You are on page 1of 721

Dr.

Suat ÜNLÜ
Eğitim Yayınevi

Dr. Suat ÜNLÜ

Copyright © Bu kitabın Türkiye’ deki her türlü yayın hakkı Eğitim Kitabevi Yayınları’ na aittir. Tüm hakları
saklıdır. Kitabın tamamı veya bir kısmı 5846 sayılı yasanın hükümlerine göre kitabı yayınlayan firmanın ve
yazarlarının önceden izni olmadan elektronik, mekanik, fotokopi yada herhangibir kayıt sistemi ile
çoğaltılamaz, yayınlanamaz, depolanamaz.

Eğitim Yayınevi® Eğitim Kitabevi’nin Tescilli Markasıdır.

DİZGİ & KAPAK TASARIMI


Eğitim Yayınevi
Dizgi Birimi

BASKI VE CİLT
Olgun-Çelik Ofset
Yeni Matbaacılar Sitesi Yayın Cad. No: 91
TEL: 0332 342 32 20

Ağustos - 2012
ISBN: 978-605-4392-86-5
Yayınevi Sertifika No: 14824

EĞİTİM KİTABEVİ
Rampalı İş merkezi Kat: 1 No: 121
Tel&Faks : (0332) 351 92 85 Meram/KONYA
egitimkitabeviyay@hotmail.com
İnternetten sipariş için
www.kitapmatik.com.tr
Hayat Arkadaşım NURHAN ÜNLÜ’ye…
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü |1

İÇİNDEKİLER

GİRİŞ.........................................................................................................2
YAZI ÇEVRİMİ İŞARETLERİ.............................................................. 3
KISALTMALAR ......................................................................................4
ÖZEL KISALTMALAR ...........................................................................5
İŞARETLER .............................................................................................6
HAREZM–ALTIN ORDU TÜRKÇESİ ESERLERİ ..............................7
1.ĶIŚAŚÜǿL-ENBİYĀ ............................................................................7
2.NEHCÜǿL-FERĀDĮS ...........................................................................7
3.MUKADDİMETÜǾL- EDEB ................................................................8
4.MUǾĮNÜǿL MÜRĮD ..............................................................................10
5. SATIR ARASI KUR’AN TERCÜMESİ .............................................10
6. HÜSREV Ü ŞÎRÎN ...............................................................................11
7. MUHABBET-NĀME ..........................................................................12
8. DĀSİTĀN-I CUMCUMA ....................................................................13
9. MİǾRĀC-NĀME ..................................................................................13
10. YARLIK VE BİTİKLER.....................................................................14
11. İBNİ- MÜHENNĀ LŪGATİ .............................................................14
12. CEVAHİRÜ’L ESDĀF .......................................................................15
SÖZLÜĞÜN HAZIRLANMASINDA DİKKAT EDİLEN HUSUSLAR.. 16
KAYNAKÇA ............................................................................................17
SÖZLÜK ...................................................................................................19
2|D r . S u a t Ü N L Ü

GİRİŞ
Harezm-Altınordu Türkçesi 13-14. yüzyıllarda Harezm bölgesinde Karahanlı
Türkçesi ile Çağatay Türkçesi arasında bir geçiş dili olarak kabul edilmektedir.
Harezm-Altınordu Türkçesi, dil sınıflamalarında araştırıcılarca farklı yerlerde
değerlendirilmiştir.
Harezm-Altınordu Türkçesi dönemi eserleri üzerinde müstakil çalışmalar
(Doktora, Yüksek Lisans, Bitirme Tezi) yapılmış olmasına rağmen ortak gramerinin ve
sözlüğünün ortaya konulmadığı görülmektedir.
Bu eksikliği kendime görev addederek böyle bir çalışma yapma ihtiyacı duydum.
Sözlüğü hazırlarken Harezm-Altınordu dönemlerine ait Cümcüme-name haricindeki
bütün eserlere ulaştım. Çalışmamda temel olarak kaynakçada isimleri yazılı olan
yazarların eserlerini kullanmış olmakla birlikte onlara metinlerden hareketle
eklemelerde bulundum. Sözlükte madde başları haricindeki geçen birleşik kelimelerin
anlamlarını bizzat metinden hareketle anlamlandırmaya çalıştım. Sözlükte anlam ve
şekil bütünlüğünü sağlayabilmek için ortak bir transkribe sistemi uyguladım.
Hazırlamış olduğum Harezm-Altınordu Türkçesi sözlüğü birçok Türkçe kelime
ihtiva etmesi bakımından önemli olduğu kadar Türkçe söz varlığımızın tarihî süreç
içerisinde hangi dönemlerde ne tür anlam incelikleri ve zenginlikleri kazandığı
konusunda örnekler bulundurmuş olması sebebiylede önemlidir. Diğer taraftan dönem
eserlerinin kendi içerisinde göstermiş olduğu ses ve şekil farklılıklarını bundan sonraki
yapılacak çalışmalarda araştırıcıların değerlendirilmesi gerekli bir kaynak niteliğinde
olduğunu düşünmekteyim.
Eserin eksiksiz olması bakımından dikkat edilen hususlardan biride sadece Türkçe
ve yabancı kelimeler alınmamış aynı zamanda yer adları, özel adlar, şahıs adları,
zamirler, birleşik kelimeler vb. alınmıştır.
Harezm-Altınordu Türkçesi Sözlüğü, sadece Türkçe kelimeleri değil, aynı
zamanda söz konusu eserlerde geçen Arapça, Farsça, Yunanca, Hırvatça, Rumca ve
Moğolca kelimeleri içermektedir. Alıntı kelimelerin imlâlarının gözlemlenmesi
bakımından da bu sözlük araştırmacılara büyük bir kolaylık sağlayacaktır.
Sözlük, Türkçe 8420, Arapça 2710, Arapça-Türkçe 486, Farsça 1028, Farsça-
Türkçe 271, Farsça-Arapça 66, Özel isim (Yer adı, Şahıs adı) 1381, Soğodca 8,
Soğodca-Türkçe 12, Moğolca 22, Moğolca-Türkçe 3, Rumca 2, Yunanca 13, Yunanca-
Türkçe 3, Fransızca 1, Hintce 1, Hintce-Türkçe 1, Tibetce1, Çince 4, Çince-Türkçe 3
kelime ihtiva etmektedir, toplamda ise 14430 kelime vardır.
Bu kitabın hatasız olduğu konusunda iddialı değilim. Kitapla ilgili yapıcı ve yol
gösterici tenkit ve eleştiriler eserin daha kullanışlı hale getirilmesinde bizlere rehber
olacaktır.
Eserin yayın aşamasında bana teknik desteklerinden dolayı Araş. Gör. Ömer Saadi
Al- Juboori’ye, Araş. Gör. Mustafa Parlak’a ve Araş Gör. Dalya Jawdat Al-Naqeeb’e
teşekkürü bir borç bilirim.
Sözlüğün Harezm-Altınordu Türkçesi dönemi söz varlığını ortaya koyma
noktasında Türkoloji ve Türklük bilimine katkısı olması durumunda kendimi sonsuz
bahtiyar sayacağım.

Dr. Suat ÜNLÜ


Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü |3

Yazı Çevrimi İşaretleri


a, ä, ā
‫ﺁ‬ a, ā
‫ﺀ‬ (
‫ ﺐ‬b/p
‫ ﭗ‬p
‫ ﺖ‬t
‫ ﺝ‬c/ç
‫ ﺚ‬ŝ
‫ ﺠ‬ĥ
‫ ﺥ‬ħ
‫ﺪ‬ d
‫ﺬ‬ ź,đ
‫ ﺮ‬r
‫ ﺰ‬z
‫ ﺲ‬s
‫ ﺶ‬ş
‫ ﺺ‬ś
‫ ﺾ‬ż
‫ ﻂ‬ŧ
‫ ﻆ‬ž
‫‘ ﻉ‬
‫ ﻍ‬ġ
‫ ﻑ‬f
‫ ﻕ‬ķ
‫ ﻚ‬g/k/ñ
‫ ﻞ‬l
‫ﻢ‬ m
‫ ﻦ‬n
‫ﻮ‬ u/ü; ū, o/ö, v
‫ﻩ‬ a, e, h
‫ ﻯ‬ı/i, į, y
‫ ﺓ‬t
4|D r . S u a t Ü N L Ü

KISALTMALAR
a :Yazma nüshadaki yaprağın arka yüzü
A. : Arapça
A.ç : Arapça çokluk
A.+F. : Arapça Farsça
a.g.e : adı geçen eser
agm : adı geçen makale
A.+T. : Arapça-Türkçe
b. : bin ‘oğlu’
b :Yazma nüshadaki yaprağın ön yüzü
bkz. : Bakınız
C. : Cilt
cm. : santimetre
Çev. : Çeviren
ETü. : Eski Türkçe
F. : Farsça
F.+A. : Frasça –Arapça
F.ç. :Farsça çokluk
Fr. : Fransızca
F.+T. : Farsça-Türkçe
H. : Hicrî
H. : Hititce
Haz. : Hazırlayan
Hz. : Hazreti
k.a. : kişi adı
krş. : Karşılaştırınız
mec. : mecazi
Mo : Moğalca
Mo.+T. : Moğolca-Türkçe
ö.a. : özel ad
r : Yazma nüshadaki yaprağın ön yüzü
Rum. : Rumca
s : sayfa
S : Sayı
S. : Soğd
Skr. : Sanskrit
TAD :Türklük Araştırmaları Dergisi
TD :Türk Dili
TDA :Türk Dünyası Araştırmaları
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü |5

TDAY :Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten


TDED :Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi
TDK :Türk Dil Kurunu
Tib : Tibetçe
TK :Türk Kültürü
v : Yazma nüshadaki yaprağın arka yüzü
Yun. : Yunanca
Yun.+T. : Yunanca-Türkçe
y.a. :yer adı
yy. : yüzyıl

ÖZEL KISALTMALAR
NF Nehcüǿl-Ferādįs, Uştmaĥlarnıñ Açuķ Yolı,
KE Ķıśaśüǿl-Enbiyā
ME MukaddimetüǾl- Edeb
MM MuǾinüǿl Mürįd
HKT Old Turkish and Persian Inter-Linear Qurǿan Translations II: An
Inter-Linear Translation of the Qurǿan into Khawarazm Turkish,
Introduction, Text, Glossary and Facsimile
MN (1) MiǾrāc-Nāme
MN (2) Muhabbet-Nāme
HŞ Hüsrev-i Şirįn
İML İbni- Mühennā Lūgati
AO Altın Ordu Sahasına Ait Yarlık ve Bitikleri
Ka Kazan Sahasına Ait Yarlık ve Bitikleri
K Kırım Sahasına Ait Yarlık ve Bitikleri
CE Cevāhirüǿl-Esdāf
6|D r . S u a t Ü N L Ü

İŞARETLER
... = belirsiz sayıda harf eksiktir
/// veya [ ] = metnin hasar gören yerleridir
<> = yazı çevrimli metne eklenmiştir
- = asıl metinde ayrı yazılmıştır.
- = (gramer tahlilinde) fiil kökü, fiil köküne gelen ek
+ = isim kökü, isim köküne gelen ek
* = tespit edilememiş tahmine dayalı şekil
> = bu şekle girer
< = bu şekilden gelir
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü |7

HAREZM-ALTINORDU TÜRKÇESİ ESERLERİ


l. KISASU’L-ENBİYĀ (KE)
Harezm Türkçesi döneminin ilk eseri Nasıruddin b. Burhaneddin er
Rabguzi yahut kısaca Nasır Rabguzi tarafından kaleme alınmış Ķıśaśu’1-
Enbiyâ (KE), adından da anlaşılacağı üzere peygamber kıssalarını konu alan
siyer-i nebevî türünden bir eserdir. Başta Hz. Muhammed olmak üzere islam
dininin doğruladığı diğer peygamberler ile Avac bin Annak, Harut ve Marut
gibi Kuran’da da adı geçen bazı kıssalar hikaye edilmiş olup olağanüstü
menkıbelere, bunların oluşlarına inanan ve inandıran bir üslupla yer verilmiştir.
(Toparlı 1992: 4-5)
Rabguzi eserini Ribât-ı Oğuz kasabasında Çağatay hanlarından
Tarmaşir’in büyük beylerinden Nasıreddin Tok Boğa adına Farsça bir
tercümeden Türkçe’ye uydurulmuş bir siyer-i nebî derlemesidir. Eser,
710/1310-1311 yılında tamamlanmıştır. (Toparlı 1992: 4-5)
Eser’in Avrupa ve Rusya kütüphanelerinde bir çok nüshası olmakla
birlikte yazılış tarihi en eski nüsha Londra Britişh Museum’da bulunmaktadır.
Bu Londra nüshası (K Grönbech) tarafından tıpkı-basım olarak 1948 yılında
Kopenhang’da yayınlanmıştır. (Toparlı 1992: 4-5)
Eserde toplamı 484 dize tutan 43 Türkçe şiir bulunmaktadır. Eserdeki
manzum parçalar genelde kaside tarzında yazılmıştır. Peygamberlere ve din
büyüklerine yazılan kasideler dışında aşk, tabiat ve burçlarla ilgili konular
işlendiği gazeller de bulunmaktadır. Bu şiirlerin bir kısmı Arapçadan satır-arası
tercümedir. (Ata 1997: 16)
Kısâsu’l-Enbiyâ, dini bir mahiyette olduğu için sade ve anlaşılır bir dille
yazılmıştır. Eser mensur olmakla birlikte, az çok sanat gayesi gözetilerek
yazıldığı için gazeller, Arapça ve Türkçe mülemmalar bulunmaktadır. (Toparlı
1992: 4-5)
ATA, Aysu, Nâśırüǿd-dįn Bin Burhânüǿd-dįn Rabġuzį, Ķıśaśüǿl-Enbiyâ
(Peygamber Kıssaları), I. Giriş- Metin- Tıpkıbasım, II. Dizin, Ankara, TDK,
1997.

2. NEHCÜ’L-FERĀDĮS (NF)
Dinî ve didaktik nitelikte bir eser olan Nehcü’l-Ferâdîs (NF), Harezm
Türkçesinin dil özelliklerini tespit etmek için en önemli kaynak eserlerden
birisidir. Eser, kısaca dünya ve ahirette mutlu olmanın yollarını ortaya koyan
müslümanlık bilgilerini içermektedir. Bunu ortaya koyarken de yazar sanat
amacı gütmemiş ve sade bir dil kullanmıştır. Fakat buna rağmen eserin üslubu
kuru ve can sıkıcı değildir. Çünkü yazar, dinî konuları ele alırken akıcı
hikâyelerle eserini süslemesini bilmiştir. (Toparlı 1992: 5)
Eser dört bâb ve her bâb da onar fasl’dan oluşur. Eserde her fasıl bir
hadisle başlamış, arkasından bunun Türkçeye tercümesi yapılmış, sonra da
zamanın tanınmış İslâm âlimlerinin bu hadisle ilgili görüşlere ve aktardıkları
8|D r . S u a t Ü N L Ü

hikâyelere yer verilmiştir. Müellif, bilinen bazı hikâyelerde istediği değişikliği


yapmaktan sakınmamıştır. Ayrıca gerektiği yerde Türkçe tercümeleri ile
birlikte zaman zaman ayetlere de baş vurulmuştur. (Toparlı 1992: 5)
Eserin Yazarı, Yazılış Tarihi ve Yeri
“Nehcü’l-Feradis nüshaları üzerinde incelemeler yapanlar, umumiyetle
eserin müellifı olarak Kerderli Mahmud b. Ali’yi, yazılış yeri olarak da
Harezm’i kabul etmektedirler. Kerder eski Harezm’de Ürgenç şehrinin
kuzeydoğusunda ... eskiden beri bir çok ilim ve din adamlarmın yetiştiği
mühim bir kültür merkezi idi. (Ata 1997: 17)
Eserin yazarı, yazılış yeri ve tarihi ile ilgili ilk bilgiler, Şihabettin
Mercanî’nin şahsî kütüphanesinde bulunan fakat sonradan ortadan kaybolan
‘Nehcü’l-Ferâdîs nüshasında kayıtlıdır. Ş. Mercanî, Kitabu Müstefâdi’l-ahbâr fî
ahvâli Ķazan ve Bulgar adlı tarihinin ilk cildinde eserle ilgili kısa bilgi
vermiştir. Bu nüsha 1358 (H.759) yılında Saray’da istinsah edilmiştir.
Nüshanın sonundaki Mahmūd bin ǾAlî es-Sarâyî menşeǾen ve’l-Bulġarî
mevliden ve’l-Kerderî kaydını Ş. Mercanî, müellif kaydı olarak kabul etmiştir.
Eserin dili için de Osmanlıca, Çağatayca ve Türkmence ve Kazakçadan farklı
bir dil dediği Bulgarca yani eski Volga Bulgar Türkçesi kaydını düşmüştür.
Mercanî’nin bu düşüncesi, NF’in dilini Saray mezar kitabeleri ile
karşılaştırarak, dil özelliklerinin aynı olduğunu söyleyen Kazan Edebiyatı
Tarihi' adlı çalışma ile de destek bulmuştur(Ata 1997: 18).
ATA, Aysu, Nehcüǿl-Ferādįs, Uştmaĥlarnıñ Açuķ Yolı, Dizin-Sözlük,
Ankara, TDK, 1998.
TEZCAN, Semih, ZÜLFİKAR, Hamza, Nehcü’l Ferādįs, Metin-
Tıpkıbasım, Türk Dil Kurumu Yay. 518, Ankara 1995

3. MUĶADDİMETÜ’L-EDEB (ME)
Mukaddimetü’l-Edeb (ME), Arapça öğretmeyi amaçlayan, Arapça kelime
ve kısa cümlelerden oluşan pratik bir sözlüktür. Bu nedenle ele alınan kelime
ve kısa ibareler arasında herhangi bir ilgi bulunmamaktadır(Toparlı 1992; 7).
Sözlük beş bölümden oluşmaktadır:
1. İsimler: İsimlerin konularına göre sıralandığı ve çokluk şekillerinin
gösterildiği bu bölüm, eserin 1/4'ini oluşturmaktadır.
2. Fiiller: Bu bölümde fıiller Arapça fıil kalıpları olan bablara bölünmüş,
her babda da fıiller, yapısına ve Arapça alfabetik sıraya göre dizilmiş ve
mastarları da verilmiştir. ‘Fiiller’ bölümü, eserin3/4’ünü oluşturmaktadır.
3. Harfler (Edatlar; fiil ve isim dışında kalan gramer unsurları.)
4. İsim çekimi.
5. Fiil çekimi.
ME’de son üç bölüme çok az yer verilmiştir. Sözlüğün Harezm Türkçesi
ile yapılmış tercümelerinin hiçbirinde bu son üç bölüm yer almamaktadır
(Toparlı 1992; 7).
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü |9

Eski Türkçe ve Orta Türkçe dönemi sözlüklerinde bulunmayan, hapax


durumundaki pek çok kelimenin yer aldığı ME, bu yönüyle Divanü Lüġati’t-
Türk’ten sonra Orta Türkçe döneminin en zengin kelime hazinesini içine alan
bir sözlüktür(Toparlı 1992; 7).
Eserin Yazarı, Yazılış Tarihi ve İthaf Edildiği Kişi
Mukaddimetü’l-Edeb, ünlü tefsir ve lügat alimi Mahmud bin ǾÖmer ez-
Zemahşerî tarafından yazılıp Harezmşah Atsız bin Muhammed bin Anuştigin’e
sunulmuştur(Yüce 1988:7).
Harezmşah Atsız (1099-1156) 1127 yılında Sultan Sencer tarafindan
babası Kutbü’d-dîn Muhammed’in ölümü üzerine Harezmşah ilân edilmiştir
Devrin ilim dili olan Arapçaya ilgi duyan Atsız, lügat âlimi Zemahşerî’den
kendisinin saray kütüphanesi için bir sözlük yazmasını istemiş ve Zemahşerî de
bu isteği yerine getirmek için Mukaddimetü’l-Edeb adını verdiği eserini
yazmıştır. Zemahşerî, eserin önsözünde ‘devrin hükümdarı Harezmşah Atsız’ın
Arap dilini öteki dillere tercih ettiğini ve kendisine, çok zengin olan saray
hazinesi için bir nüsha yazmasını emrettiğini, kendisinin de bu emre uyarak
kitabı yazıp Atsız’a itlıaf ettiğini ve kitabının bütün memleketlerde makbûle
geçerek Atsız’ın yüce adının her zaman, her yerde ve bütün dillerde anılmasını
istediğini’ belirtmektedir ME’in yazılış tarihi eserin hiçbir nüshasında kayıtlı
değildir. Fakat Atsız’ın hüküm sürdüğü yıllar (1127-1156) ve Zemahşerî’nin
ölüın tarihi (1144) göz önünde bulundurulursa yazılış yılının 1128-1144 yılları
arasında olduğu düşünülebilir(Yüce 1988:7).
ME, yukarıda da söylenildiği gibi Arapça öğrenecekler için hazırlanmış bir
sözlüktür. Bu amaca yönelik olarak eserin Harezm Türkçesi, Farsça, Moğolca,
Çağatayca, Osmanlıca gibi pek çok dile satır altı tercümesi yapılmış nüshası
bulunmaktadır. Ancak sözlüğün orijinali kayıp olduğu için Harezmşah Atsız’a
sunulan eserin herhangi bir dilde tercümesinin olup olmadığı, tercümesi var ise
hangi dilde yapıldığı bilinmemektedir. Fakat eserin ithaf edildiği kişi yani
hükümdar Atsız Türk’tür ve bu nedenle orijinal nüshadaki satır altı tercüme
büyük bir ihtimalle Türkçe yani dönemin Türkçesi ya da eserin yazıldığı
dönem ve bölgede Türkçeden sonra en çok konuşulan Farsça veya Harezmîce
olmalıdır(Yüce 1988:7).
ME’in yukarıdaki Harezm Türkçesi ile yapılmış nüshalarının bazılarında
yer yer Farsça ve Batı Türkçesine yapılmış tercümeler de bulunabilmektedir.
Bu nüshalar arasında Harezm Türkçesi için en kayda değer olanları İstanbul
Üniversitesi, Paris, Berlin, Şuşter ve Yozgat’taki nüshalardır. Diğer nüshalarda
bazı yerler Farsçaya tercüme edilirken bazı yerler de Harezm Türkçesi ile
yapılmıştır. Diğer yandan Atıf Efendi ve Yeni cami nüshalarında doğu
Türkçesinin yanında yer yer Batı Türkçesi yani Oğuz Türkçesine özgü
kelimeler de yer almaktadır (Yüce 1988:7).
YÜCE, Nuri, MukaddimetüǾl- Edeb, Giriş-Dil Özellikleri- Metin-İndeks,
Ankara, 1988.
10 | D r . Suat ÜNLÜ

4. MUǾĮNÜ’L-MÜRĮD (MM)
Muǿînü’l-Mürįd (MM), didaktik mahiyette bir eser olup dinî-tasavvufî
konuları ele almış ve bu konularda bilgi vermeyi amaçlamış manzum bir
eserdir. MM, ramazan 713/ Kasım 1313 tarihinde yazılmıştır(Toparlı 1992: 6).
MM'in bugüne kadar bilinen tek nüshası Bursa Orhan Kütüphanesi,
No:l605’tedir. Eser, adı geçen kütüphanede bulunan mecmuanın 186-211.
varakları arasında yer almaktadır. Bu nüshanın fotoğrafları A. S. Levend
tarafından Türk Dil Kummu’na bağışlanmıştır. Tamamı 26 varak olan bu
nüshanın her sayfasında ortalama 16-17 satır yer almakta olup metinde hareke
işaretleri daha çok çözümlenmesi zor olabilecek yerlere konulmuştur(Toparlı
1992: 6).
MM’in bu nüshasında Cevāhirü’l-Esrâr adlı eserden alınmış 7 dörtlük ile
kime ait olduğu belli olmayan bir kıssa ve dizeler de yer almaktadır. Esas
eserin kenarınn yazılmış olan bu eklemelerin kimin tarafından ve ne zaman
yapıldığına dair herhangi bir kayıt yoktur(Toparlı 1992: 6).
TOPARLI, Recep, MuǾinüǿl Mürįd, Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat
Fakültesi Yayınları Nu: 15, Erzurum, 1988.
TOPARLI, Recep, Argunşah, Mustafa, Muǿinüǿl Mürįd,TDK yayınları,
Ankara, 2008.

5. SATIR ARASI KUR’AN TERCÜMESİ (HKT)


Türkler VIII. yüzyıldan başlayarak kitleler halinde müslüman olmaya
başlamışlar ve X. yüzyıldan itibaren de İslâmiyeti devlet dini olarak kabul
etmişlerdir. Tarih boyunca kabul ettikleri dinlerin çevçevesi dahilinde dil
malzemesini işleyen Türkler, bu yönde eserler vermişlerdir. Bu nedenle kabul
ettikleri bu yeni din de onların ortaya koydukları eselerde kendisini fazlasıyla
belli etmiştir(Sağol 1993: 28).
Burada ele alınan tercüme, İstanbul, Süleymaniye Kütüphanesi,
Hekimoğlu Ali Paşa Camii No:2’de kayıtlı ve Rebî’ü’l-Ahir 764 (Ocak-Şubat
1363) istinsah tarihli Harezm Türkçesi ile yapılmış tercümedir. Birkaç istisna
dışında satır arası kelime kelime tercüme olan metin harekesizdir. Her sayfada
9 satır bulunan metnin tamamı 583 varaktır(Sağol 1993: 28).
Harezm Türkçesi ile yapılmış olan bu tercüme Kuran’ın diğer tercümeleri
gibi dil incelemeleri bakımından son derece önemlidir. Çünkü tercümeye konu
olan metnin kutsallığı tercümeyi yapanın daha da titiz davranmasına sebep
olacağından metin hususunda karşılaşılan yanlışlar bu gibi eserlerde yer
almamaktadır. Ayrıca dinî terminolojinin halkın anlayacağı tarzda olmasına
dikkat edilmiş ve bu nedenle Türkçe kelimelere ağırlık verilmiştir (Sağol 1993:
28).
Söz konusu eser üzerinde G. Sağol çalışmıştır: An ınterliner Tratislatıon of the
Qur’an Into Khwarazm Turkish, I. lntroduction-Text, Turkish Sources XIX,
Harvard University 1993, XL+369[2]s. II. GIossary, Harvard University 1993.
/// Facsimile, Harvard University 199.?
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 11

SAĞOL, Gülden, “Harezm Türkçesi Satır Arası Kurǿan Tercümesi, Giriş


Metin-Sözlük”, Marmara Üniversitesi, (Doktara Tezi), İstanbul, 1993.
SAĞOL, Gülden, Old Turkish and Persian Inter-Linear Qurǿan
Translations II: An Inter-Linear Translatıon of the Qurǿan into Khawarazm
Turkısh, Introduction, Text, Glossary and Facsimile (Part I: Introduction and
Text) (410 pages), 1993.
SAĞOL, Gülden, Old Turkish and Persian Inter-Linear Qurǿan
Translations III: An Inter Linear Translatıon of the Qurǿan into Khawarazm
Turkish, Introduction, Text, Glossary and Facsimile (Part II: Glossary) (310
pages), 1995.
SAĞOL, Gülden, Old Turkish and Persian Inter-Linear Qurǿan
Translations IV: An Inter Linear Translatıon of the Qurǿan into Khawarazm
Turkısh, (Part III), Facsimile of the MS Süleymaniye Library, Hekimoğlu Ali
Paşa No.2 Section One: 1b-300b), 1996.
SAĞOL, Gülden, Old Turkish and Persian Inter-Linear Qurǿan
Translations IV: An Inter Linear Translatıon of the Qurǿan into Khawarazm
Turkısh (Part III: Facsimile of the MS Süleymaniye Library, Hekimoğlu Ali
Paşa No.2 Section Two: 301a-587b9, 1999.

6. HÜSREV Ü ŞĮRĮN (HŞ)


Hüsrev ü Şîrîn (HŞ), Altın Ordu şairi Kutb tarafından Altın Ordu
hükümdarı Tını Beg Han ile eşi Melike Hatun adına yazılmış bir mesnevidir.
Kutb, eserini aynı addaki Nizamî’nin mesnevisinden tercüme etmiştir. Ancak
esere yapılan ilaveler ve eserin hacmi bakımından kelimesi kelimesine bir
çeviri olmadığı anlaşılmakta ve Kutb’un şairlik yeteneği de ortaya çıkmaktadır.
Kutb, HŞ’in Farsça orijinalinden farklı tarihî ve içtimaî ilişkileri eserine
katarak bu unsurlarla onu Altın Ordu halkının hayatına uygun hale sokmuştur
(Toparlı 1992: 7).
Tını Beg Han babası Özbek Han’ın ölümünden sonra 1341 yllında tahta
geçmiş ve 1342 yılında da kardeşi tarafından öldürülmüştür. Bu tarihî gerçekler
yoluyla eserin yazılış yılı 1341 veya 1342 olarak hesap
edilebilmektedir(Toparlı 1992: 7).
Kutb’un bu eseri, Türk edebiyatında bugüne kadar bilinen 21 Hüsrev ü
Şîrîn veya Ferhâd u Şîrîn mesnevisinin ilki olması bakımından önemlidir.
Ayrıca romantik bir mesnevi olan HŞ, yazıldığı saha ve dönemde konusu
itibarıyla da ilk olması bakımından dikkat çekicidir(Toparlı 1992: 7).
Altın Ordu sahasında yazıldığı bilinen ilk edebî eser olan HŞ’in bugüne
kadar gün ışığına çıkan tek nüshası Paris Bibliotheque Nationale (Mss. Turcs
A.F. 312)’dedir. Bu nüsha 1383 yılında Berke Fakih adlı bir Kıpçak tarafından
İskenderiye’de Altın Boga adına istinsah edilmiştir.
HACIEMİNOĞLU, Necmettin, Kutbǿun Hüsrev ü Şirinǿi ve Dil
Hususiyetleri, İstanbul, 1968.
12 | D r . Suat ÜNLÜ

HACIEMİNOĞLU, Necmettin Kutbǿun Hüsrev ü Şirinǿi ve Dil


Hususiyetleri, Türk Dil Kurumu Yay., Ankara, 2000.

7. MUHABBET-NĀME (MN I)
Muhabbet-nâme (MN 1), 754/1353 yılında Harezmî tarafından Sir
derya’da Muhammed Hace Beg’in Sıgnak’taki sarayında yazılmış, Altın Ordu
sarayı etrafında oluşmuş klâsik edebiyata ömek teşkil eden manzum bir eserdir.
(MNI)’nin sonundaki Farsça hikâyeden şairin Harezm’den Altın Ordu’ya
geldiği, o devirde Altın Ordu adına Sıgnak eyaletini idare eden Muhammed
Hace Beg’in isteği üzerine kışı onun sarayında geçirdiği ve söz konusu eseri
yazdığı anlatılmaktadır. F. Köprülü’ye göre Muhammed Hoca Beg, Berdi Beg
Han’ın saltanatı (758-762) zamanında Moskova’ya kaçan Hanzade
Muhammed’dir (Ercilasun 2004:375).
Sevgi ve sevgilinin güzelliği konularının işlendiği MN (1)’de bazı
bölümler Farsça yazılmış. Hatime bölümünde eserin adı, yazılış yeri, müelellifi
ve yazılış tarihi verilmektedir(Ercilasun 2004:375).
Eserin biri Uygur harfleriyle olmak üzere dört nüshası bulunmaktadır:
1. British Museum Or. 8193’te Uygur harfli metin mecmuanın 160a-173b
yaprakları arasındadır. Bu nüsha V. V. Barthold tarafından tanıtılmıştır. Ona
göre bu nüsha 835/1432'de Emîr Celâle’d-dîn Fîruz Şâh adına yazılmıştır.
Şçerbak, çalışmasında Uygur harfli nüshanın bulunduğu yazma hakkında
bilgi verdikten sonra bu nüshanın transkripsiyonlu metnini ve tercümesini
vermiş, ayrıca eserin dil özellikleri üzerinde durmuştur.
2. British Museum Add. 7914'te Arap harfli bir mecmuanın 290b-313b
varakları arasındadır.
T. Gandjei, Uygur ve Arap harfli bu iki nüshanın tenkitli metnini, Uygur
harfli nüshanın tıpkıbasımını ve metnin İtalyancaya tercümesini vemiştir. E. N.
Nadjib ise MN’nin Arap harfli nüshasının trankripsiyonunu, tercümesini, dil
özelliklerini, sözlüğünü ve nüshanın tıpkıbasımını vermektedir.
3. İstanbul, Millet Kütüphanesi, Arabî, No:86’da kayıtlı Arapça tefsirin
haşiyesindedir. Ayrıca yine bu tefsirin haşiyesinde Hocendî’nin LetĀfet-
nĀme’si de yer almaktadır. Ketebe kaydı olmayan bu nüsha hakkında ilk
olarak F. Köprülü bilgi vermiştir.
XIV. ve XV. yüzyılda yazıldığı tahmin edilen Letâfet-nâme vezin, şekil,
tertib ve konu itibarıyla MN (1) ’nin naziresi sayılabilecek niteliktedir.
Hocendî, Emîr-zāde Mahmud Tarhan’a takdim ettiği bu eserini Harezmî’nin
MN’sine cevap olarak yazdığını eserinde bildirmektedir(Ercilasun 2004:375).
4. İstanbul, Millet Kütüphanesi, Ali Emirî, Manzum No:949
TÜRKMEN,Leyla, Harezmi- Muhabbet-Nāme, (Yayınlanmamış
Mezuniyet Tezi) İstanbul, 1969.
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 13

8. DĀSİTĀN-I CUMCUMA (DC)


Dâsitân-ı Cumcuma veya Cumcuma-nâme (DC), Hüsâm Kâtib tarafından
edebî bir gaye güdülmeden geniş halk kitleleri için Altın Ordu’da 770/1368-
1369 yılında mesnevi nazım şekli ile yazılmış dinî lirik bir hikâyedir (Ercilasun
2004:379).
DC, nazım şekli, vezni ve muhtevası bakımından Attar’ın aynı isimli
eserinden tercümedir. Fakat İsa peygamber ile kesikbaş hikayesini anlatan bu
eser, cennet ve cehennem konularının daha ayrıntılı olarak ele alınması ile asıl
metinden ayrılmaktadır.
Altın Ordu’daki müslüman Türkler tarafından çok rağbet gören bu eser,
995/1548 yılında Kırım Hanı Sahib Giray bin Hacı Giray’ın emri ile Harezm-
Altın Ordu Türkçesinden Anadolu Türkçesine çevrilmiştir. Osmanlıcaya
tercümesinin yapıldığı bu nüsha tahminen Köprülü’nün özel
kütüphanesindedir(Ercilasun 2004:379).
Samoyloviç, eserin Leningrad Asya müzesinde iki nüshasının daha
bulunduğunu bildirmektedir. Samoyloviç’e göre bu nüshalardan birisi
Vahidî’nin Ulûm Akademisine hediye ettiği kitaplar arasındadır. Ayrıca
Cumcuma-nâme’nin XVIII. yüzyıl Çağatay Türkçesine tercüme edildiği
nüshası Paris Bibliotheque Nationale (Suppl. Turc. No:973, 88v 103v)’dedir
(Ercilasun 2004:379).
Eserin tam metnini ihtiva etmeyen neşri Kazan’da yapılmıştır: Hikayat
Cumcuma Sultan fi Nubuvvat İlyas alahi’s-salam, Kazan Üniversite Matbaası
1289/1872
9. MİǿRĀC-NĀME (MN2)
Gerek dil ve üslup gerekse işlediği konu açısından NF’e benzeyen MiǾrâc-
nâme (MN2), anonim bir eserdir. Mirac olayını anlatan bu eser, konuların
sıralanışı itibarıyla NF ile aynı olmakla beraber sadece gök tasviri konusundaki
ayrıntılarda ayrılmaktadır. Eserin mukaddimesinde bu kitabın Nehcü’l-Ferâdîs
(veya Nehecü’l-Ferâdîs) adlı bir eserden tercüme edildiği ifade
edilmektedir(Ercilasun 2004: 379).
MN(2)’nin Uygur harfleri ile yazılmış tek nüshası Paris Bibliotheque
Nationale (Supp1. Turc No:190, 1v-69r) bulunmaktadır. Bu nüsha Malik Bahşı
tarafından 20 Aralık 1436/840’da Herat’ta istinsah edilmiştir. XV. yüzyılın ilk
yarısında istinsah edilen bu eser, bir XIV. yüzyıl eseri olarak kabul
edilmektedir. Köprülü de bu eserin Timur devrine ait olması ihtimalini
vurgulamaktadır(Ercilasun 2004: 379).
Eserin Fransızca tercümesi ile beraber Arap harfleriyle yazılan metni
A.Pavet de Courtille tarafından yayımlanmıştır(Ercilasun 2004: 379).
Mi’râc-nâme’nin Arap harfleriyle Çağataycaya tercüme edilmiş nüshası
İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi (Fatih No:2848, 1v-12v)’ndedir. Bu nüsha
13 Ekim 1511 tarihinde Nûre’d-dîn ǾAlî bin Kiçkine Seyyid ǾAlî et-Talikanî
tarafından Mısır’da istinsah edilmiştir. H. Ritter’in bu yazma hakkında kısa bir
değerlendirmesi vardır. MiǾrâc-nâme’de işlenen konu Türk-İslam edebiyatında
14 | D r . Suat ÜNLÜ

edebî tür olarak ilgi çekmiş ve pek çok manzum miǾrâc-nâme yazılmıştır.
(Ercilasun 2004: 379).
SERTKAYA Osman Fikri; MiǾrāc-nāme (Metin-İndeks), İstanbul Üniversitesi
Türk Dili ve edebiyatı bölümü Mezuniyet Tezi, İstanbul, 1968.

10. YARLIK VE BİTİKLER (Ka, K, AO)


Altın Ordu sahasında yazılmış olan yarlık ve bitikler de Kıpçak tesirlerinin
ağır bastığı Harezm Türkçesi veya Altın Ordu Türkçesi dil incelemelerinde
üzerinde durulması gerek tanıklardır: Toktamış Han, Temür Kutluk yarlığı ile
Uluğ Muhammed Han, Mahmud Han ve Ahmed Han bitiği(Özyetgin 1996:17).
Toktamış Han yarlığı, Uygur harfleriyle yazılmış olup 1393 yılında
Lehistan-Litvanya kralı Lagayla’ya gönderilmiştir. Bu yarlığı M. Obolenskiy,
Moskova Dışişleri Arşivi’nde bularak ilim alemine tanıtmıştır. Yarlık bugün
Varşova Merkez Arşivi (Arclıiwum Glowne)’ndedir (Özyetgin 1996:18).
1397 yılında Muhammed adlı kişiyi tarhan yapmak üzere Temür Kutluk
Han tarafından verilen yarlık, iki alfabe ile yazılmıştır. Esas metin Uygur
harfleriyle olup altında Arap harflerine aktarılmıştır. Hammer bu yarlığın
Almanca tercümesini ve Arap harfleriyle metnini yayımlamıştır. Yarlığın,
Uygur matbu harfleriyle yazılı bir nüshası İstanbul’da bulunmaktadır. Aynca
1391 yılına ait Bik Hacı adlı kişiye verilen bir tarhanlık yarlığı daha mevcuttur.
(Özyetgin 1996:19)
Osmanlı padişahı II. Murad’a Altın Ordu hükümdarı Uluğ Muhammed
Han tarafından gönderilmiş olan bitik ise 14 Mart 1428 tarihine aittir. Arap
harfleriyle yazılmış 19 satırdan ibaret olan bu bitik İstanbul Topkapı Sarayı
Müzesi Arşivi 10202 numarada kayıtlıdır(Özyetgin 1996:19).
Altın Ordu hanı Uluğ Muhammed Han’ın Fatih Sultan Mehmed’e
gönderdiği bitik 10 Nisan 1466 tarihli olup Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi’nde
(E. 10202) bulunmaktadır. Topkapı Sarayı Müzesi E.6464 numarada kayıtlı
olan Haziran 1477 tarihli bitik ise Ahmed Han tarafindan Fatih Sultan
Mehmed’e gönderilmiştir. (Özyetgin 1996:19).
Ayrıca Altın Ordu Hanlığı idaresinde bulunan Kırım ve Kazan Hanlarına
ait yarlık ve bitiklerde de Altın Ordu Türkçesinin Özelliklerini bulmak
mümkün olmakla birlikle bilhassa geç dönemlere ait olanlarda Osmanlı
Türkçesi ağır basmaktadır. Gerek yurt içinde gerekse yurt dışında söz konusu
yarlık ve bitikleri çeşitli yönleri ile ele alan pek çok çalışma yapılmıştır.
ÖZYETGİN, A.M., “Altın Ordu, Kırım ve Kazan Sahasına Ait Yarlık ve
Bitiklerin Dil ve Üslup İncelemesi, TDK yayınları, Ankara, 1996.

11. İBNÜ MÜHENNA LÜGATİ (İML)


İbni Mühenna tarafından tahminen 14. Yüzyılda yazılmış Arapça Türkçe-
moğolca bir sözlüktür. Yazıldığı yer belli değildir. Abdüllkadir İnan’a göre
Azerbaycan ve Irak ta yazılmış olabilir. Eser de Moğolca bölüm de
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 15

bulunduğuna göre İlhanlı sahasında yazılmış olması kuvvetle muhtemeldir.


(Ercilasun 2004: 380)
Beş Avrupa yazmasına dayanarak eseri 1900 yılında ilk defa neşreden
P.M. Melioranskiy eserin Türkçe bölümünün Azerbaycan dili olduğu
iddiasında bulunmuştur. Avrupa nüshalarında eserin yazarı belli olmadığı için
Melioranskiy çalışmasının adını Arab filolog o tureckom yazıke (Türk Dili
Üzerine Bir Arap Filolog ) koymuştur. Ancak daha sonra İstanbul da Müze-i
Humayun Kütüphanesinde Kilisli Rıfat yeni bir nüsha buldu ve bunu
1340(1923)’ta İstanbul da yayımladı. Kilisli Rıfat’ın bulduğu nüshada eserin
yazarının adı İbni Mühennâ olarak kaydediliyordu (Ercilasun 2004: 380)
Eser Kilisli Rifat tarafından 1923’te Arap harfleriyle neşredildikten sonra
Abdullah Battal İbnü Mühenna Lugatı adıyla 1934’te eserin Türkçe bölümünün
alfabetik dizinini yayımlamıştır. (Ercilasun 2004: 380)
TAYMAS Abdullah Battal, İbni- Mühennā Lūgati, 2.Baskı, Ankara, 1988

12. CEVĀHİRÜǿL-ESDĀF (CE)


Bursa Orhan Kütüphanesinde,Muįnü’l-Mürįd’in bulunduğu mecmuanın
sahife yazılmış altı kıtalık bir metindir.Dörtlüklerle yazılmış
tasavuvufı,didaktik bir parçadır.Köprülü’ye göre dil ve edebiyat özellikleri
itibariyla bu eser Muįnü’l-Mürįd’in yazıldığı Harezm muhitine ait olmalıdır
(Köprülü 1928:344).
MAHDUM Abid Nazar, “MuǾįnü’l-Mürįd Yazmasının Metin Dışı Türkçe,
Arapça ve Farsça Kayıtları Üzerine”, İlmî Araştırmalar Sayı: 21, s. 153-165,
İstanbul, 2006.
16 | D r . Suat ÜNLÜ

Sözlüğün Hazırlanmasında Dikkat Edilen Hususlar:


1. Sözlük Türk alfabesinin harf sırasına göre düzenlenmiştir.
2. Hekimoğlu Kur’an Tercümesi (HKT) ve Hüsrev-i Şirin’in (HŞ) transkribe
sisteminde nazal (n) için kullanılan (ng) sesi sözlükde ortak bir transkribe sistemi
olması düşüncesiyle (ñ) olarak gösterilmiştir.
3. Eserlerde geçen Türkçe veya yabancı asıllı kelimelerle oluşturulan yardımcı fiiller
madde içi olarak alınmış olup alındıkları eserlerden yola çıkılarak
anlamlandırılmıştır.
4. Mukaddimetü’l Edebde yabancı asıllı (Arapça-Farsça) kelimelerin
transkribelerinin yapılmadığı görülmektedir. Eserde geçen kelimeler olduğu gibi
alınmış fakat diğer eserlerdeki doğru transkribe edilmiş biçimlerine krş. işaretiyle
gönderimlerde bulunulmuştur.
5. (+sız, +siz, +suz, +süz) olumsuzluk ekleriyle yapılan kelimeler madde başı olarak
alınmıştır.
6. Sıfat fiil ekleri ve mastar ekleriyle yapılan kelimeler madde içi olarak alınmıştır.
7. Eserlerde geçen kelimelerdeki ses değişikliği göstermiş olan kelimeler ayrı madde
başları olarak alınmış olup krş. kısaltmasıyla diğer biçimlerine gönderimlerde
bulunulmuştur.
8. Yazılışları birbirine benzeyen isim ve fiillerde önce isimler sonrada fiiller
yazılmıştır.
9. Sözlükte madde başı olarak geçen bütün kelimeler küçük harfle gösterilmiştir.
10. Aynı kökten gelen Türkçe kelimeler krş. kısaltmasıyla birbirlerine gönderimlerde
bulunulmuştur.
11. Eserlerde geçen ve farklı anlamlar aynı madde başında alt alta yazılmış ve her
anlamın hangi eserde yer aldığı açıkça gösterilmiştir.
12. Sözlükte birbirleriyle ilgisi olmayan anlamlar ayrı maddeler halinde yazılmıştır.
13. Dönemin ilgili özelliğini de yansıtması amacıyla sayı sıfatları ve zamirlerde
sözlüğe alınmıştır.
14. Sözlükte, söz varlığının geniş bir biçimde ortaya çıkması düşüncesiyle özel adlar,
birleşik isimler, birleşik fiiller, yer adları, kişi adları, özel anlam ifade eden isim ve
sıfat tamlamaları yerine göre madde başı yerine göre de madde içi olarak
alınmıştır.
15. Sözlükte uzun i’ler, į biçiminde gösterilmiştir.
16. Sözlükte kapalı e’ler, ė biçiminde gösterilmiştir.
17. Metinlerde geçen Arapça ve Farsça kelimelerin çokluk biçimleri (<ç.) biçiminde
gösterilmiştir.
18. Hekimoğlu Kur’an tercümesinde her kelime ve birleşiğin manası verilirken
karşılığı olarak kullanıldığı Arapça kelimenin Kur’an’daki anlamı en ince mana
nüanslarına kadar verilmeye çalışılmış ve değişik manalar kelimenin altınsa 1., 2.,
3., numaralarıyla gösterilmiştir.
19. Hekimoğlu Kur’an tercümesinde harf-i cerlerle kullanılan veya harf-i cerlerle
manaları değişen mastarların yanına bu harf-i cerler yazılmıştır.
20. Hekimoğlu Kur’an tercümesinde örneklerin başında verilen Arapça kelimeler harf-i
tarifsiz yazılmış, yalnız esma-i hünsadan olan kelimelerin önüne harf-i tarif konmuştur.
21. Türkçe kelimelerin dışındaki kelimelerin kökenleri kısaltmalarla belirtilmiştir.
22. Metinlerde geçen Arapça ve Farsça kelimelerin çokluk biçimleri (<ç.) biçiminde
gösterilmiştir.
23. Metinlerde geçen palatal d için (đ) transkribe işareti kullanılmıştır.
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 17

KAYNAKÇA
ATA, Aysu, “Harezm-Altınordu Türkçesi”, İstanbul, 2002
ATA, Aysu, Nâśırüǿd-dįn Bin Burhânüǿd-dįn Rabġuzį, Ķıśaśüǿl-Enbiyâ
(Peygamber Kıssaları), I. Giriş- Metin- Tıpkıbasım, II. Dizin, Ankara,
TDK, 1997.
ATA, Aysu, Nehcüǿl-Ferādįs, Uştmaĥlarnıñ Açuķ Yolı, Dizin-Sözlük, Ankara,
TDK, 1998.
A. Zeki Velidi “Harezm’de Yazılmış Türkçe Eserler”, Türkiyat Mecmuası, II,
1926, İstanbul, s. 315-345, 1928
CAFEROĞLU, Ahmet, Eski uygur Türkçesi Sözlüğü, İstanbul, TDK, 1968.
CAFEROĞLU, Ahmet, Türk Dili Tarihi, İstanbul, 1984.
DEVELLİOĞLU, Ferit, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lūgat, Ankara,
1991.
ECKMANN, J., Neĥcüǿl Ferādis, Ankara, 1956.
ECKMANN, J., Middle Turkic Glosses of the Rylands Interlinear Koran
Translation, Budapest, 1976.
ECKMANN, J., Harezm, Kıpçak, ve Çağatay Türkçesi Üzerine Araştırmalar,
Haz. Osman Fikri SERTKAYA, TDK, Ankara, 1996.
ERCİLASUN, Ahmet Bican, Türk Dili Tarihi, Akçağ yay., Ankara, 2004.
HACIEMİNOĞLU, Necmettin, Kutbǿun Hüsrev ü Şirinǿi ve Dil Hususiyetleri,
İstanbul, 1968.
HACIEMİNOĞLU, Necmettin, Harezm Türkçesi Grameri, Ankara, 1998.
HACIEMİNOĞLU, Necmettin Kutbǿun Hüsrev ü Şirinǿi ve Dil Hususiyetleri,
Türk Dil Kurumu Yay., Ankara, 2000.
KAFALI, M., “Altın Orda Hanlığının Kuruluş ve Yükseliş Devirleri” İ.Ü.
Edebiyat Fakültesi yay, İstanbul, 1976.
KAFESOĞLU, İ., “Harezmşahlar Devleti Tarihi, Türk Tarih Kurumu
Yayınları, Ankara, 1984.
KURAT, A.N., “Altın Ordu Hanlığı” TDEK, s.404, Ankara 1992.
MAHDUM Abid Nazar, “MuǾįnü’l-Mürįd Yazmasının Metin Dışı Türkçe,
Arapça ve Farsça Kayıtları Üzerine”, İlmî Araştırmalar Sayı: 21, s. 153-
165, İstanbul, 2006.
MERÇİL, Erdoğan, Müslüman Türk Devletleri Tarihi, Ankara: TTK, 2000.
SERTKAYA Osman Fikri; MiǾrāc-nāme (Metin-İndeks), İstanbul Üniversitesi
Türk Dili ve edebiyatı bölümü Mezuniyet Tezi, İstanbul, 1968.
ÖZYETGİN, A.M., Altın Ordu, Kırım ve Kazan Sahasına Ait Yarlık ve
Bitiklerin Dil ve Üslup İncelemesi, TDK yayınları, Ankara, 1996.
SAĞOL, Gülden, “Harezm Türkçesi Satır Arası Kurǿan Tercümesi, Giriş-
Metin-Sözlük”, Marmara Üniversitesi, (Doktara Tezi), İstanbul, 1993.
SAĞOL, Gülden, Old Turkish and Persian Inter-Linear Qurǿan Translations II:
An Inter-Linear Translatıon of the Qurǿan into Khawarazm Turkısh,
18 | D r . Suat ÜNLÜ

Introduction, Text, Glossary and Facsimile (Part I: Introduction and Text)


(410 pages), 1993.
SAĞOL, Gülden, Old Turkish and Persian Inter-Linear Qurǿan Translations
III: An Inter Linear Translatıon of the Qurǿan into Khawarazm Turkish,
Introduction, Text, Glossary and Facsimile (Part II: Glossary) (310 pages),
1995.
SAĞOL, Gülden, Old Turkish and Persian Inter-Linear Qurǿan Translations
IV: An Inter Linear Translatıon of the Qurǿan into Khawarazm Turkısh,
(Part III), Facsimile of the MS Süleymaniye Library, Hekimoğlu Ali Paşa
No.2 Section One: 1b-300b), 1996.
SAĞOL, Gülden, Old Turkish and Persian Inter-Linear Qurǿan Translations
IV: An Inter Linear Translatıon of the Qurǿan into Khawarazm Turkısh
(Part III: Facsimile of the MS Süleymaniye Library, Hekimoğlu Ali Paşa
No.2 Section Two: 301a-587b9, 1999.
SERTKAYA, Osman F., “Horezmį’nin Muhabbet-nāmesinin İki Yeni Yazma
Nüshası Üzerine”, TM, c. XVII, s. 185-207, 1972.
TAYMAS Abdullah Battal, İbni- Mühennā Lūgati, 2.Baskı, Ankara, 1988.
TEZCAN, Semih, ZÜLFİKAR, Hamza, Nehcü’l Ferādįs, Metin-Tıpkıbasım,
Türk Dil Kurumu Yay. 518, Ankara 1995
TOGAN, Zeki Velidį, “Harezm’de Yazılmış Eski Türkçe Eserler”, TM, c.II s.
315-345, 1928.
TOPARLI, Recep, MuǾinüǿl Mürįd, Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat
Fakültesi Yayınları Nu: 15, Erzurum, 1988.
TOPARLI, Recep,ARGUNŞAH, Mustafa, MuǾinüǿl Mürįd,TDK yayınları,
Ankara, 2008.
TUNA, Osman, Nedim, “Studies on NahjuǾl-Faradis: A Method for Turkıc
Hıstorical Dialectology”, Washintgon, (Yayınlanmamış Doktora Tezi),
1968.
TÜRKMEN,Leyla, Harezmi- Muhabbet-Nāme, (Yayınlanmamış Mezuniyet
Tezi) İstanbul, 1969.
ÜNLÜ; Suat, Doğu ve Batı Türkçesi Sözlüğü, Eğitim yay. Konya, 2012.
ÜNLÜ; Suat, Çağatay Türkçesi Sözlüğü, Eğitim yay. Konya, 2012.
ÜNLÜ; Suat, Eski Anadolu Türkçesi Sözlüğü, Eğitim yay. Konya, 2012.
ÜNLÜ; Suat, Karahanlı Türkçesi Sözlüğü, Eğitim yay. Konya, 2012.
YÜCE, Nuri, MukaddimetüǾl- Edeb, Giriş-Dil Özellikleri- Metin-İndeks,
Ankara, 1988.
YÜCE, Nuri, “Harizm Türkçesi”, Türkler, 5, Yeni Türkiye yayınları, 2. bs.,
Ankara, 1993.
ZAJACZKOWSKI, Ananiasz, Najstarsza Wersja Turecka Ĥusrav u Şirin
Quŧba= La Plu Ancienne Version Turque du Ħusrav u Şirin de Quŧb:
Tekst, Facsimile, Slownik. I -II Warszawa. 1961.
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 19

-A-/-Ā- Ǿabbās bin Ǿalį (<ö.a.) “Hz. Ali’nin a


oğullarındandır” KE 246r/5
Ǿabd-i menāf (<ö.a)
āb (<F.) “su” Ka II/14, āb-ı beķā
“Menâfoğulları, Beni Hâşim ve
“ebedi su” MN (2) 14/132, āb-ı
Beni Ümeyye kabilelerinin ec-
ĥayvān “ebedi su” MN (2)
dadı. Muhammed bin Abdullah
27/269
bin Abdull Muttalib bin Haşim
ābā(<A.)“ata, soy sop” KE
bin Abd-i Menâf. Hz. Muham-
172v/11
med bu soydandır” KE186v/1
ābād (<A.) “mamur” ābād bol-
abdāl (1)(<A.) “derviş, abdal” NF
“mamur olmak, bayındır ol-
295/8, HŞ 525
mak, bakımlı olmak” HŞ1206,
abdāl(2) (<ö.a.) “Sahip Girey Han
ābād ķıl- “imar etmek, bakımlı
yarlığında şeyh Ahmed’in oğ-
hale getirmek” HŞ 274
lu” Ka II/6
ābādan (<F.)“mamur, bayındır,
ābdān(1)(<F.)“bayındır, mamur,
bakımlı krş. ābdān” NF 88/6,
bakımlı krş. ābādan” KE
HŞ 1800, ābādan bol- “mamur
23r/11, ābdān bol- “mamur ol-
olmak, bayındır olmak, bakımlı e
mak, bayındır olmak, bakımlı
olmak” NF 80/8, ābādan ķıl- ğ

olmak” KE 92v/13, ābdān ķıl-


i
t
“imar etmek, bakımlı hale ge- i
m “imar etmek” ME 169/7
tirmek” HKT 386a/8, HŞ 4256 y
ābdān (2) (<F.) “değerli layık”
ābādānlıķ(<F.+T.)“bayındırlık, a
y
ı MM 79/4
kalkınmışlık krş. ābdānlıķ” n
e ābdānlıķ(<F.+T.)“bayındırlık, ma-
KVII /43 v
i
murluk, bakımlılık krş.
Ǿabarāt (<A.ç.) “göz yaşları” NF
ābādānlıķ” KE 177v/10
79/10, KE 201r/7
āb-dest (<F.) “abdest” NF 59/16,
Ǿabbād (<ö.a.) “sahabeden bir zat”
āb-dest ķıl- “abdest almak” NF
NF 45/7
44/2
Ǿabbās(1)(<ö.a.)“Hz. Muham-
Ǿabduǿllāh (1) (<A.)“Allah’ın ku-
med’in amcası” NF 49/4, KE
lu” KE 58v/1
50r/7, Ǿabbās ibni Ǿabduǿl-
Ǿabduǿllāh(2) (<ö.a.) “Hz. Mu-
muŧŧalib “Hz. Muhammed’in
hammed’in babası” NF 4/12,
amcası bkz. Ǿabbās” KE
KE 50r/8, Ǿabduǿllāh bin Ǿabd-i
217r/16
menāf “bkz. Ǿabduǿllāh (2)”
Ǿabbās (2) (<ö.a.) “ǾAbbas bin
KE 183r/19
Ubâde bin Nadle. Sahabeden
Ǿabduǿllāh (3) (<ö.a.)“Abdullah
bir zat” NF 18/7
bin Huzâfe es-Sehmî. Hz.
Muham-med’in Fars hükümda-
20 | D r . Suat ÜNLÜ

rına elçi olarak gönderdiği sa- Ǿabduǿllāh bin ubeyy (<ö.a.) “Ab-
habe” NF 81/7 dullah ibn Übeyy ibni Selûl.
Ǿabduǿllāh (4)(<ö.a.) “Abdullah Hz. Muhammed’e peygamber-
bin Ebû Bekr. Hz. Muham- lik geldiği zaman ona iman et-
med’in Medine’ye göçünde meyen Evs ve Hazrec kabilele-
yardım etmiş kişi” NF 23/11 rindeki bazı kişilerin reisidir”
Ǿabduǿllāh (5) (<ö.a.) Hz. Mu- KE 223r/4
hammed’in Hadîce’den olan Ǿabduǿllāh ebį avfį (<ö.a.) “Ebû
dört oğlundan biri” NF 62/12, Muâviye ǾAbdullah bin Ebî
abduǿllāh atlıķ “Hz. Muham- Avfî Es-Selemî. Sahabeden bir
med’in Hadîce’den olan dört zat” NF 187/13, Ǿabduǿllāh bin
oğlundan biri” MN (1) 15/14 avfį “bkz. Ǿabduǿllāh ebį avfį”
Ǿabduǿllāh bin Ǿabbās (<ö.a.) “Hz. KE 217r/16
Muhammed’in amcasının oğlu” Ǿabduǿllāh ħabįr(<ö.a.) “Uhud
NF 253/11, KE 4v714, Ǿabbās savaşında dağdaki geçidi koru-
“bkz. Ǿabduǿllāh bin Ǿabbās” makla görevlendirilen kişi” KE
KE 185v/3, Ǿabduǿllāh Ǿabbās e
ğ
223r/9
“bkz. Ǿabduǿllāh bin Ǿabbās” i
t Ǿabduǿllāh ibnü Ǿāmir (<ö.a.)
i
KE 87v/14 m “Basra valisi. ǾOsman bin
Ǿabduǿllāh bin ebį bekr (<ö.a.) y
a
ǾAffân’ın amcazadesi”
“sahabeden olup İslama ilk gi- y
ı NF175/7
renlerden” KE 245r/8 Ǿabduǿllāh ibnüǿl-ĥāriŝ (<ö.a.) “Hz.
n
e
v
Ǿabduǿllāh bin caǾfer (<ö.a.) “bü- i Hasan tarafından Muâviye’ye
yük sahabelerden olup doğru- elçi olarak gönderilen kişi” NF
dan doğruya Hz. Muham- 174/16
med’den rivayet ettiği hadisleri Ǿabduǿllāh ĥāriŝ bin nevfel (<ö.a.)
ile meşhurdur” KE 242r/15 “Hz. Muhammed’in amcasının
Ǿabduǿllāh bin ebį şerǾ (<ö.a.) “Hz. oğlu ve Ebu Süfyan’ın kızı ile
Osman’ın halifeliği devrinde evlenen kişi” KE 102v/10
ayaklanan Mısır valisi” KE Ǿabduǿllāh ibnü ĥurriǿr- runeydi
230v/20 (<ö.a.) “Sahabeden bir zat” NF
Ǿabduǿllāh bin müslim bin Ǿaķįl bin 187/12
ebį ŧālib (<ö.a.) “Hz. Hüse- Ǿabduǿllāh ibnü ķays (<ö.a.) “Ebû
yin’in yanında savaşıp şehit Mûsî el EşǾarî. Sahabeden olup
olan kişi” KE 247r/19 Hz. Muhammed tarafından
Ǿabduǿllāh biniǿr-rabġūzį (<ö.a.) Zebîd, ǾAden ve Yemen valilik-
“Hz. Muhammed’e buğz eden lerine atanmıştır” NF 127/2
kafir” KE 205r/1
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 21

Ǿabduǿllāh ibnü mesǾūd (<ö.a.) Evs ve Hazrec kabilelerinin rei- a


“İslamiyeti kabul edenlerden al- si” NF 415/5
tıncısı olup sahabedendir” NF Ǿabduǿllāh ibnüǿz-zübeyr (<ö.a.)
3/17, Ǿabduǿllāh bin mesǾūd “Hz. Muhammed’in
“bkz. Ǿabduǿllāh ibnü mesǾūd” amcazâdelerinden ve sahabe-
KE 206r/7, Ǿabduǿllāh mesǾūd dendir” KE 217r/15
“bkz. Ǿabduǿllāh ibnü mesǾūd” Ǿabduǿllāh vehb el-kelbį (<ö.a.)
KE 206r/9 “Hz. Hüseyn’in yanında savaşıp
Ǿabduǿllāh ibnü mübārek (<ö.a.) şehid olan zat” KE 247r/3
“ikinci derece tâbiǾînden ve Ǿabduǿllāh ziyād (<ö.a.) “Yezid
meşhur muhaddislerdendir” NF döneminin Basra ve Kufe vali-
187/7 si” KE 245r/19
Ǿabduǿllāh ibnü Ǿömer (<ö.a.) “Hz. Ǿabduǿl-melik (<ö.a.) “ǾAbduǿl-
Ömer’in oğlu” NF169/15, melik bin Ebcer. ǾÖmer bin
Ǿabduǿllāh ibn Ǿömer “bkz. ǾAbduǿl ǾAzîz’in hilafetinde
Ǿabduǿllāh ibnü Ǿömer” KE tabibi olmuş zat” NF 239/14
208r/18 Ǿabduǿl-muŧŧalib (<ö.a.) “Hz. Mu-
Ǿabduǿllāh ibn selām (<ö.a.) İsrail e
ğ hammed’in dedesi” NF 4/13,
oğullarından bir Yahudi olup
i
t KE 50r/2
i
ismi Hasin iken Hz. Muham- m Ǿabduǿl-vāhid (<ö.a.) “bir âbid” NF
med’in Medine’ye hicretinde y
a
431/16
İslama girmiş ve Abdullah adını y
ı Ǿabduǿr-raĥmān (1) (<ö.a.) “Ebu
n
almıştır” KE 220v/14, e Bekr’in oğlu” NF 183/10
v
Ǿabduǿllāh selām “bkz. i
Ǿabduǿr-raĥmān (2) (<ö.a.) “Hz.
Ǿabduǿllāh ibn selām” KE Ayişe’nin kardeşi” NF 90/2
121r/20 Ǿabduǿr-raĥmān(3)(<k.a) “Yunus
Ǿabduǿllāh-i seraħsį (<ö.a.) peygamberin konuştuğu abid”
“Mevâkît adlı hadis kitabının KE 155r/14
yazarı” NF 219/7 Ǿabduǿr-raĥmān Ǿāyis (<ö.a.) “Hz.
Ǿabduǿllāh ibnü seyrįk (<ö.a.) Muhammed’in miracının doğ-
“Kûfenin büyük alimlerinden” ruluğuna ilk inanan sahabeler-
NF 188/11 den biri” KE 217r/17
Ǿabduǿllāh ibnü şureyĥ (<ö.a.) Ǿabduǿr-raĥmān ibni ebį leylį
“Hz.Osman’ın Mısır’a vali ola- (<ö.a.) “Kûfe’nin eşrafından
rak atadığı kişi” NF 132/5 olup Hz. Ali ve Osman’la olan
Ǿabduǿllāh bin Ubey (<ö.a.) “Hz. sohbetlerinde ke ndilerinden
Muhammed’e peygamberlik hadis, rivayet etmiştir” NF
geldiği zaman iman etmeyen 309/6
22 | D r . Suat ÜNLÜ

Ǿabduǿr-raĥmān bin Ǿavf (<ö.a.) mesine yardım eden kadın” KE


“Peygamberin Cennete gidece- 35v/4
ğini müjdelediği Ǿaşere-i Ǿabķarį (<A.) “parlak ve işlemeli
mübeşşere’den biri” NF 118/9, döşek, güzel, hoş” KE 230r/2,
Ǿabduǿr-raĥmān “bkz. Ǿabduǿr- HKT 510b/5
raĥmān bin Ǿavf” KE 230v/18 āb-rū(<F.) “yüz aklığı, şeref, hay-
Ǿabduǿr-raĥmān bin mülcem (<ö.a.) siyet, namus krş. āb-rūy” NF
“Murad kasabasında Hz. Ali’yi 223/15
öldüren kafir” KE 241v/17, āb-rūy (<F.) “yüz aklığı, şeref,
Ǿabduǿr-raĥmān bin murādį haysiyet, namus krş. āb-rū” KE
“bkz. Ǿabduǿr-raĥmān bin 82r/18
mülcem” KE 241v/15, İbn āb-rūyluġ(<F.+T.) “haysiyetli,
mülcem “bkz. Ǿabduǿr-raĥmān değerli” NF 298/5
bin mülcem” KE 241v/20 āb-rūysuz (<F.+T.)“şeref ve haysi-
Ǿabdu yālįl (<ö.a.) “ǾAbdu Yâlîlbin yeti olmamak” ME 171/8
ǾÖmer bin ǾAmîr Es-Sakafî. abuġ “örtü, perde” KE 68/21
Sakif kabilesi tarafından beş ki- e
ğ
abuşġa “yaşlı, ihtiyar adam krş.
şi ile birlikte hazret-i nebeviye i
t abuşħa, abuşķa” KE 69v/20
i
gönderilerek islâmla müşerref m abuşħa “yaşlı, koca, er, kadının
olmuş kişi” NF 69/7 y
a
zevci krş. abuşġa, abuşķa”MN
Ǿabdühü (<A.) “kölesi” K 7/11 y
ı (1) 20/7, abuşħa bol- “yaşlan-
ǾabdüǾl-Ǿazįz(<ö.a.) “Eminek Mir- mak, yaşlı olmak krş. abuşķa
n
e
v
zanın elçisi” K VII/54 i bol-” ME 102/3
abhāz(<ö.a.) “Güneybatı İran’da abuşķa “yaşlı, ihtiyar adam krş.
Hûzistan eyaletinin merkezi abuşħa, abuşġa” NF 19/1, KE
krş. ahvāz” HŞ 421 219v/8, abuşķa bol- “yaşlan-
Ǿabher (<A.)“nergis, çiçeği, ya- mak, yaşlı olmak krş. abuşħa
semin” K 7/14 bol” NF 113/11
Ǿabħor (<ö.a.) “İblis’in mermerden āc (<A.) “fildişi, fildişi rengi, me-
yaptığı put” KE 32v/5 cazi olarak Şirin’in vücudu” HŞ
ābınus (<Yun.)“abanos” HŞ 881 450
Ǿābid (<A.)“ibadet eden, tapan, Ǿacāib (<A.) “acayip, görülmemiş
tapınan” NF 372/10, KE 8v/21 şey krş. Ǿacāyib, Ǿacāyıb” HŞ
Ǿābidsiz(<A.+T.) “inanmama, kul- 411, Ǿacāibraķ “çok tuhaf, çok
luk görevini yerine getirmeme” garib” HŞ 428
KE 8v/20 Ǿacāyıb (<A.) “acayib, tuhaf,
Ǿabįre(<ö.a.) “Salih peygamberin garib krş. acaib, Ǿacāyib” MN
mucizesi olan devenin öldürül- (1) 15/3
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 23

Ǿacāyib (<A.) “acayib, tuhaf, acı“acı krş. acıġ, açıġ, açı açıķ (3)” a
garib krş. Ǿacāib, Ǿacāyıb” NF ME 37/5
318/1, KE 141r/15, Ǿacāyibrek acıġ “acı krş. acıġ, açıġ, açı açıķ
“çok tuhaf, çok garib” KE (3)” ME 179/6, acıġ yüzlüg bol-
162r/10 “yüzünü ekşiltmek, somurt-
Ǿaceb (<A.) “acayib, tuhaf, garib, mak” ME 179/6, acıġ bol- “acı
hayret, şaşkınlık krş. Ǿāceb” olmak, tat vermemek” ME 37/5
MN (1) 2/5 acıķ-“acıkmak krş. açıķ-” MN (2)
Ǿāceb(<A.) 1.“acayib, tuhaf, garib, 8/76
hayret, şaşkınlık krş. Ǿaceb” Ǿacįb(<A.) “insanı hayrete düşüren,
NF 52/17, KE 210r/7, MM çok şaşılacak şey” KE 29r/6,
38/3, HŞ 360, 2. “acaba” HŞ Ǿacįb bol- “hayrete düşürmek,
674, Ǿāceb bol- “tuhaflaşmak, çok şaşırtmak” NF 302/17
acayib olmak, şaşırmak” NF Ǿacįz (<A.) “aciz, zavallı, perişan,
99/6, KE 15r/10, Ǿāceb er- “tu- biçare ” NF 143/2, HŞ 4612,
haf olmak, şaşırmak, tuhaflaş- Ǿacįz bol- “gücü yetmemek,
mak” NF 382/7, Ǿācebrek “çok aciz olmak” NF 226/7, KE
tuhaf, çok garib, çok şaşırtıcı e
ğ 8v/14, HKT 109a/6, HŞ 1226,
krş. Ǿācebraķ” KE 183v/19, Ǿacįz ķal- “ aciz olmak, gücü
i
t
i
Ǿācebraķ “çok tuhaf, çok garib, m yetmemek” KE 118v/5, Ǿacįz
çok şaşırtıcı krş. Ǿācebrek” KE y
a
ķıl- “aciz bırakmak” ME 48/7,
218r/14 y
ı HKT 419b/8, Ǿacįz ķılġan “aciz
n
Ǿaceben(<A.)“hayret, şaşkınlık e bırakan” HKT 380a/9, Ǿacįz kişi
v
bildirir” KE 196r/8 i
“aciz kişi, zavallı, perişan kişi”
Ǿacebnūş (<A.+t.) “acebnuş” HŞ HŞ 2103
1520 Ǿacįzlıķ (<A.+T.)“acizlik, zavallı-
Ǿacem(<F.) “Fars krş. acem” NF lık, güçsüzlük krş. Ǿacįzlik” NF
112/4, KE 192r/4, MM 99/2, 60/8, KE 3v/8, ME 76/1
CE 1/2, Ǿacem mülki “İran, Fars Ǿacįzlik (<A.+T.)“acizlik, zavallı-
ülkesi”MM 198/4, Ǿacem şāĥı lık, güçsüzlük krş. Ǿacįzlıķ” HŞ
“İran şahı, Fars hükümdarı” HŞ 502
4645 acun (<Skr.) “dünya krş. ajun”
Ǿacemi (<A.)“yabancı, Arap olma- İML 79, MN (2) 13/125
yan” ME 8/1 Ǿacūz (<A.) “yaşlı kadın” NF
aǾcemį (<A.) “Arapçadan başka bir 398/11
dilde olan” HKT 459a/9 Ǿacz (<A.) “güçsüzlük, acizlik”
Ǿacemice (<A.+T.) “yabancı dil” Ǿaczķa nisbet ķılu “aciz bırak-
ME 200/8 maya çalışarak” HKT 409a/5
24 | D r . Suat ÜNLÜ

aç “aç, karnı aç” NF 300/9, KE açı “acı krş. açıġ, acı, acıġ, açıķ
93r/11, HŞ 1210, aç bol- “aç (3)”
olmak, karnı açıkmak” NF açı sözlüg “açı sözlü, kırıcı
125/12, KE 89v/15, aç er- “aç sözlü” HŞ 4368
olmak, karnı açıkmak” NF açı- “ekşimek” İML 108
113/13, aç ķal- “aç kalmak” KE açıġ (1) “acı, ıztırap, elem krş. acı,
138v/15, aç tut- “aç tutmak, aç açı, acıġ, açıķ (3)” NF 215/5,
bırakmak” ME 187/7, açġanraķ KE 6r/4, HŞ 388, MN (1) 18/2,
“çok açıkmış” NF 266/12 İML 154, açıġ bol- “acı ver-
aç-(1) “açmak, belli etmek, orta- mek, ızdırap çekmek” NF
ya çıkarmak, fethetmek, ele ge- 338/7, açıġraķ “daha acı, daha
çirmek, oruç tutmak, rahatlat- üzücü” HKT 507b/6, HŞ 3613,
mak, ferahlatmak, genişletmek” MN (1) 18/9
NF 185/16, KE 194r/2, ME açıġ (2) “acı, tatlı olmayan, lezzet-
14/8, MM 233/4, HKT 233b/3, siz” HKT 513a/4, açıġ meze
HŞ 3276, MN (1) 4/5, İML 99, “lezzetsiz, tatsız meze” MM
MN(2) 27/265, aça bir- “aç- e
ğ
374/2, açıġ su “acı su, tuzlu su”
mak, ferahlatmak” CE 2/3, açar i
t İML 180, açıġ yüzlüg bol- “yü-
bol- “açacak olmak” MM
i
m zünü buruşturmak, kaşlarını
5a/18, açġan “gideren, kaldıran, y
a
çatmak” HKT 555a/4
açan” HKT 125a/9, açġanlıķ y
ı açıġlan-“üzülmek, acı duymak,
ĥālı üze “açıklayarak” HKT n
e sinirlenmek, öfkelenmek” KE
v
536b/9, açmaķ 1. “açma” HKT i 83v/13, HŞ 4023
279a/9, 2. “giderme, uzaklaş- açıġlıķ“acılık, zorluk, güçlük” NF
tırma” HKT 276a/3, 3. zafer” 338/6, HŞ 3446
HKT 488a/2, 4. “açıklama, açuġ “açık krş. açuķ, açıķ (1)” MN
izah” HKT 347b/5, 5. bildirme, (1) 18/3
beyan”HKT 65a/8 açıķ (1) “açık, boş yer, masum,
aç- (2) “açıkmak” NF 332/10, KE temiz krş. açuķ, açuġ” KE
13v/14, HKT 308b/7, açmaķlıġ 184r/10
“açlıkla, geçirilen, açlıkla dolu” açıķ (2) “kapalı, örtülü olmayan
HKT 574a/6 yer” İML 188
açar-“aç bırakmak, doyurmamak” açıķ (3) krş. acı, açı, acıġ, açıġ”
KE 69r/20 MN (2) 34/341
açça“alçı” KE 87r/18 açıķ-“acıkmak, karnı aç olmak krş
açġu “anahtar” İML 179 acıķ-” KE 93r/7, HŞ 1773
açġuçu “kan alıcı” İML 157 açıl-“açılmak, yayılmak, fethedil-
mek, rahatlamak, akmak, fış-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 25

kırmak, yarılmak” NF 73/9, KE se maksadını anlatamamak” a


27r/18, ME 7/7, MM 29/4, HKT 470b/3, açuķ bol- 1.“belli
HKT 445a/7, HŞ 1418, İML olmak, ayrılmak, ayırt etmek”
130, CE 3/3, MN (2) 16/155, NF 399/5, ME 55/4, MM
açılġan “ortaya çıkan, görünen” 101/2, HKT 27a/7, 2. “zahir
HKT 447b/8, açılmaķ “fetih, olmak” HKT 15b/9, açuķ ėt-
zafer” HKT 515a/7, açılmış “açık bırakmak” ME 34/4, açuķ
“kapalı bir şey açılmış” HKT ķıl- “açıklamak, apaçık bildir-
435b/7 mek” ME 40/7, HKT 27b/2,
açılmaķlıķ “açılma” ME 218/2 açuķ körülgen “apaçık görülebi-
açış-“açışmak, dertleşmek” ME len” HKT 253a/7, açuķ körül-
120/2 “apaçık görülmek” HKT
açıt-“yüz ekşitmek, surat yapmak” 253a/7, açuķ nirse “açık belge,
KE 195r/10 açık delil” HKT 170b/1, açuķ
açlıķ “açlık, kıtlık” NF 28/8, KE söz “maksadı anlatan söz” HKT
102r/11, ME 187/4, HKT 508a/4, açuķ sözlemekke
22b/3, HŞ 1773, açlıķ bol- yawuma- “neredeyse maksadını
“açlık olmak, kıtlık hüküm e
ğ anlatamamak” HKT 470b/3,
sürmek” KE 40r/15, açlıķ er- açuķ tut- “açık bırakmak, açık
i
t
i
“kıtlık olmak” NF 28/3, açlıķ m tutmak” MM 373/2, açuķ yol
ķıl- “kıtlıkta bırakmak, açlıkta y
a
“açık yol” HKT 525b/7,
bırakmak” NF 102r/7 y
ı açuķraķ “daha açık, daha belir-
n
açtur-“açtırmak” NF 29/9, KE e gin” KE 128/12
v
44r/10, ME 75/4 i
açuķluķ “açıklık” ME 68/4,
açuķ “açık, kapalı olmayan, çıplak, açuķluķ ĥālda “açık olarak, açık
anlaşılır, aydınlık, güler yüz açık” HKT 371b/9, açuķluķ üze
krş. açuġ” NF 2/16, KE 34r/8, “açık olarak, açık, açık” HKT
ME 76/4, MM 187/2, HKT 413b/4
361b/2, HŞ 697, MN (1) 9/14, açuķun “açıkça, apaçık” ME 111/3
açuķ beyān ķıl- “açık olarak be- açur-“aç bırakmak, acıktırmak” NF
yan etmek” HKT 257b/6, açuķ 266/3, ME 49/1
beyān ķılġan “açık olarak beyan Ǿād(1) (<ö.a.) “Kur’an-ı kerim’de
eden” HKT 257b/6, açuķ ĥüccet peygamber kıssalarında sık sık
“açık delil” HKT 6b/6, açuķ iş adı geçen eski bir kavim olup
“açık iş, açık delil” kendilerine Hz. Hud peygamber
HKT477a/8, açuķ ķaşlıġ “güler olarak gönderilmiştir” KE
yüzlü” NF 23/5, açuk 29r810, HKT 481b/7
sözlemekke yawuma- “neredey-
26 | D r . Suat ÜNLÜ

Ǿād(2) (<ö.a.)“Şeddad’ın babası” Ǿadāvet(<A.) “düşmanlık” NF


KE 62v/2 179/16, KE 218v/14
ada-1.“adlandırmak, isim vermek Ǿadāvetlıġ(<A.+T.)“düşmanlık”Ǿad
krş. ata-” ME 106/6, HKT āvetlıġ bol- “düşmanlık yap-
281a/7, 2. “nispet etmek” HKT mak, düşman sahibi olmak” KE
300a/2 55r/14
ādāb (<A.) “yöntem, usül, erkân Ǿadem (<A.) “yokluk” HŞ 2728,
krş. adab” NF 171/17, MM MN (2) 34/342
302/2, HŞ 208, ādāb u sünnet ādem (1)“Hz. Adem, ilk insan ve
“yöntem ve yol, usul ve erkan” ilk peygamber” NF 51/8, KE
MM 98/4 208v/13, MM 5/4, HKT
adaġ “sahil, ada krş. adaķ” İML 276b/5, MN (1) 4/8, ādem Ǿas
180 “Hz. Adem, ilk insan ve ilk
ađaķ (1)“ayak, alt, giriş krş ayaķ peygamber bkz. ādem” NF
(1) ayaġ (2)” NF 60/10, KE 338/10, ādem Ǿaleyhiǿs-selām
6r/9, ME 129/1, MM 72/1, “Hz. Adem, ilk insan ve ilk
HKT 341b/3, HŞ 1740, MN (2) e
ğ
peygamber bkz. ādem” KE
11/106 i
t 3v/5, ādem peyġāmbar “bkz.
ādem” NF 36/13, ādem-i śafį
i
ađaķ (2)1.“kadeh, krş. ayaķ (2), m

ayaġ (1)” NF 264/10, KE y


a
“bkz. ādem” KE 5v/5
249r/12, HŞ 559, İML 79, 2. y
ı ādem (2)(<A.) “insan, insan oğlu,
“içki” HŞ 1600, ađaķ iç- “şarap kişi” NF 204/2, KE 3v/21, MN
n
e
v
içmek, içki içmek” NF 370/8, i (1) 9/10, K5/9, MN (2)1/2, HŞ
ađaķ ķıl- “kadeh yaptırmak” KE 661, ādem oġlanları “insan oğ-
32r/11, ađaķ ķıldur- “kadeh lu, insan soyu” NF 8/4, KE
yaptırmak” KE 32r/11 8v/5, ādem oġlı “insan oğlu, in-
adaķ“sahil, ada krş. adaġ” KE san soyu” NF 153/5, KE
129r/15 14r/10, ādem urġı “insan oğlu,
ađaķlıġ “ayaklı krş. ađaķlıķ” KE insan soyu” MM 8/3, ādem
10v/7 uruġı “insan oğlu, insan soyu”
ađaķlıķ“ayaklı krş. ađaķlıġ” HKT HŞ 494
322a/7 ādemį (<A.) “insan, insana men-
ađaķsız “içkisiz, içki olmadan” HŞ sup, beşer, kişi oğlu” NF 53/2,
1606 KE 10r/17, ME 178/8, HKT
adar(<ö.a.)“Hindistan’ın kuzeyba- 509b/2, MN (1) 2/8, ādemį ķıl-
tısında bir şehir” KE 228r/12 “insan olarak yaratmak, insana
adaş “adaş” HKT 294a/3, HŞ 1326 mensup olmak” NF 425/4
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 27

ādemį-zād (<A.+F.) “insanoğlu” Ǿādil (<A.) “adil, adaletli, doğru” a


HŞ 614 NF 239/8, KE 134v/8, ME
Ǿaden (<ö.a.) “Aden şehri” KE 86/6, HŞ 2859
225v/3 ādįne (<F.) “Cuma, Cuma namazı”
Ǿādet (<A.) “adet, töre, alışkanlık, KE 3v/5, ME 80/3, ādįne kün
huy” NF 427/1, KE 155v/10, “Cuma günü” KE 3v/5, ādįne
MM 120/4, HKT 177b/1, MN küni “Cuma günü” MN (1)
(1) 16/2, HŞ 1921, Ǿādet ķıl- 17/3, ādįne namāzı “Cuma na-
“huy edinmek, alışkanlık haline mazı” KE 215r/6
getirmek” NF 245/2, ME 187/1, Ǿadl (<A.) “adalet” NF 118/16, KE
MM 352/4, MN (2) “35/350, 102v/8, MM 251/1, HKT 97a/3,
HŞ 288, Ǿādet tut- “alışkanlık HŞ 1472, Ǿadl u dād “adalet”
edinmek” ME 187/1, HŞ 3106 K5/13, Ǿadl it- “adil olmak, ada-
Ǿadetiǿl-erbaǾįn (<A.) “kırk adet” letli davranmak” HŞ 2609, Ǿādl
KE 197r/9 ķıl- “adil olmak, adaletli dav-
ađı “çok, pek, çok fazla” HŞ 157 ranmak” NF 75/14, KE 39v/20,
adım “adım, iz” NF 56/5, KE HKT 105b/8, HŞ 4255, Ǿādl
238r/20, HKT 24a/5, adım e
ğ ķılġan “adil olan, adaletli dav-
adımla- “adım atmak, yürümek, ranan” HKT 493b/1, Ǿādl ķılu
i
t
i
adımla ölçmek” NF 149/9 m bil- “adil olabilmek” HKT
adımla- “adım atmak, yürümek, y
a
75a/8
adımla ölçmek” NF 149/9 y
ı adlıġ “adlı, şanlı şöhretli adlıġ,
n
ađın “başka, diğer” KE 9v/13, e adlı, atlıķ (1), atlıġ (1)” KE
v
MM 153/2, HŞ 2201, ađın bol- i
191v/9
“başka olmak, başkalaşmak, Ǿadn (<y.a) “Cennet, Cennetteki
başkası olmak” KE 95r/12 tabakalardan birinin adı” NF
ađır- “ayırmak krş. ayır-” NF 248/3, KE 183r/21, HKT
358/15, KE 243r/7, HKT 7b/6, 191b/2
HŞ 2856, ađırmaķ 1.“ayırma” ađna-“değişmek, başkalaşmak,
HKT 557a/9, 2 “çocuğu sütten bozulmak, rengi atmak” KE
kesme” HKT 393a/4 239v/12, İML 106
Ǿādį (<A.) “günah işleyen” KE ađrıl-1.“ayrılmak” NF 202/14, KE
30v/9 52r/15, ME 138/6, HKT
Ǿadį bin ĥātim (<.k.a.) “Ebû Târif 235b/6, HŞ 4332, 2. “evliliği
Adî bin Hâtim bin Abdillâh et- birliğini bozmak” HKT 535b/3,
Tâî. Tay kabilesinin reisi olan 3. “seçilip ayrılmak” HKT
sahabe” NF 407/14 423b/8, ađrılmaķ “ayrılma, ço-
28 | D r . Suat ÜNLÜ

cuk sütten kesilme” HKT 1.“bağışlamak, affetmek” NF


480b/8 49/2, KE 212r/17, ME 59/1,
Ǿadū (<A.) “düşman” MN (2) HKT 16a/1, 2. “vermek, bağış-
10/92 lamak” HKT 36b/2, Ǿafv ķılġan
āfāķ (<A.ç.) “ufuklar” HŞ 184, 1 “bağışlayan, affeden” HKT
MN (2) 43/340 64b/8, 2. “bağışlayıcı, affedici,
Ǿafākaǿl-lah (<A.) “Tanrı affetsin” esma-i hüsna’dan el-afv” HKT
HŞ 3531 99a/4, Ǿafv ķılın- “bağışlanmak,
āfāt(<A.ç.) “felaketler, belalar, affedilmek” HKT 25b/6, Ǿafv
musibetler” MM 57/4 tile- “bağışlanmak istemek, af-
āferįn (<F.) “aferin, beğenme, al- fedilmek istemek “ME 216/5
kış” HŞ 125, āferįn oķı- “aferin afyon (<Yun.) “afyon” HŞ 991,
demek, beğenmek, tebrik et- afyon iç- “afyon içmek, afyon
mek” KE 236r/10 çekmek” HŞ 3742
āfet (<A.) “afet, felaket, bela krş. aġ “ağ, kafes şeklinde seyrek örgü,
afet” KE 203r/5, NF 388/2, HŞ tuzak, örümcek ağı” KE
1560, āfet teg- “afetle karşılaş- e
ğ
144v/19, MM 342/2, HŞ 1924,
mak, felakete uğramak” KE i
t İML 106, aġ ķur- “tuzak kur-
242v/18, āfetdin saķlanmış “gü- mak, ağ kurmak” HŞ 1858, aġ
i
m

nahtan ve kötülükten korun- y


a
sal- “tuzak kurmak” KE
muş, tertemiz” HKT 428b/6, y
ı 144v/14, HŞ 1599
āfet-i ömr “ömrün felaketi” HŞ n
e aġ-“ağmak, aşmak, çıkmak, yük-
v
1179 i selmek, bozulmak, değişmek”
āfetlıġ (<A.+T.) “belaya uğramış” KE 53r/7, MM 280/2, HKT
HKT 469a/9 134b/8, HŞ 1635, İML 111
āfitāb (<F.) “güneş krş. āftāb” HŞ aġa1.“ağabey, yaşça büyük erkek
1341 kardeş krş. aķa” KE 96r/7, 2.
Ǿāfiyet (<A.) “sağlık, esenlik” NF “ağa, büyük” AO 3/5
202/8, KE 134v/17 aġaç(1) 1.“sopa, değnek” KE
afrāsiyāb (<ö.a.) “Afrasyab” HŞ 120r/20, ME 140/8, İML 173,
1341 2. “ağaç krş. yıġaç (1)” HŞ
afrįķa (<y.a) “Afrika” NF 127/13 4267, aġaç ur- “ağaçla vurmak,
āftāb (<F.)“güneş krş. āfitāb” KE ağaçla döğmek” NF 186/13
188v/15 aġaç (2) “fersah krş. yıġaç (2)”
āftābe (<A.) “su kabı, ibrik” MN İML 178
(1) 2/14 aġaç yonġıçı “marangoz, dülger”
Ǿafv (<A.)“af, bağışlama” NF İML 158
115/11, MN (1) 12/12, Ǿafv ķıl-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 29

āgāh (<F.) “haberdar, bilgili” HŞ KE 14r/9, ME 168/3, HKT a


4386, āgāh bol- “dikkatli ol- 146b/7, aġır bolası vaķt bol-
mak, gözünü açmak” NF 76/5, “(gebe kadın için) doğurması
HKT 195a/7, HŞ 287, āgāh ķıl- yaklaşmak” HKT 169a/5, aġır
“haberdar etmek, bilgilendir- buķaġu “ağır bukağı, ağır pran-
mek” HŞ 489 ga” HKT 553b/1, aġır çerig
āgāhlıķ (<F.+T.) “haberli olmak” bolmış ĥālda “toplu olarak”
HŞ 313 HKT 172b/6, aġır iyiş “ağır
aġar- “benzi ağarmak, halsiz düş- kap” HKT 164b/8, aġ(ı)r kel-
mek, kendinden geçmek” KE “ağır gelmek, güç gelmek” NF
83r/13 28/4, HKT 7a/7, aġ(ı)r kelgen
āġāz (<F.) “başlama, başlangıç ” “ağır gelen, çetin” HKT 7a/7,
āġāz ķıl- “başlamak” NF aġ(ı)r ķıl- “ağırlaşmak, zor
199/16, KE 3r/3, HKT 171a/1, gelmek” NF 268/4, aġır ķulaķ
HŞ 1052, MN (2) 27/268 “ağır işiden” İML 139, aġ(ı)r
aġaz- “başlamak” HŞ 1772 yük “ağır yük, büyük mesuli-
aġdam “boyunduruk” İML 158 yet” HKT 46b/7, aġırraķ
aġdur-“ağdırmak, aşırmak, kaldır- e
ğ 1.“daha ağır, daha zor (duy-
mak, yükseltmek, kapatmak”
i
t mak)” NF 88/1 2. “daha ağır,
i
KE 4v/5 m daha güç” KE 128r/8
aġı “altın ve gümüşle işlenmiş ipek y
a
aġırçuķ “ağırsak” İML 162
kumaş, ibrişim giyim, hazine” y
ı aġırla-“ağırlamak, hürmet etmek,
n
KE 160v/7, İML 167 e misafir etmek, ululamak, yü-
v
aġıl “ağıl, hayvan barınağı” İML i
celtmek” NF 8/11, KE 104v/19,
179 ME 32/7, HKT 573a/6, HŞ
aġın“dilsiz, konuşamayan” KE 2407, MN (1) 19/6, İML 104,
172r/5, HKT 264b/6, İML 150, aġırlaġan “ağırlayan, itibar
aġın ķıl- “konuşamamak, disiz eden, yücelten” HKT 321a/8,
olmak” ME 17/2 aġırlamaķ “saygı, hürmet” ME
aġın- “yukarı çıkmak, yükselmek” 32/7
İML 88 aġırlan- “hürmet ve itibar görül-
aġ(ı)r “ağır, ağırlık, zor, güç, çok mek” HKT 312b/1, aġırlanmış
kuvvetli, değer, baha” NF 97/1, “hürmet ve itibar görmüş” HKT
KE 2v/20, ME 22/8, HKT 312b/1
241a/9, HŞ 3703, MN (1) 20/8, aġırlıġ “güzel, değerli, kıymetli
İML 151, AO 4/19, MN (2) krş. aġırlıķ (1)” KE 86r/18
15/149, aġ(ı)r bol- “ağır aġırlıķ(1)“ağırlık, yavaşlık, hür-
olmak, ağır gelmek” NF 199/2, met, saygı, değer, kıymet krş.
30 | D r . Suat ÜNLÜ

aġırlıġ” KE 92r/10, HKT aġmeş (<ö.a.) “(El-AǾmeş)


126a/7 Süleymân bin Mihrân Ebu Mu-
aġırlıķ(2)“hastalık” aġırlıķ kel- hammed. Kûfe’nin büyük alim-
“hastalığa düçar olmak, hasta- lerinden biri” NF 189/12
lanmak” KE 39v/8 aġna- “ağnamak, debelenmek,
aġırlıķ (3)“hezen, damların üzerine kıvranmak” NF 315/17, KE
döşenen büyük ağaç, kiriş” NF 69r/13, ME 85/4, HŞ 370
432/16 aġnat-“debelendirmek, ağnatmak”
aġırsı “ağır, fazla” HŞ 4095 ME 81/4
aġırsın- “(iş) ağır gelmek, güç aġra- “ağırlaşmak” ME 27/6
gelmek, ağrına, zoruna gitmek” aġram “ağırlık” aġram ķıl- “ağır-
NF 124/4, ME 199/4 laştırmak, ağırlık vermek” ME
aġış “yokuş” KE 225v/8 27/6
aġ(ı)z (1)“ağız, giriş, kapak” NF aġrat- “yeğ tutmak, tercih etmek”
25/11, KE 249r/9, ME 62/8, ME 68/8
MM 78/1, HKT 69b/7, HŞ aġrı- 1.“ağrımak, sancımak, acı
2183, MN (1) 9/5, İML 140, e
ğ
çekmek, darılmak, gücenmek,
K7/34, MN (2) 27/270, aġ(ı)z i
t incinmek” NF 139/2, KE
aġrıķ “ağız ağrısı” İML 164,
i
m 193v/7, HŞ 3080, İML 105, 2.
aġız baġla- “oruç tutmak” HŞ y
a
“hastalanmak, ağrıya duçar ol-
54, aġız aç- “oruç açmak” KE y
ı mak” HŞ 1104, İML 106
20r/7, aġız ķıs- “ağzı kapamak” aġrıġ “ağrı, sancı krş. aġrıķ”
n
e
v
MM 240/2 i NF167/2, KE 10v/3, HKT
aġız (2) “yeni doğuran hayvanın ilk 28b/7, HŞ 4428, İML 163,
sütü” İML 55 aġrıġ bol- “acımak, sancımak,
aġızlan-“dile düşmek, hakkında ağrısı olmak” KE 128v/7, aġrıġ
konuşulmak” KE 90v/16 ķıl- “ağrıtmak, sancılandırmak,
aġızlıġ “ağızlı” KE 75r/18 rahatsız etmek” KE 234v/6
aġla- “ağlamak krş. yıġla-, ıġla-” aġrıġ“ağırlık, yük bahası” KE
HŞ 4130, İML 105 52v/14
aġlaķ 1.“boş, ıssız, çorak yer” KE aġrıġlıķ “hasta” aġrıġlıķ bol “hasta-
83v/12, HŞ 665, 2. “eksik” lanmak, hasta olmak” KE
İML 188 80r/717
aġlançı “çabuk ağlayan” İML 148 aġrıķ “ağrı, sancı krş. aġrıġ” KE
aġlat- “ağlatmak, başkasını ağla- 10v/3, MN (1) 17/11
mağa mecbur etmek krş. ıġlat-, aġrır-“üşenip ağırlaşmak” İML 106
yıġlat-” İML 105 aġrıt-“ağrıtmak, incitmek, üzmek”
KE 78r/4, ME 80/7, HŞ 3484
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 31

aġruķ “yük, külfet” ME 178/3, aġza- “söylemek” ME 173/6 a


HKT 40a/1 āh (<A.) “ah, yazık (ünlem)! krş.
aġu“zehir, ağu” NF 33/11, KE ah” KE 220r/3, ME 188/6, MN
81r/21, MM 60/3, HŞ 2712, (2) 18/172, HŞ 3123, āh ķıl-
MN (1) 20/4, aġu bėr- “zehir “ah etmek, hayıflanmak” NF
vermek krş. aġu bir-” NF 147/14, KE 70r/4, MN (2)
196/16, aġu bir- “zehir vermek 26/252, HŞ 711, āh tė- “yazık-
krş. aġu bėr-” HŞ 2822, aġu lar olsun demek” NF 237/17,
bol- “zehir olmak, zehirlemek” KE 76r/3, āh ti- “hayıflanmak,
HŞ 2682, aġu iç- “zehir içmek” yazıklar olsun demek” HŞ 933,
NF 175/12, aġu içür- “zehir āh ur- “ah etmek, hayıflan-
içirmek, zehirlemek” HŞ 1953, mak” KE 20v/10, MN (2)
aġu kizle- “zehir gizlemek, 14/137
zehiri saklamak” HŞ 3463, aġu aħ “yazıklar olsun, yuh! krş. ah” aħ
ķoy- “zehir koymak, zehirle- tuw tė- “yazıklar olsun demek”
mek” HŞ 1636, aġu sal- “zehir- ME 174/8
lemek” KE 162v/2, aġu tatut- aħā (<A.) “kardeş, dost” KE
“zehir tattırmak” HŞ 2614, aġu e
ğ 31v/11
yut- “zehir içmek, zehir yut-
i
t aĥad (<A.) “bir ve tek olan Allah”
i
mak” HŞ 1465 m KE 195v/11, MM 403/3
aġula- “zehirlemek” KE 72r/11 y
a
aĥadlıķ (<A.+T.)“teklik, eşi ve
aġuluġ “zehirli krş aġuluķ” NF y
ı benzeri olmazlık” KE 209r/13
n
33/16, aġuluġ bol- “zehirli ol- e ahār (<F.) “nişasta” KE 70r/6
v
mak” KE 137r/9, aġuluġ er- i
aħbār (<A.ç.) “haber, haberler” KE
“zehirli olmak” NF 184/10, 109v/7, aħbār-ı büldān-ı meftūĥ
aġuluġ ķıl- “zehirlemek, zehir “fethedilen beldelerin haberle-
sürmek” NF 152/13 ri” AO 5/12
aġuluķ “zehirli krş aġuluġ” NF Ǿahd (<A.) 1. “ant, yemin, sözleş-
350/14 me, anlaşma krş. Ǿahid ” NF
aġurşaķlan- “yumrulaşmak” ME 47/17, KE 11v/6, HKT 58a/6,
85/4 MN (2) 36/358, 2. “devir, za-
āġūş (<F.)“uşak, hizmetçi, kul” KE man” MN (2) 34/341, HŞ 1195,
99r/16 ahd ü şarŧ “yemin ve şart”
aġyār(<A.ç.) “yabancılar” HŞ 557, K4/11, Ǿahd ķıl- “sözleşmek,
aġyār bol- “yabancılaşmak, ya- antlaşmak” NF 47/17, KE
bancı olmak” HŞ 2267, aġyār 94v/10, HKT 161a/6, HŞ 379,
çıķ- “sevgli olmamak, sevme- Ǿahd ķılış- “sözleşmek, antlaş-
mek, yabancı olmak” HŞ 2291 mak” NF 433/13, HKT 489a/1,
32 | D r . Suat ÜNLÜ

Ǿahd sındur “anlaşmayı boz- Ǿahid (<A.) “sözleşme krş. Ǿahid”


mak, yemini bozmak” KE ME 110/4, Ǿahid ķılış- “karşı-
114v/1, Ǿahd tile- “ant verilmesi lıklı sözleşmek, karşılıklı an-
istenmek, yemin edilmesini is- laşmak” ME 116/3
temek” KE 225v/2 Ǿahidlü (<A.+T.) “sözleşmeli, ant-
Ǿahdnāme(<A.+F.) “anlaşma bel- laşmalı” ME 170/7
gesi, sözleşme” NF 38/13 āħir (<A.) “ahir, son, sonunda,
āheng (<F.) “ahenk, nağme” HŞ baki, esma-i hüsna’dan krş.
3979, āheng ķıl- “nağme düz- āħır” NF 373/17, KE 65v/4,
mek, nağme yazmak” HŞ MM 50/4, HKT 514a/5, āħir-i
1058, āheng kötür- “çalıp çağı- Ǿömr “ölüm vakti” KE 131v/5,
rıp eğlenmek” HŞ 4007, āheng āħirüǿn nebį “son peygamber
tüzet- “nağme düzmek, nağme Hz. Muhammed” KE 181v/1,
yazmak” HŞ 3815 āħir vaķt “ahiret vakti, son va-
āheste (<F.)“yavaş, usul, acele kit” MM 402/2, āħirüǿz- zamān
etmeksizin” NF 356/7, HKT “ahir zaman, öte dünya, ahiret”
571a/4, āheste ay- “yavaşca e
ğ
KE 51v/18, āħir bol- “sonlan-
söylemek, acele etmeksizin ko- i
t mak, son bulmak” KE 27r/1
i
nuşmak” NF 28/12 m āħiret (<A.) “Ahiret, öbür dünya”
āhestelıķ(<F.+T.) “yavaşlık krş. y
a
NF 58/4, KE 53r/4, HKT 97a/1,
āhestelik” HKT 281a/3, y
ı MN (1) 19/7, āħiret sarāyı
āhestelıķ birle oķu- “yavaş ya- n
e “Ahiret yurdu, Ahiret sarayı,
v
vaş okumak” HKT 553a/2 i Cennet” HKT 435b/3
āhestelik(<F.+T.) “yavaşlık krş. āħirįn (<A.ç.) “sonrakiler” KE
āhestelıķ” āhestelik ķıl- “yavaş- 249r/5
lamak, yavaşlatmak” ME 176/1 āħirķı (<A.+T.) “sonraki” HKT
aħılıķ (<A.+T.) “kardeşlik” HŞ 512a/8
2922 aĥkām(<A.ç.)“hükümler, emirler,
aħır “yemlik krş. āħūr” İML 179 şartlar” NF 188/7, KE 206r/11,
āħır(<A.) “sonunda, neticede, ni- ME 79/3, MM 24/1
hayet, son krş. āħir, āhır” HŞ aħlāk (<A.) “ahlak” MM 392/2,
1002 HŞ 214, aħlāk-u efǾāl-u aǾmāl
āħır (<A.) “son krş. āħir” ME 63/6, “yaradılış, fiiller ve ameller”
MN (2) 24/235 MM 398/1
aħıt- “akıtmak krş. aķıt-” KE aĥmaķ (<A.) “ahmak, sersem, şaş-
248v/1 kın, aptal” NF 148/7, KE 40v/1,
aħį (<A.) “kardeşim” KE 182v/1 ME 83/2, aĥmaķ bol- “ahmak
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 33

olmak, aptalca davranmak, şaş- nınmış tâbiǾîn krş. Ebuǿl- a


kın olmak” NF 427/3 ĥasan” NF 257/15
aĥmaķlıķ(<A.+T.) “ahmaklık, ap- aĥnāķ (<ö.a.) “kum tepeleri olan
tallık, sersemlik” NF 424/1, bir yer” KE 29r/12
ME 83/2 aħru “yavaş krş. aķru, aķrun, aķrın,
aĥmaķsın-(<A.+T.) “aptal saymak” aķıru, arķun” İML 80
ME 198/5 aħsa-“aksamak, topallamak krş
aĥmed(1)(<ö.a.) “Hz. Muham- aķsa- ” İML 122
med’in isimlerinden biri” NF aħsaķ “topal, aksak krş. aķsaķ” KE
79/12, KE 181v/16, HKT 172r/6, MM 195/3, HKT
529a/3 343b/3, İML 142
aĥmed (2) (<ö.a.) “Seyid Ahmed, aĥsen (<A.) “en güzel” KE 65v/20,
Son Altın Ordu hanı” K VII/27 aĥsen-i istikmāl-i umūra “öm-
aĥmed hanbel (<ö.a.) “Ahmed bin rün en güzel çağı” AO 5/13,
Muhammed Hanbel. İbn aĥsenüǿl- ħāliķįn “yaratıcıların
Hanbel namı ile meşhur İslâm en güzeli olan Allah” KE
fakihi” NF 202//1 159r/21, aĥsenüǿl-ķaśas “kıssa-
aĥmed ħoca(<ö.a.) “Hacı Girey e
ğ nın, anlatının en güzeli” KE
yarlığında geçen gümrük yük-
i
t 66r/2
i
sek amiri” K I/11 m aĥsent (<A.) “aferin” HŞ 2406,
aĥmed ibniǿl-harrāz (<ö.a.) “Ebû y
a
aĥsent ay- “aferin demek, takdir
SaǾîd Ahmed bin İsâ el Harrâz. y
ı etmek” HŞ 2370, aĥsent ķıl-
n
Fena ve bekâ nazariyesinin ku- e “takdir etmek, beğenmek” HŞ
v
rucusu olarak bilinen mutasav- i
2088
vıf” NF 320/8 aħsır-“aksırmak, hapşırmak,
aĥmed paşa (<ö.a.) “Gedik Ahmed tınsırmak krş. aħsur-, aķsur-”
Paşa, Osmanlı sadrazamı” K İML 113
IV/11 aħsur-“aksırmak, hapşırmak,
aĥmed ibnü yaĥyā (<ö.a.) “Ahmed tınsırmak krş. aħsır-, aķsur-”
bin Yahyâ bin Câbir el KE 6v/13, ME 168/6
Belâzûrî. IX. Asır Arap tarihçi- aħşam “akşam krş. aķşam” NF
lerinin en büyüklerinden biri” 266/15, KE 31r/4, ME 105/3,
NF 199/5 MM 124/3, İML 184, aħşam
aĥnaf bin kays (<ö.a.) “Ebû Bahr bol- “akşam vakti olmak, hava
Sahr bin Kays bin Muâviye el kararmak” NF 29/17, KE 38v/2,
Ahnaf es-SaǾdî et-Temîmî. Fe- aħşam namāzı “akşam namazı,
tihleri, cesareti ve zekası ile ta- akşam namazı vakti” NF 25/16
34 | D r . Suat ÜNLÜ

aħşamlıķ “akşamlık” aħşamlıķ bėr- ajunçı (<Sog.+T.)“dünya sahibi”


“akşam yemeği vermek, akşam- İML 145
latmak” KE 204r/5 ajunluġ (<Sog+T.) “dünyalık” HŞ
aħtar- “kazmak, kazımak, alt üst 2850
etmek aķtar-” NF 192/1, KE ajya“kireç, alçı, sıva” ME 92/7
97r/16 aķ “ak, beyaz, beyaz tenli kişi” NF
aħtarıl- “alt üst edilmek, aktarıl- 38/12, KE 3v/15, ME 99/7,
mak, devrilmek” HKT 566b/5, MM 39/1, HKT 27a/8, HŞ
İML 104 1437, MN (1) 5/5, İML 186, Ka
aħtarış- “teşvik edişmek” ME 2/14, aķ bol- “beyazlamak,
201/3 ağarmak” NF 55/2, KE
aħter (<F.) “yıldız” MN (2) 13/128 160v/20, ME 163/5, HŞ 4070,
aħtıġ “torun” MM 231/2 aķ çaķır ayaķ “berrak kadeh”
āhū (<F.) “ceylan” HŞ 1389, MN HKT 511b/2, aķ it- “beyazlaş-
(2) 27/271 tırmak, beyazlatmak” HŞ 4235,
āħūr (<F.) “ahır, dam krş. aħır” KE aķ közlü “beyaz gözlü (gözünün
117v/20, HŞ 474 e
ğ
akı çok olan” İML 140, aķ ordu
aĥvāl (<A.ç.) “hal, durum, durum- i
t devleti “Ak Ordu Devleti “ HŞ
210, aķ saķallıķ “yaşlı” MN (1)
i
lar, haller” NF 8/9, ME 115/7, m

MM 296/1, HŞ 1895, MN (2) y


a
8/10, aķ tiñiz “Akdeniz” MN
43/431 y
ı (1) 5/3, aķ tonluķ “beyaz ve
ahvāz(<ö.a.) “Güneybatı İran’da temiz donlu, beyaz elbiseli”
n
e
v
Hûzistan eyaletinin merkezi i MN (1) 8/14, aķ yir “çorak yer,
krş. abhāz” NF 112/5 çöl” HKT 282b/1, HŞ 4669,
aħyel(<A.)“Araplarda uğursuz aķraķ “daha beyaz, daha ak”
sayılan arı kuşu, boyun buran NF 57/7, KE 176v/7, MN (1)
kuşu” KE 13r/20 15/9
aĥzāb “Hendek savaşı” aĥzāb aķ- (1) “akmak krş. ıķ-” NF 21/8,
toķuşı “Hendek savaşı” NF KE 16v/6, ME 154/7, MM
74/10 79/3, HKT 42a/8, HŞ 816, MN
ajun (<Sog.) “dünya, varlık biçimi (1) 9/15, İML 104, MN (2)
krş. acun” KE 5v/6, MM 380/2, 25/251, aķar su “akar su” İML
HŞ 172, İML 79, ajun cevri 180, aķġan 1. “akan” HKT
“dünyanın acısı, kederi, dünya 572a/6, 2.“yağan” HKT 124a/6
tasası, sıkıntısı” HŞ 1868, aķ- (2)“talan etmek, bozguna uğ-
ajun tut- “yer tutmak, mekan ratmak, yağma etmek” NF
elde etmek, yerleşmek” HŞ 161/4, ME 129/1
1261
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 35

aķa (<F.) “ağabey, büyük kardeş Ǿaķıl (<A.) “akıl krş. Ǿaķl, aķıl” a
krş. aġa” KE 197v/1 ME 173/3, MM 62/1, HŞ 1523,
Ǿaķabe (<A.) “sarp, yokuş” HKT Ǿaķıl bol- “akıllı olmak, akıl
574a/6 sahibi olmak” HŞ 864
Ǿaķabe ibnü Ǿamir (<ö.a.) “Ebû Ǿaķıllıġ (<A.+T.) “akıllı, aklı olan
Hammâd ǾAkaba bin ǾÂmir el krş. Ǿaķllıġ” HŞ 1266
Cehnî. Sahabeden bir zat” NF Ǿaķıllıķ (<A.+T.) “akıllılık krş.
38/17 Ǿaķllıġ” HŞ 1511
aķar-“ağarmak, aklaşmak, beyaz- Ǿaķılsın-(<A.+T.) “kendini akıllı
laşmak” NF 66/9, KE 99r/15, saymak” ME 199/6
ME 163/5, HKT 61a/9, HŞ Ǿaķılsız (<A.+T.) “ahmak, aptal
4243, MN (1) 21/9, İML 102 krş. Ǿaķlsız” ME 90/5
aķart-(1)“ağartmak, temizlemek, aķın (1) “akın, hücum, sel” ME
aklaştırmak” KE 100v/2 48/1, HKT 242a/5, HŞ 3595
aķart-(2) “kabuk soymak” ME 75/7 aķın (2) “asker” KE 223v/19
aķayġır “çifte yıldızlar” İML 184 aķıncı “akıncı” ME 48/2
aķboz “donu bütün ak olan zat” aķır-“anırmak krş. anır-” HKT
İML 171 e
ğ 224b/1, İML 123, aķırmaķ
aķça “akça, para” NE 152/5, HŞ
i
t “anırma” HKT 224b/1
i
1932 m aķıru “yavaş krş. aķru, aķrun, aħru,
aķd (<A.) “nikah, sözleşme, an- y
a
aķrın, arķun” KE 237r/17
laşma krş. Ǿaķıd, Ǿaķd” Ǿaķd ķıl- y
ı aķış- “yağma edişmek” ME 122/8
n
“sözleşmek, anlaşmak” HŞ e aķıt- “akıtmak krş. aħıt-” NF
v
1541 i
68/17, KE 68r/14, ME 50/5, HŞ
Ǿaķd (<A.) “nikah, sözleşme, an- 3446
laşma krş. Ǿaķıd, aķd” KE Ǿaķib (<A.) “bir diğerinin arkasın-
77v/13, MM 244/3, Ǿaķd ķıl- dan gelen” K 6/23
1.“sözleşmek, antlaşmak” NF Ǿāķib (<ö.a.) “Nahran kabilesinin
255/16, KE 109v/1, MM 255/4, ulu kişisi” NF 143/3
HKT 81a/9, 2. “nikahlanmak, Ǿāķibet (<A.)“son, sonunda, niha-
evlenmek” HKT 404b/7 yet” NF 152/11
aķı“cömert, eli açık” KE 158r/14, Ǿaķįķ (<A.) “akik, bir tür değerli
MM 109/2 taş” KE 50v/8, MN (2) 11/108,
Ǿāķıbet (<A.) “nihayet, son, sonuç, HŞ 3379
netice krş. aķıbet” KE 237r/14, Ǿāķil (<A.) “akıllı” NF 110/7, KE
HKT 85b/1, MN (2) 38/381 10r/18, MM 54/4, Ǿāķil ėr “aklı
Ǿaķıd (<A.) “anlaşma, sözleşme yerinde olan kişi, aklından do-
krş. Ǿaķd” ME 31/2 layı dini sorumluluğu olan kişi”
36 | D r . Suat ÜNLÜ

MM 15/3,Ǿāķilraķ “çok akıllı, aķrınraķ “daha yavaş” KE


çok bilgili” NF 437/4 134r/13
Ǿaķįm (<A.) “hafif esen rüzgar” aķrınlıķ “yavaşlık krş. aķrunlıķ”
KE 156r/3 KE 88r/9
Ǿaķl (<A.) “akıl, us krş. Ǿaķıl” NF Ǿaķribā (<A.ç.) “akrabalar” NF
70/9, KE 31r/16, MM 332/3, 443/12
HKT 572b/7, MN (2) 10/95, aķru “yavaş, sessiz krş. aķrun,
HŞ 3076, Ǿaķl eđisi “akıl sahi- aħru, aķrın, aķıru, arķun” NF
bi” NF 423/5, Ǿaķl u idrāk “akıl 371/14, KE 231v/6, ME 109/3,
ve anlayış” MM 328/3, Ǿaķlġa HŞ 1898, aķru oķu- “kısık sesle
kel- “ayılmak” NF 437/15, okumak” HKT 281a/9, aķru
Ǿaķldın oķ “aklı bomboş olan” sözle- “fısıldamak” HKT
HKT 369a/3, Ǿaķlı bolmaķ “ol- 147b/8, aķru sözleş- “gizli ola-
gunlaşma” HKT 274a/3, Ǿaķlı rak konuşmak, fısldaşmak”
kėt- “şuurunu yitirmek” NF HKT 307b/6, aķruraķ “daha
147/14, Ǿaķlı kit- “sarhoş ol- yavaş biçimde, daha sessiz ola-
mak” HKT 427b/1, Ǿaķlı yitiz e
ğ
rak “ KE 226v/2
bolmaķ “olgunlaşma” HKT i
t aķrun “yavaş, sessiz krş aķru, aħru,
i
369a/9 m aķrın, aķıru, arķun” NF 383/6,
aķlıķ “aklık, beyazlık” NF 389/13, y
a
aķrun çıķ- “yavaşça çıkmak,
KE 171v/6, ME 162/4, HKT y
ı sessizce çıkmak “ HŞ 3032,
293b/5
n
e aķrun kir- “yavaşça girmek,
v
aķlįmā (<ö.a.) “Adem Peygam- i sessizce girmek HŞ 1122, aķrun
ber’in kabil’le birlikte doğan sür- “yavaş gitmek, yavaşça ha-
kızı” NF 337/7 reket etmek, sessizce sürmek”
Ǿaķllıġ(<A.+T.)“akıllı, zeki krş. HŞ 1901
Ǿaķıllıķ, Ǿaķıllıġ” KE 231r/6 aķrunlıķ “yavaşlık krş. aķrınlıķ”
Ǿaķlsız (<A.+T.)“aptal, akılsız krş. HŞ 1899
Ǿaķılsız” Ǿaķlsız bol-“ sarhoş Ǿaķs(<A.) “akis” HŞ 824, MN (2)
olmak” HKT 511b/3 35/352
aķrāǾ bin ĥābis (<ö.a.) “AkraǾ bin aķsa-“topallamak krş. aħsa-” İML
Hâbis bin İkâl et- Temîmî. Sa- 112
habeden bir zat” NF 291/16 aķsaķ “aksak, topal krş. aħsaķ” KE
aķrān (<A.)“benzer KE 66v/8 111r/16, HŞ 1160
Ǿaķreb (<A.) “akrep” NF 346/17 aķsaķlıķ“topallık, sakatlık” KE
aķrın “yavaş krş. aķrun, aķru, aħru, 111r/17
aķıru, arķun” KE 115v/7, aķsur- “aksırmak krş. aħsur-, aħsır-
” NF 278/10
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 37

aķşam (<F.) “akşam krş. aħşam” mak” NF 82/5, 7. “misafir et- a


MN (2) 3/20 mek, ağırlamak” NF 27/5, 8.
aķta(<Mo.) “iğdiş edilmiş at” MM “çıkarmak” HKT 167a/5, 9.
226/3 “geri almak” HKT 164a/3, 10.
aķtaçı (<Mo.+T.) “seyis, at binici- “gidermek, yok etmek” HKT
si” HŞ 2019 128b/7, 11. “kaydetmek” HKT
aķtur- “aktırmak, akıtmak, akması- 496a/1, 12 “yeterlilik fiili” AO
nı sağamak” NF 369/7, KE 4/14, alġan 1. “alan” HKT
157v/8, ME 56/6, HKT 242a/5, 42b/6, HŞ 2480, 2. “kaydeden”
HŞ 2424, aķturmaķ “akıtma” HKT 496a/1, alıġlı “kabul eden,
HKT 558a/7 alan” HKT 498a/4, alıp bar-
Ǿakūz (<ö.a.) “Semdun’un uğradığı “götürmek” HKT 132a/5, al-
adanın valisi” KE 141r/18, maķ “alma” HKT 100b/3, HŞ
Ǿakūz melik bin māriĥ “bkz. 1611, almaķġa āsān ķılın- “isti-
Ǿakūz” KE 142r/6 fadesi kolaylaştırılmak, istifa-
aķvāl (<A.ç.) “sözler” NF 2/11 deye sunulmak” HKT 558b/6,
al (1) 1.“kırmızı” KE 182r/1, HŞ almaķġa āsān ķılınmaķ “istifa-
519, MN (2) 11/106, 2. e
ğ deye sunulma” HKT 558b/6
“külrenkli at” İML 171, al
i
t ala 1.“ala renkli, bir çeşit deri has-
i
nişānlıġ yarlıġ “al, kırmızı ni- m talığı, cüzam hastalığı” NF
şanlı ferman” Ka. 2/21, al y
a
55/1, KE 232r/7, HŞ 1949, 2.
tamġalıġ yarlıġ “al damgalı y
ı “ala, benekli at” İML 171, ala
n
ferman”AO 2/51 e
v
bol- 1.“rengi solmak, rengi at-
al (2) “hile, aldatma” KE 117v/18, i
mak” KE 225r/5, 2. “ala renkli
ME 148/7, HŞ 872, al ėdiş- “hi- olmak” ME 163/2, ala köñül
le yapmak” ME 113/1, al ķıl- “sinsi düşünce” AO1/10, ala
“hile yapmak, aldatmak” KE ton “alaca giyim (kayuştan gi-
77r/10, ME 148/6, HŞ 1271 yim)” İML 167, ala tonluķ “ala-
āl (<A.) “aile, hanedan, kavim” KE ca giyimli”MN (1) 8/15, ala
186v/1, HKT 451a/4 yinlig “alaca hastalığına tutul-
al- 1“almak” NF 26/10, KE 39r/2, muş, alaca tenli (kimse)” HKT
ME 178/4, MM 252/1, HKT 121b/4
58a/3, HŞ 1453, MN (1) 19/4, ālā(<A.ç.) “ihsanlar, bahşişler” KE
İML 75, AO 3/11, MN (2) 172v/10
12/110, 2.“fethetmek” NF 69/2, aǾlā (<A.) “en yüce, en ulu, bü-
3. “satın almak” NF 112/5, 4. yük” KE 218r/1, MN (2)
“sel basmak” NF 82/5, 5. “ev- 12/118
lenmek” NF 6/9, 6. “su bas-
38 | D r . Suat ÜNLÜ

Ǿalaf (<F.) “ot, yem, saman krş. alçaġ (1)“alçak, bayağı” alçaġ bol-
Ǿalif, Ǿalef ” ME 137/5 “alçalmak, bayağılaşmak” ME
aǾlā ĥaddihi (<A.)“yüksek derece- 146/5
de” KE 198v/4 alçaġ (2)“itaatkar krş. alçaķ” HKT
aǾlā hazā (<A.)“onun üzerine” KE 543b/6, alçaġ bol- “saygılı ol-
211r/8 mak, hürmet göstermek, itaat
aǾlā Ǿilliyyįn (<A.) “Cennetin ve etmek” HKT 516a/5, alçaġ
gökyüzünün en yüksek tabaka- bolġan “itaatkar, hürmetkar”
sı” NF 92/14 HKT 525a/4
ǾālaǾl-lah (<A.) “yüce Tanrı” HŞ alçaġlıķ“uysallık, itaat krş.
3123 alçaķlıķ” alçaġlıķ ķıl- “uysal
alalı “abraş, alaca tenli” İML 164 olmak, itaatkar davranmak” ME
alalıķ (1) “vücutta lekeler olan bir 173/8, alçaġlıķ ķılġan “itaatkar”
tür deri hastalığı, cüzzam” KE HKT 317a/9, alçaġlıķ ķılġan
119v/21, alalıķ bol- “cüzam eren “itaatkar eren” HKT
olmak, cüzam hastalığına yaka- 403a/6, alçaġlıķ ķılġan tişi “ita-
lanmak” KE 225r/3 e
ğ
atkar kadın” HKT 403a/6
alalıķ(2) “uyuşmazlık, muhalefet” i
t alçaķ “alçak gönüllü, mütevazi,
alalıķ kemiş- “muhalefet etmek,
i
m itaatkar krş. alçaġ (2) ” NF
anlaşamamak” KE 232v/8 y
a
423/7, alçaķ bol-“itaat etmek,
aǾlam(<ö.a.)“Musa peygamberin y
ı uysal davranmak” HKT 325a/4
olağanüstü şeyler gördüğü alçaķlıķ “alçak gönüllülük, tevazu,
n
e
v
kent” KE 127v/16 i uysallık krş. alçaġlıķ” NF
Ǿalāmet(<A.) “alamet, iz, nişan, 374/7, alçaķlıķ ķıl- “alçak gö-
işaret, belirti” NF 233/4, KE nüllülük göstermek, tevazuda
35v/20, ME 67/7 bulunmak” NF 248/8, ME
alar“onlar” HŞ 566, MN (1)5/1, 161/2
AO 1/10 alçı “hileci, hilekar” İML 157
alasız “lekesiz, kusursuz” alasızın alçıġ “alçı” İML 158
“lekesiz ve kusursuz bir halde” alçıġçı “alçıcı” İML 157
HKT 302a/3 alda- 1.“aldatmak, kandırmak” NF
ālāt (<A.ç.) “aletler, vasıtalar” 402/7, KE 126r/5, ME 73/6,
ālāt-ı đarb “kamçı, savaş alet- HKT 178b/4, HŞ 2173, 2. “ta-
leri” K 6/17 lep etmek, dilemek, istemek”
alay “böyle” K3/12 HKT 233a/5, aldaġan kişiniñ
alban “bir çeşit toprak vergisi” Ǿamelin ķıl- “aldatmaya çalış-
alban al-“toprak vergisi almak, mak” HKT 2b/8, aldaġanlar
emlak vergisi almak”K1/37 Ǿamelin ķıl- “aldatmaya çalış-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 39

mak” HKT 98a/7, aldamaķ “al- dikmek, işaret koymak, belirt- a


datma, kandırma” HKT 137b/6 mek” HŞ 2015
aldaġ “hile, tuzak, düzen” HŞ 742 alem (1)(<A.)“bayrak, sancak,
aldan-“aldanmak” ME 144/2, HKT işaret, damga krş. Ǿalem” MN
333b/2, HŞ 3070 (1) 3/3
aldanıl- “aldatılmak, kandırılmak” Ǿālem (<A.) “alem, kâinat, dünya”
HŞ 2185 NF 440/8, KE 3v/2, MM 338/1,
aldaş- “aldaşmak, karşılıklı aldan- HKT 437b/2, HŞ 127, MN (1)
mak” ME 117/1, aldaşmaķ 8/2, MN (2) 18/174, Ǿālem-i
“karşılıklı aldanma” HKT melekūt “melekler alemi” NF
534a/2, aldaşmaķda yiñgenniñ 295/10, Ǿālem-penāh “cihanın
Ǿamelin ķılġan “aldatmayı iyi sığınacağı yer” K10/11, Ǿālem-i
bilen, aldatmanın, hilenin ceza- süflį “bu dünya” KE 66v/13
sını veren” HKT 98a/7 Ǿālem ārāy (<A.+F.) “alemi süsle-
aldım “balta” aldım ur- “baltayla yen” MN (2) 14/138
vurmak, baltalamak” KE Ǿālemler (<A+T.) “bütün insanlar
109r/10 ve bütün mahlukat, cümle
aldırtın “önden, önceden” AO 1/8 e
ğ âlem” HKT 7b/1
aldur- “aldırmak, kaptırmak, elden
i
t Ǿālemiyān (<A.+F.) “dünyevî”
i
çıkarmak” NF 325/4, KE m HKT 52b/8
77r/11, ME 141/2, HŞ 1814 y
a
Ǿālemlıġ(<A.+T.) “insan, canlı krş.
Ǿalef (<F.) “hayvanın yediği ot ve y
ı Ǿālemluķ” KE 157r/12
n
saman krş. Ǿalaf, Ǿalif” HŞ 1941 e Ǿālemluķ (<A.+T.) “insan, canlı
v
āleh(<A.) “tapınılacak şey” HŞ i
krş. Ǿālemlıġ” KE 232v/14
4608 Ǿalemlü (<A.+T.) “damgalı, işaretli
Ǿalem (<A.)“bayrak, sancak, işaret, krş. Ǿalemlüg” ME 102/8
damga krş. alem (1)” NF 50/8, Ǿalemlüg (<A.+T.) “damgalı, işa-
KE 106v/8, HŞ 3288, Ǿalem retli krş. alemlü” Ǿalemlüg
bol- “damgalanmak” HŞ ķıl- “damgalamak, işaretlemek”
3288,Ǿalem ķıl- “işaret koy- ME 52/7
mak, damgalamak” ME ālet (<A.) “alet, araç, gereç” NF
76/7,Ǿalem tik- “bayrak dikmek, 267/4, HKT 484b/1, HŞ 1039
sancak açmak” HŞ 704,Ǿalem Ǿaleyhiǿl-laǾne (<A.) “lanet onun
toķu- “ işaret koymak, damga- üzerine olsun (şeytan için) an-
lamak” ME 76/7,Ǿalem tut- lamında kullanılmıştır” HKT
“bayrak tutmak, sancak tutmak” 324b/8, K6/13
NF 139/12, Ǿalem ur- “bayrak
40 | D r . Suat ÜNLÜ

Ǿaleyhiǿś-ŝalāti veǿs-selām (<A.) alınlıġ “alınlı” KE 181r/8


“salat ve selam onun üzerine alış “ırak, uzak” HŞ 4686
olsun” K 6/28 alış- (1)“alışmak, tutuşmak, bera-
Ǿaleyhiǿs-selām (<A.)“selam onun berce yapmak, yardımlaşmak”
üzerine olsun (Cebrail icin) an- KE 68v/4, HKT 45 a/1, HŞ
lamında kullanılmıştır” HKT 1452
577b/3, MN (1) 7/12 alış- (2) “karşılıklı almak” ME
Ǿaleyk (<A.) “selam” Ǿaleyk al- 112/8, İML 133, AO3/4
“selam almak, Ǿaleyküm selam Ǿalį (1) (<ö.a.) “Hz. Ali, Müslü-
demek” KE 129v/11, Ǿaleyküm manların dördüncü halifesi” NF
selām “selam sizin üzerinize ol- 5/7, KE 14v/5, MM 11/3, MN
sun” MM 407/4, Ǿaleykümüǿs- (1) 16/11, MN (2) 10/90, HŞ
selām “selam sizin üzerinize ol- 159, Ǿalį ibn ebį tālib “bkz. Ǿalį”
sun” NF 305/9 KE 198r/19, Ǿalį ibnü ebį tālib
alġu “alacak, borç” ME 108/5 “bkz. Ǿalį” NF 202/17, Ǿalįyy-i
alġuluġ “alacaklı” NF 195/13 murŧażā “bkz. Ǿalį” KE 202r/14,
alıġ (1) “uysal, mütevazi” alıġ bol- e
ğ
Ǿalįyyüǿl murŧażā “bkz. Ǿalį”
“uysal olmak, mütevazi dav- i
t KE 217r/12, emįrüǿl-müǿminįn
Ǿalį “bkz. Ǿalį” KE 175r/11
i
ranmak” ME 146/5 m

alıġ (2) “aciz, zayıf” HŞ 2276 y


a
Ǿalį (2) (<ö.a.) “Hz. Hüseyin’in
alıġ (3) “alış” K1/28 y
ı oğlu” NF 243/6, KE 247v/19
alıl- “alınmak, almak, edinmek, Ǿālį (3) (<A.) “ulu, yüce, yüksek”
n
e
v
kabul edilmek bkz. alın-” İML i K 7/39, Ǿālį ķıl- “yüceltmek,
129 ululamak” KE 2r/8, Ǿālį tut-
al(ı)n “alın, karşı, ön taraf” NF “yüceltmek, saygı göstermek,
197/4, KE 76r/20, MM 291/4, hürmet etmek” HŞ 2100
HKT 429b/2, HŞ 440, İML Ǿalį baħşı (<ö.a.) “Hacı Girey yar-
140, alın çat- “kızmak, hiddet- lığını yazan katip” K I/54
lenmek” HŞ 1643 Ǿāl-i Ǿimrān(<A.) “Kur’an’ın 3.
alın- “alınmak, almak, edinmek, suresi” KE 66r/15
kabul edilmek bkz. alıl-” NF Ǿalif (<A.)“ot, yem, saman
250/3, KE 222v/18, ME 136/5, krş.Ǿalaf, Ǿalef” NF 299/17
MM 79/4, HKT 516a/3, HŞ Ǿalį ibniǿl-muvaffaķ(<ö.a.) “ǾAlî
2096, K5/7, alınmış “alınmış” bin Muvaffak el-Bagdâdî. Irak
HKT 46a/2, alınmış ot “ateş meşayihinin başta gelenlerinden
parçası” HKT 301b/1 biri” NF 270/15
alındur- “aldırmak, edinmek” ME Ǿālim (<A.)“alim, bilgin, bilge” NF
21/5 148/3, KE 8v/21, MM 380/4,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 41

HKT 383a/2, MN (1) 18/11, HŞ MM 106/1, Allahu ekber a


4682, Ǿālim bol- “alim olmak, “Allahü ekber, Allah uluların
bilgili olmak” NF 234/17, ulusudur” HŞ 4173, MN (2)
Ǿālimraķ “çok bilen, çok bilgili” 16/157, Allahu taǾālā “yüce
KE 21r/16, Ǿālimrek “çok bilen, Tanrı” HŞ 1
çok bilgili” HŞ 4708 alma “elma” NF 171/4, KE 12v/17,
Ǿālįm (<A.)“çok bilen, Allah’ın HŞ 1055, İML 75
sıfatlarından biri” KE76r/17, alnaş- “karşı karşıya gelmek, karşı-
Ǿālimüǿl-esrār “sırları bilen, Al- laşmak” NF 25/15
lah” KE 163r/5 alnuş- “almak” ME 212/3
Ǿaliyy-i aśġar (<ö.a.) “Hz. Ali’nin alp “alp, cesur, yiğit, kahraman”
oğlu” KE 247r/16 KE 61v/14, ME 32/6, İML 55
Ǿaliyy-i ekber (<ö.a.) “Hz. Ali’nin alpaġut “cesur, yiğit, kahraman”
oğlu” KE 247v/7, Ǿaliyyüǿl NF 151/9, KE 132r/11
ekber “bkz. Ǿaliyy-i ekber” KE alplıķ“cesurluk, yiğitlik,
247v/3 bahadarlık, kahramanlık krş.
Ǿaliyye(<A.) “yüksek, yüce” K6/33 alpluķ” İML 89
alķ- “berbat ve yok etmek” İML e
ğ alpluķ“cesurluk, yiğitlik,
105
i
t bahadarlık, kahramanlık krş.
i
alķa “övgü” KE 142v/9 m alplıķ” ME 80/6, alpluķ ķıl-
alķın “yok olmak, bitmek, tüken- y
a
“yiğitlik göstermek, cesurca
mek” İML 124 y
ı davranmak” ME 103/1, alpluķ
n
alķış “birisi için açıkça iyilik dile- e
v
ķılış- “birbirlerine karşı yiğitlik
mek” alķış it- “açıkça iyilik di- i
göstermek, birbirlerine karşı ce-
lemek” İML 126, AO 2/49, surca davranmak” ME 113/3
alķış ķıl- “açıkça iyilik dile- aslıķ- “malı mülkü yağma edil-
mek” AO 1/46 mek” İML 148
all “ön, karşı taraf” KE 210v/20 alt “alt, aşağı” NF 243/15, KE
Allāh (<A.)“Allah, Tanrı krş. Al- 6r/19, HKT 249b/1, HŞ 4712,
lah” KE 33v/21, CE 2/3, Allāh MN (1) 9/4
taǾālā “bkz. Allāh” KE 49v/19, altaġu “altısı” KE 86v/18
K5/6, Allāhu ekber “Allahü atlatıcı “yankesici” İML 156
ekber, Allah uluların ulusudur” altı “altı (6)” NF 97/14, KE
KE 114v/12, Allāhu taǾālā “yü- 13r/21, MM 66/3, HKT 206a/1,
ce Tanrı” K4/8 HŞ 3107, İML 186, MN (2) 1/4
Allah (<A.) “Allah, Tanrı krş. altı kün “altı gün”MN (1)
Allāh” MM 17/4, HKT 281a/8, 12/13, altı yaşķa yit- “altı yaşı-
HŞ 12, Allah kelāmı “Kur’an” na ulaşmak, altı yaşında olmak”
42 | D r . Suat ÜNLÜ

HŞ 287, altıda bir “altıda bir” altun (2) “alt taraf” İML 90, altun
HKT 77b/1 nişānlıġ yarlıġ “altın mühürlü
altı miñ “altı bin (6000)” NF ferman” AO 1/22
175/7, KE 47r/6 altunçılıķ“altın yapma işi, kuyum-
altın “alt” HKT 439b/5 culuk” KE 124r/17, altunçılıķ
altınboġa(<ö.a.) “Altınboğa” HŞ it- “altın işleme işiyle uğraş-
4683 mak, kuyumculuk yapmak” HŞ
altınç “altıncı (6.) krş. altınçı” NF 2045
168/4, KE 73r/21 altunla- “altunla süslemek” ME
altınçı “altıncı (6.) krş. altınç” NF 65/8
240/6, KE 3v/19, HKT 519b/7, altunlıġ “altınlı” İML 77
MN (1) 7/7, AO 2/53 altunsız “altını olmayan, altınsız”
altı yüz “altı yüz (600)” NF 57/12, İML 84
KE 24r/14 Ǿam (<A.) “amca krş. Ǿamm,
altı yüz miñ “altı yüz bin (600 Ǿammį” HKT 405a/3
000)” NF 272/7 am (<A.) “avam, halk, ahali, genel,
altı yüz yigirmi “altı yüz yirmi e
ğ
herkes krş. Ǿām(m)” HŞ 1055
(620)” NF 4/12 i
t Ǿām(m) (<A.) “avam, halk, ahali,
i
altmış “altmış (60)” NF 65/11, KE m genel, herkes krş. am” NF
14r/15, MM 221/1, HKT y
a
225/2, KE 10v/6, MM
519a/8, HŞ 1902, MN (1) y
ı 315/4,Ǿām u ĥayvān “canlılar,
12/14, İML 84 mahlukat” MM 316/1
n
e
v
altmış bir “altmış bir (61)” KE i aǾmā (<A.) “kör, ama” MN (2)
151v/5 25/250
altmış miñ “altmış bin (60 000)” āmāde (<F.) “hazır, hazırlanmış”
NF 306/8 NF 436/6, āmāde bol- “hazır
altmış taķı bir “altmış bir (61)” olmak” NF 241/12, āmāde ķıl-
MM 207/3 “hazırlamak” NF 64/1, MN (1)
altmış üç “altmış üç (63)” NF 14/7, āmāde ķılın- “hazırlan-
101/8, KE 198r/16 mak” NF 368/15
altun (1)“altın” NF 205/7, KE āmādelıķ(<F.+T.)“hazırlık, hazır-
6r/17, ME 4/2, MM 187/1, lanma” āmādelıķ ķıl- “hazır-
HKT 57a/3, HŞ 396, MN (1) lanmak, hazırlık yapmak” NF
7/1, İML 98, altun bol- “kıy- 310/7
metli olmak, altın değerinde aǾmāl (<A.ç.) “işler, ameller” KE
olmak” KE 102r/5 249r/4, MM 398/1
Ǿamāliķa(<ö.a.) “Hicaz’ın kuzey ve
Filistin’in güneyinde İsrail
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 43

oğulları ile aralarında devamlı mak” HKT 118b/6, Ǿamel bol- a


düşmanlık olan eski bir Arap “iyi ve doğru davranışda bu-
kavmi. Davud peygamber ile lunmak” NF 177/8, Ǿamel ķıl-
savaşmışlardır” KE 30v710 “yapmak, işlemek” NF 200/13,
amān (<A.) “güvence, emniyet” KE 22v/2, MM 22/3, HKT
KE 232v/20, ME 85/8, MM 268b/5, MN (1) 18/12, Ǿamel
13/1, MN (2) 11/101, amān ķılġan “yapan, işleyen” HKT
baġışlaġan “emniyet veren, hi- 65a/5
maye eden, esma-i hüsna’dan” Ǿamel ibnü şeybe (<ö.a.) “bir âbid”
HKT 525a/9, amān bėr- “emni- NF 374/1
yet vermek, himaye etmek” KE Ǿamel-dār (1) (<A.+F.) “tahsildar”
213r/20, MM 150/4, amān bol- K1/24
“güvenli olmak, emniyetli ol- Ǿameldār (2) (<A.+F.) “çalışan, iş
mak” KE 43r/4, amān ķol- gören” HŞ 1005
“emniyet istemek, himaye āmellig (<A.+T.) “iş yapan, davra-
edilmek istenmek” KE 228r/6, nışta bulunan” NF 67/16
MM 40/4, amān tile- “emniyet Ǿamelsiz (<A.+T.) “dinî vecibele-
istemek, himaye edilmek is- e
ğ rin yerine getirilmemesi” MM
tenmek” ME 215/1
i
t 156/2,
i
āmane (<ö.a.)“Süleyman peygam- m āmennā (<A.) “amenna, inandık”
berin hizmetçisi” KE 143r/16 y
a
KE 184r/20
amānlıġ(<A.+T.)“emniyetli, tehli- y
ı amıl “sessiz, sakin krş. amul” amıl
n
kesiz” HKT 374a/4 e
v
gün “orta halde olan gün, hava”
amārį (<A.)“araştıran, tahkik eden” i
İML 18
KE 78v/12 Ǿāmidiyye (<ö.a.) “Azada kabile-
amçıķ “kadının çocuk doğurmağa sinden zina yapıp Hz. Peygam-
yarayan uzvunun adı olan söz- ber’den affını dileyen kadın”
cüğün küçültülmüş şekli” İML NF 348/14
142 Ǿāmil (<A.) “yapan, işleyen, eden”
Ǿamel (<A.) “iş, hareket, çalışma, NF 146/4, KE 243v/8, K2/3
dinî vecibelerin yerine getiril- Ǿāmil bin isrāǿįl (<ö.a.) “Erhab ve
mesi” NF 146/8, KE 229r/8, AǾlam arasında Musa peygam-
ME 107/4, MM 20/2, HKT berin bulduğu ve Musa pey-
317b/5, HŞ 1197, K1/32, gamberin mucizesi ile dirilen
Ǿamel-i śāliĥ “iyi ve doğru dav- kişi” KE 127v/17, Ǿāmil “bkz.
ranış” NF 424/3, Ǿamel-i śāliĥ Ǿāmil bin isrāǿįl” KE 128v/20
üzre ŝābit tur- “ iyi ve doğru āmin (<A.) “amin, yâ Rab duamızı
davranış hususunda kararlı ol- kabul eyle krş. āmįn” NF 68/12,
44 | D r . Suat ÜNLÜ

KE 8v/2, ME 89/6, āmin tė- Ǿammār yāsir (<ö.a.) “Ebuǿl-


“amin demek, yâ Rab duamızı Yakazân. Sahabeden bir zat”
kabul eyle demek” NF 13/5, KE NF 159/5
127v/9, āmin ti- “amin demek, Ǿammāre (<ö.a.) “İsmail peygam-
yâ Rab duamızı kabul eyle de- berin ilk karısı” KE 49r/10
mek” HŞ 169 Ǿamme (<A.) “hala krş Ǿamma”
āmįn (<A.) “amin, yâ Rab duamızı KE 191r/8
kabul eyle krş. āmin” MN (1) Ǿammį (<A.) “amca krş. Ǿām,
23/8, K8/5, āmįn di- “amin de- Ǿāmm” NF 253/14
mek, yâ Rab duamızı kabul eyle Ǿammū-zāde(<A.+F.)“amcazade,
demek” MN (1) 3/10 amcaoğlu” KE 128v/20
Ǿāmir (<ö.a.) “Âmir bin Fuheyre. Ǿūmmūrā(<ö.a.) “Sodom şehri” KE
Hz. Peygamber ve Ebû Bekr’in 56v/21
Medine’ye göçünde sığındıkları Ǿāmmüǿl-ĥuđeybiyye (<ö.a.) “Hz.
Sevr mağarasına üç gün boyun- Muhammed’in Medine’ye gö-
ca yiyecek ve haber taşıyan Ebû çünün altıncı yılında
Bekr’in azaldı kölesi” NF 23/13 e
ğ
Hudeybiye’de yapılan savaş”
Ǿāmir (<ö.a.) “bir âbid” NF 146/17, i
t KE 221r/6
Ǿāmir-i mecnûn “bir abid bkz.
i
m Ǿamr biniǿl Ǿāś (<ö.a.) “Hz. Mu-
Ǿāmir” NF 147/2 y
a
hammed’in çağdaşlarından bir
Ǿāmir bin Ǿabduǿllāh (<ö.a.) “Saha- y
ı zat” KE 233r/10, Ǿamr bin Ǿāś
beden bir zat” NF 316/12 “bkz. Ǿamr biniǿl Ǿāś” KE
n
e
v
Ǿāmir ibnü vātila (<ö.a.) “Âmir bin i 232v/11, Ǿamr “bkz. Ǿamr biniǿl
Vâǿiletiǿl-Kenânî el-Leysî. Sa- Ǿāś” KE 22v/12
habeden bir zat” NF 187/12 Ǿamr biniǿl-ħalįfetiǿl-ĥaĥfį (<ö.a.)
Ǿamm (<A.) “amca krş. Ǿām, “Hz. Hüseyn’i omzundan kılıç-
Ǿāmmį” NF 49/15, KE 192r/13 la yaralayan kişi” KE 248r/12
Ǿamm-i ilā (<ö.a.) “bir şehir adı” Ǿamr śaǾįd (<ö.a.) “Hz. Hüseyin’in
KE 228r/13 başının kesilmesini emreden ki-
Ǿamma (<A.) “hala krş Ǿamme” NF şi” KE 248r/17
17/14 amraķ “müşfik, merhametli” amraķ
ammā (<A.) 1.“fakat, ama, yalnız, bol- “merhamet etmek, acımak,
sadece” NF 95/13, KE 2v/14, şefkatte bulunmak” ME 175/8
MM 306/3, HKT 564a/5, amraķlıķ“şefkat, sevgi” ME 25/2,
K6/25, 2.“- a gelince” HKT amraķlıķ ķıl- “merhamet etmek,
576a/4 acımak, şefkatte bulunmak”
ME 25/2
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 45

amrul- “rahatlamak, sakinleşmek” 3503, anasız ķal- “yetim kal- a


KE 74r/17 mak, yetim olmak” KE 184v/4
Ǿamūd (1) (<A.) “topuz” NF 307/9 anbār (<F.) “anbar” KE 66v/21,
Ǿamūd (2) (<A.)“direk, sütun” KE AO 2/36, HŞ 4107, anbār ķıl-
101v/8 “depo yapmak, anbar olarak
amul “sakin krş. amıl” KE 2v/3 kullanmak” KE 92v/11
añ-(1) 1.“anmak, hatırlamak” KE anbārçı (<F.+T.) “ambarcı” K1/14
11v/7, ME 71/5, MM 160/3, anbārla(<F.+T.)“anbarlamak, de-
HKT 154a/9, HŞ 4401, 2. “zik- polamak” KE 90r/16
retmek” HKT 65a/1, “düşün- Ǿanber(<A.) “anber, misk” NF
mek, öğüt almak” HKT 426a/5, 359/10, KE 12v/14, HŞ 2937,
añġan “düşünen, öğüt alan” Ǿanber saç- “güzel koku saç-
HKT 225a/8, añmaķ 1. “anma, mak, anber kokmak” HŞ 466,
zikretme” HKT 346a/9, 2. Ǿanber tütüz- “güzel koku saç-
“öğüt” HKT 316b/9 mak, anber kokmak HŞ 3250
añ-(2) “aklı başından gitmek, Ǿanberin (<A.) “anberden yapılmış,
aptallaşmak” KE 76r/9 anber kokulu” anberin bal
ana 1.“anne” NF 342/3, KE e
ğ “anberden yapılmış bal, anber
37v/11, ME 41/3, MM 162/3,
i
t kokulu bal” HŞ 1467
i
HKT 519a/1, HŞ 2209, MN (1) m ançaķ “ancak, öylece” HŞ 364
22/14, İML 87, 2. yer, yurt” y
a
ançaķlı“o derece, o kadar” ançaķlı
HKT 579b/5, ana atası “ana y
ı tamām “sanki, güya” HKT
n
tarfından dede” İML 144, ana e 168b/7
v
er ķarındaşı “dayı” HKT i
ançu “böylece, öylece” AO 3/11
343b/7, ana er uyası “dayı” and “ant, yemin krş ant” NF 61/6,
HKT 405a/3, ana ķarıntaşı “tey- and iç- “ant içmek, yemin et-
ze” İML 144, ana ķız ķarındaşı mek, söz vermek” NF 134/6,
“teyze” HKT 79a/6, ana ķız and ķıl- “ant içmek, yemin et-
uyası “teyze” HKT 405a/4 mek, söz vermek” NF 120/10,
Ǿanā (<A.) “üzüntü, eziyet” KE and yād ķıl- “yemin etmek” NF
78v/6 61/6
anaç “anaç, analaşmış” İML 144 andaġ “öyle, öylece krş. andaķ”
analıġ“analı, annesi olan” KE NF 100/5, KE 2r/20, HŞ 292,
56r/7 andaġ ermes “hayır, öyle değil
añaru “oraya” ME 123/2 krş. andaġ irmes” HKT 354a/6,
anasız “annesiz, öksüz” NF 78/16, andaġ irmes “hayır, öyle değil
KE 67r/12, HKT 77a/9, HŞ krş. andaġ irmez, andaġ ermes”
HKT 16a/7, andaġ irmez “hayır,
46 | D r . Suat ÜNLÜ

öyle değil krş. andaġ irmes” añıl- “zikredilmek, anılmak krş.


HKT 547a/6, andaġ oķ “evet, anıl-” HKT 558a/1, añılmış
öyle” KE 206v/20, HKT “zikredilmiş, anılmış” HKT
445a/9, andaġ bol- “öyle olmak, 558a/1
onun gibi olmak” NF 70/1, KE anır- “anmak krş. aķır-” İML 109
141r/13, andaġ ķıl- “öyle yap- Ǿanķā (<A.) “efsanevi anka kuşu
mak, onun gibi yapmak” NF krş. anka” KE 147r/12, HŞ
25/3, KE 5r/21 3313
andaġoķ“öyle, öylece, tam o şekil- añla-“anlamak, öğrenmek, san-
de krş andaġuķ NF 23/14 mak” NF 227/16, KE 19v/18,
andaġuķ“öyle, öylece, tam o şekil- ME 207/8, MM 351/2, HŞ 661,
de krş andaġoķ” KE 4r/3, İML 113, AO 1/11
andaġuķ bol- “öyle olmak, onun añlan-“anlaşılmak, anlayışlı ol-
gibi olmak, tam o şekilde ol- mak” HŞ 1938
mak” KE 78v/8, andaġuķ ķıl- añlat-“anlatmak, duyurmak” ME
“öyle yapmak, onun gibi yap- 72/7, HŞ 1894, AO 2/18
mak, tam o şekilde yapmak” e
ğ
añru “ileri, öte” HKT 547b/7
KE 148r/12 i
t añsır- “aksırmak” İML 124
i
andaķ “öyle, öylece krş. andaġ” m ansız “onsuz” HŞ 1847
MN (1) 15/6 y
a
añsız“habersiz, birden bire krş.
andıķ- “ant içmek, yemin etmek” y
ı añsızın” HŞ 1554
ME 59/7, HKT 337b/5 añsızın“ansızın, birden bire krş.
n
e
v
añdur- 1.“hatırlatmak, bildirmek, i añsız” KE 61v/7
aklına getirmek” NF 127/10, ant “ant yemin krş and” NF
KE 213r/8, ME 13/5, HKT 333/15, KE 5v/18, ME 22/6,
45b/1, 2. “öğüt vermek, dü- MM 264/4, HKT 182a/7, HŞ
şünmeye sevk etmek” HKT 2549, İML 188, ant bėr- “yemin
497b/2, añdurmaķ “hatırlatma, etmek krş. ant bir-” NF 195/13,
öğüt verme, öğüt” HKT 134b/1, KE 5v/15, ant bir- “yemin et-
añduruġlı “hatırlatan, öğüt ve- mek krş. ant bėr-” HŞ 1990, ant
ren” HKT 359b/6 iç- “ant içmek, yemin etmek”
añdurul-“öğüt verilmek” HKT NF 41/15, KE 19r/4, ME 32/6,
106b/6 HKT 33b/4, HŞ 321, ant içiş-
Ǿanf (<A.) “kaba muamele, sertlik, “karşılıklı yemin etmek” ME
şiddet” NF 307/7 116/3, HKT 364b/2, ant içür-
anıķ “hazır krş. anuķ” İML 188 “ant içirmek, yemin ettirmek”
anıl-“yadolunmak, hatırlamak, ME 22/5, ant oġurla- “yemin
zikredilmek krş. añıl-” İML 123 tutmak, yemine sadık kalmak”
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 47

KE 5v/16, ant sındur- “yemini anuķluķ “hazırlık, hazırlanan, ge- a


bozmak” HŞ 1690, ant yād ķıl- rekli olan şey, levazım” ME
“yemin etmek” NF 32/19, HKT 36/2, HKT 233a/2, anuķluķ ķıl-
86a/5, antnı saķla- “yemine “hazırlık yapmak, hazırlanmak,
bağlı kalmak” HŞ 1516 gerekli olan şeyi tedarik etmek”
anŧākiyye(<ö.a.)“Antakya” KE HŞ 853
130v/4 anun- “hazırlanmak” ME 9/4
antdaş “ant ortağı” ME 119/3 anuşrevān (<ö.a.) “Anuşrevan” HŞ
antdıķ-“ant içmek, yemin etmek” 1811
ME 152/3 anut- “hazırlamak, hazırlatmak”
antėg “öyle, onun gibi krş. antig” KE 44v/2, ME 10/5, HŞ 2844
MM 382/2 añut- “şaşırmak” KE 246v/2
antig “onun gibi, öyle krş. antėg” apar- “ayırmak, kaçırmak” KE
HŞ 3737 188v/7
antlıġ “birine ahitle bağlanmış krş. aplaķ “horoz” ME 232/6
antlu, antlı” İML 145 appaķ “appak, bembeyaz” appaķ
antlı “yeminli, andı olan, birine bol- “bembeyaz olmak, beyaz-
ahitle bağlanmış krş. antlıġ, e
ğ laşmak”164/5
antlu” ME 121/1
i
t apra-“saklamak, muhafaza etmek”
i
antlu “yeminli, andı olan, birine m NF 179/6
ahitle bağlanmış krş. antlıġ, ant- y
a
apuş- “açmak, ayırmak” ME 168/1
lı” antlu bol- “yemin etmek, y
ı Ǿār (<A.) “ar, haya, utanma” KE
n
bağlanmak” ME 116/3 e 205v/19, HKT 491a/6, Ǿār bol-
v
anuķ “hazır, hazırlıklı, hazır du- i
“utanmak, çekinmek, haya sa-
rumda krş. anıķ” KE 118v/19, hibi olmak” KE 64v/21, Ǿār
MM 86/4, HKT 287b/1, HŞ kör- “utanmak, çekinmek” HŞ
1662, 2. “peşin” HKT 45b/5, 2276, Ǿār tut- “utanmak, çekin-
anuķ bol- “hazır olmak, hazır mek” HKT 102a/6, HŞ 2194
durumda olmak, hazırlıklı ol- ar- (1)“yormak, yorulmak, yorgun
mak” NF 293/11, KE 65r/2, düşmek, bozulmak” NF 258/6,
anuķ ķıl- “hazırlamak” ME 9/4, KE 165v/13, ME 210/3, MM
HKT 229b/4, anuķ ķıldur- “ha- 388/1, HKT 312a/1, HŞ 857,
zırlatmak” HŞ 2921, anuķ ķılın- İML 106
“hazırlanmak” HKT 4b/2, anuķ ar-(2) “sünnet etmek” ME 142/5
ķılu bir- “hazırlayıvermek, ha- ara 1.“ara, arasında, zaman, süreç,
zırlamak” HKT 210b/7 mesafe” NF 174/10, KE
anuķla-“hazırlamak” KE 85r/15 22v/10, ME 66/8, MM 47/2,
anuķlan- “hazırlanmak” ME 188/7 HKT 16b/3, HŞ 257, MN (1)
48 | D r . Suat ÜNLÜ

21/11, AO3/8, MN (2) 17/162, araķı “aradaki, arasındaki” KE


2. “kişilerin birbirine karşı olan 45v/19
ilgisi” HKT 493b/2, 3. “iç” arala- “arasına girmek, aralamak”
HKT 129b/7, 4. “orta” HKT MM 75/2
10a/8 aralat- “arasını açmak” ME 93/7
ara- “aramak, araştırmak” HŞ 1901 ārām (<F.) “rahat, huzur, dinlen-
arǿaǿahu (<A.) “onu göster krş. me” NF 73/14, KE 224v/9, ME
arāhu” ME 54/6 9/2, HKT 187a/2, ārām ķıl-
Ǿarab (<ö.a.) “Arap” NF 16/14, KE “dinlendirmek, huzura kavuş-
8r/10, ME 33/6, MM 99/2, turmak” NF 361/6, MM 305/4,
HKT 195a/1, MN (1) 16/2, CE HŞ 1879, ārām bir- “rahat ver-
1/2, Ǿarab tili “Arapça” NF 3/8 mek, rahatlatmak” HŞ 1626,
araba “araba, araba yükü” NF ārām it- “huzur vermek, rahat-
247/3, K1/22 latmak” HŞ 2980, ārām ķıl-
Ǿarabça (<A.+T.)“Arapça” NF “dinlendirmek, huzura kavuş-
440/12 turmak” HŞ 265, ārām kit- “hu-
aǾrābį (<A.) “çölde oturan Arap, e
ğ
zursuz etmek, rahatını kaçır-
Bedevi Arap” NF 87/12, KE i
t mak” HŞ 625, ārām tap- “rahat-
i
79r/12 m lamak, huzura kavuşmak, din-
Ǿarabį (<A.) 1.“Arapça” NF 162/3, y
a
lenmek” HŞ 1221
ME 66/5, HKT 461a/7, 2. y
ı ārāmluķ (<F.+T.)“rahat, huzur” NF
“Arap” HKT459a/9, Ǿarabį 20/13
n
e
v
bolmaġanlarnıñ tili “yabancı i aran (<Mog) “ağıl, avlu” ME
dil” HKT 359a/9, Ǿarabį tili üze 131/5
bolġan “Arapça olan” HKT Ǿaraśāt (<y.a) “mahşer yeri” NF
441a/3 36/10, KE 242v/10
Ǿarabįce (<A.)“Arapça” ME 8/1 ārāste (<F.) “süslü, bezenmiş” NF
arādet (<A.) “gönül isteği, dilek” 151/17, ārāste ķıl- “ süslemek,
arādet keltür- “dilekte bulun- bezemek” NF 151/15
mak, istemek” NF 246/12 ārāy (<F.) “süsleme” MN (2)
Ǿarafāt (<ö.a.) “Mekke civarında 14/138
bulunan bir dağın adı, Arafat ard “art, arka, geri krş. art” ME
dağı” NF 271/7, KE 14r/17, 1390/4
ME 53/1, HKT 29b/1, Ǿarafāt ardıl- “tırmanmak, çıkmak” ME
taġı “Arafat dağı” NF 84/6 187/2
arāhu (<A.) “onu göster krş. ardır- “yormak krş. ardur-” İML
arǿaǿahu” ME 54/6 132
Ǿaraķ (<A.)“ter” NF 417/16
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 49

ardur- “yormak krş. ardır-” ME ķılġan “temizleyen” HKT a


39/5 348b/8, arıġ ķılın- “temizlen-
Ǿarefe (<A.) “arefe krş. Ǿarife” mek, temiz olunmak”
Ǿarefe kün “arefe günü, bayram HKT513a/9, arıġ nerse “temiz
öncesi” NF 84/5, Ǿarefe küni ve helal şey krş. arıġ nirse”
“arefe günü, bayram öncesi” HKT 452b/9, arıġ nirse “temiz
KE 121v/12 ve helal şey krş. arıġ nerse”
arfa “arpa krş. arpa” KE 237v/1 HKT 164b/7, arıġraķ “çok te-
arġamçı “yükü deveye yüklerken miz” KE 60v/6
kullanılan hat” KE 101v/15 arıġ (2) “arığ, ark, kanal krş arıķ
arġış “ kervan krş. arķış” AO4/9 krş.” MN (1) 9/13
arġur- “yormak, yorgun düşürmek arıġla-“temize çıkarmak, gerçeği
krş. arġuz-” KE 247v/10 söylemek, Allah’ı noksan sıfat-
arġuz-“yormak, yorgun düşürmek lardan tenzih etmek” KE
krş. arġuz-” ME 64/3 83v/16, ME 77/5, HKT 257a/3,
arı(1) “temiz krş. arıġ, aru (2)” arıġlayu añ- “tenzih etmek” ME
MM 10/2, HŞ 277, MN (2) 77/5
28/274, arı ķız “kızoğlan kız” e
ğ arıġlıġ “temizlik krş. arıġlıķ” HŞ
İML 150
i
t 1326
i
arı (2) “arı krş. aru (1) ” KE m arıġlıķ 1.“temizlik, suçsuzluk, ma-
3v/11, HKT 263b/6, HŞ 1196, y
a
sumluk, günahsızlık krş.
İML 177, MN (2) 2/10 y
ı arıġlıġ” NF 122/5, KE 156v/16,
n
arı- “temizlenmek, temiz olmak, e ME 106/2, HKT 294b/2, 2.
v
şüpheden kurtulmak” KE i
“bütün noksanlardan uzak ol-
80v/13, HKT 33a/5, İML 130 ma, münezzeh olma” HKT
arıġ (1) “temiz, arı, masum, suçsuz 229b/6, arıġlıķ bėril- “temiz-
günahsız, parlak, güzel, hoş krş. lenmek, temizlenilmesini iste-
arı arıķ (4), arı(1), aru ” NF mek” KE 12r/9, arıġlıķ ķıl-
55/5, KE 14r/21, ME 69/1, “temizlemek, temizlenmek”
MM 64/2, HKT 105a/9, HŞ ME 176/3, arıġlıķ nişānı “kurtu-
870, 2. “güzel, hoş, değerli” luşun belirtisi” MM 64/3,
HKT 191b/2, arıġ ew “Kabe” arıġlıķķa nisbet ķıl- “günahsız
NF 42/13, arıġ bol- “temizlen- olduğunu iddia etmek” HKT
mek, arınmak” NF 232/10, KE 504b/3, arıġlıķ yolı “esenlik yo-
246v/9, ME 176/3, MM 67/2, lu, kurtuluş yolu” MM 84/4
HKT 305b/1, arıġ ķıl- “temiz- arıġsız “pis, murdar, suçlu, kötü
lemek” NF 408/6, KE 194v/13, huylu” KE 22r/14, HKT
ME 63/3, HKT 348b/8, arıġ 249b/5, MN (1) 19/13, İML
50 | D r . Suat ÜNLÜ

152, arıġsız bol- “pis- HŞ 4241, MN (1) 17/12, İML


lenmek, necis olmak” KE 103, arıtmaķ “temizleme, arıt-
170v/19, arıġsız ķıl- “pislemek, ma” HKT 20a/1
necis hale getirmek” ME 17/4, Ǿārız (<A.) “yanak” MN (2) 25/247
arıġsız tiş “kirli diş (köpek dişi ārį (<A.) “evet” NF 56/3
benzetme)” MM 41/2, Ǿārif (<A.) “arif, ilim irfan sahi-
arıġsızraķ “çok ahlaksız, çok bi” NF 315/11, MM 307/3
kötü huylu” KE 36v/12 Ǿārif biǿllāh (<A.) “fakih” NF
arıġsızlıķ “pislik, murdarlık, kötü- 186/1
lük” NF 68/4, HKT 199a/6, Ǿarife (<A.) “arefe krş Ǿarefe”
arıġsızlıķ ķıl- “ahlaksızlık yap- Ǿarife küni “arefe günü, bay-
mak, kötülük yapmak” KE ramdan önceki gün” NF
59r/14, arıġsızlıķ kör- “kötülük 109/12, Ǿarife tüni “arefe gece-
gören zulme maruz kalan” KE si, bayramdan önceki gece” NF
121v/14 270/15
arıķ (1) “ark, arık, su yolu krş arıġ Ǿāriyet (<A.) “ödünç krş Ǿāriyyet”
(2)” NF 55/1, KE 48v/16, ME e
ğ
ME 220/7
123/1, MM 199/3, HŞ 2383 i
t Ǿāriyyet (<A.) “ödünç krş. Ǿāriyet”
KE 41r/20, Ǿāriyyet bėr- “ödünc
i
arıķ (2) “ırmak, nehir” HKT 4b/4 m

arıķ(3) “zaif, arık krş. aruķ” İML y


a
vermek” NF 71/12, Ǿāriyyet
143, arıķ bol- “arıklamak, zayıf- y
ı tile- “ödünç istemek” NF 71/11
lamak” İML 116 arju “sırtlan krş. arşu” İML 79
n
e
v
arıķ (4) “temiz krş. arıġ (1), arı(1), i arķa 1.“arka, sırt, bir defada sırta
aru (2) ” İML 152 yüklenecek yük, destek, daya-
arıl-“temizlenmek, arılmak” NF nak” NF 412/7, KE 174r/7, ME
234/14, KE 187r/16, ME 2/6, 10/1, MM 72/3, HKT 127a/3,
İML 130 HŞ 4544, İML 141, 2. “arka,
arın-1.“arınmak, temizlenmek” KE arka taraf” HKT 27b/7, 3.
74v/6, ME 171/1, MM 16/3, “sulb, omurga, bel” HKT
HKT 33a/5, 2. “günahtan arın- 167a/6, arķa bėr- “dayanmak,
mak” HKT 337b/4, arınġan yaslanmak” KE 87v/11, arķa
“temizlenen” HKT 33a/6 bol- “desteklemek, destekte bu-
arısız “pis, mundar” arısız bol- “pis lunmak” KE 229v/3,
olmak, mundar olmak” ME arķa ķoy- “arkaya bırak-
172/2 mak”MM 99/3, arķa köküz
arıt- “temizlemek, temizletmek” “sırt” MM 92/2, arķan yatur-
NF 418/4, KE 197v/21, ME “sırt üstü yatırmak” MM 197/2,
78/4, MM 83/2, HKT 69a/7, arķasın saķlaġan “sırtını koru-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 51

yan, binilmek ve kullanılmak- arnuķ “yorgun” arnuķ tüş- “yorul- a


tan azat edilen (deve)” HKT mak, yorgun düşmek” KE
120a/4 38v/13
arķaġ “argaç, en ipliği” İML 159 arnuķlat-“yorgun düşürmek” ME
arķalıġ “arkalı, sırtlı” KE 181r/10 39/5
arķalu “desteği olan, yardımcısı arpa“arpa krş. arfa” NF 28/11, KE
olan” ME 112/4 arķalu bol- 13v/20, HŞ 1207, İML 181, ar-
“desteklnmek, yardımda bulu- pa ögü- “arpa öğütmek, arpayı
nulmak” ME 112/4 un haline getirmek” NF 141/7,
arķa yataķ“üzerine yaslanacak arpaça sarıġ “arpa sarısı renk”
nesne” İML 169 HŞ 1208
arķıķ “pislik, tezek” İML 153 arsıķ-“aldanmak, kanmak” KE
arķış“kervan krş. arġış” KE 48v/18 243r/21, ME 144/2, HKT
arķun “yavaş krş. krş. aķru, aķrun, 72a/9, HŞ 2752, İML 123,
aħru, aķrın, aķıru” HŞ 3199 arsıķmış “aldanmış” İML 148
arķur-(1)“önüne çıkmak” ME arsıķtur-“aldatmak” ME 106/4,
134/7, arķuru ķoy- “engel ol- HKT 566b/6, HŞ 2503,
mak” HKT 33a/9, arķurup tile- e
ğ arsıķturmaķ “aldatma” HKT
“önüne çıkmak istemek” HKT
i
t 566b/6
i
323a/6 m arslan 1.“arslan” NF 15/9, KE 4r/9,
arķur-(2)“(tan) atmak, (şafak) y
a
ME 133/8, HKT 556a/6, HŞ
sökmek” MM 165/1 y
ı 1391, MN (1) 9/10, İML 174,
n
arķura- “önüne çıkmak” ME 161/5 e MN (2) 12/111, 2. “ükek (burç)
v
arķurat- “karşı tutmak, karşı koy- i
atlarından biri” İML 183, arslan
mak” ME 78/7 ķıl- “arslan yaratmaki arslan
arķurı “ters, çapraz, karşı krş. meydana getirmek” KE
arķuru” KE 164v/17 140v/21
arķuru “ters, çapraz, karşı krş. arslanlıķ“arslanlık” HŞ 3087,
arķurı” arķuru çıķ- “karşı çık- arslanlıķ it- “arslanlık yapmak,
mak” ME 114/2 yiğitlik göstermek, arslan gibi
Ǿārlan-“çekinmek, utanmak” NF davranmak” HŞ 3759
372/14, ME 184/1, HKT Ǿarş (<A.) “arş, göğün en yüksek
102b/2 tabakası, 9. felek” NF 288/10,
armaġan “armağan, hediye” HŞ KE 123r/20, HKT 570a/8, MN
1388, MN (2) 4/33 (1) 4/13, HŞ 137, Ǿarş-ı ŝüreyyā
armūd (<F.) “armut krş. armut” KE “Ülker yıldızının altında bulu-
12v/17 nan bir yıldız kümesi” KE
armut “armut krş. armūd” İML 182 37v/13
52 | D r . Suat ÜNLÜ

arşınla- “arşınla ölçmek” İML 109 artuķ “fazla, çok, değerli, kıymetli
arşu “sırtlan krş. arju” İML 79 krş. artuġ, artıķ” NF 430/11,
arşun “arşın, bir adım uzunluğunda KE 2v/9, ME 189/1, MM 5/3,
bir ölçü birimi” NF 356/4, KE HKT 203b/6, HŞ 1123, MN (1)
62v/13, MM 255/1, HKT 13/2, K3/17, artuķ al- “artmak”
546a/1, HŞ 2193 MM 249/2 HKT 241a/1, artuķ
art “art, arka taraf krş. ard” NF bol- “yükselmek, artmak, fazla-
114/1, KE 83v/5, HKT 420b/4, laştırmak” NF 11/16, KE 3r/2,
HŞ 1958, K6/20, artġaru tüş- artuķ bil- “fazla bilmek, çok şey
“arkaya düşmek, arka tarafa bilmek” “MM 36/1, artuķ
düşmek, arkada bulunmak” ME eđgülük “büyük lutuf” HKT
209/3 70b/4, artuķ ķıl- “artırmak, faz-
art-(1) “artmak, çoğalmak, fazla- lalaştırmak” NF 10/9, KE
laşmak” NF 212/1, KE 2v/11, 1v/10, artuķ tut-“değer vermek,
ME 54/8, MM 191/2, HKT ayrı tutmak” KE 67v/15,
389a/8, HŞ 1696, İML 109, artuķraķ “daha çok, daha fazla”
MN (2) 35/348, artġan “artan, e
ğ
NF 99/7, KE 9r/17, HKT
yükselen, çoğalan” HKT i
t 266b/6, HŞ 797, MN (2)
242a/6, artmaķ “artma, artış”
i
m 18/173, 2. “daha iyi, daha ha-
HKT 186a/8, HŞ 52 y
a
yırlı” HKT 35a/3
art- (2) “havale etmek, yüklemek” y
ı artuķlıķ “üstünlük taslamak, ken-
ME 71/5 dini beğenmişlik krş. artuķluķ,
n
e
v
arta- “bozmak, yoldan çıkmak, i artuķluġ” artuķlıķ ķıl- “üstün
bozulmak” KE 233r/1 olmak, üstünlük sağlamak” KE
ārŧamış (<ö.a.) “Şam hükümdarı 186r/16
Dadbane’nin altınla kaplanmış artuķluġ “üstünlük taslamak, ken-
putu” KE 161r/14 dini beğenmişlik krş. artuķlıķ,
artar- “bozmak, harap etmek” KE artuķluķ” artuķluġ ķıl- “üstün-
39v/12 lük taslamak, kendini beğen-
artat- “bozmak, harap etmek” KE mek” ME 75/3
146r/13 artuķluķ“lutuf, kerem, inayet, üs-
artġaru “arkaya” ME 13/4 tünlük taslamak, kendini be-
artıķ “artık, fazla krş. artuġ, artuķ” ğenmişlik krş. artuķlıķ,
İML 151 artuķluġ” HKT 37a/6, artuķluķ
artmış “bakire kız” İML 149 ķıl- “üstün olmak, üstünlük sağ-
artuġ “artık, fazla krş. artuķ, artıķ” lamak” KE 216v/6, ME 178/6,
artuġraķ “daha çok, daha fazla” HKT 329b/1, artuķluķ ķılış-
MN (1) 15/10 “birbirlerine karşı üstün olmaya
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 53

çalışmak, birbirlerine üstünlük aruķ bol- “zayıflamak, cılızlaş- a


sağlamak” ME 118/4 mak, arıklaşmak” NF 234/1,
artuķsı“fazladan, nafile” NF 413/9, aruķ ķıl- “zayıflatmak, güçsüz
ME 166/2, HŞ 3298, artuķsı bırakmak” NF 275/3, ME 58/2
eđgülük “bol lutuf ve kerem” aruķla-“zayıflamak, güçsüzleş-
HKT 523b/2, artuķsı ķıl- “nafile mek” ME 199/6
olarak yapmak, fazladan yap- aruķlat-“zayıflatmak, güçsüzleş-
mak” HKT 22b/8, artuķsı ķılġan tirmek” ME 24/1
“nafile olarak, gönülden isteye- aruķlıķ “zayıflık, cılızlık krş.
rek yapan” HKT 192a/9, artuķsı aruķluķ (1)” KE 89r/21
namāz “nafile namaz” NF aruķluķ(1) “zayıflık, cılızlık krş.
248/12, artuķsı namāz ķıl- “na- aruķlıķ” ME 184/2
file namaz kılmak” HKT aruķluķ(2)“darlık, kıtlık” HKT
278a/8, artuķsı nirse “fazla, bol 236b/4
şey” HKT 29a/9, artuķsı söz Ǿarūseyn(<A.)“karı, koca” KE
“nafile söz, boş söz” HKT 224v/17
298a/5, artuķsı ŧāǾat “nafile iba- aryan “ayran” KE 49v/1
det” HKT 278a/8 e
ğ Ǿāryet (<A.) “ödünç verme, malın
artur-1. “artırmak, çoğaltmak” NF
i
t kullanımını bedelsiz ve geçici
i
340/11, KE 111v/12, ME 61/3, m bir süre başkasına verme” MM
MM 214/3, HKT 44a/7, HŞ y
a
246/3
1684, AO4/16, 2. “üstün kıl- y
ı Ǿarż (<A.) “arz, yer yüzü” KE
n
mak, üstün hale getirmek” HKT e 242r/19, Ǿarż-ı śaĥįĥ “gerçek
v
154b/1, arturmaķ “üstün kılma” i
yer” HKT 533a/6
HKT 277b/4 Ǿarż (<A.) “sunma” Ǿarż ediş-
arturul-“üstün kılınmak” HKT “sunmak, arz etmek” “ME
264a/4, arturulmış “fazla, ziya- 197/5
de” HKT 496b/8 Ǿarża (<A.) “sunma, sunuş” Ǿarża
arturuş-“arttırma yapmak, ayıt- “arz etmek, söylemek” HŞ
arttırışmak” ME 204/3 4632, , Ǿarża ķıl- “göstermek,
artut “armağan, hediye” ME 22/2 teklif etmek” NF 128/7, KE
aru (1) “arı krş arı (2) ” KE 12v/14 16r/18, HKT 408a/3, HŞ 4592,
aru (2) “temiz krş. arıġ (1), arı (1), Ǿarża ķılın- “arz edilmek, göste-
arıķ (4)” aru ķız “bakire kız” rilmek” NF 187/9, HKT 434b/4
İML 149 arzu “Utarit yıldızı” KE 66v/7
aruķ “zayıf, cılız, arık, güçsüz krş. ārzū (<F.) “arzu, istek” NF 266/14,
arıķ (3)” NF 274/16, KE KE 214v/18, ME 193/4, HKT
47r/19, ME 58/3, HKT 231b/1, 48b/6, MN (1) 14/5, HŞ 2253,
54 | D r . Suat ÜNLÜ

MN (2) 43/248, ārzū ķıl- “arzu- hammed’in İslama davet ettiği


lamak, istemek” NF 24/12, KE ve sonunda helak ettiği kafir”
214v/20, MM 387/3 KE 203r/21
ārzūla- (<F.+T.) “arzulamak, iste- Ǿaśā (<A.) “asa, değnek” NF
mek” NF 351/4, KE 196v/21, 129/5, KE 115v/15
ME 148/5, HKT 458a/5, HŞ Ǿāśab bin dāyilüǿş-şemį (<ö.a.)
2886, ārzūlamaķ “arzulama, ar- “Hz. Muhammed’in imana da-
zu” HKT 156a/3 vetine alayla karşılık veren beş
ārzūlıġ (<F.+T.) “arzulu, istekli” kafirden biri” KE 203r/20
ārzūlıġ ķıl- “arzu etmek, iste- āśaf (<ö.a.) “vezir” MN (2) 44/438
mek” KE 186r/16 āśaf bin berħiyā bin semdūn (<ö.a.)
ārzūlu (<F.+T.) “istekli, razı” “Süleyman peygamberin veziri
ārzūlu ķıl- “arzu etmek, istemek ve halasının oğlu” KE 140v/11,
ME 92/5 āśaf bin berħiyā “bkz. āśaf bin
ārzūluġ (<F.+T.) “arzulu, istekli” berħiyā bin semdūn” KE
NF 160/11, HŞ 1007, ārzūluġ 140r/18, āśaf “bkz. āśaf bin
bol- “arzulu olmak, istemek, is- e
ğ
berħiyā bin semdūn” KE
tekli olmak” KE 190v/10, ME i
t 137v/14
148/6, ārzūluġ ķıl- “arzu etmek,
i
m asāme ibnü zeyd (<ö.a.) “Hz. Mu-
istemek” ME 100/1 y
a
hammed’in azadlılarından olup,
Ǿāś (1) (<ö.a.) “Sahabeden bir zat” y
ı ehabbüǿl-Resûl’dür bkz. Üsāme
NF 62/13 İbnü Zeyd” NF 385/3
n
e
v
Ǿāś (2) (<ö.a.) “Sahabe, Ebu Halid i āsān (<F.) 1.“kolay” KE 112r/8,
As bin Hişamüǿl-Mahzûmî” KE HKT 294a/6, HŞ 1359, 2. “yu-
217r/17 muşak, hoş” HKT 273b/2, 3.
as “as, kürkünden yararlanılan bir “kolayca, yavaşça” HKT
hayvan, kakım, hermelin” KE 348b/5, āsān bol- “kolay olmak,
68v/4, İML 174, HŞ 2013, CE kolayına gitmek” NF 28/1, ME
1/4 190/6, HKT 554a/3, HŞ 929,
aś- “asmak, idam etmek krş. as-” āsān bolġan nirse “kolay olan
KE 125r/9 şey” HKT 170a/4, āsān ķıl-
as- 1.“idam etmek, asmak krş. aś-” “kolaylaştırmak” NF 59/7, KE
NF 107/4, KE 104r/17, ME 237v/4, ME 86/5, HKT 565a/3,
66/4, HKT 100a/5, MN (1) HŞ 4717, āsān ķılmaķ “izin
20/6, İML 111, K2/4, 2. “sar- verme” HKT 153b/1, āsān ķılu
kıtmak, asmak” İML 113, asmış bir- “kolaylaştırıvermek” HKT
“asılmış” İML 146 228a/3, āsān tile- “kolaylık is-
Ǿāś bin vābek (<k.a) “Hz. Mu- temek, kolaylaştırılması arzu
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 55

edilmek” NF 58/15, āsānraķ 56/3, HKT 116b/2, HŞ 4218, a


“daha kolay, en kolay” NF 2.”kâr, faiz” HKT 100b/4, asıġ
370/3, HKT 571b/2 al- “faydalanmak” HKT
āsānlıķ (<F.+T.) 1.“kolaylık” ME 388b/8, asıġ alġu nerse “istifade
96/7, HKT 158a/1, HŞ 2348, 2. edilecek şey” HKT 450b/1, asıġ
esenlik, selamet” HKT 423b/7, ķıl- 1.“fayda vermek”MM
āsānlıķ ķıl- “kolaylık sağlamak, 196/3, 503b/9, HŞ 684, 2. “ka-
kolaylaştırmak” ME 18/1, zanç sağlamak, kâr etmek”
āsānlıķ ķılış-“birbirlerine kolay- HKT 3b/1, asıġ teg(ü)r- “fayda
lık sağlamak, karşılıklı kolay- vermek” HKT 202a/8, asıġ yi-
laştırmak” ME 122/2 “faydalanmak, yararlanmak”
āŝār(<A.ç.) “eserler krş. asar” KE MN (1) 14/15, asıġ yigüçi
76r/11, HŞ 3143 “faydalanan, faydasını gören,
āsāyiş (<F.) “güvenlik, dinlenme, yararlanan “MN (1) 19/1
rahatlık, huzur” NF 439/15, asıġlıġ (1)“asılı krş. asıġlıķ,
HKT 513b/6, HŞ 2216, āsāyiş asıķlıķ” NF 68/7, KE 125r/13
bol- “güvenli olmak, huzurlu asıġlıġ (2) “faydalı, kazançlı” KE
olmak” KE 174v/9, āsāyiş it- e
ğ 221r/1, İML 148
“güvenli hale getirmek, huzura
i
t asıġlıķ “asılı krş. asıġlıġ (1),
i
kavuşturmak” HŞ 1616, āsāyiş m asıķlıķ” KE 147r/3
ķıl- “güvenli hale getirmek, hu- y
a
asıġsız “kötü, faydasız, yararsız”
zura kavuşturmak” NF 251/9, y
ı KE 40r/10, HKT 42b/5, HŞ
n
ME 217/5, HŞ 4201 e 2135, asıġsız bol- “faydasız ol-
v
Ǿasel (<A.) “bal” NF 115/12 i
mak, kötü olmak” KE 174r/12,
ases (<A.) “gece bekçisi” HŞ 2105 ME 56/2, HKT153b/1, asıġsız
aśfiyā(<A.ç.) “azizler, sofular” KE fāl tut- “uğursuz saymak” HKT
244r/4 160b/9, asıġsız iş “kötü iş”
aśĥāb (<A.ç.) “arkadaşlar” NF HKT 316a/1, asıġsız ķıl- “kötü
73/13, ME 122/3, MN (2) olmak, faydasız kılmak, yarar-
13/125 sız olmak” ME 229/5, asıġsız
aśĥāb-ı fįl (<A.) “Fillerle Ka’be’yi nirse “kötü şey, pis şey” HKT
yıkmak isteyen Ebrehe ve as- 164b/8, asıġsız söz “kötü söz”
kerleri” NF 43/10 HKT 338a/4
ası “fayda, yarar, kazanç krş. asıġ, asıġsızlıķ “kötülük” HKT 334b/1
assu” ası it- “kazanmak” İML asıķlıķ “asılı, asılmış krş. asıġlıġ
109 (1), asıġlıķ” MN (1) 20/8
asıġ 1.“fayda, yarar, kazanç krş. aśıl (<A.) “asıl, köken, soy krş.aśl”
ası, assu” KE 161v/11, MM ME 85/6, MM 122/3
56 | D r . Suat ÜNLÜ

asıl- 1.“asılmak, sarkmak” NF aslam “fayda, yarar, kazanç, faiz”


125/9, KE 22r/12, HKT 503a/5, ME 54/8, MM 402/4
HŞ 4141, İML 130, 2. “idam aślį (<A.) “aslî, asıl olan” KE
edilmek” HKT 231a/5, asılmış 243r/4, aślį niyyet “gerçek
“askıya alınmış, ne dul ne de amaç, asıl niyet” NF 409/12
evli (kadın” HKT 96a/9 asmā (<ö.a.) “Hz. Ali’nin kardeşi,
aśıllıġ (<A.+T.)“soylu” ME 85/6 CaǾfer-i Tayyar’ın eşi” NF
aśılsız (<A.+T.) “adi, basit, soy- 166/17
suz” ME 90/5 Ǿaśr (<A.) “asır, yüzyıl” KE 52v/5,
aśılsızlıķ (<A.+T.)“soysuzluk” ME A3/13, HŞ 2093
90/5 asra “alt, aşağı, taraf, yön” NF
asılzade (<A.+F.) “kişizade, soyu 289/13, ME 186/5, HŞ 3965,
belli” HŞ 458 MN (2) 13/124
Ǿaśır (<A.) “zaman, devir” MM asra-“bakmak, besleyip büyütmek,
388/3, Ǿaśır ķāżįsi “devrin kadı- himaye etmek” NF 154/4, KE
sı” MM 229/2 33v/7
asırġa “küpe” HŞ 4545 e
ğ
asraġ (1) “himaye eden, koruyan”
Ǿāśį (<A.) “asi, isyan eden, gü- i
t HŞ 3531
asraġ (2) “önceki, evvelki” asraġı
i
nahkar” NF 68/17, KE 2r/12, m

MM 73/3, HŞ 108, Ǿāśį bol- y


a
kün “evvelki gün” İML 185
“isyankar olmak, günahkar ol- y
ı asraķı“sonra gelenler, küçükler”
mak, asi olmak” NF 273/16, MM 231/2
n
e
v
KE 12r/16, MN (1) 12/2 i asrı (1) “kaplan” HŞ 2052
Ǿāśįlıķ (<A.+T.)“asilik, isyankar- asrı (2) “çok, pek çok krş. asru”
lık” Ǿāśįlıķ ķıl- “isyan etmek” K9/5
NF 306/8, KE 4v/17 asru “çok, pek çok krş. asrı” KE
Ǿāsir(<ö.a.) “Hz. İsa’nın oğlunu 216v/10, HŞ 239
dirilttiği kadın” KE 171r/6 Ǿaśśaba (<ö.a.) “Süleyman pey-
āsįtāne(<F.)“eşik, kapı krş. astān” gamberin hüdhüdü ile konuşan
MN (2) 36/361 bir kuş” KE 146v/11
āsiya (<ö.a.) “ Musa Peygamber assu “fayda, yarar krş. assıġ, ası”
kıssasında Firavn’ın karısı” NF ME 21/5
165/3 ast “alt, aşağı, alt taraf” NF 330/16,
aśl (<A.) “asıl, sop sop, ata ecdat KE 164v/21, HKT 470b/2, HŞ
krş aśıl” KE 2v/5, MM 46/4, 3287, astında 1.“(nikah bağı)
HKT 245b/1, HŞ 2287 altında” HKT 538b/7, 2. “altın-
aślā(<A.) “asla, hiçbir zaman” KE da, alt tarafında” HŞ 416
217v/17, K7/44
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 57

astān (<F.) “eşik, kapı krş. āsįtāne” aş- “aşmak, geçmek, çıkmak, yük- a
HŞ 118 selmek, artırmak” NF 271/14,
astın 1.“alt, altında, alçak, bayağı, KE 21v/14, ME 71/1, MM
değersiz” NF 222/2, KE 44r/3, 283/2, HKT 279b/3, HŞ 1752,
HKT 470b/2, astın bol- “ alt ta- MN (1) 10/5, İML 112, MN (2)
bakadan olmak, değersiz ol- 14/133, aşar bol- “yükselecek
mak” KE 113r/4, astınraķ olmak” NF 328/16, aşası yir
1.“daha aşağı, daha az” KE “çıkılacak yer” HKT 469a/6,
122v/8, ME 91/5, HKT 176a/3, aşġu bol- “aşılacak yol” HKT
2. daha aşağı, daha az” HKT 432b/9, aşġu yir “yükselecek
519b/7, 3. “daha alçak, daha se- yer, yükseklik” HKT 546b/6,
fil” HKT 576b/4 aşmaķ “yukarı çıkma, yüksel-
astur- “astırmak” KE 95r/1 me” HKT 279b/3, aşa “aşa, faz-
asūd bin Ǿabdįġavŝ (<ö.a.) “Hz. la” HŞ 4058
Muhammed’in imana davetine aşa-“yemek yemek” NF 263/12,
alayla karşılık veren kafir” KE KE 228v/21, HŞ 2451, MN (2)
203r/21, Ǿabdįġavŝ “bkz. asūd 10/96
bin Ǿabdįġavŝ” KE 203v/3 e
ğ aşaç “tencere, kazan” KE 228v/7
aśvāt (<A.ç.) “sesler” MM 377/2
i
t aşaġ “aşağı, alt krş aşaķ (1), aşaġa”
i
aş (1) “yemek, aş” NF 28/11, KE m NF 402/12
49r/21, ME 159/5, HKT y
a
aşaġa “aşağı krş. aşaķ (1) , aşaġ”
289a/1, HŞ 858, İML 132, MN y
ı İML 90
n
(2) 2/10, aş aşa- “yemek ye- e aşaķ (1) 1.“aşağı, alçak krş. aşaġ,
v
mek” KE 59v/14, HŞ 740, aş i
aşaġa” NF 387/1, KE 125r/17,
bėr- “sofra kurmak, misafirlere ME 156/1, HKT 435b/8, 2. “he-
ziyafet vermek” KE 69r/18, aş la” HKT 105a/8, aşaķ bol- “al-
ėt- “yemek yapmak, sofra kur- çalmak, kısılmak” KE 172r/4,
mak, misafirlere ziyafet ver- ME 156/8, HKT 308a/2, aşaķ
mek” KE 35v/7, aş ķıl- “yemek ķıl- 1.“alçaltmak, kısmak” NF
yapmak, sofra kurmak, misafir- 285/11, HKT 492b/3, 2. “aşağı
lere ziyafet vermek” NF eğmek, indirmek” HKT256b/4,
422/10, KE 47r/19, aş sal- “sof- aşaķ ķılġan “alçaltan, küçük dü-
ra kurmak, ziyafet vermek” HŞ şüren” HKT 511a/2, aşaķ yir
1126, aş tök- “sofra kurmak, “helâ” HKT 83a/6
misafirlere ziyafet vermek” aşaķ (2) “yükselen” İML 153, 2.
MM 232/3 “kısa arkalı” İML 143
aş (2) “kenet” HŞ 2740 aşat- “yemek yedirmek” NF 143/1
58 | D r . Suat ÜNLÜ

Ǿaşāyir (<A.ç.) “kabileler” NF “açıkca, alenen” HKT 264b/4,


443/12 āşkārā ķıl- “açığa vurmak, açık-
aşçı“aşçı, aş pişiren” KE 85r/5, lamak” KE 195r/14, ME 53/4,
İML 156 HKT 6a/2, āşkārā ķılġan “beyan
aşdur- “aşırmak” KE 211r/15 eden, açıklayan” HKT 403b/5,
Ǿāşıķ (<A.) “tutgun, aşık, sevgili āşkārā ķılın- “açıklanmak, bildi-
krş. aşıķ” NF 293/3, KE rilmek” HKT 119b/9
218v/4, ME 42/8, MM 333/3, āşkāre (<F.)1.“açık, belli, meydan-
MN (2) 17/164, HŞ 1433, Ǿāşıķ da, görünen krş. āşkār, āşkārā,
bol- “sevmek, tutulmak” NF aşikare” NF 57/5, HKT 571b/2,
151/14, KE 28r/15, ME 142/6, 2. “açıkça, alenen” HKT
MM 336/1, HŞ 265, Ǿāşıķ ķıl- 549a/5, āşkāre bol- “açık ol-
“aşık etmek, tutulmak” ME mak, belli olmak, açığa vur-
42/8, Ǿāşıķraķ “daha tutgun, da- mak, açıklamak” NF 304/7,
ha çok sevme” KE 91r/8 āşkāre ķıl- “açığa vurmak, açık-
Ǿāşıķāne (<A.) “aşıkça” HŞ 1439 lamak” NF 75/10, KE 40r/12,
Ǿāşıķlıķ (<A.+T.) “aşıklık krş. e
ğ
HKT 338b/4
aşıķlıķ” ME 42/8, HŞ 631 i
t aşla-“sarmak, bağlamak, aşılamak,
aşıru “aşırı, haddinden fazla” aşıru
i
m eklemek” ME 72/4, HŞ 686
biş- “yakmak, haşlamak” HŞ y
a
aşlaġçı “kap-kaçak tamircisi” İML
3568 y
ı 156
āşikāre (<F.) “açık, belli, meydan- aşlan-“kaynaşmak, eklenmek, aşı-
n
e
v
da, görünen krş. āşkār, āşkārā, i lanmak” ME 156/1, HŞ 2740
āşkāre ” HŞ 407, āşikāre ķıl- aşlıġ“yiyecek, zahire krş aşlıķ”
“açığa vurmak, açıklamak” HŞ aşlıġ tirgi “sofra” HKT 122a/1
676 aşlıķ “buğday, zahire krş. aşlıġ”
āşinā(<F.) “bildik, tanıdık krş. NF 337/15, KE 23r/7, ME 99/1,
āşnā” MN (2) 36/364 MM 256/1, HŞ 1980, İML 181,
āşiyān(<F.) “yuva” MN (2) 15/141 K1/22, aşlıķ ketür- “yiyecek ge-
Ǿaşķ (<A.) “aşk, sevgi” ME 90/5 tirmek” HKT 233b/5
āşkār (<F.) “açık, belli krş. āşkārā, āşnā(<F.) “aşina, tanıdık, bildik
āşkāre, aşikare” āşkār ķıl- “belli krş. āşinā” NF 113/14
etmek, açığa vurmak, açıkla- aşnu 1.“önce, evvel krş. aşunu” NF
mak” KE 93v/11 60/1, KE 8v/5, ME 32/5, MM
āşkārā (<F.) 1.“açık, belli krş. 91/1, HKT 2b/1, HŞ 147, İML
āşkār, āşkāre, aşikare” KE 90, 2. “üst, yukarı” HKT
120v/5, HKT 94a/3, 2. “açıkta 400a/2, aşnu keç- “ileri geçmek,
olan, görünen” HKT 123b/6, 3. öne geçmek” HKT 555b/8, aşnu
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 59

keçür- “daha evvel yapmak, 101/4, MM 209/2, HKT 294a/2, a


önden göndermek krş. aşnu HŞ 1675, MN (1) 18/2, İML
kiçür-” HKT 562b/8, aşnu 145, AO4/18, MN (2) 11/100,
kiçür- “daha evvel yapmak, ön- at ata- “isim vermek, adlandır-
den göndermek krş. aşnu keçür- mak” NF 368/2, at atan- “isim
” HKT 466a/3, aşnuraķ “en ön- verilmek, adlandırılmak” HŞ
ceki, daha önceki” HŞ 2572 3290, at bėr- “isim vermek, ad-
aşnuķı “önceki, ilk” HKT 426a/7, landırmak” NF 41/11, KE 3r/4,
HŞ 3319, İML 90, aşnuķı ana at bėril- “isim verilmek, adlan-
“Hava ana, ilk ana” İML 138, dırılmak NF 3/8, at bol- “ad
aşnuķı ata “Adem baba, ilk ba- olmak, adı olmak” KE 74v/11,
ba” İML 138 at ķoy- “at vermek, adını koy-
aşuķ (1)“aşık, aşık kemiği” KE mak” HŞ 1636
17v/1 at “at, yük ve binek hayvanı krş aŧ”
aşuķ (2)“acele, ivedi” aşuķ iş ķıl- NF 440/17, KE 3v/16, ME
“acele iş yapmak, işi ivedi bir 13/1, MM 226/7, HŞ 391, MN
şekilde yapmak” KE 3v/8 (1) 2/10, İML 81, CE 2/2
aşuķ- “acele etmek, ivedilenmek, e
ğ at yılı “Türkçe 12 yıl atlarından
özlemek” KE 246r/18, HŞ 1913
i
t 7’inci yılın adıdır” İML 186
i
aşuķtur- “acele ettirmek” KE m aŧ “at” NF 405/2, KE 140v/10, ME
248r/20 y
a
13/1, HKT 434b/4, K1/28, aŧ
aşunu “evvel, önce krş. aşnu” MN y
ı min- “ ata binmek” NF 199/13,
n
(2) 29/289 e
v
aŧ yeli “at yelesi” HKT
Ǿāşūr (<A.) “Muharrem ayının i
560a/1
onuncu günü krş. Ǿāşūre” Ǿāşūr at-(1) “atmak, fırlatmak, bırakmak,
küni “Muharrem ayının onuncu salmak” NF 400/7, KE 41v/20,
günü” KE 14r/5 ME 5/6, MM 345/1, HKT
aşur- “aşırmak, çıkarmak, geçir- 172b/9, HŞ 331, İML 120, MN
mek” NF 60/12, KE 104r/10, (2) 15/149, ata çıķ- “(kan ve
ME 104/7, HŞ 3670, AO3/12, meni) hızla cinsel organdan dı-
MN (2) 26/255 şarı fırlamak, fışkırmak” MM
Ǿāşūre (<A.)“Muharrem ayının 89/3, HKT 510a/8, atġu nirse
onuncu günü krş. Ǿāşūr” Ǿāşūre “atılan şey” HKT 539b/8
kün “Muharrem ayının onuncu at-(2)“(adım) atmak” ME 150/8
günü “ NF 184/6 at-(3)“(tan) atmak, şafak sökmek”
aşut “yokuş” HKT 555a/2 MM 172/1
at “ad, isim, lakap, unvan, şöhret, aŧa “baba, ata, ced krş.ata” AO
ün” NF 344/16, KE 61v/6, ME 2/16
60 | D r . Suat ÜNLÜ

ata “baba, ata, ced krş.aŧa” NF ataġ (2)“unvan, şöhret” HŞ 4700


289/4, KE 2r/9, ME 190/1, ataġlıķ “kötü bir haber verilerek
MM 261/1, HKT 235a/9, HŞ korkutulmuş (kişi)” KE 225r/5
375, MN (1) 8/11, İML 81, ata Ǿatāķ (<A.) “köleyi azat etme, kö-
ana “baba ve anne, ebeveyn” leye izin verme” MM 264/1
HKT 290b/1, ata ekesi “hala” atalıġ“babalı, babası olan” KE
İML 144, ata er ķarındaşı “am- 184v/15
ca” HKT 343b/5, ata ķarındaşı atalıķ “atalık, babalık” NF 215/7,
“amca” İML 144, ata ķız KE 51v/2,atalıķ ķıl- “babalık
ķarındaşı “hala” HKT 79a/6, ata yapmak” KE 236v/17
ķız uyası “hala” HKT 405a/3 atan “enenmiş deve” İML 172
Ǿaŧā (<A.) “ihsan, bağış, lutuf” NF atan-“adlandırmak, isim verilmek,
422/3, KE 17v/18, MM 261/2, adlandırılmak, zikredilmek” KE
MN (2) 9/81, Ǿaŧā bėr- “bağış- 194v/11, ME 193/1, HKT
lamak, ihsanda bulunmak” KE 558b/9, HŞ 3293, atanmış “ta-
212v/14, Ǿaŧā bol- “bağışlamak, yin edilmiş, belirlenmiş” HKT
ihsanda bulunmak, lutfetmek” e
ğ
462a/7
KE 2v/9, MM 399/2, Ǿaŧā ķıl- i
t atasız “babasız, babası olmayan,
i
“bağışlamak, ihsanda bulun- m yetim” NF 78/16, KE 167r/7,
mak” NF 199/12, KE194v/9, y
a
HŞ 3503, atasız anasız “yetim
HŞ 1971 y
ı ve öksüz (kimse)” HKT 77a/9,
ata-(1)“söylemek, söz vermek”
n
e atasız oġulsız “yetim ve çocuk-
v
ME 25/3 i suz (kimse)” HKT 102b/8
ata- (2) “adlandırmak, ad vermek, ateşhāne (<F.) “Mecusi mabedi,
adını anmak, -den saymak krş. ateşe tapanların ibadet yeri” HŞ
ada-” NF 368/2, KE 232v/16, 1234
MM 149/2, HKT 327b/3, HŞ atġan “yük devesi” İML 172
2560, İML 110, atamaķ “isim aŧġar-“birini ata bindirmek” KE
verme, adlandırma” HKT 223v/17
504a/3 aŧġįr (<ö.a.) “Reyyan hükümdarın
Ǿaŧāǿi selemį (<ö.a.) “bir âbid” NF Yusuf’u satın almak üzere gö-
269/3 revlendirdiği veziri” KE 76r/1
Ǿatabe (<ö.a.) “Ebû Leheb’in oğlu” atġulaķ “tüfekte tetik bileziği” İML
NF 12/15, KE 188v/11 160
Ǿatabe ibniǿl-ġulām (<ö.a.) “Hasan- atıl-“atılmak, kovulmak” KE
ı Basrî’nin öğrencisi” NF 315/3 99r/11, HKT 425b/6, HŞ 4418,
ataġ (1)“ada, sahil, kıyı krş. adaġ” atılmış “atılmış, kovulmuş”
KE 140r/11 HKT 253a/6
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 61

atımçı “nişancı, okçu” KE 223r/9 atlıġ (1)“adlı, şöhretli, ünlü krş. a


atış- “atışmak” ME 118/6 atlı, adlıġ, atlı(1), atlıķ (1)” NF
Ǿatįķ (<A.) “asil (Arş feriştelerinin 72/8, KE 112v/5, ME 178/4,
Ebu Bekr’e verdikleri lakab” HKT 14b/8, HŞ 305, İML 145,
NF 98/12, KE 201r/9 AO2/22
Ǿatįķā (<ö.a.) “Hicretten önce Müs- atlıġ (2)1. “atı olan, ata binmiş,
lüman olmuş Ebu Bekr’in oğlu süvari krş. aŧlıġ” KE 112v/5,
ve Hz. Ömer ile evlenmiş olan ME 178/4, HŞ 1647, İML 146
kadın” KE 25r/11 aŧlıġ“atı olan, ata binmiş, süvari
Ǿātike(<ö.a.)“Âtike binti krş. atlıġ (2), atlı (2)” NF 184/5,
ǾAbdulmuttalib bin Hâşim el- HKT 277a/2, KE 112v/5
Kureyşiyye el Hâşimiyye. Hz. atlıķ (1)“adlı, isimli krş. adlıġ, atlıġ
Muhammed’in halası” NF 13/9, (1), atlı(1)” MN (1) 1/7
KE 183r/16 atlıķ (2) “at bağlanacak yer” İML
atla-(1) “atlamak” ME 192/1 179
atla-(2) “(adım) atmak” NF 434/1, atmıķ “at sahibi” İML 83
İML 108 Ǿaŧś (<A.) “susama, susuzluk” NF
aŧlan-“süvari olmak, ata binmek, e
ğ 429/16
hareket etmek, başlamak krş.
i
t atsız “atsız parmak”İML 141
i
atlan-” NF 184/8, KE 47v/2 m Ǿattāb (<ö.a.) “Attâb bin Esîd. Sa-
atlan- “ata binmek, atlanmak, ha- y
a
habeden bir zat” NF 71/3
reket etmek, başlamka krş. y
ı Ǿaŧŧār (<A.) “tabib, eczacı” HŞ
n
aŧlan-” ME 178/4, HŞ 765, İML e 1907
v
99 i
aw “av krş. av” NF 153/10, KE
aŧlandur-“ata bindirmek, atla gön- 49r/11, ME 16073, MM 41/1,
dermek krş. atlandur-” KE HKT 119a/8, aw tut- “av tut-
150r/2 mak, avlamak” MM 232/3
atlandur-“atlandırmak, yollamak av “av krş. aw” KE 186r/2, HŞ
krş. aŧlandur-” HŞ 1103 1284, İML 79, MN (2) 12/111,
aŧlas (<A.) “atlas, üstü ipek altı av avla- “av avlamak, av yap-
pamuk kumaş” KE 75r/9, MN mak” HŞ 325, av bol-“avlamak,
(2) 9/82, HŞ 3215 av olmak” HŞ 3493, av iti “av
atlı (1) “adlı, isimli krş. adlıġ, köpeği” İML 174
atlıġ (1), atlıķ (1)” HŞ 3811, aw- “üşüşmek, toplanmak, etrafını
AO1/8 çevirmek” awıp al- “üşüşüp al-
atlı (2) “atı olan, ata binmiş, süva- mak” HKT 175b/6
ri krş. atlıġ (2), aŧlıġ” HŞ 846, Ǿavac bin Ǿannāķ (<ö.a.) “Musa
İML 84 peygamberin askerlerine tek
62 | D r . Suat ÜNLÜ

başına karşı çıkan efsanevî kah- mak” HŞ 249, āvāz köter- “ses-
raman” KE 28r/8, Ǿavac “bkz. lenmek, ses çıkarmak HŞ 2083,
Ǿavac bin Ǿannāķ” KE 28v/3 āvāz sal- “ses çıkarmak, bağır-
awaġ “naz” ME 38/7, awaġ ķıl- mak” HŞ 722, āvāz tart-
“nazlanmak, naz etmek” “ME “ses çıkarmak, bağırmak” HŞ
38/7 3861
avaġsın-“böbürlenmek” HKT āvāze (<F.) “ses, avaz” HŞ 1417,
377a/6 āvāze ķıl- “ses çıkarmak, ba-
Ǿavāķıbet(<A.ç.) “neticeler, sonuç- ğırmak” HŞ 5
lar” KE 66v/18 āvāzlıġ (<F.+T.) “sesli, sadalı” NF
Ǿavāmuǿn-nās (<A.) “halk” NF 310/8
407/1 avçı“avcı krş. awçı” KE 186r/2,
Ǿavān (1)(<A.) “orta yaşlı güzel HŞ 1283, İML 156
kadın” KE 164r/15 awçı “avcı krş. avçı” ME 24/5
Ǿavān(2)(<A.) “zorbalık etme, awçılıķ“avcılık”awçılıķ ķıl-
zalimlik” Ǿavān ķıl- “zorbalık “avçılık yapmak” KE 54r/16
etmek, zalimlik yapmak”K1/27, e
ğ
Ǿavf bin mālik el-naśrį (<ö.a.)
Ǿavān tegür- “zulüm, zorbalık i
t “Huneyn savaşında Hz. Mu-
yapmak” K1/50,Ǿavān yunçuġ
i
m hammed’e karşı olup savaş so-
tegür- “güç, zulüm, zahmet y
a
nunda peygamberin affına
vermek” K2/13 y
ı mazhar olup Müslüman olan
āvāre (<F.) “serseri, başıboş gezen, zat” KE 232r/9
n
e
v
işsiz, güçsüz” āvāre bol- “başı- i avın- “avunmak, teselli bulmak
boş olmak, boş boş gezmek” krş. awun-, avun-” HŞ 2113
HŞ 3758, āvāre ķıl- “ işinden alı avınçı “alışma, ısınma” İML 79
koymak” HŞ 1736 Ǿavır(<A.)“ışığa tutulmuş, aydınla-
āvārelik (<F.+T.) “avarelik, başı- tılmış” KE 216r/10
boşluk” HŞ 249 avıt-“avutmak krş. awut-” HŞ 1821
Ǿavārıżāt(<A.) “harp sebebiyle avla-“avlamak, avlanmak krş.
alınan muvakkat vergisi” AO awla-” NF 155/12, KE 86r/7,
2/45 HŞ 444, İML 103
āvāz (<F.) “ses, sada” NF 27/9, awla-“avlamak, avlanmak krş.
āvāz ay- “ses çıkarmak, bağır- avla-” KE 14v/17, ME 134/2,
mak” HŞ 1501, āvāz çıķar- “ses HKT 103b/7
çıkarmak, bağırmak” HŞ 465, avla ķuşı “av kuşu” İML 175
āvāz ķıl- “ses çıkarmak, bağır- awnuş-“birbirine alışmak, kaynaş-
mak” NF 107/6, HŞ 257, āvāz mak” ME 197/2
kiltür- “seslenmek, ses çıkar-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 63

Ǿavrat (<A.) “kadın, dişi krş. awuncasız “alışmamış, ürkek” a


Ǿavret, avret” ME 28/8, HKT awuncasız bol- “ürkmek, alışa-
370b/1, Ǿavratlar “eşler, zevce- mamak “ME 218/5, awuncasız
ler” HKT 407a/1 ķıl- “ürkütmek, alıştırmamak”
Ǿavret (<A.) 1.“kadın, açığı haram ME 42/1
olan vücut uzvu, İslam dinine avunça “avutan, teselli eden, avu-
göre başkaları tarafından gö- nulan krş. awunça” HŞ 389
rülmesi yasak olan yerler krş awunça “avutan, teselli eden, avu-
Ǿavrat, avret” NF 346/17, KE nulan krş. avunça” KE 58r/10
143v/3, MM 71/2, HKT 148a/4, awundur-“alıştırmak” ME 16/6
HŞ 2126, 2. “gece ve gündüz- awut-(1) “büyülemek” ME 73/6
den üç vakit olup, sabah nama- awut- (2) “eğlemek, teselli etmek,
zından önceki saat, günün ortası oyalamak krş. avıt-” NF 107/4,
ve yatsı namazından sonraki ME 94/1
zaman kastedilir” HKT 343a/4, avva “ah, ay, vah krş. ayvah” ME
Ǿavret ört- “avret yerlerini ört- 188/6
mek” MM 67/1 avvah “ah, ay, vah krş. avva” ME
avsūn (<F.) “efsun, sihir” HŞ 430 e
ğ 188/6
avsūnçı (<F.+T.) “sihir yapan” HŞ
i
t ay (1) “kamer, ay, hilal” NF
i
630 m 34/15, KE 7r/13, ME 39/7, MM
awsuz“avsız, avı olmayan” ME y
a
99/2, HKT 132b/8, HŞ 201,
24/5 y
ı MN (1) 6/5, Ka 1/11, MN (2)
n
avŧās(<ö.a.) “Huneyn vak’asının e 23/228, ay tutul- “ay tutulmak,
v
cereyan ettiği Hevâzin’deki bir i
ayın güneşle dünya arasına
vadi” NF 69/16 girmesi” HŞ 1184, ay yar- “ayı
avuç“avuç krş. awuç” KE 114v/11, ikiye yarmak, şakkül kamer ha-
HŞ 2744 disesi, Hz. Muhammedin ayı
awuç “avuç krş. avuç” NF 73/17, yarması mucizesi” KE 208r/6,
KE 116r/16, HKT 38b/1 ay yarıl- “Hz. Muhammed’in
awuçla- “avuçlamak” ME 13776, bir mucizesi olarak ayın ikiye
HKT 38b/1 bölünmesi, şakkül kamer olayı”
awuçmaķ“demet” HKT 435a/9 NF 35/4, ay yüzlüg “güzel ve
avuķ“ufak, parça”avuķ bol- “ufal- nur yüzlü” KE 76v/1
mak, parçalanmak” ME 182/3 ay (2) “ay, 30 gün” NF 75/5, KE
avun-“avunmak, teselli bulmak 22v/14, ME 212/2, MM 266/3,
krş. avın-, awun-” KE 5v/9 HKT 29a/5, HŞ 4726, MN (1)
awun-“alışmak krş. avın-, avun-” 12/13, İML 184
ME 171/7
64 | D r . Suat ÜNLÜ

ay (3) “ey (seslenme)” MM 92/4, ayaķ (1)1.“ayak krş ađaķ, ayaġ (2),
HKT 255a/5, HŞ 676, MN (1) ađaķ (1)” KE 188r/1, ME 58/1,
21/6 MM 198/2, HKT 339a/6, HŞ
ay (4) “Ah! (pişmanlık, özlem 2034, İML 142, MN (2)
ifade eder)” HKT 562b/9, HŞ 12/115, 2. “kadem” HKT
822 200a/4, ayaķ bol- “hizmetcisi
ay- 1.“söylemek, demek, sormak olmak, ayağı olmak, yardımcısı
krş. ayıt-, ayt-” NF 226/3, KE olmak” KE 200v/10, ayaķ bile-
99v/3, ME 45/6, MM 38/3, ziği “ayak bileği halkası” İML
HKT 38a/4, HŞ 3022, İML 150, ayaķ siniri “ayağın asabı”
114, MN (2) 17/166, 2. “bir dü- İML 142, ayaķın turġan- “ayak-
şünceyi ortaya atmak, iddia et- ta duran” HKT 32a/3
mek” HKT 287b/9, ayġan “söy- ayaķ (2)“kadeh, çanak, kase krş.
leyen” HKT 334a/4, ayġuçı bol- ađaķ (2)” NF 309/13, KE
“söyleyen olmak” KE 19v/7, 8v/18, MM 190/1, HKT
aymaķ 1.“söyleme, söz” HKT 562b/2, MN (1) 10/2
100a/1, 2. “iddia etme” HKT e
ğ
ayaķ (3) “içki” HŞ 3742, ayaķ iç-
140b/7 i
t “içki içmek” HŞ 573, ayaķ
yürit- “içki getirmek” HŞ 3036
i
aya (1) “aya, avuç içi, el ayası” m

NF 23/7, KE 118r/5, ME 53/8, y


a
ayaķça “aşağı, enine” ME 12/7
MM 103/1, HKT 286b/3, HŞ y
ı ayaķçı(1)“içki hazırlayıp sunan”
594, aya birle ün ķıl- “el çırp- KE 87v/12
n
e
v
mak” HKT 175a/3 i ayaķçı (2) “çanakçı” İML 157
aya (2) “lakap, sonradan takılan ayaķlıġ (1)“ayaklı krş ađaķlıġ” KE
at” İML 145 140v/21
aya (3) (<F.) “ey (seslenme) krş. ayaķlıġ (2) kadehlik” KE 162v/4
eya, ayā” HŞ 1136, MN (2) Ǿayāl(<A.)“çocuk, kız çocuk” NF
10/92 113/15
ayā (<F.) “ey (seslenme) krş. aya, Ǿayān(<A.) “açık, belli” MN (2)
eya” MM 15/3 35/347
Ǿayādat (<A.) “hatır sorma, hasta ayaş“ahitleşen, dostlaşan kimse”
ziyareti” NF 235/6, Ǿayādat ķıl- İML 145
“hatır sormak, ziyaret etmek” āyāt(<A.ç.)1.“ayetler” KE 119r/16,
NF 101/10 HKT 60b/5, 2. “ayet” HKT
ayaġ (1)“kadeh, çanak, kase krş. 324b/6
ađaķ (2) ” KE 148r/18 ayaz (<ö.a.) “Gazneli Mahmud’un
ayaġ (2) “ayak krş. ayaķ (1), ađaķ güzelliği ile meşhur gözdesi”
(1)” MN (1) 2/9 HŞ 4360
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 65

Ǿayāż (<ö.a.) “İshak peygamberin 74/8, MM 143/1, HKT 309b/1, a


oğlu” KE 54r/14 K6/28, āyet soñınça āyet vaķf
Ǿayb (<A.) “ayıp, günah, suç, özür, soñınça vaķf ķıl- “ayetleri parça
kusur” NF 387/6, KE 82r/11, parça, ağır ağır indirmek” HKT
ME 77/1, HŞ 2060, Ǿayb bol- 347b/4
“ayıp olmak, kusurlu olmak” āyeteǿl- kürsį (<A.) “Bakara sure-
KE 10r/1, HŞ 2062, Ǿayb it- sinin Ǿayn 225. ayetini teşkil
“ayıplamak, suçlamak” HŞ eden kısım” KE 218v/6
3289, Ǿayb ķıl- “ayıplamak, ayġır “aygır, enenmemiş, damızlık
suçlamak” NF 216/12, KE at” KE 116r/2, ME 57/2, İML
21r/13, HKT 192a/9, HŞ 2829, 170
Ǿayb ķılġan “ayıplayan” HKT Ǿayıbla-(<A.+T.) “ayıplamak krş.
542a/8, Ǿayb kör-“ayıplamak, Ǿaybla-” HŞ 2061
suçlamak”MM 58/2, Ǿayb ur- ayıġ “ayı” İML 174
“ayıplamak, suçlamak, aybını ayıġlıġ “uyanıklık” HŞ 2493,
söylemek” ME 102/7, Ǿaybdın ayıġlıġ vaķtı “uyanma vakti,
ķurtulġan- “bütün noksan sıfat- uyku dışındaki zaman” HŞ
lardan münezzeh olan, kusursuz e
ğ 1483
olan, esma-i hüsna’dan es-
i
t ayıl-(1) “söylenilmek, açığa vu-
i
selām” HKT 525a/9 m rulmak” KE 121v/7
Ǿaybla- (<A.+T.) “ayıplamak, yer- y
a
ayıl-(2) “ayılmak, kendine gel-
mek krş. ayıbla-” NF 420/15, y
ı mek” KE 21v/18, ME 49/6,
n
ME 90/5 e HKT 162b/2
v
Ǿayblig (<A.+T.) “ayıplı, kusurlu” i
ayın-“değişmek, durum değiştir-
KE 150r/8, Ǿayblig ķıl- “kusurlu mek” MM 152/2
hale getirmek” HKT 290a/9 ay(ı)r- 1.“ayırmak, yarmak krş.
ayça “bir aylık” HŞ 2834 ađır-, ayur-” KE 118r/18, ME
aydın “parlak, aydınlık, ışık, nur 103/4, HKT 312b/6, 2. “ayırt
krş. aydıñ” KE 71v/9, İML 152 etmek, tefrik etmek” HKT
aydıñ “parlak, aydınlık krş. aydın” 71a/7, ayırmaķ “ayırma, çocuğu
HŞ 1614, aydıñ bol- “aydın ol- sütten kesme” HKT 35a/9
mak, parlamak” HŞ 3659 ayırt- 1.“ayırt etmek, tefrik etme”
aydış- “karşılıklı bir şeyler söyleş- HKT 560a/5, 2. “engel, sınır,
mek krş. aytış-” KE 112r/20, perde, mânia” HKT 349a/6,
ME 111/8 ayırt kemiş- 1.“ayırt etmek, tef-
āyet (<A.) “ayet, Kur’an’ın surele- rik etmek” HKT 204a/4, 2. ayı-
rini oluşturan cümlelerin her bi- rım yapmak, fark gözetmek”
ri” NF 255/6, KE 84r/17, ME HKT 19b/7, 3. “araya girmek,
66 | D r . Suat ÜNLÜ

ayırmak, açmak” HKT 173b/4, aylıķ “aylık, aylık ücret” NF


4. “ayrılık çıkarmak” HKT 117/13, KE 48v/2, ME 112/2,
15a/1, ayırt kemişgen 1. “ayırt HKT 565b/6, MN (1) 15/9
eden, tefrik eden” HKT 8a/1, 2. Ǿayn (1)(<A.) “bir şeyin aslı, ken-
“engel olan, önleyen” HKT disi, eşraftan olan” NF 429/2,
546b/1, ayırt kemişmek “ayırt KE 25r/11
etme, tefrik etme” HKT 560a/2, Ǿayn (2) “Arap alfabesinin 18.
ayırt kemşil- “engel olunmak, harfi, ayın” MM 263/2
set çekilmek” HKT 414b/3 Ǿayn (3) “göz” HKT 580a/3
ayırtla-“seçmek, ayırt etmek, açık- ayna(<F.) “cuma günü” NF 77/8
lamak” ME 86/1, HKT 130/3, Ǿaynā (<A.) “iri ve güzel gözlü”
ayırtlamaķ “açıklama” HKT NF 424/15
239a/7, ayırtlayu tüz- “seçerek ayna- “değişmek, bozulmak krş.
ayırmak” ME 86/8 ađna-” NF 318/4, KE 13r/4,
ayırtlan-1.“ayırt edilmek, tefrik ME 221/5, HKT 41a/2, HŞ
edilmek” HKT 473a/4, 2. “açık- 2974, aynaġan “bozulan, bo-
lanmak” HKT 213a/1, e
ğ
zulmuş” HKT 485a/9, aynamaķ
ayırtlanmış “açıklanmış” HKT i
t “değişme, bozulma” HKT
i
138a/1 m 388b/1
ayıt- “demek, söylemek krş. ayt, y
a
aynat-“değiştirmek, bozmak” ME
ay-” NF 303/7, MM 16/3, HŞ y
ı 22/6, HKT 26a/3, HŞ 3551,
2195, K7/40
n
e aynatġan “değiştiren” HKT
v
āyine (<F.) “ayna” MN (2) 34/344 i 127b/1, aynamaķ “değiştirme”
Ǿāyise (<ö.a.) “Hz. Musa’nın yolu- HKT 401b/6
na girdiği için türlü şekillerde aynatıl- “değiştirilmek, bozulmak”
Firavn tarafından işkence edilen HKT 496b/3
kişi” KE 113v/2 Ǿaynuhu (<A.) “kendi kendine,
Ǿāyişe (<ö.a.) “Hz. Ayişe, Hz. kendi başına” KE 189r/11
Peygamberin kızı” NF 6/9, KE Ǿaynüǿl-ĥįtān<k.a.) “Yusuf pey-
71v/20, Ǿāyişe-i śıddįķa “bkz. gamberin üzerinde başını yıka-
Ǿāyişe” KE 217r/1, Ǿāyişe binti dığı balık” KE 74v/8
ebū bekr-i śıddįķ “bkz. Ǿāyişe” Ǿaynüǿş-şems (<ö.a.) “Mısır’da bir
KE 198r/21 şehir” KE 96v/7
aylaķ “aylak, başı boş” K7/32, ayra “ayrıntılı, açık” ayra sözle-
aylaķ ķođ- “başı boş bırakmak, “ayrıntılı olarak anlatmak, ay-
başı boş koymak” ME 101/8 rıntılı biçimde açıklamak” NF
aylan- “dönmek, daireler çizmek” 23/6
ME 83/1
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 67

ayran “sütün yağı ayrıldıktan sonra 43/435, 2. “sormak” HKT a


kalan mayi ve ekşi kısmı” İML 104b/2, 3. “anlatmak, naklet-
166 mek” HKT 140a/4, 4. “iddia
ayrı “ayrı, farklı krş. ayrıķ, ayruķ” etmek” HKT 126a/3, aytġan
KE 94r/9 “sözcü” HKT 227a/8, aytmaķ
ayrıķ “başka, özge krş. ayruķ, ayrı” “söyleme, söz” HKT 423b/7,
İML 97 aytu bir- “söyleyivermek” HKT
ayrıl- 1.“ayrılmak, uzaklaşmak krş. 45a/7
ađrıl-” KE 176v/14, ME 148/1, aytıl-“söylenmek, denmek” NF
HKT 38a/8, HŞ 25, İML 123, 37/12, KE 145v/10, ME 53/6,
K7/25, MN (2) 37/371, 2. “ay- HKT 397b/4
rılığa düşmek” HKT 578a/3, 3. aytış- “konuşmak, karşılıklı ko-
“yarılmak, çatlamak” HKT nuşmak” NF 189/10, HŞ 1295
540a/2, ayrılġan “bırakan, terk ayur-“ayırmak krş. ađır-, ayır-” HŞ
eden” HKT 578a/2, ayrılmaķ 4596
1.“ayrılma, ayrılık” HKT ayva “ayva” KE 71r/7, İML 182
290a/7, 2. “kopma, parçalan- ayvān(<F.) “çadır” HŞ 3770
ma” HKT 40a/5 e
ğ ayvan “aylak, başı boş” ayvan ķıl-
ayrılış-“biribirinden ayrılmak,
i
t “başı boş bırakmak” ME 101/8
i
boşanmak” HKT 96b/1 m Ǿayyār (<A.) “hilekar” MN (2)
ayrış-“birbirinden ayrılmak” ME y
a
14/135
124/4, ayrışmaķ “ayrılık, firkat” y
ı Ǿayyārlıķ(<A.+T.)“hilebazlık”Ǿayy
n
ME 117/2 e
v
ārlıķ it- “hile yapmak, hilebaz-
ayrıt “fark, ayrılık” ME 84/4 i
lık yapmak” HŞ 3269
Ǿayriyet (<A.) “borç” ME 203/3 az 1. “az, çok olmayan, nadir, az
ayruķ “başka, ayrı krş. ayrıķ, ayrı” bulunan” NF 124/6, KE 2r/18,
ayruķ kün “başka bir gün, diğer ME 175/1, HKT 11b/4, HŞ
bir gün” HŞ 1574 2929, İML 153, MN (2)
ayś (<ö.a.) “Yakub peygamber’in 14/136, 2. “biraz (zarf)” HKT
oğlu” NF 328/9 100a/2, az bėr- “az vermek”
Ǿayş (<A.) “yaşam, yaşantı, yeme, MM 238/3, az bol- “az olmak”
içme” NF 214/17, MM 37/3, NF 177/6, MM 115/2, HKT
HŞ 1121, Ǿayş it- “yemek, iç- 76a/4, az cemāǾat “küçük toplu-
mek yaşamak” HŞ 1221 luk” HKT 511a/8, az ķal- “az
ayt- 1. “söylemek, demek krş. ayıt- kalmak, azalmak” NF 102/12,
ay-” NF 100/15, KE 58v/8, ME KE 247v/11, az ķıl- “azaltmak”
71/7, MM 390/4, HKT 11b/3, ME 94/1, HKT 176b/1, az kör-
MN (1) 16/3, İML 122, MN (2) “az görmek” ME 217/2, az kül-
68 | D r . Suat ÜNLÜ

“az gülmek” MM 45/1, az müh- bir- “eziyet etmek, azap ver-


let “az süre” HKT 571a/4, az mek” HŞ 3534, Ǿaźāb firişteleri
nirse “az şey” HKT 314a/3, az “Cehennem bekçileri, zebani-
tė- “az söylemek, az demek” ler” HKT 577a/9, Ǿaźāb in-
MM 200/3, az yükseklik “küçük “azab gelmek” KE 222v/18,
tümsek” HKT 308a/1, azġına Ǿaźāb kel- “azab gelmek” NF
“daha az krş. azķıya” KE 117/9, KE 114r/5, Ǿaźāb ķıl-
101v718, azķıya “daha az krş. “eziyet etmek, azap vermek”
azġına” KE 246r/5, azraķ “daha NF 74/15, KE 171v/21, Ǿaźāb
az” NF 75/10, KE 160v/19, kit- “azabdan kurtulmak” KE
MM 195/4, HKT 286a/8, HŞ 114r/13, Ǿaźāb teg- “azab gör-
4330 mek, azabdan muzdarip olmak”
az- 1.“azmak, doğru yoldan çık- NF 117/10, Ǿaźāb tile- “eziyet
mak, sapmak” NF 168/15, KE etmek, azap vermek” KE
190v/21, ME 2/1, MM 48/3, 206v/11,Ǿaźāb yetil- “azaba ma-
HKT 138a/8, HŞ 3494, İML ruz kalınmak, azaba uğramak”
111, 2. “boşa gitmek” HKT e
ğ
KE 114r/7, Ǿaźābdın menǾ ķılın-
292a/9, azġan “azan, yoldan sa- i
t “eziyet edilmemek” HKT 7b/3
pan” HKT 576a/2, azġanraķ
i
m āzād (<F.) “hür, serbest” NF
“daha sapık, daha şaşkın” HKT y
a
114/17, KE 166v/5, MM 264/4,
479b/5, azmaķ “yoldan çıkma, y
ı MN (1) 23/5, HŞ 134, āzād bir-
sapma, azma” HKT 85b/5 “serbest bırakmak, hürriyetini
n
e
v
Ǿazā (<A.) “Allah tarafından sı- i vermek” Ka I/3, āzād bol- “hür-
nanmak üzere yeryüzüne gön- riyetine kavuşmak” NF 116/14,
derilen Harut adlı meleğin isyan KE 161v/18, MM 194/4, HŞ
etmeden önceki adı” NF 614, āzād er “hür erkek” HKT
367/17, KE 21r/17 25b/5, āzād ķıl- “hürriyetine
aǾżā (<A.) “vücut uzuvları, kavuşturmak” NF 117/7, KE
organlar” NF 44/15, KE 79r/5, ME 25/8, HŞ 1829,
237r/15, aǾżālarını rāst ķıl- “vü- āzād ķılın- “hürriyetine kavuş-
cut organlarını düzgün bir şekil turulmak” HKT 120a/4, āzād
vermek” HKT 566b/7 ķılınmış ķul “hürriyetine kavuş-
Ǿaźāb (<A.) “azap, eziyet, işkence turulmuş köle” HKT 120a/4,
krş. azab” NF 17/3, KE 3v/5, āzād ķılmaķ “hürriyetine kavuş-
MM 192/4, HKT 143a/2, MN turma” HKT 90b/3, āzād tarħan
(1) 15/4, Ǿaźāb bol- “azab ol- bol- “hür ve bağımsız Tarhanlık
mak, eziyet olmak” NF 346/15, yapmak” AO II/28, āzād tişi
KE 171v/2, MM 161/4, Ǿaźāb “hür kadın” HKT 80a/8,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 69

āzād yiber- “hür olmak, hürri- KE 244r/15, ME 56/4, HKT a


yetine kavuşmak” Ka I/4 78a/4
āzāda (<ö.a.) “bir Arap kabilesi” Ǿazāsil (<ö.a.) “Allah tarafından
NF 348/14 denenmek üzere yeryüzüne
āzādlıķ (<A.+T.) “hürriyet, serbest- gönderilen üç melekten biri
lik” NF 241/5, KE 110r/2 olan İblis’in isyan etmeden ön-
aǾžam (<A.) “büyük” K IX/2 ceki adı krş. Ǿazāzįl” KE 21r/17
Ǿažamet (<A.) “azamet, büyük- Ǿazāyā (<ö.a.) “İsyan etmeden
lük, ululuk” NF 60/12, KE önce Marut’un adı” NF 367/17,
46r/17 KE 21r/17
Ǿažametlıġ (<A.+T.) “azametli, Ǿazāzįl (<ö.a.) “Allah tarafından
büyük, ulu, debdebeli, heybetli” denenmek üzere yeryüzüne
NF 50/12, KE 211r/12 gönderilen üç melekten biri
āzār (<F.) “azar, incinme, kötülük, olan İblis’in isyan etmeden ön-
zulüm krş. azar” NF 9/17, KE ceki adı krş. Ǿazāsil” KE 4v/7
120r/6, ME 68/6, HKT 41b/5, azdur- “azdırmak, yoldan çıkar-
MN (1) 22/15, HŞ 2250, āzār mak” NF 367/14, KE 149r/11,
bol- “incinmek, üzülmek” NF e
ğ ME 39/1, MM 187/3, HKT
291/8, ME 191/5, HŞ 2107, 6a/7, MN (2) 22/218, azdurġan
i
t
i
āzār ķıl- “eziyet etmek, incit- m “azdıran, yoldan çıkaran” HKT
mek” NF 68/9, KE 74r/13, y
a
369b/5
HKT 407b/8, HŞ 2048, āzār y
ı āzer (<ö.a.) “Hz. İbrahim’in baba-
n
ķılın- “eziyet edilmek, incitil- e
v
sının adı” KE 175r/6, HKT
mek” HKT 407a/2, āzār teg- i
132b/4, MN (2) 2/15
“eziyet etmek, incitmek” NF azġaş- “zıtlaşmak” MM 117/2
85/15, āzār tegmiş bol- “incin- azġırlıķ “aygırlık, yüzsüzlük”
miş olmak” NF 348/7, āzār azġırlıķ ķılış- “yüzsüzlük yap-
tegrül- “eziyet edilmek, incitil- mak, yüzsüzce davranmak”ME
mek” HKT 73b/7 201/1
āzārla- (<F.+T.) “azarlamak, eziyet azġun “azmış, azgın, doğru yoldan
ve işkece etmek” NF 284/14, çıkmış” NF 304/4, HKT
KE 194r/16, ME 56/4, HŞ 3097 133a/1, azġunraķ “daha sapık,
āzārlan- (<F.+T.) “azarlanmak, daha azgın” HKT 168a/3
zarar görmek, incinmek” KE azġunluķ “sapıklık, şaşkınlık, az-
151v/15, ME 191/5, HKT gınlık, azma” NF 304/5, ME
379a/2, HŞ 3079 205/5, HKT 255b/8
āzārlat- (<F.+T.) “azarlamak, in-
citmek, kırmak” NF 283/10,
70 | D r . Suat ÜNLÜ

azġur- “azdırmak, hak yoldan çı- āzįne(<ö.a.)“Medinede bir mescid”


karmak” NF 279/7, ME 63/4, āzįne mescidi “azine mescidi”
HKT 550a/5 NF 183/8
ażĥa (<A.) “kurban” NF 146/13 Ǿazįz (1) (<A.) 1.“aziz, ulu, yüce,
azıd- “azıtmak, işi yolundan muhterem krş. aziz” NF 222/3,
sapırmak krş. azıt-” İML 121 KE 6v/9, MM 17/3, HKT
azıġ “azı” ME 160/8 223a/5, MN (1) 16/6, HŞ 1970,
azıġlıġ(1)“azmış, azılı, doğru (din) 2. “eşsiz, kudretli, esma-i
yolundan sapmış olan” KE hüsna’dan el-Ǿazįz” HKT
13r/17 409a/8, Ǿazįz bol- “büyük ol-
azıġlıġ(2)“yırtıcı hayvan, canavar” mak, yüce olmak, saygı duyul-
KE 137r/9, HKT 104a/5, HŞ mak” NF 111/7, KE 91r/5, ME
4136 144/4, MM 327/3, Ǿazįz dut-
azıķ “azık, yol yiyeceği krş. azuķ” “ululamak, yüceltmek, hürmet
NF 7/10, ME 52/2, MM 49/1, etmek krş. Ǿazįz tut-” KVII/20,
HKT 29a/7, İML 188, azıķ al- , Ǿazįz ķıl- “yüceltmek, ulula-
“azık almak” HKT 29a/7, azıķ e
ğ
mak” NF 50/5, KE 63r/7, ME
ķıl- “azık hazırlamak” NF 7/8, i
t 37/6, HKT 50b/2, Ǿazįz tut-
i
HŞ 1909 m “ululamak, yüceltmek, hürmet
azıķlandur- “azık vermek” NF y
a
etmek krş. Ǿazįz dut-” NF
163/16 y
ı 334/12, Ǿazįzraķ “daha şerefli,
azıķsız “azıksız” ME 63/5 daha değerli krş. Ǿazįzrek” KE
n
e
v
azın azın “azar azar, ağır ağır” ME i 207r/17, MN (1) 2/2, Ǿazįzrek
68/2, azın azın indür- “ağır ağır “daha şerefli, daha değerli krş.
indirmek” HKT 543b/8 Ǿazįzraķ” NF 52/14, KE 5v/19,
azıt- “azdırmak, yoldan çıkarmak MM 8/4, HKT 223a/5, HŞ 1474
krş. azıd-” NF 387/3 Ǿazįz (2) (<ö.a.) “eski Mısır vezir-
Ǿažįm (<A.) “büyük, ulu, yüce” NF lerinden olup Züleyha’nın ko-
390/8, KE 65v/18, ME 94/3, casıdır” KE 76r/8, HKT 229b/2
MM 392/4, KIII/18, Ǿažįm ķıl- Ǿazįz ħan (<ö.a.) “Aziz Han” Ka
“ululamak, yüceltmek, ulula- I/4
mak” ME 20/1 Ǿazįz ħoca (<ö.a.) “Altın Ordu hanı
Ǿazįm(<A.) “kesin, kati” MM Seyyid Ahmed’in kardeşi” AO
177/1 V/17
āźįne(<F.) “Cuma günü” HKT Ǿazįzle (<A.+T.) “azizlemek, yü-
531a/4, HŞ 1019 celtmek” HŞ 2797
Ǿazįzlik (<A.+T.) 1.“yücelik, üs-
tünlük, büyüklük” HKT 299b/3,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 71

HŞ 2266, 2. “gurur, kibir” HKT a


30a/8, Ǿazįzlik körküz- “büyük-
lük göstermek” ME 182/7
azl (<A.) “azil, ihmal” HŞ 1197
azla- (1)“aşağılamak, horlamak”
NF 402/13
azla- (2)“azaltmak” HŞ 2412
Ǿazlet (<A.) “yalnız olma, kendi
kendine yaşama” Ǿazlet ķıl-
“yalnız olmak, tek başına yaş-
mak” NF 269/1
azlıķ “azlık” NF 70/17
Ǿazm (<A.) “bir yere gitme, yö-
nelme”Ǿazm it- “yönelmek, ha-
reket etmek” HŞ 744, Ǿazm ķıl-
“yönelmek, hareket etmek” NF
21/17, HŞ 102, Ǿazm-ü se-
fer ķıl- “sefere çıkmaya karar e
ğ

vermek, sefere çıkmak” AO


i
t
i
V/20 m

Ǿazrāǿįl (<ö.a.) “Azrail” KE 5v/8 y


a

ażrām (<ö.a.) “Hızır y


ı
n
aleyhisselamın tamir ettiği du- e
v
varda malı saklı olan iki çocuk- i

tan biri” KE 130v/21


azuġluġ“azığı, yiyeceği olan” KE
2r/18
azuķ “azık, yol yiyeceği krş. azıķ”
KE 23r/5, HŞ 3340
azuķlan- “azık hazırlamak” KE
129r/19
72 | D r . Suat ÜNLÜ

-B- baç “vergi, gümrük vergisi krş.


bāc” HŞ1975
bād (<F.) “yel, rüzgar” MM 47/1,
bā (<F.) “ile” HŞ 2096, KVIII/1
HŞ 2681, MN (2) 36/361
ba- “bağlamak” HKT 533b/6
bādām (<F.) “badem krş. bādem”
baǾal (<ö.a.) “Şam’da Bek adlı
KE 12v/8
şehir halkının taptığı put” KE
baǾde (<A.) “sonra krş. baǾd-ez”
159r/21
AO V/13
baǾalbek(<ö.a.) “Suriye’nin en
baǾd-ez (<A.) “sonra krş. baǾde”
büyük şehirlerinden olup, güneş
NF 434/10, KE 2r/17
tanrısı için yaptırılan Ba’al adlı
bāde (<F.) “içki” HŞ 3772, bāde
putun bulunduğu mabetten do-
iç- “içki içmek” HŞ 1068, MN
layı bu ismi almıştır” KE
(2) 10/96, bāde-i nāb “şaf şa-
158r/19
rap” MN (2) 13/125
bāb (<A.) “bölüm, ana bölüm, ana
baǾdehu (<A.) “ondan sonra” KE
başlık” NF 240/16, MN (2)
20v/10, KVI/18
7/62 e bādem (<F.) “badem (mecazi ola-
baba (1)“baba, yaşlı adam” NF ğ
i
rak göz) krş. bādām ” HŞ 867
352/11, AO III/13 t
i
m bādiye (<A.) “çöl” HKT 237b/9,
baba (2)(<ö.a.) “Baba İslam” MM
y HŞ 103, bādiye Ǿarabları
398/2 a
y
“çölde yaşayan Arablar, Bedevi
baba ėren (<ö.a.) “Baba İslam” ı

Araplar” HKT 494a/5, bādiyeġa


n
e
MM 382/4 v
i çıķar “çöle giden, çölde yaşa-
baba islām (<ö.a.) “Muînüǿl-
yan, Bedevi Arap” HKT 401a/8
Mürîd’in yazarı İslam’ın şeyhi-
bādiyye (<A.) “çöl, sahra” KE
nin adı” MM 402/3
11v/11
bābil (1)(<ö.a.) “Babil, eski Mezo-
bād-reng(<F.) “bir tür hıyar, ağaç
potamya’nın en büyük şehirle-
kavunu” HKT 9a/5
rinden biri” NF 367/11, KE
baġ(1) “örtü, bağ, deste, demet”
22r/11, HKT 14b/8, HŞ 3524
NF 213/11, HKT 286b/4
bābil (2) “bir hadis nakledicisi” KE
baġ(2) “bez, sargı” ME 166/6
43v/12
baġ (3) “bağ, halat, uçkur, ip” KE
bābilį (<ö.a.) “Babilliler” HŞ 2230
15v/12, HŞ 4415, İML 166, baġ
bāc (<F.) “gümrük vergisi krş.
baġla- “ bağlamak, iple bağla-
baç” bāc ve ħarc “gümrük ver-
mak, bağla bağlamak” KE
gisi ve diğer vergiler” Ka II/14
77r/5, HŞ 1599
bacanaķ “kadının kız kardeşinin
bāġ (<F.) “bağ, büyük bahçe” NF
kocası” İML 144
245/9, KE 68v/1 , HŞ 256, MN
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 73

(1) 17/4, MN (2) 36/362, bāġ baġış “parmakların ve başka uzuv-


bāġça “bağ bahçe” AO II/29, ların ek yerleri, eklem, boğum”
bāġ ķopar- “bağ bahçe yapmak, KE 86v/74, HKT 559b/2 b
bağ bahçe kurmak” KE 249v/3, baġışla- “bağışlamak, affetmek,
bāġ u bustān “bağ bahçe”MM ihsan etmek, lutf etmek” NF
355/4 246/17, KE 218v/13, ME
baġarsuķ“bağırsak” NF 295/3, 218/2, MM 257/1, HKT 381a/2,
HKT 142b/9 HŞ 1262, MN (1) 11/9, İML
baġāvį (<ö.a.) “Ebû Muhammed 125, MN (2) 37/368
el- Hüseyn bin MesǾûd bin bāġiça(<F.+T.) “küçük bahçe krş.
Muhammed el Farâ. Muhaddis baķça” NF 246/16, bāġiça ķıl-
ve müfessir” NF 3/3 “küçük bahçe yapmak, küçük
baġdād (<ö.a.) “Bağdat” NF 196/2, bahçe kurmak” NF 245/8
KE 109v/15, HŞ 3406, baġdād baġla-“bağlamak, sağlamlaştırmak,
ili “Bağdat şehri” HŞ 2871 kapatmak, kilitlemek, ilgi kur-
bāġdār(<F.) “bahçıvan” NF 246/16 mak” NF 217/9, KE 19r/17,
baġdaş “bağdaş, ayakları birbiri ME 170/7, MM 270/3, HKT
altına alarak oturma şekli” e
ğ 172a/7, HŞ 3947, MN (1)
baġdaş il- “bağdaş kurmak,
i
t 20/12, İML 114, KVIII/6, MN
i
bağdaş kurarak oturmak”ME m (2) 37/365, baġlaġu nirse “bağ,
174/1, baġdaş ķıl- “bağ- y
a
ip” HKT 484a/9
daş kurarak oturmak” KE y
ı baġlan-“bağlanmak, kapanmak”
n
18v/17, ME 174/1 e NF 149/4, KE 77r/5, ME 155/7,
v
baġı-“kapanmak, kilitlenmek” İML i
HKT 178a/7, HŞ 3363,
104 baġlanmış “bağlanmış” HKT
baġ(ı)r “bağır, göğüs, ciğer” NF 178a/7
271/6, KE 247r/6, MM 38/1, baġlaş-“bağlaşmak” ME 110/3
HŞ 1183, İML 141, MN (2) baġlat- “bağlatmak, kapatmak” KE
28/280, baġır köydür- “bağır 44r/4, HŞ 3223
yakmak” MM 322/1, HŞ 3472, baġlıġ “bağlı, kapalı krş baġlıķ”
baġır öldür- “çiğer yakmak” NF 189/15, KE 154r/11, MM
MM 367/3 264/1, HKT 114b/2, İML 154,
baġırsaķ“şefkatli, merhametli” KE baġlıġ bol- “bağlanmak, bağlı
37v/19, baġırsaķ bol- “şefkatli olmak” NF 3/10
olmak, merhametli olmak, mer- baġlıķ“bağlı, kapalı krş baġlıġ”
hamet etmek” KE 27r/8 MN (1) 20/8
baġırtlaķ “takke, külah, ulemaya bahā (<F.) “baha, değer, fiyat” NF
mahsus kaftan” İML 150 210/15, KE 77r/3, ME 127/1,
74 | D r . Suat ÜNLÜ

MM 253/4, HKT 120b/6, HŞ bahāsız (<F.+T.)“pahalı olmayan,


959, bahā al- “değerinden al- değersiz, kıymetsiz” HŞ 2841
mak” KE 73v/6, bahā bėr- “de- bahātūr (<F.) “bahadır, yiğit, kah-
ğerini vermek, değerinden al- raman krş. bahādur, bahādır”
mak” NF 431/7, KE 77v/8, NF 406/14
bahā ķıl- “değer biçmek” NF baħıl (<A.) “cimri, pinti krş. baħįl”
359/9 ME 27/3, HŞ 3676
bahādır(<F.) “bahadır, yiğit, kah- baħıllıķ (<A.+T.) “cimrilik, pintilik
raman krş. bahādur, bahātūr” krş baħįllıķ” baħıllıķ ķıl- “cim-
KE 101v/4 rilik etmek” baħıllıķ ķılış- “kar-
bahādur(<F.)“bahadır, yiğit, kah- şılıklı cimrilik etmek” ME
raman krş. bahādır, bahātūr” 201/4
HŞ 2907 bāhįl (<ö.a.) “Mütefikat kabilesin-
bahādurluķ (<F.+T.) “bahadırlık, den kafir bir kişi” KE 57r/19
kahramanlık, yiğitlik” HŞ 699 baħįl (<A.) “cimri, pinti, hasis,
bahālıġ (<F.+T.)“pahalı, değerli, tamahkar krş. baħıl” NF
kıymetli” NF 209/5, KE 80v/6, e
ğ
105/10, HKT 579a/5, baħįl bol-
MM 61/1, HŞ 2953 i
t “cimri olmak, pinti olmak, cim-
i
bahāne (<F.) “bahane, sebep, vesi- m rilik yapmak” NF 255/1, KE
le” HŞ 152, bahāne bol- “sebep y
a
13r/3, baħįl ĥālı üze “cimrilik-
olmak, bahane olmak” HŞ y
ı le” HKT 401a/1, baħįl ķıl-
1605, bahāne ketür- “bahane “cimrilik yapmak, pintilik yap-
n
e
v
bulmak, sebebe bağlamak” ME i mak” NF 289/5
145/6, bahāne ķıl- “bahane baħįllıķ (<A.+T.) 1.“cimrilik, pinti-
bulmak, sebep bulmak” KE lik krş baħıllıķ” NF 254/12,
99r/5, ME 145/6, HŞ 724, HKT 82a/8, 2. “kıskançlık”
KI/17, bahāne tap- “baha- HKT 96a/6, baħįllıķ ĥālı üze
ne bulmak, sebep bulmak” KE “ihtirasa kapılarak” HKT
97v/12, HŞ 844 401a/4, baħįllıķ ķıl- “cimrilik
bahānelü (<F.+T.) “sebep, vesile” etmek” NF 98/1, HKT 487b/4
bahānelü ķıl- “vesile olmak, se- baĥiŝ (<A.) “anma, konuşma, tar-
bep meydana getirmek” ME tışma krş baĥŝ” ME 113/2,
94/1 baĥiŝ ķıl- “anmak, hakkında
bahāriyyāt(<F.ç.) “bahar tasviriyle konuşmak, bahsi geçmek” ME
başlayarak birini methetmek 11/6
için yazılan kasideler, bahariye- baĥr (<A.) “deniz” MM 373/1, HŞ
ler” MN (2) 9/82 3126, KX/8, MN (2) 4/34
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 75

baĥruǿl-muĥįŧ (<ö. a.) “dinî içerikli baħtiyār (<F.) “talihli” MN (2)


bir kitap adı” MM 140/3 15/140
baĥrüǿl-ĥayvān (<ö.a.) “hayat de- baħtiyārį(<F.) “bahtiyarlık” HŞ b
nizi” MN (1) 5/4 4365
baĥrüǿl-kevŝer (<ö.a.) “Kevser baħtlıġ (<F.+T.) “talih, şans, bahtlı,
denizi” MN (1) 3/15 nasipli, kısmetli krş. baħtlıķ,
baĥŝ (<A.) “söz, konuşma, iddia- baħtlu” HKT 376b/6, baħtlıġ
laşma krş baĥiŝ” NF 222/7, bol- “şanslı olmak, talihli ol-
baĥŝ ķıl- “anmak, hakkında ko- mak, kısmetli olmak” ME
nuşmak, bahsi geçmek” NF 150/8
201/12 baħtlıķ (<F.+T.) “talih, şans, bahtlı,
baħşāyiş (<F.) “armağan, bağış, nasipli, kısmetli krş. baħtlıġ,
lütuf, ihsan” baħşāyiş it- “bağış- baħtlu” baħtlıķ tile- “kısmetli
lamak, armağan olarak vermek, olmayı istemek, talihli olmayı
ihsan etmek” HŞ 1979, istemek” ME 209/2
baħşāyiş ķıl- “bağışlamak, ar- baħtlu (<F.+T.) “bahtlı, talihli krş.
mağan olarak vermek, ihsan baħtlıķ, baħtlıġ” ME 9/7
etmek” HŞ 1979 e
ğ baħtluluķ (<F.+T.) “bahtlılık” ME
baħşı “katip” K I/54
i
t 8/2
i
baħşįş (<F.) “armağan, bağış, lütuf, m baħtsız (<F.+T.) “bahtsız, bedbaht”
ihsan” NF 222/14, ME 82/2, y
a
ME 116/2, HKT 297a/3, HŞ
MM 246/3, HKT 173a/1, HŞ y
ı 3856, baħtsızraķ “çok talihsiz,
n
2944, baħşįş bėr- “bağışlamak, e çok bedbaht” HKT 575b/2
v
armağan olarak vermek, ihsan i
baǾįr (<A.) “deve” HKT 322a/5
etmek” ME 100/6, baħşįş bir- bāk (<F.) “korku, kaygı” bāk tut-
“bağışlamak, armağan olarak “korkutmak, kaygılandırmak”
vermek, ihsan etmek” HŞ 43, NF 397/4, ME 129/2, MM
baħşįş ķıl- “bağışlamak, arma- 318/4
ğan olarak vermek, ihsan et- baķ-1.“bakmak, dikkate almak,
mek” NF 49/10, HŞ 700, baħşįş bakmak, besleyip büyütmek”
tile- “ihsan istemek, armağan NF 436/7, KE 183r/21, ME
olarak verilmesini istemek” ME 23/6, MM 29/3, HKT 450a/6,
151/6 HŞ 1388, MN (1) 3/11, İML
baħt (<F.) “baht, şans, uğur, talih” 165, AO I/18, MN (2) 12/111,
KE 20v/2, MM 393/2, HŞ 2. “beklemek, gözetlemek”
1181, MN (2) 15/141 HKT 144b/8, baķġan “bakan”
baħtį (<F.) “bahtlılık” HŞ 3855 HKT 557a/6, baķıp
sewün- “bakarak sevinmek”
76 | D r . Suat ÜNLÜ

HKT 495a/9, baķmaķ “bakma, bāķilā (<A.) “bakla” KE 180r/20


bakış” ME 38/3, HKT 265a/1 baķlan“yavru, küçük” HŞ 1638,
baķā (<A.) “bakilik” HŞ 3677 baķlan ķozı “yeni doğmuş, se-
baķa “kurbağa, kaplumbağa” KE miz kuzu” KE 68v/3
26r/4, HKT 161a/4 bāksiz (<F.+T.) “korkusuz” ME
baķaç “küre (demircilerin çamur- 12/5
dan yaptıkları ocağı” İML 160 bāksizlik (<F.+T.) “korkusuzluk,
baķça (<F.) “bahçe krş. bāġiça” NF cesaret” bāksizlik ķıl- “cesaret
311/5 göstermek, korkusuzca dav-
baķın-“bakınmak, bakmak” HŞ ranmak” ME 187/5
3084 bal “bal” NF 260/1, KE 77r/17,
baķır “bakır, bakır madeni” NF ME 10/7, HKT 485b/2, HŞ
215/16, KE 124r/15, HKT 1042, MN (1) 15/9, bal arısı
509a/9, HŞ 4155, İML 178 “bal arısı” HKT 263b/6, bal
baķış “bakma, bakış” HKT 486a/5 ķurtı “bal arısı” AO II/36
baķış- “bakışmak, karşılıklı bak- baǾl (<ö.a.)“İslamiyetten önceki
mak” ME 197/7, HŞ 2362, İML e
ğ
dönemlerde Arapların taptığı
133 i
t putlardan birinin adı” HKT
i
baķıyye (<A.) “artan, artık” HKT m 430a/6
479b/4 y
a
bala “yavru, kuş yavrusu” NF
bāķį (<A.) “bakî, ebedî, arta kalan, y
ı 285/12, KE 246r/13, ME 8/5,
geriye kalan, son” NF 392/12, HŞ 3644
n
e
v
KE 39v/20, MM 137/2, HŞ i bālā (<F.) “boy” KE 65v/7
2121, KV/19, MN (2) 10/93, balaban “doğan” ME 228/4
bāķį bol- “baki olmak, ebedi balala- “yavrulamak” ME 70/2
olmak, devam etmek” NF balçıġ “balçık, çamur krş. balçıķ”
148/5, HŞ 1413, bāķį ķal- “baki MN (1) 15/8
kalmak, ebedi kalmasına izin balçıķ “balçık, çamur krş. balçıġ”
vermek, sona bırakmak” NF NF 78/9, KE 27r/4, ME 168/8,
25/9, KE 228v/17, HŞ 1960, HKT 396b/1, HŞ 83, İML 178,
bāķį ķıl- “ebedi kalmak, devam balçıķ bol-“çamurlaşmak, ça-
ettirmek, geriye bırakmak” KE mur olmak” KE 27r/3, balçıķ
122r/2, HŞ 4117, bāķį ķoy- “bı- ķıl- “çamurlaştırmak, çamur ha-
rakmak, devam etmesine izin line getirmek” NF 278/5,
vermek” HKT 555a/6 balçıķ taş “taş gibi olmuş ça-
baķįǾ(<ö.a.) “Hz. Muhammed’in mur” HKT 222a/3
gömülü bulunduğu BakîǾ me-
zarlığı” NF 168/4, KE 239r/3
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 77

balçıķlıķ“balçıklık, çamurlu” bāman (<F.) “ümitsiz” bāman bol-


balçıķlıķ ĥālında “çamur şek- “ümitsiz olmak, ümitsizliğe
linde” HKT 276b/6 düşmek” ME 16/7, bāman ķıl- b
baldız “kocaya nisbetle karısının “ümitsizliğe düşürmek, ümidini
küçük kızkardaşı” İML 144 kestirmek “ME 19/2
balıķ “balık, balık burcu” NF ban- (1)“bağlamak” ME 166/1,
220/16, KE 12v/13, HKT MM 360/2, HŞ 55
166a/2, HŞ 3444, İML 180, ban- (2)“batırmak, daldırmak man-
balıķdın “balık burcu” HŞ ” ME 136/6, banıp yigeni nirse
2852, balıķ yılı “Türkçe yıl atla- “katık” HKT 329a/4
rından 5.inci yılın adı” İML 186 bāñ (<F.) “ses, seda krş. mañ (1)”
balıķçı “balıkçı, balık avçısı” KE bāñ-i namāz “ezan” NF 40/3,
145r/1, İML 156 MN (1) 16/7, bāñ-i namāz ķıl-
balıñla-“ürpermek, korkmak” HŞ “ezan okumak” NF 241/17,
4495 bāñ-i namāz oķı- “ezan oku-
bāliġ(<A.) “büluğa ermiş, ergin, mak” NF 247/3
yetişkin” bāliġ bol- “büluğa er- bānįsiz (<F.+T.) “yapanı olmayan”
mek, ergin hale gelmek, yetiş- e
ğ MM 29/1
kin olmak” KE 166v/8
i
t bañla- (<F.+T.)“çağırmak, seslen-
i
bāliġa (<A.) “yetişkin (kadın), dini m mek, sesle çağırmak krş. mañla-
bakımdan mükemmel olan” KE y
a
” ME 89/5, İML 102
76r/12 y
ı banġu “lokma krş. manġu” ME
n
balķı-“parlamak, ışıldamak” KE e 136/6
v
180r/7, HŞ 3355 i
bānū (<ö.a.) “Banu” HŞ 793
balķın-“parlamak, ışık saçmak” KE bānūh (<ö.a.) “İran hükümdarı
7r/12, HŞ 3891 Kisrâ’dan Hz. Peygambere
balta “balta krş. balŧa” NF 30/2, gönderilen elçi” NF 81/12
KE 37v/16, HŞ 1772, İML 169, bār (<F.) “yük, ağırlık” HŞ 3174
balta sal- “baltalamak, balta bar (1) “hep, bütün” HŞ 4659
vurmak” HŞ 3606, balta ur- bar (2) “var, mevcut olan” NF
“baltalamak, baltayla kesmek” 17/3, KE 2v/14, ME 90/1, MM
HŞ 3334 32/3, HKT 7b/5, HŞ 2633, MN
balŧa “balta krş. balta” NF 30/3, (1) 5/6, İML 98, AO IV/14, CE
KE 39v/10 2/1, MN (2) 27/270, bar bol-
baltaçıķ “büyük çekiç” İML 160 “var olmak, mevut olmak” NF
baltır “baldır eti, baldır” İML 413/11, KE 38r/13, ME 188/5,
142 HŞ 206, bar it- “bulundurmak,
var etmek” HŞ 9, bar ķıl- “bu-
78 | D r . Suat ÜNLÜ

lundurmak, var etmek” NF “ipekli kumaşdan elbise giy-


147/7, ME 40/7, MM 3/3, HŞ mek” NF 33/1
14, bar tut “bulundurmak, mev- barçınçı “diba dokuyan” İML 155
cut olarak muhafaza etmek” bardaǾ(<ö.a.) “Barda” HŞ 1035,
ME 59/2 bardaǾ ili “Barda şehri” HŞ
bar (3) “evet” İML 154 1031
bar- 1.“varmak, gitmek, ölmek, bardaķ “testi, bardak” ME 88/6
helak olmak, evlenmek krş. var- bāre (<F.) “müddet, süre” ME
” NF 329/9, KE 41v/3, ME 122/5
186/5, MM 382/2, HKT bārgāh (<F.) “eşik, makam” HŞ 62,
557b/2, HŞ 1002, MN (1) 6/8, bārgāh urul- “bargah kurulmak”
İML 86, K III/15, MN (2) HŞ 171
12/111, 2. “kaybolmak, zail bār ħudāya (<F.) “Allahım” NF
olmak” HKT 176b/6, 3. “sefere 13/3
çıkmak” HKT 86b/6, barġan barı “hep, bütün, hepsi, tamamıy-
1.“giden” HKT 429a/6, 2. “he- la, hepten” NF 29/7, KE 37r/15,
lak olan” HKT 278b/3 e
ğ
MM 39/2, MN (1) 23/3, K
barābar(<F.) “beraber krş. berāber” i
t III/16
i
ME 154/3 m barın-“yetinmek, geçinmek” ME
barābarlıķ(<F.+T.)“bir arada olma” y
a
175/1
barābarlıķ ķıl- “ bir araya gel- y
ı barıs yılı “Türkçe 12 yıl atlarından
mek, birlikte olmak” ME 109/7 3ncü yılın adı krş. bars yılı”
n
e
v
baraķ (<k.a) “Cengiz han sülale- i İML 186
sinden gelen bir prens” AO barış “varış, gidiş” AO IV/17, barış
III/9 keliş ķıl- “gidiş geliş yapmak”
barbaŧ (<F.) “bir çalgı” HŞ 1058, AO III/5
barbaŧ çal- “barbat çalmak” HŞ barış-(1)“birlikte gitmek” ME
1027, barbaŧ ķıl- “barbat çal- 118/7, HKT 85b/3
mak” HŞ 1058 barış-(2)“barışmak” HŞ 3244, AO
barbaŧçı(<F.+T.) “barbat çalan krş. III/14
berbatçı” HŞ 2080 bārį (1)(<F.) “bari, hiç olmazsa,
barça “hep, bütün, bütünü, hepsi” hiç değilse” NF 249/11, KE
NF 304/7, KE 3r/20, HKT 98r/21, HŞ 1552, MN (2)
443b/4, HŞ 1788, MN (1) 7/15, 15/140
K VII/24, MN (2) 12/110 bārį(2)(<A.) “Tanrı” MN (2)
barçın“ipek kumaş, diba” HKT 15/148
559a/4, İML 167, barçın kėd- bārid (<ö.a.) “Barid” HŞ 3800
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 79

barķ “ev bark, mülk krş. borķ” NF 15/2, İML 113, K VII/21, MN
77/10, KE 59r/13, ME 166/1, K (2) 23/226, 2. “zorlamak, yor-
VII/24 mak” HKT 576a/7, basġu yir b
barķlıġ “evi barkı olan” KE 23v/16 “ayak basacak yer” HKT
barla- “Allah’ın varlığını kabul 198b/2
etmek” KE 41v/19 basa 1. “(çekim edatı olarak) den
barlaş- “barışmak” İML 133 sonra” MN (1) 8/13, 2. “(zarf
barlıķ “varlık, var olma, mal, ser- olarak) bundan başka, bundan
vet” NF 229/7, ME 50/6, MM sonra, daha sonra” MN (1)
366/4, HŞ 4222, barlıķ yėri 19/14, AO I/19
“varlık yeri” MM 372/4 basaladu “arka arkaya” ME 121/6
barlu “zengin, varlıklı” barlu bol- basħuncılamaķ “baskın, akın” ME
“varlıklı olmak, zengin olmak” 102/2
ME 56/5 basıķ-(1)“basılmak, baskına uğra-
barmaķ“parmak” NF 224/4, KE mak” KE 227r/18
181v/19, ME 47/6, MM185/4, basıķ-(2)“üst üste sıkışmak” ME
HKT 172b/2, HŞ 1165, İML 170/1, basıķmış “sıkışmış, bu-
141, barmaķ arala- “sakalını e
ğ nalmış” HKT 544a/2
pençelemek, sıvazlamak” MM
i
t basıl-(1)“basılmak, yok edilmek,
i
75/2, barmaķ uçı “parmak ucu” m etkisiz hale getirilmek” NF
MM 185/1, HKT 63a/8 y
a
174/13, HŞ 4141
barmaķ “göç, hicret” ME 113/3 y
ı basıl-(2)“yumuşamak, (öfkesi)
n
barmaķça “çok küçük, parmak e geçmek” KE 98r/13
v
kadar” KE 124r/20 i
basıl- (3)“sıkıştırılmak, bunaltıl-
bars “pars” NF 152/12, KE 142r/8, mak”, basılmış “sıkışmış,
K I/30, bars yılı “Türkçe 12 yıl bunalmaış” HKT 502a/7
atlarından 3ncü yılın adı krş. basılduruķ “direk” KE 3r/19
barıs yalı” AO II/53 basın- “zulmetmek, eziyet etmek”
bārs(<ö.a.)“Bars vilayeti” KE ME 142/4, HŞ 3254
146v/12 basınç“zahmet, eziyet, zulüm”
barsçı “arslan bakıcısı” AO II/10 KI/27
barśįśā (<ö.a.) “İblis’in azdırdığı basınçaķ“aciz, güçsüz, zayıf”İML
bir zahid” NF 237/7 149, basınçaķ bol- “aciz olmak,
bas- 1.“basmak, ayak basmak, zayıf ve güçsüz olmak” KE
yıkmak, baskın yapmak, mağ- 240v/1
lup etmek” NF 279/4, KE basış-“basışmak, birbirini alt et-
77v/4, ME 18/4, MM 197/3, mek” ME 198/2
HKT 402a/5, HŞ 4468, MN (1)
80 | D r . Suat ÜNLÜ

baśįr (<A.) “her şeyi görüp bilen, mek, yönelmek” HŞ 651, baş
Allah, esma-i hüsna’dan el ķaldur- “yükselmek, doğrul-
baśįr” MM 310/2 mak” NF 378/11, baş ķođ- “baş
basķaķ “baskın, talan” HŞ 868, koymak” HŞ 455, baş köter-
baskaķ bol- “talan etmek, talan “baş kaldırmak, isyan etmek”
edilmek” HŞ 436 HŞ 3055, baş kötür- “doğrul-
basmaķ“baskın, ani saldırı” ME mak, görünmek” HŞ 814, baş
102/2 saġraġı “baş çanağı, kafatası”
baśr bin ĥırşā eś-śabāyį (<ö.a.) İML 139, baş sal-“başını hare-
“Hz. Hüseyin’i öldürmeye çalı- ket ettirmek, başını sallamak”
şan kafirlerden biri” KE HŞ 1431, baş tart- “baş kaldır-
248r/17 mak, itaat etmemek” NF
baśra (<ö.a.) “Basra vilayeti” NF 146/17, KE 162r/17, baş ur-
132/3, KE 146v/12 “başvurmak” Ka II/7, başı
basruķ-“üst üste, sıkışmak” ME kötrülmiş “başı yukarıya kalkık
170/1 (kimse)” HKT 420b/3, başķa
basrul- “bastırılmak” ME 41/5 e
ğ
kel- “tek başına gelmek, ayrı
bastur- “bastırmak, hücum etmek i
t ayrı gelmek” NF 203/2
i
krş. basur-” NF 209/4, KE m baş (2) “yara” NF 182/16, ME
206r/5 y
a
36/4, MM 79/1, HKT 111b/5,
basur-“bastırmak, sıkıştırmak, y
ı HŞ 2202, baş ķıl- “yaralamak”
tıkamak krş. bastur-” KE KE 11v/5
n
e
v
30v/18, ME 41/4, MM 197/4 i başaķ “okun başına geçirilen de-
baş (1) 1.“baş, kafa, ilk, ön kısım, mir, ok temreni” NF 362/9,
uç, önder, lider” NF 36/16, KE MM 344/3, HŞ 4666, MN (2)
29r/16, ME 74/1, MM 81/1, 10/91
HKT 293b/4, HŞ 1108, İML başar-“başarmak” HŞ 2750
139, KVII/31, MN (2) 34/335, başbarmaķ“baş parmak” İML 141
2. “ekin başı, başak” HKT başçı “lider, önder, kumandan,
232a/1, 3. “asıl, ana mal” HKT kılavuzluk eden, yol gösteren”
44b/5, baş aġrıġ “baş ağrısı” KE 200v/15, ME 149/8, HŞ
İML 163, baş baġı “baş sargısı” 4505, İML 155, başçı bol- “kı-
İML 150, baş balçıķ “baş balçı- lavuzluk etmek, yol göstermek,
ğı” İML 178, baş bėr- “baş lider olmak, önderlik yapmak”
vermek, canını feda etmek” KE KE 2r/14, ME 171/8
246r/14, baş bol- “baş olmak, başġa “ayrı, teke teker krş. başķa”
önderlik yapmak” KE 200v/10, KE 73v/13
HŞ 2057, baş indür- “niyetlen-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 81

başķa (1.) “başka, diğer krş. başġa” başmaķ“ayakkabı, pabuç” KE


NF 353/16, KE 213v/16, HŞ 204r/16, ME 143/3
1170 başmaķçı “ayakkabıcı” İML 154 b
başķa (2.)“tek başına, ayrı ayrı” başmaķlıġ“ayakkabılı, pabucu
başķa kel- “tek olmak, tek başı- olan” KE 204r/14
na gelmek” NF 203/2 bat “çabuk, derhal, hemen” KE
başla- (1)1.“başlamak, komuta 3r/3, batraķ “daha çabuk, daha
etmek, yol göstermek, kılavuz- hızlı” KE 70v/2
luk etmek” NF 84/3, KE bat- “gözden kaybolmak, batmak
237r/2, ME 212/8, MM 297/3, (güneş için), (tere) batmak, bu-
HKT 380a/6, HŞ 1248, MN (1) lanmak” NF 315/7, KE 69r/5,
7/13, İML 101, KIII/11, MN ME 156/7, MM 157/3, HKT
(2) 7/60, 2. “yönelmek” ME 132b/8, HŞ 4444, İML 99, batar
122/3 yir “batı” HKT 291a/2, batġan
başla-(2)“yaralamak” İML 107, “ufkun altına inen, batan” HKT
başlamış “yaralanmış” İML 146 132b/8, batmaķ 1.“gömülme,
başlaķ “koşuda önde gelen (at)” batma” HKT 210b/2, 2. “gurup
KE 93v/1, İML 171 e
ğ etme, batma” HKT 309b/6,
başlan- “başlanmak” HŞ 2398 batmaķķa yawuķ bolmış vaķt
i
t
i
başlı “başkanlığında, reisliğinde m “guruba yakın vakit” HKT
krş. başlıġ (2), başlıķ” AO I/1 y
a
278a/6
başlıġ (1) “yaralı krş. başlu” KE y
ı baŧĥā (<ö.a.) “Medine’nin eski
n
75v/15, ME 143/3, başlıġ bol- e adı” KE 189r/21
v
“yaralı olmak, yaralanmak” NF i
batıġ “batak, ırmakların derin olan
184/9, KE 223v/10, başlıġ ķıl- yerleri” batıġraķ “çok derin,
“yaralamak, yaralanamak” KE daha derin” HŞ 3126
222r/5 batıķ“suya batırılmış olan” İML
başlıġ (2)“başlı, önderi olan krş 189
başlıķ (1), başlı” KE 181r/7, batıķ-“batmak, kaybolmak” İML
MN (1) 5/10, AO II/4 113
başlıķ (1)“başlı, önderi olan krş bāŧıl (<A.) “batıl, boş, beyhude”
başlıġ (2), başlı” KE 195r/20, NF 51/2, KE 40r/14, ME 27/5,
MN (1) 9/5 MM 365/4, HKT 311b/7, HŞ
başlıķ (2)“başlık, börk” KE 74v/6, 4311, bāŧıl bol- “batıl olmak,
başlıķın yun-“gusletmek” ME boşa gitmek” NF 40/14, HKT
140/4 159b/8, bāŧıl bolġan “boşa gi-
başlu “yaralı krş. başlıġ (1)” ME den, faydasız olan” HKT
143/3 462b/5, bāŧıl ĥaķ seç- “doğruyu
82 | D r . Suat ÜNLÜ

ve yanlışı ayırmak, hakla batılı batrulmış “boğulması sağlan-


ayırmak” MM 369/2, bāŧıl işlig mış, batırılmış” HKT 474a/5
“batıla saplanan, hak ve batūl (<ö.a.) “İlyas peygamberin
hakikatı bırakan” HKT 383b/4, oğlu” KE 54r/13
bāŧıl ķıl- “boşa çıkarmak” NF batur-1.“batırmak, boğdurmak,
43/11, KE 203r/7, ME 58/6, boğulmasını sağlamak” KE
HKT 487a/7, bāŧıl ķılġan “batıla 72r/9, ME 84/3, HKT 7b/6, 2.
saplanan, yanlış yapan” HKT “geçirmek, sokmak, yerle bir
167b/1, bāŧıl ķılmaķ “boşa çı- etmek” ME 5/8, HKT 540b/4,
karma” HKT 220a/7, bāŧıl baturmaķ birle ĥükm ķılınmış
saķın- “batıldan uzak durmak” “batırılmasına, boğulmasına ka-
NF 226/11, bāŧıl söz “batıl, boş rar verilmiş “HKT 217a/7
söz” HKT 126a/9, bāŧıl sözle- bāverçi(<F.+T.) “mutemet” KE
“faydasız söz söylemek” HKT 85r/11
457b/4, bāŧılġa kir- “batıla dal- bavurçı “aşçı” HŞ 4235
mak, yanlışa dalmak” HKT bavurçılıķ “aşçılık” HŞ 2018
190b/8 e
ğ
bay 1.“zengin, varlıklı” NF
bāŧın (<A.) “iç görünüş, iç, iç yüz, i
t 351/11, KE 143v/8, ME 39/4,
i
iç hal” NF 162/14, KE 206v/1, m MM 173/2, HKT 97a/4, HŞ
MM 395/2 y
a
1917, İML 153, 2. “kimseye
batış “batış, batma, güneşin batma- y
ı muhtaç olmayan, esma-i
sı, gurûb” NF 37/15, HKT hüsna’dan el-ġaniyy” HKT
n
e
v
161b/3 i 41b/7, bay bol- “zengin olmak,
baŧįr (<ö.a.) “kafir bir kişi” KE zengin ve ihtiyaçsız olmak” NF
203v/18 286/5, ME 193/3, HKT 564b/4,
batman “batman, yöreler göre de- bay ķıl- “zenginleştirmek, var-
ğişen bir tür ağırlık ölçüsü” NF lıklı kılmak, zengin ve ihtiyaç-
28/11, KE 23r/4, MM 173/1, sız hale getirmek” NF 401/13,
HŞ 1902, İML 187 KE 188r/8, ME 61/5, MM 17/2,
baŧrįķ (<Yun.) “patrik, din büyü- HKT 339a/9
ğü” NF 80/7 bayaķı “önceki, evvelki, az önce,
baŧrul-“boğulması sağlanmak, biraz önce” NF 256/8, KE
batırılmak krş. batrul-” ME 38r/18, MM 99/4, HŞ 1247
84/3 bayan “badem” İML 183
batrul-“boğulması sağlanmak, bayat “Tanrı, Allah” MM 306/1
batırılmak krş. baŧrul-” HKT bāyezid (<ö.a.) “Bâyezid-i Bistami
550a/2, batrulġan “batırılan, krş. bāyezįd-i basŧāmį” MM
daldırılan” HKT 498a/1, 278/3
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 83

bā-yezįd (<ö.a.) “Osmanlı padişahı bāz(1) (<F.) “yabancı, garip” HŞ


Yıldırım Bayezid” AO III/6 4008
bāyezįd-i basŧāmį (<ö.a.) “Ebû bāz (2) (<F.) “yeniden, tekrar” bāz b
Yezîd (Bâyezîd) Tayfûr bin îsâ tiril- “yeniden dirilmek, tekrar
bin Surûşân. IX. yy’ın en meş- canlamak” MM 34/4
hur sufilerden biri bkz. Ebū bāz (3) (<F.) “doğan, şahin” MN
Yezįd-i Bisŧāmį krş. bāyezid” (2) 34/336
NF 3/13 bāzān (<ö.a.) “Yemen’in ulu kişi-
bayı-(1)“zenginleşmek, zengin si” KE 230v/2
olmak” ME 42/5, İML 103 bāzār (<F.) “çarşı, pazar krş.
bayı-(2)“naz etmek” ME 38/7, bazar” NF 237/17, KE 118r/6,
bayımaķ “naz” ME 38/7 HKT 346b/4, AO II/11, HŞ
bayıķ (1)1.“doğru söz” HŞ 4302, 2. 1920, bāzār bol- “pazar olmak,
“kendisine inanılır adam” İML çarşı, pazar kurmak” HŞ 2896,
147, bayıķ bol- “inanılmak, gü- bāzār ķıl- “alış veriş yapmak”
venilmek” HŞ 2196 HŞ 3033, bāzār ķur- “pazar
bayıķ (2) “belli, şüphesiz” MN (2) kurmak, ticaret yapmak” HŞ
23/224 e
ğ 3059
bayıt-“zengin etmek, ihiyaçsız hale
i
t bāzergān(<F.) “tacir, ortak krş.
i
getirmek, zenginleştirmek” KE m bāzirgān” AO III/4
193r/20, HKT 576a/3, HŞ 4097 y
a
bāzergānlıķ (<F.+T.) “alış veriş,
bay ķızı “kuğu kuşu” KE 68v/1 y
ı ticaret krş. bāzergānlik,
n
bayķuş “baykuş” HŞ 2138 e bāzirgānlıķ” HKT 3b/1
v
baylıķ “zenginlik” ME 56/5, HKT i
bāzergānlik (<F.+T.) “alış veriş,
536b/1, HŞ 700 ticaret krş. bāzergānlıķ,
baymaķ “amaç” MM 401/2 bāzirgānlıķ” HKT 531a/9, K
baynılaş-“iyi geçinmek” ME 116/5 I/28
baynısızlıķ “akılsızlık” baynısızlıķ baǾżı (<A.) “bazı, bir kısım” NF
ķılış- “ akılsızlık yapmak, akıl- 408/5, KE 31v/18, HKT 359a/9
sızca davranışlar yapmak” ME baǾżılar (<A.+T.)“bazıları, bir
119/8 kısmı krş. baǾżıları” KE 8r/12
bayram “bayram” ME 102/4, HKT baǾżıları (<A.+T.)“bazıları, bir
122a/5, İML 184, MN (2) kısmı krş. baǾżılar” KE 24r/13
11/104, bayram ayı “bayram baǾżısı (<A.+T.) “bazısı, bir kısmı”
ayı” HŞ 448 KE 2v/15, HŞ 659
bayramla-“bayram etmek” ME bāzirgān(<F.) “tüccar, tacir krş.
102/4 bāzergān” NF 235/3, KE
161r/20, ME 83/6
84 | D r . Suat ÜNLÜ

bāzirgānlıķ (<F.+T.) “ticaret krş. ķıl- “bir şeyi başka bir şeyle
bāzergānlıķ, bāzergānlik” NF değiştirmek” KE 172r/20, ME
405/10 85/8, HKT 559b/3, bedel
bebek “göz bebeği” HŞ 3416 ķılmaķ “bir şeyi başka bir şeyle
bėcin“maymun krş. biçin” NF değiştirme” HKT 559b/3, bedel
183/10 ķılmaķ tile- “değiştirmek, iste-
bed (<F.) “kötü” KE 29v/3, HŞ mek” HKT 487b/7, bedel ķılu
2127 bir- “değiştirivermek” HKT
bed-baħt (<F.) “kötü talihli, kutsuz, 543a/4
talihsiz” NF 364/4, KE 9v/6, beden(<A.) “beden, vücut” KE
HKT 224a/9, bed-baħt bol- 171v/5
“bedbaht olmak” KE 234r/2, bederle-“mükafatlandırmak” KE
HKT 309a/5, bed-baħt ķıl- 12v/16
“bahtsız ve talihsiz kılmak” ME bedevį (<A.) “bedevî, çölde yaşa-
59/4, MM 52/3, bed-baħt şūm yan göçebe” bedevį Ǿarab
“talihsiz ve uğursuz” KE “çölde yaşayan Arap” KE
228v/19, bed-baħtraķ “en bed- e
ğ
236v/3, HKT 195a/1
baht, en günahkar” NF 153/7, i
t bedįǾ (<A.) “birinci, ilk” HKT
i
HKT 574b/7 m 480a/3
bed-nām (<F.) “kötü şöhretli” bed- y
a
bedįhe (<A.)“irticalen, kendiliğin-
nām bol-“kötü şöhrete sahip y
ı den”bedįhe oķu- “irticalen
olmak” HŞ 2109, bed-nām ķıl- okumak, kendiliğinden oku-
n
e
v
“kötü üne sahip olmak, kötü at i mak” ME 139/8, MN (2) 5/40
ile anılmak” HŞ 1676 beđiz “suret, süs, güzel” KE
bed-nāmluķ (<F.+T.) “bednamlık, 65v/8, İML 189
kötü şöhretlilik” HŞ 4389 beđizle- “süslemek” KE 68r/19
bedehşān (<ö.a.) “Bedehşan” HŞ bedr (<ö.a.) “Hz. Muhammed ile
1522 Mekkeli müşrikler arasında ilk
bedel (<A.) “değer, kıymet, karşı- savaşın yapıldığı Medine’nin
lık, bedel” KE 65v/2, MM 160 km. güneybatısında, Kızıl-
226/2, bedel-i berāǿet “aklan- deniz sahiline 30 km. uzaklıkta
manın değeri, kıymeti, temize küçük bir kasaba” NF 12/13,
çıkma karşılığı” KE 79v/19, KE 221r/15, HKT 63b/7, HŞ
bedel bėr- “bir şeyi başka bir 1288, bedr ĥarbi “Bedir savaşı”
şeyle değiştirmek krş. bedel bir- KE 232v/3, bedr sançısı “Bedir
” ME 85/8, bedel bir- “bir şeyi savaşı” KE 221r/3, bedr toķuşı
başka bir şeyle değiştirmek krş. “Bedir savaşı” KE 221r/5, bedr-
bedel bėr-” HKT 410b/5, bedel i śuġrā sançışı “küçük Bedir sa-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 85

vaşı” KE 221v/5, bedrüǿś śuġrā bē-ħaber “baygın, kendinden geç-


“küçük Bedir savaşı” KE miş” bē-ħaber bol- “bayılmak,
224v/21 kendinden geçmek” NF 240/2 b
bedr-i ħıŧŧā-i vefā (<A.) “vefa ülke- beĥil (<F.) “bağışlama, affetme,
sinin dolun ayı. Hz. Muham- mağfiret” beĥil ķıl- “bağışla-
med” KE 2r/8 mak, affetmek, mağfiret etmek”
beđük “büyük krş. böyük, biyik NF 358/9
(1), büyük” HŞ 852 beĥillik “bağış, mağfiret” beĥillik
bėg “bey, efendi, vali krş. beg, big tile- “mağfiret edilmek isten-
bik (2), bey” NF 180/5, MM mek, bağışlanmayı istemek” NF
190/2, bėg bol- “bey olmak, 389/17
beylik yapmak” NF 36/6, bėg beĥill (<F.) “ödünç verme” beĥill
ķıl- “beylik yapmak, bey gibi ķıl- “ödünç olarak vermek” KE
davranmak” NF 41/5 242v/8
beg “bey, emir krş bėg, big, bik (2) behişt (<F.) “Cennet” KE 3v/4
bey” ME 62/4, KE 162v/14, behmen (1)(<ö.a.) “Behmen” HŞ
AO III/6, beg ķıl- “beylik yap- 1256
mak, bey gibi davranmak” KE e
ğ behmen (2)(<A.) “kara kış, sert
180r/10
i
t kış” KE 68r/18
i
beġāyet (<F.+ A.)“son derece, çok m behr (<F.) “içim” MN (2) 182/6
fazla, pek çok krş. bē-ġāyet” y
a
behrām (<ö.a.) “Behram krş.
HŞ 2990, AO V/13 y
ı behram-ı çūbun” HŞ 1787
n
bē-ġāyet (<F.+ A.)“son derece, çok e behrām-ı çūbın (<ö.a.) “Behram
v
fazla, pek çok krş. beġāyet” NF i
krş. behram” HŞ 2025
59/5, KE 6v/21 behrām-ı gūr (<ö.a.) “Behram-ı
bėglik “beylik, valilik, bey olacak, Gur” HŞ 2030
bey olmaya layık krş beglik” behśafį (<ö.a.) “Musa peygamberin
NF 111/6, bėglik ķıl- “beylik mucizelerine karşılık Firavn’ın
yapmak, idare etmek” NF seçmiş olduğu dördüncü cadı”
127/15 KE 112r/7
beglik“beylik, bey olacak, bey bēhūda (<F.) “beyhude, boş” NF
olmaya layık krş. bėglik” ME 199/6
71/5, KE 2v/4, K VII/37, beglik bē-hūş (<F.)“aklı başından gitmiş,
ķıl- “beylik yapmak, idare et- şaşkın, kendinden geçen, bay-
mek ME 170/2 gın” bē-hūş bol- “aklı başından
begni “darı sırası” İML 161 gitmiş olmak, şaşkın olmak,
begsin- “beylik etmek” ME 170/2 kendinden geçmek, baygın ol-
mak” NF 200/2
86 | D r . Suat ÜNLÜ

be-Ǿināyet (<F.+A.) “yardımıyla” beklemek tilen- “korumakla va-


be-Ǿināyet-i rabbüǿl-Ǿālemįn zifelendirilmek” HKT 111a/9
“Alemlerin Rabbinin izniyle, beklen- “korunmak” ME 173/6
yardımıyla” AO IV/6 bėl “bel krş. bil” NF 325/12, KE
bek“emin, sağlam, güvenilir krş. 100v/4, ME 28/6, MM 145/2
berk” KE 232r/5, HŞ 174, bek bėl destarı “izar, çarşaf” ME 28/6
yėr “emin yer, sağlam yer, gü- belā (1)(<A.) 1.“bela, musibet,
venilir yer” KE 185r/18 afet” NF 34/13, KE 10v/19, ME
beķā(<A.) “bakilik, süreklilik, 147/5, MM 60/3, HKT 466a/3,
ebediyet, sonsuzluk, ebediyet” HŞ 1076, MN (1) 8/3, MN (2)
NF 84/4, KE 172v/10, MM 26/254, 2. “fitne” HKT 32a/2,
285/1, HKT 255b/8, MN (2) belā duǾāsı “beddua” KE
14/132 134v/18, belā bėr- “bela ver-
beķāret (<A.) “bekâret, kızlık krş. mek, musibet vermek, afet
biķāret” NF 398/17, beķāretni vermek” NF 324/12, belā kil-
izālet ķıl- “bekaretini bozmak, “belaya uğrmak, belaya maruz
kızlığını gidermek” HKT e
ğ
kalmak” HŞ 798, belā tegrül-
510b/3 i
t “belaya uğratılmak” HKT
i
beķāsız (<A.+T.) “sürekli olmayan, m 330a/1
ebedi olmayan” MN (2) 36/358 y
a
belā (2) (<A.) “evet krş. belį” HKT
bekbolat(<ö.a.) “Altın Ordu prens- y
ı 556b/3
lerinden biri” AO I/6 belǾam-ibāǾūr (<ö.a.) “Ebedî Ce-
n
e
v
bekçi “bekçi” ME 233/4 i hennemde kalacağı zikredilen,
bekçilik “bekçilik” bekçilik ķıl- bu hususta adı Barsisa ile geçen
“beklemek, korumak” ME kişi” NF 237/7
233/4, bekçilik ķılış- “bekleş- belāsız(<A.+T.) “belasız” KE
mek, korumak” ME 114/7 83v/19
bekiş (<ö.a.) “kişi adı” AO I/7 beled (<A.) “yer memleket” beled-i
bėkle- “korumak, muhafaza etmek muĥarrem “haram olan yer, gi-
krş. bekle-” MM 100/4 rilmesi yasak olan yer” KE
bekle- 1.“korumak, muhafaza et- 189v/3
mek, saklmak krş. bėkle-” ME belgü “iz, işaret, alâmet, nişan,
52/2, HKT 545a/4, İML 107, 2. belge” KE 35v/20, ME 74/8,
“öğrenmek, hıfzetmek, ezber- HŞ 381
lemek” NF 207/9, ME 176/2, belgü- “belirmek” HŞ 3836
HKT 545a/4, beklegen “hıfz belgüle- “işaretlemek” ME 13/8
eden, belleyen” HKT 545a/4,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 87

belgülig “belli, belirtili, açık ve belgüsiz ķıl- “kaybolmak, belir-


seçik krş. belgülüg, bilgülüg” siz olmak” KE 134v/7
KE 90v/6 belgüsüz“belirsiz, bilinmeyen, b
belgülüg “belli, belirtili, açık ve meçhul, yabancı krş. belgüsiz”
seçik krş. belgülig, bilgülüg” ME 106/7, HKT 267b/8
KE 5v/8, HKT 357b/6, HŞ 279, belgüt-“belirtmek krş. krş. belgürt-,
belgülüg bil- “açıkça bilmek” bėlgürt-, bėlürt-” KE 119v/20,
KE 249v/8, belgülüg bol- “belli HŞ 241
olmak” KE 90v/5, HKT bel-ħōd(<F.) belki de, bilhassa,
171b/5, belgülüg ķıl- “belirle- özellikle” NF 209/10
mek” KE 187r/13, ME 103/7, belį (<A.) “evet krş. belā (2)” NF
HKT 139b/9, belgülüg ķılın- 190/13, KE 94r/4, MN (1) 17/7,
“belirlenmek” HKT 548b/6, HŞ 1741
belgülüg ķılınmış vaķt “belir- belķıs (<ö.a.) “Belkıs krş. belķįs”
lenmiş vakit” HKT 548b/6, HŞ 193
belgülüg vaķt “belirlenmiş va- belki (<F.) “belki, muhtemelen”
kit, belli zaman” HKT 201a/9 KE 191v/2
bėlgür-“belirmek, belli olmak, e
ğ belkim “hayır, doğrusu” HKT
ortaya çıkmak krş belgür-,
i
t 502a/3
i
bilgür-, bilür-, bilgir-, belür-” m belķįs (<ö.a.) “Süleyman peygam-
NF 16/16 y
a
berin hüdhüdle haber göndere-
belgür- “belirmek, belli olmak, y
ı rek hak yola girmesini istediği
n
ortaya çıkmak krş. bėlgür-, e Seba Melikesi krş. belkıs” KE
v
bilgür-, bilgir-, bilür-, belür-” i
146v/15
KE 235r/7, ME 184/8, HKT bėllig “belli” KE 85v/14
63a/3, HŞ 470 belür- “belürtmek krş. bėlgür-,
belgürt- “belli etmek, ortaya koy- bilgür-, bilgir-, bilür-, belgür-”
mak, açığa çıkarmak, belirtmek HŞ 1968
krş. bėlgürt- bėlürt-” KE 84v/5, bėlürt- “belli etmek, ortaya koy-
ME 73/6, HKT 43a/4, HŞ 2367 mak, açığa vurmak, belirtmek
bėlgürt- “belli etmek, ortaya koy- krş. belgürt-, bėlgürt-, belgüt-”
mak, açığa vyrmak, belirtmek MM 39/1
krş. belgürt-, bėlürt-, belgüt-” bē-meze (<F.) “tatsız, hoş olma-
MM 51/4 yan, çirkin, kötü” NF 399/6, bē-
belgüsiz “belirsiz krş. belgüsüz” meze bol- “tatsız olmak, hoş
belgüsiz bol- “belirsiz olmak, olmamak, çirkin olmak” NF
bilinmemek” KE 33r/8, 246/2, bē-meze sözle- “çirkin
88 | D r . Suat ÜNLÜ

ve kötü konuşmak, hoş konuş- benefşe (<F.) “menekşe” HŞ 1418


mamak” NF 288/5 bē-nihāyet (<F.+A.) “sonsuz” NF
bē-mezelik(<F.+T.)“tatsızlık, ge- 59/7
çimsizlik” bē-mezelik bol- “tat- benį isrāǿil (<ö.a.) “İsrail oğulları
sızlık yapmak, geçimsizlik krş. Benū İsrāǿil” KE 108r/1,
yapmak” NF 383/13 HKT 359a/8, benį isrāǿil ili “İs-
bē-namāz (<F.) “beynamaz, namaz rail oğullarının bulunduğu böl-
kılmayan” bē-namāz bol- “bey- ge” MN (1) 11/8
namaz olmak, namaz kılma- benį müslim (<ö.a.)“Murra kabile-
mak” NF 376/16 sinden olup Emevîlerden
be-naśbiǿl-lām (<F.+A.) “lam har- Sufyanîlerin hizmetinde bu-
fini fethalı okuma” KE 82v/5 lunmuş bir kumandan” KE
ben “birinci şahıs zamiri krş. men, 228r/14
mėn, min” İML 80, KVII/17, benį ümeyye (<ö.a.) “Şam’ı mer-
baña “bana krş. maña” K kez edinen bütün İslam memle-
VII/40, maña “bana krş. baña” ketleri üzerinde hüküm sürmüş
ME 153/8, MM 28/2, HŞ 4515, e
ğ
bir devlet” KE 242r/6
MN (1) 2/5, MN (2) 15/145, i
t beñli girey (<ö.a.) “Mengli Girey,
bendin “benden” KVII/23, beni
i
m Kırım hanı krş. meñli girey” K
“beni” KVII/2, benüm “benim” y
a
X/15
KVII/21 y
ı benuǿl-cān (<ö.a.) “Cinler tâifesi”
bend (<F.) “kuşak, bağlama” HŞ NF 277/3
n
e
v
1277, bend bol- “kuşak olmak, i benū haźǾān (<ö.a.) “Benû
nesil olmak” KE 15v/2, bend HazǾân” NF 172/14
ķıl- “bağlamak, sarmak, etrafını benū ĥurhįm (<ö.a.) “İsmail pey-
çevirmek” HŞ 838, bend-i fıraķ gambere yardım eden bir ker-
“ayrılık bağı” HŞ 730 van” KE 48v/17
bende (<F.) “bende, kul, köle” NF benū isrāǿil (<ö.a.) “İsrail oğulları
328/13, KE 196r/16, MM 72/4, krş. Benį İsrāǿil” NF 55/3
MN (1) 15/3, KI/42, MN (2) benū ķureyža (<ö.a.) “Medine’deki
9/81, bende ķıl- “kul köle et- son Yahudi kabilesi” NF 27/11,
mek, kendine bağlamak” NF KE 227r/12, ķureyža “bkz. benū
327/12 ķureyža” KE 229r/11
bendeġį (<F.) “köleye ait” KV/6 benuǿl- muśŧaliķ (<ö.a.) “Hicretin
bendelik (<F.+T.) “kulluk, kölelik” altıncı yılında vukûǾ bulan sa-
bendelik ķıl- “kulluk etmek kö- vaş” benuǿl- muśŧaliķ ġazātı
le olarak kullanılmak” KE “Hicretin altıncı yılında vukûǾ
177r/14 bulan savaş” NF 414/8
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 89

benuǿn-naśr(<ö.a.)“Hz. Muham- ber-“vermek krş. bėr-, bir-, ver-”


med’in Medine’ye göçten sonra bergüçi “veren ” KE 216r/17,
ilk fethettiği yer” NF 255/17 AO I/9 b
benū nażįr (<ö.a.) “Medine’nin berāt(<A.)“peygamberimize pey-
önemli iki Yahudi kabilesinden gamberliğinin bildirildiği şaban
biri” KE 228v/17, nażįr “bkz. ayının onbeşinci gecesi” AO
benū nażįr” KE 227r/12 IV/20
benū saǾd (<ö.a.) “Hz. Muham- berāǿat (<A.) “temize çıkma, ak-
med’in süt ninesinin bulunduğu lanma krş. berāǿet” HKT
Arap kabilesi” KE 184v/7 507b/3
benū selįm (<A.) “bir Arap kabilesi berāber (<F.) “birlikte, beraber,
krş. benū süleym, benū seleme” aynı, denk, musavi, eşit krş.
benū selįm ķabįlesi “bir Arap barabar” NF 408/13, KE
kabilesi krş. benū süleym 132r/15, HKT 264a/5, HŞ 223,
ķabįlesi, benū seleme ķabįlesi” berāber bol- “eşit olmak, denk
NF 161/10 olmak” NF 304/12, HKT 91a/8,
benū seleme (<A.) “bir Arap kabi- berāber kel- “birlikte gelmek,
lesi krş. benū süleym, benū se- e
ğ eşit olmak, denk olmak” KE
lįm” benū seleme ķabįlesi “bir 132r/18, berāber ķıl- “müsavi
i
t
i
Arap kabilesi krş. benū selįm m kılmak, denkleştirmek” HKT
ķabįlesi, benū süleym ķabįlesi” y
a
355b/3, berāber tut- “denk tut-
NF 290/7 y
ı mak, eşit görmek, denk gör-
n
benū süleym (<A.) “bir Arap kabi- e mek”MM 265/4
v
lesi krş. benū seleme, benū se- i
berāǿet <A.) “temize çıkma, ak-
lįm” benū süleym ķabįlesi “bir lanma krş. berāǿat” KE 79v/19
Arap kabilesi krş. benū selįm berāt (<A.) “rütbe, nişan verildiği-
ķabįlesi, benū seleme ķabįlesi ” ni gösteren belge, berat, fer-
NF 162/4 man” KE 7r/19, MM 164/1,
bėr“muhatap, eş krş. bir” ME berāt bėr- “rütbe vermek, fer-
113/4 man vermek, nişan verildiğini
ber (<A.) “kara, toprak” K X/8 gösteren belge vermek “ NF
bėr- 1.“vermek krş. ber-, bir-, ver-” 241/4
NF 254/8, KE 4v/20, ME berbatçı (<F.+T.) “berbat çalan krş.
137/7, MM 222/4, 2. “yardımcı barbaŧçı” MN (2) 9/79
fiil” NF 112/12, KE 5v/8, ME bercis (<ö.a) “müşteri yıldızı” HŞ
168/5, bėrmek “verme, bağış” 1806
ME 178/6 bėrdür- “verdirmek” KE 97r/15
bėrdürt-“verdirtmek” KE 109v/21
90 | D r . Suat ÜNLÜ

berekāt (<A.ç.) “bereket, hayır, bergele- “enselemek” İML 113


bolluk, bereketler” NF 29/10, bergü “cömert” İML 152
KE 18r/15, ME 117/3, HKT ber-ħūrdār (<F.) “mesut olan” MN
221a/5, MN (1) 10/14, berekāt (2) 43/229, ber- ħūrdār bol-
bėr- “bereket vermek, bolluk “mesut olmak” HŞ 206
vermek, bereketlendirmek, bol- ber-ħ^ā rdārlıķ (<F.+T.) “fayda-
laştırmak” NF 121/8, KE 49v/1, lanma, menfaat isteme krş.
berekāt ķoy- “bereketlendirmek, berħūrdārlıķ” ber-ħ^ārdārlıķ bir-
bereket vermek” HKT “faydalandırmak, nimet ver-
455b/8,berekāt tüni “bereket mek” HKT 119a/8
geceleri, Müslümanlarca özel berħūrdārlıķ (<F.+T.) “faydalanma,
önemi olan geceler” KE menfaat istifade krş. ber-ħ^ā
212v/13, berekātın kiter- “bere- rdārlıķ” HKT 119a/8,
ketini gidermek, faydasızlaş- berħūrdārlıķ bir- “faydalandır-
tırmak” HKT 44a/6 mak, nimet vermek” HKT
berekātlıġ (<A.+T.)“bereketli, mü- 218b/3, berħūrdārlıķ biril- “fay-
barek” berekātlıġ ķıl- “bereket- e
ğ
dalandırılmak” HKT 359b/5
lendirmek” HKT 429b/7 i
t beri “den.. den beri, beri, beriye
i
bereket (<A.) “bereket” NF m krş. berü, birü” KE 119r/2, ME
159/16, KE 13v/13, HKT y
a
157/1, KVII/29
158a/4, MN (1) 13/15, bereket y
ı berį (<A.) “temiz, salim” MM
bėr- “bereket vermek, bolluk n
e 123/2, berį ķıl- “temizlemek,
v
vermek, bereketlendirmek, bol- i temizlenmek, salim olmak”
laştırmak” NF 25/4, KE MM 7/4
228v/14, bereket biril- “müba- bėrici “veren” ME 31/6
rek kılınmak” HKT 361a/4 bėril- “verilmek” NF 90/12, KE
bereketlıġ (<A.+T.)“bereketli krş. 8v/8, ME 53/8, MM 258/4
bereketlig” HKT 371a/7 bėrilgülüg “verilen, gönderilen,
bereketlig (<A.+T.) “bereketli krş. ihsan edilen” KE 221v/15
bereketlıġ” HKT 60a/3, bėrim-alım “alış-veriş” ME 118/3
berketlig ķıl- “bereketlendir- bėriş- “verişmek” ME 110/2
mek” HKT 315b/5 berk “sağlam, muhkem krş bek,
bereketsiz (<A.+T.) “bereketsiz” birk, bik (1)” NF 138/13, KE
KE 18r/8 39r/9, ME 218/7, İML 189,
bereng (<F.) “kereste” KE 175v/8 berk baġla- “sıkıca bağlamak,
berge “kamçı” berge ur- “kamçı- sıkı bir şekilde bağlamak” HŞ
lamak, kamçı vurmak” KE 823, berk bol- “sıkı olmak, sağ-
97r/19 lam olmak” HŞ 3690, berk işlig
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 91

