Professional Documents
Culture Documents
Lkemizin Do Al Ve Do Alla M Nergis T Rleri Ve Kar La T Sorunlar (
Lkemizin Do Al Ve Do Alla M Nergis T Rleri Ve Kar La T Sorunlar (
TARIM VE
Türkiye’nin Biyoçeşitliliği:
Genetik Kaynakların Sürdürülebilir
Tarım ve Gıda Sistemlerine Katkısı
ISBN 978-92-5-131255-1
9 7 8 9 2 5 1 3 1 2 5 5 1
CA1517TR/1/01.19
Türkiye’nin Biyoçeşitliliği:
Genetik Kaynakların Sürdürülebilir
Tarım ve Gıda Sistemlerine Katkısı
Editörler
Prof. Dr. Hafiz Muminjanov ve
Prof. Dr. Alptekin Karagöz
The designations employed and the presentation of material in this information product do not imply the
expression of any opinion whatsoever on the part of the Food and Agriculture Organization of the United
Nations (FAO) concerning the legal or development status of any country, territory, city or area or of its
authorities, or concerning the delimitation of its frontiers or boundaries. The mention of specific companies
or products of manufacturers, whether or not these have been patented, does not imply that these have been
endorsed or recommended by FAO in preference to others of a similar nature that are not mentioned.
The views expressed in this information product are those of the author(s) and do not necessarily reflect the
views or policies of FAO.
ISBN 978-92-5-131255-1
©FAO, 2019
Some rights reserved. This work is made available under the Creative Commons Attribution-NonCommercial-
ShareAlike 3.0 IGO licence (CC BY-NC-SA 3.0 IGO; https://creativecommons.org/licenses/by-nc-sa/3.0/igo).
Under the terms of this licence, this work may be copied, redistributed and adapted for non-commercial
purposes, provided that the work is appropriately cited. In any use of this work, there should be no suggestion
that FAO endorses any specific organization, products or services. The use of the FAO logo is not permitted.
If the work is adapted, then it must be licensed under the same or equivalent Creative Commons license. If a
translation of this work is created, it must include the following disclaimer along with the required citation:
“This translation was not created by the Food and Agriculture Organization of the United Nations (FAO). FAO
is not responsible for the content or accuracy of this translation. The original [Language] edition shall be the
authoritative edition.
Any mediation relating to disputes arising under the licence shall be conducted in accordance with the
Arbitration Rules of the United Nations Commission on International Trade Law (UNCITRAL) as at present in
force.
Third-party materials. Users wishing to reuse material from this work that is attributed to a third party, such as
tables, figures or images, are responsible for determining whether permission is needed for that reuse and for
obtaining permission from the copyright holder. The risk of claims resulting from infringement of any third-
party-owned component in the work rests solely with the user.
Sales, rights and licensing. FAO information products are available on the FAO website (www.fao.org/
publications) and can be purchased through publications-sales@fao.org. Requests for commercial use should
be submitted via: www.fao.org/contact-us/licence-request. Queries regarding rights and licensing should be
submitted to: copyright@fao.org.
iii
iv
© FAO / E. Kaya
x
Teşekkür
Bu kitap FAO Orta Asya Altbölge Ofisi Bitkisel Üretim ve Bitki Koruma Uzmanı Prof. Dr. Hafiz Muminjanov ve
Aksaray Üniversitesi’nde görev yapan Prof. Dr. Alptekin Karagöz editörlüğünde hazırlanmıştır.
Kitabın bölümlerinin incelenmesi, düzenlenmesi ve fotoğrafların seçimi FAO Orta Asya Altbölge Ofisi Bitkisel Üretim ve
Bitki Koruma Uzman Yardımcısı Birim Mor tarafından yapılmıştır.
Katkıda Bulunanlar
Ahi Evran Üniversitesi, Kırşehir Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Eskişehir
Dr. Öğr. Üy. Mustafa Kan İsmail Kara, Nejla Çalışkan
Aksaray Üniversitesi, Aksaray ICARDA
Doç. Dr. Tolga Kankılıç, Doç. Dr. Mehtap Tekşen, Nuri Dr. Mesut Keser
Aktokat
İstanbul Üniversitesi, İstanbul
Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara Dr. Füsun Ertuğ (Emekli)
Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, Kayısı Araştırma Enstitüsü, Malatya
Yalova Makbule Yanar
Dr. Yılmaz Boz, Erdal Kaya
Koç Üniversitesi, İstanbul
Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, Ankara Dr. Burhan Ulaş
Aylin Çağlayan Özcan,Volkan Güngören
Mersin Üniversitesi, Mersin
Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü,
Doç. Dr. Ümit Aydınoğlu
Konya
Dr. Fatih Özdemir, Nevfel Kürşat Akbulut, Murat Namık Kemal Üniversitesi, Tekirdağ
Küçükçongar Doç.Dr. Evren Cabi
Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Antalya Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi, İstanbul
Dr. Ahu Çınar Burçin Çıngay, Prof. Dr. Adil Güner
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale xi
Marmaris Milli Park Müdürlüğü, Muğla Prof. Dr. Murat Türkeş (Emekli)
CIMMYT Ormancılık Genel Müdürlüğü, Odun Dışı Ürün ve
Dr. Alexey Morgunov Hizmetler Dairesi, Ankara
Ege Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü, İzmir Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü, Trabzon
Dr. Gün Kırcalıoğlu, Dr. Mehmet Tutar
Süleyman Demirel Üniversitesi, Isparta
Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı, Ankara
Prof. Dr. Hasan Baydar
İsa Sertkaya, Ayhan Aşık, Türkşan Karatekin, Tuncay Keskin
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü,
Eğirdir Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü, Isparta
Ankara
FAO Özkan Kayacan, Dr. Ali Osman Sarı, Dr. Esin Dilbirliği,
Elif Söğüt, Prof. Dr. Uygun Aksoy, Jasper Albers, Doç. Dr. Burcu Tarıkahya Hacıoğlu, Dr. Ayşe Oya Akın,
Dr. Ayşegul Cil, Dr. Nihan Yenilmez Arpa, Işıl Aytemiz, Dr. Mesut Yıldırır, Dr. Gülnur Penbe Özdemir, Nilgün
Fatih Bozdemir, Özge Doğan, Dr. Fazıl Düşünceli, Aksungur, Gözde Çelik Özer, Naciye Çakır
Haydar Fersoy, Prof. Dr. Emilio Gonzales, Dr. Viorel Gutu,
Alper Koçak, Carly Learson, Timour Madibaev, Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü, Ankara
Patrick McGuire, Dr. Atilla Özdemir, Prof. Dr. Ahsen Işık Dr. Meral Peşkircioğlu, Dr. Kürşad Özbek, Nurgül Sarı,
Özgüven, Dr. Ayşegül Selışık, Mustapha Sinaseur, Dr. Canan Yağcı Tüzün, Şenay Boyraz Topaloğlu
Yuriko Shoji, Ekrem Yazıcı, Dr. Ece Aksoy Bağımsız katkı sağlayanlar
GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Arda Tonay, Ali Cemal Gücü, Muharrem Aksungur,
Eğitim Merkezi, Diyarbakır Musa Geçit, Ramazan Saygılı, Tahsin Ceylan, Aykut İnce,
Dr. Fethullah Tekin, Dr. Şerif Kahraman, Mehmet Çiçek İsmail Sevimler, Nusret Yakışıklı
Kitabın İngilizce versiyonundan Türkçe çevirisini yapan Prof. Dr. Alptekin Karagöz, Prof. Dr. Uygun Aksoy, Birim Mor,
Işıl Aytemiz, Dr. Ayşe Oya Akın, Dr. Mesut Yıldırır, Dr. Attila Özdemir, Dr. Nihan Yenilmez Arpa ve Dr. Ayşegul Çil’e
katkılarından dolayı teşekkür ederiz.
Bu yayında yer alan fotoğrafların büyük bir çoğunluğu “Tarım ve İnsan Fotoğraf Yarışması” arşivinden seçilmiştir. Söz
konusu yarışma Tarım ve Orman Bakanlığı, Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı tarafından 10 yıldır düzenlenmektedir.
Yarışma, yalnızca Türk tarımı ve toplumu arasındaki etkileşimi kayıt altına alma konusunda değil, ayrıca Türk tarımındaki
hazineleri geniş kitlelerle buluşturmada üstün başarı sağlamıştır.
Önsöz
F
AO ve Türkiye uzun yıllardır ortak çalışmalar
yürütmektedir. 2006’dan bu yana devam eden FAO Türkiye
Ortaklık Programı kapsamında Orta Asya ve Kafkaslarda,
gıda güvenliği ve sürdürülebilir tarım konularında başarı elde
etmek için iş birliği yapmaktayız.
T
ürkiye’de tarım modern teknikler ve ileri teknolojilerle
yapılmaktadır. Bizler, sürekli olarak, kırsal alanda;
sürdürülebilir üretimin, uygulanabilirliğin, rekabetçiliğin
ve ekonomik kalkınmanın sağlanması için çalışmalar
yürütmekteyiz. Bu nedenle Türkiye, sektörde araştırma ve
geliştirmeyi desteklemek ve bilgi birikimi aktarımı yapmak için
süregelen çabalara büyük önem vermektedir.
Türkiye, sürdürülebilir tarım ile gıda sistemlerinin ve çevresel
sürdürülebilirliğin hayati öneminin ve bunları teminen ekosistem
© TOB
tahribatına karşı önlemlerin alınmasını gerektiğinin farkındadır.
Bunun temel bir bileşeni ise, genetik kaynakları küresel ve yerel
düzeyde korumaktır. Dr. Bekir Pakdemirli,
Türkiye Cumhuriyeti Tarım
ve Orman Bakanı
Türkiye’ye bahşedilen zengin biyoçeşitlilik, tarım ve gıda
sistemlerine somut pek çok fayda sağlamaktadır. Bu büyüleyici
topraklar, Paleolitik Çağın başından bu yana Çatalhöyük, Hitit,
Amazon, Süryani, Musevi, Truva, Frigya, Likya, İyonya, Roma,
erken dönem Hristiyan, Bizans ve Osmanlı gibi çok fazla sayıda
Anadolu uygarlığına ev sahipliği yapmıştır. Burası aynı zamanda,
binlerce yıldır insanlık tarihini dönüştüren inkılap ve bilgilerin,
bölgeler arasında yayıldığı bir merkez olmuştur.
xiii
Yeni çalışmalar, 8 000 yıl önce Avrupa’ya göç eden ilk çiftçilerin,
Anadolu’dan gelerek oradaki avcı-toplayıcı kültürlerin yerini
aldığını göstermektedir. Şanlıurfa kentimizde yer alan Göbekli
Tepe’de gün yüzüne çıkarılan arkeolojik kalıntılar, dünya tarım
tarihini yeniden yazacak potansiyele sahiptir. Çok sayıda bilimsel
yayın, buğdayın anavatanının Anadolu’nun güneydoğusunda
yer alan Karacadağ olduğunu ve dünyaya buradan yayıldığını
bildirmektedir. Aynı bölgenin sadece buğday değil, dünyanın
beslenmesinde önemli bir rolü olan mercimek ve nohut gibi pek
çok temel tarımsal ürünün de anavatanı olduğu bilinmektedir.
Türkiye’nin Biyoçeşitliliği: Genetik kaynakların sürdürülebilir
tarım ve gıda sistemlerine katkısı isimli eser, verimli Anadolu
topraklarının antik çağlara dayanan olağanüstü tarımsal
mirasından kaynaklanan zengin genetik çeşitliliği anlatmaktadır.
Bu kitap, seçilmiş genetik kaynaklar, bunların sürdürülebilir
tarımsal uygulamalar ve gıda sistemlerine katkısını sunmaktadır.
Ancak anlatılanların yalnızca seçilmiş örnekler olduğu, burada
pek çok daha farklı örneklerin de konu edilebileceği bilinmelidir.
En büyük ümidimiz; inançla hazırlanan bu yayının,
sürdürülebilirliğe yönelik samimi bir takdir yaratarak herkesin,
bu müthiş zenginliğin korunmasına aktif olarak katılımını
sağlamaktır.
xiv
© FAO / L. Emektar
Teknik Takdim
“B
iyolojik çeşitlilik”, diğerlerinin insan eliyle parçalanmakta, toprak, su ve
yanı sıra kara, deniz ve hava devamlı olarak kirlenmektedir. Her
diğer su ekosistemleri ile bu zamankinden daha fazla yaşanmakta olan
ekosistemlerin bir parçası olduğu ekolojik çevresel problemlere rağmen, Türkiye’nin
kompleksler de dahil olmak üzere tüm karasal ve sucul sistemleri, Avrupa’nın
kaynaklardan canlı organizmalar arasındaki en az kirli habitatları arasında yer
farklılaşma anlamındadır; türlerin kendi almaktadır. Benzer şekilde ticari gübreler
içindeki ve türler arasındaki çeşitlilik ve ve kimyasalların sınırlı kullanımı nedeniyle
ekosistem çeşitliliği de buna dahildir. tarım toprakları da Avrupa’nın en az
Biyoçeşitlilik, türler ve ekosistemler içinde kirletilmiş topraklar arasındadır.
ve arasındaki çeşitliliği içermek yanında
sadece canlı varlıkları değil aynı zamanda Türkler, Anadolu’ya ve dünyanın farklı
bulundukları çevreyi de kapsamaktadır. coğrafyalarına göçmeden önce, Orta
Asya’nın uçsuz bucaksız steplerinde ve
Canlı organizmalar hem kendi aralarında dağlarında göçebe yaşamın keyfini çıkarmış,
hem de paylaştıkları ekosistemin bütün bu nedenle de yaşamlarını sürdürebilmek
bileşenleri ile güçlü bir etkileşim içindedir. için binlerce yıldır biyoçeşitlilik, ekosistem
İnsanlık, biyoçeşitlilikten ve ekosistem ve ekosistem hizmetlerine bağımlı kalmıştır.
hizmetlerinden gıda ve ham madde Bugün de halen avlanma, balık tutma,
üretiminden, çevresel etkileşimleri, hastalık doğadan ot, mantar, tıbbi ve aromatik
ve zararlıları, su kaynaklarını düzenleme bitkiler toplamak yaygın alışkanlıklar
ve kontrol işlevine; rekreasyonel, kültürel olarak devam etmektedir. İnsanlar sadece
ve manevi değerinden, çevrenin organik kendi hastalıklarına şifa bulmak için değil, xv
döngülerle temizlenmesine kadar pek çok hayvanlarının tedavisi için de doğadaki
şekilde yararlanmaktadır. otlardan yararlanmaktadır. Diğer bir ifade ile
toplum ile çevre arasında her zaman güçlü
Türkiye; Akdeniz, Avrupa-Sibirya ve İran- bir etkileşim bulunmaktadır.
Turan biyocoğrafya bölgelerine ev sahipliği
yapmaktadır. Her bölge endemik türleri ve Anadolu’da genetik çeşitlilikle ilgili bilgi
çok çeşitli ekosistemleri barındırmaktadır. birikimi, nesiller boyu aktarılmakta,
Akdeniz Bölgesi’nde, dünyanın en geniş çevreye duyulan saygı yüzlerce yıldır
servi ormanı bulunmaktadır. Avrupa- devam etmektedir. Orman ekosistemlerinin
Sibirya Bölgesi, batıda Bulgaristan’dan, korunması ile ilgili ilk yasal düzenleme
doğuda Gürcistan’a kadar kuzey kuşağı Osmanlı İmparatorluğu döneminde XV.
tamamen sarmaktadır. Bu bölge çoğunlukla yüzyılda yapılmıştır. Küresel bazda yeni
yapraklarını döken ılıman ormanlar ve bir kavram olan yerinde (in-situ) koruma
yüksek dağ (alpin) çayırlardan oluşmaktadır. alanlarının kuruluşu, Türkiye’de 1950’lere
İran-Turan Bölgesi ise Ege Bölgesi’nin dayanmaktadır. Günümüzde Türkiye’nin
doğusundan Anadolu’nun orta, doğu %7,24’ü resmi olarak korunmaktadır. Ancak
ve güneydoğusuna uzanmaktadır. Bu mevcut koruma alanlarının, biyolojik ve
bölge çoğunlukla tipik kurak meralardan habitat çeşitliliğinin tüm bileşenlerinin
meydana gelmektedir. Sulak alanlar ve korunması konusunda eksiklikleri vardır.
deniz ekosistemleri de pek çok sucul
Türkiye’nin Biyoçeşitliliği: Genetik kaynakların
türün yetişmesine elverişli temiz ortamlar
sürdürülebilir tarım ve gıda sistemlerine
sunmaktadır.
katkısı isimli çalışma ile Türkiye’nin biyolojik
Dünya çapında, biyolojik çeşitlilikte endişe varlığı ve genetik kaynakların günlük hayata
verici bir düşüş gözlenmektedir. Habitatlar ve gıda güvenliğine katkısı hakkında temel
düzeyde bilgi paylaşımı amaçlanmıştır. gıda güvenliğinin sağlanmasına ve kırsal
Kitap, 10 bölüm olarak tasarlanmış olup, yoksullukla mücadeleyi hedefleyen FAO-
topoğrafik ve agro-ekolojik bölgeler, genetik Türkiye Ortaklık Programı (FTPP)’na ilişkin
kaynakların çeşitliliği, tarım ve biyoçeşitlilik, bilgilere de yer verilmektedir. FTPP’nin ilk
bitkisel üretim, hayvansal üretim, aşamasında alınan sonuçlar ardından ikinci
ormancılık, su ürünleri, tıbbi ve aromatik aşamasındaki düzenlemelerde ve FAO-
bitki üretimi, biyoçeşitliliği destekleme Türkiye Ormancılık Programı (FTFP)’nın
için iyi tarım uygulamaları hakkında genel devreye konmasının her safhasında,
bilgiler sunmaktadır. Her bölüm, hemen tarım ve ormancılığın ortak ilgi alanı
mevcut tüm literatür araştırılarak ve saygın olan biyoçeşitliliğin korunması konusuna
bilim insanlarının değerli katkıları ile büyük bir önem verilmiştir. Genetik
hazırlanmıştır. zenginliğin karmaşık yerel ve sınır aşan
Kitapta kullanılan fotoğraflar, Tarım etkileşimleri hakkında bir anlayış ve takdir
ve Orman Bakanlığı (TOB) tarafından oluşturulmadan, bu değerlerin korunması
10 yıldır yürütülmekte olan ‘Tarım ve mümkün değildir. Bu nedenle, FTPP ve
İnsan’ fotoğraf yarışması arşivinden veya FTFP gibi uygulamalar sadece ülkelerin yerel
konu uzmanlarının ya da profesyonel biyoçeşitilik problemleri konusunda kendi
fotoğrafçıların kişisel arşivlerinden yol haritalarını belirlemelerini değil, aynı
yararlanılarak bir araya getirilmiştir. Yayın zamanda özellikle sürdürülebilir tarım ve
güncel literatür taraması, referans listesi ve ormancılıkta biyoçeşitliliğin korunmasında
online yararlanılan kaynakların linklerini daha başarılı bölgesel uygulamalar için ortak
de içermektedir. Yayında 2006 yılından bir bakış açısı geliştirilmesi konusuna da
beri Kafkaslar ve Orta Asya ülkelerinde, destek vermektedir.
xvi
© FAO / V. Kaya
Kısaltmalar
AB Avrupa Birliği
ABD Amerika Birleşik Devletleri
BÇS BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi
BM Birleşmiş Milletler
CIMMYT Uluslararası Buğday ve Mısır Araştırma Merkezi
CITES Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası
Ticaretine İlişkin Sözleşme
DİE Devlet İstatistik Enstitüsü
DKMPGM Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, TOB
ECPGR Avrupa Bitki Genetik Kaynakları İşbirliği Programı
ETAE Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü
EUFORGEN Avrupa Orman Genetik Kaynakları Ağı
EUROPAM Avrupa Yembitkileri Yetiştiricileri Birliği
EZY Entegre Zararlı Yönetimi
FAO Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü
FTFP FAO-Türkiye Ormancılık Programı
FTPP FAO-Türkiye Ortaklık Programı
GB Gen Bankası
GEF Küresel Çevre Fonu xvii
GEKYA Gen Koruma ve Yönetim Alanları
GSYİH Gayri Safi Yurt İçi Hasıla
GTHB Türkiye Cumhuriyeti Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
ha hektar
ICARDA Kuru Alanlar için Uluslararası Tarımsal Araştırma Merkezi
İTU İyi Tarım Uygulamaları
IUCN Uluslararası Doğayı Koruma Birliği
IUFRO Uluslararası Orman Araştırma Kuruluşları Birliği
km kilometre
KÖSTMS Küresel Öneme Sahip Tarımsal Miras Sistemleri
KT Koruyucu Tarım
MÖ Milattan Önce
NGBB Nezhat Gökyiğit Botanik Bahçesi
OSİB Türkiye Cumhuriyeti Orman ve Su İşleri Bakanlığı
STK Sivil Toplum Kuruluşları
TAB Tıbbi ve Aromatik Bitkiler
TAGEM Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü, TOB
TL Türk Lirası
TOB Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı (Türkiye Cumhuriyeti Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyeti Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 09 Temmuz 2018 tarihinde TOB olarak birleştirildi)
TÜBİTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
TÜİK Türkiye İstatistik Kurumu (önceki adı DİE)
UNDP BM Kalkınma Programı
UNESCO BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü
UPOV Uluslararası Yeni Bitki Çeşitlerini Koruma Birliği
WB Dünya Bankası
WHO Dünya Sağlık Örgütü
WWF Doğal Hayatı Koruma Vakfı
xviii
© FAO / A. Çetintaş
xx
Karaman’ın Taşkale ilçesindeki antik tahıl ambarları yüzyıllar önce volkanik formasyonlar
ile oluşmuştur. Bu ambarlarda bugün halen, mükemmel konumu ve iklimlendirme şartları
© FAO / A. Özcan
sayesinde herhangi bir zirai ilaç kullanmaya gerek kalmadan buğday, arpa,
mercimek, nohut ve ceviz gibi ürünler depolanmaktadır. Taşkale, aynı zamanda
Türkiye Cumhuriyeti kurucusu vizyoner lider Mustafa Kemal Atatürk’ün atalarının
yaşadığı ana vatanı olarak bilinmektedir.
Türkiye Hakkında Genel Bilgiler
©E. Kalenderli
Bölüm I
©N. Aktokat
T
ürkiye Cumhuriyeti, kuzey İngiltere’nin toplam alanı kadar ve Amerika
yarımkürede Eski Dünya Kıtaları’nın Birleşik Devletleri (ABD)'nin Teksas
(Asya, Afrika ve Avrupa) buluştuğu eyaletinden daha büyüktür.
bir noktada yer alır (Şekil 1). Toplam karasal
Türkiye’nin toplamda 8 210 km olan kıyı
sınır uzunluğu 2 875 km olup, kuzeybatıda
şeridi, güneyde Akdeniz, batıda Ege Denizi ve
Yunanistan (203 km) ve Bulgaristan (269 km);
kuzeyde Karadeniz boyunca uzanmaktadır.
kuzeydoğuda Gürcistan (276 km); doğuda
Ülkenin kuzeybatısında İstanbul Boğazı ve
Ermenistan (325 km), Azerbaycan (18
Çanakkale Boğazı arasında, Karadeniz’in
km) ve İran (529 km); güneyde Irak (378 dünya ile deniz yolu bağlantısını sağlayan
km) ve Suriye (877 km) ile kara sınırları önemli bir iç deniz olan Marmara Denizi
bulunmaktadır. Toplam deniz sınırı uzunluğu bulunmaktadır. Kabaca dikdörtgen şeklindeki
8 333 km’dir. ülke, batıdan doğuya 1 600 km ve kuzeyden
Türkiye’nin yüzey alanı 780 043 km2 olup güneye 650 km uzunlukta olup 25°40’-44°49’
bu alanın %97’si Asya’da (Anadolu), geri Doğu boylamları ve 35°51’-42°06’ Kuzey
kalan %3 ise Avrupa’da (Trakya) yer alır. Su enlemleri arasında konumlanmıştır.
yüzeyleri çıkarıldıktan sonra Türkiye’nin Coğrafi olarak önemli lokasyonu, dünyanın
alanı 769 604 km2’dir. Karşılaştırma en geniş 40 ülkesinden biri olması, diğer bir
amacıyla, Türkiye’nin alansal büyüklüğü; ifade ile geniş yüzey alanı ve artan nüfusu ile
Afrika kıtasındaki Mozambik veya Zambiya, Türkiye, bölgenin istikrarı için kritik bir role
Güney Amerika’daki Şili’ye eşit, Fransa ve sahiptir.
Nüfus
İlk nüfus sayımının yapıldığı 1927 yılında yüzüncü yılı olan 2023 yılında ise nüfusun 3
Türkiye Cumhuriyeti’nin nüfusu 13 648 000 84 247 088 ve 2050 yılında 93 475 575 olacağı
olarak belirlenmiş, bu sayı 2017 Aralık ayı tahmin edilmektedir.
itibarıyla 80 810 525 olarak bildirilmiştir
(Şekil 2). Yıllık nüfus artış hızı %1,35 olarak Nüfusun cinsiyete göre dağılımı %49,8 kadın
hesaplanmakta olup yapılan projeksiyonlara ve %50,2 erkek olarak neredeyse eşittir.
göre Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun Çoğunluğu oluşturan 35 yaş ve altındaki
Kaynak: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (GTHB), 2017
80 811
67 804
44 737
Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2018
27 775
20 947
13 648 16 158
90+
80-89
70-79
50-59
40-49
30-39
20-29
10-19
Kaynak: TÜİK, 2018
0-9
Ege Bölgesi Doğu Anadolu Bölgesi İç Anadolu Bölgesi Güneydoğu Anadolu Bölgesi
5101 0
Nehirler GÖller Yűkselti, m
oluşmasını sağlamıştır.
izi
Anadolu
Kuzey
medeniyetin beşiği durumunda olan plato,
günümüzde Kapadokya olarak bilinen
Kilometre
önemli bir turizm merkezidir.
Şekil 6. Bereketli Hilal
Aşıklıhöyük ve Göbekli Tepe’de MÖ VIII.
Çölü’nün kuzey uzantısı olan Bereketli binyıla uzanan yerleşimler gün yüzüne
Hilal’in (Şekil 6) kuzey hattı ucunda yer alan çıkarılmıştır (Şekil 9 ve 10). Birçok
bir dışsal plato ile buluşur. toplulukların vatanı olan bu topraklar,
Hattilerden Hititlere geçişten başlayarak
İç Anadolu, 800 ila 1 000 m yükseklikte tarih boyunca doğu ve batı arasındaki
bir plato olup içinde birkaç tane yüksek çatışma alanı olmuştur.
dağ bulunur. İç kısımlarda, platonun
eğimi kademeli olarak düzleşerek geniş Karadeniz Bölgesinde, pek çok noktada
bir göl olan Tuz Gölü'nün bulunduğu bir sıradağlar 3 000 m’nin üzerine çıkar.
havzaya dönüşür. Anadolu’nun kuzeyindeki Yükselti, Kuzey Anadolu Dağları’nın batısına
sıradağlar daha yüksek ve doğuya doğru doğru kademeli olarak azalır. Kuzeye
©N. Aktokat
Şekil 7. Erciyes Dağı
©N. Aktokat
doğru akan bir çok nehir vadiyi ovadan Türkiye’nin doğusu, yüksek rakımlı
Karadeniz’e doğru keser. Türkiye’nin sınır engebeli alanlardan oluşur. İklimi daha
aşan nehirlerinden biri olan Çoruh Nehri, sert olan bölge, Anadolu Ovası’na göre
bu bölgeden geçerek Gürcistan’a ulaşır. daha fazla yağış alır. Zirvelerin ortalama
Türkiye’nin en yüksek barajı olan Deriner yüksekliği 2 000 m’den fazladır. Ağrı Dağı
Barajı (249 m) Artvin ilinde Çoruh Nehri (5 172 m) bu bölgede yer alır. Zirvelerin
üzerine inşa edilmiştir. çoğu etrafında görülen lav akıntılarından
©A. Karagöz
8
©A. Karagöz
buranın yakın geçmişe kadar aktif yanardağ göre çok daha düşük rakımlı ve düz bir
olduğu anlaşılmaktadır. Doğu Anadolu, alandır. Bölgenin topoğrafyası, ulusal enerji
163 000 km2’lik alanı ile Türkiye’nin en geniş ve tarımsal sulama ihtiyaçlarını karşılamak
bölgesi olup ülkenin toplam alanının %21’ini üzere baraj yapımına uygun olduğundan,
oluşturur. bölgede çok sayıda baraj bulunmaktadır.
Güneydoğu Anadolu, kuzeyinde 800 m’den Bölge, güneyde düz ve kuzeyde dağlıktır.
güneye Suriye sınırına doğru 400 m’ye Karacadağ (1 919 m), bazaltik bir dağ
kadar azalan rakımı ile Doğu Anadolu’ya olarak bölgenin en yüksek noktasıdır.
Karacadağ yöresi buğday genetik kaynakları niteliğindeki Istranca Dağları büyük
bakımından çok önemlidir. Dünyada buğday oranda şistten meydana gelmiştir. Bölgenin
tarımının ilk kez burada başladığı kabul çoğunluğu Ergene havzasında yer alan inişli
edilmektedir. çıkışlı ovalardan oluşmaktadır. Marmara
Avrupa kesimi (Trakya bölgesi), heterojen Denizi’nin kuzeybatısında düşük rakımlı
verimli tepelik arazilerden meydana gelir. kumtaşı Tekir Dağları bulunmakta ve bu sıra
Karadeniz’e sınırı olan ve Kuzey Anadolu dağlar güneyde Gelibolu yarımadasına doğru
Dağlarının daha düşük yükseltili devamı uzanmaktadır.
İklim
Türkiye’de iklim çeşitlilik göstermekte olup bir nemli olan soğuk karlı orman iklimi ise İç
kaç ana iklim tipi bulunmaktadır (Şekil 11). Anadolu ve Doğu Anadolu’nun kuzeyinde
İç Anadolu’nun orta bölümlerinden doğu (daha çok Erzurum- Kars alt bölgesinde)
yönünde Van-Iğdır bölgesine, Doğu Anadolu göreceli olarak daha dar bir alanda
Bölgesi’nin en doğusuna kadar karasal bozkır gözlenmektedir.
iklimi hüküm sürer.
