You are on page 1of 17

See discussions, stats, and author profiles for this publication at: https://www.researchgate.

net/publication/337419383

Dinçer, B., 2010 "Bursa ve Çevresi Yüzey Araştırmaları 2008-2009


Tarihöncesi Buluntuları”, Arkeoloji ve Sanat 134: 1-16.

Article · January 2010

CITATION READS

1 531

1 author:

Berkay Dinçer
Istanbul University
89 PUBLICATIONS 234 CITATIONS

SEE PROFILE

Some of the authors of this publication are also working on these related projects:

Karaburun Archaeological Survey Project View project

PPN Settlements in Urfa Region View project

All content following this page was uploaded by Berkay Dinçer on 21 November 2019.

The user has requested enhancement of the downloaded file.


Dinçer, B., 2010 "Bursa ve Çevresi Yüzey Araştırmaları 2008-2009 Tarihöncesi Buluntuları”,
Arkeoloji ve Sanat 134: 1-16.

BURSA VE ÇEVRESİ YÜZEY


ARAŞTIRMALARI 2008-2009
TARİHÖNCESİ BULUNTULARI
BERKAY DİNÇER*

BURSA AND ITS VICINITY SURVEY 2008-2009: PREHISTORIC FINDS


Abstract
Located at the interface between Anatolia and the Balkans, area of Bursa province has great importance to
understanding of cultural histories of these regions. 2009 field campaign of Bursa province archaeological sur-
vey concentrated to the mountainous area on the south of Uludag mountain in the areas of Keles and Orhaneli
districts.
Şahinkaya Cave archaeologically discovered in 2007 revealed the first evidence of the Middle Paleolithic in
Bursa with associated faunal remains. In 2008, another Middle Paleolithic site was found at Görükle, again by
coincidence. 2009 survey provided the first Paleolithic sites found with systematical research. Belen Tepe yield-
ed bifacial artifacts and levallois productions. A few Middle Paleolithic cores and flakes are found in Gâvur
Evleri. Flint type found at Gâvur Evleri is also represented at Görükle in low percentages which is approxi-
mately 60 km on the other side of Uludağ. This indicates circulation of raw materials on both sides of Uludağ
in the Mousterian.
Neolithic/Chalcolithic occupations of the mountainous Bursa area was not known before 2009 survey. All for-
mer Neolithic/Chalcolithic sites were mounds in the plains, thus those are the first Neolithic/Chalcolithic evi-
dences from caves in Bursa. In Kusumlar, Çaltepesi and Sinekkayası 2 caves there are also very few flint arti-
facts and pottery which may be dated to Neolithic/Chalcolithic periods. Kaynarca mound and Sinekkayası
revealed EBA pottery.
Keywords: Bursa, Southern Marmara, Lower/MiddlePaleolithic, Neolithic/Chalcolithic, Early Bronze Age.

Özet
Anadolu ve Balkanlar arasındaki konumuyla Bursa ili bu bölgelerin kültür tarihlerini anlamak için kilit bir ro-
le sahiptir. 2009 yüzey araştırması, Keles ve Orhaneli ilçelerindeki Dağlık Bursa’da yoğunlaşmıştır.
Arkeolojik önemi 2007 yılında keşfedilen Şahinkaya Mağarası’nda, Bursa’da Orta Paleolitik döneme ait ilk ar-
keolojik buluntular ve fauna buluntuları ortaya çıkarılmıştır. 2008 yılında Görükle’de rastlantı sonucu bir baş-
ka Orta Paleolitik buluntu yeri keşfedilmiştir. 2009 yılı Bursa yüzey araştırması, Paleolitik buluntu yerlerinin
ilk kez sistematik araştırmayla ortaya çıkarılmasını sağlamıştır. Belen Tepe’de iki yüzeyliler ve levallois ürün-
leri bulunmuştur. Gâvur Evleri’nde az sayıda Orta Paleolitik çekirdek ve yonga bulunmuştur. Burada bulunan
çakmaktaşı türü, az sayıda da olsa Uludağ’ın diğer tarafında, yaklaşık 60 km uzakta bulunan Görükle’de de
az miktarda bulunmuştur. Bu, Uludağ’ın iki tarafındaki hammadde kaynaklarının dolaşımı göstermektedir.
Dağlık Bursa’nın Neolitik/Kalkolitik yerleşimleri 2009 yüzey araştırmasından önce bilinmemekteydi. Bur-
sa'dan daha önce bilinen bu döneme ait tüm yerleşimler ovalardaki höyüklerdi. Kusumlar, Çaltepesi ve Sinek-
kayası 2 mağaralarında da az sayıda Neolitik/Kalkolitik’e tarihlenebilecek çanak çömlek ve çakmaktaşı ürün-
ler bulunmuştur. Bunlar Neolitik/Kalkolitik dönemlerin Bursa’daki mağaralardan bilinen ilk kanıtlarıdır. Kay-
narca höyüğü ve Sinekkayası’nda İlk Tunç Çağı çanak çömleği bulunmuştur.
Anahtar kelimeler: Bursa, Güney Marmara, Alt/OrtaPaleolitik, Neolitik/Kalkolitik, İlk Tunç Çağı.

* Arkeolog, Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Görükle-Bursa.

1
1. GİRİŞ Bursa, tarihöncesinin geç dönemleriyle ilgi-
li oldukça iyi araştırılmış olan illerden bir
2006 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığının
tanesidir. Bölgede, 1960’lı yıllarda David
izni ile Prof. Dr. Mustafa Şahin başkanlığın-
French (1967) ve 1980’li yıllarda Mehmet
da başlatılan “Bursa ve Çevresi Kültür En-
Özdoğan (1985) yüzey araştırmaları yürüt-
vanteri Projesi” çerçevesinde 2008 yılından müş ve Neolitik dönem ve tarihöncesinin
başlayarak araştırmalar “Dağlık Bursa” ola- son dönemlerini yansıtan pek çok buluntu
rak adlandırılan Keles, Orhaneli, Büyükor- yeri keşfedilmiştir. Ilıpınar, Menteşe Höyük
han ve Harmancık ilçelerine kaydırılmıştır. (Roodenberg et al. 2003), Barçın (Rooden-
2008 ve 2009 yıllarındaki sezonlarda Keles berg et al. 2008) ve Aktopraklık (Karul
ve Orhaneli İlçelerinin taramaları tamam- 2006) gibi önemli Neolitik dönem buluntu
lanmıştır. Araştırma alanı, Ege Bölgesi’nin yerleri kazılmıştır. Ancak bu araştırmaların
İçbatı Anadolu bölümüne dahildir. Kuş tamamı, ovalık alanlarda, Neolitik ve sonra-
uçumu olarak Marmara Denizi bu alana ya- sına yönelik olarak yürütüldüğü için, 2007
kın olsa da, “Dağlık Bursa” olarak da adlan- yılında Şahinkaya Mağarası’nın keşfedilme-
dırılan bölge, Bursa’nın kuzey kesiminden sine kadar Bursa’dan Paleolitik Çağ buluntu
farklı iklimsel ve coğrafi özelliklere sahiptir. yerleri açığa çıkarılamamıştır.
Özellikle Keles ve çevresinde yükseklik yer Tüm Türkiye’de olduğu gibi (Arsebük
yer deniz seviyesinden 1000 metre yüksek- 1998a) Bursa’da da Paleolitik Çağ arkeoloji-
liğe ulaştığı için, bu farklılık belirgindir. si hakkında yeterince araştırma gerçekleşti-

Resim 1: Bursa ve Çevresi Yüzey Araştırması Projesi, 2008-2009 tarihöncesi buluntu yerleri.

