Professional Documents
Culture Documents
Suat ÜNLÜ
Eğitim Yayınevi
Copyright © Bu kitabın Türkiye’ deki her türlü yayın hakkı Eğitim Kitabevi Yayınları’ na aittir. Tüm hakları
saklıdır. Kitabın tamamı veya bir kısmı 5846 sayılı yasanın hükümlerine göre kitabı yayınlayan firmanın ve
yazarlarının önceden izni olmadan elektronik, mekanik, fotokopi yada herhangibir kayıt sistemi ile
çoğaltılamaz, yayınlanamaz, depolanamaz.
BASKI VE CİLT
Olgun-Çelik Ofset
Yeni Matbaacılar Sitesi Yayın Cad. No: 91
TEL: 0332 342 32 20
Ağustos - 2012
ISBN: 978-605-4392-86-5
Yayınevi Sertifika No: 14824
EĞİTİM KİTABEVİ
Rampalı İş merkezi Kat: 1 No: 121
Tel&Faks : (0332) 351 92 85 Meram/KONYA
egitimkitabeviyay@hotmail.com
İnternetten sipariş için
www.kitapmatik.com.tr
Hayat Arkadaşım NURHAN ÜNLÜ’ye…
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü |1
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ.........................................................................................................2
YAZI ÇEVRİMİ İŞARETLERİ.............................................................. 3
KISALTMALAR ......................................................................................4
ÖZEL KISALTMALAR ...........................................................................5
İŞARETLER .............................................................................................6
HAREZM–ALTIN ORDU TÜRKÇESİ ESERLERİ ..............................7
1.ĶIŚAŚÜǿL-ENBİYĀ ............................................................................7
2.NEHCÜǿL-FERĀDĮS ...........................................................................7
3.MUKADDİMETÜǾL- EDEB ................................................................8
4.MUǾĮNÜǿL MÜRĮD ..............................................................................10
5. SATIR ARASI KUR’AN TERCÜMESİ .............................................10
6. HÜSREV Ü ŞÎRÎN ...............................................................................11
7. MUHABBET-NĀME ..........................................................................12
8. DĀSİTĀN-I CUMCUMA ....................................................................13
9. MİǾRĀC-NĀME ..................................................................................13
10. YARLIK VE BİTİKLER.....................................................................14
11. İBNİ- MÜHENNĀ LŪGATİ .............................................................14
12. CEVAHİRÜ’L ESDĀF .......................................................................15
SÖZLÜĞÜN HAZIRLANMASINDA DİKKAT EDİLEN HUSUSLAR.. 16
KAYNAKÇA ............................................................................................17
SÖZLÜK ...................................................................................................19
2|D r . S u a t Ü N L Ü
GİRİŞ
Harezm-Altınordu Türkçesi 13-14. yüzyıllarda Harezm bölgesinde Karahanlı
Türkçesi ile Çağatay Türkçesi arasında bir geçiş dili olarak kabul edilmektedir.
Harezm-Altınordu Türkçesi, dil sınıflamalarında araştırıcılarca farklı yerlerde
değerlendirilmiştir.
Harezm-Altınordu Türkçesi dönemi eserleri üzerinde müstakil çalışmalar
(Doktora, Yüksek Lisans, Bitirme Tezi) yapılmış olmasına rağmen ortak gramerinin ve
sözlüğünün ortaya konulmadığı görülmektedir.
Bu eksikliği kendime görev addederek böyle bir çalışma yapma ihtiyacı duydum.
Sözlüğü hazırlarken Harezm-Altınordu dönemlerine ait Cümcüme-name haricindeki
bütün eserlere ulaştım. Çalışmamda temel olarak kaynakçada isimleri yazılı olan
yazarların eserlerini kullanmış olmakla birlikte onlara metinlerden hareketle
eklemelerde bulundum. Sözlükte madde başları haricindeki geçen birleşik kelimelerin
anlamlarını bizzat metinden hareketle anlamlandırmaya çalıştım. Sözlükte anlam ve
şekil bütünlüğünü sağlayabilmek için ortak bir transkribe sistemi uyguladım.
Hazırlamış olduğum Harezm-Altınordu Türkçesi sözlüğü birçok Türkçe kelime
ihtiva etmesi bakımından önemli olduğu kadar Türkçe söz varlığımızın tarihî süreç
içerisinde hangi dönemlerde ne tür anlam incelikleri ve zenginlikleri kazandığı
konusunda örnekler bulundurmuş olması sebebiylede önemlidir. Diğer taraftan dönem
eserlerinin kendi içerisinde göstermiş olduğu ses ve şekil farklılıklarını bundan sonraki
yapılacak çalışmalarda araştırıcıların değerlendirilmesi gerekli bir kaynak niteliğinde
olduğunu düşünmekteyim.
Eserin eksiksiz olması bakımından dikkat edilen hususlardan biride sadece Türkçe
ve yabancı kelimeler alınmamış aynı zamanda yer adları, özel adlar, şahıs adları,
zamirler, birleşik kelimeler vb. alınmıştır.
Harezm-Altınordu Türkçesi Sözlüğü, sadece Türkçe kelimeleri değil, aynı
zamanda söz konusu eserlerde geçen Arapça, Farsça, Yunanca, Hırvatça, Rumca ve
Moğolca kelimeleri içermektedir. Alıntı kelimelerin imlâlarının gözlemlenmesi
bakımından da bu sözlük araştırmacılara büyük bir kolaylık sağlayacaktır.
Sözlük, Türkçe 8420, Arapça 2710, Arapça-Türkçe 486, Farsça 1028, Farsça-
Türkçe 271, Farsça-Arapça 66, Özel isim (Yer adı, Şahıs adı) 1381, Soğodca 8,
Soğodca-Türkçe 12, Moğolca 22, Moğolca-Türkçe 3, Rumca 2, Yunanca 13, Yunanca-
Türkçe 3, Fransızca 1, Hintce 1, Hintce-Türkçe 1, Tibetce1, Çince 4, Çince-Türkçe 3
kelime ihtiva etmektedir, toplamda ise 14430 kelime vardır.
Bu kitabın hatasız olduğu konusunda iddialı değilim. Kitapla ilgili yapıcı ve yol
gösterici tenkit ve eleştiriler eserin daha kullanışlı hale getirilmesinde bizlere rehber
olacaktır.
Eserin yayın aşamasında bana teknik desteklerinden dolayı Araş. Gör. Ömer Saadi
Al- Juboori’ye, Araş. Gör. Mustafa Parlak’a ve Araş Gör. Dalya Jawdat Al-Naqeeb’e
teşekkürü bir borç bilirim.
Sözlüğün Harezm-Altınordu Türkçesi dönemi söz varlığını ortaya koyma
noktasında Türkoloji ve Türklük bilimine katkısı olması durumunda kendimi sonsuz
bahtiyar sayacağım.
KISALTMALAR
a :Yazma nüshadaki yaprağın arka yüzü
A. : Arapça
A.ç : Arapça çokluk
A.+F. : Arapça Farsça
a.g.e : adı geçen eser
agm : adı geçen makale
A.+T. : Arapça-Türkçe
b. : bin ‘oğlu’
b :Yazma nüshadaki yaprağın ön yüzü
bkz. : Bakınız
C. : Cilt
cm. : santimetre
Çev. : Çeviren
ETü. : Eski Türkçe
F. : Farsça
F.+A. : Frasça –Arapça
F.ç. :Farsça çokluk
Fr. : Fransızca
F.+T. : Farsça-Türkçe
H. : Hicrî
H. : Hititce
Haz. : Hazırlayan
Hz. : Hazreti
k.a. : kişi adı
krş. : Karşılaştırınız
mec. : mecazi
Mo : Moğalca
Mo.+T. : Moğolca-Türkçe
ö.a. : özel ad
r : Yazma nüshadaki yaprağın ön yüzü
Rum. : Rumca
s : sayfa
S : Sayı
S. : Soğd
Skr. : Sanskrit
TAD :Türklük Araştırmaları Dergisi
TD :Türk Dili
TDA :Türk Dünyası Araştırmaları
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü |5
ÖZEL KISALTMALAR
NF Nehcüǿl-Ferādįs, Uştmaĥlarnıñ Açuķ Yolı,
KE Ķıśaśüǿl-Enbiyā
ME MukaddimetüǾl- Edeb
MM MuǾinüǿl Mürįd
HKT Old Turkish and Persian Inter-Linear Qurǿan Translations II: An
Inter-Linear Translation of the Qurǿan into Khawarazm Turkish,
Introduction, Text, Glossary and Facsimile
MN (1) MiǾrāc-Nāme
MN (2) Muhabbet-Nāme
HŞ Hüsrev-i Şirįn
İML İbni- Mühennā Lūgati
AO Altın Ordu Sahasına Ait Yarlık ve Bitikleri
Ka Kazan Sahasına Ait Yarlık ve Bitikleri
K Kırım Sahasına Ait Yarlık ve Bitikleri
CE Cevāhirüǿl-Esdāf
6|D r . S u a t Ü N L Ü
İŞARETLER
... = belirsiz sayıda harf eksiktir
/// veya [ ] = metnin hasar gören yerleridir
<> = yazı çevrimli metne eklenmiştir
- = asıl metinde ayrı yazılmıştır.
- = (gramer tahlilinde) fiil kökü, fiil köküne gelen ek
+ = isim kökü, isim köküne gelen ek
* = tespit edilememiş tahmine dayalı şekil
> = bu şekle girer
< = bu şekilden gelir
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü |7
2. NEHCÜ’L-FERĀDĮS (NF)
Dinî ve didaktik nitelikte bir eser olan Nehcü’l-Ferâdîs (NF), Harezm
Türkçesinin dil özelliklerini tespit etmek için en önemli kaynak eserlerden
birisidir. Eser, kısaca dünya ve ahirette mutlu olmanın yollarını ortaya koyan
müslümanlık bilgilerini içermektedir. Bunu ortaya koyarken de yazar sanat
amacı gütmemiş ve sade bir dil kullanmıştır. Fakat buna rağmen eserin üslubu
kuru ve can sıkıcı değildir. Çünkü yazar, dinî konuları ele alırken akıcı
hikâyelerle eserini süslemesini bilmiştir. (Toparlı 1992: 5)
Eser dört bâb ve her bâb da onar fasl’dan oluşur. Eserde her fasıl bir
hadisle başlamış, arkasından bunun Türkçeye tercümesi yapılmış, sonra da
zamanın tanınmış İslâm âlimlerinin bu hadisle ilgili görüşlere ve aktardıkları
8|D r . S u a t Ü N L Ü
3. MUĶADDİMETÜ’L-EDEB (ME)
Mukaddimetü’l-Edeb (ME), Arapça öğretmeyi amaçlayan, Arapça kelime
ve kısa cümlelerden oluşan pratik bir sözlüktür. Bu nedenle ele alınan kelime
ve kısa ibareler arasında herhangi bir ilgi bulunmamaktadır(Toparlı 1992; 7).
Sözlük beş bölümden oluşmaktadır:
1. İsimler: İsimlerin konularına göre sıralandığı ve çokluk şekillerinin
gösterildiği bu bölüm, eserin 1/4'ini oluşturmaktadır.
2. Fiiller: Bu bölümde fıiller Arapça fıil kalıpları olan bablara bölünmüş,
her babda da fıiller, yapısına ve Arapça alfabetik sıraya göre dizilmiş ve
mastarları da verilmiştir. ‘Fiiller’ bölümü, eserin3/4’ünü oluşturmaktadır.
3. Harfler (Edatlar; fiil ve isim dışında kalan gramer unsurları.)
4. İsim çekimi.
5. Fiil çekimi.
ME’de son üç bölüme çok az yer verilmiştir. Sözlüğün Harezm Türkçesi
ile yapılmış tercümelerinin hiçbirinde bu son üç bölüm yer almamaktadır
(Toparlı 1992; 7).
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü |9
4. MUǾĮNÜ’L-MÜRĮD (MM)
Muǿînü’l-Mürįd (MM), didaktik mahiyette bir eser olup dinî-tasavvufî
konuları ele almış ve bu konularda bilgi vermeyi amaçlamış manzum bir
eserdir. MM, ramazan 713/ Kasım 1313 tarihinde yazılmıştır(Toparlı 1992: 6).
MM'in bugüne kadar bilinen tek nüshası Bursa Orhan Kütüphanesi,
No:l605’tedir. Eser, adı geçen kütüphanede bulunan mecmuanın 186-211.
varakları arasında yer almaktadır. Bu nüshanın fotoğrafları A. S. Levend
tarafından Türk Dil Kummu’na bağışlanmıştır. Tamamı 26 varak olan bu
nüshanın her sayfasında ortalama 16-17 satır yer almakta olup metinde hareke
işaretleri daha çok çözümlenmesi zor olabilecek yerlere konulmuştur(Toparlı
1992: 6).
MM’in bu nüshasında Cevāhirü’l-Esrâr adlı eserden alınmış 7 dörtlük ile
kime ait olduğu belli olmayan bir kıssa ve dizeler de yer almaktadır. Esas
eserin kenarınn yazılmış olan bu eklemelerin kimin tarafından ve ne zaman
yapıldığına dair herhangi bir kayıt yoktur(Toparlı 1992: 6).
TOPARLI, Recep, MuǾinüǿl Mürįd, Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat
Fakültesi Yayınları Nu: 15, Erzurum, 1988.
TOPARLI, Recep, Argunşah, Mustafa, Muǿinüǿl Mürįd,TDK yayınları,
Ankara, 2008.
7. MUHABBET-NĀME (MN I)
Muhabbet-nâme (MN 1), 754/1353 yılında Harezmî tarafından Sir
derya’da Muhammed Hace Beg’in Sıgnak’taki sarayında yazılmış, Altın Ordu
sarayı etrafında oluşmuş klâsik edebiyata ömek teşkil eden manzum bir eserdir.
(MNI)’nin sonundaki Farsça hikâyeden şairin Harezm’den Altın Ordu’ya
geldiği, o devirde Altın Ordu adına Sıgnak eyaletini idare eden Muhammed
Hace Beg’in isteği üzerine kışı onun sarayında geçirdiği ve söz konusu eseri
yazdığı anlatılmaktadır. F. Köprülü’ye göre Muhammed Hoca Beg, Berdi Beg
Han’ın saltanatı (758-762) zamanında Moskova’ya kaçan Hanzade
Muhammed’dir (Ercilasun 2004:375).
Sevgi ve sevgilinin güzelliği konularının işlendiği MN (1)’de bazı
bölümler Farsça yazılmış. Hatime bölümünde eserin adı, yazılış yeri, müelellifi
ve yazılış tarihi verilmektedir(Ercilasun 2004:375).
Eserin biri Uygur harfleriyle olmak üzere dört nüshası bulunmaktadır:
1. British Museum Or. 8193’te Uygur harfli metin mecmuanın 160a-173b
yaprakları arasındadır. Bu nüsha V. V. Barthold tarafından tanıtılmıştır. Ona
göre bu nüsha 835/1432'de Emîr Celâle’d-dîn Fîruz Şâh adına yazılmıştır.
Şçerbak, çalışmasında Uygur harfli nüshanın bulunduğu yazma hakkında
bilgi verdikten sonra bu nüshanın transkripsiyonlu metnini ve tercümesini
vermiş, ayrıca eserin dil özellikleri üzerinde durmuştur.
2. British Museum Add. 7914'te Arap harfli bir mecmuanın 290b-313b
varakları arasındadır.
T. Gandjei, Uygur ve Arap harfli bu iki nüshanın tenkitli metnini, Uygur
harfli nüshanın tıpkıbasımını ve metnin İtalyancaya tercümesini vemiştir. E. N.
Nadjib ise MN’nin Arap harfli nüshasının trankripsiyonunu, tercümesini, dil
özelliklerini, sözlüğünü ve nüshanın tıpkıbasımını vermektedir.
3. İstanbul, Millet Kütüphanesi, Arabî, No:86’da kayıtlı Arapça tefsirin
haşiyesindedir. Ayrıca yine bu tefsirin haşiyesinde Hocendî’nin LetĀfet-
nĀme’si de yer almaktadır. Ketebe kaydı olmayan bu nüsha hakkında ilk
olarak F. Köprülü bilgi vermiştir.
XIV. ve XV. yüzyılda yazıldığı tahmin edilen Letâfet-nâme vezin, şekil,
tertib ve konu itibarıyla MN (1) ’nin naziresi sayılabilecek niteliktedir.
Hocendî, Emîr-zāde Mahmud Tarhan’a takdim ettiği bu eserini Harezmî’nin
MN’sine cevap olarak yazdığını eserinde bildirmektedir(Ercilasun 2004:375).
4. İstanbul, Millet Kütüphanesi, Ali Emirî, Manzum No:949
TÜRKMEN,Leyla, Harezmi- Muhabbet-Nāme, (Yayınlanmamış
Mezuniyet Tezi) İstanbul, 1969.
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 13
edebî tür olarak ilgi çekmiş ve pek çok manzum miǾrâc-nâme yazılmıştır.
(Ercilasun 2004: 379).
SERTKAYA Osman Fikri; MiǾrāc-nāme (Metin-İndeks), İstanbul Üniversitesi
Türk Dili ve edebiyatı bölümü Mezuniyet Tezi, İstanbul, 1968.
KAYNAKÇA
ATA, Aysu, “Harezm-Altınordu Türkçesi”, İstanbul, 2002
ATA, Aysu, Nâśırüǿd-dįn Bin Burhânüǿd-dįn Rabġuzį, Ķıśaśüǿl-Enbiyâ
(Peygamber Kıssaları), I. Giriş- Metin- Tıpkıbasım, II. Dizin, Ankara,
TDK, 1997.
ATA, Aysu, Nehcüǿl-Ferādįs, Uştmaĥlarnıñ Açuķ Yolı, Dizin-Sözlük, Ankara,
TDK, 1998.
A. Zeki Velidi “Harezm’de Yazılmış Türkçe Eserler”, Türkiyat Mecmuası, II,
1926, İstanbul, s. 315-345, 1928
CAFEROĞLU, Ahmet, Eski uygur Türkçesi Sözlüğü, İstanbul, TDK, 1968.
CAFEROĞLU, Ahmet, Türk Dili Tarihi, İstanbul, 1984.
DEVELLİOĞLU, Ferit, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lūgat, Ankara,
1991.
ECKMANN, J., Neĥcüǿl Ferādis, Ankara, 1956.
ECKMANN, J., Middle Turkic Glosses of the Rylands Interlinear Koran
Translation, Budapest, 1976.
ECKMANN, J., Harezm, Kıpçak, ve Çağatay Türkçesi Üzerine Araştırmalar,
Haz. Osman Fikri SERTKAYA, TDK, Ankara, 1996.
ERCİLASUN, Ahmet Bican, Türk Dili Tarihi, Akçağ yay., Ankara, 2004.
HACIEMİNOĞLU, Necmettin, Kutbǿun Hüsrev ü Şirinǿi ve Dil Hususiyetleri,
İstanbul, 1968.
HACIEMİNOĞLU, Necmettin, Harezm Türkçesi Grameri, Ankara, 1998.
HACIEMİNOĞLU, Necmettin Kutbǿun Hüsrev ü Şirinǿi ve Dil Hususiyetleri,
Türk Dil Kurumu Yay., Ankara, 2000.
KAFALI, M., “Altın Orda Hanlığının Kuruluş ve Yükseliş Devirleri” İ.Ü.
Edebiyat Fakültesi yay, İstanbul, 1976.
KAFESOĞLU, İ., “Harezmşahlar Devleti Tarihi, Türk Tarih Kurumu
Yayınları, Ankara, 1984.
KURAT, A.N., “Altın Ordu Hanlığı” TDEK, s.404, Ankara 1992.
MAHDUM Abid Nazar, “MuǾįnü’l-Mürįd Yazmasının Metin Dışı Türkçe,
Arapça ve Farsça Kayıtları Üzerine”, İlmî Araştırmalar Sayı: 21, s. 153-
165, İstanbul, 2006.
MERÇİL, Erdoğan, Müslüman Türk Devletleri Tarihi, Ankara: TTK, 2000.
SERTKAYA Osman Fikri; MiǾrāc-nāme (Metin-İndeks), İstanbul Üniversitesi
Türk Dili ve edebiyatı bölümü Mezuniyet Tezi, İstanbul, 1968.
ÖZYETGİN, A.M., Altın Ordu, Kırım ve Kazan Sahasına Ait Yarlık ve
Bitiklerin Dil ve Üslup İncelemesi, TDK yayınları, Ankara, 1996.
SAĞOL, Gülden, “Harezm Türkçesi Satır Arası Kurǿan Tercümesi, Giriş-
Metin-Sözlük”, Marmara Üniversitesi, (Doktara Tezi), İstanbul, 1993.
SAĞOL, Gülden, Old Turkish and Persian Inter-Linear Qurǿan Translations II:
An Inter-Linear Translatıon of the Qurǿan into Khawarazm Turkısh,
18 | D r . Suat ÜNLÜ
rına elçi olarak gönderdiği sa- Ǿabduǿllāh bin ubeyy (<ö.a.) “Ab-
habe” NF 81/7 dullah ibn Übeyy ibni Selûl.
Ǿabduǿllāh (4)(<ö.a.) “Abdullah Hz. Muhammed’e peygamber-
bin Ebû Bekr. Hz. Muham- lik geldiği zaman ona iman et-
med’in Medine’ye göçünde meyen Evs ve Hazrec kabilele-
yardım etmiş kişi” NF 23/11 rindeki bazı kişilerin reisidir”
Ǿabduǿllāh (5) (<ö.a.) Hz. Mu- KE 223r/4
hammed’in Hadîce’den olan Ǿabduǿllāh ebį avfį (<ö.a.) “Ebû
dört oğlundan biri” NF 62/12, Muâviye ǾAbdullah bin Ebî
abduǿllāh atlıķ “Hz. Muham- Avfî Es-Selemî. Sahabeden bir
med’in Hadîce’den olan dört zat” NF 187/13, Ǿabduǿllāh bin
oğlundan biri” MN (1) 15/14 avfį “bkz. Ǿabduǿllāh ebį avfį”
Ǿabduǿllāh bin Ǿabbās (<ö.a.) “Hz. KE 217r/16
Muhammed’in amcasının oğlu” Ǿabduǿllāh ħabįr(<ö.a.) “Uhud
NF 253/11, KE 4v714, Ǿabbās savaşında dağdaki geçidi koru-
“bkz. Ǿabduǿllāh bin Ǿabbās” makla görevlendirilen kişi” KE
KE 185v/3, Ǿabduǿllāh Ǿabbās e
ğ
223r/9
“bkz. Ǿabduǿllāh bin Ǿabbās” i
t Ǿabduǿllāh ibnü Ǿāmir (<ö.a.)
i
KE 87v/14 m “Basra valisi. ǾOsman bin
Ǿabduǿllāh bin ebį bekr (<ö.a.) y
a
ǾAffân’ın amcazadesi”
“sahabeden olup İslama ilk gi- y
ı NF175/7
renlerden” KE 245r/8 Ǿabduǿllāh ibnüǿl-ĥāriŝ (<ö.a.) “Hz.
n
e
v
Ǿabduǿllāh bin caǾfer (<ö.a.) “bü- i Hasan tarafından Muâviye’ye
yük sahabelerden olup doğru- elçi olarak gönderilen kişi” NF
dan doğruya Hz. Muham- 174/16
med’den rivayet ettiği hadisleri Ǿabduǿllāh ĥāriŝ bin nevfel (<ö.a.)
ile meşhurdur” KE 242r/15 “Hz. Muhammed’in amcasının
Ǿabduǿllāh bin ebį şerǾ (<ö.a.) “Hz. oğlu ve Ebu Süfyan’ın kızı ile
Osman’ın halifeliği devrinde evlenen kişi” KE 102v/10
ayaklanan Mısır valisi” KE Ǿabduǿllāh ibnü ĥurriǿr- runeydi
230v/20 (<ö.a.) “Sahabeden bir zat” NF
Ǿabduǿllāh bin müslim bin Ǿaķįl bin 187/12
ebį ŧālib (<ö.a.) “Hz. Hüse- Ǿabduǿllāh ibnü ķays (<ö.a.) “Ebû
yin’in yanında savaşıp şehit Mûsî el EşǾarî. Sahabeden olup
olan kişi” KE 247r/19 Hz. Muhammed tarafından
Ǿabduǿllāh biniǿr-rabġūzį (<ö.a.) Zebîd, ǾAden ve Yemen valilik-
“Hz. Muhammed’e buğz eden lerine atanmıştır” NF 127/2
kafir” KE 205r/1
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 21
Ǿacāyib (<A.) “acayib, tuhaf, acı“acı krş. acıġ, açıġ, açı açıķ (3)” a
garib krş. Ǿacāib, Ǿacāyıb” NF ME 37/5
318/1, KE 141r/15, Ǿacāyibrek acıġ “acı krş. acıġ, açıġ, açı açıķ
“çok tuhaf, çok garib” KE (3)” ME 179/6, acıġ yüzlüg bol-
162r/10 “yüzünü ekşiltmek, somurt-
Ǿaceb (<A.) “acayib, tuhaf, garib, mak” ME 179/6, acıġ bol- “acı
hayret, şaşkınlık krş. Ǿāceb” olmak, tat vermemek” ME 37/5
MN (1) 2/5 acıķ-“acıkmak krş. açıķ-” MN (2)
Ǿāceb(<A.) 1.“acayib, tuhaf, garib, 8/76
hayret, şaşkınlık krş. Ǿaceb” Ǿacįb(<A.) “insanı hayrete düşüren,
NF 52/17, KE 210r/7, MM çok şaşılacak şey” KE 29r/6,
38/3, HŞ 360, 2. “acaba” HŞ Ǿacįb bol- “hayrete düşürmek,
674, Ǿāceb bol- “tuhaflaşmak, çok şaşırtmak” NF 302/17
acayib olmak, şaşırmak” NF Ǿacįz (<A.) “aciz, zavallı, perişan,
99/6, KE 15r/10, Ǿāceb er- “tu- biçare ” NF 143/2, HŞ 4612,
haf olmak, şaşırmak, tuhaflaş- Ǿacįz bol- “gücü yetmemek,
mak” NF 382/7, Ǿācebrek “çok aciz olmak” NF 226/7, KE
tuhaf, çok garib, çok şaşırtıcı e
ğ 8v/14, HKT 109a/6, HŞ 1226,
krş. Ǿācebraķ” KE 183v/19, Ǿacįz ķal- “ aciz olmak, gücü
i
t
i
Ǿācebraķ “çok tuhaf, çok garib, m yetmemek” KE 118v/5, Ǿacįz
çok şaşırtıcı krş. Ǿācebrek” KE y
a
ķıl- “aciz bırakmak” ME 48/7,
218r/14 y
ı HKT 419b/8, Ǿacįz ķılġan “aciz
n
Ǿaceben(<A.)“hayret, şaşkınlık e bırakan” HKT 380a/9, Ǿacįz kişi
v
bildirir” KE 196r/8 i
“aciz kişi, zavallı, perişan kişi”
Ǿacebnūş (<A.+t.) “acebnuş” HŞ HŞ 2103
1520 Ǿacįzlıķ (<A.+T.)“acizlik, zavallı-
Ǿacem(<F.) “Fars krş. acem” NF lık, güçsüzlük krş. Ǿacįzlik” NF
112/4, KE 192r/4, MM 99/2, 60/8, KE 3v/8, ME 76/1
CE 1/2, Ǿacem mülki “İran, Fars Ǿacįzlik (<A.+T.)“acizlik, zavallı-
ülkesi”MM 198/4, Ǿacem şāĥı lık, güçsüzlük krş. Ǿacįzlıķ” HŞ
“İran şahı, Fars hükümdarı” HŞ 502
4645 acun (<Skr.) “dünya krş. ajun”
Ǿacemi (<A.)“yabancı, Arap olma- İML 79, MN (2) 13/125
yan” ME 8/1 Ǿacūz (<A.) “yaşlı kadın” NF
aǾcemį (<A.) “Arapçadan başka bir 398/11
dilde olan” HKT 459a/9 Ǿacz (<A.) “güçsüzlük, acizlik”
Ǿacemice (<A.+T.) “yabancı dil” Ǿaczķa nisbet ķılu “aciz bırak-
ME 200/8 maya çalışarak” HKT 409a/5
24 | D r . Suat ÜNLÜ
aç “aç, karnı aç” NF 300/9, KE açı “acı krş. açıġ, acı, acıġ, açıķ
93r/11, HŞ 1210, aç bol- “aç (3)”
olmak, karnı açıkmak” NF açı sözlüg “açı sözlü, kırıcı
125/12, KE 89v/15, aç er- “aç sözlü” HŞ 4368
olmak, karnı açıkmak” NF açı- “ekşimek” İML 108
113/13, aç ķal- “aç kalmak” KE açıġ (1) “acı, ıztırap, elem krş. acı,
138v/15, aç tut- “aç tutmak, aç açı, acıġ, açıķ (3)” NF 215/5,
bırakmak” ME 187/7, açġanraķ KE 6r/4, HŞ 388, MN (1) 18/2,
“çok açıkmış” NF 266/12 İML 154, açıġ bol- “acı ver-
aç-(1) “açmak, belli etmek, orta- mek, ızdırap çekmek” NF
ya çıkarmak, fethetmek, ele ge- 338/7, açıġraķ “daha acı, daha
çirmek, oruç tutmak, rahatlat- üzücü” HKT 507b/6, HŞ 3613,
mak, ferahlatmak, genişletmek” MN (1) 18/9
NF 185/16, KE 194r/2, ME açıġ (2) “acı, tatlı olmayan, lezzet-
14/8, MM 233/4, HKT 233b/3, siz” HKT 513a/4, açıġ meze
HŞ 3276, MN (1) 4/5, İML 99, “lezzetsiz, tatsız meze” MM
MN(2) 27/265, aça bir- “aç- e
ğ
374/2, açıġ su “acı su, tuzlu su”
mak, ferahlatmak” CE 2/3, açar i
t İML 180, açıġ yüzlüg bol- “yü-
bol- “açacak olmak” MM
i
m zünü buruşturmak, kaşlarını
5a/18, açġan “gideren, kaldıran, y
a
çatmak” HKT 555a/4
açan” HKT 125a/9, açġanlıķ y
ı açıġlan-“üzülmek, acı duymak,
ĥālı üze “açıklayarak” HKT n
e sinirlenmek, öfkelenmek” KE
v
536b/9, açmaķ 1. “açma” HKT i 83v/13, HŞ 4023
279a/9, 2. “giderme, uzaklaş- açıġlıķ“acılık, zorluk, güçlük” NF
tırma” HKT 276a/3, 3. zafer” 338/6, HŞ 3446
HKT 488a/2, 4. “açıklama, açuġ “açık krş. açuķ, açıķ (1)” MN
izah” HKT 347b/5, 5. bildirme, (1) 18/3
beyan”HKT 65a/8 açıķ (1) “açık, boş yer, masum,
aç- (2) “açıkmak” NF 332/10, KE temiz krş. açuķ, açuġ” KE
13v/14, HKT 308b/7, açmaķlıġ 184r/10
“açlıkla, geçirilen, açlıkla dolu” açıķ (2) “kapalı, örtülü olmayan
HKT 574a/6 yer” İML 188
açar-“aç bırakmak, doyurmamak” açıķ (3) krş. acı, açı, acıġ, açıġ”
KE 69r/20 MN (2) 34/341
açça“alçı” KE 87r/18 açıķ-“acıkmak, karnı aç olmak krş
açġu “anahtar” İML 179 acıķ-” KE 93r/7, HŞ 1773
açġuçu “kan alıcı” İML 157 açıl-“açılmak, yayılmak, fethedil-
mek, rahatlamak, akmak, fış-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 25
aķa (<F.) “ağabey, büyük kardeş Ǿaķıl (<A.) “akıl krş. Ǿaķl, aķıl” a
krş. aġa” KE 197v/1 ME 173/3, MM 62/1, HŞ 1523,
Ǿaķabe (<A.) “sarp, yokuş” HKT Ǿaķıl bol- “akıllı olmak, akıl
574a/6 sahibi olmak” HŞ 864
Ǿaķabe ibnü Ǿamir (<ö.a.) “Ebû Ǿaķıllıġ (<A.+T.) “akıllı, aklı olan
Hammâd ǾAkaba bin ǾÂmir el krş. Ǿaķllıġ” HŞ 1266
Cehnî. Sahabeden bir zat” NF Ǿaķıllıķ (<A.+T.) “akıllılık krş.
38/17 Ǿaķllıġ” HŞ 1511
aķar-“ağarmak, aklaşmak, beyaz- Ǿaķılsın-(<A.+T.) “kendini akıllı
laşmak” NF 66/9, KE 99r/15, saymak” ME 199/6
ME 163/5, HKT 61a/9, HŞ Ǿaķılsız (<A.+T.) “ahmak, aptal
4243, MN (1) 21/9, İML 102 krş. Ǿaķlsız” ME 90/5
aķart-(1)“ağartmak, temizlemek, aķın (1) “akın, hücum, sel” ME
aklaştırmak” KE 100v/2 48/1, HKT 242a/5, HŞ 3595
aķart-(2) “kabuk soymak” ME 75/7 aķın (2) “asker” KE 223v/19
aķayġır “çifte yıldızlar” İML 184 aķıncı “akıncı” ME 48/2
aķboz “donu bütün ak olan zat” aķır-“anırmak krş. anır-” HKT
İML 171 e
ğ 224b/1, İML 123, aķırmaķ
aķça “akça, para” NE 152/5, HŞ
i
t “anırma” HKT 224b/1
i
1932 m aķıru “yavaş krş. aķru, aķrun, aħru,
aķd (<A.) “nikah, sözleşme, an- y
a
aķrın, arķun” KE 237r/17
laşma krş. Ǿaķıd, Ǿaķd” Ǿaķd ķıl- y
ı aķış- “yağma edişmek” ME 122/8
n
“sözleşmek, anlaşmak” HŞ e aķıt- “akıtmak krş. aħıt-” NF
v
1541 i
68/17, KE 68r/14, ME 50/5, HŞ
Ǿaķd (<A.) “nikah, sözleşme, an- 3446
laşma krş. Ǿaķıd, aķd” KE Ǿaķib (<A.) “bir diğerinin arkasın-
77v/13, MM 244/3, Ǿaķd ķıl- dan gelen” K 6/23
1.“sözleşmek, antlaşmak” NF Ǿāķib (<ö.a.) “Nahran kabilesinin
255/16, KE 109v/1, MM 255/4, ulu kişisi” NF 143/3
HKT 81a/9, 2. “nikahlanmak, Ǿāķibet (<A.)“son, sonunda, niha-
evlenmek” HKT 404b/7 yet” NF 152/11
aķı“cömert, eli açık” KE 158r/14, Ǿaķįķ (<A.) “akik, bir tür değerli
MM 109/2 taş” KE 50v/8, MN (2) 11/108,
Ǿāķıbet (<A.) “nihayet, son, sonuç, HŞ 3379
netice krş. aķıbet” KE 237r/14, Ǿāķil (<A.) “akıllı” NF 110/7, KE
HKT 85b/1, MN (2) 38/381 10r/18, MM 54/4, Ǿāķil ėr “aklı
Ǿaķıd (<A.) “anlaşma, sözleşme yerinde olan kişi, aklından do-
krş. Ǿaķd” ME 31/2 layı dini sorumluluğu olan kişi”
36 | D r . Suat ÜNLÜ
Ǿalaf (<F.) “ot, yem, saman krş. alçaġ (1)“alçak, bayağı” alçaġ bol-
Ǿalif, Ǿalef ” ME 137/5 “alçalmak, bayağılaşmak” ME
aǾlā ĥaddihi (<A.)“yüksek derece- 146/5
de” KE 198v/4 alçaġ (2)“itaatkar krş. alçaķ” HKT
aǾlā hazā (<A.)“onun üzerine” KE 543b/6, alçaġ bol- “saygılı ol-
211r/8 mak, hürmet göstermek, itaat
aǾlā Ǿilliyyįn (<A.) “Cennetin ve etmek” HKT 516a/5, alçaġ
gökyüzünün en yüksek tabaka- bolġan “itaatkar, hürmetkar”
sı” NF 92/14 HKT 525a/4
ǾālaǾl-lah (<A.) “yüce Tanrı” HŞ alçaġlıķ“uysallık, itaat krş.
3123 alçaķlıķ” alçaġlıķ ķıl- “uysal
alalı “abraş, alaca tenli” İML 164 olmak, itaatkar davranmak” ME
alalıķ (1) “vücutta lekeler olan bir 173/8, alçaġlıķ ķılġan “itaatkar”
tür deri hastalığı, cüzzam” KE HKT 317a/9, alçaġlıķ ķılġan
119v/21, alalıķ bol- “cüzam eren “itaatkar eren” HKT
olmak, cüzam hastalığına yaka- 403a/6, alçaġlıķ ķılġan tişi “ita-
lanmak” KE 225r/3 e
ğ
atkar kadın” HKT 403a/6
alalıķ(2) “uyuşmazlık, muhalefet” i
t alçaķ “alçak gönüllü, mütevazi,
alalıķ kemiş- “muhalefet etmek,
i
m itaatkar krş. alçaġ (2) ” NF
anlaşamamak” KE 232v/8 y
a
423/7, alçaķ bol-“itaat etmek,
aǾlam(<ö.a.)“Musa peygamberin y
ı uysal davranmak” HKT 325a/4
olağanüstü şeyler gördüğü alçaķlıķ “alçak gönüllülük, tevazu,
n
e
v
kent” KE 127v/16 i uysallık krş. alçaġlıķ” NF
Ǿalāmet(<A.) “alamet, iz, nişan, 374/7, alçaķlıķ ķıl- “alçak gö-
işaret, belirti” NF 233/4, KE nüllülük göstermek, tevazuda
35v/20, ME 67/7 bulunmak” NF 248/8, ME
alar“onlar” HŞ 566, MN (1)5/1, 161/2
AO 1/10 alçı “hileci, hilekar” İML 157
alasız “lekesiz, kusursuz” alasızın alçıġ “alçı” İML 158
“lekesiz ve kusursuz bir halde” alçıġçı “alçıcı” İML 157
HKT 302a/3 alda- 1.“aldatmak, kandırmak” NF
ālāt (<A.ç.) “aletler, vasıtalar” 402/7, KE 126r/5, ME 73/6,
ālāt-ı đarb “kamçı, savaş alet- HKT 178b/4, HŞ 2173, 2. “ta-
leri” K 6/17 lep etmek, dilemek, istemek”
alay “böyle” K3/12 HKT 233a/5, aldaġan kişiniñ
alban “bir çeşit toprak vergisi” Ǿamelin ķıl- “aldatmaya çalış-
alban al-“toprak vergisi almak, mak” HKT 2b/8, aldaġanlar
emlak vergisi almak”K1/37 Ǿamelin ķıl- “aldatmaya çalış-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 39
HŞ 287, altıda bir “altıda bir” altun (2) “alt taraf” İML 90, altun
HKT 77b/1 nişānlıġ yarlıġ “altın mühürlü
altı miñ “altı bin (6000)” NF ferman” AO 1/22
175/7, KE 47r/6 altunçılıķ“altın yapma işi, kuyum-
altın “alt” HKT 439b/5 culuk” KE 124r/17, altunçılıķ
altınboġa(<ö.a.) “Altınboğa” HŞ it- “altın işleme işiyle uğraş-
4683 mak, kuyumculuk yapmak” HŞ
altınç “altıncı (6.) krş. altınçı” NF 2045
168/4, KE 73r/21 altunla- “altunla süslemek” ME
altınçı “altıncı (6.) krş. altınç” NF 65/8
240/6, KE 3v/19, HKT 519b/7, altunlıġ “altınlı” İML 77
MN (1) 7/7, AO 2/53 altunsız “altını olmayan, altınsız”
altı yüz “altı yüz (600)” NF 57/12, İML 84
KE 24r/14 Ǿam (<A.) “amca krş. Ǿamm,
altı yüz miñ “altı yüz bin (600 Ǿammį” HKT 405a/3
000)” NF 272/7 am (<A.) “avam, halk, ahali, genel,
altı yüz yigirmi “altı yüz yirmi e
ğ
herkes krş. Ǿām(m)” HŞ 1055
(620)” NF 4/12 i
t Ǿām(m) (<A.) “avam, halk, ahali,
i
altmış “altmış (60)” NF 65/11, KE m genel, herkes krş. am” NF
14r/15, MM 221/1, HKT y
a
225/2, KE 10v/6, MM
519a/8, HŞ 1902, MN (1) y
ı 315/4,Ǿām u ĥayvān “canlılar,
12/14, İML 84 mahlukat” MM 316/1
n
e
v
altmış bir “altmış bir (61)” KE i aǾmā (<A.) “kör, ama” MN (2)
151v/5 25/250
altmış miñ “altmış bin (60 000)” āmāde (<F.) “hazır, hazırlanmış”
NF 306/8 NF 436/6, āmāde bol- “hazır
altmış taķı bir “altmış bir (61)” olmak” NF 241/12, āmāde ķıl-
MM 207/3 “hazırlamak” NF 64/1, MN (1)
altmış üç “altmış üç (63)” NF 14/7, āmāde ķılın- “hazırlan-
101/8, KE 198r/16 mak” NF 368/15
altun (1)“altın” NF 205/7, KE āmādelıķ(<F.+T.)“hazırlık, hazır-
6r/17, ME 4/2, MM 187/1, lanma” āmādelıķ ķıl- “hazır-
HKT 57a/3, HŞ 396, MN (1) lanmak, hazırlık yapmak” NF
7/1, İML 98, altun bol- “kıy- 310/7
metli olmak, altın değerinde aǾmāl (<A.ç.) “işler, ameller” KE
olmak” KE 102r/5 249r/4, MM 398/1
Ǿamāliķa(<ö.a.) “Hicaz’ın kuzey ve
Filistin’in güneyinde İsrail
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 43
arşınla- “arşınla ölçmek” İML 109 artuķ “fazla, çok, değerli, kıymetli
arşu “sırtlan krş. arju” İML 79 krş. artuġ, artıķ” NF 430/11,
arşun “arşın, bir adım uzunluğunda KE 2v/9, ME 189/1, MM 5/3,
bir ölçü birimi” NF 356/4, KE HKT 203b/6, HŞ 1123, MN (1)
62v/13, MM 255/1, HKT 13/2, K3/17, artuķ al- “artmak”
546a/1, HŞ 2193 MM 249/2 HKT 241a/1, artuķ
art “art, arka taraf krş. ard” NF bol- “yükselmek, artmak, fazla-
114/1, KE 83v/5, HKT 420b/4, laştırmak” NF 11/16, KE 3r/2,
HŞ 1958, K6/20, artġaru tüş- artuķ bil- “fazla bilmek, çok şey
“arkaya düşmek, arka tarafa bilmek” “MM 36/1, artuķ
düşmek, arkada bulunmak” ME eđgülük “büyük lutuf” HKT
209/3 70b/4, artuķ ķıl- “artırmak, faz-
art-(1) “artmak, çoğalmak, fazla- lalaştırmak” NF 10/9, KE
laşmak” NF 212/1, KE 2v/11, 1v/10, artuķ tut-“değer vermek,
ME 54/8, MM 191/2, HKT ayrı tutmak” KE 67v/15,
389a/8, HŞ 1696, İML 109, artuķraķ “daha çok, daha fazla”
MN (2) 35/348, artġan “artan, e
ğ
NF 99/7, KE 9r/17, HKT
yükselen, çoğalan” HKT i
t 266b/6, HŞ 797, MN (2)
242a/6, artmaķ “artma, artış”
i
m 18/173, 2. “daha iyi, daha ha-
HKT 186a/8, HŞ 52 y
a
yırlı” HKT 35a/3
art- (2) “havale etmek, yüklemek” y
ı artuķlıķ “üstünlük taslamak, ken-
ME 71/5 dini beğenmişlik krş. artuķluķ,
n
e
v
arta- “bozmak, yoldan çıkmak, i artuķluġ” artuķlıķ ķıl- “üstün
bozulmak” KE 233r/1 olmak, üstünlük sağlamak” KE
ārŧamış (<ö.a.) “Şam hükümdarı 186r/16
Dadbane’nin altınla kaplanmış artuķluġ “üstünlük taslamak, ken-
putu” KE 161r/14 dini beğenmişlik krş. artuķlıķ,
artar- “bozmak, harap etmek” KE artuķluķ” artuķluġ ķıl- “üstün-
39v/12 lük taslamak, kendini beğen-
artat- “bozmak, harap etmek” KE mek” ME 75/3
146r/13 artuķluķ“lutuf, kerem, inayet, üs-
artġaru “arkaya” ME 13/4 tünlük taslamak, kendini be-
artıķ “artık, fazla krş. artuġ, artuķ” ğenmişlik krş. artuķlıķ,
İML 151 artuķluġ” HKT 37a/6, artuķluķ
artmış “bakire kız” İML 149 ķıl- “üstün olmak, üstünlük sağ-
artuġ “artık, fazla krş. artuķ, artıķ” lamak” KE 216v/6, ME 178/6,
artuġraķ “daha çok, daha fazla” HKT 329b/1, artuķluķ ķılış-
MN (1) 15/10 “birbirlerine karşı üstün olmaya
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 53
astān (<F.) “eşik, kapı krş. āsįtāne” aş- “aşmak, geçmek, çıkmak, yük- a
HŞ 118 selmek, artırmak” NF 271/14,
astın 1.“alt, altında, alçak, bayağı, KE 21v/14, ME 71/1, MM
değersiz” NF 222/2, KE 44r/3, 283/2, HKT 279b/3, HŞ 1752,
HKT 470b/2, astın bol- “ alt ta- MN (1) 10/5, İML 112, MN (2)
bakadan olmak, değersiz ol- 14/133, aşar bol- “yükselecek
mak” KE 113r/4, astınraķ olmak” NF 328/16, aşası yir
1.“daha aşağı, daha az” KE “çıkılacak yer” HKT 469a/6,
122v/8, ME 91/5, HKT 176a/3, aşġu bol- “aşılacak yol” HKT
2. daha aşağı, daha az” HKT 432b/9, aşġu yir “yükselecek
519b/7, 3. “daha alçak, daha se- yer, yükseklik” HKT 546b/6,
fil” HKT 576b/4 aşmaķ “yukarı çıkma, yüksel-
astur- “astırmak” KE 95r/1 me” HKT 279b/3, aşa “aşa, faz-
asūd bin Ǿabdįġavŝ (<ö.a.) “Hz. la” HŞ 4058
Muhammed’in imana davetine aşa-“yemek yemek” NF 263/12,
alayla karşılık veren kafir” KE KE 228v/21, HŞ 2451, MN (2)
203r/21, Ǿabdįġavŝ “bkz. asūd 10/96
bin Ǿabdįġavŝ” KE 203v/3 e
ğ aşaç “tencere, kazan” KE 228v/7
aśvāt (<A.ç.) “sesler” MM 377/2
i
t aşaġ “aşağı, alt krş aşaķ (1), aşaġa”
i
aş (1) “yemek, aş” NF 28/11, KE m NF 402/12
49r/21, ME 159/5, HKT y
a
aşaġa “aşağı krş. aşaķ (1) , aşaġ”
289a/1, HŞ 858, İML 132, MN y
ı İML 90
n
(2) 2/10, aş aşa- “yemek ye- e aşaķ (1) 1.“aşağı, alçak krş. aşaġ,
v
mek” KE 59v/14, HŞ 740, aş i
aşaġa” NF 387/1, KE 125r/17,
bėr- “sofra kurmak, misafirlere ME 156/1, HKT 435b/8, 2. “he-
ziyafet vermek” KE 69r/18, aş la” HKT 105a/8, aşaķ bol- “al-
ėt- “yemek yapmak, sofra kur- çalmak, kısılmak” KE 172r/4,
mak, misafirlere ziyafet ver- ME 156/8, HKT 308a/2, aşaķ
mek” KE 35v/7, aş ķıl- “yemek ķıl- 1.“alçaltmak, kısmak” NF
yapmak, sofra kurmak, misafir- 285/11, HKT 492b/3, 2. “aşağı
lere ziyafet vermek” NF eğmek, indirmek” HKT256b/4,
422/10, KE 47r/19, aş sal- “sof- aşaķ ķılġan “alçaltan, küçük dü-
ra kurmak, ziyafet vermek” HŞ şüren” HKT 511a/2, aşaķ yir
1126, aş tök- “sofra kurmak, “helâ” HKT 83a/6
misafirlere ziyafet vermek” aşaķ (2) “yükselen” İML 153, 2.