Yıllık ortalama sıcaklık değerleri rakım,
Kurak mevsimi olmayan yağışlı ılıman veya topoğrafya, denize yakınlık ya da karasallığa
nemli ılıman kıyı iklimi, batı Karadeniz hariç bağlı olarak büyük farklılık göstermektedir
Karadeniz bölgesi tamamında hakimdir. (Şekil 12).
Yazları kurak yarı tropik Akdeniz iklimi;
Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Bütün yıl boyunca, en yüksek sıcaklık
Anadolu Bölgelerinde ve İç Anadolu’nun batı Temmuz ve Ağustos aylarında ölçülmektedir.
ve güneyinde görülmektedir. Kuru yazların Bu iki ay süresince Akdeniz ve Ege 9
yaşandığı soğuk karlı orman iklimi, İç kıyılarında ortalama sıcaklık 27°C olup,
Anadolu’nun orta ve kuzey bölümü ve Doğu Marmara ve Karadeniz kıyılarında ise 22
Anadolu’nun da içinde bulunduğu oldukça ila 24°C arasında değişmektedir. Yükseltiye
geniş bir alanda hüküm sürer. Her mevsim de bağlı olan yıllık ortalama sıcaklık güney
RUSYA
BULGARİSTAN Karadeniz
GÜRCİSTAN
ERMENİSTAN
Ankara Erzurum
Bursa Erzincan
Kayseri Van
İRAN
İzmir Diyarbakır
Konya
Toprak
Toprak, çeşitli özelliklerin birbirini dinamik Grumusol ve rendzina toprak grupları,
olarak etkilediği heterojen bir sistemdir. Trakya ve Marmara Denizi’nin güneyinde
Toprağın fiziksel özellikleri derinlik, bulunur.
granülasyon, strüktür, tekstür, hava ve nem
miktarı, sıcaklık, renk, toprak reaksiyonu Aşağıdaki liste, ana toprak gruplarının
(pH) ve organik madde içeriği gibi farklı dağılımını göstermektedir:
nitelikleri içerir. Topoğrafya ve iklim
Karadeniz kıyıları; genel olarak
koşulları ile birlikte toprak özellikleri,
belirli bir alanda yetişecek olan bitki örtüsü kahverengi, doğu kesimlerde podzolik ve
üzerinde etkili olmaktadır. çernozem topraklar,
Ege ve Akdeniz kıyıları; Akdeniz terra-
Türkiye’nin toplam alanının yaklaşık rossa toprakları,
38 milyon hektarı tarım alanı olarak Yeterli yağış alan dağlar ve yüksek
kullanılmaktadır. 2015 yılı verilerine göre
alanlar; orman ve rendzina toprakları,
bu alanın 6,23 milyon hektarında sulama
Kurak alanlar; kahverengi ve kırmızımsı
yapılmaktadır. Alüviyal topraklar, işlenen
araziler içindeki en önemli toprak grubudur. kahverengi topraklar,
Farklı coğrafi bölgelerde çok sayıda farklı Yarı-kurak alanlar; kireçsiz kahverengi,
toprak grubuna rastlanmaktadır (Şekil 13). kestane ve kırmızımsı kestane topraklar,
Türkiye’nin çoğunlukla tahıl tarımı yapılan iç Ovalar ve yakınlarındaki eğimli araziler;
10 alüvyon ve kollüviyon topraklar,
bölgelerindeki hakim topraklar, kırmızımsı
kahverengi ve kahverengi topraklardır. Volkanik alanlar; volkanik topraklar.
Aluviyal Topraklar (A) Kırmızımsı Kahverengi Topraklar (F) Kireçsiz Kahverengi Orman Toprakları (N)
Kahverengi Topraklar (B) Gri Kahverengi Podzolik Topraklar (G) Organik Topraklar (O)
Tuzlu-Alkali Topraklar (C) Hidromorfik Topraklar (H) Kırmızı Sarı Podzolik Topraklar (P)
Kestane Topraklar (CE) Koluviyal Topraklar (K) Rendzina Topraklar (R)
12
©N. Aktokat
Tarım ve Biyoçeşitlilik
©S. Altın
Bölüm II
©A. İyibildiren
T
ürkiye, gelişen tarım ve giderek artan Türkiye, toplam 38 328 000 ha tarım
tarımsal ürün ihracatıyla, dünyanın alanıyla, oransal olarak tarıma ayrılan alan
en büyük üreticileri arasında yer bakımından (toplam alanının yaklaşık
almaktadır. Tarım hem sosyal hem de %50'si) dünyada önde gelen ülkelerinden
ekonomik açıdan kilit öneme sahiptir. biridir (Tablo 3). Ülkenin yaklaşık %36'sı
Sanayi ve hizmet sektörlerinin sürekli ekilebilir araziden oluşmakta olup, bunun da
artan payına rağmen, tarım hâlâ Türk yaklaşık %16'sı sulanmaktadır.
nüfusunun önemli bir bölümünün çalışma Üretim değeri üzerinden 2016 yılında, tarım,
alanı olmaya devam etmektedir. Türkiye, ormancılık ve balıkçılık üretiminin %74'üne
gıda üretimi açısından dünyanın kendine denk bir bitkisel üretim gerçekleşmiştir. Bu
yeten sayılı ülkelerinden biridir. Bereketli oran içerisinde tahıllar ve diğer tek yıllık
topraklar, uygun yağış ve iklim koşulları, tarla bitkileri %40, meyveler ve baharat
her türlü ürünün yetiştirilmesi için olanak bitkileri %33, sebzeler de %27’lik bir pay
sağlamaktadır. almıştır.
Bitkisel üretim, tüm bölgelerde yapılmakla Türkiye’de ortalama tarım işletmesi
beraber, hayvancılığın ana tarımsal faaliyet genişliği 6,63 ha’dır. Geçimlik ve yarı-
olduğu dağlık doğu bölgelerinde daha geçimlik çiftçilik, Türk tarımının
az uygulanmaktadır. 1930’lardan sonra belirgin özelliklerindendir. Bu işletmeler
hükümet politikaları olarak desteklenen ürettiklerinin sadece küçük bir bölümünü
hızlı sanayileşme sonucu, tarımın toplam pazarlayabilecek kadar düşük üretim
gelirdeki payı azalmaya başlamıştır. Tarım düzeyleriyle bilinir.
sektörünün GSYİH'deki payı 1950'de %50
Türkiye, fındık ve incir üretimi bakımından
civarındayken, 2016 yılında bu oran %6’lar
dünyada açık ara birinci sırada, kavun, 15
civarına düşmüştür. GSYİH içinde azalan pırasa, kiraz ve vişne yetiştiriciliğinde ikinci
payına rağmen, tarımsal üretimin değeri sırada, baharatlar, biber, çilek, kestane,
2016 yılında 119 milyar TL'ye karşılık nohut, Antep fıstığı, ceviz, fiğ, mercimek,
gelen 32,6 milyar ABD Doları seviyesine taze fasulye, havuç, karpuz, sofralık üzüm ve
yükselmiştir. bal üretimi bakımından da üçüncü sırada yer
Türk tarım sektörü, Mart 2016 itibarıyla almaktadır.
toplam istihdamın%18,9'una karşılık olan Tahıl üretimi büyük ölçüde devlet
yaklaşık 27 milyon kişiyi istihdam etmekte politikalarına bağlıdır. 2016 yılında tahıl
olup, bu oran 2004 yılında %29 ve 2012 üretim toplamı 36 milyon tonun üzerinde
yılında %25 seviyesinde gerçekleşmiştir. gerçekleşmiştir. Hükümetler tahıl üretimini
Aynı dönemde üretimdeki artış dikkate müdahale fiyatları uygulayarak, gübre, yakıt
alındığında, tarım sektörünün verimliliği ve sertifikalı tohumluklara teşvik ödemeleri
önemli ölçüde artmıştır. yaparak desteklemektedir.
17
İç su yüzeyleri Makilikler
Endemizm
Bir ada, ülke veya habitat türü gibi korunmasını sağlanmak bakımından,
tanımlanmış bir coğrafi bölgeye özgü bir Türkiye üzerine büyük bir sorumluluk
tür veya bir organizma kategorisi, orası yüklemektedir. Ülkenin yedi coğrafi
için “endemik” olarak kabul edilir. Türkiye bölgesinden biri olan Akdeniz Bölgesi,
florasının endemizm oranı %31,8 olup çok sayıda endemik türe sahiptir. Antalya
her yıl çok sayıda tür buna eklenmektedir. ili 587 endemik bitki türüyle endemizm
Türkiye’nin endemik tür bakımından en bakımından bölgenin en zengin ilidir.
zengin familyası 572 endemik takson ile
Türkiye içerisindeki yüksek endemizm
Asteraceae (Papatyagiller) olup bunu 385
18 düzeyleri, Amanos Dağları, Ilgaz Dağı, Orta
takson ile Fabaceae (Baklagiller) ve 326 takson
Toroslar, Taşeli Yaylası, Bolkar ve Aladağlar,
ile Lamiaceae (Ballıbabagiller) familyaları
Kaz Dağı, Uludağ, Gümüşhane ve Erzincan
izlemektedir. Ayrıca 14 adet de endemik cins
arasındaki dağlar, Munzur Dağları ve Tuz
bulunmaktadır. Endemizm oranı bakımından
Gölü ve tuzlu bozkırları gibi belirli alanlarda
zengin olan diğer bazı cinsler ve familyalar
(Şekil 16'da özetlenen) yoğunlaşmıştır.
Tablo 5’te verilmektedir. Bu endemizm oranı
Türkiye'deki 3 649 endemik bitki taksonundan
Avrupa’nın; İspanya (%18), Yunanistan (%15),
bazıları, dünyayı besleyen kültür bitkilerinin
Fransa (%3) ve Polonya (sadece %0,1) gibi
akrabalarıdır. Buna örnek olarak bazı tarla
ülkeleriyle kıyaslandığında oldukça yüksektir.
bitkileri (buğday, arpa, çavdar, yulaf, keten,
Bir kısmı dünya nüfusunun beslenmesinde mercimek, nohut ve bezelye), mera bitkileri
önemli rol oynayan kültür bitkileriyle (yonca, üçgül, korunga, fiğ ve buğdaygil yem
de ilişkili olan olağanüstü düzeydeki bitkileri) ve bahçe bitkileri (kiraz, kayısı, erik,
endemik tür sayısı, bunların yok olmadan badem, incir ve üzüm gibi) sıralanabilir.
Paracaryum 35 21 60,0
Asteraceae 1693 572 33,8
Cousinia 39 26 66,7
Centaurea 217 110 50,7
Fabaceae 1356 385 28,4
Ebenus 15 14 93,3
Astragalus 501 216 43,1
Agropyron). Ülkenin en soğuk bölgesi meralarında hālā çok yararlı bitkileri bulmak
olmasına ve onlarca yıldır ciddi genetik mümkündür. Bunun nedeni, yerel mera
erozyona neden olacak ölçüde ağır otlatmaya bitkilerinin yüksek oranda dayanıklı ve
maruz kalmasına rağmen, bölgenin bölgeye iyi uyum sağlamış olmasıdır.
Kaynak: GTHB, 2017
Şekil 17. Yedi coğrafi bölge ve ilişkili bitki örtüsü tipi bölümleri
6a Antalya 951
Akdeniz
6b Adana 1 023
7a Orta Fırat 144
Güneydoğu Anadolu
7b Dicle –
Benzersiz bir örnek: Thermopsis
Thermopsis turcica Kit Tan, Vural & Küçüködük Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN)
(piyan) Fabaceae familyasına ait endemik tehdit sınıflandırmasında kritik derecede tehlike
bir bitki türüdür. Afyonkarahisar ve Konya altında (CR) kategorisinde yer almaktadır. Piyan
illeri sınırlarında çok dar bir yayılış alanına bir çiçekte üç ve daha fazla bakla oluşturmak gibi
sahiptir. Eber ve Akşehir göllerinin güneybatı eşsiz bir özelliğe sahiptir. Baklagiller familyasının
kısımlarında sadece iki popülasyonu 18 000 üyesi arasında bu özellik sadece
bulunmaktadır. Thermopsis turcica türüne aittir.
©A. Karagöz
21
©A. Karagöz
23
Leymus cappadocicus
©A. Karagöz
Tablо 7. Başlıca tahıl genetik kaynakları
Cins Tür sayısı Tür altı takson sayısı Endemik takson sayısı İlgili ürün
Triticum 11 1 – Buğday
Aegilops 17 6 – Buğday
Kaynak: Güner vd., 2012
Amblyopyrum 1 2 – Buğday
Hordeum 9 4 – Arpa
Secale 8 3 2 Çavdar
Avena 8 6 – Yulaf
Cins Tür sayısı Tür altı takson sayısı Endemik takson sayısı İlgili ürün
Cicer 12 2 7 Nohut
Lens 4 4 – Mercimek
Pisum 2 5 – Bezelye
Cerasus 10 12 2 Kiraz
24
Daucus 7 - – Havuç
Prunus 3 2 – Erik
Malus 2 5 1 Elma
©E. Bağcı
Tablо 10. Başlıca baklagil yem bitkileri genetik kaynakları
Cins Tür sayısı Tür altı takson sayısı Endemik takson sayısı İlgili ürün
Lathyrus 64 19 22 Mürdümük
Vicia 62 38 11 Fiğ
Onobrychis 55 18 33 Korunga
Trigonella 32 2 10 Çemen
Lupinus 6 4 1 Acıbakla
Elymus 21 18 10 Ayrık
Festuca 43 21 27 Yumak
Poa 30 1 6 Salkımotu
©Z. D. Şenyıldırım
Tablо 12. Başlıca tıbbi ve aromatik bitkiler genetik kaynakları
Cins Tür sayısı Türaltı takson sayısı Endemik takson sayısı İlgili ürün
Hypericum 96 20 47 Kantaron
Thymus 40 6 18 Kekik
Pimpinella 25 10 7 Anason
Mentha 10 5 – Nane
Digitalis 8 2 3 Yüksükotu
Kaynak: Güner vd., 2012
Lavandula 3 3 – Lavanta
Thymbra 3 4 1 Zahter
Melissa 1 2 – Limonotu
Cins Tür sayısı Tür altı takson sayısı Endemik takson sayısı İlgili ürün
Linum 42 2 26 Keten
Papaver 36 20 15 Haşhaş
Kaynak: Güner vd., 2012
26 Pimpinella 25 10 6 Anason
Beta 9 5 1 Pancar
Carthamus 7 3 – Aspir
Juniperus 7 12 2 Ardıç
Pinus 7 9 2 Çam
Cedrus 1 – – Sedir
Cupressus 1 – Servi
Quercus 24 15 5 Meşe
Populus 8 4 – Kavak
Tilia 4 3 – Ihlamur
Carpinus 2 1 – Gürgen
Fagus 2 – – Kayın
Eucalyptus 2 1 – Okaliptus
Gen Koruma ve Yönetim Alanları (GEKYA)
GEKYA, “hedef taksonların yerinde korunması ligustica, Ae. tauschii, Triticum boeoticum ve T.
amacıyla populasyonlarını ve uzun vadeli izleme dicoccoides) ve yabani erik (Prunus divericata),
alanlarını içeren yer” olarak tanımlanmaktadır. kestane (Castanea sativa), kızılçam (Pinus
Bu kavram ilk kez, Küresel Çevre Fonu brutia), karaçam (Pinus nigra) ve Kazdağı
(GEF) tarafından finanse edilen ve 1993-1998
göknarı (Abies equitrojani) gibi bazı ağaç türleri
yılları arasında Ceylanpınar Tarım İşletmesi,
için in situ koruma alanları oluşturmaktı.
Kazdağları ve Orta Toroslar'da uygulanan
“Genetik Çeşitliliğin Yerinde Korunması Çalışma sonunda, Ceylanpınar Tarım
Projesi” ile geliştirilmiştir. Projenin amacı, İşletmesinde buğday yabani akrabaları için altı
buğdayın bazı yabani akrabaları (Aegilops adet, Kazdağlarında kestane için beş, yabani erik
speltoides var. speltoides, Ae. speltoides var. için dört adet GEKYA oluşturulmuştur.
27
©A.A. Kalkan
28
©S. Altın
Tahıl Genetik Kaynakları
©İ. Arslan
Bölüm III
©F. Düşünceli
Buğday
T
ürkiye’de en geniş ekim alanı Türk insanı ve beslenme alışkanlıkları
bulan tahıl buğdaydır. 2016 yılında üzerinde önemli bir rolü vardır.
Türkiye’de dünya buğday hasılasının Anadolu’nun farklı yörelerinde yerel buğday
%2,3’ü kadar buğday üretilmiştir. Buğday, çeşitleriyle farklı yöntemler kullanılarak
Türkiye için temel ürün olduğu kadar Türk yapılan ekmekler, farklı tatlara sahiptir.
insanının yaşantısının da vazgeçilmez bir Ekmek çeşitlerinden en yaygın olanı somun
parçasıdır. Tahıl ekilen alanların %67’sinde olmakla beraber, bazlama, tandır, fetir ve top
buğday yetiştirilir. 2017 yılı itibarıyla 7,67 adlarıyla bilinen ekmekler de farklı yörelerde
milyon ha genişliğinde buğday yetiştirilmiş popülerdir. Yörelere bağlı olarak değişmekle
ve 21,5 milyon ton ürün elde edilmiştir. beraber ekmek yapımında patates, nohut
Önemli ekonomik katkılarının yanında ve diğer katkılar da kullanılmaktadır.
buğdayın sosyal, kültürel ve tarihi değerleri Anadolu’nun buğday kültürü sadece ekmekle
de vardır. Buğday tarımının Türkiye’deki sınırlı kalmayıp, yufka, kadayıf, bulgur,
geçmişi en az 10 000 yıl öncesinde insanlığın erişte, kuskus, makarna ve keşkek de popüler
yaşantısına girmesiyle başlamıştır. Buğday, ürünlerdendir.
bereketin göstergesi, kutsal bir değer, yere
Türkler için buğday “ekmek kavgası”
düşürülmemesi ve ziyan edilmemesi gereken
deyimindeki gibi insanlığın varoluşu için
bir ürün olarak, kültürlerin oluşması ve
verdiği yaşam savaşını simgelemektedir.
gelişmesinde itici güç olmuştur.
Ailenin erkeği veya kadını “evine ekmek
Günümüzde her dört Türk çiftçisinden üçü götürür”. Bunu yapmak her zaman güçtür
buğday yetiştirir. Buğdayla en yakından çünkü ünlü bir Türk ata sözüne göre “ekmek
31
ilişkilendirilen değer ekmek olup, ekmeğin aslanın ağzındadır”. Türk kültüründe yeni
©F. Düşünceli
©C. Tavuskerli
doğmuş bir çocuk ilk dişini çıkardığında, Türkiye, yabani buğday ve buğdayla
32 bu durum çocuğun annesi için bir kutlama ilişkili türlerin kökeni ve genetik çeşitlilik
vesilesidir. Çocuğun ilk dişi onuruna sert merkezlerinden biridir. Bu türler, özellikle
buğdayın haşlanıp konuklarla paylaşılması, ekmeklik buğdayın genetik olarak
bu törenin önemli bir parçasıdır. Tören geliştirilmesi, adaptasyonu, yayılması ve
ve törende yenen yemeğin her ikisi de evrimi için büyük önem taşımaktadır.
“diş hediği” veya “diş buğdayı” olarak Arkeolojik çalışmalardan elde edilen
adlandırılır. Burada hedik kelimesi bulgular, Türkiye'nin güneydoğusundaki
geleneksel olarak düzenlenen tören için Bereketli Hilal'in buğdayın anavatanı
pişirilen buğdaya denmektedir. olduğunu göstermektedir.
Türkler için kaynatıldıktan sonra kurutulup Arkeolojik kazılarda buğday ile ilgili
ardından öğütülerek hazırlanan bulgur, birçok kalıntılar bulunmuştur. Örneğin,
geleneksel yemeğe verilen diğer bir addır. Anadolu'da ilk imparatorluğu kuran
Bulgur çok besleyici olması yanında Hititlerin başkenti Çorum'un yakınındaki
vejetaryenler için ideal bir gıdadır. Hattuşaş'da XIII. yüzyıldan kalma
Anadolu’nun geleneksek kış çorbası olan 4 200 ila 5 900 tonluk buğday siloları
tarhana, çeşitli yörelerde farklı şekillerde bulunmaktadır. Hititler tarafından Konya
hazırlanmakla beraber genelde bulgur yakınlarındaki İvriz Kayası kabartması,
buğday (veya un), yoğurt ve çeşitli sebzelerin buğdayın sosyal ve dini önemini
karışımıdır. Bulgur veya un yoğrulur, göstermektedir.
bekletilerek fermente edilip kurutulduktan
sonra ufalanarak çorba yapılacak bir şekle Van'ın Patnos ilçesinde Urartulara ait
getirilir. Daha sonra hazırlanan bu karışım saraylarda MÖ 800 ilâ 700 yıllarından
su veya süt, sebze ve baharat eklenerek kalma buğday siloları ve buğday kalıntıları,
sulandırılır, çorba olarak servis edilmek benzer geleneklerin bu topraklarda binlerce
üzere kaynatılır. yıldır sürdüğünü göstermektedir. Buğday,
Tablо 15. Kazılarda çıkarılan bitki kalıntıları
Tarih (MÖ) Yer Bulunan bitki kalıntıları
7500 Aşıklı Höyük Siyez, gernik, sert buğday, arpa, mercimek, mürdümük, bezelye, nohut
7200 - 6500 Çayönü Yabani siyez, gernik ve arpa, siyez ve gernik, bezelye, mercimek, fiğ, keten
33
©H. Muradi
Şekil 22. Sol T. baeoticum (2n=14), Orta, T. dicoccoides (2n=28), Sağ T. aestivum (2n=42)
Arpa
Esas olarak yem için yetiştirilen arpa, atası olup, günümüzde hâlâ arpa ıslahında
Türkiye'nin en önemli ikinci tahıl ürünüdür. kullanılmaktadır. Türkiye'de arpanın
2017 yılında 2,42 milyon ha ekim alanı, dokuz türü ve dört alt türü bulunmaktadır
7,1 milyon ton üretilen arpa, 2,93 ton / ha (Tablo 17).
verim ile dünya ortalamasına yakın bir verim
Tablо 17. Türkiye’nin arpa genetik kaynakları
değerine sahiptir. Ürünün 160 000 tonluk
miktarı maltlık olarak kullanılmaktadır. Taxon
Çavdar
Çavdar, zayıf toprak koşullarına en uygun diğer beş çavdar taksonuna daha ev sahipliği
tahıl çeşididir. Genellikle hayvan beslenmesi yapmaktadır (Tablo 18).
için üretilir, ancak son yıllarda çavdar
ekmeği tüketimi giderek artmaktadır. Tablо 18. Türkiye’nin çavdar genetik kaynakları
Türkiye’de kültürü yapılan Avena sativa Avena barbata ssp. barbata, ssp. atherantha, A. byzanti-
türüne başka yedi yulaf türü daha vardır na, A. clauda, A. eriantha, A. fatua var. fatua, var. glabrata,
A. sativa, A. sterilis ssp. sterilis, ssp. ludoviciana, A. wiestii
(Tablo 19).
©A. Sak
©A. Karagöz
©N. Sarı
©A. Karagöz
Şekil 27. Siyez Şekil 28. Gernik
Kaplıca buğdayları
Buğdaylar ploidi düzeyine bakılmaksızın kuruluşlar bu türleri geri kazanma yollarını
çıplak buğdaylar ve “kaplıca buğdayları” aramaktadır. Kars’ta yerel bir gönüllü kuruluş
olarak iki tipe ayrılır. Çıplak buğdayların gernik üretimini teşvik etmektedir. Bu arada
aksine kaplıca buğdayları, normal harman İhsangazi ilçesinde de Kastamonu Belediyesi
işlemleriyle kavuzlarından ayrılmaz. Karbonize ve yerel gönüllü kuruluş, siyez bulgurunun
olmuş buğday kalıntılarından anlaşıldığı üzere yaygınlaştırılması için çalışmalar yürütmektedir.
38
kaplıca buğdaylarından ikisi; siyez (Triticum
monococcum var. monococum) ve gernik
(T. dicoccon) Anadolu’da binlerce yıldan bu yana
yetiştirilmektedir. Günümüzde de bu iki buğday
türünün yetiştiriciliği, diğer ürünlerin ekonomik
olarak yetişmesinin mümkün olmadığı, çoğu
eğimli ve marjinal alanlarda, yapılmaktadır.
©A. Morgunov
olgunlaşan, tohum dökmeyen, yatmayan, hızlı
gelişen tipleri seçerek ürünlerini geliştirmişlerdir.
Yıllar boyunca ortaya çıkan iklim değişikliği
ve değişen çevre koşulları altında, yetiştikleri
koşullara daha iyi uyum sağlayan tipler ortaya Şekil 30. Bir yerel buğday çeşidi içinde farklı tipler
©F. Düşünceli
©T. Ayar
Bölüm IV
©A. İyibildiren
T
ürkiye’nin uzun bir tarım geçmişi ve kurutularak pazarlandığı Aydın ve İzmir
çok farklı ekosistemlere sahip olması illerinde yetiştirilir. Akdeniz iklimi hüküm
sonucu, belirli meyve türleri farklı süren Gediz vadisi, çekirdeksiz üzüm
coğrafi bölgelere uyum sağlamıştır. Halen üretimine yoğunlaşmıştır.
16 tanesi subtropik ve 59 tanesi ılıman
iklim meyve türü olmak üzere 75 meyve Dışsatım değeri olarak Türkiye’nin ilk
ve 60 kadar da sebze türü ticari olarak on meyve ve sebze türleri azalan sırayla
yetiştirilmektedir. Bu sayı, şevketibostan mandalina, limon, domates, üzüm, kiraz
(Cnicus benedictus), hindiba (Cichorium (ve vişne), portakal, biber, nar, şeftali ve
greyfurttur.
intybus) veya hünnap (Ziziphus jujuba)
gibi yabani türler; kaymak ağacı (Acca Dünya genelindeki fındık üretiminin
sellowiana), avokado (Persea americana) yaklaşık %75'i ve fındık ticaretinin de %70-
ve pekan cevizi (Carya illinoinensis) gibi 75’ini Türkiye karşılamaktadır. Anadolu’da
nispeten yakın zamanlarda yetiştirilmeye fındık 2 300 yıldır yetiştirilmekte olup son
başlanan yabancı orijinli türlerle giderek altı yüzyıldır ihraç edilmektedir. 2016-2017
artmaktadır. Belirli agro-ekosistemlere üretim sezonunda 1,8 milyon ABD Dolarına
sağladıkları uyum sonucu, bu türlerin çoğu karşılık gelen 235,8 bin ton fındık ihraç
sulanmadan ve düşük girdi kullanımıyla edilmiştir.
yetiştirilebilmektedir. Bunun en tipik
örneklerini Antep fıstığı, fındık, incir ve Güneşte kurutulmuş meyveler, geleneksel
asma oluşturmaktadır. olarak Türk ihracatında önemli bir yer
tutmaktadır. 2016 yılında 441,8 bin tona
Ülkenin en fazla fındık yetiştirilen yeri ulaşan kuru meyve ihracatı karşılığı
yüksek düzeyde yağış alan Karadeniz 1,3 milyar ABD Doları gelir elde edilmiştir.
Bölgesi’dir. Antep fıstığı daha çok Kuru üzüm, kayısı ve incir, bu sektörde 43
güneydoğu Anadolu’nun yazları sıcak yapılan ihracat toplamının %74’ünü
ve kurak, kışları soğuk geçen Gaziantep, oluşturur. Buna ek olarak kuru elma, erik,
Şanlıurfa ve Siirt illerinde yetiştirilir. İncir çam fıstığı, kayısı çekirdeği, Antep fıstığı,
ağaçları, yüzyıllardır meyvelerinin güneşte badem ve ceviz de ihraç edilmektedir.
©U. Yıldız
Meyveler
Sert kabuklu meyveler
Fındık (Corylus avellana L., C. colurna L., C. avellana ile C. maxima melezleri olup
C. maxima Mill. ve melezleri). Fındığın en yaygın olarak yetiştirileni C. avellana
Türkiye'de yetiştirildiği iki ana alan Doğu var. avellana türüdür. Yabani akraba ve tür
ve Orta Batı Karadeniz Bölgeleridir. Ordu çeşitliliğinin varlığı, doğal melezlenmeye
ve Giresun illerinden başlayıp kıyı boyunca ve bunun sonucu olarak daha yüksek
Gürcistan sınırına kadar devam eden Doğu performans gösteren tiplerin çiftçiler
Karadeniz Bölgesi, geleneksel olarak fındık tarafından seçilerek bunların üretilmesine
bahçelerinin en fazla bulunduğu alandır. Bu olanak sağlamıştır. Ulusal fındık genetik
bahçeler çoğunlukla yamaçlarda bulunur ve kaynakları TOB’un Fındık Araştırma
yağmur suyuyla yetiştirilir. İkinci ve nispeten Enstitüsü'nde korunmaktadır.
daha yeni üretim alanı, Samsun'dan batı
Fındık bitkisi tipik olarak kıyıdan 30
yönünde Düzce ve Kocaeli'ye kadar uzanan
km'lik bir mesafe içerisinde, yaklaşık
orta batı Karadeniz kesimidir. Fındık,
1 000 m yüksekliğe kadar yetiştirilir, ancak
Kafkasya Bölgesi'ne özgü bir meyvedir.
500 m üzerindeki yükseltilerde soğuk ve
Fındığın tarımı yapılan ve doğadaki yabani don zararı riski vardır. Türkiye'nin farklı
türleri Corylus avellana var. avellana, bölgelerindeki doğal ormanlarda yabani
C. avellana var. pontica, C. colurna, ve fındık türleri bulunmaktadır. Yamaç
C. maxima’dır. Fındığın asıl ekonomik değer arazilerde toprak erozyonunu önleyen bir tür
taşıyan türü C. avellana olmakla beraber, olarak, fındık yetiştiriciliği devlet tarafından
44
Karadeniz Bölgesi’nde yetiştirilenlerin çoğu desteklenmektedir.