“doğru ve sağlam işli, kudretli” bes (<F.) “yeter, kâfi, elverir” NF


HKT 30b/5, berk ķıl- “kuvvet- 439/7, KE 96v/6, HŞ 1209, MN
lendirmek” NF 19/12, HŞ 1899, (2) 23/225, bes kel- “yetmek, b
berk ķuçaķla- “sıkıca sarılmak, kafi gelmek” NF 98r/9, bes ķıl-
sıkıca kucaklamak” HŞ 4556, “yetirmek, yetiştirmek” NF
berk tut- “sağlamca tutmak, sıkı 84v/20
bir şekilde tutmak” KE 39r/9, besā(<F.)1.“birçok, çok” MM
HŞ 178, berk yir “kale” HKT 187/4, 2.“kafi, yeter” HŞ 4674
88a/1 besātįn(<A.ç.) “bahçeler” KE
berke faķıh (<ö.a.) “Berke Fakih” 212v/15
HŞ 4700 bėsi “aile (ferdleri)” ME 26/5
berki- “sağlamlaşmak, sağlamlaş- besį (<F.) “çok, fazla, bir çok” KE
tırmak, kuvvetlenmek” KE 136v/10, K VII/16
11r/13, ME 158/8, HŞ 1842 bėsilü “ aile (ferdleri)” ME 53/8
berkit- “sağlamlaştırmak, bağla- bėslegü “aile (ferdleri)” ME 53/8
mak, kapatmak, kilitlemek” KE bėsre (1)“başka, gayrı krş. bisre”
18v/11, ME 169/1, HKT NF 230/4
174a/1, berkitmek “sağlamca e
ğ bėsre (2) (<F.) “öne” ME 134/7
bağlama” HKT 573b/4
i
t bestān (<ö.a.) “bir Yahudi” KE
i
berkitil-“sağlamlaştırmak” HKT m 67v/1
524b/1 y
a
beste (<F.) “bağlı krş. biste (1) ”
berkle- “sağlam yapmak” ME y
ı HŞ 465
n
218/7 e beş “sayı adı (5) krş. biş, bėş” AO
v
berklig “kapalı, kilitli” KE 64v/4 i
IV/21
berklik “sağlamlık” HŞ 3526 bėş “beş (5) krş. beş, biş” NF
bėrne “armağan, hediye” ME 82/2 38/10, KE 213v/3, ME 77/1,
berrį (<A.) “toprak” KE 55r/4 MM 68/3, bėş namāz “beş vakit
bertük “bere, kırık, çıkık” KE namaz” NF 59/11, bėşde birin
138r/10, ME 72/5 “beşde bir, beşde biri (kesir sa-
bertükçi “sınıkçı, kırıkçı” ME 72/5 yısı)” KE 125v/2
berü “beri, buraya krş. beri, birü” beşāret (<A.) “beşaret, müjde, iyi
NF 113/13, KE 13r/16, ME haber” KE 91v/19, beşāret bėr-
123/2, AO II/24, berü kel- “ya- “müjde vermek, iyi haber ver-
kına gelmek, yaklaşmak” KE mek krş. beşāret bir-” KE 54r/2,
55r/11, berü ketür- “yakına ge- beşāret bir- “müjde vermek, iyi
tirmek, yaklaştırmak” KE haber vermek krş. beşāret bėr-”
123r/20 HŞ 387, beşāret bol- “müjde
vermek, iyi haber getirmek” NF
92 | D r . Suat ÜNLÜ

8/16, KE 213r/13, MN (1) 3/7, bėş yüz “beş yüz (500) krş. biş
beşāret keltür- “müjde vermek, yüz” NF 66/6, KE 173v/7
iyi haber getirmek” KE 53v/12, bėş yüz miñ “beş yüz bin
beşāret közi “kalp gözü” MM (500.000)” KE 125r/12
267/2 beter (<F.) “kötü, fena krş. biter”
beşāretlıġ (<A.+ T.) “müjdesi ge- MM 18/3, beter bol- “kötü ol-
len, iyi haberli” KE 2r/6 mak, kötüleşmek” KE 40r/2
bėşegü “beşi” KE179r/16 bevl (<A.) “sidik” bevl ķıl- “işe-
bėşer “beşer beşer” KE 181r/16 mek” NF 65/15, KE 18r/8
beşer-i hāfį (<ö.a.) “Ebû Nasr Bişr bey “bey krş. beg, big, bik, bėg” K
bin Hâris bin Abdirrahmân bin II/5
Atâ bin Hilâl el-Hâfî el beyǾ (<A.) “satış, satma, satın al-
Mervezî. İlk devir sufîlerinden ma” NF 230/11, KE 10r/11,
krş. Bişr-i Hāfį” NF 225/6 ME 212/6, MM 246/2, HKT
beşeriyyet (<A.) “insanlık” KE 340a/9, beyǾ ķıl- “satmak, satış
76r/15 yapmak” KE 10r/8, beyǾ-i
beşik“beşik” NF 362/2, KE e
ğ
ittifāķ “satış sözleşmesi” KE
18v/11, HŞ 284, İML 169 i
t 10r/10
i
bėşinç “beşinci (5.) krş beşinçi” m beyān (<A.) “beyan, açıklama,
NF 27/5, KE 13v/4 y
a
belli, izah” NF 400/16, KE
bėşinçi “beşinci (5.) krş beşinç” y
ı 129r/12, MM 312/2, HKT
NF 234/10, KE 3v/17 557a/5, HŞ 2524, beyān ay-
n
e
v
beşįr (1)(<k.a) “Hz. Peygamber’e i “açıklamak, izah etmek, anlat-
ikram edilen zehirli koyun etin- mak” HŞ 8, beyān bol- “beyan
den yiyerek ölen sahabe” NF etmek, açıklamak, belli olmak”
34/1 NF 417/13, beyān et- “açıkla-
beşįr (2)(<A.) “müjde getiren, mak, açıklığa kavuşturmak”
müjdeci” KE 53v/17 HKT 492b/9, beyān eyle- “açık-
beşįr (3) (<k..a) “Malik ZeǾre tâbi lığa kavuşturmak, açıklamak”
olup Yusuf peygamberi kuyu- KVII/41, beyān ķıl- “açıkla-
dan çıkaran iki kuldan biri” KE mak, anlatmak” NF 10/6, KE
71v/3 8v/18, ME 86/8, MM 13/4,
beşįr(4)“Yakup peygamberin HKT 343a/5, MN (1) 14/1, HŞ
Mübeşşere adlı hizmetçisinin 20, beyān ķılġan “gerçeği orta-
oğlu” KE 105r/15 ya koyan” HKT 467a/1, beyān
bėş miñ “beş bin (5000)” NF ķılın- “açıklanmak” NF
72/16, KE 107v/10 240//16, HKT 120a/1, beyān
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 93

ķılınmış “açıklanmış, sarih” beytüǿl-ĥarām (<A.)“Ka’be” MM


HKT 486a/4 163/3
beyānlıġ (<A.+T.) “açıklamalı” beytüǿl-maķdis (<.y.a.) “Ku- b
HKT 430a/2 düs’teki Mescid-i Aksâ krş.
beyǾat (<A.) “anlaşma, sözleşme, beytüǿl-muķaddis, beytüǿl-
ticaret” KE 246r/1, beyǾat ķıl- muķaddes” NF 53/5, KE
“söz vermek” KE 201v/8, HKT 216v/20
488b/8, beyǾat ķılış- “sözleş- beytüǿl-muķaddes (<.y.a.) “Ku-
mek, anlaşmak” ME 204/5, düs’teki Mescid-i Aksâ krş.
HKT 490a/5, beyǾat tile- “an- beytüǿl-maķdis, beytüǿl-
laşmak istemek, sözleşmek” KE muķaddis”HKT 270b/3, MN
244v/1 (1) 3/5
beyǾet (<A.) “biat etme, olur, onay, beytüǿl-muķaddis (<.y.a.) “Ku-
işe başlatma, göreve atama, bi- düs’teki Mescid-i Aksâ krş.
rinin yetkinliğini tasdik ve arz beytüǿl-maķdis, beytüǿl-
etme” NF 184/2, beyǾet al- muķaddes” NF 294/11
“olur almak, onay almak, biri- beytüǿl-māl (<A.) “maliye hazine-
nin yetkinliğini tasdik ve arz e
ğ si” NF 195/8, KE 238v/14
etme” NF 26/10, beyǾet bėr-
i
t beytüǿl-maǾmūr (<y.a) “yedinci kat
i
“onay vemek, olur vermek, bi- m gökte, Cennet-i Firdevs’te bir
rinin yetkinliğini tasdik ve arz y
a
köşk olup Hz. Ademle yer yü-
etmek” NF 175/1, beyǾet tile- y
ı züne Kâbe mevkiine indirilmiş
n
“onay istemek, olur istemek” e Tufan’dan sonra yine gökteki
v
NF 183/7 i
yerini almıştır” NF 37/13, beyt-
beyhūde (<F.) “beyhude, boş” KE i maǾmūr “bkz. beytüǿl-
203r/10 maǾmūr” KE 13v/6
beyni “beyin, ilik” İML 139 beytüǿr-risāle (<A.) “peygamberlik
beyt (1)(<A.) “ev, hane, mesken” meskeni” KE 77v/18
NF 270/14, KE 247r/20 beyżā (<A.) “beyaz, çok beyaz”
beyt (2)(<A.) “beyit, iki mısralık KE 114r/9
nazım parçası” ME 80/8, KE beyże (<A.) “yumurta” KE 77v/11
248r/2, MM 312/1, HŞ 1238, bėz “gudde” NF 312/8
beyt tüz- “şiir yazmak” HŞ bez “boyunda, koltukaltı ve kasık
3861 yerlerde bulunan ve kımıldayan
beytüǿl-aĥzān (<A.) “hüzünler evi. taneler” İML 76
Yakub peygamberin çadırı” KE bēzār (<F.) “rahatsız, bezgin, bık-
61v/9 mış, usanmış” NF 14/12, bēzār
bol- “rahatsız olmak, bıkmak,
94 | D r . Suat ÜNLÜ

usanmak” NF 401/5, bēzār ķıl- bezgeklü “ateşli, sıtma nöbeti olan


“rahatsız etmek, bıktırmak, krş. bezeklü, bezekli” ME 1/1
usandırmak” NF 416/17 bezm (<F.) “içki meclisi” MN (2)
bēzārlıķ “bezginlik, usanmışlık, 9/83, bezm ķurul- “eğlence
rahatsızlık” NF 241/4 tetiplemek, içki meçlisi kur-
beze- “bezemek, süslemek, donat- mak” HŞ 171, bezm tüzül-
mak krş. bize-” NF 61/3, KE “eğlence tetiplemek, içki meçli-
249r/17, ME 98/6, HKT si kurmak” HŞ 1316
137a/4, bezemek “süsleme, do- bezmān(<F.) “kederli, üzgün, kı-
natma” HKT 425b/5 rılmış, incinmiş” NF 354/11,
bezek (1) “süs, ziynet” NF 380/9, bezmān bol- “kederli olmak, kı-
KE 101v/3, ME 227/3, HKT rılmak, incinmek, üzgün ol-
258b/3, bezek küni “süs günü, mak” NF 11/13
bayram günü” HKT 304a/2, be- bıçaķ “bıçak krş. biçek” NF 118/2,
zek tonı “süslü elbise” HKT KE 50r/10, ME 37/4, MM
148b/3 242/2, HKT 229b/5, İML 173,
bezek (2)“sıtma nöbeti, ateş krş. e
ğ
bıçaķ sanç- “bıçaklamak” NF
bezgek” ME 1/1 i
t 336/11, bıçaķ ur- “bıçaklamak,
kesmek” NF 118/7, bıçaķ yüzin
i
bezekçi “nakkaş, süs resmi yapan” m

İML 158 y
a
“bıçak yüzü” KE 71r/17
bezeklig “süslü, bezenmiş, işlen- y
ı bıçaķçı “bıçak yapan” İML 156
miş krş. bizeklig” KE 11r/14, bıçġas-“bahse girişmek, ödül koy-
n
e
v
ME 80/5, bezeklig bol- “süslü i mak” İML 189
olmak, süslenmek” NF 272/9 bıçıķ “kesilmiş” İML 189
bezeklig“sıtma nöbeti olan krş. bıķın “bel, böğür” KE 248r/14, ME
bezeklü, bezgeklü” ME 152/4 73/1, HŞ 1773
bezeklü “sıtma nöbeti olan krş. bıķınlu “beli olan, böğürlü” ME
bezeklig, bezgeklü” ME 1/1 89/4
bezen-“süslenmek, bezenmek krş. bıldır “geçen yıl” NF 309/11
bizen” NF 308/11, KE 68r/19, bıldurġı “bir önceki yılki, geçen
ME 167/7, HKT 402b/7, be- yılki krş. bıldurķı” NF 46/717
zenmek “süslenme” HKT bıldurķı “bir önceki yılki, geçen
402b/8 yılki krş. bıldurġı” NF 309/16
bezenil-“süslenmek, güzel ve hoş bıraķ- 1.“bırakmak, koymak, at-
gösterilmek” HKT 30b/9 mak, fırlatmak” NF 358/13, KE
bezgek “sıtma nöbeti, ateş krş. 248v/18, ME 59/5, MM 323/4,
bezek (2)” ME 25/6 HKT 304b/1, HŞ 2170, İML
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 95

109, CE 3/1, 2. “bırakmak, 880, bį-çāre ķıl- “zavallı ve ça-


vazgeçmek” HKT 14b/2 resiz bırakmak” HŞ 1736
bıraķıl- 1.“bırakılmak, indirilmek” bį-çārelıķ (<F.+T.) 1. “çaresizlik” b
ME 59/5, HKT 345b/2, 2. HKT 287a/7, 2. “yazık, yazıklar
“atılmak, fırlatılmak” HKT olsun” HKT 486a/6
544a/5 bį-nevā (<F.) “nasipsiz, zavallı”
bısġır- “gülümsemek krş. bısķır-” MN (2) 23/223
ME 179/4 bį-noķśān (<F.+T.) “noksansız,
bısķır-“gülümsemek krş. bısġır-” tam” bį-noķśān yarat- “tam ola-
NF 157/6, ME 144/3, HKT rak yaratmak, eksiksiz yarat-
362a/2, HŞ 663 mak” MN (2) 6/57
bısķırış-“gülümseşmek, karşılıklı bį-serüpāy (<F.) “sefil ve perişan
gülmek” ME 113/1 (başsız ve ayaksız)” MN (2)
bış- “pişmek krş. biş-, piş-” KE 35/346
42r/10, HKT 405b/8, MM 33/3, bį-vefā (<F.) “vefasız” MN (2)
bışmaġ “pişme” HKT 405b/8 14/130
bışıġ “olgun, tecrübeli, pişmiş” KE biçek “bıçak krş. bıçaķ” KE 85r/17
49r/21, ME 85/3,bışıġ işlig “ol- e
ğ biç-“biçmek krş. bıç-” MN (2)
gun kişi, yaptığı işte tecrübe sa-
i
t 5/45
i
hibi olan” KE 163v/11 m biçil-“biçilmek” HKT 495b/2,
bışlaķ “peynir” İML 166 y
a
biçilgen nirse “ekin” HKT
bışur- “pişirmek krş. bişür-, pişir-” y
ı 495b/2, biçilmiş “biçilmiş, kökü
n
NF 25/8 e kazınmış, yok edilmiş” HKT
v
bıyıķ“bıyık” NF 81/13, ME 58/7 i
311b/4
bi “gebe yahut taylı kısrak” İML biçin “maymun krş. bėçin” HKT
170 10a/2, İML 173, biçin yıl
bį-cān (<F.) “cansız” HŞ 2052 “Türkçe 12 yıl atlarından 9 un-
biç- “(ekin) biçmek, kesmek krş. cu yılın adı” AO III/8 , biçin yı-
piç-” ME 8/8, HKT 232a/1, HŞ lı “bkz. biçin yıl” İML186
3146, İML 120, biçesü bol- “bi- biçkü “bıçkı” NF 11/6
çilecek olmak” ME 8/8, biçmek bidǾa (<A.) “sonradan meydana
“biçme, hasat” HKT 141b/8, çıkan, şey, bid’at krş. bidǾat”
biçmez “ kesmez, kör” İML 151 MM 371/4
bį-çāre (<F.) “zavallı, çaresiz” MM bidǾat (<A.)“Hz. Peygamber za-
190/2, HŞ 502, MN (2) 13/124, manından sonra dinde meydana
bį-çāre ķal- “çaresiz kalmak, çıka şey, yenilik krş. bidǾa” NF
zavallı durumda olmak” HŞ 387/5, KE 217r/11
96 | D r . Suat ÜNLÜ

bį-edeblük (<F.+A.T.) “terbiyesiz- bį-hūş (<F.) “şaşkın, kendinden


lik, edepsizlik” MM 295/4 geçen, aklı başından gitmiş”
big “bey krş. beg, bėg, bik (2), bey HKT 162b/2, bį-hūş bol- “bay-
” HŞ 294, MN (1) 20/13, MN gınlık çökmek” KE 96r/13,
(2) 10/93 HKT 444b/9, MN (1) 18/7, HŞ
bigin“gibi” KVIII/5, MN (2) 933, bį-hūş bolmış “bayılmış,
35/345 baygın” HKT 486a/5
bį-gümān(<F.) “şüphesiz” MM 9/2 bį-ķalbin selįm (<A.) “temiz bir
bih (<F.) “iyi, yeğ” bihrek “daha kalple” MM 396/4
iyi, daha yeğ” KE 210v/20 bį-ķarār (<F.+A.) “kararsız” MM
bįĥadd (<F.+A.) “hadsiz, sınırsız, 336/1
ölçüsüz, pek çok” MN (1) 20/6 bik (1) “berk krş. berk, birk” HŞ
biĥaķ (<F.+A.) “haklı olarak” HŞ 3902
2549 bik (2) “bey, emir krş. beg, bėg,
biĥamdi lillāh (<A.) “Allah’a şü- bey, big” İML 75
kürler olsun krş. biĥamduǿllah, bikāret(<A.) “bekâret, kızlık krş.
biĥamdiǿllah, biĥamdiǿllāh” e
ğ
bekāret” NF 419/4
KIII/3 i
t bike (<A.) “sana” ME 66/1
i
biĥamdiǿllāh (<A.) “Allah’a şükür- m bikir (<A.) “kız oğlan kız krş bikr”
ler olsun krş. biĥamduǿllah, y
a
NF 398/17
biĥamdiǿllah, biĥamdi lillāh” y
ı biklig “kocalı kadın” İML 149
KIV/3 bikr (<A.) “kız oğlan kız krş bikir”
n
e
v
biĥamdiǿllah (<A.) “hamd olsun i NF 399/1, KE 172v/17, MN (2)
krş. biĥamduǿllah, biĥamdi 43/430, bikr bol- “kız oğlan kız
lillāh, biĥamdiǿllāh” HŞ 255, olmak” NF 399/2, bikr ķal-
MN (2) 29/285 “bakire olarak kalmak, evlen-
biĥamduǿllah (<A.) “hamd olsun memek” NF 399/4
krş. biĥamdiǿllah, biĥamdi bil “bel krş. bėl” HŞ 296, bil baġı
lillāh, biĥamdiǿllāh” HŞ 2873 “kuşak” İML 167, bil baġla-
biĥār (<A.) “deniz” NF 443/11 “kuşak sarmak” HŞ 951, MN
biħar (<F.) “dikensiz” biħar bol- (2) 11/107
“dikensiz olmak” HŞ 410 bil-1.“bilmek, anlamak, öğrenmek,
biĥārį (<A.) “derya gibi” KX/12 teşhis etmek, tanımak” NF
bį-ĥisāb (<F.+A.) “hesapsız, sayı- 191/14, KE 5r/8, ME 33/6, MM
sız” KVI/18 18/4, HKT 44b/4, HŞ 4319,
bi-hūđe (<F.)“nafile, boş, faydasız” MN (1) 19/13, İML 121,
bi-hūđe sözle- “saçmalamak” AOIII/18, MN (2) 37/370, 2.
HKT 332a/4 yeterlilik gösteren tasvirį fiil”
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 97

NF 122/3, KE 121v/3, HKT bildürmek “bildirme, bildiri”


75a/8, 3. “zannetmek” HKT HKT 181a/2
434a/1, 4. “hissetmek, sezmek” bile “ile, beraber, birlikte krş. birle, b
HKT 54a/4, bilgen 1.“bilen, birlen, ile” NF 72/9, KE
bilgili” HKT 316b/4, 2. “her 223r/18, ME 115/6, MM 34/1,
şeyi bilen, esma-i hüsna’dan el- HŞ 108, MN (1) 2/5, İML 93,
ħabįr, el Ǿalįm” HKT 136b/5, AI/10, MN (2) 26/256
bilgen Tañrı “her şeyi bilen, bile- “bilemek, keskinleştirmek”
esma-i hüsna’dan el Ǿalįm” MM 95/4, HŞ 1669, İML 102
HKT 456a/4, bilmek 1.“bilgi” bilek “bilek” KE 86v/3, ME 110/3,
HKT 291b/1, 2. “bilme, tanıma, MM 72/1, HŞ 3578
anlama” HKT 134b/2, bilmek bilen- “bilenmek” MM 330/4
“ilim, bilim” ME 48/8, bilmek bilezik “bilezik krş. bilezük” İML
küni “yevm-i Ǿarefe Zu’l- 150
hicce ayının dokuzuncu günü” bilezük “bilezik krş. bilezik” KE
NF 213/5, bilmek tile- “bilme- 115r/16, MM 192/1, HKT
sini istemek, tanık tutmak” 285b/2, bilezük ķat- “bilezik
HKT 45a/7, bilmez “bilgisiz, e
ğ takmak” ME 98/6
cahil” HKT 165a/4, bilmegen 1.
i
t bilge “bilge, hakim, bilgin, filizof
i
“bilgisiz, cahil” HKT 43b/4, 2. m krş. bilgen, bilgez” KE 181v/1,
“tanımayan” HKT 233a/1, bil- y
a
HŞ 2960
memek “bilgisizlik, cahillik” y
ı bilgen “alim, bilen, bilgin krş.
n
HKT 78a/7, bilgenrek “daha iyi e bilgez, bilge” ME 210/1, bilgen
v
bilen, en iyi bilen” HKT 379a/4 i
bol- “bilen olmak, bilgin olmak,
bilāl-i ĥabeşį (<A.k.a.) “Bilal bin bilmek” ME 210/1
Rabâh. İlk Müslüman olan altı bilgez “bilen, bilgici, alim krş.
kişiden biri ve İslâmın ilk mü- bilgen, bilge” bilgez er “bilgili,
ezzini” NF 110/5, KE 215r/10, alim adam” İML 87
bilāl ĥabeşį “bkz. bilāl-i ĥabeşį” bilgi “bilgi krş. bilgü, bilik, bilig”
NF 96/1, bilāl “bkz. bilāl-i HŞ 4299
ĥabeşį” NF 33/7, KE 215r/2 bilgir-“belirmek krş. bėlgür-,
biǿl-cūd (<A.) “cömertçe” NF belgür-bilgür-, bilür-” İML 112
150/17 bilgüçi “bilgin, alim” HŞ 2852
bildür-“bildirmek, belli etmek, bilgülüg (1)“bilgili krş. biliklig,
farkına vardırmak, göstermek, biliglig” HŞ 4437, MN (1) 5/10
öğretmek, tanıtmak” NF bilgülüg (2) “açık, apaçık, aşikâr
185/15, KE 129v/13, ME krş. belgülüg” bilgülüg bol-
115/7, HKT 44b/4, KV/8, “belli olmak” HKT 251b/4
98 | D r . Suat ÜNLÜ

bilgür-“belirmek, ortaya çıkmak biǿllāh (<A.) “Allah için” KE


krş. bėlgür-, belgür-, bilgir-, 200r/9
bilür-, belür-” MN (2) 15/141 billāhi (<A.) “Allah’a” ME 232/6
bilgüsiz“bilgisiz, habersiz krş. bilmeklik “bilgi, bilme, bilmeklik”
biligsiz, bilikisiz” Ka I/7 KE 42r/6, HŞ 4293
biliçi “belirti, alamet” KE 56r/16 bilmeslik “bilmezlik, bilgisizlik,
bilig “bilgi, bilme, bilim krş. bilik, cahillik krş. bilmezlik” KE
bilgü, bilgi” KE 131r/3, ME 145v/1
134/1, MM 121/4, HKT bilmez “cahil” ME 199/3
289b/1, HŞ 2297 bilmezlik “bilmezlik, bilgisizlik,
biliglig“bilgili krş biliklig, biliklig” cahillik krş. bilmeslik” ME
KE 90r/2, HŞ 157 86/1
biliglü “bilgin, alim” biliglü bol- bilür-“belirmek krş. bėlgür-,
“bilgin olmak, alim olmak” ME belgür-, bilgir-, bilgür-, belür-”
181/6, biliglü ķıl- “ilim vermek, MN (2) 28/281
bildirmek” ME 90/7 bilüş- “bölüşmek” HŞ 2345
biligsiz“bilgisiz, cahil krş. bilikisiz, e
ğ
bin “bin (1000) krş. miñ” İML 80
bilgüsiz” KE 116v/21, ME i
t bin-“binmek krş. min-, mün-(1)”
i
86/1, MM 156/1, HKT 136a/9, m İML 90
HŞ 2709 y
a
binā (<A.)“yapı, bina, inşa” NF
biligsizlik “bilgisizlik, cahillik krş. y
ı 273/12, KE 52v/1, ME 71/6,
biligsizlig” ME 163/6, HKT MM 29/1, HKT 4a/5, MN (2)
n
e
v
269b/3, HŞ 2283 i 9/83, HŞ 1923, binā ķıl- “yap-
bilik“bilgi, bilme, bilim krş. bilig, mak, kurmak, inşa etmek” NF
bilgü, bilgi”MN (2) 28/274 37/13, KE 49r/7, HKT 356b/5,
bilikisiz“bilgisiz krş. biligsiz, HŞ 381, binā ķılġan “inşa eden,
bilgüsiz” İML 84 kuran” HKT 435a/3, binā ķılın-
biliklig“bilgili krş biliglig, “yapılmak, kurulmak, inşa
bilgülüg”İML 77 edilmek” NF 39/1, binā ķopar-
bil(i)n- “bilinmek, anlaşılmak” KE “inşa etmek, kurmak” HKT
110v/5, MM 216/1, HKT 429a/4, binālar ķopar- “inşaatlar
571a/1, HŞ 4121, 2. “tanınmak” yapmak, kurmak” KE 146r/15
HKT 407a/2, bilinmiş “meşhur, bį-namāz (<F.)“namaz kılmayan”
tanınmış, bilinen, belli” ME KE 212v/1
198/4, HKT 342a/7 bį-nevā (<F.) “fakir, muhtaç, çare-
biliş-1.“biribirini tanımak, tanış- siz” KE 124r/7, MM 174/2
mak” HKT 494a/4, 2. “karşılık- bį-niyāz (<F.) “hiçbir şeye ihtiyacı
lı bilmek” AO IV/10 olmayan Allah” KE 218v/20
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 99

bį-niyāz melik (<F.+A.) hiçbir şeye 84/1, bir kezdin soñra bir kez
ihtiyacı olmayan Allah KE “iki kez” HKT 34a/3, bir kim
79v/9 erse 1. “herhangi biri krş. bir b
bindür-“bindirmek krş. mindür-, kim irse” HKT 181b/5, 2. “hiç
mündür-” İML 103 kimse, hiçbir fert” HKT 419a/9,
biniş- “binişmek” ME 117/8 bir kim irse 1. “herhangi biri
bint (<A.) “kız” NF 5/2 krş. bir kim erse” HKT 105a/8,
bint-i lebūn (<A.) “üç yaşına gir- 2. “hiç kimse, hiçbir fert” HKT
miş dişi deve krş. lebūn” MM 284b/1, bir neçe “bir niçe” NF
208/1 72/2, bir niçe “bir neçe” KE
bint-i maħāż (<A.) “iki yaşına gir- 74r/10, HŞ 4708, AOI/7, bir
miş deve krş. maħāż” MM ögür ħalķ “bir grup insan, üm-
208/1 met, cemaat” HKT 243b/8, bir
bir (1) 1.“bir, tek, aynı” NF 170/7, ögür kişi “bir grup insan, üm-
KE 2r/19, KE 10v/8, ME 30/6, met, cemaat” HKT 417b/1, bir
MM 17/4 HKT 11a/4, HŞ 1325, ök “tek, yegane” KE 5v/11, bir
MN (2) 26/261, 2. “diğer” HKT saġdın bir soldın “çaprazlama”
45b/1, 3. “herhangi biri” HKT e
ğ HKT 304b/9, bir tek “bir tek,
300a/9, 4. “hiç kimse, hiçbir yalnız” KE 10v/4, bir toķuz sıbŧ
i
t
i
ferd” HKT 337b/4, 6. “eşi ve m “10 yaşındaki çocuk” KE
benzeri olmayan, esma-i y
a
127r/21, bir tüpdin “aynı
hüsna’dan el-aĥad, el vāĥid” y
ı kökden çıkan, çatallı” HKT
n
HKT 583a/2, 7. “beraber” HŞ e 204a/8, bir tüpdin çıķmış
v
2243, 8. “bir (sayı adı)” HŞ i
butaķlar “aynı kökden çıkan
148, MN (1) (1) 2/1, İML 76, sürgünler” HKT 240a/8, bir ü
AOIII/14, 9. “tek yegane” HŞ bar “Allah Teala” KE 160r/17,
4596, bir ança “bazı, bir kısım” MM 12/4, bir zamān “herhangi
NF 29/17, bir az “yeter ölçüde bir zaman” NF 87/16, KE
değil, biraz” NF 23/7, KE 194r/11, bir bol- “tek olmak”
229r/3, HKT 252a/6, HŞ 439, KE 163v/1, bir kel- “ayrı gel-
bir dįn eyesi “aynı dine mensup mek, tek başına gelmek” KE
(kişiler” HKT 225b/5, bir işlig 176v/3, bir ķıl- “birleşmek, bir
ögür “bir peygambere inanıp araya gelmek” KE 203r/14,
onun yolunu seçen kimselerin ME 58/1, bir yolı “birkez” HŞ
tümü, ümmet” HKT 218b/3, bir 1707
ķaç “birkaç” NF 7/8, KE bir (2) “muhatap, eş krş. bėr” ME
33v/12, MM 407/1, HŞ 3822, 118/7
bir ķaç yolı “birkaç kez” MM bir- 1.“vermek krş. bėr-, ber-, ver-”
100 | D r . Suat ÜNLÜ

HKT 71b/2, HŞ 3360, MN (1) biri biri üze ķođulmış “birbiri


(1) 15/12, İML 76, AO III/10, üstüne yığılmış, kümelenmiş”
CE 2/4, MN (2) 38/378, 2. tes- HKT 502b/2, biri biri üze ķoy-
lim etmek, vermek” HKT “üst üste koymak, yığmak”
85a/4, 3. “yardımcı fiil, kolay- HKT 175a/8, biri biri yanındın
lık, çabukluk ve birden birelik ķođulmış “birbiri üstüne yığıl-
ifade eder” HKT 523a/4, birgen mış, kümelenmiş” HKT 572a/7,
1. “veren” HKT 100b/8, KaI/3, biri birin yıġ- “birbirini engel-
2. “lutfeden, bağışlayan, veren, lemek” HKT 116b/7, biri birin-
esma-i hüsna’dan el vahhāb” din yobılamaķ tile- “hep beraber
HKT 435a/1, birmek “verme, alay etmek” HKT 426a/5, biri
bağış” HKT 266a/9 biriñe keç- “karışmak, katıl-
birbiri “birbiri” ME 122/8 mak” HKT 508b/7, biri biriñe
biregü “biri, birisi, herhangi biri muŧābıķ “birbiriyle uyumlu,
krş. birev” KE 18r/9, HKT ahenkli” HKT 549b/2, biri
546b/1 biriñe müñeşmiş “üst üste yı-
birer “birer, her biri, bir defa, bazı, e
ğ
ğılmış” HKT 341a/6, biri biriñe
bazen” NF 34/12, KE 24r/22, i
t soñlaşmaķ “birbirini takip et-
i
MM 121/1, HŞ 1098, AO m mek, peş peşe olma” HKT
III/11, MN (2) 15/142 y
a
23a/9, biri biriñe urulmış “kat
birev “biri, birisi krş. biregü” KE y
ı kat olmış” HKT 495b/3, biri
173v/12
n
e biriñe yana- “birbirine yanaş-
v
birge “birlikte, beraber” KE 2v/17, i tırmak, kapamak” HKT 540b/8,
HŞ 3210, KX/7, birge bol- “bir- biri biriñe yanamış yıġaçlar
likte olmak, beraber olmak” KE “birbirine dayanmış, yaslanmış
28v/1 ağaçlar” HKT 532a/2, bir
biri “herhangi biri (belgesiz za- soñınça yörimek “takip etme,
mir)” HKT 99a/9, HŞ 1287, peşinde olma” HKT 73a/3
MN (2) 8/78, biri biri birle birik- (1)“birlikte yapmak” ME
ķoldaş ķılınmış “birbirine yak- 117/8, HŞ 1455
laştırılmış, birbirine bağlanmış” birik- (2)“birikmek, yığılmak, top-
HKT 435a/3, biri biri soñınça lanmak” KE 176r/11, MM
“birbiri ardınca, peş peşe” HKT 21/1, HKT 436b/9, birikmiş
350a/1, biri biri soñınça ıđılmış nirse “birikmiş, yığılmış” HKT
“peş peşe gönderilmiş” HKT 552a/1
222a/3, biri biri soñınça biriktir- “bir tek yapmak” İML
yörimek “birbirini takip etmek, 104
peş peşe olma” HKT 200b/9,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 101

biriktür- “biriktirmek, toplamak” 229/7, KE 154r/3, MM 315/1,


KE 213v/16, ME 149/4 HŞ 3725, birlik yėri “mahşer
biril-“verilmek krş. bėril-” HKT yeri, toplanma yeri” KE b
139a/6, HŞ 3182, AOII/52 165v/20
birin birin “birer birer” KE 16r/9, birök “tek, yegane” HKT 19a/8
ME 104/3 birü “beri krş. berü, berü” HŞ 108
birinçi “birinci (1.)” KE 41v/12, bisāŧ (<A.) “halı, kilim, yatak,
İML187 döşek” KE 141v/20, bisāŧ ķıl-
birisi “herhangi biri” HKT 402b/5 “yatak yapmak, döşek sermek”
biriş- “karşılıklı vermek krş. bėriş- KE 181r/13
” HKT 181a/8 bisitün(<ö.a.) “Bisitin dağı” bisitün
birk “sağlam, kuvvetli krş. berk, taġı “bisitün dağı” HŞ 2560
bik (1)”birkrek “en sağlam, çok bisle-“beslemek, doyurmak” HŞ
kuvvetli” HKT 394a/5 3892
bir ķaç “bir kaç” KXI/18 bislen- “beslenmek, doyrulmak”
birle 1. “ile, birlikte, beraber krş HŞ 3892
bile, birlen, ile” NF 128/1, KE bismil (<A.) “bismil kesilmiş,
13v/8, ME 149/8, MM 11/4, e
ğ murdar olmamış” bismil ķıl-
HKT 310a/3, HŞ 1407, MN (1)
i
t “boğazlamak, dini kaidelere gö-
i
(1) 10/11, İML 93, AO I/9, MN m re kesmek” ME 105/8
(2) 37/371, 2. “karşığında, mu- y
a
bismiǿllāh (<A.) “Tanrı adıyla,
kabilinde” HKT 3b/1, 3. “dola- y
ı besmele krş. bismillāh” HŞ 765
n
yısıyla, sebebiyle” HKT 13a/2, e bismillāh (<A.) “Tanrı adıyla,
v
5.“-a karşı” HKT 32a/3, birle i
besmele krş. bismi’llāh” MM
bar- “alıp gitmek, götürmek” 74/2, bismillāh kelimesi “Tanrı
HKT 227b/6, birle barmaķ adıyla, besmele” NF 165/5,
1.“alıp gitme, götürme”HKT bismillāh tė- “besmele çekmek,
78b/4, 2. “giderme, yok etme” besmele söylemek” ME 227/4
HKT 328b/9, birle kel- “alıp bisre “başka, gayri krş. bėsre (1)”
gelmek, getirmek” HKT HKT 19a/8
301a/8, birle kelin- “getirilmek” biste (1) (<F.) “bağlı krş. beste”
HKT 445a/3 HŞ 3226
birle-“(Tanrıyı) bir saymak krş. biste (2) “fıstık” MN (2) 25/242
barla-” NF 443/14, ME 94/8 bisyār (<F.) “çok” KE 219v/9
birlen “ile, birlikte, beraber krş biş “beş (5) krş. bėş, beş” HKT
bile, birle, ile” KE 3r/9 284a/7, HŞ 1902, MN (1) (1)
birlik “vahdet, birlik, teklik, tek 12/5, İML 186, KI/46, bişde bir
olma, toplanma, topluluk” NF “beşte bir” HKT 175b/7
102 | D r . Suat ÜNLÜ

biş- “olgunlaşmak, pişmek krş. bış- bişürt- “pişirtmek, yemek yaptır-


, piş-” NF 108/1, KE 14v/18, mak” KE 85r/15
ME 159/5, HKT 84b/8, HŞ bişürül-“(bitki için) büyümek, ye-
646, İML 107, bişmekke teg- tişmek” KE 180r/20
“olgunlaşmak” HKT 136a/7 biş yüz “beş yüz (500) krş. bėş
bişāret (<A.) “müjde, muştu krş. yüz” MN (1) (1) 4/3
beşāret” NF 88/16, KVI/28, bit “bit, parazit”İML 177, bit ėt-
KVI/28, bişāret bėr- “müjde “bitlenmek, bite yakalanmak”
vermek, müjdeli haber vermek, ME 99/1
sevindirmek” NF 71/14, bişāret bit- (1) “inanmak, tapınmak, iman
bėril- “müjde verilmek, müjdeli etmek krş. büt-” NF 26/6, KE
haber verilmek, sevindirilmek” 127r/9, MM 372/2, HKT 33b/8,
NF 90/12, bişāret bol- “müjde bitgen “inanan, iman eden”
olmak, sevindirmek, müjdele- HKT 32b/7, bitgen eren “ina-
mek” NF 10/4, bişāret ķıl- nan, iman eden erkek, mümin”
“müjdelemek, müjde vererek HKT 403a/4, bitgen tişi “ina-
sevindirmek” NF 81/2 e
ğ
nan, iman eden kadın, mümine”
bişik (1)“beşik krş. bėşik” HKT i
t HKT 336b/5, bitmek “inanma,
iman” HKT 199a/4, bitmek üze
i
53a/7 m

bişik (2) “pişmiş krş. pişik” HŞ y


a
ŝābit tur- “inanmaktan vazgeç-
1735 y
ı memek, kararlı olmak” HKT
bişinçi “beşinci (5.) krş. bėşinç, 118b/6
n
e
v
bėşinçi” HKT 336a/5, HŞ 2909, i bit- (2) “bitmek, sona ermek, ta-
MN (1) (1) 7/1, İML 187 mamlanmak, tamam olmak”
biş miñ “beş bin (5000) krş. bėş KE 204v/14, MM 152/4, HŞ
miñ” HKT 64a/3 3858
bişr-i hāfį (<ö.a.) “ Ebû Nasr Bişr bit- (3) “(bitki için) bitmek, türe-
bin Hâris bin Abdirrahmân bin mek, yetişmek, serpilmek” KE
Atâ bin Hilâl el-Hâfî el 92v/15, MM 51/2, HKT 431a/1,
Mervezî. İlk devir sufîlerinden HŞ 3470, MN (1) (1) 18/10,
krş. Beşer-i Hāfį” NF 297/9 İML 115
bişrül-“bişirilmek, olgunlaştırmak” bit- (4) “yazmak” HŞ 4597
HKT 511b/8, bişrülmiş balçıķ biter “kötü, fena, beter krş. beter”
“pişirilmiş, taş haline getirilmiş biterrek “daha kötü, daha fena”
çamur” HKT 581a/3 HŞ 2457
bişür-“pişirmek, kızdırmak krş. bitgür- “bitirmek, sona erdirmek
bışur-, pişir- ” NF 163/8, KE krş. bitir-, bitür-, bütür-” HŞ
88r/16, ME 236/5, HŞ 1508 3767
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 103

biti-1.“yazmak” NF 407/2, KE zılmak, yazılmış olmak” NF


158r/10, ME 228/3, HKT 155/4, KE 53r/16
542a/2, HŞ 4704, MN (1) (1) bitigsiz“yazısız, senetsiz” KE b
12/11, İML 114, KI/52, MN (2) 163v//21
47/472, 2. “belirlemek, takdir bitik“mektup, kitap krş. bitig” HŞ
etmek” HKT 108a/2, bitigen 4632
“yazan, kaydeden, kâtip” HKT bitikçi “yazıcı krş. bitigçi, bitkeçi”
567a/2, bitimek “yazma” HKT HŞ 2811, İML 157, MN (2)
66a/4, bitimek bilmegen “oku- 9/79
ma yazma bilmeyen, ümmî” bitikle- “yazmak” İML 126
HKT 164b/5, bitimek tile- bitil-(1)“belirlenmek, takdir edil-
“yazmayı, kaydetmeyi istemek” mek” HKT 198b/6
HKT 478a/8 bitil-(2)“yazılmak krş. bitül-” NF
bitig 1.“yazı, kitap, mektup, fer- 133/15, KE 191r/14, MM
man krş. bitik” NF 146/7, KE 407/2, HŞ 4630, MN (1) (1)
63v/1, ME 35/3, MM 330/1, 1/6, AO II/54, bitilmiş “yazıl-
HKT 362b/7, AO III/17, 2. mış, kaydedilmiş” HKT 399b/4
“amel defteri” HKT 272a/4, 3. e
ğ bitin- 1.“yazılmak, kaydedilmek”
“masal, efsane” HKT 333a/5,
i
t HKT 468a/3, 2. “belirlenmek,
i
bitig bilmegen “okuma yazma m takdir edilmek” HKT 26a/7, bi-
bilmeyen, ümmî” KE 194r/19, y
a
tinmiş 1. “yazılmış, kaydedil-
HKT 11b/1, bitig bitimek “tak- y
ı miş” HKT 124a/9, 2. “masal,
n
dir etme, belirleme” NF 78/13, e efsane” HKT 259a/7
v
KE 73r/17, HKT 79b/6, bitig i
bitinil-“yazılmak, kaydedilmek”
ķıl- “mektup yazmak” KE 49r/5 KI/53
bitigçi “katip, nasir, ferman yazan bitir-“sona erdirmek, tamamlamak,
krş. bitikçi, bitkeçi” NF 134/6, bitirmek krş. bitür-, bitir-,
KE 78v/20, HKT 46a/2, AO bitgür-” İML 102
II/7 bitit-“yazdırmak” ME 5/5, İML
bitigleş-(1)“mektuplaşmak, yazış- 131
mak, fermanlaşmak” KE bitkeçi “yazıcı, katip krş. bitigçi,
226r/18, ME 109/1 bitikçi” K I/11
bitigleş-(2)“anlaşma yapmak, an- bitker-“bitirmek, sona erdirmek
laşmak” HKT 339b/4 krş. bitkür-, bütker-” KE 103v/4
bitiglig “yazılı, yazılmış” NF bitkür- “bitirmek, sona erdirmek
117/4, KE 21v/3, MM 349/4, krş. bitker-, bütker-” KE 191r/8
bitiglig bol- “yazılı olmak, ya- bitle-“birisinin başından bitlerini
ayıklamak, bitlemek” İML 113
104 | D r . Suat ÜNLÜ

bitrek “felce tutulan” İML 164 MN (2) 6/52, bizniñ “bizim”


bitül- “yazılmak krş. bitil- (2)” KE HŞ 1540, AO IV/8
77v/13 biz (3) “kunduracı aleti” İML 76
bitür-“(iş) bitirmek, sona erdirmek, biżāǾat (<A.) “sermaye, ticaret
yapmak, tamamlamak krş. malı, ticaret eşyası” KE 103v/3,
bütür-, bitir-” KE 216v/10, ME HKT 233b/5
61/6, MM 126/4, HŞ 2394 bįzār (<F.) 1.“tasasız, dertsiz, bık-
bitürmeklik “(iş) bitirme” ME mış, usanmış” KE 127r/3, HKT
96/4, HŞ 941 468b/4, HŞ 2291, 2. “suçsuz”
bįvefā (<F.+A.) “vefasız” HŞ 1803 HKT 94a/3, bįzār bol- “uzak-
biyi- “oynamak, raksetmek” İML laşmak, alakasını kesmek krş.
109 bįzār ol-” KE 163r/18, ME
biyiçi “oynayıcı, raksedici” İML 179/1, HKT 197b/4, HŞ 2417,
156 bįzār ķıl- “temize çıkarmak”
biyik (1) “büyük krş. böyük, ME 64/6, HKT 407b/8, HŞ
beđük, büyük” KE 167r/3 720, bįzār ķılın- “uzak tutul-
biyik (2) “dikiş yivi” İML 166 e
ğ
mak, beri olunmak” HKT
biz (1) “bez krş.böz, büz ” HŞ i
t 338a/6, bįzār ol-“uzaklaşmak,
i
4233 m alakasını kesmek krş. bįzār bol-
biz (2)“biz (1.ç. şahıs zamiri)” NF y
a
” KVII /46
197/10, KE 104v/10, ME 27/2, y
ı bįzārlıķ(1) (<F.+T.) “münakaşa”
MM 406/3, HKT 3a/2, HŞ 772,
n
e bįzārlıķ ķılış- “münakaşa etmek
v
MN (1) (1) 3/9, İML 77, AO i karşılıklı tartışmak”ME 205/6
III/13, bize “bize krş. bizge” bįzārlıķ (2) “uzaklaşma, ihtar, uya-
KE 129r/10, MM 106/1, HŞ rı” HKT 180b/4, bįzārlıķ birle
4584, K VI/16,bizde “bizde” tanuķluķ bir- “günahsız olduğu-
KE 45r/12, bizdin “bizden” KE nu kanıtlamaya çalışmak” HKT
6r/16, HŞ 785, K IV/16, MN 232b/1
(2) 4/37, bizge “bize krş. bize- “süslemek, bezemek krş.
bizge”MM 39/2, HŞ 595, MN beze-” HŞ 1416, MN (1) 14/6
(1) 5/8, AO I/6, MN (2) 4/33, bizeklig“bezenmiş, süslenmiş krş.
bizi “bizi” KE 115v/17, bizim bezeklig” HŞ 4080
“bizim” AO V/8, biziñ “bizim” bizen- “bezenmek, süslenmek krş.
HŞ 1514, MN (1) 2/4, AO bezen-” HŞ 4490
II/17, MN (2) 4/36, bizler “biz- bizgek “bezginlik, bıkma, usanma”
ler” KIV/6,bizni “ bizi” Ş HŞ1684, bizgek kil- “bıkmak,
1261, MN (1) 6/10, AO I/4, usanmak” HŞ 1851, bizgek yi-
“bezmek, bıkmak” HŞ 1939
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 105

bođ “boy krş. boy (1)” NF 65/11, boġmaķ“kolye, gerdanlık krş.


KE 34r/9, HŞ 625 boġmaġ” KE 77r/5
boda “deve yavrusu, bota” NF 91/6 boġra“boğa, deve yavrusu krş. b
bođaġ “boya krş. boyaġ” ME 233/3 buġra” KE 198r/4
bođaġlıġ “boyalı krş. boyaġlıġ, boġşun-“(kemik eklem yerinden)
boyaġlu” bođaġlıġ yüñ “boyalı çıkmak” ME 160/6
yün, renkli yün” HKT 579b/4 boġul “boğulmak” ME 158/2,
bođluġ “boylu krş. boyluġ, boyluķ” HKT 104a/4
NF 22/15, KE 85v/13, HŞ boġun “eklem, mafsal” NF 326/9,
3007, bođluġ bol- “boylu ol- ME 160/6
mak, uzun boylu olmak” NF boġun- “kendi kendini boğmak”
65/11 HKT 320b/9, boġunġan ķan
bođun “halk, kavim, boy” KE ķılġan “boğazda tıkanıp kalarak
29r/8, ME 191/4 boğazı kanatan” HKT 553b/1
bođunluġ “boya, kavme mensup boġuş “eklem, boğum krş. boġış”
olan” KE 29v/4 NF 437/4
boġ- “boğmak” NF 18/6, ME 83/4 boġ(u)z “boğaz, yiyecek krş.
boġaz“boğaz krş boġuz ” e
ğ boġaz” NF 215/14, KE 11v/7,
NF369/14, ME 37/4, MM HŞ 1936, MN (1) 21/2, boġuz
i
t
i
238/1, HKT 513b/3, HŞ 1936, m ķıl- “yemek yemek” KE 49r/21
İML 140, boġaz başı “boğazın y
a
boġuzdaķ “gırtlak borusu” İML
üst kısmı” HKT 400a/3, y
ı 140
n
boġazġa revān barġan“kolayca e
v
boġuzla- “boğazını kesmek, (hay-
yutulan” HKT 263b/3 i
van) kesmek, kurban etmek krş.
boġazla- “boğmak, (hayvan) kes- boġazla-” NF 342/8, KE
mek krş. boġuzla-” ME 66/1, 14v/18, MM 238/1, HŞ 3920
MM 241/1, HKT 10b/5, boġuzlan-“boğazı kesilmek, (hay-
boġazlamaķ “boğma, boğuş” van) kesilmek krş. boġazlan-”
ME 106/1, HKT 322b/7 NF 211/2, KE 99v/3, MM
boġazlan-“boğazlanmak, kesilmek 239/1
krş. boġuzlan-” HKT 104a/5, boġuzlaş- “boğazlaşmak” ME
boġazlanġan nirse “kurbanlık” 195/4
HKT 429b/4 boġuzlat-“boğazını kestirmek” KE
boġış “boğum, eklem krş. boġuş” 168v/2
ME 160/6 boķ“insan ve hayvan dışkısı” İML
boġmaġ“kolye, gerdanlık krş. 142
boġmaķ” İML 150 boķurda-“fokurdamak” ME 229/7
bol “bol, çok fazla” KE 181v/13
106 | D r . Suat ÜNLÜ

bol- 1.“olmak krş. ol-” NF 122/1, İML 102, borç ķıl- “borç almak,
KE 15v/8, ME 43/7, MM borçlanmak” KE 227v/10, borç
314/4, HKT 109a/4, HŞ 223, lāzım bol- “borç almak zorunda
MN (1) 10/11, İML 111, olmak” HKT 189b/1
KVII/6, MN (2) 12/111, 2. var borçlaş- “borç etmek” ME 124/5
olmak, varlık kazanmak” HKT borçlu“borçlu, borcu olan krş.
17a/3, 3. “olmak, bulunmak” borçluġ” ME 30/1
HKT 350b/4, bolġay kim “bel- borçluġ“borçlu, borcu olan krş.
ki, mümkündür ki, umulur ki” borçlu” NF 209/9, MM 230/3
HKT 31b/7, bolġusın bil- “nasıl borġu“boru, sûr” HKT 307b/5,
yapılacağını bilmek, aciz kal- İML 155, borġu çalın- “sura
mamak” HKT 495b/7, bolmaķ üflenmek, boru çalınmak” HŞ
“olma” HKT 20b/5, HŞ 2249, 3189, borġu ürül- “sura üfle-
bolmışça “olduğu müddetçe” mek” NF 177/3
HKT 295b/8 borķ“ev, bark krş. barķ” KE
bolal- “bollaşmak, çoğalmak, art- 23v/17
mak” KE 25v/2 e
ğ
borla“üzüm bağı krş. borlaķ” AO
boldur-“yapmak, yaptırmak, ol- i
t II/35
i
durmak” ME 8/4 m borlaķ “(sık yapraklı genç ve gür)
bolmaçı “olacak, olan” HŞ 1823 y
a
ağaç, üzüm bağı krş. borla” KE
bolun-“olunmak krş. olın-, olun-” y
ı 20r/12, ME 145/1
MM 140/2, HKT 120b/8, HŞ bos “ahmak, aptal” ME 205/2
n
e
v
4563 i bostān(<F.) “bağ, bahçe, Cennet
boluş-“oluşmak, (işe) koyulmak, krş. būstān” ME 145/1
girişmek” ME 196/5, boş (1) “boş” MM60/1, boş ķıl-
HKT79b/9 “boşaltmak” ME 106/3
bolut- “türetmek, icat etmek” ME boş (2) “başı boş, sahipsiz, hür,
6/7 serbest” KE 228r/1, İML 151
borç “borç” NF 119/6, ME 108/5, boşa- “bırakmak, serbest bırakmak,
HKT 45a/1, İML 189, AO sıkıştırmak, boşamak, nikah
II/38, borç al- “borç almak, bağını bozmak” NF 7/17, HKT
borçlanmak” NF 140/13, KE 34b/2, İML 104, boşamak “sa-
164r/14, İML 103, borç alış- lıverme, boşama, âzâd etme”
“borç alıp vermek” HKT 45a/1, ME 69/2, HKT 34a/2, boşamış
borç bėr- “borç vermek, öde- “boşanmış, serbest bırakılmış”
mek krş. borç bir-” NF 425/8, İML 147
borç bir- “borç vermek, ödemek
krş. borç bėr-” HKT 534b/9,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 107

boşan-“boşanmak” ME 158/2, boy (4) “boy (uzunluk ölçüsü)”


HKT 33b/6, boşanmış tişi “bo- MN (1) 22/6, İML 142
şanmış kadın” HKT 33b/6 boy (5) “bir nevi gale adı” İML 77 b
boşat- “boşatmak, nikahı sona boya- “boyamak” NF 194/2, ME
erdirmek” NF 181/4 85/7, İML 124
boşlaġ“(başı) boş, avare” HKT boyaġ “boya krş. bođaġ” KE
557b/4, boşlaġ ķıl- “başıboş bı- 171v/14
rakmak, serbest bırakmak” ME boyaġçı “boyacı” NF 194/1, İML
101/8, boşlaġ ķoyul- “başıboş 156
bırakılmak, salıverilmek” HKT boyaġçılıķ“boyama işçiliği” KE
565b/6 171v/8
boşluķ “boşluk” HŞ 1927 boyaġlıġ“boyalı, renkli krş.
boşuġ “ishal” KE 82v/10, boşuġ bođaġlıġ, boyaġlu” boyaġlıġ
açıġı “ishal acısı” KE 82v/10 yüñ “boyalı yün, renkli yün”
bota“deve yavrusu” KE 31r/19, HKT 547a/3
ME 7/2 boyaġlu“boyalı krş. bođaġlıġ,
botala-“(deve için) yavrulamak” boyaġlıġ” boyaġlu bol- “bo-
KE 34v/21 e
ğ yanmak, renklenmek, renkli
botlacı “gebe deve krş. botlaçı”
i
t olmak” ME 188/5
i
botlacı ķıl- “(deve için) yavru- m boyan-“boyanmak” NF 153/6, İML
lamak” ME 8/3 y
a
104
botlaçı “gebe deve krş. botlacı” y
ı boylaġ “yular” İML 172
n
HKT 565b/6 e boyluġ “boylu krş. bođluġ, boyluķ”
v
boy (1) “boy, beden, vücut, boyun i
KE 93v/3
krş bođ” KE 2v/11, ME 26/6, boyluķ“boylu krş. bođluġ, boyluġ”
HŞ 4513, MN (1) 17/10, AO MN (1) 17/8
III/15, MN (2) 11/107, boy bėr- boyna- “isyan etmek, itaat etme-
“boyun eğmek, itaat etmek, tabi mek” HŞ 1879
olmak” NF 48/4, boy bėrme- boynaġu1.“itaatsiz, asi, isyankar”
“boyun eğmemek, itaat etme- KE 149v/15, HKT 108a/4, 2.
mek, tabi olmamak” ME 167/4, “azgın, zorlu, sert, şiddetli”
boy süme- “boyun eğmemek, HKT 544b/5
itaat etmemek, tabi olmamak” boynaġulıķ“itatsizlik, haddi aşma,
ME 190/5, boyġa yet- “boyuna azgınlık krş. boynaġuluķ”
ulaşmak, büyümek” ME 26/6 boynaġulıķ ķıl- “itaat etmemek”
boy (2) “beniz, renk” ME 25/1 KE 147v/6
boy (3) “oymak, aşiret” HŞ 243 boynaġuluķ“itatsizlik, haddi aşma,
azgınlık krş. boynaġulıķ” HKT
108 | D r . Suat ÜNLÜ

137b/1, boynaġuluķ ķıl- “itaat HKT 266a/2, boyun sümeyin


etmemek” KE 231r/7, HKT yüz ewür- “itaat etmemek, yüz
155b/4, boynaġuluķ ķılış- çevirmek” HKT 536b/4, boyun
“karşılklı itatsizlik etmek, haddi sün- “boyun eğmek, uymak,
aşmak, azgınlık yapmak” ME itaat etmek krş. boyun sun-” KE
170/1, boynaġuluķ yanındın 198r/1, HKT 566a/7, boyun
çökgen “itaatsizlilkden dolayı sünmiş “itaat edilen” HKT
çöken, düşen” HKT 298b/6 566a/7, boyun süyü “itaat et-
boynal- “boyanmak” HŞ 1761 mek” HKT 363a/1, boyun
boy(u)n 1.“boyun” ME 79/8, NF urmaķ “öldürme, boynuna vur-
305/16, HKT 582b/6, HŞ 748, ma” HKT 484a/8, boyunġa
MN (1) 23/2, İML 141, MN (2) asılġan nirse “gerdanlık” HKT
26/254, 2. “kul, köle” HKT 103b/6
118a/4, boyun bėr- “ boyun boyunduruķ“boyunduruk” KE
eğmek, uymak, itaat etmek” NF 162r/15
94/12, ME 123/2, boyun boyunsa- “itaat etmek, boyun eğ-
çenberi “köprücük kemiği” e
ğ
mek” K.I.41
HKT 557a/8, boyun mesħi i
t boz“boz, açık toprak rengi” KE
i
“boynu sıvazlama” MM 98/1, m 148r/20, HŞ 4081, İML 168,
boyun sun- “boyun eğmek, uy- y
a
boz bol- “boz renginde olmak,
mak, itaat etmek krş. boyun y
ı bozarmak” ME 162/4
sün-” NF 197/6, KE 6v/3, HŞ boz-1. “bozmak, perişan etmek,
n
e
v
3175, boyun sü- “boyun eğmek, i helak etmek” ME 114/4, HKT
uymak, itaat etmek” ME 214/3, 363a/4, HŞ 2039, 2. “sökmek,
HKT 58b/1, boyun sügen “bo- çözmek” HKT 266b/4, 3. “ge-
yun eğen, itaatkâr” HKT çersiz duruma getirmek” HKT
238a/4, boyun sügli “boyun 182b/4, bozmaķ “geçersiz du-
eğen, itaatkâr” HKT 263b/8, ruma getirme, getirmek” HKT
boyun süglilik ĥālı üze “itaat 99b/8
ederek, itaatle” HKT 341b/9, bozġan“bozan, bozguncu krş.
boyun süme- “kabul etmemek, bozġun” HKT 32b/5
razı olmamak, istememek” bozġun“bozucu, tahripkar krş.
HKT 58b/1, boyun sümegen bozġan” ME 22/5
“itaat etmeyen, asi” HKT bozġunluķ “yanlış, saçma”
454a/7, boyun sümek “boyun bozġunluķ ķıl- “yanlış yapmak,
eğme, itaat, teslimiyet” HKT saçmalamak” ME 27/5
30b/2, boyun sümekni kemiş- bozluķ “bozluk, grilik” ME 162/4
“boyun eğmek, itaat etmek”
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 109

bozuķ“bozuk krş. buzuķ” 145a/4, 2. “parça parça” HKT


bozuķ ahd “sözde durmama, 256b/7, bölük bölük bol-
sözünden cayma” HŞ 1195, “gruplara ayrılmak, parçalan- b
bozuķ ķıl- “bozmak, bozuk hale mak” ME 164/8, HKT 471b/1,
getirmek” ME 27/5 bölük bölük ķıl- “gruplara
bozuķ-“soymak, yağma etmek” ayırmak, parçalamak” ME 78/5
bozuķmış “soyulmuş, yağma bölüñ “(saç için) bölük” KE 77v/2,
edilmiş” İML 147 bölüñ tara- “saç taramak” KE
bozul- “bozulmak, alt üst olmak 77v/2
buzul-” ME 135/1, HKT 39a/2, bölün- “bölünmek, parçalanmak”
HŞ 4140 KE 223v/9
bozuş- “birbirini bozmak, nakzet- böri “kurt krş. börü” NF 402/6, KE
mek” ME 114/4 3v/15, HŞ 1513, MN (2) 8/76
böget “büğet, gölcük, küçük su börk“börk, başlık, kalpak krş.
birikintisi” ME 158/1 börük” KE 5v/11, HŞ 767, İML
bögsül- “yarılmak, açılmak, yırtıl- 166
mak krş. büksül-” ME 158/1 börkçi“kalpakçı, kalpak yapan”
bögür-“böğürmek” HKT 163a/7 e
ğ İML 157
bökevül (<Mo.) “ordu, muhafız
i
t börklüg“börklü, kalpaklı” KE
i
askeri” AO II/9 m 154v/6, HŞ 2961
bökürci “yatalak krş bükürci” y
a
börrilik “kurtluk” HŞ 3350
bökürci bol- “yatalak olmak, y
ı börü “kurt krş. böri” NF 11/10, HŞ
n
düşmek” ME 11/3 e 1977
v
böl- “bölmek, ayırmak, parçala- i
börük“börk, bir tür başlık krş.
mak” KE 178v/14 börk” NF 349/12, ME 77/6
böleg “hediye, armağan krş. bölek bötüm “ekşi” bötüm yüzlüg bol-
(1)” KE 214r/19 “ekşi suratlı olmak, surat as-
bölek(1)“hediye, armağan krş. mak”“ME 179/6
böleg” AO III/4 böyle “böyle, bu şekilde” MN (2)
bölek(2) “bölüm, kısım, hisse, pay 6/57
krş. bölük” KE 19r/8, MN (1) böyük “yüksek, büyük krş. büyük,
8/14 biyik (1) beđük” NF 378/11,
bölnek “kısmet, nasip, pay” MM ME 160/4
277/2 böz “bez krş. biz(1), büz” NF
bölük “bölük, parça, bölüm, kısım 131/10, KE 18v/8
krş. bölek (2) ” KE 223v/9, ME bözçi “bez dokuyan, dokumacı”
202/5, bölük bölük 1. “zümreler KE 18v/1
halinde, bölük bölük” HKT
110 | D r . Suat ÜNLÜ

bu (1) 1. “ işaret sıfatı bu, o krş. buçuķ “yarı, yarım, buçuk” NF


mu” NF 30/10, KE 2v/20, ME 96/7, MM 187/1
182/8, MM3/2, HKT 184b/8, bud “but, bacak” ME 210/2
HŞ 864, MN (1) 3/15, İML 75 būd (<F.) “varlık” MM 294/3
AO I/6, CE 2/3, MN (2) 10/96, buda- “budamak” ME 66/3
2. “işaret zamiri bu” MM 47/2, budaķ “dal krş. butaķ, butaġ” NF
HKT 140b/7, HŞ 1680, MN (1) 56/17, KE 143v/9, ME 169/3
8/11, CE 3/4, MN (2) 44/473, budaķlan- “çatallanmak, yayılmak,
bu bol- “bu olmak” NF 296/15, butaķlan-” ME 154/8
bu ajun “bu dünya” İML 137, buġat zūbǾa bin iblįs (<ö.a.) “Sü-
bu cehān “bu dünya, içinde ya- leyman peygamberin yakınında
şanılan dünya krş. bu cihān” bulunan bir zat” KE 142r/2
KE 99r/16, bu cihān “bu dün- buġday “buğday, başak burcu” NF
ya, içinde yaşanılan dünya krş. 211/1, KE 9v/21, ME 31/2,
bu cehān” HKT 575b/1, bu MM 173/1, HKT 9a/5, HŞ
dünyā “bu dünya, içinde yaşanı- 1207, İML 77, buġday aşı
lan dünya” NF 164/12, bu gün e
ğ
“buğdayla yapılan bir yemek”
“bugün, şimdi krş. bu kün” i
t İML 165, buġday başı 1. “ba-
İML 184, bu kün “bugün, şim-
i
m şak” KE 66v/4, HKT 41b/2,
di krş. bu gün” NF 72/5, MM y
a
İML 181, 2. “burç adlarından
48/2, HKT 516a/3, HŞ 3946, bu y
ı biri” İML 183, buġday yıġaçı
sāǾatda “az önce, biraz önce, n
e “Cennette Hz. Adem ile Hz.
v
demin” HKT 485b/6, bu sarāy i Havva’nın yaklaşmasına izin
“dünya” HKT 243a/3, bu tünle verilmeyen ağaç” NF 280/6,
“bu gece” İML 185, bu- KE 8r/18, buġday bol- “buğday
lar“bunlar” KE 231v/1, HKT olmak” KE 9v/21, buġday ek-
318a/2, bulardın “bunlardan” “buğday ekmek” KE 163v/18,
Ka I/7, bunlarġa “bunlara” Ka buġday ur- “buğday hasat et-
I/8, bularnıñ “bunların” AO mek” KE 15v/12
II/28 buġra “erkek deve, deve aygırı,
bu (2) “buğu, buhar” İML 184 buğra krş. boġra” ME 203/7,
bū fülāye (<ö.a.) “Hz. Osman’ın HŞ 2511, İML 77
öldürülüşünü anlatan kişi” KE buĥeyrā (<ö.a.) “Hz. Hadice’nin
240v/12 rüyasını tabir ettirdiği rahip”
bū isĥāķ-i buħārį (<A.k.a.) “bir KE 189r/3
abid” NF 242/3 buhtān (<A.) “iftira” HKT 337a/4
bū ķābįs (<ö.a.) “bir dağ” bū ķābįs buħtį (<F.) “iki hörgüçlü deve” NF
taġı “Kabis dağı” KE 53v/6 258/6
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 111

buħtu naśr (<ö.a.) “II. bulaķ (1)“bulak, çeşme, pınar krş.


Nabkodonosor, Babil hükümda- bulaġ, bul” KE 13r/7, HŞ 4329,
rı olup Nabopolassar’ın oğlu- MN (2) 14/134 b
dur” KE 38r/1 bulaķ (2) “haşarı, ürkek at” İML
buķa(y) “elbise” MN (2) 5/45 171
buķaġluġ“bukağılı, bağlı krş. bulamaķ “bulamaç” NF 108/2,
buķaġuluġ, buķav” NF 301/13 bulamaķ biş- “bulamaç pişir-
buķaġu “bukağı, köstek, pranga, mek” NF 108/1, bulamaķ ķıl-
kelepçe krş. buķav” NF 325/10, “bulamaç yapmak, bulamaç pi-
KE 146r/6, ME 90/2, HKT şirmek” NF 107/14
252a/1, buķaġu ur- “kelepçele- bulanıs (<ö.a.) “Sahib Girey yarlı-
mek, prangaya vurmak” NF ğında geçen bir kişi adı” Ka II/7
325/10, KE 154r/5 bulaş-“bulaşmak, karışmak krş
buķaġula-“bukağılamak, zincire bulġaş-” NF 331/13, MN (2)
vurmak” KE 231v/8, ME 102/4 12/119
buķaġulan-“zincire vurulmak” ME bulaştur- “bulaştırmak, kirletmek
87/2 krş. bulġaştur-”NF 96/6
buķaġuluġ“kelepçeli, bağlı krş e
ğ buldurcın “bıldırcın krş. buldurçın”
buķaġluġ, buķav” NF 301/15
i
t KE 118v/9
i
buķav“bukağı, köstek, pranga, m buldurçın “bıldırcın krş. buldurcın”
kelepçe krş. buķaġu, y
a
HKT 305b/7
buķaġuluġ” KE 161v/19 y
ı bulġa-“bulamak, bulaştırmak, bu-
n
buķnā (<ö.a.) “Lut peygamberin ğç e landırmak, bozgunculuk etmek,
v
kızından biri” KE 58r/8 i
bulandırmak, vesvese vermek”
bul “göz yaşı, pınar krş. bulaķ, KE 111r/19, ME 65/4, HŞ 1458
bulaġ” HŞ 2416 bulġaķ “karışıklık, fitne” ME 47/2,
bul- 1.“bulmak, elde etmek, edin- İML 146
mek, erişmek” NF 244/5, KE bulġamaç “bulamaç” İML 165
186r/9, ME 217/7, HKT 24a/8, bulġan-(1)“bir şey sürünmek, bu-
MM 36/2, HŞ 2980, İML 116, lanmak” ME 156/2, HŞ 4511
ce 2/2, MN (2) 35/350, 2. “ya- bulġan-(2)“bulanmak, karışmak,
kalamak” HKT 178a/2, 3. bozulmak” KE 39r/5
“bulmak, hissetmek” HKT bulġanuķ (1)“bulanık” ME 138/8,
237a/6 bulġanuķ bol- “bulanmak, ka-
bula-“bulaştırmak, bulamak” ME rışmak” ME 171/5, bulġanuķ
62/8 ķıl- “bulamak, bulandırmak, ka-
bulaġ“bulak, çeşme, pınar krş. rıştırmak” ME 76/2
bulaķ (1), bul” MN (1) 9/13
112 | D r . Suat ÜNLÜ

bulġanuķ (2) “kötü yoldan çıkmış” bul(u)n-“olmak, bulunmak” KE


KE 238r/11 128r/12, ME 48/7, HKT 62a/4,
bulġaş- “bulaşmak, karılmak, ka- HŞ 3063, MN (2) 29/286
rışmak, bulamak krş bulaş-” NF bulunluķ “esaret, tutsaklık” ME
179/14, HŞ 4557 209/8
bulġaştur-“örtmek, bulaştırmak, buluş-“buluşmak, yaklaşmak, dost-
kirletmek krş bulaştur-” NF ça yaklaşmak, hemfikir olmak”
437/7, ME 77/6 KE 225v/14
bulġaşuķ“kapalı, karışık, anlaşıl- buluşmaķlıķ “buluşmaklık” HŞ
maz, girift” bulġaşuķ bol- “ka- 624
rıştırmak, anlaşılmaz halde ol- bulut “bulut krş. bulıt” NF 291/11,
mak” ME 187/5, bulġaşuķ söz- KE 30r/10, ME 14/7, HKT
le- “kapalı ve karışık söz söy- 340b/8, HŞ 3218, MN (2) 2/11
lemek, anlaşılmaz konuşmak” bun“eksiklik, noksanlık krş. muñ,
NF 23/7 mun” İML 80
bulıt “bulut krş. bulut” NF 38/8, bunçalayın “bunun gibi” K VIII/39
KE 221v/7, ME 22/5, HKT e
ğ
bur- (1)“kokmak” KE 77v/2
23b/4, HŞ 1281, bulıtlarnı sür- i
t bur-(2)“bükmek, burmak, kıvır-
gen “bulutları sevk ve idare
i
m mak” HŞ 3804
eden”KT 425b/2 y
a
burāķ (<A.) “Mirac gününde Hz.
bulıtlan- “bulutlanmak” ME 190/2 y
ı Muhammed’e gönderielen bi-
bulıtluġ “bulutlu” ME 54/3 nek” NF 52/12, KE 218r/19,
n
e
v
bulna-“esir etmek” KE 77v/4, ME i MN (1) 2/2, MN (2) 2/13
180/4 būrān(<ö.a.) “Fars meliki Kisra’nın
bulun (1) “esir, tutsak” KE 46v/7, oğlu Şîrûne’nin kızı” KE
ME 25/7, HKT 179a/7, bulun 231v/20
bol- “esir düşmek, esir olmak “ burc (<A.) “burç, kale, köşe, uç
NF 70/6, KE 77r/12, bulun ķıl- krş. burç” KE 66v/13, HKT
“esir etmek” NF 82/15, KE 253a/5, MN (2) 25/249
76v/9, MM 48/1, bulun ķılu bir- burcluġ (<A.+T.) “burc sahibi”
“ganimetlendirmek, ganimet HKT 253a/5
almasını sağlamak” HKT burç(<A.) “burç, kale, köşe, uç krş.
523a/4 burc” HŞ 1805
bulun(2)“taraf, yön krş. buluñ” KE burçaķ “burçak” NF 417/16, KE
181r/16 124r/16
buluñ“taraf, yön krş. bulun” KE burd (<F.)“kumaş” ME 99/8
52v/18
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 113

burķāǾ (<A.) “kadınların örtündük- burun keç-” HKT 488a/2, burun


leri peçe, tül, yaşmak, kiçür- 1.“daha evvel yapmak,
yüzörtüsü” HŞ 1361 öne geçmek krş. burun keçür-” b
būriyā (<F.) “hasır, keçe krş. HKT 71b/8, 2. “öne geçmek”
buryā” KE 242r/18 HKT 492a/5, burun tebir- “sırt
burma “urularak yapılmış (şey” çevirmek, dönmek” AO I/12,
burma bilezük “burma bilezik” burunraķ “en öndeki, en önceki,
HKT 559a/4 daha önde olan” NF 66/6, KE
burna “önce” KE 213r/3 3r/1, HKT 271a/4, HŞ 1435
burnaķ “önceki” KE 213r/1 bur(u)n-“kıvrılmak, dolanmak” KE
burtan- “darılmak” İML 107 69v/13
burtar-“(yüz) ekşitmek, kaşlarını burunduķ (1) “yular(deve için)”
çatmak, suratını asmak” ME İML 172
77/2, HKT 555a/4, HŞ 3141, burunduķ(2) “burunsuluk” KE
burtarġan “buruşuk, ekşimiş, 190r/9, ME 94/2, burunduķ
asık” HKT 557a/7 tıķ- “burunsuluk takmak” KE
burtart- “(yüz) ekşitmek” ME 77/2 156v/21, burunduķ ur-
burul-“bükülmek, burulmak” HŞ e
ğ “burunsuluk takmak” KE 30v/2
4442
i
t burunduķla-“burunduk takmak”
i
burun(1)“burun” NF 422/11, KE m KE 190r/12
44v/14, ME 173/5, MM100/3, y
a
burunduķlat-“burunduk, taktırmak”
HKT 111b/4, HŞ 1928, MN (1) y
ı KE 198r/2
n
19/8, İML 106 e burunġı“önceki krş. burunķı” KE
v
burun (2)“önce, evvel, ilk” 7/17, i
87r/11, AO I/6
KE 3r/9, ME 88/7, MM 19/1, burunķı“önceki krş. burunġı” NF
HKT 72a/3, HŞ 1928, MN (1) 393/9, KE 90r/4, ME 196/1,
11/8, K III/10, MN (2) 38/382 , MM147/3, HKT 329b/2, HŞ
burun keç- “öne geçmek krş. 602
kurun kiç-” HKT 149b/9, burun burunlıġ“burunlu, kulplu krş.
keçgen “öne geçen, ileride bu- burunluġ” KE 181r/8
lunan” HKT 253b75, burun burunluġ“burunlu, kulplu krş.
keçmek “haddi aşma, ileri git- burunlıġ” burunluġ iđiş “ibrik”
me, taşkınlık” HKT 285a/4, bu- HKT 511b/2
run keçür- “daha evvel yapmak buryā (<F.) “hasır, keçe krş.
burun kiçür-” HKT 545b/5, bu- būriyā” HŞ 2045
run kiçürmiş “haddi aşmış” bus “sis, pus” bus körün- “sislen-
HKT 263a/5, burun kiç- “daha mek, sisli görünmek” KE
önce vuku bulmak, geçmek krş. 44r/10
114 | D r . Suat ÜNLÜ

bus- “sinmek, gizlenmek krş. pus-” butaķ “budak, dal krş. budaķ,
MM 342/3 butaġ” NF 255/1, KE 101v/10,
būstān (<F.) “bostan, bahçe, Cen- ME 169/3, MM 38/4, HKT
net krş bostān” NF 66/1, KE 249b/3, HŞ 910, İML 182, MN
80r/10, MM 381/4, HKT (2) 14/133, butaķları bolġan-
183b/8, HŞ 1112, MN (2) 9/84, “dalları olan, dallı” HKT
būstān ķıl- “yeşillendirmek, 509b/8
Cennet bahçesine çevirmek” butaķlan- “(ağaç) dallanmak krş.
KE 210r/11 budaķlan-” NF 352/14
busuġ “pusu, tuzak” KE 140r/5, butaķlıġ “dalı olan, dallı” HKT
busuġ ur- “pusu kurmak, tuzak- 560b/5
lamak” KE 223r/9 butan- “budanmak krş. budan-”
buş-“kızmak, öfkelenmek, sinir- HKT 511b/8
lenmek” KE 77v/6, ME 166/4, but-ħāne (<F.) “puthane” NF 96/5,
HŞ 2870, İML 120 KE39v/10, HŞ 60
buşruġ “dargınlık, öfke” ME 4/8 butperes(<F.)“puta tapan krş
buştula- “müjdelemek” ME 72/2 e
ğ
butperest” butperes bol- “puta
buştulaş-“müjdeleşmek” ME 196/4 i
t tapmak, puta tapan olmak” NF
i
buşuķ “öfke, hiddet, kızgınlık” ME m 397/4
208/2 y
a
butperest(<F.) “puta tapan krş
buşuķ-“sinirlenmek, kızmak” KE y
ı butperes” NF 216/7
63v/8 buyruġ“buyruk, emir krş. buyruķ”
n
e
v
but(1) (<F.) “put, güzel” NF i KIX/5
216/9, KE 29v/6, HKT 429a/1, buyruķ “buyruk, emir krş. buyruġ”
HŞ 493, but-i çįn “Çin güzeli” NF 92/1, KE 88v/13, ME 87/7,
HŞ 681, but bol- “put olmak” MM 323/3, HKT 14a/6, HŞ
KE 31v/10, but ķıl- “put yap- 2785, buyruķ tutma- “emre ria-
mak, putlaştırmak” KE 19v/9, yet etmemek, itaatsizlik etmek”
but yon- “put yapmak, put inşa HŞ 745, buyruķdın çıķ- “emre
etmek, put yontmak” KE 145r/5 riayet etmemek, itaatsizlik et-
but (2) “bacak, but krş. bud” KE mek” HKT 556b/5, buyruķdın
131r/9, ME 63/4, MN (1) çıķġan “emre riayet etmeyen,
20/14, but eti “oyluk eti” İML itaatsiz” HKT 108b/3,
142 buyruķdın çıķmaķ “itaatsizlik”
buta(<ö.a.) “Buda, Buddha” HŞ HKT 574b/5
1956 buyrul- “görevlendirilmek, emir
butaġ“budak, dal krş. budaķ, almak, emredilmek, buyrul-
butaķ” MN (1) 9/12 mak” NF 58/12, HKT 439b/1
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 115

buyruş-“karşılıkı düşüncelerini riltmek, kamburlaştırmak” KE


bildirmek” HKT 536a/8 100v/3
buyuķ “üşümüş” İML 148 bühtān (<A.) “yalan, iftira krş. b
buy(u)r- (1)“buyurmak, emretmek” buhtān” NF 264/9, KE 234v/12,
NF 60/1, KE 51r/17, ME 15/1, bühtān bol-“yalan olmak, iftira
MM 225/2, HKT 340a/7, HŞ etmek” NF 386/13, bühtān ķıl-
3881, MN (1) 11/6, İML 104, “iftira etmek, yalan isnad et-
MN (2) 3/21, buyur- taķı yıġ- mek” NF 362/9
“emredip bir şeyin etrafında bük “ormanlık yer, orman” HKT
toplamak” HKT 462a/5, 358b/2, HŞ 3951
buyurġan “emreden, buyuran” bük-“bükmek, dürmek” KE
KE 116r/20, HKT 197a/7 206v/18, HŞ 2929, İML 112
buy(u)r- (2) “öne, yukarı geçmek” büken “bağırsak” NF 12/4
İML 109 bükrer- “eğilmek, bükülmek, kam-
buyurun-“buyurmak, emretmek” burlaşmak” NF 274/17
ME 30/5 bükrert-“eğmek, kamburlaştırmak”
buz “buz” KE 23r/18, HŞ 3500, NF 275/7
İML 184 e
ğ bükrey-“eğilmek, bükülmek” KE
buz-“bozmak, harap etmek, yık-
i
t 99r/15
i
mak, değiştirmek krş. boz-” NF m bükri “büğrü, bükülmüş krş. bügri”
70/9, KE 63v/3, MM116/3 y
a
bükri bol- “bükülmek, eğril-
buzaġu “buzağı, sütten kesilmemiş y
ı mek, bükülmüş olmak” ME
n
sığır yavrusu” NF 341/6, KE e 99/2
v
116v/19, MM 220/3, HKT i
büksül-“yarılmak, açılmak krş
163a/6, buzaġu ķıl- “buzağı böksül-” ME 158/1
şeklinde yaratmak” KE 126r/8 bükşür- “düşünmek” İML 113
buzla- “deve böğürmek” İML 112 büktür- “bükmek, kıvratmak, eğ-
buzluķ “buz saklanılan yer” İML mek” ME 52/7, HKT 57b/3
181 büktürül- “(ip) gerilmek, bükül-
buzuķ “bozuk krş. bozuķ” buzuķ mek, örülmek” ME 158/8, HKT
ķıl- “bozmak, yıkmak, alt üst 582b/6
etmek” MM 255/4 bükü “büğü, sihir, arpağ” İMl 189
buz(u)l- “bozulmak, yıkılmak, alt bükül- “bükülmek” İML 110
üst olmak krş. bozul-” NF 82/5, bükün “düğüm” HŞ 298
KE 184r/5, MM 137/4 bükürçi“yatalak krş. bökürçi”
bügri“eğri, eğik, kambur krş. bükürçi bol- “yatalak olmak,
bükri” bügri ķıl- “eğmek, eğ- düşmek” ME11/4
116 | D r . Suat ÜNLÜ

bükürtmek“hedef, nişâne” ME bürüncüklüg “bürüncekli, örtülü”


45/5 HŞ 2961
bülbül (<F.) “bülbül” KE 68v/5, bürünçük “bürüncek, örtü, baş
MM 390/2, MN (2) 26/256 örtüsü krş. bürüncük, bürçek”
büldān (<A.ç.) “şehirler, beldeler” HKT 338b/9
AO V/12 büryān (<F.) “kebap, kebap edilmiş
bülend (<F.) “yüksek” KE 108v/8 krş. biryān” KE 212v/15, ME
bülgü-“fışkırmak, kaynamak” ME 233/5, büryān ķıl- “yakmak,
171/3 kebap etmek” HŞ 1092
bülūr (<A.) “billur” KE 32r/11 büşr bin mālik (<ö.a.) “Hz.
bünyād (<F.) “inşa, bina” MN (2) Hüseyn’in başını kesen kafir”
1/3, HŞ 3718, bünyād it- “inşa KE 248v/3
etmek, bina yapmak” MN (2) büşrā (<ö.a.) “Malik Zer’e tabi
11/102, bünyād ķıl- “inşa et- olan ve Yusuf peygamberi ku-
mek, bina yapmak” NF 156/8, yudan çıkaran iki kişiden biri”
MN (2) 1/1, HŞ 782, bünyād KE 71v/3
ķoy- “temel atmak, inşa etmek” e
ğ
büt- (1.)“inanmak, tapmak, bağ-
HŞ 3914, bünyād sal- “temel i
t lanmak krş bit-” NF 382/2, KE
i
atmak” HŞ 1556 m 34v/6, ME 33/3, HKT 356a/2,
bürçek “pürçek, iki kulak arası, y
a
MM 130/4, HŞ 4655, bütgen
perçem krş. bürüncük, y
ı “inanan, iman eden” HKT
bürünçük” ME 232/5, HKT 251a/6
n
e
v
509b/4 i büt-(2.) “büyümek, yerine yenisi
bürd-i yemenį (<A.) “makbul bir gelmek” NF 332/6, HŞ 3761
Yemen dokuması” NF 92/11 bütgüçi “inanan” MM 18/2
büreyre (<ö.a.) “Hz. Ayişe’nin bütker-“bitirmek, tamamlamak krş.
hizmetkârı” NF 416/4 bitker-, bitkür-” KE 242r/3
bürge “pire” İML 177 bütmegen “kâfir, zındık” ME 235/1
bürhān(<A.)“delil, işaret” KE bütük“iman eden, inanan, sofu”
34v/9 bütük müǿmin “iman eden mü-
bürküt “bir tür büyük av kuşu” KE min, inançlı Müslüman” KE
3v/13 198v/17
bürşām (<ö.a.) “Musul şehrinde bütün(1) “bütün, tam, eksiksiz,
kafir bir melik” KE 151v/17 noksansız” NF 118/12, KE
bürüncük “bürüncek, örtü, baş 72r/2, HŞ 1308, İML 189
örtüsü krş. bürünçük, bürçek” bütün(2) “doğru, gerçek” MM
ME 81/1, İML 149 160/3
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 117

bütünlük mükemmellik, kemale


ermişlik” NF 233/3
bütür-“bitirmek, sona erdirmek krş. b
bitür-, bitir-, bitgür-” KE
208r/12, İML 105
büyü-“büyük olmak, büyümek”
İML 131
büyük büyük krş. böyük, biyük(1),
beđük” ME 160/4
büyüt-“başkasının büyümesine
çalışmak” İML 131
büz “pamuk krş. böz, biz (1)” İML
167
büz-devşirmek, toplamak, büz-
mek” İML III
büzül- “büzülmek” KE168v/10
büzürg (1) (<ö.a.) “Büzürg Ümid”
HŞ 305 e
ğ

büzürg (2)(<F.) büyük krş. böyük,


i
t
i
biyük(1), beđük, büyük” KE m

112v/17, büzürg yılan “büyük y


a

yılan, ejderha” KE 112v/17 y


ı
n
e
v
i
118 | D r . Suat ÜNLÜ

-C- cādūlıķ (<F.+T.) “büyücülük, si-


hirbazlık krş. cādūluķ” KE
113r/1, cādūlıķ ķıl- “büyücülük
cabbār (<A.) “cabbar, cebreden,
yapmak, büyüyle uğraşmak”
zalim krş. cebbār” NF 109/4,
KE 113r/19, cādūlıķ ķılın- “bü-
KE 178r/2, cabbār bol- “ceb-
yücülük yapmak, sihirle uğraş-
retmek, zalim olmak” HŞ 236
mak” HŞ 3945, cādūlıķ ögren- “
cabbār ı Ǿālem (<A.) “alemin ceb-
büyücülük öğrenmek, sihir öğ-
redicisi. Mikail’in lakabı” KE
renmek” HŞ 986
190r/7
cādūluķ (<F.+T.) “büyücülük, si-
cabbārlıġ(<A.+T.) cabbarlık, ceb-
hirbazlık krş. cādūlıķ” KE
redicilik krş. cebbārlıķ” KE
22r/17, HKT 159b/6, ādūluķ
212v/16
eyesi “büyücü, sihirbaz” HKT
cābir bin Ǿabduǿllāh el enśārį
373a/6, ādūluķ ķıl- “büyücülük
(<ö.a.) “sahabeden bir zat” NF
yapmak, büyüyle uğraşmak”
164/6, cābir bin Ǿabduǿllāh
KE 113r/19
“bkz. cābir bin Ǿabduǿllāh el e cafā (<A.) “eziyet, cefā” ME 223/4
enśārį” NF 312/14, KE 144v/9, ğ
i
caǾfer-i śādıķ (<k.a) “Ebû CaǾfer
ābir “bkz. cābir bin Ǿabduǿllāh t
i
m bin Muhammed el Bâkır bin Alî
el enśārį” NF 28/4, KE 228v/3
y Zeyniǿl-Ǿâbidin. CaǾferî fıkhı-
cābülķa (<ö.a.) “doğu’da bir kapısı a
y
nın kurucusu” NF 156/2, caǾfer
olduğu rivayet edilen efsanevî ı
n
e śādıķ “bkz. caǾfer-i śādıķ ” NF
bir şehir krş. çabalaķā” KE v
i 155/6
37r/8
caǾfer-i ŧayyār (<k.a) “ CaǾfer bin
cābülsa (<ö.a.) “batı’da bir kapısı
Ebû Tâlib. Hz. Muhammed’in
olduğu rivayet edilen efsanevî
amcasının oğlu” NF 307/1, KE
bir şehir krş. çabalasā” KE
226v/12, caǾfer ŧayyār “bkz.
37r/9
caǾfer-i ŧayyār” NF 166/16,
caǾd (<A.) “kıvrımlı, kıvırcık” KE
caǾfer “bkz. caǾfer-i ŧayyār” NF
85v/13
78/10, KE 232v/14
cād(<ö.a.) “Yusuf peygamberin on
caǾfer bin Ǿalį (<ö.a.) “Hz. Ali’nin
kardeşinden biri” KE 66v/16
çocuklarından olup Kerbela va-
caǾdį (<A.) “güzel kokulu, çabuk
kasında şehit olmuştur” KE
kuruyan bir bitki” KE 160r/12
247v/2
cādū (<F.) “cadı, büyücü” NF
cāfį (<A.) “cefa, eziyet eden” NF
35/10, KE 112r/5, HKT 159b/1,
200/7, KE 219v/2
HŞ 992, MN (2) 16/158
cāh(<F.)“makam, itibar” KE
191v/1, MM 319/3
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 119

cāhil (<A.)“bilgisiz, cahil” KE vermek, can bağışlamak, affet-


145r/10, MM 394/4, HKT mek” KE 158r/17, cān bėr-
373b/9 “ölmek, vefat etmek” NF 89/15,
cāhilliyāt (<A.) “İslamdan önceki KE 20r/20, cān bir- “can ver-
c
devir krş. cāhilliye, cāhilliyyet” mek, ölmek” HŞ 702, cān
NF 135/1, KE 201v/7, āhilliyāt birgüçi “ölümlü, can veren” HŞ
vaķtı “cahiliye dönemi” NF 2799,cān çıķ- “ölmek, vefat et-
38/14 mek” NF 90/9, cān ķavart- “ca-
cāhilliyye (<A.) “İslamdan önceki nını almak, öldürmek” KE
devir krş. cāhilliyāt, 249v/4, cāndın ađrıl- “ölmek,
cāhilliyyet” HKT 402b/7 candan ayrılmak” HŞ 2171,
cāhilliyyet (<A.) “İslamdan önceki cāndın keç-“ölmek, candan
devir krş. cāhilliyāt, geçmek” NF 111/6,cānı çıķ-
cāhilliyyet” HKT 402b/7 “ölmek” HKT 193a/9, cān-ı
cālūt (<ö.a.) “Hz. Davud ile sava- şirįn “tatlı can” HŞ 2325, cān-ı
şıp, ordusu bozguna uğratılan revān “sevgili” HŞ 1093
ve Hz. Davud tarafından öldü- canabātlıġ (<A.+T.) “cünup, pis”
rülen Filistinli savaşçı” KE e
ğ canabātlıġ bol- “ cünup olmak,
132r/10, HKT 38b/8
i
t boy abdesti alma durumunda
i
cām <F.) 1. “kadeh” HŞ 506, MN m olmak, dinen pis olmak” ME
(2) 16/150, 2. “içki” HŞ 606 y
a
3/7
cāme <F.) “elbise”cāme böz “bez- y
ı cānān (<F.) “sevgili krş. cānāne”
n
den elbise, elbiselik bez” KE e MN (2) 17/167
v
144r/15 i
cānāne (<F.) “sevgili krş. cānān”
cāmedān(<F.) “çamaşır dolabı, HŞ 4349, MN (2) 14/129
gardrop” NF 203/1 cānānsız (<F.+T.) “sevgilisi olma-
cāmiǾ(1)(<A.) “cami” NF 249/4 yan” MN (2) 37/373
cāmiǾ(2)(<ö.a.) “İmam Ebû Îsâ cānavār (<F.) “zararlı, vahşi hay-
Tirmizî’nin hadis kitabı” NF van krş. cānvār, cānver” HŞ
380/17 4283
cān (<F.)“can, ruh, samimi, içten” cāneke (<ö.a.) “Caneke Sultan,
NF 44/9, KE 6v/7, ME 193/7, İbrahim Han’ın Tarhanlık ver-
MM 11/4, HKT 396b/2, MN diği Gül Bostan Sultan’ın atası”
(1) 22/1, HŞ 589, MN (2) Ka I/4
29/290, cān al- “can almak, öl- cānib (<A.) “cihet, taraf” KV/12
dürmek” KE 56r/13, HŞ 2731, cānlıġ (<F.+T.) “canlı” KE 128r/2,
cān alġuçı “can alan, Azrail” HŞ 2638
HŞ 544, cān baġışla- “hayat
120 | D r . Suat ÜNLÜ

cann (<A.ç.) “cinler, cin taifesi” 22r/10, HKT 292b/6, HŞ 2730,


KE 4v/12 MN (2) 10/98, cāvidāne bol-
cānsız <F.+T.) “cansız krş. cansız” “kalıcı olmak” HKT 350b/1,
NF 217/2, MN (2) 37/373, cāvidāne ķal- “ebediyen kal-
cānsız bol- “ölmek” HŞ 3219, mak, devamlı kalmak” HKT
cānsız ķıl- “öldürmek” HŞ 1384 356b/6, cāvidāne ķıl- “ebedileş-
cānvār(<F.) “zararlı, vahşi hayvan tirmek” HKT 580b/3 ,cāvidāne
krş. cānver, cānavār” NF 53/1, ķılın- “ebedileştirilmek” HKT
HKT 366b/9 559a/1
cānver (<F.) “zararlı, vahşi hayvan cāvidānelıķ(<F.+T.)“sonsuzluk,
krş. cānvār, cānavār” KE ebediyet” HKT 206b/3,
135v/21, MN (1) 2/7 cāvidānelıķ ĥālında “ebedî ola-
caraǾ(<A.) “düz kumluk arazi” KE rak” HKT 23a/6
32r/9 cāvidānį (<F.) “ebedilik” HŞ 3116
cārį(<A.) “cariye, hizmetçi kız krş. cāysūs “casus krş. cāsūs” HŞ 329
cāriye” cārį bol- “cariye olmak, caza (<A.)“ceza krş. cezā” ME
hizmetci olarak hizmet etmek” e
ğ
169/4
NF 407/5 i
t cāyiz(<A.)“olabilir, olur” KE
i
cāriye (<A.) “cariye, hizmetçi kız m 122r/18
krş. cārį” NF 65/4 y
a
cebbār (<A.) “zorba krş. cabbār”
cāruǿllāhiǿl-Ǿallāme (<ö.a.) y
ı HKT450a/4
“Câruǿllâh Ebuǿl Kâsım cebbārlıķ(<A.+T.)“zorbalık krş.
n
e
v
Mahmûd bin Ömer bin Ahmed i cabbārlıġ” cebbārlıķ ĥālı üze
el Zemahşerî, tefsir, hadis, ke- “zorbaca” HKT 356b/7
lam alimi, edib ve şair. Keşşâf cebel (<A.) “dağ” KE 224r/9
adlı tefsir yazarı” imām cebįn (<A.) “korkak, yüreksiz” HŞ
“Câruǿllâh Ebuǿl Kâsım 2887
Mahmûd bin Ömer bin Ahmed cebr (<A.) “eksiği, noksanı gider-
el Zemahşerî, tefsir, hadis, ke- me, düzeltme” cebr ķıl- “kud-
lam alimi, edib ve şair. Keşşâf retli olmak, galip olmak” NF
adlı tefsir yazarı” HKT 444/1 248/13, cebr ķılġan- “kuvvetli,
cāsūs(<A.) “casus krş. cāysūs” KE kudretli, galip, esma-i
117v/8, HŞ 2692 hüsna’dan el cebbār” HKT
cavāb (<A.) “cevap, karşılık, yanıt 525a/9
krş cevāb” ME 45/3 cebrāǿįl (<ö.a.) “Cebrail, dört bü-
cāvid(<F.) “daimî, ebedî” MN (2) yük melekten biri krş. cebreyil,
9/79 cebreǿil, cibriǿįl” KE 2r/14,
cāvidāne (<F.) “daimî, ebedî” KE cebrāǿįl Ǿaleyhiǿs-selām “bkz.
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 121

cebrāǿįl” KE 6v/9, cebrāǿįl-i cefā (<A.) “cefa, eziyet, incitme”


emįn “bkz. cebrāǿįl” KE 52r/5 NF 13/4, KE 202v/9, MM
cebreǿil (<ö.a.) “Cebrail, dört bü- 373/2, MN (2) 38/377, HŞ
yük melekten biri krş. cebreyil, 2128, cefā ķıl- “cefa etmek,
c
cebrāǿįl, cibriǿįl” NF 9/10 eziyet etmek, incitmek” NF
cebreyil (<ö.a.) “Cebrail, dört bü- 13/3, HŞ 2599, cefā teg- “eziyet
yük melekten biri krş. cebreǿil, görmek, zulmetmek” KE
cebrāǿįl, cibriǿįl” HKT 14a/6 47v/17, cefā tigür- “eziyet et-
cedd (<A.) “ata, soy” NF 155/9, mek, zulmetmek” HŞ 1199,
KE 246v/15, HŞ 117 cefā yut- “eziyet görmek” HŞ
cedde (<ö.a.) “Hz. Havva’nın Cen- 2174
netten sürüldüğü yer” HKT cefāçı (<A.+T.) “cefa çeken” HŞ
281/14 4434, cefāçı bol- “eziyet gör-
ceddet (<A.) “nine” NF 176/2 mek, zulme maruz kalmak”MM
ceddį bin sevrį (<ö.a.) “Musa pey- 85/3
gamberin on iki casussundan cefākār (<A.+F.) “cefa eden” MN
biri” KE 117v/10 (2) 14/135
cedel(<A.) “çekişme, tartışma, e
ğ cefālıġ (<A.+T.) “cefalı, eziyetli,
münakaşa” HKT 288a/4, cedel
i
t incitici” HŞ 4384
i
ķıl- 1.“tartışmak, münakaşa et- m cehālet (<A.) “bilgisizlik, cahillik”
mek” NF 233/1, KE 198v/7, y
a
MM 120/3
HKT 138b/8, 2. “birisini sa- y
ı cehān (<F.) “cihan, dünya krş.
n
vunmak, arka çıkmak için mü- e cihān” KE 37r/6
v
nakaşa etmek” HKT 93b/6, i
cehānlıġ (<F.+T.) “dünyalık, dünya
cedel ķılış- 1.“tartışmak, çekiş- malı krş. cihānlıķ” cehānlıġ tile-
mek krş. cedel ķıluş-” ME “dünyalık istemek, dünya ni-
199/3, HKT 126a/8, 2. “birisini metlerini istemek” KE 124v/8
savunmak, arka çıkmak için cehd (<A.) “çok çalışma, çabala-
münakaşa etmek” HKT 93b/5, ma, gayret” KE 213r/18, MM
cedel ķılışmaķ “münakaşa etme, 405/3, cehd it- “gayret etmek,
tartışma” HKT 29a/6, cedel çabalamak, gayret göstermek”
ķılmaķ tilemek “mücadele et- HŞ 1717, cehd ķıl- “çok çalış-
meyi arzulamak” HKT 216b/7, mak, çok çabalamak, gayret
cedel ķıluş- “münakaşa etmek göstermek” NF 304/11, KE
krş. cedel ķılış-” HKT 221a/7 18r/10, HŞ 1935, cehd ķılġan
cedį(<ö.a.) “Cudi dağı krş. cūdį” “çabalayan, uğraşan” HKT
NF78/12, KE 25r/8, cedi taġı 569a/2, cehd ķılmaķ “çabalama,
“Cudi dağı” NF 38/11 uğraşma” HKT 569a/2
122 | D r . Suat ÜNLÜ

cehennem (<A.) “Cehennem, Ce- 179v/3, cemǾ bol- “birleşmek,


hennem ateşi” NF 74/5 bir araya gelmek” NF 56/4, KE
cehl (<A.) “cehalet, cahillik, bilgi- 226v/12, ME 130/2, cemǾ bolur
sizlik” NF 419/14, HKT yir “toplanma yeri, birleşme
498a/1, HŞ 314 yeri” HKT 288b/8, cemǾ ķıl-
cehren (<A.) “yüksek sesle, açık- “toplamak, bir araya getirmek”
ça” MM 111/1 NF 397/6, KE 27v/4, ME
cehūd (<ö.a.) “Yahudi” HŞ 2622 101/2, HKT 341a/5, cemǾ
cehūdluķ(<ö.a.) “Yahudilik” ķılġan “toplayan” HKT 98a/1,
cehudluķ ķıl- “Yahudi gibi dav- cemǾ ķılın- “toplanmak, bir
ranmak, Yahudi olmak” HŞ araya getirilmek” HKT 556b/6,
3619 cemǾ ķılınmış “toplanmış, bir
celāl(<A.) “ulu, yüce” KE 112v/10 araya getirilmiş” HKT 512a/9,
celālet (<A.) “ululuk, yücelik” KE cemǾ ķılmaķ “toplama, bir ara-
148v/18 ya getirme” HKT 464a/7, cemǾ
celd (<A.) “atik, çevik” celd bol- küni “toplanma günü, kıyamet
“atik olmak, çevik olmak” ME e
ğ
günü” HKT 534a/1
169/3 i
t cemāǾat (<A.) “cemaat, ibadet için
i
celįl (<A.) “Allah, ulu, yüce, yük- m bir yerde toplanmış kalabalık,
sek” KE 51v/12 y
a
grup, bölük” NF 42/16, KE
cellād (<A.) “cellat, kırbaççı” NF y
ı 188r/1, MM 131/1, HKT
345/12, KE 163r/12, cellād-ı 436a/4,cemāǾat namāzı
n
e
v
kefer “kafir cellad” HŞ 4480 i “cemaatla birlikte kılınan na-
cellecelāluĥu (<A.) “yüce ve celalli maz” KE 236r/18
Tanrı” HŞ 64 cemād (<A.) “taş gibi cansız olan
celve (<A.) “tecelli, görünme, or- şey” NF 216/14, MM 346/1
taya çıkma”celve ķıl- “tecelli cemāl (<A.) “güzellik, yüz güzelli-
etmek, görünmek, ortaya çık- ği krş. cemal” NF 102/10, KE
mak” NF 55/17 78r/4, MM 29/2, MN (1) 22/9,
cem (<ö.a.) “Şark mitolojisine göre HŞ 2127, K VI/26, MN (2)
içkiyi icad ettiğine inanılan hü- 6/53, cemāl bėr- “güzellik ver-
kümdar” MN (2) 16/150 mek, yüz güzelliği vermek” NF
cemǾ (<A.)“toplamak, bir araya 378/3
getirmek, topluluk, cinsel iliş- cemāllıġ (<A.+T.) “güzellik, güzel
kide bulunma” NF 191/4, KE yüzlü” NF 180/3, KE 45r/10,
209r/6, HKT 68a/2, HŞ 1850, HŞ 3012, cemāllıġ bol- “gü-
cemǾ lafžı “çokluk kelimesi, zellik sahibi olmak, yüz güzel-
çoğul sözü, çoğul kavramı” KE liğine sahip olmak” NF 65/13
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 123

cemālsız(<A.+T.) “çirkin” NF ceng (<F.) “savaş, vuruşma” ceng


337/11 et- “savaşmak, vuruşmak” KVII
cemel (<A.) “erkek deve” MM /31, ceng sapınç ur- “ceng et-
208/4, HŞ 1807 mek, savaşmak, vuruşmak” KE
c
cemįǾ (<A.) “hep, bütün” KE 3v/2, 57v/10
MN (1) 7/4, K VI/14 cennāt(<A.ç.) “Cennetler”cennāt-ı
cemǾiyyet (<A.) “cemiyet” KE Ǿadn “Cennet bahçeleri, Adn
170r/7, cemǾiyyet ķıl- “topla- cennetleri” KE 183r/21
mak, topluluk oluşturmak, top- cennet (<A.) “Cennet” KE 2r/16,
lum meydana getirmek” KE HŞ 2226, MN (2) 9/83
170r/7, HŞ 36 cenūb (<A.) “güneyden esen rüz-
cemįl(<A.) “güzel” NF 371/8 gâr” KE 156r/4
cemįle (<A.) “güzel kadın” HŞ 210 cerāĥat (<A.)“cerahat, irin, yara”
cemįne (<ö.a.) “bir Arap kabilesi” NF 118/13, KE 203v/5, HŞ
cemįne ķabįlesi “bir Arap kabi- 2257, cerāĥat bol- “irinlenmek”
lesi” NF 335/12 KE 168r/9, cerāĥat ķıl- “yara-
cemǾlig (<A.+T.) “tamamen, top- lamak” NF 118/6
tan” HKT 573a/9 e
ğ cerāĥatlıġ (<A.+T.) “cerahatlı,
cemşįd (<ö.a.) “Hurşid-i Çemşid”
i
t yaralı” HŞ 3218
i
HŞ 1502 m cerb (<A.) “üstün ve şeçkin olma”
cemşįd-i ŝāni (<ö.a.) “ikinci y
a
cerb bol- “üstün ve seçkin ol-
Cemşid” MN (2) 43/428 y
ı mak, farklılaşmak” NF 177/5
n
cenāb (<A.) “cenap, hazret” cenāb- e cereyān (<A.)“Hz. Muhammed’in
v
ı Ǿālį “yüce hazretleri” K X/6 i
Yusaf’a secde ettiğini söylediği
cenābet (<A.) “dince boy abdesti on bir yıldızdan biri” KE 67v/4
almak zorunda olan kimse, cerĥ (<A.) “kabul etmeme” cerĥ
gusülü gerektiren durum krş. ķıl- “reddetmek, kabul etme-
cenābetlıġ, cünüblük, cünüb” mek” NF 376/16
KE 177r/10, MM 104/3 cerįde (<A.) “defter, divan” ME
cenābetlıġ (<A.+T.) “dinen temiz 6/2
sayılmayan, henüz gusletmemiş cesed (<A.) “ceset” KE 145v/10
olan kimse, cünüp krş. cenābet, cevāb (<A.) “cevap, karşılık, yanıt
cünüblük, cünüb” HKT 105a/6 krş cavāb” NF 37/12, KE 5r/10,
cenān(<A.)“yürek, gönül” KE MM 65/2, MN (1) 4/9, KV/9,
205v/20 cevāb-ı dįger “diğer yanutı,
cenāze (<A.) “cenaze, tabut krş. başka bir cevabı” KE 5r/15,
cināze” NF 87/7, KE 239v/17 cevāb al- “karşılık almak, cevap
vermek” NF 349/13, cevāb ay-
124 | D r . Suat ÜNLÜ

“cevap vermek” NF 13/6, KE merdrek “daha genç kişi, daha


8r/11, HKT 375a/3, HŞ 499, merd kişi” KE 110v/19
cevāb ayġan “icabet eden, karşı- cevān-merdlıġ (<F.+T.) “yiğitlik,
lık veren, esma-i hüsna’dan” mertlik krş. cevān- merdlıķ,
HKT 428b/1, cevāb ayt- “cevap civānmardlıķ” KE 110v/19
vermek” NF 191/10, KE cevān-merdlıķ (<F.+T.) “yiğitlik,
90v/18, HKT 363a/1, cevāb mertlik krş. cevān- merdlıġ,
bėr- “cevap vermek, açıklama- civānmardlıķ” KE 201r/8
da bulunmak krş. cevāb bir-” cevelān(<A.) “dolaşma krş.
NF 48/1, KE 20r/13, cevāb bir- cevlān” MN (2) 10/90
“cevap vermek, açıklamada bu- cevher (<F.) “cevher, kıymetli taş”
lunmak krş. cevāb bėr-” HKT KE 249v/10, HŞ 4670, MN (2)
231b/6, HŞ 4522, cevāb biril- 28/274
“cevap verilmek” HKT 121a/6, cevlān (<A.) “cevelan, dolaşma
cevāb biti- “cevap yazmak, kar- krş. cevelān” cevlān ķıl- “do-
şılık vermek” NF 190/3, cevāb laşmak, gezmek” HŞ 324
ıđ- “cevaplamak, cevap gön- e
ğ
cevlāyin bin melikyā (<ö.a.) “Lavi
dermek” HŞ 60, cevāb ķaytar- i
t boyundan Musa peygamberin
i
“konuşmak, cevap vermek” NF m casusu” KE 117v/11
54/8, HKT 285b/9, HŞ 68, y
a
cevr (<A.) “cefa, eziyet” KE 3v/5,
cevāb teg- “cevab vermek, ce- y
ı HŞ 4583, MN (2) 36/360
vaplamak” NF 428/17, cevāb ceyhun (<ö.a.) “Ceyhun nehri” HŞ
n
e
v
tile- “cevap istemek, açıklama i 1777
istemek” HKT 95b/7, cevāb cezǾ (<A.) “damarlı akik, göz bon-
yarlıķa- “cevap vermek, selam cuğu” KE 147v/9
almak” NF 11/4 cezā(<A.) 1.“karşılık, mükafat,
cevāĥ (<A.) “her şeyden geniş ceza krş. cazā” NF 147/11, KE
olan” cevāĥ ķıl- “genişletmek” 102v/9, MM 205/4, HKT
KE 181r/12 504b/9, HŞ 376, 2. “mükafat”
cevāħ (<A.) “ince, yünlü kumaş” HKT 66b/3, 3. “karşılık verme,
KE 78r/20 hesaplaşma” HKT 1b/3, cezā
cevāhir (<A.ç.) “cevher, değerli Ǿāmili “suçlu” K II/3, cezā bėr-
taşlar, kıymetli taşlar” KE “cezalandırmak krş. cezā bir-”
140v/20, MM385/2, HŞ 4091 NF 261/3, KE 14v/11, cezā
cevān-merd (<F.) “genç ve mert bėril- “cezalandırılmak krş.
kişi krş. cuvānmerd, cüvān- cezā biril-” NF 260/8, cezā bir-
merd” KE 18r/20, cevān- 1. “cezalandırmak krş. cezā bėr-
”HKT 67a/7, 2. “mükafatlan-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 125

dırmak” HKT 236b/5, cezā cihād (<A.) “din uğruna yapılan


biril- “cezalandırılmak krş. cezā savaş” NF 60/17, HKT 327b/1,
bėril-” HKT 95a/9, cezā cihād ķıl- 1. “cihat etmek” NF
birilmiş “cezalandırılmış” HKT 262/13, KE 200v/19, HKT
c
427b/5, cezā birmek “karşılık 327a/9, 2. “uğraşmak, mücadele
verme, hesap görme” HKT etmek” HKT 378b/7, cihād
426a/9, cezā küni “kıyamet gü- ķılġan “mücahit” HKT 487a/2,
nü, hesap günü” KE 249r/4, cihād ķılış- “birlikte mücadele
HKT 497b/6 etmek” HKT 393a/5, cihād
ceźǾa (<A.) “beş yaşındaki deve” ķılmaķ “cihat etme” HKT
MM 207/4 349a/4
cezaǾ (<A.) “sızlanma” NF 215/9, cihādlıġ (<A.+T.) “cihada katılan
cezaǾ ve fezaǾ “sızlanma, inle- kişi” KE 181r/6
me” NF 324/17, cezaǾ ķıl- cihān (<F.) “dünya, alem krş.
“sızlanmak, feryat ve figan et- cehān” MM 379/3, HKT
mek” NF 330/14 575b/1, HŞ 316, K I/54, CE
ceźb (<A.) “kendine çekme” ceźb 3/4, MN (2) 8/69
ķıl- “kendine çekmek” MM e
ğ cihāndār (<F.) “cihangir, hüküm-
306/1
i
t darlar için kullanılan bir sıfat”
i
cezįre(<A.) “ada, yarımada” NF m HŞ 1030
404/16, K VII/37 y
a
cihāngįr (<F.)“cihangir, hükümdar-
ciblįt (<ö.a.) “Cehennemde yara- y
ı lar için kullanılan bir sıfat” HŞ
n
tılmış olan dişi halk” KE 4r/10 e 2147
v
cibriǿįl (<ö.a.) “Cebrail, dört büyük i
cihānlıķ (<F.+T.) “cihanlık krş.
melekten biri krş. cebreǿil, cehānlıġ” HŞ 3582
cebrāǿįl, cibriǿįl, cebreyil”MN cihet (<A.) “sebep, vesile, neden,
(1) 1/10 yön” NF 281/4, KE 181r/16,
cid(d) (<A.) “bir işi gerçekten çalı- HŞ 42, K VII/32
şıp işleme, uğraşma” NF cihetsiz (<A.+T.) “sebepsiz, ilgi-
304/10, KE 172v/12, HKT siz” NF 318/5
483b/2, cidd ķıl- “ciddi bir du- cilav (<Mog.) “yular” KE 108v/12
rum almak, ciddileşmek” HKT cilve (1)(<A.) “cilve, naz, işve”
486a/7 KE 83r/15
cidde (<ö.a.) “Hz. Havva’nın yer cilve (2)(<A.) “tecelli etme, gö-
yüzüne gönderildiği dağ” cidde rünme”cilve ķıl- “tecelli etmek,
taġı “Cidde dağı” KE 13r/2 görünmek” MN (2) 6/55
ciger-gūşe (<F.) “çok sevgili (ev- cimāǾ(<A.) “(kadınla) birleşme,
lat)” KE 200r/7 cinsel ilişki krş. cimaǾ” HKT
126 | D r . Suat ÜNLÜ

29a/6, cimāǾ ķıl- “birlikte ol- cirimsimük (<Mog.) “mendil, hav-


mak, cinsel ilişkiye girmek” KE lu” ME 178/8
174r/8, HKT 105a/8, cimāǾ cism (<A.) “cisim, vücut, beden”
ķılmaķ “cinsel münasebette bu- HŞ 62
lunma” HKT 27a/3 civānmardlıķ (<F.+T.)“cömertlik
cimaǾ (<A.) “(kadınla) birleşme, krş. cevān-merdlıķ, cevān-
cinsel ilişki krş. cimāǾ” ME merdlıġ, cūmerdlıķ” ME 53/8
234/3, cimaǾ ķıl- “birlikte ol- civār (<A.) “civar, etraf, yakın
mak, cinsel ilişkiye girmek” NF çevre” NF 281/13, AO II/23
261/17, ME 113/7 cizye(<A.) “Müslüman olmayan
cin (<A.) “cin krş. cinn” MM 4/2 tebadan alınan vergi” cizye bėr-
cin biniǿl-cānn (<ö.a.) “Allah’ın “cizye vergisi vermek, Müslü-
insanı yaratmadan önceki dün- man olmayan tebanın verdiği
ya mülkünü emanet ettiği halk” vergi” NF 335/14
KE 4v/16, cānn “bkz. cin biniǿl- coġda “deve yünü” İML 172
cānn” KE 4v/13 cūd (<A.) “cömertlik, el açıklığı
cinān (<A.ç.) “Cennetler, Cennet e
ğ
krş. cūdį” NF 174/7, MM
bahçeleri” NF 443/13, MM i
t 147/2, MN (2) 8/73, HŞ 185,
cūd u iĥsān “cömertlik ve ba-
i
23/2 m

cināyet (<A.) “cinayet”cināyet ķıl- y


a
ğış” MM 343/1
“birini öldürmek, cinayet işle- y
ı cūdį (1)(<A+F.) “cömertlik krş.
mek” KE 55r/8 cūd, el açıklığı” KE 19v/18
n
e
v
cināze (<A.)“cenaze, tabut krş. i cūdį (2) (<ö.a.) “Tufan efsanesine
cenāze” NF 437/11 göre Hz. Nuh’un gemisinin
cingis ħan (<ö.a.) “Cengiz Han, oturduğu dağın adı krş. cedį”
Büyük Türk- Moğol imparato- NF 378/12, cūdį taġı “Cudi da-
ru” AO V/17 ğı” HKT 218aa/4
cinn (<A.) “cin krş. cin” HŞ 661 cuhūd (<A.) “Yahudi krş. cuhud,
cins (<A.) “tür, çeşit, nevi” MM cühūd” NF 138/8, HKT 56a/4,
107/2, HKT 436a/4, HŞ 2880 cuhūd bol- “Yahudi olmak”
cinslik (<A.+T.) “benzeşme” cins- HKT 9b/2, cuhūd kenįsesi “Ya-
lik ėdiş- “benzeşmek, benzeş- hudilerin ibadet yeri, havra”
tirmek” ME 113/5 HKT 323b76, cuhūdlar “Yahudi
cįr (<F.) “tabaklanmış deri parçala- taifesi, Yahudiler” HKT 19b/2
rı” NF 159/11 cuhud(<A.) “Yahudi krş. cuhūd,
cirāħat (<A.) “yara” MM 81/1 cühūd” cuhud bol- “Yahudi ol-
circįs (<ö.a.) “Circis peygamber” mak, Yahudi gibi davranmak”
KE 161r/5 ME 187/1
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 127

cuġurrat (<A.) “paslı” cuġurrat bol- sufîliğinin en güçlü temsilcisi”


“paslanmak, paslı olmak” ME NF 320/17
10/4 cūş(<F.) “kaynama, çoşku” KE
culāb (<A.)“gül suyu” HŞ 4047, 156r/12
c
culāb ķıl- “gül suyu gibi kok- cuvānbaħt (<F.) “talihli, sanşlı” HŞ
mak, gül suyu gibi olmak” HŞ 174
829 cuvānmerd (<F.) “civanmerd krş.
cumǾa(<A.) “Cuma günü” NF cüvān-merd, cevān-merd” HŞ
105/14, MM 90/3, cumǾa kün 4072
“Cuma günü” NF 5/13, cumǾa cuvānmerdlik (<F.+T.)
namāzı “Cuma namazı” NF “civanmerdlik cüvān-merdlıķ,
24/14,cumǾa bol- “Cuma vakti cevān- merdlıķ, civānmardlıķ,
olmak, Cuma vaktine girmek, civānmardlıġ ” HŞ 2075,
Cuma günü olmak” NF 105/14 cuvānmerdlik ķıl- “cömerdlik
cumǾa (<A.) “topluluk” KE yapmak, kahramanlık yapmak”
212v/13 HŞ 3134, cuvānmerdlik ķılın-
cumādaǿl-āħir (<A.) “Arap ayları- “cömerd ve kahraman olarak
nın altıncısı” cumādaǿl-āħir ayı e
ğ gösterilmek “ HŞ 2096
“Arap aylarının altıncısı olan
i
t cuyye bin viķayş (<ö.a.) Musa
i
ay” NF 101/8 m peygamber’in Yefsa boyundan
cumādaǿl-ūlā (<A.) “Arap ayları- y
a
casusu” KE 117v/10
nın beşinçisi” cumādaǿl-ūlā ayı y
ı cüft (<F.) “çift, iki tane, eş, karı
n
“Arap aylarının beşinçisi olan e kocadan biri” NF 28/9ME 35/8,
v
ay” NF 443/15 i
KE 167v/10, MM 259/4, HKT
cūmerd (<F.) “cömert, eli açık” NF 329b/6, HŞ 2857, cüft bol- “eş
255/1, cūmerd bol- “cömerd olmak, evlenmek” NF 5/6, KE
olmak, eli açık olmak” NF 91r/6, ME 147/4, cüft ķıl- “bir-
254/17, cūmerdraķ “daha leştirmek, evlendirmek, bir ara-
cömerd daha eli açık” NF 254/7 ya getirmek” KE 12v/4, ME
cūmerdlıķ (<F.+T.)“cömertlik krş. 46/2, HŞ 2903, cüft ķılın- “bir-
civānmardlıķ” NF 253/5 leştirilmek” HKT 565b/7, cüft
cummāze(<A.) “dişi deve” KE ķılu bir- “sınıflara ayırıvermek”
190r/16 HKT 466a/6, cüft körmiş “dul
cundub (<ö.a.) “Sahabeden bir zat” kadın” HKT 538a/3, cüft tişi
NF 336/3 “evli kadın” HKT 79b/5, cüft
cuneyd-i baġdādį (<ö.a.) “Ebuǿl- tüz- “ evlendirnek, bir araya ge-
Kâsım Cüneyd bin Muhammed tirmek” HŞ 3062, cüftin
el-Hazzâz el-Kavârîrî. İlk devir sewgen- “kocasını seven, koca-
128 | D r . Suat ÜNLÜ

sına düşkün kadın” HKT bir araya getirmek, bütünleştir-


512a/2 mek” ME 28/1
cüftlen-(<F.+T.) “evlenmek” NF cüneyd (<ö.a.) “829-910 yılları
398/14, ME 186/6 arasında yaşamış İslam muta-
cüftlendür-(<F.+T.) “evlendirmek” savvıfı Cüneyd-i Bağdadî” MM
NF 152/3, ME 97/7, HKT 278/3
475a/7 cünūn (<A.) “delirme, çıldırma,
cüftleş- (<F.+T.) “birleşmek” ME delilik” MM 38/4
203/2 cünüb(<A.) “kirlenmiş, ibadet
cüftlik (<F.+T.)“çift olma, birleş- yapamayacak durumda olma,
me, eş olarak krş. cüftlük” KE dince boy abdesti almak zorun-
167r/5 da olan, cenabet krş. cunūb,
cüftlüg (<F.+T.) “evli” cüftlüg bol- cenābetlıġ, cenābet” KE
“evli olmak, evlenmek” HKT 221v/5, MM 242/1
80a/7 cünüblük (<A.+T.) “dinen temiz
cüftlük (<F.+T.)“çift olma, birleş- sayılmama durumu krş. cünüb,
me, eş olarak krş. cüftlik” NF e
ğ
cenābetlıġ, cenābet” HKT 83a/3
158/16, HŞ 4517, cüftlük bėr- i
t cürǿa(<A.) “bir yudum içki,
i
“bir araya gelmek, birleşmek, m kadehde kalan son yudum” HŞ
evlenmek” KE 60v/8, cüftlük y
a
4036
ėdiş- “birleştirmek, evlendir- y
ı

mek”“ME 122/4
n
e
v
cüftsüz (<F.+T.) “tek, cifti olma- i

yan” HŞ 1555, cüftsüz bol- “tek


olmak, cift olmamak, eşi ol-
mamak” HŞ 2978
cühūd(<A.) “Yahudi krş. cuhūd,
cuhud” KE 67v/1
cühūdluķ (<A.+T.) “Yahudilik”
KE 131r/17
cülend(<ö.a.)“Hızır aleyhisselamın
batırmak istediği geminin zali-
mi” KE 130v/15
cümle (<A.) “toplam, yekûn, hep,
bütün herkes” NF 60/4, KE
54r/19, MM 10/1, HKT 379a/1,
MN (1) 3/5, CE 3/3, MN (2)
12/113, cümle ķıl- “toplamak,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 129

cürǿet (<A.) “cüret, cesaret, yiğit- Ç-


lik” cürǿet ķıl- “yiğitlik yap-
mak, cesaret göstermek, cüret
çabalaķā (<ö.a.) “Kaf dağında bir
etmek” NF 402/7
şehrin adı krş. cābülķa” MN (1) ç
cürm(<A.) “suç krş. cürüm” HŞ
22/5
3982
çabalasā (<ö.a.) “Kaf dağında bir
cürüm(<A.) “suç krş. cürm” NF
şehrin adı krş. cābülsa”MN (1)
325/7
22/4
cüst (<A.) “çevik” HŞ 2669
çabuķ “don ağına veya giyimin
cüstluķ (<A.+T.) “araştırma, ara-
ateğine eklenen parça” İML
mak” HŞ 304
166
cüvān (<F.) “genç” NF 213/14
çabur “karışık rüya” İML 190
cüvān-merd (<F.) “cömerd, eli açık
çābük süvār (<F.) “ata iyi binen,
krş. cuvānmerd, cevān-merd”
binici krş. çawüksüvār” MN (2)
NF407/11, cüvān-merdraķ “ da-
33/333
ha cömerd, daha eli açık” NF
çadır “çadır, örtü, kadın giyimi,
91/12
çarşaf krş. çādır, çatır” KE
cüvān-merdlıķ (<F.+T.) “cömert- e
ğ
180v/19, ME 190/2, HŞ 3744,
lik, eli açıklık cüvanmerdlik
i

çadır tik- “çadır kurmak” KE


t
i
krş. cevān- merdlıķ, m
58r/14, HŞ 1450, çadır tiktür-
civānmardlıķ, civānmardlıġ, y
a
“çadır kurmak, çadır kurdur-
cuvān-merdlıķ” NF 105/10, y
ı
n mak” HŞ 3248
cüvān-merdlıķ ķıl- “cömertlik e
v çādır (<F.) “kadınların başlarına
yapmak, malını cömertce da- i
büründükleri örtü krş. çadır, ça-
ğıtmak” NF 272/3
tır” NF 163/9, MN (1) 13/11
cüveyriye (<ö.a.) “Cüveyriye bint
çaġ (1) “zaman, vakit, çağ, çaķ(1)”
el- Hâris bin Ebî Dırâr. Hz.
MN (1) 4/5, A II/14, MN (2)
Muhammed’in karısı” NF 6/10
29/285
cüźām (<A.) “cüzzam hastalığı”
çaġ (2) “şarap krş. çaķır(2), çaġır
cüźām Ǿilleti “cüzzam hastalığı”
(2)” KE 161v/21
NF 390/15
çaġan“çıyan krş. çayan, çıđan,
cüźāmlıġ (<A.+T.) “cüzamlı, cü-
çıyan” NF 393/16
zam hastalığına yakalanmış”
çaġane “bir müzik aleti” çaġane
KE 130v/12
çal- “çagane müzik aletini çal-
mak” HŞ 1027
çaġdavul(<Mo.) “artçı, dümdar”
KI/16
130 | D r . Suat ÜNLÜ

çaġır (1)“şarap krş. çaķır (3)” ME çaķır (1)“çakır, mavi hareli elâ”
93/7, MN (1) 10/3, İML 161 KE 83r/11, ME 164/4, HKT
çaġır (2) “doğan kuşu krş. çaķır 511b/2, çaķır közlüg “çakır göz-
(2)” İML 175 lü, mavi gözlü” NF 399/5
çaġır- “çağırmak, davet etmek, çaķır (2)“kuş, doğan krş. çaġır (2)”
seslenmek, bağırmak, kandır- ME 156/4
mak krş. çaķır- ” İML 104 çaķır (3) “üzüm sarısı rengi, kırmı-
çaġırçı “şarapçı” İML 155 zı şarap krş. çaġır (1)” KE
çaġla- “akmak” İML 121 161v/21, HKT 485b/2, çaķır bal
çaġlıġ “gibi krş. çaġlıķ” MN (1) “sızma bal” HŞ 4068
13/11 çaķır-“çağırmak, bağırmak, ses-
çaġlıķ “gibi krş. çaġlıġ” MN (1) lenmek, bağırmak krş. çaġır-”
21/10 NF 275/9, KE 141r/4, ME
çaġrıķ “sertleşmiş, katı” HŞ 4142 168/6, HKT 426a/8, HŞ 3123,
çāh (<F.) “kuyu” HŞ 2453 İML 110, AO I/9
çaħlıķ “kadar krş. çaķlıķ” KVII/46 çaķırış- “bağrışmak krş. çaķrış-,
çaħşa- “çağşamak, çağıl çuğul e
ğ
çıķrış-” NF 442/13
etmek, dağılmaya yüz tutmak” i
t çaķırt-“çağırtmak” HŞ 318
i
KE 23r/18 m çaķķıcı“koğucu, zurnalci” İML
çaķ (1) “çağ, dönem, vakit, zaman y
a
148
krş. çaġ (1)” KE 109v/8 y
ı çaķla-(1) “takdir etmek, üleştir-
çaķ (2) “ölçü, kadar” HŞ 1181 mek, tevzi etmek” ME 52/3, K
n
e
v
çaķ- (1)“(çakmak) kıvılcım ver- i III/19
mek, ateşlemek, tutuşturmak” çaķla-(2) “bakmak, ihtimam gös-
ME 10/4, MM 321/4, HKT termek, korumak” HŞ 1296
513a/5, İML 169 çaķlıġ (1)“gibi, benzer, kadar krş.
çaķ- (2)“gammazlık etmek, ihbar çaķlı” KE 16r/10
etmek, ifşa etmek” NF 67/9, çaķlı “gibi krş. çaķlıġ (1)” AO I/3
MN (1) 19/3, İML 120 çaķlıġ (2) “ölçülü krş. çaķlu” HKT
çaķ- (3) “çakmak, eriştirmek, kış- 395a/2
kırtmak” HŞ 1734 çaķlu “ölçülü krş. çaķlıġ (2)” çaķlu
çaķa “çocuk, yavru, bala” HŞ 1639 ķıl- “ölçmek, tartmak” ME 75/7
çaķa-çaķ- “silah çakışmalarından çaķmaķ “çakmak” ME 62/3, HŞ
çıkan ses” HŞ 1639 1127, çaķmaķ çaķıl- “yakmak,
çāker(<F.) “kul, köle” MN (2) 8/75 çakmak çakmak” HŞ 3203
çaķıl- “çakılmak, çakmak çakıl- çaķrış- “bağrışmak krş. çaķırış-,
mak” HŞ 3203 çıķrış-” ME 129/8, HKT 418b/6
çaķsız “ölçüsüz” HŞ 3522
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 131

çal “kır saçlı, kıranta” İML 143 çalma “sarık” KE 168v/7, ME 94/3
çal-(1) “atmak, (yere çalmak)” KE çalpa- “çapraştırmak” ME 228/3
236v/19 çalpaķlıķ “apuk-sapık” çalpaķlıķ
çal- (2) “müzik aleti çalmak” HŞ ķıl-“apuk-sapık davranmak,
ç
3724 dengesizce hareket etmek” ME
çal- (3) “çalmak, hırsızlık etmek” 172/3
ME 113/5 çanaķ “kadeh, bardak, kap, kâse”
çal- (4) “herhangi bir bitkiyi soğuk NF 24/17, KE 217v/12, ME
vurmak” HŞ 232 24/3, HKT 471b/7, HŞ 4524,
çala “çala, yarım yamalak” çala İML 170, çanaķ ķıl- “bardak ve
bişür- “az pişirmek, yarım ya- kap yapmak, kase olarak kul-
malak pişirmek” ME 233/5 lanmak” KE 138v/6
çālāk(<F.) “çevik, hızlı, çabuk çanķa “çan” ME 230/1
hareket eden” NF 47/4, HŞ çap-(1)“kesmek, parçalmak” KE
1647 165r/17
çalbaķ “çapak” İML 140 çap- (2)“(el) vurmak, yüzmek” KE
çalġı “tırpan” K I/16 233v/10, ME 104/7, HŞ 1375
çalıķ (1) “başı sert ot” HŞ 1458 e
ğ çap- (3) “koşmak, (at) koşmak” NF
çalıķ (2)1.“çaresiz, deli divane”
i
t 49/11, ME 79/8
i
KE 68v/12, 2. “gafil” İML152 m çapān (<F.) “eski yıpranmış (elbi-
çalıķlıġ “hızlı yürüyen, koşan y
a
se)” çapān tonluġ “derviş giysi-
(hayvan)” çalıķlıġ ķıl- “hızla y
ı li, eski elbiseli” NF 379/10, ça-
n
yürümek, koşarak yürümek” e
v
pān bol- “(elbise) eskimek, yıp-
KE 198r/2 i
ranmak” NF 63/9
çalıķlıķ “haşarılık etme, sakin, çapānlıġ (<F.+T.) “eski giysi giy-
rahat durmama” çalıķlıķ ķıl- miş (kişi) “ NF 440/10
“haşarılık etmek, sakin dura- çapar “beyazı çok kır renkli (at)”
mamak, rahat durmamak” NF KE 148r/20
52/13 çapıt- “yerine getirmek” HŞ 4075
çalıķsız“sakin, rahat duran” HŞ çaptur- “koşturmak, koşuşturmak”
3436 KE 149r/6, ME 42/6
çalın-(1)“müzik aleti çalınmak” çapturt- “parçalatmak, kestirmek”
HŞ 3189 KE 162r/11
çalın-(2)“çakmak çakılmak” HŞ çapul-(1) “dağılmak, atılmak”
4004 HKT 579b/4
çalış-“birbirine çarpmak” ME çapul-(2) “yerine getirilmek” HŞ
145/3 1717
çalışçı“güreşçi, pehlivan” İML 145 çaray “rızık, tayın” ME 138/4
132 | D r . Suat ÜNLÜ

çārdek(<F.) “asma, tavan bkz çat- (5) “birleştirmek, eklemek”


çerdek” ME 77/8 HŞ 956
çāre (<F.)“çare, çözüm yolu, ted- çatıl- “uydurulmuş, uydurulmak”
bir, hile” NF 88/7, KE 72r/19, ME 84/6, HKT 205a/3, çatılmış
MM 190/1, HŞ 2008, çāre bil- “uydurulmuş, uydurma” HKT
“çözüm yolu aramak, tedbir 214a/9
almak” HŞ 502, çāre bol- çatır “çadır krş. çādır, çadır” İML
“çare olmak, çözüm yolu bul- 180
mak” HŞ 2399, çāre bul- “çare çatırçı “çadırcı” İML 155
olmak, çözüm yolu bulmak” çatuķ “toplanmış” ME 138/4
HŞ 1892, çāre isde- “çözüm yo- çav 1.“ün, şöhret krş. çaw” KE
lu aramak, yardım istemek” HŞ 75v/20, MN (2) 12/111, 2.
623, çāre ķıl-“çözüm yolu bul- “ses” İML 79, çav bol- “haberin
mak, tedbir almak” NF 223/1, yayılması” KE 140r/3
HŞ 503, çāre tap-“çare bulmak, çaw“ün, şöhret krş. çav” NF
çözüm yolu aramak” NF 208/10
361/11, HŞ 512, çāre yoķ “ke- e
ğ
çavıķ- “ünlenmek, tanınmak, meş-
sinlikle, şüphesiz” HKT i
t hur olmak ” KE 144r/19
i
215b/4, HŞ 1844 m çavlan- “şan şöhret bulmak, ünlü
çarla-“bağırmak, çağırmak, ses- y
a
olmak” KE 131v/1
lenmek, cırlamak” KE 141v/5, y
ı çavlıġ “atlı-sanlı, ünlü, meşhur krş.
MN (1) 6/14, çarlayu başla- çavuķ” İML 145
n
e
v
“bağırmaya başlamak” KE i çavlu “apaçık” ME 53/8
26v/16 çavşeş- “söyleşmek, fısıldaşmak
çaruķ “çarık, ayakkabı” KE 154v/7 bkz çevşeş-”ME 205/3
çarva “yük hayvanı” Ka II/12 çavuķ“adı sanı yayılmış, ünlü
çaşt-gāh(<F.) “kuşluk vakti” KE meşhur bkz. çavlıġ” HŞ 1809
196r/12 çavuķtur- “adını sanını duyurmak”
çat-(1) “çatmak, buruşturmak” HŞ 1972
ME 66/7 çavuş“çavuş, askeri rütbe” HŞ
çat- (2) “telif etmek” ME 81/5 3382, İML 156
çat- (3) “tasarlamak, kafasında çawüksüvār (<F.) “iyi ata binen,
kurmak, (söz) uydurmak” NF binici krş. çābük süvār” HŞ 123
381/7, ME 98/6, HKT 353b/2, çayan “çıyan, akreb krş çaġan,
çatġan “uyduran” HKT 163b/9, çıđan, çıyan” NF 68/2, HŞ
çatmaķ “uydurma” HKT 432b/5 1852, İML 177
çat-(4) “süslemek” ME 78/2 çayır “çayır” KE 3r/13
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 133

çayna- “kemirmek, çiğnemek” ME çekle-“çizmek, işaretlemek” ME


183/2 144/7
çaynam “lokma, parça krş. çekürge “çekirge krş. çökürge” NF
çeynem” ME 228/2, çaynam et 334/10, KE 114r/9, HKT
ç
“et parçası” HKT 319b/6 506a/1
çėçek “çiçek krş. çeçek, çiçek” çemen (<F.) “çimen krş. çimgen”
MM 280/1 MN (2) 9/85
çeçek “çiçek krş. çėçek, çiçek” KE çenār (<F.) “çınar ağacı krş. çınār”
61v/11, İML 182, çeçek bol- KE 23v/19
“çiçeklenmek, çiçek açmak” çenber (<F.) “köprücük kemiği”
KE 43v/4, çeçek yaġı “çiçek HKT 557a/8
yağı” İML 165 çendān (<F.) “o kadar, … kere”
çeçeklen-“çiçeklenmek” KE 67r/15 MN (2) 6/56
çeçeklik “çiçeklik, bahçe” KE çeng (<F.) “çeng, kanuna benzer
80r/13 dik tutularak çalınan bir saz krş.
çehār (<F.) “dört (4)” MN (1) 1/4 çeñ” NF 311/1, KE 177r/7, HŞ
çehār-şenbe (<F.) “Çarşamba krş. 1058, İML 146, çeng çal- “çeng
cehārşenbih” KE 31r/3 e
ğ çalmak” HŞ 335, çeng sal-
çehārşenbih (<F.) “Çarşamba krş. “çeng çalmak” HŞ 394, çeng
i
t
i
cehār-şenbe” çehārşenbih kün m tüz- “çeng akort etmek” HŞ
“çarşamba günü” NF 122/7 y
a
4007, çeng ur- “çeng çalmak”H
çehre (<F.) “yüz” MN (2) 12/109 y
ı Ş 351, çeng ü rebāb “çeng ve
n
çek (<Tib.) “sınır, hat” ME 114/6 e rebab sazı” MM 38/2
v
çek-(1)“çekmek, yolmak” KE i
çengį (<F.) “oyuncu, cengi, çalgı-
249r/17, ME 37/4, İML 121 cı” HŞ 3943
çek-(2) “çekmek, dayanmak, kat- çerāġ (<F.) “mum, çıra, krş. çırāy,
lanmak” HŞ 4658, K VII/30 çirāġ, çırāg, çırā” KE 62r/8,
çeke (1)“hareke, nokta” çeke ur- MM 47/2, MN (2) 10/153
“hareke koymak, noktalamak” çerdek(<F.) “asma, tavan krş
ME 80/1 çārdek” ME 77/8
çeke (2)“çivi, mıh” ME 73/8 çerge(<Mo.) “sıra, saf, dizi” AO
çekeglig (1)“kulplu” ME 91/5 II/18
çekek “çiçek hastalığı” HŞ 3048 çerħ (<F.) “felek, dünya” HŞ 1248,
çekelig (2)“çivilerle yapılmış, çivi- çerħ-i bednām “kötü ad bırak-
li” HKT 506a/6 mış dünya” HŞ 265, çerħ-i eflak
çekiç “demir tokmak, çekiç” İML “dönen dünya” HŞ 35, çerħ-i
160 felek “dönen dünya” HŞ 939,
çekirdek “çekirdek” HKT 135b/3 çerħ-i ġaddār “zalim dünya” HŞ
134 | D r . Suat ÜNLÜ

2609, çerħ-i gerdūn “dünya, çetük “kedi krş. çetik” NF 312/8,


dönen dünya” HŞ 2367 ME 172/3, HŞ 1920
çeri “asker krş. çerig, çerik” KI/15 çevgān (<F.) “çirit oyununda topu
çerig “asker, ordu krş. çerik, çeri” idare eden eğri uçlu sopa krş.
NF 43/8, KE 44v/2, ME 159/5, çögen” HŞ 1376
HKT 299a/6, HŞ 1764, AO çevir-“dönmek, çevirmek, çewür-
III/10, MN (2) 8/72, çerig baş- çiwür-, çevür-” İML 108
la-“komutanlık yapmak, askerin çevre “çevre” HŞ 2471
başında olmak” NF 39/13, KE çevrül- “dolaşmak, dolanmak krş.
63v/15, çerig tart- “asker hazır- çewrül-” ME 98/2, HŞ 819,
lamak” KE 142r/7, çerig tüş- MN (2) 6/49
“esir olmak, esir düşmek, tes- çewrül-“çevrilmek, dolanmak krş.
lim olmak” NF 72/2 çevrül-” NF 161/3
çerig ķara “askeri kuvvet, ordu” çevrün-“devretmek, dönmek” ME
ME 174/8 50/1
çeriglig“askeri, ordusu olan” KE çevşeş-“sır söylemek, fısıldaşmak”
63v/2, çeriglig bol- “askeri bir- e
ğ
ME 125/1
liğe sahip olmak, ordu oluştur- i
t çevür-“çevirmek, değiştirmek,
i
mak” KE 107v/20 m döndermek krş. çewür- çiwür-,
çerik “savaş ordusu krş. çerig, y
a
çevir-” NF 74/12, ME 100/4,
çeri” İMl 145 y
ı HŞ 246
çerkes (<ö.a.) “Çerkez” CE 1/4 çewür-1.“çevirmek, değiştirmek,
n
e
v
çermen- “çemremek, paçayı sıva- i döndermek krş. çevür- çiwür-,
mak” ME 170/8 çevir-” NF 35/5, KE 64r/11,
çerp (<F.)“ağır”çerp bol- “ağır HKT 400b/4, 2. “vazgeçirmek,
olmak, ağır gelmek “ ME 168/3 alıkoymak” HKT 484a/2, 3.
çeş “firuze taşı” İML 178 “anlatmak, açıklamak” HKT
çeş- “çözmek krş. şeş-, şiş-(2), seş- 308a/8, çewürmek “yönünü de-
” KE 80v/21 ğiştirmek, çevirmek,
çeşme (<F.) “çeşme, pınar, su kay- döndermek” HKT 23b/3
nağı” NF 10/11, KE 129v/1, çėyne-“çiğnemek, ezmek krş.
ME 156/3, HKT 254b/5, HŞ çeyne-, çiyne-” MM 298/1
826, çeşme baġlan- “çeşme çeyne- “çiğnemek, ezmek krş.
kurmak, çeşme inşa etmek” NF çėyne-, çiyne-” NF 33/15, KE
151/2, çeşme çıķ- “su kayna- 11v/6
mak, su çıkmak” NF 54/7 çeynem “lokma, küçük parça krş.
çetik “kedi krş. çetük” İML 174 çaynam” NF 425/3
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 135

çıbın “sivrisinek krş. çibin” NF “akmak, fışkırmak” HKT


169/15 11a/2, 6. “sefere çıkmak” HKT
çıçala“serçe (parmak)” çıçala 38b/6, 7.“sıyrılmak, uzaklaş-
barmaķ “serçe parmak” KE mak” HKT 167b/2, 8. “doğmak
ç
121v/1 (güneş, ay), çıkmak” İML 120,
çıçlaķ “serçe parmak” İML 141 çıķġan “çıkan, kurtulan” HKT
çıda-“dayanmak, tahammül etmek” 110a/5, çıķıġlı bolup “çıkarak,
KE 204v/16 saçılarak, yayılarak” HKT
çıđan “çıyan, burc-ı akrep krş. 579a/2, çıķmaķ 1.“çıkma, kur-
çıyan, çıđan, çaġan” KE 4r/10 tulma” HKT 447b/1, HŞ 1734,
çıġan 1.”fakir krş. çıġay” İML 153, 2. “sefere çıkma” HKT 193a/3,
2. “çiçek hastalığı” İML 164 3. “sürgüne gitme, sürgün”
çıġay “yoksul, fakir krş. çıġan” NF HKT 522b/6, 4. “çıkma, kalk-
286/2, KE 53v/9, ME 133/1, ma, dirilme” HKT 497a/8
MM 17/2, HKT 189a/9, HŞ çıķan “amcazade, amca oğlu” NF
1917, çıġay bol- “ yoksul ve fa- 72/7
kir olmak, muhtaç olmak” KE çıķar- “çıkarmak, kovmak, sür-
192v/7, ME 144/2 e
ğ mek” NF 52/1, KE 149r/14,
çıġaylıķ“yoksulluk, fakirlik” KE
i
t ME 211/6, HKT 171b/3, MM
i
66r/15, ME 132/8 m 301/3, HŞ 4553, MN (1) 13/14,
çıġıt “yüzde bulunan koyu renkli y
a
AO I/8, MN (2) 2/12 , 2. “orta-
leke” KE 141v/10 y
ı ya çıkarmak, göstermek” HKT
n
çıġmalanmış “belirsiz, mücmel” e 306b/2, 3. “yetiştirmek, çıkar-
v
ME 86/8 i
mak” HKT 153a/9, 4.“seçmek,
çıġrıl-(1)“buruşmak” ME 157/1 ayırmak” HKT 376a/1, 5. “elde
çıġrıl-(2) “ürpermek, titremek” etmek, sağlamak” HKT 258b/3,
HKT 440b/2 6. “kurtarmak” HKT 237b/8, 7.
çıķ-1.“(dışarı) çıkmak, ortaya çık- “netice çıkarmak, ne olduğunu
mak, belirmek, yükselmek, bilmek, anlamak” HKT 88b/8,
kaçmak, erişmek, ölmek” NF 8. “hayata kavuşturmak, dirilt-
20/1, KE 82v/11, ME 114/2, mek” HKT 121b/4, 9. “yapmak,
MM 48/3, HKT 548a/8, HŞ yaratmak” HKT 149b/1, 10
722, MN (1) 13/14, İML 108, “elbise çıkarmak” İML 108,
MN (2) 9/88, K VII/24, 2. “ay- çıķarġan 1.“ortaya çıkaran, açı-
rılmak, gitmek” HKT 67b/7, 3. ğa vuran” HKT 190a/3, 2. “çe-
“bitmek, yetişmek, büyümek” kip alan, çıkaran” HKT 135b/4,
HKT 329a/3, 4. “elde edilmek, çıķarmaķ 1. “kovma, sürme”
sağlanmak” HKT 508b/8, 5. HKT 12b/1, 2. “çekip alma, çı-
136 | D r . Suat ÜNLÜ

karma” HKT 563a72, 3.“ortaya çıķrıķ “çıkrık, iplik sarmak için


çıkarma, gösterme” HKT küçük çark” İML 162
292a/4, 4. “çıkarma, çıkarış, di- çıķrış- “bağırmak, çağırmak krş.
riltme” HKT 549b/4, 5. “çıkar- çaķırış-, çaķrış-” çıķrışmaķ
ma, ihraç” ME 196/3, çıķarmaķ “çığrışma, bağrışma” ME 3/7
tile- 1. “çıkarmayı arzulamak” çılavda-“gemlemek, gemini çekip
HKT 235a/2, 2. “elde etmeyi is- hayvana yön vermek” MN (1)
temek” HKT 416b71 3/5
çıķarıl- 1.“çıkarılmak, dışarı çıka- çımaķ “pek ak, beyaz” İML 169
rılmak, kovulmak, sürülmek” çımķara “pek kara, siyah” İML 169
ME 211/7, HKT 478b/9, 2. “or- çın “gerçek, doğru” KE 39v/5,
taya çıkarılmak, gösterilmek” MM 234/4, HŞ 2479, çın ay-
HKT 355a/8, 3. “meydana çıka- “doğru söylemek” İML 111
rılmak, yaratılmak” HKT çınoķ “gerçek, hakikat” KE
61b/8, 4. “diriltmek” HKT 81v/17, MM 18/2, CE 1/3
148b/2, çıķarılmış 1. “kovul- çınar (<F.) “çınar ağacı krş. çenār”
muş, sürülmüş” HKT 358a/6,2. e
ğ
HŞ 934
“diriltilmiş” HKT 366a/3 i
t çındar- “incelemek” ME 172/6
i
çıķarış-“birbiriyle birlikte çıkar- m çındarış-“iyice hesap edişmek” ME
mak” ME 196/2 y
a
113/8
çıķart-“çıkartmak” KE 109v/18, y
ı çındaru “iyice, dikkatle, adamakıl-
HŞ 4335 lı” ME 113/8
n
e
v
çıķır “çıkrık (ip için), su dolabı” i çıñır “bir çeşit musiki aleti” İML
KE 40v/18, HŞ 71 161
çıķırda- “gıcırdamak” çıķırdamaķ çıñra- “cangırdamak, ses çıkar-
“gıcırtı, çıkır çıkır ses çıkarma” mak” ME 230/4, çıñraġan
ME 18/5 balçıķ “kuruluğundan dolayı
çıķırtat- “gıcırdamak” ME 18/4 vurulduğunda ses çıkaran ça-
çıķış (1) “çıkış, kurtuluş” HKT mur, kuru çamur” HKT 508b/4
535b/2 çıpar “çapar” çıpar bol- “çapar
çıķış (2) “masraf, harcolunan para, olmak, çaparlaşmak” ME 163/2
harcama” İML151, AO I/18 çıpçuķ“serçe” NF 193/7, KE
çıķış- “yarış etmek, karşı karşıya 130r/13
gelmek” KE 39v/5 çıpçurġa “ince, uzun değnek, bir
çıķlat-“(parmakları) çıtlatmak” ME şeyin tutulacak yeri” NF 372/2
227/2 çırā (<F.) “çıra krş. çıraġ, çıray,
çıķmaķ “(yola) çıkmak” ME 111/8 çeraġ, çırāġ, çirāġ” HŞ 378,
İML 170, çırā ayaġı “çırakma”
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 137

İMl 170, çırā yaġı “mum yağı” çihān (<F.) “şüphe” HKT 432b/6
İML 165 çig “olmamış, pişmemiş” İMl 154
çırāġ (<F.) “çıra, lamba krş. çıra, çil “çil kuşu” HŞ 4162
çıray, çeraġ, çirāġ, çıraġ” ME çimgen “çimen, çimenlik krş. çe-
ç
154/5, HŞ 1849, HKT 561b/7, men” NF 131/14, HKT 463b/1,
çırāġ yandır- “mum asmak, HŞ 1084, MN (2) 17/162
mum yakmak” İML 104 çimgenli “çimeni olan, yeşillik”
çıraķlıġ(<F.+T.) “parlak, aydınlık” HŞ 850
KE 2v/9 çin (<ö.a.) “Çin ülkesi krş. çįn” HŞ
çırāy (<F.) “çıra krş. çırā, çeraġ, 482
çırāġ ,çirāġ” HŞ 1159 çįn (<ö.a.) “Çin, Çin ülkesi krş.
çırla-“cırlamak, bağırmak” KE çin” KE 181v/19, MN (2)
32v/19 12/111 çin ü māçįn “Çin ve
çıyan “çıyan, burc-ı akrep krş. Macin ülkesi” KE 57r/7
çıđan” KE 66v/10, MN (1) çinį “Çin ülkesine mensup, Çinli”
19/11 HŞ 2999
çız- “yazmak, çizmek krş. çiz-” çirāġ (<F.) “mum krş. çerāġ , çırāġ,
ME 132/3, HŞ 551 e
ğ çırā, çırāy” NF 257/4
çızıġ “çizgi” ME 144/7
i
t çirkele- “saf durmak, bir hizada
i
çiban “çıban” İML 164 m durmak” MN (1) 5/8
çibilger“çılbır, yulara geçirilen ip” y
a
çiseñ “hafif yağmur, çise” HKT
MN (1) 2/10 y
ı 42a/7
n
çibin “sivrisinek, arı krş. çıbın” KE e çiwür-“çevirmek, döndürmek krş.
v
44v/4, İML 177 i
çewür-, çevür-, çevir-” HKT
çibinlaġu “yelpaze” İML 170 524a/7
çibinsiz“sineksiz, arısız”çibinsiz çiyne- “dişle ezmek, çiğnemek krş.
bol- “sineksiz olmak, arısız ol- çeyne-, çėyne-” İML 115
mak” HŞ 2809 çiz-“çizmek, yazmak krş. çız-” NF
çiçek “çiçek krş. çeçek, çėçek” NF 149/9
353/7, ME 98/8, HKT 136a/4, çoġ (1) “ateş koru” KE 173v/19
HŞ 591, MN (2) 17/162, çiçek çoġ (2)“güneşli yer” ME 176/8,
ķabı “çiçek kapçığı, çiçek zarfı” çoġķa çıķ- “güneşe çıkmak, gü-
HKT 459b/7, çiçek meyvesi neşli ve sıcak yere çıkmak”
“çiçek meyvesi” HKT 428a/3 HKT 308b/8
çiçekle- “çiçek açmak krş. çeçekle- çoġ (3) “demet bağ” HŞ 866
” ME 98/8 çoġan “çöğen” İML 159
çigev “bir müzik aleti, nağme” HŞ çoġanlıķ “çoğan kabı” İML 170
3801
138 | D r . Suat ÜNLÜ

çoġaş-“bağırıp çağırmak, gürültü 276/4, HŞ 2072, çökgen “diz


yapmak” ME 200/3 üstü oturan, çöken” HKT
çoġı “gürültü, bağırtı, tartışma, 478a/6
münakaşa krş. çoġu” KE çök-(2)”(kuş) dönerek uçmak,
238v/4, çoġı ķıl- “bağırıp ça- yükselmek” ME 83/1
ğırmak, yaygara koparmak” KE çöker- “çöktürmek krş. çökür-” KE
26r/15 234v/1, ME 46/6
çoġla-“kötü söz söylemek, küfret- çökür- “çöktürmek, diz çöktürmek
mek” NF 362/8, ME 80/7 krş. çöker-” NF 40/17, ME 46/7
çoġlaş- “sövüşmek, ağız kavgası çökürdek “buğday, arpa gibi ufak
yapmak” ME 129/8 şeylerin tanesi” NF 159/12
çoġu“kötü söz, bağrışma, gürültü, çökürge“çekirge krş. çekürge” KE
krş. çoġı” ME 232/1, çoġu ķıl- 114r/17
“bağırıp çağırmak, yaygara ko- çöküş- “oturuşmak, birlikte otur-
parmak” HKT 277a/1 mak” ME 124/8
çoķ “çok, fazla, oldukça” KV/17 çömçe “kepçe bkz. çumçaġar”
çoķ-“toplanmak, yığılmak, yapışıp e
ğ
çömçe ķat- “(yemek) kepçe
kalmak” ME 237/2, çoķġan i
t sokmak, kepçeyle karıştırmak”
i
“yere yığılan, yapışıp kalan, se- m NF 28/17
rilen”HKT 155b/7 y
a
çömdür-“suya batırmak krş.
çolpan “Çoban yıldızı, Zühre” İML y
ı çömür-” KE 157r/12, HKT
184 470b/7
n
e
v
çom- “gömülmek, dalmak, suya i çömel- “çömelmek” ME 58/5
dalmak, yüzmek” NF 363/8, çömşegen “canlı, yaratık, hayvan”
ME 156/7, HŞ 2188, MN (1) HKT 23b/3
9/8, İML 110 çömür-“daldırmak, batırmak krş.
çomaķ “topuz” İML 173 çömdür-” KE 246v/1
çomrul- “kesilmek” ME 159/8 çömüş- “suya daldırmak” HKT
çon- “ısınmak” HKT 361a/4 23b/3
çoñrar- “çukurlaşmak” HŞ 4139 çöñge “yorgun, bitkin” çöñge bol-
çora “hizmetkar, yardımcı” Ka I/10 “yorulmak, bitkin düşmek”
çovaç “taç” ME 186/6 HKT 539b/6
çögen (<F.) “çevgan, topu çekmek çöp (<F.) “çöp” KE 43r/3, ME
için kullanılan ucu eğri değnek 56/4, HKT 571a/7
krş. çevgān” KE 178r/10 çöplü(<F.+T.) “çöplü, pis krş.
çök-(1) “çökmek, oturmak, diz çöplüg” ME 56/4
çökmek, çömelmek” NF 40/15, çöplüg (<F.+T.) “çöplü krş. çöplü”
KE 220v/21, ME 220/2, MM KE 15v/12
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 139

çöprek“örtü, kumaş parçası” NF çuvāl (<F.) “çuval” KE 23r/18


391/3 çuz “yaldızlı kırmızı renkli bir Çin
çöpür “kıl” HKT 265a/9 kumaşı” KE 68v/2, HKT
çör “çöp” HKT 242a/8 321b/7, çuz aŧlas “yaldızlı kır-
ç
çöz “iç yağı” HKT 142b/9 mızı renkli atlas” KE 149v/11
çöz-“çözmek, (saç) çözmek” ME çüjek (<F.) “tavuk” KE 77v/11
69/3, HŞ 4046 çümüç “çamçak” İML 169
çözül- “çözülmek krş. yözül-” ME çün (<F.) “için, ne zamanki krş.
129/3, HKT 266b/5 üçün” KE 29v/5, HŞ 2810
çūbān (<F.) “çoban krş. çūpān, çüngür “(gözü) morarmış,
şubān” NF 329/11, HŞ 3349 göğermiş” HKT 307b/6
çubar “ala, alaca” İMl 171 çüri- “çürümek krş. çürü-” NF
çubin (<ö.a.) “Çubin” HŞ 2027 331/2, KE 171r/21
çuķur“çukur, derin oyuk” KE çüriş- “çürümek, bozulmak, bu-
164v/15, ME 212/4, MM 191/4, ruşmak, kırışmak, kasılmak”
HKT 61a/2, çuķur bol- “çukur- HŞ 4139
laşmak, oyulmak, derinleşmek” çürit- “çürütmek” KE 108r/16
NF 142/13, MN (1) 21/12, e
ğ çürü- “çürümek krş. çüri-” NF
çuķur ķaz- “çukur kazmak, oy-
i
t 376/12, ME 46/5, HKT 425a/3
i
mak, delmek” NF 34/7 m çürügün (ü) aç- “cila vermek, par-
çulġa- “dolamak, sarmak, örtmek” y
a
latmak” İML 107
NF 9/11, KE 147v/18 y
ı çürük “çürümüş, çürük” HKT
n
çulġan- “örtünmek, bürünmek, e 563a/6
v
sarınmak” NF 167/6, ME i
çürüñ “tok olmayan, dolgun olma-
178/3, HŞ 1924, çulġanġan “ör- yan sıska hububat” HŞ 1207
tünen, bürünen, Hz. Muham- çüşe- “fısıldamak” HKT 308a/2
med” HKT 553a/1
çulġaş- “üst üste çıkmak, bürün-
mek” KE 89v/5, HŞ 2377
çulġatıl-“sarılmak” HŞ 283
çumçaġar “çomça, tahtadan yapıl-
mış büyük kaşık krş. çömçe”
HŞ 4086
çumġaķlı “asalı, sopalı” HŞ 3655
çūpān (<F.) “çoban krş. çūbān,
şubān” KE 222r/10
çupul- “(giysi) çıkarmak, soyun-
mak” NF 440/6
140 | D r . Suat ÜNLÜ

-D- dāġla- (<F.+T.) “kızgın demirle


gövdeye yara açmak krş. daġla-
, taġıla-” MM 197/1
da“dahi anlamına gelen ek bkz.
dāġlı (<F.+T.) “yaralı krş. daġlıġ”
daġı, taķı, de” HŞ 3288
HŞ 3992
dād(<F.)“adalet” NF 108/6, KE
dāġlıġ (<F.+T.) “yaralı krş. daġlı”
161r/18, ME 24/2, HŞ 4254, K
HŞ 1264
V/13, MN (2) 15/142, dād al-
daġuķ “tavuk krş. tawuķ, tavuķ,
“adil davranılmak” HŞ 1453,
taġuķ, taķuķ, taķaġu” İML 106
dād bėr- “adaletli davranmak,
daĥĥāķ (<ö.a.) “Dahhak bin Kays”
adaletle hükmetmek bkz. dād
KE 121v/13, HŞ 1358
bir-” KE 216r/17, dād bir- “ada-
daĥĥak-ı isāni (<ö.a.) “İkinci
letli davranmak, adaletle hük-
Dahhak” HŞ 181
metmek bkz. dād bėr-” HŞ
daħı “ dahi, ve krş. daġı, taķı, taġı”
1861, dād ķıl- “adaletli dav-
K IV/4
ranmak, adaletle hükmetmek”
dāħil (<A.)“dahil, mensup” KE
KE 92r/13, HŞ 1218, dād ķol- e 4v/11
“adalat istemek” KE 240r/13, ğ
i
dāhiye (<A.) “musibet, felaket,
dād tile- “adalet istemek” NF t
i
m bela” HKT 456b/7
185/7
y daħl (1)(<A.)“gelir” NF 186/10,
dādbāne (<ö.a.) “Şam vilayetindeki a
y
HŞ 4072
kafir melik” KE 161r/13 ı

daħl (2)“girme, karışma” Ka II/13


n
e
daġ (1) “dağ krş. taġ” ME 191/2 v
i daĥnā (<ö.a.) “Arabistan’da büyük
daġ (2) (<F.) “yara krş. dāġ” daġ
bir çölün ismi” KE 6r/5
ur- “yara açmak” HŞ 906
dāǾį (<A.) dua eden, duacı” KE
dāġ (<F.) “vücuda vurulan damga,
53v/17
işaret krş. daġ (2)” NF 238/15
dāim(<A.) “daima krş. dāimā,
daġı 1. “dahi, da, de krş. taķı, daħı,
dāyim” HŞ 2239
taġı” KE 59r/11, MN (1) 2/7,
dāimā (<A.) “daima krş. dāim,
HŞ 1160, MN (2) 6/59, 2. “ve”
dāyim” HŞ 2602
MN (1) 3/6
dāǾįn (<ö.a.) “Seba melikesi Bel-
daġıl- “saçılmak, dağılmak krş.
kıs’ın veziri” KE 147v/19
taġıl-” İML 106
daķ-“takmak, iliştirmek krş. taķ-”
daġla- (<F.+T.) “kızgın demirle
İML 120
gövdeye yara açmak krş. dāġla-
daķıl- “dağılmak krş. daġıl-, taġıl-”
, taġıla-” HŞ 823
ME 174/3
daķuķ“muhtelif, çeşitli krş taķuķ”
HKT 303b/4
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 141

daķyānūs (<ö.a.) “Ashab-ı Kehf dar “dar, geniş olmayan krş. tar”
zamanındaki Anadolu hüküm- ME 149/4, dar bol- “daralmak,
darı” KE 178r/2 dar gelmek” HKT 184b/1, dar
dāl (<A.) “Arap alfabesinin seki- it- “daraltmak, daretmek” İML
zinci harfi” MM 262/2 111, dar ķıl- “daraltmak, azalt-
dam “duvar, yapı krş. tam” ME mak” HKT 462a/1
159/1, HKT 284a/5, MN (2) dar- “dağıtmak, gidermek tar-” ME
43/432 68/3 d
dām (<F.) “tuzak” MN (2) 37/367 dār (<F.) “dar ağacı” NF 370/15,
damāvend (<ö.a.) “Demavend da- KE 88v/17, dār tik-“dar ağacı
ğı” KE 218r/16 dikmek, idam etmek” KE
dañ “tan, şafak krş. tañ” ME 158/4 154v/2
dān (<ö.a.) “Yusuf peygamberin dārā (<ö.a.) “Dara” HŞ 4275
kardeşi” KE 66v/16 dara- “taramak krş. tara-, tarġa-”
dan-“reddetmek, kabüllenmemek ME 135/3
krş. tan-(1)” ME 164/7 daraħt (<F.) “ağaç krş. dıraħt” NF
dānā(<F.) “bilgin, âlim” KE 186r/8 27/10
dāne(<F.) “tane, tohum” NF e
ğ daraħtį (<F.) “bir ağaç” NF 254/16
162/12, KE 88r/13, HŞ 1138,
i
t đarb (<A.) “vurma, döğme” K
i
MN (2) 12/114 m VI/17, đarb ur- “vurmak,
danekin“birer birer, teker teker” y
a
döğmek, darb etmek” HŞ 834
ME 83/6 y
ı darġa-“dağılmak, ayrılmak krş.
n
dañırķa-“şaşmak, hayret etmek krş. e tarġa-” ME 160/3
v
tañırķa-” ME 166/4 i
dār-ı beķā (<A.) “öteki dünya,
danış- “danışmak” ME 110/8 ahiret krş. dāru beķā, dāruǿl-
danışuķ “müşâvere, danışma” ME beķā” NF 84/4
47/5 dār-ı fenā (<A.) “bu dünya krş.
dāniş-mend (<F.) “bilgin, alim, akıl dāru fenā, dāruǿl- fenā” NF
hocası” NF 143/3, KE 101v/6, 84/4
ME 55/1, HKT 111a/9 darıķtur-“darıltmak” ME 14/3
dañsuķ “tuhaf, acayip krş. tañsuķ” darıl- “dağılmak, ayrılmak krş.
ME 212/8 tarıl-” ME 182/2
dañsuķla-“tuhafsınmak, acayip darįġ(<F.) “esirgeme, sakınma,
bulmak” ME 181/6 yoksun bırakma, yazık! krş.
dap “yeter, kafi krş. tap (2)” dap dirįġ, diriġ” NF 213/5, darįġ
bol- “yetmek, kafi gelmek, ye- ķıl- “esirgemek, sakınmak, yok-
ter olmak” ME 1/8 sun bırakmak” NF 259/8, darįġ
142 | D r . Suat ÜNLÜ

tut- “esirgemek, sakınmak” NF dāstānį (<F.) “destana ait” dāstānį


125/15 bol- “destansı olmak, destana
darlıķ “sıkıntı, darlık krş. tarlıķ” ait özellikler taşımak” HŞ 2488
HKT 536a/6, darlıķ ķıl- daş “taş krş. taş(1)” ME 65/6
1.“sıkıştırmak, sıkıntı vermek” daşlu “taşlı krş. taşlıġ(1)” ME 1/3
HKT 536a/6, 2. “cimrilik et- dat- “tadına bakmak, tamak krş.
mek” HKT 350a/6 tat-” ME 180/3
dart- “tartmak krş. tart-(3)” İML daǾvā (<A.)“iddiâ, dâvâ krş. davā,
116 daǾvį” NF 203/14, ME 151/2,
dārū (<F.) “ilaç” NF 424/3, KE HKT 146b/3, HŞ 3087, daǾvā
174v/3, ME 228/5, MM 54/2, ķıl- “iddia etmek, dava açmak”
HŞ 1942, dārū ķıl- “ilaçlamak, NF 194/3, ME 113/1, HŞ 4357
ilaçla tedavi etmek” KE 174v/6, davā (<A.) “iddia, dava, hak krş.
dārū ķılın- “ilaçlanmak, ilaçla daǾvį, daǾvā” CE 2/1
tedavi edilmek” ME 207/4 davar “mal, mülk krş tawar, tavar,
dāru beķā (<A.) “öteki dünya, towar” İML 168
ahiret krş. dār-ı beķā, dāruǿl- e
ğ
daǾvat (<A.) “dâvet, ziyafet, çağırı
beķā” NF 131/11 i
t krş. daǾvet” ME 99/2
i
dār u fenā (<A.) “bu dünya krş. m daǾvāt (<A.ç.) “dualar” NF 171/17
dār-ı fenā, dāruǿl- fenā” NF y
a
daǾvet (<A.) “dâvet, ziyafet, çağırı
131/11 y
ı krş. daǾvat” KE 203v/21, HŞ
daruġa (<Mo.) “vali” KI/7 3162, daǾvet ķıl- “ziyafet ver-
n
e
v
dāruǿl- beķā (<A.) “öteki dünya, i mek, davet etmek” NF 20/1,
ahiret krş. dāru beķā, dār-ı KE 19v/5, HŞ 91
beķā” NF 443/17 daǾvet-i ām (<A.) “umumi davet”
dāruǿl- fenā (<A.) “bu dünya krş. daǾvet-i ām ķıl- “genel davet
dāru fenā, dār-ı fenā” NF vermek, herkesi çağırmak” HŞ
443/16 4592
dārumā (<ö.a.) “Ürdün’deki beş davıs- (<A.) “tamam olmak, bit-
büyük şehirden biri” KE 56v/21 mek” MN (2) 5/48, davısķınca
dāruǿn-nadva (<A.) “toplantı evi. “tamam olunca” MN (2) 5/48
Ebu Cehl ile Mekkelilerin top- daǾvį (<A.) “iddia, dava, hak krş.
landıkları eve verilen ad” NF davā, daǾvā” KE 148r/3, MM
18/17 396/2, daǾvį ķıl- “iddia etmek,
dārüǿl-islām (<A.) “İslamın hüküm dava açmak” KE 44v/17, MM
sürdüğü yer” KI V/4 368/1
dāstān (<F.) “destan” HŞ 2485 davlat (<A.)“devlet krş. devlet”
ME 50/4
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 143

davlatlıġ (<A.+T.) “devletli, kud- (1) 19/13, K V/19, MN


retli krş. devletlıġ, devletlü, (2)15/147
devletli” ME 50/4 de “dahi, de bkz. da, daġı, taķı”
dāvūd (<ö.a.) “kendisine Zebur MM 227/1
adlı kitap indirilmiş olup Yahu- dė- “demek, söylemek krş. tė-, di-,
dilerin hem hükümdarı, hem de te-, ti-” KE 110r/5
peygamberidir krş. dāvud” KE debįr (<F.) “katip” MN (2) 8/78
19r/11 debristān (<F.) “büro, kalem odası” d
dāvud (<ö.a.) “kendisine Zebur KE 193r/19
adlı kitap indirilmiş olup Yahu- deccāl (<ö.a.) “Kıyamette zuhur
dilerin hem hükümdarı, hem de edeceği ve Hz. İsa tarafından
peygamberidir. krş. dāvūd” öldürüleceği kabul edilen yara-
HKT 316a/6, MN (1) 6/9, HŞ tık” KE 176r/17
3802, dāvud peyġāmbar “Hz. decle (<ö.a.) “Dicle nehri” NF
Davud” NF 64/9 200/7
dāvud-ı ŧāyį (<ö.a.) “Ebû defǾ (<A.) “def etme, uzaklaştırma,
Süleymân Dâvud bin Nusayr et- kovma, red, inkâr” NF 189/3,
Tâǿî. İlk dönem sufî ve e
ğ HKT 323b/5, HŞ 1767, defǾ ķıl-
zahidlerinden” NF 432/15
i
t “defetmek, bertaraf etmek, ön-
i
dāvūr(<A.) “devir” MN (2) 29/290 m lemek” NF 100/1, KE 60v/9,
day-“sürçme, hata, kusur bkz. y
a
HKT 336a/6, defǾ ķılġan 1. “de-
daymaķ” ME 173/4, daymaķ y
ı feden, önleyen, bertaraf eden”
n
“sürçme, hata, kusur” ME 50/8 e HKT 500b/4, 2. “uzaklaştıran,
v
daya-“dayamak krş. taya-” ME i
değersiz, kıymetsiz” HKT
70/8 236b/4, defǾ ķılın- “defedilmek,
dāye (<F.) “süt anne, çocuğa bakan bertaraf edilmek, önlenmek”
dadı” NF 330/6, KE 184v/6, HŞ ME 115/1, defǾ ķılmaķ “defet-
2613 me, bertaraf etme, önleme”
dayın- “ayağı kaymak, sürçmek HKT 39a/1
krş. tayın-” ME 173/4, def (<F.) “def” def ķaķ- “tef çal-
dayınmaķ “ayak kayması, mak” KE 192r/21
sürçme” ME 173/4 defli (<F.+T.) “tefi olan, defli mü-
dayındur-“(birinin ayağını) kay- zik aleti” HŞ 4227
dırmak, sürçtürmek krş. defn (<A.) “gömme, mezara koy-
tayındur-” ME 24/8 ma” defn ķıl- “gömmek, mezara
dāyim(<A.) “daima, devamlı krş. koymak” NF 103/16, KE 11r/3
dāim, dāimā” KE 66v/7, MN
144 | D r . Suat ÜNLÜ

defter(<A.)“defter, sayfa” KE delįl (<A.) “delil, belge, kanıt” NF


196v/21, HKT 565a/1, HŞ 209/6, KE 9r/21, ME 216/7,
1588, MN (2) 44/440 MM 32/2, HŞ 16, delįl ķıl- “ka-
deg “gibi krş. teg, tėg, tek (3), tig, nıtlamak, delil göstermek, bel-
tik (1) ” KE 80v/8 gelemek” KE 145v/3
degindür- “ulaştırmak” ME 51/1 dellāl (<A.) “dellal, satıcı” KE
degiştir-“değiştirmek krş. tegiştür-, 75r/7, HŞ 1349
tekiştir-” İML 113 deli “deli krş. delü” HŞ 1242
degül “değil krş. deyül” ME 71/8, delü “deli krş. deli” ME 90/5, HŞ
HŞ 895, K VII/22, MN (2) 3591, delü ol- “delirmek” İML
35/353 107, delürek “daha deli, çıldır-
dehen (<A.) “ağız” KE 2v/16 mış” NF 400/5
dehkān(<F.) “köy ağası” NF delük “delik krş. telük, tėlük,
419/14 tölük” ME 92/1
dehķan (<F.) “çiftçi” HŞ 390 delülük “delilik” NF 348/5, ME
dehķān (<ö.a.) “Süleyman pey- 49/7, HŞ 3590
gamber hamallık yaparken yar- e
ğ
delür- “delirmek” MM 78/1
dım eden kişi” KE 144r/6 i
t delv (<A.) “kova, su kovası” NF
i
dehr (<A.) “dünya, zaman” NF m 112/12, HŞ 1807
295/6, HŞ 3897 y
a
dem (1) (<F.) “zaman, an” NF
dehşet (<A.) “dehşet, korku, telaş” y
ı 43/7, KE 12r/11, MM 184/3,
KE 21r/3, dehşet bol-“korkmak, HŞ 759, MN (2) 23/226, dem
n
e
v
telaşlanmak, dehşete düşmek” i bėr- “süre ve zaman vermek”
KE 21r/5 KE 144r/20
dek “sessiz, sakin, suskun krş. tėk, dem (2) (<F.) “nefes, soluk” HŞ
tek (2)” dek tur- “dinmek, dur- 761, MN (2) 35/347, dem ķıl-
mak” İML 110 “üfürmek” KE 95r/8, dem ur-
dekir- “değdirmek” İML 103 1.“ötmek” HŞ 761, 2. “bahs
dekmelen-“yuvarlanmak” ME etmek” HŞ 2094, 3. “nefes al-
191/2 mak, yaşamak” KE 12r/10, HŞ
del- “delmek krş. tel-, töl-, dil-, til- 26444, 4. “üflemek” HŞ 4304,
” ME 92/1, İML 106 dem ür- “teneffüs etmek, nefes
delālet (<A.) “yol gösterme, kıla- alıp vermek” HKT 566a/5
vuzluk etme” delālet ķıl- “yol demāndem (<F.) “zaman zaman
göstermek, kılavuzluk etmek” krş. demdem” demāndem ķıl-
NF 188/1, KE 55r/11 “zaman zaman yapmak, arasıra
delāyil (<A.ç.) “deliller, kanıtlar” yapmak” HŞ 3030
KE 217v/15 demdem(<F.) “zaman zaman bkz.
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 145

demāndem” HŞ 4596 derece (<A.) 1.“derece, rütbe” NF


demir “demir krş. temür, timür (1), 264/14, KE 202r/18, ME 23/3,
temir (1)” İML 84 HKT 515a/7, MN (1) 7/15, 2.
demirci“demirci krş. temirçi, “merdiven basamağı” ME
temürçi” İML 84 192/4, derece derece ilt- “yavaş
demrençi “ok demiri yapan” İML yavaş ortadan kaldırmak, izale
157 etmek” HKT 168a/7
deñe-“denkleştirmek krş. teñe-” derem (<F.) “dirhem, para, akça d
ME 126/8 krş. direm” NF 206/4, MM
deñet- “karşılaştırmak” ME 118/4 189/1
deñlik“eşitlik krş. teñlik” ME dergāh (<F.) “kat, huzur, dergah,
108/2 tekke” NF 221/6, MN (1) 2/2,
depnüş-“tepişmek” ME 123/4, MN (2) 4/38, HŞ 2020
depnüşmek “tepişme” ME der-ĥāl (<F.+A.)“derhal, hemen”
123/3 NF 9/17, KE 46v/10, MN (1)
der(1) (<F.) “kapı krş. dār” HŞ 16/4, KVI/19
1480 derħāst (<F.) “istek, arzu, rica krş
der (2)“ter, ücret, ücretle birini e
ğ derħost” derħāst ķıl- “istemek,
tutma krş. ter” ME 166/2, KE
i
t talep etmek, ricada bulunmak”
i
149r/6, derge tut- “ücret karşılı- m HŞ 1171
ğı kiralamak, ücretle birini tut- y
a
derħost (<F.) “istek, arzu, rica krş
mak” KE 95r/4 y
ı derħāst” NF 103/12, derħost
n
dėr- “dermek, toplamak krş. tėr-, e
v
ķıl- “istemek, talep etmek, rica-
tir-, dir-” ME 135/3 i
da bulunmak” NF 13/12, KE
derāzgūş (<F.) “eşek” NF 209/6 143v/19, MN (1) 11/9
derbān (<F.) “kapıcı” NF 302/10 derin “derin krş. deriñ, teriñ” İML
derbend-ħįrzān (<ö.a.) “bir şehir” 153
KE 57r/7 deriñ “derin krş. derin, teriñ” ME
derc (<A.) “araya sıkıştırma, top- 26/1
lama, biriktirme” derc ķıl- “ara- derki “terki, eğerin arkasındaki
ya sıkıştırmak, bir araya topla- bağ” İML 173
mak, biriktirmek” HŞ 2328 derkin “çevik, atik krş. terkin” ME
derd (<F.) “derd, hastalık, sıkıntı” 113/4
HŞ 1928, MN (2) 23/225 dermān (<F.) “derman, çare, ilaç”
dere “dere” KE 147r/11 MN (2) 17/167, dermān bol-
derecāt (<A.ç.) “dereceler, kade- “derman olmak, çare olmak”
meler” KE 215r/7 HŞ 674, dermān iste- “derman
istemek, çare istemek” HŞ
146 | D r . Suat ÜNLÜ

1092, dermān ķıl- “derman destān (<F.) “hile, mekr, düzen”


vermek, çare bulmak” HŞ 2587, NF 388/6
dermān tap- “derman bulmak, destār (<F.) “sarık, havlu, tül” NF
çare aramak” HŞ 929, dermān 159/8, KE 95v/11, ME 28/6,
tile- “derman istemek, çare is- MM 282/3, HŞ 2193
temek” HŞ 679 dest-gįr (<F.) “yardımcı, elden
dermānde (<F.) “aciz, zavallı, çare- tutan krş. testgįr” dest-gįr bol-
siz” NF 317/5, dermānde bol- “yardımcı olmak, yardım et-
“aciz olmak, çaresiz kalmak, mek, destekci olmak, elinden
acınacak duruma düşmek” NF tutmak” NF 251/15
244/16, KE 168v/1, HŞ 490 destūr (<F.) “müsaade, izin, ruh-
ders (<A.) “ders” ders-üǾamelį sat” NF 107/1, KE 45v/7, ME
“ders ve çalışma” KE 19v/18, 214/8, HKT 246b/1, HŞ 3016,
ders ķıl- “ders görmek, ders destūr bėr- “müsaade etmek,
vermek” KE 19v721 izin vermek krş. destūr bir-” NF
dervāze (<F.) “şehir, kale kapısı” 22/6, KE 36v/9, destūr bėril-
KE 37r/13, MN (1) 22/5 e
ğ
“müsaade edilmek, izin veril-
dervįş (<F.) “yoksul, fakir, zavallı, i
t mek krş. destūr biril-” NF
200/1, destūr bir- “müsaade et-
i
aciz, muhtaç” NF 29/16, KE m

124r/7, ME 235/2, HKT y


a
mek, izin vermek krş. destūr
389a/5, HŞ 232, dervįş bol- y
ı bėr-” HKT 308a/3, MN (1) 9/1,
“yoksul olmak, fakir ve zavallı HŞ 3662, destūr biril- “müsaa-
n
e
v
olmak, aciz kalmak, muhtaç i de edilmek, izin verilmek krş.
düşmek” NF 286/5, HŞ 700 destūr bėril-” HKT 323b/2,
dervįşlik (<F.+T.) “Allah için alçak destūr bol- “müsaade etmek,
gönüllülüğü ve fakirliği kabul izin vermek” NF 56/13, KE
etme, acizlik, fakirlik” NF 76/4, 20v/1, destūr ķol- “izin iste-
KE 203r/6, HKT 157b/9 mek” KE 20r/16, HŞ 2022,
deryā (<F.) “deniz, derya krş der- destūr tile- “izin istemek” NF
ya” NF 73/6, KE 25v/2, HŞ 25/17, KE 20r/6, HKT 193b/2,
1731, MN (1) 9/14, K II/6, MN HŞ 1070
(2) 29/287, deryā bol- “deniz destūrsız(<F.+T.)“izinsiz, izin
gibi olmak, deniz biçimini al- almadan” NF 285/15, KE
mak” KE 209v/6 128v/5
dest (<F.) “el” dest-i teŧāvul ķıl- “el dēv (<F.) “şeytan, cin krş. dįv” NF
uzatmak, ele geçirmeye çalış- 329/7
mak” Ka II/15 devā (<A.) “deva, ilaç, çare” devā
ķıl- “ilaçlamak, tedavi etmek,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 147

çare olmak” HŞ 1398, devā tap- KE 231r/6, HŞ 1745, devletlıġ


“deva bulmak, çare olmak” HŞ bol- “devletli olmak, kutlu ol-
3269, devā yara- “çare bulmak, mak” KE 126r/17, HŞ 3148
iyileştirmek” KE 171r/3 devletlü (<A.+T.) “devletli, kutlu,
devām (<A.) “devam” KE 172v/11 ikbal sahibi, bahtlı krş.
devāt (<A.) “hokka, divit” KE devletlıġ, devletli, davlatlıġ”
135v/3, ME 215/6, devāt ķalem devletlü sulŧān “ikbal sahibi sul-
“hokka kalemi” KE 99r/8 tan, bahtlı sultan” K V/10 d
devlet (<A.) “baht, talih, saadet, devletsız (<A.+T.) “devletlis, kut-
uğur, güç, kuvvet, kudret krş. suz, talihsiz” HŞ 2951
davlat” NF 345/12, KE devr (<A.) “devir, dönme, dönüş”
237v/14, MM 209/4, HKT HŞ 2747
523a/7, HŞ 1856, KVII/17, MN devrān (<A.) “devir, zaman” HŞ
(2) 9/80, devlet işiki “devlet 1405, MN (2) 10/93
kapısı” K IV/6, devlet ķapusı devs (<ö.a.) “Kahtânîler’e mensup
“devlet kapısı” KV/8, devlet bir Arap kabilesi” devs
tap- “güç ve kudret sahibi ol- ķabįlelıġ “Devs kabilesinden
mak, güç bulmak” HŞ 4372, e
ğ olan, Devs kabilesine mensup
devlet tonı “güç ve kudret elbi-
i
t olan” NF 326/8
i
sesi, hükümdarlık giysisi” HŞ m deylemį (<ö.a.) “İran’ın kuzeyinde
3578, devlet yarı bir- “yardımda y
a
yaşayıp bilhassa IX. ve X.
bulunmak” HŞ 864, devlet yārį y
ı Yy’larda İslam tarihinde çok
n
ķıl- “yardım etmek” HŞ 1090, e
v
mühim rol oynamış bir kavim”
devlet-i ebedį “sürekli ve ebedi i
KE 11r/5
olarak varlığını sürdüren dev- deyr (<A.) “dünya, kilise, meyha-
let” KV/19, devlet-i şah-ı cihan ne” HŞ 522
“cihan şahının devleti” HŞ deyristān (<A.+F.) “bu dünya” KE
1539 235r/13
devlet berdi (<ö.a.) “Devet Berdi” deyül “değil krş. degül” ME 173/7,
AO III/14 İML 99
devletli (<A.+T.) “devletli, kutlu, deyyān (<A.) “mükafatlandıran
ikbal sahibi, bahtlı krş. (Allah için)” deyyān melik
devletlıġ, devletlü, davlatlıġ” “mükafatlandıran (Allah için)”
MN (2) 4/38, devletli sulŧān KE 76r/8
“ikbal sahibi sultan, bahtlı sul- deyyār (1)(<A.) “kişi, kimse” KE
tan” K V/13 23v/16
devletlıġ (<A.+T.) “devletli, kutlu deyyār (2)(<A.) “manastır veya
krş. devletli, devletlü, davlatlıġ” kiliseye mensup” HŞ 446
148 | D r . Suat ÜNLÜ

dıġlu “perdeli, mahrem” dıġlu bol- dıyıl-“çekinmek, geri durmak krş.


“mahrem olmak, örtünmek, tıyıl-” ME 136/3
perdelenmek” ME 127/7 dıyış- “çekinmek, geri durmak”
dıĥyetüǿl-kelbį (<ö.a.) “Dihye bin ME 113/3
Halîfe bin Ferve el Kelbî. Hz. di- “demek, söylemek krş. dė- tė-,
Muhammed’in islama davet ti-, te-” MN (1) 5/3, HŞ 4279,
için görevlendirdiği sahabe” K VII/23, MN (2) 38/382
KE 209r/18 dicle (<ö.a.) “Dicle nehri krş.
dıķaçlu “tıkaçlı, kapaklı” ME 88/6 decle” HŞ 4649
dıķıl- “dolmak” ME 165/2 didār (<F.) “çehre, yüz” NF 266/3,
dıķlış- “zahmet ve sıkıntı vermek” KE 120r/10, MN (1) 6/7, MN
ME 119/1 (2) 8/71
dıķķ-ı mıśrį (<A.) “ince kumaştan dįde (<F.) “göz” NF 125/3, MN (2)
bir çeşit giysi”dıķķ-ı mıśrį ton 26/259
“ince kumaştan bir çeşit giysi” dig-“değmek krş. tėg-(1), teg-, tig-,
KE 188r/5 tek-” MN (1) 13/11
dımışķ (<ö.a.) “Şam” NF 111/7 e
ğ
dįger(<F.) “diğer, başka, diğer” KE
dın “nefes, soluk krş. tın” ME i
t 5r/10
i
172/2 m dihķān (<ö.a.) “büyük İslam muta-
dın- “dinmek, sözün arkasını geti- y
a
savvıflarından birisi” MM
rememek krş. tın-, tiñ-, tıñ-” y
ı 278/3
ME 171/1 dihyetüǿl-kelbį (<ö.a.) “Dihye bin
n
e
v
dınçlıķ “huzur krş. tınçlıķ, tınçlıġ” i Halîfe bin Ferve el-Kelbî. Hz.
ME 46/5 Muhammed’in Rum melik’i
dındur-“dindirmek, dinlendirmek Hareklios’a gönderdiği sahabe”
krş. tındur-, tıñdur-” ME 97/8 NF 170/16, dihye “Dihye bin
dıñlat- “tınlatmak” ME 18/3 Halîfe bin Ferve el-Kelbî. Hz.
dınluluķ “dindarlık” ME 190/4 Muhammed’in Rum melik’i
dınta- “gezmek, dolaşmak krş Hareklios’a gönderdiği sahabe”
dinte-” ME 98/2 NF 80/4
dıraħt (<F.) “ağaç krş. daraħt” KE dik (1)“dik krş. tik(2)” ME 16/5
148v/15, MM 47/3 dik (2) “gibi krş. teg, tek (3) , tig,
dırnaķ “tırnak krş. tınġaķ, tırnaķ” tėg, tik(1)” MN (1) 17/9, MN
İML 141 (2) 1/5
dıy-“alakoymak, engel olmak krş. dik (3)(<A.) “horoz” HŞ 4688
tıy-, tıđ-” ME 100/2 dik- “(şahit veya vasî) göstermek”
dıyānatlıġ(<A.+T.) “dindar” ME ME 62/5
190/4 dikār (<ö.a.) “Dikar” HŞ 4651
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 149

dikil- “dikelmek, kalkmak krş. MM 243/4, HKT 468a/9, HŞ


tikil-” ME 114/5 2640, MN (2) 7/67, dįn birilgen
dil (1)(<F.) “gönül, yürek, kalp” söz “Ruhuǿl- Kudüs” HKT
HŞ 2538, dil-aram “gönül di- 121a/9, dįn eyeleri “bir dine
lendirme” HŞ 2972 mensup kişiler, ümmet” HKT
dil (2) “dil, uzuv krş. til(2)” İML 19b/2, dįn-i islām “İslam dini”
79 KE 236v/11, K VI/15, HŞ
dil-“dilmek, dilimlemek krş. til-, 4592, dįn işleri “dinle ilgili uy- d
tel, töl, del-” ME 70/8 gulamalar” MM 243/3, dįndin
dilber (<F.) “sevgili, çok güzel” çıķ- “dinini terk etmek, dinden
MM 369/4, HŞ 3443, MN (2) çıkmak” HKT 321a/3, dįndin
16/151 çıķıp uruş- “dinden dönmek,
dildār(<F.) “güzel, sevgili” HŞ kargaşa yaratmak” HKT 400b/2
3020 dinār (<A.) “para” HŞ 2628
dildārlıķ(<F.+T.) “güzellik” dįnlen-(<A+T.)“dine girmek” ME
dildārlıķ it- “gönlünü almak, 171/5
güzellik yapmak” HŞ 2164, dįnlıġ (<A.+T.) “dinli” KE 198v/7
dildārlıķ izde- “gönlünü almak e
ğ dįnlülük(<A+T.) “dindarlık” ME
istemek” HŞ 3485
i
t 190/4
i
dile-“dilemek istemek krş. tile-” K m dinte-“gezmek, dolaşmak krş.
VII/44 y
a
dınta-” ME 98/2
dilin-“dilinmek, dilimlenmek” ME y
ı dir-“dermek, toplamak krş. tėr-, tir-
n
160/1 e ,der-” İML 114
v
dil-rübā (<F.) “gönül alan” MN (2) i
direm (<F.) “dirhem, para, akça
17/163 krş. derem” KE 128r/18
dil-sitān (<F.) “gönül zapteden” dirgüz- “diriltmek krş. tirgüz-” ME
MN (2) 14/130 15/8
dilsiz“peltek, dilsiz krş. tilsiz (1)” dirįġ (<F.) “esirgeme, uzak tutma
İML 153 krş darįġ” HŞ 2859, dirįġ tut-
dilşād(<F.) “neşeli olma” dilşād “esirgemek” NF 45/5, dirįġ yė-
bol- “neşeli olmak, neşelen- “kaygılanmak” ME 175/2
mek” HŞ 2657 dirįġa (<F.) “eyvah, yazık” KE
dimāġ(<A.) “dimağ, beyin” NF 99v/20, HŞ 1722, MN (2)
67/15, HŞ 1584 13/122
dim-sāz (<F.) “arkadaş, sırdaş, diriglik “canlılık” ME 114/1
dost, uygun arkadaş” HŞ 1444 dirik “diri, canlı krş. tirig, tiriñ,
dįn (<A.) “din, şeriat krş. din” NF dirü, tiri (2), tirik (1)” İML 79
15/1, KE 22v/12, ME 90/6, diril-“yaşamak krş. tiril-” İML 112
150 | D r . Suat ÜNLÜ

dirliş- “yaşamak” ME 119/6 diyet (<A.) “diyet, kan bahası” NF


dirre (<F.) “kamçı, kırbaç” NF 19/15, HKT 90b/3
106/9, KE 230v/20 diz“diz krş. tiz” HKT 382a76, İML
dirü “diri, canlı krş. tirig, dirig, 142
tirik (1), dirik, tiri (2)” ME diz- “dizmek krş. tiz-, tüz, düz-”
143/3 ME 89/2
diş“diş krş. tiş” ME 183/6, İML 79 dizgin “dizgin, yular krş. tizgin”
dişi “dişi, kadın krş. tişi (1)” KE ME 79/8
97r/8, İML 141 dizil- “dizilmek krş. tizil-, tüzül-
dįv(<F.) “dev, şeytan, cin krş. dēv” (2)” ME 133/2
KE 139v/13, MN (1) 18/8, HŞ doġ “toz krş. toġ(1), toz” ME 75/2
4476 doġ- “doğmak (güneş) krş. toġ-,
dįvān (<F.) “defter, sevap ve gü- tuġ-” İML 100
nahların işlendiği defter, büyük doġru “doğru, iyi krş. toġru, toġrı”
meclis” NF 323/11, KE ME 172/1
166r/17, ME 6/2, MN (1) doġruluķ “doğruluk krş. toġruluķ”
12/10, dįvān bitigçisi “divan ka- e
ğ
ME 154/2
tibi” AO II/7, dįvān bitkeçisi i
t doġur- “doğurmak krş. toġur-(1),
i
“divan katibi” K I/11 m tuġur-” ME 44/4
dįvāne (<F.) “deli, divane” NF y
a
doġurul-“doğurulmak krş. toġrul-”
360/5, HKT 252b/5, HŞ 2496, y
ı ME 44/4
HŞ 1722, MN (2) 37/372, doķalan-“(kapı) kilitlemek” ME
n
e
v
dįvāne bol- “deli divane olmak, i 143/4
kendinden geçmek” HŞ 2421, doķu- “iç içe girmek krş. toķu-(1),
dįvāne ķıl- “deli divane toķ-(1)” ME 85/3
etmek, kendinden geçirtmek, doķundur- “dokundurmak” ME
delirtmek” HŞ 1843 24/8
dįvānelıķ (<F.+T.) “delilik, divane- doķuş-“vuruşmak, savaşmak krş.
lik” HKT 414a/2, HŞ 4351 toķuş-” ME 110/1
dive “deve krş. tėwe , teve, tewe, dolan-“örtünmek, bürünmek krş.
tiwe, tive” İML 172 tolan-” ME 178/3
divįt(<A.) “divit, hokka krş. devāt” doldur- “doldurmak krş. toldır-,
ME 53/7 toldur-, toltur-” ME 73/5
diyānet (<A.) “dindarlık, din duy- dolduruş-“doldurmakta yarış et-
gusu” NF 114/14, KE 192r/2 mek” ME 118/1
diyār (<A.) “memleket, diyar” MN dolġan-“dolanmak, sarınmak” ME
(2) 37/365 154/4
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 151

dolġaş- “(yılan) dolaşmak” ME habbet ortamında içki içmek”


194/3 HŞ 1134
dolġaştur-“(sözü) dolaştırmak” ME dostlaş- (<F.+T.) “arkadaşlık et-
71/2 mek, karşılıklı muhabbet et-
dolı“bir yağış türü, dolu krş. dolu, mek” ME 116/8, HKT 250a/6
tolu(2)” HKT 341a/7 dostlıķ (<F.+T.) “arkadaşlık, dost-
dolu “dolu, boşun karşıtı krş. krş. luk krş. dostluķ” KE 188v/20,
toluġ, tolu (1)” İML 151, ME dostlıķ belgürt- “arkadaşlık ör- d
24/7 neği göstermek, dostluk örneği
don“elbise, giysi krş. ŧon, ton” ME göstermek” KE 188v/17,
17/4 dostlıķ ķıl- “arkadaşlık yapmak,
dopdın “toptan, hepsi, tümü” ME dostluk yapmak” KE 161v/4
138/5 dostluķ (<F.+T.) “arkadaşlık, dost-
dor“doru, koyu kırmızı” ME 162/5 luk krş. dostlıķ” NF 76/12, KE
dorluķ “doruluk, koyu kırmızılık” 43r/6, ME 125/7, HKT 39b/3,
ME 162/6 HŞ 3514, AO III/7, dostluķ ķıl-
dost (<F.) “dost, sevgli, arkadaş” “arkadaşlık yapmak, dostluk
NF 213/11, KE 5r/16, ME 25/3, e
ğ yapmak” HŞ 2097, dostluķ tu-
MM 317/4, HKT 273a/9, MN tun- “arkadaşlık yapmak, dost
i
t
i
(1) 15/3, HŞ 3862, AO IV/17, m edinmek” KE 214r/5
dost bol- “dost olmak” NF y
a
doy “toy, ziyafet, düğün ziyafeti
164/4, KE 161r/17, HKT y
ı krş. toy(1)” ME 43/4
n
364a/8, dost ķıl- “dostluk, arka- e dozġur- “kışkırtmak, tahrik etmek”
v
daşlık yapmak, musallat etmek” i
ME 102/3
NF 161/17, HKT 140a/2, dost dög- “döğmek krş. tög-” KE
tut- 1.“dost edinmek” NF 55v/13
91/13, HKT 521b/7, 2. “iste- dögül-“döğülmek krş. tögül-” ME
mek, arzu etmek” HKT 56a/8, 160/4
3. “tercih etmek, üstün tutmak” dökül-“dökülmek krş. tökül-” ME
HKT 94b/4, dost tutġan “çok 160/8
seven, esma-i hüsna’dan el dölek (1)“borç, ödünç” ME 178/2
vadūd” HKT 223a/3, dostraķ dölek (2) “sakin krş. tölek, tülek”
“daha sevecen, daha yakın” KE İML 151
166r/11 dölen- “kararlı olmak, sabit kal-
dostgānį (<F.) “arkadaş ve dostça, mak, sağlam olmak krş. tölen-”
şerefle içki içme”dostgānį iç- ME 38/3
“arkadaş ve dostça içmek, mu- dölendür- “sağlamlaştırmak krş.
tölendür-” ME 67/4
152 | D r . Suat ÜNLÜ

dölenmek “huzur” ME 44/5 etmek, duada bulunmak” NF


dölenmes “kararsız, huzursuz” ME 273/11, duǾā bol- “dua etmek,
26/2 duada bulunmak” HŞ 235, duǾā
dölet- “ödetmek” ME 88/5 devleti “dua gibi mutluluk”
dömder-“ters çevirmek krş. MM 382/2, duǾā ķıl- “dua et-
dönder-, töñder-” ME 77/7 mek” NF 13/4, KE 14v/1, ME
dömderil-“ters çevrilmek” ME 67/4, HKT 169a/5, MM 86/2,
138/8 HŞ 1017, K VII/50, duǾā ķol-
dömderü “ters” ME 44/4 “duada bulunmak” KE 249v/15,
dön- “çevrilmek krş. tön-” İML duǾā oķı- “dua etmek, dua
106 okumak” NF 160/2, duǾā ve
döndür- “bir nesnenin dışını içine ŝenā “dua ve medh” KV/17,
çevirmek krş. töñderil-, duǾā ve tażarruǾ “dua ve niyaz,
dömder-” İML 111 yalvarma” KE 135v/13, duǾā
dör “baş köşe, şeref yeri krş. tör” ve teĥā “dua ve selam” K
ME 170/8 VII/15
döre “töre, usul, gelenek krş. töre” e
ğ
duǾāçı (<A.+T.) “duacı, dua ve
ME 141/6 i
t niyazda bulunan” KV /17
i
dörelen- “töreye uymak” ME 141/6 m duǾā-gūy (<F.) “duacı, dua eden”
dört “dört (4) krş. tört” dört ayaķ y
a
NF 128/7
“dört ayaklı hayvan” İML 138 y
ı dūd (<F.) “duman, tütün, gam,
dörüdül- “yaratılmak krş. törütül-” keder” HŞ 4628
n
e
v
ME 19/6 i dudaķ “dudak krş. tutaķ, tudaķ,
dörüt- “yaratmak krş. töret-, törit-, todaķ” dudaķ tepret- “konuş-
törüt-” ME 19/7 mak” KE 184r/20, MN (2)
döşe- “döşemek, yaymak, sermek 28/277
krş. töşe-” ME 65/6, İML 122 duħūl (<A.) “girme, giriş” duħūl
döşek “döşek krş. töşek” ME 94/6 ķıl- “cinsi münasebette bulun-
döşelig “döşeklik” K IX/6 mak” HKT 79b/1
duǾā (<A.) “dua” NF 73/4, KE dul “dul, dul kadın krş. tul” ME
78r/9, HKT 241b/3, MM 86/4, 166/5
MN (1) 6/4, K IX/4, MN (2) duman “duman krş. tuman” KE
11/101, duǾā alķış it- “dua et- 181v/20
mek, duada bulunmak” A II/49, dūn (<A.) “alçak, kötü” HŞ 2820
duǾā alķış ķıl- “dua etmek, dua- dūr (<A.ç.) “evler” KE 193r/19
da bulunmak” K I/46, duǾā alķış dur- (1)“oturmak, ikamet etmek
oķu- “dua etmek, duada bulun- krş. tur-” ME 51/2
mak” K II/12, duǾā ayt- “dua
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 153

dur- (2) 1.“süreklilik bildirir, ihbar duşmānlıķ “düşmanlık krş. düş-


krş. tur-” KE 157r/2, MN (1) manlıķ, düşmenlıķ, düşmanlıġ,
3/42, 2. “durmak, kalkmak krş. düşmenlıķ, düşmānlıķ” ME
tur-” K VII/20, 3. “yardımcı fiil 25/3
krş. tur-” K VII/22 duşvārlıķ (<F.+T.) “güçlük” ME
duralıķ “ev” ME 230/2, KVII/54 113/7
durġuz- “kaldırmak, yükseltmek dut- “tutmak krş. tut-” İML 115, K
krş. turġuz-” ME 51/4 VII/20 d
durıt- “kaldırmak, yükseltmek” dutaş-“bulaşmak” ME 56/1,
ME 37/1 dutaşmaķ “bulaşma” ME 156/1
durķ “boy-bos, yaradılış” ME 88/4 dutlundur- “susturmak” ME 32/2
durrāǾa (<A.) “üste giyilen önü dutuġ “perde, örtü, peçe” ME 28/6
açık elbise, ferace” NF 245/15 dutul-“(konuşurken dilde) tutukluk
duruķ- “duraklamak, hareketsiz olmak” ME 32/2
kalmak, bulunmak, durmak krş. dutun-“(verdiği sözü) tutmak” ME
turuķ-” ME 185/5 93/6
duruķtur-“durdurmak, alıkoymak dutunmaķ “sabır” ME 32/8
krş. turuķtur-” ME 98/7 e
ğ dutuştur-“tutuşturmak krş.
duruş- “kalkışmak, karşı karşıya
i
t tutuşdur-” ME 67/6
i
gelmek krş. turuş-(2)” ME m duvaķ “kapak” ME 41/1
202/5 y
a
duvallıġ “çizgi, ala-bula krş.
durūź (<F.)“selam krş. dürūd” y
ı duvallu” ME 99/7
n
NF10/8 durūź ay- “selam ver- e duvallu “çizgili, ala-bulalı krş.
v
mek” NF 93/14, durūź keltür- i
duvallıġ” ME 92/8
“selam getirmek, selam ver- duyduķsuz “ansızın” ME 148/8
mek” NF 394/1 duydur- “duyurmak, haberdar et-
duş “karşılık, bedel, bir şeyin kar- mek, teşvik etmek krş. tuydur-”
şısı krş. tuş(1)” ME 85/8 ME 13/7
dūşāb (<F.) “pekmez” KE 133v/20 dūzaħ (<F.) “Cehennem” KE 3v/4,
du-şenbe (<F.) “pazartesi krş. HŞ 985, MN (2) 27/247
duşenbih” KE 3r/21 duzġu “azık, misafir için hazırla-
duşenbih (<F.)“pazartesi krş. du- nan yemek krş. tuzġu” ME 30/8
şenbe” duşenbih kün “pazertesi dü (<F.) “iki (2)” HŞ 312, dü cihan
günü” NF 4/11, duşenbih tün “iki cihan” HŞ 4696
“pazertesi gecesi” NF 101/9 dübr (<A.) “makat, göt” NF 43/3
duşmān (<F.) “düşman krş. dü-gāne (<F.) “iki rekat” MM 86/1
düşmān, düşman, düşmen” ME dühülçi (<F.+T.) “davulcu” HŞ
111/4 3136
154 | D r . Suat ÜNLÜ

dükedü “tamamen” dükedü oķı- “doğmak, dünyaya gelmek”


“hatmetmek” ME 141/5 KE184r/9
düken-“tükenmek, bitmek, son dünyālik (<A.+T.) “dünyalık, dün-
bulmak krş. tüken-” ME 157/2 ya malı krş. dünyelik” KE
dükey “çift” dükey bol-“çift olmak, 184v/11
çiftleşmek” ME 147/4 dünyāvį (<A.) “dünyevî, dünyaya
dükkān (<A.) “dükkan” KE 171v/9 ait, mal mülk” NF 262/15,
düldül(<A.)“Mısır meliki dünyāvį bol- “dünyaya ait ol-
Mukavkış’ın Hz. Muhammed’e mak, dünyalık olmak” NF
hediye ettiği katır” NF 70/14, 251/10
KE 230r/17, HŞ 1175 dünye (<A.) “dünya, dünya malı,
düñür “hısım” ME 14/2 dünyalık krş. dünyā” MM 40/2
dünyā (<A.) “dünya, dünya malı, dünyelik (<A.+T.) “dünyalık,
dünyalık krş. dünye” NF 64/14, malk-mülk, para krş. dünyālik”
KE 10v/18, ME 85/7, HKT dünyelik tap- “dünyalık elde
29b/7, MM 48/1, MN (1) 9/7, etmek, malk-mülk sahibi olmak
HŞ 2607, AO IV/17, MN (2) e
ğ
“ HŞ 4701
5/42, dünyā fāyidesi i
t dür- “dürmek, katlamak, bükmek
i
“dünya menfaati, geçici menfa- m krş. tür-(1)” ME 7/3
at” HKT 166b/7,dünyāda y
a
dürdāne (<F.) “inci tanesi” HŞ 283
yarlıķaġan “dünyada merhamet y
ı düre(<A.) “cevahir kutusu” MN
eden, esirgeyen, esma-i (2) 25/249
n
e
v
hüsna’dan er raĥmān” HKT i düret- “türetmek krş. töret-, türet-,
171a/1,dünyādın bar- “ölmek, döret-, törüt-” ME 6/7
vefat etmek” KE 11r/1, düreyd(<ö.a.) “savaş konusunda
dünyādın keç- “ölmek, dünya yetenekli bir kişi” NF 69/15
nimetlerinden uzak durmak, dürlendür-“türlü türlü etmek, çeşit-
elini eteğini dünyadan çekmek” lemek” ME 94/3
KE 239r/16, dünyādın kiç- “öl- dürlü “türlü krş. türlüg, türlü” ME
mek, dünya nimetlerinden uzak 94/4
durmak, elini eteğini dünyadan dürr (<A.) “inci” HŞ 1540, dürr-i
çekmek” HŞ 4320, dünyādın kāmil “büyük inci” HŞ 292,
rıħlet ķıl- “ölmek, vefat etmek” dürr-i meknūn “parlak inci, dizi
KE 19r/19, dünyādın öt- “öl- halinde inci, gizli inci krş. dürr-
mek, vefat etmek” KE 82v/18, i meknūn” HŞ 312, dürr-i
dünyādın toy- “ dünya nimetle- meknūn “parlak inci, dizi halin-
rine doymak, dünyada her şeyi de inci, gizli inci krş. dürr-i
tatmak” HŞ 3509, dünyāġa kel- meknun ” KE 249v/13, dürr-i
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 155

yetįm “büyük inci tanesi, Hz. gibi görmek” NF 278/3, düş-


Muhammed” HŞ 1139 man tut- “düşman olmak, düş-
dürt-“sürtmek, itelemek, sürmek man gibi görmek” NF 148/10,
(yağ) krş. türt-” İML 109 HKT 526b/9, düşman tutmaķ
dürūd (<A.) “selam, dua, rahmet, “buğuz etme, düşman gibi gör-
övgü krş. durūź” KE 64v/18, me, kızma” HKT 447a/7
MM 6/2, HŞ 4681 düşmān (<F.) “düşman
dürül- “dürülmek, toparlanmak, krş.düşman, düşmen, duşmān” d
kıvrılmak krş. türül-” ME 162/2 NF 423/1, KE 32r/5, düşmān
dürüm “iç, muhteva” ME 7/3 ķıl- “düşman gibi görmek ve
dürüst (<F.) “doğru, gerçek, geçer- muhalefet etmek” KE 18r/6,
li, tam, bütün” NF 101/7, KE düşmānraķ “daha çok muhalefet
145v/8, ME 86/2, MM 80/3, etme, daha çok düşman gibi
HŞ 2993, dürüst bol- “doğru ve görme” KE 64v/11
uygun olmak” NF 284/9, KE düşmanlıġ(<F.+T.)“düşmanlık krş.
10r/10, HKT 424b/1, HŞ 2069, düşmānlıķ, düşmenlıķ, düşman-
dürüst söz “doğru ve mantıklı lıķ” AO I/14
söz, hikmet” HKT 270a/3, dü- e
ğ düşmanlıķ (<F.+T.)“düşmanlık krş.
rüst teñ tut- “adaletli davran-
i
t düşmānlıķ, düşmenlıķ,
i
mak, eşit tutmak” HŞ 3101, dü- m düşmanlıġ” NF 75/10, HKT
rüst yol bul- “doğru yola gir- y
a

mek, hidayete ermek” HŞ 1782, y


ı
n
dürüstrek “daha doğru, daha e
v
gerçek” KE 8r/17 i

dürüstluķ (<F.+T.)“dürüstlük, doğ-


ruluk, sağlamlık” KE 218r/5,
dürüstluķ üze “hakikat şu ki,
gerçekten” HKT 369a/3
düş “düş, rüya krş. tüş (1)” ME
141/5
düş- (1) “uygun olmak krş. tüş-”
ME 5/4
düş- (2) “inmek, düşmek krş. tüş-”
İML 116
düşman (<F.) “düşman krş.
düşmān, duşmān, düşmen” NF
20/10, HKT 534b/3, düşman
bol- “düşman olmak, düşman
156 | D r . Suat ÜNLÜ

117a/4, HŞ 2098, düşmanlıķ taķı düz-(2) “doğrultmak, düzeltmek,


ħilāf ķıl- “düşman gibi görmek düzenlemek, düzene sokmak”
ve muhalefet etmek” HKT ME 107/7, K VII/42
521b/4, düşmānlıķ taķı ħilāf düzlük “doğruluk, adalet krş.
ķılış- “düşman gibi görmek ve tüzlük” ME 19/1
hep beraber muhalefet etmek” düzül- “düzgün olmak, sıraya gir-
HKT 521b/7 mek krş. tüzül-(1)” ME 158/8
düşmānlıķ(<F.+T.)“düşmanlık krş.
düşmanlıķ, düşmenlıķ,
düşmanlıġ, düşmenlıķ” NF
17/16, KE 25r/5
düşmen(<F.) “düşman, krş.
düşmān, düşman, duşmān” KE
67v/9, MN (1) 8/3, HŞ 1715, K
IV/13, düşmen bol- “düşman
olmak, düşman gibi görmek”
KE 195r/4, düşmen tut- “düş- e
ğ
man olmak, düşman gibi gör- i
t
i
mek” KE 7v/9 m

düşmenlıķ (<F.+T.)“düşmanlık krş. y


a
düşmānlıķ, düşmanlıķ, y
ı

düşmanlıġ” KE 243r/4
n
e
v
düşnām (<F.) “sövme” MN (2) i

37/367
düşündür- “öğretmek, alıştırmak”
ME 22/2
düşür- “düşürmek, indirmek, de-
virmek krş. tüşür-” KVII/19
düşvār (<F.) “zor, güç, sıkıntılı,
çetin krş. düşvar” NF 106/13,
KE 122r/8, HŞ 1845, düşvār
bol- “güç durumda olmak, sı-
kıntı içinde olmak” HŞ 2349
düz “düz, doğru, uygun krş. düz”
ME 86/8
düz-(1)“dizmek, sıraya koymak
krş. tüz-, diz, tiz-” ME 86/8
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 157

-E- esrem bin ebrehe śabāĥ “bkz.


ebrehe” KE 179v/19
ebsem“sakit, uslu, susma, sessiz
ebā muĥammed (<ö.a.) “Hz. Ha-
durma krş. ibsem” HŞ 3148,
san” NF 86/8
ebsem ķal- “susmak, sessizce
ebced (<A.) “ebced, Arap alfabesi-
kalmak” HŞ 1166, ebsem tur-
ne ait harflere belli değerlerin
“susmak, sessizce beklemek”
verilmesi” KE 172v/6
HŞ 2833
ebedā (<A.) “ebediyen, hiçbir za-
ebter (<F.) “zürriyetsiz, hayırsız” e
man, asla” NF 299/1
NF 62/16, MN (1)13/14
ebedį (<A.) “ebedi, sonsuz” NF
ebū Ǿabduǿllāh ķużaǾį (<ö.a.)
136/13, K V/19, ebedį ķal-
“meşhur fakihlerden olup Mı-
“ebedi olarak kalmak, sonsuza
sır’da kadı olmuş ve elçilikle
dek var olmak” NF 237/5
Rum’a gönderilmiştir” NF
ebedüǿl-ebed (<A.) “ebedî olarak,
206/13, imām Ǿabduǿllāh ķużaǾį
ebediyen” MM 332/1
“meşhur fakihlerden olup Mı-
ebhā (<A.) “güzel yüzlü, zarif, hoş.
sır’da kadı olmuş ve elçilikle
Ebu Bekr’in lakabı” KE e
Rum’a gönderilmiştir” NF
201r/20 ğ
i
t 249/13
ebį leheb (<ö.a.) “Hz. Muham- i
m ebū Ǿabduǿllāh-ı sekrį (<ö.a.) “bir
med’in amcalarından Abdüǿl- y
âbid” NF 351/13, ebū
Muttalib’in lakabı olup (alev a
y
ı Ǿabduǿllāh “bir âbid krş. ebū
babası, Cehennemlik) manasına n
e Ǿabduǿllāh” NF 351/14, ebā
gelir” HKT 582b/4 v
i
Ǿabdaǿllāh “bir âbid krş. ebū
ebķā(<ö.a.) “Hazrec ile savaşan
Ǿabduǿllāh” NF 351/14
kişilerden biri” KE 203v/18
ebū Ǿabduǿllāh-ı ŧūsį (<ö.a.) “bir
ebleh (<A.) “ebleh, ahmak” HŞ
âbid” NF 295/15
101, ebleh bol- “ebleh olmak,
ebuǿl-Ǿalā-i ūşį (<ö.a.) “Alî bin
ahmakça davranmak, ahmak
Osmân Sirâciddîn el Fergânî el
olmak” HŞ 864
Hanefî. Nisâbuǿl-ahbâr ve
ebrahām (<ö.a.) “İbrahim peygam-
tezkiretiǿl-ahyâr adlı eseri olan
ber krş.ibrāhām, ibrāhįm” KE
din alimi” NF 269/11, imām
37v/18
“Alî bin Osmân Sirâciddîn el
ebrehe (<ö.a.) “Ebû Yeksûm
Fergânî el Hanefî. Nisâbuǿl-
Ebrehe el-Eşrem-el Habeşî. Fil
ahbâr ve tezkiretiǿl-ahyâr adlı
vak’ası olarak bilinen olayın
eseri olan din alimi” NF 18/13
kahramanı, Yemen valisi” NF
ebuǿl-Ǿāś (<ö.a.) “Hz. Muham-
40/16, KE 179v/20, ebrehe bin
med’in kızı Zeyneb’in kocası
158 | D r . Suat ÜNLÜ

ve Hz. Hadice’nin kardeşi” NF ebuǿd-derdā “bkz. ebū-derdā”


5/3, KE 198r/20 NF 172/13
ebuǿl-aǾveriǿs-selemį (<ö.a.) “Benū ebū eyyūbüǿl-enśārį (<ö.a.) “Saha-
Müslim kabilesinden biri” KE beden olup Peygamber’in
228r/14 medine’ye hicretinde evinde
ebū bekr (<ö.a.) “Hz. Ebû Bekr. kaldığı kişi” KE 221r/1, ebū
Peygamberden sonra gelen bi- eyyūb-ı enśārį “bkz. ebū
rinci halife” NF 15/16, KE eyyūbüǿl-enśārį” KE 217r/15
188v/17, MM 11/3, ebū bekr-i ebuǿl buħterį ibn hişām (<ö.a.)
śıddįķ “bkz. ebū bekr” NF 99/9, “Hz. Muhammed’i öldürmek is-
KE 121v/6, ebā bekr “bkz. ebū teyen kafirlerden biri” KE
bekr” NF 15/17, MN (1) 16/11, 219v/5, ebuǿl buħterį “bkz.
ebā bekr bin Ǿalį “bkz. ebū ebuǿl buħterį ibn hişām” KE
bekr” KE 247r/21 219v/10
ebū caǾfer (<ö.a.) “Abbasî halifesi” ebuǿl-fażl (<A.) “Ebu Bekr’in la-
NF 187/1 kabı” KE 201r/19
ebū cehl (<ö.a.) “Ebuǿl-Hakem e
ğ
ebū ĥacįfa (<ö.a.) “Ebu Cuhayfa
Amr bin Hişâm bin Mugîre bin i
t Hucayfa Vehbel-Hayr. Sahabe-
i
el- Kureyşî el-Mahzûmî. Hz. m den bir zat” NF 266/10
Muhammed’in ve İslam’ın en y
a
ebū ĥandel(<ö.a.) “Süheyl bin
azılı düşmanlarından” NF 6/4, y
ı Ömer’in oğlu” KE 226r/16
KE 173r/9, ebū cehl Ǿal “bkz. ebū ĥanįfe (<ö.a.) “Ebû Hanife
n
e
v
ebū cehl” NF6/2, ebū cehl ibn i NuǾmân bin Sâbit bin Zûtâ bin
ħişām “bkz. ebū cehl” KE Mâh. İmam-ı AǾzâm. Hanefi
219v/5, ebū cehl-i laǾįn “bkz. mezhebinin kurucusu” NF
ebū cehl” KE 190r/2 44/12, ebā ĥanįfe “İmam-ı
ebū dāvud-ı seccestānį (<ö.a.) “Ebû AǾzâm. Hanefi mezhebinin ku-
Dâvud Süleymân bin el-EşǾas rucusu” NF 189/1, imām-ı
bin İshâk es Secestânî el-Ezdî. aǾzām ebū śanįfe-i kevfį
Kütüb-i sitte’den biri olan Sü- “İmam-ı AǾzâm. Hanefi mez-
nen’in müellifi, muhaddis” NF hebinin kurucusu” NF 185/11
231/17 ebuǿl-ĥasan (1)(<ö.a.) “Hz. Hüse-
ebū deccāne (<ö.a.) “Uhud gaza- yin’in oğlu krş. Ǿalį” NF243/6
sında Hz. Muhammed’in kılıcı- ebuǿl-ĥasan (2) (<ö.a.) “Ebû Bahr
nı verdiği sahabe” KE 223r/12 Sahr bin Kays bin Muâviye el
ebū-derdā (<ö.a.) “Sahabe ve Ahnaf es-SaǾdî et-Temîmî. Fe-
ensardan bir zat” KE 201r/17, tihleri, cesareti ve zekası ile
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 159

anınmış tâbiǾîn krş. Aĥnaf bin “Ebû İsâ Muhammed bin İsâ
Kays” NF 257715 bin Sevre bin Şeddâd. El-
ebuǿl-ĥasan-ı nūrį (<ö.a.) “bir CâmîǾüǿs-sahîh adlı hadis kita-
âbid” NF 307/3, ebuǿl-ĥasan bının yazarı olan muhaddis” NF
nūrį (<ö.a.) “bir âbid” NF 307/4 380/16
ebū hāşim (<ö.a.) “bir âbid” NF ebū isĥāķ-ı nişāburį (<ö.a.)
434/7 “Kısasüǿl- Enbiya yazarı” KE
ebū ĥāzım (<ö.a.) “Ebû Hâzım 27v/4
ǾÖmer bin Ahmed bin İbrâhîm ebū Ǿįsį (<ö.a.) “Ebu İsi” KE 57v/1 e
el-Abdûyî. Hadis hafızı” NF ebū ķalābe (<ö.a.) “Ebû Kılâbe
396/4 Abdullâh bin Zeyd bin amr el-
ebuǿl-ĥikem (<ö.a.) “Ebu Cehl’in Cermî. Muhaddis” NF 136/9
lakabı” KE 204v/13, ebū ĥikem ebū ķubays (<ö.a.) “Mekke’nin
“bkz. ebuǿl-ĥikem” KE güneydoğusunda yer alan kü-
219v/15 çük bir dağ” NF 39/3
ebū ĥuyūfiǿl-caǾfer (<ö.a.) “Hz. ebū ķuĥāfe (<ö.a.) “Ebû Bekr’in
Hüseyn’i elinden okla yarala- babası” NF 98/6
yan kişi” KE 248r/9 e
ğ ebū leheb (<ö.a.) “Ebû Utbe
ebū hüreyre (<ö.a.) “Abdurrahmân
i
t Abdüluzzâ bin Abdilmuttalib
i
bin Sadr ed-Devsî. Ebû Hureyre m bin Hâşim. Hz. Peygamber’in
adını Hz. Muhammed vermiş- y
a
amcası ve en azılı düşmanların-
tir” NF 180/14, KE 145v/9, ebā y
ı dan biri” NF 13/9, KE 50r/6,
n
hüreyre “Abdurrahmân bin Sadr e
v
ebā leheb “Ebû Utbe Abdüluzzâ
ed-Devsî. Ebû Hureyre adını i
bin Abdilmuttalib bin Hâşim”
Hz. Muhammed vermiştir” NF NF 13/15
180/15 ebuǿl-leyŝ-i semarķandį (<ö.a.)
ebū imāmetiǿl-bāhilį (<ö.a.) “Ebuǿl-Leys Nasr bin Muham-
“Suday bin Aclân bin Hâris. med bin Ahmed bin İbrâhîm es-
Sahabeden olup kendisinden Semerkandî. Hanefî fakihi ve
150 hadis rivayet olunmuştur” kelamcısı” imām “Ebuǿl-Leys
NF 406/5, ebū imāmetüǿl-bāhilį Nasr bin Muhammed bin
“bkz. ebū imāmetiǿl-bāhilį” KE Ahmed bin İbrâhîm es-
217r/17 Semerkandî. Hanefî fakihi ve
ebū Ǿįsā tirmiźį (<ö.a.) “Ebû İsâ kelamcısı” NF 259/14
Muhammed bin İsâ bin Sevre ebū luǿluǿat(<ö.a.) “Mugîre bin
bin Şeddâd. El-CâmîǾüǿs-sahîh ŞuǾbe’nin hizmetkarı krş.
adlı hadis kitabının yazarı olan ferūz” NF 117/2
muhaddis” NF 380/16, imām
160 | D r . Suat ÜNLÜ

ebū lübābe benį Ǿabdüǿl-münzir “bkz. ebū muslim ħavlānį” KE


(<ö.a.) “sahabeden bir zat” KE 217r/14
229v/18, ebū lübābe “bkz. ebū ebū müslimį rāfį (<ö.a.) “Ebu Râfî
lübābe benį Ǿabdüǿl-münzir” İbrâhîm el-kıbtî. Hz. Muham-
KE 229v/19 med’in azatlı kölesi” KE
ebū lüǿlü (<ö.a.) “Mugîre 217r/16
bin ŞuǾbe’nin Hıristiyan kölesi ebū rāfįǾ (<ö.a.) “Hz. Peygam-
olup Hz. Ömer’i hancerleyerek ber’in azatlı kölesi” NF 140/1
öldürmüştür” KE 239r/17 ebū remǾe (<ö.a.) “Hz. Muham-
ebuǿl-meǾālį-i ispįcābį (<ö.a.) “tef- med’in imana davetine şakayla
sir yazarı” NF 444/2 karşılık veren kafir” KE
ebū muǾįd (<ö.a.) “Hz. Muham- 203r/21
med’in Medine’ye göçünde yi- ebū riyāz (<ö.a.) “Mısır hükümdarı
yecek yardımı olarak koyununu Mukavkış’ın Hz. Muhammed’e
veren âbid” NF 22/3 hediye ettiği Yagfûr adlı eşeğin
ebū muķātiǿl-i semerķandį (<ö.a.) künyesi” KE 230r/16
“Ebû Hanife ile ilgili bir kıssayı e
ğ
ebū saǾįd el-farnanį (<ö.a.)
nakleden kişi” NF 191/9 i
t “Umretüǿl-Kaza’yı anlatan bir
i
ebū murįd (<ö.a.) “bir âbid” NF m râvî” KE 228r/8
259/6 y
a
ebū saǾįd ħarrāz (<ö.a.) “fena ve
ebū mūsį el-eşǾarį (<ö.a.) “Ebu y
ı bekâ nazariyesinin kurucusu
Musa Abdullah bin kay bin olarak bilinen mutasavvıf” NF
n
e
v
Süleym el eşǾarî. Sahabeden i 248/15, aĥmed ibniǿl- ħarrāz
olup Hicretten önce Yemen’den “bkz. ebū saǾįd ħarrāz” NF
Mekke’ye gelerek İslama gir- 320/8
miştir” KE 243v/7, ebū mūsā el ebū saǾįd-i ħudrį (<ö.a.) “çok hadis
eşǾarį “bkz. ebū mūsį el-eşǾarį” rivayet eden yedi sahabeden bi-
NF 126/9, ebū mūsā “bkz. ebū ri” NF 265/17, ebū saǾįd ħudrį
mūsį el-eşǾarį” NF 126/11, ebā “bkz. ebū saǾįd-i ħudrį” NF
mūsā “bkz. ebū mūsį el-eşǾarį” 75/16, ebū saǾįd “bkz. ebū
NF 126/14, ebū mūsį “bkz. ebū saǾįd-i ħudrį” NF 336/12
mūsį el-eşǾarį” KE 243v/12 ebū saǾįdüǿl-ĥüźrā (<ö.a.) “Ebu
ebū muslim ħavlānį (<ö.a.) “Ebû SaǾîd saǾd bin Mâlik bin Sinân
Müslim Abdullâh bin Süveb el el-Hüźrā. Sahabeden ve Uhud
Havlânî ed-Dârânî. Meşhur savaşına katılanlardan” KE
tâbiǾîn ve zahid” NF 310/1, ebū 217r/14
muslim “bkz. ebū muslim
ħavlānį” NF 310/2, ebū muslim
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 161

ebū ŝaǾlebe (<ö.a.) “Sahabeden bir ebūǿl-velįd (<ö.a.) “Ebuǿl-Velid”


zat” NF 304/2, ebā ŝaǾlebe KE 111r/1
“bkz. ebū ŝaǾlebe” NF 304/6 ebū yaǾķūb tercemālį (<ö.a.) “Züǿl-
ebū seleme (<ö.a.) “İslama ilk gi- Karneyn’in kıssasını görmeye
ren sahabelerden” KE 217v/3 gidenlerden” KE 175v/21
ebū sufyān (1) (<ö.a.) “Ebû ebū yekşūm (<ö.a.) “Habeş hü-
Süfyan” NF 32/1, KE 224r/15, kümdarı Neçâşî’nin veziri” NF
ebā sufyān “bkz. ebū sufyān” 43/3
NF 49/4, sufyān “bkz. ebū ebū yezįd-i bisŧāmį (<ö.a.) “IX. e
sufyān” NF 17/13 yy’ın en meşhur sufilerinden”
ebū sufyān (2) (<ö.a.) “Ebû NF 3/13, bāyezįd-i bisŧāmį
Süfyân bin Hâris. Hz. Peygam- “bkz. ebū yezįd-i bisŧāmį” NF
ber’in amcasınınoğlu” NF 72/2 266/4
ebū süleymān-ı dārānį (<ö.a.) “ilk ebū yūsuf (<ö.a.) “731-798 yılları
zahidlerden” NF 315/9, ebū arasında yaşamış, Ebu Hani-
süleymān dārānį “bkz. ebū fe’nin talebelerinden biri” NF
süleymān-ı dārānį” NF 375/13, 193/14, MM 200/4, ebū yūsuf el
ebū süleymān “bkz. ebū e
ğ ķāźį “bkz. ebū yūsuf” NF
süleymān-ı dārānį” NF 375/17 376/14, ebā yūsuf “bkz. ebū
i
t
i
ebū şekā (<ö.a.) “Hz. Musa ile m yūsuf” NF 376/17
Tanrı’nın didarını görmeye gi- y
a
ebū źer-i ġafārį (<ö.a.) “Ebû Zer
den Şeka oğlanları” KE 120r/14 y
ı Cündeb bin Cünâde bin Süfyân
n
ebū ŧālib (<ö.a.) “Hz. Muham- e el-Gıfârî. Zühd ve takvası ile
v
med’in amcası” NF 4/16, KE i
meşhur sahabe krş. ebū źer-i
50r/7 ġıfārį” NF 130/16
ebū ŧālib-i mekkį (<ö.a.) “Kûtüǿl- ebū źer-i ġıfārį (<ö.a.) “Ebû Zer
kulûb adlı eserin yazarı” imām Cündeb bin Cünâde bin Süfyân
“bkz. ebū ŧālib-i mekkį” NF el-Gıfârî. Zühd ve takvası ile
444/5 meşhur sahabe krş. ebū źer-i
ebū Ǿubeyde (<ö.a.) “Ebû Ubeyde ġafārį” NF 127/16, KE 217r/18,
bin Cerrâh. Aşere-i ebā źer “bkz. ebū źer-i ġıfārį,
mübeşşereden olan İslam ordu- ebū źer-i ġafārį” NF 128/13
larına kumandanlık yapmış ki- ebū źülāme (<ö.a.) “Abbasî halife-
şi” NF 306/12 lerinin saraylarında soytarılık
ebūǿl-vahhāb (<ö.a.) “Salih pey- yapan zenci bir esir” KE 77v/16
gamberi evinde saklayan kişi” ebūdā (<ö.a.) Adem peygamberin
KE 36r/21, saķįl ebūǿl-vahhāb Habil ile birlikte doğan kızı”
“bkz. ebūǿl-vahhāb” KE 36r/18 KE 15v/5
162 | D r . Suat ÜNLÜ

ebyāt (<A.ç.) “beyitler” MM 405/1 edā (<A.) “ödeme, yerine getirme,


ecb bin Ǿamred (<ö.a.) “Beni İsra- tarz, üslup, yöntem” KE
il’de bir melik” KE 158r/19, 97v/10, HŞ 2885, edā ķıl- “tes-
ecb “bkz. ecb bin Ǿamred” KE lim etmek, vermek” NF 59/15,
158r/20 HKT 473b/9, MM 13, yerine
ecel (<A.) “ecel, vade, ölüm vakti” getirmek8/2
NF 130/7, KE 165v/7, ME 3/1, eđe “sahip krş. iđi (1), eye (1), ege,
HKT 168b/3, MM 255/3, HŞ idi(1), iti” NF 82/7, KE 57v/5,
2070, MN (2) 13/126, ecel HKT 235a/5
ölümi “ecel vakti, ölüm vakti” edeb (<A.) “terbiye, edebî bilgi”
KE 165v/7,ecel bėr- “öldürmek, NF 426/7, ME 74/7, MM 94/4,
ölmek” KE 120r/9, ecel kel- HŞ 3797, edeb bol- “terbiyeli
“ölüm vakti gelmek, ölmek” olmak” KE 233r/5, edeb ķıl-
NF 176/1, ecel yawu-“ölüm “terbiye etmek” NF 225/16, HŞ
vaktinin yaklaşması” NF 341/5, 3609
ecel yet-“ölüm vakti gelmek, edeblü (<A.+T.) “terbiyeli, edebî
ölmek krş. ecel yit-” NF e
ğ
bilgiye sahip krş. edeblüg” ME
298/14, ecel yit- “ölüm vakti i
t 165/5
i
gelmek, ölmek krş. ecel yet-” m edeblüg (<A.+T.) “terbiye, edebî
HŞ 1775, ecel yortıcısı “ölüm y
a
bilgi krş. edeblü” ME 65/3
meleği, Azrail” HŞ 1916 y
ı edebsiz (<A.+T.) “edepsiz, terbiye-
ecnās (<A.ç.) “cins, tür, cinsler, siz krş. edebsüz” KE 179v/13
n
e
v
türler” KE 193r/3 i edebsizlik(<A.+T.) “edepsizlik,
ecnebį (<A.) “yabancı” MM 260/3 terbiyesizlik krş. edebsüzlük”
ecnes ibn şerįf (<ö.a.) “Bedr sava- edebsizlik ķılın- “edebsizlik ya-
şında Ebu Cehl ile birlikte olan pılmak, terbiyesizlik yapılmak”
kâfirlerden biri” KE 221r/16 HŞ 341
ecr(<A.)“karşılık, sevap” KE edebsüz (<A.+T.) “edepsiz, terbi-
102r/21 yesiz krş. edebsiz” MM 295/2
eczā (<A.) “esas, içerik, madde” edebsüzlük (<A.+T.)“edepsizlik,
NF 277/13 terbiyesizlik krş. edebsizlik”
ėçi “babanın erkek kardeşi, amca” edebsüzlük ķıl- “edebsizlik
MM 259/3 yapmak, terbiyesizlik yapmak”
eçik “ekşi bkz. ekşi” İML 156 NF 47/17
eçkü “ keçi krş. ekçi” KE 228v/6, eđer “eyer krş. eyer” NF 53/2
MM 195/1 eđer- “takip etmek, izlemek, arka-
eđ “ipekli kumaş” KE 249v/2 sından gitmek” KE 227v/21,
MM 271/2
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 163

ederle- “eğerlemek krş. eđerle-” iş “daha güzel iş, en güzel iş”


HŞ 2666 HKT 188b/2
eđerle-“eğerlemek krş. ederle-” eđgülik “iyilik krş. eđgülük,
ME 7/6 iđgülük, eygülük” KE 93v/12,
ederlek- “eyerletmek” HŞ 3734 eđgülik ķıl- “iyilik etmek,
ederlen- “eyerlenmek” HŞ 2667 nimetlenddirmek” KE 233v/9
eđgü 1. “iyi, iyilik, güzel, hoş krş. eđgülük 1.“iyilik krş. eđgülik krş.
iđgü, eygü, eyü, igü” NF 54/4, iđgülük, edgülük, eygülük” NF
KE 6r/4, ME 98/3, HKT 269/16, KE 34r/3, ME 29/3, e
198b/4, MM 101/4, HŞ 2491, HKT 7a/5, İML 94, HŞ 3439,
İML 97, 2. bozuk olmayan, sağ- 2. “nimet, lutuf” HKT 86b/9,
lam, zarar görmemiş” HKT eđgülük bol- “iyilik olmak, iyi
290b/1, 3. iyilikte bulunan, fay- olmak” HŞ 3439, eđgülük ėt-
dalı iş işleyen, şerefli, değerli” “iyilik etmek, nimetlendirmek”
HKT 568a/4, eđgü Ǿamel “iyi ME 188/3, eđgülük kel- “iyilik
ve faydalı iş, iyilik” HKT bulmak, iyilikle karşılaşmak”
306a/1, eđgü at “iyi ve müsbet NF 292/11, eđgülük ķıl- 1. “iyi-
isim” HŞ 218, eđgü bol- “iyi e
ğ lik etmek, nimetlenddirmek”
olmak, iyileşmek” NF 114/10,
i
t NF 185/15, KE 26r/4, ME 33/1,
i
KE 126r/4, eđgü ĥaslet “iyi m HKT 527a/3, HŞ 2093, 2.
huy” HŞ 3872, eđgü iş “iyi ve y
a
nimetlendirmek, lutfetmek”
faydalı iş, iyilik” HKT 16a/3, y
ı HKT 248a/1, eđgülük ķılġan 1.
n
eđgü ķıl- “iyi davranmak” NF e
v
“iyilik eden, iyi davranan”
197/10, HKT 369a/7, eđgü i
HKT 294b/2, 2. “iyilik eden
ķılmaķ “iyilik etme, lutufta bu- lutufkâr, esma-i hüsna’dan el-
lunma” HKT 484a/9, eđgü ķul berr” HKT 501b/4, eđgülük
“iyi ve güzel işler işleyen kul” ķılmaķ “iyilik etme, iyilik”
HKT 379a/1, eđgü saķın- “baş- HKT 510a/6, eđgülük kör- “iyi-
kasının iyiliğini istemek” KE lik görmek, fayda görmek, ya-
232r/6, HKT 227b/2, eđgü tut- rar görmek” KE 99r/16,
“iyi davranmak” KE 167v/10, eđgülük teg- “iyilik görmek,
eđgü vücūd “güzel vücud” HŞ faydasını görmek, yararını
1080, eđgü yanut “mükafat” görmek” NF 412/9, eđgülük
HKT 15a/5, eđgü zāt “yüce şah- yawuzluķ sebebi “bir şeyin ol-
siyet” HŞ 641, eđgürek “daha masına yol açan şey” HKT
iyi, daha hayırlı” NF 158/15, 161a/1, eđgülük tile- “iyilik is-
HKT 345b/6, HŞ 2519, eđgürek temek” HŞ 2947
164 | D r . Suat ÜNLÜ

eđgülüklü “destek, yardım, yar- efǾāl (<A.ç.) “ibadet için yapılması


dımcı” ME 62/2 gereken işler, hareketler, fiiller”
edigü(<ö.a.) “Altın Ordu’da NF 37/2, KE 249r/4, MM 398/1
Mangıt kabilesine mensup efendi (<Rum.) “efendi” K X/14
meşhur bir bey” AO II/4 efgān (<F.) inleme, acıyla bağır-
ėdil-“yapılmak, edilmek” ME ma” efgān ķıl- “inlemek, acıyla
178/4 bağırmak, feyad ve figan et-
edįm (<A.) “debbağlanmış deri” mek” HŞ 3291
NF 105/16, KE 40v/20, efge “öfke, krş. öfke, öpke” HŞ
edįm-i ŧayifį “Tayif derisi” 1734, efge ķıl- “hiddetlenmek,
KE 75v/7 kızmak” HŞ 3646
eđin “başka, diğer krş. ađın” KE efǿi (<A.+F.)“engerek yılanı” HŞ
4v/9, eđin bol- “başkası olmak, 4449
başkalaşmak, diğeri olmak” KE efk (<A.) “yalan, iftira” KE 234r/8,
14v/7 efk ĥadįŝi “Hz. Aişe ile
ėdin- (1)“edinmek” ME 167/3 Hz.peygambere atılan iftira”
ėdin- (2) “süslenmek” ME 174/4 e
ğ
KE 234r/9
ėdiş- “birlikte yapmak” ME 122/4 i
t efkele- “öfkelenmek krş. öfkele-,
i
ediz “yüksek, ulu, yüce, bir şeyin m öfkelen-” HŞ 3642
tepesi krş. eđiz, idiz” edizrek y
a
eflāk (<A.ç.) “felekler, gökler” KE
“daha yüksek, daha ulu, daha y
ı 209r/15, MM 8/1, eflāk bol-
yüce” HŞ 705 “felekler ve gökleri yaratmak,
n
e
v
eđiz “yüksek, ulu, yüce, bir şeyin i meydana getirmek” KE 209r/16
tepesi krş. ediz, idiz” KE 4r/8, eflātūn(<A.) “eflatun” MN(2)
eđiz bol- “yüksek olmak, yü- 28/281
celmek, ulu olmak” KE 224r/9, eflūn(<ö.a.) “Şam hükümdarı
eđizrek “daha yüksek, daha ulu, Dadbane’nin ak taştan putu”
daha yüce” KE 2v/4 KE 161r/9
eđizlik “yükseklik” KE 13v/6 efrāŧim (<ö.a.) “Yusuf peygambe-
eđle-“takip etmek, izlemek” KE rin oğlu” KE 105r/4
164v/14 efsāne (<F.) “efsane” MN (2)
edügü (<ö.a.) “Timur Han’a men- 37/372
sup bir bey” AO I/8 efŧār (<A.) “iftar, oruç açma” NF
edük “çizme, edik, ayakkabı krş. 142/2, efŧār vaķtı “oruç açma
etük, ötük” KE 118v/16, ME vakti, iftar vakti” NF 295/8,
30/3, MM 184/1 efŧār ķıl- “oruç açmak, oruç
vakti oruç bozmak” NF 134/11
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 165

efżāl (<A.) “en faziletli, daha fazi- egil- “eğilmek, bükülmek krş. ėgil-
letli krş. efżal” KE 167v/16, ,igil-, ekil-” KE 75v/16, ME
efżāl-i aǾmāl-i enbiyā “peygam- 99/2, HKT 8b/4
berlerin yapmaları gerekli fazi- ėgil- “eğilmek, bükülmek krş. egil-
letli işleri” KE 135v/11 , igil-, ekil-” MM129/4
efżal (<A.) “en faziletli, daha fazi- egin “omuz krş. ėgin, igin, ikin”
letli krş. efżāl” NF 232/8 NF 287/5, KE 64v/5, ME
efzįm (<ö.a.) “Musa peygambere 104/7, HKT 540b/3, egin tonı
karşı gelen kafirlerden birisi” “görünüş, suret” ME 104/7 e
KE 125r/11 ėgin “omuz krş. egin, igin, ikin”
efzūn (<F.) “aşkın, fazla” MN (2) MM 91/3
28/273 egir- “çevirmek, eğirmek, kuşat-
eg- “eğmek, bükmek, fikrini değiş- mak, kaplamak” NF 111/8, KE
tirmek krş. ėg-, ig-” KE 75r/16, 13v/11, ME 111/4, İML 113
ME 107/7, HKT 213a/8, İML egirt-“çevirtmek, kuşatmak, kap-
112, eggen “eğen, çeviren” latmak” KE 40v/18
HKT 320a/7 egle-“eğlemek, oyalamak, beklet-
ėg- “eğmek, bükmek, fikrini değiş- e
ğ mek” NF 110/11, ME 79/3
tirmek krş. eg-, ig-” MM 145/2
i
t eglen-“oyalanmak, konaklamak,
i
ege “sahip krş. eđe, eye (1), iđi (1), m kalmak, eğlenmek, durmak, bu-
idi (1), iti” KE 94v/21 y
a
lunmak” NF 343/16, KE
ėge-“sürtmek, yürütmek, uğrat- y
ı 58r/14, ME 188/4
n
mak” ME 37/4 e eglençe “eğlence, oyalayıcı şey”
v
eger (<F.) “eğer, şayet krş. ger, i
KE 53v/18
veger” NF 15/11, KE 6r/13, eglendür- “oyalanmak, eğlendir-
HKT 527b/6, MM 5/3, MN (1) mek” ME 6/8
9/7, MN (2) 5/42, eger niçeme egme “hilal” KE 181v/6
“her ne kadar, ise bile, ise dahi” egri “yanlış, çarpık, eğri krş. ėgri,
HKT 173a/5, eger niçeme kim igri” HKT 258a/3, İML 154,
“her ne kadar, ise bile, ise dahi” egri arķa “kanbur” İML 141
HKT 185b/4 ėgri “eğri krş. egri, igri, eyri” KE
egerçi (<F.) “her ne kadar” KE 7v/10, ME 186/7
2v/19 egrilik “eğrilik, bozukluk” HKT
egerlig “eyerli” KE 148v/10 156b/6
egeş- “kıskançlık yüzünden yarış- eĥad (<A.) “tek, bir” NF 97/5
mak” KE 131r/14 eĥādiŝ (A.ç.) “hadisler” NF 222/9
ehek (<A.) “kireç” KE 138r/15
166 | D r . Suat ÜNLÜ

ehl (<A.) 1. “ehil, sahip, malik, bir ejdeha “ejderha” HŞ 3491


yere ait olan, karı kocadan biri” eje“kireç, sıva, alçı krş. ajya” ME
NF 388/14, KE 189r/13, HKT 102/3
419b/4, HŞ 1567, MN (1) ek- “ekmek, ekin ekmek ėk-, ik-”
21/11, 2. “aile, akraba” HKT NF 427/11, KE 90r/16, HKT
233b/6, 3. “ehil, erbab” HKT 512b/9, İML 110
491a/8, 4. “topluluk, cemaat” ėk- “ekmek, ekin ekmek krş. ek-,
HKT 7b/6, 5. “halk” HKT ik-” MM 200/1
32a/2, ehl-i amān “iman sahibi ekābir (<A.ç.) “büyükler, devlet
olanlar” MM 26/2, ehl-i bedr ricali” K VIII/2
“Bedirde olanlar, Bedir sava- ekber (<A.) “ulu, yüce, büyük” KE
şında bulunanalar” KE 241r/21, 194r/7, HŞ 4173
ehl-i dünyā “dünyalıklar, dün- ekçi “keçi krş. eçkü” KE 170v/19
yaya kendini vermiş olanlar” ėkeçi “babanın kız kardeşi, hala”
NF 132/1, ehl-i maǾnį “muta- MM 259/3
savvıf” MM 58/2, ehl-i naĥrān ėkegü “ikisi, ikisi birden krş.
“Nahran halkı, Nahran kabile- e
ğ
ikegü” NF 140/3, KE 13v/10
sine mensup olanlar” NF i
t ėkele “ikisi birden krş. ėkegü,
144/16, ehl-i tācįk “Tacik hal-
i
m ikegü” KE 27v/14
kından olanlar, Taciklere men- y
a
ėki “iki (2) krş. ėkki, ikki” NF
suplar” KE 230v/13 y
ı 34/16, KE 4r/9, ėki idişler “iki
ehl-i beyt (<A.) “Hz. Muham- çanak, iki kadeh” KE 209r/10,
n
e
v
med’in yakın akrabası olanlar, i ėki köñüllüg “karışık fikirli, ka-
ev halkı, yakın çevre” NF 91/7, rışık düşünceli” KE 106v/14,
KE 247r/20 ėki yarım “bir yıl” KE 56r/9
ehl-i sünnet (<A.) “Hz. ekil- “eğilmek krş. ėgil-, igil-, egil-
Muhammedle sahabelerine iti- ” İML 106
katta uyanlar” KE 217v/21 ėki miñ “iki bin (2000)” KE 49r/2
eħnūĥ (<ö.a.) “İdris peygamber” ėki miñ altı yüz ķırķ ėki “iki bin
KE 19v/16 altı yüz kırk iki (2642)” KE
eĥyā(<A.) “canlandırma, hayat 28r/5
verme, diriltme krş. iĥyā” eĥyā ėki miñ yüz yegirmi “iki bin yüz
ķıl- “canlandırmak, hayat ver- yirmi(2120)” KE 2120
mek, diriltmek” NF 192/4 ekin “ekin krş. ėkin, ikin(1)” NF
eĥyālik (<A.+T.) “canlılık, uyanık- 298/3, KE 95r/12, ME 169/7,
lık” eĥyālik ķıl- “canlılık gös- HKT 10b/4, 2. “tarla” HKT
termek, uyanıklık belirtisi gös- 33a/7, ekin ek- “tarlaya tohum
termek” NF 223/8 atmak, ekin ekmek” NF 427/10,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 167

KE 92v/10, ekin tik- “tarlaya 501a/6, ekisgen “eksilten, eksik


tohum atmak, ekin ekmek” KE tartan” HKT 358b/6, ekismek
20r/10, ekin yapurġaķı “ekin 1.“eksiltme, azaltma” HKT
yaprağı” HKT 581a/3 551b/3, 2.“indirim, tenzilat”
ėkin “ekin krş. ekin, ikin (1)” MM ME 211/5
199/1 ekiş- “birlikte ekmek” ME 115/4
ėkinç“ikinci (2.) krş. ėkinçi, ėkişer“ikişer krş. ėkkişer” KE
ėkkinç, ėkkinçi, ikinç” NF 78v/4
288/2, KE 80r/20, MM 5/2 ėki yüz “iki yüz (200) krş. ėkki e
ėkinçi (1)“ikinci (2.) krş. ėkinç, yüz” KE 6v/11
ėkkinç, ėkkinçi, ikinç” NF ėki yüz miñ “iki yüz bin (200.000)
175/4, KE 145r/4, MM 32/1, krş. ėkki yüz miñ” KE 115v/3
ėkinçi ķıl- “tekrarlamak” KE ėkiz “ikiz krş. ekiz, ikiz, ikiz” NF
166r/16 337/7, KE 4r/15, ėkiz oġlan
ekinçi “çiftçi krş. ėkinçi (2), ikinç” “ikiz erkek çocuk” NF 337/3,
HKT 492a/2 ėkiz tuġ- “çift doğmak, ikiz ola-
ėkinçi (2) “çiftçi krş. ekinçi, ikinç” rak doğmak“NF 337/5
NF 292/12, MM 277/1 e
ğ ekiz “ikiz krş. ėkiz, ikiz, ikiz” ME
ėkindi “ikindi vakti, ikindi krş.
i
t 30/6
i
ėkindü, ėkindük, ikindü, ikindi” m ėkki “iki (2.) krş. ėki, ikki” NF
ėkindi namāzı “ikindi namazı, y
a
73/10, KE 5v/12, MM13/1
ikindi vakti” KE 127v/10 y
ı ėkki buçuķ “iki buçuk, yarım” MM
n
ėkindü “ikindi vakti, ikindi krş. e 187/1
v
ėkindi, ėkindük, ikindü, ikindi” i
ėkki miñ “iki bin (2000) krş. ikki
NF 40/8, MM 125/3, ėkindü miñ” NF 70/15
namāzı “ikindi namazı, ikindi ėkkilenç “ikinci olarak, ikincikez”
vakti” NF 33/7, KE 140r/21, KE 110v/2
MM 157/4 ėkkinç “ikinci (2.) krş. ėkinç,
ėkindük “ikindi vakti, ikindi krş. ėkinçi, ėkkinçi, ikinçi (1)” NF
ėkindi, ėkindü, ikindü, ikindi” 61/17
NF 234/9, ėkindük namāzı ėkkinçi“ikinci (2.) krş. ėkinç,
“ikindi namazı” NF 30/14, KE ėkinçi, ėkkinç, ikinçi (1)” NF
22r/12 381/5
ekinlig “mahsülü olan mahsül ve- ėkkişer “ikişer krş. ėkişer” NF
ren” HKT 250b/7 192/17
ekinlik “ekin yeri, tarla” İMl 180 ėkki yüz “iki yüz (200) ikki yüz
ekis- “azaltmak, eskitmek krş. krş. ėki yüz” NF 42/4, MM
eksi-, eksü-” ME 134/5, HKT 189/1
168 | D r . Suat ÜNLÜ

ėkki yüz miñ “iki yüz bin mak, az çıkmak” KE 166r/9,


(200.000) krş. ėki yüz miñ” NF eksük kel- “az gelmek, eksik
292/5 gelmek” KE 136v/8, eksük ķıl-
ėkki yüz on ėkki “iki yüz on iki “eksik yapmak, eksiltmek” KE
(212)” NF 369/9 216r/19
ekle-“eklemek” MM 302/4 eksüklük “eksiklik” KE 153r/4
ekse “eksük krş. eksik, eksük, eksün “eksik krş. ekse, eksik,
öksük, igsük, iksük, eksün” ME eksük, öksük, igsük, iksük,
18/7 eksün” ME 7/2
ekser (<A.) “ekseriya, çok kere” eksündü“alevli odun parçası” HKT
HŞ 2612 371a/6
eksi-“eksilmek, eksik olmak krş. eksüt-“eksiltmek krş. eksit-, igsit”
ekis-,eksü-, iksi-, igsi-” MN (2) NF 117/13, HKT 160b/7
2/19 ekşi “ekşi krş. eçik” İML 165
eksik “nakıs, eksik krş. eksük, ektür-“ektirmek” KE 92v/10
öksük, igsük, iksük, ekse, el “el krş. elig (2), ėl, ilig, il (1),
eksün” İML 151 e
ğ
elik” NF 29/11, KE 69v/3, ME
eksil- “eksilmek, azalmak krş. i
t 83/8, HKT 488b/9, İML 141, el
tegirmeni “el değirmeni” NF
i
eksül-, iksil-” NF 265/5, KE m

172r/8, ME 134/6, HKT y


a
159/12, el tutuş- “selamlaşmak,
214b/5, İML 116, eksilmiş “ek- y
ı tokalaşmak” NF 362/14, elgin-
sik” HKT 224b/8
n
e de ķıl- “sebep olmak” NF
v
eksit- “eksiltmek krş. eksüt-, igsit- i 118/15
” NF 406/5, ME 134/5, HKT ėl (1)“il, yurt, memleket, yabancı,
416a/7, MM 115/4 , İML 104 el gün krş. il (2)” NF 27/16, KE
eksü- “azalmak, eksilmek krş. igsi- 2v/12, ME 63/7, ėl aç- “memle-
, eksi-, iksi-, ekis-” MM 186/3 ket ele geçirmek, feth etmek”
eksül-“eksilmek, azalmak krş. NF 112/3, ėl ħalķı “ahali, halk”
eksil-, iksil-” NF 18/10, KE NF 295/17, ėl kün “ahali, halk
195v/14 topluluğu” KE 63v/3
eksük 1. “eksik, az, krş. öksük, ėl (2)“el krş. elig (2) , el, ilig il (1),
igsük, eksik, iksük, ekse, elik ” MM 84/1, ėl al- “el al-
eksün” NF 38/10, KE 146r/1, mak, intisab etmek” KE
ME 13/2, HKT 228a/7, MM 134r/21, ėl tut- “tutmak, eliyle
5/3, 2. “zürriyetsiz” HKT tutmak” KE 117v/18
581b/6, eksük bol- “az olmak, elbette (<A.) “elbette, mutlaka,
eksik olmak” NF 94/13, MM muhakkak” NF 270/10, MN (1)
177/1, eksük çıķ- “eksik çık- 11/14, K VII/ 41
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 169

ėlçi “elçi krş. ilçi” NF 77/12, KE el(i)g (1)“el krş. el, ėl (2) , ilig, il
87v/17 (1), elik” ME 109/6, HKT
ėlçilik “elçilik” ėlçilik ķıl- “elçilik 241b/4, MM 97/1, elig açıķ tut-
görevini yapmak” NF 131/8 “cömert davranmak, cömertlik
ele- “unu elekten geçirmek, ele- yapmak” KE 66r/9, elig alış-
mek” İMl 115 “pazarlık yapmak” KE 76r/2,
ėlegim “hayal” ME 103/3 elig bėr- “yardım etmek, des-
elet- “iletmek, götürmek, gönder- teklemek” KE 77v/21, elig sun-
mek krş elt-, ėlet-, ilt-” NF “el uzatmak” NF 211/15, KE e
185/3 46r/1, elig tut- “yardım etmek,
ėlet- “iletmek, götürmek, yollamak desteklemek” KE 65r/5, eligi
bkz ėlt-, elet-, ilt-” KE 54v/1, baġlıġ “eli sıkı, cimri” HKT
ME 4/2 114b/2
el-ĥaķ (<A.) “doğrusu” KE 2v/3 elig(2) “elli (50) krş. ilig, ellig”
el-ĥamdu sūresi (<A.) “fatiha sure- HKT 379b/3, MM 215/4
si” ME 106/8 eligle-“alay etmek, ayıplamak” ME
el-ĥamdüliǿllāh (<A.) “(Allah’a 165/4
hamd olsun) anlamında bir şü- e
ğ eliglig “eli olan krş. ellü” KE
kür sözü krş. el-ĥamdüliǿllah”
i
t 181r/11
i
K VI/26, el-ĥamdüliǿllāhi taǾala m elig miñ “elli bin (50.000) krş. ellig
“Allaha esenlik, Tanrıya şükür” y
a
miñ , ilig miñ” HKT 546b/7
AO V/13 y
ı elik “el krş. el, ėl (2) , ilig, il (1),
n
el-ĥamdüliǿllah (<A.) “(Allah’a e elik” elik asraķı “köle, esir”
v
hamd olsun) anlamında bir şü- i
İML 147
kür sözü krş. el-ĥamdüliǿllāh” elķāb (<A.ç.) “lakaplar, ünvanlar”
MM 298/4 KE 197r/9
elĥamdu liǿllāhi (<A.) “Allah’a el-ķavlu (<A.) “söz” KE 4r/3
hamd olsun” elĥamdu liǿllāhi el ķıśśa (<A.) “hasılı (cümle başı
tė- “Allah’a hamd olsun de- edatı)” MN (2) 7/63
mek” NF 278/10 elkin“göz önünde hazır
elif (<A.) “elif krş. elįf” KE bulunmıyan” İML 151
172v/10, HŞ 625 elleş-“barış yapmak, anlaşmak”
elįf (<A.) “Arap alfabesinin ilk ME 200/4
harfi, MM’de Ebu Hanife’nin ellig “elli (50) krş. elig(2), ilig” NF
adının ilk harfinden dolayı ona 198/15, KE 31r/12, ellig eksük
işaret edilmiştir krş. elif” MM miñ “dokuzyüz elli (950)” KE
225/2 22v/9, ellig er “elli adet erkek”
KE 76r/2
170 | D r . Suat ÜNLÜ

ėllig “memleketli, hemşehri krş. mek, huzur istemek, rahatlık is-


elliglü” NF 169/16, KE 161v/3 temek” NF 11/4
ellig ėki “elli iki (52)” KE 56v/4 emānet (<A.) “emanet, bir şeyi bir
ellig miñ “elli bin (50.000) krş. elig kimseye bırakma” NF182/8,
miñ, ilig miñ” NF 193/3, KE KE 6v/14, ME 218/6, HKT
124v/2 408a/4, MM 27/2, HŞ 3106,
elliglü “hemşehri, memleketli krş. emānet bėr- “emanet etmek, bir
ėllig” ME 128/8 şeyi bir kimseye bırakmak” KE
ellü “elli, eli olan krş. eliglig” ME 115r/14, emānet bol- “bırakıl-
62/2 mak, emanet olmak, teslim
el-maķdūr-ı kāyin (<A.) “takdir edilmek” NF 114/6, emānet
edilen şey olur” HŞ 3510 ķođ- “emanet bırakmak, bir şeyi
elmās (<Yun.) “kıymetli taş, el- bir kimseye bırakmak krş.
mas” HŞ 1651 emānet ķoy-” NF 203/1, emānet
ėlt-“iletmek, götürmek krş. ėlet-, ķoy- “emanet bırakmak, bir şeyi
elet-, ilt-” NF 103/16, KE 2v/6, bir kimseye bırakmak krş.
ME 4/2 e
ğ
emānet ķođ-” NF 75/4, KE
eltir “kuzu derisi” HŞ 4516 i
t 98v/4
i
eltirik “güzel kürk” İML 166 m emānetlıġ (<A.+T.) 1.“güvenilir,
elüg “kulp, yular” ME 85/4 y
a
itimat edilen” KE 221r/1, 2.
elvāĥ (<A.ç.) “levha, levhalar” KE y
ı “emniyetli, tehlikesiz” HKT
126v/2 385a/6
n
e
v
elvān (<A.ç.) “çeşitli, çeşit çeşit, i emcek “göğüs, meme krş. emük,
renkler, çeşitler” KE 181v/18, imcek, emçek” KE 147v/13,
MM 386/4 ME 85/4
el-yesaǾ(<ö.a.) “İlyas peygambere emçek “meme krş. emük, imcek,
ilminin çokluğundan dolayı ve- emcek” İML 141, emçek ütü
rilmiş lakab” KE 159v/21 “meme deliği” İML 141
em-(1) “emmek krş. im-” NF ėmçile-“tedavi etmek” ME 126/8,
362/3, KE 170v/20, ME 54/2, ėmçilemek “tedavi” ME 218/7
HKT 79a/8, İML 109 ėmçilik “tababet, doktorluk”
em- (2) “eziyet, zahmet çekmek” ėmçilik ķıl- “doktorluk yapmak,
krş. emge-, imge-” KE 77r/19 tedavi etmek” ME 182/7
emān (<A.) “emniyet, güven, hu- emdi“şimdi krş. ėmdi, emti, imdi”
zur, rahatlık” NF 49/9, emān HKT 232/7
bėr- “emniyet vermek, güven ėmdi“şimdi krş. emdi, emti, imdi”
vermek rahatlık vermek” NF NF 181/4, MM 46/1
11/6, emān ķol- “güven iste-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 171

emdür-“emdirmek, emzirmek” NF bol- “zahmetli olmak, sıkıntı


4/14, ME 20/3, HKT 368b/6, vermek, sıkıntılı olmak” KE
emdürgen “emziren” HKT 228v/7
319a/3, emdürmek “emzirme” emgeksiz “emeksiz, zahmetsiz krş.
ME 212/1, HKT 35b/1 imgeksiz” KE 122v15, HŞ
emdürül- “emzirilmek” ME 54/2 2339
emel (<A.) “şiddetli istek, arzu” emgen-“zahmet çekmek, üzülmek,
MM 187/3, HŞ 1193 eziyet çekmek, emek sarfetmek,
emel- “eğilmek, yönelmek” ME yorulmak krş. imgen-” NF e
103/4 113/5, KE 18r/10, ME 167/4,
emetüǿl-maġyįr(<ö.a.) “Adem pey- HKT 301a/2, HŞ 3082,
gamberin son kızı” KE 15v/1 emgengen 1. “bedbaht” HKT
emge- “zahmet, eziyet çekmek krş. 293b/5, 2. “bitkin, yorgun”
em-(1), imge-” KE 249v/2 HKT 572a/3, emgenmegü tig
emgek “zahmet, eziyet, sıkıntı, nirse “sıkıntıya düşürmeyecek
zorluk, ağrı krş. imgek” NF miktar, ihtiyaç fazlası” HKT
50/1, KE 22v/10, ME 68/6, 32b/2
HKT 80a/9, HŞ 2509, emgek e
ğ emget- “yormak, zahmet vermek,
kigür- “zahmete sokmak” HŞ
i
t eziyet etmek krş. imget-” NF
i
1552, emgek tart- “zahmet m 315/3, KE 88r/7, ME 130/5,
çekmek” NF 408/14, KE y
a
HKT 487b/3, MM 299/4, HŞ
122v/16, HŞ 3332, emgek teg- y
ı 1627, emgetmek “zahmete, sı-
n
“eziyet görmek, zahmete düş- e kıntıya sokma” HKT 258a/1
v
mek, sıkıntı çekmek” NF 89/16, i
emikdaş “süt kardeşi krş. emüşdeş”
emgek yükle- “eziyet çektir- KE 227v/9
mek, sıkıntıya sokmak” KE emįn (<A.) 1.“emin, güvenilir krş.,
103v/1, emgekde bol- “sıkıntıda imin, įmin, imįn” NF 195/4, KE
olmak, sıkıntı çekmek” HŞ 140, 195v/7, HKT 363b/4, 2. “emni-
emgekke kemiş- “zahmete, sı- yetli, tehlikesiz” HKT 475a/5,
kıntıya sokmak” HKT 32b/6, emįn bol- “emin olmak, güveni-
emgekke tüşür- “zahmete, sıkın- lir olmak” HŞ 1199, emįn tut-
tıya sokmak” ME 6/4 “emniyet etmek, güvenmek”
emgekle-“emeklemek”KE 172r/16 HKT 233b/1, emįn tutul- “em-
emgeklig“zahmet çeken, sıkıntılı, niyet edilmek, güvenilmek”
üzgün krş. emgeklik” NF HKT 46a/3
142/11 emįne (<ö.a.) “Emîne (Âmine) bint
emgeklik“zahmet çeken, sıkıntılı, Vehb. Hz. Muhammed’in anne-
üzgün krş. emgeklig” emgeklik si” NF 18/11
172 | D r . Suat ÜNLÜ

eminek (<ö.a.) “Eminek Mirza, bulunmayan genç, delikanlı”


Kırım hanlığında Şırın kabile- NF 351/9
sine mensup bey” K VI/34 emr-i maǾrūf (<A.) “iyiliğe buyur-
emir (<A.) “emir, buyruk krş. emr” ma, hak yola yöneltme,
emir kel- “emir gelmek, emir sevketme” NF 303/1, KE
almak, buyrulmak” NF 4/5 189v/4, emr-i maǾrūf ķıl- “iyili-
emįr (<A.) “emir, önde, ileri gelen ği emretmek, iyiliğe buyurmak,
kişi krş. emir(2)” NF 375/14, hak yola yöneltmek, sevketmek
HŞ 4407 “NF 303/11
emįr-i ecel (<A.) “ecel emiri” KE emŝāl (<A.) “emsal, eş, benzer”
2r/20 NF 110/5, MM 202/1
emįreǿl-müǿminįn (<A.) “mümin- emti“şimdi krş. emdi, ėmdi, imdi”
lerin emiri, halifesi krş. AO I/16
emįreǿl-müǿminįn” KE 241r/7 emük “göğüs, meme krş. emcek,
emįrüǿl-müǿminįn (<A.) “mümin- imçek, emçek” NF 319/11, KE
lerin emiri, halifesi krş. 185r/5
emįreǿl-müǿminįn” NF 111/13 e
ğ
emükdeş “süt kardeşi emikdaş”
emiz- “emzirmek krş. emzür-, em- i
t emükdeş bol- “süt kardeşi ol-
i
zir-” İML 132 m mak” HŞ 3413
emle-“tedavi etmek, iyileştirmek” y
a
emzülük “emzik” ME 41/4
KE 87v/1, emlemek“tedavi, y
ı emzir-“emzirmek krş. emiz-,
ilaçlama” ME 215/4 emzür-” İML102
n
e
v
emlegçi “emleyici, tedavi edici” i emzür- “emzirmek krş. emiz-, em-
İML 157 zir-” NF 178/13
emmāre (<A.) “insanı hissî zevk ve ėn “en genişlik krş. en, in” KE
lezzete yönelten nefis” MM 24r/13
353/1 en “en, genişlik krş. ėn, in” NF
emn(<A.) “emniyet, güven” HKT 64/10
67b/1, emn yiri “emniyet, gü- eñ (1) “en (kuvvetlendirme edatı)”
ven yeri” HKT 18a/2 ,eñ ilk “en önce, ilk önce, ilkin-
emr (<A.) “emir, buyruk krş. emir” ki” KE 20r/1, eñ soñ “en sonra,
NF 73/8, KE 97v/20, MM en sonraki, sonraki” KE 96r/20
360/3, K VII/54, emr-ü nehy eñ (2) “yanak krş iñ, eñek, iñek”
“emir ve yasak” KE 225v/1, KE 61v/11, İML 140
emr ķıl- “emretmek, buyurmak” ėn-“inmek, nazil olmak krş. in-”
NF 294/2 NF 127/11, ME 160/4
emred(<A.) “bıyıkları terlemeye enǾām (<A.ç.) “hayvanlar” HKT
başlamış, henüz yüzünde tüy 140b/7
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 173

enār (<F.) “nar” HKT 136a/5 endek (1) “dam” KE 216r/18


enbiyā (<A.ç.) “peygamber, pey- endek (2) (<F.) “az” KE 199v/5
gamberler” NF 53/15, KE 2r/7, endelūs (<ö.a.) “Endülüs” NF
MM 14/2, MN (1) 4/11, MN(2) 127/13
2/17, enbiyā mürsel “dolaylı endik- “şaşırıp kalmak, afallamak”
yoldan peygamber olanlar” KE KE 97r/10
181r/20, enbiyā ve aśfįyā “pey- endįşe (<F.) “düşünme, düşünce,
gamberler ve sadık dostları” KE kaygı” NF 214/17, ME 177/8,
244r/4 HŞ 2043, MN (2) 24/239, e
encām (<A.)“nihayet, son” MN (2) endįşe küni “Araplarca tövbe
7/60 günü olarak bilinen zilhicce
encümen (<A.) “meclis, topluluk” ayının sekiszinci günü” NF
KE 59r/3 213/2, endįşe ķıl- “düşünmek,
ėnçlik “eminlik, huzur” ME 85/8 kaygılanmak” NF 29/4, KE
endām (<F.) “uzuv, boğum, maf- 187v/1, ME 38/3, HKT 434b/3,
sal, beden uzuvları” NF 135/2, HŞ 962, MN (2) 13/127, endįşe
KE 201v/8, ME 58/1, HŞ 3013 ķılġan “düşünen, kaygılanan”
endāz (<F.) “ölçü, mikdar, kadar e
ğ HKT 256a/2, endįşe tüş- “dü-
krş. endāz” endāz ķıl- “miktarı-
i
t şünmek, düşünceye dalmak,
i
nı belirlemek” HKT 558b/8 m kaygılanmak” NF 320/6
endāze (<F.) 1.“ölçü, mikdar, ka- y
a
endįşesiz (<F.+T.) “kaygısız, dü-
dar krş. endāze” NF 224/4, KE y
ı şüncesiz, endişesiz” NF 145/8,
n
52v/10, HKT 545b/9, 2. “ağır- e ME 180/5
v
lık” HKT 207b/3, 3. “nispet, i
ėndür-“indirmek, nazil etmek” NF
oran” HKT 36a/7, 4. güç, kud- 142/14, ME 19/4
ret” HKT286a/9, endāze al- ėñdür- “indirmek, eğmek krş.
“ölçü almak” HŞ 444, endāze imdür-” ME 97/5
ķıl- 1.“ölçüye uygun yapmak, ėndürül- “indirilmek kri indürül-”
ölçmek” ME 38/3, HKT NF 168/12
560b/1, 2. “vücuda getirmek, enege “anne, üvey anne” KE 80v/3
yapmak” HKT 121b/2, 3. “tah- eñek “yanak, avurt krş. iñek, eñ”
minde bulunmak, zannetmek” NF 382/3, KE 133v/1, HKT
HKT 208a/3, endāze ķılmaķ 420b/3
“tayin ve takdir etme” HKT enes ibnü mālik (<ö.a.) “Hz. Pey-
135b/6, endāzeġa tigrül- “tayin gambere hizmetiyle tanınan ve
ve takdir etmek” HKT 560b/1 en çok hadis rivayet eden saha-
endāzelıġ (<F.+T.) “ölçülü, ölçüde, belerden biri” NF 52/11, enes
kadar” NF 423/6, KE209r/8
174 | D r . Suat ÜNLÜ

bin mālik “bkz. enes ibnü eñse “ense, boynun arka kısmı” NF
mālik” KE 114v/7 383/1, KE 133v/10
enfāslıķ (<A.+T.) “canlılar krş. eñsele- “enselemek, ensesine ya-
enfāslik” MN (2) 16/154 pışmak” KE 44v/16
enfāslik(<A.+T.) “canlılar krş. entik- “şaşırmak, hayrette kalmak”
enfāslıķ” MN (2) 8/68 HŞ 3269
enger “gemi demiri” İML 161 envāǾ (<A.) “çeşitli, türlü” NF 3/14
engįz (<F.) “koparan, çıkaran” HŞ envār(<A.ç.) “nurlar, ışıklar” MM
549 328/2
engürüli “Ankaralı”KI.35 epçi “kadın” İML 138
enĥār (<A.ç.) “nehirler, ırmaklar” epeyi çok, epeyi, fazla” K VII/30
KE 212v/15 ėr (1) “kişi, erkek, koca, asker,
enĥulüs (<ö.a.)“Hindistan’da bir erkeklik krş.er, ir (1)” MM 15/3
yer” KE 13r/1 ėr (2)“erken krş. ir(2)” ME 72/3
enįs(<ö.a.) “Sahabeden bir zat” NF er “kişi, erkek, koca, askerr, erkek-
71/5 lik krş.ėr ir (1)” KE 97r/9, ME
ėniş- “birlikte inmek” ME 200/1 e
ğ
29/4, HKT 45a/8, İML 78, er
eñlik “allık, yanak kırmızılığı” i
t bol- “er olmak, erkek olmak”
İML 162, eñlik yaķ- “allık sür- KE 64v/17, er ķarındaş “erkek
i
m

mek” KE 68v/2 y
a
kardeş” NF 17/13, HKT 77a/9,
enśār (<A.ç.) “ensar, Hicretten y
ı er kişi “erkek, erkek kişi” KE
sonra Hz. Muhammed ve 143v/3, er oġlan “erkek oğul,
n
e
v
Mekkeden göç eden Müslü- i erkek çocuk” NF 351/11, er
manlara din uğruna yardım oġul “erkek oğul, erkek çocuk”
eden” NF 73/15, KE 236r/2, NF 41/16, er sayı “bir çok as-
enśār ķabįlesi “Hicretten sonra ker” KE 180v/10, er uya “erkek
Hz. Muhammed ve Mekkeden kardeş” HKT 406a/9, erke bar-
göç eden Müslümanlara din uğ- “evlenmek” NF 399/2
runa yardım eden kabile” NF er- “olmak, imek fiili (cevheri fiil)
24/3 krş. ėr-, ir-, ėr-” KE 215v/12,
enśārį (<A.) “ensarî, hicretten son- HKT 187a/6, AO I/5
ra Medine’de Hz. Muhammed’e ėr-(1) “olmak, imek fiili (cevheri
yardımcı olanlar” NF 255/14, fiil) krş.er-, ir-, er-” NF 62/14,
KE 240v/8, enśārį oġlanları ME 206/5, HKT 187a/6, MM
“hicretten sonra Medine’de Hz. 296/3, ermes “değil krş. ermez”
Muhammed’e yardımcı olanla- HKT 354a/6, ermes…meger
rın çocukları” MM 34/3 “ancak, yalnız, sadece krş. er-
mez…meger” HKT 421a/3,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 175

ermez “değil krş. ermes” HKT ėren (1) “ermiş, eren krş. eren,
468a/2, ermez…meger “ancak, iren” MM 22/1
yalnız, sadece krş. ėren (2)“erkek krş. eren, er, ėr”
ermes…meger” HKT 208b/6 MM 15/2
ėr- (2)“ulaşmak, kavuşmak, var- erendend “ikizler burcu, burc-ı
mak” MM 385/4 cezva” KE 66v/4
eradtü en uǾraf (<A.) “(gizli bir ereñek “parmak uçu krş. ernek”
hazine idim, tanınmak istedim) İML 141
anlamındaki hadisin (tanınmak ergen (1)“ergen, yetişkin krş. irken e
istedim) anlamında kısaltılmış (2)” ergen bol- “yaşça ermek,
ve değiştirilmiş biçimi” MM yetişkin hale gelmek” NF
371/1 347/13
erbaǾa (<A.) “dört (4)” K VII/22 ergen (2)“bekar” ergen bol- “bekar
erbaǾįn (<A.) “kırk (40)” KE olmak, yetişkin olmak, ergen
197r/9 olmak” ME 166/5
erde bin deylemiyyüǿl laĥmį (<ö.a.) erġuvān (<F) “erguvan” HŞ 3415,
“Sahabeden bir zat” KE MN (2) 12/109
121v/10 e
ğ erguvānį (<F.) “erguvan renginde”
erdem “erdem, fazilet krş. irdem”
i
t HŞ 4035
i
KE 125v/12, ME 60/1 m erĥab (<ö.a.)“Musa peygamberin
erdemlig “erdemli, fazilet sahibi y
a
acayipler gördüğü kent” KE
krş. erdemlü” İMl 153 y
ı 127v/16
n
erdemsiz “fazilet ve mefharetten e eĥram (<ö.a.)“Süleyman peygam-
v
boş olan” İML 153 i
berin yüzüğünü yutan balık”
erdemlü “erdemli, fazilet sahibi KE 144v/10
krş. erdemlig” ME 116/2 eri- “erimek krş. iri-” NF 267/11,
erdün “inci” İML 180 KE 87v/5
erek “erik” erek yıġaçlıġ “erik ėriktür- “ kederlendirmek” ME
ağacına sahip, erik ağaçlı” HKT 42/1
410b/5 erim “koca, zevç” İML 144
eremik “erkeğe benzeyen kadın” ėrin-“(dert v.s.den) yakınmak” ME
İML 149 152/2
eren “erkek, kişi, insan, insanlar, eriş-“erişmek, ulaşmak krş. iriş-”
asker, koca krş. ėren (1), iren, K VII/49
er, ėr” NF 69/6, KE 19v/17, erit-“eritmek, eritilmek, çürütmek
ME 19/1, HKT 189b/2, erenler krş. irit-, erüt-” KE 124r/9, ME
“kimseler, kişiler, kavim, toplu- 22/1, HKT 291b/9
luk” HKT 471a/1 eritil- “eritilmek” HKT 321b/2
176 | D r . Suat ÜNLÜ

erk “güç, kuvvet, yetki, saltanat erklendür-“sahip yapmak” ME


krş. irk” NF 121/16, KE 20r/18, 107/8
ME 157/7, HŞ 4611 erklenil-“sahip olunmak” HKT
erkān (<A.c) “rukünler, kaideler, 264b/3
esaslar, şartlar” KE 204r/1, ME erkli“yetkili, malik, güçlü krş.
51/3, MM 109/3, HŞ 78 erklig” HŞ 4612
erkek“erkek krş. irkek, er, ėr, erklig 1.“sahip, yetkili, mâlik, güç-
ėren(2)” NF 3234/9, KE lü krş. erkli, irklig” NF 67/7,
144v/1, HKT 142a/3, İML 151, KE 154v/18, HŞ 895, 2. “veli,
erkek arslan “erkek arslan” KE vasî, hamî” HKT 45a/7, 3. her
141v/2, erkek oġlan “erkek ço- şeyin sahibi, her şeye hükme-
cuk” NF 178/11, KE 147v/15, den, esma-i hüsna’dan el-
erkek oġul “erkek çocuk” NF melik” HKT 525a/8, erklig bol-
62/15, erkek sıçġan “erkek fare” 1.“sahip olmak” KE 4v/7, ME
HKT 410b/4, erkek tawuķ “ho- 153/6, HKT 82a/6, 2. “hakim
roz krş. erkek tavuķ” NF 322/8, olmak, hükmetmek” HKT
KE 26v/4, erkek-tavuķ “horoz e
ğ
200a/7, 3. gücü yetmek, yapa-
krş. erkek tawuķ” ME 229/4, i
t bilmek” HKT 116b/1, erklig
erkekin kes- “erkeklik organını bolġan 1. “hakim ve galip olan,
i
m

kesmek, hadım etmek” KE y


a
saltanat sahibi” HKT 502a/4, 2.
224v/1 y
ı koruyan, koruyucu” HKT
erkekli “erkeklerden oluşan, erkek 112a/5, 3. “musallat olan, zor-
n
e
v
olan” KE 144r/21 i layan” HKT 572b/2, erklig
erkeklik “erkeklik” erkeklik suwı bolmaķ “hükmetme, hakimiyet”
“meni, döl” NF 425/2 HKT 99b/6, erklig ķıl- “güçlü
erki “belki, şüphe ve tereddüt edatı ve muktedir kılmak” NF 259/7,
krş. erkin” NF 47/11, KE KE 6v/2, ME 87/7,
14v/8, HŞ 787 HKT523a/3, erklig ķılın- “yet-
ėrki “eski” ME 34/2 kilendirilmek, yetkili kılınmak”
erkin “şüphe ve tereddüt edatı krş. HKT 396b/6
erki” NF 213/1 erkliglik“hakimiyet, saltanat” HKT
erklen- “sahip ve hakim olmak, 277a/4
gücü yetmek, güçlenmek, yetki erklik “güçlülük, hakimiyet krş.
sahibi olmak” NF 418/12, ME irklik” KE 34v/1, HŞ 173
153/6, HKT 75a/9, erklenmek erklü “hür, serbest” erklü ķıl- “ser-
“yetki, kuvvet, iktidar” HKT best bırakmak, serbes olmak”
267b/3 ME 92/3
erkmiş “dul kadın” İML 150
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 177

erksindür- “yetki vermek” ME erneklük“kolaylık” erneklük ķıl-


170/4 “kolaylık sağlamak, kolaylaş-
erksiz “aciz, zelil, güçsüz, yetki- tırmak” ME 18/1
siz” KE 88r/1, HŞ 2735, erksiz ėrnük “tembel, üşengeç” ėrnük bol-
bol- “aciz ve zelil olmak, güç- “tenbel olmak, üşenmek, üşen-
süz kalmak, yetkisiz olmak” geç olmak” ME 169/1
KE 85r/4, HŞ 1689, erksiz ķıl- erre (<F.) “testere, bıçkı” KE
“aciz ve zelil bırakmak, güçsüz 168v/8
ve yetkisiz olmak” ME 73/6, erte “sabah, yarın krş. ėrte, irte” e
erksiz kil- “güçsüz ve aciz bir NF 15/14, KE 77r/19, erte
şekilde gelmek, acizleşmek” namāzı “sabah namazı” NF
HŞ 3911 100/9, erte bol- “sabah olmak”
erlig “kocası olan” NF 347/13 NF 20/4
erlik “erkeklik” KE 79v/21, erlik ėrte“sabah krş. erte, irte” ME 72/3,
suwı “meni” ME 61/7, erlik MM 154/3
şehveti “cinsel istek” NF ėrtecek “sabahleyin” ME 69/3
302/12, erlik ķıl- “erkeklik erteki “sabahki” KE 171r/9
yapmak, erkek gibi davranmak” e
ğ ertele- “sabahlamak, geceyi geçir-
KE 105r/1
i
t mek” NF 147/4
i
ermegü “yavaş, durağan (at)” İML m ertelet- “sabahlatmak” ME 69/3
171 y
a
ertesi“sabah, ertesi (gün, yıl)” NF
ermek “yalnız bazı şekilleri kulla- y
ı 40/14, KE 87v/10, ertesi yıl
n
nılan idi yardımcı fiilinin eski e “gelecek yıl” KE 92v/15
v
bir şekli” İML 100 i
erūme (<ö.a.) “erume kuyusu”
ermele (<ö.a.) “Beni İsrail’de me- erūme ķuyuġı “erume kuyusu”
lik olan Ecb bin Amred’in karı- KE 201v/1
sı” KE 158r/21, ermele binti ėrür “-dır/-dir bildirme” MM 5/4
eflāŧūn bin ġūş “bkz. ermele” erüt-“eritilmek, eritmek krş. etit-,
KE 158r/11 irit-” NF 242/17
ermen (<ö.a.) “Ermen” HŞ 414, ervāĥ (<A.ç.) “ruh, ruhlar” NF
ermen ili “Ermen yurdu” HŞ 39/5, KE 237r/4
2964 erzāķ (<A.) “yiyecek, içecek” HŞ
ėrmes “değil, yok” MM 28/3 4121
ermi “meni (insan ve hayvanlarda es “akıl, us” KE 213r/9
tohum)” İML 142 es- “(yel) esmek krş. is-” NF
erne “pekiştirme edatı” AO III/15 391/14, KE 22v/14, ME 138//8,
ernek“parmak uçu krş. ereñek” KE MM 47/1, HKT 544b/5
37v/10, ME 93/7
178 | D r . Suat ÜNLÜ

eśaĥ (<A.) “gerçek” eśaĥraķ “daha “ululuk sahibi olan” KE


gerçek, en doğrusu” MM 128/2 189v/2
esāme ibni zeyd (<ö.a.) “Ehabbüǿr- eśĥābüǿl-fįl (<A.) “fillerle Kabeyi
Resûl lakabıyla meşhur sahabe” yıkmak isteyen Ebrehe ve as-
KE 217r/17 kerleri” KE 179v/11
esāmı (<A.ç.) “isimler” HŞ 830 eśĥāb-ı kehf (<A.) “bir mağarada
esās (<A.) “esas” HŞ 1061 uzun süre uyumuş kişiler,
esbā(<ö.a.) “bir şehir” KE 203v/18 Kur’an’da de adları geçer” KE
esbāb (<A.ç.) “gerekli, ihtiyaç 173r/12
olan şeyler, malzemeler, giysi, esil-“uzatmak, germek, çekip
giyecek” NF 124/14, KE uzatmak” NF 18/6
66v/20, MM 188/3, HŞ 4524 esįr (<A.) “esir, tutsak krş. yisir,
esen “sağ, salim, sağlıklı” KE yesįr” NF 142/8, ME 209/8,
57r/11, MM 357/1, İML 154, K HKT 558a/9, HŞ 3158, esįr bol-
VIII/3, esen selāmet “sağ salim” “esir olmak, esir düşmek” NF
KE 58r/11, esen bol- “sağlıklı 375/13, MM 310/1, esįr ķıl-
olmak, sağ ve salim olmak” e
ğ
“esir etmek, esir almak” NF
MM 260/1, HŞ 799, esen ķal- i
t 114/16, KE 133v/15, HKT
i
“sağ ve salim kalmak, sağlık m 402a/3
içinde kalmak” KE 152v/16, y
a
es(i)r- “sarhoş olmak, esirmek krş.
esen kel- “sağ ve salim gelmek, y
ı esür-” KE 140r/17, İML 110
sağlık içinde gelmek” KE esirge- “esirgemek, korumak” KE
n
e
v
200r/1 i 196r/8, ME 59/3, HŞ 2665, MN
esenle- “selam vermek” İML 110 (2) 12/114
esenlik “selamet, esenlik, selam esirlik“esirlik, tutsaklık” ME 205/5
krş. isenlik” HKT 129b/9, HŞ esiz “kötü, yazık! (teessüf, acıma
97, AO IV/10 sözü) krş. ėsiz, isiz” İML 189
eŝer (<A.) “nişan, belirti, iz, etki, ėsiz “kötü, yazık! (teessüf, acıma
tesir” NF 66/4, KE 196r/15, sözü) krş. esiz, isiz” MM 42/2
HKT 129b/9, MM 22/4, HŞ eski “eski, köhne, viran krş. iski”
3184, eŝer ķıl- “nişan bırakmak, NF 379/8, KE 228r/9, ME 84/2,
etki bırakmak, tesir etmek” NF HŞ 4227, İML 151, eski
21/6, KE 208r/15 çāpānlıġ “eski elbiseli, yamalı
eśĥāb (<A.ç.) “Hz. Muhammed’i kaftanlı” NF 440/10, eski
gören ve sohbetine katılan kişi- çöprek “eski örtü, çul” NF
ler” KE 233v/13, eśĥāb ħulķ-ı 391/3
kerem “cömert ve lutfuf sahibi
olan” KE 189v/2, eśĥāb-i Ǿižām
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 179

eski-“eskimek, üzerinden uzun esrār (2) (<A.) “esrar, uyuşturucu


zaman geçmek” HŞ 3515, İML madde” HŞ 4390
112 esrici “parsa av öğredici”İML 157
eskir- (1) 1.“eskimek” NF 376/11, esrit- “sarhoş etmek krş. esrüt-”
KE 118v/17, ME 225/3, 2. “es- NF 363/2
kitmek” ME 24/6 esrü “sarhoş krş. esrük, ösrük”
eskir- (2) “sona ermek, son bul- MN(2) 10/98
mak” HKT 308b/9, eskirmiş esrü- “sarhoş olmak, kendinden
çöp “kurumuş ot, çöp” HKT geçmek” NF 365/2, ME 150/6, e
571a/7 MM 76/4, HŞ 4037
eskirt- “eskitmek” ME 60/2 esrük “sarhoş, azgın yabani krş.
esle-“dikkate almak, korkmak” ösrük, esrü” NF 363/17, KE
ME 126/2 83v/2, HKT 83a/3, HŞ 862,
esmā (1)(<A.ç.) “isimler” esmā İML 152, MN(2) 35/347, esrük
Ǿilmi “isim ilmi, Allah’ın Hz. boġra “azgın ve yabani boğa”
Ademe isimlerin anlamlarını KE 190r/9, esrük bol- “sarhoş
öğrettiği ilim” KE 5v/8 olmak, kendinden geçmek” KE
esmā (2) (<ö.a.) “Ebu Bekr’in kızı” e
ğ 227v/15, HŞ 4061, esrük buġra
KE 220r/5
i
t “azgın ve yabani boğa” HŞ
i
eśmaĥa (<ö.a.) “Eshabüǿl-sil za- m 2511, esrük it- “sarhoş etmek,
manında Yemen hükümdarı” y
a
kendinden geçirmek” HŞ 3474,
KE 179v/15 y
ı esrük ķıl- “sarhoş etmek, ken-
n
esne-(1)“(yel için) esmek” KE e dinden geçirmek” HŞ 1739
v
68r/20 i
esrüklük “sarhoşluk” ME 49/6,
esne- (2) 1. “esnemek krş. ėsne-” HKT 496a/3, HŞ 631
İML 105, 2. “gerinmek” İML esrüt- “sarhoş etmek krş. esrit-”
106 KE 35v/12
ėsne-1”esnemek krş. esne- (2)” estaġfirullah(<A.) “(Allah’tan ba-
ME 194/5, 2. “tan atmak” ME ğış dilerim) anlamında bir tövbe
172/3 sözü krş. istaġfuru l-lah” MM
esrār (1)(<A.ç.) “sırlar, krş. esrār” 358/4
NF 3/13, KE 163r/5, MM estize (<F.) “kavga, çekişme krş.
384/2, CE 2/2, HŞ 30, MN (2) istįze, itsize, sitize “ HŞ 3094
26/261, esrār bol- “sır ol- estür- “estirmek” KE 138r/8
mak, sıra sahib olmak” HŞ 234, es(ü)r- “sarhoş olmak, esirmek krş.
esrār kizle- “sır saklamak” HŞ esir-” NF 367/1, KE 68v/3
677 ėş “eş, zevce, arkadaş, dost, yandaş
krşi iş (2)” NF 19/5, KE
180 | D r . Suat ÜNLÜ

