You are on page 1of 11

See discussions, stats, and author profiles for this publication at: https://www.researchgate.

net/publication/298496485

A Critique of the Turkish Folklore Studies and Cultural Politics of Turkey in


100th Anniversaries

Article in Milli Folklor · September 2013

CITATIONS READS

0 117

1 author:

Metin Ekici
Ege University
17 PUBLICATIONS 60 CITATIONS

SEE PROFILE

All content following this page was uploaded by Metin Ekici on 29 December 2018.

The user has requested enhancement of the downloaded file.


100. YILINDA TÜRK HALK BİLİMİ ÇALIŞMALARI VE
TÜRKİYE KÜLTÜR POLİTİKALARINA
ELEŞTİREL BİR BAKIŞ
A Critique of the Turkish Folklore Studies and Cultural Politics
of Turkey in 100th Anniversaries

Prof. Dr. Metin EKİCİ*


ÖZ
Halk bilimi; belli bir bölge, ülke veya daha geniş bir alanda geleneksel kültürün araştırılması,
incelenmesi ve yaşatılarak genç kuşaklara aktarılmasını konu edinen bir bilim dalıdır. Türkiye’de, 20.
yüzyılın başlarında, Ziya Gökalp, Fuad Köprülü ve Rıza Tevfik’in yazdığı tanıtıcı makalelerle başlayan
“Türk halk bilimi” çalışmaları, lisans ve lisansüstü programlarda yetiştirilen genç halk bilimciler, ör-
gün ve yaygın eğitim kurumları ve kültür çalışmalarına yönelik olarak kurulmuş sivil toplum kuruluş-
larınca sürdürülmektedir. Türkiye’deki halk bilimi alanındaki çalışmaların bilimsel düzeyleri yüksek
olsa da, oldukça dağınık ve öncelikleri ülke gereksinimlerine göre belirlenmemiştir. Bu nedenle, 2013
yılı itibariyle 100 yıllık bir geçmişe sahip olan Türk halk bilimi çalışmalarının 100 yıllık geçmişinin
değerlendirilmesi ve 21. yüzyıldan itibaren geleceğinin şekillendirilmesine yönelik planlamanın yapıl-
ması bir zorunluluktur. Bu ihtiyaçtan hareketle hazırladığımız bu makalede Türkiye’de halk bilimi
çalışmalarının 100 yıllık tarihi içinde yapılan çalışmaların temel sorunları belirlenip, nedenleri tartı-
şılmış ve olası çözümleri önerilmiştir.
Anahtar Kelimeler
Türk Halk Bilimi Çalışmaları, 100. Yıl, Kültür Politikaları, Problemler, Çözümler
ABSTRACT
Folklore is one of the social sciences whose subject matter is to study and to show how to carry
from one generation to another the traditional culture in a region, a country or a wider area. Turkish
folklore studies, which had begun with the introductory articles written by Ziya Gökalp, Fuad Köprülü
and Rıza Tevfik, has been carried on by the young folklorist educated in the folklore programs of the
universities, mass education programs of the government and the programs established by several
NGO’s. Although the scientific level of those folklore studies in Turkey has been very high, most of the
programs appear to be scattered, incomplete and the folklore studies in them have not been satisfying
the demand and priorities of the country. Therefore, the folklore studies appear to be less scientific
impact in the country. Departing from this point of view, it has become necessary to evaluate the 100th
years old history of Turkish folklore studies, and in order to achieve the better folklore studies in the
21st century to determine the reasons for the problems and also suggest possible solutions for the de-
termined problems. In this article, the most of important problems of Turkish folklore studies in 100th
years are determined and discussed, and possible solutions are suggested.
Key Words
Turkish Folklore Studies, 100th Years, Cultural Politics, Problems, Solutions.

İngiliz kültür araştırmacısı Wil- önermelerinin üzerinden yaklaşık 100


liam John Thoms’un “Folklor” sözü- yüzyıllık bir süre geçmiştir. Başka bir
nü bir bilim dalının adı olarak teklif ifadeyle, Osmanlı İmparatorluğu’nun
etmesinden 167 yıl, Ziya Gökalp, M. son yıllarında Türk toplumuna “folk-
Fuad Köprülü ve Rıza Tevfik’in “folk- lor” adı altında bir bilim dalının var-
lor” hakkında 1913-1914 yıllarında lığından ve konularından haber ve-
yayınladıkları ilk makalelerde bu yeni rilişinin 100. yılıdır ve 2013 yılında
bilim dalını tanıtıp, “folklor” terimine Türkiye’de halk bilimi çalışmaları tam
karşılık olarak “halkiyat”, “halk bilgi- 100 yaşına ulaşmıştır.
si”, “hikmet-i avam” vb. gibi terimleri Bu makalede Türkiye’de halk bi-

* Ege Üniversitesi, Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü, Türk Halk Bilimi Anabilim Dalı
Öğretim Üyesi, mekici@yahoo.com.

http://www.millifolklor.com 41
Millî Folklor, 2013, Yıl 25, Sayı 99

limi çalışmalarının 100 yıllık tarihini başında oluşturulan bu algıdaki “halk”