©TOB
Yamaçlardaki fındık bahçeleri daha çok %80’i çikolata endüstrisinde, %10-12’si
fidanların tek tek dikilmesi yerine, “ocak bisküvi, pastacılık ve diğer unlu mamuller
usulü” olarak adlandırılan, fidanların kısa üretiminde, %3-4’ü çerez olarak, geri kalanı
aralıklarla gruplar oluşturacak şekilde da dondurma sanayiinde ve yağ üretimi
dikilmesiyle tesis edilir. Düşük yükseltili amacıyla kullanılır. Fındık çok fonksiyonlu
veya nispeten düz alanlardaki yeni bahçe bir bitki olup, bir yemişten fazlasını
tesislerinde, tek bitki şeklindeki tesisler vermektedir. İçi alındıktan sonra çıkan
tercih edilmektedir. kabuklar evlerde yakacak olarak, yaprak ve
Türk fındığı olarak da bilinen Corylus meyve kalıntıları kompost yapımında, dalları
colurna L. orman içlerinde bulunan, süs da sepet ve çit yapımında kullanılır.
bitkisi olma özelliğine de sahip hızlı gelişen
Fındık, özellikle Karadeniz Bölgesi’nde
bir türdür. Bu türün pembemsi kahverengi
büyük sosyo-ekonomik öneme sahiptir.
kaliteli bir kerestesi vardır. Fındığın toprağı
Bu bölge sınırlı toprak ve arazi kaynakları,
bağlayarak erozyonu önlemesi yanında
yaprakları sığırlar için iyi bir yem kaynağıdır. sert iklim koşulları nedeniyle uzun yıllardır
Meyveleri ormandaki yabani hayvanlarca batıya göç vermektedir. Bu durumda
tüketilir. Ticari düzeyde yetiştiriciliği bile çoğu aile, düşük girdi kullanımıyla
yapılmamakla beraber iri ve çekici meyveleri yetiştirilebilmesinden dolayı fındık
Karadeniz Bölgesi’nde tüketilmektedir. bahçelerini muhafaza etmektedir.
Bu türe yönelik tehditlerin azalması için, Bu şekliyle fındık, çoğu aile için hālā bir
doğadan sürdürülebilir şekilde hasat
geçim kaynağı durumundadır. Fındık hasadı,
edilmesi gerekir.
ailelerin uzaklardaki fertlerini bir araya
Fındık, gıda endüstrisi için iyi bir ham getiren, toplama ve kurutma işlemlerinin hep
45
maddedir. Yurt içindeki tüketimin yaklaşık birlikte yapıldığı eğlenceli bir dönemdir.
©TOB
Antep fıstığı (Pistacia). Antep fıstığı en Neolitik Döneme (12 400-11 700 yıl
değerli sert kabuklu meyvelerden biridir. öncesine), Göbeklitepe'de üçüncü
Türkiye’de Antep fıstığının kültürü yapılan katmandan çıkarılanlar 10 500 yıl öncesine
türü ve yabani akrabalarını kapsayan dayanmaktadır. Bu iki arkeolojik alanda
yedi türü bulunmaktadır. Bunlar Pistacia bulunan figürler ve kalıntılar, bugünkünden
atlantica, P. eurycarpa, P. khinjuk, P. lentiscus, farklı bir ekosistemin varlığını ortaya
P. palaestina, P. terebinthus, P. vera ve P. x koymaktadır. Antep fıstığının ana üretim
saportae türleridir. Yukarıda sıralananlardan alanı olan Güneydoğu Anadolu, günümüzde
P. vera'nın dişi ağaçları, önemli ticari çok düşük yıllık yağışı (300 ila 400 mm),
değere sahip olan yenebilir Antep fıstığı zayıf toprak yapısı, çok sıcak yazları ve
meyvelerini üretir. P. terebinthus, P. khinjuk oldukça soğuk geçen kışlarıyla, Antep fıstığı
ve P. atlantica gibi yabani türler, Antep fıstığı türlerinin ağaç ve çalılarının formlarının
yetiştiriciliğinde anaç olarak değerlendirilir. yetişmesine uygun ortam sağlamaktadır.
Güneydoğu Anadolu'da 10 000 yıldan Türkiye'de, doğal alanlar veya tarımsal
daha uzun bir süredir yabani Antep fıstığı sistemlerdeki rollerine ek olarak, geniş bir
türlerinin var olduğu ve meyvelerinin çeşitlilik ve yerel kullanım alanına sahip
insanlarca tüketildiği bilinmektedir. olan Pistacia cinsine ait 59 milyondan fazla
Körtik Tepe’de (Diyarbakır) 2000 yılında
ağaç bulunmaktadır. Ege, Marmara, Akdeniz
ve Göbeklitepe’de (Şanlıurfa) 1995 yılında
ve İç Anadolu Bölgelerinde, P. atlantica
başlatılan kazı çalışmalarında, yabani Antep
genellikle bozuk ormanların kalıntı türü
fıstığı kalıntılarına rastlanmıştır. Her iki yer de
olarak bulunmakla beraber, bazen de gölge
Bereketli Hilal’in kuzey ucunda yer almaktadır.
ağacı olarak yetiştirilmektedir. Tohumları
Körtik Tepe’de şimdiye kadar çıkarılan sepicilikte ve sabun yapımında kullanılır ve
46
Antep fıstığı kalıntıları, Çanak Çömleksiz reçinesi antiseptik olarak yaralara uygulanır.
©A. T. Kural
Tohumlar kavrulup, öğütüldükten sonra alınmıştır. Bu türün yetiştiriciliğiyle ilgili
metal cezve içinde Türk kahvesi şeklinde çalışmalar olumlu sonuç verse de bitkinin
hazırlanarak tüketilir. çok yavaş gelişiyor olması, ticari boyutta
yetiştiriciliği önünde engeldir.
P. khinjuk ve P. eurycarpa, Güneydoğu
Anadolu'daki Irak ve İran sınırlarının Türkiye'de bulunan tüm Pistacia türleri
yakınında bulunmaktadır. Pistacia khinjuk’tan arasında P. vera en yüksek ticari değere sahip
elde edilen yağ, saç dökülmesinin tedavisinde tür olup, güneydoğuda özellikle Gaziantep,
ve sabun yapımında kullanılır. Pistacia Şanlıurfa ve Siirt illerinde yaygın olarak
lentiscus var. chia, kuzey Afrika, güney Avrupa yetiştirilmektedir. Gaziantep ili, kapama
ve batı Asya'ya özgü bir tür olup Akdeniz'de bahçe ve / veya zeytin ve üzümle karışık
yaygın şekilde bulunur. Türkiye bu türün bahçeler halinde yetiştiriciliğinin yapıldığı
doğal dağılım alanı içindedir. yer olarak Antep fıstığı üretiminde lider
konumdadır. Şanlıurfa ilinde de geniş Antep
Pistacia lentiscus L. (sakız ağacı) Akdeniz fıstığı bahçeleri olup ekim-dikim alanı
Bölgesi'ne özgüdür. Lokal olarak bulunduğu giderek genişlemektedir.
yerlerde, gıdalarda tatlandırıcı ve damıtık
içkilerde aroma maddesi olarak kullanılan Geleneksel olarak yetiştirilen Antep fıstığı
reçinesi için yetiştirilmektedir. Reçinesi, tiplerinin çoğu, küçük taneli, yeşil içli,
antik çağda iyileştirici özellikleri nedeniyle yağ içeriği yüksek, büyük oranda çıtlama
doğal bir sakız olarak kullanılırken, (tohum çatlatma) özelliğine sahip, zengin
günümüzde bunun yerine sentetik aromalı çeşitlerdir. Bu tipler ağırlıklı olarak
formülasyonları kullanılmaktadır. Türkiye'de çikolata yapımında ve baklava, kadayıf gibi
sakız ağacı, İzmir'in batısında Çeşme şuruplu tatlılarda kullanılmaktadır. Antep
Yarımadası’ndaki küçük bir alanda mevcut fıstığı ile yapılan Türk baklavası, dünyaca
47
olup, buradaki popülasyon korumaya ünlü bir tatlıdır.
©M. Türkeş
Şekil 33. Ceviz Şekil 34. Kestane
yerel olarak saç boyaları karışımlarında kolay soyulabilen iri meyveli kestane
kullanılan bir pigment üretir. çeşitleri, doğal alanlardaki fidanlar üzerine
aşılanmakta veya uygun toprak (düşük
Kestane (Castanea sativa). Kestane
pH) ve iklim koşullarına sahip yerlerde boş
ağaçları doğu Karadeniz, Marmara, Ege
alanlara dikilmektedir.
ve Akdeniz Bölgelerinin doğal orman
ekosistemleri içinde mevcuttur. Bitkinin Kestane, Türkiye'de kış aylarının lezzetli
başkenti olarak bilinen Bursa şehri, hastalık bir çerezi olarak sokaklarda kavrulmuş
sorunu nedeniyle eski önemini yitirmiştir. olarak satılır. Aile toplantılarında kavrulmuş
Son yirmi yıldır, Aydın ili ticari kestane veya kaynatılmış olarak tüketilir. Soğuk
yetiştiriciliğinde birinci sırayı almıştır. kış gecelerinde soba üzerinde kestane 49
©E. Bağcı
biri olan Türkiye’de elma yetiştirilen alanlar
sadece ılıman iklim bölgeleriyle sınırlı
Şekil 35. Armut
olmayıp, Akdeniz ve Ege Denizi kıyıları
boyunca daha yüksek subtropik ovalara Armut (Pyrus). Armut, Türkiye'de elmadan
kadar uzanmaktadır. Türkiye'de meyve sonra ikinci en önemli yumuşak çekirdekli
şekli, büyüklüğü, renk, aroma, olgunlaşma meyve türüdür. Türkiye, P. anatolica,
dönemi, hastalık ve zararlılara direnç P. serikensis ve P. yaltirikii gibi bazıları
bakımından büyük çeşitlilik gösteren 600'ün endemik olan birçok armut taksonlarına
üzerinde yerel elma çeşidi bulunmaktadır. ev sahipliği yapmaktadır (Tablo 21). Pyrus
Farklı çeşitlerin kullanım alanları, çeşitlerin Tablо 21. Türkiye’nin armut genetik kaynakları
özelliklerine göre değişir. Amasya çeşidi, Taxon
sadece güzel tadı ve aromasıyla değil, Pyrus amygdaliformis var. amygdaliformis,
aynı zamanda uzun süre bozulmadan P. amygdaliformis var. lanceolatus, P. anatolica (endemik),
P. communis ssp. communis, P. communis ssp. caucasica,
©S. Altın
İğde (Elaeagnus angustifolia). İğde kenarlarında koruma amacıyla çit bitkisi
güney Avrupa ve batı Asya'ya özgü bir olarak yetiştirilir.
türdür. Türkiye, E. angustifolia türünün
Kuru meyveleri köylerde kış ayları boyunca
var. angustifolia, var. turcica (endemik)
keyifle tüketilmektedir. Odunu ve budama
varyetelerine ve E. rhamnoides (çıçırgan)
artıkları mükemmel yakacaktır.
türüne ev sahipliği yapmaktadır. İğde,
organik maddece fakir, taşlı, kumlu Muşmula (Mespilus germanica). Muşmula
toprakların bitkisidir. Yıl boyunca yeşil meyveleri ilk hasat edildiğinde sert, asitli
kalan yaprakları ile yaprak döken bir ve bünyesindeki tanenlerden dolayı acıdır.
bitkidir. Taban suyunun yüksek olduğu Meyveler belirli bir süre bekletildikten
nehir kıyılarında ve deniz kıyılarında bile ya da bazı yöntemler uygulanarak
topluluklar oluşturabilir. İğde kurağa, olgunlaştırıldıktan sonra yenilebilir.
rüzgâra ve sıcağa karşı da dayanıklıdır. Bazı Olgunlaşan meyvelerin yüzeyi kırışır ve
yerlerde erozyona karşı rüzgâr kıran olarak renkleri kahverengiye döner. Balla kurulan
kullanılır. Dikenli bir çalıdır, budanmak taze muşmula turşusu, Türkiye'nin doğusuna
suretiyle tarla, sebze ve meyve bahçelerinin özgü bir tattır.
©A. Karagöz
kurutulmuş (gün kurusu) veya işlenmiş
olarak tüketilir. Türk kayısıları çoğunlukla
çekirdeğinden kolay ayrılan çeşitler Şekil 37. Cerasus mahaleb
olup, bütün olarak kurutulur. Türkiye
dışında kayısı yetiştirilen ülkelerde ise atıştırmalıklar için ham madde olarak
kurutma işlemi meyveleri ikiye ayrılarak kullanılır. Tohumlar eğer tatlı ise, çerez
yapılmaktadır. Çekirdekler, kurutma olarak tüketilirler veya badem gibi çikolata
işleminin başında meyvenin sapa bağlandığı 53
ile kaplanarak işlenirler.
noktadan sıkılarak dışarı çıkarılır. Meyveler
kükürtlendikten sonra ya da ön işlem Kiraz ve vişne (Cerasus). Kiraz, vişne
yapılmadan doğal haliyle güneşte kurutulur. mahlep gibi bitkilerin tamamı Cerasus
Kayısı meyvesi reçel, marmelat ve çeşitli cinsinin türleridir. Bu grupta toplam 23
©TOB
takson yer alır. Bunlardan C. erzincanica, Kiraz yetiştiriciliği ve ihracatı, meyvesinin
C. hippophaeoides ve C. incana var. velutina diğer bölgelerden daha erken dönemde
endemiktir. Bazı türlerinin kaynağı olgunlaşması nedeniyle Ege Bölgesi’nde
Karadeniz Bölgesi’nin dağlık alanlarıdır. önemli bir sektör haline gelmiştir. Pazar
Vişnenin orijini, Hazar Denizi’yle talebi, yeni kurulan meyve bahçeleri ile bir
kuzey Anadolu dağ serileri arasındaki yandan kiraz alanları önce doğuya, daha
alandır. Vişnenin (Prunus cerasus) adı sonra Toros dağlarının ve doğu Anadolu'nun
Karadeniz’de, bugünkü adı Giresun olan daha yüksek kotlarına doğru genişlemiş,
ilin eski dönemlerdeki adı olan Kerasus’tan diğer yandan da kiraz hasat ve pazarlama
gelmektedir. Kütahya ili geleneksel olarak dönemi daha geniş bir aralığa yayılmıştır.
çok sayıda vişne çeşidinin yetiştirildiği bir Vişne ve kiraz taze olarak veya işlenerek
yerdir. Ege Bölgesi ve Gaziantep’te vişne tüketilir. Vişne meyveleri çekirdekleri
popülasyonları üzerine yapılan çalışmalar, çıkarıldıktan sonra kurutulur veya taze
bu türün meyve şekli, büyüklüğü, tat, şekil meyveleri reçel veya meyve suyu olarak
(genellikle yuvarlak, nadiren oblong, yürek değerlendirilir. Kirazın beyaz veya açık pembe
ve böbrek şeklinde), meyve suyu rengi, renkli meyveleri kükürtle muamele edildikten
verimi, meyve/çekirdek oranı, aroma, toplam sonra salamura edilerek tatlı sanayiinde
eriyebilir katı maddeler ve toplam verim gibi kullanılır. Kiraz nadiren kurutulmaktadır.
özellikler bakımından büyük değişkenliğe Mahlep ağacının çekirdekleri, acı bademe
sahip olduğunu göstermektedir. benzer kokusundan dolayı gıda sanayiinde
Kiraz (Cerasus avium) ve yabani akrabaları, baharat olarak kullanılmaktadır. Kabuğu,
Türkiye'nin birçok yerinde yetişir. Karadeniz kerestesi ve tohumları şişkinlik indirici,
Bölgesi'nde, yabani kiraz, genellikle yatıştırıcı ve damar açıcı özelliğe sahip
54
orman kenarlarında, ya da nadiren karışık kumarin maddesi taşır. Bazı yörelerde mahlep
ormanlarda tek tek ya da küçük gruplar likörü de imal edilmektedir.
halinde bulunur. Çoğunluğu düşük Erik (Prunus). Anadolu, P. cerasifera,
yükseltiler olmak üzere 1 700 m’ye kadar P. insititia, P. spinosa ve P. domestica
bulunabilirler. Kirazın sahip olduğu zengin türlerinin, genetik çeşitlilik merkezlerinden
genetik varyasyon, kullanım alanlarının biridir. Prunus spinosa, kuzey, batı ve
çeşitlenmesine yardımcı olmuştur. Mahlep güney Türkiye’de yaygın olarak bulunur.
ağacı (Cerasus mahaleb), kıyıya yakın Türkiye, P. ceracifera ve P. spinosa arasındaki
yerlerde nadir olsa da Türkiye genelinde doğal hibritlerin menşei olup bu hibritler
yaygındır. Bu tür, kurağa ve yüksek toprak Avrupa'ya P. domestica'nın ataları olarak
pH’sına karşı direnç sağlamak veya yarı yayılmıştır. Hazar Denizi'nin yakınında
bodur bahçelerin tesisi için vişne ve kiraza Karadeniz'e kadar uzanan Kafkas dağları,
anaç olarak kullanılır. P. domestica ve atalarının kaynağıdır.
©M. Yanar
Türkiye'de aşağıdaki sıralanan altı erik
taksonu bulunmaktadır: P. cocomilia,
P. divaricata, P. divaricata var. divaricata,
P. divaricata var. pissardi, P. spinosa ve
P. domestica (kültürü yapılan erik). Kuzeybatı
Ege Bölgesi’nde yer alan Kazdağları'nda
P. divaricata türünün yaygın bir şekilde
bulunduğu belirlenmiş ve popülasyonları
©TOB
in situ korumaya alınmıştır.
Şekil 39. Çilek
Kızılcık (Cornus mas), kuzeydoğu
Anadolu'da çalılar veya küçük ağaçlar olmak üzere 6 kızılcık taksonu daha vardır.
şeklinde görülür. Türkiye'de bundan başka Meyveleri taze olarak tüketildiği gibi, reçel,
C. sanguinea, C. sanguinea ssp. australis, jöle, meyve şekeri yapımında, meşrubat
C. sanguinea ssp. cilicica, C. sanguinea ssp. sanayiinde ve kabızlığa karşı ilaç olarak
sanguinea ve C. sanguinea ssp. x czerniaewii kullanılır.
Üzümsü meyveler
Çilek (Fragaria). Türkiye'de çileğin hem subtropikal bölgelerde ve tropik bölgelerde
Fragaria vesca, hem de F. x ananassa türleri yüksek kesimlerinde yetiştirilir.
XVI. yüzyıldan bu yana yetiştirilmektedir.
Türkiye'de özellikle kuzeybatı, kuzey,
Üretimin neredeyse tamamı, küçük aile
güney ve doğu Anadolu orman alanlarında
işletmelerince gerçekleştirilir. Yabani çilek
bulunur. Fragaria x ananassa (yaygın olarak
(F. vesca), bu cinsin en yaygın olarak dağılım 55
yetiştirilen çilek), F. vesca'dan genellikle çok
gösterdiği türüdür. Dünyada tüm ılıman ve
daha iri meyveleriyle ayrılır. Hem ilkbaharda
hem de geç yaz aylarında çiçek açan Fragaria
viridis, kuzeybatı Anadolu'daki çayırlarda
ve ormanlarda bulunur. Asidik topraklara
karşı toleranslıdır. Meyveleri küçük, nispeten
sağlam, yeşilimsiden pembeye değişen
renklerde ve oldukça aromatiktir.
Çilek yetiştiricilerinin çoğunluğu, topraksız
kültür, yüksek yastık, plastik malç ve damla
©TOB
Bölgelerinde, yüksek plastik tüneller veya küçük boyutlu fakat aromatik meyveleriyle
cam seralarda topraksız kültür koşullarında çok popüler olan yerli çeşitlerdir.
turfanda üretim yapılır.
56
Ahududu ve böğürtlen (Rubus). Türkiye’de
Bazı yetiştiriciler, tozlaşmaya yardımcı Rubus cinsi uzun zamandır bilinmekle
olması için plastik tüneller veya cam seralar beraber, ahududu ve böğürtlen yetiştiriciliği
içine arı kovanları koyarlar. Bu amaçla küçük ölçeklerde gerçekleştirilen oldukça
nadiren bombus arıları da kullanılmaktadır. yeni uygulamalardır. 2016 yılında, toplam
Türkiye'de çilek taze olarak veya reçel, 519 ha alanda 4 312 ton ahududu, 314 ha
şurup, likör ve kek gibi ürünlere işlenerek alanda 2 468 ton böğürtlen üretilmiştir.
tüketilmektedir. Osmanlı ve Ereğli çeşitleri, Türkiye Rubus cinsinin 16 taksonuna ev
Cevizli sucuk, ipe dizilen cevizlerin birkaç kez yoğun dut suyu konsantresi içine
©A. Karagöz
Akdeniz meyveleri
Zeytin (Olea). Zeytin yetiştiriciliği, ve güneydoğu kesimleri, zeytinin kültüre
Türkiye'yi de içine alan, Küçük Asya'da MÖ alınması ve yetiştiriciliğinde rol almıştır.
4000 civarında başlamıştır. Yabani zeytin Son arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan
ormanlarının varlığıyla Türkiye'nin güney zeytin presleri, MÖ X ile VII. yüzyıllara
©TOB
aittir. Zeytin üretimi, o dönemden bu yana Nar (Punica granatum). Nar, gen ve çeşitlilik
Anadolu'da önemli bir ekonomik faaliyet merkezlerinden biri olan Türkiye'de
olarak süregelmiştir. yüzyıllardır yetiştirilen geleneksel
ürünlerden biridir. Yabani formları,
Halen 320 000 aile işletmesi zeytin Anadolu'dan diğer Akdeniz ülkelerine
üretmektedir. Ege Bölgesi’nin üç ili, ulusal doğru dağılmıştır. Narın çok sayıdaki farklı
ürünün %48'ini üretmektedir (Aydın %25, tip ve formları, genetik kaynak olarak çeşit
İzmir %14 ve Muğla %9). Ege Bölgesi’ni, geliştirmek amacıyla kullanılmaktadır.
ulusal üretimin %13'ünü sağlayan iki il
(Balıkesir %8, Bursa %5) ile Marmara Bölgesi Nar, genellikle düzenli bahçeleri halinde
veya nadiren diğer meyve ağaçlarıyla karışık
takip etmektedir. Türkiye'de Olea europaea
yetiştirildiği gibi, kıyıdan dağlık alanlara
ve O. europea var. oleaster olmak üzere iki
doğru yol kenarında çalılıklar şeklinde de
zeytin türü ve 80 kadar da kültür varyetesi
bulunabilir. Türkiye'de nar yetiştiriciliği,
yetişmektedir. Hicaz çeşidinin artan üretim hacmi ve
Son yıllarda zeytin ağaçlarının sayısı artarak narın fonksiyonel bir gıda olarak kazandığı
2016 yılında 700 000 ha genişliğindeki üne bağlı olarak gelişen ihracatı nedeniyle,
alanda yaklaşık 174 milyon ağaca ulaşmıştır. özellikle Akdeniz, Ege ve Güneydoğu
Bu çeşitler, meyve büyüklüğü, şekli, dokusu, Anadolu Bölgelerinde artmıştır.
bileşimi, olgunlaşma süresi, tane ve yağ Nar çeşitleri tatlı, ekşi (asidik) ve yarı
kalitesine göre önemli ölçüde çeşitlilik ekşi olmak üzere üç grupta sınıflandırılır.
göstermektedir. Bazı çeşitler, belirli coğrafi Bu çeşitlilik, nar meyvesinin farklı
koşullar altında taşıdıkları yüksek kaliteleri alanlarda değerlendirilebilmesine olanak
nedeniyle coğrafi işaret almıştır. sağlamaktadır. Narın meyvesi taze olarak,
58
meyve suyu üretiminde, konserve ve nar
Üretilen zeytinin yaklaşık %24'ü sofralık suyu konsantresi yapımında, salatalara
olarak işlenirken %76'sının yağı çıkarılır. ekşi tat vermek için nar ekşisi üretiminde
Olağanüstü yerli tüketime rağmen Türkiye, kullanılır. 1988 yılından bu yana Türkiye’nin
muhtelif sofralık zeytin çeşitlerinin nar üretimi, artan talep ve piyasa olanakları
dışsatımından elde ettiği yıllık yaklaşık nedeniyle on katın üzerinde büyümüştür
117 milyon ABD Doları ile bu alanın önemli (1988 yılında 45 000 ton; 2016 yılında
aktörlerinden biridir. 465 200 ton).
©Ş. Gök
Türkiye’nin Akdeniz Bölgesi’nde zeytin yetiştiriciliğine ilişkin tarihi kanıtlar
©A. Karagöz
Şekil 41. Zeytin ağacı
Zeytinin kökeni ve kültüre alınma geçmişi, “Dağlık Kilikya” (Antik Kilikia Tracheia)
tartışmalı konular arasındadır. Günümüzde bölgesinin doğusunda, Mersin ili Silifke ve
bu konuyla ilgili yaygın görüş, yabani zeytin Erdemli ilçelerini kapsayan ve Göksu (antik
popülasyonlarından kültüre geçişin, Türkiye’nin Kalykadnos) ve Limonlu (eski Lamos) nehirleri
59
güney kısmını da içeren doğu Akdeniz’in geniş ile çevrili alan “Olba Territoriumu” olarak
bir bölgesinde gerçekleşmiş olmasıdır. bilinir. Bu alan günümüzde de bağcılık ve
zeytincilik için çok uygun koşullara sahiptir.
Geçmişte zeytincilik ve zeytinyağı çıkarılmasıyla Dağlık Kilikya’da eski dönemlerden beri, bu
ilişkili bazı örnekleri, Türkiye’nin güney ve tür üretimin yapıldığı çok sayıdaki tarımsal
batı kıyılarında görmek mümkündür. Antik üretim tesisi bulunmuştur. Yapılan araştırmalar
©Ü. Aydınoğlu
©Ü. Aydınoğlu
Şekil 42. Karadedeli Akhayat’ta bulunan delikli destek noktalı döner presler
sayıları birden fazla olabilmektedir. Bununla
beraber, zeytinyağı atölyesi olduğu belirlenen
bazı yapılar, yerleşim alanından bağımsız
olarak durmaktadır. Şarap üretim tesisleri daha
yüksek kotlarda yer alırken, zeytinyağı atölyeleri
genellikle kıyı şeridine daha yakın yerlerde
bulunmaktadır.
©TOB
Akdeniz Bölgesi Türkiye’de yetiştirilen
turunçgillerin %90’ını, karşılarken, Ege
Bölgesi de geri kalanı karşılamaktadır. Ege’de
yetiştirilen ana turunçgil türü mandalinadır.
Yüksek düzeydeki gece-gündüz sıcaklık
farkları, Satsuma cinsi mandalina
meyvelerinin daha erken olgunlaşmasına
yardımcı olarak, Avrupa pazarına daha fazla
ihracatına olanak sağlar. Bodrum ilçesi, güçlü
©İ. Uzunismail
aroması olan yerel bir mandalina çeşidine
sahip olup bu çeşit coğrafi işaret almıştır.
Çay (Camellia sinensis). Çay, Türk halkının Şekil 48. Eğimli alanda çay bahçesi
vazgeçilmez kahvaltı içeceği olma yanında
hem üreticiler hem de tüketiciler için en görevlendirilmiştir. İlk olarak Karadeniz’e
önemli tarım ürünlerinden biridir. Çay kıyısı olan Gürcistan’dan materyal getirtilerek
bitkisi Türkiye’de çok geç tanınmış olup çalışmalara başlanmıştır. Ön deneme
yetiştirilmesine yönelik ilk girişimler, XX. sonuçları, çay bitkisinin Doğu Karadeniz
yüzyılın başlarında Türkiye Cumhuriyeti'nin Bölgesi’nin nemli ve subtropik koşullarında
kurulması sonrası yurt dışından çay iyi sonuç verebileceğini göstermiştir.
fidanlarının getirilmesiyle başlamıştır. Denemenin yapıldığı koşulların, çay
bitkisinin herhangi bir hastalık veya zararlı
Başlangıçta yurt dışından getirilen sorunu olmadan üretilmesine uygun olduğu
materyalin denenmesi için Karadeniz da belirlenmiştir. Son dönemlerde oldukça
62 Bölgesi seçilmiş, bu amaçla Rize’de ön geniş çay alanları organik üretim sistemine
adaptasyon denemelerinin yapılacağı dönüştürülmüştür. Organik sertifikalı çay
bir Çay Üretim İstasyonu kurulmuştur. Türkiye içinde ve dışında pazarlanmaktadır.
Tarım Bakanlığı memurlarından Zihni Çay üretim alanları toplamı 76 207 ha ve taze
Derin, bu araştırmaları yürütmekle çay yaprağı üretimi 1,3 milyon tondur.
©TOB
Sebzeler
Domates, biber ve patlıcan gibi en çok yetiştirme sistemlerinde topraksız kültür
yetiştirilen Solanaecae (Patlıcangiller) yaygındır. Antalya'nın Kumluca ilçesi,
familyası sebzeleri yerli türler olmayıp XV. Türkiye'de örtü altı tarımın ve domates,
yüzyıldan sonra Türkiye'ye girmiş olmasına biber, patlıcan ihracatının merkezi
rağmen, yüzlerce yıllık yoğun yetiştirilmeleri durumundadır. Akdeniz Bölgesi’ndeki Adana
sonrasında Anadolu bu türlerin ikincil ve Mersin illeri ile Ege Bölgesi, sezon dışı
çeşitlilik merkezi haline gelmiştir.
63
Türkiye, toplam sebze üretimi bakımından
dünya dördüncüsü, kavun ve karpuz
üretiminde dünya ikincisidir. Sebze
ihracatında domates ilk sırada yer alırken
bunu biber ve hıyar izlemektedir (Tablo 22).