2
rilmemiştir (Arsebük 1998a). Bundan dola- etmektedir. Bunun yanında, bölgenin Orta
yı bölgedeki Paleolitik Çağ buluntularının Paleolitik ve Üst Paleolitik dönemlerdeki
yokluğunun temel nedeninin, bu döneme bölgesel değişimler ve kültürlerin değişik
ait buluntu yerlerinin Bursa’da bulunmama- coğrafi ortamlara uyumu hakkında da
sından çok, araştırma eksikliğinden kay- önemli olduğu açıktır.
naklanmaktadır (Dinçer-Başlar 2007). 2008
ve 2009 yüzey araştırmaları, bu görüşün 2. PALEOLİTİK ÇAĞ BULUNTULARI
haklı olduğunu ortaya koymuş ve bölgenin
2.1. Belen Tepe
Paleolitik Çağ arkeolojisi açısından önemiy-
le ilgili sistematik araştırmayla elde edilen Keles’in Kıranışıklar köyünün yaklaşık 1,5
ilk verileri açığa çıkarmıştır. km batısında, bölge haritalarında Belen Te-
pe olarak adlandırılmış yaklaşık 1050 m
Bursa bölgesinin, satır-kıyıcı satır işleyimle- rakımlı tepenin üzerinde yer alır. Bu tepenin
rinin yaygın olduğu Balkanlar (Darlas 1995) kuzey kısmı çam ağaçlarıyla kaplıdır. Belen
ile Acheul kültürüne ait iki yüzeylilerin ol- Tepe’de bir çakmaktaşı kaynağı yer almakta-
duğu işleyimlerin bulunduğu Yakındoğu dır. Bu çakmaktaşının birincil bir kaynak ol-
(Yalçınkaya 1985, Taşkıran 1998, Bar-Yosef- duğu, başka bir yerden taşınmamış olduğu,
Belfer-Cohen 2001) arasında yer alması, çakmaktaşlarını kaplayan kortekslerden an-
bölgenin Paleolitik Çağ ile ilgili olarak, baş- laşılmaktadır. Belen Tepe’de çakmaktaşları-
ta Alt Paleolitik dönemde iki yüzeylilerin nın bulunduğu alan, kırmızı renkli bir top-
dağılımıyla ilgili önemli bilgiler verebilecek rak yapısına sahiptir. Çakmaktaşları üzerin-
nitelikte önemli bir bölge olduğuna işaret deki korteksler de bu toprakla aynı renkte-

Resim 2: Belen Tepe Alt/Orta Paleolitik dönem buluntu yeri (Foto: Serkan Gündüz).

3
dir. Araştırma sırasında, açık alanda topla- satır işleyiminin baskın olduğu Tekirdağ’da-
ma yapılmış, ağaçlık alana girilememiştir. ki Alt Paleolitik dönem buluntu yerlerinden
(Dinçer-Slimak 2007) ve Görükle’deki Orta
Belen Tepe’deki Paleolitik Çağ buluntuları
Paleolitik döneme ait buluntu yerlerinden
içerisinde en önemlileri, şüphesiz ki, iki yü-
bilinmektedir. Bu örneklerden ikisi işlenme-
zeyli aletlerdir. Bunlardan bir tanesi dibi kı-
miş kuvarsit yumrularından ve bir örnek
rık bir ön formdur. Diğeri ise ucu kırık, bir
de, kuvarsit bir satırdandır.
kenarı hiç işlenmeden korteksli olarak bıra-
kılmış bir iki yüzeyli parçasıdır. Bunlarla Belen Tepe’de bulunan iki yüzeyli aletlerin
birlikte çakmaktaşından yapılmış oldukça Trakya ve kuzeybatı Anadolu’dan bilinen ve
iri bir adet kıyıcı satır da bulunmuştur. Bu- çoğunlukla “atipik” olarak nitelendirilebile-
luntular arasında, özellikle dikkat çeken bir cek iki yüzeyli aletlere (Jelinek 1980, Run-
buluntu da, iki yüzeyli olarak işlenmiş bir nels-Özdoğan 2001, Dinçer 2001, Efe
disktir. Bu tür iki yüzeyli olarak işlenmiş 1990) benzemeyecek kadar “tipik” oldukla-
disklerin obsidienden örnekleri Orta Ana- rını da özellikle belirtmek gerekir. Kuzeyba-
dolu’daki Göllüdağ bölgesinden bilinmek- tı Türkiye’deki kazılmış tek Alt Paleolitik
tedir (Balkan-Atlı et al. 2008). Ancak bu dönem buluntu yeri olan Yarımburgaz Ma-
parçanın obsidien örneklerden şimdilik bil- ğarası’nda Acheul kültürünü ve levallois
mediğimiz bir özelliği, bir tarafında örs ola- tekniğini yansıtmayan bir buluntu toplulu-
rak kullanıldığına dair izlerin olmasıdır. ğu söz konusudur (Arsebük 1998b). Belen
Bölgeye en yakın örs örnekleri, satır-kıyıcı Tepe iki yüzeylileri, Orta (Slimak-Dinçer

Resim 3: Belen Tepe’den taş aletler: Levallois çekirdek (1), clacton yongadan levallois çekirdek (2), örs olarak vurma izleri
taşıyan disk biçimli iki yüzeyli (3), kıyıcı satır (5), iki yüzeyli aletler (6-7), çekirdekler (4, 8-12).