ve bu süre içinde neler yapıldığını ta- kavramı “köy”, “köylülük” daha geniş
rihselci ve tasviri bir yaklaşımla anlat- bir ifadeyle “kırsal” olmuştur. Oysaki
mak yerine, yüzyıllık Türk halk bilimi değişen dünya ve Türkiye şartlarında
çalışmalarının sorunlarını irdelemeyi köy ve kırsal gittikçe daralan, “sanayi”
ve önümüzdeki yüzyılda yapılması ge- ve “ kent” çevreleri gittikçe genişleyen
rekenleri tartışmayı tercih edeceğiz. yaşam alanları olmuştur. Bu noktada,
Bu tartışmada yüzyıllık süre içinde araştırma alanı gittikçe daralan ve hat-
yapılanlarla geldiğimiz noktayı eleş- ta yok olan bir bilim dalının kendisinin
tirel bir yaklaşımla değerlendirmeyi, küçülmesi ve yok olması kaçınılmaz bir
önümüzdeki yüzyılda Türk halk bilimi sonuçtur. Oysaki azalan ve küçülenin
araştırmacılarının ve yaptıkları araş- “halk” değil, “kırsal” yaşam biçimi ol-
tırmaların çıkmaz sokaklarda kaybol- duğu ve hatta kırsal yaşam biçiminin
madan etkili bilimsel araştırmalar ol- de gelişen ulaşım ve iletişim şartlarıy-
malarını sağlayacak önerilerimize yer la kentli yaşam biçimine yaklaştığı,
vereceğiz. Bunun için de Türkiye’de bazılarının tartıştığı gibi kentli yaşam
halk bilimi araştırmacılarının karşı- biçiminin kırsala benzediği bir yüzyıl-
laştıkları ve cevap vermeleri gereken da halk bilimciler; “halk, halk bilgisi,
sorunları maddeler halinde belirleye- halk bilimi” kavramlarını yeniden ta-
cek, her sorunun nedenlerini ve olası nımlanmış biçimiyle kullanmayı tercih
çözüm önerilerimizi belirteceğiz. etmelidirler (Ekici 2007: 1-10).
Türk halk bilimi alanının kav- Yüzyıldır halk biliminin gerek
ramsal sorunları: Türkiye’de gerekse dünyada yakından
Türk halk bilimi araştırmacıları- ilişkili olduğu ve kısmen gölgelerin-
nın başlangıcından itibaren karşılaştık- de kaldığı, kısmen de alan tartışması
ları en temel sorunlardan biri bu alanın yaşadığı diğer bazı sosyal bilim alan-
tanımlanması, gelişen ve değişen ülke ları vardır. Sosyal bilimler alanlarının
ve dünya şartlarına göre yeni tanımla- birbirleriyle kesişmeleri ve çoğu aynı
rın üretilmesindeki sınırlılık olmuştur. konuyu kendi alan bakışlarıyla ama
Avrupa ve Amerika’da değişen ve ge- farklı biçimde inceleme ve yorumlama-
lişen şartlara göre yeni tanımlar üre- ları söz konusudur. Ancak bu durum,
tilmeye çalışılırken, Türk halk bilimi kesinlikle halk biliminin diğer bazı
çalışmaları 20. yüzyıl başlarındaki ta- sosyal bilimler alanlarının alt alanı
nımlamalara bağlı kalmış, halk bilimi- olduğu veya olacağı anlamına gelmez.
nin araştırma alanları bazı noktalarda Halk biliminin ülkemizde en çok kesi-
daralıp, bazı noktalarda genişlerken, şim içinde olduğu alanlar “edebiyat,
bu değişmelere paralel bir dönüşüm müzik, dans, tarih, sanat tarihi,
izleyemeyen halk bilimi kendini ta- antropoloji, sosyoloji” alanlarıdır.
nımlamada zorlanmaya ve diğer bilim 20. yüzyıl halk bilimcileri, çok
dallarının yörüngesinde, onların izin sık olarak araştırma konularının bu
verdiği ölçüde gelişme kaydedebilen alanların içinde mi dışında mı oldu-
etkisiz ve önemsiz bir bilim dalı hâline ğu sorusunu sorup, çoğunlukla kesiş-
getirilmiştir. Bunun en temel nedeni me noktasında kalan ortak çalışma
halk biliminin temel alanını oluşturan konularını diğer alanlara bırakmayı,
“halk” teriminin 20. yüzyıl başından so- kendilerini daha özgür ve konularının
nuna kadar hiç tartışılmadan aynı al- da daha özgün olduğunu düşündükleri
gıyla kullanılması olmuştur. 20. yüzyıl alanlarda tutmaya çalışmışlar, bu du-