Plastik tüneller, alçak ve yüksek tüneller,
seralar gibi örtü altı üretim sistemleri,
©T. Özata
özellikle Akdeniz ve Ege Bölgelerinde,
domates, hıyar ve karpuzun turfanda
üretiminde kullanılmaktadır. Örtü altı Şekil 49. Kereviz hasadı
Tablо 22. 2016 yılında Türkiye'nin en çok ihraç ettiği sebze türleri,
miktarı, değeri ve oranı
Sebze Miktar (t) % Değer (1000 ABD Doları) %
Domates 486 028 44,9 239 880 53,2
Biber 97 312 8,9 90 021 19,9
Kabak 59 715 5,5 33 905 7,5
Hıyar 47 812 4,4 28 175 6,3
Patates 191 136 17,6 22 778 5,1
Soğan 105 932 9,8 12 547 2,8
Kaynak: GTHB, 2017
Bağcılık
Asma (Vitis vinifera). Tarihsel olarak, üzüm
her dönemin en önemli tarım ürünlerinden
©A. Işık
©A. T. Kural
66
©E. Şahin
67
©Halkapınar Belediyesi
Süs bitkileri
Türkiye'nin fiziksel ve iklim koşulları, çok Crocus (safran), Muscari (müşkürüm), Tulipa
çeşitli süs bitkilerinin üretimi için çok (lale), İris (süsen), Eminium (yılanbıçağı),
uygundur. Florasında ham madde olarak Biarum (yılanpancarı), Pancratium
veya kullanıma hazır durumda binlerce süs maritimum (kum zambağı), Hyacinthus
bitkisi türleri vardır. Yalova ve Antalya illeri orientalis (sümbül) ve Gentiana lutea (sarı
hem örtü altı hem de açık alan koşullarında afat) cinslerine ait türlerin tamamının ihracı
süs bitkisi üretimi için muazzam bir yasa ile yasaktır.
potansiyele sahiptir. Örtü altı yetiştiricilik
daha çok yetiştirme mevsimini uzatmak için Belirli sayıda olmak üzere bazı türlerin
yaygın şekilde kullanılmaktadır. Süs bitkisi doğadan toplanarak veya yetiştirilmek
üretimi Antalya ili için önemli bir sektör suretiyle ihracına izin verilmektedir. Bazı
olup karanfil, Gerbera, çöven ve Lisianthus türlerin ticaretine ise sadece yetiştirilmek
öne çıkan bitkilerdir. Üretimde ilk sırayı alan için izin verilir. Yalova Atatürk Bahçe
karanfilin çoğu ihraç edilmektedir. Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü’nde
bir geofit koleksiyonu oluşturulmuştur.
Türkiye, Galanthus elwesii (kardelen), Türkiye’nin florası birçok tanınmış botanikçi
G. woronowii (akçabardak), Eranthis araştırmacılar tarafından derinlemesine
hyemalis (sarıkokulu), Anemone blanda araştırılmıştır. Yok olma riski altında
(dağlalesi), Leucojum aestivum (gölsoğanı), olan bazı türler, ilgili devlet kurumları
Cyclamen hederifolium (kandilkökü), yanında, Yalova’daki Karaca Arboretum
C. coum (yersomunu) ve C. cilicicum ve İstanbul’daki Nezhat Gökyiğit Botanik
(şeytankabalağı) gibi çok değerli yumrulu Bahçesi gibi özel koleksiyonlarda koruma
68 süs bitkileri türlerinin çeşitlilik kaynağıdır. altına alınmıştır.
Yumrulu ve soğanlı bitkilerin uluslararası
ticareti, TOB tarafından her yıl belirlenen Flora ve ekolojik koşulların zenginliği,
kontenjanlara tabidir. Türkiye'de çok çeşitli süs bitkilerinin
yetiştirilmesine ve pazarlanmasına olanak
Türkiye’de, Orchidaceae (Salepgiller), vermiştir. Süs bitkileri yetiştirme alanları ve
Nyphaceae (Nilüfergiller) familyalarının üretilen çiçek türlerinin sayısı Tablo 23'te
tüm türleri ile Allium (soğan, sarımsak vb.), verilmiştir.
©M. Koru
©O. Ermetin
Bahçe bitkileri yetiştiriciliğiyle ilişkili kültürel kullanımlar ve değerler
Festivaller ve sergiler. Güreş geleneğinde için düzenlenen etkinliklerle bilinir. Antalya
zeytinyağının rolü gibi, bazı özel ürünlerin ilinde düzenlenen Altın Portakal Film Festivali
kültürel değerlerle ilişkisinden daha önce ve Adana ilinde düzenlenen Altın Koza Film
söz edilmişti. Geçmişte belirli kültürel Festivali buna örnek olarak verilebilir.
geleneklerdeki yeri nedeniyle çok sayıda
boya bitkileri yetiştirilmiştir. Birçok il, belirli Ayrıca, Türkiye 2016 yılında Antalya ilinde ilk
bitkilerin kullanımıyla yapılan ürünler ve Bahçecilik Uluslararası Fuarı'na ev sahipliği
portakal çiçeği, domates, karpuz, enginar, yapmıştır. EXPO 2016’nın teması olarak "çiçek
yabani otlar, incir, üzüm, siyez, gernik veya ve çocuk" seçilmiştir. Davet edilen 190 ülke bu
bağ bozumu festivali gibi muhtelif bitkiler organizasyona muhteşem etkinliklerle katılmıştır.
70
©TOB
71
©İ. Aysündü
72
©S. Konyalı
Tıbbi ve Aromatik Bitki
Genetik Kaynakları
©T. Akay
Lavanta hasadı
Bölüm V
Paeonia x kayae
©E. Kaya
T
ıbbi bitkilerin geçmişi insanlık Tıbbi ve Aromatik Bitkiler (TAB) Türkiye'de
tarihi kadar eskidir. Bitkilerin ağırlıklı olarak mide ve böbrek hastalıkları,
beslenme ve giyim ihtiyaçlarının ateş, soğuk algınlığı ve öksürük, kanama ve
karşılanmasındaki önemine ek olarak, yaralar, mantari ve bakteriyel enfeksiyonlar,
zamanla insan sağlığı üzerindeki etkilerinin yanıklar ve ağrıları, böcek ısırığı ve
fark edilmesiyle, çeşitli bitkisel ilaçlar zehirlenmesi, grip, ishal, romatizma,
geliştirilmiş ve hastalıkların tedavisinde uykusuzluk, yorgunluk ve halsizlik, sarılık,
kullanılmıştır. Farklı kültürlerde yapılan gerginlik, siroz, kanser ve kardiyo-vasküler
etno-botanik araştırmalar, yeni bitkisel hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır.
ilaçların keşfine yardımcı olmuştur. Geleneksel tıpta en yaygın olarak kullanılan
Bitkilerin tıbbi amaçla kullanımına dair en Türkiye kaynaklı TAB, Tablo 24'te
eski kayıtlardan bazıları, 5 000 ila 3 000 yıl sunulmaktadır.
öncesinde, Sümer ve Asur kültürlerinden
XX. yüzyılın teknolojik yenilikleri, özellikle
250'den fazla farklı bitkinin tıbbi amaçla
de sentetik ilaçların geliştirilmesi ile sosyal
kullanıldığını göstermektedir.
ve politik değişiklikler, bitkilerin tıbbi amaçla
Türkiye'de günümüzde olduğu gibi geçmişte kullanımının son derece azalmasına neden
de çok çeşitli kültür ve geleneklere sahip olmuştur.
toplulukların yaşamasının doğal sonucu
Bununla birlikte 1990 sonrası dönemde
olarak, Anadolu'da büyük bir geleneksel tıp
TAB’in farklı özelliklerinin ve kullanım
birikimi oluşmuştur. Günümüzde Adana
alanlarının belirlenmesi yanında bazı sentetik
ili sınırları içerisinde yer alan Anavarza'lı
ilaçların ciddi yan etkilerinin ortaya çıkması
Pedanius Dioscorides (MÖ 90-40) tarafından
sonucu, TAB yeniden popüler hale gelmiştir.
kaleme alınan De Materia Medica, Anadolu
halk tıbbı üzerine en eski ve kapsamlı belge Tıbbi bitkiler pazarı Türkiye’de yılda 3 milyar 75
olarak kabul edilebilir. ABD Doları seviyesindedir. En önemli ihraç
©B. Kalenderli
Haşhaş hasadı
Tablо 24. Türkiye’de geleneksel tıpta en fazla kullanılan tıbbi ve aromatik bitkiler
Bilimsel adı Türkçe adı Bilimsel adı Türkçe adı
Achillea millefolium Civanperçemi Lycopodium annotinum Kibritotu
Aconitum anthora Kaplanboğan Malva neglecta Ebegümeci
Alkanna tinctoria Havaciva otu Mandragora autumnalis Adamotu
Althae officinalis Hatmi Matricaria chamomilla Almanpapatyası
Anethum graveolens Dereotu Melissa officinalis Oğulotu
Anthemis nobilis Papatya Mentha piperita Nane
Artemisia absinthium Acı pelin Momordica chantia Kudret narı
Atropa belladonna Güzelavratotu Myrtus communis Mersin
Borago officinalis Hodan Nerium oleander Zakkum
Calendula officinalis Aynısafa Nigella sativa Çörekotu
Capparis spinosa Kebere Ocimum bacilicum Reyhan
Capsella bursa-pastoris Çoban çantası Origanum minutiflorum Toka kekik
Ceratonia siliqua Keçiboynuzu Origanum onites Bilyalı kekik
Chelidonium majus Kırlangıçotu Paeonia mascula Ayıgülü
Chenepodium album Aksirken Papaver rhoeas Gelincik
Cichorium intybus Hindiba Papaver somniferum Haşhaş
Conium maculatum Baldıran Peganum harmala Üzerlik
Coriandrum sativum Kişniş Pimpinella anisum Anason
Crocus sativus Safran Pistacia terebinthus Menengiç
Cuminum cyminum Kimyon Polygonum cognatum Madımak
76
Cyclamen cilicium Yersomunu Polygonum bistorta Çimen eveleği
Datura stramonium Boru çiçeği Portulaca oleracea Semizotu
Delphinium staphisagria Hezaren Primula officinalis Çuhaçiçeği
Digitalis lanata Yüksükotu Rosmarinus officinalis Biberiye
Dracunculus vulgaris Yılanbıçağı Rubia tinctorum Kökboyası
Drimia maritima Örümcekotu Rumex acetosella Labada
Ecballium elaterium Eşek hıyarı Ruscus aculeatus Tavşanmemesi
Equisetum vesicaria Atkuyruğu Ruta graveolens Sedefotu
Ferula communis Çakşır Salvia fructicosa Adaçayı
Foeniculum vulgare Rezene Sambucus nigra Mürver
Galanthus elwesii Kardelen Scolymus hispanicus Şevketi bostan
Gentiana lutea Gentiyan Silybum marianum Devedikeni
Geranium tuberosum Turnagagası Tanacetum balsamita Pireoyu
Glycyrrhiza glabra Meyan Teucrium polium Acıyavşan
Gundelia tournefortii Kenger Thymus sepyllum Kekik
Gypsophila arrostii Çöven Tilia cordata Ihlamur
Hyoscyamus niger Banotu Tribulus terrestris Çobançökerten
Hypericum perforatum Kantaron Trigonella foenum-graecum Çemen
Inula viscosa Andızotu Tussilago farfara Öksürükotu
Kaynak: Baydar, 2012
©F. Tekin
©A. Çınar
84
©A. Karagöz
©M. Geçit
©M. Tutar
Şekil 65. Salep Şekil 66. Göbekli salep
(Ophrys umbilicata) yumruları
Türkiye’de yaklaşık 1 000 adet geofit (yeraltı
depo organları olan bitkiler) türü vardır. "Glucomannan" adlı nişasta benzeri besleyici
Bunların çoğunluğu hem süs bitkisi hem de bir polisakkarit içeren salep unu, ünlü Türk
tıbbi bitki olarak kullanılma potansiyeline dondurmasının, meşrubat ve tatlılarının ana
sahiptir. maddesidir. Bir kilogram kuru salep için, yaklaşık
1 000 orkide yumrusu gereklidir. Bu nedenle
Türkiye, 26 cins ve 271 taksona ev sahipliği yumruları büyük miktarlarda toplanmaktadır.
86 yaptığı Salepgiller (Orchidaceae) familyası
üyelerince çok zengindir. Sahlep, Orchis Çoğu salep türlerinin toprak altında
(60 takson, 1 endemik), Ophrys (105 takson, sadece birkaç yumru yapmaları nedeniyle
36 endemik), Serapias (10 takson), Platanthera popülasyonları aşırı toplama karşısında yok olma
(4 takson) ve Dactylorhiza (40 takson, tehdidi altındadır. Bununla birlikte, türlerin
14 endemik) cinslerine ait yumrularından elde kültürel yöntemlerle üretime alınması için
edilen un şeklinde bir üründür. araştırmalar devam etmektedir.
©M. Geçit
Salep
Türkiye: Adaçayları ve dağçaylarının ülkesi
©A. Çınar
Şekil 67. Adaçayı (Salvia fruticosa)
©M. Geçit
Isparta ili, yağ gülü (Rosa damascena) ve bu iki ürünün ana üretim merkezi durumunda
88
lavanta (Lavandula x intermedia) yetiştiriciliği olup, Mayıs ve Haziran aylarında gül
ve endüstrisinin büyüklüğü nedeniyle çiçeğinden dolayı pembe, Temmuz ve Ağustos
“Türkiye’nin Gül ve Lavanta Vadisi” olarak aylarında lavanta çiçeklerinden dolayı mor
bilinir. Şehir 130 yıldan daha uzun bir süredir renklere dönüşür.
Lavanta
©H. Baydar
lavanta çiçeğinden 1 kg kuru çiçek elde edilir. Yağ
üretimi için, taze çiçek demetleri, buhar damıtma
ünitelerine alınır. 1 kg lavanta yağı üretmek için
yaklaşık 50 ila 70 kg taze çiçek gerekir. Şekil 70. Isparta’da lavanta tarlaları
89
©F. Düşünceli
Lavanta
Muğla lalesi (Fritillaria mughlae)
©M. Tekşen
Orman Ekosistemlerinin
Genetik Çeşitliliği
©A. İnce
Bölüm VI
©M. Türkeş
O
rmanlar, insanlığa gıda, yakıt, barınak, Bu hizmetlere ek olarak orman ekosistemleri,
temiz hava ve su, ilaç, gelir kaynağı, özellikle kırsal alanlardaki ormana bağımlı
istihdam, dinlenme, rekreasyon gibi topluluklar için gıda güvenliği, yoksullukla
maddi-manevi birçok ekonomik, ekolojik, mücadele ve sürdürülebilir kalkınmada
sosyo-kültürel, faydalar sağlayan doğal hayati öneme sahiptir.
kaynaklardır. Bir ekosistem olarak orman,
içinde ağaçlar, bunlara eşlik eden bitkiler, Ormanlar, genel olarak dağlık alanlarda
hayvanlar ve mikroorganizmaların belirli bir yer almakta olup 2017 verilerine göre ülke
dengede, birbiriyle etkileşim içinde bulunduğu yüzölçümünün %28,6’sını (22,3 milyon ha)
canlı bir sistemdir. kaplamaktadır. Karadeniz, Akdeniz,
Marmara ve Ege Bölgeleri daha yüksek
Orman ekosistemleri, sağladıkları ekosistem oranda ormana sahipken, Doğu Anadolu,
mal ve hizmetleri bakımından önemlidir. Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu
Ormanlar tarafından sağlanan ekosistem mal Bölgelerinin orman varlığı daha düşüktür.
ve hizmetleri aşağıdaki gibi özetlenebilir:
Ormanlar sadece kereste kaynağı değil, aynı
Kaynak (odun ve odun-dışı orman zamanda pek çok odun-dışı orman ürünün
ürünleri), de kaynağıdır. 2016 yılında endüstriyel
Biyosfer hizmetleri (biyolojik çeşitliliğin kullanım için kereste üretimi 17 009 998 m3,
korunması, iklim düzenleme), yakıt tüketimi için 4 877 067 m3 olmuştur.
Ekolojik hizmetler (su, toprak, sağlık ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın (OSİB)
güvenlik), verileri doğrultusunda aynı yıl 54 odun-
Fiziksel aktivite hizmetleri (rekreasyon, dışı orman ürününden toplam 53 043 ton
boş zaman faaliyetleri, avcılık, eko- üretim sağlanmıştır. Yıllar itibariyle temel
turizm, spor), odun-dışı orman ürünleri üretimi Şekil 71 93
Sosyal aktivite hizmetleri (kültürel, ve Türkiye’nin önemli odun-dışı orman
manevi, tarihi). ürünleri listesi Tablo 25’de verilmiştir.
600
586
500
429
400
350
306
300
246
200
131 144
119 120
95 87
100
37 40 35 56
31
Kaynak: OSİB, 2018
0
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
94
©A. İnce
T
ürkiye'deki orman ekosistemleri
batıdan doğuya ve kuzeyden güneye
yapı, kompozisyon ve işletme şekilleri
bakımından büyük farklılıklar gösterir.
Avrupa-Sibirya Fitocoğrafik Bölgesi, yaprak
döken ormanlar (kayın, kestane, gürgen),
nemli ve yarı nemli iğne yapraklı ormanlar
(karaçam, sarıçam, ladin, göknar), kurak
meşe ve çam ormanları (meşe, karaçam,
fıstık çamı) ve çalılıkları (yalancı maki ve
©A. İnce
meşe, gürgen) barındırır.
Akdeniz Fitocoğrafik Bölgesi, kermes meşesi, Şekil 73. Akdeniz ormanı
sandal, sakız, mersin, defne gibi maki ve garik
formasyonlarının elementlerinden oluşur.
Kıyı ve düşük rakımlı alanlar kızılçam, orta
ila yüksek rakımlı (1 000-1 900 m) alanlar
karaçam, Toros göknarı, sedir ve ardıç
ormanları ile kaplıdır. İran-Turan Fitocoğrafik
Bölgesi, İç Anadolu’da meşe ve ardıç karışımı
ormanlar ve karaçam ormanlarının baskın
olduğu bozkırlar; geçiş bölgelerinde meşe ve
95
ardıç ormanları ve Doğu Anadolu da meşe
ormanları ile kaplıdır.
©A. İnce
Türkiye'nin orman ekosistemleri, çok
sayıda kuş, endemik bitki ve yaban hayatı Şekil 74. Karstik kireçtaşı üzerinde Akdeniz ormanı
©A. İnce
Genetik kaynakların korunması için Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları 81 1 189 308
uygulanan bir diğer yaklaşım ise, tohum Muhafaza Ormanları 55 250 033
©İ. Sevimler
©A. İnce
1 413 hektarı kapsayan 12 ağaç türü için 179 birinci derecede sorumlu kuruluş Orman
adet tohum bahçesi bulunmaktadır. Orman Genel Müdürlüğü’dür. Doğa Koruma ve Milli
98 ekosistemlerinin korunmasına yönelik Parklar Genel Müdürlüğü (DKMPGM),
çalışmalar Tablo 26'da özetlenmektedir. Türkiye'nin orman ekosistemleri ile birlikte
sulak alanlar, dağlar ve deniz gibi diğer
Orman genetik kaynakları, TOB bünyesinde ekosistemler ile birlikte Türkiye'nin doğal
korunmakta ve yönetilmekte olup bu konuda kaynakları ve biyoçeşitliliğini korumaktan
sorumlu ana birimdir. Türkiye ormanlarının
tamamına yakın kısmı (%99'dan fazlası)
devlet mülkiyetinde olup Orman Genel
Müdürlüğü tarafından yönetilmektedir.
Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel
Müdürlüğü tarafından da doğal kaynakların
korunması, çölleşme ve erozyonla
mücadele konularında strateji ve politika
dokümanlarının geliştirilmesine yönelik
çalışmalar yürütülmektedir.
Sürdürülebilir orman yönetimi üzerine
çok sayıda yasal düzenleme ile bunları
destekleyici politikalar ve yönetmelikler
geliştirilmiştir. Türkiye Ulusal Ormancılık
Programı 2004-2023 sürdürülebilir orman
©M. Türkeş
©TOB
sorumlu kurumlar, son yıllarda orman
ekosistemlerinden elde edilen gelirin Şekil 80. Honaz Dağı Milli Parkında
Pinus nigra ormanı
artırılmasında rol oynayan, odun-dışı
orman ürünlerine büyük önem vermektedir. dolayı kent sakinlerinin de bu alanları
Ormanların sunduğu biyolojik çeşitlilik, kullanma ve faydalanmaya yönelik eğilimleri
çevresel ve sosyal işlevler gibi sebeplerden giderek artmaktadır.
99
©TOB
Kestane, Türkiye'deki kırsal kalkınma ve Yıllık 62 904 tonluk üretimiyle Türkiye, 2017
kırsal ekonomiye önemli ölçüde katkıda yılında dünya kestane üreticileri arasında üçüncü
bulunmaktadır. Kestane ağacı yakacak odun ve sırada yer almıştır.
kereste; inşaat ve diğer mobilya endüstrisine
Türkiye’de yaklaşık 200 000 ha ormanlık alandan
ham madde olarak ve ayrıca diğer ahşap ürünleri kestane toplanmakta olup ürünün bir bölümü
yapımı için de kullanılır. Bazı bölgelerde ihraç edilmekte, geri kalanın bir kısmı şekerleme
kestaneden, kimyasal tanenler yerine kullanılan üretimi ve iç tüketimde kullanılmaktadır.
tanen özütü çıkarılır. Kestane çiçeklerinden Türkiye’nin kuzeydoğusu ve Kafkaslar, kestanenin
üretilen bal, yüksek perakende fiyatlarına en yüksek genetik çeşitliliğini barındıran doğal
ulaşabilen önemli bir odun-dışı orman ürünüdür. yayılış alanlarıdır.
100
©A. İnce
101
Defne, Batı ve Orta Karadeniz, Marmara, Türkiye, dünyada en önemli kuru defne yaprağı
Ege ve Akdeniz Bölgelerinde 600-800 m arası üreticisi ve satıcısıdır.
yükseltilerde doğal olarak yayılış gösteren ve
5-10 m kadar büyüyebilen bir bitkidir. Odun
kalitesi düşük, güçlü kokuya sahip, aromatik
bir bitkidir. Yaz ve kış ayları boyunca yeşil
kaldığı için ölümsüzlük sembolü olarak bilinir.
Antik Yunanistan’da defne Apollo'ya ithaf
edilmiştir.
©A. Karagöz
tariflerde kullanılan bir baharat kaynağıdır.
Yapraklar, yemek pişirirken veya soslar içinde
bütün olarak kullanılır. Defne yaprakları,
gıda hazırlama işlerinde tatlandırıcı olarak tek
başına kullanılabilmektedir. Şekil 86. Defne ağacı
102
©B. Çıngay
©N. Yakışıklı
orman ürün olarak değerlidir. Ağaçlar dikimden
8-10 yıl sonrasında ekonomik olarak işletilmeye
başlanır ve 80-100 yaşlarına kadar fıstık üretimi
devam eder. Şekil 88. Çam fıstığı ormanı
103
©N. Yakışıklı
©S. Altın
Bölüm VII
©C. Gezici
T
ürkiye’nin koşulları hayvan geçmişe göre çok değişmemiş olup, büyük
yetiştiriciliği için oldukça elverişlidir. bir kısmı halen geleneksel sistemlerle
Çiftçilerin çoğu geleneksel olarak yetiştirilmektedir.
kendi ihtiyaçlarını karşılamak için az sayıda
Küçük ve büyükbaş hayvan sayısı 2009
da olsa büyükbaş, küçükbaş ve kanatlı
yılından 2015 yılına kadar önemli
hayvan yetiştirmektedir. oranda artmış, 2016’da küçük bir değişim
Geçmişin aksine, büyükbaş hayvanların göstermiştir (Şekil 90).
çoğu entansif yetiştiricilik koşullarında Bu eğilim, hayvansal ürünlerde elde edilen
daha iyi besleme ve bakım yanında daha iyi önemli artışla, hayvancılık sektöründe daha
veterinerlik hizmeti alarak yetiştirilmektedir. entansif üretim sistemlerine doğru geçişle
Küçükbaş hayvanlar içinse durum gerçekleşen yapısal değişimi göstermektedir.
60 000 16 000
14 000
50 000
12 000
40 000
10 000
30 000 8 000
6 000
20 000
107
4 000
10 000
2 000
©K. Yılmaz
Mera kaynakları
Meralar binlerce yıldır hayvan yeminin Uzun yıllar boyunca aşırı otlatma nedeniyle,
temel kaynağıdır. XX. yüzyıl başlarında meralar sadece verimliliğini değil kalitelerini
Türkiye nüfusu 12 milyon civarındayken de kaybetmiştir.
bu dönemde doğal mera alanlarında görece
Hayvanlarca tercih edilen bitkilerin, bitki
az sayıda küçükbaş hayvan bulunmaktaydı.
örtüsü içindeki oranı %10 ile 20 arasındadır.
Bu durumda da ciddi bir mera yönetimi
Bölgeler ve otlatma baskısına bağlı olarak
problemi yaşanmamaktaydı.
değişmek üzere, meraların bitkiyle kaplı
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, ülkenin alanı %10 ile 50 arasındadır.
%58’ini kapsayan 44 milyon ha doğal
Meralar halen ruminant hayvanların ham
otlatma alanı yaklaşık 20 milyon hayvanı
protein ihtiyacının yaklaşık %69’unu, nişasta
barındırmaktaydı.
ihtiyacının %62’sini ve kaba yem ihtiyacının
İkinci Dünya Savaşı sonrasında, hayvan %33’ünü karşılayarak hayvan beslemede
sayıları neredeyse aynı kalırken otlatılan alan önemli rol oynamaktadır. İhtiyaç duyulan
43 milyon hektara düşmüştür. O zamandan yemin geri kalanı, yem bitkileri yetiştiriciliği,
bu yana, hayvan sayılarında keskin bir konsantre yem, tane yemler, tahıllar, tahıl
düşüş olmuş, mera alanları ise tarımın samanı, tarımsal sanayi yan ürünleri ve
mekanizasyonu ve meraların tarla açmak kalıntılarıyla karşılanmaktadır.
için sürülmesi ile daha da ciddi bir azalma
Mera bozulması, hayvan verimliliğini
göstermiştir.
düşüren en önemli faktördür. Bunun başlıca
Mera ve çayır alanları günümüzde 14,6 nedenleri ise sürü sahiplerine otlattıkları
108
milyon hektara kadar gerilemiştir (Şekil 91). hayvan sayısının azaltılması, otlatma
Türkiye’nin meralarında otlayan hayvan süresinin kısaltılması veya mevsiminde
sayısı, otlatma kapasitesinin dört katından otlatma gibi otlatma baskısını azaltmak için
fazladır. mera amenajman yöntemlerinin uygulaması
yönünde teşviklerin olmayışıdır.
Mera alanlarının coğrafi bölgelere göre
dağılımı, Türkiye içindeki payları ve ortalama Nüfusun sosyal ve ekonomik koşulları hızla
yem verimleri Tablo 27’de verilmektedir. değişmektedir. Kırdan kente göçün bir
©M. Ceylan
sonucu olarak, çiftçilikle geçinen insanların Tablо 27. Mera alanlarının coğrafi
2016 yılında oranı %18,9'a gerilemiştir. bölgelere göre dağılımı
Yerleşik düzene geçme sonucu kırsal kesimde Mera alanı Mera verimi
Bölgeler %
otlatma alanlarında iş gücü eksikliği ortaya (ha) (kg/ha)
çıkmıştır. Kırsal kesimin genç nüfusunun Doğu Anadolu 5 485 449 37,5 900
çoğunluğu, yılın on ayına kadar kısmını
İç Anadolu 4 570 182 31,3 450
şehirlerde çalışarak geçirmektedir.
Karadeniz 1 533 605 10,5 1 000
İşgücü ihtiyacı, çoban kiralayarak veya Güneydoğu Anadolu 1 012 576 6,9 450
yetiştiricilik maliyetlerini düşürecek Ege 802 879 5,5 600
50 000
45 000
40,000
35,000
30 000
Alan, 1 000 ha
25 000
20 000
109
15 000
5 000
0
1940 1950 1960 1980 2000 2010 2015 2016
Yıllar
©B. Birdir
Mera Kanunu
Meralar hayvanlar için temel yem kaynağını için kullanımına izin verilmemektedir.
oluştururken, aynı zamanda bitki genetik
Kanun ayrıca aşırı otlatmayı engelleyen
kaynaklarına da ev sahipliği yapmaktadır.
hükümleri de içermektedir. Kanun ile,
Sürekli bozulan mera koşulları devleti acil
kurulacak komisyonların mera alanlarının
restorasyon ve koruma önlemleri almaya
otlatma kapasitelerini belirlemesi ve daha
zorlamıştır.
sonra köylere otlatma hakkı vermesi
Mera kaynaklarının sürdürülebilir tasarlanmıştır.
kullanımı için temel yöntem ve kuralları
Göçer otlatıcılık, çobanların hareketlerini ve
düzenleyen “Mera Kanunu” 1998 yılında
otlatma haklarının düzenlenmesi hususları
kabul edilmiştir. Kanun, meraları köylere,
da yasada yer almıştır. STK'ların önemi ve
belediyelere ve köy topluluklarına tahsis
doğal kaynakların korunmasında oynadıkları
etmeyi amaçlamaktadır.
rol de yasaca tanınmakta ve iş birlikleri
TOB, meraların tespit, tahdit ve ilgili tüzel desteklenmektedir.
kişilere tahsis edilmesinde, işlem sonucu
Kanunun yürürlüğe girmesinden bu yana
belirlenen mera alan sınırlarının tapuca tescil
komisyonlar, meraların tahsisi için otlatma
edilmesinde yetkili kurumdur.
kapasitelerinin belirlenmesi, tahdidi ve
Kanuna göre mera alanları, kiralayanların tahsis edilecek köyleri belirlemek üzere
merayı iyileştirmeyi kabul etmesi ve diğer çalışmaktadır. 2015 yılı sonunda toplam
bazı koşullar altında kiralanabilmektedir. mera alanının %40'ından fazlası (6,2 milyon
Mera olarak ayrılan alanların başka amaçlar ha) köylere tahsis edilmiştir.
