının, rekreasyon amaçlı dolgu imar planı teklifi tarafları
tarafından yapılmıĢtır.

129
toplulaştırması12, kıyı danışma birimi, kıyı yapıları şeması” gibi planlama
literatüründe de yeni kavramlar olarak yer alan kararların uygulamaya geçemediği
görülmektedir ve BKAY kapsamında verilen stratejik kararların uygulanmadığını
göstermektedir. BütünleĢik kıyı alanları planlarında alınan üst stratejik kararları,
ülke / bölge düzeyinde içermesi gereken, yönlendirici ve mekansal planlarla
örtüĢmesi beklenen planlardır. Tümpalay (2018) ile yapılan görüĢmede, “Çevre
Düzeni Planı‟nın 2006‟dan bu yana revize edilmemesi ve Ġzmit Körfezi BKAP‟ın
mevcut kullanım alanlarını ortaya koymaya dayalı bir plan olmasıyla çakıĢma
problemi yaĢamadığı ancak planın karar almada etkili olmadığı” bildirilmiĢtir.
Türkiye‟de mekansal planlar kademelenmesinde yeri olmayan bütünleĢik kıyı
alanları planlamasının, diğer planlarla ortak hareket etme konusunda da etkili
olamayacağı görülürken, yapılan mülakatlar sonucunda üst kararlarda yönlendirici
stratejik kararlara ihtiyaç duyarak bu plan biçiminin tam anlamıyla istenilen yeri
edinemediği ortaya çıkmaktadır.

Uluslararası bütünleĢik kıyı alanları politikalarında yer alan “bütünleşik kıyı alanları
yönetimi”, planlama, uygulama ve denetleme ifadelerinin tümünü kapsayan bir
karar mekanizmasına sahip olduğu önceki bölümlerde de sıkça bahsedilmiĢtir. Ancak
T.C. Çevre ve ġehircilik Bakanlığı‟nın tanımlamasına göre “bütünleşik kıyı alanları
planı” olarak yer alıp, planlama, uygulama ve denetleme kararlarını bu baĢlık altında
değerlendirmektedir.

Buradan hareketle karĢımıza aĢağıdaki gibi çeliĢkili ifadeler ortaya çıkmaktadır:

 Plan açıklama raporunda “Yönetim Modeli” olarak tanımlanan planın


kapsamlı tanımının plan olarak sunulmasının küresel Ģartlarda yer alan
bütünleĢik kıyı politikalarıyla örtüĢmediği,

 Kıyı yönetim politikası adını, bütünleĢik kıyı alanları yönetimi olarak


değerlendirmediğidir.

Planlama yöntem ve araçlarının sistematiğini kurmanın ve mevcut değerleriyle ele


alınmasının önemi, Ġzmit Körfezi için yapılan bütünleĢik kıyı alanları planında
önemle görülmektedir. En son onay tarihi olan 2015 yılından bu yana bölgede etkili

12
Rahmi Tümpalay ile 25.12.2018 tarihinde yapılan görüĢmede liman toplulaĢtırması kararının kıyı
alanında yer alan rekreasyon alanlarını böleceği fikrinden dolayı olumsuz bir tablo çizeceği
düĢünülmektedir.

130
bir planlamayı, uygulamayı ve yönetimi kurgulayamaması bütünleĢik kıyı alanları
yönetimi adına olumsuz bir sonuçtur. Planlama yöntemi, aracı ve kararlarından
hareketle, kıyı alanları planlaması bağlamında yapılan Ġzmit Körfezi BKAP planının
etkili olmadığı ve yaptırıcı üst stratejik kararlara ihtiyaç duyduğu karĢımıza
çıkmaktadır.

Yönetim: BütünleĢik kıyı alanları yönetimi, adından da anlaĢılacağı üzere kıyı


alanlarında bir yönetim modeli çizen kıyı alanları yönetim Ģeklidir. Yönetim ve
denetleme iĢlerinin kurumlar arasında dengeli bir Ģekilde paylaĢılarak, kurumlar
arasındaki yetki karmaĢasına çözüm olması beklenmektedir. Ġzmit Körfezi kıyıları
barındırdığı çok çeĢitli ve baskın kullanım alanlarıyla beraber kıyıda söz hakkı
bulunan yetkili birçok kuruma sahiptir.

Plan hükümlerine göre ise Ġzmit Körfezi BKAP kapsamında yetkili kurum ve
kuruluĢlar aĢağıdaki gibi tanımlanmıĢtır:

“Bakanlık: Çevre ve ġehircilik Bakanlığı

Yetkili Ġdare: Kıyı yapılarına iliĢkin Ġmar Planı onaylamaya yetkili idareler

Ġlgili Ġdare: Kıyı yapılarına iliĢkin projelendirme, uygulama, denetleme,


ruhsatlandırma yetkisine sahip idareler” (Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü,
2015).