131v/2, ME 211/4, ėş ķoldaş ėşit- “işitmek, dinlemek krş. eşit-,


“dost, arkadaş, yakın arkadaş” işit-,işüt-” ME 138/5, MM 27/1
KE 195v/2, ėş bol- “arkadaş eşitil-“işitilmek, duyulmak krş.
olmak, dost olmak” KE 86v/18 işitil-” NF 272/17
eşcār(<A.ç.) “ağaçlar” KE 212v/15 eşittür- “duyurmak, anlatmak, söy-
eşek “eşek krş. eşgek, işek” NF lemek krş. ėşittür-, işittir-,
53/2, KE 154v/6, ME 37/2, işitdür-” NF 39/5, HKT 366b/8
HKT 556a/6, İML 169, eşek ėşittür- “duyurmak, anlatmak, söy-
yüki “bir eşeğin götürebildiği lemek krş. eşittür-, işittir-,
kadar ağırlık” NF 211/1 işitdür-” ME 20/5
ėşer-“arkadaş etmek, arkadaş eşkāl(<A.ç.) “şekiller” MN (2)
edinmek” ME 142/7 16/159
ėşeriş-“arkadaşlık etmek” ME eşkbāy (<F.) “sabır, tahammül krş.
108/4 işkbāy” HŞ 2295
eşer (<A.) “en kötüsü, en fenası” eşkiyāb(<F.) “gözü yaşlı” HŞ 1625
NF 71/8 ėşleş- “arkadaş olmak krş işleş-
eşgek “eşek krş. eşek, işek” KE e
ğ
(2)” ME 108/4
24r/5 i
t ėşlik “arkadaşlık” KE 171v/4
i
eşheb (<A.) “boz donlu at, beyaz, m eşme “kuyu” ME 51/8
kırat; arslan” HŞ 4529 y
a
eşrāf (<A.) “şeref ve itibar sahibi
eşik “kapı, krş. işik” NF 110/9, KE y
ı kimseler” NF 373/9
49v/10, eşik ķaķ- “kapı çalmak, eşref (<A.) “eşraftan olan, erkân”
n
e
v
kapı vurmak” KE 192r/14, eşik i NF 109/11
ur- “kapı çalmak, kapı vurmak” eştür-“eştirmek, kazdırmak” KE
KE 49r/15 34r/8
eşikçi“kapıcı krş. işikçi” KE et “et, vücut, beden krş. it (1)” NF
111r/4 178/10, KE 6v/20, ME 34/7,
eşil- “(ip) gerilmek” ME 158/8 HKT 328b/5, MM 248/1, İML
eşit-1.“işitmek, duymak krş. ėşit-, 79, et sası- “et kokmak” KE
işit-,işüt-” NF 69/17, HKT 118v/21, et ķanat “vucutu ve
534b/7, 2. “dinlemek” HKT kanadı olan” KE 170v/13,et ten
534b/7, eşitgen 1. “dinleyen” “beden, vücut” KE 74r/8, et
HKT 188a/2, 2. “her şeyi du- tırnaķdın ayır- “zor parçalamak,
yan, her şeyden haberdar olan, zor ayırmak” KE 105r/20, et
esma-i hüsna’dan krş. es- yaġı “etle birlikte olan yağ”
semįǾ” HKT 176a/6, eşitmiş İML 165
nirse “işitilen, duyulan şey” ėt- “etmek, yapmak krş. et-, it ” NF
HKT 360a/5 285/11, ME 118/8, MM 70/3
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 181

et- “etmek, yapmak krş. ėt-, it- ” ėttür- “ettirmek” ME 45/7


KE 37r/19, HKT 492b/9, K etük “ayakkabı, çizme, pabuç krş.
V/17 edük, ötük” KE 222r/3, İML
etbāǾ(<A.ç.) “birinin sözüne uyan- 167
lar, tabi olanlar” NF 377/14 ev “ev, oda krş. ėw, ew, öw, öy (1)
etçi “kasap” İML 157 , iw, iv” KE 18r/3, İML 05, K
etek “(elbise için) etek, kenar, uç II/8, ev ķıl- “ev inşa etmek, ev
krş. itek” NF 178/10, KE 83v/6, yapmak” KE 149r/21, ev ķopar-
İML 166, K VII/25 “ev inşa etmek, ev yapmak” KE e
eteklig“etekli krş. eteklü” ME 79r/19, ev kökesi “evin tavanı”
103/3 İML 179
eteklü“etekli krş. eteklig” ME ew 1.“ev, oda krş. ėw, ev, öw,
103/3 öy(1), iw, iv” NF 18/17, KE
ėtig “süs, ziynet krş. itig” ME 65/2, 18r/3, HKT 279b/2, K II/8, 2.
ėtig ķıl-“süslemek, bezemek, “Kâbe” HKT 60a/5, 3. “kovan”
ziynet takmak” ME 106/3 HKT 263b/7, ew ħalķı “ev hal-
ėtigsiz “süssüz, ziynetsiz” ėtisiz kı, aile” HKT 217b/3, ew ķıl-
bol- “süs takmamak, ziynetsiz e
ğ “ev inşa etmek, ev yapmak”
olmak” ME 178/5 27r/21, ew ķopar- “ev inşa et-
i
t
i
etlig “şişman” etlig tenlig “şişman” m mek, ev yapmak” KE 13r/18,
NF 233/11 y
a
ew meśāliĥi “ev eşyası” HKT
etmek “ekmek krş. itmek, ötmek, y
ı 265a/9, ew metāǾı “ev eşyası”
n
ekmek” NF 332/4, KE 14v/16, e HKT 299a/3, ewniñ ileyi “ev
v
ME 98/2, HKT 230a/8, İML i
önündeki açıklık, meydan”
165, etmek ķıl- “ekmek yap- HKT 431b/8
mak” NF 140/14, etmek yap- ėw “ev, oda krş. ew, ev, öw, öy (1)
“ekmek yapmak” “NF 28/12 , iw” ME 166/1, MM 300/3
etmekçi “ekmekçi” KE 178v/19 ėw- “evmek, acele etmek ew-, ev-,
et öz “can, nefis” İML 139 iv-, iw ” NF 133/8, ME 16/2
etrāf (<A.ç.)“etraf, civar, yanlar, ew-“evmek, acele etmek ėw-, ev-,
taraflar” NF 77/11, HŞ 1982, iv-, iw” KE 56v/14
etrāf-ı Ǿālem “yeryüzüne, civar ev- “evmek, acele etmek ėw-, ew-,
taraflar” KE 184r/6 iw-” KE 159v/6
ettehıyyāt (<A.) “namazda oturu- evāmir (<A.ç.) “emirler, buyruk-
lunca okunan dua” ME 169/4, lar” MM 360/3
ettehıyyāt oķu- “namazda oturu- evāyil (<A.ç.) “başlar, ayın ilk
lunca ettehiyatı duasını oku- günleri” AO IV/19
mak” ME 169/4
182 | D r . Suat ÜNLÜ

evb (<A.) “ibadetle Tanrıya yö- ewlük “evlik, eve layık krş. ėwlük,
nelme” KE 85r/2 ewlik”
evdi- “devşirmek, toplamak” ME ėwmek “acele, acelecilik” ME
152/8 21874
ėwdür- “acele ettirmek, evdirmek evrāķ(<A.ç.)“sayfa, varak” KE
krş. iwdür-” ME 29/1 248v/17
ėwek “acele, ivedi, öncelikli, acil evren “gök, felek” İML 183
krş. ivek, iwek” NF 436/4, ME evrük “sebatlı adam” İML 150
8/6, ėwekrek “çok acil, hemen, evrül-“çevrilmek, dönderilmek,
derhal” NF 436/3 dönmek, dönüşmek, debelen-
evķāt (<A.ç.) “vakit, vakitler, za- mek krş. ewrül-, öwrül-, ivrül-”
manlar” evķāt keçür- “vakit ge- KE 197r/4, HKT 497b/7, HŞ
çirme” KE 184v/11, evķāt-ı 1940
şerįf “şerefli zamanlar” AO ewrül-“çevrilmek, dönmek, dö-
II/47 nüşmek, debelenmek krş. evrül-
evlā (<A.) “daha iyi, daha layık, , öwrül-, ivrül-” NF 179/6, KE
evla” evlāraķ “daha iyi, daha e
ğ
40v/11, ME 122/6, HKT
layık” KE 166v/19 i
t 497b/7, MM 188/1, ewrülgen
“dönen” HKT 353b/7, ewrülgen
i
evlād (<A.ç.) “evlat, çocuk, çocuk- m

lar ” NF 408/15 y
a
ķonum “alt üst olmuş şehir”
ėwlen- “evlenmek krş. ivlen-” ME y
ı HKT 505a/5, ewrülgü “döne-
177/8 cek, dönülecek (yer)” HKT
n
e
v
evlig “evlenmiş olan kimse krş. i 360b/1, ewrülgü yir 1.“dönecek,
evlüg, övlüg, ewlüg” İML 153 dönülecek yer” HKT 288a/2, 2.
ewlik “evlik, eve layık krş. ėwlük, “gezip dolaşılacak yer” HKT
ewlük” KE 151v/10 486a/3, ewrülmek 1. “dönme,
evliyā (<A.ç.) “evliya” NF 424/2, geri dönme” HKT 292b/7, 2.
KE 78v/8 “dönme, dolaşma” HKT
ewlüg “evli olan, evli, zevce kri. 488b/3, ewrülmek taķı taśarruf
evlüg, övlüg, evlig” KE 23v/12, “çalışıp çabalama ve tasarruf
ewlüg barķlıġ “evli, evlenmiş etme” HKT 553a/4, ewrülmiş
olan” KE 23v/16 “çevrilmiş, geri çevrilmiş”
evlüg “evli olan, evli, zevce krş. HKT 213b/9
ewlüg, evlig, övlüg” KE evśāf (<A.ç.) “vasıflar, sıfatlar”
210r/11 evśāf-ı ĥamįd “övülmeye de-
ėwlük “evlik, eve layık krş. ewlük, ğer sıfatlar” K IV/2
evlik”ėwlük ķulı “cariye” NF
328/11
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 183

evśāl (<A.ç.) “hibeler, bağışlar” evvel (<A.) 1.“önce, önceki, ilk,


evśāl ķıl- “ hibeler etmek, ba- evvel” NF 36/15, KE 3r/11, ME
ğışlarda bulunmak”E 78r/5 140/5, HKT 510a/4, MM 149/1,
evsuķ (<A.) “iki yüz kırk batman- HŞ 1328, MN (1) 16/8, Ka I/2,
lık bir ağırlık ölçüsü krş. vesķ” 2. “baş, başlangıç” HKT 56b/6,
MM 200/4 3. “evvel, bütün varlıkların ön-
evün “tane, habbe krş ewün” ME cesinde olan esma-i hüsna’dan”
160/8, evün ķıl- “tane tane HKT 514a/5, evvelraķ “daha
yapmak, tanelere ayırmak” ME önce, daha evvel, ilk önce” HŞ e
26/4 2032
ewün“tane, tohum tanesi krş. evvelķı(<A.+T.) “evvelki, önceki”
evün” HKT 508b/3 KE 3v/10, HKT 567b/8
evür- “çevirmek, döndermek, de- evvelįn (<A.ç.) “öncekiler” KE
ğiştirmek krş. ewür-, öwür-, 15r/10
ivür” KE 145r/16, HŞ 1724 ey “ey krş.iy” NF 15/10, KE 5v/20
ewür- 1“çevirmek, döndermek, eya (<F.)“ey krş eyā” HŞ 1136
değiştirmek krş. evür-, öwür-, eyā (<F.)“ey krş eya” NF 76/4
ivür-” NF 280/12, KE 38v/16, e
ğ ey bözi “ipekli kumaş” MM 193/1
ME 66/8, HKT 532a/5, MM
i
t eye (1)“sahip krş. eđe, ege, iđi (1),
i
145/4, 2. “evirip çevirmek, ter- m idi (1)” KE 117v/13, HKT
sini çevirmek” HKT 188a/3, 3. y
a
87a/8, MM 221/2, eyeler “sa-
yüz çevirmek” HKT 397b/8, 4. y
ı hipler, halk” HKT 221a/6, eyesi
n
“yönelmek, dönmek” HKT e
v
ķalmamışı üçün kelinmegen
189a/3, 5. “yöneltmek, dön- i
“terk edilen, faaliyette bulun-
dürmek, göndermek” HKT mayan” HKT 324a/6
364b/7, 6.“açıklamak” HKT eye (2)“eyeği, kaburga krş eyegü”
131b/1, ewürgen “dönen, yöne- NF 135/16
len” HKT 21b/5, ewürmek 1. eyegü “eyeği, kaburga krş. eye”
“geri çevirme” HKT 346b/2, 2. NF 279/13, KE 28v/17, ME
“değiştirme, değişiklik” HKT 174/4
278a/5, 3. “çevirme, yöneltme” eyer “eyer krş. eđer, iyer” HŞ
HKT 21a/1 1293, eyer urul- “eğerlemek,
evüş “ıslak krş. övüş, öş” evüş bol- eğer vurmak” NF 52/12
“ıslanmak, ıslak olmak” ME eyer-“takip etmek, izlemek, peşi
145/3 sıra gitmek, uymak krş. eđer-”
ėwüş- “acele edişmek” ME 196/3 KE 178r/17
ėwüt- “acele ettirmek” ME 29/1 eyerçi “eğerçi, saraç” İML 156
evveh (<A.) “ah!” HKT 197b/4
184 | D r . Suat ÜNLÜ

eyesiz “boş, sahipsiz” İML 151, eymenmeklik “çekinme, sakınma”


eyesiz ķal- “sahipsiz kalmak, HŞ 34
kimsesiz olmak” KE 228r/1 eymine (<ö.a.) “Şakîk-i Belhî’nin
eygü “iyi, hoş krş. eđgü, iđgü, eyü, kızı” NF 238/3
igü” İML 79 eyri “eğri, doğruluktan uzak olan
eygülük “iyilik krş. eđgülük, krş. egri, ėgri, igri” eyri kişi
eđgülüg eđgülik” ME 151/6 “doğruluktan şaşan adam” İML
eyle“öyle” K V/14, eyle bol- “öyle 153
olmak, onun gibi olmak” HŞ eyü“iyi krş. eđgü, iđgü, eygü, igü”
754, eyle ķal- “öyle kalmak, ol- K VII/47
duğu gibi kalmak” HŞ 4493 eyvān (<F.) “eyvan, oturacak yük-
eyle-(1)“onarmak, bakmak” ME sekçe yer, köşk ” NF 5/11, KE
64/1 125v/9, eyvān-vālā “gök” MN
eyle-(2)“eylemek, etmek” KE (2)1/4, eyvān tik- “çadır kur-
235r/17, K VI/14, MN (2) 4/36 mak, çadır dikmek” HŞ 704
eyleksiz“harap, bakımsız” ME eyyām (<A.ç.) “günler” NF 332/6,
64/1 e
ğ
MN (2) 34/341, HŞ 3071,
eylen-“ham deri işlemek, (deri) i
t eyyām-ı Ǿacūz “marttan ilk üç,
i
eylenmek” KE 154v/6, ME m şubattan son dört günler” KE
157/7 y
a
30v/4, eyyām-ı fāni “fani gün-
eymen (1)(<A.) “talihli, kutlu” y
ı ler” MN (2) 4/37, eyyāmüǿl-bįż
eymen bol- “talihli olmak, kutlu n
e “her ayın on üç, on dört ve on
v
olmak” NF 375/6 i beşinçi günleri” NF 282/7
eymen (2)“çekinme, utanma, eyyūb (<ö.a.) “Kur’an-ı Kerim’de
korkma” eymen bol- “çekin- adı geçen peygamberlerden biri
mek, utanmak, korkmak” KE olup sabırlı insan örneği olarak
244v/4 gösterilir” NF 334/3, HKT
eymen- “çekinmek, korkmak, 435a/5, MN (2) 2/15
utanmak” NF 76/14, KE eyyūb-i enśārį (<ö.a.) “Hz. Mu-
237r/9, ME 148/4, HŞ 2539 hammed’in hicretten sonra Me-
eymene binti vehb (<ö.a.) “Hz. dine’de evinde kaldığı sahabe”
Muhammed’in annesi” KE NF 24/16, eyyūb “bkz. eyyūb-i
198r/11, eymene “bkz. eymene enśārį” NF 25/10
binti vehb” KE 182v/16 eyyüheǿl-Ǿazįz (<A.) “ey aziz” KE
eymenlig (<A.+T.) “kutlu, talihli, 102r/1
hayırlı” KE 201r/20 eyżan (<A.) “önce, geride kalan”
eymenci“korkunç, korkutucu” ME KE 84v/5
21/1
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 185

ez-“ezmek, toz haline getirmek”


NF 90/6, KE 192r/5, İML 107
ezān (<A.)“ezan” NF 153/9, ezān
ķıl-“ezan okumak” KE 236r/19,
ezān oķı- “ezan okumak” NF
241/12
eze “büyük kız kardeş” KE 37r/4
ezel (<A.) “ezelî, öncesi olmayan,
başlangıç” KE 10r/7, MN (2) e
17/164
ezelį (<A.)“ezeli, başlangıcı olma-
yan” NF 229/7, KE 214r/12
ezig “köşe, bucak, kenar” ME
182/1
ezil-(1.) “ıslanmak, nemlenmek”
ME 145/3
ezil-(2) “kötü görünmek, kötüleş-
mek, bozulmak” NF 103/6 e
ğ

ezil-(3)“ezilmek” KE 206r/16, HŞ
i
t
i
4137 m

ezin “bu sebepten, böylece” HŞ y


a

203 y
ı
n
ezoġlu (<ö.a.) “ırmak e
v
adı”AO.IV.21 i

ezük “yalan” KE 119v/7


ezvāc(<A.ç.)“eşler, zevceler” KE
189v/2
ezyān (<F.ç.) “zarar, ziyan, zarar-
lar, ziyanlar” ME 22/5
186 | D r . Suat ÜNLÜ

-F- HKT 160b/9, 97a/4, MM 203/1,


MN (1) 16/10
faķįrlıķ (<A.+T.) “fakirlik” KE
faǾāl (<A.) “faal, etkin, işgören,
193v/3
çalışan” HŞ 2127
fāl (<A.) “fal, kura, uğur, talih” KE
fācir (<A.) “günahkar” NF 439/7
225v/7, ME 115/7, HŞ 612, fāl
faġfūr (<ö.a.) “Çin hükümdarları-
aç- “fal bakmak” KE 50r/11, fāl
nın lakabı, Çin yapısı işlere ve-
ayıt- “fal açıklamak, falını an-
rilen sıfat” HŞ 2016
latmak” HŞ 1006, fāl bol- “fal
fāĥiş (<A.) “fazla, aşırı, ahlaksız,
olmak” KE 227v/14, fāl ķıl-
kötü, çirkin” ME 172/3, fāĥiş iş
“fal bakmak” HŞ 2463, fāl tut-
“kötü ve çirkin iş, ahlaksızlık”
“fal bakmak, fal baktırmak” HŞ
NF 364/13
220, fāl ur- “fal bakmak” HŞ
fāĥişe (<A.)“zina, ayıp, günah,
3717
ayıp, günah işleyen kişi” KE
falān (<A.) “falan, filan krş. fulān,
57v/1, fāĥişe iş “zina işleyen
fülān” NF 287/13
kadın” NF 332/13, fāĥişe ķıl- e fālçı (<A.+T.) “falçı” KE 227v/12
“zina yapmak, günaha girmek” ğ
i
fālik bin enes (<ö.a.) “ Kerbela
NF 333/1, KE 41v/7 t
i
m olayında şehit olan müminler-
faħr(<A.)“iftihar, sevinç, övünme”
y den biri” KE 247r/15
faħr it- “övünmek, övmek, ifti- a
y
falŧ bin vefrįn (<ö.a.) “İbn Yamin
har etmek” HŞ 3385 ı

uruğundan Musa peygamberin


n
e
faħr-ı Ǿālem (<A.) “alemin övüncü. v
i casusu” KE 117v/12
Hz. Muhammed” KE 183v/1
fām (<F.) “renk, çeşit, örnek” fām
faħte (<F.) “üveyik kuşu” HŞ 1421
al- “renklenmek, çeşitlenmek”
fāide (<A.) “fayda, yarar krş.
HŞ 825
fāyda, fāyida, fāyide, fāyda”
fānį (<A.) “fani, geçici, ölümlü”
HŞ 4272
NF 396/17, KE 52r/14, MM
faķıh (<A.) “fakih, din, şeriat alimi
219/3, MN (2) 4/37, fānį bol-
krş. faķįh” HŞ 4700
“fani olmak, ölümlü olmak,
faķįh (<A.) “fakih, din, şeriat alimi
geçiciolmak” NF 148/5, KE
krş. faķıh” NF 232/13, KE
229r/14
136v/3, faķįh bol- “fakih olmak,
faraķ (<A.) “baş, başın tepe kısmı”
din ve şeriat konularında yeterli
HŞ 911
olmak” NF 235/7
farı-” kendinden geçmek, yorul-
faķįr(<A.) “fakir, yoksul, zavallı,
mak, yorgunluktan halsiz düş-
biçare” NF 100/10, KE 63v/2,
mek, şuurunu kaybetmek” KE
14r/11
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 187

fāriġ (<A.)“vazgeçmiş, münezzeh, fārūķ (<ö.a.) “ikinci halife Hz.


ayrı tutulmuş, çekilmiş, işsiz Ömer” MM 11/3
güçsüz, boş, rahat, asude, boş” farż(<A.) “farz krş. farįża” KE
NF 233/5, KE 181v/14, MM 236v/16, MM 87/4, farż bol-
30/2, HŞ 2591, fāriġ bol- 1.“boş “farz olmak, farz kılmak” MM
olmak, boş kalmak” NF 98/2, 89/1, farż ķıl- “farz kılmak” KE
KE 129v/21, ME 175/2, HKT 213v/7, HŞ 84
576a/8, HŞ 1208, 2. “ilgilen- faśıĥ(<A.) “konuşkan krş. faśįĥ”
mek, ele almak” HKT 509a/4, ME 101/6
fāriġ ķal- “boş kalmak, azad faśıĥį (<A) “fasihatle söylenen,
olmak” KE 118v/20, fāriġ ķıl- hatasız söz” HŞ 293 f
“serbest bırakmak, ilgiyi kes- faśıĥlıķ (<A.+T.) “konuşkanlık”
mek” ME 81/4, HŞ 1815, fāriġ ME 168/5, faśıĥlıķ ķıl- “güzel
tut- “ilgilenmemek, bağlantıyı konuşmak, açık ve düzgün ko-
kesmek” KE 238r/5, HŞ 2117 nuşmak, açık, ve, anlaşılır ko-
farįŧa (<ö.a.) “Hazrec ile savaşan nuşmak” ME 168/6
kişilerden biri” KE 203v/18 faśıĥsın-(<A.+T.) “kendini konuş-
farįża (<A.) “farz krş. farż” NF e
ğ kan göstermek” ME 176/7
129/3, KE 135v/11, HKT
i
t fāsıķ (<A.) “günahkar, fasık krş.
i
189b/2, MM 66/1, farįża bol- m fāśıķ, fāśiķ” HKT 550a/5
“farz olmak, farz kılmak” NF y
a
fāśıķ (<A.) “Allah’ın emirlerini
62/1, KE 156v/20, MM 181/2, y
ı tanımayan, günahkar krş. fāsıķ,
n
farįża ķıl- “farz kılmak” NF e
v
fāśiķ” KE 225v/17, MM 49/4,
58/10, ME 134/8, MM 90/2, i
fāśıķ bol- “Allah’ın emirlerini
HKT 405a/7, MN (1) 11/4, tanımayarak günaha girmek,
farįża ķılın- “farz kılınmak” NF günahkar olmak” KE 145r/12
10/14, HKT 79b/9, farįża fāśıķa(<A.) “(kadın için) fasık” KE
ķılmaķ “farz kılma” HKT 77a/2 158v/5
farķ(<A.) “fark” NF 223/8, KE fāśıķlıķ (<A.+T.) “dinsizlik,
106r/17, HŞ 4358, MN (2) fasıklık” ME 84/5
12/116, farķ bol- “farkı olmak, faśıl (<A.) “bölüm, alt bölüm krş.
ayırıcı özelliği olmak” KE faśl” MM 128/3
116v/7, HŞ 3690,farķ et- “fark faśįd (<A.) “kötü, fena” faśįd bol-
etmek, ayırmak, seçmek” KE “kötü olmak, fena olmak” NF
149r/3, HŞ 4145 299/1
fārs(<ö.a.)“Fars” NF 27/16, KE faśįĥ (<A.) “güzel, açık, düzgün
129r/17 konuşan, açık, aşikar, anlaşılır
fārsį (<ö.a.) “İranlı” KE 5v/9 krş. faśıĥ” KE 189v/3, faśįĥ til
188 | D r . Suat ÜNLÜ

“güzel, canlı, düzgün anlaşılır fāŧıma (4) “Abdullah Zübeyr’in


konuşan, konuşma” NF 35/12, karısı” KE 243r/17
faśįĥraķ “daha fasih, daha güzel fātiĥā (<A.) “Kur’an’ın ilk süresi”
konuşma” HKT 371b/6 MM 108/3, MN (2) 44/439
faśįĥat(<A.) “açık, belli, iffetli, fāyda (<A.) “fayda, yarar krş.
temiz” faśįĥat bol- “söz bakı- fāyida, fāyide, fāide” MM
mından açık ve anlaşılır olmak, 154/4, HŞ 4272, fāyda al-
ahlaki bakımdan temiz ve iffetli “faydasını görmek, yararlan-
olmak” KE 15r/7 mak, yararını görmek” ME
fāśiķ (<A.) “dinsiz, günahkar, ah- 52/6, fāyda bėr- “fayda vermek,
laksız, azmış krş. fāśıķ, fāsıķ” yararlandırmak” ME 220/4,
NF 372/12 fāyda ķıl- “faydalandırmak, ya-
faśl(1)(<A.) “fasıl, alt bölüm krş. rarlandırmak” NF 17/8, HŞ
faśıl” NF 18/13 2246
faśl (2) (<A.) “mevsim” HŞ 1433 fāydalu (<A.+T.) “faydalı, yararlı”
faśśād(<A.) “kan alan, cerrah, ha- ME 52/6
camatçı” HŞ 347 e
ğ
fāyida (<A.) “fayda, yarar krş.
fāş(<F.) “herkessçe bilinen, du- i
t fāyda, fāyide, fāide” fāyida al-
i
yulma, meydana çıkma, açığa m “faydasını görmek, yararlan-
çıkma” fāş bol- “herkesçe bi- y
a
mak, yararını görmek” NF
linmek, duyulmak, meydana y
ı 352/17, fāyida bol- “faydalı ol-
çıkmak” NF 415/10, KE mak, yararlı olmak” NF 174/11,
n
e
v
194v/3, fāş ķıl- “duyulmak, i fāyida ķıl- “faydalandırmak, ya-
meydana çıkmak, açığa çıkmak, rarlandırmak” NF 74/11, fāyida
herkesçe bilinmek” NF 157/10 teg- “faydasını görmek, yarar-
fāŧıma (1)(<ö.a.) “Hz. Fatıma” NF lanmak, yararını görmek” NF
5/3, KE 182v/20, fāŧımā-i zehrā 98/8
“bkz. fāŧıma” KE 202r/14, fāyide (<A.) “fayda, yarar krş.
fāŧımatüǿz-zehrā “bkz. fāŧıma” fāyda, fāyida, fāide” KE 9r/4,
NF 176/2 HKT 91a/5, fāyide-i dįger “di-
fāŧıma (2) “Ebû Zer-i Gıfârî’nin ğer faydaları, başka yararları”
kızı” NF 131/13 KE 15r/10, fāyide al- “fayda-
fāŧıma(3) (<ö.a.) “Hz. Muham- lanmak” HKT 28b/9, fāyide
med’in babasına kendini arza bėr- “fayda vermek, yararlı ol-
kılan kadın” KE 182v/10, mak” KE 164r/7, fāyide bol-
fāŧımā-i şāmiyye “bkz. fāŧıma “faydalı olmak, yararlı olmak”
(3)” KE 182v/13 KE 189v/13, fāyide kör- “fayda
görmek, yarar görmek” KE 3r/2
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 189

fāyidesiz (<A.+T.) “boş, faydasız” 118v/8, HKT 446a/3, MM


HKT 511b/6, fāyidesiz söz 306/1, HŞ 108, fażl-u medĥ
“boş, faydasız söz” HKT “fazilet ve övgü” KE 201r/20,
572a/6 fażl-u kerem “fazilet ve cömert-
fażāyil (<A.ç.) “faziletler, erdem- lik” KE 189r/2, fażl ü san “fa-
ler” NF 122/16, KE 249v/3, zilet ve itibar, saygınlık” KE
fażāyil-i Ǿömer bin el ħaŧŧāb 189r/21, fażl ķıl- “fazilet örneği
“Hz. Ömer’in faziletleri” KE göstermek, faziletli davranmak”
199v/14 NF 147/12
fāżıl (<A.) “faziletli, erdemli krş. fażllıġ (<A.+T.) “lutuf ve kerem
fażıl, fażl (2)” fāżıl bol- “fazi- sahibi” HKT 15b/1 f
letli olmak, erdemli olmak, er- fecr (<A.) “tan vakti, gün ağarma-
dem sahibi olmak” HŞ 292 sı” fecr-i kāźib “yalancı fecr,
fażıl (<A.) “faziletli, erdemli krş. sabaha karşı doğuda gün doğ-
fāżıl, fażl (2)” NF 432/12, KE madan önce beliren ve sonradan
136v/10, fażılraķ “daha fazilet- kaybolan geçici aydınlık” HKT
li, daha erdemli” KE 6r/9 27a/8, fecr-i śādıķ “hakikî fecr,
fażįĥat (<A.) “rezil, rüsva, edep- e
ğ gün doğuncaya kadar süren ke-
siz, alçak krş. fażįĥet” fażįĥat
i
t siksiz aydınlık” HKT 27a/8
i
bol- “rezil rüsva olmak, küçük m fedek (<ö.a.) “Medine ile Hayber
düşmek” NF 19/7, KE 213v/19, y
a
arasında Medine’ye yaklaşık
fażįĥat ķıl- “rezil etmek, küçük y
ı 150 km. mesafede Yahudilerin
n
düşürmek” NF 226/8, KE 15r/9 e yaşadığı yer” NF 47/8
v
fażįĥet (<A.) “rezil, rüsva, edep- i
fehm (<A.) anlama, anlayış” KE
siz, alçak krş. fażįĥat” fażįĥet 202r/1, HŞ 188, fehm et- “an-
ķıl- “rezil etmek, küçük düşür- lamak, kavramak, anlayış gös-
mek” HKT 255b/6 termek krş. fehm it-” KE
fażįlet (<A.) “fazilet, erdem” NF 187r/7, fehm it- “anlamak, kav-
95/9, KE 199v/13, fażįlet bėr- ramak, anlayış göstermek krş.
“fazilet vermek, erdem sahibi fehm et-” HŞ 2386
etmek” NF 419/3, felek(1)(<A.) “gökyüzü, felek” KE
fażl (1) (<ö.a.) “Fazl bin Abbâs bin 3v/1, HKT 313a/2, MM 387/2,
Abdulmuttalib. Hz. Peygam- HŞ 2856, MN (2) 12/114
ber’in amcasının oğlu” NF felek (2)(<ö.a.) “Felek” HŞ 1521
72/7, fażl bin Ǿabbās “bkz. fażl felūn (<ö.a.) “ikinci kat gök” KE
(1)” KE 236r/20 3v/13
fażl (2) (<A.) “fazilet, erdem krş. fenā (<A.) “yokluk, fanilik, yok
fāżıl, fażıl” NF 4141/4, KE olma” NF 167/14, fenā baĥri
190 | D r . Suat ÜNLÜ

“yokluk denizi, fanilik denizi” ferhād (<ö.a.) “Ferhad ve Şirin


MM 373/1, fenā ķıl- “yok ol- hikayesinin erkek kahramanı”
mak, yok etmek, ortadan kal- HŞ 2344, MN (2) 11/105,
dırmak” MM 284/2 ferhād bol- “Ferhad gibi olmak,
ferǾ(<A.) “ikinci dereceden önemli Ferhad gibi davranmak” HŞ
olan şey” KE 77v/10 3757, ferhād-ı miskįn “zavallı
ferāġat (<A.) “feragat, vaz geçme, Ferhad, biçare Ferhad” HŞ
tok gözlülük” Ka II/17, HŞ 481, 2592
ferāġat bol- “tokgözlülük gös- ferħūnde(<F.) “uğurlu” MN (2)
termek, haklarından vazgeç- 14/140
mek” HŞ 1204, ferāġat ķıl- “ ferǾį(<A.) “asli olmayıp ikinci
vazgeçmek, feragat etmek” HŞ dereceden olan” KE 243r/5
116 ferįdūn (<ö.a.) “hükümdar, İran’ın
feraĥ (<A.) “ferah, huzur, gönül efsane kahramanı” HŞ 1502,
rahatlığı” NF 407/16, KE MN (2) 7/67
84r/16, HŞ 4039, feraĥ bėr- “fe- feriĥ (<A.) “sevinç, ferahlık” feriĥ
rahlık vermek, huzur vermek, e
ğ
tap- “sevinmek, ferahlamak”
sevindirmek, gönlünü rahatlat- i
t HŞ 270
mak” KE 51v/19, feraĥ bir- “fe-
i
m ferişte(<F.) “melek krş. firişte,
rahlık vermek, huzur vermek, y
a
ferįşte” HŞ 1516, MN (2)
sevindirmek, gönlünü rahatlat- y
ı 23/221
mak” HŞ 2084, feraĥ bol- “ra- ferįşte(<F.) “melek krş. firişte,
n
e
v
hat olmak, huzurlu olmak, gön- i ferişte” NF 263/17, KE 209v/9
lü rahat olmak” NF 331/17, fe- ferįşteǿį(<F.+A.) “bir ferişte” KE
rah kitür- “ferahlık vermek, fe- 190v/8
raha ulaşmak” HŞ 1042, feraĥ ferįştelik (<F.+T.) “feriştelik, me-
ķıl- “gönlünü rahatlmak, sevin- leklik” KE 22v/3
dirmek, huzur vermek” NF ferķayįl (<ö.a.) “denizlere hakim
395/8, feraĥ tap- “feraha ulaş- olan melek” KE 144v/18
mak, huzura kavuşmak, gönül fermān (<F.) “ferman, buyruk,
rahatlığına ermek” HŞ 560 emir krş. ferman” NF 360/7,
ferc (<A.) 1.“dişilik organı, edep KE 237v/7, MM 207/4, MN (1)
yeri” NF 346/15, KE 19r/5, 20/2, K V/19, HŞ 2154, fermān
HKT 317b/1, MM 88/2, 2. “fi- ayıt-“emretmek, buyurmak,
liz, sürgün” HKT 492a/1 emir olarak ifade etmek” HŞ
ferengis (<ö.a.) “Ferengis” HŞ 2311, fermān bol- “ferman ol-
1520 mak, buyurmak, emir olmak
“NF 33/6, KE 21r/10, MN (1)
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 191

11/15, HŞ 2760, fermān kel- feryād ti- “feryad etmek, sızla-


“emir gelmek, buyruk gelmek, mak, inlemek” HŞ 2789, feryād
ferman gelmek” NF 38/17, KE ve nevĥa “ağlama ve sızlama”
21r/13, fermān ķıl- “emretmek, NF 233/14
buyurmak” NF 394/4, HŞ 938, ferzāne (<F.) “bilgin, hakim, ben-
fārman sür- “ferman etmek, bu- zerlerinden üstün olan” HŞ
yurmak, emretmek” HŞ 2904, 2344
fermān tegür- “emir getirmek, ferzend(<F.) “çocuk, oğul” KE
ferman ulaştırmak, buyruk ge- 185v/14, ferzend bol- “çocuk-
tirmek” KE 28v/21, fermān yü- luk çağında olmak, çocuk ol-
rüt- “ferman etmek, buyurmak, mak” KE 110r/11 f
emretmek” HŞ 704 ferzin(<F.) “satranç oyununda
fermānla-(<F.+T.) “buyurmak, vezir sayılan taş” HŞ 1277
emretmek” NF 14/14, KE fesād (<A.) “kötülük, fitnelik, an-
148v/14, HŞ 593 laşmazlık, karıştırma, bozma”
ferrāş(<A.) “döşeyen” MN (2) 2/90 NF 132/10, KE 5r/19, ME 79/5,
ferrāşlıķ (<A.+T.) “süpürücülük, HKT 203a/6, MM 235/2, fesād
temizlikçilik” KE 138r/13 e
ğ bol- “kötülük olmak, fitne ol-
ferş (<A.) “yer yüzü” KE 238r/19
i
t mak, bozmak, karıştırmak” NF
i
ferşi (<A.)“yatak, halı, seccade” m 76/9, fesād içinde mübālaġat
ferşi ķıl- “yatak sermek, secca- y
a
ķıl- “bozgunculukta çok ileri
de sermek, döşek yapmak” HŞ y
ı gitmek, haddi aşmak” HKT
n
852 e 9a/2, fesād kemiş- “fitne sok-
v
ferūĥ (<A.) “sevinçli” K VIII/4 i
mak” HKT 203a/5, fesād ķıl-
ferūz(<ö.a.) “Mugîre bin ŞuǾbe’nin “bozgunculuk yapmak” NF
hizmetkarı” NF117/2, ebū 277/2, KE 8v/5, HKT 203a/5,
luǿluǿat “bkz. ferūz” NF 117/2 fesād ķılġan “bozguncu, fesat
feryād (<F.) “feryat, sızlanma krş. çıkaran” HKT 381b/2, fesād
feryād” KE 188r/13, HŞ 2608, ķılġan ĥālda “bozgunculuk du-
feryād it- “feryad etmek, sızla- rumunda” HKT 222a/9, fesād
mak, inlemek” HŞ 3155, feryād ķılġanlıķ ĥālda “bozgunculuk
ķıl- “feryad etmek, sızlamak, yaparak” HKT 358b/7, fesād
inlemek” NF 16/9, KE 20v/10, ķılmaķ “bozgunculuk yapma”
HŞ 361, feryād ķılın- “feryad HKT 30a/7, fesād ķılur ĥālda
edilmek, sızlanmak” HŞ 2689, “bozgunculuk yaparak” HKT
feryād ķopar- “feryad etmek, in- 9a/2, fesādġa ketür- “helak et-
lemek, sızlanmak, bağırıp ça- mek, bozmak” HKT 427a/9
ğırmak” KE 236r/4, HŞ 2418,
192 | D r . Suat ÜNLÜ

feśāĥat(<A.) “uz dillilik” KE fırāķ(<A.) “ayrılık krş. firāķ” HŞ


192v/5 2311
fetĥ (<A.) “feth, ele geçirme” NF fırāt (<ö.a.) “Fırat nehri krş. furāt”
71/14, KE 226v/12, HKT MN (1) 9/15
529b/7, fetĥ-i ħayber “Hayber fırśat (<A.) “fırsat krş. furśat” MN
kalesinin fethi” KE 226v/12, (2) 6/50
fetĥ-i mekke “Mekke’nin fethi” fıŧır (<A.) “sadaka, fitir” fıŧır
KE 221r/6, fetĥ ķıl- “fethetmek, buġdayı “sadaka buğdayı, fitir
ele geçirmek” NF 111/9, fetĥ karşılığı verilen buğday” MM
tile- “zafer kazanmayı istemek” 173/1
HKT 173a/3 fidā (<A.) “feda, gözden çıkarma,
fetĥ-i muvaśśalį (<ö.a.) “ilk dönem uğruna verme, kurban” MN (2)
zahid ve sufilerinden krş. fetĥ-i 16/159, fidā bol- “feda olmak,
mevśilį” NF 259/3 gözden çıkarmak, uğruna ver-
fetĥ-i mevśilį (<ö.a.) “ilk dönem mek, kurban olmak” NF 91/1,
zahid ve sufilerinden krş. fetĥ-i KE 51r/4, HŞ 1240, fidā ķıl-
muvaśśalį” NF 258/15 e
ğ
“feda etmek, gözden çıkarmak,
fetvā(<A.) “fetva krş. fitvā” NF i
t uğruna vermek, kurban etmek”
i
191/10, KE 168r/15 m NF 215/3, KE 50v/20, MM
fevt (<A.) “ölme, yok olma, elden y
a
294/3, HŞ 164
kaçırma, kaçma, geçme” fevt y
ı fiġān (<F.) “figan, bağırıp çağırma,
bol- “kaybolmak, elden çık- n
e inleme” HŞ 1918, fiġān ķıl- “fi-
v
mak” NF 242/9, KE 140r/21, i gan etmek, bağırıp çağırmak,
MM 263/4, HKT 517a/9, fevt inlemek” HŞ 3722
ķıl- “kaybetmek, elden çıkar- fikir (<A.)“fikir, düşünce krş. fikr”
mak” NF 242/2 HŞ 1508, fikir it- “fikretmek,
feylāķ (<A.) “Yusuf peygambere düşünmek” HŞ 891, fikir ķıl-
rüyasında secde eden on bir “fikretmek, düşünmek” HŞ 378
yıldızdan biri” KE 67v/4 fikr (<A.)“fikir, düşünce krş. fikir”
fezaǾ(<A.) “dayanamama, sabırsız- NF 269/2, fikr et- “fikretmek,
lık, ümitsizlikle inleme, sızlan- düşünmek” KE 160r/19, fikr
ma” NF 442/13, fezaǾ ķıl- “da- ķıl- “fikretmek, düşünmek” NF
yanamamak, sabırsızlık etmek, 244/14, KE 95r/14, fikrge bar-
ümitsizlik etmek inlemek, sız- “bir düşünceye ulaşmak, fikir
lanmak” NF 215/9 sahibi olmak, sonuçlandırmak”
fıķĥ (<A.) “fıkıh” fıķĥ Ǿilmi “İslan KE 196r/15
hukukuyla ilgili bilim” NF 71/4 fikret (<A.) “fikir, düşünce” KE
201r/4, HŞ 504
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 193

fįl (<A.) “fil krş. pįl” NF 43/15, fįrūze (<F.) “Nişabur’da çıkan açık
KE 179v/11, HKT 581a/1, HŞ mavi renkli ve değerli bir yüzük
1779, MN (1) 9/12, fįl bol- “fil taşı” MN (1) 2/4
olmak, fil gibi olmak” HŞ 2685 fisķ (<A.) “hak yoldan çıkma, Al-
fiǾl (<A.) 1.“fiil, iş, hareket” NF lah’a isyan etme, dinsizlik” NF
16/2, KE 95v/3, ME 159/2, 375/14, fisķ ve fesād “isyan ve
MM 348/2, HŞ 2959, 2. “yapı- kötülük” NF 277/3, fisķ ve
lan hareket” ME 69/6, fiǾl ü fücūr “isyan ve kötülük” NF
ķavl “hareket ve söz, fiil ve 365/10,fisķ ķıl- “Allah’a isyan
söz” MM 118/2 etmek, hak yoldan çımak” NF
fiǾl-cümle (<A.) “tamamı, hepsi” 387/4 f
KE 248r/11 fiŧām (<ö.a.) “kendisiyle evlenme
fiǾl-ĥāl (<A.) “şimdi, şu anda” KE şartını Hz. Ali’nin öldürülmesi-
95r/8 ne bağlayarak İbn Mülcem’e
filisŧįn (<ö.a.) “ Filistin” KE 36v/3 Hz. Ali’yi öldürten kafir kadın”
firāķ (<A.) “ayrılık krş. fırāķ” NF NF 151/10
215/11, KE 75v/15, MN (2) fitne(<A.)1. “fitne, fesat, bela,
16/151 e
ğ karışıklık” NF171/11,
firāvān (<F.) “çeşme, taşma, bol,
i
t KE168v/14, HKT 28a/7, MN
i
çok” HŞ 1032, MN (2) 14/136, m (1) 19/4, HŞ 1519, MN (2)
firāvān bol- “taşmak, çoğalmak, y
a
35/347, 2. “imtihan, deneme”
bolalmak” HŞ 1587 y
ı HKT 534b/6, 3. “azap” HKT
n
firǾavn (<A.) “Kur’an’da bahsi e 498a/3, fitne bol- “fitne olmak,
v
geçen Firavun, Hz. Musa ve i
fitne çıkmak” KE 168v/12, fitne
Hz. Harun’un mücadele ettikle- ķıl- 1.“fitneye düşürmek, zarar
ri hükümdardır” NF 55/15, KE vermek” KE 171v/18, HKT
99r/9, HKT 368a/4 277b/8, 2. “zarar vermek, kötü-
firāset (<A.)“anlayışlılık, çabuk lük etmek” HKT 516a/1, fitne
seziş” NF 429/11 ķılġan “fitneye düşüren” HKT
firdevs (<F.)“Cennet, Cennetteki 431b/1, fitne ķılın- “denenmek,
tabakalardan birinin adı” NF imtihan edilmek” HKT 378a/3,
267/10, HKT 292b/6, MN (2) fitne ķop- “fitne çıkmak” KE
16/153, firdevs-i āǾlā “yüce 168v/13, fitne taķı ortaķ ķoş-
Cennet” MN (2) 12/118 “fitne ve şirk koşmak” HKT
firişte(<F.) “melek krş. ferişte, 175b/3, fitnege kemiş- “fitneye
ferįşte” HKT 545a/8, MN (1) düşürmek” HKT 188a/5,
4/15 fitnerek “daha fesat, daha bela-
lı” KE 244r/3
194 | D r . Suat ÜNLÜ

fitne-engįz (<A.+F.) “fitne koparı- fūta(<F.) “peştamal” fūta baġla-


cı, fesatcı” HŞ 3007, fitne-engįz “peştamal bağlamak, peştamalı
kil- “fitne koparıcı gelmek, vücuda sarmak” NF 222/10
fesatcı gelmek” HŞ 549, fitne- fūŧa (<A.) “fıçı” NF 429/17
engįz ķop- “fitne koparıcı gel- fużayl bin Ǿiyāż (<ö.a.) “Hora-
mek, fesatcı gelmek” HŞ 1174 san’ın ilk büyük sufilerinden”
fitnelik (<A.+T.) “bela, kötülük” NF 297/3, fużayl “bkz. fużayl
fitnelik ķıl- “zarar vermek, fit- bin Ǿiyāż” NF 396/15
neye düşürmek” KE 171v/17 fużĥat (<A.) “ayıpları açığa vurma,
fiŧr (<A.) “oruç açma, oruç bozma” ortaya koyma” fużĥat ķıl-
NF 146/13 “ayıpları açığa vurmak, ayıpları
fitvā (<A.)“fetva krş. fetvā” NF ortaya koymak” KE 202v/18
407/2 fużulluķ (<A.+T.) “fazlalık, gerek-
fiżża (<ö.a.) “Hz. Fatıma’nın hiz- siz, gereksizlik, haksız ve aşırı
metçisi” KE 219r/15 davranış, işe yaramaz” HŞ
fuķāǾ(<A.) “gülüş, gülme” HŞ 3298, fużulluķ ķıl- “gereksiz
3843 e
ğ
olmak, işe yaramamak” KE
fuķāra (<A.ç.) “fakirler” NF 442/2 i
t 244r/13, HŞ 894
i
fūlad (<A.) “polat, çelik krş. pūlaŧ” m fużża (<ö.a.) “Hz. Ali’nin hizmet-
HŞ 2694 y
a
karı” NF 141/15
fulān (<A.) “falan, filan krş. falān, y
ı fücūr (<A.)“günahkarlık, ahlaka
fülān” NF 257/12, ME 181/4, aykırılık” NF 66/17
n
e
v
HKT 347a/7, HŞ 3248 i fülān(<A.) “falan krş fulān, falān”
furāt (<ö.a.) “Fırat nehri krş. fırāt” KE 73v/6, MM 312/4
NF 57/6, KE 209r/9 fülānį (<A.) “herhangi bir şahıs,
furāza (<ö.a.) “bir âbid” NF 435/17 filanca” MN (2) 4/33
furķān (<A.) “Kur’an-ı Kerim” NF fünūn (<A.ç.) “fenler ve hünerler”
79/1, KE 62r/2 HŞ 312
furķat (<A.) “ayrılık, firkat” NF fürçe (<A.)“baskından kurtulma,
15/2, 1886, furķat otı “ayrılık fırsat”fürçe ķıl- “fırsattan yarar-
ateşi” HŞ 4550 lanmak, fırsat kollamak” HŞ
furķud (<ö.a.) “bir şeyh” NF 851
232/10 fürūġ (<F.)“ışık, aydınlık” HŞ 580
furśat (<A.) “fırsat krş. fursat, füsūn (<F.) “büyü, efsun” füsūn
fırśat” NF 436/4, HŞ 1482, K tut- “büyü yapmak, büyülemek,
VIII/4, furśat bir- “fırsat ver- büyülenmek” HŞ 2821
mek” HŞ 1399, furśat tap- “fır- füsūnçı (<F.+T.) “sihir yapan” HŞ
sat bulmak” HŞ 2008 871
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 195

füsūs (<A.) “büyü, sihir, azarlama,


alay etme, aldatma” füsūs ķıl-
“büyü yapmak, büyülemek, si-
hir yapmak, aldatmak” KE
24r/7, füsūs tut- “alay etmek,
alaya almak” KE 35r/20
fütūĥ (<A.) “bir işe başlama, açma,
başlangıç” MM 295/2, MN (2)
38/380, 2. “zaferler krş. fütūh”
HŞ 3081, 3. “kalb yoluyla tanrı
bilgisine ulaşma” HŞ 3877 f
füŧūr (<ö.a.) “sare öldükten sonra
İbrahim peygamberin evlendiği
kadın” KE 56r/5

e
ğ
i
t
i
m

y
a
y
ı
n
e
v
i
196 | D r . Suat ÜNLÜ

ġale (<A.) “kira” ME 217/1


-G-/ -Ġ- ġalebe(<A.) “üstünlük, galibiyet,
kalabalık, çokluk” NF 71/1, KE
152v/18, ġalebe bol-“ galip ol-
ġābūr (<ö.a.) “Firavn’un seçtiği
mak, üstün olmak” NF 249/4,
dördüncü cadı” KE 112r/7
KE 34r/10, ġalebe ķıl- “galip
ġaddār (<A.) “zalim, merhametsiz”
gelmek” NF 12/15, ME 220/4,
HŞ 1199
HKT 248a/5
ġaffār(<A.) “günahları affeden
ġalı (<F.) “halı krş. ķalı (1)” ġalı
Allah, esma-i hüsna’dan el-
toķıt- “halı tokutmak” NF 210/1
ġaffār” MM 403/4
ġālib (<A.) “galip, üstün, üstün
ġāfil (<A.) “gafil, gaflette bulu-
gelen, yenen, kazanmış” NF
nan” NF 247/13, KE 249r/3,
305/17, KE 39v/9, HKT 18b/7,
HKT 581b/4, MM 187/3, HŞ
ġālib bol- “üstün gelmek, gale-
1924, ġāfil bol- “gafil olmak,
be çalmak” NF 70/5, KE
dikkatsiz davranmak” NF 84/2,
230v/14, ME 220/4, HKT
KE 156v/5, ME 199/7, HKT e 567b/8, ġālib bolġan 1. “alt
92b/5, HŞ 1191, ġāfil ķıl- “ha- ğ
i
eden, üstün gelen” HKT
bersiz kılmak, gaflete düşür- t
i
m 551b/8, 2. “galip, üstün, esma-i
mek” NF 380/10, HKT 285a/3
y hüsna’dan el-Ǿazįz” HKT
ġāfillıķ (<A.+T.) “gaflet, habersiz a
y
456a/4, ġālib bolmaķ “üstün
olma” NF 248/2, HKT 369b/2 ı

gelme, galebe çalma” HKT


n
e
ġaflet (<A.) “gaflet, ihmal, ilgisiz- v
i 271a/4, ġālib kel- “üstün gel-
lik, gafillik” NF315/15, HKT
mek, galebe çalmak” KE
496a/6, MM 361/4, HŞ 3174
112v/7, ġālib ķıl- “üstün kıl-
ġafūr (<A.) “Allah” MM 403/4
mak” HKT 490b/8
gāh (<A.) “vakit, zaman krş. geh”
ġāliya (<F.) “mis ve anber karışığı
KE 77r/19, HŞ 3970
bir koku” HŞ 1495
ġalaŧ (<A.) “yanlış, hata krş. ġalat”
ġalle(<A.) “ekin, zahire, ürün”
HŞ 1470, ġalaŧ ay- “yanlış söy-
MM 193/1
lemek, hatalı söylemek” HŞ
ġalŧān (<F.) “yuvarlanma, bulun-
461, ġalaŧ ķıl- “yanlış yapmak”
ma” HŞ 428
KE 129v/9, HŞ 3494
ġam(<A.) “gam, keder, üzüntü,
ġalat (<A.) “yanlış krş. ġalaŧ” ME
tasa” HŞ 1181, MN (2) 25/246,
79/6, ġalat ķıl- “yanlış yapmak”
ġam yi- “gamlanmak, keder-
ME 82/1
lenmek, üzüntü çekmek” HŞ
ġalbırla- “kalburlamak, kalburdan
1932, ġamdın keç-“gam
geçirmek” ME 227/5
ve kederden uzaklaşmak, üzün-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 197

tü ve tasadan kurtulmak” KE 82/16, ME 44/8, ġanįmet ķılu


123r/1 bir- “ganimet olarak veriver-
ġam-gįn (<A.+F.) “gamlı, keder- mek” HKT 523a/2, ġanįmet tut-
li”MN (2) 26/257, ġam-gįn bol- “ganimet olarak almak, yağma
“gamlı olmak, kederli olmak, etmek” ME 133/5 , HŞ 3947,
kederlenmek “ KE 130v/5 ġanįmet-i kesir “hesapsız, bol
ġam-ħor (<A+F.) “kederlenen” ganimet” K VI/18
MN (2) 11/99 ġanįn (<A.) “(erkek için) iktidar-
ġammāz (<A.) “gammaz, haber sız” KE 110r/14
taşıyan, koğucu” NF 17/15 ġār(<A.) “mağara” NF 23/13, KE
ġammāzlıġ (<A.+T.) “kovculuk, 178r/5, HŞ 140
müzevirlik, dedikoduculuk krş. ġarāmet (<A.) 1. “borç” HKT
ġammāzlıķ” ġammāzlıġ ķıl- 544a/1, 2. “zarar, ziyan” HKT g
“kovculuk etmek, müzevirlik 195a/4
yapmak, dedikoduculuk yap- ġaraż (<A.) “garez, öfke, kızgın-
mak” MN (1) 19/4 lık” NF 223/9
ġammāzlıķ(<A.+T.) “kovculuk, ġāret (<A.) “yağma, çapul, baskın”
müzevirlik, dedikoduculuk krş. e
ğ ġāret it- “baskın yapmak” K
ġammāzlıġ” NF 17/16, HKT VI/19, HŞ 1879, ġāret ķıl-
i
t
i
542a/8, ġammāzlıķ ķıl- “kovcu- m “baskın yapmak” NF 33/8, KE
luk etmek, müzevirlik yapmak, y
a
225r/14, ME 42/7, HKT
dedikoduculuk yapmak” NF y
ı 579a/2, HŞ 2385, ġāret ķıldur-
n
17/15, ME 106/7 e “yağma yaptırmak, baskın yap-
v
ġamze (<A.) “gamze, süzgün, ba- i
tırmak” ME 5/8, ġāret ķılış-
kış” HŞ 3410, MN (2) 22/216 “yağma yapmak, baskın yap-
ġanį (<A.) “zengin” MM 3/4 mak” ME 195/2
ġanįm(<A.) “ganimet krş. ġanįmet, ġarġara (<A.) “gargara” ġarġara
ġanimet” KE 221v/1 ķıl- “gargara yapmak” ME
ġanįmet(<A.) “ganimet, fırsat, 235/7
yağma krş. ġanįm” NF 117/5, ġarįb(<A.) “yabancı, kimsesiz,
KE 222v/8, HKT 91a/5, gurbette olan ” NF 177/16, KE
KVI/19, MN (2) 34/339, HŞ 90r/2, ME 208/3, MM 230/3,
1438, ġanįmet al- “ganimet al- HŞ 2058, ġarįb bol- “yabancı
mak, yağma etmek” KE olmak, gurbette bulunmak,
229v/10, ġanįmet bir- “ganimet kimsesiz olmak” NF 302/17,
olarak vermek” HKT 405a/3, KE 15r/12, ME 166/6, ġarįb
ġanįmet ķıl- “ganimet olarak ķal- “kimsesiz kalmak, çaresiz
almak, yağma etmek” NF durumda olmak” HŞ 782, ġarįb
198 | D r . Suat ÜNLÜ

kil- “yalnız ve tanınmayan biri- ġavġā (<A.) “kavga” NF 134/13,


nin gelmesi” HŞ 3849, ġarįb öl- KE 61r/1, HŞ 4237, ġavġā
“gurbette kimsesiz ve yanında belgür- “kavga çıkarmak, kavga
kimse olmadan ölmek” HŞ çıkarmaya çalışmak” HŞ 4566,
3581 ġavġā keltür- “gavga etmek,
ġarįb-dost (<A.+F.) “kimsesizlerin, gavga edilmesine sebeb olmak”
gariblerin dostu” ġarįb-dost bol- KE 201v/5, ġavġā ķıl- “gavga
“kimsesizlerin, gariblerin dostu etmek, gavga çıkarmak” NF
olmak” KE 18r/20 81/6, KE 241r/5, ġavġā ķop-
ġarįbā (<ö.a.) “yedinci kat gök “gavga etmek, gavga çıkmak”
ferişteleri” KE 3v/21 KE 144v/4, ġavġā sal- “kavga
ġarįblıķ (<A.+T.) “yabancılık, çıkarmak, kavgaya girmek” HŞ
gurbet krş. ġarįbluķ, ġaribluķ” 1372
KE 104v/11 ġavr (<A.) “dip, bir şeyin iç yüzü”
ġarįbluķ(<A.+T.) “gurbet, kendi HŞ 2746
memleketinin dışında bulunma ġāvur (<A.) “kafir” K V/15
krş. ġarįblıķ, ġaribluķ” NF 27/3 e
ğ
ġavvāś(<A.) “dalgıç, çalışkan ve
ġaribluķ(<A.+T.) “gurbet, kendi i
t gayretli kimse” HŞ 4034
i
memleketinin dışında bulunma m ġāyat (<A.) “sonuç” ME 205/5
krş. ġarįblıķ, ġarįbluķ” HŞ y
a
ġayb (<A.) “gayb, bilinmeyen,
1735 y
ı gizli olan, ölüm, ahiret” KE
ġarįm (<A.) “alacaklı” NF 206/5 151v/2, HKT 130b/1, ġayb
n
e
v
ġarķ (<A.) “batma, boğulma” i Ǿilmi “insanlarca bilinmeyen
KE 116r/21, ġarķ bol- “bat- ilimler, gaybe ait ilimler” KE
mak, boğulmak” KE 24v/13, 151v/2
ġarķ ķıl- “batırmak, boğmak” ġaybet (<A.)“gıybet, aleyhinde
KE 36v/17 arkasından söz söyleme krş.
ġarķa (<A.) “batmış, suda boğul- ġıybet” NF 264/8, MM 18/3,
muş” HŞ 3856, ġarķa bol- MN (1) 18/15, ġaybet ķıl- “gıy-
“batmış olmak, suda boğulmak” bet etmek, aleyhinde arkasından
HŞ 4066, ġarķa ķıl- “batırmak, söz söylemek” NF 67/5
suda boğmak” KE 116v/9 ġāyet <A.) “gayet, son derece,
ġarrāķ (<A.) “boğulmuş, batmış” çok” NF 18/12, KE 2v/14, HŞ
KE 29v/3 1107, K VI/30
ġāşiye (<A.) “eyerin altına örtülen ġāyıb(<A.) “kayıp, yitik krş. ġāyib,
sırmalı ve şeritli örtü” NF ġayb” ġāyıb bol- “kayp etmek,
201/15 yitmek, yitirmek” KE 188/8
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 199

ġāyıbluķ(<A.+T.) “yitiklik” ME ġazālį (<ö.a.) “İmam Gazzalî”


154/6 imām ġazālį “bkz. ġazālį” NF
ġāyib(<A.) “görünmez, yok olan, 185/17
kayıp krş. ġāyıb, ġayb” KE ġazāt (<A.) “savaş, din uğruna
33r/5, HKT 146b/6, ġāyib bol- yapılan savaş krş. ġazā (2)” NF
“kaybolmak, uzaklaşmak, yok 124/13, KE 234r/9, ġazāt ķıl-
olmak” NF 271/4, KE 22r/12, “savaşmak, gaza etmek” NF
HKT 453b/7 6/13, ġazāt ķılġan “savaşan,
ġāyiblıķ(<A.+T.) “görünmezlik gaza eden” HKT 68a/6
krş. ġāyibluķ” HKT 417a/4 ġazel(<A.) “gazel, şiir” KE 83r/14,
ġāyibluķ (<A.+T.) “görünmezlik ME 178/5, HŞ 2087, MN (2)
krş. ġāyiblıķ” HKT 118b/9 3/22, ġazel ayıt- “gazel oku-
ġayret (1) (<A.) “gayret, istek, mak, şiir okumak”HŞ, ġazel g
arzu” NF 65/6, KE 191v/1, HŞ oķı- “gazel okumak, şiir söyle-
1171, ġayret ķıl- “gayret etmek, mek” HŞ 3816
arzulamak, istemek” HŞ 2489 ġāzį (<A.) “gazi” NF 68/17, KE
ġayret (2) (<A.) “namus, şeref” HŞ 221v/19, AO III/2
2133 e
ğ ġāzįlıķ(<A.+T.)“gazilik” NF 300/1
ġayretlen- (<A.+T.) “gayretlen-
i
t ġāzį murād (<ö.a.) “II Murad, Os-
i
mek, çalışıp çabalamak” KE m manlı padişahı, Fatihin babası”
140v/14 y
a
AO III/6
ġayretli (<A.+T.) “namuslu, şeref- y
ı gebr (<F.) “ateş perest” KE 203v/1
n
li” HŞ 2133 e gebrlik (<F.+T.) “ateşperestlik”
v
ġayretsiz(<A.+T.) “şerefsiz, na- i
KE 184r/14
mussuz” HŞ 2134 gedā(<F.) “fakir, dilenci” HŞ 2277,
ġazā (1)(<A.) “kaza, kader” HŞ MN (2) 14/137
4685 geh (<F.) “bazen krş. gāh” HŞ 903
ġazā (2)(<A.) “din uğruna yapılan geh geh (<F.) “kah kah, bir bir”
savaş krş. ġazāt” NF 275/15, K ME 103/4
VI/13 gehį (<F.) “bazen krş. geh, gāh”
ġażab (<A.) “gazap, öfke krş. HŞ 4187, MN (2) 8/74
ġazab” NF 134/9, HŞ 2162, genc (<F.) “hazine, define” NF
ġażab ķıl- “öfkelenmek, sinir- 317/12, KE 124r/18, HKT
lenmek” NF 180/9, HŞ 51 214a/7, HŞ 2846, MN (2) 7/65,
ġażablan-(<A.+T.) “öfkelenmek, genc aç- “hazineyi açmak” HŞ
sinirlenmek” NF 14/11 700, genc baġışla- “hazine ba-
ġażablıġ(<A.+T.) “öfkeli” NF ğışlamak “ HŞ 1119, genc bir-
129/4 “hazine vermek” HŞ 942, genc
200 | D r . Suat ÜNLÜ

boz- “hazineyi açmak” HŞ ġıjla-“hırlamak, hışılamak” ME


1328, genc tap- “hazine bul- 226/1
mak, hazine sahibi olmak” HŞ ġılmān (<A.ç.) “gençler, köle, kö-
925, genc-ü maǾānı “manalar leler, esir” NF 424/16, KE
hazinesi” HŞ 1097, genc-i revān 212v/15, ġılmān u vildān “genç
“yürüyen hazine” HŞ 803 erkek köleler ve dişi köleler”
ger (<F.) “eger, şayet krş. eger, KE 202r/11
veger” KE 110v/6, HŞ 2374, ġınā (<A.) “zenginlik, bolluk” MM
MN (2) 5/43 56/1
gerdān (<F.) “dönen, dünya krş. ġırra (<A.) “gururlu” ġırra bol-
gerdūn” HŞ 2610 “gururlu ve kibirli olmak, ken-
gerdūn (<F.) “dünya, dünya krş. dini beğenemk” HŞ 1922
gerdān” HŞ 2610 ġıybat (<A.) “alay krş. ġaybet,
gerü “geri krş. kirü, kiri, kerü” gerü ġıybet” ġıybat ķıl- “gıybet et-
er- “bir kenara çekilmek” İML mek, çekiştirmek” ME 147/4
106 ġıybet (<A.) “gıybet krş. ġaybet,
gevde (<F.) “gövde, vücut” HŞ e
ğ
ġıybat” NF 380/16, KE
1697 i
t 249r/13, ġıybet bol- “gıybet et-
i
gevher (1)(<F.) “değerli taş, mü- m mek, çekiştirmek” NF 386/12,
cevher krş. güher” KE 74v/16, y
a
ġıybet ķıl- “gıybet etmek, çekiş-
ME 80/5, HŞ 509, MN (2) y
ı tirmek” NF 384/4, KE 8v/6,
12/112, gevher izde- “mücevher HKT 493b/9, ġıybet ķılın- “gıy-
n
e
v
istemek, mücevher aramak” i bet edilmek, çekiştirilmek “NF
HŞ 1480, gevher izle- “mücev- 386/1, ġıybet ķılış- “gıybet et-
her aramak” HŞ 2597, gevher mek, çekiştirmek” NF 389/1
tap- “mücevher bulmak, mü- ġıźā (<A.) “gida, yiycek şeyler krş.
cevher elde etmek, mücevher ġıdā” MM 383/2
sahibi olmak” HŞ 1637, gevher gider-“gidermek, ortadan kaldır-
uġurla- “mücevher çalmak” HŞ mak krş. kiter-, kitür-” K
1328, gevher -i şeb çerāġ “gece VII/54
parlayan yakut” KE 176v/14 ġifār (<ö.a.) “bir Arap kabilesi”
gevher (2) (<ö.a.) “Gevher” HŞ ġifār ķabįlelıġ “bkz. ġifār” NF
1546 135/3
ġıdā (<A.) “gıda, yiyip içilen şey- gilan (<ö.a.) “Gilan” HŞ 3096
ler krş. ġıźā” NF 423/12, ġıdā gile (<F.) “şikayet” gile ķıl- “şika-
bol- “gıda olmak, gıdalanmak, yet etmek, şikayette bulunmak”
yiyip içmek” NF 369/1, ġıdādın KE 195r/6
kiç- “vaz geçmek” HŞ 3026
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 201

giriftār (<F.) “tutulmuş, yakalan- ġul (1) (<A.) “korkunç hayal, kara
mış” giriftār bol- “yakalanmak, koncolos” ġul ķıl- “korkutmak,
tutulmak, düşkün olmak” NF hayal görmek” HŞ 886
348/10, KE 74v/3, HŞ 3453 ġul (2) (<A.)“suçlunun bileklerine
girt “burç” İML 179 ve boynuna geçirilen kelepçe,
git-“gitmek krş. kit-, kėt-” K bukağı, zincir krş. ġull” HKT
VII/32 558a/5, ġul ķoy- “bağlamak,
ġole (<F.) “bakır” ME 22/1 kelepçe takmak” NF 361/6, ġul
ġonca(<F.) “gonca, tomurcuk, ur- “bağlamak” NF 217/3, HKT
açılmamış çiçek” HŞ 678, MN 545b/9
(2) 16/155, ġonca-i ħandān ġūlį (<A.) “azar, küfretme, sövme”
“gülen gonca” MN (2) 6/54 ġūlį ķıl- “azarlamak, küfretmek,
gor (<F.) “kabir krş. gör, gūr” sövmek” KE 239v/13 g
HKT 558a/5 ġull (<A.) “boyunduruk, boyna
goristān (<F.) “kabristan, mezarlık takılan şey krş. ġul” ġull ur-
krş. gūrüstān, gūristān, görlü” “bağlamak, boyunduruk tak-
HKT 580a/1 mak” KE 154r/5
ġoz “çeviz” HŞ 3615 e
ğ ġulüv (<A.) saldırma, üşüşme,
gör (<F.) “mezar krş. gor, gūr” ME
i
t genel ayaklanma” HŞ 3122
i
226/4 m ġunnet (<A.)“(erkek için) iktidar-
görlü (<F.+T.) “mezarlık bkz. y
a
sızlık” KE 110v/2
gūrüstān, goristān, gūrüstān” y
ı gūr (<F.) “mezar, kabir krş. gor,
n
görlü ķıl- “gömmek, defnet- e
v
gör” NF 18/16, KE 81r/3, MM
mek” ME 15/1 i
65/1
ġubār (<A.) “toz, toprak” HŞ 698 ġurbet (<A.) “gurbet, yad el” NF
ġudde (<A.) “deri ile et arasındaki 271/8, ġurbet tart- “gurbete
bez” NF 312/8 çıkmak, gurbette bulunmak”
ġudüvv (<A) “sabah vakti” ME 128/4
ġudüvv-ü revāĥ “sabah vakti ile ġure (<F.) “koruk, olmamış üzüm”
akşama kadar geçen zaman” K HŞ 388
I/46 gūristān (<F.) “mezarlık, kabristan
ġufrā (<ö.a.) “Bedr savaşında bir krş. gūrüstān, goristān, görlü”
kadın” KE 223v/6 NF 191/16, KE 172r/21, MN
ġufrān (<A.) “affetme, merhamet (1) 22/12
etme, bağışlama” NF 443/10, ġurrūş (<F.) “haykırma, homur-
KE 238r/7, MM 403/1, danma, kükreme, dalgalanma”
ġufrān u rıżvān “merhamet ve HŞ 267
hoşgörü” MM 11/2
202 | D r . Suat ÜNLÜ

ġurūr (<A.)“boş şeylere güvenerek saçtur- “gül suyu dağıtmak, gül


aldanma, gurur” NF 422/14, suyu saçtırmak” HŞ 3649
ġurūr ķıl- “gururlanmak, boş gülābçı (<F.+T.) “gül suyu yapan,
şeylere güvenerek aldanmak” gül suyu satan” HŞ 2723
MM 281/2 gül bostān ħatun (<ö.a.) “İbrahim
gūrüstān(<F.) “mezarlık krş. Han’ın tarhanlık verdiği kişi”
gūristān, goristān, görlü” KE Ka I/4
216v/3 gül-çehre (<F.) “gül yüzlü” MN (2)
ġusl (<A.) “gusül, yıkanma, boy 18/175
abdesti krş. ġusul” MM 90/2, gül-efşānlıķ (<F.+T.) “gül saçan”
ġusl keldür- “yıkanmak, boy MN 9/85
abdesti almak” KE 221v/7, ġusl gülefte (<F.) “bir çeşit kırmızı gül”
ķıl- “boy abdesti almak” NF HŞ 4712
32/17, KE 176v/20, HKT gülgün (<F.) “gül renkli, pembe”
83a/4, MN (1) 19/13, ġusl HŞ 1144, İML 171
ķıldur- “boy abdesti aldırmak gülistān (<F.) “gül bahçesi bkz.
“NF 359/1 e
ğ
gül-zār” HŞ 4490
ġusul (<A.) “gusül, yıkanma, boy i
t gülsiz (<F.+T.) “gülsüz” MN (2)
i
abdesti krş. ġusl” MM 87/4, m 17/162
ġusul ķıl- “boy abdesti almak” y
a
gül-zār (<F.) “gül bahçesi krş.
ME 140/4 y
ı gülistān” HŞ 2881
gūş (1) (<F.) “et” KE 149v/12 gümān (<F.) “şüphe, zan, sanma,
n
e
v
gūş (2) (<F.) “dinleme”gūş ķıl- i sezme” MM 123/1, HŞ 655,
“dinlemek, kulak vermek” MN gümān eyle- “şüphe etmek,
(2) 5/40 sanmak, sezmek, zannetmek”
güher (<F.) “mücevher, inci krş. KE 235r/17, gümān ilt- “şüphe-
gevher (1) ” NF 216/10, HŞ lenmek, sezinlemek” HŞ 4151,
1349, MN (2) 25/249 gümān tut- “şüphe etmek, san-
gül (<F.) “gül” HŞ 440, MN (2) mak, sezmek, zannetmek” MM
23/228 86/3, gümānġa tüş- “şüpheye
gülāb (<F.) “gül suyu” KE 80v/10, düşmek, şüphelenmek” HŞ
HŞ 3389, gülāb iç- “gül suyu 3498
içmek, gül suyundan tatmak” günāh (<F.) “günah, dinî suç” NF
HŞ 1695, gülāb ķarıştır- “gül 223/13, KE 98v/21
suyu karıştırmak, gül suyu ha- günbed (<F.) “felek, gök kubbesi
zırlamak” HŞ 4510, gülāb ķoy- krş. künbed” HŞ 4285
“gül suyu koymak, gül suyu gürūh(<F.) “topluluk, cemaat, ta-
hazırlamak” HŞ 4197, gülāb kım, bölük” KE 159v/7
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 203

gürz (<F.) “gürz, silah olarak kul-


lanılan büyük demir parçası”
gürz kötür- “silah olarak gürz
kullanmak, savaşa gürz götür-
mek, gürz kaldırmak” HŞ 2020,
gürz tig- “gürz darbesiyle yara-
lanmak, gürze maruz kalmak”
HŞ 1769
güstāħ (<F.) “küstah, saygısız krş.
küstāħ, üstāħ” HŞ 662
güstāħāne (<F.) “küstahça,
saygısızça, saygısız bir tavırla”
K VII/51 g
güyeg“güveyi krş. küyegü, küđegü,
küvey” İML 144
güzāf (<F.) “manasız, boş, saçma”
NF 430/4
güźār (<F.) “geçme, geçerli olma” e
ğ

KE 181v/13
i
t
i
güźārla-(<F.+T.) “eda etmek, yeri- m

ne getirmek” NF 140/15 y
a
y
ı
n
e
v
i
204 | D r . Suat ÜNLÜ

-H-,-Ĥ-,-Ħ- ber vermek krş. ħaber bir-” NF


195/16, KE 16r/12, MM 22/4,
ħaber bėril- “bildirilmek, haber
habāde el-ħarįŝ el-enśārį (<ö.a.)
verilmek krş. ħaber biril-” NF
“Kerbela olayında şehit olan
116/11, ħaber bil- “haberdar
müminlerden biri” KE 247r/17
olmak, bilgilenmek” NF 49/3,
ħabar (<A.) “haber krş. ħaber,
HŞ 1986, ħaber bir- “bildirmek,
ĥaber” ME 182/8
söylemek, haber vermek krş.
ħabarlıġ (<A.+T.) “haberli” ME
ħaber bėr-” HKT 5b/6, HŞ 544,
20/8
ħaber birgil “haber ver, söyle,
ĥabbāb bin el-arat (<ö.a.) “Habbâb
ne dersin?” HKT 504b/6, ħaber
bin Arat bin Cendele bin SaǾd
biril- “bildirilmek, haber veril-
bin Huzeyme bin KaǾb bin SaǾd
mek krş. ħaber bėril-” HKT
et Yemimî. Hz. Ömer’in kız
504b/6, ħaber biriñ “haber ve-
kardeşinin kocası” KE 196r/17,
rin, söyleyin, ne dersiniz?”
ĥabbāb “bkz. ĥabbāb bin el-
HKT375b/1, ħaber birmek tile-
arat” KE 196r/17 e “anlatmasını, haber vermesini
ĥabbāb ibnüǿl-arat (<ö.a.) “Saha- ğ
i
istemek” HKT 206b/4, ħaber
beden bir zat” NF 11/2, ĥabbāb t

bol- “haberdar olmak, bilgili


i
m
“bkz. ĥabbāb ibnüǿl-arat” NF
y olmak” NF 90/10, KE 64r/19,
11/6 a
y
ħaber ėlet- “haber göndermek,
ĥabbe (1) (<A.) “danik’in 1/8” NF ı

haber ulaştırmak” NF 48/10,


n
e
246/8 v
i ħaber eşit- “haber duymak” NF
ĥabbe (2) (<A.) “buğday, arpa gibi
368/15, ħaber ıđ- “haber gön-
iri taneli şeyler, tane, tohum ta-
dermek” NF 325/11, HŞ 1753,
nesi”HKT 314a/6, MM 247/7
ħaber ilt “haber göndermek, ha-
ĥaber (<A.)“haber krş. habar,
ber ulaştırmak” HŞ 1009, ħaber
ħaber” ĥaber bir- “bildirmek,
iste- “haber sormak, malumat
söylemek, haber vermek” MN
toplamak, soruşturmak” HKT
(1) 15/12
236b/1, ħaber keltür- “haber ge-
ħaber (<A.)“haber krş. ħabar,
tirmek, haber ulaştırmak krş.
ĥaber” NF 27/15, KE 147r/19,
ħaber kiltür-” NF 31/9, ħaber
HKT 361a/3, MM 22/4, HŞ
ķıl- “haber etmek, söylemek,
2677, KIV/16, ħaber-i iclāyį
haber ulaştırmak” NF 325/8,
“sürgün haberi” KE 227r/12,
HŞ 496, ħaber kiltür- “haber ge-
ħaber ayıt- “haber vermek, bil-
tirmek, haber ulaştırmak krş.
gilendirmek” HŞ 1504, ħaber
ħaber keltür-” HŞ 832, ħaber
bėr- “bildirmek, söylemek, ha-
tap- “haber vermek, haber ya-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 205

yılmak” HŞ 635, ħaber teg- ĥabįbu-llah (<A.) “Allah’ın sevgi-


“haber gelmek, haber getirmek lisi (Hz. Muhammed)” MN (2)
krş. ħaber tig-” NF 39/11, ħaber 2/17
tegür- “haber gelmek, haber ge- ĥābik(<A.) “dokumacı” KE 18v/18
tirmek krş. ħaber tigür-” NF hābįl (<ö.a.) “Adem peygamberin
43/8, ħaber tig- “haber gelmek, oğlu” NF 337/7, KE 14v/14
haber getirmek krş. ħaber teg-” ħabįr(<A.) “haberli, bilgili” KE
HŞ 2830, ħaber tigür- “haber 222v/11
gelmek, haber getirmek krş. ħabįŝ (<A.) “kötü, alçak, soysuz,
ħaber tegür-” HŞ 2693, ħaber pis, murdar” NF 208/6, HKT
tüş- “haberdar olmak, bilgilen- 119b/7, ħabįŝ kişi “kötü ve ah-
mek” KE 75r/4, ħaber yit- “ha- laksız kimse” HKT 338a/5
ber ulaşmak, bilgi ulaşmak” HŞ ħabįŝlıķ(<A.+T.) “habislik” HŞ
2772, ħaber yitgür- “haber ulaş- 2127 h
tırmak, bilgi ulaştırmak” HŞ ħable(<A.) “tapu senedi krş.
2890 ķabāla” Ka II/16
ħaberlıġ (<A.+T.) “haberli” HŞ 44, ĥabluǿllāh (<A.) “Allah’ın ipi,
ħaberlıġ bol- “haberdar olmak, e
ğ Kur’an, Hz. Muhammed” KE
haberli olmak” HŞ 340
i
t 18v/7
i
ħabersiz (<A.+T.) “habersiz, ha- m ĥabs (<A.) “hapis, bir yere kapatıp
berdar olmayan” HŞ 2591 y
a
salıvermek” NF 259/12, HKT
ĥabeş (<ö.a.) “Habeş” KE 230r/8, y
ı 456b/9, ĥabs ķıl- “alıkoymak,
n
HŞ 4594 e tutmak” NF 259/12, HKT
v
ĥabeşį (<ö.a.) “Habeşli” NF 79/14, i
285a/1, ĥabs ķılın- 1.“tutulmak,
KE 27r/21 hapsedilmek” HKT 132a/2, 2.
ĥabįb (<A.) “dost, sevgili” KE “menedilmek, alıkonulmak”
122v/19, MN (2) 18/176, MN HKT 43b/2, ĥabs ķılınmış “ka-
(1) 1/3, ĥabįb bol-“dost ve ar- patılmış, alıkonulmuş” HKT
kadaş olmak, dostça davran- 491a/1, ĥabs ķılur yir “hapisha-
mak” KE 187v/3, ĥabįb ümmeti ne” HKT 271b/3
“Hz. Muhammed’in ümmeti” ĥabŧ (<A.) “iptal etme, boşa çıkar-
MM 377/3 ma krş. ĥabŧa” ĥabŧ ķıl- “iptal
ĥabįbe (<ö.a.) “Yakup peygambe- etmek, boşa çıkarmak” NF
rin altıncı karısı” KE 66v/14 362/15
ĥabįblük (<A.+T.) “peygamberlik” ĥabŧa(<A.) “boşa gitme, heder
MM 377/3 olma krş. ĥabŧ” ĥabŧa bol- “boşa
gitmek, heder olmak” KE 8v/8
206 | D r . Suat ÜNLÜ

ĥac(c) (<A.) “hac” NF 271/16, KE ĥaccatuǿl-vidāǾ(<A.) veda haccı,


189v/3, ME 12/8, HKT 29a/1, Hz. Muhammed’in veda haccı
MN (1) 14/4, ĥac ve krş. ĥaccüǿl-vidāǾ” NF 83/2
Ǿumre “haz ziyareti ve umre ĥaccüǿl-vidāǾ (<A.) “Hz. Muham-
ziyareti” KE 212v/13, ĥac için- med’in veda haccı, veda haccı
deki ķulluķ “hacda yapılan iba- krş. ĥaccatuǿl-vidāǾ” KE 221r/7
det” HKT 29b/5,ĥac keltür- ħāce (<F.) “hoca, üstad, efendi,
“hac görevini yerine gitmek, sahip, yaşlı, ihtiyar” KE
hac yapmak” KE 213v/14, ĥac 236v/2, HKT 221a/4
ķıl- “hac görevini yerine getir- ħāce-daş(<F.+T.) “aynı hocada
mek” NF 37/2, ĥac ķılġan “ha- okuyan kimse, ders arkadaşı”
cı” HKT 183b/1, ĥac ķılmaķ HŞ 1326
“haccetme” HKT 60a/5, ĥac ĥacer (<ö.a.) “Hacer” HŞ 963
öte- “hac görevini yerine getir- hācer (1)(<ö.a.) “İbrahim peygam-
mek” KE 53v/10 ber’in karısı, İsmail peygam-
ħacālet (<A.) “utanç, mahcubi- ber’in annesi” NF 213/7, KE
yet” NF 301/5, HŞ 3275, e
ğ
46v/5
ħacālet bol- “utanmak, mahcu- i
t hācer (2) (<ö.a.) “Arap yarımada-
biyet duymak” NF 29/3, ħacālet
i
m sının kuzeydoğusunda
ķıl- “utanmak, mahcubiyet y
a
Yemâme’nin merkezinde olan
duymak” NF 29/6 y
ı kasaba” NF 57/4
ĥacāmet (<A.) “boynuz veya şişe hācerüǿl-esved (<ö.a.) “Kabe’ye
n
e
v
ile vücudun bir organına kanı i konulan taş” NF 38/12
topladıktan sonra neşter ve ĥacet (<A.) 1.“hacet, gerek, ihtiyaç
mengene denilen aletle kan al- krş. ĥācat, ĥācet” HŞ 1205
ma” ĥacāmet ķıl- “kan almak, ĥācet (<A.) 1.“hacet, gerek, ihtiyaç
kan akıtmak” NF 34/2 krş. ĥācat, ĥacet” NF 94/10, KE
ĥācat (<A.) “hacet, gerek, ihtiyaç 55r/19, HKT 301b/9, CE 3/4
krş. ĥācet, ĥacet” ME 8/4 MN (2) 28/272, 2. “dilek arzu”
ĥācatlıġ (<A.+T.) “muhtaç krş. HKT 234a/6, ĥācet bol- “ihtiyaç
ĥācetlıġ, ĥācetlig” ĥācatlıġ ķıl- olmak, gerek olmak” KE
“muhtaç etmek, muhtaç olmak” 174v/4, ĥācet ķol- “ihtiyaç is-
ME 46/2 temek, gereksinim duymak” KE
ĥaccāc (<ö.a.) “Emevi hanedanına 163r/1, ĥācet tile- “ihtiyaç iste-
bağlı meşhur Irak valisi” NF mek, gereksinim duymak” KE
342/12 136r/2, ĥācet yoķ “ihtiyacsız
olmak, ihtiyaç duymamak” MM
261/3
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 207

ĥācetlıġ (<A.+T.) “hacetli, ihtiyacı ħacįl (<A.) “utanmış, mahcup” HŞ


olan, ihtiyaçlı krş. ĥācetlig, 4158, ħacįl bol- “utanmış ol-
ĥācatlıġ” HKT 339a/4, ĥācetlıġ mak, utanmak” NF 196/2, HŞ
bol- “ihtiyaçı olmak, ihtiyaçlı 213, ħacįl ķal- “utanma, mah-
olmak” KE 26r/15 cup olmak” HŞ 3755, ħacįl ķıl-
ĥācetlig (<A.+T.) “hacetli, ihtiyacı “utandırmak” HŞ 1
olan krş. ĥācetlıġ, ĥācatlıġ” KE ħacįllıķ(<A.+T.) “mahcubiyet,
151r/1 utanma” HŞ 3157
ĥācetsiz (<A.+T.) “ihtiyacı, gerek- ĥācį muĥammed (<ö.a.) “Temir
sinimi olmayan” KE 42r/3, Kutluk’un Tarhanlık verdiği
ĥācetsiz bol- “ihtiyacı olma- Muhammed’in oğlu” AO II/27
mak, gereksinimi olmamak” hacimük (<A.) “örtü” ME 174/7,
KE 42r/3 hacimük kemiş- “örtmek, giz-
ħacır “katır krş. ķaçır, ħaŧır, ħaçır, lemek, örtünmek” ME 174/7 h
ķaŧır, ķatır” KE 208r/8 ħaçır “katır krş. ķaçır, ħaŧır, ħacır,
ĥācį (<A.) “hacı, hac vazifesini ķaŧır, ķatır” MN (1) 2/8
yerine getiren” NF 39/6, KE ĥad (<A.) “şeriatça verilen ceza”
48v/10, ME 75/8, AO IV /19 e
ğ NF 201/1, ĥad ur- “cezaya
ĥācį aĥmed (<ö.a.) “Hacı Ahmed,
i
t carptırılmak, ceza vermek” KE
i
Mahmud Han’ın elçisi” AO m 235r/16
IV/19 y
a
ĥad(d) (<A.) “had, sınır, derece,
ĥācib(<A.) “baş vezir, kapıcı” KE y
ı mertebe, yasak, şart” KE
n
45r/21 e 101v/14, ME 12/5, HKT 27b/1,
v
ĥācį bayram ħoca (<ö.a.) “Hacı i
MM 143/3, HŞ 1913, KX/10,
Bayram Hoca, Temir Kutluk’un MN (2) 14/133, ĥad ur- “sınır
Tarhanlık verdiği Muham- koymak, yasaklamak, derece-
med’in babası” AO II/16 lendirmek” NF 381/15,ĥaddın
ĥācį girey (<ö.a.) “Kırım hanlığı- keç- “haddini aşmak, aşırı git-
nın kurucusu, Kırım hanı” K I/4 mek krş. ĥaddın kiç-” HKT
ĥācį Ǿibād (<ö.a.) “Uluğ Muham- 309b/1,2. “taşmak” HKT
med Han’ın elçisi” AO III/17 545a/3, ĥaddın keçe “haddini
ĥācįke (<ö.a.) “Hacı Girey yarlı- aşarak, ölçüyü kaçırmış bir hal-
ğında geçen gümrük ve kantar de” HKT 506b/7, ĥaddın keçe
memuru” K I/12 körksüz iş “çok çirkin davranış,
ĥācį ķurbān ĥāfıž (<ö.a.) “İbrahim edepsizlik” HKT 383a/5,
han yarlığını yazan katip” Ka ĥaddın keçgen “haddini aşan,
I/11 aşırı giden, ölçüyü kaçıran”
HKT 156a/3, ĥaddın keçgen
208 | D r . Suat ÜNLÜ

ķatıġ vāķıǾa “çok şiddetli ve ħādimlıķ (<A.+T.) “bakıcılık, hiz-


zorlu hadise” HKT 544b/4, metçilik” ħādimlıķ ķıl-
ĥaddın keçgen körksüz iş “çok “bakmak, bakıcılık yapmak,
çirkin davranış, edepsizlik” hizmet etmek, hizmetçilik yap-
HKT 266a/9, ĥaddın keçgenrek mak” KE 32v/5
“daha azgın” HKT 505a/5, ĥadįŝ (<A.) “hadis, Hz. Muham-
ĥaddın keçmek “haddini aşma, med’in sözleri, yaşayışı, davra-
aşırı gitme, ölçüyü kaçırma” nışı” NF 60/15, KE 82r/19,
HKT 550b/6, ĥaddın kiç- “had- MM 287/3, MN (1) 14/3,
dini aşmak, aşırı gitmek krş. ĥadįŝ-i efk-i Ǿāyişe “Hz.
ĥaddın keç-” HKT 75b/7, Ayişe’nin İfk hadisesiyle ilgili
ĥaddın kiçgen “haddini aşan, hadis” KE 243r/8
ölçüyü kaçıran” HKT 421a/8, ĥadŝ (<A.) “erkeklik suyu, meni,
ĥaddın kiçmek “ölçüyü kaçır- döl” KE 82v/12
ma, aşırılık” HKT 66b/1, ħafaķān(<A.) “sıkıntı, ıztırap” NF
ĥaddın kiçmeklik “ölçüyü ka- 102/8
çırma, aşırılık” HKT 283a/1 e
ğ
ħafrıķ (<A.) “korkunç, çirkin, kor-
ĥad(d)siz (<A.+T.) “sınırsız, ölçü- i
t kutucu” HŞ 2705
i
süz” HŞ 2372 m ĥafśa binti Ǿömer ibnüǿl-ħaŧŧāb
ĥades (<A.) “sıçmak” ĥades ķıl- y
a
(<ö.a.) “Hz. Muhammed’in do-
“büyük ihtiyacını yapmak” ME y
ı kuz karısından biri” KE 198v/1,
219/6
n
e ĥafśa “bkz. ĥafśa binti Ǿömer
v
ħadįce (<ö.a.) “Hz. Hadice” NF i ibnüǿl-ħaŧŧāb” KE 201r/10
4/17, KE 110v/9, MN (1) hafta(<F.) “hafta” NF 261/7, KE
15/14, ħadįcetüǿl-kübrā “bkz. 191r/3, HŞ 2467
ħadįce” NF 176/2 ĥahmā (<ö.a.) “Yunus peygambe-
hadįķa (<ö.a.) “Hz. Muhammed’in rin konuştuğu perilerin ulusu
mucizelerinden biri olan ayı olan âbid” KE 155v/13
yarmasına tanık olan sahabeler- ħāk (<A.) “toprak” HŞ 1568
den” KE 208r/18 ĥak (<A.)“kireç” ME 187/4
ħādim (<A.) “hizmetkar, hizmetçi” ĥaķ(ķ) (<A.) 1.“hak, Allah, esma-i
NF 110/1, KE 149v/2, KVI/12, hüsna’dan” NF 73/9, KE 2v/9,
ħādim bol-“hizmetkar olmak, MM 26/3, HKT 325b/7, HŞ
hizmetçi olmak” KE 9r/1, 128, AO III/1, MN (2) 11/100,
ħādim ķıl- “hizmetkarlık yap- 2. “gerçek, doğru, hak” HKT
mak, hizmet etmek” KE 32v/7 4b/9, 3. “pay, hisse, hak” NF
ħādime(<A.) “kadın hizmetçi” NF 195/5, HKT 45a/4, MM 83/4,
220/3 AO II/36, ĥaķ taǾālā “Yüce Al-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 209

lah” KE 3r/9, AO III/1, ĥaķ ĥaķıķat (<A.) “gerçek, hakikat,


sübĥānehu ve taǾālā “her türlü gerçekten, bir şeyin aslı krş.
arıza, kusur ve noksanlardan ĥaķįķat” HŞ 3555
yüce Allah’ı tenzih ederim” ĥaķįķat (<A.) “gerçek, hakikat,
KE 203r/21, ĥaķ teǾālā “Yüce gerçekten, bir şeyin aslı krş.
Allah” NF 25/11, MN (2) ĥaķıķat” NF 205/2, KE 19r/3,
12/118, ĥaķ tebāreke ve teǾālā ME 183/4, MM 13/2, MN (1)
“mübarek ve yüce olan Allah” 13/5, MN (2) 37/371, ĥaķįķat
NF 9/4, ĥaķ-ı alim “her şeyi bi- bol- “gerçek olmak, doğru ol-
len Tanrı” HŞ 4708, 2. “doğru, mak” KE 90v/19, ĥaķįķat üze
gerçek” NF 35/8, KE 162v/15, “gerçekten, şüphesiz ki, doğru-
ME 172/5, MM 12/4, HKT su şu ki” HKT 289b/6, ĥaķįķat
4b/9, HŞ 4625, ĥaķ dįnġa üze ol- “gerçek şu ki, doğrusu
kışġan “Müslüman olan” HKT şu ki” HKT 202a/7, ĥaķįķatda h
56a/5, ĥaķ peyġāmber “Hz. “gerçekten, şüphesiz ki, doğru-
Muhammed” NF 81/1, ĥaķ su şu ki krş. ĥaķįķatta” HKT
resūl “Hz. Muhammed” MM 38a/2, ĥaķįķatta “gerçekten,
49/3, ĥaķ bol- “gerçek olmak, e
ğ şüphesiz ki, doğrusu şu ki krş.
doğru olmak” NF 163/9,
i
t ĥaķįķatda” MN (1) 13/4
i
ĥaķķınça “gereği gibi, gereğin- m ĥākį (<A.) “anlatan, hikaye eden”
ce, gerektiği gibi” HKT 17b/3, y
a
KE 235r/15
HŞ 2268, ĥaķķında “ilgili ola- y
ı ĥakįm(1) (<ö.a.) “Hakîm bin
n
rak, yolunda, uğrunda” HKT e Hizâm. Huneyn savaşında mü-
v
385a/9, ĥaķnı taķı bāŧılnı ur- i
ellife-i kulûb olarak kendisine
“hak ile batılı çarpıştırmak” ganimetten yüz deve verilen sa-
HKT 242a/7, ĥaķraķ “daha doğ- habe” NF 75/11
ru, daha gerçek” KE 33v/7 ĥakįm (2) (<A.) “bilge, hikmetli”
ĥak(k) (<A.) “kazıma, oyarak KE 159v/13, HKT 200a/2
yazma” KE 49r/5 ĥakįm (3)(<ö.a.) “Süleyman pey-
ĥaķan“hükümdar, hakan” HŞ gamberin oğlu” KE 150v/12
2016, İML 145 ĥākim (<A.) 1.“hakim, kadı,
ĥaķāret (<A.) “hakirlik, hor hüküm veren” ME 115/3, HKT
görme” NF 105/17 27b/4, 2. “hakem” HKT 138a/1,
ĥaķāyıķ (<A.ç.) “hakikatler, ger- ĥākim bol- “hüküm vermek,
çekler, doğru, asıl olan” NF hükmetmek, hakim olmak” NF
202/3 192/8
ĥakem(<A.)“hakem” ĥakem ķıl- ĥākimsiz (<A.+T.) “kadısız, kadısı
“hakemlik yapmak” HKT 86a/5 olmayan”AO V/23
210 | D r . Suat ÜNLÜ

ĥakįm yaĥyā (<ö.a.) “Hacı ĥalālıķ(<A.+T.) “helalık krş.


Girey’in tarhanlık verdiği kişi” ĥelālıķ, ĥelāllıķ” ME 183/5
K I/35 ħalāś (<A.)“kurtulma, kurtuluş”
ĥaķįr(<A.) “değersiz, aşağı, baya- HŞ 1802, ħalāś bėr- “kurtarmak
ğı” KE 63v/2 krş. ħalāś bir-” KE 220v/12,
ĥaķķā(<A.) “doğrusu, gerçek şu ħalāś bir- “kurtarmak krş. ħalāś
ki” HKT 259a/5 bėr-” HKT 421b/4, HŞ 89,
ĥaķla-(1) (<A.+T.) “paylaştırmak ħalāś bol- “kurtulmak, kurtuluşa
krş çalķa-” ME 52/3 ermek” NF 200/14, KIV/5,
ĥaķla-(2) (<A.+T.) “gerçek, doğru ħalāś ķıl- “kurtarmak, kurtuluşa
olduğunu kabul etme” NF ermek” NF 19/10, HŞ 3154,
361/16 ħalāś ķılu bir- “kurtarabilmek”
ĥaķlıķ (<A.+T.) “gerçeklik, doğru- HKT 327a/3, ħalāś tile- “kur-
luk” NF 34/14 tulmak istemek, kurtuluşa er-
ĥaķsız(<A.+T.) “haksız olarak” mek istemek” KE 89r/5
ĥaķsız yirde “haksız olarak, ħalǾat (<A.) “hilat, kaftan krş.
haksız yere” HKT 9b/1 e
ğ
hilǾat, ħilǾat” NF 205/3
ĥal (1) (<A.)“dışarı” ME 38/5 i
t ĥālāt(<A.ç.) “haller, durumlar krş
i
ĥal (2) (<A.) “durum, vaziyet, hal m helat” MM 335/2
krş. ĥāl” HŞ 150 y
a
ĥalāvet (<A.) “tatlılık, hoşluk,
ĥāl (<A.)“durum, vaziyet, hal krş. y
ı şirinlik, zevk” NF 212/3, KE
ĥal (2)” NF 301/17, KE 145r/2, 233r/15, HŞ 1027, ĥalāvet bul-
n
e
v
ME 131/4, HKT 232a/6, HŞ i “rahata kavuşmak, huzura ka-
2463, MM 302/3, KVII/26, MN vuşmak” NF 247/10
(2) 43/431, ĥāl bol- “bir mese- ħalāyıķ (<A.) “halk, ahali, insanlar,
leyi çözüme kavuşturmuş ol- yaratılmışlar” NF 136/11, KE
mak, halletmek” NF 244/14, ĥāl 53v/5, ME 73/4, MM 383/1,
ķıl- “halletmek, bir meseleyi HŞ 1820, MN (1) 7/11, MN (2)
çözüme kavuşturmak” NF 6/53
407/2 ĥaleb (<ö.a.) “Haleb” NF 111/10
ħāl (<A.) “annenin erkek kardeşi, ħalel (<A.) “bozukluk, eksiklik,
dayı” MM 259/3 alçaklık” HŞ 4159, ħalel tüş-
ħal (<F.) “ben” HŞ 1467 “bozulmak, eksiklik göster-
ħālā (<A.) “teyze” NF 418/14, KE mek” NF 215/8
68r/10, MM 259/3 ħalellıġ(<A.+T.) “sağlam olmayan,
ĥalāl (<A.)“helal krş. ĥelāl” ME kusurlu, korumasız” HKT
38/5 400a/9
ħalāl (<A.) “fesat” MN (2) 42/425
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 211

ħālet (<A.) “durum, tavır, hal” NF Adem” KE 5v/5, ħalįfe bol-“


220/6, ME 234/3, HŞ 1616 halife olmak, birisinin yerine
ħalħāl (<A.) “halhal, ayak bileziği” geçirmek” NF 78/3, HKT
KE 223v/2, ME 236/2 163b/2, ħalįfe ķıl- “birisinin ye-
ħālıķ (<A.) “yaratan, yaratıcı, Al- rine geçirmek” NF 93/10, HKT
lah krş. ħāliķ” HŞ 4713, MN 342b/3, ħalįfe ķılmaķ tile- “ve-
(2) 23/231 kil olarak tayin edilmesini arzu-
ĥālį (<A.) “o zaman, şimdi, hemen, lamak” HKT 514b/8
şimdiki” NF 88/14, KE 109r/2, ħalįfelıķ (<A.+T.) “halifelik” NF
HŞ 667 102/1, KE 15v/17, ħalįfelıķ ķıl-
ħālį (<A.) “boş, ıssız, tenha, yalnız, “halifelik yapmak, vekillik
ayrı” NF 331/15, ME 15/3, MM yapmak” NF 92/7
292/2, HKT 251a/9, HŞ 667, ħāliķ (<A.) “yaratan, yaratıcı, Al-
MN (1) 8/8, ħālį bol-1.“ yalnız lah krş. ħālıķ ” KE 74v/9 h
kalmak” NF 234/5, MM 43/4, ħāliķįn(<A.ç.) “yaratıcılar” KE
HKT 3a/7, HŞ 2237, 2. “mün- 159r/21
hasır olmak, ait olmak” HKT ħalįl (1)(<A.) “samimi dost” KE
227a/6, ħālį ķal- “yalnız kal- e
ğ 51v/12, HŞ 139
mak, ayrı kalmak” NF 216/8,
i
t ħalįl (2) (<ö.a.) “İbrahim peygam-
i
HŞ 3926, ħālį ķıl- “boşaltmak” m ber krş. ĥalįleǿr-raĥmān,
MM 27/3, HKT 569a/1, HŞ y
a
ħalįluǿllāh” KE 77v/9
1078, ħālį ķođ- “yalnız koymak, y
ı ħalįl (3) (<ö.a.) “Kırım hanlığında
n
boş bırakmak” NF 87/7, ħālį yir e bir yüz başı” K I/9
v
“boş ve çıplak yer, çöl” HKT i
ĥalįleǿr-raĥmān(<ö.a.) “İbrahim
430b/9, ħālį yirde bol- “çölde peygamber krş. ħalįluǿllāh, ħalįl
konaklamak” HKT 513a/6 (2)” NF 439/1
ħālid bin-velįd (<ö.a.) “Peygam- ħalįluǿllāh (<A.) “Allah’ın dostu,
ber’in seyfullah (Allah’ın kılıcı) İbrahim Peygamber’in lakabı
diye vasıflandırdığı İslam tari- krş. ĥalįleǿr-raĥmān, ħalįl (2)”
hinin ünlü komutanlarından biri NF 64/17, KE 75v/17, MN (2)
krş. ħālid ibnüǿl-velįd” KE 22/218
223v/5, ħālid ibnüǿl-velįd “bkz. ĥalįm (<A.) “yumuşak huylu, ılım-
ħālid bin-velįd” NF 39/12, ħālid lı, mütevazi” NF 91/6, KE
“bkz. ħālid ibnüǿl-velįd” NF 65r/8, MM 403/4, ĥalįm sözlüg
349/9 “yumuşak sözlü, tatlı ve nazik
ħalįfe (<A.) “halef, halife” NF sözlü” NF 160/10, ĥalįm bol-
302/9, KE 120r/18, ME 212/6, “yumuşak huylu olmak, ılımlı
ħalįfe-i vefį “vefalı halife, Hz.
212 | D r . Suat ÜNLÜ

olmak, mütevazi olmak” NF lemek, halka olarak takmak”


150/16 HŞ 1346
ĥalįme (<ö.a.) “Halîme binti Ebû ĥall (<A.) “yapma, yerine getirme,
Züeyb. Hz. Muhammed’in süt çözülme” ĥall ķıl-“yapmak, ye-
annesi” NF 4/14, KE 184v/10 rine getirmek” KE 67r/9, HŞ
ħāliś (<A.) “samimi, halis, hilesiz, 4270
dürüst, yalnız, sadece” NF ħallaķ (<A.)“halk edici, yaratıcı
403/12, ME 85/7, HKT 458a/9, Tanrı” HŞ 214
HŞ 4686, ħāliś bol- “ait ve ħalūķ (<A.) “Hicaz nisvanı” ME
mahsus olmak” HKT 441a/4, 83/3
ħāliś ķıl- 1.“samimi olmak, iç- ĥalvā (<A.) “tatlı” HŞ 245
ten davranmak” HKT 98b/7, 2. ħalvet (<A.) “yalnız, yalnız kalma,
“has kılmak, seçmek” HKT tenha, tenhaya çekilme, boş,
467b/8, ħāliś ķılġan “halis kı- baş başa görüşme” NF 26/16,
lan” HKT 20a/4, ħāliś ķılġanlıķ HŞ 488, ħalvet ķal- “yalnız
ĥālda “halis kılarak” HKT kalmak, tenhaya çekilmek, baş
203a/3, ħāliś ķılıġlı “halis kı- e
ğ
başa kalmak” NF 157/8, ħalvet
lan” HKT 149a/4, ħāliś ķılınmış i
t ķıl- “yalnız kalmak, tenhaya
i
“ihlasa erdirilmiş, seçkin, sa- m çekilmek” NF 7/10, KE
mimi” HKT 437a/7, ħāliś ķul y
a
110r/12, MM 282/4,
“temiz yürekli, samimi kul” y
ı ħalvet ķoy- “evlendirmek, baş
HKT 428b/1 başa bırakmak” NF 365/5,
n
e
v
ħalķ (<A.)1.“halk, ahali, insanlar” i ħalvet oltur- “tek başına otur-
NF 84/11, KE 134v/11, ME mak, yalnız başına kalmak” NF
157/2, MM 82/1, HKT 508b/2, 7/8
HŞ 2934, K V/18, MN (2) hām (<ö.a.) “Nuh peygamberin
43/428, 2. “yaratma, yaratılma, oğlu” KE 24r/12
yaratış” HKT 200b/3, ħalķ-ı ħām(<A.) “ham, çiğ, işlenmemiş,
Ǿalem “dünya halkı, dünyalık- sade” NF 223/3, HŞ 3518, ħām
lar” HŞ 791, ħalķ-ı cihān “cihan et “ham et, çiğ et, işlenmemiş
halkı, yaratıklar” HŞ 361 et, sade et” KE 130r/8
ĥalķa (<A.) “halka, tasma, (kapı hāmān(<ö.a.) “Firavun’un
için) tokmak” NF 325/10, KE başveziri” KE 111v/14, HKT
218v/10, ME 176/5, HŞ 3832, 368b/9
ĥalķa bol- “halka olmak, ke- ĥamd (<A.) “Allah’ın yüceliğini
lepçe olarak takmak” KE söyleyerek teşekkür etme, öv-
28v/13, ĥalķa ķıl- “işaret- me, hamd, övgü, şükür krş.
hamd” ME 9/1, MM 378/1, HŞ
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 213

4711, ĥamd u ŝenā “şükür ve ħamįr māya al- “hamur mayası


dua” NF 32/6, KE 116r/12, almak, mayalamak” NF 220/4,
ĥamd ü ŝenā “şükür ve dua” ħamįr ķıl-“mayalamak” KE
MM 16/2, MN (1) 10/10, ĥamd 160v/20
ü tesbįĥ “dua ve noksanlıklar- ĥamiyye (<ö.a.) “Hz. Ayişe’nin kız
dan tenzih etmek” MM 275/1, kardeşi” KE 234v/14
ĥamd ay-“Allah’ın yüceliğini ĥamiy(y)et (<A.) “hamiyyet, onur,
söyleyerek teşekkür etmek, haysiyet” HŞ 718, ĥamiyyet
hamd etmek övmek “ KE ķıl- “onurlu davranmak, haysi-
131v/2 yetini korumak” HŞ 1270
ħāme(<F.) “kalem” MN (2) ĥamiyyetlig (<A.+T.) “hamiyeti
38/379, ħāme ur-“yazmak, ka- olan, hami” KE 28r/12
lemle yazmak” KE 249v/2 ĥaml(<A.)“isnat, atıf” HKT 391b/5
ĥamel (<A.) “koç burcu, burc-ı ħamla-(<A+T.)“hamlamak” ME h
hamel” KE 68r/13, HŞ 718 146/8
ĥamįd (<A.) “övülmeye layık, ĥamle (<A.)“saldırma, hücum,
övülmeye değer, Allah, esma-i hamle” NF 71/17, ĥamle ķıl-
hüsna’dan el-hamid” K IV/12, e
ğ “saldırıya geçmek” NF 40/7,
ĥamįdün mecįd “öğülmeye de- KE 69r/3, HKT 167b/5, ĥamle
i
t
i
ğer büyük ve yüce Allah” MM m ķılış- “karşılıklı olarak saldırıya
405/4 y
a
geçmek” ME 203/7
ĥamįd nesevį (<ö.a.) Yusuf kıssa- y
ı ħamluķ(<A.+T.) “hazımsızlık,
n
sında adı geçen râvî” KE e hamlık” ME 146/8
v
102v/1 i
ĥammād (<ö.a.) “Yunus peygam-
ĥāmil (<A.) “taşıyan, götüren” berin konuştuğu abid” KE
ĥāmil-i varaķa “vesika taşı- 155r/9
yan, evrak götüren” KVII/54 ĥammād ibnü ebį süleymān (<ö.a.)
hāmile (<ö.a.) “Hamile” HŞ 1520 “büyük fakihlerden olup İmam-
ĥāmile (<A.) “hamile, gebe” KE ı AǾzam Ebu Hanife’nin hoca-
104r/1, ĥāmile bol- “hamile ol- sıdır” NF 186/3
mak, gebe kalmak” KE 145v/15 ĥammāl (<A.) “hamal, taşıyıcı” KE
ĥamįm (<A.) “sıcak, kaynar su” 144r/8, HŞ 2923
NF 183/1, ĥamįm içür- “sıcak ĥammāletüǿl-haŧab (<A.) “gammaz
su içirmek, kaynar su içirmek” kişi, Ebu Leheb’in karısı Ümm-
NF 363/16 i Cemil’in lakabı” NF 17/12
ħamįr (<A.) “hamur” NF 416/7, ĥammāllıķ(<A.+T.) hammallık”
KE 134v/13, ħamįr māyası ĥammāllıķ ķıl- “hammallık
“hamur mayası” NF 220/7,
214 | D r . Suat ÜNLÜ

yapmak, taşımak, götürmek” ħān(2) (<F.) “han, bey krş. han


KE 144r/2 (2)” KE 77v/4, AO II/14, HŞ
ĥammām(<A.) “hamam” KE 203, MN (2) 43/428
138r/14, AO II729 ħancer (<A.) “hançer krş. ħançer”
ħammār(<A.) “şarap satıcısı” NF KE 239v/6
370/6 ħançer (<A.) “hançer krş. ħancer”
ħamr (<A.)“şarap” NF 57/9, KE HŞ 348, ħançer ur “hançer
16v/21, HKT 118a/7, 2. vurmak, hançerlemek” HŞ2721
“üzüm” HKT 230a/7, ħamr iç- ħandaķ (<A.) “hendek, çukur” NF
“şarap içmek” NF 61/15 27/17, ħandaķ toķuşı “Hendek
ħamrüǿl-esed (<ö.a.) “Yemen’de savaşı” NF 31/6, ħandaķ ķazı-
SanǾa’nın 160 km. kuzeybatı- “hendek kazmak, çukur kaz-
sında bir kasaba” NF 33/3 mak, siperlik kazmak” NF 29/1,
ĥamza (<ö.a.) “Hz. Muhammed’in ħandaķ ķıl- “hendek kazmak,
amcası” NF 149/15, KE 50r/7 çukur kazmak, siperlik kaz-
ĥamzatüǿş-şükrį (<ö.a.) mak” NF 32/9
“TâbiǾînden bir zat” NF 190/1 e
ğ
ħandān (<F.) “gülen” MN (2) 6/54
ħandaǾ (<ö.a.) “Abhor adlı putun i
t ħane (<F.) “ev” HŞ 1234
i
diğer adı” KE 32v/5 m ħānedān (<F.) “hanedan, aile, asil
ħandaǾ bin Ǿömer (<ö.a.) “Hicaz y
a
ve büyük aile” NF 142/3, KE
hükümdarı” KE 32r/5 y
ı 246r/14, ME 189/7
ħandab bin Ǿabduǿllah (<ö.a.) ĥanįfe (<ö.a.) “Hanefî mezhebinin
n
e
v
“Handab bin Abdullah” KE i kurucusu İmam-ı azam Ebu
242r/13 Hanife” MM 106/4
ħān (1) (<F.) “sofra” HŞ 1794, MN ĥanįfe bin sümendeǾüǿl ĥurhumį
(2) 7/61, ħān ķođ- “ziyafet ver- (<ö.a.) “Benū Hurhum adlı hü-
mek, sofra kurmak” HŞ 1126, kümdarın künyesi” KE 49r/6
ħān sal- “ziyafet vermek, ye- ħānķāh (<A.) “büyük tekke, der-
mek vermek” HŞ 1125, ħān ur- gah” NF 251/12, MM 300/1
“ziyafet vermek, sofra kurmak” ĥanķįķ (<ö.a.) “Süleyman pey-
HŞ 1750, ħān urul- “ziyafet ve- gamber suretine girip yüzüğü
rilmek, sofra kurulmak” HŞ alan dev” KE 143r/17
1053, ħān yay- “ziyafet vermek, ħānlıķ (<F.+T.) “sultanlık” HŞ
yemek vermek” HŞ 2934, ħān 189, ħānlıķ ķıl- “hükümdarlık
yayıl- “ziyafet verilmek, yemek yapmak” HŞ 4623
verilmek” HŞ 2920 ĥanne (<ö.a.) “Ebu Eyyub’un karı-
sı” KE 235r/18
hānumān (<F.) “ev-bark” HŞ 2974
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 215

hānumānsız (<F.+T) “ev-barksız” ħarābāt (<A.)“meyhane” NF


hānumānsız bol- “ev-barksız 264/10, MN (2) 43/434
kalmak” HŞ 2640 ħarablıķ (<A.+T.) “harap olacak
ĥanžal (<A.) “Ebu Celh karpuzu da krş. ħarābluķ, ħarāblıķ” HŞ 323
denilen acı ve iç sürdürücü, ħarāblıķ (<A.+T.) “harap olacak
meyvesi portakal büyüklüğünde krş. ħarābluķ, ħarablıķ” K IX/6,
olan bir bitki krş. ĥanžala” HŞ ħarāblıķ bol-“ harab olmak, yı-
4140 kılacak olmak” KE 176v/10
ĥanžala (<A.) “Ebu Celh karpuzu ħarābluķ (<A.+T.) “felaket, kötü-
da denilen acı ve iç sürdürücü, lük krş. ħarāblıķ, ħarablıķ” NF
meyvesi portakal büyüklüğünde 82/6
olan bir bitki krş. hanzal” KE ħarac (<A.) “sarf, harcama”ħarac
197r/7 bol- “sarfetmek, harcamak”
ħār (<F.) “diken” HŞ 446 MM 121/3 h
ĥar bin yezįd er-riyāĥį (<ö.a.) “Ab- ħarāc (<A.) “haraç, vergi, karşılık,
dullah Ziyad’ın askeri iken Hz. ücret krş. haraç, ħarc” NF
Hüseyin dolayısıyla İslâma 175/5, KE 175v/6, ME 213/1,
girmiştir” KE 245v/10, ĥar e
ğ HKT 332b/1, AO II/38, ħarāc
“bkz. ĥar bin yezįd er-riyāĥį” bėr- “haraç vermek, vergi ver-
i
t
i
KE 246v/18, ĥar biniǿr-riyāĥ m mek, ücret ödemek” KE
“bkz. ĥar bin yezįd er-riyāĥį” y
a
87v/15, ħarāc-güzār “harac ve-
KE 246r/9, ĥar bin yezįd “bkz. y
ı rici” K III/13
n
ĥar bin yezįd er-riyāĥį” KE e ħarācāt (<A.ç.) “vergiler krş.
v
245v/14 i
ķarācāt” KI /21
ħarāb (<A.) “viran, ıssız, yıkık, ħarācį (<A.) “haraç alınan, haraç
ören” NF 331/4, ME 64/1, HKT veren” MM 198/4, ħarācį yėr
224a/2, HŞ 2438, K VII/33, “haraç alınan yer, haraç veren
MN (2) 22/216, ħarāb bol- “vi- yer” MM 198/3
ran olmak, ıssız olmak, yıkılmış ħarāclıġ (<A.+T.) “haraca bağlan-
olmak” NF 214/17, KE 13v/2, mış” KE 181r/6
MM 352/2, HŞ 4646, ħarāb it- ħaraç (<A.) “haraç, vergi, karşılık,
“yıkmak, tahrip etmek” HŞ ücret krş. ħarāc, ħarc” HŞ 1195,
1206, ħarāb ķıl- “yıkmak, tahrip ħaraç al- “haraç almak, vergi
etmek” NF 33/8, KE 63r/9, almak, karşılığını almak” HŞ
HKT 522b/4, HŞ 4256, ħarāb 183
ķılmaķ “yıkma, tahrip etme” ĥarām (<A.) 1.“haram, dini yasak”
HKT 16b/5 NF 298/15, KE 7r/12, ME 38/6,
MM 188/2, HKT 31b/9, HŞ
216 | D r . Suat ÜNLÜ

1941, 2. “bazı şeyleri yapması 186/10, ME 196/2, HKT


yasak olan, ihrama giren, ih- 198b/5, ħarc bol- “kullanmak,
ramlı” HKT 119a/2, ĥarām bol- harcamak” “NF 211/1, KE
“haram olmak, dinen yasak ol- 102v/2, ħarc ķıl- “harcamak,
mak” NF 193/13, KE 15r/2, vermek” NF 41/11, KE 36v/20,
MM 191/3, ĥarām iş “dince ya- ME 71/8, HKT 28b/3, ħarc
sak olan eylem, fiil” MN (1) ķılġan nerse “harcanan, verilen
20/7, ĥarām ķıl- 1.“yasaklamak, şey” HKT 188b/6, ħarc ķılmaķ
haram kılmak” NF 66/16, KE “harcama, verme” HKT 280b/1
15r/8, ME 87/6, HKT 100b/2, ħarc (2)(<A.) “alacalı” KE 27v713
HŞ 168, 2. “hürmetli kılmak” ħarc (3) “vergi krş. ħarāc, haraç” K
HKT 367b/6, ĥarām ķılın- “ya- II/10
saklanmak, haram kılınmak” ħarç (<A.) “harcama, harç, kul-
HKT 79a/5, ĥarām ķılınmış lanma, gider krş. ħarc (1)” HŞ
“yasaklanmış, haram kılınmış” 2938, ħarç it- “harcamak, gider
HKT 12b/1, ĥarām yė- “dince olarak kullanmak” HŞ 2771,
yasak olan şeyleri yemek” NF e
ğ
ħarç ķıl- “harcamak, vermek,
294/11, MM 247/2, ĥarām i
t kullanamk” HŞ 2328
yėdür- “dince yasak olan şeyleri
i
m ħarcį (<A.) “alacalı eşek” KE
yedirmek “NF 294/17 y
a
27v/20
ĥarāmluķ (<A.+T.) “haram olacak y
ı ħardala (<A.) “hardal tanesi” KE
şey, haram olma durumu” NF 206r/7
n
e
v
205/14, MM 246/4 i ĥareket (<A.) “hareket, hamle” ME
ĥarām-zāde(<A.+F.) “piç” ĥarām- 159/2, ĥareket ķıl- “hareket et-
zāde bol-“aslını inkar etmek, mek, hamle yapmak” KE
aslını bilmemek” KE 231v/14 171v/2
ĥarāret (<A.) “hararet, sıcaklık” ĥareketlig (<A.+T.) “hareketli” NF
NF 218/4 23/6
ĥarb (<A.) “savaş, harb” NF ĥarem (<ö.a.) “herkesin girmesine
39/15, KE 232v/2, ME 121/8, müsaade edilmeyen saygıdeğer
KVI/17, ĥarb bol- “savaş ol- ve kutsal yer, harem, yasak yer,
mak, harb olmak” NF 174/5, Mekke ve civarı” NF 42/12, KE
ĥarb ķıl- “savaş etmek, çarpış- 145r/21, ME 30/8, HKT 374a/3
mak “NF 33/4, KE 117v/1 ħārezmį (<ö.a.) “Muhabbet-nâme
harbe (<A.) “kısa mızrak, süngü” yazarı” MN (2) 35/354
HŞ 3606 ĥarf (<A.) “harf” KE 65v/21, ME
ħarc (1)(<A.) “harcama, harç, kul- 273/3, HŞ 1397
lanma, gider krş. harç” NF
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 217

ħarħaşa (<F.) “münakaşa, çekiş- “hırslı davranmak, tamahkarlık


me” ħarħaşa ėdiş- “münakaşa yapmak, çok istekli davran-
etmek, çekişmek” ME 197/3, mak” ME 42/8
ħarħaşa ķılış- “münakaşa et- ĥarįś (<A.) hırslı, çok arzulu krş.
mek, çekişmek” ME 196/4 ĥarįs” KE 168r/5
ħārįdār (<F.) “satın alıcı, müşteri” ĥāriŝ bin lebįź (<ö.a.) “İmam ŞafiǾî
HŞ 1644 ile istişare kılan kişi” NF
ħārįdārlıķ (<F.+T.) “satın alıcılık” 199/15, ĥāriŝ “bkz. ĥāriŝ bin le-
HŞ 1338 bįź” NF 199/15
ĥarįf (<A.) “iş ve sanat arkadaşı, ĥāriŝ bin ŧalāŧįl (<ö.a.) “Hz. Mu-
meslektaş, eğlence arkadaşı hammed’in davetine alay yollu
adam, kimse” K VII/54, HŞ karşılık veren kişi” KE 203r/21
3841 ĥarįslıķ (<A+T.) “hırslı, tamah,
ĥarįfluķ (<A.+T.) “meslektaşlık, tamahkarlık” MM 57/3, ĥarįslıķ h
arkadaşlık, dostluk” HŞ 3564 ķıl-“hırslı davranmak, tamah-
ĥarįr (<A.) “ipek krş. harir” KE karlık yapmak, çok istekli dav-
75v/7, HKT 558b/4, HŞ 283 ranmak” NF 391/4
ĥārįŝ (<ö.a.)“Ciblit’in yedinci karı- e
ğ ĥarlabįl bin ĥamel (<ö.a.) “Dan
sından doğan oğlu” KE 4r/17
i
t uruğundan Musa peygamberin
i
ĥāriŝ (1)(<ö.a.) “Ebû Abdurrahmân m casusu” KE 117v/11
Hâris bin Hişâm el-Kureyşî el y
a
ħarman (<F.) “harman krş. hırmen”
mahzûmî. Ebu Cehl’in kardeşi” y
ı KE 192v/6, MN (2) 23/227, HŞ
n
NF 110/4 e 4161
v
ĥāriŝ (2)(<ö.a.) “Bıçakla yaralanan i
ĥarŝ (<ö.a.) “Hz. Muhammed’in
Ömer’i tedavi etmeye çalışan dördüncü göbekten atası Abd-i
sahabe” NF 118/11 menaf’ın oğlu” KE 243r/11
ĥāriŝ (3) (<ö.a.) “Huneyn savaşın- ħart (<A.)“Adem peygamberin
dan sonra Hz. Muhammed’in çocuklarının yiyeceği krş.
ganimetten 100 deve verdiği ħartūt” KE 175r/21
sahabe” NF 75/12 ħartūt (<A.) “Adem peygamberin
ĥāriŝ (4) “Hz. Muhammed’in sü- çocuklarının yiyeceği krş. ħart”
tannesi olan Halime’nin kocası” KE 175r/21
KE 184v/10 hārūn (<ö.a.) “kardeşi Hz. Musa ile
ĥarįs (<A.) “hırslı, tamahkar, çok birlikte Firavun’un kavmini di-
istekli, haris krş. ĥarįś” NF ne davete memur edilen pey-
105/7, MM 54/1, HKT 199b/3, gamber’in adı” NF 54/17, KE
ĥarįs bol- “hırslı olmak, istekli 131v/18, HKT 430a/4, hārūn
olmak” NF 397/6, ĥarįs ķıl-
218 | D r . Suat ÜNLÜ

peyġamber “bkz. hārūn” MN ĥasan (2) (<ö.a.) “Abbasî halifesi”


(1) 7/4 NF 187/2
hārūneǿr-reşįd(<ö.a.)“Abbasî hali- ĥasan (3) (<ö.a.) “Toktamış Han’ın
felerinin beşincisi” NF 155/11, elçisi” AO I/4
KE 109v/15 ĥasan-ı baśrį (<ö.a.) “Hasan bin
hārūt (<ö.a.)“Marut adlı melekle Ebiǿl-Hasan el- Basrî. Pek çok
birlikte Babil halkına sihir ve hadis nakl ve rivayet etmiş sa-
büyü öğreten meleğin adı” NF habe-i kiramla görüşmüş kişi”
365/15, KE 21r/6, HKT 14b/8, NF 236/15, KE 165v/17, imām
MN (2) 23/222 “bkz. ĥasan-ı baśrį” NF 232/11,
ħarvār (<F.) “bir eşek yükü ağırlık” şeyħ ĥasan “bkz. ĥasan-ı baśrį”
HŞ 4084 NF 345/13
ĥāś (<A.) 1.“havas, yüksek tabaka” ĥasan bin śāliĥ (<ö.a.) “bir âbid”
HŞ 2972, 2.“öz, kıymetli” HŞ NF 321/12
133, ĥāś bol- “yüksek makam- ĥasan kerābįsį (<ö.a.) “bir âbid”
dan olmak, havas olmak” HŞ NF 198/13
41, ĥāśuǿl- ĥāś “hasların hası” e
ğ
ĥasan tulu ħoca (<ö.a.) “Toktamış
HŞ 3210 i
t Han’ın elçisi” AO I/16
i
ħāś (<A.) “yalnız, sadece, ait, mah- m ĥaseb (<A.) “atalardan gelen, şan,
sus, özel, müstesna, ileri gelen, y
a
şeref” KE 192v/5, ĥaseb ve
üst tabakadan olan, hükümdarın y
ı neseb “şan, şeref ve soy” KE
kendisine yakın olan kişi” NF 34v/3
n
e
v
197/7, KE 10v/16, MM 316/2, i ĥased(<A.)“haset, kıskanma, düş-
HKT 173b/6, ħāś ķıl- 1. “ait ve manlık, çekememezlik” NF
mahsus hale getirmek” ME 420/6, KE 139r/16, MM52/3,
100/3, HKT 232b/3, 2. “müm- HKT 31a/6, HŞ 4373, ĥased
taz olmak” HKT 15b/1, ħāś ki- bol- “çekememezlik yapmak,
şiler 1. “aile efradı” HKT kıskanmak” NF 65/14, ĥased
118a/3, 2. “kavim” HKT ķıl- “kıskanmak, çekememezlik
297b/3, ħāślar “kavim, kabile” yapmak” NF 112/9, KE 14v/10,
HKT 368b/8 HKT 489b/6, ĥased ķılġan “kıs-
ĥasan (1)(<ö.a.) “Hz. Hasan” NF kanç, haset” HKT 583b/2,
86/8, KE 107r/15, ĥasan ibnü ĥased ķılış- “birbirini kıskan-
Ǿalį “bkz. ĥasan” NF 176/12, mak, biribirne karşı çekeme-
ebā muĥammed “bkz. ĥasan mezlik yapmak” ME 195/7
(1)” NF 258/8, emįrüǿl- ĥasedlig (<A.+T.) “düşman, kıs-
müǿminįn ĥasan “bkz. ĥasan kanç” ĥasedlig bol- “kıskanç
(1)” KE 244r/7
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 219

olmak, düşmanlık yapmak” NF ħaślet (<A.) “haslet, özellik, huy,


337/16 mizaç” NF 261/10, KE 18r/19,
hasen (<ö.a.) “Hasan” HŞ 3019 HŞ 3872, ħaślet bol- “özelliği
ĥasenāt (<A.ç.) “hayırlı işler, iyi- olmak, huy ve mizacı olmak”
likler” NF 390/7 NF 200/16
ĥāśıl (<A.) “vücuda gelen, zahir ħaśm (<A.) “hasım, düşman krş.
olan, ortaya çıkan ürün” KE ħaśım” NF 246/4, KE 21v/10,
189v/11, KV/16, HŞ 1628, MN ħaśm bol-“hasm olmak, düşman
(2) 29/288, ĥāśıluǿl-emr “emir görmek” KE 136r/13, ħaśm ķıl-
gereği” KE 76v/3, ĥāśıl bol- “hasımı ve düşmanı olarak
“vuku bulmak, tahakkuk et- görmek” KE 244r/10
mek” NF 37/11, KE 12r/6, ħaśmlıķ (<A.+T.) “düşmanlık krş.
HKT 497b/6, HŞ 2879, ĥāśıl it- ħaśımlıķ” KE 244r/15
“meydana getirmek, yapmak” ĥasret (<A.) “hasret, özlem, üzün- h
MN (2) 28/277, ĥāśıl ķıl- tü, sıkıntı” NF 236/17, KE
“meydana getirmek, yapmak” 75v/15, MM 54/1, HKT 175a/6,
NF 19/16, KE 62v/4, HKT HŞ 969, ĥasret bol- “hasret
303b/3, HŞ 1711 e
ğ duymak, özlemek” NF 118/17,
ħaśım (<A.) “hasım, düşman krş. ĥasret yi- “özlem duymak, sı-
i
t
i
ħaśm” HŞ 1838, ħaśım bol- m kıntı çekmek” HŞ 1038,
“düşman olmak, düşmanlık y
a
ĥasretde ķal- “hasret çelmek,
beslemek” HŞ 4647 y
ı özlem duymak” HŞ 2818
n
ħaśımlıķ (<A.+T.) “düşmanlık krş. e ĥasretlig (<A.+T.) “üzüntülü, ke-
v
ħaśmlıķ” HŞ 4388 i
derli” ĥasretlig bol- “üzüntülü
ħaśį (<A.) “hadım edilmiş kadın, olmak, kederlenmek, kederli
kısır” ħaśį ķıl- “kadını hadım olmak” NF 232/4
etmek, kadını kısırlaştırmak” ħāśśa (<A.) “bir kimse veya şeye
NF 261/15, ME 150/6 mahsus olan şey, özellikle” NF
ħaśįlıķ “hadımlık, kısırlık” NF 185/9, HŞ 2227, K VIII/7
262/6 ĥassān (<ö.a.) “Hz. Ayişe’ye iftira
ħasįs (<A.) “cimri, pinti, kıymet- eden kişi” NF 415/5
siz, hakir” HŞ 3681, ħasįsraķ ħāst (<F.) “dilek, arzu, istek” KE
“en düşük, en hakir” HKT 117r/5
264a/2 ħasta (<F.) “hasta, gönli incinmiş,
ħāśiyet (<A.) “özellik” NF 288/12 kırılmış krş. hasta” KE 144r/20,
ħāśki (<F.) “padişahın hanımlarına HŞ 777, ħasta ve bezmān “has-
verilen isim” HŞ 2091 ta ve bıkkın” NF 12/11, ħasta
bol- “hasta olmak, hastalanmak,
220 | D r . Suat ÜNLÜ

kırılmak” NF 20/17, KE 140r/2, tup yazmak” NF 133/5, ħaŧ


HŞ 813, ħasta ķıl- “hasta etmek, çiz- “çizgi çizmek” NF 149/9,
incitmek, krmak” KE 128v/6, ħaŧ oķı- “mektup, ferman oku-
HŞ 2528 mak” NF 322/17, ħaŧ tartıl-
ħastalıķ (<F.+T.) “hastalık, illet” “ferman buyurmak, mektup
HŞ 3205 yazmak” HŞ 3701, ħaŧ yaz-
ĥasūdluġ (<A.+T.) “kıskançlık, “mektup yazmak, ferman yaz-
çekememezlik” MN (1) 22/10 mak” HŞ 4705
ĥāşā (<A.) “asla, katiyen” K ħaŧā (<A.) “yanlış, hata, kusur,
VII/23 günah krş. hata” NF 194/8, KE
ħaşem (<A.) “tebaadan olan, mai- 111v/7, ME 90/3, MM 406/2,
yet halkı” NF 392/1, KE 65r/14 HKT 545a/2, MN (2) 43/426,
ħāşiǾ (<A.) “alçak gönüllülük gös- HŞ 3170, ħaŧā ay- “yanlışını
teren, huşu duyan” HKT 7a/7 söylemek, kusur ve günahı ifa-
ĥāşim (1) (<ö.a.) “Hz. Muham- de etmek” HŞ 3279, ħaŧā bol-
med’in dedesi” NF 3/6 “yanlış olmak, hatalı olmak”
ĥāşim (2) (<ö.a.) “Hz Muham- e
ğ
NF 228/14, ħaŧā ķıl- “hata işle-
med’in de mensup olduğu Arap i
t mek, yanılmak” NF 117/9, KE
i
kabilesi ve ceddi” KE 187r/3 m 111v/15, HKT 46b/6, HŞ 2289,
ĥāşimį (<ö.a) “Peygamberin men- y
a
ħaŧā ķılġan “hata işleyen, yanı-
sup olduğu sülale” MM 8/2 y
ı lan” HKT 237a/2, ħaŧā tüş- “ha-
ĥaşmetli (<A.+T.) “heybetli” MN ta yapmak, hataya düşmek, gü-
n
e
v
(2) 43/425 i nah işlemek” NF 228/12, HŞ
ĥaşv (<A.) “uzun ve gereksiz söz” 2180
ĥaşv üni “uzun ve gereksiz ħāŧar (<A.) “hatır, gönül, akıl, zi-
söz”KE 77r/6 hin” NF 379/12
ħaŧ(ŧ) (<A.)1. “çizgi, yazı, ferman, ħaŧar (<A.)“tehlike” NF 432/17
mektup” NF 149/10, KE ħaŧarlıġ (<A.+T.) “tehlikeli” NF
19r/15, ME 124/2, HKT 227/6
530a/6, 2. “yol” MM 338/2, ħatem (<A.) “son” KE 249v/11
HKT 417b/6, HŞ 4352, ħaŧ ħātem (1) (<A.) “mühür, yüzük
bilmegen “okur yazar olmayan, krş. hatem” NF 9/1, HŞ 183
ümmî” HKT 530a/6, ħaŧ bilmez ħātem(2) (<ö.a.) “Tayy kabilesine
“okur yazar olmayan, ümmî” mensup, cömertliğiyle meşhur
HKT 165a/4, ħaŧ bir- “ferman ibni Abdullah bin SaǾd” MN
vermek” HŞ 3360, ħaŧ bitig (2) 8/74, ħātem-i tayy “bkz.
“mektup, ferman” KE 73r/18, ħātem (2)” MN (2) 8/70
ħaŧ biti- “ferman yazmak, mek-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 221

ħātem-i zerrįn-nįgįn (<A.+F.)“altın ħatne (<A.) “sünnet, sünnet olma”


mühürlü yüzük” KE 249v/5 ħatne ķıl- “sünnet etmek” KE
ħātem-i aśam (<ö.a.) “Şakîk-i 48r/11
Belhî’nin sohbetlerinde bulun- ħaŧŧ (<A.) “tüy” MN (2) 25/242
muş ünlü âlim ve takva sahibi ĥattā (<A.) “hatta” NF 420/15
kişi” NF 235/3 ħātūn“hanım, kadın, zevce krş.
ħaten (<A.) “evlilik yoluyla koca- ħatun, hatun, ķatun” MN (1)
nın akrabası” KE 249v/12 16/9
ħatır “katır krş. ķaçır, ħaŧır, ħaçır, ħatun “hanım, kadın, zevce krş.
ķaŧır” HKT 258a/1 ħātūn, ,ķatun” NF 18/11, KE
ħaŧır “katır krş. ħaçır, ķaçır, ħatır, 8r/14, HŞ 413, ME 27/1, HKT
ķaŧır” KE 230r/17 515b/2, Ka I/4, ħatun al- “ev-
ħāŧır (<A.) gönül, gönülde olan lenmek, nikahlanmak” NF
his” KE 14v/7, MM 361/3, HŞ 134/17, ħatun cüftlen- “evlen- h
1450, K VI/32 mek, nikahlanmak” NF 192/10,
ħāŧįb (<ö.a.)“Hz. Peygamber’in hatun-ı zamāne “zamane
askerle Mekke’ye geleceğini hatunı” HŞ 209
Mekkelilere mektupla haber e
ğ ħatunluġ “karısı olan” NF 347/13
vermeye çalışan sahabe” NF
i
t ħatunsuz “karısı olmayan” NF
i
48/8 m 347/11
ħaŧįb (<A.) “hatip, hutbe veren” y
a
hāv (<F.) “evet, doğru” KE
NF 63/4, KE 143r/9 y
ı 208v/12
n
hātif (<A.)“gayip, gayipten gelen e havā (<F.) “hava, boşluk krş. ha-
v
ses” NF 225/1, KE 14v/9 i
va” NF 43/17, KE 112v/11, ME
ħātim (<A.) “son” NF 58/4 83/1, MM 174/4, HKT 265a/5,
ħātime (<A.) “son, nihayet” ħātime MN (2) 9/83, HŞ 422
ķaśaśüǿr -rabġūzį “Rabguzi hi- havādār (<F.) “dost, taraf tutan krş.
kayesinin sonu, bitimi” KE havadar” NF 183/17
249v/1 havadār (<F.) “dost, taraf tutan krş.
ħatm (<A.) “Kuran’ı baştan sona havādār” ME 189/7
okuma krş.hatm” NF 295/13, havadārlıķ (<F.+T.)“taraf tutma”
ħatm bol- “Kur’an-ı baştan sona ME 166/5
okumak” MN (2) 34/340, HŞ ĥavāle (<A.)“(para) yollama, hava-
4630, ħatm ķıl- “Kur’an-ı baş- le bkz. havalet” ĥavāle ķıl-
tan sona okumak, hatmetmek” “yollamak, göndermek” KE
NF 191/8, KE 200r/21 10v/21, ME 50/3
ĥavālet (<A.)“(para) yollama, ha-
vale bkz. ĥavāle” ĥavālet bol-
222 | D r . Suat ÜNLÜ

“yollamak, göndermek, gönde- kevŝer “Cenneteki Kevser ha-


rilmiş olmak” HŞ 4356, ĥavālet vuzu” KE 202r/5, MN (1) 15/5,
ķıl- “yollamak, göndermek” HŞ ĥavż ķıl-“havuz inşa etmek”
80 KE 149v/9
hāvan (<F.) “havan” KE 193v/7, hay (1) “teessüf ve tekdir ifadele-
hāvan bėr- “havan vermek” KE rinin başında kullanılan ünlem
193v/6 krş. hey” KE 81v/5
ĥavārį (<A.)“yardımcı, havari, Hz. hāy (<A.) “hay huy” KE 83r/21,
İsa’nın on iki yardımcısından 1515,hāy u hūy “eyzan, bağ-
biri” NF 394/10, KE 171v/16, rışma” HŞ 372
HKT 530a/1 ĥayā (<A.) “haya, utanma, ar,
ĥavāriyyūn (<A.ç.)“havariler” KE edep” NF 351/16, KE 198v/8
171v/15 ħayāl (<A.) “hayal, zan, tahmin”
ĥavāşį (<A.ç.)“derkenarlar, haşiye- ME 103/3, MM 30/3, MN (2)
ler” NF 122/13 35/351, HŞ 1837, ħayāl ķıl-
havāzįn (<ö.a.) “Arabistan’ın ku- “hayal etmek, tahmin etmek,
zeyinde sakin kabile” NF 69/2 e
ğ
zannetmek” KE 80v/21
havdac (<A.) “sayvanlı, örtülü i
t ĥayāt (<A.)“hayat, yaşam, dirilik,
i
deve tahterevanı” KE 234r/16 m canlılık” NF 278/9, MM 269/3,
ħavf (<A.)“korku krş. havf” NF y
a
K VII/24, MN (2) 15/145
224/15, KE 18v/3, MM 283/4, y
ı ĥayber (<ö.a.) “Medine’den 150
HŞ 4421, ħavf-ı ĥaķ “Allah km. mesafede vaha” NF 27/11,
n
e
v
korkusu” MM 119/4, ħavf-ı i KE 226v/12
vaĥşet “vahşet korkusu” KE ĥaydār (1) (<ö.a.) “Hz. Ali” KE
68v721, ħavf ve recā “korku ve 238v/1
ümit” NF 243/17 ĥaydār (2) (<ö.a.) “Kırım hanı
ĥavic (<F.) “baharat” ME 232/7 Mengli Girey’in kardeşi” K
hāviye (<ö.a.) “Cehennemin 7. VII/30
katı” NF 395/13 ĥaydār Ǿalį (<ö.a.) “Haydar Ali”
ĥavl(<A.) “güç, kuvvet” ME 232/6 Ka I/9
ĥavle bin yezįd eż-żahį (<ö.a.) “Hz. ĥayf (1) (<A.) “yazık ki, heyhat,
Hüseyin’in başını kesen kafir” vah” HŞ 971
KE 248r/20 ĥayf (2) (<A.) “haksızlık, zulüm”
ĥavvā (<ö.a.) “Hz. Havva” NF AO IV/13
51/9, KE 5v/1 ħayıl (<A.) “hizmetçi” ME 141/4
ĥavż (<A.) “havuz krş. ĥavż” NF ħayır (<A.) “hayır, iyilik krş. ħayr”
62/7, KE 143v/4, HKT 581b/6, ME 19/2, MM 279/2
MN (1) 16/11, HŞ 2189, ĥavż-ı
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 223

ĥayıż (<A.) “hayız, aybaşı kana- şaşırtmak, hayretler içinde bı-


ması krş. ĥayż” NF 38/14, ME rakmak” MN 6/55
207/7, ĥayıż kör- “hayız olmak, ħayrāt (<A.ç.) “hayırlı işler, sevap
aybaşı kanaması olmak” ME için yapılan işler, sevap için ku-
14/7 rulan müessese” NF 95/5, KE
ħayl (<A.) “zümre, topluluk, ce- 18v/10
maat, kadın” NF 392/1, HKT ħayrātlıġ (<A.+T.) “hayırlı işler
160b/7, HŞ 139 yapan, sevap işleri yapan” NF
ħaylį (<A.) “epeyce, çokça” K 329/1
VI/21 ħayr-bād (<A.+F.) “Allaha ısmar-
ħayme (<A.) “çadır” NF 22/4, ladık! hayırlı olsun” ħayr-bād
HKT 510b/2, HŞ 3823, ħayme ķıl- “Allahısmarladık demek,
tik- “çadır kurmak, yerleşmek” hayırlı olsun demek” NF
NF 199/11 439/13 h
ħayr (<A.) “hayır, sevap, iyilik, ĥayre (<A.) “hayret krş. ĥayret”
fayda krş. ħayır” NF 24/10, KE ĥayre ķal- “hayret etmek, şa-
174r/13, MM343/4, HKT şırmak, hayret içinde kalmak”
201a/9, MN (1) 12/10, HŞ e
ğ HŞ 1440
2097, K IV/10, MN (2) 36/361,
i
t ĥayret (<A.) “hayret krş. hayre”
i
ħayr u iĥsān “hayır ve iyilik” m MN (2) 18/175, HŞ55, ĥayret
MM 276/2, ħayr bol- “fayda- y
a
it- “hayret etmek, şaşırmak, şa-
lanmak, faydalı olmak” NF y
ı şırıp kalmak” HŞ 2883, ĥayret
n
7/13, ħayr içinde ķalġan “feraha e içre ķal- “hayret etmek, şaşır-
v
eren, mutlu olan” HKT 2b/3, i
mak, hayret içinde kalmak” HŞ
ħayr kel- “faydalı olmak, yara- 570, ĥayret ķıl- “hayret etmek,
lanmak” NF 232/7, ħayr ķıl- şaşırmak, hayret içinde olmak”
“iyilik yapmak, faydalandır- KE 139v/11
mak” NF 307/15 ħayrsız (<A.+T.) “faydasız, hayır-
ĥayrān (<A.) “hayran, hayrette sız” HKT 153b/1, ħayrsızraķ
kalan, şaşırmış, şaşkın” HŞ “daha hayırsız, daha kötü”
2422, ĥayrān bol- “hayran ol- HKT 326b/8
mak, şaşırmak, şaşkın olmak” ħayrsızlıķ(<A.+T.) “hayırsızlık,
NF 281/9, KE 11r/15, HŞ 674, yararsızlık” HKT 542b/8
ĥayrān ķal-“hayran kalmak, ħayşūr (<ö.a.) “Hızır’ın öldürdüğü
hayrette kalmak, hayret etmek” çocuk” KE 130v/3
KE 75v/21, ĥayrān ķıl- “şaşırt- ĥayvān (<A.) “hayvan” MM 239/1,
mak, hayran bırakmak” NF MN (2) 27/269
402/8, HŞ 878, ĥayrān yarat-“
224 | D r . Suat ÜNLÜ

ĥayya(<A.) “haydin! durma gel! HKT 76a/5, HŞ 756, 2. “yak-


çabuk gel!” ME 233/3, HŞ laşmak, gelmek, gelip çatmak”
1758 HKT 19a/5, ĥāżır bolġan “bulu-
ħayyāŧ (<A.) “terzi” KE 20r/1 nan, hazır olan” HKT 569b/3,
ĥayż (<A.) “kadınlardaki aybaşı ĥāżır bolmaķ “bulunma, hazır
hali krş. ĥayıż” NF 122/4, KE olma” HKT 296a/6, ĥāżır
12r/3, MM 90/1, HKT 535b/9, bolunmış- 1.“bulundurulmuş”
ĥayż bol-“adet olmak” KE HKT 506b/9, 2. “bulunulacak,
12r/9, ĥayż kör- “adet görmek” hazır olunacak” HKT 224a/8,
KE 168v/17, HKT 536a/1 ĥāżır ķıl- “hazırlamak” NF
ĥażamavt(<ö.a.) “Hazramût. Ye- 143/9, KE 124v/13, ME 12/8,
men’de bir yerleşim birimi” NF HKT 566a/3, ĥāżır ķılın- “ha-
11/9 zırlanmak” HKT 96a/6, ĥāżır
ĥazān(<F.)“sonbahar, güz ĥızān” ķılınmış “hazırlanmış” HKT
MM 274/3, HŞ 4264 445a/7, ĥāżır tur- “hazır olmak,
ħazanla-(<F.+T.) “devşirmek” ME hazırda beklemek” KV/7, ĥāżır
136/8 e
ğ
tut- “hazır tutulmak, bekletil-
ĥażar (<A.) “barış, sulh, güven krş. i
t mek” NF 429/4
i
ĥazar” MM 400/1 m ĥāżırlıķ (<A.+T.) “hazırlık, bir iş
ĥazar (<A.) “barış, sulh krş. ĥażar” y
a
için hazır olma” NF 244/2
KE 193r/10 y
ı ħāzin (1) (<A.) “hazinedar bkz.
ħazene(<A.) “vergi, haraç” KE ħazįne-dār, ĥazįr” KE 85r/10
n
e
v
227v/9 i ħāzin(2)(<A.) “bekçi” HKT 445a/7
ĥaźer(<A.) “korkma, çekinme, ĥazįn (<A.) “hüzünlü” NF 212/6,
sakınma” ĥaźer ķıl- “korkmak, HŞ 56
çekinmek, sakınmak” HŞ 1202 ħazįne (<A.) “hazine” NF 108/15,
hāzer (<ö.a.) “İbrahim peygambe- KE 109v/18, HKT 432b/8, AO
rin amcası, Lut peygamberin I/19, HŞ 416
babsı” KE 39v72 ħazįne-dār (<A.+F.) “hazinedar
ħażhāś (<ö.a.) “İblis’in gönderdiği krş. ħāzin (1), ĥazįr” NF 367/17
dev” KE 57r/14 ĥazįr “hazine muhafızı, haznedar
ĥāźıķ (<A.) “işinin ehli, usta” NF bkz. ħazįne-dār, ħāzin (1)” K
423/11 I/13, ĥazįr anbār “anbar muha-
ĥāżır (<A.)“hazır, mevcut, var” fızı” K I/40
NF 48/17, KE 195r/21, HKT ĥažįra (<A.)“ etrafı çevrilmiş, ağıl
29a/3, HŞ 1967, K VI/33, ĥāżır krş. ĥažįre” ĥažįra ķıl- “ağıl
bol- 1.“bulunmak, hazır olmak” yapmak, ağıl olarak kullanmak”
NF 53/5, KE 112r/5, ME 102/4, ME 131/5
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 225

ĥažįre (<A.) “etrafı çevrilmiş, ağıl, hedāyā(<A.ç.) “hediyeler, bağışlar,


çitlenmiş mezar krş. ĥažįra” KE armağanlar” hedāyāyı ġufrān
239r/2, ĥažįre ķıl- “ağıl yap- “bağış hediyeleri” MM 403/1
mak, ağıl olarak kullanmak” hediye (<A.) “hediye, armağan krş.
HKT 507a/2 hediyye” hediye kil- “hediye
ĥażravāt (<A.ç.) “sebzeler, yeşil- gelmek, armağan edilmek” HŞ
likler” MM 200/2 1174
ħazrec (<ö.a.) “Hz. Muhammed’in hediyye (<A.) “hediye, armağan
gelişini önceden haber veren krş. hediye” NF 24/17, KE
Arap kabilesinin ceddi” KE 233r/17, HKT 363a/8, hediyye
203v/18 bol- “armağan etmek, hediye
ĥażret (1)(<A.) “huzur, makam, olmak” NF 208/17, hediyye
yan, kat” NF 316/9, KE ıdış- “karşılıklı hediye gönder-
236v/18, KVI/12, MN (2) mek, hediyeleşmek” ME 205/6 h
15/140, HŞ 3144, ĥażret-i hediyyeten (<A.) “hediye olarak”
resūluǿllāh “Allah’ın peygam- NF 70/14
berinin huzurunda, Hz. Mu- heft-yek (<F.) “yedide bir” K I/24
hammed’in huzurunda” e
ğ helā (<A.) “boşluk” HŞ 2556
KVI/28
i
t helāk (<A.)“yok olma, helak, öl-
i
ĥażret (2) (<A.)“Allah, cenap” KE m me” KE 20r/11, MM 262/4,
184r/8 y
a
helāk bol- “helak olmak, yok
ĥażret (3) (<A.) “saygı ve övgü y
ı olmak” NF 12/17, KE 17r/18,
n
için kullanılan bir söz (pey- e HKT 575b/1, helāk bolmaķ “he-
v
gamber)” MM 37/4 i
lak olma, yok olma” HKT
ĥazūm (<ö.a.)“Bedr savaşında 364b/3, helāk ķıl- “mahvetmek,
gönderilen at” KE 221v/13 helak etmek, yok etmek” NF
ĥażūr (<ö.a.) “Yemen’de bir kasa- 14/17, KE 24v/7, ME 22/4,
ba” KE 165r/15 HKT 62b/9, HŞ 3531, helāk
ĥazzān(<ö.a.) “bir şehir” KE ķılın- “mahvedilmek, helak
46v/12 edilmek” HKT 483b/4, helāk
ĥazzār(<ö.a.) “Abduǿl- Muttalib’in ķılmaķ “mahvetme, telef” HKT
on oğlundan biri” KE 50r/7 30a/7
he (<A.) “Arap alfabesinin 27. helāket (<A.) “helaklık, yok olma”
harfi, he” MM 262/2 ME 31/3, helāket duǾāsı
hebā (<A.) “boş, nafile” NF 231/14 “helaklık duası, beddua” KE
hēç (<F.) “hiç, hiçbir zaman, asla” 160v/1, helāket bol- “helak ol-
NF 285/6 mak, yok olmak” NF 144/16
226 | D r . Suat ÜNLÜ

helāketlik (<A.+T.)“helak, yok ĥelālıķ (<A.+T) “helallik, helal


olma” helāketlik bol- “helak olma krş. helāllıķ, ĥalālıķ” NF
olmak, yok olmak” NF 137/5 205/14
helāklik (<A.+T.) “yok olmak, helat (<A.ç.) “hallar, durumlar krş.
mahvolmak, helaklık” KE ĥālāt” HŞ 21
157v/9, ME 209/6, helāklik bol- hele (<A.) “özellikle, öyleyse, o
“yok olmak, mahvolmak” NF halde” NF 133/4, HŞ 3358
17/5 ħelecān (<ö.a.) “Hud peygamber
ĥelāl (<A.) “meşru, helal krş. bodunundan olup Allah’ın ver-
ĥalāl” NF 204/14, KE 70r/14, diği azap yelini durdurmaya ça-
MM 232/4, HKT 527b/2, ĥelāl lışan kişi” KE 30v719
bėr- “meşru olandan vermek, helǾeta (<A.) “hel’eta süresi, korku
helal olandan vermek” MM zamanı” HŞ 160
247/2, ĥelāl bol- “helal olmak, helįle (<F.) “tohumları hekimlikte
meşru olmak krş. ĥelāl ol-” NF kullanılan bir bitki” HŞ 2046
117/5, KE 222v/18, MM 238/2 hellālıķ (<A+T.) “helallik, helal
HKT 33b/7, HŞ 3539, ĥelāl ķıl- e
ğ
olma krş. ĥelālıķ, ĥalālıķ” HŞ
“mubah kılmak, meşru kılmak” i
t 1349
i
NF 294/8, KE 194v/17, MM m ĥelvā (<A.) “helva, tatlı” NF 302/3
241/2, HKT 44a/3, HŞ 3610, y
a
ĥelvālıġ (<A.+T.) “helvası olan,
ĥelāl ķılġan “mubah kılan” y
ı tatlı” NF 302/3
HKT 103b/3, ĥelāl ķılın- “mu- ĥelvāsız (<A.+T.) “helvası olma-
n
e
v
bah kılınmak” HKT 322b/1, i yan, tatsız” NF 320/6
ĥelāl ķılmaķ “mubah kılma” hem (<F.) “hem, aynı zamanda, ve,
HKT 54a/1, ĥelāl kör- “helal da/de” NF 395/14, KE 55r/1,
körmek, haram olmadığını bil- MM 10/1, MN (1) 16/6, HŞ
mek” MM 247/4, ĥelāl loķma 1099, AO V/12, MN (2) 43/434
“helal yiyecek, helal olan her hemān (<F.)“hemen, o anda, aynı
şey” MM 2/2, ĥelāl neñ “helal zamanda, derhal krş. heman”
olan şey, nesne” MM 165/4, NF 213/2, KE 115r/1, MM89/4,
ĥelāl ol- “helal olmak, meşru HŞ 3593, K III/19
olmak krş. ĥelāl bol-” KE hemdem (<F.) “sıkı fıkı arkadaş,
78v/18, ĥelāl yė- “helal yemek, yakın arkadaş” HŞ 3037
mubah olanı yemek” NF hemįşe (<F.) “her zaman, daima,
293/14, ĥelālraķ “en helal” sürekli, devamlı” NF 83/11, KE
HKT 283b/8 201v/10, ME 84/2, HŞ 2007,
ĥelāl-zāde (<A.+F.) “hayırlı evlat” MN (2) 11/99
KE 244r/16
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 227

hemmām (<ö.a.) “Yunus peygam- herze (<F.) “saçma sapan söz” HŞ


berle konuşan abid” KE 155r/6 2163, herze söz “saçma sapan
hendese (<A.) “geometri, geometri söz, laf-ı güzaf” HŞ 2163
ilmi” HŞ 2345 ĥesāb (<A.) “göz önünde tutma,
hengāme (<F.) “kavga, gürültü” dikkat etme krş. ĥisāb” ĥesābġa
HŞ 406 tut- “göz önünde tutmak, dikkat
henūz (<F.) “henüz krş. henüz” etmek” KE 203r/2
NF 136/1, K V/8 heşşām (<ö.a.) “Ebu Cehl ile bir-
henüz (<F.) “henüz krş. henūz, likte Hz. Muhammed’e tuzak
henüz” KE 109r/2, MN (1) kurmak isteyen Mekkeli kâfir”
11/14, HŞ 367 NF 19/6
hep (<F.) “hep, bütün” KVII/24 heştek (<F.) “don ağı” İML 166
her (<F.) “her, bütün, hep” NF hevā (1)(<F.) “istek, arzu, heves”
427/3, KE 141r/20, MN (1) KE 81v/11, MM 270/1, HKT h
10/12, HŞ 2938, AO V/20, MN 503a/3, hevā ķıl-“ arzu etmek,
(2) 23/226 heveslenmek” KE 82r/13
her-āyįne (<F.) “elbette, mutlaka” hevā (2)(<A.) “hava” MN (1) 3/15
KE 7v/10 e
ğ hevā-dār (<F.) “arkadaş, dost” KE
her bir (<F.+T.) “her bir” MM 217v/16, hevā-dār bol-“arkadaş
i
t
i
218/4 m olmak, dost olmak” KE 217r/1
hergiz (<F.) “asla, hiçbir zaman y
a
hevāzen (<ö.a.) “Arabistan’ın ku-
krş. hergįz” HKT 16a/5, MN y
ı zeyinde sakin bir büyük kabile
n
(1) 15/11, HŞ 2945, MN (2) e ve ceddi” KE 231v/20
v
23/225 i
heves (<A.) “arzu, arzu, istek” MN
hergįz (<F.) “asla, hiçbir zaman (1) 16/10, HŞ 1869
krş. hergiz” NF 40/15, KE hevl (<A.) “korku” KE 123r/1
46r/9 hey (<F.) “hey krş. hay (1)” HŞ
ĥerįf (<A.) “adi, bayağı adam” 2020
ĥerįf bol- “adileşmek, bayağı, heybet (<A.) “heybet, korku ve
sıradan adam olmak” NF 70/10 hürmet hissi uyandıracak olan,
herkes (<F.+T.) “herkes” AO I/13 azamet” NF 23/4, KE 3r/9, HŞ
herķul (<ö.a.) “Heraklios. Hz. Mu- 1774, heybet ķorķuç “heybet,
hammed zamanındaki Rum pa- korku ve hürmet hissi uyandıra-
dişahı” NF 45/4 cak olan korku” KE 179v/8,
herr (<A.) “nefret, tiksinti” herr heybet-ü Ǿizzet “azamet ve yü-
ķıl-“nefret etmek, tiksinmek” celik” KE 189r/20, heybet tüş-
KE 216r/8 “korkuya kapılmak, korkmak”
NF 311/8
228 | D r . Suat ÜNLÜ

heybetlıġ(<A.+T.) “heybetli krş. met eden, hizmetinde bulunan”


heybetlig, heybetlıķ” KE ME 141/4
211r/12 ħıdmetkār(<A.+F.) “hizmetkar,
heybetlig(<A.+T.)“heybetli krş hizmetçi krş. ħidmetci” NF
heybetlıġ, heybetlıķ” NF 66/4, 140/9
KE 139v/17 ĥıķāķ (<A.ç.) “dört yaşında dişi
heybetlıķ(<A.+T.)“heybetli krş. develer” MM 215/1
heybetlig, heybetlıġ” MN (1) ĥıķd (<A.) “kin, garez, gizli, düş-
18/1 manlık” ĥıķd ve ĥased “kin ve
heyǿet (<A.) “şekil, görünüş, suret” kıskançlık” KE 236v/9
KE 26v/4, HKT 440a/6, HŞ 35 ĥıķķa(<A.) “dört yaşında dişi de-
heyhāt (<A.) “heyhat, ne yazık ki” ve” MM 208/2
NF 198/1, HŞ 4353 ĥıķķatān (<A.) “dört yaşında iki
hezār (<F.) “çok, pek çok, bin dişi deve” MM 211/4
(1000), binlerce” NF 281/11, ħılāf (<A.) “karşı, aksi, zıt krş.
KE 51r/4, MM378/1, HŞ 3899 ħilāf” ME 19/6, HŞ 1276, ħılāf
hezārān (<F.ç.) “binlerce” KE e
ğ
ķıl- “karşı çıkmak, aksi dav-
249v/7 i
t ranmak” ME 22/7, ħılāf ķılış-
i
hezįmet (<A.) “hezimet, yenilgi, m “birbirine karşı çıkmak, karşılık
bozgun” NF 12/15, hezįmet bol- y
a
aksi davranmak” ME 120/8
“hezimete uğramak, yenilmek, y
ı ĥımār (<A.) “eşek” MM 245/1
bozguna uğramak” NF 72/1, ĥına (<ö.a.) “İsa peygamberin an-
n
e
v
KE 178r/3, HŞ 329, hezįmet i nesi olan Meryem’in annesi”
ķıl-“hezimete uğramak, yenil- KE 166v/3
mek, bozguna uğramak” NF ĥınā (<A.) “kına” KE 13r/8
32/13, K VI/29 ĥınŧaŧa(<A.) “buğday yemek” KE
ħezl (<A.) “şaka” KE 80v/11 117r/15
ħı(<A.) “Arap alfabesinin 7. harfi” ħırāmla-(<F.+T.) “salınarak yürü-
MM 262/2 mek” HŞ 464
ĥıcāb (<A.) “perde, örtü krş. ħırāman (<F.) “salına salına yürü-
ĥicāb” ME 86/5 yen, naz ve ada ile yürüyen”
ĥıcābsuz(<A.+T.)“apaçık krş. HŞ 324
ĥicābsız, ĥicābsuz” ME 110/2 ħıred (<F.) “akıl” NF 46/4, KE
ħıdmet (<A.) “hizmet krş. ħidmet” 192r/2, MN (2) 28/289
NF 51/3, ħıdmet ķıl- “hizmet ħıredlıġ(<F.+T.) “akıllı, bilgili”
etmek, hizmetinde bulunmak” ħıredlıġ bol- “akıllı davranmak,
NF 67/14, ħıdmet ķılġan “hiz- bilgi sahibi olmak” NF 426/7
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 229

ĥırfe(<A.) “meslek, zanaat” KE mak, hainlikle karşılaşmak”


134v/10 ME 216/1
ħırķa (<F.) “hırka” HŞ 4588, ħırķa ħıyānet (<A.) “hiyanet, güveni
kiđ- “hırka giymek, üzerini kötüye kullanma, hainlik krş.
örtmek” HŞ 435, ħırķa ört- ħıyānat” NF 16/2, KE 249r/10,
“hırka giymek, üzerini örtmek” MM 27/3, HKT 178a/4, ħıyānet
HŞ 4588 bol- “hiyanet etmek, güveni kö-
ħırķa-pūş (<F.) “hırka giyen, fakir, tüye kullanmak” KE 229v/19,
derviş” NF 420/8 ħıyānet ķıl- “hainlik etmek, hı-
ħırlaş- “hırlaşmak” KE 178r/7 yanet etmek” NF 195/8, KE
ħırmān(<F.) “harman krş. ħarman, 16r/19, HKT 538b/8, ħıyānet
harman” HŞ 446 ķılġan “hain, hıyanet eden”
ĥırś (<A.) “istek, arzu, hırs” MM HKT 395a/6
58/1, ĥırś u emel “istek ve arzu” ħıyānetlıġ (<A.+T.) “hıyanetlik h
MM 187/3 eden” KE 221r/1
ĥıśn (<A.) “kale”HKT 522b/2, ĥıśn ħıyār (<A.) “salatalık” ħıyār-ı bād-
içinde ķıl- “korumak, sakla- reñ “bir hıyar cinsi” HKT 9a/5
mak” HKT 316b/1, ĥıśnķa ķat- e
ğ ĥıyle (<A.) “hile, al” ĥıyle ķıl-
“muhafaza altına almak” HKT
i
t “hile yapmak, aldatmak” ME
i
232a/2 m 178/8, ĥıyle ķılış- “birbirlerine
ħıŧā (<ö.a.) “Hıta ülkesi” HŞ 1433 y
a
hile yapmak, karşılıklı aldatmak
ħıŧāb (<A.) “hitap, hitabet krş. y
ı “ME 113/1
n
ħiŧāb” HŞ 4693, ħıŧāb ķıl- e ħıyrį (<F.) “safran, sarı renkli bir
v
“hitab etmek, seslenmek, söz i
çiçek” ME 233/2
söylemek” MN (1) 14/6, ħıŧāb ĥızān (<F.) “sonbahar, güz krş.
kil- “emir gelmek, buyrulmak” ĥazān, hazan” HŞ 1776
MN (1) 10/13 ĥızānı (<F.) “hazan yeli” ĥızānı is-
ħıŧay (<ö.a.) “Çin” KE 68v/2, CE “hazan yeli esmek” HŞ 1060
1/4 ĥıżır (<ö.a.) “içenlere ölümsüzlük
ĥıŧŧa(<A.)“memleket, ülke” KE veren abıhayatı içmiş olan pey-
117r/10 gamber krş. hızır” MM 394/4
ħıyānat (<A.) “hainlik, hiyanet krş. ħıżr (1) (<A.) “yeşil” KE 160r/1
ħıyānet” ME 101/2, ħıyānat ķıl- ħıżr(2)(<ö.a.) “Hızır aleyhisselam
“hainlik etmek, hıyanet etmek” krş. ĥıżır” KE 14v/12, MN
ME 149/2 36/356
ħıyānatlıġ (<A.+T.) “hain” ĥızsın-“ibne gibi davranmak” ME
ħıyānatlıġ kör- “hainlik yapıl- 167/5
230 | D r . Suat ÜNLÜ

hibe (<A.) “bağış, hibe, karşılıksız HKT 92a/3, hicret ķılıġlı “hicret
yardım” MM 263/4 eden, muhacir” HKT 92a/4,
hibetuǿllāh (<A.) “Allah’ın lutfu” hicret ol- “göç etmek, göçmek,
KE 17v/18 hicrette bulunmak” KE 225v/4
ĥicāb (<A.) “perde, örtü, utanma, hįç (<F.) “hiç, yok” KE 11r/21,
sıkılma krş. ĥıcāb” NF 250/6, ME 189/3, MM 36/4, HKT
KE 60r/16, MM 325/1, HKT 22b/8, MN (1) 2/3, HŞ 1956, K
466a/8, ĥicāb bol- “utanmak, I/26, MN (2) 12/110, hįç nime
sıkılmak” KE 25r/8, MM “hiçbir şey” KE 13v/13, hįç ķıl-
375/1, ĥicāb it- “utanmak, sı- “yok etmek, ortadan kaldırmak”
kılmak, hicab duymak” K KE 189v/21
VI/32, ĥicāb kemşil- “men hidāyet (<A.) “hak yolunu arama,
edilmek” HKT 568a/1, ĥicāb doğru yola girme, kurtuluş” KE
tut- “utanmak, sıkılmak” KE 196v/10, MM 353/3, HŞ 110,
168v/18, ĥicāb kit- “örtü kalk- hidāyet bėr- “kurtarmak, hida-
mak, utanmamak” HŞ 2959 yet vermek” MM 405/4, hidāyet
ĥicābsız(<A.+T.) “utanmadan, e
ğ
ķuşı “hidayet kuşu” MM 60/4,
sıkılmadan, utançsız krş. i
t hidāyet tap- “kurtuluşa ermek,
i
ĥicābsuz, ĥıcābsuz” KE 59v/10, m hak yolunu bulmak” KE
MM 42/3, HŞ 3009 y
a
195v/18, hidāyet tile- “kurtulu-
ĥicābsuz(<A.+T.) “utanmadan, y
ı şa ermek istemek, hidayet iste-
sıkılmadan, utançsız krş. mek” KE 198v/10
n
e
v
ĥicābsız, ĥıcābsuz” NF 302/15 i hidāyetlıġ (<A.+T.) “hidayetli,
ĥicāz (<ö.a.) “Hicaz” NF 82/7, KE kurtuluşa ermiş, hak yoluna
31v/6, HŞ 4687 ulaşmış” KE 2r/5
hiciv (<A.) “hiciv, sözle yerme” ħidmet(<A.) “görev, hizmet krş.
ME 205/3 ħıdmet” MM 387/3, K VII/49,
ĥicr (1) (<A.) “ayrılık” HŞ 2462 MN (2) 6/50, HŞ 315, ħidmet
ĥicr (2) (<ö.a.) “Medine ile Şam it- “hizmet etmek, hizmette bu-
arasında bir kasaba” KE 31v/6 lunmak” HŞ 758, ħidmet ķıl-
hicret(<A.) “hicret, göç, Hz. Mu- “hizmet etmek, görev yapmak”
hammed’in Mekke’den Medi- MN (2) 4/39, HŞ 641
ne’ye göçü” KE 236r/7, hicret ħidmetci (<A.+T.) “hitmetçi bkz.
ķıl- “hicret etmek” NF 27/4, KE ħıdmetkār” HŞ 337
194v/7, HKT 73b/6, hicret ħidmetsiz (<A.+T.) “hizmet etme-
ķılġan “hicret eden, muhacir” me, görev yapmama” HŞ 315
HKT 381a/1, hicret ķılġu yir ĥikāyet(<A.) “hikaye, kıssa” KE
“hicret edilecek, gidilecek yer” 18v/16, MN (2) 44/441, HŞ
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 231

1524, ĥikāyet-i Ǿavac “Musa ķılġan “cayan, vazgeçen” HKT


peygamberin askerlerine tek 251b/7, ħilāf ķılġan miŝl “sahte
başına karşı çıkan komutanın eş, sahte misal” HKT 4a/7, ħilāf
hikayesi” KE 28v/9, ĥikāyet ķılın- 1.“ihtilafa anlaşmazlığa
ayt- “hikaye anlatmak, kıssa an- düşülmek” HKT 224b/9, 2.
latmak” NF 52/17, ĥikāyet ķıl- “cayılmak, vazgeçilmek” HKT
“hikayeleştirmek, kıssalaştır- 307a/7, ħilāf ķılış- 1.“çekişmek
mak, hikaye haline getirmek krş. ħilāf ķıluş-” HKT 210b/8,
“NF 292/7, KE 18r/9, MM 2. “hep beraber caymak, vaz-
352/2, MN (1) 2/6 geçmek” HKT 344b/1, ħilāf
ĥikmet (<A.) “hikmet, doğru oldu- ķılışġan “çekişen” HKT 225b/6,
ğu tahakkuk eden her türlü söz ħilāf ķılmaķ “muhalefet etme”
ve amel” NF 307/14, KE 6r/10, HKT 222b/8, ħilāf ķıluş- “çe-
HKT 228b/5, HŞ 2167, ĥikmet- kişmek krş. ħilāf ķılış-” HKT h
i bālįġa “olgunlaşmış bilgelik, 112b/1
mükemmel bir bilgelik” KE ħilāfet (<A.) “halifelik” NF 92/8,
76r/12, ĥikmet bėr- “hikmet KE 199v/3
vermek” KE 163v/11, ĥikmet e
ğ hilāl (<A.) “yeni ay” HŞ 448
birle iş ķılġan “adaletle hükme-
i
t hilāl bin nāfiǾ (<ö.a.) “Kerbela
i
den, hikmet sahibi, esma-i m olayında şehit olan müminler-
hüsna’dan el-ĥakįm” HKT y
a
den biri” KE 247r/17
49a/9 y
ı ħilǾat (<A.) “büyükler (padişah
n
ĥikmetlig (<A.+T.) 1. “hikmetli” e veya vezir) tarafından beğeni-
v
HKT 55a/3, 2. “hikmet sahibi, i
len kimseye giydirilen elbise,
esma-i hüsna’dan el-ĥakįm” hilat, kaftan krş. ħalǾat” NF
HKT 526b/5 79/14, KE 47v/11, MM 326/4,
ħilāf (<A.) 1.“yanlışlık, uyuşmaz- MN (2) 28/280, HŞ 3146, ħilǾat
lık, zıtlık, karşı, karşıt krş. bėr- “hilat vermek” KE 85v/5,
ħılāf” NF 46/7, KE 233r/11, ħilǾat kiđür- “hilat giydirmek,
MM 238/4, HKT 25a/5, ħilāf-ı kaftan giydirmek” HŞ 1106
haķįķat “uyuşmazlık, zıtlık” ĥįle (<A.) “hile, düzen, aldatma
KE 229v/21, ħilāf bol- “zıtlaş- krş. ĥįlet” NF 388/6, KE
mak, karşıtlık göstermek” NF 164v/19, HKT 416a/4, HŞ
167/3, ħilāf ķıl- 1089, K IV/14, ĥįle bol- “hile
1.“muhalefet etmek” NF 45/17, yapılmak, aldatılmak” NF
KE 185v/17, MM 273/1, HKT 195/5, ĥįle bul- “hile yapılmak,
192a/6, 2. “ihtilafa, anlaşmazlı- tuzak kurulmak” KE 28r/16,
ğa düşmek” HKT 31a/5, ħilāf ĥįle ķıl- “hile yapmak, tuzak
232 | D r . Suat ÜNLÜ

kurmak” NF 195/6, KE 19r/6, hindį (<ö.a.) “Hintli krş. hindū,


HKT 139a/4, HŞ 493, ĥįle hindu” KE 230v/20
ķılġanlar Ǿamelin ķıl- “tuzak hindū (<ö.a.) “Hintli krş. hindį
kurmak” HKT 174b/1, ĥįle ķur- hindu” NF 339/1, HŞ 3875,
“hile yapmak, tuzak kurmak” hindū ġozı “Hindistan cevizi”
HŞ 1257, ĥįle tap- “aldatmak, HŞ 4139
düzen kurmak” KE 176v/5, ĥįle hindūstān (<ö.a.) “Hindistan” NF
yanutı bir- “yapılan hilenin kar- 38/3, KE 13r/1
şılığını vermek” HKT 54b/1 ĥįrā(<ö.a.)“Mekke’ye 13 mil uzak-
ĥįlesiz(<A.+T.)“hilesiz, aldatma- lıkta bir dağ krş. ĥirā” KE
casız” NF 251/4, HŞ 2841 12v/12
ĥįlet (<A.) “hile bkz. ĥįle” ĥįlet ķıl- ĥirā(<ö.a.)“Mekke’ye 13 mil uzak-
“hile yapmak, tuzak kurmak” lıkta bir dağ krş. ĥįrā” NF
HŞ 1086 430/13, ĥirā taġı “Hira dağı”
ĥilm(<A.) “yumuşaklık, ılımlılk, NF 5/9
mülayimlik, huy, tabiat” NF ħįre (<F.) “bulanık, körfez, donuk,
227/2, KE 202r/2, HŞ 188 e
ğ
fersiz” HŞ 4368, ħįre bol- “bu-
ĥilmlig (<A.+T.) “yumuşak huylu, i
t lanık ve donuk olmak, fersiz
i
alçak gönüllü, vakar sahibi” m olmak” KE 75r/3, ME 73/8,
HKT 429a/8 y
a
ħįre ķıl- “donuklaştırmak, bu-
ĥimāyet (<A.) “koruma, himaye” y
ı landırmak, bulanık hale getir-
ĥimāyet ķıl- “korumak, himaye n
e mek” KE 111v/20
v
etmek, koruma altına almak” i ħįrelik (<F+T.)“(göz) bulanıklık”
HŞ 1214, ĥimāyet tut- “koruma ME 237/8
altına almak, himaye et- ĥirfet (<A.) “sanat, meslek” ĥirfet
mek”MM 401/3 aġası “meslek erbabı” K I/31
himmet (<A.) “gayret, lütuf, ihsan, ĥis (<A.) “duygu” MM 376/4
yardım” KE 181v/6, MM ĥisāb (<A.) “hesap, ahiretteki sor-
163/1, HŞ 234, K X/13 gu krş. ĥesāb” NF 173/10,
himmetlıġ(<A.+T.) himmetli olan, MM65/4, HKT 242b/4, HŞ
lütuf sahibi, gayretli” KE 1778, ĥisāb Ǿilmi “tarih hesa-
207v/2 bıyla ilgili ilim” NF 4/11, ĥisāb
ĥims (<ö.a.) “Suriye’de bir şehir” ķıl- “hesaba çekmek, hesap
NF 111/10 sormak” NF 75/3, MM 192/2,
hind (1)(<ö.a.) “Ebu Süfyan’ın HKT 46a/7, ĥisāb ķılġan “hesa-
karısı” KE 224r/16 ba çeken, hesap soran” HKT
hind(2) (<ö.a.) “Hindistan” HŞ 314a/7, ĥisāb ķılın- “hesaba çe-
2956, CE 1/4 kilmek” HKT 569a/3, ĥisāb
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 233

ķılış- “hesaplaşmak” HKT ħoca (<F.) 1.“hoca, yaşlı hoca”


536b/4, ĥisāb yėri “ahiret” NF ME 95/4, K I/11, HŞ 1168, 2.
147/5, ĥisābın ķay- “iddiayı bı- “sahip, efendi, eşraf” NF
rakmak” HŞ 3383 190/12
ĥisābsız (<A.+T.) “hesapsız, sayı- ħoca beg (<ö.a.) “II. Mengli
sız krş. ĥisābsuz” NF 324/1, HŞ Girey’in Tarhanlık verdiği kişi”
2906 K II/5
ĥisābsuz (<A.+T.) “hesapsız, sayı- ħocalıķ(<F.+T.) “efendilik” NF
sız krş. ĥisābsız” NF 260/5, HŞ 322/3
1758 ħoca meyden (<ö.a.) “Toktamış’a
ĥiśār (<A.) “hisar, kale” NF 111/8, karşı ayaklanan beylerden biri”
KE 228r/1, MM 214/3, HKT AO I/6
515b/8, HŞ 4191, ĥiśār-ı ħod(<F.)“kendi, kendi kendine,
ķonstantiniyye “İstanbul surla- da/de, bile” KE 84v/21, MM h
rı” KE 117v/11, ĥiśārnıñ 65/2, K VIII/6, MN (2) 5/48,
üstüni “burç” HKT 152a/1 HŞ 3699
ĥisse(<A.) “hisse, pay” KE 31r/20, ħod yarlıķ (<F.+T.) “kendini dü-
ĥisse ķıl- “paylaştırmak, hisse- e
ğ şünme” ħod yarlıķ it- “kendini
lere ayırmak” KE 13v/16
i
t düşünmek, bencillik etmek” HŞ
i
ħiŧāb (<A.) “hitap, seslenme, söz m 3706
söyleme krş. ħıŧāb” NF 267/2, y
a
ħodrev(<F.) “kendi bildiği gibi
MM 371/3, ħiŧāb kel- “sesle- y
ı hareket eden” HŞ 1121
n
nilmek, söz söylenilmek, vahiy e hoķķa (<A.) “küçük yuvarlak kutu,
v
gelmek” NF 58/3, KE 4v/20, i
mecazi olarak ağız” HŞ 3062
ħiŧāb ķıl- “hitab etmek, seslen- ħor(<F.) 1.“hor, alçak, adi, bayağı,
mek, söz söylemek” NF 58/10, aşağılık, değersiz” NF 63/2, KE
KE 17v/14 55v/1, HKT 426a/8, “alçak gö-
ĥiyel (<A.ç.) “düzenler, tuzaklar” nüllü” HKT 113a/8, HŞ 2601,
HKT 168a/8 ħor köz “kötü göz, horlama,
ĥįz(<F.)“iktidarsız (adam)” NF hakaratvari bakış” NF 105/17,
399/3 ħor bol- “hakir ve zelil olmak,
ĥizb(<A.)“taraftar, takım, hizip” alçalmak” NF 374/9, KE
HKT 522a/3 55r/13, ME 183/7, HKT
ħiźlān(<A.) “yardımcısız, kimsesiz 310a/6, HŞ 2049, ħor bolġan
kalıp sefil ve zelil olma” ħiźlān “hakir ve zelil olan” HKT
ķıl- “yardımcısız bırakmak, 458b/8, ħor ķıl- “hakir ve zelil
kimsesiz kalıp sefil ve zelil ol- hale getirmek, alçaltmak” NF
mak” NF 230/3 11/2, KE 92r/12, ME 38/8, MM
234 | D r . Suat ÜNLÜ

17/3, HKT 73a/8, HŞ 2263, ħorūs (<F.) “horoz krş. ħoros” KE


ħor ķılġan “alçaltan, küçük dü- 141v/2, MN (1) 4/13
şüren” HKT 181a/2, ħor kör- ħoş (<F.) “hoş, iyi, güzel ” NF
“hakir ve zelil görmek, aşağı 11/12, KE 5v/7, ME 74/8, HKT
görmek, horlamak” NF 372/16, 203a/1, K V/12, MN (2)
ME 210/4, HŞ 2058, ħor körün- 14/132, ħoş bol- “iyi davran-
“hakir ve zelil görünmek, aşağı mak, güzel davranmak” NF
görülmek, horlamak” NF 8/13, KE 74r/17, ME 38/4,
273/11, ħor nirse “değersiz, ha- HKT 75b/2, MN (1) 4/12, HŞ
kir şey” HKT 295a/6, ħor tut- 1057, ħoş bul- “iyi davranmak,
“hakir ve zelil görmek, değersiz güzel davranmak” ME 219/6,
görmek, horlamak” HŞ 1668, ħoş ġurūr “şeytanın gururu”
ħorraķ “en alçak, en hakir” NF MM 281/2, ħoş kel- “hoş gel-
151/3, HKT 456b/4 mek krş. ħoş kil-” NF 7/10, KE
ħorasān (<ö.a.) “Horasan krş. 57v/7, ME 219/6, ħoş ķıl-
ħurāsān” KE 228r/2, HŞ 2956 “memnun etmek, güzel dav-
ħorla-(<F.+T.)“hor görmek, aşağı- e
ğ
ranmak” KE 132v/19, ME 52/1,
lamak, küçük görmek” NF i
t HŞ 423, ħoş kil- “hoş gelmek
i
402/13, KE 126v/13, ME 56/7, m krş. ħoş kel-” MN (1) 4/6, HŞ
HKT 573a/7, ħorlaġan “hor gö- y
a
1163, ħoş kör- “hoş görmek,
ren, horlayan” HKT 513b/1 y
ı sevmek” NF 147/1, ME 208/3,
ħorlan- (<F.+T.) “hor görülmek,
n
e ħoş meze “hoş ve tatlı lezzet”
v
horlanmak” HKT 350b/1 i MM 16/4, ħoş ŝebāt “güzel sa-
ħorlıķ(<F.+T.)“aşağılık, bayağılık, bır” MM 354/1, ħoş söz “hoş,
adilik krş. ħorluķ” KE 92r/10 iyi söz” HKT 12a/4, ħoş tut-
ħorluķ (<F.+T.)1.“zillet, aşağılık, “memnun etmek” KE 114r/7,
bayağılık, hakirlik, adilik krş. ħoş yıđıġlıġ ķıl- “güzel koku
ħorlıķ” NF 11/15, KE 222r/20, sürmek” HKT 484b/4, ħoş
HKT 12b/3, HŞ 2172, 2. “alçak yıdıġlıġ ot “safran” ME 176/5,
gönüllülük” HKT 273a/4, ħoşraķ “daha güzel, daha iyi,
ħorluķ bol- “zillete düşmek, daha hoş”MM 319/2, MN (2)
aşağılanmak, horlanmak” NF 38/376, HŞ 3885
40/2, ħorluķ ĥālı üze “alçak gö- ħoşā (<F.) “ne hoş” HŞ 3912
nüllülükle” HKT 153a/2 ħoşamed (<F.) “hoş geldi”
ħoros(<F.) “horoz krş. ħorūs ” HŞ ħoşamed ayt- “hoş geldin de-
761 mek” MN (1) 20/13
ħortūm (<A.) “hortum, fil hortu- ħoşdem (<F.) “hoş zaman” HŞ
mu” HŞ 1784 2806
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 235

ħoş-ĥu (<F.+A.) “hoş huylu, iyi HŞ 115, ħoşnūdluķ tilen- “hoş-


huylu” HŞ 2549 nut olması arzulanmak” HKT
ħoş kildi (<ö.a.) “ İbrahim han’ın 391b/1
yarlık verdiği kişilerden biri” ħotan (<ö.a.) “Hotan” ħotan ħatun
Ka I/5 “Hotan hatun” HŞ 1521
ħoşlan-(<F.+.T.) “neşelenmek, höl “ıslak nemli” KE 198v/21, höl
sevinmek, hoşlanmak, hoşuna bol- “ıslak ve nemli olmak, ıs-
gitmek” NF 212/9, KE lanmak, nemlenmek” KE
120v/16, ME 166/3, HKT 198v/20
568b/1, HŞ 3831, ħoşlanġan ħūb (<F.) “güzel” HŞ 2465
“zevk alan, hoşlanan” HKT ĥubbüǿl-aħyār (<ö.a.)“Yusuf pey-
474a/7 gamberin atıldığı kuyu” KE
ħoşluķ (<F.+.T.) “hoşluk, güzellik, 71r/5
iyilik” NF 128/14, KE 80r/8, ĥubve (<A.) “kundak bağı” ME h
HKT 474a/6, HŞ 566, ħoşluķ 149/5
bol- “hoşluk olmak, güzellik ħubzüǾl-ĥavārį (<A.) “ak ekmek”
olmak, iyilik olmak” NF 53/9, KE 171v/5
ħoşluķġa ketürgen meyve “tadı e
ğ ĥuccet (<A.)“delil, belge, senet,
güzel ve hoş olan meyve” HKT
i
t vesika krş. ĥüccet” ME 67/4,
i
510a/9 m ĥuccet bahāne ķıl- “resmi izin
ħoş-nūd (<F.) “menmun, hoşnut” y
a
belgesi bahane etmek” KI /17,
NF102/4, KE 27v/20, HKT y
ı ĥuccet ėdiş- “delil olarak ver-
n
573b/5, K X/15, ħoşnūd bol- e mek, belgelmek” ME 210/3,
v
“rıza göstermek, hoşnut ve i
ĥuccet ketür- “delil getirmek,
memnun olmak” NF 124/15, belge getirmek” ME 60/5
KE 14r/5, ME 150/7, HKT ĥuccetleş-(<A.+T.) “birbirine bel-
195b/1, HŞ 369, ħoşnūd bolun- gelerle karşı koymak krş.
“hoşnud ve menmun olunmak” ĥüccetleş-” ME 120/2
HKT 573b/5, ħoşnūd ķıl- hūd (<ö.a.) “Ad kavmine gönderi-
“menmun olmak, rıza göstert- len peygamberin adı” KE 28r/8,
mek” NF 252/8, KE 74r/14, HKT 219a/3
ME 57/7, HKT189b/7, HŞ ħudāra (<F.) “Allah için” MN (2)
2532, ħoşnūd ķılmaķ tilen- 182/6
“menmun olunmasını arzulan- ħudāvend (<F.) “hakim, hüküm-
mak” HKT 265b/7 dar” ħudāvend-i aǾžām “büyük
ħoşnūdluķ(<F.+.T.) “memnuniyet, ve ulu hükümdar” K IX/2
sevinme, hoşnutluk” NF
406/13, ME 208/2, HKT 80b/8,
236 | D r . Suat ÜNLÜ

ħudāvendigār (<F.) “hükümdar” ħulūś (<A.) “gönül temizliği, saf-


ħudāvendigār-i aǾžām “büyük lık” ħulūś-ı muĥabbet “samimi-
ve ulu hükümdar” K X/3 yet selamı” K VII/14
ħudāy (<F.) “Allah” AO III/10 ħumār (<A.) “mahmurluk, sersem-
ĥudeybiyye (<ö.a.) “Mekke’den 17 lik, içkiden sonraki baş ağrısı”
km.’lik mesafede bir vadi” NF HŞ 1422, MN 22/218
40/14, KE 225v/8 humāy (<ö.a.) “Huma kuşu, devlet
ħufye(<A.) “gizli, saklı” MM kuşu krş. humāyi, hümā,
111/1, ħufye bol- “gizli olmak, hümāy” HŞ 2530
gizlenmek, saklamak, gizle- humāyi (<ö.a.) “Huma kuşu, devlet
mek, saklanmak” MM 364/4 kuşu krş. humāy, hümā,
ĥuķķa(<A.) “küçük kutu” NF hümāy” HŞ 3268
182/4 humāyūn(<ö.a.) “Humayun” HŞ
ĥuķüm (<A.) “sicil, hüküm” ME 1521
86/4, ĥuķüm ķıl- “hükmetmek, ħumdānla-(<A.+T.) “tuğla yapan-
karar vermek” ME 77/4 ların kullandıkları ocakta kerpi-
ĥuķüm-nāme (<A.+F.) “sicil, ka- e
ğ
ci pişirmek” KE 113v/17
rar” ME 86/3 i
t ħūn-beķā (<F.) “kan pahası, diyet”
i
ħulefā-i rāşidįn (<A.) “dört halife” m MN (2) 15/143
NF 228/7 y
a
ĥuneyn(1)(<ö.a.) “Mekke ile Taif
ħuld (<ö.a.) “sekiz Cennetten biri, y
ı arasındaki bir vadinin adı”
bakilik” HŞ 4704, MN (2) HKT 184a/9
n
e
v
22/219 i ĥuneyn (2)(<ö.a.) Tâif’in 50 km.
ħulķ (<A.ç.)“iyi huylar krş. hulk” kuzeybatısında bir şehir” NF
KE 189v/2, MM 392/4, HŞ 68/13, KE 232r/3
2965 ĥūr (<A.ç.) “Huri, Cennet kızları
ħulķluġ (<A.+T.) “ahlaklı, huya krş. ĥūrį, ĥūrā” NF 64/3, KE
sahip olan” HŞ 3105 201v/14, MN (1) 17/3, MN (2)
ĥulle (<A.) “Cennette giyilen elbi- 12/117, ĥūr-ı Ǿayn “huri gözlü”
se, sarık” NF 278/11, KE KE 68v/7
5v/11, HŞ 3262, ĥulle ton ĥūrā (<A.) “ahu gözlü güzel (ka-
“Cennette giyilen elbise” KE dın), krş. ĥūrį, ĥūr” NF 320/14
155v/9 ħurāsān (<ö.a.) “Horasan krş.
ħullet (<A.) “içten sevgi, gerçek ħorasān” NF 112/5
dostluk” KE 54v/19, ħullet bėr- ĥūrį (<A.) “Huri, Cennet kızı krş
“candan sevmek, dostluk gös- ĥūr, ĥūrā” NF 322/16, HŞ 472
termek” KE 54v/18 ħurmā(<A.) “hurma krş. ħurma,
ĥurmā” HKT 295a/8, HŞ 1795,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 237

ħurmā çekirdeki “hurma çekir- “neşelendirmek, ferahlık ver-


deği” HKT 135b/3, ħurmā mek, sevindirmek” HŞ 3800
çekirdekiniñ çuķurı “hurma çe- ĥurį bin āşūs (<ö.a.) “Yusuf pey-
kirdeğinde bulunan küçük gamber uruğundan olup Musa
oyuk” HKT 84b/3, ħurmā peygamberin casusu” KE
çekirdekiniñ ķabı “hurma çekir- 117v/12
değinin zarı” HKT416b/6, ħūrşįd (<F.) “güneş” HŞ 1807, MN
ħurmā çekirdekiniñ yipi “hurma (2) 16/153
çekirdeğinin filizi” HKT 84a/6, ħurūc (<A.) “dışarı çıkma” MM
ħurmā salķımınıñ yıġaçı “hurma 262/3
dalı” HKT 422b/3, ħurmā ĥurūf (<A.ç.) “harfler” ME 86/2,
yıġaçı “hurma ağacı” HKT MM 262/1
357a/9 ĥurūfsuz (<A.+T.) “harfsiz, harfleri
ĥurmā (<A.) “hurma krş. ħurma, olmayan” MM 376/2 h
ħurmā” NF 22/1, ĥurmā ķapı ħusrān (<A.) “yokluk acısı, mah-
“hurma çekirdeğinin zarı” NF rumiyet” NF 271/9
18/5, ĥurmā lįfi “hurma lifi” NF ħusrav (<ö.a.) “Hüsrev krş.
159/9, ĥurmā saġraķı “hurma e
ğ ħüsrev” HŞ 1451
kabı” NF 310/13, ĥurmā şişi
i
t ħusrav -i çįn (<ö.a.) “Çin hüküm-
i
“hurma yumrus” NF 95/7, m darı” HŞ 3764
ĥurmā yipi “hurma çekirdeğinin y
a
ħusravlıķ(<F.+T.) “padişahlık,
filizi” NF 17/11 y
ı hükümranlık” HŞ 280
n
ħurma(<A.) “hurma krş. ĥurmā, e ħuśūmet(<A.) “düşmanlık, husu-
v
ħurmā” KE 36v/19, ME 41/5, i
met” NF 203/15, KE 235v/13,
ħurma yıġaçı “hurma ağacı” ME 32/2, HKT 30a/6, ħuśūmet
ME 41/5 ķıl- “husumet beslemek” NF
ĥurmet(<A.)“saygı, hürmet” ME 284/16, KE 21v/4, ME 166/5,
141/2, MN (1) 11/1, ĥurmet tut- HKT355b/2, ħuśūmet ķılġan
“saygı göstermek, saygıda bu- “husumet besleyen” HKT
lunmak” ME 59/3 321a/9, ħuśūmet ķılış- “karşılık-
ĥurmetlig (<A.+T.)“hürmetli, say- lı husumet beslemek” NF
gıdeğer” ME 81/8 203/15, ME 200/3, HKT
ħurrem (<F.) “neşe, sevinç, gönlü 462b/4, ħuśūmet ķılışmaķ “kar-
açan, ferahlık veren krş. şılıklı husumet besleme, çekiş-
hurrem” NF 319/4, HŞ 219, me” HKT 468a/2, ħuśūmet
ħurrem bol- “neşelenmek, se- ķılmaķ “husumet besleme”
vinçli olmak, ferahlık vermek” HKT 468a/2, ħuśūmet tüş- “hu-
KE 71r/3, HŞ 258, ħurrem ķıl- sumetle karşılaşmak, husumete
238 | D r . Suat ÜNLÜ

maruz kalmak” NF ĥuyayy bin aħŧab (<ö.a.) “Hz. Mu-


192/7,ħuśūmeti ķatıġ “çok hu- hammed’in karısı safiyye’nin
sumet besleyen” HKT 471a/1 Yahudi babası. Benu Kureyza
ħuśūmetlıġ(<A.+T.) “husumet kavmini Ebu Süfyan’la birlikte
besleyen” HKT 300a/8 Muhammed’e karşı kışkırtmış-
hūş(<A.) “akıl, us” KE19v/17, hūşı tır” KE 227r/5
kit- “kendinden geçmek, bayıl- ĥuyayy naśr (<ö.a.) “Huvayy Nasr”
mak” HŞ 590, hūşınġa kel- KE 229r/3
“kendine gelmek, ayılmak” NF ħuyśa (<A.) “sidik yolu” ME 1/3
147/15, KE 96r/13 ĥuźeyfe (<ö.a.) “Hz. Peygamber’in
hūşsuz (<A.+T.) “aklı başından sırdaşı olan sahabe” NF 31/1,
gitmiş, kendinden geçmiş” KE 229r/12, ĥuźeyfetüǿl-
hūşsuz bol- “aklı başından git- yemānį “bkz. ĥuźeyfe” KE
mek, kendinden geçmiş olmak” 217r/15, ebū ĥuźeyfe “bkz.
KE 72r/15 ĥuźeyfe” KE 217v/4
ħuşūǾ(<A.) “boyun eğme, gönlü ħużūǾ(<A.) “boyun eğme, itaat”
korku ve saygı ile dolu dolma” e
ğ
ħużūǾ ķıl- “boyuneğmek, teslim
ħuşūǾ ķıl- “derin bir saygı ile i
t olmak” HKT 332b/6
i
boyun eğmek” HKT 74a/7 m ĥużūr (<A.) “rahat, huzur, rahatlık,
ĥut (<A.) “balık burcu, burc- hut” y
a
eminlik, kat, yan” NF 204/12,
KE 68r/13 y
ı MM 364/1, Ka II/11, MN (2)
ĥuŧame (<ö.a.) “Cehennem’in be- 23/229, HŞ 4591
n
e
v
şinci katına verilen ad” HKT i hübel (<ö.a.) “Ka’bedeki üç büyük
580b/4 puttan biri” KE 195v/5
ħuŧbe (<A.) “hutbe, konuşma” NF hübeyre (<ö.a.) “Kûfe beyi. Umm-i
311/13, KE 109v/3, ME 139/8, Hânî (Hz. Alî’nin kardeşi)’nin
ħuŧbe ayt-“hutbe okumak, hut- kocası” NF 186/8, ibnü hübeyre
bede konuşmak” NF 112/7, “bkz. hübeyre” NF 186/8
ħuŧbe ķıl- “hutbe okumak, hut- ĥüccet (<A.) “nişan, belge, delil,
bede konuşmak” KE 7v/21, kanıt krş. ĥuccet” KE 11r/10,
ħuŧbe oķı- “hutbe okumak, hut- HKT 102b/5, ĥüccet keltür-
bede konuşmak” NF 24/15 “delil göstermek, belgelemek,
ĥutceŧe(<ö.a.) “Firavn’ın cadısı” kanıtlamak” KE 157v/16,
KE 112r/7 ĥüccet ķıl- “mücadele etmek”
ħuveylid (<ö.a.) “Hz. Hadice’nin NF 327/7, KE 122r/11, HKT
Annesi” NF 166/1 49b/4, ĥüccet kılış- “çekişmek,
ħūy (<F.) “huy, tabiat, mizaç” HŞ tartışmak” HKT56a/1
372
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 239

ĥüccetleş-(<A.+T.) “delil bulmak, 411b/6, ĥükm ķılġanraķ “en


gerçeği ortaya koymak, çekiş- doğru hüküm ve kararı veren,
mek, tartışmak krş. ĥuccetleş-” en iyi hükmeden” HKT 218a/6,
KE 40v/3, HKT 451a/6 ĥükm ķılın- “hüküm ve karar
ĥüccetlig (<A.+T.) “delilli, kanıtlı” verilmek” HKT 459b/4, ĥükm
NF 200/1 ķılınmış “kararlaştırılmış, hük-
ĥüccetsiz(<A.+T.) “izinsiz, delil- me bağlanmış” HKT 298b/8,
siz” KE 241r/19 ĥükm ķılmaķ “hüküm ve karar
ĥüccetullahi (<A.) “şeyh” MM verme, karar, hüküm” HKT
399/3 31a/4, ĥükm yöri- “emir ve
ĥücre (<A.) “ev, oda” NF 126/5, buyruklarına uyulmak, birisinin
KE 235v/17, HKT 492b/6 hükmü devam etmek” KE
ħüdāy (<ö.a.) “Allah” KE 152r/16, 88v/20, ĥükmge barış- “bir hü-
ħüdāy taǾālā “Allah teala” KE küm verilmesi için birlikte mü- h
83v/14, ħüdāyā “Allahım” KE racaat etmek” HKT 85b/3
87r/8 ĥüküm (<A.) “hüküm, emir, buy-
hüdhüd (1) (<A.) “hüdhüd kuşu” ruk krş. ĥükm, hükm” NF
KE 13v/3 e
ğ 151/3, MM 217/2, ĥüküm bol-
hüdhüd(2) (<ö.a.) “Yunus pey-
i
t “emir olmak, emretmek, buyruk
i
gamberin annesi” KE 152r/10 m olmak” NF 251/2
ĥükemā (<A.ç.) “hakimler” KE y
a
hümā(<F.)“devlet kuşu krş.
168r/21 y
ı hümāy, humāyi, humāy” MN
n
ĥükm (<A.)“hüküm, emir, buyruk e (2) 43/432
v
krş. ĥüküm, hükm” NF 336/16, i
hümāy (<F.) “devlet kuşu krş.
KE 129r/4, MM 146/3, HKT hümā, humāyi, humāy” hümāy
537a/5, HŞ 1215, K VII/34, ķuş “devlet kuşı” MN (1) 9/11
ĥükm it- “hükmetmek, küküm hüner (<F.) “bilgi, marifet, beceri,
ve karar vermek” HŞ 1022, hüner” KE 192r/2, ME 165/5,
ĥükm kel- “hüküm gelmek, MM 60/1, HŞ 2062, MN (2)
emir ve buyruk gelmek” KE 43/429, hüner kör- “bilgili gör-
12r/21, ĥükm ķıl- “hükmetmek, mek, marifetli olduğuna karar
küküm ve karar vermek” NF vermek” HŞ 2060
70/3, KE 8v/7, HKT 451b/1, hünerlig (<F.+T.) “hünerli, hüner
HŞ 3381, ĥükm ķılġan 1. sahibi, becerili, marifetli bkz.
“hükmeden, hüküm ve karar hünermerd” hünerlig bol- “hü-
veren” HKT 81b/9, 2. “hükme- nerli olmak, becerili olmak, ma-
den, hüküm ve karar veren, es- rifetli olmak” HŞ 291
ma-i hüsna’dan el-fettāĥ” HKT
240 | D r . Suat ÜNLÜ

hünermerd(<F.) “hünerli, hüner “çok saygıdeğer, daha itibarlı,


sahibi, becerili, marifetli krş. daha saygıdeğer “NF 52/14
hünerlig” HŞ 2046 ĥürmetsiz(<A.+T.) “saygı duyul-
ħünkār (<F.) “padişah, sultan” K mayan, hor, adi, bayağı” NF
VI/13 63/2, KE 196r/8
ĥürmet (<A.) “hürmet, saygı, de- ĥürmüz (<ö.a.) “Hürmüz” HŞ 237
ğer, kıymet” NF 16/4, KE
245v/3, MM 9/3, HKT 322a/9,
HŞ 710, K III/17, ĥürmet Ǿizzet
“kıymet ve yüceltme, hürmet ve
ululama” NF 407/5, KE 193v/3,
ĥürmet bėr- “hürmet etmek,
saygı göstermek, değer ver-
mek” NF 378/3, ĥürmet bol-
“kıymetli olmak, saygılı olmak,
kıymet verilmek, saygı göste-
rilmek” KE 214v/12, ĥürmet e
ğ
ķıl- “hürmet etmek, saygı gös- i
t
i
termek, değer vermek” NF m

49/8, HŞ 2513, ĥürmet tut- y


a
“hürmet etmek, saygı göster- y
ı

mek, değer vermek” KE 206r/5


n
e
v
ĥürmetlıġ (<A.+T.) “hürmetli, i

saygıdeğer krş. ĥürmetlig” NF


103/4, ĥürmetlıġ devletlıġ bol-
“sayılan ve hürmet edilen, kutlu
devlete sahip olmak” KE
126r/17
ĥürmetlig(<A.+T.) “hürmetli, say-
gıdeğer, itibarlı krş. ĥürmetlıġ”
NF 38/2, HKT 407b/9,
ĥürmetlig bol- “hürmetli olmak,
saygı duyulmak, itibarlı olmak
“NF 306/17, ĥürmetlig kişiler
“itibarlı kimseler, seçkin toplu-
luk” HKT 231b/2, ĥürmetligler
“itibarlı kimseler, seçkin toplu-
luk” HKT 159a/7, ĥürmetligrek
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 241

ĥüsām ķāżį (<ö.a.) “Kırım Hanlı-


ğında Kefe’de kadılık yapmış
bir kişi” K V/15
ĥüseyn (<ö.a.) “Hz. Hüseyin” NF
86/8, KE 245r/1, HŞ 160,
emįrüǿl-müǿminįn ĥüseyn “bkz.
ĥüseyn” KE 242r/11, emįrüǿl-
müǿminįn ĥüseyn bin Ǿalį “bkz.
ĥüseyn” KE 243v/11
ĥüseynį (<A.) “musikide bir ma-
kam” MN (2) 3/22
ĥüsn (<A.) “güzellik” NF 320/10,
HŞ 4175, MN (2) 16/157, ĥüsn- h
ü ħulķ “huy güzelliği” HŞ 186
ĥüsrānlıġ(<A.+T.)“zararlı, ziyanlı”
HKT 563a/7
ħüsrev (<ö.a.) “İran hükümdarı krş. e
ğ

ħusrav” MN (2) 28/273


i
t
i
ĥüveydā (<F.) “aşık” MN (2) m

38/375 y
a
y
ı
n
e
v
i
242 | D r . Suat ÜNLÜ

-I- ıđıl-“gönderilmek krş. iđil-” HKT


311a/1, ıđılmış “gönderilmiş,
peygamber” HKT 431b/6
ıçġın- “kurtulmak, bırakıp gitmek,
ıđış- “gönderişmek” ME 199/4
terk etmek, kaçırmak krş. ıçķın-
ıdlıġ “kokulu” MN (1) 15/9
, uçġun-, uçķun-” NF 76/ ME
ıđur-“göndermek” KE 11v/21
18/8, HŞ 1274
ıđturt- “göndertmek” KE 29v/1
ıçķın- “kurtulmak, bırakıp gitmek,
ıġı “ağıt, feryad” ME 50/7
terk etmek, kaçırmak krş. ıçġın-
ıġla- “ağlamak krş. yıġla- aġla-”
uçġun-, uçķun-” HŞ 1830, İML
MM 119/3, HKT 281a/7, HŞ
123
3130
ıđ- 1.“göndermek krş. ıy-, id-, iy-”
ıġlat- “ağlatmak krş. aġlat-, yıġlat-
NF 390/7, KE 134v/16, ME
” ME 59/6
41/3, MM 41/1, HKT 449b/4,
ıķ-“akmak, akıp gitmek krş. aķ-
HŞ 3052, 2. “salıvermek, ser-
(1)” HKT 330b/4
best bırakmak” HKT 442a/9, 3.
Ǿıķāl (<A.) “devenin ayağına takı-
“atmak, fırlatmak” HKT e lan köstek, ayak bağı” MM
277b/1, 4. “atmak, salmak, ört- ğ
i
332/3
mek” HKT 407a/1, ıđar bol- t
i
m ıķşa-“gıcırdamak, gıcırtmak krş
“atmak, göndermek” NF 66/7,
y ıķşamaķ” ME 18/5,ıķşamaķ
ıđġan “gönderen, gönderici” a
y
“gıcırdama, gıcırtı krş ıķşa” ME
HKT 473a/5, ıđġu ķurbān “kur- ı

18/5
n
e
banlık hayvan” HKT 28b/6, v
i ılġın“orman ağacı krş. yılġun,
ıđmaķ “serbest bırakma” HKT
yulġun (2)” İML 182
405a/1
ılķı “hayvan sürüsü krş. yılķı” K
ıđala-“göndermek, yollamak” KE
I/21
5v/17
ımġa “dağ keçisi” İML 175
ıđart-“göndermek, göndertmek”
ımızġan-“uyumak, uyuklamak,
HŞ 3325
dalmak” NF 369/11, ME 59/2,
Ǿıddet(<A.)“kocasından ayrılan
HKT 39b/5, HŞ 3204,
kadının yeniden başkasıyla ev-
ımızġanmaķ “uyuklama” HKT
lenebilmesi için üç defa hayız
39b/5
görüp temizleninceye kadar ge-
ımla- “göz kırpmak, işmar etmek”
çecek olan süre krş. Ǿiddet” KE
İML 113
242v/20
ınaġ“emin, güvenilir (dost)” KE
ıđdurul- “gönderilmek” HKT
44v/20, ME 130/8, HŞ 2474,
255a/6
ınaġ ķıl-“emin olmak, güven-
ıđ(ı)ķ “delil, belirti” KE 24r/10
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 243

mek, güvenilir olmak” ME mak” ME 4/3, ıraķ bol- “uzak


43/2, HŞ 2091 olmak, ayrı olmak” KE 87r/2,
ınan-“inanmak, güvenmek krş. HŞ 1000, ıraķ ķal- “uzakta kal-
inan-” NF 35/11, MM 28/4, mak, ayrı kalmak” MM 294/2,
HKT 46a/2, HŞ 2736, K IV/16 ıraķ kėt- “uzağa gitmek, uzak-
ınancı “güven, itimad” ME 130/8 laşmak” MM 372/4, ıraķ ķıl-
ınçıķ “ah vah etmek, ağlayıp inle- “uzaklaştırmak, uzak tutmak”
me” KE 144r/5, ınçıķ yıġı “ah NF 412/16, ME 57/7, HKT
vah etme, ağlayıp inleme” KE 14a/4, HŞ 4284, ıraķ ķılın-
238v/4 “uzaklaştırılmak, uzak tutul-
ınçıķla-“hıçkırarak ağlamak, inle- mak” HKT 72a/8, ıraķ tüş-
mek” KE 83r/13 “uzaklaşmak, uzak kalmak, ayrı
ınçıķlan-“hıçkırmak, inlemek” KE düşmek” NF 227/13, KE
2v/7 198v/5, HŞ 4227, ıraķ tüş-
ındır “harman krş. indir” AO II/36 “uzaklaşmak” HŞ 3923,
ındırçı (<y.a)“yer adı” AO II/24 ıraķraķ “çok uzak, daha uzak” ı
ıñġırçaķ “tahterevan krş. ıñırçaķ” KE 208r/16, MM 323/2
KE 180v/20 e
ğ Ǿırāk (<ö.a.) “Irak” CE 3/4, MN (2)
ınıçķa- “inlemek” İML 104 10/94, HŞ 3861, Ǿırāk ili “ırak”
i
t
i
ıñırçaķ “tahterevan krş. ıñġırçaķ” m HŞ 521, Ǿırāk-ėli “ırak” ME
KE 73r/18 y
a
25/8
ıñra- “ağlayıp inlemek, inildemek” y
ı ırākį (<ö.a) “ıraklı, Iraka ait” HŞ
n
KE 69v/5 e 1043
v
ıñran-“ağlayıp inlemek” KE i
ıravçı“şarkıcı” ıravçı tap- “şarkı
240v/19 söylemek, şarkıcı olmak” HŞ
ıñraş- “ağlaşmak” KE 237r/20 395
ır “gazel, şarkı, nağme” İML 161, ırġa “ kefil” İML 189
ır ay- “gazel söylemek, şarkı ırġa-(1)“sallamak, silkelemek,
söylemek” ME 178/5 ırgalmak, çevirmek” KE
ır-“uzaklaşmak, ayırmak” KE 135r/8, ME 107/7, MM 290/1,
56v/16, MM 50/2, HŞ 3113 HŞ 1006
Ǿırāķ (<ö.a.) “ırak krş. irek” NF ırġa-(2) “haz duymak, refah içinde
30/9, KE 18v/18 yaşamak krş. yırġa-” HŞ 2203
ıraķ “uzak, ırak krş. yıraķ” NF ırġaķ “çengel, kanca” NF 268/2,
229/13, KE 12r/18, ME 205/5, KE 249r/17
MM 293/2, HKT 51a/5, HŞ ırġal “haz, lezzet, sevinç, zevk,
801, İML 189, CE 3/2, ıraķ refah” HŞ 3334, ırġal başla-
bar- “uzağa gitmek, uzakta ol- “sevinmeye başlamak, zevk al-
244 | D r . Suat ÜNLÜ

mak” HŞ 4068, ırġal bol- “ haz ısıġlıķ “sıcak, sıcaklık” KE


ve lezzet vermek” HŞ 4425, 113v/11
ırġal ķıl- “sevindirmek, tatlan- ısın-“ısınmak, alışmak, sevmek,
dırmak” HŞ 2920 hoşlanmak” KE 13r/16, HŞ
ırġan-“kımıldanmak, ırgalanmak, 1657, İML 103, ısınġu “ısıtan
sallanmak” KE 51v/16, ME (şey” HKT 257b/7
144/4, HŞ 3188 ısır-“ısırmak krş. yısır-” NF
ırla- “şarkı söylemek” ME 107/1, 250/16, HKT 63a/7, İML 112
İML 113 ısırġa “küpe krş. ısırķa” KE 48r/13,
ırlat- “şarkı söyletmek” KE 198r/3 ME 79/7, MM 192/2, İML 150,
ırmaķ “ırmak, akar su” İML 180 MN (2) 12/114
Ǿırż(<A.) “şeref, namus” HKT ısırķa “küpe krş. ısırġa” ısırķa
580b/2 ķatın- “küpe takmak, küpe ta-
Ǿıśābe (<A.) “(başa sarılan) bant, kınmak” ME 82/1, ısırķa urun-
bandaj, türban” KE 223r/15 “küpe takmak” ME 175/6
ısbarla- “ısmarlamak krş ısparla-” ısıt-“ısıtmak, kızdırmak, sıcaklık
KE 58r/10 e
ğ
vermek” İML 102
ısfahān (<ö.a.) “İran’da tarihî bir i
t ısıtma(2)“sıtma” KE 130v/13, İML
i
şehir” KE 13r/3, HŞ 2980 m 163
ısıġ “ısı, sıcak, sıcaklık, samimi, y
a
ıslan- “ıslanmak” KE 160v720
sevecen krş. ısıķ, ıssıġ, isig, isi, y
ı ısıtmaķ “ateş (hastalık)” NF 167/2
ısıķ” KE 69v/8, ısıġ bol- “sıcak ısmarla- (1) “bırakmak, terk et-
n
e
v
olmak, ısınmak” KE 208r/12, i mek” ME 31/3
ısıġ su “sıcak su krş. ısıġ suw” ısmarla- (2) “emanet etmek, ema-
KE 210v/6, ısıġ suw “sıcak su nete bırakmak” İML 105
krş. ısıġ su” KE 231v/7, ısıġ yil ısparla- “emanet etmek, bırakmak,
“sıcak esen rüzgar” HKT havale etmek krş. ısbarla-” NF
417a/7, ısıġ yüzlüg “merhamet- 341/7, ME 88/2, HKT 35b/2
li, samimi görünüşlü, içten” KE ısparlan- “teslim edilmek” HKT
184v/19, ısıġraķ “çok sıcak” 90b/3
KE 41r/16 ıssıġ “sıcak krş. ısıġ, ısıķ, isig, isi,
ısıķ“ısı, sıcak, sıcaklık, samimi, ısıķ” KE 155r/15, ıssıġ bol- “sı-
sevecen krş. ısıġ, ıssıġ, isig, isi” cak olmak, ısınmak” KE
KE 216v/19, ısıķ bol- “sıcak 183v/13
olmak, ısınmak” KE 220v/17 ıśŧıfā (<A.) “bir şeyin halisi, en
ısıķ-“(içi) ısınmak, sevmek” KE iyisi” KE 218r/13
77r/2 ışan-“inanmak, güvenmek” HŞ
4523
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 245

ışanç “inanç, güven” HŞ 1065 Ǿıyāl (1) (<A.) “bakmakla zorunlu


Ǿışķ (<A.) “aşk, sevgi” NF 151/17, olunan kadın, çocuk krş. Ǿiyāl,
KE 66r/11, MM 334/1, MN (2) Ǿayāl” KE 200v/6, Ǿıyāl bėr-
12/114, HŞ 270 “çocuk vermek” KE 74v/11,
Ǿışķbāzlıķ(<A.+F.+T.) “sever gö- Ǿıyāl belgür- “hamile kalmak,
rünme, aşıklık taslama, hamile olduğu belli olmak” KE
aşıkdaşlık” Ǿışķbāzlıķ bol- “se- 166v/9
ver görünmek, aşıklık taslamak, Ǿıyāl (2)(<A.) “(sahibine) yük olan,
aşıkdaşlık olmak” HŞ 3372 yük, ağırlık” HKT 264b/7
Ǿışķį(<A.+F.) “aşıklık, aşka ait” ıyās (<A.) “sığınma, sığınak” HŞ
HŞ 3807 133
Ǿışķlıķ (<A.+T.) “aşıklık” HŞ 1580 ıyd (<A.) “bayram krş. Ǿįd” HŞ
Ǿışķsız (<A.+T.) “aşksız, sevgisiz” 709, ıyd ķıl- “bayram etmek,
HŞ 2756 bayramlaşmak” HŞ 2499, ıyd
ışlaġçı “cilacı” İML 156 tap- “bayram etmek, bayram
ıtıķ (<A.) “kölenin azad olması, yapmak” HŞ 2498 ı
azadlık kağıdı” HŞ 154 ıyın-1.“gönderilmek” HKT 155b/2,
Ǿıŧr (<A.) “koku” KE 233v/20 e
ğ 2. “salıverilmek, harekete geç-
ıvala- “yuva yapmak” ME 92/6 mek” HKT 574b/6, ıyınmış
i
t
i
ıvıķ“geyik krş. ıwuķ, ıvuķ” İML m 1.“gönderilmiş, peygamber”
175 y
a
HKT 361a/8, 2. “hür, azad
ıvuķ “kırlarda, taşlı yerlerde yaşa- y
ı edilmiş” ME 25/7, ıyınmış
n
yan geyik krş. ıwuķ, ıvıķ” HŞ e
v
firişte “gönderilmiş melek”
3312 i
HKT 560a/1, ıyınmış tiwe “sa-
ıwuķ “kırlarda, taşlı yerlerde yaşa- lıverilmiş, serbest bırakılmış
yan geyik krş. ıvuķ, ıvıķ” NF deve” HKT 120a/4
35/13, KE 157v/6, ME 172/1, ıyış- “gönderişmek, karşılılık gön-
ıwuķ keyik “kırlarda, taşlı yer- dermek” ME 109/1, AO III/4
lerde yaşayan geyik” KE Ǿıyş (<A.) “yaşama” MN (2)
157v/5 24/239
ıy-“göndermek, salıvermek, ser-
best bırakmak krş ıđ-, id-, iy-”
ME 12/1, MM 238/2, HKT
402a/7, AO III/18
Ǿıyādet (<A.) “ziyaret etme, gidip
görme” ıyādetni yirsiz ķılġan-
“gereksiz, lüzümsuz ziyaret”
HKT 7b/8
246 | D r . Suat ÜNLÜ

-İ- iblįsi laǾįn “lanetlenmiş iblis


bkz. iblįs” NF 280/12
ibn Ǿabbās (<ö.a.) “Hz. Muham-
i- “cevheri fiil, imek fiili krş. er-,
med’in amcasının oğlu ve bü-
ir-, ėr-” KE 205r/14, MN (1)
yük sahabelerdendir” NF 399/4,
15/14, HŞ 2621, K VI/24, MN
KE 146v/7, ibnü Ǿabbās “bkz.
(2) 26/257
ibn Ǿabbās” NF 9/13, ibni
iǾādet (<A.) “tekrar etme, bir daha
Ǿabbās “bkz. ibn Ǿabbās” NF
yapma, iǾādet ķıl- “tekrar et-
184/15, Ǿabbās “bkz. ibn
mek, bir daha yapmak” NF
Ǿabbās” NF 185/12
388/16
ibn Ǿabduǿllāh (<ö.a.) “Muaviye’yi
Ǿibādet (<A.) “ibadet, Allah’ın
öldürmek isteyen kişi” KE
emirlerini yerine getirme” NF
241v/15
58/2, KE 167r/8, MM 95/1,
ibnü aşaym (<ö.a.) “bir âbid” NF
HKT 145b/1, Ǿibādet ķıl- “iba-
321/8
det etmek” NF 9/15, KE 19v/8,
ibnü caǾfer (<ö.a.) “Abbasî halife-
Ǿibādet ķılġu yir “ibadet yeri” e si” NF 192/7
HKT 18b/3, Ǿibādet ķılġuçı ğ
i
ibnü ebį leylį (<ö.a.) “Anaf et-
“ibadet eden” HKT 326a/7 t
i
m terceme ibn ebî Leylâ’nın oğlu
Ǿibādetlıġ (<A.+T.) “ibadet eden”
y ve Kûfe’de otuz yıl mütemadi-
KE 2r/4 a
y
yen kadılık yapmış ünlü fakih-
Ǿibāret (<A.) “ibare, söz, laf, iba- ı

lerden biri” NF 188/11


n
e
ret, mevcudiyet, izah, şerh” NF v
i ibni Ǿimrān (<ö.a.) “bir şeyh” NF
321/1, KE 84v/2, MM 385/1,
251/8
Ǿibāret-i ādem “Adem sözcüğü-
ibniǿl-iǾrābį (<ö.a.) “bir âbid” NF
nün ibaresi (elif)” KE 172v/11
268/11
ibāĥātį (<ö.a.) “her şeyi helal kabul
ibnüǿl-mütevekkil (<ö.a.) “bir
eden, dinden dönmüş bir toplu-
âbid” NF 256/17
luk” KE 217v/20
ibnü mesǾūd (<ö.a.) “sahabeden bir
iber-“göndermek, yollamak krş.
zat” NF 11/16, ibni mesǾūd
yiber-” KE 185r/13
“bkz. ibnü mesǾūd” NF 237/11,
iblįs (<ö.a.) “şeytan” NF 227/7,
ibn mesǾūd “bkz. ibnü mesǾūd”
KE 6r/21, MM 52/1, HKT
NF 130/15, ibn-i mesǾūd “bkz.
308b/5, HŞ 2755, iblįs Ǿal. “la-
ibnü mesǾūd” NF 131/12
netlenmiş iblis bkz. iblįs” NF
ibniǿl-muvaffıķ(<ö.a.) “Irak
19/1, iblįs-i laǾįn “lanetlenmiş
meşayihinin başta gelenlerinden
iblis bkz. bkz. iblįs” NF 267/16,
biri krş. Ǿalį ibniǿl-muvaffaķ”
NF276/3
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 247

ibnü mülcem (<ö.a.) doğan oğlu” NF 6/11, KE


“Abdurrahmân bin Mülcem. 198v/2
Murad kasabasından olup Hz. İbrāhįm (3) (<ö.a.) “Altın Ordu
Ali’yi öldüren kafir” NF 151/16 hanı” Ka I/1
ibn Ǿömer (<ö.a.) “sahabeden bi ibrāhįm ibni edhem (<ö.a.) “Belhli
zat” NF 133/2 meşhur zahid ve sufî” NF 398/1
ibnüǿs-semāk (<ö.a.) “İbni Semâk ibrāhįm-i naħǾį (<ö.a.) “bir âbid”
Ebû el-Abbâs Muhammed. Bü- NF 266/5
yük zahidlerden olup nasihat ve Ǿibrānį(<ö.a.) “İbranice, Ǿibrį,
vaazları ile meşhurdur” NF Ǿibriyānį” KE 43v/10, Ǿibrį
197/2 “İbrânî, İbranice krş. Ǿibrānį,
ibni sįrįn (<ö.a.) “Taba’înden hadis Ǿibriyānį” NF 359/4, KE
ravîsi krş. Muĥammed ibnü 21v/16, Ǿibriyānį “İbranice krş.
sįrįn” NF 191/15 Ǿibrānį, Ǿibrį” KE 92r/14
ibn yāmin (<ö.a.) “Yusuf peygam- Ǿibret (<A.) “ibret, ders” KE
berin öz kardeşi” KE 63r/5 172r/10, MM 276/1, HKT i
ibnüǿllāh (<A.) “Allah’ın oğlu. Hz. 48b/5, HŞ 534, Ǿibret al- “ibret
İsa” KE 170r/1 e
ğ almak, ders çıkarmak” NF
ibrāhām (<ö.a.) “İbrahim peygam-
i
t 205/11, KE 138v/19, ME
i
ber krş.ibrāhįm(1), ebrahām” m 132/4, HŞ 286
KE 37v/18 y
a
ibrįķ (<A.) “ıbrık, kulplu ve emzik-
ibrāhįm (1)(<ö.a.) “kendisine suhuf y
ı li su kabı” NF 62/8
n
denilen on sayfalık bir kitabın e ibsem“susma, sessiz durma krş.
v
vahiy yoluyla verildiği pey- i
ebsem” HŞ2095
gamberin adı krş. ibrāhām, ibtilā(1)(<A.) “düşkünlük, mübtela
ebrahām, ibrāhįm-i ħalįl, oluş, çaresiz olma” KE 146r/18,
ibrāhįm ħalįluǿllāh, ibtilā ölümi “ölüm çaresizliği,
ibrāhįmmüǿn necefį” NF ölüm korkusu” KE 165v/8
37/12KE 37v/10, HKT 101a/2, ibtilā (2)(<A.) “denem, sınama”
MN (1) 3/6, ibrāhįm-i ħalįl ibtilā ķıl- “denemek, sınamak”
“bkz. ibrāhįm” KE 52v/5, HKT 434a/1, ibtilā ķılın- “de-
ibrāhįm ħalįluǿllāh “bkz. nenmek, sınanmak” HKT
ibrāhįm” KE 63v/9, İbrāhįm 400a/4
peyġamber “Hz. İbrahim” MN ibük “ibik, çavuş kuşu” İML 176
(1) 3/8, ibrāhįmmüǿn necefį įcāb (<A.) “gerek, lüzum” įcāb u
“bkz. ibrāhįm” KE 22r/15 ķabūl “gerekli ve kabul” MM
ibrāhįm (2) (<ö.a.) “Hz. Muham- 258/1
med’in Mariyetüǿl Kantiye’den
248 | D r . Suat ÜNLÜ

icābet (<A.) “uyma, kabul, kabul “sürmek, sürgüne göndermek”


etme, izin, müsaade” NF 57/2, KE 228r/12
KE 78r/14, MM 86/4, icābet icmāǾi ümmet (<A.) “büyük fakih-
bol- “uygun olmak, kabul et- lerin dinle ilgili bir konuda fikir
mek” KE 77v/8, MN (2) birliğine varmaları” NF 240/12
11/101, icābet ķıl- “icabet et- ictibā (<A.) “seçip alma” KE
mek, kabul etmek” NF 29/1, 218r/13
KE 23v/18, ME 104/1, MM ictihād (<A.) “gayret etme” ictihād
86/3, HKT 27a/1, icābet ķılġan ķıl- “gayret etmek, çalışıp çaba-
“kabul edip karşılık veren, es- lamak” ME 130/2
ma-i hüsna’dan el-mucįb” HKT iç 1. “iç, içeri, konu, hak, kalp,
220a/2, icābet ķılın- “kabul gönül” NF 67/8, KE 209r/9,
edilmek” HKT 210a/8, icābet ME 162/2, MM 66/4, HKT
yarlıķa- “musaade etmek, izin 4b/6, MN (1) 18/15, HŞ 1888,
vermek, kabul ettirmek” KE K IV/3, MN (2) 28/280, 2.
216v/12 “ara” HKT 223a/4, iç baġrı
icāret (<A.) “kira, gelir” MM e
ğ
“kalb, göğüs” KE 198v/17, iç
246/2 i
t dost “yakın dost, sırdaş” HKT
63a/2, iç ķara “kötü kalpli, hi-
i
icāzet (<A.) “izin, müsaade, kabul m

etme, onay” NF 31/7, icāzet y


a
dayete ermemiş” KE 203r/14,
bėr- “izin vermek, müsaade et- y
ı iç tut- “birini sırdaş kabul et-
mek, kabul etmek krş. icāzet mek” HŞ 632, iç yaġı “geviş
n
e
v
bir-” NF 15/4, KE 118v/2, i getiren hayvanların karın boş-
icāzet bir- “izin vermek, müsa- luğundan çıkarılan yağ, iç yağı”
ade etmek, kabul etmek krş. HKT 142b/8, iç yan “iç taraf,
icāzet bėr-” MN (1) 9/1, MN iç” HKT 515b/8, içinde “ilgili
(2) 5/46, HŞ 751, icāzet bol- olarak, hakkında” HKT 463a/1,
“izin verilmek, müsaade edil- içiñe ķat- “içine katmak, karış-
mek” NF 274/4, icāzet ķol- tırmak” HKT 220b/9
“izin istemek, müsaade iste- iç- “içmek krş.iş-(1)” NF 369/10,
mek” HŞ 3005 KE 170v/20, ME 201/7, MM
icāzetlıġ (<A.+T.) “izinli, icazetli” 299/1, HKT 330a/6, HŞ 2611,
MM 304/2 MN (1) 10/3, İML 96, MN (2)
icāzetsiz (<A.+T.) “izinsiz” NF 9/84 , içer bol- “içecek olmak”
302/11, MN (1) 20/1 NF 364/6, içesi yir “içme yeri”
iclā (<A.) “(ülkeden) sürme, çı- HKT 9a/1, içgen “içen” HKT
karma” KE 227r/12, iclā ķıl- 512b/2, içgü “içecek, içilecek
şey” HKT 200b/5, HŞ 1793,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 249

içgü nirse 1. “içecek, içilecek 4551, MN (2) 2/15, içrerek


şey” HKT 132a/2, 2. “su kabı” “daha içeri, daha ileri” NF
HKT 234b/2, içgü nirse ķıl- 224/12
“içilecek şey haline getirmek, içrül-1.“içirilmek” HKT 485b/4, 2.
içilmesini sağlamak” HKT “sulanmak” HKT 240a/8
253b/3, içgü yir “içme yeri” içrüş-“birbirine karşılıklı içirmek,
HKT 424b/6, içmiş bol- “içmiş içirişmek” ME 206/5
olmak” NF 348/7 iç ton “iç donu krş. iş ton” KE
içegü “kaburga kemiklerinin iç 57v/9
tarafında bulunan şeylerin adı, içür- “içirmek, içecek şey vermek”
bağırsak” KE 232r/18, HŞ NF 175/12, ME 22/5, HKT
1719, içegüde turġan nirse “be- 354b/9, HŞ 1953
sin artığı, dışkı” HKT 263b/3 id-“göndermek krş. ıy-, ıđ-, iy-”
içgerü “içeri, içeriye doğru krş. İML 102
içkerü, içkeri” KI/28 Ǿįd (<A.)“bayram krş ıyd” NF
içim “yudum, içilecek şey, içecek” 109/10, HKT 304a/2, Ǿįd i
NF 173/8, KE 162v/1, HŞ 2926 namāzı “bayram namazı” KE
içiş- “birlikte içmek, karşılıklı e
ğ 143r/9, Ǿįd ve Ǿarefe “bayram
içmek” ME 108/4, HKT 364b/2 ve arefe” KE 212v/13, Ǿįd bol-
i
t
i
içkeri “iç, içeri krş. içkerü, içgerü” m “bayram olmak” KE 171v/19,
KE 147v/8 y
a
Ǿįd ķıl- “bayram etmek” NF
içkerü “iç, içeri krş. içkeri, içgerü” y
ı 216/8
n
KE 11v/7 e Ǿįdüǿl-ażĥā (<A.) “kurban bayra-
v
içki “içindeki” AO II/5 i
mı” NF 146/13
içkin “(yakın) arkadaş” ME 121/1 Ǿįdüǿl-fiŧr (<A.) “ramazan bayra-
içkinlik “(yakın) arkadaşlık” ME mı” NF 146/13
120/8 Ǿiddet (<A.) “boşanan hanımın
içķur “kuşak, kemer, uçkur” İML tekrar evlenmesi için kanuni
167, içķur baġla- “kuşak bağ- bekleme süresi” NF 182/12,
lamak, uçkur bağlamak, kemer ME 143/5, MM 265/1, HKT
bağlamak” ME 138/8 404b/9, Ǿiddet keçür- “dinen be-
içkü “içki, içilecek nesne” ME lirli bir süreyi tamamlamak” NF
138/6, HŞ 740, İML 164 255/16, Ǿiddet ķıl- “hesaba
içküçi “içki içen” HŞ 3558 katmak, saymak” HKT 103b/9,
içlik “astar” HKT 510a/2, İML 166 Ǿiddet soñı “iddet süresinin so-
içmek “kürk” İML 166 nu, bitimi” HKT 535b/2
içre “içinde, içeri, arasında” NF
360/9, KE 5r/21, MM 68/1, HŞ
250 | D r . Suat ÜNLÜ

iđe “sahip, iye krş. eye (1) ėđe, iđi iđil-“gönderilmek krş. ıđıl-”
(1) , iti, idi (1)” NF 251/2, ME HKT119a/4
82/4 iđiş “kap, çanak krş. iyiş” NF 66/1,
idgü “iyi krş. eđgü, eygü, eyü, igü” KE 93r/1, ME 13/6, HKT
MN (1) 8/12 572a/7, HŞ 1344
idgülük “iyilik krş. eđgülük, iđiyā(<T.+A.) “Allahım” KE
eđgülik, eygülük” MN (1) 4/9 19r/13
idi (1) 1. “sahip krş. iđe, ėđe, eye idiz “yüksek krş. ediz, eđiz” İML
(1), iđi (1), iti” İML 79, 2. 189
“Tanrı atlarından biri krş. iđi idrāk (<A.) “anlayış, akıl erdirme”
(2)” İML 137 MM 312/3, HŞ 29
idi (2) “imek fiili” İML 99 idrįs (<ö.a.) “Cebrail vasıtasıyla
iđi (1) 1.“sahip krş. iđe, ėđe, eye kendisine otuz sayfalık bir kitap
(1), idi (1), iti” KE 218r/15, gönderilen peygamber, İdris
İML 79 peygamber” NF 54/12, KE
iđi (2) 1. “Tanrı, Allah krş. iđe, 19v/11, HKT 297b/4, idrįs
ėđe, eye (1), iti ” NF 212/8, KE e
ğ
peyġamber “İdris peygamber”
15r/18, ME 206/5, MM 12/4, i
t MN (1) 8/4
i
HKT 23a/8, HŞ 2911, 2. “ilah, m Ǿifrit (<A.) “cin taifesinin kötü ve
tanrı” HKT 55b/2, 3. “efendi” y
a
korkunç bir cinsi” KE 140v/20
HKT 228b/8, 4. “ehil, yaran” y
ı iftiħār (<A.) “iftihar, övünç” KE
HKT 240b/4, iđi Ǿazze ve celle 199v/2
n
e
v
“aziz ve celal sahib olan Allah” i ig “hastalık, sancı” NF 330/13, KE
KE 4v/1, iđi buyruķı “Tanrı em- 27v/19, ME 185/2, MM 54/2,
ri, farz” MM 59/1, iđi emri HKT 295a/4, HŞ 3286
“Tanrı emri, farz” MM 42/1, iđi ig- “eğmek krş. ėg-, eg-” HŞ 2787
fermānı “Tanrı emri” MM igdegen “efendi, sahip esma-i
207/4, iđi ĥavfı “Allah korku- hüsna’dan” İML 137
su” MM 331/4, iđi ĥażreti “Al- igegü “eğe” İML 160
lah’ın huzuru, Allah indinde” igil- “eğilmek krş. ėgil-, egil-, ekil-
MM 85/3, iđi źikri “Allah’ı ” HŞ 908
zikr, onu anma” MM 36/3, igin “omuz krş. egin, ėgin , ikin”
iđige nisbetlig “Allah’a bağlı MN (1) 10/6
olan, Allah’a kulluk eden” igit- “beslemek, büyütmek, terbiye
HKT 57b/8 etmek” KE 125r/2, HŞ 4430
iđik- “iyi olmak, iyileşmek” İML igle- “hastalanmak” HŞ 4430
107 iglemek “rahatsızlık, sızı” ME 68/6
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 251

iglen- “hastalanmak, acı çekmek” igsük “eksik, az, krş. öksük, eksük,
ME 174/5, HKT 93a/5 eksik, iksük” HŞ 3327, igsük
iglet- “hastalanmak” ME 174/5 bol- “eksik olmak, eksilmek,
iglig “hasta, dertli, sızlı krş. iklig, azalmak” HŞ 2870
iglü” KE 87v/1, HKT 110a/5, igsüksüz“eksiği olmayan, tam” HŞ
HŞ 3126 iglig bol- “hasta ol- 214
mak, sızlanmak” ME 185/2, igü “iyi krş. eđgü, eygü, eyü ” MN
iglig ķıl- “hastalanmak, dert- (2) 11/100
lenmek, sızlanmak” ME 38/1 iħlāś (<A.) “samimi olarak, içten-
iglü “ağrılı, dertli, sızılı krş. iglig, lik, gönülden, riyasız, gösteriş-
iklig” ME 68/6, iglü bol- “hasta siz” NF 248/11, KE 18v/11,
olmak, sızlanmak” ME 1/4, iglü MM 67/4, HŞ 41, K IX/4, iħlāś
ķıl- “hastalanmak, dertlenmek, bol- “samimi olmak, içten ol-
sızlanmak” ME 30/4 mak, riyasız ve gösterişsiz ol-
iġnā(<A.) “ihtiyacını gidermek, mak” NF 408/9, iħlāś ķıl- “sa-
savmak, kâfi gelmek” iġnā ķıl- mimi olarak davranmak, gönül- i
“uzaklaştırmak, savmak, kur- den davranmak, riyasız yap-
tarmak” HKT 474b/9, iġnā e
ğ mak” NF 401/9
ķılġan “uzaklaştıran, kurtaran,
i
t ihmāl (<A.) “ihmal, önemsememe”
i
faydası dokunan” HKT 451a/8 m KE 249r/2
igne “iğne krş. yigne” KE 78v/8, y
a
iĥrāķ(<A.) “yakma, yakılma” K
HKT 150b/9, HŞ 4194 y
ı VI/28
n
iġrā (<A.) “teşvik ve tahrik etme” e iĥrām (<A.) “ihram, hacıların hac
v
iġrā ķıl- “teşvik ve tahrik et- i
görevi sırasında giyindikleri di-
mek” HKT 407a/4 kişsiz elbise” NF 77/4, KE
igri “eğri krş. ėgri, egri, eyri” HŞ 189v/3, ME 30/8, MM 90/3,
2211 iĥrām baġla- “hac için ihram
igsi-“eksilmek, eskimek krş. eksü-, giymek, ihrama girmek” NF
eksi-, iksi-, ekis-” HŞ 3883 77/3, iĥrām keđ- “hac ihram
igsil- “eksil- krş. eksül-, eksil-” HŞ giymek, ihrama girmek” NF
4455 37/7
igsilt- “eksiltmek krş. eskit-, eksüt- iĥsān (1)(<A.) “ihsan, bağış, hayır,
, igsit-” HŞ 1965 iylik” NF 311/15, KE 119v/5,
igsit- “eksitmek krş. eksüt-, eksit-” MM 23/4, iĥsān ķıl- “ihsan et-
HŞ 1075 mek, bağışlamak, iyilikte bu-
igsiz “hasta olmayan, iyi, sağlıklı” lunmak” NF 209/9, HŞ 114
KE 6r/3, HŞ 4430 iĥsānüǿl- beyān (<ö.a.) “Eser adı”
KE 82r/12
252 | D r . Suat ÜNLÜ

iħtilāf (<A.) “ihtilaf, uyuşmazlık, iħtiyārlu (<A+T.) “serbest, muh-


ayrılık, anlaşmazlık” KE 8r/19, tar” ME 189/2
iħtilāf bol- “anlaşamamak, uyu- iħtiyāŧ(<A.) “ihtiyat, tedbir” NF
şamamak” KE 166r/18, iħtilāf 396/11, iħtiyāŧ ķıl- “tedbir al-
ķıl- “anlaşmazlığa düşmek, an- mak, ihtiyatlı hareket etmek”
laşamamak” NF 228/9, KE NF 222/16
10r/14, HKT 561b/3 iĥyāǿuǿl-Ǿulūm (<ö.a) “İmam
iĥtilām (<A.) “buluğ, ergenlik ça- Gazzali’nin eserleri” NF 185/17
ğı” HKT 343a/1 ik “iğ” İML 162
iħtilāŧ (<A.) “karışma, katışma” ik- “ekmek, tohum ekmek krş. ėk-,
iħtilāŧ ķıl- “karışmak, katışmak, ek-” HŞ 284
biribine girmek” NF 366/4 Ǿiķāb (<A.) “eziyet, cefa, azap” NF
iĥtimāl (<A.) “ihtimal, olasılık” NF 79/4, Ǿiķāb bol- “eziyet olmak,
228/14, KE 9r/7 cefa olmak, azap olmak” NF
iĥtirāķ (<A.) “tutuşup, yanma” MN 79/4, Ǿiķāb ķıl- “eziyet etmek,
(2) 16/151 azap görmek” NF 119/4
iĥtirāz(<A.) “sakınma, çekinme” e
ğ
iķālet (<A.) “iki tarafın isteğiyle
iĥtirāz ķıl- “sakınmak, çekin- i
t alış veriş mukavelesini bozma”
i
mek” NF 220/14 m KE 77v/12
iħtiśariǿl-kelām (<A.) “sözün kısa- y
a
Ǿiķāmet (<A.) “ikamet, yerleşim,
sı” AO V/21 y
ı ikamet etme” HKT 260a/3,
iĥtiyāc (<A.) “ihtiyac, gereksinim”
n
e Ǿiķāmet ķıl- “tatbik etmek, tat-
v
NF 193/17 i bik sahasına sokmak” NF
iħtiyār(1)(<A.) “ihtiyar, yaşlı” HŞ 219/6, HKT 34b/1, Ǿiķāmet
423 ķılġu yir “duracak, barınacak
iħtiyār (2) (<A.) “seçme, seçim, yer, ikamet yeri” HKT 139b/9,
tercih” KE 186r/13, ME 102/5, Ǿiķāmet ķılu bil- “tatbik ede-
HKT 375a/7, HŞ 2460, iħtiyār bilmek, yerine getirebilmek”
bol- “tercih etmek, seçimde bu- HKT 34a/5, Ǿiķāmet yiri “dura-
lunmak” NF 367/8, iħtiyār ķıl- cak, baınacak yer, ikamet yeri”
“seçmek, tercih etmek” NF HKT 444a/6
27/3, KE 21r/16, HKT 305a/2, Ǿikāşe(<ö.a.) “Hz. Muhammed
iħtiyār ķılġan “seçen, tercih tarafından Cennetle müjdelen-
eden” HKT 403b/2, iħtiyār ķođ- miş sahabe” KE 235v/14
“seçmek, tercih etmek” NF iķbāl (<A.) “ikbal, baht, talih” HŞ
84/11, iħtiyār ķoy- “seçmek, 220, MN (2) 7/65, MN (2) 7/65
tercih etmek” NF 84/9 ikçi “iğ yapan” İML 157
ikdiş “aslı Arap olmayıp ta, Arap-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 253

lar arasında doğan kimse” İML ikinçi (2)“ekici, çiftçi krş. ekinçi”
147 HŞ 1319
ikegü1.“ikisi, her ikisi krş. ėkegü, ikindi“ikindi, ikindi vakti krş.
ikigü” ME 139/1, HKT 430a/2, ėkindi, ėkindü, ėkindük,
HŞ 1124, AO III/13, 2. “her ikindü”İML 184
iki” HKT 273a/3 ikindü “ikindi, ikindi vakti krş.
iki 1.“iki (2) krş ekki, ėkki, ėki, ikindi, ėkindi, ėkindü,
ikki” ME 197/6, HKT 142a/6, ėkindük”, ikindü namāzı “ikindi
MN (1) 19/4, HŞ 870, İML namazı” HKT 580a/5
186, K III/12, MN (2) 7/62 , 2. ikiz “ikiz krş ėkiz, ekiz, ekkiz” ME
“iki (kişi)” HKT 186b/9 30/6
ikigü“ikisi, her ikisi krş. ikegü, ikki 1.“iki (2) krş ėkki, ėki, iki”
ėkegü” ME 106/4 HKT 271a/3, 2. “iki (kişi)”
ikile- “iki misli olmak” İML 106 HKT 169a/6
ikilenci “ikinci kez krş. iklençi” iklençi“ikinci (2.) krş. ikilenci” KE
ME 136/7 53v/19 i
iki miñ “iki bin (2000) krş ėkki iklig“hasta, dertli, sızlı krş. iglig,
miñ” HKT 179a/6, İML 187 e
ğ iglü” İML 163
ikin “omuz krş. ėgin , egin, igin”
i
t iklik “iğ kabı” İML 162
i
İML 141 m iķlįm (<A.) “kıta, bölge, memleket,
ikinci “ikinci krş. ėkinç, ėkinçi, y
a
ülke, diyar” NF 180/3, KE
ėkkinçi, ėkkinç, ikinç” ME y
ı 181r/16, MN (2) 18/170, HŞ
n
182/6 e 3459
v
iki yüz “iki yüz (200) krş. ėkki i
iķlįmā (<ö.a.) “Adem peygamberin
yüz” HKT 179a/5 Kabil ile birlikte doğan kızı”
ikil-“ekilmek krş. ekil-” HŞ 2179 KE 15v/4
ikin (1) “ekin krş. ėkin, ekin” HŞ ikrām (<A.) “ikram, hürmet, saygı”
4531, K I/40 NF 175/9, KE 92r/9, HKT
ikin (2) “ikişer (üleştirme sayı 510b/6, HŞ 4336, ikrām ķıl-
ismi)” ikin ikin “ikişer, ikişer” “ikram etmek, hürmet etmek,
HKT 414a/2 saygı göstermek” NF 233/10,
ikinç “ikinci (2.) krş. ėkinç, ėkinçi, KE 123v/8
ėkkinçi, ėkkinç, ikinçi (1)” HŞ iķrār (<A.) “inkar etmemek, itiraf
390 etme, gerçeği saklamayıp söy-
ikinçi (1)“ikinci (2.) krş. ėkinç, leme, tasdik, kabul” NF 284/9,
ėkinçi, ėkkinçi, ėkkinç, ikinç” MM 19/2, HŞ 3161, iķrār-ı til
HKT 186b/9, MN (1) 5/4, HŞ “dil ile tasdik”MM 20/1, iķrār
1603, İML 187 ķıl- 1.“kabul etmek, gerçeği
254 | D r . Suat ÜNLÜ

söylemek” NF 34/6, KE vermek” K VII/42, il köter-


12v/10, HKT 58a/6, HŞ 534, 2. “kaldırmak, yok etmek” HŞ
“itiraf etmek” HKT 195b/7, 323, il tart- “halk savaşmak,
iķrār u taśdįķ “kabul ve onay” halk çarpışmak” AO I/13
MM19/3 il (3) “yabancı, el” HŞ 344
Ǿikrime bin ebį cehl (<ö.a.) “Saha- il- “takmak, takılıp kalmak, bağ-
belerden bir zat” KE 228r/14, lamak, ilişmek, iliştirmek” KE
Ǿikrime “bkz. Ǿikrime bin ebį 249r/17, ME 174/1, MM 303/4,
cehl” NF 39/12 HŞ 976, MN (2) 29/288
iksük “eksik krş. öksük, igsük, Ǿilāc (<A.) “ilaç, em” KE 80r/6,
eksik, eksük, eksün, ekse” AO ME 232/8, Ǿilāc ķıl- “ilaç yap-
v/15 mak, ilaç olarak kullanmak”
iķtidā (<A.) “uyma, tabi olma” KE 174v/3
MM 304/2, iķtidā ķıl- “uymak, ilāh (1) (<A.) “Tanrı” KE 170r/2
tabi olmak” NF 24/15, KE ilāh (2) (<A.) “kadın tanrı” KE
234r/7, MN (1) 3/9 170r/5
iktile-“besleyip büyütmek krş. e
ğ
ilāhį (1)(<A.) “ilahi, Allah’a men-
iktilü-, iktüle-” KE 111v/4, ME i
t sup, Tanrı ile ilgili, krş. ilahi”
i
91/3 m NF 3/13, MN (1) 12/15, HŞ
iķtirāķ (<A.) “tutuşup yanan” MN y
a
2293, AO IV/11
(2) 16/151 y
ı ilāhį(2)(<A.) “Allahım, ey
iktüle-“besleyip büyütmek krş. Allahım” NF 184/11, KE 5r/6,
n
e
v
iktile-, iktüle-” ME 68/8 i MM 9/3, MN (2) 2/19
iktülegen“Rab (Tanrı) kş. iǾlām (<A.) “ilan etme, bildirme,
igtülegen” ME 95/6 anlatma” K VI/14, iǾlām ķıl-
iktülen-“beslenip büyütülmek” ME “ilan etmek, bildirmek, anlat-
65/2 mak” NF 13/13, iǾlām ķılın-
il (1) “el krş. ilig, elig (2), el, ėl, “ilan edilmek, bildirilmek, anla-
elik” HŞ 1864, MN (2) 36/360, tılmak” AO IV/7
il al- “barışmak, el sıkışmak” ilaşu “küçük sarık” İML 166
HŞ 1741, il ur- “el sürmek, el ilçi “elçi krş. ėlçi” K V/7, ilçi
vermek” HŞ 2410, il yu- “el yı- keleçi “elçi” AO III/4, ilçi kileçi
kamak” HŞ 1682 “elçi” AO IV/9, ilçi yolavçı
il (2)1.“il, yurt, memleket krş. ėl” “elçi” K II/4, ilçi yolçı “elçi” K
HKT 410b/3, HŞ 4101, İML I/29
179, AO I/10, 2. “halk” MN (1) ilçilik “elçilik krş. elçilik” AO
5/3, MN (2) 2/14, il düz- “ili V/16
düzene sokmak, ile intizam
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 255

ile “ile krş. bile, birle, birlen” K ilhām (<A.) “ilham, telkin” NF
V/11 278/10, ME 42/4, MM 385/2,
ile-“deri sepilemek, debagat et- HKT 466a/8, ilhām bėr- “ilham
mek” İML 108 etmek krş. ilhām bir-” KE
ileg “ön, ön taraf krş. iley” NF 28v/12, ilhām bir- “ilham etmek
26/8, KE 41v/13 krş. ilhām bėr-” HKT 263b/6,
ilegçi “sepici, dabak” İML 155 ilhām bol- “ilham olmak” KE
ilen- “ayıplanmak, tekdir edilmek” 156r/17, ilhām ķıl- “ilham et-
KE 103r/8 mek” HKT 574b/4, ilhām
iler-“göze ilişmek, belirmek, gö- rabbānį “ilahi ilham, Allah ta-
rünmek” HKT 170a/7 rafından kulun kalbine verilen
ileri “ileri, daha önce krş. ilerü, ilham” MM 287/3, ilhām yetil-
ilgerü, ilgeri” İMl 90 “ilham verilmek” KE 6v/15
ilersük “şalvar uçkuru, uçkur” NF ilĥān (<F.) “sultan, hükümdar” HŞ
189/14, İML 167 1980
ilerü “ileri krş. ileri, ilgerü, ilgeri” ilig “el krş. el(i)g (1), el, ėl (2), il i
ME 18/8 (1) ,elik” MN (1) 19/11, HŞ
ilet- “gidermek, ortadan kaldırmak, e
ğ 3706, MN (2) 17/168, ilig bir-
izale etmek krş.ilt-, elt-, ėlt-,
i
t “desteklemek, yardım etmek,
i
elet-” HKT 3b/3, MN (2) m elini uzatmak” HŞ 1526, ilig
13/128 y
a
kötür- “el vermek, destekle-
iley “ön, ön taraf, huzur, kat krş. y
ı mek” HŞ 148, ilig tut-
n
ileg” NF 426/15, KE 85r/20, e “yardım etmek” HŞ 490
v
ME 134/7, HKT 556b/5, MN i
ilig “elli (50) krş. elli” HŞ 3930,
(1) 8/9 ilig tümen “elli bin (50.000)”
ileyhi (<A.) “ona” ME 212/1 MN (1) 13/12, ilig vaķt “elli
ilgegü “naz-u naim içinde beslen- vakit” MN (1) 11/4
miş olan” İML 154 ilig miñ “elli bin (50.000) krş. elig
ilgeri “doğu, ileri, ön taraf krş. miñ, ellig miñ” MN (1) 13/11,
ilgerü, ileri, ilerü” KE 181v/2 HŞ 1760
ilgerü “doğu, ileri, ön taraf krş. Ǿilim (<A.) “bilgi, bilim krş. Ǿilm”
ilgeri, ileri, ilerü” KE 58v/4, HŞ ME 220/4, MM 150/3
1780, AO II/21 ilin- “ilişmek, ilişkili olmak, bağ-
ilgük “kulp krş. ilük” HKT 394a/5 lanmak, tutulmak, yakalanmak,
ilĥāķ (<A.) “katmak, eklemek” yaklaşmak, maruz kalmak” KE
ilĥāķ ķıl- “katmak, eklemek” 198r/4, ME 139/1, HŞ 1841
ME 67/7
256 | D r . Suat ÜNLÜ

ilk “ilk, birinci, önce, ilk önce” NF Ǿamel” HKT 42b/9, Ǿilm-i śavt
53/7, KE 4r/14, ME 217/3, “ses ilmi, ses bilgisi” MM
MM 52/1, HKT 137b/1 263/2, Ǿilm-i yaķįn “ilahi alem-
ilki “ilki, önceki” AO II/27 lerle ilgili bilgi” NF 295/10,
ilkinki “evvelki, önceki” HKT Ǿilm-ü Ǿamel “ilim ile amel et-
505a/4, ilkinki ĥālet “önceki mek krş. Ǿilm ve Ǿamel” MM
hal, eski hal” HKT 563a/6 324/1, Ǿilm-ü fażl “ilim ve fazi-
illā (<A.) “ancak.., dan başka, illa, let” KE 19v/17,Ǿilm-ü ĥikmet
mutlaka” NF 265/4, KE 34r/22, “ilim ve hikmet, ilim ve bilge-
ME 232/6, MM 35/2, HŞ 1633 lik” KE 138r/19,Ǿilm-ü taķvā
illallah (<A.) “(ancak Allah’tır) “ilim ve takva, takva ilmi” MM
anlamında söz” MM 16/4 313/3, Ǿilmi örtüglügge
illeş-“barışmak, el sıkışmak” HKT ulanġannı bilgen “gizli sırlara
178b/2, illeşmekni kemiş- “ba- vakıf olan, her şeyden haberdar
rış teklif etmek” HKT 90a/7 olan, esma-i hüsna’dan el-leŧįf”
Ǿillet(1)(<A.) “sebep, bahane” KE HKT 393b/2, Ǿilmi örtüglügge
110v/10, ME 52/4, HŞ 1104 e
ğ
yiñgen “gizli sırlara vakıf olan,
Ǿillet (2) (<A.) “illet, hastalık” NF i
t her şeyden haberdar olan, es-
i
390/715, KE 47v/15 m ma-i hüsna’dan el-leŧįf” HKT
Ǿillet ĥarfi “sesli harf, ünlü” ME y
a
540b/1
237/3 y
ı ilmek (1)“ilmek” ME 19/4, ilmek
Ǿilletlıġ (<A.+T.) “hasta, hastalıklı,
n
e tügün “ilmek, düğüm” ME 19/4
v
illetli” KE 172r/6, Ǿilletlıġ ķıl- i ilmek (2) “posta hayvanı, binek
“hastalanmak, hastalıklı olmak” hayvanı” Ka II/14, ilmek tut-
KE 130v/15 “posta hayvanı edinmek, posta
Ǿilliyyįn (<A.) “gökyüzünün ve hayvanına sahip olmak” K I/20
Cennetin en yüksek, en kutsal Ǿilmlıġ(<A.+T.) “alim krş. Ǿilmlig”
tabakası krş. Ǿilliyyūn” NF KE 174r/17
402/16, HKT 568a/3 Ǿilmlig (<A.+T.) “her şeyi bilen,
Ǿilliyyūn (<A.) “gökyüzünün ve alim, esma-i hüsna’dan el-Ǿalim
Cennetin en yüksek, en kutsal krş. Ǿilmlıġ” HKT 361a/2
tabakası krş. illiyyįn” HKT ilśāķ (<A.) “bitiştirme, kavuştur-
568a/3 ma” MM 332/2
Ǿilm (<A.) “ilim, bilgi krş. Ǿilim” ilt- 1.“iletmek, götürmek, ulaştır-
NF 187/17, KE 8r/20, HKT mak krş. elet, elt- ėlet-, ilet”
47b/9, MN (1) 18/12, HŞ 188, MN (1) 15/3, HŞ 3622,
MN (2) 34/337, Ǿilm ve Ǿamel 2.“gidermek, ortadan kaldır-
“ilim ile amel etmek krş. Ǿilm-ü mak” HKT 279a/1, 3. “bitir-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 257

mek, tüketmek” HKT 481b/4, imām 1.(<A.) “imam, hoca, na-


iltü ber- “giderivermek, ortadan mazda kendisine uyulan kişi”
kaldırmak” HKT 304a/8 NF 232/14, KE 82v/7, MM
ilti “hanım” İML 149 80/4, 2. “mezhep kurucusu bü-
iltifāt (<A.) “meyil, önem verme, yük kişiler” MM 228/1, 3. “ön-
yüzünü çevirip bakma” NF der, rehber” HKT 315b/7, imām
209/6, iltifāt ķıl- “önem ver- ķıl- “dinî önderlik etmek, reh-
mek, meyl etmek, dikkate al- berlik etmek” KE 198v/12
mak” NF 15/16, KE 108r/11, imām Ǿaŧiyye Ǿavfį (<ö.a.) “İmam
MN (1) 16/11 Atiyye” KE 121v/10
iltil-“iletilmek” HKT 500b/7, imām-ı aǾžam ebū ĥanįfe (<ö.a.)
iltilmek “iletilme” HKT 500b/7 “Ebu Hanîfe NuǾmân bin Sâbit
iltimās (<A.) “talep, rica, yapılma- bin Zûtâ bin Mâh. Hanefi mez-
sını isteme, kayırma” NF 444/9, hebinin kurucusu krş. ebū
KE 2v/18, K III/19, iltimās ķıl- ĥanįfe” KE 201v/21, imām-ı
“kayırmak, talep etmek, rica aǾžam ebū Ĥanįfe-i kevfį “bkz. i
etmek, yapılmasını istemek” imām-ı aǾžam ebū Ĥanįfe” NF
KE 69r/8 e
ğ 185/11
ilük (1) “ilik, düğme deliği” ME
i
t imām beġavį (<ö.a.) “İmam
i
159/3 m Begavi” MN (1) 14/2
ilük (2) “asılı, asılmış” ME 177/2 y
a
imām ebuǿl-ĥasan (<ö.a.) “Ebul
ilük (3) “kulp, krş. ilgük” HKT y
ı Ĥasan-i EşǾarį” KE 70r/17
n
40a/5 e imām ķāżį (<ö.a.) “İmam kadı” NF
v
ilyās (<ö.a.)“İsrailoğullarına gön- i
206/13
derilen peygamberlerden biri imām mālik (<ö.a.) “Malik bin
olup yağmura hükmederdi krş. Enes. Mâlîki mezhebinin kuru-
İlyāsįn” KE 20v/21, HKT cusu” NF 206/12
430a/5 imām-ı muǾažžam (<ö.a.) “Ebu
ilyāsįn (<ö.a.) “İsrailoğullarına Hanife” MM 227/3
gönderilen peygamberlerden bi- imām muķātil (<ö.a.) “Mukâtil bin
ri olup yağmura hükmederdi Süleymân. Büyük bir tefsiri
krş. İlyās” HKT 430a/9 vardır” NF 203v/10, muķātil
im (1) “işaret, im” im barmaķı “bkz. imām muķātil” KE 37r/6
“işaret parmağı” ME 47/6 imām necefį (<ö.a.) “İmam
im (2) “ilaç, em, derman krş. em” Necefî” NF 184/12
HŞ 1590 imām süddį (<ö.a.) “Ebu Muham-
im- “emmek krş. em- (1)” HŞ 3455 med İsmail bin Abdurahman
bin Ebi DuǾayb el-AǾvar” KE
258 | D r . Suat ÜNLÜ

121r/21, süddį “bkz. imām imāmluķ(<A.+T.) “imamlık krş.


süddį” KE 55r/7 Ǿimāmetlıķ, imāmetlıġ,
imām-ı şāfiǾį (<ö.a.) “Şafiî mezhe- Ǿimāmet” NF 153/9, imāmluķ
binin kurucusu krş. şāfiǾį” NF ķıl- “imamlık yapmak, önderlik
198/3, MM 229/1 yapmak” NF 53/6, imāmluķ
imām śaġānį (<ö.a.) Meşârıkuǿl- ķıldur- “imamlık yaptırmak,
Envâr adlı hadis kitabının yanı önderlik yaptırmak” NF 94/2
sıra pek çok eseri olan din âli- įmān (<A.) “iman, inanma, inanç”
mi” NF 6/17 NF 116/4, KE 31r/18, ME 91/2,
imām yaǾķūb süfyān (<ö.a.) “İmam MM 13/3, HKT 71a/2, MN (1)
Yakup Süfyan” KE 145v/8 22/9, MN (2) 47/425, HŞ 3638,
imāme (<A.) “sarık, tolga, miğfer įmān kelimesi “kelime-i tevhid”
krş. Ǿimāme” NF 162/15, HŞ 35 NF 177/4, įmān bėr- “iman
Ǿimāme (<A.) “sarık, tolga, miğ- vermek, inanmasını sağlamak”
fer krş. imāme” ME 94/3, KE KE 198r/5, įmān keldür-
183v/14,Ǿimāme-i mıśr “Mısır “inanmak, iman etmek krş.
miğferi” KE 87r/17 e
ğ
įmān keltür-, įmān ketür-” NF
imāmeǿl-müslimįn (<A.) “Müslü- i
t 39/12, įmān ve islām keltür-
i
manların imamı” NF 189/9 m “iman etmek, inanmak” NF
Ǿimāmelıġ (<A.+T.)“sarıklı” NF y
a
110/13,įmān keltür- “inanmak,
72/5, Ǿimāmelıġ bol- “sarıklı y
ı iman etmek, inandığını ve Müs-
olmak, sarık giymek” NF 164/3 lüman olduğunu bildirmek krş.
n
e
v
Ǿimāmesiz(<A.+T.) “sarıksız” NF i įmān keldür-, įmān ketür-” NF
164/3 16/4, KE 23r/1, HKT 39a/9,
Ǿimāmet(<A.) “imamlık krş. įmān kėtür- “inanmak, iman
imāmluķ, Ǿimāmetlıķ, etmek krş. įmān ketür-, įmān
imāmetlıġ” KE 189v/1 keldür-, įmān keltür-” MM
imāmetlıġ(<A.+T.) “imamlık krş. 13/2, įmān ketür-
Ǿimāmetlıķ, imāmluķ, Ǿimāmet” “inanmak, iman etmek krş.
imāmetlıġ ķıl- “imamlık yap- įmān kėtür , įmān keldür-, įmān
mak, önderlik yapmak” MN (1) keltür-” HKT 421b/4, įmān
3/9 ketürgen “inanan, iman eden”
Ǿimāmetlıķ (<A.+T.)“imamlık krş. HKT 405a/5, įmān ketürgen tişi
imāmetlıġ, imāmluķ, Ǿimāmet” “mümin kadın” HKT 527a/9
NF 94/2, MN (1) 3/9, įmānlıġ (<A.+T.)“iman sahibi,
Ǿimāmetlıķ ķıl- “imamlık yap- inançlı, iman eden” NF 157/17,
mak, önderlik yapmak” NF KE 37r/7
24/15, KE 236r/19
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 259

įmānsız (<A.+T.) “imansız, inanç- imget-“zahmet vermek krş. emget-


sız” NF 16/6, KE 24v/13 ” HŞ 2868
Ǿimāret (<A.) “bayındırlık, mamur- imhāl (<A.) “mühlet verme, işi
luk, onarım, bayındırlaştırmak, bir zaman sonraya bırakma”
yapı, bina” NF 41/11, KE imhāl bol- “mühlet vermek, işi
151r/13, HKT 183b/2, HŞ bir zaman sonraya bırakmak”
2769, imāret buyur- “onarılma- KE 249r/2
sını, imar edilmesini buyur- įmin (<A.) “korkusuzluk, güven
mak” HKT 220a/1, Ǿimāret ķıl- içinde olma, emin krş. imįn,
“onarmak, imar etmek” NF emįn” HKT 413a/3, HŞ 4374,
393/9, KE 137v/12, ME 64/1, įmin bol- “emniyet içinde ol-
HKT 183a/4, HŞ 124 mak” MM 51/3, HKT 277a/9
Ǿimārį (<A.) “deve oturağı, gölge- imįn (<A.) “korkusuzluk, güven
likli fil sandelyesi” KE 77r/2 içinde olma, emin krş. įmin,
imçek“meme krş. emcek, emük, emįn” imįn bol- “emniyet için-
emçek” MN (1) 20/6 de olmak” NF 239/2, HKT i
imdi “şimdi, imdi, böylece emdi, 277a/9
emti, ėmdi” KE 42v/18, MN (1) e
ğ iminek (<ö.a.) “Kırım beyi” K I/7
10/8, HŞ 1125, AO III/13, MN
i
t įminlik (<A.+T.) “emniyet, güven”
i
(2) 43/431, imdige tegi “şimdi- m HKT 133b/1
ye kadar” KE 24r/3, imdige y
a
imkān (<A.) “imkan, fırsat, olası-
tegrü “şimdiye kadar” KE y
ı lık” NF 284/4, KE 78r/1, HŞ
n
239r/16, imdigeçe “böylece” e 433, MN (2) 17/168, imkān bol-
v
KE 86v/18 i
“fırsat olmak, imkan olmak”
imes “değil krş. ermes” MN (2) HŞ 930
43/432 imlā (<A.) “söyleyip birine yaz-
imge-“emek çekmek, zahmet çek- dırma” imlā ķıl- “söyleyip yaz-
mek krş. emge-” HŞ 2546 dırmak” KE 166r/7, ME 224/1,
imgek “emek krş. emgek” MN (1) imlā ķılın- “söylenilip yazdırıl-
14/10, HŞ 140 mak” HKT 345a/7
imgekli “zahmetli, emekli” HŞ imle-“işaret etmek, göstermek”
2114 ME 40/4
imgeksiz“emeksiz, zahmetsiz krş. Ǿimrān (<ö.a.) “Hz. Meryem’in
emgeksiz” MN (1) 3/13, HŞ babası, Hz. İsa’nın büyük baba-
2339 sının adı” NF 165/1, HKT
imgen-“zahmet çekmek krş. 51b/4
emgen-” HŞ 2686 imtiĥān(<A.) “deneme, sınama”
imtiĥān ķıl- “denemek, sına-
260 | D r . Suat ÜNLÜ

mak, imtihan etmek” NF 319/2, HŞ 1055, K III/4, inǾām


430/15 ķıl- “nimet vermek, ihsan et-
imtināǾ (<A.) “çekinme, sakınma” mek, iyilikte bulunmak” NF
imtināǾ ķıl- “çekinmek, sakın- 209/9, HŞ 1246
mak, uzak durmak” NF 361/17 inan-“inanmak krş. ınan-” KE
imtiŝāl (<A.) “emre boyun eğme” 18v/13
imtiŝāl ķıl- “itaat etmek, emre Ǿinān(<A.)“dizgin, yular” NF
boyun eğmek” NF 281/13 440/12
in (1)“en, genişlik krş. en, ėn” inanç “inanç krş. ınanç” KE
HKT 64b/6 237v/13, İML 150
in (2)“in, mağara, hayvan yuvası” inançsız “hain” İML 150
NF 393/16, KE 220r/9, ME Ǿināyet (<A.) “ihsan, lütuf, yardım,
172/1, HŞ 527 iyilik” NF 80/3, KE 11v/20,
iñ “yanak krş eñ (2)” HŞ 466, MN MM189/2, MN (1) 12/7, HŞ
(2) 25/244 1214, K IX/8, MN (2) 36/355,
in-1.“inmek” KE 89v/12, HKT Ǿināyetüǿl-ezel “ebedi lutuf”
244a/6, HŞ 4417, İML 123, AO e
ğ
KE 12r/1, Ǿināyet-i ilāhį “Alla-
I/10, MN (2) 14/137, 2. “(deni- i
t hın izniyle, yardımıyla” AO
IV/11, Ǿināyet bir-“yardım et-
i
zin) dibine inmek, dalmak” m

HKT 316b/5, 3. “düşmek” y


a
mek, iyilikte bulunmak” MN
HKT 11a/3, in- taķı ķapsa- y
ı (2) 44/441, Ǿināyet ķıl-“iyilikte
“isabet etmek ve kuşatmak” bulunmak, lutfetmek, ihsan ve
n
e
v
HKT 419b/4,ingen 1. “inen” i yardımda bulunmak” NF
HKT 455a/3, 2. “inecek olan, 444/10, MN (1) 11/9, HŞ 366
tahakkuk edici” HKT 500b/4, ince “ince” İML 143
inmek “inme, iniş” HKT incįl (<Yun.) “İncil, Hz. İsa’ya
503a77 indirilen kitab” NF8/14, KE
inābet (<A.) “günahlara tövbe ede- 183v/8, HKT 55b/9
rek hak yoluna dönme” NF incir “incir” KE 12v/12
233/17, MM 283/1, inābetdin inç (1) “rahat, gönlü sakin, huzur-
aş- “günahlara tövbe ederek hak lu” KE 244v/14, HŞ 3609, İML
yoluna dönmek”MM 283/2 154, K II/11, inç bol- “rahat
inābetsiz (<A.+T.) “günahlarından olmak, gönlü sakin olmak, hu-
tövbe ederek hak yoluna dön- zurlu olmak” HŞ 721, inç
meyen”MM 362/3 yöri- “sakince yörimek, gönlü
inal “yakınen bilinen” İML 135 sakin olmak” K I/44
inǾām (<A.) “nimet verme, bağışta
bulunma, iyilik etme” NF
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 261

inç (2) “hanım, irfanlı kadın” iñen (1) “dişi deve” NF 73/16, KE
inç-ü aķanı “kadın ve ağabe- 31r/15, ME 102/1, HKT
yi” KE 197v/1 357b/5, İML 172, iñen teve “di-
inç- “rahat etmek” İML 103 şi deve” KE 184v/11
inçgel- “incelemek krş. yinçgele-” iñen (2) “çok” NF 19/16, KE
KE 211r/13 18v/12, ME 197/4, HŞ 1940,
inçi “üvey kardeş” KE 69v/20 iñen az “çok az” NF 160/5,
inçü “inci krş. yinçü, yünçü (2), HKT 147a/2, iñen köp “çok faz-
yincü” MN (1) 2/10, MN (2) la, oldukça çok” NF 160/7, iñen
35/353 küçlüg “çok güçlü, çok çetin”
inde-“seslenmek, çağırmak krş. HKT 544a/1, iñen üküş “çok
ünde-” KE 170r/20, HKT fazla, oldukça çok” NF 50/8,
230a/2 iñen ķıl- “çoğaltmak, fazlalaş-
indenil- “çağrılmak, davet edilmek tırmak” NF 82/9, iñen ķısaçuķ
krş. ündenil-” HKT 45b/2 “çok kısa, oldukça kısa” MM
indist “tirit” ME 84/6 187/4 i
indür-1.“indirmek” KE 125r/9, inficār (<A.) “suyun yerden kay-
HKT 442a/5, HŞ 1784, 2. “yer- e
ğ nayıp akması (Musa Peygam-
leştirmek, kondurmak” HKT
i
t ber’in mucizesi)” KE 114r/9
i
155a/6, 3.“akıtmak, dökmek” m infilāķ (<A.) “yarılma, açılma
HKT 512b/5, indürgen y
a
(Musa Peygamber’in mucize-
1.“indiren” HKT 421b/8 2. y
ı si)” KE 114r/9
n
“konduran, yerleştiren” HKT e ini“küçük erkek kardeş” KE
v
330a/1, 3. “akıtan, döken” HKT i
103v/15, HŞ 3798
557b/4, indürgü yir “konak ye- iniş “iniş, yokuş, meyilli arazi” KE
ri” HKT 329b/9, indürmek “in- 225v/8, HŞ 806, İML 177
dirme” HKT 310a/3 inkār (<A.) “inkar, tanımama, in-
indürül- 1.“indirilmek” HKT kar etme” HKT 414a/1, inkār
13b/1, 2. “akıtılmak, dökül- ķıl- “tanımamak, inkar etmek”
mek” HKT 557b/4, indürülmiş ME 16/1, HKT 383b/2, inkār
“indirilmiş” HKT 64a/1 ķılġan “tanımayan, inkar eden”
ine- “çınlamak” KE 77r/6 HKT 314b/1, inkār ķılmaķ “in-
inek “inek” NF 53/3, KE 46v/18, kar etme, tanımama” HKT
HKT 10b/2, MN (1) 2/9, HŞ 349a/2
4258 inkārsız (<A.+T.)” kesin, kati” ME
iñek “çene, avurt, yanak krş eñek, 115/1
eñ” HŞ 3406 inķıyād (<A.) “tabi olma, boyun
eğme, teslim olma” inķıyād ķıl-
262 | D r . Suat ÜNLÜ

“teslim olmak, boyun eğmek inşāǿallāh (<A.) “Allah kısmet


krş. inķiyād ķıl-” HKT 111a/8 ederse” K XI/19, inşāǿallāhu
inķiyād (<A.) “tabi olma, boyun taǾālā “ Allah taala kısmet eder-
eğme” inķiyād ķıl- “teslim ol- se” AO V/19
mak, boyun eğmek krş. inķıyād intiķām (<A.) “intikam” intiķām al-
ķıl-” NF 94/12 “intikam almak” HKT 465a/3,
iñle- “inlemek” NF 317/8 intiķām alġan “intikam alan”
iñli “yanaklı, çeneli krş. iñlig” HŞ HKT 377a/1, intiķām ķıl- “inti-
1582 kam almak” NF 148/3
inli“enli, geniş, bol krş. inlig” İML intižār (<A.) “bekleme, bekleyiş,
153 gözetleme” NF 262/10, HŞ
inlig“geniş, bol krş. inli” HKT 1408, intižār ķıl- “gözetlemek”
460a/8 NF 10/3, HKT 370a/7
iñlig“yanaklı, çeneli krş. iñli” HŞ inzāl (<A.) “erkeğin boşalması”
1093 inzāl ķıl- “boşalmak” NF 427/4
innā (<A.)“biziz” ME 212/1 iptik (<Yun.) “hipotek” ME 204/7
iñre- 1.“inlemek, inilti çıkarmak” e
ğ
ir (1)“erkek, er, krş. ėr (1), er, er-
NF 73/16, ME 40/2, HKT i
t kek” HŞ 2927, İML 151
i
318a/4, HŞ 2271, MN (2) m ir (2) “erken, er krş. ėr (2), ėren(2),
38/376, 2. “ kükremek, uğultu y
a
erkek” HŞ 324
yapmak” HKT 346a/1 y
ı ir- (1) “usanmak, bıkmak” KE
iñreş-“inleşmek, ağlaşmak” NF 59r/11
n
e
v
91/7 i ir- (2)“ermek, ulaşmak, gelmek
iñret-“inletmek, ağlatmak” ME krş. ėr-(2) ” HKT 356b/6, HŞ
18/3, HŞ 2868 2411, MN (2) 29/292
ins (<A.) “insan” HŞ 2782, ins ü ir-(3) 1.“imek fiili krş. er-, ėr- (1)”
melek “insan ve melek” MM HKT 31a/3, MN (1) 16/2, İML
4/2, ins ü perį “insan ve pe- 114, AO IV/14, MN (2) 8/71, 2.
ri”MM 10/1 “olmak” HKT 278b/6, HŞ
inśāf (<A.) “insaf ” HŞ 2165, inśāf 4618, irmes “değil krş. ermes,
bėr- “insaf vermek, merhamet ermez, irmez” HKT 181a/1,
etmek” KE 216r/20, inśāf ķıl- irmes meger “ancak, yalnız, sa-
“acımak, merhamet etmek” NF dece krş. irmez meger” HKT
205/2 11b/2, irmez “değil krş. ermez,
inśāfsuzluķ (<A.+T.) “insafsızlık” irmes” HKT 98b/1, irmez
HŞ 2165 meger “ancak, yalnız, sadece
insān (<A.) “insan” MN (2) 24/234 krş. irmes meger” HKT 437b/1
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 263

iǾrāb (<A.)“Arapça kurallara uy- iremik “erkeksi kadın, erkeğe ben-


gun olarak isim çekimi yapma” zeyen kadın krş. ermik” İML
KE 86r/21, iǾrāb ur- “Arapça 149
kurallara uygun olarak isim çe- iren “eren krş. ėren (1) , eren” HŞ
kimi yapmak” ME 102/4 417
irādet (<A.) “gönüldeki istek, ira- Ǿirfān (<A.) “bilme, biliş, anlayış,
de” MM 267/1 irfan” MM 313/1
irādetsiz (<A.+T.) “iradesini terk iri- “erimek krş. eri-” HŞ 3533
etmiş olan” MM 285/3 irig1.“kaba, sert, çirkin, kötü krş
irāķat(<A.) “yıkanma, su dökme” irik” NF 105/11, ME 37/8,
irāķat ķıl- “yıkanmak, su dök- HKT 538a/5, 2. “şiddetli, çetin”
mek” NF 365/5 HKT 219b/5, 3. “sağlam, kuv-
irān (<ö.a.) “İran” HŞ 1004 vetli” HKT 99b/8, irig bol-
iǾrāż (<A.) “yüz çevirme, vazgeç- “kaba ve sert olmak” KE
me, affetme” HKT 256b/1, 52v/17, irig ķılıķlıġ “sert tabiat-
iǾrāż ķıl- 1.“yüz çevirmek” NF lı” HKT 542a/9, irig sözlüg i
186/1, HKT 273b/1, 2. “dön- “kaba sözlü, çirkin sözlü” NF
mek, dönüp gitmek” HKT e
ğ 150/16
361a/7, 3. “vazgeçmek” HKT
i
t irigle-“irinlenmek krş. iriñlen-”
i
537b/5, 4. “affetmek” HKT m ME 36/4
256b/1, iǾrāż ķılıġlı “dönen, dö- y
a
iriglen-“kabarmak” KE 67v/13,
nüp giden” HKT 366b/7, iǾrāż y
ı ME 100/3
n
ķılmaķ “dönme, dönüp gitme” e
v
iriglik “kabalık, sertlik, haşinlik
HKT 275a/3 i
krş. iriklik” ME 80/1, HKT
irdem “erdem, fazilet krş. erdem” 199a/2, iriglik ķıl- “sert dav-
HŞ 313 ranmak, merhamet etmek”
irdin “harman krş ındır” K I/41 HKT 191b/4
irek (1) (<ö.a.) “Irak krş. Ǿırāķ” KE irik “kaba, sert, katı krş. irig” HŞ
18v/18 3616, İML154
irek (2) (<ö.a.) “Kremlin’in Tatar irik- “sıkılmak, usanmak, bıkmak,
Türkçesindeki eski adı” Ka I/6 tiksinmek, bezmek” KE
irem (<ö.a.) “Ad kavmi zamanında 185r/17, HŞ 1455
Cennete benzetilerek inşa edi- iriklik “kabalık, sertlik krş. iriglik”
len yerin adı” HKT 573a/1, HŞ 3616
irem baġı “Ad kavmi zamanın- iriktür-“bezdirmek, bıktırmak,
da Cennete benzetilerek inşa tiksindirmek” HŞ 2641
edilen yerin adı” HŞ 447 iril- “bıkmak, usanmak” KE 239r/1
264 | D r . Suat ÜNLÜ

ir(i)n “dudak” KE 238r/5, HŞ 441, irlik“erlik, mertlik krş. erkli,


MN (2) 13/121 erklig, irklik, irklig” HŞ 1342
iriñ “irin, safra, cerahat” NF 363/4, irsāl (<A.) “gönderme, gönderil-
MM 76/3, HKT 546a/4, İML me” AO V/23
139, iriñ ķus- “irin kusmak, ce- irsek “orospu kadın” İML 149
rahat çıkarmak” NF 389/5 irte 1.“sabah krş. erte, ėrte” HKT
irinçig “acınacak durumda olan, 452a/2, HŞ 752, İML 184, 2.
zavallı” KE 238r/16 “sabahleyin” HKT 298a/6, 3.
iriñlen- “irinlenmek krş. irigle-” “yarın, ertesi gün” HKT
ME 188/8 227b/2, 4. “yarın, gelecek, is-
irinlig “dudaklı” KE 75r/18 tikbal” HKT 542b/9, irte aşı
iriş-“erişmek, ulaşmak krş. eriş-” “sabah kahvaltısı” HKT 289a/1,
K VII/39 irte bile ķop- “erkenden kalk-
iriŝme(<ö.a.) “Lut peygamberin üç mak” MN (1) 2/5, irte birle kel-
kızından biri” KE 58r/8 “erkenden gelmek” HKT 63b/3,
irit-“eritmek krş. erit-” HŞ 4197, irte kel- “erkenden gelmek”
İML 102 e
ğ
HKT 542b/6, irte vaķtınġa
irk “güç, kudret, iktidar krş. erk” i
t kirigli “geceyi arkada bırakan,
i
HŞ 4273 m sabah vaktine ulaşan” HKT
irkek“erkek krş. erkek, eren, ėr (2), y
a
430b/4, irte yöri- “erkenden ha-
ir, ėren(2)” HKT 503b/4, HŞ y
ı reket etmek” HKT 410a/1,
1244, İML 128
n
e irtege kir- “geceyi arkada bı-
v
irken (1)“erken, önce evvel krş. i rakmak, sabahlamak” HKT
ergen (1)” irken vefāt ķıl- “er- 387a/1, irtege kirigli “geceyi
kenden ölmek, genç yaşda öl- arkada bırakan, sabaha ulaşan”
mek” MN (1) 15/15 HKT 542b/3
irken (2) “ergen, bekar” İML 153 irtele- “geceyi arkada bırakmak,
irken (3) “eren” İML 153 sabaha ulaşmak krş ertele-”
irki “eski” HKT 480b/1 HKT 155b/7, irtelegen “geceyi
irkil- (1)“birikmek” ME 212/4 arkada bırakan, sabaha ulaşan,
irkil- (2) “irkilmek” HŞ 2384 sabahlayan” HKT 225b/4,
irklig “yetkili, mâlik, kuvvet, güç, irtelegen ĥālda “geceyi arkada
kudret krş. erkli, erklig irklik, bırakırken, sabaha ulaşırken”
irlik” MN (1) 1/2, HŞ 2300, HKT 256a/7, irtelegen vaķtı
İML 145 “sabah vakti” HKT 170b/5
irklik “kudretlilik krş. erkli, erklig, irtidād (<A.) “İslam dinini terk
irklig, irlik ” HŞ 1237 ederek başka bir dine girme”
irkmek eti “kalça” ME 235/6 MM 235/1
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 265

irtifāǾ (<A.) “yükseklik” MM isĥāķ-ı mümşād (<ö.a.) “İshak-ı


277/3 Mümşad” KE 202r/10
irtiĥā (<ö.a.) “Suriye’de bir kasa- isi “sıcak krş. issig, ısıġ, ıssıġ, isig,
ba” KE 228r/12 ısıķ, issü” HŞ 1509, İML 150,
irüleş- “kabalaşmak” ME 119/6 isi suv “hamam, sıcak su” İML
is “koku” KE 120v/1 179, isi suvcu “hamamcı” İML
is-“esmek krş. es-” HŞ 3868, MN 155
(2) 34/343 Ǿįsį (<ö.a.) “İsa peygamber krş.
Ǿįsā (<ö.a.) “Hz. İsa, İsa peygam- Ǿįsā” KE 2r/10
ber krş.Ǿįsį” NF 4/11, HKT isig 1.“sıcak, kaynar krş. issig, ısıġ,
102a/2, MN (1) 17/9, MN (2) ıssıġ, isi, ısıķ, isü” NF316/2,
35/347, HŞ 452 KE 232r/17, HKT 291a/3, HŞ
Ǿiśābe (<A.) “sarık, tülbent” NF 4650, 2. “sıcaklık, hararet”
85/9 HKT 192b/9, isig bol- “ısın-
įŝār (<A.) “dağıtma, bağış olarak mak, sıcak olmak, kaynamak,
verme, ikram, cömertçe verme” hararetlenmek” NF 429/14, isig i
KE 192r/8, įŝār ķıl- “tercih et- kün “sıcak gün” İML 185, isig
mek, üstün tutmak” NF 236/10, e
ğ suw “sıcak, kaynar su” HKT
KE 110r/9, HKT 523b/5
i
t 200b/5
i
isenlik “esenlik, sağlık krş. esen- m isiglik “sıcaklık” NF 218/4, HŞ
lik” A IV/13 y
a
3668, isiglik ĥaddıña teg- “kay-
iser- “gözetmek” İML 106 y
ı nama derecesine ulaşmak, kay-
n
iśfahān (<ö.a.) “İsfahan” NF 220/1 e namak” HKT 509b/6
v
isĥāķ (<ö.a.) “Hz. İshak, İshak i
isim “ad, isim krş. ism” ME 87/8
peygamber, Hz. İbrahim’in oğ- isin- “ısınmak krş. ısın-” ME 152/4
lu” NF 168/10, KE 70r/13, isit- “ısıtmak krş. ısıt-” ME 207/8
HKT 381a/3, isĥāķ peyġamber isitme “sıtma krş. ısıtma” ME 21/3
“Hz. İshak” MN (1) 7/3, isĥāķ isiz “kötü, fena, hayırsız krş.esiz,
źebįĥuǿllāh “bkz. isĥāķ” KE ėsiz” KE 6r/4, isiz duǾā “bed-
99r/9 dua, lanet etme” KE 74r/20
isĥāķ kelebāźį (<ö.a.) “Ebû Bekr isizlik “kötülük krş. esizlik,
Muhammed bin İshak. Kitâb el ėsizlik” KE 82v/15
TaǾarruf li-mezheb ehl el ta- iske- “çimdiklemek” İML 114
savvuf ve Bahr el-favâǿid adlı iskender (<ö.a.) “şahsiyeti kadar,
tasavvuf ve hadis hakkında ta- peygamber mi yoksa veli mi
nınmış eserleri bulunan sufî” olduğu hususunda da ihtilaf
şeyħ imām isĥāķ “bkz. isĥāķ olan zatın adı” KE 174r/6, HKT
kelebāźį” NF 3/8 291a/4
266 | D r . Suat ÜNLÜ

iskenderiyye (<ö.a.) “İskenderiye” imām “bkz. ismāǾįl-i buħārį”


NF 111/12, KE 112v/6 NF 168/5
iski “eski krş. eski” AO IV/21 Ǿismet (<A.) “temizlik, masum
iślāĥ (<A.) “iyileştirme, düzeltme, olma” KE 110v/6
tamir etme”iślāĥ ķıl- “iyileştir- Ǿismetüǿl-evliyā (<ö.a.) “eser adı”
mek, düzeltmek, tamir etmek” KE 135v/9
NF 327/1 isnād (<A.)“sağlam belgelere da-
islām (1) (<A.) “İslâm, İslâm dini, yama” NF 403/15
Müslümanlık” NF 110/13, KE ispendān (<F.) “hardal, hardal ta-
195r/9, ME 114/6, MM 23/4, nesi” HKT 314a/6
HKT 58b/7, HŞ 124, K VI/15, isperik “teğ, asma” isperik kötür-
islām dini “İslam dini, İslami- “teğlemek” ME 77/8
yet” HŞ 158, islām keltür- “İs- isrāf (<A.) “savurganlık, israf”
lam dinini getirmek, Müslü- isrāf ķıl- “ölçüyü kaçırmak, is-
manlığı getirmek” NF 110/15, raf etmek” HKT 149a/9, isrāf
KE 195r/20, islām tap- “İslam ķılġan “ölçüyü kaçıran, müsrif”
dinine girmek, Müslüman ol- e
ğ
HKT 141b/9
mak” KE 195r/19 i
t isrāfįl (<ö.a.) “İsrafil” NF 87/8, KE
i
islām (2) (<ö.a.) “Muinüǿl-mürid m 5v/16
adlı kitabın yazarı” MM 402/1 y
a
isrāǿįl (<ö.a.) “Yakub peygamberin
islāmluġ (<A.+T.) “Müslüman” y
ı lakabı ve kavmi krş. isrāyil” KE
KE 239r/13 62r/4, MN (1) 11/8, isrāǿįluǿllāh
n
e
v
islāmsız (<A.+T.) “kafir” KE i “Hz. Yakub” KE 75v/17
142v/11 isrāyil (<ö.a.) “Hz. Yakub’un laka-
ism (<A.) “isim, ad krş. isim” KE bı olup sonradan bütün o soy-
2v/1 dan gelenlere Beni İsrail denil-
ismāǾįl (<ö.a.) “İbranî peygamber miştir krş. isrāǿįl” HKT 359a/8
olup babası Hz. İbrahim ile Ka- is(s)ig “sıcak, ısı, ısıġ, ıssıġ, isig,
be’yi inşa etmiştir” NF 213/7, ısıķ, isi” NF 124/8, ME 177/5
KE 3v/12, HKT 297b/2, ismāǾįl issü “ısı, sıcaklık krş. issig, ısıġ,
peyġamber “Hz. İsmail” MN ıssıġ, isig, ısıķ, isi” ME 76/6
(1) 7/3, ismāǾįl-i źebįĥ “bkz. issiz “ıssız, sahipsiz” ME 42/1
ismāǾįl” KE 52v/6 įstā (<ö.a.) “Davud peygamberin
ismāǾįl-i buħārį (<ö.a.) babası krş. įşā” KE 131v/6
“Kur’an’dan sonra en sahih ki- istāġfūru l-lāh (<A.) “(Allah’tan
tap olarak tanınan el-CamiǾ el bağış dilerim) anlamında bir
sahîh adlı hadis kitabının yazarı tövbe krş. estaġfirullah” HŞ
krş. Muĥammed-i Buħārį” 3094
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 267

istāħlıķ(<A.+T.) “gözü peklik, ķıl- “meyletmek, meyilli ol-


cesurluk” KE 211r/18 mak” NF 28/3, A V/22
iste-“istemek, dilemek, aramak, istidrāc (<A.) “Allah’ın kafirleri
araştırmak krş. izde-, ister-” NF yola getirmek için derece dere-
171/1, KE 24r/16, ME 218/2, ce artırarak nimet ve ihsanda
MM 320/3, HKT 60b/1, HŞ bulunması” KE 218r/10
1468, İML 96, K IX/7, istegen istifsār (<A.) “sorma, sorulma” K
1. “isteyen, talep eden” HKT V/6
327a/3, 2. “arayan, araştıran” istiġfār (<A.) “Allah’tan günahın
HKT 286b/2, istemek “isteme, bağışlanmasını dileme, tövbe
talep etme” HKT 286b/2 etme” HŞ 3157, istiġfār ķıl-
istegüçi “isteyen” NF 313/5 “Allah’tan günahın bağışlanma-
isteĥar (<ö.a.) “bir şehir” KE sını dilemek, tövbe etmek” NF
139r/17 46/1, KE 22r/2
istek “istek, arzu” ME 75/8 istiĥāża (<A.) “kadınlardaki ay
isteklü “arzulu, istekli, isteği olan hali” KE 12r/7 i
krş. izdeklülük” ME 147/5 istiĥsān (<A.) “beğenme, takdir
isten- “bir şey istemek, işi yapıl- e
ğ etme” istiĥsān ķıl- “beğenmek,
mak, istenmek” HKT 327a/4
i
t beğenilmek, takdir etmek” NF
i
ister-“istemek, dilemek krş. iste-, m 189/7
izde-” İML 103 y
a
istihze(<A.)“şaka etme, eğlenme”
istiǾānet (<A.) “yardım” NF 72/15 y
ı istihze ķıl- “şaka yapmak, eğ-
n
istibrā (<A.) “hayızlı kadınla yat- e lenmek “ KE 203r/20
v
ma” istibrā ķıl- “hayızlı kadınla i
istiķāmet (<A.) “doğruluk, muva-
yatmak” ME 207/7 zene” HŞ 1940
isticāb (<A.) “kabul” isticāb bol- istiķbāl (<A.) “karşılama” istiķbāl
“kabul olmak, kabul edilmek” ķıl- “karşılamak, gelmesini bek-
KE 195v/17 lemek” NF 24/1
isticābet (<A.) “duanın Allah ka- istikmāl (<A.) “kemale erdirme,
tında kabul edilmesi” isticābet tamamlama” AO V/13
ķıl- “Allah tarafından kabul ol- isitktāb (<A.) “birine yazı yazdır-
mak, kabul edilmek” KE 26r/11 mak” AO V/24
istiǾdāt (<A.) “hazırlık, bir şeyin istilā (<A.) “ele geçirme, istila”
kabulüne olan tabii meyil” istilā ķıl- “ele geçirmek, istila
NF124/11, HŞ 2563, K VI/21, etmek” HKT 396a/4
istiǾdāt-ı ĥarb “harbe hazırlık, istimāǾiǿl-kelām (<A.) “söz işitme”
harb hazırlığı” KVI/17, istiǾdāt AO V/13
268 | D r . Suat ÜNLÜ

istimdād(<A.) “yardım isteme” K le- “iş görmek, iş yapmak” KE


VI/29 93v/15, iş ķıl- “iş görmek, iş
istincā (<A.) “abdesten önce avret yapmak” NF 15/17, KE 3v/8,
yerlerini temzileme, pislikten HŞ 2501, iş ķılın- “iş yapılmak,
temizlenme, taharet” MM 97/1, iş görülmek” HŞ 2507, iş kil-
istincā ķıl- “abdesten önce avret “iş yapabilmek, gücü yetmek,
yerlerini temzilemek, pislikten elinden iş gelmek” HŞ 3360, iş
temizlenmek” KE 206r/20, ME kör- “iş görmek, iş yapmak” NF
210/3 303/5, KE 190r/17, iş tüş- “ba-
istirāĥat (<A.) “istirahat” istirāĥat şına iş gelmek, kötü bir durum-
ķıl- “dinlenmek, istirahat et- la karşılaşmak” HŞ 618, işge
mek” NF 219/6 tüş- “ kendini işe vermek, göre-
istiŝnā (<A.) “isitisna, ayrıcalık” vini iyi bir şekilde tamamla-
HKT 537b/3, istiŝnā ķıl- “istis- mak” ME 121/8, işni yirsiz
na yapmak, ayrıcalık göster- ķılġan “uygunsuz iş yapan”
mek” HKT 542b/4 HKT 163a/8
istįze (<F.) “kavga, dövüş krş. e
ğ
iş (2) “eş, dost, arkadaş krş. ėş”
istize, sitize, estize” HKT i
t HKT 168a/9, HŞ 4681, İML
34b/4, HŞ 3094, istįze aynat- 77, iş bul- “dostlaşmak” İML
i
m

“kavga çıkarmak, karışıklık çı- y


a
III
karmak” HŞ 3551 y
ı iş- (1)“içmek krş.iç-” NF 367/1
Ǿiśyān (<A.) “baş kaldırma, isyan” iş- (2) “koşmak” İML 114
n
e
v
MM 73/4 i įşā (<ö.a.) “Davud peygamberin
iş (1) “iş, görev, hareket, durum, babası krş. įstā” KE 133r/1
hal, çare” NF 129/9, ME 197/4, işāret (<A.) “işaret, im, nişan” NF
MM 117/3, HKT 302a/6, MN 20/1, KE 197v/9, MM 34/1,
(1) 21/15, HŞ 197, İML 189, HKT 52b/5, HŞ1592, işāret
AO I/13, MN (2) 17/166, iş bol- “işaret olmak, nişan olmak,
bil- “iş bilmek, görevini bil- iz olmak” KE 2v/18, işāret ķıl-
mek” HŞ 2730, iş bit- “iş bit- “işaret etmek” NF 34/15, KE
mek, işi sona erdirmek” HŞ 47r/12, ME 41/8, HKT 159a/9,
1855, iş bitür- “işi bitirmek, so- HŞ 406, işāret ķılış- “işaret-
na erdirmek” HŞ 941, iş bol- leşmek” ME 197/1, HKT
“görev olmak, iş olmak” KE 568b/1
194v/3, iş buyur- “görev ver- işāretlıġ (<A.+T.) “işaretli” KE
mek, iş buyurmak” NF 285/1, iş 2r/5
içinde oyaġ “davranışlarına işbu “işbu” K VII/54
dikkat eden” HKT 354a/3, iş iş- işçi “işçi” KE 137r/9
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 269

işe- “işlemek” ME 127/8 tir-, ėşittür-, eşittür, ėşittür-,


işek “eşek krş. eşgek, eşek” MN eşittür-” HKT 391a/1, işittürgen
(1) 20/14, HŞ 1846 “duyuran” HKT 417a/9
işiççi“çömlekçi, tencereci” İML işittürül- “işittirilmek” HKT 83b/4
157 işkbāy (<F.)“sabır krş. eşkbāy” ME
işik “eşik, kapı krş. eşik” MN (1) 112/2
20/14, HŞ 2019, İML 179, K işle-“işlemek, çalışmak, iş yap-
VIII/10, MN (2) 4/38 mak” NF 435/5, KE 18r/4, ME
işikçi “kapıcı krş. eşikçi” MN (1) 38/1, MM 244/2, HKT 455a/6,
18/3 HŞ 4565, İML 128, işlegen
işit- 1.“işitmek, duymak krş. ėşit-, “yapan, eden, işleyen, çalışan”
eşit-, işüt-” NF 2/6, KE HKT 572a/3, işlemek “yapma,
239r/20, HKT 457b/4, MN (1) etme, işleme” HKT 292b/1
2/6, HŞ 3935, İML 110, K işlençi “büyük elçi” işlençi yolavçı
IV/2, MN (2) 6/56, 2. “dinle- “büyükelçi, temsilci” AO II/8
mek” HKT 457b/4, işitgen 1. işler “kadın” İML 151 i
“dinleyen” HKT 110b/5, 2. “işi- işleş- (1)“birlikte çalışmak” ME
ten, duyan” HKT 558a/3, HŞ 8, e
ğ 118/3
3. “her şeyi duyan, her şeyden
i
t işleş- (2)“eş olmak krş. ėşleş-” HŞ
i
haberdar olan, esma-i m 2449
hüsna’dan es-semįǾ” HKT y
a
işlet- “işletmek, çalıştırmak, yerine
18b/2, işitigli “dinleyen” HKT y
ı getirmek, yapmak” NF 391/13,
n
406a/1, işitmek 1. “dinleme” e KE 136v/17, ME 29/3, MM
v
HKT 292a/6, 2. “işitme” HKT i
245/3
359b/8, HŞ 2110, işitmek üçün işlig (1)“işli, amelli, işi olan” KE
tek tur- “susup dinlemek” HKT 90r/6, ME 27/5, HKT 5b/8, MN
482b/8, işitmekni oġurla- “giz- (1) 21/14
lice dinlemek, kulak vermek” işlig (2)“eşi, dostu olan” HKT
HKT 253a/6 218b73
işitdür-“işittirmek, duyurmak krş. işlik “iş, işlik” işlik bol-“iş sahibi
işittür-, işittir-, ėşittür-, eşittür-” olmak” KE 163v/11
KE 228v/2 işmuǿįl (<ö.a.) “Davud peygambe-
işitil-“işitilmek krş. eşitil-” KE rin babası krş. şemvil” KE
17v/13 132v/1
işittir- “duyurmak krş. işitdür-, Ǿişret (<A.) “içki, içki içme” HŞ
işittür-, ėşittür-, eşittür-” İML 333, MN (2) 24/239, Ǿişret it-
103 “içki içmek” HŞ 598,Ǿişret ķıl-
işittür-“duyurmak krş işitdür-, işit- “içki içmek” HŞ 543, MN (2)
270 | D r . Suat ÜNLÜ

10/89, Ǿişret sür- “içki içmek, Ǿitāb (<A.) “azarlama, paylama,


eğlenmek, eğlenmeye devam tekdir” KE 235r/16, HŞ 2899,
etmek” HŞ 462 Ǿitāb bol- “azarlamak, payla-
Ǿişret-engįz (<A.+F.) “çok içen” mak, tekdir etmek” KE 135v/6,
HŞ 2085 Ǿitāb kel-“azarlamak, paylamak,
Ǿişretsiz (<A.+T.) “içkisiz, eğlen- tekdir etmek” KE 135v/12,
cesiz” HŞ 1120 Ǿitāb ķıl- “azarlamak, payla-
işsiz “işsiz, boş” işsiz bol- “işsiz mak, tekdir etmek” NF 287/11,
olmak, yapacak işi olmamak, HŞ 2895, Ǿitāb ķılış- “birbirini
boş olmak” ME 178/4 azarlamak, biribirini paylamak,
işsizlik “işsizlik” ME 178/1 tekdir etmek” ME 194/8
iştihā (<A.) “iştah” NF 257/11 itçi “köpekçi” İML 175
iştiyāķ(<A.)“özleme, göreceği iǾtibār (<A.) “itibar, önem verme,
gelme” NF 102/9, MN (2) saygı gösterme, ibret, ibret al-
14/133 ma” ME 132/5, iǾtibār al- “ibret
işton “iç donu, don krş. içton” İML almak, ders almak”NF 205/14,
167 e
ğ
HKT 199a/9, iǾtibār alġu nirse
işük “perde” İML 168 i
t “ibret alınacak şey” HKT
239a/5, iǾtibār bol- “saygı gös-
i
işükçü “perdeci krş. eşikçi” İML m

156 y
a
termek, önem vermek” NF
işüt-“işitmek krş. işit- ėşit-, eşit” K y
ı 429/3, iǾtibār it- “itibar etmek,
VI/26 güvenmek, önem vermek” K
n
e
v
işve (<A.) “işve, naz ve eda” HŞ i VII/26, iǾtibār ķıl- “önem ver-
1635, MN (2) 14/136 mek” NF 372/8, KE 47v/12,
it (1)“et krş. et” HŞ 2183, MN (1) HKT 351a/1
17/13 itek “etek krş. etek” HŞ 2448
it (2)“it, köpek” NF 34/7, KE iti “sahip efendi krş. eđe, eye (1) ,
13r/15, ME 43/1, MM 41/1, iđi (1) , idi (1), ege” İML 79
HKT 167b/5, HŞ 2205, İML itig “süs, ziynet krş. ėtig” HKT
174, MN (2) 23/230 468a/1, itig urun- “süs eşyası
it-“itmek, yapmak, iteklemek, takmak, süslenmek” HKT
havale etmek, göndermek, dü- 321b/6
zenlemek, tertip etmek krş. et-, iǾtiķād (<A.) “inanç, inanma, istek,
ėt-” NF 360/12, KE 164v/18, meyil, gönülden bağlanma” NF
ME 59/6, HKT 451a/2, HŞ 4/9, KE 70r/15, MM 289/3,
3385, MN (1) 20/10, K VII/45, MN (1) 12/9, iǾtiķād ü iħlāś
MN (2) 11/102 “inanç ve doğruluk” K IX/4,
iǾtiķād ķıl- “inanmak, gönülden
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 271

bağlanmak” NF 86/17, iǾtiķād ittiĥād (<A.) “birlik, birleşme” MN


tut- “iyi davranmak” NF 69/14, (2) 23/230
KE 142v/9 it yılı “Türkçe on iki yıl atlarından
iǾtiķādlıġ(<A.+T.) “itikadlı, inaçlı” 11nci yılın adı” İML 186
KE 244v/13 iv “ev, oda krş. ėw, ew, öw, öy (1),
iǾtiķādsız(<A.+T.) “itikadsız, iw, ev” MN (1) 8/8, HŞ 332,
inançsız, imansız” iǾtiķādsız MN (2) 14/137 iv soñu “evin
bol- “itikadsiz olmak, inançsız ucu” İML 179, iv tibi “ev dibi,
olmak, imansız olmak” KE evin başköşesi” İML 179, iv
114r/19 tirigi “ev eşyası” İML 179, iv
itil-“edilmek, yapılmak” MN (1) ürtügü “ev perdesi” İML 179
10/12 iw “ev krş. ew, ev, ėw, öw, öy (1),
itilen- “keskinleşmek, sivrileşmek” iv” HKT 53b/8
MN (2) 10/91 iw- 1. “acele temek, acelecilik
iǾtimād (<A.) “itimat, güven” NF göstermek krş. ėw-, ew-, ev-,
378/8, KE 218r/21, iǾtimād ķıl- iv-” HKT 75b/8, 2. “acele et- i
“itimat etmek, güvenmek” NF mek, koşmak” HKT 189a/4,
71/3, KE 28r/20, K III/20 e
ğ iwe 1. “acele ederek, mütema-
iǾtimādlıġ (<A.+T.) 1. “güvenilir”
i
t diyen, durmaksızın” HKT
i
HKT 232b/4, 2. “sağlam, eMN m 152b/9, 2. “koşarak” HKT
(1)iyetli” HKT 40a/5 y
a
497b/1, iwe bir- “çabuklaştır-
itiş- “itişmek, karşılklı olarak birbi- y
ı mak, hızlandırıvermek” HKT
n
rini itmek” ME 202/6 e 272b/3, iwe tile- “çarçabuk ol-
v
itlen- “kaybolmak, yok olmak” HŞ i
masını istemek” HKT 483b/3,
2205 iwe tüş- “yıkılmaya yüz tutmak,
itmek“ekmek krş. etmek, ötmek” yıkılmak üzere olmak” HKT
HŞ 1204 290a/5, iwe Ǿuķūbet ķıl- “ceza-
ittibāǾ (<A.) “uyma, ardından git- sını hemen vermek” HKT
me, tâbi olma” ittibāǾ ķıl- “uy- 303a/3, iwe yöri- “koşmak”
mak, tabi olmak” NF 35/8 HKT 302a/1, iwe yörigen “ko-
ittifāķ (<A.) “uyuşma, anlaşma, şan” HKT 563a/2, iwe yörimek
olay, rastlantı” NF 198/14, KE “koşma” HKT 563a/3, iwgen 1.
10r/10, ittifāķ ķıl- “uyuşmak, “aceleci, sürali, hızlı” HKT
anlaşmak” NF 15/3, KE 202b/7, 2. “koşan” HKT
103v/12, ittifāķ ķılış- “karşılıklı 548a/2, iwgenrek “en süratli, en
uyuşmak, karşılıklı anlaşmak hızlı” HKT 131a/2, iwgül “ace-
“ME 146/7 le et, haydi gel!” HKT 228b/7,
iwmeklik “acelecilik” HKT
272 | D r . Suat ÜNLÜ

313a/8 iy “ey seslenme ünlemi krş. ey”


iv- “acele temek, acelecilik gös- MN (2) 4/38
termek krş. ėw-, ew-, ev- iw-” iy- “göndermek krş. ıđ-, ıy-, id-”
HŞ 817, İML 103, MN (2) AO I/9
38/377 Ǿiyādet (<A.) “hasta ziyareti” NF
Ǿivaż (<A.) “bedel, karşılık” ME 6/2
22/8 MM 246/3, K IV/7, Ǿivaż Ǿiyāl (<A.) “aile krş. Ǿıyāl, Ǿayāl ”
al- “bedel olarak almak” HKT ME 26/4
120b/6, Ǿivaż bėr- “karşılık Ǿiyd (<A.) “bayram krş. Ǿıyd” MM
vermek, mükafatlandırmak krş. 90/3, Ǿiyd namāzı “bayram na-
Ǿivaż bir-” MM 260/3, Ǿivaż mazı” MM 110/3
bir- “karşılık vermek, mükafat- iye “sahip krş. iđi, iđe, ide ” ME
landırmak krş. Ǿivaż bėr-” HKT 42/5
413a/7 iyelik “sahiplik, hakimiyet” ME
ivdeçi “büyük çiftliklerde ve zen- 153/6
gin evlerdeki aşcı başı” HŞ iyer “eyer krş. eđer, iyer” HŞ 2983,
2019 e
ğ
MN (1) 2/10, İML 173, iyer
iwdür- “çabuklaştırmak krş. i
t yabıġı “eğer örtüsü” İML 173
i
ėwdür-” HKT 201a/8 m iyerle-“eğerlemek, eğer vurmak”
ivek“aceleci, acele eden krş. iwek, y
a
İML 103
ėwek” HŞ 2282 y
ı iyerlig “eyerli” MN (1) 2/8
iwek “aceleci, acele eden krş. ivek, iyiş “kap, çanak krş iđiş” ME
n
e
v
ėwek” HKT 271b/8 i 154/5, HKT 558b/7, İML 168,
iveklik “acelecilik” HŞ 1719 iyiş içiñe ķat- “kap içinde sak-
ivezį (<ö.a.) “bir âbid” NF 266/17 lamak, biriktirmek” HKT
ivgele- “sallamak” KE 28v/7 547a/8
ivlen- “evlenmek krş. ėwlen-” İML iymen-“emniyette olmak krş.
106 eymen” MN (2) 26/252
ivrek “su ördeği krş. övrek” HŞ iyrim “eğer yastığı” İML 173
1274 iz “iz, nişan, yol” NF 21/11, ME
ivrül-“çevrilmek krş. krş. evrül-, 105/5, MM 234/3, HKT 282a/8,
öwrül-, ewrül-” HŞ 1940 HŞ 775, İML 189, K X/7, MN
ivür- “çevirmek, tercüme etmek (2) 26/260
krş. ewür-, öwür-, evür-” HŞ įźā (<A.) “eza, cefa”įźā tegür- “eza
724, MN (1) 1/5 etmek, cefa etmek” NF 226/14
iwüt-1.“çabuklaştırmak” HKT iżāfet (<A.) “ilgi, ilişki” iżāfet ķıl-
288b75, 2. “acele ettirmek, koş- “ilgi kurmak, ilişiklendirmek”
turmak” HKT 306a/1 KE 95v/3
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 273

izālet (<A.) “giderme, yok etme” Ǿizz (<A.) “ulu, yüce, aziz ” HŞ
HKT 510b/3 710, Ǿizz-ü cāh “izzet ve ma-
Ǿižām(1) (<A.ç.) “kemikler” KE kam” MM 319/3, Ǿizz-ü celāl
165v/17 “izzet ve celal, yücelik ve celal-
Ǿižām (2) “ulu, yüce” KE 189v/1 lik” KE 76v/17
izǾān (<A.) “anlayış, kavrayış, ižhār (<A.) “gösterme, izhar” ižhār
akıl” HŞ 1277 ķıl-“ göstermek, izhar etmek”
izār (<A.) “peştamal, belden aşağı- MN (2) 6/57
sı için örtü” NF 226/6, izār Ǿizzet (<A.) 1.“izzet, değer, kıy-
baġlan- “peştamal bağlamak, met, saygı, yücelik” NF 60/13,
belden aşağısını örtmek” KE 127r/2, HKT 97b/6, HŞ
ME131/3, izār key- “peştamal 285, MN (1) 16/6, 2. “gurur,
giymek, belden aşağısını ört- kibir” HKT 432a/3, izzet ve
mek” ME 170/2 ĥürmet “değer ve kıymet” KE
iǾzāz (<A.) “saygı gösterme, ağır- 187r/18, K III/17, Ǿizzet bėr-
lama, uğurlama, yüceltme, ulu- “değer ve kıymet göstermek, i
lama” NF 292/6, KE 219r/8, saygı göstermek” NF 50/1,
HŞ 1339, iǾzāz-ü iķrām “saygı e
ğ Ǿizzet bol-“kıymetli olmak,
ve ikram, hürmet ve ağırlama”
i
t saygı duyulmak” KE 207r/6,
i
KE 92r/9, iǾzāz ķıl- “saygı gös- m Ǿizzet kör- “değer ve kıymet
termek, ağırlamak, uğurlamak, y
a
görmek, yüceltilmek” KE
yüceltmek, ululamak” NF y
ı 109v/11, Ǿizzet ķıl- “hürmet
n
164/2, HŞ 1238 e etmek, değer vermek” NF 78/7,
v
izde- “dilemek, istemek krş iste-, i
HŞ 849, Ǿizzet tap- “hürmet et-
ister-” MM 271/3, HŞ 623 mek, yüzeltmek, değer vermek”
izdeklülük “istekli, dileği olan krş. HŞ 375
isteklü” ME 46/2 Ǿizzetle-(<A.+T.) “izzet etmek,
izge “başka, başkası krş. özge” HŞ yüceltmek, saygı göstermek,
3437 hürmette bulunmak” KE 127r/4
ižhār (<A.) “gösterme, meydana Ǿizzetlig(<A.+T.) “aziz, ulu, saygı-
çıkarma” ižhār ķıl- “açığa vur- değer, kıymetli” NF 238/17,
mak, meydana çıkarmak” NF HKT 488a/4, Ǿizzetlig bol-
36/7, HKT 369a/3, ižhār ķılġān “saygıdeğer olmak, saygı göste-
“gösteren, açığa vuran” HKT rilmek, ululanmak” NF 231/11
343b/1
izle- “iz sürmek, takip etmek, iz-
lemek” NF 21/11, KE 3r/3,
MM 234/1, HŞ 2597, İML 80
274 | D r . Suat ÜNLÜ

Ǿizzetsiz (<A.+T.) “değersiz, kıy-


metsiz, izzetsiz” Ǿizzetsiz ve
ĥürmetsiz “kıymetsiz ve değer-
siz” KE 196r/8
Ǿizzį (<ö.a.) “Kufe’de bir tepe” NF
155/3

e
ğ
i
t
i
m

y
a
y
ı
n
e
v
i
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 275

-J-
jende (<F.) “eski, yırtık (elbise)”
jende ton “eski ve yırtık elbise,
yırtık giyecek” KE 178r/13

j
e
ğ
i
t
i
m

y
a
y
ı
n
e
v
i
276 | D r . Suat ÜNLÜ

-K-/-Ķ- HKT 458b/9, ķabarġan “köpük”


HKT 242a/5
ķabarcuķ “kabarcık, şişkinlik”
kaǾb (<ö.a.) “KaǾb bin Esed” KE
ķabarcuķ ėtin- “şişmek, kabar-
217v/17
mak” ME 173/6
ķabāil(<A.ç.)“kabileler” MN (2)
ķabart- “yüceltmek” ME 88/5
27/266
kaǿbe (<A.) “Kabe, Mekke şehrin-
kaǾb bin eşref (<ö.a.) “Hz. Mu-
deki kutsal bina, Beytullah” NF
hammed’in muhaliflerinden
11/3, KE 3r/13, ME 56/3, HKT
olup yazdığı şiirlerle
18a/2, HŞ 103, kaǿbe yöresin-
Kureyşlileri ona karşı ayaklan-
deki mescid “Mescid-i Haram”
dırmaya çalışmıştır” HKT
HKT 270b/2, kaǿbe-ħāne “Ka-
85b/3
be” NF 269/15, kaǿbeġa ıđılġan
kaǾbüǿl-aħbār (<ö.a.) “Ebu İshak
nirse “Kabe’ye gönderilen şey
KaǾb bin Mânî. Hz. Muham-
(kurbanlık hayvan krş. kaǿbege
med döneminde yaşamış riva-
iđilgen nirse” HKT 119a/4,
yetleri ile meşhur bir hadis e kaǿbege iđilgen nirse “Kabe’ye
ravisi” KE 44v/13, imām kaǾb ğ
i
gönderilen şey (kurbanlık hay-
“Ebu İshak KaǾb bin Mânî. Hz. t
i
m van krş. kaǿbeġa ıđılġan nirse”
Muhammed döneminde yaşa-
y HKT 103b/6
mış rivayetleri ile meşhur bir a
y
kābe ķavseyn (<A.) “iki yayın ara-
hadis ravisi” KE 175r/16, kaǾb ı

sındaki uzaklık, miraçta Hz.


n
e
“Ebu İshak KaǾb bin Mânî. Hz. v
i Muhammed’in Allah’a yakınlı-
Muhammed döneminde yaşa-
ğına kinaye” KE 209r/14
mış rivayetleri ile meşhur bir
kaǾbeteyn (<F.) “tavla zarı” HŞ
hadis ravisi” KE 27v/5
2187
ķaba “sık, gür” ķaba saķal “sık ve
ķabırçaķ “sandık”İML 169
gür sakal” KE 18v/16
ķabıslıķ (<A.) “öğünme” ķabıslıķ
ķabaķ“kavak (ağacı)” KE 157v/7,
ėt- “öğünmek, kendini öğmek”
ķabaķ yıġaçı “kavak ağacı” KE
ME 175/6
55r/16
ķabıż (<A.) “karşılık” ķabıż ķılış-
ķabaķçı “öncü asker, birlik” K I/15
“karşılık vermek” ME 197/5
ķabaķçılıķ “öncülük” K I/23
ķābil (<A.) “mümkün, olabilir”
ķabāla (<A.) “kadının verdiği
MM 178/4
huccet krş. ħable” AO II/25
ķābįl (<ö.a.)“Hz. Adem’in büyük
ķabar- “kabarmak, şişmek, su top-
oğlu ve Habil’in kardeşi” NF
lamak” KE 178v/3, ME 133/2,
337/1, KE 14v/14, MM 52/2
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 277

ķabįle (<A.) “kabile, uruk” NF mak” NF 10/10, KE 10v/21,


19/15, KE 94v/21, HKT 410a/6 ME 36/5, MM 35/1, HKT
ķabįlelıġ (<A+T.)“kabileli, kabile- 463b/8, HŞ 233, MN (1) 11/5,
den olan” NF 72/11, KE MN (2) 4/38, 2. “yargılamak,
241v/14, ķabįlelıġ bol- “bir ka- merhamet etmek, bağışlamak”
bileden olmak, bir kabileye HKT 463b/8, ķabūl ķılġan “ka-
mensup olmak” NF 399/17 bul eden” HKT 446a/3, ķabūl
kābin (<A.) “damadın geline ver- ķılın- “kabul edilmek” HKT
diği ağırlık, eşya, nikah parası 59a/7, ķabūl ķılıp yanut birgen
krş. kābįn” kābin baġla- “nikah “kabul edip karşılığını veren,
parasını belirlemek, erkeğin ka- mükafatlandıran, esma-i
dına vereceği nikah parasını hüsna’dan eş-şekūr” HKT
tespit etmek” HŞ 4110, kābin 418a/3
ķıl- “nikah parası vermek” HŞ ķabūliyyet (<A.) “kabul etme” MM
2894 326/4
kābįn(<A.)“damadın geline verdiği ķabūlluķ (<A.+T.) “kabul etme”
ağırlık, eşya, nikah parası krş. MM 327/1
kābin” NF 409/14, KE 48r/19, e
ğ ķabur “kemançe” İML 161 k
ME 15/7, HKT 79b/8, kābįn
i
t ķaburġa “kaburga” MM 197/1
i
bėr- “mehir vermek, nikah pa- m kaǾbüǿl-aħbār (<ö.a.) “Ebû İshâk
rası vermek” NF 409/14 y
a
KaǾb bin MâniǾ. Hz. Muham-
kābįnsiz (<A.+T.) “nikah parasız, y
ı med devrinde yaşamış rivayet-
n
eşyasız” HŞ 3641 e leri ile meşhur hadis râvisi” NF
v
ķābiżüǿl-ervāĥ (<A.) “ruhları alan, i
128/15
Azrail” KE 237r/4 ķabż (<A.) “alma, el ile tutma, ele
ķabr(<A.)“kabir, mezar” KE alma, Azrail tarafından canın
200r/14 teslim alınması” MM 258/1,
ķabrüǿl-Ǿarūseyn (<ö.a.) “Bedr ķabż ķıl- “almak, teslim almak,
savaşında şehit olan karı koca- ele almak, öldürmek” NF
nın kabri” KE 224v/17 87/11, MM 261/4
ķabuķ “kabuk” KE 120r/20 ķabża (<A.) “avuç, bir avuç, bir
ķabūl (<A.) “kabul, razı olma” avuç dolusu, bir şeyin tutulacak
MM 257/2, HKT 52a/1, K sapı” NF 277/9, KE 211v/7,
VI/17, ķabūl bol- “kabul etmek, HKT 444b/7
razı olmak” NF 37/16, KE ķaç “kaç, bir kaç” NF 332/6, KE
11v/18, ķabūl et- “kabul etmek, 27v/15, MM 101/2, HŞ 196, K
razı olmak” KE 22r/19, ķabūl XI/18, ķaç-ķaç “tekrar tekrar”
ķıl- 1.“kabul etmek, razı ol- ME 92/5
278 | D r . Suat ÜNLÜ

ķaç-“kaçmak krş. ķaş-” NF 155/13, ķad (<A.) “yetişir, kifayet eder,


KE 12v/1, ME 211/3, HKT kafi” ķad śafā “kifayet edecek
430b/5, HŞ 3440, İML 116, AO kadar saflık, yeter derecede saf-
III/11, ķaçġanlıķ ĥālı üze “ka- lık” KE 47v/14
çarak” HKT 551b/7, ķaçıp ķadar (<A.) “mikdar, kadar” NF
ķurtulġu yir “kaçıp sığınacak 166/9, KE 212v/14, MM 104/3,
yer, kurtuluş yeri” HKT 460a/1, HŞ 1493, K V/16
ķaçmaķ “uzaklaşma, kaçma” ķađaş“akraba, hısım, kardeş
HKT 497a/1 krş.ķadaş, ķayaş” HKT 399b/1
ķaçaġ “bozgunluk, hezimet” İML ķadaş “akraba, hısım, kardeş krş.
146 ķayaş, ķađaş” NF 48/15, HŞ
ķaçan “ne zaman, ne zaman ki, 2607
….dığı zaman krş. ķaçanı” NF ķadaşlıġ“hısım, akraba olan krş.
16/14, KE 4v/15, MM 19/3, ķayaşlıġ, ķađaşlıķ” KE 2r/2
HKT 206a/5, HŞ 3455, MN (2) ķađaşlıķ“hısım, akraba olan krş.
8/75 ķaçan kim “ne zaman ki, - ķayaşlıġ, ķadaşlıġ” HKT 417a/3
dığı zaman “NF 3/17, KE e
ğ
ķadd (<A.) “boy” HŞ 446, MN (2)
209v/15, MM 291/1, HKT i
t 25/243
17a/2, ķaçanġa tegi “ne zamana
i
m ķaǾde (<A.) “namazda selamdan
değin, ….dığı zamana değin” y
a
önce Ettehiyyatü okunan otur-
KE 81v/6, ķaçanķa tegi “ne za- y
ı ma bölümü” MM 139/4
mana değin, ….dığı zamana ķadeh (<A.) “kadeh, bardak, kase
n
e
v
değin” KE 229v/21 i krş. ķadeĥ” HŞ 1569
ķaçanı 1. “ne zaman ki krş. ķaçan” ķadeĥ (<A.) “kadeh, bardak, kase
İML 94, 2. “ne zaman” İML 95 krş. ķadeh” NF 437/17, KE
ķaçġaķ “kaçak, firar eden krş. 148r/15, MN (2) 6/49, ķadeĥ
ķaçķaķ” KE 74r/11 kiltür- “kadeh getirmek, kadeh
ķaçġaķlıķ “kaçaklık” KE 73v/4 kaldırmak, içmek” MN (2) 3/21
ķaçġınçı“bozguna uğrayan, mün- ķadem 1. (<A.) “adım, ayak” NF
hezim” İML 146 434/1, KE 53r/9, MM 292/2, 2.
ķaçır “katır krş. ħaçır, ħaŧır, ħacır, “mutluluk” MM 294/3, ķadem
ķaŧır, ķatır” KE 43r/2 bas- “ayak basmak, adım at-
ķaçķaķ“kaçak, firar eden krş. mak, girmek” K VII/21, ķadem
ķaçġaķ” KE 104r/16 ķıl- “adım atmak“MM 291/2,
ķaçu “baraj, set, bent” NF 82/5 ķadem ur- “bir işe başlamak”
ķaçur-“kaçırmak” NF 75/2, KE KE 197v/15, HŞ 61
104r/6, ME 76/4, HŞ 3903, AO ķademlıġ(<A.+T.) “uğurlu” KE
III/10 181r/11
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 279

ķader (<A.) “alın yazısı, kader” NF 10/2, KE 14v/21, ķađġuluġ


MM 14/3, HŞ 4456 ķıl- “kaygılanmak, tasalanmak,
ķadersiz (<A.+T.) “kadersiz, bed- endişe duymak” KE 105r/10
baht” NF 231/6 ķađġur-“kaygılanmak, üzülmek,
ķađġu “kaygı, üzüntü, endişe krş. tasalanmak, endişelenmek krş.
ķayġı, ķayġu, ķadġu, ķuđġu” ķayġur-, ķađşur-” NF 5/17, KE
HKT 236a/8, HŞ 281, ķađġu 59r/20, ME 135/8, HKT
bir- “üzüntü vermek, kaygılan- 108b/4, HŞ 2794
dırmak, endişe ettirmek” HŞ ķađġurt-“kaygılanmak, üzmek,
1206, ķađġu yi- “kaygılanmak, üzülmek, kaygıya düşürmek”
kaygıya düşmek” HŞ 386, NF 354/6, ME 40/1, HKT
ķađġu yud- “kaygılanmak, kay- 207b/8
gıya düşmek” HŞ 1075, ķađġurtul-“kaygıya düşürülmek
ķađġunı āşkāre ķıl- “keder ve krş. ķayġurtul-” HKT 381b/7
üzüntüyü açığa vurmak, belli ķađġusuz“kaygısız” ME 106/4, HŞ
etmek” HKT 271a/9 1561, ķađġusuz bol- “kaygısız
ķadġu “kaygı, üzüntü, endişe krş. olmak, dertsiz ve tasasız ol-
ķayġı, ķayġu, ķađġu, ķuđġu” e
ğ mak” HŞ 1124, ķađġusuz tur- k
NF 214/17, KE 6r/6, ME 40/6,
i
t “kaygısız olmak, üzgün olma-
i
MM 373/3, ķadġu emgek “kay- m mak” HŞ 3290
gı ve sıkıntı” KE 22v10, ķadġu y
a
ķađġusuzluķ“kaygısızlık, rahatlık,
bol-“kaygılanmak, endişelen- y
ı huzur” ķađġusuzluķ tile- kay-
n
me, endişeli olmak” NF 438/4, e gısızlık istemek, rahatlık iste-
v
ķadġu kel- “kaygılanmak, i
mek, huzur aramak” NF 61/1
endişenmek, endişeye düşmek” ķāđį(<A.) “kadı, hakim krş. każı,
NF 120/11, ķadġu saçıl- “ferah- każį” ME 77/4
lamak” KE 68v/10, ķadġu tüş- ķadįm (<A.)“ezeli, öncesi bilinme-
“üzmek, üzülmek, kaygıya yen” NF 225/13, KE 1v/7, HŞ
düşmek” KE 131v/20, ķadġu 4600
yė- “kaygılanmak, tasalanmak” ķadįmį (<A.) “eski” AO IV/19
KE 223v/16 ķādir (<A.) “kadir, malik, kudret
ķađġuluġ “kaygılı, tasalı, üzgün, sahibi (Allah), esma-i
üzüntülü, ķayġuluķ, ķayġuluġ” hüsna’dan el-kadir” NF 50/6,
NF 16/7, KE 33r/7, ME 128/5, KE 31v/2, HKT 425a/7, HŞ
HKT 163b/2, ķađġuluġ muñluġ 393, MN (1) 1/1, MN (2) 6/58,
“kaygılı ve sıkıntılı” KE 99r/14, ķādiruǿllāh “her şeye kadir olan
ķađġuluġ bol- “kaygılanmak, Allah, kudret sahibi olan Allah,
tasalanmak, endişe duymak”
280 | D r . Suat ÜNLÜ

esma-i hüsna’dan el-kadir” KE ķafes (<A.) “kafes” HŞ 3313


181v/11 kāfir (<A.) “kafir, inanmayan,
ķādirlıķ(<A.+T.) “güçlülük, kud- iman etmeyen krş. kāfer, kefer”
retlilik” KE 209v/13 NF 11/11, KE 34r/2, ME 170/7,
ķadirsiz(<A.+T.) “değersiz krş. MM 52/1, HKT 92b/9, HŞ
ķadrsız” ME 229/6 4708, MN (1) 21/11, K VI/17,
ķadr(<A.) “değer, kıymet, itibar” kāfir bol- “küfretmek, inkar et-
NF 322/6, KE 146r/3, MM mek” NF 134/16, KE 23v/12,
22/2, HŞ 2604, MN (2) 28/278, HKT 40a/8, kāfir bolġan “küf-
ķadr tüni “Ramazan ayının yir- reden, kafir olan” HKT 44a/7,
mi yedinci gecesi, kadir gecesi” kāfir bolmaķ “inanmama, inkar
HKT 577b/2 etme” HKT 32a/1, kāfir tişi
ķadreǿt-teşehhüd (<A.) “namazda “inkar eden, inanmayan kadın”
oturuşta Ettehiyyatü okuyacak HKT 527b/4
kadarki süre” MM 112/3 kāfire (<A.) “kadın kâfir” KE
ķadrsız (<A.+T.) “değersiz, hakir 145r/4, kāfire bol- “küfretmek
krş. ķadirsiz” HKT 396b/1, e
ğ
(kadın), inkar etmek (kadın)”
ķadrsızraķ 1. “daha değersiz” i
t KE 145r/13
i
HKT 9a/6, 2. “en aşağıda olan, m kāfirlıķ <A+T.)“kafirlik, Tanrıya
ayak takımı” HKT 216a/4 y
a
inanmama, küfr krş. kāfirlik”
ķađşur-“kaygılanmak, üzülmek y
ı NF 72/9, KE 215v/19, ME
krş. ķađġur-, ķayġur-” HKT 90/7, HKT 69b/6, kāfirlıķ ķıl-
n
e
v
471b/5 i “Tanrıya inanmamak, küfre
ķāf (1) (<A.) “Arap alfabesinin girmek” NF 48/15, KE 184r/16
21. harfi, kaf” MM 262/2 kāfirlik(<A+T.)“kafirlik, Tanrıya
ķāf(2) (<ö.a.) “masallarda zümrüd- inanmama, küfr krş. kāfirlıķ”
i anka kuşunun yaşadığı rivayet KE163v/6, HKT 115a/9
olunan dağ” KE 173r/3, HŞ ķāfiye (<A.) “nazımda şiirlerin
597, ķāf taġı “Kaf dağı” KE sonlarında tekerrür eden ve aynı
26v/5, MN (1) 22/3 sesi veren harflerin hareke ve
ķafā (<A.) “kafa” ķafā şaş- “karar- sükun hallerindeki birleşmeleri”
sız olmak, şaşırmak” KE ME 80/8
145v/9 ķaftan “kaftan” ME 190/6, HŞ
ķāfile(<A.) “kafile, kervan” NF 767, İML 166
15/3, KE 216v/15 kāfūr (<A.) “Hindistanda yetişen,
kāfer(<A.)“kafir, inanmayan, iman beyaz ve yarı saydam kolaylıkla
etmeyen krş. kāfir, kefer” HŞ parçalanan kokulu madde” NF
4480 162/12, KE 63r/15, HKT
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 281

558a/6, HŞ 663, kāfūr gül-āb kāhillik (<A.) “tembellik krş.