110
©A. F. Sönmez
Meraların coğrafi bölgeler itibarıyla durumu
Karadeniz Bölgesi. Türkiye’nin mera için çok uygundur ve flora; Festuca
gelişimine en uygun iklime sahip olan valesiaca (meşe yumağı), Koelaria
bölgesidir. En verimli alpin meralar cristata (sorguçlu gümüşotu), Thymus
bölgenin doğusunda yer alır. Yıllık squarrosus (kekik), Agropyron ile Elymus
ortalama kuru madde üretimi 1 000 kg/ (ayrık), Bromus (brom), Poa (salkımotu),
ha’dır. Bölge meralarının diğer bölge Medicago (yonca), Onobrychis (korunga),
meralarına göre bir diğer avantajı da Trifolium (üçgül), Sanguisorba (çayır
otlatma mevsiminin daha uzun olmasıdır. düğmesi), Artemisia (yavşan) ve Teuchrium
Karadeniz’in yüksek kesimlerindeki verim (acıyavşan) gibi istenen mera bitkileri
en yüksek düzeydedir. Bu nedenle çobanlar yönünden çok zengindir. Bölgenin büyük
yazın yüksek yaylalara göçer ve otlatma kısmındaki zorlu topoğrafik ve iklim
sezonu sonuna kadar buralarda kalır. koşullar nedeniyle Doğu Anadolu, özünde
Bu türlü göçer otlatma ya da geleneksel bir hayvancılık bölgesidir. Meraların
göçebelik bölgede yaylacılık olarak bilinir ortalama kuru ot verimi 900 kg/ha
(Şekil 92). Sonuçta oluşan otlatma baskısı, civarındadır. Yayla tarzı göçer otlatma bu
ormanlık alanlar da dahil olmak üzere bölgede de yapılmaktadır.
oldukça yüksektir.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi. En yoğun
Doğu Anadolu Bölgesi. Bu bölgede birim otlatma bu bölgede yapılmaktadır. Yarı
alanda daha az hayvan bulunduğundan kurak iklim koşulları nedeniyle meralar
meraların durumu ülkenin geri kalanına Haziran sonunda erkenden kurumaktadır.
göre daha iyidir. İklim mera büyümesi Bölgede bir miktar göçer otlatma da yapılır.
111
©S. Altın
Canlı haycan ihracatı, 1 000 ABD Doları 24 366 6 215 13 464 34 473 27 914
Süt ve ürünleri ithalatı, 1 000 ABD Doları 1 600 513 600 25 275 106 852 42 001
Süt ve ürünleri ihracatı, 1 000 ABD Doları 154 896 390 255 614 698 444 415 370 847
Ruminant hayvancılık
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1923 sarf edilmiştir. Başlangıçta çok sayıda
yılında itibaren, büyükbaş hayvancılık en yerel hayvan ırklarının seleksiyon yoluyla
fazla tercih edilen sistem olmaya başlamıştır. geliştirilmesi yoluna gidilmiştir, daha sonra
Devlet büyükbaş hayvancılığı geliştirmek saf ve melez ırkların çiftçilere dağıtımı için
için birçok adımlar atmıştır. Burada en programlar yürütülmüştür. İzleyen dönemde
büyük çaba genotip iyileştirilmesi için yapay tohumlama merkezleri kurulmuştur.
Yapay tohumlamanın uygulanamadığı
uzak bölgelerde, köylere yüksek verimli
ırkların boğaları gönderilmiştir. Bu süreçte,
yerel ve yurt dışı kaynaklar aracılığıyla
birçok araştırma ve yayım projesi
gerçekleştirilmiştir. Anaç materyal, ilaç, yem,
barınak ve hayvan sağlığı hizmetleri devlet
tarafından desteklenmiştir. Günümüzde
hayvanlar bulaşıcı hastalıklara karşı ücretsiz
olarak aşılanmaktadır.
©TOB
Sığır ırkları. Türkiye toplam süt ve kırmızı
Şekil 94. Boz Irk
et ihtiyacının önemli bir bölümünü 14
milyon büyükbaş hayvan varlığı ile sığır Yerli Boz Irk (Şekil 94), Başka hiçbir
yetiştiriciliğinden karşılamaktadır. Tüm yabancı ırkın yaşayamayacağı Batı Anadolu
hükümetler kültür ırklarını ithal etmişlerdir. ve Trakya’nın yüksek rakımlı engebeli ve
Sonuç olarak, Türkiye’nin kültür ve melez ormanlık bölgelerinde, insan müdahalesi
ırk oranı 2000 yılında %55 iken bugün olmadan doğada hayatını sürdürebilir,
%87’ye yükselmiştir. Holstein sığır ırkı en beslenebilir ve üreyebilir.
çok yetiştirilen ırk olup, bunu Brown Swiss
ve Simmental izler. Yerli Kara, Boz Irk, Doğu Doğu Anadolu Kırmızısı (Şekil 95) Erzurum
Anadolu Kırmızısı, Kilis ve Zavot gibi yerli ve çevresinde yetiştirilen orta boydan küçük
ırklar yok olma tehdidi altındadır. boya kadar değişen yapıda bir ırktır. Bölge
114 meraları genel olarak engebeli, yüksek rakımlı
Eski literatürde sözü edilen Halep, Çukurova, dağlık alanlarda bulunur. Bu ırk bölgenin
Dörtyol, Kırım, Kıbrıs, Seferihisar, Kafkasya, yüksek, eğimli ve marjinal alanlarını iyi
Malakan, Diyarbakır, Karacadağ, Urga, Siyah şekilde değerlendirebildiği halde, bölgede bu
(Kalmuk), Eleşkirt ve Karaisalı gibi birçok ırktan çok kültür sığır ırkları ve melezleri artış
yerli sığır ırkının nesli ise tükenmiştir. göstermeye başlamıştır.
©TOB
©TOB
Şekil 96. Zavot Şekil 97. Yerli Kara
©TOB
Yerli Güney Sarısı (Şekil 99) Mersin’den dönemden sonra hafif bir artış göstermiştir.
başlayarak Hatay’a ve Şanlıurfa’ya kadar olan 2016’da sayıları 142 000’e ulaşmıştır. Bu
iller, Toros ve Amanos Dağları ile Akdeniz artışın nedeni, manda yoğurdu ve kaymağına
arasında kalan bölgelerde et ve süt verimi olan talebin artmasıdır.
için yetiştirilir.
Koyun ırkları. Türkiye, coğrafik ve iklimsel
116 Anadolu Mandası (Şekil 100) yüz yıllardır koşulları ile tarımsal üretim yapısıyla
sütü, eti ve çeki gücü için kullanılan önemli küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine elverişli
bir genetik kaynaktır. Manda sütünün geniş alanlara sahiptir.
ortalama yağ içeriği %8 olup, eti geleneksel
olarak sucuk yapımında tercih edilmektedir. Yerli koyun ırkları toplam 32 milyonluk
1970’lerde sayıları 1 milyon civarındayken, koyun popülasyonunun büyük kısmını
2007’ye kadar önemli ölçüde azalmış ve bu oluşturur. Kayıtlı 45 koyun ırkı ile koyun
©TOB
©TOB
Şekil 101. Akkaraman koyunu Şekil 102. Norduz koyunu
118
©TOB
©TOB
©TOB
©TOB
©TOB
Bölgesi’nin diğer bazı bölgelerinde ve Doğu
Anadolu’da yetiştirilen Ankara (Angora)
Şekil 109. Honamlı keçisi
keçisinin anavatanıdır (Şekil 107). Diğer keçi
ırklarından farklı olarak, Angora, sadece bu Siirt ve Bitlis illerinde Ankara keçisi etinin
ırka özgü olan moher ya da tiftik denilen 2-3 m derinliğindeki çukurlarda odun
ince, parlak ve ipeksi kıl lifleri için yetiştirilir. ateşinde pişirilen büryan adında lezzetli bir
Tiftik yüz yıllar boyunca yetiştiriciler yöresel yemek yapılmaktadır.
için önemli bir gelir kaynağı olmuştur
(Şekil 108). Renkli Ankara keçilerinin ve bu bölgelerde
geçmişin ve günümüzün kültürel mirasının 119
Ankara keçilerinin sayıları giderek önemli özellikleri olan yerel ürünlerin
azalmaktadır. 1960 yılında 6 milyon baş sürdürülebilir korunması için uzun vadeli
olan sayıları 2015’te 206 000’e düşmüştür. önlemlere ihtiyaç vardır.
Siirt, Mardin ve Şırnak illerinde “Siirt keçisi”
olarak bilinen renkli tiftikli Ankara keçileri Honamlı (Şekil 109), Toros Dağları’nın
yetiştirilmektedir. Siirt’te yetiştirilen Renkli simgesi olmasının yanı sıra, Teke Yöresi
Ankara keçisi ırkının tiftik rengi kahverengi, insanlarının geçim kaynağıdır. Bu ırk,
siyah, gri, altın, krem veya gümüş rengi Konya-Seydişehir, Antalya-Döşemealtı ve
olabilir. Isparta-Gelendost bölgelerinde yerinde
koruma programı kapsamındadır. Honamlı,
Renkli tiftik genellikle battaniye, kilim, çanta, aslında yörük olarak adlandırılan göçebe
halı ve yastık yapımında kullanılmaktadır. toplulukların keçi ırkı olarak bilinmektedir.
Kümes hayvanları
Türkiye’de kanatlı sektörü 1990’lardan daha yüksek birim maliyetlerin uygulandığı
bu yana önemli bir aşama kaydederek küçük üretici/ aile işletmeleri ile sınırlıyken,
hayvancılığın en ileri alanı haline gelmiştir. entegre tesislere yapılan yatırımlarla sektörde
Kanatlı eti Türk halkının beslenmesinde yapısal bir değişim gerçekleşmiş, hem sayıları
kullanılan başlıca protein kaynağıdır. Tavuk hem de kapasiteleri artmıştır.
eti Türkiye’nin toplam et üretiminin yaklaşık
Diğer bir deyişle, bölgelerin çoğunda
%63’ünü oluşturmaktadır (2016).
yüksek standartlı ve kaliteli ürünleriyle
Buna ek olarak, yıllık yaklaşık 18,1 milyar kanatlı sektörü, eskisine göre daha da
yumurta üretilmektedir. Başlangıçta, üretim uzmanlaşmıştır. Son yıllarda, öncelikli olarak
©TOB
©TOB
Şekil 110. Denizli horozu Şekil 111. Gerze tavuğu
Bunların arasında üç ipek böceği hattı; Bursa Koza Tarım Satış Kooperatifleri
Bursa Beyazı Alaca, Bursa Beyazı ve Hatay Birliği (KOZABİRLİK) ipekböceği üretim
Sarısı 2004 yılında tescil edilmiştir. materyali yönetiminden sorumludur.
©TOB
Şekil 116. Van kedisi Şekil 117. Ankara kedileri
©TOB
Şekil 118. Kangal Şekil 119. Yetişkin Akbaş (üstte) ve yavrular (altta)
hayvan sürüleri için koruma ve bekçi köpeği
olarak yetiştirilmektedir. Orta büyüklükte bir
vücudu ve iyi gelişmiş kasları vardır. Duruşu
zarif ve atletiktir. Tüy rengi beyazken burnu ve
ağzı siyahtır. Akbaş ırkı köpekler sahiplerine
karşı sadık, sakin ve yumuşakken yüksek
koruma içgüdüsü nedeniyle yabancılara karşı
kuşkucudur. Bu cesur, güçlü, atik ve akıllı
ırk, karasal iklime adapte ve sert şartlara
dayanıklıdır.
©TOB
Tavşanlar. Ankara (Angora) tavşanı asıl Şekil 120. Angora tavşanı
olarak yün ve et üretimi için yetiştirilen orta
büyüklükte bir ırktır (Şekil 120). endüstrisinin yanı sıra havacılık ve tıp
gibi diğer alanlarda da kullanımına imkan
Beyaz, uzun, ince, sık ve parlak yünleri verir. Sıcak iklim yün verimini olumsuz
dokuma için uygundur. Hafif, ince, ısıyı şekilde etkilediğinden, en iyi serin iklimde
tutan ve ses geçiren özelliği, bu yünün tekstil yetiştirilebilir.
124
©S. Başkan
Sucul Biyoçeşitlilik
©Ç. Allıç
Bölüm VIII
©TOB
T
ürkiye’nin su kaynakları; denizler, Atlantik Okyanusu'na bağlı, düşük birincil
lagünler, akarsular ve gölleri de üretkenliğe (plankton) sahip oligotrofik
kapsayacak şekilde geniş bir yaşam (düşük besin düzeyi) koşullarla karakterize
alanı (habitat) çeşitliliği sunmaktadır. edilen yarı kapalı bir denizdir. Bununla
Bu habitatlar ekolojik, sosyo-kültürel ve beraber, yüksek endemik balık faunasına
ekonomik değerlerin yanı sıra, sucul canlılar sahip, besin ortamı yönünden nispeten
için besin, barınak ve yaşam alanları sağlar. zengin bir bölge olarak kabul edilmektedir.
Bu zenginlik, Akdeniz boyunca Atlantik
Türkiye sahil şeridi; 8 300 km’den daha uzun Okyanusu'ndan doğuya doğru artar.
olmak üzere güneyde Akdeniz, batıda Ege Akdeniz'deki balık türlerinin çoğu Atlantik
Denizi ve kuzeyde Karadeniz'e uzanmaktadır kökenlidir. Ancak, artan ısınmaya bağlı
(Şekil 121). Ayrıca kuzeybatıda, İstanbul olarak Akdenizde elverişli yaşam koşulları
Boğazı ile Karadeniz’e ve Çanakkale Boğazı bulan Indo-Pasifik kökenli sucul türlerin
ile Ege Denizi’ne bağlanan ve önemli bir iç yayılması ve artması nedeniyle balık tür
deniz olan Marmara Denizi bulunmaktadır. çeşitliliği risk altındadır.
Türk sahil şeridi değişken ekolojik özellikler
gösteren iki ana biyocoğrafi bölgede yer Karadeniz, çok sayıda akarsudan önemli
almaktadır. Bunlardan biri, Ege ve Marmara miktarda tatlısu girişi alan ve dinamik
Denizlerini de kapsayan doğu Akdeniz, diğeri bir acı su ekosistemini destekleyen yarı
ise Karadeniz’dir. Bunlar arasında deniz kapalı bir havzadır. Karadeniz'in daha
tuzluluğu; Akdeniz’de en yüksek (ortalama serin ve az tuzlu yüzey suyu İstanbul
37 ppm) ve eski bir tatlı su gölü olan Boğazı’ndan Marmara Denizi’ne ve
Karadeniz’de en düşük (ortalama 17 ppm) devamında Akdeniz'e akmaktadır. Daha
olmak üzere güneyden kuzeye çok büyük tuzlu ve yoğun Akdeniz suyu ise ters
değişkenlik gösterir. yönde, yoğunluk odaklı hidrolojik rejim 127
ile yüzey katmanının altından Karadeniz’e
Akdeniz, dünyanın biyoçeşitlilik girmekte ve öncelikli olarak balık göç
yönünden sıcak noktalarından biridir. yollarını oluşturarak Karadeniz’in
Black Sea
Sea
of Marmara
Kaynak: R. Saygılı, 2008
Aegean Sea
Nehirler
Mediterranean Sea
Baraj Gölleri ve Göller
Sınırlar
Şekil 121. Türkiye'nin denizler, nehirler, rezervuarlar, baraj gölleri ve doğal göllerini içeren ana su kütleleri
©İ. Turan
©T.Ceylan
Deniz çayırı (Posidonia oceanica), Akdeniz
ekosisteminin gösterge türlerinden biridir.
Şekil 126. Deniz çayırı (Posidonia oceanica)
Akdeniz'e özgü endemik bir tür olup 1-40 m
arasındaki derinliklerde bulunur (Şekil 126). Mevcut durumları türlerden türlere büyük
Zemini tutan yapısı, besin zincirindeki yeri, değişkenlik göstermekle birlikte, bu deniz
birçok organizmaya ev sahipliği yapması, memelileri tehdit altında olup tamamı
türler arası ilişkiler kurması ve önemli bir IUCN Kırmızı Listesinde yer almaktadır.
oksijen kaynağı (günde 1 ila 2 litre oksijen) Türkiye’de deniz memelilerinin avcılığı
olması açısından önemlidir. 1983'ten beri yasaktır.
Bununla beraber, trolcülük, deniz kirliliği, İstilacı türlerin ülke denizlerine girişi, deniz
iklim değişikliği ve istilacı türler deniz biyoçeşitliliği için sürekli ve büyüyen bir
çayırlarını tehdit etmektedir. tehdit olmaya devam etmektedir. Türkiye
Türkiye denizlerinde bazıları nadiren kıyılarında 2010 yılında 400 istilacı sucul 131
tür rapor edilmiştir. Bunlar arasında 105
görünse de balinagillere ait 10 tür (balina
tür ile en baskın grubu olan yumuşakçalar
ve yunusları içine alan takım-Cetacea) ve
oluştururken, bunu poliketler (75 tür),
yüzgeçayaklılara dahil bir tür (Akdeniz foku,
kabuklular (64 tür) ve balıklar (58 tür)
Monachus monachus) olmak üzere 11 deniz
izlemektedir.
memeli türü yaşamaktadır (Şekil 129).
Bu istilacı türlerin önemli bir kısmı
Bu türler aşağıda listelenmiştir:
Türkiye'de artık yerleşik olarak
Uzun balina (Balaenoptera physalus); tanımlanmış ve sorunun artan boyutunu
Kaşalot (Physeter catodon); ortaya koymuştur. Sucul istilacı türler
Küvier balinası (Ziphius cavirostris); arasında, deniz salyangozu (Rapana
Siyah yunus (Globicephala melas); venosa), skleraktin mercan (Oculina
Yalancı katil balina (Pseudorca patagonica), taraklı medüz (Mnemiopsis
crassidens); leidyi), Karayip gemi kurdu (Teredothyra
Grampus (Grampus griseus); dominicensis), parazitik kopepod
Afalina (Tursiops truncatus) (Şekil 130); (Taeniacanthus lagocephali), Japon karidesi
Çizgili yunus (Stenella coeruleoalba); (Marsupenaeus japonicus), Atlantik
Tırtak (Delphinus delphis); yengeci (Percnon gibbesi), timsah balığı
Mutur (Phocoena phocoena). (Champsodon capensis) ve zehirli balon
balığı (Lagocephalus sceleratus) sayılabilir.
Türkiye sularında yaşayan deniz memelileri İklim değişikliği ile birlikte yerli olmayan
popülasyonu, son on yılda çok az bir iyileşme türlerin artması ve yayılması, Akdeniz ve
işareti gösterse de kayda değer bir düşüş Karadeniz'deki biyocoğrafi bölgelerde, deniz
yaşamıştır. Bu en üst sınıftaki predatörler ekosistemleri ve yerli türler için büyük bir
ekosistemin işleyişinde kritik rol oynarlar. tehdit olmaya devam etmektedir.
©T. Ceylan
Şekil 128. Bazı göllere sonradan aşılanan bir kerevit türü, Astacus leptodactylus
©A.C. Gücü
Şekil 129. Türkiye sularında bulunan tek pinniped (yüzgeçayaklı) türü, Akdeniz foku (Monachus monachus)
133
©TUDAV / A. Tonay
Şekil 130. Dünyada en çok tanınan yunus türü, Afalina (Tursiops truncatus)
Hamsi: Yerel kültürün bir parçası
©K. Özkılıç
©N. Hız
Şekil 136. Sınırlı sayıda kadın balıkçı küçük ölçekli balıkçılık yapmaktadır
İribaş deniz kaplumbağası: Nesli tehlike altında bir tür
Deniz kaplumbağaları, akciğer solunumu yapan İribaş deniz kaplumbağalarının büyük kafaları
büyük deniz sürüngenlerinden biri olup, 100 ve güçlü çeneleri vardır ve başlıca besinleri
milyon yıldan fazla bir süre önce ortaya çıktığı denizanası, balık, kalamar, istakoz, yengeç,
varsayılmaktadır. Dünyadaki en eski yaratıklar algler, deniz çayırları, süngerler ve mercanlardır.
arasındadır ve evrimleri boyunca değişmeden Ömürlerinin neredeyse yarısı olan 25 ila 30
kalmışlardır. Okyanusların genel canlılığının yılda tam cinsel olgunluğa ulaşırlar. Türkiye'nin
gösterge türlerinden biri olarak kabul edilir. Akdeniz kıyılarında yaklaşık 20 üreme alanı
Günümüzde, tüm dünyada tehlike altında ya da bulunmakta olup bunların çoğu şu anda turizm
tehdit altında olduğu düşünülen yedi tür deniz ve kentleşme baskısı altındadır.
kaplumbağası bulunmaktadır. Bunlardan, iki tür
Türkiye sularında görülür: iribaş kaplumbağa Her yıl Mayıs ayından Haziran ayına kadar
(Caretta caretta) (Şekil 137) ve yeşil kaplumbağa en yüksek seviyede olmak üzere, çoğunlukla
(Chelonia mydas). Ağustos ayına kadar bu yumurtlama
alanlarına gelmektedirler. Yuva oluşturma ve
Akdeniz kıyılarında yaşayan iribaş deniz yumurtlama genellikle geceleri gerçekleşir.
kaplumbağası popülasyonun yaklaşık %30 Dişiler yumurtalarını, çoğunlukla bir zamanlar
ila 50'si Türkiye kıyılarında görülmekte olup kendilerinin yumurtadan çıktığı kumsallara
yok olma tehlikesi altındadır. İribaş deniz bırakır. Yumurtadan yeni çıkmış yavrular ay ışığı
kaplumbağası Türkiye'de koruma çabalarının yardımıyla denizin yolunu bulmaktadırlar. Ne
odak noktası olmuştur. Yerel halk, çevre yazık ki, sahildeki aydınlatmalar ve hatta uzak
koruyucular, bilim insanları, öğrenciler, yerleşim alanları ışıkları, içgüdüsel olarak deniz
gönüllüler ve aktivist gruplar yuvalama- yönünü yanlış belirlemelerine yol açmaktadır.
yumurtlama faaliyetlerini korumaya ve Yumurtadan çıkan bireylerin çok az bir kısmı
gözlemlemeye çalışmaktadır. Bu gruplar, yetişkinliğe kadar hayatta kalmaktadır. Doğal
diğer faaliyetlerin yanı sıra, plajları temizler, tehditlere ek olarak, uzatma ağları ve trol
kaplumbağaların hareketlerini izler, yuvaları avcılığı, denizdeki çöpler (plastik torbaların ve
138 işaretler, onları yırtıcılardan korur, yumurtaları balık oltalarının, misinaların kazara yutulması)
kaydeder ve yavruların denize ulaşmasına yuvalanılan plajların tahribatı, petrol sızıntıları ve
yardımcı olurlar. Türkiye'de deniz kaplumbağaları deniz kirliliği gibi insan kaynaklı tehditler ile de
için birkaç rehabilitasyon tesisi bulunmaktadır. karşı karşıyadır.
©T. Ceylan
Bazı içsu balık türleri, çoğunlukla da dahil olmak üzere daha fazla getiri 139
balıklandırma nedeniyle yerel olarak sağlamak için daha yoğun çaba gerekecektir.
yok olmuşlardır. Eğirdir yağ balığı Yapılan yasal düzenlemeler, ticari ve hassas
Pseudophoxinus handlirschi ve Beyşehir gökçe balık türlerinin korunması için gerekli
balığı Alburnus akili, nesli tükenmiş olarak teknik önlemleri belirlemektedir. Ulusal
kabul edilen endemik içsu tür örnekleridir. balıkçılık mevzuatı, koruma amaçlı olarak
İstilacı türlerin, bu yok olmanın esas nedeni köpekbalığı, yunus ve mersin balığı da dahil
olduğu bildirilmiştir. İçsu balık türlerinin olmak üzere bazı sucul canlı türlerinin
koruma statüsü hakkındaki bilgilerin sürekli avlanmasına izin vermemektedir.
güncellenmesine ihtiyaç vardır.
Nisbi olarak göz ardı edilen toplu katkılarına
Türkiye, deniz biyoçeşitliliğinin korunması ragmen, hem balıkçılık hem de su ürünleri
amacıyla Özel Koruma Alanları Sistemi yetiştiriciliği ulusal GSYİH’ye, doğrudan
oluşturmuştur. Bu alanlar, ulusal kıyı veya dolaylı olarak ekonomiye katkıda
sularının yaklaşık %4'ünü oluşturmaktadır. bulunmakta ve yaklaşık 53 000 kişiye iş
Bununla birlikte, sistemin etkinliği için sağlamaktadır. Su ürünleri yetiştiriciliği
herhangi bir avcılığın olmadığı alanları da sektörü son yirmi yılda önemli bir gelişme
kapsayan daha fazla koruma ve yönetim sağlamıştır. Deniz balıkçılığı, su ürünleri
çabaları gerekmektedir. yetiştiriciliği ve tatlı su balıkçılığı, 2016
yılında toplam balık üretiminin sırasıyla
Kaynağın esas kullanıcıları olan balıkçılar,
%51, %43 ve %6'sını oluşturmuştur.
avlanan balıkları doğal sermaye olarak
görse de, yoğun balıkçılık baskısı; Hamsi, deniz avcılığının en önemli
balıkların büyüklüğü, bolluğu ve tür bölümünü oluşturmaktadır. Palamut,
kompozisyonunda önemli değişikliklere sardalya, istavrit, çaça, mezgit, kefal ve
yol açmıştır. Sucul ekosistemden, balıkçılık berlam diğer başlıca ticari deniz türleridir.
Türkiye’de mersin balığını kurtarma girişimleri
©A. Özdemir
Mersin balıkları yokolma tehlikesi altındadır ve bu nedenle avcılığı kırk yıldan uzun bir süre önce
kısıtlanmış ve 1990'ların sonunda tamamen yasaklanmıştır. Yine de, her yıl hālā çok az sayıda bireyin
varlığı rapor edilmektedir.
Azalmakta olan popülasyonu göz önüne alınarak, Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü (BSGM),
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ), Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü (SUMAE) ve FAO
2009-2010 yıllarında mersin balıkları için koruma faaliyetlerini desteklemek amacıyla, “Türkiye'de Mersin
Popülasyonunun İyileştirilmesi: Habitat Değerlendirme ve Yeniden Stoklama” adlı bir Teknik İş Birliği
140 Programı (TCP) projesi kapsamında çalışmalar yapılmıştır.
Popülasyonun geri kazanımı için, bu proje çerçevesinde, proje ortaklarının çabasıyla, 10 000’den fazla
etiketlenmiş yavru mersin balığı (Şekil 139), ana üreme habitatları olan Kızılırmak, Yeşilırmak ve Sakarya
Nehirlerine bırakılmıştır.
Bu projenin bir parçası olarak, Yeşilırmak Nehri'nin Karadeniz'le buluştuğu Samsun ili, Çarşamba
ilçesinde mersin balığı ile ilgili farkındalık yaratmak amacıyla ilkokul öğrencileri arasında mersin balığının
yokoluşu hakkında resim yarışması düzenlenmiştir (Şekil 140).
©Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü
©T. Ceylan
142
©E. Ayyıldız
Genetik Kaynakların Muhafazası
ve Kullanımı
©M. M. Süer
Bölüm IX
İstanbul Yedikule Bostanları
©R. Akar
K
üresel olarak, 16 928 bitki türü sürdüremeyecekleri ölçüde ve kontrolsüz
yok olma tehdidi altında veya bir şekilde hasat edilmektedir. Örneğin,
etkilenebilir durumdadır. IUCN Türkiye'de dağçayı (Sideritis) türleri
Kırmızı Kitabında, 2017 yılında Türkiye’den çiçeklenme döneminde bitki henüz tohum
712 tehdit altındaki tür listelenmiştir. Yok olgunlaştırmadan önce köklenerek hasat
olma tehlikesi, insanların gıda, tıbbi ve edilmektedir. Bu şekilde sipil çayı (S. sipylea),
diğer kültürel amaçlı olarak doğadan, aşırı sarıkız çayı (S. trojana) ve sivriçay (S. tmolea)
miktarda ve doğaya zarar verecek şekilde türleri riskli duruma gelmiştir.
bitki toplamaları gibi bitkilerin kullanımıyla
ilgili olduğu kadar; aşırı otlatma, toprak Köklerin ve yumruların aşırı toplanması
aşınımı, anız yakma, tarımsal uygulamalarda Gentiana lutea (sarı afat), Acorus calamatus
ağır makinelerin kullanımı, aşırı ve (eğirotu), Gypsophila bicolor (alaca çöven),
düzensiz pestisit kullanımı, sulak alanların Glycyrrhiza glabra (meyan), Ruscus aculeatus
kurutulması, büyük barajlar, şehirleşme, (tavşan memesi) ve orkide türlerini tehdit
endüstrileşme, madencilik faaliyetleri, evsel etmektedir.
ve endüstriyel atıklar gibi habitat tahribatına
Türkiye’de bitki genetik kaynaklarının
yol açan unsurlardan kaynaklanmaktadır.
çeşitliliği bir önceki bölümde anlatılmıştır.
Avrupa ve Akdeniz Bölgesi bitkilerinin Ancak, kültürü yapılan bitkilerin yabani
yaklaşık %80'i halen sosyo-ekonomik akrabalarının genetik çeşitliliği giderek artan
amaçlarla kullanılmaktadır veya kullanılma bir oranda erozyona uğramakta, yerel ve eski
potansiyeline sahiptir. Ancak, bu türlerin çeşitlerin taşıdıkları çeşitlilik, yerini modern
tohumları, meyveleri, kökleri, rizomları, ve üniform çeşitlerin alması nedeniyle
soğan ve yumruları, popülasyonlarını daralmaktadır.