42 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2013, Yıl 25, Sayı 99

rum da gittikçe marjinalleşen, kenar- Türkiye’deki halk bilimcilerin önemli


da kalan, önemsiz ve hatta gereksiz bir kısmının edebiyat bilimi alanından
gibi görülen bir halk bilimi görünümü- gelmesi ülkemizdeki halk ilimi çalış-
nün ortaya çıkmasına neden olmuştur. malarının önemli ölçüde halk edebiyatı
Çoğu halk bilimci kendi çalışma alanı- ağırlıklı olması sonucunu doğurmuş,
nı daha güçlü ve önemli göstermek için halk edebiyatı alanında yetişmiş çoğu
“halk bilimci” değil, “halk edebiyatçı- araştırmacı kendisinin halk bilimci ola-
sı” olduğu gibi söylemlere yönelmiş, rak adlandırılmasına karşı çıkmış ve
halk müziği ve halk dansları tamamen çıkmaktadır. Bunun nedeni halk bili-
halk bilimi alanının dışında tutula- minin “bağımsız” bir bilim alanı olarak
rak sadece konservatuvar veya güzel tanımlanmak yerine, “bağımlı” bir alan
sanatlar gibi kurumlarda oluşturulan olarak tanımlanmasından kaynaklan-
müzik ve dans konularındaki bilim maktadır. Eğer; “halk”, “halk bilimi”
dallarının araştırma konuları gibi gö- ve “halk bilgisi” kavramları çağdaş bir
rülmüş, araştırma konularının teorik şekilde tanımlanıp anlaşılırsa, kendisi-
yönü tarih bilimine, sanatsal alanları ni “halk edebiyatçısı”, “halk müzikçisi”
sanat tarihi ve el sanatları alanlarına ve “halk oyuncusu” olarak adlandıran
bırakılırken, kırsaldaki kültürel yapı- kişilerin aynı zamanda halk bilimci
ların sosyal yapılarla ilişkisi antropo- olduklarını söylemelerinde bir sakınca
loglara, kent ortamındaki yeni kültü- görmeyecekleri açıktır.
rel alanlar ve bu alanlardaki üretimler Günümüzde gittikçe gelişen kent-
ise sosyologlara terkedilmiştir. lerin ve kentlileşen kırsallıların yeni
Bu karmaşık ve tam olarak tanım- yaşam alanı olarak seçtikleri kentlerde
lanamamış görüntünün, Türkiye’de bazı halk bilgisi ürünlerini kırsaldaki
halk bilimi çalışmalarının başlatıl- şekli veya “güncelleme” yaparak icra
masındaki temel siyasal ve kültürel etmeleri mümkün olmaktadır. Aynı
nedenlere ve çeşitli dönemlerde halk zamanda kent ortamında hali hazırda
bilimcilerin devlet erki içinde yer alış var olan; ancak araştırılmaları uzun
biçimlerine, Türk eğitim sisteminin zamandır ihmal edilmiş gelenekler söz
gerek orta öğretim, gerekse üniversite konusudur. Bu iki önemli konu, halk
yapısının çeşitli politik ve ekonomik bilimi çalışmalarında “Uygulamalı
dengelere bağlı olarak gelişmesine ve Halk Bilimi” ve Kent Halk Bilimi”
de Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli adı altında iki yeni kavramı kullan-
Eğitim Bakanlığı, YÖK, yerel yönetim- mayı zorunlu kılmaktadır. Günümüz
ler vb. gibi kültür, eğitim ve yönetimle halk bilimcileri hem kent ortamında
ilgili kurumların araştırmacı, eğitici var olan eski ve yeni gelenekleri araş-
ve öğretici yetiştirme ve istihdam po- tırmalı hem de kırsaldan kente taşın-
litikalarının bir sonucu olarak ortaya mış ve kent ortamında da yaşam alanı
çıktığını söylemek mümkündür. bulan gelenekleri yeni bakış açıları ile
Halk bilimcilerin öncelikle bu genç kuşaklara aktarmak için uygula-
alanlarla olan yakın ilişkiyi çok iyi ta- malı olarak araştırmak ve icra etmek,
nımlamaları ve birlikte çalışma ilke ettirmek durumundadır.
ve alışkanlıkları geliştirmeleri halk Halk bilimci yetiştirme ve is-
bilimi alanındaki çalışmaların etkisini tihdam sorunları:
artıracağı gibi, ülkemizdeki bütün sos- Türkiye’de pek çok alanda olduğu
yal bilim alanlarının gelişimine ortak gibi, halk bilimi alanında en temel so-
katkı sağlayacaktır. Diğer taraftan, runlardan biri de alanın uzmanlarının

http://www.millifolklor.com 43
Millî Folklor, 2013, Yıl 25, Sayı 99

yetişmesi ve istihdamları, başka bir dam edilmeleri gerekmektedir. Basit


ifadeyle; “Halk bilimcilerin nerede bir şekilde “siyaset mi, liyakat mi”
ve nasıl yetiştiği, lisans ve lisan- sorusu ile konuya yaklaşıp; “ülkemiz-
süstü eğitimlerinin nerede, nasıl deki mevcut büyükşehirlerin kaçında
verildiği ve mezunların nerelerde halk bilimi alanda yetişmiş uzman is-
çalıştığı” sorunlarıdır. Yukarıda kıs- tihdam edilmiştir?” sorusunun cevabı
men değindiğimiz üzere, ülkemizde “sıfır” çıkacaktır. Bu noktada, gerek
halk bilimi yüzyıllık bir geçmişe sahip siyasi partilerin, gerek yükseköğretim
olmasına rağmen, çoğu zaman bağımlı kurumlarının ve gerekse bakanlık ve
ve diğer alanların içine hapsedilmiş, yerel yönetimlerin kültür alanına ver-
kenarına iliştirilmiş veya araya sıkış- dikleri önem ve planlamaları tekrar
tırılmış bir alan olmaktan kurtulama- gözden geçirmeleri gerekmektedir.
mıştır. Bilimsel bir alanın en önemli Ülkemizde “kültür sektörü” adı altın-
kaldıraç noktası sahip olduğu nitelikli da yeni bir yapılanma oluşturulmalı
araştırmacı, eğitici ve öğretici sayı- “geleneksel kültürü” araştıran halk
sıdır. Gerek edebiyat, gerek müzik, bilimi uzmanları bu alanda daha etkin
dans, sanat ve gelenek araştırmacıları bir şekilde yetiştirilmeli ve kendileri-
olsun, Türk halk bilimi alanının ta- ne etkin kültürel araştırma, eğitme,
mamen bu alanda eğitim alarak yetiş- öğretme, tanıtma, uygulama ve aktar-
miş uzmanlarının sayısı diğer sosyal ma imkânları verilmelidir.
bilimlerin alanlarındaki uzmanlara Halk bilimi araştırmalarının
göre çok az sayıdadır. Türkiye’de halk desteklenmesi sorunları:
bilimci yetiştiren kurum sayısı bir elin Türk halk bilimi alanının ve Tür-
parmaklarının sayısı kadardır. Her ne kiye kültür politikalarının önemli so-
kadar bütün üniversitelerimizde birer runlarından biri de sahip olduğumuz
anabilim dalı olarak kurulmuş Halk insan potansiyeli hakkında ciddi ista-
bilimi anabilim dalları varsa da, bü- tistiklere dayanan bilgi sahibi olma-
tün bu anabilim dalları bağımlı birer maktan kaynaklanmaktadır. Başka
yapı olup, bağımsız lisans ve lisansüs- bir ifadeyle söylemek gerekirse; ül-
tü eğitim veren birim sayısı son derece kemizdeki “Halk bilimi araştırma-
yetersizdir. Ancak, başka alanlarda cı profilimiz nedir? Halk bilimi
yetişerek; “Ne iş olsa yaparım abi” araştırmacılarının sayısı nedir ve
yaklaşımıyla işe başlayıp halk bilimci- hangi alanlarda araştırma yapı-
lerin işini sözüm ona yapmaya çalışan yorlar? Araştırmalara kim ve han-
pek çok kişi vardır. gi kurumlar kaynak veriyor? Kul-
Türkiye, kültürel alandaki bu lanılan kaynakların geri dönüşü,
karmaşaya bir son vermeli, doğru kül- bilimsel ve ekonomik katkısı ne-
tür politikalarını uygulamak için belli dir?” sorularına tatmin edici cevaplar
bir alanda uzmanlık eğitimi vermeyi bulmak mümkün değildir.
ve bu alanda yetişmiş uzmanları da Bütün alanlarda olduğu gibi, Türk
gereksinim duyduğu kültür alanla- halk bilimi alanının etkin bir alan ol-
rında istihdam etmelidir. Bu noktada, ması ve ülkemiz kültür politikalarının
ülkemizde halk bilimi lisans ve lisan- etkin bir şekilde yapılması ve uygu-
süstü eğitimi alan uzman sayısının lanması için, ülke gereksinimlerine
doğru bir şekilde belirlenmesi, başta uygun öncelikli kültür araştırma alan-
üniversitelerimiz olmak üzere bu uz- larının belirlenmesi ve bu alanlarda
manların uzmanlık alanlarında istih- araştırma yapacak bilim insanlarına