MM 232/3 “kısa arkalı” İML 143
aş (2) “kenet” HŞ 2740 aşat- “yemek yedirmek” NF 143/1
58 | D r . Suat ÜNLÜ
başına karşı çıkan efsanevî kah- mak” HŞ 249, āvāz köter- “ses-
raman” KE 28r/8, Ǿavac “bkz. lenmek, ses çıkarmak HŞ 2083,
Ǿavac bin Ǿannāķ” KE 28v/3 āvāz sal- “ses çıkarmak, bağır-
awaġ “naz” ME 38/7, awaġ ķıl- mak” HŞ 722, āvāz tart-
“nazlanmak, naz etmek” “ME “ses çıkarmak, bağırmak” HŞ
38/7 3861
avaġsın-“böbürlenmek” HKT āvāze (<F.) “ses, avaz” HŞ 1417,
377a/6 āvāze ķıl- “ses çıkarmak, ba-
Ǿavāķıbet(<A.ç.) “neticeler, sonuç- ğırmak” HŞ 5
lar” KE 66v/18 āvāzlıġ (<F.+T.) “sesli, sadalı” NF
Ǿavāmuǿn-nās (<A.) “halk” NF 310/8
407/1 avçı“avcı krş. awçı” KE 186r/2,
Ǿavān (1)(<A.) “orta yaşlı güzel HŞ 1283, İML 156
kadın” KE 164r/15 awçı “avcı krş. avçı” ME 24/5
Ǿavān(2)(<A.) “zorbalık etme, awçılıķ“avcılık”awçılıķ ķıl-
zalimlik” Ǿavān ķıl- “zorbalık “avçılık yapmak” KE 54r/16
etmek, zalimlik yapmak”K1/27, e
ğ
Ǿavf bin mālik el-naśrį (<ö.a.)
Ǿavān tegür- “zulüm, zorbalık i
t “Huneyn savaşında Hz. Mu-
yapmak” K1/50,Ǿavān yunçuġ
i
m hammed’e karşı olup savaş so-
tegür- “güç, zulüm, zahmet y
a
nunda peygamberin affına
vermek” K2/13 y
ı mazhar olup Müslüman olan
āvāre (<F.) “serseri, başıboş gezen, zat” KE 232r/9
n
e
v
işsiz, güçsüz” āvāre bol- “başı- i avın- “avunmak, teselli bulmak
boş olmak, boş boş gezmek” krş. awun-, avun-” HŞ 2113
HŞ 3758, āvāre ķıl- “ işinden alı avınçı “alışma, ısınma” İML 79
koymak” HŞ 1736 Ǿavır(<A.)“ışığa tutulmuş, aydınla-
āvārelik (<F.+T.) “avarelik, başı- tılmış” KE 216r/10
boşluk” HŞ 249 avıt-“avutmak krş. awut-” HŞ 1821
Ǿavārıżāt(<A.) “harp sebebiyle avla-“avlamak, avlanmak krş.
alınan muvakkat vergisi” AO awla-” NF 155/12, KE 86r/7,
2/45 HŞ 444, İML 103
āvāz (<F.) “ses, sada” NF 27/9, awla-“avlamak, avlanmak krş.
āvāz ay- “ses çıkarmak, bağır- avla-” KE 14v/17, ME 134/2,
mak” HŞ 1501, āvāz çıķar- “ses HKT 103b/7
çıkarmak, bağırmak” HŞ 465, avla ķuşı “av kuşu” İML 175
āvāz ķıl- “ses çıkarmak, bağır- awnuş-“birbirine alışmak, kaynaş-
mak” NF 107/6, HŞ 257, āvāz mak” ME 197/2
kiltür- “seslenmek, ses çıkar-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 63
ay (3) “ey (seslenme)” MM 92/4, ayaķ (1)1.“ayak krş ađaķ, ayaġ (2),
HKT 255a/5, HŞ 676, MN (1) ađaķ (1)” KE 188r/1, ME 58/1,
21/6 MM 198/2, HKT 339a/6, HŞ
ay (4) “Ah! (pişmanlık, özlem 2034, İML 142, MN (2)
ifade eder)” HKT 562b/9, HŞ 12/115, 2. “kadem” HKT
822 200a/4, ayaķ bol- “hizmetcisi
ay- 1.“söylemek, demek, sormak olmak, ayağı olmak, yardımcısı
krş. ayıt-, ayt-” NF 226/3, KE olmak” KE 200v/10, ayaķ bile-
99v/3, ME 45/6, MM 38/3, ziği “ayak bileği halkası” İML
HKT 38a/4, HŞ 3022, İML 150, ayaķ siniri “ayağın asabı”
114, MN (2) 17/166, 2. “bir dü- İML 142, ayaķın turġan- “ayak-
şünceyi ortaya atmak, iddia et- ta duran” HKT 32a/3
mek” HKT 287b/9, ayġan “söy- ayaķ (2)“kadeh, çanak, kase krş.
leyen” HKT 334a/4, ayġuçı bol- ađaķ (2)” NF 309/13, KE
“söyleyen olmak” KE 19v/7, 8v/18, MM 190/1, HKT
aymaķ 1.“söyleme, söz” HKT 562b/2, MN (1) 10/2
100a/1, 2. “iddia etme” HKT e
ğ
ayaķ (3) “içki” HŞ 3742, ayaķ iç-
140b/7 i
t “içki içmek” HŞ 573, ayaķ
yürit- “içki getirmek” HŞ 3036
i
aya (1) “aya, avuç içi, el ayası” m
barķ “ev bark, mülk krş. borķ” NF 15/2, İML 113, K VII/21, MN
77/10, KE 59r/13, ME 166/1, K (2) 23/226, 2. “zorlamak, yor-
VII/24 mak” HKT 576a/7, basġu yir b
barķlıġ “evi barkı olan” KE 23v/16 “ayak basacak yer” HKT
barla- “Allah’ın varlığını kabul 198b/2
etmek” KE 41v/19 basa 1. “(çekim edatı olarak) den
barlaş- “barışmak” İML 133 sonra” MN (1) 8/13, 2. “(zarf
barlıķ “varlık, var olma, mal, ser- olarak) bundan başka, bundan
vet” NF 229/7, ME 50/6, MM sonra, daha sonra” MN (1)
366/4, HŞ 4222, barlıķ yėri 19/14, AO I/19
“varlık yeri” MM 372/4 basaladu “arka arkaya” ME 121/6
barlu “zengin, varlıklı” barlu bol- basħuncılamaķ “baskın, akın” ME
“varlıklı olmak, zengin olmak” 102/2
ME 56/5 basıķ-(1)“basılmak, baskına uğra-
barmaķ“parmak” NF 224/4, KE mak” KE 227r/18
181v/19, ME 47/6, MM185/4, basıķ-(2)“üst üste sıkışmak” ME
HKT 172b/2, HŞ 1165, İML 170/1, basıķmış “sıkışmış, bu-
141, barmaķ arala- “sakalını e
ğ nalmış” HKT 544a/2
pençelemek, sıvazlamak” MM
i
t basıl-(1)“basılmak, yok edilmek,
i
75/2, barmaķ uçı “parmak ucu” m etkisiz hale getirilmek” NF
MM 185/1, HKT 63a/8 y
a
174/13, HŞ 4141
barmaķ “göç, hicret” ME 113/3 y
ı basıl-(2)“yumuşamak, (öfkesi)
n
barmaķça “çok küçük, parmak e geçmek” KE 98r/13
v
kadar” KE 124r/20 i
basıl- (3)“sıkıştırılmak, bunaltıl-
bars “pars” NF 152/12, KE 142r/8, mak”, basılmış “sıkışmış,
K I/30, bars yılı “Türkçe 12 yıl bunalmaış” HKT 502a/7
atlarından 3ncü yılın adı krş. basılduruķ “direk” KE 3r/19
barıs yalı” AO II/53 basın- “zulmetmek, eziyet etmek”
bārs(<ö.a.)“Bars vilayeti” KE ME 142/4, HŞ 3254
146v/12 basınç“zahmet, eziyet, zulüm”
barsçı “arslan bakıcısı” AO II/10 KI/27
barśįśā (<ö.a.) “İblis’in azdırdığı basınçaķ“aciz, güçsüz, zayıf”İML
bir zahid” NF 237/7 149, basınçaķ bol- “aciz olmak,
bas- 1.“basmak, ayak basmak, zayıf ve güçsüz olmak” KE
yıkmak, baskın yapmak, mağ- 240v/1
lup etmek” NF 279/4, KE basış-“basışmak, birbirini alt et-
77v/4, ME 18/4, MM 197/3, mek” ME 198/2
HKT 402a/5, HŞ 4468, MN (1)
80 | D r . Suat ÜNLÜ
baśįr (<A.) “her şeyi görüp bilen, mek, yönelmek” HŞ 651, baş
Allah, esma-i hüsna’dan el ķaldur- “yükselmek, doğrul-
baśįr” MM 310/2 mak” NF 378/11, baş ķođ- “baş
basķaķ “baskın, talan” HŞ 868, koymak” HŞ 455, baş köter-
baskaķ bol- “talan etmek, talan “baş kaldırmak, isyan etmek”
edilmek” HŞ 436 HŞ 3055, baş kötür- “doğrul-
basmaķ“baskın, ani saldırı” ME mak, görünmek” HŞ 814, baş
102/2 saġraġı “baş çanağı, kafatası”
baśr bin ĥırşā eś-śabāyį (<ö.a.) İML 139, baş sal-“başını hare-
“Hz. Hüseyin’i öldürmeye çalı- ket ettirmek, başını sallamak”
şan kafirlerden biri” KE HŞ 1431, baş tart- “baş kaldır-
248r/17 mak, itaat etmemek” NF
baśra (<ö.a.) “Basra vilayeti” NF 146/17, KE 162r/17, baş ur-
132/3, KE 146v/12 “başvurmak” Ka II/7, başı
basruķ-“üst üste, sıkışmak” ME kötrülmiş “başı yukarıya kalkık
170/1 (kimse)” HKT 420b/3, başķa
basrul- “bastırılmak” ME 41/5 e
ğ
kel- “tek başına gelmek, ayrı
bastur- “bastırmak, hücum etmek i
t ayrı gelmek” NF 203/2
i
krş. basur-” NF 209/4, KE m baş (2) “yara” NF 182/16, ME
206r/5 y
a
36/4, MM 79/1, HKT 111b/5,
basur-“bastırmak, sıkıştırmak, y
ı HŞ 2202, baş ķıl- “yaralamak”
tıkamak krş. bastur-” KE KE 11v/5
n
e
v
30v/18, ME 41/4, MM 197/4 i başaķ “okun başına geçirilen de-
baş (1) 1.“baş, kafa, ilk, ön kısım, mir, ok temreni” NF 362/9,
uç, önder, lider” NF 36/16, KE MM 344/3, HŞ 4666, MN (2)
29r/16, ME 74/1, MM 81/1, 10/91
HKT 293b/4, HŞ 1108, İML başar-“başarmak” HŞ 2750
139, KVII/31, MN (2) 34/335, başbarmaķ“baş parmak” İML 141
2. “ekin başı, başak” HKT başçı “lider, önder, kumandan,
232a/1, 3. “asıl, ana mal” HKT kılavuzluk eden, yol gösteren”
44b/5, baş aġrıġ “baş ağrısı” KE 200v/15, ME 149/8, HŞ
İML 163, baş baġı “baş sargısı” 4505, İML 155, başçı bol- “kı-
İML 150, baş balçıķ “baş balçı- lavuzluk etmek, yol göstermek,
ğı” İML 178, baş bėr- “baş lider olmak, önderlik yapmak”
vermek, canını feda etmek” KE KE 2r/14, ME 171/8
246r/14, baş bol- “baş olmak, başġa “ayrı, teke teker krş. başķa”
önderlik yapmak” KE 200v/10, KE 73v/13
HŞ 2057, baş indür- “niyetlen-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 81
bāzirgānlıķ (<F.+T.) “ticaret krş. ķıl- “bir şeyi başka bir şeyle
bāzergānlıķ, bāzergānlik” NF değiştirmek” KE 172r/20, ME
405/10 85/8, HKT 559b/3, bedel
bebek “göz bebeği” HŞ 3416 ķılmaķ “bir şeyi başka bir şeyle
bėcin“maymun krş. biçin” NF değiştirme” HKT 559b/3, bedel
183/10 ķılmaķ tile- “değiştirmek, iste-
bed (<F.) “kötü” KE 29v/3, HŞ mek” HKT 487b/7, bedel ķılu
2127 bir- “değiştirivermek” HKT
bed-baħt (<F.) “kötü talihli, kutsuz, 543a/4
talihsiz” NF 364/4, KE 9v/6, beden(<A.) “beden, vücut” KE
HKT 224a/9, bed-baħt bol- 171v/5
“bedbaht olmak” KE 234r/2, bederle-“mükafatlandırmak” KE
HKT 309a/5, bed-baħt ķıl- 12v/16
“bahtsız ve talihsiz kılmak” ME bedevį (<A.) “bedevî, çölde yaşa-
59/4, MM 52/3, bed-baħt şūm yan göçebe” bedevį Ǿarab
“talihsiz ve uğursuz” KE “çölde yaşayan Arap” KE
228v/19, bed-baħtraķ “en bed- e
ğ
236v/3, HKT 195a/1
baht, en günahkar” NF 153/7, i
t bedįǾ (<A.) “birinci, ilk” HKT
i
HKT 574b/7 m 480a/3
bed-nām (<F.) “kötü şöhretli” bed- y
a
bedįhe (<A.)“irticalen, kendiliğin-
nām bol-“kötü şöhrete sahip y
ı den”bedįhe oķu- “irticalen
olmak” HŞ 2109, bed-nām ķıl- okumak, kendiliğinden oku-
n
e
v
“kötü üne sahip olmak, kötü at i mak” ME 139/8, MN (2) 5/40
ile anılmak” HŞ 1676 beđiz “suret, süs, güzel” KE
bed-nāmluķ (<F.+T.) “bednamlık, 65v/8, İML 189
kötü şöhretlilik” HŞ 4389 beđizle- “süslemek” KE 68r/19
bedehşān (<ö.a.) “Bedehşan” HŞ bedr (<ö.a.) “Hz. Muhammed ile
1522 Mekkeli müşrikler arasında ilk
bedel (<A.) “değer, kıymet, karşı- savaşın yapıldığı Medine’nin
lık, bedel” KE 65v/2, MM 160 km. güneybatısında, Kızıl-
226/2, bedel-i berāǿet “aklan- deniz sahiline 30 km. uzaklıkta
manın değeri, kıymeti, temize küçük bir kasaba” NF 12/13,
çıkma karşılığı” KE 79v/19, KE 221r/15, HKT 63b/7, HŞ
bedel bėr- “bir şeyi başka bir 1288, bedr ĥarbi “Bedir savaşı”
şeyle değiştirmek krş. bedel bir- KE 232v/3, bedr sançısı “Bedir
” ME 85/8, bedel bir- “bir şeyi savaşı” KE 221r/3, bedr toķuşı
başka bir şeyle değiştirmek krş. “Bedir savaşı” KE 221r/5, bedr-
bedel bėr-” HKT 410b/5, bedel i śuġrā sançışı “küçük Bedir sa-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 85
8/16, KE 213r/13, MN (1) 3/7, bėş yüz “beş yüz (500) krş. biş
beşāret keltür- “müjde vermek, yüz” NF 66/6, KE 173v/7
iyi haber getirmek” KE 53v/12, bėş yüz miñ “beş yüz bin
beşāret közi “kalp gözü” MM (500.000)” KE 125r/12
267/2 beter (<F.) “kötü, fena krş. biter”
beşāretlıġ (<A.+ T.) “müjdesi ge- MM 18/3, beter bol- “kötü ol-
len, iyi haberli” KE 2r/6 mak, kötüleşmek” KE 40r/2
bėşegü “beşi” KE179r/16 bevl (<A.) “sidik” bevl ķıl- “işe-
bėşer “beşer beşer” KE 181r/16 mek” NF 65/15, KE 18r/8
beşer-i hāfį (<ö.a.) “Ebû Nasr Bişr bey “bey krş. beg, big, bik, bėg” K
bin Hâris bin Abdirrahmân bin II/5
Atâ bin Hilâl el-Hâfî el beyǾ (<A.) “satış, satma, satın al-
Mervezî. İlk devir sufîlerinden ma” NF 230/11, KE 10r/11,
krş. Bişr-i Hāfį” NF 225/6 ME 212/6, MM 246/2, HKT
beşeriyyet (<A.) “insanlık” KE 340a/9, beyǾ ķıl- “satmak, satış
76r/15 yapmak” KE 10r/8, beyǾ-i
beşik“beşik” NF 362/2, KE e
ğ
ittifāķ “satış sözleşmesi” KE
18v/11, HŞ 284, İML 169 i
t 10r/10
i
bėşinç “beşinci (5.) krş beşinçi” m beyān (<A.) “beyan, açıklama,
NF 27/5, KE 13v/4 y
a
belli, izah” NF 400/16, KE
bėşinçi “beşinci (5.) krş beşinç” y
ı 129r/12, MM 312/2, HKT
NF 234/10, KE 3v/17 557a/5, HŞ 2524, beyān ay-
n
e
v
beşįr (1)(<k.a) “Hz. Peygamber’e i “açıklamak, izah etmek, anlat-
ikram edilen zehirli koyun etin- mak” HŞ 8, beyān bol- “beyan
den yiyerek ölen sahabe” NF etmek, açıklamak, belli olmak”
34/1 NF 417/13, beyān et- “açıkla-
beşįr (2)(<A.) “müjde getiren, mak, açıklığa kavuşturmak”
müjdeci” KE 53v/17 HKT 492b/9, beyān eyle- “açık-
beşįr (3) (<k..a) “Malik ZeǾre tâbi lığa kavuşturmak, açıklamak”
olup Yusuf peygamberi kuyu- KVII/41, beyān ķıl- “açıkla-
dan çıkaran iki kuldan biri” KE mak, anlatmak” NF 10/6, KE
71v/3 8v/18, ME 86/8, MM 13/4,
beşįr(4)“Yakup peygamberin HKT 343a/5, MN (1) 14/1, HŞ
Mübeşşere adlı hizmetçisinin 20, beyān ķılġan “gerçeği orta-
oğlu” KE 105r/15 ya koyan” HKT 467a/1, beyān
bėş miñ “beş bin (5000)” NF ķılın- “açıklanmak” NF
72/16, KE 107v/10 240//16, HKT 120a/1, beyān
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 93
İML 158 y
a
“bıçak yüzü” KE 71r/17
bezeklig “süslü, bezenmiş, işlen- y
ı bıçaķçı “bıçak yapan” İML 156
miş krş. bizeklig” KE 11r/14, bıçġas-“bahse girişmek, ödül koy-
n
e
v
ME 80/5, bezeklig bol- “süslü i mak” İML 189
olmak, süslenmek” NF 272/9 bıçıķ “kesilmiş” İML 189
bezeklig“sıtma nöbeti olan krş. bıķın “bel, böğür” KE 248r/14, ME
bezeklü, bezgeklü” ME 152/4 73/1, HŞ 1773
bezeklü “sıtma nöbeti olan krş. bıķınlu “beli olan, böğürlü” ME
bezeklig, bezgeklü” ME 1/1 89/4
bezen-“süslenmek, bezenmek krş. bıldır “geçen yıl” NF 309/11
bizen” NF 308/11, KE 68r/19, bıldurġı “bir önceki yılki, geçen
ME 167/7, HKT 402b/7, be- yılki krş. bıldurķı” NF 46/717
zenmek “süslenme” HKT bıldurķı “bir önceki yılki, geçen
402b/8 yılki krş. bıldurġı” NF 309/16
bezenil-“süslenmek, güzel ve hoş bıraķ- 1.“bırakmak, koymak, at-
gösterilmek” HKT 30b/9 mak, fırlatmak” NF 358/13, KE
bezgek “sıtma nöbeti, ateş krş. 248v/18, ME 59/5, MM 323/4,
bezek (2)” ME 25/6 HKT 304b/1, HŞ 2170, İML
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 95
bį-niyāz melik (<F.+A.) hiçbir şeye 84/1, bir kezdin soñra bir kez
ihtiyacı olmayan Allah KE “iki kez” HKT 34a/3, bir kim
79v/9 erse 1. “herhangi biri krş. bir b
bindür-“bindirmek krş. mindür-, kim irse” HKT 181b/5, 2. “hiç
mündür-” İML 103 kimse, hiçbir fert” HKT 419a/9,
biniş- “binişmek” ME 117/8 bir kim irse 1. “herhangi biri
bint (<A.) “kız” NF 5/2 krş. bir kim erse” HKT 105a/8,
bint-i lebūn (<A.) “üç yaşına gir- 2. “hiç kimse, hiçbir fert” HKT
miş dişi deve krş. lebūn” MM 284b/1, bir neçe “bir niçe” NF
208/1 72/2, bir niçe “bir neçe” KE
bint-i maħāż (<A.) “iki yaşına gir- 74r/10, HŞ 4708, AOI/7, bir
miş deve krş. maħāż” MM ögür ħalķ “bir grup insan, üm-
208/1 met, cemaat” HKT 243b/8, bir
bir (1) 1.“bir, tek, aynı” NF 170/7, ögür kişi “bir grup insan, üm-
KE 2r/19, KE 10v/8, ME 30/6, met, cemaat” HKT 417b/1, bir
MM 17/4 HKT 11a/4, HŞ 1325, ök “tek, yegane” KE 5v/11, bir
MN (2) 26/261, 2. “diğer” HKT saġdın bir soldın “çaprazlama”
45b/1, 3. “herhangi biri” HKT e
ğ HKT 304b/9, bir tek “bir tek,
300a/9, 4. “hiç kimse, hiçbir yalnız” KE 10v/4, bir toķuz sıbŧ
i
t
i
ferd” HKT 337b/4, 6. “eşi ve m “10 yaşındaki çocuk” KE
benzeri olmayan, esma-i y
a
127r/21, bir tüpdin “aynı
hüsna’dan el-aĥad, el vāĥid” y
ı kökden çıkan, çatallı” HKT
n
HKT 583a/2, 7. “beraber” HŞ e 204a/8, bir tüpdin çıķmış
v
2243, 8. “bir (sayı adı)” HŞ i
butaķlar “aynı kökden çıkan
148, MN (1) (1) 2/1, İML 76, sürgünler” HKT 240a/8, bir ü
AOIII/14, 9. “tek yegane” HŞ bar “Allah Teala” KE 160r/17,
4596, bir ança “bazı, bir kısım” MM 12/4, bir zamān “herhangi
NF 29/17, bir az “yeter ölçüde bir zaman” NF 87/16, KE
değil, biraz” NF 23/7, KE 194r/11, bir bol- “tek olmak”
229r/3, HKT 252a/6, HŞ 439, KE 163v/1, bir kel- “ayrı gel-
bir dįn eyesi “aynı dine mensup mek, tek başına gelmek” KE
(kişiler” HKT 225b/5, bir işlig 176v/3, bir ķıl- “birleşmek, bir
ögür “bir peygambere inanıp araya gelmek” KE 203r/14,
onun yolunu seçen kimselerin ME 58/1, bir yolı “birkez” HŞ
tümü, ümmet” HKT 218b/3, bir 1707
ķaç “birkaç” NF 7/8, KE bir (2) “muhatap, eş krş. bėr” ME
33v/12, MM 407/1, HŞ 3822, 118/7
bir ķaç yolı “birkaç kez” MM bir- 1.“vermek krş. bėr-, ber-, ver-”
100 | D r . Suat ÜNLÜ
bol- 1.“olmak krş. ol-” NF 122/1, İML 102, borç ķıl- “borç almak,
KE 15v/8, ME 43/7, MM borçlanmak” KE 227v/10, borç
314/4, HKT 109a/4, HŞ 223, lāzım bol- “borç almak zorunda
MN (1) 10/11, İML 111, olmak” HKT 189b/1
KVII/6, MN (2) 12/111, 2. var borçlaş- “borç etmek” ME 124/5
olmak, varlık kazanmak” HKT borçlu“borçlu, borcu olan krş.
17a/3, 3. “olmak, bulunmak” borçluġ” ME 30/1
HKT 350b/4, bolġay kim “bel- borçluġ“borçlu, borcu olan krş.
ki, mümkündür ki, umulur ki” borçlu” NF 209/9, MM 230/3
HKT 31b/7, bolġusın bil- “nasıl borġu“boru, sûr” HKT 307b/5,
yapılacağını bilmek, aciz kal- İML 155, borġu çalın- “sura
mamak” HKT 495b/7, bolmaķ üflenmek, boru çalınmak” HŞ
“olma” HKT 20b/5, HŞ 2249, 3189, borġu ürül- “sura üfle-
bolmışça “olduğu müddetçe” mek” NF 177/3
HKT 295b/8 borķ“ev, bark krş. barķ” KE
bolal- “bollaşmak, çoğalmak, art- 23v/17
mak” KE 25v/2 e
ğ
borla“üzüm bağı krş. borlaķ” AO
boldur-“yapmak, yaptırmak, ol- i
t II/35
i
durmak” ME 8/4 m borlaķ “(sık yapraklı genç ve gür)
bolmaçı “olacak, olan” HŞ 1823 y
a
ağaç, üzüm bağı krş. borla” KE
bolun-“olunmak krş. olın-, olun-” y
ı 20r/12, ME 145/1
MM 140/2, HKT 120b/8, HŞ bos “ahmak, aptal” ME 205/2
n
e
v
4563 i bostān(<F.) “bağ, bahçe, Cennet
boluş-“oluşmak, (işe) koyulmak, krş. būstān” ME 145/1
girişmek” ME 196/5, boş (1) “boş” MM60/1, boş ķıl-
HKT79b/9 “boşaltmak” ME 106/3
bolut- “türetmek, icat etmek” ME boş (2) “başı boş, sahipsiz, hür,
6/7 serbest” KE 228r/1, İML 151
borç “borç” NF 119/6, ME 108/5, boşa- “bırakmak, serbest bırakmak,
HKT 45a/1, İML 189, AO sıkıştırmak, boşamak, nikah
II/38, borç al- “borç almak, bağını bozmak” NF 7/17, HKT
borçlanmak” NF 140/13, KE 34b/2, İML 104, boşamak “sa-
164r/14, İML 103, borç alış- lıverme, boşama, âzâd etme”
“borç alıp vermek” HKT 45a/1, ME 69/2, HKT 34a/2, boşamış
borç bėr- “borç vermek, öde- “boşanmış, serbest bırakılmış”
mek krş. borç bir-” NF 425/8, İML 147
borç bir- “borç vermek, ödemek
krş. borç bėr-” HKT 534b/9,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 107
bus- “sinmek, gizlenmek krş. pus-” butaķ “budak, dal krş. budaķ,
MM 342/3 butaġ” NF 255/1, KE 101v/10,
būstān (<F.) “bostan, bahçe, Cen- ME 169/3, MM 38/4, HKT
net krş bostān” NF 66/1, KE 249b/3, HŞ 910, İML 182, MN
80r/10, MM 381/4, HKT (2) 14/133, butaķları bolġan-
183b/8, HŞ 1112, MN (2) 9/84, “dalları olan, dallı” HKT
būstān ķıl- “yeşillendirmek, 509b/8
Cennet bahçesine çevirmek” butaķlan- “(ağaç) dallanmak krş.
KE 210r/11 budaķlan-” NF 352/14
busuġ “pusu, tuzak” KE 140r/5, butaķlıġ “dalı olan, dallı” HKT
busuġ ur- “pusu kurmak, tuzak- 560b/5
lamak” KE 223r/9 butan- “budanmak krş. budan-”
buş-“kızmak, öfkelenmek, sinir- HKT 511b/8
lenmek” KE 77v/6, ME 166/4, but-ħāne (<F.) “puthane” NF 96/5,
HŞ 2870, İML 120 KE39v/10, HŞ 60
buşruġ “dargınlık, öfke” ME 4/8 butperes(<F.)“puta tapan krş
buştula- “müjdelemek” ME 72/2 e
ğ
butperest” butperes bol- “puta
buştulaş-“müjdeleşmek” ME 196/4 i
t tapmak, puta tapan olmak” NF
i
buşuķ “öfke, hiddet, kızgınlık” ME m 397/4
208/2 y
a
butperest(<F.) “puta tapan krş
buşuķ-“sinirlenmek, kızmak” KE y
ı butperes” NF 216/7
63v/8 buyruġ“buyruk, emir krş. buyruķ”
n
e
v
but(1) (<F.) “put, güzel” NF i KIX/5
216/9, KE 29v/6, HKT 429a/1, buyruķ “buyruk, emir krş. buyruġ”
HŞ 493, but-i çįn “Çin güzeli” NF 92/1, KE 88v/13, ME 87/7,
HŞ 681, but bol- “put olmak” MM 323/3, HKT 14a/6, HŞ
KE 31v/10, but ķıl- “put yap- 2785, buyruķ tutma- “emre ria-
mak, putlaştırmak” KE 19v/9, yet etmemek, itaatsizlik etmek”
but yon- “put yapmak, put inşa HŞ 745, buyruķdın çıķ- “emre
etmek, put yontmak” KE 145r/5 riayet etmemek, itaatsizlik et-
but (2) “bacak, but krş. bud” KE mek” HKT 556b/5, buyruķdın
131r/9, ME 63/4, MN (1) çıķġan “emre riayet etmeyen,
20/14, but eti “oyluk eti” İML itaatsiz” HKT 108b/3,
142 buyruķdın çıķmaķ “itaatsizlik”
buta(<ö.a.) “Buda, Buddha” HŞ HKT 574b/5
1956 buyrul- “görevlendirilmek, emir
butaġ“budak, dal krş. budaķ, almak, emredilmek, buyrul-
butaķ” MN (1) 9/12 mak” NF 58/12, HKT 439b/1
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 115
mek”“ME 122/4
n
e
v
cüftsüz (<F.+T.) “tek, cifti olma- i
çaġır (1)“şarap krş. çaķır (3)” ME çaķır (1)“çakır, mavi hareli elâ”
93/7, MN (1) 10/3, İML 161 KE 83r/11, ME 164/4, HKT
çaġır (2) “doğan kuşu krş. çaķır 511b/2, çaķır közlüg “çakır göz-
(2)” İML 175 lü, mavi gözlü” NF 399/5
çaġır- “çağırmak, davet etmek, çaķır (2)“kuş, doğan krş. çaġır (2)”
seslenmek, bağırmak, kandır- ME 156/4
mak krş. çaķır- ” İML 104 çaķır (3) “üzüm sarısı rengi, kırmı-
çaġırçı “şarapçı” İML 155 zı şarap krş. çaġır (1)” KE
çaġla- “akmak” İML 121 161v/21, HKT 485b/2, çaķır bal
çaġlıġ “gibi krş. çaġlıķ” MN (1) “sızma bal” HŞ 4068
13/11 çaķır-“çağırmak, bağırmak, ses-
çaġlıķ “gibi krş. çaġlıġ” MN (1) lenmek, bağırmak krş. çaġır-”
21/10 NF 275/9, KE 141r/4, ME
çaġrıķ “sertleşmiş, katı” HŞ 4142 168/6, HKT 426a/8, HŞ 3123,
çāh (<F.) “kuyu” HŞ 2453 İML 110, AO I/9
çaħlıķ “kadar krş. çaķlıķ” KVII/46 çaķırış- “bağrışmak krş. çaķrış-,
çaħşa- “çağşamak, çağıl çuğul e
ğ
çıķrış-” NF 442/13
etmek, dağılmaya yüz tutmak” i
t çaķırt-“çağırtmak” HŞ 318
i
KE 23r/18 m çaķķıcı“koğucu, zurnalci” İML
çaķ (1) “çağ, dönem, vakit, zaman y
a
148
krş. çaġ (1)” KE 109v/8 y
ı çaķla-(1) “takdir etmek, üleştir-
çaķ (2) “ölçü, kadar” HŞ 1181 mek, tevzi etmek” ME 52/3, K
n
e
v
çaķ- (1)“(çakmak) kıvılcım ver- i III/19
mek, ateşlemek, tutuşturmak” çaķla-(2) “bakmak, ihtimam gös-
ME 10/4, MM 321/4, HKT termek, korumak” HŞ 1296
513a/5, İML 169 çaķlıġ (1)“gibi, benzer, kadar krş.
çaķ- (2)“gammazlık etmek, ihbar çaķlı” KE 16r/10
etmek, ifşa etmek” NF 67/9, çaķlı “gibi krş. çaķlıġ (1)” AO I/3
MN (1) 19/3, İML 120 çaķlıġ (2) “ölçülü krş. çaķlu” HKT
çaķ- (3) “çakmak, eriştirmek, kış- 395a/2
kırtmak” HŞ 1734 çaķlu “ölçülü krş. çaķlıġ (2)” çaķlu
çaķa “çocuk, yavru, bala” HŞ 1639 ķıl- “ölçmek, tartmak” ME 75/7
çaķa-çaķ- “silah çakışmalarından çaķmaķ “çakmak” ME 62/3, HŞ
çıkan ses” HŞ 1639 1127, çaķmaķ çaķıl- “yakmak,
çāker(<F.) “kul, köle” MN (2) 8/75 çakmak çakmak” HŞ 3203
çaķıl- “çakılmak, çakmak çakıl- çaķrış- “bağrışmak krş. çaķırış-,
mak” HŞ 3203 çıķrış-” ME 129/8, HKT 418b/6
çaķsız “ölçüsüz” HŞ 3522
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 131
çal “kır saçlı, kıranta” İML 143 çalma “sarık” KE 168v/7, ME 94/3
çal-(1) “atmak, (yere çalmak)” KE çalpa- “çapraştırmak” ME 228/3
236v/19 çalpaķlıķ “apuk-sapık” çalpaķlıķ
çal- (2) “müzik aleti çalmak” HŞ ķıl-“apuk-sapık davranmak,
ç
3724 dengesizce hareket etmek” ME
çal- (3) “çalmak, hırsızlık etmek” 172/3
ME 113/5 çanaķ “kadeh, bardak, kap, kâse”
çal- (4) “herhangi bir bitkiyi soğuk NF 24/17, KE 217v/12, ME
vurmak” HŞ 232 24/3, HKT 471b/7, HŞ 4524,
çala “çala, yarım yamalak” çala İML 170, çanaķ ķıl- “bardak ve
bişür- “az pişirmek, yarım ya- kap yapmak, kase olarak kul-
malak pişirmek” ME 233/5 lanmak” KE 138v/6
çālāk(<F.) “çevik, hızlı, çabuk çanķa “çan” ME 230/1
hareket eden” NF 47/4, HŞ çap-(1)“kesmek, parçalmak” KE
1647 165r/17
çalbaķ “çapak” İML 140 çap- (2)“(el) vurmak, yüzmek” KE
çalġı “tırpan” K I/16 233v/10, ME 104/7, HŞ 1375
çalıķ (1) “başı sert ot” HŞ 1458 e
ğ çap- (3) “koşmak, (at) koşmak” NF
çalıķ (2)1.“çaresiz, deli divane”
i
t 49/11, ME 79/8
i
KE 68v/12, 2. “gafil” İML152 m çapān (<F.) “eski yıpranmış (elbi-
çalıķlıġ “hızlı yürüyen, koşan y
a
se)” çapān tonluġ “derviş giysi-
(hayvan)” çalıķlıġ ķıl- “hızla y
ı li, eski elbiseli” NF 379/10, ça-
n
yürümek, koşarak yürümek” e
v
pān bol- “(elbise) eskimek, yıp-
KE 198r/2 i
ranmak” NF 63/9
çalıķlıķ “haşarılık etme, sakin, çapānlıġ (<F.+T.) “eski giysi giy-
rahat durmama” çalıķlıķ ķıl- miş (kişi) “ NF 440/10
“haşarılık etmek, sakin dura- çapar “beyazı çok kır renkli (at)”
mamak, rahat durmamak” NF KE 148r/20
52/13 çapıt- “yerine getirmek” HŞ 4075
çalıķsız“sakin, rahat duran” HŞ çaptur- “koşturmak, koşuşturmak”
3436 KE 149r/6, ME 42/6
çalın-(1)“müzik aleti çalınmak” çapturt- “parçalatmak, kestirmek”
HŞ 3189 KE 162r/11
çalın-(2)“çakmak çakılmak” HŞ çapul-(1) “dağılmak, atılmak”
4004 HKT 579b/4
çalış-“birbirine çarpmak” ME çapul-(2) “yerine getirilmek” HŞ
145/3 1717
çalışçı“güreşçi, pehlivan” İML 145 çaray “rızık, tayın” ME 138/4
132 | D r . Suat ÜNLÜ
İMl 170, çırā yaġı “mum yağı” çihān (<F.) “şüphe” HKT 432b/6
İML 165 çig “olmamış, pişmemiş” İMl 154
çırāġ (<F.) “çıra, lamba krş. çıra, çil “çil kuşu” HŞ 4162
çıray, çeraġ, çirāġ, çıraġ” ME çimgen “çimen, çimenlik krş. çe-
ç
154/5, HŞ 1849, HKT 561b/7, men” NF 131/14, HKT 463b/1,
çırāġ yandır- “mum asmak, HŞ 1084, MN (2) 17/162
mum yakmak” İML 104 çimgenli “çimeni olan, yeşillik”
çıraķlıġ(<F.+T.) “parlak, aydınlık” HŞ 850
KE 2v/9 çin (<ö.a.) “Çin ülkesi krş. çįn” HŞ
çırāy (<F.) “çıra krş. çırā, çeraġ, 482
çırāġ ,çirāġ” HŞ 1159 çįn (<ö.a.) “Çin, Çin ülkesi krş.