4
2007) ve Güneydoğu Anadolu (Albrecht- vermemektedir. Çünkü bu iki buluntu türü-
Müller-Beck 1988, Minzoni-Déroche-Sanla- nün de hem Alt Paleolitik, hem de Orta Pa-
ville 1988, Taşkıran 2008) örnekleri ile da- leolitik dönemlerde görülmeleri söz konu-
ha fazla benzerlik göstermektedir. Son yıl- sudur. Örneğin, Kaletepe Deresi 3’ün Alt
lardaki bazı görüşler Anadolu’da Alt Paleoli- Paleolitik Acheul kültürüne ait VI’Am taba-
tik dönemde, İzmir-Sinop arasındaki bir kasından levallois çekirdekleri bilinmekte-
hattın üzerinde iki yüzeyli aletler ile satır-kı- dir (Slimak et al. 2007). Göllüdağ’dan bili-
yıcı satır kültürleri arasında bir sınır olabile- nen iki yüzeyli disklerin hepsinin, genellik-
ceği hakkında bazı fikirler öne sürmüş olsa le Alt Paleolitik’e tarihlenseler bile, yüzey
da (Runnels 2003), tam bu sınırın üzerinde buluntuları olmaları söz konusudur (Bal-
yer almakta olan Belen Tepe’de ortaya çıka- kan-Atlı et al. 2008-2009). Belen Tepe’deki
rılan ve “tipik” olarak nitelendirilebilecek iki yüzeylilerin Orta Paleolitik döneme ya
iki yüzeyli buluntular, bu fikirlerin gözden da levallois çekirdeklerin de Alt Paleolitik
geçirilmesini gerektirmektedir. döneme ait olabilmeleri söz konusu olabilir.
Belen Tepe’de bulunan aletlerin arasında çe- Dolayısıyla, buluntuların hangi döneme ta-
şitli boyutlarda kenar kazıyıcılar da mevcut- rihlenebileceğini söylemek şu an için doğru
tur. İşleyimde ayrıca çok yüzeyli parçalar ve olmayacaktır.
diskoid çekirdekler de mevcuttur. Yongalar, Elbette, levallois tekniğinin Paleolitik Çağ
buluntuların yarısından fazlasını oluştur- boyunca en yoğun olarak Orta Paleolitik
maktadır ve bunların büyük çoğunluğu dönemde kullanılmış olduğunu da düşün-
kortekslidir. Yongalar, levallois tekniğinin mek gerekir. Bu durumda, en doğrusu, Be-
de dahil olduğu çeşitli tekniklerde üretil- len Tepe’nin, hem Alt, hem de Orta Paleoli-
miştir. Yongaları, çekirdeklerle birlikte de- tik dönemlere ait bir buluntu yeri olduğunu
ğerlendirdiğimizde, Belen Tepe’nin taş alet- ifade etmektir. Levallois çekirdeklerinin Or-
lerin üretildiği bir alan olduğunu söyleme- ta Paleolitik döneme ait olmaları durumun-
miz mümkündür. da, Bursa’nın kuzeyinden (Şahin et al.
Belen Tepe’de bulunan bir başka önemli bu- 2009), İstanbul çevresinden (Esin 1992,
luntu türü de, levallois çekirdekleridir. Bu Runnels-Özdoğan 2001) veya Kütahya’dan
çekirdeklerin tüm çevreleri vurma düzlemi (Dinçer 2008) bilinen levallois çekirdek ör-
hazırlığı sırasında işlenmiştir ve yanal ve neklerinden çok, Orta Anadolu’daki (Bal-
distal hazırlıklar yapıldıktan sonra istenilen kan-Atlı et al. 2009) iri boyutlu ve tüm çev-
yongalar elde edilmiştir. Levallois çekirdek- relerinde vurma platformları açılarak hazır-
lerinden bir tanesi, geniş açılı topuğa sahip lanan örneklerle benzerlik gösterdiklerini
iri bir clacton yongadan yapılmıştır. Clacton özellikle belirtmemiz ve Orta Paleolitik için
yonganın kopuntu yüzeyinin ve aynı parça de, batıdan çok, doğu ile; özellikle de Orta
levallois çekirdek olarak kullanıldığında Anadolu ile benzerliklerini vurgulamamız
gerçekleştirilen çıkarımların aynı patinaya gerekir.
sahip olması söz konusudur.
Belen Tepe buluntularının tarihlenmesi, he- 2.2. Gâvur Evleri Mevkii
nüz mümkün değildir. Tarihleme için kulla- Harmancık ilçesinin kuzeyinde bulunan
nılabilecek nitelikte ürünler olan iki yüzeyli Çatalsöğüt köyünün Bayramlar Mahalle-
aletler ve levallois çekirdekler, ne yazık ki si’nde yer almaktadır. Buradaki tarlalar içe-
tarihlemeyle ilgili genel bilgiler dışında bilgi risinde işlenmiş çakmaktaşları bulunmakta-
5
Resim 4: Gâvur Evleri Orta Paleolitik dönem buluntu yeri.

dır. Bunlar içerisinde korteksli yongalar en ve çok sayıda diskoid işleyime ait parçalara
büyük çoğunluğu oluşturmaktadır. Paleoli- sahip olmasından dolayı (Minzoni-Déroche
tik Çağ’a ait olabilecek yongalar olduğu gi- 1987) bunların genel olarak Alt Mousterien
bi, tarihöncesinin daha geç dönemlerine ta- kültürüne ait olduklarını düşünmekteyiz.
rihlenebilecek yongalar da mevcuttur. Bura- Gâvur Evleri’nden, ne yazık ki, Görükle’den
daki işleyimle ilgili en önemli buluntular, bilinen kadar çok sayıda Paleolitik buluntu
levallois çekirdekleridir. Bu çekirdeklerin toplanamamıştır. Yine de, özellikle yongala-
çevrelerinin tamamına yakını platform ha- rın karşılaştırılması iki buluntu yeri arasın-
zırlığı aşamasında çıkarımlarla biçimlendi- da hem dönemsel, hem de işlevsel olarak bir
rilmiştir. Levallois tekniği uygulanan çekir- benzerliğin olduğunu göstermektedir. Aynı
deklerde, çekirdeğin son kez kullanıldığı zamanda burada bulunan bir çakmaktaşı
aşamada tek bir istenilen yonga elde edil- türü, Görükle’de az sayıda da olsa görül-
miştir. Levallois tekniğinin Gâvur Evle- mektedir. Bu da, bu iki buluntu yerindeki
ri’ndeki uygulanması, bu buluntu yerine Orta Paleolitik insan topluluklarının aynı
coğrafi olarak daha yakın olan (kuşuçumu hammadde kaynaklarını kullandıklarını ak-
yaklaşık 15 km) Belen Tepe buluntuların- la getirmektedir. Gelecekte yapılacak araş-
dan çok, Uludağ’ın kuzeyinde yer alan Gö- tırmaların bölgedeki değişik çakmaktaşı
rükle’deki (Şahin et al. 2009) (kuşuçumu kaynaklarının Paleolitik Çağ’da ne şekilde
yaklaşık 60 km) Orta Paleolitik dönem bu- kullanıldığıyla ilgili daha fazla bilgi sağla-
luntuları ile yakın benzerlik göstermekte- masını umuyoruz.
dirler.
Gâvur Evleri’ndeki buluntular çok yoğun
Görükle’deki işleyimin az sayıda levallois, değillerdir. Metrekare başına bir-iki parça-
6
dan fazla Paleolitik buluntu düşmemekte- nin çevresel koşullarıyla ilgili önemli bilgiler
dir. Ancak, Paleolitik buluntularla birlikte verecek hayvan kemikleri toplanmıştır.
silika parlaklığına sahip döğen taşları da bu-
Dr. Canan Çakırlar, Şahinkaya Mağarası fa-
luntu yerinde mevcuttur. Bu yöreye Gâvur
una buluntuları ile ilgili olarak bir ön analiz
Evleri denmesinin olası nedeni, tarihi henüz
gerçekleştirmiştir. Buna göre, hayvan ke-
saptanmamış, Klasik döneme ait taştan me-
miklerinin çoğunluğu tüm ya da tüme ya-
zarların yörede bulunmasıdır.
kındır. Fauna buluntularının büyük çoğun-
luğunu keçiler (Capra) oluşturmaktadır. Ay-
2.3. Şahinkaya Mağarası nı zamanda sığır (Bos), geyik (Dama?), tav-
Şahinkaya Mağarası, Orhaneli ilçesinin ku- şan (Lepus) ve türü tam olarak belirleneme-
zeyinde yer alan Eren köyü yakınlarındadır. yen bir kuş cinsine ait kemikler de mağara-
Kapıkaya olarak adlandırılan ve güneyinde da bulunmaktadır. Özellikle keçi ve sığır ör-
mermer ocakları bulunan yaklaşık 1.5 km neklerinin günümüzden bilinen örneklere
çapındaki bir kayalığın içerisinde bulun- göre oldukça iri boyutlu olmaları söz konu-
maktadır. Arkeolojik önemi 2007 yılında sudur. Havyan kemikleri üzerinde çiğnen-
rastlantı sonucu keşfedilen mağaraya, günü- me ya da kesmeye ait izler ilk analizlerin so-
müzde dik bir kayalığa tırmanarak ulaşıldı- nucuna göre mevcut değildir.
ğı için erişmek zordur. Mağara, ilk keşfedil- 2007 yılında ilk kez keşfedildiğinde Paleoli-
diğinde (Şahin et al. 2009) burada, Pleisto- tik taş aletlerin mağarada bulunmasına rağ-
sen dönemine ait olduğu anlaşılan hayvan men, daha sonradan defineciler tarafından
kemikleriyle birlikte Orta Paleolitik döne- kazılan toprakta bu tür örneklerin bulun-
min geç evrelerini yansıtan üç adet taş alet maması mağaranın alt katmanlarında daha
ele geçirilmiştir. Bu aletlerden bir tanesi iki çok kurt gibi yırtıcı hayvanların oluşturdu-
yüzeyden işlenmiş bir kenar kazıyıcı, diğeri ğu dolguların olduğunu akla getirmektedir.
basit bir kenar kazıyıcı, en sonuncusu ise Fauna buluntularının ilk analiz sonuçları da
yaprak biçimli bir uçtur (Dinçer 2008). mağarada bu tür bir faunal birikimin oldu-
Tüm bu buluntular, mağaranın arka tarafın- ğunu akla getirmektedir (M. Stiner ile özel
da yer alan bir çukurun içerisinde bulunan görüşme). Taş aletlerin azlığından ve buna
dolguların, yasadışı yollarla define arayan rağmen hepsinin düzeltili aletler olmasın-
kişiler tarafından kazılarak mağaranın içeri- dan yola çıkarak, mağaradaki arkeolojik
sine dağıtılması sonucu mağaranın yüzeyin- dolguların çok fazla yapım artığı gibi ürün-
de bulunmuşlardı. ler içermemekte olduğunu; buluntuların
çoğunluğunun bitmiş aletler olabileceğini
2009 yılındaki araştırmamız sırasında Şa-
bir ön görüş olarak belirtmemiz gerekir.
hinkaya Mağarası’nı tekrar ziyaret ettiğimiz-
de, ne yazık ki, mağarada gerçekleştirilen Şahinkaya Mağarası, Bursa’da insanlara ait
kaçak kazıların artarak devam etmekte ol- Paleolitik taş aletlerle birlikte fauna bulun-
duğunu fark ettik. Defineciler, arka tarafta tularının bilindiği şimdilik tek arkeolojik
korunmuş olan dolgulardaki kazılarını iyice alandır. Keşfedilen diğer Paleolitik Çağ bu-
derinleştirmişler ve kazdıkları toprağı ma- luntu yerlerinin hiçbirinde taş aletler, Pleis-
ğara içerisine gelişigüzel bir şekilde atmayı tosen arkeolojisi açısından çok önemli olan
da sürdürmüşlerdir. Son atılan toprağın hayvan kemikleri ile birlikte bulunmamak-
üzerinde gerçekleştirilen toplamada, taş alet tadır. Dolayısıyla, hızla tahrip edilmekte
bulunmamıştır. Ancak, Pleistosen dönemi- olan Şahinkaya Mağarası, kuzeybatı Anado-
7
Resim 5: Şahinkaya Mağarası’nın içeriden görünüşü.