44 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2013, Yıl 25, Sayı 99

çağrı yapılarak bu araştırmaların ger- reklam yapabilecekleri şenlik, festival


çekleştirilmesi gerekmektedir. Bugün ve konser gibi etkinliklere destek ve-
ülkemizde gerek yerel ve ulusal ve ren kuruluşların, kalıcı etki bırakacak
gerekse uluslararası boyutlarda kaç geleneksel kültür araştırmalarını cid-
kültür araştırması yapılmakta ve bu di biçimde desteklemeleri de bir sosyal
araştırmalara kim ne kadar neden sorumluk olarak benimsenmelidir.
destek vermektedir? Geleneksel kül- Halk bilimi derleme ve arşiv-
türün tespiti ve güncellenmesi, kent leme sorunları:
ortamında yaşatılması mümkün olan Türkiye’de “folklor” teriminin kar-
kültürel değerlerimizin belirlenip, ge- şılığı olarak “halk bilimi” kavramının
liştirilmesi için nitelikli araştırmalara kullanılmaya başlamasından yüzyıla
gerek olduğu açıktır. Basit bir örnek yakın bir süre geçmiş olmasına rağ-
vermek gerekirse; “İstanbul düğünle- men, halk bilimi alanının veri elde etme
ri nedir?” sorusunu cevaplayacak bir yöntemi olan “derleme” yeterli bilimsel
araştırma var mıdır, yoksa bu sorunun yöntemlerle yapılmamış, daha çok “me-
cevabı herkese göre değişen bir cevap tin” elde etme kaygısından öteye ve
mıdır? Boğaz’da veya Nişantaşı’nda elde edilen metinleri bir yerlerde sak-
yapılan düğünler mi, yoksa Fatih veya lama anlayışından öteye geçememiştir.
Sultangazi’de yapılan düğünler mi Bu noktada sorulacak; “Türkiye’de
daha İstanbulludur? “Ankara esnaf ulusal ve uluslararası alanda kul-
kültürü nedir?” sorusunun cevabını; lanılabilecek bir halk bilimi arşivi
“Ahilik” kültüründe mi, Ankara Ti- var mı? Kurumsal ve bireysel halk
caret Odası’nda mı, yoksa OSTİM’de bilimi arşivleri ne durumda?” iki
mi aramak gerekir? Bütün bunları soruya tatmin edici cevaplar bulmak
popüler kültürün egemenlik alanla- zordur. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın
rına terk edip, Ankara’nın kültürü “Halk Kültürü Bilgi ve Belge Merkezi”
Kızılay’da bozuldu, ama varoşlarda adı altında kurulmuş bir arşivi yanın-
hâlâ “bize ait kültür var” diyerek ce- da, çeşitli üniversitelerimizin ve özel
vaplayanları doğrulamak mı gerekir? derlemeler sonunda elde edilmiş ki-
Bu örnek sorular uzman halk bilim- şisel arşivler bulunmakla birlikte, bu
ci yetiştirmenin önemini ve yetişmiş ve benzeri arşivlerin ne kadar güncel
halk bilimci uzmanlar tarafından ya- ve ne kadar kullanıma açık ve elveriş-
pılacak geleneksel kültür araştırmala- li oldukları tartışmalıdır. Türkiye’de
rına neden destek verilmesi gerektiği- belli bir şehrin veya belli bir bölgenin
ni açıklamak için yeterlidir. geleneklerini araştırmak istediğimiz-
Yıllarca sadece Kültür ve Turizm de rahatlıkla ulaşabileceğimiz; destan,
Bakanlığı tarafından desteklenen hikâye, masal, efsane ve fıkralarımızın
araştırma projelerine, son yıllarda bölgelere göre sınıflandırılmış ve iste-
gerek üniversitelerimizden gerekse yen kullanıcının hemen erişebileceği
TÜBİTAK’tan ciddi destekler veril- yerel ve genel bir arşiv kurulmasının
meye başlandı; ancak belediyeler gibi önünde hiçbir engel yokken, piyasa-
yerel yönetimlerin ve kendi yerelle- da satılan kitapların çoğunda Avrupa
rindeki kültüre karşı sorumlulukları kaynaklı halk anlatmaları okuyan genç
bulunan özel sektör kuruluşlarının da kuşaklara neden Türk kaynaklı masal
bu türden araştırmaları destekleme- ve efsaneler anlatamıyoruz?
leri gerekmektedir. Kültür araştırma- Her şehrin anonim halk şiirle-
larına destek olma noktasında sadece ri yanında, halk şairlerinin, âşık ve