Buradaki yetkili kuruluĢlara açıklık getirmesi açısından, Tümpalay (2018) ile yapılan
görüĢmede, plan yapma yetkisi bulunan yetkili kuruluĢların açıklaması Ģu Ģekilde
açıklanmıĢtır: “Ġzmit Körfezi‟nde 8 tane kurum (Çevre ve ġehircilik Bakanlığı,
TOKĠ, ÖzelleĢtirme Ġdaresi, Kocaeli BüyükĢehir Belediyesi, ilçe belediyeleri,
OSB‟ler, TCDD TaĢımacılık A.ġ Genel Müdürlüğü, UlaĢtırma ve Altyapı Bakanlığı)
plan yapma yetkisine sahip olup, Kocaeli BüyükĢehir Belediyesi plan yapma yetkisi
en fazla olan kurum olarak geçmektedir”. Kıyı alanları üzerinde söz hakkına sahip
diğer kurum ve kuruluĢlar da düĢünüldüğünde, kurumlar arasındaki eĢ güdüm ve
koordinasyonun kurulup kurulamadığı yönünde sorular oluĢmaktadır. Mülakatlarda
elde edinilen bilgiler ve tez kapsamında araĢtırılan süreç içerisinde, kurumlar
arasında istenilen seviyede iletiĢimin kurulamadığı ve yetkili kurum ve kuruluĢlarda
kadro eksikliğinden doğan sorunlardan dolayı planlama süreçlerinde problemler
yaĢandığı görülmektedir. Plan hükümlerinde, kıyı danıĢma biriminin kurulmasıyla
beraber kıyı yapıları Ģemasının hazırlanması kararı yer alarak katılımcılık ilkesini

131
sağlayan bir tablo çizilmektedir. Yetkili kurumlar arasında, “Valilik baĢkanlığında;
BüyükĢehir ise BüyükĢehir Belediyesi, Plan sınırları içerisinde yer alan belediyeler,
Defterdarlık, Ġlgili Merkezi Kurumların TaĢra TeĢkilatı, Deniz Ticaret Odası, Liman
BaĢkanlıkları ve Valilikçe uygun görülen sivil toplum ve meslek örgütleri ile
üniversitelerin ilgili bölümlerinin temsilcileri…” (Mekansal Planlama Genel
Müdürlüğü, 2015) yer almaktadır. Sivil toplum örgütleri ve yerel halkın görüĢleriyle
hareket edecek kararın bulunması yönetim adına önemli bir adım olurken böyle bir
birimin henüz kurulmaması yönetim kararlarında ortaya çıkan diğer eksik bir taraftır.

Yapılan derinlemesine mülakatlar sonucu, bazı kurumlarla plan yapma yetkisinde ve


planın onaylanması sürecinde sorunlar yaĢandığı görülmektedir. Yönetim ve yetki
karmaĢasından doğan sorunların en önemlilerinin baĢında, uzun süre onaylanmayı
bekleyen planların olduğu durumlardır. Bunun sonucunda ise, yerel belediyelerin
plan yapma hevesini kıran ve içinde bulunulan zamanla gelecek zamanın
ihtiyaçlarını karĢılayamayan plansız alanların doğmasına neden olmaktadır. Hızlı ve
sürekli değiĢen çevresel ve kentsel Ģartlar göz önünde bulundurulduğunda, hızlı ve
kurumlar arası iletiĢimi güçlü karar mekanizmasının olması yönetimde olması
gereken hedeflerdir.

Planlama-Yönetim ĠliĢkisi: Tezin buraya kadarki sonuç ve değerlendirmelerinde,


ulusal ve uluslararası politikalarla ortaya konmaya çalıĢılan bütünleĢik kıyı alanları
planlaması / yönetimidir. Öneri planlama olan, “deniz alanları mekansal
planlaması”, Avrupa Birliği‟nin Baltık Denizi alanı için yapmıĢ olduğu uluslararası
planlama yaklaĢımıyla ortaya çıkmıĢtır. BütünleĢik kıyı alanları yönetimi ve deniz
alanları mekansal planlaması çerçevesinde ele aldığı stratejik kararlarla, deniz ve kıyı
alanında karĢılıklı koordinasyon ve eĢgüdümün sağlanması hedeflenmiĢtir.
Planlamanın, kara ve deniz ekosisteminin koruma-kullanma ilkeleriyle ele alınmasını
sağlayarak sürdürülebilir kalkınma politikaları hedeflenmiĢtir. Bu planlama
yaklaĢımıyla, Ġzmit Körfezi‟nin deniz ve kıyı kaynaklarının limitli ve yoğun baskı
altında olma durumunun gözlemlenmesinin üzerine, tez kapsamında deniz alanı için
planlama yaklaĢımlarını araĢtırmaya sevk etmiĢtir.