lu’daki en önemli arkeolojik buluntu yerle- “bora” olarak adlandırdığı yeşil renkli çak-
rinden bir tanesi olma potansiyeline sahip- maktaşının madenleri mevcuttur. Bu kay-
tir. Tamamıyla tahrip edilmeden önce, ma- nakların Paleolitik Çağ’da değerlendirilip
ğaradaki yasadışı kazıların bir an önce dur- değerlendirilmediğini aydınlatmak için böl-
durulması gerekmektedir. gede daha yoğun araştırmanın yapılması zo-
runludur. Şimdilik bildiğimiz, bu kaynağa
3. TARİHÖNCESİ ARKEOLOJİSİ İLE İL- ait olabilecek dönemi belirsiz bir adet yon-
GİLİ DİĞER BULUNTULAR ganın, bu kaynaktan yaklaşık 60 km uzak-
lıkta, Görükle’deki Orta Paleolitik dönem
3.1. Çakmaktaşı Kaynakları buluntu yerinde bulunduğudur. Çakmak
Özellikle Keles çevresinde, yaygın olarak köyündeki döğen taşı yapımı, 1960lardan
çakmaktaşı ile karşılaşılmıştır. Paleolitik itibaren incelenmiş ve yayınlanmıştır (Bor-
Çağ’da insanların taş aletlerini yapmak için daz 1969, Weiner 1981 aktaran: Whittaker
kullandıkları bu hammaddenin bol olarak et al. 2009). Çakmak köyündeki kaynaklar-
bulunması, bölgenin arkeolojik potansiyeli- dan çıkarılan çakmaktaşı döğen taşları ola-
ni yansıtmak açısından oldukça önemlidir. rak Türkiye’nin pek çok bölgesine gönderil-
Harmancık’a bağlı Çakmak köyü yakınla- miştir (Bordaz-Alpers Bordaz 1973, Whal-
lon 1978 ve Whittaker et al. 2009).
rında, modern dönemde açılmış ve döğen
taşı yapımında kullanılmış, yerel halkın Keles, Orhaneli ve Harmancık bölgesinde
8
Resim 6: Şahinkaya Mağarası’ndan taş aletler: yaprak biçimli iki yüzeyli parça (a), kenar kazıyıcılar (b-c).

değişik çakmaktaşı kaynakları bulunmakta- Gelecekte yapılacak araştırmaların, bölge-


dır. Bu kaynakların birbirlerinden farklılık- deki çakmaktaşı kaynakları ve bunların tari-
larının bilimsel yöntemlerle belirlenmesi ve höncesi toplumlar tarafından kullanımlarını
Paleolitik Çağ buluntu yerlerindeki dağılım- daha fazla aydınlatmasını umuyoruz.
larının ortaya çıkarılması, hammadde kay-
naklarının Paleolitik Çağ boyunca nasıl kul- 3.2. Mağaralar ve Neolitik/Kalkolitik Dö-
lanılmış olduğuyla ilgili önemli bilgiler elde nem Buluntuları
edilmesini sağlayacaktır. Bölgedeki çakmak-
Araştırma bölgesinde Paleolitik Çağ arke-
taşı kaynaklarının ileride daha ayrıntılı ola-
olojisi açısından büyük öneme sahip olabi-
rak araştırılması gerekmektedir.
lecek pek çok mağara bulunmaktadır. Pek
Bölgedeki çakmaktaşı kaynakları ile ilgili çoğu keçi ağılı olarak kullanılmak gibi ne-
olarak şimdilik edindiğimiz ilk izlenimleri denlerden dolayı modern dolgulara sahip
şöyle sıralayabiliriz: Bursa’nın kuzeyindeki olan bu mağaralarda arkeolojik anlamda
ovalık alanlarda, Görükle’de de karşımıza önemli olacak dolguların olup olmadığının
çıkmakta olan, ikincil, olasılıkla dere yatak- anlaşılması için bu mağaraların daha ayrın-
larıyla ilişkili çakmaktaşı kaynakları bulun- tılı olarak incelenmesi, bunlarda deneme
maktadır. Bunlar, Orta Paleolitik dönemde sondajları yapılması gerekmektedir.
insanlar tarafından yoğun olarak kullanıl- Bölgedeki bazı mağaraların, Neolitik dönem
mışlardır. Genel olarak kahverengi renkte ve sonrasında kullanılmış olduklarıyla ilgili
olan bu kaynaklar, yuvarlanmış durumda- bulgular 2009 yüzey araştırmasında elde
dırlar ve neo-kortekse sahiptirler. Boyut ola- edilmiştir. Böylelikle, kuzeybatı Türkiye’de
rak genellikle 10 cm çapını geçmezler. Dağ- Yarımburgaz Mağarası (Özdoğan 1990) ha-
lık Bursa’da ise, ikincil kaynaklarla birlikte, ricinde, mağaralarda Neolitik dönem ile
birincil çakmaktaşı kaynakları da mevcut- karşılaşılan bir bölge de Uludağ’ın güneyi
tur. Bu kaynaklara şimdilik bildiğimiz en iyi olmuştur. Bursa ve çevresinde, genellikle
örnekler, Belen Tepe ve Çakmak köyü bu- Uludağ’ın kuzeyindeki, Yenişehir (Rooden-
luntularıdır. Fakat Dağlık Bursa’da da, Gâ- berg et al. 2003), İznik (Roodenberg 1999)
vur Evleri’nde gördüğümüz gibi, ikincil ve Ulubat havzalarındaki höyüklerden (Ka-
kaynakların bulunması da söz konusudur. rul 2006) bilinen Neolitik dönem buluntu-
9
Resim 7: Sinekkayası 2 Mağarası’nın içeriden görünüşü.