http://www.millifolklor.com 45
Millî Folklor, 2013, Yıl 25, Sayı 99

ozanların şiirlerinin ve hikâyelerinin yapılan bazı çalışmalarda ise, “icra


hepsine rahatlıkla erişebileceğimiz merkezli” kuramsal yaklaşımlar kul-
güncel bir halk şair ve şiirleri, halk lanılmaya çalışılıyorsa da, bunların da
anlatıları ve halk geleneklerini içeren etkinliğinin henüz istenilen düzeyde
bir “Halk Kültürü Arşivi” kurmak son olmadığı görülmektedir.
derece kolay. Bu arşivlerin hemen her Türk halk bilimi araştırmacıla-
kente özel olması ve Ankara’da bulu- rı, “Türk Dünyası Kültür Alanını” da
nan “Türk Halk Kültürü Genel Arşivi” göz önünde bulundurarak, yeni ve et-
ile paylaşım içinde olması da müm- kin kuramsal yaklaşımları öğrenmeli,
kün. Bu arşivlerde sadece halk şiir ve kendi kuramsal yaklaşımlarını geliş-
anlatılarının, yerel geleneklerin me- tirmeli, bu kuramsal yaklaşımlarla
tinleri değil, aynı zamanda anlatıcıla- hem metinlerin üretim bağlamlarını
rın sesli anlatımları, anlatma yer ve hem de metinleri daha etkin bir şekil-
zamanına, yani ortama ait bilgilerin de incelemeli, incelenen halk bilgisi
verilmesi hem bilimsel araştırmalar ürünlerinin gerek işlevlerinin tespiti,
açısından hem de iletişim araçlarının gerekse güncellenerek yaşatılması ve
geliştirdiği yeni teknolojik ortamlarda genç kuşaklara aktarılması için yapı-
yeni ürünler ortaya konulması bakı- lacak uygulamaları belirlemelidir.
mından yararlı olacaktır. Halk bilgisinde yaratıcılık ve
Halk bilimi inceleme kuram güncel tasarım:
ve yöntem sorunları: Türk halk bilimi alanında çalı-
Türk halk bilimi alanında çalışan- şanların, inceleme konusu ettikleri
ların yıllarca göz ardı ettikleri sorun- ürünlerin değerli oluşları ve değerle-
lardan biri de halk bilgisi ürünlerinin rini kaybedişleri konusunda ciddi ve
incelenmesi noktasında karşımıza çık- önemli çalışmalar yapıp yapmadıkları
maktadır. Başka bir ifadeyle söylemek sürekli tartışılan konulardandır. Baş-
gerekirse, Türkiye’de halk bilimi ala- ka bir ifadeyle ve pragmatik bir yak-
nında yetiştiği kabul edilen kişilerin laşımla sorgulamak gerekirse; “Gele-
ellerindeki “halk bilgisi ürünlerini neksel halk bilgisi ürünleri güncel
bilimsel ve analitik olarak incele- gereksinimleri ne kadar karşılı-
mede ne kadar bilgi sahibi olduk- yor? Geleneksele bakış romantik
ları” önemli bir sorundur. mi? Halk bilgisi üreticileri ne ka-
Ülkemizde yaklaşık yüzyıldır dar beğeni topluyor? Güncelleme
halk bilgisi ürünleri derlenirken belir- mümkün mü? Güncellenmiş halk
lenen temel amaç sadece “kaybolma- bilgisi ürünleri halk biliminin ko-
dan kaydetmek” şeklinde belirlenmiş. nusuna girer mi?” gibi sorular bazı
Derlenen ürünler ise, belli seviyede halk bilimciler tarafından tartışılan,
“düzeltme ve düzenleme” işlemlerin- bazen bir suskunluk içinde ifade edi-
den sonra, uygun bulunanlar sadece len düşüncelerdir. Günümüzde kent-
“metin” yayını şeklinde yayınlanmış- lerimizdeki mevcut kültür alanlarının
tır. Halk edebiyatı alanındaki belli çoğu popüler kültür unsurları tara-
türlerde “metin merkezli” ciddi bilim- fından işgal edilmiş durumdadır. Bu
sel incelemeler yapılmışsa da bunlar- noktada sürekli olarak “bize ait”, “baş-
dan hareketle belli kuramsal yakla- kalarına ait” ayrımcılığı ile bazı çevre-
şımlar geliştirilememiştir. Bu çalışma lerce Batı veya küresel kültüre bağlı
ve yayınların çoğu sadece tespit ve tas- olarak kent ortamlarına giren unsur-
vir seviyesinde kalmıştır. Son yıllarda ları “yabancı gören” bir yaklaşım var-