Ġlk önce Tablo 6.1‟deki gibi Avrupa Birliği ve Türkiye‟nin mevcut planlama verileri
karĢılaĢtırılarak sonuç ve öneriler geliĢtirilmeye çalıĢılmıĢtır. Avrupa Birliği
planlama kademelerinde, bütünleĢik kıyı alanları yönetimi, deniz alanları mekansal
planlaması ve mekansal planlama adına faaliyetler görülürken, Türkiye‟de kıyı ve

132
kara tarafında yapılan mekansal planlamalar yapılarak süreç yönetilmektedir.
BütünleĢik kıyı alanları yönetimi adına +, - bir değerlendirme yapılmasında,
öncelikle ülkemizde bütünleĢik kıyı alanları yönetimi adı altında bir planlama
yaklaĢımı yerine salt bir baĢlıkla bütünleĢik kıyı alanları planlaması çerçevesinde
stratejik kararlar verilmiĢtir. Yapılan planlamanın araĢtırmalar sonucunda ise,
yönlendirici, caydırıcı ve yaptırım gücü niteliğinin henüz uygulamaya geçemediği
görülmektedir. Planlama kademelerinde yerini alamaması ve bir çerçeve
belirlenmemesi planın karar verme mekanizmasında zayıf olarak kalmaktadır.
Dolayısıyla bütünleĢik kıyı alanları planlaması adına yapılmıĢ olup etkili bir
planlama olmadığı ortaya çıkmaktadır.

Çizelge 6.1 : Avrupa Birliği ve Türkiye planlamasına dair karĢılaĢtırma tablosu.

Planlama/Yönetim Avrupa Birliği Türkiye

Integrated Coastal + +,-


Management
(BütünleĢik Kıyı
Alanları Yönetimi)

Maritime Spatial + -
Planning (Deniz
Alanları Mekansal
Planlaması)

Spatial Planning + +
(Mekansal
Planlama)
Kaynak: Tez kapsamında üretilmiĢtir.

Deniz alanları mekansal planlaması adına Türkiye‟de henüz bir planlama giriĢimi
bulunmayıp, 3 tarafı denizlerle çevrili ülkemizde denizi planlama fikrinin ele
alınmaması, koruma-kullanma-sürdürülebilirlik anlayıĢını tam anlamıyla ve etkin bir
Ģekilde ele alınmasını güçleĢtirmektedir. ġekil 6.1 ile deniz-kıyı-kara üçlüsünün
hakim olduğu planlamalar belirlenerek öneri planlama yaklaĢımı ortaya konmaya
çalıĢılmıĢtır. Böylece her üç alanın etkileĢim ağı geniĢletilerek birbirleri arasında
geçiĢler yapmayı kolaylaĢtıran planlar öngörülmektedir.

AB kıyı mevzuatı ve giriĢimleri sonucunda literatürde yer edinen deniz alanları


mekansal planlamasının, ülkemizde yer alması kıyı alanlarını doğru ve etkin bir
Ģekilde korumada önemli bir yer edineceği ortaya çıkmaktadır. Ġzmit Körfezi
bütünleĢik kıyı alanları planlaması açısından bir değerlendirme yapıldığında, deniz
kısmında geri dönülemeyen sonuçların olmaması adına önemli planlama yaklaĢımı

133
olarak düĢünülmelidir. Kıyı ve deniz alanlarının dengeli ve kontrollü bir Ģekilde
kullanılması / yönetilmesi, deniz kirliliğinin önüne geçilmesi ve deniz ekosisteminin
tekrar sağlıklı bir alana dönüĢmesi adına deniz veritabanları oluĢturularak
planlamaya dahil edilmelidir.

ġekil 6.1 : Mekansal Planlama, Deniz Alanları Mekansal Planlaması ve


BütünleĢik Kıyı Alanları Yönetimi sistemi.

Kaynak: Tez kapsamında üretilmiĢtir.

Yapılan analizler sonucunda, tez çalıĢmasının özet kısmında sorulan 4 sorunun özetle
cevabı aĢağıdaki gibi değerlendirilmektedir:

 Kıyı alanları planlaması bağlamında, İzmit Körfezi Bütünleşik Kıyı


Alanları Yönetimi ve Planlaması ne kadar etkindir?

Öncelikle Ġzmit Körfezi BütünleĢik Kıyı Alanları Planı‟nın “yönetim” olarak adının
geçmediğinin söylenmesi doğru olacaktır. BütünleĢik Kıyı Alanları Yönetimi sadece
planlama ile kalmayıp, kıyının yönetilmesinde ve denetlenmesinde etkili bir
yöntemdir. Değerlendirme kısmında da belirtildiği gibi Ġzmit Körfezi BKAP,
yapıldığı ilk tarihte kurumlara tanıtılmasıyla kalmıĢ yönlendirici etkisini
kurgulayamamıĢtır. Ġzmit Körfezi kıyılarında alınacak kararlarda üst plan olarak

134
değerlendirilmemekle beraber plan sadece mevcut durumu gösteren Ģematik bir dil
olarak kalmıĢtır.