145
Yabani soğan
©M. Geçit
Bitki genetik kaynaklarının muhafazası ve kullanımı
Bitki genetik kaynakları ve bunların orman ağacı türleri ve koleksiyon bahçeleri
sürdürülebilir muhafazası, gelecek nesiller için muhtelif ex situ koruma programları
için hayati önem taşımaktadır. İnsan bulunmaktadır.
nüfusunun ulaştığı rekor düzey, tarımsal
bilim ve teknoloji alanlarındaki yenilikler, Tarımsal biyolojik çeşitlilik unsurları
dünyanın farklı kültürlerinin ekonomik (tohumlar, klonlar veya diğer bitki
entegrasyonu, tarımın küreselleşmesi parçacıkları), nem ve sıcaklık kontrollü
gibi faktörler genetik mirası yok etmekte, koşullardaki GB’leri veya açık havada tarla
tarımsal üretim tekniklerinin tekdüzeliği GB’leri şeklinde depolanır. Türkiye'de, biri
teşvikiyle de genetik erozyon artmaktadır. Ankara'da Tarla Bitkileri Merkez Araştırma
Genetik kaynaklar üzerindeki bu tehditler Enstitüsü'nde (62 102 örnek) ve İzmir'de
karşısında birtakım koruma programları ETAE'de (59 118 örnek) olmak üzere iki
geliştirilmiştir. adet GB bulunmaktadır (Şekil 143, 144 ve
145). Ayrıca, ülke genelinde TOB’a bağlı 17
Genetik kaynakların korunmasında, ex situ ve araştırma enstitüsünde 106 türe ait 9 750
in situ olmak üzere iki ana strateji uygulanır. adet bitki örneği, tarla GB olarak muhafaza
Ex situ koruma, biyolojik çeşitliliğin edilmektedir. Ankara’da 2 500 000 m2'lik bir
bileşenlerini doğal yaşam alanlarından alıp, alanda faaliyet gösterecek olan Türkiye Ulusal
daha sonra tohum bankaları, gen bankaları, Botanik Bahçesi halen yapım aşamasındadır.
botanik bahçeleri, arboretum, hayvanat
bahçesi gibi yapay olarak kontrol edilen Açılışı 2019 yılında yapılacak olan Ulusal
ortamlarda tutulması sürecidir. İn situ Botanik Bahçesi, dünyanın farklı bitki örtüsü
146 koruma, genetik kaynakların, doğal olarak tiplerini temsil etmek üzere endemik bitkiler,
ortaya çıktıkları kabul edilen habitatlarını tıbbi bitkiler, jeofitler, meyve ağaçları,
koruma ve yönetme anlamındadır. Yerinde biyoteknoloji araştırma merkezi, tohum
koruma çalışmaları bir yandan da muhafaza bankası, mikrobiyal GB, ulusal herbaryum,
altındaki taksonların, ex situ koşullarda ulusal insektaryum, eğitim merkezi ve
korunmasıyla desteklenmektedir. seraları kapsayacaktır. Türkiye'nin genetik
kaynakları ve genetik kaynaklar veri
Bitki genetik kaynakları muhafaza tabanının yönetimi, Tarımsal Araştırmalar
çalışmaları 1964 yılında Bitki Araştırma ve ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM)
İntrodüksiyon Merkezi'nin kurulmasıyla tarafından gerçekleştirilmektedir.
başlatılmıştır (Enstitünün yeni adı Ege
Tarımsal Araştırma Enstitüsü, (ETEA)'dür). Türkiye’de in situ koruma çalışmaları
Bu kapsamda 1976 yılında devreye giren 1950'lerde, henüz bu kavramın dünyada
Ulusal Bitki Genetik Kaynakları Araştırma geniş kabul görmesinden çok önce,
Programı, mevcut bitki genetik kaynakları başlamıştır. Yerinde korunan alanlar, önemli
ve Türkiye bitki çeşitliliğinin, günümüz ve sulak alanlar dahil olmak üzere, milli parklar,
gelecek için araştırma, toplama, koruma tabiat parkları, doğa koruma alanları, doğal
(ex situ ve in situ) ve değerlendirilmesi sitler, yaban hayatı geliştirme sahaları, özel
amacıyla yeniden düzenlenmiştir. Ulusal çevre koruma alanları ve uluslararası öneme
programın koordinasyon merkezi olarak sahip sulak alanlar olmak üzere çeşitli
ETAE belirlenmiştir. koruma statüleri altında korunmaktadır.
Halen orman ağacı türleri için faaliyet Farklı amaçlarla kurulan in situ koruma
gösteren tohum meşcereleri ve klon alanları, günümüzde Türkiye’nin toplam yüz
bankaları, gen bankaları (GB) dahil olmak ölçümünün %8,6’sına karşılık gelen 6 800 000
üzere, temelde tarımsal ürünler ve kısmen de ha’lık bir alana ulaşmıştır (Tablo 29).
©K. Özbek
Şekil 143. Ankara’daki Türkiye Tohum Gen Bankası
Bununla birlikte korunan alanlar, ülkedeki üretimi, bitki koruma, hayvan ıslahı ve
biyolojik çeşitliliğin tüm unsurlarını yetiştiriciliği, hayvan sağlığı balıkçılık ve 147
yeterince temsil etmemektedir. Örneğin, su ürünleri, gıda ve yem, hasat sonrası
step ekosistemleri herhangi bir korunan alan teknolojileri, biyoçeşitlilik / genetik
statüsü ile temsil edilmemektedir. kaynaklar, organik tarım, biyogüvenlik,
Yabani popülasyonların doğal ortamlarında toprak ve su muhafaza olarak sıralanabilir.
yerinde korunmasına ek olarak, kültürü Tablо 29. Korunan alanlar, 2017
yapılan türlerin de günümüze kadar Koruma birimi Sayısı Alan (ha)
evrimleştikleri çiftçi koşullarında in situ Milli Parklar 43 846 053
muhafazalarına da ihtiyaç vardır.
Tabiat Koruma Alanları 30 46 797
Biyoçeşitlilik araştırmaları, TOB, Tabiat Anıtları 112 7 488
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tabiat Parkları 243 106 453
üniversiteler, STK'lar ve Türkiye Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları 81 1 189 308
Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Muhafaza Ormanları 55 250 033
(TÜBİTAK) tarafından ortaklaşa Gen Koruma Ormanları 321 42 093
olarak yürütülmektedir. TOB, TAGEM Doğal Sit Alanları 1 273 1 322 748
aracılığıyla tarımsal araştırma ve Özel Çevre Koruma Bölgeleri 16 2 460 041
geliştirme faaliyetlerini koordine eder Ramsar Alanları 14 184 487
ve uygular. TAGEM ulusal tarımsal Ulusal Öneme Sahip Sulak Alanlar 48 714 133
araştırma sisteminin merkezidir. Uluslararası Öneme Sahip Sulak
9 10 289
Alanlar
Kaynak: TOB, 2018b
©K. Özbek
Şekil 144. Türkiye Tohum Gen Bankası kurutma odası (sol), soğuk depo (sağ)
148
©G. Kırcalıoğlu
Bitki genetik kaynakları çalışmalarında bir kilometre taşı: Mirza Gökgöl (1897-1982)
kaydoldu. İtalya'da yaklaşık altı ay kaldıktan
sonra okulu terk etti ve Almanya'da Berlin Yüksek 149
Okulu'na kayıt oldu. Okulu 23 Aralık 1924'te
tamamladıktan sonra doktora çalışmalarına
başladı.
Tablо 30. Türkiye’nin taraf olduğu çevre ile ilişkili anlaşma, antlaşma, sözleşme ve protokoller
Anlaşma, Antlaşma, Sözleşme, Protokol Yılı
Kuşların Himayesine Dair Sözleşme (Paris) 1966
Akdeniz’in Kirlenmeye Karşı Korunmasına Ait Barcelona Sözleşmesi 1981
152
Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına ilişkin Sözleşme 1983
Uzun Menzilli Sınır Aşan Hava Kirliliği Sözleşmesi 1983
Avrupa’da Kirleticilerin Sınır Aşan Geçişleri Gözlem ve Değerlendirme İşbirliği Programı (EMEP) 1984
Avrupa Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarının Korunması Sözleşmesi (Bern) 1988
Akdeniz’de Özel Koruma Alanları ve Biyolojik Çeşitliliğe İlişkin Protokol 1988
Ozon Tabakasının Korunmasına Dair Sözleşme (Viyana) 1990
Denizlerin Gemiler Tarafından Kirletilmesinin Önlenmesine Ait Uluslararası Sözleşme (MARPOL) 1990
Ozon Tabakasını İncelten Maddelere Dair Montreal Protokolü 1990
Karadeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi (Bükreş) 1994
Özellikle Su Kuşları Yaşama Alanı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Sözleşmesi (RAMSAR) 1994
Tehlikeli Atıkların Sınırlar Ötesi Taşınımının ve Bertarafının Kontrolüne İlişkin Sözleşme (Basel) 1994
Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES) 1996
BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 1997
BM Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi 1998
Akdeniz’de Tehlikeli Atıkların Sınır Ötesi Hareketleri ve
2003
Bertarafından Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesi Protokolü (İzmir)
Avrupa Peyzaj Sözleşmesi 2003
Kaynak: GTHB ve OSİB, 2017
©M. Sökmen
Ceylanların korunması
edilmekte ve bu canlılar yerel ölçekte, küresel
ölçekten daha özenli bir şekilde korunmaktadır.
Ceylan popülasyonları, XX. yüzyıl başlarında
Çukurova’dan doğu Anadolu’ya kadar geniş
alanlarda bulunabilirken, aşırı avlanma, habitat
parçalanması, yoğun kimyasal kullanımı ve
habitat kaybı gibi nedenlerle günümüzdeki
popülasyonları son derece daralmıştır.
Günümüzde sadece Şanlıurfa ilinde küçük bir
popülasyon halinde kum ceylanı (Gazella marica)
ve Hatay ilinde dağ ceylanı (G. gazella) olmak
üzere iki türü kalmıştır.
©A. İnce
uygun bir yer aramaya başlamışlar ve sonuçta
Konya’daki popülasyonun bir kısmı 2004 yılında
Karaman ilinin Karadağ’daki Bozdağ İstasyonuna 155
getirilerek korumaya alınmıştır. Şekil 151. Anadolu koyunu Bozdağ İstasyonunda
©A. İnce
©A. Karagöz
DKMPGM, kelaynaklara Kuşların Korunması
için Kraliyet Kuş Koruma Derneği desteğiyle
Birecik'teki özel bir üreme istasyonu kurmuş,
kelaynaklar büyük kafesler içinde çoğaltılmış
ve yok olma tehdidinin önüne geçilmiştir. Şekil 153. Birecik‘teki kelaynak yuvaları
©TOB
Biyo-kültürel çeşitlilik ve etno-biyolojik miras
barınaklarının yeni bir görüntüsünü
sunmaktadır. Buluntular, yaklaşık MÖ
10 000 yıllarında epi-paleolitik dönemden
başlayarak, yüzyıllar boyunca süren bir faaliyeti
sergilemektedir.
©A. Karagöz
©H. Zer
alındığı tarım sistemleri, Bereketli Hilal’in kuzey
kısmını oluşturan, Fırat ve Dicle Nehirlerinin
içinden geçtiği Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 159
uygulanmaktadır. Şekil 159. Pekmez yapımı
©F. Kıztanrı
160
©A. Ünal
©TOB
vasıtasıyla eğirilerek yün iplik elde edilir. İpliğin
kullanılmaya başlamasından önceki son adım,
geleneksel yöntemler aracılığıyla yerel boya
bitkileri kullanılarak yapılan boyama işlemidir. Şekil 162. Kilim dokuma
161
©Z. Yavuzak
G
eofitler, tıbbi, aromatik ve süs bitkisi; içinde bulundukları yerlerin belirlenmesi
tıp, kozmetik, gıda, içecek ve ilaç ve toplanması için Türkiye’nin tüm floristik
endüstrilerinde ham madde, insan bölgeleri uygun zamanlarda taranmış, daha
ve yabani hayvanlarca gıda olarak kullanılan sonra toplanan materyalin tanımlanması
çok amaçlı bitkilerdir. Türkiye'deki 1 000'den için herbaryum örnekleri hazırlanmış,
fazla geofit taksonun varlığı, bunları çeşit aynı noktalar soğan, yumru, rizom ve
geliştirme programlarında kullanmak isteyen tohumlarının toplanarak yetiştirilebilmesi
bilim insanları için çekici bir yer haline için tekrar ziyaret edilmiştir. Şimdiye kadar
getirmektedir. yeri belirlenen 7 000 geofit popülasyonundan,
içlerinde 181 tanesi nadir endemik, ve 461
Doğadan toplamak hem yerel tüketim tanesi de endemik olan toplam 1 081 adet
hem de dışsatım için yüzlerce yıldır geofit taksonu toplanmıştır.
sürdürülen yaygın bir uygulamadır.
Bu durum çok talep gören bazı geofit Enstitünün geofit koleksiyonu, içinde
türlerinin popülasyonları üzerinde büyük 2 200 m2 genişliğinde bir sera da dahil olmak
baskı oluşturmaktadır. Biyolojik Çeşitlilik üzere toplam 40 000 m2 alanda muhafaza
Sözleşmesi'nin (BÇS) üç hedefinden biri edilmektedir. Geofit serası, toplanan türlerin
olan genetik kaynakların kullanılması, getirildikleri yörelerdekine benzer iklim
özellikle geofitlerde sürdürülebilir bir şekilde koşullarını oluşturmak için soğutucu ve
uygulanmamaktadır. nemlendiriciler ile donatılmış, Türkiye’nin
en gelişmiş serasıdır. Sera sadece geofitleri ex
Türkiye, tıbbi, aromatik ve süs bitkisi situ koruma tesisi olarak değil, aynı zamanda
türlerinin yetiştiriciliğini, ulusal programlar türler arası ve tür içi melezlemelerin 163
çerçevesinde yürütmesine rağmen, yapıldığı, sonuçta elit hatların ebeveyn
geofitlerin taşıdığı potansiyel, henüz bunların materyalinin üretildiği yerdir.
ticarileştirilmesi ve ıslahı yönünde istenen
düzeyde değerlendirilememiştir. Türkiye'nin tüm geofitlerinin bir araya
getirilip bir tesiste muhafaza edildiği
TAGEM’in Atatürk Bahçe Bitkileri Merkez devasa bir koleksiyon ve tüm bitkilerin
Araştırma Enstitüsü tarafından, amaca fotoğraflarının toplandığı üç ciltlik kitap
uygun geofit türlerinin yurt çapında bu projenin ürünleri arasındadır. Toplanan
toplanması, çoğaltılması, ıslah edilerek yeni materyal içinden 31 adet de yeni geofit türü
çeşitlerin çıkarılması ve ticarileştirilmesi için, tanımlanmıştır.
TÜBİTAK tarafından desteklenen iki proje
hayata geçirilmiştir. Projelerle önemli sayıda Yeni kaydedilen türlerin bazıları ve
genetik kaynak materyalinin envanterinin bulundukları yöreler şöyledir: Güney
çıkarılması ve kayıt altına alınmasıyla, Anadolu'dan Allium aksekiense (Akseki
BÇS'nin üçüncü hedefi olan “genetik Soğan) ve Allium kayae (Saimbeyli Soğanı),
kaynakların kullanımından fayda sağlama” Antalya'dan Bellevalia undulatifolia
konusunda da gelişme kaydedilmiştir. (Manavgat Sümbülü); Erzincan'dan
Colchicum erdalii (Eğin Safranı);
“Bazı Doğal Bitkilerin Kültüre Alınması Yeni Osmaniye'den Colchicum osmaniyense
Tür ve Çeşitlerin Süs Bitkileri Sektörüne (Osmaniye Safranı); Artvin'den Muscari
Kazandırılması” ve “Türkiye Geofitlerinin artvinense (Artvin Müşkürümü); Mersin'den
Kültüre Alınması Yeni Tür ve Çeşitlerin İlgili Muscari erdalii (Erdal Müşkürümü);
Sektörlere Kazandırılması” başlıklı projeler, Adana'dan Muscari ufukii (Uzun
TÜBİTAK tarafından 2005 ve 2015 yılları Müşkürüm) ve Adana’dan Ornithogalum
arasında desteklenmiştir. Geofitlerin yurt adanense (Adana Akyıldızı). Çanakkale
©E. Kaya
164
©E. Kaya
Şekil 164. Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü Geofit Araştırma Merkezi, Yalova
165
Colchicum baytopiorum
©E. Kaya
166
Lilium akkusianum
©E. Kaya
ilinden toplanan şakayık örnekleri, P. x kayae seleksiyon çalışmaları devam etmektedir.
(Alacalı Şakayık) adı verilerek doğal melezler Şimdiye kadar 4 şakayık (Paeonia), 3 ters
olarak tanımlanmış ve yeni bir takson olarak lale (Fritillaria) ve 3 lale (Tulipa) çeşidi tescil
kaydedilmiştir. Yeni keşfedilen bu türler, edilmiştir. Tescil edilen materyale ek olarak
Türkiye için endemik olup kültüre alınmaları
3 şakayık, 3 ak lale ve 3 süsen (İris) çeşidinin
ve çoğaltılmaları için yoğun çalışmalar
tescil işlemleri son aşamasındadır.
başlatılmıştır. Bu türlerin süs bitkileri, tıbbi
ve aromatik bitki endüstrileri için çok yüksek Projenin diğer bir çıktısı da, melezleme ve
potansiyele sahip oldukları görülmüştür. seleksiyon çalışması sonucu elde edilen 236
Öte yandan toplanan materyal içinden çeşidin tanıtıldığı, üç ciltten oluşan “Süs
ticari çeşitler çıkarılması için melezleme ve Bitkileri Çeşit Kataloğu” olmuştur.
©E. Kaya
©E. Kaya
167
Şekil 165. Sternbergia candida Şekil 166. Scilla mesopotamica
©E. Kaya
©Z. Yavuzak
Bölüm X
©FAO / H. Muminjanov
Е
kosistem hizmetleri doğanın sağladığı karşılamak için tarım sektörünün daha
kaynaklar ve süreçlerden oluşmaktadır. çok gıda, yem ve ham madde üretmesi
Bu hizmetler, temiz içme suyu, beklenmektedir. Tarım bir yandan da toprak,
yenilebilen ve yenilemeyen biyolojik ürünler, su ve biyolojik çeşitlilik gibi doğal kaynakları
organik maddeyi çözümleyen ve dönüştüren korurken sosyal refah ve ekonomik refaha da
işlemleri içermektedir. katkıda bulunmalıdır.
Ekosistem hizmetleri beş başlık altında Sınırlı kaynakları kullanan ve biyoçeşitlilik
toplanır: üzerinde etkileri olan tarımsal uygulamaların
da sürdürülebilirlik açısından iyi performans
Gıda, su, karbon ve ham madde üretimi
göstermesi gerekir. Bu bağlamda, Türkiye’de
gibi tedarik hizmetleri;
tarımsal üretim ve çevre arasındaki ilişkinin
İklim, toprak aşınması, zararlı ve hastalık
geliştirilmesi konusu giderek daha ilgi çekici
kontrolü gibi düzenleyici hizmetler;
hale gelmektedir. Gerçekten de tarımsal
Beslenme döngüsü, hidrolojik döngü,
sürdürülebilirlik konusu, ekosistemlerin
toprak oluşumu ve tozlaşma gibi
korunması, biyoçeşitliliğin geliştirilmesi,
destekleyici hizmetler;
tarımla iç içe olan ekosistemlerde su ve
Manevi ve rekreasyonel faydalar gibi
toprak kalitesinin korunması gibi hususlarla
kültürel hizmetler;
örtüşen bir önceliktir. Biyoçeşitlilik hiç
Beklenmedik olumsuzluklara karşı
kuşkusuz tarımsal sürdürülebilirliğin
biyoçeşitlilik ve korunan alanların bakımı
kilit unsurlardan biridir, ancak toprağın
gibi koruyucu hizmetler.
sürülmesine dayalı hazırlama biçimi,
Türkiye’de tarım günümüzde birçok zorlukla toprağın bozulmasına ve biyoçeşitliliğe zarar
karşı karşıyadır. Artan nüfusun taleplerini vermektedir.
171
©A. A. Kalkan
Şekil 168. Toprağın pullukla işlenmesi, erozyon ve CO2 salımına neden olur
Türkiye'de sürdürülebilir toprak, su ve doğa yönetimi
için koruyucu tarım uygulamalarının sahiplenilmesi ve teşviki
Koruyucu Tarım (KT) birbirleriyle ilişkili üç engel olmak. Ekim sırası ve ürün
ilkeye dayanmaktadır: dönüşümlerine giren bitki türleri,
farklı mikroorganizma gruplarını
1. Bitkileri işlenmemiş toprağa doğrudan
çekeceğinden, KT sistemleri tarımsal
ekerek veya dikerek toprak işlemeyi
biyoçeşitliliği teşvik etmektedir.
azaltmak, toprak koşulları düzeldikten
sonra toprak işlemeyi tamamen ortadan Tarımın gelişimi için KT uygulamalarının,
kaldırarak makineli işlemeden kaynaklı tarım ürünleri, çok yıllık bitkiler, meralar,
toprak tahribatını en aza indirgemek. ağaçlar ve hayvancılığı da kapsayan yeni
2. Özel olarak yetiştirilen örtü bitkisi, ara “biyolojik ve ekosistem” yaklaşımlarından
ürünler ve/veya bir önceki üründen olduğu kabul edilmektedir. KT sistemleri,
kalan bitki artıklarıyla, toprak üzerinde tarımsal ormancılık ve organik tarım gibi
yıl boyunca organik madde örtüsü KT uygulamalarıyla entegrasyonundan yarar
oluşturmak. sağlayan diğer sistemleri tamamlamaktadır.
3. Yerel çevre koşullarına uyumlu, toprağa KT'ye dayalı ürün-hayvancılık sistemlerinden
azot bağlayan baklagil bitkilerin de yüksek düzeyde sürdürülebilir taşıma
kullanımıyla, ekim nöbeti sistemleri ve kapasitesi sağlanır. Son 40 yılda edinilen
bitki karışımlarını çeşitlendirerek, toprak deneyim, KT ilkelerinin eşzamanlı olarak
üstünde ve içindeki biyoçeşitliliğin uygulanmasının daha büyük ve istikrarlı
sürdürülmesine yardımcı olmak, getirilere, girdilerin daha etkin kullanımına
toprak ve ürünlere azot sağlamak, ve dolayısıyla daha yüksek kârlılığa olanak
172 zararlı popülasyonlarının gelişmesine sağlarken, ürün miktarı, toprak ve ekosistem
©FAO / H. Muminjanov
Şekil 172. Konya’da kurak koşullarda uzun dönem (13 yıl) yürütülen bir çalışmada konvansiyonel tarım
174 ve KT uygulamalarında, buğday, nohut ve aspir tohum verimi ve fiğ kuru ot verim ortalamaları
©FAO
Şekil 174. Uygulamalı Kadın Çiftçi Okulu üyeleri Konya’da doğrudan ekim makinesiyle uygulama yapıyor
“Sürdürülebilir entansif üretimi” destekleyen yaklaşık 10 milyon ha civarında artmıştır.
bir kavram olarak KT, aynı zamanda Bu sistemi benimseme potansiyeli yüksek
doğal kaynakları ve çevreyi koruyan ve bir ülke olarak Türkiye, 2016 yılında FAO’ya
çevresel hizmetlerin kullanılmasına olumlu 45 000 ha alanda KT yapılmakta olduğunu
katkıda bulunan üretken ve kazançlı bir bildirmiştir.
tarım sisteminin de gerekliliğini kabul
Son yıllarda, özellikle iklim değişikliğine
etmektedir. Sürdürülebilir entansif üretim,
uyum ve azaltma sürecindeki ihtiyaçları
sadece iklim değişikliğinin bitkisel üretim
da göz önünde bulundurarak, çiftçilere
üzerindeki etkisini azaltmakla kalmayıp,
kazan-kazan avantajları ile düşük
aynı zamanda toprakta karbon tutumuna
karbon teknolojilerinin benimsetilmesi
katkıda bulunarak emisyonları azaltıp iklim
ve yaygınlaştırılması yoluyla tarımın
değişikliğine neden olan faktörlerin etkisini
sürdürülebilirliğini geliştirirken,
hafifletmektedir. Ayrıca sistemin ekosistem
biyoçeşitlilik ve ekosistem bazlı adaptasyon
hizmetlerini daha üretken ve sağlıklı
konularını da içeren bir dizi araştırma
ortamlar yaratarak geliştirmesi amacıyla,
yürütülmüştür. Her ne kadar hiçbir proje
toprak altı ve üstü biyoçeşitliliğinde
karmaşık bir ekosistemin ekolojik yapısını ve
zenginleştirmesi gereklidir.
işlevini birkaç yıl gibi kısa bir sürede restore
KT, yukarıda sıralanan bütün bu hedefleri edemese de çalışmaların somut sonuçları
karşılamaktadır. Tarımda enerji tasarrufu birkaç yıl içinde alınacaktır. Dünya çapında
yaparak emisyonu azaltır, topraktaki edinilen dersler FAO, GEF, AB ve diğer
biyolojik aktiviteyi arttırır ve uzun vadede uluslararası organizasyonların desteğiyle
verim artışı sağlar. Bunun yanında tarımsal Türkiye’de uygulamaya konmuştur. Bazı
peyzaj içindeki toprakları daha sağlıklı projelerin sonuçları, KT uygulamalarının,
176 hale getirerek ekolojik ve ekonomik olarak makul bir sürede ekolojinin ve habitat
sürdürülebilirlik yönünde daha iyi toprak- kalitesinin iyileşmesi için izlenmesi
bitki besin maddesi-su yönetimi sağlar. gereken doğru yol olabileceğini göstermesi
bakımından umut vericidir.
Küresel sürdürülebilirlik yönündeki çabalar
büyük ölçüde tarım uygulamaları hakkında Rüzgâr perdeleri ve su kutuları gibi diğer
karar verme ve benimseme durumunda teknik müdahalelerin yanı sıra, akılcı bir
olan, dünya genelinde 570 milyondan sulama düzenlemeleriyle birlikte, yıllık
fazla arazi sahibinin her birine bağlıdır. ve çok yıllık bitkilerde toprak işleme,
KT şu anda küresel olarak tüm kıtalarda, kalıcı toprak örtüsü, ekim nöbeti gibi
ılıman iklim bölgelerini de kapsayan çeşitli iklimle uyumlu tarım uygulamalarının
tarımsal ekolojilerde yaklaşık 180 milyon ha tanıtımı, Türkiye'de biyoçeşitlilik dostu ve
alanda uygulanmaktadır. Geçtiğimiz on yıl sürdürülebilir bir tarım sistemine ulaşma
boyunca, KT uygulanan tarım arazileri yılda yönünde temel unsurlardır.
©V. Karagülleoğlu
Bozkır ekosistemlerindeki iklim değişikliğine ekosistem tabanlı uyum
(ETU) çalışmalarının tarımsal etkileri
Orta Anadolu'nun bozkır ekosistemleri, tarafından finanse edilen “Bozkır
alandaki tarımsal faaliyetleri ve geçim Ekosistemlerinin İklim Değişikliğine
kaynaklarını destekleyen doğal kaynakların Ekosistem Tabanlı Uyumu (ETU) için
önemli bir parçasıdır. Sürdürülebilir olmayan Tarımsal Uygulamalar (GCP/TUR/063-EC)”
arazi kullanımı, insanların, bitkilerin projesi ile, Anadolu bozkır ekosistemlerinin
ve hayvanların iklim değişikliğinden iklim değişikliğinin olası sonuçlarından
kaynaklanan zorluklara maruz kalmasına doğacak kırılganlığının azaltılması
neden olurken, diğer taraftan da gıda amaçlanmaktadır. Proje, Türkiye'de iklim
güvenliği ve insan sağlığı gibi konuları da değişikliğinin etkileriyle mücadele etmede
riske atmaktadır. İnsan müdahaleleri ve bir araç olarak, farklı düzeylerdeki KT
arazi yönetim uygulamaları da habitatların uygulamalarının ilgili politikalar, programlar
bozulmasını tetikleyen diğer etkenlerdir. ve faaliyetlere entegrasyonunu teşvik
eden ETU yaklaşımını, ilgili sektörlerde
İnsan müdahaleleri ve arazi yönetim planlama süreçleri ve stratejileri geliştirerek
uygulamaları, habitat bozulmasının desteklemektedir.
etmenleri arasında yer alır. Bitki örtüsünün
yok edilmesi ve monokültür ormanlar KT, toprak verimliliğini geliştiren, suyun
oluşturmak için dış kaynaklı türlerin toprakta tutulmasını sağlayan, karbon
kullanımı, sistemi daha da yalınlaştırmıştır. bağlayarak sera gazı emisyonlarını azaltan
Tarımsal faaliyetlerin yoğunlaştırılması, yönetim uygulamaları, gıda güvenliği
yabani flora ve fauna üzerinde tehdit gibi iklim değişikliğiyle ilişkili zorluklara
oluşturmaktadır. çözümler sunmaktadır. 177
Tablо 32. Türkiye’de 2006 ve 2017 yılları arasında kullanılan pestisit miktarları (ton)
Yıl Insektisitler Fungisitler Herbisitler Akarisitler Rodentisitler Diğer Toplam
2006 7 628 19 900 6 956 902 3 9 987 45 376
2007 21 046 16 707 6 669 966 51 3 277 48 716
2008 9 251 16 707 6 177 737 351 5 613 38 836
2009 9 914 17 863 5 961 1 533 78 2 302 37 651
2010 7 176 17 396 7 452 1 040 147 5 344 38 555
©F. Düşünceli
Şekil 177. Etikette yer alan organik ürün logosu, ürünün Türk Organik Tarım Kanunu’na
uygun şekilde üretilip sertifikalandığını gösterir
olarak ilk yönetmeliğin 1994 yılında kabulü tarımın tüm ülkede yaygınlaştırılması amacı
ile başlamıştır. Organik Tarım Kanunu ise ile projeler yürütmektedir.