çırla-“cırlamak, bağırmak” KE çin” KE 181v/19, MN (2)
32v/19 12/111 çin ü māçįn “Çin ve
çıyan “çıyan, burc-ı akrep krş. Macin ülkesi” KE 57r/7
çıđan” KE 66v/10, MN (1) çinį “Çin ülkesine mensup, Çinli”
19/11 HŞ 2999
çız- “yazmak, çizmek krş. çiz-” çirāġ (<F.) “mum krş. çerāġ , çırāġ,
ME 132/3, HŞ 551 e
ğ çırā, çırāy” NF 257/4
çızıġ “çizgi” ME 144/7
i
t çirkele- “saf durmak, bir hizada
i
çiban “çıban” İML 164 m durmak” MN (1) 5/8
çibilger“çılbır, yulara geçirilen ip” y
a
çiseñ “hafif yağmur, çise” HKT
MN (1) 2/10 y
ı 42a/7
n
çibin “sivrisinek, arı krş. çıbın” KE e çiwür-“çevirmek, döndürmek krş.
v
44v/4, İML 177 i
çewür-, çevür-, çevir-” HKT
çibinlaġu “yelpaze” İML 170 524a/7
çibinsiz“sineksiz, arısız”çibinsiz çiyne- “dişle ezmek, çiğnemek krş.
bol- “sineksiz olmak, arısız ol- çeyne-, çėyne-” İML 115
mak” HŞ 2809 çiz-“çizmek, yazmak krş. çız-” NF
çiçek “çiçek krş. çeçek, çėçek” NF 149/9
353/7, ME 98/8, HKT 136a/4, çoġ (1) “ateş koru” KE 173v/19
HŞ 591, MN (2) 17/162, çiçek çoġ (2)“güneşli yer” ME 176/8,
ķabı “çiçek kapçığı, çiçek zarfı” çoġķa çıķ- “güneşe çıkmak, gü-
HKT 459b/7, çiçek meyvesi neşli ve sıcak yere çıkmak”
“çiçek meyvesi” HKT 428a/3 HKT 308b/8
çiçekle- “çiçek açmak krş. çeçekle- çoġ (3) “demet bağ” HŞ 866
” ME 98/8 çoġan “çöğen” İML 159
çigev “bir müzik aleti, nağme” HŞ çoġanlıķ “çoğan kabı” İML 170
3801
138 | D r . Suat ÜNLÜ
daķyānūs (<ö.a.) “Ashab-ı Kehf dar “dar, geniş olmayan krş. tar”
zamanındaki Anadolu hüküm- ME 149/4, dar bol- “daralmak,
darı” KE 178r/2 dar gelmek” HKT 184b/1, dar
dāl (<A.) “Arap alfabesinin seki- it- “daraltmak, daretmek” İML
zinci harfi” MM 262/2 111, dar ķıl- “daraltmak, azalt-
dam “duvar, yapı krş. tam” ME mak” HKT 462a/1
159/1, HKT 284a/5, MN (2) dar- “dağıtmak, gidermek tar-” ME
43/432 68/3 d
dām (<F.) “tuzak” MN (2) 37/367 dār (<F.) “dar ağacı” NF 370/15,
damāvend (<ö.a.) “Demavend da- KE 88v/17, dār tik-“dar ağacı
ğı” KE 218r/16 dikmek, idam etmek” KE
dañ “tan, şafak krş. tañ” ME 158/4 154v/2
dān (<ö.a.) “Yusuf peygamberin dārā (<ö.a.) “Dara” HŞ 4275
kardeşi” KE 66v/16 dara- “taramak krş. tara-, tarġa-”
dan-“reddetmek, kabüllenmemek ME 135/3
krş. tan-(1)” ME 164/7 daraħt (<F.) “ağaç krş. dıraħt” NF
dānā(<F.) “bilgin, âlim” KE 186r/8 27/10
dāne(<F.) “tane, tohum” NF e
ğ daraħtį (<F.) “bir ağaç” NF 254/16
162/12, KE 88r/13, HŞ 1138,
i
t đarb (<A.) “vurma, döğme” K
i
MN (2) 12/114 m VI/17, đarb ur- “vurmak,
danekin“birer birer, teker teker” y
a
döğmek, darb etmek” HŞ 834
ME 83/6 y
ı darġa-“dağılmak, ayrılmak krş.
n
dañırķa-“şaşmak, hayret etmek krş. e tarġa-” ME 160/3
v
tañırķa-” ME 166/4 i
dār-ı beķā (<A.) “öteki dünya,
danış- “danışmak” ME 110/8 ahiret krş. dāru beķā, dāruǿl-
danışuķ “müşâvere, danışma” ME beķā” NF 84/4
47/5 dār-ı fenā (<A.) “bu dünya krş.
dāniş-mend (<F.) “bilgin, alim, akıl dāru fenā, dāruǿl- fenā” NF
hocası” NF 143/3, KE 101v/6, 84/4
ME 55/1, HKT 111a/9 darıķtur-“darıltmak” ME 14/3
dañsuķ “tuhaf, acayip krş. tañsuķ” darıl- “dağılmak, ayrılmak krş.
ME 212/8 tarıl-” ME 182/2
dañsuķla-“tuhafsınmak, acayip darįġ(<F.) “esirgeme, sakınma,
bulmak” ME 181/6 yoksun bırakma, yazık! krş.
dap “yeter, kafi krş. tap (2)” dap dirįġ, diriġ” NF 213/5, darįġ
bol- “yetmek, kafi gelmek, ye- ķıl- “esirgemek, sakınmak, yok-
ter olmak” ME 1/8 sun bırakmak” NF 259/8, darįġ
142 | D r . Suat ÜNLÜ
düşmanlıġ” KE 243r/4
n
e
v
düşnām (<F.) “sövme” MN (2) i
37/367
düşündür- “öğretmek, alıştırmak”
ME 22/2
düşür- “düşürmek, indirmek, de-
virmek krş. tüşür-” KVII/19
düşvār (<F.) “zor, güç, sıkıntılı,
çetin krş. düşvar” NF 106/13,
KE 122r/8, HŞ 1845, düşvār
bol- “güç durumda olmak, sı-
kıntı içinde olmak” HŞ 2349
düz “düz, doğru, uygun krş. düz”
ME 86/8
düz-(1)“dizmek, sıraya koymak
krş. tüz-, diz, tiz-” ME 86/8
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 157
anınmış tâbiǾîn krş. Aĥnaf bin “Ebû İsâ Muhammed bin İsâ
Kays” NF 257715 bin Sevre bin Şeddâd. El-
ebuǿl-ĥasan-ı nūrį (<ö.a.) “bir CâmîǾüǿs-sahîh adlı hadis kita-
âbid” NF 307/3, ebuǿl-ĥasan bının yazarı olan muhaddis” NF
nūrį (<ö.a.) “bir âbid” NF 307/4 380/16
ebū hāşim (<ö.a.) “bir âbid” NF ebū isĥāķ-ı nişāburį (<ö.a.)
434/7 “Kısasüǿl- Enbiya yazarı” KE
ebū ĥāzım (<ö.a.) “Ebû Hâzım 27v/4
ǾÖmer bin Ahmed bin İbrâhîm ebū Ǿįsį (<ö.a.) “Ebu İsi” KE 57v/1 e
el-Abdûyî. Hadis hafızı” NF ebū ķalābe (<ö.a.) “Ebû Kılâbe
396/4 Abdullâh bin Zeyd bin amr el-
ebuǿl-ĥikem (<ö.a.) “Ebu Cehl’in Cermî. Muhaddis” NF 136/9
lakabı” KE 204v/13, ebū ĥikem ebū ķubays (<ö.a.) “Mekke’nin
“bkz. ebuǿl-ĥikem” KE güneydoğusunda yer alan kü-
219v/15 çük bir dağ” NF 39/3
ebū ĥuyūfiǿl-caǾfer (<ö.a.) “Hz. ebū ķuĥāfe (<ö.a.) “Ebû Bekr’in
Hüseyn’i elinden okla yarala- babası” NF 98/6
yan kişi” KE 248r/9 e
ğ ebū leheb (<ö.a.) “Ebû Utbe
ebū hüreyre (<ö.a.) “Abdurrahmân
i
t Abdüluzzâ bin Abdilmuttalib
i
bin Sadr ed-Devsî. Ebû Hureyre m bin Hâşim. Hz. Peygamber’in
adını Hz. Muhammed vermiş- y
a
amcası ve en azılı düşmanların-
tir” NF 180/14, KE 145v/9, ebā y
ı dan biri” NF 13/9, KE 50r/6,
n
hüreyre “Abdurrahmân bin Sadr e
v
ebā leheb “Ebû Utbe Abdüluzzâ
ed-Devsî. Ebû Hureyre adını i
bin Abdilmuttalib bin Hâşim”
Hz. Muhammed vermiştir” NF NF 13/15
180/15 ebuǿl-leyŝ-i semarķandį (<ö.a.)
ebū imāmetiǿl-bāhilį (<ö.a.) “Ebuǿl-Leys Nasr bin Muham-
“Suday bin Aclân bin Hâris. med bin Ahmed bin İbrâhîm es-
Sahabeden olup kendisinden Semerkandî. Hanefî fakihi ve
150 hadis rivayet olunmuştur” kelamcısı” imām “Ebuǿl-Leys
NF 406/5, ebū imāmetüǿl-bāhilį Nasr bin Muhammed bin
“bkz. ebū imāmetiǿl-bāhilį” KE Ahmed bin İbrâhîm es-
217r/17 Semerkandî. Hanefî fakihi ve
ebū Ǿįsā tirmiźį (<ö.a.) “Ebû İsâ kelamcısı” NF 259/14
Muhammed bin İsâ bin Sevre ebū luǿluǿat(<ö.a.) “Mugîre bin
bin Şeddâd. El-CâmîǾüǿs-sahîh ŞuǾbe’nin hizmetkarı krş.
adlı hadis kitabının yazarı olan ferūz” NF 117/2
muhaddis” NF 380/16, imām
160 | D r . Suat ÜNLÜ
efżāl (<A.) “en faziletli, daha fazi- egil- “eğilmek, bükülmek krş. ėgil-
letli krş. efżal” KE 167v/16, ,igil-, ekil-” KE 75v/16, ME
efżāl-i aǾmāl-i enbiyā “peygam- 99/2, HKT 8b/4
berlerin yapmaları gerekli fazi- ėgil- “eğilmek, bükülmek krş. egil-
letli işleri” KE 135v/11 , igil-, ekil-” MM129/4
efżal (<A.) “en faziletli, daha fazi- egin “omuz krş. ėgin, igin, ikin”
letli krş. efżāl” NF 232/8 NF 287/5, KE 64v/5, ME
efzįm (<ö.a.) “Musa peygambere 104/7, HKT 540b/3, egin tonı
karşı gelen kafirlerden birisi” “görünüş, suret” ME 104/7 e
KE 125r/11 ėgin “omuz krş. egin, igin, ikin”
efzūn (<F.) “aşkın, fazla” MN (2) MM 91/3
28/273 egir- “çevirmek, eğirmek, kuşat-
eg- “eğmek, bükmek, fikrini değiş- mak, kaplamak” NF 111/8, KE
tirmek krş. ėg-, ig-” KE 75r/16, 13v/11, ME 111/4, İML 113
ME 107/7, HKT 213a/8, İML egirt-“çevirtmek, kuşatmak, kap-
112, eggen “eğen, çeviren” latmak” KE 40v/18
HKT 320a/7 egle-“eğlemek, oyalamak, beklet-
ėg- “eğmek, bükmek, fikrini değiş- e
ğ mek” NF 110/11, ME 79/3
tirmek krş. eg-, ig-” MM 145/2
i
t eglen-“oyalanmak, konaklamak,
i
ege “sahip krş. eđe, eye (1), iđi (1), m kalmak, eğlenmek, durmak, bu-
idi (1), iti” KE 94v/21 y
a
lunmak” NF 343/16, KE
ėge-“sürtmek, yürütmek, uğrat- y
ı 58r/14, ME 188/4
n
mak” ME 37/4 e eglençe “eğlence, oyalayıcı şey”
v
eger (<F.) “eğer, şayet krş. ger, i
KE 53v/18
veger” NF 15/11, KE 6r/13, eglendür- “oyalanmak, eğlendir-
HKT 527b/6, MM 5/3, MN (1) mek” ME 6/8
9/7, MN (2) 5/42, eger niçeme egme “hilal” KE 181v/6
“her ne kadar, ise bile, ise dahi” egri “yanlış, çarpık, eğri krş. ėgri,
HKT 173a/5, eger niçeme kim igri” HKT 258a/3, İML 154,
“her ne kadar, ise bile, ise dahi” egri arķa “kanbur” İML 141
HKT 185b/4 ėgri “eğri krş. egri, igri, eyri” KE
egerçi (<F.) “her ne kadar” KE 7v/10, ME 186/7
2v/19 egrilik “eğrilik, bozukluk” HKT
egerlig “eyerli” KE 148v/10 156b/6
egeş- “kıskançlık yüzünden yarış- eĥad (<A.) “tek, bir” NF 97/5
mak” KE 131r/14 eĥādiŝ (A.ç.) “hadisler” NF 222/9
ehek (<A.) “kireç” KE 138r/15
166 | D r . Suat ÜNLÜ
ėlçi “elçi krş. ilçi” NF 77/12, KE el(i)g (1)“el krş. el, ėl (2) , ilig, il
87v/17 (1), elik” ME 109/6, HKT
ėlçilik “elçilik” ėlçilik ķıl- “elçilik 241b/4, MM 97/1, elig açıķ tut-
görevini yapmak” NF 131/8 “cömert davranmak, cömertlik
ele- “unu elekten geçirmek, ele- yapmak” KE 66r/9, elig alış-
mek” İMl 115 “pazarlık yapmak” KE 76r/2,
ėlegim “hayal” ME 103/3 elig bėr- “yardım etmek, des-
elet- “iletmek, götürmek, gönder- teklemek” KE 77v/21, elig sun-
mek krş elt-, ėlet-, ilt-” NF “el uzatmak” NF 211/15, KE e
185/3 46r/1, elig tut- “yardım etmek,
ėlet- “iletmek, götürmek, yollamak desteklemek” KE 65r/5, eligi
bkz ėlt-, elet-, ilt-” KE 54v/1, baġlıġ “eli sıkı, cimri” HKT
ME 4/2 114b/2
el-ĥaķ (<A.) “doğrusu” KE 2v/3 elig(2) “elli (50) krş. ilig, ellig”
el-ĥamdu sūresi (<A.) “fatiha sure- HKT 379b/3, MM 215/4
si” ME 106/8 eligle-“alay etmek, ayıplamak” ME
el-ĥamdüliǿllāh (<A.) “(Allah’a 165/4
hamd olsun) anlamında bir şü- e
ğ eliglig “eli olan krş. ellü” KE
kür sözü krş. el-ĥamdüliǿllah”
i
t 181r/11
i
K VI/26, el-ĥamdüliǿllāhi taǾala m elig miñ “elli bin (50.000) krş. ellig
“Allaha esenlik, Tanrıya şükür” y
a
miñ , ilig miñ” HKT 546b/7
AO V/13 y
ı elik “el krş. el, ėl (2) , ilig, il (1),
n
el-ĥamdüliǿllah (<A.) “(Allah’a e elik” elik asraķı “köle, esir”
v
hamd olsun) anlamında bir şü- i
İML 147
kür sözü krş. el-ĥamdüliǿllāh” elķāb (<A.ç.) “lakaplar, ünvanlar”
MM 298/4 KE 197r/9
elĥamdu liǿllāhi (<A.) “Allah’a el-ķavlu (<A.) “söz” KE 4r/3
hamd olsun” elĥamdu liǿllāhi el ķıśśa (<A.) “hasılı (cümle başı
tė- “Allah’a hamd olsun de- edatı)” MN (2) 7/63
mek” NF 278/10 elkin“göz önünde hazır
elif (<A.) “elif krş. elįf” KE bulunmıyan” İML 151
172v/10, HŞ 625 elleş-“barış yapmak, anlaşmak”
elįf (<A.) “Arap alfabesinin ilk ME 200/4
harfi, MM’de Ebu Hanife’nin ellig “elli (50) krş. elig(2), ilig” NF
adının ilk harfinden dolayı ona 198/15, KE 31r/12, ellig eksük
işaret edilmiştir krş. elif” MM miñ “dokuzyüz elli (950)” KE
225/2 22v/9, ellig er “elli adet erkek”
KE 76r/2
170 | D r . Suat ÜNLÜ
bin mālik “bkz. enes ibnü eñse “ense, boynun arka kısmı” NF
mālik” KE 114v/7 383/1, KE 133v/10
enfāslıķ (<A.+T.) “canlılar krş. eñsele- “enselemek, ensesine ya-
enfāslik” MN (2) 16/154 pışmak” KE 44v/16
enfāslik(<A.+T.) “canlılar krş. entik- “şaşırmak, hayrette kalmak”
enfāslıķ” MN (2) 8/68 HŞ 3269
enger “gemi demiri” İML 161 envāǾ (<A.) “çeşitli, türlü” NF 3/14
engįz (<F.) “koparan, çıkaran” HŞ envār(<A.ç.) “nurlar, ışıklar” MM
549 328/2
engürüli “Ankaralı”KI.35 epçi “kadın” İML 138
enĥār (<A.ç.) “nehirler, ırmaklar” epeyi çok, epeyi, fazla” K VII/30
KE 212v/15 ėr (1) “kişi, erkek, koca, asker,
enĥulüs (<ö.a.)“Hindistan’da bir erkeklik krş.er, ir (1)” MM 15/3
yer” KE 13r/1 ėr (2)“erken krş. ir(2)” ME 72/3
enįs(<ö.a.) “Sahabeden bir zat” NF er “kişi, erkek, koca, askerr, erkek-
71/5 lik krş.ėr ir (1)” KE 97r/9, ME
ėniş- “birlikte inmek” ME 200/1 e
ğ
29/4, HKT 45a/8, İML 78, er
eñlik “allık, yanak kırmızılığı” i
t bol- “er olmak, erkek olmak”
İML 162, eñlik yaķ- “allık sür- KE 64v/17, er ķarındaş “erkek
i
m
mek” KE 68v/2 y
a
kardeş” NF 17/13, HKT 77a/9,
enśār (<A.ç.) “ensar, Hicretten y
ı er kişi “erkek, erkek kişi” KE
sonra Hz. Muhammed ve 143v/3, er oġlan “erkek oğul,
n
e
v
Mekkeden göç eden Müslü- i erkek çocuk” NF 351/11, er
manlara din uğruna yardım oġul “erkek oğul, erkek çocuk”
eden” NF 73/15, KE 236r/2, NF 41/16, er sayı “bir çok as-
enśār ķabįlesi “Hicretten sonra ker” KE 180v/10, er uya “erkek
Hz. Muhammed ve Mekkeden kardeş” HKT 406a/9, erke bar-
göç eden Müslümanlara din uğ- “evlenmek” NF 399/2
runa yardım eden kabile” NF er- “olmak, imek fiili (cevheri fiil)
24/3 krş. ėr-, ir-, ėr-” KE 215v/12,
enśārį (<A.) “ensarî, hicretten son- HKT 187a/6, AO I/5
ra Medine’de Hz. Muhammed’e ėr-(1) “olmak, imek fiili (cevheri
yardımcı olanlar” NF 255/14, fiil) krş.er-, ir-, er-” NF 62/14,
KE 240v/8, enśārį oġlanları ME 206/5, HKT 187a/6, MM
“hicretten sonra Medine’de Hz. 296/3, ermes “değil krş. ermez”
Muhammed’e yardımcı olanla- HKT 354a/6, ermes…meger
rın çocukları” MM 34/3 “ancak, yalnız, sadece krş. er-
mez…meger” HKT 421a/3,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 175
ermez “değil krş. ermes” HKT ėren (1) “ermiş, eren krş. eren,
468a/2, ermez…meger “ancak, iren” MM 22/1
yalnız, sadece krş. ėren (2)“erkek krş. eren, er, ėr”
ermes…meger” HKT 208b/6 MM 15/2
ėr- (2)“ulaşmak, kavuşmak, var- erendend “ikizler burcu, burc-ı
mak” MM 385/4 cezva” KE 66v/4
eradtü en uǾraf (<A.) “(gizli bir ereñek “parmak uçu krş. ernek”
hazine idim, tanınmak istedim) İML 141
anlamındaki hadisin (tanınmak ergen (1)“ergen, yetişkin krş. irken e
istedim) anlamında kısaltılmış (2)” ergen bol- “yaşça ermek,
ve değiştirilmiş biçimi” MM yetişkin hale gelmek” NF
371/1 347/13
erbaǾa (<A.) “dört (4)” K VII/22 ergen (2)“bekar” ergen bol- “bekar
erbaǾįn (<A.) “kırk (40)” KE olmak, yetişkin olmak, ergen
197r/9 olmak” ME 166/5
erde bin deylemiyyüǿl laĥmį (<ö.a.) erġuvān (<F) “erguvan” HŞ 3415,
“Sahabeden bir zat” KE MN (2) 12/109
121v/10 e
ğ erguvānį (<F.) “erguvan renginde”
erdem “erdem, fazilet krş. irdem”
i
t HŞ 4035
i
KE 125v/12, ME 60/1 m erĥab (<ö.a.)“Musa peygamberin
erdemlig “erdemli, fazilet sahibi y
a
acayipler gördüğü kent” KE
krş. erdemlü” İMl 153 y
ı 127v/16
n
erdemsiz “fazilet ve mefharetten e eĥram (<ö.a.)“Süleyman peygam-
v
boş olan” İML 153 i
berin yüzüğünü yutan balık”
erdemlü “erdemli, fazilet sahibi KE 144v/10
krş. erdemlig” ME 116/2 eri- “erimek krş. iri-” NF 267/11,
erdün “inci” İML 180 KE 87v/5
erek “erik” erek yıġaçlıġ “erik ėriktür- “ kederlendirmek” ME
ağacına sahip, erik ağaçlı” HKT 42/1
410b/5 erim “koca, zevç” İML 144
eremik “erkeğe benzeyen kadın” ėrin-“(dert v.s.den) yakınmak” ME
İML 149 152/2
eren “erkek, kişi, insan, insanlar, eriş-“erişmek, ulaşmak krş. iriş-”
asker, koca krş. ėren (1), iren, K VII/49
er, ėr” NF 69/6, KE 19v/17, erit-“eritmek, eritilmek, çürütmek
ME 19/1, HKT 189b/2, erenler krş. irit-, erüt-” KE 124r/9, ME
“kimseler, kişiler, kavim, toplu- 22/1, HKT 291b/9
luk” HKT 471a/1 eritil- “eritilmek” HKT 321b/2
176 | D r . Suat ÜNLÜ
evb (<A.) “ibadetle Tanrıya yö- ewlük “evlik, eve layık krş. ėwlük,
nelme” KE 85r/2 ewlik”
evdi- “devşirmek, toplamak” ME ėwmek “acele, acelecilik” ME
152/8 21874
ėwdür- “acele ettirmek, evdirmek evrāķ(<A.ç.)“sayfa, varak” KE
krş. iwdür-” ME 29/1 248v/17
ėwek “acele, ivedi, öncelikli, acil evren “gök, felek” İML 183
krş. ivek, iwek” NF 436/4, ME evrük “sebatlı adam” İML 150
8/6, ėwekrek “çok acil, hemen, evrül-“çevrilmek, dönderilmek,
derhal” NF 436/3 dönmek, dönüşmek, debelen-
evķāt (<A.ç.) “vakit, vakitler, za- mek krş. ewrül-, öwrül-, ivrül-”
manlar” evķāt keçür- “vakit ge- KE 197r/4, HKT 497b/7, HŞ
çirme” KE 184v/11, evķāt-ı 1940
şerįf “şerefli zamanlar” AO ewrül-“çevrilmek, dönmek, dö-
II/47 nüşmek, debelenmek krş. evrül-
evlā (<A.) “daha iyi, daha layık, , öwrül-, ivrül-” NF 179/6, KE
evla” evlāraķ “daha iyi, daha e
ğ
40v/11, ME 122/6, HKT
layık” KE 166v/19 i
t 497b/7, MM 188/1, ewrülgen
“dönen” HKT 353b/7, ewrülgen
i
evlād (<A.ç.) “evlat, çocuk, çocuk- m
lar ” NF 408/15 y
a
ķonum “alt üst olmuş şehir”
ėwlen- “evlenmek krş. ivlen-” ME y
ı HKT 505a/5, ewrülgü “döne-
177/8 cek, dönülecek (yer)” HKT
n
e
v
evlig “evlenmiş olan kimse krş. i 360b/1, ewrülgü yir 1.“dönecek,
evlüg, övlüg, ewlüg” İML 153 dönülecek yer” HKT 288a/2, 2.
ewlik “evlik, eve layık krş. ėwlük, “gezip dolaşılacak yer” HKT
ewlük” KE 151v/10 486a/3, ewrülmek 1. “dönme,
evliyā (<A.ç.) “evliya” NF 424/2, geri dönme” HKT 292b/7, 2.
KE 78v/8 “dönme, dolaşma” HKT
ewlüg “evli olan, evli, zevce kri. 488b/3, ewrülmek taķı taśarruf
evlüg, övlüg, evlig” KE 23v/12, “çalışıp çabalama ve tasarruf
ewlüg barķlıġ “evli, evlenmiş etme” HKT 553a/4, ewrülmiş
olan” KE 23v/16 “çevrilmiş, geri çevrilmiş”
evlüg “evli olan, evli, zevce krş. HKT 213b/9
ewlüg, evlig, övlüg” KE evśāf (<A.ç.) “vasıflar, sıfatlar”
210r/11 evśāf-ı ĥamįd “övülmeye de-
ėwlük “evlik, eve layık krş. ewlük, ğer sıfatlar” K IV/2
evlik”ėwlük ķulı “cariye” NF
328/11
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 183
ezil-(3)“ezilmek” KE 206r/16, HŞ
i
t
i
4137 m
203 y
ı
n
ezoġlu (<ö.a.) “ırmak e
v
adı”AO.IV.21 i
fįl (<A.) “fil krş. pįl” NF 43/15, fįrūze (<F.) “Nişabur’da çıkan açık
KE 179v/11, HKT 581a/1, HŞ mavi renkli ve değerli bir yüzük
1779, MN (1) 9/12, fįl bol- “fil taşı” MN (1) 2/4
olmak, fil gibi olmak” HŞ 2685 fisķ (<A.) “hak yoldan çıkma, Al-
fiǾl (<A.) 1.“fiil, iş, hareket” NF lah’a isyan etme, dinsizlik” NF
16/2, KE 95v/3, ME 159/2, 375/14, fisķ ve fesād “isyan ve
MM 348/2, HŞ 2959, 2. “yapı- kötülük” NF 277/3, fisķ ve
lan hareket” ME 69/6, fiǾl ü fücūr “isyan ve kötülük” NF
ķavl “hareket ve söz, fiil ve 365/10,fisķ ķıl- “Allah’a isyan
söz” MM 118/2 etmek, hak yoldan çımak” NF
fiǾl-cümle (<A.) “tamamı, hepsi” 387/4 f
KE 248r/11 fiŧām (<ö.a.) “kendisiyle evlenme
fiǾl-ĥāl (<A.) “şimdi, şu anda” KE şartını Hz. Ali’nin öldürülmesi-
95r/8 ne bağlayarak İbn Mülcem’e
filisŧįn (<ö.a.) “ Filistin” KE 36v/3 Hz. Ali’yi öldürten kafir kadın”
firāķ (<A.) “ayrılık krş. fırāķ” NF NF 151/10
215/11, KE 75v/15, MN (2) fitne(<A.)1. “fitne, fesat, bela,
16/151 e
ğ karışıklık” NF171/11,
firāvān (<F.) “çeşme, taşma, bol,
i
t KE168v/14, HKT 28a/7, MN
i
çok” HŞ 1032, MN (2) 14/136, m (1) 19/4, HŞ 1519, MN (2)
firāvān bol- “taşmak, çoğalmak, y
a
35/347, 2. “imtihan, deneme”
bolalmak” HŞ 1587 y
ı HKT 534b/6, 3. “azap” HKT
n
firǾavn (<A.) “Kur’an’da bahsi e 498a/3, fitne bol- “fitne olmak,
v
geçen Firavun, Hz. Musa ve i
fitne çıkmak” KE 168v/12, fitne
Hz. Harun’un mücadele ettikle- ķıl- 1.“fitneye düşürmek, zarar
ri hükümdardır” NF 55/15, KE vermek” KE 171v/18, HKT
99r/9, HKT 368a/4 277b/8, 2. “zarar vermek, kötü-
firāset (<A.)“anlayışlılık, çabuk lük etmek” HKT 516a/1, fitne
seziş” NF 429/11 ķılġan “fitneye düşüren” HKT
firdevs (<F.)“Cennet, Cennetteki 431b/1, fitne ķılın- “denenmek,
tabakalardan birinin adı” NF imtihan edilmek” HKT 378a/3,
267/10, HKT 292b/6, MN (2) fitne ķop- “fitne çıkmak” KE
16/153, firdevs-i āǾlā “yüce 168v/13, fitne taķı ortaķ ķoş-
Cennet” MN (2) 12/118 “fitne ve şirk koşmak” HKT
firişte(<F.) “melek krş. ferişte, 175b/3, fitnege kemiş- “fitneye
ferįşte” HKT 545a/8, MN (1) düşürmek” HKT 188a/5,
4/15 fitnerek “daha fesat, daha bela-
lı” KE 244r/3
194 | D r . Suat ÜNLÜ
e
ğ
i
t
i
m
y
a
y
ı
n
e
v
i
196 | D r . Suat ÜNLÜ
giriftār (<F.) “tutulmuş, yakalan- ġul (1) (<A.) “korkunç hayal, kara
mış” giriftār bol- “yakalanmak, koncolos” ġul ķıl- “korkutmak,
tutulmak, düşkün olmak” NF hayal görmek” HŞ 886
348/10, KE 74v/3, HŞ 3453 ġul (2) (<A.)“suçlunun bileklerine
girt “burç” İML 179 ve boynuna geçirilen kelepçe,
git-“gitmek krş. kit-, kėt-” K bukağı, zincir krş. ġull” HKT
VII/32 558a/5, ġul ķoy- “bağlamak,
ġole (<F.) “bakır” ME 22/1 kelepçe takmak” NF 361/6, ġul
ġonca(<F.) “gonca, tomurcuk, ur- “bağlamak” NF 217/3, HKT
açılmamış çiçek” HŞ 678, MN 545b/9
(2) 16/155, ġonca-i ħandān ġūlį (<A.) “azar, küfretme, sövme”
“gülen gonca” MN (2) 6/54 ġūlį ķıl- “azarlamak, küfretmek,
gor (<F.) “kabir krş. gör, gūr” sövmek” KE 239v/13 g
HKT 558a/5 ġull (<A.) “boyunduruk, boyna
goristān (<F.) “kabristan, mezarlık takılan şey krş. ġul” ġull ur-
krş. gūrüstān, gūristān, görlü” “bağlamak, boyunduruk tak-
HKT 580a/1 mak” KE 154r/5
ġoz “çeviz” HŞ 3615 e
ğ ġulüv (<A.) saldırma, üşüşme,
gör (<F.) “mezar krş. gor, gūr” ME
i
t genel ayaklanma” HŞ 3122
i
226/4 m ġunnet (<A.)“(erkek için) iktidar-
görlü (<F.+T.) “mezarlık bkz. y
a
sızlık” KE 110v/2
gūrüstān, goristān, gūrüstān” y
ı gūr (<F.) “mezar, kabir krş. gor,
n
görlü ķıl- “gömmek, defnet- e
v
gör” NF 18/16, KE 81r/3, MM
mek” ME 15/1 i
65/1
ġubār (<A.) “toz, toprak” HŞ 698 ġurbet (<A.) “gurbet, yad el” NF
ġudde (<A.) “deri ile et arasındaki 271/8, ġurbet tart- “gurbete
bez” NF 312/8 çıkmak, gurbette bulunmak”
ġudüvv (<A) “sabah vakti” ME 128/4
ġudüvv-ü revāĥ “sabah vakti ile ġure (<F.) “koruk, olmamış üzüm”
akşama kadar geçen zaman” K HŞ 388
I/46 gūristān (<F.) “mezarlık, kabristan
ġufrā (<ö.a.) “Bedr savaşında bir krş. gūrüstān, goristān, görlü”
kadın” KE 223v/6 NF 191/16, KE 172r/21, MN
ġufrān (<A.) “affetme, merhamet (1) 22/12
etme, bağışlama” NF 443/10, ġurrūş (<F.) “haykırma, homur-
KE 238r/7, MM 403/1, danma, kükreme, dalgalanma”
ġufrān u rıżvān “merhamet ve HŞ 267
hoşgörü” MM 11/2
202 | D r . Suat ÜNLÜ
KE 181v/13
i
t
i
güźārla-(<F.+T.) “eda etmek, yeri- m
ne getirmek” NF 140/15 y
a
y
ı
n
e
v
i
204 | D r . Suat ÜNLÜ
hibe (<A.) “bağış, hibe, karşılıksız HKT 92a/3, hicret ķılıġlı “hicret
yardım” MM 263/4 eden, muhacir” HKT 92a/4,
hibetuǿllāh (<A.) “Allah’ın lutfu” hicret ol- “göç etmek, göçmek,
KE 17v/18 hicrette bulunmak” KE 225v/4
ĥicāb (<A.) “perde, örtü, utanma, hįç (<F.) “hiç, yok” KE 11r/21,
sıkılma krş. ĥıcāb” NF 250/6, ME 189/3, MM 36/4, HKT
KE 60r/16, MM 325/1, HKT 22b/8, MN (1) 2/3, HŞ 1956, K
466a/8, ĥicāb bol- “utanmak, I/26, MN (2) 12/110, hįç nime
sıkılmak” KE 25r/8, MM “hiçbir şey” KE 13v/13, hįç ķıl-
375/1, ĥicāb it- “utanmak, sı- “yok etmek, ortadan kaldırmak”
kılmak, hicab duymak” K KE 189v/21
VI/32, ĥicāb kemşil- “men hidāyet (<A.) “hak yolunu arama,
edilmek” HKT 568a/1, ĥicāb doğru yola girme, kurtuluş” KE
tut- “utanmak, sıkılmak” KE 196v/10, MM 353/3, HŞ 110,
168v/18, ĥicāb kit- “örtü kalk- hidāyet bėr- “kurtarmak, hida-
mak, utanmamak” HŞ 2959 yet vermek” MM 405/4, hidāyet
ĥicābsız(<A.+T.) “utanmadan, e
ğ
ķuşı “hidayet kuşu” MM 60/4,
sıkılmadan, utançsız krş. i
t hidāyet tap- “kurtuluşa ermek,
i
ĥicābsuz, ĥıcābsuz” KE 59v/10, m hak yolunu bulmak” KE
MM 42/3, HŞ 3009 y
a
195v/18, hidāyet tile- “kurtulu-
ĥicābsuz(<A.+T.) “utanmadan, y
ı şa ermek istemek, hidayet iste-
sıkılmadan, utançsız krş. mek” KE 198v/10
n
e
v
ĥicābsız, ĥıcābsuz” NF 302/15 i hidāyetlıġ (<A.+T.) “hidayetli,
ĥicāz (<ö.a.) “Hicaz” NF 82/7, KE kurtuluşa ermiş, hak yoluna
31v/6, HŞ 4687 ulaşmış” KE 2r/5
hiciv (<A.) “hiciv, sözle yerme” ħidmet(<A.) “görev, hizmet krş.
ME 205/3 ħıdmet” MM 387/3, K VII/49,
ĥicr (1) (<A.) “ayrılık” HŞ 2462 MN (2) 6/50, HŞ 315, ħidmet
ĥicr (2) (<ö.a.) “Medine ile Şam it- “hizmet etmek, hizmette bu-
arasında bir kasaba” KE 31v/6 lunmak” HŞ 758, ħidmet ķıl-
hicret(<A.) “hicret, göç, Hz. Mu- “hizmet etmek, görev yapmak”
hammed’in Mekke’den Medi- MN (2) 4/39, HŞ 641
ne’ye göçü” KE 236r/7, hicret ħidmetci (<A.+T.) “hitmetçi bkz.
ķıl- “hicret etmek” NF 27/4, KE ħıdmetkār” HŞ 337
194v/7, HKT 73b/6, hicret ħidmetsiz (<A.+T.) “hizmet etme-
ķılġan “hicret eden, muhacir” me, görev yapmama” HŞ 315
HKT 381a/1, hicret ķılġu yir ĥikāyet(<A.) “hikaye, kıssa” KE
“hicret edilecek, gidilecek yer” 18v/16, MN (2) 44/441, HŞ
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 231
38/375 y
a
y
ı
n
e
v
i
242 | D r . Suat ÜNLÜ
18/5
n
e
banlık hayvan” HKT 28b/6, v
i ılġın“orman ağacı krş. yılġun,
ıđmaķ “serbest bırakma” HKT
yulġun (2)” İML 182
405a/1
ılķı “hayvan sürüsü krş. yılķı” K
ıđala-“göndermek, yollamak” KE
I/21
5v/17
ımġa “dağ keçisi” İML 175
ıđart-“göndermek, göndertmek”
ımızġan-“uyumak, uyuklamak,
HŞ 3325
dalmak” NF 369/11, ME 59/2,
Ǿıddet(<A.)“kocasından ayrılan
HKT 39b/5, HŞ 3204,
kadının yeniden başkasıyla ev-
ımızġanmaķ “uyuklama” HKT
lenebilmesi için üç defa hayız
39b/5
görüp temizleninceye kadar ge-
ımla- “göz kırpmak, işmar etmek”
çecek olan süre krş. Ǿiddet” KE
İML 113
242v/20
ınaġ“emin, güvenilir (dost)” KE
ıđdurul- “gönderilmek” HKT
44v/20, ME 130/8, HŞ 2474,
255a/6
ınaġ ķıl-“emin olmak, güven-
ıđ(ı)ķ “delil, belirti” KE 24r/10
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 243
iđe “sahip, iye krş. eye (1) ėđe, iđi iđil-“gönderilmek krş. ıđıl-”
(1) , iti, idi (1)” NF 251/2, ME HKT119a/4
82/4 iđiş “kap, çanak krş. iyiş” NF 66/1,
idgü “iyi krş. eđgü, eygü, eyü, igü” KE 93r/1, ME 13/6, HKT
MN (1) 8/12 572a/7, HŞ 1344
idgülük “iyilik krş. eđgülük, iđiyā(<T.+A.) “Allahım” KE
eđgülik, eygülük” MN (1) 4/9 19r/13
idi (1) 1. “sahip krş. iđe, ėđe, eye idiz “yüksek krş. ediz, eđiz” İML
(1), iđi (1), iti” İML 79, 2. 189
“Tanrı atlarından biri krş. iđi idrāk (<A.) “anlayış, akıl erdirme”
(2)” İML 137 MM 312/3, HŞ 29
idi (2) “imek fiili” İML 99 idrįs (<ö.a.) “Cebrail vasıtasıyla
iđi (1) 1.“sahip krş. iđe, ėđe, eye kendisine otuz sayfalık bir kitap
(1), idi (1), iti” KE 218r/15, gönderilen peygamber, İdris
İML 79 peygamber” NF 54/12, KE
iđi (2) 1. “Tanrı, Allah krş. iđe, 19v/11, HKT 297b/4, idrįs
ėđe, eye (1), iti ” NF 212/8, KE e
ğ
peyġamber “İdris peygamber”
15r/18, ME 206/5, MM 12/4, i
t MN (1) 8/4
i
HKT 23a/8, HŞ 2911, 2. “ilah, m Ǿifrit (<A.) “cin taifesinin kötü ve
tanrı” HKT 55b/2, 3. “efendi” y
a
korkunç bir cinsi” KE 140v/20
HKT 228b/8, 4. “ehil, yaran” y
ı iftiħār (<A.) “iftihar, övünç” KE
HKT 240b/4, iđi Ǿazze ve celle 199v/2
n
e
v
“aziz ve celal sahib olan Allah” i ig “hastalık, sancı” NF 330/13, KE
KE 4v/1, iđi buyruķı “Tanrı em- 27v/19, ME 185/2, MM 54/2,
ri, farz” MM 59/1, iđi emri HKT 295a/4, HŞ 3286
“Tanrı emri, farz” MM 42/1, iđi ig- “eğmek krş. ėg-, eg-” HŞ 2787
fermānı “Tanrı emri” MM igdegen “efendi, sahip esma-i
207/4, iđi ĥavfı “Allah korku- hüsna’dan” İML 137
su” MM 331/4, iđi ĥażreti “Al- igegü “eğe” İML 160
lah’ın huzuru, Allah indinde” igil- “eğilmek krş. ėgil-, egil-, ekil-
MM 85/3, iđi źikri “Allah’ı ” HŞ 908
zikr, onu anma” MM 36/3, igin “omuz krş. egin, ėgin , ikin”
iđige nisbetlig “Allah’a bağlı MN (1) 10/6
olan, Allah’a kulluk eden” igit- “beslemek, büyütmek, terbiye
HKT 57b/8 etmek” KE 125r/2, HŞ 4430
iđik- “iyi olmak, iyileşmek” İML igle- “hastalanmak” HŞ 4430
107 iglemek “rahatsızlık, sızı” ME 68/6
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 251
iglen- “hastalanmak, acı çekmek” igsük “eksik, az, krş. öksük, eksük,
ME 174/5, HKT 93a/5 eksik, iksük” HŞ 3327, igsük
iglet- “hastalanmak” ME 174/5 bol- “eksik olmak, eksilmek,
iglig “hasta, dertli, sızlı krş. iklig, azalmak” HŞ 2870
iglü” KE 87v/1, HKT 110a/5, igsüksüz“eksiği olmayan, tam” HŞ
HŞ 3126 iglig bol- “hasta ol- 214
mak, sızlanmak” ME 185/2, igü “iyi krş. eđgü, eygü, eyü ” MN
iglig ķıl- “hastalanmak, dert- (2) 11/100
lenmek, sızlanmak” ME 38/1 iħlāś (<A.) “samimi olarak, içten-
iglü “ağrılı, dertli, sızılı krş. iglig, lik, gönülden, riyasız, gösteriş-
iklig” ME 68/6, iglü bol- “hasta siz” NF 248/11, KE 18v/11,
olmak, sızlanmak” ME 1/4, iglü MM 67/4, HŞ 41, K IX/4, iħlāś
ķıl- “hastalanmak, dertlenmek, bol- “samimi olmak, içten ol-
sızlanmak” ME 30/4 mak, riyasız ve gösterişsiz ol-
iġnā(<A.) “ihtiyacını gidermek, mak” NF 408/9, iħlāś ķıl- “sa-
savmak, kâfi gelmek” iġnā ķıl- mimi olarak davranmak, gönül- i
“uzaklaştırmak, savmak, kur- den davranmak, riyasız yap-
tarmak” HKT 474b/9, iġnā e
ğ mak” NF 401/9
ķılġan “uzaklaştıran, kurtaran,
i
t ihmāl (<A.) “ihmal, önemsememe”
i
faydası dokunan” HKT 451a/8 m KE 249r/2
igne “iğne krş. yigne” KE 78v/8, y
a
iĥrāķ(<A.) “yakma, yakılma” K
HKT 150b/9, HŞ 4194 y
ı VI/28
n
iġrā (<A.) “teşvik ve tahrik etme” e iĥrām (<A.) “ihram, hacıların hac
v
iġrā ķıl- “teşvik ve tahrik et- i
görevi sırasında giyindikleri di-
mek” HKT 407a/4 kişsiz elbise” NF 77/4, KE
igri “eğri krş. ėgri, egri, eyri” HŞ 189v/3, ME 30/8, MM 90/3,
2211 iĥrām baġla- “hac için ihram
igsi-“eksilmek, eskimek krş. eksü-, giymek, ihrama girmek” NF
eksi-, iksi-, ekis-” HŞ 3883 77/3, iĥrām keđ- “hac ihram
igsil- “eksil- krş. eksül-, eksil-” HŞ giymek, ihrama girmek” NF
4455 37/7
igsilt- “eksiltmek krş. eskit-, eksüt- iĥsān (1)(<A.) “ihsan, bağış, hayır,
, igsit-” HŞ 1965 iylik” NF 311/15, KE 119v/5,
igsit- “eksitmek krş. eksüt-, eksit-” MM 23/4, iĥsān ķıl- “ihsan et-
HŞ 1075 mek, bağışlamak, iyilikte bu-
igsiz “hasta olmayan, iyi, sağlıklı” lunmak” NF 209/9, HŞ 114
KE 6r/3, HŞ 4430 iĥsānüǿl- beyān (<ö.a.) “Eser adı”
KE 82r/12
252 | D r . Suat ÜNLÜ
lar arasında doğan kimse” İML ikinçi (2)“ekici, çiftçi krş. ekinçi”
147 HŞ 1319
ikegü1.“ikisi, her ikisi krş. ėkegü, ikindi“ikindi, ikindi vakti krş.
ikigü” ME 139/1, HKT 430a/2, ėkindi, ėkindü, ėkindük,
HŞ 1124, AO III/13, 2. “her ikindü”İML 184
iki” HKT 273a/3 ikindü “ikindi, ikindi vakti krş.