 İzmit Körfezi Bütünleşik Kıyı Alanları Planı, mekansal planlar


kademelenmesinde yeri olmadığına göre, kıyı kullanım kararlarında ÇDP
başta olmak üzere diğer mekansal planlar arasında uyuşmazlıklar var
mıdır? Varsa ne tür çekişme konuları oluşmaktadır?

Ġzmit Körfezi kapsamında yapılan ÇDP‟nin 2006 yılından beri revize edilmediği
yapılan mülakatlar sonucunda ortaya konmuĢtur. Ġzmit Körfezi BKAP‟ın 2015
yılında revize edilerek onaylanması ve mevcut kullanım alanlarını ortaya
koymasından dolayı ÇDP ile çekiĢme konuları yaĢamadığı görülmektedir. Ġlk soruda
da açıklandığı üzere BKAP, yönlendirici üst stratejik kararlara sahip olmamasından
dolayı baĢvurulan üst ölçekli bir plan olarak ölçüt kabul edilmediğinden, bütünleĢik
kıyı alanları yönetimi adına faaliyet göstermemektedir.

 Türkiye’nin BKAY bütünleşik kıyı alanları planlamasında eksik yönleri var


mıdır? Eğer eksik kısımlar varsa nasıl geliştirilebilir?

Türkiye‟de BKAY kapsamında yapılan Ġzmit Körfezi BKAP çalıĢması planlar


kademelenmesinde yerinin olmamasıyla ve alt-üst ölçeklerle iliĢki kuramamakla
beraber, öneminin kıyı ve deniz alanları için yeterince anlaĢılamadığı görülmektedir.
Plan açıklama raporundaki stratejik kararlarda yer alan önleyici, yaptırım gücü,
denetleyici ve yönetici kararlarının etkili olmadığı ve uygulamaya geçirilemediği
görülmektedir. Bir rapor olarak kalması ve kıyıda yer alan sektörler arasında ve
kullanım alanlarında bir yönetim modeli belirleyememesi önemli eksik tarafını
oluĢturmaktadır.

Türkiye‟de bütünleĢik kıyı alanları yönetimi adı altında etkin bir yönetim modeli
seçilerek ve kıyı taĢıma kapasitesine göre yapılacak hesaplamalar sonucunda planlar
yapılmalı ve bu süreçte coğrafi bilgi sistemlerinden yararlanılarak veritabanları
oluĢturulmalıdır. Alana dair alınacak kararlarda, sivil toplum örgütlerinin, halkın ve
yetkili kurumların arasında iĢbirliğinin sağlanarak katılımcılık ilkesi ortaya
konulmalıdır. Yönetim modeli ve planın belirlenmesinden sonra planlar
kademelenmesinde yeri belirtilmeli ve diğer planlarla iliĢkisinin kurulması
sağlanmalıdır.

135
 İzmit Körfezi’nin neden deniz alanı kapsamında bir mekansal planlamaya
ihtiyacı vardır?

AB kıyı mevzuatı ve çalıĢmaları kapsamında ele alınan bütünleĢik kıyı alanları


yönetimi ve deniz alanları mekansal planlaması çerçevesinde, kıyı ve deniz alanları
ortak bir çalıĢmayla ele alınmıĢtır. Baltık Denizi kapsamında yapılan deniz alanları
mekansal planlamasının, deniz kaynaklarını koruyarak kullanım alanlarının akılcı
yöntemle kurgulanması sağlanmıĢtır. Kıyının etkileĢim alanına giren deniz alanın
tıpkı kara alanı gibi planlanarak bütünleĢik kıyı alanları yönetimiyle beraber
çalıĢması sağlanmıĢtır. Buradan yola çıkılarak henüz Ġzmit Körfezi için bütünleĢik
kıyı alanları yönetiminin sağlanamamıĢ olması ve körfez havzasının ihtiyaç duyduğu
mekansal planlamadan dolayı deniz alanı için fikirler geliĢtirilmeye çalıĢılmıĢtır.
Deniz alanları mekansal planlaması, deniz ve kıyı ekosisteminin korunması ve
geleceğe kaynaklarıyla beraber aktarılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu
bağlamda Ġzmit Körfezi‟nin sahip olduğu deniz alanındaki önemli doğal verilerin
korunması ve tekrar sağlıklı bir yaĢam alanına döndürülmesi açısından Ġzmit Körfezi
deniz alanları mekansal planlaması önerilmektedir.