“kokulu gülsuyu” KE 80v/10 kāhillıķ” ME 177/7 kāhillik ķıl-
ķaġal “eğersiz at” İML 171 “tembellik yapmak, işi yerine
kāġıd (<F.) 1.“kağıt krş. ķaġıź” NF getirmemek” ME 169/1
56/11, HKT 124a/9, HŞ 1166, kāhin (<A.) “kahin” NF 82/6
2. “yazılı kağıt yaprağı” HKT ķahr (1) (<A.) “kahır, üzüntü krş.
556a/7 ķahır” HŞ 4578, ķahr ķıl- “si-
kaġıd (<A.)“nişane” ME 226/7 tem etmek, sitemde bulunmak”
ķaġıź (<F.) “kağıt krş. kāġıd” KE KE 51v/11, HŞ 353
53r/14 ķahr (2) (<A.)“zorlama, eziyet,
ķaġun “kavun krş. ķavun” KE öfke, kızgınlık, mahvetme, yok
12v/18 etme” NF 239/1, MM 51/4,
ķahhār (<A.) “çok kahreden, esma- ķahr ķıl- “zulmetmek, ezmek,
i hüsna’dan el- ķahhār” ķahhār haksızlık etmek” NF 207/13,
iđi “çok kahreden Allah, esma-i HKT 576a/3, ķahr ķılġan 1.
hüsna’dan el- ķahhār” MM 51/3 “galip, hâkim” HKT 209b/7, 2.
ķahhārlıķ(<A.+T.) “kahredicilik” “üstün, galip ve tasarruf sahibi,
ķahhārlıķ ķıl- “kahretmek, e
ğ esma-i hüsna’dan el-ķahhār” k
kahredecilik vasfını göstermek”
i
t HKT 251b/9
i
KE 25v/14 m ķaĥŧ (<A.) “kıtlık krş. ķaĥıt” HKT
ķahır (1)(<A.) “kahır, sitem krş. y
a
332b/4, ķaĥŧ yıl “kıtlık olan yıl,
ķahr” ME 130/5, MM 95/4 y
ı kıtlık yılı” NF 22/2, ķaĥŧ yılları
n
ķahır(2)“yok etme, zorlama” e “kıtlık yılları” HKT 160b/7,
v
MM95/4, ķahır ķıl- “zulmet- i
ķaĥŧġa tüş- “kıtlıkla karşılaş-
mek, ezmek, haksızlık etmek” mak, kıtlığa düşmek” ME 19/1
MM 319/4 ķaĥŧlıġ (<A.+T.) “kıtlık krş.
ķaĥıt (<A.) “kıtlık krş. ķaĥŧ” ME ķaĥŧlıķ” KE 153r/8
19/1 ķaĥŧlıķ (<A.+T.) “kıtlık, kuraklık
kāhil (<A.) 1.“ihmal eden, bir işi krş. ķaĥŧlıġ” NF 123/16, KE
yerine getirmeyen, tembel” 14r/11, ķaĥŧlıķ bol- “kıtlık ol-
HKT 188b/7, 2. “olgun, orta mak, kuraklık olmak” NF
yaşlı” HŞ 1723, kāhil-i namāz 409/7, KE 62v/15
“namazı ihmal eden, namazda ķāǾide (<A.) “kaide, usul, yol,
tenbellik eden” KE 212v/2 nizam” KE 226r/4
kāhillıķ(<A.)“tembellik ķāim (<ö.a.) “Kaim” HŞ 322
krş.kāhillik” kāhillıķ ķıl- “tem- ķaķ “koşuda geri kalan at” İML
bellik yapmak, işi yerine getir- 171
memek” NF 31/12
282 | D r . Suat ÜNLÜ

ķaķ-“kakmak, itelemek, dövmek, fiil” NF 439/17, KE 97v/10,


vurmak, kapatmak” NF ķalġan 1. “kalan, geri kalan”
265/15, KE 192r/15, HKT HKT 38a/5, HŞ 2859, 2. “baki”
544b/3, HŞ 1150, MN (1) 7/7 HKT 267a/6, ķalġanraķ “daha
ķaķı“azar, korkutma, tehdit krş. kalıcı, daha baki” HKT 309b/2
ķaķıġ” HŞ 3645 ķalǾa (<A.) “kale” NF 138/8, KE
ķaķı-“korkutmak, azarlamak” ME 134v/3, MM 382/1, HŞ 2694, K
41/26, HKT 156b/5, HŞ 3692, VI/25, ķalǾa ķopar- “kale inşa
ķaķımaķ “korkutma, tehdit” etmek” KE 177v/11
HKT 496a/4 ķālā(<F.) “kumaş krş. kāle” KE
ķaķıġ “azar, korkutma, tehdit krş. 95r/2
ķaķı” HKT 497b/2, HŞ 3092 ķala-“koymak, bırakmak, itekle-
ķaķıla- “karga kağılamak” İML mek, atmak” KE 240v/15
116 ķalaġlıġ “zırhlı, örtülü” KE 44v/4
ķaķır- “boğazını gürültü ile temiz- ķalan “toprak vergisi” AO II/37
lemek, hafifçe öksürmek” KE ķalançı “kalan vergisi toplayan
165v/21, İML 106 e
ğ
kişi” K I/14
ķaķış-(1) “birbirine kızışmak” ME i
t kālbed(<F.)“vücut, beden krş.
i
198/2 m kālbüd” NF 278/7
ķaķış- (2) “göz edişmek” ME y
a
kālbüd (<F.) “kalıp krş. kālbed”
197/1 y
ı ME 22/1
ķaķıt-“kızdırmak, canını sıkmak” ķaldır-“kaldırmak, çıkarmak krş.
n
e
v
HŞ 2315 i ķaldur-, ķaltır-” İML 109
ķaķla-“(eti dilip) kurutmak” ME ķaldur-“kaldırmak, çıkarmak krş.
83/6 ķaldır-, ķaltır-” NF 237/11, ME
ķaķratġu “doğan davulu” İML 146 60/6, MM 297/2
ķaķşa-“parça parça olmak, dağıl- kāle (<F.) “eşya, mal krş. ķālā” KE
mak” KE 23r/19 225r/15, ME 216/3, HKT
ķaķtur-“taktırmak, koydurmak” 228a/1
KE 148v/10 ķalem (<A.) “kalem, yazı kalemi,
ķal-1.“kalmak, geride bulunmak, hüküm” NF 8/6, KE 75r/16,
miras kalmak” NF 7/16, KE ME 81/6, MM 406/2, HKT
134v/3, ME 24/5, MM 145/3, 577a/3, HŞ 1166, ķalem yöri-
HKT 44b/2, HŞ 3403, MN (1) “hükmetmek” NF 238/12
14/9, İML 105, AO III/15, MN ķalġı-“sıçramak, fırlamak” İML
(2) 43/432, 2. “varlığını koru- 112
mak, baki olmak” HKT 509a/2, ķalġın- “sıçranmak, fırlanmak”
3. “devamlılık gösteren tasviri İML 124
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 283

ķalı (1) “halı krş. ġalı” NF 210/2, ķalķançı “kalkan yapan yahut satan
HŞ 4085 kimse” İML 155
ķalı (2) “eğer” İML 93 ķallāş (<A.) “muhtaç durumda
ķalı- “yükselmek, kalkmak” ME olma” ķallāş bol- “muhdaç ol-
24/8 mak, muhtaç duruma düşmek”
ķal(ı)ġ“küskünlük, kırgınlık” KE KE 108v/1
234v/12 ķalneĥad (<ö.a.) “bir şehir” KE
ķalıķ “gökyüzü” ME 15/6 87r/7
ķalıķlıķ “yetersizlik, tembellik” ķaltır-“kaldırmak krş. ķaldur-,
ME 206/4, ķalıķlıķ ķıl- “yeter- ķaldır-” İML 131
siz kalmak, tembellik göster- ķalundu “kalıntı, artık” ME 13/6
mek” ME 74/6 ķalyā (<F.)“patlıcan, kabak gibi
ķalın “kadına verilen çeyiz krş. yemeklerin yağda kavrularak
ķalıñ (1)” KE 43v/1 pişirilmişi” HŞ 3466
ķalıñ (1)“kadına verilen çeyiz krş. kām (<F.) “murat, arzu, istek” HŞ
ķalın” KE 242r/3, ķalıñ bėr- 2323, kām bol- “muradı olmak,
“çeyiz vermek” KE 43v/1 arzu ve istekte bulunmak” HŞ
ķalıñ (2)“kalın, sık, çok, kalabalık” e
ğ 2109, kām ķıl- “murat etmek, k
NF 33/1, ķalıñ barçın “sık do-
i
t arzulamak, istemek” HŞ 3561
i
kunmuş, kalın ipek” HKT m ķam“kahin” HKT 546a/7, İML 75,
559a/4 y
a
ķamlar sözini sözlegen “kahin-
ķalınlıġ“kalınlık, genişlik krş. y
ı ler gibi konuşan” HKT 501b/5
n
ķalıñlıķ” MN (1) 4/3 e ķama- “kamaşmak” MN (2) 11/108
v
ķalıñlıķ“kalınlık, genişlik krş. i
ķamaş- “kamaşmak” NF 102/6
ķalınlıġ” NF 66/9, KE 4r/2 ķamçı “kamçı” NF 64/2, KE
ķalıtış-“çarpışmak, vuruşmak” ME 100v/10, ME 50/2, HKT
142/3 335b/3, HŞ 323, İML 87, MN
ķalķal “sürahiden su dökülürken (2) 8/72, ķamçı ur- “kamçıyla
çıkan ses” HŞ 1052 vurmak, kamçılamak” KE
ķalķan“kalkan, koruyucu” NF 222r/8, HŞ 773
139/15, KE 62v/19, ME 153/6, ķamçıġu“ayak hastalığı, nasır”
HKT 521a/6, HŞ 299, İML 173 İML 164
ķalķan bol- “korumak koruyucu ķamçıla-“kamçıyla vurmak, kamçı-
olmak” KE 193v/11, ķalķan ķıl- lamak” HKT 335b/2
“korumak” KE 223v/21, ķalķan ķamçılaş-“kamçı ile vurmak” ME
tut- “korumak, muhafaza et- 110/1
mek” HŞ 1725 ķamer (1)(<A.) “ay” KE 77r/15,
MM 34/1, MN (2) 23/231
284 | D r . Suat ÜNLÜ

ķamer(2)(<ö.a.) “Yakub peygam- ķamur-“kesmek, koparmak” KE


berin altı karısından biri” KE 119v/10
66v/14 ķan “kan” NF 12/17, KE 9v/17,
ķāmet (1)(<A.) “boy” NF 386/17, ME 141/2, MM 76/3, HKT
KE 29v/6, HŞ 1425 323a/8, HŞ 3983, MN (1)
ķāmet (2)(<A.) “iç ezan” ķāmet 21/12, İML 139, MN (2) 8/72,
ķıl- “iç azan okumak, ezan ķan aħıt- “kan akıtmak, kan
okumak” ME 51/4 akmak” KE 248r/21, ķan alġıçı
ķamġaķ “sarımsak” HŞ 2303 “kan alıcı” İML 145, ķan bol-
ķamıç “kepçe” İML 169 “kanamak, kanlanmak” KE
ķamıġ1. “kamu bütün (belirsiz sıfat 114v/21, ķan çıķ- “kanamak”
krş. ķamuġ, ķamu, ķamuķ” HŞ KE 171r/4, ķan ķıl- “ kanat-
313, 2. “herkes (belirsiz zamir)” mak” NF 425/3, KE 17v/5, MN
HŞ 351 (1) 21/1, ķan istegüçi “öldürü-
ķamış “kamış” KE 132r/13, HŞ len kişinin velisi, mirasçısı”
1828, İML 182 HKT 274a/1, ķan tök- “öldür-
ķamışlaġ “kamışlık bölge, kamışlı e
ğ
mek” NF 277/3, KE 6r/3, ķanġa
yer, sazlık” HŞ 1771, İML 182 i
t bat- “adam öldürmek” HŞ
4502, ķanġa bulġan- “adam öl-
i
kāmil (<A.) “kamil bilgisi ve ahla- m

kıyla olgun (kişi)” NF 158/16, y


a
dürmek, kana bulanmak” HŞ
KE 136v/10, HŞ 272 y
ı 4557, ķanġa kir- “adam öldür-
ķamluķ “kamlık, kahinlik yapmak” mek” HŞ 3911
n
e
v
ķamluķ ķıl- “kamlık, kahinlik i kān (<F.) “kaynak, memba, maden,
yapmak” NF 294/16 hazine” MM 345/2, HŞ 1112,
ķamruķ “taşak” ME 150/6 MN (2) 9/87, kān çıķar- “maden
ķamu“hep, hepsi, bütün krş. çıkarmak” KE 249v/4, kān ya-
ķamuġ, ķamıġ, ķamuķ” KE rat- “maden bulmak, maden çı-
151v/16 karmak” MN (2) 6/58, kān-ı
ķamuġ 1.“hep, hepsi, bütün krş. melāhāt “güzellik kaynağı”
ķamu, ķamıġ ķamuķ” NF 36/1, MN (2) 28/272
KE 4r/13, ME 226/4, MM 3/4, ķan- “kanmak, doymak” NF 22/11,
HKT 423b/3, CE 2/1, MN (2) KE 89r/17, ME 154/1, HKT
44/437, 2. “her, her bir” HKT 512b/3, HŞ 3572, İML 109,
5b/1, ķamuġ birikip “toplu ola- ķanmaġan “doymayan, kanma-
rak, topluca” HKT 524a/9 yan” HKT 512b/3
ķamuķ “hep, hepsi, bütün krş. ķana-“kanamak” NF 354/17
ķamu, ķamıġ ķamuġ” MN (2) ķanāǾat (<A.) “kanaat, yetinme,
16/158 razı olma krş. kanaǾat” NF
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 285

300/17, MM 54/3, MN (1) ķand(<A.) “şeker” HŞ 465, MN (2)


14/10, MN (2) 43/433, HŞ 25/249
4060, ķanāǾat ve şükr “kanaat ķanda“nereye, nere, nereden krş.
ve şükür” KE 189r/21, ķanāǾat ķayda” NF 106/13, KE 12r/16,
ķıl- “razı olmak, yetinmek, ka- HŞ 3345, İML 96
naat etmek” NF 192/15, KE ķandın“nereden krş. ķaydın” NF
132v/11, ME 175/1, HŞ 1159 22/14, KE 33r/9, HŞ 1307
ķanādįl (<A.ç.) “kandiller” MM ķandil(<A.) “kandil krş. ķandįl”
403/1 HŞ 3492
ķanaġu “neşter” İML 160 ķandįl (<A.) “kandil krş. ķandil”
ķanat “kanat” NF 162/14, KE NF 156/10, KE 34r/9
137v/15, ME 100/7, HKT ķandur-“kandırmak, doyurmak”
128a/1, HŞ 339, MN (1) 10/5, NF 124/13, ME 107/6, HŞ
İML 176, ķanat toķı- “kanat 1690
vurmak, kanat çırpmak, uçmak” ķanġaķ “büyük gemi” İML 161
KE 26v/16, ķanat ur- “kanat ķanġusuz “kanmayan, doymayan”
vurmak, kanat çırpmak, uçmak” NF 439/11
HŞ 1641, ķanatların yay- “ka- e
ğ ķanı“hani, nerede” NF 73/1, KE k
natlarını açarak süzülmek”
i
t 10v/11, MM 189/4, HŞ 4438
i
HKT 540b/8 m ķāniǾ (<A.) “kanaat eden, yetinen”
ķanat-“kanatmak” NF 386/6, KE y
a
KE 110v/21
86r/13 y
ı ķañlı “kağnı” KE 137v/18
n
ķanatlıġ “kanatlı krş. ķanatlıķ” KE e ķanlıġ“kanlı, yaralı” NF 112/10,
v
44v/10, ķanatlıġ aŧ “ kanatlı at, i
KE 44r/21, ķanlıġ bol “yara-
Hz. Peygamberi Miraç’a taşı- lanmak, yaralı olmak” KE
yan Burak” KE 139v/13 240v/6
ķanatlıķ“kanatlı krş. ķanatlıġ” MN ķap (1) 1 “kapak” ME 171/4, 2.
(1) 9/8 “kap, kacak, çanak” KE 228r/9,
ķanber (<ö.a.)“Hz. Ali’nin hizmet- ME 62/6, HKT 459b/7, 3. “ka-
karı” NF 135/9, KE 240v/6 buk” NF 18/5, İML 182, 4. “kı-
ķanca “nereye, nereye dek krş. lıf, kın” İML 129, ķap ħarcı “bir
ķança” İML 96 tür vergi” K I/25
ķança“nereye krş. ķanca” NF ķap (2) “+pekiştirme ön eki” ķap
410/3, KE 41v/13 ķara “simsiyah, kapkara” NF
ķancıķ“dişi köpek” KE 27v/13, 34/2, KE 153v/18, ME 164/5,
ME 27/8 HKT 417b/7
ķancıķ-“kanlanmak, kan akmak” ķap (3) “eğreti hısım, akraba” ķap
HŞ 4636 ķarındaş “yakın akraba ve hı-
286 | D r . Suat ÜNLÜ

sım” KE 105r/7, ķap ķayaş koymak” NF 61/7, KE 161r/14,


“yakın akraba ve hısım” KE HŞ 4528, İML 129
181r/19 ķaplaġlıġ “kaplanmış olan, kaplı”
ķap- 1.“kapmak, almak, kapıp ķaplaġlıġ bėr- “kaplamak, bir
almak” ME 63/6, HKT 322b/4, şeyle kaplamak, örtmek” KE
HŞ 1638, İML 102, 2. “(gözü) 46v/19
almak, kamaştırmak” HKT ķaplan“kaplan” KE 137r/10, İML
3b/8, ķapa yaz- “neredeyse gö- 174
zünü almak” HKT 3b/8, ķaplaştur- “birleştirmek, karıştır-
ķapmaķ “kapma, kapış” HKT mak” HŞ 3815
426a/2 ķapsa- 1.“kaplamak, sarmak, ku-
ķapa-“kapamak, etrafını çevirmek, şatmak” NF 322/7, KE 69r/3,
kapsamak” KE 112v/18 ME 25/5, HKT 285b/5, HŞ
ķapaġ “kapak, kapı krş. kapaķ” HŞ 1494, MN (1) 14/9 2. “içine
700 almak, ihtiva etmek” MM 94/2,
ķapaķ(1) “kapak krş. ķapaġ (1)” HKT 142a/7, 3. “kapsamak,
HŞ 1095 e
ğ
kavramak, anlamak” HKT
ķapaķ(2)“göz kapağı” MM 395/1, i
t 250b/2, ķapsaġan “kuşatan, sa-
ran” HKT 445b/8, ķapsaġan
i
İML 140 m

ķapar-“kabarmak, şişmek, böbür- y


a
nirse “çeviren, kuşatan şey, du-
lenmek” NF 440/8 y
ı var” HKT 285a/6
ķapçı “kıncı” İML 157 ķapsan-“kaplanmak, kuşatılmak,
n
e
v
ķaparçuķ “kabarcık” NF 331/1 i sarılmak, etrafı çevrilmek” NF
ķapart-“uzakmak, çoğaltmak” NF 61/10, HKT 203a/2, MN (1)
81/14 14/3
ķapġa “sokak veya hisar kapısı” ķapsanıl-“kuşatılmak, sarılmak”
İML 179 HKT 286b/2
ķapıġ“kapı, eşik krş. ķapuġ, ķapu, ķapu “kapı, eşik, hizmet krş ķapıġ,
ķapuķ” ķapıġ tundur- “kapıyı ķapuġ, ķapuķ” K V/8
kapatmak, kilitlemek” İML 109 ķapuġ “kapı, eşik , hizmet krş
ķapıġçı “kapıcı” İML 155 ķapıġ, ķapu, ķapuķ” NF 37/15,
ķapķara “kapkara bkz. ķara” NF KE 19r/2, ME 29/6, HKT
34/2, KE 153v/18, ME 164/5, 450a75, HŞ 1150, MN (1) 4/4,
HKT 417b/7, HŞ 3491, İML ķapuġ berkit- “kapıyı kapatmak,
168 örtmek” KE 82v/9, ķapuġ ķaķ-
ķapla-“kaplamak, sarmak, kuşat- “kapıyı vurmak” KE 60r/18,
mak, etrafını çevirmek, kılıfa ķapuġ ķıl- “kapı yapmak, kapı
inşa etmek” KE 176r/4, ķapuġ
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 287

saķla-“korumak, muhafızlık “sütün kaymağı” İML 161, ķara


yapmak” NF 54/5 köz “siyah gözlü” İML 140,
ķapuġçı “kapıcı, nöbetçi, bekçi” ķara közlüg “siyah gözlü” HKT
KE 147v/16, HŞ 2363 510b/2, ķara ķurşun “kurşun
ķapuġluġ “kapalı, kapanmış krş. madeni” İML 178, ķara saç “ka-
ķapuġluķ” KE 28/2 ra saçlı” İML 139, ķara saçlı
ķapuġluķ“kapalı krş. ķapuġluġ” “kara saçlı” İML 84 ķara tütün
KE 44r/2 “kara duman” HKT 512a/4,
ķapuķ“kapı, eşik, hizmet krş ķapıġ, ķara ürük “siyah erik” İML 182,
ķapu, ķapuġ” MN (2) 28/275 ķara ķuyġu “kara sinek” HKT
ķapul-“kapılmak, kapılıp götürül- 327a/3 ,ķara yaġız “kızıl ile ka-
mek” HKT 374a/3 ra arası bir renk” HKT 571b/1
ķapuş- “(kol) kapışmak, kapışmak” ķara (2)“toprak” ķara yer “toprak,
ME 110/3, HŞ 1836 yeryüzü, toprak parçası” NF
ķar “kar, buz” NF 217/16, KE 378/11
68v/2, HŞ 1336, MN (1) 5/1, ķara (3)“(yılkı) ile birlikte hayvan,
İML 184 hayvan sürüsü” AO II/42, ķara
kār (<F.) “iş” kār it- “iş yapmak, e
ğ ılķı “hayvan sürüsü krş. ķara k
kazanmak” K VI/25, kār ķıl- yılķı” K I/21, ķara ķonaġı “ahır,
i
t
i
“tesir etmek” HŞ 1816 m hayvan barınağı” K I/17, ķara
ķar-(1) “inmek, yükselmek” İML y
a
sanı “hayvan sürüsü, hayvan
113 y
ı sayısı” K I/16, ķara yılķı “hay-
n
ķar-(2)“karmak, karıştırmak, yo- e van sürüsü krş. ķara ılķı” NF
v
ğurmak” ME 79/5, KE 182r/1, i
69/8, KE 23v/14
HŞ 1550 ķara-“bakmak” KE 81v/15, K 1/47
ķara (1)“kara, siyah, karartı, gölge, ķarabaş“cariye, kadın köle krş.
halk, ahali” NF 71/13, KE ķaravaş” NF 262/1, KE 36v/7,
26v/14, ME 163/4, HKT 27a/8, ME 64/8, HKT 32b/7, İML
HŞ 1596, MN (1) 9/1, İML 147, ķarabaş kişi “cariye, kadın
168, MN (2) 11/106, ķara köle” MM 72/2
balçıķ “çamur, balçık” İML ķarābe (<A.) “büyük şişe, büyük
178, ķara bol- “kararmak, si- testi” NF 185/1, HŞ 677
yahlaşmak” NF 38/15, NE ķarābet (<A.) “yakınlık, hısım-
27r/20, ME 163/3, ķara ev “oba, lık, akrabalık” ME 60/5, MM
keçeden ev” İML 180, ķara ķıl- 262/4
“kararmak, siyahlaşmak” KE ķara boġdan (<ö.a.) “Romanya’nın
27r/20, ķara ķılın- “karartıl- Moldavya eyaletinin Türkçe
mak” HKT 444a/6, ķara ķımız adı” K VI/13
288 | D r . Suat ÜNLÜ

ķarācāt(<A.ç.) “vergiler krş. ķaramluķ (<A.+T.) “aşıklık” ME


ħarācāt” Ka II/14 42/8
ķaraç bahatur (<ö.a.) “Ahmed ķaramtul “karamsı, siyahımsı” ME
Han’ın elçisi” AO V/11 164/4, ķaramtul sarıġ “siyahım-
ķaraçı “dilenci” İML 156 sı sarı” NF 340/14
ķaraġçı “ileri karakol” İML 145 ķaran (<ö.a.) “bir Arap kabilesi”
ķaraġu (1) “kör, âmâ” KE 10v/3, NF 399/7, ķaranlıġ “bkz. ķaran”
ķaraġu bol- “kör olmak, ama NF 400/3
olmak” KE 43r/16, ķaraġu ķıl- ķaranfūl (<A.) “karanfil” KE 13r/8
“kör olmak, köreltmek” KE ķarañġu “karanlık krş. ķarañķu,
60v/21 ķaranķu, ķarañu” NF 402/12,
ķaraġu (2)“karanlık” ķaraġu ķıl- KE 22r/18, HKT 422b/1, HŞ
“karartmak, karanlık hale ge- 3659, ķarañġu bol- “kararmak”
tirmek” ME 61/3 KE 170v/21
ķaraķ“göz bebeği, göz” KE 77r/15, ķarañġuluķ“karanlık krş.
HŞ 1389, MN (2) 14/135 ķarañķuluķ, ķaranķuluķ,
ķaraķçı(1) “dilenci, hırsız” HŞ e
ğ
ķarañķulıķ, ķarañuluķ” HKT
1217 i
t 340b/8, HŞ 1613
i
ķaraķçı(2) “büyücü” MN (2) m ķarañķu “karanlık krş. ķarañġu,
14/135 y
a
ķaranķu, ķarañu” NF 279/3, KE
ķaraķla- “yol kesmek, yağma et- y
ı 11v/11, HŞ 4466, ķarañķu bol-
mek” HŞ 874 “kararmak” NF 90/11, HKT
n
e
v
ķaraķolluķ “karakolluk, nöbetçilik i 132b/7, ķarañķu ķıl- “karart-
krş. ķaravulluķ” K I/24 mak” HKT 3b/9, ķarañķu ķılġan
ķaraķuş “tavşancıl” İML 175 “karartan” HKT 204a/1,
ķaralıġ (1)“(yılkı) ile birlikte hay- ķarañķu tün “karanlığı çöken
van sahibi” ķaralıġ yılķı “hay- gece, karanlık gece” HKT
van sürüsü olan” NF 130/1 583a/5, ķarañķusı kir- “karanlı-
ķaralıġ (2) “karalık, siyahlık, kara ğı basmak, karanlığı çökmek”
tenlilik krş. ķaralıķ” KE HKT 583b/1
215r/17 ķarañķulıķ“karanlık krş.
ķaralıķ “karalık, siyahlık, kara ķarañķuluķ, ķarañġuluķ,
tenlilik krş. ķaralıġ” KE ķaranķuluķ, ķarañuluķ” KE
187r/20, ME 163/4, HKT 156v/17
556b/3 ķaranķuluķ“karanlık krş.
ķaram (<A.) “(ġarām) aşık” ME ķarañġulıķ, ķarañķuluķ,
42/8, ķaram ķıl- “aşık etmek, ķarañķulıķ, ķarañuluķ” HKT
aşık olmak” ME 42/8 537a/1, HŞ 4195
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 289

ķarañķuluķ“karanlık krş. ķılġu nirse “yerleşilecek, karar


ķarañġuluķ, ķarañķuluķ, kılınacak şey” HKT 4a/5, ķarār
ķaranķuluķ, ķarañulıķ” KE ķılġu vaķt “yerleşme ve tahak-
114v/20, HKT 40a/9, kuk etme vakti” HKT 131b/2,
ķarañķuluķ bol- “kararmak” KE ķarār ķılġu yir “yerleşilecek,
118v/17 karar kılınacak yer” HKT
ķarañu“karanlık krş. ķaranķu, 397b/2, ķarār ķılış- “karşılıklı
ķarañġu, ķaranķu” ME 77/3, karar vermek, karşılıklı karar-
İML 152, ķarañu tünle “karan- laştırmak” ME 120/6, ķarār
lık gece” İML 185 ķılmaķ “sukunete kavuşma, hu-
ķarañuluķ“karanlık krş. zur bulma” HKT 64a/4, ķarār
ķarañķuluķ, ķarañġuluķ, tap- “sukunete kavuşmak, huzur
ķaranķuluķ, ķarañķulıķ” ME bulmak” KE 156r/6, ķarārı
157/8 ziyāde bol- “iyice sakinleşmek”
ķaranķu“karanlık krş. ķarañu, HKT 41a/7
ķarañġu, ķarañķu” ME 228/6 ķarar-1.“karanlık olmak, karar-
ķarār (<A.) 1.“karar, kararlılık, mak” KE 36v/3, ME 40/1, MN
dingin olma, sabır, tahammül” e
ğ (1) 21/9, HKT 61b/1, HŞ 2202, k
NF 360/5, KE 83/21, HKT
i
t 2. “kara olmak” NF 66/9, ME
i
250a/2, MN (1) 14/9, HŞ 648, m 163/3
2. “huzur, sukunet” HKT y
a
ķarārlıġ (<A.+T.) “yerleşme ve
488a/5, ķarār bėr- “karar ver- y
ı oturma yerine sahip olan” HKT
n
mek, kararlaştırmak” KE e 331a/5
v
143v/1, ķarār ķıl- 1.“durmak, i
ķarārsız (<A.+T.) “kendinde olma-
karar kılmak, kararlaştırmak” yan, kararsız krş. ķararsız”
NF 35/8, KE 66v/8, ME 215/8, HKT 495a/6, ķarārsız bol-
MM 245/4, HKT 215b/5, HŞ “kendinde olmamak, karar ve-
156, 2. “yerleşmek” MM 378/4, rememek” NF 345/16, ME
3. sukunete kavuşmak, huzur 236/3, HŞ 4182, ķarārsız ķıl-1.
bulmak” HKT 375b/7, ķarār “sarsmak, yerinden oynatmak”
ķıldur- “yerleştirmek” ME 37/3, HKT 278a/3, ME 26/2, 2. “ha-
HKT 328b/9, ķarār ķılġan 1. rekete geçirmek, dürtmek, kış-
“duran, karar kılan” HKT kırtmak” HKT 299b/5, ķarārsız
363b/5, 2. “sakin, huzurlu” ķılmaķ “hareket geçirme, dürt-
HKT 279b/8, ķarār ķılġu 1. me, kışkırtma” HKT 299b/5,
“yerleşilecek, karar kılınacak ķarārsız nirse “kararsız şey”
(yer)” HKT 365a/9, 2. “dinlen- HKT 501b/7
me vasıtası” HKT 135b/5, ķarār
290 | D r . Suat ÜNLÜ

ķarārsızlıķ (<A.+T.) “kendinde ķarġa “karga krş ķarķa” NF 260/1,


olmama, kararsızlık” HŞ 1707 KE 16r/8, HKT 109a/6, HŞ
ķarart- “karaya boyamak, karart- 4148, İML 175
mak” NF 325/12, KE 190r/8, ķarġa-“beddua etmek, lanetlemek
ME 98/3, MM 197/3, HŞ 3326, krş. ķarķa-” NF 116/12, KE
MN (1) 20/11 18r/14, HŞ 4259
ķarat- “lanetlemek, beddua etmek” ķarġavul “bir tür kuş” KE 14v/17
HŞ 4580 ķarġış “beddua, lanet krş. ķarķış”
ķarat bin ebį darüǿl-feġadį(<ö.a.) NF 12/12, HŞ 4268, ķarġış
“Kerbela olayında şehit olan duǾāsı “beddua, lanetleme” KE
müminlerden biri” KE 247r/15 169v/9
ķaravaş“cariye, kadın köle krş. ķarġu (1)“atmaca” KE 77r/15
ķarabaş” NF 151/17, HŞ 1999, ķarġu(2) 1.“karşılık, cevap” MM
K I/21 ķaravaş bėr- “cariye ola- 258/3, HŞ 4209, 2. “değersiz,
rak vermek, kadın köle ver- alel ade” HŞ 1591
mek” NF 219/5, ķaravaş bol- ķarı (1) “yaşlı, ihtiyar, kocamış
“cariye olarak verilmek, kadın e
ğ
erkek ve kadın” NF 34/8, KE
köle olmak” NF 284/5 i
t 104v/3, ME 99/2, MM 39/1,
i
ķaravaşlıķ“hizmetçilik” HŞ 4552, m HKT 553b/6, HŞ 792, İML
ķaravaşlıķ ķıl- “hizmetçilik y
a
143, ķarı bol- “yaşlanmak, ihti-
yapmak, hizmet etmek” HŞ y
ı yarlamak, ihtiyarlık çağına
3846 gelmek” ME 76/8, HŞ 991,
n
e
v
ķaravul “karakol, nöbetçi, gözcü” i ķarı Ǿavrat “ihtiyar kadın” HKT
KE 240r/5, K I/16 498b/7, ķarı tişi “ihtiyar kadın”
ķaravulluķ “nöbetçilik, gözcülük HKT 430b/3
krş. ķaraķolluķ” AO II/42 ķarı (2) “karış, bir uzunluk ölçüsü
ķarçaş- “ihtilafa düşmek” ME krş. ķarış (1)” KE 5v/20, MN
137/1 (1) 17/9
ķarçıġay “kartal, doğan” KE 147r/1 ķarı-“yaşlanmak, kocamak, ihtiyar-
ķardaş “kardeş krş. ķarındaş, lamak” NF 433/7, KE 216v/11,
ķarıntaş, ķadaş, ķayaş” KE ME 77/3, MM 359/4, HŞ 4240,
244v/15, AO V/2 MN (1) 17/11, İML 110
ķardaşlıķ “kardeşlik krş. ķarıl-“karışmak, katılmak” ME
ķarındaşlıķ” ķardaşlıķ kes- 4/5, KE 121v/10, HŞ 2003
“dostluğunu kesmek” KE ķarılıķ“yaşlılık, ihtiyarlık” NF
222v/7 65/14, KE 60r/3, HKT 391a/3,
HŞ 4238
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 291

ķarım “çukur, hendek” KE 30v/13, ķarındaş tutun- “kardeş olarak


ķarım ķaz- “çukur kazmak, kabul edilmek” NF 258/12,
hendek kazmak” KE 228r/15 ķarındaşı ķızı “yeğen” HŞ 424
ķarım “karışma” ķarım ķatımluķ ķarındaşlıķ“kardeşlik krş.
ėdiş- “karştırmak, karma karışık ķardaşlıķ” NF 91/15, AO IV/10
hale getirmek” ME 109/5, ķarındaşzāde (<T.+F.) “kardeş
ķarım ķatımluķ ķılış- çocuğu” HŞ 1130
“karştırmak, karma karışık hale ķarıntaş “kardeş, eş, dost, tanıdık
getirmek” ME 114/5 krş. ķardaş, ķarındaş, ķadaş,
ķarın 1.“karın, mide, göbek, ku- ķayaş” İML 144
şak” NF 337/4, KE 4r/16, ME ķarış (1) “karış, baş parmak ile
185/1, MM 72/3, HKT 141a/8, serçe parmakların uçları arasın-
HŞ 4483, MN (1) 18/15, İML daki açıklık, hayvanın ön ayağı
141, 2. “içi boş bölüm, boşluk” krş. ķarı (1)” KE 4v/4, HKT
HKT 490b/7, ķarın içinde oġlan 283b/3, İML 141
“cenin” HKT 504b/3, ķarındaki ķarış (2) “karışma, karışık mana-
oġlan “rahimdeki çocuk” İML sında olup ķatış kelimesiyle bir-
143, ķarnı toldurul- “karnı dol- e
ğ likte kullanılır” ME 139/2, k
durulmak” HKT 453b/6
i
t HKT 280b/9
i
ķarınça“karınca, bkz. ķarınçķa, m ķarış-1.“karışmak, kaynaşmak,
ķarınçġa” NF 229/13, KE y
a
birbirinin içine girmek” NF
10r/17, HKT 362a/1 y
ı 400/6, ME 109/5, HKT 142b/9,
n
ķarınçġa“karınça krş. ķarınçķa, e HŞ 1565, 2. “katılmak, bir ara-
v
ķarınça” KE 30r/19 i
ya gelmek, bir arada yaşamak”
ķarınçķa“karınça krş. ķarınçġa, HKT 32b/4, ķarışġan 1. “birbi-
ķarınça” KE 138v/20, HŞ 4591 rinin içine giren, karışan” HKT
ķarındaş “kardeş, eş, dost, tanıdık 558a/2, 2. “bir araya gelen, ka-
krş. ķardaş, ķarıntaş, ķadaş, tılan” HKT 288a/2
ķayaş” NF 434/9, KE 16v/8, ķarışla- “karışla ölçmek, karışla-
ME 125/2, MM 401/4, HKT mak” İML 110
235a/6, HŞ 3582, MN (1) 2/4, ķarıştur-“karıştırmak” NF 55/5,
AO V/22, ķarındaş bol- “kardeş ME 79/5, HKT 195b/7, HŞ
olmak, kardeşlik yapmak” NF 4510, ķarışturmaķ “katma, ka-
388/8, KE 15v/8, ķarındaş ķıl- rışma” HKT 428a/5
“kardeş yapmak, kardeş olarak ķarışturul-“katılmak, karıştırılmak”
kabul ettirmek” NF 27/4, ME 4/4, HKT 13b/7
ķarındaş tut- “kardeş olarak ka- ķarıt “yara, yaranın acısı” İML 164
bul etmek” NF 258/10,
292 | D r . Suat ÜNLÜ

ķarıt-“kocamak, kocatmak, ihtiyar- ķarşa- “zahmet vermek, zahmete


latmak” ME 89/4, HŞ 3853 sokmak” ME 59/4
ķarįb (<A.) “yakın” ķarįb bol- “ya- ķarşan-“zahmete katlanmak” ME
kın olmak, yakınlaşmak” MM 125/6, ķarşanmaķ “zahmet,
55/1 baskı” ME 34/8
ķarįbün mineǿl-muĥśinįn (<A.) ķarşı (1)“saray” ME 23/7
“(iyilik yapanlardan daha ya- ķarşı (2) “karşı krş. ķarşu” HŞ 974
kın) anlamında Aǿraf suresinin ķarşu 1.“karşı krş. ķarşı (2)” NF
57. ayetinden iktibas” MM 26/3 27/9, KE 28r/11, ME 20/6, HŞ
ķārįn (<A.) “börülce” KE 119r/5 299, 2. “doğru, -a doğru” HKT
ķarķa “karga krş. ķarġa” KE 21a/4, 3. “karşı karşıya, karşı-
32v/20 lıklı” HKT 427a/8, ķarşu al- (1)
ķarķa- “lanetlemek, beddua etmek “karşılık vermek” NF 131/17,
krş. ķarġa-” HŞ 4269 (2) “ağırlamak” NF 27/3, ķarşu
ķarķış“beddua, lanet krş. ķarġış” bar- “karşılaşmak, karşılamak”
ķarķış et- “lanet etmek, lanet- HŞ 1005, ķarşu çıķ- “karşıla-
lemek, beddua etmek” İML 126 e
ğ
mak” NF 49/3, ķarşu ķarşu
ķarluġaç“kırlangıç” NF 42/17, KE i
t “karşı karşıya, karşılıklı” HKT
ķarşu kel-
i
13v/1 m 254b/6,
ķarmaķ “olta” İML 160 y
a
(1)“karşılamak” NF 57/8, (2)
ķarn (1)(<A.) “boynuz, yüzyıl, y
ı “karşılık vermek” NF 184/9,
asır” KE 172v/20 (3.) “rastlamak, karşılaşmak”
n
e
v
ķarn (2) (<A.) “nesil” HKT 372b/4 i NF 11/12, KE 16v/2, (4) “da-
ķarnaç “karnı aç olan” İML 152 yanmak” NF 323/10,4. yönel-
ķarpa- “kapmak, yakalamak, tut- mek, dönmek” HKT 429a/1,
mak” HŞ 1531 ķarşu kelgen “yönelen” HKT
ķarraǾ (<ö.a.) “Karra dağı” ķarraǾ 482a/5, ķarşu ķođ- “yöneltmek,
taġı “Karra dağı” KE 32v/1 çevirmek” HKT 133a/3, ķarşu
ķars-“(el) çırpmak, el vurmak” ME ķoy- “yöneltmek, çevirmek”
104/7 HŞ 2122, ķarşu tur- “saldırmak,
ķarsaķ “derisinden güzel kürk ya- karşı çıkmak, karşılık vermek”
pılan tilki türünden vahşi hay- NF 49/4, HŞ 1367, ķarşu turuş-
van” İML 174 “savaş düzenine geçmek” NF
kārsāzlıķ(<F.+T.) “beceriklilik” 69/11
kārsāzlıķ ķıl- “beceriklilik gös- ķarşun-“yönelmek” ME 186/2,
termek, beceriklilik yapmak” HKT 370a/8
HŞ 3372 ķarŧ“yaşlı, ihtiyar krş. ķart (1)” KE
99r/14
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 293

ķart (1) “yaşlı, ihtiyar krş. ķarŧ” “kastetmek, niyetlenmek, yö-


KE 174r/1, K I/32 nelmek, meyletmek” HŞ 843,
ķart (2) (<ö.a) “Müǿtefikat kavmi- K VI/20, ķaśd ķıl- “karar ver-
nin dört büyük putundan biri” mek, niyet etmek” NF 16/17,
KE 57r/5 KE 46r/3, MM 347/1,
ķarta-“yaşlanmak, ihityarlamak” HKT166a/9, MN (2) 23/224,
KE 194r/5 HŞ 2028
ķarŧlıķ“yaşlılık, ihtiyarlık” KE ķaśden (<A.) “bilerek, bile bile”
98r/5 MM 115/2
ķaru “karşılık” KE 102v/5 ķasem(<A.) “yemin, ant” KE
ķārūn (<ö.a.) “İsrailoğullarından 173r/20, ķasem yād ķıl- “yemin
zenginliğiyle tanınan ve Musa etmek” NF 77/8, HKT 556b/2
peygamberin teyzesinin oğlu” ķaśıd (<A.) “niyet, isteme, haber
KE 124r/2, MM 57/3, HKT götüren krş. ķāśıd” KE 2v/14,
376a/3, HŞ 2928 ķaśıd ķıl- “karar vermek, niyet
ķārūre (<A.) “billur” HKT 558b/7 etmek” ME 169/6
kārvan (<F.) “ kervan krş. kārvān” ķāśıd (<A.) “elçi, haberci krş.
HŞ 1986 e
ğ ķaśıd” NF 218/13, HŞ 636, k
kārvān (<F.) “ kervan krş. kārvan” ķāśıd ıđ- “elçi göndermek,
i
t
i
NF 15/10, KE 190r/11, HKT m haberçi göndermek” HŞ 715
227a/9 y
a
ķasıķ “kasık, uyluğun dibi” İML
ķaryetüǿŝ-semayġįn (<ö.a.) y
ı 142
n
“Şam’da bir kasaba” KE 27r/12 e ķāsım (1)(<ö.a.) “Hz. Muham-
v
ķarż (<A.) “borç” ķarż bėr- “borç i
med’in Hadice’den olan üç oğ-
vermek” KE 163v/21, ķarż ķıl- lundan biri” NF 5/2, KE
“borç vermek, borçlandırmak” 198r/18
KE 186r/20 ķāsım (2) (<ö.a.) “Kasım” K VIII/2
ķaśaś (<A.ç.) “anlatı, hikaye, hika- ķāsım bin Ǿabbās (<ö.a.) “Kasım
yeler” KE 66r/2, ķaśaś-ı rabġūzį bin Abbas” KE 243v/8
“Rabguzinin hikayeleri” KE kāsid (<A.) “revaç bulmayan, sü-
3r/4 rümsüz” HŞ 3959, kāsid bol-
ķaśd (<A.) “kasıt, niyet, kötü niyet, “kesat gitmek, revaç bulma-
meyil, yönelme” NF 117/7, KE mak” HKT 418a/2
212r/16, ķaśd bile baķ- “bilerek ķasįde (<A.) “kaside” ME 72/5,
bakmak, kasıtlı olarak bakmak” ķasįde oķu- “kaside okumak”
MM 171/4, ķaśd eyle- “kastet- NF 259/8
mek, niyetlenmek, yönelmek, kāsidlig (<A.+T.) “kesat, durgun-
meyletmek” K VI/14, ķaśd it- luk” HKT 184a/5
294 | D r . Suat ÜNLÜ

ķaśįr (<A.) “kısa” MM 143/2 ķaşlıġ “kaşlı” NF 23/5


ķaśr (<F.) “köşk” HŞ 3209, ķasr-ı ķaşlıķ “kaş boyası” İML 162
ħađra “yeşil köşk” HŞ 850 ķat 1.”defa kez” ME 23/7, 2. “tin,
ķaśśāb (<A.) “kasap” NF 312/7, kel, tat” ME 37/6, MN (1) 9/4,
HŞ 1633 3. “huzur, ön, yan, takım” NF
ķāŝūr (<ö.a.) “Salih peygamberin 53/7, KE 3r/17, ME 12/8, MM
babası” KE 32v/6, ķāŝūr bin 34/2, KT 129a/6, HŞ 1695,
Ǿased “Salih peygamberin baba- İML 98, MN (2) 4/36, 4. “taba-
sı” KE 32v/6 ka, sıra” HKT 438b/3, HŞ
ķasurġa “kasırga” HKT 42b/2 4218, MN (2) 1/4, 5. “misil,
ķasvā (<ö.a.) “Hz. Muhammed’in kat” HKT 42a/6, ķat ķat “kat
devesi” NF 24/5 kat, fazlasıyla, pek çok” HKT
ķaş(1) “(yüzük için) ön yüz, taş, 64b/2, ķat ķat bol-“kat kat ol-
yeşimtaşı” NF 77/17, HŞ 2597, mak, üst üste gelmek” NF
İML 178 34/13, ķat ķat ķıl- “katlamak,
ķaş (2) “kaş” ME 172/8, HŞ artırmak, çoğaltmak” HKT
3736, İML 140, MN (2)11/104, e
ğ
41b/3, ķat ķat ķılın- “katlan-
ķaş at- “kaşını göstermek, kaş i
t mak, artırılmak” HKT 516b/3,
ķat ķat ŝevāb eyesi “çok sevap
i
göz işareti yapmak” KE 83r/19, m

ķaş atış- “işaret etmek, kaş göz y


a
sahibi” HKT 389b/1, ķat ķılın-
işareti yapmak” ME 197/1 y
ı “katlanmak, artırılmak” HKT
ķaş (3) “ön, karşı, karşı taraf, ke- 350a/9, ķat ķılmış “çoğaltılmış,
n
e
v
nar, kıyı” KE 76v/7, MN (1) i çoğalmış” HKT 64b/3
11/11 ķat-1.“katmak, ilave etmek, koy-
ķaş- “kaçmak krş. ķaç-” NF 74/5, mak, karıştırmak” NF 78/2, KE
HŞ 2959 124r/13, ME 33/6, MM 100/2,
ķaşan- “at kaşamak” HŞ 1774 HKT 220b/9, HŞ 1207, İML
ķaşġa “başı, yüzü ak başka yerleri 89, 2. “(küpe) takmak” ME
kara olan hayvan” KE 59v/7 82/1, 3. “(sürme) çekmek” ME
ķaşı-“kaşımak” NF 331/1, MM 140/6, 4. “katılaşmak” İML 114
120/1, HŞ 1928, İML 122 ķaŧǾ (<A.) “yok etme, sona erdir-
ķaşıķ “kaşık” İML 169 me, karar verme” ķaŧǾ ķıl- “yok
ķaşın-“kaşımak” KE 23r/2, ME etmek, sona erdirmek” NF
183/5 246/4
kāşki (<F.) “keşke, ne olurdu krş. ķata (1)“defa, kez, kere” NF 12/11,
kāşkį” HŞ 2209 MM 162/2, HŞ 2206
kāşkį (<F.) “keşke, ne olurdu krş. ķata(2) “boyunca, süresince” HŞ
kāşki” NF 138/17, HKT 24a/2 3099
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 295

ķatāde(<ö.a.) “Katâde bin NuǾmân, MM 299/4, ķatıġ esgen “fırtına”


Fuzela-yı sahabeden olup Bedr HKT 203a/1, ķatıġ esgen yil
ve Uhud gazalarına katılmıştır” “fırtına” HKT 560a/1, ķatıġ
KE 86r/13, imām ķatāde esmek “şiddetle esme” HKT
“Katâde bin NuǾmân, Fuzela-yı 560a/1, ķatıġ ħuśūmetlıġ “hu-
sahabeden olup Bedr ve Uhud sumeti, düşmanlığı şiddetli
gazalarına katılmıştır KE olan” HKT 300a/8, ķatıġ iltil-
175r/15 “sertçe itilmek” HKT 500b/7,
ķaŧār(<A.) katar, hayvan dizisi, ķatıġ isig “çok sıcak, kızgın”
sırası” ķaŧār buz- “kervanı HKT 253b/7, ķatıġ ķaç- “hızlı
bozmak, kervandaki sırayı bir biçimde kaçmak” HKT
bozmak” KE 190r/9 556a/6, ķatıġ ķađġu “büyük ke-
ķaŧarāt (<A.ç.) “göz yaşları, damla- der, derin üzüntü” HKT 282a/8,
lar” KE 183r/13, ķaŧarāt ve ķatıġ ķađġuluġ “çok kederli,
Ǿabarāt “göz yaşları, göz yaşı çok üzgün” HKT 163b/2, ķatıġ
damlaları” NF 79/9, ķaŧarāt ve ķıķırġan “yıldırım” HKT
Ǿabarāt yaş “göz yaşı damlaları” 499b/2, ķatıġ ķıl-
NF 246/12 e
ğ 1.“katılaştırmak, sıkıştırmak, k
ķaŧǾen (<A.) “asla, katiyen” HKT
i
t kapatmak” NF 116/9, HKT
i
9a/3 m 210a/7, 2. “kuvvetlendirmek,
ķaŧġįr (<ö.a.) “Reyyan meliğin y
a
yükseltmek” HKT 301a/5, ķatıġ
veziri krş. aŧġįr” KE 76r/1 y
ı ķın “şiddetli ceza” HKT 456a/5,
n
ķatı (1) “çok, sert krş. ķatıġ, ķatıķ, e
v
ķatıġ ķıs- “çok kısmak, kapat-
ķattu” NF 269/9, HŞ 4368, ķatı i
mak” MM 288/3, ķatıġ küç
bitig “iyi bir mektup” K V/7 “şiddetli kuvvet, şiddetli güç”
ķatı (2) “hasis, cimri” İML 148 HKT 500a/4, ķatıġ kül- “çok
ķatıġ (1)“katı, çok, zor, iyice, sağ- gülmek” MM78/3, ķatıġ öfkelig
lamca, sert, sıkı, güç krş. ķatı “çok öfkeli, çok kızgın” HKT
(1), ķatıķ (3), ķattu” NF 16/14, 306a/5, ķatıġ sowuķ “şiddetli
KE 5v/20, ME 29/2, MM 34/2, soğuk” HKT 558b/5, ķatıġ
HKT 166a/8, HŞ 3909, ķatıġ tepren- “şiddetle sarsılmak”
ayt- “yüksek sesle konuşmak” HKT 563a/4, 2. “şiddetle çarp-
HKT 241a/3, ķatıġ bėr- “çok mak” HKT 563a75, ķatıġ tut-
vermek, fazlasıyla vermek” KE “kıskıvrak yakalamak” NF
145v/21, ķatıġ bol- “katılaşmak, 345/14, HKT 473b/7, ķatıġ ün
sertleşmek” NF 11/16, HKT “şiddetli, korkunç ses” HKT
128b/2, ķatıġ emget- “çok zah- 540a/1, ķatıġ yaġmur “şiddetli
met çekmek, çok yorulmak” yağmur, sağanak” HKT 410b/4,
296 | D r . Suat ÜNLÜ

ķatıġ yan- “şiddetle yanmak” etmek” NF 38/2, KE 27v/7,


HKT 553b/1, ķatıġ yürü- “hızlı HKT 229a/4, HŞ 1154
yürümek” NF 23/8, ķatıġraķ ķatılan- “çaba göstermek, uğraş-
“daha şiddetli, en şiddetli” NF mak krş. ķatıġlan-” NF 396/5
57/7, KE 30v/10, HKT 507b/6, ķatımluķ“katılma, karışma” ME
HŞ 2740 109/5
ķatıġ(2)“ateşte yemek pişirilen ķatın-(1)“sertçe çarpmak” NF
nesne” KE 14r/16 326/3
ķatıġ(3) “katılan şey, katkı” HKT ķatın-(2)“(sürme) çekmek, (küpe)
558a/6 takmak” ME 140/6
ķatıġlan- “katlanmak, gayret et- ķatır“katır, yük hayvanı krş. ķaŧır,
mek, çaba göstermek, uğraş- ħaçır, ħacır” MM 193/2, İML
mak, zorlanmak, hasta olmak 171
krş. ķatılan-” NF 71/16, KE ķaŧır“katır, yük hayvanı krş. ķatır,
25r/10, ME 130/1, MM 279/4, ħaçır, ħacır” NF 82/12, ķaŧır
HKT 343b/2, HŞ 2098, min- “katıra binmek, katıra yük
ķatıġlanmaķ “çabalama, gayret” e
ğ
yüklemek” NF 374/4, ķaŧır
HKT 9b/7 i
t mün- “katıra binmek, katıra yük
i
ķatıġlaş- “sertleşmek” ME 120/4 m yüklemek” NF 33/1
ķatıġsız “başkalarına ait olmayan, y
a
ķatırġa(<Yun.) “kadırga
hususî” HKT 149b/3 y
ı (katergon)” K III/11
ķatıġlıķ “zorluk, sertlik, güçlük, ķatış “katma, ilave etme manasında
n
e
v
sıkıntı, felaket, katılmış, dondu- i olup ķarış kelimesiyle birlikte
rulmuş, çokluk” NF 159/11, KE kullanılır” ME 139/1, katış
5r/18, HKT 25b/3, HŞ 1652, ķarış “karma, karışık” HKT
ķatıġlıķ ķıl- “meşakkete sok- 280b/9, katış ķarış bol- “karma
mak, rahatsız etmek” ME 58/7, karışık olmak” HKT 292a/3,
HKT 371a/1 katış ķarış tüş “kâbus” HKT
ķatıķ (1)“baharat” ME 72/1 310b/7
ķatıķ (2) “çok” MN (1) 14/4, MN ķatış-“karışmak, katılmak, birlikte
(2) 12/116 olmak” KE 19v/13, HŞ 3817
ķatıķ (3)“katı, çok, zor, iyice, sağ- kātib (<A.) “katip” HŞ 4725
lamca, sert, sıkı, güç krş. ķatı kātib-i vaĥy (<ö.a.) “Muaviye’nin
(1), ķatıġ (1), ķattu” MN (2) 1/8 lakabı” NF 174/12
ķatıķsız “saf, temiz, arı” ME 69/5 ķaŧǾiyyet (<A.) “katiyyet, kesinlik”
ķatıl-“katılmak, aynı fikirde olmak, KE 213r/19
sıkıntı, eziyet vermek, kötülük
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 297

ķatķur- “katılarak gülmek” ķatķura ķattur-“kattırmak, sokturmak” ME


kül- “kahkaha ile gülmek” KE 43/1
64r/10, ME 208/4 ķatun “hatun, bey karısı krş. ħātūn,
ķatl (<A.) “öldürme, katil” ķatl ķıl- ħatun, hatun” İML 149
“öldürmek, katletmek” HKT ķav “kav, kuru ağaç tozu krş.
490b/3 ķavaķ (2), kevek (1)” HŞ 1227
ķatla “defa, kere, kez krş. ķat, ķav- “kovmak, kovalamak, sür-
ķata” KE 209r/18, MN (1) mek, iteklemek krş. ķaw-, ķov-
15/11, HŞ 17, ķatla miñ “bin (2), ķow-” NF 213/16, KE
kez, bin defa” MN (2) 83v/7, HŞ 2245
ķatlan-“katlanmak, dayanmak, ķaw- “kovmak, kovalamak, itek-
tahammül etmek” KE 81r/21, lemek krş. ķav-, ķov-(2), ķow-”
ME 35/7, HŞ 725, K X/10 NF 379/11
ķatlat-“tahammül ettirmek, zora ķava “kova” KE 71v/8
dayandırmak” KE 177v/7 ķavaķ (1)“içi boş” ME 99/6
ķaŧra (<A.) “katre, damla krş. ķavaķ (2) “kav, kuru ağaç tozu krş.
ķaŧre” HŞ 2101 ķav, kevek (1)” İML 169
ķaŧram-ı şāristānį (<ö.a.) e
ğ kāvān (<ö.a.) “Süleyman peygam- k
“Ken’an’a on günlük mesafede
i
t ber kıssasında uçan atların bu-
i
bir şehir” KE 62v/10, ķaŧram m lunduğu ada” KE 139v/10
“bkz. ķaŧram-ı şāristānį” KE y
a
ķavar-“kurumak” KE 55r/17
62v/16, şāristānį “bkz. ķaŧram-ı y
ı ķavart- “kurutmak” KE 47r/8
n
şāristānį” KE 62v/13 e ķavb (<ö.a.) “Müǿtefikat kavminin
v
ķaŧrān (<A.) “katran” ķaŧrān bol- i
dört büyük putundan biri” KE
“siyahlaşmak, katran olmak” 57r/4
KE 202r/6 ķavbaş “kurukafa, korkuluk” KE
ķaŧre (<A.) “katre, damla krş. 95r/12
ķaŧra” NF 68/16, KE 61r/12, ķavdur- “kovdurmak” KE 109r/19
MM 29/2, MN (2) 6/58, ķaŧre ķāveş (<ö.a.) “Süleyman peygam-
ķaŧre “katre katre, damla dam- berin devesinin adı” KE
la” KE 237r/17 139v/12
ķaŧrelıġ (<A.+T.) “damlası olan” ķavış-“kavuşmak, biraya gelmek,
HKT 42a/6 cinsel ilişkide bulunmak krş.
ķaŧŧām (<ö.a.) “İbn Mülcem’le ķavuş-, ķawuş-” KE 47v/21
birlikte Hz. Ali’yi öldürmek is- ķavį (<A.) “güçlü, kuvvetli, sağ-
teyen kadın” KE 241v/20 lam” NF 286/2, KE 61v/13, ME
ķattu “katı, sert krş. ķatı (1), ķatıġ, 130/5, HŞ 4626 ķavį bol- “sağ-
ķatıķ (3) ” ME 87/4 lam olmak, güçlenmek, kuvvet-
298 | D r . Suat ÜNLÜ

lenmek” NF 9/4, KE 205v/2, ķavul(<A.) “söz krş. ķavl”MM


ķavį ķıl- “kuvvetlendirmek, 128/2
takviye etmek” NF 110/16, KE ķavulçe(<A.+T.) “söylenme mikta-
63v/21, HKT 282b/8, ķavįraķ rı” MM 143/4
“çok kuvvetli, çok güçlü, çok ķavun “kavun krş. ķaġun” ME
sağlam” KE 209v/12, MM 71/1, ķavun uruġu “kavun to-
151/4, HŞ 699 humu” İML 181
ķavįlen-(<A.+T.) “güçlenmek, ķāvur (<A.) “kafir, Müslüman
sağlamlaşmak” KE 84v/18 olmayan” KE 30v/3
ķavįlendür- (<A.+T.) “kuvvetlen- ķawurçaķ “oyunçak bebek” HŞ
dirmek” HŞ 1018 2254
ķavim (<A.) “kavim, boy krş. ķawurt “sık, yoğun, kalabalık krş.
ķavm” ME 115/1 ķawut” NF 50/10, HKT 565a/7,
ķavl (<A.)“söz krş. ķavul” NF ķavurt bol- “kalabalık olmak,
424/1, MM 26/4, ķavluhu taǾālā sık olmak, yoğunlaşmak” ME
“Allahu Teala’nın sözü Kur’an” 198/5
NF 4/1, ķavluhu Ǿazze ve celle e
ğ
ķavurtlıġ “kalabalık, sıkıntı, sık,
“aziz ve celal ola Allahın sözü” i
t bol krş. ķavurtluķ” NF 23/8
i
NF 43/9 m ķavurtluķ “sıkışıklık, kalabalık,
ķavlıķ “çakmak kabı” İML 169 y
a
sıkıntı, sık, bol krş. ķavurtlıġ”
ķavm (<A.) “kavim, cemaat, toplu- y
ı HŞ 1785, ķavurtluķ ķılış- “ka-
luk krş. ķavim” NF 45/4, KE labalık etmek, yoğunlaşmak,
n
e
v
226r/20, HKT 256a/5 i sıklaşmak” ME 200/3
ķawra-“kavramak, sağlamca tut- ķawurtlük“heybet, azamet” KE
mak” HŞ 2206 232r/3
ķavrul-“birleşmek, yapışmak” ME kāvus (<ö.a.) “Kavus” HŞ 1416
142/2 ķavuş “içi boş, kevek” KE 126r/8
ķavruluş-“yanaşmak, toplanmak” ķavuş-“kavuşmak, birleşmek krş.
ME 202/1 ķawuş-, ķavış-” KE 14r/18, ME
ķavşul-“birleşmek, kavuşmak” KE 138/4
129r/17 ķawuş-“kavuşmak, birleşmek krş.
ķavşun- “yanaşmak, kavuşmak” ķavuş-, ķavış-” NF 34/16, KE
ME 160/8 57v/17, HŞ 1187
ķawşur- “kavuşturmak, bağlamak” ķavuştur-“kavuşturmak, yanaştır-
NF 373/6, HŞ 1013 mak, bağlamak krş. ķawuştur-”
ķawu “kuğu” HŞ 1054 KE 100r/1
ķavuķ “sidik yolu, mesane” ME
1/3
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 299

ķawuştur-“kavuşturmak, yanaştır- ķaydış “dönüş, avdet krş. ķaytış”


mak, bağlamak krş. ķavuştur-” HKT 145b/5
NF 87/10, KE 58r/11, ME 53/5 ķaydış- “geri dönmek, avdet etmek
ķawut “sık krş. ķawurt” ķawut bol- ķaytış-” ME 122/6
“kalabalık olmak, sık olmak, ķaydūm (<ö.a.) “bir şehir” NF
yoğunlaşmak” ME 145/1 399/13
ķay “hangisi krş. ķayu” İML 95 ķayġı “kaygı, endişe, üzüntü krş.
ķay- “kaymak” HŞ 944 ķayġu, ķađġu, ķadġu, ķuđġu”
ķaya (1)“hangi” HŞ 3332 NF 395/15
ķaya (2) “nereye krş. ķanda” MN ķayġu“kaygı, endişe, üzüntü krş.
(2) 12/111 ķayġı, ķađġu, ķadġu, ķuđġu”
ķayaş “kardeş, akraba, hısım krş. KE 155r/18, ME 77/7, HŞ 3392
ķađaş, ķarındaş” NF 119/6, KE ķayġulu“kaygılı krş. ķayġuluġ,
181r/19, MM 258/4, HKT ķađġuluġ” ķayġulu bol- “kaygı-
293b/6, HŞ 4384, ķayaş eyesi lanmak, tasalanmak, sıkıntılı
“akraba, yakın” HKT 12a73 olmak” ME 145/8
ķayaşlıġ“akrabalık, hısımlık krş. ķayġuluġ“kaygılı krş. ķayġulu,
ķadaşlıġ, ķadaşlıķ, ķarındaşlıķ, e
ğ ķađġuluġ, ķayġuluķ, ķayġuluķ” k
ķayaşlıķ” KE 166v/20 ķayġuluġ bol- “kaygılanmak,
i
t
i
ķayaşlıķ“akrabalık, hısımlık krş. m tasalanmak, sıkıntılı olmak”
ķadaşlıġ, ķadaşlıķ, ķarındaşlıķ, y
a
ME 128/5, MN (1) 4/13
ķayaşlıġ” HKT 180b/2 y
ı ķayġuluķ“kaygılı krş. ķayġulu,
n
ķayd (<A.) “bağlama, ilişkilendir- e ķađġuluġ, ķayġuluġ” ķayġuluķ
v
me” ķayd ķıl- “bağlamak, ilişki- i
bol- “kaygılanmak, tasalanmak,
lendirmek” MM 153/3 sıkıntılı olmak” MN (1) 4/10
ķayda “nereye, nerede, nereden, ķayġur-“kaygılanmak, üzülmek,
nasıl krş.ķanda” NF 62/14, KE sinirlenmek krş ķađġur-,
25v/12, HKT 126a/2, HŞ 1218, ķayşur-” KE 157v/9, KE
MN (1) 16/1, MN (2) 37/371, 157v/9
ķayda kim “her nerede” HKT ķayġurtul-“kaygıya düşürülmek
519b/8 krş. ķađġurtul-” HKT 221b/1
ķaydaķı“neredeki, nasılki” KE ķayın “hısım, akraba, birinin yerine
105v/19 geçen, amcazade” NF 49/8, KE
ķaydalıķ “neredelik” KE 115r/20 238r/21, ķayın ana “kaynana”
ķaydın “nereden, nasıl krş. ķandın” İML 144, ķayın ata “kayın ba-
NF 268/14, KE 15r/15, ķaydın ba” KE 201r/20, İML 144
kim “her nereden” HKT 147b/6 ķayısı “hangisi” MM 228/4
300 | D r . Suat ÜNLÜ

ķayış 1.“kayış” NF 372/2, KE MN (2) 12/119, ķaynar su “sı-


235v/16, ME 149/4, İML 158, cak su, kaynar su” İML 181
2. “eğer bağı” İML 173 ķaynat- “kaynatmak” KE 40v/14,
ķayış- (1)“kaymak” KE 165v/11 ME 60/8, HŞ 2979
ķayış-(2) “dönmek, bir haldan kāyne (<ö.a.) “Salih peygamberin
başka bir hale dönmek” HKT devesini çıkardığı dağ” KE
237a/9 34v/14
ķay(ı)t- “dönmek, geri dönmek, ķayra(1)“tekrar, yeniden, geri,
vaz geçmek, caymak krş ķayt-” ters” NF 134/1, KE 31r/11,
NF 45/12, MM 127/3, HKT ME 82/6
350b/4, HŞ 4065, ķayıtġu yir ķayra(2)“hayır, sadaka, iyilik” HŞ
ķılu bir- “dönüş yeri haline geti- 1505
rivermek” HKT 322a/2 ķayrıl- “dönmek, döndürülmek,
ķāyim(<A.) “ayakta duran” HŞ çevirmek, çevrilmek” ME
3510, K V/19 158/7
ķāyis (<A.) “Yusuf peygambere ķayśar (<ö.a.) “Bizans imparatorla-
rüyasında secde eden on bir e
ğ
rı için kullanılan lakab, Kaysar
yıldızdan biri” KE 67v/4 i
t krş. ķayser” HŞ 1753
i
ķayķı” kenarı eğilmiş” İML 191 m ķayser (<ö.a.) “Bizans imparatorla-
ķayl bin Ǿömer (<ö.a.) “Hud pey- y
a
rı için kullanılan lakab, Kaysar
gamber döneminde Allah’ın y
ı krş. ķayśar” KE 184r/4
azabından korunmak için ǾAd ķayśarı (<ö.a.) “Kayseri” ķayśarı ili
n
e
v
kavminin Mekke’ye kurban için i “Kayseri kenti” HŞ 1753
gönderdiği kişi” KE 29v/16, ķayt- 1.“dönmek, geri dönmek,
ķayl “bkz. ķayl bin Ǿömer” KE yönelmek krş. ķay(ı)t-” KE
30r/8 178v/8, ME 45/6, HKT 409b/7,
ķaylūla (<A.) “öğle, öğle uykusu, MN (1) 15/2, 2. “ayrılmak,
şekerleme” ķaylūla vaķtı “şe- vazgeçmek” HKT 32a/4,
kerleme vakti, öğle uykusu vak- ķaytġan “dönen” HKT 434b/4,
ti” NF 383/5, ķaylūla ķıl- “şe- ķaytġan yulduz “geri dönen, bir
kerleme yapmak, öğle vakti iç kaybolup bir ortaya çıkan yıl-
geçmeden çok az uyumak” NF dız” HKT 566a/4, ķaytġu yir
120/12 “dönülecek, varılacak yer”
ķayna-“kaynamak, pişmek, parla- HKT 562a/5, ķaytıġlı “dönen,
mak, ışıldamak” NF 193/12, yönelen” HKT 388b/6, ķaytmaķ
KE 56v/1, HKT 475a/2, HŞ “dönme, dönüş” HKT 572b/3
3546, MN (1) 19/8, İML 113, ķayta “tekrar, yeniden, yeni baş-
tan” KE 109r/9
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 301

ķaytar-1.“geri getirmek, 228/4, HKT 509b/9, ķayu


döndermek, geri vermek, öde- vaķtın 1. “ne zaman” HKT
mek, yöneltmek, geri almak, 259a/3, 2. “ne zaman ki, -dığı
karşılık vermek” NF 305/9, KE zaman” HKT 68b/5 “ne zaman
102r/21, ME 29/7, HKT ki, -dığı zaman” HKT 92b/2,
527b/1, HŞ 3176, K IV/8, 2. ķayu vaķtın kim “ne zamanki,
“vazgeçirmek” HKT 60b/3, dığı zaman” HKT 92b/2
ķaytarġan 1.“çeviren, döndü- ķay (y) (<A.) “kusma, istifra” NF
ren” HKT 212a/8, 2. “veren” 389/4, ķayy ķıl- “kusmak,
HKT 264a/4, ķaytarmaķ 1. istfira etmek” NF 389/4
“döndürme, geri çevirme” HKT ķaz “kaz” NF 245/8, KE 68v/4, HŞ
495a/4, 2. “bertaraf etme” HKT 1054, İML 176
313b/3, ķaytarmaķ istemek “çe- ķaz-“kazmak” NF 338/13, KE
virmeyi, döndürmeyi arzulama” 228r/15, ME 11/5, HŞ 2674,
HKT 334a/3 İML 100
kaytarıl-1.“çevrilmek, döndürül- ķażā (1)(<A.) “vaktinde kılınma-
mek” HKT 61b/7, 2. “geri çev- yan ibadetlerin borcunu usul ve
rilmek, bertaraf edilmek” HKT e
ğ kaidesine uygun olarak sonra- k
143a/2, kaytarılġan “geri çevri-
i
t dan ödeme” NF 47/1, KE
i
len, bertaraf edilen” HKT m 12v/7, MM 159/2, ķażāyı ĥācet
221b/1, kaytarılmış “çevrilmiş, y
a
“iş bitirme” KE 183v/9,
döndürülmüş” HKT 563a/5 y
ı ķażā bol- “sonraya bırakmak,
n
ķaytarış-“geri çevirmek, geri dön- e sonradan ödemek” KE 140v/2,
v
dürmek” ME 122/4 i
ķażā ķıl- 1.“vaktinde eda edil-
ķaytıl- “deri dönmek, geri çevril- meyen bir ibadeti sonradan ye-
mek” HŞ 4242 rine getirmek” NF 276/12, KE
ķaytış“dönüş, avdet krş. ķaydış” 12v/7, MM 161/1, HKT 322a/8,
HKT 112a/9 2. “tamamlamak, bitirmek,
ķaytış-“biribirne dönmek, avdet kesmek” HKT 403b/8, ķażā
etmek krş. krş. ķaydış-” HKT neźri “kaza orucu, adak adama”
34b/1 MM 167/1, ķażā yörit- “vaktin-
ķaytmaķ “ricat, hezimet” ME 13/4 de yerine getirilmeyen ibadeti
ķayu “hangi, herhangi, ne, kim krş. sonradan eda etmek” KE 12v/9
ķay ” NF 154/14, KE 66v/13, ķażā (2) (<A.) “Allah’ın yazdıkla-
MM 149/4, HKT 168b/3, MN rının olması, Allah’ın takdiri
(1) 19/9, AO V/21, MN (2) krş. ķaża” MM 311/2, MN (1)
2/11, ķayu bir “hangi biri” NF 14/4
12/1, ķayu biri “hangi biri” MM
302 | D r . Suat ÜNLÜ

ķaża (<A.) “Allah’ın yazdıklarının każı(<A.) “kadı krş. ķāżį, ķāđį”


olması, Allah’ın takdiri krş. każı bol- “kadı olmak, kadılık
ķażā (2) ” HŞ 1558, ķaża ķıl- yapmak” HŞ 1203
“vaktinde eda edilmeyen bir ķazı- “kazımak, kazmak” NF 155/3
ibadeti sonradan yerine getir- ķazıķ “kazık (yere kakılan sivri
mek” HŞ 4219, ķaża kil- ağaç değnek yahut, kalas, değ-
“Allahu Teala’nın önceden nek krş. ķazuķ” KE 161v/18,
hükmettiklerinin meydana gel- İML 180
mesi” HŞ 2179, ķaża-i āsmani ķāżį(<A.) “kadı krş. ķażı, ķāđį” NF
“Tanrı hükmü” HŞ 1152 235/14, KE 148r/20, MM
ķazan “kazan, büyük tencere krş. 228/3, AO II/5, ķāżį bol-“kadı
ķazġan (1), taķan” NF 107/4, olmak, kadılık yapmak” NF
KE 95r/1, HŞ 4234, İML 169, 196/3, ķāżį ķıl- “kadılık yap-
ķazan as- “yemek pişirmek için mak” NF 196/4
ocağa kazan kurmak” NF 107/4 kāźib (<A.) “yalancı “HKT 27a78
ķazan-“kazanmak krş. ķazġan-(1)” ķāźif(<A.)“iftira eden” KE 235r/15
İML 107 e
ğ
ķāżįlıķ (<A.+T.) “kadılık” NF
ķazdur- “kazdırmak, açtırmak” KE i
t 196/5, K V/18, ķāżįlıķ ķıl- “ka-
i
47r/7 m dılık yapmak” NF 220/1
kāzervā (<ö.a.) “Yusuf peygambe- y
a
ķāżįǿl-ķużāt (<A.) “kazasker” K
rin kardeşi” KE 66v/16 y
ı I/54
ķazġan (1)“kazan, büyük tencere ķāżį nāsır (<ö.a.) “Burhanoğlu
n
e
v
krş. ķazan, taķan” NF 107/14, i Kadı Nasır Rabgûzî” KE 2r/19
KE 148r/18, ķazġan asıl- “ocak kāzir (<A.)“dokuma yapan, çama-
kurulmak, yemek pişirilmek” şırcı” KE 12r/21
NF 125/9 ķażiyye (<A.) “husus, konu, mese-
ķazġan (2) “(köpek sıfatlarından) le” NF 377/5
kazan, kazıcı” İML 174 ķazķazįn(<ö.a.) “Ashab-ı Kehf’e
ķazġan-(1) “kazanmak krş. ķazan-” katılan köpeğin ismi krş.
NF 234/10, KE 125v/12, ME ķıŧmįr” KE 178r/17
23/8 ķazmaķlıķ “kazmaklık” HŞ 55
ķazġan-(2) “işlemek, yapmak” ķazuķ “kazık, kalas, değnek krş.
HKT 130b/6, ķazġanġan “işle- ķazıķ” NF 165/10, KE 113v/10,
yen, yapan” HKT 137b/9, HKT 433a/2
ķazġanu bir- “ele geçirivermek” ķaźźār bin sālif (<ö.a.) “Salih pey-
HKT 103b/8 gamberin mucizesi olan deveyi
ķazġanç“kazanç” KE 134v/11, öldüren kişi” KE 35v/3, ķaźźār
İML 191
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 303

“bkz. ķaźźār bin sālif” KE keç(1) “geç krş. kėç, kiç (1), keç
35r/21 (1)” keç bol- “geç olmak,
kebāb (<A.) kebap” HŞ 4364, geçikmek, vakti geçmek” KE
baġrı kebāb bol- “yanmak, 87v/17, keç ķal- “geç kalmak,
yanarak kendinden geçmek” geçikmek” KE 25v/14, keçrek
NF 214/17, kebāb bol- “bağrı “daha geç” KE 22/15
yanmak, acı çekmek” MM 38/1 keç (2) “hile, aldatma, yalan” keç
kebek “kepek” İML 163 ay- “kandırmak, yalan söyle-
kebįre (<A.) “büyük günah” NF mek, aldatmak” KE 61v/8
388/5, kebįre yazuķ kėç “geç krş. kec (1), kiç (1), keç
“büyük günah” KE 145r/11 (1)” kėç bol-“ geç olmak, vakti
kebūter (<A.) “güvercin” KE geçmek, geçikmek” NF 154/14,
220r/19 kėç ķal- “geç kalmak,
kecābe (<F.) “deve üstüne konan geçikmek” ME 194/5, kėç kel-
bir çeşit tahterevan, mahfe” NF “geç gelmek, geçikmek” NF
414/14 100/12, kėç ķoy- “geç koymak,
kec “geç, gecikmiş krş. kėç, kiç geç bırakmak” ME 118/6,kėç
(1), keç(1)” KE 61v/8 e
ğ kör- “geç görmek, zamanında k
kėce “gece krş. kėçe, kiç (2), kiçe
i
t görememek, sonradan görmek,
i
(1)” NF 264/15, KE 21v/2, ME m fark etmek” ME 207/7
46/4, kėce kündüz “gece ve y
a
keç-(1) 1. “(haddi) aşmak” ME
gündüz” KE 22v/10, kėce bol- y
ı 18/8, 2. “(zaman) geçmek, gelip
n
“kararmak, akşam vaktinin e geçmek, yaşamak, vazgeçmek”
v
gelmesi” NF 103/17, KE i
NF 212/14, KE 225r/13, ME
42v/9,kėcege tegi “geceye ka- 155/6, HKT 65a/6, İML 89, 3.
dar, geceye vaktine kadar” KE “geçmek, aşmak” HKT 210b/1,
118v73, kėcege tegrü “geceye AO III/15, 4. “uzaklaşmak, aş-
kadar, geceye vaktine kadar” mak” HKT 34a/7, 5.“geçip git-
KE 144r/3 mek, gitmek” HKT367b/1, 6.
kėcele- “gecelemek, geceyi geçir- “gitmek, dolaşmak” HKT
mek” NF 434/15 169a/5, 7. “vazgeçmek” HKT
kėcelet- “geceletmek, geceyi ge- 285a/2, 8. “bir yerde durmak,
çirtmek” ME 105/2 kalmak” HKT 205b/9, keçgen
kėcelik “gecelik, gece için, gece 1. “gelip geçen” HKT 545b/5,
vakti” KE 15r/16, kėcelik oġur 2. “geçen, yürüyüp giden” HKT
“gece vakti, geceleyin” KE 83a/4, keçmek 1. “geçme, gi-
172v/14 diş” HKT 367b/1, 2. “uzaklaş-
ma, aşma, ölçüyü kaçırma”
304 | D r . Suat ÜNLÜ

HKT 346b/8, keçmiş barmışını keçürt- “geçirtmek” ME 52/2


ķođ- “geçmiş olanları unutmak” keđ “çok (pekiştirme edatı), iyi,
KE 65r/2 iyice krş. key (1)” KE 19v/18,
keç-(2)“ölmek” KE 238r/16, ME MM 34/4, HŞ 1598
157/2 keđ-“giymek, giyinmek, kuşanmak
kėç-“geçmek, gecikmek” ME krş. key-, kiy-, kiđ-” NF 102/5,
164/8, MM 114/4 ME 166/1, MM 398/2, HKT
keçe“gece krş. kėce, kiç (2), kiçe 285b/2, keđgü nirse “giyim eş-
(1)” kėçe bol-“gece olmak, ha- yası” HKT 316b/1
va kararmak, gece vakti gel- keđdür-“giydirmek krş. keydür-,
mek” MM 234/2, kėçe namāzı kėyür-, keđür-, keđüz-, kiydür-,
“yatsı namazı” MM 154/3 kiđdür-, kiđir-, kiydür-” KE
keçeçi” keçe yapan, yahut satan” 78v/10
İML 157 keđigle-“örtünmek, gizlenmek”
keçi “ keçi krş. keçig, kiçi” ME KE 31r/20
222/5, HKT 142a/3 keđik (1)“av hayvanı, hayvan krş.
keçig “keçi krş. keçi, kiçi” HKT e
ğ
keyik, kiyik” NF 338/4, KE
141a/4 i
t 54v/2, ME 63/4, MM 233/2,
i
keçik- “geçikmek” KE 140v/6 m HŞ 3643
kėçil- “geçilmek” MM 365/2 y
a
keđik(2) “giyilmiş, giyili” KE
kėçrüş- “geçirmek” ME 124/1 y
ı 231r/8
kėçse- “geç saymak” ME 219/7 kedil-“gidilmek, gitmek” ME
n
e
v
kėçür-(1)“geçirmek, geçiktirmek i 159/1
krş. kiçür-(1), keçür-(1) ” ME keđim “giyim, giyecek krş. keyim,
6/8, MM 42/2 kiđim, keygü, kigü” KE 79r/3
kėçür-(2)“affetmek, bağışlamak kėdin “sonra, arka krş. kėđin,
krş. keçür-, kiçür-, keçür-” NF kiyin, kiđin” NF 29/17, ME
298/12, ME 57/8 30/7
keçür-(1) “aşırmak, geçirmek, kėđin“sonra, arka krş. kėdin, kiyin,
affetmek, bağışlamak, sürdür- kiđin” KE 74r/1, MM 16/2
mek, devam ettirmek krş. kedük “gedik, yarık, açık” ME
kėçür-, kiçür-(1)” NF284/3, 47/8
KE 17v/6, ME 12/5, HKT kedüklü “yarık, açık” ME 47/7,
524b/9, keçürgen “affeden, ba- kedüklü bol- “yarılmak, açıl-
ğışlayan, esma-i hüsna’dan el- mak, korkutmak” ME 47/7
Ǿafuvv” HKT 83a/8 keđür- “giydirmek, kaplamak,
keçür-(2)“(vakit) geçirmek” ME örtmek krş. keđdür-, keđüz-,
64/2
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 305

keyür-, kiydür-, kiđdür-, kiđir-” kefįl (<A.) “kefil” KE 189r/14,


KE 32r/12, HKT 41a/3 kefįl bėr- “kefil vermek, temi-
keđüz-“giydirmek krş. keđdür-, nat vermek” KE 26v/14, kefįl
keđür-,keyür-, kiydür-, kiđdür-, bol- “koruyup gözetmek” KE
kiđir-, kiydür-” KE 32v/4 26v/15, HKT 369a/7
keǿennehu(<A.) “sanki, güya” NF kefre (<F.) “kilit krş. kufre (1),
236/16 ķufį, ķufl” HKT 486b/1
kef (<A.) “ kefen krş. kefen” HŞ kefsįŧŧįnūs (<ö.a.) “Asahab-ı
361 Kehf’e katılan çoban” KE
kefālet (<A.) “kefillik” KE 26v/19 178r/18
kefe (<ö.a.) “Kırım’da bir şehir” K kegilde-“(tavuk) geğildemek” ME
III/12 232/3
kefen(<A.) “kefen krş. kef” NF kegir-“geğirmek krş. kekir-” NF
130/8, KE 19r/21, ME 90/3, 266/11, ME 165/1
MM 282/3, kefen ķıl- “kefen kegrik“geğirme, geğirti” NF
olarak kullanmak, kefenlemek” 266/11, ME 165/1
NF 131/7, KE 156r/17, kefen kehf (<A.) “mağara” KE 173r/12
sar- “kefene sarmak” NF 93/8 e
ğ kej “gez, defa, kere krş. kez” ME k
kefenle- (<A.+T.) “kefene sarmak,
i
t 100/2
i
kefenlemek” NF 131/11 m keje keje “hırıltı” keje keje ķıl-
kefenlig(<A.+T.) “kefenlik, kefene y
a
“(ses) hırıldamak” ME 80/4
sarılmış krş. kefenlik” KE y
ı kekir- “geğirmek krş. kegir-” İML
n
127v/5 e 106
v
kefenlik(<A.+T.) “kefenlik, kefene i
kel-1.“gelmek, meydana gelmek,
sarılmış krş. kefenlig” kefenlik zahir olmak, dönmek, dönüş-
böz “kefen olacak bez, kefan mek, uygun düşmek, münasip
bezi” “NF 131/10 olmak krş. kėl-, kil-” NF 57/12,
kefer (<A.) “kafir krş. kāfir, kāfer” KE 6v/10, ME 137/2, HKT
HŞ 4691 110b/6, İML 88, K VII/28, 2.
keffāret (<A.)“bir günahın bağış- “gelip çatmak, kaçınılmaz ol-
lanması amacı ile yapılan veya mak” HKT 31a/9, 3. “yaklaş-
tutulan şey” MM 167/2, HKT mak, yanaşmak, cinsî münase-
118a/2, keffāret bėr- “günahın bette bulunmak” HKT 33a/5,
bağışlanması için bir şey yap- kelgen 1. “gelen” HKT 300a/4,
mak” NF 419/2, keffāret bol- 2. “tahakkuk eden” HKT
“günaha karşılık olmak, günahı 140b/3, kelgü yir “gelecek yer”
karşılamak” NF 240/9 HKT 223b/8, kelür yıl “gelecek
yıl” NF 39/17
306 | D r . Suat ÜNLÜ

kėl-“gelmek, meydana gelmek, keleşmiş “sözlü, nişanlı” ME 27/2


zahir olmak, dönmek, dönüş- kelevü (<Mo.) “ahmak, aptal” ME
mek, uygun düşmek, münasip 198/5
olmak krş. kel- kil-” MM 15/3 kelez “ kertenkele” KE 41r/6
kelām(<A.) 1.“Allah kelamı, kelįm (<A.) “söz söyleyen, konu-
Kur’an-ı kerim” NF 225/13, KE şan, Tur-ı Sina’da Allah’la ko-
120r/13, 2.“söz, kelam” nuşmasından dolayı Hz. Mu-
MM35/4, MN (1) 15/12, HŞ sa’nın lakabı” NF 55/16, KE
4728 28v710, MN (1) 8/2
kelām-ı mecįd (<A.) “Kur’an-ı kelimāt (<A.ç.)“sözler, konuşma,
kerim” NF 165/14 sohbetler” NF 321/1, KE
kelām-ı şerįf (<A.) “şerefli söz, 78r/18, HKT 6b/2, kelimāt-ı
emir, buyruk” K VI/12 Ǿulemā “ulemanın sohbetleri,
kelām-ı zülāl (<A.) “Kur’an-ı Ke- sözleri” NF 444/4, kelimāt ķıl-
rim” MM 33/2 “sohbet etmek, konuşmak” NF
kelāmuǿllāh (<A.) “Kur’an-ı Ke- 432/11
rim” NF 168/17, KE 187v/19, e
ğ
kelime (<A.) “kelime, söz, sözcük,
MM 69/4 i
t ifade” NF 216/4, KE 52v/19,
ME 82/1, HKT 224b/9, kelime-i
i
kelbį(<ö.a.) “tefsirde imam olup m

Cemel vakasında Hz. Ali’nin y


a
şehādet “ kelime-i şehadet” NF
yanında olmuştur” KE 4v/14, y
ı 336/4, KE 117r/9, kelime-i
imām kelbį “bkz. kelbį” KE n
e şehādet ay- “kelime-i şehadet
v
146v/2 i getirmek” NF 177/13, kelime-i
kelbüd (<F.) “kalıp krş. kelbüd” şehādet ayt- “kelime-i şehadet
ME 22/1 getirmek” NF 154/6, kelime-i
kelbüt (<F.) “vücut, kemik krş. şehādet keltür- “kelime-i
kelbüd” KE 25r/7 şehadet demek, kelime-i
keldür- “getirmek, dünyaya getir- şehadet getirmek” NF 335/9,
mek, doğurmak krş. keltür-, kelime-i ŧayyibe “güzel söz”
kėltür-, ketür-, kiltür-” NF 40/9, NF 443/9, kelime-i tevĥid “La
ME 11/8, HKT 40b/4, İML 130 ilahe illallah Muhammedün
kelebek “kelebek” KE 77r/9, ME resululullah (Allahtan başka
195/3, HKT 579b/3, İML 177 Tanrı yoktur Hz. Muhammedde
keleçi “sözcü, elçi krş. kileçi” AO onun elçisidir sözü)” KE
III/4 197r/4, kelime ay- “sözle
kelelci (<Mo.)“hikaye” ME 111/8 şehadet etmek, sözle ifade et-
keleñü “tarla sıçanı, Arap tavşanı” mek” KE 239r/4
İML 177
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 307

kelin “gelin” NF 272/9, KE 183r/6, keme (1)“fare” keme sıçķan “fare,


ME 27/3, HŞ 1426, İML 144, tarla faresi” KE 129v/4
kelin doyı “düğün” ME 27/3 keme(2) “gemi krş. kemi, kimi,
kelin-“gelinmek” ME 86/7, HKT kime” HKT 379b/4
301a/8, kelinmiş “gelinmiş, va- kemel-(<F.+T.) “azalmak” KE
rılan” HKT 223b/8 14r/5
keliş “geliş krş. kiliş” AIII/5 kemeçi“gemiçi krş. kemiçi,
keliş-“birlikte gelmek krş. kiliş-” kimiçi” AO II/11
ME 121/5 kemend (<F.)1. “kement” HŞ
kell (<A.) “bulut” KE 30r/13 1738, MN (2) 24/232, 2. “gü-
kellūb (<ö.a.) “Musa peygamber zellerin saçı” MN (2) 26/258
ile Harun arasına girip ona Mu- kemer “ kemer, kuşak krş. kimer”
sa’nın yoluna girmesini sağla- NF 278/12, kemer baġla- “ku-
yan kişi” KE 125r/21 şak bağlamak, kuşakla sarmak”
keltür-“getirmek, aktarmak, iktibas NF 278/13
etmek, çocuk dünyaya getir- kemi “gemi krş. keme(2), kimi,
mek, doğurmak krş. keldür-, kime” NF 378/10, ME 10/3,
kėltür- ketür-, kėtür- kiltür-, e
ğ HKT 545a/4, HŞ 4066, İML k
kitür-(2)” NF 161/11, KE
i
t 161, K I/28
i
206r/3, ME 5/3, HKT 16a/1, m kemiçek “kıkırdak” İML 139
İML 131, K X/11, keltürür bol- y
a
kemiçi 1. “gemi yapıcı krş. kemeçi,
“getirmek” NF 437/3 y
ı kimiçi” İML 156, K I/30, 2.
n
kėltür- “getirmek, aktarmak, ikti- e “gemide çalışan” İML 157
v
bas etmek, çocuk dünyaya ge- i
kemįne (<F.) “zavallı, aciz” K V/6
tirmek, doğurmak krş. keldür-, kemiş- 1.“atmak, dökmek, koy-
keltür- ketür-, kiltür-, kitür-(2)” mak, bırakmak, vermek, ser-
MM 296/4 mek, yaymak, meydana getir-
keltürt- “getirtmek” KE 85r/19 mek” NF 358/11, KE 7v/6, ME
keltürül- “getirilmek” ME 5/1 84/4, MM 88/2, HKT 227a/6,
kem (<F.) “az, küçük, kem” KE İML 104, 2. “yarmak, kesmek”
152v/9, HŞ 4457 HKT 95a/1, 3. “aktarmak, gön-
kemā ķālaǿllāhu taǾālā (<A.) “Al- dermek, vermek” HKT 27b/3,
lah Ta’ala der ki” K VI/27 kemişgen 1. “atan” HKT
kemāl (<A.) “olgun, olgunluk, 159b/4, 2. “indiren, bırakan,
tamlık, mükemmellik” KE ilka eden” HKT 560a/2
186v/1, MM 156/4, MN (2) kemle-“(zaman) belirlemek, tayin
6/57 ve tesbit etmek” ME 94/7
kemleş-“kararlaştırmak” ME 121/5
308 | D r . Suat ÜNLÜ

kemşil- 1.“atılmak” HKT 540a/1, kendülüg “kendiliğinden”


2. “birden bir davranışta bu- kendülügi birle “ kendiliğinden”
lunmak, atılmak” HKT 159b/9, ME 217/2
3. “indirilmek, gönderilmek” kendüzi“kendisi, kendi krş.
HKT 362b/8, kemşilmiş “dev- kendüzü, kendü özi ” KE
rilmiş, yıkılmış” HKT 544b/6 249v/10
kemşiş- “atışmak” ME 111/6 kendüzü “kendi, kendisi krş.
kemük “ kemik” ME 183/2 kendüzi, kendü özi ” NF 152/2
kemür- “ kemirmek” ME 177/1 keñe- “uzak durmak” ME 218/5
kėñ “geniş, büyük, çok krş. kiñ, keñeş “danışma, müşavere, karşı-
keñ” KE 25v/16, kėñ bol- “ge- lıklı fikir alış verişi” KE 78r/1,
niş olmak, yayılmak, kapla- keñeş bol- “danışmak, iştişare
mak” NF 236/6, KE 106r/16, etmek, görüşmek” ME 186/2,
ME 146/5, kėñ ķıl- “geniş du- keñeş ķıl- “danışmak, iştişare
ruma getirmek, açmak, ferah- ermek, görüşmek” KE 70r/20,
latmak” NF 224/11, KE 57v/9 ME 96/7, keñeş ķol- “fikir sor-
keñ “geniş, büyük, çok krş. kiñ, e
ğ
mak, danışmak” KE 222r/18
kėñ” keñ kir- “rahat girmek, i
t keñeş- “danışmak, akıl almak,
i
geniş girmek” HŞ 3195 m istişare etmek” KE 42v/15, ME
kenāme (<ö.a.) “İsmail peygambe- y
a
203/3, HKT 370a/5, keñeşmek
rin kavmi ve Kureyş’in ata y
ı “iştişare, danışma” HKT 35a/9
kavmi” KE 198r/9 keneşet-“danışan adama fikir ve
n
e
v
kenǾān(<ö.a.) “Hz. Yakub’un i akıl vermek, yol göstermek”
memleketi, Filistin” NF 219/6, İML 103
KE 24r/12, MN (2) 10/94 keñeşlik“istişare, danışma, kolay-
kenār (<F.) “kenar, kıyı” AO II/54 lık” HKT 465a/1, keñeşlik ķılış-
kenç “genç, çocuk” ME 28/8, HKT “danışmak, iştişare etmek, gö-
319b/8, kenç oġlan “genç erkek rüşmek” ME 118/1
çocuk” KE 71v/13 keñeşsiz“istişaresiz, danışıksız”
kend (<Sog.) “kent, şehir krş. KE 63r/12
kent” KE 27r/12 kenįse (<A.) “kilise krş. keñįse”
kendeş “yaşmak” ME 142/2 HKT 323b/6
kendü “ kendi, kendisi” NF 148/7, keñįse (<A.) “kilise krş. kenįse”
KE 30r/11, ME 215/5, HŞ KE 189v/15
2259, K VII/44, kendü özi kėñit-“rahatlatmak, ferahlatmak,
“kendi kendisi krş. kendüzü, genişletmek” KE 239v/16, MM
kendüzi” ME 128/6, MM 44/2 131/4
kenizek“cariye” ME 64/8
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 309

kėñlik “geniş, verimli, bolluk krş. kenzüǿl-aħbār (<ö.a.) “İmam Mu-


kiñlik” KE 141r/17, ME 66/1, hammed-i Beşreviyye’nin hadis
kėñlik bolsun “merhaba” ME kitabı” NF 198/3
66/1, kėñlik uçuzlıķ “geniş, ve- kepenek “keçeden yağmurluk”
rimli, bol” KE 90r/12, İML 167
kėñlik bol- “geniş olmak, bol- kepriç “kerpiç, tuğla krş. kerpiç,
luk olmak, verimli olmak” KE kirpiç” KE 113v/16, kepriç
175v/1, kėñlik ķıl- “ bollaştır- bişür- “tuğla yapmak, tuğla fı-
mak, genişletmek, verimli hale rınlamak” KE 113v/14, kepriç
getirmek” ME 95/7 ķıl- “tuğla yapmak, tuğla fırın-
kėñliklü “zengin verimli”kėñliklü lamak” KE 113v/7
bol- “zengin olmak, verimli ol- ker-“germek, örmek, kapamak”
mak” ME 42/5 KE 113v/7
kennāslıķ(<A.+T.)“çöpçülük” KE kerāhiyet (<A.)“istemeyerek, mec-
138r/13 buriyet altında bir şey yapma”
kėñrit- “geniş oturmak” ME 168/5 KE 132v/4
kėñrü “ferah, rahat, çok, fazla krş. kerāhiyyet (<A.) “tiksinme, iğren-
kiñrü” ME 25/8, kėñrü ay- “iyi- e
ğ me” kerāhiyyet kel-“tiksinmek, k
ce açıklamak, tafsilatlı bir şe-
i
t iğrenmek, tiksinti gelmek” NF
i
kilde açıklamak, ayrıntılı açık- m 222/1
lamak” KE 12v/4 y
a
kerāmāt(<A.ç.) “kerametler”
kėñrü- “genişlemek” ME 170/3 y
ı kerāmāt bol- “ kerametler gös-
n
kėñrülük “müsaade, izin” ME 78/2, e termek, mucizeler olmak” NF
v
kėñrülük ėt- “müsaade etmek, i
368/4
izin vermek” ME 172/5 kerāmet(<A.) “kerem, ihsan, kera-
kėñsü “çok fazla” kėñsü yarlıķa- met, ermişçesine yapılan iş, ha-
“çok fazla merhamet etmek, reket veya söylenen söz” NF
çok bağışlamak, affetmek” KE 104/13, KE 26v/11, MM 285/3,
3r/15 MN (1) 11/1, kerāmet bol- “ke-
kent(<Sog.) “kend, şehir krş. kend” ramet göstermek, mucize ol-
KE 128v/8, AO II/23 mak” NF 237/6, KE 140v/15,
kentlig(<Sog.+T.) “kentli, şehirli, kerāmet ķıl- “keramet göster-
kentde oturan” KE 127v/19, mek, mucize göstermek” NF
İML 179 317/10, KE 66v/17
kentteş (<Sog.+T.) “şehirdaş, hem- kerāmetį (<A.) “bir keramet”
şeri” İML 144 kerāmetį bėr- “bir keramet ver-
mek, bir mucize vermek” KE
74v/10
310 | D r . Suat ÜNLÜ

kerāmetlıġ(<A.+T.) “kerameti kerem (<A.) “kerem, cömertlik,


olan” KE 211r/10 ihsan, lutuf, iyilik” NF 164/15,
kerbelā(<ö.a.) “Kerbela” NF 179/3, KE 65v/10, ME 110/4, MM
KE 245v/19 189/2, HŞ 87, K III/20, MN (2)
kerç (<ö.a.) “Kırım yarımadasının 9/81, kerem ve luŧf “cömertlik
batısında ve Azak denizini ve ihsan” NF 59/2, kerem-i bē-
Karadenize birleştiren boğz ke- ġāyet “çok cömert” NF 443/12,
narında bulunan bir yer adı” K kerem-i Ǿināyet “cömertlik ve
I/42 ihsan” K VII/25, kerem ķānı
kerçek “gerçek” KE 19r/20 “cömertlik kaynağı, cömertlik
kerçemük “bağda, sarma” hazinesi” MM 383/3, kerem ķıl-
kerçemük il- “sarmak, bağdaş “lutf etmek, cömertlik göster-
kurmak” ME 225/8 mek, ihsanda bulunmak” NF
kėrdek “gerdek” ME 43/4 59/7, KE 137r/15, HŞ 2412, ke-
kerek 1.“gerek, gerekli, lazım” NF rem körgüz- “cömertlik gös-
16/8, KE 8v/21, ME 76/7, MM tertmek, lutfetmek” HŞ 3516
15/4, HŞ 624, K VII/39, CE e
ğ
keremāt (<A.ç.) “asillikler, soylu-
1/2, 2. “isterse” HŞ 688, kerek i
t luklar” NF 36/12
bol- “gerekmek, gerekli olmak”
i
m keremlüg(<A.+T.) “cömert, kerem
NF 25/7, KE 137v/11, HŞ y
a
sahibi, esma-i hüsna’dan el-
3851, kerek ķıl- “gerektirmek” y
ı kerįm” HKT 363b/7
HŞ 3376, kerek kim “kaldı ki” kerey “ustura” NF 383/6
n
e
v
NF 16/3 i kerges (<F.) “akbaba” KE 30r/18
kerek-“gerekmek, gerekli olmak kerik- “gerinmek” İML 163
kirek-” NF 100/1, KE 242v/18, keril- “gerilmek” KE 67v/13
MM 21/2, HKT 300a/2, HŞ kerįm (<A.) 1.“eli açık, cömert,
1333, kerekmez işke şürūǾ ķıl- kerem sahibi, esma-i hüsna’dan
“batıla saplanmak” HKT krş. kerim” NF 259/6, KE
556a/3, kerekmez nirsege 207v/14, ME 85/6, MM 403/3,
kelmek “uygunsuz iş yapma, HKT 566b/6, MN (2) 6/57, HŞ
günah işleme” HKT 551a/2 3350, 2. “hoş, güzel” HKT
kerekinçe “gereğince” NF 121/13, 273a/4, kerįm bol- “cömert ol-
HŞ 723 mak, kerem sahibi olmak” NF
kereklig“gerekli, lazım” KE 2v/18, 374/13, kerįm ķılın- “hürmet
HŞ 1659, kereklig bol- “gerekli gösterimek, şereflendirilmek”
olmak, lazım olmak” HŞ 2332 HKT 565a/1, kerįmrek “en şe-
kereksiz“gereksiz, gerekli olma- refli, en yüce” HKT 494a/4
yan” NF 196/4
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 311

kerįmlüg (<A.+T.) “eli açık, cö- 106r/11, kerü sal- “geri gön-
mertlik, şerefli, değerli, hoş krş. dermek, sonradan bırakmak”
kerimlük” HKT 81a/4, kerįmlüg KE 106r/15
bol- “şerefli olmak, değerli ol- kes-1. “kesmek, kırkmak, traş et-
mak, cömertlik yapmak” ME mek, terk etmek krş kis-” NF
180/8 137/3, KE 51v/19, ME 58/7,
kerimlük (<A.+T.) “eli açıklık, MM 95/3, HKT 522b/9, İML
cömertlik krş. kerįmlüg” ME 114, 2. “bölmek, ayırmak”
202/3, kerimlük ķıl- “şerefli HKT 165a/7, 3. “son vermek”
davranmak, değerli olmak, cö- HKT 243a/7, 4. “yok etmek”
mertlik yapmak” ME 180/8 HKT 154b/9, 5. “geçişi önle-
kerįmlük(<A.+T.)“vakar” kerįmlük mek” HKT 381a/8, 6.
ĥālı üze “vakur bir şekilde” “katetmek, geçmek, gitmek”
HKT 350b/5 HKT 198b/5, 7. “kesip geçmek,
kerin-“gerinmek, uzamak” ME aşmak” HKT 283a/8, 8. “oy-
182/5 mak, yontmak” HKT 573a/2, 9.
keriş “çekiş, husumet” ME 118/7, “biçmek, devşirmek” HKT
keriş ķıl- “çekişmek, husumet e
ğ 542b/3, 10. “karar vermek, k
kılmak” ME 113/7
i
t hükme bağlamak” HKT 398a/3,
i
keriş- “çekişmek” ME 115/8 m 11. “kararlaştırmak, belirle-
kerki “balta” İML 160 y
a
mek” HKT 36a/6, 12. “farz
kerniş-“husumetleşmek” ME 118/7 y
ı kılmak” ME 79/2, HKT 335b/1,
n
kerpiç “kerpiç krş. kepriç, kirpiç” e
v
kesgen 1. “yok eden, ortadan
KE 148v/7, kerpiç ķıl- “kerpiç i
kaldıran” HKT 544b/6, 2. “bi-
yapmak, kerpiç imal etmek” çen, devşiren” HKT 542b/6, 3.
KE 148r/15 “karar veren, hükme bağlayan”
kersān (<F.) “içinde yiyeceklerin HKT 363a/2, kes kes ķıl- “par-
saklandığı kap, çanak” NF 22/9, çalara ayırmak, parçalamak”
HKT 410a/5 KE 44v/16
kėrtü “gerçek krş. kirtü” NE 116/8, kesb (<A.) “kazanç, çalışıp ka-
kėrtü ķıl- “doğrulamak, gerçek- zanma krş. kisb” NF 211/2,
leştirmek” ME 93/2, kėrtüge kesb ķıl- “kazanmak, kazanç
tut- “doğrulatmak, gerçekleş- sağlamak” NF 262/4, HKT
tirmek” ME 83/7 104b/3
kėrtün- “inanmak, gerçek saymak kesek (1)“sertleşmiş toprak parçası
krş. kirtün-, kirtgün-” ME 33/2 krş. kisek” NF 286/9
kerü “sonra, geri krş. kirü, kiri, kesek (2)“parça, kısım, bölük” KE
gerü” kerü al- “geri almak” KE 19r/7, AO III/16, kesek bol-
312 | D r . Suat ÜNLÜ

“parça parça olmak, parçalara uğramayan, bitmez, tükenmez”


ayırmak, bölüklere ayrılmak” HKT 224b/5
KE 121v/4 kesilin-“ayrılmak, terk etmek, ilgi-
kesig (1) “kesme” kesig ėdiş- siz kalmak krş keslin-“ NF
“kesmek” ME 115/7 399/10
kesig (2)“timar” ME 21/1 keŝįr (<A.) “çok, bol” K VI/18,
kesig (3)“vazife, ödev, iş” ME keŝįr şükürler ķıl- “çokça şük-
95/8 retmek” MM 310/4
kesig (4)“vergi” HKT 185a/4 keŝįr bin śalad (<ö.a.) “Kesir bin
kesik (1) “kesik, kesilmiş, kesinti Salad” KE 240v/20, keŝįr “bkz.
krş. kesük, kisik” KE 162v/16 keŝįr bin śalad” KE 240v/21
kesik (2)“çoçuksuz (çocuktan kesi- kesiş- “(ilgiyi) kesmek” ME 115/7
len)” İML 143 keslen “kertenkele” HŞ 4688
kesik-“takdir edilmek, olmak bit- keslin- “ayrılmak, terk etmek, ilgi-
mek” HKT404a/2 siz kalmak krş kesilin-” ME
kesil-1. “kesilmek, kopmak, dur- 177/8
mak, dinmek, ayrı düşmek, ay- e
ğ
kesliş- “ayrılmak” ME 119/2
rılmak krş. kisil-” NF 178/10, i
t kesrį (<ö.a.) “Fars hükümdarı” NF
81/8, kesrį melik “bkz. kesrį”
i
KE 96v/20, ME 154/8, MM m

270/4, HKT 109b/5, İML 104, y


a
NF 5/11
2. “yok edilmek, ortadan kaldı- y
ı kesük “ kesik krş. kesik (1), kisik”
rılmak” HKT 128b/6, 3. “parça- NF 326/14, KE 39v/15,
n
e
v
lanmak, parça parça edilmek” i kesük bol- “kesmek, kesilmek,
HKT 244a/3, 4. “sona erdiril- kesilmiş olmak” ME 160/2
mek, tamamlanmak” HKT keşir “havuç” İML 182,
249a/3, 5. “biçilmek” HKT keşiş (<F.) “ keşiş, papaz” HŞ 522
321b/1, 6. “her şey den vazge- keşmįr(<ö.a.) “Keşmir” MN (2)
çip yönelmek” HKT 553a/5, 11/106, keşmįr ħalķı “Keşmir
kesilmek “her şey den vazgeçip insanları” HŞ 2965
yönelmek” HKT 553a/6, kesil- keşşāf (<ö.a.) “Zemahşerî’nin tef-
miş 1. “yok edilmiş” HKT sir kitabı” NF 444/1
542b/5, 2. “ayrılmış, belirlen- keşüş “Tanrı adlarından, (aziz,
miş” HKT 94b/9, 3. “tükenmiş, kıymetli), esma-i hüsna’dan el-
takatsız kalmış” HKT 273b/4, aziz” İML 137
kesilmegen “kesintiye uğrama- ket- “gedik açmak” ME 87/5
yan, bitmez, tükenmez” HKT kėt- “gitmek, yok olmak krş. kit-,
569b/3, kesilmemiş “kesintiye git-” NF 356/16, MM 364/4
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 313

keter-“gidermek, yok etmek, sür- 465, MN (1) 15/5, MN (2)


mek, kovmak, kovalamak, 12/119, kevŝer ĥavżı “Cennet-
çekmek, çıkarmak krş. kėter-” teki havuz, Kevser” NF 57/7,
NF 11/14 MN (1) 15/6, kevŝer suyı “Kev-
kėter- “gidermek, yok etmek, sür- ser suyu” MN (1) 2/14
mek, kovmak, kovalamak, kevşe- “gevşemek” ME 143/8
çekmek, çıkarmak krş. keter-” key (1)“çok, fazla krş. keđ” ME
MM 21/4 88/4, key arıġ 1. “çok temiz”
ketįb (<A.) “kitap” MN (2) 47/472 HKT 559a/5, 2. “her türlü nok-
ketrül- “getirilmek” HKT 4b/6 san sıfattan uzak olan, münez-
kettān(<A.) “keten” NF 223/2, KE zeh, esma-i hüsna’dan el-
45v/12 ķuddūs” HKT 525a/8, key arın-
kėtür- “getirmek krş. ketür-, kėltür- “iyice temizlenmek, günahtan
, keltür-, kitür-(2)” MM 86/1 tamamıyla arınmak” HKT
ketür-1.“getirmek krş. kėtür-, 365a/3, key bilgen “her şeyi bi-
kėltür-, keltür-, kitür-(2)” KE len, esma-i hüsna’dan el-Ǿalįm”
10r/9, ME 11/8, HKT 21b/6, 2. HKT 43b/6, key erklig “her şe-
“vermek” HKT 42a/6 e
ğ ye gücü yeten, esma-i k
kevākib(<A.ç) “yıldızlar” HŞ 3118
i
t hüsna’dan el-ķuddūs” HKT
i
kevek (1)“boş, kof bkz. ķavaķ (2), m 530a/5, key isig “çok sıcak,
ķav” KE 6v/1 y
a
kaynar” HKT 572a/3, key
kevek (2) “saman” İML 181 y
ı yalġan sözlegen “çok yalan söy-
n
kevfe (<ö.a.) “Kûfe” NF 31/2, e leyen” HKT 449a/7, key
v
kevfelig “kûfeli bkz. kevfe” NF i
yaratġan “her şeyi yaratan es-
169/17 ma-i hüsna’dan el- bari, el-
kevhüsrev(<ö.a.) “Kevhüsrev, halık” HKT 425a/7
Keykavus’un torunu, key (2) “çok, sağlam, güçlü” key
siyavuş’un oğlu olan meşhur yüreklig “çok güçlü, çok çesur,
hükümdar” HŞ 1341 çesurca davranan” KE 77v/4
keviş “geviş” ME 143/8 key-1.“giymek, giyinmek krş. keđ-
kevkeb (<A.) “yıldız” KE 106v/8 kiy-, kiđ-” NF 106/4, KE
kevlen-“ihtiyarlamak, güçsüzleş- 80v/19, ME 112/5, HKT475a/6,
mek, zayıflamak” KE 99r/14 2. “takmak, takınmak” HKT
kevn (<A.) “kainat” MM 387/2 416b/2
kevneyn (<A.) “iki âlem, maddî ve keyd (<A.) “hile, aldatma” NF
manevî âlem” KE 189/20 43/11, KE 84v/14, HKT
kevŝer (<A.) “Cennetteki havuzun 581a/2, keyd ķıl- “hile yapmak,
adı, kevser” KE 183v/21, HŞ düzen kurmak” NF 353/9, KE
314 | D r . Suat ÜNLÜ

39v/3, HKT 219a/7, keyd ķılın- keyl (<A.) “ölçü” keyl al- “ölçü ile
“tuzağa düşürülmek” HKT almak, ölçerek almak” HKT
502a/9, keyd ķılmaķ “hile yap- 233a/9
ma, düzen kurma” HKT 226b/7 keyür-“giydirmek, kaplamak, ört-
keydür-1.“giydirmek, takmak krş. mek krş. kiydür-, keđdür-,
keđdür-, kėyür-, kiydür-, kiđir-” kėydür-, kiydür-” ME 106/3,
NF 279/4, KE 155v/10, ME HKT 328b/4
17/4, HKT 75b/4, 2. “kapla- kez “defa, kere, kez krş. kej” ME
mak, örtmek” HKT 240a/5 97/2, HKT 277b/2, HŞ 1512,
kėydür-“giydirmek, takmak krş. kezler “defalarca, çeşitli haller-
keđdür-, keyür-, kiydür-, de” HKT 549b/1
kiđdür-, kiđir-” ME 17/4 kez-“gezmek, dolaşmak, yolculuk
keyfiyyet (<A.) “ keyfiyet, vasıf, etmek krş. kiz-” NF 332/1, KE
nitelik, oluş şekli” NF 60/7, 141v/18, ME 147/2, MM 370/2,
keyfiyyet ķıl- “nitelik kazan- CE 3/4
dırmak, vasıflandırmak” KE kezdür-“gezdirmek” KE 118r/6,
192r/12 e
ğ
ME 49/8
keyfiyyetsiz(<A.+T.)“nedensiz, i
t kezegleş-“nöbetleşmek krş.
i
sebepsiz yere” NF 318/5 m kezigleş-” ME 108/7
keygire-“utanmak, çekinmek, ürk- y
a
kezen-“vurmak, istemek” ME 50/2
mek” ME 141/3 y
ı kezig (1)“fırsat, sıra krş. kezik”
keygiregen “hizmetçi” ME 141/4 ME 133/6
n
e
v
keygirek “utanma, hicap” ME i kezig (2) 1.“dönüş” HKT 563a/7,
141/3 2. “defa, kere” HKT 137b/1
keygü “giyecek krş. keđim, keyim, kezigleş-“nöbetleşmek krş.
kiđim, kigü” ME 139/4 kezegleş-” ME 108/7
keyik “av hayvanı, yabani hayvan kezik “sıra, nöbet krş. kezig” KE
krş. keđik (1), kiyik” KE 64r/17, kezik ķıl- “nöbet tut-
157v/5, ME 134/5, HKT mak, sıra beklemek” KE 35r/4,
565b/6, keyik oġlaġı “geyik kezik teg- “nöbet sırası gelmek,
yavrusu” KE 153r/17 sıra beklemek” KE 35r/8
keyim “giyim, giyecek krş keđim, kezle-“gezlemek, nişan almak” NF
kiđim, keygü, kigü” KE 335/15
118v/14, ME 81/2, HKT 35a/6, keźźāb (<A.) “çok yalan söyleyen,
keyim key- “elbise giymek, gi- pek yalancı” NF 344/16, KE
yecek giymek” KE 93v/4 195r/10
kėyin“sonra, arka krş. kėdin, ķıbla (<A.) “kıble, güney krş.
kėđin, kiđin” KE 106r/17 ķıble” ME 210/5, HŞ 3310
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 315

ķıble (<A.) “kıble, secde edilecek ķıķrış- “çağrışmak, birbirine ses-


yer, yön, güney krş. ķıbla” NF lenmek, birbirini çağırmak” ME
278/16, KE 6r/12, MM 67/3, 204/3, HKT 493b/5, ķıķrışmaķ
HKT 21a/7, MN (2) 26/261 “bağrışma” HKT 449b/5
ķıble ķıl- “secde edilecek yere ķıl(1)“kıl, tüy” NF 239/14, KE
dönmek, yönelmek” KE 76r/9 187r/20, HŞ 2873, İML 171,
ķıbŧį(<ö.a.) “Kıbti, çingene” KE ķıl yar- “çok dikkat etmek, üze-
78v/20 rinde çok durmak” HŞ 154
ķıcıķla- “gıdıklamak” İML 108 ķıl (2)“kıl kuyruk kuşu” KE 68v/4
ķıçaç “dokuma” İML 167 ķıl (3)“tel” HŞ 2093
ķıçı“hardal” İML 181 ķıl-1. “yapmak, kılmak, etmek” NF
ķıçķır- “bağırmak” KE 128v/11 152/6, KE 4v/20, ME 120/3,
ķıdve (<A.) “uyulacak, iktida olu- MM 20/2, HKT210a/4, HŞ
nacak insan” KE 2r/7 3091, MN (1) 1/10, İML 89, K
ķıftı “makas” İML 159 I/42, MN (2) 35/350, 2. “yarat-
ķıftıçı“makas yapan yahut satan” mak” HKT 557b/5, 3. “eda et-
İML 157 mek” HKT 529b/2, ķılġan 1.
ķıġır-“bağırmak, çağırmak krş. e
ğ “yapan, eden” HKT 282b/1, HŞ k
ķıķır-, ķıġur-” KE 75r/11
i
t 2899, MN (1) 2/15, 2. “yaratan”
i
ķıġırġıç“bağıran, çağıran” İML m HKT 5b/2, 3. “eda eden” HKT
157 y
a
100b/7, 4. “yerine getiren, ve-
ķıġur-“bağırmak, çağırmak krş. y
ı ren” HKT 328a/4, ķılġuçı “ya-
n
ķıķır-, ķıġır-” KE 25v710 e pan, eden, yapıcı” HKT 54b/4,
v
ķıķır-1.“çağırmak, bağırmak krş. i
HŞ 125, MN (1) 5/10, ķılmaķ
ķıġır-, ķıġur-” ME 97/5, HKT “yapma, etme” HKT 41a/2, HŞ
151b/3, 2. “nida etmek, seslen- 1345, MN (1) 14/4, ķılu yaz-
mek” HKT 563b/5, 3. “çağır- “nerdeyse yapmak” HKT 10b/5
mak, davet etmek” HKT ķılavuz“kılavuz, rehber krş.
322a/4, 4. “feryat etmek” HKT ķulavuz” KE 245v/17
432a/4, ķıķırġan “nida eden” ķıldır-“yaptırmak, kıldırmak, et-
HKT 151b/3, ķıķırmaķ 1. “ba- tirmek krş. ķıldur-” HŞ 2921
ğırma” HKT 24b/2, 2. “nida ķıldur- “yaptırmak, kıldırmak,
etme, seslenme” HKT 293b/3 ettirmek krş. ķıldır-” NF
ķıķırt-“yüksek sesle çağırmak, 281/12, KE 11r/6, ME 107/6,
haykırmak” HŞ 320 HKT 328b/9
kıkrıl-“seslenilmek, çağrılmak” ķılıç “kılıç krş. ķılınç (2), ķılış” NF
HKT 151a/8 48/12, KE 94r/3, ME 108/5,
MM 95/4, HŞ 1252, İML 173,
316 | D r . Suat ÜNLÜ

ķılıç ķabı “kılıçın kını” İML NF 65/13, ķılıķlıġ ķıl-“huyunda


173, ķılıç tart- “kılıçla savaş- yaratılmak, tabiatında yarat-
mak, kılıç çekmek” HŞ 4647, mak, yaratılışında olmak” NF
ķılıç tutġası “kılıç kabzası” İML 105/12
173 ķılıķlıķ “huylu, tabiatlı, yaratılışlı
ķılıççı “kılıç açan ve bileyen” İML krş. ķılıġlıġ, ķılıġlıķ, ķılıķlı,
156 ķılıķlıġ” HŞ 3550
ķılıçlaş- “kılıçla vuruşmak” ME ķılıķsız “kötü huylu, huysuz, kötü
124/4 tabiatlı” ķılıķsız bol- “kötü
ķılıçlı “kılıç takınan adam” İML 86 huylu olmak, huysuz olmak,
ķılıġ“huy, tabiat, mizaç, karakter kötü tabiatlı olmak” HŞ 3436
krş. ķılıķ” KE 2v/3, MN (1) ķılıķsızlıķ “seciyesizlik” HŞ 3350
17/10 ķıl(ı)n- 1“yapılmak, kılınmak,
ķılıġlıġ “huylu, tabiatlı, yaratılışlı edilmek” NF 346/13, KE 7r/8,
krş. ķılıķlıġ, ķılıġlıķ, ķılıķlı, ME 115/1, MM 195/1, HKT
ķılıķlıķ” KE 2v/1, ķılıġlıġ bol- 414b/4, HŞ 4377, AO IV/7, 2.
“huyunda olmak, tabiatında ol- e
ğ
“yazılmak, farz edilmek” HKT
mak, yaratılışında olmak” MN i
t 59a/7, ķılınmış “yapılmış, kı-
lınmış” HKT 298a/5, ķılınmış
i
(1) 17/10 m

ķılıġlıķ“huylu, tabiatlı, yaratılışlı y


a
śūret “heykel” HKT 314b/3
krş. ķılıķlıġ, ķılıķlıġ, ķılıķlı, y
ı ķılınç (1)“fiil, hareket, huy ve tabi-
ķılıķlıķ” MN (1) 21/5 at” ME 45/2, İML 147
n
e
v
ķılıķ “huy, yaradılış, mizaç, tabiat i ķılınç (2) “kılıç krş. ķılıç, ķılış” HŞ
krş. ķılıġ” NF 125/7, KE 3283
65v/10, ME 176/6, MM 392/3, ķılış “kılıç krş. ķılıç, ķılınç (2)”
HKT 357a/2, HŞ 1008, ķılıķ MN (2) 43/433, ķılış ur- “kılıç
aynat- “mizaç değiştirmek, huy vurmak, kılıçla savaşmak”MN
değiştirmek” HŞ 1270 34/334
ķılıķlan- “huy edinmek” ME 176/6 ķılış-“karşılıklı yapmak, birlikte
ķılıķlı “huylu, tabiatlı, yaratılışlı yapmak krş. ķıluş” NF 438/14,
krş. ķılıġlıġ, ķılıġlıķ, ķılıķlıġ” KE 164r/9, ME 108/4, HKT
HŞ 334 210b/8, MN (1) 17/4
ķılıķlıġ “huylu, tabiatlı, yaratılışlı ķılmaķlıġ“kılmak, etmek krş.
krş. ķılıġlıġ, ķılıġlıķ, ķılıķlı, ķılmaķlıķ” NF 313/7
ķılıķlıķ” NF 286/12, KE ķılmaķlıķ“kılmak, etmek krş.
198v/8, HKT 542a/9, ķılıķlıġ ķılmaķlıġ” NF 275/11
bol-“ huyunda olmak, tabiatın- ķılmış “iş, güç” İML 147
da olmak, yaratılışında olmak”
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 317

ķıluş-“karşılıklı yapmak, birlikte ķınamaķ “cezalandırma, eziyet


yapmak krş. ķılış-” NF 143/16, etme” HKT 490a/4, ķınamaķġa
HKT112b/1 iwmegen 1. “cezalandırmakta
ķımār (<A.) “kumar, kumar oyu- acele etmeyen, sabırlı” HKT
nu” HKT 32a/9, ķımār oķı 197b/4, 2. “cezalandırmakta
“kumar oku, kurǿa oku” HKT acele etmeyen, esma-i
104a/6, ķımār oynaş- “kumar hüsna’dan el- ĥalįm” HKT
oynamak” “ME 112/8 68a/4
ķımıç “kuyruk sokumu” İML 142 ķınaķ“ceza, eziyet” ķınaķġa
ķımırsa “karınca” HŞ 1938 iwmegen “cezalandırmakta ace-
ķımız “kısrak sütünü ekşiderek le etmeyen, esma-i hüsna’dan
yapılan içki” İML 161 el- ĥalįm” HKT 325b/3
ķın (1) “işkence, azap, ceza, ezi- ķınal-“cezalandırılmak, eziyet
yet” KE 22v/12, ME 108/7, edilmek” KE 164v/13
HKT 282a/2, HŞ 1233, MN (1) ķınan- (1)“işkence etmek, eziyet
14/13, ķın bol- “işkence olmak, çekmek, cezalandırılmak” KE
ceza olmak, eziyet etmek” KE 31r/8, HKT 325b/4, ķınanġan
102v/18, ķın ķatıġlıķı “şiddetli e
ğ “cezalandırılan” HKT 427b/9 k
azap” HKT 454b/7, ķın kör-
i
t ķınan- (2)“utanmak” İML 108
i
“işkenceye maruz kalmak, ezi- m kınanıl-“cezalandırılmak”HKT
yet görmek” KE 74v/2, ķını y
a
259b/9
iwek “hemen cezalandıran, y
ı ķınçır “şaşı gözlü” İML 140
n
hemen cezalandırma” HKT e ķındır-“yöneltmek, teşvik etmek
v
145b/8, ķını iwgen “hemen ce- i
krş. ķındur-”İML 107
zalandıran” HKT 166b/2 ķındur- “yöneltmek, teşvik etmek
ķın (2) “kın, kılıç kılıfı” NF 69/13, krş. ķındır-” ME 57/1
KE 196r/10, ME 10/7, HŞ 2004 ķınduruş- “teşvik etmek” ME
ķın- “cezalandırmak” HKT 89a/3 201/3
ķına(<A.) “kına” ķına yaķ- “kına ķınġaķ “tırnak” ME 5/8
yakmak” ME 65/7, ķına ķađ- ķıñır “eğri, yan” ķıñır baķ- “yan
“kına yakmak, kınalamak” HŞ bakmak” ME 203/5, ķıñır çıķ-
4544 “yanlamasına çıkmak,
ķına- “cezalandırmak, işkence eğrilemesine çıkmak“ ME
etmek, eziyet etmek” KE 175/3
147r/14, ME 66/4, HKT ķınlıġ “eziyet eden, ızdırap veren”
190a/7, HŞ 2609, MN (1) HKT 332b/7
18/10, ķınaġan “cezalandıran, ķıpçaķ (<ö.a.) Kıpçak, Kıpçak
eziyet eden” HKT 174b/7, ülkesi” HŞ 4700
318 | D r . Suat ÜNLÜ

ķıpķızıl “kıpkırmızı” İML 168 ķırġıl “kırçıl” ķırġıl bol- “kırçıl


ķır “kır, ova” HŞ 3117 renginde olmak, kırarmak” ME
ķır-1.“kırmak, delmek, (toplu hal- 140/6
de) öldürmek, kırmak, kazı- ķırıġ “sınır, kenar, kıyı, yan krş.
mak” KE 204r/11, ME 87/1, ķırañ, ķıra, ķıraġ, ķıy, ķıraķ”
HŞ 4691, 2. “delmek” İML NF 49/2, KE 234v/3, ME
109, 3. “kırkmak” İML 122 114/6, HKT 320b/1, HŞ 3957,
ķıra “kenar, kıyı krş. ķıraġ, ķıraķ, AO I/10
ķırıġ, ķıy” KE 28v/8 ķırıġsız “kıyısız, kenarsız” ķırıġsız
ķırāǾat (<A.) “namazın gerekle- tėñiz “kıyısı olmayan deniz”
rinden olmak üzere Kur’an’dan MM 40/2
muayyen parçalar okuma, oku- ķırım (<ö.a.) “Kırım” AO II/21,
yuş şekli” NF 40/13, KE 81v/2, MN (2) 34/341
MM 68/2 ķırķ “kırk (40)” NF 58/16, KE
ķırāǾatça (<A.+T.) “okuyuş şekli- 5v/20, MM 222/1, HKT
ne göre, okuyuş biçimine göre” 108b/4, MN (1) 11/11, İML
KE 173v/6 e
ğ
187, ķırķ bol- “kırk yaşına
ķırāǾatsız (<A.+T.) “Kur’an’dan i
t değmek, kırkında olmak” KE
197r/9, ķırķ mil “kırk millik
i
muayyen parçalar herhangi bir m

kırata göre okumama” NF y


a
uzunluk” HŞ 3014, ķırķ yaş
40/12, MM 142/2 y
ı “kırk yaş, olgunluk çağı” HKT
ķıraġ “kenar, kıyı, sahil krş. ķırañ, 228b/4
n
e
v
ķıra, ķırıġ, ķıy, ķıraķ” KE i ķırķ-“kırkmak, kesmek, tıraş et-
74v/6, MN (1) 5/14 mek” KE 179v/10, ME 144/4
ķıraġu “kırağı” ķıraġu çal- “kırağı ķırķ bėş “kırk beş (45)” NF 191/9,
olmak, kırağılaşmak” HŞ 4292 KE 19v/4
ķıraķ “kenar, kıyı, sahil krş. ķırañ, ķırķ birinçi “kırk birinci (41.)” KE
ķıra, ķırıġ, ķıy, ķıraġ” KE 25r/9 144v/16
ķıran “yakınlık, iki gezegenin bir ķırķ ėkki “kırk iki (42)” NF 66/9
birine yakınlaşması” HŞ 2918 ķırķın “cariye krş. ķırnaķ” KE
ķırañ (1) “kenar, kıyı, yan, köşe 77r/13, HŞ 1999
krş. ķıraġ, ķıra, ķırıġ, ķıy, ķırķınç “kırkıncı (40.)” NF 233/13,
ķıraķ” NF 62/5, ME 175/7 KE 248v/10
ķırañ(2) “inci, ziynet eşyası” MM ķırķız(<ö.a.)“Kırgız ülkesi” KE
192/1 223r/21
ķırbān (<A.) “cinsel birleşme, ya- ķırķ miñ “kırk bin (40.000)” NF
kınlaşma” MM 165/2 156/9, KE 17r/2
ķırġu “atmaca (kuş)” İML 175
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 319

ķırķ sekiz “kırk sekiz (48)” KE “darda kalmış, çaresiz” HKT


147v/10 365b/3
ķırķ taķı altı “kırk altı (46)” MM ķıśaś (<A.ç.) “kıssalar, hikayeler”
207/1 KE 249v/9, ķıśaśüǿl-enbiyā
ķırķ üç “kırk üç (43)” NF 4/17, KE “peygamber hikayeleri, pey-
151r/5 gamber kıssaları” KE 3v/17
ķırķ yer (<ö.a.) “Kırımda bir yer ķıśāś (<A.) “öç, kısas, öldüreni
adı krş. ķırķ yir ” K II/15 öldürme cezası” NF 86/3, KE
ķırķ yėti “kırk yedi (47)” KE 235v/18, HKT 25b/4, ķıśāś al-
29v/10 “öç almak, suçluya işlediği su-
ķırķ yėti miñ “kırk yedi bin çun aynısıyla cevap vermek”
(47.000)” KE 14v/14 ME 37/7, ķıśāś ķıl- “suçluya iş-
ķırķ yir (<ö.a.) “Kırımda bir yer lediği suçun aynısıyla cevap
adı krş. ķırķ yer ” K I/42 vermek, kısas yapmak” NF
ķırķ yiti yer (<ö.a.) “Kırımda bir 85/16, KE 127v/18
yer adı” K I/12 ķısġa “kısa krş ķısķa, ķısħa” ME
ķırmış “öldürülmüş” İML 146 41/7, İML 151, ķısġa bol- “kısa
ķırnaķ 1.“cariye krş. ķırķın” HŞ e
ğ olmak, kısalmak” KE 216v/13, k
3060, İML 152, “odalık” İML ME 41/7, ķısġa ķıl- “kısaltmak”
i
t
i
147 m ME 41/6
ķırnaŧa(<ö.a.) “Gırnata” KE y
a
ķısġaç “kısaç” İML 160
221v/11 y
ı ķısħa “kısa krş. ķısķa, ķısġa” HŞ
n
ķırtış “yüzün derisinin üstü” İML e 3944
v
140 i
ķısın- “büzülmek” ME 160/3
ķıs- “kısmak, açıp kapamak, kıs- ķısır (1) “kısır” HKT 52b/2
tırmak, sıkmak, çekmek, ov- ķısır (2) “hayırsız, uğursuz” HKT
mak” NF 304/15, KE 163v/15, 499a/8
ME 210/2, MM 84/1, İML 120 ķısır (3) “dişi koyun” İML 172
ķısaçuķ “kısacık, çok kısa” MM ķısıl- “sıkışmak, yerleşmek” HŞ
187/4 4180
ķısal- “kısa olmak” İML 114 ķısķa “kısa krş ķısġa, ķısħa” NF
ķısarla-“sıkıştırmak, zorlamak, 118/9, ME 133/4, HŞ 4667,
mecbur etmek” ME 65/1, HKT İML 142, ķısķa bol- “kısa ol-
295a/4 mak, kısalmak” KE 65v/20,
kısarlan-“çaresiz bırakılmak, çare- ME 172/6, ķısķa ķıl- “kısalt-
siz kalmak” HKT 28b/5, mak” NF 435/16, ME 75/8,
ķısarlanmaķ “zaruret, çaresiz- HKT 92a/7, ķısķa ķılıġlı “kısal-
lik” ME 144/1, kısarlanmış
320 | D r . Suat ÜNLÜ

tan” HKT 491b/2, ķısķa tut- ķıśśa-i nūĥ neciyy Ǿas “Hz. Nuh
“kısaltmak” NF 436/2 ve onun sırdaşlarının hikayesi”
ķısķal- “kısalmak” ME 172/6 KE 22v/4, ķıśśa-i Ǿavac bin
ķısķanç “kıskanç” HŞ 2923 Ǿannāķ “Avacın oğlu Annak’ın
ķısķanç ķıl- “kıskanmak, pay- hikayesi” KE 28r/8, ķıśśa-i hūd
laşmamak HŞ 43 Ǿas “Hud peygamber kıssası”
ķısķançlıķ “kıskançlık” ķısķançlıķ KE 28v/18, ķıśśa-i śāliĥǾas
ėdiş- “kıskanmak, paylaşma- “Salih peygamber kıssası” KE
mak” ME 201/4, ķısķançlıķ ķıl- 28v/18, ķıśśa-i ibrāhįm ĥalįl Ǿas
“kıskanmak, paylaşmamak” “İbrahim peygamber kıssası”
ME 120/3 KE 37v/6, ķıśśa-i ibrāhįm Ǿas
ķısķınç “cimri, pinti”ķısķınç bul- maǾaźi-Ǿarşiǿl melek “Hz. İb-
“cimri ve pinti olmak, cimrilik rahim ve Nemrud’un tahtında
etmek” ME 27/3 oturan ǾAs maǾaźi-ǾArşiǿl me-
ķısmet (<A.) “kısmet, pay etme, leğin hikayesi” KE 45r/5, ķıśśa-
bölme, üleştirme” NF 77/1, HŞ i ismaǾįl Ǿas “Hz. İsmail kıssası,
2846, AO II/37, ķısmet ķıl- e
ğ
Hz. İsmail’in Allaha kurban
“pay etmek, bölmek, üleştir- i
t edildiği olayı anlatan hikaye”
KE 47v/10, ķıśśa-i źebįĥ ismaǾįl
i
mek, taksim etmek, bölüştür- m

mek” NF 75/8, KE 137v/6, ME y


a
Ǿas “Hz. İsmail kıssası” KE
185/2, HKT 469a/1 y
ı 49v/10, ķıśśa-i bināıyı kāǾbe
ķısraķ “kısrak, dişi at” KE 148r/19, “Kabe’nin yapımını anlatan
n
e
v
ME 57/2, MM 227/1, HŞ 526, i kıssa” KE 52v/1,ķıśśa-i velādet-
İML 170 i isĥāķ Ǿas “Hz. İshak’ın doğu-
ķıśśa (<A.) “hikaye, mesele, kıssa” munu anlatan hikaye” KE
NF 425/15, KE 15r/21, ME 53v/11, ķıśśa-i vefāt-ı ibrāhįm
78/4, HŞ 1129, ķıśśa-i ādem-i ve sāre “Hz. İbrahim ve karısı
śafį “Hz. Adem hikayesi” KE Sare’nin vefatını anlatan hika-
5r/20, ķıśśa-i hābįl ve ye” KE 56r/2, ķıśśa-i lūŧ en-nebį
ķābįl “Hz. Adem’in oğulları Ǿas “Hz. Lut peygamber’in hi-
Habil ve Kabil arasındaki olay- kayesi” KE 56v/6, ķıśśa-i
ları anlatan hikaye” KE 15r/17, yaǾķūbuǿn-nebį Ǿas “Hz.
ķıśśa-i şįŝ Ǿas “Hz. Şit pey- Yakub’un hayatını anlatan hi-
gamber hikayesi” KE kaye” KE 61v/1, ķıśśa-i ķārūn
17v/17,ķıśśa-i idrįs Ǿas “İdris Ǿaleyhiǿl-laǾne “zenginliğiyle
peygamber kıssası” KE 19v/12, ünlü olan Karun’un hikayesi”
ķıśśa-i hārūt ve mārūt “Harut KE 124r/2, ķıśśa-i dāvūd
ve Marut kıssası” KE 21r/6, yalavaç Ǿas “ Hz. Davud pey-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 321

gamber kıssası” KE 131r/9, ķıśśa ķıl- “anlatmak, naklet-


ķıśśa-i yūnus yalavaç Ǿas “ Hz. mek” HKT 269b/1, ķıśśa
Yunus peygamber kıssası” KE ķılmaķ “hikaye etme, nakletme,
151v/6, ķıśśa-i ilyās Ǿas “Hz. anlatma” HKT 226b/3, ķıśśa
İlyas peygamber kıssası” KE kötrüş- “kıssa anlatmak, kıssa
158r/10, ķıśśa-i circįs nakletmek” ME 115/3
yalavaç Ǿas “Hz. Circis’in kıs- ķısta- “ısrar etmek” ME 24/1
sası” KE 161r/5, ķıśśa-i ķıstaġ “sıkıntılı, güç” ķıstaġ iş “sı-
loķmān ĥaķįm “Hz. Lokman kıntılı iş, güç görev” ME 29/2
hekim’in hikayesi” KE 163v/7, ķış “kış” NF 316/17, KE 68r/18,
ķıśśa-i Ǿüzeyr yalavaç Ǿas “Hz. MM 254/2, HKT 581a/5, HŞ
Üzeyir’in hikayesi” KE 1044, MN (2) 9/82, ķış keçür-
165r/13, ķıśśa-i źiǿl-ķarneyn “kış dönemini geçirmek, bahara
“Büyük İskender hikayesi” KE ulaşmak” ME 190/6
172v/17, ķıśśa-i esĥābüǿl- kehf ķış-1.“dönmek, meyletmek” HKT
“Ashab-ı Kehf hikayesi” KE 186b/4, 2. “sapmak” HKT
178r/1, ķıśśa-i esĥābüǿl-fįl 410a/3, 3. “vazgeçmek” HKT
“Ashab-ı Fil hikayesi” KE e
ğ 306b/7, 4. sarsılmak, sallan- k
179v/11, ķıśśa-i velādet-i
i
t mak, kaymak” HKT 251b/6,
i
muĥammed resūluǿllāh “Hz. m ķışġan “sapan” HKT 332b/3,
Muhammed’in doğumunu anla- y
a
ķışġu “dönecek, dönülecek
tan hikaye” KE 181r/5, ķıśśa-i y
ı (yer)” HKT 284b/9, ķışmaķ 1.
n
miǾrācǿün nebį savs “Hz. Mu- e
v
“meyletme” HKT 96a/8, 2.
hammed’in mirac’a çıkışını an- i
“yönelme, hücum etme, saldırı-
latan hikaye” KE 208v/2,ķıśśa-i ya geçme” HKT 92b/6, 3.
şehādet-i ĥamza “Hz. Ham- “sapma, sapış” HKT 26a/5, 4.
za’nın şehit olmasının hikayesi” “geri dönme, dönüş” HKT
KE 224r/15, ķıśśa-i 251b/3, kışu yawu- “neredeyse
bedrüǿś-śuġrā “Bedir savaşının meyletmek” HKT 278a/1
hikayesi” KE 224v/21, ķıśśa-i ķışla-“kışlamak, kış geçirmek” ME
fetĥ-i ĥayber “Hayber kalesinin 190/7, İML 112, AO III/11
fethini anlatan kıssa” KE ķışlaġ“kış geçirilecek yer, kışlak
226v/13, ķıśśa-i hevāzen krş. ķışlaķ” İML 179
“Hevazin vilayetinden gelenle- ķışlaķ“kışlak, kış geçirilecek yer
rin hikayesi” KE 231v/20, ķıśśa krş. ķışlaġ” KE 68r/13
ay- “anlatmak, nakletmek” kıştur- 1.“meylettirmek, yaklaştı-
HKT 101a/6, ķıśśa ayt- “anlat- rılmak, yönelmesini sağlamak”
mak, nakletmek” HKT 158b/3, HKT41a/7, 2. “döndürmek, çe-
322 | D r . Suat ÜNLÜ

virmek” HKT 393b/4, 3. “dön- ķıyām (<A.) “namazda ayakta


dürmek, saptırmak” HKT durulan bölüm” MM 68/1,
528b/8, 4. “değiştirmek” HKT ķıyām-u ķırāǿat “namazda ayak-
83b/3 ta durmak ve namazın gerekle-
ķıt “az, eksik, yetersiz” İML 191 rinden olmak üzere Kur’an’dan
ķıŧǾa (<A.) “kıta, dörtlük, nazım muayyen parçalar okuma” MM
şekli” MN (2) 43/431 135/1, ķıyām-u rükūǾ
ķıtāl(<A.) “vuruşma, çarpışma, “namazda ayakta durma ve na-
savaş” ķıtāl ķıl- “savaşmak” mazda elleri dizlere dayanarak
HKT 529b/2, ķıtāl ķılış- “birbir- eğilme” MM 383/2, ķıyām-u
leriyle savaşmak” HKT 493a/8 śıyām “namazda ayakta durma
ķıŧmįr (<ö.a) “Ashab-ı Kehf’e katı- ve oruç” MM 194/3, ķıyām-u
lan köpeğin adı” KE 178r/18 sücūd “namazda ayakta durma,
ķıŧr(<A.) “erimiş bakır” KE 138r/8 ve secde etme” MM 142/1
ķıw “baht, devlet, talih, kut” HŞ ķıyāmat (<A.) “kıyamet krş.
2214 ķıyāmet” ME 235/1
ķıval-“sevinmek, öğünmek” ME e
ğ
ķıyāmet(<A.)1.“kıyamet krş.
129/3 i
t ķıyāmat” NF 7/3, KE 9v/7, MM
i
ķıvan-“sevinmek, öğünmek” ME m 14/3, HKT 9b/3, HŞ 119, MN
147/6 y
a
(1) 3/1, MN (2) 44/436, 2. “gü-
ķıvandur- “sevindirmek” ME 7/1 y
ı rültü, patırtı” MN (2) 25/246, 3.
ķıvanış- “öğünüşmek” ME 112/8 “çok” MN (2) 13/123, ķıyāmet
n
e
v
ķıvart-“(kökünden) sökmek” ME i borġusı “Kıyamette Hz. İsra-
141/7 fil’in üfleyeceği boru, sur”
ķıvırcuķ “kıvırcık” ķıvırcuķ ķıl- HKT 132b/2, ķıyāmet kün “Kı-
“kıvırcıklaştırmak, kıvırcık hale yamet günü” NF 17/17, KE
getirmek” ME 70/5 2r/11, MM 27/4, HKT 238b/4,
ķıwrıl- “kıvrılmak” KE 74v/8 ķıyāmet küni “Kıyamet günü”
ķıvur- “kıvırmak” ME 149/4 MM 279/2, HKT 579b/2, HŞ
ķıy “kenar, kıyı, sahil krş. ķırañ, 163, ķıyāmet bol- “kıyamet ol-
ķıra, ķıraġ, ķırıġ, ķıraķ” KE mak, kıyamet gelmek” NF
7r/15 177/3, KE 40v/7, HŞ 93,
ķıy- (1) “yapmak” ME 15/7 ķıyāmet yet- “kıyamet vakti
ķıy-(2)“kıymak, acımayıp kesmek” gelmek, kıyamet yetişmek” KE
MN (1) 20/11 55r/12, ķıyāmet yiri “Kıyamette
ķıya “çapraz, yan” ķıya kes- “çap- ölülerin dirilip toplanacakları
raz kesmek, yandan kesmek” yer, mahşer” HKT 563b/1
ME 81/6
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 323

ķıyās (<A.) “kıyas, benzetme, bir ķıymetlıġ (<A.+T.) “kıymetli, de-


şeyi başka bir şeye benzeterek ğerli” KE 87r/17
hüküm verme, mukayese” KE ķıyna- “cezalandırmak” İML 112
5r/12, ķıyās it- “kıyas etmek, ķıyş-“meyletmek, yönelmek, eğil-
benzetmek, bir şeyi başka bir mek, sapmak” ME 11/4
şeye benzeterek hüküm vermek, ķıyşru “yan, çapraz” ķıyşru kes-
mukayese etmek” HŞ 4372, “yan kesmek, çaprazlama kes-
ķıyās ķıl- “kıyas etmek, ben- mek” ME 81/6
zetmek, bir şeyi başka bir şeye ķıyşur-“çevirmek, döndermek” ME
benzeterek hüküm vermek, mu- 81/7
kayese etmek” NF 198/9, KE ķıyştur-“çevirmek, caydırmak,
158v/12, MM 101/4, ķıyās eğmek, gidermek” ME 38/8
ķılın- “kıyas edilmek, benzetil- ķıyuķ (1)“kıyık, parça” ME 192/3,
mek, bir şeyi başka bir şeye ķıyuķ bol- “parça parça olmak,
benzeterek hüküm vermek, mu- parçalanmak” ME 192/2
kayese edilmek” ME 161/3 ķıyuķ (2) “büyük iğne” İML 159
ķıyāssız (<A.+T.)“benzersiz, mu- ķıyuķlan-“kıymıklanmak, parça
kayese olmayan” HŞ 1246 e
ğ parça olmak, parçalanmak” ME k
ķıyıġ“kıyı, deniz kenarı krş. ķırañ,
i
t 192/2
i
ķıra, ķıraġ, ķırıġ, ķıraķ, ķıy, m ķız(1) “kız, kız çocuk, huri” NF
ķıyın” İML 180 y
a
262/3, KE 78r/10, ME 72/8,
ķıyıķ “ucu eğri olan” İML 191 y
ı MM 259/2, HKT 512a/2, HŞ
n
ķıyın “kenar, kıyı krş. ķırañ, ķıra, e 3016, İML 144, ķız al- “evlen-
v
ķıraġ, ķırıġ, ķıraķ, ķıy, ķıyıġ” i
mek, kızla evlenmek” KE
HŞ 666 165r/19, ķız Ǿayāl “kız çocuk”
ķıyınsız “kenarsız, kıyısı olmayan” NF 337/4, ķız bėr- “kız ver-
MM 282/3 mek, evlendirmek” KE
ķıyķım “parça parça” ķıyķım ķıl- 144r/10, ķız ķarındaş “kız kar-
“parça parça etmek, parçalara deş” NF 13/9, HKT 295b/3,
ayırmak, parçalamak” KE MN (1) 2/4, İML 144, ķız
86r/18 oġlan “bakire kız, kız oğlan
ķıymat(<A.) “değer, fiyat krş. kız” NF 319/11, ķız oġlanlar
ķıymet” ME 100/8 “evlatlar, kız çocuklar ve erkek
ķıymet (<A.) “değer, fiyat krş. çoçuklar” KE 147v716, ķız uya
ķıymat” KE 110v/5, MM “kız kardeş” HKT 369a74
201/3, HŞ 1475, ķıymet ķıl- ķız (2) “pahalı” ME 131/6, HŞ
“değerlenmek, değerlendirmek, 1990, İML 153, ķız ķıl- “paha-
fiyatını artırmak” KE 75v/6
324 | D r . Suat ÜNLÜ

laştırmak, değerini artırmak, İML 181, ķızıl yāķūt “al ren-


değerlendirmek” ME 60/7 ginde olan yakut, kırmızı ya-
ķız-“kızmak, çok ısınmak” NF kut” NF 179/8, KE 119r/17,
96/15, KE 112v/12, İML 119 ķızıl bol- “kızıllaşmak, kızarmış
ķızar-“kızarmak” NF 66/8, KE olmak” NF 179/13, KE 27r/6,
36v/1, ME 162/6, HŞ 581, MN ME 162/6
(1) 21/8 ķızıllıķ “kızıllık” NF 385/8, ME
ķızart-“kızartmak, kırmızılaştır- 162/6
mak” ME 72/6, HŞ 3277 ķızırġan-“pahalıya almak” ME
ķızdur-“kızdırmak, ısıtmak” NF 223/8
250/10, HŞ 1670 ķızıt-“ısıtmak, kızdırmak” NF
ķızġıt “kızıl (ımsı)” ķızġıt bol- 109/5, KE 160v/21, ME 61/1,
“kızarmak, kızılımsı renge bü- MN (1) 21/8
rünmek” ME 162/6 kızıtıl- “kızdırılmak” HKT 186a/1
ķızġut “işkence, ibret verici ceza” ķızķına “kızcağız” İML 85
HKT 110a/7, ķızġut ķıl- “ağır ķızla- “kızlığını bozlamak” ME
ceza vermek, ağır cezalandır- e
ğ
136/2
mak, işkence yapmak” KE i
t ķızlıķ(1) “kızlık, kızlık zarı” KE
i
117r/13 m 136v/12, ME 136/2
ķızıġ “sıcaklık, ısı” KE 42v/7 y
a
ķızlıķ (2) “kıtlık” KE 90r/14, ME
ķızıķla-“kızdırmak, sinirlendir- y
ı 29/8, ķızlıķ ķaĥŧlıķ “kıtlık, yok-
mek” KE 174r/1 luk” KE 93r/20, ķızlıķ bol- “kıt-
n
e
v
ķızıl “kızıl, al, kırmızı” NF 155/3, i lık olmak” KE 42v/11
KE 3v/14, ME 95/1, HKT ķızlıķ (3) “kızı olan” KE 216v/7
417b/6, HŞ 1427, MN (1) 2/4, ķızlıķ (4) “pahalılık” HŞ 1982
İML 168,ķızıl altun “kızıl altın” ķızlıķlu “kıtlık” ķızlıķlu bol- “kıtlık
NF 64/13, KE 106v/7, ķızıl olmak, yokluk olmak” ME 3/5
baķır “bakır, kızıl renkte bakır” ķızsız “kız çocuğu olmayan, kız-
KE 175v/16, ķızıl gül “gül sız” KE 186r/1
renkli” İML 168, ķızıl ķan “kan ki (<F.) “ki (edat) krş. kim” KE
kırmızısı” NF 153/6, ķızıl ķaşġa 15v/14, K V/6, MN (2) 13/121
“kızıl renginde koyun, kızıl kibi “gibi” HŞ 1654, K III/19
renkli koyun” KE 59v/6, ķızıl kibr (<A.) “kibir, büyüklük tasla-
ķurt “kızıl renkli kurt” KE ma, böbürlenme” NF 371/6,
149r/4, ķızıl mėveler “ olgun- kibr bol- “kibirli olmak, kibir-
laşmış meyveler” NF 319/10, lenmek, büyüklük taslamak,
ķızıl saç “kırmızı saçlı” İML böbürlenmek” NF 371/7, kibr
139, ķızıl tarıġ “kırmızı darı” it- “kibirlenmek, büyüklük tas-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 325

lamak, böbürlenmek” HŞ 3385, HŞ 3817, İML 153, kiçi kimi


kibr-ü kįne “kibir ve kin” MM “küçük gemi” İML 161
63/1 kiçig (1) “küçük, yaşça küçük,
kiç (1)“geç krş. kėç kec (1)” kiç önemsiz krş. kiçik, kiçi (2)” NF
bol-“geç olmak, geçikmek” HŞ 174/7, KE 2v/11, ME 29/1,
240, kiç kil- “geç gelmek” HŞ MM 164/2, HKT 508a/1, kiçig
253, kiç ķol- “geçikmesini is- barmaķ “küçük parmak” NF
temek, geç istemek” HŞ 343 77/17, kiçig bol- “çocuk
kiç (2) “gece krş. kiçe (1), kėce, olmak” MM 261/1, kiçig ķıl-
kėçe” HŞ 4579 “küçültmek” ME 74/3, kiçig
kiç-(1) 1.“gelip geçmek, geçmek kör- “küçük görmek, önemse-
krş. keç-, kėç” HKT 181b/1, HŞ memek” ME 210/6, kiçig
4320, MN (2) 4/37, 2. “geçmek, nāresįde “çocuk” NF 289/9,
aşmak” HKT 38b/2, MN (1) kiçig yaşlıġ “küçük, küçük
19/10, 3. “uzaklaşmak, gitmek” yaşda olan çocuk” KE 59v/3,
HKT 350b/5, 4. “bir yerde kiçig yazuķ “küçük günah”
durmak, kalmak” HKT 379b/2, HKT 94a/2, kiçigrek “daha kü-
5. “karşılaşmak, rastlamak” e
ğ çük” NF 43/1, KE 130v/14, k
HKT 350b/5, kiçgen “yaşayan,
i
t HKT 207b/3
i
kalan” HKT 282a/4, kiçigli m kiçig (2) “kaşıntı, uyuz” kiçig tut-
“yaşayan, kalan, duran” HKT y
a
“uyuz hastalığına yakalanmak,
562a/5 y
ı kaşınmak” NF 330/17
n
kiç-(2)“ağırdan alıp geçmek” HKT e kiçiglik “küçüklük, çocukluk,
v
86b/7 i
yaşça küçük olma” NF 285/13,
kiçe (1) “gece, geceleyin krş. kėce, KE 111v/4, kiçiglik ĥālda “kü-
kiç, kėçe” HKT 241b/7, HŞ çükken” HKT 45b/3, kiçiglikde
333, MN (1) 12/4, kiçe ketür- “küçükken” HKT 273a/5
“geceleyin getirmek” HKT kiçik “küçük krş. kiçig (1), kiçi
257b/8, kiçe kündüz “gece (2)” HŞ 4421, MN (2) 7/64,
gündüz” K V/17, kiçe yöri- kiçikrek “daha küçük, en kü-
“gece hareket etmek, gece es- çük” MN (1) 2/8
mek” HKT 410a/1, kiçege kir- kiçik-“yavaş davranmak, geri kal-
“geceye girmek, ulaşmak” HKT mak” İML 121
387a/1 kiçikle- “küçük görmek” HŞ 4457
kiçe (2) “geçe, fazla” HŞ 98 kiçiktür-“geçiktirmek” HKT
kiçi (1) “keçi krş. keçi, keçig” 400b/9
HKT 141a/4 kiçkine 1. “cüce” İML 142, 2. “kü-
kiçi (2)“küçük krş. kiçig (1), kiçik” çük cocuk” İML 143
326 | D r . Suat ÜNLÜ

kiçüçi“geçirici, kayıkçı” K I/31 “kafi gelmek, yeterli olmak”


kiçür-(1)1.“oturmasını, kalmasını KE 186r/9, kifāyet ķıl- “kafi
sağlamak, durdurmak krş. gelmek, yetmek” NF 188/8, KE
keçür-, kėçür-” HKT 187b/9, 98v/10, ME 223/5, HKT
MN (1) 13/7, MN (2) 43/426, 2. 296b/3, kifāyet ķılġan “kafi ge-
“affetmek, bağışlamak ” HKT len, yeten” HKT 441b/5
481a/4, kiçürgen “affeden, ba- kigü “giyim krş. keyim, keđim,
ğışlayan, esma-i hüsna’dan el- keygü, kiđim” İML 166
Ǿafuvv” HKT 325b/5 kig(ü)r-“sokmak, girdirmek, gön-
kiçür-(2) “geçirmek krş. kėçür-(1), dermek, yollamak krş. kirgüz-,
keçür- (1)” HŞ 2570, MN (2) kirgür-, kivgür-, kiwür-, kivür-”
43/426 NF 350/3, KE 215r/19, ME
kiçürmeklik“geçirmeklik” HŞ 88/5, HŞ 1552
4217 kikiç“alın üzerine sarkan saç” İML
kiđ- “giymek krş. keđ-, kiy-, key-” 171
HŞ 3016 kil “kel, saçı olmayan krş. kel” HŞ
kiđdür-“giydirmek krş. keđdür-, e
ğ
1192
keđür-,keyür-, keđüz-, kiydür-, i
t kil-“gelmek krş. kel-, kėl-” HŞ
i
kiđir-, kiydür-” HŞ 3051 m 2193, MN (1) 11/8, K VII/28,
ķįdem (<ö.a.) “göğün üçüncü katı” y
a
MN (2) 13/125
KE 3v/14 y
ı kile (<F.) “ölçü krş. kele” HŞ 3383
kiđim“giyim, giyecek krş. keyim, kileçi “sözcü krş. keleçi” AO IV/9
n
e
v
keđim, keygü, kigü” HŞ 4524 i kilįd (<F.) “anahtar” NF 259/3, KE
kiđin“sonra krş. kėdin, kėđin, 176r/6, HŞ 1251, kilįd ķıl- “ki-
kėyin” HŞ 1259 litlemek, anahtarla kapatmak”
kiđir- “giyinmek krş. keđdür-, KE 124r/18
keđür-, keyür-, keđüz-, kiydür-, kilįdle-(<F.+T.)“kilitlemek” KE
kiđir-, kiydür-kiydür-” HŞ 4546 46v/8
kidür“hilǿat, süslü elbise, kaftan” kilįdsiz (<F.+T.) “kilitsiz” NF
İML 146 103/15
kifāyet (<A.) “yeterlilik, kafi, ye- kilįm (<F.) “aba, çuha, hırka, der-
terli olma, yerine getirme” NF viş hırkası, kilim krş. kilim” NF
421/6, MM 224/2, HKT 252a/3, 144/1, KE 238v/19, MM 368/4,
HŞ 2164, kifāyetüǿl ebed “ebe- HŞ 2044, kilįm key- “kilimle
di, sonsuz yeterlilik” KE 12r/1, örtünmek, kilimle sarınmak”
kifāyet bol- “kafi gelmek, yet- NF 95/6, KE 123r/21, kilįm
mek, yeterli olmak” KE yörgen- “kilim giymek, aba
139r/21, HŞ 391, kifāyet bul-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 327

giymek, kilimle örtünmek” KE HKT 39a/9, kim erse kim “ba-


194r/18 zısı” HKT 195a/5
kilim (<F.) “kilim krş. kilįm” ME kimi “gemi krş. kime, keme, kemi”
28/2 KE 22v/13
kiliş “geliş krş. keliş” AO IV/17 kimiçi“gemici krş. kemeçi,
kiliş-“karşılıklı gelip gitmek krş. kemiçi” KE 156r/5
keliş-” AO IV/9 kim irse “bazısı krş. kim erse”
ķįl-ü ķāl (<A.) “dedikodu” MM HKT 2b/7, HŞ 1198, Ka I/7,
377/1 MN (2) 10/99, kim irse kim 1.
kilmeklik “gelmeklik” HŞ 254 “kimse ki, kişi ki krş. kimse”
kiltür-“getirmek krş. keldür-, HKT 509a/1, 2. “bazısı” HKT
kėltür- ketür-, kėtür- keltür-” 23b/5
HŞ 4223, MN (1) 4/9, MN (2) kimisiz “gemisiz” KE 173v/16
3/21 kimiyā (<A.) “kimya krş. kįmyā”
kim (1) “ki (edat) krş. ki” NF 34/1, HŞ 3151, MN (2) 38/378
KE 46v/11, ME 53/8, MM 4/4, kimse “kimse krş. kim irse, kim
HKT11a/4, HŞ 638, MN (1) erse” HŞ 4172
22/10, İML 95, AO II/32, MN e
ğ kimsene “kimse” K V/14 k
(2) 14/137
i
t kįmyā (<A.) “kimya krş. kimiyā”
i
kim (2) “kim, kimse, kimi, bazısı, m KE 77v/19, MN (2) 38/378
kişi (zamir)” NF 307/10, KE y
a
kin (1)“güzel koku, misk” KE
157r/7, MM 232/1, HKT y
ı 68r/20, HŞ 283, kin yıpar “misk
n
204a/8, HŞ 1768, MN (1) 3/11, e kokulu, güzel koku, misk” KE
v
İML 95, kim bol- “kimdir, kim” i
239r/8, kin bur- “güzel kok-
KE 49r/1, kim kim “kim ki, her mak” KE 77v/2
kim ki” HKT 6b/4 kin (2) (<F.) “kin bkz. kįne” HŞ
kim(3) “soru edatı” MN (2) 29/289 1197
kime “gemi krş. kimi, keme, kemi” kiñ “geniş krş. kėñ” HKT 560b/6,
KE 206v/10 HŞ 1402, İML 152, 2. “çok,
kimer “kemer krş. kemer” HŞ 733, bol” HKT 8b/3, 3. “rahmeti bol
kimer baġla- “kuşak bağlamak, olan, esma-i hüsna’dan er-
kemer takmak” HŞ 1813 rahim, er-rahman” HKT 38a/4,
kim erse 1.“kimse, kişi, herhangi kiñ bol- 1.“geniş olmak, yayıl-
biri krş. kim irse, kimse” NF mak” HKT 133a/7, 2. “yayıl-
224/1, KE 13r/10, ME 53/8, mak, kaplamak, kuşatmak”
HKT 534a/7, MN (1) 3/14, AO HKT 133a/7, kiñ ķıl- 1.“geniş
II/33, 2. “bazısı krş. kim irse” duruma getirmek, açmak” HKT
520b/3, 2. “genişletmek, ferah-
328 | D r . Suat ÜNLÜ

latmak” HKT 37b/1, kiñ közlüg kįnelü(<F.+T.) “kindar, kin besle-


“iri gözlü” HKT 427b/2, kiñ yen krş. kįnelig, kįnelik” ME
taķı ķara közlügler “iri siyah 142/6
gözlüler (huriler)” HKT 475a7, kiñeş- “genişlemek” HŞ 2107
kiñ taķı üküş “bol, bereketli ve kiñlik 1.“genişlik krş. kėñlik” HKT
çok” HKT 554b/7, kiñ yarıķ 154b/2, HŞ 1981, 2.“bolluk, re-
“geniş zırh” HKT 409b/8, kiñ fahlık” HKT 436a/5, kiñlik ķıl-
yir “geniş yer” HKT 283a/9 “genişletmek, açmak” HKT
kināne(<ö.a) “bir Arap kabile- 520b/2, kiñlik taķı uzunluķ “ge-
si”kināne ķabįlesi “Kinane ka- nişlik ve uzunluk” HKT 38a/2
bilesi” NF 3/6 kiñliklig“zengin, varlıklı” HKT
kināyet (<A.) “kapalı söz” 36a/7
kināyet ķıl- “kapalı söz söyle- kiñrü“bol bol krş. kėñrü” HKT
mek, kinayeli konuşmak” ME 6a/6
107/3 kip“yere serilen, döşenen nesne”
kindik“göbek” NF 104/12, KE İML 168
68r/20, kindik yıpar “ceylanın e
ğ
kir “kir, pislik” NF 436/3, KE
göbek kokusu, ceylan göbeği i
t 119r/9, HKT 322a/8, kir bol-
i
gibi güzel koku” KE 68r/20 m “kirlenmek, pis olmak” KE
kįne (<F.) “kin, hased, düşmanlık y
a
119r/8, ME 146/4
krş. kin (2)” NF 419/1, KE y
ı ķįr(<A.) “zift, katran” KE 150v/18,
201r/8, ME 162/2, MM 21/4, MM 197/4, HŞ 3844
n
e
v
HKT 487b/4, HŞ 1269MN (1) i kir-1.“girmek, katılmak, dahil ol-
17/11, kįne taķı ĥased “kin ve mak” NF 15/2, KE 111r/3, ME
düşmanlık” NF 411/10, kįne 91/7, MM 289/4, HKT 150b/1,
tut- “kin tutmak, hasetleşmek, HŞ 3340, MN (1) 9/13, İML
hasetlik yapmak” ME 130/3 108, AO II/39, MN (2) 8/76, 2.
kįneleş-(<F.+T.) “kin tutmak, ha- “süluk etmek” HKT 582b/1, 3.
setleşmek” ME 195/7 “dalmak, saplanmak” HKT
kįnelig(<F.+T. “kindar, kin besle- 131b/4, kirgen 1.“giren” HKT
yen krş. kįnelik, kįnelü” kįnelig 538b/9, 2. “dalan, saplanan”
bol- “kindar olmak, düşmanlığı HKT 556a/3, kirgü yir “girecek
bırakmamak” NF 418/15 yer” HKT 325b/3
kįnelik(<F.+T.) “kindar, kin besle- kirām (<A.ç) “cömert, eli açık,
yen krş. kįnelig, kįnelü” HŞ kerem sahipleri” KE 189v/2,
3540 kirām ve iǾzāz “cömerd ve say-
gıdeğer” NF 164/2
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 329

kirek-“gerekmek krş. kerek-” MN kirpiççi “tuğlacı” İML 154


(2) 12/118 kirpük “kirpik” NF 433/16, KE
kirgür-“sokmak krş. kigür-, kirgüz- 50v/8, MM 395/1, HŞ 3720,
” NF 280/11 MN (2) 28/276, kirpük oķı “oka
kirgüz-“girdirmek, sokmak krş. benzeyen kirpik, ok gibi kirpik”
kigür-,kirgür-” KE 205v/12 KE 76v/8
kiri “geri krş. kirü, kerü, gerü” HŞ kirşen “yüze sürülen düzgün, ağ-
3754 lık” KE 68v/2, İML 162
kiril- “girilmek” HKT 400b/1 kirt- “ kertmek, çintmek” İML 115
kiriş (1) “kiriş, yayın iki ucundaki kirtek“gerdek krş. kerdek” HŞ
esnek bağ” NF 295/5, KE 4111
211r/13, HŞ 1654, İML 173, ki- kirtgün-“inanmak krş. kirtün-,
riş taķ- “kiriş takmak, yayın iki kertün-” KE 121v/16
uçundaki esnek bağı yerleştir- kirtü“gerçek, iyi krş. kėrtü” ME,
mek” ME 95/3 HŞ 3483
kiriş(2) “kavga, çekişme” NF kirtüle-“doğrulamak, tasdik etmek”
67/10 MM 264/3
kiriş (3) “gelir, irat” İML 151 e
ğ kirtülik “iyilik” HŞ 3057 k
kirişçi“kiriş yapan yahut satan”
i
t kirtün-“inanmak krş. kirtgün-,
i
İML 158 m kertün-” NF 95/16, KE 54v/21
kirişme “işve, naz, eda” HŞ 417, y
a
kirü “geri, arka krş. kerü, kiri,
MN (2) 28/282 y
ı gerü” HŞ 376, İML 90, MN (2)
n
kirişsiz “kirişsiz, bağsız” HŞ 1957 e 8/76
v
kiriş uruş “dedikodu” MN (1) 19/4 i
kis “kimse, kişi, insan krş. kişi” HŞ
kirit(<Yun.)“anahtar” HKT 376a/4 2431
kirlen- “kirlenmek” ME 184/6 kis- “kesmek, yontmak krş kes-”
kirlü “kirli, pis” kirlü bol- “kirlü HŞ 2583, MN (1) 18/10, MN
olmak, pislenmek” ME 171/8, (2) 34/343
kirlü ķıl- “kirletmek, pisletmek” kisb (<A.)“kazanç krş. kesb” kisb
ME 77/2 idin- “kazanç sağlamak, ka-
kirmān (<ö.a.) “İran’ın güneyinde- zanmak, edinmek” NF 269/15
ki dağ” kirmān taġ “İran’ın gü- kisblüg(<A.+T.) “kazançlı” NF
neyindeki dağ” KE 151r/8 235/4
kirmeklik “girmek, giriş” ME kisek “kesek, toprak paçası krş.
214/8 kesek (1)” İML 178, kisek at-
kirpi “kirpi” HŞ 3550, İML 177 “kesek parçası atmak, kesek
kirpiç “çiğ, tuğla, kerpiç krş.kepriç, parçasıyla taşlamak” HŞ 2885
kerpiç, kirpiç” İML 154 kisiklig “kesintili” HŞ 1935
330 | D r . Suat ÜNLÜ

kisiksiz“kesiği olmayan” HŞ 4681 kişilik (1)“insanlık”kişilik ķıl- “


kisil-“kesilmek krş. kesil-” HŞ insanlık yapmak, insanca dav-
4666 ranmak” KE 105r/1
kisrā (<ö.a.) “İran şahı, İran şahla- kişilik (2) “erkeklik, sertlik” HŞ
rının lakabı” KE 184r/3 3905
kistür- “kestirmek” HŞ 357 kişinç“tüyleri kabarma, tüyleri
kisvet(<A.) “elbise, kisve” MN (2) tiken tiken olma” İML 182
25/248 kişisiz“kişisiz, kimsesiz” KE 48v/3
kiş (1)“samur” KE 68v/4, HŞ 453, kit- “uzaklaşmak, gitmek krş. kėt-,
İML 174 git-” KE 84v/17, ME 21/3,
kiş (2)“sadak, ot torbası” HŞ 2013, HKT 221a/6, HŞ 1750, İML
kiş baġla- “sadak bağlamak, ot 105, K III/14, MN (2) 12/110
torbası takmak” HŞ 296 kitāb(<A.) “kitap krş. kitab” NF
kişen “köstek” KE 40r/21, HŞ 104/14, KE 2v/17, ME 42/4,
4469, kişen ur- “köstek takmak, MM 338/1, HKT 262b/2, MN
kösteklemek” KE 73r/18, HŞ (1) 14/2, HŞ 242, MN (2) 4/36,
4413 e
ğ
kitāb-ı ķadįm “Kur’an-ı Kerim”
kişf (<A.) “meydana çıkma, açıl- i
t KE 65v/18, kitāb biti- “ kitab
ma” kişf bol- “meydana çık- yazmak” HŞ 4227, kitāb indür-
i
m

mak, açılmak, belli olmak” NF y


a
“kutsal kitablar göndermek”
295/11 y
ı KE 119r/14, kitābnı tüket- “ki-
kişi “kişi, kimse, insan krş. kis” NF tabı yazıp tamamlamak” HŞ
n
e
v
29/11, KE 16r/2, ME 26/2, MM i 4693
15/1, HKT 457b/3, HŞ 3367, kitābet (<A.) “yazılma, yazı yaz-
MN (1) 5/11, İML 138, AO ma, kitabet” NF 443/16, KE
III/11, MN (2) 13/120, kişi 2v/14, MN (2) 7/60
Ǿırżını sındurġan “insanın na- kitābsuz (<A.+T.) “kendisine kitap
mus ve şerefini inciten (kimse)” verilmeyen” HKT 49b/5
HKT 580b/2, kişige ingen nirse kiter-1.“gidermek, götürmek, yok
“insana inen, indirilen şey” etmek, uzaklaştırmak krş. kitür-
HKT 491a/1, kişige küçün (1), gider-” KE 203v/20, ME
birilmiş oġlan “bir kimseye zor- 73/3, HKT 418b/1, HŞ 2734,
la verilen, nesebi belirsiz ço- İML 105, AO III/16, 2. “bir ya-
cuk” HKT 542a/9, kişiler “kişi- na alıkomak” İML 111
ler, topluluk, kavim” HKT kiteril- “giderilmek” ME 98/8
116b/4 kitil- “gidilmek, gitmek” HŞ 4252
kitmeklik “gitmek” HŞ 1749
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 331

kitür-(1)“gidermek, yok etmek, kiyiz “keçe, çuval” NF 31/7, KE


uzaklaştırmak krş. kiter-, gider- 101v/15, HŞ 4533, İML 168
” KE 227r/10 kiyür-“giydirmek krş. keyür-,
kitür-(2)“getirmek krş. krş. keldür- keđdür-, kėydür-, kiyür- kiđdür-
, kėltür-, ketür-, kėtür-, kiltür-, , kiđir-, kiydür-” MN (1) 20/7
keltür-” HŞ 2141, MN (2) kiyumres (<ö.a.) “Kiyumres” HŞ
29/291 4439
kivgür-“girdirmek, sokmak krş. kiz-“gezmek, dolaşmak krş.kez-”
kiwgür-, kivür-, kiwür-, kigür-, HŞ 1798
kirgür-, kirgüz-” KE 5v/6 kiźb (<A.) “yalan” kiźb-ü ġaybet
kiwgür-“girdirmek, sokmak krş. “yalan ve iftira” MM 18/3
kivgür-, kivür-, kiwür-, kigür-, kizen- “gerilmek, geri çekilerek hız
kirgür-, kirgüz-” KE 5v/6 almak” HŞ 1461
kiwrül-“girdirilmek, sokulmak” kizle-1.“gizlemek, saklamak” NF
HKT 249a/9 281/8, KE 190v/12, ME 131/8,
kivür- “girdirmek, katmak, sokmak HKT 213a/9, HŞ 4300, 2. “mu-
krş. kiwür-, kigür-, kirgür-, hafaza etmek, saklamak” HKT
kirgüz-” KE 94v/20, ME 20/6, e
ğ 53b/7, kizlegen “muhafaza k
HKT 50b/4
i
t eden, tutan” HKT 253b/3
i
kiwür- “girdirmek, katmak, sok- m kizlemeklik “gizlemeklik” HŞ 626
mak krş. kivür-, kigür-, kirgür-, y
a
kizlen-“gizlenmek, saklanmak” KE
kirgüz-” KE 40r/14, MM 301/1, y
ı 244v/11, ME 151/4, HKT
n
HKT 359b/1, HŞ 2992, kiwresi e 362b/4, HŞ 2986, MN (2)
v
yir “sokacak, sokulacak yer” i
22/219
HKT 81a/4, kiwürmek “sok- kizlençi“saklı, gizlide olan” KE
mak, sokma” HKT 278a/9 77r/4, HŞ 306
kivürül-“girmek, girilmek, karış- kizlenil- “gizlenilmek, gizlenmek”
mak” ME 4/5 HŞ 508
kiy-“giymek key- keđ-, kiđ-” HŞ kizlet-“gizletmek, saklatmak” KE
3132, MN (1) 17/2 96v/1
kiydür-“giydirmek krş. keyür-, kizletil- “gizletilmek” HŞ 2527
keđdür-, kėydür-, kiyür- kiđdür- kizlig “gizli” HŞ 2582
, kiđir-” HŞ 2504 ķo- 1.“koymak krş ķođ-, ķoy-” NF
kiyik “yabani krş. keđik (1), keyik” 184/5, ME 70/8, MM 75/4, HŞ
İML 138 1785, İML 116, KVII/17, 3.
kiyin“arka krş. kėđin, kėdin, kiđin” “bırakmak” İML 128
MN (1) 18/14, K VIII/10 ķobķa “kova krş. ķova, ķowa” NF
357/12
332 | D r . Suat ÜNLÜ

ķobuz “kopuz krş.ķopuz” İML 161 ķoġur“boz, bozla sarı arası inek,
ķobuzçu “kopuzçu krş. ķopuzcı” öküz” KE 147r/2
İML 155 ķoġuş (1)“tabakalanmış deri” KE
ķoç “koç” ME 129/8 18v/10
ķoçķar “koç, enenmemiş erkek ķoġuş (2) “ortaşı boş olan” İML
koyun krş.ķoç” NF 216/2, KE 191
38r/1, KE 37v/15, İML 172 ķoġuz“boş, boşluk, eksiklik” KE
ķođ-1.“koymak, bırakmak, tak- 249v/12
mak, sürmek, vazgeçmek, terk ķol (1) “el, kol, ön but” NF 33/15,
etmek krş. ķo-, ķoy-” NF KE 96v/18, ME 110/3, MM
422/11, KE 14v/19, ME 90/1, 92/2, HKT 371b/7, HŞ 4152,
MM 331/3, HKT 314a/4, HŞ İML 142, AO II/2, MN (2)
3350, 2. “vazetmek” HKT 12/110, ķol eti “pazu” NF
314a/4, 3. “doğurmak” HKT 33/11, ķol ķawşur- “saygı ama-
459b/8, 4. aldırış etmemek” cıyla kolları birleştirerek sağ eli
HKT 404b/6, ķođġan “bırakan, sol elin üstünde tutmak” NF
terk eden” HKT 219a74, ķođġu e
ğ
373/6, HŞ 1013, ķol ķavuştur
yir “yerleştirilecek, koyulacak i
t “saygı amacıyla kolları birleşti-
yer” HKT 136a/1, ķođmaķ “bı-
i
m rerek sağ eli sol elin üstünde
rakma, terk etme” HKT 553a/8 y
a
tutmak krş. ķol ķawuştur-” KE
ķođġutlük “içine bir şey koyulan y
ı 113r/10, ķol ķawuştur- “saygı
yer veya şey” HKT 340a/1 amacıyla kolları birleştirerek
n
e
v
ķođı“aşağı, adi, bayağı krş. ķođu, i sağ eli sol elin üstünde tutmak
ķoyı (2), ķuđı” HŞ 2911 krş. ķol ķavuştur-” NF 51/3, ķol
ķođu“aşağı, adi, bayağı krş. ķođı, sal- “el sallamak” NF 130/12,
ķoyı (2), ķuđı” HŞ 2910 ķol sun- “el uzatmak” HŞ 3766,
ķođud- “ihmal etmek, unutmak” ķol tart- “kol kaldırmak” KE
HKT 128a/2 183v/6
ķođuġluġ “koyulmuş, hazırlanmış” ķol (2) “dağın tepesinden aşağı
KE 216r/11 inen ve derenin ortasından ge-
ķođul-“koyulmak, inşa edilmek, çen yüksekçe yer, vadi, taraf,
yapılmak, kurulmak, yerleşti- yan” NF 281/17, KE 34v/14,
rilmek krş. ķoyul-” NF 239/13, HKT 563b/2, HŞ 1382, İML
HKT 60a/2 145, ķol ķırıġı “vadi yamacı”
ķođut-“koymak, durdurmak” ME HKT 176a/2
34/3 ķol (3) “askeri birlik, ordu” NF
ķoġu“su kuşu krş. ķuķu, ķuġu” 71/12
İML 176
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 333

ķol-“istemek, dilemek, rica etmek, ķolmaş “rica, istek, iltifat, geveze-


affedilmesini dilemek” NF lik” HŞ 1164
97/14, KE 42v/4, ME 35/6, ķoltġa “istek, dilek, hediye, rica
MM 165/4, HŞ 3163, MN (1) krş. ķolġu” ME 24/1, HŞ 1469 ,
18/4, ķolġuçı “dilenci” HKT ķoltġa ķol- “istekte bulunmak,
25a/9 hediye istemek” ME 151/6
ķolañ “kolan” KE 223v/17, HŞ ķoltķa “bir çeşit vergi adı krş.
3620 ķolķa” K II/9
ķoldaş 1. “yoldaş, arkadaş, dost” ķoltuķ “koltuk, kolun gövdeyle
NF 31/11, KE 22v/21, ME birleştiği yer” NF 84/7, KE
116/6, HKT 86b/5, 2. “ortak, 224r/21
şerik” HKT 374b/6, ķoldaş bėr- ķoluş“bir çeşit vergi” K I/38
“arkadaş vermek, dost olarak ķom “dalga” HKT 217b/7, ķom teg
göndermek” KE 242r/3, ķoldaş ķıl- “dalga haline getirmek krş.
bol- “dost ve arkadaş olmak” ķom tig ķıl-” HKT 307a/9, ķom
KE 84v/18, ME 142/7, ķoldaş tig ķıl- “dalga haline getirmek
ķıl- “yaklaştırmak, yakın olmak krş. ķom teg ķıl-” HKT 307b/8,
KE 198v/18, ME 4/6, ķoldaş e
ğ ķom tig ķılmaķ “dalga haline k
ķılın- “yaklaştırmak, yakın ol-
i
t getirme” HKT 307b/9
i
mak” HKT 252a/1 m ķoma 1. “odalık cariye krş. ķuma,
ķoldaşlıġ “arkadaşı olan” KE 2r/3 y
a
küni” İML 80, 2. “bir adamın
ķoldaşlıķ “yoldaşlık, arkadaşlık” y
ı karıları birbirine nisbetle koma
n
ķoldaşlıķ ķıl- “arkadaşlık edil- e
v
derler” İML 249
mek, arkadaşlık yapılmak” KE i
ķomı- “parlamak, ışıldamak, kı-
195v/20, ME 128/3, HKT zarmak” NF 23/6, KE 75r/17
290a/2, ķoldaşlıķ ķılın- “arka- ķon-1.“konmak, konaklamak, ika-
daşlık edilmek” HKT 313b/8, met etmek, yerleşmek, misafir
ķoldaşlıķ ķılış- “arkadaşlık olmak” NF 43/16, KE 157v/3,
edilmek” ME 108/4, ķoldaşlıķ ME 186/4, HKT 288b/6, HŞ
tile- “arkadaşlık yapmak iste- 1008, İML 177, MN (2)
mek” ME 208/1 25/242, 2. “ortaya konulmak,
ķoldur- “istemek” KE 135r/10 meydana çıkarılmak” HKT
ķolġu “istek, arzu, rica krş. ķoltġa” 445a/3, 3. “bırakılmak, salıve-
MM 375/4 rilmek” HKT 357a/8,
ķolķa “bir çeşit vergi adı krş. ķonġu yir “yerleşecek yir”
ķoltķa” K I/38 HKT 288b/6, ķonmış “terk
ķollan- “yardımlaşmak” ME 130/5 edilmiş, bırakılmış” HKT
ķolluġ “kollu” KE 145v/15 347b/1
334 | D r . Suat ÜNLÜ

ķonaķ (1) “bir tür ufak darı” ķonaķ ķonmaķlıķ“konmak, yerleşmek”


bol- “ufak darı olmak” KE HŞ 3255
13v/18 ķoñraġu “çıngırak, çan” HŞ 3494
ķonaķ (2)“ev, konak, misafir krş. ķoñrat (<ö.a.) “bir bey adı” MN (2)
ķonuķ” KE 87v/18, ME 34/3, 7/64
HŞ 1310, K III/13, ķonaķ bol- ķoñrul-“yerinden sökülmek, kanı-
“konuk olmak, misafir olmak” rılmak, yerinden kopmak” NF
KE 185r/5, ķonaķ ķıl- “misafir 35/13, ME 155/4, HKT 249b/6,
etmek, konaklatmak” KE ķoñrulġan “yerinden sökülmüş”
144r/11, ķonaķ kil- “misafir HKT 506b/3
gelmek” HŞ 1312, ķonaķ tüşül- ķonsŧanŧiniyye (<ö.a.) “İstanbul”
“misafir olunmak konuk edil- KE 177v/10
mek, ağırlanmak AO II/43, ķonşı“komşu krş. ķoñşı, ķonşu,
ķonaķ tüşün- “misafir olarak ķoşnı” NF 163/7, HŞ 2951
ağırlanmak, konuk edilmek, ķoñşı1.“komşu, sınır ortaklığı krş.
ağırlanmak K II/8 ķonşı, ķoşnı, ķonşu” NF 267/9,
ķonaķ (3) “konulacak yer, konma e
ğ
KE 204r/12, HKT 240a/7, 2.
yeri” HŞ 3252, ķonaķ tut- “ko- i
t “yardımcı, yakın dost” HKT
177a/2, ķoñşı bol- “komşu ol-
i
nulacak yer bulmak, bir yere m

konmak, yerleşmek” HŞ 3021 y


a
mak, yakınlaşmak” ME 113/1
ķonaķla-“misafir etmek krş. y
ı ķoñşılaş-“komşuluk etmek” ME
ķonuķla-” KE 189r/6, HKT 203/2
n
e
v
290a/4, HŞ 3254 i ķoñşılıķ “komşuluk” NF 208/9,
ķonaķlat-“konuk etmek, misafir ķoñşılıķ ķıl- “komşuluk etmek”
ettirmek” KE 102r/6 HKT 407a/5, ķoñşılıķ ķılış-
ķonç“ayağa giyilen mestin topuk- “komşuluk etmek” ME 113/1
tan yukarı kısmı, çizme boynu” ķonşu“komşu krş. ķoñşı, ķonşı,
KE 222r/3, MM 185/3 ķoşnı” İML 145
ķondaş“indikleri yer müşterek ķonuķ “konuk, misafir krş. ķonaķ”
olan, aynı mahalleli” İML 144 NF 22/2, KE 59r/18, ME 210/4,
ķondur-“konaklamak, yerleştir- HKT 221b/5, HŞ 3256, İML
mek, kondurmak” NF 71/14, 126, ķonuķ aġırla- “misafir ola-
KE 116v/8, ME 34/3, HŞ 3200, rak ağırlamak, konuk etmek,
K I/19 ağırlamak” KE 56v/10, ķonuķ
ķoñġur-“yerinden kıpırdatmak, bol- “misafir olmak, konuk ol-
koparmak, sökmek krş. ķoñur-” mak, misafir edilmek” NF
KE 229v/9 24/11, KE 29v/18, ķonuķ kil-
“misafir gelmek, konuk gel-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 335

mek” HŞ 829, ķonuķ tut- “mi- 25/246, 2.“dikilmek, dikilip


safir olarak ağırlamak, konuk kalmak” HKT 251a/8, MN (2)
etmek, ağırlamak” KE 37v/14, 25/246, 3. “yetişmek, büyü-
ķonuķ tüşür- “misafir olarak mek” HKT 468a/1, 4. “koşmak,
ağırlamak, konuk etmek, ağır- kaçmak” HŞ 2970, ķopġan 1.
lamak” ME 53/4 “kalkan, hareket eden” HKT
ķonuķla-“konaklamak, ağırlamak, 547b/9, 2. “dikilen, dikilip ka-
misafir etmek krş. ķonaķla-” lan” HKT 317b/9, 3. “uyanan,
NF 22/2, KE 230v/6, ME 53/4, uyanıp kalkan” HKT 553a/3, 4.
HŞ 1748, İML 103 “tahakkuk eden, vuku bulan”
ķonuķluķ “toy ziyafeti, misafirlik HKT 286a/2, ķopġanraķ “daha
krş. ķonuluķ” KE 138v/9, ME çok duran, daha sağlam” HKT
43/4, HŞ 1749, ķonuķluķ ķıl- 45b/4, ķopmaķ 1. “ayağa kalk-
“misafir olarak ağırlanmak” NF ma, kalkış” HKT 499b/3, 2.
309/7 “harekete geçme” HKT 187b/8,
ķonuķsuz“konuksuz, misafirsiz” 3.“dirilme” HKT 394b/4, 4.
KE 59r/18 “ayakta kalabilme, dirlik düzen-
ķonuluķ“toy ziyafeti, misafirlik e
ğ lik” HKT 119b/1, ķopuġlı “ha- k
krş. ķonuķluķ” İML 164
i
t reket eden” HKT 49a/8
i
ķonum(1)“belde, kasaba, şehir, köy m ķop- (2) “kırılmak” HŞ 4127
gibi yaşanılan yer” HKT 40b/7, y
a
ķopar- 1.“kaldırmak, tahrik etmek,
K I/32, ķonumlarnıñ anası “köy, y
ı koparmak, inşa etmek, meyda-
n
kasaba veya şehirlerin bağlan- e na getirmek, çekip çıkarmak
v
dıkları yer, merkez” HKT i
krş. ķopur-, ķopġar-” NF 67/10,
374a/9 KE 104r/5, ME 16/5, HKT
ķonum (2) “vatandaşım” İML 144 579a/3, İML 114, 2. “yürürlüğe
ķoñur “benekleri türlüce olan” sokmak, yerine getirmek, ifa
İML 171 etmek” HKT 115a/7, 3. “dirilt-
ķoñur-“yerinden kımıldatmak, mek, haşretmek” HKT 40b/8, 3.
koparmak, sökmek krş. ķoñġur- “koparmak, kırmak” HŞ 2418
” KE 227r/1, ME 40/5, HŞ ķoparıl-“büyütülmek, diriltilmek
1461 krş. ķopġarıl-” ME 65/3, HKT
ķop- (1)1.“kalkmak, yükselmek, 533b/7, ķoparılġan “diriltilen”
dışarı çıkmak, zuhur etmek, HKT 330b/1, ķoparılmış 1. “di-
meydana gelmek, var olmak” riltilmiş” HKT 280a/6, 2. “inşa
NF 42/16, KE 2v/10, ME edilmiş, kurulmuş” HKT
134/3, MM 406/2, HKT 44a/1, 440a/3
MN (1) 3/11, İML 114, MN (2)
336 | D r . Suat ÜNLÜ

ķoparış-“(savaş) çıkarmak, tahrik görmek” ME 212/1, ķor tėgür-


edişmek” ME 109/2 “zarara uğratmak, zarar gör-
ķopart- “kopartmak” HŞ 1158 mek” ME 91/2
ķopġar-1.“harekete geçirmek, kal- ķor (2) “köz, ateş koru” MM 197/2
dırmak, sürmek krş. ķopar-” ķor (3) “maya” İML 173
HKT 390a/9, 2. “diriltmek, ķora“viran, harap, yıkık” ķora ķıl-
haşretmek” HKT 8a/7, 3. “kur- “harap etmek, yıkmak, viran
mak, yapmak” HKT 292b/3, 4. etmek” KE 223r/3
“yürürlüğe sokmak, yerine ge- ķorçı “nöbetçi, silahdar” HŞ 1463
tirmek, ifa etmek” HKT 115a/1, ķorçılıķ“nöbetçilik, silahdarlık”
5.“koymak” HKT 265b/6, HŞ 2018
ķopġarmaķ “diriltme” HKT ķorġan “hisar, kale” KE 134r/21
391a/7 ķorı-“korumak, muhafaza etmek
ķopġarıl- “diriltilmek krş ķoparıl-” krş. ķoru-” KE 143v/11, ME
HKT 437a/5, ķopġarılmış “di- 126/2, MM 369/2
riltilmiş” HKT 126b/7 ķorıġ(1)“korunan (yer), harem”
ķopmaķlıķ“dikleşme, kalkma” MM e
ğ
ME 30/8
240/3 i
t ķorıġ(2)“koru, küçük orman” KE
i
ķopra-“yerinden kalkmak, sıçra- m 229r/13
mak” HŞ 4183 y
a
ķorķ-“korkmak, çekinmek” NF
ķopsa-“kalkmak, çıkmak istemek” y
ı 311/8, KE 15v/21, ME 25/1,
KE 30r/3 MM 162/4, HKT 439a/4, HŞ
n
e
v
ķopul-“yetişmek (ortaya) çıkmak” i 2152, MN (1) 20/10, K IV/15,
MN (1) 10/9 ķorķġan “korkan, çekinen”
ķopur-“yerinden koparmak krş. HKT 354a/3, ķorķġanlıķ ĥālda
ķopar-” KE 176r/21 “korkarak, korku içinde” HKT
ķopuş-“koşuşmak, kalkışmak” ME 16b/6, ķorķuġlu “korkulu, teh-
114/5 likeli” ME 92/4, HKT 404b/3
ķopuşluġ “harekete geçmiş, ayak- ķorķaķ “korkak” KE 120r/6
lanmış olan” KE 2r/1 ķorķınç“korkunç, korku krş.
ķopuz “kopuz krş. ķobuz” HŞ ķorķunç, ķorķuġ, ķorķu” KE
1605, ķopuz çal- “kopuz çal- 224r/7, HŞ 20
mak” KE 177r/7 ķorķıt-“korkutmak krş. ķorķut-”
ķopuzcı“kopuz çalan krş. ķobuzçu” NF 201/8, KE 248v/20
HŞ 1623 ķorķu“korku krş. ķorķuġ, ķorķunç,
ķor (1) “zarar, ziyan” HŞ 1880, ķorķınç” KE 27r/1
ķor it- “ziyan etmek” İML 126, ķorķuġ“korku krş. ķorķu, ķorķunç,
ķor tėg- “zarara uğramak, zarar ķorķu” NF 311/7, KE 121r/6,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 337

ME 41/2, HKT 283b/4, HŞ ķorķunçsuz “korkudan emin olan,


4501 korkusuz krş. ķorķunçsız” HKT
ķorķul- “korkulmak” HKT 276a/5 268b/6
ķorķunç“korku krş. ķorķuġ, ķorķut-“korkutmak, uyarmak krş.
ķorķınç, ķorķu” NF 178/12, KE ķorķıt-” NF 350/4, KE 34v/8,
139v/16, ME 111/4, HKT ME 66/3, HKT 51a/5, MN (1)
37a/5, MN (1) 10/13, ķorķunç 21/14, ķorķutġan “korkutan,
birle ķaķġan “çok fena döven, uyaran” HKT 107b/7,
eziyet eden” HKT 544b/3, ķorķutġanlıķ “korkutma, uyar-
ķorķunç kit- “korkusu uzaklaş- ma” HKT 555b/7, ķorķutġulı
mak, kaybolmak” HKT 411b/1, “korkutan, uyaran krş.
ķorķunçını al- “tedbir almak” ķorķutuġlı” HKT 281a/2,
HKT 92b/4, ķorķunçını tut- ķorķutmaķ “korkutma, uyarma”
“tedbir almak” HKT 86b/6 HKT 276b/1, ķorķutuġlı “kor-
ķorķunçlıġ “korkulu, korkunç, kutan, uyaran krş. ķorķutġulı”
korkutucu krş. ķorķunçluġ, HKT 31a/4
ķorķunçluķ” NF 191/13 ķorķutul-“korkutulmak, uyarıl-
ķorķunçluġ “korkulu, korkak, kor- e
ğ mak” HKT 252a/3, ķorķutulmış k
kunç, korkutucu krş.
i
t “korkutulmuş, uyarılmış” HKT
i
ķorķunçlıġ, ķorķunçluķ” NF m 428a/9
178/8, KE 155r/3, ME 47/8, y
a
ķorluġ “zarara uğrayan” İMl 148
ķorķunçluġ bol- “korkutmak, y
ı ķoru- “korumak, muhafaza etmek
n
korku vermek, korkutucu ol- e krş. ķorı-” ME 206/6, HŞ 1635
v
mak” ME 47/7, ķorķunçluġ ķıl- i
ķoruġ (1)“korunan (yer), harem”
“korkutmak, korku vermek” ME 96/7
ME 49/3 ķoruġ(2) “koruyan, koruyucu, Tan-
ķorķunçluķ “korkunç olma durumu rı” MM 275/2
krş. ķorķunçluġ, ķorķunçlıġ” ķoruġ(3) “müdafa vasıtası, su,
HKT 153a/4, ķorķunçluķ bol- mania” HŞ 1321
“korkutmak, korku vermek, koş (1)“çift, eş, deng” KE 77v/2,
korkutucu olmak” MN (1) 23/1 HŞ 3736, MN (2) 24/238, koş
ķorķunçsız “korkudan emin olan, bėr- “cift vermek, cift cift ver-
korkusuz krş. ķorķunçsuz” mek” KE 15r/1, koş bol- “eş
HKT 410b/9, ķorķunçsız bol- olmak” HŞ 1364, koş ķıl- “cift
“korkudan emin olmak, emni- yaratmak, eşli olarak yaratmak”
yet içinde olmak” HKT 158a/8 KE 59r/3, koş tut-“ eş tutmak,
denk tutmak” MN (2) 5/48
koş (2) “uygun” HŞ 1435
338 | D r . Suat ÜNLÜ

koş (3) “bir içki” HŞ 350, koş iç- ķovnuş-“koşmak krş ķunuş-” ME
“içki içmek” HŞ 566, koş tut- 110/8
“içki sunmak” HŞ 3799 ķovşat- “gevşetmek” ME 63/2
koş- (1)“koşmak, koşul tutmak, ķovuķ “kulağın duyğucu” İML 139
yerine koymak, katmak, gös- ķowul-“kovulmak, sürülmek”
termek, saymak” KE 210v/17, HKT 109b/6
ME 26/7, HKT 131a/6, K V/12 ķovuş-“koşuşmak, yarışmak” ME
koş- (2) “koşmak” HŞ 3497 110/2
koş- (3) “eşlemek” HŞ 2778 ķoy “koyun krş. ķoyun (1)” NF
koş koş “tekrar tekrar” koş koş 22/4, KE 13v/13, ME 104/3,
sözle- “tekrarlamak, arka arka- MM 205/1, HKT 142a/3, HŞ
ya söylemek” ME 46/3 3920, MN (2) 8/76, ķoy boġuz-
koşa koşa “tekrar tekrar” koşa koşa “koyun kesmek, koyun kurban
ķıl- “tekrar tekrar yapmak, tek- etmek” NF 254/4, ķoy boġuzla-
rarlamak” ME 46/3 “koyun kesmek, koyun kurban
koşġu“önceden kararlaştırılmış, etmek” KE 54r/20, ķoy ķozı
sözleştirilmiş” koşġu yėr “ön- e
ğ
“koyun kuzu” NF 353/17, KE
ceden kararlaştırılmış yer, söz- i
t 61v/15, ķoy küt- “koyun güt-
mek” MN (2) 2/14, ķoy yüñi
i
leştirilmiş yer” KE 21v/8 m

koşnı“komşu krş ķoñşı, ķonşu, y


a
“koyun yünü” NF 159/9
ķonşı” HKT 82a/4 y
ı ķoy- 1.“koymak, bırakmak, kur-
ķoşul- “şart tutulmak, kararlaştı- mak, terk etmek, vaz geçmek,
n
e
v
rılmak, birleşmek, katılmak, i bırakmak, takmak krş. ķođ-, ķo-
bağlanmak” KE 110r/19, ”NF 58/16, KE 197v/12, ME
447b/2, K VII/29, ķoşulmış 29/3, MM 98/4, HKT 68b/7,
“bağlanmış” HKT 346a/1 HŞ 4723, MN (1) 20/4, K X/11,
ķoşun“ordu, herhangi bir askeri MN (2) 1/3, 2. “unutmak, ihmal
birlik” HŞ 1438 etmek” HKT 287a/9, 3. “bı-
ķov-(1)“ardından gitmek” ME 19/8 rakmak, düşürmek” HKT
ķov-(2) “kovmak, def etmek krş. 319a/3, 4. “doğurmak” HKT
ķow-, ķaw-” HŞ 4238 536a/7, 5. “salıvermek, açmak”
ķow-“kovmak krş. ķav-, ķov- (2), HKT 343b/1, koyu bir-
ķaw-” KE 249v/6 1.“koyuvermek, bırakmak”
ķova“kova krş. ķowa, ķobķa” NF HKT 94b/3, 2. “koyuvermek,
112/12 müsaade etmek” HKT 3a/9, 3.
ķowa“kova krş. ķova, ķobķa” ME “açıvermek, serbest bırakmak”
60/4, HKT 228a/6 HKT 181b/4, ķoyġan “bırakan,
terk eden” HKT 427a/3
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 339

ķoyan “tavşan” HŞ 445 na koyulmak, ortaya çıkarıl-


ķoyçı “çoban, koyun besleyen krş. mak” HKT 287a/7, ķoyulmış 1.
ķoymançı, ķoymat, ķuymat” “terk edilmiş, bırakılmış” HKT
KE 157v/10 273a/1, 2. “ortaya konulmuş”
ķoydur- “koydurmak, bıraktırmak” HKT 572a/7
KE 140r/12, ME 30/4 ķoyun (1)“koyun krş. ķoy” ME
ķoyġaş- “koynuna girmek” ME 34/4, MM 195/1, HKT 316a/7,
115/6 HŞ 4723, İML 97, ķoyun yılı
ķoyı (1)“kıç, göt” MN (1) 20/4 “Türkçe 12 yıl atlarından 8 nci
ķoyı (2) “aşağı, basit, bayağı krş. yılın adı” İML 186
ķođı, ķođu, ķuđı, ķoyu” HŞ ķoy(u)n (2)“koyun, bağır, göğüs,
3368 kucak, himaye” KE 243V/18,
ķoyluġ “koyun sahibi” ķoyluġ kişi HKT 79a/9, HŞ 3461
“koyun sahibi olan kişi” NF ķoyuş- “birikmek” ME 121/7
11/10 ķoyut- “koyultmak” ME 10/6
ķoymançı “çoban, koyun besleyen ķoz “ceviz” ME 57/6, İML 183, 2.
krş. ķoyçı, ķoymat, ķuymat” “atlı ükek, burç” İML 183, ķoz
İML 156 e
ğ yaġı “çeviz yağı” İML 165 k
ķoymat“çoban krş. ķuymat, ķoyçı,
i
t ķozġat- “sürmek, sürüklemek,
i
ķoymançı, ķuymat” NF 318/16, m götürmek” ME 36/6
HKT 370b/2 y
a
ķozı “kuzu, koc burcu, burc-ı
ķoymatlıķ “çobanlık” ķoymatlıķ y
ı ĥamel krş. ķuzı” NF 353/17,
n
ķıl- “çobanlık yapmak” NF e
v
KE 67v/16, MM 33/3
430/13 i
köbek “göbek krş. göbek” MM
ķoyu “aşağı krş. ķođı, ķođu, ķuđı, 69/1, İML 141
ķoyı” ķoyu ķatġan “aşağı eğen” köç “göç krş. göç” ME 140/8, HŞ
HKT 396b/7, ķoyu tökül- “aşa- 2519, köç it- “göç etmek, göç-
ğıya akmak, aşağı dökülmek” mek, yola koyulmak” HŞ 4192,
ME 156/5 köç kötür- “göçmek, göç etmek,
ķoyuġ “koyu” ME 10/7, ķoyuġ ķan yola koyulmak, yolculuğa de-
“pıhtılaşmış kan, kan pıhtısı” vam etmek” ME 139/6, HŞ
NF 8/5, HKT 319b/6, ķoyuġ 2785, köç yükle- “göçmek, göç
bol- “koyu olmak, koyulaşmak, etmek, yola koyulmak” KE
katılaşmak” ME 198/5 58r/9
ķoyul-1.“konulmak, koyulmak krş. köç-1.“göçmek, göç etmek, yola
ķođul-” NF 437/11, ME 17/1, koyulmak, yolculuğa devam
HŞ 1344, 2. “serbest bırakıl- etmek” NF 414/3, KE 106v/1,
mak” HKT 557b/4, 3. “meyda- ME 139/8, MM 328/4, HKT
340 | D r . Suat ÜNLÜ

32a/7, HŞ 3388, İML 122, AO kök (1) “gök, gökyüzü, sema” NF


III/11, 2 “ölmek” NF 9/5, köçgü 197/17, KE 3v/10, ME 39/3,
yir “bir yere giderken geçilen MM 174/4, HKT 498b/1, HŞ
yer, yol” HKT 181b/3, köçmek 1487, MN (1) 8/8, İML 183,
“göç, hicret” ME 113/3, HKT MN (2) 16/151, kök Ǿālemi
581a/5 “gök, gökyüzü, sema” NF
köçe-“konaklamak, duraklamak” 60/11, kök ferişteleri “kökteki
HŞ 771 melekler NF 119/17, kök ĥalķı
köçnük “devrilmiş (toprak), uçmuş “dünyadakilerin dışındaki ev-
toprak” ME 70/7 rendeki canlılar” NF 321/5, kök
köçür- “göçürmek, göç ettirmek” ķapuġı “Miraç hadisesindeki
KE 49r/6, K X/8 açılan kapılar” NF 53/7, kök
köger-1 “filizlenmek, çıkmak krş. ķırıķı “ufak” HKT 566a/8, kök
köker-” ME 144/7, 2. “mavi- teñrisi “göklerin sahibi olan
leşmek” ME 162/5, 3. “küflen- Allah” KE 31r/10, kök yėr
mek” ME 168/2 “dünya, evren” KE 111v/9, kök
kögerçgün“güvercin krş. kögercin, e
ğ
kökre- “gök gürlemek, şimşek
kögerçin” KE 22r/21 i
t çakmak” KE 61r/14, kök
küldürde- “gök gürlemek, şim-
i
kögercin “güvercin krş. kögerçgün, m

kögerçin” ME 71/3 y
a
şek çakmak” KE 121r/4, kök
kögerçin“güvercin krş. kögerçgün, y
ı yayı “eleğim sağma”İML 183,
kögercin” HŞ 1639
n
e kök yolu “saman oğrusu, hacı-
v
kögüs “göğüs krş. kögüz, köküs, i lar yolu” İML 183
köküz” KE 208v/6, ME 226/1, kök (2) “gök mavi, yeşil, ot” KE
İML 141 227r/7, HŞ 1414, kök bol- “gök
kögüslük “göğüslü” KE 181r/10 renginde olmak, yeşermek, ye-
kögüz “göğüs, gönül krş. kögüs, şillenmek” ME 162/5, kök ot
köküs, köküz” KE 248r/15, “yeşillik, taze ot” KE 68r/15,
HKT 139b/2, kögüz içinde yıġ- kök tonlu “mavi gömlekli” İML
“göğüste saklamak, gizlemek” 84, kök yaş ün- “taze ot çıkmak,
HKT 569b/2, kögüz içindeki yeşermek” KE 90r/18, kök
nirse “göğüste gizli olan şey” yaşlıġ “yeşil sebzeli” HKT
HKT 176a/9, kögüz süñüki 571a/2
“kaburga kemiği” HKT 570b/7, kök(3) “kök” HKT 249b/3, HŞ
kögüzleri ķıla başlaġan “göğüs- 3560
leri büyümeğe başlayan, tomur- kök (4) “kavim, kabile, soy” HKT
cuklanan” HKT 562b/1 38a/6, İML 103
kögüzlük “gerdanlık” ME 94/7
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 341

kökbāyil (<ö.a) “üçüncü kat gök KE 52v/8, ME 188/7, kölge ķıl-


feriştelerinin ulusu” KE 3v/15 “gölge verir hale getirmek” KE
köker-“göğermek, yeşermek, yeşil- 52v/8, ME 39/3
lenmek krş. köger-” KE 227r/5 kölige“gölge krş. kölge, kölege,
kökert-“yeşillendirmek”KE 157v/4 köletge, köletgü” NF 408/15,
kökiş “göğümsü, mavimsi” kökiş ME 94/1, HKT 417a/7, HŞ
bol- “göğermek, mavimsileş- 3966, kölige bol- “gölge ol-
mek” ME 164/3 mak, gölge verir halde olmak”
köklüg “asıl, soylu” İML 143 KE 55r/16, kölige ķıl- “gölge
köklük “göklük” ME 162/5 verir hale getirmek” NF 38/9,
kökre-“kükremek, şimşek çakmak, KE 62v/19, HKT 8a/8, kölige
(gök) gürüldemek krş. kükre-” ķılġan nirse “gölge yapan şey”
KE 106v/9, HŞ 4491, MN (2) HKT 167a/3
8/75 köligelen-“gölgede oturmak” ME
kökrek “sine, göğüs” KE 147v/13 216/8
kök(ü)s “göğüs krş. kögüs, kögüz, kölik“binek hayvanı krş kölük,
köküz” NF 90/9, HŞ 3721 külük” NF 273/15, ME 88/3,
köküz“göğüs krş. kögüs, kögüz, e
ğ HKT 177b/9 k
köküs” MM 92/2
i
t költür-“götürmek krş. kötür-” NF
i
köl “göl, havuz” KE 131v/5, MM m 287/1
107/1, HŞ 2453, İML 18, köl y
a
kölük “binek hayvanı, yük hayvanı
bol- “gölleşmek, göl gibi ol- y
ı krş kölik, külük” NF 240/17,
n
mak, su birikmek” KE 135v/15 e KE 40v/15, ME 39/2, HKT
v
köl-“koşmak, iş için mecbur tut- i
203a/9, K I/20, kölükdin tüş-
mak” KE 29v/4 “binek hayvanından düşmek,
kölege“gölge krş. kölge, kölige, hayvandan düşmek” ME 178/3
köletge, köletgü” KE 105v/6, köm-“gömmek” NF 338/14, KE
kölege bėr- “gölge vermek, 14v/19, ME 15/1, HKT 262b/6,
gölge verir hale gelmek “ KE HŞ 2716, İML 109
206v/4, kölege ķıl- “gölge verir kömdür-“gömdürmek” HKT
hale getirmek” KE 105v/3 565a/4, kömdürmek buyur-
köletge“gölge krş. köletgü, kölege, “defnedilmesini emretmek, he-
kölige, kölge” HŞ 3845 men defnetmek” HKT 565a/4
köletgü“gölgelik krş. köletge, kömeç“külde pişirilen çörek” KE
kölege, kölige, kölge” KE 14r/11
233v/11 kömek “yardım” KE 142r/8
kölge“gölge krş. kölige, kölege, kömkök“gömgök, mavimsi” İML
köletge, köletgü” NF 318/15, 168
342 | D r . Suat ÜNLÜ

kömlek“gömlek krş. köñlek” İML köndürgen “doğru yolu göste-


166 ren, hidayete erdiren” HKT
kömrük “davul krş. küyrük” 283b/1, köndürgenlik “doğru
kömrük ur- “davul çalmak, da- yolu gösterme, hidayete erdir-
vula vurmak” KE 234r/11 me” HKT 360b/3,
kömşe “zahire, iddihar edilen nes- köndürgenrek “daha doğru olan
ne” İML 191 yolu gösteren” HKT 468b/1,
kömşe-“bir nesneyi belki lazım köndürmek “doğru yolu gös-
olur diye saklamak, iddihar ey- terme, hidayete erdirme” HKT
lemek” İML 109 152b/2, köndürügli “doğru yolu
kömüglüg “gömülü, gömülmüş gösteren, hidayete erdiren”
olan” KE 163r/2 HKT 47a/4
köm(ü)l- “gömülmek, saplanmak” köndür- (2) “yakmak krş. köyür-,
NF 20/15, KE 248v/12, ME köydür-” HŞ 3587
159/5, HKT 566a/1, HŞ 2762 köndürt-“doğru yola yöneltmek”
kömür“kömür, yanmış ve karar- HKT 2a/2
mış” KE 175v/11, HŞ 225, İML e
ğ
köndürül-“yöneltilmek” HKT
160, kömür rengin al- “karar- i
t 321b/7
i
mak” HŞ 1045 m könek“kova burcu, burc-ı delv”
kön1.“deri, gön” NF 341/3, KE y
a
KE 66v/5, İML 183
240r/10, ME 155/6, HKT y
ı könen “talihli, bahtiyar” İML 83
265a/7, İML 158, 2. “baht, ta- köni1. “doğru, gerçek, hak, adil”
n
e
v
lih” İML 83 i NF 345/5, KE 8v/11, ME
kön-(1)“itiraf etmek” ME 37/2 150/1, MM 279/4, HKT
kön-(2)1.“düzelmek, doğru yola 449b/1, HŞ 1058, İML 147, K
girmek, hidayete ermek, doğru- I/45, 2. “doğru, dürüst, namus-
lamak” KE 125v/16, MM lu” HKT 222b/4, 3. “dik, dim-
135/2, HKT 396a/2, 2. “ikrar dik” HKT 541a/5, köni bol-
etmek, kabul etmek” HKT “doru olmak, gerçek olmak,
12a/7, köngen “doğru yolu bu- doğrulamak” NF 304/5, KE
lan, hidayete eren” HKT 3b/2 36r/3, köni dįn “hak din, İsla-
könder-“yöneltmek, çevirmek krş. miyet” NF 161/15, köni tut-
köndür-(1)” ME 92/1, K V/13 “doğrulamak, gerçek tutmak”
köndür- (1)1.“yöneltmek, çevirmek KE 120v/5, köni yol “doğru
krş. könder-” NF 268/15, KE yol, hidayet” NF 78/14, HKT
236v/18, ME 81/6, HKT 81a/1, 289a/8, köni yollıġ bol- “doğru
2. “doğru yolu göstermek, hi- yolu bulmak, hidayete ermek”
dayete erdirmek” HKT 133b/6, HKT 27a/3, köni yollıġ bolmaķ
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 343

“doğru yolu bulma, hidayete köñül sınuķ “gönlü kırık, üz-


erme krş. köni yolluġ bolmaķ” gün” KE 198v/17, köñül açıl-
HKT 314b/2, köni yolluġ “doğ- “ferahlamak” KE 68v/10, HŞ
ru yolda olan, hidayete eren” 735, köñül aġrı- “kederlenmek,
HKT 221b/5, köni yolluġ üzülmek” KE 106v/13, köñül
bolmaķ “doğru yolu bulma, hi- aldur- “gönül kaptırmak, sevda-
dayete erme krş. köni yollıġ lanmak” KE 77r/11, HŞ 2489,
bolmaķ” HKT 282b/5, könirek köñül baġla- “aldanmak, kan-
1. “daha doğru, adalete daha mak, gönlünü vermek” KE
uygun” HKT 45b/4, 2. “daha 4r/18, HŞ 2132, köñül başı
doğru bir yolda olan” HKT “gönül yarası” HŞ 2090, köñül
144b/4 bėr- “gönlünü vermek, sevmek
köniçi“doğrucu, gerçekçi” KE krş. köñül bir-” KE 10v/17,
28r/12 köñül bir- “gönlünü vermek,
könile- “doğrulamak, tasdik et- sevmek krş. köñül bėr-” HŞ
mek” MN (1) 17/13 785, köñül bol- “sevmek, iste-
könilik“doğruluk, hidayet” NF mek” KE 111v/15, köñül bulġa-
316/10, KE 186r/21, HKT e
ğ “vesvese vermek” KE 86r/5, k
550b/3, könilik üze “dürüstçe” köñül bulġan- “vesvese veril-
i
t
i
HKT 223b/7 m mek” KE 242v/3, köñül ısıķ-
köñkül “gönül krş. köñül” HŞ 3590 y
a
“gönül vermek, sevmek, yakın-
köñlek“gömlek, elbise krş. y
ı lık duymak” KE 77r/2, köñül
n
kömlek” NF 132/15, KE e
v
içindeki nirse “sır” HKT
106r/7, ME 83/5, HKT 265b/2, i
419a/1, köñül kes- “vaz geç-
HŞ 3660, köñlek ķıl- “gömlek mek krş. köñül kis-” KE 36v/8,
yapmak, elbise dikmek” NF köñül kis- “vaz geçmek krş.
294/13, köñlek kiđür- “gömlek köñül kes-” HŞ 2533, köñül
giydirmek, elbise giydirmek” közi “kalp gözü, basiret, idrak
HŞ 42, köñlek yırt- “gömlek kuvveti” HKT 136b/6, köñül
yırtmak elbise yırtmak” HŞ ös- “sevinmek” KE 104v/9,
1425 köñül savu- “ferahlamak” KE
köñleklik “elbiselik (kumaş)” NF 107r/3, köñül tındur- “sakin-
253/7 leşmek, soğukkanlı davranmak”
köñ(ü)l “gönül, yürek, hafıza, akıl KE 161v/21, köñül una- “razı
krş. köñkül” NF 76/10, KE olmak” KE 234v/15, köñül
41r/21, ME 44/5, MM 14/4, yumşaķlıķ “derin saygı ve te-
HKT 440b/3, HŞ 1823, MN (1) vazu” HKT 281a/7, köñülde ay-
22/2, AO I/10, MN (2) 28/277, “gönülden söylemek” HŞ 882,
344 | D r . Suat ÜNLÜ

köñüldeki nirse “sır” HKT birbiriyle şaka yapmak” ME


463b/8, köñli arıġ tişi “saf ve 123/8
temiz kadın” HKT 337b/9, köñülsin-“gönlü ısınmak, gönlü
köñüli sawu- “ferahlamak” KE bağlanır gibi görünmek” KE
108r/15, köñ(ü)liñe tüşür- “şüp- 43v/7
heye düşmek “ME 41/8 köñülsiz “isteksiz, gönülsüz, zoraki
könül-“doğru olmak, doğru yolu krş. köñülsüz” KE 125r/9, HŞ
bulmak, hidayete ermek” KE 3898
7v/11, HKT 204b/9, HŞ 167, köñülsüz “isteksiz, gönülsüz, zora-
ME 140/2, HKT 204b/9, ki krş. köñülsiz” HKT 188b/4,
könülgen “doğru yolu bulan, köñülsüz bol- “isteksiz olmak,
hidayete eren” HKT 493a/5, gönülsüz olmak” HŞ 2249,
könülgenrek “daha doğru bir köñülsüz ķıl- “zoraki olarak
yol tutan” HKT 278b/7 yapmak, isteksizce yapmak”
köñüldaş “gönüldaş” HŞ 2250 ME 70/7
köñ(ü)lince “gönlüne göre, gön- köñülsüzlik“isteksizlik, zorakilik
lünce krş. köñ(ü)lünce” KE e
ğ
krş. köñülsüzlük” HŞ 3991
12r/20 i
t köñülsüzlük“isteksizlik, zorakilik
krş. köñülsüzlik” köñülsüzlük
i
köñüllen-“sevmek, hoşlanmak” KE m

243v/13 y
a
ķıl- “zoraki olarak yapmak, is-
köñülleş- “heveslenmek, karşılıklı y
ı teksizce davranmak” ME 30/7
olarak hoşlaşmak” ME 197/4 köñ(ü)lünce “gönlüne göre, gön-
n
e
v
köñüllet- “heveslendirmek, hoşlan- i lünce krş. köñ(ü)lince” KE
dırmak” ME 66/2 21v/6
köñülli“gönüllü krş. köñüllüg, könült- “doğrultmak” ME 51/4
köñüllig” KE 195r/2, MN (1) köp 1. “çok, fazla, pek” NF 11/13,
1/6 KE 22v/12, ME 15/5, MM
köñüllig“gönüllü krş. köñüllüg, 32/3, HKT 573a/9, HŞ 1919,
köñülli” KE 6r/5 MN (1) 1/5, AO IV/7, MN (2)
köñüllüg “gönüllü, gönül sahibi 4/34, 2. “çoğu, bir çoğu” HKT
krş. köñülli, köñüllig” KE 6r/4, 109b/3, köp aķ-“ çok yağmak,
HKT 501b/3, HŞ 2674, çok akmak” MN (2) 25/241,
köñüllüg bol- “gönül sahibi ol- köp aķġan “çok yağan, çok
mak, gönüllü olmak, gönülden yağdıran” HKT 549a/7, köp te-
istemek” KE 45r/20 lim “çok fazla, bir çok” KE
köñüllülük “şakalaşma” köñüllülük 56v/13, köp tümen “çok fazla,
ėdiş- “karşılıklı şakalaşmak, bir çok” KE 181v/20, köp bol-
1.“çok olmak” KE 90r/16, HKT
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 345

76a/5, 2. “çoğalmak, kalabalık NF 209/10, KE 28v/17, köprüg


etmek” HKT 158a/2, köp daǾvā ur- “köprü yapmak, köprü kur-
ķılış- “çokluk iddiasında bu- mak KE 229v/13
lunmak” HKT 580a/1, köp köprükçi“köprücü krş. köprüçi”
evveh tigen- “çok dua eden, çok AO II/11
içli kimse” HKT 197b/4, köp köpük“köpük” KE 3r/11, ME
ķıl- “çoğaltmak” HKT 461b/8, 151/4, HKT 242a/7
MN (2) 15/144, köp ķılmaķ tile- köpükle- “köpüklemek” ME 182/1
“çoğaltmayı istemek” HKT köpüklen-“köpüklenmek” KE
139b/7, köp kil- “hepsi gelmek, 3r/11, ME 9/6
çok gelmek, çoğalmak” MN (2) kör“kör” kör bol- “kör olmak, gö-
43/426, köp kör- 1.“hep gör- rememek” HŞ 3562
mek, devamlı görmek” HKT kör- “görmek, bakmak, maruz
21a/1, 2. “çok görmek, çok kalmak, sorumlu tutmak, say-
bulmak” HKT 554b/4, köp māl mak” NF 22/16, KE 144v/5,
“çok mal” HKT 26a/1, köp öl- ME 111/3, MM 25/2, HKT
dür- “topluca öldürmek” HKT 361a/2, HŞ 3876, İML 102, AO
179a/7, köp uluġ suw “de- e
ğ II/29, MN (2) 35/354, köre k
niz, derya” HKT 349a/4, köp yawu- “neredeyse görmek”
i
t
i
yazuķ ķılġan “çok günah işle- m HKT 340b/9, körer yirde “neza-
yen, günahkar” HKT 360a/5, y
a
ret altında” HKT 502b/6,
köprek “daha çok, çok fazla” y
ı körgen 1. “kör olmayan, gören”
n
NF 33/12, KE 153r/10, MM e HKT 129a/9, HŞ 4175, 2. “gö-
v
198/4, HKT 302a/8, HŞ 2127 i
ren, farkeden” HKT 302a/9, 3.
köpegü“çoğu, bir çoğu” HKT “her şeyi gören, esma-i
15b/8 hüsna’dan el-baśįr” HKT
köpel-“artmak, çoğalmak” KE 418a/5, körmek “görme” KE
134r/17 70r/14, ME 26/8, HKT 396b/3,
köpleş- “çoğaltmak” HKT 516b/8 HŞ 1535, MN (1) 17/3, körmes
köplük “çokluk” ME 113/1, HŞ bol- “kör olmak” HKT 324a/8,
1759 körmez ķıl- “kör etmek” HKT
köprü “köprü krş. köprüg” HŞ 486a/9
4649, İML 180 köre“göre” NF 79/3, HŞ 2044
köprüçi “köprücü krş. köprükçi” K körget-“göstermek krş. körgez-,
I/30 körgüz-, körküz-, körkit-,
köprüg “köprü krş. köprü” NF körküt-” HŞ 1613
407/9, HŞ 1899, köprüg ķıl- körgetil-“gösterilmek, körsetil-,
“köprü yapmak, köprü kurmak” körküzül-” ME 54/7
346 | D r . Suat ÜNLÜ

körgez-“göstermek krş. körgüz-, 17/10, körklüg iş “güzel, iyi ve


körküz-, körget-, körküt-, faydalı iş” HKT 528a/4,
körgez-” KE 123r/6, HŞ 3862 körklüg işlig “işi güzel olan, iyi
körgü “gösteri, tatbikat” körgü ur- muamele eden, esma-i
“gösteri yapmak, tatbikat yap- hüsna’dan” HKT 326a/1,
mak” KE 230r/10 körklüg ķıl- “güzel ve iyi yap-
körgüz-“göstermek krş körgez-, mak” NF 200/8, ME 28/1, HKT
körküz-, körget-, körküt-” NF 285a/9, körklüg ķılġan “güzel
54/9, KE 91r/19, HŞ 4294, MN ve iyi işler yapan, güzel davra-
(1) 6/7, İML 103, AO IV/18, nışlı” HKT 444a/3, körklüg
MN (2) 43/430 ķoldaşlıķ ķılmaķ “iyi geçinme”
köriş- “görüşmek krş. körüş-” NF HKT 393a/7, körklüg kör- “gü-
24/3 zel ve faydalı görmek” ME
körk“güzellik” NF 64/11, KE 215/1, körklüg nirse “güzel şey”
61v/10, HKT 257b/8, HŞ 3399, HKT 504b/1, körklüg ŝevāb
İML 140 “güzel karşılık, iyi mükafat”
körkit-“göstermek krş. körküt-, e
ğ
HKT 515a/9, körklügrek “daha
körget-, körküz-, körgüz-, i
t güzel, en güzel” NF 324/8,
HKT 435a/5, körklügrek ĥāl
i
körgez-” NF 408/3 m

körkkebay “güzel” MN (2) 14/131 y


a
“daha güzel vaziyet” HKT
körklen- “güzelleşmek” KE 201v/5 y
ı 460a/5
körkli“güzel krş körklüg, körklig, körklüglen-“güzelleşmek” KE
n
e
v
körklü, körklük” HŞ 2566 i 33v/7
körklig“güzel krş. körklü körklüg, körklüglük“güzellik, iyilik krş
körkli, körklük” KE 72r/3 körklülük” HKT 243b/7,
körklü“güzel krş körklüg, körklig, körklüglük ķıl- “iyilik etmek,
körkli, körklük” NF 189/8, ME güzel davranmak”HKT 376a/8,
28/2, MM 20/2, HŞ 2018, İML körklüglük ķılġan “iyilik eden,
153, MN (2) 13/123, körklürek güzel davranan” HKT 385a/9,
“en güzel” HKT 440b/2, MN körklüglük ķılış- “karşılıklı iyi-
(2) 22/220 lik etmek, birbirine güzel dav-
körklüg “güzel krş. körklü körklig, ranmak” ME 117/7
körkli, körklük” NF 22/15, KE körklük“güzellik krş. krş körklüg,
11r/14, ME 86/2, MM 393/1, körklig, körklü, körkli” MN (2)
HKT 236a/3, HŞ 491, İML 16/154
140, körklüg bol- “güzel olmak, körklülük“güzellik, iyilik krş
iyi olmak” NF 236/6, KE 8r/13, körklüglük” körklülük iste-
ME 175/5, HKT 86b/4, MN (1)
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 347

“güzellik ve iyilik istemek” ME körsetil- “gösterilmek krş. körgetil-


178/2 , körküzül-” HKT 547a/3
körksiz“çirkin, kötü krş. körksüz” körü “davul, göc davulu” HŞ 1765
KE 83r/10 körük“körük (ateşi alevlendirmek
körksüz “çirkin, kötü krş. körksiz” için kullanılan demirci aleti)”
KE 15v/5, HKT 289b/9, İML NF 208/6, İML 160, körük ur-
153, körksüz bol-“çirkinleşmek, “körük kurmak, ateşi alevlen-
çirkin davranmak” NF 399/6, dirmek” KE 175v/15
KE 8r/14, ME 197/4, körksüz iş körül-“görülmek” ME 39/7, HKT
“çirkin ve kötü iş veya davra- 504b/8
nış” HKT 42b/8, körksüz ķıl- kör(ü)n- “görünmek, fark olun-
“çirkinleşmek, çirkin davran- mak” NF 162/14, KE 44r/9,
mak” ME 101/5, körksüz kör- ME 21/1, MM 313/4, HKT
“çirkin görmek” ME 69/6, 482a/7, HŞ 1298, MN (2)
körksüz nirse “çirkin şey, çirkin 25/248, körüngen “görünen, or-
davranış” HKT 504b/1, taya çıkan” HKT241a/4,
körksüzrek “en çirkin” HKT körünmez yir “oyuk veya çukur,
393b/7 e
ğ bir şeyin alt bölümü” HKT k
körksüzlük“çirkinlik, kötülük”
i
t 227a/8
i
HKT 99a/1 m körüş “örtü, peçe” körüş ėdin-
körküt-“göstermek krş. körkit-, y
a
“örtmek, peçeyle gizlemek”
körgez-, körgüz-, körget-, y
ı ME 167/3, körüş ėt- “örtmek,
n
körküz-” ME 98/1, MM 352/3, e peçeyle gizlemek” ME 129/1
v
HKT 41a/5 i
körüş- “birbirini görmek, görüş-
körküz-1.“göstermek krş. körkit-, mek krş. köriş-” KE 188r/19,
körgez-, körgüz-, körget-, ME 95/5, MM 289/2, HKT
körküt-” ME 54/6, HKT 177a/2, HŞ 1012
431b/8, 2. “gösteriş yapmak” körüşgülüg“istişare edilen, akıl
HKT 98a/8, körküzmek “gös- danışılan” körüşgülüg bol- “isti-
terme, uyarma, ikaz” HKT şare edilen, akıl danışılan, fikir-
495a/9 lerine başvurulan olmak” NF
körküzül-“gösterilmek krş. 232/16
körgetil-, körsetil-” HKT körüştür- “görüştürmek, tanıştır-
578b/6 mak” KE 105r/4
körse-“görmek istemek” KE kösen-“yanmak, yakılmak” ME
83r/17 132/2
körset-“göstermek krş. köster-” KE köster-“göstermek krş. körset-” HŞ
104v/4 1678
348 | D r . Suat ÜNLÜ

kösül- “uzatmak” HŞ 2044 2303, MN (2) 34/335, kötürgen


köşk(<F.) 1.“köşk” NF 55/8, KE 1. “yükselten” HKT 54b/2, 2.
141v/9, HKT 364a/4, HŞ 846, “kaldıran, dik tutan” HKT
MN (1) 7/10, 2. “yüksek yer, 251a/8, 3. “taşıyan, yüklenen”
kule” HKT 372a/5 HKT 379a/8, kötürgen bulut
köt “göt, makat” ME 222/6 “yüklü bulut” HKT 497b/4,
köter- “kaldırmak, ortadan kaldır- kötürmek “taşıma, yükleme”
mak, gidermek, almak, taşımak HKT 480b/8
krş. kötür-” NF 366/2, KE kötürt-“götürtmek, yukarı kaldırt-
213r/3, ME 60/6, HKT 99b/6, mak” KE 12v/3, HŞ 3019
HŞ 4006, MN (1) 10/10, İML kötürül- “götürülmek, kaldırılmak
122 krş. kötrül-, köteril-” HŞ 3189
köteril-“kaldırılmak, yükseltilmek, köy-“yanmak” NF 329/13, KE
ortadan kalkmak, yok olmak 86v/7, ME 134/6, HKT 42b/2,
krş. kötürül-, kötrül-” KE MN (2) 23/227, köygen “ya-
183r/18 nan” HKT 431b/2, HŞ 2627,
kötrül- 1.“yükseltilmek, götürül- e
ğ
köygen ot “yanan ateş” HKT
mek, ortadan kalmak, yok ol- i
t 512a/4, köymek “yanma” HKT
i
mak krş. kötürül-, köteril-” NF m 298b/7
302/17, 114r/14, ME 135/8, y
a
köybet “armağan, hediye” ME
HKT 572a/9, 2. “yüceltilmek” y
ı 78/8
HKT 340a/7, 3.“taşınmak, gö- köydür-“yakmak, yaktırmak krş
n
e
v
türülmek” HKT 417a/3, i köytür-” NF 315/17, KE
kötrülmiş 1. “yükseltilmiş, yük- 211r/14, ME 17/8, MM 322/1,
sek” HKT 500b/3, 2. “kaldırı- HKT 307a/8, HŞ 4169, MN (1)
lan, dik tutulan” HKT 141b/5, 3/1, K III/12, köydürmek
3. “yüceltilmiş, yüce” “yakma” HKT 513b/9
HKT565a/1 köydürül- “yakılmak” HKT 498a/2
kötrün-“çekilmek, vazgeçmek” köynük “yanık, göynük, yangın,
ME 174/1 acı” ME 138/3, HŞ 3650
kötrüş-“birlikte götürmek” ME köynükli“yakıcı, yakan köynüklüg,
115/3 köynüklig” HŞ 3802
köt(ü)r- “kaldırmak, yükseltmek, köynüklig“yakıcı, yakan
taşımak, götürmek, ortadan köynüklüg, köynükli” HŞ 1664
kaldırmak, yol etmek, taham- köynüklüg“yakıcı, yakan köynükli,
mül etmek krş. költür-, köter-” köynüklig”köynüklüg bol- “ya-
NF 8/11, KE 88r/16, ME 52/5, kıcı olmak, yakmak, yakan ol-
MM 283/4, HKT 39a/5, HŞ mak” KE 237v/16
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 349

köytür-“yakmak, yaktırmak krş 61/4, köz ķulaķ bol- “bakmak,


köydür-, köyür-” HŞ 874 korumak, gözetmek” HŞ 2057,
köyük“yanık, acı, üzüntü” HŞ köz nūrı “görme yeteneği” HKT
1003 136b/5, HŞ 2985, köz sal-
köyüklen- “yanmak” ME 176/4 “bakmak” KE 95r/4, HŞ 572,
köyül- “olgunlaşmak” ME 44/2 köz tart- “göz dikmek” HKT
köyüne- “yanmak krş. köne-, 309b/8, köz teg- “nazar olmak,
küyün-” HŞ 442 nazar etmek krş. köz tig-” KE
köyür-“yakmak krş. köydür-, 95r/4, köz tig- “nazar olmak
köytür-” KE 15v/13, HKT krş. köz teg-” HŞ 1075, köz tik-
334a/8, MN (2) 16/151 “nazar etmek, nazar değmek”
köz (1) “göz, nazar” NF 60/10, KE KE 187r/17, köz tut- “bakmak,
7r/13, ME 17/8, MM 31/1, gözetlemek, korumak” KE
HKT 482b/1, HŞ 4617, MN (1) 249r/4, köz tüş- “dikkatlice
9/7, İML 110, A III/18, MN (2) bakmak, gözünü ayırmamak”
11/100, köz aç- “uyanmak” HŞ KE 95r/16, köz yanındın yarı-
608, köz açıp yumġınça “ani- “sevinmek, mesut olmak” HKT
den, birden bire, ansızın” NF e
ğ 295a/9, köz yaruķı “göz aydın- k
429/2, köz aġrısı “göz ağrısı”
i
t lığı, sevinç, mutluluk veren
i
İML 163, köz aldur- “bakmak, m kimse” HKT 369a/1, köz
gözünü alamamak” KE 61v/10, y
a
yaruķluķı “göz aydınlığı, se-
köz baġucı “göz bayıcı, sihir y
ı vinç, mutluluk veren kimse”
n
yapan” ME 233/6, köz igi “göz e HKT 350b/8, köz yitmes “idrak
v
hastalığı, nazar” NF 139/5, köz i
edilmesi mümkün olmayan”
uçı “göz ucu, kısa mesafe” NF HKT 136b/5, köz yolda tut-
53/4, HŞ 1589, köz yaruķı “göz “beklemek” HŞ 1076, köz
aydınlığı” NF 88/5, KE 69r/10, yolġa tik- “bakmak” KE
köz yaşı “göz yaşı” NF 66/11, 187r/17, köz yum- “görmemek,
MM 84/2, HŞ 2429, köz yumup gözlerini kapatmak” HKT
açġunça “aniden, birden bire, 42b/6, közge ilergen “göze gö-
ansızın” KE 61r/7, köz ba- “si- rünen, gözü bürüyen, vesvese,
hir yapmak” ME 233/6, köz hayal” HKT 170a/7, közi āfetlıġ
baġla- “büyü yapmak, büyüle- meñizlik baķ- “gözü duman-
mek” HKT 159b/5, köz ķıl- lanmış gibi yapmak, görmezlik-
“bakmak, gözetlemek, koru- ten gelmek” HKT 469a/9, közi
mak” KE 119r/1, köz kiter- aşaķ “bakışlarını yere indiren,
“göz ayırmak” HŞ 1290, köz bakışlarını kaçıran” HKT
kör- “bakmak, gözetlemek” NF 435b/8, közi yaru- “sevinmek,
350 | D r . Suat ÜNLÜ

mesut olmak” HKT 302b/6, közlüg bol- “çakır gözlü olmak”


közleri açıl- “gözün görmeye NF 399/5
başlaması” KE 105v/15, közle- közsiz “kör, âmâ krş. közsüz” KE
rimiz birle “nezaretimiz altında” 99r/14, HKT 129a/8, közsiz
HKT 217a/6, közümizde “neza- bol- “kör olmak krş. közsüz
retimiz altında” HKT 506a/7 bol-” KE 71r/10
köz (2) “köz, ateş közü, kor” NF közsüz 1.“kör, âmâ krş. közsiz” NF
304/15, KE 121r/14, MM 237/13, KE 17r/14, HKT
196/4, İML 169 215b/7, 2. basiretsiz” HKT
közdemci “gözcü, bekçi, casus krş. 154a/2, közsüz bol- “kör olmak
közdemçi” közdemci bol- “göz- krş. közsiz bol-” HKT 115b/7
cülük yapmak, gözcü olmak” közsüzlük “körlük” HKT 350b/6
ME 62/8 ķral “kıral, hükümdar” ķral-ı kāfir
közdemçi “gözcü, bekçi, casus krş. “ kafir hükümdar” KV/9
közdemci” İML 154 ķubar-“bir araya getirmek” KE
közenek “pınar, kaynak” ME 156/6 27r/12
közer-“gözetmek, bakmak” ME e
ğ
ķubbe (<A.)“kubbe krş. kubbe” NF
171/8 i
t 162/14, KE 113v/9, HKT
452b/8, HŞ 2685, ķubbe ķıl-
i
közet-“gözetmek, saymak, göz m

kulak olmak, gütmek” KE y


a
“kubbe yapmak” HŞ 2771,
185r/13, HŞ 2047 y
ı ķubbe ķopar- “kubbe inşa et-
közetçisiz“bekçisiz, gözetiçisiz” mek, kubbe yükseltmek” NF
n
e
v
HŞ 1480 i 156/6, KE 112v/1
közgi “ayna krş. közgü”HŞ 1098 ķuble (<A.) “öpücük, öpüş” KE
közgü “ayna krş. közgi” KE 80v/8, 83r/21, ķuble bėr- “öpdürmek,
MM 370/1, İML 169 öpücük vermek” KE 236r/9,
közgüçü “aynacı” İML 127 ķuble ķıl-“öpmek, öpüşmek”
közgür-“göstermek krş. körset-, NF 272/15, KE 236r/10
köster-” ME 190/4 ķubur “kubur” AO II/37
közle-“beklemek, gözetlemek” HŞ ķuç-“kucaklamak, sarılmak” NF
3107 268/7, KE 74r/6, ME 138/6,
közlet-“beklemek, bekletmek, gö- MM 170/1, HŞ 3052
zetletmek” HŞ 632 ķuçaķla-“kuçaklamak, sarılmak”
közlü“gözlü krş. közlüg” MN (2) KE 197r/6, HŞ 4185, İML 112
37/366 ķuçıķ“yengec burcu, burc-ı sere-
közlüg “gözlü, görür halde olan tan” KE 66v/4
krş. közlü” KE 35r/14, ME
164/4, HKT 242a/1,çaķır
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 351

ķuçuş- “kucaklamak, ķuđuġ“kuyu krş. ķuđu, ķuđuķ(2),


kuçaklaşmak” NF 362/15, KE ķuyuġ, ķuđduġ” NF 44/3, KE
105r/3, ME 117/1, HŞ 4202 22r/13, ME 151/8, MM 242/3,
ķuda (<Mo.) “hısım, akraba” ķuda HKT 227b/7, HŞ 3493
bol- “hısım akraba olmak” ME ķuduķ (1)“sıpa” İML 171
14/2 ķuđuķ(2)“kuyu krş. ķuđu, ķuđuġ,
ķudalıķ (<Mo.+T.) “dünür akraba- ķuduġ, ķuyuġ, ķuđduġ” NF
lığı” ķudalıķ ķıl- “dünür olmak, 385/11, HŞ 2636, MN (2)
dünür akrabalığa yapmak, akra- 28/275
ba olmak” ME 112/3 ķuđuķat- “(başı öne) eğmek” ME
ķuđduġ“kuyu krş. ķuđu, ķuđuķ(2), 235/4
ķuyuġ, ķuduġ” ME 86/7 ķuduz “kuduz” HŞ 4636
ķuđġu “kaygı, tasa krş. ķayġı, kūfe (<ö.a.) “Kûfe” KE 241v/17,
ķayġu, ķađġu, ķadġu” HŞ 1168 kūfe şehri “Kufe şehri” MN (1)
ķuđı“alt, aşağı krş. ķuyı, ķođı, 9/15
ķođu, ķuyu” KE 29r/14, ķuđıraķ kūfelig (<A.+T.) “Kufeli olan” KE
“daha alt, daha aşağı” KE 246r/1
239v/6 e
ğ ķufį(<F.)“kilit krş. ķufl, kefre, k
ķudret(<A.) “kudret, güç, takat krş.
i
t küfre(1)” NF 103/16, KE
i
kudret” NF 12/6, KE 9v/11, m 199v/11, ķufį bol- “kilitlemek,
MM 310/2, HKT 425a/8, MN y
a
kilitle kapatmak” KE 39r/15
(1) 18/5, MN (2) 43/426, HŞ y
ı ķufl (<F.) “kilit krş. ķufį, kefre,
n
2840, ķudret elgi “güç ve kudret e küfre (1)” HŞ 1161
v
eli, tasarruf” HKT 437a/1 i
ķuġu“kuğu krş. ķuķu, ķoġu” KE
ķudretlıġ(<A.+T.) 1.“kudretli, gücü 68v/4
yeten, muktedir krş. ķudretli” kuhistān (<ö.a.) “Kuhistan” HŞ
NF 425/4, HKT 556b/4, 2. “her 412
şeye gücü yeten, esma-i ķuķu “kuğu krş. ķuġu, ķoġu” HŞ
hüsna’dan el-ķādir” HKT 2935
425a/6 ķul “kul, köle, insan” NF 46/1, KE
ķudretli (<A.+T.) “kudretli, gücü 65v/16, ME 103/5, MM 26/4,
yeten, muktedir krş. ķudretlıġ” HKT 353b/9, HŞ 1213, MN (1)
HŞ 4609 11/1, İML 147, K VII/17, MN
ķuđruķ“kuyruk krş. ķuyruķ, (2) 10/93, ķul ķarabaş “cariye,
ķuyruġ” NF 53/2, KE 4r/10, hizmetçi” KE 92v/19, ķul
ME 210/2 ķaravaş “cariye, hizmetçi” NF
ķuđu“kuyu krş. ķuđuġ, ķuđuķ (2), 17/8, K I/21, ķul küñ “cariye,
ķuyuġ, ķuđduġ” NF 135/4 hizmetçi” KE 226v/7, ķul
352 | D r . Suat ÜNLÜ

oġlan “erkek hizmetkar” KE 238r/13, ME 46/6, HKT


71v/7, ķul bol- “kul olmak, 568b/7, HŞ 731, ķulaķ tutġan
hizmet etmek, hizmetinde bu- “sağırlaştıran, sağır eden” HKT
lunmak” NF 388/9, KE 42v/17, 565a/8, ķulaķı yarılmış “kulağı
MN (2) 8/71, ķul ķıl- “köle et- yarılan, çentilen (deve)” HKT
mek, köle edinmek” NF 120a/4
327/14, KE 42v/19, HKT ķulaķlıġ “kulaklı” KE 181r/8
352b/1, MN (2) 35/350 ķulan 1.“kulan, yaban eşeği, vahşi
ķula“kula, gri renkli at” KE at, yabani at krş. ķulañ” KE
148r/20 158v/20, MM 243/1, HŞ 3692,
ķulaç “iki kolu açmaktan hasıl olan İML 175, 2. “hayvanın eğer ve
uzunluk ölçüsü” İML 141 semerini üstüne bağlamak üzere
ķulaçlayu “dört nala” ķulaçlayu belinin altından geçirilen kayış,
yügür- “dört nala koşmak” ME bağ” İML 174
25/8 ķulañ “kulan, yaban eşeği, vahşi at,
ķulade (<ö.a.) “Huneyn’de adı yabani at krş. ķulan” HŞ 3734
geçen sahabeler arasındaki mü- e
ğ
ķulavuz “kılavuz, rehber, yol gös-
nafıklardan biri” NF 72/8 i
t teren krş. ķılavuz” NF 23/11,
i
ķulaġ “kulak krş. ķulaķ” MN (1) m KE 13r/19, MM 23/3, HKT
14/8 y
a
348b/5, İML 155, ķulavuz tu-
ķulaķ “kulak krş. ķulaġ” NF 60/10, y
ı tun- “rehber edinmek, kılavuz
KE 203v/14, ME 58/5, MM tutmak” ME 216/7
n
e
v
346/2, HKT 189b/4, HŞ 3103, i ķulavuzsuz “rehbersiz, kılavuz-
İML 139, ķulaķ aġırraķ bol- suz” MM 286/2
“kulağı duymamak, ağır duy- ķulays(<ö.a.)“Ebrehe’nin San’a’da
mak” NF 88/1, ķulaķ emçeği Kabe’ye özenerek yaptırdığı
“kulak kıkırdağı” İML 139, ev” NF 41/11
ķulaķ eşit- “duymak, işitmek, ķulb(<ö.a.) “İbrahim peygamberin
haberdar olmak” NF 61/5, dostu” KE 55r/2
ķulaķ eti “kulak yumuşağı” ķullan-“kul, köle yapmak” KE
İML 139, ķulaķ kemiş- “kulak 67v/21, ME 216/6
vermek, dinlemek” ķullıķ “kulluk, kölelik krş. ķulluķ”
HKT497a/2, ķulaķ ķoy- “kulak KE 158v/2
vermek, dinlemek” KE 183v/4, ķulluķ “kulluk, kölelik krş. ķullıķ”
ME 58/5, ķulaķ saķla-“kulak NF 327/14, KE 39r/9, ME 17/6,
vermek, gizlice dinlemek” NF MM 41/3, HKT 293a/3, HŞ
199/6, ķulaķ tut- “kulak ver- 2016, MN (1) 14/10, K IV/7,
mek, dinlemek” NF 441/6, KE ķulluķ it- “itaat ve ibadet etmek,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 353

kulluk etmek” HŞ 1407, ķulluķ ķuman- “özlemek” HŞ 963


ķıl- 1.“itaat ve ibadet etmek, ķumartġu“miras, armağan” KE
kulluk etmek” NF 92/15, KE 51v/3
39v/1, ME 169/5, HKT 447b/4, ķumaş (<A.) “kumaş krş. ķumāş”
HŞ 3298, ķulluķ ķıl- “kölelik HŞ 2011
yapmak” HŞ 3850, ķulluķ ķumāş (<A.) “kumaş krş. ķumaş”
ķılġan “itaat eden, kulluk eden” KE 228r/7
HKT 538a/3, ķulluķ ķılın- ķumlıġ “kumlu” KE 112v/11
“kulluk edilmek, itaat edilmek” ķumrį (<A.) “kumru” KE 68v/5
HKT 470a/2, ķulluķ ķılmaķ ķumrul-“kımıldamak, harekete
“kulluk etme, itaat, ibadet” geçmek” KE 206r/6
HKT 351a/2, ķulluķ töresi “din” ķum-tuķ “ıssız, virân” ķum-tuķ
ME 190/4 bol- “ıssızlaşmak, viran olmak”
ķulpsız (<Yun.+T.) “kulbu olma- ME 42/1
yan, kulpsuz krş. ķulpsuz” ķum(u)r- “hareket ettirmek, kımıl-
ķulpsız iđiş “kadeh krş. ķulpsuz datmak” KE 138r/1
iyiş” HKT 471b/8 ķumursġa “karınca krş. ķumursķa”
ķulpsuz (<Yun.+T.) “kulbu olma- e
ğ KE 92v/11 k
yan, kulpsuz krş. ķulpsız”
i
t ķumursķa “karınca krş. ķumursġa”
i
ķulpsuz iyiş “kadeh krş. ķulpsız m KE 146v/13
iđiş” HKT 558b/7, ķulpsuz kūze y
a
ķun “mesken” MN (2) 1/5
“kulpsuz testi” HKT 511b/2 y
ı ķunasın “güzel ve parlak” İML 149
n
ķulun“tay” HŞ 530, İML 170 e ķundaķla-“kundağa sarmak, kun-
v
ķulunla- “(at için) yavrulamak” KE i
daklamak” KE 33r/19
176v/12 ķunduz “kunduz” KE 68v/4, HŞ
ķum “kum, kır, yaban” NF 283/12, 1355, MN (2) 28/276
KE 16r/1, ME 169/6, MM kūne (<ö.a.) “Akuz meliğin kızı,
107/3, HKT 553b/3, HŞ 2483, Süleyman peygamberin kızı”
İML 178, ķum tepesi “kum te- KE 141v/13
pesi, kum tepeleri” NF 409/8 ķunuş- “kapışmak” NF 44/11
ķum “dalga krş ķom” ME 142/3, ķunūt (<A.) “vitir namazında oku-
İML 180 nan dua” MM 151/1
ķuma “cariye, kuma krş. ķoma, ķur “kuşak, kemer” NF 82/11, KE
küni” NF 192/14, ME 191/6, 46v/16, ME 84/8, MM 191/1,
ķuma al- “ikinci kez evlenmek, HŞ 2091, İML 167, K VIII/6,
cariye almak “NF 192/12 ķur baġla- “kuşak bağlamak”
ķumalan-“cariye almak, ikinci kez HŞ 2016
evlenmek” ME 191/6 kūr (<F.) “kör, âmâ” KE 171r/1
354 | D r . Suat ÜNLÜ

ķur- (1) “yapmak, kurmak, inşa bol- “yakın olmak, Allah’a ya-
etmek” KE 239r/20, K II/10 kın olmak” MM 400/3
ķur- (2) 1“kurmak, uydurmak” ķurbaķa “kurbağa” İML 180
MM 394/2, HŞ 1416, , 2. “ha- ķurbān (<A.)“kurban” NF 58/3,
zırlamak” NF 392/17, ME KE 14v/15, ME 13/8, MM
171/6, HŞ 1257 194/1, HKT 72a/2, HŞ 767,
ķurǿa (<A.) “kurǿa” KE 50r/8, MN (1) 10/12, ķurbān ayı “kur-
ķurǿa falı “fal okları” ME ban ayı” KE 212v/13, ķurbān
136/2, ķurǿa kemiş- Ǿįđi “kurban bayramı” KE
“kur’a atmak, kurǿa çekmek” 143r/1, ķurbān küni “kurban
NF 414/7, ķurǿa sal- “kur’a kesim günü, kurban bayramı”
çekmek “ KE 156r/13, ķurǿa NF 213/6, ķurbān bol- “kurban
yawu- “kur’a atmak, kur’a olmak, kendini feda etmek”
çekmek” HKT 430b/6 MN (2) 5/41, ķurbān ķıl- “kur-
ķuraġ “meclis, toplantı” ķuraġ ķur- ban etmek” NF 37/4, KE
“meclis kurmak” MM 356/2, 14v/15, ME 104/3, MM 195/1,
HŞ 3793 e
ğ
HKT 108b/6, HŞ 448, ķurbān
ķuraķ “kurak, kuru krş. ķurġaķ” i
t ķılmaķ “kurban kesme” HKT
ķuraķ bol- “kuru olmak, kurak
i
m 28b/8
olmak” ME 184/2 y
a
ķurbānlıķ (<A.+T.)“kurbanlık” KE
ķuram “mertebe, aşama” MM y
ı 194v/18, ME 13/8, ķurbānlıķ
189/4
n
e bėr- “kurban olarak vermek,
v
ķurǿān (<A.) “Kur’an” NF 79/17, i kurban vermek” KE 145r/5
KE 2v/7, ME 75/4, HKT ķurbet(<A.) “yakınlık, Allah’a
468b/7, ķurǿān-ı Ǿažįm yakınlık” KE 78v/5, MN (1)
“Kur’an-ı Kerim” KE 65v/8, 10/8, ķurbet maķāmı “Allah’a
ķurǿān oķı- “Kur’an okumak” yakınlık makamı” NF 57/14,
NF 118/5, ķurǿān ögret- ķurbet derecesi “Allah’a yakın-
“Kur’an öğretmek” NF 238/3 lık derecesi” NF 58/7
ķurǿān-ħān (<A.+F.) “Kur’an oku- ķureyş (<ö.a.) “630’a kadar Mek-
yan” KE 178v/14 ke’yi yöneten ve bu şehrin ele
ķurǿān-ı mecįd (<A.) “Kur’an-ı geçirilmesinden sonra parçalan
Kerim” NF 116/11 kabile” NF 160/5, KE 95r/3,
ķuranuķ “kuruk, yani ham ve yeşil HKT 581a/5, MN (1) 16/1
üzüm” İML 182 ķureyşį(<A.) “Kureyş kabilesinden
ķurb (<A.) “yakınlık, yakın olma” olan” KE 185v/3
NF 349/16, KE 219r/6, ķurb ķurġaķ “kurak kuru krş. ķuraķ” HŞ
3665
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 355

ķurġaşun“kurşun krş. ķurġuşın, ķurtar-“kurtarmak krş. ķurtġar-,


ķurşun” KE 124r/8 ķurtķar-, ķutġar-, ķutķar- ķutar-
ķurġuşın“kurşun krş. ķurġaşın, ” NF 223/16, KE 239r/18, HKT
ķurşun” NF 242/17 581a/6, ķurtarġan “kurtaran”
ķurı “kuru, boş krş. ķuru, ķuruġ HKT 255a/7, ķurtarmaķ tile-
(2), ķuruķ” HŞ 2536 “yardım istemek” HKT 181b/6
ķurı- “kurumak krş. ķuru-” NF kurtarıl-“kurtarılmak” HKT
5/13, KE 226r/18, ME 184/2, 333a/9, kurtarılmış “kurtarıl-
HŞ 3192 mış” HKT 10b/4
ķurıt-“kurutmak krş. ķurut-” KE ķurtġa “kocakarı, yaşlı ķurtķa” KE
12r/20 28r/16, HKT 358a/8, HŞ 4135,
ķurla “defa, kere, kez” KE 88r/16, ķurtġa bol- “yaşlanmak” KE
MM 186/2, HŞ 1100 109r/8
ķurlıġ “kuşaklı, kemerli krş. ķurtġar“kurtarmak krş. ķurtar-,
ķurluġ” KE 101r/20 ķutġar-, ķurtķar-, ķutķar-, ķutar-
ķurlu “yaşıt, eşit derecede” ME ” NF 217/12, KE 52r/4, HKT
154/3 285a/6
ķurluġ “kuşaklı, kemerli krş. e
ğ ķurtķa “kocakarı, yaşlı krş. ķurtġa” k
ķurlıġ” KE 94r/3 KE 80v/7, HŞ 4155, ķurtķa bol-
i
t
i
ķurś (<A.) “tane, küre” HŞ 1210 m “yaşlanmak, ihtiyarlamak” KE
ķursaķ “kursak, mide” NF 299/3, y
a
109r/8
KE 225v/4, ME 232/7, HŞ 310, y
ı ķurtķar “kurtarmak krş. ķurtar-,
n
İML 142 e ķutġar-, ķurtġar-, ķutķar-, ķutar-
v
ķurşa-“kuşamak, kuşak sarmak” i
” KE 118r/17, HŞ 4346
KE 74v/17 ķurtla- “kurtlanmak” ME 98/3
ķurşan-“kuşak sarınmak, kuşan- ķurtul-1.“kurtulmak krş ķutul-” NF
mak” KE 79v/9 200/14, KE 60r/7, ME 155/2,
ķurşun“kurşun krş. ķurġuşın, HKT 238b/3, HŞ 2014, MN (2)
ķurġaşun” KE 161v/19, İML 18/176, 2. “kurtulmak, düzel-
178 mek, doğru ve dürüst olmak”
ķurşunçu “kalaycı” İML 157 HKT 182a/1, ķurtulġan “kurtu-
ķurt(1)“kurt (börü)” NF 331/2, KE lan” HKT 475a/8, ķurtulġanlıķ
239r/13, ME 231/5, HŞ 1938, ĥālında “emniyet içinde” HKT
İML 174, ķurt ulu- “kurt ulu- 357a/9, ķurtulġu yir “kurtuluş
mak” ME 231/5 yeri” HKT 181b/7, ķurtulmaķ
ķurt(2)“kurt, böcek, solucan” KE “kurtuluş, selamet” ME 208/8,
149r/8, HKT 227b/5, İML 177, HKT 133b/3, ķurtulmaķ yiri
A II/36 “kurtuluş yeri” HKT 72b/9
356 | D r . Suat ÜNLÜ

ķuru “kara, toprak” K II/6 ķurul-“kurulmak, yapılmak” KE


ķuru-“kurumak krş. ķurı-” NF 199v/20, HŞ 1053, MN (2) 3/21
278/6, KE 23v/15, HKT ķurula “kuru olarak” ķurula yė-
286b/9, HŞ 4140, İML 116, “kuru olarak yemek, kurutarak
ķuruġan “kuruyan, kurumuş” yemek” ME 144/8
HKT 286b/9, ķurumaķ “ihtiyar- ķurut “keş, çökelek (sıkılmış ve
lama, ihtiyarlık” HKT 294a/5, kurutulmuş yoğurt)” KE 94v/5,
ķurumış “kurumuş, kuru, kıraç” İML 166, ķurut et “kurutulmuş
HKT 320a/1 et, pastırma” İML 164
ķuruçtemir “erkek demir, çelik” ķurut- “kurutmak, kuru hale getir-
İML 107 mek krş. ķurıt-” KE 89v/6, ME
ķuru “kuru krş. krş. ķurı, ķuruġ (2), 91/3, HŞ 2167, İML 107
ķuruķ” İML 151 ķus- “kusmak (midede olan nesne-
ķuruġ (1)“hazırlık” ME 171/6 yi dışarı çıkarmak)” NF 295/2,
ķuruġ (2)“kuru, boş, mahrum, kuru ME 188/7, MM 78/1, İML 114
yiyecek krş. ķurı, ķuru, ķuruķ” kūse (<F.) “köse” NF 23/8
NF 133/14, KE 30v/15, HKT e
ğ
ķustur- “kusturmak” ME 101/7
305b/2, HŞ 3464, ķuruġ balçıķ i
t ķuśūr (1)(<A.ç.) “kasr, köşkler”
i
“kurumuş çamur” HKT 253b/8, m KE 212v/15
ķuruġ bol- “yararsız olmak” y
a
ķuśūr (2) (<A.+ç.) “kusur” K X/10
MM 275/4, ķuruġ daǾvį “kuru y
ı ķuş “kuş” NF 43/4, KE 14v/17,
dava” MM 352/3, ķuruġ ħālį ME 38/2, MM 47/3, HKT
n
e
v
“kuru ve boş” NF 331/15, i 511b/4, HŞ 1384, MN (1) 3/5,
ķuruġ ot “kuru ot mec. işe ya- İML 175, MN (2) 43/432, ķuş
ramaz” MM 271/4, ķuruġ ķurt “kuş ve kurt” KE 3v/2, ķuş
terilig bol- “zayıflamak, kuru- ķıl- “kuş olarak yaratmak, kuş
mak” ME 238/6, ķuruġ tiken haline getirmek” KE 170v/13
“kurumuş diken” HKT 572a/4, ķuşa- “kuşatmak” ME 179/7
ķuruġ yil “kuru yel” HŞ 3472, ķuşan-“kuşanmak” ME 138/7, HŞ
ķuruġ yir “yer yüzünün denizle 3541
örtülü olmayan bölümü, kara” ķuşçı “kuş bakıcısı, kuş terbiyeci-
HKT 365b/5, HŞ 2140 si” AO II/10
ķuruġluķ “kuruluk” KE 149r/8 ķuşla-“avlamak, kuş avlamak” HŞ
ķuruķ “kuru krş. ķuruġ (2), ķurı, 3187
ķuru” MN (2) 1/8 ķuşluķ (1)“kuşluk (vakti), sabah ile
ķuruķuķ “kurukluk ” ķuruķuķ aş öğle arasındaki vakit, kuşluk
“kuruklu (kurukla terbiyele- vakti” ME 55/5, HKT 304a/2,
nen)” İML 165 ķuşluķ aşı “kuşluk vakti yiye-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 357

ceği krş. ķuşluķluķ” KE 102v/1, ķuŧb (1) (<A.) “bilge kimse, bir
ķuşluķ aşın yė- “kuşluk vakti tarikatın büyüğü” ķuŧb-ı
yiyeceğini yemek” ME 191/3, Ǿālem “ermiş kişi, gerçek lider”
ķuşluķ namāzı “sabah namazı” MM 384/3
NF 261/11, ķuşluķ vaħtı “kuş- ķuŧb (2) (<ö.a.) “Kutub krş. ķuŧub”
luk vakti krş. ķuşluķ vaķtı” “NF HŞ 2100
443/16, ķuşluķ vaķtı “kuşluk ķutġar-“kurtarmak krş. ķurtġar-,
vakti krş. ķuşluķ vaħtı” KE ķurtar-, ķutķkar-, ķutar-” NF
113r/21, HKT 575b/7, ķuşluķ 73/12, KE 100v/7, ME 12/2,
bėr- “kuşluk vakti yiyeceği HKT 329b/8, HŞ 3164,
vermek” KE 204r/6 ķutġarġan “kurtaran, emin kı-
ķuşluķ (2) “kuşluk, kuş beslenilen lan, esma-i hüsna’dan el-
yer” KE 146v/2 muǿmin” HKT 525a/9,
ķuşluķluķ “kuşluk vakti yemeği ķutġarmaķ “kurtarma, cinayet”
krş. ķuşluķ aşı” İML 164 ME 220/5
ķūt (<A.) “azık, yiyecek, ölmeye- ķutıl-“kurtulmak krş. ķutul, ķurtul-
cek derecede yiyecek” KE ” NF 100/2
29v/6, ME 53/8 e
ğ ķutķar-“kurtarmak, ķurtġar-, k
ķut “saadet, kut” HŞ 1307, ķut al-
i
t ķurtar-, ķutġar-, ķutar-” KE
i
“saadetli ve uğurlu olmak” HŞ m 100v/7, NF 165/13, HŞ 4345,
2396, ķut bir- “saadet ve uğur y
a
MN (1) 8/3, İML 108
vermek” HŞ 2841, ķut bul- y
ı ķutla-“kutlulamak” İML 105
n
“saadet bulmak” ME 186/3, e ķutlan-“kutlanmak” HŞ 1808
v
ķut ķıl- “saadet vermek, uğur i
ķutlıġ “uğur, afiyet krş. ķutluġ,
getirmek” ME 88/1 ķutlu, ķutluķ” KE 2r/21
ķutan “ahır, etrafı çevrilmiş koyun ķutlu“uğurlu, saadetli, krş. kutluķ
yatan yer” KE 37r/19 ķutlıġ, ķutluġ”ķutlu kör- “uğur-
ķutar- kurtarmak krş. ķurtġar-, lu ve saadetli görmek” ME
ķurtķar-, ķurtar-, ķutkar-, 186/3
ķutġar-” KE 237r/19, ME 8/5, ķutlu buķa (<ö.a.) “Toktamışan’ın
MM 219/4, HKT 203a/4, HŞ elçisi” AO I/4
470, ķutarmaķ “kurtarma, yar- ķutluġ “uğur, afiyet krş. ķutlu,
dım” ME 45/8, ķutarmaķ tile- ķutlıġ, ķutluķ” KE 2v/9, İML
“yardım istemek” HKT 369b/3 148, ķutluġ birle tut-
ķuŧayfir (<ö.a.) “Yunus Peygam- “afiyetle tutmak, mübarek bir
ber’i satın alan Zeliha’nın koca- şekilde tutmak” ME 125/8,
sı, Reyyân adlı melikin veziri” ķutluġraķ “daha uğurlu, daha
NF 112/15 afiyetle” KE 13v/12
358 | D r . Suat ÜNLÜ