iki 1.“iki (2) krş ekki, ėkki, ėki, ikindi, ėkindi, ėkindü,
ikki” ME 197/6, HKT 142a/6, ėkindük”, ikindü namāzı “ikindi
MN (1) 19/4, HŞ 870, İML namazı” HKT 580a/5
186, K III/12, MN (2) 7/62 , 2. ikiz “ikiz krş ėkiz, ekiz, ekkiz” ME
“iki (kişi)” HKT 186b/9 30/6
ikigü“ikisi, her ikisi krş. ikegü, ikki 1.“iki (2) krş ėkki, ėki, iki”
ėkegü” ME 106/4 HKT 271a/3, 2. “iki (kişi)”
ikile- “iki misli olmak” İML 106 HKT 169a/6
ikilenci “ikinci kez krş. iklençi” iklençi“ikinci (2.) krş. ikilenci” KE
ME 136/7 53v/19 i
iki miñ “iki bin (2000) krş ėkki iklig“hasta, dertli, sızlı krş. iglig,
miñ” HKT 179a/6, İML 187 e
ğ iglü” İML 163
ikin “omuz krş. ėgin , egin, igin”
i
t iklik “iğ kabı” İML 162
i
İML 141 m iķlįm (<A.) “kıta, bölge, memleket,
ikinci “ikinci krş. ėkinç, ėkinçi, y
a
ülke, diyar” NF 180/3, KE
ėkkinçi, ėkkinç, ikinç” ME y
ı 181r/16, MN (2) 18/170, HŞ
n
182/6 e 3459
v
iki yüz “iki yüz (200) krş. ėkki i
iķlįmā (<ö.a.) “Adem peygamberin
yüz” HKT 179a/5 Kabil ile birlikte doğan kızı”
ikil-“ekilmek krş. ekil-” HŞ 2179 KE 15v/4
ikin (1) “ekin krş. ėkin, ekin” HŞ ikrām (<A.) “ikram, hürmet, saygı”
4531, K I/40 NF 175/9, KE 92r/9, HKT
ikin (2) “ikişer (üleştirme sayı 510b/6, HŞ 4336, ikrām ķıl-
ismi)” ikin ikin “ikişer, ikişer” “ikram etmek, hürmet etmek,
HKT 414a/2 saygı göstermek” NF 233/10,
ikinç “ikinci (2.) krş. ėkinç, ėkinçi, KE 123v/8
ėkkinçi, ėkkinç, ikinçi (1)” HŞ iķrār (<A.) “inkar etmemek, itiraf
390 etme, gerçeği saklamayıp söy-
ikinçi (1)“ikinci (2.) krş. ėkinç, leme, tasdik, kabul” NF 284/9,
ėkinçi, ėkkinçi, ėkkinç, ikinç” MM 19/2, HŞ 3161, iķrār-ı til
HKT 186b/9, MN (1) 5/4, HŞ “dil ile tasdik”MM 20/1, iķrār
1603, İML 187 ķıl- 1.“kabul etmek, gerçeği
254 | D r . Suat ÜNLÜ
ile “ile krş. bile, birle, birlen” K ilhām (<A.) “ilham, telkin” NF
V/11 278/10, ME 42/4, MM 385/2,
ile-“deri sepilemek, debagat et- HKT 466a/8, ilhām bėr- “ilham
mek” İML 108 etmek krş. ilhām bir-” KE
ileg “ön, ön taraf krş. iley” NF 28v/12, ilhām bir- “ilham etmek
26/8, KE 41v/13 krş. ilhām bėr-” HKT 263b/6,
ilegçi “sepici, dabak” İML 155 ilhām bol- “ilham olmak” KE
ilen- “ayıplanmak, tekdir edilmek” 156r/17, ilhām ķıl- “ilham et-
KE 103r/8 mek” HKT 574b/4, ilhām
iler-“göze ilişmek, belirmek, gö- rabbānį “ilahi ilham, Allah ta-
rünmek” HKT 170a/7 rafından kulun kalbine verilen
ileri “ileri, daha önce krş. ilerü, ilham” MM 287/3, ilhām yetil-
ilgerü, ilgeri” İMl 90 “ilham verilmek” KE 6v/15
ilersük “şalvar uçkuru, uçkur” NF ilĥān (<F.) “sultan, hükümdar” HŞ
189/14, İML 167 1980
ilerü “ileri krş. ileri, ilgerü, ilgeri” ilig “el krş. el(i)g (1), el, ėl (2), il i
ME 18/8 (1) ,elik” MN (1) 19/11, HŞ
ilet- “gidermek, ortadan kaldırmak, e
ğ 3706, MN (2) 17/168, ilig bir-
izale etmek krş.ilt-, elt-, ėlt-,
i
t “desteklemek, yardım etmek,
i
elet-” HKT 3b/3, MN (2) m elini uzatmak” HŞ 1526, ilig
13/128 y
a
kötür- “el vermek, destekle-
iley “ön, ön taraf, huzur, kat krş. y
ı mek” HŞ 148, ilig tut-
n
ileg” NF 426/15, KE 85r/20, e “yardım etmek” HŞ 490
v
ME 134/7, HKT 556b/5, MN i
ilig “elli (50) krş. elli” HŞ 3930,
(1) 8/9 ilig tümen “elli bin (50.000)”
ileyhi (<A.) “ona” ME 212/1 MN (1) 13/12, ilig vaķt “elli
ilgegü “naz-u naim içinde beslen- vakit” MN (1) 11/4
miş olan” İML 154 ilig miñ “elli bin (50.000) krş. elig
ilgeri “doğu, ileri, ön taraf krş. miñ, ellig miñ” MN (1) 13/11,
ilgerü, ileri, ilerü” KE 181v/2 HŞ 1760
ilgerü “doğu, ileri, ön taraf krş. Ǿilim (<A.) “bilgi, bilim krş. Ǿilm”
ilgeri, ileri, ilerü” KE 58v/4, HŞ ME 220/4, MM 150/3
1780, AO II/21 ilin- “ilişmek, ilişkili olmak, bağ-
ilgük “kulp krş. ilük” HKT 394a/5 lanmak, tutulmak, yakalanmak,
ilĥāķ (<A.) “katmak, eklemek” yaklaşmak, maruz kalmak” KE
ilĥāķ ķıl- “katmak, eklemek” 198r/4, ME 139/1, HŞ 1841
ME 67/7
256 | D r . Suat ÜNLÜ
ilk “ilk, birinci, önce, ilk önce” NF Ǿamel” HKT 42b/9, Ǿilm-i śavt
53/7, KE 4r/14, ME 217/3, “ses ilmi, ses bilgisi” MM
MM 52/1, HKT 137b/1 263/2, Ǿilm-i yaķįn “ilahi alem-
ilki “ilki, önceki” AO II/27 lerle ilgili bilgi” NF 295/10,
ilkinki “evvelki, önceki” HKT Ǿilm-ü Ǿamel “ilim ile amel et-
505a/4, ilkinki ĥālet “önceki mek krş. Ǿilm ve Ǿamel” MM
hal, eski hal” HKT 563a/6 324/1, Ǿilm-ü fażl “ilim ve fazi-
illā (<A.) “ancak.., dan başka, illa, let” KE 19v/17,Ǿilm-ü ĥikmet
mutlaka” NF 265/4, KE 34r/22, “ilim ve hikmet, ilim ve bilge-
ME 232/6, MM 35/2, HŞ 1633 lik” KE 138r/19,Ǿilm-ü taķvā
illallah (<A.) “(ancak Allah’tır) “ilim ve takva, takva ilmi” MM
anlamında söz” MM 16/4 313/3, Ǿilmi örtüglügge
illeş-“barışmak, el sıkışmak” HKT ulanġannı bilgen “gizli sırlara
178b/2, illeşmekni kemiş- “ba- vakıf olan, her şeyden haberdar
rış teklif etmek” HKT 90a/7 olan, esma-i hüsna’dan el-leŧįf”
Ǿillet(1)(<A.) “sebep, bahane” KE HKT 393b/2, Ǿilmi örtüglügge
110v/10, ME 52/4, HŞ 1104 e
ğ
yiñgen “gizli sırlara vakıf olan,
Ǿillet (2) (<A.) “illet, hastalık” NF i
t her şeyden haberdar olan, es-
i
390/715, KE 47v/15 m ma-i hüsna’dan el-leŧįf” HKT
Ǿillet ĥarfi “sesli harf, ünlü” ME y
a
540b/1
237/3 y
ı ilmek (1)“ilmek” ME 19/4, ilmek
Ǿilletlıġ (<A.+T.) “hasta, hastalıklı,
n
e tügün “ilmek, düğüm” ME 19/4
v
illetli” KE 172r/6, Ǿilletlıġ ķıl- i ilmek (2) “posta hayvanı, binek
“hastalanmak, hastalıklı olmak” hayvanı” Ka II/14, ilmek tut-
KE 130v/15 “posta hayvanı edinmek, posta
Ǿilliyyįn (<A.) “gökyüzünün ve hayvanına sahip olmak” K I/20
Cennetin en yüksek, en kutsal Ǿilmlıġ(<A.+T.) “alim krş. Ǿilmlig”
tabakası krş. Ǿilliyyūn” NF KE 174r/17
402/16, HKT 568a/3 Ǿilmlig (<A.+T.) “her şeyi bilen,
Ǿilliyyūn (<A.) “gökyüzünün ve alim, esma-i hüsna’dan el-Ǿalim
Cennetin en yüksek, en kutsal krş. Ǿilmlıġ” HKT 361a/2
tabakası krş. illiyyįn” HKT ilśāķ (<A.) “bitiştirme, kavuştur-
568a/3 ma” MM 332/2
Ǿilm (<A.) “ilim, bilgi krş. Ǿilim” ilt- 1.“iletmek, götürmek, ulaştır-
NF 187/17, KE 8r/20, HKT mak krş. elet, elt- ėlet-, ilet”
47b/9, MN (1) 18/12, HŞ 188, MN (1) 15/3, HŞ 3622,
MN (2) 34/337, Ǿilm ve Ǿamel 2.“gidermek, ortadan kaldır-
“ilim ile amel etmek krş. Ǿilm-ü mak” HKT 279a/1, 3. “bitir-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 257
inç (2) “hanım, irfanlı kadın” iñen (1) “dişi deve” NF 73/16, KE
inç-ü aķanı “kadın ve ağabe- 31r/15, ME 102/1, HKT
yi” KE 197v/1 357b/5, İML 172, iñen teve “di-
inç- “rahat etmek” İML 103 şi deve” KE 184v/11
inçgel- “incelemek krş. yinçgele-” iñen (2) “çok” NF 19/16, KE
KE 211r/13 18v/12, ME 197/4, HŞ 1940,
inçi “üvey kardeş” KE 69v/20 iñen az “çok az” NF 160/5,
inçü “inci krş. yinçü, yünçü (2), HKT 147a/2, iñen köp “çok faz-
yincü” MN (1) 2/10, MN (2) la, oldukça çok” NF 160/7, iñen
35/353 küçlüg “çok güçlü, çok çetin”
inde-“seslenmek, çağırmak krş. HKT 544a/1, iñen üküş “çok
ünde-” KE 170r/20, HKT fazla, oldukça çok” NF 50/8,
230a/2 iñen ķıl- “çoğaltmak, fazlalaş-
indenil- “çağrılmak, davet edilmek tırmak” NF 82/9, iñen ķısaçuķ
krş. ündenil-” HKT 45b/2 “çok kısa, oldukça kısa” MM
indist “tirit” ME 84/6 187/4 i
indür-1.“indirmek” KE 125r/9, inficār (<A.) “suyun yerden kay-
HKT 442a/5, HŞ 1784, 2. “yer- e
ğ nayıp akması (Musa Peygam-
leştirmek, kondurmak” HKT
i
t ber’in mucizesi)” KE 114r/9
i
155a/6, 3.“akıtmak, dökmek” m infilāķ (<A.) “yarılma, açılma
HKT 512b/5, indürgen y
a
(Musa Peygamber’in mucize-
1.“indiren” HKT 421b/8 2. y
ı si)” KE 114r/9
n
“konduran, yerleştiren” HKT e ini“küçük erkek kardeş” KE
v
330a/1, 3. “akıtan, döken” HKT i
103v/15, HŞ 3798
557b/4, indürgü yir “konak ye- iniş “iniş, yokuş, meyilli arazi” KE
ri” HKT 329b/9, indürmek “in- 225v/8, HŞ 806, İML 177
dirme” HKT 310a/3 inkār (<A.) “inkar, tanımama, in-
indürül- 1.“indirilmek” HKT kar etme” HKT 414a/1, inkār
13b/1, 2. “akıtılmak, dökül- ķıl- “tanımamak, inkar etmek”
mek” HKT 557b/4, indürülmiş ME 16/1, HKT 383b/2, inkār
“indirilmiş” HKT 64a/1 ķılġan “tanımayan, inkar eden”
ine- “çınlamak” KE 77r/6 HKT 314b/1, inkār ķılmaķ “in-
inek “inek” NF 53/3, KE 46v/18, kar etme, tanımama” HKT
HKT 10b/2, MN (1) 2/9, HŞ 349a/2
4258 inkārsız (<A.+T.)” kesin, kati” ME
iñek “çene, avurt, yanak krş eñek, 115/1
eñ” HŞ 3406 inķıyād (<A.) “tabi olma, boyun
eğme, teslim olma” inķıyād ķıl-
262 | D r . Suat ÜNLÜ
156 y
a
termek, önem vermek” NF
işüt-“işitmek krş. işit- ėşit-, eşit” K y
ı 429/3, iǾtibār it- “itibar etmek,
VI/26 güvenmek, önem vermek” K
n
e
v
işve (<A.) “işve, naz ve eda” HŞ i VII/26, iǾtibār ķıl- “önem ver-
1635, MN (2) 14/136 mek” NF 372/8, KE 47v/12,
it (1)“et krş. et” HŞ 2183, MN (1) HKT 351a/1
17/13 itek “etek krş. etek” HŞ 2448
it (2)“it, köpek” NF 34/7, KE iti “sahip efendi krş. eđe, eye (1) ,
13r/15, ME 43/1, MM 41/1, iđi (1) , idi (1), ege” İML 79
HKT 167b/5, HŞ 2205, İML itig “süs, ziynet krş. ėtig” HKT
174, MN (2) 23/230 468a/1, itig urun- “süs eşyası
it-“itmek, yapmak, iteklemek, takmak, süslenmek” HKT
havale etmek, göndermek, dü- 321b/6
zenlemek, tertip etmek krş. et-, iǾtiķād (<A.) “inanç, inanma, istek,
ėt-” NF 360/12, KE 164v/18, meyil, gönülden bağlanma” NF
ME 59/6, HKT 451a/2, HŞ 4/9, KE 70r/15, MM 289/3,
3385, MN (1) 20/10, K VII/45, MN (1) 12/9, iǾtiķād ü iħlāś
MN (2) 11/102 “inanç ve doğruluk” K IX/4,
iǾtiķād ķıl- “inanmak, gönülden
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 271
izālet (<A.) “giderme, yok etme” Ǿizz (<A.) “ulu, yüce, aziz ” HŞ
HKT 510b/3 710, Ǿizz-ü cāh “izzet ve ma-
Ǿižām(1) (<A.ç.) “kemikler” KE kam” MM 319/3, Ǿizz-ü celāl
165v/17 “izzet ve celal, yücelik ve celal-
Ǿižām (2) “ulu, yüce” KE 189v/1 lik” KE 76v/17
izǾān (<A.) “anlayış, kavrayış, ižhār (<A.) “gösterme, izhar” ižhār
akıl” HŞ 1277 ķıl-“ göstermek, izhar etmek”
izār (<A.) “peştamal, belden aşağı- MN (2) 6/57
sı için örtü” NF 226/6, izār Ǿizzet (<A.) 1.“izzet, değer, kıy-
baġlan- “peştamal bağlamak, met, saygı, yücelik” NF 60/13,
belden aşağısını örtmek” KE 127r/2, HKT 97b/6, HŞ
ME131/3, izār key- “peştamal 285, MN (1) 16/6, 2. “gurur,
giymek, belden aşağısını ört- kibir” HKT 432a/3, izzet ve
mek” ME 170/2 ĥürmet “değer ve kıymet” KE
iǾzāz (<A.) “saygı gösterme, ağır- 187r/18, K III/17, Ǿizzet bėr-
lama, uğurlama, yüceltme, ulu- “değer ve kıymet göstermek, i
lama” NF 292/6, KE 219r/8, saygı göstermek” NF 50/1,
HŞ 1339, iǾzāz-ü iķrām “saygı e
ğ Ǿizzet bol-“kıymetli olmak,
ve ikram, hürmet ve ağırlama”
i
t saygı duyulmak” KE 207r/6,
i
KE 92r/9, iǾzāz ķıl- “saygı gös- m Ǿizzet kör- “değer ve kıymet
termek, ağırlamak, uğurlamak, y
a
görmek, yüceltilmek” KE
yüceltmek, ululamak” NF y
ı 109v/11, Ǿizzet ķıl- “hürmet
n
164/2, HŞ 1238 e etmek, değer vermek” NF 78/7,
v
izde- “dilemek, istemek krş iste-, i
HŞ 849, Ǿizzet tap- “hürmet et-
ister-” MM 271/3, HŞ 623 mek, yüzeltmek, değer vermek”
izdeklülük “istekli, dileği olan krş. HŞ 375
isteklü” ME 46/2 Ǿizzetle-(<A.+T.) “izzet etmek,
izge “başka, başkası krş. özge” HŞ yüceltmek, saygı göstermek,
3437 hürmette bulunmak” KE 127r/4
ižhār (<A.) “gösterme, meydana Ǿizzetlig(<A.+T.) “aziz, ulu, saygı-
çıkarma” ižhār ķıl- “açığa vur- değer, kıymetli” NF 238/17,
mak, meydana çıkarmak” NF HKT 488a/4, Ǿizzetlig bol-
36/7, HKT 369a/3, ižhār ķılġān “saygıdeğer olmak, saygı göste-
“gösteren, açığa vuran” HKT rilmek, ululanmak” NF 231/11
343b/1
izle- “iz sürmek, takip etmek, iz-
lemek” NF 21/11, KE 3r/3,
MM 234/1, HŞ 2597, İML 80
274 | D r . Suat ÜNLÜ
e
ğ
i
t
i
m
y
a
y
ı
n
e
v
i
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 275
-J-
jende (<F.) “eski, yırtık (elbise)”
jende ton “eski ve yırtık elbise,
yırtık giyecek” KE 178r/13
j
e
ğ
i
t
i
m
y
a
y
ı
n
e
v
i
276 | D r . Suat ÜNLÜ
ķalı (1) “halı krş. ġalı” NF 210/2, ķalķançı “kalkan yapan yahut satan
HŞ 4085 kimse” İML 155
ķalı (2) “eğer” İML 93 ķallāş (<A.) “muhtaç durumda
ķalı- “yükselmek, kalkmak” ME olma” ķallāş bol- “muhdaç ol-
24/8 mak, muhtaç duruma düşmek”
ķal(ı)ġ“küskünlük, kırgınlık” KE KE 108v/1
234v/12 ķalneĥad (<ö.a.) “bir şehir” KE
ķalıķ “gökyüzü” ME 15/6 87r/7
ķalıķlıķ “yetersizlik, tembellik” ķaltır-“kaldırmak krş. ķaldur-,
ME 206/4, ķalıķlıķ ķıl- “yeter- ķaldır-” İML 131
siz kalmak, tembellik göster- ķalundu “kalıntı, artık” ME 13/6
mek” ME 74/6 ķalyā (<F.)“patlıcan, kabak gibi
ķalın “kadına verilen çeyiz krş. yemeklerin yağda kavrularak
ķalıñ (1)” KE 43v/1 pişirilmişi” HŞ 3466
ķalıñ (1)“kadına verilen çeyiz krş. kām (<F.) “murat, arzu, istek” HŞ
ķalın” KE 242r/3, ķalıñ bėr- 2323, kām bol- “muradı olmak,
“çeyiz vermek” KE 43v/1 arzu ve istekte bulunmak” HŞ
ķalıñ (2)“kalın, sık, çok, kalabalık” e
ğ 2109, kām ķıl- “murat etmek, k
NF 33/1, ķalıñ barçın “sık do-
i
t arzulamak, istemek” HŞ 3561
i
kunmuş, kalın ipek” HKT m ķam“kahin” HKT 546a/7, İML 75,
559a/4 y
a
ķamlar sözini sözlegen “kahin-
ķalınlıġ“kalınlık, genişlik krş. y
ı ler gibi konuşan” HKT 501b/5
n
ķalıñlıķ” MN (1) 4/3 e ķama- “kamaşmak” MN (2) 11/108
v
ķalıñlıķ“kalınlık, genişlik krş. i
ķamaş- “kamaşmak” NF 102/6
ķalınlıġ” NF 66/9, KE 4r/2 ķamçı “kamçı” NF 64/2, KE
ķalıtış-“çarpışmak, vuruşmak” ME 100v/10, ME 50/2, HKT
142/3 335b/3, HŞ 323, İML 87, MN
ķalķal “sürahiden su dökülürken (2) 8/72, ķamçı ur- “kamçıyla
çıkan ses” HŞ 1052 vurmak, kamçılamak” KE
ķalķan“kalkan, koruyucu” NF 222r/8, HŞ 773
139/15, KE 62v/19, ME 153/6, ķamçıġu“ayak hastalığı, nasır”
HKT 521a/6, HŞ 299, İML 173 İML 164
ķalķan bol- “korumak koruyucu ķamçıla-“kamçıyla vurmak, kamçı-
olmak” KE 193v/11, ķalķan ķıl- lamak” HKT 335b/2
“korumak” KE 223v/21, ķalķan ķamçılaş-“kamçı ile vurmak” ME
tut- “korumak, muhafaza et- 110/1
mek” HŞ 1725 ķamer (1)(<A.) “ay” KE 77r/15,
MM 34/1, MN (2) 23/231
284 | D r . Suat ÜNLÜ
“bkz. ķaźźār bin sālif” KE keç(1) “geç krş. kėç, kiç (1), keç
35r/21 (1)” keç bol- “geç olmak,
kebāb (<A.) kebap” HŞ 4364, geçikmek, vakti geçmek” KE
baġrı kebāb bol- “yanmak, 87v/17, keç ķal- “geç kalmak,
yanarak kendinden geçmek” geçikmek” KE 25v/14, keçrek
NF 214/17, kebāb bol- “bağrı “daha geç” KE 22/15
yanmak, acı çekmek” MM 38/1 keç (2) “hile, aldatma, yalan” keç
kebek “kepek” İML 163 ay- “kandırmak, yalan söyle-
kebįre (<A.) “büyük günah” NF mek, aldatmak” KE 61v/8
388/5, kebįre yazuķ kėç “geç krş. kec (1), kiç (1), keç
“büyük günah” KE 145r/11 (1)” kėç bol-“ geç olmak, vakti
kebūter (<A.) “güvercin” KE geçmek, geçikmek” NF 154/14,
220r/19 kėç ķal- “geç kalmak,
kecābe (<F.) “deve üstüne konan geçikmek” ME 194/5, kėç kel-
bir çeşit tahterevan, mahfe” NF “geç gelmek, geçikmek” NF
414/14 100/12, kėç ķoy- “geç koymak,
kec “geç, gecikmiş krş. kėç, kiç geç bırakmak” ME 118/6,kėç
(1), keç(1)” KE 61v/8 e
ğ kör- “geç görmek, zamanında k
kėce “gece krş. kėçe, kiç (2), kiçe
i
t görememek, sonradan görmek,
i
(1)” NF 264/15, KE 21v/2, ME m fark etmek” ME 207/7
46/4, kėce kündüz “gece ve y
a
keç-(1) 1. “(haddi) aşmak” ME
gündüz” KE 22v/10, kėce bol- y
ı 18/8, 2. “(zaman) geçmek, gelip
n
“kararmak, akşam vaktinin e geçmek, yaşamak, vazgeçmek”
v
gelmesi” NF 103/17, KE i
NF 212/14, KE 225r/13, ME
42v/9,kėcege tegi “geceye ka- 155/6, HKT 65a/6, İML 89, 3.
dar, geceye vaktine kadar” KE “geçmek, aşmak” HKT 210b/1,
118v73, kėcege tegrü “geceye AO III/15, 4. “uzaklaşmak, aş-
kadar, geceye vaktine kadar” mak” HKT 34a/7, 5.“geçip git-
KE 144r/3 mek, gitmek” HKT367b/1, 6.
kėcele- “gecelemek, geceyi geçir- “gitmek, dolaşmak” HKT
mek” NF 434/15 169a/5, 7. “vazgeçmek” HKT
kėcelet- “geceletmek, geceyi ge- 285a/2, 8. “bir yerde durmak,
çirtmek” ME 105/2 kalmak” HKT 205b/9, keçgen
kėcelik “gecelik, gece için, gece 1. “gelip geçen” HKT 545b/5,
vakti” KE 15r/16, kėcelik oġur 2. “geçen, yürüyüp giden” HKT
“gece vakti, geceleyin” KE 83a/4, keçmek 1. “geçme, gi-
172v/14 diş” HKT 367b/1, 2. “uzaklaş-
ma, aşma, ölçüyü kaçırma”
304 | D r . Suat ÜNLÜ
kerįmlüg (<A.+T.) “eli açık, cö- 106r/11, kerü sal- “geri gön-
mertlik, şerefli, değerli, hoş krş. dermek, sonradan bırakmak”
kerimlük” HKT 81a/4, kerįmlüg KE 106r/15
bol- “şerefli olmak, değerli ol- kes-1. “kesmek, kırkmak, traş et-
mak, cömertlik yapmak” ME mek, terk etmek krş kis-” NF
180/8 137/3, KE 51v/19, ME 58/7,
kerimlük (<A.+T.) “eli açıklık, MM 95/3, HKT 522b/9, İML
cömertlik krş. kerįmlüg” ME 114, 2. “bölmek, ayırmak”
202/3, kerimlük ķıl- “şerefli HKT 165a/7, 3. “son vermek”
davranmak, değerli olmak, cö- HKT 243a/7, 4. “yok etmek”
mertlik yapmak” ME 180/8 HKT 154b/9, 5. “geçişi önle-
kerįmlük(<A.+T.)“vakar” kerįmlük mek” HKT 381a/8, 6.
ĥālı üze “vakur bir şekilde” “katetmek, geçmek, gitmek”
HKT 350b/5 HKT 198b/5, 7. “kesip geçmek,
kerin-“gerinmek, uzamak” ME aşmak” HKT 283a/8, 8. “oy-
182/5 mak, yontmak” HKT 573a/2, 9.
keriş “çekiş, husumet” ME 118/7, “biçmek, devşirmek” HKT
keriş ķıl- “çekişmek, husumet e
ğ 542b/3, 10. “karar vermek, k
kılmak” ME 113/7
i
t hükme bağlamak” HKT 398a/3,
i
keriş- “çekişmek” ME 115/8 m 11. “kararlaştırmak, belirle-
kerki “balta” İML 160 y
a
mek” HKT 36a/6, 12. “farz
kerniş-“husumetleşmek” ME 118/7 y
ı kılmak” ME 79/2, HKT 335b/1,
n
kerpiç “kerpiç krş. kepriç, kirpiç” e
v
kesgen 1. “yok eden, ortadan
KE 148v/7, kerpiç ķıl- “kerpiç i
kaldıran” HKT 544b/6, 2. “bi-
yapmak, kerpiç imal etmek” çen, devşiren” HKT 542b/6, 3.
KE 148r/15 “karar veren, hükme bağlayan”
kersān (<F.) “içinde yiyeceklerin HKT 363a/2, kes kes ķıl- “par-
saklandığı kap, çanak” NF 22/9, çalara ayırmak, parçalamak”
HKT 410a/5 KE 44v/16
kėrtü “gerçek krş. kirtü” NE 116/8, kesb (<A.) “kazanç, çalışıp ka-
kėrtü ķıl- “doğrulamak, gerçek- zanma krş. kisb” NF 211/2,
leştirmek” ME 93/2, kėrtüge kesb ķıl- “kazanmak, kazanç
tut- “doğrulatmak, gerçekleş- sağlamak” NF 262/4, HKT
tirmek” ME 83/7 104b/3
kėrtün- “inanmak, gerçek saymak kesek (1)“sertleşmiş toprak parçası
krş. kirtün-, kirtgün-” ME 33/2 krş. kisek” NF 286/9
kerü “sonra, geri krş. kirü, kiri, kesek (2)“parça, kısım, bölük” KE
gerü” kerü al- “geri almak” KE 19r/7, AO III/16, kesek bol-
312 | D r . Suat ÜNLÜ
39v/3, HKT 219a/7, keyd ķılın- keyl (<A.) “ölçü” keyl al- “ölçü ile
“tuzağa düşürülmek” HKT almak, ölçerek almak” HKT
502a/9, keyd ķılmaķ “hile yap- 233a/9
ma, düzen kurma” HKT 226b/7 keyür-“giydirmek, kaplamak, ört-
keydür-1.“giydirmek, takmak krş. mek krş. kiydür-, keđdür-,
keđdür-, kėyür-, kiydür-, kiđir-” kėydür-, kiydür-” ME 106/3,
NF 279/4, KE 155v/10, ME HKT 328b/4
17/4, HKT 75b/4, 2. “kapla- kez “defa, kere, kez krş. kej” ME
mak, örtmek” HKT 240a/5 97/2, HKT 277b/2, HŞ 1512,
kėydür-“giydirmek, takmak krş. kezler “defalarca, çeşitli haller-
keđdür-, keyür-, kiydür-, de” HKT 549b/1
kiđdür-, kiđir-” ME 17/4 kez-“gezmek, dolaşmak, yolculuk
keyfiyyet (<A.) “ keyfiyet, vasıf, etmek krş. kiz-” NF 332/1, KE
nitelik, oluş şekli” NF 60/7, 141v/18, ME 147/2, MM 370/2,
keyfiyyet ķıl- “nitelik kazan- CE 3/4
dırmak, vasıflandırmak” KE kezdür-“gezdirmek” KE 118r/6,
192r/12 e
ğ
ME 49/8
keyfiyyetsiz(<A.+T.)“nedensiz, i
t kezegleş-“nöbetleşmek krş.
i
sebepsiz yere” NF 318/5 m kezigleş-” ME 108/7
keygire-“utanmak, çekinmek, ürk- y
a
kezen-“vurmak, istemek” ME 50/2
mek” ME 141/3 y
ı kezig (1)“fırsat, sıra krş. kezik”
keygiregen “hizmetçi” ME 141/4 ME 133/6
n
e
v
keygirek “utanma, hicap” ME i kezig (2) 1.“dönüş” HKT 563a/7,
141/3 2. “defa, kere” HKT 137b/1
keygü “giyecek krş. keđim, keyim, kezigleş-“nöbetleşmek krş.
kiđim, kigü” ME 139/4 kezegleş-” ME 108/7
keyik “av hayvanı, yabani hayvan kezik “sıra, nöbet krş. kezig” KE
krş. keđik (1), kiyik” KE 64r/17, kezik ķıl- “nöbet tut-
157v/5, ME 134/5, HKT mak, sıra beklemek” KE 35r/4,
565b/6, keyik oġlaġı “geyik kezik teg- “nöbet sırası gelmek,
yavrusu” KE 153r/17 sıra beklemek” KE 35r/8
keyim “giyim, giyecek krş keđim, kezle-“gezlemek, nişan almak” NF
kiđim, keygü, kigü” KE 335/15
118v/14, ME 81/2, HKT 35a/6, keźźāb (<A.) “çok yalan söyleyen,
keyim key- “elbise giymek, gi- pek yalancı” NF 344/16, KE
yecek giymek” KE 93v/4 195r/10
kėyin“sonra, arka krş. kėdin, ķıbla (<A.) “kıble, güney krş.