Öneri Çalışma:

 Türkiye’de Deniz Alanları Mekansal Planlaması yapımına ilişkin usul ve


esaslar, aktörler, sorumlu ve ilgili kurumlar ve yasal çerçeveye yönelik yeni
akademik çalışmaların yapılmasını önermektedir.

 İzmit Körfezi’ninde üst ölçekle ele alınması ve deniz bütünlüğünün


koruması adına “Marmara Deniz Alanları Mekansal Planlaması”
yaklaşımıyla değerlendirilmeli ve bütünleşik kararlar verilmelidir.

 Mekansal planlamalar, bütünleşik kıyı alanları yönetimi ve deniz alanları


mekansal planlamaları, planlar kademelenmesinde tekrar ele alınarak yeri
belirtilmeli ve planlama / yönetim çerçevesi ile görev ve sorumlulukları
oluşturulmalıdır.

 BKAY sisteminin tekrar ele alınarak planlama, yönetim ve denetleme


süreçlerini kapsamlı ele alarak, kurumlar arasında işbirliğini, eş güdüm ve
koordinasyonu ve yetkili kurumlarda bu programları ele alacak yeterli
kadronun oluşturulması sağlanmalıdır.

136
 Peyzaj karakter analizi yapılması şartıyla, kentsel ve peyzaj ölçeğinde
tasarımların yapılabilmesi için kıyı alanında zonlar ortaya çıkarılmalı ve bu
alanların planlama / yönetim açısından önemli referans noktalarının
belirlenmesini kolaylaştıracağı düşünülmektedir.

137
KAYNAKLAR

Aksoy, T. (2015). Nikomedeia (Ġzmit) Suyolları. Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü


Dergisi, 1, 187-239.
Akyarlı, A., Yüksel, Y., Çevik E., Yalçıner, A. C. ve Güler, I. (2002). Kıyı
Bölgesi Yönetimi ve Sorunları. Türkiye Mühendislik Haberleri, 420-
421-422, s.65-68.
Atik, A. S. (2011, 21-23 Kasım). Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi ve Türkiye‟deki
Bazı Uygulamaların Değerlendirilmesi. Ġçinde Y. Yüksel (Ed), 7. Kıyı
Mühendisliği Sempozyumu Bildiriler Kitabı. Ankara.
Bahar, Ö., (2007), Türkiye İçin Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi ve Denizel
Konumsal Veri Altyapısının Önemi. (Yüksek Lisans Tezi). KTÜ, Fen
Bilimleri Enstitüsü, Trabzon.
Balık, Ġ. (2017). Ordu‟da Kıyı Alanı Kullanımı ve Denizel Ekosisteme Etkileri. Kent
Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Hakemli Elektronik Dergi.
29/1, 31-47.
Berman, M., (2004). Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor: Modernite Deneyimi (Ü.
Altuğ ve B. Peker, Çev.). Ġstanbul: ĠletiĢim Yayınları.
Cicin-Sain, B. & Knecht, R. W. (1998). Integrated Coastal and Ocean
Management-Concepts and Practices. Retrieved from
http://gen.lib.rus.ec.
Çağlar, U. (2013). Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi Açısından Küçükçekmece
Lagünü‟nün İncelenmesi. (Yüksek Lisans Tezi). Ġstanbul Üniversitesi,
Deniz Bilimleri ve ĠĢletmeciliği Enstitüsü, Ġstanbul.
DıĢiĢleri Bakanlığı. (2018a). EriĢim adresi, http://www.mfa.gov.tr/akdeniz_in-
kirlilige-karsi-korunmasi-sozlesmesi-_barselona-sozlesmesi_.tr.mfa.
DıĢiĢleri Bakanlığı. (2018b). EriĢim adresi, http://www.mfa.gov.tr/bukres-
sozlesmesi.tr.mfa.
DıĢiĢleri Bakanlığı. (2018c). EriĢim adresi, http://www.mfa.gov.tr/yerel-gundem-
21.tr.mfa.
Doğan, E. ve Erginöz M. A. (1997). Türkiye‟de Kıyı Alanları Yönetimi ve
Yapılaşması. 1. Basım. Ġstanbul: Arion Yayınevi.
Doğan, N., (2014, 8-11 Mayıs). Kentsel DönüĢüm / Ekonomik, Sosyal ve Fiziksel
Yönü. Ġçinde N. Erdoğan (Ed), 1. Uluslararası Kentsel Planlama-
Mimarlık-Tasarım Kongresi Bidiriler Kitabı 1. Kocaeli.
Duru, B. (2003). Kıyı Politikası: Kıyı Yönetiminde Bütünleşik Yaklaşımlar ve Ulusal
Kıyı Politikası. Ankara: Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları No:29.