46 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2013, Yıl 25, Sayı 99

dır. Diğer taraftan da kent ortamında üretim ve aktarım yapmaları sağlan-


popüler kültür içinde yetişmiş olanla- malıdır. Buradaki yaklaşım 20. yüzyıl
rın “köylü kültürü”, ilkel kültür, geri başlarındaki romantik yaklaşımdan
kalmış kültür” vb. gibi söylemlerle dış- farklı, tamamen kentli Türk insanının
ladıkları, kırsaldan kente göç edenler- gereksinimlerine dönük olarak tasar-
ce kentin varoşlarında ve derme çatma lanabilir ve güncellenmiş geleneksel
ortamlarında yaşatılmaya çalışılan üretimler de bu doğrultuda gerçekleş-
“kentli olamayan geleneksel kültür” tirilebilir. Bunu başarmak için halk bi-
vardır. Kültür bilimcilerle “kültür ça- limci, usta üretici ve yerel yöneticilerin
tışması” olarak da adlandırılabilecek işbirliği gerekmektedir. Türk halk bili-
bu durum, halk bilgisini üretenlerin mi alanındaki uzmanların, 21. yüzyılda
yaratıcılıklarındaki sınırlılıktan, gele- sadece üretilen tespit ve tasvirle uğraş-
nekseli güncelleyememelerinden, halk mamaları; geleneksel kültür alanında
bilimini araştıran ve inceleyenlerin yer alan sözel, görsel, işitsel ve materyal
de gelenekseli güncelleme noktasında ürünleri üretenleri öncelikle yaratıcılık
geleneksel kültür üreticilerine yara- ve tasarımcılık bakımından tanımaları,
tıcılık ve güncel tasarım noktasından bu üreticilerin ürettikleri ürünleri içerik
bakmamalarından kaynaklanmak- ve işlev özelliklerini çok iyi tanıyıp, bun-
tadır. Bütün bunlara, ilgili kurum ların güncellenmelerinin nasıl mümkün
ve kuruluşların geleneksel üretimin olabileceğini ve günümüz insanı tara-
güncellenmesi için yeterli destek sağ- fından nasıl tercih edilebilir hâle geti-
lamadıklarını da eklemek mümkün- rilebileceğini araştırmalı, incelemeli ve
dür. Kırsalda üretilen halı ve kilimler sonuçları hem eğitim-öğretim kurum-
ekonomik değerleri olduğu için kente ları hem de usta üretici ve yerel yöne-
rahatlıkla taşınabilirken, halk şiiri ticilerle paylaşmalıdırlar. Halk bilgisi
üreten insanların sadece kentin varoş- “üretici” “aktarıcı” veya “taşıyıcıları”nın
larına mahkûm edilmeleri ne kadar da kendi ustalık alanlarındaki ürünleri
doğru bir yaklaşımdır? Halbuki, gele- güncellemek ve yeni tasarımlara git-
neksel kültürün güncellenerek devam mek yolunda çalışmaları gerekmekte-
ettirilmesi bir zorunluluktur, bunu dir. Bütün bunların gerçekleştirilmesi
başaramayan üreticiler yeterli destek için yerel yönetimlerin ve genel kültür
görmedikleri için yaptıkları geleneksel politikası belirleyicilerin gerekli üretim
üretimleri bırakmış ve sonuçta gele- ve araştırma ortamlarını hazırlamaları
neksel ürünler kaybolmuştur. gerekmektedir.
Burada ortaya çıkan sorunu orta- Halk bilgisi ürünlerinin tu-
dan kaldırmanın yollarını Türk halk rizmde kullanılması sorunları:
bilimi alanında uzmanlaşmış kişilerin Türk halk biliminin özellikle
önereceği çözümlerde aramak gerekir. müzik, oyun, yemek ve çeşitli mater-
Örneğin; geleneksel halk anlatma ve yal alanlarında çalışanlarının çok sık
şiir ortamlarının kent ortamlarında olarak karşılaştıkları sorunlar ara-
sürdürülebilmesi için öncelikle bu alan- sında halk bilgisi ürünleriyle turizm
larda üretim yapanların üreticilik özel- alanı arasındaki ilişkidir. Bu konuda
liklerinin yeterince tanınması ve hangi sorulan ve tartışılan belli başlı önem-
bağlamlarda kent ortamlarında bu üre- li sorular şunlardır; “Halk bilgisi
timleri nasıl sürdürebileceklerinin tes- ürünleriyle turizm ilişkisini kim
pit edilmesi ve daha sonra kent içinde düzenliyor? Turizmde, halk bilim-
sağlanacak ortamlarda güncellenmiş ciler var mı? Halk bilgisi ürünleri