kėđin, kiđin” KE 106r/17 ķıble” ME 210/5, HŞ 3310
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 315
tan” HKT 491b/2, ķısķa tut- ķıśśa-i nūĥ neciyy Ǿas “Hz. Nuh
“kısaltmak” NF 436/2 ve onun sırdaşlarının hikayesi”
ķısķal- “kısalmak” ME 172/6 KE 22v/4, ķıśśa-i Ǿavac bin
ķısķanç “kıskanç” HŞ 2923 Ǿannāķ “Avacın oğlu Annak’ın
ķısķanç ķıl- “kıskanmak, pay- hikayesi” KE 28r/8, ķıśśa-i hūd
laşmamak HŞ 43 Ǿas “Hud peygamber kıssası”
ķısķançlıķ “kıskançlık” ķısķançlıķ KE 28v/18, ķıśśa-i śāliĥǾas
ėdiş- “kıskanmak, paylaşma- “Salih peygamber kıssası” KE
mak” ME 201/4, ķısķançlıķ ķıl- 28v/18, ķıśśa-i ibrāhįm ĥalįl Ǿas
“kıskanmak, paylaşmamak” “İbrahim peygamber kıssası”
ME 120/3 KE 37v/6, ķıśśa-i ibrāhįm Ǿas
ķısķınç “cimri, pinti”ķısķınç bul- maǾaźi-Ǿarşiǿl melek “Hz. İb-
“cimri ve pinti olmak, cimrilik rahim ve Nemrud’un tahtında
etmek” ME 27/3 oturan ǾAs maǾaźi-ǾArşiǿl me-
ķısmet (<A.) “kısmet, pay etme, leğin hikayesi” KE 45r/5, ķıśśa-
bölme, üleştirme” NF 77/1, HŞ i ismaǾįl Ǿas “Hz. İsmail kıssası,
2846, AO II/37, ķısmet ķıl- e
ğ
Hz. İsmail’in Allaha kurban
“pay etmek, bölmek, üleştir- i
t edildiği olayı anlatan hikaye”
KE 47v/10, ķıśśa-i źebįĥ ismaǾįl
i
mek, taksim etmek, bölüştür- m
ķobuz “kopuz krş.ķopuz” İML 161 ķoġur“boz, bozla sarı arası inek,
ķobuzçu “kopuzçu krş. ķopuzcı” öküz” KE 147r/2
İML 155 ķoġuş (1)“tabakalanmış deri” KE
ķoç “koç” ME 129/8 18v/10
ķoçķar “koç, enenmemiş erkek ķoġuş (2) “ortaşı boş olan” İML
koyun krş.ķoç” NF 216/2, KE 191
38r/1, KE 37v/15, İML 172 ķoġuz“boş, boşluk, eksiklik” KE
ķođ-1.“koymak, bırakmak, tak- 249v/12
mak, sürmek, vazgeçmek, terk ķol (1) “el, kol, ön but” NF 33/15,
etmek krş. ķo-, ķoy-” NF KE 96v/18, ME 110/3, MM
422/11, KE 14v/19, ME 90/1, 92/2, HKT 371b/7, HŞ 4152,
MM 331/3, HKT 314a/4, HŞ İML 142, AO II/2, MN (2)
3350, 2. “vazetmek” HKT 12/110, ķol eti “pazu” NF
314a/4, 3. “doğurmak” HKT 33/11, ķol ķawşur- “saygı ama-
459b/8, 4. aldırış etmemek” cıyla kolları birleştirerek sağ eli
HKT 404b/6, ķođġan “bırakan, sol elin üstünde tutmak” NF
terk eden” HKT 219a74, ķođġu e
ğ
373/6, HŞ 1013, ķol ķavuştur
yir “yerleştirilecek, koyulacak i
t “saygı amacıyla kolları birleşti-
yer” HKT 136a/1, ķođmaķ “bı-
i
m rerek sağ eli sol elin üstünde
rakma, terk etme” HKT 553a/8 y
a
tutmak krş. ķol ķawuştur-” KE
ķođġutlük “içine bir şey koyulan y
ı 113r/10, ķol ķawuştur- “saygı
yer veya şey” HKT 340a/1 amacıyla kolları birleştirerek
n
e
v
ķođı“aşağı, adi, bayağı krş. ķođu, i sağ eli sol elin üstünde tutmak
ķoyı (2), ķuđı” HŞ 2911 krş. ķol ķavuştur-” NF 51/3, ķol
ķođu“aşağı, adi, bayağı krş. ķođı, sal- “el sallamak” NF 130/12,
ķoyı (2), ķuđı” HŞ 2910 ķol sun- “el uzatmak” HŞ 3766,
ķođud- “ihmal etmek, unutmak” ķol tart- “kol kaldırmak” KE
HKT 128a/2 183v/6
ķođuġluġ “koyulmuş, hazırlanmış” ķol (2) “dağın tepesinden aşağı
KE 216r/11 inen ve derenin ortasından ge-
ķođul-“koyulmak, inşa edilmek, çen yüksekçe yer, vadi, taraf,
yapılmak, kurulmak, yerleşti- yan” NF 281/17, KE 34v/14,
rilmek krş. ķoyul-” NF 239/13, HKT 563b/2, HŞ 1382, İML
HKT 60a/2 145, ķol ķırıġı “vadi yamacı”
ķođut-“koymak, durdurmak” ME HKT 176a/2
34/3 ķol (3) “askeri birlik, ordu” NF
ķoġu“su kuşu krş. ķuķu, ķuġu” 71/12
İML 176
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 333
koş (3) “bir içki” HŞ 350, koş iç- ķovnuş-“koşmak krş ķunuş-” ME
“içki içmek” HŞ 566, koş tut- 110/8
“içki sunmak” HŞ 3799 ķovşat- “gevşetmek” ME 63/2
koş- (1)“koşmak, koşul tutmak, ķovuķ “kulağın duyğucu” İML 139
yerine koymak, katmak, gös- ķowul-“kovulmak, sürülmek”
termek, saymak” KE 210v/17, HKT 109b/6
ME 26/7, HKT 131a/6, K V/12 ķovuş-“koşuşmak, yarışmak” ME
koş- (2) “koşmak” HŞ 3497 110/2
koş- (3) “eşlemek” HŞ 2778 ķoy “koyun krş. ķoyun (1)” NF
koş koş “tekrar tekrar” koş koş 22/4, KE 13v/13, ME 104/3,
sözle- “tekrarlamak, arka arka- MM 205/1, HKT 142a/3, HŞ
ya söylemek” ME 46/3 3920, MN (2) 8/76, ķoy boġuz-
koşa koşa “tekrar tekrar” koşa koşa “koyun kesmek, koyun kurban
ķıl- “tekrar tekrar yapmak, tek- etmek” NF 254/4, ķoy boġuzla-
rarlamak” ME 46/3 “koyun kesmek, koyun kurban
koşġu“önceden kararlaştırılmış, etmek” KE 54r/20, ķoy ķozı
sözleştirilmiş” koşġu yėr “ön- e
ğ
“koyun kuzu” NF 353/17, KE
ceden kararlaştırılmış yer, söz- i
t 61v/15, ķoy küt- “koyun güt-
mek” MN (2) 2/14, ķoy yüñi
i
leştirilmiş yer” KE 21v/8 m
kögerçin” ME 71/3 y
a
şek çakmak” KE 121r/4, kök
kögerçin“güvercin krş. kögerçgün, y
ı yayı “eleğim sağma”İML 183,
kögercin” HŞ 1639
n
e kök yolu “saman oğrusu, hacı-
v
kögüs “göğüs krş. kögüz, köküs, i lar yolu” İML 183
köküz” KE 208v/6, ME 226/1, kök (2) “gök mavi, yeşil, ot” KE
İML 141 227r/7, HŞ 1414, kök bol- “gök
kögüslük “göğüslü” KE 181r/10 renginde olmak, yeşermek, ye-
kögüz “göğüs, gönül krş. kögüs, şillenmek” ME 162/5, kök ot
köküs, köküz” KE 248r/15, “yeşillik, taze ot” KE 68r/15,
HKT 139b/2, kögüz içinde yıġ- kök tonlu “mavi gömlekli” İML
“göğüste saklamak, gizlemek” 84, kök yaş ün- “taze ot çıkmak,
HKT 569b/2, kögüz içindeki yeşermek” KE 90r/18, kök
nirse “göğüste gizli olan şey” yaşlıġ “yeşil sebzeli” HKT
HKT 176a/9, kögüz süñüki 571a/2
“kaburga kemiği” HKT 570b/7, kök(3) “kök” HKT 249b/3, HŞ
kögüzleri ķıla başlaġan “göğüs- 3560
leri büyümeğe başlayan, tomur- kök (4) “kavim, kabile, soy” HKT
cuklanan” HKT 562b/1 38a/6, İML 103
kögüzlük “gerdanlık” ME 94/7
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 341
243v/13 y
a
ķıl- “zoraki olarak yapmak, is-
köñülleş- “heveslenmek, karşılıklı y
ı teksizce davranmak” ME 30/7
olarak hoşlaşmak” ME 197/4 köñ(ü)lünce “gönlüne göre, gön-
n
e
v
köñüllet- “heveslendirmek, hoşlan- i lünce krş. köñ(ü)lince” KE
dırmak” ME 66/2 21v/6
köñülli“gönüllü krş. köñüllüg, könült- “doğrultmak” ME 51/4
köñüllig” KE 195r/2, MN (1) köp 1. “çok, fazla, pek” NF 11/13,
1/6 KE 22v/12, ME 15/5, MM
köñüllig“gönüllü krş. köñüllüg, 32/3, HKT 573a/9, HŞ 1919,
köñülli” KE 6r/5 MN (1) 1/5, AO IV/7, MN (2)
köñüllüg “gönüllü, gönül sahibi 4/34, 2. “çoğu, bir çoğu” HKT
krş. köñülli, köñüllig” KE 6r/4, 109b/3, köp aķ-“ çok yağmak,
HKT 501b/3, HŞ 2674, çok akmak” MN (2) 25/241,
köñüllüg bol- “gönül sahibi ol- köp aķġan “çok yağan, çok
mak, gönüllü olmak, gönülden yağdıran” HKT 549a/7, köp te-
istemek” KE 45r/20 lim “çok fazla, bir çok” KE
köñüllülük “şakalaşma” köñüllülük 56v/13, köp tümen “çok fazla,
ėdiş- “karşılıklı şakalaşmak, bir çok” KE 181v/20, köp bol-
1.“çok olmak” KE 90r/16, HKT
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 345
ķur- (1) “yapmak, kurmak, inşa bol- “yakın olmak, Allah’a ya-
etmek” KE 239r/20, K II/10 kın olmak” MM 400/3
ķur- (2) 1“kurmak, uydurmak” ķurbaķa “kurbağa” İML 180
MM 394/2, HŞ 1416, , 2. “ha- ķurbān (<A.)“kurban” NF 58/3,
zırlamak” NF 392/17, ME KE 14v/15, ME 13/8, MM
171/6, HŞ 1257 194/1, HKT 72a/2, HŞ 767,
ķurǿa (<A.) “kurǿa” KE 50r/8, MN (1) 10/12, ķurbān ayı “kur-
ķurǿa falı “fal okları” ME ban ayı” KE 212v/13, ķurbān
136/2, ķurǿa kemiş- Ǿįđi “kurban bayramı” KE
“kur’a atmak, kurǿa çekmek” 143r/1, ķurbān küni “kurban
NF 414/7, ķurǿa sal- “kur’a kesim günü, kurban bayramı”
çekmek “ KE 156r/13, ķurǿa NF 213/6, ķurbān bol- “kurban
yawu- “kur’a atmak, kur’a olmak, kendini feda etmek”
çekmek” HKT 430b/6 MN (2) 5/41, ķurbān ķıl- “kur-
ķuraġ “meclis, toplantı” ķuraġ ķur- ban etmek” NF 37/4, KE
“meclis kurmak” MM 356/2, 14v/15, ME 104/3, MM 195/1,
HŞ 3793 e
ğ
HKT 108b/6, HŞ 448, ķurbān
ķuraķ “kurak, kuru krş. ķurġaķ” i
t ķılmaķ “kurban kesme” HKT
ķuraķ bol- “kuru olmak, kurak
i
m 28b/8
olmak” ME 184/2 y
a
ķurbānlıķ (<A.+T.)“kurbanlık” KE
ķuram “mertebe, aşama” MM y
ı 194v/18, ME 13/8, ķurbānlıķ
189/4
n
e bėr- “kurban olarak vermek,
v
ķurǿān (<A.) “Kur’an” NF 79/17, i kurban vermek” KE 145r/5
KE 2v/7, ME 75/4, HKT ķurbet(<A.) “yakınlık, Allah’a
468b/7, ķurǿān-ı Ǿažįm yakınlık” KE 78v/5, MN (1)
“Kur’an-ı Kerim” KE 65v/8, 10/8, ķurbet maķāmı “Allah’a
ķurǿān oķı- “Kur’an okumak” yakınlık makamı” NF 57/14,
NF 118/5, ķurǿān ögret- ķurbet derecesi “Allah’a yakın-
“Kur’an öğretmek” NF 238/3 lık derecesi” NF 58/7
ķurǿān-ħān (<A.+F.) “Kur’an oku- ķureyş (<ö.a.) “630’a kadar Mek-
yan” KE 178v/14 ke’yi yöneten ve bu şehrin ele
ķurǿān-ı mecįd (<A.) “Kur’an-ı geçirilmesinden sonra parçalan
Kerim” NF 116/11 kabile” NF 160/5, KE 95r/3,
ķuranuķ “kuruk, yani ham ve yeşil HKT 581a/5, MN (1) 16/1
üzüm” İML 182 ķureyşį(<A.) “Kureyş kabilesinden
ķurb (<A.) “yakınlık, yakın olma” olan” KE 185v/3
NF 349/16, KE 219r/6, ķurb ķurġaķ “kurak kuru krş. ķuraķ” HŞ
3665
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 355
ceği krş. ķuşluķluķ” KE 102v/1, ķuŧb (1) (<A.) “bilge kimse, bir
ķuşluķ aşın yė- “kuşluk vakti tarikatın büyüğü” ķuŧb-ı
yiyeceğini yemek” ME 191/3, Ǿālem “ermiş kişi, gerçek lider”
ķuşluķ namāzı “sabah namazı” MM 384/3
NF 261/11, ķuşluķ vaħtı “kuş- ķuŧb (2) (<ö.a.) “Kutub krş. ķuŧub”
luk vakti krş. ķuşluķ vaķtı” “NF HŞ 2100
443/16, ķuşluķ vaķtı “kuşluk ķutġar-“kurtarmak krş. ķurtġar-,
vakti krş. ķuşluķ vaħtı” KE ķurtar-, ķutķkar-, ķutar-” NF
113r/21, HKT 575b/7, ķuşluķ 73/12, KE 100v/7, ME 12/2,
bėr- “kuşluk vakti yiyeceği HKT 329b/8, HŞ 3164,
vermek” KE 204r/6 ķutġarġan “kurtaran, emin kı-
ķuşluķ (2) “kuşluk, kuş beslenilen lan, esma-i hüsna’dan el-
yer” KE 146v/2 muǿmin” HKT 525a/9,
ķuşluķluķ “kuşluk vakti yemeği ķutġarmaķ “kurtarma, cinayet”
krş. ķuşluķ aşı” İML 164 ME 220/5
ķūt (<A.) “azık, yiyecek, ölmeye- ķutıl-“kurtulmak krş. ķutul, ķurtul-
cek derecede yiyecek” KE ” NF 100/2
29v/6, ME 53/8 e
ğ ķutķar-“kurtarmak, ķurtġar-, k
ķut “saadet, kut” HŞ 1307, ķut al-
i
t ķurtar-, ķutġar-, ķutar-” KE
i
“saadetli ve uğurlu olmak” HŞ m 100v/7, NF 165/13, HŞ 4345,
2396, ķut bir- “saadet ve uğur y
a
MN (1) 8/3, İML 108
vermek” HŞ 2841, ķut bul- y
ı ķutla-“kutlulamak” İML 105
n
“saadet bulmak” ME 186/3, e ķutlan-“kutlanmak” HŞ 1808
v
ķut ķıl- “saadet vermek, uğur i
ķutlıġ “uğur, afiyet krş. ķutluġ,
getirmek” ME 88/1 ķutlu, ķutluķ” KE 2r/21
ķutan “ahır, etrafı çevrilmiş koyun ķutlu“uğurlu, saadetli, krş. kutluķ
yatan yer” KE 37r/19 ķutlıġ, ķutluġ”ķutlu kör- “uğur-
ķutar- kurtarmak krş. ķurtġar-, lu ve saadetli görmek” ME
ķurtķar-, ķurtar-, ķutkar-, 186/3
ķutġar-” KE 237r/19, ME 8/5, ķutlu buķa (<ö.a.) “Toktamışan’ın
MM 219/4, HKT 203a/4, HŞ elçisi” AO I/4
470, ķutarmaķ “kurtarma, yar- ķutluġ “uğur, afiyet krş. ķutlu,
dım” ME 45/8, ķutarmaķ tile- ķutlıġ, ķutluķ” KE 2v/9, İML
“yardım istemek” HKT 369b/3 148, ķutluġ birle tut-
ķuŧayfir (<ö.a.) “Yunus Peygam- “afiyetle tutmak, mübarek bir
ber’i satın alan Zeliha’nın koca- şekilde tutmak” ME 125/8,
sı, Reyyân adlı melikin veziri” ķutluġraķ “daha uğurlu, daha
NF 112/15 afiyetle” KE 13v/12
358 | D r . Suat ÜNLÜ
küñ “cariye, kadın köle krş. küni “kuma krş. ķoma, ķuma” NF
kenizek” KE 219r/17, ME 92/3, 397/11
İML 147 künile- “günülemek, kıskanmak”
künbed (<F.) “künbed, kubbe krş. NF 65/6, KE 48r/2, HŞ 2115
günbed” MN (1) 15/7, künbed-i künlük“günlük krş. kündelik” NF
hadra “yeşil kubbe, gök yüzü” 133/7, KE 56v/20, ME 126/5
HŞ 330 künt “kalıp” İML 158
küncük “yaka açıklığı” İML 166 küntçü “kalıpçı” İMl 157
küncüt “susam, kuncut” İML 181, künüçü “kıskanç adam” İML 147
küncüt yaġı “susam yağı, künyet (<A.) “künye, takma ad”
şırlagan” İML 165 KE 179v/15, künyet ķoy- “kün-
künde “hergün” ME 139/4, HŞ ye vermek, takma at koymak”
4002 ME 193/3
kündeki “hergünkü” ME 178/1 künyetlig (<A.+T.)“künyeli, takma
kündelik “gündelik, günlük krş. adlı” KE 36r/18, künyetlig bol-
künlük” ME 139/1, kündelik “künyeli olmak, takma adlı ol-
ķıl- “günlük olarak kullanmak” e
ğ
mak” ME 193/3
ME 178/1, kündelige tut- “gün- i
t küp“küp krş. küb” NF 149/1, KE
171r/19, İML 162, küp ķıl-
i
deliğe tutmak, günlük olarak m
çalıştırmak” ME 139/4 y
a
“küp yapmak” KE 171v/1
kündük “ibrik” İML 170 y
ı küpçü“küp yapan yahut satan”
kündüz 1.“gündüz” NF 191/8, KE İML 155
n
e
v
2v/10, ME 137/8, MM 168/3, i küpe “küpe” küpe ķat- “küpe tak-
HŞ 2601, K V/17, 2. “gündü- mak” ME 79/7, küpe urun-
zün (zarf)” HKT 130b/6, “küpe takmak” ME 167/6
kündüz bol- “kündüz olmak, kür “cesur, yiğit, gözü pek” kür
güneş doğmak” NF 315/8 arslan “cesur kişi, yiğit kişi”
kündüzle “gündüzün, gündüz vak- KE 66v/4, HŞ 1268
tinde” HKT 203b/2, HŞ 4058 küreş “güreş” ME 225/8
kündüzün “gündüzleyin” ME 97/3 küreş- “güreşmek” ME 198/2, HŞ
künenç“kıskanç” KE 95r/20, 4189
künençrek “çok kıskanç, daha küreşçi“güreşçi, pehlivan” İML
kıskanç” KE 95v/2 157
künesu “cıva” İML 178 kürevį (<A.) “yuvarlak” KE 26v/4
künġaķ “gündüz bekçisi” İML 145 kürgek “kürek” KE 135v/1
küngüre(<F.) “kubbe, kubbenin kürmüz (<ö.a.) “Mü’tefikat’ın
tepesi, en yüksek yeri” NF veziri” KE 57r/4
308/16, KE 184r/4
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 365
e
ğ
i
t
i
m
y
a
y
ı
n
e
v
i
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 367
-L-
lā ilāhe (<A.) “(Allah’tan başka lāl (<A.) “dilsiz” HŞ 1522, lāl bol-
Tanrı yoktur) anlamındaki “dilsiz olmak, konuşamamak”
(lailahe- illallah) “sözünün HŞ 2717
kısaltılmış biçimi” lā ilāhe ayıt- laǾl (<A.) “kırmızı değerli bir taş,
“Allah’tan başka Tanrı yoktur dudak” KE 65v/9, HŞ 2699,
demek”MM 16/3, lā ilāhe tė- MN (2) 25/242, laǾl-i bedehşān
“Allah’tan başka Tanrı yoktur” “bedehşan yakutu” HŞ 428,
MM 17/1 laǾl-i şāh “şahlık yakutu” HŞ
laǾįn (<A.) “lanetlenmiş, melun” 1541
NF 265/12, KE 44v/13, lālā (<F.) “parlak” KE 65v/15, MN
laǾįn merdūd “lanetlenmiş, (2) 1/9, HŞ 1049
kovulmuş Şeytan” KE 184r/13, lāle (<F.) “lale” KE 68v/3, MN (2)
laǾįn şeyŧān “lanetlenmiş Şey- 23/228, HŞ 1441
tan, melun Şeytan” HŞ 1516 lāle-gūn (<F.) “lale renkli” MN (2)
lā-Ǿināyet (<A.) “yardımsız, 27/264
lutufsuz” AO V/13 lām (<A.) “lam harfi krş. lam” KE
laķab (<A.)“takma ad, lakab” KE e
ğ
86r/21, HŞ 625, lām-elif “lam-
197r/8, HKT 493b/5, laķab i
t elif” HŞ 4202
aydış- “lakabla çağırmak” ME
i
m lam-yezel (<A.) “zeval bulmaz,
197/1, laķab bėril- “takma at y
a
zail olmaz, baki, kalıcı krş. lem-
verilmek, lakab verilmek” KE y
ı yezel” MN (1) 1/1
197r/8, laķab ėdiş- “karşılıklı laǾne (<A.) “lanet, beddua, kargış,
n
e
v
takma at vermek, biribirine i Allah’ın mağfiretinden yoksun-
lakab vermek” ME 197/1, laķab luk krş. laǾnet” HKT 324b/8
ķoy- “takma at vermek, lakab laǾnet (<A.) “lanet, beddua, kargış,
takmak” ME 67/1 Allah’ın mağfiretinden yoksun-
laķablan-(<A.+T.) “takma ad ile luk krş. laǾne” KE 246v/19,
adlanmak” ME 167/2 MM 53/1, HKT 243a/9, laǾnet
laķablu (<A.+T.) “takma adlı krş. ayt- “lanet etmek, beddua et-
laķabluġ” laķablu bol- “takma mek” NF 144/6, laǾnet ķıl- “la-
adlı olmak, takma at sahibi ol- net etmek, beddua etmek” NF
mak” ME 153/1 144/16, KE 40v/17, HKT
laķabluġ(<A.+T.)“takma adlı krş. 83b/7, laǾnet ķılġan “lanet
laķablu” laķabluġ bol- “takma eden” HKT 23a/3, laǾnet ķılın-
adlı olmak, takma at sahibi ol- “lanet edilmek” HKT 338a/1,
mak” ME 167/2 laǾnet ķılınmış “lanet edilmiş,
lanetlenmiş” HKT 254a/5,
laǾnet ķılış- “birbirine lanet et-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 369
155b/9, lūt bin hāzer “Lut pey- lükām(<ö.a.) “Halepte bir dağ”
gamber” KE 56v/12, lūt bin lükām taġı “lükam dağı” KE
hāzer bin bāriĥ bin neǿāl hārān 154v/15
“Lut peygamber” KE 56v/18, lülü (<A.) “inci” lülü-yi lālā “par-
lūt ėlleri “Hz. Lut’un kavminin lak inci” MN (2) 1/9
yerleşim yerleri” ME 63/7, lūt
ķavmı “Hz. Lut’un kavmi krş.
lūt ķavmi” HKT 191a/2, lūt
ķavmınuñ ķonumları “Hz.
Lut’un kavminin yerleşim yer-
leri” HKT 545a/1, lūt ķavmi
“Hz. Lut’un kavmi krş. lūt
ķavmı” ME 63/7, lūt
peyġamber “Lut peygamber”
MN (1) 7/4
luŧf (<A.) “lütuf, ihsan, bağış krş.
lutf” NF 164/15, KE 196v/16,
HŞ 2571, luŧf u Ǿināyet “ih- e
ğ
olmak, mirasdan hak sahibi ol- misvāk (<A.) “misvak, diş fırçası
mak” ME 94/7 krş. mesvāk” NF 90/2, ME 67/8
mirbaŧ bin śaħrā (<ö.a.) “Süleyman mįve (<F.) “meyve yemiş krş.
peygamberin hizmetçilerinden meve, meyve” KE 87v/4, MN
biri” KE 142r/1 (1) 9/13
mįŝāķ (<A.) “sözleşme, anlaşma” mįvelig(<F.+T.) “meyveli krş.
KE 19r/8, mįŝāķ küni “sözleşme meyvelig, meyvelıġ” KE
güni, anlaşma günü” KE 188v/4 162v/16
miŝāl (<A.) “misal, benzer, örnek” mizāc (<A.) “mizaç, huy, yaratılış
NF 244/11 krş. mezāc” HŞ 3028
miŝillig (<A.+T.) “benzer, eş, mįzāĥ (<A.) “şaka, eğlence” HŞ
gibilik” MN (1) 4/7 1056, mįzāĥ ķıl- “şakalaşmak,
miŝķāl (<A.) “yirmidört kıratlık bir eğlenmek” KE 204r/16, ME
ağırlık ölçüsü” NF 398/3, KE 181/6, HŞ 2290
80v/6 mįzān (<A.) “ölçü, terazi” NF
miskįn (<A.) “fakir, âciz, zavallı” 235/1
NF 63/9, KE 249v715, MM e
ğ
moġal (<ö.a.) “Moğol krş. moġul,
230/2, HKT 556a/3, HŞ 3884, i
t moġul” HŞ 3091
K VI/12, MN (2) 11/101, mis-
i
m moġul (<ö.a.) “Moğol krş. moġol,
kįn bol- “fakir ve zavallı olmak, y
a
moġal” KE 80v/15
aciz duruma düşmek” ME y
ı moncuķ“boncuk krş. monçuķ” ME
236/7 86/8
n
e
v
miskįnlik (<A.+T.) “miskinlik, i monçuķ “boncuk krş. moncuķ” NF
âcizlik” NF 374/7, KE 3v/9, 414/11, KE 114v/16
miskįnlik ķıl- “âcizlik göster- moynuz “boynuz krş. muynuz,
mek, acınacak duruma düşmek” müñüz” KE 227v/13
NF 51/16 moynuzluġ“boynuzlu krş.
miŝl (<A.) “eş, emsal, benzer” NF muynuzlıġ” NF 216/2
56/17, HKT 480a/7, MN (2) möşük “ kedi” KE 23r/10
10/94 mu (1)“soru edatı krş. mı, mü” NF
mįsreǾ bin harem (<ö.a.) “Mirse 16/1, KE 7r/5
bin Harem” KE 36r/20 mu (2) “bu krş. bu” muña “buna”
misŧaĥ (<ö.a.) “Mistah bin Esâse. NF 45/5, KE 19r/6, ME 42/8,
Abdullâh bin Ubey’le Hz. MM 104/2, HŞ 2752, MN (1)
Ayişe’ye iftira eden Ebu 14/8, MN (2) 3/22, K X/13,
bekr’in teyzesinin oğlu krş. muñar “buna” NF 112/16, KE
musŧiĥ” NF 415/5 6r/11, MM 23/4, HŞ 4342,
munça “bunca” NF 6/1, KE
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 397
3v/6, MN (1) 12/7, MN (2) munuñ üçün kim “bunun için ki,
14/136, munda 1.“bunda” NF diye, için” HKT302a/8
15/9, KE 2v/21, MM 65/3, muǾabbir (<A.) “düş tabir eden,
HKT 357a/8, HŞ 1158 , İML düş yoran” NF 205/17, KE
75, MN (2) 47/471, MN (1) 89v/8
3/4, K III/11, MN (2) 47/471, muǾāf (<A.)“bağışlanmış, affedil-
2. “bundan” MM 274/2, miş” MM 219/1
mundın “bundan” NF 40/2, KE muǾāķib(<A.) “cezalandırılan,
2v/13, 14/137, “bundan” MM cezaya çarptırılan, cezalı”
36/1, HŞ 3570, MN (2) 14/137, muǾāķib bol- “cezaya
munı “bunu” NF 32/9, KE çarptıtılmak, cezalandırılmak”
5r/15, 47/471 MN (2), ME NF 367/15
68/8, MM 31/2, HŞ 2993, MN muǾallim (<A.) “muallim, öğret-
(2) 47/471, munlar “bunlar” NF men, öğretici, kılavuz, rehber”
12/3, MM 193/3, HKT 474a/3, NF 238/3, KE 19r/3
HŞ 4621, munlarda “bunlarda, muǾāmele (<A.) “muamele, hare-
bunlardan” NF 292/2, ket, davranış” KE 207v/12,
munlardın “bunlardın” NF e
ğ muǾāmele ķıl-“ muamele et-
115/3, munlarġa “bunlara” NF
i
t mek, hareket etmek, davranışda
i
27/3, munlarķa “bunlara” NF m bulunmak” KE 103v/7
71/4, munlarnı “bunları” NF y
a
muǾāmelet (<A.) “anlaşma” KE m
13/4, munlarnıñ “bunların” y
ı 41v/20, muǾāmelet ķıl-“ anlaş-
n
NF 160/1, munu “bunu” NF e mak, sözleşmek” KE 66r/8,
v
112/7, munun “bununla” MM i
muǾāmelet ķılış- “birbirleriyla
60/4, munuñ “bunun (bu zami- anlaşmak, sözleşme yapmak”
rinin ilgi hali” NF 19/5, KE ME 123/7
6v/17, MN (1) 4/15, MM muǾāmile (<A.) “muamele, hare-
101/2, HŞ 4563, MN (2) 5/41, ket, davranış krş. muǾāmilet”
munuñ birle “şundan ötürü, do- muǾāmile ķıl- “muamele etmek,
layı, için” HKT 448b/1, munuñ hareket etmek, davranışda bu-
birle kim “şundan ötürü, dolayı, lunmak” NF 269/10
için” HKT 25a/4, munuñ tėg muǾāmilet (<A.) “muamele, hare-
“bunun gibi krş. munuñ tig” ket, davranış krş. muǾāmile”
MM 23/1, munuñ tig “bunun muǾāmilet ķıl- “muamele et-
gibi krş. munuñ tėg” HKT mek, hareket etmek, davranışda
363b/9, munuñ üçün “bunun bulunmak” NF 31/3
için, diye, için” HKT 174a/9, muǾāniķa (<A.) “kucaklaşma, sa-
rılma” muǾāniķa ķıl- “kucak-
398 | D r . Suat ÜNLÜ
151/11 y
a
yüzlü, münafık kadın” HKT
mümkin (<A.) “mümkün, olası” y
ı 515b/5
KE 218r/10, mümkin bol- münāfıķlıķ (<A.+T.) “münafıklık”
n
e
v
“mümkün olmak, olası olmak” i NF 241/4, HKT 195b/5,
HŞ 3543 münāfıķlıķ ķıl- “münafıklık
mümteniǾ (<A.) “dağılan, kaçan, yapmak, iki yüzlülük etmek”
çekinen” mümteniǾ bol- “çe- NF 48/15
kinmek” NF 245/2, HKT münāre (<A.) “minare, fener kule-
507b/4 si” NF 148/12
mün “çorba, et suyu” İML 165 münāsib (<A.) “münasip, uygun”
mün- (1)1.“binmek, çıkmak, aş- NF 2/10
mak krş. min-, bin-” NF 415/4, münāžara (<A.) “tartışma krş.
KE 78v/13, ME 150/8, MM munāžira” KE 230v/12,
245/3, HKT 289b/4, HŞ 2585, münāžara ķıl- “karşılıklı ko-
2. “eklenmek, katılmak” HKT nuşmak, karşılıklı tartışmak,
385a/2, münügli “binici, süvari” ilmi münakaşa etmek” KE
HKT 36b/6, münügliler “ ker- 233v/8, HŞ 55
van” HKT 176a/2 mündür- “bindirmek krş. mindür-,
mün- (2)“delirmek” İML 107 bindür-” KE 92r/9, ME 77/8
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 417
yıf olmak, güçsüz ve aciz ol- nākes (<F.) “hor, hakir, alçak, kö-
mak, güçsüzleşmek” NF 234/17 tü” HŞ 4576, nākes bol- “hor
naħħās(<A.) “esir satıcısı” NF görülmek, hakir olmak” ME
112/14 146/5
naħħāsbān (<A.+F.) “köle, esir nākeslik (<F.+T.) “bayağılık”
bakıcısı” NF 359/2 nākeslik ahdi “sözünde durma-
naħħāsħāne (<A.+F.) “esir satılan ma, cayma” ME 110/4
yer” NF 359/7 naķıb (<A.) “reis, başkan, kabile
nā-ħoş (<F.) “hoş olmayan, hoşa ve aşiret reisi” HŞ 3211
gitmeyen” HŞ 1699, nā-ħoş kel- nākįd (<F.) “Venüs (Zühre) geze-
“hoş olmamak hoşa gitmemek” geni” MN (2) 9/79
HKT 33a/4, nā- nā-ħoş körül- naķid (<A.) “peşin (ödeme)” naķid
“hoşa gitmemek beğenilme- bėr- “peşin ödemek” ME 86/5
mek” HKT 31b/6 nāķih (<A.) “zeki, akıllı” KE
nā-ħoşį (<F.) “fenalık, iğrençlik” 189r/21
MM 60/2 naķil (<A.) “yer değiştirme, ölme
nā-ħoşnūd (<F.)“memnun, hoşnut krş. naķl” naķil ķıl- “yer değiş-
olmayan” nā-ħoşnūd bol- e
ğ tirmek, ölmek” NF 6/9
“memnun olmamak, hoşnud
i
t naķįr (<A.) “hurma çekirdeğinde
i
olmamak” NF 397/12 m bulunana küçük oyuk zerre”
naĥrān (<ö.a.) “Nehrevân. Bir y
a
HKT 95b/3
Arap kabilesi” NF 143/3 y
ı nāķişatüǿl-Ǿaķl (<A.) “az, eksik
naĥs (<A.) “uğursuz krş. nuĥūs”
n
e akıllı” NF 234/16 n
v
HKT 506b/2 i
naķķaş(<A.) “nakkaş” KE 239r/19,
nāǿib (<A.) “vekil, kaymakam, HŞ 2154
yedek” KE 165v/5, nāǿib bol- naķķaş-ı şavur (<ö.a.) “Nakkaş,
“yedek olmak, vekillik yap- Şavur” HŞ 663
mak” ME 61/6 naķķaşlıķ(<A.+T.) “nakkaşlık,
nāǿile (<k.a) “Naǿile binti el- nakkaşlık mesleği” KE 138r/15
Ferafsā. Hz. Osman’ın karısı” naķl (<A.) “nakl, aktarma, göç
KE 241r/2 etme, ölme krş. naķil” naķl it-
naǾįm bin mesǾūd eŝ-ŝaķafį (<ö.a.) “aktarmak, nakletmek” K
“Ebu Seleme künyesiyle tanın- VII/18, naķl ķıl- “anlatmak, ak-
mış sahabe” KE 225r/4 tarmak, nakletmek” NF 444/2,
nākām (<F.) “mahrum” HŞ 2223 HŞ 4187
naķd (<A.) “para, peşin para, na- naķol “para” HŞ 3951, naķol ķıl-
kit” NF 358/3 “para olarak kullanmak” HŞ
1541
424 | D r . Suat ÜNLÜ
nāmus (1) (<A.) “namus” HŞ 3682 nāristān (<F.) “nar ağacı” HŞ 463
nāmūs (2) (<A.) “melek” NF 8/17, naru “.. a doğru, öte taraf, öte yüz
nāmūs-ı ekber “Cebrail’in la- krş. narı” KE 135r/4
kabı” KE 194r/7 nās (<A.) “insanlar, halk” NF
nā-müstaķįm (<F.+A.) “düzgün, 407/1, CE 2/4
doğru olmayan” KE 2v/15 naśb (<A.) “bir memuriyete veya
nān (<F.) “ekmek” KE 129v/17 hizmete atama, tayin” naśb ķıl-
nā-pāk (<F.)“günahkar” KE “bir memuriyete veya hizmete
203r/16 atamak, tayin etmek” KE
nā-peydā (<F.) “görünmez” nā- 137v/4
peydā bol- “görünmez olmak, naśbüǿl-lām (<A.) “lam sesini fet-
kaybolmak” NF 226/9 halı okuma” KE 82v/5
nār (1) (<F.) “nar” KE 70r/6, HKT nā-sezā (<F.) “yakışıksız, uygun-
510a/9, HŞ 874 suz” KE 195r/21
nār (2)(<A.) “ateş” HŞ 2977, MN nāśır (<A.) “yardımcı, yardım
(2) 12/100 eden” KE 63v/19
naǾra (<A.) “na’ra, çığlık” naǾra nāŝır rabġūzį (<ö.a.) “Burhanüddin
ur- “çığlık atmak, nara atmak” e
ğ Kadı Nasır Rabgûzî” KE 68v/7,
NF 431/4 nāŝırüǿd-dįn rabġūzį
i
t
i
nā-resįde (<F.) “büluğa ermemiş, m “Burhanüddin Kadı Nasır
çocuk” NF 6/11, MM 242/1, y
a
Rabgûzî” KE 83v/1
HKT 319b/8, MN (1) 15/15, y
ı nāŝırüǿd-dįn toķ boġa (<ö.a.) “Kı-
nā-resįde oġlan “henüz buluğ
n
e sas-ı Rabgûzînin sunulduğu ki- n
v
çağına gelmemiş çocuk” HKT i
şi” KE 249v/8
339a/5, nā-resįde oġul ķız nāśıruǿl-ĥaķ (<ö.a.) “Abbâsî halife-
“büluğa ermemiş erkek ve kız” si” NF 156/7
MM 173/3 naśib (<A.) “nasip, kısmet krş.
nā-resįdelik (F.+ T.) “çocukluk” naśįb” HŞ 1933
NF 62/12 naśįb (<A.) “nasip, kısmet krş.
nā-revā (<F.) “yakışıksız, uygun- naśib” NF 126/6
suz, uygun olmayan” NF 363/1, naśįĥat (<A.) “nasihat, öğüt” NF
MM 256/4 342/16, KE 65v/1, HŞ 1909, K
narħ (<F.) “fiyat, kıymet, değer” VII/47, naśįĥat ayıt- “nasihat
KE 189v/12, ME 60/8 vermek, öğüt vermek” HŞ 925,
narı “.. a doğru, öte taraf, öte yüz naśįĥat ayt- “nasihat vermek,
krş. naru” KE 173v/10 öğüt vermek” NF 210/8, naśįĥat
nārinç (<F.) “turunç, turunçgiller” bėr- “nasihat vermek, öğüt
HŞ 3406 vermek” NF 268/5, naśįĥat
426 | D r . Suat ÜNLÜ
ķıl- “nasihat etmek, öğütlemek” 1686, nāz it- “naz etmek, naz
NF 84/7, KE 11v/18, HŞ 1896, yapmak, yalvarmak” HŞ 1649,
MN (1) 23/1 nāz ķıl- “naz etmek, naz yap-
naśr ibnü muhammed (<ö.a.) “Ebû mak, yalvarmak” ME 168/1,
Hanife’nin öğrencisi” NF HŞ 1655
190/17, naśr “bkz. naśr ibnü nāza-(<F.+T.) “naz etmek” ME
muhammed” NF 190/17 38/7, nāzamaķ “naz, küstahlık”
naśrānį(<A.) “Hıristiyan” NF ME 38/7
374/11, naśrānį bol- “Hıristiyan nažar(<A.)“bakma, bakış, önem-
olmak, Hıristiyan dininden ol- seme, önem verme” NF 350/13,
mak” NF 365/4 KE 189v/18, MM 171/1, HŞ
naśś (<A.) “kesin hüküm getiren 3571, MN (2) 37/334, nažar
ayet ve hadis” MM 35/1 bul-“yan gözle bakmak” MM
nassāc(<ö.a.) “Ebû Bekr bin 293/3, nažar ķıl- “nazar etmek,
Abdillah et-Tûsî-i Nessâc” şeyħ dikkatlice bakmak” NF 30/5,
“bkz. nassāc” NF 245/13 KE 3r/10, MN (1) 14/7, HŞ
nāsūr (<A.) “nasır” KE 132r/4 e
ğ
3486, MN (2) 2/19, nažar sal-
naǾt (<A.) “naǾt, övgü kasidesi” i
t “bakmak, nazar etmek” HŞ 915
i
KE 187r/17 m nažāre (<A.) “benzer, benzeyen”
natǾ(<A.)“yemek sofrası” HŞ 1424 y
a
HŞ 1446, nažāre ķıl- “benze-
nā-ümįd(<F.)“ümitsiz” KE 102r/20 y
ı mek, benzetmek” HŞ 3660
nāv-dān(<A.)“oluk, kanal” KE nažarlıġ (<A.+T.) “basiret sahibi”
n
e
v
100r/18 i HKT 382a/8
nāvek (<F.) “ok” MN (2) 12/109 nāzenįn (<F.) “narin, ince yapılı”
nāy (<F.)“ney krş. ney” HŞ 1058, NF 213/14, HŞ 2715
nāy çal- “ney çalmak” KE nāzik(<F.) “nazik, kibar krş.
22r/15, nāy ķıl- “ney çalmak, nāzük” MN (2) 23/223
ney üflemek” HŞ 1058 nazįlek (<ö.a.)” bir melek” KE 4r/7
nāyib (<A.) “kadı vekili, vekil” NF nāzil (<A.) “inen, nüzul eden”
203/10, KE 245r/17 nāzil bol- “nüzul etmek, inmek”
nāyibluķ (<A.+T.) “nayiblik” NF 6/6, KE 194v/6
nāyibluķ tile- “yardım istemek” nāžir (<A.) “bakan, gören, göze-
ME 219/6 ten” NF 431/5
nāyile(<ö.a.) “Nâǿile binti el- nažįr (<A.) “benzer ” NF 231/13,
Ferâfsa. Hz. Osman’ın karısı” KE 66v/19, HŞ 567
NF 135/13 nažm (<A.) “nazım, şiir, kafiyeli
nāz (<F.) “naz, yalvarma krş. naz” söz” HŞ 249, MN (2) 2/19,
MM 387/4, MN (2) 34/336, HŞ
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 427
nişe “niçin, neden, niye krş. niçe, noħūd (<F.) “nohut krş. nuħūd”
neçe, neşe” NF 15/17, HKT KE 13v/18
56a/2, nişe ķıl- “niçin yapmak, noķśān (<A.) “noksan, eksik,
neden yapmak” NF 48/14 eksiklik, kusur, zarar, ziyan krş.
nǿit- “ne etmek krş. nit-, nǿėt-” KE nuķśān, noķsan” KE 95r/18,
140r/10 MM 111/4, HKT 278b/5, MN
nit-“ ne etmek krş. nǿit-, nǿėt-” HŞ (2) 16/156, HŞ 284
2306 noķsān (<A.) “noksan, eksik,
nite (1) “nite(kim)” KE 190r/21 eksiklik, kusur, zarar, ziyan krş.
nite (2) “nasıl” İML 95 nuķśān, noķśān” Ka II/17
ni-teg “nasıl nite krş. neteg, nėteg” noķta (<A.) “nokta krş. noķŧa” HŞ
HŞ 4481 4594, noķta-i harf “harfin nok-
nitegü “nitekim, nasılki” HŞ 2255 tası” HŞ 1397
niter “ne yapar” MN (2) 14/136 noķŧa (<A.) “nokta krş. noķta” KE
niyābet (<A.)“vekalet, vekillik” 215r/17
niyābet ķıl- “yerini tutmak” nol- (ne ol-)“ne olmak” HŞ 4150
HKT 184b/1 e
ğ
nöker(1)(<Mo.)“arkadaş” HŞ 1042
niyāz (<A.) “yalvarma, dua” KE i
t nöker (2) (<Mo.) “emir subayı,
i
218v/20, MM 86/2, MN (2) m yardımcı” K III/14
47/473, HŞ 3159, niyāz bülbüli y
a
nūĥ (<ö.a.) “Nuh Peygamber” NF
“niyaz bülbülü” MM 381/4, y
ı 13/2, KE 13v/7, HKT 101a/1,
niyāz bol-“yalvarmak, dua et- n
e ūĥ bin melik bin hünvesliħ bin
v
mek” KE 41r/20, niyāz ķıl- i idrįs “Hz. Nuh, Nuh peygam-
“yalvarmak, dua etmek” NF ber” KE 22v/16, nūĥ-ı necį
272/1 “Nuh Peygamber”MM 40/4,
niyāzlıġ (<A.+T.) “niyazı olan, ūĥ-ı neciyy “Nuh Peygamber”
yalvaran” KE 2v/1 KE 22v/8
niyyet (<A.) “niyet” NF 408/17, nuĥs-i melǿun (<A.) “melun nuhs”
KE 93v/12, MM 67/4, HŞ HŞ 4476
1980, niyyet sözi “niyet sözi” nuħūd (<F.) “nohut krş. noħūd” NF
MM 166/2, niyyet ķıl- “niyet 43/1
etmek” NF 47/1, MM 103/1 nuħūs (<A.) “uğursuz krş. naħs”
niyyetlıġ (<A.+T.) “niyetli, niyeti HŞ 3883
olan” KE 45r/10 nuħūset (<A.) “uğursuzluk” HŞ
niyyetsiz(<A.+T.)“niyetsiz, niyeti 4482
olmayan” MM 166/1 nuħūslıķ (<A.+T.) “uğursuzluk”
niźāmį (<ö.a.) “Nizâmî” HŞ 245 HŞ 2222
nuķl (<A.) “meze” MN (2) 10/96
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 437
KE 39v/8
nükte (<A.) “nükte” KE 12v/15,
HŞ 2518
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 439
oruç (<F.) “oruç” MM 163/4, oruç 1077, orun bol- “yer olmak, yer
aç- “oruç açmak” ME 14/8, tutmak, yerleşmek” KE 155r/6,
oruç açtur- “oruç açtırmak” ME orun ķıl- “yerleştirmek” KE
75/4, oruç ayı “oruç ayı, Rama- 164v/20, HKT 124a/6, HŞ
zan-ı Şerif” MM 164/3, oruç 3249, orun kılu bir- “yerleştiri-
niyyeti “oruç tutma niyeti” vermek” HKT 232b/6, orun
MM 163/2, oruç tutġan “oruçlu, körgüz- “yer göstermek, yerleş-
oruç tutan” ME 14/8, oruç vaķtı tirmek” HŞ 1013, orun tut- “yer
“oruç vaktı, oruç ayı” MM edinmek, yerleşmek” HKT
165/1 445b/7, HŞ 1216, orun ur- “yer
oruķ (1.)“ibret ders krş. ozuķ (1), edinmek, yerleşmek” KE
uruķ (1)” oruķ al- “ ibret almak, 239r/7, ornında “bir şeyin veya
ders çıkarmak” ME 132/4 bir kimsenin yerini almak üze-
oruķ (2.) “sınır, had, ölçü, hedef, re” HKT 120b/9, ornıña “bir
mesafe, uzaklık krş ozuķ (2), kimsenin yerini almak” HKT
uruķ (2)” ME 205/5, HKT 235b/1
51a/5,oruķ aşa bar- “sınırı geç- orunç “birisinin şu veya bu işine
mek, haddi aşmak” ME 158/5, e
ğ karşılık olarak verilen ayak teri,
oruķ aşa işle- “haddi aşmak, öl-
i
t rüşvet” İML 188
i
çüyü kaçırmak” ME 38/1, oruķ m orunçaķ “emanet, hediye” İML
tapa ozuş- “haddi aşmak, sınırı y
a
188
aşmak” ME 198/6 y
ı orunçaķla-“orunçak vermek, ema-
n
oruķınca“usulünce krş ozuķınca, e net vermek, hediye etmek” İML
v
uruķınca” oruķınca yörü- “usu- i
129 o
lüce yürümek” ME 161/3 orunçla-“rüşvet vermek” İML 126
orul- “kesilmek, biçilmek” NF orunluġ “yerli-yerinde, yer ve
43/14 mevki sahibi, yararlı” HKT
orun 1.“yer, mahal, makam” NF 232b/4, orunluġ bol- “yararlı
60/14, KE 85r/15, ME 27/6, olmak, yerli yerinde olmak”
MM 19/2, HKT 210b/7, HŞ ME 181/5
1077, MN (1) 8/8, İML 179, osal “gafil, tecrübesiz, deneyimsiz
AO III/8, 2. “mevki, durum, krş. osañ, usal” ME 86/7, MM
vaziyet” HKT 235a/8, 3. “cihet, 47/4,osal bol- “usanmak, bık-
taraf” HKT 248b/2, orun bėr- mak” MM 356/4, osal ķıl-
“yer vermek, yerleştirmek krş. “usandırmak, bıktırmak” NF
orun bir-” NF 206/11, KE 224/10, MM 81/4, osal tut-
27r/8, orun bir- “yer vermek, “usandırmak, bıktırmak” NF
yerleştirmek krş. orun bėr-” HŞ 372/4
450 | D r . Suat ÜNLÜ
osañ “gafil, dalgın krş. osal, usal” oş “şu, bu, işte şu krş. uşbu, oşbu”
HKT 60b/2, osañ ķıl- “gafil ol- MM 21/4, İML 88
mak, dalgın olmak, dalmak” oşbu 1. “(sıfat) bu, şu, işte şu krş.
ME 28/4 uşbu, oş” MM 24/4, 2. “(zamir)
osan-“usanmak, bıkmak, usan-” bu, şu, işte şu” MM 287/2
KE 66v/12 oşaķ “huysuz kadın” İML 149
osañlıķ (1)“kolaylık” osañlıķ ķılış- oşal 1. “(sıfat) o, işte o krş. uşol,
“birbirlerine kolaylık sağlamak, uşal” MM 9/3, 2. “(zamir) o, iş-
kolaylaştırmak” ME 199/5 te o, tam kendisi” MM 30/4
osañlıķ (2) “habersiz, gafil” HKT oşur- “yellenmek” İML 102
310b/2 ot (1) “ateş, yangın” NF 17/3, KE
osma(<A.)“vesme, rastık” NF 2r/9, ME 83/1, MM 249/2,
159/13, KE 13r/8 HKT 570a/5, HŞ 1909, MN (1)
Ǿoŝmān (<ö.a.) “Üçüncü halife Hz. 7/5, İML 169, MN (2) 2/15, ot
Osman” NF 134/3, KE 25r/12, at- “ateş atmak, ateşe vermek”
MM 11/3, MN (1) 16/11 NF 71/15, ot bol- “yangın çı-
Ǿoŝmān bin Ǿaffān “Üçüncü ha- e
ğ
karmak, yangın olmak” HŞ
life Hz. Osman” KE 200r/19, i
t 2065, ot çıķar- “kıvılcım saç-
Ǿoŝmān źiǿn-nūreyn “üçüncü mak” HKT 579a/2, ot ķat- “ateş
i
m
otsız (2) “otu olmayan, otsuz krş. otuz altı “otuz altı (36) krş. ottuz
otsuz (1)” otsuz suwsız “çorak altı” KE 107r/16
(yer)” HKT 398a/7 otuz bėş miñ “otuz beş bin
otsuz (1)“ otu olmayan (yer) krş. (35.000)” NF 135/6
otsız (2)” ME 3/5 otuz ėki “otuz iki (32) krş. otuz
otsuz(2) “parlak olmayan krş. otsız ėkki” KE 151v/5
(1)” otuz ėkki “otuz iki (32) krş. otuz
ottuz “otuz (30) krş. otuz krş. otuz” ėki” NF 207/11
MM 83/1 otuz miñ “otuz bin (30000)” KE
ottuz altı “otuz altu (36) krş. otuz 112r/5, MN (1) 6/3
altı” MM 206/3 otuz toķuz “otuz dokuz (39)” KE
ottuz üç miñ “otuz üç nin (33000)” 6r/6
MM 12/1 otuzun “otuz otuz” KE 151v/6
ottuzınçı“otuzuncu (30.)” MM otuz üç “otuz üç (33)” KE 80r/1
164/1 otuz üç yaş “otuz üç yaş, olgunluk
otun“odun krş. otuñ, odun” NF çağı” HKT 228b/4
17/12, KE 40v/15, HKT e
ğ
otuz yėti “otuz yedi (37)” KE
582b/6, otun ķıl- “odun kesmek, i
t 144v/2
i
yakmak için odun tedarik et- m ov-“ovmak, ovalamak” KE
mek” ME 128/1 y
a
103v/20
otuñ “odun krş. otun, odun” NF y
ı ovala-“ovalamak, sürtmek” KE
107/7 160v/20
n
e
v
otur-(1.) “oturmak krş. oltur-, ol- i owuç “avuç krş. avuç” KE 5v/14
dur-” ME 58/5, MM 109/1, ovurta “sütnine” İML 85
HKT 181b/3, HŞ 3030, K I/45, oy “karayla kırmızı arasında bir at
MN (2) 25/246, oturġu yir “otu- donu” İML 76
racak yer” HKT 299a/2, otur- oy-“oymak, delmek” KE 61r/8,
maķ “oturma” HKT 192b/6, ME 98/7, İML 116
otrur yir “oturacak yer” HKT oyaġ“uyanık krş. ođaġ, oyġaġ,
381a/8 oyķaķ” NF 15/13, KE 218r/2,
otur- (2.) “devamlılık bildiren yar- ME 13/7, MM 389/2, HKT
dımcı fiil” ME 49/4 283b/1, HŞ 3639, oyaġ bol-
oturma “oturma, oturuş” MM 99/1 “uyanık olmak” HŞ 2737, oyaġ
oturt-“oturtmak krş. olturt-, tur- “uyanık olmak, uyanık bek-
olturġuz-” ME 212/6, HŞ 4277 lemek” HŞ 2739, oyaġ tüne-
otuz“otuz (30) krş. ottuz” NF 59/2, “nöbet beklemek, bekçilik
KE 18v/14, HKT 162a/5, MN yapmak” NF 71/7
(1) 6/2, HŞ 3600, İML 187
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 453
mek” KE 117r/20 y
a
ozdurul- “önüne geçilmek” HKT y
ı
548a/6
n
e
v
ozġan “(köpek atlarından) koşuda i
lü, perdeli, kapatılmış” HKT “gizli olan her şeyi bilen, her
580b/9, 3. “gizlice” HKT şeye vakıf olan, esma-i
293b/3, 4. “görünmeyen, esma-i hüsna’dan el-ħabįr, el-Ǿalįm”
hüsna’dan el-bāŧın” HKT HKT 494a/5, örtüglügrek “daha
514b/1, örtüglüg ay-“gizlice gizli, en gizli” HKT 301a/6
söylemek, üstü kapalı söyle- örtüglülük“şüphe, karışıklık” ME
mek, açıkca söylememek” KE 142/8
84v/7, örtüglüg bir- “gizlice örtüklüg“örtülü krş. örtüglüg, örtü-
iletmek, gizlice bildirmek” lü, örtülüg, örtüglü” HŞ 3180
HKT 498b/4, örtüglüg bol- örtül- 1.“örtülmek, gizli tutulmak,
“gizli olmak, gizli kalmak” kaplanmak” KE 92r/2, ME
HKT 149b/5, örtüglüg ĥālı “giz- 28/8, HKT 47b/3, HŞ 594, 2.
lice” HKT 153a/2, örtüglüg ĥįle “gizlenmek, saklanmak” HKT
“tuzak” HKT 251b/5, örtüglüg 213a/8, 3. “örtünmek, bürün-
ĥįle ķılmaķ “tuzak kurma” HKT mek” HKT 204a/1, örtülgen
364b/4, örtüglüg ĥiyel ķıl- “tu- “gizlenen, gizli olan” HKT
zak kurmak” HKT 416a/3, 545b/1, örtülmiş 1.“gizlenmiş,
örtüglüg iş “gizli iş” HKT e
ğ saklanmış” HKT 427b/2, 2.