138
Durusu, B. (2010). Karadeniz‟in Kirliliğe KarĢı Korunmasında Uluslararası ĠĢbirliği
ve Ortak Denetim Projesi. Sayıştay Dergisi, 77, 171-178.
Eke, F. (1995). Kıyı Mevzuatının Gelişimi ve Planlama. Ankara: T.C. Bayındırlık ve
Ġskan Bakanlığı, Teknik AraĢırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü.
Emrealp, S. (2005). Yerel Gündem 21 Uygulamalarına Yönelik Kolaylaştırıcı
Bilgiler Elkitabı. 2. Baskı. Ġstanbul: Birmat Matbaası.
ErbaĢ, A. E. ve Demir, O. (2014). Challenges and Conflicts in Achieving the
Sustainable Waterfront Development in Izmit Bay; the case of Evyap
Port, A. Brandeis (Ed), 50th ISOCARP Congress. 23-26 September
2014, Gdynia, Poland.
Garipağaoğlu, N. ve Uzun, M. (2014). Ġzmit Körfezi Kıyılarında Kıyı Alanı
Kullanımı. Türk Coğrafya Dergisi, 63, 9-22.
Görer, N. ve Duru, B. (2001). Türkiye‟de Kıyı Yönetimi Uygulamaları. Ġçinde E.
Özhan, & Y. Yüksel (Editör), Türkiye‟nin Kıyı ve Deniz Alanları III.
Ulusal Konferansı Bildiriler Kitabı, Kıyı Alanları Yönetimi Türkiye
Milli Komitesi, ODTÜ, Ankara : 26-29 Haziran 2001.
Gazioğlu, C., Uzun, Y., Akkaya, M. A. ve Kaya, H. (2013). Kıyı Alanlarının
Planlanması ve Kullanımı. 1. Baskı. Ġstanbul: Bayem Ajans
Promosyon Medya Reklam Organizasyon Matbaa ve Bilgisayar
Hizmetleri San. Tic. Ltd. ġti..
Hayır, M. (2004). 17 Ağustos 1999 Depremi‟nin Kocaeli Nüfusu Üzerindeki
Etkileri. Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Dergisi, 6, 135-144.
Hayvancılık Genel Müdürlüğü. (2018). https://kocaeli.tarimorman.gov.tr. EriĢim
Tarihi: 5.12.2018.
Kay, R. & Alder, J. (2005). Coastal Planning and Management. Second Edition.
London and Newyork: Taylor & Francis Group.
Kaya, H. (2010). Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetiminde Yerel Yönetimlerin Rolü.
(Doktora Tezi). Ġstanbul Üniversitesi, Deniz Bilimleri ve ĠĢletmeciliği
Enstitüsü, Ġstanbul.
Kayapınar, Y. E. (2006). Ulusal Gündem 21 Yerel Gündem 21 [PowerPoint
slaytları]. EriĢim adresi
http://www.tr.undp.org/content/dam/turkey/docs/pressreleases/1B-
gundem21sunum1.ppt
KeleĢ, R. (1989). Kıyıların Korunması ve Toplum Yararı. Ankara Üniversitesi SBF
Dergisi, 1, 39-62.
Kocaeli Ticaret Odası. (2017). 2017 Yılı Ġlk Yarısı Ġktisadi Raporu.
http://koto.org.tr/?post_type=lsvrdocument. EriĢim tarihi: 3.12.2018.
Kocaeli Ticaret Odası. (2018a). 2018 Yılı Ağustos Ayı Ġstatistikleri.
http://koto.org.tr/?post_type=lsvrdocument. EriĢim tarihi: 3.12.2018.
Kocaeli Ticaret Odası. (2018b). Rakamlarla Kocaeli 2018.
https://koto.org.tr/?p=9436. EriĢim tarihi: 4.12.2018.