2004 yılında yürürlüğe girmiş ve Yönetmelik
“Organik Tarımın Yaygınlaştırılması
2010 yılında önemli ölçüde revize edilmiştir.
ve Kontrolü” isimli çerçeve proje, 2011
Türkiye’de organik tarımla ilgili yasal yılından beri TOB Bitkisel Üretim Genel
düzenlemeler AB mevzuatına benzer olup Müdürlüğü İyi Tarım ve Organik Tarım
AB’de değişiklikler olduğunda uyum amacı Dairesi tarafından yürütülmektedir. Bu
ile gerekli düzenlemeler yönetmeliklere proje kapsamında 2017 yılı itibari ile bitkisel
yansıtılmaktadır. Yasal düzenlemeler, ve hayvansal organik üretim ve doğadan
organik tarımın genel ilkeleri, organik toplamaya ilişkin araştırma, geliştirme,
tarımla ilgili kurum ve kuruluşların eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleri ve
sorumlulukları ve çalışmaları ile ilgili idari çalışmaları hem Bakanlık merkez teşkilatı
ve hukuki düzenlemeleri, izin verilen girdi hem de 54 il müdürlüğü ve 12 araştırma
listelerini, uygunsuzluk ve ihlal durumlarını enstitüsünce yürütülmektedir.Ülkemizde 81
kapsamaktadır. Türkiye’de organik tarım ilde TOB il Müdürlüklerinde özellikle yayım
konusunda yetkili otorite, TOB’dur. 2003 ve izleme faaliyetlerinin eğitimli uzmanlar
yılında organik tarımla ilgili bir daire tarafından yürütüldüğü organik tarım birimi
kurulmuş olup organik tarım faaliyetleri bu bulunmaktadır.
daire tarafından yürütülmektedir.
2017 verilerine göre Türkiye'nin tüm
Organik tarımda yetkilendirilmiş kontrol bölgelerine yayılmış 75 067 tarım
kuruluşları tarafından yardımıyla ve genel işletmesinde organik tarım yapılmaktadır.
tarım istatistikleri ile uyumlu merkezi bir İşletmelerde ağırlıklı olarak faaliyetler yıllık,
182 veri toplama sistemi mevcuttur. Organik çok yıllık ürünler ile çayır-meraya dayalı
tarıma ilişkin tüm verilere, ihracat, ithalat bitkisel üretime yöneliktir. Ham madde
ve yetkilendirilmiş kontrol kuruluşlarına bazında buğday, zeytin, Antep fıstığı, kuru
ilişkin bilgilere TOB web sitesinden incir, kuru kayısı, kuru üzüm, baklagiller,
erişilebilir (www.tarim.gov.tr). TOB, TAB, pamuk, üzümsü meyveler ile yaş
geçmişte olduğu gibi bugün de organik meyve ve sebzelerin dahil olduğu 214 bitkisel
Tablо 33. 2016 yılında en fazla üretimi yapılan 15 ürün (Organik ve geçiş sürecindeki ürünler)
Ürün Çiftçi sayısı Alan, ha Üretim, t*
Zeytin 21 635 81 048 261 814
Buğday 16 614 124 285 334 352
Çay 10 060 4 149 73 085
Yonca 9 106 42 106 338 569
İncir 7 472 15 783 111 035
Üçgül 6 004 29 257 113 565
Arpa 5 920 30 452 84 263
Üzüm 5 826 13 198 301 903
Fiğ 4 603 29 815 78 948
Çayır otu 4 188 15 478 49 934
Elma 2 779 3 748 123 896
Kayısı 2 283 7 437 122 032
Kaynak: GTHB, 2017
©F. Düşünceli
184
©F. Düşünceli
Türkiye ve FAO: Güçlü İş Birliği
Gıda güvenliği ve doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi için ortaklık
FAO ve Türkiye arasındaki ortaklık, 1982 teknik ve finansal katkı sağlayan aktif bir
yılında Ankara’da Ülke Ofisi’nin faaliyete donör ülkedir.
geçmesi ve 2006 yılında yine Ankara’da Orta
Asya Alt Bölge Ofisi’nin kurulmasıyla başarılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, bölgede
bir şekilde devam etmektedir. FAO-Türkiye olası sorunlara karşı direngen bir gelecek
Ortaklık Programı (FTPP) ve FAO-Türkiye yaratmak ve günümüzün en önemli
Ormancılık Programı (FTFP) kapsamında problemlerine çözüm geliştirmek amacıyla
devam eden iş birliği neticesinde, Türkiye 2006-2019 dönemi için FAO’ya FTPP ve
hem FAO’nun çeşitli alanlarda teknik FTFP kapsamında, toplam 30 milyon ABD
desteğini alan, hem de FAO’nun alt bölgede Doları katkı sağlayarak bölgesel girişimleri,
ve farklı coğrafyalarda yürüttüğü faaliyetlere gelişmeleri ve iş birliklerini desteklemektedir.
©G. Ünlü
©T. Ayar
Kaynakça
Akbulut, S. and Bayramoğlu, M. M. (2013). Altındişli, A. ve Aksoy, U. (2015). Tükiye ve
The trade and use of some medical and dünyada organik tarımın durumu. Türkiye
aromatic herbs in Turkey. Ethno. Med., 7(2): Ziraat Mühendisliği VIII. Teknik Kongresi
67-77. Bildiriler Kitabı-2, 12-16 Ocak 2015, s 213-
227. Ankara.
Akça, E. ve Kapur, S. (2014). Toprak.
Güner, A. ve Ekim, T. (edr.). Resimli Türkiye Arslan, N. (2008). Tıbbi bitkilerin kültürü
Florası C-1, Ali Nihat Gökyiğit Vakfı, Flora ve önemi. Erişim: 14, Aralık 2016, http://
Araştırmaları Derneği ve Türkiye İş Bankası burhanoder.blogcu.com/tibbi-ve-aromatik-bi
Kültür Yayınları Yayını, İstanbul, s 77-104. tkilerininkulturununonemi/3189110.
Akça, Y. and Aşkın, A. (1995). Clonal Arslan, S. (2016). Türkiye’de pestisit kullanımı
selection in the apricot cultivars ve çevresel etkileri. XII. Ulusal Tarım
Hacihaliloglu. Acta Hort., 384: 169-173. Ekonomisi Kongresi. Süleyman Demirel
Akın, O. and Yıldırır, M. (2015). National Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, 25-27 Mayıs
Strategy and Action Plan for Animal Genetic 2016.
Resources of Turkey. General Directorate of
Avcı, M. (2005). Çeşitlilik ve endemizm
Agricultural Research and Policies. Ankara,
açısından Türkiye’nin bitki örtüsü. İstanbul
pp 42. ISBN 978-605-9175-14-2.
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya
Akman, N., Özkütük, K., Kumlu, S. ve Bölümü, Coğrafya Dergisi 13: 27-55.
Yener, S. M. (2000). Türkiye’de Büyükbaş
Hayvan Yetiştiriciliği ve Geleceği. Türkiye Avcı, M. ve Avcı, S. (2014). İklim. Güner,
Ziraat Mühendisliği V. Teknik Kongresi A. ve Ekim, T. (edr.). Resimli Türkiye 189
Bildiriler Kitabı, 17-21 Ocak 2000, s 741-764. Florası C-1, Ali Nihat Gökyiğit Vakfı, Flora
Araştırmaları Derneği ve Türkiye İş Bankası
Aksoy, E., Panagos, P., Montanarella, L. Kültür Yayınları yayını, İstanbul, s 105-116.
and Jones, A. (2010). Integration of the Soil
Database of Turkey into European Soil Data- Avcı, S. (2014). Coğrafya. Güner, A. ve Ekim,
base 1:1 000 000. Research Report, European T. (edr.). Resimli Türkiye Florası C-1, Ali
Commission Joint Research Centre Institute Nihat Gökyiğit Vakfı, Flora Araştırmaları
for Environment and Sustainability, Italy. Derneği ve Türkiye İş Bankası Kültür
Yayınları yayını, İstanbul, s 9-16.
Aksoy, U. and Altındişli, A. (1999).
Ecological agricultural products in the Avcıoğlu, R., Açıkgöz, E., Soya, H. ve
world and Turkey Production, Export and Tan, A. (2000). Yem bitkileri üretimi. Ziraat
Development Opportunities. İstanbul Ticaret Mühendisleri Odası V. Teknik Kongresi. 17-
Odası, Yayın No: 1999-70, ISBN 975-512- 21 Ocak 2000, s 566-585.
415-2, 125 s.
Ayanoglu, H. and Kaska, N. (1995). Apricot
Alınoğlu, N. (1971). Investigation on the selection studies in the Mediterranean
effect of grazing and complete rest treatments Region of Turkey. Acta Hort. I: 177-183.
on pasture vegetation. Grassland and Animal
Husbandry Research Institute Pub. No: 4. Ayfer, M., Soylu, A. and Çelebioğlu,
G. 1977. Selection of chestnut cultivars in
Alınoğlu, N. ve Mülayim, M. (1976). Marmara Region. TUBİTAK VI Science
Ankara şartlarında bazı kimyasal gübrelerin Congress, Horticulture Section 84, s 123-132.
tabii çayır ve mer’anın ot verimine etkileri
üzerine araştırmalar. Çayır-Mera ve Zootekni Baishya, R.A. and Begum, A. (2013).
Araştırma Enstitüsü Yayın No: 54, Ankara. Promotion of Rural Livelihood through
Medicinal and Aromatic Plants Based Cottage southwest Turkey. Genet. Res. Crop Evol., 45:
Industries for Upliftment of Rural Economy 253-262.
of Assam. Open Access Scientific Reports, 2:
Bilecenoğlu, M., Kaya, M., Cihangir, B. and
619, doi:10.4172/scientific reports 619.
Çiçek, E. (2014). An updated checklist of
Balkaya, A. and Yanmaz, R. (2004). Status marine fishes of Turkey. Turk. J. Zool. 38, 29.
of Brassica vegetable germplasm resources of Birişik, N. (ed.). (2013). Teoriden Pratiğe
Turkey. III Balkan Symposium on Vegetables Biyoteknik Mücadele. Gıda ve Kontrol Genel
and Potatoes. 729: 115-119. Müdürlüğü, 185 s.
Balta, F., Yarilgac, T. and Balta, F. (2001). Blackshaw, R. E., Harker, K.N., O’Dono
Fruit characteristics of native almond van, J.T., Beckie, H.J. and Smith, E.G.
selections from Lake Van Region. Journal (2007). Ongoing Development of Integrated
American Pomological Society, 55(1): 58-61. Weed Management Systems on the Canadian
Prairies. Weed Science, 56(1): 146-150.
Bardsley, D. and Thomas, I. (2005). Valuing
local wheat landraces for agrobiodiversity Blank, D. (2008). A fresh look at life beneath
conservation in Northeast Turkey. the surface. Goddard, T., Zoebisch, M., Gan,
Agriculture, Ecosystems and Environment, Y., Ellis, W., Watson, A., Sombatpanit, S.
106: 407-412. (edr.), No-Till Farming Systems. s. 73-81.
Bangkok: World Association of Soil and
Başer, K.H.C. (2002). Aromatic biodiversity Water Conservation, Special Publication No.
among the flowering plant taxa of Turkey. 3, WASWC, Bangkok, 540 s.
Pure Appl. Chem., 74(4): 527-545.
Bolat, I. and Güleryüz, M. (1995). Selection
190
Baydar, H. (2012). Biodiversity, wild of the late maturation wild apricot forms on
collection and cultural practices of medicinal Erzincan Plain. Acta Hort., 384: 183-189.
and aromatic plants (MAPs) in Turkey.
Article submitted to FAO in the scope Bostan, S.Z. (2001). Variation in
of a FAO’s project titled “Protection and morphological and pomological
Cultivation of Medicinal and Aromatic characteristics in hazelnut at six elevations.
Plants in West Mediterranean Region in Acta Hort., 556: 197-203.
Turkey” (code: UTF/TUR/058/TUR)”. Bozzano, M., Jalonen, R., Thomas,
E., Boshier, D., Gallo, L., Cavers, S.,
Baydar, H. (2013). The Rose Valley of
Bordács, S., Smith, P. and Loo, J. (eds.).
Turkey: A practicable model for agro-
(2014). Genetic considerations in ecosystem
industrial development of MAPs. FAO
restoration using native tree species. State
Regional Expert Consultation on Medicinal of the World’s Forest Genetic Resources –
and Aromatic Plants, 13-15 November 2013, Thematic Study. FAO and Bioversity
Antalya-Turkey. International. Rome, Italy.
Baytop, T. (1999). Türkiye’de tıbbi bitkilerle Brush, S.B. (1991). A farmer-based approach
tedavi (geçmişi ve bugünü). İstanbul to conserving crop germplasm. Economic
Üniversitesi Yayını 1. Basım, İstanbul. Botany, 45: 153-165.
Baytop, T. (1963). Türkiye’nin tıbbi ve zehirli Brush, S.B. (1992). Reconsidering the Green
bitkileri. İstanbul Üniversitesi Yayınları, 1039, Revolution: diversity and stability in cradle
501 s. areas of crop domestication. Human Ecology,
20: 145-167.
Bennett, S.J., Maxted, N. and Sabanci, C.O.
(1998). The ecogeography and collection Brush, S.B. (1999). The issues of in situ
of grain, forage and pasture legumes in conservation of crop genetic resources. In
Brush, S.B. (ed.) Genes in the field V., Dağlı, E., Açık, S., Özcan, T. and
(On-farm conservation of crop diversity), s Erdoğan, H. (2011). An updated review
3-26. International Plant Genetic Resources of alien species on the coasts of Turkey.
Institute, Rome, Italy. Mediterranean Marine Science, 12(2):
257-315.
BÜGEM. (2012). Bitkisel Üretim Genel
Müdürlüğü Faaliyetleri. GTHB, BÜGEM, ÇOB. (2007). The National Biological
Ankara. Diversity Strategy and Action Plan 2007.
Çevre ve Orman Bakanlığı, Doğa Koruma
Büttner, R. (2001a). Malus. Mansfeld’s ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Doğa
encylopedia of agricultural and horticultural Koruma Şubesi, Biyolojik Çeşitlilik
crops. Hanelt, P. (ed.). Springer. Sözleşmesi Odak Noktası, Ankara.
Büttner, R. (2001b). Pyrus. Mansfeld’s ÇOB. (2008). The National Biological
encylopedia of agricultural and horticultural Diversity Strategy and Action Plan. Çevre ve
crops, Hanelt, P. (ed.) Springer. Orman Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli
Büyükburç, U. ve Arkac, Z. (2000). Parklar Genel Müdürlüğü, Doğa Koruma
Meraların korunması ve kullanımı. “Yeni Şubesi, Ankara.
Mera Yasası Çerçevesinde Bir Değerlendirme”. ÇOB. (2011). National Capacity Self
Ziraat Mühendisleri Odası, V. Teknik Assessment Project of Turkey Under Rio
Kongresi, 17-21 Ocak 2000, s 335-342. Conventions (Final Report). Çevre ve
Büyükburç, U., Şengül, S. ve Tahtacıoğlu, Orman Bakanlığı, Erişim: 30 Aralık 2016,
L. (1990). Erzurum ili doğal meralarının http://www2.ormansu.gov.tr/osb/Files/
ıslah olanaklarının araştırılması. Serin, Y. durum_rapor/ab_did/FINAL%20RAPOR/
NCSATURKEY%20-%20FINAL%20RE- 191
ve Gökkuş A. (edr.) Doğu Anadolu’da mera
ve yem bitkileri araştırmalarının sonuçları. PORT.pdf
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayını, Crabtree, B. (2010). Search for Sustainability
Erzurum. with No-Till Bill in Dryland Agriculture.
Crabtree Agricultural Consulting, Australia,
Cabi, E. (2010). Taxanomic Revision of
204 s.
the Tribe Triticeae Dumortier (Poaceae) in
Turkey. Ph.D. Tezi, Department of Biological Curry. A. (2008). Seeking the roots of ritual.
Sciences, Middle East Technical University, Science, March 9: 278-280.
Ankara, December 2010, 364 s.
Davis, P.H. (1965-1985). Flora of Turkey and
Cabi, E., Doğan, M., Özler, H., Akaydın, the East Aegean Islands. Vols. 1-9. Edinburgh:
G. and Karagöz , A. (2010). Taxonomy, Edinburgh University Press.
Morphology and Palynology of Aegilops
vavilovii (Zhuk.) Chennav. (Poaceae: Davis, P.H., Tan, K. and Mill, R.R. 1988.
Triticeae). African Journal of Agricultural Flora of Turkey and the East Aegean Islands
Research 5(20): 2841-2849. (suppl. 1). V 10. Edinburgh: Edinburgh
University Press.
Ceccarelli, S. and Grando, S. (2000). Barley
landraces from the Fertile Crescent: a lesson De Vries, S.M.G. and Turok, J. (2001).
for plant breeders. In Genes in the field: on Introduction. In Lefevre, F., Barsoum, N.,
farm conservation of crop diversity, Brush, S. Heinze, B., Kajba, D., Rotach, P., de Vries,
B. (ed.), IPGRI, IDRC, Lewis Publishers. S.M.G. and Turok, J. (eds.). EUFORGEN
Technical Bulletin: In situ conservation of
Çınar, M.E., Bilecenoğlu, M., Öztürk, Populus nigra. International Plant Genetic
B., Katağan, T., Yokeş, M.B., Aysel, Resources Institute, Rome, Italy.
Dede, A. and Tonay, A.M. (2014). Marine Ercişli, S. (2004). A short review of the fruit
mammals in Turkey. Turkish Marine germplasm resources of Turkey. Genetic
Research Foundation, (TUDAV). Erişim:10 Resources and Crop Evolution, 51: 419-435.
Aralık 2016, http://www.tudav.org/
Ercişli, S., Güleryüz, M. ve Eşitken, A.
index.php/en/cetacean-and- monk-seal-
(1999). Oltu İlçesi’ndeki ayva çeşitlerinin
researches/148-marinemammals-of-turkey
meyve özellikleri üzerine bir çalışma.
Demir, T and Beyhan, N. (2000). Research Anadolu, 9: 32-40.
on the Selection of Hazelnuts Grown in
Erkut, Y. (2012). Turkey, 2012 citrus annual
Samsun. Turkish Journal of Agricultural and
report. USDA Foreign Agricultural Service,
Forestry, 24(2): 173-183.
Global Agricultural Information Network.
Derpsch, R. (2004). History of crop
Ertuğ, F. (2014). Etnobotanik. Güner, A. ve
production, with and without tillage. Leading
Ekim, T. (edr.), Resimli Türkiye Florası, C-I.
Edge, 3(1): 150-154.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul,
Diamond, J. (1997). Location, location, s 319-420.
location: The first farmers. Science, 278:
Ertuğrul, M., Dellal, G., Elmacı, C., Akın,
1243-1244.
A.O., Pehlivan, E., Soysal, M.İ. ve Arat, S.
Diamond, J. (2002). Evolution, (2010). Hayvan Genetik Kaynaklarının
consequences and future of plant and animal Muhafazası ve Sürdürülebilir Kullanımı.
domestication. Nature, 418: 700-707. Ziraat Mühendisleri Odası VII. Teknik
Kongresi. 11-15 Ocak 2010, s 179-198.
DİE. (1994). Genel Tarım Sayımı, 1991.
Tarımsal İşletmelerin (Hane Halkı) Sonuçları. FAO. (2009). Conservation Agriculture in
192
Devlet İstatistik Enstitüsü, Türkiye. Uzbekistan. Crop and Grassland Service
Working Paper 2, FAO, Rome.
DİE. (1997). Tarımsal Yapı. Üretim, Fiyat,
Değer. Devlet İstatistik Enstitüsü, Türkiye. FAO. (2010). Global forest resources
assessment. Main report. FAO Forestry Paper
DİE. (1998). Tarım İstatistikleri Özeti. Devlet 163. Rome, Italy.
İstatistik Enstitüsü, Türkiye.
FAO. (2014). Status and Trends of Animal
DİE. (1999). Türkiye İstatistik Yıllığı. Devlet Genetic Resources, Roma, Italy.
İstatistik Enstitüsü, Türkiye.
FAO. (2015). The Second Report on the State
DİE. (2002a). Tarım İstatistikleri Özeti 1982- of the World’s Animal Genetic Resources
2001. Devlet İstatistik Enstitüsü, Türkiye. for Food and Agriculture, Scherf, B. D. and
Pilling, D. (eds.). FAO Commission on
DİE. (2002b). Türkiye İstatistik Yıllığı, 2001.
Genetic Resources for Food and Agriculture
Devlet İstatistik Enstitüsü, Türkiye.
Assessments. Rome, Italy. Erişim: 26
DKMPGM. (2016). Korunan alanlar. Mart 2017, http://www.fao.org/3/ai4787e/
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel index. html.
Müdürlüğü. Erişim: 25 Aralık 2016, http://
FAO. (2017). Conservation Agriculture.
www.milliparklar.gv.tr/korunanalanlar/
Erişim: 15 Ağustos 2018, www.fao. org/ca
korunanalan1.htm
FAOSTAT. (2016). Erişim: 15 Eylül 2016,
DPT. (2007). Başbakanlık 9. Kalkınma Planı
http://faostat3.fao.org/home/E
(2007-2013). Devlet Planlama Teşkilatı,
Hayvancılık Özel İhtisas Komisyonu Raporu, FAOSTAT. (2016). Turkey country profile.
Ankara. UN Food and Agriculture Organization,
Statistics Division. Erişim: 10 Temmuz 2017, Gençkan, M.S., Avcıoğlu, R., Soya, H. ve
http://faostat3.fao.org/browse/area/223/E. Doğan, O. (1990). Türkiye’de mera kullanımı,
korunması ve gelişimi ile ilgili sorunlar ve
FAO-Turkey Partnership Programme.
çözümler. Türkiye Ziraat Mühendisliği 3.
(2016). Annual Report 2015. Erişim: 26
Teknik Kongresi. 8-12 Ocak 1990. Türk
Aralık 2017, http://www.tarim.gov.tr/
Ziraat Mühendisleri Odası ve Ankara
ABDGM/Belgeler/Uluslararas% C4%B1%20
Üniversitesi Ziraat Fakültesi. Ankara, s 53-61.
Kurulu%C5%9Flar/FTPP%20annual%20re-
port%20January- December_2015_ final.pdf. Gökkuş, A. 1987. Experiment on
Fargher, J. D. (1993). Turkish livestock strategy herbage, crude protein yield and botanical
study. Rangeland and meadow resources, major composition of several amelioration
constraints and options for improvement. practices applied pastures. DOGA TU. Agric.
Workshop on the Development of the For. Journal, 11(2): 348-361.
Livestock Subsector in Turkey. Ankara, June Gökkuş, A. and Altın, M. 1986. Effect of
1993. (Draft Summary). various pasture rehabilitation practices on
Faydaoğlu, E. ve Sürücüoğlu, M.S. (2011). herbage, crude protein yield and botanical
Geçmişten günümüze tıbbi ve aromatik composition. DOGA TU. Agric. For. Journal,
bitkilerin kullanılması ve ekonomik önemi. 10(3): 333-342.
Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi
González-Sánchez, E., Pérez García, J.J.,
Dergisi, 11(1): 52-67.
Gómez Ariza, M., Márquez García, F.
Fernández-Ugalde, O., Virto, I., Bescansa, and Veroz González, O. (2010). Sistemas
P., Imaz, M.J., Enrique, A. and Karlen, agrarios sostenibles economicamente: el caso
D.L. (2009). No-tillage improvement of soil de la siembra directa. Vida Rural, 312: 24-27.
193
physical quality in calcareous, degradation
prone, semiarid soils. Soil and Tillage Res., Gonzalez-Sanchez, E.J., Veroz-Gonzalez,
106: 29-35. O., Blanco-Roldan, G.L., Marquez-Garcia,
F. and Carbonell-Bojollo, R. (2015). A
Fileccia, T. (2009). Conservation agriculture renewed view of conservation agriculture
and food security in Kazakhstan. Working and its evolution over the last decade in
Paper, Plant production and Protection Spain. Soil and Tillage Research, 146 (PB), s
Division. FAO, Rome. 204-212.
Fricke, R., Bilecenoglu, M. and Sari, GTHB. (2016a). Bitkisel Üretim, Bitki
H.M. (2007). Annotated checklist of fish Besleme ve Tarım sal Teknolojiler İstatistikleri.
and lamprey species (Gnathostomata and Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı. Erişim:
Petromyzonto morphi) of Turkey, including a 30 Aralık 2016, http://www.tarim.gov.tr/
Red List of threatened and declining species. Konular/Bitkisel-Uretim/ Bitki-Besleme-
Staatliches Museum fur Naturkunde. ve-Tarimsal-Teknolojiler/Bit ki-Besleme-
GDF. (2011a). Main tree species of Turkey. Istatistikleri. [in Turkish]
General Directorate of Forestry. Ankara, GTHB. (2016b). Su Ürünleri İstatistikleri,
Turkey.
2016. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı.
GDF. (2011b). State of Turkey’s forests. Erişim: 26 Aralık 2017, http://www.tarim.gov.
General Directorate of Forestry. Ankara, tr/sgb/Belgeler/SagMenuVeriler/BSGM.pdf.
Turkey.
GTHB. (2017). Şekil Tarla Bitkileri
GDSW. 1978. Soil resources of Turkey. Araştırma Enstitüsü Coğrafi Bilgi Sistemleri
General Directorate of Soil and Water. ve Uzaktan Algılama Dairesi tarafından
Ankara. hazırlanmıştır, Ankara.
Güçlüsoy, H., Karauz, E. S., Kıraç, C.O. Harker, K.N. and Blackshaw, R.E. (2009).
and Bilenoğlu, M. (2014). Checklist of Integrated cropping systems for weed
marine tetrapods (reptiles, seabirds and management. Prairie Soils Crops J., 2: 52-63.
mammals) of Turkey. Turk J Zool, 38: 930-
Harlan, J.R. (1995). Crops and Man.
938, doi:10.3906/zoo-1405-81.
American Society of Agronomy-Crop
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı. (2015). Science Society of America.
Zeytin ve Zeytinyağı Raporu, 2015. Erişim:
10 Aralık 2016, http://koop.gtb.gov.tr/ Harlan, J.R. (1995). The living fields: Our
data/56e95c1a1a79f5b210d91772/2015%20 agricultural heritage. Cambridge University
Zeytinya%C4%9F%C4%B1%20Raporu.pdf Press, Cambridge, UK.
Güner, A. ve Ekim, T. (edr.). (2014). Resimli Harlan, J.R. and Zohary, D. (1966).
Türkiye Florası, C-1. NGBB Yayınları Flora Distribution of wild wheats and barley.
Dizisi 2, Flora Araştırmaları Derneği, Science, 153: 1074-1080.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları yayını, Hawkes J.G., Maxted, N. and Ford-Lloyd,
İstanbul, 763 s. B.V. (2001). The ex situ conservation of
Güner, A., Aslan, S., Ekim, T., Vural, M. plant genetic resources. Kluwer Academic
and Babaç, M.T. (2012). Türkiye Bitkileri Publishers, London.
Listesi (Damarlı Bitkiler). Nezahat Gökyiğit Heun, M., R, Schafer-Pregl, D. Klawan,
Botanik Bahçesi ve Flora Araştırmaları R. Castagna, M. Accerbi, B. Borghi
Derneği Yayını, İstanbul,1290 s. and Salamini, F. (1997). Site of einkorn
194 Güner, A., Özhatay, N., Ekim, T. and Başer, wheat domestication identified by DNA
K.H.C. (2000). Flora of Turkey and the East fingerprinting. Science, 278: 1312-1314.
Aegean Islands (Supplement 2), Vol. 11, Honermeier, B., Ali, S., Leschhorn,
University Press, Edinburgh. B., Mahmood, A., Ijaz, M., Russo, M.,
Halkapınar Belediyesi. (2018). İvriz Kaya Shasfiee-Hajiabad, M., Ullah, H. and
Anıtı [fotoğraf]. Halkapınar Belediyesi Resmi Zeller, S. (2013). Cultivation of medicinal
Web Sitesi. Erişim: 12 Temmuz 2018, http:// and spice plants in Germany – A review. Int.
www.halkapinar.bel.tr/ haber/4_ivrizkaya- J. Agric. Biol., 15: 1379-1388.
aniti.
Houghton, P.J. (2001). Old yet new
Halman, T.S. (ed.) (2004). Sleeping in pharmaceuticals from plants. J. Chem. Educ.,
the forest: Stories and poems by Sait Faik. 78: 175-184.
Syracuse University Press, Syracuse, NY
Investment, Support and Promotion
USA.
Agency. (2014). Food and Agriculture in
Hamilton, A. (1992). International trade Turkey. Republic of Turkey Prime Ministry,
in medicinal plants: Conservation issues Investment Support and Promotion Agency
and potential roles for botanic gardens. of Turkey, 54 s.
Botanic Gardens in a Changing World. 3rd
Investment, Support and Promotion
International Botanic Gardens Conservation
Agency. (2016). Demography and Labor
Congress, Rio de Janeiro.
Force, Erişim: 15 Eylül 2016, http://www.
Hamilton, A. (2004). Medicinal plants, invest.gov.tr/enUS/investment-guide/
conservation and livelihoods. Biodiversity investorsguide/Pages/Demography
and Conservation, 13: 1477-1517. AndLaborForces.aspx.
IUCN. (2012). Biodiversity in Turkey. Makale araştırma. Tarla Bitkileri Merkez Araştırma
07 Mayıs 2012. Erişim: 20 Kasım 2016, Enstitüsü Yayınları, Yayın No: 1989/6.
http://www. iucn.org/content/biodiversity- Ankara.
turkey.
Karagöz, A. (1996). In situ conservation of plant
IUCN. (2018). The IUCN Red List of genetic resources in the Ceylanpınar State Farm.
Threatened Species. Retrieved (September Zencirci, N., Kaya, Z., Anixter, Y. and Adams,
15, 2018) from: www.iucnredlist.org. W.T. (edr.), The Proceedings of International
Symposium on In situ Conservation of Plant
İnalcık, H. and Quataert, D. (1994). An Genetic Diversity s 87-91.
economic and social history of the Ottoman
Empire 1300-1914. Cambridge University Karagöz, A. (2000). Grassland and Pasture
Press, Cambridge, UK. Crops, Country Pasture / Forage Resource
Profile. Erişim: 20 Aralık 2015, http://www.