http://www.millifolklor.com 47
Millî Folklor, 2013, Yıl 25, Sayı 99

sahipsiz mi? Kültür turizmi halk değerini yansıtma özellikleriyle sunul-


bilgisi ürünlerini yaşatıyor mu, malı ve pazarlanmalıdır. Bu sunum
bozuyor mu? Halk bilgisi ürünle- ve pazarlamanın içinde halk bilimci-
rinin tescili mümkün mü, patenti lerin bulunması Türk insanının ortak
alınabilir mi? Animatörler ne tür kaygıyla gerçekleştirdiği ürünlerin ni-
animasyon yapıyor? “Türk Gecesi” telikli bir şekilde, ustadan ürüne uza-
bir kandırmaca mı? ‘Halk Kültürü nan bir çizgide tanıtımı ve sunumu
Konakları’, ‘Halk Kültürü Köyleri’ ile yapılmalıdır. Gerek “Türk geceleri”
kurulabilir mi?” gerekse diğer halk bilgisi ürünlerinin
Halk bilimi ve turizm arasındaki turizm alanında sunum ve tüketimi-
ilişki tarihsel ve süreklidir. Türkiye’de nin, bu ürünlerin üretim, içerik ve işlev
turizm daha çok bir tüketim alanı ola- özelliklerini tanıyarak yetişmiş uzman-
rak benimsenmiş ve halk bilgisi ürün- lar tarafından yapılması bu konudaki
leri de bu tüketim alanının en başta tartışmalara bir son vereceği gibi, daha
gelen tüketim nesneleri olarak benim- nitelikli bir turizm alanı oluşturmada
senmiştir. Bu ilişkideki çarpıklık, po- da katkı sağlayacaktır. Kent merkez-
püler kültürün tüketim algısına benzer lerinde kurulacak” Halk Kültürü Ko-
bir nedenden kaynaklanmakta, sadece nakları” ve kırsalda kurulacak “Halk
tüketmek ve daha çok tüketmek veya Kültürü Köyleri” gibi çalışmalarla, hem
tükettirmek anlayışına dayalı bir tu- Türk halk bilimi araştırmacıları ve
rizm anlayışı, halk bilgisi ürünlerinde araştırmaları hem de Türk turizmi cid-
herhangi bir yerel, geleneksel ve kalıcı di kazanımlar elde edecektir.
değer görmemektedir. Örneğin, bir halı Halk bilimi yayıncılığıyla ilgi-
turizm alanında bir tüketim nesnesi li sorunlar:
olarak görülmekte, bu nesnenin kültü- Türkiye’de pek çok alanda oldu-
rel içeriği ve sanatsal değerleri görmez- ğu gibi, halk bilimi alanında en temel
den gelinerek alınıp, satılmaktadır. sorunlardan biri de halk bilimi alanın-
Benzer şekilde sözlü ve görsel kültür daki bilimsel çalışmaların yayınlan-
ürünleri de Türk kültür alanlarının masıyla ilgilidir. Bu konuda ciddi bir
üretim bağlamlarını, içerik ve işlev- veri eksikliği vardır, bugüne kadar ya-
lerini yeterince tanımayan ve ucuz iş- pılmış yayınlar konusunda bilgi sahibi
gücü olarak görülen kişiler tarafından olunmadığı gibi, yapılacak yayınların
yapılmaktadır. Bunda da halk bilgisi alan önceliklerinin planlanması vb.
ürünleriyle turizm arasındaki ilişki- gibi konularla ilgili de çalışma yapıl-
yi düzenleyenlerin sadece kazanmak ması gerekmektedir. Bu çalışmaların
amacına yönelmeleri etkili olmaktadır. analiz edilerek gelecekteki çalışmala-
Kültürel bir olgunun veya ürünün rın yönü, ağırlık noktası gibi konuların
tanıtımı veya pazarlanması öncelikle tespitinde kullanılması gerekirken,
taşıdığı kültürel içerikle ilişkilendi- geleceğe dönük yayınların planlan-
rilmeli, sanatsal kaygıyla değerlen- masından önce bugüne kadar yapılan
dirilmelidir. Bunu da yapmak; ancak yayınlarla ilgili olarak; “Halk bilimi
uzman halk bilimcilerin bu alanda yayınları ne durumda? Halk bili-
çalışmalarıyla mümkün olacaktır. Tu- minin kaç dergisi var? Halk bilimi
rizm alanında sunulan herhangi bir alanında kaç makale ve kitap ya-
nesne veya oyun, herhangi bir kişinin yınlanıyor?” gibi temel sorular tar-
sadece satış için hazırladığı bir nesne tışıldığında, bu sorulara tatmin edici
olmaktan çok, Türk kültürünün ortak cevaplar bulmak mümkün değildir.

48 http://www.millifolklor.com
Millî Folklor, 2013, Yıl 25, Sayı 99

Halk bilimi alanında yapılan ça- rında (gazete ve dergilerde) halk


lışmaların analizini esas alan bir araş- bilgisi ürünlerine kadar ve nasıl
tırma ile bugüne kadar yapılan çalış- yer veriliyor?”
maların ağırlık noktası belirlenebilir. Bir taraftan Halk bilgisi ürünle-
Bu belirlemeden hareketle, gelecekte rinin görsel, işitsel ve yazılı iletişim
yapılacak çalışmaların hangi alanlar- organlarında yer alması veya kullanıl-
da yoğunlaştırılması gerektiği hakkın- ması başlı başına ele alınması gereken
da politikalar oluşturulabilir. Böylesi bir konuyken, diğer taraftan bu ileti-
bir analiz neticesinde ülke yararına şim araçlarının halk bilgisi üretici ve
yönelik halk bilimi çalışmalarının ya- ürünleri üzerindeki olumlu ve olumsuz
pılıp yapılmadığını belirleme ve halk etkileri de tartışılması gerek bir konu-
bilimi çalışmalarının gelişim sürecini dur. Halk bilimi ve iletişim araçları
takip etme olanağı doğacaktır. Son arasındaki ilişki noktasında oluşan
on yıllık süreçte yapılan çalışmaların sorunlar Türkiye’nin genel kültür po-
analizi sayesinde, yapılan araştırma- litikaları ve sürdürülebilir kalkınma
ların niteliğinin ne olduğu anlaşılacak- ve sürdürülebilir koruma anlayışları
tır. Kantitatif ve kalitatif yöntemlerle çerçevesinde ele alınmalıdır.
yapılacak böylesi bir çalışma, mevcut Halk bilimi ve sürdürülebilir
halk bilimi çalışmalarının hem sayısal koruma sorunları:
değerlerini hem de niteliklerini bilim- Kültür politikalarının geçmişten
sel olarak ortaya koyacaktır. Aynı yön- günümüze Türkiye’deki durumu, eleş-
temlerle Türk halk kültürü alanındaki tirel bir bakış açısıyla ele alınması ve
tüm yayınların sayısı ve nitelikleri or- tartışılması gereken konular arasında
taya konulabilir. Halk bilimi alanında yer almaktadır. Bu politikalar içerisin-
yapılan yayınları kimlerin gerçekleş- de halk bilgisi ürünlerine sürdürebilir-
tirdiği, kurumların bu yayınların ya- lik kazandırmaya yönelik çalışmaların
pılmasındaki katkıları da aynı şekilde altı çizilerek, gelecekteki çalışmalara
değerlendirilmelidir. örnek olması sağlanmalıdır. Kültür
Halk bilimi ve iletişim araçla- politikaları ile halk bilgisi üretici ve
rı (medya) sorunları: ürünlerine sürdürebilirlik kazandı-
Günümüzdeki teknolojik şartlara rılması konusunda yapılacak çalış-
bağlı olarak hayatın vazgeçilmez bir maların uyum içinde olması ile halk
parçası olan iletişim araçları ile halk bilgisi ürünlerinin güncellenmesi sağ-
biliminin ilişkisi tartışılması gereken lanabilir. Bu sayede, geleneksel kültür
temel sorunlar arasında yer almakta- ürünlerinin, başka bir ifadeyle halk
dır. Bu konuda tartışılması gereken bilgisi üretici ve ürünlerinin “sürdü-
bazı temel sorular şunlardır; “TV ka- rülebilir kalkınma” anlayışına uygun
nallarında halk bilgisi ürünleri bir şekilde “yaşatılarak korunması”
nasıl yayınlanıyor? Görsel iletişim mümkün olabilir. Dolayısıyla sürdü-
yayınlarında, (TV programların- rülebilir kalkınma, sürdürülebilir ko-
da), halk bilgisi programları var ruma, kültür politikaları ve bu alanda
mı? Kaç kanalda halk bilgisi ürün- çalışan kurum ve kuruluşların çalış-
leri halk bilimciler tarafından ko- malarıyla ilgili olarak cevaplanması
nuşuluyor? İşitsel iletişim yayın- veyahut tartışılması gereken temel
larında, (radyo programlarında), sorular şunlardır; “Halk bilgisi üre-
halk bilgisi programları var mı? tici, taşıyıcı ve ürünlerinin üretim
Yazılı iletişim organ ve yayınla- ortamlarının korunması için yapı-