ķutluķ “uğur, afiyet, mübarek, KE 9v/4, ME 132/7, HŞ 2097,


kutlu krş. ķutluġ, ķutlu, ķutlıġ” ķuwanġan “övünenen, böbürle-
KE 214v/8, MN (1) 6/11, nen” HKT 82a/7
ķutluķ bol- “uğurlu olmak, mü- kuwanış-“karşılıklı övünmek, böbürlen-
barek olmak”MN (1) 5/13 mek” HKT 516b/7
ķutluķça “kutlukça, uğurlu bir şe- ķuwar- “kurumak, solmak, sarar-
kilde, saadetli biçimde” HŞ mak” HKT 516b/9, HŞ 1851,
4696 kuwaru başla- “kurumaya baş-
ķutsuz “uğursuz, kötü”ķutsuz yora lamak, kurumak, solmak” HKT
“uğursuz ve kötü fal” ME 440a/6
189/4, ķutsuz yora ėt- “uğursuz ķuwarmaķlıķ“solup sararan” HŞ
ve kötü fal bakmak” ME 180/2, 4230
ķutsuz yora tutun- “ uğursuz fal ķuwrul- “kıvrılmak” KE 52v/10
bakınmak” ME 189/3 ķuvurdaķ “ kebap” İML 165
ķuŧub (<ö.a.) “Kutub krş. ķuŧb (2)” ķuvve(<A.) “kuvvet, güç krş.
HŞ 2100 ķuvvet” HKT 391a/3
ķūtuǿl-ķulūb (<ö.a.) “İmâm Ebû e
ğ
ķuvvet (<A.) “kuvvet, güç krş.
Tâlib-i Mekkî”nin eseri” NF i
t ķuvve” NF 105/13, KE 82r/6,
i
444/6 m ME 37/6, MM 95/2, HKT
ķutul- “kurtulmak krş. ķutıl, ķurtul- y
a
302a/7, HŞ 3177, ķuvvet
” KE 89v/14, HŞ 2888, MN (1) y
ı baġışla- “güç ve kuvvet ver-
10/14, MN (2) 24/239, mek, kuvvetlendirmek” NF
n
e
v
ķutulmaķ “emniyet, afiyet” ME i 333/11, ķuvvet bėr- “takviye
125/8 etmek, desteklemek” NF 32/14,
ķutur “uyuz, kel, bulaşık, kirli” KE KE 195r/16, ķuvvet bol- “des-
184v/11, ķutur bol- “uyuz ol- tek olmak, desteklemek” NF
mak, kelleşemek” HŞ 1927 226/4, KE 197r/8, ķuvvet ķıl-
ķutur-“taşkınlık yapmak, kudur- “takviye etmek, desteklemek”
mak” İML 149 NF 139/16, ķuvvet körgüz-
ķuǾūd (<A.) “namazın oturularak “gücünü göstermek, gösteriş
kılınan bölümü” MM 142/1 yapmak” NF 47/3
ķuvan-“öğünmek, böbürlenmek, ķuvvetlen- (<A.+T.) “kuvvetlenmek” HŞ
kıvanmak krş. ķuwan-, küwen-” 1755
KE 191v/5, HKT 517b/1, ķuvvetlendür-(<A.+T.) “saygı göstermek,
ķuvanġan “övünen, böbürle- kuvvetlendirmek, takviye etmek, des-
nen” HKT 517b/1 teklemek” ME 92/5, HKT 12b/8
ķuwan- “öğünmek, böbürlenmek, ķuvvetlıġ (<A.+T.) “kuvvetli, güç-
kıvanmak krş. ķuvan-, küwen-” lü krş. ķuvvetli” NF 140/1,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 359

ķuvvetlıġ ķıl- “kuvvetlendir- ķuyuġ “kuyu krş. ķuyu, ķuđu,


mek, takviye etmek, destekle- ķuđuġ, ķuđuķ(2), ķuđduġ” NF
mek” HKT 302a/7 385/6, KE 164v/9, ME 60/4,
ķuvvetli (<A.+T.) “kuvvetli, güçlü HKT 324a/6, HŞ 4139, İML
krş. ķuvvetlıġ” HŞ 49 181
ķuy- 1. “akmak, dökülmek” ME ķuyuķat- “(öne) eğilmek” ME 68/7
28/7, 2. “akıtmak, (su) dök- ķuyul- “dökülmek” ME 182/2
mek” ME 21/8, MM 91/4, HKT ķuyun-“süzülerek inmek, (su) dö-
565a/5, 3. “yağdırmak” HKT künmek” KE 187r/16, ME
573a/4, ķuyġan “akan” HKT 156/4, MM 92/1
219a/2, ķuymaķ “akıtma” HKT ķuyurçuķ “oyuncak” İML 162
565a/5 ķuyuşķan “kuskun” İML 173
ķuyaş“güneş krş.küneş” HŞ 2870, kūze (<F.) “testi, bardak, su testisi”
MN (2) 25/249 NF 159/14, KE 140r/10, ME
ķuyı “aşağı krş. ķuđı, ķođı, ķođu, 88/5, HKT 511b/2
ķuyu” KE 111r/14 ķuyı bol- ķuzġat- “akıtmak, yağdırmak” ME
“aşağı olmak, aşağıda olmak” 36/6
KE 205v/6, ķuyı sal- “aşağıya e
ğ ķuzġun “kuzgun, büyük kara kar- k
göndermek, atmak” KE 153r/7
i
t ga” KE 33r/11, HŞ 3610, İML
i
ķuyġu “sinek” HKT 327a/3 m 175
ķuymaç “süzgün” KE 83v/2 y
a
ķuzu“koyun yavrusu krş. ķozı ”
ķuymat “çoban krş. ķoymat, ķoyçı” y
ı İML 172
n
HŞ 1513 e kü “şayia, havadis, söylenti” kü ba-
v
ķuyruġ “kuyruk krş. ķuđruķ, i
“iddia etmek” HKT 533b/6
ķuyruķ” MN (1) 2/9 küb “küp krş. küp” HŞ 3608
ķuyruķ “kuyruk krş. ķuđruķ, kübe yarıķ “zırh İML 173
ķuyruġ” KE 124v/4, HŞ 1852, küç “güç, kuvvet, zulüm, kaba
ķuyruķ yaġı “kuyruk yağı” İML kuvvet, güçlük, zorluk” NF
165 7/11, KE 46r/13, ME 49/6,
ķuytu“kuytu, çukur, gizlenebilecek HKT 38b/3, HŞ 1706, İML
yer” NF 335/7, ME 40/3, HKT 148, K I/18, MN (2) 15/144, 2.
275a/1 “insafsız, haksız, adaletsiz”
ķuytulan-“gizlenmek, saklanmak” HKT 503b/5, küç ķuvvet “güç
ME 217/7 kuvvet” KE 98v/5, küç bėr-
ķuyu “aşağı krş. ķuđı, ķođı, ķođu, “güç vermek, zulmetmek” KE
ķuyı” NF 307/13, ķuyu tökül- 79r/5, küç bol- “zulmetmek,
“dökülmek, boşalmak, inmek” zorluk çıkarmak” KE 12v/15,
ME 156/5 küç ėdiş- “zulmetmek, haksızlık
360 | D r . Suat ÜNLÜ

yapmak” ME 209/5, küç ķıl- küçe-“zorlamak” HKT 290b/1,


“zulmetmek, haksızlık etmek” küçegen “zalim, zorba” HKT
KE 21v/1, ME 112/2, HKT 370a/3, küçemek “zorlama”
433b/3, HŞ 1275, küç ķılġan HKT 40a/3
“zulmeden, haksızlık eden” küçemci “zalim, zorba” ME 191/3
HKT 55a/2, küç ķılġan ĥālda küçemle-“zulmetmek, zorlamak
“zulmederek” HKT 259b/7, küç krş. küçümle-” ME 12/6, HKT
ķılġanraķ “daha zalim” HKT 339b/7, küçemlemek “zulüm,
125b/8, küç ķılın- “zulmedil- baskı, zorlama” ME 34/8, HKT
mek, haksızlığa uğramak” HKT 339b/7
481b/3, küç ķılınmış “zulm küçemlen-“zorlanmak, mecbur
görmüş, haksızlığa uğramış” tutulmak” HKT 268a/4
HKT 273b/9, küç ķılmaķ “zul- küçey “zor, güç, çetin” NF 60/16,
metme, haksızlık” HKT 143a/1, HKT 248b/8, HŞ 3590, küçey iş
küç kötür- “zulmetmek” ME “zor ve çetin iş” ME 29/2,
141/8, küç teñeş- “yardım et- küçey aşut “sarp yokuş” HKT
mek, desteklemek” ME 127/2, e
ğ
555a/2, küçey bol- zor olmak,
küç tegür- “yardım etmek, des- i
t güç olmak” NF 298/2, ME
29/2, HŞ 968, küçey kelgen
i
teklemek” NF390/2, KE 22r/1, m

küç yet- “güç yetmek, muktedir y


a
“ağır gelen, acı veren” HKT
olmak, yapabilmek krş. küç yėt- y
ı 199b/3, küçey ķıl- “zorlamak,
, küç yit-” NF 191/2, küç yėt- acı vermek” ME 74/7, küçey
n
e
v
“güç yetmek, muktedir olmak, i yol “meşakkatli yol” HKT
yapabilmek krş. küç yet-, küç 187a/8, küçeyrek “en zor, en
yit-”MM 405/3, küç yit- “güç güç” NF 214/16
yetmek, muktedir olmak, yapa- küçeylik1.“güçlük, zorluk,
bilmek krş. küç yet-, küç yėt-” müşkilat” NF 60/17, ME 24/8,
HŞ 91, küç yövütke- “yardım HKT 58a/1, HŞ 1934, 2. “şid-
etmek, yardımda bulunmak, det” HKT 89a/3, küçeylik birle
desteklemek” ME 12/4, küç kir- “hücum etmek, saldırmak”
yörit- “hakim olmak” HŞ 1679, HKT 574a/5, küçeylik ķıl-
küçi yet- “gücü yetmek, mukte- “güçlük çıkarmak” HKT
dir olmak, yapabilmek krş. küçi 536a/9, küçeylik ķılış- “birbiri-
yit-” ME 34/5, küçi yit- “gücü ne karşı güçlük çıkarmak, zor-
yetmek, muktedir olmak, yapa- luk çıkarmak” ME 112/6,
bilmek krş. küçi yet-” HKT küçeylik teg- “sıkıntıya düş-
178a/7, küçi yitgen “gücü ye- mek, dara düşmek” HKT
ten, muktedir” HKT 467b/6 322a/8
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 361

küçle-“zorlamak, zorbalık etmek” küçsüzlük “güçsüzlük” küçsüzlük


İML 112 ķıl- “güçsüzleştirmek, güçsüz
küçlen-“güçlenmek” KE 41r/1, ME hale getirmek” ME 207/3
189/1, HŞ 4330 küçümle-“zorlamak, zulmetmek
küçlendür- “güçlendirmek, kuvvet- krş. küçemle-” HŞ 337
lendirmek” ME 95/2 küçün “güçlükle, zorla” ME 12/6
küçlü“güçlü krş. küçlüg” ME küçürgeniş- “güçlük çıkarışmak”
179/8, K VII/27, küçlü bol- ME 196/6
“güç ve kuvvet sahibi olmak” küđ- “beklemek, intizar eylemek
ME 143/5, küçlü ķıl- “güç ve krş. küy-, küđe-” KE 244v/21,
kuvvet sahibi yapmak” ME HKT 188b/1
92/2 küđegü“güyeği, damat krş. küyegü,
küçlüg 1.“güçlü, kuvvetli krş. küyev, güvey” NF 125/6, KE
küçlü” KE 9r/17, ME 96/1, 27v/16, ME 144/7, HKT 33b/9,
HKT 221b/7, HŞ 1464, İML HŞ 4570
152 , 2. “şiddetli, çetin” HKT küđegüsiz “evli olmayan, bekar
168a/8, 3. “güçlü, kuvvet ve veya dul” küđegüsiz tişi “evli
kudret sahibi, esma-i hüsna’dan e
ğ olmayan, bekar veya dul kadın” k
el-ķaviyy, el-metįn” HKT
i
t HKT 339a/8
i
220b/4, küçlüg erklig “güçlü, m küđer-“saklamak, korumak, muha-
güçü olan, , hakim” KE 148r/6, y
a
faza etmek krş. küđez-” KE
küçlüg bol- “güç ve kuvvet sa- y
ı 71v/15
n
hibi olmak” KE 53v/10, küçlüg e küđez-“gözetlemek, korumak,
v
ķıl- “kuvvetlendirmek, takviye i
saklamak krş. küđer-” KE
etmek” HKT 521b/9, küçlügrek 33r/10, MM 83/4
“daha güçlü, daha kuvvetli”NF küffār (<A.ç.) “kafirler” KE 229r/8
50/15 küfr (<A.)“küfür, imansızlık, din-
küçsüz “güçsüz, zayıf” HKT sizlik krş. küfür” NF 229/14,
223a/4, İML 150, küçsüz bol- KE 142v/9, HKT 58a/2, küfr-ü
“güçsüz olmak, zayıflamak” žulmet “küfür ve karanlık” KE
KE 237r/16, HŞ 4264, küçsüz 2r/9, küfr-ü siĥr-ü tuġyān “küfür
ėt- “güçsüz bırakmak, zayıflat- ve sihrin doğuşu” KE 238r/6,
mak, güçsüzleştirmek” ME küfr-ü şirk “küfür ve şirk” KE
43/6, küçsüz ķıl- “güçsüz bı- 66r/19, küfr bol- “inkar edil-
rakmak, zayıflatmak, güçsüz- mek, imansız olmak, dinsiz ol-
leştirmek” ME 23/7 mak” KE 70r/16, küfr ketrül-
“inkar edilmek” HKT 97b/8,
küfr ketür- “inkar etmek” HKT
362 | D r . Suat ÜNLÜ

120a/5, küfr ketürgen “inkar külçiret-“güldürmek, gülümset-


eden, kafir” HKT 66b/2, küfr mek” HŞ 3263
ketürmek “inkar etme, inkar” küldür- (1) “güldürmek, sevindir-
HKT 99b/9 mek krş. kültür-” NF 383/17,
küfre (1)(<A.) “kilit krş. kefre, ME 26/8, HKT 504b/9
ķufl, ķufį” küfre ur- “kilitlemek, küldür-(2)“güldürdemek, şimşek
kilitle kapatmak” ME 29/6 çakmak” KE 121r/4
küfre (2) (<A.) “nankörlük, iyilik küldüre- “gürlemek” ME 230/2
bilmezlik” HŞ 124 külegen “çok gülen” İML 88
küfür(<A.) “küfür, imansızlık, külgü“eğlence, gülme krş. külkü,
dinsizlik krş. küfr” NF 237/5, kültgü” KE 161v/21
MM 73/4 külkü“gülme, eğlence krş. külgü,
küge “tavan, çatı” HKT 259b/2 kültgü” İML 191
küjek “ışıltı, yansıma” KE 77v/10 küll (<A.) “tam, tamamen krş. kül,
küjeklig “perçemli” KE 75r/15 (2), küllį” KE 39r/9
kükre- “kükremek krş. kökre-” ME küllį (<A.) “bütün, tamamen krş.
226/6, MN (1) 5/3, HŞ 1459 e
ğ
kül(2), küll” KE 197v/7, MM
kükürd (<F.) kükürt” KE 40v/21 i
t 44/4
i
kül (1) “kül” NF 325/15, KE m kültgü “eğlence, şamata krş. külgü,
43r/15, ME 70/6, HKT 248b/4, y
a
külkü” KE 248v/10
HŞ 2642, İML 169, kül bol- y
ı kültür- “güldürmek, sevindirmek
“kül haline gelmek, külleşmek” krş. küldür-(1)” HŞ 2854
n
e
v
KE 33v/3 i külüg “maskara” İML 157
kül (2) (<A.) “bütün, hep krş. küll, külük “yük hayvanı krş. kölük,
küllį” MM 379/2 kölik” HŞ 1895
kül-1.“gülmek” NF 107/17, KE külümsi-“gülümsemek, gülmek”
51v/7, ME 208/4, MM 37/1, KE 130r/10
HKT 192b/9, HŞ 1964, MN (1) külümsin-“gülümsemek, gülmek”
4/10, İML 89, MN (2) 12/109, KE 136v/21
2. “alay etmek, gülmek” HKT külüñ “külüng” HŞ 2575
470a/5, külgen “gülen, neşeli” külüş-“gülüşmek” NF 12/5, KE
HKT 565b/2, külmek “gülme” 111r/1, HŞ 555
HKT 362a/3 kümeyt (<A.) “doru at” KE 176r/9
külçir-“gülümsemek, gülmek” KE kümiş “gümüş krş. kümüş” ME
65v/9 84/4, MM 249/3, HKT 185b/9,
külçire-“gülümsemek, gülmek” HŞ MN (1) 15/10
3273 kümüş “gümüş krş. kümiş” NF
250/8, KE 137v/10, ME 92/8,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 363

HKT 558b/7, HŞ 3798, İML 98/8, kün tüş- “aydınlanmak,


178 aydınlanmaya başlamak” KE
kümüşsiz “gümüşü olmayan, gü- 115v/15, kün yan-“güneşin
müşsüz” HŞ 2629 dönmesi, kararmaya başlamak”
kün (1) “güneş, güneş ışığı (meca- KE 140v/9, kün yaruķ bolmışı
zi olarak sevgilinin yüzü)” NF vaķt “güneşin doğduğu, ışık
202/7, KE 22v/9, ME 24/8, verdiği vakit” HKT 433a/8,
MM 27/4, HKT 349b/9, HŞ künniñ yaruķı “güneş ışığı”
754, İML 118, kün orta “öğle, HKT 563b/9
öğle vakti” KE 38v/13, kün aç- kün (2) “gün, gündüz” NF 30/14,
“sabah olmak, güneş çıkmak” KE 2r/11, ME 50/4, MM 62/4,
HŞ 2457, kün bat- “güneşin HKT 23a/9, HŞ 2381, MN (1)
batması, gece olmak” NF 12/12, İML 184, AO V/16, MN
37/15, KE 140r/21, HŞ 2920, (2) 5/40, kün aşa ısıtma “gün
İML 113, kün batış yanı “gü- aşırı gelen sıtma” İML 163, kün
neşin battığı yön, batı” HKT keçür- “bir şeyi gün boyu yap-
161b/3, kün batmaķı “güneşin mak, gün geçirmek krş. kün
batışı, gurup” HKT 497a/5, kün e
ğ kiçür-” KE 67r/2, HKT 354b/4, k
kir- “sabah vaktine girmek, sa- kün kiçür- “bir şeyi gün boyu
i
t
i
baha ulaşmak” KE 76v/5, kün m yapmak, gün geçirmek krş. kün
kit- “batmak” HŞ 2105, kün y
a
keçür-” HŞ 2021, kün kil-
öwrül- “güneşin dönmesi, ka- y
ı “gündüz olmak” HŞ 1231, kün
n
rarmaya başlamak” KE e
v
sayu “günlerce, bir çok gün”
113v/18, kün toġ- “gün doğ- i
KE 23r/20, kün tün “gece gün-
mak, güneş çıkmak” HŞ 1001, düz” KE 18v/12, kün tuş bol-
kün toġar vaķtġa kirgen ĥālda “gece gündüz eşit olmak, gece
“sabah vaktine gireken, sabaha gündüz eşitlemek” KE 219v/18,
ulaşırken” HKT 255b/9, kün künnüñ āħiri “gecenin ilk saat-
toġar vaķtġa kirür vaķt ĥālda leri” HKT 559a/8, künnüñ ev-
“sabah vaktine girerken, sabaha veli “sabahın ilk saatleri” HKT
ulaşırken” HKT 354a/5, kün 559a/8, künnüñ öñ vaķtı “kuş-
toġuş yanı “güneşin doğduğu luk vakti” HKT 564a/9, künnüñ
yön, doğu” HKT 161b/2, kün soñ vaķtı “akşam” HKT 564a/9
toġuşı sıñar “güneşin doğduğu kün (3) “el gün, halk ahali” KE
taraf” HKT 294b/5, kün tuġ- 58/20, K VII/24
“sabah olmak, sabaha ulaşmak” kün (4) “talih, baht” İML 83
NF 118/8, KE 115v/8, kün tu-
tun- “güneş tutulmak” ME
364 | D r . Suat ÜNLÜ

küñ “cariye, kadın köle krş. küni “kuma krş. ķoma, ķuma” NF
kenizek” KE 219r/17, ME 92/3, 397/11
İML 147 künile- “günülemek, kıskanmak”
künbed (<F.) “künbed, kubbe krş. NF 65/6, KE 48r/2, HŞ 2115
günbed” MN (1) 15/7, künbed-i künlük“günlük krş. kündelik” NF
hadra “yeşil kubbe, gök yüzü” 133/7, KE 56v/20, ME 126/5
HŞ 330 künt “kalıp” İML 158
küncük “yaka açıklığı” İML 166 küntçü “kalıpçı” İMl 157
küncüt “susam, kuncut” İML 181, künüçü “kıskanç adam” İML 147
küncüt yaġı “susam yağı, künyet (<A.) “künye, takma ad”
şırlagan” İML 165 KE 179v/15, künyet ķoy- “kün-
künde “hergün” ME 139/4, HŞ ye vermek, takma at koymak”
4002 ME 193/3
kündeki “hergünkü” ME 178/1 künyetlig (<A.+T.)“künyeli, takma
kündelik “gündelik, günlük krş. adlı” KE 36r/18, künyetlig bol-
künlük” ME 139/1, kündelik “künyeli olmak, takma adlı ol-
ķıl- “günlük olarak kullanmak” e
ğ
mak” ME 193/3
ME 178/1, kündelige tut- “gün- i
t küp“küp krş. küb” NF 149/1, KE
171r/19, İML 162, küp ķıl-
i
deliğe tutmak, günlük olarak m

çalıştırmak” ME 139/4 y
a
“küp yapmak” KE 171v/1
kündük “ibrik” İML 170 y
ı küpçü“küp yapan yahut satan”
kündüz 1.“gündüz” NF 191/8, KE İML 155
n
e
v
2v/10, ME 137/8, MM 168/3, i küpe “küpe” küpe ķat- “küpe tak-
HŞ 2601, K V/17, 2. “gündü- mak” ME 79/7, küpe urun-
zün (zarf)” HKT 130b/6, “küpe takmak” ME 167/6
kündüz bol- “kündüz olmak, kür “cesur, yiğit, gözü pek” kür
güneş doğmak” NF 315/8 arslan “cesur kişi, yiğit kişi”
kündüzle “gündüzün, gündüz vak- KE 66v/4, HŞ 1268
tinde” HKT 203b/2, HŞ 4058 küreş “güreş” ME 225/8
kündüzün “gündüzleyin” ME 97/3 küreş- “güreşmek” ME 198/2, HŞ
künenç“kıskanç” KE 95r/20, 4189
künençrek “çok kıskanç, daha küreşçi“güreşçi, pehlivan” İML
kıskanç” KE 95v/2 157
künesu “cıva” İML 178 kürevį (<A.) “yuvarlak” KE 26v/4
künġaķ “gündüz bekçisi” İML 145 kürgek “kürek” KE 135v/1
küngüre(<F.) “kubbe, kubbenin kürmüz (<ö.a.) “Mü’tefikat’ın
tepesi, en yüksek yeri” NF veziri” KE 57r/4
308/16, KE 184r/4
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 365

kürrāse (<A.) “(yazma kitap) for- , ķuwan-, ķuvan-” NF 373/9,


ması, cüzi, el yazmalı eserlerin KE 187v/9, ME 196/7, HKT
sekiz sayfalık forması” KE 393b/5, küvenmek” kendisini
196v/8, ME 76/4 beğenme, gururlanma” NF 5/2,
kürsį (<A.) “kürsü, taht, arşın al- ME 148/8
tındaki gök katı” NF 210/3, KE küvenç “güvenç, övünç, iftihar krş.
7r/11, HKT 434b/8, MN (1) küwenç” KE 2v/1, HŞ 784, MN
6/12, HŞ 3797, kürsį ķıl- “taht (2) 7/65, küvenç bol-“iftihar
yapmak, taht kurmak” KE etmek, övünç duymak” KE
140v/19, kürsį ur- “taht kur- 214v/10
mak” KE 138v/8 küwenç “güvenç, övünç, iftihar
kürüd (<ö.a.) “Merih yıldız” KE krş. küvenç” KE 237v/13
66v/7 küveniş- “iddialaşmak” ME 113/1
küs-“darılmak” İML 120 küvrük“büyük davul bkz. kömrük”
küse- “istemek, arzu etmek, özle- İML 146
mek” KE 61v/11, HŞ 2583 küy-(1) 1.“beklemek, muhafaza
küsegü “küsgü, ölçer” İML 162 etmek, gecikmek krş. küđ-,
küsek “şakaklardan sarkan saç” e
ğ küđe-” NF 130/12, KE 20v/11, k
İML 79
i
t ME 128/2, HKT 516a/1, 2.
i
küsiş “istenilen, değerli, nadir” KE m “beklemek, eğlenmek, mühlet
19v/13 y
a
vermek” HKT 169b/8, küygen
küskü “demirci aleti” İML y
ı “bekleyen, intizar eden” HKT
n
küsmen “kayık küreği” İML 161 e 310a/6, küygü yir “bekleme ye-
v
küstāħ (<F.) “küstah krş. güstāħ, i
ri, pusu” HKT 562a/5, küymek
üstāħ” HŞ 1351, küstāħ ķıl- 1. “bekleme, intizar” HKT
“küstahlık yapmak, küstahça 33b/5, 2. “mühlet verme” HKT
davranmak” HŞ 87 44b/6
küt- “gütmek krş. küđ-, küt-” HŞ küy-(2)“aramak, araştırmak” MM
3571, MN (2) 2/14 107/1
küweç “güveç, çömlek, tencere, küydür- “beklemek, bekletmek”
kazan” NF 29/13, ME 60/8, ME 27/1
HKT 410a/6 küye “güve” KE 114r/10
küven “iyi bakım, itina” ME 181/2 küyegü “güvey, damat krş. küđegü,
küven-“güvenmek, öğünmek, se- küyev, güyev” KE 238v71,
vinmek krş. küwen-” KE HKT 339a/1
211r/16 küyele- “güyelenmek” ME 99/1
küwen-“güvenmek, kibirlenmek, küyev“güvey, damat krş. küđegü,
öğünmek, sevinmek krş. küven- küyegü, güyev” KE 201r/11,
366 | D r . Suat ÜNLÜ

küvey ķonuķluġu “güveyi ziya-


feti” İML 164
küymek“mühlet, vade, süre” ME
30/1
küyül-“mühlet verilmek, gecikti-
rilmek” HKT 124b/3
küyün- “yanmak krş. köyüne-,
kön-” İML 102
küz “güz, sonbahar, güz mevsimi”
KE 249v/1, MM 254/2, HŞ
1960, İML 184
küzek “şakaklardan sarkan saç
bölükleri” İML 139
küzen “(kokarca) denilen hayvan”
HŞ 1981

e
ğ
i
t
i
m

y
a
y
ı
n
e
v
i
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 367

-L-

lā (<A.) “(olumsuzluk edatı) yok,


hayır, değil” ME 39/6
labūźā (<ö.a.) “Adem Peygam-
ber’in Habil ile doğan ikiz kız
çocuğu” NF 337/8
lācerem (<A.) “şüphesiz, mutlaka”
NF 424/5, KE 82r/11
laçın “şahin kuşu” HŞ 1274, İML
175
lāf (<A.) “laf, söz ” lāf ur- “bahs
etmek” ME 175/6, HŞ 2045
lafız (<A.) “söz krş. lafž” ME
100/3, HKT 416a/3
lafž (<A.) “söz krş. lafız” KE
179v/3, HŞ 466
lāġ (<F.) “şaka, latife” HKT e
ğ

571a/3, lāġ ėdiş- “şakalaşmak,


i
t
i l
karşılıklı latife etmek” ME m

109/8, lāġ ķıl- “şaka yapmak, y


a

latife etmek” ME 178/5 y


ı
n
lāġlaş-(<F.+T.) “şakalaşmak, karşı- e
v
lıklı latife yapmak” ME 108/3 i

laġv(<A.) “faydasız, beyhude” KE


249r/13
laĥd (<A.) “mezar, kabir krş.
laĥid” KE 188r/11
laĥid (<A.) “mezar, kabir krş.
laĥd” laĥid ķaz- “mezar kaz-
mak, kabir kazmak” ME 11/5
lāĥiķ(<A.) “yeni, sonradan tayin
edilen” MM 144/3
laĥmānį (<A.) “etli, toplu, şişman”
NF 233/11
laĥža (<A.) “an, kısa zaman” HŞ
810
368 | D r . Suat ÜNLÜ

lā ilāhe (<A.) “(Allah’tan başka lāl (<A.) “dilsiz” HŞ 1522, lāl bol-
Tanrı yoktur) anlamındaki “dilsiz olmak, konuşamamak”
(lailahe- illallah) “sözünün HŞ 2717
kısaltılmış biçimi” lā ilāhe ayıt- laǾl (<A.) “kırmızı değerli bir taş,
“Allah’tan başka Tanrı yoktur dudak” KE 65v/9, HŞ 2699,
demek”MM 16/3, lā ilāhe tė- MN (2) 25/242, laǾl-i bedehşān
“Allah’tan başka Tanrı yoktur” “bedehşan yakutu” HŞ 428,
MM 17/1 laǾl-i şāh “şahlık yakutu” HŞ
laǾįn (<A.) “lanetlenmiş, melun” 1541
NF 265/12, KE 44v/13, lālā (<F.) “parlak” KE 65v/15, MN
laǾįn merdūd “lanetlenmiş, (2) 1/9, HŞ 1049
kovulmuş Şeytan” KE 184r/13, lāle (<F.) “lale” KE 68v/3, MN (2)
laǾįn şeyŧān “lanetlenmiş Şey- 23/228, HŞ 1441
tan, melun Şeytan” HŞ 1516 lāle-gūn (<F.) “lale renkli” MN (2)
lā-Ǿināyet (<A.) “yardımsız, 27/264
lutufsuz” AO V/13 lām (<A.) “lam harfi krş. lam” KE
laķab (<A.)“takma ad, lakab” KE e
ğ
86r/21, HŞ 625, lām-elif “lam-
197r/8, HKT 493b/5, laķab i
t elif” HŞ 4202
aydış- “lakabla çağırmak” ME
i
m lam-yezel (<A.) “zeval bulmaz,
197/1, laķab bėril- “takma at y
a
zail olmaz, baki, kalıcı krş. lem-
verilmek, lakab verilmek” KE y
ı yezel” MN (1) 1/1
197r/8, laķab ėdiş- “karşılıklı laǾne (<A.) “lanet, beddua, kargış,
n
e
v
takma at vermek, biribirine i Allah’ın mağfiretinden yoksun-
lakab vermek” ME 197/1, laķab luk krş. laǾnet” HKT 324b/8
ķoy- “takma at vermek, lakab laǾnet (<A.) “lanet, beddua, kargış,
takmak” ME 67/1 Allah’ın mağfiretinden yoksun-
laķablan-(<A.+T.) “takma ad ile luk krş. laǾne” KE 246v/19,
adlanmak” ME 167/2 MM 53/1, HKT 243a/9, laǾnet
laķablu (<A.+T.) “takma adlı krş. ayt- “lanet etmek, beddua et-
laķabluġ” laķablu bol- “takma mek” NF 144/6, laǾnet ķıl- “la-
adlı olmak, takma at sahibi ol- net etmek, beddua etmek” NF
mak” ME 153/1 144/16, KE 40v/17, HKT
laķabluġ(<A.+T.)“takma adlı krş. 83b/7, laǾnet ķılġan “lanet
laķablu” laķabluġ bol- “takma eden” HKT 23a/3, laǾnet ķılın-
adlı olmak, takma at sahibi ol- “lanet edilmek” HKT 338a/1,
mak” ME 167/2 laǾnet ķılınmış “lanet edilmiş,
lanetlenmiş” HKT 254a/5,
laǾnet ķılış- “birbirine lanet et-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 369

mek, birbirini lanetlemek krş. lāzım (<A.) “lüzumlu, gerekli”


laǾnet ķıluş-” NF 143/10, ME HKT 47a/1, lāzım bol- “lazım
139/5, laǾnet ķıluş- “biribirne olmak, gerekli olmak” HKT
lanet etmek, birbirni lanetlemek 502a/6, lāzım ķıl- “lazım ol-
krş. laǾnet ķılış” NF 144/9 mak, gerekli olmak” ME 32/8
lārį (<ö.a.) “İran’ın güneyinde Fars leb (<F.) “(dudak) dolu” leb bol-
eyaleti dahilindeki Lahristan’a “dolmak” ME 127/5, leb ķıl-
mensup bir kasaba” KE 75v/3 “doldurmak” ME 20/1
lāt (<ö.a.) “İslamiyetten önce lebbeyk (<A.) “efendim, buyurun
Arapların taptıkları tanrıçalar- krş. lebbeyke” lebbeyk yā
dan birinin adı” NF 32/9, KE Resūlaǿllāh “buyur ya Resullah
195v/5, HKT 503b/3 (demek)” KE 171r/11, lebbeyk
laŧįf (<A.) “latif, hoş, güzel, esma-i ayt- “efendim demek, buyurun
hüsna’dan el-latif” KE 77r/17, (demek)” KE 204r/1
MM 51/3, HKT 136b/5, MN lebbeyke(<A.) “buyurunuz, emir
(2) 23/223, HŞ 4161, laŧįfraķ sizindir efendimiz! krş. leb-
“daha latif, daha hoş, daha gü- beyk” NF 73/16
zel” NF 280/9 e
ğ lebed (<ö.a.) “Lokman bin ǾAd’ın
laŧįfe(<A.) “güldürecek söz ve
i
t konuştuğu karınca” KE 30v/19 l
i
hikaye” KE 83v/15 m lebūn (<A.) “üç yaşına girmiş dişi
laŧįme (<ö.a.) “Medine’de bir pazar y
a
deve krş. bint-i lebūn” MM
yeri” KE 225r/13 y
ı 208/3
n
lāvį (<ö.a.) “Yusuf peygamberin e lehv(<A.)“oyun, eğlence” KE
v
kardeşi” KE 66v/16 i
249r/13
lāyıķ (<A.) “layık, uygun, müna- leǿįm (<A.) “alçak, aşağılık (kim-
sip” NF 37/10, KE 2v/19, K se)” leǿįm bol- “alçak olmak,
V/13, MN (2) 4/33, HŞ 187, alçalmak, aşağılık kimse ol-
lāyıķ bol- “uygun olmak, müna- mak” NF 374/12
sip olmak, layık olmak” KE lemkān(<ö.a.)“Nemrud’un hizmet-
226r/20, lāyıķ bul- “uygun çilerinden biri” KE 42v/1
bulmak, münasip bulmak, layık lem-yezel (<A.) “zeval bulmaz,
bulmak” HŞ 3041, lāyıķ kel- zail olmaz, baki, kalıcı krş. lam-
“uygun gelmek, münasip ol- yezel” MN (1) 1/1
mak, layık olmak” KE 133r/12, lengeç1.“yengeç” İML 180, 2.
lāyıķ kör- “münasip görmek, “yengeç burcu” İML 183
uygun görmek” HŞ 3062, lāyıķ leşker (<F.) “asker” KE 203r/17,
tüş- “uygun gelmek, münasip MM 94/4, HŞ 1305, K VI/23,
olmak” HŞ 2897 leşker-i Ǿažįm “büyük ordu,
370 | D r . Suat ÜNLÜ

kudretli ordu” K VI /33, leşker-i lįkin(<F.)“lakin, fakat” KE


gam “gam askeri” HŞ 3185 215v/21, HKT 100b/6
leŧāfet (<A.) “güzellik, hoşluk” livāŧat(<A.) “erkekler tarafından
MM 383/3, HŞ 2962, MN (2) cinsel sapıklık” livāŧat ķıl- “er-
12/115 kekler tarafından cinsel sapıklık
levĥ (1) (<A.) “kağıt” HŞ 2099 yapmak” KE 57v/11
levĥ(2) (<A.) “olmuş olacak, geç- loķma (<A.) “lokma krş. luķma”
miş ve gelecek her şeyin yazılı ME 136/6, MM 298/1, HŞ 2941
bulunduğu levha, Levh-i mah- loķmān (<A.) “İslamiyetten önce
fuz” HKT 570b/2 yaşadığı kabul edilen efsanevî
levĥüǿl-maĥfūż (<A.) “Allah tara- bir şahsiyet olup öğütleri, ahla-
fından takdir dilen şeylerin ki ve tıbbi sözleri ile tanınmış-
ezelde yazıldığı manevi levha” tır” HKT 393a/1
NF 117/3, KE 51v/17 loķmān bin Ǿād (<ö.a.) “ǾAd kav-
levvāme(<A.) “başka kakıcı (nef- minden olup Tanrı’dan akbaba
sin mertebelerinden her biri)” ömrü kadar uzun yaş isteyen ki-
MM 353/2 e
ğ
şi” KE 29v/15, loķmān“bkz.
leylā (<ö.a.) “Leyla , Leyla ile i
t loķmān bin Ǿād” KE 29v/16
i
Mecnun hikayesinin kadın kah- m loķmān ĥakįm (<ö.a.) “Lokman
ramanı krş. leylį” HŞ 3069, MN y
a
Hakim” NF 395/17, KE
(2) 28/273 y
ı 136v/14, loķmān “bkz. loķmān
leylį (<ö.a.) “Leyla, Leyla ile ĥakįm” KE 136v/16
n
e
v
Mecnun hikayesinin kadın kah- i luġat (<A.) “sözlük” NF 440/12
ramanı krş. leylā” HŞ 449 luǾbet (<A.) “oynanan, oynanılan
leźźet (<A.) “lezzet, tat, zevk, haz” şey” HŞ 1248
NF 315/12, KE 110v/4, HŞ luǿim (<A.) “kötü iş, kınanacak
1062, leźźet bul- “lezzet almak, şekildeki hareket” ME 110/4
tat almak, haz duymak” NF luǿluǿat (<ö.a.) “Mugîre bin
369/17 ŞuǾbe’nin kulu olan Ferûz’un
li+ (<A.) “için, -a/-e anlamında ön lakabı” NF 117/12
ek” ME 212/1 luķma (<A.) “lokma krş. loķma”
libās (<A.) “elbise” HŞ 1169 NF 298/15, luķma ķıl- “lokma
libnān (<ö.a.) “Şam’da bir dağ krş. haline getirmek, parçalamak”
lübnān” KE 52v/12 NF 67/2
lįf (<A.) “lif, tel” NF 159/9 lūŧ(<A.) “Lut peygamber krş. lūt”
liķā (<A.) “yüz, çehre” NF 441/8, MN (1) 7/4
KE 181v/19, MN (2) 14/132 lūt (<A.) “Lut peygamber krş. lūŧ”
NF 218/10, KE 47v73, HKT
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 371

155b/9, lūt bin hāzer “Lut pey- lükām(<ö.a.) “Halepte bir dağ”
gamber” KE 56v/12, lūt bin lükām taġı “lükam dağı” KE
hāzer bin bāriĥ bin neǿāl hārān 154v/15
“Lut peygamber” KE 56v/18, lülü (<A.) “inci” lülü-yi lālā “par-
lūt ėlleri “Hz. Lut’un kavminin lak inci” MN (2) 1/9
yerleşim yerleri” ME 63/7, lūt
ķavmı “Hz. Lut’un kavmi krş.
lūt ķavmi” HKT 191a/2, lūt
ķavmınuñ ķonumları “Hz.
Lut’un kavminin yerleşim yer-
leri” HKT 545a/1, lūt ķavmi
“Hz. Lut’un kavmi krş. lūt
ķavmı” ME 63/7, lūt
peyġamber “Lut peygamber”
MN (1) 7/4
luŧf (<A.) “lütuf, ihsan, bağış krş.
lutf” NF 164/15, KE 196v/16,
HŞ 2571, luŧf u Ǿināyet “ih- e
ğ

san ve iyilik” KE 203r/15, luŧf u


i
t
i l
kerem “ihsan ve cömertlik” NF m

10/5, KE 137r/14, K VIII/9, luŧf y


a

-i bė-nihāyet “sonsuz bağış, sü- y


ı
n
rekli ihsan” NF 443/13, luŧf it- e
v
“lütuf etmek, ihsan etmek, ba- i

ğışlamak” HŞ 1021, luŧf ķıl-


“lütuf etmek, ihsan etmek, ba-
ğışlamak” HŞ 1246, luŧf ķılġan
“ihsan ve bağış sahibi , esma-i
hüsna’dan el-leŧįf” NF 59/2,
HKT 238a/1
Lübnān (<ö.a.) “Şam’da güneyba-
tıdan kuzeydoğuya doğru uza-
nan Kabe’nin taşlarının getiril-
diği beş büyük dağlardan biri
krş. libnān” lübnān taġı “Lüb-
nan dağı bkz. lübnān” NF 38/11
372 | D r . Suat ÜNLÜ

-M- maǾde (<A.) “maden krş. maǾden,


maǾdin” HŞ 420
maǾden (<A.) “maden krş. maǾde,
ma “da/de anlamında kuvvetlen-
maǾden” MN (2) 7/65
dirme edatı krş.me” KE
māder-zād (<F.) “anadan doğma”
243r/18, MM 34/2, HŞ 4207,
KE 171r/3
AO II/39
maǾdin (<A.) “maden krş. maǾden,
maǾa (<A.) “ile, beraber, birlikte”
maǾde” MM 383/3
KE 37v/6, HŞ 4725, maǾa-l-
maġāzį (<ö.a.) “Ebû Abdullah
kıssa “hikaye ile beraber” HŞ
Muhammed bin Vâkıd el- Me-
1149
denî’nin hadis kitabı” NF 44/8
maǾāni (<A.ç.) “mana, manalar”
maġfiret (<A.) “Allah’ın kullarını
HŞ 552, MN (2) 22/217
bağışlaması” NF 443/8, KE
maǾāź ibnü cebel (<ö.a.) “El-müftî
212v/12
lakabıyla tanınan sahabe krş.
maġrıb(<A.) “batı krş. maġrib” NF
muǾāź ibni cebel ” NF 230/16
345/8, KE 46v/6, ME 66/5, MN
maǾazaǿllāh (<A.) “Allah korusun, e (1) 22/4, maġrıb ėlleri “batıdaki
esirgesin” KE 21r/15 ğ
i
yerler, batıdaki ülkeler” NF
maǾbed (<A.) “mabet, ibadet edi- t
i
m 127/13
len yer” KE 189v/14
y maġrıbį (<A.) “madenî para, sikke”
maǾbūd (<A.) “ibadet olunan, tapı- a
y
KE 101v/15
nılan, ilah, tanrı” KE 76r/11, ı

maġrib (<A.) “batı krş. maġrıb”


n
e
HKT 125b/5, HŞ 100 v
i HKT 16b/8, HŞ 3121, maġribġa
macar(<ö.a.) “Sidretüǿl-
nisbetlig “batı tarafında olan”
Müntehî’de bir kabile” KE
HKT 340a/4, maġribġa nisbetlig
209r/6
yir “batı tarafındaki yer” HKT
mācerā (<A.) “macera” KE 33r/20
372b/5
maczūm(<A.)“Arap gramerinde
maġrūr (<A.) “mağrur, gururlu,
kelimenin cezm hali” maczūm
kibirli” NF 425/17, HŞ 3386,
bol- “cezm edilmek, cezm ha-
maġrūr bol- “mağrur olmak, gu-
linde olmak” ME 159/2
rurlanmak, kibirli olmak” NF
māçįn (<ö.a.) “Çin’in güney bölge-
227/13, KE 196r/9, HŞ 2038,
si” KE 181v/19, MN (2)
maġrūr ķıl- “gururlanmak, ki-
12/111, HŞ 459
birlenmek” MM 48/1, maġrūr
mādām (<A.) “madem” mādām
ol- “mağrur olmak, gururlan-
kim “müddetçe, -dıkça” HKT
mak, kibirli olmak” MN (2)
36a/6
24/236
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 373

maġrūrluķ (<A.+T.) “kibirlilik, maĥleŝā (<ö.a.) “Reyyan meliğin


gurur” NF 426/14, HŞ 2038 aşçısı” KE 87v/13
maġz (1) (<F.) “beyin, dimağ” HŞ maħlūķ (<A.)“yaratımış, mahluk,
2167, MN (2) 2/12 yaratılmış olan, canlı” NF
maġz (2) (<F.) “bir meyvenin iç 225/1, KE 162v/8, HŞ 4712
kısmı, özü” HŞ 4232, maġz-ı maħlūķāt(<A.ç.) “yaratılmışlar,
bādem “badem içi” HŞ 1364 yaratıklar” NF 225/11, KE
māh (<F.) “ay, ay gibi güzel yüz, 4r/14
sevgilinin yüzü” HŞ 2813, MN maĥmūd(1)(<ö.a.) “Ebrehe’nin
(2) 26/252 Kabe’yi viran etmek için kur-
maĥabbet (<A.) “sevgi, dostluk duğu ordudaki en büyük fil” NF
krş. muĥabbet” NF 225/6, KE 42/3
213r/16, HŞ 1285 maĥmūd(2)(<A.) “medhedilmiş,
maĥal (<A.)“yer krş. maĥalle” övülmüş, seçkin” KE 188r/16
MM178/4, MN (2) 6/50, maĥal- maĥmūd(3) “Temir Kutluk’un
u mekān-u zamān “yer, mekan Tarhanlık verdiği Muham-
ve zaman” MM 30/2 med’in oğlu” AO II/27
maĥalle (<A.) “mahalle, mahal, e
ğ maĥmūd (4) “Ankaralı Mahmud,
yer krş. maĥal” NF 377/15
i
t Hakim Yahya’nın babası” K
i
maħāż(<A.) “iki yaşına girmiş dişi m I/35
deve krş. bint-i maħāż” MM y
a
maĥmūd (5) (<ö.a.) “Hz. Muham- m
208/3 y
ı med” HŞ 185
n
maĥbūb(<A.) “sevgili” NF 426/13, e maĥmūdluķ (<A.+T.)“öğülmüşlük”
v
KE 218v/4 i
HŞ 133, maĥmūdluķ tonı
maĥcūb (<A.) “mahcup, utanmış” “peygamberlik elbisesi, pey-
NF 301/3 gamberlik görevi” HŞ 133
maĥdūm(<A.) “hizmet edilen” maħmūr(<A.) “mahmur, uykulu”
maĥdūm bol-“hizmet edilmek, HŞ 1285, maħmūr ķal- “uyku-
saygı ve itibar gösterilmek” KE sunu alamamak, uykulu olmak”
8v/21 HŞ 4634, maħmūr ķıl- “kendi-
maĥfįl (<A.) “camilerde müezzin- ne getirmemek, kendinden ge-
ler için ayrılmış yüksekçe yer” çirmek” HŞ 8
KE 82v/16 maĥrem(1)(<A.) 1. “gizli krş.
maĥfūż (<A.) “saklamış, gizlen- maĥrem” HŞ 1040, 2. “yakın”
miş” NF 117/3, HKT 420b/9 HŞ 3392, 3. “yatak odası” HŞ
maĥĥamį (<ö.a.) “Kerbela olayına 758
katılanlardan biri” KE 247r/19 maĥrem (2) (<A.) “mahrem, haram
olan krş. mahrem” maĥrem bol-
374 | D r . Suat ÜNLÜ

“haram olmak, yasak olmak” māǾiz (<ö.a.) “Sahabeden bir zat”


NF 38/1 NF 347/17
maĥremiyet (<A.) “mahremlik, majda “sahtiyan” İML 158
gizlilik” MM 364/3 maķāl (<A.) “söz” MM 376/2
maĥremlik(<A.+T.) “yatak odası, maķām (<A.) “makam, durulan
harem” HŞ 1568 yer, rütbe, derece” NF 283/3,
maĥrūm (<A.) “mahrum, yoksun” KE 163v/16, MM 324/2, HKT
NF 59/14, HKT 547b/2, HŞ 278a/8, MN (1) 8/13, MN (2)
3653, maĥrūm bol- “mahrum 18/175, HŞ 4408, maķām-ı
olmak, yoksun olmak” NF maĥmūd “mahşer günü Hz.
38/1, HŞ 2274, maĥrūm ķal- Muhammed’in diğer peygam-
“mahrum kalmak, yoksun kal- berlerle velilere melce olan şe-
mak, yoksun bırakmak” KE faati Kübra makamı” KE
126r/6, HŞ 3226, maĥrūm ķıl- 188r/16
“mahrum etmek, yoksun etmek, maķāmāt (<A.ç.) “makamlar, rüt-
yoksun bırakmak” NF 163/6, beler, dereceler” maķām u
HŞ 2171, maĥrūm ķoy- “mah- e
ğ
keremāt “manevi rütbeler ve
rum bırakmak, yoksun bırak- i
t ihsanlar” NF 36/12
i
mak” HŞ 3163 m maķbūl (<A.) “kabul edilen” NF
maĥrūś (<A.) “korunmuş, muhafa- y
a
228/17, HŞ 106, maķbūl bol-
za edilmiş” maĥrūś bol- “ko- y
ı “kabul edilebilir olmak, kabul
runmak, muhafaza edilmek” edilmek” NF 265/17
n
e
v
AO II/46 i maķdis (<ö.a.) “beni İsrail’in yer-
maĥśūś(<A.)“mahsus, özel” KE leşik olduğu Kudüs ve Filistin
217r/21 için kullanılan bir tabir” KE
maĥşer (<A.)“mahşer, kıyamette 32r/2
ölülerin dirilip toplanacakları maķdūr-ı kāyin (<A.) “takdir edi-
yer” KE 202v/17, maĥşer küni len şey” HŞ 3510
“mahşer günü, toplanma günü” maķhūr (<A.) “mağlup olmuş,
KE 181v/7, HŞ 1214 yenilmiş, bozguna uğratılmış”
māǿide (<A.) “sofa” KE 171v/16 NF 269/9
maǾişet (<A.) “yaşantı, yaşayış, maķsūd (<A.) “istek, istenilen nes-
geçim krş. maǾįşet” HŞ 1121 ne, kastedilmiş olan, maksat,
maǾįşet (<A.) “yaşantı, yaşayış, amaç, gaye krş. maķśūd” MN
geçim krş. maǾişet” NF 146/12, (1) 19/7, MN (2) 15/148
MM 204/3, maǾįşet ķıl- “geçim- maķśūd (<A.) “istek, istenilen nes-
lilik sağlamak” NF 253/16 ne, kastedilmiş olan, maksat,
amaç, gaye krş. maķsūd” NF
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 375

152/6, KE 2v/21, MM 355/2, mālik (1)(<A.) “sahip” NF 42/11,


HŞ 1493, maķśūd bul- “istekte KE 153v/20
bulunmak, amaç edinmek, ga- mālik (2)(<ö.a.) “İslamiyete göre
yesi olmak” HŞ 2532, maķśūd Cehennemin hakimi ve kapıcısı
tap- “istekte bulunmak, amaç olan ve Zebanileri idare eden
edinmek, gayesi olmak” HŞ melek” KE 51v/14, HKT
1670 472a/5, MN (1) 18/2, MN (2)
maķŧaǾ(<A.) “son, kesinti” HŞ 22/216
4600 mālik (3) (<ö.a.) “sahabeden bir
maķtel (<A.) “ünlü ölülerin ardın- zat” NF 52/15, MN (1) 2/3
dan yazılan şiir” KE 249v/12 mālik (4) (<ö.a.) “Ebû ǾAlî bin
maǾķūl (<A.) “makul, akla yatkın” ǾAvf el-Ensârî. Huneyn
KE 103v/16, HŞ 1041 vak’asında müşriklerin başı
māl (<A.) “mal, mülk, servet, ser- olup mağlub olması üzerine
vet” NF 41/11, KE 41v/16, ME Tâyif’te İslamiyeti kabul etmiş
36/4, MM 189/3, HKT 285b/8, sahabe” NF 69/17
MN (1) 10/2, AO II/36, HŞ mālik bin caǾfer (<ö.a.) “Hz. Hüse-
424, MN (2) 43/455, māl içinde e
ğ yin’in duası ile helak olan kâ-
yitiglik “zenginlik” HKT
i
t fir” KE 246r/17
i
80a/2, māl-ı ķārūn “Karunun m mālik ibnü dįnār (<ö.a.) “Basra’da
malı”MM 189/4, māl mülk y
a
yaşamış meşhur zahid ve âlim- m
“mal ve mülk” KE 193r/18, māl y
ı lerden” NF 317/1, mālik “bkz.
n
tavar “mal ve mülk” KE 49r/4, e
v
mālik ibnü dįnār” NF 317/3
māl teve “mal ve deve” KE i
mālik ibni rabįǾa (<ö.a.) “sahabe-
45v/6, māl bėr- “mülk ve servet den bir zat” NF 290/17
vermek” NF 81/7, māl izde- “ mālik ibn śaǾśaǾa (<ö.a.) “Hz. Mu-
mal, mülk istemek, servet hammed’in mirac olayını anla-
edinmek” HŞ 4477, māl tir- tan Kerbelada şehit olanlardan
“mal mülk toplamak, servet biri” KE 208v/6
edinmek” HŞ 44, māl üleş- mālik bin süleymān el- herevį
“mal mülk paylaşmak” HŞ (<ö.a.) “Malik bin Süleyman”
2074 KE 24v/22
mālāmāl (<A.) “dopdolu” mālāmāl mālik bin źeǾr (<ö.a.) “Yusuf pey-
bol- “tamamen dolmak, tama- gamberi kuyudan çıkaran ve
men dolu olmak” HŞ 3120 kardeşlerinden satın alan hü-
malāmat (<A.) “ayıplama, kınama” kümdar” KE 102v/13, mālik
ME 51/5, malāmat ķıl- “ayıp- “Yusuf peygamberi kuyudan
lamak, kınamak” ME 82/5 çıkaran ve kardeşlerinden satın
376 | D r . Suat ÜNLÜ

alan hükümdar” KE 73v/4, māmūn (<A.) “maymun” HŞ 2134


mālik źeǾr “Yusuf peygamberi maǾmūr (<A.) “mamur, bayındır
kuyudan çıkaran ve kardeşle- krş. maǾmur” NF 424/8, HŞ
rinden satın alan hükümdar” 1857, maǾmūr tut- “mamur ve
KE 71v/4 bayındır olarak muhafaza et-
mālik zuǾar (<ö.a.) “Yusuf Pey- mek” NF 420/9
gamber’i kardeşlerinin attığı mañ (1)(<F.) “ezan krş. bāñ” MM
kuyudan kurtaran kervanın ulu 342/1
kişisi” NF 357/11, mālik ibnü mañ (2)“adım krş. mañım” MN (1)
zuǾar “bkz. mālik zuǾar” NF 3/3, HŞ 1308
357/12, mālik “bkz. mālik man-“batırmak, banmak, aktık
zuǾar” NF 357/15 etmek krş. ban-(2)” NF 301/4,
mālikǿül-mülūķ (<A.) “Allah, mül- ME 141/4
kün sahibi olan Allah” KE mañ-“adım atmak, yürümek” KE
51v/15 12r/4, MN (1) 3/4
māllıġ(<A.+T.)“malı olan, mal maǾnā (<A.) “anlam, mana” HKT
sahibi krş. māllu” KE 29v/18, e
ğ
279a/6, HŞ 4123, MN (2)
NF 339/8 i
t 18/176
i
māllu(<A.+T.) “zengin, mallı krş. m mancınıķ (<Yun.) “mançınık, ağır
māllıġ” māllu bol- “zengin ol- y
a
taşlar atmaya mahsus bir tür top
mak, mal-mülk sahibi olmak” y
ı krş. mancinįķ” HŞ 3340
ME 188/4 mancinįķ (<Yun.) “mançınık, ağır
n
e
v
mālsız(<A.+T.)“malsız, yoksul” i taşlar atmaya mahsus bir tür top
KE 186r/7 krş. mancnıķ” NF 217/8, KE
maǾlūl(<A.)“illetli, hastalıklı” NF 41r/10, mancinįķ-i ibrāhįm “Hz.
424/15 İbrahim’in ateşe atıldığı mancı-
maǾlūm (<A.) “malum, bilinen, nık” KE 66v/19, mancinįķ ėt-
belli, açık” NF 204/3, KE 9v/9, “mancınık yapmak, mancınık
MM 254/4, HŞ 2056, maǾlūm kurmak” KE 41r/10, mancinįķ
bol- “bilinmek, belli olmak, ķıl- “mancınık yapmak, mancı-
açık olmak” NF 81/5, KE nık olarak kullanmak” KE
8v/20, HŞ 1141, K III/8, 41v/9
maǾlūm ķıl- “bildirmek, belli manfaǾat(<A.)“menfaat, fayda”
etmek, açıklamak” NF 36/11, manfaǾat al- “faydalanmak,
KE 191v/4, AO V/12 faydasını görmek” ME 136/5,
mamuķ (<A.) “pamuk” HŞ 2067, manfaǾat bėr- “fayda vermek,
mamuķ şemǾ “pamuktan yapıl- faydalanmasını sağlamak” ME
mış mum” KE 173v/8 21/5
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 377

manġal “mangal” HŞ 1044 manžar(<A.) “seyir yeri” KE


mañgar-“sahiplenmek bkz meñger- 62v/18
” ME 177/6 manžar-gāh (<A.+F.) “seyir yeri”
manġu “lokma krş. banġu” manġu KE 178r/11
ķıl- “lokma haline getirmek, manžūr (<A.) “görülen, gözde
parçalamak” ME 141/1 olan” HŞ 1807, MN (2) 7/59
mañım “adım krş. mañ” KE 11v/4 mār (<F.) “yılan (mecazi olarak
maǾnį (<A.) “mana, anlam, sebep, saç örgüsü” HŞ 2178
neden” NF 31/11, KE 65v/19, maraż (<A.) “hastalık” NF 218/17
ME 100/3, HKT 508b/7, MM maǿreb (<ö.a.) “belkıs’ın oturduğu
275/2, MN (1) 10/11, HŞ 4294 Seba’daki on üç vilayetten biri”
māniǾ (<A.) “mani, engel” MM KE 146v/16
262/1, māniǾ bol- “mani olmak, marĥabā (<A.) “merhaba” marĥabā
engel olmak, engellemek” NF ķıl- “selamlaşmak, el sıkışmak”
13/7 ME 66/1, marĥaban bike “mer-
maǾnįlig (<A.+T.) “anlamlı, manalı haba sana” ME 66/1
krş. maǾnįlü” NF 36/11 maǾrifet (<A.) “herkesin yapama-
maǾnįlü (<A.+T.) “manalı, anlamlı e
ğ dığı ustalık, bilgi, tanışıklık”
krş. maǾnįlig” ME 67/6
i
t NF 266/4, KE 12v/3, MM
i
mañla-“ötmek, bağırmak, çağır- m 308/4, maǾrifet nūrı “bilgi ay-
mak” KE 19v/21, HŞ 3790 y
a
dınlığı” MM 2/3 m
manna(<A.)“kudret helvası” KE y
ı māriyye(<ö.a.) “Mısır hükümdarı
n
118v/9, HŞ 4711, manna veǿs- e Mukavkıs’ın Hz. Muhammed’e
v
selvā “ballı kudret helvası” KE i
hediye ettiği, daha sonra Pey-
118v/9 gamber’in nikahladığı kadın”
manśūba(<A.) “satrançta nerdin NF 6/11
yedinci oyunu, tedbir oyunu” maǾrūf (<A.) “bilinen” NF 106/10,
HŞ 837 KE 47v/12, HŞ 2908, emr-i
manśūr(1) (<ö.a.) “bir âbid” NF maǾrūf “Tanrı ve kula göre doğ-
351/13 ru olan” KE 189v/5, maǾrūf
manśūr (2) (<A.) “üstün gelmiş, bol- “bilinmek, tanınmak” KE
galip” manśūr ve mužaffer bol- 186r/21, HŞ 217, maǾrūf ķıl-
“kazanmak, galip olmak, yen- “bildirmek, tanıtmak” NF
mek” K VI/27 303/11, maǾrūfraķ “daha bilgi-
manśūr (3) (<ö.a.) “Altın Ordu li, daha bilinen” KE 13v/6
beyi Edige Mirza’nın oğlu” AO mārūt (<ö.a.) “Harut adlı melekle
III/10 birlikte Babil halkına sihir ve
378 | D r . Suat ÜNLÜ

büyü öğreten meleğin adı” NF masħara (2)(<A.) “değişik, farklı”


365/15, KE 21r/6, HKT 14b/8 masħara ķıl- “değiştirmek, fark-
maǾrūż (<A.) “bir şeyin karşısında, lılaştırmak” ME 63/6
tesiri altında bulunma” maǾrūż mā-sivā (<A.) “Allah’tan başka
bol- “tesir altında kalmak, etki- diğer bütün varlıklar, dünya ile
lenmek” NF 237/10 ilgili şeyler” MM 270/4
maǾrūz (<A.) “arzolunan, istenen” mā-sivāllah (<A.) “masiva, Al-
K VI/12, maǾrūz olun- “arzolunmak, is- lah’tan başka diğer bütün var-
tenilmek” K VII/14 lıklar” MM 306/2
māryāb (<ö.a.) “Musa peygambere maǾśiyet (<A.) “isyan, suç, günah,
karşı gelen kafirlerden biri” KE itaatsizlik” NF 15/2, KE 2r/18,
125r/10 ME 105/2, MM 59/2, maǾśiyet
māryaǾfūnį (<ö.a.) “İsa peygamberi ķıl- “isyan etmek, suç işlemek,
Tanrı kabul eden bir Hıristiyan- itaatsizlik yapmak” NF 265/6,
lık mezhebi” KE 170r/8 KE 31r/20, MM 42/3
māryetüǿl-ķıbŧiyye (<ö.a.) Mısır maǾśiyetlıġ(<A.+T.) “günahkar”
meliği Mukavkış’ın Hz. Mu- e
ğ
KE 238r/11
hammed’e hediye ettiği cariye, i
t maślaħat(<A.) “iş, fayda” HŞ
2107, maślaħat bol- “işi olmak,
i
daha sonra Peygamber’in ev- m

lendiği kadın” KE 198v/2 y


a
faydalanmak, faydalı olmak”
masĥara (<A.) “maskara, soytarı, y
ı AO II/16
gülünç, rezil rüsva, şaka, alay maślaĥat (<A.) “uygun, beğenilen,
n
e
v
krş. masħara (1)” masĥara tut- i takdir edilen hal krş. maslahat”
“alaya almak, dalga geçmek” NF 41/10, KE 187v/6, maślaĥat
MN(1) 18/14 bol- “uygun olmak, takdir edil-
masħara (1) (<A.) “maskara, soyta- mek, beğenilmek” NF 27/17,
rı, gülünç, rezil rüsva, şaka, maślaĥat kör- “uygun görmek,
alay krş. masĥara” HKT beğenmek, takdir edilmek” NF
113b/6, masħara ķıl- “alaya al- 28/2
mak” NF 67/5, HKT 217b/1, maślaĥatlıġ(<A.+T.)“uygunluk,
masħara ķılġan “alay eden, eğ- beğenilme, takdir edilme” HŞ
lenen” HKT 256b/9, masħara 980
ķılġanlarnıñ cezāsını bir- “alay masrūķ biniǿl-ĥaĥaĥ (<ö.a.)
edenleri cezalandırmak” HKT “Kerbela olayında şehit olan-
3a/8, masħara ķılın- “alaya lardan biri” KE 247r/16
alınmak” HKT 124b/5, masħara maśrūǾ(<A.) “sara’ya tutulmuş,
tut- “alaya almak, eğlenmek” saralı” HŞ 2377
KE 191r/12
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 379

maǾśūm (<A.) “masum, suçsuz, olmak”MN (2) 17/160, māt ķıl-


kabahatsiz” HŞ 4356, maǾśūm “yenmek, alt etmek” HŞ 1277
bol-“masum olmak, suçsuz ol- maŧbaħ (<A.) “mutfak” NF 211//1
mak, kabahatsiz olmak” KE mātem(<A.)“matem, yas” HŞ 1235
70r/16 maŧhara(<A.) “matara, su kabı” NF
masūn (<A.) “saklanmış, korun- 159/14
muş” masūn ve maĥrūs bol- “ maŧlab (<A.) “istek, istenilen şey
korunmak, gözetilmek” AO krş. maŧlūb” HŞ 4721
II/46 maŧlūb (<A.) “istenilen, aranılan
masvara (<ö.a.) “Misver bin Mah- şey krş. maŧlab” MM 347/3
reme. Sahabeden bir zat” KE māya(<F.)“maya, sermaye krş.
158/1 maye” NF 220/7, ME 61/7,
maşġūl (<A.) “meşgul” maşġūl māya al- “ekmek yapmak için
bol- “oyalanmak, meşgul ol- maya almak” NF 220/4
mak, ihmal etmek” ME 140/1, māyaĥtāc (<A.) “ihtiyac olunan,
maşġūl ėt- “meşgul etmek, oya- gerek duyulan şey” NF 252/14
lanmak” ME 145/8 māye (<F.) “maya, esas krş. māya”
maşraba (<A.) “maşraba, sürahi” e
ğ HŞ 40
MN (1) 15/11
i
t māyil(<A.)“istekli, meyli olan,
i
maşrıķ (<A.) “doğu” NF 30/9, KE m meyilli” MN (2) 23/221
173v/15, ME 83/7, HKT 25a/6, y
a
maǾyūb (<A.) “eksik, kusurlu, m
HŞ 3785, MN (1) 10/6, MN (2) y
ı özürlü, ayıplanan, ayıp olan”
n
15/49, maşrıķ taķı maġrib “do- e NF 326/14, KE 41r/19, maǾyūb
v
ğu ve batı” HKT 469b/3, i
bol-“eksik olmak, kusurlu ol-
maşrıķġa nisbetlig “doğuya ait, mak, özürlü olmak, ayıplan-
doğu tarafında olan” HKT mak” KE 48r/12
340a/4 maza (<F.) “tat, lezzet krş. meze”
maǾşūķ (<A.) “sevgili, sevilen” KE maza alın- “tat alınmak, lezzet
83r/19, MM 370/1, HŞ 1609 alınmak” ME 181/7
maǾşūķa (<A.) “sevgili, sevilen, mażaĥik (<A) “gülünç” HŞ 1041
sevilmiş kadın” HŞ 3093, mazalan-(<F.+T.) “faydalanmak”
maǾşūķa ķuç- “sevgiliyi ME 181/7
kuçaklamak, sevgiliye sarıl- mazalıġ(<F.+T.) “tatlı, lezzetli krş.
mak” HŞ 1799, maǾşūķa tut- mazalu, mezālıġ, mezelıġ”
“aşık olmak” HŞ 3093 mazalıġ bol- “tatlı olmak, lez-
māt (<F.) “satranç oyununda yen- zetli olmak” ME 143/7
me” māt bol- “yenilmek, mat mazalu (<F.+T.) “tatlı, lezzetli krş.
mazalıġ, mezālıġ, mezelıġ”
380 | D r . Suat ÜNLÜ

mazalu ķıl- “tatlandırmak, lez- mak” NF 224/8, HŞ 4231,


zetlendirmek” ME 107/1 maǾźūr tut- “mazur tutmak,
mażarrat(<A.) “zarar, ziyan” NF özürlü olarak kabul etmek” NF
217/1 436/15, MM 170/4
mazasız (<F.+T.) “tatsız” mazasız mazzāĥ(<A.) “latife eden, şakacı”
bol- “tatsız olmak, lezzetsiz ol- NF 121/14
mak” ME 172/7, mazasız ķıl- me“da/de, dahi, kuvetlendirme
“tatsızlaştırmak, lezzetsizleş- edatı krş. ma” KE 11r/6, MM
tirmek” ME 78/5 52/2
mażhar (<A.) “bir şeyin zuhur meǾānį (<A.ç.) “anlamlar, mana-
ettiği, göründüğü mahal” lar” NF 202/4
mażhar-ı envār-ı ilāhį “ilahi meǾāŧıb(<A.) “Cehennemdeki azap
nurların göründüğü makam” yeri” KE 200v/3
NF 3/12 mebādį sülük (<ö.a.) “Şeyh Şeref
mažlūm (<A.)“mazlum, zulme Hoca’nın dinî içerikli eserinin
uğramış” NF 133/2, KE adı” MM 349/4
198v/17, mažlūm bol- “haksız- e
ğ
mebįǾ(<A.) “satılmış şey, satılan
lığa uğramak, zulme uğramak, i
t nesne” MM 254/1
i
zulmedilmek” HKT 465a/5 m meblaġ (<A.) “para, akça miktarı”
mažlūmluķ (<A.+T.) “zulme uğ- y
a
NF 233/8, meblaġ yarmaķ “para
rama” NF 145/16 y
ı miktarı” NF 253/9
mażmaża (<A.) “abdest alırken mebǾūŝ (<A.) “peygamber olarak
n
e
v
ağza su alma, ağzı su ile çalka- i gönderilmiş kimse” NF 56/2,
lama” MM 74/4, mażmaża ķıl- mebǾūŝ bol- “peygamber olarak
“abdest alırken ağza su almak, gönderilmek” NF 419/16
ağzı su ile çalkalamak”MM mecāl (<A.) “güç, kuvvet” MM
91/2 376/4, HŞ 2413
maǾzūl (<A.) “azledilmiş, görevin- mecāz (<A.) “gerçek anlamıyla
den alınmış ” maǾzūl bol- “az- kullanılmayıp benzetme yoluyla
ledilmek, görevinden alınmak” başka bir anlamda kullanılan
HŞ 2508, maǾzūl it- “ azletmek, söz, mecaz” MM 390/4, HŞ
görevinden almak” HŞ 1814 , 4687
maǾzūl ķıl- “azledilmek, göre- mecāzį(<A.) “gerçek olmayan” KE
vinden alınmak” NF 121/14, 83v/15
KE 4v/19 mecįd (<A.) “büyük, ulu, şan ve
maǾźūr (<A.) “özürlü, özürlü olan” şeref sahibi, esma-i hüsna’dan”
MM 72/2, HŞ 4025, maǾźūr NF 116/11, MM 405/4
bol- “mazur olmak, özürlü ol-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 381

meclis (<A.) “topluluk, oturum, 338/16, KE 175r/3, HKT


meclis, toplantı yeri” NF 380/3, 317b/7
KE 198v/8, ME 166/5, MM mecūsį (<A.) “ateşe tapanlar” HŞ
250/4, HKT 577a/9, HŞ 3816, 4678
meclis bize- “eğlence meclisi mecźūb (<A.) “Allah sevgisinden
kurmak, eğlenmek için topluluk dolayı cezbeye tutularak kendi-
oluşturmak” HŞ 332, meclis sinden geçmiş (kimse)” MM
ısın-“eğlenmek, eğlenceye dal- 340/1, mecźūb bol- “Allah sev-
mak” MN (2) 6/49, meclis ķur- gisinden dolayı cezbeye tutula-
“eğlenmek için toplamak, bir rak kendisinden geçmek, cez-
araya getirmek” HŞ 462, meclis beye girmek” MM 305/4,
ķurul- “eğlenmek için toplanıl- mecźūb-u śāliĥ Allah sevgisin-
mak, bir araya getirilmek” HŞ den dolayı cezbeye tutularak
1517, MN (2) 3/21, meclis tut- kendisinden geçmiş (kimse)”
“eğlenmek için toplanmak, top- MM 304/3
lamak” KE 68v/5, meclis tüz- medāyin (<ö.a.) “Arap orta çağında
“eğlenmek için toplanmak, eğ- Bağdad’ın 30 km. kadar güne-
lence meclisi toplamak” HŞ e
ğ yinde Dicle nehrinin her iki kı-
558
i
t yısında yer alan şehir veya şe-
i
mecmaǾ(<A.)“toplantı, meclis” NF m hirler topluluğu” NF 113/6, HŞ
321/2 y
a
734 m
mecmūǾ(<A.) “bütün, hepsi” K y
ı meǾde (<A.) “mide” NF 299/17
n
V/15 e meded (<A.) “meded, yardım” KE
v
mecnūn (1) (<A.) “deli, çılgın” NF i
142r/7, MM 285/2, HKT
204/5, HKT 542a/5, HŞ 449 292b/9, meded bir- “yardım et-
mecnūn (2)“Leyla ve Mecnun hi- mek” HKT 170a/8, meded
kayesinin erkek kahramanı” birgüçi “yardım eden” HKT
MN (2) 28/273 172a/2, meded bol- “meded ol-
mecrūĥ (<A.) “yaralı, incinmiş” mak, yardım etmek” NF 115/3,
mecrūĥ bol- “yaralanmak, in- meded ķıl- “yardım etmek” NF
cinmek” NF 107/16, KE 95/1, HKT 271a/7, HŞ 490,
246r/6, mecrūĥ ķıl- “yaralamak, meded ķol- “yardım istemek”
incitmek” KE 242r/7 HŞ 1189
meǿcūc (<ö.a.) “kaynaklarda meden (<ö.a.) “İbrahim peygambe-
Yecüc ile birlikte geçer. Bunlar rin altı oğlundan biri krş.
kıyamete yakın ortaya çıkacağı medįn” KE 56r/6
belirtilen iki kavimdir” NF medĥ (<A.) “övgü, medh, birinin
iyi taraflarını söyleme” NF
382 | D r . Suat ÜNLÜ

389/14, KE 202v/6, MM 392/1, mefsūħ (<A.) “bozulmuş, dağıtıl-


MN (2) 34/340, HŞ 1155, medĥ mış” mefsūħ ķıl- “bozmak, da-
ay- “övmek, medhetmek, hak- ğıtmak, feshetmek, iptal etmek”
kında iyi şeyler söylemek” HŞ HŞ 120
233, medĥ ayıt- “övmek, meftūĥ “fethedilmiş, ele geçiril-
medhetmek, hakkında iyi şeyler miş” AO V/12
söylemek krş. medĥ ayt-” MN meftūn (<A.) “tutkun, aşık” meftūn
(2) 43/435, HŞ 653, medĥ ayt- bol-“tutgun olmak, aşık olmak”
“övmek, medhetmek, hakkında KE 82r/13
iyi şeyler söylemek krş. medĥ meger (<F.) “meğer, yalnız, sade-
ayıt-” NF 82/17, medĥ it- ce, eğer, o halde, öyleyse, de-
“medhetmek, övmek” HŞ 1466, mek ki” NF 11/9, KE 27r/14,
medĥ ķıl- “övmek, hakkında iyi MM 37/4, HKT 307b/6, HŞ
şeyler söylemek” NF 76/13, 3386, K IV/8, MN (2) 12/116
medĥ ötün- “övmek, mehābet (<A.) “azamet, ululuk”
medhetmek, hakkında iyi şeyler KE 202r/21
söylemek” HŞ 170 e
ğ
mehār(<A.) “akıntı, sümük” KE
medhūş (<A.) “şaşkın” medhūş ķıl- i
t 6v/14
i
“şaşırtmak, şaşkın hale getir- m meĥāsin (<A.) “sakal” NF 103/6
mek” MN (2) 10/97 y
a
meĥāsinlıġ (<A.+T.) “tenli, güzel”
medįn (<ö.a.) “İbrahim peygambe- y
ı NF 23/8
rin altı oğlundan biri krş. mehdį (<ö.a.) “İmâm Mâlik’in
n
e
v
meden” KE 56r/6 i hizmetinde bulunan kişi” NF
medįne (<ö.a.) “Hicretten itibaren 207/14
Hz. Muhammed’in oturduğu meĥek (<A.) “mihenk” HŞ 2330
şehir olup ilk halifeler zama- mehemmed(<ö.a.)“Fatih Sultan
nında Arap devletinin merkezi” Mehmed” AO IV/6
NF 6/15, KE 71r/3, HKT mehir (<A.) “çeyiz, evlilik öncesi
407a/4, MN (1) 16/10 kadına verilen hediye krş. mihr
medįnelig (<A+T.) “Medineli olan, (2), mehr” HŞ 495, mehir
Medine halkından” KE 23/16 baġla- “belli bir miktar taahhüt
medrese (<A.) “medrese, ders oku- etmek, mehrini belirlemek” HŞ
tulan yer” NF 156/8, MM 395/3 483, mehir kiter- “mehir mikta-
medyen (<ö.a.) “Suudî Arabis- rını belirlemek” HŞ 785
tan’da Kızıldeniz sahilinde bu- mehr (<A.) “çeyiz, evlilik öncesi
lunan beldenin adı” HKT kadına verilen hediye krş. mihr
156a/8 (2), mehir” NF 205/8, HKT
36b/1
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 383

mekān (<A.) “mekan, yer” NF fetmek, açığa çıkarmak”MM


229/12, MM 30/2, HŞ 811 308/3
mekānsız (<A.+T.) “yersiz, sebep- mekteb(<A.) “mektep, okul” KE
siz” NF 318/5 171v/7
mekir (<A.) “hile, düzen krş. mektūb (< A.) “mektup” KIII/20
mekr” MM 27/3 melāĥat (<A.) “yüz güzelliği, gü-
mekkār (<A.) “aldatıcı, hilekar” zellik krş. melāĥāt” KE 65v/10
KE 4r/17, HŞ 2036 melāĥāt (<A.) “yüz güzelliği, gü-
mekke (<ö.a.) “Mekke şehri” NF zellik krş. melāĥat” MN (2)
6/14, KE 32r/3, HKT 60a/2, 28/272
MN (1) 21/11, mekke ili “Mek- melāǿik(<A.ç.) “melekler” KE
ke şehri” HKT 461a/8 181r/17
mekkelig (<A+T.) “Mekkeli olan, melāl (<A.) “usanma, bıkma”
Mekke halkından olan” NF melāl bul- “usanmak, bıkmak”
23/16 MM 33/4
mekkį (<A+T.) “Mekke’ye ait melāmet (<A.) “çıkışma, kınama,
olan, Mekkeli olan” KE 94/7 ayıplama, azarlama, serzeniş
meknūn (<A.) “dizilmiş” KE e
ğ krş. malāmat” KE 76v/8, MM
249v/13
i
t 318/4, HKT 113a/9, HŞ 3505,
i
mekr (<A.) “hile, düzen krş. m melāmet ve Ǿitāb “ayıplama ve
mekir” NF 14/7, KE 83v/9, y
a
paylama” KE 235r/16, melāmet m
HKT 419b/4, HŞ 2123, mekr ü y
ı kel- “ayıplamak, kınanmak,
n
ĥįle “hile ve düzen” KE 244r/1, e
v
azarlanmak” NF 359/4,
mekr ķıl- “hile yapmak” KE i
melāmet ķıl- “kınamak, ayıpla-
84v/17, HKT 202b/8, HŞ 3306, mak” NF 16/3, KE 27r/18,
mekr ķılġan “düzen kuran” HKT 229b/8, HŞ 360, melāmet
HKT 54b/1, mekr ķılış- “karşı- ķılġan “kınayan, ayıplayan”
lıklı düzen kurmak” HKT HKT113a/9, melāmet ķılın-
241b/3, mekr tüz- “hile yap- “kınanmak, ayıplanmak” HKT
mak, düzen kurmak” KE 84r/4 328a/5, melamet ķılış- “birbirini
mekriyān (<A.ç.)“yalancılar, hile- kınamak” HKT 543a/3
karlar” KE 57r/3 melek (<A.) “melek” KE 70v/12,
mekrūh (<A.) “dince yapılması hoş MM 10/1, HŞ 1521
görülmeyen” MM 158/2 melekeǿl- mevt (<A.) “Azrail krş.
mekşūf (<A.) “açılmış, açık, belli, meleküǿl- mevt” KE 99v/18
bilinen” MM 307/3, mekşūf meleküǿl- mevt (<A.) “Azrail krş.
bol- “meydana çıkarmak, keş- melekeǿl- mevt” NF 88/6, KE
20r/5
384 | D r . Suat ÜNLÜ

melek-i muķarreb (<A.) “(Allah’a netli olmak, lanetlenmek” NF


yakınlığından dolayı) Cebrail” 419/8, KE 8r/20
KE 211v/2 melǾūne (<A.) “melun, lanetlenmiş
melekūt (<A.) “ruhların ve melek- kadın” NF 153/10, KE 159r/17
lerin âlemi” KE 123r/15, memleket (<A.) “memleket, ülke”
melekūt Ǿālemi “ruhların ve me- KE 94r/20, MM 189/3, K IX/5,
leklerin âlemi” NF 265/17 memleket bėr- “memleket ver-
melik (<A.)“melik, hükümdar, mek, ülkeye sahip olmak” NF
padişah, Allah” NF 45/5, KE 327/8, memleket sür- “ülke yö-
32r/4, MM 190/2, HKT 231a/9, netmek, ülkeye hakim olmak”
HŞ 1517, melik bol- “melik ol- KE 151v/5
mak, hükümdar olmak” NF meǿmūn (<ö.a.) “Berberî menşeli
50/11, melik ķıl- “hükümdarlık Beni Züǿn-nûn hanedanı hü-
yaptırmak” KE 70v/17 kümdarının lakabı” KE 57v/1
melįkānį (<ö.a.) “İsa peygamberi mėn “ben (1. tek. ş.) krş. men (1),
Tanrının oğlu kabul eden bir min, ben” MM 50/4, mėnde
Hıristiyanlık mezhebi” KE e
ğ
“bende krş. mende” MM 356/3,
170r/8 i
t mėni “beni krş. meni” MM
2/2, mėniñ “benim krş. menim,
i
melįke (<A.) “kadın hükümdar, m

kraliçe” KE 147v/21, HŞ 242, y


a
meniñ” MM 244/1
melįke-i Ǿaśr “asrın kraliçesi” y
ı men (1)“ben (1. tek. ş.) krş. mėn,
HŞ 209, melįke-i merĥūme min ,ben” NF 7/15, KE 3r/7,
n
e
v
“rahmetli kraliçe” HŞ 7 i ME 24/6, HKT 145b/2, HŞ
meliklik (<A.+T.) “hükümdarlık” 502, İML 93, K III/12, maña
KE 131v/8 “bana” NF 3/16, KE 5v/18,
meliksiz(<A+T.) “hükümdarsız” ME 153/8, mençe “bence, bana
meliksiz ķal- “başsız kalmak, göre” HŞ 3329, mende “bende
hükümdarsız kalmak” KE krş. mėnde” NF 104/2, KE
131v/10 6r/19, mendin “benden” NF
melik-zāde (<A.+F.) “şehzade” HŞ 18/10, KE 3r/7, meni “beni
397 krş. mėni” NF 8/8, KE 6v/5,
melūl (<A.) “usanmış, lanetli” menim “benim krş. meniñ,
melūl bol- “usanmak, bıkmak, menüm” NF8/13, KE 20v/2,
bezmek, lanetlenmek” NF menim üze “bana göre”
291/15, MN (1) 16/4, HŞ 3127 NF91/12, meniñ “benim krş.
melǾūn (<A.) “melun, lanetli” NF menim, mėniñ, menüm” NF
11/1, KE 24v/17, HŞ 2928, 36/7, K III/14, menli “benimle
melǾūn bol- “melun olmak, la- birlikte” KE 234v/12, menüm
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 385

“benim krş. meniñ, menim” K “fayda sağlama” HKT 318b/9,


I/43 menfaǾat ķıl- “fayda vermek,
menǾ(<A.) “yasaklama, men etme, yaramak” HKT 48a/5, menfaǾat
esirgeme” menǾ it- “menetmek, ķılġan “faydası dokunan” HKT
yasaklamak, alıkoymak” HŞ 249a/1, menfaǾat teg- “istifade
2095, menǾ ķıl- “menetmek, etmek, faydalanmak” NF 202/9,
alıkoymak” NF 47/13, KE menfaǾat tegür- “faydalandır-
14v/8, HKT181/2, menǾ ķılın- mak, istifade ettirmek” NF
“menedilmek, yasaklanmak” 209/8, HKT 213a/4,
HKT 141a/5 menfaǾatleri köp “faydası çok
meñ (1)“ben, yüzdeki ben krş. miñ olan, bereket kaynağı” HKT
(2)” KE 76r/4, İML 140 144a/9, menfaǾatleri köp aġġan
meñ (2)“ebedî, sürekli” MM 341/2 “faydası çok olan” HKT 134b/8
menā(<ö.a.) “Yunus peygamberin menfaǾatlig (<A+T.)“faydalı, ya-
babası” KE 152r/9 rarlı” NF 424/3, HKT 512a/5
menāre (<A.) “minare” KE 41r/8, meñger- “sahiplenmek” ME 177/6
menāre ķopar-“minare inşa et- meñilig “ebedilik” HŞ 166
mek, minare yükseltmek” KE e
ğ meñgü bengü, ebedî, sonsuz krş.
112r/21 meñü” NF 177/7, meñgü bol-
i
t
i
menāt (<ö.a.)“bazı Arap kabilele- m “ebedi olmak, sonsuz olmak”
rinin taptıkları tanrıçalardan bi- y
a
NF 281/3, meñgü ķal- “ebedi m
rinin adı” HKT 503b/4 y
ı kalmak” NF 323/4, HKT 32a/6
n
menbaǾ(<A.) “menba, kaynak” e menį (<A.) “döl suyu, sperma,
v
menbaǾ-ı esrār-ı ilāhį “ilahi sır- i
meni krş. mini (2)” MM 82/1,
rın kaynağı” NF 3/13 HKT 557b/4, menį endür- “döl-
mender (<ö.a.) “Süleyman pey- lemek” ME 30/3
gamber kıssasında adı geçen meñi “ebedî, ölümsüz” MM 341/3
büyük karınca” KE 139r/2 mėñiz “beniz, yüz, görünüş krş.
menfaǾat (<A.) “fayda, yarar, men- meñiz (1)” MM 40/1
faat” NF 224/1, KE 171v/2, meñiz (1)“beniz, yüz, görünüş krş.
HKT 269a/8, menfaǾat al- “isti- mėñiz” KE 221v/21, HŞ 1903
fade etmek, faydalanmak” HKT meñiz(2)“gibi, benzer krş.
250a/3, menfaǾat alġu “faydala- meñizlig, meñlig” HKT 249b/3,
nılacak şey” HKT 374b/2, HŞ 281
menfaǾat alġu nirse “istifade meñizlig“gibi, a benzer krş.
edilecek şey” HKT 283a/6, meñlig, meñiz (2)” NF 13/12,
menfaǾat bir- “fayda sağlamak” KE 6r/11, ME 48/5, HKT 3b/2,
HKT 468b/6, menfaǾat birmek HŞ 2206
386 | D r . Suat ÜNLÜ

meñlig “gibi, benzer krş. meñizlig, 129v/2, 2. “ebedilik suyu” HŞ


meñiz (2)” KE 246r/13 816, meñü yaşa- “sonsuza kadar
meñliglik“sevinç, memnuniyet, yaşmak, uzun yaşamak” MN
mutluluk” meñliglik bol- “se- (2) 13/121
vinçli ve mutlu olmak, memnun mėñze-“benzemek krş. meñze-”
olmak” HKT 243b/7 MM 335/3
meñli girey (<ö.a.) “Kırım hanı meñze-“benzemek krş. mėñze-”
krş. beñli girey” K II/1 NF 53/3, KE 55r/21, ME 195/2,
mėnlik “benlik” MM 51/1 HKT 185a/7
meñlü “sevinçli, neşeli” meñlü bol- meñzek “gibi, benzer” KE 206v/6,
“sevinçli olmak, sevinmek, ne- İML 191
şelenmek” ME 135/2 meñzeş“benzer, eş, emsal bkz.
mensiz “bensiz” HŞ 2143 meñzeşik” HKT 145a77
mensūb (<A.) “mensub” mensūb meñzeş-“benzeşmek, birbirne ben-
ķıl- “mensub etmek, ilgi kur- zemek” ME 113/5, HKT
mak” HŞ 2465 299b/4
mensūħ (<A.) “hükümsüz bırakıl- e
ğ
meñzeşik “benzer, eş, emsal krş.
mış, hükmü kaldırılmış” i
t meñzeş” HKT 436a/3
mensūħ bol-“hükümsüz olmak, “farklı”meñzeşiksiz
i
m meñzeşiksiz
geçerliliğini yitirmek” KE y
a
bol- “farklı olmak, benzeri bu-
107r/14 y
ı lunmamak” ME 201/5
menŝūr(<A.) “dağılmış, darma meñzet-“benzetmek” KE 135v/5,
n
e
v
dağan olmuş” menŝūr bol- “da- i HŞ 3052
ğılmak, darmandağan olmak” menzil (<A.) “menzil, konak yeri,
NF 231/14 inilecek yer” KE 190r/12, MM
mensüz “minnetsiz” mensüz bol- 339/4, HKT 200b/7, HŞ 856,
“minnetsiz olmak” ME 224/2 menzil it- “yerleşmek, konak
menşūr (<A.) “saçılmış, dağılmış” yeri olarak kurmak” HŞ 1947,
HŞ 4634 menzil ķıl- “yerleşecek yer
meñü “ebedi krş. krş. meñgü” KE kurmak, yerleşmek” HŞ 856
11v/2, K I/13, meñü ķalġan mercān (<A.) “mercan krş. mer-
“ebediyen kalan” HKT 32a/6, can” HKT 510a/5, HŞ 4198
meñü ķıl- “ebedileştirmek, son- mercümek “mercimek” İML 181
suzlaştırmak” ME 70/6, meñü merdān (<F.ç.) “mertler, yiğitler”
ķoy- “sonsuza kadar bırakmak, KE 200r/7
uzun yaşatmak” ME 9/1, meñü merdūd (<A.)“inkar edilmiş, red-
suwı 1.“ebedi su, ilahi su Hz. dedilmiş, kovulmuş” NF 271/6,
Yuşanın taharet aldığı su” KE KE 184r/13, merdūd bol- “red-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 387

dedilmek, inkar edilmek, ko- Mervanî kolunun atası olup Hz.


vulmuş olmak” NF 272/1 Osman’ın halifeliğinde katipli-
merdüm(<F.) “göz bebeği” MN (2) ğini yapan kişi” KE 244v/9
16/159 mervānį (<ö.a.) “Emevî sülalesinin
merĥabā (<A.) “merhaba, (rahat Mervânî kolu” NF 239/8
oturun) anlamında bir saygı sö- merve (<ö.a.)“Kabe’ye yakın bir
zü” NF 54/6, MN (1) 16/15, tepe olup hac ve ümre yapanlar
merĥabā ķıl- “merhaba demek, bu tepe ile Safa adlı tepe ara-
merhabalaşmak” NF 54/17, MN sında yedi kez gidip gelirler”
(2) 15/143 NF 374/1, KE 47v/16, merve
merĥamet(<A.) “merhamet” NF atlıġ taġ “Merve tepesi” HKT
85/13, K IV/9 22b/7
merĥem (<A.) “ilaç, merhem” HŞ meryem (<ö.a.) “Hz. İsa’nın anne-
2579, merĥem bir- “ilaç ver- sinin adı” NF 78/16, HKT
mek” HŞ 2090, merĥem kil- 470b/8, HŞ 2007
“iyi gelmek” HŞ 2219 meśābįĥ (<ö.a.) “İmâm Bagavî’nin
merĥūm (<A.) “ölmüş, rahmetli” hadis kitabı” NF 77/5, meśābįĥ
merĥūm bol- “ölmüş olmak, e
ğ atlıķ kitāb “İmâm Bagavî’nin
rahmete kavuşmuş olmak”MM
i
t hadis kitabı” MN (1) 14/2
i
26/4 m mesākįn (<A.ç.) “miskinler, fakir-
merkeb (<A.) “eşek, taşıma için y
a
ler, âcizler” NF 251/9 m
binilen hayvan” NF 209/4, KE y
ı meśāliĥ (<A.) “iş, dirlik, düzenlik”
n
137r/6, MM 49/3 e KE 201v/1, HKT 265a/9
v
mermer (<Yun.) “mermer” KE i
mesāyil (<A.) “önemli, ehemmi-
146v/19 yetli ve halli müşkül olan key-
merriħ (<ö.a.) “Mars yıldızı, geze- fiyet, mesele” KE 173r/8
genlerden yere en yakın olanı” mesbūķ (<A.) “cemaatla kılınan
HŞ 225 namaza sonradan katılan (kişi)”
mertebe (<A.) “mertebe, derece” MM 137/3
NF 104/17, KE 225v/18, HKT mesbūķāne (<A.+F.) “cemaatla
69a/4, HŞ 2047, MN (1) 13/1 kılınan namaza gecikmiş gibi”
mervān (<ö.a.) “Emevî sülalesinin MM 133/2
Mervanî kolunun atası olup Hz. mescid(<A.) “mescit, cami, namaz
Osman’ın halifeliğinde katipli- kılınan yer krş. mezgit” NF
ğini yapmış sonra Cabiya ve 91/15, MM 300/1, HKT 284a/6,
Şam’da halife olmuştur” NF MN (1) 22/12, MN (2) 43/434,
134/5, KE 240r/17, mervān mescid ķıl- “mescid inşa etmek,
ĥaķįm “Emevî sülalesinin cami inşa etmek” NF 10/10, KE
388 | D r . Suat ÜNLÜ

194v/12, mescid ķopar- meŝelā(<A.) “mesela, örneğin” NF


“mescid inşa etmek, cami inşa 3/10
etmek” KE 179r/14 mesǿele (<A.) “soru, konu, mese-
mescid-i aķśā (<ö.a.) “Mesvid-i le” NF 190/2, KE 6r/11, ME
Aksa, Kudüs’te Hz. Süleyman 55/2
tarafından yaptırıldığı rivayet mesħ(<A.) “değişme, kötü hale
edilen mabed” KE 209v/16, geçme, şekil değiştirme” mesħ
MN (1) 3/6, mescidüǿl aķśā bol-“değişmiş olmak, şekil de-
“bkz. mescid-i aķśā” NF 53/5 ğiştirmek, kötü halde olmak”
mescid-i ĥarām (<ö.a.) “Kabe’yi de KE 21v/15, mesħ ķıl- “şeklini
içine alan mescid’in adı krş. değiştirerek çirkin bir hale ge-
mescidüǿl-ĥarām” HKT 21b/7 tirmek” KE 172r/8, HKT
mescidüǿl-ĥarām (<ö.a.) 424a/7
“Mekkede’ki Kabe-i Şerif krş. mesĥ (<A.) “mesh, abdesti el ile
mescid-i ĥarām” NF 11/17, KE yapma, abdest alırken başı,
7r/11, HKT 491b/1 boynu, mesin üzerini el ile sı-
mescid-i ħayf (<ö.a.) “Minâ’da bir e
ğ
ğama, abdest alırken burna su
mescid” NF 270/15 i
t çekme” MM 98/1, mesĥ ėt-
i
mescid-i muǾažžam (<ö.a.) “Kabe-i m “meshetmek, abdest alırken ba-
Şerif” KE 189v/3 y
a
şı, boynu, mesin üzerini el ile
mescūd (<A.) “secde edilen” y
ı sığamak” MM 70/3, mesĥ ķıl-
mescūd bol-“secde edilmek” n
e “meshetmek, abdest alırken ba-
v
KE 9r/1 i şı, boynu, mesin üzerini el ile
meŝel (<A.) “misal, örnek, hikaye, sığamak” HKT 105a/5, mesĥ
kıssa, ata sözü” NF 115/9, KE tart-“el ile abdest almak” KE
166v/8, KE 118v/20, ME 96v/19
178/7, HKT 555b/4, HŞ 3103, mesĥūr(<A.) “sihirlenmiş” HŞ 472
meŝel ay- “hikaye anlatmak, mesįĥ (< ö.a.) “Hz. İsa’nın lakabı.
örnek vermek” HŞ 2027, meŝel Bu lakabı elini sürdüğü hastala-
ayıt- “hikaye anlatmak, örnek rı derhal iyileştirmesiyle almış-
vermek” HŞ 1513, meŝel ur- tır krş. mesiĥ” HKT 53a/5, MN
“misal vermek, misal getirmek” (2) 16/154
ME 178/7, HKT 249b/2, HŞ mesiĥ “Hz. İsa bkz. mesįĥ” HŞ 139
3856, meŝel urmaķ “misal ver- mesiĥį (<A.) “İsa’nın nefesi gibi
me, misal getirme” HKT 4b/8, şifa verici rüzgar” mesiĥį yil
meŝel urul- “misal verilmek, “İsa’nın nefesi gibi şifa verici
misal getirilmek” HKT 470b/8 rüzgar” HŞ 1490
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 389

mesken (<A.) “mesken” mesken krş. meşǾarüǿl-ĥarām” NF


ķıl- “mesken yapmak, oturmak” 271/7
HŞ 4307 meşǾarüǿl-ĥarām (<ö.a.) “Hac za-
meskenet (<A.) “miskinlik, âcizlik, manında Kabe’de ziyaret edile-
tevazu, alçak gönüllülük” NF cek muayyen yer, haramı bildi-
372/14, MM 308/2 ren, anlatan krş. meşǾaruǿl-
meskenetlik(<A.+T.) “miskinlik, ĥarām” KE 189v/4, HKT 29b/1
âcizlik” NF 71/2 meşāyıħ (<A.ç.) “şeyh, şeyhler krş.
mesǾūd (<A.) “mesud, mutlu, saa- meşāyiħ” MM 285/2
det içinde” HŞ 225 meşāyiħ (<A.ç.) “şeyh, şeyhler krş.
mesvāk (<A.) “misvak krş. meşāyıħ” NF 427/16, AO II/6,
misvāk” mesvāk sürt- “misvak- meşāyiħ ve Ǿulemā “şeyhler ve
la dişlerini fırçalamak” NF alimler, din bilginleri” NF
266/8 248/12
meşaķķat (<A.) “meşakkat, zorluk, meşġale (<A.) “meşgale, uğraşı,
güçlük, sıkıntı, zahmet krş. me- iş” NF 261/16
şakkat” NF 49/17, HKT 574a/2, meşġalesiz (<A.+T.)“meşgalesiz,
meşaķķat ķıl- “zahmet vermek, e
ğ uğraşısız” NF 262/7
sıkıntı çekmek, güçleştirmek”
i
t meşġūl (<A.) “meşgul, bir işle
i
NF 110/15, HŞ 2232, meşaķķat m uğraşan” NF 85/4, KE 154v/17,
kör- “eziyete uğramak, zorlukla y
a
HŞ 1284, meşġūl bol- “oya- m
karşılaşmak” NF 58/14, y
ı lanmak, ihmal etmek” NF
n
meşaķķat teg- “zahmet vermek, e
v
71/15, KE 4r/21, HKT 564b/6,
sıkıntıya sokmak, güçleştir- i
HŞ 876, AO V/23, meşġūl ķıl-
mek, eziyet vermek” NF “meşgul etmek, oyalanmak” NF
110/15, meşaķķat tegür- “zah- 225/5, KE 130r/1, HKT 489a/3,
met vermek, sıkıntıya sokmak, HŞ 886
güçleştirmek, eziyet vermek” meşġūlluķ (<A.+T.) “meşguliyet,
NF 15/16 uğraşı” HKT 423b/5
meşaķķatlıġ (<A.+T.) “zorluğa, meşhed (<ö.a.) “Meşhed” NF
sıkıntıya maruz kalmış” NF 156/10, HŞ 4532, meşhed-i Ǿalį
142/4 “bkz meşhed” NF 156/8
meşārıķuǿl-envār (<ö.a.) “İmâm meşhūr (1) (<A.) “meşhur, ünlü
Sagânî’nin hadis kitabı” NF şöhret sahibi” KE 94v/21, MN
91/9 (2) 22/219, HŞ 2287, meşhūr
meşǾaruǿl-ĥarām (<ö.a.) “Mek- bol- “şöhret sahibi olmak, her-
ke’de Merve ile Safâ arasında kes tarafından bilinmek” NF
hac merasiminin yapıldığı yer 178/5, HŞ 289, AO II/25,
390 | D r . Suat ÜNLÜ

meşhūr ķıl-“meşhur etmek, şöh- 3047, mevcūd bol- “bulunmak,


ret sahibi yapmak” MN (1) 8/3, var olmak, mevcut olmak” NF
HŞ 2269 299/5, mevcūd ķıl- “yaratmak”
meşhūr (2) (<ö.a.) “Mü’tefikat HŞ 40
kavminin dört büyük putundan mevcūdāt(<A.ç.) “yaratıklar, yara-
biri” KE 57r/4 tılmışlar, mevcut olanlar” KE
meşk (<F.) “tulumdan yapılmış su 135v/21
kabı” NF 3/10 mēve (<F.) “meyve ürün krş. mey-
meşrūǾ (<A.) “şeriata uygun” ve” NF 281/7
meşrūǾ ķıl- “şeriata uygun hale meveddet (<A.) “sevgi, sevme”
getirmek, uygunluk sağlamak” MM 369/3
NF 243/14, KE 140v/17 mevhibet(<A.) “ihsan, bağış, lutuf”
meşvere(<A.) “danışma krş. meş- KE 131v/1
veret” meşvere ķıl- “danışmak, mevĥūş (<A.)“vahşi hayvanların
fikir alış-verişinde bulunmak” bulunduğu korkutucu yer”
ME 209/8 mevĥūş yer “vahşi hayvanların
meşveret (<A.) “danışma, istişare, e
ğ
bulunduğu korkutucu yer” NF
akıl alış-verişi krş. meşvere” i
t 356/15
NF 19/3, meşveret ķıl- “danış-
i
m mevlānā(<ö.a.) “Kazasker Mevla-
mak, fikir alış verişinde bulun- y
a
na, Kırım Hanlığında yüksek
mak” NF 14/2, ME 47/4, meş- y
ı rütbeli idari amir” K I/54
veret ķılış- “karşılıklı görüş alış n
e mevlānā bayram şāh (<ö.a.) “Mev-
v
verişinde bulunmak, danışmak, i lana Bayram Şah, Mengli
fikir alış-verişinde bulunmak” Girey’in elçisi” K III/20
ME 203/3 mevlānā mecdüǿd-dįn endegānį
metāǾ (<A.) “meta, satılacak mal, (<ö.a.) “müfessir” KE 175v/21
ticaret malı” MM 193/1, HKT mevlį (1) (<A.) “Mevla, Allah” KE
74a/2, HŞ 3959, metāǾ al- “mal 4r/11, mevlį celle celālehu “şanı
almak, ticaret yapmak” NF yüce ve aziz olan Allah” KE
339/12, metāǾ tut- “malı olmak, 4r/8, mevlį taǾālā “şanı yüce
satılacak malı olmak” HŞ 2898 olan Allah” KE 3r/12
metin“ağaç tıraş aleti, balta” KE mevlį (2) “yardımcı” KE 244v/10
228r/16 mevrūŝ (<A.) “miras” KE 2v/4
mevāķįt(<ö.a.) “İmâm Abdullâh-i mevśil(<ö.a.) “Musul krş.
Sarahsî’nin hadis kitabı” NF muvaśśal” NF 220/7
219/8 mevsim (<A.) “bir şeyin muayyen
mevcūd (<A.) “mevcut, var, var vakti” KE 203v/17
olan, bulunan” MM 383/4, HŞ
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 391

mevśūf(<A.) “vasıflı, nitelikli” dan biri” KE 198v/2, meymūne


MM 354/3 “bkz. meymūne binti el-ĥāriŝ”
mevt(<A.) “ölüm” NF 442/17, KE NF 6/10
30v/3, MM 262/3 meyve(<F.) “yemiş, meyve krş.
mevz (<A.) “muz” mevz yıġaçı meve, mįve” ME 173/5, HKT
“muz ağacı” HKT 511b/8 240a/9, HŞ 1858, MN (2)
mevzūn (<A.) “ölçülü” HŞ 1028 36/362, meyve çıķar- “meyve
mey (<F.) “içki” MN (2) 6/49, mey vermek” HKT 136a/6, meyve
kitür- “içki içmek” MN (2) ķıl- “meyve vermek” HKT
18/175 141b/8, meyve yimek içinde
meydān (<A.) “meydan, alan NF kiñlik ķıl- “bol bol yemek”
299/12, KE 68v/6, HŞ 476, MN HKT 227b72
(2) 33/333, meydān ķıldur- meyvelen- (<F.+T.) “meyvelen-
“alan boşaltmak, meydan aç- mek” ME 12/6
tırmak” KE 137v/12 meyvelendür- (<F.+T.) “meyve-
mey-gūn (<F.) “şarap renginde lendirmek” HKT 253b/2
olan” KE 68r/21 meyvelıġ(<F.+T.) “meyveli krş.
meyħāne(<F.) “meyhane” MN (2) e
ğ meyvelig, mįvelig” HKT
27/265 410b/5, meyvelıġ būstān “mey-
i
t
i
mey(i)n“beyin krş. mini (1)” KE m ve bahçesi” HKT 365a/7,
203v/8 y
a
meyvelıġ nerse “meyveli, bere- m
meyl (<A.) “eğilme, eğilim, istek” y
ı ketli şey” HKT 481b/4
n
NF 370/9, KE 11v/3, ME e meyvelig(<F.+T.) “meyveli krş.
v
157/6, HŞ 1482, meyl bol- i
meyvelıġ, mįvelig” meyvelig
“meyili olmak, istemek, eğilimi bol- “meyveli olmak, bereketli
olmak” NF 366/8, meyl ėt- olmak” ME 12/6
“yönelmek, istemek, meylet- mezāc (<A.) “mizac, huy, davranış
mek krş. meyl it-” KE 204v/20, krş. mizāc” HŞ 113
meyl it- “yönelmek, istemek, meźāhib (<A.ç) “mezhepler”
meyletmek krş. meyl ėt-” HŞ meźāhib-i erbaǾa “dört mezhep”
2610, meyl ķıl- “yönelmek, is- K VII/22
temek, meyletmek” NF 67/17, mezālıġ (<F.+T.) “tatlı, lezzetli krş.
KE 21v/5, HKT 92b/6, HŞ mezelıġ, mazalıġ, mazalu” HŞ
2506, MN (1) 19/10 1115, mezālıġ mėve “tatlı ve
meymūn (<ö.a.) “Irak ilinin ulu lezzetli meyve” NF 281/7
kişisi” NF 242/11 mezār (<A.) “mezar” NF 103/15,
meymūne binti el-ĥāriŝ (<ö.a.) “Hz. KE 242v/14
Muhammed’in dokuz karısın-
392 | D r . Suat ÜNLÜ

meze (<F.) “tat, lezzet, yapılan kişiden biri” KE 29v/15, mezįd


işten duyulan zevk krş. maza” “bkz. mezįd bin saǾd” KE
NF 369/2, KE 167r/8, MM 29v/17
11/4, HŞ 3888, meze bol- “lez- meźkūr (<A.) “zikr olunan, sözü
zet bulmak, lezzetli olmak” edilen” NF 77/11, Ka II/9
MM 374/2 meźmūm (<A.) “yerilmiş, ayıp-
mezelıġ(<F.+T.) “tatlı, lezzetli krş. lanmış” KE 204r/10
mezālıġ, mazalıġ, mazalu” mı “soru edatı krş. mu, mü” NF
HKT 427a/9 190/6
meźellet (<A.) “horluk, hakirlik, mıśır (<ö.a.) “Mısır, Mısır ülkesi
alçaklık” KE 78r/20 krş. mıśr (1)” NF 57/5, KE
meźemmet (<A.) “kınama, yerme, 65v/14, HŞ 204, mıśır sulŧanı
ayıplama” KE 205v/19 “Mısır hükümdarı” HŞ 1471
mezgit(<F.) “mescid krş. mescid” mıśr (1)(<ö.a.) “Mısır, Mısır ülkesi
ME 65/6 krş. mıśır” KE 45v/4, HKT
meźheb(<A.) “mezhep, bir dinin 210a/3, MN (2) 44/440
şubeleri” NF 60/6, MN (2) e
ğ
mıśr (2) (<ö.a.) “Mısırdaki kahire
18/171 i
t şehri” mıśr şehri “ Kahire şehri”
i
meźheblıġ (<A.+T.) “mezhebi m MN (1) 9/15
olan” KE 6r/12 y
a
mıśrį (<ö.a.) “ Mısırlı” NF 134/13,
meźi (<A.) “erkek cinsel organın- y
ı KE 188r/5, HŞ 1443
dan gelen meniye benzer koyu- mıśrlıġ(<A.+T.) “Mısırlı” KE
n
e
v
ca beyaz su krş. meźį” meźi i 240r/4
ėndür- “döllemek, erkek cinsel mıyıķ “bıyık” KE 230v/4, mıyıķ
organından gelen meniye ben- kes- “bıyık kesmek, tıraş et-
zer koyuca beyaz su gelmek” mek” KE 230v/5
ME 56/5 micmer (<A.) “buhurdan, içinde
meźį (<A.) “erkek cinsel organın- tütsü yakılan kap” KE 151v/21
dan gelen meniye benzer koyu- midād(<A.) “mürekkep” ME 36/3,
ca beyaz su krş. meźi” MM HKT 292b/8
76/3 mihār (<F.) “yular, dizgin” HŞ
mezįd (<A.) “artmış, çoğalmış” KE 3622
186v/3, MM 405/2 mihin banu (<ö.a.) “Mehin banu”
mezįd bin saǾd (<ö.a.) “ǾAd kav- HŞ 419
minden olup Hud peygamberin mįħlu (<A.+T.) “som gümüş aya-
duasıyla Tanrıdan gelecek rında damgalı sikke” MM
azaptan kurtulmak için Mek- 251/1
ke’ye kurban kılmaya giden üç
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 393

miĥnet (<A.) “mihnet, sıkıntı, de nakış çizerek süslemek” KE


eziyet krş. mihnet” NF 324/8, 34r/15, HŞ 76, miĥrāb tamı
MN (2) 36/360, HŞ 1877, “mihrab duvarı” HKT 433b/2
miĥnet kel- “sıkıntıya uğramak, mihrbān (<F.)“sevgili, sevimli,
eziyet çekmek” NF 76/8, şefkatli, merhametli krş.
miĥnet teg- “sıkıntıya uğramak, mihrebān, mihrubān, mihribān”
eziyet çekmek” NF 127/4 KE 200r/2
mihnet (<A.) “mihnet, gam, keder mihrebān (<F.) “sevgili, sevimli,
krş. miĥnet” KE 104v/10, MM şefkatli, merhametli krş.
60/3, mihnet tart- “mihnet et- mihrubān, mihrbān, mihribān”
mek, gamlanmak, keder içinde ME 25/3
bulunmak” KE 78v/5 mihribān(<F.) “güzel krş. mihrbān,
mihmān-dārlıķ (<F.+T.) “ev sahip- mihrebān, mihrubān” HŞ 1671
liği yapmak, misafir kabul et- mihrubān (<F.) “sevgili, sevimli,
mek” KE 85r/14, mihmān- şefkatli, merhametli krş.
dārlıķ ķıl-“ev sahipliği yapmak, mihrebān, mihrbān, mihribān”
misafir kabul etmek” KE NF 90/13
191v/18 e
ğ mihrubānlıķ (<F.+T.) “şefkat, mer-
mihmānlıķ (<F.+T.) “misafirlik”
i
t hamet, sevgi” NF 215/7
i
KE 192r/11 m mįħsuz (<A.+T.) “damgasız sikke”
mihr (1)(<F.) “sevgi, dostluk” KE y
a
MM 251/3 m
70r/7, MM 373/4, mihr sal- y
ı mihter (<A.) “daha büyük, ulu, çok
n
“dostluk kurmak, güven ver- e iyi” MM 10/4, HŞ 499
v
mek, sevgi bağı oluşturmak” i
mįkāǿįl(1)(<ö.a.) “dört büyük me-
KE 115r/5 lekten rızıkların taksimiyle gö-
mihr (2) (<A.) “mihir bkz. mehr, revli melek krş. mįkāyil” NF
mehir ” HŞ 3532, mihr tut- 53/1, KE 5v/17, MN (1) 3/2
“mehir miktarını belirlemek” mįkāǿįl (2) (<ö.a.) “Yunus pey-
HŞ 3551 gamberin konuştuğu abid” KE
mihr (3) “güzellik” MN (2) 15/146 155v/6
miĥrāb (<A.) “mihrap, yay şeklin- mįkāyil (<ö.a.) “dört büyük melek-
de çizilmiş nakış süsleme” NF ten rızıkların taksimiyle görevli
249/8, KE 135r/18, HKT 52a/8, melek krş. mįkāǿįl (1)” HKT
HŞ 51, miĥrāb ėt- “mihrap 14a/9
yapmak, süslemek, yay şeklin- miķdād ibnüǿl-esved (<ö.a.) “saha-
de nakış çizerek süslemek” KE beden bir zat” NF 335/9
151v/14, miĥrāb ķıl-“mihrap
yapmak, süslemek, yay şeklin-
394 | D r . Suat ÜNLÜ

miķdār (<A.) “kadar, mikdar, ke- 130/11, KE 158r/4, HŞ 1146,


miyet” NF 364/9, KE 26v/13, MN (1)3/4, İML 94, MN (2)
MM 73/1 6/49
miķdārınça (<A.+T.) “miktarınça, mįnā (1)(<F.) “mine, kuyumcuların
kadarınça” NF 39/9 gümüş üzerine nakşettikleri
mil (<A.) “mil” HŞ 64 laciverd veya yeşil renkli sırça”
mįl (<Fr.) “yer yer uzunluğu deği- mįnā taşı “mina taşı” MN (1)
şen uzaklık ölçü birimi ” NF 4/2
65/17, HŞ 3014 mįnā (2)(<ö.a.) “Mekke doğusun-
milk (<A.) “mülk krş. mülk” MM daki dağlarda Arafat’a giden
232/4 yol üzerindeki yer” NF 214/13,
millet (<A.) “millet” KE 184r/14, KE 208r/17
HŞ 3086 min-baǾd (<A.) “bundan sonra”
mįm (<A.)1. “Arap alfabesinin 24. AO V/14
harfi, mim” MM 262/2, HŞ miñ beg “binbaşı, askeri bir rütbe”
4164, 2.“metinde (İmam) Mu- AO II/4
hammed’in baş harfinden dola- e
ğ
minber (<A.) “minber” NF 210/3,
yı ona işaret edilmiştir” MM i
t KE 199v/20, MN (1) 8/10,
minber ķıl- “minber inşa etmek,
i
225/2 m

miñ “bin (1000)” NF37/3, KE y


a
minber olarak kullanmak” NF
8v/20, ME 50/3, MM 35/3, y
ı 35/16, minber ķopar- “minber
HKT 577b/3, HŞ 152, MN (1) inşa etmek, minber yükselt-
n
e
v
8/14, İML 94, MN (2) 17/169, i mek” KE 239r/13, minber ur-“
miñ tümen “çok, çok fazla, bin- minber inşa etmek, minber yük-
lerce” HŞ 3980 seltmek” KE 17r/9
miñ (2) “vücuttaki ben krş. meñ minder (<F.) “minder” HŞ 3250
(1)” HŞ 4027, MN (2) 11/106 mindür-“bindirmek, çıkarmak,
min “ben (1. tek. ş.) krş. mėn, men, aşırmak krş. mündür-, bindür-”
ben” MN (1) 2/6, MN (2) NF 163/16, KE 188v/10, HŞ
15/146, minde “bende” HŞ 366, 3342, MN (1) 22/3
mindin “benden” HŞ 112, MN miñ ėki yüz “bin iki yüz (1200)”
(1) 7/15, mini “bemi” HŞ 110, KE 24r/13
MN (1) 3/1, MN (2) 2/18, mi- miñ ėki yüz ķırķ “bin iki yüz kırk
nim “benim” HŞ 2182, miniñ (1240)” KE 9r/14
“benim” HŞ 3874, MN (1) 2/1, mineǿl-mutteķįn (<A.) “Allah’tan
MN (2) 23/225 korkan kullardan
min-“binmek, aşmak, ağmak, çık- (Maide/27’den), mineǿl-
mak krş mün- (1) , bin-” NF
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 395

mutteķįn bol- “Allah’tan kor- 2/16, miǾrāc kėçesi “Mirac ge-


kan kullardan olmak” MM 24/4 cesi, Hz. Muhammed’in göğe
mįnĥaĥırķiyā(<ö.a.) “beytüǿl- çıktığı gece” NF 164/16, miǾrāc
Makdis’teki peygamber” KE tüni “Mirac gecesi, Hz. Mu-
152r/3 hammed’in göğe çıktığı gece”
mini (1)“beyin krş. meyin” KE NF 165/16, KE 2r/13,
44v/12 miǾrācüǿn- nebį “Hz. Muham-
mini (2)(<A.) “meni krş. menį” HŞ med’in göğe çıkarak Allah’a
4628 görüşmesi hadisesi” KE 208v/2
miñmiñ “bin kere bin (milyon)” miǾrāc-nāme (<A.+F.) “mirac ha-
İML 187 disesi için yazılmış eser, eser
minnet (<A.) “iyilik etme, minnet, adı” MN (1) 1/5
gönül borcu, şükran duyma” mįrāŝ (<A.) “mîras” NF 255/4, KE
KE 89r/11, MM 203/2, HKT 129r/4, ME 40/6, HKT 71b/4,
41b/9, minnet bol- “şükran MN (1) 20/7, mįrāŝ al- “miras
duymak, gönül borcu olmak, almak, varis olmak” KE 129r/1,
minnet etmek” NF 128/11, K HKT 166b/5, mįrāŝ alġan “mi-
III/8, minnet ķıl- “başa kak- e
ğ rasçı, vâsi” HKT 328a/8, mįrāŝ
mak” NF 9/15, KE 89r/10, ME alın- “miras alınmak” HKT
i
t
i
146/1, MM 343/3, HKT m 77a/9, mįrāŝ bėr- “miras bırak-
494b/4, minnet ķoy- “iyilik et- y
a
mak krş. mįrāŝ bir-” KE 129r/3, m
mek, lutfetmek” ME 29/4, HKT y
ı mįrāŝ bir- “miras bırakmak
n
494b/5, minnet köter- “şükran e krş. mįrāŝ bėr-” HKT 298a/6,
v
duymak, minnet etmek” KE i
mįrāŝ ħorası bol- “varisi olmak”
193r/6, minnet tut- “şükran NF 207/1, mįrāŝ ķal- “miras
duymak, gönül borcu olmak, kalmak, miras almak” NF
minnet etmek” HŞ 1107, min- 246/15, KE 12r/3, mįrāŝ teg-
net ur- “iyilik etmek, lutfetmek” “miras kalmak, miras almak”
ME 33/1, HŞ 3464 KE 88r/1
miñ toķuz yüz “bin dokuz yüz mįrāŝ-ħāre (<A.+F.) “mirasçı, mi-
(1900)” KE 199v/20 rasyedi krş. mįrāŝ-ħōre, mįrāŝ-
miñ yėti yüz “bin yedi yüz (1700)” ħora” HKT 90b/3
KE 25r/19 mįrāŝ-ħora (<A.+F.) “mirasçı, mi-
miǾrāc (<A.)“mirac, Hz. Muham- rasyedi krş. mįrāŝ-ħōre, mįrāŝ-
med’in göğe çıkışı ” NF 60/5, ħāre” NF 206/17
KE 206v/15, MM 377/4, HŞ mįrāŝ-ħōre (<A.+F.) “mirasçı, mi-
137, MN (1) 2/12, miǾrāc bir- rasyedi krş. mįrāŝ-ħora, mįrāŝ-
“Miraca çıkartmak” MN (2) ħāre” mįrāŝ-ħōre ķıl- “mirasçı
396 | D r . Suat ÜNLÜ

olmak, mirasdan hak sahibi ol- misvāk (<A.) “misvak, diş fırçası
mak” ME 94/7 krş. mesvāk” NF 90/2, ME 67/8
mirbaŧ bin śaħrā (<ö.a.) “Süleyman mįve (<F.) “meyve yemiş krş.
peygamberin hizmetçilerinden meve, meyve” KE 87v/4, MN
biri” KE 142r/1 (1) 9/13
mįŝāķ (<A.) “sözleşme, anlaşma” mįvelig(<F.+T.) “meyveli krş.
KE 19r/8, mįŝāķ küni “sözleşme meyvelig, meyvelıġ” KE
güni, anlaşma günü” KE 188v/4 162v/16
miŝāl (<A.) “misal, benzer, örnek” mizāc (<A.) “mizaç, huy, yaratılış
NF 244/11 krş. mezāc” HŞ 3028
miŝillig (<A.+T.) “benzer, eş, mįzāĥ (<A.) “şaka, eğlence” HŞ
gibilik” MN (1) 4/7 1056, mįzāĥ ķıl- “şakalaşmak,
miŝķāl (<A.) “yirmidört kıratlık bir eğlenmek” KE 204r/16, ME
ağırlık ölçüsü” NF 398/3, KE 181/6, HŞ 2290
80v/6 mįzān (<A.) “ölçü, terazi” NF
miskįn (<A.) “fakir, âciz, zavallı” 235/1
NF 63/9, KE 249v715, MM e
ğ
moġal (<ö.a.) “Moğol krş. moġul,
230/2, HKT 556a/3, HŞ 3884, i
t moġul” HŞ 3091
K VI/12, MN (2) 11/101, mis-
i
m moġul (<ö.a.) “Moğol krş. moġol,
kįn bol- “fakir ve zavallı olmak, y
a
moġal” KE 80v/15
aciz duruma düşmek” ME y
ı moncuķ“boncuk krş. monçuķ” ME
236/7 86/8
n
e
v
miskįnlik (<A.+T.) “miskinlik, i monçuķ “boncuk krş. moncuķ” NF
âcizlik” NF 374/7, KE 3v/9, 414/11, KE 114v/16
miskįnlik ķıl- “âcizlik göster- moynuz “boynuz krş. muynuz,
mek, acınacak duruma düşmek” müñüz” KE 227v/13
NF 51/16 moynuzluġ“boynuzlu krş.
miŝl (<A.) “eş, emsal, benzer” NF muynuzlıġ” NF 216/2
56/17, HKT 480a/7, MN (2) möşük “ kedi” KE 23r/10
10/94 mu (1)“soru edatı krş. mı, mü” NF
mįsreǾ bin harem (<ö.a.) “Mirse 16/1, KE 7r/5
bin Harem” KE 36r/20 mu (2) “bu krş. bu” muña “buna”
misŧaĥ (<ö.a.) “Mistah bin Esâse. NF 45/5, KE 19r/6, ME 42/8,
Abdullâh bin Ubey’le Hz. MM 104/2, HŞ 2752, MN (1)
Ayişe’ye iftira eden Ebu 14/8, MN (2) 3/22, K X/13,
bekr’in teyzesinin oğlu krş. muñar “buna” NF 112/16, KE
musŧiĥ” NF 415/5 6r/11, MM 23/4, HŞ 4342,
munça “bunca” NF 6/1, KE
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 397

3v/6, MN (1) 12/7, MN (2) munuñ üçün kim “bunun için ki,
14/136, munda 1.“bunda” NF diye, için” HKT302a/8
15/9, KE 2v/21, MM 65/3, muǾabbir (<A.) “düş tabir eden,
HKT 357a/8, HŞ 1158 , İML düş yoran” NF 205/17, KE
75, MN (2) 47/471, MN (1) 89v/8
3/4, K III/11, MN (2) 47/471, muǾāf (<A.)“bağışlanmış, affedil-
2. “bundan” MM 274/2, miş” MM 219/1
mundın “bundan” NF 40/2, KE muǾāķib(<A.) “cezalandırılan,
2v/13, 14/137, “bundan” MM cezaya çarptırılan, cezalı”
36/1, HŞ 3570, MN (2) 14/137, muǾāķib bol- “cezaya
munı “bunu” NF 32/9, KE çarptıtılmak, cezalandırılmak”
5r/15, 47/471 MN (2), ME NF 367/15
68/8, MM 31/2, HŞ 2993, MN muǾallim (<A.) “muallim, öğret-
(2) 47/471, munlar “bunlar” NF men, öğretici, kılavuz, rehber”
12/3, MM 193/3, HKT 474a/3, NF 238/3, KE 19r/3
HŞ 4621, munlarda “bunlarda, muǾāmele (<A.) “muamele, hare-
bunlardan” NF 292/2, ket, davranış” KE 207v/12,
munlardın “bunlardın” NF e
ğ muǾāmele ķıl-“ muamele et-
115/3, munlarġa “bunlara” NF
i
t mek, hareket etmek, davranışda
i
27/3, munlarķa “bunlara” NF m bulunmak” KE 103v/7
71/4, munlarnı “bunları” NF y
a
muǾāmelet (<A.) “anlaşma” KE m
13/4, munlarnıñ “bunların” y
ı 41v/20, muǾāmelet ķıl-“ anlaş-
n
NF 160/1, munu “bunu” NF e mak, sözleşmek” KE 66r/8,
v
112/7, munun “bununla” MM i
muǾāmelet ķılış- “birbirleriyla
60/4, munuñ “bunun (bu zami- anlaşmak, sözleşme yapmak”
rinin ilgi hali” NF 19/5, KE ME 123/7
6v/17, MN (1) 4/15, MM muǾāmile (<A.) “muamele, hare-
101/2, HŞ 4563, MN (2) 5/41, ket, davranış krş. muǾāmilet”
munuñ birle “şundan ötürü, do- muǾāmile ķıl- “muamele etmek,
layı, için” HKT 448b/1, munuñ hareket etmek, davranışda bu-
birle kim “şundan ötürü, dolayı, lunmak” NF 269/10
için” HKT 25a/4, munuñ tėg muǾāmilet (<A.) “muamele, hare-
“bunun gibi krş. munuñ tig” ket, davranış krş. muǾāmile”
MM 23/1, munuñ tig “bunun muǾāmilet ķıl- “muamele et-
gibi krş. munuñ tėg” HKT mek, hareket etmek, davranışda
363b/9, munuñ üçün “bunun bulunmak” NF 31/3
için, diye, için” HKT 174a/9, muǾāniķa (<A.) “kucaklaşma, sa-
rılma” muǾāniķa ķıl- “kucak-
398 | D r . Suat ÜNLÜ

laşmak, sarılmak, bağrına bas- bir fiyat” MM 252/1, muǾayyen


mak” NF 362/15 ķarār “belirli bir gün” MM
muǾāraża (<A.) “karşı gelme, çe- 245/4, muǾayyen keđik “belirli
kişme” muǾāraża ķılış- “birbir- bir av hayvanı” MM 237/1,
lerine karşı gelmek, aralarında muǾayyen ķılınmış vaķt “tayin
çekişmek, birbirleriyle anlaşa- edilmiş vakit” HKT 562a/2,
mamak” ME 205/6 muǾayyen neñ “belirli bir şey”
muǾāşiret (<A.) “birlikte yaşayıp MM 261/2, muǾayyen neźir
iyi geçinme” NF 125/6 “belirli bir adak” MM 168/2,
muǾāşşir (<A.) “aşar memuru” HŞ muǾayyen bil- “kesin olarakdan
1053 bilmek, açık ve seçik olarak
muǾaŧŧal (<A.) “bırakılmış, kulla- bilmek” NF 131/5, HŞ 1195
nılmaz, boş, işsiz”muǾaŧŧal bol- muǾāź inbi cebel (<ö.a. ) “El-müftî
“boş bırakılmak, kullanılma- lakabıyla tanınan sahabe” NF
mak” HŞ 484, muǾaŧŧal ķal- 71/3
“boş kalmak, kullanılmamak” muǾažžam(<A.) “muazzam, ulu,
HŞ 3232 e
ğ
büyük” NF 64/13, KE 189v/3,
muǾaŧŧar (<A.)“hoş kokulu, ıtırlı” i
t K I/53
muǾaŧŧar bol- “hoş ve güzel
i
m muǾažžam imām (<ö.a.) “Ebu Ha-
kokmak, güzel kokulu olmak” y
a
nife” MM 238/1
NF 212/9, muǾaŧŧar ķıl-“hoş ve y
ı mubāĥ (<A.) “işlenmesinde sevap
güzel kokmak” KE 183v/10 ve günah olmayan şey, mübah”
n
e
v
muǾāvenet (<A.) “yardım, yardım i MN (2) 34/339
etme” AO II/25 mubālaġat (<A.) “abartma, müba-
muǾāviye (<ö.a.) “İlk emevi halife- lağa krş. mübālaġat” mubālaġat
si” NF 75/11, KE 179v/10 ķıl- “abartmak, mübalağa et-
muǾāviye bin bekr (<ö.a.) “Mezįd mek” ME 208/3
bin SaǾd’ın kardeşi” KE 32r/3 mubārek (<A.) “uğurlu, mübarek”
muǾavviźeteyn (<A) “iki koruyu- mubārek tut- “uğurlu saymak,
cu” KE 66r/20 kutsal görmek, kutsamak” ME
muǾāyana (<A.)“açık, âşikar” 186/3
muǾāyana körüş- “açık açık gö- mubaśśır (<A.) “görücü, gözleyen”
rüşmek, açıkça görüşmek” ME NF 359/8
204/7 mubrez(<A.) “gösteri” KE 248v/11
muǾayyen (<A.) “tayin ve tahsis mucābāt (<A.) “nazire” mucābāt
olunmuş, kararlaştırılmış, kesin, ayt- “nazire söylemek” ME
belli, açık seçik” NF 14/8, K 48/5
IV/16, muǾayyen bahā “ belirli
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 399

muǾcizāt (<A.ç.) “mucize, mucize- muġįrat ibnü ĥabįb (<ö.a.) “bir


ler” NF 36/1, AO III/1, HŞ âbid” NF 317/1
4590 muġįre bin şuǾbe (<ö.a.) “İlmî,
muǾcize (<A.) “mucize” NF 23/2, askerî ve siyasî alanlardaki üs-
KE 31r/18, MM 35/3 tünlüğü ile tanınmış Hz. Mu-
mūdārā (<A.) “mudara” mūdārā hammed’den çok sayıda hadis
ķıl- “mudara etmek, beklemek, rivayet etmiş sahabe” KE
ummak” HŞ 4667 225v/20, muġįra “bkz. muġįre
mudāvemet(<A.)“devamlılık krş. bin şuǾbe” NF 117/13, muġįrat
müdāvemet”mudāvemet ķıl- ibnü şuǾbe “bkz. muġįre bin
“devamlılık göstermek, sürekli şuǾbe” NF 117/1, muġįre “bkz.
olmak” ME 51/3 muġįre bin şuǾbe” KE 226r/1
mufāħiret (<A.) “öğünme, kendini muĥāb (1) (<A.) “eksiltme, indi-
beğenme” NF 396/8, KE rim” ME 216/2
214v/10, mufāħiret ķıl- “öğün- muĥāb (2)(<A.) “müteakip, arka-
mek, kendini beğenmek” NF sından” MM 205/1
36/16, mufāħiret ķılış- “karşılık- muħabbeŝ (<A.) “kötülük eden,
lı olarak öğünmek, kendi kendi- e
ğ fenalık eden” KE 41v/15
lerini beğenmek” NF 374/9
i
t muĥabbet (<A.)“sevgi, dostluk,
i
mufażżal (<ö.a.) “bir alim kişi” NF m muhabbet krş. maĥabbet,
419/5 y
a
mahabbet” NF 199/10, KE m
mufįd (<A.)“faydalı” NF 423/13 y
ı 42r/12, MM 369/3, MN (2)
n
mūfiķ (<A.) “yardımcı” NF 120/3, e
v
11/101, muĥabbet közi
mūfiķ bol- “yardım etmek, yar- i
“günüldeki aşk ateşi” MM
dımcı olmak” NF 120/3 367/2
mūġ (<F.) “ateşe tapan, Mecûsî, muĥabbet-nāme (<ö.a.) “Muhab-
ateşperest” NF 325/11, KE bet-Name adlı eser” MN (2)
231v/2, HKT 321a/3, HŞ 636, 7/60
mūġ bol- “Mecûsî olmak, ateş- muhācir (<A.) “muhacir, Peygam-
perest olmak, ateşe tapmak” berle birlikte veya sonradan
ME 172/2 Mekke’den Medine’ye göç
muġal (<ö.a.) “Moğol krş. moġol, eden” NF 75/11, muhācir ve
muġol” CE 1/4 enśār “Medineye göç edenler ve
muġannį (<A.) “şarkı söyleyen, onları misafir edenler” KE
şarkıcı” HŞ 1043, MN (2) 3/22 236r/12
muġāŧır(<ö.a.) “Patriklerin ulu muhācirįn (<A.ç.) “muhacirler” NF
kişisi” NF 80/12 92/15
400 | D r . Suat ÜNLÜ

muĥaddiŝ(<A.) “hadis ilmi ile uğ- 439a/2, HŞ 4303, muħālif çıķ-


raşan” NF 231/17 “muhalif olmak, karşı fikirde
muĥaķķaķ (<A.) “gerçekliği belli olmak, karşı çıkmak” HŞ 2213,
olmuş, gerçek” muĥaķķaķ bol- muħālif kel- “birbirine uyma-
“gerçekliği belli olmak, kesin- mak, karşı fikri savunmak”
leşmek, gerçek olmak” NF MM 181/4, muħālif miŝl “uy-
422/12 gun olmayan, aykırı şey” HKT
muĥaķķıķ (<A.) “tahkik eden, ger- 412b/3
çeği arayan” KE 42r/11 muħālifet (<A.) “muhalefet, uyuş-
muĥāl (<A.)“mümkün olmayan, mama krş. muħālefet” NF
imkansız” NF 98/16, KE 307/17, muħālifet ķıl- “karşı
135r/21, MM 269/2, MN (2) çıkmak, muhalefet etmek” NF
37/373, muĥāl bol- “mümkün 289/11
olmamak, imkansız olmak” NF muĥāfižat (<A.) “saklama, koru-
364/17, ME 221/5, muĥāl ol- ma” muĥāfižat ķıl- “saklamak,
“mümkün olmamak, imkansız korumak, muhafaza etmek” NF
olmak” HŞ 983, muĥāl -i akl e
ğ
379/12
“akla uygun olmayan” HŞ 2189 i
t muĥammed (1)(<ö.a.) 1. “İslam
i
muħālefet (<A.) “muhalefet krş. m peygamberi, Hz. Muhammed
muħālifet” muħālefet eyle- y
a
krş. muhammed” NF 6/5, KE
“karşı çıkmak, muhalefet et- y
ı 14v/7, HKT 65b/9, MM 5/3,
mek” K VII/29, muħālefet MN (1) 22/8, HŞ 4637, AO
n
e
v
it“karşı çıkmak, muhalefet et- i III/1, MN (2) 2/18, muĥammed
mek” K VII/22, muħālefet ķıl- dįni “İslamiyet” HŞ 4363,
“karşı çıkmak, muhalefet et- muĥammed ibnü Ǿabdiǿllāh “İs-
mek” HKT 189b/9, muħālefet lam peygamberi Hz. Muham-
ķılmaķ “karşı çıkma, muhalefet med” NF 46/7, muĥammed
etme” HKT 19b/9, muħālefet muśŧafā “İslam peygamberi Hz.
ķılış- “birbirlerine karşı çıkmak, Muhammed” NF 36/1, KE
aralarında muhalefet etmek” 1v/8, muĥammedüǿl- muśŧafā
ME 116/4, muħālefet ol- “mu- “İslam peygamberi Hz. Mu-
halefet etmek, karşı çıkmak” K hammed” KE 7r/13, MN (2)
VII/50 2/16, muĥammed muśŧafā emįn
muħālif (<A.) “muhalif, uymayan, “İslam peygamberi Hz. Mu-
zıt, karşıt, karşı fikirde olan” hammed” KE 122v714,
KE 20v/9, HŞ 779, muħālif bol- muĥammed bin Ǿabduǿllāh “İs-
“uygun olmamak, aykırı olmak, lam peygamberi Hz. Muham-
karşı fikirde olmak” HKT med” KE 203v/19, muĥammed-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 401

i emįn “İslam peygamberi Hz. muĥammed ħ^oca (<ö.a.) “eserde


Muhammed” KE 186v/1, medhedilen bir büyük” MN (2)
muĥammed resūl “İslam pey- 7/65
gamberi Hz. Muhammed” MM muĥammed ibnü beşreviyye (<ö.a.)
10/4, muĥammed resūlaǿllāh “Muhaddis, Kenzüǿl-Aħbâr adlı
“İslam peygamberi Hz. Mu- hadis kitabının yazarı” imām
hammed” NF 3/11, muĥammedį “bkz. Muĥammed ibnü
“İslam peygamberi Hz. Mu- beşreviyye” NF 198/3, imām
hammed” KE 225r/4 muĥammed-i beşreviyye “bkz.
muĥammed (2) (<ö.a.) “749-804 muĥammed ibnü beşreviyye”
yılları arasında yaşamış, Ebu NF 362/11
Hanife’nin öğrencisi ve Hanefi muĥammed bin ebį bekr (<ö.a.)
mezhebinin büyük bilginlerin- “Ebu Bekr’in oğlu” KE 240r/3,
den olan İmam Muhammed” muĥammed “bkz. muĥammed
MM 239/4 bin ebį bekr” NF 133/5
muĥammed (3) (<ö.a.) “Temir muĥammed ibnü ĥarb (<ö.a.) “bir
Kutluk Han’ın Tarhanlık verdi- âbid” NF 227/17
ği kişi” AO II/19 e
ğ muĥammed ibnü ĥaśan (<ö.a.) “İbn
muĥammed (4) (<ö.a.) “Sahib
i
t Düreyd adı ile tanınmış ünlü dil
i
Girey yarlığında geçen kişi” Ka m âlimi, şair” NF 197/13
II/6 y
a
muĥammed bin ĥaśan-ı şeybānį m
muĥammed (5) (<ö.a.) “Uluğ Mu- y
ı (<ö.a.) “Ebu Abdullâh Mu-
n
hammed Han, Altın Ordu hanı” e hammed bin Hasan bin Farkad.
v
AO III/2 i
Hanefi fakihi” KE 82v/6, imām
muĥammed Ǿalį (<ö.a.) “İbrahim muĥammed “Ebu Abdullâh
Han’ın Tarhanlık verdiği Muhammed bin Hasan bin
Gülbostan Hatun’un oğlu” Ka Farkad. Hanefi fakihi” KE
I/4 82v/9, imām muĥammed bin
muĥammed Ǿazįz (<ö.a.) “Mu- ĥaśan-ı şeybānį “Ebu Abdullâh
hammed Aziz, Gülbostan Ha- Muhammed bin Hasan bin
tun’un oğlu” Ka I/5 Farkad. Hanefi fakihi” KE
muĥammed bin Ǿalį tirmiźį (<ö.a.) 82v/7
“Ebû Abdullâh Muhammed bin muĥammed ibnü idrįsǿş-şāfiǾį
Alî bin el-Hasan bin Bişr el- (<ö.a.) “ İmam şâfiǾî krş. şāfįǾį”
Hakîm. Büyük bir sûfî ve Sünnî NF 205/8
kelamcısı” NF 338/14 muĥammed bin iśĥāķ (<ö.a.) “Hz.
Muhammed’in hayatını ilk defa
yazan Arap müellif ve muhad-
402 | D r . Suat ÜNLÜ

dislerinden biri” KE 107r/17, Allah’a adamak, Allah yolunda


muĥammed iśĥāķ “Hz. Mu- çalışmak” KE 166v/4
hammed’in hayatını ilk defa muĥarrem (<A.) “kamer takvimi-
yazan Arap müellif ve muhad- nin birinci ayı, haram olan, ya-
dislerinden biri” KE 194v/8 saklanmış olan” KE 225v/8, K
muĥammed ibnü muķātiliǿr-rāzį II/15, muĥarrem ayı “kamer
(<ö.a.) “Rey ilinin âlimi, kadı- takviminin birinci ayı, haram
sı” NF 235/5 olan, yasaklanmış olan” NF
muĥammed bin müslim (<ö.a.) 122/8, KE 33r/18
“Muhammed bin Müslim” KE muĥāsib (<A.) “hesap eden, muha-
227v/4 sebeci” KE 86r/8
muĥammed ibnü sįrįn (<ö.a.) muĥātaba (<A.) “çekişme, karşılık-
“TâbiǾînden hadis ravîsi” NF lı söyleşme” KE 123r/7
191/13, ibnü sįrįn “bkz. muhlib (<ö.a.) “Abbasî halifesi”
muĥammed ibnü sįrįn” NF NF 373/14
191/15 muĥib(b) (<A.) “dost, seven, sevgi
muĥammed hanįfe (<ö.a.) “Hz. e
ğ
besleyen” KE 218v/4, MM
Ali’nin oğlu” KE 242v/15 i
t 267/3, K VIII/14, muĥib köñli
i
muĥammed-i buħārį (<ö.a.) “Sahîh m “dost gönüllü, sevecen” MM
adlı hadis kitabının yazarı krş. y
a
319/1, muĥibüǿl-Ǿulemā “alim-
ismāǾįl-i buħārį” imām “bkz. y
ı lerin dostu, alimlerin sevgilisi”
muĥammed-i buħārį” NF 346/5 KE 2r/20
n
e
v
muĥammed-i kātib (<ö.a.) “Magâzî i muĥibbāne(<A.+F.)“dostça” K
adlı kitabı olan din âlimi” NF VII/15
444/8 muĥiblük (<A.+T.) “Allah dostu
muħanneŝ (<A.) “korkak, alçak, olma” MM 363/2
kalleş” KE 167r/19, muħanneŝ muĥįŧ(<A.) “bir şeyin etrafını çevi-
bol- “korkak olmak, alçaklık ren, muhit, okyanus, deniz” KE
yapmak, kalleş olmak” KE 26v/7, muĥįŧ deryāsı “denizle
57v/3 çevrili” KE 26v/6
muĥārebe(<A.) “muharebe” muĥkem (<A.) “muhkem, sağlam,
muĥārebe-i keŝįr “çok sayıda kuvvetli” NF 136/6, HKT
savaş, bir çok savaş” KVI/21, 528b/5, HŞ 1991, muĥkem bol-
muĥārebe ķıl- “savaşmak, harp “sağlam olmak, sabit ve muh-
etmek” K VI/24 kem olmak” NF 76/7, ME
muĥarrar (<A.) “Allah’a adanmış 215/8, muĥkem it- “sağlamlaş-
olan” muĥarrar ķıl- “kendini tırmak, sabit ve muhkem yap-
mak” HŞ 854, muĥkem ķıl-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 403

“sağlamlaştırmak, sabit ve muħtaśar (<A.) “kısaltılmış, kı-


muhkem yapmak” HKT 472a/7, saltma, kısa” muħtaśar ķıl- “kı-
muĥkem ķılġan “sağlamlaştıran, saltmak” HŞ 492
muhkem kılan” HKT 472a/7, muħtelif (<A.) “çeşitli, türlü, birbi-
muĥkem ķılın- “sağlamlaştırıl- rine uymayan, zıt, ihtilafa dü-
mak, muhkem kılınmak” HKT şen” HKT 575a/4, HŞ 1501,
213a/1, muĥkem ķılma- “sağ- muħtelif bol- “ihtilafa düşmek,
lamlaştırmamak, sabit ve muh- birbirine uymamak” NF 118/4,
kem kılmamak” ME 229/5, ME 203/1, KE 217v/16,
muĥkem otur- “düzgün otur- muħtelif bolmaķ “muhtelif ol-
mak, sabit oturmak” MM 77/3 ma, çeşitlilik” HKT 387b/1,
muĥkemle-(<A.+T.) “sağlamlaş- muħtelif ķılıķlıġ “zıt huylu”
tırmak” NF 356/8 HKT 441a/4
muĥkemlük (<A.+T.) “sağlamlık” muĥtelim(<A.) “kirlenmiş”
HKT 503a/4 muĥtelim bol- “kirlenmek, kirli
muħlaś (<A.) “kurtarıcı” KE 82v/6 olmak” KE 221v/4
muħliś (<A.) “dostluğu, samimiye- muħteliŧ (<A.) “karışık, karışmış”
ti içten gönülden olan” NF e
ğ muħteliŧ bol- “karışmak, karı-
405/14, KE 82v/4, muħliś bol-
i
t şık olmak” NF 320/7
i
“dostluğu, samimiyeti içten gö- m muĥtesib (<A.)“inzibat ve belediye
nülden olmak” NF 48/15 y
a
işlerine bakan” NF 307/10, K m
muħliśāne(<A.+F.)“samimiyetle, y
ı I/10
n
içtenlikle” K VII/15 e muĥtesibluķ (<A.+T.)“inzibat ve
v
muĥrim (<A.) “ihrama giren, ih- i
belediye işlerine bakma krş.
ramlı” ME 38/5, HKT 119a/9, muĥtesiblük” NF 307/10
muĥrim bol- “ihrama girmek, muĥtesiblük(<A.+T.) “inzibat ve
ihramlı olmak” ME 30/8 belediye işlerine bakma krş.
muĥsin (<A.) “iyilik eden, ihsan muĥtesibluķ” NF 307/11,
eden” KE 88r/18 muĥtesiblük ķıl- “inzibatlık
muĥtāc (<A.)“muhtaç, ihtiyacı yapmak, belediye işleriyle meş-
olan” NF 109/3, KE 143v/3, gul olmak” NF 308/1
HKT 370b/4, HŞ 182, muĥtāc muĥteşemsiz (<A.+T.) “ihtişam-
bol- “ihtiyac sahibi olmak, sız” MN (2) 23/223
muhtac olmak” NF 108/3, HŞ muǾįnüǿl-mürįd (<ö.a.) “İslam adlı
2433, muĥtāc ķıl- “muhtaç et- Harezm dönemi Türk bilginle-
mek” MN (2) 7/59, HŞ 1941 rinin yazmış olduğu 407 dört-
lükten oluşan manzum Türkçe
eser” MM 405/1
404 | D r . Suat ÜNLÜ

muǾizzeǿd-dįn (<A.) “dinin izzet muķarrer(<A.)“kararlaştırılmış”mu


ve ikram edicisi, Hz. Muham- ķarrer ve maǾlūm “kararlaştı-
med’in lakabı” KE 197r/8 rılmış ve herkesçe bilinen” KE
mujda (<F.) “müjde krş. müjde” 218r/15, muķarrer bol- “karar-
mujda bėriş- “birbirlerine müjde laştırmak, karara bağlamak krş.
vermek, karşılıklı sevinmek” muķarrer ol-” KE 75v/8,
ME 196/4 muķarrer ķıl- “kararlaştırmak,
muķābel (<A.) “mukabele, iki şeyi karara bağlamak” KE 132v/7,
müsvedde ile aslını okuyarak muķarrer ol-“kararlaştırmak,
karşılaştırma” KE 112v/6 karara bağlamak krş. muķarrer
mukābere (<A.) “haddini bilmez- bol-” K V/18
lik, arsızlık” KE 205v/15 muķassem (<A.) “ayrılmış, bölün-
muķābil (<A.) “karşılıklı, aynı, müş, kısım” KE 203v/10
denk” NF 299/10, MN (2) 8/75, muķaśśir (<A.) “kusurlu, suçlu”
muķābil kel- “denk gelmek, MM 292/3
denk düşmek, karşılığı olmak” muķāvemet(<A.)“karşı durma,
NF 43/2 e
ğ
dayanma” muķāvemet ķıl-
muķābile(<A.)“karşılık verme, i
t “karşı durmak, karşılık vermek,
i
karşılama” NF 420/5 m dayanmak” KE 203r/16
muķaddem (<A.) “takdim edilen, y
a
muķavķıs (<ö.a.) “Hz. Muham-
sunulan” NF 428/5 y
ı med’in İslama davet ettiği Mısır
muķaddes (<A.) “mübarek, kutsal” hükümdarı” KE 230r/9,
n
e
v
HKT 270b/3, K VI/29 i muķavķıs melik “bkz.
mūķān (<A.) “casus, haberci krş. muķavķıs” NF 70/14
mūķānį” HŞ 1010 muķavvį(<A.)“kuvvetlendiren,
mūķānį (<A.) “casus, haberci krş. sağlamlaştıran” muķavvį bol-
mūķān” HŞ 1009 “sağlamlaştırmak, kuvvetlen-
muķārinat (<A.) “uygunluk” NF dirmek, sağlam hale getirmek”
241/4 NF 263/13
muķarrar (<A.) “kesinleşmiş, ke- muķdįm (<ö.a.) “Abdulmuttalib’in
sin” muķarrar bol- “ kesinleş- on oğlundan biri” KE 50r/7
mek, kesin olmak” NF 423/16 muķırr (<A.) “ikrar eden, söyle-
muķarreb (<A.) “yakın, Allah’a yen” KE 106r/10
yakın” NF 3/17, KE 238r/19, muķįm (<A.) “sürekli olarak bir
muķarreb śaĥābe “yakın arka- yerde oturan, yerleşen” MM
daş” MM 11/1, muķarreb ķıl- 154/3, HKT 372b/8, muķįm
“yaklaşmak, yakınlık meydana bol- 1.“yerleşmek, ikamet et-
getirmek“NF 429/9 mek, oturmak” ME 114/6, MM
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 405

177/4, HKT 157b/5, 2. “bir muñ “bun, sıkıntı, darlık, kaygı


yerde bir süre eğlenmek, oya- krş. bun, mun” KE 131v/21,
lanmak, durmak” HKT 301a/8, MM 326/3, HŞ 2579
muķįm bolġu yir “ikamet ede- mun- “bunamak” munmaķķa nisbet
cek yer” HKT 385a/9, muķįm ķıl- “bunaklıkla itham etmek”
bolmaķ “ikamet etme” HKT HKT 237a/7
265a/8 muna “işte” KE 187r/14
muķįmāne(<A.+F.) “mukim gibi, muna-“bunalmak, sıkılmak krş.
yerleşik kişiler gibi” MM 189/2 muña-” İML 112
muķįmluķ(<A.+T.) “yerleşik, yer- muña-“bunalmak, sıkılmak krş.
leşme, ikamet etme” MM muna-” KE 105v/18
180/1, HKT 418b/2 munaġġaż (<A.) “mutsuz, kederli”
muķrį (<A.) “Kur’an okuyan, şar- munaġġaż bol- “mutsuz olmak,
kıcı” KE 68v/5 kederlenmek, kederli olmak”
muķtedā (<A.) “kendisine uyulan NF 128/6
(imam), önde bulunan” MM munāǾǾim (<A.) “yedirip içiren,
304/1, HKT 470b/7, muķtedā cömert, nimet veren” KE
bol- “uymak, önde olmak, ken- e
ğ 128v/20
disine uyulmak” MM 334/3
i
t muñakduķmış “muhtaç” ME 8/5
i
muķtedį (<A.) “imama uyan, ima- m munāķıś (<A.) “zıt, karşı olan”
mın arkasında namaz kılan” y
a
munāķıś bol- “bir şeyin zıttı m
MM 146/2 y
ı olmak, karşı olmak” ME 197/6
n
mulāzimat (<A.) “stajyerlik” NF e munākişa (<A.) “münakaşa, tar-
v
194/16, mulāzimat ķıl- i
tışma” munākişa ķıl- “münaka-
“stajerlik yapmak, tecrübe ka- şa etmek, tartışmak” NF 232/5
zanmak” NF 193/15 muñalt- “bunaltmak krş. muñġalt-”
muǾlem(<A.) “bildirilmiş” MN (2) ME 16/3
7/62 munaśśıf (<A.) “adalet ve hakka-
mūm(<F.) “mum” KE 134v/12, HŞ niyetten ayrılmayan” KE 2r/17
2355 muñay- “muhtaç olmak” İML 104
mumınlıķ (<A.+T.) “müminlik” munāzaǾat(<A.) “çekiş-
ME 91/2 me”munāzaǾat ķılış- “çekişmek,
mūmiyā (<A.) “bedene sürülmesiy- aralarında sözlü tartışmak” ME
le her derdi iyi eden bir deva, 196/4
bir masal ilacı” KE 138r/9, HŞ munāžira(<A.) “tartışma, munazara
2317 krş. münāžara” NF 232/717
mun “eksiklik, kusur krş. muñ, munça “bunca, bu kadar” MM
bun” İML 148 45/3, HŞ 534, MN (2) 14/136
406 | D r . Suat ÜNLÜ

munçuķçu “bonçukçu” İML 155 mūnis (1)(<A.) “sevimli, hoş” NF


mundaġ “böyle, bu şekilde krş. 343/11, mūnis bol- “sevimli
mundaķ, muntėg, muntig” NF olmak, hoş olmak” NF 279/15
13/3, KE 12v/10, HŞ 352, mūnis(2) (<ö.a.) “Yunus peygam-
mundaġ bol- “böyle olmak, bu berin konuştuğu abid” KE
şekilde olmak” NF 92/6, KE 155r/18
78v/17, mundaġ ķıl- “böyle ol- munķabıż (<A.) “sıkılmış, daral-
mak, bu şekilde yapmak” NF mış” munķabıż bol- “tiksin-
13/14, KE 33r/17 mek” HKT 442b/5
mundaġla-“böyle yapmak” KE munķād (<A.) “boyun eğen, bağlı”
191r/12 munķād bol- “ boyun eğmek,
mundaġoķ “böyle, öyle, böylece, itaat etmek, bağlı olmak” NF
tam bu şekilde krş. mundaġuķ” 279/15
NF 125/10, MM 126/3, HKT munkalib (<A.) “değişik, değiş-
17a/4 miş” HŞ 59
mundaġuķ “böylece, tam bu şekil- muñla-“üzülmek, sıkılmak” KE
de krş. mundaġoķ” KE e
ğ
218v/17
167v/20, HŞ 2931 i
t muñlan-“dert yanmak, üzülmek,
i
mundaķ1.“böyle, bu şekilde krş. m kederlenmek” KE 100v/15, ME
mundaġ” MN (1) 2/15, MN (2) y
a
35/6
35/350, 2. “bu kadar” MN (2) y
ı muñlı” kederli, tasalı krş muñluķ,
2/18, muñlıġ (2), muñluġ” HŞ 2272
n
e
v
munduz “nimetli, şımarık” ME i muñlıġ (1) (<Çin+T.) “esaslı, te-
22/4, munduz ķıl- “şımartmak” melli” muñlıġ sınlıġ “boylu
ME 58/6 poslu” KE 2v/1
munduzlandur- “nimetlendirmek” muñlıġ (2) “kederli, tasalı krş
ME 12/5 muñluķ, muñluġ (2), muñlı,
muñġalt- “üzmek, sıkıntıya sok- munluġ, muñlu” HŞ 3465
mak krş. muñalt-” AO I/16 muñlu “aciz, eksikli, kusurlu krş
munġiş (<A.) “kederli, üzgün, muñluķ, muñlıġ (2), muñlı,
kırgın, incinmiş” NF 330/2, muñluġ, munluġ” ME 76/4
munġiş bol- “kederli olmak, in- munluġ “eksikli, kusurlu, kederli,
cinmek, üzgün olmak, üzülmek tasalı krş muñluķ, muñlıġ (2),
“NF 291/8 muñlı, muñluġ, muñlu”İML
munǾim (<A.) “yedirip içiren, ni- 148
met veren, cömert” NF 160/11 muñluġ “eksikli, kusurlu, kederli,
tasalı krş muñluķ, muñlıġ (2),
muñlı, munluġ, muñlu” KE
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 407

61v/11, HŞ 2625, muñluġ mun-tig“böyle, bunun gibi krş.


ķađġuluġ “sıkıntılı ve kederli” muntėg, mundaġ, mundaķ” HŞ
KE 99r/14, muñluġ bol- “keder- 4425
li olmak, tasalı olmak, sıkıntılı murabıŧ (<A.) “ibadete bağlı kim-
olmak” NF 286/6, KE 77r/21 se, dindar” HŞ 4686
muñluķ “kederli, tasalı krş muñluġ, murād (1) (<A.) “istek, dilek, arzu,
muñlıġ (2), muñlı, munluġ, amaç” NF 387/11, KE 17r/7,
muñlu” muñluķ bol- “ kederli ME 78/8, CE 1/1, MM 36/2,
olmak, tasalı olmak, sıkıntılı AO III/2, HŞ 1720, MN (2)
olmak” KE 237r/16 23/230, murād bul- “muradına
muñsız “dertsiz, tasasız, sıkıntısız ermek, dileğine kavuşmak”
krş. muñsuz” muñsız ķıl- “sı- MM 306/3
kıntı ve ihtiyacı gidermek, murād (2) (<ö.a.) “Güney Arapla-
mustağni kılmak” HKT 224a/3 rın Mazhec birliğine dahil bir
muñsuz “dertsiz, tasasız, sıkıntısız, kabile” NF 399/16, KE 241v/13
ihtiyacı ve sıkıntısı olmayan, murādça (<A.+T.) “isteğine göre,
esma-i hüsna’dan el-ġaniyy krş. arz edşince” KE 78r/17
muñsız” NF 401/3, HKT 60a/6, e
ğ murādlıġ (<A.+T.) “istekli, arzulu”
muñsuz bol- “muhtaç olmamak,
i
t KE 181r/7
i
mustağni olmak” NF 286/6, m murādsız (<A.+T.) “isteksiz, amaç-
muñsuz ķıl- “sıkıntı ve ihtiyacı y
a
sız” HŞ 2588 m
gidermek, mustağni kılmak” y
ı murāfaķat (<A.) “refakat etme, yol
n
NF 110/16, ME 61/5, HKT e arkadaşlığı, yoldaşlık”
v
205a/2 i
murāfaķat ķıl- “refakat etmek,
muñsuzluķ “ihtiyaçsızlık” yol arkadaşlığı yapmak” MN
muñsuzluķ daǾvāsını ķıl- “muh- (1) 16/9
taç olmadığını iddia etmek” murāķibe (<A.) “Allah’a bağlan-
HKT 575a/6 ma” NF 427/16, murāķibe
munŧažır (<A.) “bekleyen” KE maķāmı “Allah’a yakınlık ma-
183v/15, K VII/35, munŧažır kamı” NF 428/17
bol-“beklemek, gözlemek” KE muraśśaǾ (<A.) “süslenmiş, be-
187r/4 zenmiş” KE 32r/10, HŞ 2940,
muntėg “böyle, bunun gibi krş. muraśśaǾ ķıl- “süslenmek, be-
mun-tig, mundaġ, mundaķ” zenmek” KE 7r/8
MM 277/1 muravvaķ(<A.) “süzülmüş,
muntėg-ök “böyle, bunun gibi” durutulmuş” HŞ 1581
MM 249/3 murdār (<A.) “murdar, pis, İslamî
esaslara göre yenilmemesi ge-
408 | D r . Suat ÜNLÜ

reken” NF 373/16, KE 55r/12, ķılın- “emrine verilmek, itaat


HKT 322b/2, HŞ 3610, murdār ettirilmek” HKT 258a/8
bol- “murdar olmak, pis olmak, muśāĥib (<A.) “biriyle konuşan,
dinen yenilmemesi gerekmek” arkadaşlık eden” muśāĥib bol-
NF 193/8, ME 172/2 “arkadaş olmak, arkadaşlık et-
murġ (<F.) “kuş” KE 121v/8 mek” KE 131r/15
mūsā (1)(<ö.a.) “Hz. Musa krş. muśallā (<A.) “seccade, cenazenin
mūsį” NF 8/16, MM 55/1, HKT konulduğu taş” NF 317/2, KE
301b/8, MN (1) 11/11, MN (2) 42r/16, muśallā yay- “musalla
2/14 taşına koymak, musalla taşına
mūsā (1) (<ö.a.) “Sahib Girey’in yerleştirmek” NF 221/13
Tarhanlık verdiği yedi kişiden musallaŧ (<A.) “musallat, birine
biri” Ka II/6 ilişmiş, rahatsız eden, sıkıştı-
muśabbah (<A.) “Yusuf’a rüyasın- ran” musallaŧ bol- “musallat
da secde eden on bir yıldızdan olmak, rahatsız etmek” NF
biri” KE 67v/4 353/13, musallaŧ ķıl- “musallat
musābiķat (<A.) “müsabaka, yarış” e
ğ
etmek, rahatsız etmek, sıkıştır-
musābiķat ķıl- “müsabaka yap- i
t mak” NF 14/16, KE 6v/5, HKT
i
mak, yarış yapmak NF 95/10 m 90a/2
muśāfiĥa (<A.) “el sıkışma, toka- y
a
muśammaǾ (<A.) “yaban geyiği”
laşma krş. muśāfiĥat” muśāfiĥa y
ı KE 176r/9
ķıl- “el sıkışmak, tokalaşmak” n
e muśannif (<A.) “müellif, yazar”
v
NF 102/8 i NF 443/16, HŞ 4725
muśāfiĥat (<A.) “el sıkışma, toka- musaŧŧaĥ (<ö.a.) “Hz. Ayişe’nin
laşma krş. muśāfiĥa” muśāfiĥat amcasının oğlu” KE 234v/18
ķıl- “el sıkışmak, tokalaşmak” muśavver (<A.) “tasavvur edilmiş,
NF 362/14 düşünülmüş” KE 189r/20
musāfir (<A.) “yolcu, misafir” NF muśĥaf (<A.) “kitap, Kur’an” NF
251/9, ME 83/6 135/12, KE 2v/6, ME 4/2
musaħħar(<A.)“birinin emrine, musıķār(<F.)“müzisyen” HŞ 3803
hizmetine verilmiş olan” NF mūsį (<ö.a.) “Musa peygamber krş.
392/3, KE 139v/8, HKT mūsā (1)” KE 108r/7, mūsį-i
153a/1, musaħħar bol- “ birinin kelįm “Musa peygamber” KE
emrinde olmak, birinin hizme- 28v/10
tine girmiş olmak” KE 143r/19, muśįbet (<A.) “musibet, bela, sı-
musaħħar ķıl- “itaat ettirmek, kıntı, kötülük” NF 242/11, MM
emrine vermek” NF 209/15, KE 119/3, HKT 214a/3, muśįbet
137v/8, HKT 424b/4, musaħħar teg- “kötülüğe maruz kalmak,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 409

belaya uğramak” NF 324/17, mustarşid billāh (<ö.a.) “Abbâsî


muśįbet tegür- “kötülüğe maruz halifesi” NF 156/9
kalmak, belaya maruz kalmak” musŧiǾ bin dehr (<ö.a.) “Salih pey-
NF 323/9 gamberin mucizesi olan deveyi
musįbatlıġ (<A.+T.) “belalı” ME öldürenlerden biri” KE 35v/3,
212/1 muśdiǾ “Salih peygamberin
muśliĥ (<A.) “barıştırıcı, sulh için mucizesi olan deveyi öldüren-
çalışan” KE 14r/21 lerden biri” KE 35v/3
muslim-i nişābūrį (<ö.a.) “Müslim musŧiĥ (<ö.a.) “Mistah bin Esâse.
bin Haccâc Ebu-Hüseyn el- Abdullâh bin Ubey’le Hz.
Kureyşî el-Nişâbûrî. Sahîh adlı Ayişe’ye iftira eden Ebu
hadis mecmuasının yazarı” NF Bekr’in teyzesinin oğlu krş.
137/7 misŧaĥ” NF 419/1
muslim bin yesār (<ö.a.) “bir âbid” muśul (<ö.a.) “Musul” KE 152r/7
NF 249/2, muslim “bkz. muslim musulmān (<A.) “Müslüman krş.
bin yesār” NF 426/17 müsülmān” ME 45/1,
musnedü enes (<ö.a.) “İmâm musulmān bol- “Müslüman ol-
ŞebǾân ibnü Mehdî’nin hadis e
ğ mak, İslam dininde olmak” ME
kitabı” NF 422/14
i
t 31/3
i
muśŧafā (<ö.a.) “Hz. Muhammed” m musulmānlıķ (<A.+T.) “Müslü-
NF 3/8, KE 2r/8, MM 12/3, HŞ y
a
manlık krş. müsülmānlıķ” ME m
119 y
ı 175/3
n
mustaġnį (<A.) “kanaat eden, ihti- e muşāhere (<A.) “evlenme yoluyla
v
yaç duymayan” mustaġnį bol- i
meydana gelen akrabalık”
“kanaat etmek, ihtiyacı olma- muşāhere ķılġan tişi “evlilik yo-
mak” NF 98/1 luyla akraba olan kadın” HKT
mustaġraķ (<A.) “boğulmuş, bat- 349a/7
mış” mustaġraķ ķıl- “boğulmak, muşāhide (<A.) “müşahede, göz-
batmak” NF 443/11 lem” NF 66/3, muşāhide ķıl-
mustaĥaķ (<A.) “hak etmiş, layık “müşahede etmek, gözlem al-
olan” NF 350/8, mustaĥaķ bol- tında bulundurmak” NF 205/6
“hak etmek, layık olmak” NF muştulan- “müjdelenmek, sevin-
324/4 mek” ME 209/8
mustaķįm (<A.) “doğru, düzgün” muǿta (<ö.a.) “Ürdün’de Lut gölü-
mustaķįm bol- “doğru ve düz- nün güneydoğusunda bir yer”
gün olmak, doğru yolda olmak” NF 47/8
NF 393/4 mutaǾaśśıb (<A.) “mutaassıp” KE
32r/3
410 | D r . Suat ÜNLÜ

mutābıǾ(<A.) “tabi olan, bağlı muǾtemed (<A.)“itimat edilen,


olan” KE 200v/12 güvenilen” NF 2/10, muǾtemed
muŧābıķ (<A.) “birbirine uygun” ķıl- “itimat edilmek, güvenil-
HKT 539b/4 mek” KE 84r/8
mutābiǾat (<A.)“birine uyma, arka- muǾŧį (<ö.a.) “İmâm Mâlikin eseri”
sından gitme” mutābiǾat ķıl- NF 201/17
“birine uymak, arkasından git- muŧįǾ(<A.)“itaatli, boyun eğen,
mek” NF 128/5 Allah’ın emirlerini yerine geti-
muǾtād (<A.) “alışılmış, adet hali- ren” NF 277/12, KE 2r/6, muŧįǾ
ne gelmiş”muǾtād bol- “alışıl- bol- “itat etmek, Allah’ın emir-
mış olmak, adet haline gelmek” lerini yerine getirmek” NF
NF 266/17 45/4, KE 149r/14, muŧįǾ
muŧahhar (<A.) “temiz, temizlen- münķād bol- “itaat etmek, Al-
miş” K VI/29 lah’ın emirlerini yerine getir-
mutaĥayyir(<A.) “şaşkın” mek” K IV/10
mutaĥayyir bol- “şaşırmak, muŧǾįm bin Ǿabdį (<ö.a.) “Hz.
şaşkın olmak” ME 235/5 e
ğ
Hamza’yı öldüren Vahşi adlı
mutāliǾa (<A.) “gözden geçirme” i
t kulun sahibi” KE 224r/15
mutāliǾa ķıl- “ gözden geçir-
i
m muŧįǾun lehu (<A.) “kendisine itaat
mek, incelemek” NF 231/15 y
a
edilen, uyulan” MM 310/2
muǾtaśid(<ö.a.) “Abbâsî halifesi” y
ı muŧlaķ (<A.) “mutlak, kesin, kayıt-
NF 307/5 sız şartsız” KE 167r/20, MM
n
e
v
mutavvel (<A.) “uzun” mutavvel i 167/1, MN (2) 11/100, HŞ
bol- “uzun olmak, uzamak” NF 4602, muŧlaķ beyān “ kesin ifa-
36/2 de, kayıtsız şartsız söz” MM
muǾteber (<A.) “hatırı sayılır, iti- 312/2
barlı, saygın” KE 2v/15, muŧlavniyye (<ö.a.) “bir şehir” KE
muǾteber bol- “itibarlı olmak, 151v/18
saygın olmak, hatırı sayılmak” muŧmaǿinne (<A.) “iyilikle kötülü-
NF 429/5 ğü ayırt eden, gönlü rahat” MM
muǾtedil (<A.)“mutedil, ılımlı” HŞ 353/4, muŧmaǿinne bol- “kurtu-
113 luşa ermek, huzur dolu olmak”
muǾtekif (<A.) “bir ibadethaneye MM 354/4
çekilip namaz, niyaz ve ibadetle muŧrıb (<A.) “çalgıcı krş. muŧrib”
meşgul olan” muǾtekif bol- HŞ 394
“ibadetle meşgul olmak” NF muŧrib (<A.) “çalgıcı krş. muŧrıb”
262/9 KE 29v/19
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 411

muŧribe(<A.) “kadın çalgıcı” KE tirmek, uydurmak” HŞ 3801,


30r/1 muvāfıķ kil- “münasip hale
muŧrif (<ö.a.) “bir âbid” NF 373/13 gelmek, uygun olmak” HŞ
muttaķį (<A.) “takva sahibi, günah 2087, muvāfıķ tüş- “muvafık
ve haramdan sakınan, Allah’tan olmak, uygun düşmek, münasip
korkan” NF 313/12, KE olmak” HŞ 1891
158r/15, MM 109/4, HŞ 157 muvāfıķlıķ (<A.+T.)“uygunluk”
muŧŧaliǾ(<A.) “bilgili, haberdar, KE 25r/5
öğrenmiş” NF 431/12, muŧŧaliǾ muvaĥĥid (<A.) “tevhid eden, Al-
bol- “haberdar olmak, bilgili lah’ın birliğine inanan, Müslü-
olmak” NF 3/9, HKT 299a/9, man” NF 44/14, KE 100r/21,
muŧŧaliǾ bolun- “bilinmek, ma- MM 64/2, CE 1/3
lum olmak, anlaşılmak” HKT muvaśśal (<ö.a.) “Musul krş.
120b/8, muŧŧaliǾ ķıl- “haderdar mevśil” NF 220/7
etmek” HKT 71a/8 muyan “sevap, mükafat, kazanç”
muvāfaķat (<A.) “uygunluk, uz- İML 138
laşma, razı olma, uygun gelme” muynuz“boynuz krş. müñüz,
muvāfaķat it- “uygun hale ge- e
ğ moynuz” KE 172v/21
tirmek, razı etmek” K VI/15,
i
t muynuzlıġ“boynuzlu krş.
i
muvāfaķat kemiş- “barıştırmak, m moynuzluġ” KE 172v/20
ara bulmak” ME 81/5, y
a
mużǾab (<ö.a.) “Reyyan meliğin m
muvāfaķat kemişmek “barıştır- y
ı oğlu” KE 108r/3
n
ma, ara bulma” HKT 85b/9, e mužaffer(<A.) “muzaffer, üstün”
v
muvāfaķat ķıl- “uymak” NF i
HŞ 172, mužaffer ol- “muzaffer
117/9, KE 197r/5, ME 124/8, olmak, galib gelmek, üstün ol-
HKT 186b/1, muvāfaķat ķılış- mak” K VI/27
“uyuşmak, barışmak, aralarını mużmer (<A.) “gizli, saklı” KE
bulmak” ME 125/5, muvāfaķat 169r/2
tüş- “uyuşmak, barışmak, ara mużŧar (<A.) “çaresiz kalmış,
bulmak” NF 117/11 biçare” NF 226/7
muvāfıķ (<A.) “muvafık, uygun, mü “mü (soru edatı) krş. mu, mı”
münasip” NF 423/12, KE NF 235/6, ME 174/5
107r/15, MN (2) 22/217, HŞ mübāĥ (<A.) “mübah, işlenmesin-
3821, muvāfıķ bol- “muvafık de sevap ya da günah olmayan
olmak, uygun düşmek, münasip şey krş. mubāĥ” mübāĥ ķıl-
olmak” NF 263/14, KE 223r/4, “mübah olmak, işlenmesinde
HKT 563a/2, MN (2) 38/375, sevap ya da günah olmamak
muvāfıķ ķıl- “münasip hale ge- “NF 281/12
412 | D r . Suat ÜNLÜ

mübāhat “övünme krş. mübāhāt” mübeşşere (2(<ö.a.) “Yakub pey-


mübāhat ķıl- “övünmek” KE gamberin Yusuf’a vurdu diye
227r/11 oğlundan ayırdığı cariyesi” KE
mübāhāt(<A.) “övünme krş. 105r/15
mübāhat” mübāhāt ķıl- “övün- mübeşşir (<A.)“müjde veren, muş-
mek” NF 264/14 tucu” mübeşşir bol- “müjde ve-
mübālaġat (<A.) “abartma, müba- rici olmak, muştulamak” KE
lağa krş. mubālaġat” HKT 53v/18
563a/2 mübrediǾ (<A.) “yeni bir şey orta-
mübārek (<A.) “mübarek, kutlu, ya koyan” KE 216v/21
uğurlu, bereketli krş. mubārek” mübtelā (<A.) “mübtela, maruz
NF 11/13, KE 71r/19, MM kalmış, kötü şeylere tutkun, ya-
385/1, MN (1) 22/9, HŞ 165, kalanmış” NF 66/14, KE
AO IV/20, mübārek bol- “mü- 99r/10, MN (2) 36/364, HŞ
barek olmak, kutlu olmak, be- 2732, mübtelā bol- “tutkun ol-
reketli olmak” NF 109/17, HŞ mak, yakalanmak” NF 142/4,
3447, mübārek ķıl- “bereket- e
ğ
KE 21r/18, HŞ 1076, mübtelā
lendirmek, kutlamak” HŞ 6, i
t ķıl- “maruz kalmak, yakalan-
mübārek nefs “mübarek nefes”
i
m mak, maruz kalmak” NF 328/5,
MM 385/1 y
a
KE 110v/10
mübārek-bād (<A.+F.) “mübarek y
ı mücādele (<A.) “mücadele, karşı
olsun” mübārek-bād ķıl- “mü- koyma” KE 56v/9
n
e
v
barek olsun demek” NF 109/12 i mücāhede (<A.) “savaş, uğraş,
mübāriz (<A.) “biriyle kavgaya cihat etme, savaşma” KE
tutuşan” KE 220v/6 22r/13, mücāhede ķıl- “cihat
mübāşeret (<A.) “dokunma, cinsi etmek, savaşmak, mücadele
münasebette bulunma” etmek” HKT 385a/9
mübāşeret ķıl- “dokunma, cinsi mücāhid (1) (<A.) “mücahit, cihat
münasebette bulunmak” HKT eden” HŞ 4686
27a/9 mücāhid(2)(<ö.a.) “müfessir” KE
mübeddel (<A.)“değiştirilmiş, 86r/14
değişmiş” mübeddel bol- “de- mücāhid(3)(<ö.a.) “bir âbid” NF
ğişmiş olmak, değiştirilmek” 378/8
NF 424/6 mücāhide (<A.) “nefsi yenmeye
müberrā (<A.)“temize çıkmış, ak- çalışma” NF 148/15, mücāhide
lanmış” HŞ 25 ķıl- “nefsi yenmek, nefisle mü-
mübeşşere (1)(<ö.a.) “Hz. cadele etmek” NF 289/9
Hadice’nin kölesi” KE 187v/9
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 413

mücādile (<A.) “mücadele, bir müderris (<A.) “mederesede ders


mesele üzerinde çekişme, tar- veren kişi, bilgin” MM 395/3 K
tışma” mücādile ķıl- “mücadele I/10
etmek, bir mesele üzerinde çe- müǿeccel(<A.) “peşin olmayan,
kişmek, tartışmak” NF 143/5 vadelendirilmiş” NF 433/12
mücerred (<A.) “soyutlanmış, so- müǿekkel (<A.) “vekil tayin edi-
yut, yalnız, tek” MM 130/1, len” KE 74r/3, müǿekkel ķıl-
mücerred bol- “soyutlanmış ol- “vekil tayin edilmek, vekalet
mak, soyutlamak” NF 262/16, etmek” KE 73v/10
mücerred tut- “soyutlamak, müǿeźźin (<A.) “müezzin, ezan
ayırmak” HŞ 2209 okuyan” NF 241/7, KE
mücāverān (<ö.a.) “Müceveran” 215r/10, ME 51/4
AO II/55 müǿeźźinlik (<A.+T.) “müezzin-
müctehid (<A.) “ayet ve hadisler- lik” müǿeźźinlik ķıl- “müezzin-
den şerǿî hükümler çıkaran din lik yapmak” NF 364/7
âlimi” NF 228/11, MM 385/3 müferraĥ(<A.) “ferahlamış, gönlü
müctelā(<ö.a.)“İmâm Zeynel-e rahat” HŞ 454
ǿimmetiǿl-Firdevsî’nin eseri” e
ğ müferriĥ (<A.) “ferahlatan, gönül
NF 444/7
i
t rahatlatan” HŞ 1444
i
müdām (<A.) “devamlı, sürekli” m müfessir (<A.) “tefsir eden” NF
NF 294/14, KE 51r/14, MM y
a
17/17, KE 55r/7 m
68/4 y
ı müflis (<A.) “iflas eden” ME 77/4,
n
müdārā (<A.) “yüze gülme, tatlı- e
v
müflis ķıl- “iflas etmek, parasız
lık” müdārā ķıl- “dost gibi gö- i
kalmak” HŞ 2846
rünmek, tatlılık göstermek” KE müflislik (<A.+T.) “iflas etme”
237v/8 ME 77/4
müdāvemet (<A.) “bir işi aralıksız müfreş(<A.) “döşeme, yaygı” NF
sürdürme krş. mudāvemet” 236/6
müdāvemet ķıl- “aralıksız sür- müftį (1) (<A.) “müftü” MM
dürmek, devam etmek” NF 228/3, K I/9, müftį bol- “fetva
232/16 vermek, müftülük yapmak” CE
müdbir (<A.) “tedbirli” HŞ 4369 1/2
müddeǾį (<A.) “iddia eden, davacı” mühendis (<A.) “mühendis, hende-
NF 203/7 seci” HŞ 1090
müddet (<A.) “müddet, süre, za- müheyyā (<A.) “hazır, hazırlanmış,
man, vakit” NF 221/9, KE kolaylaştırılmış olan” HŞ 1758,
12r/3, MM 62/4, HŞ 1528 müheyyā bol- “hazır olmak, ko-
laylaştırılmış olmak” NF
414 | D r . Suat ÜNLÜ

429/15, müheyyā ķıl- “kolaylaş- hür basılmak, mühürlenmek”


tırmak, hazır hale getirmek” NF HKT 531b/7
384/15, HKT 575a/7 mühre (<F.) “bir çeşit oyun” mühre
mühim (<A.) “mühim, önemli” NF oyna- “mühre oynamak” HŞ
241/2, mühim tut- “ önemse- 3551
mek, mühimsemek” NF 240/13, mührlig (<A.+T.) “mühürlü krş.
mühimrek “daha önemli, daha mührlüg” KE 136v/5
mühim” HŞ 3880 mührlüg (<A.+T.) “mühürlü krş.
mühlet (<A.) “mühlet, bir iş için mührlig” HŞ 1329
tanınan süre” KE 29v/6, 571a/4, mühtedā (<A.) “hidayete eren,
mühlet bėr- “mühlet vermek, İslamı kabul eden” MM 304/4
süre tanımak krş. mühlet bir-” mühür (<A.) “mühür, nişan, temi-
NF 143/13, KE 125r/8, mühlet nat, taahhüt krş. mühr” NF
bir- “mühlet vermek, zaman 77/14, mühür bas- “mühürle-
vermek krş. mühlet bėr-” HKT mek, mühür basmak” NF
324a/3, mühlet biril- “mühlet 133/5, mühür bėr- “temi-
verilmek, süre verilmek” HKT e
ğ
nat vermek” NF 280/1, mühür
23a/7, mühlet birilmiş “mühlet i
t nişān ķıl- “mühürlemek, mühür
verilmiş” HKT 147a/9, mühlet
i
m basmak” NF 77/14
bul- “zamanı olmak, süre ve- y
a
müjde (<F.) “müjde, muştu” KE
rilmek” NF 442/5 y
ı 191r/13, HKT 172a/3, müjde
mühmel(<A.)“ihmal edilmiş” K
n
e bėr- “müjde vermek, müjdele-
v
VI/25 i mek krş. müjde bir-” NF 100/9,
mühr (<A.) 1.“mühür, nişan, temi- müjde bir- “müjde vermek,
nat, taahhüt krş. mühür” NF müjdelemek krş. müjde bėr-”
280/1, KE 189r/16, HKT HKT 221a/2, müjde birgen
568a/6, HŞ 4193, 2. “mühür, “müjde veren, müjdeleyen”
nihayet, son” HKT 404a/6, HKT 107b/7, müjde birgenlik
mühr-i nübüvvet “peygamber- “müjde verme, müjde” HKT
lik mühürü (Hz. Peygamber) ” 360b/3, müjde birgenlik ĥālı üze
KE 236r/8, mühr ķıl- “mühür- “müjde ile, müjdeleyerek” HKT
lemek, mühür basmak” KE 529a/2, müjde birigli “müjde
63v/11, HŞ 4630, mühr ķılın- veren, müjdeleyen” HKT
“mühürlenmek, mühür basıl- 365b/6, müjde biril- “müjde ve-
mak” HKT 568a/6, mühr ur- rilmek, müjdelenmek” HKT
“mühür basmak, mühürlemek” 262b/6
HKT 424a/4, mühr urul- “mü- mükāfat (<A.) “mükafat, karşılık”
KE 123r/9, mükāfat ķıl- “müka-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 415

fat kılmak, karşılık vermek” NF mülheme (<A.) “ilham edilen, içe


390/7 doğan” MM 353/3
mükāteb(1) (<A.) “yazışma” mülk (<A.) “ev bark, mal, mülk,
mukāteb ķıl- “yazışma yapmak, memleket krş. milk” NF 37/10,
yazışmak” ME 109/1 KE 4v/15, ME 115/2, MM
mükāteb (2) (<A.) “süresi tamam- 186/4, HKT 545b/8, HŞ 3171,
landığında serbest bırakılmak AO III/10, MN (2) 7/66, mülk-i
üzere bedele bağlanan köle” Ǿažįm “her şeye gücü ve kudreti
MM 230/3, HKT 189b/1 yeten Allah, esma-i hüsna’dan
mükedder (<A.) “kederli, üzüntü- el-azim” KE 145v/4, mülk bėr-
lü” K IX/7, mükedder ol- “ ke- “dünya ve ahirette saltanat
derlenmek, üzülmek, üzgün ve vermek, mal ve mülk vermek”
kederli olmak” K XI/14 NF 50/4, KE 64v/12, mülk ķıl-
mükerrem (<A.) “muhterem, aziz, “mülk olarak verilmek, mülk
hürmet edilen” K X/2, vermek” NF 319/16
mükerrem bol- “hürmet edil- mülket(<A.) “memleket, saltanat,
mek, saygıda bulunmak” KE malk, mülk” NF 211/4, KE
5v/4 e
ğ 137r/11, HŞ 219
mükerrer (<A.) “tekrarlanmış” mülkį (<A.) “bir mülk” mülkį bėr-
i
t
i
mükerrer bolġan “tekrarlanan, m “dünya ve ahirette saltanat
tekrar edilen” HKT 440b/2, y
a
vermek” KE 137r/19 m
mükerrer oķunġan “tekrar tekrar y
ı mülklüg (<A.+T.) “malı mülkü
n
okunan” HKT 256b/2 e olan” KE 63v/2
v
mükselmįnā (<ö.a.) “Ashab-ı i
mülūk (<A.ç.) “melikler, sultanlar”
kehf’ten biri” KE 178r/17 NF 235/9, KE 238r/4
mülāķāt(<A.) “görüşme” NF 295/7 mümin (<A.) “mümin, iman eden
mülāŧafet (<A.) “latife, şakalaşma” krş. müǿmįn, müǿmin” MN (1)
mülāŧafet ķıl- “latife etmek, şa- 15/3
kalaşmak” KE 203r/1 müǿmin (<A.) “mümin, iman eden
mülāzemet(<A) “bağlanma” krş. müǿmįn, mümin” HKT
mülāzemet ķıl- “bağlamak, bağ- 63b/8, HŞ 4700, müǿmin er
lanmak” ME 146/4 “iman etmiş erkek” HKT
mülāzım (<A.) “bağlanma” HŞ 403a/9, müǿmin eren “iman et-
4703 miş erkek” HKT 406b/7,
mülevveŝ (<A.) “kirli, pas, bozul- müǿmin tişi “iman etmiş kadın”
muş” mülevveŝ bol- “kirlen- HKT 527b/9,
mek, paslanmak, bozulmak” müǿmįn (<A.) “mümin, iman eden
NF 96/8 krş. müǿmin, mümin” NF
416 | D r . Suat ÜNLÜ

63/17, KE 7v/3, MM 23/2, münācāt (<A.) “münacat, yalvar-


müǿmįn ve muvaĥĥid “mümün ma, dua etme” NF 176/9, KE
ve Müslüman” NF 18/15, KE 198r/5, MM 400/2, HŞ 111,
100r/21, müǿmįn işi “mümin münācātüǿllāhi “ Allah’a yal-
işi, Müslümanın yapacağı iş” varma, Allah’a dua etme” KE
MM 15/4, müǿmįn kişi “inanan 188v/4, münācāt ķıl- “Allah’a
kişi, Müslüman” MM 216/3, yalvarmak, Allah’a dua etmek”
müǿmįn bol- “mümin olmak, NF 25/11, KE 22v/5, HŞ 4181
İslama girmek” NF 418/17, KE münādį (<A.) “bağıran, tellal” NF
23r/2, MM 15/1 108/11, KE 75r/11, münādį
müǿmįnāt (<A.ç.) “müminler” KE ķıldur- “bağırtmak, tellallık
53v/8 yaptırmak” NF 184/3
müǿmine (<A.)“mümin kadın, münāfıķ (<A.)“münafık, iki yüzlü-
iman etmiş kadın” KE 60v/9, lük eden, müslüman görünüp de
müǿmine ħatun “iman etmiş ka- küfürde sabit kalan” NF 48/3,
dın” NF 305/13, HKT 515b/2, KE 201v/17, MM 64/1, HKT
müǿmine tişi “iman etmiş ka- e
ğ
407a/3, MN (1) 21/14, münāfıķ
dın” HKT 570a/4 i
t eren “iki yüzlü münafık eren”
HKT 515b/5, münāfıķ tişi “iki
i
müǿminįn (<A.ç.) “müminler” NF m

151/11 y
a
yüzlü, münafık kadın” HKT
mümkin (<A.) “mümkün, olası” y
ı 515b/5
KE 218r/10, mümkin bol- münāfıķlıķ (<A.+T.) “münafıklık”
n
e
v
“mümkün olmak, olası olmak” i NF 241/4, HKT 195b/5,
HŞ 3543 münāfıķlıķ ķıl- “münafıklık
mümteniǾ (<A.) “dağılan, kaçan, yapmak, iki yüzlülük etmek”
çekinen” mümteniǾ bol- “çe- NF 48/15
kinmek” NF 245/2, HKT münāre (<A.) “minare, fener kule-
507b/4 si” NF 148/12
mün “çorba, et suyu” İML 165 münāsib (<A.) “münasip, uygun”
mün- (1)1.“binmek, çıkmak, aş- NF 2/10
mak krş. min-, bin-” NF 415/4, münāžara (<A.) “tartışma krş.
KE 78v/13, ME 150/8, MM munāžira” KE 230v/12,
245/3, HKT 289b/4, HŞ 2585, münāžara ķıl- “karşılıklı ko-
2. “eklenmek, katılmak” HKT nuşmak, karşılıklı tartışmak,
385a/2, münügli “binici, süvari” ilmi münakaşa etmek” KE
HKT 36b/6, münügliler “ ker- 233v/8, HŞ 55
van” HKT 176a/2 mündür- “bindirmek krş. mindür-,
mün- (2)“delirmek” İML 107 bindür-” KE 92r/9, ME 77/8
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 417

müneccim (<A.) “müneccim” NF münker (1) (<ö.a.) “Mezarda


82/6, KE 182v/9 Nekîr’le birlikte sual soracak
müñeş- “binişmek, birbirinin üstü- iki melekten biri” NF 363/17
ne binmek ” ME 194/7, HKT münker(2) (<A.)“şeriatça yapılma-
136a/4 sı kabul olunmayan, caiz gö-
müñeştür- “biniştirmek” ME 23/1 rülmeyen” NF 303/1, KE
münevver (<A.) “nurlu, aydınlık, 189v/5, münker iş “şeriatça ya-
parlak” NF 338/9, KE 189r/20, pılması kabul olunmayan iş, ca-
HŞ 172, MN (2) 16/153 mü- iz görülmeyen iş” NF 311/8,
nevver bol- nurlanmak, aydın- münker ķıl- “caiz görülmemek,
latmak” NF 212/9, KE 187r/1, dince uygun olmamak” NF
MM 363/3, HŞ 1442, münevver 310/3
ķıl- “nurlandırmak, nurlu kıl- münkir (<A.) “inkar eden, kabul
mak, aydınlatmak” NF 241/15, etmeyen” KE 11r/2, münkir
HŞ 2679, münevver körün- bol- “inkar etmek, kabul etme-
“nurlu görünmek, nurlanmak” mek” NF 98/15, KE 173r/6
NF 321/5 müñre- “sığır ve koyun bağırmak”
münevvir-i kerįm (<A.) “ulu nur- e
ğ İML 175
landırıcı, Kur’an-ı Kerim” KE
i
t müntehā (<A.) “son derece, son
i
65v/18 m krş. müntehį” HKT 503b/1
münezzeh (<A.)“herhangi bir sıfat- y
a
müntehį (<A.) “son derece, son m
la vasıflandırılmayan, bir şeye y
ı krş. müntehā” KE 209r/7
n
muhtaç olmayan, temizlenmiş, e münteşir (<A.) “neşr olunmuş,
v
arınmış” NF 229/8, KE 208v/3, i
yayılmış, dağılmış”münteşir
MM 30/4, HŞ 4598, MN (1) bol- “neşr olunmak, yayılmak,
1/1 dağılmak” NF 30/10
münferid (<A.) “yalnız, tek, tek münük“binek hayvanı” HKT
başına” MM 146/2 424b/5
münfezim (<A.) “bozguna uğramış münül- “binilmek” MM 204/3
hezimete uğramış” münhezim müñüş“köşe” NF 135/17, KE
bol- “bozguna uğramak, hezi- 4r/21, ME 194/4, HŞ 582
mete uğramak” KE 203r/19 müñüşlü “köşeli” ME 67/7
münǾim (<A.) “nimet veren, yedi- münüt “binit, binek atı” KE 218r/8,
rip içiren” HŞ 232 ME 4/3
münķād (<A.) “boyun eğen, itaat münütlen- “binmek, atlanmak” ME
eden” KE 225v/1, münķād bol- 150/8
“boyun eğmek, itaat etmek” K mürebbaǾ (<A.)“kare” NF 64/9
IV/10
418 | D r . Suat ÜNLÜ

mürebbā (<A.) “terbiye edilmiş” herkesçe kabul edilmek, karar-


MM 308/1, mürebbā vü mekśūf laştırılmak” KE 32r/6
“eğitimli, bilen ve bilinen (ki- müselsel (<A.) “birbiri ardınca
şi)” MM 307/3 gelen” HŞ 4334, müselsel bol-
mürekkeb (<A.) “mürekkep, birle- “biribiri ardınca gelmek, zincir-
şik” mürekkeb ķıl- leme takip etmek” HŞ 2661
“birleştirmek, bir araya getir- müsemmā (<A.) “adlandırılmış,
mek” KE 21r/18 adlı” AO II/37
mürg-zār (<F.) “kuş bahçesi” HŞ müsinne (<A.) “üç yaşında dana”
816 MM 220/1
mürįd (<A.) “mürit, bir şeyhe bağ- müslim (<A.) “Müslüman olmuş”
lanmış kimse” NF 325/8, MM HŞ 4700, müslim bol- “İslama
267/3, CE 1/1, mürįd bol- “mü- girmek, Müsliman olmak” HŞ
rit olmak, şeyhe bağlanmak” 4629, müslim ķıl- “Müsliman
NF 246/14, MM 268/1, etmek, İslama sokmak” HŞ
mürsel (<A.) “gönderilmiş (pey- 1976
gamber)” KE 61v/11, MM e
ğ
müslim bin Ǿaķįl (<ö.a.) “Hz. Hü-
379/1, AO V/11, mürsel i
t seyin’in amcasının oğlu” KE
peyġambar “gönderilmiş pey-
i
m 245r/15
gamber” NF 3/17, mürsel y
a
müslimįn (<A.ç.) “Müslümanlar”
yalavaç “gönderilmiş peygam- y
ı NF 189/9
ber” KE 160r/4 müstaġraķ (<A.) “bir şeyle kendini
n
e
v
mürtedd (<A.) “reddeden” mürtedd i bilmeyecek derecede meşgul
bol- “reddetmek, İslam dinin- olan” NF 91/14
den dönmek” KE 17r/3 müstaĥiķ (<A.) “hak etmiş”
müsāfir (<A.) “yolcu, bir yerde müstaĥiķ bol- “hak etmek, layık
mukim olan” MM 182/1, HKT olmak” HKT 120b/8
46a/1 müstaķįm (<A.) “doğru, düzgün”
müsāveret (<A.) “biriyle döğüşmek KE 2v/15
için üzerine atılmak” KE müstaǾmel(<A.) “kullanılmış, pis
131v/1 (su)” müstaǾmel tėn- “ kulla-
müsebbib (<A.) “sebep olan, sebep nılmış denmek, pis denmek,
olucu” KE 95v/4 kullanıldığı bilinmek”NF 44/13
müsellem (<A.) “teslim olunmuş, müstecāb (<A.) “kabul edilen,
doğruluğu herkesçe kabul edil- kabul olunan” NF 250/5, KE
miş, kararlaştırılmış” KE 54r/19, müstecāb bol- “kabul
92r/20, MM 399/1, müsellem edilmek, kabul olunmak” “NF
bol- “teslim olmak, doğruluğu 221/6, KE 79v/10, müstecāb
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 419

ķıl- “kabul etmek” NF 73/13, musulmānlıķ” NF 363/9, KE


müstecāb ol- “kabul edilmek, 34r/18, HKT 19a/3,
kabul olunmak” HŞ 3162 müsülmānlıķ ĥālda “Müslüman
müstecābüǿd-daǾvā (<A.) “duaları olarak, Allah’a yönelerek”
kabul olan. İmam Ahmed HKT 60a/1
Hanbel’in lakabı” NF 224/14 müşāhede (<A.) “müşahede, göz-
müsteĥab (<A.) “farz ve vacibin lem” KE 67r/2, müşāhede ķıl-
dışında sevabı olan amel” KE “müşahede etmek, gözlemle-
140v/1, MM 94/4 mek” KE 211v/21
müsterāĥ (<A.) “tuvalet, hela” MM müşarüǿn-ileyh (<A.) “adı geçen”
301/1 Ka II/10
müstevcib (<A.)“lâyık” müstevcib müşerref(<A.)“müşerref, şereflen-
bol- “layık olmak, uygun ve ya- dirilmiş” MN (1) 5/13, K
raşır olmak” NF 59/9, KE VI/26, müşerref ve mükerrem
219v/3 “şerefli ve muhterem” KE
müstevlį(<A.)“yayılan, istila eden” 208r/5, müşerref bol- “müşerref
müstevlį bol- “istila etmek, ya- olmak, şereflenmek” NF 45/12,
yılmak” NF 29/3 e
ğ KE 53v/14, MN (2) 8/71, mü-
müsteżǾif (<A.) “zayıf düşen, kuv- şerref ķıl- “şereflendirilmek,
i
t
i
vetten düşmüş” KE 245r/17 m müşerref etmek” NF 443/10,
müsülmān (<A.) “Müslüman, İs- y
a
KE 129r/16, MN (2) 44/438 m
lam dinini kabul etmiş, inanmış y
ı müşfik (<A.) “şefkatli, müşfik” KE
n
krş. musulmān” NF 67/10, KE e 139r/12, müşfikraķ “daha şef-
v
24r/21, MM 63/3, HKT 402a/1, i
katli, daha müşfik” KE 236v/16
HŞ 3140, MN (1) 19/4, K müşgįn (<F.) “misk kokulu, kap-
VII/22, müsülmān bol- “Müs- kara” müşgįn ķıl- “güzelce
lüman olmak, İslam dinine gir- kokmak” CE 2/1
mek” NF 5/14, MM 45/2 HKT müşįr (<A.) “komutan” KE 76r/1
489b/8, HŞ 4629, müsülmān müşk (<F.) “misk” HŞ 4166
bolġan tişi “Müslüman kadın” müşkil (<A.) “müşkül, güç, zorluk,
HKT 403a/3, müsülmān eren sorun” NF 189/1, HŞ 4335
“Müslüman erkek” HKT müşrik (<A.) “müşrik, Allah’a
403a/3, müsülmān ķıl- “Müs- ortak koşan” NF 47/15, KE
lüman yapmak” MM 2/2, 215v/19, HKT 185b/6, MN (1)
müsülmān yolı “Müslümanlık” 4/12
NF 76/11 müştāķ (<A.) “özleyen, göreceği
müsülmānlıķ (<A.+T.)“İslamiyet, gelen, can atan, bir şeyi şiddetli
Müslümanlık krş. bir biçimde isteyen” KE
420 | D r . Suat ÜNLÜ

123v/1, MM 332/4, müştāķ bol- müteĥayyir (<A.) “hayret eden,


“özlemek, bir şeyi şiddetli bir şaşıran” NF 375/7, HKT
biçimde istemek, göreceği gel- 132a/6, müteĥayyir bol- “şaşır-
mek” NF 24/8, HŞ 1865 mak, şaşkına dönmek” NF
müşterek (<A.) “iki anlamlı, eş 14/7, KE 40v/6, HKT 556b/5,
anlamlı” ME 100/3 müteĥayyir ķal- “şaşırmak, şaş-
müşteri (1)(<A.) “müşteri, satın kına dönmek” KE 84r/10,
alıcı” HŞ 1587 müteĥayyir ķılın- “şaşırtılmak”
müşteri (2) (<ö.a.) “Müşteri geze- HKT 253a/4
geni” HŞ 4162 müteĥayyirlik (<A.+T.) “şaşkınlık,
mütǾa (<A.) “boşanan kadına ay- hayret” NF 357/8
rılma bedeli verme” mütǾa bir- müteķāśır (<A.) “hakir, alçak”
“boşanan kadına ayrılma bedeli HKT 465b/2
vermek” HKT 404b/9, mütǾa mütekebbir (<A.) “kibirli, gururlu,
birmek “boşanan kadına ayılma büyüklük taslayan” NF 377/8,
bedeli verme, faydalandırma” KE 120r/6, HKT 294b/3, MN
HKT 36a/8, mütǾa ķıl- “fayda- e
ğ
(1) 21/5, mütekebbir bol- “ki-
lanmak” HKT 28b/9 i
t birlenmek, büyüklük taslamak”
i
müteǾalliķ (<A.) “ilgili, ilişiği m NF 289/15
olan” müteǾalliķ bol- “ilgili ol- y
a
mütekebbirlik(<A.+T.) “kibirlilik,
mak, ilişkisi olmak, ilişkilendi- y
ı kendini beğenmişlik” NF
rilmek” NF 301/3 377/13, mütekebbirlik ķıl- “ki-
n
e
v
müteberrik (<A.) “mübarek sayı- i birlenmek, kendini beğenmek”
lan, uğurlu” NF 38/2 NF 419/7
müteferriķ (<A.) “dağınık, ayrıl- mütenāķıż “birbirine muhalif, zıt”
mış, ayrı düşmüş” müteferriķ HKT 497b/7
bol- “ayrılmak, darılmak, ayrı mütereddid (<A.) “tereddüd eden”
düşmek” NF 71/17, KE 184r/6 HKT 98a/9
müǿtefikāt (<ö.a.) “Kur’an’da ismi mütevāżı (<A.) “alçak gönüllü,
geçen Ürdün’de sakin bir ka- mütevazı” HKT 323a/1
vim” KE 48v/17 mütevekkil (<A.) “tevekkül eden”
müteġayyir (<A.) “değişmiş, baş- NF 269/3
kalaşmış, bozulmuş” müteżadd (<A.) “birbirine zıd
müteġayyir bol- “değişmek, olan” KE 122v/11
başka hale dönmek, bozulmak” müttefik (<A.) “müttefik, aynı
NF 15/11 fikirde olan, anlaşan” KE
müteĥaddir (<A.) “sürekli, devam- 201r/19, müttefik bol- “müttefik
lı” AO II/24
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 421

olmak, fikir birliğine varmak”


MM 229/3
müvekkil (<A.) “müvekkil, birini
kendi yerine vekil eden” KE
153v/21
müyesser (<A.) “kolay, nasip olan”
müyesser bol- “nasip olmak”
NF 128/2, HKT 434b/9, HŞ
3147
müzd (<A.) “ücret, karşılık” HŞ
2411, müzd yarmaķ “ücret, üc-
ret karşılığı verilen para” KE
128v/10
müzdekį (<ö.a.) “Ermele’nin köle-
si” KE 158v/3
müzekkā (<A.) “temizlenmiş,
arınmış” MM 7/2
müzeyyen (<A.) “süslü, süslenmiş” e
ğ

müzeyyen bol- “süslenmek, süs-


i
t
i
lü olmak” NF 253/5, müzeyyen m

ķıl- “süslemek, süslenmek” NF y


a m
147/7, müzeyyen ķılın- “süs- y
ı
n
lenmek, süslü olunmak” NF e
v
235/12 i
422 | D r . Suat ÜNLÜ

-N- 532a/9, ME 26/4, nafaķa ķılġan


“yardımda bulunan” HKT
49a/6
nā (<F.) “menfi edatı (olmayan, -
nāgāh (<F.) “ansızın, birden bire,
sız)” MN (1) 21/1
aniden krş. nāgehān, nāgehįn,
nāb (<F.) “saf” MN (2) 13/125
nāgeh” NF 429/11, KE
nā būd (<F.) “yok, vücutsuz” KE
188v/17, MM 47/4, HKT
207r/4
158a/3, HŞ 321, K VI/31,
nabż (<A.)“nabız” NF 233/12
nāgāh ay- “ansızın söylemek,
naǾce (<A.) “koyun” KE 135v/5
birden bire konuşmak” ME
nā-cūmerd (<F.) “hasis, cimri” NF
139/8, nāgāh bas- “ansızın bas-
254/5
mak, birden bire basmak” ME
nā-cuvānmerd (<F.) “mert, dürüst
42/7
olmayan (kişi)” NF 169/17
naġara (<A.) “na’ra, davul, bando”
nā-çār (<F.) “çaresiz bkz. nā-çāre”
KE 106v/7
KE 140r/2, HŞ 1406
nāgeh (<F.) “ansızın, birden bire,
nā-çāre (<F.) “çaresiz bkz. nā-çār” e aniden krş. nāgehān, nāgehįn,
MM 190/4 ğ
i
nāgāh” MN (2) 10/91
nādān (<F.) “cahil” HŞ 4722, MN t
i
m nāgehān (<F.) “ansızın, birden bire
(2) 25/250
y krş. nāgāh, nāgehįn, nāgeh” KE
nā-dānlıķ (<F.+T.) “bilmezlik, a
y
83r/21, MM 274/3, HŞ 1280
cahillik, terbiyesizlik” nā-dānlıķ ı

nāgehįn (<F.) “ansızın birden bire


n

ķıl-“cahilce davranmak, terbi-


e
v
i krş. nāgehān, nāgāh, nāgeh” KE
yesizlik etmek” KE 118v/6
83r/21
nā-ehl (<F.+A.) “ehil olmayan, bir
naġme (<A.) “nağme, ahenk, ezgi”
işten anlamayan” KE 145r/21
HŞ 3803
nafaķa (<A.)“nafaka, geçimlik,
nāĥaķ (<F.) “haksızca, haksız,
yiyecek parası” NF 192/12, KE
haksız yere” NF 277/2, MN (1)
238v/14, HKT 43a/3, ME
21/1, nāĥaķ yėr “haksız yere”
131/1, nafaķa bėr- “nafaka ver-
NF 134/17, nāĥaķ al- “haksızca
mek, geçimini sağlamak krş.
almak, haksız yere almak” ME
nafaķa bir-” NF 262/4, nafaķa
128/4
bir- “nafaka vermek, geçimini
naħcir(<F.) “yaban keçisi, av” HŞ
sağlamak krş. nafaķa bėr-”
3412
HKT 536a/7, nafaķa birmek
nāhid(<F.)“Zühre yıldızı” KE
“geçimlik nafaka verme” HKT
21v/15
36b/8, nafaķa ķıl- “yardımda
naĥįf (<A.) “zayıf, arık, güçsüz,
bulunmak” KE 222v/10, HKT
âciz” NF 235/2, naĥįf bol- “za-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 423

yıf olmak, güçsüz ve aciz ol- nākes (<F.) “hor, hakir, alçak, kö-
mak, güçsüzleşmek” NF 234/17 tü” HŞ 4576, nākes bol- “hor
naħħās(<A.) “esir satıcısı” NF görülmek, hakir olmak” ME
112/14 146/5
naħħāsbān (<A.+F.) “köle, esir nākeslik (<F.+T.) “bayağılık”
bakıcısı” NF 359/2 nākeslik ahdi “sözünde durma-
naħħāsħāne (<A.+F.) “esir satılan ma, cayma” ME 110/4
yer” NF 359/7 naķıb (<A.) “reis, başkan, kabile
nā-ħoş (<F.) “hoş olmayan, hoşa ve aşiret reisi” HŞ 3211
gitmeyen” HŞ 1699, nā-ħoş kel- nākįd (<F.) “Venüs (Zühre) geze-
“hoş olmamak hoşa gitmemek” geni” MN (2) 9/79
HKT 33a/4, nā- nā-ħoş körül- naķid (<A.) “peşin (ödeme)” naķid
“hoşa gitmemek beğenilme- bėr- “peşin ödemek” ME 86/5
mek” HKT 31b/6 nāķih (<A.) “zeki, akıllı” KE
nā-ħoşį (<F.) “fenalık, iğrençlik” 189r/21
MM 60/2 naķil (<A.) “yer değiştirme, ölme
nā-ħoşnūd (<F.)“memnun, hoşnut krş. naķl” naķil ķıl- “yer değiş-
olmayan” nā-ħoşnūd bol- e
ğ tirmek, ölmek” NF 6/9
“memnun olmamak, hoşnud
i
t naķįr (<A.) “hurma çekirdeğinde
i
olmamak” NF 397/12 m bulunana küçük oyuk zerre”
naĥrān (<ö.a.) “Nehrevân. Bir y
a
HKT 95b/3
Arap kabilesi” NF 143/3 y
ı nāķişatüǿl-Ǿaķl (<A.) “az, eksik
naĥs (<A.) “uğursuz krş. nuĥūs”
n
e akıllı” NF 234/16 n
v
HKT 506b/2 i
naķķaş(<A.) “nakkaş” KE 239r/19,
nāǿib (<A.) “vekil, kaymakam, HŞ 2154
yedek” KE 165v/5, nāǿib bol- naķķaş-ı şavur (<ö.a.) “Nakkaş,
“yedek olmak, vekillik yap- Şavur” HŞ 663
mak” ME 61/6 naķķaşlıķ(<A.+T.) “nakkaşlık,
nāǿile (<k.a) “Naǿile binti el- nakkaşlık mesleği” KE 138r/15
Ferafsā. Hz. Osman’ın karısı” naķl (<A.) “nakl, aktarma, göç
KE 241r/2 etme, ölme krş. naķil” naķl it-
naǾįm bin mesǾūd eŝ-ŝaķafį (<ö.a.) “aktarmak, nakletmek” K
“Ebu Seleme künyesiyle tanın- VII/18, naķl ķıl- “anlatmak, ak-
mış sahabe” KE 225r/4 tarmak, nakletmek” NF 444/2,
nākām (<F.) “mahrum” HŞ 2223 HŞ 4187
naķd (<A.) “para, peşin para, na- naķol “para” HŞ 3951, naķol ķıl-
kit” NF 358/3 “para olarak kullanmak” HŞ
1541
424 | D r . Suat ÜNLÜ

naķş (<A.) “nakış, resim, süs” NF ķıl- “namaz kılmak” NF 10/10,


235/12, KE 68r/19, HŞ 1559, KE 6r/12, ME 106/5, MM
MN (2) 18/176, naķş it- “nak- 130/2, HKT 7a/4, namāz ķılġan
şetmek, süslemek, resmemek” “namaz kılan” HKT 7a/4,
HŞ 1585, naķş ķıl- “nakşetmek, namāz ķılġu yir “namaz kılacak
süslemek, resmetmek HŞ 602, yer” HKT 18a/3, namāz oķu-
naķş ur- “nakşetmek, işlemek” “namaz kılmak, namaz kılarken
HŞ 183 dua okumak” ME 187/8, namāz
naǾl (<A.) “nalça, pençe” HŞ 732, öte-“namaz kılmak, namaz gö-
naǾl ur- “pençe çakmak, pençe- revini yerine getirmek” KE
lemek” ME 30/3 209v/16, namāznuñ oķımaķı
nāle (<F.) “feryat figan” nāle ķıl- “namaz kılarken okunan dua,
“feryad ve figan etmek” KE namaz duası” HKT 281a/9
91r/17, HŞ 1619, nāle ķopar- namāzlıķ (<F.+T.) “seccade, üze-
“feryad etmek, figan etmek, ba- rinde namaz kılınan yaygı” MM
ğırmak” HŞ 2970 67/2
naǾleyn (<A.) “ayakkabı, bir çift e
ğ
nāme (<F.) “mektup” KE 63v/5,
pabuç krş. naǾlįn” KE 20v/10, i
t HŞ 2811, nāme-i aǾmāl “amel
defteri” KE 191r/14, nāme al-
i
HKT 301b/2, MN (1) 13/15 m

naǾlįn(<A.)“ayakkabı krş. naǾleyn” y


a
“mektup almak” HŞ 2814,
NF 372/1, naǾlįn keydür- y
ı nāme başla- “ mektup yazmaya
“ayakkabı giydirmek” NF başlamak”MN (2) 7/63, nāme
n
e
v
228/3 i bir- “ mektup vermek, mektup
nām (<F.) “isim, şöhret” HŞ 53, K yazmak” HŞ 2813, nāme biti-
VII/54 “mektup yazmak” HŞ 1260,
nāma (<F.) “kitap” ME 3/4 nāme bitil- “mektup yazılmak”
nā-maĥrem (<F.+A.) “namahrem, HŞ 4630, nāme ıđ- “mektup
yabancı erkek tarafından gö- göndermek” HŞ 2835, nāme
rülmesi caiz olmamakla kendi- ķıl- “mektup yazmak” MN (2)
sinden kaçılan, yabancı” NF 7/61, nāme kitür- “mektup ge-
305/3, KE 249r/13, HŞ 320 tirmek” HŞ 1184, nāme oķıt-
namāz (<F.) “namaz” NF 10/14, “mektup okutmak” HŞ 2883,
KE 82r/21, ME 158/7, MM nāme yaz- “mektup yazmak”
78/3, HKT 497a/6, MN (1) KE 191r/1
3/10, K I/46, namāz başla- nā-meşrūǾ(<F.+A.) “şeriata uygun
“namaz kılmak, namaza başla- olmayan” NF 106/10
mak” NF 9/13, namāz et- “na- nā-mihribān (<F.) “vefasız” MN
maz kılmak” İML 111, namāz (2) 36/358
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 425

nāmus (1) (<A.) “namus” HŞ 3682 nāristān (<F.) “nar ağacı” HŞ 463
nāmūs (2) (<A.) “melek” NF 8/17, naru “.. a doğru, öte taraf, öte yüz
nāmūs-ı ekber “Cebrail’in la- krş. narı” KE 135r/4
kabı” KE 194r/7 nās (<A.) “insanlar, halk” NF
nā-müstaķįm (<F.+A.) “düzgün, 407/1, CE 2/4
doğru olmayan” KE 2v/15 naśb (<A.) “bir memuriyete veya
nān (<F.) “ekmek” KE 129v/17 hizmete atama, tayin” naśb ķıl-
nā-pāk (<F.)“günahkar” KE “bir memuriyete veya hizmete
203r/16 atamak, tayin etmek” KE
nā-peydā (<F.) “görünmez” nā- 137v/4
peydā bol- “görünmez olmak, naśbüǿl-lām (<A.) “lam sesini fet-
kaybolmak” NF 226/9 halı okuma” KE 82v/5
nār (1) (<F.) “nar” KE 70r/6, HKT nā-sezā (<F.) “yakışıksız, uygun-
510a/9, HŞ 874 suz” KE 195r/21
nār (2)(<A.) “ateş” HŞ 2977, MN nāśır (<A.) “yardımcı, yardım
(2) 12/100 eden” KE 63v/19
naǾra (<A.) “na’ra, çığlık” naǾra nāŝır rabġūzį (<ö.a.) “Burhanüddin
ur- “çığlık atmak, nara atmak” e
ğ Kadı Nasır Rabgûzî” KE 68v/7,
NF 431/4 nāŝırüǿd-dįn rabġūzį
i
t
i
nā-resįde (<F.) “büluğa ermemiş, m “Burhanüddin Kadı Nasır
çocuk” NF 6/11, MM 242/1, y
a
Rabgûzî” KE 83v/1
HKT 319b/8, MN (1) 15/15, y
ı nāŝırüǿd-dįn toķ boġa (<ö.a.) “Kı-
nā-resįde oġlan “henüz buluğ
n
e sas-ı Rabgûzînin sunulduğu ki- n
v
çağına gelmemiş çocuk” HKT i
şi” KE 249v/8
339a/5, nā-resįde oġul ķız nāśıruǿl-ĥaķ (<ö.a.) “Abbâsî halife-
“büluğa ermemiş erkek ve kız” si” NF 156/7
MM 173/3 naśib (<A.) “nasip, kısmet krş.
nā-resįdelik (F.+ T.) “çocukluk” naśįb” HŞ 1933
NF 62/12 naśįb (<A.) “nasip, kısmet krş.
nā-revā (<F.) “yakışıksız, uygun- naśib” NF 126/6
suz, uygun olmayan” NF 363/1, naśįĥat (<A.) “nasihat, öğüt” NF
MM 256/4 342/16, KE 65v/1, HŞ 1909, K
narħ (<F.) “fiyat, kıymet, değer” VII/47, naśįĥat ayıt- “nasihat
KE 189v/12, ME 60/8 vermek, öğüt vermek” HŞ 925,
narı “.. a doğru, öte taraf, öte yüz naśįĥat ayt- “nasihat vermek,
krş. naru” KE 173v/10 öğüt vermek” NF 210/8, naśįĥat
nārinç (<F.) “turunç, turunçgiller” bėr- “nasihat vermek, öğüt
HŞ 3406 vermek” NF 268/5, naśįĥat
426 | D r . Suat ÜNLÜ

ķıl- “nasihat etmek, öğütlemek” 1686, nāz it- “naz etmek, naz
NF 84/7, KE 11v/18, HŞ 1896, yapmak, yalvarmak” HŞ 1649,
MN (1) 23/1 nāz ķıl- “naz etmek, naz yap-
naśr ibnü muhammed (<ö.a.) “Ebû mak, yalvarmak” ME 168/1,
Hanife’nin öğrencisi” NF HŞ 1655
190/17, naśr “bkz. naśr ibnü nāza-(<F.+T.) “naz etmek” ME
muhammed” NF 190/17 38/7, nāzamaķ “naz, küstahlık”
naśrānį(<A.) “Hıristiyan” NF ME 38/7
374/11, naśrānį bol- “Hıristiyan nažar(<A.)“bakma, bakış, önem-
olmak, Hıristiyan dininden ol- seme, önem verme” NF 350/13,
mak” NF 365/4 KE 189v/18, MM 171/1, HŞ
naśś (<A.) “kesin hüküm getiren 3571, MN (2) 37/334, nažar
ayet ve hadis” MM 35/1 bul-“yan gözle bakmak” MM
nassāc(<ö.a.) “Ebû Bekr bin 293/3, nažar ķıl- “nazar etmek,
Abdillah et-Tûsî-i Nessâc” şeyħ dikkatlice bakmak” NF 30/5,
“bkz. nassāc” NF 245/13 KE 3r/10, MN (1) 14/7, HŞ
nāsūr (<A.) “nasır” KE 132r/4 e
ğ
3486, MN (2) 2/19, nažar sal-
naǾt (<A.) “naǾt, övgü kasidesi” i
t “bakmak, nazar etmek” HŞ 915
i
KE 187r/17 m nažāre (<A.) “benzer, benzeyen”
natǾ(<A.)“yemek sofrası” HŞ 1424 y
a
HŞ 1446, nažāre ķıl- “benze-
nā-ümįd(<F.)“ümitsiz” KE 102r/20 y
ı mek, benzetmek” HŞ 3660
nāv-dān(<A.)“oluk, kanal” KE nažarlıġ (<A.+T.) “basiret sahibi”
n
e
v
100r/18 i HKT 382a/8
nāvek (<F.) “ok” MN (2) 12/109 nāzenįn (<F.) “narin, ince yapılı”
nāy (<F.)“ney krş. ney” HŞ 1058, NF 213/14, HŞ 2715
nāy çal- “ney çalmak” KE nāzik(<F.) “nazik, kibar krş.
22r/15, nāy ķıl- “ney çalmak, nāzük” MN (2) 23/223
ney üflemek” HŞ 1058 nazįlek (<ö.a.)” bir melek” KE 4r/7
nāyib (<A.) “kadı vekili, vekil” NF nāzil (<A.) “inen, nüzul eden”
203/10, KE 245r/17 nāzil bol- “nüzul etmek, inmek”
nāyibluķ (<A.+T.) “nayiblik” NF 6/6, KE 194v/6
nāyibluķ tile- “yardım istemek” nāžir (<A.) “bakan, gören, göze-
ME 219/6 ten” NF 431/5
nāyile(<ö.a.) “Nâǿile binti el- nažįr (<A.) “benzer ” NF 231/13,
Ferâfsa. Hz. Osman’ın karısı” KE 66v/19, HŞ 567
NF 135/13 nažm (<A.) “nazım, şiir, kafiyeli
nāz (<F.) “naz, yalvarma krş. naz” söz” HŞ 249, MN (2) 2/19,
MM 387/4, MN (2) 34/336, HŞ
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 427

nažm ķıl- “kafiyeli söz söyle- nebāt(<A.) “bitki, nebat” KE


mek, şiir söylemek” HŞ 4585 23v/14, MN (2) 13/121, HŞ 828
nāzük (<F.) “nazik, güzel, hoş krş. nebį(<A.) “peygamber” KE
nāzik” KE 74r/8, HKT 357b/1, 158r/15, HŞ 4709, nebiyy-i
HŞ 1086 mürsel “kitap gönderilmiş pey-
nāzüklük (<F.+T.) “naziklik, ince- gamber” KE 211v/2
lik” HŞ 2101 nebįre (<A.) “torun” NF 328/9, KE
nė “ne, hangi, nasıl, ne kadar, ne- 75v/17
den, niçin krş. ne” MM 13/3, nė necāset (<A.)“necaset, pislik, mur-
kim “ne ki, her ne” MM 4/2, nė darlık krş. neces, necis” NF
kim erse “her ne ise” MM 106/3 13/6, KE 28v/6, necāset bol-
ne “ne, hangi, nasıl, ne kadar, ne- “pis olmak, murdar olmak” NF
den, niçin krş. nė” NF 8/9, KE 391/8, necāset ķıl- “pislemek,
4r/11, ME 175/7, HKT 10b/2, murdar etmek” NF 41/14
İML 75, K V/8, CE 3/4 ne bar necāsetlıġ (<A.+T.)“pis, mundar,
“ne var, ne oluyor?” HKT necis” NF 12/2
254a/3, ne bol- “nedir, ne olu- necāşį (1)(<ö.a.) “Hz. Muham-
yor” NF 13/12, KE 18r/6, nedin e
ğ med’in imana davet ettiği Ha-
“neden, nasıl” KE 5r/10, nėdin
i
t beş hükümdarı” NF 41/4, KE
i
“nereden” MM 37/3, ne irür m 230r/8, necāşį melik “bkz.
“ne var, ne oluyor?” HKT y
a
necāşį” NF 41/6
254a/3, ne ķıl- “ne yapmak, ne- y
ı necāşį(2)(<ö.a.)“Abdulmuttalib
den yapmak” NF 51/14, KE
n
e zamanındaki Yemen hükümda- n
v
6v/3, ne kim “ne ki, her ne” NF i
rı” NF 41/3
5/12, HKT16a/3, CE 3/1, ne necāt (<A.) “kurtuluş, kurtulma”
neñ “hangi şey” HKT 20b/2, NF 198/17, KE 36v/14, MM
neni “neyi, hangisini” KE 45/4, HKT 444a/7, K IV/3,
50v/2, ne ol “nedir, ne oluyor” necāt bėr- “kurtarmak, kurtulu-
HKT 138b/1, ne ol kim “hangi şa erdirmek krş. necāt bir-” NF
şey ki” HKT 392b/6, ne şeklen 293/1, KE 65r/13, necāt bir-
“ne biçim, nasıl” HKT 555a/3, “kurtarmak, kurtuluşa erdirmek
ne turur “ne oluyor” HKT krş. necāt bėr-” HŞ 163, necāt
88a/4, ne turur ol “nedir, ne, bul- “kurtulmak, kurtuluşa er-
hangi şey” HKT 82b/4, ne turur mek” NF 438/10
ol kim “hangi şey ki” HKT necd (<ö.a.) “Necid” NF 19/3, KE
419a/5, ne üçün “niçin” HKT 219v/8
13b/2 necdį (<ö.a.) “Necdli olan” NF
neǾam(<A.) “hayvan” HKT 119a/3 19/2
428 | D r . Suat ÜNLÜ

neces(<A.) “pislik krş. necis, nedāmet ķıldur “pişman olmak,


necāset” NF 9/13 pişman etmek, pişmanlık duy-
necid (<A.) “necid” ME 11/5 mak” HŞ 93, nedāmet yė-
necis(<A.) “pis, murdar, pislik krş. “pişman olmak, pişmanlık
neces, necāset” NF 44/13, MM duymak” NF 45/17, KE
88/3, necis bol- “pis olmak, 127r/16
murdar olmak” NF 12/3, nedem (<A.)“pişman olma, piş-
necis ķıl- “pislemek, murdar manlık” KE 213r/4
etmek” NF 12/5 nedįm (<A.) “dost, arkadaş, güzel
neciyy (<A.) “sırdaş, gizli haber söz ve latif fıkralarla birini eğ-
veren” KE 22v/4 lendiren kişi” KE 229r/6, MN
nėçe 1.“niçe, ne zaman krş. niçe, (2) 13/128, HŞ 1263
nişe, neçe”MM 79/4, 2. “nasıl” nedįmlük (<A.+T.) “arkadaşlık,
MM 122/1, 3. “çok, çokça” dostluk” HŞ 1499, nedimlük
MM 4/1, nėçe bol- “çok olmak” ķılış- “arkadaşlık yapmak, dost-
MM 61/4 luk kurmak” ME 200/7
neçe “niçe, ne kadar çok, pek çok, e
ğ
nė ėrse “nesne, şey krş. nerse, nes-
bir çok, ne zaman krş. niçe, ni- i
t ne krş. ne erse, nerse” MM
i
şe, nėçe” NF 65/15, HKT m 116/2
309b72, AO I/7, neçe kim “her y
a
ne erse “nesne, şey krş. nerse, nes-
ne kadar, eğerki” NF 15/15, y
ı ne krş. nė ėrse, nerse” NF
neçe köp “nice nice, pek çok” n
e 11/13, KE 234r/21, ME 192/2,
v
HKT 324b/2, neçe niçe “nice i AO II/40
nice, pek çok” HKT 146b/2 nefǾ(<A.)“menfaat, çıkar” KE
neçeme “ne kadar çok, ne kadar!, 201r/5
nasıl krş. niçeme” NF 28/5, KE nefes(<A.) “nefes, soluk” NF
24v/16, neçeme kim “her ne 227/10, MM 385/1, HŞ 1944,
kadar, ise bile, ise dahi” NF nefes ur- “üflemek, solukla-
29/12 mak” HŞ 4304
nėçük “niçin, nasıl krş. neçük” nefįl (<A.) “nafile oruç” nefįl niye-
MM 87/4 ti “nafile oruç niyeti”MM 168/1
neçük“niçin, nasıl krş. nėçük” NF nefįr (<A.) “cemaat, topluluk” KE
202/10, KE 213r/7 106v/7
nedāmet(<A.)“pişman olma, piş- nefis (<A.) “ kendi” ME 100/5
manlık” NF 296/16, HKT nefįs(<A.) “nefis, enfes, çok güzel”
296a/8, HŞ 2752, nedāmet NF 79/14
kėtür- “pişmanlık getirmek,
pişmanlık duymak” MM 353/2,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 429

nefret(<A.) “nefret” nefret ķıl- nelük “niçin, neden, nasıl krş.


“iğrenmek, nefret etmek” NF nelik, nilük” KE 8r/8, HŞ 2724
421/2 neme “nice, ne kadar çok, ne krş.
nefs (<A.) “nefs, insandaki maddî nėme, nime” NF 22/1, HŞ 387,
ihtiyaçlara olan eğilim” NF İML 96, AO II/34, neme
61/1, KE 41r/19, MM 48/1, eşitgen “ne kadar (iyi) işitici
HKT 523b/2, MN (1) 14/5, krş. neme işitgen” HKT 284b/6,
nefs-ü rūĥ “nefis ve ruh” MM neme işitgen “ne kadar (iyi) işi-
349/1, nefs hevāsı “nefis arzu- tici krş. neme eşitgen” HKT
su, heva ve heves” HKT 296a/6, neme körgen “ne kadar
434a/5, nefs ve hevā “nefis ar- (iyi) gören” HKT 284b/6, neme
zusu, heva ve heves” KE körklüg “ne kadar güzel” HKT
236v/8 65a/5, neme küfr ketürgen “ne
neft (<A.) “zift” KE 41r/14 kadar nankör” HKT 565a/2,
nehāyet (<A.) “son krş. nihāyet, neme śabr ķılġan “ne kadar sa-
nihāyat” NF 272/6 bırlı” HKT 25a/3, neme yaħşı
nehcüǿl-ferādįs (<ö.a.) “Nehcüǿl- “ne güzel, ne kadar güzel” HKT
Ferâdîs” NF 2/16, nehcüǿl- e
ğ 70b/3, neme yaħşı nirse “ne gü-
ferādįs atlıķ kitāb “Nehcüǿl-
i
t zel şey, ne kadar güzel şey”
i
Ferâdîs” MN (1) 1/5 m HKT 85a/5, neme yawuz “ne
nehnü (<A.) “biz” KE 5r/18 y
a
kötü, ne kadar kötü” HKT
nehy (<A.) “yasak” KE 225v/1, y
ı 493b/6, neme yawuz nirse “ne
nehy ķıl- “yasaklamak, yasak
n
e kötü şey, ne kadar kötü şey” n
v
etmek “NF 380/2 i
HKT 13a/6
nehy-i münker (<A.) “yasaklama, nėme “ne, ne şey, şey krş. neme,
meşru olmayan şeylerden ka- nime” ME 19/6
çınma” NF 303/1, KE 189v/5, nėmerse “bir şeyler krş. nemerse”
nehy-i münker ķıl- “yasakla- ME 124/7
mak, meşru olmayan şeylerden nemerse“bir şey, şey krş. nėmerse”
kaçınmak” NF 106/10 KE 3v/6
nek“niçin krş. nek” İML 96 nemrūd (<ö.a.) “Nemrud, Babil’in
nekįr (<ö.a.) “Mezarda Münker kurucusu olan hükümdar” NF
adlı melekle beraber ölülere su- 216/7, KE 13v/4, MN (2) 2/12,
al soracak olan melek” NF nemrūd bin kers bin kenǾān bin
363/17 hām bin nūĥ “Nemrud” KE
nelik“niçin, neden krş. nelük, 37v/19, nemrūd bin kenǾān
nilük” İML 96 “Nemrud” KE 37r/16, nemrūd-ı
laǾįn “Nemrud” NF 218/2, KE
430 | D r . Suat ÜNLÜ

37v/6, nemrūd-ı merdūd nesr(<ö.a.)“İslamiyetten önceki


“Nemrud” KE 37v/7 dönemde Arapların tapındığı
neñ(1) “şey, nesne, ne ” KE putlardan birinini adı” HKT
110r/21, MM 76/1, HKT 550a/1
556a/1, HŞ 1612 nesr-i ŧāir (<ö.a.) “bir yıldız ismi”
neñ (2) “hiç, asla” HŞ 2548 HŞ 2808
nerd (<F.) “tavla oyunu” HŞ 538, nesrįn (<F.) “yaban gülü, ağustos
MN (2) 4/35, nerd oyna- “tavla gülü” HŞ 2810
oynamak” HŞ 222 nesy (<A.) “veresiye” MM 256/4
nerdübān(<F.) “merdiven” HŞ 3/11 neşāŧ (<A.) “sevinç” HKT 274a/7,
nerek “niçin” İML 96 MN (2) 10/97
nergis (<F.) “nergis (mecazi olarak neşāŧlu(<A.+T.)“sevinçli” ME
sevgilinin gözü krş. nerkis” MN 147/6
(2) 12/109 neşe “niçin krş. nişe, niçe, neçe,
nerkis (<F.) “nergis (mecazi olarak nişe” HKT 55b/8
sevgilinin gözü krş. nergis” HŞ neşr (<A.) “yayma”neşr ķıl- “yay-
1422, nergis-i maħmūr “mah- e
ğ
mak, açmak” NF 407/1
mur göz” HŞ 447 i
t neşrdāmıķ (<A.) “Cebrail’in yaşını
i
nerse“şey, nesne krş. neerse, nėrse, m tecrübe ettiği yıldızın adı” KE
nirse” NF 121/11, KE 6r/19, y
a
182v/3
HKT 176a/1, HŞ 4072 y
ı nǿėt- (<ne et-)“ne etmek, ne yap-
nėrse “nesne, şey krş. nerse, ne mak krş. nǿit-, nit-” MM 368/2
n
e
v
erse, nesre, nė ėrse” ME 98/5 i nėteg “nasıl, ne, ne kadar, niçin
nesc(<A.) “dokuma, örme” KE krş. neteg, niteg” MM 28/2,
101v/4 nėteg kim “nasıl ki, nitekim, gi-
neseb (<A.) “aile, soy, ecdat, nesil” bi” MM 139/2, nėteg bol- “ne
KE 189v/1, MM 8/4, HŞ 4164, (olur) anlamında, nasıl
neseb-i cāneke sulŧān “Caneke (olur)anlamında” MM 141/2,
sulŧān’ın neslinden” Ka I/4 nėteg ķıl- “nasıl (yapı-
nesħ (<A.) “hükmünü kaldırma, lır)anlamında” MM 123/4,
iptal etme” nesħ ķıl- “hükmünü nėteg yana- “ne olarak kabul
kaldırmak, iptal etmek” HKT edilmek, nasıl kabul edilmek”
15b/2 MM 125/4
nesįm (<A.) “hafif rüzgar” MN (2) neteg “nasıl, ne, ne kadar, niçin
9/85 krş. nėteg, niteg” NF 10/6, KE
nesl (<A.) “nesil, soy” NF 338/17, 6v/8, HKT 52b/1, neteg kim
KE 192r/2 “nasıl ki, nitekim, gibi” NF
3/14, KE 56r/7, HKT 286b/8,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 431

neteg bol- “ne (olur) anlamında, 360/4


nasıl (olur)anlamında” NF 15/1, nevbāyil (<ö.a.) “dördüncü kat gök
KE 49v/17, neteg ķıl- “nasıl meleklerinin ulusu” KE 3v/17
(yapılır) anlamında” NF 7/12, nevbet (<A.) “sıra, nöbet, sıra ile
KE 41r/9 yapılan iş” NF 32/7, KE
nėteglik“nasıllık, keyfiyet krş. 186v/15, HŞ 2934, nevbet ķıl-
nėteglik” MM 28/3 “sıra ile yapmak, nöbet tutmak”
neteglik“nasıllık, keyfiyet krş. HŞ 1549, nevbet ķılış- “sıra ile
nėteglik” NF 60/7, ME 202/4 yapmak, nöbetleşmek” HKT
nėtegliksiz “nasıllıkdan (münez- 527b/7, nevbet teg- sıra ile
zehtir) anlamında” MM 28/4 yapmak, nöbet tutmak, sıra
netįce(<A.) “sonuç, netice” MM gelmek” NF 113/8
349/1 nevbetçe (<A.+T.) “sırasınca, sıra-
nevǾ(<A.) “tür, cins, nevi” MM ya göre, sıra ile, nöbetleşe” HŞ
253/2, HKT 557b/5, HŞ 2106, 2070
Ka II/19, MN (2) 9/82, nevǾ nevbetleş-(<A.+T.) “nöbetleşmek”
ķılu bir- “sınıflara ayırıvermek” HKT 241a/5
HKT 466a/6 e
ğ nevĥa (<A.) “yüksek sesle ağlama,
nevā (<F.)“alaturka musikide bir feryat figan” KE 22v/18, nevĥa
i
t
i
makam” HŞ 3831, nevā ķıl- m ayıt “yüksek sesle ağlamak,
“alaturka musikide neva ma- y
a
feryat figan etmek” HŞ 4509,
kamını çalmak” HŞ 3813, nevā y
ı nevĥa ķıl- “feryat figan etmek
ur- “alaturka musikide neva
n
e “NF 26/15, KE 22v/17, HŞ n
v
makamını çalmak” HŞ 3807, i
2690, nevĥa uza- “feryat figan
nevā-yı āşıkāne “aşıkane nağ- etmek” HŞ 791
me” HŞ 2084, nevā-yı āşıkāne nev-kįse (<F.) “sonradan görme”
çal- “aşıkane nağme çalmak” KE 164v/2
HŞ 1439, nevā-yı ceng “cenk nevmįd (<F.) “ümidsiz” KE 9r/19,
nağmesi” HŞ 1068, nevā-yı HKT 472a/3, MN (1) 12/6,
Ǿişretengiz “insanı işret yapma- nevmįd bol- “ümidini kesmek,
ya sevk eden nağme” nevā-yı ümitsiz olmak” NF 279/1, KE
işretengiz ķıl- “insanı işret 17r/11, ME 219/1, HKT
yapmaya sevk eden nağme 386b/4, HŞ 940, nevmįd bolġan
çalmak” HŞ 2085 “ümitsiz” HKT 332b/7, nevmįd
nevāħaŧ (<F.) “okşama, saz çalma” ķıl- “ümidini kesmek, ümitsiz
nevāħaŧ it- “okşamak, saz çal- olmak” NF 275/2, KE 135r/4,
mak” HŞ 3410 nevmįd ķoy- “ümitsizleşmek,
nevāhį(<A.ç.)“yasak şeyler” MM ümid kesmek” HŞ 3169
432 | D r . Suat ÜNLÜ

nevmįdlıķ (<F.+.T.)“ümitsizlik krş. ķıl- “seyretmek, gözlemlemek,


nevmįdlik” nevmįdlıķ žāhir bakmak” NF 71/9, KE 11r/7
ķılġan “ümitsizliğini açığa vu- nıśf (<A.) “yarım, yarı” AO V/24
ran, çok ümitsiz” HKT 460a/2 ni 1.“ne, niye, niçin, nasıl, ne ka-
nevmįdlik (<F.+.T.)“ümitsizlik krş. dar, hangi krş. ne, nė” HKT
nevmįdlıķ” HŞ 1748 351a/1, HŞ 304, MN (1) 2/6,
nev-niyāz (<F.) “yalvarmaya yeni İML 94, K II/13, MN (2)
başlamış” MM 312/3 13/120 , 2. “belirtme edatı” HŞ
nev-niyāzlıġ (<F.+T.) “yalvarmaya 3233, 3. “soru edatı” HŞ 2367,
yeni başlamış durumda olan” 4. “bağlama edatı” HŞ 4530, 5.
nev-niyāzlıġ mürįd “yalvarmaya “soru sıfatı” HŞ 2398, 6. “soru
yeni başlamış olan mürid” MM zamiri” HŞ 1868, ni kim “ne
267/3 ki” HKT 64a/9
nev-rūz (<F.) “ilkbaharın başlangı- niǾām (<A.ç.) “nimetler” NF 61/3
cı, güneşin kuzu burcuna girişi” niçe “nice, ne kadar, nasıl, pek
KE 68r/18, MN (2) 11/104, HŞ çok krş. neçe, nişe, neşe” KE
3886, nev-rūz küni “ilkbaharın e
ğ
11r/10, HKT 30b/7, HŞ 1961,
başlangıcı olan günü” KE i
t MN (1) 17/12, İML 95, K IV/6,
112r/20, nevrūz bol- “nevruz CE 2/4, MN (2)5/44, niçe bol-
i
m

vakti olmak, nevruz dönemine y


a
“nasıl olmak, ne kadar olmak”
gelmek” HŞ 3954 y
ı KE 50v/21, niçe köp “nice nice,
ney (<F.) “kamış krş. nāy” MN (2) pek çok” HKT 66a/6, niçe niçe
n
e
v
1/8 i “nice nice, pek çok” HKT
neyise “neyse, nasılsa” HKT 485a/5
375a/4 niçeme “ne kadar krş. neçeme”
neźir (<A.) “adak krş. neźr” MM HKT 173a/5, niçeme kim “her
168/3 ne kadar, ise bile, ise dahi”
neźįr (<A.) “birini doğru yola HKT 32b/8
sokmak için gözdağı vererek niçük “nasıl, nice, neden krş.
korkutan” KE 53v/17 neçük” HŞ 3681, MN (1) 17/8,
neźr (<A.) “adak krş. neźir” NF AO III/16, MN (2) 23/227
140/12, MM 167/1, HKT niçün “niçin, neden, nasıl” K
322a/8, neźr ķıl- “adamak, VII/40
adakta bulunmak” NF 140/5, nidā (<A.) “nida, seslenme, çağır-
KE 50r/3, HKT 295b/1 ma, bağırma” NF 39/5, nidā ay-
nežžāre (<A.) “seyr, gözlem, bak- “seslenmek, nida etmek, çağır-
ma, bakış” KE 43r/11, nežžāre mak” KE 22v/18, nidā kel-
“seslenmek, ses gelmek” KE
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 433

191r/18, nidā ķıl- “seslenmek, mak, yüz örtüsünü kaldırmak”


nida etmek” NF 31/11, KE HŞ 467
167v/5, HKT 351b/8, nidā nikāĥ (<A.) “nikah, evlenme” NF
ķıldur- “seslendirmek, nida et- 351/10, KE 168r/15, ME 14/2,
tirmek” NF 20/5, nidā ķılın- HKT 75b/6, nikāĥ bol- “evlen-
“seslenilmek, nida olunmak” mek, nikahlamak” KE 168r/14,
HKT 361a/4 nikāĥ ķıl- “nikahlanmak, nikah-
nifāķ(<A.) “nifak, münafıklık, lamak, evlenmek” NF 180/16,
bozgunculuk” KE 66r/16, MM KE 4r/13, ME 8/4, HKT 75a/7,
22/3, HŞ 3434, nifāķ ķıl- “mü- nikāĥ ķılış- “nikahlanmak, ev-
nafıklık etmek, iki yüzlü dav- lenmek” ME 195/6, nikāĥ
ranmak” HKT 69b/4 ķılmaķ “nikahlama, nikahlan-
nifās(<A.) “lohusalık hali” KE ma” HKT 36a/3, nikāĥ ķılmaķ
12r/10, MM 90/1, nifās bol- tile- “evlenmeyi arzu etmek”
“loğusa olmak” KE 12r/11 HKT 405a/6, nikāĥ ķılu bir-
nigār (<F.) “güzel, sevgili” KE “nikahlıyıvermek, evlendiril-
223r/21, MN (2) 37/374, HŞ mek” HKT 370b/8, nikāĥġa
2615 e
ğ yaraġ yitmek “evlenmek için
nigārā(<F.) “ey sevgili” MN (2)
i
t yeterli varlığa ve güce sahip
i
47/443 m olma” HKT 339b/2
nige “niçin” KE 47r/1 y
a
nikāĥlı (<A.+T.) “nikahlı, evli krş.
nigįn (<F.) “yüzük” KE 249v/5 y
ı nikāĥlıķ” NF 209/16
nihāl (<F.) “fidan” MN (2) 25/243
n
e nikāĥlıķ (<A.+T.) “nikahlık, nikah n
v
nihāyat (<A.) “sonuç, nihayet krş. i
için krş. nikāĥlı” nikāĥlıķ bol-
nehāyet, nihāyet” ME 206/8 “nikahlı olmak, nikahlanmış
nihāyet (<A.) “sonuç, nihayet krş. olmak” KE 8v/14
nehāyet, nihāyat” KE 45v/13, nįk-baħt (<F.) “iyi talihli” HKT
ME 68/1, HŞ 103 224a/9, nįk-baħt bol- “mesut ve
nik “niçin, nasıl, neden krş. nek” bahtiyar olmak” HKT 224b/4
HŞ 2609, nik ķıl- “neden yap- nįk-baħtlıķ (<F.+T.) “iyi yazgı”
mak, nasıl yapmak, niçin yap- ME 209/2
mak” HŞ 3278 nikisa (<ö.a.) “Nikisa” HŞ 4535
nįk (<F.) “iyi, hoş, güzel” KE nįkter (<F.) “daha iyi, daha güzel”
175v/9 KE 97v/8
niķāb (<A.) “peçe, yüz örtüsü” KE nįl (1)(<A.) “mavi” KE 171v/10
67r/1, HŞ 3264, niķāb kemiş- nįl (2) “Nil nehri” NF 57/5, nįl
“peçe takmak, örtünmek” ME deryāsı “Nil vadisi “ KE
167/3, niķāb kiter- “peçeyi aç-
434 | D r . Suat ÜNLÜ

115v/15, nįl teñizi “Nil nehri” “nimetlendirmek, refaha erdir-


KE 198v/20 mek” KE 237r/1
nilüfer(<F.) “nilüfer çiçeği” HŞ niǾmetlig (<A.+T.) 1.“nimet sahibi,
331 nimetli krş. niǾmetlıġ” ME
nilük “niçin, neden, nasıl krş. 22/3, HKT 543a/7, 2. “nimet ve
nelük, nelik” MN (2) 26/255 refah içinde bulunan, mesut”
niǾmān-i enśārį (<ö.a.) “MiǾrac HKT 423b/5, niǾmetlig bol-
gecesinde Hz. Muhammed’in “nimetlenmek, nimet sahibi ol-
Cennetin yüksek makamında mak” NF 324/2, nimetlig ķıl-
gördüğü âbid” NF 283/5 “nimetlendirmek, refaha erdir-
nime “ne kadar çok krş. neme, mek” HKT 330a/5, nimetlig
nėme” KE 8v/18, nime yawuz ķılın- “nimetlendirilmek, refaha
“ne kötü, ne kadar kötü” HKT erdirilmek” HKT 311b/2
223b/8 nįnevā (<ö.a.) “Kur’an’da da adı
niǾmeǿl-Ǿabd (<A.) “ne güzel kul” geçen eski Asur başkenti” KE
KE 137r/12 151v/10
niǾmet (<A.) “nimet, lütuf, ihsan” e
ğ
nirde “nerde krş. nerde” nirde kim
NF 37/10, KE 5v/10, ME 33/1, i
t “her nerde” HKT 21b/5
i
MM 310/4, HKT 505a/6, HŞ m nirdin “nereden krş. nereden” HKT
2942, niǾmet bėr- “nimet ver- y
a
52a/3
mek, refaha erdirmek krş. y
ı nirge “nereye” HKT 566a/9, nirge
niǾmet bir-” KE 125v/12,
n
e kim “her nereye” HKT 16b/8
v
niǾmet bir- “nimet vermek, re- i nirse “nesne, şey krş. nerse, nėrse”
faha erdirmek krş. niǾmet bėr-” HKT 441b/3, nirse birilmegen
HŞ 2843, niǾmet biril- “mahrum bırakılan, mahrum”
“nimetlendirilmek, refaha erdi- HKT 498a/7
rilmek” HKT 225b/3, niǾmet nirselig “nesne sahibi” HKT
birilmiş “nimetlendirilmiş, re- 508b/3
faha erdirilmiş” HKT 512a/5, niśāb (<A.) “bir malın zekatının
niǾmet bol- “nimet olmak” NF verilmesi için gerekli miktar”
125/11, niǾmet ıđ- “nimet ver- MM 188/3, niśāb bol- “bir ma-
mek, nimet göndermek” HŞ lın zekatının verilmesi için ge-
1979, niǾmet yi- “nimet yemek” rekli miktar olmak” MM
HŞ 2847, niǾmet yidür- “nimet niśābuǿl-aħbār (<ö.a.) “İmâm
yedirmek” HŞ 2934 Ebuǿl-ǾAlâ ûşî’nin hadis kitabı”
niǾmetlıġ (<A.+T.) “nimetli krş. NF 18/14
niǾmetlig”niǾmetlıġ ķıl- niŝār (<A.) “saçı, özel bir topluluk-
ta saçılan para vs. şeyler” NF
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 435

88/17, KE 107v/7, MM 12/2, NF 114/2, nişān bir- “işaretle-


HŞ 3342, niŝār ķıl- “para da- mek, belirtmek krş. nişān bėr-”
ğıtmak, saçı dağıtmak” NF MN (2) 10/94, HŞ 1470, nişān
206/11, HŞ 2514 ķıl- “işaretlemek, damga bas-
nisbet (1)(<A.) “nisbet, kıyaslama” mak” NF 37/4, ME 71/7, HKT
HŞ 1506, nisbet ķıl- “nisbet et- 542b/1, nişān ķılġan
mek, kıyaslamak” KE 119v/18, “işareleyen, damga basan”
ME 64/8 HKT 64a/3, nişān ķılın- “işaret-
nisbet (2)(<A.) “akrabalık, hısım- lenmek, damga basılmak” HKT
lık, ilgi” MM 314//1, HKT 499a/1, nişān körgüz-
334a/5, nisbet ķılġan erkek “işaretlemek, belirtmek, iz
“soy sop sahibi erkek” HKT koymak” HŞ 949, nişān sor-
349a/7 “işaret sormak, belirti sormak”
nisbetlig (<A.+T.) “ilgili, alakalı” HŞ 1132 , nişān tap- “işaretle-
HKT 57b/8 mek, belirtmek, iz koymak” HŞ
nįst (<F.) “yok”nįst ü nā būd “yok, 931, nişān ur- “işaretlemek,
mevcut değil” KE 207r/4, nįst damga basmak” ME 234/1
bol-“yok olmak, ortadan kalk- e
ğ nişāne (<F.) “işaret, nişan, iz, belir-
mak” MM 295/4
i
t ti krş. nişān” KE 205r/10, MN
i
nįstlik (<F.+T.) “yokluk” MM m (2) 34/334, nişāne bol- “nişan
341/2 y
a
olmak, nişanlamak, belirtmek”
nisyān (<A.) “unutma bkz. nisye” y
ı HŞ 3853
MM 159/3
n
e nişānlan-(<F.+T.) “işaretlenmek” n
v
nisye (<A.) “unutma bkz. nisyān” i
ME 147/1
HŞ 1661 nişānlıġ (<F.+T.)“işaretli, işaret-
nişān (<F.) 1.“işaret, nişan, iz, lenmiş” HKT 222a/3, AO II/51,
belirti krş. nişāne” NF 35/5, nişānlıġ bol- “işaretlenmiş ol-
ME 106/2, MM 23/4, HKT mak, işaretli olmak” ME 147/1,
390b/4, Ka II/5, MN (2) nişānlıġ ķıl- “işaretlemek, dam-
15/141, HŞ 4221, 2. “iz, yara galamak” ME 13/8, nişānlıġ
izi” HKT 258b/6, nişān añla- ķılın- “işaretlenmek” HKT
“işaretten anlamak, belirtiden 48b/7
anlamak” HŞ 731, nişān bas- nişānsız (<F.+T.) “işaretsiz, belir-
“işaretlemek, nişan koymak” siz” MM 268/3, nişānsız
ME 95/7, nişān belgür- “işaret- ķıl- “işaretsizleştirmek, belirsiz-
lemek, belirtmek, iz koymak” leştirmek” ME 29/3
HŞ 1777, nişān bėr- “işaretle- nişāvūr (<ö.a.) “Nişavur” HŞ 401
mek, belirtmek krş. nişān bir-”
436 | D r . Suat ÜNLÜ

nişe “niçin, neden, niye krş. niçe, noħūd (<F.) “nohut krş. nuħūd”
neçe, neşe” NF 15/17, HKT KE 13v/18
56a/2, nişe ķıl- “niçin yapmak, noķśān (<A.) “noksan, eksik,
neden yapmak” NF 48/14 eksiklik, kusur, zarar, ziyan krş.
nǿit- “ne etmek krş. nit-, nǿėt-” KE nuķśān, noķsan” KE 95r/18,
140r/10 MM 111/4, HKT 278b/5, MN
nit-“ ne etmek krş. nǿit-, nǿėt-” HŞ (2) 16/156, HŞ 284
2306 noķsān (<A.) “noksan, eksik,
nite (1) “nite(kim)” KE 190r/21 eksiklik, kusur, zarar, ziyan krş.
nite (2) “nasıl” İML 95 nuķśān, noķśān” Ka II/17
ni-teg “nasıl nite krş. neteg, nėteg” noķta (<A.) “nokta krş. noķŧa” HŞ
HŞ 4481 4594, noķta-i harf “harfin nok-
nitegü “nitekim, nasılki” HŞ 2255 tası” HŞ 1397
niter “ne yapar” MN (2) 14/136 noķŧa (<A.) “nokta krş. noķta” KE
niyābet (<A.)“vekalet, vekillik” 215r/17
niyābet ķıl- “yerini tutmak” nol- (ne ol-)“ne olmak” HŞ 4150
HKT 184b/1 e
ğ
nöker(1)(<Mo.)“arkadaş” HŞ 1042
niyāz (<A.) “yalvarma, dua” KE i
t nöker (2) (<Mo.) “emir subayı,
i
218v/20, MM 86/2, MN (2) m yardımcı” K III/14
47/473, HŞ 3159, niyāz bülbüli y
a
nūĥ (<ö.a.) “Nuh Peygamber” NF
“niyaz bülbülü” MM 381/4, y
ı 13/2, KE 13v/7, HKT 101a/1,
niyāz bol-“yalvarmak, dua et- n
e ūĥ bin melik bin hünvesliħ bin
v
mek” KE 41r/20, niyāz ķıl- i idrįs “Hz. Nuh, Nuh peygam-
“yalvarmak, dua etmek” NF ber” KE 22v/16, nūĥ-ı necį
272/1 “Nuh Peygamber”MM 40/4,
niyāzlıġ (<A.+T.) “niyazı olan, ūĥ-ı neciyy “Nuh Peygamber”
yalvaran” KE 2v/1 KE 22v/8
niyyet (<A.) “niyet” NF 408/17, nuĥs-i melǿun (<A.) “melun nuhs”
KE 93v/12, MM 67/4, HŞ HŞ 4476
1980, niyyet sözi “niyet sözi” nuħūd (<F.) “nohut krş. noħūd” NF
MM 166/2, niyyet ķıl- “niyet 43/1
etmek” NF 47/1, MM 103/1 nuħūs (<A.) “uğursuz krş. naħs”
niyyetlıġ (<A.+T.) “niyetli, niyeti HŞ 3883
olan” KE 45r/10 nuħūset (<A.) “uğursuzluk” HŞ
niyyetsiz(<A.+T.)“niyetsiz, niyeti 4482
olmayan” MM 166/1 nuħūslıķ (<A.+T.) “uğursuzluk”
niźāmį (<ö.a.) “Nizâmî” HŞ 245 HŞ 2222
nuķl (<A.) “meze” MN (2) 10/96
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 437

nuķśān (<A.) “noksan, eksik, nūrullah(<A.) “Allah’ın nuru” MM


eksiklik, kusur, zarar, ziyan krş. 329/4
noķśān, noķsān” NF 78/15, nusħa(<A.)“nüsha bkz. nusħat” HŞ
nuķśān bol- “noksan olmak, ek- 2765
sik olmak, kusurlu olmak” NF nusħat (<A.) “nüsha bkz. nusħa”
171/16 nusħat al- “ kopyalamak, nüs-
nūn (1)(<A.) “nun harfi” ME 101/4 hasını almak” ME 130/1
nūn (2)(<A.) “balık” KE 156v/3 nū-sipās (<F.) “nankör” HKT
nūr (<A.) “nur, ışık, aydınlık” NF 418b/5
30/7, KE 72r/12, MM 330/1, nū-sipāslıķ (<F.+T.) “nankörlük”
HKT 185b/3, HŞ 1000, MN (2) KE 66r/13, nū-sipāslıķ ķıl-
12/117, nūr al- “nurlanmak, ay- “nankörlük etmek” HKT
dınlanmak” HŞ 2041, nūr balķı- 352a/7, nū-sipāslıķ ķılġan “nan-
“nur saçmak, aydınlatmak” KE körlük eden, nankör” HKT
180r/7, HŞ 4178, nūr balķın- 352a/7
“nur saçılmak, aydınlatılmak” nuśrat (<A.) “yardım krş. nuśret”
HŞ 2672, nūr bir- “ışık vermek, nuśrat bir-“ yardım etmek” HŞ
nur saçmak” HŞ 1360, nūr bol- e
ğ 4688, nuśrat tile- “yardım ve
“nurlanmak, nurla dolmak” HŞ
i
t destek istemek” ME 208/6
i
2950, nūr ketür- “nurlandırmak, m nuśret (<A.) 1.“yardım, başarı,
aydınlatmak” HŞ 1231, nūr ķıl- y
a
üstünlük krş. nuśrat” NF 9/4,
“nurlandırmak, aydınlatmak” y
ı KE 9v/15, HKT 174a/6, K
HŞ 8, nūr sal- “nurlandırmak,
n
e VIII/4, 2. “zafer” HKT 398a/9, n
v
aydınlatmak” HŞ 1807, nūr-ı i
nuśret bėr- “yardım etmek krş.
dįde “göz nuru” NF 125/3, nūr- nuśret bir-” NF 47/7, KE
u žulmet “ aydınlık ve karanlık” 117v/1, nuśret bir- “yardım et-
MM 325/3 mek krş. nuśret bėr-” HKT
nūrānį (<A.) “nurlu” NF 102/6, KE 106b/1, nuśret birgen “yardım
187r/20 eden, yardımcı” HKT 400b/8,
nūr devlet (<ö.a.) “Kırım hanı” K nuśret biril- “yardım edilmek,
VII/30 yardım görmek” HKT 424b/7,
nūrluġ (<A.+T.) “nurlu” NF 125/2, nuśret bol- “yardım etmek, des-
nūrluġ bol- “nurlanmak, nurlu tek olmak” KE 131v/16, nuśret
olmak” NF 321/5 ķıl- “yardım etmek” KE 40v/12,
nūr seyyid buydı (<ö.a.) “Sahib nuśret tile- “yardım istemek”
Girey’in Tarhanlık verdiği kişi- HKT 13a/4
lerden biri” Ka II/7 nuśretlıġ(<A.+T.) “başarılı, üstün”
nuśretlıġ bol-“başarılı olmak,
438 | D r . Suat ÜNLÜ

üstün gelmek” KE 227r/15


nūş (<F.) “içme, içki” nūş bol-
“içmek” HŞ 4115, nūş ķıl- “iç-
mek” HŞ 333, MN 14/139, nūş
saç- “içki dağıtmak” HŞ 3870
nūşānūş (<F.) “içe içe, içtikçe,
içerek, tekrar tekrar içme” HŞ
1043
nūşin (<ö.a.) “Nûşin” HŞ 385
nūşrevān(<ö.a.) “Nuşıravan,
İran’da 531-579 yılına kadar
hükümdarlık yapmış adaletiyle
meşhur hükümdar” HŞ 1218
nuŧfe (<A.) “döl suyu, sperma” NF
376/12, KE 175r/18, HKT
257b/6
nuzūl (<A.) “inme, iniş” NF 96/1 e
ğ
nübüvvet (<A.) “peygamberlik” i
t
i
NF 87/13, KE 31v/14, HŞ m

4587, nübüvvet kārvanı “pey- y


a
gamberlik silsilesi” HŞ 123 y
ı

nücūm (<A.ç.) “yıldızlar” nücūm


n
e
v
Ǿilmi “yıldız ilmi, astoloji ilmi” i

KE 39v/8
nükte (<A.) “nükte” KE 12v/15,
HŞ 2518
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 439

-O- olmak” ME 178/7, HKT 53a/2,


oġġa kirgen “kefil olan, kefil”
HKT 234b/6, oġġa kivür- “kefil
o “o (3 tek. ş. ve işaret zamiri ve
olmak” ME 29/7
sıfatı” ME 184/1, HKT 257b/6,
oġa(1) “kefalet, borçlanma krş.
K I/5, o kim erse kim “o kişi ki,
oġ” İML 189
o kimse ki” HKT 491a/4
oġa (2) “güç, zulüm”oġa tegür-
oba “oymak, boy, kabile” MM
“zulmetmek, eziyet etmek” AO
255/2
II/33
obra-“yıpranmak” İML 123
oġalan-“kefil ve zamin olmak”
oçaķ “korluk” İML 169
İML 111
oçġur-“bağırmak, haykırmak”
oġan 1.“kudretli, Tanrı adlarından
HKT 24b/1
biri krş. uġan” İML 137, oġan
oçur “vakit, zaman” AO IV/13,
Teñri “kuvveli Allah” İML 87
oçur bol- “vakti olmak, zaman
oġlaġuluķ “tazelik, yaşlık” ME
olmak” AO III/9
169/3
ođaġ “uyanık krş. oyaġ, oyġaġ”
oġlaķ 1.“oğlak, oğlak burcu, burc-ı
KE 51r/14, ođaġ bol- “uyanık e
cedi” NF 28/11, KE 66v/5, HŞ
olmak, hazır beklemek” KE ğ
i
t 3122, İML 172, 2. “erkek ço-
7v/8 i
m cuk” HŞ 3122
ođaġlı “tam olarak uyanık olma- y
oġlan 1.“çocuk, yavru, oğul, erkek
ma” KE 7v/7 a
y
ı evlat” NF 203/14, KE 14v/1,
ođġan-“uyanmak krş. oyġan-, n
e ME 18/7, MM 34/3, HKT
oyan-” KE 245r/4 v
i
16b/9, HŞ 3070, 2. “nesil, soy” o
ođġar-“uyandırmak krş. oyanġır-,
HKT 52a/6, 3. “buluğ çağına
oyġar-” KE 241r/3
yaklaşmış çocuk, genç” HKT
odun “yakmak için kesilen ağaç
501a/9, 4 “prens” AO I/7, oġlan
krş. otuñ, otun” İML 182
aġrıġı “doğum sancısı” KE
oġ “kefalet, borçlanma krş. oġa
169r/10, oġlan atası “baba”
(1)” oġ bol- “ kefil olmak, borç-
İML 147, oġlan igi “doğum
lanmak, borçlu olmak “NF
sancısı” HKT 295a/4, oġlan
162/6, oġġa bėr- “borçlanmak,
keldür- “erkek çocuk doğur-
kefalet yoluyla borçlanmak”
mak” NF 68/6, oġlan kemiş-
NF 346/9, ME 29/7, oġġa kir-
“çocuk düşürmek” ME 18/7,
“kefil
oġlan oġlanı “torun” HKT
264a/7, oġlan tıyġan yir “ra-
him” HKT 33b/8, oġlan tüşür-
“çoçuk düşürmek” KE 98v/12,
440 | D r . Suat ÜNLÜ

oġlan uşaķ “küçük çocuk” KE 2/15 , 2. “nesil” İML 143, oġul


26r/6, oġlanlar “çocuklar, nesil, ķız “kız ve erkek evlat” NF
soy” HKT 423b/9 427/6, KE 23v/14, ME 196/7,
oġlanlıġ “çocuğu olan, çocuklu krş. oġul oġlan “torun” KE 14v/3,
oġullu” KE 186r/4 oġul oġlı “torun krş. oġul oġlu”
oġlanlıķ “çocukluk, küçüklük” KE HKT 315b/6, oġul oġlu “torun
183v/12, HKT 294b/1,oġlanlıķ krş. oġul oġlı” İML 144, oġul
ķıl- “küçük düşürmek” KE oġulları “torunlar, nesil, soy”
244r/15 HKT 101a/3, oġul uşaķ “kız ve
oġlansın-“çocukça davranmak, erkek çocuk, evlat” KE 186r/4,
çocukluk yapmak” ME 205/2 oġul oķun- “evlatlık olarak çağ-
oġra- (1)“uğramak, bir işi yapmaya rılmak” ME 193/2, oġulçuķ
niyetlenmek” KE 104r/14, HŞ “oğulcuk, sevgili oğul” HKT
1148 393a/2, oġullar “çocuklar, ev-
oġra- (2) “uğraşmak” HŞ 2683 latlar, nesil, soy” HKT 107b/1
oġraķ “istenilen, niyet edilen şey, oġullan-“evlat edinmek” NF
kasıt” KE 82r/4 e
ğ
112/17
oġrı “hırsız krş. oġru” NF 325/3, i
t oġullarlıġ “nesil, soy sahibi” HKT
i
KE 61v/16, HKT 234b/8, HŞ m 542a/9
2247, oġrı bol- “hırsız olmak, y
a
oġullu “çocuğu olan, çocuk sahibi
hırsızlık yapmak” KE 57v/4, y
ı olan krş. oġlanlıġ” oġullu bol-
oġrı ķıl- “hırsızlık yapmak, n
e “çocuğu olmak, çocuk sahibi
v
çalmak” HKT 528a/1, oġrı i olmak” ME 5/7
ķılġan er “hırsızlık yapan er- oġulluķ“oğlu olan, evlatlık” NF
kek” HKT 110a/6, oġrı ķılġan 359/16, KE 63r/17
tişi “hırsızlık yapan kadın” oġulsız“evladı olmayan, çocuksuz”
HKT 110a/6 HKT 102b/8
oġrılıķ “hırsızlık krş. oġurlıķ” KE oġur“zaman, vakit krş. uġur” KE
73v/3, ME 183/3, oġrılıķ ķıl- 11r/13
“hırsızlık yapmak, çalmak” NF oġurla-“çalmak, hırsızlık etmek”
226/1, KE 97v/7, ME 183/2 NF 301/12, KE 96v/18, HKT
oġru “hırsız krş. oġrı” İML 156 235b/8, HŞ 1328, oġurlayu bak-
oġrula- “çalmak, hırsızlamak” İML “sinsi sinsi bakmak” ME 116/8,
110 HKT 448a/4, oġurlayu tiñle-
oġ(u)l 1.“çocuk, evlat, erkek evlat” “gizlice dinlemek, kulak misafi-
NF 287/12, KE 4r/15, MM ri olmak” ME 138/5
173/3, HKT 395a/7, HŞ 4388, oġurlan- “çalınmak, hırsızlanmak”
İML 144, AO V/17, MN (2) HŞ 4505
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 441

oġurlıķ“hırsızlık krş. oġrılıķ” oķ (1) “ok” NF 31/16, KE 44r/4,


oġurlıķ ķıl- “hırsızlık yapmak” ME 45/5, MM 344/3, HKT
KE 97v/12 104a/6, HŞ 1091, İML 173,
oġuş “hısım, akraba” KE 168v/16 MN (2) 10/91, oķ at- “ok at-
oħşa-(1)“benzemek, andırmak” NF mak” NF 138/9, KE 104r/8,
303/12, KE 153v/3, ME 34/7, MM 233/1, HŞ 1358, İML 109,
HŞ 3603, İML 122, MN (2) MN (2) 34/334, oķ atış- “ok
13/121, oħşaġan 1.“benzer, atışmak” ME 118/6, oķ avazı
denk” HKT 440b/2, 2. “birbiri- “okun hareket halindeyken çı-
ne benzeyen, müteşabih, muh- kardığı ses” HŞ 1766, oķ gezi
kem olmayan” HKT 47b/7 “okun kirişe geçen oyuk ucu”
oħşa- (2) “okşamak” NF 178/16, İML 173, oķ sabı “okun tutula-
HŞ 379 cak yeri” İML 169, oķ tig- “ok
oħşaġu “benziyen” İML 188 değmek, ok değdirmek” HŞ
oħşan- “hürmet edilmek ve yakın 2454, oķ uçur- “ok atmak” HŞ
görülmek” İML 103 2041, oķ ur- “oklamak, okla
oħşaş “benzer, eş” ME 34/7, HKT vurmak” HŞ 1956, oķ yünü
136a/6, oħşaş bol- “benzer ol- e
ğ “okun yeleği” İML 173
mak, birbirine benzemek” HKT
i
t oķ (2) “boş, ıssız, hâlî” HKT
i
10b/2 m 369a/3, oķ bol- “boş olmak, ıs-
oħşaş- 1.“benzeşmek, benzer ol- y
a
sız olmak” ME 63/5
mak” ME 201/1, HKT 17a/5, 2. y
ı oķ (3)“kuvvetlendirme edatı krş.
n
“müteşabih olmak” HKT 47b/8, e ök (1) ” NF 233/4, KE 216v/18,
v
oħşaşġan “benzer” HKT 4b/6 i
MM 126/3, HKT 384a/7, HŞ o
oħşaşıġ “benzer” HŞ 4609 3621
oħşaşıķ “karışık” oħşaşıķ bol- “ka- oķ(4) “giyimin ön kısmı” İML 166
rışık olmak, karışmak” ME oķaķ “havan” İML 169
142/8 oķalt-“boşaltmak, boş yapmak”
oħşaşıķlu“şüpheli” ME 142/8, ME 60/4
oħşaşıķlu bol- “şüpheli olmak” oķçı “okçu, ok atmada hünerli olan
ME 28/8, oħşaşıķlu ķıl- “şüphe- kişi krş. oķçu” HŞ 1091
li yapmak, şüphelendirmek” oķçu “okçu, ok atmada hünerli
ME 90/6 olan kişi krş. oķçı” İML 157
oħşat-“benzetmek” NF 374/4, ME oķı-1.“okumak, öğrenim görmek
87/3, HŞ 964 krş. oķu-” NF 118/10, KE
oħşatıl- “benzetilmek, öyle görün- 183r/8, ME 86/2, MM 108/3,
mek” HKT 100a/5 HKT 14b/5, HŞ 2765, 2. “hatır-
lamak” MM 190/4, 3. “çağır-
442 | D r . Suat ÜNLÜ

mak, davet etmek” HŞ 2276, 4. okun- 1.“okunmak, çağrılmak krş.