139
Kurt, S. (2015). Türkiye‟de Kıyı Kullanımına Yönelik Yasa ve Düzenlemelerin
Tarihi Seyri. Doğu Coğrafya Dergisi, 33, 91-110, doi:
10.17295/dcd.64190 .
Kurtaslan, B. Ö. ve Bilsel, G. S. (2007). 3621 Sayılı Kıyı Kanunu‟nda DeğiĢiklik
Öngören Kanun Tasarısı Taslağının Yasallık, Kamu Yararı ve
Sürdürülebilirlik Ġlkeleri Açısından Ġrdelenmesi, Atatürk Üniversitesi
Ziraart Fakültesi Dergisi, 38 (2), 215-223.
Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü. (2015). Ġzmit Körfezi BütünleĢik Kıyı
Alanları Planı / Plan Açıklama Raporu. T.C. Çevre ve ġehircilik
Bakanlığı.
Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü. (2018). Mekansal Planlar Yapım
Yönetmeliği. EriĢim adresi http://mpgm.csb.gov.tr/mekansal-planlar-
yapim-yonetmeligi-i-4583.
Narlı, F. (1998). Türkiye‟de Kıyı Alanları Yönetimiyle Ġlgili Sorunlar. Türkiye
Coğrafya Dergisi, 33, 551-558.
Paker, H. (2012). Çevre Rejimleri ve Türkiye‟de Sivil Toplum Örgütlerinin Rolü:
Akdeniz‟de Sürdürülebilirlik, Marmara Avrupa Araştırmaları
Dergisi, Cilt 20, 1, 151.
Rakipsiz, C. (2017). Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi: “Antalya Bütünleşik Kıyı
Alanları Planı” Örneği. (Yüksek Lisans Tezi). Mimar Sinan Güzel
Sanatlar Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul.
SayıĢtay (2006). Kıyıların Kullanımının Planlanması ve Denetimi. TC SayıĢtay
BaĢkanlığı, Performans Denetim Raporu, Ankara.
Sesli, F. A., Aydınoğlu, A. Ç., & Akyol, N. (2003). Kıyı Alanlarının Yönetimi. Türk
Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Harita ve Kadastro Mühendisleri
Odası Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı Bildiriler Kitabı,
757-768, Ankara : 31 Mart - 4 Nisan 2003.
Turan, E. ve Aydilek, E. (2017). Modernite ve Postmodernite Ekseninde Kamusal
YaĢamın DönüĢümü. 21. Yüzyılda Eğitim Ve Toplum Eğitim Bilimleri
Ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt 6, Sayı 17, 279-290.
Turoğlu, H., (2009). 3621 Sayılı Kıyı Kanunu ve Onun Uygulama Problemleri. Türk
Coğrafya Dergisi, 53, 31-40.
Tümpalay, R. (2018). KiĢisel görüĢme. 25 Aralık 2018, Kocaeli.
Uçlar, S. (2012). Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi ve İstanbul Örneği. (Yüksek
Lisans Tezi). Ġstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.
Ġstanbul.
UNESCO. (2009). Marine Spatial Palnning / A step-by-step Approach Toward
Ecosystem-based Management. In R. Dahi (Ed), Paris: UNESCO.
Yalova Valiliği Çevre ve ġehircilik Ġl Müdürlüğü. (2017). EriĢim adresi
http://yalova.csb.gov.tr/kiyi-kenar-cizgisi-hangi-durumlarda-
degistirilir-haber-107343.
Yıldız, S. ve Döker, F. (2016). Izmit ġehrinin Nüfus GeliĢimi. İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Coğrafya Dergisi, 32, 33-47.

140
Yoğurtçuoğlu, T. (1999). Ulusal Çevre Stratejisi ve Eylem Planı. II. Ulusal Kentsel
Altyapı Sempozyumu. http://www.imo.org.tr/ EriĢim tarihi:
21.03.2017.
Yontar, Ġ. G. ve Yılmaz, F. (2013). Türkiye‟de BütünleĢik Kıyı Yönetiminin
Aktörleri, Rolleri ve Sorumlulukları. Uludağ Üniversitesi İktisadi
İdari Bilimler Fakültesi Dergisi,1, 147-184.

Ġnternet Kaynakları

Url-1 <https://ec.europa.eu/maritimeaffairs/policy/maritime_spatial_planning_en>,
eriĢim tarihi 9.12.2018.
Url-2 <https://www.izmitteseka.com>, eriĢim tarihi 9.12.2018.
Url-3 <https://www.kocaeli.bel.tr/tr/main/pages/izmit/224>, eriĢim tarihi 9.12.2018.
Url-4 <http://www.arkitera.com/gorus/1064/kiyi-kenti-izmit>, eriĢim tarihi
9.12.2018.
Url-5 < http://www.ergeproje.com/tr/master-plan-fizibilite-ve-ced-projeleri/akdeniz-
ve-ege-kiyilari-turizm-alt-yapisi-ve-kiyi-yonetimi-atak-projesi> eriĢim tarihi
9.12.2018.
Url-6 <http://msp.ioc-unesco.org>, eriĢim tarihi 20.11.2018.
Url-7 <https://www.kocaeli.bel.tr/tr/main/pages/tarihce/16>, eriĢim tarihi
20.11.2018.
Url-8 <https://www.kocaeli.bel.tr/tr/main/pages/gebze/222>, eriĢim tarihi
28.11.2018.
Url-9 <https://www.izmitteseka.com/ekoloji>, eriĢim tarihi 28.11.2018.
Url-10 <https://www.izmitteseka.com/kent>, eriĢim tarihi 28.11.2018.
Url-11 <https://www.kocaeli.bel.tr/tr/main/pages/gebze/222>, eriĢim tarihi
1.12.2018.
Url-12 <https://www.kocaeli.bel.tr/tr/main/pages/sosyo-ekonomik-yapi/100>, eriĢim
tarihi 1.12.2018.
Url-13 <https://kosano.org.tr/rakamlarla-kocaeli/>, eriĢim tarihi 1.12.2018.
Url-14 <http://www.kocaeli.gov.tr/sanayi-kenti-kocaeli>, eriĢim tarihi 2.12.2018.
Url-15 <https://www.kocaeli.bel.tr/tr/main/pages/turistik-mekanlar/235>, eriĢim
tarihi 3.12.2018.
Url-16 <http://mpgm.csb.gov.tr/izmit-korfezi-kocaeli---yalova-butunlesik-kiyi-
alanlari-plani-ky-bkap-i-82284>, eriĢim tarihi 10.12.2018.
Url-17 <http://ec.europa.eu/environment/iczm/index_en.htm>, eriĢim tarihi
11.12.2018.
Url-18 <http://tvk.csb.gov.tr/korunan-alanlar-i-85717>, eriĢim tarihi 17.12.2018.