ları yanında, tamamıyla farklı bir coğrafi ğunu bilememekteyiz. Ancak mağaraların
bölgede yer alan bu mağaralar, bölgenin ta- hem konumu, hem de yapıları, tarihöncesi
rihöncesi arkeolojisi açısından oldukça dönemlerde yerleşime uygun gözükmekte-
önemlidir. Bölgede bugüne dek sadece ova- dir.
lık alanlardan ve höyük tipi yerleşmelerden
Sinekkayası 2 Mağarası, Orhaneli ilçesinin
tanınan Neolitik dönemin dağlık alanda ve
kuzeyinde yer almaktadır. Burası, dar bir gi-
mağaralarda incelenmesi, bölgenin neolitik-
rişi olmasına rağmen oldukça geniş iç alana
leşmesini anlamak için bir zorunluluktur.
sahip olan bir mağaradır. Mağaranın içeri-
Burada, Neolitik ve sonrasındaki tarihönce-
sinde yaklaşık 1.5 metreye ulaşan derinlik-
si dönemlerle ilgili detaylı sonuçları aktar-
lerde defineci çukurları bulunmaktadır. Bu
maktan çok, sadece buluntu yerlerinin kısa
çukurların içerisinde bazıları yanık toprak-
tanıtımını yapmayı uygun görüyoruz.
tan oluşan tabakaların olduğu dolgular bu-
Araştırma sırasında ziyaret ettiğimiz ve tari- lunmaktadır. Mağaranın girişinde bulunan
höncesi arkeolojisi açısından öneme sahip bir adet çakmaktaşı yonga, mağaranın olası-
olacağını düşündüğümüz mağaralar ve di- lıkla Neolitik veya sonrasındaki dönemlerde
ğer buluntu yerleri aşağıda listelenmektedir: kullanılmış olduğunu göstermektedir. Ma-
ğaranın Paleolitik Çağ ile ilgili olarak özel-
Güvercin İnleri Mağaraları; Orhaneli ilçe-
likle incelenmesi gerekmektedir. Definecile-
sinde, Şahinkaya Mağarasının yakınlarında
rin tahribatına karşın, mağaranın içinde ge-
yer alan üç mağaradan oluşmaktadır. Yakın
niş bir alan korunmuş olarak kalmıştır.
zamana kadar keçi ağılı olarak kullanıldık-
ları için, modern dolguların altında ne oldu- Çaltepesi Mağarası, Orhaneli ilçesinin kuze-
10
yinde yer almaktadır. Küçük boyutlu bu 3.3. İlk Tunç Çağı Buluntuları
mağaranın içerisinde de defineci çukurları
Günümüzde piknik alanı olarak kullanılan
bulunmaktadır. Definecilerin kazmış oldu-
Sinekkayası Mevkii, Orhaneli’nin kuzeyinde
ğu toprağın üzerinde çanak çömlek parçala-
yer alır. Burası doğal bir kayalığın altında
rı ve yongalar bulunmuştur. Çok derin bir
yer almaktadır ve defineci kazıları tarafın-
dolguya sahip görünmese de, tarihöncesi
dan yoğun olarak tahrip edilmiştir. İlk Tunç
dönem arkeolojisi açısından bu mağaranın
Çağı’na ait olan çanak çömlek parçalarının
da önemli olduğu açıktır. El yapımı çanak
bulunduğu Sinekkayası Mevkii’nde bulu-
çömlek parçaları ve çakmaktaşı yongalar,
nan iki parça çanak çömleğin İznik bölge-
burada olasılıkla Neolitik/Kalkolitik bir yer-
sinden Karadin ve Üyücek gibi höyüklerden
leşimin olduğuna işaret etmektedir.
bildiğimiz İTÇ II-III malzemesiyle (French
Kusumlar Mağarası, Orhaneli ilçesinin Ku- 1967) bir benzerlik gösterdiğini söyleyebili-
sumlar köyünün yakınlarında yer almakta- riz.
dır. Dar bir koridor şeklinde uzanan mağa-
Kaynarca Mevkii, Keles’in Menteşe köyü ya-
ranın gün ışığı gören kısımlarında yasadışı
kınlarındadır. Burada çoğunluğu el yapımı
kazılarla ortaya çıkmış toprak yığınlarının
olan İlk Tunç Çağı çanak çömleğinin oldu-
üzerinde değişik dönemlere ait bol miktar-
ğu bir yerleşim mevcuttur. Çanak çömlek;
da çanak çömlek parçası bulunmuştur. Bun-
dışa doğru açılan ağızlı, içeriye doğru eğim-
ların arasında tırnak baskılı bir adet impres-
li ağza sahip fazla derin olmayan çanaklar,
so bezemeli çanak çömlek parçasının bu-
omurgalı çömlekler, düz dipli küçük kaplar
lunması, bu mağaranın Neolitik dönemde
gibi değişik biçimlerdedir. İznik ve Yenişe-
de kullanılmış olduğunu kanıtlamaktadır.
hir bölgesindeki İlk Tunç Çağı yerleşimle-
Orhaneli’nde bulunan Sadağı Kanyonu’nda- rinden (French 1967) bilinen nitelikte bur-
ki mağaraların bir çoğuna ulaşım oldukça gulu, ortası oyuk ve köşeli kulplar gibi deği-
güçtür. İçinde dolgu bulunan mağaralarda, şik biçimlerde kulplar mevcuttur. Buluntu-
çoğunlukla keçi ağılı olarak kullanılmala- lar arasında çakmaktaşı aletler ve bir adet
rından dolayı, modern dolgular bulunmak- ufak sayılabilecek boyutlarda sürtmetaş bal-
tadır. Bu mağaraların arkeolojik potansiyeli- ta da bulunmaktadır.
nin sınanması gerekmektedir. Aynı şekilde,
Keles’te, Gelemiç köyü çevresindeki Kocasu
4. SONUÇLAR
vadisinde de pek çok mağara bulunmakta-
dır. Ekibimiz, bu mağaralara henüz gireme- 2009 yüzey araştırmasında elde ettiğimiz,
miş olsa da, bu mağaraların konumları tari- bölgenin tarihöncesi arkeolojisiyle ilgili ilk
höncesine ait buluntu yerleri olmaları için veriler, bölgenin Anadolu’nun tarihöncesi
uygun görünmektedir. İlerleyen yıllardaki hakkındaki pek çok fikrin sınanması için ol-
araştırmaların bu mağaralarla ilgili sorulara dukça önemli bir bölge olduğunu ortaya
cevap verebileceğine inanıyoruz. Bursa’nın koymuştur. Ancak, bölgenin böylesine
tarihöncesiyle ilgili pek çok soruya yanıtın, önemli bir arkeolojik potansiyeli olmasına
mağaralar içindeki korunmuş arkeolojik karşın, ekibimizin ziyaret ettiği neredeyse
dolguların bilimsel kazısıyla bulunabileceği her tarihöncesi dönem buluntu yerinde, ya-
açıktır. Ancak, diğer yandan, defineci tahri- sadışı define kazılarının gerçekleştirilmiş ol-
batının en yoğun olduğu arkeolojik buluntu ması söz konusudur. Özellikle tarihöncesi
yeri türü ise yine mağaralardır. arkeolojisiyle ilgili en önemli verilerin elde
11
Resim 8: Kusumlar Mağarası’nın içeriden görünüşü.