“söylemek” HŞ 2504, oķımaķ okın-” KE 88r/3, ME 11/7,
“okuma” HKT 17b/3, oķımaķnı HKT 392a/8, 2. “edinmek,
tekellüf ķıl- “gereğince, özenle saymak” ME 193/2, okunmış
okumak” HKT 198b/8, oķıyu oġlan “evlatlık” HKT 399a/3
bir- “söyleyivermek, söylemek” oķuş-“birlikte okumak krş. oķuyuş-
HKT 71a/4 ” ME 196/2
oķın-“okunmak, çağrılmak krş. oķut- “öğretmek, okumak krş. oķıt-
okun-” HKT 476a/5 ” NF 323/12, KE 102v/18, ME
oķıt-“okutmak, öğretmek krş. oķut- 2/5
”NF 189/10, KE 63v/6, HŞ oķuyuş-“birlikte okumak krş. oķuş-
2883 ” ME 113/6
oķla- “ok atmak, okla vurmak” KE ol (1)1 “o (3. tek. şahıs zamiri)”
163r/14 NF 2/16, KE 2r/9, ME118/2,
oķlaġu “oklava” İML 163 MM 110/4, HKT 30a/6, HŞ
oķlaş- “ok atışmak” ME 206/6 2492, MN (1) 10/11, İML 86, K
oķtas “aman, asla, sakın, zinhar” e
ğ
IV/14, CE 3/2, 2. “o(işaret sıfa-
MN (1) 13/5 i
t tı)” NF 12/2, KE 2v/14, ME
i
oķu- 1.“okumak, öğrenim görmek m 130/6, MM 41/2, HKT 2a/2,
krş. oķı-” NF 32/11, KE 103r/2, y
a
HŞ 743, MN (1) 2/14, AO I/9,
ME 80/3, MM 338/1, HKT y
ı MN (2) 6/55, 3. “kopula” KE
59b/7, HŞ 2554, İML 124, K 14r/13, HŞ 2806, CE 1/1, 4.
n
e
v
II/2, MN (2) 6/50, 2. “çağır- i “işaret zamiri” HKT 25a/3, HŞ
mak, davet etmek” HŞ 2510, 3. 3763, AO I/13, ol ajun “öteki
“söylemek” HŞ 256, oķuġan dünya” İML 137, ol bir “öbür”
“okuyan” HKT 144b/3, oķumaķ NF 426/8, ol cihān “öbür dün-
“okumak” HKT 144b/3, oķup ya, ahiret” HKT 224a/7, ol
tüwkürgen- “okuyup üfleyerek cihānda yarlıķaġan “ahirette
tedavi eden, üfürükçü” HKT merhamet eden, esma-i
557a/8 hüsna’dan er-rahim, er-rahman”
oķuġ “dua” ME 89/6 HKT 171a/1, ol kim “o ki”
oķuġsa-“davet etmek istemek, HKT 4a/3, ol kim erse kim “o
çağırmak” KE 224r/3 kimse ki krş. ol kim irse kim”
oķuġucı“okuyan, okuyucu” HKT 402b/6, ol kim irse kim “o
oķuġucı bol- okuyan olmak, kimse ki krş. ol kim erse kim”
okuyucu olmak, okumak” ME HKT 41b/9, ol kim kim “o kim-
165/2 se ki” HKT 360a/1, ol kim mülk
aña vācib bolur “hükümdarlığı
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 443

gerekli olan, esma-i hüsna’dan” KE 86r/15, MN (1) 5/12, ME


HKT 335a/2, ol kün “o gün, o 2/5, MM 28/4, HŞ 120, K7/29,
zaman, o vakit” HKT 205b/8, MN (2) 6/58, alardın “onlar-
ol kün kim “o gün ki, o zaman dan” KE 3r/8, aña “ona” KE
ki, o vakit ki” HKT 121a/5, ol 2v/9, MN (1) 4/8, MN (2) 2/12,
nerse kim “o şey ki krş. ol nirse añar “ona” KE 174r/11, ME
kim” HKT 471a/8, ol nirse kim 174/2, MM 30/1, HŞ 222, CE
“o şeyki krş. ol nerse kim” 2/3, añaru “oraya” ME 123/2,
HKT 34a71, ol uġurda 1. “o ança “ öyle, öylesine , o kadar,
zaman, o takdirde” HKT 21b/1, misil, kat”“ NF 20/17, KE 4v/3,
2. “-dığı zaman” HKT 159a/6, ME 96/4, MM 222/1, HKT
ol uġurda kim “o zaman ki, - 69a/9, HŞ 151, MN (1) 21/11,
dığı zaman” HKT 135a/4, ol ün ança tigrü “ta ki, nihayet” HKT
kim anıñ birle yer teprenür “yer 239a/2, ança tigrü kim “-a ka-
sarsıntısına sebep olan, çığlık, dar” HKT 235b/6, ançaġa kim
gürültü, sarsıntı” HKT 155b/6, “a- kadar” HKT 418b/7, ançaġa
ol vaķt kim “o zaman ki” HKT tegi “nihayet” HKT 127a/1,
294b/5, ol vaķtda “o zaman, o e
ğ ançaġa tegi kim 1. “a kadar”
durumda” HKT 454b/9, ol
i
t HKT 131b/4, 2. “ta ki, nihayet”
i
vaķtda kim “o zaman ki, -dığı m HKT 126a/8, ançaġa tegrü “1.
zaman” HKT 439a/1, ol vaķtdın y
a
“-a kadar” HKT 75b/6, 2. “ni-
kim “o zaman ki, -dığı zaman y
ı hayet” HKT 291a/8, ançaġa
n
krş. ol vaķtın kim” HKT e tegrü kim 1. “-a kadar” HKT
v
233a/2, ol vaķtın 1. “o zaman” i
36a/6, 2. “ta ki, nihayet” HKT o
HKT 275a/5, 2. “o zaman, o 78a/9, ançaġa tigi kim “-a ka-
takdirde” HKT 120b/7, 3. “dığı dar” HKT 472b/3, ançaġa tigrü
zaman” HKT 449b/9, 4. “o an- “nihayet” HKT 456b/9, ançaġa
da, hemen” HKT 385a/4, ol tigrü kim 1. “-a kadar” HKT
vaķtın kim 1. “o zaman ki krş. 180a/2, 2. “ta ki, nihayet” HKT
ol vaķtdın kim” HKT 5b/2, 2. 449b/8, ançaķa tigi kim “-a ka-
“dığı zaman” HKT 3a/7, 3. “o dar” HŞ 3380, ançası bar “la-
anda, hemen” HKT 128b/5, ol kin, fakat” HKT 3a/3, ançası
yan kim “ora, o taraf ki” HKT bar kim “lakin, fakat” HKT
168a/7, ol yir “o yer, ora” HKT 22b/2, ançada “ondan sonra, o
535b/6, ol yir kim “o yer ki, zaman, şu hâlde” NF 178/16,
orası ki” HKT 33a/5, ol yirde KE 9v/12, ançaķ tegi “o zama-
“orada” HKT 432b/9, alar “on- na kadar ki, -a kadar” NF
lar krş. anlar, olar” NF 284/17, 24/13, ançanı “kimi, kimseler”
444 | D r . Suat ÜNLÜ

KE 10v/7, ançası “kimse, kim- “böyle, bu şekilde” HKT


seler” KE 2v/15, anda 1. “onda, 309a/8, anıñ meñizlig “böyle,
orada, oraya “ME 71/7, MM bu şekilde” HKT 139a/2, anıñ
266/4, HKT 354a/9, HŞ 501, teñ “onun gibi, öyle, evet” HKT
MN (1) 3/6, İML 75, CE 2/2, 353a/8, anıñ tik “onun gibi krş.
MN (1) 3/6, MN (2) 18/172, 2. anıñ dik” MN (2) 13/120, anıñ
“o zaman” NF 13/4, andaķı üçün “onun için, ondan dolayı”
“ondaki” NF 123/15, andan 1. HŞ 915, K3/15, anın “onunla”
“oradan” HŞ 475, 2. “ondan” KE 86r/9, anlar “onlar (3.) çok-
NF 370/2, HŞ 1016, andın luk şahıs zamiri krş. olar” NF
1.“ondan, oradan” NF 5/17, KE 11/8, KE 43v/15, ME 111/7,
14r/15, ME 25/2, MM 16/4, MM 219/1, HKT 57a/9, HŞ
HKT 6a/8, HŞ 3913, MN (1) 542, anlar kibi “onlar gibi”
5/11, MN (2) 24/235, 2. “ondan K9/8, anlarda “onlarda” KE
sonra” NF 22/9, 3. “oradan” NF 21r/18, anlardın “onlardan” NF
45/13, andın berü “ondan buya- 31/9, KE 45r/17, MN (1) 6/8,
na, ondan beri” HŞ 3059, andın e
ğ
anlarġa “onlara krş anlarķa ”
öñ “ondan önce” HŞ 2335, an- i
t NF 24/10, KE 4v/20, MN (1)
dın ötrü “ondan dolayı” HŞ 22/8, anlarķa “onlara krş.
i
m

142, andın özge “ondan başka” y


a
anlarġa” NF 34/3, anlarnı “on-
HŞ 849, andın soñ “ondan son- y
ı ları” MN (1) 16/10, anlarnıñ
ra” HKT 5a/9, HŞ 739, andın “onların” MN (1) 18/13, ansız
n
e
v
soñra 1. “ondan sonra” HKT i “onsuz” KE 83v/21, anuñ
7b/8, HŞ 2388 2. “bundan son- “onun krş. anıñ” K7/53, anuña
ra, artık” HKT 484a/9, anı “ona” MN (2) 17/164, onı
“onu” NF 163/8, KE 3r/11, ME “onu” KE 109r/19, olar “onlar
15/8, MM 32/4, HŞ 2976, MN bkz. anlar” KE 4v/14, MM
(1) 5/3 , K 2/19, MN (2) 2/12, 10/3, HKT 33b/9, HŞ 4439, AO
anın “onunla, ondan dolayı” III/10,olarda “onlarda” KE
MM 268/4, HŞ 241, anıñ 21r/14, HŞ 4353, olardın “on-
“onun” NF 14/11, KE 5r/14, lardın” KE 3r/8, HŞ 4620, olar-
ME 89/6, MM 7/4, HKT 66b/7 dın bir “öbür” HŞ 3795, olardın
, HŞ 1212, MN (1) 18/13, MN biri “öbür” HŞ 1285, olarķa
(2) 7/63, anıñ birle kim “ondan “onlara” KE 238v/16, olarnı
ötürü, ondan dolayı” HKT “onları” KE 4v/15, HŞ 4355,
66b/7, anıñ bigin “onun gibi” olarnıñ “onların” KE 9v/11, HŞ
K4/15, anıñ dik “onun gibi” 167
MN (2) 17/168, anıñ meñiz ol (2) “öteki” İML 95
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 445

ol- “olmak krş. bol-” K V/11 olturuş-“(birlikte) oturmak” NF


olca(<Mo.) ganimet, yağma” ME 351/12
142/1 oluķ (1) “o, odur, muhakkak o,
olcasız (<Mo.+T.) “ganimetsiz” tıpkı krş. ol-oķ” HŞ 3511
olcasız ķal- “ganimetsiz kal- oluķ (2) “üstü açık boru” İML 179
mak” ME 24/5 oluñ “okun sapı, okun temrensiz
olcala- (<Mo.+T.) “ganimet almak, kısmı” MM 344/3
yağma etmek” ME 180/4 olun- “olunmak, bolun-, olın-” K
olcalat- (<Mo.+T.) “yağma ettir- VII/14
mek” ME 5/8 on “on (10)” NF 72/3, KE 7r/11,
oldur- “oturmak krş. oltur-, otur-” ME 74/8, MM 74/1, HKT
ME 119/6, HKT 91b/1 162a/5, HŞ 296, MN (1) 11/10,
olıç“hükümdar çocuklarından İML 186, K I/5, MN (2)
olan” İML 145 38/381, on aylıķ botlaçı ingen
olın-“olunmak krş. olun-, bolun-” “on aylık gebe deve” HKT
K V/14 565b/6, onda bir “onda bir”
ol oķ “o, odur, muhakkak o, tıpkı HKT 413b/9, onda biri “ onda
krş. oluķ (1)” MM 378/2, HKT e
ğ biri” MM 111/3
363b/9
i
t onar “onar, üleştirme sayısı” KE
i
oltañla-“(ayakkabıya) taban geçir- m 50r/15
mek, yamamak krş. ultañla-” y
a
oñ (1) “destek, kolaylık” ME
ME 30/3 y
ı 62/2
n
oltur-“oturmak, ikamet etmek krş e oñ (2)“sağ, doğru, gerçek” KE
v
oldur-, otur-” NF 243/12, KE i
10v/8, MM 5/2, MN (1) 4/10, o
89r/18, ME 170/8, MM 127/2, HŞ 2131, oñ ķol oġlanları “or-
HKT 156b/4, HŞ 3046, MN (1) dunun sağ kolunda olanlar, sağ
6/12, İML 124, AO I/3, MN (2) taraftakiler” AO II/2
25/246, olturġan “oturan” HKT oñ- “onmak, bir rütbe veya paye
08b/1, olturġu yir “oturacak sahibi olmak” HŞ 3524, İML
yer” HKT 520b/2, olturmaķ 121
“oturma” HKT 193a/4, MN (1) oña “düz, doğru” İML 188
17/11 onaġu “onu birlikte” KE 63r/4
olturġuz-“oturtmak krş. olturt-” NF oñal-“iyileşmek, sağlamlaşmak”
87/4, KE 85r/19 KE 138r/10
olturt-“oturtmak krş. olturġuz-” NF oñalt-“iyileştirmek, düzeltmek,
214/14, KE 70v/13, ME 11/3, tedavi etmek, şifa vermek” KE
HŞ 3207 171r/2, HKT 53b/5
olturum “kötürüm” İML 142
446 | D r . Suat ÜNLÜ

on altı“on altı(16)” NF 199/1, KE on ėkinç “on ikinci (12.)” NF 4/11,


203v/11 KE 123r/8
oñaltur-“iyileştirmek, şifa vermek” on ėki miñ “on iki bin (12.000) krş.
HKT 121b/3 on ėkki miñ” NF 112/7, KE
oñar-“yapmak, iyileştirmek, dü- 42v/10
zeltmek, donatmak” ME 7/8, on ėkki “on iki (12) krş. on ėki, on
MM 274/2, HKT 59a/5, HŞ iki” NF 136/9, MM 66/1
4675, oñarası bol- “tamiri ge- on ėkki miñ “on iki bin (12.000)
rektirmek” ME 217/6, oñarġan krş. on ėki miñ ” NF 48/6, MM
“düzelten” HKT 3a/3, oñarmaķ 101/1
“düzeltme” HKT 96a/5 onħar (<H.) “geviş” onħar ķıl-
onarınca“takatınca krş unarınca, “geviş getirmek” ME 223/8
onurınca” ME 209/5 onınç “onuncu (10.) krş. onunç,
oñay (1) “kolay” KE 7r/4, oñay onunçı” NF 77/4
bol-“kolay olmak, kolaylaş- on iki “on iki (12) krş. on ėki, on
mak” KE 6v/2, oñay ķıl- ėkki” HKT 165a/9
“kolaylaştırmak, kolaylaşmak” e
ğ
on miñ “on bin (10.000)” NF 49/4,
KE 213r/9 i
t KE 47r/1
i
oñay (2) “Müşteri yıldızı” KE m on sekiz “on sekiz (18)” NF 6/16,
66v/7 y
a
KE 37v/5
oñaylıķ “kolaylık” KE 52r/21 y
ı on sekiz miñ “on sekiz bin
on begi “on başı” AO II/4 (18.000) krş. on sekkiz miñ, on
n
e
v
on bėş “on beş (15) krş. on biş” NF i sikiz miñ” NF 306/2, KE 4v/15
70/12, KE 45r/11, MM 76/1 on sekiz yaş “on sekiz yaş, gençlik
on bėş miñ “on beş bin (15.000)” çağı” HKT 228b/4
NF 75/4, KE 228r/13 on sekkiz miñ “on sekiz bin
on bir “on bir (11)” NF 352/11, KE (18.000) krş. on sekiz miñ, on
67r/19, HKT 226b/5, HŞ 1929, sikiz miñ” NF 151/9
İML 186, MN (2) 38/382 on seksinç “on sekizinci (18.)” NF
on birinç“on birinci (11.) krş. on 136/8
birinçi” NF 6/16, KE 61v/7 on sikiz miñ “on sekiz bin (18.000)
on birinçi“on birinci (11.) krş. on krş. on sekkiz miñ, on sekkiz
birinç” KE 59r/20 miñ” MN (1) 1/1
on biş “on beş (15) krş. on bėş” HŞ on toķuz “on dokuz (19)” HKT
4715 555a/7, İML 186
on ėki “on iki (12) krş. on ėkki, on on tört “on dört (14)” NF 5/11, KE
iki ” KE 28v/15 249v710, HŞ 812
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 447

on törtinçi “on dördüncü (14.) krş. opra-“çürümek, dağılmak, eski-


on törtünçi” HŞ 812 mek, yıpranmak” KE 118v/15,
on törtünçi “on dördüncü (14.) krş. ME 168/7, HŞ 3110
on törtinçi” NF 65/14 opraķ (1) “elbise, giysi” MM 79/1
oñul-“iyileşmek, şifa bulmak” ME opraķ (2)“eskimiş, yıpranmış” NF
151/6 192/12, KE 164r/1
onula “onu birlikte, onunun hepsi” oprat- “eskitmek, yıpratmak” HŞ
KE 64r/8 29
onunç “onuncu (10.) krş. onınç, or “kula donlu at” İML 171
onunçı” KE 73v/1 or- “biçmek” MM 279/3
onunçı“onuncu (10.) krş. onınç, oram “sokak, muhit, semt” NF
onunç” KE 25r/14 108/4, HŞ 2988
oñurķa“bel kemiği, omurga krş. orda (<Mo.) “şehir, ordu, Hanın
oñurtķa” NF 275/9, KE 10r/2, ikamet ettiği yr krş. ordu” AO
HKT 570b/7, oñurķa sındurġan III/18
“bel kemiğini kıran, parçala- ordu (<Mo.)“ordu, hükümdarın
yan” HKT 557a/7 yurdu ve durağı krş. orda” HŞ
oñurtķa“omurga krş. oñurķa” KE e
ğ 210, İML 179, AO I/24, ordu-yı
175r/4 muǾažžam “çok güçlü ordu,
i
t
i
oñuş-“anlaşmak, barışmak” ME m Altun ordu” K I/53
109/6, oñuşmaķ “barış, sulh” y
a
orġaķ “orak” KE 56r/21, İML 159
ME 109/6 y
ı orlaġuçı “müezzin” ME 89/5
n
onurınca “takatınca krş. unurınca, e orman “orman” NF 341/6, Ka I/7
v
onarınca” onurınca ķatlan- i
orna-“yerleşmek, oturuşmak, yer o
“gücünce katlanmak, gücü yet- etmek, sabit olmak” NF 181/16,
tiği kadar dayanmak” ME 212/5 KE 178v/3, ME 181/5, HKT
onursa- “yetinmek” ME 151/7 328b/3, HŞ 2459
on üç “on üç (13)” NF 6/15, KE ornaştur- “yerleştirmek” NF
79r/1, İML 186, Ka II/22 191/17
on üçünçi“on üçüncü (13.)” KE ornat- 1.“yerleştirmek, kaplamak”
198r/7 NF 320/1, KE 146v/19, ME
on yėti “on yedi (17)” KE 73v/2 66/2, HKT 323b/8, HŞ 1539, 2.
on yėtinç “on yedinci (17.)” KE “sağlamlaştırmak” HKT 342b/4
241v/19 orta1.“orta, orta derece krş. ortu”
op- “(höpürdeterek) içmek” ME NF 22/15, KE 169r/15, ME
150/5 109/1, MM 183/3, HKT 304a/1,
HŞ 3739, İML 188, K II/15,
MN (2) 9/82, 2. “bir yerin iç
448 | D r . Suat ÜNLÜ

kısmı” HKT 475a/3, 3. “fazla bolġan “ortak olan, ortak” HKT


uzun ve meşakkatli olmayan” 427a/1, ortaķ işlig “günahkar,
HKT 187a/7,4. “ifrattan uzak” şirk içinde olan” KE 59r/7,
HKT 526a/3, orta barmaķ “orta ortaķ ķat- “ortak etmek” NF
barmak” KE 121v/4, İML 141, 26/12, ortaķ ķıl- “ortak etmek,
orta bol- “ortada olmak, bir şe- eş etmek” NF 401/4, KE 45v/5,
yin ortasında olmak” KE ME 26/7, HKT 302a/8, ortaķ
39v/14, ME 137/8, orta çaķlıġ ķoş- “şirk koşmak, şerik koş-
“orta yolu tutan, mutedil” HKT mak” ME 26/7, HKT 131a/6,
395a/5, orta işlig “orta yolu tu- ortaķ ķoşġan “şerik koşan, müş-
tan, mutedil” HKT 418a/6, orta rik” HKT 335b/7, ortaķ ķoşġan
ķaǾde “ikiden fazla rekatlık er “şerik koşan erkek”
namazlarda ikinci rekattan son- HKT335b/7, ortaķ ķoşġan eren
raki oturma krş. orta otruş” MM “şerik koşan erkek” HKT
109/1, orta kün “öğlen, öğlen 408a/7, ortaķ ķoşġan tişi “şerik
vakti” KE 163v/10, orta namāz koşan kadın” HKT 408a/7,
“ikindi namazı” HKT 36b/4, or- e
ğ
ortaķ ķoşmaķ “şerik koşma”
ta otruş “ikiden fazla rekatlık i
t HKT 393a/2, ortaķ ķoşul- “şe-
i
namazlarda ikinci rekattan son- m rik koşulmak” HKT 447b/2
raki oturma krş. orta ķaǾde” y
a
ortaķ (2) “ortak, tacir” AO III/4
MM 182/4, orta yaşda “yaşı y
ı ortaķçı “ortak, tacir” AO II/32
kemale ermiş olan, orta yaşlı” ortaķlaş- “ortaklaşmak” ME117/5
n
e
v
HKT 53a/7, orta yaşlıġ “orta i ortaķlıķ “ortaklık” NF 401/3, HKT
yaşlı” KE 128r/6, HKT 10a/7, 479b/3,ortaķlıķ ķıl-“ortaklık
orta yaşlıġ bol- “orta yaşlı ol- yapmak” ME 115/4, ortaķlıķ
mak, yaşça olgunluk çağında ķılış- “ortaklık yapmak” ME
olmak” ME 77/3, ortada bol- 199/1
“bir şeyin ortasında olmak” ortaķşu “ortaklaşa, ortaklığa” ME
HKT 579a/3, ortaraķ “ortaya en 115/4
yakın olan” HKT 118a/3, orta ortala-“orta olmak, yarı olmak”
otruşsuz “ikiden fazla rekatlık ME 137/8
namazlarda ikinci rekattan son- ortalıķ “adillik, eşitlik”ortalıķ ķıy-
ra oturmadan kılma” MM 183/1 “adaletli davranmak, adilce
ortaķ (1)“ortak, eş, şerik, müşrik” davranmak” ME 130/8
NF 37/9, KE 5r/6, ME 117/6, ortançı “ortanca” KE 27r/16
HKT 433b/8, HŞ 4598, İML ortu “ifrattan uzak krş. orta” HKT
144, ortaķ bol- “ortak olmak” 370a/9
ME 139/1, HKT 277a/2, ortaķ
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 449

oruç (<F.) “oruç” MM 163/4, oruç 1077, orun bol- “yer olmak, yer
aç- “oruç açmak” ME 14/8, tutmak, yerleşmek” KE 155r/6,
oruç açtur- “oruç açtırmak” ME orun ķıl- “yerleştirmek” KE
75/4, oruç ayı “oruç ayı, Rama- 164v/20, HKT 124a/6, HŞ
zan-ı Şerif” MM 164/3, oruç 3249, orun kılu bir- “yerleştiri-
niyyeti “oruç tutma niyeti” vermek” HKT 232b/6, orun
MM 163/2, oruç tutġan “oruçlu, körgüz- “yer göstermek, yerleş-
oruç tutan” ME 14/8, oruç vaķtı tirmek” HŞ 1013, orun tut- “yer
“oruç vaktı, oruç ayı” MM edinmek, yerleşmek” HKT
165/1 445b/7, HŞ 1216, orun ur- “yer
oruķ (1.)“ibret ders krş. ozuķ (1), edinmek, yerleşmek” KE
uruķ (1)” oruķ al- “ ibret almak, 239r/7, ornında “bir şeyin veya
ders çıkarmak” ME 132/4 bir kimsenin yerini almak üze-
oruķ (2.) “sınır, had, ölçü, hedef, re” HKT 120b/9, ornıña “bir
mesafe, uzaklık krş ozuķ (2), kimsenin yerini almak” HKT
uruķ (2)” ME 205/5, HKT 235b/1
51a/5,oruķ aşa bar- “sınırı geç- orunç “birisinin şu veya bu işine
mek, haddi aşmak” ME 158/5, e
ğ karşılık olarak verilen ayak teri,
oruķ aşa işle- “haddi aşmak, öl-
i
t rüşvet” İML 188
i
çüyü kaçırmak” ME 38/1, oruķ m orunçaķ “emanet, hediye” İML
tapa ozuş- “haddi aşmak, sınırı y
a
188
aşmak” ME 198/6 y
ı orunçaķla-“orunçak vermek, ema-
n
oruķınca“usulünce krş ozuķınca, e net vermek, hediye etmek” İML
v
uruķınca” oruķınca yörü- “usu- i
129 o
lüce yürümek” ME 161/3 orunçla-“rüşvet vermek” İML 126
orul- “kesilmek, biçilmek” NF orunluġ “yerli-yerinde, yer ve
43/14 mevki sahibi, yararlı” HKT
orun 1.“yer, mahal, makam” NF 232b/4, orunluġ bol- “yararlı
60/14, KE 85r/15, ME 27/6, olmak, yerli yerinde olmak”
MM 19/2, HKT 210b/7, HŞ ME 181/5
1077, MN (1) 8/8, İML 179, osal “gafil, tecrübesiz, deneyimsiz
AO III/8, 2. “mevki, durum, krş. osañ, usal” ME 86/7, MM
vaziyet” HKT 235a/8, 3. “cihet, 47/4,osal bol- “usanmak, bık-
taraf” HKT 248b/2, orun bėr- mak” MM 356/4, osal ķıl-
“yer vermek, yerleştirmek krş. “usandırmak, bıktırmak” NF
orun bir-” NF 206/11, KE 224/10, MM 81/4, osal tut-
27r/8, orun bir- “yer vermek, “usandırmak, bıktırmak” NF
yerleştirmek krş. orun bėr-” HŞ 372/4
450 | D r . Suat ÜNLÜ

osañ “gafil, dalgın krş. osal, usal” oş “şu, bu, işte şu krş. uşbu, oşbu”
HKT 60b/2, osañ ķıl- “gafil ol- MM 21/4, İML 88
mak, dalgın olmak, dalmak” oşbu 1. “(sıfat) bu, şu, işte şu krş.
ME 28/4 uşbu, oş” MM 24/4, 2. “(zamir)
osan-“usanmak, bıkmak, usan-” bu, şu, işte şu” MM 287/2
KE 66v/12 oşaķ “huysuz kadın” İML 149
osañlıķ (1)“kolaylık” osañlıķ ķılış- oşal 1. “(sıfat) o, işte o krş. uşol,
“birbirlerine kolaylık sağlamak, uşal” MM 9/3, 2. “(zamir) o, iş-
kolaylaştırmak” ME 199/5 te o, tam kendisi” MM 30/4
osañlıķ (2) “habersiz, gafil” HKT oşur- “yellenmek” İML 102
310b/2 ot (1) “ateş, yangın” NF 17/3, KE
osma(<A.)“vesme, rastık” NF 2r/9, ME 83/1, MM 249/2,
159/13, KE 13r/8 HKT 570a/5, HŞ 1909, MN (1)
Ǿoŝmān (<ö.a.) “Üçüncü halife Hz. 7/5, İML 169, MN (2) 2/15, ot
Osman” NF 134/3, KE 25r/12, at- “ateş atmak, ateşe vermek”
MM 11/3, MN (1) 16/11 NF 71/15, ot bol- “yangın çı-
Ǿoŝmān bin Ǿaffān “Üçüncü ha- e
ğ
karmak, yangın olmak” HŞ
life Hz. Osman” KE 200r/19, i
t 2065, ot çıķar- “kıvılcım saç-
Ǿoŝmān źiǿn-nūreyn “üçüncü mak” HKT 579a/2, ot ķat- “ateş
i
m

halife Hz. Osman” KE 217r/12, y


a
atmak, ateş karıştırmak” HŞ
emįrüǿl-müǿminįn Ǿoŝmān y
ı 2596, ot ķįri “Cehennem ateşi-
“üçüncü halife Hz. Osman” KE nin zifti” MM 197/4, ot ķorı
n
e
v
168v/14 i “ateş korı” MM 197/2, ot saç-
Ǿoŝmān bin Ǿalį (<ö.a.) “ Kerbela “ateş saçmak” HŞ 4476, ot sal-
olayına katılıp şehid olan mü- “tutuşturmak, yakmak” HŞ
minlerden biri” KE 247v/1 1554, ot söndür- “ateş
Ǿoŝmān ibnü ĥanįf (<ö.a.) “Hz. söndümek” HŞ 507, ot tutuş-
Ali’nin Hz. Osman’ın katillerini “ateş yakmak, ateş tutuştur-
soruşturması için Basra’ya mak” HŞ 909, ot tüş- “ateş
gönderdiği kişi” NF 146/5, düşmek” HŞ 1771, ot ur- “ateş
Ǿoŝmān “bkz. Ǿoŝmān ibnü hazırlamak, ateş yakmak” KE
ĥanįf” NF 146/8 179v/14, ot urul- “ateş hazır-
Ǿoŝmān bin maŧǾūn (<ö.a.) lanmak, ateş yakılmak” NF
“İslamiyeti on üçüncü olarak 125/9, ot yaķ- “ateş yakmak”
kabul eden Peygamber’in ilk KE 60v/3, HŞ 3492,ot yaķıl-
ashabından biri” NF 261/12, “ateş yakmak, ateş yakılmak”
Ǿoŝmān “bkz. Ǿoŝmān bin HŞ 2445,ot yan- “ateş yakmak”
maŧǾūn” NF 239/3 HŞ 961, oy yandır- “ateş yak-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 451

mak krş. ot yandur-” İML 105, otalamaķ “tedavi” otalamaķ tile-


ot yandur- “ateş yakmak krş. ot “tedavi edilmek istemek” ME
yandır-” NF 41/17, otķa urul- 218/6
“ateşe konmak, kızartılmak” otla- (1)“otlamak” NF 298/11, KE
ot (2) “ot, nebat” NF 342/17, KE 139v/10, ME 137/5, HŞ 344
34v/12, ME 83/3, MM 271/4, otla- (2)“tedavi etmek krş. otala-”
HKT 153a/9, HŞ 2949, İML İML 108
78, ot bir- “ot çıkarmak” HŞ otlaġ “otlak, mera, çayır krş. otluġ
961, ot su “ot su” KE 189r/7, (1)” NF 295/17, KE 47r/8, ME
ot ün- “ot çıkmak, yetişmek” 136/3, MM 204/1, HKT 565a/8,
KE 100r/9, ot yėm “ot ve yem” HŞ 1032, İML 180
KE 3v/3, ot yidür- “ot yedir- otlaġlu “otlak sahibi, merası olan”
mek, yemlemek” HŞ 2449 otlaġlu bol- “otlak sahibi olmak,
ot (3.) “ilaç” ME 57/6, ot iç- “şifalı merası olmak” ME 21/6
ilaç içmek” ME 185/1 otlat-“otlatmak” NF 295/17, ME
otaçı“hekim, doktor, tabip krş. 51/2, HKT 303b/4, HŞ 2450
otalaġucı” KE 170v/11, ME otlu “otlu “ ME 2776
218/7, HŞ 2494, İML 156 e
ğ otluġ(1) “mera, yeşil alan krş.
otaçılıķ “tedavi, ilaçlama krş.
i
t otlaġ” ME 224/8
i
otaçilik” otaçılıķ tile- “tedavi m otluġ (2)“ateşli, parlak, pembe” KE
edilmek istemek, ilaçlanmak is- y
a
184r/11, otluġ yinçü “parlak in-
temek” ME 215/3 y
ı ci, pembe inci” KE 148r/16,
n
otaçilik “tedavi, ilaçlama krş. e
v
otluġ ķıl- “parlatmak” KE
otaçılıķ” KE 170v/10, otaçilik i
247r/13 o
ķıl- “tedavi etmek, ilaçlamak” otluķ“ateşlik, yangın yeri” HKT
ME 182/2 84b/7, otluķ ķıl- “yakmak” KE
otaġ (1) “ateş yeri” İML 180 162r/13
otaġ (2)“otağ, çadır” KE 27r/21, otralıķ “meclis, toplantı” ME 150/1
otaġ tik- “otağ kurmak, otağı otruķ “oturum, yatalak” ME 11/3,
çadırını kurmak, yerleşmek” otruķ bol- “yatalak olmak” NF
HŞ 1308 221/3, ME 11/3
otaġçı “otakçı, hergacı” İML 155 otruş “oturuş” ME 185/4, otruş biri
otala-“tedavi etmek krş otla- (2) ” “oturum eşi krş. otruş bėri” ME
ME 109/4 113/4
otalaġucı “hekim, veteriner krş. otruş- “oturuşmak, karşılıklı otur-
otaçı” ME 233/1 mak” ME 113/4, HKT 496a/2
otsız (1)“parlak olmayan krş. otsuz
(2)” KE 148r/16
452 | D r . Suat ÜNLÜ

otsız (2) “otu olmayan, otsuz krş. otuz altı “otuz altı (36) krş. ottuz
otsuz (1)” otsuz suwsız “çorak altı” KE 107r/16
(yer)” HKT 398a/7 otuz bėş miñ “otuz beş bin
otsuz (1)“ otu olmayan (yer) krş. (35.000)” NF 135/6
otsız (2)” ME 3/5 otuz ėki “otuz iki (32) krş. otuz
otsuz(2) “parlak olmayan krş. otsız ėkki” KE 151v/5
(1)” otuz ėkki “otuz iki (32) krş. otuz
ottuz “otuz (30) krş. otuz krş. otuz” ėki” NF 207/11
MM 83/1 otuz miñ “otuz bin (30000)” KE
ottuz altı “otuz altu (36) krş. otuz 112r/5, MN (1) 6/3
altı” MM 206/3 otuz toķuz “otuz dokuz (39)” KE
ottuz üç miñ “otuz üç nin (33000)” 6r/6
MM 12/1 otuzun “otuz otuz” KE 151v/6
ottuzınçı“otuzuncu (30.)” MM otuz üç “otuz üç (33)” KE 80r/1
164/1 otuz üç yaş “otuz üç yaş, olgunluk
otun“odun krş. otuñ, odun” NF çağı” HKT 228b/4
17/12, KE 40v/15, HKT e
ğ
otuz yėti “otuz yedi (37)” KE
582b/6, otun ķıl- “odun kesmek, i
t 144v/2
i
yakmak için odun tedarik et- m ov-“ovmak, ovalamak” KE
mek” ME 128/1 y
a
103v/20
otuñ “odun krş. otun, odun” NF y
ı ovala-“ovalamak, sürtmek” KE
107/7 160v/20
n
e
v
otur-(1.) “oturmak krş. oltur-, ol- i owuç “avuç krş. avuç” KE 5v/14
dur-” ME 58/5, MM 109/1, ovurta “sütnine” İML 85
HKT 181b/3, HŞ 3030, K I/45, oy “karayla kırmızı arasında bir at
MN (2) 25/246, oturġu yir “otu- donu” İML 76
racak yer” HKT 299a/2, otur- oy-“oymak, delmek” KE 61r/8,
maķ “oturma” HKT 192b/6, ME 98/7, İML 116
otrur yir “oturacak yer” HKT oyaġ“uyanık krş. ođaġ, oyġaġ,
381a/8 oyķaķ” NF 15/13, KE 218r/2,
otur- (2.) “devamlılık bildiren yar- ME 13/7, MM 389/2, HKT
dımcı fiil” ME 49/4 283b/1, HŞ 3639, oyaġ bol-
oturma “oturma, oturuş” MM 99/1 “uyanık olmak” HŞ 2737, oyaġ
oturt-“oturtmak krş. olturt-, tur- “uyanık olmak, uyanık bek-
olturġuz-” ME 212/6, HŞ 4277 lemek” HŞ 2739, oyaġ tüne-
otuz“otuz (30) krş. ottuz” NF 59/2, “nöbet beklemek, bekçilik
KE 18v/14, HKT 162a/5, MN yapmak” NF 71/7
(1) 6/2, HŞ 3600, İML 187
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 453

oyaġlıķ “uyanıklık, uyanıklık hali” eğlenen” HKT 505a/9,


NF 236/14, KE 134r/16, HŞ oynaġuçı “oynayan, eğlenen”
1066, oyaġlıķ ķıl- “uyanmak” HŞ 1248
NF 286/15, ME 170/2, HKT oynaş-“oynaşmak, sevişmek” ME
278a/8 112/8, HŞ 4055
oyan-“uyanmak krş. oyġan-” NF oynaşlıķ “hafiflik, hafif meşreplik”
293/11, MM 144/2, HŞ 1705, KE 110r/21
İML 104 oynat-“oynatmak, kımıldatmak,
oyanġır-“uyandırmak krş. ođġar-, aldatmak” NF 443/5, KE
oyġar-” İML 131 156r/4, ME 78/3, HŞ 3551
oyat-“uyandırmak krş. oyġat-” NF oyun “oyun, eğlence” KE 57v/9,
314/4, HŞ 4500 ME 193/6, HKT 127a/5, HŞ
oyġaġ “uyanık krş. oyķaķ, oyaġ, 1374, İML 162, oyun baş-
ođaġ” KE 217v/10 la- “oyun eğlence başlamak”
oyġaķlıķ “her şeyden haberdar HŞ 1248, oyun belgürt- “eğlen-
olma, bişmişlik” KE 242v/8 dirmek, eğlendirmek için oyun
oyġan- “uyanmak krş. oyan-, göstermek” HŞ 2367, oyun bir-
ođġan-” NF 398/7, KE 89v/7, e
ğ “eğlendirmek” HŞ 3032, oyun
ME 143/11, HŞ 4495 bol- “oynamak, eğlenmek, eğ-
i
t
i
oyġar- “uyandırmak krş. ođġar-, m lence olmak” HŞ 2089, oyun
oyanġır-” NF 314/2 y
a
külgü “oyun, eğlence, şaka” KE
oyġart-“uyandırmak” NF 293/10, y
ı 161v/21, oyun kültgü “oyun
n
ME 82/8 e eğlence, şaka” KE 233v/11
v
oyġat-“uyandırmak krş. oyat-” NF i
oyunçı “oyuncu krş. oyunçu” HŞ o
415/1, KE 143v/13, ME 44/1, 4092
HŞ 4487 oyunçu“oyuncu krş. oyunçı” İML
oyķaķ “uyanık krş oyġaġ, oyaġ, 157
oyaġ” MN (1) 14/10 oz- 1.“geçmek, aşmak, öne geç-
oyluķ “oyluk kemiği” İML 142 mek, seçmek” NF 95/5, KE
oylum “oyuk yer, çukur” oylum 190v/8, ME 76/6, MM 196/1,
topraķ “oyulmuş, çukurlaşmış HKT 381a/6, İML 110, 2. “kur-
toprak” HKT 301a/5 tulmak” HKT 178a/6, oza kiç-
oymaķ “oymak, grup” ME 41/2 “öne düşmek, kılavuzluk et-
oyna-“oynamak, eğlenmek, cilve- mek” HKT 223b/7, ozġan 1.
leşmek” NF 183/11, KE 68v/4, “öne geçen” HKT 422b/5, 2.
ME 112/8, MM 264/3, HKT “kurtulan” HKT 382b/1, ozmaķ
356b/5, HŞ 1419, MN (1) 17/2, 1.“öne geçme” HKT 563a/3,
İML 115, oynaġan “oynayan, “yarış, ileri geçme” ME 200/2,
454 | D r . Suat ÜNLÜ

ozuġlı “öne geçen” HKT ozuķınca “usulünce krş. oruķınca,


413a/4 uruķınca” ozuķınca yörü-
oza “önce, geçmiş, ileri, eski” NF “usulünce yürümek” ME 161/3
7/4, KE 245v/1, İML 184, MN ozur- “tercih etmek, seçmek” KE
(2) 7/66 112v/3
ozaġı“önceki krş. ozaķ, ozaķı” AO ozuş “kurtuluş” İML 146
IV/12 ozuş- “yarışmak, koşuşmak” ME
ozaķ“önceki, geçmiş krş. ozaķı, 116/7, HKT 517a/3
ozaġı” MM 266/2
ozaķı “önceki krş. ozaķ, ozaġı” NF
11/6, KE 15r/5, HŞ 2651, AO
IV/8
ozaķlıķ “önceki gibi olmak duru-
mu” ozaķlıķ ķop- “mahşerde in-
sanların önceki durumlarındaki
gibi dirilmesi” MM 266/4
ozat- “ardından gitmek” ME 103/1 e
ğ
ozdur- “göndermek, birini öne i
t
i
geçirmek, tercih etmek, seç- m

mek” KE 117r/20 y
a
ozdurul- “önüne geçilmek” HKT y
ı

548a/6
n
e
v
ozġan “(köpek atlarından) koşuda i

birinci gelen” İML 174


ozġunçı “seçici” NF 157/15
ozuķ (1.) “ibret ders krş. oruķ (1),
uruķ (1)” ozuķ al- “ders almak,
ibret almak, ders çıkarmak” ME
132/4
ozuķ (2.) “sınır, had, ölçü krş. oruķ
(2), uruķ (2)” ME 191/3, ozuķ
bar- “ölçüyü kaçırmak, sınırı
aşmak” ME 158/5, ozuķ aşa iş-
le- “haddi aşmak, ölçüyü ka-
çırmak” ME 38/1,ozuķ tapa
ozuş- “sınırı aşmak, ölçüyü ka-
çırmak” ME 198/6
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 455

-Ö- öde-“ödemek, eda etmek, yerine


getirmek krş. öte-” KE 140v/16,
ödemek “ödeme, ödeyiş” ME
öbeke (<Mo.) “ata, ecdat” öbeke
104/6
ataları “ataları, ecdatları” AO
ödek “ödeme, taksit” ME 206/1
II/13
öđle“öğle, öğle vakti krş. ödlek,
öç (1) “rehin, tutsak” KE 49r/19,
öđlek, öyle, öylek, öylen” MM
öç baġlaş- “rehin tutmak, tutsak
125/3
etmek” ME 111/5, öç ur- “tut-
ödlek (1) “öğle (vakti) krş. öđlek,
sak etmek, rehin olarak almak”
öylen, öyle, öylen, öylek” ME
ME 119/7
171/6
öç (2) “öç, intikam” KE 203r/10,
öđlek(2) “öğle (vakti) krş. krş.
ME 133/3, HKT 47b/2, HŞ
ödlek, öylen, öyle, öylen,
4684, İML 188,öç al- “öç al-
öylek” NF 210/11, öđlek
mak” ME 47/1, HKT 484b/1,öç
namāzı “öğle namazı, öğle na-
alġan “öç alan” HKT 499b/3, öç
mazı vakti” NF 33/1, KE
almaķ “öç alma” HKT 251b/7
245v/11
öç-“sönmek, (sinirli) yatışmak” e
öđründü “seçkin krş. krş. üyründü,
KE 63r/12, MM47/2, HŞ 2509 ğ
i
t üđründi, üđründü, üyürtü”ME
öçek (1) “ocak” NF 325/15 i
m 189/2
öçek (2)“dam, çatı” NF 134/13 y
öđür-“seçmek krş. üđür-” ME
öçele- “kin beslemek” İML 108 a
y
ı 128/8, HŞ 2181
öçeş-(1.) “karşılıklı rehin ve temi- n
e öf “öf” K I/39
nat vermek” ME 111/5 v
i
öfke “öfke krş. öwke, öpke” ME ö
öçeş- (2.) “birbiriyle bir işte yarış
108/8, HKT 69a/3, HŞ 3438,
etmek, bahse girişmek” ME
öfke birle toldurulmış “öfkelen-
118/1, İML 109
dirilmiş, öfkeli” HKT 544a/4,
öçeş- (3) “intikam almak, istemek,
öfke birle toluġ “çok öfkeli, çok
öç almak” KE 230v/14
kederli” HKT 236a/6, öfke ķıl-
öçkel“kinci, içten husumet
“öfkelenmek” ME 108/6, HKT
besliyen” İML 151
117a/1, HŞ 4024, KIV/17, öfke
öçkellıġ “kinci, içten husumet
ķılın- “gazaba uğramak” HKT
besliyen” İML 148
1b/4, öfkege keltür- “öfkelen-
öçür-“söndürmek” KE 189v/19,
dirmek” HKT 486b/7, öfkege
HŞ 1886
ketür- “öfkelendirmek” HKT
öd “zaman, vade krş. öy (2), üđ”
470b/6, öfkeni yutġan “öfkesini
öd kemleş- “zaman vermek, va-
yenen, iradesini kullanarak
deleşmek” ME 121/5
456 | D r . Suat ÜNLÜ

kendine hakim olan” 570a/2, ögdülmiş Tañrı “övü-


HKT64b/8 len, hamd u sena edilen Allah,
öfkele-“öfkelenmek krş. öpkele-, esma-i hüsna’dan el-ĥamįd”
öwkele-” HKT 464b/9 HKT 409a/8
öfkelen-“öfkelenmek krş. öwkelen- öge “akıl, fikir sahibi” İML 145
” HKT 346a/1, HŞ 2554 ögey “üvey” KE 65v/13, ögey bol-
öfkeleş-“birbirine öfkelenmek” “üvey olmak, kız veya erkek
ME 108/8 çocuğun kendisine ait olmak”
öfkelig“öfkeli, öwkelig” HKT KE 27v/8, ögey ķız “üvey kız”
163b/2 HKT 79a/9
ög “akıl, us öñ” NF 431/16, KE ögi-“(un) öğütmek ög-(2), ögü-”
79v/12, ME 111/6, HŞ 2590 NF 331/6
ög- (1)“öğmek, medhetmek” NF ögit- “(un) öğütmek krş. yöküt-”
76/4, KE 159v/4, ME 52/5, KE 228v/7
MM 4/2, HŞ 1164, öggen ögnüş-“ögünüşmek, yarışmak” ME
“hamdeden, öven” HKT 124/1
128b/6, ögmek “övme, hamd u e
ğ
ögren-“öğrenmek, alışmak, âdet
sena” HKT 128b/6, ögmekke i
t haline getirmek” NF 223/6, KE
sezā 1. “övgüye değer, yüce”
i
m 22v/1, ME 134/1, MM 334/2,
HKT 513a/8, 2. “övgüye değer, y
a
HKT 14b/9, HŞ 3828, MN (1)
hamde layık, esma-i hüsna’dan” y
ı 19/13, MN (2) 36/359,
HKT 570a/8, ögmekke sezāvār ögrenmek “alışma, adet edin-
n
e
v
“övgüye değer, yüce” HKT i me” HKT 581a/5
495a/2 ögrendür-“öğretmek, öğrendirmek”
ög-(2)“öğütmek krş. ögi-, ögü-” ME 22/2
NF 163/8 ögret-“öğretmek” NF 172/4, KE
ögdü “övgü, medih krş. ökdi” NF 172v/9, ME 65/8, HKT 121b/1,
37/9, MM 4/1, HŞ 5, ögdü ayt- HŞ 4072, ögretigli “alıştıran”
“övmek, medh etmek” ME HKT 104b/3, ögretmek “alış-
61/4, ögdü ıy- “medh etmek, tırma” HKT581a/5
arkasından övmek, ögretil- “öğretilmek” HKT 134b/5,
medhedilmek” ME 106/5 ögretilmiş “öğretilmiş” HKT
ögdül “öğmeye değer” ögdül bul- 473b/6
“öğmek, öğmeye değer bul- ögrük- “toplanmak” ME 165/6
mak” ME 8/8 ögsüz (1) “öksüz, annesi olmayan,
ögdül- “övülmek” ögdülmiş “övü- yetim krş. öksüz (1)” NF
len, hamd u sena edilen, esma-i 107/11, KE 128r/17, ögsüz bol-
hüsna’dan el-ĥamįd” HKT “öksüz kalmak, annesiz olmak”
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 457

KE 41v/13, ögsüz ķıl- “öksüz mak” NF 311/17, KE 245v/13,


kalmak, annesiz olmak “NF MM 282/1, HKT 266b/1, ögüt
88/5 alġan “öğüt almak” HKT
ögsüz (2)“aklı başından giden, 266b/1, ögüt almaķ “öğüt alma”
kendinden geçen krş.öksüz (2) HKT 506b/4, ögüt bėr- “öğüt
”ögsüz bol- “kendinden geç- vermek krş. ögüt bir-” NF
mek, bayılmak” KE 72r/1 311/17, KE 13v/1, ögüt bir-
ögü-(1)“ögmek, methetmek” ME “öğüt vermek krş. ögüt bėr-”
8/8 HKT 572b/2, ögüt birgen “öğüt
ögü-(2)“(un) öğütmek ög-(2), ögi-” veren” HKT 572b/2,
NF 141/17 ögüt biril- “öğüt verilmek”
ögül- “ögülmek” ME 69/7, HKT HKT 421a/7, ögüt birmek “öğüt
72b/8, ögülmiş 1. “övülmüş” verme, öğüt” HKT 544a/8, ögüt
HKT278a/9, 2. “övülen, hamd- ķabūl ķıl- “öğüt dinlemek”
u sena edilen, esma-i hüsna’dan HKT 571b/3, ögüt ķabūl ķılmaķ
el-ĥamįd” HKT 221a/6, “öğüt dinleme” HKT 486a/1
ögülmiş Tañrı “övülen, hamd u öğütle- “öğüt vermek” NF 325/14,
sena edilen Allah, esma-i e
ğ HKT 500a/1, HŞ 4555,
hüsna’dan el-ĥamįd” HKT ögütlegen “öğüt veren” HKT
i
t
i
246b/1 m 155b/9, ögütlemek “öğüt ver-
ögülüg “feryat, çığlık” ME 50/7 y
a
me, öğüt” HKT 555b/6
ögün-“öğünmek krş. ökün-(2)” KE y
ı ögütlen-“öğüt verilmek” HKT
n
214v/14, ME 168/6 e 535b/4
v
ögür “grup, bölük, topluluk” NF i
öğütleş-“öğütleşmek, karşılıklı ö
66/12, ME 41/3, HKT 20b/5, öğüt vermek” ME 109/8
ögür bol- “topluluk olmak, ögüz “ırmak, dere” MM 199/1,
gruplaşmak” ME 165/6, ögür HKT 242a/5
ögür “gruplar halinde, bölük öhö“boğazı temizlerken gırtlaktan
bölük” HKT 581a/2 çıkarılan ses” MM 83/3
ögür-(1)“ağlamak” ME 50/7 ök (1)“kuvvetlendirme edatı krş.
ögür-(2) “bağlamak” MM 227/1 oķ (3)” NF 355/12, KE 5v/11,
ögürse- “(kedi) eş istemek” ME MM 94/1, HKT 419a/2, HŞ
27/8 3046
ögüş-“birbirini öğmek” ME 195/5 ök(2)“anlayış, akıl, hatır” İML 147
ögüt “öğüt, nasihat” NF 281/4, KE ök-“düşünmek, anlamak, idrak
119v/4, ME 146/5, HKT etmek” HŞ 3422
566b/1, HŞ 2590, ögüt al- “öğüt ökçe “ökçe, topuk” KE 54r/14,
almak, dinlemek, nasihat al- HKT 332a/3
458 | D r . Suat ÜNLÜ

ökdi “öğme krş ögdü” İML 188 öküşle-“çoğaltmak, arttırmak, faz-


öklüg “hatır keskinliği” İML 147 lalaştırmak” İML 104
öksük “eksik krş. eksük, eksik, öküz 1.“öküz, enenmiş sığır aygırı”
igsük, iksük” KE 2v/15 HŞ 4107, İML 172, 2. “burç at-
öksür-“öksürmek” ME 235/7, İML larından biri” İML 182
110 öküzçik “küçük öküz, öküz yavru-
öksüt-“eksiltmek, azaltmak krş. su bkz. öküzgine” İML 83
eksüt-, eksit” KE 213r/9 öküzgine “küçük öküz, öküz yav-
öksüz (1)“yetim krş. ögsüz (1)” rusu bkz. öküzçik” İML 83
HKT 175b/7, Ka I/2 öküzlük“(öküz için) öküzlük” KE
öksüz (2) “akılsız krş. ögsüz (2)” 124r/21
İML 151 öl “yaş, ıslaklık, taze (bitki için)
öksüzler (<ö.a.) “Eminek Mirza krş. höl” KE 174v/18, MM
bitiğinde geçen bir grup kişi” K 84/2, HKT 130b/4
VII/27 öl-(1)“ölmek” NF 398/15, KE
ökün- (1) “pişman olmak” ME 128v/9, ME 131/4, MM 265/1,
176/2, KE 163r/10, HKT e
ğ
HKT 502b/3, HŞ 1564, MN (1)
163a/8, İML 115, öküngen i
t 21/3, İML 115, MN (2) 28/282,
öler ĥalġa kel- “ölecek hale
i
“pişman olan” HKT 330b/3, m

ökünmek “pişman olma, piş- y


a
gelmek” ME 131/4, ölgen
manlık” HKT 412b/3 y
ı “ölen” HKT 427b/8, HŞ 3581,
ökün- (2) “öğünmek krş. ögün-”
n
e ölmek “ölme, ölüm” HKT
v
İML 122 i 100a/9, HŞ 2073, ölmiş
ökünç“pişmanlık” KE 16r/14, ME 1.“ölmüş, ölü krş. ölmüş” HKT
170/5, MM 273/4, HKT 68a/7, 320a/1, 2. “ölme, ölüm” HKT
HŞ 3399, ökünç bol- “pişman 8a/7, ölmüş “ölmüş, ölü krş.
olmak” HKT 357b/7, ökünç ölmiş” İML 138, ölügli “ölen”
soñlan- “pişman olmak, piş- HŞ 2791, ölüp ķoy- “ölü ver-
manlıkla sonlanmak” ME 5/3, mek” HŞ 1201, ölür vaķt “ölüm
ökünç yė- “pişman olmak krş. vakti, ecel vakti” HKT 145b/1
ökünç yi-” ME 179/5, MM öl-(2) “ıslanmak krş. öli-” KE
274/1, ökünç yi- “pişman olmak 121r/8
krş. ökünç yė-” HŞ 972 ölç-“ölçmek, tartmak, değerlen-
öküş “çok, fazla krş. üküş” MN dirmek” NF 374/11, HKT
(1) 15/13, HŞ 4330, İML 153, 358b/6, HŞ 1482, İML 114,
MN (2) 10/90, öküşrek “daha ölçmek “tartma, tartı” HKT
çok, pek çok” HŞ 1960 358b/6
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 459

ölçe-“ölçmek, tartmak, değerlen- öltür- “öldürmek krş. öldür-, öltüz-


dirmek” KE 62v/5 ” NF 48/13, KE 15r/20, HKT
ölçek “ölçü, tartı, terazi” İML 188 273b/8, HŞ 2441, K III/15, MN
ölçüglüg “ölçüsü olan”ölçüglüg (2) 36/361
ālet “terazi” HKT 508a/6 öltürt- “öldürtmek” KE 38r/4
ölçül-“tartılmak” HKT 253a/8, öltürül- “öldürülmek krş. ödürül-”
ölçülmiş “tartılmış” HKT ME 209/3
334a/6 öltüz-“öldürmek krş. öldür-, öltür-”
ölçüş- “öçüşmek” ME 122/1 KE 35v/15
öldür- “öldürmek krş. öltür-, öltüz- ölüg “ölü, ceset” NF 284/9, KE
” NF 398/16, KE 231r/10, ME 16r/10, ME 203/2, MM 105/1,
16/2, MM 367/3, HKT 67a/1, HKT 348b/9, HŞ 3932, MN (1)
İML 114, öldürgen 1.“helak 13/1, ölüg bol- “ölmek, ölü ol-
eden, öldüren” HKT 351b/1, 2. mak, ceset olmak” NF 309/3
“Tanrı adlarından” İML 137, ölüglük “ölmüş olan, ölü”ölüglük
öldürmek “öldürme” HKT ĥālında “ölmüş iken, ölü iken”
32a/3, öldürmekni üküş ķıl- HKT 494a/1
“çok helak etmek” HKT e
ğ ölügse (1) “ölü, cenaze, ceset” NF
484a/8, öldürü yaz- “neredeyse
i
t 316/1
i
öldürmek, öldürmek” HKT m ölügse (2) “kesilmeden ölen hay-
163b/5 y
a
van” HKT 104a/2
öldürül- “öldürülmek krş. öltürül-” y
ı ölügsek“ölümlü, fani bkz.
n
NF 337/1, ME 144/5, HKT e ölümlüg” KE 238v/5
v
555a/3, öldürülmiş “öldürül- i
ölügselik “ölüm” NF 384/9 ö
müş, maktul” HKT 25b/5 ölüm “ölüm” NF 92/16, KE 9v/8,
öldürüş- “savaşmak, çarpışmak” ME 179/8, HŞ 2069, MN (1)
ME 109/7, HKT 87a/3 22/13, İML 138, MN (2)
ölet “cansız, camit nesne” İML 15/145, ölüm kel- “ecel vakti
138 gelmek, ölüm vakti gelmek”
ölgü “ölüm” MM 43/2 NF 374/10
öli-“ıslanmak krş. öl-(2)” KE ölümlüg “ölümlü, ölecek olan bkz.
207r/2 ölügsek” HŞ 2915
ölit-“ıslatmak” KE 226r/14 ölümsüz “ebedi olarak varlığını
ölmeçi“ölmek üzere olan, devam ettiren” ölümsüz bol-
ölümçül” HKT 236a/7 “ebedi olarak varlığını devam
ölmeklik “ölmeklik” HŞ 3639 ettirmek” HŞ 4614
ölşüle- “kolla ve ölçekle ölçmek” Ǿömer (<ö.a.) “Hz. Ömer” NF
İML 126 23/16, KE 18v717, MN (1)
460 | D r . Suat ÜNLÜ

16/11, HŞ 155, Ǿömer biniǿl- ömgün” ömgen tamarı “şah


ħaŧŧāb “Hz. Ömer” KE 201r/9, damarı” KE 128v/19
Ǿömer ibnüǿl- ħaŧŧāb “Hz. ömgün “şah damarı, şah damarının
Ömer” 65/5, Ǿömer-i ħaŧŧāb iki tarafında olan damar krş.
“Hz. Ömer” KE 18v/16, Ǿömer- ömgen” ömgün tamar “şah da-
i fāruķ “Hz. Ömer” KE 217r/12, marı” HKT 495b/9
emįrüǿl-müǿminįn Ǿömer “Hz. Ǿömr (<A.) “ömür, yaş krş. Ǿömür”
Ömer” KE 202r/20 NF 23/2, KE 4v/9, MM 187/4,
Ǿömer bin Ǿabduǿl-Ǿazįz (<ö.a.) HKT 352a/6, MN (2) 29/288,
“Emevî halifelerinin sekizinci- HŞ 3963, Ǿömr bėr- “ömür
si” NF 239/8 vermek, yaşama süresi vermek”
Ǿömer bin Ǿabduǿllāh el-müdhecį KE 111v/11, Ǿömr kiç- “yaşa-
(<ö.a.) “Kerbela olayına katı- mak, zaman geçmek, yaşlan-
lanlardan biri” KE 247r/14 mak” HŞ 2255, Ǿömr kiçür-
Ǿömer bin Ǿalā (<ö.a.) “bir şeyh” “yaşamak, hayattan zaman ge-
NF 249/5, Ǿömer “bkz. Ǿömer çirmek” HŞ 2591, Ǿömr sür-
bin Ǿalā” NF 249/11 e
ğ
“yaşamak, hayatanı devam et-
Ǿömer bin Ǿalį (<ö.a.) “ Kerbela i
t mek” KE 151v/5
i
olayına katılıp şehit olan mü- m Ǿömür (<A.) “ömür, yaş krş. Ǿömr”
minlerden biri” KE 247v/1 y
a
NF 393/5, ME 61/1, MM 47/1,
Ǿömer bin bekr el-yemenį (<ö.a.) y
ı HŞ 1935,Ǿömür rūzesi “ömür
“Amr biniǿl-As’ı öldürmek is- boyu oruç” NF 260/15, Ǿömür
n
e
v
teyen kişi” KE 242v/15, Ǿömer i bėr- “ömür vermek, yaşama sü-
“Amr biniǿl-As’ı öldürmek is- resi vermek” NF 435/12, ME
teyen kişi” KE 241v/18 210/8, Ǿömür eksil-“yaşlanmak,
Ǿömer bin ħālid (<ö.a.) “ Kerbela ömürden geçmek” HŞ 1412,
olayına katılıp şehit olanlardan Ǿömür kiç- “yaşamak, zaman
biri” KE 247r/14 geçmek, yaşlanmak” HŞ 3947
Ǿömer bin ĥınāde (<ö.a.) “Kerbela öñ (1) “başka, gayrı” NF 89/16
olayına katılıp şehit olanlardan öñ (2)1.“ön, önce, ön taraf” NF
biri” KE 247r/18 89/16, KE 84r/17, ME 71/8,
Ǿömer bin hişām (<k.a) “Ebu MM 298/2, HKT 304b/1, HŞ
Talib’in ölümünden sonra Hz. 549, 2. “evvelki, daha öne ge-
Muhammed’i öldürmek için çen” HKT 122a/6, öñleri soñları
tedbirler düşünen Mekkeli ka- birle ĥabs ķılın- “toplu halde
firlerden biri” KE 219v/5 hapsedilmek” HKT 456b/9
ömgen “şah damarı, şah damarının
iki tarafında olan damar krş.
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 461

öñ (3) “akıl, us” KE 72r/15, öñiñe öpke“akciğer krş. öpke, öwke”


kel- “hatırlamak, akla gelmek” İML 141
KE 72r/1 öpkele-“öfkelenmek krş. öfkele-”
ön-“bitmek (bitki) büyümek, yetiş- İML 113
tirmek” ME 6/6, MM 200/1, öpüş “buse, öpme” İML 188
HŞ 1980 öpüş- “öpüşmek” HŞ 4055
öndime “ilmek, kolay çözülebilen” ör “yukarı” ME 10/3
ME 19/4, öndime tügün “ilmek ör- (1) “örmek (saç)” örmüş saç
düğümü, kolay çözülen düğüm” “örülmüş saç” İML 139
ME 19/4 ör- (2) “yükselmek, kalkmak, aya-
öñdin“önceden, önce” HŞ 4370, K ğa kalkmak” NF 293/11, KE
VII/36 43r/4, ME 17/6, öre ķop- “aya-
öñdinki “önceki HŞ 2907 ğa kalkmak” MM 240/3, HŞ
öñdül “öncelikle” MM 331/2 687, öre tur- “ayakta durmak”
öndür- “büyütmek, nebat yetiştir- HKT 93a/2, HŞ 3671, öre
mek, himaye etmek” ME 6/5, turġan “ayakta duran krş. örü
HŞ 2764 turġan” HKT 52a/7, öre
öñi “başka, başkası krş. öñin” ME e
ğ turġanlıķ ĥālında “ayakta iken”
118/5 HKT 350a/4, örü tur- “ayakta
i
t
i
öñin 1.“başka, diğer, başkası krş. m durmak” HŞ 1363, örü turġan
öñi” NF 8/16, KE 18r/3, ME y
a
“ayakta duran krş. öre turġan”
140/7, MM 17/2, HKT 110/5, y
ı HKT 221a/2, örü turuķmışlar
n
öñin ķıl- “değiştirmek” HKT e
v
ĥālda “ayaktalarken” HKT
177b/5, öñin ķılġan “değiştiren” i
323a/5 ö
HKT 177b/4, öñin türlüg “çeşit- örcineş-“mücadele etmek” ME
li” HKT 436a/3 117/6, örcineşmek “mücadele”
öñlü “ön taraflı, ön cepheli “ME ME 117/6
161/2 ördek “ördek” KE 24r/1, HŞ 2935
öñrü “önce” MM 216/2 öre“direk, sütun” NF 90/16, HKT
önün “önceden” önün sana- “önce- 239b/4
den düşünmek, önceden hesap örek “direk, dirsek” HKT 580b/5
etmek, sezmek, hissetmek” ME örelik “destek olma hali, üstünlük”
57/7 HKT 47a/2, örelik ķıl- “üstünde
öp-“öpmek” NF 272/14, KE durmak, bir işe önem vermek”
69r/21, ME 87/1, MM 170/1, HKT 517b/4, örelik ķılġan 1.
HŞ 3355, İML 119, K VII/15, “üstünde duran, bir işe önem
MN (2) 12/113 veren, yerine getiren” HKT
462 | D r . Suat ÜNLÜ

547b/9, 2. “kefil olan, tekellüf ört“yangın, ateş” ME 24/5, HKT


eden” HKT 543b/3 177a/9
Ǿörf (<A.) “bilgi, örf, âdet” KE ört-1.“örtmek, kapamak, gizlemek,
156v/10, Ǿörf ve Ǿādet “örf ve saklamak krş. örüt-” NF
âdet” KE 75v/2 413/13, KE 78v/9, ME 23/8,
örge “çadır” MN (2) 3/21 MM 69/2, HKT 339a/6, HŞ
örge-(1)“yükselmek, ağmak, çık- 429, MN (2) 25/245, 2. “ka-
mak örke-”örgegü yer patmak, örtmek” HKT 575a/1,
“yükselenecek yer, çıkılacak 3. “kaplamak, sarmak, bürü-
makam (Cennet)” NF 205/1 mek” HKT 172a/5, örte ayt-
örge-(2) “kalmak, bulunmak” KE “gizlice söylemek, gizli gizli
5v/9 söylemek “ME 107/2, örte ķıl-
örgen-“öğrenmek krş. ögren-” KE “gizlemek, gizlice yapmak, gö-
111v/21 rünmeden yapmak” ME 113/6,
örgençi “urgancı” İML 155 örte sözle- “üstü kapalı bir şe-
örgüç “hörgüç krş. örküç, örkeç” kilde söylemek, çıtlatmak” ME
NF 162/12 e
ğ
16/5, örte yaz- “neredeyse giz-
örgük “sahtiyandan yapılmış min- i
t lemek” HKT 301b/5, örtgen 1.
i
der ve döşek” İML 168 m “örten, gizleyen, saklayan”
örik “zengin, yüksek” HŞ 210 y
a
HKT 348b/6, 2. “kaplayan, sa-
örke-“yükselmek, ağmak, çıkmak y
ı ran” HKT 238b/3, örtgen
örge-” KE 61r/15
n
e nirselig “kabuklu” HKT 508b/3
v
örkeç 1. “örküç krş. örgüç, örküç” i örte-“yakmak, yandırmak” ME
İML 172, 2. “enenmiş koç ya- 24/4, HŞ 1671, MN (2) 24/232
hut teke” İML 172 örten-“yanmak, yandırmak” KE
örküç “hörküç krş. örgüç, örkeç” 78v/11
ME 180/1 örtenmek“yanık, göynük” ME
örle-“yükselmek, çıkmak, yukarı 138/3
gitmek, belirmek” KE 132r/9, örktün “harman (döğülmemiş ekin
ME 10/3 yığını” İML 159
örme “keçe, evin giyimi (örtüsü)” örtüg“örtü” ME 235/5, HKT
İML 180 439b/6
örpek “dolaşık (saç)” NF 400/9, örtüglü “gizli, saklı krş. örtüglüg,
örpek bol- “saç dolaşık olmak, örtüklüg” HKT 138b/5
saç dolaşmak” NF 380/13 örtüglüg1.“örtülü, gizli, saklı, gö-
örper “(saç için) dağınık, karmaka- rünmeyen krş. örtülü, örtülüg,
rışık olmak” NF 63/10 örtüglü, örtüklüg” NF 57/5, KE
84v/15, HKT 393b/9, 2. “örtü-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 463

lü, perdeli, kapatılmış” HKT “gizli olan her şeyi bilen, her
580b/9, 3. “gizlice” HKT şeye vakıf olan, esma-i
293b/3, 4. “görünmeyen, esma-i hüsna’dan el-ħabįr, el-Ǿalįm”
hüsna’dan el-bāŧın” HKT HKT 494a/5, örtüglügrek “daha
514b/1, örtüglüg ay-“gizlice gizli, en gizli” HKT 301a/6
söylemek, üstü kapalı söyle- örtüglülük“şüphe, karışıklık” ME
mek, açıkca söylememek” KE 142/8
84v/7, örtüglüg bir- “gizlice örtüklüg“örtülü krş. örtüglüg, örtü-
iletmek, gizlice bildirmek” lü, örtülüg, örtüglü” HŞ 3180
HKT 498b/4, örtüglüg bol- örtül- 1.“örtülmek, gizli tutulmak,
“gizli olmak, gizli kalmak” kaplanmak” KE 92r/2, ME
HKT 149b/5, örtüglüg ĥālı “giz- 28/8, HKT 47b/3, HŞ 594, 2.
lice” HKT 153a/2, örtüglüg ĥįle “gizlenmek, saklanmak” HKT
“tuzak” HKT 251b/5, örtüglüg 213a/8, 3. “örtünmek, bürün-
ĥįle ķılmaķ “tuzak kurma” HKT mek” HKT 204a/1, örtülgen
364b/4, örtüglüg ĥiyel ķıl- “tu- “gizlenen, gizli olan” HKT
zak kurmak” HKT 416a/3, 545b/1, örtülmiş 1.“gizlenmiş,
örtüglüg iş “gizli iş” HKT e
ğ saklanmış” HKT 427b/2, 2.
535a/1, örtüglüg ķıl- “gizlemek,
i
t “korunmuş, muhafaza edilmiş”
i
gizlice yapmak” HKT 549a/6, m HKT 513a/9
örtüglüg ķılmaķ “gizleme, gizli- y
a
örtülü “örtülü, kapalı, gizli krş.
ce yapma” HKT 549a/6, y
ı örtülüg, örtüglüg, örtüklüg” ME
n
örtüglüg nerse iste- “sırları araş- e
v
149/1, örtülü bol- “ gizlenmek,
tırmak” HKT 493b/9, örtüglüg i
gizli olmak, kapalı olmak” ME ö
nirse 1. “görünmeyen ve bilin- 134/1
meyen şey” HKT 414b/2, 2. örtülüg “örtülü, gizlice krş. örtülü,
“sır” HKT 472a/8, örtüglüg sır örtüglüg, örtüklüg” ME 72/8,
“gizli sır” HKT 571a/1, örtülüg bol- “gizli olmak, gizli
örtüglüg sözle- “üstü kapalı bir kalmak” ME 214/2
şekilde söylemek, çıtlatmak” örtün-“gizlenmek, saklanmak,
HKT 35b/8, örtüglüg tegür- bürünmek” NF 144/1, KE
“gizlemek, gizlice yapmak” 175r/9, ME 174/7, HKT
HKT 526a/1, örtüglüg tun “giz- 262b/5, 2. “örtünmek, bürün-
li, alçak ses, fısıltı” HKT mek” HKT 549a/4
300a/9, örtüglügge Ǿilmi ötgen örtüş- “birbirini örtmek” ME 119/3
“gizli olan her şeye vakıf olan, örül- (1.) “örülmek” NF 332/4, ME
esma-i hüsna’dan el-ħabįr” 88/3, örülmedük ķuđuġ “örül-
HKT 494a/5, örtüglügni bilgen- memiş kuyu krş. örülmedük
464 | D r . Suat ÜNLÜ

ķuyuġ” HKT 348a/3, öt- (3.) “geçmek, aşmak, sürümlü


örülmedük ķuyuġ “örülmemiş kılmak” NF 30/2, KE 42r/21,
kuyu krş. örülmedük ķuđuġ” ME 97/6, MM 258/4, HKT
HKT 495b/4 509a/7, HŞ 3466, MN (1) 5/1,
örül-(2.)“kabarmak, şişmek İML 122
krş.ürül-” ME 130/1 öte “öte, öte taraf, öbür taraf” KE
örümçek “örümcek krş. örümçük” 80v/16, MM 231/4, HŞ 4170,
KE 220v/1 MN (1) 18/9, öterek “daha öte,
örümçük “örümcek krş. örümçek” daha uzak” KE 84r/11
NF 21/12, HKT 382b/6, HŞ öte-“ödemek, eda etmek, yerine
612, İML 177 getirmek öde-” NF 209/9, KE
örü ton “yün giyim” İML 167 181v/15, ME 104/6, HKT
örüt-“gizlemek, saklamak krş. ört-” 57a/3, İML 104, ötegen “öde-
HKT 235a/6 yen” HKT 395a/8, ötemek
ös- “uzamak, büyümek, sevinmek” “ödeme, verme” HKT 25b/6
KE 193v/13 ötek “ödek, ceza” İML 138
ösk “istek, özlem” ME 193/4 e
ğ
ötelik “geçit” HKT 127b/3
öske-“istemek, özlemek” ME i
t öteliksiz “geçitsiz, geçidi olmayan”
i
148/5, HŞ 1219 m HKT 340a/1
ösrük“yabanî krş. esrük, esrü” KE y
a
ötgün “gök gürültüsü” ME 230/2,
219v/10 y
ı HKT 3b/6
öş“ıslak krş. evüş, övüş” öş bol- ötkerü “öte taraf” KE 35v/15
n
e
v
“ıslanmak, nemlenmek, ıslak i ötkür- “geçirmek, geçirtmek, del-
olmak” ME 145/3 mek” KE 16v/21, ME 12/1
Ǿöşr (<A.) “onda bir krş. Ǿöşür” KE ötmek “ekmek, krş. etmek” KE
45r/12 228v/9, HŞ 1335
Ǿöşrį(<A.) “öşür vergisi alınan yer” ötnüş- “birlikte geçmek” ME 198/1
MM 198/1 ötrü “den dolayı, ötürü, sebebiyle
Ǿöşür (<A.) “onda bir olarak alınan krş. ötürü” NF 60/12, KE
vergi krş. Ǿöşr” MM 16v/3, MM290/4, HŞ 2482
199/2,Ǿöşür bėr- “malından on- ötrükle- “yalan söylemek” İML
da bir tutarında öşür vergisi 114
vermek”MM 198/1 ötüg“dilek, istek” HŞ 1030
öt “öt, safra” HŞ 301, İML 142 ötük“ayakkabı krş. edük, etük” KE
öt- (1.) “ötmek” KE 121v/8, ME 150r/18
71/3, HŞ 3139 ötükçü “söz anlatan (arzeden)” İMl
öt- (2.) “(karın v.s.) gurlamak, ses 156
çıkarmak” ME 213/2
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 465

ötül- “ricada bulunmak, istekte öwkele-“öfkelenmek, sinirlenmek,


bulunma, maruzatını aktarmak” öfkele-, öpkele-” NF 292/4, KE
AO II/19 154v/9
ötün- “arz etmek, dilekte bulun- öwkelen-“öfkelenmek, sinirlenmek
mak” KE 218v/21, İML 112, krş. öfkelen-” KE 248v/6, ME
HŞ 1306, K I/54 148/3
ötünç “ödünç, ödünç verme” ME öwkelendür- “öfkelendirmek” ME
18/1, HKT 37a/9, ötünç bėr- 5/4
“ödünç vermek krş. ötünç bir-” öwkelig“öfkeli, sinirli krş. öfkelig”
ME 18/1, ötünç bir- “ödünç NF 415/12, KE 156v/7, ME
vermek krş. ötünç bėr-” HKT 14/3, HKT 262b/5, öwkelig bol-
37a/8, ötünç tile- “ödünç iste- “öfkelenmek, öfkeli olmak” KE
mek” ME 211/5 114r/3
ötüngen “rica, maruzat” K VIII/9 öwlüg “eş, zevce krş. ewlüg, evlig,
ötür- (1.) “ishal olmak” ME 57/6 evlüg” KE 19r/4
ötür- (2.) “sürümlü yapmak, ge- övrek “su ördeği krş. ivrek” HŞ
çirmek, delmek” KE 148v/21, 707
ME 97/6, HŞ 302 e
ğ öwrül- “çevrilmek, dönmek, dön-
ötürü “den dolayı, ötürü, sebebiyle
i
t dürülmek krş. ewrül-, evrül-,
i
krş. ötrü” K VII/30 m ivrül-” KE 178v/8
öw “ev krş. ew, ev, öy (1)” öw ķızı y
a
öwün“öğün, yemek, saati” KE
“ev kızı, evlenmemiş kız, baki- y
ı 11v/8
n
re kız” KE 164r/9 e öwür-“çevirmek, döndürmek krş.
v
öwke “öfke krş. öfke, öpke” NF i
ewür-, evür-, iwür-” KE 71r/17 ö
150/1, KE 83r/21, ME 19/5, övüş “ıslak krş.evüş, öş” övüş bol-
öwke ķıl- “öfkelenmek” NF “ıslak olmak, ıslatmak” ME
291/12, KE 160v/5, ME 148/3, 145/3
HKT 189a/6, öwkege ketür- öy (1) “ev, oda krş. öw, , ew, ev,
“öfkelendirmek” HKT 321a/1, iv, iw” KE 218v/21, Ka II/15
öwkege ketürgen “öfkelendi- öy (2)“zaman krş. öd” İML 184
ren” HKT 354a/2, öwkege öygen “gem krş. üygen” ME 32/7,
keldür-“öfkelendirmek” NF öygen ur- “gemlemek, gem
158/2, öfkesi basıl- vurmak” ME 32/7
“yumuşamak, sakinleşmek” KE öykün- “benzemek” ME 190/1
98r/16, öwkesi kel- öyle “öğle (vakti), günün ortası
“öfklenmek” HŞ NF 117/16 krş. öđle, ödlek, öđlek, öyleg,
öylen” ME 76/5, İML 184
466 | D r . Suat ÜNLÜ

öyleg“öğle vakti, öđle, ödlek, limiyet göstermek” HKT


öđlek, öyle, öylen” öyleg isigi 401b/4
“öğle sıcağı” HKT 343a/3, öz (3) “iki dağ arasındaki dere” KE
öyleg vaķtınġa kir- “öğle vakti- 188r/9
ne girmek, öğle namazı vakti öz (4) “halis, katıksız” HŞ 2331,
girmek, gelmek” HKT 387a/3 öz söz “katıksız söz, özlü söz”
öylen “öğle, öğle vakti krş. ödle, HŞ 2811
öđle, öđlek, ödlek, öyle, öz (5) “akraba” İML 143
öyleg”öylen namāzı “öğle na- özdeñ “hür, serbest mec. uzun”
mazı” KE 137v716 özdeñ boyluġ “uzun boylu ol-
öyük “tortu, posa” öyük balçıķ mak” KE 85v/13
“yapışkan çamur, balçık” HKT öze “üzere, üzerine krş. üze, üzre”
253b/8 HŞ 3577
öyül-“zaman verilmek, süre tanın- özen (1)“gövde, ağaç gövdesi”
mak, mühlet verilmek” HKT HKT 305a/1
252b/7 özen (2) “nehir, akar su” AO IV/21
öz (1) “hendek, çukur” NF 393/1, e
ğ
özge “başka, diğer” NF 26/14, KE
öz ķur- “hendek kazmak, çukur i
t 83r/6, ME 26/2, MM 273/2,
i
açmak” NF 392/17 m HKT 445a/1, HŞ 1042, MN (1)
öz (2) “ kendi, nefis, öz” NF 188/9, y
a
3/2, K V/10, MN (2) 9/82, özge
KE 6v/11, ME 50/1, MM 8/4, y
ı ķıl- “başkalaştırmak” MM 31/4,
HKT 140b/4, HŞ 403, MN (1)
n
e özge ten “vucudun başka yeri”
v
13/2, İML 138, AO III/8, MN i MM 87/4
(2) 37/365, öz barlıķı “ kendi, özi (<ö.a.) “Dinyeper nehri” AO
nefsi, öz varlığı “MM 366/4, öz III/11, özi suyı “Dinyeper neh-
nefs “bizzat kendi” HKT ri” AO II/54
414a/7, öz özi “ kendi kendine öziyök “kendi kendine krş. öz özi”
krş. öziyök” MM 166/4, öz NF 104/10
ten “bizzat kendi” HKT 557a/2, özlüg “tabiatlı, mizaç sahibi olan”
özdin kiç- “kendinden geçmek, HŞ 2963
bayılmak” HŞ 3645, özi üçün öz öt- “karın sürmek” İML 164
biti- “kendisi için yazmak” Ǿöźr (<A.) “özür, suç krş. Ǿöźür”
HKT 345a/7, özi üçün tile- “ NF 409/5, KE 47v/2, HKT
kendisi için istemek” HKT 290a/3, HŞ 1160, Ǿöźr ay- “özür
423b/7, özin bilmezge tut- dilemek” KE 212v/21, HKT
“kendini tanımamak, oyun et- 538a/7, Ǿöźr ayıt- “özür dile-
mek” ME 199/3, özin ısparla- mek, mazeret beyan etmek” HŞ
“boyun eğmek, itaat etmek, tes- 1311, Ǿöźr aymaķ “özür dile-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 467

me” HKT 166a/5, Ǿöźr ayt-


“özür dilemek” HKT 560b/9,
Ǿöźr et- “özür dilemek, mazeret
beyan etmek” ME 179/1, Ǿöźr
it- “mazeret beyan etmek, özür
dilemek” HŞ 485, Ǿöźr kemiş-
“özür dilemek, mazeret beyan
etmek” HKT 557a/3, Ǿöźr ķıl-
“özür dilemek” NF 200/1, KE
51r/21, HKT 194b/2, HŞ 1163,
Ǿöźr ķol- “mazeret beyan et-
mek, özür dilemek” KE 75v/18,
HŞ 3027, Ǿöźrler ķol- “mazeret-
ler beyan etmek, özürler dile-
mek” MN (1) 18/4
özre“üzere, üzerinde, üzerine krş.
üzre, öze, üze” HŞ 436
Ǿöźür (<A.) “özür, suç kusur, ek- e
ğ

siklik krş. Ǿöźr,” NF 81/7, öźür


i
t
i
bol- “suçlu olmak, kusurlu ol- m

mak” NF 224/9, Ǿöźür ay- “özür y


a

dilemek, mazeret beyan etmek” y


ı
n
ME 132/5, Ǿöźür ėt- “özür di- e
v
lemek, mazeret beyan etmek” i
ö
ME 179/1, Ǿöźür ķıl- “özür di-
lemek, mazeret beyan etmek”
NF 88/4, Ǿöźür ķol- “mazeret
beyan etmek, özür dilemek” NF
385/12
Ǿöźürsiz(<A.+T.)“mazeretsiz” MM
119/2
468 | D r . Suat ÜNLÜ

-P- pādşāhlıķ (<F.+T.) “padişahlık krş.


pādişāhlıķ, pādşāhlıġ,
pādışahlıķ” NF 356/13, KE
padışāhlıķ (<F.+T.) “padişahlık
92r/20, pādşāhlıķ bėr- “hüküm-
krş. pādşāhlıķ, pādşāhlıġ,
ranlık görevi vermek, padişah-
pādişāhlıķ” HŞ 1711
lık yetkisi vermek” NF 327/7,
pādişāh (<F.) “padişah krş. pādşāh,
KE 96r/16, pādşāhlıķ ķıl-
pādşā” NF 327/7, ME 127/7,
“padişahlık yapmak, hükmet-
HŞ 3771, K IV/5, pādişāh-ı
mek” KE 117r/8
Ǿālem “cihan padişahı, cihan
paħta (<F.) “pamuk” KE 164v/20
sultanı” K X/11, pādişāh-ı
paħtalıġ(<F.+T.) “pamuklu” KE
aǾžam “ulu, yüce, kudretli pa-
164v/21
dişah” K V/2, pādişāh-ı
pāk (<F.) “pak, temiz, arı” NF
muǾažžam “ulu, yüce, kudretli
55/4, KE 41v/5, MM 30/4, CE
padişah” K IX/1
1/3, MN (2) 35/348, pāk bol-
pādişāhlıķ (<F.+T.) “padişahlık
“temiz ve arı olmak” HŞ 1569,
krş. pādşāhlıķ, pādşāhlıġ, e pāk ķıl- “temizlemek, arıtmak”
pādışahlıķ” ME 107/8 ğ
i
NF 387/11, pāk zatı “ruh ve be-
pādşā (<F.) “padişah krş. pādşāh, t
i
m den temizliği” HŞ 4598
pādişāh” MN (2) 43/433
y pāk-dāmenlıķ (<F.+T.) “namuslu-
pādşāh (<F.) “hükümdar, padişah a
y
luk” MN (2) 35/348
krş. pādişāh, pādşā” NF 231/6, ı

pāklik(<F.+T.)“paklık, arıklık” NF
n
e
KE 86v/1, HKT 290a/9, MN v
i 83/10
(2) 15/143, pādşāh bol- “hü-
pālān(<F.)“palan, semer, eyer” NF
kümdar olmak, devlet idaresini
120/5
ele almak” NF 352/16, KE
pālānçi(<F.+T.) “palancı, semer
144v/13, pādşāh ķıl- “hüküm-
yapan” HŞ 4380
darlık yapmak, padişah olmak”
palās (<F.) “eski kilim, aba, keçe
KE 108v/9
giysi krş. pelās” NF 358/8,
pādşāhāne (<F.) “padişaha yakışır,
palās ton “aba, keçeden elbi-
padişah gibi” KE 193r/11
se” NF 210/14, palās key- “aba
pādşāhlıġ (<F.+T.) “padişahlık krş.
giymek, keçeden elbise giy-
pādişāhlıķ, pādşāhlıķ,
mek” NF 395/15, palās keydür-
pādışahlıķ” pādşāhlıġ bir- “hü-
“aba giydirmek, keçeden elbise
kümranlık görevi vermek, padi-
giydirmek” NF 358/5
şahlık yetkisi vermek” MN (1)
pamuķ “pamuk” pamuķ çalıçı
12/15
“pamuk atıcı krş. pamuķçu”
İML 158
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 469

pamuķçu “pamuk atıcı krş. pamuķ pārsā bol- “dindar olmak, sofu
çalıçı” İML 155 olmak” ME 181/3, pārsā tişi “if-
papas (<Yun.) “papaz, Hrıstiyan fetli ve dindar kadın” HKT
din adamları” HŞ 541 335b/8, pārsāraķ “daha dindar,
pār (<F.) “bir kısım, parça krş. daha sofu” KE 235v/4
pāre, parça” HKT 12b/2 pārsālıġ (<F.+T.) “dindarlık, sofu-
parça (<F.) “parça, az miktar krş. luk, zahidlik krş. pārsālıķ” HŞ
pār, pāre” KE 83v/6 1327
pardalıġ (<F.+T.) “örtülü, gizli, pārsālıķ (<F.+T.) “dindarlık, sofu-
saklı krş. perdelig” ME 64/8 luk, zahidlik krş. pārsālıġ” NF
pāre (<F.) 1.“parça, az miktar krş. 127/17, HŞ 1340, pārsālıķ ķıl-
pār, parça” KE 144r/11, HKT “iffetli ve dindar davranmak”
291b/7, HŞ 551, 2. “kısım” ME 165/2
HKT 12b/2, 3. “bir kısım” HKT pārsį (<F.) “Farsça krş. persį” ME
231a/9, pāre bol- “parçalanmak, 66/5, MN (2) 4/34
ikiye ayrılmak” NF 73/10, KE pas (<F.) “demir kiri” İML 160
168v/5, MM 34/1, pāre bulıt pāsban (<F.) “bekçi” HŞ 2363
“bulut parçası” HKT 359a/1, e
ğ pāsbanlıķ (<F.+T.) “bekçilik” HŞ
pāre ķıl- “parçalanmak, ayır-
i
t 1593
i
mak, dağılmak, ikiye ayrılmak” m pes (<F.) “öyle ise” MM 294/1
KE 32v/13, ME 87/7, HŞ 1432, y
a
paşa (<F.) “paşa” K IV/11
pāre pāre “parça, parça” HKT y
ı paşna (<F.) “köle” KE 220r/10
n
314b/9, HŞ 1892, pāre pāre bol- e pāyān (<F.) “son, bitiş, hudut” HŞ
v
“parçalanmak, parça parça ol- i
4432, MN (2) 36/360
mak, ikiye ayrılmak “NF pāyende (<F.) “sürekli” pāyende
15/15, ME 164/8, pāre pāre ķıl- ol- “devem etmek, durmamak, p
“parçalanmak, parçalara ayır- sürekli olmak” K VII/17
mak, dağılmak, ikiye ayrılmak payġām (<F.)“haber” payġām ıyış-
“NF 73/10, ME 67/7, HŞ 4346 “haber göndermek, haberleş-
pārgāh (<F.) “şiveli, şuh” HŞ 171 mek” ME 199/4
parħāş (<F.) “münakaşa” parħāş payġāmbār(<F.)“peygamber krş.
ķılış- “münakaşa etmek” ME peyġāmbār” ME 9/7
197/3 payġāmbārlıķ (<F.+T.) “peygam-
pārsā (<F.) “zahid, dindar, sofu” berlik krş. peyġāmbārlıķ” ME
NF 295/8, MN (2) 43/434, 21/7
pārsā müsülmān “dindar, Müs- pehlevān (<F.) “pehlivan, yiğit”
lüman” KE 161r/16, pārsā zāhid NF 47/2
“dindar, Müslüman” NF 295/6,
470 | D r . Suat ÜNLÜ

pelās (<F.) “aba, çuha krş. palās” kötür- “kapatmak, örtmek, ör-
KE 154r/5 tünmek” HŞ 1492, perde tart-
pele (<F.)“terazi kefesi” KE 53r/12 “örtmek, örtünmek, kapamak”
pelįdlik (<F.+T.) “pislik, murdar- HŞ 3852, perde tut- “kapatmak,
lık” NF 68/4 perdeyle gizlemek” HŞ 140
penāh (<F.) “sığınak” HŞ 3152, perde (2) (<F.) “musiki perdesi”
MN (2) 17/161 HŞ 3829, perde-i tiz “tiz perde”
pençe (<F.) “pençe” HŞ 471, pençe HŞ 2085
ur- “pençelemek, pençeyle perde (3) (<F.) “makam” MN (2)
vurmak” HŞ 2231 3/22
penç-şenbe (<F.) “perşembe” penç- perdelig (<F.+T.) “örtülü, peçeli
şenbe kün “perşembe günü” KE krş. pardalıġ” ME 72/8
3v/4 pergār (<F.) “pergel” HŞ 58
pend(<F.)“öğüt, nasihat” HŞ 1896, perhįz (<F.) “perhiz, dince yasak
pend ü naśįĥat “öğüt ve nasihat” edilen şeylerden uzak kalma”
KE 195v/20, pend al- “öğüt al- NF 219/13, perhįz ķıl- “perhiz
mak, nasihat dinlemek” KE e
ğ
yapmak, dince yasak edilen
138v/20, pend bėr- “öğüt ver- i
t şeylerden uzak kalmak” NF
i
mek, nasihat vermek krş. pend m 378/3, ME 185/1, HŞ 956
bir-” KE 22v/4, pend bir- “öğüt y
a
perhįzlig (<F.+T.) “takva sahibi
vermek, nasihat vermek krş. y
ı krş. perhįzlüg” NF 235/4,
pend bėr-” MN (1) 23/1, pend perhįzlig bol- “takva sahibi ol-
n
e
v
bol- “öğüt olmak, nasihat ol- i mak” NF 232/17
mak” KE 103r/9, pend ķıl- perhįzlüg (<F.+T.) “takva sahibi
“öğüt vermek, nasihat etmek” krş. perhįzlig” NF 235/4
HŞ 1908 perį (<F.) “peri, cin” NF 209/13,
perākende(<F.) “dağınık, KE 140v/19, HKT 137b/5, MM
darmadağan” perākende bol- 10/1, MN (1) 23/2, İML 138,
“dağıtmak, darmadağan olmak, HŞ 936, MN (2) 11/104, perį
darmadağan etmek” NF 401/13, yüzlüg “peri yüzlü, peri gibi
perākende ķıl- “dağıtmak, güzel yüzlü” HŞ 3753, perįler
darmadağan etmek” NF 401/15 “Cin türü, Cinler” HKT 279a/3,
perde (1)(<F.) “perde, örtü, peçe” perįler atası “Cinlerin atası”
NF 101/16, KE 74v/7, ME HKT 253b/6, perįler taķı
127/7, HKT 229b/2, HŞ 2365, ādemįler “Cinler ve insanlar”
MN (1) 13/6, perde aç- “perde HKT 509a/5
açmak, peçeyi çıkarmak, açıl- perį-ruħ (<ö.a.) “Periruh” HŞ 1542
mak, açmak” HŞ 620, perde
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 471

perįşān (<F.) “dağınık, perişan krş. peşįmān bol- “pişman olmak,


perişan” HŞ 822, perįşān bol- pişmanlık duymak” KE 77v/11,
“perişan olmak, zor duruma HŞ 835, peşįmān nedāmet yė-
düşmek” ME 182/3, HŞ 683, “pişman olmak, pişmanlık
perįşān ķıl- “perişan etmek, zor duymak” NF 16/5
duruma düşürmek” NF 31/17, peşşe (<F.) “sivrisinek” KE 143v/5
HŞ 1260 peydā (<F.) “görünen, meydanda,
perįşānlıķ(<F.+T.) “perişanlık” HŞ mevcut” MN (2) 4/36, peydā
1849 bol- “ortaya çıkmak, görün-
perį-vār (<F.) “peri gibi” HŞ677 mek” NF 7/14, KE 25v/3, MN
perized (<ö.a.) “Perizad” HŞ 1520 (2) 1/8, peydā ķıl- “göstermek,
persį (<F.) “Farsça krş. pārsį” persį ortaya çıkartmak” MN (1) 19/4,
tili “Fars dili, Farsça” HŞ 246 MN (2) 43/426
pervāne (<F.) “bir böçek, geçe peyġāmbār (1) (<F.) “peygamber
kelebeği” HŞ 2805, pervāne krş. payġāmbār, peyġāmber,
bol- “pervane gibi dönmek” HŞ peyġamber” NF 13/3,
433, MN (2) 26/254, pervāne it- peyġāmbār bol- “peygamber
“pervane gibi döndürmek” HŞ e
ğ olmak, peygamber olarak gön-
4581, pervāne ķıl- “pervane gibi
i
t derilmek” NF 113/1,
i
döndürmek” HŞ 1444 m peyġāmbār çıķar- “peygamber
pervāz (<F.) “uçma, uçan” MN y
a
çıkarmak” NF 280/2,
(2)27/268, pervāz ķıl- “uçur- y
ı peyġāmbār kel- “peygamber
n
mak, uçmak” HŞ 4188 e gelmek, peygamber olarak gön-
v
perverdigār (<F.) “rızıklandırıcı, i
derilmek” NF 104/16
terbiye edici Allah” NF 116/5, peyġāmbār (2) (<F.)“Hz. Muham-
MN (1) 15/13 med krş. peyġāmber” NF 12/6, p
perveriş (<F.) “besleme, beslenme” peyġāmbār Ǿaleyhiǿs-selām
HŞ 208 “selam peygamber efendimiz
pervin (<ö.a.) “Ülker yıldızı” HŞ Hz. Muhammed’in üzerine ol-
564 sun” NF 41/1, peyġāmbār
perviz (<ö.a.) “Perviz” HŞ 1460 śallaǿllāhu Ǿaleyhi ve sellem
pes (<F.) “artık, sonra, öylece” KE “selam ve dualar peygamber
133v/1 efendimiz Hz. Muhammed’in
pēşe (<F.) “meslek, iş krş. pįşe” üzerine olsun” NF 303/10
NF 267/4, pēşe ķıl- “iş yapmak, peyġāmbārlıķ (<F.+T.) “peygam-
meslek edinmek” NF 117/15 berlik krş. payġāmbārlıķ,
peşįmān (<F.) “pişman, pişmanlık peyġāmberlıķ” NF 5/13,
krş. pişįmān, pişmān” HŞ 4261, peyġāmbārlıķ kel- “peygamber-
472 | D r . Suat ÜNLÜ

lik görevi verilmek, peygam- payġāmbārlıķ, peyġāmbārlıķ”


berlik göreviyle görevlendiril- KE 23r/12, HKT 352a/9
mek” NF 7/4 peyk (1)(<F.) “haberci, elçi” KE
peyġāmbār-zāde (<F.)“Hz. Pey- 2r/20, HŞ 4632
gamber’in ailesinden olan” NF peyk (2)(<F.)“delil, berat” ME
155/7 48/4
peyġamber (<F.) “peygamber krş. peyker (<F.) “yüz, suret” HŞ 1483
payġāmbār, peyġāmber” HŞ peymāne (<F.) “içki, kadeh” HŞ
4355, peyġamber atı “Peygam- 1910, peymāne kitür- “içki iç-
ber efendimizin mubarek ism-i mek, kadeh getirmek” MN (2)
şerifleri” HŞ 4630, peyġamber 36/355
muǾcizatı “peygamber efendi- peyveste (<F.)1. “devamlı, bitevi-
mizin göstermiş olduğu muci- ye” ME 71/3, HKT 232a/1, HŞ
zeler” HŞ 4646 3771, MN (2) 28/272, 2. “de-
peyġāmber (<F.) “peygamber krş. vam eden, kalıcı” HKT 442a/5,
payġāmbār, peyġāmbār, peyveste bol- “ardı arkası ke-
peyġamber” KE 19v/12, HKT e
ğ
silmemek, sürekli olmak” HKT
86a/2, MN (1) 15/14, AO III/1, i
t 505b/3, peyveste bolmışça “ol-
peyġāmber Ǿaleyhiǿs-selām “se-
i
m duğu müddetçe, devam ettikçe”
lam peygamber efendimiz Hz. y
a
HKT 224b/2, peyveste ķıl- “bir
Muhammed ‘in üzerine olsun” y
ı işi devamlı yapmak, vazgeç-
KE 14v/5, peyġāmber n
e memek” HKT 87b/4, peyveste
v
śallaǿllāhu Ǿaleyhi ve sellem i ķılġan “bir işi devamlı yapan,
“selam ve dualar peygamber vazgeçmeyen” HKT 251a/4,
efendimiz Hz. Muhammed ‘in peyveste ķılmaķ “bir işi devamlı
üzerine olsun” KE 175r/21, yapma, vazgeçmeme” HKT
peyġāmber bol-“peygamber ol- 340a/9, peyveste örelik ķılġan
mak, peygamberlik görevi ve- “daima koruyan, idare edip
rilmek” KE 32v/8, peyġāmber ayakta tutan, esma-i hüsna’dan”
til birle ıđ- “vahyetmek” HKT HKT 47a/2, peyveste yöri- “de-
302b/1, peyġāmberġa ħilāf vamlı yürümek” HKT 542a/8
ķılġan ögür “peygambere karşı peyvestelıķ (<F.+T.) “devamlılık
çıkan topluluk” HKT 446b/3 krş. peyvestelik” HKT 476a/6,
peyġamberį (<F.) “peygamberlik” peyvestelıķ ķıl- “devam etmek,
HŞ 4657 vazgeçmemek” HKT 314b/4
peyġāmberlıķ peyvestelik (<F.+T.) “devamlılık
(<F.+T.)“peygamberlik krş. krş. peyvestelıķ” peyvestelik
ķıl- “bir işi devamlı yapmak,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 473

devam etmek, vazgeçmemek” yapmak” ME 136/7, HŞ 1593,


HKT 57a/4, peyvestelik ķılġan pįşe tut- “iş görmek” HŞ 4200
“bir işi devamlı yapan, vaz- pįşe (2) “huy, adet” MN (2)
geçmeyen” HKT 250a/9 24/239, pįşe bol- “huy olmak,
pezmān (<F.) “perişan” pezmān adet edinmek” MN (2) 8/73,
bol- “perişan olmak, zora düş- pįşe ķıl- “huy haline getirmek,
mek” HŞ 966 adet edinmek”MN (2) 13/127
pįç(<F.)“kıvrım, büklüm” HŞ 4449 pişik “bişmiş olan krş. bişik (2)”
piç-“biçmek krş. biç-” piçmez pişik et “haşlanmış et” İML 164
“kesmez, kör” İML 151 pişįmān (<F.) “pişman, pişmanlık
pįl (<F.) “fil krş. fįl” KE 209r/8 krş. peşįmān, pişmān” pişįmān
pįr (<F.) “yaşlı, ihtiyar” KE 51r/5, bol-“pişman olmak, pişmanlık
HŞ 656, pįr-i Ǿāķįl “akıllı ihti- duymak” NF 170/2, pişįmān
yar” HŞ 272, pįr-i ħorāsān “Ho- ķıl- “pişman etmek, pişmanlık
rasanlı ihtiyar, Horasan uluları” duymak” NF 203/17, pişįmān
HŞ 1825, pįr ķal- “yaşlanmak, yė- “pişman olmak, pişmanlık
ihtiyarlamak” HŞ 4398, pįr-ü duymak” NF 194/5
kāmil “olgun bir ihtiyar” HŞ e
ğ pişmān (<F.) “pişman, pişmanlık
253, pįr-ü üstād “bilgin ve alim krş. peşįmān, pişįmān” pişmān
i
t
i
ihtiyar, tecrübeli ihtiyar” HŞ m bol-“pişman olmak, pişmanlık
3718 y
a
duymak HŞ 373
pįrūze (<F.) “mavi renkli değerli y
ı pişir- “bişirmek krş. bışur-, bişür-”
n
süs taşı” HŞ 2012 e İML 132
v
pis (<F.) “cüzzam hastalığı” KE i
pįşre “önce krş. pişe” ME 134/7
170v/6 piyāde (1)(<F.) 1.“piyade, yaya”
pistān (<F.) “meme” HŞ 438 KE 112v/6, 2. “asker, nefer” p
piste (<F.) “fıstık” KE 50v/9, HŞ HŞ 3190, piyāde bol- “ yaya
1055 olmak, yaya olarak hareket et-
piş- “pişirmek, pişmek krş. bış, mek” KE 150r/2
biş-” İML 132, pişmiş “olgun” piyāde (2)(<F.) “satranç oyununda
İML 154 bir terim” piyāde bol- “satranç
pişe (<F.) “ön, önce krş. pįşre” HŞ oyununda piyade olarak vasıf-
1250 landırılmak” HŞ 789 piyāde
pįşe (1) (<F.) “sanat, meslek, iş ķoy- “satranç oyununda piyade
krş. pēşe” HKT 316b/1, pįşe taşını hamle yapmak” HŞ 308
bol- “meslek olmak, meslekle piyāle (<F.) “kadeh” KE 124v/12
uğraşmak” HŞ 1579, pįşe ķıl- pūlaŧ (<F.) “polat, çelik krş. fūlad”
“sanat icra etmek, mesleğini HŞ 2397
474 | D r . Suat ÜNLÜ

purtar- “buruşmak, (yüzü) ekşi-


mek” ME 77/2
purtart- “(yüzünü) ekşitmek, buruş-
turmak” ME 69/7
pus-“gizlenmek, saklanmak krş.
bus-” İML 102
puslanç “saklanbaç” puslanç oyna-
“sakanbaç oynamak” ME 123/2
pülūr (<F.) “billur, kıristal” HŞ
2816
pür-gülāb (<F.) “gül suyu ile dolu”
MM 65/1
pür-keh-rübā (<F.) “sarı, tam sarı”
KE 147r/5

e
ğ
i
t
i
m

y
a
y
ı
n
e
v
i
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 475

-R- rāfįǾ(2) (<ö.a.) “Ümm-i SaǾd’ın


babası” NF 26/5
raġbat (<A.) “istek, arzu krş.
raǾavre (<ö.a.) “Yakub peygambe-
raġbet” raġbat ķıl- “yönelmek,
rin altı karısından biri” KE
rağbet etmek” ME 113/8, raġbat
66v/14
ķıldur- “yöneltmek, rağbet et-
rab(b) (<A.) “Rab, Allah” NF
tirmek” ME 66/2, raġbat ķılış-
268/12, KE 2v/9, MM86/2,
“rağbet edişmek” ME 113/8
HKT 472b/9, rabbüǿl-Ǿālemįn
raġbatlaş-(<A.+T.) “rağbet
“âlemlerin Rabbi” KE 113r/6,
edişmek” ME 197/4
K VIII/5, rabbeǿl-Ǿālemįn
raġbatlıġ(<A.+T.)“istekli, meyilli
“âlemlerin Rabbi” NF 229/3,
krş raġbetlıġ, raġbetlig”
KE 208r/6, rabbüǿl -celįl “yüce
raġbatlıġ ķıl- “istekli olmak,
Allah, ulu Allah” KE 218r/19,
yönelmek, rağbet etmek” ME
rabbüǿl-Ǿizze “yüce Allah” NF
79/8
318/2, rabbüǿl-Ǿizzet “yüce Al-
raġbet (<A.) “istek, arzu krş.
lah” KE 196r/11
raġbat” KE 2v/14, HŞ 528,
rabbānį (<A.) “ilahî, Tanrıyla ilgi- e
raġbet içinde ĥaddın kiçmek
li” NF 146/14, MM 287/3 ğ
i
t “gösteriş yapma, çalım satma”
rabbenā(<A.) “Allahımız, Rabbi- i
m HKT 176b/8, raġbet it- “yönel-
miz” NF 409/1 y
mek, rağbet etmek” HŞ 1950,
rabbį (<A.) “Allahım” NF 435/2 a
y
ı raġbet ķıl- “yönelmek, rağbet
rabįǾa (1)(<ö.a.) “Ebu Süfyan’ın n
e etmek” NF 37/2, KE 82r/6,
kardeşi” NF 72/7 v
i
HKT 576a/8, HŞ 4040 raġbet
rabįǾa (2) (<ö.a.) “bir Arap kabile-
ķılġan “yönelen, rağbet eden”
si” NF 400/13
HKT 543a/5
rabįǾa-i Ǿadeviyye (<ö.a.) “Bas-
raġbetlen-(<A.+T.) “istemek, yö-
ra’nın en meşhur kadın sûfî ve r
nelmek” NF 354/1
evliyasından biri” NF 319/6,
raġbetlıġ (<A.+T.) “istekli, hevesli
rabįǾa “bkz. rabįǾa-i Ǿadeviyye”
krş raġbatlıġ, raġbetlig,
NF 319/15
raġbatlıġ” raġbetlıġ bol- “rağbet
rāciǾūn(<A.ç.) “dönüp varanlar”
etmek, istekli olmak” NF 201/3
ME 212/1
, KE 243r/21
raġbetlig (<A.+T.) “istekli krş
raǾde (<ö.a.) “Lut peygamberin
raġbatlıġ, raġbetlıġ” raġbetlig
devesi” KE 58r/8
bol- “rağbet etmek, istekli ol-
rāfįǾ(1)(<ö.a.) “Belkıs’ın kadısı”
mak” NF 236/9
KE 148r/20
476 | D r . Suat ÜNLÜ

raġbetlıķ (<A.+T.) “rağbet etme, raĥatlan- (<A.+T.) “rahat etmek”


yönelme” HKT 357b/1 ME 168/2
raġbetsiz (<A.+T.) “isteksiz, rağbet rāĥatlı (<A.+T.) “sakin, huzurlu,
etmeyen, uzak duran” HKT endişesiz krş. rāĥatlıġ” HŞ
228a/8, raġbetsiz bol- “uzak 1031
durmak, isteksiz olmak” NF rāĥatlıġ (<A.+T.) “sakin, huzurlu,
200/14 endişesiz krş. rāĥatlı” HŞ 1031
raġbetsizlik (<A.+T.) “isteksizlik, rāhib (<A.) “rahip” NF 148/15, KE
rağbet etmeme” raġbetsizlik ķıl- 189r/3
“rağbet etmemek, uzak dur- rāĥįl (<ö.a.) “Yakub peygamberin
mak” HKT 18b/7, raġbetsizlik karısı, Yusuf ve İbn Yamin’in
ķılġan “rağbet etmeyen, uzak annesi” NF 353/3, KE 66v/14
duran” HKT 296b/8 raĥim (<A.)1. “döl yatağı, rahim
rāĥ (<A.) “şarap” MN (2) 35/352 krş. raĥm” KE 53v/7, HKT
rāĥat (<A.) “rahat, huzur, sıkıntısız 319b/7, 2. “akrabalık” HKT
krş. raĥat” KE 84r/16, MM 486a/9
319/3, HKT 236b/2, HŞ 2720, e
ğ
raĥįm (<A.) “merhametli, acıyan,
rāĥat bir- “huzur vermek, endi- i
t affedici, esma-i hüsna’dan er-
i
şesiz olmasını sağlamak” HŞ m raĥįm” NF 333/5, KE 226r/10,
1792, rāĥat bol- “rahat olmak y
a
MM 403/3, raĥįm ķılġuçı “mer-
huzurlu olmak, sıkıntısız ol- y
ı hamet eden, merhamet edici,
mak” K XI/16, rāĥat ķıl- “huzur acıyan” HŞ 130, raĥįm köñüllüg
n
e
v
vermek, rahatlatmak” HŞ 2846, i “merhametli, affedici” KE
rāĥat kit- “huzurlu bir şekilde 201v/11
gitmek, sıkıntısız bir şekilde raĥįmsiz (<A.+T.) “merhametsiz,
gitmek” HŞ 1877, rāĥat kör- acımasız” MN (2) 14/130
“sıkıntısız olarak görmek, hu- raĥm (1)(<A.) “merhamet, merha-
zurlu görmek” HŞ 3585, rāĥat met etme, acıma” KE 133v/5,
tap- “rahatlamak, huzurlu ol- HŞ 494, raĥm ve şefķat “mer-
mak, sıkıntısız olmak “ HŞ 395 hamet ve şefkat” KE 126v/18,
raĥat (<A.) “rahat, huzur, tasasız, raĥm it- “acımak, merhamet
endişesiz krş. rāĥat” NF 131/17, etmek” HŞ 2625, MN (2)
raĥat bėr- “huzur vermek, endi- 11/99, raĥm ķıl- “acımak, mer-
şesiz olmasını sağlamak” NF hamet etmek” NF 282/1, KE
315/3, raĥat bol- “rahat olmak, 17v/2, HKT 191a/8, HŞ 1566
huzurlu olmak, edişesiz olmak” raĥm (2)(<A.) “rahim, döl yatağı
NF 164/11 krş. raĥim” NF 234/5
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 477

raĥmān (<A.) “merhamet eden. tañrı “rahmeti bütün yaratıkları


Bütün yaratıklara merhamet kuşatan, rahman olan Allah,
eden, esma-i hüsna’dan er- esma-i hüsna’dan er-raĥmān”
raĥmān” KE17v/11, HKT HKT 562b/4, raĥmet ķılġanraķ
281a/8, raĥmān ve raĥįm “ba- merhameti en çok olan” HKT
ğışlayan ve merhamet eden (Al- 316b/7, raĥmet ķılın- “esirgen-
lah), esma-i hünsa’dan er- mek, merhamet edilmek” HKT
rahman, er-rahim” KE 17v/11 153b/9, raĥmet ķılmaķ “acıma,
raĥmānį (<A.) “Allah’tan gelen ve merhamet etme” HKT 91b/4,
hayırlı olan” NF 213/4, raĥmānį raĥmet oķı- “merhamet edilme-
bol- “hayırlı olmak, Allah’tan sini istemek, hayır duada bu-
gelmek” NF 214/4 lunmak krş. raĥmet oķu-” HŞ
raĥmet (1)(<ö.a.) “Eyyub Peygam- 2405, raĥmet oķu- “merhamet
ber’in karısı” NF 331/4 edilmesini istemek, hayır duada
raĥmet (2)(<A.) “rahmet, merha- bulunmak krş. raĥmet oķı-” KE
met, esirgeme, bağışlama” NF 133v/6, raĥmet teñizi “rahmeti
197/12, KE 7r/4, ME 198/8, çok olan” HŞ 151, raĥmet tile-
MM 404/2, HKT 294b/2, HŞ e
ğ “merhamet istemek, rahmet is-
2401, MN (1) 10/15, AO III/7, temek” ME 212/8, raĥmeti
i
t
i
raĥmet āyeti “Allahu Tealanın m lāzım “rahmeti gerekli olan,
rahmetinin dilendiği ayet, rah- y
a
rahmetine ihtiyaç duyulan, es-
met ayeti” NF 198/15, raĥmet y
ı ma-i hüsna’dan” HKT 47a/1
n
bol- “esirgemek, merhamet et- e
v
raĥmet (3) (<A.) “yağmur” HŞ
mek” KE 52r/13, raĥmet ėt- i
1978, raĥmet san- “ciddiye al-
“acımak, esirgemek, merhamet mak, gerçek sanmak” HŞ 2290,
etmek krş. raĥmet it-” NF raĥmet tüz- “düzgün sıralamak”
285/11, raĥmet it- “acımak, HŞ 179
esirgemek, merhamet etmek raĥmetlıġ (<A.+T.) “merhametli
r
krş. raĥmet ėt-” K I/39, raĥmet krş. raĥmetlig” NF 147/6
ķıl- “acımak, esirgemek, mer- raĥmetlig (<A.+T.) 1.“merhametli
hamet etmek” NF 76/16, KE krş. raĥmetlıġ” NF 131/16,
6v/16, ME 107/8, HKT 164a/9, HKT 288b/4, 2. “esirgeyen,
HŞ 4719, raĥmet ķılġan 1. rahmet sahibi, esma-i
“merhametli” HKT 233b/3, 2. hüsna’dan er-raĥįm” HKT
“esirgeyen, merhamet eden, 351b/8
rahmet sahibi, esma-i raĥmetuǿl-lāh (<A.)“Allah’ın rah-
hüsna’dan er-raǿūf, er-raĥįm” meti” HŞ VII
HKT 199b/4, raĥmet ķılġan
478 | D r . Suat ÜNLÜ

raĥmsız (<A.+T.)“merhametsiz, olarak varmak, gitmek” K


acımasız krş. raĥmsuz, raĥmsiz, VI/17
raĥmsuz” KE 185v/20 raķįm (<A.) “yazı yazılan levha
raĥmsiz (<A.+T.)“merhametsiz, krş. raķım” HKT 282b/2
acımasız krş. raĥmsız, raķķaś (<A.) “raks eden” raķķaś
raĥmsuz” raĥmsiz bol- “mer- bol-“raks etmek, oynamak” HŞ
hametsiz olmak, acımasız ol- 1499
mak” HŞ 3341, raĥmsiz köñül raķś (<A.) “raks, dans etme, oy-
“sert kalpli, acımasız , merha- nama” raķś u ŧarāb “dans ve
metsiz” HŞ 4369 sevinç, dans etme ve sevinç”
raĥmsuz (<A.+T.)“merhametsiz, KE 248v/10, raķś ķıl- “dans et-
acımasız krş. raĥmsız, raĥmsiz” mek, oynamak” KE 248v/11
KE 249r/7 rāķūl(<A.ç.) “kullar” MN (2)
raħt(<F.) “yolculukta gerekli şey- 26/256
ler” MM 321/3, HŞ 1573 ramażān (<A.) “ramazan, ramazan
rāǾį (<A.) “çoban” KE 53v/17 ayı” NF 240/11, HKT 26b/4,
rāǾinā (<A.) “bizi gözet manasında e
ğ
Ka I/11, ramażān ayı “ramazan
Arapça bir ibare” HKT 15a/7 i
t ayı, oruç ayı” NF 154/4, KE
i
raǾiyyet (<A.) “hükümdarın hüküm m 212v/13
ve emri altında bulunan halk” y
a
raǾnālıķ (<A+T.) “güzellik” HŞ
KE 92v/12, MM 232/2, HŞ y
ı 3416
1272, raǾiyyet ara- “halkın için- raśad (<A.) “gözetleme, dürbün”
n
e
v
de olmak, halkın huzuru ve i raśad baġla- “gözetlemek, dür-
mutluluğu için çalışmak, top- bünle izlemek” HŞ 4077, raśad
lumun hayır ve duasını almak” körgüz- “gözetlemek, dürbünle
HŞ 4268, raǾiyyet bol- “halkdan izlemek” HŞ 4294
olmak, tebaadan olmak” HŞ rāst (1) (<F.) “musikide bir ma-
4270 kam” HŞ 2213, rāst ķıl-
raķam (<A.) “rakam, yazı” raķam “rast makamında çalmak” HŞ
ur- “yazmak, yazı yazmak, işa- 2082
retlemek” HŞ 569 rāst (2) (<F.)1. “doğru, gerçek,
raķım(<A.) “yazı yazılan levha krş. düzgün, nizamlı, hazır” NF
raķįm” raķım-ı taħta-i ħāk “yer 16/5, KE 141v/18, MM 337/3,
yüzünü yaratan , tanrı” HŞ 35 HKT 200b/2, AO II/15, 2.
raķįb (<A.) “rakip, düşman” HŞ “doğruluk, sadakat” HKT
3211, MN (2) 17/162 401b/7, rāst ay- “doğru söyle-
rākibāne (<A.+F.) “süvari, binici mek” KE 72v/6, HKT 378a/4,
olarak” rākibāne bar- “süvari HŞ 3022, rāst ayġan “doğru
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 479

söyleyen, dürüst olan” HKT rāst ķılmaķ “doğru ve düzgün


49a/6, rāst ayġan eren “doğru yapmak” HKT 576b/3, rāst kil-
söyleyen erkek, dürüst olan er- “doğru çıkmak, gerçekleşmek
kek” HKT 403a/5, rāst ayġan krş. rāst kel-” HŞ 1824, rāst
tişi “doğru söyleyen kadın, ya- köni “gerçek ve doğru” MM
lana sapmayan kadın” HKT 279/4, rāst müsülmān “samimi
403a/5, rāst ayt- “doğru söyle- Müslüman” HKT 95b/5, rāst
mek, yalana sapmamak” KE resūl “son peygamber Hz. Mu-
200r/15, HKT 486a/7, rāst bil- hammed” MM 9/3, rāst śavāb
“doğru olarak bilmek” MM “doğru ve düzgün hesaplar”
104/4, rāst bitgen “gerçekten MM 216/2, rāst söz “doğru,
inanan” MM 252/2, HKT gerçek söz” HKT 21b/3, rāst
189b/5, rāst bol- 1.“doğru ol- tut- “gerçekleştirmek, yerine
mak, doğrulukla hareket etmek” getirmek” NF 118/4, KE
NF 71/14, KE 205r/10, ME 195r/1, MM 386/1, HKT
130/5, MM 19/3, HKT 455b/2, 411a/3, rāst tüş- “uygun olmak,
2. “bütün ve düzgün hale gel- münasib düşmek” NF 228/11,
mek, toplanmak” HKT 569a/9, e
ğ rāst yöri- “dosdoğru yürümek,
rāst cevāb “doğru cevap”MM
i
t doğrulukta yürümek krş. rāst
i
65/2, rāst ĥisāb “doğru hesap” m yörü-” MM 320/1, rāst yörü-
MM 205/2, rāst ınan- “doğru y
a
“dosdoğru yürümek, doğrulukta
olarak inanmak, doğrudan doğ- y
ı yürümek krş. rāst yöri-” MM
n
ruya inanmak” MM 28/4 e 347/2, rāstķa tut- “doğruya yö-
v
rāst işit- “doğru işitmek, doğru i
neltmek, doğru işler yaptırmak”
duymak” HŞ 2824, rāst işlig NF 99/8, ME 33/2
“doğru işli, hikmet sahibi, es- rāstraķ 1.“ daha doğru, en doğ-
ma-i hüsna’dan el-ĥakįm” HKT ru” NF 112/8, HKT 83b/7, 2.
18b/7, rāst kel- “doğru çıkmak, “daha doğru, tesirli” HKT
r
gerçekleşmek krş. rāst kil-” NF 553a/4
7/5, KE 107r/7, MM 148/4, rāst rāstla- (<F.+T.) “doğrulamak, tas-
ķıl- 1.“doğrultmak” NF 51/5, dik etmek” HKT 557b/1,
KE 131r/2, ME 51/3, MM 70/4, rāstlaġan “doğrulayan, tasdik
HKT 212a/3, 2. “doğru ve düz- eden” HKT 228a/2, rāstlaġan
gün bir hale getirmek, hoş bir eren “tasdik eden erkek” HKT
şekil vermek” HKT 396b/2, 3. 516b/2, rāstlaġan tişi “tasdik
“bir işi dosdoğru ve eksiksiz eden kadın” HKT 516b/2,
uygulamak” HKT 429b/3, 4. rāstlaġanlıķ ĥālı üze “doğrula-
“doğru söylemek” HŞ 2102, yarak, tasdik ederek” HKT
480 | D r . Suat ÜNLÜ

529a/1 rāy ur-“fikir beyan etmek, görüş


rāstlıġ (<F.+T.) “adalet, doğruluk, bildirmek” HŞ 1257
dürüstlük, gerçeklik krş. rāyet (<A.) “sancak, bayrak” KE
rāstlıķ” KE 145v/17 2r/8
rāstlıķ (<F.+T.) “adalet, doğruluk, rāyınça (<A.+T.) “görüşünce, fik-
dürüstlük, gerçeklik krş. rince, düşüncesine göre” HŞ
rāstlıġ” NF 226/3, KE 161v/1, 3858, rāyınça ķılın-
ME 86/6, HKT 25a/4, HŞ 840, “düşünçesine göre yapılmak,
rāstlıķ ķıl- 1.“dürüst ve adil fikrince uygulanmak” HŞ 2035,
davranmak” HKT 165a/6, 2. rāyınça tüz- “düşünçesine göre
“mutedil olmak, ölçülü olmak” yapmak, fikrine göre uygula-
HKT 393b/6, rāstlıķ yanındın mak” “ HŞ 307
“doğruluk ve dürüstlükle, dü- rāyiĥa(<A.) “güzel koku” NF
rüstçe” HKT 212a/4 348/8
rāşidįn (<A.ç.) “doğru yolu bulan- rāylıġ (1) (<A.+T.) “tecrübeli”
lar, hak yolu kabul edenler” NF rāylıġ ķıl- “tecrübeli davran-
91/7 e
ğ
mak, tecrübesini kullanmak”
raǿūf (<A.) “çok esirgeyen, acıyan i
t ME 85/2
i
(Allah), esma-i hüsna’dan er- m rāylıġ (1) (<A.+T.) “görüşünde
raǿūf” MM 403/4 y
a
olan, görüşlü” HŞ 1252
rāvį(<A.)“anlatan, rivayet eden” y
ı raylıķ (1) (<A.+T.) “tecrübelik”
NF 112/6, ME 107/6 ME 85/3
n
e
v
ravż (<A.) “bahçe krş. ravża” HŞ i raylıķ (2) (<A+T.) “düşünme, dü-
147 şünürlük” HŞ 3706
ravża (<A.)“bahçe, Hz. Muham- rāz (<F.) “sır, giz” NF 360/5, KE
med’in mezarı, mezarlık krş. 85r/13, MM 400/4, HKT
ravża” NF 104/9, KE 77v/11, 520b/8, HŞ 582, rāz aç- “sır
HŞ 769, ravża bol- “Cennet açmak” HŞ 3367, rāz ay- “sır
bahçesi gibi olmak” MM 65/1 söylemek” HŞ 398, rāz bil- “sır-
rāy(<A.) “görüş, fikir, düşünce, ra vakıf olmak” HŞ 4362, rāz
müşahede, bakış” NF 19/9, KE ķıl- “saklamak” HŞ 1297, rāz
148r/6, ME 130/2, MM 226/3, saķla- “sır saklamak” HŞ 722,
HKT 290b/7, HŞ 1253, MN (2) rāz söyle-“sır söyleşmek, sırdaş
5/43, rāy bol-“görüşünde ol- olmak, fısıldaşmak, gizlice söy-
mak, fikrini benimsemek” HŞ leşmek” HŞ 4589, rāz sözleş-
1673, rāy ķıl- “fikir beyan et- “sır söyleşmek, sırdaş olmak,
mek, görüş bildirmek” HŞ 377, fısıldaşmak, gizlice söyleşmek”
ME 119/5
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 481

rāzdaş (<F.+T.) “sırdaş” ME 125/1 rebāb (<A.) “tambur biçiminde


rāzıķ (<A.) “rızık veren (Allah), kısa saplı bir saz” MM 38/2
esma-i hüsna’dan er rezzāķ” rebįǾ (1)(<A.) “bahar” MM 254/2
MM 49/2, HŞ 4713 rebįǾ(2)(<ö.a.)“Hârunerǿr-Reşîd’in
rāżį (<A.) “razı, menmunun, hoş- hazinedarı” NF 376/13
nut” NF 102/15, KE 88r/2, rebįǾ ibnü ĥayŝim (<ö.a.) “İbn
HKT 104a/9, HŞ 3175, rāżį bol- MesǾud’un öğrencisi” NF
“razı ve hoşnut olmak, rıza gös- 237/10, rebįǾ “bkz. rebįǾ ibnü
termek” NF 94/3, KE 32v/6, ĥayŝim” NF 237/16
HKT 104a/9, HŞ 960, rāżį rebįǾ ibnü süleymān (<ö.a.) “bir
bolġan “razı ve hoşnut olan” âbid” NF 206/8, rebįǾ “bkz.
HKT 572a/5, rāżį bolun- “razı rebįǾ ibnü Süleymān” NF
ve hoşnut olunmak” HKT 198/10
297b/4, rāżį boluş- “karşılıklı rebįǾüǿl-evvel (<A.) “Arap ayları-
rıza göstermek” HKT 79b/9, nın üçüncüsü” rebįǾüǿl-evvel
rāżį ķıl- “rıza göstermek, ayı “Arap aylarının üçüncüsü”
hoşnud olmak” HŞ 114, rāżį NF 4/10, KE 198r/17
ķılın- “hoşnud edilmek” HKT e
ğ recā (<A.) “ümit, umma, umut
457a/9, rāżį ķılmaķ tile- “hoş-
i
t etme” NF 243/17, KE 18v/13,
i
nutluk dilemek” HKT 457a/9 m recā taķı ĥavf “ümit ve korku”
rāżįlıķ (<A.+T.) “razı olmak” NF y
a
NF 427/6
159/1, HŞ 392 y
ı receb (<A.) “ay takviminin yedinci
n
rāzlaş- (<F.+T.) “sır söyleşmek, e ayı krş. recep” receb ayı “receb
v
sırdaş olmak, fısıldaşmak, giz- i
ayı, mübarek üç ayların birinci-
lice söyleşmek” KE 181r/19, si, ay takviminin yedinci ayı”
ME 125/1, HKT 520a/6, NF 5/8, KE 25r/14
rāzlaşġan “gizlice söyleşen” recep (<A.) “ay takviminin yedinci
HKT 297a/9, rāzlaşmaķ ayı krş. receb” AO I/24
r
“fısıldaşma, gizlice söyleşme” recüliyyet (<A.) “erkeklik” KE
HKT 520a/8, rāzlaşmaķ eyesi 82r/6
“fısıldaşan, gizlice söyleşen” red(d) (<A.) “ret, kabul etmeme”
HKT 275a/5 KE 166v/14, red bol- “kabul
rażvā (<ö.a.) “Musa peygamber edilmemek, geri çevrilmek,
kıssasında altı parça olduğu reddedilmek” MM 53/4, red ķıl-
söylenen dağın Mekke’ye dü- “geri çevirmek, reddetmek” NF
şen üçte birlik kısmı” KE 125/16, KE 26r/14, HKT 89b/2
121v/6 refįǾ (<A.) “yüce, âlâ, yüksek” KE
2r/6
482 | D r . Suat ÜNLÜ

refįķ(<A.) “arkadaş, yoldaş” MM rencūr (<F.) “incitme, eziyet” HŞ


23/3 1285, rencūr bol-“incinmek,
rehāvį (<F.) “musikide bir makam” eziyet edilmek” HŞ 1000,
HŞ 3945 rencūr ķıl- “incitmek, eziyet
rekāǾat (<A.ç.) “rekatlar” MM etmek” HŞ 2269
181/2 reng (<F.) “renk, beniz, tarz, hal
rekǾat (<A.) “rekat, namazda bir krş. renk” NF 53/4, KE
kıyam, bir rükû ve iki secdeden 171v/12, HKT 10b/1, HŞ 3405,
ibaret bölüm” NF 10/12, KE reng al- “rengini almak, rengi
37r/2, MM 147/1, rekǾat ķıl- benzemek” HŞ 4089, reng
“namazda bir kıyam, bir rükû aynat- “rengini değiştirmek”
ve iki secdeden ibaret bölümü HKT 555a/6, reng bėr- “rengini
uygulamak” NF 245/11 vermek, rengini almak” KE
reml (<A.) “bir yerden hızla yürü- 171v/10
me, geçme” reml ķıl- “hızla yü- rengli (<F.+T.) “renkli krş. renklıķ,
rümek, hızla geçmek” NF 47/2 renklig, renglig, rengli, renklü”
remz (<A.) “remiz” HŞ 3320 e
ğ
HŞ 391
renc (<F.) “zahmet, eziyet, sıkıntı i
t renglig (<F.+T.) “renkli krş.
krş. rence” HŞ 2249, renc bėr-
i
m renklig, renklıķ, renklü, rengli”
“zahmet vermek, eziyet ver- y
a
NF 179/4, KE 171v/11
mek, sıkıntı çektirmek krş. renc y
ı renk (<F.) “renk krş. reng” ME
bir-” NF 218/17, renc bir- 98/1, renk bėr- “rengini vermek,
n
e
v
“zahmet vermek, eziyet ver- i rengini almak” ME 101/4
mek, sıkıntı çektirmek krş. renc renklıķ (<F.+T.)“renkli krş. renklü,
bėr-” HŞ 942, renc kör- “sıkıntı renklig, renglig, rengli” MN (1)
ve eziyette olmak” HŞ 1119, 4/2
renc tap- “sıkıntı ve eziyete renklü(<F.+T.) “renkli krş. renklıķ,
girmek” HŞ 2751, renc tart- renklig, renglig, rengli” ME
“zahmet çekmek” HŞ 1157 162/8
rence (<F.) “zahmet, eziyet krş. renklig(<F.+T.) “renkli krş.
renc” HŞ 2930, rence ķıl- renglig, rengli, renklıķ,
“zahmet etmek, eziyet vermek” renklig” ME 101/4
HŞ 2259 renklen-(<F.+T.) “renklenmek”
renci- (<F.+T.) “incimek” HŞ 3668 ME 188/5
rencįde (<F.) “incinmiş, kırılmış” renklülük (<F.+T.) “renklilik” ME
MN (1) 20/1 163/1
rencit- (<F.+T.) “incitmek” HŞ resįde(<F.) “olgun, yetişmiş”
3478 resįde bol- “olgun olmak, ye-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 483

tişmek, yetişmiş olmak” KE revā (<F.) “uygun, layık, yerine


193v/13, ME 26/6 getirme, karşılama” NF 363/1,
resįdelik(<F.+T.) “olgunluk, ye- KE 15r/9, MM 102/1, HŞ 2522,
tişmişlik” ME 14/6 revā bol- “uygun olmak” NF
resm(1) (<A.) “adet, töre” KE 6/4, KE 7v/20, MM 129/3,
92r/2 HKT 34a/4, HŞ 3460, revā ķıl-
resm (2)(<A.) “resim” HŞ 1463 “uygun görmek, layık görmek,
resūl (<A.) (1) “resul, peygamber, yerine getirmek “ NF 328/14,
elçi” NF 17/2, KE 49v/2, MM KE 109r/4, MM 107/4, ME
379/2, HKT 574b/7, HŞ 4631, 23/4, HŞ 2550, revā kör- “uy-
MN (1) 11/3, AO V/23,2. “Hz. gun görmek, layık görmek” NF
Muhammed” NF 91/2, MM 246/10, KE 89r/11, ME 220/8,
7/2, HŞ 4587, resūl Ǿaleyhiǿs- MM 73/4, revā tut- “uygun
selām “selam peygamberimiz görmek” KE 145r/18, MM
Hz. Muhammed’in üzerine ol- 107/3, revā yoķ “uygun değildir
sun” KE 9v/16, MN (1) 15/2, anlamında” MM 28/3, HŞ 3170
resūl fiǾlį “Peygamberin (Hz. revāh (<A.) “akşam vakti” K I/46
Muhammed) yaptıkları” MM e
ğ revān (<F.) “giden, yürüyen, akma,
348/2, resūl ĥāli “Peygamberin
i
t akış krş. revāne” NF 8/7, KE
i
(Hz. Muhammed) hal ve tavrı” m 237r/12, MM 85/1, HKT
MM 348/4, resūl ķavli “Pey- y
a
263b/3, HŞ 1298, revān aķġan
gamberin (Hz. Muhammed) sö- y
ı “akarsu” HKT 511b/3, revān
n
zü” MM 348/1, resūl-i mürsel e bol- “akmak, akıp gitmek” HŞ
v
“Hz. Muhammed” AO V/11, i
170, revān it- “akmak, gitmek,
resūl śallaǿllāhu Ǿaleyhi ve hemen yapmak, derhal yap-
sellem “selam ve salat peygam- mak, yürütmek” HŞ 843, revān
berimiz Hz. Muhammedim üze- ķıl- “akmak, gitmek, hemen
rine olsun” KE 208v/5 yapmak, derhal yapmak, yü-
r
resūlullah (<A.) “Allah’ın Resulü, rütmek” KE 183r/13, MM
Hz. Muhammed krş. 114/2, HŞ 3918, revān saķış
resūluǿllāh” MM 33/1 ķılġan “hesaba çekmesi çabuk
resūluǿllāh (<A.) “Allah’ın Resulü, olan” HKT 30a/1, revānraķ
Hz. Muhammed krş. resūlullah” “daha hızlı akan, daha hızlı gi-
NF 50/11, KE 18r/9, MN (1) den” HŞ 980
5/6, K VI/28 revāne (<F.) “giden, yürüyen krş.
reşk (<F.)“kıskanma, hased günü; revān” HŞ 4092, revāne ol-
kıskanılmış” HŞ 3871 “gitmek, yürümek” K VII/14
484 | D r . Suat ÜNLÜ

revānį(<F.) “değerli” MN (2) rıĥlet (<A.) “göç etme, ölme” rıĥlet


44/439 ķıl- “ahirete göç etmek, ölmek”
revĥ(<A.)“gönül rahatlığı” NF NF 88/16, KE 19r/19
443/10 rıŧl (<A.) “büyük kadeh” KE
revnaķ (<A.) “güzellik, parlaklık” 76v/20
KE 186v/2, HŞ 3890, MN (2) rıża (<A.) “rıza, kabul, onay, hoş-
24/232, revnaķ bir- “parlamak, nutluk krş. rıżā” NF 323/4
parlaklık vermek” MN (2) rıżā (<A.) “rıza, kabul, onay, hoş-
35/345 nutluk krş. rıża” KE 109v/20,
revnaķ-engįz (<A.+F.) “parlatıcı, MM 310//3, HKT 16b/8 Ka I/2,
parlaklık veren” HŞ 3958 rıżā bėr- “onay vermek, kabul
rey (<ö.a.) “Rey şehri” NF 235/3 etmek krş. rıżā bir-” rıżā bėr-
reyāĥįn (<A.ç.) “reyhanlar, fesle- “onay vermek, kabul etmek krş.
ğenler” KE 212v/5, HŞ 1437 rıżā bėr-” HŞ 4110, KE
reyāĥįnli (<A.+T.) “reyhanlı bahçe, 50v/20, rıżā tilen- “hoşnutluğu
fesleğenli yer” HŞ 1449 arzulanmak” HKT 479a/1
reyĥān(1)(<A.)“merhamet, acıma” e
ğ
rıżālıġ (<A.+T.) “rıza gösterilen,
NF 443/10 i
t beğenilen” HKT 545b/3
i
reyĥān (2)(<A.) “reyhan, fesleğen” m rızıķ (<A.)“yiyecek, rızk” NF
HŞ 1481, MN (2) 9/84, reyĥān y
a
442/4, ME 63/5, HKT 540b/3
u bāġ “bahçenin reyhanı” HŞ y
ı rıżvān (1)(<A.) “hayır, dua, şük-
1849 ran” MM 12/2, rıżvān ay- “ha-
n
e
v
reyhāne (<ö.a.) “Hz. Muham- i yır, dua etmek, şükranlık duy-
med’in karısı” NF 6/12 mak” NF 127/8
reyyān (1)(<A.) “suya kanmış, rıżvān (2) (<A.) “Cennetin kapıcısı
donmuş” KE 89r/17 olan büyük melek” NF 179/10,
reyyān (2) (<ö.a.) “Yusuf peygam- KE 19v/13
ber zamanındaki Mısır hüküm- ribā (<A.) “faiz” MM 249/2, HKT
darı” KE 75v/20, reyyān melik 44b/3, ribā al- “ faiz al-
“bkz. reyyān” NF 112/14 mak”MM 248/3, ribā loķması
rezm (<F.) “savaş” MN (2) 8/74 “faizle elde edilen lokma” MM
rıbāŧ-ı oġuzluġ (<ö.a.) “Rıbat- 248/1, ribā şerbeti “faizle elde
Oğuz kasabasından” KE 2r/19 edilen tatlı, şerbet” MM 248/2,
rıfķ(<A.) “yumuşaklık, yavaşlık, ribā yė- “faiz yemek” NF 61/15
tatlılık” rıfķ u müdārā ribā-ħor (<A.+F.) “tefeci, faizle
“yumuşaklık, tatlılık ve yüz gü- para işleten” NF 376/16
leçliği” KE 237v/8 ribāŧ (<A.) “konak, han” ribāŧ ķıl-
“konak, han yapmak, inşa et-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 485

mek” NF 209/10, ribāŧ ķopar- rivāyet kel- “rivayet gelmek,


“konak, han yapmak, inşa et- aktarılmak, nakledilmek “ KE
mek” KE 179r/13 217v/9, MM 227/4, rivāyet ķıl-
ridā(<A.) “hırka, belden yukarıya “rivayet etmek, nakletmek” NF
örtülen örtü” NF 172/8, KE 18/5, KE 14v/4, ME 107/6, MN
79v/7, ridā ur- “hırka giymek, (1) 1/10, rivāyet ķılın- “rivayet
örtünmek” ME 233/2 edilmek, nakledilmek” HKT
rifǾat(<A.) “yüksek rütbe, makam” 555a/5
KE 129/12 riyālūn (<ö.a.) “Bazı rivayetlerde
rįĥüǿś-śabā (<A.) “saba yeli” KE Zibātūķ olarak da geçtiği belir-
77v/2 tilen Yusuf peygamberin karde-
rikāb(<A.) “boyun” MN (2) 22/216 şi” KE 73v/1
rikbāyil (<ö.a.) “ikinci kat gök riyā (<A.) “iki yüzlülük, riya” NF
meleklerinin ulusu” KE 3v/14 396/9, MM 21/3, HŞ 4292, MN
rikfā (<ö.a.) “beşinci kat gök” KE (1) 19/7, riyā ve semǾa “riya ve
3v/18 gösteriş, iki yüzlülük” NF
rimālūn (<ö.a.) “Yusuf peygambe- 260/12, riyā ve semǾat “riya ve
rin kardeşi” KE 103v/12 e
ğ gösteriş, iki yüzlülük” NF
rind (<F.) “rind, derviş, kalender” 403/12, riyā bol- “gösteriş ol-
i
t
i
HŞ 3371, MN (2) 43/434 m mak, ikiyüzlü olmak” NF
risālet (<A.)“peygamberlik, elçi- y
a
402/2, riyā ķıl- “gösteriş yap-
lik” NF 5/10, KE 25r/17, HKT y
ı mak, iki yüzlülük yapmak, iki
n
153b/7, risālet ķıl- “peygamber- e yüzlü davranmak” NF 406/3,
v
lik yapmak, elçilik görevinde i
MM 63/1, HKT 581b/4
bulunmak” HŞ 4356, risālet riyāl (<A.) “Yusuf’a rüyasında
tegür- “peygamberlik görevini secde eden on bir yıldızdan bi-
ulaştırmak, elçilik yapmasını ri” NE 67v/4
bildirmek” NF 9/16 riyāset (<A.) “reislik, başkanlık”
r
rişek (<F.) “saçak, püskül” ME KE 204r/14
165/7 riyāsız (<A.+T.)“samimi, dürüst”
rişvet (<A.)“rüşvet krş. rüşvet” NF 232/8
rişvet al- “rüşvet almak” NF riyāż(<A.ç.) “bahçeler” KE 77v/18
151/4, rişvet bol- “rüşvet olarak riyāżād (<A.) “perhiz krş. riyāżet,
verilmek, rüşvet verilmek” NF riyāzet” HŞ 1211
246/9 riyāzet (<A.) “nefsi kırma dünya
rivāyet (<A.)“anlatma, bir söz veya nimetlerinden vazgeçme, per-
olayın hikayesi” NF 44/2, KE hizle, kanaatle yaşama krş.
71r/10, ME 107/6, MM 140/4, riyāżād, riyāżet” riyāzet
486 | D r . Suat ÜNLÜ

tart- “nefsi kırmak dünya ni- ruħsat (<A.) “izin, müsaade krş.
metlerinden vazgeçmek, perhiz- ruħśat” ruħsat bėr- “müsaade
le, kanaatle yaşamak” MN (1) etmek, kolaylık sağlamak krş.
14/4 ruħsat bir-” NF 241/1, ruħsat
riyāżet (<A.) “nefsi kırma dünya bir- “müsaade etmek, kolaylık
nimetlerinden vazgeçme, per- sağlamak krş. ruħsat bėr-” HKT
hizle, kanaatle yaşama krş. 554a/2
riyāżād, riyāzet” NF 148/16 rūĥuǿllāh(<A.) “Allah’ın ruhu, İsa
ruǾbāyil (<ö.a.) “altıncı kat gökteki peygamber’in lakabı” NF
meleklerin ulusu” KE 3v/20 395/3, KE 170r/6
rūbįl(<ö.a.)” Yusuf peygamberin ruķǾa(1)(<A.)“üzerine yazı yazılan
üvey kardeşi” NF 354/9, KE kağıt, deri parçası” NF 322/17
63r/8 ruķǾa (2) “kısa mektup, dilekçe”
rubūbiyyet(<A.)“tanrılık”rubūbiyy ruķǾa irsāl ķıl- “kısa mektup
et-i źüǿl-celāl “Allah’ın Rablığı, yazmak, dilekçe yazmak, bu-
Celal sahibi olan Allah” MM yurmak, fermanlamak” K
29/4 e
ğ
VI/33, ruķǾa-i şerįf “ferman,
rucūǾ (<A.) “vaz geçme, cayma, i
t buyruk” K VII/16
geri dönme krş. rücūǾ” rucūǾ
i
m ruķayya (<ö.a.) “Hz. Muham-
ķıl- “geri dönmek, sözünden y
a
med’in kızı krş. ruķiyye” NF
geri dönmek, sözünü geri almak y
ı 125/3
“NF 20/15 ruķįǾā (1)(<ö.a.) “birinci kat gök-
n
e
v
rūĥ (<A.) “ruh, can” NF 144/16, i teki meleklerin ulusu” KE
KE 173r/10, MM 349/1, HKT 3v/11
436b/7, HŞ 3877, K VI/29 ruķįǾā (2) (<ö.a.) “İshak peygam-
ruħ (<F.) “yanak bkz. ruħsāre” MN berin karısı” KE 54r/13
(2) 17/160 ruķiyye (<ö.a.) “Hz. Muham-
ruħā(<A.)“hafif yel, meltem” KE med’in Hz. Osman ile evli olan
138r/6 kızı krş. ruķayya” KE 198r/19
ruħām(<A.)“mermer” KE 52v/18, rukū (<A.) “rüku, namazda ayakta
ruħām taşı “mermer, mermer ta- iken eğilme krş. rükūǾ” ME
şı” KE 62v/7 68/7
ruħsāre (<F.) “yanak bkz. ruħ” MN rūm (<ö.a.)“Doğu Roma İmpara-
(2) 11/104 torluğu sınırları içinde yaşayan,
ruħśat (<A.) “izin, müsaade krş. Anadolu” NF 45/4, KE 54v/10,
ruħsat” ruħśat tap- “izin iste- HKT 385b/2, HŞ 2355, AO
mek, müsaade etmek” HŞ 2064 III/3, MN (2) 10/94, rūm
pādışāhı “Anadolunun hüküm-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 487

darı olan Bizans hükümdarları” rūze aç- “oruç açmak” NF


HŞ 2956, rūm sulŧānı “Rum sul- 265/8, KE 59r/19, rūze bol-
tanı, Bizans hükümdarları” HŞ “oruçlu olmak, oruç zamanı
327, rūm yolı “Anadolu yolu” olmak” NF 405/16, rūze buzul-
HŞ 1752, rūmġa tig- “Ruma “oruç açmak, orucu bozmak”
ulaşmak, Anadoluya ulaşmak” NF 264/16, rūze tut- “oruç tut-
HŞ 183 mak” NF 134/12, KE 14r/4,
rūma (<ö.a.) “Gifâr kabilesine ait MM 166/3, HKT 26b/3, rūze
pınar” NF 135/4 tutġan “oruç tutan” HKT
rumeyża (<ö.a.) “Talha’nın karde- 197a/6, rūze tutġan eren “oruç
şi” NF 65/7 tutan erkek” HKT 403a/7, rūze
rūmį “Doğu Roma İmparatorluğu tutġan tişi “oruç tutan kadın”
sınırları içinde yaşayan, Anado- HKT 403a/7, rūze tutmaķ “oruç
lu” NF 235/13, KE 148r/18, HŞ tutma, oruç” HKT90b/8
1047 rūze-dār (<F.) “oruç tutan, oruçlu”
rūstāyį (<F.) “köylü krş. rüstā” NF NF 265/4, KE 143v/15, MM
423/16 170/1
rusül (<A.) “peygamber, Hz. Mu- e
ğ ruzgār (<F.) “zaman krş. rūzgār,
hammed krş. resūl” MM 379/1,
i
t rūzigār” ME 48/7
i
rusül enbiyā “gönderilmiş pey- m rūzgār (<F.) “vakit, zaman, dönem
gamber” MM 5/2, rusül mihteri y
a
krş. ruzgār, rūzigār” NF 231/10,
“Peygamberlerin önderi (Hz. y
ı KE 36v/10, HKT 477b/8,
n
Muhammed” MM 10/4 e
v
rūzgār keç- “vakit geçmek, za-
rūşen (<F.) “parlak, aydınlık, açık, i
man geçmek” KE 32v/18,
fasih, anlaşılır, belli” NF rūzgār keçür- “vakit geçirmek,
252/17, rūşen ay- “açıkca söy- zaman geçirmek” NF 426/3
lemek, açıkca ifade etmek” KE rūzį (<F.) “nasip, kısmet, yiyecek”
84v/7, rūşen bol- 1.“açıkça ifa- NF 188/8, KE 3v/4, ME 213/2,
r
de edilmek, anlaşılır olmak”NF MM 243/2, HKT 171b/3, MN
189/2, 2. “aydınlanmak, nur- (1) 12/15,
lanmak” KE 144v/20, rūşenraķ rūzį baġışla- “nimet vermek,
“daha parlak, daha açık, daha ihsanda bulunmak” HŞ 3172,
aydınlık” KE 171v/14 rūzį bėr-“nimet vermek,
rūz (<F.) “gün” KE 167v/16, HŞ rızıklandırmak krş. rūzį bir-”
3608 KE 100v/6, MM 17/3, rūzį bir-
rūze (<F.)“oruç” NF 58/2, KE “nimet vermek, rızıklandırmak
20r/7, MM 166/1, HKT 119a/5, krş. rūzį bėr-” HKT 322a/7, HŞ
HŞ 1210, MN (1) 12/12, 3171, rūzį birgen 1. “rızık ve-
488 | D r . Suat ÜNLÜ

ren” HKT 332b/2, “rızık veren, rükün(<A.) “bir şeyin sağlam tara-
esma-i hüsna’dan er-rezzāķ” fı, temel direği, esas” MM
HKT 500a/4, rūzį biril- “rızık 120/1
verilmek” HKT 70a/3, rūzį ķıl- rüstā (<A.) “köy krş. rūstāyį” KE
“nimet vermek, rızıklandırmak” 189v/9, HŞ 1976
NF 5/13, KE 52r/6, HKT rüstem (<ö.a.) “Rüstem, İran’ın
477a/1, HŞ 4714 ünlü pehlivanı ve savaşçısı” HŞ
rūzigār (<F.) “zaman, devir krş. 1358, MN (2) 8/74
ruzgār, rūzgār” HŞ 1048 rüsvā (<A.) “rüsva, rezil krş.
rūzsuz (<F.+T.) “bahtsız, kısmet- rüsvāy” rüsvā bol-“rezil rüsva
siz” rūzsuz bol- “bahtsız olmak, olmak, rezil rüsva edilmek” KE
kısmetsiz olmak” ME 116/2 84r/21, rüsvā ķıl- “rezil rüsva
rūzsuzluķ(<F.+T.)“bahtsızlık, kıs- etmek” KE 60v/12, HŞ 1559
metsizlik” ME 116/3 rüsvāy (<A.) “rüsva, rezil krş.
rücūǾ (<A.) “sözden dönme, sözü rüsvā” KE 26r/14, rüsvāy bol-
geri alma krş. rucūǾ” rücūǾ it- “rezil ve rüsva olmak” HŞ
“geri dönmek, sözünü geri al- e
ğ
3226, rüsvāy ķıl- “rezil rüsva
mak, sözden dönmek” K VI/20, i
t etmek” HŞ 1334
rücūǾ ķıl- “geri dönmek, sözünü
i
m rüsvāylıķ (<A.+T.) “rüsvaylık,
geri almak, sözden dönmek” y
a
rezillik” HŞ 3076
KE 186v/7, MM 177/4, K y
ı rüşvet (<A.) “rüşvet krş. rişvet”
VI/18 KE 233r/18, rüşvet al- “rüşvet
n
e
v
rüheyl biniǿl-ķays (<ö.a.) “Kerbela i almak” KE 21v/21, rüşvet bėr-
olayında şehit olanlardan biri” “rüşvet vermek” KE 233r/17
KE 247r/3 rüǿyet (<A.) “görme, bakma” KE
rüheyl biniǿl-ubbā (<ö.a.) “Kerbela 122r/4
olayında şehit olanlardan biri”
KE 247r/17
rükūǾ (<A.) “rüku, namazda
elleri dizlere dayanarak eğilmek
krş. rukū” KE 9r/12, MM 68/2,
rükūǾ ĥükmi “rüku emri, rüku
kuralı” MM 146/3, rükūǾ ķıl-
“namazda rükûa varmak” HKT
7a/4, rükūǾ ķılġan “namazda
rükûa varan” HKT 322a/4,
rükūǾ-u sücūd “rüku ve sec-
de“MM 142/1
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 489

-S-/-Ś-/-Ŝ 68v/20, HŞ 1423, MN (2)


23/226, śabā esne- “saba rüzgarı
esmek” KE 80r/12
sa- “saymak” ME 223/4, MM 76/4,
saba“salınarak, gururlanarak” saba
HKT 287b/1, samaķ “sayma”
yörü- “salınarak yürümek, gu-
HKT 299b/6
rurlanarak yürümek” ME 148/8
saǾādet (<A.) “saadet, mutluluk,
śabaĥ (<A.) “sabah, sabah vakti
sevinç” NF 344/11, KE 77v/19,
krş. śabāĥ, śubĥ” HŞ 751
MM 18/1, HŞ 1080, MN (2)
śabāĥ (<A.) “sabah, sabah vakti
7/65, saǾādet al- “sevinç ka-
krş. śabaĥ, śubĥ” K I/46
zanmak, mutluluk elde etmek
śabāĥat (<A.) “güzellik, latiflik”
“MM 209/4, saǾādet bir- “saa-
KE 76v/8
det vermek, mutlu etmek, se-
sabaķ (<A.) “ders krş. sebaķ,
vindirmek” HŞ 1806, saǾādet
sebāķ” HŞ 473
bul- “sevinç kazanmak, mutlu-
saban “saban, çift sürmeye mahsus
luk elde etmek” MN (2) 35/350,
alet” KE 128r/14, İML 158, sa-
saǾādet ķıl- “sevindirmek, mut-
ban sür- “saban sürmek, çift
lu etmek” MN (2) 15/148, e
sürmek” Ka I/7
saǾādet küđez- “mutluluğu ko- ğ
i
t sabançı “çiftçi, çift süren” AO
rumak, muhafaza etmek” MM i
m II/32
118/4, saǾādet-i ebedį “ebedî y
sābāt bin cüzǿįn (<ö.a.) “Musa
mutluluk” NF 371/1, saǾādet-i a
y
ı peygamberin on iki casusundan
sermedį “ebedi mutluluk, daimi n
e biri” KE 117v/9
saadet” K V/19 v
i
śabır (<A.) “sabır krş. śabr, śabur”
saǾādetlıġ (<A.+T.) “saadetli, mut-
ME 21/8, MM 310/3, HŞ 1718,
lu” KE 2r/4
śabır baġla- “sabretmek, sabırlı
sāǾat(<A.) “saat, vakit, zaman krş.
hareket etmek” ME 105/1, śabır
saǾāt” HKT 439a/4, MN
bir- “sabır vermek” HŞ 97,
(1)10/10
śabır ėt- “sabretmek, sabırlı ol- s
saǾāt (<A.) “saat, zaman, vakit, an
mak krş. śabır it-” ME 191/7,
krş. sāǾat” NF 313/4, KE 7v/17,
śabır it- “sabretmek, sabırlı ol-
MM 142/3
mak krş. śabır ėt-” HŞ 3658,
saǾāyet(<A.) “çalışma, gayret”
śabır ķıl- “sabretmek” ME
saǾāyet tile- “çalışmak istemek,
132/3, HŞ 885, śabır ķıldur-
gayret göstermesini istemek”
“sabrettirmek” ME 105/1
ME 223/4
śābir (<A.)“sabreden, sabredici,
śabā (<A.) “gün doğusundan esen
sabırlı” NF 215/4, KE 155r/3,
hafif ve latif rüzgar” KE
HKT 38b/6
490 | D r . Suat ÜNLÜ

śabįr ibn muŧaǾam (<ö.a.) “Hz. 1729, śabr sınıķ- “sinirlenmek,


Muhammed’in ayı yarmasına sabredememek” HŞ 1878
tanık olan sahabelerden biri” śabrsız(<A.+T.) “tahammülsüz,
KE 208r/19 sabırsız” HKT 547a/8
ŝābit (<A.) “sabit, kesin, kararlı, śabrsızlıķ (<A.+T.) “sabırsızlık,
gerçek” NF 143/17, HKT tahammülsüzlük krş. śabrsizlik,
197a/3, HŞ 53, ŝābit bol- “sabit śabrsuzluķ” śabrsızlık ķıl- “sab-
ve sağlam olmak, kararlı ol- retmemek, tahammül edeme-
mak” NF 250/2, HKT 397a/1, mek” HKT 547a/9
ŝābit iş “sabit ve sağlam iş” śabrsizlik (<A.+T.) “sabırsızlık,
HKT 580a/6, ŝābit-ķadem “ka- tahammülsüzlük krş. śabrsızlıķ,
rarlı, istikrarlı” NF 80/11 śabrsuzluķ” śabrsizlik ķıl- “sab-
ŝābit bin ķays (<ö.a.) “Hz. Pey- retmemek, tahammül edeme-
gamber’in ve ensarın hatibi mek” HKT 249a/2
olan sahabe” NF 256/1, ŝābit śabūĥ (<A.) “sabah içilen şarap”
“bkz. ŝābit bin ķays” NF 256/1 MN (2) 38/380
śabr (<A.) “sabır krş. śabır, śabur” e
ğ
śabur (<A.) “sabır krş. śabr, śabır”
NF 176/11, KE 198v/8, HKT i
t NF 323/4, śabur bol- “sabret-
i
289a/9, HŞ 3713, MN (2) m mek, sabırlı olmak” NF 260/8,
13/127, śabr it- “sabretmek, sa- y
a
śabur ķıl- “sabretmek, sabırlı
bırlı davranmak” HŞ 1898, śabr y
ı davranmak” NF 13/8, HŞ 885
ķarārı “sabr, sabırlı olma” NF n
e śabūr (<A.) “çok sabırlı” KE
v
79/10, śabr ķıl- “sabretmek, sa- i 189v/3, MN (2) 13/127
bırlı davranmak” NF 9/16, KE śabrsuzluķ (<A.+T.) “sabırsızlık,
7v/17, HKT 161b/4, HŞ 631, tahammülsüzlük krş. śabrsizlik,
MN (1) 21/15, śabr ķılġan śabrsızlıķ” HŞ 2538, śabrsuzluķ
“sabreden, sabırlı” NF 333/8, ķıl- “sabretmemek, tahammül
HKT 289b/2, śabr ķılġan bul- edememek” HŞ 2199
“sabırlı bulmak, sabreden ola- sācid (<A.) “secde eden” KE
rak bilinmek” NF 333/8, śabr 156v/6, sācid bol- “secde et-
ķılġan eren “sabırlı erkek” HKT mek” KE 9r/1
403a/5, śabr ķılġan tişi “sabırlı saç “saç” NF 332/1, KE 49v/4, ME
kadın” HKT 403a/5, śabr ķılış- 156/1, MM 39/1, HŞ 1183,
“birlikte veya karşılıklı sabr İML 139, MN (2) 1/6
etmek” HKT 74b/1, śabr ķılu saç-“saçmak, dağıtmak, serpmek,
bilmegen ķađġu “çok derin ta- birinden uzaklaştırmak” NF
sa” HKT 236a/8, śabr kit- “si- 227/7, KE 60v/20, ME 75/2,
nirlenmek, sabırsızlaşmak” HŞ
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 491

MM 276/2, HŞ 1136, İML 120, saǾd (2) (<ö.a.) “sahabeden bir zat”
MN (2) 27/265 NF 294/5
saç adaķı “saç ayak” İML 169 śaǾd(<ö.a.) “Kerbela olayına katı-
saçaķ “saçak” ME 28/3 lıp şehit olan müminlerden biri”
saçaķlıġ “saçağı olan, saçaklı krş. KE 246r/2
saçaķlu” ME 28/2 śad (<F.) “yüz” MN (2) 6/56
saçaķlu “saçaklı, saçağı olan krş. śaǾd ibnü Ǿabāde (<ö.a.) “sahabe-
saçaķlıġ” ME 28/2 den bir zat” NF 76/1, śaǾd ibnü
saçıġ “saçı, dğünlerde gelinin üze- Ǿubāde “bkz. śaǾd ibnü Ǿabāde”
rinden atılan para vb. şeyler” NF 256/9, śaǾd “bkz. śaǾd ibnü
HŞ 3340 Ǿabāde” NF 76/2
saçıġla-“saçmak, nisar etmek” KE śaǾd bin muǾāź (<ö.a.) “sahabeden
249v/4 bir zat” KE 225v/2, saǾd ibnü
saçıl-1.“saçılmak, dağılmak” NF muǾāź “bkz. śaǾd bin muǾāź”
136/5, KE 68v/9, ME 133/2, NF 256/9, saǾd ibnü maǾāź
HKT 566b/4, HŞ 1418, MN (2) “bkz. śaǾd bin muǾāź” NF
16/155, 2. “uzaklaşmak, ayrıl- 256/9
mak” HKT 235b/3, saçılmış 1. e
ğ saǾd ibnüǿl-müseyyeb (<ö.a.) “bir
“yayılmış, saçılmış” HKT
i
t âbid” NF 241/17
i
347a/1, 2. “uzaklaşmış, ayrıl- m śaǾd bin vaķķāś (<ö.a.) “Aşere-i
mış” HKT 359b/8 y
a
mübeşşereden ve İslamiyeti ka-
saçlan-“saçlı olmak” İML 111 y
ı bul edenlerin yedincisi olan sa-
n
saçlıġ “saçlı krş. saçlu” KE 181r/8, e habe” NF 119/16, śaǾd ibnü abį
v
saçlıġ bol- “saçlı olmak, saçı i
vaķķāś “bkz. śaǾd bin vaķķāś”
çıkmak” NF 399/5 NF 145/9, śaǾd “bkz. śaǾd bin
saçlın-“uzaklaşmak, ayrılmak” vaķķāś” NF 121/9, KE 240r/15
HKT 90a/7 sadā (<F.) “seda, ses” sadā ķıl-
saçlu “saçı olan, saçlı krş. saçlıġ” “seslenmek, ses çıkarmak, ba-
ME 101/8 ğırmak” KE 103v/18 s
saçra- “sıçramak, fışkırmak, ak- śadaķa (<A.) “sadaka” NF 262/5,
mak” NF 349/7, KE 95r/7 KE 226v/7, HKT 28b/8, MN
saçrat-“yaymak, sıçratmak” ME (1) 10/12, K VIII/4, śadaķa ata-
38/8 “sadaka vermek” KE 101v/19,
saçsız“saçı olmayan, kel, daz” İML śadaķa bėr- “sadaka vermek krş.
84 śadaķa bir-” NF 298/17, KE
saçtur- “saçtırmak” HŞ 3249 45r/7, śadaķa bir- “sadaka ver-
saǾd (1)(<A.) “kutluluk, uğur” KE mek krş. śadaķa bėr-” HKT
95v/1 403a/6, śadaķa birgen eren “sa-
492 | D r . Suat ÜNLÜ

daka veren erkek” HKT 403a/6, śadr-i cinān (<A.) “Cennetlerin baş
śadaķa birgen tişi “sadaka veren köşesi” NF 443/13
kadın” HKT 403a/6, śadaķa ķıl- śadūķ (<ö.a.) “Salih peygamberin
“sadaka vermek, bağışta bu- mucizesi olan devenin öldürül-
lunmak” NF 230/17, KE mesine yardım eden kadınlar-
81r/20, ME 176/8, HKT 90b/4, dan biri” KE 35v/4
śadaķa ķılġan “sadaka veren, śāf (<A.) “saf, som” śāf altun “saf
bağışta bulunan” HKT 236b/6 altın, işlenmemiş altın” KE
śadaķat (<A.ç.) “sadakalar” NF 249v/4
95/14, KE 212v/13 śaf (f) (<A.) “sıra, dizi, saf, bö-
sadāt (<A.ç.) “seyitler” K I/9 lük” NF 47/3, KE 64r/21, ME
sādāt(<A.) “efendi, bey” KE 113/3, MM 131/4, HŞ 2906,
184v/13, sādāt-ı Ǿarab “Arapla- MN (2) 8/77, śaf bol- “sıralan-
rın önde gelenleri, Arapların mak, dizilmek” ME 144/8,
ileri gelenleri” KE 186r/5 HKT 304a/9, śaf bolġan “sıra-
sāde (<F.) 1.“saf, katışık olmayan” lanan, dizilen” HKT 431b/3, śaf
MM 305/1,2. “halis, arınmış” e
ğ
bolġan firişteler “saf halinde sı-
HKT 438a/2, 3. “yalnız, sade- i
t ralanan melekler” HKT 425b/2,
ce” HKT 405a/6, sāde eş “sa- śaf bolmaķ “sıralanma, dizilme”
i
m

mimi, halis ve içten dost” HKT y


a
HKT 425b/2, śaf ķıl- “sırala-
435b/3 y
ı mak, sıralanmak” HKT 341a/2,
śadef (<F.) “sedef, inci kabuğu”
n
e śaf ķılın- “sıralanmak, sıraya
v
HŞ 3470, MN (2) 1/9 i konulmak” HKT 501a/4, śaf śaf
śādıķ (<A.) “doğru, gerçek” HKT tur- “sıralanmak, sıraya gir-
27a/8, HŞ 2758 mek” HŞ 1305, śaf tart- “sıraya
śādıķuǿl-vaǾd (<A.) “vadine, sözü- girmek, saf tutmak” NF 313/17,
ne sadık olan” KE 47v/14 śaf tur- “sıraya girmek, sıra-
śadır (<A.) “orta (yer), şeref yeri, lanmak “ KE 225v/18, śaf tut-
baş köşe” ME 170/8 “sıralanmak, sıraya girmek” KE
śādir (<A.) “ortaya çıkan, olan” 138r/3, MM 96/4, HKT 431b/3,
śādir bol- “ortaya çıkmak, orta- śaf tüz- “sıraya koymak, sıra-
da olmak” NF 388/1 lamak” KE 159v/17
śadr (1)(<A.) “sadrazam, başkan” śafā (1)(<A.) “safa, gönül şenliği,
śadr-ı cihān “cihan hükümdarı” keyif” NF 77/3, KE 47v/14,
K I/54 MM 62/2, HŞ 1400, MN (1)
śadr (2) (<A.) “göğüs” HŞ 4456 7/13, śafā keltür- “huzur getir-
śadr-ı śuffe-i śafā (<A.) “safa me- mek, mutluluk getirmek krş.
kanının en yüce yeri” KE 2r/7 śafā kiltür-” MM 297/4, śafā
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 493

kiltür- “huzur getirmek, mutlu- śafiyye (<ö.a.) “Huyayy bin


luk getirmek krş. śafā keltür- Ahtab’ın kızı ve Hz. Muham-
”MN (1) 4/9 med’in ikinci ve sekizinci karı-
śafā (2) (<ö.a.) “Kabe’ye yakın bir sı” NF 6/9, KE 227r//5
tepe olup Hac ve Ümre yapan- śafra (<A.) “safra, öd” HŞ 2120
lar bu tepe ile Merve adlı tepe śafūrā (<ö.a.) “Hz. Şu’ayb Pey-
arasında yedi kez gidip gelirler” gamberin kızı, Musa Peygam-
NF 199/15, KE 48v/4, śafā atlıġ berin karısı” NF 113/2
taġ “Safa tepesi” HKT 22b/7 śafvān (<ö.a.) “Ebû Veheb Safvân
śafālı(<A.+T.) “rahat, huzurlu krş. bin Emîn bin Halef el-Kureşî el
śafālıġ” KE 68v/8 Cemhî. Sahabeden bir zat” NF
śafālıġ (<A.+T.) “rahat, huzurlu 71/9
krş. śafālı” MM 61/4, HŞ 1115, śafvān bin muǾŧıl (<ö.a.) “bütün
MN (1) 6/4 savaşlara katılmış, övgüsü için
śāfān binti śāfūn (<ö.a.) “Yunus bir hadis olan ve namaz hak-
peygamberin karısı” KE kında bir hadisi rivayet eden
152v/10 sahabe” KE 234r/19, śafvān
śafar (<A.) “Arabî ayların ikincisi e
ğ “bütün savaşlara katılmış, öv-
krş. śafer” śafar ayı “Arabî ay-
i
t güsü için bir hadis olan ve na-
i
ların ikincisi” NF84/14 m maz hakkında bir hadisi rivayet
śafer (<A.) “Arabî ayların ikincisi y
a
eden sahabe” KE 234r/20
krş. śafar” AO V/24, śafer ayı y
ı saġ (1) “sağ (yan), sağ taraf” NF
n
“Arabî ayların ikincisi olan sa- e 440/7, KE 81v/14, ME 122/3,
v
fer ayı” HŞ 4726 i
MM 79/3, HKT 545b/1, HŞ
śāfį (<A.) “temiz, arı, halis, saf, 1382, AO V/12, saġ ađaķ “sağ
berrak, saydam” NF 314/7, KE ayak” MM 300/2, saġ aya “sağ
47v/14, ME 151/1, HKT el” MM 104/1, saġ ėgin “omu-
263b/3, HŞ 1344, śāfį bol- “saf zun sağ tarafı” MM 91/3, saġ el
olmak, katışıksız olmak” NF “sağ el krş. saġ ėlig, saġ elig, s
65/15, MM 23/1, śāfį yalıñ saġ ėl, saġ elik” İML 190, saġ
“dumansız alev, parlak alev” ėl “sağ el krş. saġ ėlig, saġ elig,
HKT 508b/5, śāfįraķ “daha saf, saġ el, saġ elik” MM 103/3, saġ
daha halis” HŞ 2809 elig “sağ el krş. saġ ėlig, saġ ėl,
śāfįlıķ (<A.+T.) “halislik, sadakat” saġ el, saġ elik” HKT 429a/2,
śāfįlıķ ķıl- “sadakatta bulun- saġ ėlig “sağ el krş. saġ ėl, saġ
mak, sadakatlı davranmak” elig, saġ el, saġ elik” MM
ME 114/1 100/2, saġ elik “sağ el krş. saġ
ėlig, saġ ėl, saġ el, saġ elig”
494 | D r . Suat ÜNLÜ

İML 141, saġ ķol “sağ kol, sağ “sağırlaştırmak” ME 39/8, HKT
taraf” HKT 512a/2, HŞ 1382, 486a/9
saġ tiz “sağ diz” MM 297/2, saġ saġır (2) “testi” İML 92
yan “sağ taraf, (vücudun) sağ saġırlıķ “sağırlık” HKT 288b/3,
tarafı” MM 93/3, HKT 511b/7, saġırlıķ ĥālı üze “sağırlıkla, sa-
saġ yan yañaķ “sağ taraf” MM ğır gibi” HKT 350b/6
291/3, saġ yañaķ “sağ taraf” saġırsın- “sağır gibi davranamk”
MM 292/4, saġ yanġa “sağ tara- ME 202/1
fa” HKT 283b/2, saġdın soldın saġışla- “hesap etmek krş. saķışla-”
“çaprazlama” HKT 353b/6 İML 107
saġ (2) “sağlık, dinç, sağlam” NF saġışsız“düşüncesiz, hesapsız krş.
330/13, KE 46v/9, HŞ 206, saġ saķışsız” MN (1) 2/11
bol- “sağ salim olmak, selamet- saġıt “silah” HŞ 1760
te olmak” KE 46v/9, HŞ 3459 saġlıķ (1)“sağlık, yaşanılan zaman”
saġ (3) “düz ve yüksekçe yer par- NF 334/4, saġlıķ bol- “sağlık
çası” KE 62v/4 olmak” HŞ 4228
saġ-“(süt) sağmak” NF 22/10, KE e
ğ
saġlıķ (2) “dişi koyun, sağmal ko-
157v/20, ME, HKT 433a/5, HŞ i
t yun krş. saġın” KE 135v/5,
4241, İML108, saġmaķ arasınıñ HKT 433b/8, İML 172, saġlıķ
i
m

endāzesi “(iki) sağım arasındaki y


a
ķoy “sağmal koyun, dişi ko-
süre” HKT 433a/5 y
ı yun” NF 253/12, KE 157v/12
saġa “sağ el” İML 125 saġna- “fırçalamak, temizlemek”
n
e
v
saġal- “sağ tarafı tutmak” İML 150 i ME 183/6
saġalt- “düzeltmek” ME 91/8 saġnaġu “fırça” ME 183/6
saġın “sağmal krş. saġlıķ (2)” KE saġraķ “bardak, kadeh, kap” NF
39r/8, İML 172 310/13, KE 94r/11, ME 24/7,
saġın-“düşünmek, hatırlamak, HKT 427a/9, İML 170, HŞ 270
sanmak, zannetmek krş. saķın- saġraķçı “bardakçı” İML 157
(1.)” KE 215v/8, MN (1) 7/14, saġrı 1.“hayvanların beli ile kuyru-
İML 124 ğu arasındaki kısım, kalça” MN
saġınç “düşünçe krş. saķınç” MN (1) 2/10, 2. “maruf kalın deri”
(1) 22/14 İML 158
saġır (1)“sağır, kulağı işitmeyen” saġsar “sansar” İML 174
NF 136/12, KE 130v/14, ME saġsıġ “saksı krş. saħsıķ, saķsıķ”
202/1, HKT 24b/2, İML 139, İML 170
saġır bol- “sağır olmak” KE saġsıġçı “saksıcı” İML 155
71r/9, HKT 115b/8, saġır ķıl- saġsu “iyi su” İML 180
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 495

saġu 1.“ölçek, ölçü” KE 96v/3, śāĥib-cemāllıġ(<A.) “güzel, güzel-


ME 93/2, HKT 156b/1, 2. lik sahibi” NF 218/13
“kap” HKT 234b/5, saġu tut- śāĥib-firāş (<A.+F.) “yatağa düş-
“ölçmek, ölçü aracı belirlemek” müş hasta” NF 221/9, śāĥib-
MM 255/1, saġunı toldurmaġan firāş bol- “yatağa düşmüş hasta
“eksik ölçen, ölçü ve tartıda hi- olmak, çok hasta olmak, yatalak
le yapan” HKT 567b/1 hasta olmak” NF 227/2
saġula-“ölçmek krş. savula-” ME śāĥib girey (<ö.a.) “Sahip Girey
149/1, HKT 567b/2, saġulamaķ Han, Kırım hanı” Ka II/1
“ölçme, ölçü” HKT 233a/9 śāĥib-ħayr (<A.) “hayır sahibi,
saġulan- “ölçülmek” HKT 233b/7 hayır sever” NF 235/4
saġulaş- “ölçüşmek” ME 124/4 śāĥib hüdā (<A.) “hidayet sahibi”
saġ yaġ “tereyağı” NF 25/1 MM 138/4
saħā (<A.) “cömertlik krş. saħāvet, śāĥib iĥsān (<A.) “iyilik sahibi”
seħāvet” HŞ 2094 MM 26/2
śaĥābe (<A.)“sahabe, Hz. Mu- śāĥib-kerāmat (<A.) “keramet sa-
hammed’in arkadaşlarından her hibi krş. śāĥib-kerāmāt” śāĥib-
biri krş. śaĥbe” NF 5/5, KE e
ğ kerāmat bol- “ keramet sahibi
181v/13, MM 11/1, MN (1)
i
t olmak” NF 237/6
i
16/12, śaĥābe vü yār “sahabe m śāĥib-kerāmāt (<A.) “keramet sa-
ve dost” MM 12/1 y
a
hibi krş. śāĥib-kerāmat” śāĥib-
śaĥar (<ö.a.)“Hürmüz körfezi ke- y
ı kerāmāt bol- “ kerametler sahibi
n
narında bir kasaba” KE 143r/21 e olmak” NF 368/4
v
saĥāre (<A.ç.) “büyücüler” KE i
śāĥib ķırān (<A.+F.) “başarılı hü-
238r/6 kümdar” MN (2) 10/92
saħāvet (<A.) “cömertlik krş. saħā, śāĥib niyāz (<A.+F.) “yalvaran,
seħāvet” HŞ 2094 dua eden” MM 133/4
śaĥbe (<A.) “yakın dost krş. śāĥib-i resūlaǿllāh (<A.) “sahabe
śaĥābe” KE 31v/1 krş. śāĥib-i resūlaǿllāhi” NF s
saħı (<A.) “cömert” HŞ 2095 131/9
śāĥib (<A.) “sahip” NF 98/17, HŞ śāĥib-i resūlaǿllāhi (<A.) “sahabe
552, śāĥib-i ķırān “uğurlu ve krş. śāĥib-i resūlaǿllāh” NF
hayırlı günde doğan kimse” HŞ 309/11
3458 śāĥib reşād (<A.) “din sahibi” MM
śāĥib-Ǿayāl (<A.) “çoluk çocuk 251/2
sahibi” NF 410/14 śāĥib şerįǾat (<A.) “şeriat sahibi,
śāĥib-cemāl (<A.) “güzel, güzellik din sahibi krş. śāĥib-i şerįǾat”
sahibi” NF 218/16 MM 184/4
496 | D r . Suat ÜNLÜ

śāĥib-i şerįǾat (<A.) “şeriat saǾįd ibn Ǿabduǿllāh el-ĥafįfį


sahibi, din sahibi krş. śāĥib (<ö.a.) “Kerbela olayında şehit
şerįǾat” KE 96v/5 olanlardan biri” KE 247r/16
śāĥib uķuş (<A.+T.) “akıllı, anla- saǾįd ibnü Ǿāś (<ö.a.) “Kureyş’in
yışlı” MM 236/4 eşrafından olup Hz. Osman za-
śaĥįfe (<A.) “sayfa” HKT 500b/2 manında Kur’an’ı yazanlardan”
śaĥįĥ(1)(<ö.a.) “İmam Muslim-i NF 132/2
Nişaburî’nin hadis kitabı” NF saǾįd ibnü cebįr (<ö.a.)
137/8 “TabiǾînden bir zat” NF
śaĥįĥ (2)(<A.) “gerçek, doğru” KE 273/17, saǾįd-i cebįr “bkz. saǾįd
189v/3, HKT 533a/6 ibnü cebįr” NF 343/1
śaĥįĥ(3)(<ö.a.)“İmam İsmail-i saǾįd bin cübeyr (<ö.a.) “Hadis,
Buharî’nin hadis kitabı krş. fıkıh ve tefsirde döneminin ön-
siĥāĥ” NF 168/5 cülerinden biri” KE 107r/16
saħįm (<ö.a.) “bir âbid” NF 436/7 śāǾiķa (<A.) “yıldırım” śāǾiķa ķop-
sāĥir(<A.)“büyücü, sihirbaz” NF “yıldırım çakmak, şimşek at-
82/6, HKT 209b/1 e
ğ
mak” KE 121r/3
śaĥrā (<A.) “çöl, kır, ova, boş, i
t sāǿįl (<A.) “sual eden, soran, soru
i
düzlük yer” NF 17/10, KE m soran” NF 190/4, MM 112/4
138v/3, HŞ 850, śaĥrā çıķ- “tu- y
a
saǾįr(<A.)“Cehennem”KE 116v/12
valet ihtiyacını gidermek” NF y
ı saķ (1.) “muska” saķ bitigi “fal
266/9, śaĥrā oltur- “tuvalet ihti- kitabı, muska kitabı” ME 98/5
n
e
v
yacını gidermek” NF 95/12, i saķ (2.) “uyanık, zeki, emin, mah-
śaĥrā tut- “ovaya yerleşmek, fuz” ME 171/6, MM 66/2
yerleşecek yer edinmek, mekan saķa- “öğmek” ME 89/5
tutmak” HŞ 2477 saķaķ“çene” HŞ 3406, MN (2)
śaħrā (<ö.a.) “Süleyman peygam- 25/245
berin kürsüsünü yapan ifritler- saķal “sakal” NF 285/17, KE
den biri” KE 140v/19 56r/15, ME 144/7, MM 39/1,
saħre (<A.) “kaya” KE 31r/19 HKT 307a/1, MN (1) 17/10,
saħsıķ “saksı krş. saġsıġ, saķsıķ” İML 140, saķal çıķ- “sakal çık-
HKT 508b/5 mak, tüylenmek, gençlik çağına
śāħūr (<ö.a.) “Salih peygamberin adım atmak” ME 149/6, saķal
başka bir rivayette adı Zeǿum üwşe- “sakal sıvazlamak” MM
olarak geçen annesi” KE 75/2
32v/18 saķalla-“sakallı olmak, sakal bı-
saǾįd (<A.) “mutlu, uğurlu (kim- rakmak” İML 104
se)” NF 434/16
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 497

saķallıġ “sakallı krş. saķallıķ” KE 339b/6, 3. “sanma, zannetme”


166r/2, İML 141 HKT 57b/3, 4. “düşünme”
saķallıķ“sakallı krş. saķallıġ” MN HKT 573b/3
(1) 8/10 saķın- (2.) “sakınmak, korunmak,
saķalsız “sakalsız, sakalı çıkma- çekinmek, perhiz etmek” ME
mış, sakalı olmayan” KE 94r/1, 148/3, HKT 29a/4, HŞ 1001,
İML 141, saķalsız oġlan “sa- saķınmaķ “sakınma, perhiz,
kalsız çocuk, sakalı çıkmamış takva” ME 152/6
çocuk, gençlik dönemine gir- saķınç “düşünce, endişe, fikir krş
memiş çocuk” NF 351/12 saġınç ” NF 426/11, KE 38v/2,
saķar (<ö.a.) “Cehennem krş. saķr” ME 75/5, HŞ 2078
HŞ 168 saķındur-“düşündürmek” KE 84r/5
saķçı 1“gözcü, nöbetçi, muhafız” saķınmış “fikir, görüş, düşünce”
KE 37r/14, HKT 551a/4, HŞ ME 97/5
236, 2. “nezaret eden, koruyan, saķınuķluķ “düşencelilik, düşünceli
gözeten” HKT 244b/1, 3. “ke- olma krş. saķnuķluķ,
fil” HKT 266b/3, 4. “nezaret saķnuķluġ” HŞ 3498
eden, koruyan, gözeten, esma-i e
ğ saķış 1.“sayı, hesap, vergi krş.
hüsna’dan el-ĥafįž” HKT
i
t saġış” NF 260/4, KE 146r/20,
i
411a/6 m ME 113/8, MM 180/4, HKT
saķçılıķ“koruyuculuk, nezaret” y
a
200b/7, HŞ 3733, 2. “hesap
HKT 404b/6 y
ı sorma, sorgu” HKT 433a/5,
n
saķf (<A.) “tavan, çatı, dam” NF e
v
saķış al- “vergi almak” KE
330/5, KE 183r/18 i
211r/19, saķış bėr- “vergi ver-
saķın- (1.) 1.“düşünmek, sanmak, mek” KE 131r/5, saķış it- “he-
zannetmek krş. saġın-” NF sap etmek, hesap sormak” HŞ
118/5, KE 67r/18, ME 75/5, 4322, saķış ķıl- “hesap etmek,
MM 46/1, HKT 29a/4, “kaçın- hesap sormak” NF 119/5, KE
mak” HKT 260b/6, 3. “ummak, 171r/16, ME 112/3, HŞ 4275, s
tahmin etmek” HKT 443a/2, saķış ķılġan “hesap soran, es-
saķınġan “sakınan, çekinen, ma-i hüsna’dan el ĥasįb” HKT
takva sahibi” HKT 186a/8, 76a/2, saķış ķılış- “ hesaplaş-
saķınġan bol- “sakınan olmak” mak, karşılıklı hesap sormak”
MM 20b/10, saķınġu nirse “sa- ME 108/3, saķış ķılmaķ “hesap-
kınılacak, korkulacak şey” laşma, hesap” HKT 135b/6,
HKT 50b/8, saķınmaķ saķış künü “hesap günü
1.“sakınma, çekinme” HKT (ahiret)” İML 138, saķışı revān
43b/4, 2. “kaçınma” HKT “hesapsız, çok” HKT 340b73
498 | D r . Suat ÜNLÜ

saķışçı “muhabeseci” İML 155 mak” İML 103, saķlaġan 1.


saķışla-“saymak, hesap etmek, “gözetleyen, koruyan, bekle-
düşünmek, tahmin etmek krş. yen” HKT 570b/5, MN (1) 4/4,
saġışla-” HŞ 4515 2. “koruyan, gözeten, riayet
saķışsız“sayısız, hesapsız krş. eden” HKT 547b/8, 3. “nezaret
saġışsız” NF 399/1, KE eden, koruyan, gözeten, esma-i
180r/19, HKT 340b/3 hüsna’dan el-ĥafįž” HKT
saķıt-“kaygılandırmak, üzmek” HŞ 219b/3, saķlaġan eren “koruyan,
1821 muhafaza eden erkek” HKT
saķız “sakız (bazı ağaçlardan sıza- 403a/7, saķlaġan kim erse “ko-
rak çıkan yağlı bir madde)” ruyan, gözeten, riayet eden
İML 162, saķız çeyne- “sakız kimse” HKT 496b/6, saķlaġan
çiğnemek” KE 57v/10 tişi “koruyan, muhafaza eden
sāķį (<A.)“saki, içki sunan” NF kadın” HKT 403a/8,
363/12, HŞ 1620, MN (2) saķlaġanlıķ yanındın “himaye
13/125, sāķį bol- “saki olmak, yönünden” HKT 233b/3,
içki sunmak” NF 365/1 e
ğ
saķlamaķ 1. “koruma” HKT
ŝaķįf(<ö.a.) “bir Arap kabile- i
t 425b/5, 2. “koruma, gözetme,
si”ŝaķįf ķabįlesi “Saķîf kabile-
i
m riayet etme” HKT 518a/4,
si” NF 69/7 y
a
saķlamaķ tilen- “korumakla va-
ŝaķįl(<ö.a.) “Salih peygamberi y
ı zifelendirilmek” HKT 111b/1
Semud kavmine karşı evinde saķlan-(1)1.“sakınmak, çekinmek,
n
e
v
saklayan kişi” KE 36r/18 i dikkat etmek, korunmak, sela-
sāķįlıķ (<A.+T.) “sakilik”sāķįlıķ mete kurtulmak” NF 230/5, ME
ķıl- “içki sunmak, sakilik yap- 108/2, HKT 493b/8, HŞ 2125,
mak” NF 367/11 İML 110, 2. “uzaklaştırılmak,
sākin(<A.)“sakin, dingin, rahatla- uzak tutulmak” HKT 575b/3,
mış, oturmuş, yerleşmiş” HŞ saķlanmış “korunmuş, muhafa-
2565, sākin bol- “sakin olmak, za edilmiş” HKT 312b/9
rahatlamak, dinginleşmek” NF saķlan- (2)“düşünmek” KE 97r/15
102/9 saķlaş- “saklaşmak, gizlenmek”
saķla- “saklamak, gizlemek, koru- HŞ 4037
mak, muhafaza etmek, gözet- saķlat-“gözetletmek, korutmak,
lemek” NF 18/16, KE 104v/15, saklatmak” KE 32v/17
ME 114/6, MM 118/3, HKT saķnuķ “sakınan, çekinen, iffetli,
250b/4, HŞ 2151, MN (1) müttaki, takva sahibi” NF
22/15, İML 121, MN (2) 222/17, ME 33/7, HKT 565a/2,
42/425 ,2. “gönülden sakla- saķnuķ bol- “çekingen olmak,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 499

iffetli davranmak, takva sahibi salam “vadeli satış krş. selem” ME


olmak” ME 33/7, saķnuķ tiril- 175/5
“çekinmek, sakıngan olmak, if- salar (1)“salınmış, gönderilmiş”
fetli davranmak” ME 183/3, HŞ 1343, salar ķuş “postacı
saķnuķraķ “en çok sakınan, en kuş” HŞ 1303
çok çekinen” HKT 494a/4 sālār (<F.)1. “reis, kumandan” KE
saķnuķluġ“sakınan, çekinen krş. 189r/19, 2. “öncü” HŞ 1189,
saķınuķluķ, saķnuķluķ” HKT sālār-ı ajun “dünya serdarı” HŞ
260a/3 1116
saķnuķluķ“sakınan, çekinen, ihti- śalāt (<A.) “namaz” KE 194v/14
yar, tedbir krş. saķınuķluķ, śalavāt (<A.) “Hz. Muhammed’e
saķnuķluġ” HKT 105b/9, edilen dualar, dua” NF 4/6, KE
saķnuķluķ ĥālda “sakınarak, çe- 84r/18, śalavāt ay- “Hz. Mu-
kinerek” HKT 80a/6, saķnuķluķ hammed’e dua etmek” NF
ķıl- “sakınmak, çekinmek” ME 104/4, śalavāt ayt- 1.“dua et-
148/3, HKT 105a/1 mek” NF 4/7, HKT 404a/8, 2.
saķsa-“düşünmek, hesaplamak, “Hz. Muhammed’e dua etmek”
itina etmek, tahmin etmek” HŞ e
ğ HKT 406b/3, śalavāt ıđ- “Hz.
1996
i
t Muhammed’e dua göndermek
i
saķsıķ“kesek, tuğla krş. saġsıġ, m krş. salavāt ıy-” HKT 406b/4,
saħsıķ” NF 331/1 y
a
śalavāt ıy- “Hz. Muhammed’e
sal-1.“salmak, atmak, koymak, y
ı dua etmek krş. salavāt ıđ-” ME
n
bırakmak, sermek, terk etmek” e 106/5, śalavāt-u taĥiyyāt “hayır
v
NF 63/8, KE 86v/17, ME 56/4, i
dua gönderme” MN (1)1/2
MM 390/3, HŞ 1900, MN (1) śalā-yi Ǿām (<A.) “herkese meydan
16/9, İML 108, K VI/20, MN okumak” MN (2) 7/61
(2) 28/275, 2. “eriştirmek” İML saldur-“bıraktırmak, attırmak, çek-
102, 3. “göndermek” İML 105, tirmek, koydurmak” KE 87r/12
MN (2) 17/165, 4. “yazmak” salġım “serap” HKT 562a/4 s
MN (2) 35/351 salıġ “üzüm bağı vergisi krş. salıķ”
sala “köy” HŞ 808, AO II/24, sala AO II/38
ħarcı “belde vergisi” Ka II/16, salıķ“üzüm bağı vergisi krş. salıġ”
sala ķonum “köy yerleşimi, K I/38
köy yeri” K I/32 salın-(1)“aşağı salınmak, salınmak,
śalābet(<A.)“manevî kudret” NF düşmek, yukarıdan aşağıya
114/14 sarkmak” NF 90/9, HKT
śalāĥ (<A.) “iyilik, barış, doğru- 503a/5
luk” KE 91v/2, MM 96/1
500 | D r . Suat ÜNLÜ

salın-(2) “salınmak, salınarak yü- tanık olması için seçtiği ulu ki-
rümek” KE 83r/15 şi” KE 120r/13
salıncaķ“salıncak krş. silikçek” sālik (<A.) “bir tarikata giren, tari-
ME 231/8, salıncaķ ķıl- “salın- kat ehli” MM 305/1
cak kurmak” ME 231/8 sālim (<A.) “sağ, salim, sağlam,
salındur-“sarkıtmak, sallandırmak” korkusuz, emin” MM 238/4,
ME 28/7 sālim ķal- “sağ ve salim bir şe-
salış-“açmak, atmak, sallamak” KE kilde kalmak, korkusuzca dur-
68v/4 mak” KE 249v/7
sālif (<ö.a.) “Salih peygamberin ŝāliŝ(<A.)“üçüncü (3.)” MM 149/1
mucizesi olan deveyi öldüren salķım “bir çoğu bir sap üzerinde
Kazzar’ın babası” KE 35r/21 bir arada bulunan yemiş, salkım
śāliĥ (1) (<A.) “doğru, iyi, uygun, krş. salķum” HKT 545b/4
elverişli, yarar, dinin emrettiği salķum “bir çoğu bir sap üzerinde
şekilde hareket eden” NF bir arada bulunan yemiş, salkım
341/4, KE 68r/4, HKT 210b/7, krş. salķım” HKT 558b/6
śāliĥ bol- “iyi ve dürüst olmak” e
ğ
salmura- “eğmek, bükmek” HŞ
NF 234/14, HKT 243a/4 i
t 3817
i
śāliĥ (2) (<ö.a.) “Semud kavmine m salŧanat (<A.) “saltanat, sultanlık”
gönderilen peygamberin adı, y
a
KE 150r/4, MN (2) 26/256,
Salih peygamber” KE 18r/16, y
ı salŧanat bėr- “saltanat vermek,
HKT 155b/5, śāliĥ ķavmı “Hz. hükümdarlık vermek” NF
n
e
v
Salih’in kavmi. Bu kavim Hi- i 210/13
caz ile Şam arasındaki Hicr adlı salŧanatlıķ (<A.+T.) “saltanat, sul-
yerde ikamet ediyorlardı” HKT tanlık” MN (2) 8/68
256a/5 sālūl bin melik (<ö.a.) “Musa
śāliĥ (3) (<ö.a.) “Yunus peygam- peygamberin on iki casusundan
berin konuştuğu abid” KE biri” KE 117v/10
155r/1 sām (<ö.a.) “Nuh peygamberin
śāliĥ (4)(<ö.a.) “bir müezzin” NF oğlu” KE 24r/12, sām bin nūĥ
364/7 “Nuh peygamberin oğlu” KE
śāliĥ(5)(<ö.a.)“İmam Ahmed 29r/12
Hanbel’in oğlu” NF 219/15 samala (<Rum.) “katran”samala
śāliĥ bin vehbiǿl-merį (<ö.a.) “Hz. türt- “katran sürmek, katrana
Hüseyin’i kılıçı ile yaralayan bulamak” ME 102/8
kişi” KE 248r/13 saman “saman” KE 43r/11
śāliĥ ebū şeķā (<ö.a.) “Musa pey- śamed(<A.) “hiçbir şeye ve hiçbir
gamber’in Allahla konuşurken kimseye muhtaç olmayan (Al-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 501

lah), ulu, daim Allah, esma-i yabilmek, hesaplayabilmek”


hüsna’dan es-śamed” KE 83r/2, HKT 258b/8
MM 403/3 saña kirme- “ehemmiyetsiz olmak”
sāmirį (<ö.a.) “Hz. Musa zamanın- HKT 118a/1
da yaşayan ve Yahudileri altın- sanan-“sayılmak” HKT 224a/8,
dan yapılmış olan buzağı hey- sananmış ĥālda “sayılmış ola-
keline tapmaya teşvik eden rak, sayı halinde” HKT 552b/5
kimsenin adı” KE 116v/14, śanǾat(<A.) “sanat, hüner krş.
HKT 306a/4 śanǾat, śınāǾat” KE 123r/15, HŞ
san (1) 1.“sayı, hesap” NF 398/13, 2347
KE 179r/19, MM 74/1, HKT śanaǾat (<A.) “zenaat krş. śanǾat,
334b/8, HŞ 2935, K I/16, 2. śınāǾat” HŞ 2333
“sayısı belli olan, sayılmış” śanavber(<A.)“çam ağacı krş.
HKT 26b/1, san bol- “saymak, śanūber” MN (2) 25/241
hesap etmek” MM 317/2, san sanç-“saplamak, vurmak, yarala-
saķış “sayışmak, hesap etmek” mak, kesmek, sançmak, dürt-
KE 44v/3 mek, sokmak” NF 67/8, KE
san (2) “itibar, saygınlık, ün” KE e
ğ 196v/5, HKT 170a/5, HŞ 3513,
189r/21, HŞ 2639, MN (2) MN (1) 19/12, İML 124, sançar
i
t
i
13/120, san bol- “itibarlı olmak, m bol- “dürtmek, dürtüklemek”
saygın olmak” MN (2) 24/234 y
a
HKT 170a/5, sançmaķ “dürtme,
san- (1)“sanmak, zannetmek, akıl y
ı dürtükleme” HKT 170a/5
n
etmek, düşünmek” NF 149/17, e sança“sayısınca, sayısına göre”
v
KE 159r/12, ME 143/5, MM i
MM 222/2
360/1, HŞ 2097 sançış“savaş, vuruşma” KE 225r/3,
san-(2) “saymak, hesap etmek krş. ME 190/7, sançış bol- “savaş-
say-” MM 152/4, İML 112 mak, savaş olmak” KE 221r/4,
śanǾa (<ö.a.) “San’a” NF 11/8 sançış ķıl- “savaşmak, vuruş-
sana-1.“denemek, sınamak, say- mak” KE 98r/18, sançış tonı s
mak, farz etmek, hesaplaşmak” “zırh, savaş elbisesi” KE
NF 317/14, KE 86r/8, ME 57/6, 136v/16
MM 125/2, HKT 420b/8, 2. sançış-“savaşmak, vuruşmak” KE
“addetmek, kabul etmek” HKT 62r/13, ME 110/1, AO I/11
436a/8, sanaġan “sayan” HKT sançışsız “savaşsız, döğüşsüz” KE
334b/9, sanamaķ “sayma” 229v/10
HKT 300a/4, sanamış vaķt “sa- śandal (<A.) “sandal” HŞ 2364
yılmış, belirlenmiş zaman” śandelį (<A.) “sandalye, iskemle”
HKT 213b/8, sanayu bil- “sa- MN (1) 17/1
502 | D r . Suat ÜNLÜ

śandūķ (<A.) “sandık” NF 182/4, sap (2) “sap, bir şeyin tutulacak
KE 28r/17 yeri” KE 222r/14, HŞ 2762
sanduvaç “bülbül” KE 68v/3, HŞ sap (3) “sıra, saf, kol” HŞ 2978
2083, İML 172 sap- “takmak, sap geçirmek” ME
śanem (<A.) “put, güzel” NF 89/7
367/3, KE 83r/2, HŞ 666, MN sapan “sapan krş. sapķan” HŞ 3549
(2) 34/342 sapķı (<ö.a.)“Altınboğa” HŞ 4682
śanemsiz (<A.+T.) “güzelsiz” MN sapınç “vuruşma, savaş” sapınç ur-
(2) 23/223 “savaşmak, vuruşmak” KE
sañı- “şaşmak” ME 189/2 57v/10
sanınça “sayısınca” NF 62/8 sapķan “sapan, uzun ve ince mız-
ŝānį (<A.) “ikinci (2.)” KE 19v/17, rak krş. sapan” KE 98v/7
MM 74/2 śar “zar” MM 317/1
śānįǾ (<A.) “yaratan, yaratıcı, Al- sar- “sarmak, dolamak, bağlamak
lah” KE 123r/12, HŞ 46 krş. sarla-” NF 93/8, KE 19v/3,
sañla-“pislemek, sıçmak” ME ME 94/3, MM 282/3, HŞ 2143,
187/7 e
ğ
İML 122
sanlıġ (1)1.“sayılı, sayısı belli” KE i
t sāra (<ö.a.) “İbrahim Peygam-
i
148r/18, HKT 282b/6, 2. “fazla m ber’in karısı krş. sāre” NF
olmayan az” HKT 228a/8 y
a
218/6
sanlıġ (2)“itibarlı, saygın, ünlü krş. y
ı śarāħ (<ö.a.) “Adem peygamberin
sawluġ(1)” Ka I/11 Mekke’de yaptığı ev” KE 13v/6
n
e
v
sanmaduķ“ansızın, birdenbire, i sarala- “saralamak” ME 90/3
aniden” ME 149/1 sarançı “sarıkçı” İML 156
sansız “sayısız, hesapsız, çok” KE sarar- “sararmak krş. sarġar-, sarıġ-
132v/7, MM 385/4, HKT 31a/3, ” HŞ 3391
MN (1) 2/11, sansız saķışsız sarāy (<F.) 1.“ev, bina krş. saray,
“sayısız hesapsız” NF 399/1, serāy” NF 64/5, KE 28r/3, HKT
KE 180r/18 539a/2, ME 217/2, HŞ 1365, K
santıra-“şaşmak, hayret etmek” I/53, “diyar, yurt” HKT 450b/2,
ME 189/2 sarāy ķıl- “saray inşa etmek, sa-
santırat- “şaşırtmak, hayret ettir- ray yapmak” KE 124r/21, sarāy
mek” ME 17/4 ķopar- “saray inşa etmek, saray
śanūber (<A.) “çam fıstığı ağacı, yapmak” NF 328/11, KE
mecazi olarak sevgilinin boyu 62v/11, sarāy tutun- “saray
krş. śanavber” HŞ 1425 yapmak, saray inşa etmek, sa-
sap(1) “pekiştirme edatı”sap sarıġ raya yerleşmek” ME 186/4
“sap sarı” NF 148/16, İML 168
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 503

sarāyçıġ (<F.+T.) “küçük saray” sarıġ ķıl- “sarartmak” HŞ 1208,


İML 83 sarıġ suw “irin” NF 267/13,
sarāyķına (<F.+T.) “küçük saray” sarıġ yaġ “tereyağ” KE 165r/4
İML 83 sarıġ-“sararmak krş. sarar-, sarıġar-
sarāyį (<ö.a.) “Saraylı bir din âli- ” İML 103
mi” NF 302/11 sarıġlıķ “sarılık, sarı renklilik” NF
sāre(<ö.a.) “İbrahim peygamberin 340/14, ME 162/8
karısı krş. sāra” KE 43r/17 sarımsaķ “sarımsak krş. sarmusaķ”
śarf (1) (<A.) “kullanma, harcama, NF 25/11, İML 181
işletme” śarf ķıl- “harcamak, sarın-1.“sarınmak, bürünmek” ME
kullanmak, işletmek” NF 258/1, 131/8, HŞ 3262, “ bir işe gayret
KE 80v/7, HŞ 1397 ve ciddiyetle sarılmak” İML
śarf (2) (<A.) “çevirme, döndür- 111, sarınġan nirse “örtü” HKT
me”, śarf ķılın- “çevrilmek, 407a/1
döndürülmek” HKT 391a/6 sarķ-“sarkmak, asılmak” ME
sarġar- “sararmak krş. sarar-, sarıġ- 158/6, HŞ 4137
” NF 243/8, KE 63v/12, ME sarķıt “bir yudum su ve yemek
162/7, HKT 440a/7, HŞ 2788 e
ğ artığı” İML 162
sarġart-“sarartmak krş. sarġat-” NF sarķuķ “sarkık” sarķuķ bol- “sark-
i
t
i
275/5 m mak, sarkık olmak” ME 179/2
sarġat- “sarartmak krş. sarġart-” y
a
sarķut “artık, kalıntı, yemek ve içki
ME 72/7 y
ı kalıntısı” ME 13/5, HŞ 1344
n
śarĥ (<A.) “köşk” śarĥ ķopar- e sarla-“sarmak, dolamak krş. sar-”
v
“köşk inşa etmek, saray yap- i
KE 57v/16
mak” KE 113v/14 sarman- “sarılmak, dolanmak, do-
sarı (1)“taraf, yön, … e doğru, lamak” ME 154/4
sebep krş. saru (1)” KE 216r/5, sarmusaķ “sarımsak krş. sarımsaķ”
HŞ 4011, MN (1) 3/5 KE 119r/5
sarı (2) “sarı renk krş. saru (2) , sarna-“şakımak, ötmek” KE s
sarıġ” HŞ 2708 202r/12
sarıġ “sarı krş. saru (2) sarı (2)” sarnış “sarınış, sarınma” ME 184/1
NF 233/5, KE 150v/8, ME sarp “yaklaşılması güç olan, yaba-
83/3, HKT 560b/7, HŞ 699, nî” NF 19/8
İML 168, sarıġ bol- “sararmak” śarpluķ “sarplık” ME 222/5
NF 234/1, ME 162/7, HŞ 2427, śarrįnūs (<ö.a.) “Ashab-ı Kehfden
sarıġ erik “zerdali” İML 182, biri” KE 178r/18
sarıġ ħaŧ “sarı yazılı, sarı ren- sars-“kötü muamele etmek, azar-
ginde yazılmış” KE 180v/10, lamak” HKT 273a/3
504 | D r . Suat ÜNLÜ

śarŝāǿįl (<ö.a.) “yeryüzüne hakim “karşılamak” HKT 318a/8,


olan melek” KE 154v/18 satġaşġan “kavuşan, ulaşan, eri-
śarśar (<A.) “fırtına” KE 156r/3 şen” HKT 374b/4, satġaşmaķ
sarsıt- “üzmek, incitmek, kötü 1.“görüşme, ziyaret” ME 214/8,
muamele etmek, azarlamak” “kavuşma, ulaşma, erişme”
NF 285/9, HKT 576a/4 HKT 163a/4
sart (<ö.a.) “Fars” KE 80v/15 satġaştur-“kavuşturmak, ulaştır-
śartūlįs (<ö.a.) “Ashab-ı Kehfden mak” ME 105/6, HKT 558b/3
biri” KE 178r/17 satġaşturul-“kavuşturulmak, ulaştı-
saru (1)“taraf, yön, … e doğru, rılmak krş. satġaşurul-” HKT
sebep krş. sarı (1)” HŞ 2912 458b/1
saru (2) “sarı krş. sarıġ, sarı (2)” satġaşurul-“kavuşturulmak, ulaştı-
saru başlı “kızıl saçlı” İML 84, rılmak krş. satġaşturul-” HKT
saru suw “irin” MM 76/3 458b/1
sası “kokmuş, pis kokan krş. sasıġ” satġın “satın alma, satma krş. satın,
NF 397/17 satķın”satġın al- “satın almak”
sası- “kokuşmak, bozulmak, pis e
ğ
NF 22/1, ME 150/3, HKT 87a/3
kokmak krş śaśı-” NF 389/12, i
t satħaş-“birleşmek krş. sataş-,
i
KE 8r/13, ME 34/7 m satġaş-” MM 89/4
śaśı- “kokuşmak, bozulmak, pis y
a
satıġ “satış, ticaret, alış veriş” KE
kokmak krş sası-” HŞ 1943 y
ı 186v/8, ME 155/7, MM 256/4,
sasıġ “pis, kötü koku krş. sası” NF HKT 44a/2, satıġ alıġ “alış ve-
n
e
v
12/14, KE 27r/6, sasıġ yıđ “pis i riş” K I/28, satıġ buz- “satışı
koku, kötü koku” KE 22r/14 bozmak, satıştan vazgeçmek”
śaśıt- “ekşitmek, tadını bozmak” KE 77v/11, satıġ ėdiş- “ticaret
HŞ 1943 yapmak” ME 124/5, satıġ
sat-“satmak” NF 246/11, KE 73r/5, ķaytarış- “caymak, satıştan vaz-
ME 150/3, MM 193/3, HKT geçmek” ME 50/8, satıġ ķıl-
228a/7, İML105, HŞ 3471, K “alış veriş yapmak” KE 164r/7,
I/20, satmaķ “satış, satma” ME ME 197/3, MM 250/1, satıġ
221/4 ķılış- “alış veriş yapmak” ME
sataş-“görüşmek, rastlamak krş. 114/2, HKT 197a/5, satıġ üzül-
satġaş-, satħaş-” ME 192/5 “caymak, satmaktan vazgeç-
satdur- “sattırmak” KE 75r/1 mek” KE 77v/17
satġaş- 1.“buluşmak, kavuşmak, satıġçı “satıcı, tüccar” KE 78r/9,
karşılaşmak, görüşmek, rastla- ME17/3, İML 154
mak krş. sataş-, satħaş-” NF satıl- “satılmak” KE 74r/7
23/15, ME 206/5, HKT 3a76, 2.
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 505

satın“satın krş. satġın, satķın” sa- savġat (<Mo.) “hediye krş. savķat”
tın al- “satın almak” ME 148/4, ME 78/8
İML 103 sawıl-“sağılmak, süt sağılmak” HŞ
satķın “satın krş. satġın, satın” 2402
satķın al- “satın almak” İML savıttı “üşüten sıtma” İML 163
126 savķat (<Mo.) “hediye krş. savġat”
satlıķ “satılık” NF 22/1 ME 78/8
satmaķlıķ “satmaklık” HŞ 2522 sawlaġ “hayvan sulanacak yer” HŞ
sāŧūr (<A.) “satır” sāŧūr bir- “satır 1032
vermek” MN (2) 2/12 sawluġ(1)“ünlü, şöhretli krş. sanlıġ
sav “haber, söz krş. saw” ME 28/5 (2)” KE 68v/8
saw “söz, haber krş. sav” KE sawluġ (2) “hayalı, edepli krş.
59r/16 suwluġ” HŞ 1007
sav- “savmak, def etmek” HŞ 798 śavm-ı žıhār (<A.) “kocanın karısı-
sāva (<ö.a.) “Merkezi İran’da bir nı kendisine haram olan bir ka-
şehir ve idarî bölge” NF 5/12 dının bakmak uygun olmayan
sava- “ses çıkarmak” ME 229/1 bir organına benzetmesinden
śavāb (<A.) “doğru, gerçek, uygun, e
ğ dolayı kefaret gibi iki ay olarak
kabul edilir krş ŝevāb” NF
i
t tutulması gereken oruç” MM
i
19/16, KE 145v/7, ME 130/2, m 167/1
MM 216/2, HŞ 3162, MN (1) y
a
śavmaǾa(<A.) “ibadethane, tekke,
22/12, śavāb ay- “doğruyu söy- y
ı zaviye”NF 148/12, KE
n
lemek, gerçeği anlatmak” ME e 137v/11, HKT 323b/6, śavmaǾa
v
45/5, śavāb kör- “uygun gör- i
ķıl- “manastır yapmak, ibadet-
mek, kabul etmek” NF 19/6, hane yapmak” KE 170r/13
ME 130/2 savraġıç “savırgaç (harman savur-
savaş “savaş, muhabere” K VII/31, mak için kullanılan alet” İML
savaş ķılış- “savaşmak, muha- 159
bere etmek” İML 133 sawsa-(1)“susamak krş. suwsa-, s
savaş- “harbetmek, savaşmak” susa-, suķunsa-, suvsa-” HŞ
İML 107 1634
savçı “elçi, peygamber krş. sawçı” sawsa-(2) “gitmek, temayül etmek,
KE 214r/1, ME 10/8, savçı ıđ- savulmak, bulunduğu yerden
“peygamber, elçi göndermek” ayrılmak” HŞ 1749
ME 28/5 śavt (<A.) “ses” NF 212/6, MM
sawçı “elçi, peygamber krş. savçı” 263/2
KE 181v/1 savu- “soğumak krş sowı-, sawu-,
sovu-” KE 82v/12
506 | D r . Suat ÜNLÜ

sawu-“soğumak krş sowı-, savu-, 497b/4, sawurmaķ “savurma”


sovu-” NF 250/10, KE 108r/15, HKT 497b/4
HŞ 1672 savut “gemilere kaplanan çelik
savuç “kurtulma” savuç bol- “kur- levha” savut ķıl- “gemileri çelik
tulmak, kurtuluşa ermek” ME levha ile kaplamak” KE 199r/8
155/2 sawut-“soğutmak, krş. savut-,
savuķ “soğuk krş. sawuķ, sovuķ, sovut-” NF 429/16
sowuķ” KE 198v/18, savuķ savut-“soğutmak krş. sawut-,
dem “kış, sonbahar” KE sovut-” KE 43v/6, ME 170/4
206v/21, savuķ su “soğuk su” say “kara, taşlık yer” KE 27r/2
İML 181 saǾy (<A.) 1.“çalışma, gayret, ko-
sawuķ “soğuk krş. savuķ, sovuķ, şuşturma” HKT 559a/6, 2. “yü-
sowuķ” NF 30/16, KE 57r/9, rüme, yürüyüş” HKT 429a/8,
ME 237/6, HŞ 1991, sawuķ saǾy ķıl- 1.“çalışmak, çabala-
bol- “soğuk olmak, soğumak” mak, uğraşmak” NF 272/11,
NF 217/15, KE 42r/11, HKT 109b/4, 2. “koşmak”
sawuķraķ “çok soğuk, daha so- e
ğ
HKT 564b/5
ğuk” NF 150/10 i
t say-“saymak, hesap etmek krş.
i
savuķluķ “soğukkanlık, soğukluk m san-” KE 13v/18
krş. sowuķluķ, sovuķluķ” KE y
a
śayd (<A.)“av” śayd it- “av yap-
55v/8 y
ı mak, avlamak” MN (2) 5/44,
sawuķla-“pislemek, işemek” ME
n
e śayd ķıl- “av yapmak, avlamak”
v
234/3 i NF 268/1, HŞ 421
savul-“yana çekilmek, ayrılmak sāye (<F.) “gölge” KE 104r/4, HŞ
krş. sawul-” MM 131/2 915, sāye-i devlet “devlet gücü”
sawul- “ayrılmak, savulmak krş. K XI/15, sāye ķıl- “gölge yap-
savul-” KE 231r/13 mak, gölgelemek” KE 189r/5
savula- “ölçmek krş. saġula-” ME sayġuçı “sayıcı” HŞ 3136
149/1 sayı“her, sayı, kadar krş. sayu” KE
savun- “serinlemek” ME 169/1 167r/9
savur- “savurmak, saçmak, serp- sayın “sayı, adet” KE 119r/19
mek krş. sawur-” KE 14r/1, sayın ħan (<ö.a.) “Altın Ordu hanı
HKT 286b/9 Batu Han’ın lakabı” AO II/14
sawur- “savurmak, saçmak, serp- śāyimüǿd-dehr (<A.) “sürekli oruç
mek krş. savur-” ME 104/8, tutan” NF 219/15
HKT 497b/4, sawurġan yil sayķal (<A.) “cila” MN (2) 29/291,
“esip savuran rüzgar” HKT sayķal ķıl- “cilalamak, parlat-
mak” HŞ 3
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 507

sayķalį(<A.) “cilalı, parlak” MM 483b/2, ŝebāt ķıl- “sebat etmek,


318/1 sabır göstermek” MM 399/4
sayla-“seçmek, tercih etmek” KE sebe (<ö.a.) “Belkıs’ın kavminin
132v/8 adı” HKT 362a/9
sayra-(1) “ötmek, şakımak” KE sebeb (<A.) 1.“sebep, neden” KE
68v/3, MN (2) 27/263 8v/4, ME 96/2, MM 60/3, HKT
sayra- (2) “harekete geçmek” HŞ 364a/9, HŞ 1104, K VII/45, 2.
1500 “alaka, ilgi, bağ” HKT 24a/1,
sayra- (3)“hezeyan etmek” MN (2) sebeb-i nüzūl “inme sebebi” NF
18/174 255/11, sebeb bol- “sebep ol-
sayrat-“sayratmak, hareket ettir- mak, neden olmak, alakası ol-
mek, oynatmak” HŞ 2093 mak krş. sebeb ol-” NF 245/11,
sayu “her, sayı, kadar krş. sayı” KE 9v/20, HŞ 2109, sebeb ķıl-
KE 12r/11 “nispet etmek” KE 75r/2, ME
sayvām (<ö.a.) “Ürdün’deki beş 91/3, HKT 399a/5, sebeb ķur-
büyük şehirden biri” KE 56v/21 “sebebe bağlamak, nedene bağ-
saz(1) “kamış, ot, bataklık” HŞ lamak” ME 91/3, sebeb ol- “se-
2188 e
ğ bep olmak, neden olmak, alaka-
saz (2) “çalgı, müzik aleti krş. sāz
i
t sı olmak krş. sebeb bol-” K
i
(2)” KE 149r/19 m VII/42
sāz (1)(<F.) “silah” HKT 92b/8 y
a
sebįl(<A.) “bağış, adanmış, hayrat
sāz (2)(<F.) “çalgı krş. saz (2)” sāz y
ı olarak parasız dağıtılan su”
n
tüz- “çalgı çalmak” MN 3/22 e
v
sebįl at “adanmış, hayrat” ME
sazaġan “büyük yılan, ejderha” i
17/1, sebįl ķıl- “bağışlamak,
İML 177 adanmak, hayrat olarak parasız
sazın “büyük yılan, ejderha” sazın dağıtılmak” NF 135/5, ME 16/8
yılan “büyük yılan, ejderha” KE ŝebįr (<ö.a.) “Musa peygamber
36v/21 kıssasında altı parça olan dağın
sāzlıġ “silahlı, techizatlı” ME 91/7 üçte bir kısmı” KE 12v/5 s
sebā (<ö.a.) “Belkıs’ın hakimiye- sebkįne (<F.) “bir oyun” KE 57v/9
tinde bulunmuş Yemen’de bir seccāde (<A.) “seccade” NF 369/3,
şehir” KE 146v/15 seccāde kemiş-“namaz kılmak
sebak (<A.) “ders krş. sebāk, için seccade sermek” NF
sabaķ” MM 66/1 268/12
sebāk (<A.)“ders, talim krş. sebak, secde(<A.) “secde” NF 12/8, KE
sabaķ” KE 2v/6 107r/11, MM 112/4, HKT
ŝebāt (<A.) “yerinde durma, azim, 491b/8, secde keltür- “namazda
sebat” MM 354/1, HKT secdeye varmak, secde etmek”
508 | D r . Suat ÜNLÜ

KE 9r/12, secde ketür- “na- sed(d)(<A.) “set, duvar, engel” KE


mazda secdeye varmak, secde 176r/9
etmek” KE 11v/15, secde ķıl- sedūm (<ö.a.) “Ürdün’deki beş
“secde etmek” NF 57/15, KE büyük şehirden biri” KE 56v/21
4v/4, MM 148/1, HKT 147a/3, sedūm bin müşdem (<ö.a.)
MN (1) 10/8, MN (2) 28/278, “Müǿtefikat hükümdarı” KE
secde ķıldur- “secde ettirmek, 57r/3
secdeye vardırmak” NF 281/12, sefāhat (<A.) “uçarılık, akılsızlık”
secde ķılġan “secde eden” HKT sefāhat ķıl- “cahillik etmek,
197a/7, secde ķılġanlıķ ĥālında akılsızca davranmak” HKT
“secde ederek” HKT 350a/4, 216b/1
secde ķılġu yir “secde edecek, sefer (<A.) “yolculuk, sefer, savaş”
namaz kılacak yer” HKT NF 120/4, KE 187v/13, ME
149a/8, secde ķılıġlı “secde 29/6, MM 175/1, HKT 26b/6,
eden” HKT 281a/5, secde HŞ 1451, Ka II/11, sefer ķıl-
ķılmaķ “secde etme, secde” “sefere çıkmak, savaşa çıkmak,
HKT 543b/5, secdeke bar- e
ğ
ölmek “NF 88/15, KE 71v/6,
“secde etmek” NF 12/2 i
t ME 111/6, HŞ 492, AO V/20,
sefer var- “yola çıkmak” İML
i
secde-gāh (<A.+F.) “secde edilen m

yer, ibadet edilecek yer” KE y


a
110
135v/15, MN (2) 17/161 y
ı sefįhlik (<A.+T.) “düşüncesizlik,
secde sehiv (<A.) “sehiv secdesi” patavatsızlık krş. sefihlik” NF
n
e
v
MM 136/1 i 199/6
secde tilāvet (<A.) “Kur’an’ın on sefihlik (<A.+T.) “bilmezlik, cahil-
dört yerinde geçen secde ayetle- lik krş. sefįhlik” ME 163/6
rini okuyan veya işiten için ya- segri- “(göz) seğirmek” ME 129/4
pılması gerekli secde, tilavet seĥāb (<A.) “bulut” HKT 3b/5
secdesi” MM 114/1 seħāvet (<A.) “cömertlik, el açıklı-
seç-“seçmek, seçip ayırmak” KE ğı krş. saħāvet, saħā” seħāvet-ü
188v/6, ME 86/8, MM 366/1, ķuvvet “cömertlik ve kuvvet”
HKT 175a/7, İML 115 KE 189r/20
seçig“seçilen şey, seçilmiş” MM seĥer (<A.) “tan, seher, sabahın
366/1 gün doğmadan önceki zamanı,
seçil- “seçilmek, ayrılmak” ME seher vakti krş. seher” MM
140/2, MM 365/4 172/1, HKT 49a/7, seĥer vaķtı
seçilmek“uzlet, yalnızlık” ME “seher vakti” HKT 498a/6
140/3 seher (<A.) “tan, seher, seher vakti
krş. seĥer” KE 99v/4, HŞ 169,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 509

seher vaķtı “seher vakti krş. se- sekir- “koşmak, harekete geçmek,
her vaķti” ME 13/6, seher vaķti hamle kılmak krş. sikir-, sekri-”
“seher vakti krş. seher vaķtı” NF 81/3, KE 190v/18, HŞ 1071
KE 87v/1, HŞ 546 sekirt-“seğirtmek, hareket ettirmek,
seherlik “sabah yemeği” seherlik oynatmak, sıçratmak krş. sikirt-
yė- “sabah yemeği yemek” ME ” NF 47/5, ME 57/2
170//1 sekit-(1)“alıkoymak, bırakmak”
sehiv (<A.) “yanılma, yanlışlık krş. ME 132/1
sehv” MM 112/1 sekit-(2) “aksatmak” NF 287/15
sehiv secde (<A.) “namaz sırasında sekiz “sekiz (8) krş. sekkiz” NF
yapılan bir yanlışlık için so- 51/14, KE 13v/10, HKT
nunda tekrar edilen secde krş. 142a72, İML 186, AO I/24, se-
sehiv secdesi” MM 112/2 kiz uçmaĥ “sekiz Cennet, Cen-
sehiv secdesi (<A.) “namaz sıra- netin sekiz katı” KE 202v/18,
sında yapılan bir yanlışlık için sekiz yaşa- “sekiz yaşında ol-
sonunda tekrar edilen secde krş. mak, sekiz yaşına kadar yaşa-
sehiv secde” MM 115/3 mak” KE 198r/12, sekizde bir
sehl (<A.) “kolay, sakıncasız” KE e
ğ “sekizde bir” HKT 77a/7
139v/6, HŞ 1202, sehl ķıl- “ko-
i
t sekizinç“sekizinçi (8.) krş.
i
laylaştırmak, sakıncasız hale m sekizinçi, seksinç, seksinçi” KE
getirmek” KE 225v/17, sehlrek y
a
46v/13
“daha kolay, daha sakıncasız” y
ı sekizinçi“sekizinçi (8.) krş.
n
KE 21v/13 e sekizinç, seksinç, seksinçi” KE
v
sehl-i tusterį (<ö.a.) “Ebû Mu- i
66r/11
hammed Sehl bin Abdillâh bin sekiz yüz “sekiz yüz (800) krş.
Yûnus bin Īsâ bin Abdillâh bin sekkiz yüz” AO II/52
RafîǾ. Meşhur bir İslam sûfîsi” sekiz yüz elli yedi “sekiz yüz elli
NF 299/1, sehl tusterį “bkz. yedi (857)” K I/52
sehl-i tusterį” NF 325/2 sekiz yüz seksen iki “sekiz yüz s
seĥv (<A.) “hata, yanlış krş. sehiv” seksen iki (887)” AO V/24
NF 376/10, HŞ 99 sekiz yüz yetmiş “sekiz yüz
seĥven (<A.) “yanlışlıkla, yanıla- yetmiş (870)” AO IV/20
rak” MM 115/2 sekiz yüz yetmiş iki “sekiz yüz
sekerāt (<A.) “kendinden geçme, yetmiş iki (872) ” K II/14
baygınlık” NF 442/11 sekkiz “sekiz (8) krş. sekiz” NF
sekįnet (<A.) “oturulacak yer” 4/15, KE 5v/12, sekkiz uçmaĥ
sekįnet bol- “ikamet etmek, otu- “sekiz Cennet, Cennetin sekiz
rulacak yer edinmek” NF 382/6 katı” NF 68/12, MM 48/4
510 | D r . Suat ÜNLÜ

sekkiz yüz “sekiz yüz (800) krş. mek” NF 4/5, ME 107/8, selām
sekiz yüz” NF 23/10 ayıt- “selam vermek” HŞ 2483,
sekrān (<ö.a.) “Cehennemde bir selām bėr- “selam vermek krş.
dağ” NF 364/3 selām bir-” NF 4/6, KE
sekri- “sıçramak, zıplamak, atla- 209v/16, MM 132/3, selām
mak krş. sekir-, sikir-” KE bėril- “selam verilmek” NF
28v/15 305/9, selām bir- “selam ver-
sekriş-“sıçraşmak, hoplayıp, zıp- mek krş. selām bėr-” HŞ 2156,
lamak” NF 393/1, KE 68v/3, selām bol- “selam vermek, se-
ME 121/4 lam olmak” NF 87/13, selām
sekrlıķ (<A.+T.) “sarhoşluk” KE cevābın bir-“selamın karşılığını
41v/16 vermek” MN (1) 4/9, selām ve
seksen “seksen (80)” NF 119/5, durūź “ selam ve dua” NF
KE 23v/5, MM 161/3, HKT 394/1, selām ve taĥiyyat “selam
335b/9, İML 187 ve hayır dua” NF 128/7, KE
seksen bėş“seksen beş (85) krş. 233r/2, selām taķı taǾzįm “se-
seksen biş” KE 27r/11 e
ğ
lam ve saygı gösterme” NF
seksen biş “seksen beş (85) krş. i
t 278/15, selām tapuġ ıđ- “ selam
i
seksen bėş” HŞ 4706 m ve bağlılık göndermek” KE
seksen ėki “seksen iki (82)” KE y
a
148v/20, selām ıđ- “selam gön-
246v/11 y
ı dermek krş. selām ıy-” KE
seksen miñ “seksen bin (80.000)” 63v/18, HŞ 1190, selām ıy- “se-
n
e
v
NF 111/10 i lam göndermek krş. selām ıđ-”
seksen toķuz “seksen dokuz (89)” AO III/17, selām ıyış- “karşılık-
KE 145v/15 lı selam göndermek” AO III/4,
seksinç“sekizinci (8.) krş. sekizinç, selām ķaytar- “selama karşılık
sekizinçi, seksinçi” NF 60/14 vermek” NF 54/8, selām kemiş-
seksinçi“sekizinci (8.) krş. “selam vermek” HKT 91a/4,
sekizinç, seksinç, sekizinçi” selām kėtür- “selam vermek”
HKT 284a/8, HŞ 4061 MM 139/4, selām ķıl- “selam
sekül “sekil” ME 91/2 vermek, selamlamak” NF 11/3,
selām (<A.) “selam” NF 79/16, KE KE 7v/1, ME 2/5, HKT 520a/3,
39r/19, ME 2/5, HKT 344a/1, HŞ 1182, MN (1) 3/3, selām
HŞ 3988, AO IV/10, MN (2) ķılın- “selam verilmek, selam-
13/128, selām alış “karşılıklı se- lanmak” HKT 89a/6, selām
lam almak” AO III/7, selām ay- ķılış- “karşılıklı selam vermek,
“selam vernek” NF 173/3, KE selamlaşmak” NF 438/14,
49r/15, selām ayt- “selam ver- selām ķılmaķ “selam verme, se-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 511

lamlama” HKT 406b/5, selām tın alma, vadeli satış” MM


tegür- “selam göndermek, se- 253/1
lam ulaştırmak” KE 109r/20, seleme (<ö.a.) “Sahabeden bir zat”
selām ti- “selam söylemek” NF 70/17
HKT 511b/7, selām yarlıķa- selįm (1)(<A.) “doğru, dürüst,
“selam vermek” KE 58r/1, kusursuz, sağlam” KE 104v/13,
selām yitiş- “selam ulaşmak” MM 247/1
AO III/14 selįm (2) (<ö.a.) “Sahabeden bir
selāmet (<A.) “selamet, sağ salim, zat” NF 45/8
güvende olma” NF 55/16, KE selken bin el-beşer (<ö.a.) “KaǾb
42r/8, MM 283/4, HŞ 206K bin Esed’i öldürmek için Hz.
V/7, selāmet bol- “sağ salim Muhammed’in görevlendirdiği
olmak, güvende olmak” NF kişi” KE 227v/3
217/15, selāmet ķal- “sağ salim selle (<A.) “sele, sepet” KE 36v/19
olmak, güvende olmak “ KE selmā (<ö.a.) “Sahabiyattan bir
73v/17 zat” NF 169/9
selāmetlıġ (<A.+T.) “salim ve halis selmān-ı fārsį (<ö.a.) “sahabeden
krş. selāmetlıķ” HKT 355a/7 e
ğ bir zat” KE 223v/20, selmān-i
selāmetlıķ “selamete çıkma, korku fārsį “bkz. selmān-ı fārsį” NF
i
t
i
ve endişeden uzak olma, m 27/16, selmān fārsį “bkz.
sağlimlik krş. selāmetlıġ” HKT y
a
selmān-ı fārsį” NF 163/1,
513b/7, AO IV/18, selāmetlıķ y
ı selmān ibnü fārsį “bkz. selmān-ı
n
bol- “korku ve endişeden uzak e
v
fārsį” NF 374/9, selmān “bkz.
olmak, selamete çıkmak” NF i
selmān-ı fārsį” NF 30/11
58/4 selsebįl (<ö.a.) “Cennetteki bir
selāmün Ǿaleyküm (<A.) “(Allah’ın pınarın adı” NF 57/6, HKT
selamı üzerinize olsun) anla- 558b/9, selsebįl suyı “Cennette-
mında bir söz” MM 407/4 ki bir pınar” MN (1) 9/15
selāŧįn(<A.ç.) “sultanlar, hüküm- selvā (<A.) “bıldırcın eti, s
darlar ” NF 300/15, AO IV/6 İsrailoğullarının Tih sahrasında
selem(<A.) “daha sonra teslim bulunduğu müddetçe menn ile
edilecek bir malı peşin para Allah’ın ihsanı olan bıldırcına
karşılığında satın alma, vadeli benzer kuş eti” KE 118v/9
satış” ME 31/2, MM 254/1, se- ŝem (<A) “dinleme, işitme” HŞ
lem baġla- “vadeli satış yap- 2836
mak” ME 31/2, selem beyǾi semǾ (<A.) “kulak” K VI/29
“daha sonra teslim edilecek bir semāǾ(<A.) “sema, müzik esnasın-
malı peşin para karşılığında sa- da dönerek icra edilen zikr ve
512 | D r . Suat ÜNLÜ

ayin” MM 336/4, semāǾ semrit- “beslemek, semizleştirmek


ġazel “sema esnasında söylenen krş. semrüt-” ME 34/4
gazel” KE 249r/14, semāǾ ķıl- semrü- “semizleşmek krş. semri-,
“sema ayini yapmak, sema semir-, semri-, semür-” NF 22/9
yapmak” KE 30r/1, MM 336/1 semrüt- “beslemek, semizleştirmek
semǾa (<A.) “gösteriş krş. semǾat” krş. semrit-” ME 89/2, HKT
NF 260/12 572a/4
semǾat (<A.) “gösteriş krş. semǾa” ŝemūd (<ö.a.) “Hz. Salih’in pey-
NF 403/6, semǾat ķıl- “gös- gamber olarak gönderdiği eski
teriş yapmak” NF 403/12 bir Arap kavminin adı” KE
semāk bin ħaraşe (<ö.a.) “Uhud 31r/18, HKT 544b/3
savaşında kendisine Hz. Mu- semūm (<A.) “bir çeşit rüzgar, sam
hammed’in kılıcını verdiği sa- yeli, sıcak rüzgar” HŞ 4650
habe” KE 223r/12 semür-“semirmek krş. semri-,
semāvāt (<A.ç.) “semalar, gökler” semrü-, semir-” KE 249r/7
KE 3v/10 semüz “semiz, sağlam krş. semiz”
semdūn (<ö.a.) “Süleyman pey- e
ğ
KE 15v/10, K VI/24
gamber kıssasındaki devin adı” i
t semüzkend (<ö.a.) “bir şehir” KE
i
KE 139v/15 m 176r/7
semen (<F.) “yasemin” HŞ 1422, y
a
sėn“sen, 2. teklik şahıs zamiri krş.
MN (2) 25/247 y
ı sen, sin” MM 51/1, sėndin
ŝemen (<A.) “baha, değer, kıymet, “senden krş.sindin, sen-
n
e
v
tutar, satış bedeli” NF 405/14, i den”MM 280/2, sėni “seni”
MM 252/3 MM 2/4, sėnin “senin” MM
semen-türk (<ö.a.) “Semen Türk” 314/4, sėniñ “senin krş. seniñ,
HŞ 1520 siniñ” MM 42/3
ŝemere (<A.) “fayda, verim” NF sen “sen, 2. teklik şahıs zamiri krş.
233/2 sėn, sin” NF 12/11, KE 8v/14,
semįǾ (<A.) “her şeyi işiten, du- ME 69/3, HKT 157b/1, HŞ
yan” KE 152r/8 2318, İML 86, AO I/5, saña
semir-“yağ bağlamak krş semri-, “sana” NF 8/12, KE 5v/21, ME
semrü-” İMl 110 66/1, MM 28/1, HŞ 3556, CE
semiz “semiz yağlı krş. semüz” KE 3/3, MN (1) 2/2, MN (2) 8/73,
89r/20, İML 152 sañar “sana” MM 245/2, sende
semri-“semirmek, yağlanmak krş. “sende sinde” NF 104/1, KE
semrü-, semir-, semür-” KE 28r/20, CE 3/3, senden “senden
37v/15 krş. sendin, sindin” K V/10,
sendin “senden krş. senden,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 513

sindin” NF 14/12, KE 11v/20, serāvār (<F.) “serviye benzer, servi


seni “seni krş.sini, sėni” NF gibi” HŞ 410
7/7, KE 6v/16, seniñ “senin krş. serāy (<F.) “saray krş. krş. sarāy,
sėniñ, siniñ” NF 8/5, KE 2v/16 saray” MN (1) 17/15, MN (2)
ŝenā (<A.) “övgü, övüş, methetme” 12/111
NF 105/4, KE 212r/3, MM serbeser (<F.) “baş başa” serbeser
275/1, HŞ 4711, MN (1) 10/10, boluş- “baş başa kalmak, baş
K V/17, MN (2) 8/82, başa olmak” ME 201/6
ŝenā vü duǾā “medh ve dua” sercān (<ö.a.) “Ashab-ı Fil kıssa-
NF 228/5, ŝenā ve tesbįĥi sında adı geçen put” KE
“medh ve tesbih” NF 83/9, ŝenā 179v/13
ay- “övmek, methetmek” NF serçe “ufak kuş” İML 175
10/8, KE 133v/8, ŝenā ayt- serd (1)(<F.) “sert” serdraķ “daha
“övmek, methetmek” NF 4/2, sert, çok sert” KE 157r/4
KE 212r/2, MN (2) 43/435, serd (2)(<F.) “soğuk” serd bol-
ŝenā ķıl- “şükretmek, şükürde “soğuk olmak, soğumak” HŞ
bulunmak” NF 57/17, MM 406
284/1 e
ğ serencām (<F.) “macera” HŞ 1437
sėñek “ağaçtan oyulmuş su kabı”
i
t serendil (<ö.a.) “Adem Peygam-
i
NF 159/14 m ber’in Cennetten kovulduğu
seng (<F.) “taş” KE 221v/21 y
a
yer” NF 281/14
señ(i)r “köşe NF 38/14 y
ı ser-gerdān (<F.) “şaşkın, sersem,
n
señirlig “köşeli” ME 77/1 e başı dönmüş” NF 281/9, HŞ
v
sėnlik “senlik” MM 339/1 i
2601, MN (2) 6/52, ser-gerdān
sensiz “sensiz” KE 69r/11, HŞ bol- “şaşkın olmak, sersem gibi
3459 davranmak” NF 31/17, ser-
sep- “serpmek” ME 79/4, İML 109 gerdān ķıl- “şaşırmak, sersem-
sepe- “atmak” KE 246r/13 leşmek, sersem gibi davran-
sepet (<F.) “sepet” KE 68v/13 mak” NF 440/1, HŞ 1746 s
sepül-“serpilmek” ME 183/1 ser-gerdānlıķ (<F.+T.) “başı dön-
ser (<F.) “baş” HŞ 4661 müşlük” HŞ 101
ser-“sabretmek, dayanmak” KE ser-ħayl (<F.+T.) “komutan” ser-
68v/13 ħayl ķıl- “komuta etmek, komu-
ŝerā (<A.) “toprak” KE 46r/17 tanlık yapmak” KE 179v/20
serāb (<F.) “sıcak günlerde çöller- serheng (<F.) “asker, çavuş” NF
de su gibi görünen buğu, sis” 225/17, KE 64V/16, HŞ 1145,
MM 325/4 MN (1) 6/2
514 | D r . Suat ÜNLÜ

serħoş (<F.) “sarhoş” HŞ 1465, se-şenbe (<F.) “salı günü” KE


serħoş bol- “sarhoş olmak” HŞ 3v/1, AO IV/21
1524 sev- “sevmek krş. sew- sėw-, söw,
serħoşluķ (<F.+T.) “sarhoşluk” HŞ siv-” NF 8/11, KE 190v/13,
1196 İML 112, K VII/23, sevmeme-
serį saķaŧį (<ö.a.) “Ebuǿl-Hasan “düşman görmek, nefret etmek”
Sarî bin Mugallıs es-Sakâtî. Bir İML 102,
İslam sûfîsi” NF 296/12, şeyh sew- 1.“sevmek krş. sev-, sėw-,
“bkz. serį saķaŧį” NF 403/13, söw, siv-” NF 169/8, KE
saķaŧį “bkz. serį saķaŧį” NF 69r/11, ME 35/1, HKT 23b/6,
375/9, serį “bkz. serį saķaŧį” NF HŞ 163 , 2. “arzu etmek, iste-
296/15 mek” HKT 115b/5, 3. “beğen-
ŝerįd (<A.) “tirit” ME 84/6 mek, tercih etmek” HKT
serin- “sabretmek, dayanmak krş. 184a/1, sewmek “sevme, sevgi”
sirin-” İML 124 KE 18r/1, ME 35/2, İML 102,
sermedį (<F.) “daimi, ebedi” K HKT 573a/9
V/19 e
ğ
sėw- “sevmek krş. sev-, sew-, siv-,
sernāy (<F.) “zurna” HŞ 2105 i
t söw-” MM 210/2
i
serniç“sarnıç, çömlek” KE 174r/14 m ŝevāb (<A.) “sevap krş. śavāb” NF
serniçlik “sarnıçlık, çömlekcilik” y
a
198/8, KE 19v/2, ME 23/8,
KE 174r/17 y
ı MM 205/4, HKT 94b/2, K
serv (<F.) “servi krş. servį” HŞ V/19, ŝevāb-ı Ǿažįm “büyük se-
n
e
v
1130, MN (2) 6/54, serv-i āzād i vap” K VII/43, ŝevāb bėr- “kar-
“yüksek boylu servi” HŞ 1544, şılık vermek, mükafatlandırmak
serv-ü kamet “servi boylu” HŞ krş. ŝevāb bir-” NF 100/6, KE
441, serv-ü revān “yürüyen ser- 58v/17, ŝevāb bir- “karşılık
vi” HŞ 1093 vermek, mükafatlandırmak krş.
server (<F.) “başkan, ileri gelen” ŝevāb bėr-” HKT 117b/3, ŝevāb
MM 7/1, HŞ 4661, MN (1) 1/3, birgen 1.“sevap veren, mükafat-
server-i selāŧįn “hükümdarların landıran” HKT 99a/1, 2. “sevap
başı” AO IV/6 veren, mükafatlandıran, esma-i
servį (<F.) “servi krş. serv” HŞ hüsna’dan eş-şekūr” HKT
135, MN (2) 25/244 535a/1, ŝevāb biril- “sevap ve-
serzeniş (<F.) “başa kakma, çıkış- rilmek, mükafatlandırılmak”
ma” KE 92r/6 HKT 559a/6, ŝevāb biti- “sevab
sesken-“korkmak krş. sisken-” HŞ yazmak” NF 60/1, ŝevāb bol-
3776 “sevab olmak, mükafat olmak”
NF 79/3, KE 214v/5, ŝevābdın
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 515

maĥrūm bolmaķ “karşılık gör- sewinçilik, sewünçlü,


meme, mukafatsız kalma” HKT sewünçlüg, sivünçlüg” İMl 153
317b/5 sewinçlig“sevinçli, sevinme krş.
ŝevābluġ (<A.+T.) “sevaba giren” sevinçlig, sewinçlük,
ŝevābluġ bol- “sevaba girmek, sewinçilik, sewünçlü,
sevap sahibi olmak” NF 274/14 sewünçlüg, sivünçlüg” HŞ
sevād (<A.) “yazı” MN (2) 14/129 3784
sevdā (<F.) “sevda” HŞ 3696, MN sewinçlük “sevinçlik, sevinme,
(2) 28/280, sevdā bol- “aşık ol- neşe krş. sewinçilik, sevinçlig,
mak” HŞ 932 sewinçlig, sewünçlü,
sewde binti rāmiǾā (<ö.a.) “Hz. sewünçlüg, sivünçlüg” HŞ
Peygamber’in dokuz karısından 1505
biri” KE 198r/21, sevde “bkz. sevindir-“başkasının sevinmesini
sewde binti rāmiǾā” NF 6/10 mucip olmak krş. sewündür-”
sewdür- “sevdirmek krş. söwdür-” İML 113
ME 91/2, KE 67v/15, HKT sewit “Zühre yıldızı” KE 21v/16
493a/3 sevkü “sevgili, sevimli krş.
sevin-“sevinmek, şenlenmek krş. e
ğ sevgülü” İML 152
sewün-, sevün-” İML 113, K
i
t sewmeklik “sevmek” NF 395/9
i
VII/16 m sewnüş- “sevinmek, mutlu olmak”
sevinç“sevinç, müjde krş. sewinç, y
a
NF 412/14
sewünç, sevünç” KE 207v/3, y
ı ŝevr (<ö.a.) “Mekke ile Medine
n
İML 148 e arasında bir dağ” NF 23/13
v
sewinç“sevinç, müjde krş. sevinç, i
sewüg “sevgili, sevgi, sevilen” KE
sewünç, sevünç” KE 235r/7, 51r/21, HKT 229b/3, HŞ 1816,
HŞ 1222 sewüg bol- “sevmek, sevilen
sewinçilik“sevinçlik, sevinme krş. olmak, sevgili olmak” KE
sewinçlük, sewünçlü, 18v/4, sewüg sev- “sevmek”
sewünçlüg, sewinçlük, KE 51r/14, sewügrek “daha s
sevinçlig, sewinçlig, sivünçlüg” çok sevilen, daha sevgili” KE
sewinçilik ķıl- “sevinçlik gös- 5r/20
termek, sevinmek” HŞ 3783 sevüglü“sevgili, sevimli krş.
sewinçle- “sevinmek, şenlenmek, sevkü” sevüglü ķıl- “sev-
mutlu olmak krş. sevünçile-, dirmek, sevimli olmak, hoşa
sevinçile-, sewünçile-” HŞ gitmek” ME 91/2
4094 sewüglüg “sevgili, dost, hoşa gi-
sevinçlig “sevinçli, sevinme krş. den, iyi, istenilen, sevilen krş.
sewinçlig, sewinçlük, söwüglüg” NF 265/16, KE
516 | D r . Suat ÜNLÜ

91v/15, HŞ 385, sewüglüg bol- sewünçile-“müjdelemek, sevinçli


“hoşa gitmek, sevimli olmak, haber vermek krş. sevünçile-,
istenilmek” NF 77/10, KE sevinçile-, sewinçle-” KE
91r/16, sewüglügrek “daha se- 105r/5
vimli” NF 68/16, KE 67r/18, sevinçile-“müjdelemek, sevinçli
HKT 227a/4 haber vermek krş. sevünçile-,
sevüglük “dostluk, sevgi krş. sewünçile-, sewinçle-” KE
sevüglük, söwüglük” NF 143/1, 190r/16
ME 58/8 sewünçlü“sevinçli krş. sewünçlüg,
sewüglük “dostluk, sevgi krş. sewinçilik, sevinçlig, sewinçlig,
sewüglük, söwüglük” KE sewinçlük, sivünçlüg” ME 27/7
109v/5, HKT 13b/7 sewünçlüg “sevinçli krş. sewünçlü,
sewügsüz “sevgisiz” HŞ 1555 sivünçlüg, sewinçilik, sevinçlig,
sewül- “sevilmek” HŞ 1585 sewinçlig, sewinçlük” ME 12/4,
sevün-“sevinmek krş. sewün-, sewünçlüg bol- “sevinçli olmak,
sevin-” KE 95v/12, ME 12/4 sevinmek” KE 79v/16,
sewün- 1.“sevinmek, mutlu olmak e
ğ
sewünçlüg ķıl- “sevindirmek,
krş. sevün-, sevin-” NF 24/16, i
t neşelendirmek” KE 79v/16
i
KE 54r/10, HKT 458a/3, HŞ m sewündür- “sevindirmek krş. se-
1307, 2. “şımarmak” HKT y
a
vindir-”KE 103r/4, ME 12/5,
376a/5, sewüngen 1. “sevinçli” y
ı HKT 10b/1, HŞ 1572,
HKT 565b/2, 2. “şımaran, şı-
n
e sewündürgen “sevinç ve haz ve-
v
marık” HKT 376a/6, sewünmek i ren” HKT 320a/2
“sevinç” HKT 558b/3 sewündürül-“mutlu edilmek, se-
sevünç“sevinç, müjde krş. sewinç, vindirilmek” HKT 386b/8
sewünç, sevinç” KE 210r/12 sewünüş-“birlikte sevmek bkz.
sewünç “sevinç krş. krş. sewinç, sewüş-” KE 197r/16
sevinç, sevünç” NF 192/17, KE sewüş-“sevişmek, karşılıklı
6r/7, ME 210/1, HŞ 3399 sewmek bkz. sewünüş-” ME
sewünçi “muştuluk, müjde getirene 120/1
verilen bahşiş” KE 97r/3, seyl (<A.) “sel” seyl aķıt- “çok
sewünçi bėr- “müjde vermek, akmak, sel gibi akıtmak, sel
sevindirmek” NF 20/6 akmak” HŞ 4567, seyl kötür-
sevünçile- “müjdelemek, sevinçli “sel götürmek, selle gitmek, se-
haber vermek krş. sevinçile-, le kapılmak” HŞ 4649
sewünçile-, sewinçle-” KE seyr (<A.) “seyir, gezme, dolaşma”
105v/20 HŞ 3187, seyr et- “seyretmek,
gezmek, dolaşmak” KE
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 517

158r/18, seyr ķıl- “seyretmek, “muhterem Arab kadını, Hz.


gezmek, dolaşmak” NF 98/16, Hatice” KE 190v/12
HŞ 3187, seyr ķıldur- “seyret- sėz-“sezmek, sanmak, zannetmek,
tirmek, gezdirmek, dolaştır- tahmin etmek krş. sez-, siz-”
mak” NF 317/17 ME 172/1
seyrānlıġ (<F.+T.) “çok gezen, sez-“sezmek, sanmak, zannetmek,
seyyah” KE 160r/4 tahmin etmek krş. sėz-, siz-”
seyrek “seyrek” NF 23/6, ME 68/5, NF 34/12, KE 206r/9
seyrek bol- “seyrek olmak, sık sezā (<F.) “uygun, layık, yaraşır”
olmamak” ME 35/3, seyrek ķıl- NF 84/1, KE 249r/4, ME 51/5,
“seyrekletmek, seyreltmek” ME MM 11/2, HKT 516a/4, sezā
35/3 bol- “layık olmak, yaraşmak”
seyrel-“seyrelmek, azalmak, açıl- NF 116/10, ME 216/5, MM
mak” ME 160/2 16/2, HKT 13a/8, sezā bul- “la-
seyyāĥ(<A.) “ seyyah, gezgin” HŞ yık bulmak, uygun görülmek,
50 yaraştırılmak” ME 8/8, sezā ķıl-
seyyāĥlıķ(<A.+T.)“seyyahlık, yol- “yaraşmak, uygun olmak” ME
culuk” seyyāĥlıķ ķıl- “yolculuk e
ğ 85/7, sezā ķılın- “layık kılın-
yapmak, seyaha çıkmak” NF mak” HKT 569a/2, sezāraķ
i
t
i
262/11 m “daha layık, daha uygun, daha
seyyār (<A.) “seyyar” HŞ 1289 y
a
yaraşık” KE 80r/16, HKT
seyyid (1)(<A.) “efendi, bey, ileri y
ı 195a/1
n
gelen, başkan” KE 200r/11, e sezālıķ (<F.+T.) “uygunluk, yaraşır
v
HKT 407b/5, seyyid -i Ǿālem i
olma durumu” MM 373/4
“alem’in efendisi, alem’in ileri sezāsınça (<F.+T.) “gereğince,
geleni, Hz. Muhammed” KE gerektiği gibi” HKT 327a/4
186r/10, seyyid-i ǾArab sezā-vār (<F.) “münasip, uygun”
“Arab’ların efendisi, Araplar’ın HKT495a/2, sezā-vār ķıl- “mü-
ileri geleni Hz. Muhammed” nasip kılmak, uygun bulmak” s
KE 187r/8 KE 163v/5
seyyid(2) (<ö.a.) “Sahib Girey’in sezig “zan, tahmin, seziş, şüphe,
tarhanlık verdiği kişilerden bi- kuşku krş. sezik, sezig, sizig”
ri” Ka II/7 KE 36r/13, sezigge tüş- “şüphe-
seyyid aĥmed (<ö.a.) “Sahib ye düşmek, şüphelenmek” ME
Girey’in tarhanlık verdiği kişi- 147/3
lerden biri” Ka II/6 sėzig “zan, tahmin, seziş, şüphe,
seyyide(<A.) “muhterem kadın” kuşku krş. sezik, sėzig, sizig”
NF 170/14, seyyide-i Ǿarab ME 87/8, MM 122/1, sėzig ėt- “
518 | D r . Suat ÜNLÜ

kuşkulanmak, şüphe duymak” sıçrat- “ulaştırmak, yaymak” ME


ME 44/7, sėzigge tüş- “şüphe 38/8
duymak, şüpheye düşmek” ME śıddįķ (<A.) “pek doğru, sözünün
147/3 eri. Hz. Ebu Bekr’in lakabı” NF
sezik “zan, tahmin, seziş, şüphe, 103/2, KE 90r/7, śıddįķ atan-
kuşku krş. sėzig, sezig, sizig” “sözünün eri olarak bilinmek,
NF 175/16 sözünün eri olarak atlandırıl-
sėzingü “şüpheli”sėzingü yer “şüp- mak, çağrılmak” KE 195r/1
heli yer” ME 168/8 śıdķ(<A.) “iç, yürek temizliği,
sı- “kırmak, parçalamak, mahvet- doğruluk” KE 239r/10, MM
mek, yenmek, mağlub etmek, 62/2, HŞ 3161, MN (2) 24/235,
ortadan kaldırmak” KE 98v/6, śıdķ-u iħlāś “doğruluk ve ihlas”
ME 139/3, MM 160/4, HKT MM 326/2, śıdķ-u śoĥbet “doğ-
38b/8, HŞ 4653, sıġan “kıran, ruluk ve sohbet” MM 328/1
parçalayan” HKT 513a/1 śıduķ “kırık, kırılmış” KE 118v/18
sıba-“bulaştırmak, sıvamak krş. śıfat (<A.)“sıfat, vasıf, nitelik” NF
suva-” İML115 e
ğ
412/11, KE 75r/21, ME 106/2,
sıbızġı “düdük” İML 161 i
t MM 26/1, HKT 42a/4, HŞ 439,
MN (1) 14/8, śıfat ķıl- “vasıf-
i
sıbızġıçı “düdükçü, düdük çalan” m

İML 156 y
a
landırmak” NF 61/13, KE
sıbŧ(<A.) “torun, kuşak” KE y
ı 46r/16, MM 277/4, HKT
125r/9, HKT 165a/7 312a/4, HŞ XXI, śıfat ķılış-
n
e
v
sıbŧį(<A.)“(o) kuşaktan olan” KE i “birbirlerini vasıflandırmak,
115v/16 karşılıklı vasıflarını açıklamak”
sıç-“kalın bağırsaktan pislik çı- ME 202/4, śıfat ķılmaķ “vasıf-
karmak” İML 106 landırma” HKT 141b/1, śıfatın
sıçan“sıçan, fare krş. sıçķan, ur- “vasfını açıklamak, anlat-
sıçġan” KE 13r/12, HŞ 2622 mak” HKT 286b/7
sıçġan “fare krş. sıçan, sıçķan” śıfāt (<A.ç.) “sıfatlar, vasıflar,
HKT 410b/4, HŞ 1852, İML nitelikler” NF 225/13, MM
177, sıçġan yılı “Türkçe on iki 200/4
yıl atlarından 1nci yılın adı” śıfatlıġ (<A.+T.) “sıfatlı, vasıflı
İML 185 krş. śıfatlig” NF 205/17, KE
sıçķan“sıçan, fare krş. sıçan, 2v/10, MM 80/4, HŞ 1700
sıçġan” KE 25v/3 śıfatlig (<A.+T.) “sıfatlı, vasıflı
sıçra-“kurtulmak, sıçramak” ME krş. śıfatlıġ” NF 341/2
155/2, HŞ 4481 sıft (<A.) “ata, ced” KE 131v/13
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 519

sıġ- “sığmak, içine girmek” NF ķopar- “ağlayıp sızlamak” KE


3/17, KE 10v/1, HŞ 2524 242v/3
sıġa-“sıvazlamak, okşamak, sür- sıġnış-“sığınışmak, birbirine sı-
mek, sıvamak krş. sıķa-” KE ğınmak” ME 122/6, HKT
25v/4, HŞ 1107 344a/9
sıġ(ı)n-“sığınmak, gizlenmek, sak- sıġsıġan “saksağan” İML 176
lanmak krş. sıķın-, sıġun-” NF sıġta-“ölü için ağlamak krş. sıħta-,
387/13, KE 81v/7, ME 127/5, sıķta-” İML 180
HKT 283a/5, İML 121, HŞ sıġtaçı “sagucu, ölü için ağlayıcı”
4715, sıġınġu “sığınak” HKT İML 158
189a/3, sıġınġu yir “sığınacak sıġu“sığınak, barınak krş. bkz.
yer krş. sıķınġu yir” HKT sıġınġu, sıġınġu yir, sıġu” HŞ
564a/5 3361
sıġınç “sığınak, sığınılacak yer sıġun “yaban sığırı, dağ keçisi” KE
bkz. sıġınġu, sıġınġu yir, sıġu” 227v/12
KE 72/13 sıġun-“sığınmak, gizlenmek, sak-
sıġındur- “sığındırmak, korumaya lanmak krş. sıġın-, sıķın-” HŞ
almak, himaye etmek” NF e
ğ 3407
76/14, ME 63/3, HKT 237b/4
i
t śıĥĥat (<A.) “sıhhat, sağlık, iyilik,
i
sıġır 1.“sığır, büyük baş hayvan” m sağlamlık” NF 331/8, MM
NF 251/2, KE 90r/10, HKT y
a
168/2, HŞ 930, śıĥĥat bėr- “
142b/7, İML 172, HŞ 2001, 2. y
ı sıhhat ve sağlık vermek, sağlık-
n
“dişi sığır, inek” HKT 231b/7, e lı olmak” NF 140/6, śıĥĥat bol-
v
sıġır yılı “Türkçe 12 yıl atların- i
“sağlığına kavuşmak, sağlıklı
dan 2 inci yılın adıdır” İML 185 olmak” KE 6r/13, śıĥĥat bul-
sıġırçı “çoban, sığır besleyen, sığır “iyileşme, sağlığa kavuşma”
satıcı” KE 132r/16, İML 154 NF 34/4, śıĥĥat tap- “sağlığına
sıġırçıķ “sığırçık kuşu” İML 176 kavuşmak” KE 144r/20, HŞ
sıġırçılıķ “sığırcılık, çobanlık” KE 930 s
132r/19 śıhr(<A.) “kadın tarafından akra-
sıġış- “sığmak” NF 109/15, İML ba” KE 249v/12
116 sıħta- “ölü için ağlamak krş. sıġta-,
sıġıt “yas, ağlayıp sızlanma, fer- sıķta-” İML 115
yat” ME 166/1, İML 80, sıġıt sıķ “sık” ME 145/1, sıķ bol- “sık
ınçıķ yıġı “ah vah etme, ağlayıp olmak, iki şey arasında mesafe
inleme” KE 238v/4, sıġıt tonı olmamak” ME 133/5, sıķ turuķ-
“yas elbisesi” ME 166/2, sıġıt “sık durmak, sıkışmak, sıkış-
tırmak” ME 201/6
520 | D r . Suat ÜNLÜ

sıķ- (1)“sıkmak, bir şeyin sıvı kıs- sıķtur- “sıktırmak” NF 363/12


mını çıkarmak” KE 88r/14, śıla(<A.) “şaire verilen bahşiş,
HKT 230a/7, İML 112 hediye” HŞ 1423
sıķ- (2)“elle ovalamak” MM 84/1 sıla-“el sürmek, sıvazlamak” KE
sıķa-1.“sığaşlamak, sıvazlamak, 63r/12, İML 111
masaj yapmak krş sıġa- ” NF sılıġ “temiz, pak, değerli, kıymetli,
108/11, KE 13r/15, ME 113/7, nazik krş. silig, silik” KE
HKT 434b/7, 2. “el ile dokuna- 21r/16
rak incelemek, yoklamak” HKT sıltaġ “bahane” NF 112/9
551a/3, 3. “dokunmak, temas sımala (<R.) “zift, katran krş.
etmek” HKT 53a/8, 4. “isabet samala” sımala türt- “zift sür-
etmek, erişmek” HKT 201b/2, mek, katran bulaştırmak” ME
sıķamaķ “dokunuş, temas” 102/8
HKT 507b/8, sıķap tüket- “silip sın “mezar” NF 122/13, ME 88/3,
yok etmek, körleştirmek” HKT sınġa ķat- “mezara koymak,
507a/7, sıķap tüzet- “silip şekli- defnetmek” ME 15/1
ni değiştirmek” HKT 424a/6 e
ğ
sın-“kırılmak, bozulmak, bozguna
sıķanuķ “sıva, çamur” sıķanuķ bol- i
t uğramak krş. sıñ-” NF 275/9,
i
“sıvamak, çamur sürmek” ME m KE 229v/2, ME 156/5, MM
164/3, sıķanuķ ur- “sıvamak, y
a
373/3, HŞ 4579, İML 105, sınıp
çamurlamak” ME 71/6 y
ı tüş- “kırılmak, bozulmak” ME
sıķaş-“dokunmak, ovuşturmak” 160/1, sınġan “bozulan, kırılan”
n
e
v
ME 120/6, HKT 307a/7 i ME 192/3
sıķıġ “şarap” İML 190 sıñ- “kırılmak, bozulmak, bozguna
sıķıl-“sıkılmak, ezilmek” ME uğramak krş. sın” ME 156/5
156/2 sına- “denemek, sınamak, tecrübe
sıķın- “sığınmak krş. sıġın-, sıġun- etmek” NF 80/11, KE 86r/9,
”KE 29r/5, HKT 217b/9, ME 59/8, MM 162/4, HKT
sıķınġu yir “sığınacak yer krş. 22b/2, HŞ 1687, İML 107,
sıġınġu yir” HKT 194b/7 sınaġan “imtihan eden, dene-
sıķındı “sıkıp çıkarılan nesne, usa- yen” HKT 38a/8, sınamaķ “im-
re” İML 191 tihan” HKT 429b/4, ME 142/7
sıķır-“ıslık çalmak” HKT 175a/3, śınāǾat (<A.) “iş, meslek, zanaat
İML 176 krş. śanaǾat, śanǾat” KE 18r/17
sıķman “üzüm sıkılan yer” İML sınaġ“imtihan, sınav, deneme” ME
162 59/8, MM 20/2, HKT 162a/4
sıķta- “ölü için ağlamak krş. sıġta-, sınaġlıġ“tecrübeli, deneyimli” ME
sıħta-” İML 80 85/2, HŞ 2224
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 521

sınaġlıġlıķ “tecrübelilik” ME 85/3 mak krş. sındırıl-” HKT 507b/4


sınamaduķ “tecrübesiz” sınamaduķ śınıf (<A.) “bölüm” śınıf śınıf ķıl-
er “tecrübesiz erkek” ME 86/7 “bölümlere ayırmak, gruplan-
sınan- “denenmek” HKT 400a/4 dırmak” ME 82/2
sıñar (1) “bir şeyin tarafı, -a doğru, sınıķ “kırık, kırılmış krş. sınuķ”
sebep, neden” KE 6r/8, ME İML 152
66/5, HKT 21b/8, HŞ 1481 sınıķ- (1) “yenilmek, mağlup ol-
sıñar (2) “tek” KE 49v/7,sıñar ađaķ mak” ME 159/5, sınıķmış “ye-
“diğer ayak” KE 14v/5, sıñar nilmiş, mağlup edilmiş” HKT
but “diğer but” KE 226v/19, 433a/1, İML 146
sıñar ķol “diğer göz” KE sınıķ- (2)“zorla kırılmak krş.
145v/15, sıñar köz “diğer göz” sınuķ-” HŞ 1878, İML 130
KE 44v/10, sıñar közlüg “tek sınlıġ “boylu, poslu, kılıklı” KE
gözlü” ME 81/2, sıñar ķulaķ 2v/1
“diğer kulak” KE 145v/16, sınsıķ- “çekinmek, kaçmak” ME
sıñar yañaķ “yanağın bir tarafı” 30/7
KE 119v/12 sınuķ“kırık, kırılmış olan, tam
sıñarla- “muhtaç etmek” ME 144/1 e
ğ olmayan krş. sınıķ” NF 433/1,
sıñarlanmaķ “zaruret, çaresizlik”
i
t KE 39v/15, MM 172/2, HŞ
i
ME 144/1 m 3960
sıñaru “...a doğru” KE 181v/19, y
a
sınuķ- “kırılmak krş. sınıķ-(2)” HŞ
HŞ 2912 y
ı 2240
n
sınçı “deneyici, tecrübeci” İML e sır (1)“sır, kalıp” KE 8r/9
v
147 i
sır (r) (2) (<A.) “sır, esrar, giz” NF
sındıçı “büyük makasçı” İML 157 157/6, KE 23v/2, MM 333/2,
sındır-“kırmak, kırıp geçirmek, HKT 466b/1, HŞ 4661, MN (1)
helak etmek, kırdırmak, boz- 9/3, CE 2/2, sırr-ı eflāk “gökle-
mak krş. sındur-”İML 130 rin sırrı” HŞ 310, sırr-ı miǾrāc
sındırıl- “kırılmak krş sındurul-” “miracın sırrı” HŞ 137 s
İML 130 sır- (1) “ayak kaymak” İML 110
sındu “makas” NF 66/13, KE sır-(2) “düzelmek, düzeltmek, sil-
181v/19 mek” HŞ 1324
sındur- 1.“kırmak, kırıp geçirmek, sıra “sıra, dizi” sıra otur- “dizil-
helak etmek, kırdırmak, boz- mek, sıraya göre oturmak “ME
mak krş. sındır-” NF 12/16, KE 120/7
197v/9, HKT 311a/8, HŞ 4649, śırāŧ (<A.) “sırat köprüsü” NF
2. “ezmek” HKT 362a/2 230/9, KE 19v/14, MM 65/3
sındurul- “yenilmek, mağlup ol-
522 | D r . Suat ÜNLÜ

sırça “sırça, cam, kâse, (cam) bar- siccįn (<ö.a.) “Cehennemde bir
dak” KE 150r/16, ME 157/5, vadi” NF 402/12, KE 248v/12,
HKT 340a/2, HŞ 3473, İML HKT 567b/5
170 sicil (<A.) “sicil, hüküm” sicil biti-
sırçaçı“sıranak, ayak karanak” “hüküm yazmak, hükmü yazıya
İML 156 geçirmek” ME 86/3
sırma “sırma” HŞ 2504 siçek “şişek, iki yaşında koyun krş.
sıtraķ “göğüs kemiği” İML 141 şişek” KE 43r/3
sıvaġıç “sıvama aleti” İML 158 sidr(<A.)“Arabistan kirazı” HKT
śıyām (<A.) “oruç” śıyām-u źekāt 410b/6
“oruç ve zekat” MM 194/3 sidre (<A.) “kiraz ağacı, burada
sıyrıķ- “boşanmak” sıyrıķıp bar- kastedilen ağaç, yaratıklar ale-
“boşanmak, ayrılmak” ME minin son noktası, yedinci kat
161/4 gökte bulunan makam” KE
sız- “sızmak, hafifçe akmak, eri- 51v/11, HKT 503b/2, sidretüǿl-
mek, bitkin hale düşmek” NF müntehā “arşın sağ yanında
234/14, KE 100v/12, MM e
ğ
ötsine hiçbir mahlukun geçe-
171/2, HŞ 3137, İML 109, sıza i
t meyeceği ağaç krş. sidretüǿl-
sıza çıķ- “sızmak, sızarak ak-
i
m müntehį” NF 56/17, HKT
mak, hafifçe akmak, erimek” y
a
503b/1, MN (1) 10/8, sidretüǿl-
ME 156/6 y
ı müntehį “arşın sağ yanında
sızañla- “sızmak” ME 171/7 ötsine hiçbir mahlukun geçe-
n
e
v
sızġu “kürdan, fırça” ME 183/6 i meyeceği ağaç krş. sidretüǿl-
sızġunla- “sızıntı olmak” ME 19/3, müntehā” KE 209r/7
sızġunlayu çıķar- “sızıntı ol- sidük “sidik krş. sitik, sidik” KE
mak” ME 19/3 118r/2, ME 215/2
sızġur-“eritmek, sızdırmak krş. sifāĥ (<A.) “zina, gayr-i meşru
sızur-” ME 45/4, HŞ 2726 ilişki” KE 192v/1
sızıķ- “sızmak, akmak, erimek” śifāĥat (<A.) “düşüncesiz ve kaba
ME130/5 davranma” śifāĥat ķıl- “kaba
sızıl-“eritilmek” İML 191, sızılmış davranmak, düşüncesizce hare-
“eritilmiş” İML 191 ket etmek” NF 199/6
sızlaġ “sızı, acı” KE 183r/18 śiĥāĥ(<ö.a.) İmam İsmail-i
sızur-“sızdırmak, eritmek krş. Buharî’nin hadis kitabı krş.
sızġur-” MM 317/1, HŞ 4198 śaĥįĥ” NF 346/5
sibir- “silip götürmek” İML 110 siĥr (<A.) “sihir, büyü” NF 35/6,
KE 238r/6, HKT 124b/1, siĥr
oķı “sihir okları, fal okları” KE
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 523

99r/18, siĥr ķıl- “büyü yapmak, sil- 1.“silmek” ME 178/8, HŞ


büyülemek” NF 21/14, HKT 2599, 2. “yaş bir nesneyi üze-
161a/2, siĥr ķılġan “sihirbaz, rinden el yürüterek kurutmak ve
büyücü” HKT 448b/5, siĥr yok etmek” İML 115
ķılın- “büyülenmek” HKT silig “temiz, pak, ince, yumuşak
280b/4, siĥr ķılnıp Ǿaķlı üze krş sılıġ, silik” KE 60r/19, ME
ġalebe ķılınmış “büyülenmiş” 176/1, silig söz “yumuşak, ince,
HKT 345b/4 kibar söz” MM 343/4
si-“işemek, su dökmek krş. siy-” siliglik “cömertlik” siliglik ahdi
İML 105 “cömertlik yemini, anlaşması”
sik “erkeklik organı” İML 142 ME 110/4
sik-“kadınla yakın temasta bulun- silik “temiz, pak, ince, yumuşak
mak” İML 116 krş sılıġ, silig” İML 77
sikender (<ö.a.)” İskender” HŞ silikçek“salınçak krş. salıncaķ”
4684 İML 162
sikir-(1)“sıçramak krş. sekir-, siliklik “temizlik, arılık” İML 76
sekri-” İML 114 silin- “silinmek, temizlenmek” ME
sikir- (2)“seyirmek” HŞ 2225 e
ğ 178/8
sikirt- “seğirtmek, koşmak sekirt-”
i
t silk-“silkmek, silkelemek, salla-
i
İML 124 m mak” NF 133/14, KE 240r/11,
sikke (<A.) “sikke, madenî para” y
a
HKT 301b/8, HŞ 3844
sikke ur- “sikke basmak, made- y
ı silkin-“silkinmek krş. silkün-” KE
n
ni para basmak” KE 87v/15 e 133r/12, ME 134/8, HŞ 3865
v
sil- “silmek, sürmek, meshetmek” i
silkün-“silkinmek krş. silkin-” MM
NF 104/2, MM 100/3 83/3, MN (1) 9/9
silāh(<A.) “silah” NF 48/5, KE silsile (<A.) “zincirleme olan şey”
36r/12, MM 96/4, HŞ 2558, K KE 210v/3
VI/22, silāĥ baġla- “silah ku- silm (<A.) “İslamiyet” silmge kir-
şanmak, silah takmak” HŞ “Müslüman olmak, İslamiyete s
1998, silāh keđ- “silahlanmak girmek” HKT 494a/6
krş. silāh key-” NF 24/1, silāh sįm“gümüş” HŞ 697, MN (2)
key- “silahlanamak krş. silāh 12/110
keđ-” ME 168/3 sįmā (<F.) “çehre, görünüş” NF
silāhlıġ (<A.+T) “silahlı, techizatlı 349/12
krş. silāhlig” NF 49/12, KE sįm-āb (<F.) “civa (renkli boya)”
98v/9 KE 112v/4, ME 100/1, HŞ
silāhlig (<A.+T.) “silahlı, techizatlı 3151,sįmāb türt- “renkli boya
krş. silāhlıġ” NF 70/15
524 | D r . Suat ÜNLÜ

sürmek, civaya daldırmak” ME sįnį(<F.) “sini, büyük tepsi” HŞ


227/4 1174
sįmurg(<F.) “anka kuşu” HŞ 1595 siñil1.“küçük kız kardeş” KE
sin (1) (<Çin.) “mezar” KE 45v/11, İML 144
163r/3, MM 63/4 sįnįn (<ö.a.) “Kızıldeniz’in kuze-
sin (2) “2. teklik şahıs zamiri krş. yinde, Süveyş körfeziyle Akabe
krş. sėn, sen” MN (1) 8/7, MN körfezi ve Mısır ile Suriye ara-
(2) 10/96, sinde “sende krş sen- sında üçgen teşkil eden yarıma-
de, sėnde” HŞ 1934, sindin da krş. sįnā” HKT 576b/2
“senden krş. sendin, sėndin” siñir (1) “sinir” KE 246v/20, HŞ
HŞ 3383, MN (1) 11/8, MN (2) 4340, siñirin kes- “boğazını
34/355, sini “seni krş. seni, kesmek, boğazlamak” HKT
sėni” HŞ 1340, MN (1) 2/11, 155b/4
MN (2) 6/51, siniñ “senin krş siñir (2) “kasap” İML 139
seni, sėni” HŞ 1330, MN (1) siñir- “yenilen yemeği hazmetmek
6/11, MN (2) 5/43, siniñsiz krş. siñür-” İML 116
“sensiz krş. sensiz” HŞ 1402 e
ğ
siñit “sindirilen, hazmedilen” singit
sįn(<A.) “doğal büyü” KE 209v/11 i
t bolsun “afiyetle olsun” HKT
i
siñ- “sinmek, (içe) sinmek, içe m 75b/2
işlemek” NF 389/9, KE 16v/1, y
a
siñitlig“afiyet verici” HKT 561a/4,
ME 159/5, HKT 416a/9 y
ı siñitlig bolsun- “afiyetle olsun”
sįnā (<ö.a.) “Kızıldeniz’in kuze- HKT 501a/3
n
e
v
yinde, Süveyş körfeziyle Akabe i siñitlü “müsadeli, izinli” siñitlü
körfezi ve Mısır ile Suriye ara- bėr- “müsade vermek, izin ver-
sında üçgen teşkil eden yarıma- mek” ME 99/6, siñitlü kör-
da krş. sįnįn” HKT 329a/3 “izin vermek, izinli bilmek”
sinān bin ensiǿl-naħǾį (<ö.a.) “Hz. ME 99/6
Hüseyin’i göğsünden okla yara- sinlaġ “mezarlık” İML 179
layan kişi” KE 248r/13 siñle- (1.) “sızlanmak” ME 187/4
sind (<ö.a.) “Sind” HŞ 2956 siñle- (2.) “pislemek, sıçmak krş
sindān (<F.) “örs” MN (2) 10/91 sañla-” ME 187/7
siñdür- “sindirmek” ME 49/2 siñre- (1)“sinirlenmek” ME 65/4
sįne (<F.) “göğüs, sine” MM 64/2 siñre- (2)“vermek, yutmak, hazm
siñek “sinek, sivri sinek” NF etmek” HŞ 2271
390/16, KE 25v/14, HKT 4b/8, siñregü “sinirli” siñregü iş “kötü ve
MN (2) 2/12 ayıp iş, ahlaksızlık” ME 102/8
siñen “sinen” ME 165/4 sinsiz “sensiz krş. sensiz, sėnsiz”
MN (2) 7/66
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 525

siñü “içe sinen, hazm olunan, ya- sirin- “sabretmek, katlanmak, ta-
rayışlı” HŞ 3259 hammül etmek krş. serin-” HŞ
siñür- “sindirmek, bastırmak, mağ- 3574
lup etmek, yok etmek krş. siñir- sirince “karınca” İML 177
” NF 150/1, ME 165/4, HKT sirke (1)(<F.) “sirke, ekşi” KE
326b/7, HŞ 972, siñre yaz- “ne- 172r/2, ME 141/1, HŞ 3696,
redeyse saldırmak, yakalayıp sirke bol- “ekşi olmak, ekşi-
yok etmek” HKT 326b/7, siñrü mek” ME 93/7, sirke ķıl- “ek-
yaz- “kolayca sindirmek” şitmek, ekşi hale getirmek” ME
HKT248b/1 93/7
sipāh (<F.) “asker” HŞ 2010, MN sirke (2)“bit yumurtası” İML 117
(2) 7/67 sirken kübin (<F.) “ekşi bal şerbe-
sipāhān (1)(<ö.a.) “İsfahan şehri” ti” HŞ 3696
HŞ 413 sisken-“korkmak krş. sesken-” HŞ
sipāhān (2)“şark musikisinde İsfa- 1705
han makamı” HŞ 3918 siş-“büyüklük taslamak, kibirlen-
sipās (<F.) “dua etme” NF 51/5, mek krş. şış-, şiş- (1) ” NF
sipās ü sitāyiş “dua ve övgü” e
ğ 372/9
MN (1) 1/1
i
t sitize(<F.) “kavga, cidal krş. istize”
i
sipāriş “ısmarlama” sipāriş ķıl- m sitize ķıl- “kavga etmek, karga-
“ısmarlamak, siparişte bulun- y
a
şalık çıkartmak” HŞ 2028
mak” K XI/18 y
ı sitik “sidik krş. sidük” İML 172
n
sipürtke “süpürge krş. süpürge” HŞ e sittįn (<A.) “altmış (60)” KE 6v/7
v
1852 i
siv-“sevmek sev-, sėw-, söw-, sew-
sįr(<ö.a.) “Seyhun nehri” MN (2) ” MN (1) 22/2, MN (2) 18/173
44/437 sivāk (<A.) “misvak kullanarak
sirācüǿl-verā (<A.) “insanların ışığı dişleri temizleme” MM 74/4
olan İmam Muhammed” MM sivallah (<A.) “Allah’tan başka her
227/3 şey” MM 329/3 s
sirāyet (<A.) “geçme, bulaşma, sivün-“sevinmek krş. sewün-,
yayılma” NF 202/16, sirāyet sevün-” MN (1) 10/4, MN (2)
ķıl- “yayılmak, geçmek, bulaş- 44/439
mak” NF 145/5 sivünçlüg“sevinçli krş. sewünçlü,
sįret (<A.) “tavır, tabiat, bir kimse- sewünçlüg” sivünçlüg bol- “se-
nin içi” KE 2v/9, MM 62/3, HŞ vinçli olmak, sevinmek” MN
191 (1) 5/6
sįretinçe (<A.+T.) “tavrına göre, siy- “işemek krş. si-” KE 39r/5
tavrınca” NF 387/5
526 | D r . Suat ÜNLÜ

siyādet (<A.) “seyyidlik, sahiplik” “anlamak, idrak etmek, bilmek”


KE 77v/19 HKT 198a/4, 3. “ileri sürmek,
siyāĥāt (<A.) “seyahat, yolculuk” iddia etmek” HKT 375b/9,
NF 262/14, siyāĥāt ķıl- “yolcu- sizgen “zanda bulunan” HKT
luk yapmak, seyahat etmek” NF 488b/3, sizmek “zannetme”
262/12 HKT 478b/5
śiyām (<A.) “oruç” KE 189v/4 sizig “zan krş. sėzig, sezig, sezik”
siyāset (1)(<A.) “ceza”siyāset HKT 428b/8
ķılın- “cezalandırılmak” HKT sizin-1.“sanmak, zannetmek” HKT
513b/4 149a/7, 2. “anlamak, idrak et-
siyāset (2) (<A.) “siyaset, idare” mek” HKT 460a/1
HŞ 1710 sizler “sizler (2. çoğul şahıs zami-
siydür- “siydirmek, işetmek” ME ri)” HKT 468b/1, K IV/15, MN
49/8 (2) 18/171
siz 1.“siz (2. çokluk şahıs zamiri)” sizlersiz “sizlersiz” KE 73v/21
NF 23/10, KE 3v/8, MM 91/2, sizsiz “sizsiz, siz olmadan” KE
HKT 63b/7, HŞ 1366, MN (1) e
ğ
73v/21
3/9, İML 56, AO V/20, MN (2) i
t śofra (<A.) “sofra, yemek krş. sof-
i
28/282, 2. “yokluk edatı” İML m ra, sufra” KE 143v/14, MM
84, sizde “sizde” HŞ 3851, siz- y
a
296/2
den “sizden krş. sizdin” K y
ı sofra(<A.) “sofra, yemek krş.
VII/46, sizdin “sizden krş. siz- śofra, sufra” KE 174r/3
n
e
v
den” NF 85/13, KE 32r/15, AO i soġal-“toprağa sızıp yok olmak,
III/12, MN (2) 29/284, size “si- soğumak krş. suġal-, suġul-”
ze”MM 301/4, K VII/22, MN KE 108r/12
(2) 5/47, sizge “size” KE 8v/20, soġan “soğan” KE 119r/5, HKT
MN (1) 3/9, AO III/11, MN (2) 9a/5, İML 181
23/221, siziñ “sizin” NF 20/3, soġur-“elde etmek, edinmek” KE
KE 5r/18, HŞ 2862, K VI/16, 204v/18
MN (2) 23/221, sizke “size” NF śoĥbet (<A.) “sohbet, görüşüp
4/5, HŞ 957, sizler “sizler” NF konuşma, cinsel ilişki” NF
4/4, KE 5r/8, MN (1) 8/15,sizni 91/12, KE 182v/18, MM 293/3,
“sizi” NF 26/6, KE 11v/1, HŞ HŞ 3541, MN (2) 11/108,
3254, AO III/17, MN (2) śoĥbet ķıl- “sohbet etmek, gö-
15/146,sizniñ “sizin” KE rüşüp konuşmak” NF 31/2, KE
102v/12, HŞ 3538, AO III/3 145v/13, MM 314/1
siz- 1.“sanmak, zannetmek krş sez- soķ (1)“açgözlü, doymaz krş. suķ”
sėz-” HKT 178a/5, HŞ 1105, 2. İML 151
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 527

soķ (2) “kıskanç, kıskançlık” HŞ MM 292/3, sol yanġa “sol tara-


2635 fa” HKT 283a/8
soķ-“sokmak, içeriye koymak, sol-“solmak, rengi atmak” KE
(yılan için) sokmak” NF 68/2, 80r/15, HŞ 911, MN (2)
KE 89v/12, ME 10/7, HŞ 3406, 35/349, solmuş “solmuş, rengi
İML 107 atmış” İML 163
soķ barmaķ “şahadet parmağı” sola “sol el” İML 125
İML 141 sola- “sol tarafa gitmek” İML 126
soķıl- “sokulmak, yanaşmak” NF solal-“sol tarafa gitmek” İML 150
347/11 solça “sola doğru” MM 282/3
soķlan-“aç gözlülük etmek” İMl soldur-“soldurmak, rengini attır-
125 mak” ME 28/4, MM 367/3
soķran-“homurdanmak” ME 230/7 solı-“solumak, yorulmak krş. solu-
soķum“sokum, lokma krş. ” ME 155/8
soķunum” soķum ķıl-“lokma solu-“solumak, yorulmak krş. solı-
haline getirmek, lokma yap- ” İML III
mak” KE 138v/11 soluġ “soluma, yorulmak” ME
soķunum “lokma bkz. soķum” KE e
ğ 155/8
138v/14 som “katışıksız, saf”som kümiş
i
t
i
soķur “kör” HŞ 4656 m “saf gümüş, işlenmemiş gü-
soķuştur- “sokuşturmak” ME 85/3 y
a
müş” MM 251/1
sol “sol” NF 20/11, KE 10v/8, ME y
ı soñ 1.“son, sonra, geri, geriye krş.
n
122/3, MM 300/2, HKT e sonġıra, soñra” NF 15/3, KE
v
545b/6, HŞ 2466, MN (1) 4/12, i
4r/8, ME 22/7, MM 97/1, HKT
sol ađaķ “sol ayak” MM 301/1, 201a/7, HŞ 2889, İML 90, AO
sol aya “sol el” MM 103/3, sol IV/7, MN (2) 10/96, 2. “art, ar-
egin “sol omuz” MM 91/3, sol ka” HKT 518a/1, 3. “akıbet,
el “sol el krş. sol elig, sol elik” son” HKT 274a/5, HŞ 1942, 4.
MM 100/3, İML 90, sol elig “sonra, sonraki” HKT 355a/4, s
“sol el krş. sol el, sol elik” MM 5. “sonra, ileride, gelecekte”
105/4, sol elik “sol el krş. sol el, HKT 223a/8, soñ arıġsızlıķı
sol elig ” İML 79, sol ķol “sol “kötü son” HKT 334b/1, soñ
kol, sol taraf” HŞ 3419, AO bir- “akıbetini belirlemek” HKT
II/2, sol yan “sol taraf” MM 192a/5, soñ çewür-1. “arkasını
291/2, HKT 574a/9, HŞ 2131, dönmek, terk etmek, vazgeç-
sol yan el “sol el” MM 104/1, mek” HKT 547a/7, 2. “geri
sol yañaķ “sol yan, sol taraf” dönmek, geri dönüp gitmek”
HKT 502b/7, soñ çewürgen
528 | D r . Suat ÜNLÜ

“arkasını dönüp giden” HKT sonġıra “sonra krş. soñ, soñra”İML


314b/9, soñ ķal- “geri kalmak” 90
ME 170/2, HKT 30a/3, soñ soñġu “sonraki krş. soñġı, soñķı”
ķalġan “geri kalan” HKT İML 90
253b/5, soñ kemiş- “arkada bı- soñķı “sonraki, sonuncusu, arka-
rakmak, arkada koymak, daki, diğeri krş. soñġı, soñġu”
ertelmek” ME 55/2, soñ ķođ- KE 241v/12
1.“ertelemek, arkada bırakıl- soñla-(1)“araştırmak, incelemek”
mak, arkada kalmak krş. soñ ME 173/7
ķoy-” HKT 224a/8, 2. “halef soñla-(2) “tamamlamak, bitirmek”
kılmak, yerine geçmek” HKT MM 351/4
219b/1, soñ ķon- “arkada bıra- soñlan- “… ile neticelenmek” ME
kılmak, arkada kalmak” HKT 5/3
489b/6, soñ ķoy- “ertelemek, soñlaş- “birbiri ardınca gelmek,
arkada bırakılmak, arkada kal- birbirini takip etmek” ME
mak krş. soñ ķođ-” ME 40/6, 194/8, HKT 476a/1
HKT 192b/6, soñ ķoyul- “arka- e
ğ
soñlı “sonuçlu, neticeli krş. soñlu”
da bırakılmak, arkada kalmak” i
t KE 9r/7
HKT 198a/3, soñ ķoyulmış “ar-
i
m soñlu “sonuçlu, neticeli krş. soñlı”
kada bırakılmış, arkada kalmış” y
a
öñlü soñlu bol- “sonuçlanmak,
HKT 489a/2, soñ kün “ahiret y
ı neticelenmek” ME 203/1
günü” HKT 183a/8, soñ otruş soñra “sonra, son” NF 258/6, KE
n
e
v
“iki ve daha fazla rekatlı na- i 54r/3, ME 73/2, MM 112/2,
mazlarda selamdan önceki otu- HKT 77b/2, MN (1) 16/7, HŞ
ruş” MM 110/1, soñ sarāy 1014, İML 90, AO III/5, MN
“ahiret sarayı, öbür dünya” (2) 7/63
HKT 441a/1, soñ tiriglik “ahiret soñraġı “sonraki krş. soñraķı” AO
hayatı” HKT 12b/6, soñ III/9
yawuzluķı “kötü akıbet” HKT soñraķı1.“sonraki krş. soñraġı” NF
533b/3, soñınça “ondan sonra” 398/16, HKT 430a/3, 2. “diğer,
HKT 347b/4, HŞ 775, soñınça öbür” HKT 503b/4, 3. “diğeri,
kelgen “takip eden” HKT öbürü” HKT 430b/3, soñraķı
563a/4 sarāy “ahiret yurdu, öbür dün-
soñġı 1.“sonraki, sonuncusu, ar- ya” HKT 271a/9
kadaki, diğeri krş. soñķı, soñ-sız “sonsuz (metinde kısır)
soñġu” KE 179r/14, AO V/19, anlamında kullanılmıştır krş.
2. “sonunda, neticede” HŞ 1594 sonsuz” MN (1) 16/3
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 529

sonsuz “sonu olmayan krş. soñ- sowuķ “serin, soğuk krş. sovuķ,
sız” HŞ 1104 savuķ, sawuķ” HKT 315b/3
sor-(1.) 1.“sormak krş. sora-” NF sowuķluķ“soğukluk krş. sovuķluķ,
298/12, KE 11v/13, ME 67/3, savuķluķ” HKT 62b/8
MM 296/3, HKT 31b/3, HŞ sovuķluķ“soğukluk krş. sowuķluķ,
2691, MN (1) 4/11, İML 110, K savuķluķ” HŞ 3391
III/16, 2. “sorguya çekmek, he- sovut- “soğutmak krş. sawut-, sa-
sap sormak” HKT 256b/7, vut-” İML 105
sorġan “soran” HKT 455b/9, soy-“soymak, (deri) yüzmek, kes-
sorġuçı bol-“sorgulayıcı olmak, mek” NF 421/10, KE 7r/1, ME
sorucu olmak” MM 356/4 75/7, HKT 422b/1, HŞ 1462,
sor- (2.) “sormak, emmek, somur- İML 122
mak” NF 181/10, KE 115r/6, soyuġuçı “soyguncu” ME 151/5
ME 137/2, HŞ 3932, İML 115 soyul- “soyulmak, (hayvan) kesil-
sora-“sormak krş. sor-” KE mek” KE 164v/6, ME 155/6,
133r/18 HŞ 1095
sorala- “soruşturmak, araştırmak” soyurġa- (<Çin.) “hediye etmek,
ME 182/8 e
ğ takdim etmek, lutfetmek, müka-
sorġusuz“sorgusuz, karşılıksız”
i
t fatlandırmak krş. soyurķa-” KE
i
sorġusuz ķal- “sorgusuz kal- m 248v/5, HŞ 4561, MN (1) 3/7,
mak, karşılıksız kalmak” KE y
a
Ka I/9, MN (2) 12/118
249r/1 y
ı soyurġal (<Çin.) “hediye, lutuf,
n
soruġ “soru” KE 129v/21 e ihsan, bağış krş soyurķal” MN
v
sorul- 1.“sorulmak” MM 281/4, i
(1) 2/12, K I/35
HKT 566a/1, 2. “sorguya çe- soyurġalan(<Çin.)“armağan krş.
kilmek” HKT 20b/1, sorulmış soyurķalan ” ME 48/3
“sorguya çekilmiş” HKT soyurġan-(<Çin.+T.) “hediye al-
274a/3 mak” KE 97r/15
soruş-“soruşmak, birbirne sormak, soyurķa-(<Çin.+T.) “hediye etmek, s
soruşturmak” ME 109/7, HKT takdim etmek, lutfetmek, müka-
334a/5 fatlandırmak krş. soyurġa-” HŞ
sowı-“soğumak krş. sawu-, savu-, 1814, AO II/17, soyurķamaķ
sovu-” KE 42r/13 “armağan verme” ME 147/6
sovu-“soğumak krş. sawu-, savu-, soyurķal(<Çin.+T.) “hediye, lutuf,
sowı-” İML 105 ihsan, bağış krş soyurġal” K
sovuķ “serin, soğuk krş. sowuķ, II/5
savuķ, sawuķ” HŞ 4231, sovuķ soyurķalan (<Çin.+T.) “armağan
kün “soğuk kün” İML 185 krş. soyurġalan” ME 149/6
530 | D r . Suat ÜNLÜ

soyurķamış (<Çin.+T.) “armağan, HKT 354b/9, sökel ķıl- “hasta-


hediye” ME 146/3 lanmak, hasta etmek” ME 18/3
sög- 1.“söğmek, sövmek krş. sök- sökelcilik “hastabakıcılık” sökelci-
(1)” HKT 137a/3, HŞ 2054, 2. lik ķıl- “hastabakıcılık yapmak,
“iftira atmak” HKT 336a/3, hasta bakmak” ME 79/3
söge şiǾr aydış- “atışmak, kar- sökellik 1.“hastalık (hali), illet” NF
şılıklı şiir söylemek” ME 205/3 167/2, ME 38/4, HŞ 4229, İML
söglün-“kebap olmak krş. söklün-” 163, 2. “sıkıntı” HKT 125a/8,
ME 152/5 sökellik bėr- “hastalık vermek”
söglünci“kebap krş. söglüncü, NF 328/4, sökellik bol- “hasta
söklünç” ME 80/3, söglünci olmak, hastalanmak” NF 65/14,
bol- “kebap gibi olmak, kebaba sökellik teg- “hastalık gelmek,
dönmek” ME 162/1 hastalanmak, hastalığa yaka-
söglüncü “kebap krş. söglünci, lanmak “NF 326/8
söklünç” ME 70/6 sökellikli “hastalıklı” İML 163
sögül-“kızartmak, yakmak, kavur- söken-“dayanmak, söygenmek”
mak krş. sökül-(1), sökil-, e
ğ
İML 102
sükül-” ME 60/6, HKT 285a/7, i
t sökil- “kebap etmek krş. sökül- (1),
sögülmiş “kızartılmış” HKT
i
m sögül-, sükül-” NF 137/16
220b/8 y
a
söklün-“yanmak, kebap edilmek
sögülme“kebap krş. sökülme” y
ı krş. söglün-” NF 17/9, KE
sögülme ķıl- “ kebap yapmak” n
e 118v/10
v
ME 154/4 i söklünç“kebap krş. söglüncü,
sögünç“sövme, azarlama krş. söglüncü” KE 54v/1
sökünç” HŞ 1700 sökük“sökülmüş, sökük” MM
sögüş-“söğüşmek, sövüşmek” ME 185/4
119/2 sökül “hasta, zayıf, güçsüz krş.
sögüt “ağaç” ME 156/4 sökel, sökül-, sükül-” KE 59v/7
sök- (1)“sövmek, küfretmek, kötü sökül- (1) “kebap etmek krş. sökil-,
söz söylemek krş. sög-” NF sögül-, sükül- ” NF 33/13, KE
11/5, KE 234v/18, İML 109 13r/14
sök-(2) “bir şeyi yerinden koparıp sökül- (2)“sökülmek” ME 158/3
çıkarmak” İML 113 sökülme “kebap krş. sögülme”
sökel “hasta, sayru krş. sökül” NF sökülme ķıl- “ kebap yapmak”
130/14, ME 23/1, HKT 28b/7, KE 59v/8
HŞ 1851, İML 154, sökel bol- “ sökünç “lanet, bela, felaket krş.
hastalanmak, hasta olmak” NF sögünç” KE 22v/12
4/16, ME 22/8, MM 265/3,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 531

sökündür-“(başı) öne eğmek” ME söz 1.“söz” NF 11/12, KE 15v/8,


68/7 ME 36/8, MM 357/2, HKT
söküş(1)“sövme, küfretme” KE 406a/1, HŞ 1297, MN (1) 15/2,
205v/19 İML 190, K VII/31, MN (2)
söküş (2) “söğüş, sep” İML 190 13/123, 2. “dil, konuşma” HKT
sön-“sönmek” NF 5/12, ME 154/5, 361b/7, söz al- “dinlemek, söz
HŞ 3741, İML 105 tutmak” HŞ 3647, söz ay- “söy-
söndür-“söndürmek” NF 31/17, lemek, konuşmak” NF 99/7,
KE 42v/7, ME 9/3, HKT KE 120v/19, HKT 399a/4, HŞ
185b/3, HŞ 2854, İML 103 370, söz aymaķ- “söyleme, ko-
sörçek (1) “bilmece, kapalı söz” nuşma” HKT 399a/4, söz ayt-
ME 16/6, sörçek aydış- “kina- “söylemek, konuşmak” NF
yeli söz söylemek” ME 205/2 121/10, KE 161v/1, söz baġlaş-
sörçek (2) “masal, hikaye, efsane “sözleşmek” ME 110/3, söz
krş. sürçek” ME 112/1, sörçek bėr- “söz vermek” KE 69r/7,
aydış- “karşılıklı masal, hikaye, söz eşit- “söz dinlemek, öğüt
efsane anlatmak” ME 111/8 dinlemek söz işit-” NF 368/10,
sörçekle- “masal anlatmak, hikaye e
ğ söz işit- “söz dinlemek öğüt
etmek” ME 16/6
i
t dinlemek krş. söz eşit-” HŞ
i
söw-“sevmek krş. sev-, sew-, siv, m 1549, söz ķat- “konuşmak” NF
sėw-” NF 229/1, KE 80r/5, y
a
44/12, KE 155v/12, söz kes-
HKT 434b/5 y
ı “söz kesmek, araya girmek, ko-
n
söwdür- “sevfirmek krş. sewdür-” e nuşturmamak” KE 187v/5, söz
v
KE 128r/11 i
kesiş- “sözleşmek, anlaşmak”
söwüglüg“sevilen, sevgili krş. ME 124/3, söz ķılış- “sözleş-
sewüglüg”söwüglüg bol- “se- mek” İML 233, söz körek
vilmek, sevgili olmak” KE “düzgün söz söyliyen” İMl 140,
82r/21 söz sonu “sözün sürüşü” İML
söwüglük“sevgi, dostluk krş. 19, söz sözle- “söz söylemek, s
sewüglük” KE 80r/5 ifede etmek” NF 23/6, HŞ
söwün-“sevinmek, sewün-, sevün-” 3109, söz tıñla- “söz dinlemek,
KE 157r/7 öğüt dinlemek” HŞ 487, söz ti-
söwünç“sevinç krş. sewünç, “söz söylemek” HŞ 717, söz
sevünç, sewinç, sevinç” KE tüş-“söz dolaşmak, konuşul-
89v/14 mak” KE 234r/18, söz tüz-
söyle-“söylemek bkz. sözle-” HŞ “söylemek, konuşmak” KE
4463 83v/2, KE 92r/13, söz uķ- “söz
anlamak” HŞ 2542, sözge kir-
532 | D r . Suat ÜNLÜ

“lafa dalmak” HKT 190a/4, sözlet- “konuşturmak, söyletmek”


sözni yumşaķlıķ birle ketür- KE 236v/21, ME 26/4, HKT
“yumuşak bir eda ile konuş- 457a/2, HŞ 2093
mak” HKT 402b/5 sözletil- “konuşturulmak, söyletil-
sözcü “elçi krş. sawçı, savçı” İML mek” HŞ 2329
156 sözli“sözlü krş. sözlüg” KE 195r/2,
sözdeş “muhatap krş. sözleşik” ME HŞ 2712, MN (2) 17/163
89/2 sözlüg “sözlü krş. sözli” NF 22/15,
sözengür “konuşkan” sözengür er KE 6r/4, HKT 297b/4, HŞ 2990
“çok konuşan erkek” ME 101/6 su “su krş suw, suv” KE 100r/19,
sözle- 1.“söylemek, konuşmak, MM 247/3, HŞ 3842, MN (1)
birinin ardından konuşmak” NF 9/3, İML 180, AO III/16, MN
361/4, KE 11r/8, ME 15/5, MM (2) 36/361, su közü “suyun
33/3, HKT 217a/7, HŞ 3529, topraktan kaynayıp çıktığı yer”
MN (1) 13/3, İML 100, 2. “ko- İML 180, su tart- “su çekmek”
nuşmak, hitap etmek” HKT İML 103, su ur- “yağmak, su
101a/6, 3. “anlatmak” HKT e
ğ
bırakmak” MN (2) 2/11
578b/4, sözlegen “söyleyen” i
t suǿāl (<A.) “sual, soru, sorgu, di-
ME 7/5, sözlemek 1. “söyleme,
i
m lenme, isteme krş. suvāl” NF
anlatma” ME 213/4, HŞ 3463, y
a
189V/1, KE 5r/9, MM 31/4,
2. “konuşma, hitap etme” HKT y
ı HKT 347b/5, HŞ 4305, suǿāl
562b/4
n
e ay- “soru sormak, sual etmek”
v
sözlen- “söylenmek, konuşturul- i KE 55v/21, suǿāl bol “sual ol-
mak” KE 2v/8, HKT 244a/3, mak, soru sormak” NF 121/12,
sözlenmiş söz “söylenmiş söz, suǿāl ķıl- “soru sormak, sual
konuşulmuş konu” ME 87/8 etmek, sorgulamak” NF 12/15,
sözleş- “konuşmak, anlaşmak, KE 8r/10, HŞ 4284, suǿāl ķılın-
sözleşmek” NF 343/8, KE “soru sorulmak, sual edilmek,
122r/6, ME 108/3, MM 55/2, sorgulamak “NF 44/16
HKT 350a/3, HŞ 2659, MN (1) śuǾar (<ö.a.) “Ürdün’deki beş bü-
18/3, İML 133, sözleşgen “ko- yük şehirden biri” KE 56v/21
nuşan, anlaşan” ME 112/1, söz- ŝuǾbān (<A.) “yılan, ejderha” MN
leşmek “konuşma, anlaşma, (2) 2/14
söz” ME 125/1, HKT 518b/5 sū-be-sūy (<F.) “taraf taraf” MM
sözleşik “muhatap, söz ortağı krş. 279/2
sözdeş” ME 89/2 śubĥ (<A.) “sabah, şafak krş.
śabāĥ, śabaĥ” KE 206r/13, HŞ
3143, śubĥ aķar- “şafak sök-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 533

mek, tan ağarmak, sabah ol- açmak, yemek vermek, doyur-


mak” KE 188v/18, śubĥ-ı śādıķ mak” NF 328/13, sufra yay-
“gerçek sabah” HŞ 814 “sofra açmak, yemek vermek,
śubĥ-dem (<A.+F.) “sabahleyin, doyurmak” NF 33/14
sabah vakti” HŞ 4056 śufrā (<A.) “sofra krş. sufra, sofra,
suç “kurtulma krş. savuç”suç bol- śofra” śufrā aç- “sofra kurmak,
“kurtulmak” ME 155/2 ziyafet vermek” NF 429/15
suçıl-“elbise çıkarmak, soyunmak, sufyān-ı ŝevrį (<ö.a.) “Ebû
açılmak krş. suçul-” KE 11v/10 Abdullâh Süfyân bin SaǾîd bin
suçu “hamamcı” İML 155 Mesrûk es-Sevrî el-Kûfî. Kelâm
suç(u)l- “elbise çıkarmak, soyun- âlimi, muhaddis ve sûfî” NF
mak, açılmak krş. suçıl-” NF 188/11, sufyān ŝevrį “bkz.
39/6, KE 11v/10, HKT 301b/2 sufyān-ı ŝervį” NF 267/3
sūd (<F.) “fayda” sūd bol- “faydalı sufyān ibni Ǿuyayna (<ö.a.) “meş-
olmak, yararlı olmak” HŞ 92 hur İslam âlimi, muhaddis” NF
sūdā(<F.)“kar, kazanç” KE 222/6, sufyān “bkz. sufyān ibni
190v/16 Ǿuyayna” NF 222/8
śudāǾ(<A.) “baş ağrısı” śudāǾ ķılın- e
ğ suġal-“su çekilmek krş. suġul-,
“başı ağrıtılmak” HKT 511b/3
i
t soġal-” NF 385/7
i
suđāb (F.< A.) “sedef otu” suđāb m suġar-“sulamak krş. suwar-,
ķat- “sedef otu eklemek, sedef y
a
suwġar-, sula-” HŞ 37
otu katmak” ME 233/3 y
ı śuġrā (<A.) “daha küçük” KE
n
sudaķ (<ö.a.) “Kırım’da yer adı” e 224v/21
v
AO II/22 i
suġul- “su çekilmek krş. suġal-,
sūdħōr (<F.) “tefeci, faizci” MN soġal-” HKT 541b/7, suġulġan
(1) 19/2 “(suyu) çekilen” HKT 286b/2
śūf (<A.) “yün dokuma, deve yü- śuheyb-i rūmį (<ö.a.) “Ebû Yahyâ
nünden elbise” NF 402/5, śūf Suheyb bib Sinân bin Malik er
ton “yün dokuma, deve yünün- RebǾî et-Temrî. Sahabeden bir s
den elbise” KE 193r/7 zat” NF 110/5
śuffe (<A.) “dışkapının iki tarafın- śuĥuf(<A.ç.) “sayfalar” HK 571b/7
da oturmaya mahsus yer” KE suķ “aç gözlü, haris, kıskanç krş.
2r/7 soķ” HŞ 2635, suķraķ “en düş-
śūfį (<A.) “tasavvuf ehli, sofu” AO kün, en haris” HKT 14a/3
II/6 suķaķ “geyik, beyaz geyik” HŞ
sufra (<A.) “sofra, yemek krş. 2450
śofra, sofra, śufrā” NF 156/7,
KE 174r/3, sufra ķoy- “sofra
534 | D r . Suat ÜNLÜ

suķluķ “aç gözlülük” HKT 534b/8, AO IV/6, sulŧān bol-“hükümdar


suķluķ ķıl- “çok istemek, çok olmak, sultan olmak” MN (2)
arzulamak” HKT 238a/8 43/435, sulŧān yarat- “hüküm-
suķunsa-“susamak krş. susa-, dar yaratmak, sultan olarak ya-
suwsa-, suvsa-, sawsa-” İML ratmak” MN (2) 7/59
113 sulŧanlıķ(<A.+T.)“sultanlık krş.
sula-“sulamak, su vermek krş. krş. sulŧānlıķ” HŞ XLVIII, sulŧanlıķ
suwar-, suwġar-, suġar-” KE ķıl- “hükümdarlık yapmak, sul-
221v/7 tanlık yapmak, hükmetmek,
sulaġ“sulak, sulanılan yer krş idaresinde bulundurmak” HŞ
suwlaġ” KE 189r/3 XLIV
sulbį (<A.) “sağlam olarak, sağ- sulŧānlıķ (<A.+T.) “sultanlık krş.
lamca” MM 114/3 sulŧanlıķ” sulŧānlıķ ķıl- “hü-
śuleĥā (<A.ç.) “salahiyeti ve hakkı kümdarlık yapmak, sultanlık
olanlar, Salihler” śuleĥā bol- yapmak, hükmetmek, idaresin-
“salihlerden olmak, salahiyet ve de bulundurmak” KE 164v/12
hak sahibi olmak” KE 120v/11 e
ğ
sulŧayāǿįl (<ö.a.) “beşinci kat gök
śulĥ(<A.) “sulh, barış, kurtuluş” i
t feriştelerinin ulusu” KE 3v/18
NF 174/17, KE 226v/1, śulĥ
i
m sumǾa (<A.) “riya” HŞ 4687
bol- “sulh olmak, barış olmak, y
a
sun- “sunmak, uzatmak krş. sün-”
kurtuluşa ermek” NF 45/9, śulĥ y
ı NF 38/16, KE 234r/13, ME
ķıl- “sulh yapmak, barış anlaş- n
e 63/8, HKT 507a/1, HŞ
v
ması yapmak” NF 46/6, śulĥ i 1657,MN (2) 26/254, sunmaķ
ķılış- “karşılıklı sulh yapmak, “el sunma, uzatma” HKT
karşılıklı barış anlaşması yap- 414b/1
mak” NF 151/7, śulĥ-ı śalāĥ śunǾ(<A.) “eser, kudret, yaratma”
“barış anlaşması, iyilik anlaş- NF 262/11, KE 123r/12, HŞ
ması” MM 96/1 1440
śulĥ-nāme (<A.+T.) “barış anlaş- sundur-“koparmak, eğmek” HŞ
ması” śulĥ-nāme biti- “barış an- 3175
laşması yazmak” NF 46/2, śulĥ- suñķur “sungur kuşu krş. sunķur”
nāme bitil- “barış anlaşması ya- HŞ 2979
zılmak” NF 46/10 sunķur“doğanların şahı (kuş) krş.
sulŧān (<A.) “hükümdar, sul- suñķur” İML 175
tan” NF 297/9, KE 45v/15, ME sunuş- “sunuşmak” ME 203/3
222/7, MM 232/2, K III/2, MN śūr (<A.) “kıyamette İsrafil’in
(2) 18/170, HŞ 3360, sulŧān-ı üfleyeceği boru” KE 177r/12,
aǾžam “ulu, yüce hükümdar” HKT 367a/8
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 535

śurāĥi (<A.)“surahi” MN (2) sūretüǿl-aĥzāb (<A.) “Kur’an’ın


27/265 33. suresi” NF 10/15
sūre (<A.) “sure, Kur’an’ın 114 sūretüǿl-Ǿasr (<A.) “Kur’an’ın 103.
bölümünden her biri” NF 17/6, suresi” KE 66r/18
KE 119r/19, ME 79/2, MM sūretüǿl-enfāl (<A.) “Kur’an’ın 8.
108/3, HKT 193b/1, MN (1) suresi” KE 66r/17
16/4, sūre nāzil bol- sūretüǿl-enǾām (<A.) “Kur’an’ın
“Kur’an’dan bir sure inmek” 6. suresi” KE 66r/16
NF 83/11, sūre ėn- “Kur’an’dan sūretüǿl-ĥamd (<A.) “Fatiha sure-
bir sure inmek” NF 83/11 si” ME 106/8
sūrelıġ (<A.+T.) “sureli” KE sūretüǿl-iħlās (<A.) “Kur’an’ın
119r/16 112. suresi” KE 66r/19
śūret (<A.) 1.“sûret, şekil, görünüş, sūretüǿl-muǾavviźeteyn (<A.)
put” NF 399/7, KE 5v/6, ME “Kur’an’ın 110 ve 113. surele-
178/8, MM 62/3, HKT 533a/7, ri” KE 66r/20
HŞ 212, MN (1) 10/6, CE 3/1, śurre(<A.) “para çantası” KE
MN (2) 6/55, 2. “heykel” HKT 193r/8
410a/5, śūret bol- “şekline gir- e
ğ susa-“susamak krş. suwsa-,
mek, ... gibi görünmek” NF
i
t suķunsa-, suvsa-, sawsa-” KE
i
100/1, ME 187/3, MM 21/2, m 147r/9, HŞ 1690, MN (1)
HKT 294b/6, śūret çiz- “resim y
a
15/11, susamış “canı su iste-
yapmak, resim çizmek” HŞ y
ı yen” İML 151
n
1086, śūret ķıl- “şekil vermek, e susaġ “susamış, susamışlık hali”
v
şekillendirmek” ME 83/4, KE i
KE 108v/4
6r/8, HKT 147a/2, HŞ 552, susaġlıķ“susamışlık, susuzluk krş.
śūret ķılġan “şekil veren, esma-i susalıķ, suwsalıķ” KE 102r/14
hüsna’dan el-muśavvir” HKT susalıķ“susamışlık, susuzluk krş.
525b/2, śūret ķılın- “şekil ve- susaġlıķ, suwsalıķ” KE 247v/9,
rilmek, şekillendirilmek” HKT HŞ 2612 s
253b/9 sūsmār (<F.) “ kertenkele krş.
śūretlıġ (<A+T.) “şeklinde, görü- susmār” NF 35/10, İML 177,
nüşünde, suretli, vasıflı” NF sūsmār ķıśśası “kertenkele kıs-
322/8, KE 3v/11, śūretlıġ ķıl- sası” NF 164/1
“şekil vermek, şekillendirmek” susmār (<F.) “ kertenkele krş.
KE 57r/20 sūsmār” ME 134/2
śūretlü (<A.+T.) “görünüşlü, görü- sust (<F.) “tenbel, gevşek, zayıf,
nüşünde olan” ME 178/8 sölpük, ağır kanlı krş. süst” sust
bol- 1.“gevşeklik göstermek,
536 | D r . Suat ÜNLÜ

yılmak” NF 199/3, HKT 66a/8, fışkırmak, kaynamak” HKT


2. “gücünü kaybetmek, güçsüz- 329b/5, suw iç- “su içmek”
leşmek” HKT 293b/4, sust HKT 512b/3, suw içürmek tile-
bolġan “gücünü katbeden, bit- “su içirmeyi arzulamak” HKT
kin düşen” HKT 545a/8, sust 165a/8, suw ķoyun- “su dök-
ķıl- “güçsüzleştirmek, tesirini mek, temizlemek” KE 153r/13,
azaltmak” ME 43/6, HKT suw tegirmeni “su değirmeni”
173a/2, sustraķ “en dayanıksız, KE 138r/14, suw tök- “işemek,
en çürük” HKT 382b/7 küçük abdest yapmak” MM
sustsal- (<F.+T.) “gevşeklik gös- 82/2, suw ülüşi “su payı, su
termek, tenbellik etmek” HŞ hakkı” HKT 506b/9, suw üze
3902 ıķġan çöp köpük “su üzerinde
sustluķ “tenbellik, gevşeklik, güç- akıp giden çör çöp, ve köpük”
süzlük, boşluk, ara krş. süstluķ” HKT 330b/4, suwġa kelgüçi-
NF 387/16, HKT 107b/5, “suya gelen, su taşıyan, saka”
sustluķ ķıl- “gevşeklik göster- HKT 228a/5
mek, yılmak” ME 207/3, HKT e
ğ
suvāǾ (<ö.a.) “İslamiyetten önce
93a/4 i
t Hüzeyl kabilesinin taptığı putun
i
susuz “susuz, suyu olmayan krş. m adı” HKT 549b/9
suwsız, suvsız, suwsuz, suvsuz” y
a
suva- “sıvamak krş. suva-, sıba-”
HŞ 1634 y
ı NF 224/4, KE 138r/11
susuzluķ“susuzluk krş. suwsuzluķ” suwa- “suvamak krş. suwa-, sıba-”
n
e
v
HŞ 1669 i ME 92/7, KE 115r/17
suv “su krş. suw, su” NF 116/7, suvāl (<A.) “soru, sual krş. suǿāl”
HŞ 1347, MN (1) 10/1, MN (2) suvāl ķıl- “soru sormak”MN (1)
6/58, suv içürmek- “su içirme, 9/2
suculuk yapma” HKT 183b/1, suwar- “sulamak krş. suwġar- ” NF
suv irgesi yir “suyun gelip top- 113/12, ME 54/4
lanacağı yer, su sarnıcı” HKT suwar ķozu “fındık” İML 183
356b/6, suv yılanı “su yılanı” suvarıl- “sulanmak” NF 297/12
HŞ 3702 suwarış-“birbirine su vermek” ME
suw “su krş. suv, su” NF 103/2, 206/5
KE 12r/19, ME 48/4, MM 88/2, suw baķası “kurbağa” KE 13v/4
HKT 217b/2, AO II726, suw al- suwça “bir damla, su damlası ka-
“su almak” NF 82/5, suw dar” KE 129r/15
bıraķġan çöp çör “suyun bırak- suvçaġla- “su kaynıyarak, seslene-
tığı çör çöp, faydasız şey” HKT rek akmak” İML 176
242a/8, suw çıķ- “su çıkmak,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 537

suvġar-“sulamak krş. suwar-, suwsız“suyu olmayan krş. susuz,


suwġar-, sula-” HKT 153a/7 suwsuz, suvsuz, suvsız” HKT
suwġar-“sulamak krş. suwar-, 398a/7
suvġar-, sula-” NF 113/7, HKT suvsuz“suyu olmayan, susuz krş.
10b/4 suwsuz, suvsız, suwsız ” HŞ
suwlaġ“sulak, sulanılan yer krş. 3665, suvsız yir “denizin zıddı,
sulaġ” KE 47r/14 kara” HKT 389b/4
suwlan-“(ağzı) sulanmak” ME suwsuz “susuz krş. suvsız, suvsuz,
165/7 suwsız, susuz” NF 355/7, KE
suwlu “sulu, suyu bol krş. suwluġ” 12r/18, suwsuz yir “denizin
suwlu bol-“sulu olmak, bol sulu zıddı, kara” HKT 331a/6
olmak ME 51/8 suwsuzluķ “kuraklık krş. susuzluķ”
suwluġ “sulu, suyu bol krş. suwlu” ME 29/8
NF 385/6, KE 174r/7, HŞ 305, sūzluġ (<F.+T.) “yakıcı” HŞ 1853
suwluġ bol- “sulu olmak, bol sübĥāna’llāh (<A.) “Allah’ı her
sulu olmak” ME 51/8 türlü insanî kusur, ayıp ve ek-
suvluķ 1. “sarık” İML 166, 2. “su siklerden tenzih ederim, mana-
tulumu” İML 169 e
ğ sında şaşkınlık bildiren ifade”
suvsa- “susamak krş. suwsa-, susa-
i
t KE 86r/18
i
,suķunsa-, sawsa-” HKT m sü “asker, ordu” HŞ 1353
308b/8, suvsaġanlar “susamış y
a
sü- “eğmek, bükmek” ME 31/4,
topluluk” HKT 299b/7, y
ı HKT 58b/1
n
suvsamaķ “susama, susuzluk” e
v
sücud (<A.) “secde etme krş. sücūd
HKT 198b/1 i
” KE 76r/11
suwsa- “susamak krş. suvsa-, susa- sücūd (<A.) “secde etme, namazda
,suķunsa-, sawsa-” NF 99/10, yere kapanma krş. sücud ”MM
KE 69v/10, HKT 340b/4 68/3, sücūd ėt- “secde etmek,
suwsalıķ “susamışlık, susuzluk krş. namazda yere kapanmak” MM
susaġlıķ, susalıķ” NF 265/16, 77/4, sücūd ķıl- “secde etmek, s
KE 248r/7, suwsalıķ kel- “su- namazda yere kapanmak” HKT
samak” NF 62/9, suwsalıķ teg- 322a/4
“susamak” NF 91/3 süçi “tatlı, hoş krş. süçü, süçüg,
suwsat-“susatmak” NF 286/15, ME süçük” süçi bul- “tatlı olmak,
2/4 tatlanmak” ME 208/3
suvsız “suyu olmayan, susuz krş. süçü“tatlı krş. süçi, süçüg, süçük”
suwsuz, suvsuz, suwsız” suvsız İML 151
yir “denizin zıddı, kara” HKT süçü-“güzelleşmek, tatlılaşmak,
277a/8 hoşlanmak” HŞ 1765
538 | D r . Suat ÜNLÜ

süçüg“tatlı, hoş krş. süçi, süçü, süheyl “bkz. süheyl bin Ǿamr”
süçük” NF 135/4, KE 75r/18, NF 39/13
HKT 349a/5, HŞ 1333, süçüg süheyl bin Ǿömer (<ö.a.) “Mekke
sözlüg “tatlı sözlü hoş sohbetli” eşrafından biri” NF 110/3,
“NF 22/15, süçüg suw “tatlı su” süheyl “bkz. süheyl bin Ǿömer”
NF 148/17, süçüg bol- “tatlı NF 110/7
olmak, tatlanmak, hoş olmak” süheyl ibnü saǾd (<ö.a.) “sahabe-
ME 223/7, süçüg bul- “tatlı den bir zat” NF 138/4
olmak, tatlanmak, hoş olmak” sükūnet (<A.) “sakinlik, ağırbaşlı-
ME 215/6, süçüg ķıl- “tatlan- lık, durgunluk” KE 189v/5
dırmak” NF 402/5, süçügrek sükül- “kavurmak, kebap etmek
“daha tatlı, daha lezzetli” NF krş. sögül-, sökül-, sökil-” İML
115/12, KE 176v/7, MN (1) 120, sükülmüş “kavrulmuş”
15/9 İML 164
süçügli “tatlı, hoş” HŞ 3338 sülāle (<A.) “sülale, soy” KE
süçüglük “tatlılık” HŞ 2569 77v/18
süçük“tatlı, hoş krş. süçi, süçü, e
ğ
süleymān (<ö.a.) “Hz. Süleyman”
süçüg”İML 165 i
t NF 211/2, KE 13v/1, HKT
i
süçül-“hoşlanmak, tatlanmak, tatlı- m 101a/4, HŞ 4605, MN (1)
laşmak” HŞ 1169 y
a
12/15, MN (2) 2/13, süleymān
südeş “ordu arkadaşı” İML 145 y
ı ibn dāvud “Hz. Süleyman” KE
süđre-“sürümek, sürüklemek krş. 137r/4, süleymān peyġamber
n
e
v
süyre-” KE 24v/15 i “Hz. Süleyman” MN (1) 6/9
süflį(<A.)“alçak, bayağı” KE süleymān ibni ebā caǾfer (<ö.a.)
122v/10 “Haruneǿr Reşid’in vezirlerin-
süfyān (<ö.a.) “muhaddis” KE den biri” NF 310/8, süleymān
121v/9 “bkz. süleymān ibni ebā caǾfer”
süfyān bin ĥarb (<ö.a.) “Mekkeli NF 310/9
kafirlerin ileri gelenlerinden bi- süleymān-ı dārānį (<ö.a.) “bir
ri” KE 228r/14 âbid” NF 266/14
süglün “sülün” HŞ 1531 süleymān-ı taymį (<ö.a.) “bir âbid”
süheyl(<ö.a.) “Zalim bir kişi” NF “NF 318/6
367/15 süleymān ibnü yesār (<ö.a.) “Hz.
süheyl bin Ǿamr (<ö.a.) “Kureyş Muhammed’in karısı
eşrafından ve hatiplerinden Meymune’nin azadlısı,
olup Mekke fethi sırasında tâbiǾînden bir zat” NF 351/17,
İslama girmiştir” KE 225v/15, süleymān “bkz. süleymān ibnü
yesār” NF 352/4, ibnü yasārn
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 539

“bkz. süleymān ibnü yesār” NF süngü 1. “bayrak” İML 146, 2.