535a/1, örtüglüg ķıl- “gizlemek,
i
t “korunmuş, muhafaza edilmiş”
i
gizlice yapmak” HKT 549a/6, m HKT 513a/9
örtüglüg ķılmaķ “gizleme, gizli- y
a
örtülü “örtülü, kapalı, gizli krş.
ce yapma” HKT 549a/6, y
ı örtülüg, örtüglüg, örtüklüg” ME
n
örtüglüg nerse iste- “sırları araş- e
v
149/1, örtülü bol- “ gizlenmek,
tırmak” HKT 493b/9, örtüglüg i
gizli olmak, kapalı olmak” ME ö
nirse 1. “görünmeyen ve bilin- 134/1
meyen şey” HKT 414b/2, 2. örtülüg “örtülü, gizlice krş. örtülü,
“sır” HKT 472a/8, örtüglüg sır örtüglüg, örtüklüg” ME 72/8,
“gizli sır” HKT 571a/1, örtülüg bol- “gizli olmak, gizli
örtüglüg sözle- “üstü kapalı bir kalmak” ME 214/2
şekilde söylemek, çıtlatmak” örtün-“gizlenmek, saklanmak,
HKT 35b/8, örtüglüg tegür- bürünmek” NF 144/1, KE
“gizlemek, gizlice yapmak” 175r/9, ME 174/7, HKT
HKT 526a/1, örtüglüg tun “giz- 262b/5, 2. “örtünmek, bürün-
li, alçak ses, fısıltı” HKT mek” HKT 549a/4
300a/9, örtüglügge Ǿilmi ötgen örtüş- “birbirini örtmek” ME 119/3
“gizli olan her şeye vakıf olan, örül- (1.) “örülmek” NF 332/4, ME
esma-i hüsna’dan el-ħabįr” 88/3, örülmedük ķuđuġ “örül-
HKT 494a/5, örtüglügni bilgen- memiş kuyu krş. örülmedük
464 | D r . Suat ÜNLÜ
pāklik(<F.+T.)“paklık, arıklık” NF
n
e
KE 86v/1, HKT 290a/9, MN v
i 83/10
(2) 15/143, pādşāh bol- “hü-
pālān(<F.)“palan, semer, eyer” NF
kümdar olmak, devlet idaresini
120/5
ele almak” NF 352/16, KE
pālānçi(<F.+T.) “palancı, semer
144v/13, pādşāh ķıl- “hüküm-
yapan” HŞ 4380
darlık yapmak, padişah olmak”
palās (<F.) “eski kilim, aba, keçe
KE 108v/9
giysi krş. pelās” NF 358/8,
pādşāhāne (<F.) “padişaha yakışır,
palās ton “aba, keçeden elbi-
padişah gibi” KE 193r/11
se” NF 210/14, palās key- “aba
pādşāhlıġ (<F.+T.) “padişahlık krş.
giymek, keçeden elbise giy-
pādişāhlıķ, pādşāhlıķ,
mek” NF 395/15, palās keydür-
pādışahlıķ” pādşāhlıġ bir- “hü-
“aba giydirmek, keçeden elbise
kümranlık görevi vermek, padi-
giydirmek” NF 358/5
şahlık yetkisi vermek” MN (1)
pamuķ “pamuk” pamuķ çalıçı
12/15
“pamuk atıcı krş. pamuķçu”
İML 158
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 469
pamuķçu “pamuk atıcı krş. pamuķ pārsā bol- “dindar olmak, sofu
çalıçı” İML 155 olmak” ME 181/3, pārsā tişi “if-
papas (<Yun.) “papaz, Hrıstiyan fetli ve dindar kadın” HKT
din adamları” HŞ 541 335b/8, pārsāraķ “daha dindar,
pār (<F.) “bir kısım, parça krş. daha sofu” KE 235v/4
pāre, parça” HKT 12b/2 pārsālıġ (<F.+T.) “dindarlık, sofu-
parça (<F.) “parça, az miktar krş. luk, zahidlik krş. pārsālıķ” HŞ
pār, pāre” KE 83v/6 1327
pardalıġ (<F.+T.) “örtülü, gizli, pārsālıķ (<F.+T.) “dindarlık, sofu-
saklı krş. perdelig” ME 64/8 luk, zahidlik krş. pārsālıġ” NF
pāre (<F.) 1.“parça, az miktar krş. 127/17, HŞ 1340, pārsālıķ ķıl-
pār, parça” KE 144r/11, HKT “iffetli ve dindar davranmak”
291b/7, HŞ 551, 2. “kısım” ME 165/2
HKT 12b/2, 3. “bir kısım” HKT pārsį (<F.) “Farsça krş. persį” ME
231a/9, pāre bol- “parçalanmak, 66/5, MN (2) 4/34
ikiye ayrılmak” NF 73/10, KE pas (<F.) “demir kiri” İML 160
168v/5, MM 34/1, pāre bulıt pāsban (<F.) “bekçi” HŞ 2363
“bulut parçası” HKT 359a/1, e
ğ pāsbanlıķ (<F.+T.) “bekçilik” HŞ
pāre ķıl- “parçalanmak, ayır-
i
t 1593
i
mak, dağılmak, ikiye ayrılmak” m pes (<F.) “öyle ise” MM 294/1
KE 32v/13, ME 87/7, HŞ 1432, y
a
paşa (<F.) “paşa” K IV/11
pāre pāre “parça, parça” HKT y
ı paşna (<F.) “köle” KE 220r/10
n
314b/9, HŞ 1892, pāre pāre bol- e pāyān (<F.) “son, bitiş, hudut” HŞ
v
“parçalanmak, parça parça ol- i
4432, MN (2) 36/360
mak, ikiye ayrılmak “NF pāyende (<F.) “sürekli” pāyende
15/15, ME 164/8, pāre pāre ķıl- ol- “devem etmek, durmamak, p
“parçalanmak, parçalara ayır- sürekli olmak” K VII/17
mak, dağılmak, ikiye ayrılmak payġām (<F.)“haber” payġām ıyış-
“NF 73/10, ME 67/7, HŞ 4346 “haber göndermek, haberleş-
pārgāh (<F.) “şiveli, şuh” HŞ 171 mek” ME 199/4
parħāş (<F.) “münakaşa” parħāş payġāmbār(<F.)“peygamber krş.
ķılış- “münakaşa etmek” ME peyġāmbār” ME 9/7
197/3 payġāmbārlıķ (<F.+T.) “peygam-
pārsā (<F.) “zahid, dindar, sofu” berlik krş. peyġāmbārlıķ” ME
NF 295/8, MN (2) 43/434, 21/7
pārsā müsülmān “dindar, Müs- pehlevān (<F.) “pehlivan, yiğit”
lüman” KE 161r/16, pārsā zāhid NF 47/2
“dindar, Müslüman” NF 295/6,
470 | D r . Suat ÜNLÜ
pelās (<F.) “aba, çuha krş. palās” kötür- “kapatmak, örtmek, ör-
KE 154r/5 tünmek” HŞ 1492, perde tart-
pele (<F.)“terazi kefesi” KE 53r/12 “örtmek, örtünmek, kapamak”
pelįdlik (<F.+T.) “pislik, murdar- HŞ 3852, perde tut- “kapatmak,
lık” NF 68/4 perdeyle gizlemek” HŞ 140
penāh (<F.) “sığınak” HŞ 3152, perde (2) (<F.) “musiki perdesi”
MN (2) 17/161 HŞ 3829, perde-i tiz “tiz perde”
pençe (<F.) “pençe” HŞ 471, pençe HŞ 2085
ur- “pençelemek, pençeyle perde (3) (<F.) “makam” MN (2)
vurmak” HŞ 2231 3/22
penç-şenbe (<F.) “perşembe” penç- perdelig (<F.+T.) “örtülü, peçeli
şenbe kün “perşembe günü” KE krş. pardalıġ” ME 72/8
3v/4 pergār (<F.) “pergel” HŞ 58
pend(<F.)“öğüt, nasihat” HŞ 1896, perhįz (<F.) “perhiz, dince yasak
pend ü naśįĥat “öğüt ve nasihat” edilen şeylerden uzak kalma”
KE 195v/20, pend al- “öğüt al- NF 219/13, perhįz ķıl- “perhiz
mak, nasihat dinlemek” KE e
ğ
yapmak, dince yasak edilen
138v/20, pend bėr- “öğüt ver- i
t şeylerden uzak kalmak” NF
i
mek, nasihat vermek krş. pend m 378/3, ME 185/1, HŞ 956
bir-” KE 22v/4, pend bir- “öğüt y
a
perhįzlig (<F.+T.) “takva sahibi
vermek, nasihat vermek krş. y
ı krş. perhįzlüg” NF 235/4,
pend bėr-” MN (1) 23/1, pend perhįzlig bol- “takva sahibi ol-
n
e
v
bol- “öğüt olmak, nasihat ol- i mak” NF 232/17
mak” KE 103r/9, pend ķıl- perhįzlüg (<F.+T.) “takva sahibi
“öğüt vermek, nasihat etmek” krş. perhįzlig” NF 235/4
HŞ 1908 perį (<F.) “peri, cin” NF 209/13,
perākende(<F.) “dağınık, KE 140v/19, HKT 137b/5, MM
darmadağan” perākende bol- 10/1, MN (1) 23/2, İML 138,
“dağıtmak, darmadağan olmak, HŞ 936, MN (2) 11/104, perį
darmadağan etmek” NF 401/13, yüzlüg “peri yüzlü, peri gibi
perākende ķıl- “dağıtmak, güzel yüzlü” HŞ 3753, perįler
darmadağan etmek” NF 401/15 “Cin türü, Cinler” HKT 279a/3,
perde (1)(<F.) “perde, örtü, peçe” perįler atası “Cinlerin atası”
NF 101/16, KE 74v/7, ME HKT 253b/6, perįler taķı
127/7, HKT 229b/2, HŞ 2365, ādemįler “Cinler ve insanlar”
MN (1) 13/6, perde aç- “perde HKT 509a/5
açmak, peçeyi çıkarmak, açıl- perį-ruħ (<ö.a.) “Periruh” HŞ 1542
mak, açmak” HŞ 620, perde
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 471
e
ğ
i
t
i
m
y
a
y
ı
n
e
v
i
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 475
tart- “nefsi kırmak dünya ni- ruħsat (<A.) “izin, müsaade krş.
metlerinden vazgeçmek, perhiz- ruħśat” ruħsat bėr- “müsaade
le, kanaatle yaşamak” MN (1) etmek, kolaylık sağlamak krş.
14/4 ruħsat bir-” NF 241/1, ruħsat
riyāżet (<A.) “nefsi kırma dünya bir- “müsaade etmek, kolaylık
nimetlerinden vazgeçme, per- sağlamak krş. ruħsat bėr-” HKT
hizle, kanaatle yaşama krş. 554a/2
riyāżād, riyāzet” NF 148/16 rūĥuǿllāh(<A.) “Allah’ın ruhu, İsa
ruǾbāyil (<ö.a.) “altıncı kat gökteki peygamber’in lakabı” NF
meleklerin ulusu” KE 3v/20 395/3, KE 170r/6
rūbįl(<ö.a.)” Yusuf peygamberin ruķǾa(1)(<A.)“üzerine yazı yazılan
üvey kardeşi” NF 354/9, KE kağıt, deri parçası” NF 322/17
63r/8 ruķǾa (2) “kısa mektup, dilekçe”
rubūbiyyet(<A.)“tanrılık”rubūbiyy ruķǾa irsāl ķıl- “kısa mektup
et-i źüǿl-celāl “Allah’ın Rablığı, yazmak, dilekçe yazmak, bu-
Celal sahibi olan Allah” MM yurmak, fermanlamak” K
29/4 e
ğ
VI/33, ruķǾa-i şerįf “ferman,
rucūǾ (<A.) “vaz geçme, cayma, i
t buyruk” K VII/16
geri dönme krş. rücūǾ” rucūǾ
i
m ruķayya (<ö.a.) “Hz. Muham-
ķıl- “geri dönmek, sözünden y
a
med’in kızı krş. ruķiyye” NF
geri dönmek, sözünü geri almak y
ı 125/3
“NF 20/15 ruķįǾā (1)(<ö.a.) “birinci kat gök-
n
e
v
rūĥ (<A.) “ruh, can” NF 144/16, i teki meleklerin ulusu” KE
KE 173r/10, MM 349/1, HKT 3v/11
436b/7, HŞ 3877, K VI/29 ruķįǾā (2) (<ö.a.) “İshak peygam-
ruħ (<F.) “yanak bkz. ruħsāre” MN berin karısı” KE 54r/13
(2) 17/160 ruķiyye (<ö.a.) “Hz. Muham-
ruħā(<A.)“hafif yel, meltem” KE med’in Hz. Osman ile evli olan
138r/6 kızı krş. ruķayya” KE 198r/19
ruħām(<A.)“mermer” KE 52v/18, rukū (<A.) “rüku, namazda ayakta
ruħām taşı “mermer, mermer ta- iken eğilme krş. rükūǾ” ME
şı” KE 62v/7 68/7
ruħsāre (<F.) “yanak bkz. ruħ” MN rūm (<ö.a.)“Doğu Roma İmpara-
(2) 11/104 torluğu sınırları içinde yaşayan,
ruħśat (<A.) “izin, müsaade krş. Anadolu” NF 45/4, KE 54v/10,
ruħsat” ruħśat tap- “izin iste- HKT 385b/2, HŞ 2355, AO
mek, müsaade etmek” HŞ 2064 III/3, MN (2) 10/94, rūm
pādışāhı “Anadolunun hüküm-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 487
ren” HKT 332b/2, “rızık veren, rükün(<A.) “bir şeyin sağlam tara-
esma-i hüsna’dan er-rezzāķ” fı, temel direği, esas” MM
HKT 500a/4, rūzį biril- “rızık 120/1
verilmek” HKT 70a/3, rūzį ķıl- rüstā (<A.) “köy krş. rūstāyį” KE
“nimet vermek, rızıklandırmak” 189v/9, HŞ 1976
NF 5/13, KE 52r/6, HKT rüstem (<ö.a.) “Rüstem, İran’ın
477a/1, HŞ 4714 ünlü pehlivanı ve savaşçısı” HŞ
rūzigār (<F.) “zaman, devir krş. 1358, MN (2) 8/74
ruzgār, rūzgār” HŞ 1048 rüsvā (<A.) “rüsva, rezil krş.
rūzsuz (<F.+T.) “bahtsız, kısmet- rüsvāy” rüsvā bol-“rezil rüsva
siz” rūzsuz bol- “bahtsız olmak, olmak, rezil rüsva edilmek” KE
kısmetsiz olmak” ME 116/2 84r/21, rüsvā ķıl- “rezil rüsva
rūzsuzluķ(<F.+T.)“bahtsızlık, kıs- etmek” KE 60v/12, HŞ 1559
metsizlik” ME 116/3 rüsvāy (<A.) “rüsva, rezil krş.
rücūǾ (<A.) “sözden dönme, sözü rüsvā” KE 26r/14, rüsvāy bol-
geri alma krş. rucūǾ” rücūǾ it- “rezil ve rüsva olmak” HŞ
“geri dönmek, sözünü geri al- e
ğ
3226, rüsvāy ķıl- “rezil rüsva
mak, sözden dönmek” K VI/20, i
t etmek” HŞ 1334
rücūǾ ķıl- “geri dönmek, sözünü
i
m rüsvāylıķ (<A.+T.) “rüsvaylık,
geri almak, sözden dönmek” y
a
rezillik” HŞ 3076
KE 186v/7, MM 177/4, K y
ı rüşvet (<A.) “rüşvet krş. rişvet”
VI/18 KE 233r/18, rüşvet al- “rüşvet
n
e
v
rüheyl biniǿl-ķays (<ö.a.) “Kerbela i almak” KE 21v/21, rüşvet bėr-
olayında şehit olanlardan biri” “rüşvet vermek” KE 233r/17
KE 247r/3 rüǿyet (<A.) “görme, bakma” KE
rüheyl biniǿl-ubbā (<ö.a.) “Kerbela 122r/4
olayında şehit olanlardan biri”
KE 247r/17
rükūǾ (<A.) “rüku, namazda
elleri dizlere dayanarak eğilmek
krş. rukū” KE 9r/12, MM 68/2,
rükūǾ ĥükmi “rüku emri, rüku
kuralı” MM 146/3, rükūǾ ķıl-
“namazda rükûa varmak” HKT
7a/4, rükūǾ ķılġan “namazda
rükûa varan” HKT 322a/4,
rükūǾ-u sücūd “rüku ve sec-
de“MM 142/1
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 489
MM 276/2, HŞ 1136, İML 120, saǾd (2) (<ö.a.) “sahabeden bir zat”
MN (2) 27/265 NF 294/5
saç adaķı “saç ayak” İML 169 śaǾd(<ö.a.) “Kerbela olayına katı-
saçaķ “saçak” ME 28/3 lıp şehit olan müminlerden biri”
saçaķlıġ “saçağı olan, saçaklı krş. KE 246r/2
saçaķlu” ME 28/2 śad (<F.) “yüz” MN (2) 6/56
saçaķlu “saçaklı, saçağı olan krş. śaǾd ibnü Ǿabāde (<ö.a.) “sahabe-
saçaķlıġ” ME 28/2 den bir zat” NF 76/1, śaǾd ibnü
saçıġ “saçı, dğünlerde gelinin üze- Ǿubāde “bkz. śaǾd ibnü Ǿabāde”
rinden atılan para vb. şeyler” NF 256/9, śaǾd “bkz. śaǾd ibnü
HŞ 3340 Ǿabāde” NF 76/2
saçıġla-“saçmak, nisar etmek” KE śaǾd bin muǾāź (<ö.a.) “sahabeden
249v/4 bir zat” KE 225v/2, saǾd ibnü
saçıl-1.“saçılmak, dağılmak” NF muǾāź “bkz. śaǾd bin muǾāź”
136/5, KE 68v/9, ME 133/2, NF 256/9, saǾd ibnü maǾāź
HKT 566b/4, HŞ 1418, MN (2) “bkz. śaǾd bin muǾāź” NF
16/155, 2. “uzaklaşmak, ayrıl- 256/9
mak” HKT 235b/3, saçılmış 1. e
ğ saǾd ibnüǿl-müseyyeb (<ö.a.) “bir
“yayılmış, saçılmış” HKT
i
t âbid” NF 241/17
i
347a/1, 2. “uzaklaşmış, ayrıl- m śaǾd bin vaķķāś (<ö.a.) “Aşere-i
mış” HKT 359b/8 y
a
mübeşşereden ve İslamiyeti ka-
saçlan-“saçlı olmak” İML 111 y
ı bul edenlerin yedincisi olan sa-
n
saçlıġ “saçlı krş. saçlu” KE 181r/8, e habe” NF 119/16, śaǾd ibnü abį
v
saçlıġ bol- “saçlı olmak, saçı i
vaķķāś “bkz. śaǾd bin vaķķāś”
çıkmak” NF 399/5 NF 145/9, śaǾd “bkz. śaǾd bin
saçlın-“uzaklaşmak, ayrılmak” vaķķāś” NF 121/9, KE 240r/15
HKT 90a/7 sadā (<F.) “seda, ses” sadā ķıl-
saçlu “saçı olan, saçlı krş. saçlıġ” “seslenmek, ses çıkarmak, ba-
ME 101/8 ğırmak” KE 103v/18 s
saçra- “sıçramak, fışkırmak, ak- śadaķa (<A.) “sadaka” NF 262/5,
mak” NF 349/7, KE 95r/7 KE 226v/7, HKT 28b/8, MN
saçrat-“yaymak, sıçratmak” ME (1) 10/12, K VIII/4, śadaķa ata-
38/8 “sadaka vermek” KE 101v/19,
saçsız“saçı olmayan, kel, daz” İML śadaķa bėr- “sadaka vermek krş.
84 śadaķa bir-” NF 298/17, KE
saçtur- “saçtırmak” HŞ 3249 45r/7, śadaķa bir- “sadaka ver-
saǾd (1)(<A.) “kutluluk, uğur” KE mek krş. śadaķa bėr-” HKT
95v/1 403a/6, śadaķa birgen eren “sa-
492 | D r . Suat ÜNLÜ
daka veren erkek” HKT 403a/6, śadr-i cinān (<A.) “Cennetlerin baş
śadaķa birgen tişi “sadaka veren köşesi” NF 443/13
kadın” HKT 403a/6, śadaķa ķıl- śadūķ (<ö.a.) “Salih peygamberin
“sadaka vermek, bağışta bu- mucizesi olan devenin öldürül-
lunmak” NF 230/17, KE mesine yardım eden kadınlar-
81r/20, ME 176/8, HKT 90b/4, dan biri” KE 35v/4
śadaķa ķılġan “sadaka veren, śāf (<A.) “saf, som” śāf altun “saf
bağışta bulunan” HKT 236b/6 altın, işlenmemiş altın” KE
śadaķat (<A.ç.) “sadakalar” NF 249v/4
95/14, KE 212v/13 śaf (f) (<A.) “sıra, dizi, saf, bö-
sadāt (<A.ç.) “seyitler” K I/9 lük” NF 47/3, KE 64r/21, ME
sādāt(<A.) “efendi, bey” KE 113/3, MM 131/4, HŞ 2906,
184v/13, sādāt-ı Ǿarab “Arapla- MN (2) 8/77, śaf bol- “sıralan-
rın önde gelenleri, Arapların mak, dizilmek” ME 144/8,
ileri gelenleri” KE 186r/5 HKT 304a/9, śaf bolġan “sıra-
sāde (<F.) 1.“saf, katışık olmayan” lanan, dizilen” HKT 431b/3, śaf
MM 305/1,2. “halis, arınmış” e
ğ
bolġan firişteler “saf halinde sı-
HKT 438a/2, 3. “yalnız, sade- i
t ralanan melekler” HKT 425b/2,
ce” HKT 405a/6, sāde eş “sa- śaf bolmaķ “sıralanma, dizilme”
i
m
İML 141, saġ ķol “sağ kol, sağ “sağırlaştırmak” ME 39/8, HKT
taraf” HKT 512a/2, HŞ 1382, 486a/9
saġ tiz “sağ diz” MM 297/2, saġ saġır (2) “testi” İML 92
yan “sağ taraf, (vücudun) sağ saġırlıķ “sağırlık” HKT 288b/3,
tarafı” MM 93/3, HKT 511b/7, saġırlıķ ĥālı üze “sağırlıkla, sa-
saġ yan yañaķ “sağ taraf” MM ğır gibi” HKT 350b/6
291/3, saġ yañaķ “sağ taraf” saġırsın- “sağır gibi davranamk”
MM 292/4, saġ yanġa “sağ tara- ME 202/1
fa” HKT 283b/2, saġdın soldın saġışla- “hesap etmek krş. saķışla-”
“çaprazlama” HKT 353b/6 İML 107
saġ (2) “sağlık, dinç, sağlam” NF saġışsız“düşüncesiz, hesapsız krş.
330/13, KE 46v/9, HŞ 206, saġ saķışsız” MN (1) 2/11
bol- “sağ salim olmak, selamet- saġıt “silah” HŞ 1760
te olmak” KE 46v/9, HŞ 3459 saġlıķ (1)“sağlık, yaşanılan zaman”
saġ (3) “düz ve yüksekçe yer par- NF 334/4, saġlıķ bol- “sağlık
çası” KE 62v/4 olmak” HŞ 4228
saġ-“(süt) sağmak” NF 22/10, KE e
ğ
saġlıķ (2) “dişi koyun, sağmal ko-
157v/20, ME, HKT 433a/5, HŞ i
t yun krş. saġın” KE 135v/5,
4241, İML108, saġmaķ arasınıñ HKT 433b/8, İML 172, saġlıķ
i
m
salın-(2) “salınmak, salınarak yü- tanık olması için seçtiği ulu ki-
rümek” KE 83r/15 şi” KE 120r/13
salıncaķ“salıncak krş. silikçek” sālik (<A.) “bir tarikata giren, tari-
ME 231/8, salıncaķ ķıl- “salın- kat ehli” MM 305/1
cak kurmak” ME 231/8 sālim (<A.) “sağ, salim, sağlam,
salındur-“sarkıtmak, sallandırmak” korkusuz, emin” MM 238/4,
ME 28/7 sālim ķal- “sağ ve salim bir şe-
salış-“açmak, atmak, sallamak” KE kilde kalmak, korkusuzca dur-
68v/4 mak” KE 249v/7
sālif (<ö.a.) “Salih peygamberin ŝāliŝ(<A.)“üçüncü (3.)” MM 149/1
mucizesi olan deveyi öldüren salķım “bir çoğu bir sap üzerinde
Kazzar’ın babası” KE 35r/21 bir arada bulunan yemiş, salkım
śāliĥ (1) (<A.) “doğru, iyi, uygun, krş. salķum” HKT 545b/4
elverişli, yarar, dinin emrettiği salķum “bir çoğu bir sap üzerinde
şekilde hareket eden” NF bir arada bulunan yemiş, salkım
341/4, KE 68r/4, HKT 210b/7, krş. salķım” HKT 558b/6
śāliĥ bol- “iyi ve dürüst olmak” e
ğ
salmura- “eğmek, bükmek” HŞ
NF 234/14, HKT 243a/4 i
t 3817
i
śāliĥ (2) (<ö.a.) “Semud kavmine m salŧanat (<A.) “saltanat, sultanlık”
gönderilen peygamberin adı, y
a
KE 150r/4, MN (2) 26/256,
Salih peygamber” KE 18r/16, y
ı salŧanat bėr- “saltanat vermek,
HKT 155b/5, śāliĥ ķavmı “Hz. hükümdarlık vermek” NF
n
e
v
Salih’in kavmi. Bu kavim Hi- i 210/13
caz ile Şam arasındaki Hicr adlı salŧanatlıķ (<A.+T.) “saltanat, sul-
yerde ikamet ediyorlardı” HKT tanlık” MN (2) 8/68
256a/5 sālūl bin melik (<ö.a.) “Musa
śāliĥ (3) (<ö.a.) “Yunus peygam- peygamberin on iki casusundan
berin konuştuğu abid” KE biri” KE 117v/10
155r/1 sām (<ö.a.) “Nuh peygamberin
śāliĥ (4)(<ö.a.) “bir müezzin” NF oğlu” KE 24r/12, sām bin nūĥ
364/7 “Nuh peygamberin oğlu” KE
śāliĥ(5)(<ö.a.)“İmam Ahmed 29r/12
Hanbel’in oğlu” NF 219/15 samala (<Rum.) “katran”samala
śāliĥ bin vehbiǿl-merį (<ö.a.) “Hz. türt- “katran sürmek, katrana
Hüseyin’i kılıçı ile yaralayan bulamak” ME 102/8
kişi” KE 248r/13 saman “saman” KE 43r/11
śāliĥ ebū şeķā (<ö.a.) “Musa pey- śamed(<A.) “hiçbir şeye ve hiçbir
gamber’in Allahla konuşurken kimseye muhtaç olmayan (Al-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 501
śandūķ (<A.) “sandık” NF 182/4, sap (2) “sap, bir şeyin tutulacak
KE 28r/17 yeri” KE 222r/14, HŞ 2762
sanduvaç “bülbül” KE 68v/3, HŞ sap (3) “sıra, saf, kol” HŞ 2978
2083, İML 172 sap- “takmak, sap geçirmek” ME
śanem (<A.) “put, güzel” NF 89/7
367/3, KE 83r/2, HŞ 666, MN sapan “sapan krş. sapķan” HŞ 3549
(2) 34/342 sapķı (<ö.a.)“Altınboğa” HŞ 4682
śanemsiz (<A.+T.) “güzelsiz” MN sapınç “vuruşma, savaş” sapınç ur-
(2) 23/223 “savaşmak, vuruşmak” KE
sañı- “şaşmak” ME 189/2 57v/10
sanınça “sayısınca” NF 62/8 sapķan “sapan, uzun ve ince mız-
ŝānį (<A.) “ikinci (2.)” KE 19v/17, rak krş. sapan” KE 98v/7
MM 74/2 śar “zar” MM 317/1
śānįǾ (<A.) “yaratan, yaratıcı, Al- sar- “sarmak, dolamak, bağlamak
lah” KE 123r/12, HŞ 46 krş. sarla-” NF 93/8, KE 19v/3,
sañla-“pislemek, sıçmak” ME ME 94/3, MM 282/3, HŞ 2143,
187/7 e
ğ
İML 122
sanlıġ (1)1.“sayılı, sayısı belli” KE i
t sāra (<ö.a.) “İbrahim Peygam-
i
148r/18, HKT 282b/6, 2. “fazla m ber’in karısı krş. sāre” NF
olmayan az” HKT 228a/8 y
a
218/6
sanlıġ (2)“itibarlı, saygın, ünlü krş. y
ı śarāħ (<ö.a.) “Adem peygamberin
sawluġ(1)” Ka I/11 Mekke’de yaptığı ev” KE 13v/6
n
e
v
sanmaduķ“ansızın, birdenbire, i sarala- “saralamak” ME 90/3
aniden” ME 149/1 sarançı “sarıkçı” İML 156
sansız “sayısız, hesapsız, çok” KE sarar- “sararmak krş. sarġar-, sarıġ-
132v/7, MM 385/4, HKT 31a/3, ” HŞ 3391
MN (1) 2/11, sansız saķışsız sarāy (<F.) 1.“ev, bina krş. saray,
“sayısız hesapsız” NF 399/1, serāy” NF 64/5, KE 28r/3, HKT
KE 180r/18 539a/2, ME 217/2, HŞ 1365, K
santıra-“şaşmak, hayret etmek” I/53, “diyar, yurt” HKT 450b/2,
ME 189/2 sarāy ķıl- “saray inşa etmek, sa-
santırat- “şaşırtmak, hayret ettir- ray yapmak” KE 124r/21, sarāy
mek” ME 17/4 ķopar- “saray inşa etmek, saray
śanūber (<A.) “çam fıstığı ağacı, yapmak” NF 328/11, KE
mecazi olarak sevgilinin boyu 62v/11, sarāy tutun- “saray
krş. śanavber” HŞ 1425 yapmak, saray inşa etmek, sa-
sap(1) “pekiştirme edatı”sap sarıġ raya yerleşmek” ME 186/4
“sap sarı” NF 148/16, İML 168
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 503
satın“satın krş. satġın, satķın” sa- savġat (<Mo.) “hediye krş. savķat”
tın al- “satın almak” ME 148/4, ME 78/8
İML 103 sawıl-“sağılmak, süt sağılmak” HŞ
satķın “satın krş. satġın, satın” 2402
satķın al- “satın almak” İML savıttı “üşüten sıtma” İML 163
126 savķat (<Mo.) “hediye krş. savġat”
satlıķ “satılık” NF 22/1 ME 78/8
satmaķlıķ “satmaklık” HŞ 2522 sawlaġ “hayvan sulanacak yer” HŞ
sāŧūr (<A.) “satır” sāŧūr bir- “satır 1032
vermek” MN (2) 2/12 sawluġ(1)“ünlü, şöhretli krş. sanlıġ
sav “haber, söz krş. saw” ME 28/5 (2)” KE 68v/8
saw “söz, haber krş. sav” KE sawluġ (2) “hayalı, edepli krş.
59r/16 suwluġ” HŞ 1007
sav- “savmak, def etmek” HŞ 798 śavm-ı žıhār (<A.) “kocanın karısı-
sāva (<ö.a.) “Merkezi İran’da bir nı kendisine haram olan bir ka-
şehir ve idarî bölge” NF 5/12 dının bakmak uygun olmayan
sava- “ses çıkarmak” ME 229/1 bir organına benzetmesinden
śavāb (<A.) “doğru, gerçek, uygun, e
ğ dolayı kefaret gibi iki ay olarak
kabul edilir krş ŝevāb” NF
i
t tutulması gereken oruç” MM
i
19/16, KE 145v/7, ME 130/2, m 167/1
MM 216/2, HŞ 3162, MN (1) y
a
śavmaǾa(<A.) “ibadethane, tekke,
22/12, śavāb ay- “doğruyu söy- y
ı zaviye”NF 148/12, KE
n
lemek, gerçeği anlatmak” ME e 137v/11, HKT 323b/6, śavmaǾa
v
45/5, śavāb kör- “uygun gör- i
ķıl- “manastır yapmak, ibadet-
mek, kabul etmek” NF 19/6, hane yapmak” KE 170r/13
ME 130/2 savraġıç “savırgaç (harman savur-
savaş “savaş, muhabere” K VII/31, mak için kullanılan alet” İML
savaş ķılış- “savaşmak, muha- 159
bere etmek” İML 133 sawsa-(1)“susamak krş. suwsa-, s
savaş- “harbetmek, savaşmak” susa-, suķunsa-, suvsa-” HŞ
İML 107 1634
savçı “elçi, peygamber krş. sawçı” sawsa-(2) “gitmek, temayül etmek,
KE 214r/1, ME 10/8, savçı ıđ- savulmak, bulunduğu yerden
“peygamber, elçi göndermek” ayrılmak” HŞ 1749
ME 28/5 śavt (<A.) “ses” NF 212/6, MM
sawçı “elçi, peygamber krş. savçı” 263/2
KE 181v/1 savu- “soğumak krş sowı-, sawu-,
sovu-” KE 82v/12
506 | D r . Suat ÜNLÜ
seher vaķtı “seher vakti krş. se- sekir- “koşmak, harekete geçmek,
her vaķti” ME 13/6, seher vaķti hamle kılmak krş. sikir-, sekri-”
“seher vakti krş. seher vaķtı” NF 81/3, KE 190v/18, HŞ 1071
KE 87v/1, HŞ 546 sekirt-“seğirtmek, hareket ettirmek,
seherlik “sabah yemeği” seherlik oynatmak, sıçratmak krş. sikirt-
yė- “sabah yemeği yemek” ME ” NF 47/5, ME 57/2
170//1 sekit-(1)“alıkoymak, bırakmak”
sehiv (<A.) “yanılma, yanlışlık krş. ME 132/1
sehv” MM 112/1 sekit-(2) “aksatmak” NF 287/15
sehiv secde (<A.) “namaz sırasında sekiz “sekiz (8) krş. sekkiz” NF
yapılan bir yanlışlık için so- 51/14, KE 13v/10, HKT
nunda tekrar edilen secde krş. 142a72, İML 186, AO I/24, se-
sehiv secdesi” MM 112/2 kiz uçmaĥ “sekiz Cennet, Cen-
sehiv secdesi (<A.) “namaz sıra- netin sekiz katı” KE 202v/18,
sında yapılan bir yanlışlık için sekiz yaşa- “sekiz yaşında ol-
sonunda tekrar edilen secde krş. mak, sekiz yaşına kadar yaşa-
sehiv secde” MM 115/3 mak” KE 198r/12, sekizde bir
sehl (<A.) “kolay, sakıncasız” KE e
ğ “sekizde bir” HKT 77a/7
139v/6, HŞ 1202, sehl ķıl- “ko-
i
t sekizinç“sekizinçi (8.) krş.
i
laylaştırmak, sakıncasız hale m sekizinçi, seksinç, seksinçi” KE
getirmek” KE 225v/17, sehlrek y
a
46v/13
“daha kolay, daha sakıncasız” y
ı sekizinçi“sekizinçi (8.) krş.
n
KE 21v/13 e sekizinç, seksinç, seksinçi” KE
v
sehl-i tusterį (<ö.a.) “Ebû Mu- i
66r/11
hammed Sehl bin Abdillâh bin sekiz yüz “sekiz yüz (800) krş.
Yûnus bin Īsâ bin Abdillâh bin sekkiz yüz” AO II/52
RafîǾ. Meşhur bir İslam sûfîsi” sekiz yüz elli yedi “sekiz yüz elli
NF 299/1, sehl tusterį “bkz. yedi (857)” K I/52
sehl-i tusterį” NF 325/2 sekiz yüz seksen iki “sekiz yüz s
seĥv (<A.) “hata, yanlış krş. sehiv” seksen iki (887)” AO V/24
NF 376/10, HŞ 99 sekiz yüz yetmiş “sekiz yüz
seĥven (<A.) “yanlışlıkla, yanıla- yetmiş (870)” AO IV/20
rak” MM 115/2 sekiz yüz yetmiş iki “sekiz yüz
sekerāt (<A.) “kendinden geçme, yetmiş iki (872) ” K II/14
baygınlık” NF 442/11 sekkiz “sekiz (8) krş. sekiz” NF
sekįnet (<A.) “oturulacak yer” 4/15, KE 5v/12, sekkiz uçmaĥ
sekįnet bol- “ikamet etmek, otu- “sekiz Cennet, Cennetin sekiz
rulacak yer edinmek” NF 382/6 katı” NF 68/12, MM 48/4
510 | D r . Suat ÜNLÜ
sekkiz yüz “sekiz yüz (800) krş. mek” NF 4/5, ME 107/8, selām
sekiz yüz” NF 23/10 ayıt- “selam vermek” HŞ 2483,
sekrān (<ö.a.) “Cehennemde bir selām bėr- “selam vermek krş.
dağ” NF 364/3 selām bir-” NF 4/6, KE
sekri- “sıçramak, zıplamak, atla- 209v/16, MM 132/3, selām
mak krş. sekir-, sikir-” KE bėril- “selam verilmek” NF
28v/15 305/9, selām bir- “selam ver-
sekriş-“sıçraşmak, hoplayıp, zıp- mek krş. selām bėr-” HŞ 2156,
lamak” NF 393/1, KE 68v/3, selām bol- “selam vermek, se-
ME 121/4 lam olmak” NF 87/13, selām
sekrlıķ (<A.+T.) “sarhoşluk” KE cevābın bir-“selamın karşılığını
41v/16 vermek” MN (1) 4/9, selām ve
seksen “seksen (80)” NF 119/5, durūź “ selam ve dua” NF
KE 23v/5, MM 161/3, HKT 394/1, selām ve taĥiyyat “selam
335b/9, İML 187 ve hayır dua” NF 128/7, KE
seksen bėş“seksen beş (85) krş. 233r/2, selām taķı taǾzįm “se-
seksen biş” KE 27r/11 e
ğ
lam ve saygı gösterme” NF
seksen biş “seksen beş (85) krş. i
t 278/15, selām tapuġ ıđ- “ selam
i
seksen bėş” HŞ 4706 m ve bağlılık göndermek” KE
seksen ėki “seksen iki (82)” KE y
a
148v/20, selām ıđ- “selam gön-
246v/11 y
ı dermek krş. selām ıy-” KE
seksen miñ “seksen bin (80.000)” 63v/18, HŞ 1190, selām ıy- “se-
n
e
v
NF 111/10 i lam göndermek krş. selām ıđ-”
seksen toķuz “seksen dokuz (89)” AO III/17, selām ıyış- “karşılık-
KE 145v/15 lı selam göndermek” AO III/4,
seksinç“sekizinci (8.) krş. sekizinç, selām ķaytar- “selama karşılık
sekizinçi, seksinçi” NF 60/14 vermek” NF 54/8, selām kemiş-
seksinçi“sekizinci (8.) krş. “selam vermek” HKT 91a/4,
sekizinç, seksinç, sekizinçi” selām kėtür- “selam vermek”
HKT 284a/8, HŞ 4061 MM 139/4, selām ķıl- “selam
sekül “sekil” ME 91/2 vermek, selamlamak” NF 11/3,
selām (<A.) “selam” NF 79/16, KE KE 7v/1, ME 2/5, HKT 520a/3,
39r/19, ME 2/5, HKT 344a/1, HŞ 1182, MN (1) 3/3, selām
HŞ 3988, AO IV/10, MN (2) ķılın- “selam verilmek, selam-
13/128, selām alış “karşılıklı se- lanmak” HKT 89a/6, selām
lam almak” AO III/7, selām ay- ķılış- “karşılıklı selam vermek,
“selam vernek” NF 173/3, KE selamlaşmak” NF 438/14,
49r/15, selām ayt- “selam ver- selām ķılmaķ “selam verme, se-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 511
İML 156 y
a
landırmak” NF 61/13, KE
sıbŧ(<A.) “torun, kuşak” KE y
ı 46r/16, MM 277/4, HKT
125r/9, HKT 165a/7 312a/4, HŞ XXI, śıfat ķılış-
n
e
v
sıbŧį(<A.)“(o) kuşaktan olan” KE i “birbirlerini vasıflandırmak,
115v/16 karşılıklı vasıflarını açıklamak”
sıç-“kalın bağırsaktan pislik çı- ME 202/4, śıfat ķılmaķ “vasıf-
karmak” İML 106 landırma” HKT 141b/1, śıfatın
sıçan“sıçan, fare krş. sıçķan, ur- “vasfını açıklamak, anlat-
sıçġan” KE 13r/12, HŞ 2622 mak” HKT 286b/7
sıçġan “fare krş. sıçan, sıçķan” śıfāt (<A.ç.) “sıfatlar, vasıflar,
HKT 410b/4, HŞ 1852, İML nitelikler” NF 225/13, MM
177, sıçġan yılı “Türkçe on iki 200/4
yıl atlarından 1nci yılın adı” śıfatlıġ (<A.+T.) “sıfatlı, vasıflı
İML 185 krş. śıfatlig” NF 205/17, KE
sıçķan“sıçan, fare krş. sıçan, 2v/10, MM 80/4, HŞ 1700
sıçġan” KE 25v/3 śıfatlig (<A.+T.) “sıfatlı, vasıflı
sıçra-“kurtulmak, sıçramak” ME krş. śıfatlıġ” NF 341/2
155/2, HŞ 4481 sıft (<A.) “ata, ced” KE 131v/13
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 519
sırça “sırça, cam, kâse, (cam) bar- siccįn (<ö.a.) “Cehennemde bir
dak” KE 150r/16, ME 157/5, vadi” NF 402/12, KE 248v/12,
HKT 340a/2, HŞ 3473, İML HKT 567b/5
170 sicil (<A.) “sicil, hüküm” sicil biti-
sırçaçı“sıranak, ayak karanak” “hüküm yazmak, hükmü yazıya
İML 156 geçirmek” ME 86/3
sırma “sırma” HŞ 2504 siçek “şişek, iki yaşında koyun krş.