edilebileceği mağaralar, en yoğun tahribatın Balkanlar’ın Paleolitik Çağ arkeolojisi açı-


gerçekleştirildiği alanlar olarak öne çıkmak- sından anlaşılması için Bursa bölgesi kilit
tadırlar. Bunların içinde Şahinkaya Mağara- bir role sahiptir. Bugüne dek gerçekleştiri-
sı, 2007 yılında sit alanı ilân edilmesine rağ- len az sayıdaki çalışmadan elde edilen temel
men tahribatın en yoğun görüldüğü bulun- sonuçlar, kuzeybatı Türkiye’deki Alt Pale-
tu yeridir. Bundan dolayı, bölgedeki bu ilk olitik kültürlerin Anadolu’nun diğer böl-
sistematik tarihöncesi dönem araştırmaları- gelerinden bilinen kültürlerden oldukça
nın sürdürülmesinin büyük öneme sahip farklı olduğu yönündeydi (Arsebük 1998b,
olduğuna inanıyoruz. Runnels 2003, Dinçer-Slimak 2007). Yüzey
araştırmamız sırasında Belen Tepe’de keşfe-
dilen iki yüzeyli buluntuların Trakya ve Bal-
4.1. Paleolitik Çağ
kanlar’dan bilinen Alt Paleolitik kültürler-
2009 yılında Bursa ilinde gerçekleştirilen den çok Orta ve Güneydoğu Anadolu böl-
yüzey araştırmasının Paleolitik Çağ ile ilgili gelerinden bilinen Acheul kültürüne ait bu-
sonuçlarının en önemlisi şüphesiz, tipik iki luntulara yakın olduğunu düşünmekteyiz.
yüzeylilerin Türkiye’de bilinen en kuzeyba- Uzunca bir dönemden beri, Türkiye’deki
tıdaki örneklerinin keşfedilmiş olmasıdır. Paleolitik Çağ araştırmalarının azlığından
2009 yılı araştırmamıza dek, Anadolu’dan da kaynaklanan bir şekilde, iki farklı tekno-
batıya doğru giden doğal yolların üzerinde kültürel bölgeyi temsil ettiği düşünülen
bulunan Bursa ilinde Paleolitik Çağ arkeolo- (Kansu 1964) el baltaları ile yontuk çakılla-
jisiyle ilgili hiçbir sistematik araştırma yapıl- rın baskın olduğu işleyimlerinin tipik ör-
mamıştır. Kuzeybatı Anadolu’nun ve hatta neklerinin birbirine çok yakın coğrafi alan-
12
larda bulunması şaşırtıcı olmuştur. Belen lendirmek, mağaradaki insan iskânının çev-
Tepe buluntuları, Anadolu’da Alt Paleolitik resel koşullarla bağlantılı olarak anlaşılması-
Çağ’da iki yüzeyli işleyimlerin dağılımı ve na büyük katkı sağlayacaktır. Dolayısıyla,
sınırları ile ilgili “ilk” görüşlerin tekrar göz- bilimsel olarak, mağaralardaki buluntu yer-
den geçirilmesi gerekliliğini ortaya koymak- leri, sadece taş aletlerin ve/veya bunların ya-
tadır. pım aşamalarına ait parçaların bulunabildi-
Orta Paleolitik dönem ile ilgili olarak, iki ği açık hava işlik yerlerinden çok daha bü-
ayrı kültürden söz etmemiz yerinde olacak- yük öneme sahip olduklarını düşünmekte-
tır. Bunlardan birincisi Görükle’den (Şahin yiz.
et al. 2009) de bilinmekte olan Alt Mouste- Bursa’da, en eski kanıtları Alt Paleolitik ile
rien kültürünü yansıtan taş alet yapım işlik- başlayan ve Orta Paleolitik Çağ ile devam
leridir. Gâvur Evleri Mevkii’nde de, bu kül- etmekte olan kültür sıradüzeni, ilk gözlem-
türü yansıtan Orta Paleolitik dönem bulun- lerimize göre, tüm Türkiye’de olduğu gibi
tuları ile karşılaşılmıştır. Bu buluntu yerle- (Özdoğan 1998, Kuhn 2002, Balkan-Atlı et
rinde, bunların işlik yerleri olmasını kanıt- al. 2008) Üst Paleolitik Çağ’da buluntular
layan nitelikte çekirdekler ve korteksli yon- açısından bir kesintiye uğramaktadır. Bölge-
gaların olmaları söz konusudur. Şimdilik de çok sayıda bulunan mağaralardaki kilit-
edindiğimiz ilk görüş, Uludağ’ın kuzeyi ile lenmiş dolgularda Üst Paleolitik kültürleri
güneyinde bulunan farklı buluntu yerleri- yansıtan izlerin olup olmadıklarını henüz
nin genel olarak aynı kültürü yansıtmakta bilememekteyiz. Bunu da ancak, ileride ger-
olduklarıdır. Az sayıda da olsa, aynı türden çekleştirilecek çalışmalar aydınlatacaktır.
hammaddelerin kullanılıyor olması da, Ulu-
Bursa bölgesinde Paleolitik Çağ ile ilgili
dağ’ın kuzeyinde ve güneyinde yer alan top-
araştırmalar, Anadolu Paleolitik Çağ kültür-
lulukların aynı çakmaktaşı kaynaklarını zi-
lerinin daha iyi anlaşılmasını sağlayabilme-
yaret etmekte olduklarını kanıtlamaktadır.
sinin yanında, Anadolu’dan daha farklı ol-
Dolayısıyla, Uludağ’ın en azından Orta Pale-
duğu bilinen Balkan Paleolitik Çağ kültürle-
olitik Çağ kültürleri için, kültürleri sınırla-
rinin de Anadolu ile ilişkilerinin anlaşılması
yan nitelikte bir coğrafi engel olmadığını
açısından büyük öneme sahiptir.
düşünmemiz mantıklı olacaktır.
Bir başka Orta Paleolitik kültür ise, bu dö-
4.1. Tarihöncesinin Son Dönemleri
nemin son evrelerini yansıtan ve şimdilik
sadece Şahinkaya Mağarası’ndan bildiğimiz Bölgede bulunan Kusumlar, Çaltepesi ve Si-
Son Mousterien buluntulardır. Burada, alet- nekkayası 2 gibi mağaralarda karşılaşılan
lerin yapım aşamalarına ait parçalardan çok, Neolitik/Kalkolitik çağ buluntuları, İçbatı
düzeltili aletlerin bulunabileceğini, Şahin- Anadolu bölümünün yüksek kesimlerinde-
kaya Mağarası’ndan bildiğimiz taş aletler ki kültürleri yansıtmaları açısından büyük
göstermektedir. Pleistosen arkeolojisi açı- öneme sahiptirler. Bursa’nın kuzeyindeki
sından, fauna buluntularının taş aletlerle ovalarda Neolitik Çağ buluntularının ço-
birlikte ele geçirilebilmesi, kültürlerin anla- ğunlukla İç Anadolu kökenli oldukları göz
şılmasında büyük öneme sahiptir. Şahinka- önüne alındığında, Orhaneli ve Keles’teki
ya Mağarası’ndaki buluntuların, mağara bi- buluntuların, Bursa’nın şimdilik bilinen en
limsel olarak kazılmadığı için elimizde ol- eski Neolitik topluluklarının bulunduğu Ye-
mayan, mikro-fauna buluntuları ile değer- nişehir ovasının iskânıyla ne gibi bir ilgisi-
13
Resim 8: Kaynarca Höyüğü.