http://www.millifolklor.com 49
Millî Folklor, 2013, Yıl 25, Sayı 99

lan çalışmalar var mı? Halk bilimi, Türk halk bilimi çalışmalarının
halk bilgisi üretici ve ürünleriyle tarihsel geçmişini tartışmak önemli-
UNESCO ilişkisi nedir? Türk halk dir; ancak bundan daha önemlisi geldi-
bilimi araştırmacıları koruma ğimiz noktayı çok iyi değerlendirmek
kavramından ne anlıyor? Çağdaş ve önümüzdeki yüzyılda yapılması
anlamda geleneksel kültürü koru- gerekenleri belirleyip, gelecek için ül-
ma nasıl yapılır?” kemiz gereksinimlerine uygun öncelik
“Sürdürülebilir koruma” kavramıy- alanlarını ve hedeflerini belirlemektir.
la ilişkili olarak, “yaratıcılık ve yenile(n) Yukarıda değinilen sorunlar ve öneri-
me (innovation)” de günümüz halk bili- ler, Türk halk bilimi alanında çalışan
mi çalışmalarında altı çizilmesi gereken herkes tarafından tartışılmalı ve çö-
kavramlardandır. Bu kavram herhangi züm önerileri sunulmalıdır. Daha da
bir alanda yeni bilgiye ulaşma, yeni tasa- önemlisi önerilen çözümlerin uygulan-
rım ve sunum süreçlerini içerisine alan ması için acil planlamalar yapılarak
bir anlam genişliğine sahiptir. Kaçınıl- harekete geçilmelidir. Ne Türkiye’nin,
maz olarak, yaratma, yeniden yaratma ne de Türk kültür havzası içinde yer
ve yenileme sürecine sokulan ve bir veya alan kardeş cumhuriyet ve akraba top-
birkaç özelliği ile değişime uğratılan lulukların daha fazla zaman kaybet-
halk bilgisi unsurlarının bu süreçte “ge- me lüksleri yoktur. Sahip olduğumuz
lişme” ya da “bozulma”larının nedenleri kültürel birikimi, edindiğimiz bilimsel
tartışılmalıdır. Örnek verecek olursak; tecrübe ile daha etkin ve daha hızlı bir
“âşıkların, televizyon programlarındaki şekilde araştırıp incelemeliyiz.
icraları, yenileme süreci içerisinde bir Biz bu makalede, tespit ettiğimiz
gelişme örneği midir”, yoksa “bu durum sorunları ve olası çözüm önerilerimizi
kültürel unsurların, özünden kopması- sunduk. Ancak, Türk halk bilimi ça-
nı, gelenekten uzaklaşmasını ifade eden lışmalarının; alan araştırması, arşiv
“bozulma” kavramıyla mı açıklanabilir?” kurma, eğitim kurumları ve turizm
Benzer şekilde, “Karagöz tasvirlerinin alanlarında kullanımı, üretimi, tasa-
yapımında kullanılan derinin yerine rımı, yaşatılması ve korunması gibi
başka malzemelerin kullanılması bir konulardaki temel sorunlarını daha
gelişme mi, yoksa bozulma olarak mı de- geniş bir ölçekte belirleyip, bu sorunla-
ğerlendirilmelidir?” gibi sorulara cevap ra çözüm önerileri oluşturmak için, bu
aranmalıdır. Bu sayede “gelişme” ile “bo- konuda çalışan kurum ve kuruluşların
zulma” arasındaki ince çizgi belirlenmiş desteğiyle düzenlenecek, yukarıdaki
olacak ve halk bilgisi üretici ve ürünleri- alt başlıklarda tartıştığımız konula-
ne sürdürebilirlik sağlanacaktır. rı içeren bir “bilimsel toplantı” yapıl-
ması gereklidir. Sadece bir toplantı
Sonuç yapmakla kalınmamalı, elde edilen
2013 yılı itibariyle yaklaşık 100 ve verileri uygulamaya koyacak bilim
yıllık bir geçmişe sahip olan Türk halk insanlarının ve sorumlu yöneticilerin
bilimi çalışmalarının geçmişinin de- bunları hayata geçirmeleri gerekmek-
ğerlendirilmesinden çok içinde bulun- tedir.
duğu durumun, sorunlarının tespiti ve
olası çözüm önerilerinin sunulması ve KAYNAKÇA
21. yüzyıldan itibaren geleceğinin şe- Ekici, Metin. Halk Bilgisi (Folklor) Derleme ve
İnceleme Yöntemleri. Ankara: Geleneksel
killendirilmesine yönelik planlamanın
Yayınları, 2007.
yapılması bir zorunluluktur.

50 http://www.millifolklor.com

View publication stats

You might also like