141
EKLER

EK A: Ġzmit Körfezi BütünleĢik Kıyı Alanları Planı.

142
EK A

ġekil A.1 : Ġzmit Körfezi BütünleĢik Kıyı Alanları Planı.

143
ÖZGEÇMĠġ

Esra ġENTÜRK
06.04.1988 /Ardahan
Gmail: esrasenturk2015@gmail.com

EĞĠTĠM
Yüksek Lisans : Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Ġstanbul.
Fen Bilimleri Enstitüsü / ġehir Bölge Planlama Anabilim Dalı / Kentsel Tasarım
Yüksek Lisans Programı.
Bilimsel Hazırlık / 2014-2015
Ders Süreci / 2015-2016
Tez Süreci / 2016-2018
Mezuniyet Derecesi / 4.00-3.76

Lisans : Okan Üniversitesi, Ġstanbul.


Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi / Kentsel Tasarım ve Peyzaj Mimarlığı Bölümü
(2008-2013).
Mezuniyet Derecesi / 4.00-3.22 / Bölüm Ġkincisi.

Ön Lisans : EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi, EskiĢehir.


Fen Edebiyat Fakültesi / Biyoloji Bölümü.
Mezuniyet Derecesi / Önlisans Diploması / Yarıyıl ġeref Öğrencisi Belgesi.

Lise : Orhangazi Öğretmen Eyüp Topçu Anadolu Lisesi, Bursa.


Fen Bilimleri / 2002-2006.

Ġġ TECRÜBESĠ
Ġkon Yapı Gayrimenkul Tic. A.ġ., Ġstanbul, (2017-2018) (11 Ay).

144
STAJ
Aartı Planlama, Ġstanbul, 2011.
Yalova Belediyesi, Plan Proje Müdürlüğü, Yalova, 2012.
Doğa Peyzaj ve Fidancılık, Yalova, 2012.

SERTĠFĠKALAR / KURS
AutoCAD, Penbil, Ġstanbul, 2009.
Powerpoint ile Etkin Sunum Hazırlama Teknikleri, Türkiye BiliĢim Derneği,
Ġstanbul, 2010.
Ġnteraktif Pazarlama ĠletiĢimi Hayatınıza ve Kariyerinize Girmeli mi?, Mobilera,
Ġstanbul, 2010.
Kendimi Nasıl Marka Yapabilirim, GeliĢim Enstitüsü, Ġstanbul, 2010.
Peyzaj Mimarlığı II. Ulusal Öğrenci Sempozyumu, Ġstanbul, 2012.
ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlığı, Mavi Akademi, Bursa, 2014.
Etkin Bir UlaĢım Aracı “Bisiklet” Bursa ÇalıĢtayı, Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği
Organizasyonu, Bursa, 2016.
Sürdürülebilir Peyzaj Alanları için Sulamada Yenilikçi Çözümler ve Projelendirme
Teknikleri, Yalova, 2018.

BĠLGĠSAYAR BĠLGĠLERĠ
AutoCAD / Ġyi Seviye / Sertifikalı
Photoshop / Ġyi Seviye
ArcGIS / BaĢlangıç Seviye
MS Office (Word, Excel, Powerpoint)

YABANCI DĠL
Ġngilizce / Ġyi Seviye
Almanca / BaĢlangıç Seviye

BĠLĠMSEL VE MESLEKĠ KURULUġLARA ÜYELĠKLER

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası.

145
HOBĠ VE ĠLGĠ ALANLARI
Peyzaj / Mimarlık / ġehircilik, Ġç Mimarlık ve Dekorasyon, Yağlıboya Serbest,
ÇalıĢmaları Yapmak, Biyografi ve Tarih AraĢtırmaları, Fotoğrafçılık, Müze / Sanat /
Seyahat, Arkeolojik Alanlar, Tiyatro ve Sinema.

146

You might also like