nin olabileceği ayrıca ileride aydınlatılması KATKILAR


gereken bir sorundur. Bursa İli ve Çevresi Yüzey Araştırması Proje-
Kaynarca ve Sinekkayası mevkiilerinde keş- si çalışmaları TÜBİTAK 107K557 numaralı
fedilen İlk Tunç Çağı buluntuları, bölgede projesi ve Uludağ Üniversitesi tarafından
daha önceden sadece Orhaneli yakınların- AAM(H)-2009/11 numaralı proje ile destek-
daki Arpa Tepe’den (Yalman 2000) bilin- lenmiş ve TC Kültür ve Turizm Bakanlı-
mekte olan bu döneme ait izlerin yoğunlu- ğı’nın izni ile yürütülmüştür. Çalışmalara
ğunu göstermeleri bakımından ilginçtir. 2008 yılında bakanlık temsilcisi olarak An-
Bölgede bugüne dek tarihöncesi dönemle il- talya Müzesi uzmanı İlknur Erdoğan ve
gili araştırmaların gerçekleştirilmemiş olma- 2009 yılında Çankırı Müzesi uzmanı Atilla
sı yüzünden, İlk Tunç Çağı’na ait buluntula- Can katılmıştır. Keles Belediye Başkanı Av.
rın bilinmemesi, bu bölgede yerleşimin ol- Mustafa Bektaş, Orhaneli Belediye Başkanı
madığı şeklinde yorumlanmaktaydı (Efe İrfan Tatıoğlu ve adı geçen belediye başkan-
2003). 2009 yüzey araştırmasında keşfedi- lıkları çalışmalarımız sırasında ekibimizi
len ve İznik ve Yenişehir grupları ile benzer desteklemiştir. Çalışmalarımızın yürümesi
olduğu anlaşılan çanak çömlek kullanan için Bursa Arkeoloji Müzesi ve müdürü
grupların bölgede bulunmaları, bu teorinin Enver Sağır her türlü kolaylığı göstermiştir.
de gözden geçirilmesini gerektirmektedir. Uludağ Üniversitesi Keles Yüksekokul Mü-

14
dürü Doç. Dr. Mustafa Eren ve Keles Orman ca to Eurasia – Early Dispersals”, Quaternatary
İdaresi Müdürü Basri Ala da ekibimize des- International 75: 19-28.
tek olmuştur. Dr. Canan Çakırlar, Şahinka- Bordaz, J. 1969, “Flint Flaking in Turkey”, Natu-
ya Mağarası buluntuları hakkında ilk arke- ral History 78/2: 73-79.
ozoolojik çalışmaları gerçekleştirmiştir. Bordaz, J., L. Alpers Bordaz 1973, Stone Knap-
Prof. Dr. Mary Stiner, ilk arkeozoolojik so- ping in Modern Turkey, University Park: PCR
nuçların yorumlanmasında önemli katkılar Films in the Behavioral Sciences.
sunmuştur. Prof. Dr. Harun Taşkıran, bu ya- (http://www.archive.org/details/upenn-f16-
2008_Stone_Knapping_in_Modern_Turkey)
zının hazırlanmasının her aşamasında aklı-
mıza takılan sorulara cevap bulmamıza yar- Darlas, A. 1995, “The Earliest Occupation of Eu-
rope: The Balkans”, W .Roebroeks, T. von
dımcı olmuştur. Yüzey araştırması ekibi,
Kolfschoten (eds.), The Earliest Occupation of
Prof. Dr. Mustafa Şahin başkanlığında, Doç. Europe, University of Leiden Press, Leiden: 51-
Dr. Hakan Mert, Dr. Derya Şahin, Serkan 59.
Gündüz, Eren Baştaymaz, Başak Emir, Ufuk Dinçer, B. 2001, “Trakya’da Yeni Bulunan Paleoli-
Gürdal ve Berkay Dinçer’den oluşmuştur. tik Çağ Buluntu Yeri: Yatak”, Bilim ve Ütopya
Adı geçen tüm kişi ve kurumlara şükran 81: 72-77.
borçluyuz. İlk keşfinden itibaren Bursa’nın Dinçer, B. 2008, “Kuzeybatı Türkiye’de Orta Pa-
Paleolitik Çağ kültürlerinin araştırılmasın- leolitik Çağ’la İlgili Yeni Keşifler”, III. Ulusal Bi-
da, bu konunun bilimsel önemine inanarak yolojik Antropoloji Sempozyumu, Ankara (27-
bize pek çok imkân sunan araştırma başka- 29 Ekim 2008).
nı Prof. Dr. Mustafa Şahin’e özellikle teşek- Dinçer, B., L. Slimak 2007, “The Paleolithic of
kür ederiz. Turkish Thrace: Synthesis and Recent Results”,
Türkiye Bilimler Akademisi Arkeoloji Dergisi
(TÜBA-Ar) X: 49-61.
KAYNAKÇA
Dinçer, B., M. Başlar 2007, “Bursa’nın Tarihönce-
Albrecht, G., H. Müller-Beck 1988, “The Paleolit- si ve BAY Projesi”, PaleoBerkay.cjb.net,
hic of Şehremuz Near Samsat on the Euphrates http://paleoberkay.atspace.com/turkce/bursaar-
River. Summary of the Excavation Findings keoloji.html, 15.01.2007.
and a Morphology of the Handaxes”, Paleoriént
14/2: 76-86. Efe, T. 1990, “1988 Yılında Kütahya, Bilecik, Es-
kişehir İllerinde Yapılan Yüzey Araştırmaları”,
Arsebük, G., 1998a, “A Review of the Current
VII. Araştırma Sonuçları Toplantısı. T.C. Kültür
Status of Pleistocene Archaeology in Turkey”,
Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlü-
G. Arsebük, M. Mellink and W. Schirmer
ğü, Ankara: 405-424.
(eds.), Light on Top of the Black Hill, Ege Ya-
yınları, İstanbul: 71-76. Efe, T. 2003, “Pottery distribution within the
Early Bronze Age of Western Anatolia and its
Arsebük, G. 1998b, “Yarımburgaz Mağarası; Ple-
implications upon cultural, political (and eth-
istosen Arkeolojisi İle İlgili Son Çalışmalara
nic?) entities”, Homo amatus: Güven Arsebük
1997, Gözüyle Özet Bir Bakış”, Türkiye Bilim-
İçin Armağan Yazılar, M. Özbaşaran, O. Tanın-
ler Akademisi Arkeoloji Dergisi 1: 9-25.
dı, A. Boratav (ed.), Ege Yayınları, İstanbul: 87-
Balkan-Atlı, N., S. Kuhn, L. Austruc, G. Çakan, 103.
B. Dinçer, N. Kayacan 2008, “Göllüdağ 2007
Esin, U. 1992, “İstanbul’un En Eski Buluntu Yer-
Survey”, Anatolia Antiqua XVI: 293-312.
leri ve Kültürleri”, S. Eyice Armağanı - İstanbul
Balkan-Atlı, N., S. Kuhn, L. Astruc, N. Kayacan, Yazıları, Türk Tarih Kurumu Yayınları, İstan-
B. Dinçer, G. Çakan 2009, “Göllü Dağ 2008 bul: 55-71.
Survey”, Anatolia Antiqua XVII: 301-315.
French, D. H. 1967, “Prehistoric Sites in North-
Bar-Yosef, O., A. Belfer-Cohen 2001, “From Afri-