İslam, A. and Özgüven, A.I. (2001). Clonal fao.org/ag/agp/agpc/doc/coun- prof/turkey.
selection in the Turkish hazelnut cultivars htm.
grown in Ordu Province. Acta Hort., 556:
203-208. Karagöz, A., Munzur, M. ve Tan, A. (1991).
Nadas alanlarında tek yıllık baklagil+ tahıl
Joshi, B.C. and Joshi, R.K. (2014). The karışımlarının yetiştirilme olanakları. 2. Çayır-
role of medicinal plants in livelihood Mera ve Yem Bitkileri kongresi. 28-31 Mayıs
improvement in Uttarakhand. International 1991. Ege Üniversitesi. İzmir, s 430-438.
Journal of Herbal Medicine, 1(6): 55-58.
Karagöz, A., Özbek, K. ve Sarı, N. (2016).
Kafkas, S., Kafkas, E. and Perl-Trevis, Türkiye’nin Bitkisel Biyoçeşitliliğinin
R. (2002). Morphological diversity and a Muhafazası ve Sürdürülebilirliğiyle İlgili
195
germplasm survey of three wild Pistacia Sorunlar ve Çözüm Önerileri. Tarla Bitkileri
species in Turkey. Genetic Resources and Crop Merkez Araştırma Enstitüsü Yayınları, 25(1):
Evolution, 49: 261-270. 88-99.
Kahraman, A., Önder, M. and Ceyhan, E. Karagöz, A., Pilanalı, N. and Polat,
(2011). Biodiversity and biosecurity in Turkey. T. (2006). Agro-Morphological
Characterization of Some Wild Wheat
2011 International Conference on Biology,
(Aegilops L. and Triticum L.) Species.
Environment and Chemistry IPCBEE vol.
Turkish Journal of Agriculture and Forestry,
24, IACSIT Press, Singapore.
30: 387-398.
Kan, M., Küçükçongar, M., Keser, M.,
Kaska, N. (1997). Strawberry growing in
Morgounov, A., Muminjanov, H., Özdemir, Turkey. Acta Horti., 439: 385-391.
F. and Qualset, C. (2015). Wheat Landraces
in Farmers’ Fields in Turkey: National Survey, Kassam, A., Friedrich, T., Derpsch,
Collection and Conservation, 2009-2014. R., Lahmar, R., Mrabet, R., Basch, G.,
FAO, 115 s. González-Sánchez, E.J. and Serraj, R.
(2012). Conservation agriculture in the dry
Kandemir, G. (2013). Turkey: First national Mediterranean climate. Field Crop Res.,132:
report on forest genetic resources. Country 7-17.
Report for the FAO First State of the World’s
Forest Genetic Resources. Kassam, A.H., Friedrich, T., Shaxson,
F. and Jules, P. (2009). The spread of
Karabulut, A., Munzur, M. ve Öztürk, Conservation Agriculture: Justification,
H. (1989). Nadas alanlarına ekilen çeşitli sustainability and uptake. International
karışımlar üzerinde otlayan koyun ve Journal of Agricultural Sustainability, 7(4):
kuzuların besi performansları üzerine bir 292-320.
Kaya, M.A. (1989). Bozdağ’da (Konya) Klingenstein, F., Vogtmann, H., Honnef,
Yaşayan Anadolu Yaban Koyunu Ovis gmelinii S. and Leaman, D. (2006). Sustainable Wild
anatolica (Mammalia: Artiodactyla)’nın Collection of Medicinal and Aromatic Plants:
biyolojisi. Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi, Practice Standards and Performance Criteria,
Fen Bilimleri Enstitüsü, Konya. s 141-144. Miththapala, S. (ed.), Conserving
Medicinal Species: securing a healthy future.
Kaya, Z., Kün, E. and Güner, A. (1997). IUCN: Ecosystems and Livelihoods Group,
National plan for in situ conservation of plant Asia, Sri Lanka.
genetic diversity in Turkey. İstanbul, Milli
Eğitim Basımevi. Köppen-Geiger. (1954). Klima der Erde
(map). Justus Perthes, Darmstadt, Germany.
Kaymak, S. Özdem, A., Karahan, American distributor, A. J. Nystrom and Co.,
A., Özercan. B., Aksu, P., Aydar, A., Chicago.
Kodan, M., Yılmaz, A. Başaran, M.S.,
Kucuk, A. Abak, K. and Sari, N. (2002).
Asav, P., Erdoğan, P. ve Güler, Y. (2015).
Cucurbit genetic resources collections in
Ülkemizde Zirai Mücadele Girdilerinin
Turkey. Diez, M.J., Pico, B. and Nuez. F.
Değerlendirilmesi. ISBN 978-605-9175-33-3. (eds.) Cucurbit genetic resources in Europe:
KB. (2016). X. Kalkınma Planı (2014-2018). Proceedings of the First Ad Hoc Meeting
Kalkınma Bakanlığı. Erişim: 25 Aralık 2016, on Cucurbit Genetic Resources, 19 January
http://www.mod.gov.tr/ Pages/index.aspx. 2002. Adana, Turkey.
Kucuk, F. (2012). Extinct endemic fishes
Keçeli, T., Yaprak, A.E., Allı, H.,
of Turkey: Alburnus akili (Govce) and
Danışman, T., Yorulmaz, T., Kılınçarslan,
Pseudophoxinus handlirschi (Kavinne)
H., Demircan, A., Kocuklu, B. ve
196 (Pisces: Cyprinidae). Turkish Journal of
Erdoğan, S. (2013). Biyo-kaçakçılıkla
Fisheries and Aquatic Sciences, 12: 345-347.
mücadele rehberi. Orman ve Su İşleri
Bakanlığı. Doğa Koruma ve Milli Parklar Küçük, S.A., Tan, A.Ş., Sabancı, C.O.,
Genel Müdürlüğü Biyolojik Çeşitlilik Daire Cinsoy, A.S., Önal, M.K. and Kostak, S.
Başkanlığı Biyoteknoloji Şube Müdürlüğü, (1996). Ecogeographical and floristic
Ankara. differentiation of chestnut gene management
zones in Kazdağ. The Proceedings of
Kell, S.P., Knüpffer, H., Jury, S.L., Ford- International Symposium on In-situ
Lloyd, B.V. and Maxted, N. (2008). Crops Conservation of Plant Genetic Diversity.
and wild relatives of the Euro-Mediteranean Zencirci, N., Kaya, Z., Anixter, Y. and
region: Making and using a conservation Adams, W.T. (eds.), s 135-147.
catalogue, pp 69-109. Maxted, N., Ford‐
Kuden, A.B. (1998). Almond germplasm
Lloyd, B.V., Kell, S.P., Iriondo, J., Dulloo,
and production in Turkey and the future of
E.and Turok, J. (edr.), Crop Wild Relative
almonds in the GAP Area. Acta Hort., 470:
Conservation and Use. CAB International, 29-33.
Wallingford, UK.
Kurt, Ö. ve Tan, A. (1984). Nadas
Kinghorn, A.D. (2001). Pharmacognosy in Alanlarından Güzlük be Zemheri Çifti Ekim
the 21st century. Journal of Pharmacy and Yöntemleriyle Yem Bitkileri Üretimi. Çayır-
Pharmacology, 53: 135-148. Mera ve Zootekni Araştırma Enstitüsü Yayın
No: 93. Ankara.
Kingston, D.G.I. (2010). Modern Natural
Products Drug Discovery and Its Relevance Kuru, M. (2004). Recent systematic status of
to Biodiversity Conservation. Journal of Turkey’s inland waters. Gazi Üniv. Gazi Eğit.
Natural Products, 74: 496-511. Fak. Dergisi, 24(3): 1-21.
Kuru, M., Yerli, S.V., Mangit, F., Unlu, E. Maxted, N., Ford-Lloyd, B. and Hawkes,
and Alp, A. (2014). Fish biodiversity in in- J.G. (1997). Plant genetic conservation:
land waters of Turkey. Journal of Academic The in-situ approach. Chapman and Hall,
Documents for Fisheries and Aquaculture, London, UK.
3: 93-120.
Maxted, N., Ford-Lloyd, B.V., Kell, S.P.,
Lafond, G.P., Walley, H., Schoenau, J., Irindo, J.M., Dulloo, M.E. and Turok,
May, W.E., Holzafel, C.B., McKell, J. and J. (eds.). (2008). Crop Wild Relative
Halford, J. (2008). Long-term vs. short
Conservation and Use. CABI, 682.
term conservation tillage. Proceedings of
the 20th Annual Meeting and Conference McCandless, L. (1999). NYSAES. Cornell
of the Saskatchewan Soil Conservation and USDA prospect for ‘Green Gold’ in the
Association, 12-13 February, Regina, mountains of Turkey. Erişim: 15 Ekim 2018.
Saskatchewan, s 28-43. https://ecommons.cornell.edu/bitstream/
Lange, D. (1998). Europe’s medicinal handle/1813/35491/991124_Turkey.
and aromatic plants: Their use, trade and pdf?sequence=1andisAllowed=y.
conservation. TRAFFIC International, Mendilcioğlu, K. (1999). Subtropik iklim
Cambridge.
meyve türleri (Zeytin). Ege Üniversitesi
Lange, D. (2004). Medicinal and aromatic Ziraat Fakültesi.
plants: Trade, production and management of
Mertyürek, B. and Baker, R. (edr.). (2014).
botanical resources. ISHS Acta Horticulturae
Bozkırın çocukları, Anadolu’nun yaban
629: XXVI International Horticultural
Congress: The Future for Medicinal and koyunu. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Doğa
Aromatic Plants, s 177-197. Koruma veMilli Parklar Genel Müdürlüğü.
197
Lange, S., Williges, U., Saxena, S. and MGM. (2016). Meteoroloji Genel Müdürlüğü.
Willer, H. (eds.) (2006). Research in Organic Erişim: 25 Aralık 2016, http://www.mgm.gov.
Food and Farming. Reports on organization tr/veridegerlendirme/il-ve-ilceler-istatistik.
and conduction of research programs in aspx?k=C.
11 European countries. Bundesanstalt fur Montgomery, D. (2007). Dirt: The Erosion
Landwirtschaft und Ernahrung (BLE) /
of Civilizations. University California Press,
Federal Agency for Agriculture and Food
Berkeley, Los Angeles.
BLE, Bonn, Germany. Archived at http://
orgprints. org/8798/ Mrabet, R. (2000). Differential response of
wheat to tillage management systems under
Lev-Yadun, A., Gopher, A. and Abbo, S.
(2000). The cradle of agriculture. Science, continuous cropping in a semiarid area of
288: 1602-1603. Morocco. Field Crops Research, 66(2):165-174.
Lubbe, A. and Verpoorte, R. (2011). Mrabet, R. (2002). Wheat yield and water
Cultivation of medicinal and aromatic plants use efficiency under contrasting residue and
for specialty industrial materials. Industrial tillage management systems in a semiarid
Crops and Products, 34: 785-801. area of Morocco. Experimental Agriculture,
38: 237-248.
Manga, I., Altın, M. and Gökkuş, A. (1986).
Experiments on the effect of long years Munzur, M. (1978). Ankara’da bazı fiğ-tahıl
fertilization on the yield, vegetation and karışımlarının, otlatma ve biçim için optimum
some soil properties of Erzurum natural tohum oranları üzerine araştırmalar. Çayır-
pastures. DOGA TU. Agric. For. Journal, Mera ve Zootekni Araştırma Enstitüsü Yayın
10(2): 235-244. No: 97, Ankara, s 29-31.
Munzur, M. (1987). Fodder development, Kazdağ (Mt. Ida) area of Turkey. Zencirci, N.,
rangeland rehabilitation and management. Kaya, Z., Anixter, Y. and Adams, W.T. (edr.),
Grassland and Animal Husbandry Research The Proceedings of International Symposium
Institute. Ankara, Turkey. on In situ Conservation of Plant Genetic
Diversity, s 149-153.
Munzur, M., Tan, A. ve Karagöz, A.
(1991). Nadas alanlarında yetiştirilen OSB. (2016a). Doğa Koruma Durum
tekyıllık baklagil ve buğdaygil karışımlarının raporu (2014-2015). Orman ve Su İşleri
otlatılması olanakları. 2. Çayır-Mera ve Yem Bakanlığı. Erişim: 26 Mart 2017, http://www.
Bitkileri Kongresi. 28-31 Mayıs 1991. Ege milliparklar.gov.tr/ kitap/150/?sflang=tr#p=2.
Üniversitesi, İzmir, s 172-180.
OSB. (2016b). Türkiye’nin Korunan Alanlar
Nesbit, M. (1995). Plants and people in Sistemi Hakkında Bilgiler. Orman ve Su İşleri
ancient Anatolia. Biblical Archaeologist, Bakanlığı. Erişim: 26 Mart 2017, http://
58: 68-81. www.milliparklar.gov.tr/korunanalanlar/
korunanalan1.htm.
Nesbit, M. and Samuel, L. (1998). Wheat
domestication, archeobotanical evidence. Özbek, H. (2005). Bitkilerin cinsel ve
Science. 279: 1433. jinekolojik problemlerin tedavisinde
kullanımı. Van Tıp Dergisi, 12(2), 170-174.
Newton, C., Lorre, C., Sauvage, C., Ivorra,
S. and Terral J.F. (2014). On the origins Özbek, S. (1978). Ilıman iklim meyveleri.
and spread of Olea europaea L. (olive) Ç.Ü.Z.F. Yay. No. 11.
domestication: evidence for shape variation
of olive stones at Ugarit, Late Bronze Age, Özden, D.M., Dursun, H. and Sevinç,
Syria-a window on the Mediterranean. Veget A.N. (1998). The land resources of Turkey
198
Hist Archaeobot, 23: 567-575 and activities of General Directorate of
Rural Services. United Nation Convention
Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi. (2018). to Combat Desertification, International
Bizim Bitkiler. Erişim: 15 Temmuz 2018, Forum on European Policies to Combat
http://www.bizimbitkiler.org.tr/v2/index. Desertification in the Mediterranean Basin,
php. Matera 29-31 October (1998), Ankara, Turkey.
Oakes, H. (1959). The soils of Turkey. Soil Özden, M.O., Keskin, S., Dinç, U., Kapur,
Science, 89(1): 62. S., Akça, E., Şenol, S. and Dinç, O. (2001).
Soil Geographical Database of Turkey at a
OECD. (1994). National Policies and
Scale 1:1.000.000 - 4th Approximation, Re-
Agricultural Trade, Country Study: Turkey.
search Report. Agriculture Services Ministry
OECD, Paris, France.
National Information Center for Soil and
OGM. (2009). AGM Faaliyetleri. Water Resources and Çukurova University
Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrol Genel Soil Department Collaboration, Ankara-
Müdürlüğü, Ankara. Adana, Turkey.
Oğuz, T. (2005). Hydraulic adjustments Özhatay, F.N., Kültür, S and Gürdal, M.B.
of the Bosphorus exchange flow. (2011). Check-list of additional taxa to the
Geophysical Research Letters, 32, supplement Flora of Turkey V. Turkish J. Bot.,
doi:10.1029/2005GL022353 35: 589-624.
Önal, M.K., Sabancı, C.O., Küçük, S.A. and Özhatay, N. and Atay, S. (1997). Kekik in
Cinsoy, A.S. (1996). The pomological variation trade in Turkey, In Proceedings of the XI
pattern of wild plum (Prunus divericata Ledeb.) World Forestry Congress, 13-22 October,
and chestnut (Castanea sativa Miller) in Antalya. 3: 234-237.
Özhatay, N., Kültür, S and Aksoy, N. Eucarpia meeting on genetics and breeding
(1994). Check-list of additional taxa to the of Cucurbitaceae, May (2008). INRA,
Supplement Flora of Turkey. Turkish J. Bot., Avignon, France, s 21-24.
18: 497-514.
Saydam, İ.B. (2015). TR 63 Bölgesi Zeytin
Özhatay, N., Kültür, S. and Aksoy, N. Üretim Sektörü Raporu 2015. Erişim: 10
(1999). Check-list of additional taxa to the Aralık 2016, www.dogaka.gov. tr_619_
Supplement Flora of Turkey II. Turkish J. LZ0P55ES_Zeytincilik-Sektor-Raporu-2015.
Bot., 23: 151-169.
Schippmann, U., Leaman, D. and
Özhatay, N., Kültür, S. and Aslan, S. Cunningham, A.B. (2006). A comparison of
(2009). Check-list of additional taxa to the cultivation and wild collection of medicinal and
Supplement Flora of Turkey IV. Turkish J. aromatic plants under sustainability aspects.
Bot., 33: 191-226. Bogers, R. J. (ed.) Medicinal and aromatic
plants. Dordrecht: Springer. Wageningen,
Pimentel, D., Hepperly, P., Hanson, UR Frontis Series No. 17, s 75-95.
J., Douds, D. and Seidel, R. (2005).
Environmental, energetic and economic Schmidt, B., Ribnicky, D.M., Poulev, A.,
comparisons of organic and conventional Logendra, S., Cefalu, W. T. and Raskin,
farming systems. BioScience, 55 (7): 573-582. I. (2008). A natural history of botanical
therapeutics. Metab. Clin. Exp., 57: 53-59.
Pretty, J. (2008). Agricultural sustainability:
concepts, principles and evidence. Phil Trans Sen, S.M. and Tekintas, F.E. (1992). A study
Royal Society of London B 363 (1491), on the selection of Adilcevaz walnuts. Acta
Hort., 317: 171-174.
s 447-466
Serdar, U. ve Bilgener, S.K. (1996). Sinop ilinde 199
Rao, N.S. and Das, S.K. (2001). Herbal
ceviz yetiştiriciliği ve ıslahı. Fındık ve Diğer
gardens of India: A statistical analysis report.
Kabuklu Bitkiler Sempozyumu, s 261-266.
African J. Biotechnology, 10(31): 5861-5868.
Sharma, H.C., Clement, S.L., Riddle-
Resmi Gazete. (2012). Yerli evcil hayvan
Smith, T.J., Ranga Rao, G.V., El Bouhs-
genetic kaynaklarının kullanılması ve yurt
sini, M., Ujagir, R., Srivastava, C.P. and
dışına çıkarılması hakkında yönetmelik. 21 Miles, N. (2005). Insect pest management
Eylül 2012, No: 28418. in food legumes: The future strategies.
Resmi Gazete. (2017). Doğal Çiçek Proceedings of the Fourth International
Soğanlarının Üretim, Doğadan Toplanması ve Food Legumes Research Conference
İhracatına İlişkin Yönetmelik., Resmi Gazete, (IFLRC-IV), Kharkwal, M. C. (ed.). October
18.07.2012 No: 30286. 18-22, 2005, New Delhi, India
Rippin, M., Willer, H., Lampkin, N. and Shaxson, F. (2006). Re-thinking the
Vaughan, A. (eds.). (2006). Towards a Conservation of Carbon, Water and Soil: A
European Framework for Organic Market Different Perspective. Agronomie, 26: 1-9.
Information. Proceedings of the Second Söylemezoğlu, G. (2011). Viticulture in
EISfOM European Seminar, Brussels, Turkey. Erişim: 10 Aralık 2016, http://
November 10-11, 2005. Research Institute of www.winesofturkey.org/WOT_(2011)_02_
Organic Agriculture FiBL, Frick, Switzerland. Gokhan_Soylemezoglu_viticulture_in_
Turkey.pdf
Sari, N., Tan, A., Yanmaz, R., Yetisir, H.,
Baklaya, A., Solmaz, I. and Aykas, L. Strahler, A.N. (1973). Introduction to
(2008). General status of cucurbit genetic Physical Geography. Third Edition, John
resources in Turkey. Proceedings of the IXth Wiley and Sons, Inc., New York.
Suleimenov, M. and Akshalov, K. (2006). Tan, A. (1998). Current status of plant genetic
Eliminating summer fallow in black resources conservation in Turkey. Zencirci, N.,
soils of Northern Kazakhstan. Lal, R., Kaya, Z., Anixter, Y. and Adams, W.T. (eds.),
Suleimenov, M., Stewart, B.A., Hansen, D.O., The Proceedings of International Symposium
Doraiswamy, P. (edr.), Climate Change and on In situ Conservation of Plant Genetic
Terrestrial Carbon Sequestration in Central Diversity, s 5-16.
Asia. Taylor and Francis Group, New York,
NY, USA, s 267-279. Tan, A. (2002). In situ (on farm) conservation
of landraces from transitional zone in Tur-
Şehirali, S., Özgen, M., Karagöz, A., Sürek, key, Project No: TOGTAG-2347, TUBİTAK,
M., Adak, S., Güvenç, İ., Tan, A., Burak,
İzmir, Turkey.
M., Kaymak, H.Ç. ve Kenar, D. (2005). Bitki
genetik kaynaklarının korunması ve kullanımı Tan, A. (2010). Gıda ve Tarım İçin Bitki
Türkiye Ziraat Mühendisliği VI. Teknik Kaynaklarının Muhafazası ve Sürdürülebilir
Kongresi-1, TMMOB Ziraat Mühendisleri Kullanımına İlişkin Türkiye İkinci Ülke
Odası, Ankara, s 253-273. Raporu. Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü,
Şensoy, S., Demircan, M., Ulupınar, Y. ve Menemen, İzmir.
Balta, İ. (2012). Türkiye’nin İklimi. Devlet Tan, A.Ş. and Uubelde, M. (1996). Selection
Meteoroloji İşleri. Erişim: 15 Temmuz 2017, criteria and planning of Gene Management
from, http://www.mgm.gov.tr/files/en-S/ Zones (GMZs) for in situ conservation.
climateofturkey.pdf.
Zencirci, N., Kaya, Z., Anixter, Y. and Adams,
Şenuyar, C., Demirbaş, N. and Saygın, Ö. W.T. (edr.), The Proceedings of International
(2014). Evaluation of the Current Situation Symposium on In situ Conservation of Plant
200 of the Turkish Wine Sector and the Factors Genetic Diversity, s 363-372.
Restricting the Development of the Sector.
Journal of Agricultural Faculty of Uludağ Tanko, H., Carrier, D.J., Duan, L. and
University, 28(2): 1-12. Clausen, E. (2005). Pre-and post-harvest
processing of medicinal plants. Plant Genetic
Tamer, A. and Özer, M. (1990). Resources, 3(2): 304-313.
Investigations on the bio ecology and
control of Bembecia scopigera (Scopoli) Tekdal, D. and Cetiner, S. (2013). The
(Lepidoptea: Sesiidae) that damages sainfoin effects of different combinations and varying
in Ankara Province. Doğa, Turkish Journal of concentrations of growth regulators on the
Agriculture and Forestry, 14: 149-180. regeneration of selected Turkish cultivars of
melon. Chapter 12. Silva-Opps, M. (ed.)
Tan, A. (1984a). Ankara’da kurak koşullarda
Current progress in biological research. In
yetiştirilen bazı tekyllık baklagil-yulaf
Tech., s 257-275.
karışımlarının ot verimi. Çayır-Mera ve
Zootekni Araştırma Enstitüsü Yayın No: 90. Tirkey, A., Nagvanshi, D. and Sahu, M.
Ankara. (2014). Collection and conservation of
Tan, A. (1984b). Çorum ilinde nadas yılında endangered medicinal plant species diversity
yazlık ve güzlük olarak yetiştirilen bazı for maintaining ecological balance. Recent
tekyllık baklagil-arpa karışımlarının ot verimi. Research in Science and Technology, 6(1):
Çayır-Mera ve Zootekni Araştırma Enstitüsü 167-170.
Yayın No: 91. Ankara.
Tiryaki, O., Canhilal, R. ve Horuz, S.
Tan, A. (1992). Plant diversity and plant (2010). Tarım ilaçları kullanımı ve riskleri.
genetic resources in Turkey. Anadolu, 2: Erciyes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
50-64. Dergisi, 26(2): 154-169.
Tiwari, P., Kumar, B., Kaur, M., Kaur, Türkeş, M. (2003). Spatial and temporal
G. and Kaur. H. (2011). Phytochemical variations in precipitation and aridity index
screening and extraction: A review. series of Turkey. In Mediterranean Climate –
Internationale Pharmaceutica Sciencia, 1(1): Variability and Trends, Bolle, H.J. (ed.).
98-106. Regional Climate Studies, Springer Verlag:
Heidelberg, s 181-213.
TKB. (2004). Hayvan Genetik Kaynakları
Birinci Ülke Raporu. Tarım ve Köyişleri Türkeş, M. (2010). Klimatoloji ve Meteoroloji.
Bakanlığı. Birinci basım, Kriter Yayınevi No. 63, Fiziki
Coğrafya Serisi No. 1. İstanbul.
TKB. (2009). Türkiye Evcil Hayvan Genetik
Uygun, N., Elekcioğlu, İ.H., Ulusoy, M.R.,
Kaynakları Tanıtım Kataloğu. Tarım ve
Kazak, C., Aysan, Y., Uygur. S., Karut,
Köyişleri Bakanlığı.
K. Satar, S., Gözel, U. ve Karacaoğlu, M.
TOB. (2018a). Bitkisel Üretim Verileri. (2015). Biyolojik Mücadelede Son Gelişmeler.
Erişim: 11 Ağustos 2018, www.tarim.gov.tr. Türkiye Ziraat Mühendisliği VIII. Teknik
Kongresi Bildiriler Kitabı-2, 12-16 Ocak
TOB. (2018b). TOB ile yapılan resmi 2015, Ankara, s 726-745.
yazışma.
Van Slageren, M.W. (1994). Wild wheats: a
Tonay, A.M. and Öztürk, A. (2012). monograph of Aegilops L. and Amblyopyrum
Historical records of Cetacean fishery in (Jaub. and Spach) Eig (Poaceae). Wageningen
the Turkish seas. J. Black Sea/Mediterranean Agricultural University, The Netherlands.
Environ ment, 18(3): 388-399. Vogl C., Kilcher L. and Schmidt, H.
TÜİK. (2014). İstatistiklerle Türkiye 2013, (2005). Are Standards and Regulations of 201
Türkiye İstatistik Kurumu. Yayın No. 4169. Organic Farming Moving Away from Small
Farmers’ Knowledge? Journal of Sustainable
TÜİK. (2016). Dış Ticaret İstatistikleri. Agriculture, 26(1): 5-26.
Türkiye İstatistik Kurumu. Erişim: 15
WHO. (2003). WHO guidelines on good
Temmuz 2017, www.tuik.gov.tr.
agricultural and collection practices
TÜİK. (2018). Su Ürünleri İstatistikleri. (GACP) for medicinal plants. World Health
Türkiye İstatistik Kurumu. Erişim: 15 Organization, Geneva.
Ağustos 2018, www.tuik.gov.tr Willer, H. and Klicher, L. (eds.), (2009). The
TÜİK. (2018). Tarım İstatistikleri. Türkiye World of Organic Agriculture. Statistics and
İstatistik Kurumu. Erişim: 15 Ağustos 2018, Emerging Trends 2009. IFOAM, Bonn, FIBL,
Frick, ITC, Geneva. 286 s.
http://www.tuik.gov.tr.
Willer, H. and Yussefi, M. (eds.), (2006).
Türkeş, M. (1998). Influence of geopotential
The World of Organic Agriculture. Statistics
heights, cyclone frequency and Southern
and Emerging Trends. International
Oscillation on rainfall variations in Turkey. Federation of Organic Agriculture
International Journal of Climatology, Movements (IFOAM), Bonn, Germany.
18: 649-680.
Wolfarth, F., Schrader, S., Oldenburg, E.,
Türkeş, M. (1999). Vulnerability of Turkey to Weinert, J. and Brunotte, J. (2011). Earth-
desertification with respect to precipitation worms promote the reduction of Fusarium
and aridity conditions. Turkish Journal of biomass and deoxynivalenol content in
Engineering and Environmental Science, 23: wheat straw under field conditions. Soil Biol.
363-380. and Biochem., 43: 1858-1865.
World Bank. (1993). Republic of Turkey: in Yavuz, F. (1998). An overview of nut market
situ conservation of genetic diversity. Global in Turkey. Advanced course: Production and
Environment Coordination Division 11295- economics of nut crops. CIHEAM 18-19 May.
TU. World Bank, Washington DC, USA. Adana, Turkey.
Yalçın, H., Kaya, M. A. and Arslan, A. Yıldırır, M., Sezenler, T., Erdoğan, İ.,
(2009). Comparative Geometrical Yüksel, M.A., Soysal, D. and Ceyhan, A.
Morphometries on the Mandibles of (2011). The present studies on animal genetic
Anatolian Wild Sheep (Ovis gmelini resources in Bandırma Sheep Research
anatolica) and Akkaraman Sheep (Ovis aries). Station: A review, J. Anim. Sci. Adv., 1(2):
Kafkas Univ Vet Fak Derg., 16(1): 55-61. 73-78.
Yaltirik, F. (1972). Morus. Davis P. H. (ed.). Yılmaz, E., Saraçoğlu, Ö., Aytar, F. ve
Flora of Turkey and East Aegean Island. Ulusoy, F. (2009). Ormancılıkta Entegre
Vol. 7. Edinburgh Univ. Press. Edinburgh, Zararlı Yönetimi (EZY) Uygulamalarının
s 641-642. Koşul, Olanak ve Darboğazları: OZM Şube
Müdürlüğü Çalışanlarının Görüşleri. Çevre
Yanmaz, R., Kaplan, N., Balkaya, A., ve Orman Bakanlığı Yayın No: 388 ISBN
Apaydın, A. ve Kar, H. (2000). Türkiye’nin 978-605-393-057-0.
beyaz baş lahana (Brassica oleracea var.
capitata subvar. alba) gen kaynaklarının Zeder, M.A. (2008). Domestication and
belirlenmesi üzerinde araştırmalar. III. Sebze early agriculture in the Mediterranean Basin:
Tarımı Sempozyumu. 11-13Eylül Isparta, s Origins, diffusion and impact. PNAS 105(33):
160-166. 11597-11604.
202
T.C. TARIM VE
Türkiye’nin Biyoçeşitliliği:
Genetik Kaynakların Sürdürülebilir
Tarım ve Gıda Sistemlerine Katkısı
ISBN 978-92-5-131255-1
9 7 8 9 2 5 1 3 1 2 5 5 1
CA1517TR/1/01.19