sıtraķ “göğüs kemiği” İML 141 şişek” KE 43r/3
sıvaġıç “sıvama aleti” İML 158 sidr(<A.)“Arabistan kirazı” HKT
śıyām (<A.) “oruç” śıyām-u źekāt 410b/6
“oruç ve zekat” MM 194/3 sidre (<A.) “kiraz ağacı, burada
sıyrıķ- “boşanmak” sıyrıķıp bar- kastedilen ağaç, yaratıklar ale-
“boşanmak, ayrılmak” ME minin son noktası, yedinci kat
161/4 gökte bulunan makam” KE
sız- “sızmak, hafifçe akmak, eri- 51v/11, HKT 503b/2, sidretüǿl-
mek, bitkin hale düşmek” NF müntehā “arşın sağ yanında
234/14, KE 100v/12, MM e
ğ
ötsine hiçbir mahlukun geçe-
171/2, HŞ 3137, İML 109, sıza i
t meyeceği ağaç krş. sidretüǿl-
sıza çıķ- “sızmak, sızarak ak-
i
m müntehį” NF 56/17, HKT
mak, hafifçe akmak, erimek” y
a
503b/1, MN (1) 10/8, sidretüǿl-
ME 156/6 y
ı müntehį “arşın sağ yanında
sızañla- “sızmak” ME 171/7 ötsine hiçbir mahlukun geçe-
n
e
v
sızġu “kürdan, fırça” ME 183/6 i meyeceği ağaç krş. sidretüǿl-
sızġunla- “sızıntı olmak” ME 19/3, müntehā” KE 209r/7
sızġunlayu çıķar- “sızıntı ol- sidük “sidik krş. sitik, sidik” KE
mak” ME 19/3 118r/2, ME 215/2
sızġur-“eritmek, sızdırmak krş. sifāĥ (<A.) “zina, gayr-i meşru
sızur-” ME 45/4, HŞ 2726 ilişki” KE 192v/1
sızıķ- “sızmak, akmak, erimek” śifāĥat (<A.) “düşüncesiz ve kaba
ME130/5 davranma” śifāĥat ķıl- “kaba
sızıl-“eritilmek” İML 191, sızılmış davranmak, düşüncesizce hare-
“eritilmiş” İML 191 ket etmek” NF 199/6
sızlaġ “sızı, acı” KE 183r/18 śiĥāĥ(<ö.a.) İmam İsmail-i
sızur-“sızdırmak, eritmek krş. Buharî’nin hadis kitabı krş.
sızġur-” MM 317/1, HŞ 4198 śaĥįĥ” NF 346/5
sibir- “silip götürmek” İML 110 siĥr (<A.) “sihir, büyü” NF 35/6,
KE 238r/6, HKT 124b/1, siĥr
oķı “sihir okları, fal okları” KE
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 523
siñü “içe sinen, hazm olunan, ya- sirin- “sabretmek, katlanmak, ta-
rayışlı” HŞ 3259 hammül etmek krş. serin-” HŞ
siñür- “sindirmek, bastırmak, mağ- 3574
lup etmek, yok etmek krş. siñir- sirince “karınca” İML 177
” NF 150/1, ME 165/4, HKT sirke (1)(<F.) “sirke, ekşi” KE
326b/7, HŞ 972, siñre yaz- “ne- 172r/2, ME 141/1, HŞ 3696,
redeyse saldırmak, yakalayıp sirke bol- “ekşi olmak, ekşi-
yok etmek” HKT 326b/7, siñrü mek” ME 93/7, sirke ķıl- “ek-
yaz- “kolayca sindirmek” şitmek, ekşi hale getirmek” ME
HKT248b/1 93/7
sipāh (<F.) “asker” HŞ 2010, MN sirke (2)“bit yumurtası” İML 117
(2) 7/67 sirken kübin (<F.) “ekşi bal şerbe-
sipāhān (1)(<ö.a.) “İsfahan şehri” ti” HŞ 3696
HŞ 413 sisken-“korkmak krş. sesken-” HŞ
sipāhān (2)“şark musikisinde İsfa- 1705
han makamı” HŞ 3918 siş-“büyüklük taslamak, kibirlen-
sipās (<F.) “dua etme” NF 51/5, mek krş. şış-, şiş- (1) ” NF
sipās ü sitāyiş “dua ve övgü” e
ğ 372/9
MN (1) 1/1
i
t sitize(<F.) “kavga, cidal krş. istize”
i
sipāriş “ısmarlama” sipāriş ķıl- m sitize ķıl- “kavga etmek, karga-
“ısmarlamak, siparişte bulun- y
a
şalık çıkartmak” HŞ 2028
mak” K XI/18 y
ı sitik “sidik krş. sidük” İML 172
n
sipürtke “süpürge krş. süpürge” HŞ e sittįn (<A.) “altmış (60)” KE 6v/7
v
1852 i
siv-“sevmek sev-, sėw-, söw-, sew-
sįr(<ö.a.) “Seyhun nehri” MN (2) ” MN (1) 22/2, MN (2) 18/173
44/437 sivāk (<A.) “misvak kullanarak
sirācüǿl-verā (<A.) “insanların ışığı dişleri temizleme” MM 74/4
olan İmam Muhammed” MM sivallah (<A.) “Allah’tan başka her
227/3 şey” MM 329/3 s
sirāyet (<A.) “geçme, bulaşma, sivün-“sevinmek krş. sewün-,
yayılma” NF 202/16, sirāyet sevün-” MN (1) 10/4, MN (2)
ķıl- “yayılmak, geçmek, bulaş- 44/439
mak” NF 145/5 sivünçlüg“sevinçli krş. sewünçlü,
sįret (<A.) “tavır, tabiat, bir kimse- sewünçlüg” sivünçlüg bol- “se-
nin içi” KE 2v/9, MM 62/3, HŞ vinçli olmak, sevinmek” MN
191 (1) 5/6
sįretinçe (<A.+T.) “tavrına göre, siy- “işemek krş. si-” KE 39r/5
tavrınca” NF 387/5
526 | D r . Suat ÜNLÜ
sonsuz “sonu olmayan krş. soñ- sowuķ “serin, soğuk krş. sovuķ,
sız” HŞ 1104 savuķ, sawuķ” HKT 315b/3
sor-(1.) 1.“sormak krş. sora-” NF sowuķluķ“soğukluk krş. sovuķluķ,
298/12, KE 11v/13, ME 67/3, savuķluķ” HKT 62b/8
MM 296/3, HKT 31b/3, HŞ sovuķluķ“soğukluk krş. sowuķluķ,
2691, MN (1) 4/11, İML 110, K savuķluķ” HŞ 3391
III/16, 2. “sorguya çekmek, he- sovut- “soğutmak krş. sawut-, sa-
sap sormak” HKT 256b/7, vut-” İML 105
sorġan “soran” HKT 455b/9, soy-“soymak, (deri) yüzmek, kes-
sorġuçı bol-“sorgulayıcı olmak, mek” NF 421/10, KE 7r/1, ME
sorucu olmak” MM 356/4 75/7, HKT 422b/1, HŞ 1462,
sor- (2.) “sormak, emmek, somur- İML 122
mak” NF 181/10, KE 115r/6, soyuġuçı “soyguncu” ME 151/5
ME 137/2, HŞ 3932, İML 115 soyul- “soyulmak, (hayvan) kesil-
sora-“sormak krş. sor-” KE mek” KE 164v/6, ME 155/6,
133r/18 HŞ 1095
sorala- “soruşturmak, araştırmak” soyurġa- (<Çin.) “hediye etmek,
ME 182/8 e
ğ takdim etmek, lutfetmek, müka-
sorġusuz“sorgusuz, karşılıksız”
i
t fatlandırmak krş. soyurķa-” KE
i
sorġusuz ķal- “sorgusuz kal- m 248v/5, HŞ 4561, MN (1) 3/7,
mak, karşılıksız kalmak” KE y
a
Ka I/9, MN (2) 12/118
249r/1 y
ı soyurġal (<Çin.) “hediye, lutuf,
n
soruġ “soru” KE 129v/21 e ihsan, bağış krş soyurķal” MN
v
sorul- 1.“sorulmak” MM 281/4, i
(1) 2/12, K I/35
HKT 566a/1, 2. “sorguya çe- soyurġalan(<Çin.)“armağan krş.
kilmek” HKT 20b/1, sorulmış soyurķalan ” ME 48/3
“sorguya çekilmiş” HKT soyurġan-(<Çin.+T.) “hediye al-
274a/3 mak” KE 97r/15
soruş-“soruşmak, birbirne sormak, soyurķa-(<Çin.+T.) “hediye etmek, s
soruşturmak” ME 109/7, HKT takdim etmek, lutfetmek, müka-
334a/5 fatlandırmak krş. soyurġa-” HŞ
sowı-“soğumak krş. sawu-, savu-, 1814, AO II/17, soyurķamaķ
sovu-” KE 42r/13 “armağan verme” ME 147/6
sovu-“soğumak krş. sawu-, savu-, soyurķal(<Çin.+T.) “hediye, lutuf,
sowı-” İML 105 ihsan, bağış krş soyurġal” K
sovuķ “serin, soğuk krş. sowuķ, II/5
savuķ, sawuķ” HŞ 4231, sovuķ soyurķalan (<Çin.+T.) “armağan
kün “soğuk kün” İML 185 krş. soyurġalan” ME 149/6
530 | D r . Suat ÜNLÜ
süçüg“tatlı, hoş krş. süçi, süçü, süheyl “bkz. süheyl bin Ǿamr”
süçük” NF 135/4, KE 75r/18, NF 39/13
HKT 349a/5, HŞ 1333, süçüg süheyl bin Ǿömer (<ö.a.) “Mekke
sözlüg “tatlı sözlü hoş sohbetli” eşrafından biri” NF 110/3,
“NF 22/15, süçüg suw “tatlı su” süheyl “bkz. süheyl bin Ǿömer”
NF 148/17, süçüg bol- “tatlı NF 110/7
olmak, tatlanmak, hoş olmak” süheyl ibnü saǾd (<ö.a.) “sahabe-
ME 223/7, süçüg bul- “tatlı den bir zat” NF 138/4
olmak, tatlanmak, hoş olmak” sükūnet (<A.) “sakinlik, ağırbaşlı-
ME 215/6, süçüg ķıl- “tatlan- lık, durgunluk” KE 189v/5
dırmak” NF 402/5, süçügrek sükül- “kavurmak, kebap etmek
“daha tatlı, daha lezzetli” NF krş. sögül-, sökül-, sökil-” İML
115/12, KE 176v/7, MN (1) 120, sükülmüş “kavrulmuş”
15/9 İML 164
süçügli “tatlı, hoş” HŞ 3338 sülāle (<A.) “sülale, soy” KE
süçüglük “tatlılık” HŞ 2569 77v/18
süçük“tatlı, hoş krş. süçi, süçü, e
ğ
süleymān (<ö.a.) “Hz. Süleyman”
süçüg”İML 165 i
t NF 211/2, KE 13v/1, HKT
i
süçül-“hoşlanmak, tatlanmak, tatlı- m 101a/4, HŞ 4605, MN (1)
laşmak” HŞ 1169 y
a
12/15, MN (2) 2/13, süleymān
südeş “ordu arkadaşı” İML 145 y
ı ibn dāvud “Hz. Süleyman” KE
süđre-“sürümek, sürüklemek krş. 137r/4, süleymān peyġamber
n
e
v
süyre-” KE 24v/15 i “Hz. Süleyman” MN (1) 6/9
süflį(<A.)“alçak, bayağı” KE süleymān ibni ebā caǾfer (<ö.a.)
122v/10 “Haruneǿr Reşid’in vezirlerin-
süfyān (<ö.a.) “muhaddis” KE den biri” NF 310/8, süleymān
121v/9 “bkz. süleymān ibni ebā caǾfer”
süfyān bin ĥarb (<ö.a.) “Mekkeli NF 310/9
kafirlerin ileri gelenlerinden bi- süleymān-ı dārānį (<ö.a.) “bir
ri” KE 228r/14 âbid” NF 266/14
süglün “sülün” HŞ 1531 süleymān-ı taymį (<ö.a.) “bir âbid”
süheyl(<ö.a.) “Zalim bir kişi” NF “NF 318/6
367/15 süleymān ibnü yesār (<ö.a.) “Hz.
süheyl bin Ǿamr (<ö.a.) “Kureyş Muhammed’in karısı
eşrafından ve hatiplerinden Meymune’nin azadlısı,
olup Mekke fethi sırasında tâbiǾînden bir zat” NF 351/17,
İslama girmiştir” KE 225v/15, süleymān “bkz. süleymān ibnü
yesār” NF 352/4, ibnü yasārn
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 539
71/15, süñü tėmüri “süngü de- śürāĥi (<A.) “sürahi, cam veya
miri, mızrak demiri” ME 66/3 billur kap” HŞ 1454
süñük “kemik krş. süñek (1), sü- sürāķa (<ö.a.) “Ebu Süfyan’ın hic-
yek” NF 354/15, KE 6v/20, ME ret sırasında Peygamber’i öl-
161/3, MM 317/1, HKT dürmek için tuttuğu kiralık ka-
556b/3, süñük bol- “ kemik ol- til” KE 220v/6
mak, kemikleşmek “NF 391/6 sürç- “sürçmek, düşmek, tökezle-
süñüksüz “sineksiz, arısız krş. mek” NF 299/15, KE 234v/18,
süñeksiz” HŞ 2891 ME 134/3, İML 112
süñütlük “armağan” süñütlük bol- sürçek“hikaye, masal, efsane krş.
“armağan cermek, armağan ol- sörçek (1)” İML 190
mak” NF 239/6 süre- “sürümek, sürüklemek krş.
ŝünür (<ö.a.) “Reyyan meliğin süri-, sürü-” NF 18/2
içkisi” KE 87v/13 ŝüreyyā (<A.) “Süreyya yıldızı”
süpür- “süpürmek, temizlemek” KE 37v/13, HŞ 1499, ŝüreyyā
KE 166v/8, ME 222/6, İML yılduz “Süreyya yıldızı, Ülker
114 e
ğ
yıldızı” NF 367/16
süpürgü “süpürge krş. sipürtke” i
t süri-“sürümek, sürüklemek, çek-
i
İML 170 m mek krş. süre-, sürü-” NF 67/6,
sür-(1.)“eğmek, bükmek” ME y
a
HKT 163b/4, HŞ 3620
190/5 y
ı süriçi“hayvanları süren adam, ço-
sür- (2.) “sürmek, götürmek, kov- ban” İML 155
n
e
v
mak, uzaklaştırmak, sürümek, i sürin- “(yerde) sürünmek, sürük-
çıkarmak” NF 374/2, KE 2v/4, lemek, sevk edilmek krş. sürün-
ME 36/6, MM 361/4, HKT ” HKT 453b/5
129b/5, HŞ 1748, İML 129, Ka sürme “sürme” NF 347/11, KE
I/7, 2. “sürmek, sevk etmek” 61v/2, HŞ 3986, sürme yıġaçı
HKT 341a/5, sürgen 1. “kovan, “sürme ağacı, sürme elde edilen
uzaklaştıran” HKT 356a/5, 2. ağaç” ME 228/1, sürme ķat-
“süren, sevk eden” HKT “sürme sürmek” ME 140/6,
496a/5, sürmek 1.“kovma” sürme ķatın- “sürme sürünmek”
HKT 407b/7, İML 112, 2. ME 178/7, sürme ķođ- “göze
“sürme, sevk etme” HKT sürme çekmek” HŞ 4544, sür-
425b/2 me tart- “sürme sürmek” KE
sür- (3.) “çift sürmek” ME 47/3, 183v/10
HKT 10b/3 sürmelıġ (<A.+T.) “sürmeli krş.
sür- (4) “ovmak” MM 103/4 sürmelig” sürmelıġ bol- “sür-
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 541
88/2, HŞ 1958
süzme “süzgü, süzgeç” İML 196
süzeklü “süzülmüş” süzeklü
bardaķ “ağzında süzgeci olan
bardak, , süzgeçli bardak” ME
88/6
süzük “temiz, saf, arı” ME 125/7,
HKT 328b/2, İML 162, süzük
ķıl- “süzmek, temizlemek, arı-
laştırmak” ME 17/6
süzüklüg “saf, samimi” süzüklüg
ķıl- “süzmek, temizlemek, arı-
laştırmak” ME 114/1
süzül- (1) “eskiyip dökülmek” ME
206/2
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 543
şışuķ “şiş, şişkin, şişmiş krş. şişik” şiltāķ (<F.) “haksızlık, tecavüz”
KE 130v/13, şışuķ yüzlü er KE 116r/1
“şişman yzlü , yüzü şişmiş olan şimāl (<A.) “kuzey, kuzeyden esen
erkek” ME 68/5 rüzgar krş. şimālį” KE 179v/7
şışur- “şişirmek” ME 96/5 şimālį (<A.) “kuzeyden esen rüz-
şiblį (<ö.a.) “Evliyanın ve muta- gar krş. şimāl” KE 156r/4
savvıfların büyüklerinden, şimdi “şimdi” K VII/26
Cüneyd-i Bağdadî’nin öğrenci- şimşād(<F.) “şimşir ağacı” HŞ 696
si” MM 278/3 şiǾr (<A.) “şiir” KE 16v/10, ME
şifā (<A.) “iyileşme, şifa, deva” 11/7, HKT 424b/1, HŞ 3803,
NF 331/8, KE 23r/19, HKT şiǾr ay- “şiir söylemek, şiir
278b/4, şifā bėr- “şifa vermek, okumak” ME 133/4, şiǾr ayt-
iyileştirmek krş. şifā bir-” NF “şiir söylemek, şiir okumak ME
34/11, KE 61v/18, şifā bir- 89/5, şiǾr oķuş- “karşılıklı şiir
1.“şifa vermek, iyileştirmek krş. okumak” ME 196/2
şifā bėr-” HKT 355a/1, 2. “fe- şįr (<F.) “süt” HŞ 2339
rahlık vermek, ferahlatmak” şiǾrā (<Yun.) “Şira-yı Yemanî ve
HKT 182b/8, şifā bol-“ iyileş- e
ğ Şira-yı Şamî adlı iki yıldızın or-
mek, şifa olmak” KE 13v/5,
i
t tak adı” HKT 505a/3
i
şifā tile- “iyileşmesini istemek” m şirā (<A.) “satın alma” NF 230/11
ME 223/5 y
a
şįrįn (1)(<F.) “tatlı” HŞ 192, MN
şihābuǿl-aħbār (<ö.a.) “İmam Ab- y
ı (1) 20/10, MN (2) 11/105, şįrįn
n
dullah KuzaǾî’nin hadis kitabı” e
v
ķıl- “tatlandırmak” HŞ 11,
NF 206/13 i
şįrįnrek “daha tatlı” HŞ 3376
şikār (<F.) “av” KE 223r/20 şįrįn (2)(<ö.a.) “Hüsrev ve Şirin
şikāvet (<A.) “bahtsızlık, kutsuz- hikayesinin kadın kahramanı”
luk krş. şekāvet”şikāvet-i ebedį HŞ 3795, MN (2) 28/273
“ebedi bahtsızlık, sonsuz talih- şįrįnlik (<F.+T.) “tatlılık, hoşluk”
sizlik” NF 419/17 HŞ 3070 ş
şikāyet (<A.) “şikayet, sızlanma” şirk(<A.)“müşriklik, Allah’a ortak
NF 132/8, KE 239v/21, HŞ koşma” KE 66r/19
3599, şikāyet ķıl- “şikayet et- şirket (<A.) “ortaklık” şirket bol-
mek” NF 72/13, KE 100v/8, “orta olmak, ortaklık yapmak”
ME 152/2, MM 352/1, HKT MM 246/2
236a/8, HŞ 2902 şirviye (<ö.a.) “Şiroye “ HŞ 4410
şikeste (<A.) “kırılmış, incinmiş” şįŝ(<ö.a.)“Şis peygamber” KE
şikeste bol- “kırılmak, incin- 17v/17
mek” NF 288/5
552 | D r . Suat ÜNLÜ
şiş (1) “şiş, şişlik, yumru krş. şış” şor (<F.) “tuzlu krş. şūr (2)” HKT
NF 95/7, KE 120r/5, şiş bol- 349a/5, şor ķıl- “tuzlu olmak,
“yumrulaşmak, şişmek” KE tuzlandırmak” ME 69/8
120r/1, şiş böre (k) “şiş böreği” şorba (<F.) “çorba krş. şūrba” ME
İML 165 89/8
şiş (2) “pişirilecek etin geçirildiği şöhret (<A.) “şöhret” şöhret tap-
ağaç yahut demir kazık” İML “meşhur olmak, haber yayıl-
169 mak” KE 142r/21
şiş- (1) “şişmek, kibirlenmek, şöyle “şöyle” K V/9
büyüklük taslamak” NF 345/15, şuǾayb (<ö.a.)“Meyden ve eyke
KE 74r/7 ahalilerine gönderilen peygam-
şiş-(2)“çözmek, koparmak krş. şeş- berin adı” NF 113/1, KE 37v/3,
,şėş-, çeş-” HŞ 2186 HKT 222b/2, şuǾayb ķavmı
şįşe (<F.) “şişe” HŞ 1584, şįşe ķıl- “Hz. Şuayb’in gönderildiği ka-
“şişe yapmak” HŞ 1918, şįşe vim, Ashabuǿl-Eyke” HKT
oyna- “şişe oyunu oynamak” 256a/3
HŞ 1918, şįşe oyunı “şişe e
ğ
şubān (<F.) “çoban krş. çūbān,
oyunı” HŞ 1579 i
t çūpān” şubān- ehliǿl- cennet
i
şįşeçi (<F.+T.) “şişeci” HŞ 1918 m “Cennet ehlinin bekçileri” KE
şişek“bir yaşını doldurmuş kuzu y
a
2r/16
krş. siçek” İML 172, şişek bol- y
ı şuġl (<A.) “meşguliyet, uğraşı” KE
“bir yaşını doldurmak” HŞ 200v/19
n
e
v
1638 i şuħ (<F.) “güzel, hoş” HŞ 3681
şişik “şişmiş, şişkin krş. şışuķ” şuħluķ (<F.+T.) “şuhluk, güzellik,
İML 163 hoşluk” HŞ 3399, şuħluķ ķıl-
şişil- “kırılmak, kopmak krş. şeşil- “güzellik yapmak, hoşça dav-
” HŞ 3714 ranmak” HŞ 3755
şişlen-“şişlenmek, kebap olmak, şuǾle (<A.) “şule, kıvılcım, parıltı”
yenmek” HŞ 4712 KE 155v/11, HŞ 427, MN (2)
şįve(<F.)“naz, eda” MN (2) 36/362 23/229
şįvelig (<F.+T.) “işveli” HŞ 672 şūm(<F.) “uğursuz, krş. şom” KE
şol “şu” HŞ 1213, K VII/22 248v/19, HŞ 2056, şūm bol-
şom (<F.) “uğursuz, krş. şūm” şom “uğursuz olmak” HŞ 4254,
fāl “uğursuzluk” HKT 421a/7, şūmraķ “daha uğursuz, çok
şom fāl ķıl- “uğursuz saymak” uğursuz” KE 35r/1
HKT 364a/9, şom fāl tut- şūmluġ (<F.+T.) “uğursuzluk, kö-
“uğursuz saymak” HKT 421a/5 tülük krş. şūmluķ” İML 153
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 553
bir 1. “başka bir, diğer” HKT taķrįr (<A.) “anlatma, beyan etme”
277b/2,2. “diğeri, öbürü” HKT KE 19r/13, taķrįr ķıl- “anlat-
231a/5 mak, beyan etmek” NF 194/12
taķıl-(1)1.“parçalanmak, dağılmak, taķrįren(<A.) “ağızdan anlatarak”
darmandağınık olmak krş. taġıl- K XI/19
” ME 163/1, HKT 409a/9, 2. taķśır (<A.) “bir işi eksik yapma,
“bölünmek, bölüklere ayrıl- ihmal etme krş. taķśįr” taķśır
mak” HKT 389b/9, 3. “ayrıl- ķılma- “çalışmamak, günah iş-
mak, uzaklaşmak” HKT lememek, kusursuz davranma-
532b/1, 4. “seçilmek” HKT mak” İML 102
491a/4, taķılġan “dağılan, toz taķśįr (<A.) “kusur, hata, yanlışlık,
duman olan” HKT 511a/4, kabahat, günah krş. taķśır” KE
taķılmaķ “parçalanıp dağılma, 100r/8, ME 206/4, MM 292/1,
toz duman olma” HKT 409a/9 HŞ 2802, taķśįr bol-“ hata et-
taķıl-(2) “katılmak, aynı fikirde mek, kusurlu davranmak, ku-
olmak” NF 19/16 surlu olmak, hatalı olmak” KE
taķıl-(3) “takılmak” HŞ 3369 e
ğ
249r/2, taķśįr keç-“tövbe etmek,
taķım “takım” HŞ 1336 i
t hatasından dönmek” KE 130r/2,
taķśįr ķıl- “kusur etmek” NF
i
taķıt- 1.“dağıtmak, darmadağınık m
tana (2) (<ö.a.) “Azak şehri, Azak tañlası “yarın, yarınki gün krş.
denizine dökülen Don ırmağı- tañdası, tañla” KE 65r/14,
nın ağzında bir şehir” AO I/24 tañlası kün “yarınki gün, yarın”
ŧaǾna(<A.) “ayıplama, suçlama” KE 107v/6
KE 187v/4 tañlaş- “karşılıklı şaşırmak, hayret
tanaġ1. “burun kemiğinin sert yeri” etmek” KE 34r/11, HŞ 2444
İML 140, 2. “tırnaklı hayvanla- tañrı 1.“Tanrı, Allah krş. tiñri,
rın dudağı” İML 171 teñri” NF 23/2, ME 17/5, HKT
ŧanbūr(<F.) “tanbur” KE 177r/7, 47a/1, 2. “ilah, tanrı” HKT
HŞ 3371, 47b/4, tañrı buyruķındın çıķġan
tançu “lokma, sokum” İML 165 “Allah’ın buyruğundan çıkan,
tañdası “yarın, yarınki gün krş. günahkar” HKT 5a/3, tañrı
tañla, tañlası” KE 38r/1 indürgeni “Allah’ın indirdiği,
tandūr(<A.) “tandır krş. tamdır” sabit ve şüphe götürmeyen şey”
NF 29/10, HŞ 1509 HKT 7a/2, tañrı teǾālā “her
ŧaǾne (<A.) “ayıplama” ŧaǾne ur- şeyden münezzeh olan Allah,
“ayıplamak, yermek” HŞ 3287, yüce Allah” NF 93/5, tañrı
MN (2) 14/131 e
ğ teǾālā ve tebāreke “her şeyden
tañġısız “üzengisiz” KE 228r/8
i
t müzenezzeh ve mübarek olan
i
tanı- “tanımak krş. tanu-” NF m Allah” NF 83/5, tañrıġa ķayt-
146/1, KE 27v/15, HŞ 1292 y
a
“Tanrıya dönmek, yönelmek”
tanıķ“şahitlik, tanıklık krş. tanuķ, y
ı HKT 447b/4, tañrıġa yanġan-
n
tanuġ” İML 190 e “Tanrıya dönen, Tanrıya yöne-
v
tañırķa- “şaşmak, hayret etmek, i
len” HKT 496b/6, tañrıķa küfr
hayrette kalmak krş. dañırķa-” ketürmek “Allah’ı inkar etme”
ME18/4, HŞ 4573 HKT 32a/2, tañrını yād ķılmaķ
tañla“yarın, daha sonraki gün krş. “Allah’ı zikr etme” HKT
tañdası, tañlası” KE 91v/20 347a/7, tañrınıñ taķdįr ķılmışı
tañla-(1)“şaşmak, şaşırmak, hayret ecel “Tanrı’nın takdir ve tayin
etmek” KE 234v/7, ME 166/4, ettiği zamanın sonu” HKT
HKT 432a/4, HŞ 4049, İML 378b/2 t
106 tañrılıķ “Tanrılık, Tanrı için, ilahî,
tanla- (2)“seçmek, ayırmak” İML Tanrıya layık” NF 407/13, ME
123 66/6, tañrılıķ dost “ahiret arka-
tañlamaķ “gururlanma” ME 5/2 daşı” NF 223/9, tañrılıķ
tañlan-(1) “gururlanmak” ME 5/1 ķarındaş “ahiret kardeşi, din
tañlan-(2)“hayret edilmek” KE kardeşi” NF 258/9,tañrılıķ bol-
130r/11 “Allaha layık olmak, Allah ka-
566 | D r . Suat ÜNLÜ
MN (2) 1/8, taş atġan yil “taşla- taşġuķ “bir nesnenin dış yanı” İML
rı yerinden koparıp savuran 191
rüzgar” HKT 382b/2, taş birle taşı-“taşımak, götürmek” KE
atġan yil “taşları yerinden kopa- 43r/3, HŞ 2556
rıp savuran rüzgar” HKT taşıl- “taşmak” ME 158/1
507a/4, taş birle atılmış “taşla- taşķarı“dışarı krş. taşķaru, taşġaru,
narak kovulmuş” HKT 51b/9, taşra, tışķaru” KE 183v/16
taş bol- “sertleşmek, merhamet- taşķaru “dışarı krş. taşķarı, taşġaru,
siz olmak” HŞ 2625, taş kis- taşra, tışķaru” NF 167/11, KE
“sertleşmek, merhametsizleş- 223r/2
mek” HŞ 2664, taş taşla- “taş taşķı “dışarıdaki” K I/32
atmak, taşlamak, taşla taşla- (1)“taş atmak, taşlamak” NF
kovalmak” KE 61r/16, taş tik- 213/16, KE 104r/11, HKT
“sabretmek” KE 181v/5, taşġa 296b/9, HŞ 155, taşlayu öltür-
ewür- “taşa çevirmek, yok et- “taşlayarak öldürmek” HKT
mek” HKT 210a/7 284a/1
taş (2) “dış, dışarı, hariç, başka” taşla- (2)“dışarı atmak, çıkarmak,
NF 224/4, KE 83v/7, MM 66/3, e
ğ dışlamak, terk etmek” MM
HŞ 2127, taş ton “elbise, giye-
i
t 319/2
i
cek, dışa giyilen elbise” ME m taşlan- “taşlanmak” HKT 566a/9,
170/6, taş tonın keygen “elbise- y
a
taşlanmış “taşlanmış” HKT
sini giyen, bürünen, örtünen” y
ı 356a/6
n
HKT 554b/3, taş bol- “başka e taşlaş- “taş atışmak” ME 198/4
v
olmak anlamında, dışında ol- i
taşlıġ (1)“taşlı krş. daşlu”taşlıġ bol-
mak anlamında” NF 224/7, “taşlı olmak” ME 1/3
MM 287/4, taş kör- “dışarıyı taşlıġ (2) “giyimin yüzü” İML 166
görmek, başkasını görmek” ME taşlıķ “ayak yolu” İML 191
211/3, taş turġan “dışarıda otu- taşra “dışarı, başka krş. taşķarı,
ran, yerli olmayan, misafir” taşķaru, taşġaru, tışķaru” NF
HKT 322a/1, taş yan “dış taraf, 360/12, KE 156v/11
dış” HKT 515b/8 ŧaşt (<F.) “leğen” KE 168r/19 t
taş- “taşmak, dışarı taşmak” NF tat “lezzet, tat krş. dat” İML 166,
44/3, KE 36v/8, ME 171/7, HŞ tat al- “tadını almak” İML 119
2264, MN (2) 12/119 tat- “tatmak, tadına bakmak, ye-
taşaķ “husye, yumurta” İML 152 mek krş. dat-” NF 25/7, KE
taşġaru “dışarı krş. taşķaru, taşķarı, 25v/17, MM 298/4, HKT
taşra, tışķaru” KE 25v/10, K 524b/3, İML 109, HŞ 2817,
I/27 MN (2) 36/362, tatġan “tadan,
572 | D r . Suat ÜNLÜ
tayın- “kaymak krş. dayın-” HKT ŧayyār (<A.) “uçucu, uçma” ŧayyār
30b/4, tayınmaķ tile- “sapması- ķıl- “uçurmak, uçurtmak” MN
nı, yoldan çıkmasını arzula- (1) 15/4
mak” HKT 68a/2 ŧayyar (<A.) “hazır”ŧayyar ķıl-
tayınçaķ “kaygan” HKT 286b/1 “hazırlamak, hazır hale getir-
tayındur-“kaydırmak, devirmek mek” KE 219v/19
krş. dayındur-” HKT 544a/7 ŧayyib(<ö.a.) “Hz. Muhammed’in
tayıs “atlas kumaş” İML 167 Hadice’den olan dört oğlundan
tayız “tepe” İML 177 biri” NF 5/2, KE 198r/18
taǾyįb “ayıplama, kınama” taǾyįb ŧayyibe(<A.) güzel, gönül alıcı”
ķıl-“ayıplamak, kınamak” NF NF 443/9
160/13 taz “ kel” taz saçlıġ “ kel, saçı ol-
tāyib(<A.)“tövbe eden” NF mayan” NF 399/5
381/10, tāyib bol- “tövbe et- tażarruǾ (<A.) yalvarma yalvarıp
mek, yaptığından pişmak ol- yakarma krş. tażarru” MM 7/3,
mak” NF 382/1 HKT 416b/1, tażarruǾ ķıl- “yal-
ŧāyif(<ö.a.) “Tayif krş. ŧāyifa” NF e
ğ
varıp yakarmak” HKT 128b/1,
69/1, KE 204r/20 i
t HŞ 3397
i
ŧāyifa (<ö.a.) “Tayif krş. ŧāyif” NF m tażarru (<A.) yalvarma yalvarıp
278/16 y
a
yakarma krş. tażarruǾ” NF
ŧāyife (<A.) “tayife, cemaat, toplu- y
ı 58/15, KE 20v/2
luk, bölük, kısım” NF 40/10, tāze (<F.) “yeni, taze, körpe” KE
n
e
v
ŧāyife ķıl- “bölüklere ayırmak, i 71v/21, HŞ 4186, MN (2)
kısımlara bölmek, cemaat mey- 17/162, tāze bol- “ taze olmak,
dana getirmek” NF 40/9 güzel ve parlak olmak” HŞ 826,
taǾyįn (<A.) “tayin, atama” taǾyįn tāze bolġan- “güzel, parlak ve
ķıl- “tayin etmek, atamak, gö- taze olan” HKT 557a/6, tāze
revlendirmek” NF 121/11, AO ħurmā “taze hurma” HKT
V/12 295a/8, tāze ķıl- “tazelemek,
taylasan (<A.) “başa ve boyna yenilemek” NF 47/16, HŞ
sarılan şal krş. taylasān” tayla- 4595, K IX/4, tāze yolunmış-
san yörgen-“kolsuz ceket giy- “yeni toplanmış, henüz devşi-
mek” KE 245r/20 rilmiş” HKT 295a/8
taylasān (<A.) “kolsuz ceket krş. tāzeleyü(<F.+T.)“tekrar, tekrar”
taylasan” taylasān keyür- “kol- tāzeleyü ög- “tekrar tekrar öv-
suz ceket giyfirmek” ME 233/2 mek” ME 56/8
ŧayy (<ö.a.) “Tay kabilesi” MN (2) tāzelıķ (<F.+T.) “güzellik, tazelik
8/74 krş. tāzelik” HKT 558b/3
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 575
tegme “her, her bir krş tėgme, krş. tigür-, tėgür-, tekir-” NF
tigme” NF 29/11, KE 2v/14, 285/15, KE 29v/1, HKT
ME 122/5, tegme bir “her bir, 155b/8, AO I/19, 2. “katmak,
her biri” NF 2/12, HKT 209b/1 ilhak etmek” HKT 355a/3,
tėg-ök “gibi” MM 71/3 tegürmek “ulaştırma, bildirme,
tegre “çevre, yöre, etraf krş. teñre, tebliğ” HKT 466a/2
tigre, tėgrü, tigre (2), teñre” NF tegürül-“ulaştırılmak krş. tegrül-,
210/5, KE 8v/18, ME 49/4, tigrül-, tėgrül-” HKT 178b/1
HKT 134b/9 teĥāyā (<A.) “selamlama, selam”
tėgrü“değin, kadar krş. tegrü, teĥāyā vāśıl ol- “selamlamak,
tėgrü, tigre (2)” MM 72/1 selam ulaşmak” K VII/15
tegrü “değin, kadar krş. tėgrü, tehdįd (<A.) “tehdit” tehdįd u tefzįǾ
tigrü” NF 8/2, KE 37v/13, ME “tehdit ve korkutma” NF 13/15,
91/2, HKT 36b/9 tehdįd ve tefzįǾ “tehdit ve kor-
tėgrül-“ulaştırılmak krş. tegrül-, kutma” NF 364/14, tehdįd ķıl-
tigrül-, tegürül-” tėgrülmiş söz “tehdit etmek, korkutmak” KE
“ulaştırılmış söz” ME 9/8 e
ğ
113v/2
tegrül-“ulaştırılmak krş. tėgrül-, i
t teheccüd(<A.) “gece namazı”
teheccüd ķıl- “teheccüd namazı
i
tegürül-, tigrül-” HKT 308b/2 m
ifade eden (la ilahe illǿllah) sö- tek (3) “benzetme, edatı krş. tėg,
zünü tekrarlama) KE 189v/5, tig, teg tik (1)” İML 96, MN (2)
tehlįl ay- “İslamda tevhid aki- 17/163
desini ifade eden (la ilahe tėk “sessiz, sakin, suskun krş. tek
illǿllah” sözünü tekrarlamak, (2)” MM 142/4
söylemek) KE 121r/4, tehlįl ėt- tek- “ulaşmak, ermek krş. teg-, tėg-
“İslamda tevhid akidesini ifade (1), tig-, dik-” İML 132
eden (la ilahe illǿllah) sözünü teķaddüs (<A.) “mübarek ve muh-
tekrarlamak” KE 53r/7, tehlįl terem olma” KE 5r/7
ķıl- “İslamda tevhid akidesini tekbįr (<A.)“tekbir (Allahu ekber,
ifade eden (la ilahe illǿllah) sö- Allah büyüktür) deme” NF
zünü tekrarlamak” NF 379/16, 241/3, KE 19v/2, MM 68/1, HŞ
KE 5r/7 3124, tekbįr ay- “tekbir getir-
tehv (<A.) “gaflet” HKT 580a/3 mek, Allahu ekber, Allah bü-
tek (1) “tek, bir tek” NF 296/8, yüktür demek” NF 30/3, KE
KE 65v/7, HKT 572b/6, tek 133v/14, tekbįr ķıl- “tekbir ge-
ķıl- “tek başına yapmak” KE tirmek, Allahu ekber, Allah bü-
136r/4 e
ğ yüktür demek” NF 30/6, KE
tek (2) “sessiz, sakin, suskun krş.
i
t 64r/21, ME 179/6, HKT
i
tėk” NF 44/12, KE 38r/17, ME m 323a/9, HŞ 3140
6/7, tek kişi “sessiz, sakin, sus- y
a
tekbįrāt (<A.ç.) “tekbirler” MM
kun olan” NF 311/7, tek ķal- y
ı 110/3
n
“susmak, sakinleşmek” NF e teke “ keçi aygırı” İML 172
v
16/6, tek ķođut- “susturmak” i
tekebbür(<A.)“büyüklenme, bü-
ME 34/3, tek ķoy- “susturmak, yüklenmek, kibirli olma” NF
sessizleştirmek, sakinleştirmek” 374/2, ME 74/3, MM 58/1, MN
ME 32/2, tek tur- “dinmek, (1) 22/10, tekebbür ķıl- “kibir-
cevab vermemek, durmak, lenmek, büyüklük taslamak”
susmak, sukut etmek” NF NF 371/2, HKT 368a/5, HŞ
122/1, HKT 170b/3, İML 110, 3949, tekebbür kit- “kibrin yol
tek turġan 1. “susan” HKT olması” NF 379/2, tekebbür t
169b/3, 2. “hareket etmeyen, ķur- “kibirlenmek, büyüklük
sessiz” HKT 348b/4, tek turmaķ taslamak” MM 58/4
“susma” HKT 295b/1, tek tut- tekebbürlüg(<A.+T.) “büyüklenen,
“susturmak, sakinleştirmek” kibirli” MM 59/4
ME 227/7 tekebbürlük(<A.+T.) “büyüklen-
me” ME 112/3
580 | D r . Suat ÜNLÜ
“çok fazla, daha fazla, pek çok” larda söylenen Arapça niyaz
KE 66r/1 ilahisi okumak” NF 322/11
telkįn(<A.) “telkin, (fikir) aşılama, temdįd (<A.) “uzatma, yayma”
kulağına koyma” telkįn ķıl- temdįd ķılın- “uzatılmak, ya-
“telkin etmek, fikir aşılamak” yılmak” HKT 580b/5
NF 299/7 temen “çuvaldız” İML 170
telmür- “ümit ve hasedle bir şeyi temennā (<A.) “dilek, istek, te-
yapmak istemek, niyaz edici menna” K V/18, temennā ķıl-
gözle bakmak” KE 74r/3, HŞ “dilek ve istekte bulunmak, te-
3158 menna etmek” HŞ 2031
tėlük“delik krş. tölük, telük, delük” temessük (<A.) “tutunma, destek
MM 185/1 edinme” temessük ķıl- “tutun-
telük “delik krş. tölük, tėlük, mak, destek sağlamak” NF 2/9
delük”telük tel-“delik delmek, temettuǾ (<A.) “kazanma, kâr etme
oymak, delik açmak” KE krş. tamattuǾ” temettuǾ ķıl- “ka-
240v/8 zanmak, kar etmek” NF 395/16
telür-“delirmek krş. tilür-” HŞ temlįħā (<ö.a.) “Eshab-ı Kehf’den
3546 e
ğ biri” KE 178r/10
telwe “deli krş. tėlbe, tilbe, telbe,
i
t temir (1)“demir krş. temür, timür
i
teli” KE 152v/18, telwe bol- m (1), demir” İML 178
“deli olmak, delirmek” KE y
a
temir (2) (<ö.a.) “Timür Han,
32v/19, telwe ķıl- “delirtmek, y
ı Timürlü Devletinin kurucusu
n
delirmek” ME 173/3 e krş. temür, timür (2) ” AO I/8
v
temāşā (<F.) “seyr, seyretme” KE i
temirçi “demirci krş. temürçi”
29v/19, ME 183/8, MM 38/2, İML 155
HŞ 1798, MN (2) 28/276, temir ķazıķ (<ö.a.)“Kutup yıldızı”
temāşā ķıl-“seyretmek, bakmak, İML 183
izlemek” KE 69v/12, HŞ 1435 temir ķuŧluġ (<ö.a.) “Altın Ordu
temāşāsız (<F.+T.) “seyirsiz” HŞ hanı” AO II/1
419 temmet (<A.) “son, bitti” KE 56v/5
temcįd(<A.) “namaz vaktinden temmūz (<F.) “temmuz, temmuz t
önce minarelerde belli makam- ayı, yaz krş. temūz” KE
larda söylenen Arapça niyaz 232r/17, temmūz keçür- “tem-
ilahisi” NF 322/12, temcįd ve muz ayını geçirmek, üzerinden
tesbįĥ “niyaz ilahisi ve temmuz ayının geçmesi” ME
sübhanallah deme” KE 189v/5, 189/7
temcįd ķıl- “namaz vaktinden temsįnüǿr-ribā (<ö.a.) “bir şehir”
önce minarelerde belli makam- KE 223v/2
582 | D r . Suat ÜNLÜ
tepre- “hareket etmek, yola çık- etmek” HKT 370b/9, terge bėr-
mak, saldırmak, hücum etmek “bir şey mükabilinde çalıştır-
krş. tebre-, tipre-” KE 46r/4 mak, hizmet ettirmek krş. terge
teprek “kürek” NF 325/15 bėr-” KE 186v/9, ME 57/1,
tepren-“kımıldamak, hareket et- terge kir- “bir şey mükabilinde
mek, sallanmak, debrenmek çalışmak, hizmet etmek” KE
krş. tebren-, tipren-” NF 5/11, 186v/10, terge tut- “ücret karşı-
KE 42v/7, ME 28/2, HKT lığında çalışmak krş. terke tut-”
553b/2, teprengen “hareket KE 189v/7, ME 112/2, HKT
eden, canlı” HKT 392b/5, 370b/7, terke bėr- “bir şey
teprenmek “hareket eden, canlı” mükabilinde çalıştırmak, hiz-
ME 85/2, HKT 511a/3, met ettirmek krş. terke bėr ” NF
teprenmez ķıl- “hareketsiz hale 347/5, terke tut- “ücret karşılı-
getirmek” HKT 174a/9 ğında çalışmak krş. terge tut-”
teprenil-“sarsıntıya uğratılmak, NF 23/12
sarsılmak” HKT 511a/3, tėr-“dermek, toplamak, yığmak
teprenil- taķı ķarārsız ķılın- e
ğ
krş. dir-, tir-” NF 312/13, KE
“sarsıntıya uğratılmak” HKT i
t 118v/10, ME 65/4, MM 132/2
31b/1, teprenilmek “sarsılma” teraķķį (<A.) “yükselme” teraķķį
i
m
HKT 578b/3 y
a
ķıl- “yükselmek, ilerlemek” AO
tepreş- “depreşmek, sarsmak” KE y
ı V/16
42r/13 terāne (<F.) “terane” HŞ 4010
n
e
v
tepret- (1) “kımıldatmak, hareket i terāzu (<F.) “tartı, terazi, ahrette
ettirmek, sallamak, silkelemek, günah ve sevapların ölçülmesi
yerinden oynatmak krş. tebret-, krş. terāzū” ME 168/3
tipret-” NF 140/2, KE 26r/19, terāzū (<F.) “tartı, terazi, ahrette
ME 101/2, HKT 275b/2 günah ve sevapların ölçülmesi
tepret- (2) “sarsmak” HKT 319a/2 krş. terāzu” NF 230/9, KE
tepün-(1)“saldırmak, hücum etmek 216r/20, HKT 274a/4, HŞ 1169
krş. tipün-” KE 133v/6 terbiyet (<A.) “besleyip büyütme,
tepün- (2)“kaçmak” HKT 311b/1 bakma, yetiştirme” NF 359/16,
tepüz “çorak toprak” HKT 153b/1 terbiyet ķıl- “büyütmek, yetiş-
ter (1) “ter krş. tir” NF 52/15, ME tirmek” NF 65/3, KE 185v/16,
176/3, İML 139 MM 308/1, HKT 352a/5,
ter (2) “ücret, kira krş. der” KE terbiyet ķılın- “büyütülmek, ye-
191r/4, ME 12/4, HKT 290a/6, tiştirilmek” HKT 302b/4
İML 147, ter eri bol- “bir şey terceme(<A.) “tercüme” KE
mükabilinde çalışmak, hizmet 223r/20
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 585
krş. tevfįķ bėr-” HKT 82a/1, tezek “tezek bkz. ters” KE 206r/20
“kolaylaştırmak” HKT 571b/2 teźekkür (<A.) “düşünme”teźekkür
tevĥįd (<A.) “tevhit, Allah’ın var- ķıl- “düşünmek” HKT 546a/7
lığına ve birliğine inanma” NF tezgin- 1.“dönmek, gezmek, ge-
177/4, KE 157v/10, HŞ I, zinmek, dolaşmak krş. tizgin-”
tevĥįd ķıl- “tevhit etmek, Al- NF 109/2, KE 6v/11, ME 49/4,
lah’ın varlığına ve birliğine HKT 271a/5, HŞ 3824, 2. “ta-
inanmak” KE 197r/5 vaf etmek” HKT 22b/8, 3. “ol-
teǿvįl (<A.) “yorum, açıklama, duğundan daha değişik bir hale
söze ayrı mana vermeye çalış- geçmek, dönmek” HKT 401a/2,
ma” KE 82r/7, HKT 47b/8, tezgingen 1. “dönen, dolaşan”
teǿvįl ay- “yorumlamak, açık- HKT 343a/5, 2. “tavaf eden”
lamak, söze ayrı mana vermeye HKT 18a/4, 3. “felaket, bela,
çalışmak” NF 60/9, teǿvįl ķıl- musibet” HKT 113a/2
“yorumlamak, açıklamak, söze tezgindür-“döndermek, çevirmek,
ayrı mana vermeye çalışmak” dolaştırmak, gezdirmek” NF
ME 188/2 339/7, ME 47/3, HKT 45b/6
tevrįt (<ö.a.) “Tevrat” NF 11/2, KE e
ğ tezginil-“dolaştırılmak, döndürül-
67v/7, HKT 59b/6
i
t mek” HKT 427a/8
i
tevrįt-ħān (<A.+F.) “Tevrat oku- m tezginişmek“dönme, dolaşma” ME
yan” KE 186v/17 y
a
123/3
tewsiz “hilesiz, aldatmasız” KE y
ı tezgit- “döndürmek, dolaştırmak”
n
5v/5 e HŞ 18
v
tevük “filan” İML 138 i
teźkįre (<A.) “tezkere” teźkįre ķıl-
tevvān (<A.) “hasar, ziyan” KE “tezkire yazmak, şairlerin haya-
26v720 tını yazmak” HŞ 4728
teyemmüm (<A.) “teyemmüm, tezvįr (<A.) “yalan, dolan” HŞ
suyun bulunmadığı durumlarda 354, tezvįr-ü ĥįle “yalan ve hile,
niyet edip elleri yere sürerek yalan dolan” KE 69r/7
alınan abdest” KE 213r/6, MM tıđ-“engel olmak, mani olmak krş.