15
west Anatolia, The İznik Area”, Anatolian Stu- fieldwork, pottery and human remains of the
dies 17: 49-100. prehistoric levels”, Anatolica 34: 53-60.
Jelinek, A. J. 1980, “İstanbul Boğazı’nın Doğu Ya- Runnels, C. 2003, “The Lower Paleolithic of Gre-
kasındaki Vadilerden Paleolitik Buluntular”, ece and NW Turkey”, Archaeological Essays in
Güneydoğu Anadolu Tarihöncesi Araştırmaları, Honour of Homo amatus: Güven Arsebük, M.
H. Çambel, R. J. Braidwood (Eds.), İstanbul, İÜ Özbaşaran, O. Tanındı, A. Boratav (Eds.), İs-
Edebiyat Fakültesi Basımevi: 309-315. tanbul, Ege Yayınları: 195-202.
Kansu, Ş. A. 1963, “Marmara Bölgesi ve Trak- Runnels, C., M. Özdoğan 2001, “The Palaeolithic
ya’da Prehistorik İskan Tarihi Bakımından of the Bosphorus Region, NW Turkey”, Journal
Araştırmalar (1952-1962)”, Belleten 27/108: of Field Archaeology 28/1-2: 69-92.
657-671. Slimak, L., B. Dinçer 2007, “Kaletepe Deresi 3.
Karul, N. 2006, “Aktopraklık, Batı’nın İlk Köyle- Orta Anadolu’da Tabakalanma Veren Bir İlk Pa-
ri”, Atlas 154: 120-132. leolitik Çağ Yerleşmesi”, Türkiye Bilimler Aka-
demisi Arkeoloji Dergisi (TÜBA-Ar) X: 33-47.
Kuhn, S. L. 2002, “Paleolithic Archaeology in
Turkey”, Evolutionary Anthropology 11: 198- Slimak, L., S. L. Kuhn, N. Balkan-Atlı, D. Binder,
210. M. Grenet, B. Dinçer 2007, “Kaletepe Deresi 3:
de l’Acheulleen au Mousterien en Anatolie
Minzoni-Déroche, A. 1987, “Kocapınar, site Mo-
centrale”, Anatolia Antiqua XV: 257-273.
ustérien d’Anatolie, étude de l’industrie”, Bulle-
tin de la Société Préhistorique Français 84: Şahin, M., B. Dinçer, T. Zimmermann 2009, “Ne-
272-277. ue Fundplätze des älteren Paläolithikums bei
Bursa in nordwestanatolien (Türkei); Ein Vor-
Minzoni-Déroche, A., P. Sanlaville 1988, “Le Pa- bericht”, Archäologisches Korrespondenzblatt
léolithique inférieur de la région de Gazian- 2/09: 1-10.
tep”, Paleoriént 14/2: 87-98.
Taşkıran, H. 1998, “The Distribution of Bifaces in
Özdoğan, M., 1985, “1984 Yılı Trakya ve Doğu Anatolia”, Prehistoire d’Anatolie, Genèse de de-
Marmara Araştırmaları”, III. Araştırma Sonuç- ux mondes Vol: 2, M. Otte (ed.), Liege, Eraul:
ları Toplantısı, T.C. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve 569-577.
Müzeler Genel Müdürlüğü, Ankara: 409-420.
Taşkıran, H. 2008, “Ré?exions sur l’Acheuléen
Özdoğan, M. 1990, “Yarımburgaz Mağarası”, X. d’Anatolie”, L’Anthropologie 112: 140-152.
Türk Tarih Kongresi, Türk Tarih Kurumu Ya- Weiner, J. 1981, “Die Flintminen von Çakmak,
yınları, Ankara: 373-388. Eine im Aussterben Begriffene Heute noch Pro-
Özdoğan, M. 1998, “Anatolia from the Last Gla- duzierende Feuersteinindustrie in Nordwest
cial Maximum to the Holocene Climatic Opti- Anatolien”, 5000 Jahre Feuersteinbergbau: Die
mum: Cultural formations and the Impact of Suche nach dem Stahl der Steinzeit, G. Weis-
the Environmental Setting”, Paléorient 23/2: berger (ed,), Bochum, Deutschen Bergbau
25-38. Museum: 383-395.
Roodenberg, J. J. 1999, “Ilıpınar, An Early Far- Whallon Robert J. 1978, “Threshing sledge flints.
ming Village in the İznik Lake Basin”, Neolithic A distinctive pattern of wear”, Paléorient 4:
in Turkey, M. Özdoğan (ed.), Arkeoloji ve Sa- 319-324.
nat, İstanbul: 193-202. Whittaker, J., K. Kamp, E. Yılmaz 2009, “Çak-
Roodenberg, J. J., A. van As, L. Jacobs, M.-H. mak Revisited: Turkish Flintknappers Today”,
Wijnen, 2003, “Early Settlement in the Plain of Lithic Technology 34/2: 93:110.
Yenişehir (NW Anatolia). The Basal Occupati- Yalçınkaya, I. 1985, “Araştırmaların Işığında
on Layers of Menteşe”, Anatolica 29: 17-59. Anadolu Alt Paleolitiği ve Sorunlarına Genel
Roodenberg, J., A. van As, S. Alpaslan-Rooden- Bir Bakış”, Antropoloji 12: 395-435.
berg 2008, “Barcın Höyük in the plain of Yeni- Yalman, B. 2000, “Bursa Arkeolojisi”, Bursa’da
şehir (2005-2006), a preliminary note on the Yaşam Dergisi 1: 56-70.

16

View publication stats

You might also like