352/9 “dürtüp delecek demir silah krş.
ŝülŝün-ŝelāse (<A.) “Hıristiyan- süngi, süñü” HŞ 1772, İML
lıkta üçleme” KE 170r/2 173, süngü ķap “süngü ile yara-
sülūk(<A.) “bir tarikata girme” lanmış olan” İML 146
MM 304/1 süngüçü “süngü yapan” İML 156
sümezlik “itaatsizlik” sümezlik ķıl- süngülü “süngü takınmış olan”
“itaatsizlik etmek, karşı çık- İML 84
mak“ME süngür “harman arabası” İML 159
sümkür- “sümkürmek” ME 135/3 sünnet (<A.)“sünnet, Hz. Muham-
sümür- “emmek” İML 123 med’in söyledikleri veya yap-
sümürici “sülük” İML 180 tıkları” NF 235/7, KE 7r/18,
sün-(1) “sünmek, uzamak krş. sun- ME 19/6, MM 75/4, HKT
” KE 6v/3, ME 13/6, MN (1) 369b/1, sünnet bol- “sünnet ol-
23/2 mak, Hz. Muhammed’in söyle-
sün-(2)“eğilmek krş. sun-” HKT dikleri veya yaptıkları yapıl-
566a/7 mak” NF 216/5, sünnet ķal-
sünbül (<F.) “sünbül” KE 13r/8, e
ğ “sünnet olarak kalmak, Müslü-
HŞ 4187, MN (2) 1/7
i
t manlara, Hz. Muhammed’in
i
sünbüle (<ö.a.) “Yakup peygambe- m söyledikleri veya yaptıkları
rin altı karısından biri” KE y
a
kalmak” NF 47/6, sünnet ķıl-
66v/14 y
ı “Hz. Muhammed’in yaptıkları-
n
sündilaç“kumru yahut kuyruksalan e nı veya söylediklerini yapmak”
v
kuşu” İML 176 i
ME 142/5, sünnet ķoy- “sünnete
sündürne(<ö.a.) “bir şehir” KE uymak, sünneti uygulamak” NF
142r/15 337/2
sündüs (<A.) “üzeri altın ve gü- sünnetçe (<A.+T.) “sünnete uygun
müşle işlenmiş ipekli kumaş” olarak” sünnetçe yörü- “sünnete
sündüs-i rūmį “üzeri altın ve uygun olarak hareket etmek” s
gümüşle işlenmiş ipekli rum ME 145/8
kumaşı” KE 148r/18 sünnį (<A.) “sünnet ehli” KE
süñek (1) “kemik krş süñük, sü- 218r/9, sünnį bol-“sünnet ehlin-
yek” KE 163r/15, İML 139 den olmak” KE 18r/20
süñeklig “sinekli, arılı” HŞ 3693 süñü “süngü, mızrak krş. süngi,
süñeksiz “sineksiz, arısız krş. süngü” NF 335/15, KE 30v/5,
süñüksüz” HŞ 3666 ME 66/2, HKT 118b/9, süñü
süngi “süngü krş. süngü krş. süñü” sanç- “süngülemek, süngüyle
HŞ 4636 çarpışmak, mızraklamak” NF
540 | D r . Suat ÜNLÜ

71/15, süñü tėmüri “süngü de- śürāĥi (<A.) “sürahi, cam veya
miri, mızrak demiri” ME 66/3 billur kap” HŞ 1454
süñük “kemik krş. süñek (1), sü- sürāķa (<ö.a.) “Ebu Süfyan’ın hic-
yek” NF 354/15, KE 6v/20, ME ret sırasında Peygamber’i öl-
161/3, MM 317/1, HKT dürmek için tuttuğu kiralık ka-
556b/3, süñük bol- “ kemik ol- til” KE 220v/6
mak, kemikleşmek “NF 391/6 sürç- “sürçmek, düşmek, tökezle-
süñüksüz “sineksiz, arısız krş. mek” NF 299/15, KE 234v/18,
süñeksiz” HŞ 2891 ME 134/3, İML 112
süñütlük “armağan” süñütlük bol- sürçek“hikaye, masal, efsane krş.
“armağan cermek, armağan ol- sörçek (1)” İML 190
mak” NF 239/6 süre- “sürümek, sürüklemek krş.
ŝünür (<ö.a.) “Reyyan meliğin süri-, sürü-” NF 18/2
içkisi” KE 87v/13 ŝüreyyā (<A.) “Süreyya yıldızı”
süpür- “süpürmek, temizlemek” KE 37v/13, HŞ 1499, ŝüreyyā
KE 166v/8, ME 222/6, İML yılduz “Süreyya yıldızı, Ülker
114 e
ğ
yıldızı” NF 367/16
süpürgü “süpürge krş. sipürtke” i
t süri-“sürümek, sürüklemek, çek-
i
İML 170 m mek krş. süre-, sürü-” NF 67/6,
sür-(1.)“eğmek, bükmek” ME y
a
HKT 163b/4, HŞ 3620
190/5 y
ı süriçi“hayvanları süren adam, ço-
sür- (2.) “sürmek, götürmek, kov- ban” İML 155
n
e
v
mak, uzaklaştırmak, sürümek, i sürin- “(yerde) sürünmek, sürük-
çıkarmak” NF 374/2, KE 2v/4, lemek, sevk edilmek krş. sürün-
ME 36/6, MM 361/4, HKT ” HKT 453b/5
129b/5, HŞ 1748, İML 129, Ka sürme “sürme” NF 347/11, KE
I/7, 2. “sürmek, sevk etmek” 61v/2, HŞ 3986, sürme yıġaçı
HKT 341a/5, sürgen 1. “kovan, “sürme ağacı, sürme elde edilen
uzaklaştıran” HKT 356a/5, 2. ağaç” ME 228/1, sürme ķat-
“süren, sevk eden” HKT “sürme sürmek” ME 140/6,
496a/5, sürmek 1.“kovma” sürme ķatın- “sürme sürünmek”
HKT 407b/7, İML 112, 2. ME 178/7, sürme ķođ- “göze
“sürme, sevk etme” HKT sürme çekmek” HŞ 4544, sür-
425b/2 me tart- “sürme sürmek” KE
sür- (3.) “çift sürmek” ME 47/3, 183v/10
HKT 10b/3 sürmelıġ (<A.+T.) “sürmeli krş.
sür- (4) “ovmak” MM 103/4 sürmelig” sürmelıġ bol- “sür-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 541

meli olmak, sürme çekmek”MN sürüş- “birbirine sürmek, sürtüş-


(1) 17/11 mek” MM 289/2
sürmelig(<A.+T.) “sürmeli krş. sürüt-“sürütmek, sürtmek”ME 36/6
sürmelıġ”sürmelig bol- “sürme- süryānį(<ö.a.)v“Süryanî” KE
li olmak, sürme çekmek” NF 17v/18, süryānį tili “Süryanice”
65/13 NF 150/14
sürmelik (<A.+T.) “sürme kabı” süs “süs, bezek” HŞ 2502
NF 347/11 süs-(1) “süsmek, boynuzla vurmak,
sürt- “sürtmek, oğmak, bulaştır- tos vurmak” KE 38r/1, HKT
mak, sürmek, sürünmek” NF 104a/4, süsüp ölmiş “boynuzla-
44/11, KE 105r/8, ME 70/2, narak öldürülmüş (hayvan)”
MM 97/2, HŞ 2578, İML 108 HKT 104a/4
sürtün- “sürünmek, sürmek” ME süs-(2)“süzmek, ayıklamak” KE
168/7 96r/20
sürtüş- “sürtüşmek, birbirine sürt- süst (<F.) “gevşek krş. sust” HŞ
mek” ME 120/6 2493, süst bol-“gevşeklik gös-
sürūr (<A.) “sevinç” KE 78r/11, termek, yılmak” HŞ 4341
MM 281/1, K VI/30 e
ğ süstluķ(<F.+T.) “gevşeklik krş.
sürü- “sürümek, sürüklemek krş.
i
t sustluķ” HŞ 1934
i
süre-, süri-” NF 147/13, HŞ m süstür- “süzdürmek, ayıklamak”
4344 y
a
KE 96r/20
sürüg “sürü” NF 113/7, KE 20r/13 y
ı süsün (1)“erzak, yiyecek” AO
n
sürül-1.“sürülmek, kovulmak, gö- e II/44
v
türülmek” KE 11r/12, ME i
süsün (2) “içki” HŞ 1344
161/4, HKT 445a/5, 2. “kovul- süsünçi “erzak memuru, erzakçı”
mak” HKT 114b/3, sürülmek 1. AO II/10
“kovulma” HKT 426a/1, 2. “sü- süsüş-“süsüşmek” ME 129/8
rülme, sevk edilme” HKT süt “süt” NF 22/7, KE 34v/13, ME
557b/1, sürülmiş “kovulmuş” 54/3, HKT 485b/1, HŞ 2611, s
HKT 166a/9 MN (1) 10/2, İML 165, süt
sürün-(1.)“(yerde) sürünmek, sü- emgen “süt emen, süt emen ço-
rüklemek, sevk edilmek krş. cuk” ME 54/2, İML 143, süt
sürin-” ME 154/7, HKT 507b/7 köpüki “kaymak” ME 151/4,
sürün- (2.) “kaşınmak, devinmek” süt bėr- “süt vermek, sütle bes-
ME 166/1 lemek” NF 22/4, KE 157v/5,
süründü “her nesnenin çöküntüsü” süt emdür- “emzirmek, süt ver-
İML 190 mek” ME 54/1, süt im- “süt
emmek” HŞ 3600, süt saġ- “süt
542 | D r . Suat ÜNLÜ

sağmak” “NF 295/12, HŞ 2384, süzül- (2) “süzülmek” HŞ 1057


sütdin ađır- “sütden ayırmak, süzüldi “eskimiş, dökülmmiş”
süt vermemek” NF 349/4, sütni süzüldi ton “eskimiş, yıpranmış
uyut- “çocuğu uyutmak” ME elbise” ME 206/2
97/4 süzün-“temizlenmek, arınmak”
sütlüg “süt sağılan, sağmal” KE MM 50/2
152r/13
sütsiz “sütsüz” KE 152r/13
sütūn (<F.) “omurga” MM 239/2
süvār (F) “süvar” HŞ 123, MN (2)
33/333
süyeg “sürgü, dayangaç krş. süyek
(2)” İML 179
süyek (1) “kemik krş. süñek (1),
süñük” ME 177/1
süyek (2) “tahta kapının kenar
tahtası krş. süyeg” KE 242r/6 e
ğ
süyre-“sürüklemek krş. süđre-” KE i
t
i
246v/2 m

süyürġalı“bağışlayıcı (Tanrı adla- y


a
rından” İML 137 y
ı

süz-“süzmek (ayıklamak), süzgeç-


n
e
v
ten geçirmek” ME 83/8, MM i

88/2, HŞ 1958
süzme “süzgü, süzgeç” İML 196
süzeklü “süzülmüş” süzeklü
bardaķ “ağzında süzgeci olan
bardak, , süzgeçli bardak” ME
88/6
süzük “temiz, saf, arı” ME 125/7,
HKT 328b/2, İML 162, süzük
ķıl- “süzmek, temizlemek, arı-
laştırmak” ME 17/6
süzüklüg “saf, samimi” süzüklüg
ķıl- “süzmek, temizlemek, arı-
laştırmak” ME 114/1
süzül- (1) “eskiyip dökülmek” ME
206/2
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 543

-Ş- “sevindirmek, mutlu etmek”


MM 404/4, şādmān oltur- “eğ-
şābān (<A.) “şaban ayı” AO II/53
lence meclisinde mutlu ve neşe-
şābāş (<F.) “alkış, aferin” HŞ 457
li bir şekilde oturmak” HŞ 505
şābüreyāva (<ö.a.) “bir şehir” KE
şāđmānelıķ (<F.+T.) “şaşkınlık,
165r/10
hayret” şāđmānelıķ ķıl- “hayret
şād (<F.) “mutlu, mesut, sevinçli”
etmek, şaşakalmak” HKT
HŞ 3334, MN (2) 11/99, şād
513a/1
bol- “sevinçli olmak, mesut ol-
şādurvan (<F.) “şadırvan” MN (2)
mak, mutlu olmak” NF 24/16,
3/21
KE 54r/11, HŞ 1143, şād ķıl-
şafāǾat(<A.)“af dileme krş.
“mutlu ve mesut etmek, sevin-
şefāǾat” ME 80/6, şafāǾat ķıl-
dirmek” HŞ 1137, şād tiril-
“affetmek, bağışlamak” ME
“sevinçli olmak, mesut olmak,
174/3, şafāǾat tile- “af dilemek,
mutlu olmak” HŞ 1797, şād tut-
affdilmek istemek” ME 212/3
“mutlu etmek, sevindirmek” HŞ
şafāǾatçı (<A.+T.) “birinin affını
199
dileyen krş. şefāǾatçı” ME 11/8,
şādį (<F.) “şadlık, neşelilik, se- e
şafāǾatçı bol- “birinin affını di-
vinçlik” HŞ 1045 ğ
i
t leyen olmak, affedilmesini is-
şādılıķ (<F.+T.) “mutluluk, neşeli- i
m temek “ME 174/3
lik, sevinçlik krş. şādįlıķ” y
şafaķ (<A.) “şafak, güneşin battık-
şādılıķ artur- “neşelenmek, se- a
y
ı tan sonra ufukta beliren kızıl-
vinmek” HŞ 497 n
e lık” KE 22r/12, HKT 569a/8
şādįlıķ (<F.+T.) “mutluluk, sevinç v
i
şāfį (<A.) “şefaat eden” ME 11/8,
krş. şādılıķ” NF 192/7, şādįlıķ
şāfį ķıl- “şefaat etmek, merha-
ķıl- “sevindirmek, mutlu et-
met etmek” ME 25/2
mek” NF 319/4
şāfįǾį (<ö.a.) “Şii mezhebinin ku-
şādimān (<F.) “mutlu, sevinçli krş.
rucusu krş. imām-ı şāfįǾį krş.
şād-mān” şādimān bol- “sevinç-
li olmak, mutlu olmak” NF
muĥammed ibnü idrįsǿş-şāfiǾį” ş
MM107/3
53/13
şafķat (<A.) “acıyarak sevme, şef-
şādkām (<F.) “çok sevinçli”
kat”şafķat ķıl- “acımak, mer-
şādkām ol- “çok sevinçli olmak,
hamet etmek, acıyarak sevmek”
çok sevinmek” AO V/13
ME 25/2
şādmān (<F.) “mutlu, sevinçli krş.
şaġal (<A.) “çakal” KE 142r/8
şādimān” şād-mān bol-“sevinçli
şāgird (<F.) “öğrenci krş. şākird”
olmak, mutlu olmak” KE
NF 301/5, KE 126r/1, şāgird
200r/17, HŞ 2024, şād-mān ķıl-
544 | D r . Suat ÜNLÜ

bol- “öğreci olmak, öğrencilik şu göndermek, şahin kuşunu


yapmak” NF 201/15 salmak” HŞ 421
şāh (<F.) “şah, başkan, reis, padi- şāhį (<F.) “şahlık krş. şāhlıķ” HŞ
şah, hükümdar krş.şeh” KE 1603
120r/19, MM 94/3, HŞ 2071, şāhid (<A.) “şahit” HŞ 2964
Ka I/4, MN (2) 4/38, şāh-ı şāhlıķ (<F.+T.) “şahlık, padişahlık
kabāil “kabileler şahı” MN (2) krş. şāhį” HŞ 1824, şāhlıķ burcu
27/266, şāh-u Ǿālem “dünya şa- “şahlık burcu” HŞ 1805, şāhlıķ
hı” HŞ 2116, şāh bol- “padişah, it- “şahlık yapmak, hükümran-
hükümdar olmak” KE 187v/3, lık sürmek” HŞ 1723
MN (2) 2/17, şāh-ı cihān “cihan şahmāt (<F.) “satranç oyununda bir
padişahı” HŞ 2024, şāh-ı tabir” HŞ 4353
cihāndār “dünyaya hakim padi- şāhmerdān (<ö.a.) “Kırım’da bulu-
şah” HŞ 512, şāh-ı cihāngįr “ci- nan Kıryer’in beyi” K I/8
han hakimi şah” HŞ 404, şāh-ı şaĥne (<A.) “inzibat, emniyet me-
cihānį “cihan şahı” HŞ 4325, muru” NF 308/4
şāh-ı çin “Çin padişahı” HŞ e
ğ
şahrūd (<ö.a.) “Şahrud” HŞ 1600
3494, şāh-ı cuvānbaħt “talihli i
t şaħs (<A.) “şahıs, kişi” NF 53/10,
şah” HŞ 739, şāh-ı ĥalvet “ hoş
i
m HŞ 1389
ve güzel şah” HŞ 1039, şāh-ı y
a
şaħsį (<A.) “bir şahıs” HŞ 2397
ħūbān “ güzeller şahı” HŞ 228, y
ı şāh-siperġamlig (<F.) “hoş fesle-
şāh-ı ħurrem “mesut ve neşeli n
e ğenli, güzel kokulu bitkilere sa-
v
şah” HŞ 1181, şāh-ı ħusrev i hip (yer)” HKT 508b/3
“Hüsrev şah” HŞ 830, şāh-ı şāh-zād (<F.) “şehzade krş.
ĥüsn “güzellik şahı” HŞ 4175, şahzāde” HŞ 738
şāh-ı merdān “yiğitlerin şahı şāh-zāde (<A.) “şehzade krş. şāh-
Hz. Ali” KE 200r/17, şāh-ı zād” KE 200r/6, HŞ 332
şāħān “şahlar şahı” HŞ 2850, şāǾir (<A.) “şair, ozan” NF 259/7,
şāh-ı yegāne “biricik şah” HŞ KE 86v/8, ME 63/6, HKT
1498 360a/6
şaħ (<F.) “dal” KE 205r/11 şaķāvet (<A.) “asilik, yol kesicilik”
şāhā(<F.) “ey şah krş. şehā” HŞ MM 275/4
513 şaķāyıķ(<A.) “şakayık çiçeği” HŞ
şāhāne(<F.)“şahlara mahsus” HŞ 1424
1011 şaķāyıķuǿn-nuǾmān (<A.) “gelin-
şahbāz(<F) “şahin kuşu” cik” KE 67r/10
şahbāz sal- “av için şahin ku- şaķį (<A.) “haydut, kötü, fena
adam” NF 344/15, KE 158r/16,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 545

şaķį bol- “eşkiyalık yapmak, şarāb-ı ergüvānį (<A.) “kırmızı


haydut olmak” MM 52/2 şarap” HŞ 335, şarāb-ı ergüvānį
şaķįķ-i belħį (<ö.a.) “Hâtim-i iç- “kırmızı şarap içmek” HŞ
Asam’ın hocası, meşhur sûfî ve 327
şair kişi” NF 238/2, şaķįķ “bkz. şarāb-ı ŧuhūr (<A.) “dinî esaslara
şaķįķ-i belħį” NF 238/10 uyan saf şarab” KE 202r/11
şaķįķa (<ö.a.) “Mekke’de sahabe- şāristān (<A.) “şehir” KE 146v/16
lerin meşveret kıldığı ev” NF şart (<A.) “şart, koşul, yerine geti-
93/9 rilmesi gereken krş. şarŧ” NF
şākir(<A.) “şükreden” KE 146r/10, 175/1, MM 250/3, K IV/12, şart
HŞ 309, şākir bol- “çok şükret- ķıl- “şart koşmak, belli bir ko-
mek” K IV/11 şula bağlamak” NF 203/6, ME
şākird(<F.) “öğrenci, talebe krş. 135/2, şart ķılış- “karşılıklı şart
şāgird” ME 68/1, HŞ 2353 koşmak, karşılıklı olarak belli
şākirdlik(<A.+T.) “öğrencilik” bir koşula bağlamak” ME 114/6
şākirdlik ķıl- “öğrencilik yap- şarŧ (<A.) “şart, koşul krş. şart” KE
mak, öğrenim görmek” ME 20v/7 HŞ 2555, şarŧ bol- “koşu-
226/3 e
ğ la bağlamak, şarta bağlamak”
şām (1)(<ö.a.) “Şam, Şam şehri” HŞ 2790, şarŧ it- “şart koşmak,
i
t
i
NF 15/3, KE 27r/11, ME 31/4, m belli bir koşula bağlamak” HŞ
HŞ 204, CE 3/4 MN (2) 7/60 y
a
2699, şarŧ ķıl-“şart koşmak, bel-
şām (2)(<F.) “akşam” şām u śabāĥ y
ı li bir koşula bağlamak” KE
n
“akşam ve sabah” AO II/47 e 73v/4, HŞ 1990
v
şamlıġ(<A.+T.)“Şamlı” KE 162v/7 i
şāş (<F.) “kötü niyetli” KE 241r/14
şāmūşa (<A.) 1. “süs” ME 106/3, şaş- “şaşmak” KE 145v/9
MM 192/2, 2. “iyi bakım, re- şaŧ (<A.) “ırmak” HŞ 2871
fah” ME 65/3 şaŧranç (<F.) “satranç” HŞ 1276
şāmūşasız (<A.+T.) “süssüz” şavķ “aydınlık, ışık” HŞ 2435
şāmūşasız bol- “süssüz olmak, şāvūr (<ö.a.) “Şavur” HŞ 497, ş
sade olmak” ME 178/5 şāvūr-ı Ǿaŧŧar “eczacı Şavur, ta-
şān (<A.) “şan, şöhret, şeref” KE bibi Şavur” HŞ 1907, şāvūr-ı
200r/20, HŞ 2092 server “ulu Şavur” HŞ 480
şanar- “küflenmek” ME 168/2 şāyed (<F.) “şayet” KE 128v/3
şaǾra (<A.) “saç, kıl” ME 6/6 şāyeste (<F.) “şayeste, uygun, ya-
şarāb (<A.) “şarap” NF 364/4, KE raşır krş. şāyiste”şāyeste bol-
192r/8, ME 69/4, HŞ 2881, “uygun olmak, yaraşmak, layık
şarāb iç- “aşk ve şevk şarabını olmak” KE 11v/15, HŞ 489
içmek” MM 369/3, HŞ 1042
546 | D r . Suat ÜNLÜ

şāyiste (<F.) “şayeste, uygun, yara- 359, şefāǾat ķılġan “şefaat


şır krş. şāyeste” şāyiste bol- eden” HKT 556a/5, şefāǾat
“uygun olmak, yaraşmak” NF ķılġuçı “şefaat eden” HKT
68/12 202a/8, şefāǾat maķāmı “ümme-
şāź (<A.) “kaidesiz” KE 116v/13 tine şefaat edecek bir durumda
şāzlik (<A+T.) “menmunluk” olması sebebiyle Hz. Muham-
şāzlik ķıl-“menmunluk duymak, med’in makamına işaret etmek-
menmun olmak” ME 130/8 tedir” NF 314/13
şebāb (<A.) “gençlik” MM 38/4 şefāǾatçı(<A.+T.) “şafi, şefaat eden
şeǾbān ibnü mehdį (<ö.a.) krş. şafāǾatçı” NF 262/2, HKT
“Musnedu Enes adlı hadis kita- 448a/3
bının yazarı muhaddis” imām şefaķat(<A.) “şefkat, mehamet krş.
“bkz. şeǾbān ibnü mehdį” NF şefķat” NF 121/13, şefaķat ķıl-
422/14 “şefkat göstermek, merhametli
şebbāŝ (<A.) “maşa” KE 105r/16 olmak” NF 59/4
şeb-çerāg (<F.) “geceyi aydınla- şefaķatlıġ (<A.+T.) “şefkatli krş.
tan” KE 176v/14 e
ğ
şefķatlıġ” NF 91/6, şefaķatlıġ
şebdiz (<ö.a.) “Hüsrevin atının i
t raĥmetlig “şefkatli ve merha-
metli” NF 131/16, şefaķatlıġ
i
adı” HŞ 734 m

şebeh (<A.) “cisim, eşya” HŞ 1050 y


a
bol- “şefkatli ve merhametli
şeǾbį (<ö.a.) “Ebu ǾAmr ǾÂmir bin y
ı olmak, acımak” NF 412/1
Şarāhîl bin ǾAbd Muhadis” KE şefįǾ(<A.) “şefaat eden” KE
n
e
v
14v/4 i 237v/14, HKT 135b/1, şefįǾ
şebiħūn (<F.) “gece baskını” bol-“şefaat etmek, şefaatçı ol-
şebiħun ķıl- “gece basmak, gece mak” KE 203r/5, şefįǾ keltür-
baskın yapmak” HŞ 1878 “şefaatçı göndermek, şefaat et-
şecere (<A.) “ağaç” KE 225r/19 mek” KE 98r/2, şefįǾ ķıl- “şefa-
şeddād-ı melǾūn (<ö.a.) “Melun at etmek, şefaatta bulunmak”
Şeddad” HŞ 2928 NF 74/2, KE 209v712
şeddād ibnü avs (<ö.a.) “sahabeden şefįl (<A.) “şefaat, şefaat etmek,
bir zat” NF 403/7 şefaat edici” HŞ 119, şefįl ķıl-
şefāǾat (<A.) “şefaat, biri için af “şefaat etmek, şefaatta bulun-
dileme krş. şafāǾat” NF 270/13, mak” HŞ 98, şefįl tutun- “şefaat
KE 2r/10, HKT 89a/3, Ka II/9, ediciye intisap etmek, şefaat
şefāǾat bėr- “şefaat etmek, biri edici edinmek” HŞ 3163
için af dilemek” KE 215v/21, şefķat(<A.) “şefkat, mehamet krş.
şefāǾat ķıl- “şefaat etmek” NF şefaķat” KE 146r/10, HŞ 189
6/4, KE 22r/7, HKT 39b/7, HŞ şefķat ķıl- “şefkat göstermek,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 547

merhametli olmak” NF 87/2, olmadığını söylemek” NF


KE 67r/12, HŞ 4469, MM 335/9, şehādet ķıl- “bir şeyin
406/4, MN (1) 22/14 doğruluğuna inanmak, tanıklık
şefķatlıġ(<A.+T.)“şefkatli krş. etmek, Allah’ın birliğini ve Al-
şefaķatlıġ” NF 55/10, lah’tan başka Allah olmadığını
şefķatlıġraķ “daha çok şefkatli, söylemek” MM 18/1
daha çok merhametli” NF 85/12 şehādetlıġ (<A.+T.) “ikrar etmiş,
şeftālū (<F.) “şeftali” HŞ 1436 söylemiş olan” KE 2r/3
şeh (<F.) “şah, başkan, reis, padi- şehd (<A.) “bal” MM 366/3, HŞ
şah, hükümdar krş. şāh” MN 1195, MN (2) 34/341, şehd al-
(2) 43/430 “bal almak” HŞ 4209, şehd irni
şehā (<F.) “ey şah krş. şāhā” MN “bal dudaklı, bal gibi tatlı du-
(2) 29/286 daklı” HŞ 2983, şehd tap- “bal
şehādet (1) (<A.) “şehitlik” NF bulmak” HŞ 2284, şehd tök-
124/13, KE 242r/19, şehādet “bal dökmek” HŞ 3221
bol-“şehid olmak, şehidlik ma- şehen-şeh (<F.) “şahların şahı krş.
kamına ulaşmak” KE 227r/18 şehinşāh” MN (2) 7/66
şehādet (2) (<A.)“bir şeyin doğru- e
ğ şeher (<F.) “şehir, il krş. şehr (1)”
luğuna inanma, tanıklık etme, şeher ħalķı “şehir halkı, şehir
i
t
i
Allah’ın birliğini ve Allah’tan m ahalisi” NF 300/8
başka Allah olmadığını söyle- y
a
şehįd(<A.) “şehit” NF 198/7, KE
me” NF 376/14, KE 191v/13, y
ı 225r/11, HKT 86b/4, şehįd bol-
n
MM 20/3, şehādet erñeki e “şehit olmak krş. şehįd ol-” NF
v
“şehadet parmağı” KE 7r/16, i
68/17, KE 113v/1, şehįd ķıl-
şehādet kelimesi “Allah’ın bir- “şehid olmak, şehid düşmek”
liğini ve Allah’tan başka ilah NF 145/17, KE 226v/14, şehįd
olmadığını söyleme” NF ķılın- “şehid edilmek” ME
345/12, KE 7r/18, şehādet ay- 209/3, şehįd ol- “şehit olmak
“tanıklık etmek, Allah’ın birli- krş. şehįd bol-” K VI/21 ş
ğini ve Allah’tan başka ilah ol- şehįdlik (<A.+T.) “şehit olma,
madığını söylemek “NF 336/2, şehitlik” NF 128/2, ME 209/4,
şehādet ayt- “tanıklık etmek, şehįdlik maķāmı “şehitlik ma-
Allah’ın birliğini ve Allah’tan kamı” NF 119/3
başka ilah olmadığını söyle- şehinşāh (<F.) “şahlar şahı krş.
mek” NF 154/6, şehādet keltür- şehen-şeh” HŞ 958
“bir şeyin doğruluğuna inan- şehr (1) (<A.) “şehir, il, ülke krş.
mak, tanıklık etmek, Allah’ın şeher” NF 296/4, KE 36v/12,
birliğini ve Allah’tan başka ilah
548 | D r . Suat ÜNLÜ

HŞ 1602, MN (1) 22/4, K kemiş- “şüpheye düşürmek krş.


VI/24 şekge kemiş-” HKT 414b/4
şehr(2)(<A.) “ay, 30 günlük zaman şekāvet (<A.) “bedbahtlık, kutsuz-
dilimi” şehrullāhiǿl-mübārek luk, talihsizlik krş. şikāvet” NF
“mübarek Ramazan ayı” NF 371/1
443/15 şeker (<F.) “şeker, tatlı, helva krş.
şehrį (<A.) “şehirli, şehirden” NF şekker (2)” NF 402/5, KE
328/12, KE 75r/20 75v/6, MM 386/3, HKT
şehr-i bedāyin (<ö.a.) “Bedayin 165b/2, HŞ 450, MN (2)
şehri” HŞ 3510 13/121, şeker bir- “şeker ver-
şehriyār (<F.) “hükümdar, padi- mek, sevindirmek, mutlu et-
şah” HŞ 2195, MN (2) 33/333 mek” HŞ 4385, şeker bol- “şe-
şehvet (<A.) “şehvet, cinsel istek, ker olmak, tatlanmak” HŞ
tutku” NF 265/11, KE 108v/10, 4199, şeker tök- “şeker dök-
MM 89/3, HKT 365a/1, HŞ mek, tatlandırmak” HŞ 1311
528, şehvet otı “şehvet ateşi” şekibā (<F.) “sabır” şekibā ķalma-
MM 82/1, şehvet suyı “meni” e
ğ
“sabırsızlanmak” HŞ 4226
KE 202v/1 i
t şekker (1)(<ö.a.) “şeker” HŞ 3017,
i
şek (k) (<A.) “şüphe, tereddüt, m MN (2) 12/112
kuşku” NF 307/8, KE 236v/9, y
a
şekker (2) “şeker krş. şeker” HŞ
MM 124/1, HKT 146a/3, HŞ y
ı 2612, şekker bol- “şeker olmak,
4296, şek küni “hilalin görül- tatlanmak” HŞ 3696, şekker
n
e
v
memesi sebebiyle şabanın otu- i saç- “şeker saçmak, tatlandır-
zuncu günü mü yoksa ramaza- mak” HŞ 1028, şekker tök- “şe-
nın birinci günü mü olduğuna ker dökmek, tatlandırmak” HŞ
tereddüt edilen gün” MM 555
163/2, şek ve şübhe “şüphe ve şekkerįn (<F.) “şekerden yapılmış,
kuşku” NF 270/10, şek tut- şeker gibi tatlı” HŞ 2995
“şüphelenmek” HKT 255b/1, şekkeristān (<F.) “sevgilinin duda-
şek tutġan “şüpheci” HKT ğı (mecazi olarak” HŞ 4183
55a/6, şek tutuġlı “şüpheci” şekl (<A.) “şekil, görünüş” NF
HKT 138a/3, şekge kemiş- 268/13, HŞ 3561, şekl-i şāh u
“şüpheye düşürmek krş. şekke sebdįz “şah ve şebdizin şekli,
kemiş-” ME 93/4, şekge tüş- benzeri” HŞ 2564, şekl-i ŧāvūs
“şüphelenmek, şüpheye düşmek “tavus kuşu şekli, benzeri” HŞ
“ME 43/5, MM 125/3, şekge 1416, şekl-ü şemāyil “görünüş
tüşür- “şüphelendirmek, şüphe- ve huylar” MN (2) 23/221
ye düşürmek” ME 52/1, şekke
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 549

şeklen (<A.) “şekilce, şekil bakı- şenbelemek “cumartesi günün


mından” HKT 555a/3 yasaklarına uyma” HKT 10a/1
şeklig (<A.+T.“şüpheli, kuşkulu, şenbetle- (<F.+T.) “cumartesi gü-
şüpheye düşen, şüpheci” KE nünün yasaklarına uymak krş.
197v/8, HKT 450a/1, şeklig şenbele-” HKT 269b/9
bol- “şüpheye düşmek, şüphe- şenbih (<F.) “cumartesi krş. şenbe”
lenmek” ME 147/3, HKT NF 5/9
535b/9, şeklig ķıl- “şüpheye şengerf (<F.) “zincifre denilen
düşürmek” HKT 225a/1 boya” HŞ 4199
şeksiz (<A.+T.)“şüphesiz, kuşku- şer (r) (<A.) “kötülük, şer, fenalık,
suz” NF 275/13, HŞ 3932 zarar” NF 397/8, KE 47r/20,
şellem (<ö.a.) “Beyt-i Makdis’in ME 65/5, MM 279/2, HKT
eski adı” KE 56v/3 313a/4, şer bol- “zarar vermek,
şemǾ(<A.) “çerağ, mum” KE fenalık yapmak” NF 36/11
173v/18, HŞ 1850, şemǾ-i revān şerǾ (<A.) “dinî kaide” şer ķıl-
“yürüyen ışık, sevgili” HŞ 3525 “dini kaide haline getirmek”
şemāyil (<A.ç.) “huylar” MN (2) HKT 462a/1, şerǾ uçmaĥı
23/221 e
ğ “Cennet” HŞ 4626
şemħā binti anūreş (<ö.a.) “Nuh
i
t şerǾan (<A.) “şer’an, şer’i hüküm-
i
peygamber’in annesi” KE m lere göre” NF 134/9
22v/16 y
a
şerbet (<A.) “şerbet, içecek” NF
şemme (<A.) “çok az, kısaca, çok y
ı 100/3, KE 5v/10, MM 248/2,
n
kısa bir süre, ani” NF 178/7 e HŞ 1953, şerbet bir- “şerbet
v
şemǾūn (1)(<ö.a.) “İsa Peygam- i
vermek, tatlandırmak” HŞ
ber’e iman etmiş olan Hz. Mer- 3843, şerbet iç- “şerbet içmek”
yem’in yeğeni” NF 150/14 HŞ 3367, şerbet ķıl- “tatlandır-
şemǾūn (2) (<ö.a.)“Yusuf peygam- mak, şerbet yapmak” NF 99/11
ber’in kardeşi” NF 354/16 şer(r)cilik (<A+T.)“kötülük yan-
şemǾūn (3) (<ö.a.) “Hz. Ali’nin daşlığı” şercilik ķılış- “kötülük ş
Yahudi komşusu” NF 140/13 yandaşlığı yapmak” ME 120/5
şemvįl (<ö.a.) “Davud peygam- şeref (<A.) “şeref, itibar” şeref bir-
ber’in babası krş. İşmuǿįl” “şeref vermek, itibar kazandır-
KE132r/12 mak” HKT 469b/9, HŞ 22
şenbe (<F.) “cumartesi krş. şenbih” şereflüg (<A.+T.) “şeref sahibi,
KE 36v/2 şanlı, şerefli” HKT 432a/2
şenbele- (<F.+T.) “cumartesi gü- şerĥ (<A.) “şerh, açıklama” NF
nünün yasaklarına uymak krş. 444/7, şerĥ ķıl- “şerh etmek,
şenbetle-” HKT 166a/2, açıklamak” HŞ 639
550 | D r . Suat ÜNLÜ

şerǾį (<A.) “şeriatla ilgili, şeriata ķıl-“delirtmek, kendinden ge-


uygun” HŞ 128, şerǾį ķabala çirmek” MN (2) 2/18
“şeriatla ilgili delil, şerata uy- şeyħ (<A.) “şeyh, aziz, tarikat ön-
gun delil” AO II/25 deri, yaşlı, ihtiyar adam” NF
şerįǾat(<A.) “şeriat, din kaideleri, 19/2, KE 11r/1, MM 272/4
İslam dini” NF 185/15, KE şeyħ aĥmed (<ö.a.) “Sahib
2r/8, MM 49/1, HKT 22a/6, HŞ Girey’in tarhanlık verdiği kişi”
129, MN (1) 13/4, şerįǾat Ǿilmi Ka II/6
“şeriat ilmi, şeriat hühümleriyle şeyħ şaķįķ (<ö.a.) “Belh’te İbrahim
uğraşan bilim” KE 110v/4, Edhem’in müridi Hâtim-i As-
şerįǾat yolı “şeriat yolu” MM sam’ın hocası meşhur sufî ve
320/1 şair kişi” KE 18v/1
şerįf (<A.) “şerefli, soylu, itibarlı” şeyħ şeref ħāce (<k..a.) “Harezmli
MM 8/4, HKT 570b/2, K VI/12 bir bilgin ve mutasvvıf” MM
şerįk (<A.) “ortak, ortak koşma” 349/3
NF 29/7, KE 236v/9, şerįk ortaķ şeyħüǿl-ĥarām ebuǿl-Ǿabbās mūsā
“ortak, ortak koşma” NF 78/17, e
ğ
(<ö.a.) “bir âbid” NF 228/15
şerįk bol- “ortak olmak, ortak i
t şeyħüǿl-hüdā (<A.) “doğru yolu
i
koşmak” NF 408/16 m gösteren şeyh” MM 399/3
şėş- “çözmek, açmak krş. şeş-, şiş-, y
a
şeyħ-i vaķūr (<A.) “Ebu Bekr’in
çeş-” MM 289/1 y
ı lakabı” KE 201r/20
şeş- “çözmek, açmak krş. şėş-, şiş-, şeyŧān (<A.) “şeytan” NF 9/14, KE
n
e
v
çeş-” ME 149/5, İML 119 i 9v/17, ME 224/6, MM 281/3,
şeşil-“çözülmek, açılmak krş. şişil- HKT 347a/8, HŞ 1516, şeyŧān-ı
” NF 226/6, ME 159/3 laǾįn “melun şeytan” NF
şevķ (<A.) “sevinç, neşe” MM 213/12, HŞ 156, şeyŧānġa
369/3, HŞ 1601 atılġan yulduz “şeytana atılan
şevket(<A.) “heybet, büyüklük” K yıldız, alevli ot” HKT 551a/4
VIII/5 şeyŧānį (<A.) “şeytanî, kötü, kor-
şevvāl (<A.) “şevval ayı, Arabî kunç” NF 213/14, şeyŧānį bol-
ayların onuncusu”şevvāl ayı “kötü olmak, korkunç olmak,
“şevval, ayı, Arabî ayların zarar vermek” NF 214/5
onuncusu” MN (1) 12/13 şın(<A.) “Arap alfabesinin on al-
şeyāŧįn(<A.ç.) “şeytanlar” KE tıncı harfi” KE 86r/21
149v/14 şış“şiş, kabarıklık krş. şiş (1)” ME
şeydā(<F.)“divane”şeydā bol- 156/8
“kendinden geçmek, deli divane şış-“şişmek, kabarmak krş. siş-,
olmak” MN (2) 28/280, şeydā şiş-(1)” ME 130/1
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 551

şışuķ “şiş, şişkin, şişmiş krş. şişik” şiltāķ (<F.) “haksızlık, tecavüz”
KE 130v/13, şışuķ yüzlü er KE 116r/1
“şişman yzlü , yüzü şişmiş olan şimāl (<A.) “kuzey, kuzeyden esen
erkek” ME 68/5 rüzgar krş. şimālį” KE 179v/7
şışur- “şişirmek” ME 96/5 şimālį (<A.) “kuzeyden esen rüz-
şiblį (<ö.a.) “Evliyanın ve muta- gar krş. şimāl” KE 156r/4
savvıfların büyüklerinden, şimdi “şimdi” K VII/26
Cüneyd-i Bağdadî’nin öğrenci- şimşād(<F.) “şimşir ağacı” HŞ 696
si” MM 278/3 şiǾr (<A.) “şiir” KE 16v/10, ME
şifā (<A.) “iyileşme, şifa, deva” 11/7, HKT 424b/1, HŞ 3803,
NF 331/8, KE 23r/19, HKT şiǾr ay- “şiir söylemek, şiir
278b/4, şifā bėr- “şifa vermek, okumak” ME 133/4, şiǾr ayt-
iyileştirmek krş. şifā bir-” NF “şiir söylemek, şiir okumak ME
34/11, KE 61v/18, şifā bir- 89/5, şiǾr oķuş- “karşılıklı şiir
1.“şifa vermek, iyileştirmek krş. okumak” ME 196/2
şifā bėr-” HKT 355a/1, 2. “fe- şįr (<F.) “süt” HŞ 2339
rahlık vermek, ferahlatmak” şiǾrā (<Yun.) “Şira-yı Yemanî ve
HKT 182b/8, şifā bol-“ iyileş- e
ğ Şira-yı Şamî adlı iki yıldızın or-
mek, şifa olmak” KE 13v/5,
i
t tak adı” HKT 505a/3
i
şifā tile- “iyileşmesini istemek” m şirā (<A.) “satın alma” NF 230/11
ME 223/5 y
a
şįrįn (1)(<F.) “tatlı” HŞ 192, MN
şihābuǿl-aħbār (<ö.a.) “İmam Ab- y
ı (1) 20/10, MN (2) 11/105, şįrįn
n
dullah KuzaǾî’nin hadis kitabı” e
v
ķıl- “tatlandırmak” HŞ 11,
NF 206/13 i
şįrįnrek “daha tatlı” HŞ 3376
şikār (<F.) “av” KE 223r/20 şįrįn (2)(<ö.a.) “Hüsrev ve Şirin
şikāvet (<A.) “bahtsızlık, kutsuz- hikayesinin kadın kahramanı”
luk krş. şekāvet”şikāvet-i ebedį HŞ 3795, MN (2) 28/273
“ebedi bahtsızlık, sonsuz talih- şįrįnlik (<F.+T.) “tatlılık, hoşluk”
sizlik” NF 419/17 HŞ 3070 ş
şikāyet (<A.) “şikayet, sızlanma” şirk(<A.)“müşriklik, Allah’a ortak
NF 132/8, KE 239v/21, HŞ koşma” KE 66r/19
3599, şikāyet ķıl- “şikayet et- şirket (<A.) “ortaklık” şirket bol-
mek” NF 72/13, KE 100v/8, “orta olmak, ortaklık yapmak”
ME 152/2, MM 352/1, HKT MM 246/2
236a/8, HŞ 2902 şirviye (<ö.a.) “Şiroye “ HŞ 4410
şikeste (<A.) “kırılmış, incinmiş” şįŝ(<ö.a.)“Şis peygamber” KE
şikeste bol- “kırılmak, incin- 17v/17
mek” NF 288/5
552 | D r . Suat ÜNLÜ

şiş (1) “şiş, şişlik, yumru krş. şış” şor (<F.) “tuzlu krş. şūr (2)” HKT
NF 95/7, KE 120r/5, şiş bol- 349a/5, şor ķıl- “tuzlu olmak,
“yumrulaşmak, şişmek” KE tuzlandırmak” ME 69/8
120r/1, şiş böre (k) “şiş böreği” şorba (<F.) “çorba krş. şūrba” ME
İML 165 89/8
şiş (2) “pişirilecek etin geçirildiği şöhret (<A.) “şöhret” şöhret tap-
ağaç yahut demir kazık” İML “meşhur olmak, haber yayıl-
169 mak” KE 142r/21
şiş- (1) “şişmek, kibirlenmek, şöyle “şöyle” K V/9
büyüklük taslamak” NF 345/15, şuǾayb (<ö.a.)“Meyden ve eyke
KE 74r/7 ahalilerine gönderilen peygam-
şiş-(2)“çözmek, koparmak krş. şeş- berin adı” NF 113/1, KE 37v/3,
,şėş-, çeş-” HŞ 2186 HKT 222b/2, şuǾayb ķavmı
şįşe (<F.) “şişe” HŞ 1584, şįşe ķıl- “Hz. Şuayb’in gönderildiği ka-
“şişe yapmak” HŞ 1918, şįşe vim, Ashabuǿl-Eyke” HKT
oyna- “şişe oyunu oynamak” 256a/3
HŞ 1918, şįşe oyunı “şişe e
ğ
şubān (<F.) “çoban krş. çūbān,
oyunı” HŞ 1579 i
t çūpān” şubān- ehliǿl- cennet
i
şįşeçi (<F.+T.) “şişeci” HŞ 1918 m “Cennet ehlinin bekçileri” KE
şişek“bir yaşını doldurmuş kuzu y
a
2r/16
krş. siçek” İML 172, şişek bol- y
ı şuġl (<A.) “meşguliyet, uğraşı” KE
“bir yaşını doldurmak” HŞ 200v/19
n
e
v
1638 i şuħ (<F.) “güzel, hoş” HŞ 3681
şişik “şişmiş, şişkin krş. şışuķ” şuħluķ (<F.+T.) “şuhluk, güzellik,
İML 163 hoşluk” HŞ 3399, şuħluķ ķıl-
şişil- “kırılmak, kopmak krş. şeşil- “güzellik yapmak, hoşça dav-
” HŞ 3714 ranmak” HŞ 3755
şişlen-“şişlenmek, kebap olmak, şuǾle (<A.) “şule, kıvılcım, parıltı”
yenmek” HŞ 4712 KE 155v/11, HŞ 427, MN (2)
şįve(<F.)“naz, eda” MN (2) 36/362 23/229
şįvelig (<F.+T.) “işveli” HŞ 672 şūm(<F.) “uğursuz, krş. şom” KE
şol “şu” HŞ 1213, K VII/22 248v/19, HŞ 2056, şūm bol-
şom (<F.) “uğursuz, krş. şūm” şom “uğursuz olmak” HŞ 4254,
fāl “uğursuzluk” HKT 421a/7, şūmraķ “daha uğursuz, çok
şom fāl ķıl- “uğursuz saymak” uğursuz” KE 35r/1
HKT 364a/9, şom fāl tut- şūmluġ (<F.+T.) “uğursuzluk, kö-
“uğursuz saymak” HKT 421a/5 tülük krş. şūmluķ” İML 153
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 553

şūmluķ (<F.+T.) “uğursuzluk, kö- retmek” KE 10v/6, HKT


tülük krş. şūmluġ” NF 18/9, KE 230b/7, HŞ 1553, K VIII/3,
228v/20 şükr ķılġan 1. “şükreden” HKT
şundaġ “şöyle” KE 107v/15 58a/4, 2. “şükredenleri müka-
şunķar “bir kuş adı” MN (2) 1/5 fatlandıran” HKT 22b/9, 3.
şūr (1)(<F.) “karışıklık, kargaşalık” “şükredenleri mükafatlandıran,
HŞ 4647 esma-i hüsna’dan eş-şekūr”
şūr (2) (<F.) “tuz, tuzlu krş. şor” HKT 463b/5, şükr ķılmaķ “şük-
HŞ 3307 retme” HKT 350a/1, şükr ti-
şūrba (<F.) “çorba krş. şorba” NF “şükretmek, şükür kelimesini
193/7 söylemek” HŞ 2913
şūrlan-(<F.+T.)“tuzlanmak” HŞ şükrāne (<A.) “şükran alameti,
3563 iyilik bilme” KE 132r/7, MN
şurūǾ(<A.) “başlama” şurūǾ ķıl- (2) 5/41
“başlamak” NF 100/9 şükür (<A.) “şükür, şükretme krş.
şübhe (<A.) “şüphe, kuşku krş. şükr” NF 26/7, ME 42/4, MM
şübhet” NF 300/11, MM 172/4 378/1, şükür-ü sipās “şükür ve
şübhelig (<A.+T.) “şüpheli, kuşku- e
ğ övgü” NF 51/5, şükür ķıl- “şük-
lu krş. şübhetlig” NF 300/6,
i
t retmek, sabretmek” NF 55/17,
i
MM 323/2 m MM 311/2
şübhet (<A.) “haram ve helal oldu- y
a
şüreyĥ (<ö.a.) “Ebu Şüreyh el-
ğu kesin belli olmayan krş. y
ı Huzâî. Sahabeden bir zat” NF
n
şübhe” NF 301/1 e 182/14
v
şübhetlig (<A.+T.) “şüphe, kuşku i
şürūǾ (<A.) “başlama, bir işe gi-
krş. şübhelig” NF 296/11 rişme” MM 129/2, HKT
şübhetsiz (<A.+T.) “şüphesiz, kuş- 556a/3, şürūǾ ķıl- “başlamak,
kusuz” NF 246/11 bir işe girişmek, girişmek”
şücāǾat (<A.) “yiğitlik” MN (2) MM 131/3, HKT 548a/7, şürūǾ
8/73 ķılmaķ “başlama, girişme” ş
şükr (<A.) “şükür krş. şükür” KE HKT 500b/6
9r/11, HKT 410a/6, HŞ 3166,
MN (1) 6/7, AO IV/11, MN (2)
28/278, şükr ay- “şükretmek,
şükür kelimesini söylemek” HŞ
232, şükr ayıt- “şükretmek, şü-
kür kelimesini söylemek” HŞ
4181, şükr it- “şükretmek” HŞ
198, şükr ķıl- “şükretmek, sab-
554 | D r . Suat ÜNLÜ

-T-/-Ŧ- ŧaǾām (<A.) “yemek, yiyecek krş.


ŧaǾm” NF 107/7, KE 6v/19, ME
146/8, MM 297/2, HKT
tā- (<F.) 1.“tâ, kadar, değin” NF
230b/1, ŧaǾām bėr- “ yemek
225/6, KE 12v/12, HŞ 324, MN
vermek, doyurmak” KE 69v/10,
(2) 36/364, 2. “diye, için” HKT
ŧaǾām ķıl- “yemek yapmak” NF
55a/9, tā kim “ta ki” KE 103r/8,
29/1, ŧaǾām tat- “yemek tatmak,
HŞ 2694, tā munuñ üçün kim
yemeğin lezzetini tatmak” NF
“şunun için ki, diye, için” HKT
107/4, ŧaǾām yė-“yemek ye-
390a/4, tā …. üçün “diye, için”
mek” KE 59v/10, MM 297/1,
HKT 65b/3
ŧaǾāmdın ħālį bolġan “yiyecek
taǾabbür(<A.) “ibret verici”
bir şeyi olmayan” HKT 513a/6
taǾabbür-ü dehşet “ibret verici
taǾarruf (<ö.a.) “Şeyh İmam İshak
ve korkunç” KE 21r/3
Kelâbâzî’nin eseri” NF 3/9
tāǾbende (<F.) “parlak” tāǾbende
taǾarruż (<A.) “yönelme” taǾarruż
bol-“parlamak, aydınlatmak”
ķıl- “yönelmek” HKT 564b/4
MN (2) 9/80 e taǾaśśub (<A.) “taraftarlık etme”
taǾaccüb (<A.) “hayrete düşürme, ğ
i
taǾaśśub ķıl- “taraf tutmak, ta-
şaşkınlık” NF 235/12, KE t
i
m raftarlık etmek” NF 229/1
55v/21, HŞ 901, taǾaccüb ķıl-
y ŧāǾat(<A.) “itaat ve ibadet, Allah’ın
“hayrete düşürmek, şaşırtmak” a
y
emirlerini yerine getirme” NF
NF 22/13, taǾaccübler ķıl- “hay- ı

61/7, KE 2r/18, ME 178/6, MM


n
e
retlere düşürmek, çok şaşırt- v
i 321/3, HKT 385a/3, HŞ 3162,
mak” NF 82/9
MN (1) 14/10, ŧāǾat u Ǿibādet
taǾālā(<A.) “yüce, ulu, Tanrı adın-
“itaat ve ibadet” NF 9/15, ŧāǾat
dan sonra söylenen saygı sözü
ve Ǿibādet “itaat ve ibadet” NF
krş. teǾālā” KE 33r/10, HŞ 111,
320/8, KE 100v/16, ŧāǾat bol-
MN (1) 1/6, K VIII/3
“ibadet etmek, ibadet olmak”
taǾālāǿllah (<A.) “yüce tanrı” HŞ
NF 229/14, ŧāǾat ķıl- “itaat ve
17
ibadet etmek, Allah’ın emirleri-
taǾalluķ(<A.) “ilgili olma veya
ni yerine getirmek” NF 9/16,
olan” taǾalluķ tut- “ilgi tutmak,
KE 2v/6, MM 25/2, HKT
bağ kurmak, ilgili olmak” AO
402b/3, MN (1) 10/12, ŧāǾat
V/22
ķılġan “itaat ve ibadet eden”
taǾallümsüz (<A.+T.) “ders alma-
HKT 387b/9, ŧāǾat ķılġan eren
mak, ders almaksızın, okuma-
“itaat ve ibadet eden erkek”
dan” MM 309/1
HKT 403a/4, ŧāǾat ķılġan tişi
“itaat ve ibadet eden kadın”
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 555

HKT 403a/4, ŧāǾat tut- “itaat ve ŧabbāħlıķ(<A.+T.) “aşçılık” KE


ibadet etmek” KE 126r/21, 138r/13
ŧāǾatdın çık- “itaat etmemek, asi tabbalat- “eğlendirmek, sevindir-
olmak, Allah’ın emirlerini yeri- mek” ME 6/3
ne getirmemek” HKT 425b/5 tābiǾ (<A.) “birine bağlı olan, tâbi”
ŧāǾāt (<A.ç.) “taatlar ve ibadetler” KE 106v/2
NF 260/10 ŧabįǾat (<A.) “tabiat, huy, yaradı-
ŧāǾatlıġ(<A.+T.) “ibadet eden, lış” KE 91v/5, HŞ 1584
abid” NF 329/1 ŧabįb(<A.) “tabip, doktor” NF
ŧabǾ (<A.) “tabiat, huy, yaradılış, 118/11, KE 181r/14, ŧabįb-i
kitap basma” HŞ 188, ŧabǾ-ı ĥāziķ “ehil doktor” NF 423/11
endāmı “boy pos güzelliği KE ŧabįbluķ (<A.+T.) “tabiblik” HŞ
55v/8, ŧabǾ-ı mevzūn “dengeli 4326
ve ölçülü vücut, güzel vücut” ŧabibsin- (<A.+T.)“tabiplik etmek”
HŞ 402 ME 182/2
taba“şematet (başkasının keder ve tābiǾįn (<A.ç.) “sahabe görüp
musibetine sevinme)” İML 190 kendisinden hadis dinlemiş
tāba (<F.) “tava” NF 438/9 e
ğ olanlar” NF 188/9
ŧabaķ (1)“tabak” NF 121/5, KE
i
t taǾbįr (<A.) “tabir, yorum (rüya)”
i
85r/19, HKT 98b/5, HŞ 2044 m KE 87v/3, MM 388/4, HKT
ŧabaķ (2) “kat, tabaka” MM 395/2 y
a
231b/4, HŞ 3780, taǾbįr ayt-
tabala-“şematet etmek (başkasının y
ı “rüya tabir etmek, rüya yorum-
n
keder ve musibetine sevinmek” e lamak” KE 88r/11, taǾbįr et-
v
İML 124 i
“rüya tabir etmek, rüya yorum-
taban (1)“ters, baş aşağı” ME 44/4 lamak” KE 187r/3, taǾbįr Ǿilmi
taban (2) “taban, ayak altı” KE “rüya yorumlama ilmi” NF
220r/14, HKT 267a/2, HŞ 1665 191/14, taǾbįr ķıl- “rüya tabir
tabānça (<F.) “tokat” tabānça ur- etmek, rüya yorumlamak” NF
“tokat vurmak, tokatlamak” NF 7/5, KE 87r/2, HKT 231b/3
354/16 taǾbiye (1) (<A.) “düzenleme, ter-
tabanlıġ “ark vergisi” AO II/37 tip” taǾbiye ķıl- “tertip etmek, t
ŧabarzed (<F.) “üzüm, meyve” HŞ düzenlemek” KE 80v/8
4183 taǾbiye (2) (<A.) “tabya” taǾbiye
ŧabāyiǾ (<A.ç.) “tabiat, tabiatlar” ķıl- “tertip etmek, düzenlemek”
HŞ 62 MN (2) 6/54
tabba “eğlence, alay ve ayıplama” ŧabl(<A.) “davul” KE 141v/14, HŞ
ME 6/4 2111, ŧabl ķaķ- “davul çalmak,
davul vurmak” KE 188r/2
556 | D r . Suat ÜNLÜ

tābūt (<A.) “tabut, sandık” NF olarak açıklamak” HKT 388a/6,


68/5, KE 131v/21, HKT tafśįl ķılın- “ayrıntılı olarak
302b/2, HŞ 4528, MN (1) 21/4, açıklanmak” HKT 455a/2
tābūt ķıl-“tabut yapmak” KE taġ 1.“dağ krş. daġ (1)” NF 10/3,
131v/17 KE 123r/20, ME 71/2, MM
tabya-“yapmak, hazırlamak” ME 309/3, HKT 561b/4, HŞ 2662,
131/5 MN (1) 22/3, İML 178, 2. “set,
tāc (<A.) “taç” NF 278/11, KE mânia” HKT 291b/5, taġ baġrı
7r/9, ME 80/5, HŞ 137, MN (2) “dağ eteği, dağ yamacı” HŞ
2/16, tācüǿl-emr “hükümdar, 545, taġ başı “dağ tepesi” İML
emir makamı” KE 2r/10, tāc 178, taġ burcı “dağın tepesi,
kiđ- “tac giymek krş. tāc key-, dağın zirvesi” HŞ 2714, taġ
tāc kiy-” HŞ 4411, tāc key- “tac iteki “dağın kenarı, dağ yama-
giymek krş. tāc kiđ-, tāc kiy-” cı” HŞ 525, taġ töpesi “dağın
ME 186/6, tāc keydür- “tac giy- tepesi, dağın zirvesi” HŞ 2585,
dirmek” NF 228/3, tāc kiy- “tac taġ üngüri “dağ içindeki mağa-
giymek krş. tāc kiđ-, tāc key-” e
ğ
ra” HKT 189a/3, taġ yanı “dağ
HŞ 3262, tāc ur- “tac giymek” i
t yamacı” HKT 291b/8
KE 76v/7, tāc urun- “tac giy-
i
m taġāfulsın-(<A.+T.)“cahil görün-
mek, tac giyinmek” ME 186/6 y
a
mek” ME 205/2
tacik (<ö.a.) “Tacik” KE 230v/3 y
ı taġar “çul” taġar ton “çuldan yapı-
taǾcįl(<A.)“acele ettirme, çabuk- lan giyecek” KE 237v/1
n
e
v
laştırma” NF 32/3, K VII/42, i taġarçıķ “meme tepesi” İML 170,
taǾcįl ķıl- “acele ettirmek, ça- 2. “deriden küçük torba krş.
buklaştırmak” NF 11/10, taǾcįl taġarçuķ” İML 170
ķılın- “acele ettirilmek, çabuk- taġarçuķ “içine buğday ve başka
laştırılmak” HŞ 3077, taǾcįl ol- şeyler konulan büyük kap, harar
“acele etmek, çabuk hareket krş. taġarçıķ” NF 107/8
etmek” K VII/37 taġay “dayı” İML 144
tāclıġ (<A.+T.) “taçlı, tacı olan” taġayyur (<A.) “değişme, bozul-
KE 125v/10 ma” taġayyur bol- “değişmek,
tafaĥĥus(<A.)“inceden inceye araş- bozulmak” NF 243/7, taġayyur
tırma” tafaĥĥus ķıl-“derin ve ķıl- “ değiştirmek, bozmak” NF
ayrıntılı araştırmak” NF 146/2 303/5, HŞ 1156
tafśįl (1)(<A.) “bölmek, ayırmak” taġdıl-“dağılmak, ayrılmak krş.
KE 201r/13 taġıl-, daġıl-” HŞ 3267
tafśįl(2) (<A.) “ayrıntılı olarak taġı “dahi krş. daġı, daħı, taķı” MN
açıklama” tafśįl ķıl- “ayrıntılı (2)2/15
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 557

taġı- “dağıtmak” İML 130 ŧāhir (1)(<ö.a.) “Hz. Muham-


taġıl-“dağılmak, saçılmak krş. med’in Hz. Hadice’den olan
daġıl-, taġdıl-” NF 74/4 dört oğlundan biri” NF 5/2, KE
taġıla- “dağılmak krş. daġıla-” 198r/18
İML 130 ŧāhir (2) (<A.) “temiz, pak” HŞ 21
ŧāġį(<A.) “taşkınlık, azgınlık” ŧāġį taǿħįr (<A.) “geciktirmek” taǿħįr
ķıl- “doğru yoldan çıkarmak, ķıl- “geçiktirmek” ME 15/8,
azdırmak” HKT 496b/1 taǿħįr ķılış- “karşılıklı
ŧāġįlıķ (<A.+T.) “taşkınlık, azgın- geçiktirmek” ME 123/5
lık” HKT 201b/1 ŧahįrāt (<A.ç.) “temizler, paklar”
taġla-“dağlamak” ME 61/2 KE 189v/2
taġlan-“yakılmak, dağlanmak” taĥiyyāt (<A.)“ (Allah ömürler
HKT 186a/2 versin) temennisinde bulunma,
taġuķ “tavuk krş. tavuķ (1), daġuķ, hayır, dua, namazın
taķuķ, taķaġu, tawuķ” taġuķ yı- ka’delerinde okunan
lı “Türkçe 12 yıl atlarından 10 (ettehiyyatü) duası krş.
uncu yılın adı” İML 186 taĥiyyet” NF 128/7, KE
taġyįr (<A.) “değiştirme” taġyįr e
ğ 107r/13, MN (1)1/2, taĥiyyāt
ķıl- “değiştirmek, başkalaştır- secdesi “tahiyyat secdesi, na-
i
t
i
mak” NF 368/1, HKT 284b/9 m mazda 2. rekattan sonra
taħalluf(<A.) “geride kalma” y
a
tahiyyet secdesi yapmak” KE
taħalluf ķıl- “geride bırakmak” y
ı 158r/1, taĥiyyāt ay- “iyilik ve
n
NF 242/2 e sağlık dileğinde bulunmak, dua
v
taĥammül (<A.) “tahammül, sabır” i
etmek” KE 233r/2, taĥiyyāt ıđ-
taĥammül ķıl- “tahammül et- “iyilik ve sağlık dileğinde bu-
mek, sabretmek” NF 13/7, KE lunmak, dua etmek” KE 63v/19
124v/14, HŞ 3090 taĥiyyet (<A.) “hayır, dua, iyilik ve
ŧahāret (<A.) “temizlik, temizlen- sağlık dileğinde bulunma, se-
me” KE 206r/11, ŧahāret ķıl lam verme, namazın
“temizlenmek, temizlik yap- ka’delerinde okunan
mak” KE 96v/18, MM 99/1, (ettehiyyatü) duası krş. t
MN (1) 2/13 taĥiyyāt” MM 6/2, HKT
ŧahāretsiz(<A.+T.) “pis, kirli” KE 404b/1, AO IV/7, taĥiyyet-i
221v/5 Ǿabdühū beñli girey “Bengli Gi-
taĥayyür (<A.) “hayran olma” MN raya hayur duada bulunma” K
(2) 18/176 XI/21, taĥiyyet-i nūr dev-
taħır“tatlı olmayan, acı krş. tıħır” let “parlak ve aydınlık devlete
HKT 416a/9
558 | D r . Suat ÜNLÜ

hayır duada bulunma” K ranlık yapmak, hükümranlığa


VIII/11 geçmek” NF 82/3, KE 32r/10,
taĥiyyet-nāme (<A.+F.) “hayır, taħt ķıldur- “hükümranlık yap-
dua, iyilik ve sağlık dileğinde tırmak” NF 209/12, taħt ķur-
bulunma mektubu” K III/20 “taht kurmak” KE 87r/19, HŞ
taĥķįķ (<A.) “gerçeği araştırma, 1025, taħt leşkeri “taht askeri,
gerçek, doğru” KE 116r/13, hükümrana bağlı olan asker” K
MM 314/2, taĥķįķ bil- “ger- VI/23, taħt tut- “hükamranlık
çeği bilmek, doğruyu öğren- yapmak, hükümranlığı elde et-
mek” KE 188v/3, taĥķįķ ķıl- mek” HŞ 1254, taħt ur- “taht
“araştırmak, incelemek, gerçeği kurmak” NF 42/3, KE 75r/8,
ortaya çıkarmak” KE 173r/9 HŞ 739, taħt urul- “taht kurul-
taĥķįķsiz(<A.+T.) “doğru olup mak” NF 9/7
olmadığını araştırma” taĥķįķsiz taħta (<A.) “levha, tahta kereste”
ħaber kemiş- “doğruluğunu NF 155/4, KE 52v/9, HKT
araştırmadan haber yaymak” 162b/6, HŞ 2026, taħta taħta
HKT 407a/4 e
ğ
ķıl- “levha haline getirmek” NF
taĥrįme(<A.)“başlangıç tekbiri” i
t 250/9
taĥrįme ķıl- “başlangıç tekbiri
i
m taħta-i Ǿāc (<A.) “(mec.) Şirin’in
getirmek” ME 179/6 y
a
fil dişi rengindeki vücudu” HŞ
taĥrįś (<A.) “hırslandırma” taĥrįś y
ı 1659
ķıl- “hırslandırmak, teşvik et- n
e taħta-i hāk (<A.) “yeryüzü” HŞ
v
mek” NF 124/14, KE 228v/18 i 1568
taĥsįn (<A.) “takdir etme, beğen- taħtalıġ (<F.+T.) 1.“tahtalı, keres-
me, güzelleştirme” taĥsįn ay- teli” KE 176r/4, 2. “tahtadan
“takdirini ve beğenisini ifade yapılmış” HKT 506a/6
etmek” HŞ 2324, taĥsįn ayıt- taħt-ı revān (<F.) “tahterevan, eş-
“takdirini ve beğenisini ifade raftan kişilerin dört hamal tara-
etmek” HŞ 4204, taĥsįn bėr- fından taşındıkları nesne” KE
“takdir etmek, beğenmek, gü- 92r/3
zelleştirmek” NF 205/1, taĥsįn taħt-ı şāhāne (<F.) “şaha mahsus
ķıl- “güzelleştirmek” KE 68v/7, taht” taħt-ı şāhāne urul- “şaha
HŞ 215 mahsus taht kurmak, kurulmak”
taħt (<F.) “taht” NF 204/9, KE HŞ 1517
150r/10, HKT 423b/6, HŞ taħtlıġ (<A.+T.) “tahtı olan, taht
2944, AO III/9, taħt ili “baş- sahibi” HŞ 1745
kent, hükümranın bulunduğu taħyįl (<A.) “tahayyül etme, ben-
yer” K V/8, taħt ķıl- “hüküm- zetme” taħyįl ķılın- “öyle gö-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 559

rünmek, gibi görünmek” HKT lamak, sıkıştırmak, başa kak-


304b/2 mak” NF 152/10, KE 173r/17
ŧāǾir (<A.) “kuş, uçan, uçucu” HŞ taķdįm (<A.) “öne geçirme”
2880 taķdįm ķıl- “önden göndermek,
ŧāķ (1) (<A.) “kubbe, künbet, bina önceden yapıp göndermek”
kemeri” NF 82/3, KE 184r/4, HKT 520b/6
HKT 289a/1, HŞ 3248 taķdįr (<A.) “takdir ve tayin, yazgı,
ŧāķ(2)(<A.)“takatı kesilme, kararlaştırma” NF 229/15, KE
takatsızlık” ŧāķ bol- “takatı ke- 77v/14, HKT 479b/1, HŞ 2039,
silmek, takatsız olmak” HŞ taķdįr ķıl- 1.“kararlaştırmak,
1865 takdir ve tayin etmek” KE
taķ-“takmak, iliştirmek krş. daķ-” 5v/21, HKT 200a/7, 2. “ölçüp
NF 238/9, HŞ 3006 biçmek, ölçü koymak” HKT
taķaġu “tavuk, on iki hayvanlı 555a/3, 3. “tahmin etmek, tah-
Türk takviminde bir yıl krş. minde bulunmak” HKT 138a/7,
tawuķ, daķuķ, taġuķ, taķuķ, taķdįr ķılġan “şekil veren, tak-
tavuķ,” taķaġu yıl “on iki hay- dir eden, esma-i hüsna’dan el-
vanlı Türk takviminde bir yıl” e
ğ ħāliķ” HKT 525b/1, taķdįr
AO I/23 ķılın- “takdir ve tayin edilmek”
i
t
i
taķan “kazan krş. ķazġan (1), m HKT506a/6, taķdįr ķılınmış
ķazan (1)” İML 169 y
a
“takdir ve tayin edilmiş, karar
ŧāķat (<A.) “güç, kuvvet” NF 7/16, y
ı verilmiş” HKT 295a/3
n
KE 125r/1, ME 209/5, HKT e taķdįs (<A.) “kutsama, yüce ve
v
192b/1, HŞ 1878, ŧāķat ķalma- i
mukaddes tutma” KE 189v/5,
“güçü kuvveti kalmamak, muk- taķdįs ay- “kutsamak, yüce ve
tedir olmamak” HŞ 2420, ŧāķat mukaddes tutmak” KE 121r/5,
keltür- “güç vermek, muktedir taķdįs ayt-“kutsamak, yüce ve
etmek” KE 102r/13, ŧāķat tut- mukaddes tutmak” KE 157r/9,
“gücü yetmek, bir işi yapmaya taķdįs ķıl- “kutsamak, yüce ve
muktedir olmak, ödemek” NF mukaddes tutmak” NF 277/5,
90/16, KE 118v/15, ŧāķat yoķ KE 8v/6 t
“dayanacak gücü olmama, gücü taķı 1.“daha, da/de, ve krş. daġı,
yetmeme, bir işi yapmaya muk- daħı, taġı” NF 29/1, KE 15v/15,
tedir olmama” HŞ 3177 ME 10/3, MM 12/3, HKT 2b/5,
taķāżā (<A.) “bir işi yaptırmak için HŞ 2246, İML 93, AO I/5, 2.
zorlama, sıkıştırma, serzeniş, “cümle başı edatı” HKT 52a/1,
başa kakma” taķāżā ķıl- “zor- 3. “dahi, bile” HKT 352b/7, 4.
“-dığı halde” HKT 515a/1, taķı
560 | D r . Suat ÜNLÜ

bir 1. “başka bir, diğer” HKT taķrįr (<A.) “anlatma, beyan etme”
277b/2,2. “diğeri, öbürü” HKT KE 19r/13, taķrįr ķıl- “anlat-
231a/5 mak, beyan etmek” NF 194/12
taķıl-(1)1.“parçalanmak, dağılmak, taķrįren(<A.) “ağızdan anlatarak”
darmandağınık olmak krş. taġıl- K XI/19
” ME 163/1, HKT 409a/9, 2. taķśır (<A.) “bir işi eksik yapma,
“bölünmek, bölüklere ayrıl- ihmal etme krş. taķśįr” taķśır
mak” HKT 389b/9, 3. “ayrıl- ķılma- “çalışmamak, günah iş-
mak, uzaklaşmak” HKT lememek, kusursuz davranma-
532b/1, 4. “seçilmek” HKT mak” İML 102
491a/4, taķılġan “dağılan, toz taķśįr (<A.) “kusur, hata, yanlışlık,
duman olan” HKT 511a/4, kabahat, günah krş. taķśır” KE
taķılmaķ “parçalanıp dağılma, 100r/8, ME 206/4, MM 292/1,
toz duman olma” HKT 409a/9 HŞ 2802, taķśįr bol-“ hata et-
taķıl-(2) “katılmak, aynı fikirde mek, kusurlu davranmak, ku-
olmak” NF 19/16 surlu olmak, hatalı olmak” KE
taķıl-(3) “takılmak” HŞ 3369 e
ğ
249r/2, taķśįr keç-“tövbe etmek,
taķım “takım” HŞ 1336 i
t hatasından dönmek” KE 130r/2,
taķśįr ķıl- “kusur etmek” NF
i
taķıt- 1.“dağıtmak, darmadağınık m

etmek krş. taġıt-” NF 72/3, ME y


a
430/7, KE 147r/17, ME 152/3,
84/4, HKT 178a/3, 2. “bölük y
ı HKT 63a/2, HŞ 2215, MN (2)
bölük etmek, parçalara ayır- 26/261, taķśįr ķılġan “bir şeyi
n
e
v
mak” HKT 281a/2, 3. “saçmak, i yapabilecekken yapmayan, çe-
savurmak” HKT 273a/8, 4. kinen” HKT 193b/9
“ayırmak, uzaklaştırmak” HKT taķśįrlıġ (<A.+T.) “ayıplı, kusurlu
144a/5, taķıtġan “saçıp savu- krş. taķśįrlıķ” taķśįrlıġ bol- “ku-
ran” HKT 273a/9, taķıtmaķ surlu olmak, hatalı olmak, ayıp-
1.“darmadağınık etme” HKT lı olmak” NF 59/8
411a/2, 2. “saçma, savurma” taķśįrlıķ (<A.+T.) “ayıplı, kusurlu
HKT 273a/8 krş. taķśįrlıġ” K V/16
taķıtıl- “dağıtılmak” HKT 579b/3 taķtįǾ(<A.) “parça, kısım” KE
taķlat-“taklatmak” ME 177/4 101v/11
taķlış- “hep beraber ayrılmak, be- taķuķ (1) “tavuk krş. tawuķ, tavuķ,
raberce uzaklaşmak” HKT daķuķ, taġuķ, taķaġu” NF 318/7
531a/9 taķuķ (2) “müteferrik, ayrı ayrı ”
taķriǾ (<A.) “azarlama, başa kak- HKT 524b/2, taķuķ ĥālı üze
ma” taķriǾ ķıl- “azarlamak, başa “dağınık bir halde, ayrı ayrı”
kakmak” NF 267/14 HKT 578b/5
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 561

taķvā (<A.) “Allah korkusuyla erkeğin ölüm esnasında verdiği


dinin yasak ettiği şeylerden sa- talak” MM 266/1
kınma” NF 87/1, MM 323/1 ŧalaķ (<A.) “boşanma, talak krş.
taķviyet (<A.)“kuvvetlendirme” ŧalāķ” ME 115/3
MN (2) 7/67, taķviyet ķıl- ŧalaķın (<A.) “telkin” HŞ 2752
“kuvvetlendirmek, destekle- talaş- “dalaşmak, mücadele etmek,
mek” AO V/21 karşılıklı saldırmak, yağma et-
tal “ağaç, dal krş. dal” NF 363/11, mek, münakaşa etmek, yarış-
KE 68v/1, HŞ 2422, MN (2) mak” KE 238v/6, HŞ 1706, AO
25/243 III/9
tal- “dalmak, batmak krş. dal-” HŞ talaştur- “dolaştırmak” ME 77/7
1622 ŧalǾat (<A.) “yüz” MN (2) 43/427
tala-(1) “harap etmek, talanlamak” ŧaleb (<A.) “teleb, istek, arzu, ara-
KE 76v/9 ma” NF 406/15, ŧaleb ķıl- “taleb
tala- (2) “kurt ısırmak, kurt kap- etmek, istemek, arzulamak” NF
mak” HŞ 4346 42/10
talǾabe (<ö.a.) “Kufe’ye beş men- ŧaleb-kār (<A.+F.) “istekli” MN (2)
zil uzaklıkta bir şehir” KE e
ğ 15/140
245v/8
i
t ŧalĥa(<ö.a.)“Talha bin Ubeydullâh.
i
ŧalāķ (<A.)“talak, boşama, boşan- m Hz. Peygamber’in kendilerine
ma krş. ŧalaķ ” KE 49v/19, MM y
a
Cenneti müjdelediği on kişiden
264/2, HKT 33b/6, ŧalāķ bėr- y
ı biri” NF 65/7, KE 240r/2
n
“boşamak krş. ŧalāķ bir-” NF e ŧalĥām (<ö.a.) “Zeliha’nın karaba-
v
122/4, KE 49r/18, ŧalāķ bir- i
şı” KE 84r/12
“boşamak krş. ŧalāķ bėr-” HKT ŧāliǾ (<A.) “talih” HŞ 1782, MN
535a/3, ŧalāķ biril- (2) 14/140
“boşanılmak, bırakılmak” HKT ŧālib (<A.) “öğrenci, istekli, iste-
37a/2, ŧalāķ birilmiş yen” NF 407/1, MM 347/3, HŞ
“boşanılmış, bırakılmış” HKT 710
37a/2, ŧalāķ bol-“boşamak, bo- taǾlįk (<A.) “asma, bir şeye bağlı
şanmak” KE 19r/6, ŧalāķ Ǿiddeti gösterme”taǾlįk ķıl-“asmak, t
“kadının boşandıktan sonra ye- bağlamak, bağlı göstermek” KE
niden evlenmesi için geçmesi 122r/18
gereken süre” MM 265/3, ŧalāķ taǾlįm (<A.) “talim, öğretme, öğ-
ķıl- “boşamak” NF 122/3, KE renme” KE 16r/3, taǾlįm al-
130v/17, HKT 34b/9, ŧalāķ-ı “öğrenmek, talim almak” HŞ
firār “karısının isteği dışında 285, taǾlįm bėr- “öğretmek, ta-
lim etmek” KE 23v/21, taǾlįm
562 | D r . Suat ÜNLÜ

bol- “öğretmek, öğrenmek, ta- 43/432, ŧamaǾ kes- “açgözlülük


lim etmek” KE 3v/7, taǾlįm ķıl- etmemek” NF 368/17, ŧamaǾ
“öğretmek, talim etmek” KE kis- “açgözlülük etmemek” HŞ
97v/11 2103, ŧamaǾ ķıl- “arzu etmek,
talķan “kavut” İMl 165 ummak” NF 233/12, KE 6r/16,
talpı-“çırpınmak” HŞ 1842 HKT 555a/1, ŧamaǾ kıldur-
talpın-“çırpınmak, saldırmak” KE “ümitlendirmek” HKT 241a/9,
51v/1 ŧamaǾ tut- “arzu etmek, um-
talu“mümtaz ve seçme nesne” İML mak” HKT 117b/2, HŞ 3081
190 tamaķ “damak, küçük dil” ME
ŧālūt(<ö.a.) “Beni İsrail’in ilk hü- 177/4, MM 241/4, HŞ 4170,
kümdarı” KE 132r/7, HKT İML 140
37b/8 ŧamaǾlıġ (<A.+T.) “tamalı, hırslı,
talvar“sığınak, barınak” KE 121v/7 istekli” KE 149v/13, ŧamaǾlıġ
ŧaǾm (<A.) “yiyecek krş. ŧaǾām” bol- “tamalı olmak, hırslanmak,
HŞ 1476 istekli olmak” KE 45v/2
tam (1) “bina, ev, duvar, çatı krş. e
ğ
tamām (<A.) “tamam, bütün, ek-
dam” NF 217/4, KE 40v/20, i
t siksiz, kusursuz, tamamıyla krş.
i
ME 159/1, HKT 259b/1, HŞ m tam” NF 43/5, KE 180v/2, MM
3103, İML 179, tam ķıl-“ev y
a
68/2, HŞ 3518, MN (1) 12/14,
yapmak, duvar yapmak” KE y
ı tamām … meñizlig “sanki, gibi”
205v/11, HŞ 2646, tam ķopar- HKT 223b/3, tamām …. teg
n
e
v
“ev inşa etmek, duvar yapmak” i “sanki, gibi krş. tamām …. tig”
KE 62v/8, tam naķşı “duvar sü- HKT 201b/3, tamām …. tig
sü” HŞ 2185, tam yap- “ev “sanki, gibi krş. tamām …. teg”
yapmak, duvar yapmak” HŞ HKT 203b/3, tamām bol- “ta-
194, tamda öteliksiz çırāġ mamlamak, ikmal emek” NF
ķođġutlük “duvarda bulunan ve 11/8, KE 2v/21, MM 20/4, HŞ
içine lamba vb. konulan kandil 2400, tamām it- “tamamlamak,
yuvası” HKT 340a/1 ikmal etmek” HŞ 491, tamām
tam (2) (<A.)“tam, tamam krş. kėç- “ bir şeyden feragat etmek,
tamām” HŞ 2286 vazgeçmek” MM 272/1, tamām
tam-“damlamak” NF 76/1, KE kėtür- “eksiksiz olarak yapmak,
240v/11, MN (1) 9/9, İML 114, tam olarak yapmak” MM
MN (2) 37/367 146/1, tamām ķıl- 1.“ikmal et-
ŧamaǾ (<A.) “tamah, aç gözlülük, mek, tamamlamak” NF 10/5,
istek, arzu” NF 69/13, KE KE 49v/20, MM 160/3, HKT
17r/18, HŞ 2534, MN (2) 104a/8, HŞ 4679, 2. “tamam ve
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 563

eksiksiz olarak yapmak, yerine tamattuǾ (<A.) “kâr etme, fayda


getirmek” HKT 17b/9, tamām görme krş. temettuǾ” NF 231/9
ķılġan “ikmal eden, tamamla- tamduķ“yakacak, yakıt krş.
yan” HKT 529a/7, tamām ķılın- tomduķ” HKT 318a/2
“bitirilmek, tamamlanmak” tamdır “tandır ekmek ocağı krş.
HKT 30b/6, tamām ķılmaķ tandūr” İML 163, tamdır başı
“ikmal etme, tamamlanma” “tandır örtüsü” İML 163
HKT 22a/4, tamām ört- “gizle- tamdur- “damlatmak” ME 15/2
mek, tamamen örtmek” MM tamġa (1) 1.“damga, mühür, nişan”
69/2, tamām tėgür- “bir şeye KE 53v/20, ME 100/8, İML
tamamen ulaşmak, kavuş- 146, 2. “dağ ve damga” İML
mak”MM 305/2, tamām üz- 191
“soyutlamak, bir şeyden tama- tamġa (2) “gümrük” AO II/40
men soyutlamak” MM 370/4, tamġaçı “gümrükçü, gümrük me-
tamām yėtür- “eksklilği tamam- muru” AO II/7
lamak” MM 136/4 tamġala-1.“mühürlemek” KE
tamāmet (<A.) “tamam olma, ek- 161r/2, İML 108, 2. “damga ve
siksizlik” MM 257/4, tamāmet e
ğ nişan vurmak” İML 113
bul- “tamamlanmak” MM
i
t tamġalıġ “damgalı, işaretli”
i
148/2, tamāmet tėgür- “tama- m tamġalıġ atlar “damgalanmış,
men değdirmek, (iyice) sür- y
a
işaretlenmiş, dağlanmış atlar”
mek” MM 103/2 y
ı ME 100/7, tamġalıġ yarlıġ
n
taman (<ö.a.) “Kırm’da bir yer e “damgalı, işaretli emir, ferman”
v
adı” K I/42 i
AO II/51
tamāmį (<A.) “hepsi, tümü, tama- tamır “damar krş. tamur, tamar”
mı” KE 212r/3 İMl 139
tamaǿnįne (<A.) “mutlu, gönlü tamįm (<ö.a.) “bir Arap kabilesi”
rahat” MM 353/4 NF 75/13
tamar “damar krş. tamur, tamır” tamuġ (<Soġ.) “Cehennem, ateş”
NF 233/9, KE 128v/19, ME NF 17/10, KE 4r/8, ME 151/1,
130/8, HKT495b/9, tamar aç- MM 45/4, HKT 106a/3, HŞ t
“damar açmak” ME 130/8 2256, MN (1) 7/6, İML 139,
ŧamaǾsız (<A.+T.) “tamahı olma- tamuġ ħāzini “Cehennem
yan, aç gözlü olmayan, isteksiz, bekcisi, zebanî” HKT 540a/3,
arzusuz” ŧamaǾsız bol- “tamahı tamuġ ornı “Cehennem” HŞ
olmamak, aç gözlü olmamak, 993
istek ve arzusu bulunmamak” tamuġluġ (Sog.+T.) “Cehennem-
HŞ 2302 lik, Cehenneme girecek olan
564 | D r . Suat ÜNLÜ

krş. tamuġluķ” NF 203/16, KE namāzı “sabah namazı” KE


102r/12, HKT 248b/1, 27v/5, MM 124/1, tañ yaru-
tamuġluġ bol- “Cehennemlik “şafak sökmek, güneş aydın-
olmak, Cehenneme girecekler- lanmaya başlamak” NF 321/17
den olmak” NF 152/11, tañ (2) 1.“tuhaf, acayip, şaşılacak
tamuġluġlardın aķġan nirse şey, hayret” KE 60r/1, MM
“Cehennemdekilerin vücutla- 280/3, HKT 240b/1, HŞ 1638,
rından akan, irin vb. sıvı” HKT 2. “hayranlık uyandıran” HKT
562a/7, tamuġluġlarnıñ ķanı taķı 550b/3, 3. “çirkin, kötü” HKT
iriñi “Cehennemdekilerin vü- 299b/9, tañ kör- “şaşmak, şaşı-
cutlarından akan, irin vb. sıvı” lacak olmak” ME 211/7, tañ söz
HKT 546a/4 “tuhaf söz” HKT 481a/9, tañ
tamuġluķ(Sog.+T.) “Cehennemlik, suǿāl “tuhaf soru” HKT 347b/5,
Cehenneme girecek olan krş. tañġa keltürül- “hayranlık
tamuġluġ” KE 17r/8, tamuġluķ uyandırılmak” ME 24/2, tañġa
bol- “Cehennemlik olmak, Ce- ketür-1. “hayranlık uyandırmak
henneme gireceklerden olmak” e
ğ
krş. tañķa ketür-” HKT 33a/1,
NF 136/13, tamuġluķ ķıl- “Ce- i
t 2. “şaşırtmak, gururlandırmak,
i
hennemlik olmak, Cehenneme m böbürlendirmek” HKT 184a/9,
gireceklerden olmak” NF y
a
tañķa ķal- “ şaşırmak” HŞ 4024,
137/1, HŞ 2294, tamuġluķlardın y
ı tañķa ketür- “hayranlık uyan-
aķġan “Cehennemdekilerin vü- n
e dırmak krş. tañġa ketür -” ME
v
cutlarından akan, irin vs. ” i 5/1
HKT 436a/3 ŧaǾn (<A.) “ayıplama, yerme” ŧaǾn
tamur “damar krş. tamar, tamır” ve teşnį “ayıplama ve yerme”
KE 6v/20 KE 187v/2, ŧaǾn ķıl-“ ayıpla-
tamzum“damla, nutfe, meni” HKT mak, yermek, alay etmek” KE
319b/6 100r/14, HKT 182b/2, ŧaǾn
tañ (1) “tan, şafak, sabah vakti krş. ķılġan “ayıplayan, yeren, alay
dañ” NF 322/14, KE 61r/4, ME eden” HKT 580b/2
67/8, HKT 555b/7, HŞ 1403, tan- (1) “inkar etmek krş. dan-” NF
İML 184, MN (2) 9/85, tañ 194/6, KE 26r/10, HKT 361b/3,
arķur- “şafak sökmek” MM HŞ 1744, tanġan “inkar eden”
165/1, tañ at-“şafak sökmek, HKT 48b/3, tanmaķ “inkar”
sabah olmak” KE 21v/2, MM HKT 280a/9
158/1, HKT 577b/4, HŞ 3016, tañ- (2) “bağlanmak” KE 228r/7
tañ örke-“sabah olmak, gün ay- tana (1)“dana, inek yavrusu” KE
dınlanmak” KE 61r/15, tañ 128r/8, MM 217/2
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 565

tana (2) (<ö.a.) “Azak şehri, Azak tañlası “yarın, yarınki gün krş.
denizine dökülen Don ırmağı- tañdası, tañla” KE 65r/14,
nın ağzında bir şehir” AO I/24 tañlası kün “yarınki gün, yarın”
ŧaǾna(<A.) “ayıplama, suçlama” KE 107v/6
KE 187v/4 tañlaş- “karşılıklı şaşırmak, hayret
tanaġ1. “burun kemiğinin sert yeri” etmek” KE 34r/11, HŞ 2444
İML 140, 2. “tırnaklı hayvanla- tañrı 1.“Tanrı, Allah krş. tiñri,
rın dudağı” İML 171 teñri” NF 23/2, ME 17/5, HKT
ŧanbūr(<F.) “tanbur” KE 177r/7, 47a/1, 2. “ilah, tanrı” HKT
HŞ 3371, 47b/4, tañrı buyruķındın çıķġan
tançu “lokma, sokum” İML 165 “Allah’ın buyruğundan çıkan,
tañdası “yarın, yarınki gün krş. günahkar” HKT 5a/3, tañrı
tañla, tañlası” KE 38r/1 indürgeni “Allah’ın indirdiği,
tandūr(<A.) “tandır krş. tamdır” sabit ve şüphe götürmeyen şey”
NF 29/10, HŞ 1509 HKT 7a/2, tañrı teǾālā “her
ŧaǾne (<A.) “ayıplama” ŧaǾne ur- şeyden münezzeh olan Allah,
“ayıplamak, yermek” HŞ 3287, yüce Allah” NF 93/5, tañrı
MN (2) 14/131 e
ğ teǾālā ve tebāreke “her şeyden
tañġısız “üzengisiz” KE 228r/8
i
t müzenezzeh ve mübarek olan
i
tanı- “tanımak krş. tanu-” NF m Allah” NF 83/5, tañrıġa ķayt-
146/1, KE 27v/15, HŞ 1292 y
a
“Tanrıya dönmek, yönelmek”
tanıķ“şahitlik, tanıklık krş. tanuķ, y
ı HKT 447b/4, tañrıġa yanġan-
n
tanuġ” İML 190 e “Tanrıya dönen, Tanrıya yöne-
v
tañırķa- “şaşmak, hayret etmek, i
len” HKT 496b/6, tañrıķa küfr
hayrette kalmak krş. dañırķa-” ketürmek “Allah’ı inkar etme”
ME18/4, HŞ 4573 HKT 32a/2, tañrını yād ķılmaķ
tañla“yarın, daha sonraki gün krş. “Allah’ı zikr etme” HKT
tañdası, tañlası” KE 91v/20 347a/7, tañrınıñ taķdįr ķılmışı
tañla-(1)“şaşmak, şaşırmak, hayret ecel “Tanrı’nın takdir ve tayin
etmek” KE 234v/7, ME 166/4, ettiği zamanın sonu” HKT
HKT 432a/4, HŞ 4049, İML 378b/2 t
106 tañrılıķ “Tanrılık, Tanrı için, ilahî,
tanla- (2)“seçmek, ayırmak” İML Tanrıya layık” NF 407/13, ME
123 66/6, tañrılıķ dost “ahiret arka-
tañlamaķ “gururlanma” ME 5/2 daşı” NF 223/9, tañrılıķ
tañlan-(1) “gururlanmak” ME 5/1 ķarındaş “ahiret kardeşi, din
tañlan-(2)“hayret edilmek” KE kardeşi” NF 258/9,tañrılıķ bol-
130r/11 “Allaha layık olmak, Allah ka-
566 | D r . Suat ÜNLÜ

tında muteber olmak” NF bėr- “şahitlik etmek krş.


401/8, tañrılıķ ķıl- “Allah için tanuķluķ bir-” NF 35/11, KE
yapmak, tanrı gibi davranmak” 40r/1, tanuķluķ bir- “şahitlik
NF 148/4 etmek krş. tanuķluķ bėr-” HKT
tansuħ “nefis, harika, şaşılası, nadir 101b/1, HŞ 1108, tanuķluķ
krş. tansuķ, tañsuķ” KE 149r/17 birgen “şahitlik eden, şahid”
tansuķ “nefis, harika, şaşılası, nadir HKT 480a/6, tanuķluķ birgen
krş. tansuħ, tañsuķ” KE 5v/5, ĥālda “tanıklık ederken, şahitlik
tansuķraķ “en güzeli, en hari- ederken” HKT 183a/5
kası, en nadiri” KE 175r/17 tanuķsız“tanıksız, şahitsiz krş.
tañsuķ 1.“yeni ve acayip, şaşılacak, tanuķsuz” KE 163v/21
hayret verici krş. tansuħ, tanuķsuz“tanıksız, şahitsiz krş.
tansuķ” ME 212/8, HŞ 2362, 2. tanuķsız” NF 195/4
“eşsiz ve mükemmel” HKT tap (1) “yeter, kafi, uygun krş.
136b/1, 3. “eşsizlik, mükem- dap” NF 94/13, KE 67v/14,
mellik” HKT 17a/2, tañsuķ śıfat HKT 70b/3, tap bol- “kifayet
“acayip, hal, tuhaf durum” e
ğ
etmek, kafi gelmek, yetmek”
HKT 24b/1 i
t ME 127/5, HKT 383b/8, tap
bolġan “kafi gelen, yeten”
i
tanu-“tanımak krş.tanı-” KE 150r/1 m

tanuġluġ“tanıklık, şahitlik krş. y


a
HKT 562b/3, tap kel- “kifayet
tanuķluķ” tanuġluġ bir- “şahit- y
ı etmek, kafi gelmek, yetmek”
lik yapmak, tanukluk yapmak” KE 14v/20, HKT565b/1, tap
n
e
v
MN (1) 11/2 i ķıl- “kifayet ettirmek, kafi ge-
tanuķ 1.“tanık, şahit krş. tanuġ, tirmek, yetiştirmek” NF 350/14,
tanıķ” NF 346/11, KE 247v/4, KE 56v/15, ME 133/2
ME 10/2, MM 172/4, HKT tap (2) “vücuttaki leke” NF 341/1
207b/2, HŞ 3057, 2. “her şeye tap-(1) “bulmak, nail olmak, kabul
tanık olan, muttali, esma-i etmek” NF 428/16, KE 88v/4,
hüsna’dan eş-şehįd” HKT MM 362/2, HKT 98b/1, HŞ
101b/2, tanuķ bol- “şahitlik et- 3570, İML 148, MN (2) 15/140
mek” NF 94/7, KE 133r/19, tap-(2) “tapmak, ibadet etmek” KE
HKT 121b/8, tanuķ ķıl- “şahit 160r/18
tutmak” KE 186r/14, HKT tapa“a/e doğru, tarafa krş. dapa,
219a/6, tanuķ tik- “şahit tut- taparu” NF 61/9, KE 6r/9, ME
mak” HKT 76a/1 28/5, MM 24/3, HKT 31a/8,
tanuķluķ“tanıklık, şahitlik krş. HŞ 3475, tapa bar- “a/e doğru
tanuġluġ” NF 284/10, KE gitmek, tarafa gitmek” HŞ
84r/21, ME 209/2, tanuķluķ 3199, tapa sür- “-a doğru gö-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 567

türmek, -a doğru sürmek” HŞ tapuġsaķ “sadık, hizmetkâr, ibadet


810 eden” KE 181v/1, tapuġsaķ
taparu “a/e doğru, tarafa krş. dapa, Ǿābid “sadık kul, sürekli ibadet
tapa” HŞ 4532 eden kul” KE 158r/15
tapıl-“bulunmak krş. tapul-” KE tapuġsuz “ibadetsiz” KE 38v/1
143v/18, HŞ 1089, MN (2) tapuķ (1)“hizmet, ibadet, bağlılık,
15/148 itaat krş. tapuġ (1)” İML 148
tapın- “tapınmak, tapmak, kulluk tapuķ(2)“huzur, kat” MN (2)
etmek krş. tapun-” HŞ 3400, 15/148
İML 108 tapul-“bulunmak krş. tapıl-” NF
tapla-“uygun bulmak, seçmek, 409/7, HŞ 3061
tasvib etmek, takdir etmek” ME tap(u)n- “tapınmak, tapmak, kulluk
150/7, HŞ 4377 etmek krş. tapın-” NF 403/11,
taplaş-“beğenişmek, karşılıklı KE 145r/13, ME 169/5, HKT
memnun olmak” ME 205/8 354b/3, HŞ 2803, tapunġan
taplat-“mutlu etmek, sevindirmek” “ibadet eden, kulluk eden” KE
HKT 163b/5 34v/8, tapunġan ķıl- “ibadet
tapşur-“ulaştırmak, götürmek, tes- e
ğ eden yapmak, ibadet ettirmek”
lim etmek, vermek” NF 203/6, KE 196r/7, tapunġuçı bol- “ta-
i
t
i
KE 79r/9, HŞ 1997 m pınan olmak, tapınmak” KE
tapuġ (1)“hizmet, ibadet, bağlılık, y
a
19v/6, tapunmaķġa sezā “kulluk
itaat krş. tapuķ (1) ” KE y
ı etmeye layık olan, Allah” HKT
n
147r/17, MM 295/3, İML 94, e 174b/4, tapunmaķġa sezā Tañrı
v
tapuġ ıđ- “itaat etmek, bağlan- i
“kulluk etmeye layık olan, Al-
mak” KE 148v/20, tapuġ keltür- lah” HKT 50a/9
“ibadet etmek, bağlanmak” KE tapunġu “ilah, tanrı” HKT 162a/1,
178r/4, tapuġ ķıl- “hizmet et- tapunġu nirse “tapınılacak şey,
mek, ibadet etmek” NF 96/7, ilah” HKT 132b/4
KE 38v/1, MM 295/2 tapuzluķ “çoraklık” NF 338/5
tapuġ (2) “eşik, kapı” HŞ 1151, tar “dar, geniş olmayan, küçük krş.
tapuġ ķıl- “hizmet etmek” HŞ dar” KE 43r/10, MM 159/3, t
2413 HKT 139b/2, HŞ 2586, İML
tapuġçı “hizmetçi, kapıcı” KE 152, MN (2) 27/270, tar alınlıġ
238r/19, HŞ 1223, tapuġçı “dar alınlı” İML 140, tar bol-
yumuşçı “hizmetçi, hizmet et- 1.“daralmak, sıkılmak, sıkış-
mekle görevli olan” KE 183r/21 mak” NF 74/12, KE 106r/17,
tapuġla- “hizmet etmek” KE HKT 90a/1, HŞ 2009, 2. “dar
107v/7 gelmek” HKT 198a/3, tar ķıl-
568 | D r . Suat ÜNLÜ

“daraltmak, kısmak” F 224/5, taraķla- “tarak yapmak” İML 113


KE 239v/16, ME 103/2, HKT taran “gelincik (hayvan)” İML 175
37b/1, HŞ 2735, tar köñüllüg tarazı “Mizan burcunun adı” İML
“haris, hoşgörüsüz” KE 152v/3, 183
tarraķ “çok dar, çok sıkı” NF ŧar-baĥriyye (<ö.a.) “bir deniz” KE
49/15 175r/11
tār (<F.) “saç teli” MN (2) 12/117 ŧarfataǿl-Ǿayn (<A.) “bir kere göz
tar- “dağıtmak, yaymak, ayırmak açıp kapayıncaya kadar geçen
krş. dar-” KE 181v/20, ME süre” NF 429/2
77/7, HŞ 3179 tarġa-“taramak, dağıtmak krş. tara-
tara- “taramak krş. tarġa-, dara-” , dara-” HŞ 3185
NF 334/2, KE 50v/6, ME 69/2, tarġaķ “tarak krş. taraķ” NF 11/7,
HŞ 876 KE 18v/11, HŞ 868
ŧarab (<A.) “cünbüş, eğlence, şen- tarġat-“dağıtmak, yaymak, üleştir-
lik krş. ŧarāb ” NF 315/10, MM mek” HŞ 4033
37/3, HŞ 2657, ŧarab ķıl- tarħan “Tarhan, bir unvan” K II/12,
“sevinmek, çoşkunluk göster- e
ğ
tarħan bol- “Tarhan olmak”AO
mek” MM 335/2, HŞ 2160 i
t II/20, tarħan ķıl- “ Tarhanlık
i
ŧarāb(<A.)“şenlik, sevinç, m yapmak” AO II/18
çoşkunluk krş. ŧarab”ŧarāb ķıl- y
a
tarħanlıġ “Tarhanlık” AO II/14
“sevinmek, çoşkunluk göster- y
ı tarı-“ekmek, tarımak, tarlayı ek-
mek” KE 248v/10 mek” KE 13v/20, MM 355/4,
n
e
v
ŧarabsız(<A.+T.) “sevinmeme, i HŞ 4669
çoşkunluk göstermeme” HŞ tarıġ “buğday, zahire krş. tarıķ” NF
1118 362/17, İML 181, tarıġ bol-
tārāc (<A.) “yağma” tārāc bol- “buğday olmak, buğday elde
“yağmalanmak, yağma olmak” etmek” KE 92v/10
HŞ 4504, tārāc ķıl- “yağma et- tarıġçı “çiftçi, ekinci, ekin eken,
mek, yağmalamak” HŞ 1941 tohum eken krş. ekinçi, ikinçi”
ŧaraf (<A.) “taraf, yön, civar” NF KE 15v/11, HŞ 4669, İML 155
30/11, KE 145v/14, HKT tarıġçılıķ “tarım, ziraat” tarıġçılıķ
547a/7, HŞ 1540, K V/7 ķıl-“tarımla uğraşmak,
taraķ“tarak krş tarġaķ” KE ziraatçilik yapmak” KE 92v/9
161v/19, İML 169 tarıġlaġ “tarla” HŞ 344
taraķçı “tarak yapan” İML 154 tarıķ“buğday, zahire krş. tarıġ” KE
tarāķį(<A.) “gürültü” tarāķį ķop- 216v/3
“gürültü çıkmak, gürültü yük- ŧārıķ(<A.) “Yusuf’a rüyasında
selmek” HŞ 4648 secde eden on bir yıldızdan biri,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 569

sabah yıldızı” KE 67v/4, HKT 331a/9, tarlıķ açlıķ “kıtlık, yok-


570b/4 sulluk, darlık” KE 90r/13, tarlıķ
tarıķ-“daralmak, gamlı kederli ķıl- “kıtlık meydana getirmek,
olmak krş. taruķ-” HŞ 3113, yoksulluk vuku buldurmak”
İML 104, tarıķu “kederlenerek, ME 75/6, tarlıķ ķılın- “azaltıl-
gamlı bir biçimde” HŞ 3191 mak, daraltılmak” HKT 536b/1
tarıl- “dağılmak, ayrılmak, açıl- tarp- “savaşmak, vuruşmak” AO
mak, saçılmak” KE 54v/13, ME I/13
157/5, HKT 60b/9, HŞ 3182 tart- (1) 1.“yerinden oynatmak,
taǾrįf (<A.) “tarif” KE 156v/6 çekmek, asılmak” NF 142/6,
taǾrįflüg (<A.+T.) “tarifli, nitelikli” KE 226r/2, ME 37/4, MM
KE 37v/9 320/1, HKT 506b/2, HŞ 3734,
tarįħ (<A.) “tarih krş. tārįħ (1)” AO MN (1) 14/4, İML 123, AO
I/23 II/34, MN (2) 24/232, 2. “çekip
tārįħ (1)(<A.) “tarih krş. tarįħ” NF almak, geri almak” HKT 50b/1,
443/15, KE 2v/13, MM 407/3 3. “sürüklemek” HKT 577a/8,
tārįħ (2) “İbrahim peygamber’in 4. “çekip çıkarmak” HKT
babası, Azer diye de geçmekte” e
ğ 352b/9, 5. “uzatıp yaymak”
KE 38r/5
i
t HKT 348b/4, İML 115, 6. “as-
i
ŧarįķ (<A.) “sebep, vasıta, yol, m mak” HKT 320b/9, 7. “mühlet
vesile krş. ŧarįķ, ŧarįķat” NF y
a
vermek, süresini uzatmak”
112/2, KE 50r/15 y
ı HKT 299a/4, tartġan “çekip
n
ŧarįķa (<A.) “yol, yöntem, vasıta e alan, soyup atan” HKT 547a/7,
v
krş. ŧarįķ, ŧarįķat” KE 208v/14, i
tartġan firişte “çekip alan, çekip
AO V/19 çıkaran melek” HKT 563a/2,
ŧarįķat(<A.) “tarikat, Allah’a ulaş- tartmaķ “mühlet verme, süresini
mak amacıyla tutulan yol krş. uzatma” HKT 299a/4
ŧarįķa, ŧarįķ” NF 265/3, MM tart- (2)“dayanmak, tahammül
49/1, MN (1) 13/3 etmek” NF 146/17, KE 78v/5,
taǾrįż (<A.) “zorlama, dokunma” ME 125/6
Ka II/13 tart-(3)“tartmak krş. dart-” İML t
tarķaġ “meşgul, sıkışık” tarķaġ bol- 116
“meşgul olmak, sıkışık olmak” tartanaķçı “yağmacı” NF 349/10
ME 140/1 tartdur- “çektirmek krş. tarttur-”
tarlıķ 1.“darlık, kıtlık, yoksulluk KE 48v/2
krş. darlıķ” KE 175v/2, HKT tartıl- “çekilmek, çekilip yayılmak”
86a/6, HŞ 4717, 2. “zihin darlı- ME 160/2, HKT 569a/1, HŞ
ğı, akılsızlık, cehalet” HKT
570 | D r . Suat ÜNLÜ

3701, tartılmış “çekilip yayıl- 307/2, HKT 539b/1, taśarruf is-


mış” HKT 511b/8 te- “ele geçirmeyi, sahip olmayı
tartın- “yüz çevirmek” ME 13/4 istemek” HKT 248a/9, taśarruf
tartına-“elde etmeye çalışmak, ķıl- “kullanmak, sarfetmek,
istemek, arzulamak” HKT harcamak” NF 254/6, KE
232a/6 92v/3, ME 175/6, AO II/30,
tartış- 1.“çekişmek, ihtilafa düş- taśarruf ķıldur-
mek, tartışmak, sündürmek” “kullanmakdırmak,
KE 21v/4, ME 115/8, HKT sarfettirmek, harcattırmak” ME
364a/7, 2. “istişare etmek, tar- 82/1
tışmak” HKT 304a/5, 3. “ayrı taśavvuf (<A.) “gönlünü Allah
yönlere doğru çekmek, çekiş- sevgisi ile bağlama, tasavvuf”
tirmek, kapışmak” HKT 501a/8 MM 307/2
tartnaķ “kantar vergisi” AO II/41 taśavvur (<A.) “tasavvur, hayale
tartnaķçı “kantarcı, kantar memu- getirme, göz önüne getirme”
ru” AO II/8 taśavvur ķıl- “tasavvur etmek,
tarttur-“çektirmek krş. tartdur-” KE e
ğ
hayale getirmek, göz önüne ge-
187v/13 i
t tirmek” NF 243/15, ME 187/3
i
tartun- “çekinmek” ME 165/2 m taśdįķ (<A.) “tasdik, onay, doğru-
taruķ- “daralmak, sıkılmak, bu- y
a
lama” KE 191v/13, MM 14/4,
nalmak krş. tarıķ-” KE 24v/17 y
ı taśdįķ ķıl-“tasdik etmek, onay-
ŧas (<A.) “su kabı” MM 247/3 lamak, doğrulamak” NF
n
e
v
tas “kayıp, yitik, kaybolma, yitme” i 124/13, KE 199v/1
İML 119 , tas ėt- “yitmek, kay- tasdįs (<A.) “altılama” HŞ 1806
bolmak krş. tas it-” ME 53/4, taśhįf (<A.) “yanlış, yanlışlık”
tas ėttür- “yitirmek, kaybetmek” taśhįf ķıl- “yanlışlık yapmak,
ME 45/7, tas it- “yitmek, kay- yanlış yapmak” ME 82/1
bolmak krş. tas ėt-” İML 119, taśnįf (<A.) “sıralamak, sınıf ve
tas ķıl- “yitirmek, kaybetmek” takımlara ayırmak, kitap, yaz-
ME 103/1, tas ķoy- “kaybet- ma” taśnįf ķıl- “sıralamak, sınıf
mek, yitrmek” ME 30/4 ve takımlara ayırmak” NF
taśadduķ(<A.) “sadaka verme” 207/17, KE 138r/14, ME 81/5
taśadduķ ķıl- “sadaka vermek” ŧassūc (<A.) “dirhemin 1/24’ü” NF
NF 199/12 246/8
taśarruf (<A.) “kullanma, kullanım, taş (1) “taş, sert cisim krş. daş” NF
idaresi altında bulundurma, 17/5, KE 15v/19, ME 198/4,
sarfetme, harcama, tutum, hare- MM 34/2, HKT 581a/3 , HŞ
ket” NF 50/6, KE 145r/21, MM 1725, İML 178, MN (1) 4/2,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 571

MN (2) 1/8, taş atġan yil “taşla- taşġuķ “bir nesnenin dış yanı” İML
rı yerinden koparıp savuran 191
rüzgar” HKT 382b/2, taş birle taşı-“taşımak, götürmek” KE
atġan yil “taşları yerinden kopa- 43r/3, HŞ 2556
rıp savuran rüzgar” HKT taşıl- “taşmak” ME 158/1
507a/4, taş birle atılmış “taşla- taşķarı“dışarı krş. taşķaru, taşġaru,
narak kovulmuş” HKT 51b/9, taşra, tışķaru” KE 183v/16
taş bol- “sertleşmek, merhamet- taşķaru “dışarı krş. taşķarı, taşġaru,
siz olmak” HŞ 2625, taş kis- taşra, tışķaru” NF 167/11, KE
“sertleşmek, merhametsizleş- 223r/2
mek” HŞ 2664, taş taşla- “taş taşķı “dışarıdaki” K I/32
atmak, taşlamak, taşla taşla- (1)“taş atmak, taşlamak” NF
kovalmak” KE 61r/16, taş tik- 213/16, KE 104r/11, HKT
“sabretmek” KE 181v/5, taşġa 296b/9, HŞ 155, taşlayu öltür-
ewür- “taşa çevirmek, yok et- “taşlayarak öldürmek” HKT
mek” HKT 210a/7 284a/1
taş (2) “dış, dışarı, hariç, başka” taşla- (2)“dışarı atmak, çıkarmak,
NF 224/4, KE 83v/7, MM 66/3, e
ğ dışlamak, terk etmek” MM
HŞ 2127, taş ton “elbise, giye-
i
t 319/2
i
cek, dışa giyilen elbise” ME m taşlan- “taşlanmak” HKT 566a/9,
170/6, taş tonın keygen “elbise- y
a
taşlanmış “taşlanmış” HKT
sini giyen, bürünen, örtünen” y
ı 356a/6
n
HKT 554b/3, taş bol- “başka e taşlaş- “taş atışmak” ME 198/4
v
olmak anlamında, dışında ol- i
taşlıġ (1)“taşlı krş. daşlu”taşlıġ bol-
mak anlamında” NF 224/7, “taşlı olmak” ME 1/3
MM 287/4, taş kör- “dışarıyı taşlıġ (2) “giyimin yüzü” İML 166
görmek, başkasını görmek” ME taşlıķ “ayak yolu” İML 191
211/3, taş turġan “dışarıda otu- taşra “dışarı, başka krş. taşķarı,
ran, yerli olmayan, misafir” taşķaru, taşġaru, tışķaru” NF
HKT 322a/1, taş yan “dış taraf, 360/12, KE 156v/11
dış” HKT 515b/8 ŧaşt (<F.) “leğen” KE 168r/19 t
taş- “taşmak, dışarı taşmak” NF tat “lezzet, tat krş. dat” İML 166,
44/3, KE 36v/8, ME 171/7, HŞ tat al- “tadını almak” İML 119
2264, MN (2) 12/119 tat- “tatmak, tadına bakmak, ye-
taşaķ “husye, yumurta” İML 152 mek krş. dat-” NF 25/7, KE
taşġaru “dışarı krş. taşķaru, taşķarı, 25v/17, MM 298/4, HKT
taşra, tışķaru” KE 25v/10, K 524b/3, İML 109, HŞ 2817,
I/27 MN (2) 36/362, tatġan “tadan,
572 | D r . Suat ÜNLÜ

tadacak olan” HKT 313a/4, tattur-“tattırmak krş. tatur-” HKT


tatġuçı “tadan, tadacak olan” 202b/6
HŞ 4591 tatur- “tattırmak krş. tattur-” ME
taŧavvuǾ(<A.) “nafile ibadet” MM 49/5, HKT 388b/6
94/4, taŧavvuǾ bol- “nafile iba- tatut- “tattırmak” HŞ 2614
det yapmak” MM 155/3 ŧāǾūn (<A.) “verem, veba” KE
tatġavul “haznedar” HŞ 1975 153r/8, K V/16, ŧāǾūn bol-
tatı- “tatlanmak” HŞ 3870 “verem olmak, vebaya yaka-
tatıġ“tat, lezzet” KE 25v/19, HKT lanmak” KE 152v/20
485b/1, HŞ 3073, tatıġ bir- “tat ŧavāf (<A.) “tavaf, etrafını saygıyla
vermek, lezzet vermek” HŞ dolanma” ŧavāf ve Ǿumre “ta-
2967 vaf, kutsal bir yerin çevresini
tatıġsız“tatsız” KE 171r/18, HŞ saygıyla dolaşma, umre yapma”
3071 KE 226v/10, ŧavāf ķıl-“Hac
tatlı“tatlı, hoş, güzel, lezzetli krş. zamanında Kabe'nin çevresini
tatlıġ” HŞ 1062, MN (2) dolaşmak” NF 37/1, KE 13v/7,
17/163, tatlıraķ “daha tatlı, daha e
ğ
HKT 322a/9, MN (1) 13/10,
hoş” HŞ 3667 i
t ŧavāf ķılġan “Hac zamanında
i
tatlıġ “tatlı, hoş, güzel, lezzetli krş. m Kabe’nin çevresini dolaşan, ta-
tatlı” NF 62/7, KE 25v/9, HKT y
a
vaf eden” HKT 322a/3, ŧavāf
416a/9, İML 165, HŞ 1550, y
ı ķıldur- “Hac zamanında Ka-
tatlıġ bol- “tatlanmak, tatlan- n
e be’nin çevresini dolaşdırmak,
v
dırmak, tatlı olmak” KE 71r/6, i tavaf ettirmek” HKT 322a/3”
tatlıġ bul- “tatlanmak, tatlı ol- NF 287/1
mak” ME 143/7, tatlıġ ķıl- “tat- tavaķķuf (<A.) “durma, eğlenme,
landırmak” NF 314/8, tatlıġ bekleme” tavaķķuf ķıl- “dur-
sėz- “tadını hissetmek, hoşlan- durmak, eğlendirmek, beklet-
mak, tat almak” ME 208/3, mek” NF 106/17, KE 189v/11
tatlıġraķ “daha tatlı, daha hoş” tāvān (1)(<F.) “para cezası, borç”
KE 100r/16, HŞ 3612 ME 178/2, tāvān ķıl- “günah iş-
tatlıġlıġ “tatlılık, hoşluk krş. tatlı- lemek, günaha girmek” NF
lıķ” NF 212/3 71/12, tāvān ķıldur- “cezalan-
tatlıġsız “tatsız, lezzetsiz krş. tat- dırmak, borçlandırmak” ME
sız” KE 6r/2 32/1, tāvānķa bėr- “borç ver-
tatlılıķ“tatlılık, lezzetlilik krş. mek” “ME 32/1, tāvānķa kigür-
tatlıġlıġ” HŞ 3456 “borça sokmak, borçlandırmak”
tatsız“lezzetsiz, tatsız krş. tatlıġsız” ME 88/5
İML 165
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 573

tāvān (2)(<F.) “günah” MN (2) iki hayvanlı Türk takviminde


18/171 bir yıl” AO IV/20
tavan “büyük kadeh” İML 162 ŧāvus (<A.) “tavus kuşu” KE 13r/3,
tavar “mal, mülk, eşya, hayvan, HŞ 2061
tawar, towar, davar, tıwar” KE tavuş “ses” KE 108v/11
115v/3, AO II/42 tavuşķan “tavşan krş. tavışġan” KE
tawar “mal, mülk, eşya, tavar, 146v/20
towar, davar, tıwar” KE 49r/8, tay “biraz büyümüş at, at yavrusu”
NF 64/2, MM 193/1, HKT İML 79
303b/5, HŞ 1005, tawar yılķı tay-“engellemek, engel olmak,
“dört ayaklı hayvan” KE 73r/12 dayanmak” KE 136r/4
tavarlıġ “mallı, malı mülkü olan, taya-“dayamak, yaslamak, destek
durumu iyi” İML 83 olmak krş. daya-” NF 56/8
tavarsız “malsız, malı mülkü olan” tayaġ“dayanak, değnek, baston krş.
İML 84 tayaķ, tayanç” KE 119v/4
tavışġan“tavşan krş. tavuşķan” tayaķ“dayanak, değnek, baston krş.
tavışġan yılı “Türkçe yıl atla- tayaġ, tayanç” KE 18r/11, ME
rından 4 üncü yılın adı” İML e
ğ 184/4, MM 77/2, HKT 159a/5
186
i
t tayaķla-“dayak atmak, dövmek”
i
taǾvįź (<A.) “muska” taǾvįź ķıl- m KE 91r/10
“nazara vs karşı takılan muska y
a
tayaķlat-“dövdürmek” KE 91r/14
yapmak” NF 168/9 y
ı tayan- “dayanmak, yaslanmak,
n
ŧavķ (<A.)“tasma, halka, gerdan- e kendini tutmak, tahammül et-
v
lık” NF 279/4, HŞ 4180, ŧavķ-ı i
mek, inat etmek” NF 99/13, KE
kerāmet “ keramet halkası, ke- 147r/18, ME 100/6, MM 324/4,
ramet tasması” KE 27r/9, ŧavķ HKT 469a/7, HŞ 1922, MN (1)
ķılın- “sarılmak, boynuna do- 8/10, tayanġan “yaslanan, da-
lanmak” HKT 71b/3, ŧavķ ur- yanan” HKT 423b/6, tayanġu
“tasma takmak, gerdanlık tak- nirse “yaslanacak, dayanacak
mak” ME 232/4 şey” HKT 285b/4
ŧavķluġ (<A.+T.) “tasmalı, halkalı” tayanç “destek, dayanak krş. tayaķ, t
KE 47v/5 tayaġ” KE 237v/13, ME 130/4
tavuķ “tavuk krş. tawuķ, daġuk, tayandur- “dayamak” ME 10/1
taġuķ, taķuķ, taķaġu” KE 55r/7 tayġan “yavuz köpek” İML 174
tawuķ “tavuk krş. tavuķ, daġuk, tayıġ “kaygan, yumuşak” HKT
daġuk, taġuķ, taķuķ, taķaġu” 364a/4, tayıġ bol- “kaygan ol-
NF 428/9, KE 26v/18, ME mak, kaymak” ME 164/3, tayıġ
229/4, HŞ 2935, tawuķ yılı “on taş “kaygan taş” HKT 42a/1
574 | D r . Suat ÜNLÜ

tayın- “kaymak krş. dayın-” HKT ŧayyār (<A.) “uçucu, uçma” ŧayyār
30b/4, tayınmaķ tile- “sapması- ķıl- “uçurmak, uçurtmak” MN
nı, yoldan çıkmasını arzula- (1) 15/4
mak” HKT 68a/2 ŧayyar (<A.) “hazır”ŧayyar ķıl-
tayınçaķ “kaygan” HKT 286b/1 “hazırlamak, hazır hale getir-
tayındur-“kaydırmak, devirmek mek” KE 219v/19
krş. dayındur-” HKT 544a/7 ŧayyib(<ö.a.) “Hz. Muhammed’in
tayıs “atlas kumaş” İML 167 Hadice’den olan dört oğlundan
tayız “tepe” İML 177 biri” NF 5/2, KE 198r/18
taǾyįb “ayıplama, kınama” taǾyįb ŧayyibe(<A.) güzel, gönül alıcı”
ķıl-“ayıplamak, kınamak” NF NF 443/9
160/13 taz “ kel” taz saçlıġ “ kel, saçı ol-
tāyib(<A.)“tövbe eden” NF mayan” NF 399/5
381/10, tāyib bol- “tövbe et- tażarruǾ (<A.) yalvarma yalvarıp
mek, yaptığından pişmak ol- yakarma krş. tażarru” MM 7/3,
mak” NF 382/1 HKT 416b/1, tażarruǾ ķıl- “yal-
ŧāyif(<ö.a.) “Tayif krş. ŧāyifa” NF e
ğ
varıp yakarmak” HKT 128b/1,
69/1, KE 204r/20 i
t HŞ 3397
i
ŧāyifa (<ö.a.) “Tayif krş. ŧāyif” NF m tażarru (<A.) yalvarma yalvarıp
278/16 y
a
yakarma krş. tażarruǾ” NF
ŧāyife (<A.) “tayife, cemaat, toplu- y
ı 58/15, KE 20v/2
luk, bölük, kısım” NF 40/10, tāze (<F.) “yeni, taze, körpe” KE
n
e
v
ŧāyife ķıl- “bölüklere ayırmak, i 71v/21, HŞ 4186, MN (2)
kısımlara bölmek, cemaat mey- 17/162, tāze bol- “ taze olmak,
dana getirmek” NF 40/9 güzel ve parlak olmak” HŞ 826,
taǾyįn (<A.) “tayin, atama” taǾyįn tāze bolġan- “güzel, parlak ve
ķıl- “tayin etmek, atamak, gö- taze olan” HKT 557a/6, tāze
revlendirmek” NF 121/11, AO ħurmā “taze hurma” HKT
V/12 295a/8, tāze ķıl- “tazelemek,
taylasan (<A.) “başa ve boyna yenilemek” NF 47/16, HŞ
sarılan şal krş. taylasān” tayla- 4595, K IX/4, tāze yolunmış-
san yörgen-“kolsuz ceket giy- “yeni toplanmış, henüz devşi-
mek” KE 245r/20 rilmiş” HKT 295a/8
taylasān (<A.) “kolsuz ceket krş. tāzeleyü(<F.+T.)“tekrar, tekrar”
taylasan” taylasān keyür- “kol- tāzeleyü ög- “tekrar tekrar öv-
suz ceket giyfirmek” ME 233/2 mek” ME 56/8
ŧayy (<ö.a.) “Tay kabilesi” MN (2) tāzelıķ (<F.+T.) “güzellik, tazelik
8/74 krş. tāzelik” HKT 558b/3
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 575

tāzelik(<F.+T.) “tazelik, güzellik te-“demek krş. tė-, dė-, di-, ti-” NF


krş. tāzelıķ” ME 210/1 8/14
tāzį (1) (<F.) “Arap, Arapça” KE teǾālā (<A.) “yüksek, yüce, Tanrı
76v/10, HKT 245a/5, tāzį at adı ile kullanılan minnet sözü
“Arap atı” NF 208/13, tāzį tili krş. taǾālā” teǾālā Allāh “Allah
“Arap dili, Arapça” HKT yükseltsin” MN (2) 27/267
455a/3, tāzį tili ĥālı üze “Arapça tebaǾ (<A.) “tabi olan, uyan krş.
olarak, Arap dili ile” tebāǾ” HKT 369b/3
HKT480b/3 tebāǾ (<A.) “teba, birinin hükmü
tāzį (2) (<A.) “koşan, koşucu” tāzį altında bulunan krş. tebaǾ” KE
atlıġ “koşan atlı, at koşucu” HŞ 189r/13
1647 tebek “ hububat debbesi” İML 169
taǾžįm (<A.) “ululama, yüceltme, teben “ters, baş aşağı, alt üst” KE
hürmet etme, ağırlama” NF 22r/11, teben bol-“ters olmak,
278/15, KE 191v/4, taǾžįm ķıl- baş aşağ olmak, alt üst olmak”
“ululamak, yüceltmek, hürmet KE 61r/12
etmek, ağırlamak” NF 207/6 teberrā (<A.) “uzak durma, çekil-
taǾzįr (<A.)“azarlama” taǾzįr ur- e
ğ me” teberrā ķıl- “uzak durmak,
“azarlamak, kızmak” ME 74/7
i
t çekilmek” KE 196r/1
i
taǾziyet (<A.) “taziyet, baş sağlığı m teberrük (<A.) “bereket, uğurlu
dileme” NF 88/14, KE 243r/2, y
a
sayma” KE 227r/11, teberrük
HŞ 782, taǾziyet bol-“baş sağlı- y
ı ķıl- “bereketlenmek, uğurlu
n
ğı dilemek” NF 242/15, taǾziyet e saymak” NF 25/10, ME 186/3,
v
tegür- “baş sağlığı dilemek krş. i
teberrük tut- “uğurlu saymak”
taǾziyet tigür-” NF 62/13, NF 78/2
taǾziyet tigür- “baş sağlığı di- tebessüm (<A.) “tebessüm, gülüm-
lemek krş. taǾziyet tegür-” MN seme” tebessüm ķıl-
(1) 16/1, taǾziyet tut- “baş sağ- “gülümsemek, tebessüm etmek,
lığı dilemek, taziye dileğinde gülmek” KE 138v/10, MN (2)
bulunmak” NF 338/10, KE 12/112
16v/9 tebįǾ(<A.) “bir yaşında dana” MM t
taǾziyetnāme (<A.+T.) 220/1
“taziyatname” taǾziyetnāme ıđ- tebireg “çevirme, döndürme” AO
“başsağlığı dilemek, taziye I/12
göndermek” HŞ LIX teblįġ(<A.) “bildirmek, eriştirmek”
tė-“demek krş. te-, dė-, di-, ti-” KE teblįġ ķıl- “bildirmek, eriştir-
16v/4, ME 64/8, MM 26/3, tėyü mek” K XI/12
“diye, diyerek” ME 77/4
576 | D r . Suat ÜNLÜ

tebre-“kımıldatmak krş. tepre-, tedbįr (1)(<A.) “hile, al” KE 68r/6,


tipre-” İML 130 tedbįr ĥįle “hile al” KE 142r/19,
tebren-“kımıldamak krş. tepren-, tedbįr ķıl- “hile yapmak, aldat-
tipren-” İML 130 mak” KE 243r/18
tebret- “kımıldatmak krş. tepret-, tedbįr (2) “çare, tedbir, önlem”
tipret-” İML 103 MM 123/4, HŞ 2252, MN (2)
tebrįz (<ö.a.) “Tebriz” NF 112/5 5/43, tedbįr ķıl- 1.“idare etmek,
tebşānaǾ (<ö.a.) “Davud peygam- düzenlemek” HKT 240a/2, HŞ
ber’in karısı” KE 135r/9 2381, 2. “plan kurmak” HKT
tebşirātlıġ(<A.+T.) “müjdeli, se- 88b/1, 3. “enine boyuna dü-
vinçli” KE 2r/16 şünmek” HKT 332a/4, tedbįr
tebük (1)“top” İML 162 ķılġan “idare eden, düzenleyen”
tebük (2) (<ö.a.) “Tebük savaşının HKT 563a/3
yapıldığı yer” KE 232r/13 tederu (<F.) “sülün” MN (2)
tebük (<ö.a.) “Hac yolu üzerinde 25/244
Şam ile Medine arasında bir şe- tėdür-“dedirmek, söyletmek” KE
hir” NF 123/15, KE 232r/12 e
ğ
84r/6
tecellį (<A.) “tecelli, görünme, i
t teǿemmül (<A.) “(iyice) düşünme”
belirme” KE 121r/17, tecellį ME 208/1, teǿemmül ķıl- “etraf-
i
m

nūrı “nurun görünmesi, nurun y


a
lıca düşünmek, iyice düşün-
belirlemesi” KE 121r/21 y
ı mek” KE 84r/11, HKT 486b/1
tecribe(<A.)“deneme, sınama tefaĥĥus (<A.) “ayrıntılarıyla teftiş
n
e
v
krş.tecrübe” tecribe ķıl- “dene- i etmek, araştırmak” tefaĥĥus ķıl-
mek, sınamak, tecrübe etmek” “teftiş etmek, detaylı araştır-
NF 58/13, KE 182v/2 mak” KE 135v/12
tecrįd (<A.) “tecrit, soyma, ayır- tefāvut (<A.) “fark krş. tefāvüt (1)”
ma” HŞ 4684 NF 191/1
tecrübe(<A.) “deneme, sınama krş. tefāvüt (1)(<A.) “fark krş. tefāvut”
tecribe” ME 50/6, tecrübe ķıl- KE 187r/20,tefāvüt bol- “farklı
“denemek, sınamak, tecrübe olmak” farklılaşmak” KE 82r/4
etmek” MN (1) 11/8 tefāvüt (2) “düzensizlik, uygunsuz-
tedārük (<A.) “araştırıp, bulma, luk” HKT 539b/4
çözüm yolu, çare” NF 233/9, tefekkür (<A.) “düşünme” NF
tedārük ėt- “araştırıp bulmak, 301/7, KE 198v/6, MM 46/1,
çare aramak” ME 206/4, tefekkür ķıl- “düşünmek, dü-
tedārük ķıl- “araştırıp bulmak, şünceye dalmak” NF 188/17,
cözüm yolu bulmak” ME 206/4 KE 193v/17, MM 29/3
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 577

teferrüc (<A.) “gezinti, bakma, 366a/8, 3. “çatmak, sataşmak”


seyr etme, açılma, ferahlama” HKT 492b/9, teger yir “erişile-
NF 302/9, HŞ 469 teferrüc ķıl- cek, varılacak yer” HKT
“gezmek, gezip görmek, sey 504a/6, teggen 1. “ulaşan, vasıl
etmek, gezinti yapmak” NF olan, varan” HKT 257b/9, 2.
60/12, HŞ 402, MN (1) 14/1 “musibet, bela” HKT 86b/8,
tefeǾül (<A.) “uğur sayma, fal tegmek “varma, varış” HKT
bakma” MN (2) 8/71 504b/9
tefrįķ (<A.) “dağıtma” tefrįķ ķıl- tėg-(1) “ulaşmak, değmek krş.
“dağıtmak, ayırmak” NF teg-, dig- (1), tek-, tig-” ME
208/11 19/1, MM 235/4
tefsįr (1) (<ö.a.) “İmam Ebuǿl- tėg- (2) “fiyat etmek, değmek” ME
MeǾâlî-i İspicâbî’nin eseri” NF 127/1
444/2 tėger “fiyat, değer” ME 101/1
tefsįr (2)(<A.) “açıklama, tefsir, tegerlik“hak etmişlik, uygun
şerh” NF 424/6, KE 145v/8, düşmeklik” KE 241v/1
HKT 230b/1, HŞ 1617, tefsįr tėgi “kadar krş. tegi, tigi, teki”
ķıl- “açıklamak, izah etmek, e
ğ MM 12/3
şerh etmek” ME 188/2
i
t tegi “kadar krş. tėgi, tigi, teki” NF
i
teftįş (<A.) “teftiş” teftįş ķıl- “teftiş m 10/13, KE 3r/15, HKT 87b/8
etmek, incelemek, araştırmak” y
a
tegin-“değinmek, ulaşmak” KE
K VII/47 y
ı 76v/2, ME 175/5
n
tefzįǾ (<A.) “ürkütme”tefzįǾ ķıl- e tegirmen “değirmen krş. tigirmen”
v
“ürkütmek, kaçırmak” NF i
NF 164/14, KE 141r/8, ME
343/4 47/4, AO II/29, tegirmen taşı
teg (1) “asma, teğ” ME 66/7 “değirmen taşı” KE 107v/10
teg (2) “gibi krş. tėg, tig, tek (3), tegirmençi“değirmenci” NF
dik, deg, tik (1)” NF 8/8, KE 117/15, İML 155
5v/1, HKT 307a/9 tegirmi“değirmi, yuvarlak krş.
tėg “gibi krş. teg, tig, tek (3), dik, tegirtme” KE 75r/14, ME 98/5
deg, tik(1) ” ME 88/3, MM tegirtme “yuvarlak krş. tegirmi” t
82/4 KE 85v/14
teg- 1.“değmek, varmak, ulaşmak, tegiştür-“değiştirmek, krş. degiştir-
ermek, geçmek, bulaşmak, pa- , tekiştir-, tegşür-(2), degiştir-”
yına, hissesine düşme krş. tig-, ME 213/6
tėg-, dig- (1), tek-” NF 57/2, tėgme“her, her bir krş tegme,
KE 25r/1, HKT 228b/4, K tigme” MM 22/2
VI/16, 2. “isabet etmek” HKT
578 | D r . Suat ÜNLÜ

tegme “her, her bir krş tėgme, krş. tigür-, tėgür-, tekir-” NF
tigme” NF 29/11, KE 2v/14, 285/15, KE 29v/1, HKT
ME 122/5, tegme bir “her bir, 155b/8, AO I/19, 2. “katmak,
her biri” NF 2/12, HKT 209b/1 ilhak etmek” HKT 355a/3,
tėg-ök “gibi” MM 71/3 tegürmek “ulaştırma, bildirme,
tegre “çevre, yöre, etraf krş. teñre, tebliğ” HKT 466a/2
tigre, tėgrü, tigre (2), teñre” NF tegürül-“ulaştırılmak krş. tegrül-,
210/5, KE 8v/18, ME 49/4, tigrül-, tėgrül-” HKT 178b/1
HKT 134b/9 teĥāyā (<A.) “selamlama, selam”
tėgrü“değin, kadar krş. tegrü, teĥāyā vāśıl ol- “selamlamak,
tėgrü, tigre (2)” MM 72/1 selam ulaşmak” K VII/15
tegrü “değin, kadar krş. tėgrü, tehdįd (<A.) “tehdit” tehdįd u tefzįǾ
tigrü” NF 8/2, KE 37v/13, ME “tehdit ve korkutma” NF 13/15,
91/2, HKT 36b/9 tehdįd ve tefzįǾ “tehdit ve kor-
tėgrül-“ulaştırılmak krş. tegrül-, kutma” NF 364/14, tehdįd ķıl-
tigrül-, tegürül-” tėgrülmiş söz “tehdit etmek, korkutmak” KE
“ulaştırılmış söz” ME 9/8 e
ğ
113v/2
tegrül-“ulaştırılmak krş. tėgrül-, i
t teheccüd(<A.) “gece namazı”
teheccüd ķıl- “teheccüd namazı
i
tegürül-, tigrül-” HKT 308b/2 m

tegrüş- “ulaştırışmak” ME 120/5 y


a
kılmak, geceleyin ibadet et-
tegşik “değişik” ME 178/1 y
ı mek” NF 413/10
tegşür- (1)“ulaştırmak, yetiştir- teǿħir (<A.) “erteleme, geciktirme,
n
e
v
mek” ME 13/2 i sonraya bırakma” teǿħir bol-
tegşür-(2) “değiştirmek krş. “ertelemek, gecikmek” KE
tegiştür-, tekiştir-, degiştir-” 249r/2, MN (2) 38/382, teǿħir
HKT 165b/7, tegşürgen “değiş- ķıl- 1.“ertelemek, tehir etmek”
tiren” HKT 138a/4, tegşürmek NF 413/10, MM 113/2, HKT
tile- “değiştirmeyi istemek” 263a/1, 2. “tutmak, eğlemek,
HKT 9a/6 geriye bırakmak” HKT 159a/9,
tegşürül- “değiştirilmek” HKT teǿħir ķılın- “ertelenmek, tehir
251b/8 edilmek” HKT 548b/6, teǿħir
tegün“kısır kadın” İML 149 ķılmaķ “erteleme, tehir etme”
tėgür-“değdirmek, dokundurmak, HKT 186a/8
vermek, ulaştırmak, bildirmek tehlįl (<A.) “İslamda tevhid akide-
krş. tigür-, tegür-, tekir-” MM sini ifade eden (la ilahe illǿllah)
9/2 sözünü tekrarlama” NF 430/14,
tegür-1.“değdirmek, dokundurmak, KE 155v/8, MM 275/1, tehlįl ü
vermek, ulaştırmak, bildirmek taķdįs “İslamda tevhid akidesini
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 579

ifade eden (la ilahe illǿllah) sö- tek (3) “benzetme, edatı krş. tėg,
zünü tekrarlama) KE 189v/5, tig, teg tik (1)” İML 96, MN (2)
tehlįl ay- “İslamda tevhid aki- 17/163
desini ifade eden (la ilahe tėk “sessiz, sakin, suskun krş. tek
illǿllah” sözünü tekrarlamak, (2)” MM 142/4
söylemek) KE 121r/4, tehlįl ėt- tek- “ulaşmak, ermek krş. teg-, tėg-
“İslamda tevhid akidesini ifade (1), tig-, dik-” İML 132
eden (la ilahe illǿllah) sözünü teķaddüs (<A.) “mübarek ve muh-
tekrarlamak” KE 53r/7, tehlįl terem olma” KE 5r/7
ķıl- “İslamda tevhid akidesini tekbįr (<A.)“tekbir (Allahu ekber,
ifade eden (la ilahe illǿllah) sö- Allah büyüktür) deme” NF
zünü tekrarlamak” NF 379/16, 241/3, KE 19v/2, MM 68/1, HŞ
KE 5r/7 3124, tekbįr ay- “tekbir getir-
tehv (<A.) “gaflet” HKT 580a/3 mek, Allahu ekber, Allah bü-
tek (1) “tek, bir tek” NF 296/8, yüktür demek” NF 30/3, KE
KE 65v/7, HKT 572b/6, tek 133v/14, tekbįr ķıl- “tekbir ge-
ķıl- “tek başına yapmak” KE tirmek, Allahu ekber, Allah bü-
136r/4 e
ğ yüktür demek” NF 30/6, KE
tek (2) “sessiz, sakin, suskun krş.
i
t 64r/21, ME 179/6, HKT
i
tėk” NF 44/12, KE 38r/17, ME m 323a/9, HŞ 3140
6/7, tek kişi “sessiz, sakin, sus- y
a
tekbįrāt (<A.ç.) “tekbirler” MM
kun olan” NF 311/7, tek ķal- y
ı 110/3
n
“susmak, sakinleşmek” NF e teke “ keçi aygırı” İML 172
v
16/6, tek ķođut- “susturmak” i
tekebbür(<A.)“büyüklenme, bü-
ME 34/3, tek ķoy- “susturmak, yüklenmek, kibirli olma” NF
sessizleştirmek, sakinleştirmek” 374/2, ME 74/3, MM 58/1, MN
ME 32/2, tek tur- “dinmek, (1) 22/10, tekebbür ķıl- “kibir-
cevab vermemek, durmak, lenmek, büyüklük taslamak”
susmak, sukut etmek” NF NF 371/2, HKT 368a/5, HŞ
122/1, HKT 170b/3, İML 110, 3949, tekebbür kit- “kibrin yol
tek turġan 1. “susan” HKT olması” NF 379/2, tekebbür t
169b/3, 2. “hareket etmeyen, ķur- “kibirlenmek, büyüklük
sessiz” HKT 348b/4, tek turmaķ taslamak” MM 58/4
“susma” HKT 295b/1, tek tut- tekebbürlüg(<A.+T.) “büyüklenen,
“susturmak, sakinleştirmek” kibirli” MM 59/4
ME 227/7 tekebbürlük(<A.+T.) “büyüklen-
me” ME 112/3
580 | D r . Suat ÜNLÜ

tekellüf (<A.) “özenti, özenme, tekźįb (<A.) “yalanlama” tekźįb


gösterişli kılmak için uğraşma” ķıl- “yalanlamak” HKT 413b/3
NF 235/8, ME 165/2, MM tel “tel, kıl” HŞ 1325
308/2, HKT 198b/8, tekellüf tel-“delmek, kazmak krş. töl-, del-,
birle uzluķ ķıl- “dikkatli dav- dil-, til-” KE 28v/13, HKT
ranmak” HKT 283b/9, tekellüf 292a/1
ķıl- “gösteriş yapmak” HKT telbe “deli krş. telwe, tilbe, tėlbe,
437b/1 teli” HŞ 2446
tekesin-“tek gibi davranmak” ME tėlbe “deli krş. telwe, tilbe, telbe,
222/5 teli” MM 332/4
teki“değin, kadar krş. tėgi, tigi, telbįs (<A.) “aldatma, hile, karış-
tegi” İML 91 tırma” KE 84r/7, telbįs ķıl-
teǿkįd (<A.)“kuvvetlendirme, “aldatmak, işe hile karıştırmak”
pekiştirme” KE 122r/12 KE 9v/7
tekiñ “samur” KE 68v/4 telbiye (<A.) “hacıların hac esna-
tekinçe “bu da, değin, e kadar, sında (Allahümme lebbeyk)
kadar” İML 91 e
ğ
demesi” NF 276/4, telbiye ay-
tekir-“ulaştırmak, erdirmek krş. i
t “hac esnasında Allahümme
i
tigür-, tegür-, tėgür-” İML 116 m lebbeyk demek, söylemek” NF
tekiştir-“değiştirmek, krş. tegiştür-, y
a
39/10, telbiye ayt- “hac esna-
degiştir-, tegşür-(2)” İML 105 y
ı sında Allahümme lebbeyk de-
teklįf (<A.) “birinden yapılması mek, söylemek” NF 39/7,
n
e
v
zor ve eziyetli bir iş isteme” i telbiye aytıl- “hac esnasında
teklįf birle ıy- “zorla yutmak, Allahümme lebbeyk denilmek,
yutmaya çalışmak” HKT söyletilmek” NF 37/12
248b/1, teklįf ķıl- “yüklemek” teli “deli krş. telwe, tilbe, tėlbe,
HKT 289b/7, teklįf ķılın- “mü- telbe” teli bol- “delirmek, deli
kellef tutulmak” HKT 35a/7, olmak” HŞ 4225
teklįf-i yār “yar teklifi” teklįf-i tėlim “çok, fazla, pek çok krş. te-
yār ķıl- “yar teklifi yapmak” HŞ lim” MM 32/3
117 telim “çok, fazla, pek çok krş.
tekne “leğen” İML 170 tėlim” NF 61/9, KE 11v/14, HŞ
tekye (<A.) “dayanak, mesned” 2405, MN (2) 37/366, telim
tekye ķıl- “dayanmak, yas- bol-“çok olmak, fazlalaşmak,
lanmak, güvenmek” KE 23r/19, artmak” NF 236/7, KE 18r/10,
HŞ 535, tekye ur- “dayanmak, telim ķıl- “çoğaltmak, fazlalaş-
yaslanmak” NF 235/14 tırmak” KE 177v/10, telimrek
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 581

“çok fazla, daha fazla, pek çok” larda söylenen Arapça niyaz
KE 66r/1 ilahisi okumak” NF 322/11
telkįn(<A.) “telkin, (fikir) aşılama, temdįd (<A.) “uzatma, yayma”
kulağına koyma” telkįn ķıl- temdįd ķılın- “uzatılmak, ya-
“telkin etmek, fikir aşılamak” yılmak” HKT 580b/5
NF 299/7 temen “çuvaldız” İML 170
telmür- “ümit ve hasedle bir şeyi temennā (<A.) “dilek, istek, te-
yapmak istemek, niyaz edici menna” K V/18, temennā ķıl-
gözle bakmak” KE 74r/3, HŞ “dilek ve istekte bulunmak, te-
3158 menna etmek” HŞ 2031
tėlük“delik krş. tölük, telük, delük” temessük (<A.) “tutunma, destek
MM 185/1 edinme” temessük ķıl- “tutun-
telük “delik krş. tölük, tėlük, mak, destek sağlamak” NF 2/9
delük”telük tel-“delik delmek, temettuǾ (<A.) “kazanma, kâr etme
oymak, delik açmak” KE krş. tamattuǾ” temettuǾ ķıl- “ka-
240v/8 zanmak, kar etmek” NF 395/16
telür-“delirmek krş. tilür-” HŞ temlįħā (<ö.a.) “Eshab-ı Kehf’den
3546 e
ğ biri” KE 178r/10
telwe “deli krş. tėlbe, tilbe, telbe,
i
t temir (1)“demir krş. temür, timür
i
teli” KE 152v/18, telwe bol- m (1), demir” İML 178
“deli olmak, delirmek” KE y
a
temir (2) (<ö.a.) “Timür Han,
32v/19, telwe ķıl- “delirtmek, y
ı Timürlü Devletinin kurucusu
n
delirmek” ME 173/3 e krş. temür, timür (2) ” AO I/8
v
temāşā (<F.) “seyr, seyretme” KE i
temirçi “demirci krş. temürçi”
29v/19, ME 183/8, MM 38/2, İML 155
HŞ 1798, MN (2) 28/276, temir ķazıķ (<ö.a.)“Kutup yıldızı”
temāşā ķıl-“seyretmek, bakmak, İML 183
izlemek” KE 69v/12, HŞ 1435 temir ķuŧluġ (<ö.a.) “Altın Ordu
temāşāsız (<F.+T.) “seyirsiz” HŞ hanı” AO II/1
419 temmet (<A.) “son, bitti” KE 56v/5
temcįd(<A.) “namaz vaktinden temmūz (<F.) “temmuz, temmuz t
önce minarelerde belli makam- ayı, yaz krş. temūz” KE
larda söylenen Arapça niyaz 232r/17, temmūz keçür- “tem-
ilahisi” NF 322/12, temcįd ve muz ayını geçirmek, üzerinden
tesbįĥ “niyaz ilahisi ve temmuz ayının geçmesi” ME
sübhanallah deme” KE 189v/5, 189/7
temcįd ķıl- “namaz vaktinden temsįnüǿr-ribā (<ö.a.) “bir şehir”
önce minarelerde belli makam- KE 223v/2
582 | D r . Suat ÜNLÜ

temūz (<F.) “temmuz, temmuz ayı, HŞ 1053, tenaǾum ķıl- “nimet


yaz krş. temmūz ” NF 315/16 ve bolluk içinde rahatça yaşa-
temür “demir krş. timür(1), demir, mak” ME 181/2, HŞ 3954,
temir” NF 11/7, KE 24r/15, ME tenaǾum taķı tehv “bolluk, refah
73/8, HKT 291b/7 ve gaflet” HKT 580a/3
temürçi “demirci, krş. temirçi, tenaǾǾum (<A.) “nimet ve bolluk
demirci” NF 237/16, KE içinde bulunarak rahat etme krş.
239r/19 tenaǾum” NF 208/7, MN (1)
ten (<F.)1. “ten, vücut, gövde krş. 14/15, tenaǾǾum ķıl- “nimet ve
tin” NF 61/15, KE 189v/3, ME bolluk içinde rahatça yaşamak”
99/5, MM 87/1, HKT 38a/3, NF 61/4, KE 5v/7
İML 138, MN (2) 6/51, 2. “vü- tenāvul (<A.) “yemek yeme, ye-
cut, beden, sadece vücuttan iba- mek” tenāvul aşa- “yemek ye-
ret olan, cansız” HKT 210b/5, mek, yemek” NF 263/12,
3. “kişi, şahıs” HKT 302b/7, 4. tenāvul ķıl- “yemek yemek,
“kişi, şahıs, köle” HKT 90b/2, yemek” NF 25/4
5. “kendi, nefis” HKT 564a/6 e
ğ
tenbįĥ (<A.) “tenbih” tenbįĥ ü
teñ “denk, eşit krş. tiñ (2)” KE i
t naśįĥat “tenbih ve nasihat” KE
i
129r/21, ME 118/2, MM 251/2, m 249r/1
HKT 89b/5, İML 190, teñ bol- y
a
tenbįhüǿl-ġāfilįn (<ö.a.) “Ebuǿl-
“eşit olmak, müsavi olmak” y
ı Leys-i Semerkandî’nin hadis
HKT 417a/8, teñ kel- “denk kitabı” NF 259/14
n
e
v
gelmek, eşitlemek” KE 22r/5, i ten-dürüst (<F.) “sağlam, sağlıklı,
teñ ķıl- “denk ve eşit tutmak” kuvvetli” HŞ 2493, ten-dürüst
HKT 143b/3, teñ śıfat “eşit, bol- “sağlam ve sağlıklı olmak,
benzer hal” HKT 339b/9, teñ kuvvetli olmak” NF 219/3, ten-
tuş “eş, benzer, denk” KE dürüst ķıl- “vücudu kuvvetlen-
186v/5, HKT 23b/6 dirmek, sağlamlaştırmak” ME
tėn- “denmek, söylenmek, denil- 91/8
mek krş. ten-, tin-” NF 27/4 ten-dürüstluķ (<F.+T.) “vücut sağ-
ten- “denmek, söylenmek, denil- lığı, dinçlik krş. ten-dürüstlük”
mek krş. tėn-, tin-” ME 149/5 ten-dürüstluķ bėr- “sağlam ve
tenaħnuħ (<A.) “gırtlağı temizle- sağlıklı olmak, kuvvetli olmak”
mek amacıyla hırıltılı ses çı- NF 331/9
karma” MM 119/1 ten-dürüstlük(<F.+T.) “vücut sağ-
tenaǾum (<A.) “lüks yaşama, nimet lığı, dinçlik krş. ten-dürüstluķ”
ve bolluk içinde rahatça yaşama NF 202/8, HŞ 1934, ten-
krş. tenaǾǾum” HKT 553a/9 , dürüstlük bėr- “sağlam ve sağ-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 583

lıklı olmak, kuvvetli olmak NF teñliksiz “eşit olmayan, denk ol-


273/14 mayan, aynı olmayan” KE
teñ-i şeker (<F.) “şeker dengi” HŞ 229r/2
1527 teǿnįŝ(<A.) “(gramerde) dişilik”
teñe- “mukabele etmek, eşitlemek, ME 67/7
denklemek” ME 114/3 tennūr (<F.) “tandır, fırın, ocak”
teñel- “eşit olmak, müsavi olmak, KE 88r/15, HKT 329b/5, HŞ
denk olmak” ME 207/5, HKT 4179
416a/8 teñre “çevre, etraf krş. tegre, tigre”
teñeş-“denkleşmek, denkleştirmek” KE 47v/16
ME 127/2 teñri “Tanrı, Allah krş. tañrı, tiñri”
tenezzüh (<A.) “gezinti” NF 310/6 KE 9v/11, MM 42/4, HKT
tėñiz “deniz krş. teñiz, tiñiz”MM 447b/9, HŞ 4614, İML 137, AO
40/2 I/14,teñri Ǿazze ve celle “aziz ve
teñiz “deniz krş. tėñiz tiñiz” KE celil olan Allah” KE 8v/1, teñri
6r/16, ME 9/6, HKT 130b/2, taǾālā “yüce Allah, Allah yü-
HŞ 4665, İML 180, teñiz ortası celtsin” KE 33r/10, AO IV/11
“denizin ortası” HKT 364a/3, e
ğ teñri birdi (<ö.a.) “Kırım’da bulu-
teñiz tübiñe barġan “dalgıç”
i
t nan kırk yedi yerin beyi” K I/13
i
HKT 435a/3 m teñrilıķ“tanrılık krş. teñrilik” KE
teñle“denk olarak, öylece” KE y
a
44v/17
31r/19 y
ı teñrilik “tanrılık krş. teñrilıķ” HŞ
n
teñle-“denklemek, denk hale ge- e 3170
v
tirmek, karşılaştırmak, ölçmek” i
teñsiz “denk, benzer olmayan” KE
KE 28v/11 186v/6
teñleş-“bölüşmek” ME 196/2 tep- 1.“tepmek, ayak ile vurmak,
tenlig (<F.+T.) 1.“bedenli, cüsseli” hızla çalmak, yere vurmak krş.
NF 23/5, 2. “etli, canlı” tenlig tip-” KE 47v/15, HKT 435a/7,
bol- “yaşamak, canlı olmak” İML 120, 2. “basmak, ezmek,
ME 179/5 çiğnemek” HKT 491a/3
teñlik “kadar, eşitlik, denk, aynı tepe “tepe, yüksekçe yer krş. töpe” t
krş. deñlik” KE 56v/2, ME NF 155/3, KE 69v/4, HKT
196/2, teñlik ķıl- “eşitlemek, 331a/5, İML 177
denkleştirmek, eşit hale getir- tepere “tepesine doğru” KE 135v/3
mek” ME 123/1, teñlik ķılış- tepiz “tuzlu” KE 6r/1, tepiz bol-
“karşılklı eşitlemek, denkleş- “tuzlu olmak, tuzlanmak” KE
tirmek, eşit hale getirmek” ME 16v/7
120/7
584 | D r . Suat ÜNLÜ

tepre- “hareket etmek, yola çık- etmek” HKT 370b/9, terge bėr-
mak, saldırmak, hücum etmek “bir şey mükabilinde çalıştır-
krş. tebre-, tipre-” KE 46r/4 mak, hizmet ettirmek krş. terge
teprek “kürek” NF 325/15 bėr-” KE 186v/9, ME 57/1,
tepren-“kımıldamak, hareket et- terge kir- “bir şey mükabilinde
mek, sallanmak, debrenmek çalışmak, hizmet etmek” KE
krş. tebren-, tipren-” NF 5/11, 186v/10, terge tut- “ücret karşı-
KE 42v/7, ME 28/2, HKT lığında çalışmak krş. terke tut-”
553b/2, teprengen “hareket KE 189v/7, ME 112/2, HKT
eden, canlı” HKT 392b/5, 370b/7, terke bėr- “bir şey
teprenmek “hareket eden, canlı” mükabilinde çalıştırmak, hiz-
ME 85/2, HKT 511a/3, met ettirmek krş. terke bėr ” NF
teprenmez ķıl- “hareketsiz hale 347/5, terke tut- “ücret karşılı-
getirmek” HKT 174a/9 ğında çalışmak krş. terge tut-”
teprenil-“sarsıntıya uğratılmak, NF 23/12
sarsılmak” HKT 511a/3, tėr-“dermek, toplamak, yığmak
teprenil- taķı ķarārsız ķılın- e
ğ
krş. dir-, tir-” NF 312/13, KE
“sarsıntıya uğratılmak” HKT i
t 118v/10, ME 65/4, MM 132/2
31b/1, teprenilmek “sarsılma” teraķķį (<A.) “yükselme” teraķķį
i
m

HKT 578b/3 y
a
ķıl- “yükselmek, ilerlemek” AO
tepreş- “depreşmek, sarsmak” KE y
ı V/16
42r/13 terāne (<F.) “terane” HŞ 4010
n
e
v
tepret- (1) “kımıldatmak, hareket i terāzu (<F.) “tartı, terazi, ahrette
ettirmek, sallamak, silkelemek, günah ve sevapların ölçülmesi
yerinden oynatmak krş. tebret-, krş. terāzū” ME 168/3
tipret-” NF 140/2, KE 26r/19, terāzū (<F.) “tartı, terazi, ahrette
ME 101/2, HKT 275b/2 günah ve sevapların ölçülmesi
tepret- (2) “sarsmak” HKT 319a/2 krş. terāzu” NF 230/9, KE
tepün-(1)“saldırmak, hücum etmek 216r/20, HKT 274a/4, HŞ 1169
krş. tipün-” KE 133v/6 terbiyet (<A.) “besleyip büyütme,
tepün- (2)“kaçmak” HKT 311b/1 bakma, yetiştirme” NF 359/16,
tepüz “çorak toprak” HKT 153b/1 terbiyet ķıl- “büyütmek, yetiş-
ter (1) “ter krş. tir” NF 52/15, ME tirmek” NF 65/3, KE 185v/16,
176/3, İML 139 MM 308/1, HKT 352a/5,
ter (2) “ücret, kira krş. der” KE terbiyet ķılın- “büyütülmek, ye-
191r/4, ME 12/4, HKT 290a/6, tiştirilmek” HKT 302b/4
İML 147, ter eri bol- “bir şey terceme(<A.) “tercüme” KE
mükabilinde çalışmak, hizmet 223r/20
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 585

terçi “ırgat, ecir” İML 147 mek, hemen ayrılmak” MM


tereddüd(<A.) “tereddüd” tereddüd 47/1, terkrek “daha hızlı, daha
ķıl- “tereddüt etmek, tereddütde çabuk” KE 34v/10
bırakmak” ME 103/4 terk (2) “terk, bırakma, ayrılma,
terek “asma” KE 23v/19 vazgeçme” terk it- “bırakmak,
tereñ “derin krş. teriñ, deriñ, derin” terk etmek” HŞ 3147, terk ķıl-
KE 68r/7 “terk etmek, bırakmak, vaz
terençek “kadınların büründükleri geçmek” NF 147/1, MM 113/1,
nesne krş. terinçek” İML 149 HŞ 2553, terk-i sünnet “sünneti
terge-“terletmek, damıtmak” ME terk etmek, sünnete uymamak”
76/1 MM 116/4
terġįb(<A.) “isteklendirme, hevese terken 1. “hükümdarın karısı” İML
getirme” terġįb ķıl- “heveslen- 145, 2. “hükümdar” HŞ 1310,
dirmek, hevese getirmek, iste- İML 165, terken ķatun “hü-
mesini sağlamak” KE 77v/7 kümdar karısı” İML 314
tėri“deri, gön krş. teri, tiri (1)”MM tėrkeştür- “ard arda dizmek, sıra-
239/1 lamak” ME 126/7
teri “deri, cilt, gön krş. tėri, tiri(1)” e
ğ terkįb (<A.) “birkaç şeyi birleştir-
NF 66/10, KE 7r/1, ME 155/6,
i
t me, bir araya getirme, terkip”
i
HKT 440b/4, HŞ 1462 m HŞ 2350, terkįb ķıl- “birleştir-
terilig “derili, derisi olan” terilig y
a
mek, terkip etmek” HKT
bol- “derili olmak, deriye sahip y
ı 567a/1
n
olmak” ME 238/6 e terkin “tez, çabuk” HŞ 604, terkini
v
teriñ “derin krş. derin, deriñ, tereñ” i
ķıl- “çabuklaştırmak, hızlan-
NF 27/17, KE 18r/14, ME dırmak” HŞ 2132
170/3, HKT 340b/7, teriñ bol- terkle-“acele ettirmek, hızlandır-
“derinleşmek, derin ve geniş mak” İML 103
olmak” ME 170/3, teriñ yol terklig “aceleci” İML 153
“geni yol” HKT 322a/5 terle- “terlemek krş. tirle-” KE
terincek“örtü, bürüncek krş. 245r/5
terençek” NF 415/1, ME 103/3 terlik “gömlek” terlik keđ- “göm- t
teriñlik “derinlik krş. tiriñlig” NF lek giymek” ME 235/1
66/5 ters “gübre, tezek krş. tezek” NF
terk (1) “tez, çabuk, derhal” KE 247/3, ME 70/7
20v/8, ME 86/5, MM 124/4, tersā (<F.) “Hırıstiyan” NF 15/6,
HŞ 1951, terk bar- “çabucak KE 183v/15, HKT 56a/4, MN
girmek, hemen ayrılmak”MM (2) 34/342, tersā bol- “Hıristi-
285/4, terk kėç- “çabucak geç- yan olmak, Hıristiyanlaşmak”
586 | D r . Suat ÜNLÜ

KE 194r/4, ME 171/5, tersā dini noksan sıfatlardan tenzih et-


“Hıristiyanlık” ME 171/5, tersā mek” HŞ 3165, tesbįĥ ayt- “Al-
mescidi “Hıristiyan kilisesi” lah'ı noksan sıfatlardan tenzih
HKT 323b/6 etmek” NF 319/7, KE 151v/14,
tersālıķ (<F.+T.) “Hırıstiyanlık” MN (1) 6/13, tesbįĥ u tehlįl ėt-
tersālıķġa kir- “Hıristiyanlığa “Allah'ı noksan sıfatlardan ten-
girmek, Hıristiyanlığı kabul zih etmek, “sübhanallah ve
etmek” ME 171/5 lailahe-ill-Allah sözünü söyle-
tersik “gerdanlık krş. tösik” tersik mek” KE 53r/7, tesbįĥ itil- “Al-
kemşi bėr- “gerdanlık takmak” lah'ı noksan sıfatlardan tenzih
ME 100/1 etmek” MN (1) 10/12, tesbįĥ ü
tertįb (<A.) “tertip, düzen, dizme, taķdįs ķıl- “Allah'ı noksan sıfat-
sıralama krş. tertįp” KE lardan tenzih etmek” KE 5r/7,
128v/16, MM 159/4 tesbįĥ ķıl- “Allah'ı noksan sıfat-
tertįbce(<A.+T.) “düzene göre, lardan tenzih etmek” NF 83/8,
sırayla” tertįbce ķıl- “sırayla KE 8v/6, ME 97/3, KE 5r/7,
yapmak, düzene göre yapmak” e
ğ
HKT 528b/1, tesbįĥ ķılġan
ME 66/1 i
t “Allah’ı noksan sıfatlardan ten-
zih eden” HKT 433a/9, tesbįĥ
i
tertįp (<A.) “tertip, düzen, dizme, m

sıralama krş. tertįb” HŞ 1006, y


a
oķu- “Allah'ı noksan sıfatlardan
tertįp ķıl- “düzenlemek, diz- y
ı tenzih etmek” MN (1) 4/15
mek, sıraya koymak” HŞ 290 tesebbuǾ (<A.) “anası ölmiş bir
n
e
v
tesbįĥ (<A.) “Tanrıyı övme, Al- i çocuğu başka bir kadının em-
lah’ı tazim etme” NF 83/13, KE zirmesi” KE 184v/16
2v/7, MM 275/1, HKT 514a/3, teǾsįr (<A.) “tesir, etki” HŞ 1198
MN (1) 5/3, tesbįĥ u tehlįl teslįm (<A.) “teslim, bir şeyi sahi-
“sübhanallah ve lailahe-ill- bine verme, emaneti geri ver-
Allah sözünü söyleme” NF me” teslįm bol- “teslim olmak,
58/1, KE 121r/4, tesbįĥ ü taķdįs teslim etmek” HŞ 368, teslįm
“sübhanallah ve lailahe-ill- ķıl- “vermek, teslim etmek” NF
Allah sözünü söyleme” KE 102/2, KE 155v/3, MM 267/4,
8v/6, tesbįĥ ve tehlįl HKT16a/7, HŞ 1754, teslįm
“sübhanallah ve lailahe-ill- ķılın- “teslim edilmek” HKT
Allah sözünü söyleme” NF 90b/6
277/5, KE 121r/4, tesbįĥ ay- teslis(<A.)“üçlü, üçleme” HŞ 1806
“Allah'ı noksan sıfatlardan ten- tesmiyet (<A.) “besmele çekme”
zih etmek” KE 129v/19, HKT MM 233/3, tesmiyet ķıl- “bes-
514a/3, tesbįĥ ayıt-“Allah’ı mele çekmek, besmeleyle baş-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 587

lamak” MM 235/1 teşrįflüg (<A.+T.) “şereflendiril-


tesnįm (<ö.a.) “Cennette bir çeş- miş” KE 37v/9
menin adı” HKT 568a/7 teştūrį (<ö.a.) “İsa peygamberi
testgįr (<F.) “yardımcı, elinden kutsal ruh kabul eden Hıristi-
tutan krş. dest-gįr” testgįr bol- yanlık mezhebi” KE 170r/9
“yardımcı olmak, elinden tut- teşük “delik, deşik krş. töşük” NF
mak, yardım etmek” NF 442/2 21/4, KE 25v/6
tesvįl (<A) “çirkin bir şeyi güzel teşür- “delip geçmek, kılıçtan ge-
göstererek gaflete düşürme” KE çirmek” KE 247r/7
89r/9 teşvįş (<A.)“karışıklık, kargaşa,
teş-“deşmek, delmek, açmak krş. kuruntu, şüphe” NF 172/9,
tiş-” NF 303/14, KE 149r/1 teşvįş bol-“karışıklık çıkmak,
teşbįĥ (<A.) “teşbih, benzetme” kargaşa olmak” KE 174v/10,
teşbįĥ ķıl-“teşbih etmek, ben- teşvįş ķıl- “karışıklık çıkarmak,
zetmek” KE 199v/3 şüphe ve kuruntuya düşürmek”
teşdįd (<A.) “çok, çok gösterme” NF 244/14, HŞ 795
teşdįd-i mübālaġat “abartma, teşvįşsiz(<A.+T.) “dingin, rahat”
mübalağa” KE 86r/17 e
ğ NF 262/7
teşdįdsiz (<A.+T.) “şedde-
i
t teŧāvul(<A.)“uzanma, uzatma” Ka
i
siz”teşdįdsiz “şeddesiz oku- m II/15
mak” KE 86r/16 y
a
tetik “zeki, uyanık krş. tėtik, titik”
teşehhüd (<A.) “namazda oturarak y
ı NF 148/4, KE 4r/17, İML 151,
n
ettehiyyatü duasını okuma” NF e
v
tetik Ǿaķllıġ “uyanık, zeki,
63/4, MM 124/2, teşehhüd i
pratik zekalı” KE 231r/15
kėtür- “namazda oturarak tėtik “atik, zeki krş. tetik, titik”
ettehiyyatü duasını okuma” MM 330/2, tėtik bol- “atik ol-
MM 126/2, teşehhüd oķı- “na- mak, zeki olmak” ME 189/6
mazda oturarak ettehiyyatü du- tetiklik “atiklik” tetiklik ėdiş- “atik
asını okumak” MM 110/1 davranmak, atiklik göstermek”
teşil-“açılmak, delinmek krş. töşül- ME 124/2
” NF 331/1 tetir- “iğrenç, menfur” İML 165 t
teşnįǾ (<A.) “ayıplama, ayıp ve tetrü “ters” tetrü bol- “ters olmak,
çirkin bulma” NF 128/3, teşnįǾ zıt olmak” KE 53r/9
ķıl- “ayıplamak, ayıp ve çirkin tevaķķuf (<A.) “durma, durakla-
bulmak” KE 187v/2, ME 80/7 ma” tevaķķuf ķıl- “durmak, du-
teşrįf (<A.) “teşrif, şereflendirme, raklamak” KE 11r/9
onurlandırma” NF 83/3, KE tevāżuǾ(<A.) “tevazu, alçak gönül-
54v/19, MM 322/2, HŞ 1309 lülük” NF 378/6, MM 390/3,
588 | D r . Suat ÜNLÜ

tevāżuǾ ķıl- “kibirlenmemek, tėwe “deve krş. teve, tewe, tiwe,


alçak gönüllülük göstermek” tive, dive” MM 175/2
NF 378/4, KE 6r/18, HKT tewe “deve krş. teve, tėwe, tiwe,
561a/7,tevāżuǾ kör- “kibirlen- tive, dive” NF 20/6, KE 58r/16,
memek, alçak gönüllülük gös- ME 46/7, tewe yüki “deve yü-
termek HŞ 3874 kü” KE 63r/14, tewe boġuzla-
tevāżuǾlıķ (<A.+T.) “tevazuluk, “deve kurban etmek, deve kes-
alçak gönüllülük” tevāżuǾlıķ mek” NF 12/2
ķıl- “tevazuluk yapmak, alçak teveccüh (<A.) “bir yere doğru
gönüllülük göstermek” KE hareket etme, yönelme” tevec-
6r/19 cüh ķıl-“bir yere doğru hareket
tevbe (<A.) “tövbe, bir suçtan do- etmek, yönelmek” NF 24/9
layı pişman olarak bir daha teweçi “deveci, deve güden çoban”
yapmamak üzere söz verme, NF 42/4, KE180r/1, İML 155
tövbe” NF 233/17, KE 85r/3, tevekkül (<A.) “tevekkül, kadere
HKT 361a/9, tevbe ķıl- “tövbe razı olma” NF 264/16, MM
etmek” NF 45/17, KE 59v/2, e
ğ
43/1, tevekkül ķıl- “tevekkül
MM 39/3, HKT 78a/7, HŞ i
t etmek” NF 21/10, HKT 88b/3,
3093, MN (1) 12/12, tevbe tevekkül ķılġan “tevekkül eden”
i
m

ķılġan “tövbe eden” HKT y


a
HKT 234a/4
273a/7, tevbe ķılmaķ “tövbe” y
ı tewelig “deve sahibi”tewelig bol-
HKT 90b/8, tevbe üze tölengen “develi olmak, deve sahibi ol-
n
e
v
“günahtan kesinlikle vazgeçen, i mak” NF 164/3
tövbe hususunda kararlı olan” tevfıķ (<A.)“yardım, Allah’ın yar-
HKT 198a/5, tevbeni ķabūl ķıl- dımı krş. tevfįķ” HŞ 3174,
“tövbeyi kabul etmek” HKT tevfıķ bir- “yardım etmek, yar-
27a/5, tevbeni ķabūl ķılġan dımda bulunmak” HŞ 4679
“tövbeyi kabul eden, esma-i tevfįķ (<A.) 1.“yardım, Allah’ın
hüsna’dan et-tevvāb” HKT yardımı krş. tevfıķ” MM 61/1,
18b/4 MN (1) 12/7, 2. “muvaffak ol-
tevbesiz (<A.+T.) “pişman olma- ma, başarma, başarı” HKT
yan, tövbe etmeyen” MM 273/4 222b/7, 3. “kolaylaştırma, yar-
teve “deve krş. tewe, tėwe, tiwe, dım etme” HKT 418a/7, tevfįķ
dive” KE 192r/20, teve bėr- “kolaylaştırmak, aralarını
boġuzla- “deve kurban etmek, bulmak, barıştırmak krş. tevfįķ
deve kesmek” KE 192r/20, teve bir-” NF 59/15, KE 139v/4, ME
soy- “tewe üzerindeki eşyaları 42/4, MM 189/2, tevfįķ bir-
indirmek” KE 182v/14 1.“aralarını bulmak, barıştırmak
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 589

krş. tevfįķ bėr-” HKT 82a/1, tezek “tezek bkz. ters” KE 206r/20
“kolaylaştırmak” HKT 571b/2 teźekkür (<A.) “düşünme”teźekkür
tevĥįd (<A.) “tevhit, Allah’ın var- ķıl- “düşünmek” HKT 546a/7
lığına ve birliğine inanma” NF tezgin- 1.“dönmek, gezmek, ge-
177/4, KE 157v/10, HŞ I, zinmek, dolaşmak krş. tizgin-”
tevĥįd ķıl- “tevhit etmek, Al- NF 109/2, KE 6v/11, ME 49/4,
lah’ın varlığına ve birliğine HKT 271a/5, HŞ 3824, 2. “ta-
inanmak” KE 197r/5 vaf etmek” HKT 22b/8, 3. “ol-
teǿvįl (<A.) “yorum, açıklama, duğundan daha değişik bir hale
söze ayrı mana vermeye çalış- geçmek, dönmek” HKT 401a/2,
ma” KE 82r/7, HKT 47b/8, tezgingen 1. “dönen, dolaşan”
teǿvįl ay- “yorumlamak, açık- HKT 343a/5, 2. “tavaf eden”
lamak, söze ayrı mana vermeye HKT 18a/4, 3. “felaket, bela,
çalışmak” NF 60/9, teǿvįl ķıl- musibet” HKT 113a/2
“yorumlamak, açıklamak, söze tezgindür-“döndermek, çevirmek,
ayrı mana vermeye çalışmak” dolaştırmak, gezdirmek” NF
ME 188/2 339/7, ME 47/3, HKT 45b/6
tevrįt (<ö.a.) “Tevrat” NF 11/2, KE e
ğ tezginil-“dolaştırılmak, döndürül-
67v/7, HKT 59b/6
i
t mek” HKT 427a/8
i
tevrįt-ħān (<A.+F.) “Tevrat oku- m tezginişmek“dönme, dolaşma” ME
yan” KE 186v/17 y
a
123/3
tewsiz “hilesiz, aldatmasız” KE y
ı tezgit- “döndürmek, dolaştırmak”
n
5v/5 e HŞ 18
v
tevük “filan” İML 138 i
teźkįre (<A.) “tezkere” teźkįre ķıl-
tevvān (<A.) “hasar, ziyan” KE “tezkire yazmak, şairlerin haya-
26v720 tını yazmak” HŞ 4728
teyemmüm (<A.) “teyemmüm, tezvįr (<A.) “yalan, dolan” HŞ
suyun bulunmadığı durumlarda 354, tezvįr-ü ĥįle “yalan ve hile,
niyet edip elleri yere sürerek yalan dolan” KE 69r/7
alınan abdest” KE 213r/6, MM tıđ-“engel olmak, mani olmak krş.
102/1, teyemmüm ķıl- “teyem- tıy-” KE 226r/1, HŞ 2868 t
müm etmek” NF 433/10, KE tıġra-“baturlanmak, cesaret gös-
211r/1, MM 106/2, HKT 83a/7 termek” İML 106
tėyiş-“söyleşmek, konuşmak” KE tıġraķ “bahadır, yiğit” İML 150
43v/8 tıħır(<A.) “tatlı olmayan krş. taħır”
tēz (<F.) “tez, hemen krş. tiz (1)” HKT 349a/5
NF 189/14, KE 20v/11, tēzrek tıķ-“tıkmak, tıkamak” NF 356/8,
“tezcek, hemencecik” KE 85v/4 KE 151r/9
590 | D r . Suat ÜNLÜ

tıķaç “tıkaç, tıpa krş. tıķma” ME ŧınāb (<A.) “çadır ipi” KE 173v/10
88/6 tınç “dinç, rahat, sakin” KE
tıķaçlıġ “tıkacı olan, kapanabilen” 68v/10, K II/11
ME 88/5 tınçlıġ “rahatlık, rahat, huzur krş.
tıķıl- (1) “sık olmak” ME133/5 tınçlıķ, dınçlıķ” AO II/47
tıķıl- (2)“kilitlenmek” ME 160/1 tınçlıķ “rahatlık, rahat, huzur krş.
tıķma “tıpa, kapak krş. tıķaç” İML tınçlıġ, dınçlıķ” KE 83v/18,
170 ME 220/1, HŞ 2534, K I/45
tıķtur-“tıkamak, kapatmak” KE tındur- “dinlendirmek, sakinleştir-
140r/15 mek, rahat ettirmek krş. tıñdur-,
ŧılısım (<A.)“tılısım, olağanüstü dındur-” KE 161v/21, ME 39/7,
kuvvet ve tesir krş. ŧılsım” KE HŞ 3838
141r/1, ŧılısım ķıl- “olağanüstü tıñdur- “dinlendirmek, sakinleştir-
kuvvet göstermek, tesir etmek” mek, rahat ettirmek krş. tındur-,
KE 137v/21 dındur-” HŞ 810
ŧılsım (<A.)“tılısım, olağanüstü tınġaķ “tırnak krş. tırnaķ, dırnaķ”
kuvvet ve tesir krş. ŧılısım” HŞ e
ğ
ME 5/8
63, ŧılsım aç- “olağanüstü kuv- i
t tıñılandur- “ses vermek” HŞ 54
i
vetler göstermek, mucizeler m tıñla- “dinlemek krş. tiñle-” NF
göstermek” HŞ 63, ŧılsım ayıt- y
a
420/14, HŞ 4049
“olağanüstü kuvvetler anlat- y
ı tıñlan- “dinlenmek krş. tiñlen-” HŞ
mak, mucizeler aktarmak” HŞ 540
n
e
v
766, ŧılsım ķıl- “olağanüstü i tıñlaş- “dinleşmek, beraber dinle-
kuvvet göstermek, tesir etmek” mek” HŞ 2447
HŞ 2382 tınlıġ “canlı, hayvan” KE 13v/12,
tılta- “sebep olmak, bahane olmak” İML 138
HŞ 3304 tırmarla- “tırmalamak” NF 386/6
tıltaġ “bahane, engel, sebep” KE tırnaķ “tırnak krş. tınġaķ, dırnaķ”
146v/6, HŞ 4523, tıltaġ ķıl- NF 322/8, KE 105r/20, ME
“bahane etmek, engel olmak, 76/8, HŞ 3721
sebep olmak” KE 124r/14 tırnaķlıġ “tırnaklı hayvan” HKT
tın “nefes, ruh” HŞ 4601 142b/7
tın- “dinmek, durmak, rahatlamak, tışķaru “dışarı krş. taşra, taşķaru,
sakinleşmek krş tiñ-, tıñ-” KE taşķarı, taşġaru” HŞ 883
216v/8, MM 46/2, HŞ 3252 ŧışt (<F.) “leğen” NF 165/11
tıñ- “dinmek, durmak, rahatlamak, tıwar “mal, servet krş. tawar, tavar,
sakinleşmek krş tiñ-, tın-, dıñ-” davar” ME 196/7
HŞ 2878
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 591

tıy-“tutmak, alıkoymak, yasak HKT 253a/8, HŞ 3042, MN (1)


etmek krş. tıđ-” ME 133/7, 13/7, K IV/6, MN (2) 25/250,
HKT 33b/8, HŞ 3104, İML 121 tigme bir 1. “her, her bir” HKT
tıyıl- “durmak, kesilmek, dinmek” 46a/8, 2. “her biri, hepsi” HKT
MM 80/1, HŞ 2402 225b/8, tigme bir kez “her ne
ti- “demek, söylemek krş. tė-, te-, zaman ki, her ne vakit” HKT
de-, di-” HKT 485b/6, HŞ 3b/9, tigme bir yandın birin
2173, AO II/21, MN (2) 5/47 “çaprazlama” HKT 109b/6
ticāret (<A.) “ticaret” NF 41/13, tigre (1)“çevre, etraf krş. tegre,
HKT 45b/5, ticāret ķıl- “tica- teñre” MN (1) 13/11
ret yapmak, alış veriş yapmak” tigre (2)“- a doğru, -a kadar krş.
NF 15/4, KE 186v/13 tegrü, tėgrü, tigrü” HŞ 2634
tig “gibi krş. teg, tėg, tek (3), deg, tigrü “- a doğru, - akadar, kadar
dig, tik(1)” HKT 23b/6, HŞ krş. tegrü, tėgrü, tigre (2)” HKT
1381 251b/2, HŞ 1083, MN (1) 16/7
tįg(<F.) “kılıç, yasa, kanun” HKT tigrül-“ulaştırılmak krş. tėgrül-,
34a75 tegrül-, tigürül-” HKT 560b/1
tig-1.“değmek, erişmek, yetişmek, e
ğ tįgsız (<F.+T.) “yasaklanmamış”
ulaşmak krş. teg- tėg-” HKT
i
t HKT 412a/1
i
396a/2, HŞ 2885, MN (1) 1/3 , m tigür- “isabet ettirmek, göndermek,
MN (2) 10/91, “isabet etmek” y
a
ulaştırmak krş. tegür-, tėgür-,
HKT 323a/2, K IV/7, 3. “katıl- y
ı tekir-” HKT 241b/2, MN (1)
n
mak, karışmak, kaynaşmak” e 16/2, K VIII/2, MN (2) 14/130
v
HKT 79a/2, tiggen 1. “erişen, i
tįh (<ö.a.) “Beni İsrail çölü de
ulaşan, vasıl olan” HKT 119a/4, denilen Sina yarımadasında bir
2. “isabet eden, isabet edecek çöl” KE 118r/21
olan” HKT 222a/1, 3. “felakat, tihāme (<ö.a.) “Sina yarımadasında
musibet, bela” HKT 85b/7 Arabistan’ın güneyine uzanan
tigi “kadar, e kadar, dek krş. tegi, dar kıyı ovası” NF 392/13, KE
tiki, tėgi” HKT 472b/3, HŞ 184r/8
3880 tik (1) “gibi teg, tėg, tek (3), deg, t
tigin (1) “bey oğlu” İML 145 dig, tig” MN (2) 2/11
tigin (2) “… kadar” MN (2) 5/40 tik (2) “dik, sarp” MN (2) 10/95
tigirmen “değirmen krş. tegirmen” tik- (1) “yönelmek” ME 25/6
HŞ 1209, MN (1) 20/8 tik- (2) “tayin etmek” ME 212/6,
tigiş- “değişmek krş. tegiş-, tėgiş-” HKT 76a/1
HŞ 1012 tik-(3) “(dikiş) dikmek, yama-
tigme “her krş. tegme, tėgme” mak” ME 226/2, HKT 148a/4
592 | D r . Suat ÜNLÜ

tik- (4)“dikmek, kurmak, ağaç tilke kel- “konuşmaya başla-


dikmek” NF 297/17, KE mak” NF 161/11
78v/10, İML 120 til (2) “dil (organ) krş. dil (2)”
tiken“diken” NF 17/12, KE NF 27/13, KE 53r/7, ME 33/6,
11v/12, MM 199/4, HKT MM 334/1, HKT 338a/2, İML
572a/4, MN (1) 18/8, MN (2) 97, MN (2) 5/44, til bėr- “ko-
43/426 nuşma kabiliyeti vermek” KE
tikenlen- “kıllanmak” ME 100/3 58v/11, til tübü “dilin dibi”
tikenlıġ “dikenli” KE 169v/7 İML 140,til uçu “dilin ucu”
tikenlik “dikenlik” KE 18r/13 İML 140, tilin çıķar-“dilini çı-
tikensiz “dikensiz” HKT 511b/8, karmak, sarkıtmak” HKT
MN (2) 17/162 167b/6
tikil- “dikilmek, dik durmak, ayak- til (3) “casus, haber” AO I/9
ta durmak, kalkmak krş. dikil-” til-“dilmek, kesmek, yarmak krş.
NF 319/1, KE 78v/8, ME dil-, töl, del-” KE 34v/17, HŞ
129/1, HKT 572b/1 4507
tikim “dikimlik” KE 45r/21 e
ğ
tilāvet (<A.) “Kur’an-ı güzel sesle
tikiz “yediger denilen yıldız topu” i
t ve kaideli okuma” MM 137/1,
tilāvet-i Ķurǿān “Kur’an-ı güzel
i
İML 184 m

tikke“parça” KE 85v/16 y
a
sesle ve kaideli okuma” KE
tikme “üç değnek üzerindeki bir y
ı 189v/4
heykel” İML 180 tilbe “deli krş. telwe, tėlbe, telbe,
n
e
v
til (1) 1.“dil, lisan” NF 35/12, i teli” İML 152
KE 43v/13, ME 140/4, HKT tildaġ “sunma, takdim” İML 190
359a/7, MN (1) 10/11, İML tildam “tilmaç, tercüman krş.
140, 2. “konuşma, kelam” HKT tilmaç, tilmeç” İML 140
371b/6, til aç- “konuşmak, ko- tile-1.“dilemek, istemek, arzu et-
nuşmaya başlamak” KE 181v/3, mek krş. dile-” NF 6/3, KE
til al- “haber almak, haber 89r/5, ME 58/8, MM 55/4,
gelmek” KE 231r/9, til bėr- HKT 402b/1, MN (1) 12/5, HŞ
“konuşturmak, tekrar konuş- 4002, İML 102, K III/17, MN
turmak” NF 185/6, til bol- (2) 28/278, 2. “istemek, talep
“lisan olmak, lisan olarak ve- etmek” HKT 9a/3, tilegen “is-
rilmek” KE 43v/12, til kel- teyen, talep eden” HKT 546b/5,
“konuşmak, konuşmaya başla- tilemek “isteme, istek, rica” KE
mak” KE 72v/6, til tegür- “hak- 51r/16, ME 58/8, HKT 433b/7
kında konuşmak” NF 175/3, tilek “dilek, istek, arzu” NF 205/1,
KE 51r/16, MM 176/3, HKT
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 593

248a/2, MN (1) 7/4, HŞ 4075, tilsiz (1)“dilsiz, konuşamayan,


İML 190, K VII/46, tilek tile- peltek krş. dilsiz” KE 25v/21,
“dilek dilemek, istemek, arzu İML 153
etmek” KE 106r/10, tilekni tap- tilsiz (2) “kenarsız, kıyısız” tilsiz
“istediğini elde etmek, muradı- teñiz “kenarsız deniz, kıyısız
na ermek” HKT 27b/8 deniz” KE 207r/2
tilekçe “arzusunca, isteğine göre” tilük “dilim” ME 71/1
MM 282/2, tilekçe yörüyülmiş tilür- “delirmek krş. telür-” MN (2)
“arzuya göre hareket ettirlen” 12/116
HKT 23b/4 tįmār (<F.)“bakım, bakma, temiz-
tileklü “dileği olan, istekli” ME lik” tįmār ķıl- “bakmak, bakı-
25/8 mını yapmak, temizlemek” KE
tileksiz“dileksiz, isteksiz” KE 136r/20, ME 169/7, HŞ 117
167r/6 timür (1)“demür krş. temür, demir,
tilen-1. “istenmek, arzu edilmek” temir (1)” HKT 409b/8, HŞ
HKT 432b/4, 2. “istenmek, ta- 1251, timür çekelig “demir çivi-
lep edilmek” HKT 400b/2, li” HKT 506a/6
tilenmiş “istenmiş, arzu edil- e
ğ timür (2) (<ö.a.) “Timur Han”
miş” HKT 346a/5 timür beg “Timür bey” K
i
t
i
tilençi “dilenci” KE 124r/3 m VII/27
tileş-“karşılıklı istemek” HKT y
a
timür- “bozlaşmak” HŞ 2762
527b/4 y
ı timür boz “demir- kır renk” HŞ
n
tilet- “istetmek” KE 232v/19 e 4081
v
tilkü “tilki krş. tülki, tülkü” KE i
tin“ten, vücut, beden krş. ten” HŞ
37v/16, HŞ 1513 1555
tilkülük “tilkilik” HŞ 4136 tiñ (1) “dik, gücü yerinde, sağlık-
tillig 1.“dilli, lisanlı ” KE 43v/10, lı” KE 89v/4
2. “fasih” İML 153, tillig bol- tiñ (2) “denk, müsavi krş. teñ” HŞ
“dili, lisanı olmak” ME 8/1 1055, MN (1) 22/6, MN (2) 1/6,
tilmaç “tercüman krş. tildam, tiñ it- “denkleştirmek, eşitle-
tilmeç” İML 155 mek, müsavi hale getirmek” t
tilmeç “tercüman krş. tildam, MN (2) 23/222, tiñ ķıl- “eşitle-
tilmaç” ME 227/7 mek, denkleştirmek, müsavi ha-
tilmeçlik “tercümanlık” tilmeçlik le getirmek” HŞ 138, tiñ ol-
ķıl- “tercümanlık yapmak, ter- “denk olmak, eşit olmak” MN
cüme etmek” ME 227/6 (2) 28/276
tįn (<A.) “incir” HKT 576b/2
594 | D r . Suat ÜNLÜ

tin- “denmek, söylenmek krş. tėn-, tipren- “deprenmek, harekete geç-


ten-” HŞ 1945 mek krş. tepren-, tebren-” HŞ
tiñ-“dinmek, durmak, kesilmek 4421
krş. tın-” NF 369/12, MM 36/4, tipret- “depretmek, hareket ettir-
HKT 164a/2 mek krş. tepret-, tebret-” HŞ
tindür- “durdurmak, kesmek, ika- 1338
met ettirmek krş. tiñdür-” NF tipsi “tepsi” HŞ 2942
378/14 tipün- “tepinmek krş. tepün-(1)”
tiñdür- “durdurmak, kesmek, ika- HŞ 1459
met ettirmek krş. tindür-” NF tįr (<F) “ok” HŞ 2233
41/2, HKT 464b/2, tiñdürmek tir “ter krş. ter (1)” HŞ 4047, MN
“durdurma” HKT 217b/6 (1) 2/3
tiñelt- “kaldırmak, doğrultmak, dik tir-“dermek, toplamak krş. tėr-, dir-
tutmak” ME 21/4 ” HŞ 1586
tiñeştür- “denkleştirmek, karşılaş- tirek“direk, kavak, ağaç krş.
tırmak, yüzü yüze sürmek” HŞ tirgük” NF 307/6, HŞ 4390
1646 e
ğ
tirgi “yemek masası, sofra krş.
tinibek (<ö.a.) “Tinibek” HŞ 236 i
t tirki” HKT 122a/1
i
tiñiz “deniz krş. teñiz, tėñiz” MN m tirgük “direk, kazık krş. tirek” KE
(1) 4/1 y
a
62r/10
tiñle-“dinlemek krş. tıñla-” KE y
ı tirgüksiz“direksiz, dayanaksız” KE
84r/17, ME 138/5, MM 351/1, 46v/1
n
e
v
Ka II/20 i tirgür- “canlanmak, diriltmek,
tiñlen-“dinlenmek, rahat etmek krş. canlandırmak, hayat vermek
tıñlan-” İML 123 krş. tirgüz-, dirgüz-” KE
tiñri“Tanrı krş. teñri, tañrı” MN (1) 163r/1, HKT 416a/1, HŞ 3932
11/3, MN (2) 23/229, tiñri tirgüz-1.“diriltmek, canlandırmak,
taǾālā “yüce Allah, Allah yük- hayat vermek krş. dirgüz-,
seltsin “ HŞ 2/2 tirgür-” NF 438/5, KE 40r/19,
tinsiz “bedensiz, tensiz” HŞ 4303 HKT 422a/4, MN (1) 21/1, 2.
tinteş- “sözleşmek, anlaşmak” ME “yaşatmak” HKT 267a/8,
110/5 tirgüzgen “dirilten, canlandı-
tip- “at tepmek, tekmelemek krş. ran” HKT 390b/6, tirgüzmek 1.
tep-” HŞ 1802 “diriltme, canlandırma, hayat
tipre- “depremek, harekete geçmek verme” HKT 348a/6, 2. “uyan-
krş. tepre, tebre-” HŞ 1759 dırma” HKT 348b/7
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 595

tiri (1) “deri, cilt krş. tėri, teri” bir-” NF 435/13, tiriglik bir-
MN (1) 21/10, HŞ 3088, İML “canlılık vermek krş. tiriglik
139 bėr-” HKT 257b/3, tiriglik bul-
tiri (2) “diri, canlı krş. tirig, tiriñ, “hayat bulmak, ebedi yaşamak”
dirik, dirü, tirik (1)” HŞ 4618 KE 55v/9, tiriglik keçür- “ya-
tirįd (<F.) “tirit, et suyuna doğran- şamak, hayat sürmek” KE
mış ekmek krş. tirit” NF 25/4 110r/11, tiriglik ķılış- “birlikte
tirig 1.“diri, canlı, hayatta, sağ krş. yaşayıp geçinmek” HKT 78b/6,
tiriñ, dirik, dirü, tirik (1)” NF tiriglik sebebi “canlılık sebebi”
154/12, KE 16v/9, ME 80/2, HKT 521b/9, tiriglik tap- “ya-
MM 63/3, HKT 135b/4, HŞ şamak, yaşamaya devam et-
3176, 2. “hayat sahibi, esma-i mek” HŞ 1237
hüsna’dan el-ĥayy” HKT 47a/2, tirik (1) “diri, canlı krş. tiriñ, dirik,
tirig bol- “diri olmak, hayatta dirü, tirig, tiri (2)” İML 138,
olmak” NF 262/1, KE 94r/21, tirik bulun- “canlı olmak, canlı
MM 22/1, HŞ 2943, tirig ķal olarak bulunmak” MN (2)
“yaşamak” NF 154/12, tirig ķıl- 29/286
“diriltmek, canlandırmak” HŞ e
ğ tirik (2) “ahaliden toplanan vergi”
3934, tirig ķođ- “sağ bırakmak,
i
t İML 146
i
öldürmemek krş. tirig ķoy-” m tiriklik “dirilik, hayat krş. tiriglik,
HKT 160b/1, tirig ķođmaķ tile- y
a
tirilik” İML 138
“sağ kalmasını istemek” HKT y
ı tiril- “yaşamak, canlanmak, diril-
n
7b/4, tirig ķoy- “sağ bırakmak, e mek krş. diril-” NF 334/8, KE
v
öldürmemek krş. tirig ķođ-” i
68r/19, ME 166/5, MM 34/4,
ME 224/5, tirig tut- “sağ bırak- HKT 330b/1, HŞ 1797, MN (2)
mak, öldürmemek” ME 107/8 37/373, tirilgü nirse “geçinile-
tirigle “diri diri, canlı iken” NF cek şey, geçimlik” HKT
358/11, KE 164v/9, tirigle 147a/1, tirilmek “dirilme, can-
kömül- “diri diri gömülmek” lanma” HKT 477b/2
HKT 566a/1 tirilik“yaşama, geçinme krş.
tiriglik 1.“hayat, ömür, yaşantı krş. tiriglik, tiriklik” tirilik ķılış- t
tiriklik, tirilik” NF 124/5, KE “ortak bir biçimde yaşamaya
83v/18, ME 107/8, MM 46/3, çalışmak, geçinmek” ME 117/7
HKT 385a/2, 2. “dirilik, canlı- tiriñ “canlı, diri krş. tirig, dirik,
lık” HKT 447b/6, 3. “geçinile- dirü, tirik (1), tiri (2)” KE 8r/12
cek şey, geçimlik” HKT tiriñlig “derinlik krş. teriñlik” MN
374a/6, HŞ 3965, tiriglik bėr- (1) 21/7
“canlılık vermek krş. tiriglik tirit (<A.) “tirit krş. tirįd” ME 84/6
596 | D r . Suat ÜNLÜ

tiritken“dirilten (Tanrı atlarından) tişiler 1. “kadınlar, dişiler”


esma-i hünsadan el-halık” İML HKT 232a/5, 2. “zevceler, eş-
138 ler” HKT 33a/7, tişilerge
tirkeştür-“ard arda dizmek krş. yawumaġan “kadınlardan uzak
tėrkeştür-” ME 126/7 duran” HKT 52a/9
tirki “sofra krş. tirgi” NF 289/1, tişi (2) “dişi, kancık” İML 38, tişi
KE 172r/2, tirki tabaķ “sofra” arslan “dişi arslan” KE
İML 170 159v/19, tişi çetük “dişi kedi”
tirle-“terlemek krş. terle-” MN (1) ME 27/8, tişi keçi “dişi keçi”
2/3, HŞ 3613 ME 222/5, tişi tawuķ “tavuk”
tirlig“dirlik, hayat krş. tirlik” AO ME 229/5
III/17 tişi (3) “(gramerde) dişi, müen-
tirlik“dirlik, düzenlik krş. tirlig” nes” tişi ķıl- “(gramerde) tişlik
HŞ 3725 belirtisi getirmek,
tirliş-“birlikte yaşamak” ME dişileştişrmek” ME 67/7, tişi
196/6, tirlişmek “yaşama, ha- nişānın kiter- “(gramerde) tişilik
yat” ME 112/6 e
ğ
belirtisini ortadan kaldırmak”
tirlürül- “diriltilmek” HKT 474b/4 i
t ME 73/3
i
tirsek “dirsek” NF 136/12, KE m tişili“dişi, dişilerden oluşan” KE
30v/20, MM 70/2, HKT 105a/5 y
a
144r/21
tiryāk (<A.) “panzehir” MM 319/1, y
ı tişilik “dişilik” HŞ 3084
HŞ 3900 tişisiz “kadınsız” KE 83v/18
n
e
v
tiş (1) “diş krş. diş” NF 12/16, KE i tişle-“dişlemek, ısırmak” HŞ 1386,
58r/17, ME 183/6, MM 37/2, MN (1) 2/3
HKT 111b/5, HŞ 3600, MN (1) tişlig(1)“basamaklı” NF 90/15
21/10, İML 79, MN (2) 12/112, tişlig(2) “dişli” KE 163v/8
tiş bile- “diş bilemek, kızmak” titik “zeki, uyanık krş. tėtik, tetik”
HŞ 1669, tiş saġna- “diş fırça- İML 151
lamak” ME 183/6, tiş saġnaġu titraġ “titreme krş. titrek” İML 164
“diş fırçası” ME 183/6, tiş sızġu titre-“tikremek, korkmak, dehşete
“diş fırçası” ME 183/6 düşmek” NF 243/3, KE 42v/6,
tiş- “delmek, deşmek krş. teş-” HŞ ME 130/3, HŞ 297, İML 103,
3048 titremek “titreme” ME 130/4
tįşe (<F.) “kazma” HŞ 2355 titrek “titreme krş. titraġ” ME 1/1
tişi (1) 1.“kadın krş. dişi” NF tikrekli “titreyen, titremekli, ken-
187/17, KE 4r/9, ME 33/7, MM dinden geçmiş bir şekilde” tit-
15/2, HŞ 2133, HKT 405a/5, 2. rekli bol- “titremeye tutulmak”
“zevce, eş” HKT 79b/2, ME 1/7
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 597

titren- “titremek” İML 103 tiziglig “dizili, dizilmiş” NF


titret-“titretmek” İML 103, 162/13
titretgen bezek “çok güzel bir tizik “inci v.b. dizmesi” İML 190
süs, harika bir süsleme” ME 1/1 tizil- “dizilmek krş. tüzül-(1), dizil-
tive “deve krş. teve, tewe, tėwe, ” HŞ 1430
tiwe, dive” İML 92 tizton “şalvar” ME 233/8
tiwe “deve krş. teve, tewe, tėwe, tobra “torba” NF 405/2
tive, dive” HKT 323a/3, HŞ todaķ “dudak krş. tudaķ, tutaķ,
2001, tiwe boġazla-“deve kur- dudaķ” NF 181/10
ban etmek” HKT 581b/6, tiwe tofraķ “toprak krş topraķ” KE
yüñi “deve yünü” HKT 265a/9, 116v/17
tiweler “develer, deve cinsi” toġ(1) “toz krş.doġ” NF 153/2, KE
HKT 142a/6 89r/20, ME 47/2, HKT 203b/7,
tiyin “tiyin, sincap” İML 174 toġ tofraķ “toz toprak” KE
tiz (1) “diz krş. diz” NF 79/7, KE 220v/8, toġ toz “toz toprak” KE
103v/19, ME 149/4, MM 72/3, 74r/17, toġ bol-“toz olmak, to-
HŞ 4303 zarmak” KE 229v/11
tiz (2) “çabuk, tez krş. tēz” HŞ e
ğ toġ(2) “tuğ, sancak, bayrak” KE
3691
i
t 223v/2
i
tiz (<F.)“musikide keskin ses per- m toġ- “doğmak, tulu etmek krş. doġ-
desi” HŞ 2085 y
a
,tuġ-” ME 83/7, MM 59/2,
tiz- “dizmek, sıraya koymak krş. y
ı HKT 283a/7, İML 118, HŞ
n
diz-, tüz-, düz-” KE 2r/18, ML e 4237, MN (2) 26/262, toġa köz-
v
116 i
süz “anadan doğma kör” HKT
tizgin “dizgin, yular krş. dizgin” 53b/6, toġar yir “doğuş yeri”
NF 440/12, KE 224r/1, ME HKT 291a/8, toġġan “doğan,
79/7, HŞ 2991, İML 174, tizgin tulu eden” HKT 132b/9,
bir- “dizginlemek” HŞ 2749, toġmaķ “tulu, doğuş” HKT
tizgin ıđ- “dizginlemek” HŞ 497a/5
530, tizgin tart- “dizgin toġa“hastalıksız, illetsiz”toġa ķıl-
çekmek, dizginleri elinde bu- “hastalıksız olarak yaratılmak” t
lundurmak” HŞ 2666, tizgin KE 170v/6
tut-“yuları tutmak, dizginleri toġduķ “ana bir kardeş” İML 144
elinde bulundurmak” KE 7r/20, toġluġ “tozlu, kirli” toġluġ bol-
HŞ 1747 “tozlu olmak, kirlenmek, toz-
tizgin-“dönmek, dolaşmak krş. lanmak” NF 380/13
tezgin-” HKT 195a/4 toġra-“doğramak, parçalamak” NF
25/1, KE 55r/4
598 | D r . Suat ÜNLÜ

toġrı “doğru krş. toġru, doġru” HŞ toķı-(1)“dokumak, (örümcek) ağ


4477 örmek krş. toķu-, doķu-” NF
toġrıl-“kalkmak, doğrulmak” KE 210/15, KE 13v/11
61r/12 toķı-(2)“vurmak, çarpmak” HKT
toġru “doğru krş. toġrı, doġru” HŞ 44a/1
896, toġru ay- “doğru söyle- toķıl-“(kumaş) dokunmak” NF
mek, doğruyu söylemek” HŞ 245/15
689, toġru yoldın çıķ- “azmak, toķın- “dokunmak” KE 223v/2
sapıtmak” HŞ 809 toķış “savaş krş. toķuş” NF 12/15
toġrul “bir nevi yırtıcı, kuş” İML toķlan-“sığınmak, saklanmak”
175 toķlanġu nirse “sığınılacak, sak-
toġrul- “dünyaya getirilmek, lanılacak şey, siper” HKT
doğurulmak krş. doġrul-” HKT 165b/2
295b/9, toġrulmış toķlı “bir yıllık koyun yavrusu krş.
“doğurulmuş” HKT 35a/6 toħlı” İML 172
toġşun “kuvvetli, bakımlı, haşarı toķluġ “bolluk” toķluġ bol- “bolluk
(at için) krş. toħşun” HŞ 2749 e
ğ
olmak, bol olmak” KE 90r/20
toġur-(1)“doğurmak” ME 7/2, i
t toķluķ “tokluk, karın tokluğu, bol-
luk” HŞ 4331, toķluķ bol-“karnı
i
HKT 431a/4, HŞ 1472 m

toġur-(2) “doğdurmak krş. doġur-, y


a
tok olmak” KE 42v/13, toķluķ
tuġur-” ME 20/8, MN (1) 20/7 y
ı ķıl- “karnını doyurmak” KE
toġurt- “doğurtmak” ME 41/4 102r/8
n
e
v
toġuş“doğma, doğuş” HKT 161b/2 i toķmaķ “tokmak, tokaç” KE
toħlı “bir yıllık koyun yavrusu krş 12r/21, İML 159
toķlı” İML 80 toķsan “doksan (90)” NF 37/4, KE
toħşun “kuvvetli, bakımlı, haşarı 47v/19, MM 214/1, İML 187,
(at için) krş. toġşun” HŞ 2749 toķsan yaşķa yet- “doksan yaşı-
toħşun- “kuvvetlenmek, haşarılaş- na değmek, doksan yaşında ol-
mak” HŞ 4392 mak” ME 83/5, toķsanġa yawu-
toħşunluķ “kuvvetlilik, bakımlılık, “doksan yaşına yaklaşmak,
haşarılık (at için)” HŞ 4393 doksanına erişmek” ME 83/5
toķ “tok, aç olmayan” KE 69r/16, toķsan taķı bir “doksan bir (91)”
İML 152, toķ bol-“tok olmak, MM 210/4
aç olmamak” KE 89v/15, HŞ toķsan min “doksan bin (90.000)”
4710, toķ ķıl- “doyurmak, aç bı- MN (1) 13/3
rakmamak” KE 44v/15 toķsan toķuz “doksan dokuz (99)”
toķa “toka” KE 148v/10 KE 135r/19, HKT 433b/5
toķsınç “dokuzuncu (9.)” NF 68/13
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 599

toķta- “sabit kalmak, sabitleşmek” toķuştur- “vuruşdurmak,


KE 3r/18 döğüştürmek” KE 32r/21
toķŧamış (<ö.a.) “Toktamış Han, toķuz “dokuz (9)” NF 6/8, KE
Altın Ordu hanı” AO I/1 2r/16, HKT 284b/5, İML 186,
toķtat- “durdurmak” KE 190r/4 HŞ 295, toķuz yarım sıbŧ “do-
toķu- (1)“dokumak, (örümcek) ağ kuz buçuk yaşındaki çocuk” KE
örmek krş. toķı-, doķu-” NF 126r/11
21/12, KE 137v719, ME 76/7, toķuz toķsan toķuz “dokuz yüz
İML 107, MN (2) 9/82 doksan dokuz (999)” KE 67r/5
toķu-(2)“kanat çırpmak” KE toķuz yüz “dokuz yüz (900)” NF
184r/10 325/2, KE 140r/20
toķuġ “perde” ME 55/6, toķuġġa toķuz yüz ellig “dokuz yüz elli
kir- “kapanmak, örtünmek” ME (950)” KE 25r/18
132/2 toķuz yüz yegirmi toķuz “dokuz
toķul- “dokunmak” HŞ 4233 yüz yirmi dokuz (929)” Ka
toķuma “dokuma krş. toķumaķ” II/22
ME 102/8 toķuz yüz yėtmiş “dokuz yüz yet-
toķumaķ “dokuma krş. toķuma” e
ğ miş (970)” KE 155v/7
ME 230/5
i
t toķuzınç“dokuzuncu krş. toķuzunç,
i
toķun- “(kumaş) dokunmak, örül- m toķuzunçı” KE 73v/1
mek” NF 163/8, HKT 511b/1 y
a
toķuzunç“dokuzuncu krş. toķuzınç,
toķuş “savaş, döğüş, muharebe krş. y
ı toķuzunçı” KE 221r/7
n
toķış” NF 86/1, KE 50r/5, HKT e toķuzunçı“dokuzuncu krş.
v
363a/3, İML 146, HŞ 796, i
toķuzunç, toķuzınç” KE 66r/12
toķuş ķıl- “savaşmak” KE tol- “dolmak” NF 22/10, KE
64r/3, HKT 180b/1, toķuş 77r/19, ME 127/5, MM 268/4,
ķılġan “savaşan” HKT 91b/2, HKT 496b/4, MN (1) 8/9, İML
toķuş ķopar- “savaş çıkarmak, 121, HŞ 2653, MN (2) 34/340
muharebe etmek” ME 109/3 tola “dolu, tamamıyla” KE 208v/7
toķuş- “savaşmak, döğüşmek, mü- tola-“dolamak, sarmak krş. dola-”
cadele etmek krş. doķuş-” KE ME 225/8 t
168v/11, ME 125/5, MM 96/3, tolan-“dolanmak, sarınmak krş.
HKT 191b/4, toķuşmaķ “sa- dolan-” ME 170/6
vaşma, savaş” HKT 63b/4 toldır- “doldurmak krş. toltur-,
toķuşlaġ “savaş yeri, muhabere doldur-toldur-, doldır-” İML
alanı” İML 146 104
toķuşluġ “savaşlı, döğüşlü” KE toldur- “doldurmak krş. toltur-,
2r/2 doldır-,toldır-, doldur-” NF
600 | D r . Suat ÜNLÜ

74/3, KE 140r/15, ME 24/3, tolun “dolun, ayın on dördü” MN


HKT 225b/7, HŞ 2755, (2) 6/54, tolun ay “dolunay,
toldurġan “dolduran” HKT Bedir” NF23/6, KE 7r/13, MN
512b/2, toldurmış kemi “dolu (1) 6/5, HŞ 3737
gemi” HKT 356a/8 tomār (<A.) “dürülerek boru biçimi
toldurul-“doldurulmak” HKT verilmiş kağıt, tomar” HKT
565b/7, toldurulmış “doldurul- 318b/1
muş” HKT 500b/3 tomduķ“yakacak yakıt krş.
tolġa-1.“sarmak, dolamak” HKT tamduķ” HKT 538a/4
438a/7, 2. “eğmek, bükmek” ton “elbise, giyecek krş.ŧon, don”
HKT 83b/5 NF 26/15, KE 12r/21, ME
tolġaġ “sıkıntı, ağrı” NF 287/2 102/8, MM 67/2, HKT 213a/9,
tolġan-“dolanmak” KE 237r/15 MN (1) 17/12, İML 167, HŞ
tolġaş- “dolaşmak, birbirine gir- 3110, MN (2) 7/62, ton başı
mek” MM 120/4 “giyimin baş tarafı” İML 167,
tolķuķ “tulum” İML 162 ton dür- “giyimi çevirmek”
tolķuķçu “tulumcu” İML157 e
ğ
İML 104, ton ini “giyimin eni”
tolķun “dalga” KE 3r/11 i
t İML 167, ton ķıl- “elbise dik-
mek” KE 13v/11, ton kiđ-
i
toltur- “doldurmak krş. toldur-, m

toldır-, doldur-, doldır-” NF y


a
“örtmek, elbise giymek krş. ton
319/4, KE 43r/11 y
ı kiy-” HŞ 767, ton kiđin- “ör-
tolu (1) “dolu krş. toluġ, dolu” ME tünmek, elbise giyinmek” HŞ
n
e
v
176/7, MM 78/1, tolusı “… i 4546, ton kiđür- “örtünmek, el-
doldurulacak miktar” HKT bise giydirmek” HŞ 675, ton
59b/1 kiy- “örtmek, elbise giymek
tolu (2) “dolu krş. dolu” tolu yaġ- krş. ton kiđ-” HŞ 732, ton tik-
“dolu yağmak, dolu şeklinde “elbise tikmek” KE 78v/10, ton
yağmak” HŞ 4266, tolu yaġdur- tikiçi “terzi” İML 155, ton
“dolu yağdırmak” HŞ 4492 tutaķ “giyimin kenarı” İML 167
toluġ “dolu, dolmuş krş. tolu (1), ŧon “elbise, giyecek krş. ton, don”
dolu” NF 3/10, KE 47v/14, KE 144r/16
MM 78/2, HKT 562b/2, HŞ toñ (1) “içi boş olmayan, som”
4373, toluġ ayaķ ħamr “şarapla KE 56v/15
dolu kadeh” HKT 558b/9, toluġ toñ (2) “don, buz” MM 274/4
bol-“dolu olmak, dolmak” NF toñ- “donmak” İML 107, HŞ 3522
430/12, toluġ saġraķ “dolu ka- tona- “donamak, bezemek, kuşat-
deh” HKT 427a/9 mak” KE 249v/6, K III/15
tonan “tonlı, giyimli” İML 83
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 601

tonçı “dokuyıcı, çulha” İML 155 topuçaķ “inatçı, direngen at, Arap
tonlıġ “elbiseli, giyimli krş. ŧonluġ, atı, semiz at krş. ŧopıçaķ”
tonluġ, tonmıķ” İML 83 topuçaķ aŧ “inatçı, direngen at,
ŧonluġ “elbiseli, giysili krş. tonluġ, Arap atı, semiz at” KE 140v/13
tonlıġ, tonmıķ” KE 148r/19 topuġ “topuk krş. topuķ” İML 142
tonluġ “elbiseli, giysili krş. ŧonluġ, topuķ “topuk krş. topuġ” KE
tonlıġ, tonmıķ” NF 72/5, KE 140r/20, MM 70/4, HKT
101v/2, tonluġ bol- “elbiseli 105a/6
olmak, giysili olmak, örtün- topuz “topuz” NF 183/1, KE
mek” NF 164/3 197v/9, HŞ 1774
tonluķ “elbiselik” NF 144/13, KE tor “ağ, tuzak” HŞ 3296
68v/2, HKT 418a/9, MN (1) toraķ “yolcu aşı, azık” ME 178/4
8/14 torķa “ipekli kumaş” KE 70v/12
tonmıķ“elbiseli, giyimli krş. torķu “ipek” İML 167
ŧonluġ, tonluġ, tonlıġ” İML 83 torķuçu “ipekçi” İML 157
tonsuz “elbisesi omayan” NF toruġ “doru” HKT 10b/1
328/14 torum “deve yavrusu” MM 206/2
tonuķ “donuk” KE 131r/13 e
ğ totķavul “sınır ve yol muhafızı”
toñuz “domuz” NF 144/17, KE
i
t AO II/9
i
25v/3, MM 248/1, HKT 24b/5, m towar “davar, mal, mülk krş. tawar,
MN (1) 20/14, İML 147, toñuz y
a
tavar, davar” KE 124v/7
yılı “Türkçe yıl atlarından 12 y
ı toy (1) “düğün, ziyafet krş. doy”
n
nci yılın adı” İML 186 e KE 109v/1, HŞ 3792, MN (2)
v
top “top, bölük, kısım” KE 101v/9, i
8/76, toy ķıl- “ziyafet vermek,
HŞ 1359, top oyna- “top oyna- tören yapmak, düğün yapmak”
mak” HŞ 1366, top ur- “topa KE 192v/9, HŞ 2722, toy ķur-
vurmak, topla oynamak” KE “ziyafet kurmak, ziyafet ver-
178r/10 mek” HŞ 4111
ŧopıçaķ “inatçı, direngen at, Arap toy (2) “kalabalık” İML 77
atı, semiz at krş. topuçaķ” toy-“doymak, karnı doymak, kan-
ŧopıçaķ at “inatçı, direngen at, mak” NF 29/13, KE 177v/4, t
Arap atı, semiz at” KE 137r/11 İML 131, HŞ 3963
topraķ “toprak krş tofraķ” NF toyaķ “doyuracak kadar” KE 38r/8
11/13, KE 5v/14, ME 70/7, toyġır- “doyurmak krş. toyur-”
MM 107/4, HKT 453a/6, İML İML 131
178, HŞ 2860, MN (2) 14/134 toyla- “ziyafet vermek” HŞ 1022
topraķlıķ “topraklık” KE 62v/4 toylaş-“tören yapmak, düğün yap-
mak” KE 192r/21
602 | D r . Suat ÜNLÜ

toynaġ “toynak, at, eşek .. gibi 128/9, KE 195v/12, MM 232/3,


hayvanların tırnağı krş. tuyaķ, HKT 12a/6, MN (1) 2/15, İML
tuynaķ” MN (1) 2/9 105, HŞ 4472, tökmek “dök-
toyur- “doyurmak, yedirmek, kan- mek, düşmek, akmak, yok ol-
dırmak krş. toyġır-” HŞ 1791 mak” NF 299/5, ME 53/6
toz “toz krş. doġ, toġ (1)” KE töklün- “dökülmek” KE 76v/16
229v/12, İML 178, HŞ 1320, tök(ü)l- “dökülmek krş. dögül-,
toz çıķ- “tozmak, tozarmak” tögül-” KE 16v/5, ME 154/8,
HŞ 1280 MM 299/3, HKT 194a/7, HŞ
toz- “tozmak, dağılmak, toz yük- 4253, tökülgen 1. “akan” HKT
selmek” HŞ 1353 562a/1, 2. “akıp dağılan, dökü-
tozat- “tozutmak” KE 224r/20 len” HKT 553b/3, tökülmiş
tög- “döğmek, ezmek, ufalamak, “akan” HKT 142b/3
çakmak, kakmak krş. dög-” NF töl “döl, tohum” HŞ 529
165/10, KE 5r/4, HKT 545a/6, töl- “kazmak, delmek krş. tel-, del-
HŞ 1874 ” KE 176r/10
tögdür- “dövdürmek” KE 92v/10 e
ğ
tölçek “çok çocuk doğuran” İML
tögit (<R.) “zift, katran” tögit türt- i
t 149
i
“ziftlemek, katrana bulamak” m tölek 1.“yumuşak huylu, halim,
“ME 102/8 y
a
sakin, ağır başlı krş. dölek (2),
tögül- “paralanmak, dümdüz edil- y
ı tülek” NF 23/6, KE 81v/5, MM
mek krş. dögül-, tökül-” HKT 380/4, HKT 221a/8, 2. “eziyet
n
e
v
573b/1, tögülmek “paralanmak, i etmeyen, yumuşak huylu, ha-
dümdüz edilmek” HKT 573b/1, lim, esma-i hüsna’dan el-ĥalįm”
tögülmiş “paralanmış, dümdüz HKT 419b/1, tölek bol- “yumu-
edilmiş” HKT 162b/2 şak huylu olmak, sakin olmak,
töhmet (<A.) “suç, kabahat, şüphe” ağırbaşlı olmak” KE 81v/6
KE 108r/17, MM 318/1, HŞ töleklik “ağır başlılık, vakarlık”
3300, töhmet ķıl-“suçlamak, ME 146/4, töleklik ķıl- “yumu-
töhmet altında bırakmak” KE şak huylu davranmakk, sakin
90v/13, töhmet ķılın- “suçlan- olmak, ağırbaşlı davranmak”
mak, töhmet altında bırakıl- KE 81v/6, ME 176/6
mak” HKT 566a/8 tölel- “sabit ve sakin olmak” KE
töhmetlü (<A.+T.) “şüpheli” 81v/6
töhmetlü bol- “şüpheli olmak, tölen- 1.“sabit ve sakin olmak,
şüphenilmek” ME 52/1 sağlam olmak krş. dölen-” NF
tök-“dökmek, akıtmak, boşaltmak, 52/15, KE 121r/17, ME 20/3,
dağıtmak, saçmak, vermek” NF MM 285/4, HKT 267a/2, 2.
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 603

“sebat etmek” HKT 176b/4, 3. tön- “dönmek, geri dönmek krş.


“dürüst, güvenilir ve samimi dön-” NF 11/14, HŞ 3269, MN
olmak” HKT 210a/9, tölengen (2) 26/252
1. “sabit ve gerçek” HKT töñder- “ters çevirmek, döndermek
338a/4, 2. “sağlam, dayanıklı, krş. töñter-, döndür-, dömder-”
sabit” HKT 249b/3, 3. “sürekli, ME 63/7
katı ve şiddetli” HKT 507a/9, 4. töñderil- “dönderilmek, tersine
“güçlenen, kuvvetli hale gelen” çevrilmek, döndürülmek” ME
HKT 47b/9, tölengen ķıyāmet 154/5, HKT 315a/7
“gerçekleşeceğine şüphe olma- tönk “eşitçe bölüşme, pay” tönk
yan gün” HKT 544b/2, tölengen ėdiş- “eşitçe bölüşmek, eşitçe
ķıyāmet kün “gerçekleşeceğine pay etmek” ME 196/2
şüphe olmayan kıyamet günü” tönke “güçlü, kuvvetli” İML 153
HKT 544b/2, tölengen taġ “sa- töñter- “ters çevirmek, döndermek
bit ve sağlam dağ” HKT krş. töñder-, döndür-” KE
253a/8, tölenmek 1. “sabit ve 162v/21
sağlam olma” HKT 95a/7, 2. töñüt- “eğmek, bükmek, kıvırmak”
“yerleşme, karar kılma” HKT e
ğ HKT 99b/7
249b/7, 3. “sebat etme” HKT
i
t töp “hep, hepsi” KE 249v/9
i
553a/4, 4. “vacip olma, gerekli m töpe “tepe, baş tepesi krş. tepe” NF
olma” HKT 26a/2 y
a
283/12, İML 139, HŞ 3621
tölendür- “sabitleştirmek, sabit ve y
ı töpen “baş aşağı, tepesi üstü” NF
n
sakin kılmak krş. dölendür-” e 67/11
v
NF 380/7, KE 26v/10, ME i
töpüt- “teptirmek” KE 222r/8
34/3, HKT 245b/1, tölendürmek tör “tör, baş köşe, sedir krş. dör”
1. “sabit kılma” HKT 42a/5, 2. KE 189r/15, HŞ 1363
“vukua getirme, ikamet etme” töre“töre, usul, gelenek” NF
HKT 564a/7, tölendürmek vaķtı 111/17, KE 97r/20, ME 211/3,
“ikame etme, vukua getirme HŞ 3302
zamanı” HKT 168b/5 töre- “türemek krş. düre-, türe-”
töllüg“nesil ve döl-düş sahibi” KE 75r/14 t
İML 143 töret-“türetmek, yaratmak, yetiş-
tölük“delik, geçit, krş. telük” KE tirmek krş. törüt-, törit-, türüt-,
140r/15 düret-” MN (1) 1/1, HŞ 36, MN
tölüt-“gizlenmek, saklamak” ME (2) 1/7
183/7 törit-“türetmek, yaratmak krş.
tömen “aşağı, aşağısı” K I/6 töret, törüt-, türüt-, düret-” KE
5r/21
604 | D r . Suat ÜNLÜ

törķan“hükümdar karısı krş. törtünçi “dördüncü (4.) krş.


türkān” İML 145 törtinçi, törtinç, törtünç,
törlüg “türlü krş türlüg, türlü, türli” törtilenç” NF 188/15, KE
AO II/40 3v/15, MN (1) 6/13, HŞ 394
tört “dört (4) krş. dört” NF 15/12, törüt- “türetmek, yaratmak krş.
KE 2r/15, ME 59/7, MM 11/1, töret-, törit-, türüt-, düret-” NF
HKT 78a/2, MN (1) 9/10, İML 217/2, ME 135/4
186, HŞ 136 tört ađaķlar “dört tört yüz “dört yüz (400)” NF
ayaklı hayvanlar” KE 220v/10, 156/10, KE 25r/18, MM 224/2,
tört ađaķlıġ “dört ayaklı, hay- İML 187
van” HKT 322a/7, törtde bir tört yüz miñ “dört yüz bin
“dörtde biri” HKT 77a/4, törtde (400.000)” KE 106v/6
biri “dörtde biri” MM 217/4, töş“döş (göğsün ortası, yahut üst
HŞ 4619, tört yan “dört taraf” tarafı” İML 141, HŞ 4180, töş
HŞ 1299 baġı “göğüs bağı” İML 150
törtegü “dördü, dördü birlikte” NF töşe- “döşemek, yaymak, düzen-
337/8, KE 249v/12, HŞ 161 e
ğ
lemek krş. döşe-” KE 37r/19,
törter “dörder, (üleştirme sayı is- i
t HKT 499b/5, İML 113, HŞ
4529, töşegen “yayan” HKT
i
mi)” NF 193/1 m

törtin “dörder (üleştirme sayı is- y


a
499b/5
mi)” törtin törtin “dörder dör- y
ı töşeglig “döşeli, döşenmiş, yayıl-
der” HKT 415a/2 mış” NF 235/13
n
e
v
törtilenç “dördüncü krş. törtinçi, i töşek “döşek, yatak krş. döşek” NF
törtünçi, törtünç, törtinç” MM 47/15, KE 93r/2, ME 71/6, MM
70/3 388/2, HKT 549b/5, İML 167,
törtinç “dördüncü (4.) krş. törtinçi, HŞ 3249
törtünçi, törtünç, törtilenç” NF töşekçi “döşekçi” İML 157
371/2, HŞ 159 töşen- “düşenmek, yayılmak, süs-
törtinçi “dördüncü (4.) krş. törtinç, lenmek, bezemek” KE 175r/9,
törtünçi, törtünç, törtilenç” NF HKT 142a/1, HŞ 1424, töşengü
137/7, HKT 284a/7, HŞ 2908 nirse “yayılacak, serilecek şey”
törtinçi ķat kökdeki iw “dördün- HKT 467a/8
cü kat gökteki ev” HKT 500b/2 töşengü “minder” İML 167
tört miñ “dört bin (4000)” NF 50/9, töşet- “döşetmek” HŞ 3249
KE 96v/8, MM 101/3 töşik“gerdanlık krş. tersik” ME
törtünç “dördüncü (4.) krş. törtinçi, 100/1
törtinç, törtünçi, törtilenç” KE töşük “delik, krş. teşük” KE 83r/11
13v/8, İML 187
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 605

töşüklig “delik krş. töşüklüg” KE ŧufayl (<ö.a.) “Tufeyl bin ǾAmr ed-
148v/20 Devsî. Sahabeden bir zat” NF
töşüklüg “delik krş. töşüklig” 326/10
töşüklüg yinçü “delikli inci” KE ŧufeyl (<A.) “birinin üzerinden
148v/1 geçinen, asalak” KE 183v/1
töşüksiz “delik olmayan” töşüksiz tuġ- “doğmak, (güneş) doğmak,
yinçü “deliksiz inci” KE 148v/1 meydana gelmek, zuhur etmek
töşül-“delinmek, yarılmak krş. krş. toġ-, doġ-” NF 364/6, KE
teşil-” KE 148v/2 168v/17
tövbe (<A.) “tövbe krş. tevbe” tuġra “tura” İML 146
tövbe bir- “tevbe etmek” HŞ tuġraġlı “damgalanmış” İML 172
4679, tövbe ķıl- “tövbe etmek” tuġ(u)r- “doğurma, doğmak, do-
ME 219/3, HŞ 1742 ğurtmak krş. toġ(u)r-, doġur-”
töz-“dayanmak, tahammül etmek, NF 26/15, KE 40v/4
sabretmek” NF 86/7, KE ŧuġyān (<A.) “taşkınlık, azgınlık”
83v/19, HŞ 3915 KE 238r/6, HŞ 4676
tözi “hepsi” KE 137r/10 ŧuhūr (<A.) “çok temiz” KE
ŧūbā(<A.) “Cennetteki tuba ağacı e
ğ 202r/11, ŧuhūr şarābı “Cennet-
krş. ŧūbį” MN (2) 14/133
i
t liklerin iceceği çok tatlı Cennet
i
tubbaǾ (<ö.a.) “Yemen hükümdar- m içeceği” KE 212v/16
larına verilen ad” HKT 474b/5 y
a
tul “dul, dul kadın krş. dul” NF
ŧūbį (<ö.a.) “Cennetteki tuba ağacı y
ı 106/11, KE 40v/18, İML 146,
n
krş. ŧūbā” KE 33r/15 e Ka I/3, tul bol- “dul olmak, ko-
v
tuç “tunç krş. tunç” KE 124r/8, i
casız kalmak” ME 190/2, tul
İML 178, HŞ 109 ķal- “dul kalmak, kocasız kal-
tuççı “tunççı, tunç işiyle uğraşan” mak” KE 108r/18, tul ķıl- “dul
İML 156 kalmak, kocasız bırakmak” NF
tudun “bir yerin ileri gelenleri, 88/5
tanınmışı” KE 33r/19 tulas “üstü başı dağınık, kötü gi-
tudaķ “dudak krş tutaķ, dudaķ, yimli” KE 154v/8
todaķ” tudaķları ewrülgen tulum “tulum, yiyecek ve içeceğin t
“(dehşetten) dudakları sarkan” korunması için konulan kap”
HKT 334a/9 KE 240v/1
ŧūfān (<A.) “tufan” NF 38/4, KE tulun “şakak krş. tuluñ” İML 139
22v/13, HKT 379b/3, ŧūfān bol- tuluñ “şakak krş. tulun” KE 75r/15,
“tufan olmak” HŞ 4484 HŞ 3263
tulup “tulum” ME 62/8
tumaġa “kalpak” HŞ 4545
606 | D r . Suat ÜNLÜ

tumaġı “nezle” İML 164 KE 18v/9, ME 140/2,


tumaġlıġ “bulutlu” tumaġlıġ kün HKT367a/6, İML 91, HŞ 1077,
“bulutlu gün” İML 185 AO III/9, MN (2) 25/243, 2.
tuman “duman krş. duman” HŞ “ayağa kalkmak” İML 134,
3218 turġan 1. “çökmeyen, ayakta
tumār (<A.) “muska, tomar” HŞ kalan, duran” HKT 224a/1, 2.
1833 “ikamet eden, mukim” HKT
tumġuluķ “soğuk, soğukluk krş. 574a/1, turġan ĥāl “içinde bulu-
tumluġ” HŞ 2788 nulan hal, durum” HKT 442a/3,
tumġuyun “nilüfer” İML 182 turġanlıķ “durma” HKT 350a/4,
tumluġ “soğuk bkz. tumġuluķ” İMl turġu yir “yerleşilecek, karar kı-
150 lınacak yer” HKT 228b/1,
tumlut- “soğutmak” İML 108 turmaķ “ikamet etme” HKT
tumşuķ “gaga” NF 338/13, KE 208b/2
142r/10 tur- (2) “kalkmak, ayağa kalkmak,
ŧumŧurāķ (<F.) “debdebe” MN (2) durmak “ME 60/7, MM 179/4,
2/13 e
ğ
HŞ 3671
tun (1) “durum, vaziyet” MM 97/3 i
t tur- (3) “yardımcı fiil” 1. “bildirme
i
tun (2) “ses” HKT 300a/9 m (-dır/-dir) NF 33/16, ME 19/7,
tun (3) “ilk çocuk” İML 144 y
a
KE 47r/1, HKT 2b/4, MN (1)
tunç “tunç krş. tuç” HŞ 76 y
ı 1/10, HŞ 4703 AO V/11,
tunçuķ- “kaygıdan nefes alamaz 2.“devamlılık bildirir” NF
n
e
v
hale gelmek” HŞ 3677 i 58/13, KE 42r/21, ME 111/3,
tuñķa- “tutmak, engellemek” HŞ K XI/17, 3. “birleşik fiil çeki-
1217 minde” MN (1) 22/1
ŧūr (<ö.a.) “Tur dağı, Sina yarıma- tura (1) “kale” İML 179
dasının güney kesimindeki da- tura (2) “kalkan” tura ķıl- “kalkan
ğın adı” KE 120v/15, MM 55/2, kaldırmak, kalkanlarını çek-
HKT 371a/4, ŧūr-ı sįnā “Tur da- mek” KE 223r/8
ğı krş. ŧūr-ı zįnā” KE 52v/11, turaġ“inilecek yer, durak” İML
HKT 13b/5, ŧūr-ı sįnįn “Tur da- 179
ğı” HKT 576b/2, ŧūr taġı “Tur turduçaķ birdi davud (<ö.a.) “Tok-
dağı” KE 117r/16, HKT 13b/5, tamış’a karşı ayaklanan beyle-
ŧūr-ı zįnā “Tur dağı krş. ŧūr-ı rin başı” AO I/7
sįnā” KE 52v/12 turdur- “ayağa kaldırmak” İML123
tur- (1) 1.“durmak, hareket etme- turfa “taze” HŞ 1533
mek, bulunmak, ayakta durmak, turġur- “durdurmak krş. turġuz-,
yaşamak, var olmak” NF 192/3, durġur-” KE 148v/11
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 607

turġuz- “durdurmak, kaldırmak, ayakta durdurulmak” HKT


yükseltmek krş. durġur-, turġur- 412a/5, turuķturulmış “bir yerde
” NF 147/5, KE 10v/8, İML bir süre için ayakta durdurulan”
131 HKT 412a/5
turķıl-“utanmak, sıkılmak, çekin- turul- “durulmak, sakinleşmek”
mek” HŞ 3461 ME 162/2, HKT 338b/4
turmaķlıķ “durmaklık” HŞ 4292 turum 1.“memeden kesilmiş deve
turmış “hayat, yaşam” KE 201r/3 yavrusu” İML 79, 2. “dördüncü
turna “turna (balıkçıl ve leylek yaşına giren deve” İML 172
soyundan bir kuş)” KE 68v/3, tutunç “turunç” HŞ 3406
İML 175 turur “yardımcı fiil, bildirme (-
turş (<F.) “ekşi” turş ķıl- “ekşit- dır/-dir)” MM 32/2, İML 85
mek, yüzünü ekşitmek” HŞ turuş “dirlik, yaşama” AO I/21
2315 turuş- (1)“duruşmak, karşı karşıya
turuġ “süzülmüş, saf, duru krş. gelmek” NF 69/11, ME 108/4
turuķ” HŞ 3469, turuġ ķılın- turuş- (2) “karşı durmak, vuruş-
“süzülmek, sah hale getirmek” mak, savaşmak, karşı çıkmak
HKT 485b/2 e
ğ krş. duruş-” KE 232v/9, HŞ
turuķ “duru, parlak krş. turuġ”
i
t 3636
i
turuķraķ “daha duru, daha par- m tusu “fayda, menfaat” İML 190
lak” KE 121r/14 y
a
tusul- “faydalı olmak” İML 116
turuķ- “durmak, yerleşmek, bek- y
ı tuş (1) “karşı, bir şeyin karşısı krş.
n
lemek, bulunmak, hareketsiz e duş” NF 430/3, KE 123r/10, HŞ
v
kalmak, yürümemek krş. turıķ-, i
3236, tuş tuşġa “karşı karşıya”
duruķ-” NF 442/9, KE 6v/8, KE 19v/9, tuş bol- “bir şeyin
ME 202/5, HKT 4a/1, HŞ 2016, karşısında olmak” KE 88r/20
2. “bir yerde olmak veya bu- tuş (2) “denk, eşit, benzer, teñ ke-
lunmak” HKT 193a/6, 3. “sebat limesiyle birlikte kullanılır”
etmek” HKT 74b/1, turuķġan HKT 23b/6, tuş ķıl- “denkleş-
“kalan, kalıcı” HKT 110a/6, tirmek, eşitlemek” HŞ 1767
turuķķu yir “duracak, yerleşe- tuş-“rastlamak, rast gelmek” KE t
cek yer” HKT 400a/8 77r/10
turuķtur- 1.“kaldırmak, doğrult- tuşa- “bir yerde sabit kılmak, kös-
mak, dik durmasını sağlamak teklemek” KE 42r/16
krş. duruķtur-” HKT 290a/5, tuşġu “yolcu hediyesi” ME 78/8
2.“durdurmak, alıkoymak, en- tut “dut” KE 120r/20
gellemek” HKT 426b/3 tut- (1) 1.“tutmak, yakalamak,
turuķturul-“bir yerde bir süre için dinmek, (oruç) tutmak, beklet-
608 | D r . Suat ÜNLÜ

mek, farz etmek, saymak krş. 173v/19, HKT 293b/4, HŞ


dut-” NF 201/17, KE 100r/14, 3208
ME 202/7, MM 382/4, HKT tutaş-(2)“karşılıklı mülazemet et-
164a/5, MN (1) 22/13, İML mek, sıkı sıkıya bağlanmak”
129, HŞ 3779AO V/22, MN (2) İML 133
8/69, 2. muhafaza etmek” HKT tutdur-“tutturmak, yakalatmak” KE
419a/9, 3. “alıkoymak” HKT 103r/7
34b/4, 4. “almak” HKT 545b/2, ŧutħavul “hazinedar, hazine kahya-
5. “edinmek, kılmak” HKT sı krş. tatġavul” HŞ 1975
155a/7, 6. “sorumlu tutmak” ŧūtį (<F.) “papağan” KE 68v/5, HŞ
HKT 118a/1, 7. “takınmak” 3313, MN (2) 5/44
HKT 149a/8, 8. kapmak” HŞ tūtiyā (<A.) dövülerek sürme yapı-
4344, tutġan 1. “yakalayan, tu- lan bir madde, göze çekilen
tan” HKT 219a/8, 2. “ kesen, sürme” HŞ 3217, tūtiyā ķıl-
tutan” HKT 415a/4, tutġanlıķ “sürme çekmek, sürme sürmek”
ĥālda “edinme, tutma duru- KE 72r/14
munda” HKT 105a/2, tutġu māl e
ğ
tutķa“tutulacak yer, sap” KE
bir- “mal, mülk, sermaye vs. i
t 211v/8
vermek” HKT 505a/3, tutġu
i
m tutlun-“tutukluk etmek” ME 139/1
nirse “bağlayan, tutan şey, ni- y
a
tutmaķlıķ “tutmaklık” HŞ 571
kah bağı” HKT 527b/4, tutmaķ y
ı tutnaķlu “sabırlı” tutnaķlu bol-
1. “yakalama, tutma” HKT “sabırlı olmak, sabırlı davran-
n
e
v
553b/5, 2. “alıkoyma” HKT i mak, sabretmek” ME 132/3
34a/3 tutsur-“vasiyet etmek krş. tutur-”
tut- (2) “kabul etmek, saymak” HŞ ME 62/4, tutsurmaķ “vasiyet-
3947 name tanzim ettirme” ME 62/6
tutaġlıķ “sara hastalığı” KE 96r/6 tutşı “daima, her zaman krş. tutşu,
tutaķ “dudak krş. tudaķ, dudaķ, tutuş” HŞ 2500
dodaķ” ME 179/2, HKT tutşu “daima, her zaman krş. tutşı,
574a/4, İML 140 tutuş” HŞ 4425
tutaķla- “mülazemet etmek, sıkı tuttur- “tutturmak” HŞ 4631
sıkıya bağlanmak” İML 115 tutuġ 1.“rehin, tutsak” NF 163/7,
ŧūŧārūs (<ö.a.) “Süleyman pey- KE 227v/10, ME 34/2, HKT
gamber’in kıssasında geçen siv- 46a/2, HŞ 4143, 2. “örtü, siper”
risineklerin ulusu” KE 143v/6 HKT 406a/4, tutuġ içindeki taħt
tutaş-(1)“tutuşmak, yanmaya baş- “siper içindeki taht, divan”
lamak krş. tutuş- (2)” KE HKT 558b/4
tutuġsuz “serbest, hür” HŞ 3106
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 609

tutul- 1.“tutulmak, asılmak, tuttu- tutuşdur-“(ateş) yakmak krş.


rulmak” NF 235/11, KE dutuştur-” ME 218/3
156v/20, ME 140/4, MM 1/4, tutuştur- “bitiştirmek” tutuşturu
HKT 407a/6, HŞ 3982, 2. “sa- biti- “bitişik yazmak, bitiştire-
rılmak, dürülmek, kapatılmak” rek yazmak” ME 230/3
HKT 565b/5, 3. “(ay) tutulmak” tuw “tuh! (tükürme sesi)” tuw tė-
HKT 556b/6 “tükürmek, tuh sesi çıkarmak”
tutum “bir şeye el koyma, ME 174/8
gaspetme” KE 115r/14 ŧuvā (<ö.a.) “Şam’da bulunan bir
tutun- 1.“tutunmak, edinmek” NF vadinin adı” HKT 301b/3, ŧuvā
258/12, KE 84r/8, ME 96/5, atlıġ yir “Tuva vadisi” HKT
HKT 208a/5, MN (1) 22/2, HŞ 563b/2
3984, 2.“tutulmak (ay, gün) tuvaķ “yaşmak” ME 180/8
“ME 98/8, 3. “sabretmek” ME tuvar (<ö.a.) “Musa peygamber
199/1, 4. “kabul etmek, addet- kıssasında altı parça olan dağın
mek” HKT 195a/3, 5. “sarıl- Mekke’ye düşen üçte birlik
mak, tutunmak” HKT 469b/8, kısmı” KE 121v/5
tutunmaķ 1.“sabır” ME 21/8, 2. e
ğ tuwķur- “(köpek için) belli bir
“edinme” HKT 8a/3
i
t menzile sürme” NF 155/16
i
tutur- “ısmarlamak, tavsiye etmek m tuy-“duymak, hissetmek” KE
krş. tutsur-” İML 105 y
a
227v/20, HŞ 3695
tuturġan “pirinç” NF 292/13, İML y
ı tuyaķ “tuyak, at tırnağı krş. toynaķ,
n
181, tuturġan ek- “pirinç ek- e tuynaķ” KE 116v/17
v
mek, pirinç yetiştirmek” NF i
tuyaķlıġ “tuyaklı” KE 149v/6
292/12 tuydur- “haberdar etmek, teşvik
tutuş “sürekli, devamlı krş. tutşı, etmek krş. duydur-” HKT
tutşu” NF 260/15, KE 23r/6, 573a/8
MM 70/2 tuynaķ “toynak, atın tırnağı krş.
tutuş- (1) “kavgaya, döğüşe giriş- toynaķ, tuyaķ” NF 53/3, İML
mek, başlamak, (el) tutuşmak” 171, HŞ 477
NF 362/14, KE 229r/11, ME tuyġun “beyaz atmaca” HŞ 1787 t
109/6, tutuşu söz kemiş- “sözlü tuz “tuz” MM 297/3, İML 178, HŞ
münakaşa etmek, ağız dalaşına 4119, K I/22, tuz ikil- “tuz
girmek” ME 124/3 ekilmek” HŞ 2199
tutuş- (2)“yanmak, alevlenmek krş. tuzaķ “tuzak” KE 77r/11, İML
tutaş- (1)” ME 146/4, MM 160, HŞ 1562, tuzaķ ķur-“tuzak
367/2, HŞ 1771 kurmak, tuzak hazırlamak” HŞ
tutuş-(3) “kabullenmek” ME 125/2 1562
610 | D r . Suat ÜNLÜ

tuzġu “misafir için hazırlanan ye- tügsi “tüy gibi, hafif meşrep” tügsi
mek, yolcu hediyesi krş. duzġu” bol- “tüy gibi hafif olmak, hafif
ME 79/1, HKT 74a/4, HŞ 1011 meşrep olmak” ME 167/5
tuzġuluķ “konukluk” HKT 458a/6 tügül- “alt üst olmak, düğümlen-
tuzlaķ “tuzlu arazi, çorak toprak” mek, karışmak” KE 75v/17
HŞ 3467 tügün (1)“düğüm, bağ krş. tügme”
tuzluġ “tuzlu” İML 154 KE 80v/20, ME 19/4, HKT
tuzluķ (1)“ekmek katığı” NF 36a/2, tügün şiş- “ düğüm aç-
108/14, ME 136/6 mak, düğüm çözmek” HŞ 1643
tuzluķ(2) “güzel, tatlı, sevimli” tügün (2) “düğün” HŞ 3947
tuzluķraķ “daha güzel, daha tat- tük “tüy krş. tü (2), tüs, tüy, tüg”
lı, daha sevimli” KE 207r/21 MN (1) 17/10
tuzluķ (3) “tuz kabı” İML 170 tükel 1.“hep, hepsi, tamam, tama-
tü (1) “tü! krş. tüf” NF 284/17 mıyla, mükemmel” NF 63/2,
tü (2) “tüy, kıl krş. tüg, tüs, tüy KE 14r/9, ME 40/5, MM 56/3,
tük” KE 128r/10, ME 134/4, HKT 411a/2, HŞ 1019, 2. “tam,
HŞ 4081 e
ğ
eksiksiz” HKT 144a/7, tükel al-
tüf “tü! krş. tü” tüf ķıl- “tükürmek” i
t 1.“tam ve eksiksiz olarak al-
i
NF 386/16 m mak” HKT 567b/2, 2. “tama-
tüg “tüy krş. tü (2), tüs, tüy” NF y
a
mıyla almak, kabzetmek” HKT
437/12, KE 55v/15, ME 167/5, y
ı 454a/4, tükel alġan “tamamıyla
MM 240/3, tüg bol-“tüylenmek, alan, kabzeden” HKT 54b/2,
n
e
v
tüylü olmak” NF 65/13 i tükel bir- “tam ve eksiksiz ola-
tüg- “düğümlemek, bağlamak, rak vermek” HKT 233a/3, tükel
sıkmak” NF 434/10, HKT biril- “tam ve eksiksiz olarak
190a/9 verilmek” HKT 50a/8, tükel
tügeçke “düğmecik, meme başı” bol- “tamamlanmak” ME
tügeçke bol-“düğme kadar ol- 146/6, HKT 161b/3, tükel ķıl-
mak, meme başı kadar olmak” “tamamlamak, ikmal etmek”
NF 319/11 ME 21/8, HKT 181a/8, tükel
tüglüg“tüylü krş. tülüg, tüslüg, ķılın- “tamamlanmak, bitiril-
tüylüg, tüklüg” KE 54r/21 mek” HKT 531a/6, tükel tegrül-
tügme “düğme krş. tükme” KE “tam ve eksiksiz olarak veril-
75v/16, tügme ķoy- “düğme mek” HKT 69a/1, tükel tegür-
koymak, düğmelemek, düğme “tam ve eksiksiz olarak ver-
takmak” ME 36/7, tügme ur- mek” HKT 225a/2, tükel
“düğmelemek” ME 36/7 tegürgen “tam ve eksiksiz ola-
rak veren” HKT 224b/7, tükel
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 611

tegürül- “tam ve eksiksiz olarak tülkü “tilki krş. tülki, tilkü” İML
verilmek” HKT 178b/1, 174
tükelrek “tam tamına, tasta- tülüg “tüylü krş. tüglüg, tüslüg,
mam” HKT 504b/8 tüylüg, tüklüg” KE 34v/12,
tükelleş- “tamam olmak, tamam- tülüg erig “tüylü erik (şeftali)”
lamak” ME 207/2 İML 182
tükellig “sağlık, esenlik” AO III/17 tülügeç “dülengeç kuşu” İML 175
tükellik “bütünlük, tamamiyet” HŞ tümen “bin, on bin, binlerce, pek
252 çok” 181v/20, MM 186/2, MN
tüken-“tükenmek, bitmek, son (1) 4/7, HŞ 3626, AO II/4, tü-
bulmak krş. düken-” NF men miñ “bin yıl, binlerce yıl
324/17, KE 18r/12, ME 28/6, krş. tümen yıl” KE 184r/20,
MM 192/4, HKT 394b/3, MN MM 224/4, HŞ 1306, tümen
(1) 21/12, İML 113, HŞ 1632, miñ hezār “bin yıl, binlerce yıl”
K VII/38, MN (2) 44/440, MM 378/1, tümen yıl “bin yıl,
tükengen “fani, ölümlü” HKT binlerce yıl krş. tümen miñ” HŞ
509a/1, tükenmek “bitme, tü- 3460
kenme” HKT 436a/1 e
ğ tümrü “tef, musiki aleti” İML 161
tüket-“tüketmek, bitirmek” NF
i
t tümrüçü “davulcu” İML 156
i
411/14, KE 201v/17, ME 11/8, m tümrük “davul” İML 146
MM 206/2, HKT 507a/7, HŞ y
a
tümşük “erkek memesi” İML 141
2811, MN (2) 11/102 y
ı tün (1) 1.“gece” NF 5/12, KE
n
tüklüg “tüylü krş. krş. tülüg, e 11v/11, ME 7/4, MM 184/1,
v
tüslüg, tüylüg, tüglüg” NF 55/8 i
HKT 73a/3, MN (1) 4/14, İML
tüklüglüg “tüylülük” MN (1) 7/11 184, HŞ 3517, MN (2) 1/3, 2.
tükme “düğme krş. tügme” İML “dün” HKT 370a/3, MN (2)
166 3/20, tün buçuġu “gece yarısı
tükne-“bir yaraya kızgın demir krş. tün buçuķı”İML 185, tün
basmak” İML 109 buçuķı “gece yarısı krş. tün
tükür-“tükürmek” MN (1) 17/12, buçuġu” NF 104/3, tün kün
İML 105 “gece gündüz” NF 58/10, KE t
tülek1.“sükun, barışıklık krş. dölek 16r/21, HŞ 2478, tün kündüz
(2), tölek” İML 146, 2. “alçak “gece gündüz” KE 68v/21, tün
gönüllü, pişkin” HŞ 1464 namāzı “yatsı namazı” NF
tülen-“dilenmek” HŞ 3241 315/6, tün sonu “gece sonu”
tülki“tilki krş. tilkü, tülkü” KE İML 185, tün tünle “dün gece”
172r/10 İML 185, HŞ 4117, tün yarımı
“gece yarısı” KE 76r/6, tün yit-
612 | D r . Suat ÜNLÜ

“akşam olmak” HŞ 3115, tüni tünlük “evin duvarındaki delik,


küni “geve ve gündüz” NF pencere krş tüñlük” İML 179,
129/13 HŞ 4482
tün (2) “dün” HŞ 3946 tüñlük “evin duvarındaki delik,
tüne-“gecelemek, geceyi geçir- pencere krş tünlük” NF 43/6,
mek” NF 198/14, KE 86r/6, KE 135r/5, HŞ 3707
HKT 350a/3 tüñürlük “dünürlük, hısımlık”
tünek (1)“banyo” NF 167/8 tüñürlük ķıl- “dünürlük yap-
tünek (2)“zindan, sığınak, hapisha- mak, hısım akraba olmak” ME
ne” KE 98v/16 14/2
tünekçi “hapishaneci” İML 156 tüp 1.“dip, kök, alt” NF 21/2, KE
tüneki “geçen gün, dün krş. 168v/7, ME 58/7, HKT 506b/3,
tünekün” KE 112r/11 MN (1) 18/9, HŞ 3468, 2.
tünekün “geçen gün krş. tüneki” “oyuk ve çukur bir şeyin en alt
KE 178v/21 bölümü” HKT 428a/3
tüner- “kararmak” KE 74r/16 tüple- “bitirip tüketmek, kökünü
tüneş- “birlikte gecelemek” ME e
ğ
kazımak, dibinden sökmek”
124/1 i
t ME 40/5, HKT 276b/8
tüplü “asil, soylu” tüplü bol- “asil
i
tünet- “geceletmek” ME 52/1 m

tünġaķ “gece bekçisi” İML 145 y


a
olmak, soylu olmak” ME 85/6
tünle “gece, geceleyin, gece vak- y
ı tüplüg “dipli” NF 396/1
tinde” NF 49/17, KE 22r/18, tüpsüz “ucsuz bucaksız” MM 40/2
n
e
v
ME 42/7, MM 168/3, HKT i tür “tür, çeşit” MN (1) 3/2
158a/7, tünle kündüz “gece tür-(1) “dürmek, katlamak, bük-
gündüz” KE 29r/3, tünle bar- mek” NF 395/15, HKT 318a/9
“geceleyin gitmek” HKT tür- (2) “kavrayıp düşürmek” KE
305b/1, tünle bas- “gece baskını 221v/14
yapmak” HKT 364b/3, tünle türbet (<A.) “türbe” NF 155/16
ilet- “geceleyin götürmek” türe- “türemek krş. töre-, düre-”
HKT 270b/2, tünle sözleş- “ge- ME 184/8
celeyin konuşmak” HKT türk (<ö.a.) “Türk” KE 126r/16,
332a/4, tünle yayıl- “geceleyin HŞ 3293, türk illeri “Türk böl-
yayılmak” HKT 316a/7, tünle geleri” HŞ 470 türk tili “Türk
yöri- “geceleyin yürümek, git- dili, Türkçe” MN (1) 1/5
mek” HKT 255b/2, tünle yörit- türkçe “Türkçe” türkçe sözleş-
“geceleyin yürütmek, götür- “Türkçe konuşmak” ME 200/8
mek” HKT 474a/4 türķān (<F.) “güzel, hoş, hükümdar
karısı krş. törķan” HŞ 1456
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 613

türķāne (<F.) “güzel, hoş” HŞ “Tanrı atlarından, yoktan var


3400 eden, esma-i hüsna’dan el-
türkį (<ö.a.) “Türk” KE 86v/3 halık” İML 137
türlen- “çeşitlenmek” HKT 417b/5 tüs “tüy krş. tü (2) , tüg, tüy, tük”
türli “türlü krş. türlüg, törlüg, tür- KE 89r/19
lü” MN (2) 26/262 tüslüg “tüylü krş. tülüg, tüglüg,
türlü “türlü, çeşitli krş. türli, türlüg, tüylüg, tüklüg” KE 175r/12
törlüg” NF 194/13, MM 326/1, tüş (1) “düş, rüya” NF 178/11,
HŞ 1919, CE 3/1 türlü türlü KE 26v/6, MM 388/4, HKT
“türlü türlü”, türlü türlü ķıl- 238a/3, HŞ 1767, tüş Ǿilmi
“türlü türlü yaratmak, çeşitlere “düş ilmi rüyaları yorumlama
ayırmak” ME 97/3 ilmi” KE 110v/14, tüş kör- “düş
türlüg1.“türlü, çeşitli krş. türlü, görmek, rüya görmek” NF 7/5,
törlüg, türli” NF 429/15, KE KE 59r/16, HŞ 3778, tüş yor-
11r/14, MM 72/4, HKT 258b/1, “rüya yorumlamak” HŞ 3784,
HŞ 4079, MN (1) 10/12, 2. “sı- tüş yürgüçü “rüyalar tabir edici”
nıf, kısım, tür, cins” HKT İML 157
511a/4, türlüg bol- “türlü türlü e
ğ tüş (2) “öğle (vakti)” KE 161v/15,
olmak, kısımlara ayrılmak, sı- tüş çaķı “öğle vakti, gün ortası”
i
t
i
nıflara bölünmek” KE 171r/3, m KE 147r/8, tüş issiginde yöri-
türlüg türlüg “türlü türlü” HKT y
a
“öğle sıcağında yürümek” ME
141b/6, MN (1) 15/4, türlüg y
ı 171/6, tüş vaķtı “öğle vakti” NF
n
türlüg ögürler “çeşitli gruplar” e
v
120/12
HKT 131a/9 i
tüş- 1.“düşmek, yıkılmak, (binek)
türmek “kadın budu denilen ye- hayvanlardan inmek, hakkına
mek” KE 85r/17 düşmek, isabet etmek, maruz
türt- “dürtmek, sürtmek, iteklemek kalmak, dışarı çıkmak, yenil-
krş. dürt-” KE 51v/5, MM mek krş. düş-(2)” NF 175/14,
242/4 KE 193v/13, ME 19/1, MM
türtün- “(koku) sürünmek” ME 30/3, HKT 322b/4, HŞ 1373,
170/3 AO III/9, MN (2) 28/281, 2. t
türü“bel denilen tarım aracı” NF “yere kapanmak” HKT 253b/9,
435/1 3. “çökmek, yıkılmak” HKT
türül-“toparlanmak, kıvrılmak, 259b/2, 4. “olmak, vuku bul-
dürülmek” ME 187/5, HKT mak, hasıl olmak” HKT 367a/4,
444b/7, HŞ 1797 5. “yakışık almak, uygun gel-
türüt-“türetmek, yaratmak töret-, mek, vacip olmak” HKT 92a/5,
törit-, törüt-, düret-”türütgen tüşer vaķt “(güneş) batma za-
614 | D r . Suat ÜNLÜ

manı” HKT 513a/7, tüşgen 1. tütsükle-“iyi kokan nesneyi kul-


“düşen” HKT 502b/2, 2. “çö- lanmak” İML 126
ken, yıkılan” HKT 544b/7, 3. tütsün “duman” KE 53v/20
“vuku bulan, tahakkuk edici” tütün (1)“duman” NF 439/4, KE
HKT 54b/5, tüşmek “olma, vu- 3r/11, HKT 455b/9, İML 169,
ku bulma” HKT 511a/2, tüşüp HŞ 2801, tütün ķıl- “ateş yak-
ölmiş “düşerek ölmüş (hay- mak” KE 43r/8
van)” HKT 104a/4 tütün (2) “ev başına alınan bir çeşit
tüşe-“düş görmek, düşte meni gel- vergi”tütün ħarcı “tütün vergi-
mek, hayale dalmak” NF 11/3, si” K II/10, tütün sanı “vergi
MM 89/2 sayısı” Ka II/16
tüşmek “sürçme” ME 173/4, tütüsçü “attar” İML 156
tüşmekin iste- “sürçmesini is- tütüş- “teke tek kavga etmek” KE
temek, hata yapmasını ummak” 61v/17
ME 173/4 tütüz- “koku vermek için bir şeyi
tüşül “misafir, konuk krş. tüşün” yakıp tütsülemek” NF 33/1
AO II/43 e
ğ
tütüzdür- “tüttürmek” HŞ 3250
tüşül-“düşürülmek” HKT 163a/8 i
t tüwkür- “tükürmek” NF 202/13,
i
tüşün “misafir, konuk krş. tüşül” K m KE 28v/2, ME 174/8,
II/8 y
a
tüwkürgen “üfürükçü, büyücü”
tüşün- “alışmak” ME 187/1 y
ı HKT 583b/1, tüwkürmek “tü-
tüşür-1.“düşürmek, indirmek, dü- kürme, tükürük” ME 174/8
n
e
v
şürmek, devirmek, yere çalmak, i tüwkürük “tükrük krş. tüwlük” NF
(akla) getirmek krş. düşür-” NF 44/10, ME 181/1
269/14, KE 74v/19, ME 41/8, tüwlük “tükürük bkz. tüwkürük”
HKT 505a/6, HŞ 2991, K I/18, KE 157r/4
2. “atmak” HKT 359a/1, 3. “si- tüy“tüy krş. tü, tüg, tüs” KE
lip atmak, yok etmek” HKT 67v/13
378b/5 tüylüg “tüylü krş. tülüg, tüglüg,
tüt- “tütmek, yanmak” KE 84r/6, tüslüg, tüklüg” KE 27r/5,
HŞ 3487 tüylüg bol-“kıllı olmak, tüylü
tütgür-“dolaştırmak, tutuşturmak” olmak, tüylenmek” KE 27r/4
ME 60/5 tüz 1.“düz, doğru, eşit” NF 256/8,
tütsü “tütsü krş. tütsük” HŞ 2937, KE 62v/4, MM 193/4, HKT
tütsü ķıl- “tütsülemek” HŞ 1040 296b/5, HŞ 1091, MN (2)
tütsük “iyi kokan nesne krş. tütsü” 25/248, 2. “adil ve doğru” HKT
İML 162 116b/5, HŞ 3560, 3. “sapasağ-
lam, sağlıklı, düzgün” HKT
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 615

294a/8, HŞ 2182, 4. “orta, mu- tüzetmek “antlaşma” NF 123/9,


tedil, dengeli, ölçülü” HKT ME 196/1
350a/7, 5. “düz yer, düzlük” tüzince “sırasınca” tüzince ķoy-
HKT 307b/9, tüz kişi “dürüst “sırasına göre koymak, düzgün
olan kişi, doğrulukla hareket koymak” ME 66/1
eden kişi” ME 154/2, tüz bol- tüzlük 1“doğruluk, adalet” HKT
1.“doğrulmak” ME 130/5, HKT 445b/9, HŞ 3872, 2. “eşitlik,
492a/1, 2. “dürüst olmak, doğ- denklik” HKT 178a/5, tüzlük
rulukla hareket etmek” HKT ėdiş- “adil davranmak, eşit dav-
182a/1, 3. “eşit, müsavi olmak” ranmak” ME 146/7, tüzlük
HKT 119b/7, tüz kes- kėmiş- “adil davranmak, eşit
“düz kesmek, eşit kesmek, eşit- muamele etmek” ME 127/1,
lemek” ME 58/7, tüz ķıl- tüzlük ķıl- “doğruluk ve adalet-
1.“düzeltmek, düzenlemek” NF le hareket etmek, adil olmak”
313/15, HKT 5b/1, 2. “yerle bir NF 192/15, HKT 97a/5, tüzlük
etmek, yok etmek” HKT ķılġan “doğruluk ve adaletle ha-
575a/1, tüz ķılın- “yerle bir reket eden” HKT 527a/4, tüzlük
edilmek, yok edilmek” HKT e
ğ ķılış- “dengiyle karşılık vermek
83a/1, tüz yir 1. “düzlük, düz
i
t misillemek” ME 118/2, HKT
i
arazi” HKT 292a/2, 2. “dümdüz m 111b/5, tüzlük üze çıķar- “den-
yer, çöl” HKT 340b/4, tüzrek y
a
gelemek, eşitlemek, düzlüğe çı-
“daha doğru, en doğru” HKT y
ı karmak” ME 196/3
n
399a/5 e tüzüg “tüzük, düzen, dizi, sıra bkz.
v
tüz- “dizmek, sıraya koymak, i
tüzüm” KE 249v/11, ME 182/3
düzenlemek krş. düz-, diz-, tiz- tüzük “süs, bezek” KE 190r/16
” NF 71/14, KE 68r/20, ME tüzül- (1)“dizilmek krş. tizil-, dizil-
86/8, MM 398/4, HŞ 2213, MN ” KE 249v/11, ME 157/3, HŞ
(2) 3/22 1982
tüzel- “düzelmek, doğrulmak” KE tüzül-(2) “kemale ermek, kararını
154r/17, ME 194/2, HKT bulmak” HKT 369b/1
467b/3, HŞ 4391 tüzüm “dizi, sıra bkz. tüzüg” KE t
tüzet-“düzeltmek, düzenlemek, 147r/3
onarmak” KE 130v/7, ME 51/4, tüzün “yumaşak huylu, sakin, uy-
MM 406/2, HKT 436b/7, HŞ gun, denk” KE 75r/19, İML
2395 151, tüzün teñ “eşit,
tüzetil- “düzene sokulmak” HKT musavi, deng” KE 211v/7,
319b/6 tüzün teñ tut-“eşitlemek, aynı
hizaya getirmek” KE 211v/7
616 | D r . Suat ÜNLÜ

tüzünçe “bütünüyle, tamamen” K


I/34

e
ğ
i
t
i
m

y
a
y
ı
n
e
v
i
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 617

-U- uç- “uçmak” NF 53/4, KE


170v/21, ME 38/2, MM 47/4,
HKT 128a/1,
u (<F.) “ve, ile krş. ü, vü” MM 6/2,
HŞ 2743, MN (1) 3/5, MN (2)
HŞ 3628, CE 2/2, MN (2) 7/60
35/351, uçġan “kuş” HKT
u- (1) “muktedir olmak krş. uma-
128a/1
, o-” ME 58/6, HŞ 32
uça “arka, kuyruk sokumu, sırt”
u- (2)“uyumak krş uđı-, uyu-(1),
KE 235v/16, HŞ 4445
uyı-, udu-” KE 73v/21
uçar “pazar yeri” İML 179
ubbā bin ħalef (<ö.a.) “Hz. Mu-
uçġan “kuş gibi köpek” İML 174
hammed’in kılıçla yaralayıp öl-
uçġun “ateş parçası, kıvılcım krş.
dürdüğü Mekkeli kafirlerden
uçķun” HKT 560b/7, HŞ 1850
biri krş. ubbā bin ħalef el-
uçġun- “yitirmek, kaybetmek, ka-
cemehį” KE 230v/17
çırmak krş. uçķun-, ıçġın-” NF
ubbā bin ħalef el-cemehį (<ö.a.)
365/7, KE 243r/1
“Hz. Muhammed’in kılıçla ya-
uçķun“kıvılcım, ateş parçası krş.
ralayıp öldürdüğü Mekkeli ka-
uçġun” NF 120/15
firlerden biri krş. ubbā bin ħalef e
uçķun-“yitirmek, kaybetmek krş.
” KE 230v/12 ğ
i
t uçġun-, ıçġın-” NF 177/17
Ǿubeyde binüǿl-cerrāĥ (<ö.a.) Bedr i
m uçluġ “uçlu” NF 118/2, KE 239v/6
savaşında Hz. Ali ve Ham- y
uçmaġ “Cennet krş. uçmaĥ,
za’nın yanında olan mümin” a
y
ı uçmaħ, uçtmaĥ, uştmaħ,
KE 221v/17 n
e uşmaĥ, uştmaĥ, uçtmaķ” MN
Ǿubeyd ibnü ziyād (<ö.a.) “Hz Hü- v
i
(1) 14/1
seyin zamanında Kûfe valisi”
uçmaĥ “Cennet krş. uçmaħ,
NF 184/2, Ǿubeyd “bkz. Ǿubeyd
uçtmaĥ, uştmaĥ, uştmaħ, uçmaķ
ibnü ziyād” NF 184/3
(1), uçmaġ, uçtmaķ” NF 142/5,
ubeyy ibnü kaǾb (<ö.a.) “Sahabe-
KE 5r/21, HŞ 4626, uçmaĥ ķıl-
den bir zat” NF 32/11, ubeyy
“Cennet yapmak, Cennet haline
“bkz. ubeyy ibnü kaǾb” NF
getirmek” KE 62v/2, uçmaĥ
32/11
şerbeti “Cennet içeceği” HŞ
Ǿucb (<A.) “kendini beğenme,
4160
kibirlenme” KE 5r/18 u
uçmaħ “Cennet krş. uçmaĥ,
uç “uç, etek” NF 53/4, KE 123r/15,
uçtmaĥ, uştmaĥ, uştmaħ, uçmaķ
ME 89/7, MM 185/1, HKT
(1), uçmaġ, uçtmaķ” NF 68/12,
63a/8, HŞ 3474, MN (1) 3/12,
MN (2) 35/352
MN (2) 8/72
618 | D r . Suat ÜNLÜ

uçmaĥlıġ “Cennete girecek olan, Cennet kokusuna benzer koku


Cennetlik, Cennette olanlar krş. getiren rüzgar” HŞ 3868
uçtmaĥlıġ, uçtmaĥlıķ, uçtmaĥlıġ “Cennete girecek olan,
uçmaĥlıķ, uçmaķlıġ ” KE Cennetlik krş uçtmaĥlıķ,
201v/2 uçmaĥlıġ, uçmaĥlıķ, uçmaķlıġ”
uçmaĥlıķ “Cennete girecek olan, NF 239/7, uçtmaĥlıġ bol- “Cen-
Cennetlik krş. uçtmaĥlıġ, nete ait olmak, Cennete layık
uçmaĥlıġ, uçtmaĥlıķ, uçmaķlıġ” olmak “NF 382/7
uçmaĥlıķ bol-“ Cennete ait ol- uçtmaĥlıķ “Cennete girecek olan,
mak, Cennete layık olmak” KE Cennetlik krş uçtmaĥlıġ,
227r/18 uçmaĥlıġ, uçmaķlıġ” uçtmaĥlıķ
uçmaķ (1)“Cennet krş. uçmaĥ, bol- “Cennete ait olmak, Cen-
uçmaħ, uştmaĥ, uştmaħ, nete layık olmak” NF 204/2,
uçtmaĥ, uçmaġ, uçtmaķ” HKT uçtmaĥlıķ ķıl- “Cennetlik yap-
471b/9, HŞ 964, MN (1) 8/2, mak” HŞ 2294
İML 138, MN (2) 9/88, uçtmaķ“Cennet krş. uçmaĥ,
uçmaķnuñ arıġ ĥavżı “Kevser” e
ğ
uçmaħ, uçtmaĥ, uştmaħ,
HKT 581b/6, uçmaķ daġı i
t uşmaĥ, uştmaĥ, uştmaħ,
i
“Cennet dağı” MN (1) 2/4 m uçmaġ” HŞ 4159
uçmaķ (2) “kuşun havada yüzme- y
a
uçuķ-“bitmek, tükenmek” ME
si” İML 122 y
ı 174/6
uçmaķçı “Cennete gitmek isteyen” uçun“için krş. üçün, içün” ME
n
e
v
HŞ 2928 i 66/6
uçmaķlıġ “Cennete ait ve layık uçur-“uçurmak” KE 68v/14, ME
olan krş. uçtmaĥlıġ, uçtmaĥlıķ, 102/7
uçmaĥlıġ, uçmaĥlıķ” HKT uçuz(1)“ucuz, bol, pahası aşağı
269b/7 bol” NF 112/14, İML 153,
uçra-“tesadüf etmek, rastlamak” K uçuz al- “pahası aşağı almak,
VI/31 uçuz almak” ME 134/4,
uçtmaĥ “Cennet krş. uçmaĥ, uçuz bol- “pahası aşağı olmak,
uçmaħ, uştmaĥ, uştmaħ, uçuz olmak, bol olmak” KE
uçtmaķ, uçmaķ (1), uçmaġ” NF 49v/3, ME 160/4, uçuz ķıl-
60/16, MM 212/3, HŞ 472, “uçuzlatmak, bollaştırmak” ME
uçtmaĥ işiki “Cennet kapısı, 134/4
Cennet girişi” HŞ 3534, uçtmaĥ uçuz (2) “üstünkörü, sathî, yüzey-
ķıl- “Cennet yapmak, Cennet sel” HT 284b/1
haline getirmek” HŞ 993, uçuzlıķ “bolluk, ucuzluk krş.
uçtmaĥ nesimi “Cennet kokusu, uçuzluķ” KE 90r/12
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 619

uçuzluķ “ucuzluk, bolluk krş. uf “uf!” NF 285/8, uf tė- “üf de-


uçuzlıķ” HŞ 1982, uçuzluķ bol- mek, şikayetçi olmak, zorlan-
“uçuzluk olmak, bollaşmak, bol mak” NF 285/1
olmak” HŞ 1979 ufķ (<A.) “ufuk krş. ufuķ” ufķ-ı
Ǿūd (<A.) “yakıldığında güzel aǾlā “ruh makamının son mer-
koku saçan ot, öd ağacı krş. tebesi” KE 218r//1
Ǿud” KE 13r/8, Ǿūd tütüz- “gü- uftan- “utanmak, çekinmek krş.
zel kokulu ot tüttürmek” NF utan-, uwtan-” HKT 406a/2,
33/1 uftanıp ķoy- “çekinmek, çekinip
Ǿud (<A.) “yakıldığında güzel vazgeçmek” HKT 4b/8,
koku saçan ot, öd ağacı krş. uftanmaķ “utanma, çekinme”
Ǿūd” HŞ 1670, Ǿud köy- “güzel HKT 370b/4
koku saçan ot yakmak, tüttür- ufuķ (<A.) “ufuk krş. ufķ” HKT
mek” HŞ 2807, Ǿud köydür- “ 503a/4
güzel koku saçan ottan yaktır- uġ “çadırın üst yanındaki köşeler-
mak, tüttürmek” HŞ 1856, Ǿud den her biri” KE 26v/16
uşat- “güzel koku saçan ottan uġan “Allah, kadir krş. oġan” KE
parçalatmak, ufaltmak” HŞ e
ğ 29r/8, MM 378/1, HŞ 4678,
3203 MN (2) 38(378, uġan śunǾı “Al-
i
t
i
uđ “sığır krş. uy” KE 51r/11 m lahın kudreti, Allah’ın yaratma
uđ- “izinden gitmek, uymak krş. y
a
kudreti” HŞ 439, uġan źikri
uy-” HKT 51a/7, Ǿuddat keçür- y
ı “Allah’ı anma” MM 40/3
n
“dinen belirli bir süreyi tamam- e uġra- (1) “uğramak” HŞ 1148
v
lamak” NF 255/16 i
uġra-(2) 1.“niyetlenmek, tasarla-
uđdur-“arkasından göndermek, mak, karar vermek” ME 94/2,
takip ettirmek krş. uydur-” HKT 208b/3, 2. “kasten, taam-
HKT 111b/7 müden yapmak” HKT 399a/8,
uđı- “uyumak krş uyı-, uyu-(1), u-, 3.“yönelmek” HKT 22b/7,
udu-” NF 167/14, KE 32v/16, uġrayu “kasten, taammüden”
HKT 498a/6, HŞ 3778, uđıyur HKT 90b/9, uġraġan “yönelen”
yir “uyku yeri, mezar” HKT HKT 103b/6, uġraġası “azmedi-
423b/1 lecek, karar verilecek” HKT
uđķu “uyku krş. uyķu, uyançķa, 465a/8, uġraġu “azmedilecek,
u
uyuķu” KE 34r/16 karar verilecek” HKT 393b/4,
uđruġ “örnek alınan” KE 77v/19 uġramaķ “azmetme, karar ver-
udu- “uyumak krş. uyı-, uyu-, uđı-, me” HKT 72b/4
u-” İMl 115 uġraġ “niyet, kısmet” ME 20/3,
uġraġda tut- “niyetlenmek, ta-
620 | D r . Suat ÜNLÜ

sarlamak, kesin karar vermek” Ǿuķbį (<A.) “ahret, öbür dünya krş.
ME 40/1, uġraġın berk ķıl- “çok Ǿuķbā” KE 10v/18
fazla niyetlenmek, aşırı iste- Ǿuķelā(<A.) “akıllı kişiler” KE
mek” ME 94/3, uġraġların berk 218r/15
ķıl- “tasarılarını ve niyetlerini ūķiyye (<A.) “okka” KE 195v/1
sağlam yapmak, niyetlerinde ve uķtur- “anlamak, idrak ettirmek,
tasarılarında ciddi olmak” ME anlamasını sağlamak” ME 32/3,
20/1 HKT 316a/8, HŞ 2469, İML
uġranıl- “yönelmek” HKT 583a/2 112, uķturmaķ tile- “anlatmak,
uġur “vakit, zaman krş. oġur” HKT anlamasını istemek, idrak etme-
21b/1 sini istemek” ME 214/5
uġut“edep yeri, avret yeri krş. Ǿuķūbet (<A.) “ceza, azap, işken-
uvut, uwut, uwıt, ut” MM 100/1 ce” NF 59/9, KE 215v/5, HKT
Ǿuhde (<A.) “bir işi üzerine alma, 409a/6, Ǿuķūbet bol- “işkence
sorumluluk” NF 102/2 olmak, cezalandırmak” NF
uĥud (<ö.a.) “Medine’nin dört km. 117/2, Ǿuķūbet ķıl- “cezalan-
kuzeyinde bir dağ” KE 223r/8, e
ğ
dırmak” NF 17/3, KE 11v/17,
uĥud ĥarbi “Uhud savaşı” KE i
t HKT 270a/5, Ǿuķūbet ķılın-
224v/21, uĥud sançışı “Uhud
i
m “eziyet edilmek, cezalandırıl-
savaşı” KE 221r/5, uĥud taġı y
a
mak” HKT 270a/6, Ǿuķūbet
“Uhud dağı” NF 66/10, KE y
ı kör- “işkence görmek, cezalan-
223r/8, MN (1) 21/10, uĥud dırılmak” NF 236/17
n
e
v
toķuşı “Uhud savaşı” NF 12/15, i uķuş “anlayış, akıl, idrak” MM
KE 71r/19 328/3
uķ- “anlamak, idrak etmek, bil- uķuşluġ“akıllı, anlayışlı” HŞ 157,
mek” KE 2v/8, ME 180/5, MM İML 152
54/4, HKT 179a/3, , HŞ 3537, ul“temel, esas, taban” HKT 18b71,
İML 112, uķa yawuma- “hemen İML 178, HŞ 2587, ul kemiş-
hemen hiç anlamamak” HKT “temel atmak, temellendirmek”
291b/3, uķmaķġa yawuma- ME 92/5
“hemen hemen hiç anlamamak” ul- “çok yumuşamak, çürümek,
HKT 88a/4 kötüleşmek” KE 61v/10, ME
Ǿuķab(<A)“tavşancıl kuşu” HŞ 65/3
4721 ula-“ilave etmek, birleştirmek,
Ǿukāşe (<ö.a.) “sahabeden bir zat” eklemek, ulaşmak, buluşmak,
NF 85/17 erdirmek” KE 205v/20, MM
Ǿuķbā(<A.)“ahiret, öbür dünya 302/4, HKT 242b/7, İML 105,
krş.Ǿuķbį” NF 80/8 ulaġan “ekleyen, ulaştıran, hem
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 621

erkek, hem dişi doğuran koyun “peşpeşe, arka arkaya” HKT


ki bu durumda (dişi erkeğe ka- 90b/7, ulaş ķıl- “devamlı olmak,
vuştu) denilerek bu dişiden do- süreklilik sağlamak” ME 33/8
layı erkeğide kesilmezdi” HKT ulaş-“erişmek, ulaşmak, yetişmek,
120a/4 kavuşmak” KE 237v/10, ME
ulaġ “posta hayvanı, bineği krş. 122/1, HKT 150b/2, MN (2)
ulaķ” K I/20 23/275
ulaġçı “ulak alan” İML 154 ulaşı “devamlı, sürekli krş. ulaşu,
ulaġlıġ “habercisi olan” KE 137r/8 ulaş” KE 46v/1, HŞ 2419
ulaġsız “kıvuzsuz, kılavuzu olma- ulaştur-“ulaştırmak, kavuşturmak”
yan” MM 376/2 NF 104/11, KE 3v/4, ME 89/3,
ulaķ“posta hayvanı, bineği krş. HŞ 4196
ulaġ” AO II/43 ulaşu 1.“devamlı, sürekli krş. ulaşı,
ulal-“büyümek, yetmek, olgunlaş- ulaş” NF 35/6, KE 39v/2, ME
mak” NF 178/12, HŞ 4253 28/7, MM 12/2, HKT 375b/5,
ulam “devamlı, sürekli, peşpeşe, HŞ 4681, 2. “ebediyen” HKT
arka arkaya” KE 39v/19, ME 95a/7, 3. peşpeşe arka arkaya”
22/7, MM 144/1, HKT 519a/7 e
ğ HKT 330b/7
ulamluķ “devamlılık, süreklilik”
i
t Ǿulemā (<A.ç.) “alim, alimler” NF
i
ulamluķ ķıl- “devamlılık sağ- m 60/9, KE 10r/14
lamak, süreklilik sağlamak” y
a
ulġar-“büyümek, ihtiyarlamak,
ME 35/5 y
ı yaşlanmak krş. ulġay-, uluġay-”
n
ulan-(1)“ulanmak, eklenmek” KE e KE 23v/20, ME 235/8
v
52r/10, ME 14/2 i
ulġart-“büyütmek” ME 6/5
ulan-(2)1.“ulaşmak, kavuşmak, ulġay-“büyümek, yaşlanmak krş.
varmak” NF 6/16, KE 109v/12, ulġar-, uluġay-” NF 22/9, KE
MM 98/3, HKT 371b/8, 2. 189r/17, HKT 75b/8, HŞ 4393
“ulaştırılmak, birleştirilmek, bi- ulı- “ulumak, ağlamak, feryad
tiştirilmek” HKT 242b/8, ulan- etmek” KE 80v/13
maķ “ulaşma, varma” HKT ulıġ “büyük, ulu, yaşça büyük
551a/3, ulanmaķ sebebi “ulaş- olan, aziz, eşraftan kimse krş.
ma, yaklaşma vasıtası” HKT ulu, uluġ, uluķ” KE 60v/8
110a/1 ulın- “bağırmak” KE 76v/15
u
ulanġu “ek” ME 185/6 ullu “temelli” ME 172/2
ular “ keklik” İML 175 ulluġsın-“büyüklük taslamak, ki-
ulaş 1.“devamlı, daima, sürekli krş. birlenmek” HKT 437a/2
ulaşı, ulaşu” KE 46r/17, ME ulma “testi” İML 170
30/6, HKT 244b/9, HŞ 2111, 2. ulmuş “pişip ensaci kalmamış et”
622 | D r . Suat ÜNLÜ

İML 164 410a/5, uluġ ķabįle “büyük ka-


ultañla-“(ayakkabıya) taban geçir- bile” HKT 494a/3, uluġ ķıl- 1.“
mek, yamamak” ME 30/3 artırmak, çoğaltmak, yücelt-
ultur- “çürütmek, kötüleştirmek” mek, yükseltmek” NF 71/4, KE
KE 50v/10 64r/6, ME 27/7, HKT 536a/4,
ulu “büyük krş. uluġ, uluķ, ulı” uluġ ķowa “büyük kova” HKT
ME 76/8, K I/11, HŞ 2406, ulu 500a/5, uluġ kör- “gözünde bü-
su “ırmak, nehir” İMl 75 yütmek, ağır gelmek” ME 15/4,
ulu-“ulumak, havlamak krş. urla-” uluġ körün- “gözünde büyütül-
ME 231/5, İML 124 mek, ağır gelinmek” ME 21/1,
uluġ 1.“büyük, ulu, yaşça büyük uluġ orun “yüksek makam ve
olan, aziz, eşraftan kimse krş. derece” AO I/3, uluġ raĥmetlig
ulu, ulıġ, uluķ” NF 8/14, KE “çok merhametli, çok esirge-
2r/21, ME 27/7, MM 164/2, HŞ yen, esma-i hüsna’dan er-
2276, MN (1) ,İML 119, AO raĥim, er-rahman” HKT
I/21, MN (2) 7/64 , 2. “ağır, 501b/4, uluġ sāĥir “usta sihir-
güç, zor” HKT 20b/8, 3. “reis, e
ğ
baz” HKT 470a/7, uluġ taġ 1.
büyük, şef” HKT 182b72, İML i
t “yüksek ve büyük dağ” HKT
i
142, 4. “efendi, sahip” HKT m 509a/1, 2. “yüksek ve büyük
231a/7, 5. “efendi, koca, zevc” y
a
set” HKT 420b/4, uluġ taş “ka-
HKT 229a/3, 6. “büyüklük tas- y
ı ya” HKT 573a/2, uluġ yapsu
layan, kibirli” HKT 474b/1, 7. “bitten daha büyük asalak bir
n
e
v
“büyük kabahat, büyük günah” i böcek cinsi” HKT 161a/4, uluġ
HKT 31b/9, 8. “yüksek, yüce, yazuķ “büyük günah” HKT
esma-i hüsna’dan el-kebįr, el- 94a/2, uluġ yılan “ejderha”
Ǿažįm” HKT 40a/2, uluġ ana HKT 159a/6, uluġ yunuġ “boy
“nine” NF 176/14, İML 144, abdesti, gusül” MM 87/1,
uluġ ata “dede” NF 4/13, KE uluġġa barġan “(büyük birisi-
50r/2, İML 143, uluġ kün “kı- nin) huzuruna varan” HKT
yamet, kıyamet günü” KE 299b/7, uluġraķ 1.“büyükçe,
70r/9, İML 137, uluġ bol- daha büyük” NF 205/17, KE
1.“büyük olmak, büyümek” NF 10v/19, ME 226/4, HKT
22/16, KE 69r/10, ME 85/6, 183b/6, MN (1) 2/8, 2. “en yü-
HKT 528b/3, HŞ 2064, 2. “ağır ce, en üstün” HKT 563b/6, 3.
gelmek, zoruna gitmek” HKT “reis” HKT 139a/4
208b/2, uluġ cemāǾat “büyük Ǿulūfe (<A.)“hayvan yemi” AO
topluluk” HKT 511a/8, uluġ II/44
ĥavż “büyük havuz” HKT
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 623

uluġay-“büyümek, yaşlanmak, âdet görmeyen (kadın)” HKT


ihtiyarlamak krş. ulġay-, ulġar- 343a/9
” İML 114 uluġsın-“büyüklenmek, büyüklük
uluġla-1.“yüceltmek, saymak, bü- taslamak, kibirlenmek krş.
yük tanımak, ululamak, tazim ulluġsın-” NF 376/11, KE 9r/9,
etmek” NF 9/12, ME 38/5, ME 170/4, HKT 499b/1,
HKT 322b/5, 2. “abartmak, gö- uluġsınġan “büyük taslayan,
zünde büyütmek, çok heybetli kibirlenen” HKT 259b/9,
zannetmek” HKT 229b/6, uluġsınmaķ “büyüklük, büyük-
uluġlamaķ “büyük tanıma, ulu- lük taslama, kibir” ME 171/4,
lama, tazim etme” HKT 281b/3 HKT 361b/4
uluġluġ“büyüklük, ululuk krş. uluķ “büyük, ulu, yaşça büyük
uluġluķ” HŞ 1855, MN (1) 15/9 olan, aziz, eşraftan kimse krş.
uluġluķ 1.“büyüklük, ululuk, kibir ulu, ulıġ, uluġ” KE 68r/12, MM
krş. uluġluġ” NF 111/5, KE 231/2
205r/1, ME 171/4, MM 129/4, ulundur- “bağırtmak” ME 58/8
HKT 444b/6, HŞ 2922, 2. “yaş- ulus (<Mo.) “vilayet, ülke krş.
lılık, ihtiyarlık” HKT 273a/2, 3. e
ğ uluş” HŞ 1021, AO I/21, MN
“büyüklük taslama, kibir” HKT (2) 11/99, ulus bigleri “milletin
i
t
i
452a/4, uluġluķ eyesi taķı ikrām m ileri gelenleri, halkın yöneticile-
eyesi “azamet ve ikram sahibi, y
a
ri” HŞ 4090, ulus tut- “ülke
esma-i hüsna’dan źuǿl-celāl y
ı kurmak, uluslaşmak” MN (2)
n
vaǿl-ikrām” HKT 510b/6, e 8/72
v
uluġluķ ĥālda “büyüklük, çok- i
uluş (<Mo.) “vilayet, ülke krş.
luk durumunda, çok olduğu ulus” İML 179, HŞ 3988
halde” HKT 45b/3, uluġluķ iđisi uluş-“uluşmak, karşılıklı uluşmak”
taķı aġırlamaķ eyesi “azamet ve ME 207/5
ihsan sahibi esma-i hüsna’dan Ǿuluvv (<A.) “ulu yüce”Ǿuluvv –i
źuǿl-celāl vaǿl-ikrām” HKT Ǿālem “alemin ulusu, alemin
509a/2, uluġluķ izde- “azamet yücesi” KE 66v/2, Ǿuluvv -i
ve ihsan istemek” HŞ 2922, Ǿālim “alimlerin en yücesi, en
uluġluķ ķıl- 1.“büyüklük yap- ulusu” KE 19v/18, Ǿuluvv -i
mak, valilik yapmak” NF derecāt “derecelerin en yücesi,
u
131/8, 2. “büyüklük taslamak” en ulusu” KE 189v/2
ME 113/1, 3. “alçak gönüllü Ǿulvį(<A.)“ulu, yüce” KE 122v/10,
olma” HŞ 364, uluġluķdın ĥayż K I/9
körmegen “yaşlılık sebebiyle um-“ummak, ümit etmek” İML
109, K IV/3
624 | D r . Suat ÜNLÜ

uma- “muktedir olmamak (yardım- kafir” NF 21/15, umayye “bkz.


cı fiil) krş. u-(1), o-” ME 76/1 umayye ibnü ħalef” NF 97/5
umaç “hedef” HŞ 1526, umaz “kudretsiz, aciz krş. umas”
umaç bol-“hedef olmak, hedef umazķa tegür- “aciz bırakılmak,
konumun geçmek” HŞ 2433 acizleştirmek, güçsüzleştirmek,
umaķ “kuvvet, güç” ME 49/6 güçten düşürmek” ME 39/5
uman- “ummak, ümit etmek krş. umdu- “ummak, ümit etmek, bek-
umun-, ümen-” KE 123v/14, lemek” İML 123
HŞ 1002, K IV/17 umduçu “tamahkar” İML 148
umanç “ümit krş. üminç, umunç, umerā (<A.ç.) “emirler, beyler” NF
umınç, umınçı, ümenç” KE 235/8
78r/8, umanç kes- “ümit kes- umınç “umut, beklenti krş. üminç,
mek, ümitsiz olmak, ümit kes- umunç, umanç, umınçı, ümenç”
mek” KE 53v/18, umanç tut- NF 147/4, HŞ 1074, umunç bar
“ümitlenmek, ümit beslemek” “ümit sahibi” HŞ 2507, umınç
ME 85/6 tut- “umut etmek, beklenti için-
umançlıġ“umutlu krş. umançlig, e
ğ
de olmak” NF 176/15, HŞ
umınçlıġ” umançlıġ bol- “umut- i
t 1073, umınçın kes- “ümidini
i
lu olmak, umutlanmak, umut m kesmek” HŞ 2296
beslemek” KE 80v/21 y
a
umınçı “umut, beklenti krş. üminç,
umançlig “umutlu krş. umançlıġ, y
ı umunç, umanç, umınç, ümenç”
umınçlıġ” umançlig bol- “ NF 435/4
n
e
v
umutlu olmak, umutlanmak, i umınçlıġ “umutlu, beklentisi olan
umut beslemek” KE 105v/3 krş. umançlıġ, umançlig” NF
umançsız “umutsuz” KE 53v/21 433/15
umandır“ümitlendirmek krş. Ǿumlāķ (<ö.a.) “Şeddad’ın oğlu
ümendir-” ME 85/6 krş. Ǿumlāķ-ı laǾįn” KE 62v/17
umas “kudretsiz, aciz krş. umaz” Ǿumlāķ-ı laǾįn (<ö.a.) “Şeddad’ın
KE 81v/1, umas ķıl- “kudretsiz- oğlu krş. Ǿumlāķ” KE 63v/9
leştirmek, aciz duruma düşür- Ǿummān (<ö.a.) “büyük deniz” HŞ
mek, acizleştirmek” ME 30/4 3617
umayye (<ö.a.) “bir halife” NF Ǿumrān (<ö.a.) “Hz. Musa, Harun
186/17 ve Meryem’in babası” KE
umayye ibnü ħalef (<ö.a.) “Hz. 126v/18
Muhammed’in Medine’ye gö- Ǿumrān ibni ĥaŝįn (<ö.a.) “Hayber
çünde Ebu Cehl ile birlikte fethi sırasında İslama girmiş
Peygamber’i öldürmek isteyen sahabe” KE 217r/14
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 625

Ǿumre (<A.) “umre” NF 61/7, KE una-(1) “beğenmek, tasvip etmek,


225r/17, Ǿumre keltür- “umre inanmak” NF 181/15, KE
görevini yerine getirmek, umre 192r/4, ME 173/3, HKT
yapmak” KE 226v/10, Ǿumre 438b/6, unama- “kabul etme-
ķıl- “umre görevini yerine ge- mek, razı olmamak, uygun
tirmek, umreye gitmek” NF görmemek” HKT 408a/4
262/13, una-(2) “muktedir olmak, yapa-
Ǿumretüǿl-ķaża (<A.) “kaza umre- bilmek” HKT 96a/7
si” KE 226v/9, Ǿumretüǿl-ķaża unamaslıķ “inanmazlık”unamaslıķ
bol- “kaza umresi yapmak” KE ķıl- “inanmamak, iman etme-
221r/6 mek” ME 190/5
umsun- “ümitlenmek, umut etmek” unarınca “takatınca krş. unurınca”
KE 215v/14, ME 85/6 unarınca ķatlan- “gücü yettiği
umun-“ummak, ümit etmek krş. kadar dayanmak, takatı yettiği
uman-, ümen-” NF 244/1 kadar tahammül etmek” ME
umunç “umut krş. üminç, umınçı, 209/5
umanç, umınç, ümenç” KE unaş-“beraber tasvip etmek, uyuş-
237v/13 e
ğ mak, beğenmek, kabul etmek”
umūr(<A.ç.) “emirler, işler” KE
i
t KE 194v/21, HKT 35a/9,
i
66v/18, AO V/14 m unaşmaķ “uyuşma, karşılıklı rı-
un “un, öğütülmüş hububat” NF y
a
za” HKT 35a/9
107/8, KE 42v/12, İML 163, y
ı unçu “hububattan un yapan” İML
n
HŞ 76, un ilegi “un eleği” İML e 156
v
163, un it- “un öğütmek” HŞ i
unıt-“unutmak, inkar etmek krş.
4235, un ögit- “un öğütmek, unut-” NF 266/6
hububatı toz haline getirmek” unurınca “takatınca krş. unarınca”
KE 228v/6, un yoġur- “un yo- unurınca ķatlan- “gücü yettiği
ğurmak, ekmek yapmak için un kadar dayanmak, takatı yettiği
yoğurmak” NF 320/6, KE kadar tahammül etmek” ME
130r/9 212/5
un-“muktedir olmak, yapabilmek” unut- “inkar etmek unutmak, hatır-
HKT 169a/9, HKT 169a/9, dan çıkarmak krş. unıt-” NF
unġu kitāb “rehber” HKT 288/5, KE 20v/10, ME 18/8,
u
214b/8, unġu nirse “rehber” MM 51/2, HKT 288b/9, MN
HKT 401b/1, unu bil- “mukte- (1) 22/13, İML 115, HŞ 2844,
dir olmak, yapabilmek” HKT MN (2) 18/172, unutġan “unut-
127b/3 kan” HKT 298a/9, unutmış tig
626 | D r . Suat ÜNLÜ

ķıl- “unutmuş gibi davranmak” urġu (2) “bayrak ve bayrak ucu”


HKT 152a/9 İML 146
unutdur- “unutturmak krş. unuttur- urı “erkek çocuk” KE 14r/20
” KE 89r/8, ME 57/4 urķan “urgan, ip” HKT 304b/2
unutsalıķ “unutma” unutsalıķġa urla- “ulumak, bağırmak, gürle-
kemiş- “unutmak, unutturmak” mek, kükremek krş. ulu-” KE
ME 205/7 103v/20, İML 124, HŞ 4491
unuttur- “unutturmak krş. unutdur- urluķ “sperma, tohum krş. uruġ(2)”
” NF 367/5, KE 213r/8, ME NF 350/12, KE 162r/16, HŞ
105/3, HKT 231a/8 4073
unutul- “unutulmak, bir tarafa bı- uru “bağırma, çağırma” İML 146
rakılmak, terk edilmek” HKT uruġ (1)“soy, sülale, nesil, kavim
309a/9, unutulmış “unutulmuş” krş. uruķ (3)” NF 202/11, KE
HKT 223a/6 27r/21, MM 274/4, HKT 30a/7,
ur “vurma, vuruş krş. urġu (1)”ur HŞ 1144, AO II/49, uruġ bol-
ķılış- “vuruşmak” İML 133 “aynı soydan gelmek, aynı ka-
ur- 1.“vurmak, dövmek, öldürmek, e
ğ
vimden gelmek” KE 120r/11
yaralamak, saplamak” NF i
t uruġ(2) “tohum, döl krş. urluķ” KE
i
322/10, KE 15r/14, ME 11/2, m 56r/7, MM 274/4, İML 181,
MM 103/1, HKT 498b/7, İML y
a
uruġ sal- “tohum ekmek” HŞ
93, HŞ 3906, Ka II/7, MN (2) y
ı 1319
12/109, 2. “koymak, takmak” uruġla- “doğurmak” KE 40v/17
n
e
v
ME 29/6, 3. bir şeyi başka bir i uruġluġ “takılmış, vurulmuş” NF
şeyin üzerine koymak” HK 53/2
338b/9, urmaķ “vurma, vuruş” uruġluķ“soylu, nesilli” KE 227v/14
HKT 429a/2, urup öldürülmiş- uruġsuz “tohumsuz” uruġsuz ķod-
“vurularak öldürülmüş hayvan” “arkadan nesil bırakmamak, to-
HKT 104a/4 humsuz burakmak” HŞ 4388
uraġut “kadın” KE 121v/15 uruķ (1) “ibret, ders krş. oruķ (1),
urāmuñ (<ö.a.) “Bir Türk boyu” ozuķ (2)” uruķ al- “ibret almak,
MN (2) 15/141 ders almak” ME 132/4
urdur- “vurdurmak, dövdürmek, uruķ (2) “sınır, had, ölçü, hedef
koydurmak, taktırmak, kurdur- krş. oruķ (1), ozuķ (2)” uruķ
mak” KE 44v/15, HŞ 1779 aşa bar- “sınırı aşmak” ME
Ǿurefā (<A.ç.) “arifler” NF 424/13 158/5, uruķ aşa işle- “sını-
urġu (1) “vurma, vuruş krş. ur” rı aşmaya çalışmak” ME 38/1,
İML 76 uruķ tapa ozuş- “kurtuluşa
ermek için sınıra doğru kaçış-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 627

mak” ME 198/6, uruķġa teg- “savaşma, savaş” ME 121/4,


“sınıra ulaşmak” ME 205/5, HKT 31b/9
uruķdın aş- “sınırdan geçmek, uruş-(2) “takışmak” ME 197/1
sınırı aşmak” ME 191/3, uruş kiriş (1)“dedi kodu” MN (1)
uruķdın keç- “ölçüyü kaçırmak, 19/4
sınırı aşmak” ME 18/8 uruş kiriş (2) “savaş, cihat” NF
uruķ (3) “soy, sülale krş. uruġ(1)” 67/10
MN (2) 7/64 uruştur- “döğüştürmek” KE 57v/11
uruķınca “usulünce krş. oruķınca, uruzlu “hisse sahibi” uruzlu bol-
ozuķınca” uruķınca yörü- “usu- “pay sahibi olmak, hisse sahibi
lünce yörümek, edebli bir şe- olmak, ksmeti olmak, kısmetli
kilde yürümek” ME 161/3 olmak” ME 150/8
urul “örs” İML 160 uruzsuz “kısmetsiz” ME 116/2
urul-(1)“kurulmak, inşa edilmek, Ǿurva bin zübeyr (<ö.a.)
yapılmak, yakılmak krş. örül-” “TabiǾînden bir zat” NF 95/12
NF 9/7, KE 103r/17, ME 88/3, Ǿurvan (<ö.a.) “ǾUrva bin MesǾûd.
HŞ 2459 Mugîre bin ŞuǾbe’nin amcası,
urul- (2)1.“takdir edilmek, koy- e
ğ Ebu Süfyan’ın damadı” NF
mak” HKT 62a/3, 2. “koymak”
i
t 44/5
i
HKT 515b/7, 3. “takınmak, süs- m us “akıl” ME 90/8, us kėt- “şuuru-
lenmek” HKT 559a/4 y
a
nu yitirmek, kendinden geç-
urul- (3) “vurulmak” MM 53/4, y
ı mek”MM 76/4, HŞ 3546
n
İML 129 e us- “kasdetmek” İML 114
v
urun-“giymek, takmak” KE 225r/9, i
usal “gafil, iş bilmeyen krş. osal,
ME 138/8, HKT 321b/6 osañ” HŞ 065, usal ķıl- “gaflete
urunç “rüşvet” ME 115/5, urunç al- düşmek, gaflet içinde bulun-
“rüşvet almak” ME 150/6 mak” HŞ 912
urus (<ö.a.) “Rus” CE 1/4 usan-1.“bıkmak, bezmek krş. osan-
uruş “savaş, döğüş, kavga” NF ” İML 124, HŞ 3858, 2. “gaflet
37/5, ME 109/2, HŞ 3568, uruş etmek” İML 124
erenleri “savaşan askerler” NF usayıķ “gafil, habersiz” İML 148
69/6, uruş bol-“savaşmak, savaş usķuķ “kunduracı bıçkısı” İML
yapmak” NF 45/9, uruş ķıl- 108
u
“savaşmak” NF 144/14 uslu “akıllı, anlayışlı krş. usluġ”
uruş-(1) “savaşmak, döğüşmek, ME 90/5
kavga etmek” NF 44/8, KE usluġ“akıllı, anlayışlı krş. uslu”
133v/3, ME 127/7, HKT 32a/7, HKT 20b/2, HŞ 4211, usluġ ķıl-
İML 133, HŞ 1740, uruşmaķ “aklılık yapmak, anlayış gös-
628 | D r . Suat ÜNLÜ

termek” ME 85/2, usluġraķ usturlāb (<F.) “dürbün” HŞ 76


“daha akıllı, daha anlayışlı” NF usuġ “hal ve zeka” İML 188
437/4 uśūl (<A.) “delil” MM 35/4
usluġluġ“akılılık krş. usluluķ, uş(1) 1.“işte, şimdi, gibi” NF 16/4,
usluġluķ” HKT 154a/5 KE 37v/12, HKT 63a/5, HŞ
usluġluķ“akılılık krş. usluluķ, 1738, 2. “hakikaten, gerçekten”
usluġluġ” HKT 141b/2 HKT 141a/7, uş munlar “işte
usluķ “(akıllı) davranış” ME118/8 bunlar” HKT 84a/9
usluluķ “akıllılık krş. usluġluġ, uş (2) “işaret sıfatı” MN (2) 4/37
usluġluķ” ME 181/5 uşa-“incelemek, teftiş etmek” ME
ussura-“bayılmak, kendinden geç- 78/1
mek” ME1/2 uşaġ “ufak, küçük krş. uşaķ (1)”
ussuz “akılsız, anlayışsız, idraksiz” MN (1) 15/8
HŞ 4119 uşaķ“ufak, küçük, parçalanmış krş.
ustā (<F.) “usta” HŞ 2353 uşaġ” NF 62/6, KE 126v/7, ME
ustād (<F.) “üstad, bilgin krş. 65/6, HŞ 3961, uşaķ balıķ “ufak
üstād, ūstād” NF 77/16, ustād e
ğ
balık” İML 181, uşaķ ķıl- “par-
şāgird “alim öğrenci” ME 68/1, i
t çalamak, parçalara ayırmak,
ustād bol- “ alim olmak, bilgin ufaltmak” MM 298/1, uşaķ
i
m

olmak” ME 167/8, ustād ķıl- y


a
ķılın- “parçalanmak, parçalara
“alim yapmak, alim olarak ya- y
ı ayrılmak” HKT 560a/4, uşaķ
ratmak” ME 68/1
n
e taş “küçük taş” KE 237r/1, HŞ
v
ūstād (<F.) “üstad, bilgin krş. i 3680, uşaķ taş atġan yil “küçük
üstād, ustād” NF 301/9 taşları yerinden kaldırıp savu-
ustāđlıķ“üstadlık (özentisi)” ran rüzgar, kasırga” HKT
ustāđlıķ ķıl- “alimleğe özen- 277b/1, uşaķ yünçü “küçük inci,
mek” ME 174/4 mercan” KE 237r/1, HKT
ustāħ (<H.) “cesur, küstah krş. 508b/8
güstāħ, küstāħ” ustāħ bol- “küs- uşaķ (2) “çocuk, küçük çocuk”
tah olmak, küstahca hareket MN (1) 16/9, İML 143, uşaķ
etmek” ME 164/8, ustāħ ķıl- oġul “küçük oğlan” KE 186r/4
“küstahlık yapmak, küstahca uşaķçı“koğucı, memnam” İML 148
davranmak” ME 64/6 uşal“işaret sıfatı (o) krş. uşol, oşal”
ustāħlıķ (<H.+T.) “küstahlık, edep- MN (2) 6/53
sizlik” ustāħlıķ ķıl- “küstahlık uşala- “oğuşturmak krş. uvşala-”
yapmak, edepsizlik yapmak, ME 93/6
küstahca davranmak “NF uşan- “ufalanmak, parçalanmak,
192/1, ME 127/4 kırılmak” NF 354/16, KE
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 629

126v/7, ME 159/2, HKT (1), uçtmaķ” NF 265/14, KE


440a/7, İML 125, uşanmış 20v/6, MM 332/4
süñük “ufalanmış kemik” HKT uşunda “işte orada” KE 165v/6
280a/6, uşanmış yıġaç “kuru- Ǿuşvān (<ö.a.) “bir şehir” KE 74v/5
muş ve ufalanmış ağaç, çalı çır- ut “utanılan, ayıp krş. uvıt, uvut,
pı” HKT 507a/2 uwut, uyat” ut endāmı “edep
uşat- “parçalara ayırmak, kırmak, yeri” KE 48r/11
kırıp geçirmek, helak etmek” ut- “kumarda kazanmak, yenmek”
NF 312/1, KE 108r/16, ME İML 78, HŞ 1783, MN (2) 4/35
76/3, HKT 348a/4, HŞ 4152, utac “utanç” HŞ 679
uşatmaķ 1.“parçalama, ufala- utan- “sıkılmak krş. uftan-, uwtan-
ma” HKT 511a/4, 2. “kırıp ge- ” İML 125
çirme, helak etme” HKT Ǿuŧārid (<ö.a.) “Utarid yıldızı, ya-
348a/4, uşatmış süñük “ufalan- zıcılık vasfı olan gezegen” HŞ
mış kemik” HKT 499a/9 1499, MN (2) 9/79
uşatıl- “ufalanmak, paramparça Ǿutbetüǿl-ġulām (<ö.a.) “Hasan-ı
olmak” HKT 511a/3 Basrî’nin öğrencisi” NF 432/2,
uşbu “işte bu krş. oşbu, oş” NF e
ğ Ǿutbet “bkz. Ǿutbetüǿl-ġulām”
21/9, KE 58v/9, HKT 346a/7,
i
t NF 432/2
i
HŞ 2629 m utķaķ “bol karınlı obur adam” İML
uşmaĥ (<Sog.) “Cennet kri. uçmaĥ, y
a
148
uçmaħ, uçtmaĥ, uştmaĥ, y
ı utru “karşı” NF 350/9, KE
n
uştmaħ, uçmaķ (1), uçtmaķ” e 107v/11, MM 44/4, HŞ 3681,
v
KE 4v/6 i
utru baķ- “dik bakmak, gözünü
uşol “işte krş.oşal krş. uşal” KE ayırmamak” ME 170/3, HŞ
89v/11, HŞ 1487 1280, utru çıķ- “karşı çıkmak,
Ǿuşşāķ (<F.) “alaturka musikide bir vuruşmak, dövüşmek” KE
makam” HŞ 2083 63v/21, HŞ 1011, utru çıķar-
Ǿuşşāķ (2) (<A.ç.) “aşıklar” MN “karşısına çıkarmak, önüne
(2) 38/376 koymak” HŞ 1005, utru kel-
uştmaħ(<Sog.) “Cennet krş. “karşı gelmek, karşılaşmak krş.
uçmaĥ, uçmaħ, uçtmaĥ, utru kil-” ME 191/2, utru kil-
uştmaħ, uşmaĥ, uştmaĥ, “karşı gelmek, karşılaşmak krş.
u
uçmaġ, uçmaķ (1), uçtmaķ” NF utru kel-” HŞ 1762, MN (1)
2/17, ME 82/4, HKT 224b/4 10/2, utru kir- “ kaymak, kay-
uştmaĥ (<Sog.) “Cennet krş. bolmak” HŞ 4066, utru tur-
uçmaĥ, uçmaħ, uçtmaĥ, uşmaĥ, “karşı durmak, karşısına geç-
uştmaħ, uçmaġ uçmaķ uçmaķ mek” HŞ 1764, utru turuş-
630 | D r . Suat ÜNLÜ

“karşı karşıya duruşmak, birbi- 158v/16, ME 19/8, MM 273/2,


rinin karşısına geçmek” HŞ HKT 21a/6, HŞ 4659, 2. “takip
3636, utru ur- “(ok) karşısından etmek, izlemek” HKT 369a/5,
atmak, tam karşısından vur- 3. “muktedir olmak, yapabil-
mak” HŞ 4147 mek” HKT 286b/2, uyġan 1.
utur- “karşılaşmak” ME 191/2 “uyan” HKT 248b/9, 2. “tabi
utuş-“ütüşmek krş ütüş-” ME olan, hizmetçi” HKT 339a/4,
112/8 uyġu kim irse “uyulacak kimse,
uveys-i ķaranį (<ö.a.) “TabiǾįnden önder” HKT 350b/8, uymaķ 1.
ve evliyadan bir zat” NF 400/3 “uyma” HKT 480b/2, 2. “takip
uvıt “utanılan, ayıp sayılan krş. ut, etme, izleme” HKT 289a/6,
uvut, uwut, uyat” uvıt endāmı uymaķġa sezā nirse “uymaya
“edep yeri” KE 27r/18 layık şey” HKT 526a/7,
uvşala-“oğuşturmak krş.uşala-” uymaķķa sezā “uymaya layık
ME 93/6 (kimse) önder” HKT 269b/5,
uwtan- utanmak krş. utan-, uftan-” uymaķķa sezā kişi “uymaya la-
NF 186/6, KE 83r/2, ME 141/3, e
ğ
yık kimse önder” HKT 17b/9
HŞ 213 i
t uya (1) 1.“kardeş” NF 13/17, KE
i
uwtandur- “utandırmak” ME 98/6 m 224v/5, MM 98/1, HKT 103a/2,
uwtanur“ayıp, utanacak şey” ME y
a
HŞ 4379, 2. “akraba, hısım, ya-
80/7 y
ı kın” HKT 359b/9, 3. “araların-
uvun- “aklı başından gitmek” HKT da herhangi bir müşterek de-
n
e
v
541a/3 i ğerden dolayı ortak bir bağ bu-
uvut “utanılan, ayıp sayılan krş. ut, lunduranlardan her biri” HKT
uwut, uvıt, uyat” uvut endāmı 493b/1, 4. “benzer, daha önce-
“edep yeri” KE 201v/8, uvut ki” HKT 470a/6
yini “edep yeri” HKT 338b/8 uya (2) “yuva” İML 176
uwut “utanma, ut, uvıt, uvut, uyat” uyal- “utanmak, çekinmek” NF
ME 141/3 59/13, KE 45v/17, HŞ 3403,
uvutluġ “hayalı, edepli” HŞ 157 MN (2) 8/74
uvutsuz “utanmz, katı yüzlü” İML uyalıķ “kardeşlik, arkadaşlık” MM
153 406/3, uyalıķ kemiş- “yakın-
uvutsuzlaş-“cinsi münasebette laşmak, arkadaşlık yapmak”
bulunmak” HKT 27a/3 ME 125/2, uyalıķ ķılış- “arka-
uy “sığır, boğa burcu, burc- sevr daşlık yapmak, yakınlaşmak”
krş. uđ” KE 13v/14, MM 220/2 ME 205/4
uy- 1.“uymak, izinden gitmek, tabi uyançķa “uyku krş. krş. uđķu,
olmak krş. uđ-” NF 79/2, KE uyķu, uyuķu” KE 219r/5
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 631

uyat “utanç, utanma, utanılan, ayıp NF 15/13, uyķu ķaç- “uyku


sayılan krş. ut, uwut, uvut, uvıt” kaçmak, uyuyamak” HŞ 1491,
NF 366/1, KE 104v/21, HŞ uyķu ķan- “uykuya doymak,
3670 , uyat endām “utanılacak uykusunu almak” HŞ 4177,
beden uzuvları” KE 120r/1 uyķu kemiş- “uyumak, uyukla-
uyatlıġ “utanma, utanmış krş. mak” KE 115r/18, uyķu kit-
uyatlıķ” KE 119v/21 uyatlıġ “uyku kaçmak” HŞ 1869, uyķu
bol-“ utanmak, utanmış olmak” tol- “uyku basmak” HŞ 2425,
KE 26r/13, uyatlıġ ķıl- “utan- uyķu tut- “uyku bamak, uyku
mak, utandırmak” KE 187v/12 gelmek” HŞ 1622, uyķu yoķ
uyatlıķ “utanma, utanmış krş. “uykusuzluk, uyumama” HŞ
uyatlıġ” uyatlıķ bol- 3639, uyķuġa bar-“uyumak”
“utanmak, utanmış olmak” KE “NF 160/17
25v/15 uyluķ “uyluk, kalçadan dize kadar
uyatsızlıķ “utanmazlık, hayasızlık” olan bacak bölümü” uyluķ
NF 387/13, HŞ 3670 tamurı “uyluk damarı, uylukda
uydur-1.“izinden göndermek, tabi bulunan damar” KE 61v/18
kılmak, uydurmak” NF 245/10, e
ğ uymaķ “takip” ME 149/8
ME 19/8, MM 303/2, HKT
i
t uyu- (1)“uyumak krş. u- uđı-, uyı-,
i
54a/8, 2. “arkasından gönder- m udu” NF 120/12, KE 106r/20,
mek” HKT 330b/7, uydurġan y
a
ME 59/2, MM 144/1, HKT
“kendisine uyulmasını sağla- y
ı 283b/2, İML 116, HŞ 1828,
n
yan, uyduran, tabi kılan” HKT e
v
uyuġan “uyuyan” HKT 542b/5,
172a/3 i
uyumaķ “uyuma, uyku” HKT
uydurul- 1.“tabi tutulmak, maruz 387b/2
bırakılmak” HKT 223b/8, 2. uyu- (2)“yuğurmak” İML 112
“(kendisine) uyulmak” HKT uyuķla- “uyuklamak” KE 134r/3,
23b/9 HŞ 3787
uyı- “uyumak krş. u-, uyu-(1), udu- uyuķu“uyku krş. uđķu, uyķu,
,uđ-” NF 223/5 uyançķa” HKT 561b/5
uyķu “uyku krş. uđķu, uyuķu, uyul-“uyulmak, tabi olunmak”
uyançķa” NF 267/7, KE 7v/6, MM 307/1, HKT 204b/9,
ME 79/1, HKT 39b/6, HŞ uyulmış “takip edilen” HKT
u
1067, MN (2) 15/149, uyķu al- 354a/1
“uyku basmak” HŞ 1621, uyķu uyuştur- “koyulaştırmak” ME 10/6
bas- “uykusu gelmek” KE uyuşturul- “koyulaştırılmak”
99v/17, uyķu bėr- “uykusu uyuşturulmış bal “koyu bal,
gelmek, uyumaya başlamak” koyulaştırılmış bal” E 10/7
632 | D r . Suat ÜNLÜ

uyut- “uyutmak, uykuya daldır- uzaķ yol “uzak ve uzun yol” HŞ


mak” KE 219r/3, ME 9/5, İML 1083, uzaķ zamāne “uzun za-
131, HŞ 3663 man” ME 48/6, uzaķraķ “daha
uyuz “uyuz” uyuz dutaş- “uyuz uzak, daha uzun” HŞ 957,
bulaşmak, uyuzlaşmak” ME uzaķraķ vaķt “daha uzak ve
56/1 müddeti belirlenmiş zaman”
uz (1) “uz, usta, mahir” İML HKT 211b/1
147, HŞ 3978,uz sözlüg “usta uzat- “uzatmak, sunmak, ağırla-
ve mahir sözlü, güzel söz söy- mak, uğurlamak, yolcu etmek”
leyen peygamber Hz. Muham- NF 81/7, KE 225v/20, HKT
med” KE 247v/5 299b/1, K VI/31, uzatmaķ “ar-
uz (2) “istidatlı kadın” İML 149 tırma, uzatma” HKT 299b/2
uza- (1) 1.“uzamak” KE 198v/4, uzın“uzun, uzak, uzunluk krş.
ME 143/6, HŞ 2581, 2. “yük- uzun” NF 64/10, uzun bol-
selmek” ME 192/4, uzamaķ “uzamak, çok zaman tutmak,
“boy atma, uzama” HKT uzun sürmek” MN (2) 15/147
274a/8 e
ğ
Ǿuzlet (<A.) “inziva” KE 140v/8
uza- (2) “yönelmek, meyletmek” i
t uzluķ “hüner, ustalık, beceriklilik”
ME 188/2, HKT 283b/9, uzluķ
i
NF 102/9 m

uza- (3) “çok zaman tutmak, uzun y


a
ķıl- “hüner göstermek, ustalık
sürmek” HKT 306a/6 y
ı göstermek, becerikli olmak”
uzaķ “uzak, uzun (zaman)” KE ME 176/1, uzluķ ķılış- “karşı-
n
e
v
77r/11, uzaķ at- “uzağa atmak” i lıklı olarak hüner göstermek,
İML 109, uzaķ bar- “uzağa git- ustalık göstermek” ME 116/5
mek” ME 4/8, uzaķ bar tut- uzun “uzun, uzun boylu, uzak,
“uzun ömür vermek, uzunca bir uzunluk krş. uzın” NF 23/4, KE
süre yaşatmak” ME 59/2, uzaķ 24r/12, ME 75/1, MM 143/2,
bol-“uzak olmak, uzakda bu- HKT 559a/9, İML 152, uzun
lunmak” NF 221/4, uzaķ ėt- bođluġ “uzun boylu” HŞ 3007,
“süreyi uzun tutmak” ME uzun bol- “uzamak, çok zaman
123/5, uzaķ ķal- “uzak kal- tutmak, uzun sürmek” KE
mak”MM 161/2, uzaķ umınç 164v/5, ME 203/7, HKT
“ümidsiz, ihtimali zayıf” NF 516a/7, uzun ķıl- “uzatmak,
147/4, uzaķ umınçlıġ “ümitsiz, uzun sürdürmek” ME 50/6,
zayıf ihtimalli” NF 433/14, uzun kün “uzun gündüz, gün-
uzaķ vaķt 1.“uzun zaman” HKT düzün uzaması” HŞ 1029, uzun
231b/5, 2. “uzak ve müddeti be- taķı yüksek ķumlar “uzun ve
lirlenmiş zaman” HKT 148b/1, yüksek kum yığını” HKT
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 633

481b/8, uzun tün “uzun gece”


HŞ 790, uzun umınç “ümitsiz,
zayıf ihtimal” NF 391/5, uzun
yaş “uzun ömür” HKT 202a/5,
uzun yaşat- “çok yaşamasını
sağlamak” HKT 424a/9, uzun
yaşatıl- “çok yaşatılmak” HKT
416a/5, uzun yaşatılġan “çok
yaşatılan” HKT 416a/7, uzun
zamān “uzun zaman” HKT
296b/9, uzun zamāne “uzun
zaman” HKT 288b/9, uzunraķ
“daha uzun” KE 28r/2
uzunınca“boylu boyunca, uzunla-
masına” ME 160/1
uzunlıķ “uzunluk krş. uzunluķ” KE
146v/18
uzunluķ “uzunluk krş. uzunlıķ” NF e
ğ

209/12, KE 32v/3, HKT


i
t
i
154b/2, uzunluķ ĥāli iken “uzun m

boylu iken” HKT 495b/2 y


a

Ǿuzzā (<ö.a.) “Mekke’deki üç y


ı
n
büyük puttan biri” KE 195v/5, e
v
HKT 503b/3 i

u
634 | D r . Suat ÜNLÜ

-Ü- üçegü “üçü, üçü birden krş. üçele”


NF 39/13, KE 29v/20, HKT
198a/3
ü (<F.) “ve, ile krş. u, vü, ve” MM
üçek “çatı arası, tavan arası, dam”
10/1, HŞ 1804, MN (1) 11/2,
HŞ 3292
MN (2) 5/43
üçele“üçü birlikte krş. üçegü” KE
übeyy ibn kaǾb (<ö.a.) “Ebu Tal-
157v/18
ha’nın kardeşi olup, Hz. Pey-
üçer“üçer, (üleştirme sayı ismi)
gamber, Medineye hicretinde
krş. üçün (1)” NF 193/1, KE
kendilerini vahiy katibi olarak
125r/4
görevlendirmiştir” KE 217r/19
üçinç “üçüncü (3.) krş. üçünç,
ücre (<A.) “ücret” NE 194/15, ücre
üçinçi, üçünçi, üçünçü” NF
al- “üçret almak, karşılık al-
54/4, MM 70/3
mak” NF 246/8, ücre bėr-
üçinçi “üçüncü (3.) krş. üçinç,
“üçret vermek, karşılığını ver-
üçünç, üçünçi, üçünçü” NF
mek” NF 297/11
155/15, MM 68/2
üç “üç” NF 6/8, KE 4r/6, ME 67/7, e üç miñ “üç bin (3000)” NF 29/2,
MM 62/4, HKT 29a/1, MN (1) ğ
i
KE 4v/9, HKT 63b/9, İML 187
10/2, İML 189, HŞ 2192, üç t
i
m üç miñ bėş yüz “üç bin beş yüz
ađaķı üze turġan “bir ayağını
y (3500)” KE 44v/8
kaldırıp, üç ayağı üzerinde du- a
y
üçün (1) “üçer (üleştirme sayı is-
ran (hayvan), koşu atı” HKT ı

mi) krş. üçer” üçün üçün “üçer


n

434b/5, üç arşun “üç arşınlık


e
v
i üçer” HKT 415a/2
mesafe” HŞ 2192, üç ķıl “üç
üçün (2)1.“için krş. uçun, içün” NF
kıllı saç, çeng” HŞ 3917, üç
4/14, KE 21r/1, MM 131/1,
kün “üç gün” HŞ 2072, üç
HKT 10a/6, MN (1) 10/8, HŞ
sewünçler “Hz. Muhammed’in
2408, K III/12, MN (2) 26/260,
sevindiği üç olay (Caferi Tay-
2. “dolayı, sebebiyle” HKT
yar’ın gelmesi, Hayber’in fethi,
3b/7
Rum galebesi” KE 226v/12, üç
üçünç “üçüncü (3.) krş. üçinç,
yarım kün “bir buçuk gün” KE
üçinçi, üçünçi, üçünçü” NF
142r/3, üçde bir “üçte bir” ME
2/14, KE 13v/1, HŞ 4343
62/4, MM 102/2, HKT 554a/1,
üçünçi “üçüncü (3.) krş. üçinç,
üçde biri “üçte bir” MM 101/2,
üçünç, üçinçi, üçünçü” NF
üçde iki “üçte iki” HKT 103a/2,
189/4, KE 3v/14, HKT 421a/2,
üçte biri “üçte biri” NF 198/14
HŞ 2908
üçünçü “üçüncü (3.) krş. üçinç,
üçünç, üçinçi, üçünçi”İML 187
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 635

üç yüz “üç yüz (300)” NF 209/16, ügür-“bağırmak, feryad etmek”


KE 19v/10, HKT 284b/4, MN ME 50/7
(1) 12/13 ükek “burç” KE 66v/8, İML 183
üç yüz altmış “üç yüz altmış (360)” üklüt- “çoğaltmak, yığmak” ME
KE 96v/4, MN (1) 12/14 72/4
üç yüz ellig “üç yüz elli (350)” KE ükü “baykuş, puhu” İML 176
25r/19 üküş 1.“çok, pek çok krş. öküş”
üç yüz miñ “üç yüz bin (300000)” NF 6/1, KE 2r/15, ME 15/5,
NF 201/14, KE 32r/3 MM 200/3, HKT 38b/5, 2. “bir
üç yüz on bėş “üç yüz on beş çok, bir çoğu, çoğu” HKT
(315)” KE 141v/6 516a/8, üküş ant içgen “çok
üç yüz on üç “üç yüz o üç (313)” yemin eden” HKT 542a/7, üküş
KE 221v/9 bol- “çok olmak, kalabalık ol-
üç yüz yėtmiş “üç yüz yetmiş mak” NF 55/14, KE 13r/2, MM
(370)” KE 158v/1 115/2, HKT 173a/5, üküş
üdre(<A.) “kasıktaki şişlik, erkek çėyne- “(yemek için) çok çiğ-
organındaki şişlik” KE 120r/1 nemek” MM 298/1, üküş
üđrülmiş “seçkin, seçilmiş” NF 3/8 e
ğ ħayrlıġ “çok uğurlu, çok hayırlı,
üđründi“seçkin krş. üđründü, mübarek” HKT 340a/3, üküş
i
t
i
üđüründü, üyründü, üyürtü, m ħayrlıġ bol- “çok hayırlı olmak,
öđründü” NF 90/12 y
a
mübarek olmak” HKT 344b/5,
üđründü“seçkin krş. üyründü, y
ı üküş ķıl- “çoğaltmak” NF
n
üđründi, üđüründü, üyürtü, e 248/12, KE 5r/3, ME 92/2,
v
öđründü” HKT 121b/7, üđründü i
HKT 573a/3, üküş kör- “çok
bol- “seçkin olmak, seçilmiş görmek, çok bulmak” NF 9/15,
olmak” ME 189/2 HKT 554b/4, üküş kül- “çok
üđür- “seçmek, tercih etmek, seç- gülmek” MM 43/4, üküş
kin kılmak krş. üdür-, üyür-” menfaǾatlig “çok faydalı” HKT
NF 3/6, KE 11v/21, ME 128/8, 551b/7, üküş raĥmet ķılġan
HKT 237a/1 “çok merhamet eden, çok esir-
üđüründü“seçkin krş. üyründü, geyen esma-i hüsna’dan er-
üđründi, üđründü, üyürtü, raĥmān” HKT 525a/7, üküş
öđründü” NF 250/4 raĥmetlig “çok merhametli ve
ü
üglüg “bağırma, feryad” ME 50/7 esirgeyici olan (Allah), esma-i
ügün-“üğünmek, erimek” ügünmiş hüsna’dan er-raĥmān” HKT
daru “un, öğütülmüş daru” ME 146a/1, üküş raĥmetlig Tañrı
144/8 “çok merhametli ve esirgeyici
olan Allah, esma-i hüsna’dan
636 | D r . Suat ÜNLÜ

er-raĥmān” HKT 508a/4, üküş ülgülüg “tartılmış nesne” İML 188


tüş- “sıkça (şüpheye) düş- ülgüsüz “örneksiz, örneğe ihtiyaç
mek”MM 121/3, üküş yalwar- duyulmama” ME 135/4
“çok yalvarmak” MM 55/4, ülit- “ıslatmak” İML 105
üküş yıġla- “çok ağlamak” MM ülker (<ö.a.) “yedi yıldızdan olu-
45/1, üküşrek 1.“daha çok” KE şan takım, Süreyya” İML 183,
31v/6, NF 23/7, HKT 412b/7, HŞ 743, ülker ađaķı “yedi yıl-
2. “daha çoğu, çoğu” HKT dızdan oluşan ve diğer adı yıl-
457a/6 dız kümesi olan yıldız kümesi-
üküşlük “çokluk, fazlalık” NF nin ayağı” HŞ 3136, ülker
71/2, HKT 119b/7, üküşlük yulduz “yedi yıldızdan oluşan
ķılış- “(mallarını ve evlatlarını) ve diğer adı Süreyya olan yıldız
arttırmak, çoğaltmak” ME kümesi” HKT 503a/2
196/7 ülüş “nasip, kısmet, hisse, pay,
ül-“nasiplenmek, nasip almak” bölüm, kısım” NF 265/17, KE
MM 337/4 7v/14, ME 23/8, MM 217/4,
üldürük “katran” HKT 252a/1 e
ğ
HKT 103a/3, İML 188,
üle-(1) “paylaşmak, blünmek, i
t ülüş ülüş bol- “parça parça
i
bölmek” KE 180r/15 m olmak, bölüm ve kısımlara ay-
üle-(2) “güç kuvvet harcamak” y
a
rılmak” ME 180/7, ülüş ėt-
MM 95/2 y
ı “paylaştırmak, taksim etmek”
üleş- “üleşmek, bölüşmek, paylaş- ME 185/2, ülüş ķıl- “paylaştır-
n
e
v
mak, paylaştırmak” NF 255/5, i mak, taksim etmek” NF 95/2,
KE 35v/16, ME 119/2, HŞ ME 88/8, KE 7v/13, HKT
1988 104a/6, ülüş ķılġan “paylaştıran,
üleştir-“paylaştırmak, dağıtmak taksim eden” HKT 256b/6, ülüş
krş. üleştür-” HŞ 4069 ķılġan firişteler “paylaştıran,
üleştür- “üleştirmek, paylaştırmak, taksim eden melekler” HKT
dağıtmak krş. üleştir-” KE 497b/5, ülüş ķılın- “paylaştı-
94v/12, HŞ 4071 rılmak, taksim edilmek” ME
ülfet (<A.) “ahbaplık, dostluk” NF 159/4, HKT 506b/9, ülüş
76/12, MM 316/1 ķılmaķ “paylaştırma, taksim
ülgü “ölçü, örnek, terazi burcı, etme” HKT 76a/5
burc-ı mizan” KE 66v/4, ülgü ülüşlüg “hissedar” HŞ 3967,
tutun- “örnek edinmek, rehber ülüşlüg bol- “hissedar olmak,
olarak görmek” ME 150/2 pay sahibi olmak” ME 150/8,
ülgüle- “tartmak, ölçmek” İML ülüşlüg ķıl- “paylaştırmak,
126 hisselendirmek” MN (1) 13/2
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 637

ülüşsiz“nasipsiz, mahrum” HKT KE 31v/15, HŞ 3169


542b/9 ümįdlig (<F.+T.) “umutlu bkz.
ümen-(1)“ummak, ümit etmek, ümįź-vār” ümįdlig bol- “umutlu
beklemek krş. umun-, uman-” olmak, beklemek, ummak” KE
HKT 201a/2, ümenmek “ümit, 99v/11, HŞ 3169
arzu” HKT 324b/8 ümįdsiz (<F.+T.) “ümidsiz”
ümen- (2)“şaşkınlıktan kurtul- ümįdsiz ķal- “ümidsiz kalmak,
mak, uyanmak” HŞ 2753 ümidini yitirmek” KE 48r/1,
ümenç “ümit, arzu krş. üminç, ümįdsiz ķıl- “ümidsiz bırakmak,
umunç, umınç, umınçı, umanç” ümidini yitirtmek” KE 34v/3
HKT 287a/3, ümenç tutul- üminç “ümit, arzu krş. ümenç,
“ümit bağlamak, ümit bağlan- umınç, umınçı, umanç,umunç”
mak” HKT 220a/3 HKT 16a/6
ümenā (<A.ç.) “güvenilir kimseler, ümįź (<F.) “ümit krş. ümįd(2)” NF
emin olunan kimseler” KE 2/16, ümįź bol-“ümitli olmak,
181v/4 ümitvar olmak” NF 115/3, ümįź
ümendür- “ümitlendirmek, ümit tut- “ümit etmek, ümitli
vermek krş. umandır-” HKT e
ğ olmakNF 417/13
94b/9
i
t ümįź-vār (<F.) “umutlu bkz.
i
ümeyye(<ö.a.) “Abd-i Menaf’ın m ümįdlig” NF 232/6
Haşimle yapışık doğan oğlu y
a
ümmet (<A.) “ümmet, bir peygam-
olup Kureyş’in en mühim kolu y
ı bere inanıp bağlanan topluluk”
n
olan Emevîlerin ceddidir” KE e NF 55/13, KE 126v/4, MM 7/4,
v
243r/9 i
HKT 446b/4, MN (1) 16/15,
ümįd (1) (<ö.a.) “Ümid” HŞ 4277 HŞ 122, ümmet-i Muĥammed
ümįd (2)(<F.) “ümit krş. ümįź” KE “Hz. Muhammed’in ümmetin-
48r/5, HŞ 1251, K X/12, den olan” NF 443/13, ümmet
ümįd bėr- “ümit vermek” KE bol- “aynı ümmetten olmak,
34v/1, ümįd et- “beklemek, ümmetleşmek” NF 28/10
ummak, ümid etmek krş. ümįd ümmį(<A.) “okur yazar olmayan,
it-” KE 163v/20, ümįd it- “bek- ümmį, kitapsız” HKT 57a/5
lemek, ummak, ümid etmek ümmü beşer (<ö.a.) “Hz. Peygam-
krş. ümįd et-” K VII/54, ümįd ber’e masaj yapan kadın” NF
ü
kes- “ümid kesmek, ümitsiz 34/8
olmak” KE 17v/10, ümįd ķıl- ümmü cemįl (<ö.a.) “Ebu
“ümit etmek, ummak” KE Süfyan’ın kardeşi, Ebu
102v/9, ümįd tut- “ummak, bek- Leheb’in karısı” NF 16/7
lemek, umudunu yitirmemek”
638 | D r . Suat ÜNLÜ

ümmü fażl (<ö.a.) “Hz. Abbas’ın sonra ilk olarak konuşan kadın
karısı, Hz. Hüseyin’in süt anne- sahabe” NF 26/2
si olan sahabe kadın” NF 178/7 ümmü seleme binti ebį āmiye
ümmü ĥabįbi binti ebį süfyān (<ö.a.) “Hz. Peygamber’in do-
(<ö.a.) “Hz. Muhammed’in do- kuz karısından biri” KE 198v/1,
kuz karısından biri” KE 198v/1, ümmü seleme “bkz. ümmü se-
ümmü ĥabįbe “bkz. ümmü leme binti ebį āmiye” NF
ĥabįbi binti ebį süfyān” NF 169/10
17/13 ümmü ubeyhā (<ö.a.) “Basra beyi
ümmü hānį (<ö.a.) “Hz. Ali’nin kız ǾAbdullah bin ǾÂmr’in karısı”
kardeşi” NF 52/15 NF 180/7
ümmü külŝūm (1) (<ö.a.) “Hz Mu- ümmü zar (<ö.a.) “Hz. Ayişe’nin
hammed’in kızı, Hz. Osman’ın hizmetkarı” NF 253/9
karısı krş. ümmü külŝüm binti ümmühānį(<ö.a.) “Abdü’l-
Resūl Ǿaleyhiǿs-selām” NF 5/3, Muttalib’in kızı, Hz. Peygam-
KE 198r/19, ümmü külŝūm binti ber’in halası” MM 208v/5
resūl Ǿaleyhiǿs-selām “bkz. e
ğ
ümmühānį binti ebį ŧālib (<ö.a.)
ümmü külŝūm” KE 217r/16 i
t “Hz. Ali’nin kız kardeşi olup
i
ümmü külŝüm (2) (<ö.a.) “Hz. m kendisinden kırk altı hadis riva-
Ali’nin kız kardeşi” NF 52/15 y
a
yet edilmiştir” KE 180v/8
ümmü muǾįd (<ö.a.) “Hz. Mu- y
ı üneys bin muǾaķķıl el-aŝmā (<ö.a.)
hammed Medine’ye göçerken “Kerbela olayında şehit olan
n
e
v
kendilerine arık koyunu vererek i müminlerden biri” KE 247r/16
yardımda bulunan kadın” NF ün “ses, ün” KE 20v/17, ME 97/5,
22/2 MM 320/2, HKT 318a/6, MN
ümmü musaŧŧaĥ (<ö.a.) “efk mese- (1) 5/2, İML 176, HŞ 3820, ün
lesinde Hz. Ayişeye en fazla birle ķatıġ esgen “gürültülü ve
destek olan sahabe” KE sert rüzgar, bora” HKT 456b/3,
234v/17 ün çoġı “gürültü, bağırtı, yük-
ümmü musŧiĥ (<ö.a.) “Hz. sek ses” KE 26r/15, ün bėr-
Ayişe’nin annesinin hizmetka- “seslenmek, ses vermek” KE
rı” NF 415/14 33r/2, ün ėt- “ses çıkarmak, so-
ümmüǿl-müǿminįn (<A.) lumak” ME 97/5, ün işit- “ses
“mü’minlerin annesi (Hz. Ayişe duymak” HŞ 1280, ün ketür-
için)” NF 253/9 “bağırmak, çağırmak” KE
ümmü saǾd (<ö.a.) “Hz. Muham- 29r/7, ün ķıl- “ses çıkarmak,
med’le Medine’ye göçünden solumak” KE 26r/1, ME 168/6,
HKT 579a/2, HŞ 3775, ün
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 639

ķılıġlı bol- “ses çıkarmak, so- “çağıran, davet eden” HKT


lumak” HKT 579a/2, ün ķılın- 506a/2, ündegli “çağıran, davet
“seslenilmek” HKT 24b/5, ün eden” HKT 404b/3, ündemek 1.
ķılışġan “karşılıklı bağıran, ses- “çağrı, davet” HKT 450b/8, 2.
lenen” ME 118/1, ün kil- “ses “bağırma, bağırtı, haykırış”
gelmek, ses duymak” MN (1) HKT 24b/2, 3. “feryat” HKT
5/5, ün ķopar- “ses çıkarmak, 311b/4
bağırmak, haykırmak” KE ündek “davet, çağrı” HŞ 2199
121r/16, ün kötrül- “haykırıl- ündeksiz “davetsiz” HŞ 2172
mak” HKT 142b/5, ün kötrüp ünden- “çağrılmak, davet edilmek”
yalbar- “yüksek sesle yalvarıp HKT 487b/4
yakarmak” HKT 262a/8, ün ündenil- 1.“çağrılmak, davet edil-
kötrüp yalwar- “yüksek sesle mek krş. indenil-” HKT 342a/3,
yalvarıp yakarmak” HKT 2. “dua ve ibadet edilmek”
332a/1, ün kötür- “yüksek sesle HKT 447b/1
söylemek” KE 121r/4, HKT ündeş-“birbirini çağırmak, çağrış-
99a/1, ün kötürmek “yüksek mak krş. ünleş-” KE 57v/7, ME
sesle, alenen söyleme” HKT e
ğ 206/2
99a/1, ün ötkür- “laf taşımak”
i
t ündet-“çağırtmak” NF 33/6, KE
i
KE 16v/21, ün tart- “seslenmek, m 86v/11, HŞ 4277
çağırmak” KE 68v/3, ün tüz- y
a
ündür- “büyütmek, bitirmek, yetiş-
“güzel sözler söylemek” KE y
ı tirmek krş. öndür-” KE 55r/16,
n
68v/5 e ME 6/5, HKT 512b/9, ündürgen
v
ün- (1) “(bitki için) yetişmek, i
“bitiren, yetiştiren” HKT
binmek, büyümek” KE 68r/15, 512b/9, ündürmek 1.“bitirme,
HKT 329a/3 yetiştirme” HKT 549b/4, 2.
ün- (2) “devam etmek, sürdürmek, “büyütme, yetiştirme” HKT
inat ve ısrar etmek” HKT 52a/1
332b/4, İML 122, üngen ot “bi- üñer- “kazmak” ME 11/5
ten, yetişen nebat” HKT 136a/3 ünil-“davet edilmek, çağrılmak”
üñ- “kazmak, delmek” KE 30v/14 HKT 341b/8
ünde-1.“çağırmak, seslenmek, üñme “mezar” ME 11/5
davet etmek krş. inde-” NF ünleş- “çağrışmak krş. ündeş-” ME
ü
78/17, KE 40r/15, ME 45/7, 197/1
HKT 387b/7, İML 115, HŞ üns (1) (<A.) “alışma, alışkanlık”
2407, 2. “dua ve ibadet etmek” MM 365/1, üns tut- “alışkanlık
ME 97/4, HKT 365b/3, 3. “is- (dostluk) kazanmak” MM
temek” HKT 475a/8, ündegen 364/2
640 | D r . Suat ÜNLÜ

üns (2) (<A.) “arkadaş” Ka II/11 tahmini olarak söylemek” ME


ünsüz “sessiz” ünsüz sözleş- “ses- 89/7
siz konuşmak, sessiz bir şekilde ürper- “pürçeklenmek” ME 167/6
anlaşmak” ME 195/2 ürpert-“ürpertmek krş. üpert-” ME
üñül-“hile kılmak, aldatmak” KE 67/8
226v/21 ürül-(1)“üfürülmek, üflenmek,
üñür “mağara, oyuk” NF 393/13, çalınmak” NF 177/3, HKT
KE 32v/16, HKT 187a/1, HŞ 307b/5
525 ürül-(2)“kabarmak, şişmek krş.
ünüş-“yarışmak, mücadele etmek” örül-” ME 130/1
ME 120/3 ürüñ“ak, beyaz krş. örüñ” KE
üpert-“ürpertmek krş. ürpert-” ME 22r/21, MM 330/1, ürüñ bol-
172/3 “beyaz olmak, beyazlaşmak”
üpük“çavuş kuşu, hüthüt” HKT KE 72v/15, ürüñ saçlu “beyaz
362a/6 saçlı, olgunluk çağı” ME 101/8
üpürcük “saçak, püskül krş. ürpek” ürüñlük “beyazlık krş. örüñlük”
ME 226/6 e
ğ
KE 56r/15
ür-(1)1.“üflemek, üfürmek, ürmek, i
t ürüş- “ürüşmek” KE 178r/7
i
havlamak” KE 228v/15, HKT m üsāme (<ö.a.) “Ebu Sufyan’ın kar-
53b/5, MN (1) 18/6, İML 116, y
a
deşi” NF 72/7
2. “körüklemek” HKT 291b/8, y
ı üsāme bin zayd (<ö.a.) “Hz. Mu-
ürgen “üfleyen, üfüren” HŞ n
e hammed’in azadlılarından olup,
v
3558, ürmek “üfürme” HKT i ehabbüǿl-Resûl’dür” NF
545a/5 335/12, üsāme “bkz. üsāme bin
ür-(2)“seçmek krş. üđür-, üyür-” zayd” NF 169/3
HKT 297b/8 üsk“huzur, nezt, yan” HKT
ürdün (<ö.a.) “Ürdün” KE 47r/6 441b/2, HŞ 1890
ürk-“ürkmek, korkmak” NF 16/15, üst “üst” NF 12/3, KE 157v/21,
KE 128v/12, ME 211/3, İML ME 76/8, HKT 235a/5, MN (1)
123, HŞ 2436 9/13, HŞ 3506, K I/11, üste kel-
ürküt-“ürkütmek, kalabalığı dağıt- “galip gelmek” ME 113/1
mak, kaçırtmak” NF 244/16, üstād (<F.) “üstad, pir, usta krş.
ME 76/4 ustād, ūstād” KE 162v/18, HŞ
ürpek “saçak, püskül krş. üpürcük” 1072, üstād bol- “üstad olmak,
ME 226/6 usta olmak, işin piri olmak” KE
ürpeñleyü “tahminen” ürpeñleyü 4v/7
sözle- “tahminen konuşmak, üstādlıķ(<F.+T.) “üstadlık” HŞ
2348
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 641

üstādsız (<F.+T.) “ustasız, pirsiz” üveys (<ö.a.) “Hz. Muhammed


HŞ 2349 zamanında yaşamış, Üveys bin
üstemlıġ“kemerin başına, tokalara Amir Karni” MM 278/3
işlenen altın ve gümüş süslü üvreyā (<ö.a.) “İbn Yamin’in nes-
olan eyer” KE 106v/20 linden olup Tebşena’yı seven
üstemlüglük “galibiyet” kişi” KE 135r/10
üstemlüglük ķıl- “hükmetmek, üwşe- “abdest alırken ıslak elle
galip gelmek” HKT 449a/8 sakalı sıvazlamak” MM 75/2
üstin“üst, yukarı, üzeri, üst taraf, üwüş “ıslak” MM 94/1
değerli krş. üstün” HŞ 339 üvüş- “toplaşmak, yığılmak krş.
üstün “üst, yukarı, üzeri, üst taraf, üwüş-” NF 184/11
değerli krş. üstin” NF 9/7, KE üwüş- “toplaşmak, yığılmak krş.
44r/3, HKT 255b/9, İML 90, 2. üvüş-” NF 153/16
“fazla, daha fazla, çok” HKT üvüşlük “ıslaklık” NF 3/11
76b/4, 3. “büyük, üstün” HKT üyez “ufak sinek” İML 177
4b/9, üstün bol- “üste çevirmek, üygen“oyan, gem krş. öygen” ME
üste döndürmek” KE 45r/3, üs- 84/3, İML 174
tün ķıl- “üste çevirmek, üste e
ğ üygenle-“atı gemlemek” İML 126
döndürmek” KE 65r/15,
i
t üykür- “haykırmak” ME 3/6
i
üstünrek “daha üste, daha yuka- m üyründü“seçilmiş, seçkin krş
rı” KE 45r/1 y
a
üđründü, üđründi, üđüründü,
üstünki “en üstte, en yüksekte y
ı üyürtü, öđründü” ME 125/7,
n
olan” NF 106/5, KE 44r/3, e HKT 20b/5
v
HKT 503a/4, üstünki ĥücre “en i
üyük (1)“höyük, tepe gibi yüksek
üstte bulunan oda” HKT 413a/3 yer” KE 173v/4, MM 342/2,
üstüvār (<F.) “sağlam, güvenilir” HŞ 2446
KE 230r/14, üstüvār işlig “hik- üyük (2) “aşk acısı” İML 144
met sahibi” HKT 5b/8 üyük (3) “tortu, dibe çöken kısım”
üşek “vaşak denilen hayvan” İML HŞ 1334
üşele-“eşelemek, kazmak krş. eşe- üyüklüg “aşık” İML 144
le-” HKT 109a/5 üyür- 1.“seçmek krş. üđür-, ür-”
üt-“koyunun yününü yakmak” ME 59/1, HKT 571b/6, 2. “ter-
İML 78 cih etmek” ME 12/2
ü
ütürgü “koparma aleti” İML 160 üyürtü“seçim, tercih krş. krş
ütüş-“ütüşmek krş. utuş-” üđründü, üđründi, üđüründü,
ME196/7 üyrüntü, öđründü” üyürtü ķoyı
bėr- “seçmek, tercih etmek, ter-
cihte bulunmak” ME 102/5
642 | D r . Suat ÜNLÜ

üz- “koparmak, kırmak, kesmek” üzil-“ kopmak, ayrılmak, kesilmek


NF 281/5, KE 190r/9, MM krş. üzül-” KE 114v/16
361/1, HŞ 1375 üzre “üstünde, üzerinde krş. özre”
üze 1.“üzerine, -a/-e üstüne krş. NF 210/8, KE 110v/6, MM
öze” KE 2/8, KE 11r/5, ME 122/2, MN (1) 3/15, K I/35,
175/8, MM 12/2, HKT 2b/5, MN (2) 10/92
AO III/7, 2. “üst” HKT 13b/5, üzül-“kopmak, ayrılmak, kesilmek
3. “yanına, huzuruna” HKT krş. üzil-” NF 414/12, KE
52a/2, 4. “için” HKT 26b/9, 5. 77v/17, MM 269/3, HŞ 4442
“-a karşı” HKT 46b/9, 6. “-a üzüm(1) “üzüm krş. yüzüm” NF
rağmen” HKT 25a/8, 7. “hak- 298/11, KE 20r/12, ME 44/3,
kında, hususunda” HKT 25b/5, HKT 136a/5, İML 182, üzüm
8. “içinde, arasında” HKT aġaçı “üzüm asması” İML 182
429b/5, üze bol- “üstüne olmak, üzüm (2)“parça” üzüm üzüm “par-
üstünde olmak” KE 127v/8 ça parça, tane tane” KE 249v/2
üzele “üstünde” MM 203/2, üzele üzüt-“kesmek, ara vermek” KE
kel- “haberdar olmak, muttali e
ğ
40v/19
olmak” ME 62/8, üzele ketür- i
t
i
“haberdar etmek” ME 20/8 m

üzengü (1) “üzengü” NF 50/14, KE y


a
248v/5, ME 151/8, MN (1) y
ı

2/10, İML 174, üzengü ķayışı


n
e
v
“üzengi kayışı” İML 174 i

üzengü(2)“merdiven, merdiven
basamağı” ME 192/4, HKT
502a/4
üzengülüg “üzengili, üzengililk
krş. üzengülük” KE 124v/3
üzengülük “üzengili, üzengilik krş.
üzengülüg” HŞ 3080
üzerge “üzerine krş.üzerine” K
I/49
üzerine “üzerine krş. üzerge” K
VI/13
üzeyök “tam üzerinde” NF 182/8
Ǿüzeyr (<ö.a.) “İsrailoğullarına
gönderilen peygamber” KE
55v719, HKT 185a/5
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 643

-V- ķılġannıñ tegür vaķtı “verilen


vaadin yerine getirileceği vakit”
HKT 287a/7, vaǾde ķılın- “söz
vāǾale (<ö.a.) “Lut peygamberin
verilmek, vadedilmek” HKT
karısı krş. vāhile” KE 58r/7
346a/4, vaǾde ķılınmış vaķt
vācib (<A.) 1.“(yapılması) dince
“vaat edilen muayyen vakit”
gerekli olan ve farzdan sonra
HKT 569b/5, vaǾde ķılış- “söz-
gelen vacip” NF 347/9, KE
leşmek” ME 121/5, HKT
83r/17, MM 116/2, HKT
162a/4, vaǾde ķılmaķ “söz ver-
262a/6, HŞ 4565, K V/14, 2.
me, vaat” HKT 200b/2, vaǾde
“vacip, hükmedilmiş, takdir
ķılmış nirse “söz verilen şey,
edilmiş” HKT 298b/7, vācib
vaat” HKT 440a/4, vaǾde vaķtı
bol- “sabit ve vacip olmak” NF
“vade zamanı, ölüm zamanı,
188/17, KE 52r/13, ME 59/1,
ecel” HKT 288b/5, vaǾde ver-
HKT 149a/5, vācib bolġan “ge-
“vaddedilmek krş. vaǾde bir-”
rekli, vacip” HKT 36a/8, vācib
K V/12
bolmaķ “gerekli ve vacip olma”
vaǾdelig (<A.+T.) “vadeli, süreli,
HKT 37a/2, vācib devül-ken e
muayyen bir vakit” KE 19r/8
bėr- “takdir edilmediği halde ğ
i
vāfį (<A.) “vefa eden, dostlukta ve
vermek” ME 173/7, vācib ķıl-
t
i
m sözde sebat eden” KE 68v/8
“farz kılmak” NF 254/14, KE y
vāfir (<A.) “çok, bol” KE 57r/1
193r/9, ME 40/4, MM 116/2, a
y
ı vāh (<F.) “vah” HŞ 1799
HKT 377a/9 n
e vāhile (<ö.a.) “Lut peygamberin
vaǾd (<A.) “vaat, verilen söz, söz v
i
karısı krş. vāǾale” KE 56v/20
verme” KE 47v/14, HKT
vaĥiy (<A.) “Tanrıdan peygamber-
218a/5
lere gönderilen ilahî haber,
vaǾde (<A.) “vade, bir iş için tanı-
vahy” NF 6/14
nan süre, sözleşme” NF 411/8,
vaĥşet (<A.) “vahşet, korku” NF
KE 201r/6, ME 22/6, HKT
443/10, KE 68v/21
176a/3, vaǾde bāġı “vaad edi-
vaĥşį (<ö.a.) “Hz. Hamzayı öldü-
len bahçe” HŞ 962, vaǾde bir-
ren köle” KE 224r/15
“söz vermek, vaad etmek krş.
vaħt (<A.) “vakit, zaman krş. vaķt,
vaǾde ver-” MN (1) 21/14, HŞ
vaķit, vaķıt, vaķtın” NF 443/16
3560, vaǾde bol- “sözleşmek,
vaĥy (<A.)“Tanrıdan peygamberle- v
anlaşmak” KE 117r/17, vaǾde
re gönderilen ilahî haber,
ķıl- “söz vermek, vadetmek”
vaĥiy” NF 55/15, KE 158r/21,
NF 54/9, KE 21v/7, HKT
HKT 506b/6, HŞ 137, vaĥy ıđ-
106a/1, MN (1) 6/7, vaǾde
“vahyetmek vahiy göndermek
644 | D r . Suat ÜNLÜ

krş. vaĥy ıy-” HKT 368b/5, vāķıf bol- “haberi olmak, ha-
vaĥy ķıl- “vahyetmek” NF berdar olmak, elde etmek”
301/1, KE 138v/1, HKT KIV/9, vāķıf bul-“haberi olmak,
271a/2, vaĥy ķılın- haberdar olmak, elde etmek”
“vahyedilmek” HKT 135a/2, HŞ 842
vaĥy ıy- “vahyetmek, vahiy vaķıt (<A.) “vakit, zaman krş. vaķt,
göndermek vaĥy ıđ- “ME 62/1 vaķit, vaħt, vaķtın” ME 133/5
vāǾıž (<A.) “vaiz krş. vāǾiż, vāǾiž” vāķiǾ (<A.) “vuku bulan, olan,
HŞ 1951 meydana gelen krş. vāķıǾ” vāķiǾ
vāǾiż (<A.) “dinî nasihat eden krş. ol- “vuku bulmak, meydana
vāǾiž, vāǾıž” NF 63/5 gelmek” K VII/23
vāǾiž (<A.) “dinî nasihat eden krş. vāķidį (<ö.a.) “Ebû Abdullâh
vāǾiż, vāǾıž” ME 73/4 Muhammed bin Vâkıd-el Me-
vaķǾa (1) (<A.) “ağırbaşlılık, tem- denî. Magâzî adlı hadis kitabı-
kin” KE 189v/5 nın yazarı” NF 338/17 imām
vaķǾa (2) (<A.) “vaka, olay krş. “bkz. vāķidį” NF 444/7
vāķıǾa (1), vāķıǾ” K V/16 e
ğ
vaķit (<A.) “vakit, zaman krş. vaķt,
vaķf (<A.) “vakıf, durma, duruş” i
t vaķıt, vaħt, vaķtın” NF 34/11
i
NF 156/9, KE 82r/11, HKT m vaķt (<A.) “vakit, zaman krş. vaķit,
347b/4, vaķf ķıl- “vakfetmek, y
a
vaķıt, vaħt, vaķtın” NF 3/16,
durmak, bırakmak” NF 156/6, y
ı KE 20r/7, MM 9/4, HKT
KE 40r/6, vaķf- ateş ķıl- “ateş 130b/6, MN (1) 12/5, HŞ 2945,
n
e
v
yakmak, ocak tüttürmek” HŞ i K VI/31, vaķt bol-“zamanı
1234 gelmek” NF 243/5, KE 5r/4,
vāķıǾ (<A.) “vuku bulan, olan, HKT 516a/5, HŞ 1351, vaķt ķıl-
meydana gelen krş. vāķiǾ, “vakti tayin etmek, vakti kesin-
vāķıǾa (1), vaķǾa (2)” vāķıǾ bol- leştirmek” KE 213r/20,
“vuku bulmak, meydana gel- vaķt kiçür- “zaman geçirmek”
mek” NF 257/15 HŞ 1120, vaķt saķla- “(namaz)
vāķıǾa (1) (<A.) “olay, durum krş. vaktini gözlemek, beklemek”
vaķǾa (2), vāķıǾ” KE 166r/4, MM 67/3, vaķt yaķįn ķılın-
HKT 544b/4, vāķıǾa bol-“vuku “vakti tayin edilmek, kesinleş-
bulmak, meydana gelmek” KE tirmek” HKT 560a/5, vaķtı
166r/4 belgülüg ķılın “vakti belirlen-
vāķıǾa (2) (<A.) “rüya, düş” NF mek” HKT 560a/5, vaķtı
185/1 belgülüg ķılınmış “vakti belir-
vāķıf (<A.) “haberi, bilgisi olan, lenmiş” HKT 66a/4
haberdar” NF 407/3, HŞ 3210,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 645

vaķtın (<A.+T.) “vakit, zaman krş. “bkz. varaķa bin nevfel” NF


krş. vaķit, vaķıt, vaħt, vaķt” 9/5, varaķa “bkz. varaķa bin
HKT 259a/3 nevfel” NF 9/3
vaķtį(<A.) “vaktiyle, bir zamanlar, vārid (<A.) “gelen, vasıl olan”
sonu olan” NF 226/1, KE vārid bol- “gelmek, ulaşmak,
214r/11 ortaya çıkmak” KE 217r/21
vaķtsiz(<A.+T.)“vakitsiz, zaman- vāriŝ (<A.) “vâris, mirasta hakkı
sız” KE 122r/19 olan” NF 299/8
vaķūr (<A.) “ağırbaşlı, temkinli” varķā (<ö.a.)“Musa peygamber
KE 201r/20 kıssasında altı parça olan dağın
vālā (<F.) “yüksek, yüce” MN (2) Medine’ye düşen üçte birlik
1/4 kısmı” KE 121v/16
vālį (<A.) “vali” KE 239v/20, vālį vaśf (<A.) “sıfat, nitelik, vasıf”
bol- “valilik yapmak” KE MM 254/4, HŞ 2977, vaśf ay-
65v/17, vālį ķıl-“vali yapmak, “bir şeyin vasfını, niteliklerini
vali olarak atanmak” KE 240r/3 anlatmak”MM 401/1, vaśfın ay-
vālide (<A.) “anne” NF 176/2 “bir şeyin vasfını, niteliklerini
vaǿllāh (<A.) “Allah için” NF e
ğ anlatmak” HŞ 1522
19/16
i
t vaŝfiyye (<ö.a.) “Hz. Hamza’nın
i
vaǿllāhi (<A.) “Allah’a ant olsun m kız kardeşi” KE 224v/5
ki” NF 8/1, KE 67v/6, HŞ 2784 y
a
vaśıl (<A.) “ulaşan, erişen, kavu-
vaǿllāhu aǾlem (<A.) “Allah bilir” y
ı şan krş. vaśl” vaśıl bol-
n
NF 312/12, KE 161r/4 e “ulaşmak, erişmek, varmak krş.
v
vaǿllāhu aǾlem biǿś-śavāb (<A.) i
vaśıl ol-” NF 426/17, AO IV/7,
“doğrusunu Allah bilir” KE vaśıl ol-“ulaşmak, erişmek,
200v/17 varmak krş. vaśıl bol-” K
vaǿllāhu ekber (<A.) “yüce Allah’a VII/15
ant olsun ki” KE 224r/12 vāsıŧasız (<A.+T.) “vasıtasız, ara-
var- “varmak krş. bar-” K V/8 cısız” KE 190v/3
varaǾa biniǿş-şerįkiǿt- temmį vaśį (<A.) “vasî, ölmüş bir kimse-
(<ö.a.) “Hz. Hüseyn’i yaralayan nin vasiyetini yerine getirmeye
kafirlerden biri” KE 248r/12 memur edilen kimse” NF
varaķ (<A.) “vasıf” HŞ 4352 149/17, vaśį dik- “ölmüş bir
varaķa(<A.)“evrak, belge” K kimsenin vasiyetini yerine ge- v
VII/54 tirmeye memur edilmek” ME
varaķa bin nevfel (<ö.a.) “Hz. Ha- 62/5
tice’nin amcasının oğlu” KE vāsiŧ (<ö.a.) “Bağdat’ın 100 km.
191v/18, varaķa ibnü nevfel güneydoğusu ile Basra’nın 120
646 | D r . Suat ÜNLÜ

km kuzeybatısında yer alan şe- mak” HŞ 1058, vāy ķop- “ha-


hir” NF 343/5 yıflanmak” HŞ 2970, vāy ti-
vaśiyyet (<A.) 1.“vasiyet, bir kim- “hayıflanmak, vay demek” HŞ
senin öldükten sonra yapılma- 1799
sını istediği şey” NF 132/1, KE vaǾž (<A.)“dinî nasihat” KE
51r/21, HKT 120b/3, 2. “buy- 124v/12, HŞ 4571, vaǾž u
ruk, tembih” HKT 77b/3, naśįĥat “öğüt ve nasihat” NF
vaśiyyet ķıl- 1.“vasiyet etmek” 84/7, vaǾž ve naśįĥat “öğüt ve
NF 85/9, KE 17v/21, ME 62/1, nasihat” NF 290/17, vaǾž ay-
HKT 77a/5, HŞ 1913, 2. “bu- “öğüt vermek, nasihat etmek”
yurmak, tembih etmek” HKT ME 73/4, vaǾž et- “öğüt ver-
295b/7, vaśiyyet ķılġan “vasiyet mek, nasihat etmek” KE
eden” HKT 26a/5, vaśiyyet 168r/7, vaǾž ķıl- “öğüt vermek,
ķılın- “vasiyet edilmek” HKT nasihat etmek” NF 35/16, HKT
77b/3, vaśiyyet ķılış- “karşılıklı 501b/5
tavsiye ve tembihte bulunmak” ve (<A.) “ve krş. u, ü, vü” NF 2/5,
ME 207/2, HKT 499b/9, e
ğ
KE 5v/4, HKT 39a/1, HŞ 1551,
vaśiyyet ķılmaķ “vasiyet etme, i
t AO II/45
i
vasiyet” HKT 36b/8 m vebāl (<A.) “vebal, günah” NF
vāşıķ (<ö.a.) “İbrahim peygam- y
a
381/5, KE 78v/19, MM 156/2,
ber’in altı oğlundan biri” KE y
ı HŞ 4238, vebāl ol- “vebal ol-
56r/6 mak, günah olmak” KE 78v/19,
n
e
v
vaśl (<A.) “vasıl olma, kavuşma i vebāl ķal- “günahı kalmak, so-
krş. vaśıl” HŞ 1179, MN (2) rumlu olmak” MM 194/2
15/147, vaśl bāġı “kavuşma vech (<A.) “yüz, suret” K X/8
bahçesi” HŞ 1691 vedd (<ö.a.) “Hz. Nuh’un kavmi-
vaślat (<A.) “vuslat, kavuşma krş. nin taptığı putlardan biri” HKT
vuślat” HŞ 2993 549b/9
vaŧan (<A.) “vatan” NF 256/9 vedį (<A.) “cinsel organdan küçük
vaŧy (<A.)“cinsî münasebette bu- abdesten sonra gelen su” MM
lunma” vaŧy ķıl- “cinsî münase- 76/2
bette bulunmak” HKT 36a/9 vefā (<A.) “vefa, dostlukta ve söz-
vāveylā (<A.)“çığlık, feryat” de sebat etme” KE 2r/8, HŞ
vāveylā tė- “çığlık atmak, feryat 1959, MN (2) 11/107, vefā bol-
etmek” ME 231/6 “vefa göstermek, sadık olmak”
vāy (<A.) “vay!” KE 124v/9, HŞ KE 54v/19, vefā ķıl- “sadakat
1209, vāy bol-“hayıflanmak” göstermek” NF 140/12, KE
NF 364/4, vāy ķıl- “hayıflan- 47v/14, ME 8/4, HKT 6b/8, HŞ
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 647

1199, vefā ķılġan “sadakat gös- vehm (<A.)“kuruntu, asılsız fikir,


teren” HKT 25b/1, vefā korku” MM 30/3, HKT 277a/7,
ķılġanraķ “daha çok sadakat HŞ 29
gösteren” HKT 197a/4, vefā vekellev bin büfnā (<ö.a.) “Musa
kör- “sadakat görmek, vefalı peygamber ile Tanrı’nın gö-
davranılmak” HŞ 2175 rüşmesine giden iki kişiden bi-
vefādār (<A.+F.) “vefalı, sadık” ri” KE 120r/16
HŞ 2129 vekįl (<A.) “vekil, başkasının yeri-
vefālıġ (<A.+T.) “vefalı krş. ne iş yapan, gözetleyici, nezaret
vefālıķ” MM 61/2, HŞ 2614, eden” KE 192r/6, HKT 348b/1,
vefālıġ bol- “vefalı olmak” HŞ vekįl bol- “vekil olmak, başka-
2322 sının yerine iş yapmak” KE
vefālıķ (<A.+T.) “vefalı, sadakatli 77r/7, vekįl ķıl- “vekil tayin et-
krş. vefālıġ MN (2) 15/144 mek” NF 181/4, ME 96/3, HKT
vefāsız(<A.+T.)“vefasız, sadakat- 134a/8, vekįl ķılın- “koruyup
siz” HŞ 2132, MN (2) 15/144, gözetmek, nezaret etmek” HKT
vefāsız dünyā “vefasız dünya, 70b/3
sadakatsiz dünya” HŞ 1953 e
ğ vekįllik (<A.+T.)“vekillik, koruyu-
vefāsızlıķ (<A.+T.) “vefasızlık”
i
t culuk” ME 96/4, HKT 88b/3
i
HŞ 4437 m ve-lākin (<A.) “fakat, lakin krş. ve-
vefāt (<A.) “vefat, ölüm” NF 5/7, y
a
lįkin” MM 33/1
KE 19r/20, MM 266/3, HŞ LX, y
ı velāyet (<A.) “velilik, ermişlik”
n
vefāt-ı ebū bekr “Hz. Ebu e
v
MM 384/1
Bekr’in vefatı” KE 238v/11, i
velį (1) (<A.) “veli, aziz, dost,
vefāt bol- “vefat etmek, ölmek” yardımcı, ermiş kişi” NF 432/9,
NF 4/13, KE 14v/5, vefāt ķıl- KE 87r/7, MM 381/2, HKT
“vefat etmek, ölmek” KE 56r/9, 461b/3, HŞ 3160, velį bol-
MN (1) 15/5 “yardımcı olmak, yardım et-
vefį (<A.) “vefat eden” KE 5v/5 mek” KE 167r/17
veger (<F.) “eğer krş. eger, ger” velį (2) (<F.) “fakat, lakin” NF
MN (2) 34/344 70/3, KE 81r/10, MM 124/3,
vehb ibn münebbih (<ö.a.) “İran HKT 101a/9, HŞ 1465, MN (2)
asıllı bir hikayeci” KE 76v/19 23/225
veheb ibnü münebbih (<ö.a.) “Gü- velįd (<ö.a.) “Velid bin Velid. v
ney Arabistanlı bir hikayeci Halid bin Velid’in kardeşi olup
zahid” NF 318/8, veheb “bkz. Bedr savaşında kafirlerin tara-
veheb ibnü münebbih” NF fında iken esirlikten kurtuluşuy-
297/12
648 | D r . Suat ÜNLÜ

la İslamiyeti kabul etmiş bir sa- vesvese ķıl- “vesvese vermek,


habe” KE 221v/15 dürtüklemek” NF 213/16, KE
velįd bin maġįrüǿl-ĥamrūnį (<ö.a.) 51r/4, ME 231/3, HKT 138b/8,
“Hz. Peygamber’in imana dave- vesvese ķılġan “vesvese veren”
tine şakayla karşılık veren ka- HKT 583b/4
fir” KE 203r/20 veyā (<A.)“veya, yahut” KE
velįkįn (<A.+F.) “yalnız, sadece, 94r/10, HŞ 4001
fakat, ama, böylece, kısaca krş. veyl (<A.) “ne yazık” HŞ 2676
ve-lākin” NF 3/11, KE 36r/22, veyne (<ö.z.) “Lut peygamberin
MM 32/2, HKT 158a/5, HŞ köpeği” KE 58r/9
4327, MN (1) 12/7, MN (2) veyrān (<F.) “viran, harap, yıkıl-
24/237 mış krş. vįrān, vįrāne” veyrān
velįlıķ(<A.+T.) “velayet” HKT ķıl- “viran etmek, harap etmek,
180a/2 yıkmak” NF 42/2
veliyyüǿl-verā (<A.) “herkesin vezįr(<A.) “vezir” NF 78/17, KE
kabul ettiği ermiş kişi” MM 58v/1, MM 94/3, HKT 347b/8
384/3 e
ğ
vezįrlik (<A.+T.) “vezirlik krş.
ver- “vermek krş. ber-, bėr-, bir-” i
t vezirlik” KE 92r/18
i
K V/12 m vezirlik (<A.+T.) “vezirlik krş.
veraǾ(<A.) “haramdan kaçınma” y
a
vezįrlik” vezirlik ķıl- “vezirlik
MM 322/3 y
ı yapmak” ME 121/6
verd (<A.) “gül” HŞ 4511 vezn (<A.) “tartı, tartma, ölçü” KE
n
e
v
verdān (<ö.a.) “İbn Mülceme’in i 222v/5
aşık olduğu ve Hz. Ali’yi öl- vidāǾ (<A.) “veda” NF 83/2, KE
dürmek için tuttuğu kişi” KE 221r/8, vidāǾ ĥaccı “veda hac-
242r/3 cı” KE 245r/5, vidāǾ ķıl- “veda
vesāvis (<A.ç.) “kuruntular, vesve- etmek” NF 184/8 73v/9, vidāǾ
seler” MM 361/3 ķılış- “veda etmek, vedalaş-
vesķ (<A.) “iki yüz kırk batmanlık mak” NF 438/15
bir ağırlık ölçüsü krş. evsuķ” vilādet(<A.) “doğma” KE 168v/15,
MM 201/1 vilādet-i iśĥāķ “Hz. İshak’ın
veŝŝāb (<A.)“Yusuf peygambere doğumu” KE 53v/11, vilādet-i
rüyasında secde eden on bir muĥammed “Hz. Muham-
yıldızdan biri” KE 67v/4 med’in doğumu” KE 181v/5
veǿs-selām (<A.) “işte bu kadar” vilāyet (<A.) “vilayet, il, memle-
NF 302/17, KE 99v/8, HŞ 4728 ket” NF 281/14, KE 75r/6, ME
vesvese (<A.) “kuşku, kuruntu” NF 114/6, K X/6, vilāyet aç- “fetf
245/7, KE 11r/13, HKT 172a/7, etmek, ele geçirmek” NF 112/2,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 649

vilāyet çeki “il sınırı” ME vürūd (<A.) “gelme, varid olma”


114/6, vilāyet çekini saķla- “il vürūd bol- “gelmek, varid ol-
sınırını korumak, beklemek” mak, gelmiş olmak” HŞ 4681
ME 114/6 vüsǿat(<A.) “genişlik, ferahlık” HŞ
vildān (<A.) “yeni doğmuş çocuk, 4706
kul, köle” NF 424/16, KE 3v/20 vüzerā (<A.ç.) “vezirler” NF
vįrān (<F.) “harap, ıssız, yıkık ve 429/12
boş krş.veyrān, vįrāne” vįrān
bol- “harap olmak, yıkılmak, ıs-
sızlaşmak” ME 42/1, HŞ 2004
vįrāne(<F.) “virane krş. krş.
veyrān, vįrān” HŞ 1857
vird (<A.) “muayyen vakitlerde
söylenmesi adet olan dua,
Kur’an cüzleri” NF 322/16, KE
140v/2
viśāl (<A.) “visal, kavuşma” MM
376/1, HŞ 3963, viśāl tap- “ka- e
ğ

vuşmak, bir araya gelmek” HŞ


i
t
i
1935, MN (2) 14/134 m

vucūd (<A.) “var olma, dünyaya y


a

gelme”vucūdķa kel- “var ol- y


ı
n
mak, meydana gelmek” NF e
v
218/7 i

vuķūf (<A.) “durma, duruş krş.


vücūd” vuķūf ķıl- “durmak,
beklemek” NF 84/6
vuślat (<A.) “vuslat, kavuşma”
KE 110v/6
vużūǿ(<A.) “abdest alma” MM
87/3
vü (<F.) “ve, ile krş. u, ü, ve” MM
12/1, MN (1) 11/3, HŞ 3525,
MN (2) 6/49 v
vücūd(<A.) “vücut, beden krş.
vucūd” KE 183r/12, MM
142/2, HŞ 2418, MN (2) 34/342
650 | D r . Suat ÜNLÜ

Y- 3. “yer yüzünün denizle örtülü


olmayan bölümü, kara, toprak”
HKT 130b72
yā (1) (<F.) 1.“ya, ya da, veya,
yābān (<F.) “çöl, sahra krş. yaban”
yahut krş. ya (3)” 15/10, KE
NF 209/15, KE 16v/7, İML
8r/18, ME 16/1, MM 80/1,
177, yābān yazı “çöl, sahra,
HKT 2b/4, HŞ 2509, 2. “yoksa”
ova” KE 68r/20
HKT 362a/6, yā.. kim taķı yā
yabġı “çul” İML 174
“ister… ister, ya… yahut” HKT
yabuldaķ“çıplak, palansız”
304b/1, yā taķı “ya.. veya” MM
yabuldaķ mün- “çıplak binmek,
113/1, yā.. taķı yā “ya.. veya”
palansız binmek” ME 225/5
HKT 299a/5, yā… yā “ister.. is-
yaçı “yaycı” İML 157
ter, ya… yahut” MM 192/1,
yād (<F.)1. “anma, hatırlama, zik-
HKT 279b72, yā.. yā taķı “is-
retmek, hatır, akıl” NF 437/3,
ter… ister, ya… yahut” HKT
HKT 340a/9, HŞ 2302, MN (2)
558a/4, yā.. yā… yā “ister.. is-
10/89, HŞ 2302, 2. “hatıra, anı”
ter… ister, ya… ya… yahut “ e HKT 290b/9, yād ķıl- “zikret-
MM 160/1, yā.. yā… yā..yā “is- ğ
i
mek, anmak, hatırlamak” NF
ter.. ister… ister….ister , ya…, t
i
m 32/9, KE 65v/21, ME 196/4,
ya…., ya.. yahut”MM 240/2
y HKT 29b/1, MN (1) 21/15, HŞ
yā (2) “yay krş. ya (1)” ME 18/3 a
y
1137, K IV/10,MN (2) 15/142,
yā (3) “ey” NF 4/5, KE 7v/2, ı
n
e yād ķılın-“zikredilmek, anıl-
HKT 235b/8, MN (1) 15/1, K v
i mak” NF 10/7, HKT 138a/9,
VIII/5
yād ķılmaķ “zikretme, zikir,
ya (1) “yay krş. yā(2), yay” NF
anma” HKT 154a/8, yād tut-
31/16, KE 75v/16, HKT
“ezberlemek, hatırlamak” NF
503a/5, İML85, HŞ 4138, MN
201/15, KE 165r/18
(2) 34/343, ya ķur- “yay kur-
yađ“yabancı krş. yat” HŞ 2302,
mak” İML 105, ya tart- “yay
yad ķıl- “ayrılmak, uzaklaşmak,
çekmek, yay kurmak, yayı at-
dağılıp gitmek” HKT 68b/4
maya hazır hale getirmek” HŞ
yada-“gayret etmek, yorulmak” HŞ
300
2052
ya (2) “yay burcu” İML 183
yadaġ “yaya krş yayaġ, yađaġ,
ya (3) “veya krş. yā (1)” CE 1/2,
yayaķ” İML 164
MN (2) 28/272
yađaġ1.“yaya krş yayaġ, yadaġ,
yaban 1.“kır, yaban, çöl krş.
yayaķ” NF 31/5, KE 246v/20,
yābān” ME 147/2, HŞ 2446, 2.
ME 191/8, MM 175/2, HKT
“tenha, ıssız yer” HKT 277b/1,
322a/5, 2. “piyade” HKT
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 651

277a/2, yađaġ bol- “yaya yürü- yaġan “fil” KE 63v/16, İML 174,
mek, yaya kalmak” KE 76r/8 HŞ 1277, yaġan süñüki “fil
yađaġla- “yaya yürümek, yaya kemiği, fil iskeleti” KE 139r/20
kalmak” KE 76r/5 yaġayla (<ö.a.) “Litvanya-Lehistan
yādġār(<F.) “yadigar, hatıra krş. kralı (Jagello)” AO I/2
yādiġār” NF 168/1, HŞ 1128 yaġçı “attar” İML 157
yađıl- “yayılmak krş. yayıl-, yatıl-, yaġdur- “yağdırmak” NF 334/10,
yazıl-” KE 61r/1 KE 32r/20, ME 15/6, HKT
yađılan-“yayılmak, dolaşmak” KE 222a/3, HŞ 3598, yaġdurġan
39r/4 “yağmur veren, yağdıran” HKT
yādiġār (<F.) “yadigar, hatıra krş. 482a/5, yaġdurmaķġa yawuķ
yādġār” HŞ 1128, yādiġār bolmış bulıt “yağdırmak üzere
ķoy- “hatıra bırakmak” HŞ olan bulut” HKT 562a/1
4679 yaġdurt-“yağdırtmak” ME 215/7
yāfes (<ö.a.) “Nuh peygamberin yaġdurul-“yağdırılmak” HKT
oğullarından biri krş. Yāfes bin 348a/5
Nūĥ” KE 24r/12 yaġfūr (<ö.a.) “Mısır hükümdarı
yāfes bin nūĥ (<ö.a.) “Nuh pey- e
ğ Mukavkaş’ın Hz. Muhammed’e
gamberin oğullarından biri krş.
i
t hediye ettiği Mısri eşeğin kün-
i
Yāfes” KE 175r/13 m yesi” KE 230r/16
yafraġ“yaprak krş. yapurġaķ, y
a
yaġı “düşman krş yaġu (2)” NF
yawurġaķ, yafraķ” MN (1) 9/12 y
ı 146/15, ME 12/7, İML 152, HŞ
n
yafraķ“yaprak krş. yapurġaķ, e 1796, K VI/31
v
yawurġaķ, yafraġ” KE 97r/14 i
yaġıçı “savaşçı” İML 145
yafraķlan-“yapraklanmak, yeşer- yaġıla-“düşmanlık etmek” İML
mek krş. yapraķlan-” KE 112
162v/18 yaġılaş-“düşmanlık edişmek, düş-
yaftaçı “vergi tellalı” K I/14 man olmak” KE 178r/3, ME
yaǾfūnį (<ö.a.) “bir Hıristiyanlık 125/3, yaġılaşmaķ “düşmanlık”
mezhebi” KE 179r/15 ME 125/3
yaġ “yağ” NF 234/5, KE 93v/1, yaġılıķ “düşmanlık” KE 25r/5, ME
ME 70/3, HKT 329a/3, İML 111/2, K V/15, yaġılıķ ķıl-
165, HŞ 1550 “düşmanlık etmek, düşmanca
yaġ- 1.“(yağmur) yağmak” NF davranmak” ME 124/8, yaġılıķ
234/8, KE 118v/10, ME 30/6, ķılış- “birbirlerine karşı düş-
HŞ 3650, 2. “akmak” İML 120 manlık etmek” ME 109/7 y
yaġın “yağmur krş. yaġmur” KE
25r/15, ME 15/6, yaġın yaġ-
652 | D r . Suat ÜNLÜ

“yağmur yağmak” ME 30/7, 3b/5


yaġın yaġdur- “yağmur yağdır- yaġmursuz“kurak, yağışsız”
mak” ME 15/6 yaġmursuz bol- “kurak olmak,
yaġınlıķ“yağmurluk krş. yağışsız olmak” ME 29/8
yaġmurluġ, yaġmurlıġ” yaġınlıķ yaġrın“kürek kemiği krş. yaġır”
bol- “yağmurlu olmak, yağmur yaġrın eti “kürek kemiğinin
yağmak” KE 30r/11 eti” NF 33/11
yaġır“omuz krş. yaġrın” KE yaġu (1)“yağmurluk” KE 224v/3
189r/16 yaġu(2)“düşman krş yaġı” AO I/16
yaġırt “yoğurt krş. yoġurt” İML yaġu-“yaklaşmak krş. yawu-” KE
yaġış-“düşmanlık edişmek” ME 41r/7, HŞ 1925
115/8 yaġuķ “yakın, yakınlık krş. yawuķ,
yaġız “yağız, kara, menekşe renk- yavuķ” KE 213v/18, İML 143
li” İML 168, yaġız yėr “dünya, yaġur “küncü, susam” ME 75/7
yeryüzü” KE 46v/1 yaġūŝ (<ö.a.) “Hz. Nuh’un kavmi-
yaġla-“yağlamak, yağ sürmek” ME nin taptığı putlardan birinin
87/7, İML 109 e
ğ
adı” HKT 549b/9
yaġlaġu “yağlama aleti ” İML 169 i
t yaġut- “yaklaştırmak krş. yawut-”
i
yaġlıġ “yağlı” ME 84/6 m KE 228v/1
yaġlıķ “havlu, yağlık” ME 178/8 y
a
yā-ħod (<F.) “yahut, veya krş. yā-
yaġma “yağma” HŞ 4566 y
ı ħūd” NF 420/5, KE 52v/14
yaġmur “yağmur krş. yaġın” NF yaħnūn (<ö.a.) “Ermele’nin veziri”
n
e
v
234/8, KE 6r/6, ME 21/2, MM i KE 159r/13
199/1, HKT 124a/6, İML 184, yaħşı 1.“iyi, güzel, çok” NF 22/2,
yaġmur ıđar- “yağmur gönder- KE 2r/21, ME 33/6, MN (1)
mek, yağmur yağdırmak” HŞ 10/3, İML 150, HŞ 1371, AO
3225, yaġmur yaġ- “yağmur III/5, MN (2) 13/127, 2. “temiz,
yağmak” HŞ 1001, yaġmur helal, güzel, değerli” HKT
yaġdurul- “yağmur yağdırıl- 75a/5, 3. “iyi, hayırlı” HKT
mak” HKT 232a/3 71a/4, 4. “iyi, faziletli, şerefli”
yaġmurlıġ“yağmur yüklü krş. HKT 435b/5, yaħşı bil- “iyi
yaġmurluġ, yaġınlıķ” yaġmurlıġ bilmek” HKT 367b/2, yaħşı
bulıt “yağmurlu bulut” HKT bol-“iyi olmak” NF 114/6,
571a/2 yaħşı bul-“iyi olmak” İML 107,
yaġmurluġ“yağmur yüklü krş. yaħşı et- “iyi yapmak” KE
yaġmurlıġ, yaġınlıķ” yaġmurluġ 170v/6, yaħşı iş “iyi ve faydalı
kim irseniñ śıfatı “yağmura tu- iş” HKT 62b/3, yaħşı işle- “dü-
tulmuş kimsenin hali” HKT zeltmek” İML 103, yaħşı kel-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 653

“yakışmak, memnun etmek” yaħun- “ısınmak” ME 152/5


KE 99r/17, yaħşı ķıl- “düzen- yaĥyā (<ö.a.) “Hz. Yahya, Yahya
lemek” NF 57/10, KE 90v/10, peygamber” NF 54/2, HKT
HKT 228a/9, yaħşı ķılıķlıġ “iyi 133b/9, yaĥyā peyġamber “Hz.
huylu” HKT 510b/1, yaħşı kişi Yahya, Yahya peygamber” MN
“iyi ve ahlaklı kimse” HKT (1) 5/12
338a/5, yaħşı sor- “sorma işini yaĥyā ibni maǾāź er-rāzį (<ö.a.)
iyi yapmak” HKT 168b/7, yaħşı “tanınmış şeyh ve vaizlerden
söz “hoş söz” HKT 338a/6, biri” NF 317/6
yaħşı turġu yir “güzel ve hoş yaĥyā bin selįm el- māzenį (<ö.a.)
mekan, saray, köşk” HKT “Kerbela olayında şehit olan-
410a/5, yaħşıraķ 1.“daha hoş, lardan biri” KE 247r/15
daha güzel” NF 16/8, KE 3r/2, yaķ“yakın, yakın akraba” yaķ
HKT 89a/6, HŞ 3311, 2. “en yawuķ “eş, dost” NF 8/11, yaķ
güzel, en hoş” HKT 42b/4, 3. yavuķluķ “arkadaşlık, ahbaplık
“daha iyi, daha hayırlı” HKT krş. yaķ yawuķluķ” ME 60/5,
187a/6, 4. “en üstün, en fazilet- yaķ yawuķluķ “arkadaşlık, ah-
li, en adil” HKT 543a/1, e
ğ baplık krş. yaķ yavuķluķ” NF
yaħşıraķ kör- “daha iyi görmek,
i
t 14/1
i
iyice görmek” ME 215/3, m yaķ- (1) “yakmak, ateş yakmak”
yaħşısın al- “iyisini ve güzelini y
a
NF 42/12, KE 109r/11, ME 7/6,
almak” HKT 511b/4 y
ı MM 321/4, İML 103, HŞ 2854
n
yaħşıla-“övmek, medhetmek” KE e yaķ-(2) “yanaştırmak, yaklaşmak,
v
81v/11 i
uygun gelmek, hoşa gitmek,
yaħşılıķ 1.“iyilik, güzellik, doğru- kabul etmek, sürmek” KE
luk” KE 163v/20, HKT 508a/2, 68v/2, ME 2/3
MN (1) 12/11, AO III/7, 2. yaķ- (3) “(kına) yakmak” ME 65/7
“hayır” HKT 173b/1 yaķa (1) 1.“yaka” KE 48r/2, ME
yaħtu“aydınlık, parlak, ışık krş. 91/5, HKT 338b/9, İML 166,
yaķtu” HŞ 3659 MN (2) 28/276, 2. “göğüsle gi-
yā-ħūd (<F.) “yahut, veya krş. yā- yecek arasındaki kısım, koyun”
ħod” MM 191/3, HŞ 1345 HKT 371b/2, yaķa ur- “düğme-
yahūd (<ö.a.) “KaǾbüǿl-ahbâr” lemek” NF 95/7, ME 147/3
yahūd oġlı “KaǾbüǿl-ahbârǿın yaķa (2) “kıyı, kenar” NF 307/4,
oğlu” NF 129/4 ME 2/3, HŞ 3724, MN (2)
yahūdį (<A.) “Yahudi” NF252/2 44/437 y
yahūdįyye (<A.) “Yahudi kadın”
NF 34/5
654 | D r . Suat ÜNLÜ

yaķa (3) “yakın, bitişik”yaķa ķoñşı tiriglik” HKT 31a/1, yaķınrek


bol- “yakın komşu olmak” ME tiriglik “dünya hayatı krş.
113/1 yaķınraķ tiriglik” HKT 243b/2
yaķa (4) “yaka, taraf” AO III/18 yaķınlıķ “yakınlık” ME 23/3, MM
yaķalaş- “yakadan tutmak” ME 169/2, yaķınlıķ ķıl- “yak-
91/5 laşmak, yakınlaşmak” HŞ 4118
yaķalıķ “yakalık” ME 85/3 yaķış- “uymak, alışmak” ME 136/7
yaķıl- “yakılmak” KE 43r/13, ME yaķıt- “yaktırmak” HŞ 1859
140/1, HŞ 1104 yakįn (<A.)1. “kesin, kat’î olarak
yaķın1.“yakın, uzak olmayan, kısa, bilme, kesin inanç” NF 423/6,
az” NF 39/14, KE 132r/11, ME KE 55v/20, MM 20/3, HKT
23/2, MM 37/2, HKT 136a/5, 100a/7, 2. “şüphe ve tereddüt-
MN (1) 9/10, HŞ 1293, 2. “ara- ten uzak olan şey” HKT 362a/9,
larında sıkı ilgi bulunan, yakın” yakįn bil- “kesin olarak bilmek
HKT 355b/5, yaķın bar- “yak- ve anlamak, şüphe etmemek”
laşmak, ulaşmak, yakınında NF 175/16, ME 44/4, HKT
olmak” KE160v/13, yaķın bol- e
ğ
288a/1, HŞ 1125, K VII/32,
“yakın olmak, yaklaşmak krş. i
t yakįn bilgen “kesin olarak bi-
i
yaķın ol-” NF 98/6, KE 71v/3, m len ve anlayan, hiç şüphesi
ME 128/5, MM 102/2, HKT y
a
kalmayan” HKT 352b/3, yakįn
186b/5, CE 3/2, yaķın kel- y
ı tut- “kabul etmek” MM 122/3
“yaklaşmak, yakına gelmek” yakįnį (<A.) “kesinlikle, kesin
n
e
v
KE 84r/16, K VII/36, yaķın ķıl- i olarak” NF 264/16
“yaklaştırmak” NF 440/14, KE yaķnaş- “yakınlaşmak, yaklaşmak”
112r/10, ME 126/7, HKT ME 108/8
297a/9, yaķın ķılın- “yaklaştı- yaķnat- “yaklaştırmak” ME 61/5
rılmak” HKT 496b/5, yaķın ol- yaķsun “arpa şiresi” İML 161
“yakın olmak, yaklaşmak krş. yaķtılıķ “her aydınlık veren nesne”
yaķın bol-” K VII/28, yaķın İML 170
tiriglik “dünya hayatı” HKT yaķtu “parlak krş. yaħtu” MN (2)
127a/4, yaķınraķ 1.“çok yakın, 5/46
daha yakın” NF 148/1, KE yaķu “çevrilmiş kürk” İML 167
69v/16, HKT 397b/6, MN (1) yaǾķūb (1)(<ö.a.)“731-798 yılları
22/1, HŞ 865, 2. “en yakın arasında yaşamış, Ebu Hani-
(kimse), akraba” HKT 31b/4, fe’nin talebelerinden biri krş.
yaķınraķ nirse “daha yakın şey” ebū yūsuf” MM 107/3
HKT166b/6, yaķınraķ tiriglik yaǾķūb (2)(<ö.a.) “Yakub peygam-
“dünya hayatı krş. yaķınrek ber krş. yaǾķūb isrāǿįluǿllāh,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 655

yaǾķūbu’n-nebį, yaǾķūbį” NF yal- “alevlenmek, yanmak” ME


355/6, KE 54r/14, HKT 471a/2, 180/2
HŞ 1188, yaǾķūb peyġamber yala “suçlama, töhmet” yala yap-
“Yakub peygamber, Hz. “suçlamak, töhmet altında bı-
Yakub” MN (1) 6/5 rakmak” ME 147/1
yaǾķūb (3) “Süleyman peygambe- yala-“yalamak, dille silmek” İML
rin hüdhüdünün adı” KE 121
146v/12 yalañ “yalın, çıplak krş. yalıñ,
yaǾķūb (4) “Osmanlı donanmasın- yalañaç” KE 83v/6
da bir kaptan” K III/11 yalan-“ateş alevlenmek” İML 102
yaǾķūb isrāǿįluǿllāh (<ö.a.) “Yakub yalañaç “çıplak krş. yalıñ, yalañ”
peygamber krş. yaǾķūb (2), KE 78v/10
yaǾķūbu’n-nebį, yaǾķūb” KE yalat- “başkasını yalamağa mecbur
99r/9 etmek” İML 131
yaǾķūbuǿn-nebį (<ö.a.) “Yakub yalavaç“peygamber, elçi krş.
peygamber krş. yaǾķūb (2), yalawaç” KE 47v/18, HKT
yaǾķūb isrāǿįluǿllāh, yaǾķūbį” 106b/9, İML 138, ĥaķ yalavaç
KE 61v/1 e
ğ “Hz. Muhammed” KE 151v/10
yaǾķūbį (<ö.a.) “Yakub peygamber
i
t yalawaç “elçi, peygamber krş.
i
krş. yaǾķūb (2), yaǾķūb m yalavaç” NF 230/6, KE 53r/20,
isrāǿįluǿllāh, yaǾķūbuǿn-nebį” y
a
ME 8/6, HKT 193b/5, HŞ 120,
KE 61v/21 y
ı yalawaç ıđ- “peygamber gön-
n
yaķur- “yaklaştırmak” İML 114 e dermek” HŞ 4625
v
yāķūt (<A.) “yakut” NF 272/12, i
yalavaçlıķ“peygamberlik krş.
KE 148v/19, HKT 510a/5, MN yalawaçlıķ” KE 83r/9,
(1) 13/6, HŞ 2369, MN (2) yalavaçlıķ bėr- “peygamberlik
36/359 görevi vermek” KE 111v/7,
yal (1) “kira, ücret” ME 57/1, yalavaçlıķ teg- “peygamberlik
yalġa bėr- “kira vermek, kiraya görevi vermek, peygamberlik
vermek, ücret ödemek” ME görevi gelmek” KE 58r/5,
12/3, yalġa tut- “kiralamak, ki- yalavaçlıķ tegür- “peygamberlik
raya tutmak” ME 150/4 görevi vermek, peygamberlik
yal (2) “kıl, tüy, at yelesi” KE görevini ulaştırmak” KE
124v/4, yalın ürpert- “tüyleri 106v/18
diken diken olmak” ME 134/4 yalawaçlıķ“peygamberlik krş.
yal (3) “ön ayağı ak olan at” İML yalavaçlıķ” KE56v/14 y
171 yalavaçsız “peygambersiz”
yalavaçsız ķal- “peygambersiz
656 | D r . Suat ÜNLÜ

kalmak, peygamber gönderil- yalġan çatıl- “uydurulmak”


memek” KE 131v/10 HKT 413b/5, yalġan çatmaķ
yalayı- “iftira etmek” ME 150/3 “iftira etme, iftira” HKT
yalbar- 1.“yalvarmak, yalvarıp 141a/7, yalġan ķıl- “yalanla-
yakarmak krş. yalpar-, yalwar-” mak, tekzip etmek” HKT
NF 355/4, KE 110r/6, ME 576b/5, yalġan kör- “uydurul-
139/5, HKT 332a/2, MN (1) duğunu düşünmek, yalan oldu-
11/10, İML 106, HŞ 1835, 2. ğunu düşünmek” ME 67/1,
“istemek” İML 123 yalġan söz “yalan söz, ifitira”
yalçıķ “ay” KE 66v/7 KE 26r/10, K IV/15, yalġan
yaldur- “alevlendirmek, yakmak” sözle- “yalan söylemek” NF
ME 31/5 2/8, ME 167/1, HKT 138a/7,
yalduz- “yaldızlamak” ME 65/8 yalġan sözlegen “yalancı” ME
yalġa-“kandırmak, yalan söyle- 22/7, HKT 360a/5, yalġan yap-
mek” KE 68v/10 “yalan söylemek, yalan uydur-
yalġan 1.“yalan, doğru olmayan mak” KE 235r/15, yalġanġa
krş. yalķan” NF 16/1, KE e
ğ
nisbet ķıl- “yalan olduğunu id-
68v/10, ME 71/4, MN (1) i
t dia etmek, yalan saymak” HKT
444a/5, yalġanġa nisbet ķılġan
i
20/15, İML 148, K III/16, MN m

(2) 14/135, 2. “uydurma, sahte” y


a
“yalan olduğunu iddia eden, ya-
HKT 428b/7, 3. “yalancı” HKT y
ı lan sayan, yalanlayan” HKT
216a/5, yalġan and iç- “yalan 124b/7, yalġanġa nisbet ķılın-
n
e
v
yere yemin etmek krş. yalġan i “yalanlanmak” HKT 239a/3,
ant iç-” NF 134/6, yalġan ant iç- yalġanġa nisbet ķılmaķ “yalan
“yalan yere yemin etmek krş. sayma, yalanlama” HKT
yalġan and iç-” NF 265/2, 570b/1
yalġan ay- “yalan söylemek, yalġançı “yalancı” NF 344/17, KE
uydurmak” NF 131/6, KE 154v/1, HKT 268a/3, İML 148,
67v/15, HKT 215a/5, yalġan HŞ 3562, yalġançı bol- “yalan
ayġan “yalancı” HKT 223a/9, söylemek, yalancı olmak” NF
yalġan ayt- “yalan söylemek, 144/6, yalġançı bul- “yalan söy-
uydurmak” NF 339/4, KE lemek, yalancı olmak ME 5/6
99r/5, yalġan aytıl- “uydurul- yalġançılıķ “yalancılık” KE 202v/3
mak” HKT 220b/2, yalġan bol- yalġandur- “yalan saymak, yalan-
“yalan olmak, uydurmak” NF lamak, doğru addetmemek” NF
143/11,yalġan çat- “yalan söy- 351/5, ME 66/8, HKT 480a/2
lemek, uydurmak” NF 381/7, yalġuz 1.“yalnız, kimsesiz krş.
ME 98/6, HKT 126a/5, HŞ 956 yañluz, yalnız” NF 11/9, KE
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 657

9r/8, ME 10/8, MM 255/1, yalın“alev, kıvılcım krş. yalıñ” KE


HKT 526b/1, HŞ 2435, 2. “tek, 4r/5
eşsiz” HKT 454b/7, 3.“tek ba- yalıñ (1) “yalın, çıplak, yalnız krş.
şına, yalnız” HKT 299b/2, 4. yalañ, yalañaç” NF 80/2, KE
“tek eşi ve benzeri olmayan, 12r/12, HKT 42a/2, HŞ 2478,
esma-i hüsna’dan el-aĥad, el- yalıñ ķılıç “kılıçlı, kılıçla bir-
vāĥid” HKT 583a/2, yalġuz bol- likte, yalnız başına” NF 19/14,
“yalnız olmak, tek başına kal- KE 225v/21, ME 124/4, yalıñ
mak, kimsesiz olmak” NF 20/3, bol- “çıplak olmak, çıplak kal-
KE 183v/14, ME 155/8, yalġuz mak” ME 169/2, HKT 308b/7,
cemāǾat “tek kişilik cemaat, yalıñ ķıl- 1.“yalnız bırakmak”
kendi başına cemaat oluştur- NF 165/10, 2. “soymak” KE
mak” MM 153/2, yalġuz dut- 150r/18, ME 56/8
“yalnız bırakmak” K VII/37, yalıñ (2) “alev, kıvılcım krş. yalın”
yalġuz ķal- “tek başına kalmak, ME 151/1, HKT 509a/8, yalıñ
kimsesiz kalmak” NF 184/7, ėt- “alevlenmek, kıvılcım çı-
HŞ LXIV, yalġuz ķıl- “tek ba- karmak” ME 180/2, yalıñ ot
şına yapmak” ME 40/7, yalġuz e
ğ “ateş, alevli ateş, Cehennem
ķođ- “tek başına bırakmak, yal-
i
t ateşi” NF 439/4
i
nız bırakmak” NF 365/16, m yalın- (1) “yakarmak” İML 123
yalġuz oķu- “yalnız başına na- y
a
yalın- (2) “soyunmak” HŞ 1571
maz kılmak” MM 139/2, yalġuz y
ı yalıñat-“çıkarmak, soymak” ME
n
otur- “yalnız başına kalmak” e
v
150/7
HŞ 3904, yalġuz yalġuz “teker i
yalıñla- “alevlenmek” ME 151/1
teker, birer birer” HKT 414a/2 yalıñlan-(1)“soyunmak” ME 169/2
yalġuzın “tek başına krş. yalġuzun” yalıñlan (2) “alevlenmek” ME
yalġuzın ėt- “tek başına yap- 167/2, HKT 575b/2, HŞ 2807
mak, yalnız yapmak” ME 169/8 yalıñlat- “soyundurmak” ME 56/8
yalġuzlan- “yalnız kalmak” ME yalıñlıġ “alevli” HKT 582b/5,
184/6 yalıñlıġ ot “yakıcı ateş, Cehen-
yalġuzluķ “yalnızlık” NF 83/15, nem” NF 17/9
ME 140/3, HŞ 2638 yalķ-1.“bıkmak, usanmak”KE
yalġuzun “tek başına krş. yalġuzın” 119v/8, ME 179/4, HKT
HKT 442b/5 458b/7, 2. “üşenmek” HKT
yalıķ “şarap tulumu” İML 161 45b/2
yalıl-“bıkmak, usanmak” ME yalķan“yalan, doğru olmayan krş. y
179/4 yalġan” HKT 350b/5
658 | D r . Suat ÜNLÜ

yalķınç “fakir, yoksul” yalķınç bol- mak” NF 70/8, yaman köz “na-
“fakir olmak, yoksul olmak, fa- zar, kötü göz” KE 95r/13, ya-
kirleşmek, yoksullaşmak” ME man közlüg “nazar, kötü gözlü”
26/4 KE 95r/13, yamanraķ “daha kö-
yalķtur- “usandırmak” ME 30/4 tü, daha fena” NF 192/3
yalmaķ “iri, alaca keler” İML 177 yamanla- “kötülemek, hakkında
yalman “yabani sıçan” İML 177 kötü söz söylemek” NF 422/13,
yalman -“yalanmak” ME 150/2 KE 90v/16, HŞ 2414
yalna-“alevlenmek” KE 2r/12, ME yamanlıķ “kötülük, fenalık, günah-
140/1 karlık” NF 387/9, KE 163v/20,
yalnat- “alevlendirmek” ME 59/6 HŞ 4215, K III/17, yamanlıķ
yalnız “tek krş. yalġuz, yañluz” ķıl- “kötülük yapmak, fenalık
İML 148 yapmak” NF 150/17, HŞ 4387,
yalpar-“yalvarmak krş. yalbar-, yamanlıķ kör- “kötülük görmek,
yalwar-” ME 174/4 fenalık görmek” HŞ 3582, ya-
yalwar-“yalvarmak, yalvarıp ya- manlıķ teg-“kötülüğe maruz
karmak krş. yalpar-, yalbar-” e
ğ
kalmak, fenalıkla karşılaşmak”
KE 102r/1, MM 55/4, HKT i
t NF 412/15
i
332a/1 m yamat- “yamamağa mecbur etmek”
yam “göze düşen çöp” İML 140 y
a
İML 131
yama- “yamamak, yama komak” y
ı yamçı “posta, postacı” AO II/9
ME 80/5, İML 131 yamdu “kasık kılı krş. yemdü”
n
e
v
yamaġ “yama” NF 105/15, İML i İML 142
166, yamaġ ķıl- “eklemek, ya- yamrul-“yıkılmak, devrilmek” KE
ma yapmak, yamalamak” NF 64v/6
105/15 yamur- “yıkmak, devirmek krş
yamaġlıġ “yamalı, yama yaman- yemür-” KE 31v/2, ME 89/3
mış” NF 253/7 yan 1.“yan, taraf, yön, sebep, ne-
yaman “kötü, fena, yalnış, hata, den, vesile, dolayı krş. yaña”
haram, günahkar” NF 9/14, KE NF 153/15, KE 118r/8, ME
1v/6, MN (1) 22/14, İML 150, 48/8, MM 104/1, HKT 323a76,
HŞ 1158, AO I/12, MN (2) MN (1) 14/9, HŞ 3439, K
11/100, yaman bol-“kötü ol- VII/50, MN (2) 44/439, 2. “hu-
mak, fena olmak” NF 82/10, zur, nezt” HKT 88b/5, 3. “ ke-
yaman duǾā “ beddua, lanet nar, kıyı” HKT 371a/7, yanın-
etmek” KE 157v/9, yaman iş- dın “bakımından, yönünden”
le- “bozmak” İML 104, yaman HKT 441a/5
ķıl- “hata yapmak, yanlış yap- yañ “tarz, usul, âdet, örf” HŞ 1265
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 659

yan- (1) “yanmak, ateş tutuştur- yañaķ “yanak, yüz krş. yanaķ” KE
mak” NF 217/6, KE 78v/9, ME 12v/18, ME 95/1, HKT 393b/4,
132/2, HKT 361a/3, İML 121, İML 140
HŞ 2038, yanġan 1. “tutuşan, yañaķla- “tokat atmak” KE 74r/15
yanmış” HKT 361a/3, 2. “ışık yañaķlaş- “tokatlaşmak” ME 119/4
saçan, parlayan, yanan” HKT yañaķlıġ “yanaklı” KE 83r/15
561b/7, yanġan çırāġ “yanan, yañan “fil krş. yaġan” KE 26r/19
ışık saçan kandil” HKT 549b/3 yañala- “yenilemek” İML 107
yan- (2) “korkutmak, tehdit etmek” yanan-“yanaşmak” ME 160/8, MM
ME 92/3, İML 121 117/1, HKT 172b/7
yan- (3) “dönmek, geri dönmek, yanaş-“yanaşmak, yaklaşmak” NF
vazgeçmek, yönelmek” KE 179/8, KE 80v/9, ME 160/8,
237r/13, MM 135/1, HKT HŞ 1989
443b/5, MN (1) 11/5, İML 109, yanaştur- “yanaştırmak” ME 90/1
yanġan “yönelen, dönen, tövbe yan başı (1)“kalça, yan” ME 90/1,
eden” HKT 409b/6, yanġu yir yan başınġa tayan- “yaklaşmak,
“dönüş, varış yeri” HKT 91b/8, çok yakın olmak, sokulmak”
yanılġı “yönelen” HKT 438b/9, e
ğ ME 185/5
yanmaķ “dönme, dönüş” HKT
i
t yan başı (2) “uca koyma” İML 142
i
120b/1 m yanç “ezmek, döğmek krş. yenç-”
yana “yine, başka, tekrar, ikinci y
a
ME 70/1
defa” NF 3/6, KE 3r/12, ME y
ı yançıl- “yarılmak” NF 338/3
n
53/5, MM 11/1, MN (1) 14/1, e yandaķ “deve dikeni” yandaķ şeke-
v
HŞ 2141, MN (2) 6/50 i
ri “kudret helvası” KE 118v/9,
yaña “yan, taraf krş. yan” MM HKT 165b/2
371/4, İML 191 yandur-(1)“yakmak, yandırmak”
yana-1.“yanaştırmak, yaklaştırmak, NF 299/9, ME 28/7, HKT
kavuşturmak” ME 53/5, HKT 425a/5, HŞ 2214, yandurmış ot
302a/2, 2. “himayesine ver- “tutuşturulmuş ateş” HKT
mek” HKT 52a/2, 3. “himaye- 580b/4
sine almak” HKT 302b/5 yandur- (2) “geri çevirmek, çevir-
yanaġ (<ö.a.) “bir şehir” KE mek, göndermek” KE 178r/21,
75v/21 MN (1) 12/6
yanaķ “yanak krş. yañaķ” ME yandurul- “yakılmak, tutuşturul-
182/2, MM 292/4, HŞ 4545, mak” HKT 566a/2
MN (2) 11/106 yanġıl-“yanılmak, hata etmek krş y
yañla-, yañıl- ” İML 191
660 | D r . Suat ÜNLÜ

yanı (1)“uzak” yanısı bol- “uzağın- yañıldurul-“yanıltılmak”NF 139/14


da olmak” NF 129/12 yañıluķ “yanlış, yanılma” ME
yanı (2) “yeni krş. yañı, yeñi” HŞ 208/6
2488 yañınça “tarzınca, âdetince” HŞ
yañı “yeni krş. yanı, yeñi” NF 1053
47/17, KE 66v/12, ME 212/8, yanış “dönüş” HKT 435a/5
HKT 248b/7, HŞ 1420, AO yaǾnį (<A.) “yâni” NF5/6, KE
I/24, yañı ay “yeni ay, hilal 2v/18, ME 8/5, HKT 470a/5,
“ME 39/7, HKT 27b/5, yañı MN (1) 10/13, HŞ 1651, MN
bol- “yeni olmak, yenilenmek” (2) 9/85
ME 182/4, yañı ķıl- yanķu “yankı” HŞ 647
1.“yenilemek, tekrarlamak” ME yanķula-“yankılamak, aksetmek”
35/7, HKT 289b/3, 2. “meyda- İML 176
na getirmek, ortaya çıkarmak” yañla- “yanılmak krş. yañıl-,
HKT 535b/1, yañı ķılın- “yeni- yanġıl-” KE 221v/9
lenmek, tekrarlanmak” HKT yañla“yenile, az zaman önce” NF
310b/3 e
ğ
75/8
yañıl- “yanılmak, hata yapmak krş. i
t yañlı “gibi krş. yañlıġ, yañlıķ” KE
i
yañla- yanġıl-” NF 245/12, KE m 181v/21
94v/15, ME 63/4, HKT 90b/2, y
a
yañlıġ“gibi, benzer krş. yañlı,
HŞ 2212 y
ı yañlıķ” KE 13r/5, MM 359/1,
yañıla “yeni olarak, yeni, yenile- HKT 410b/5, MN (1) 13/8, HŞ
n
e
v
yin” ME 19/5, yañıla çıķar- i 2675
“icat etmek, ortaya çıkarmak” yañlıķ “gibi, benzer krş. yañlı,
HKT 518a/3, yañıla ķıl- 1. “tek- yañlıġ” MN (2) 6/52
rar ortaya çıkmak, tekrarlamak, yañluz “yalnız, tek başına krş.
yenilemek” HKT 414a/6, 2. yalġuz, yanlız” NF 129/15
“yoktan var etmek” HKT yansı (1)“yan, kenar” yansı bol-
570a/7, yañıla yarat- “yoktan “bir şeyin yanı olmak, kenarı
var etmek” HKT 133a/4, yañıla olmak” ME 167/2
yaratġan “yoktan var eden” yansı (2) “ittifak, uzlaşma”yansı
HKT 415a/1, yañıla yaratmaķ ķıl- “ittifak etmek, uzlaşmak”
“yoktan var etme” HKT 512a/1 NF 19/6
yañıla- “yenilemek” ME 91/8 yañsuġ “arzu, zevk, şevk” HŞ 2856
yañılan- “yenilenmek” ME 215/5, yañşa- “gevezelik etmek” HŞ 2327
HŞ 1877 yanut 1.“yanut, karşılık, mükafat
yañılandur- “yenilendirmek” HŞ veya ceza” NF 286/17, KE
3942 84r/8, ME 45/2, HKT 109b/4,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 661

HŞ 3353, 2. “karşılık, cevap” MN (2) 9/87, yapraķ silk- “yap-


HKT 156a/4, 3. “cevap, hü- rak silkelemek” HKT 301b/8
küm” HKT 448b/5, yanut bėr- yapraķlan-“yapraklanmak krş.
“karşılık vermek krş. yanut bir- yafraķlan-, yapurġaķlan-” ME
” KE 79v/20, ME 99/3, yanut 43/3
bir- “(iyi ya da kötü) karşılık yapsu “yarım kanatlılar alt takımı-
vermek krş. yanut bėr-” HKT na giren, insan ve memeli hay-
490a/6, yanut biril- “mükafat- vanların vücudunda asalak ola-
landırılmak, karşılık verilmek” rak yaşayan böcek” HKT
HKT 272b/6, yanut birmek “(iyi 161a/4
ya da kötü) karşılık verme” yapşun- “yapışmak, sıkıca tutun-
HKT 457b/7, yanut bol- “karşı- mak, sarılmak, kucaklamak”
lık bulmak, karşılık görmek” NF 142/13, ME 85/4, HŞ 4176
KE 43r/6, yanut tigür- “karşılık yapşur- “yapıştırmak, tutturmak,
vermek” HŞ 2819 iliştirmek” NF 113/17, HKT
yanutla- “cevap vermek” İML 107 272a/3
yap 1.“ırmak, nehir” NF 66/11, 2. yapşurul- “yapıştırılmak, bitişti-
“pınar, kaynak” HKT 295a/7 e
ğ rilmek” HKT 418a/9
yap- “inşa etmek, yapmak” NF
i
t yaptur-“sıvamak, kaplatmak” KE
i
28/12, HKT 372a/5, HŞ 4179 m 113v/18
yap- 1.“kapamak, örtmek, gizle- y
a
yapuġ “örtü, çeki krş. yapuķ” ME
mek” KE 82v/21, ME 40/3, y
ı 93/5, yapuġġa kir- “örtünmek,
n
İML 119, 2. “isnat etmek” ME e kapanmak, örtüye girmek”ME
v
147/1 i
217/7
yapaġu “yapağı, tiftik, keçe” yapuķ“kapalı, kapanmış krş.
yapaġu bol- “yapağı olmak, ke- yapuġ” MN (1) 9/14
çe haline gelmek” ME 170/1, yapun- “örtünmek” ME 137/8
yapaġu ķoy “tiftik koyunu, ya- yapurġaķ “yaprak krş. yapraķ,
pağı yünlü koyun” HŞ 3088 yafraķ, yawurġaķ, yafraġ” NF
yapıġ “yapı, bina” İML 178 57/3, KE 12r/13, HKT 148a/4,
yapıġçı “yapıcı, mimar” İMl 155 İML 182, HŞ 1776
yapışuķ“yapışık, bitişik” KE yapurġaķla- “yapraklanmak, ye-
243r/6 şermek” KE 60r/12
yapķar-“örtmek, gizlemek” KE yapurġaķlıġ“yapraklı” HKT
150r/17 508b/3
yapraķ “yaprak krş yapurġaķ, yapuş- “yapışmak, tutmak, sıkıca y
yafraķ, yawurġaķ, yafraġ” NF sarılmak, sırnaşmak” NF 45/15,
43/14, HKT 301b/8, HŞ 4264, KE 120r/5, ME 85/4, HKT
662 | D r . Suat ÜNLÜ

327b/5, HŞ 4556 yapuşġan yar- (2) “öne geçmek” İML 106


“yapışan” HKT 426a/4, yara “yara” KE 185r/20, HŞ 4554,
yapuşmaķ “yakalama, tutma” yara ķıl- “yaralamak” HŞ 3721
HKT 309b/5, yapuşmış “yapı- yara- “yaramak, uygun düşmek,
şık, bitişik” HKT 312b/6 yakışmak, faydalı olmak” NF
yapuştur-1.“yapıştırmak, birbirine 389/14, KE 18r/18, MM 58/1,
eklemek, bağlamak” KE 92r/4, MN (1) 12/11, İML 75, HŞ
ME 26/3, HKT 309a/1, 2. “yak- 2254, K VII/44
laştırmak, katmak” HKT yaraġ (1) “silah, techizat, hazırlık
106b/6 krş. yaraķ” NF 7/17, KE 57r/17,
yapuşturul- “yapıştırılmak, eklen- ME 76/7, HŞ 3084, yaraġ bol-
mek” HKT 9a/7 “hazırlıklı olmak, hazırlanmak”
yar “tükrük, salya” NF 90/5, KE KE 77v/7, yaraġ it- “hazırlık
226v/16, ME 165/7 yapmak” HŞ 843, yaraġ ķıl-
yār (<F.) “dost, arkadaş, ahbap, “hazırlık yapmak” KE 44r/1,
sevgili” NF 203/12, KE MM 405/3, HŞ 1312
197r/17, MM 12/1, HŞ 3296, e
ğ
yaraġ (2) “takat, güç” NF 49/12,
MN (2) 37/371, yār bol- “dost i
t KE 165r/2, HKT 151a/4,yaraġı
barınça ķatıġlan- “ takatı ve
i
olmak, sevgili olmak” HŞ m

3336, yār-ı ġār “mağara dostu. y


a
güçü ölçüsünde dayanmak” ME
Hz. Ebu Bekr’in lakabı krş. y
ı 209/5,yaraġı ķudreti “gücü ve
yāru ġār” NF 104/8, yāru ġār kudreti” NF 226/7, yaraġı yet-
n
e
v
“mağara dostu. Hz. Ebu Bekr’in i “gücü yetmek, muktedir olmak
lakabı krş. yār-ı ġār” NF 94/4, krş. yaraġı yit-” ME 133/1,
yār-ı hemdem “yakın arkadaş, yaraġı yeterince ķatlan- “takatı
dost” HŞ 3037, yār ķıl- “dost ve güçü ölçüsünde dayanmak”
etmek, arkadaşlık yapmak” MN ME 116/1, yaraġı yit- “gücü
(2) 2/15, yār-ı maĥrem “en ya- yetmek, muktedir olmak krş.
kın dost” HŞ 3098 yaraġı yet-” HKT 91b/9,
yar- (1) “yarmak, kesmek, ikiye yaraġınça ķatıġlan- “takatı ve
bölmek, ayırmak, açmak” NF güçü ölçüsünde dayanmak” ME
82/9, KE 236v/20, ME 92/1, 212/4
MM 238/2, HKT 565a/6, İML yaraġ (3) “ince, arık” yaraġ ķıl-
110, HŞ 4779, MN (2) 8/77, “inceltmek, zayıflatmak” ME
yarġan 1. “yaran” HKT 135b/3, 74/4
2. “ortasından, içinden geçen” yaraġ (4)“yerde, duvarda vb. şey-
HKT 416b/2, yarmaķ “yarma” lerdeki yarık krş. yarıġ” KE
HKT 565a/6, HŞ 4098 164r/1
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 663

yaraġ (5) “yarar, fayda, fırsat” yaraġsız (1)“yararsız, uygun düş-


HKT 151a/4, K VII/45 meyen, kötü” KE 57v/8,
yaraġla-“hazırlamak” KE 225r/17 yaraġsız bol- “uygun düşme-
yaraġlan-(1)“hazırlanmak”KE mek, yararlanamamak” KE
225r/17 52v/18
yaraġlan-(2) “gücü yetmek, muk- yaraġsız(2) “hazırlıksız,
tedir olmak” HKT 499b/2, techizatsız” HŞ 2643
yaraġlanu bil- “muktedir olmak, yaraķ “silah, techizat krş. yaraķ
yapabilmek” HKT 499b/2 krş. yaraġ (1)” KE 123v/9
yaraġlı “hazırlıklı, techizatlı krş. yaralı “yaralı” HŞ 2713
yaraġlıġ (2), yarıġlıġ” HŞ 4191 yaramaz “yaramaz, boş” K VII/25,
yaraġlıġ (1)1.“yararlı, faydalı krş. yaramaz ol- “yaramaz olmak,
yaraġlıķ” KE 186r/4, ME boş olmak” K VII/29
133/5, yaraġlıġ bol- “yararlı yaramıķ “temellük eden, yaranmak
olmak, faydalı olmak” ME istiyen” İML 148
181/5, yaraġlıġ ķıl- “yararlı hale yaramsuķlan-“arkadaş olmak” ME
getirmek, faydalandırmak” ME 182/1
34/6 e
ğ yārān(<F.ç.) “arkadaş, dost” NF
yaraġlıġ (2) “silahlı krş. yaraġlı”
i
t 10/14, KE 197r/19, ME 122/3,
i
yaraġlıġ atlıġ “silahlı ve atlı m HŞ 1284
asker, tam teçhizatlı” KE y
a
yarar “yarar, fayda” KE 132v/4
112v/5 y
ı yarasaġ “yarasa” KE 170v/15
n
yaraġlıġ(3) 1. “gücü yeten, e yaraş- “uymak, yaraşmak, yakış-
v
mukedir” HKT 203b/2, her şe- i
mak, barışmak, alışmak, anlaş-
ye gücü yeten, muktedir, esma-i mak, ittifak kılmak” NF 175/9,
hüsna’dan el-ķādir” HKT KE 42v/15, ME 129/6, HKT
483a/8, yaraġlıġ bol- “gücü 487a/9, İML 94, HŞ 1907, MN
yetmek, muktedir olmak” HKT (2) 7/62, yaraşmaķ “barışma,
291b/9, yaraġlıġ bolu bil- barış” HKT 487a/9, yaraşmaķnı
“muktedir olmak, yapabilmek” kemiş- “teslim olmak” HKT
HKT 424b/7, yaraġlıġ ķıl- 259b/7,yaraşmas bol- “uyma-
“muktedir kılmak, güç ve kud- mak, yaraşmamak, yakışma-
ret vermek” HKT 179b/7 mak” ME 153/7
yaraġlıġ (4) “hazırlıklı, techizatlı” yaraşıķ (1) “yakışıklı” İML 147
HŞ 4093 yaraşıķ (2) “uyum krş. yaraşuķ”
yaraġlıķ “yararlı, faydalı krş. yaraşıķ vaķıt “uygun vakit, uy- y
yaraġlıġ (1)” KE 136v/15 gun zaman” ME 133/5, yaraşıķ
664 | D r . Suat ÜNLÜ

kemiş- “uzlaştırmak, barıştır- tık” HŞ 121 yaratıġ eyeleri “ya-


mak” ME 96/2 ratılanlar” HKT 358b/8
yaraşıķlıķ“uygunluk krş. yaratıġlıġ “yaratılmış, yaratılan”
yaraşuķluķ” yaraşıķlıķ ķılış- ME 96/1
“uzlaştırmak, uyuşturmak, ba- yaratıl- “yaratılmak, inşa edilmek,
rıştırmak” ME 117/1 yapılmak” NF 374/10, KE
yaraştur-“hazırlamak, düzeltmek, 8r/12, ME 88/4, MM 8/1, HKT
uzlaştırmak, barıştırmak, uy- 169a/9, MN (1) 10/7, HŞ 4613,
durmak, alıştırmak” NF 48/5, yaratılmış 1. “insan, insanoğlu”
KE 65r/2, ME 53/7, HKT HKT 556b/7, 2.“yaratık, mah-
178b/5, HŞ 4543 lukat” HKT 275a/9, yaratılmış
yaraşturul-“ıslah edilmek” HKT ādemįler “insanlar, insanoğulla-
189b/1 rı” HKT 387a/6
yaraşu “uygun, münasip” KE yarġa-“deri debbağlamak” HŞ
29r/17, HŞ 3554 3929
yaraşuķ “uyum, barış, anlaşma, yarġaķ “debbağı olmamış deri” KE
uyuşma krş. yaraşıķ (2)” e
ğ
83r/10
yaraşuķ kemiş- “uzlaştırmak, i
t yarġu “yargı, mahkeme, hüküm,
i
barıştırmak” HKT 61a/1 m zabt etme, sahiplenme” KE
yaraşuķluķ “uygunluk krş. y
a
23v/21, HŞ 1710, yarġuġa ba-
yaraşıķlıķ” yaraşuķluķ ķıl- “uz- y
ı rış- “mahkemeye gitmek” ME
laştırmak, uyuşturmak, barış-
n
e 196/8, yarġuġa duruş-
v
tırmak” ME 124/8 i “mahkemeye çıkmak” ME
yarat- “yaratmak” NF 277/10, KE 118/7
5r/7, ME 3/3, MM 58/3, HKT yarġuçı “hüküm veren, hakim” KE
517a/8, MN (1) 9/10, HŞ 4458, 181v/19
MN (2) 6/55, yaratġan 1. “yok- yarı (1) “yarı, yarım, yarısı krş.
tan var eden Allahu teala, esma- yaru(1), yarı” NF 54/16, MM
i hüsna’dan el-ħāliķ” NF 8/4, 201/2, HKT 68a/3, MN (1)1/4,
HKT 502a/2, İML 127, 2. “ya- HŞ 3651
ratan” HKT 502a/2, yaratmaķ yarı (2) “taraf, a doğru krş. yaru
“yaratma, yaratış” HKT 328b/5, (2)” HŞ 4422
İML 88, yaratmış “yaradılmış yārı “yardım krş. yārį”yārı bir-
mahluk” İML 138 “yardım etmek” HŞ 1724, yārı
yaratıġ 1.“yaratılış, yaratılma” ME ķıl- “yardım etmek” HŞ 1904,
88/4, HKT 409b/1, 2. “yaratma, yārı ķol- “yardım istemek” HŞ
yaratış” HKT 242a/3, 3. “yara- 2502, yārı tig- “yardım ulaş-
mak, yardım etmek” HŞ 622,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 665

yārı tile- “yardım istemek” HŞ yarılu yaz- “neredeyse yarıl-


622 mak, yarılmak” HKT 461a/3
yarı- “parlamak, ışımak, aydınlan- yarım “yarım, yarı, buçuk yaru(1),
mak krş. yaru-” HKT295a/9 yarı” NF 97/12, KE 9r/13, ME
yarıġ “yarık, delik krş. yaraġ” yarıġ 80/8, MM 177/2, HKT 76b/5,
bol- “yarılmak, yarılmış olmak, MN (1) 8/15, HŞ 3867, MN (2)
delinmek, delinmiş olmak” KE 2/12
25v/3 yarın “yarın, yarınki gün, ertesi
yarıġlıġ “zırhlı krş. yaraġlıġ (2),, gün krş. yarındası” NF 184/4,
yaraġlıı” KE 2r/1 KE 15r/9, MM 166/3, HKT
yarıķ“zırh” NF 71/12, KE 66v/12, 506b/7, İML 94 yarın tünle “ya-
HKT 409b/8, İML 173, yarıķ rın geceleyin” İML 185
et- “zırh yapmak, zırh doku- yarındası “yarın, yarınki gün krş.
mak” KE 207r/11, yarıķ eter yarın, yarınġı, yarınķı” KE
bol- “zırh yapmak, zırh doku- 33v/10, yarındası kün “yarın,
mak” KE 207r/11, yarıķ key- yarınki gün” KE 34r/10
“zırhlı savaş giyeceği giyme” yarınġı “yarınki krş. yarınķı,
ME 174/1, yarıķ ķıl- “zırh yap- e
ğ yarındası” HŞ 2096
mak, zırh dokumak” KE
i
t yarınķı “yarınki krş. yarınġı,
i
136v/13, yarıķ toķımaķ “zırh m yarındası” HŞ 3678
dokumak” HKT409b/9 y
a
yarış- (1) “bölüşmek, paylaşmak”
yarıķçılıķ “zırhçılık, zırh yapım y
ı ME 111/1
n
işi” KE 134v/11 e yarış- (2)“yarışmak krş. yarşa-”
v
yarıķlan-“zırh giyinmek” KE i
KE 76r/3, ME 110/2, HŞ 1124,
223r/7 yarışmaķ “yarış, yarışma” ME
yarıķ yaşıķ “zırh krş. yarıķ yışıķ” 74/4
NF 45/8, KE 133r/7 yarıt-“aydınlatmak krş. yarut-” KE
yarıķ yışıķ “zırh krş. yarıķ yaşıķ” 78r/18, HŞ 3173
NF 33/2 yārį (<F.) “yardım krş. yārı” NF
yarıl- “yarılmak, ikiye ayrılmak, 71/8, KE 42r/4, ME 36/3, HKT
açılmak” NF 12/16, KE 69r/5, 223b/9, AO III/14, yārį bėr-
ME 156/3, HKT 509b/1, İML “yardım etmek krş. yārį bir-”
104, HŞ 4483, yarılġan “yarı- NF 4/4, KE 34r/7, ME 9/6, MM
lan, parçalanmış” HKT 525a/5, 2/1, yārį bėriş- “yardımlaşmak
yarılmış yir “çukur, hendek” krş. yārį biriş-” ME 110/2, yārį
HKT 569b/6, yarılmış yumurtġa bir- “yardım etmek krş. yārį y
“yumurta kırmak” ME 84/5, bėr-” HKT 492a/1, yārį birgen
“yardım eden, yardımcı” HKT
666 | D r . Suat ÜNLÜ

538a/1, yārį birgüçi “yardım yurmak, emretmek,


eden” HKT 63b/6, yārį biril- fermanlamak” KE 107v/19, HŞ
“yardım edilmek” HKT 7b/3, 4717, yarlıġ kiltür- “emretmek,
yārį birilmiş “yardım edilmiş, emir getirmek, fermanlamak,
yardım görmüş” HKT 223b/9, ferman getirmek” MN (1) 2/13,
yārį biriş- “yardımlaşmak krş. yarlıġ tut- “emre itaat etmek”
yārį bėriş-” HKT 181a/8, yārį KE 58r/7, AO I/22, yarlıġ yürit-
birmek “yardım etme, yardım” “emretmek, buyruğunu yerine
HKT 178b/4, yārį birmek tile- getirtmek” HŞ 1810
“yardım istemek” HKT 180a/3, yarlıġa-“merhamet etmek krş.
yārį ıđıt- “yardım göndermek, yarlıķa-” İML 109
yardım göndertmek” ME 36/2, yarlıķ(1) “buyruk, emir, ferman
yārį tile- “yardım istemek” NF yarlıġ krş. yarlıġ (2)” KE
139/9, ME 130/5, HKT 22a/9, 20v/19
yārį tilen- “kendisinden yardım yarlıķ (2) “dostluk, yarlık” yarlıķ
istenmek” HKT 228a/4 it- “dostluk etmek, arkadaşlık
yārįci(<F.+T.)“yardımcı krş. e
ğ
etmek” HŞ 2164
yārįçi” ME 112/4 i
t yarlıķa- “esirgemek, rahmet etmek,
i
yārįçi(<F.+T.)“yardımcı krş. m bağışlamak, affetmek, buyur-
yārįci” NF 304/14, KE 197r/13, y
a
mak, emretmek krş. yarlıġa-”
HKT 371b/6, yārįçi bol- y
ı NF 3/15, KE 5r/16, ME 59/3,
“yardım etmek, yardımcı ol- HKT 107b/3, HŞ 4560, AO
n
e
v
mak” NF 304/14 i I/14, yarlıķaġan 1.“bağışlayan”
yarķaǾįl (<ö.a.) “Circis’in dirilttiği NF 116/12, KE 210r/4, HKT
ölü” KE 163r/7 164a/9, 2. “mağfiret eden, ba-
yarlı“zavallı, fakir krş. yarlıġ” yarlı ğışlayan, esma-i hüsna’dan el-
miskįn “zavallı, fakir, dilenci” ġaffār” HKT 438a/9, yarlıķaġan
AO III/17, yarlı tirligin ķıl- “di- tañrı “bağışlayan, mağfiret
lencilik yapmak” K I/45 eden, esma-i hüsna’dan el-
yarlıġ (1) “yoksul, fakir krş. yarlı” ġaffār” HKT 450b/7,
İML 148 yarlıķamaķ “bağışlama” HKT
yarlıġ (2)1.“buyruk, emir, ferman, 46b/3, yarlıķamaķ tile- “bağış-
yarlıķ krş. yarlıķ (1)” NF 40/13, lanmayı istemek, af dilemek”
KE 4r/18, MN (1) 16/8, İML HKT 86a/3, yarlıķayu tile “ba-
146, HŞ 158, AO II/15, yarlıġ ğışlanmayı istemek” HKT
bol- “buyruk olmak, emir ol- 86a/3, yarlıķayu tilegen “bağış-
mak, fermanlamak” KE 4r/13, lanmayı isteyen” HKT 49a/6
MN (1) 10/10, yarlıġ ķıl- “bu-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 667

yarlıķan- “bağışlanmak, affedil- 302b/6, İML 103, HŞ 1695,


mek” KE 127r/16, HKT 175b/1 MN (2) 14/129
yarlıķat-“affettirmek, bağışlatmak, yaruķ (1) 1.“parlak, aydınlık, ışık,
merhamete kavuşmak” KE nur” NF 241/6, KE 5v/1, ME
39r/20, HKT 197a/9, yarlıķatu 98/8, HKT 208a/4, HŞ 1153, 2.
ķol- “bağışlanmayı istemek” “aydınlatan, ışık veren” HKT
NF 444/10, yarlıķatu tile- “ba- 426a/2, 3. “aydınlatan, nurlu,
ğışlanmayı istemek” NF 4/4, nur saçan” HKT 72a/6, yaruķ
HKT 197a/9, yarlıķatu tilemek bol- “aydınlanmak, parlamak”
“bağışlanmayı isteme” HKT NF 241/9, KE 71r/6, ME 24/8,
197b/2 HKT 555b/7, HŞ 4174, yaruķ
yarlıķaw “lutuf, esirgeme” AO ķıl- “aydınlatmak, parlatmak”
IV/14 NF 241/11, KE 80v/8, HŞ
yarmaķ “yarmak, para, akçe, sik- 3153, yaruķ kün “açık, bulut-
ke” NF 117/14, KE 73r/11, ME suz gün” İML 185, yaruķ tut-
23/5, HKT 228a/8, yarmaķ saç- “aydınlatmak, rahatlatmak, nur-
“para dağıtmak” MN (2) 27/265 landırmak” HŞ 118, yaruķ
yarmaķçı “para kesen” İML 156 e
ğ yulduz “parlak yıldız” HKT
yarp “insanın sevincine yüzüne 340a/3, yaruķraķ “daha parlak,
i
t
i
gelen parlaklık, dinçlik” KE m daha aydın” KE 38v/11
181v/1 y
a
yaruķ (2) 1.“yarılmış, çatlak” ME
yarsı- “iğrenmek, tiksinmek” İML y
ı 84/5, HKT 495a/8, 2. “iki şey
n
104 e arasındaki mesafe, aralık, açık-
v
yarsızlıķ“kimsesizlik, yarsızlık” i
lık” HKT 341a/6
HŞ 1838 yaruķlıķ “ışık, aydınlık krş.
yarşa- “yarışmak krş. yarış-” İML yaruķluķ” HKT 574b/2,
110 yaruķlıķ ķıl- “aydınlatmak, ışık
yaru (1) “yarı krş. yarı (1), yarım” vermek” KE 164v/19
NF 135/16, KE 45v/14, ME yaruķluķ “ışık, aydınlık krş.
138/1, HKT 80a/8, yaru ķılış- yaruķlıķ ” KE 6v/21, HŞ 1354,
“paylaştırmak, bölmek” ME yaruķluķ bėr- “aydınlatmak”
116/5 KE 78v/10, yaruķluķ bir- “ay-
yaru (2) “ a doğru, yön, taraf, yan dınlatmak” HŞ 33, yaruķluķ is-
(2), yarı (2)” MM 99/2, HŞ 819 te- “aydınlık istemek, ışık is-
yaru- “aydınlanmak, ışımak, par- temek “ME 208/5
lamak krş. yarı-” NF 414/16, yaruķsuz“ışıksız, karanlık” y
KE 38v/11, ME 13/6, HKT yaruķsuz bol- “karanlık olmak”
ME 98/8
668 | D r . Suat ÜNLÜ

yarula- “yarıya ermek krş. yarıla-” yası “geniş, enli krş. yassı” yası
ME 138/1 alınlıġ “geniş alınlı” İML 140
yarulaş- “(ikiye) üleşmek, paylaş- yasla- “yas tutmak” ME 35/8, İML
mak” ME 116/5 112, HŞ 2770, yaslaġan tişi
yarun- “aydınlanmak” ME 208/5 “yas tutan kadın” ME 36/1
yarut-“aydınlatmak krş. yarıt-” NF yaslıġ“yaslı, matem içinde
257/4, KE 174r/16, ME 44/7, olan”yaslıġ tişi “yas tutan ka-
HKT 3b/9, İML 103, HŞ 1614, dın, üzüntülü kadın” ME 36/1
MN (2) 6/52, yarutġan 1. “ay- yasman “testi, şişe” HŞ 3015
dınlatan, ışık veren” HKT yasmin (<F.) “yasemin” HŞ 4245
349b/9, 2. “nur saçan, nurlu” yasmuķ “mercimek” NF 43/1, KE
HKT 320a/7 13v/18, HKT 9a/5
yas “yas, matem, bela, musibet” yassı “yassı, düz (ayakkabı için)
HŞ 4168, yas ķıl- “yas tutmak, krş. yası” KE 148v/6
matemde olmak” HŞ 2786, yas yassılıķ “genişlik, en” HKT 517a/4
teg- “bela ve musibete maruz yastan- “yaslanmak, dayanmak”
kalmak, üzülmek” ME 45/4, e
ğ
KE 237r/3, ME 184/7, HŞ 3920
yas ton kiy- “matem elbisesi i
t yastıķ “yastık krş yastuķ”İML 168
i
giymek, siyahlara bürünmek” m yastuķ “yastık krş yastıķ” NF
HŞ 3132, yas tonı “matem elbi- y
a
159/11, KE 213r/11, ME 95/1,
sesi” ME 36/1, yas tut- “üzül- y
ı HKT 572a/8
mek, kederlenmek” ME 35/8, yasuķsuz “geçitsiz”yasuķsuz yer
n
e
v
HŞ 2829 i “geçit vermeyen, geçitsiz yer”
yas-“dağıtmak, darma dağın et- ME 32/4
mek” KE 247v/7 yaş (1) 1.“ıslak, taze, yaş, yeşil”
yasa-(1) “hazırlamak, yapmak” KE ME 6/5, HKT 231b/1, HŞ
162r/5, ME 65/1, MN (1) 22/12 2763, 2. “taze ve yeşil bitki, ye-
yasa- (2) “idare etmek, hükm et- şillik” HKT 9a/4, İML 182, yaş
mek, tayin etmek, karar ver- baş “taze başak” HKT 555a/7,
mek” HŞ 2910 yaş ot “taze, yaş bitki”HKT
yā śabāĥāh (<A.) “ey onun sahibi” 565a/7, yaş yıġaç “fidan” HKT
NF 16/14 258a/5
yasaķ (1)“yasak vergisi” K I/37 yaş (2) “göz yaşı” NF 66/11, KE
yasaķ (2) “yasak” HŞ 1217 68r/14, ME 159/3, MM 36/4,
yasaķçı “yasak vergisini toplayan HKT 194a/7, MN (1) 21/12,
memur” K I/14 İML 140, HŞ 2202, MN (2)
yasavul “tanzim edici, düzenleyici, 7/64, yaş aķ- “ağlamak, göz ya-
hakim” HŞ 2910 şı akıtmak” NF 21/8, HŞ 4243,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 669

yaş aķıt- “ağlatmak, göz yaşı yaşça “yaş bakımından, yaşa göre”
akıtmak” NF 273/1, HŞ 2652, NF 201/17
yaş aķtur- “ağlattırmak, göz ya- yaşdaş “aynı yaşta olan krş. yaştaş”
şı akıttırmak” NF 242/14 KE 209r/19, HKT 512a/2
yaş (3) “ömür, yaş” NF 340/9, KE yaşġu “mızrak doğrultacak alet”
9v/5, ME 85/2, MM 206/2, HŞ ME 81/6
286, yaş yaşa- “ömür sürmek, yaşı-“parlamak, ışımak, yıldıramak
yaşamak” KE 68r/15, yaşķa krş. yışı-” HKT 340a/3, İML
teg- “belli bir yaşa ulaşmak, 114, yaşıġan “parlayan” HKT
belli bir yaşda olmak” NF 4/15, 566a/4
yaşķa yet-“belli bir yaşa ulaş- yaşıġ “pusuya yatan” İML 145
mak, belli bir yaşda olmak” NF yaşıķ (1)“miğfer krş. yışıķ” NF
4/14 45/8, KE 44r/4, İML 173
yaş (4) “genç, yaşça küçük, taze, yaşıķ (2) “güneş, gölge” KE 66v/7
bitki, nebat” KE 21r/7, HŞ yaşıl “yeşil, mavi krş. yeşil” NF
2759, yaş oġlan “küçük oğlan” 37/16, KE 33r/15, HKT 510b/4,
İML 143, yaş ön- “büyümek, MN (1) 8/10, HŞ 1445, yaşıl
yetişmek, yeşermek, taze olarak e
ğ bol- 1.“yeşile boyanmak” NF
bitmek” KE 90r/18
i
t 179/12, ME 162/7, 2. “yeşil-
i
yaş- “örtmek, gizlemek” ME 180/8 m lenmek, tazelenmek” KE
yaşa-“yaşamak” NF 101/8, KE y
a
160r/1, yaşıl ķıl- “yeşile dön-
30r/18, MN (1) 17/9, HŞ 699, y
ı dürmek, yeşil rengine çevir-
n
MN (2) 13/121, yaşamaķ “ha- e mek” ME 72/7, yaşılġa yitip
v
yat, hayat sürme” ME 75/2 i
ķara bolġan “siyaha dönük ye-
yaşar “yaş, sürülen ömür, yaşında” şil, koyu yeşil” HKT 510a/7
NF 289/7, KE 28r/4 yaşıllıķ “yeşillik” NF 319/9, ME
yaşar- “yeşermek, yeşillendirmek” 162/7
KE 60r/2, HKT 326a/1, HŞ yaşın “şimşek krş. yışın” KE
2763, yaşarġan “yeşeren, ye- 19v/14, ME 42/2, yaşın
şermiş” HKT 326a/1, yaşarġan yaşna- “şimşek çakmak” KE
nirse “bitki” HKT 203a/9 121r/4
yaşat-“ömür vermek, yaşatmak” yaşın-“örtünmek, gizlenmek krş.
HKT 418b/7 yeşin-, yaşun-” ME 129/1, İML
yaşart-“yaşatmak, yeşertmek” KE 123, yaşnu tur- “sessizce dur-
237r/1, ME 75/1 mak, gizlice durmak” HŞ 3740
yaşatıl- “ömür verilmek, yaşatıl- yaşır- “gizlemek, örtmek, sakla- y
mak” HKT 14a/5 mak” İML 108
yaşlaġ “pusu” İML 145
670 | D r . Suat ÜNLÜ

yaşlı“yaşlı, ihtiyar, yaşça büyük, ulaşmak” ME 234/6, yaşru dost


ömürlü krş. yaşlu, yaşlıķ (2), “gayri meşru münasebet kuru-
yaşlıġ(1), yaşlu” yaşlı bol- lan kimse” HKT 105a/1, yaşru
“yaşlanmak, ihtiyarlamak” HŞ söz “sır” ME 53/3, yaşru sözle-
4426 “gizlice söylemek, fısıldaşmak”
yaşlıġ (1)“yaşlı, ihtiyar, yaşça bü- ME 78/8
yük, ömürlü krş. yaşlu, yaşlıķ yaşrun “gizli, gizlice krş. yaşurun,
(2), yaşlı” NF 65/12, KE yaşru” KE 3r/6, ME 116/8, HŞ
28r/12, HKT 370b/2, HŞ 792, 2141
yaşlıġ bol- “yaşlanmak, ihtiyar- yaşsız “kurak (yer)” HKT 282b/2
lamak” ME 77/3 yaştaş“yaşıt, aynı yaşda olan krş.
yaşlıġ (2) “yaşlı, göz yaşlı” KE yaşdaş” HKT 435b/9
75v/15, yaşlıġ bol- “gözü yaş- yaşun-“gizlenmek krş. yaşın-,
lanmak, ağlamaklı olmak” KE yeşin-” KE 11r/18
191r/11 yaşur-“gizlemek, örtmek” NF
yaşlıġ (3) “taze sebze ve bitkiye 165/5, KE 36r/19, ME 58/8, HŞ
sahip olan” HKT 571a/2 e
ğ
4522, yaşurġu sav “sır, gizli
yaşlıķ(1)“yaşlık, ıslaklık” ME i
t söz” ME 36/8, yaşuru bar- “giz-
i
140/4 m lenerek varmak, gizliden gizliye
yaşlıķ (2) “yaşlı, yaşında krş. y
a
gitmek” ME 234/6
yaşlıġ (1), yaşlı” yaşlıķ bol- y
ı yaşurun “gizli, gizlice krş. yaşrun,
“yaşlanmak, ihtiyarlamak, ya- yaşru” KE 96r/21
n
e
v
şında olmak” MN (1) 17/9 i yat “yabancı krş. yađ” KE 66r/6,
yaşlu “yaşlı, ihtiyar krş. yaşlıġ (1), MM 261/4, HŞ 3344, yat bol-
yaşlıķ (2), yaşlı” yaşlu bol- “yabancı olmak, yabancılaş-
“yaşlanmak, ihtiyarlamak” ME mak” MM 306/2, MN (2)
101/3 17/160
yaşmaķ “başörtüsü, yaşmak” yaş- yat-“yatmak, kalmak, defnedilmek,
maķ urun- “başörtüsü örtmek, gömülmek, dağılmak” NF
yaşmak takmak, örtünmek, ka- 316/2, KE 33r/4, ME 136/1,
panmak” KE 29v/12 MM 77/1, HKT 81b/6, İML
yaşna- “şimşek çakmak krş. yışna- 128, HŞ 3004, MN (2) 15/149,
” KE 68v/6, ME 24/3 yatġu yer “yatak krş. yatġu yir”
yaşru “gizli, gizlice krş. yaşrun, ME 37/8, yatġu yir 1.“yatak krş.
yaşurun” HKT 36a/2, yaşru yatġu yer” HKT 81b/6, 2. “dü-
baķ- “gizlice bakmak, göz at- şecek, düşüp ölecek yer” HKT
mak” HKT 507b/9, yaşru bar- 67b/8
“gizlice varmak, gizili gizli yata- “aciz olmak” İML 124
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 671

yatalıķ “yatacak yer” ME 46/4 yāve ķıl- “kaybetmek, elinden


yatġır- “uyutmak, yatırmak krş. gitmek” HŞ 1721
yatur- yatķur-, yatġur-”İML yava “karışık” İML 191
131 yawa “yitik, kayıp” yawa bar-
yatġur- “uyutmak, yatırmak krş. “kaybetmek, yitirmek” ME
yatur- yatķur-, yatġır-” NF 11/7, yawa ķıl- “yitirmek, kay-
90/10, KE 220r/2 betmek” ME 2/1
yatıl-“yayılmak krş yađıl-, yayıl-, yavaş “tabiat ve görüşü hoş adam”
yazıl-” HKT 500b/2 İML 147
yatır “türbe, evliya türbesi” HŞ yavaşlıķ “yavaşlık, mülayimlik”
3242 yavaşlıķ yumşaķlıķ “yavaşlık,
yatış- “birlikte yatmak” ME 115/6 mülayimlik, ılımlı” KE 237v/8
yatķur- “uyutmak, yatırmak krş. yawlaķ (1) “çok, iyi, güzel, pek,
yatur- yatġur-, yatġır-” NF 9/9, gayet” NF 106/13, KE 11v/12,
KE 185r/18 yawlaķ telim “çok, bir çok, sa-
yatlıġ “kahinlik, yada taşı ile yapı- yısız” KE 2v/8, yawlaķ ķatıġ
lan bir tür kamlık” KE 88v/13 “çok ağır, çok şidettli” KE
yatsıġ “yatsı, yatsı vaktı krş. yatsu” e
ğ 122r/8, yawlaķ köñülli “gayet
NF 25/16, MM 125/3, İML
i
t iyi niyetli, gayet güzel kalpli”
i
184, yatsıġ namāzı “yatsı nama- m KE 195r/2
zı” NF 170/6, KE 244r/19, y
a
yawlaķ (2)“kötü, fena, değersiz”
yatsıġ vaķtı “yatsı namazı vak- y
ı HŞ 980
n
tı” NF 170/6, yatsıġ bol-“yatsı e yavlat- “yitirmek, kaybetmek” ME
v
vakti olmak, yatsı namazı vakti i
39/2
gelmek” NF 318/17 yavru “kuş yavrusu” İML 176
yatsu “yatsı krş. yatsıġ” HKT yavu- “yaklaşmak, cinsel ilişkide
343a/3 bulunmak krş. yawu-, yaġu-”
yatur- “yatırmak, uyutmak krş. KE 208r/7
yatġur-,yatķur-, yatġır-” NF yawu- 1.“yaklaşmak, cinsel ilişki-
8/9, ME 20/8, MM 197/2, HŞ de bulunmak krş. yavu-, yaġu-”
4530 NF 299/6, KE 242v/11, ME
yaǾūķ (<ö.a.) “Hz. Nuh’un kavmi- 14/6, HKT 503a/5, 2. “yardımcı
nin taptığı putlardan birinin fiil, hemen hemen olmak, ne-
adı” HKT 549b/9 redeyse olacak hale gelmek”
yāve (<F.) “kaybolma, kaybolmuş, HKT 430b/6, yawumaķ “yak-
kayıp, heder” yāve bol- “kay- laşma, yakınlık” HKT 413a/1 y
bolmak, kaybolmuş” HŞ 2429, yavuķ “yakın, eş dost krş. yawuķ,
yaġuķ (2)” KE 164v/21 , MN
672 | D r . Suat ÜNLÜ

(1) 22/11, AO IV/17, MN (2) HKT 404b/8, yawuķluķ ķılış-


15/146, yavuķ bol- “yaklaşmak, “birbirine yaklaşmak, cinsi mü-
yakınlaşmak” KE 9v/3 nasebete bulunmak “ME 195/1
yawuķ (1) “mağara” NF 343/7 yavumaslıķ “yaklaşmama, uzak-
yawuķ (2) “yakın, eş dost krş. laşma” ME 59/7
yavuķ, yaġuķ” NF 20/14, KE yawun- “yaklaşmak, yakın olmak”
89r/1, ME 106/4, HKT 558b/5, HŞ 1192, yawunġu eđgü
HŞ 3558, 2. “akraba, soy sop” Ǿameller “Allaha yaklaştıracak
HKT 526a/5, yawuķ güzel davranışlar” “NF 2/15
bol- “yaklaşmak, yakınlaş- yawurġaķ“yaprak krş. yafraķ,
mak” NF 251/6, HKT 505a/7, yapurġaķ, yafraġ” KE 174r/5
2. “yardımcı fiil: Hemen hemen yawuş- “birbirine yaklaşmak” KE
olmak, neredeyse olacak hale 140v/1, ME 126/3, HŞ 4265
gelmek” HKT 486a/7, yawuķ yavut-“birbirine yaklaşmak krş.
bolġan “yaklaşan” HKT 505a/7, yawut-, yaġut-” KE 30r/21
yawuķ ķıl- “yaklaşmak, yawut-1.“yaklaşmak krş. yavut-,
yakınlaşmak, yaklaştırmak” NF e
ğ
yaġut-” ME 5/5, 2. “yaklaştır-
225/1, KE 216v/3, yawuk ķılın- i
t mak” NF 332/1, ME 23/2, HKT
148a/3, yawutmaķ “yaklaşma,
i
“yaklaştırılmak” HKT 355a/7, m

yawuk ķılınmış “yaklaştırılmış” y


a
yakınlaşma” ME 224/2
HKT 159b/3, yawukraķ 1. “da- y
ı yawuttur- “yaklaştırmak, yakınlaş-
ha yakın, en yakın” HKT tırmak” ME 106/4
n
e
v
320b/5, HŞ 3740, 2. “daha ya- i yawutul- “yaklaştırılmak, yakınlaş-
kın, daha uygun” HKT 121a/2, tırılmak” HKT 566a/3
3. “yakın akraba” HKT 26a/2, yavuz “kötü, fena krş. yawuz” MN
yawukraķ tiriglik “dünya haya- (1) 12/11, İML 152, MN (2)
tı” HKT 516b/7 13/123
yawuķ-“yaklaşmak, yakınlaşmak” yawuz “kötü, fena krş. yavuz” NF
KE 45r/12 2/15, KE 67v/8, ME 44/7, MM
yawuķlan- “yaklaşmak, yakın ol- 42/2, HKT 243a/9, yawuz bol-
mak” KE 113v/13 “kötü ve çirkin olmak” NF
yawuķluķ 1.“yakınlık” NF116/8, 442/7, KE 41v/6, HKT 115a/3,
HKT 435a75, HŞ 945, 2. “ak- yawuz iş “kötü iş, kötülük”
rabalık” HKT 75a/3, yawuķluķ HKT 447a/4, yawuz ķalġanlar
eyesi ķoşnı “yakın komşu” “kötü nesil” HKT 298a/1,
HKT 82a/5, yawuķluķ ķıl- yawuz ķıl- “kötülük et-
“yaklaşmak, cinsi münasebette mek “NF 252/12, KE 134r/20,
bulunmak” NF14/5, ME 119/5, ME 103/2, HKT, yawuz ķılġan
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 673

“kötülük eden” HKT 452a/8, “lekesiz ve kusursuz bir halde”


yawuz soñlar “kötü nesil” HKT HKT 302a/3
166b/5, yawuz yaħşı “iyi ve kö- yawuzluķsuz “kusursuz krş.
tü” KE 27r/15, yawuz ya- yawuzluķsız” yawuzluķsızun
man “kötü, çok kötü” KE “lekesiz ve kusursuz bir halde”
88r/19, yawuzraķ “daha kötü, HKT 361b/1
en kötü” KE 45r/17, HKT yay (1) “yaz, yaz mevsimi krş.
457b/6 yaz” KE 18r/4, MM 45/2, HKT
yawuzla-“ayıplamak, kötü saymak, 581a/5, İML 184, HŞ 1960, yay
iftira etmek” KE 84r/8, ME u ķış “yaz ve kış” KE 249v/1,
69/6 yay keçür- “yaz mevsimini ge-
yawuzlan-“kötülenmek” KE 99r/11 çirmek” ME 148/5
yavuzluġ“kötülük krş. yawuzlıķ, yay (2) “yay, ok atma aleti, yay
yawuzluķ” MN (1) 19/4 burcu, burc-ı kavs krş. ya (1),
yawuzlıķ“kötülük krş. yawuzluķ, yā” KE 66v/5, İML 173
yavuzluġ, yavuzluķ” KE 81v/8 yay-“yaymak, dağıtmak, sermek,
yawuzluķ (1)1.“kötülük krş. açmak krş. yađ-” NF 57/13, ME
yawuzlıķ, yavuzluġ, yavuzluķ” e
ğ 57/5, MM 410/4, HKT 464a/7,
NF 397/8, KE 129r/11, ME
i
t HŞ 1401, MN (2) 4/39, 2.
i
33/2, MM 98/2, HKT 262b/8, m “yaymak, döşemek” HKT
MN (1) 22/15, 2. “iyilik” HKT y
a
563b/9, İML 105, 3. “uzatmak”
195a/7, yawuzluķ āşkāre bol- y
ı HKT 106a/5, 4. “ifşa etmek”
n
“kötülüğü ve çirkinliği dışa e HKT 88b/6, yaya bir- “yayı-
v
vurmak, çirkin bir şekil almak” i
vermek, yaymak krş. yayı bir-”
HKT 541b/2, yawuzluķ içinde HKT 555a/1, yayġan 1. “bir çok
ĥaddın keçgen nirse “çok çirkin kimseye duyuran, etrafa yayan”
söz, iş, vs.” HKT 24a/6, HKT 353a73, 2. “açan, uzatan”
yawuzluķ ķıl- “kötülük etmek” HKT 241b/5, yayı bir- “dağıtı-
KE 131r/5, ME 46/4, HKT vermek, yayıvermek krş. yaya
504a/9, yawuzluķ ķılış- “karşı- bir-” HKT 555a/1, yaymaķ 1.
lıklı kötülük ve çirkinlik yap- “bir çok kişinin duymasını sağ-
mak” ME 120/5, yawuzluķ lama, yayma” HKT 560a/2, 2.
tegür- “kötülük dokundurmak” “açma” HKT 273b/3
NF 168/12 yayaġ “yayan krş. yađaġ, yadaġ,
yavuzluķ“kötülük krş. yawuzlıķ, yayaķ” KE 114v/2, yayaġ ķoy-
yavuzluġ, yawuzluķ” HŞ 4697 “yayak bırakmak” ME 28/4 y
yawuzluķsız“kusursuz krş. yayaġ çekürge “bit” HKT 161a/4
yawuzluķsuz” yawuzluķsızın yayaġla- “yaya gitmek” ME 178/3
674 | D r . Suat ÜNLÜ

yayaķ “yayan krş. yađaġ, yadaġ, siminin geçmesi” MN (2) 9/86,


yayaķ” İML 153 yaz kil- “ilkbahar mevsiminin
yayġa-“ağız çalkalamak” MM 87/2 geçmesi” HŞ 517, yaz faślı “yaz
yayıl- 1.“yayılmak, dağılmak, ço- mevsimi, ilk bahar mevsimi”
ğalmak krş. yađıl-, yazıl, yatıl-” HŞ 1509, yaz yili “yaz rüzgarı,
NF 112/6, KE 6v/19, ME ilk bahar rüzgarı” HŞ 1497
133/3, HKT 387a/6, HŞ 2920, yaz- (1) “yazmak” KE 92r/4, HŞ
2. “serilmek, döşenmek” HKT 4685
572b/1, 3. “açılmak, ortaya ko- yaz-(2) “günah işlemek, karşı gel-
nulmak” HKT 566a/2, 4. “bir mek, suç işlemek, doğru yoldan
çok kişi tarafından duyulmak, çıkmak, yanılmak” KE 145r/2,
şüyu bulmak” HKT 337a/7, ME 11/4, HKT 62a/8, İML
yayılġan “etrafa yayılan” HKT 102, yazġan “günahkar, asi, ita-
558a/8, yayılġan ot “gittikçe atsiz” ME 74/7, HKT 296b/6,
büyüyüp yayılan ateş” HKT yazmaķ “azma, sapma, karşı
321b/4, yayılmış 1. “yayılmış, gelme, isyan” HKT 403b/3
serilmiş” HKT 572a/8, 2. “sıkı e
ğ
yaz- (3) “yaymak, sermek krş. yađ-
ve kapalı olmayan, açık” HKT i
t ” KE 61r/8, HŞ 3196
i
114b/3, 3. “açılmış, ortaya ko- m yaz- (4) “çözmek, açmak” HŞ 298
nulmuş” HKT 272a/4 y
a
yaz-(5) “yaklaşmak bildiren yar-
yayla- (1)“yaylamak, yaylaya çık- y
ı dımcı fiil” HŞ 3269
mak” ME 148/5 yaz-(6) “yardımcı fiil: neredeyse
n
e
v
yayla- (2)“yaz geçirmek” İML 114 i olacak hale gelmek, hemen he-
yaylaġ“yaz geçirilecek yer, yayla” men olmak” HKT 461a/3
İML 179, HŞ 1003 yazġur- “müsadere etmek” ME
yayna-“ısrarla rica etmek” HŞ 112/2
1674 yazı “ova, kır, yazı, çöl” KE 62v/4,
yaynaķ“baytar orağı (bıçağı)” İML ME 14/1, HKT 307b/9, MN (1)
160 17/11, İML 177, HŞ 1380, yazı
yaz“ilkbahar, ilkbahar mevsimi bol- “düzleşmek, dümdüz ol-
krş. yay” KE 42r/21, MM mak” KE 234r/5
390/2, İML 184, HŞ 3954, MN yazıçı “yazıcı, katip” NF 137/13
(2) 9/83, yaz u küzi “ilkbahar yazıķ “günah, suç krş. yazuķ”
ve sonbahar” KE 249v/1, yaz yazıķ baġışla- “kusur affetmek,
bol- “ilkbahar mevsiminin gel- suç bağışlamak” İML 113
mesi, yaz gelmek” KE 57r/10, yazıķlıġ“günahlı, kusurlu krş.
HŞ 1510, yaz kiç- “yaz mevsi- yazuķluġ, yazuķluķ, yazuķlu”
mini geçirmek, ilkbahar mev- İML 149
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 675

yazıl-(1)“yazılmak” KE 77v/14, nah taşımak” ME 193/3,


HŞ 4670 yazuķġa nisbet ķılmaķ “günaha
yazıl-(2) “yayılmak, açılmak, se- sürükleme, günaha sokma”
rilmek krş. yađıl-, yatıl, yayıl-” HKT 511b/6
KE 56r/7, İML 104 yazuķla-“suçu sebebiyle birini
yazıla- “pislemek” KE 14r/12 yakalamak” HŞ 364
yazılan- “pislemek” KE 174v/4 yazuķlu“günahkar, suçlu krş.
yazla-“yaz (ilkbahar) geçirmek” yazuķluġ, yazuķluķ, yazıķlıġ”
İML 103 ME 87/4, MM 290/3
yazmış “hata, günah” ME 179/1 yazuķluġ “günahkar, suçlu krş.
yazuķ “günah, suç krş. yazıķ” NF yazuķlu, yazuķluķ, yazıķlıġ”
44/15, KE 59r/21, ME 30/7, NF 38/15, KE 156r/5, ME 80/6,
MM 290/2, HKT 114a/8, MN HKT 427a/2, yazuķluġ bol-
(1) 12/12, HŞ 3347, yazuķ bol- “günahkar olmak, suç işlemek”
“günaha girmek, suçlu olmak” NF 275/13
KE 74v/2, yazuķ içinde ĥaddın yazuķluġlıķ “suçluluk” KE 90v/5
keçmek “çok günah işleme” yazuķluķ “günahkar, suçlu krş.
HKT 114b75, yazuķ ķazġan- e
ğ yazuķlu, yazuķluġ, yazıķlıġ”
“günah kazanmak, günaha gir-
i
t KE 238r/3
i
mek” ME 137/7, yazuķ kemiş- m yazuķsız “günahsız krş. yazuķsuz”
“günahları affetmek, bağışla- y
a
KE 116r/17, yazuķsız bol- “gü-
mak” HKT 165b/5, yazuķ ķıl- y
ı nahsız olmak, günah işleme-
n
“günah işlemek” NF 86/11, KE e mek, masum olmak” KE 235r/4
v
15r/14, ME 18/5, HKT 568a/8, i
yazuķsızlıķ “masumluk” KE 90v/5
yazuķ ķılġan “günahkar” HKT yazuķsuz “günahsız krş. yazuķsız”
120b/8, yazuķ ķılmaķ “günah NF 86/11, yazuķsuz bol- “gü-
işleme” HKT 520a/6, yazuķ nahsız olmak, günah işleme-
kötür- “günah yüklenmek, gü- mek” NF 244/4
nah taşımak” HKT 259a/9, yė-“yemek krş. ye-, yi-” KE
yazuķ örtgen “kefaret” HKT 36v/22, ME 137/5, MM 172/1
111b/6, yazuķ üze peyvestelıķ ye-“yemek krş. yė-, yi-” NF
ķıl- “günah işlemeye devam 146/12
etmek, günahta ısrar etmek” yebed (<ö.a.) “Mü’tefikat’ın dört
HKT 476a/6, yazuķ yanutı “gü- büyük putundan biri” KE 57r/4
nahın cezası” HKT 350a/9, yeǿcūc (<ö.a.)“kıyametin alametle-
yazuķ yap- “günaha girmek, rinden olup insanları kötü yola y
suç işlemek” ME 193/3, yazuķ sevkedeceğine inanılan bir ka-
yükle- “günah yüklenmek, gü- vim” KE 175r/3, HKT 291b/4
676 | D r . Suat ÜNLÜ

yeǿcūc ve meǿcūc yėgirmi bėş “yirmi beş (25) krş.


(<ö.a.)“kıyametin alametlerin- yigirmi bėş” KE 56r/10, MM
den olup insanları kötü yola 213/2
sevkedeceğine inanılan bir ka- yėgirmi bėş miñ “yirmi beş bin
vim” NF 338/6, KE 160r/12 (25000)” KE 112r/5
yėdür- “yedirmek krş. yidür-, yitür- yėgirmi bir “yirmi bir (21)” KE
(2)” NF 300/2, KE 79r/11, ME 175r/15
31/5 yėgirmi ėki“yirmi iki (22)” KE
yėdürmek “yedirme” yėdürmek 107r/17
tile- “yedirmek isteme” ME yėgirmi ėki miñ “yirmi iki bin
214/3 (22000)” KE 245r/16
yefŝār (<ö.a.) “Yusuf peygamberin yėgirmi miñ “yirmi bin (20000)”
kardeşi” KE 65r/5 KE 77v/10
yefşān (<ö.a.) “İbrahim peygambe- yėgirmişer “yirmişer” KE 42r/21
rin Fütur’dan olan altı oğlundan yėgirmi taķı bėş “yirmi beş
biri” KE 56r/6 (25)”MM 187/2
yeg “yeğ, tercih edilen, üstün tutu- e
ğ
yėgirmi toķuz “yirmi dokuz(29)
lan krş. yėg, yig” NF 265/16, i
t krş. yigirmi toķuz” KE 202v/7
yegrek “daha iyi, daha güzel”
i
m yėgirmi tört “yirmi tört (24) krş.
NF 208/3 y
a
yigirmi tört” KE 62v/14
yėg “yeğ, iyi, daha iyi krş. yeg, y
ı yėgirmi tört miñ “yirmi dört bin
yig” KE 68r/19, MM 41/3, (24000)” KE 64r/16
n
e
v
yėgrek “daha iyi, daha güzel” i yėgirmi üç “yirmi üç (23)” KE
KE 38r/15, MM 243/3 2r/12
yegāne (<F.) “yegane, tek, tek bir” yėgirmi yėti “yirmi yedi (27)” KE
HŞ 1498 93r/20
yegele- “eğilmek” İML 105 yėgü “yiyecek, aş, yemek krş.
yėgen “yemiş, yiyecek” KE yigü, yėyim, yim, yėm” KE
175r/21 80r/11, ME 31/6, yėgü içgü
yegen (<ö.a.) “Yegen Bey, Osman- “yeme içme” KE 29v/18, yėgü
lı Padişahı Fatih tarafından içim “yeme içme” KE 228v/4
Eminek Mirza’ya gönderilen yehūdā (<ö.a.) “Yusuf peygambe-
bir kişi” yegen beg “bkz yegen” rin kardeşi” NF 353/14, KE
K VI/30 62v/21
yėgirmi “yirmi (20) krş. yigirmi” yek “şeytan” ME 173/3, İML 138
KE 237v/10, MM 188/4 yekin-“tutkuyla davranmak” KE
58r/18
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 677

yek-şenbe (<F.) “pazar günü krş. yelken “yelken” NF 396/3, yelken


yek-şenbih” yek-şenbe kün “pa- kötür- “yelkenleri yükseltmek”
zar günü” E 3r/21 ME 10/3, yelkenleri kötrülmiş
yek-şenbih (<F.) “pazar günü krş. “yelkenleri yükseltilmiş” HKT
yek-şenbe” NF 5/9 508b/9
yekşūm (<ö.a.) “Eshabüǿl-fil za- yelpi-“yelpazelenmek, yelpaze ile
manında Yemen hükümdarı serinletmek” NF 235/15, KE
Esmaha’nın künyesi” KE 143v/14, ME 97/8
179v/15 yelpin- “serinlenmek” ME 186/7
yėl 1.“yel, rüzgar krş.yel, yil” KE yelpise “yelpaze” NF 235/15, ME
14r/13, ME 138/8, MM 47/2, 2. 97/8
“heves” MM 46/2, yėl yelük “bayrak, süngü ucuna asılan
tegirmeni “yel değirmeni” KE bayrak” KE 125r/6, yelük as-
239r/10, yėl bėr- “yel vermek, “bayrak asmak, bayrak takmak”
rüzgar vermek” KE 195v/10, KE 125r/3, yelük ķıl- “bayrak
yėl ķop- “yel çıkmak, rüzgar yapmak” KE 125r/4
çıkmak” KE 74r/12, yėl ür- “yel yėm “yiyecek, yemek, krş. yim,
çıkarmak, yel esmek, rüzgar e
ğ yėyim, yigü, yėgü” KE 118r/2,
çıkarmak” KE 231r/3 yėm içim “yiyecek, rızık” KE
i
t
i
yel (1) “yel, rüzgar krş. yėl, yil” m 61v/19, yėm bėr- “yemlemek,
NF 41/17, yel es- “yel esmek, y
a
yem vermek” KE 117v/19, yėm
rüzgar esmek” NF 113/16, yel y
ı bol- “yem olmak, yenilmek”
n
ķop- “yel çıkmak, rüzgar çık- e
v
KE 26r/5, yėm ķıl- “yem olarak
mak NF 338/4, yel tezgin- “yel i
vermek, yem yapmak, yem ola-
savurmak, yel tarafından götü- rak kullanmak” KE 206r/19
rülmek” NF 109/2 yemdü “kasık kılı krş. yamdu” ME
yel (2) “yele, at yelesi” HKT 215/5
560a/1 yėmek “yemek krş yemek” MM
yėl-“koşmak, hareket etmek krş. 298/3
yel-, yil-” MM 373/3 yemek “yemek krş yėmek” NF
yel-“koşmak, hareket etmek krş. 185/8
yėl-, yil-” NF 133/7, KE 30v/12 yemen (<ö.a.) “yemen” NF 30/7,
yėldür- “koşturmak” NF 70/17 KE 17r/12
yėler- “(yelde) savurmak, savur- yemenį (<ö.a.) “Yemenli olan Ye-
mak” ME 104/8 men’e ait olan” NF 92/11
yelin “inek, koyun vb. hayvanlarda yemilçi-“(et) bozulmak, kokmak, y
memenin süt toplanan bölümü” çürümek” ME 35/3
NF 22/16
678 | D r . Suat ÜNLÜ

yemįn (1) (<A.) “ant, yemin” ye- yene “yine krş. yana” K V/18
mįn-ü Ǿatāķ “ azatlık yemini” yenge “büyük kardeşin karısı” İML
MM 264/1 144
yemįn (2) (<A.) “kuvvet, kudret” yengeç (1) “yengeç burcu” İML
HKT 444b/8 133
yemiş “meyva, yemiş krş. yimiş” yengeç (2) “yengeç” HŞ 1806
KE 12v/16, ME 152/8, yemiş yeñi “yeni krş. yañı, yanı” İML
ter- “yemiş toplamak” KE 151, yeñi kün “Nevruz, Nevruz
117v/16 günü” İML 184
yemişsiz “meyvasız” KE 237r/1 yeñil “hafif, kolay krş. yiñil, yüñül,
yėmlen-“beslenmek, yemek” ME yünül” yeñilrek “daha hafif, da-
147/4 ha kolay” KE 213v/3
yemür-“yıkmak krş. yamur-” ME yeñile- “yenilemek, tecdit eyle-
89/3 mek” İML 107
yemyeşil “aşırı yeşil” İML 168 yeñillik “hafiflik” KE 211r/7
yėñ “yen, elbise kolu krş. yeñ, yiñ yeñilt- “hafifletmek” KE 213v/9
(2)” ME 89/7 e
ğ
yeñiş-“birbirini yenmek” ME
yeñ “yen, elbise kolu krş. yėñ, yiñ i
t 108/8
i
(2)” NF 422/11, KE 50v/12, m yėr “yer, yurt, dünya, makam, orun
İML 166, yeñ salış- “kolları y
a
krş. yer, yir” KE 2v/14, MM
açmak, kollarını bırakmak y
ı 51/1, yėr kök teñrisi “yerin ve
(ağaçlar için dallarını serbest göğün sahibi olan Allah” KE
n
e
v
bırakmak)” KE 68v/1 i 43v/21, yėr mülki “yeryüzün-
yėn- “yenmek, yenilmek krş. yeñ-” deki nimetler” KE 4v/20, yėr
KE 12v/17, MM 235/4 suw “yer, mal, mülk, dünya”
yeñ- “yenmek, galip gelmek, ka- KE 3r/18, ME 169/7, yėr yurt
zanmak krş. yėn- ” NF 151/7, “vatan, ülke, toprak” KE 49r/2,
KE 229r/21, ME 36/5 yėr yüzi “yer yüzü, dünya” KE
yenç- “ezmek, döğmek, kesmek, 4v/13, MM 52/2
saplamak krş yanç-” KE yer “yer, yurt, dünya, makam, orun
119v/11, ME 70/1 krş. yėr, yir” NF 14/5, ME 31/3,
yençil-“ezilmek, dövülmek” KE AO II/34,yer Ǿālemi “dünya”
74r/8 NF 170/12, yer ħablesi “ yerin
yençük “av için kullanılan bele tapusu” Ka II/16, yer ķaz- “çu-
bağlı küçük torba” KE 35v/14 kur açmak” NF 338/13, yer
yençüklüg “yençüğü olan” KE keltür- “istenileni, gerekeni
85v/14 yapmak” NF 68/11, yer kök
yeñdür- “galip getirmek” ME 14/3 “evren” NF 191/1, yer öp- “yeri
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 679

öpmek, toprağı öpmek” K sonra tebligatta bulunmuştur”


VII/15, yer suwı “pınar” AO HKT 134a/1
II/26, yer tėpre- “deprem ol- yesįr (<A.) “esir krş. yisir, esįr”
mak” KE 46r/4, yer yarıl- “yer KIII/18
yarılmak, ikiye bölünmek” NF yeŝrib (<ö.a.) “Medine şehrinin
89/4, yer yurt “vatan, ülke, top- eski adı. Hicretten sonra şehre
rak” NF 63/8, yer yüzi “yer yü- Medinetüǿn-Nebi adı verilmiş-
zü, dünya” NF 10/10, yerli tir.” HKT 400a/7
kökli “dünya, evren, yer ve gök yestāĥir (<ö.a.) “Yusuf peygambe-
arası” NF 9/7 rin kardeşi” KE 66v/16
yer- (1)“yermek, kötülemek, azar- yesŧįūrį (<ö.a.) “bir Hıristiyanlık”
lamak krş. yir-” NF 9/7, KE KE 66v/16
150r/9, ME 94/2, yermek “yer- yeş-“çözmek” ME 19/3, HKT
me, azarlama” ME 67/4 302a/6
yer- (2) “ermek, ulaşmak” İML yeşil“yeşil rengi krş. yaşıl”İML
105 180
yeraħħana (<ö.a.) “Firavn’ın yeşin-“gizlenmek, örtünmek, sak-
Şemǿūn da denilen cadılarının e
ğ lanmak krş. yaşın-, yaşun-”
ulusu” KE 112v/20
i
t HKT 583b/5
i
yerigle- “yermek, hakir görmek m yėt-“ulaşmak, yetişmek, erişmek,
krş. yėrügle-” ME 182/7 y
a
yeterli olmak, yetmek krş. yet-,
yerince “usulüne göre” yerince ķıl- y
ı yit-” MM 35/4
n
“usulüne göre yapmak” ME e yet-“ulaşmak, yetişmek, erişmek,
v
141/6 i
yeterli olmak, yetmek krş. yėt-,
yeriş-“birbirini yenmek” ME 204/1 yit-” NF 23/9, KE 42r/6, ME
yėrlen- (1)“yerleşmek, ikamet et- 19/8, Ka II/6
mek” KE 107v/21 yėtegü “yedisi, yedisi birlikte” KE
yėrlen- (2) “büyük abdest bozmak” 66v/15
MM 76/2 yetgür-“yetiştirmek, ulaştırmak
yėrlik “yer” KE 68r/21 krş. yetür-, yėtür-, yitgür-,
yėrlü “tam iyice” ME 157/4 yitkür-” NF 415/4, ME 26/2
yėrügle- “yermek, hakir görmek yėti “yedi (7) krş yeti, yetti, yėtti,
krş. yėrigle-” ME 171/3 yiti (1)” KE 3r/17, yėti yolı
yėrünç “iğrenç, kötü” yėrünç iş “yedi kez” KE 17v/15
“ahlaksızlık” ME 110/4 yeti “yedi (7) krş. yėti, yetti, yėtti,
yesaǾ(<ö.a.)“Hz. Elyesa. yiti (1) ” NF 98/5 y
İsrailoğullarına gelen peygam- yetig “krş yitig iyice, çok, tam krş.
berlerden biri olup Hz. İlyas’tan yitük” NF 82/8
680 | D r . Suat ÜNLÜ

yėtig “ keskin krş. yiti (2), yitik, yėti yüz on“yedi yüz on (710)” KE
yitig (1)” yėtig bol- “keskin ol- 249v/14
mak, iyi kesmek”MM 330/4 yėti yüz toķuz “yedi yüz dokuz
yetil- “yetişilmek, erişilmiş olmak, (709)” KE 2v/13
ulaşmak, yetişmek, büyümek yetiz “mükemmel, tam, tamamen,
krş. yitil-” KE 2v/14, ME 146/6 iyice” ME 88/4, MM 91/4, yetiz
yetįm (<A.) “yetim krş. yitįm” NF Ǿālim “mükemmel, her şeyi bi-
141/10, KE 202v/21, HKT len, kendini iyi yetiştirmiş
12a/3, HŞ 3503, yetįm ķal- “ye- alim” NF 193/17, yetiz bil-
tim kalmak, annesiz, babasız “mükemmel bilmek, tam olarak
kalmak” NF 107/3, KE 190v/5 bilmek” NF 186/2, yetiz ķıl-
yėti miñ “yedi bin (7000) krş. yeti “mükemmel yapmak, eksiksiz
miñ” KE 4v/18 tamamlamak” ME 21/7
yeti miñ “yedi bin (7000) krş. yėti yetkin “yetişmiş, olgun” K I/40
miñ” NF 198/7 yetkür- “yetiştirmek, ulaştırmak”
yeti miñ yėti yüz “yedi bin yedi KE 90v/2
yüz (7700)” KE 141r/6 e
ğ
yetmiş“yetmiş (70) krş. yėtmiş,
yetinç“yedinci (7.) krş. yėtinç, i
t yitmiş” NF 38/5
i
yėtinçi” NF 5/8, KE 4r/1 m yėtmiş “yetmiş (70) krş. yetmiş,
yėtinç“yedinci (7.) krş. yetinç, y
a
yitmiş” KE 14v/13, MM 162/2
yėtinçi” KE 4v/6 y
ı yėtmiş altı “yetmiş altı (76)” MM
yėtinçi“yedinci (7.) krş. yetinç, 210/2
n
e
v
yėtinç” KE3v/20 i yėtmiş bėş “yetmiş beş (75)” KE
yetiş- “yetişmek, ulaşmak krş. 154v/16
yitiş-” KE 52v/16, AO IV/10 yėtmiş ėki“ yetmiş iki (72) krş.
yėtişer “yedişer, uleştirme sayı yetmiş ėkki” KE 120r/15
ismi” NF 29/9 yetmiş ėkki “yetmiş iki (72) krş.
yeti yüz “yedi yüz (700) krş. yėti yėtmiş ėki” NF 184/9
yüz” NF 132/5 yetmiş miñ “yetmiş bin (70000)
yėti yüz “yedi yüz (700) krş. yeti krş. yėtmiş miñ” NF 38/5
yüz” KE 62r/8 yėtmiş miñ “yetmiş bin (70000)
yeti yüz altmış bir “yedi yüz altmış krş. yetmiş miñ” KE 4v/14
bir (761)” NF 443/15 yetrü “tam, tamamen” ME 16/2
yėti yüz ķırķ “yedi yüz kırk (740)” yetti “yedi (7) krş. yeti, yėtti, yėti,
KE 208r/3 yiti (1)” NF 29/11
yėti yüz miñ “yedi yüz bin yėtti “yedi (7) krş. yeti, yėti, yetti,
(7000000)” KE 138v/5 yiti (1)” KE 66v/10, MM 395/2
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 681

yėtti yüz on üç “yedi yüz onüç yıđ “koku krş. yiy” KE 227v/15,
(713)” MM 407/3 yıđ yıđla- “kokmak, koku ya-
yėtti miñ “yedi bin (7000)” KE yılmak” KE 68r/20
237v/20 yıđıġ “koku, pis kokulu” NF 64/3,
yėtür-“ulaştırmak, yetiştirmek, KE 134r/2, ME 181/1, HKT
yetirmek krş. yetgür-, yetür-, 237a/6, HŞ 1423, yıđıġ ķaŧresi
yitgür-, yitkür-” MM 86/4 “kökü kokulu meni damlası”
yetür-“ulaştırmak, yetiştirmek, MM 29/2, yıđıġ sürt- “koku
yetirmek krş. yetgür-, yėtür-, sürmek, koku dökmek” NF
yitgür-, yitkür-” NF 29/4, KE 263/5
151v/10, ME 26/2, yetürmiş söz yıđıġlıġ“kokulu krş. yıđıġlu,
“haber, haber verilme” ME 9/8 yıđlıġ” ME 39/8, HKT 484b/4
yevmüǾ arife (<A.) “bilmek küni yıđıġlu“kokulu krş. yıđıġlıġ,
(İbrahim Peygamber’in oğlunu yıđlıġ” ME 82/4
kurban etmesiyle ilgili gördüğü yıđla-“kokmak, koklamak krş.
düşün 4. gününde bu düşün ha- yıyla-” NF 400/14, KE 25v/19,
yırlı olduğunu anladığı gün” ME 181/1, HŞ 3305
NF 213/4 e
ğ yıđlan-“kokmak” KE 68r/21, ME
yevmüǿn-naĥr (<A.) “kurban küni
i
t 34/7, HŞ 367
i
(İbrahim Peygamber’in oğlunu m yıđlaş- “koklaşmak” ME 119/5
kurban etmeye karar verdiği y
a
yıđlat- “koklatmak” ME 39/8
gün” NF 213/6 y
ı yıđlıġ “kokulu krş. yıđıġlıġ,
n
yevmüǿt-terviye (<A.) “endişe küni e yıđıġlu” NF 64/6
v
(Züǿl-hicce ayının sekizinci gü- i
yıġ-(1) “yığmak, toplamak, bir
nü” NF 213/3 araya getirmek” NF 149/16, KE
yėyim “yiyecek krş. yem, yigü, 89v/12, ME 28/1, MM 56/3,
yėm, yėgü” KE 160r/12 HKT 469a/4, HŞ 1931, 2. “tut-
yeyni- “hafifleşmek” İML 108 mak, muhafaza etmek” HKT
yezd (<ö.a.) “Yezid krş. yezįd” KE 419a/8, 3. “müdafa etmek, ko-
148r/17 rumak, savunmak” HKT
yezdān (<F.) “Tanrı” MN (2) 6/53 313b/7, 4. “haşretmek, dirilt-
yezįd (<ö.a.) “MuǾâviye’nin oğlu, mek” HKT 309a/8, yıġġan
ikinci Emevi halifesi krş. yezd” “toplayan, bir araya getiren”
NF 179/16, KE 242r/21 HKT 344a/3, yıġmaķ “toplama,
yezįd el-ħażar (<ö.a.) “Kerbela bir araya getirme” HKT 557a/4
olayında şehit olanlardan biri” yıġ- (2) 1.“engel olmak, uzak tut- y
KE 246v/8 mak, men etmek, yasaklamak,
alıkoymak” NF 225/5, KE
682 | D r . Suat ÜNLÜ

230r/12, ME 29/1, MM 59/1, yıġaķsız “helal, mübah” ME 47/7,


HKT 120b/5, HŞ 315, 2. “kes- yıġaķsız ķıl- “helal etmek, ya-
mek, tutmak” HKT 541a/3, saklanmamak” ME 38/6,
3.“zorlamak, tazyik etmek, sı- yıġaķsız ķılu bėr- “helal etmek,
kıştırmak” HKT 78b/4, yıġa yasaklanmamak” ME 46/3,
kiçiktür- “alıkoyup geciktir- yıġaķsız ķoyu bėr- “helal et-
mek” HKT 400b/9, yıġġan “alı- mek, yasaklanmamak” ME 46/3
koyan, engel olan” HKT yıġar “kıymetli, değerli” KE 68v/2
334a/4, yıġmaķ “menetme, en- yıġdur-“yığdırmak, toplatmak, bir
gel olma, alıkoyma” HKT araya getirtmek” KE 32r/13,
32a/1 HŞ 2733
yıġaç (1)“ağaç, dal, değnek, sopa, yıġı“göz yaşı, ağlama, girye” KE
çöp krş. aġaç (1)” NF 96/6, KE 237v/17, HŞ 2801, yıġı çoġı
8r/18, ME 12/6, HKT 512b/1, “ağlama ve gürültü bağırtı” KE
MN (1) 9/12, HŞ 2765, yıġaç 236r/3, yıġı sıġıt “ağlama sız-
ķurtı “ağaç kurdu” HKT lama, feryad” KE 242v/3
410a/8, yıġaçlarnı e
ğ
yıġıcı “karşı koyan, direten”
meyvelendürgen “ağaçları mey- i
t yıġıcı bol- “karşı koymak, di-
i
velendiren” HKT 253b/2 m renmek” ME 174/8
yıġaç (2) “yaklaşık 6 km’lik uzak- y
a
yıġıl- (1)“yığılmak, birikmek, top-
lık ölçüsü krş. aġaç (2) ” NF y
ı lanmak” NF 44/13, KE
64/10, KE 23r/10, MM 101/1, 141v/15, ME 211/8, HKT
n
e
v
MN (1) 17/14 i 353a/4, HŞ 3742, AO I/11,
yıġaççı “marangoz” KE 24r/3 yıġılġan 1.“toplanan, bir araya
yıġaçlıġ “ağaçlı krş. yıġaçlu” KE gelen” HKT 353a75, 2. “yığı-
174r/8, HKT 410b/5 lan, biriken, güçleşen, zorlaşan”
yıġaçlıķ (1) “yaklaşık 6 km’lik HKT 417a/2, yıġılıp bar- “toplu
uzaklık” KE 61r/7 halde gitmek” HKT 187a/4,
yıġaçlıķ (2) “ağaçlık” KE 221r/14 yıġılmaķ “toplanma” HKT
yıġaçlu “ağaçlı krş. yıġaçlıġ” ME 522b/1, yıġılmış “toplanmış, bir
145/1 araya gelmiş” HKT 422a/3,
yıġaķ “yasak, yasaklanmış şey” yıġlıp tur- “toplanmak, seferber
MM 323/3 olmak” HKT 198b/7
yıġaķlu “haram, yasak” ME 38/6, yıġıl-(2) “uzak durmak, sakınmak,
yıġaķlu orun “yasak yer” ME vazgeçmek, çekinmek” NF
16/3, yıġaķlu ķıl- “yasaklamak” 293/5, KE 21r/21, ME 132/1,
ME 93/6 MM 42/1, HKT 151b/4,
yıġılġan “vazgeçen” HKT
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 683

118b/2, yıġılmaķ sebebi “ka- ME 163/7, 2. “ kendi kendini


çınma, geri durma sebebi” HKT savunan” HKT 286b/6,
10a/2 yıġlınmaķ “yüz çevirme, uzak-
yıġıl-(3)“menedilmek, alıkonul- laşma” HKT 85b/6, yıġlınu bil-
mak” HKT 450a/7, yıġılmaķ “korunabilmek” HKT 509a/9
“menedilme” HKT 346b/9, yıġlın-(2)“menedilmek, alıkonul-
yıġılmış “menedilmiş, yasak- mak” HKT 506a/3, yıġlınmaķ
lanmış” HKT 349a/6 “menedilme, alıkonulma” HKT
yıġılaş- “çığlık atmak, ağlaşmak 349/6, yıġlınmış “menedilmiş,
krş. yıġlaş-” KE 180r/21 yasaklanmış” HKT 317b/6
yıġın “yığın, toplam, topluluk, yıġlın-(3)“toplanmak, bir araya
grup” ME 28/1, HKT 579a/3, getirilmek” HKT 520/8,
yıġın ėt- “yığmak, toplamak, bir yılġınmış “toplanmış” HKT
araya getirmek” ME 150/1 224a/7
yıġış- (1)“alıkoyuşmak, karşılıklı yıġlış-“toplanmak, toplaşmak” KE
engellemek” ME 206/8 181v/4, ME 173/8, HŞ 3794
yıġ(ı)ış- (2) “toplaşmak, bir araya yıġraķ “daha uzak” HŞ 4036
gelinmek” NF 25/4 e
ğ yıġrıl-(1)“buruşmak” ME 157/1
yıġla-“ağlamak krş ıġla-, aġla-” NF
i
t yıġrıl-(2)“toplanmak” KE 75r/16
i
280/13, KE 160r/7, ME 105/7, m yıķ- (1)“yıkmak, devirmek, yere
MM 45/1, HKT 505a/9, MN (1) y
a
düşürmek” NF 139/17, KE
7/14, HŞ 4532, yıġlaġan “ağla- y
ı 31r/3, ME 76/1, HŞ 1899
n
yan” HKT 297b/9 e yıķ- (2) “hayvan kesmek” HŞ 2337
v
yıġlaķ “devamlı ağlayan, gözü i
yıķıķ “yıkılmış, harap krş. yıķuķ”
yaşlı” KE 104r/16, HŞ 4376 İML 180
yıġlaķlıķ “ağlamaklık” KE 73v/3 yıķıl- “yıkılmak, harap olmak, yere
yıġlan-“toplanmak, çekinmek, düşmek, devrilmek” NF 5/12,
kaçınmak” HŞ 1577 KE 111r/14, ME 159/4, HKT
yıġlaş-“ağlaşmak krş. yıġılaş-” NF 323b/6, İML 108, HŞ 3080,
76/17, KE 91v/17, ME 126/1 yıķılmaķ “çökme, yıkılma”
yıġlat-“ağlatmak krş. aġlat-, ıġlat-” HKT 300a/2
KE 52r/17, ME 105/7, HKT yıķış “imdat” İML 145
504b/9, HŞ 2854 yıķuķ “yıkılmış, harap krş. yıķıķ”
yıġlın- (1)1.“çekinmek, vazgeç- NF 436/12
mek, sakınmak, uzak durmak” yıl “yıl, sene” NF 4/12, KE 2r/12,
NF 25/15, ME 15/2, 2. “yüz çe- ME 50/1, MM 161/3, HKT y
virmek, uzaklaşmak” HKT 370b/9, MN (1) 21/8, İML 184,
85b/6, yıġlınġan 1.“çekingen” AO I/6, MN (2) 10/93, yıl sayu
684 | D r . Suat ÜNLÜ

“yıllarca, uzun yıllar” KE yıpar “misk, güzel koku” NF 62/6,


14v/15 KE 12v/13, ME 70/2, HKT
yıl- “yılmak” HŞ 47 568a/6, MN (1) 15/8, İML126,
yılan “yılan” NF 280/11, KE HŞ 2949, yıpar türt- “koku
14r/10, ME 161/2, HKT sürmek, misk sürmek” ME 85/5
361a/7, MN (1) 19/11, İML yıparçı “misçi” İML 157
177, HŞ 4381, yılan çıdan “yı- yıparla- “yıpar sürmek, mislemek”
lan çıyan” KE 25r/2, yılan yılı İML 126
“Türkçe yıl atlarından 6 ıncı yı- yıparlıġ “mis kokulu” KE 177r/4
lın adı” İML 186 yıpran- “örselenmek” İML 125
yıldıra- “parlamak” ME 4/2 yıra- “uzaklaşmak” ME 109/8, HŞ
yıldırım “yıldırım” NF 30/5, ME 2581
42/2, HKT 3b/6, HŞ 4481, yıl- yıraķ “uzak, ırak krş ıraķ” NF
dırım yaruķı “yıldırım düşerken 137/6, KE 39r/18, ME 10/2,
çıkan parıltı” HKT 341/8 MM38/2, HKT 495a/4, MN (1)
yılduz “yıldız krş. yulduz(1)” NF 22/6, HŞ 2684, AO IV/17, MN
353/8 e
ğ
(2) 13/123, yıraķ bol- 1.“uzak
yılġun “Akdeniz bölgesinde yeti- i
t olmak, uzak gelmek” NF 100/4,
i
şen bir ağaç cinsi, ılgın krş. m ME 190/8, HKT 187a/8, 2.
ılġın, yulġun (2)” HKT 410b/5 y
a
“uzaklaşmak, uzak durmak”
yılı- “ılıklanmak, sıcalmak” İML y
ı HKT 397a/6, 3. “uzaklaşmak,
131 kaybolmak, gizlenmek” HKT
n
e
v
yılıķ“ılık”yılıķ su “ılık su” İML i 207b/2, 4. “gerçekleşmemesi
181 mümkün olmamak, ihtimali az
yılıt-“ılıtmak, sıcatmak” İML 131 olmak” HKT 330/9, yıraķ ķıl-
yılķı “hayvan, hayvan sürüsü krş. “uzak kılmak, uzaklaştırmak”
ılķı” KE 14r/21, ME 105/8, HŞ NF 260/1, ME 228/3, HKT
2935, yılķı ķara “dört ayaklı 411a/1, yıraķ ķılın-
hayvanlara verilen isim” NF “uzaklaştıırlmak” HKT 318a/6,
212/11, KE 23v/14, HKT yıraķ kör- “gerçekleşmemesi
348b/3, yılķı ķaralıġ “sürü sahi- mümkün olmamak” ME 209/1,
bi” NF 130/1 yıraķ taşla- “uzağa atmak, uza-
yıllıķ “yıllık, yıllık vergi” NF ğa taşımak” KE 107v/12, yıraķ
289/14, KE 93r/4, ME 50/1, tüş- “uzaklaşmak, ilişkiyi kes-
MN (1) 4/3, yıllıķ bėr- “vergi mek” NF 223/17, yıraķdan kir-
vermek, yıllık vergi vermek “uzaktan girmek, uzak taraftan
“NF 335/14 girmek” HŞ 1458, yıraķdın baķ-
“uzaktan bakmak, yaklaşama-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 685

mak” HŞ 2530, yıraķdın işit- yırtıl- “yırtılmak” NF 361/13, KE


“uzaktan duymak, haberdar ol- 109v/14, ME 158/1, HKT
mak” HŞ 3935, yıraķdın kil- 229a/7
“uzakdan gelmek, uzak bir yer- yırtuķ “yırtık” NF 380/14, KE
den gelmek” HŞ 1459, yıraķdın 84r/17, yırtuķ bol- “yırtık ol-
ķop- “uzaktan kalkıp gelmek” mak, yırtılmak” KE 84r/18
HŞ 3457, yıraķdın kör- “uzak- yısır- “ısırmak krş. ısır-” İML 122
tan görmek, yaklaşamamak” yışı- “ışımak, parlamak krş. yaşı-”
HŞ 2443, yıraķdın körün- NF 241/6
“uzaktan görünmek” HŞ 1298, yışıķ“miğfer, zırh krş. yaşıķ” NF
yıraķdın közle- “uzaktan bak- 33/2
mak, uzaktan izlemek, hasret yışın “şimşek, yıldırım krş. yaşın”
çekmek” HŞ 2597, yıraķdın ME 176/3, HKT 8a/7
selām ķıl- “uzaktan selamla- yışır “çer çöp” NF 421/11
mak, uzaktan selam gönder- yışna-“parlamak krş. yaşna-” ME
mek” HŞ 652, yıraķdın teg- 24/3
“uzaktan gelmek” ME 206/6, yıyıl- “kokmak krş. yıđıl-” HŞ 476
yıraķraķ “en uzak” NF 432/7, e
ğ yıyla- “koklamak krş. yıđla-” HŞ
HKT 176a/2, HŞ 2337
i
t 48
i
yıraķlıķ 1.“uzaklık, mesafe” MM m yıylan-“koku yapmak, kokmak”
37/1, HKT 469b/3, MN (2) y
a
ME 168/7
15/146, 2. “uzaklık, lanet” HKT y
ı yi- “yemek krş. ye-, yė-” HKT
n
540a/7 e 269a/1, MN (1) 18/9, İML 119,
v
yırat-“göndermek, uzaklaştırmak” i
HŞ 3607, yigen “yiyen” HKT
NF 2/15, KE 6r/16, ME 8/7 512b/1, MN (1) 20/5, yigü nirse
yırġa-“refah ve saadet içinde ya- “yiyecek şey” HKT 119/5,
şamak” HŞ 3460 yimek 1. “yeme” HKT 119a/8,
yırġamaķlıķ “refah ve saadet içinde HŞ 2874, 2. “hakkı olmayan ve
yaşama” HŞ 1607 kendisine yasak edilen bir şeyi
yırlayıcı “hanende, şarkıcı, şarkı kabul etme” HKT 114b/1,
söyleyen” İML 157 yimemek üze bolmaġan “yiyen”
yırt-1.“yırtmak, paralamak, parça- HKT 308b/4
lamak” NF 81/11, KE 143v/21, yiber- “göndermek krş. iber-” KE
ME 83/2, HKT 229a/2, İML 152v/9, AO V/17
115, HŞ 3332, MN (2) 27/270, yiberil- “gönderilmek” Ka I/5
2. “yarmak, delmek” HKT yidür-“yedirmek krş. yitür-(2), y
289b/4 yėdür-” HKT 500a/3, MN (1)
18/13, HŞ 2449
686 | D r . Suat ÜNLÜ

yif “iplik krş. yip” İML 169 yigitlik “yiğitlik (çağı), gençlik”
yig (1)“iyi, üstün, daha iyi krş. NF 263/16, KE 91r/2, ME
yėg, yeg” HŞ 2951, yig it- “iyi 140/5, HŞ 3377, yigitlik ķıl-
yapmak” MM 11b/9, yigrek “yiğitlik yapmak, yiğitçe dav-
“daha iyi” HŞ 2134 ranmak” ME 190/7
yig (2)“çiğ, pişirilmemiş” yig ker- yigne “iğne krş. igne” KE 29r/9,
piç “pişirilmemiş tuğla” İML İML 159
158 yigneçi “iğneçi” İML 154
yigde“iğde, iğde ağacı” KE 12r/17, yignelik “iğnelik, iğne kabı” İML
İML183 159
yigirmi “yirmi (20) krş. yėgirmi” yigren-“iğrenmek, nefret etmek,
NF 4/17, HKT 179a/1, MN (1) istememek” NF 254/10, KE
5/8, yigirmi bişinde “yirmi beş 82v/12, ME 17/7, HKT 494a/1,
yaşında” HŞ 4726, yigirmi yaş İML 125, yigrengen “isteme-
“yirmi yaş, gençlik, kuvvet ça- yen, kabul etmeyen, hoşlanma-
ğı” HKT 228b/4 yan” HKT 581b/6, yigrenmek
yigirmi altınçı “yirmi altıncı (26.)” e
ğ
“nefret etme, nefret, kin” HKT
K I/52 i
t 114b/6
i
yigirmi bėş “yirmi beş (25) krş. m yigrenci“iğrenç krş. yigrençek”
yėgirmi bėş” NF 176/3 y
a
yigrenci ķıl-“iğrenmek, tiksin-
yigirmi toķuz “yirmi dokuz (29) y
ı mek” ME78/6
yėgirmi toķuz” NF 6/13 yigrencilik“düşmanlık krş.
n
e
v
yigirmi tört “yirmi dört (24) krş. i yigrençilik” yigrencilik ķıl-
yėgirmi tört” NF 185/4 “düşmanlık yapmak, düşmança
yigirminç“yirminci (20.)” NF davranmak” ME 173/1
154/4 yigrençek “iğrenç krş. yigrenci”
yigit “yiğit, genç, delikanlı krş. NF 391/15
yikit” NF 19/14, KE 28r/15, yigrençilik“düşmanlık krş.
MM 170/1, HKT 10a/7, HŞ yigrencilik” HKT 63a/3
1237, MN (2) 10/96, yigit bol- yigrendür-“tiksindirmek, iğren-
“yiğitlik yapmak, genç ve deli- mek” ME 90/7, HKT 493a/3
kanlı olmak” NF 287/16, KE yigreniş-“iğrenişmek, birbirinden
91r/6, ME 190/7, yigit erken öl- nefret etmek, yigrenüş-” ME
“gençken ölmek, erken ölmek, 197/5
erken yaşda ölmek” ME 131/7, yigrenüş-“iğrenişmek, birbirinden
yigit tişi “genç kadın, genç ca- nefret etmek yigreniş-” NF
riye” HKT 339b/5 399/10
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 687

yigü “yiyinti, yenecek nesne krş. 313b/3, yiñgen 1. “galip gelen,


yėgü, yėm, yim, yėyim” İML yenen” HKT 564a/2, 2. “haki-
164, HŞ 1062 miyet sahibi, kudretli, esma-i
yikit “yiğit, delikanlı krş. yigit” hüsna’dan el-Ǿazįz” HKT
İML 143 47b/2, yiñgen suw “tufan” HKT
yil1. “rüzgar krş. yėl, yel” HKT 161a/3, yiñgen Tañrı “hakimi-
248b/4, HŞ 1504, MN (2) 2/11, yet sahibi, kudretli Allah, esma-
2. “kuvvet, kudret, devlet” i hüsna’dan el-Ǿazįz” HKT
HKT 176b/6 420a/6, yiñgenrek “daha üstün”
yil- “yelmek, koşmak krş. yėl-, HKT 304b/4
yel-” HŞ 3949, MN (2) 8/69 yincik “incik, baldırın ince kemiği
yile- “yalamak krş. yala-” HŞ 2448 krş. yinçük, yünçük” İML 142
yilen- “yalanmak” HŞ 3024 yincü “inci krş.yinçü, yünçü (2),
yilik “ilik” NF 65/17, KE 165r/12, inçü” İML 181
ME 182/3 yinçge “ince, zayıf, semiz olmayan
yilim “tutkal” İML 159 krş. yinçke, yiniçke” KE
yilken “yelken” HŞ 4066 75r/19, ME 73/1, HKT 322a/5,
yim “yem, yiyecek krş. yėm” HŞ e
ğ yinçge bol-“zayıf olmak, zayıf-
2239
i
t lamak, incelmek” ME 132/4,
i
yime “yine, da/de krş. yeme” KE m yinçge ķıl- “inceltmek, zayıf-
217v/16, HŞ 1084 y
a
latmak” ME 38/3
yimeklik “yemeklik” HŞ 1639 y
ı yinçgel-“incelmek” ME 210/5, HŞ
n
yimiş “yemiş, meyve krş. yemiş” e 1211
v
MN (1) 18/8, HŞ 4172 i
yinçgele- (1) “incelemek” ME 38/3
yimre “parça, kısım” HŞ 2678 yinçgele- (2) “incitmek, zarar ver-
yimü “emi, olmaz mı anlamında” mek krş. inçgel-” KE 103v/8
HŞ 2308 yinçgelik “incelik” yinçgelik ķıl-
yin “vücut, vücudun esasını oluştu- “incelik yapmak, nazik dav-
ran parçalardan her biri krş. ranmak, incelmek, inceltmek”
yen” KE 83r/15, HKT 338b/8 ME 83/6, yinçgelik ķılış-“cinsi
yiñ (1)“sümük” İML 140 münasebette bulunmak” ME
yiñ (2) “kol, yen krş. yėñ, yeñ” HŞ 113/7
561 yinçke “ince krş. yinçge, yiniçke”
yin-“yenmek krş. yėn-, yen-, yiñ-” NF 239/14, HŞ 1526, yinçke
HKT 581a/3 ĥisāb ķıl- “çok iyi hesap etmek,
yiñ- 1.“galip gelmek, yenmek krş. ayrıntılı bir şekilde hesapla- y
yėn-, yen-, yin-” HKT 433b/6, mak” NF 232/6
2. “kaplamak, sarmak” HKT
688 | D r . Suat ÜNLÜ

yinçü “inci, inci gibi diş krş. yinçü, HKT 268b/7, yir ķurdu “böcek”
yünçü (2), inçü, yincü” NF İML 138, yir öp- “yeri öpmek,
57/1, KE 142v/4, ME 86/8, toprağı öpmek” HŞ 171, yir
HKT 418a/9, HŞ 2778 tipre- “deprem olmak, sarsıl-
yinçük “incik kemiği, diz krş. mak” HŞ 1759, yir üsti “yer üs-
yincik, yünçük” NF 123/4, KE tü, yer yüzü” HŞ 659, yir
150v/4, ME 149/4, HKT 492a/1 üstindekilerniñ rūzįsi “canlıların
yiniçke “ince krş. yinçge, yinçke” gıdası” HKT 455b/8, yir üze
İML 153 yörigen “canlı varlık, yaratık”
yiñil“hafif, kolaykrş. yeñil, yüñül, HKT 173a/9, yir suwları “yer
yünül” AO IV/19 yüzündeki sular” AO II/28, yir
yiñil-“mağlup edilmek, yenilmek” yaġı “petrol, neftyağı” İML
HKT 159b/8, HŞ 4615, yiñilmiş 178, yir yüzi “dünya” HŞ 383,
“mağlup edilmiş, yenilmiş” yir yüzinde aķġan şarāb “kay-
HKT 430b/6 naktan akan şarap” HKT
yinlen-“kaybolmak, gitmek” HŞ 427a/9, yir yüzinde yörigen
2390 e
ğ
“canlı varlık, yaratık” HKT
yinlig “derili, tenli” HKT 121b/4 i
t 321a/7, yirde yörigen “canlı
i
yinür- “ kesmek, yontmak” HŞ m varlık, yaratık” HKT 219a/8,
2575 y
a
yirke bat- “yere batırmak, yere
yip “ip, pamuk krş. yif” NF 18/5, y
ı çakmak” HŞ 2762, yirke çal-
KE 39r/1, ME 37/6, HKT “yere vurmak” HŞ 3724, yirni
n
e
v
84a/6, HŞ 3401 i sürgen źelūl “toprağı süren ko-
yip edük “çorap” ME 232/4 şulmuş (hayvan)” HKT 10b/3,
yipek “ipek” NF 245/16, KE yirniñ tolusı “yer dolusu, alabil-
12v/14, MM 342/2, HKT diğince” HKT 59b/1
418a/9, HŞ 3249, yipek ton yir-“yermek, zemmetmek krş. yer-
“ipek elbise” HKT 559a/3 (1)” İML 120
yipekçi “ipçi” İML 155 yirge “saray, hanın karargahı, ha-
yip ķatı “tin, ip katı” ME 37/6 nın sarayı” HŞ 2077
yiplük “iplik, ince ip” ME 157/3, yiril-(1)“yirilmek, yırtılmak” ME
HKT 27a/8 159/3
yir 1.“yer, mekan, mevki krş. yėr, yiril- (2)“yerilmek” HKT 147b/4
yer” HKT 227a/6, MN (1) 8/13, yirlig “yerli, yerinde” HŞ 2326,
İML 132, K I/43, HŞ 2483, MN yirlig yerinde “yerinde, uygun”
(2) 4/38, 2. “yer, arazi, toprak” HŞ 2326
HKT 398a/7, 3. “yer yüzü” yirsiz “yerinde olmayan, uygun-
HKT 5b/2, 4. “taraf, cihet” suz” HKT 7b/8
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 689

yisir “esir krş. esir, yesir, krş. yesįr, HKT 253b/7, yitig ķıl-” keskin-
esįr” HŞ 3704 leştirmek ME 92/1
yişim “baldırlık, butluk” İML 167 yitig (2) “iyice, çok, tam” ME 26/1
yit-(1) “yitmek, kaybolmak krş. yitigen “yedi kardeş denilen yıldız
yet-, yėt-” KE 22v/13, MM kümesi” HŞ 1301
308/2, HŞ 4332, MN (2) 44/437 yitik “keskin, olgun, yetişmiş, ge-
yit-(2) 1.“erişmek, ulaşmak, yet- lişmiş krş. yiti (2), yėtig,
mek, yetişmek krş. yėt-, yet-” yitig(1)” İML 173, yitik baķ-
HKT 450a/5, MN (1) 3/13, “şüpheyle bakmak, eleştirel
İML 105, HŞ 3519, K I/43, 2. bakmak” HŞ 4704
“kaplamak, kuşatmak, sarmak” yitil-“yetişilmek, erişilmek, ula-
HKT 164b/2, yitmek 1. “eriş- şılmak, getirilmek krş. yetil-”
me, ulaşma” HKT 305b/2, 2. HKT 354a/6, HŞ 2949
“hakimiyet, kuvvet, kudret” yitįm (<A.) “yetim krş. yetįm” MN
HKT 509a/7 (1) 20/5
yit- (3) “kafi gelmek” HŞ 3599 yitir “yüksek, yüce krş. yitiz (2)”
yit- (4) “gelmek” HŞ 1026 HŞ 625
yitgür-“yetiştirmek, ulaştırmak krş. e
ğ yitir-“yitirmek, kaybetmek krş.
yitür (3)-, yitkür-, yetür-, yėtür-,
i
t yitür-” ME 105/5
i
yetgür-” HŞ 2890, AO IV/19 m yitiş-“ulaşmak, yetişmek, erişmek
yiti (1) “yedi (7) krş. yėti, yeti, y
a
krş. yetiş-” HKT 366a/1, MN
yetti yėtti” HKT 394b/3, MN y
ı (1) 9/7, AO III/15
n
(1) 3/3, İML 186, HŞ 2501, e yiti yüz illi “yedi yüz elli (750)”
v
MN (2) 9/80, yiti iklim “yedi i
MN (2) 44/440
ülke” HŞ 669, yiti deryā “yedi yiti yüz toķsan beş “yedi yüz dok-
deniz” HŞ 477, yiti ķat kök san beş (795)” AO I/23
“yedi kat gök” HŞ 4318, yiti ķat yiti yüz yıl “yedi yüz yıl (700)” HŞ
yir “ yedi kat yer, yedi kat yer- 4726
yüzü” HŞ 266, yiti yaşķa yit- yitiz (1)1.“eksiksiz, mükemmel”
“yedi yaşına ulaşmak” HŞ 288 HKT 143a/8, 2. “etkili, tesirli,
yiti (2) “keskin krş. yėtig, yitig(1), dokunaklı” HKT 86a/1, yitiz
yetük” İML 151 beyānlıġ “tam açıklamalı” HKT
yiti-“bilemek, keskinleştirmek” 430a/2, yitiz eđgülük ķılġan
ME 23/2 “çok iyilik eden, çok lutufkar”
yitig(1) 1.“keskin krş. yitik, yiti HKT 297a/2, yitiz rāst sözlüg
(2), yėtig” NF 215/13, KE 2v/2, “çok doğru sözlü” HKT 231b/6, y
HKT 401a/4, 2. “kavurucu” yitiz tañ “çok tuhaf (şey)” HKT
432b/3, yitiz uluġ “çok yüce,
690 | D r . Suat ÜNLÜ

azamet sahibi, esma-i rilmek” HKT 125a/4


hüsna’dan el-mutekebbir” HKT yiw “yiv, dikiş” ME 158/3
525a/9 yiy “koku krş. yıđ” İML 162
yitiz (2) “yüksek krş. yitir” HŞ 280 yiyi-“bozulup fena kokmak” İML
yitkür- “eriştirmek, yetiştirmek krş. 107
yitür (3)-, yitkür-, yetür-, yėtür-, yiyig “fena kokan” İML 165
yetgür-” MN (1) 20/2 yo-“yok olmak krş. yoy-” KE
yitlen-“vakit geçmek, kaybolmak” 226r/2
HŞ 2959 yoba “silah, techizat” ME 91/7,
yitlet-“kaybetmek, kaybolmak, yoba key- “silah kuşanmak, si-
vakit geçmek” HŞ 4367 lahlanmak” ME 168/3
yitmiş “yetmiş (70) krş. yetmiş, yobı“alay, istihza” HKT 436a/9
yėtmiş” HKT 192b/3, MN (1) yobıla- “alay etmek, alaya almak”
5/10, İML 187, HŞ 768, ME 165/4, HKT 426a/4,
yitmiş tümen “yetmiş bin yobılaġan “alay eden” HKT
(700000)” MN (1) 8/8 443b/9, yobılamaķ “alay etme,
yitmiş miñ “yetmiş bin (70.000)” e
ğ
alay” HKT 334b/5, yobılamış
MN (1) 2/7 i
t teg ķıl- “maskaraya çevirmek”
i
yitmiş yiti “yetmiş yedi (77)” HŞ m HKT 192b/2
1215 y
a
yođun “bitme, yok olma” yođun
yitük “yitik, kayıp krş. yitig” ME y
ı bol- “bitmek, yok olmak, orta-
11/7 dan kalkmak” KE 37r/20,
n
e
v
yitür- (1)“kaybetmek, yitirmek krş. i yođun ķıl- “bitirmek, yok et-
yitir-” KE 97v/17, HKT mek” KE 112v/19
234b/5, HŞ 1885 yoġ “ölüm töreni” yoġ aşı “birisi-
yitür- (2)“yiyecek vermek, yedir- nin ölümü münasebetile verilen
mek krş. yėdür -, yidür-” HKT ziyafet” İML 164
354b/9, HŞ 925, yitürmek “yi- yoġal- “yok olmak, helak olmak
yecek verme, yedirme” HKT krş. yoķal-” HKT 236a/7
519a/8, yitürmek tile- “yiyecek yoġanlıġ “kalınlık” MN (1) 18/7
istemek” HKT 290a/4 yoġnal- “yoğunlaşmak, kalınlaş-
yitür-(3)“ulaştırmak, yetiştirmek, mak, enine büyümek krş.
götürmek krş. yetür-, yėtür-, yoġunal-” KE 113r/2, ME
yitür-, yitkür, yitgür-, yetgür-” 211/7, HKT 492a/1
HŞ 2303, MN (2) 18/175, yitrü yoġrıl-“yoğrulmak” MN (2)
bir- “yetiştirivermek” HKT 15/145
402a/1 yoġrul- “kaybetmek” HŞ 705
yitürül-“yiyecek verilmek, yedi-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 691

yoġun “yoğun, kalın, şişman, ağır” 223b/4, HŞ 2037, MN (2)


NF 105/15, KE 34v/16, İML 24/237, 2. “vefat etmek, ölmek”
143, yoġun bol- “kalın olmak” HKT 305b/9, yoķalġan “yok
KE 113r/2 olan, helak olan” HKT 489a/9,
yoġunal- “yoğunlaşmak, kalınlaş- yoķalmaķ “yok olma, mahvol-
mak, enine büyümek krş. ma, helak” ME 72/3, HKT
yoġnal-” KE 113r/1 219b/8, yoķalmaķ yiri “mah-
yoġur- “yoğurmak, karıştırmak, volma, helak olma yiri” HKT
koyulaştırmak, hamur yapmak” 288a/1
NF 416/6, KE 14r/2, İML 122, yoķald- “yok etmek, ortadan kal-
HŞ 83, yoġurmuş un “hamur” dırmak krş. yoķalt-” ME 98/1
İML 163 yoķalġu“tehlikeli”yoķalġu yer
yoġurġan “yorgan” HŞ 4502 “tehlikeli yer” ME 31/3
yoġurluġ “sütlü, yoğurtlu” yoķalmaķlıķ “yok olmaklık, helak
yoġurluġ aş “şütlü aş, yoğurtlu olma” HŞ 4526
yemek” İML 165 yoķalt- “yok etmek, ortadan kal-
yoġurt “yoğurt krş. yaġırt” HŞ dırmak krş. yoķald-” ME 98/1
4241 e
ğ yoķarı “yukarı krş. yoķaru, yuķ,
yoķ 1.“yok, hayır” NF 14/6, KE
i
t yuķaru, yuķarı” KE 69r/21, MN
i
3r/10, ME 85/2, MM 17/2, MN m (1) 7/13
(1) 11/3, HKT 564b/4, İML 99, y
a
yoķaru “yukarı krş. yoķarı, yuķ,
K VII/31, MN (2) 10/95, 2. y
ı yuķaru, yuķarı” KE 7r/17, K
n
“değil” HKT 432a/4, yoķ yođun e I/47, yoķaru bar- “yükselmek,
v
bol-“yok olmak, ortadan kay- i
çıkmak” ME 10/3
bolmak” KE 99r/19, yoķ bol- yoķat- 1.“yok etmek, helak etmek”
“yok olmak, ortadan kaybol- ME 15/6, HKT 271b/2, HŞ
mak” KE 161v/9, yoķ et- “yok 4444, 2. “harcamak, tüket-
etmek, ortadan kaldırmak krş. mek”HKT 574a/3, yoķatġan
yoķ it-” KE 184r/15, yoķ it- “yok eden, mahveden, helak
“kaybetmek, ortadan kaldırmak eden” HKT 166a/4, yoķatmaķ
krş. yoķ et-” İML 111, yoķ ķıl- 1. “helak, perişanlık” HKT
“yok etmek, ortadan kaldırmak” 224a/4, 2.“savaş, harp” HKT
KE 9r/21, MM 58/3, İML 102 44b/4, yoķatmaķġa uġra- “helak
yoķa- “dokunmak, erişmek, isabet etmeyi planlamak” HKT
etmek” HKT 50a/6 317b/6
yoķal-1.“yok olmak, mahvolmak, yoķatıl- “yok edilmek, helak edil- y
helak olmak krş. yoġal-” KE mek” HKT 544b/4, yoķatılmış
114v/16, ME 62/2, HKT “yok edilmiş, helak edilmiş”
692 | D r . Suat ÜNLÜ

HKT 161b/9 KE 71v/6, HŞ 3495, yol azuķı


yoķla-“yükselmek, yükseğe çık- “yol yiyeceği” HŞ 1971, yol
mak, kaybetmek, yoklamak” başla- “yol geçmek, yol geçme-
KE 38r/14 ye başlamak” KE 18r/14, yol
yoķlat-“yükseltmek, çıkarmak krş. bėr- “izin vermek krş. yol bir-”
yuķlat-” HŞ 3289 NF 21/6, KE 41v/3, yol berkit-
yoķlıķ “yokluk krş. yoķluķ ” ME “yol göstermek, rehberlik yap-
86/7, HŞ 1939 mak” KE 118r/19, yol bir- “yol
yoķluķ“yokluk krş. yoķlıķ” vermek, izin vermek krş. yol
NF426/11, MM 372/3, HŞ bėr-” HŞ 1362, yol eri “yolcu”
4222 HKT 82a/5, yol kes- “eşkiyalık
yoķsa “yoksa” HŞ 3080 etmek” KE 59r/3, yol ķıl- “yol
yoķsul “yoksul krş. yoķsız, açmak, yol göstermek, rehber-
yoķsuz” HŞ 2281 lik yapmak” KE 26v/8, HŞ 59,
yoķsız “yoksul, fakir krş. yoķsuz, yol köndür- “yola döndürmek,
yoķsız, yoķsul” MN (1) 16/10 doğru yolu göstermek” NF
yoķsuz “yoksul, fakir krş. yoķsız, e
ğ
268/15
yoķsız, yoķsul” KE 128r/17, i
t yol oġlı “yolcu” HKT 25a/9,
yoķsuz çıġay “fakir, muhtaç” yol saķla- “yol güvenliği yap-
i
m

KE 161r/9, yoķsuz bol-“ fakir- y


a
mak, yolun güvenliğini sağla-
leşmek, fakir olmak” KE y
ı mak” NF 218/12, yol saķlaġan-
186v/10, ME 17/3, yoķsuz ķıl- “yol güvenliği yapan, yolun
n
e
v
“muhtaç etmek” ME 48/6 i güvenliğini sağlayan” NF
yoķuş “yokuş” ME 10/2 218/12, yol tap- “yol bulmak,
yol (1) 1. “yol, tarik, doğru yol, yola girmek” HŞ 4183, yol tut-
hareket tarzı” NF 70/3, KE “yol almak, yol gitmek” KE
84r/6, ME 20/7, MM 150/4, 174v/11, HŞ 1278, yol ur-
HKT 256a74, MN (1) 5/5, İML 1.“yol bulmak, yol açmak, gös-
178, HŞ 1782, AO II/41, MN termek” HŞ 4151, 2. “yol kes-
(2) 27/266, 2. “gaye, maksat, mek” HŞ 1217, yoldın azıt-
uğur” HKT 28b/3, 3. “gayeye “doğru yoldan ayrılmak” NF
ulaştıran şey, vesile” HKT 387/2, yoldın çıķar- “doğru yol-
291a/1, 4. “hüküm, takdir” dan ayrılmak” NF 227/8, yoldın
HKT 278a/4, 5. “durum, hal, ķış- “doğru yoldan ayrılmak”
vaziyet” HKT 302a/2, yol aç- HKT 551b/4, yolġa kir-“doğru
“yol göstermek, kılavuzluk yola girmek” NF 76/10, HŞ
yapmak” HŞ 4133, yol az- 1034, yolġa mün- “yola çık-
“yoldan azmak, yol kaybetmek” mak” HŞ 505, yolġa tüş-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 693

“seyahata çıkmak” KE 129r/20, yollıġ “yol sahibi, yollu krş. yolluġ


HŞ 546, yollar eyeleri “yol, (1), yollu” 314b/2
âdet, mezhep sahipleri” HKT yollu “yol sahibi, yollu krş. yolluġ
551a/9 (1), yollıġ” HŞ 3817
yol (2) “sebep krş. yolı” NF yolluġ (1) “yol sahibi, yollu krş.
135/2, KE 9v/14 yollıġ, yollu” HKT 221b/5
yol (3) “defa, kere” NF 278/14, yolluġ (2)“bahtlı, kısmetli” KE
KE 94v/9, HŞ 3944 41v/13, yolluġ bol- “bahtlı ol-
yol- (1)“yolmak, koparmak” NF mak, kısmetli olmak” KE 18v/1
80/9, KE 55r/4, ME 152/8, İML yolluķ “yolluk” HŞ 3850
123, HŞ 2949 yolsızlıķ “doğru yoldan çıkmışlık,
yol-(2) “fidye vermek” İML 111, kötülük” yolsızlıķ ķıl- “doğru
yolmuş “fidye vererek kurtul- yoldan çıkmak, kötülük yap-
muş” İML 147 mak” KE 98r/20
yolavçı“elçi, temsilci, kılavuz” AO yolsuz 1.“yolu olmayan, azmış”
II/8 KE 21v/5, ME 137/4, HŞ 3944,
yolçı (1)“yolcu” KI/29, yolçı bol- 2. “yolsuz” AO II/33
“yola çıkmak, seyahat etmek” e
ğ yoluġ “fidye, karşılık, bedel krş.
NF 3/1
i
t yuluġ” İML 147
i
yolçı (2)“rehber, kılavuz” KE m yoluķ-“karşısına, önüne çıkmak,
129r/17 y
a
rastlamak, karşılaşmak” NF
yolçıla- “istidlal etmek, yol bul- y
ı 405/14, KE 32v/16, HŞ 2449
n
mak, yol göstermek, kılavuzluk e yolun-“yolunmak, koparılmak” KE
v
etmek” NF 254/13, KE i
83r/5, HKT 295a/8, HŞ 3118
202v/13, ME 216/7, HŞ 2297 yoñ “gammazlık eden, birini ihbar
yoldaş“yol arkadaşı” İML 145, HŞ eden” KE 181v/3
3540 yon-“yonmak, yontmak” KE 24r/5,
yolġaş-“rastlamak, rastlaşmak” MM 330/3, HKT 357b/1, HŞ
ME 139/1 2564
yolġuç “cınbız, tüy yolma aleti” yonçġa “yonca otu” İML 182
İML 170 yondur- “yontturmak” KE 145r/5
yolı “kez, defa krş. yol(2)” MM yonġaķ “kavga, gürültü, patırtı”
84/1, HŞ 3120 İML 103
yolķ-“yolmak, koparmak” HŞ yonġuç “rende” İML 160
4509 yonuçı“marangoz” KE 163v/9
yolla-“yola salmak, yola gönder- yonuş-“birlikte yontmak” KE y
mek” İML 112 52v/16
yop- “şüphelenmek” ME 139/1
694 | D r . Suat ÜNLÜ

yor- “yormak, tabir etmek, açıkla- yosal“orta boylu adam” İML 142
mak” KE 90r/11, MM 387/2, yosun (<Mo.) “nizam, düzen, töre”
HŞ 1148 AO III/14
yora “fal” ME 178/6, yora ėt- “fal yosunça (<Mo.+T.)) “nizama göre,
bakmak, falcılık yapmak” ME nizamınca, düzenince, töresin-
180/2, yora tutun- “fal baktır- ce” AO I/20
mak, fala inanmak” ME 178/5 yosunluk (<Mo.+T.)“kanuni, ni-
yoraġ “yorum, yoruş, tabir krş. zamlı” MN (1) 18/12
yoruķ, yoruġ” HŞ 3784 yottur-“batırmak, sokmak” HKT
yordur- “(rüya) tabir ettirmek” KE 409b/5
65v/12, yordurġuçı “rüya tabir yotturul- “helak edilmek, yok
eden” KE 65v/12 edilmek” HKT 414a/9
yorġa “yorga, yorga yürüyen, tırıs yoy- 1.“yok etmek, silmek, izale
giden” KE 181v/7, ME 226/3, etmek krş. yo-” KE 226r/15,
HKT 434b/5, İML 171, yorġa at HKT 171b/9, HŞ 2099, 2. “silip
“yorga yürüyen at, tırıs tırıs gi- dümdüz etmek, belirsizleşmek”
den at” KE 52v/17, yorġa bol- e
ğ
HKT 83b/9
“yorga yürümek, tırıs gitmek” i
t yoyla-“yok etmek” HKT 304a/4
i
ME 226/2 m yoyul- “yok olmak, kaybolmak,
yorġan “yorgan, pamuklu örtü” y
a
görünmez hale gelmek,
İML 166 y
ı yoyulmak” ME 156/6, HKT
yorı- “yormak, tabir etmek krş. 560a/4
n
e
v
yörü-, yürü-, yüri-, yöri-, yür-” i yoyuñ “helak, felaket” yoyuñġa
KE 90r/3 kemiş-“helak etmek, ortadan
yort- “at tırıs etmek, koşmak” HŞ kaldırmak” ME 95/5
752 yoyur- “yere geçirmek” HKT
yortar “binici” AO II/8 377a/4
yortıçı “yağmacı” HŞ 1916 yozaķla- “kilitlemek krş. yuzaķla-”
yoruġ “yorum, tabir, tutulan yol, ME 29/6
hareket tarzı krş. yoruķ, yoraġ” yöküt- “öğütmek, ezip un etmek
KE 88r/19 krş. ögit-” İML 111
yoruķ “yorum, tabir, tutulan yol, yön (1) sebep, neden, taraf, cihet,
hareket tarzı krş. yoruġ, yoraġ” yön” NF 71/10, KE 194r/5, ME
NF 7/5, KE 88v/14 135/6, MM 321/2, HKT
yorumçı “yorumcu, rüya tabir 443b/9, HŞ 3107, yöni üze “ge-
eden” yorumçı müneccim “yıl- rektiği gibi, gereğince” HKT
dızları yorumlayan, yıldız falı 121a/3
bakan” KE 38r/1
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 695

yön (2) “uygun, uygunluk” yön yörge-“dolamak, sarmak” KE


iste- “uygun olmasını istemek, 19r/7
uygunluk istemek” ME 191/5, yörgen-“örtünmek, sarınmak, bü-
yön kör- “uygun görmek” ME rünmek” KE 193v/10, ME
149/3 140/2
yönçe “uygun biçimde” yönçe ķoy- yörgeş- “dolaşmak, birbirine do-
“uygun biçimde yerine getir- lanmak, örgeşmek” KE 77r/11,
mek, usulune uygun bir şekilde ME 145/1, HKT 557a/9,
koymak” ME 96/1 yörgeşmiş “sarmaş dolaş olmuş,
yönder- “yöneltmek, kılavuzluk sarmaşmış” HKT 562a/2
etmek krş. yöndür-” ME 20/6, yörget- “sardırmak” KE 27v/6
HKT 302b/5 yöri-1. “yürümek, gitmek, hareket
yöndür- “yöneltmek, kılavuzluk etmek, davranmak, yaşamak,
krş. yönder-” ME 78/6, HKT yaşamını devam ettirmek krş.
529b/1, yöndürmek “tahrik et- yörü-, yürü-, yüri-, yorı-, yür-”
me, dürtükleme” HKT 458b/2, NF 60/8, KE 9v/17, ME 124/3,
yöndürür bol- “tahrik etmek, MM 398/2, HKT 371a/4, AO
dürtüklemek” HKT 458b/2 e
ğ III/11, 2. “gezmek, dolaşmak”
yöne “techizat” ME 76/7 HKT 419b/7, yörigen 1. “bir
i
t
i
yöne-“yönelmek, bir işi yapmak m yerden bir yere giden, yolcu”
için hazır olmak” NF 243/7 y
a
HKT 119a/8, 2. “hareket eden,
yönen-“yönelmek” ME 186/2, y
ı canlı” HKT 263a/1, 3. “akıp gi-
n
HKT 455b/9, HŞ 967 e den, giden” HKT 566a/4,
v
yönendür- “yöneltmek, çevirmek” i
yörigen cānvar “kımıldayan, ha-
NF 345/4, ME 96/6 reket eden canlı, hayvan” HKT
yönlü “uygun” yönlü ķaytar- “uy- 341b/1, yörigen kemi “akıp gi-
gun bir şekilde dönmek, usulü- den, süzülen gemi” HKT
ne göre dönmek” ME 45/6, 497b/4, yörimek 1. “yürüme,
yönlü kör- “uygun görmek, yürüyüş” ME 217/6, HKT
uymak, münasip görmek” ME 393b/6, 2. “yerinden oynama,
97/5 harekete geçip yürüme” HKT
yönsüz “uygunsuz” yönsüz iş ķıl- 500b/5, 3. “gezme, dolaşma”
“uygunsuz iş yapmak” ME HKT 410b/9
137/4 yörit- “yürütmek, dolaştırmak,
yöp (< Mo.) “uygun” AO II/19 hareket ettirmek krş. yörüt-, yü-
yöre “çevre, yöre, etraf” ME 3/5, rüt-, yürit-” NF 294/10, KE y
HKT 298b/4 142v/8, MM 303/2, HKT
277a/5
696 | D r . Suat ÜNLÜ

yörü- 1.“yürümek, gitmek, hareket yu- “yıkamak, yumak krş. yuw-,


etmek, davranmak, yaşamak, yuv-yuy-” NF 103/13, KE
yaşamını devam ettirmek krş. 49v/7, ME 222/6, MM 84/1,
yöri-,yürü-, yüri-, yorı, yür-” HKT 105a/4, İML 113, HŞ
NF 351/7, KE 123v/13, ME 1912, MN (2) 16/150
67/2, MM 381/3, HKT 91a/3, yudur- “yıkatmak, temizlemek krş.
MN (1) 17/3, AO II/15, 2. yundur-, yuvdur-” KE 229v/12
“gezmek, dolaşmak” HKT yufķa “ince krş. yuwķa” yufķa
180b/5, yörümek “yürüme, yü- barçın “ince ipek” HKT
rüyüş” KE 171v/2, ME 64/3 285b/2, yufķa köñüllüg “korku
yörük “geçerli, merî” yörük ķıl- ve tedirginlik içinde olan” HKT
“geçerli hale getirmek” ME 501b/3
48/5 yufķala-“gevşetmek, gevşeltmek”
yörüş“yürüyüş, yaşam tarzı” NF ME 230/5
373/14 yuĥibbūnehu (<A.) “(onu severler)
yörüş- “yürüyüşmek, birlikte yü- anlamında Ali İmran suresi 54.
rümek, karşılıklı yürümek” ME e
ğ
ayetinden iktibas” MM 371/2
124/2, MM 289/4, AO III/15 i
t yuĥibbikküm (<A.) “(sizi sever)
i
yörüt- “yürütmek, hareket ettirmek m anlamında Ali İmran suresi 31.
krş. yörüt-, yürit-, yürüt-” NF y
a
ayetinden iktibas”MM 371/3
348/1, KE 206v/11, ME 56/6, y
ı yuķ “üst, yukarı krş. yoķarı,
HKT 217b/6 yoķaru, yuķarı, yuķaru” HŞ
n
e
v
yörütüçi “yürtücü, rehber” K I/30 i 3359
yörütül- “harekete geçirilmek” yuķarı “yukarı krş. yuķaru, yoķarı,
HKT 565b/6 yoķaru” HŞ 3287
yövüt “yardım” ME 36/3, yövüt ėt- yuķaru “yukarı krş. yuķarı, yoķarı,
“yardım etmek, desteklemek” yoķaru” HŞ 2636, yuķaru aġ-
ME 51/5, yövüt ķol- “yardım is- “yükselmek, yukarı çıkmak”
temek” ME 209/4 HŞ 4455, yuķaru çıķ- “yüksel-
yövütke- “yardım etmek” ME mek, yukarı çıkmak” HŞ 3339
11/6, yövütkegen “yardım yuķlat“yükselmek, çıkmak krş.
eden” ME 51/7, yövütkemek yoķlat-” HŞ 3289
tile- “yardım istemek, yardım yul “pınar, kaynak” KE 43v/4, ME
edilmesini istemek” ME 211/2 171/3, HKT 8b/9
yövütkeş- “yardımlaşmak, karşılık- yul-(1) “çevirmek, evirmek, çekip
lı yardım etmek” ME 195/8 almak, gaspetmek” NF 405/14,
yözül- “çözülmek, dağılıp çürümek ME 92/5
krş. çözül-” ME 168/7
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 697

yul- (2) “fidye vermek, esirlikten yuluġ al- “fidye ile alınıp kurta-
kurtarmak, fidye karşılığı ser- rılmak” NF 115/1, yuluġ bėr-
best bırakılmak” NF 347/8, KE “fidye vermek krş. yuluġ bir-”
2r/12, ME 125/4, HKT 12b/1, NF 116/14, KE 222r/21, ME
yulmaķ 1. “fidye karşılığında 104/8, yuluġ bir- “fidye ver-
serbest bırakma” HKT 484a/9 mek krş. yuluġ bėr-” HKT
yul-(3)“bırakmak, salıvermek, azat 132a/1, yuluġ birmek “fidye
etmek” HKT 574a/6, HŞ 1844 verme” HKT 132a/1, yuluġ bol-
yula “kandil, fener” HŞ 3006, MN “fidye vermek, fidye olarak ve-
(2) 26/254 rilmek” NF 84/13, KE 204r/8,
yulaķ “küçük su pınarı” KE 3v/3, ME 104/8
İML 180 yuluġluġ “fidyesi ödenmiş köle”
yular “dizgin” İMl 176 MM 230/3
yulduz (1)“yıldız krş yılduz” NF yulun- “kurtulmak, fidye ile alınıp
355/2, ME 156/5, HKT 253a/7, kurtarılmak krş. yulın-” ME
MN (1) 15/10, İML 183, HŞ 149/8, MM 48/2, HKT 110a/3,
1492, yulduz ornı “yıldız men- HŞ 3963
zili” HKT 349b/8, yulduz e
ğ yuluş- “fidye ile karşılıklı kurta-
yüzüşi “yıldız kayması” KE
i
t rılmak” ME 125/4
i
206v/10 m yum-“yummak, kapamak” NF
yulduz (2) “kök” KE 55r/17 y
a
429/2, KE 149v/19, ME 17/8,
yulduzçı“müneccim krş. yulduzçu” y
ı HKT 42b/6, HŞ 2645
n
HŞ 4074 e yumaķ (1) “hikâye” yumaķ bol-
v
yulduzçu“müneccim krş. yulduzçı” i
“yaygınlaşmak, yaygın olarak
İML 157 bilinmek” KE 7v/11
yulduzlı“yıldızlı krş. yulduzluġ” yumaķ (2) “iplik topu, yuvarlak
HŞ 4375 krş. yumalaķ, yumġaķ” İML
yulduzluġ“yıldızlı krş. yulduzlı” 169
HKT 551a/6 yumaķlıķ“yıkamak, yıkanması
yulġun (1)“temiz olmayan, kötü” gerekli olan” MM 75/3
KE 18r/8 yumalaķ“yuvarlak, topalak krş.
yulġun (2) “güz ağacı krş. yılġun, yumaķ (2), yumġaķ” yumalaķ
ılġın” KE 16v/7 ķıl-“yuvarlamak, topalak yap-
yulın- “fidye ile alınıp kurtarılmak mak” KE 165r/4
krş. yulun-” ME 135/6 yumalan-“yumalanmak, yuvarlan-
yulna- “kurtulmak” HŞ 2385 mak” KE 35v/14 y
yuluġ “fidye, kurban, feda krş. yumġaķ “yuvarlak, yumak krş.
yoluġ” MM 164/4, HKT 7b/3, yumaķ (2), yumalaķ” KE 11v/9
698 | D r . Suat ÜNLÜ

yumışlıķ “iş için”yumışlıķ tut- “iş yumşaķ (2) “eş, kadın” MM 82/3
için işçi tutmak, hizmetli tut- yumşaķlayu“nezaketle”
mak” ME 142/8 yumşaķlayu dirliş- “kibar ve
yumķı “bütün, hep” HŞ 4571 nazik bir hayat sürmek, neza-
yumru “yumru, şişkin” MM 238/1 ketle yaşamak” ME 119/6
yumruķ“yumruk” KE 44v/15, HŞ yumşaķlıķ “yumşaklık, mülayim-
1461 lik” KE 237v/8, HKT 281a/7,
yumruķla-“yumruklamak, döv- yumşaķlıķ ķıl- “mülayimce dav-
mek” KE 241r/19, HKT 369b/4 ranmak, ılımlı hareket etmek”
yumruķlaş-“yumruklaşmak, yum- ME 34/1, yumşaķlıķ ķılış- “bir-
rukla döğüşmek” ME 119/4 birine karşı nezakette bulun-
yumşa- “yumuşamak, yumuşak mak, karşılıklı mülayimce dav-
davranmak” KE 199r/9, HKT ranmak” ME 119/6
542a/7, HŞ 3702 yumşan-“yumşamak, yumşanmak”
yumşaġ “yumşak, hafif, mülayim, HŞ 3874
ılımlı krş. yumşaķ (1), yumşat-“yumşatmak, yatışmak,
yumuşaķ” yumşaġ sözlüg “tatlı e
ğ
yumuşamak, sukuna kavuşmak
sözlü, latif dilli” MN (1) 21/15 i
t krş. yumuşat-” ME 54/5, HKT
i
yumşaķ (1)“yumşak, hafif, müla- m 440b/3, HŞ 4392
yim, ılımlı krş. yumşaġ, y
a
yumul- “yumulmak” ME 134/7
yumuşaķ” KE 6r/7, ME 94/7, y
ı yumur- “bozmak, yerle bir etmek”
HKT 303a/2, HŞ 3550, yumşaķ KE 78r/21
n
e
v
yėl “hafif rüzgar” NF 210/9, i yumurlan- “yığılmak” ME 169/6
KE 138r/7, yumşaķ bol- yumurta “yumurta krş. yumurtġa,
“yumşamak, hafiflemek” KE yumurtġu, yumurtķa” ME 84/5,
70v/12, ME 164/3, yumşaķ ķıl- İML 165
“yumuşatmak” KE 210v/2, ME yumurtala-“yumurtlamak krş.
71/6, HKT 409b/8, yumşaķ yumurtķala-” ME 232/3
ķılıķlıġ “mülayim, ılımlı” NF yumurtġa“yumurta krş. yumurta,
105/12, yumşaķ köñüllüg “yu- yumurtġu, yumurtķa” ME 84/6,
muşak kalpli, yumuşak, ılımlı” HKT 427b/2
KE 6r/4, yumşaķ sözle- “müla- yumurtġu “yumurta krş. yumurta,
yim ve latif konuşmak, yumu- yumurtġa, yumurtķa” KE
şak söylemek” NF 254/15, 248r/15
yumşaķ yer “yumuşak yer” yumurtķa“yumurta krş. yumurta,
HKT 155a/7, yumşaķraķ “daha yumurtġa, yumurtġu” KE
hafif, daha yumşak” NF 115/12, 220r/21
KE 176v/8
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 699

yumurtķala-“yumurtlamak krş. yupula-“kandırmak, aldatmak, hile


yumurtala-” KE 220r/20 yapmak” NF 67/5
yumuşaķ“sert olmayan krş. yurdu “delik, krş yürtük” KE
yumşaķ (1), yumşaġ” İML 153, 121r/21, HKT 150b/9
yumuşaķ ol- “yumuşamak” yurt“yurt, ev, yer” NF 27/2, KE
İML 114 234r/20, ME 47/7, HŞ 2785,
yumuşat-“yumuşak bir hale koy- yurt tutun- “yurt edinmek, yer
mak krş. yumşat-” İML 114 tutmak, bir yere yerleşmek”
yumuşçı“işci” KE 187v/13, ME 218/8
yumuşçı bol- “işçi olmak, işçi yurtlan- “yerleşmek, yurt edinmek”
olarak çalışmak” KE 188r/12 ME 189/2
yumuşçılıķ “işçilik” KE 187v/14 yurun “yama, ek” MM 19/4
yun-“yunmak, yıkanmak, abdest yūsuf (<ö.a.) “Yusuf peygamber,
almak” NF 171/13, ME 140/4, Hz. Yusuf” NF 51/17, KE
MM 85/1, HKT 435a/7, HŞ 7v/15, MN (2) 8/68, 7v/15,
4204, yunġu yir “yıkanma yeri” HKT 237a/6, HŞ 1154 yūsuf
HKT 435a/7 peyġamber “Yusuf peygamber,
yunçuġ “eziyet, incitme” K I/27, e
ğ Hz. Yusuf” MN (1) 6/6
yunçuġ tigür- “eziyet etmek, in-
i
t yūsuf ibni mührān (<ö.a.) “bir
i
citmek” K I/27 m âbid” NF 322/7
yundur- “yıkandırmak krş. yuvdur- y
a
yūşaǾ (<ö.a.) “Yusuf peygamberin
, yudur-” ME 94/5 y
ı soyundan olup Musa peygam-
n
yunuġ “abdest” NF 172/2, ME e berin öğrencisi krş. yūşaǾ bin
v
93/7, MM 75/4, yunuġ bozar iş i
nūn” NF 306/7, KE 125r/19,
ķıl- “abdesti bozacak eylem yūşaǾ bin nūn “bkz. yūşaǾ” KE
yapmak” ME 6/8, yunuġ farżı 117v/12
“abdestin farzı” MM 94/3, yuşaķ “mütereddit, gevşek” yuşaķ
yunuġ mesĥi “abdest meshi” kişi “mütereddit, gevşek adam”
MM 184/3, yunuġ sünneti “ab- İML 150
destin sünneti”MM 74/1 yut-“yutmak” KE 89v/2, ME
yunuġsuz “abdestsiz” MM 85/4 135/2, MM 386/4, HKT 218a/2,
yūnus (<ö.a.) “Yunus peygamber” İML 119, HŞ 2217, yutuġlı
KE 55r/15, HKT 211a/8 “kendini tutan, içine atan” HKT
yup “hile, al” HŞ 3079 448a/3
yupan-(1)“çekinmek, korkmak” yutdur- “yutturmak, yere batırmak”
HŞ 967 ME 63/7 y
yupan-(2) “kendisini teskin etmek” yuv-“yıkamak krş. yu- yuw-, yuy-”
MN (2) 8/74 NF 103/13, KE 183v/5
700 | D r . Suat ÜNLÜ

yuw- “yıkamak krş. yu- yuv-, yuw- yügrük “yürük at, süratli koşan”
” NF 131/4, HŞ 2535 İML 171, HŞ 1642
yuva “yuva” HŞ 799 yügrüş- “koşuşturmak” NF 249/3
yuwala- “yuvarlamak” ME 226/1 yügrüt- “koşturmak krş. yügürt-”
yuvalan- “yuvarlanmak” ME 234/6 HŞ 1875
yuvalandur-“yuvarlamak” NF yüg(ü)r- “koşmak, koşuşturmak,
150/2 hızlı yürümek krş. yükür-” NF
yuvan-“çekilmek, bırakmak” HŞ 170/17, KE 143r/21, ME 12/8,
2251 HKT 423a/9, HŞ 1688,
yuvdur- “yıkatmak krş. yundur-, yügürgen at “hızlı giden, koşan
yudur-” NF 436/3 at” HKT 579a/2, yügürmek
yuwķa“yufka, ince krş. yufķa” KE “koşma, koşu” ME 13/1
80v/16, yuwķa ķıl- “inceltmek” yügürt-“koşturmak, sürmek krş.
ME 23/2 yügrüt-” NF 429/13, ME 42/6,
yuwķal- “incelmek” KE 164v/19 HKT 523a/2
yuvlun- “akmak” ME 163/1 yük 1.“yük, hayvan üstündeki iki
yuvun-“yıkanmak, temizlemek” e
ğ
küfe ağırlık” NF 131/10, KE
KE 169r/16, İML 130 i
t 23r/4, ME 18/4, MM 202/2,
i
yuy- “yıkamak krş. yu-, yuw- yuv- m HKT 578b/4, İML 107, HŞ
” MN (2) 29/284 y
a
1644, Ka II/12, 2. “yük, günah”
yuyul-“yıkanmak, temizlenmek” y
ı HKT 379a/9, 3. “doğacak be-
KE 196v/21 bek” HKT 536a/6, yük baġla-
n
e
v
yuzaķ“kilit” İML 179, HŞ 3837 i “yük yüklemek, üzerine yük
yuzaķla- “kilitlemek krş. yozaķla-” bağlamak” HŞ 1224, yük basıl-
ME 29/6 “ağır yüklenmek, ağır yük altı-
yuzantur- “devletli kılmak” ME na girmek” HKT 417a/3, yük
50/4 bol- “yüklemek” KE 197v/21,
yüce “yüksek” İML 90 MM 202/1, yük ketürgen “yük
yüfŧūra (<ö.a.) “Sare öldükten son- taşıyan, günahkar” HKT
ra İbrahim peygamberin evlen- 417a/2, yük kötürgen 1.“yük ta-
diği Fütûr adlı kadının babası” şıyan, günahkar” HKT 141b/9,
KE 56r/5 2. “yük taşıyan, günahkar”
yügen “gem, at başlığı” NF 53/2, HKT 145b/5, yük yükle- “yük-
HŞ 757, yügen urul- lemek, üzerine yük koymak”
“gemlemek, gem vurulmak” NF KE 190r/2, yükke ögrengen
52/12 “yük taşımaya alışık olan” HKT
yügenlig “gemli, başlığı olan” MN 10b/3
(1) 2/1
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 701

yükey “yüksek, yüce, ulu” ME 247v/6, ME 23/6, HKT 560b/3,


206/5, yükey bol- “yüce olmak, İML 153, HŞ 2047, 2. “yüce,
yüksek olmak, yücelmek” NF âli, esma-i hüsna’dan el-Ǿaliyy”
9/4, ME 192/4, yükey ķıl- “yü- HKT 40a/2, yüksek derece “uh-
celtmek “NF 270/1 revi yüksek makam” NF 321/3,
yükeyleş- “yücelmek” ME 126/2 yüksek maķām “uhrevi makam-
yükeylik “yücelik” yükeylikge lardan yüksek bir makam” NF
tegin- “yücelmeklik makamına 283/3, yüksek tañrı “yüce olan
ermek, yüceliğe ulşamak “ME Tanrı, esma-i hüsna’dan el-
175/5 aziz” NF 376/10, yüksek bol-
yükle- (1)“yüklemek, bindirmek” “münezzeh, mukaddes ve yüce
NF 18/5, KE 84v/10, ME 41/4, olmak” NF 214/16, ME 152/5,
HKT 46b/6, İML 129, HŞ 1902 HKT 349b/8, yüksek ķıl- “yü-
yükle- (2) “kadın gebe kalmak” celtmek, mukaddesleştirmek”
İML 107 NF 324/16, ME 102/3, yüksek
yüklen-“yüklenmek” KE 234r/15, yir “yüksek tepe” HKT 317b/8,
ME 41/5, HKT 530b/3 yüksekdin baķġan “yüksekden
yüklenil-“yüklenmek” HKT 342a/9 e
ğ bakan” HKT 427b/6, yüksekrek
yüklet- “yükletmek” KE 124r/20
i
t “en yüce, en ulu” HKT 262b/8
i
yüklü “hamile, gebe krş. yüklüg m yükseklik “yükseklik” HKT 308a/1
(1)” ME 54/1, yüklü ķıl- “hami- y
a
yükset- “yükseltmek” ME 71/6
le bırakmak, gebe bırakmak” y
ı yüksin- “yüksünmek” ME 175/8
n
ME 8/3 e yük(ü)n-“diz çökmek, saygıyla
v
yüklüg (1)“hamile, gebe krş. yük- i
eğilmek, hürmet etmek, secde
lü” KE 38r/3, ME 54/1, HKT etmek” KE 185v/21, HŞ 1570
319a/4, yüklüg bol- “hamile yükür-“koşmak, koşuşturmak krş.
olmak, gebe olmak” KE 14r/8, yügür-” İML 112
yüklüg ķıl- “hamile bırakmak, yüleş (<ö.a.) “Bürşam meliğin
gebe kalmak” ME 28/2 tapındığı put” KE 151v/18
yüklüg (2) “yüklü, yüklenmiş, yüli-“tıraş etmek, kesmek krş. yü-
dolu” NF 258/6, KE 197r/7 lü-” NF 46/15
yükse-“yükselmek” ME 135/8, yülit-“tıraş etmek” NF 46/14, KE
HKT 437a/2, yüksegen “kibir- 230v/4
lenen, kibirli” HKT 437a/2, yülü-“tıraş etmek, kesmek krş.
yüksemek “yükselme, yüksek- yüli-” NF 383/1, ME 215/5,
lik, boy” HKT 563b/8 HKT 28b/6 y
yüksek 1.“yüksek(yer), ulu, yüce, yülük “saçı sakalı düzgün, tıraşlı”
değerli(kişi)” NF 164/17, KE HKT 491b/2
702 | D r . Suat ÜNLÜ

yülün- “tıraş olmak, tıraş edilmek” yüñül ķılmaķ “hafifletme, hafif-


ME 100/3, MM 39/4 leştirme” HKT 25b/7, yüngül
yülüş-“birbirini tıraş etmek” ME kör- “hafif bulmak” HKT
83/2 265a/8, yüñül tut- “hafiflet-
yüm-“yummak, kapamak, kısmak mek, yeynileştirmek” ME
krş. yum-” NF 158/6, MM 101/4, yüñül uslu “sersem, ap-
240/2 tal, cahil krş. yüñül usluġ”
yün “tüy, hayvan tüyü (kuş tüyü) ME90/5, yüñül usluġ “sersem,
krş. yüñ” İML 176 aptal, cahil krş. yüñül uslu”
yüñ “yün, pamuk, tüy, hayvan HKT 20b/2, yüñül usluġluġ
tüyü krş. yün” NF 159/9, KE “akılsızlık, sersemlik krş. yüñül
12v/15, MM 345/1, HKT usluġluķ” HKT 154a/5, yüñül
265a/9, HŞ 3481, yüñ bol- “yün usluġluķ “akılsızlık, sersemlik
olmak, pamuk olmak, pamuk krş. yüñül usluġluġ” HKT
olarak çıkmak” KE 12v/15 141b/2, yüñül usluķ ķılış- “kar-
yünçi “inci krş. yünçü (2), yinçü, şılıklı akılsızlık etmek, karşılık-
inçü, yincü” HŞ 2514 e
ğ
lı safça hareket etmek” ME
yünçü (1)“yüncü krş. yünçi, yinçü” i
t 119/8, yüñül usluluķ ķıl- “akıl-
i
İML 256 m sızlık etmek, safça hareket et-
yünçü (2)“inci krş. yinçü, inçü, y
a
mek” ME 181/5, yüñülrek “ da-
yincü” HKT 511b/5, HŞ 2514 y
ı ha hafif, daha yeyni” KE 22r/16
yünçük bacak, baldır krş. yinçük, yüñülle-1.“yerinden oynatmak,
n
e
v
yincik” HKT 364a/4 i harekete geçirmek” HKT
yünçüksüz “sapsız” yünçüksüz ot 277a/1, 2.“küçük görmek, kü-
“sapsız bitki” HKT 508a/5 çümsemek” HKT 470b/5, 3.
yüñlet-“korkutmak” ME 216/1 “cehalete sürüklemek” HKT
yüñsiz “tüysüz” KE 170v/13 18b/8
yünül “hafif, yeyni krş. yüñül, yüñüllen- “sevinmek” ME 147/6
yiñil, yeñil” İML 151 yüñüllük (1)“sevinç, neşe” ME 4/7,
yüñül “hafif, yeyni krş. yünül, yüñüllük ėt- “sevinmek, neşe-
yiñil, yeñil” KE 14r/18, HKT lenmek” ME 166/3
169a/5, yüñül bol-“hafif olmak, yüñüllük (2) “hafiflik, yeğnilik”
hafif gelmek” NF 177/5, KE KE 53r/6, yüñüllükke ĥaml ķıl-
124r/20, HKT 334a/7, yüñül “hafife almak” HKT 391b/5
bul- “ hafif gelmek” ME 216/3, yür-“yürümek krş. yor-, yorı, yörü-
yüñül ķıl- “hafifletmek, hafifleştirmek” , yöri-, yürü-, yüri-” HŞ 2309
ME 4/7, HKT 451b/2, yüñül ķılın- “ha- yürek“yürek, kalp” NF 102/8, KE
fifletilmek, hafifleştirilmek” HKT 23a/7, 164r/12, MM 331/4, İML 141,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 703

HŞ 1508, MN (2) 7/64, yürek yüsteġād (<ö.a.) “Eshab-ı Kehf’i


aldur- “korkmak, çekinmek” mağarada bulan hükümdar” KE
KE 118r/12, yürek perdesin 179r/1
yırt- “tutulmak, aşık olmak” yüşen (<ö.a.) “İlyas peygamberin
HKT 229b/2, yürek tamarı “can diğer adı” KE 158v/7
damarı, aort” HKT 546a/9 yüvüşe- “ıslanmak” İML 102
yüreklen-“yüreklenmek, cesaret- yüz (1) “yüz, surat, çehre, ön, ön
lenmek, korkmamak” NF taraf, üst yan” NF 184/14, KE
369/2, KE 223r/5, HŞ 3759 2v/20, ME 13/7, MM 84/1,
yüreklendür-“cesaret vermek” KE HKT 299a/3, MN (1) 6/11,
225r/11 İML 139, K VII/21, MN (2)
yürekli “yürekli, cesur krş. 5/41, 2. “teveccüh, dostluk”
yüreklig” KE 61v/11 HKT 227a/7, yüz açıt- “surat
yüreklig“yürekli, cesur krş. yürek- asmak” KE 195r/10, yüz baġı
li” KE 131v/3, HŞ 1648, “yüz örtüsü” İML 150, yüz çe-
yüreklig bol-“yürekli olmak, vir- “kabullenmemek, reddet-
cesur olmak, cesurca davran- mek, kaçmak krş. yüz çewür”
mak” ME 127/4 e
ğ HŞ 89, yüz çevür- “kabullen-
yüreklülük “yüreklilik” yüreklülük
i
t memek, reddetmek, kaçmak
i
ķıl- “yüreklilik göstermek, ce- m krş. yüz çewür-” ME 163/4,
surca hareket etmek” ME 174/2 y
a
MN (2) 34/335, yüz çewür-
yüreksiz “yüreksiz, korkak” İML y
ı “kabul lenmemek, reddetmek,
n
152, yüreksiz bol- “cesareti kı- e kaçmak krş. yüz çevür-” NF
v
rılmak, korkuya kapılmak” i
35/5, yüz ewrügli “yüz çeviren”
HKT 176b/6, yüreksiz ķıl- “ce- HKT 556a/5, yüz evür- “red-
sareti kırılmak, korkutmak, detmek, yüz çevirmek, reddet-
korkuya kapılmak” ME 33/4 mek krş. yüz ewür-, yüz iwür-”
yüri- “yürümek krş. yörü-, yöri-, ME 13/4, yüz ewür- “reddet-
yürü-,ür-, yorı-” HŞ 2435 mek, yüz çevirmek, terk etmek
yürit- “yürütmek, icra etmek, idare krş. yüz evür-, yüz iwür-” NF
etmek krş. yörüt-, yörit-, yürüt- 13/16, HKT 470b/9, yüz
” HŞ 3738 ewürgen “yüz çeviren” HKT
yürtük “delik krş. yurdu” KE 29r/9 256a/6, yüz ewürmek “yüz çe-
yürü- “yürümek krş. yörü-, yöri-, yüri-, yor- virme” HKT 127b/3, yüz iwür-
, yorı-, yür-” İML 115, HŞ 3088, MN “reddetmek, yüz çevirmek, red-
(2) 26/250 detmek krş. krş. yüz öwür-, yüz y
yürüt- “yürütmek yörüt-, yörit-, yürüt-” HŞ evür-, yüz ewür-” HŞ 3151,
1404 yüz ķoy- “yönelmek, e doğru
704 | D r . Suat ÜNLÜ

hareket etmek” KE 106v/2, yüz yüzdin biş artuķ “yüz beş


körget-“yüzünü göstermek” HŞ (105)” HŞ 4085
1613, yüz öwür- “yüz çevirmek yüz- “yüzmek, akıp gitmek” KE
krş. yüz iwür-, yüz evür, yüz 24r/1, HKT 313a/2, İML 120,
ewür” KE 18v/20, yüz ur- “mey- HŞ 477, MN (2) 29/287
letmek, ilgilenmek” NF 148/6, yüz beg “yüz başı, askeri bir rütbe”
MM 99/3, MN (2) 28/275, yüze AO II/4
yüz sözleş- “karşılıklı konuşmak” yüz elig “yüz elli (50) krş. yüz
ME 108/3, yüze tüz otur- ellig, yüz illig” MM 212/3
“karşılıklı oturmak, birbirine yüz ellig “yüz elli (50) krş. yüz
yakın oturmak” ME 122/2, yüz elig, yüz illig” NF 183/17
suvı “itibar krş. yüz suwı” KE yüzer “yüzer, suda yüzen” NF
214v/12, yüz suwı “itibar krş. 75/12
yüz suvı” NF 128/9, KE 81r/1, yüzgüçü “suda yüzücü” İML 159
ME 171/8, yüz ur- “yönelmek, yüz illig “yüzelli (150) krş. yüz
niyetlenmek” HŞ 1788, yüzin ellig, yüz elig” MN (2) 10/96
yaş- “yüzünü örtmek, yüzünü e
ğ
yüz ķırķ “yüz kırk (140)” KE
gizlemek” ME 180/8, i
t 131r/17
yüzin kemiş- “yüz üstü atmak,
i
m yüzle-(1)“yönelmek, yüzünü dön-
baş aşağı bırakmak krş. yüzün y
a
mek” MM 234/2
kemiş-” ME 86/1, yüziñe ķarşu y
ı yüzle- (2)“mürailik etmek” İML
yöri- “şaşkın şaşkın dolaşmak” n
e 109
v
HKT 360a/7, yüzün kemiş- i yüzle-(3)“hürmet etmek, saygı
“yüz üstü atmak, baş aşağı bı- göstermek” HŞ 407
rakmak krş. yüzin kemiş-” NF yüzlen- “saygı ve itibar sahibi ol-
250/15, yüzün kemşil- “yüz üs- mak” KE 113v/12
tü atılmak, baş aşağı bırakıl- yüzlü “yüzlü, yüz sahibi krş.
mak” HKT 367b/4, yüzün ķuyu yüzlüg” ME 68/5, MN (2)
“yüz üstü” NF 336/15, 24/238
yüzün süri- “yüz sürmek, yüzlüg “yüzlü, yüz sahibi krş. yüz-
hürmet ve saygıda bulunmak” lü” NF 22/15, KE 35r/14, ME
NF 67/6, yüzün tüş- “yüz üstü 179/6, HKT 555a/4, MN (1)
düşmek, yere kapanmak” NF 18/2
393/2, ME 35/4, HKT 297b/9 yüzlük “örtü” yüzlük örtün- “ör-
yüz (2) “yüz (100)” NF 20/6, KE tünmek, mahrem yerlerini ka-
2v/12, MM 187/1, HKT 41b/2, patmak” ME 234/7, yüzlük ur-
HŞ 1792 K I/5, yüzde bir “ “örtünmek, yüzünü ve diğer
yüzde bir” MM 224/3, HŞ 405,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 705

mahrem yerlerini kapatmak ME yüzükçe “yüzük kadar, yüzük deli-


227/1 ği kadar” KE 30v/7
yüzlülük “yüzlülük” yüzlülük ķıl- yüzül-“yüzülmek, soyulmak” ME
“iki yüzlü davranmak” ME 155/6
117/2 yüzüm“üzüm krş. üzüm” KE
yüz miñ “yüz bin (100000)” NF 164v/11
247/10, KE 9v/4, MM 202/4, yüzüş “yüzüş, kayış, akış” KE
HKT 431a/1, MN (1) 6/7, HŞ 206v/10
2370 yüz yėgirmi “yüz yirmi (120) krş.
yüz miñ yėgirmi tört miñ “yüz yir- yüz yigirmi” KE 33r/4, MM
mi dört bin (124000) krş. yüz 201/2
yėgirmi tört miñ, yüz yėgirmi yüz yėgirmi taķı tört miñ “yüz yir-
taķı tört miñ, yüz miñ yigirmi mi dört bin (124000 krş. yüz
tört miñ” KE 24r/14 yėgirmi tört miñ, yüz miñ
yüz miñ yigirmi tört miñ “yüz yir- yėgirmi tört miñ, yüz miñ
mi dört bin (124000) krş. yüz yigirmi tört miñ” KE 206v/5
yėgirmi tört miñ, yüz yėgirmi yüz yėgirmi toķuz “yüz yirmi do-
taķı tört miñ, yüz miñ yėgirmi e
ğ kuz (129)” KE 56r/11” MM 5/1
tört miñ” MN (1) 1/3
i
t yüz yėgirmi tört miñ “yüz yirmi
i
yüz otuz “yüz otuz (130)” KE m dört bin (124000 krş. yüz miñ
17v/17 y
a
yėgirmi tört miñ, yüz yėgirmi
yüz seksen “yüz seksen (180)” KE y
ı taķı tört miñ, yüz miñ yigirmi
n
131r/15 e tört miñ” KE 206v/5
v
yüz taķı ķırķ bėş “yüz kırk beş i
yüz yėtmiş“yüz yetmiş (170)” KE
(145)” MM 212/1 132v/18
yüz taķı toķsan altı “yüz doksan yüz yigirmi “yüz yirmi (120) krş.
altı (196) “MM 214/1 yüz yėgirmi” NF 69/15
yüzük “yüzük” NF 77/16, KE yüz yiti “yüz yedi (107)” HŞ 4726
21v/3, MM 192/1, İML 150,
yüzük ķaşı “yüzük kaşı, yüzük
taşı” İML 150, yüzük ķıl-
“yüzük yapmak” NF 77/16, HŞ
2351, yüzük ķıldur- “yüzük
yaptırmak” NF 77/16, yüzük
oyna- “yüzük oyunu oynamak”
HŞ 1574, yüzük urun- “yüzük y
takmak” ME 179/7
706 | D r . Suat ÜNLÜ

-Z-/-Ź-/-Ž- zāhidrek “daha sofu, daha dindar


krş. zāhidraķ” KE 21v/17
zāhide (<A.) “dindar kadın” KE
zabda (<ö.a.) “Mekke yakınlarında
152r/10
ısız bir yer” NF 129/14
zāhidlıķ (<A.+T.) “sofuluk, dindarlık
żabŧ(<A.) “anlama, kavrama” żabŧ
krş. zāhidlik”HKT 518a/3
ķıl- “ihata etmek, kuşatmak” NF
zāhidlik (<A.+T.) “sofuluk, dindarlık
32/11, HKT 300a/4
krş. zāhidlıķ” NF 387/8, zāhidlik
zād (<F.)“oğul, çocuk krş. zāde” HŞ
ķıl- “sofuluk yapmak, dindar ol-
2397
mak” ME 169/4
zāde(<F.) “oğul, çocuk krş. zād” HŞ
žāhir (<A.) “açık, belli, aşikar, görü-
1130
nen, ortaya çıkan, meydanda” NF
žafer(<A.) 1.“zafer, galibiyet” KE
57/5, KE 120v/11, MM 352/3,
151r/2, ME 74/4, HKT 98a/4, 2.
HKT 216a/4, HŞ 21, CE 1/1,
“başarma, başarı, kurtuluş” HKT
MN (2) 24/235, žāhir bol-
427b/9, žafer bul- 1.“galip gel-
1.“zuhur etmek, ortaya çıkmak”
mek” HKT 304b/5, 2. “başarı ka-
NF 5/9, KE 12r/2, MM 61/4,
zanmak, kurtulmak” HKT
HKT 443a/2, AO V/14, 2. “orta-
e
ğ
408a/3, žafer bulġan “başarı ka- i
t da olmak, görünmek” HKT
zanan, kurtulan” HKT 342a/6, i
m 338b/8, žāhir ķıl-“ortaya çıkmak,
žafer bulmaķ “başarı, zafer” HKT y zuhur etmek“ KE 88r/20, ME
87a/2, žafer tap- “yenmek, galib a
y
ı 38/3, žāhir ķılın- “ortaya çıkarıl-
olmak, başarı kazanmak” KE n
e mak, gösterilmek” HKT 564a/3
64r/3, HKT 87a/2 v
i zaħm (<A.) “yara” NF 154/5, KE
zaǾferān (<A.) “safran, sarı renk krş.
249r/7, HŞ 4555, zaħm-ı arı “arı
zaġfırān” NF 162/11, KE 192r/5,
sokması” HŞ 1196, zaħm-ı
ME 168/7, MM 202/3, HŞ 1551
ħançer “hançer yarası” HŞ 1773,
zāġ (< F.) “karga” HŞ1421
zaħm ķıl- “yaralamak, hançerle-
zaġfırān (<A.) “safran, sarı renk krş.
mek” NF 21/9, zaħm ur- “yara-
zaǾferān” zaġǾfırān tütüz- “safran
lamak, hançer darbesiyle yarala-
yakmak, safran tüttürmek” HŞ
mak, hançerlemek” HŞ 4507,
3250
zaħm yi- “yaralanmak, hançer-
zāhid (<A.) “zahid, sofu, dindar” NF
lenmek” HŞ 3419
402/6, HKT 185b/7, MN (1)
zaĥmet (<A.) “sıkıntı, zahmet, ezi-
19/6, HŞ 1952, zāhid Ǿābid “din-
yet, güçlük, kötülük, zarar” NF
dar, ibadet eden” KE 152r/1,
9/3, KE 30v/10, MN (1) 21/6, HŞ
zāhid bol- “dindar olmak, dine
4009, AO II/45, zaĥmet u
düşmek” KE 177v/5, zāhidraķ
meşaķķat “sıkıntı ve zorluk krş.
“daha sofu, daha dindar krş.
zaĥmet ve meşaķķat” NF 15/16,
zāhidrek” NF 239/3, KE 21r/16,
zaĥmet ve meşaķķat “sıkıntı ve
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 707

zorluk krş. zaĥmet u meşaķķat” “daha zayıf, daha güçsüz, daha


NF 110/15, zaĥmet bėr- “sıkıntı zavallı” NF 303/9, KE 1v/8
vermek, eziyet etmek, zarar ver- żaǾįfa (<A.) “kadın, güçsüz, kuvvetsiz
mek krş. zaĥmet bir-” NF 34/12, kadın krş. żaǾįfe” NF 15/2
KE 30v/11, zaĥmet bir- “sıkıntı żaǾįfe (<A.)“kadın, güçsüz, kuvvet-
vermek, eziyet etmek, zarar ver- siz kadın krş. żaǾįfa” KE 144r/17
mek krş. zaĥmet bėr-” HŞ 2051, żaǾįflıķ (<A.+T.) “zayıflık, güçsüzlük,
zaĥmet çek- “zahmet çekmek, acizlik krş. żaǾįfluķ” NF 141/17
eziyet görmek” HŞ 4699, zaĥmet żaǾįfluķ (<A.+T.) “zayıflık, güçsüzlük,
ketür- “zahmet etmek, sıkıntı acizlik krş. żaǾįflıķ” NF 161/3,
vermek” HŞ 1014, zaĥmet ķıl- HKT 391a/2, HŞ 85
“sıkıntı güçlük çıkarmak, eziyet zāǿįl (<A.) “sona eren, geçen”zāǿįl
etmek, zarar vermek” NF 41/12, bol-“sona ermek, son bolmak,
ME 141/7, zaĥmet ķılış- “karşı- geçmek” NF 218/4
lıklı sıkıntı vermek, biribirine źākir (<A.) “zikreden, anan, hatıra
eziyet etmek” ME 119/1, zaĥmet getiren” MM 364/1, źākirraķ
teg- “sıkıntı vermek, eziyet et- “daha çok anan, daha çok hatır-
mek, zarar vermek “NF 48/16, layan” KE 55r/21
e
zaĥmet tegür- “sıkıntı verdirmek, ğ źākirlıķ (<A.+T.) “anan kişi olma
i
eziyet ettirmek, zarar verdirmek” t
i
durumu” MM 363/2
NF 13/8, KE 60r/20, K II/13 m zaķķūm (<A.) “zakkum, Cehennem-
żaǾįf (<A.) “güçsüz, zayıf, âciz, y
a de hasıl olup acı meyvesi ehl-i
zavallı, hasta” NF 47/2, KE y
ı Cehenneme yedirtilecek ağaç”
n
29v/4, HKT 63b/7, HŞ 3312, e NF 18/1, HKT 428a/2, zaķķūm
v
żaǾįf bol-1.“ aciz ve güçsüz ol- i yıġaçı “zakkum ağacı”MN (1)
mak” NF 70/10, KE 27r/13, ME 18/8
199/6, HKT 327a/3, 2. “gevşek żalāl (<A.) “doğru yoldan çıkma,
davranmak, yılmak” HKT sapıklık krş. żalālet” MM 156/1
487a/9, żaǾįf ķal- “zayıf düşmek, żalālet (<A.) “doğru yoldan çıkma,
aciz kalmak” HŞ 3368, żaǾįf kör- sapıklık, dalalet krş. żalāl” MM
“hakir görmek, küçümsemek” 120/3
ME 212/7, żaǾįf körül- “hakir gö- žālim (<A.) “zalim, zulm eden” NF
rülmek, küçümsenmek” HKT 306/14, KE 59r/12, ME 191/3,
368b/2, żaǾįf körülmiş “güçsüz HKT 112b/9, MN (1) 4/12, HŞ
ve zavallı” HKT 91b/8, żaǾįf tut- 1974, žālim bol- “zulmetmek, za-
“hakir görmek, küçümsemek” limce davranmak” NF 133/2, KE
HKT 163b/4, żaǾįf tutul- “hor gö- 8r/17, HŞ 2273, žālimraķ “daha
rülmek, küçümsenmek” HKT zalim, çok zulmeden” KE
161b/2, żaǾįfġa tut- “hor görmek, 153r/10, HKT 16b/4 z
horlamak” HKT 368a/5, żaǾįfraķ
708 | D r . Suat ÜNLÜ

zālūca (<ö.a.) “Yunus peygamberi etmek” HŞ 2447, zār ķıl- “ağla-


yutan balık” KE 156r/17 mak, feryad ve figan etmek” HŞ
żam (<A.) “ilave etme, katma” żam 1816, zār ķoy-“feryad ve figan
ķıl-“eklemek, ilave etmek” NF içinde bırakmak” HŞ 3508, zār
2/11, MM 108/3 tut- “feryad ve figan içinde tut-
zamān (<A.) “zaman, vakit, devir, mak” HŞ 3095, zār yıġla- “ağla-
dönem, süre krş. zemān, zamāna” mak, feryad ve figan etmek” HŞ
NF 8/9, KE 11r/9, ME 85/6, MM 2578, zār yıġlat- “ağlatmak,
85/4, HKT 296b/9, MN (1) 7/13, feryad ve figan ettirmek” HŞ
HŞ 4042, AO II/23, zamān bėr- 4584, zār zār yıġla- “hiç durma-
“mühlet vermek krş. zamān bir” dan ağlamak, feryad etmek” NF
NF 440/15, KE 42v/15, zamān 11/14, KE 108r/20, zār u zār
bir- “mühlet vermek krş. zamān yıġla- “hiç durmadan ağlamak,
bėr-” HKT 437a/5, zamān biril- feryad etmek” NF 182/11, zār ve
“mühlet verilmek” HKT 398b/2, zār yıġla- “hiç durmadan ağla-
zamān birilmiş “mühlet verilmiş” mak, feryad etmek” NF 196/17
HKT 437a/6 zār (2) “tül” NF 235/11
zamāne (<A.) “zaman, çağ, vakit, žarāfet (<A.) “zariflik” MN (2)
e
ğ
i
şimdiki zaman krş. zemān, t 34/337
i
zamān” NF 130/5, KE 92r/2, ME m żarām (<ö.a.) “Hızr kıssasında geçen
48/6, HKT 306a/7, HŞ 3122, AO y
a
bir çocuk” KE 130v/21
III/9, zamāne bol- “zaman geç- y
ı żarār (<A.) “zarar, ziyan krş. żarar”
mek, vakit geçmek” NF 343/1, n
e żarār ķılış- “birbirne zarar ver-
v
zamāne kişileri “bir devrin insan- i mek” HKT 536a/6, żarār tigür-
ları” HKT 299a/2, zamāneniñ “zarar verdirmek, zarara uğrat-
tezgingenleri “devrin musibet ve mak” Ka II/17
belaları” HKT 195a/4 żarar (<A.) “zarar, ziyan krş. żarār”
zānį (<A.) “zina eden” KE 212v/1 NF 333/5, KE 25r/1, żarar ķıl-
žann (<A.) “zan” HŞ 2321 “zarar vermek” KE 95r/16, żarar
źaǿn-nūn(<A.) “Yunus peygamberin teg- “zarar vermek, zarara uğra-
lakabı” KE 152r/18 mak” KE 95r/3, żarar tegür- “za-
zār (1) (<F.) “ağlama, feryat, figan” rar verdirmek, zarara uğratmak
HŞ 3157, zār artur- “ağlamak, “NF 32/4
feryat ve figan etmek” HŞ 2487, zārı (<F.) “ağlama, inleme, yalvarıp
zār bol- “ağlamak, feryad etmek” yakarma krş. zārį” HŞ 3355, zārı
NF 356/13, HŞ 2455, zār ıġla- ķıl- “yalvarıp yakarmak” HŞ
“ağlamak, feryad etmek” HŞ 2626
3878, zār ıñra- “ağlamak, feryad zārılıķ (<F.+T.) “zarılık, ağlamak,
ve figan etmek” KE 183r/3, zār ağıt krş. zārįlik, zārįlıķ, zārįlıġ”
iñre- “ağlamak, feryad ve figan
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 709

zārılıķ ķıl- “ağlamak, inlemek, 4351, żarūrį ķıl- “zorunlu olarak


yalvarıp yakarmak” HŞ 3246 yapmak” HŞ 4945, żarūrį köç-
zārį (<F.) “ağlama, inleme, yalvarıp “zorunlu olarak göçmek” HŞ
yakarma krş. zārı” zārį ķıl- “yal- 3317
varıp yakarmak” NF 319/3, HKT źāt (<A.) “varlık, zat, kendisi, asıl”
128b/2 NF 397/12, KE 2v/11, HKT
žarįf (<A.) “zarif, ince, kibar, güzel” 509a/2, HŞ 2686, MN (2) 15/145
NF 165/17, KE 193r/16, HŞ źātlıġ (<A.+T.) “zatlı” KE 2r/21
1360 żāyiǾ (<A.) “zayi, yitik, telef olan,
žarįfluķ(<A.+T.) “zariflik” žarįfluķ zarar, ziyan” NF 147/10, HŞ 86,
ķıl- “zarifce davranmak, zarifce żāyiǾ bol- “ boşa gitmek krş.
hareket etmek” HŞ 4134 żāyiǾ ol-” NF 71/11, KE 29v/9,
zārįlıġ (<F.+T.) “feryat, figan, ağlayıp HKT 292a/9, HŞ 1885, K VI/32,
sızlamaklık krş. zārįlik, zārįlıķ, żāyiǾ bolġan “yok olan” HKT
zārılıķ” zārįlıġ ķıl- “yalva- 278b/3, żāyiǾ ķal- “zayi etmek,
rıp yakarmak, feryat, figan et- yitirmek, boşa çıkmak” NF
mek” MN (1) 11/10 164/13, KE 174v/19, żāyiǾ ķıl-
zārįlıķ (<F.+T.) “feryat, figan, ağla- “boşa çıkarmak” NF 7/7, KE
e
yıp sızlamaklık krş. zārįlik, ğ 99r/17, MM 155/2, HKT 484b/6,
i
zārįlıķ, zārılıķ” NF 278/1, t
i
HŞ 2709, żāyiǾ ķılġan “ihmal
KE12v/21, zārįlıķ ķıl- “yalvarıp m eden” HKT 298a/1, żāyiǾ ķılmaķ
yakarmak, feryat, figan etmek” y
a “boşa çıkarma” HKT 581a/2,
NF 59/2, KE 97v/7, zārįlıķ ķop- y
ı żāyiǾ kiç- “telef olmak, boşa git-
n
“yalvarıp yakarmak, yüksek sesle e mek” HŞ 290, żāyiǾ ķođ- “zarar
v
ağlayıp sızlamak” KE 237v/17 i etmek, telef etmek” HŞ 2820,
zārįlik (<F.+T.) “feryat, figan, ağla- żāyiǾ ol- “ boşa gitmek krş. żāyiǾ
yıp sızlamaklık krş. zārįlıķ, bol-” K VI/21
zārįlıġ, zārılıķ” zārįlik ķıl- “yal- zāyil(<A.) “sona eren, geçen, yitik,
varıp yakarmak” HKT 158a/1 elden giden” zāyil bol- “kaybetmek, yitir-
żarūret (<A.) “zaruret, zorunluluk” mek” NF 199/3
KE 144r/9, MM 129/3, HŞ 3759, żāyiǾlıķ(<A.+T.) “boşa gitme” HKT
żarūret bol-“zorunlu olmak, mec- 448b/7
bur olmak, zaruri olmak” NF ze (<A.) “Arap alfabesinin 11. harfi,
31/13, KE 84v/6 ze” MM 262/2
żarūretsiz (<A.+T.) “zorunlu olma- źebāĥ (<A.) “kurban” KE 47v/16
dan, gerekmedikçe” NF 384/3, zebānį (<A.) “Cehennemlikleri
MM 162/1 Cehenneme atmaya memur edi-
żarūrį (<A.) “zaruri, zorunlu olarak” len melek krş. zebānįye” NF
NF 397/12, żarūrį ķaç- “zorunlu 223/16 z
olarak ayrılmak, kaçmak” HŞ
710 | D r . Suat ÜNLÜ

zebānįye(<A.) “Zebani krş. zebānį” 36/363, zekāt ve śadaķāt “zekat


NF 147/13 ve sadaka” KE 212v/13, zekāt ve
zeberced (<A.) “zümrütten daha açık śiyām “zekat ve oruç” KE
yeşil olan ve zümrüt kadar değer- 189v/4, zekāt al- “zekat almak,
li olmayan süs taşı” NF 56/7, KE zekat kabul etmek” ME 83/7,
177r/18, MN (1) 9/12 zekāt alġuçı “zekat alan, zekata
źebįĥ(<A.) “kurban edilen” KE ihtiyacı olan” ME 83/7, zekāt
49v/18, źebįĥ ismāǿįl Ǿas “kurban bėr- “zekat vermek krş. zekāt bir-
edilen Hz. İsmail” KE 49v/10 ” NF 94/12, ME 106/1, MM
źebįĥuǿllāh (<ö.a.) “İsmail ve İshak 186/2, zekāt bėril- “zekat veril-
peygamberin lakabı” KB 53v/19 mek” MM 220/2, zekāt bir- “ze-
zebūn (<A.) “zayıf, güçsüz” HŞ kat vermek krş. zekāt bėr-” HKT
3911, zebūn tut- “düşmek, 575b/4, HŞ 1643, zekāt fermānı
düşgünlük göstermek, mübtelası “zekat emri” MM 221/4
olmak” HŞ 884 zekātüǿl-ibil (<A.) “deve zekatı”
zebūnluķ (<A.+T.) “düşkünlük, MM 216/4
zayıflık” HŞ 3618 źeker (<A.)“erkeklik organı” KE
zebūr(<ö.a.)“Zebur, Hz. Davud’a 19r/5
e
ğ
i
indirilen mukaddes kitabın adı” t zekeriyyā (<ö.a.)“Zekeriya peygam-
i
NF 11/2, KE 210v/2, HKT m ber, Hz. Zekeriya” NF 79/7, KE
433b/1, HŞ 5 y
a
166r/18, HKT 133b/9, zekeriyyā
zecmį (<ö.a.) “Hızır’ın öldürdüğü y
ı peyġamber “Zekeriya peygam-
çocuk” KE 130v/4 n
e ber, Hz. Zekeriya” MN (1) 5/12
v
zecr (<A.) “yasak etme, önleme” i zekevāt (<A.ç.) “zekatlar” MN (1)
zecr ķıl- “yasaklamak, engelle- 20/10
mek” NF 303/7 zelįĥā (<ö.a.) “Zeliha” NF 112/15,
zehir (<F.) “zehir, ağu, öfke krş KE 74v/20, HŞ 2269
zehr” MM 386/4 źelįl (<A.) “zelil, aşağı, bayağı” KE
zehr (<F.) “zehir, ağu, öfke krş ze- 233v/14, źelįl ü ĥaķįr “zelil ve
hir” NF 86/16, HŞ 1886 hor, adi ve aşağılık” KE 63v/2,
zehre (1)(<F.) “cesaret, cüret, yiğit- źelįl bol- “zelil olmak, aşağılan-
lik” KE 185r/8 mak” KE 76r/9, źelįl ķıl- “aşağı-
zehre (2) (<A.) “çiçek” HŞ 3813 lamak, horlamak” KE 162r/21
zehrį (<ö.a.) “âlim bir kişi” NF zellet (<A.) “yanlış, yanılma, ufak
300/11 suç krş. żellet” NF 219/10
zehrlig (<F.+T.) “zehirli” HŞ 3462 żellet (<A.) “ayak sürçmesi, yanıl-
zehrsiz (<F.+T.) “zehirsiz” HŞ 1195 ma, yanlış krş. zellet” KE
zekāt (<A.) “zekat” NF 58/3, KE 212v/20
169v/19, MM 186/1, HKT źelūl (<A.) “yavaş, muti ve koşul-
295b/8, MN (1) 10/12, MN (2) muş (hayvan)” HKT 10b/3
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 711

zelzele (<A.) “zelzele, deprem” KE źeǿn-nūn(<ö.a.) “(Balık sahibi) ma-


42v/6, HKT 382a/5, zelzele bol- nasında olup Yunus peygamberin
“deprem olmak, yer sarsılmak” lakabıdır” HKT 317a/2
KE 42v/6, zelzele ķop- “deprem zer (<A.) “altun” HŞ 1050
olmak, yer sarsılmak” KE 46r/4 źeǾr (<ö.a.)“Yusuf peygamberi ku-
źem (<A.) “kınama, ayıplama, yer- yudan çıkaran ve kardeşlerinden
me” źem ķıl- “kınamak, ayıpla- satın alan hükümdar krş. Mālik
mak, yermek” NF 387/12 ŹeǾr” KE 77v/14
zemān(<A.) “zaman krş. zamān, źerǾatüǿl- cendel (<ö.a.) “bir şehir”
zamāna” MN (2) 9/81 KE 177v/8
zemheri (<A.) “kara kış, gün dönü- zērek (<F.) “zeki, uyanık krş. zey-
münden sonraki şiddetli soğuk- rek, zįrek” NF 147/17
lar” zemheri ķış “kara kış, kışın zer-nigār (<F.) “altınla işlenmiş”
en soğuk dönemi” KE 68r/18 MN (2) 1/4
zemįn (<A.) “zemin, yer” Ka II/14 źerre (<A.) “çok küçük parça, zerre”
zemz (<ö.a.) “İbrahim peygamberin NF 229/12, HKT 207b/3, HŞ
Fütur’dan olan altı oğlundan biri” 1195
KE 56r/6 źerreçe (<A.+T.) “zerre kadar” HŞ
e
zemzem (<A.) “zemzem” KE ğ 152
i
47v/15, zemzem ķuđuġı “zem- t
i
zevāl (<A.) “gün batımı sonrası
zem suyunun çıktığı kuyu” KE m vakit, yok olma” NF 412/9, MM
18r/8 y
a 168/3, MN (2) 13/122, zevāl
zenbįl (<A.) “zenbil, hamal semeri” y
ı vaķtı “gün batımı sonrası vakit,
n
NF 267/1, KE 144r/6, HŞ 2871, e gün batımı vaktı” NF 315/16,
v
zenbįl toķı- “zenbil tokımak, ha- i zevāldin soñ “akşamleyin” HKT
mal semeri yapmak” NF 210/15 294a/9
zencebįl (<A.) “otsu bir bitki, zence- źevānis (<ö.a.) “Eshab-ı Kehf’den
fil” HKT 558b/9 biri” KE 178r/18
zencįr (<F.) “zincir krş. zincįr” NF zevciyyet (<A.) “karı kocalık, eşlik”
18/2, HKT 558a/5, MN (1) 19/5, MM 262/4
zencįr ur- “bağlamak, zincir tak- źevķ (<A.) “zevk” HŞ 607, źevķ it-
mak, zincirlemek” NF 147/13 “eğlenmek, zevk almak” HŞ
zencįrlig (<F.+T.) “zincirli” NF 1509, źevķ ķıl- “eğlenmek, eğ-
301/13 lendirmek” HŞ 1610, źevķ küt-
zendevaç (<F.) “bir çicek adı” HŞ “zevke düşkün olmak, zevk pe-
516 şinden gitmek” HŞ 3371
zeneb (<A.) kuyruk” HŞ 225 źevķluġ(<A.+T.) “beğenilen, hoşa
zengį (<A.) “zenci” KE 111r/5, HŞ giden, hoş, güzel, tatlı” źevķluġ
1047 bol- “tat almak, hoşlanmak” z
HKT 471b/8
712 | D r . Suat ÜNLÜ

zeyd (<k.a) “Zeyd, Hz. Muham- benzetmesi” žıhār ķıl- “zıhar


med’in azatlısı ve evlatlığı” ME yapmak” ME 112/4, HKT 399a/2
232/7, HKT 403b/6 zındıķ (<A.) “zındık, öbür dünyaya
zeyd ibnü arķam (<ö.a.) “Sahabeden inanmayan” zındıķ bol-“zındık
bir zat” NF 99/9 olmak, öbür dünyaya inanma-
zeyd bin ĥāriŝe (<ö.a.) “ilk mak” ME 235/1
müslüman köle” NF 106/12, zeyd zırnıħ (<F.) “zırnık” HŞ 3415
“bkz. zeyd bin ĥāriŝe” NF 5/16 zıyān (<F.) 1.“zarar, ziyan krş.
zeyd bin ŝābit (<ö.a.) “Kâtibüǿl-vahy ziyān” zıyān ķıl- “ziyana uğra-
ve hibrüǿl-ümme lakabları ile ta- mak, zarar vermek” İML 108
nınmış sahabe” NF 24/17 zįbā (<F.) “süslü, güzel” HŞ 1559,
zeyne (<ö.a.) “Yusuf peygamberin MN (2) 23/223
kız kardeşi” KE 79v/4 zibātūķ (<ö.a.) “Yusuf peygamberin
zeyneb (<ö.a.) “Hz. Muhammed’in Riyālūn olarak da adı geçen kar-
kızı” NF 5/3, KE 198r/19 deşi” KE 66v/16
zeyneb binti caĥş (<ö.a.) “Hz. Mu- zįfāl(<ö.a.)“İdris peygamber zama-
hammed’in dokuz karısından bi- nında Müǿtefikat kavminin bü-
ri” KE 198v/1, zeyneb “Hz. Mu- yük bir putu” KE 57r/13
e
ğ
i
hammed’in dokuz karısından biri t zihį (<A.) “ne güzel, ne büyük” HŞ
i
bkz. zeyneb binti caĥş” NF 6/10 m 2404, MN (2) 6/58
zeynüǿl-eǿimmetiǿl-firdevsį (<ö.a.) y
a
źikir (<A.) 1.“anma krş. źikr” ME
“Müctelâ adlı eserin yazarı” y
ı 52/5, MM 41/1
imām “bkz. zeynüǿl-e ǿimmetiǿl- n
e źikr (<A.) “zikr, anma, hatıra getir-
v
firdevsį” NF 444/6 i me krş. źikir” NF 269/2, MM
zeyrek(<F.) “zeki krş. zerek, zįrek” 11/4, HKT 434b/6, 2. “hatırlama,
HŞ 1525 hatırlayış” HKT 564a/8, 3. “öğüt
zeyrekāne(<F.) “zekice, akıllıca” alınması, zikredilmesi, düşünülmesi
zeyrekāne saķsa- “zekice düşün- gerekli olan şey” HKT 424b/1,
mek, akıllıca tahmin etmek” HŞ źikr bustānı “zikir bahçesi” MM
4305 381/4, źikr nūrı “zikr nurı” MM
zeyt (<A.) “zeytin yağı” NF 253/8, 363/3, źikr ķıl- 1.“zikretmek,
zeyt öyüki “zeytin yağının tortu- bahsetmek” NF 387/9, HKT
su” HKT 547a/2, zeyt yaġı “zey- 559a/8, MM 352/2, 2. “hatırla-
tin yağı” HKT 509b/1 mak” HKT 36a/1,3. “zikretmek,
zeytūn(<A.) “zeytin” HKT 565a/7, bahsetmek” HKT 313a/6, źikr
zeytūn yıġaçı “zeytin ağacı” ķılġan eren “Allah’ı zikreden,
HKT 258a/6 Allah’ı anan erkek” HKT 403a/8,
žıhār (<A.)“bir erkeğin karısını, źikr ķılġan tişi “Allah’ı zikreden
kendisinin evlenmesi caiz olma- kadın, Allah’ı anan kadın” HKT
yan bir yakınının mahrem uzvuna 403a/8, źikr ķılın- “zikredilmek,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 713

anılmak” HKT 323a/1, źikr HŞ 1973


ķılmaķ “zikretme, anma” HKT zindānlıġ (<F.+T.) “zindanda bulu-
404a/7 nan, zindana giren krş. zindānlı”
zimām (<A.) “yular” zimām bol- NF 301/13
“yular olarak kullanılmak, bağ zinde-pūş (<F.) “pejmürde, kötü,
olarak kullanılmak”MM 272/2 eski giyimli” NF 440/10
zinā (<A.) “zina” NF 350/12, HKT zįne(<A.)“süs krş. zįnet, ziynet,
339b/5, HŞ 3086, zinā ķıl- “zina ziyenet” ME 227/3
yapmak” NF 26/14, MM 162/2, zįnet (<A.) “süs, bezek krş. zįne,
HKT 350a/9, MN (1) 14/15, HŞ ziynet, ziyenet” NF 64/11
3086 zinā ķılġan “zina yapan” zinhār(<F.)“sakın ha!, kesin, mu-
HKT 295b/4, zinā ķılġan er “zina hakkak” NF 122/5, HŞ 3114, K
yapan erkek” HKT 335b/6, zinā VII/25
ķılġan tişi “zina yapan kadın” źirāǾa (<A.) “zırh” źirāǾa key- “zırh
HKT 335b/6, zinā ķılġanlıķ ĥālda giymek, savaş teçhizatını takın-
“zina yapıcı iken” HKT 80a/6, mak” ME 174/1
zinā ķılış- “zina yapmak” ME zįrek (<F.) “akıllı, anlayışlı krş.
109/5, HKT 105a/1 zeyrek, zērek” zįrek bol-“akıllı
e
zincįr (<F.) “zincir, pranga krş. ğ olmak, anlayışlı olmak” ME
i
zencįr” NF 358/14, HŞ 1563, t
i
189/6
MN (2) 37/372, zincįr baġla- “zincire m zįreklik (<F.+T.) “akıllılık, anlayışlı-
vurmak, prangalamak” HŞ 999, zincįr y
a lık” NF 199/3, zįreklik ķılış-
şişil- “zincir kopmak, zincirden y
ı “karşılıklı akıllılık yapmak, kar-
n
kurtulmak” HŞ 3164, zincįr taķ- e şılıklı anlayışlı davranmak” ME
v
“zincir vurmak, pranga takmak” i 124/2
HŞ 2234 zişt (<F.) “çirkin” NF 337/11, HŞ
zindān (<F.) “zindan, hapishane” NF 1172
164/11, HKT 230a/1, HŞ 1402, ziyād (<A.) “çok, fazla krş. ziyāde,
K IV/2, MN (2) 2/14, zindān ziyādet” NF 405/3
saķlaġuçı “zindan muhafızı, gar- ziyāde (<A.) çok, fazla, bolluk, zen-
diyan” NF 297/2, zindānġa ķat- ginlik krş ziyādet, ziyād” NF
“hapsetmek” HKT 230a/5, 38/9, MM 249/4, HKT 80a/2,
zindānġa ķatıl- “hapsedilmek, AO V/22, ziyāde arıt- “iyice te-
hapse atılmak” HKT 229a/4, mizlenmek, arıtmak” HKT
zindānġa ķatılmış “hapsedilmiş, 195b/9, ziyāde beyān ķılmaķ
hapse atılmış” HKT 352b/7 “iyice ve etraflıca açıklama”
zindānla-(<F+T.) “hapsetmek, hapse atıl- HKT 266a/7, ziyāde bol- “art-
mak” İML 107 mak, çoğalmak” NF 10/2, MM
zindānlı (<F.+T.) “zindanda bulu- 256/2, HKT 59a/7, AO V/19, z
nan, zindana giren krş. zindānlıġ” ziyāde ķıl- “bol bol ve fazlasıyla
714 | D r . Suat ÜNLÜ

vermek, arttırmak” NF 79/13, ziyān-kār(<F.) “zarar veren, zarara


HKT 272b/6, AO IV/16, uğrayan” NF 282/3, HKT 105a/3
ziyāderaķ “çok fazla, daha fazla” ziyānlıġ(<F.+T.) “zarar eden, zarara
NF 315/10 uğrayan” HKT 58b/8, HŞ 1649
ziyādet (<A.) çok, fazla, çokluk krş ziyāret(<A.) “ziyaret, dinî ziyaret,
ziyāde, ziyād” MM 262/3, MN mezar, türbe” NF 37/5, ME 35/3,
(2) 26/259 MM 300/3, HKT 322a/4, ziyāret
ziyāfet (<A.)“ziyafet” ziyāfet ķıl- bol- “ziyaret etmek” HŞ 2769,
“ziyafet vermek, ziyafet düzen- ziyāret ķıl- “ziyaret etmek” NF
lemek” NF 395/6 38/3, ME 132/6, HKT 580a/1,
ziyān (<F.) 1.“zarar, ziyan krş. MN (1) 8/13, ziyāret ķılış- “karşı-
zıyān” NF 46/10, ME 53/2, MM lıklı ziyaret etmek” ME 197/6,
79/2, HKT 580a/5, HŞ 2224, K ziyāret ķılmaķ “ziyaret etme, Ka-
III/18, 2. “hastalık vs. kötü du- be’yi ve Mekke’nin diğer kutsal
rum, özür, mazeret” HKT 91a/8, yerlerini ziyaret etme” HKT
ziyān bol- “zarar etmek, zarara 28b/9
uğratmak” NF 133/3, HŞ 3990, ziyenet (<A.) “zinet, süs, bezek krş.
ziyān ķıl- 1.“zarar etmek, zarara e
ğ zįnet, zįne, ziynet” NF 109/1
i
uğratmak” NF 93/5, ME 152/6, t ziynet (<A.) “zinet, süs, bezek krş.
i
MM 170/3, HKT 127a/1, HŞ m zįnet, zįne, ziyenet” HŞ 2408
3244, 2. “zarar vermek” HKT y
a
zor (<F.) “zor” K I/26
146b/9, ziyān ķılġan “zarar eden, y
ı zöftlük “kalabalık” zöftlük ėdiş-
zarara uğrayan” HKT 167b/8, n
e “kalabalık etmek, toplanmak, yı-
v
ziyān ķılġanraķ “en çok zarara i ğılmak” ME 201/1, zöftlük ķıl-
uğrayan, en zavallı” HKT “kalabalık etmek, yığılmak” ME
292a/8, ziyān kör- “zarara uğra- 80/1
mak” HŞ 2223, ziyān teg- “zarar zubǾa (<ö.a.)“Süleyman peygambe-
vermek, zarara uğratmak” NF rim emrindeki dev” KE 142v/17
215/5, ziyān tegrül- “zarar veril- žufārį (<A.)“Yemen’deki meşhur
mek, zarara uğratılmak” HKT damarlı akik taşından yapılmış
35a/7, ziyān tegür- “zarar vermek olan” NF 414/11
krş. ziyān tėgür-, ziyān tigür-” źü-funūn (<A.) “çok mahir usta” HŞ
NF 75/10, HKT 202a/8, ziyān 403
tėgür- “zarar vermek krş. ziyān zuhal (<A.) “zuhal yıldızı” HŞ 1807
tegür-,ziyān tigür-” ME 37/2, zuhrį (<ö.a.) “Tâbi’înden bir zat” NF
ziyān tegürgen “zarar veren” 176/6
HKT 520a/9, ziyān tigür- “zarar žuhūr (<A.)“görünme, meydana
vermek krş. ziyān tėgür-, ziyān çıkma” MM 364/4
tegür-” HŞ 1681
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 715

źuǿl-ĥicce (<A.)“Arap aylarının on zunnār(<A.) “papazların bellerine


ikincisi” źuǿl-ĥicce ayı “Arap ay- bağladıkları uçları sarkık örme
larının on ikincisi” NF 122/6 kuşak krş. zünnār” NF 325/12
źuǿl-ĥulayfe (<ö.a.) “Medine’de bir źuǿn-nūreyn (<A.) “Hz. Osman’ın
yer” NF 37/6 lakabı” NF 5/5
źuǿl-ķaǾde (<A.)“Arap aylarının on źuǿn-nūn-i mıśrį (<ö.a.) “Ebuǿl-Feyz
birincisi”źuǿl-ķaǾde ayı “Arap Sevbân bin İbrahim. IX. yy.
aylarının on birincisi” NF 77/3 meşhur sûfîlerinden biri” şeyħ
žullet (<A.) “gölgelik” HKT 30b/6 źuǿn “bkz. źuǿn-nūn-i mıśrį” NF
žulm (<A.) “zulüm, eziyet, haksızlık 296/17, şeyħ źuǿn-nūn “bkz.
krş. žulum” NF 224/6, HKT źuǿn-nūn-i mıśrį” NF 297/1
465a/2, K I/50, žulm Ǿavān ķıl- žurūf(<A.ç.)“zarflar, kaplar” MM
“zulm ve zahmet etmek” K I/27, 262/2
žulm cezāsın ķıl- “yapılan zul- zuǾūle(<ö.a.)“Lut peygamberin üç
mün karşılığını vermek” HKT kızından biri” KE 58r/8
28b/1, MN (1) 14/15, žulm içinde zübeyde(<ö.a.)“Haruneǿr-Reşîd’in
ĥaddın keç- “çok zulmetmek” karısı” NF 203/15
HKT 346b/8, žulm ķıl- “haksızlık zübeyr (<ö.a.) “Zübeyr bin Avām,
e
etmek, zulmetmek” NF 61/15, ğ Hz. Muhammed’in amcasının oğ-
i
HKT 464a/3, žulm ķılġan “zul- t
i
lu ve bacanağı olup Cennetle
meden, haksızlık eden, zalim” m müjdelenen on kişiden biri” NF
HKT 318a/1, žulm ķılġanraķ y
a 48/11, KE 240r/15
“daha zalim, çok zalim” HKT y
ı zühd(<A.) “her türlü zevke karşı
n
505a/5, žulm ķılın- “zulmedil- e koyarak kendisini ibadete verme,
v
mek” HKT 325b/4, žulm ķılmaķ i sofuluk” NF 225/2, MM 321/3,
“zulüm” HKT 28a/8, žulmġa zühd-ü taķvā “zühd ve takva”
kelmek “haksızlığa uğrama” MM 322/3
HKT 551b/3 zühre(1)(<ö.a.)“Venüs yıldızı” NF
žulmānį (<A.) “karanlık krş. žulmet” 367/13, HŞ 1498, MN (2) 12/114
NF 279/3 zühre(2) (<ö.a.) “Harut ile Marut’u
žulmet(<A.) “karanlık krş. žulmānį” baştan çıkaran kadın” NF 366/6
NF 322/7, MM 386/2, HŞ 1159 źüǿl-celāl (<A.) “celal sahibi, Allah,
žulum (<A.) “zulüm, işkence krş. esma-i hüsna’dan źüǿl-celāl”
žulm” NF 55/4, ME 209/3, HŞ MM 33/1
2272, žulum ķıl- “haksızlık et- zülf(<F.)“zülüf” HŞ 2234, MN (2)
mek, zulmetmek” ME 38/1, HŞ 16/158
3353, žulum ķılış- “birbirlerine źüǿl-ĥicce(<A.)“Zilhicce. Hicrî tak-
karşı haksızlık etmek, karşılıklı vimin on ikinci ayı” HKT 322a/6
zulmetmek” ME 200/5 źüǿl-ķarneyn(<ö.a.)“Züǿl-Karneyn, z
İskender’in lakabı” KE 37v/21
716 | D r . Suat ÜNLÜ

źüǿl-kifl (<ö.a.) “Kur’an’da da ismi


geçen bir peygamber” KE
165r/14, HKT 435b/5
źüǿl-yesaǾ(<ö.a.) “Züǿl-Yesa” KE
158v/2
zümām(<A.)“deve yuları, dizgin”
NF 24/5
zümerred(<A.) “zümrüt krş.
zümürrüd” NF 37/16
zümürrüd (<A.) “zümrüt krş. zümerred”
MN (1) 2/10, HŞ 601
zümre(<A.) “zümre, sınıf, grup” NF
2/7
zünnār(<A.)“papazların bellerine
bağladıkları uçları sarkık örme
kuşak krş. zunnār” zünnār
baġlan- “kuşak bağlanmak, pa-
pazların bellerine bağladıkları
e
ğ
i
uçları sarkık örme kuşak bağla- t
i
mak” HŞ 61, zünnār baġlan- “ku- m

şak bağlanmak, papazların belle- y


a
rine bağladıkları uçları sarkık y
ı

örme kuşak bağlamak” ME n


e
v
170/7, HŞ 453, zünnār ban- “ku- i

şak bağlanmak, papazların belle-


rine bağladıkları uçları sarkık
örme kuşak bağlamak” HŞ 55,
zünnār kis- “kuşak kesmek, ku-
şak çözmek” MN (2) 34/343
žüyūǾ(<ö.a.)“Belkıs’ın Süleyman
peygambere gönderdiği at” KE
148r/20

You might also like