102/1, teyemmüm ķıl- “teyem- tıy-” KE 226r/1, HŞ 2868 t
müm etmek” NF 433/10, KE tıġra-“baturlanmak, cesaret gös-
211r/1, MM 106/2, HKT 83a/7 termek” İML 106
tėyiş-“söyleşmek, konuşmak” KE tıġraķ “bahadır, yiğit” İML 150
43v/8 tıħır(<A.) “tatlı olmayan krş. taħır”
tēz (<F.) “tez, hemen krş. tiz (1)” HKT 349a/5
NF 189/14, KE 20v/11, tēzrek tıķ-“tıkmak, tıkamak” NF 356/8,
“tezcek, hemencecik” KE 85v/4 KE 151r/9
590 | D r . Suat ÜNLÜ
tıķaç “tıkaç, tıpa krş. tıķma” ME ŧınāb (<A.) “çadır ipi” KE 173v/10
88/6 tınç “dinç, rahat, sakin” KE
tıķaçlıġ “tıkacı olan, kapanabilen” 68v/10, K II/11
ME 88/5 tınçlıġ “rahatlık, rahat, huzur krş.
tıķıl- (1) “sık olmak” ME133/5 tınçlıķ, dınçlıķ” AO II/47
tıķıl- (2)“kilitlenmek” ME 160/1 tınçlıķ “rahatlık, rahat, huzur krş.
tıķma “tıpa, kapak krş. tıķaç” İML tınçlıġ, dınçlıķ” KE 83v/18,
170 ME 220/1, HŞ 2534, K I/45
tıķtur-“tıkamak, kapatmak” KE tındur- “dinlendirmek, sakinleştir-
140r/15 mek, rahat ettirmek krş. tıñdur-,
ŧılısım (<A.)“tılısım, olağanüstü dındur-” KE 161v/21, ME 39/7,
kuvvet ve tesir krş. ŧılsım” KE HŞ 3838
141r/1, ŧılısım ķıl- “olağanüstü tıñdur- “dinlendirmek, sakinleştir-
kuvvet göstermek, tesir etmek” mek, rahat ettirmek krş. tındur-,
KE 137v/21 dındur-” HŞ 810
ŧılsım (<A.)“tılısım, olağanüstü tınġaķ “tırnak krş. tırnaķ, dırnaķ”
kuvvet ve tesir krş. ŧılısım” HŞ e
ğ
ME 5/8
63, ŧılsım aç- “olağanüstü kuv- i
t tıñılandur- “ses vermek” HŞ 54
i
vetler göstermek, mucizeler m tıñla- “dinlemek krş. tiñle-” NF
göstermek” HŞ 63, ŧılsım ayıt- y
a
420/14, HŞ 4049
“olağanüstü kuvvetler anlat- y
ı tıñlan- “dinlenmek krş. tiñlen-” HŞ
mak, mucizeler aktarmak” HŞ 540
n
e
v
766, ŧılsım ķıl- “olağanüstü i tıñlaş- “dinleşmek, beraber dinle-
kuvvet göstermek, tesir etmek” mek” HŞ 2447
HŞ 2382 tınlıġ “canlı, hayvan” KE 13v/12,
tılta- “sebep olmak, bahane olmak” İML 138
HŞ 3304 tırmarla- “tırmalamak” NF 386/6
tıltaġ “bahane, engel, sebep” KE tırnaķ “tırnak krş. tınġaķ, dırnaķ”
146v/6, HŞ 4523, tıltaġ ķıl- NF 322/8, KE 105r/20, ME
“bahane etmek, engel olmak, 76/8, HŞ 3721
sebep olmak” KE 124r/14 tırnaķlıġ “tırnaklı hayvan” HKT
tın “nefes, ruh” HŞ 4601 142b/7
tın- “dinmek, durmak, rahatlamak, tışķaru “dışarı krş. taşra, taşķaru,
sakinleşmek krş tiñ-, tıñ-” KE taşķarı, taşġaru” HŞ 883
216v/8, MM 46/2, HŞ 3252 ŧışt (<F.) “leğen” NF 165/11
tıñ- “dinmek, durmak, rahatlamak, tıwar “mal, servet krş. tawar, tavar,
sakinleşmek krş tiñ-, tın-, dıñ-” davar” ME 196/7
HŞ 2878
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 591
tikke“parça” KE 85v/16 y
a
sesle ve kaideli okuma” KE
tikme “üç değnek üzerindeki bir y
ı 189v/4
heykel” İML 180 tilbe “deli krş. telwe, tėlbe, telbe,
n
e
v
til (1) 1.“dil, lisan” NF 35/12, i teli” İML 152
KE 43v/13, ME 140/4, HKT tildaġ “sunma, takdim” İML 190
359a/7, MN (1) 10/11, İML tildam “tilmaç, tercüman krş.
140, 2. “konuşma, kelam” HKT tilmaç, tilmeç” İML 140
371b/6, til aç- “konuşmak, ko- tile-1.“dilemek, istemek, arzu et-
nuşmaya başlamak” KE 181v/3, mek krş. dile-” NF 6/3, KE
til al- “haber almak, haber 89r/5, ME 58/8, MM 55/4,
gelmek” KE 231r/9, til bėr- HKT 402b/1, MN (1) 12/5, HŞ
“konuşturmak, tekrar konuş- 4002, İML 102, K III/17, MN
turmak” NF 185/6, til bol- (2) 28/278, 2. “istemek, talep
“lisan olmak, lisan olarak ve- etmek” HKT 9a/3, tilegen “is-
rilmek” KE 43v/12, til kel- teyen, talep eden” HKT 546b/5,
“konuşmak, konuşmaya başla- tilemek “isteme, istek, rica” KE
mak” KE 72v/6, til tegür- “hak- 51r/16, ME 58/8, HKT 433b/7
kında konuşmak” NF 175/3, tilek “dilek, istek, arzu” NF 205/1,
KE 51r/16, MM 176/3, HKT
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 593
tiri (1) “deri, cilt krş. tėri, teri” bir-” NF 435/13, tiriglik bir-
MN (1) 21/10, HŞ 3088, İML “canlılık vermek krş. tiriglik
139 bėr-” HKT 257b/3, tiriglik bul-
tiri (2) “diri, canlı krş. tirig, tiriñ, “hayat bulmak, ebedi yaşamak”
dirik, dirü, tirik (1)” HŞ 4618 KE 55v/9, tiriglik keçür- “ya-
tirįd (<F.) “tirit, et suyuna doğran- şamak, hayat sürmek” KE
mış ekmek krş. tirit” NF 25/4 110r/11, tiriglik ķılış- “birlikte
tirig 1.“diri, canlı, hayatta, sağ krş. yaşayıp geçinmek” HKT 78b/6,
tiriñ, dirik, dirü, tirik (1)” NF tiriglik sebebi “canlılık sebebi”
154/12, KE 16v/9, ME 80/2, HKT 521b/9, tiriglik tap- “ya-
MM 63/3, HKT 135b/4, HŞ şamak, yaşamaya devam et-
3176, 2. “hayat sahibi, esma-i mek” HŞ 1237
hüsna’dan el-ĥayy” HKT 47a/2, tirik (1) “diri, canlı krş. tiriñ, dirik,
tirig bol- “diri olmak, hayatta dirü, tirig, tiri (2)” İML 138,
olmak” NF 262/1, KE 94r/21, tirik bulun- “canlı olmak, canlı
MM 22/1, HŞ 2943, tirig ķal olarak bulunmak” MN (2)
“yaşamak” NF 154/12, tirig ķıl- 29/286
“diriltmek, canlandırmak” HŞ e
ğ tirik (2) “ahaliden toplanan vergi”
3934, tirig ķođ- “sağ bırakmak,
i
t İML 146
i
öldürmemek krş. tirig ķoy-” m tiriklik “dirilik, hayat krş. tiriglik,
HKT 160b/1, tirig ķođmaķ tile- y
a
tirilik” İML 138
“sağ kalmasını istemek” HKT y
ı tiril- “yaşamak, canlanmak, diril-
n
7b/4, tirig ķoy- “sağ bırakmak, e mek krş. diril-” NF 334/8, KE
v
öldürmemek krş. tirig ķođ-” i
68r/19, ME 166/5, MM 34/4,
ME 224/5, tirig tut- “sağ bırak- HKT 330b/1, HŞ 1797, MN (2)
mak, öldürmemek” ME 107/8 37/373, tirilgü nirse “geçinile-
tirigle “diri diri, canlı iken” NF cek şey, geçimlik” HKT
358/11, KE 164v/9, tirigle 147a/1, tirilmek “dirilme, can-
kömül- “diri diri gömülmek” lanma” HKT 477b/2
HKT 566a/1 tirilik“yaşama, geçinme krş.
tiriglik 1.“hayat, ömür, yaşantı krş. tiriglik, tiriklik” tirilik ķılış- t
tiriklik, tirilik” NF 124/5, KE “ortak bir biçimde yaşamaya
83v/18, ME 107/8, MM 46/3, çalışmak, geçinmek” ME 117/7
HKT 385a/2, 2. “dirilik, canlı- tiriñ “canlı, diri krş. tirig, dirik,
lık” HKT 447b/6, 3. “geçinile- dirü, tirik (1), tiri (2)” KE 8r/12
cek şey, geçimlik” HKT tiriñlig “derinlik krş. teriñlik” MN
374a/6, HŞ 3965, tiriglik bėr- (1) 21/7
“canlılık vermek krş. tiriglik tirit (<A.) “tirit krş. tirįd” ME 84/6
596 | D r . Suat ÜNLÜ
tonçı “dokuyıcı, çulha” İML 155 topuçaķ “inatçı, direngen at, Arap
tonlıġ “elbiseli, giyimli krş. ŧonluġ, atı, semiz at krş. ŧopıçaķ”
tonluġ, tonmıķ” İML 83 topuçaķ aŧ “inatçı, direngen at,
ŧonluġ “elbiseli, giysili krş. tonluġ, Arap atı, semiz at” KE 140v/13
tonlıġ, tonmıķ” KE 148r/19 topuġ “topuk krş. topuķ” İML 142
tonluġ “elbiseli, giysili krş. ŧonluġ, topuķ “topuk krş. topuġ” KE
tonlıġ, tonmıķ” NF 72/5, KE 140r/20, MM 70/4, HKT
101v/2, tonluġ bol- “elbiseli 105a/6
olmak, giysili olmak, örtün- topuz “topuz” NF 183/1, KE
mek” NF 164/3 197v/9, HŞ 1774
tonluķ “elbiselik” NF 144/13, KE tor “ağ, tuzak” HŞ 3296
68v/2, HKT 418a/9, MN (1) toraķ “yolcu aşı, azık” ME 178/4
8/14 torķa “ipekli kumaş” KE 70v/12
tonmıķ“elbiseli, giyimli krş. torķu “ipek” İML 167
ŧonluġ, tonluġ, tonlıġ” İML 83 torķuçu “ipekçi” İML 157
tonsuz “elbisesi omayan” NF toruġ “doru” HKT 10b/1
328/14 torum “deve yavrusu” MM 206/2
tonuķ “donuk” KE 131r/13 e
ğ totķavul “sınır ve yol muhafızı”
toñuz “domuz” NF 144/17, KE
i
t AO II/9
i
25v/3, MM 248/1, HKT 24b/5, m towar “davar, mal, mülk krş. tawar,
MN (1) 20/14, İML 147, toñuz y
a
tavar, davar” KE 124v/7
yılı “Türkçe yıl atlarından 12 y
ı toy (1) “düğün, ziyafet krş. doy”
n
nci yılın adı” İML 186 e KE 109v/1, HŞ 3792, MN (2)
v
top “top, bölük, kısım” KE 101v/9, i
8/76, toy ķıl- “ziyafet vermek,
HŞ 1359, top oyna- “top oyna- tören yapmak, düğün yapmak”
mak” HŞ 1366, top ur- “topa KE 192v/9, HŞ 2722, toy ķur-
vurmak, topla oynamak” KE “ziyafet kurmak, ziyafet ver-
178r/10 mek” HŞ 4111
ŧopıçaķ “inatçı, direngen at, Arap toy (2) “kalabalık” İML 77
atı, semiz at krş. topuçaķ” toy-“doymak, karnı doymak, kan-
ŧopıçaķ at “inatçı, direngen at, mak” NF 29/13, KE 177v/4, t
Arap atı, semiz at” KE 137r/11 İML 131, HŞ 3963
topraķ “toprak krş tofraķ” NF toyaķ “doyuracak kadar” KE 38r/8
11/13, KE 5v/14, ME 70/7, toyġır- “doyurmak krş. toyur-”
MM 107/4, HKT 453a/6, İML İML 131
178, HŞ 2860, MN (2) 14/134 toyla- “ziyafet vermek” HŞ 1022
topraķlıķ “topraklık” KE 62v/4 toylaş-“tören yapmak, düğün yap-
mak” KE 192r/21
602 | D r . Suat ÜNLÜ
töşüklig “delik krş. töşüklüg” KE ŧufayl (<ö.a.) “Tufeyl bin ǾAmr ed-
148v/20 Devsî. Sahabeden bir zat” NF
töşüklüg “delik krş. töşüklig” 326/10
töşüklüg yinçü “delikli inci” KE ŧufeyl (<A.) “birinin üzerinden
148v/1 geçinen, asalak” KE 183v/1
töşüksiz “delik olmayan” töşüksiz tuġ- “doğmak, (güneş) doğmak,
yinçü “deliksiz inci” KE 148v/1 meydana gelmek, zuhur etmek
töşül-“delinmek, yarılmak krş. krş. toġ-, doġ-” NF 364/6, KE
teşil-” KE 148v/2 168v/17
tövbe (<A.) “tövbe krş. tevbe” tuġra “tura” İML 146
tövbe bir- “tevbe etmek” HŞ tuġraġlı “damgalanmış” İML 172
4679, tövbe ķıl- “tövbe etmek” tuġ(u)r- “doğurma, doğmak, do-
ME 219/3, HŞ 1742 ğurtmak krş. toġ(u)r-, doġur-”
töz-“dayanmak, tahammül etmek, NF 26/15, KE 40v/4
sabretmek” NF 86/7, KE ŧuġyān (<A.) “taşkınlık, azgınlık”
83v/19, HŞ 3915 KE 238r/6, HŞ 4676
tözi “hepsi” KE 137r/10 ŧuhūr (<A.) “çok temiz” KE
ŧūbā(<A.) “Cennetteki tuba ağacı e
ğ 202r/11, ŧuhūr şarābı “Cennet-
krş. ŧūbį” MN (2) 14/133
i
t liklerin iceceği çok tatlı Cennet
i
tubbaǾ (<ö.a.) “Yemen hükümdar- m içeceği” KE 212v/16
larına verilen ad” HKT 474b/5 y
a
tul “dul, dul kadın krş. dul” NF
ŧūbį (<ö.a.) “Cennetteki tuba ağacı y
ı 106/11, KE 40v/18, İML 146,
n
krş. ŧūbā” KE 33r/15 e Ka I/3, tul bol- “dul olmak, ko-
v
tuç “tunç krş. tunç” KE 124r/8, i
casız kalmak” ME 190/2, tul
İML 178, HŞ 109 ķal- “dul kalmak, kocasız kal-
tuççı “tunççı, tunç işiyle uğraşan” mak” KE 108r/18, tul ķıl- “dul
İML 156 kalmak, kocasız bırakmak” NF
tudun “bir yerin ileri gelenleri, 88/5
tanınmışı” KE 33r/19 tulas “üstü başı dağınık, kötü gi-
tudaķ “dudak krş tutaķ, dudaķ, yimli” KE 154v/8
todaķ” tudaķları ewrülgen tulum “tulum, yiyecek ve içeceğin t
“(dehşetten) dudakları sarkan” korunması için konulan kap”
HKT 334a/9 KE 240v/1
ŧūfān (<A.) “tufan” NF 38/4, KE tulun “şakak krş. tuluñ” İML 139
22v/13, HKT 379b/3, ŧūfān bol- tuluñ “şakak krş. tulun” KE 75r/15,
“tufan olmak” HŞ 4484 HŞ 3263
tulup “tulum” ME 62/8
tumaġa “kalpak” HŞ 4545
606 | D r . Suat ÜNLÜ
tuzġu “misafir için hazırlanan ye- tügsi “tüy gibi, hafif meşrep” tügsi
mek, yolcu hediyesi krş. duzġu” bol- “tüy gibi hafif olmak, hafif
ME 79/1, HKT 74a/4, HŞ 1011 meşrep olmak” ME 167/5
tuzġuluķ “konukluk” HKT 458a/6 tügül- “alt üst olmak, düğümlen-
tuzlaķ “tuzlu arazi, çorak toprak” mek, karışmak” KE 75v/17
HŞ 3467 tügün (1)“düğüm, bağ krş. tügme”
tuzluġ “tuzlu” İML 154 KE 80v/20, ME 19/4, HKT
tuzluķ (1)“ekmek katığı” NF 36a/2, tügün şiş- “ düğüm aç-
108/14, ME 136/6 mak, düğüm çözmek” HŞ 1643
tuzluķ(2) “güzel, tatlı, sevimli” tügün (2) “düğün” HŞ 3947
tuzluķraķ “daha güzel, daha tat- tük “tüy krş. tü (2), tüs, tüy, tüg”
lı, daha sevimli” KE 207r/21 MN (1) 17/10
tuzluķ (3) “tuz kabı” İML 170 tükel 1.“hep, hepsi, tamam, tama-
tü (1) “tü! krş. tüf” NF 284/17 mıyla, mükemmel” NF 63/2,
tü (2) “tüy, kıl krş. tüg, tüs, tüy KE 14r/9, ME 40/5, MM 56/3,
tük” KE 128r/10, ME 134/4, HKT 411a/2, HŞ 1019, 2. “tam,
HŞ 4081 e
ğ
eksiksiz” HKT 144a/7, tükel al-
tüf “tü! krş. tü” tüf ķıl- “tükürmek” i
t 1.“tam ve eksiksiz olarak al-
i
NF 386/16 m mak” HKT 567b/2, 2. “tama-
tüg “tüy krş. tü (2), tüs, tüy” NF y
a
mıyla almak, kabzetmek” HKT
437/12, KE 55v/15, ME 167/5, y
ı 454a/4, tükel alġan “tamamıyla
MM 240/3, tüg bol-“tüylenmek, alan, kabzeden” HKT 54b/2,
n
e
v
tüylü olmak” NF 65/13 i tükel bir- “tam ve eksiksiz ola-
tüg- “düğümlemek, bağlamak, rak vermek” HKT 233a/3, tükel
sıkmak” NF 434/10, HKT biril- “tam ve eksiksiz olarak
190a/9 verilmek” HKT 50a/8, tükel
tügeçke “düğmecik, meme başı” bol- “tamamlanmak” ME
tügeçke bol-“düğme kadar ol- 146/6, HKT 161b/3, tükel ķıl-
mak, meme başı kadar olmak” “tamamlamak, ikmal etmek”
NF 319/11 ME 21/8, HKT 181a/8, tükel
tüglüg“tüylü krş. tülüg, tüslüg, ķılın- “tamamlanmak, bitiril-
tüylüg, tüklüg” KE 54r/21 mek” HKT 531a/6, tükel tegrül-
tügme “düğme krş. tükme” KE “tam ve eksiksiz olarak veril-
75v/16, tügme ķoy- “düğme mek” HKT 69a/1, tükel tegür-
koymak, düğmelemek, düğme “tam ve eksiksiz olarak ver-
takmak” ME 36/7, tügme ur- mek” HKT 225a/2, tükel
“düğmelemek” ME 36/7 tegürgen “tam ve eksiksiz ola-
rak veren” HKT 224b/7, tükel
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 611
tegürül- “tam ve eksiksiz olarak tülkü “tilki krş. tülki, tilkü” İML
verilmek” HKT 178b/1, 174
tükelrek “tam tamına, tasta- tülüg “tüylü krş. tüglüg, tüslüg,
mam” HKT 504b/8 tüylüg, tüklüg” KE 34v/12,
tükelleş- “tamam olmak, tamam- tülüg erig “tüylü erik (şeftali)”
lamak” ME 207/2 İML 182
tükellig “sağlık, esenlik” AO III/17 tülügeç “dülengeç kuşu” İML 175
tükellik “bütünlük, tamamiyet” HŞ tümen “bin, on bin, binlerce, pek
252 çok” 181v/20, MM 186/2, MN
tüken-“tükenmek, bitmek, son (1) 4/7, HŞ 3626, AO II/4, tü-
bulmak krş. düken-” NF men miñ “bin yıl, binlerce yıl
324/17, KE 18r/12, ME 28/6, krş. tümen yıl” KE 184r/20,
MM 192/4, HKT 394b/3, MN MM 224/4, HŞ 1306, tümen
(1) 21/12, İML 113, HŞ 1632, miñ hezār “bin yıl, binlerce yıl”
K VII/38, MN (2) 44/440, MM 378/1, tümen yıl “bin yıl,
tükengen “fani, ölümlü” HKT binlerce yıl krş. tümen miñ” HŞ
509a/1, tükenmek “bitme, tü- 3460
kenme” HKT 436a/1 e
ğ tümrü “tef, musiki aleti” İML 161
tüket-“tüketmek, bitirmek” NF
i
t tümrüçü “davulcu” İML 156
i
411/14, KE 201v/17, ME 11/8, m tümrük “davul” İML 146
MM 206/2, HKT 507a/7, HŞ y
a
tümşük “erkek memesi” İML 141
2811, MN (2) 11/102 y
ı tün (1) 1.“gece” NF 5/12, KE
n
tüklüg “tüylü krş. krş. tülüg, e 11v/11, ME 7/4, MM 184/1,
v
tüslüg, tüylüg, tüglüg” NF 55/8 i
HKT 73a/3, MN (1) 4/14, İML
tüklüglüg “tüylülük” MN (1) 7/11 184, HŞ 3517, MN (2) 1/3, 2.
tükme “düğme krş. tügme” İML “dün” HKT 370a/3, MN (2)
166 3/20, tün buçuġu “gece yarısı
tükne-“bir yaraya kızgın demir krş. tün buçuķı”İML 185, tün
basmak” İML 109 buçuķı “gece yarısı krş. tün
tükür-“tükürmek” MN (1) 17/12, buçuġu” NF 104/3, tün kün
İML 105 “gece gündüz” NF 58/10, KE t
tülek1.“sükun, barışıklık krş. dölek 16r/21, HŞ 2478, tün kündüz
(2), tölek” İML 146, 2. “alçak “gece gündüz” KE 68v/21, tün
gönüllü, pişkin” HŞ 1464 namāzı “yatsı namazı” NF
tülen-“dilenmek” HŞ 3241 315/6, tün sonu “gece sonu”
tülki“tilki krş. tilkü, tülkü” KE İML 185, tün tünle “dün gece”
172r/10 İML 185, HŞ 4117, tün yarımı
“gece yarısı” KE 76r/6, tün yit-
612 | D r . Suat ÜNLÜ
e
ğ
i
t
i
m
y
a
y
ı
n
e
v
i
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 617
sarlamak, kesin karar vermek” Ǿuķbį (<A.) “ahret, öbür dünya krş.
ME 40/1, uġraġın berk ķıl- “çok Ǿuķbā” KE 10v/18
fazla niyetlenmek, aşırı iste- Ǿuķelā(<A.) “akıllı kişiler” KE
mek” ME 94/3, uġraġların berk 218r/15
ķıl- “tasarılarını ve niyetlerini ūķiyye (<A.) “okka” KE 195v/1
sağlam yapmak, niyetlerinde ve uķtur- “anlamak, idrak ettirmek,
tasarılarında ciddi olmak” ME anlamasını sağlamak” ME 32/3,
20/1 HKT 316a/8, HŞ 2469, İML
uġranıl- “yönelmek” HKT 583a/2 112, uķturmaķ tile- “anlatmak,
uġur “vakit, zaman krş. oġur” HKT anlamasını istemek, idrak etme-
21b/1 sini istemek” ME 214/5
uġut“edep yeri, avret yeri krş. Ǿuķūbet (<A.) “ceza, azap, işken-
uvut, uwut, uwıt, ut” MM 100/1 ce” NF 59/9, KE 215v/5, HKT
Ǿuhde (<A.) “bir işi üzerine alma, 409a/6, Ǿuķūbet bol- “işkence
sorumluluk” NF 102/2 olmak, cezalandırmak” NF
uĥud (<ö.a.) “Medine’nin dört km. 117/2, Ǿuķūbet ķıl- “cezalan-
kuzeyinde bir dağ” KE 223r/8, e
ğ
dırmak” NF 17/3, KE 11v/17,
uĥud ĥarbi “Uhud savaşı” KE i
t HKT 270a/5, Ǿuķūbet ķılın-
224v/21, uĥud sançışı “Uhud
i
m “eziyet edilmek, cezalandırıl-
savaşı” KE 221r/5, uĥud taġı y
a
mak” HKT 270a/6, Ǿuķūbet
“Uhud dağı” NF 66/10, KE y
ı kör- “işkence görmek, cezalan-
223r/8, MN (1) 21/10, uĥud dırılmak” NF 236/17
n
e
v
toķuşı “Uhud savaşı” NF 12/15, i uķuş “anlayış, akıl, idrak” MM
KE 71r/19 328/3
uķ- “anlamak, idrak etmek, bil- uķuşluġ“akıllı, anlayışlı” HŞ 157,
mek” KE 2v/8, ME 180/5, MM İML 152
54/4, HKT 179a/3, , HŞ 3537, ul“temel, esas, taban” HKT 18b71,
İML 112, uķa yawuma- “hemen İML 178, HŞ 2587, ul kemiş-
hemen hiç anlamamak” HKT “temel atmak, temellendirmek”
291b/3, uķmaķġa yawuma- ME 92/5
“hemen hemen hiç anlamamak” ul- “çok yumuşamak, çürümek,
HKT 88a/4 kötüleşmek” KE 61v/10, ME
Ǿuķab(<A)“tavşancıl kuşu” HŞ 65/3
4721 ula-“ilave etmek, birleştirmek,
Ǿukāşe (<ö.a.) “sahabeden bir zat” eklemek, ulaşmak, buluşmak,
NF 85/17 erdirmek” KE 205v/20, MM
Ǿuķbā(<A.)“ahiret, öbür dünya 302/4, HKT 242b/7, İML 105,
krş.Ǿuķbį” NF 80/8 ulaġan “ekleyen, ulaştıran, hem
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 621
u
634 | D r . Suat ÜNLÜ
ümmü fażl (<ö.a.) “Hz. Abbas’ın sonra ilk olarak konuşan kadın
karısı, Hz. Hüseyin’in süt anne- sahabe” NF 26/2
si olan sahabe kadın” NF 178/7 ümmü seleme binti ebį āmiye
ümmü ĥabįbi binti ebį süfyān (<ö.a.) “Hz. Peygamber’in do-
(<ö.a.) “Hz. Muhammed’in do- kuz karısından biri” KE 198v/1,
kuz karısından biri” KE 198v/1, ümmü seleme “bkz. ümmü se-
ümmü ĥabįbe “bkz. ümmü leme binti ebį āmiye” NF
ĥabįbi binti ebį süfyān” NF 169/10
17/13 ümmü ubeyhā (<ö.a.) “Basra beyi
ümmü hānį (<ö.a.) “Hz. Ali’nin kız ǾAbdullah bin ǾÂmr’in karısı”
kardeşi” NF 52/15 NF 180/7
ümmü külŝūm (1) (<ö.a.) “Hz Mu- ümmü zar (<ö.a.) “Hz. Ayişe’nin
hammed’in kızı, Hz. Osman’ın hizmetkarı” NF 253/9
karısı krş. ümmü külŝüm binti ümmühānį(<ö.a.) “Abdü’l-
Resūl Ǿaleyhiǿs-selām” NF 5/3, Muttalib’in kızı, Hz. Peygam-
KE 198r/19, ümmü külŝūm binti ber’in halası” MM 208v/5
resūl Ǿaleyhiǿs-selām “bkz. e
ğ
ümmühānį binti ebį ŧālib (<ö.a.)
ümmü külŝūm” KE 217r/16 i
t “Hz. Ali’nin kız kardeşi olup
i
ümmü külŝüm (2) (<ö.a.) “Hz. m kendisinden kırk altı hadis riva-
Ali’nin kız kardeşi” NF 52/15 y
a
yet edilmiştir” KE 180v/8
ümmü muǾįd (<ö.a.) “Hz. Mu- y
ı üneys bin muǾaķķıl el-aŝmā (<ö.a.)
hammed Medine’ye göçerken “Kerbela olayında şehit olan
n
e
v
kendilerine arık koyunu vererek i müminlerden biri” KE 247r/16
yardımda bulunan kadın” NF ün “ses, ün” KE 20v/17, ME 97/5,
22/2 MM 320/2, HKT 318a/6, MN
ümmü musaŧŧaĥ (<ö.a.) “efk mese- (1) 5/2, İML 176, HŞ 3820, ün
lesinde Hz. Ayişeye en fazla birle ķatıġ esgen “gürültülü ve
destek olan sahabe” KE sert rüzgar, bora” HKT 456b/3,
234v/17 ün çoġı “gürültü, bağırtı, yük-
ümmü musŧiĥ (<ö.a.) “Hz. sek ses” KE 26r/15, ün bėr-
Ayişe’nin annesinin hizmetka- “seslenmek, ses vermek” KE
rı” NF 415/14 33r/2, ün ėt- “ses çıkarmak, so-
ümmüǿl-müǿminįn (<A.) lumak” ME 97/5, ün işit- “ses
“mü’minlerin annesi (Hz. Ayişe duymak” HŞ 1280, ün ketür-
için)” NF 253/9 “bağırmak, çağırmak” KE
ümmü saǾd (<ö.a.) “Hz. Muham- 29r/7, ün ķıl- “ses çıkarmak,
med’le Medine’ye göçünden solumak” KE 26r/1, ME 168/6,
HKT 579a/2, HŞ 3775, ün
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 639
üzengü(2)“merdiven, merdiven
basamağı” ME 192/4, HKT
502a/4
üzengülüg “üzengili, üzengililk
krş. üzengülük” KE 124v/3
üzengülük “üzengili, üzengilik krş.
üzengülüg” HŞ 3080
üzerge “üzerine krş.üzerine” K
I/49
üzerine “üzerine krş. üzerge” K
VI/13
üzeyök “tam üzerinde” NF 182/8
Ǿüzeyr (<ö.a.) “İsrailoğullarına
gönderilen peygamber” KE
55v719, HKT 185a/5
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 643
krş. vaĥy ıy-” HKT 368b/5, vāķıf bol- “haberi olmak, ha-
vaĥy ķıl- “vahyetmek” NF berdar olmak, elde etmek”
301/1, KE 138v/1, HKT KIV/9, vāķıf bul-“haberi olmak,
271a/2, vaĥy ķılın- haberdar olmak, elde etmek”
“vahyedilmek” HKT 135a/2, HŞ 842
vaĥy ıy- “vahyetmek, vahiy vaķıt (<A.) “vakit, zaman krş. vaķt,
göndermek vaĥy ıđ- “ME 62/1 vaķit, vaħt, vaķtın” ME 133/5
vāǾıž (<A.) “vaiz krş. vāǾiż, vāǾiž” vāķiǾ (<A.) “vuku bulan, olan,
HŞ 1951 meydana gelen krş. vāķıǾ” vāķiǾ
vāǾiż (<A.) “dinî nasihat eden krş. ol- “vuku bulmak, meydana
vāǾiž, vāǾıž” NF 63/5 gelmek” K VII/23
vāǾiž (<A.) “dinî nasihat eden krş. vāķidį (<ö.a.) “Ebû Abdullâh
vāǾiż, vāǾıž” ME 73/4 Muhammed bin Vâkıd-el Me-
vaķǾa (1) (<A.) “ağırbaşlılık, tem- denî. Magâzî adlı hadis kitabı-
kin” KE 189v/5 nın yazarı” NF 338/17 imām
vaķǾa (2) (<A.) “vaka, olay krş. “bkz. vāķidį” NF 444/7
vāķıǾa (1), vāķıǾ” K V/16 e
ğ
vaķit (<A.) “vakit, zaman krş. vaķt,
vaķf (<A.) “vakıf, durma, duruş” i
t vaķıt, vaħt, vaķtın” NF 34/11
i
NF 156/9, KE 82r/11, HKT m vaķt (<A.) “vakit, zaman krş. vaķit,
347b/4, vaķf ķıl- “vakfetmek, y
a
vaķıt, vaħt, vaķtın” NF 3/16,
durmak, bırakmak” NF 156/6, y
ı KE 20r/7, MM 9/4, HKT
KE 40r/6, vaķf- ateş ķıl- “ateş 130b/6, MN (1) 12/5, HŞ 2945,
n
e
v
yakmak, ocak tüttürmek” HŞ i K VI/31, vaķt bol-“zamanı
1234 gelmek” NF 243/5, KE 5r/4,
vāķıǾ (<A.) “vuku bulan, olan, HKT 516a/5, HŞ 1351, vaķt ķıl-
meydana gelen krş. vāķiǾ, “vakti tayin etmek, vakti kesin-
vāķıǾa (1), vaķǾa (2)” vāķıǾ bol- leştirmek” KE 213r/20,
“vuku bulmak, meydana gel- vaķt kiçür- “zaman geçirmek”
mek” NF 257/15 HŞ 1120, vaķt saķla- “(namaz)
vāķıǾa (1) (<A.) “olay, durum krş. vaktini gözlemek, beklemek”
vaķǾa (2), vāķıǾ” KE 166r/4, MM 67/3, vaķt yaķįn ķılın-
HKT 544b/4, vāķıǾa bol-“vuku “vakti tayin edilmek, kesinleş-
bulmak, meydana gelmek” KE tirmek” HKT 560a/5, vaķtı
166r/4 belgülüg ķılın “vakti belirlen-
vāķıǾa (2) (<A.) “rüya, düş” NF mek” HKT 560a/5, vaķtı
185/1 belgülüg ķılınmış “vakti belir-
vāķıf (<A.) “haberi, bilgisi olan, lenmiş” HKT 66a/4
haberdar” NF 407/3, HŞ 3210,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 645
277a/2, yađaġ bol- “yaya yürü- yaġan “fil” KE 63v/16, İML 174,
mek, yaya kalmak” KE 76r/8 HŞ 1277, yaġan süñüki “fil
yađaġla- “yaya yürümek, yaya kemiği, fil iskeleti” KE 139r/20
kalmak” KE 76r/5 yaġayla (<ö.a.) “Litvanya-Lehistan
yādġār(<F.) “yadigar, hatıra krş. kralı (Jagello)” AO I/2
yādiġār” NF 168/1, HŞ 1128 yaġçı “attar” İML 157
yađıl- “yayılmak krş. yayıl-, yatıl-, yaġdur- “yağdırmak” NF 334/10,
yazıl-” KE 61r/1 KE 32r/20, ME 15/6, HKT
yađılan-“yayılmak, dolaşmak” KE 222a/3, HŞ 3598, yaġdurġan
39r/4 “yağmur veren, yağdıran” HKT
yādiġār (<F.) “yadigar, hatıra krş. 482a/5, yaġdurmaķġa yawuķ
yādġār” HŞ 1128, yādiġār bolmış bulıt “yağdırmak üzere
ķoy- “hatıra bırakmak” HŞ olan bulut” HKT 562a/1
4679 yaġdurt-“yağdırtmak” ME 215/7
yāfes (<ö.a.) “Nuh peygamberin yaġdurul-“yağdırılmak” HKT
oğullarından biri krş. Yāfes bin 348a/5
Nūĥ” KE 24r/12 yaġfūr (<ö.a.) “Mısır hükümdarı
yāfes bin nūĥ (<ö.a.) “Nuh pey- e
ğ Mukavkaş’ın Hz. Muhammed’e
gamberin oğullarından biri krş.
i
t hediye ettiği Mısri eşeğin kün-
i
Yāfes” KE 175r/13 m yesi” KE 230r/16
yafraġ“yaprak krş. yapurġaķ, y
a
yaġı “düşman krş yaġu (2)” NF
yawurġaķ, yafraķ” MN (1) 9/12 y
ı 146/15, ME 12/7, İML 152, HŞ
n
yafraķ“yaprak krş. yapurġaķ, e 1796, K VI/31
v
yawurġaķ, yafraġ” KE 97r/14 i
yaġıçı “savaşçı” İML 145
yafraķlan-“yapraklanmak, yeşer- yaġıla-“düşmanlık etmek” İML
mek krş. yapraķlan-” KE 112
162v/18 yaġılaş-“düşmanlık edişmek, düş-
yaftaçı “vergi tellalı” K I/14 man olmak” KE 178r/3, ME
yaǾfūnį (<ö.a.) “bir Hıristiyanlık 125/3, yaġılaşmaķ “düşmanlık”
mezhebi” KE 179r/15 ME 125/3
yaġ “yağ” NF 234/5, KE 93v/1, yaġılıķ “düşmanlık” KE 25r/5, ME
ME 70/3, HKT 329a/3, İML 111/2, K V/15, yaġılıķ ķıl-
165, HŞ 1550 “düşmanlık etmek, düşmanca
yaġ- 1.“(yağmur) yağmak” NF davranmak” ME 124/8, yaġılıķ
234/8, KE 118v/10, ME 30/6, ķılış- “birbirlerine karşı düş-
HŞ 3650, 2. “akmak” İML 120 manlık etmek” ME 109/7 y
yaġın “yağmur krş. yaġmur” KE
25r/15, ME 15/6, yaġın yaġ-
652 | D r . Suat ÜNLÜ
yalķınç “fakir, yoksul” yalķınç bol- mak” NF 70/8, yaman köz “na-
“fakir olmak, yoksul olmak, fa- zar, kötü göz” KE 95r/13, ya-
kirleşmek, yoksullaşmak” ME man közlüg “nazar, kötü gözlü”
26/4 KE 95r/13, yamanraķ “daha kö-
yalķtur- “usandırmak” ME 30/4 tü, daha fena” NF 192/3
yalmaķ “iri, alaca keler” İML 177 yamanla- “kötülemek, hakkında
yalman “yabani sıçan” İML 177 kötü söz söylemek” NF 422/13,
yalman -“yalanmak” ME 150/2 KE 90v/16, HŞ 2414
yalna-“alevlenmek” KE 2r/12, ME yamanlıķ “kötülük, fenalık, günah-
140/1 karlık” NF 387/9, KE 163v/20,
yalnat- “alevlendirmek” ME 59/6 HŞ 4215, K III/17, yamanlıķ
yalnız “tek krş. yalġuz, yañluz” ķıl- “kötülük yapmak, fenalık
İML 148 yapmak” NF 150/17, HŞ 4387,
yalpar-“yalvarmak krş. yalbar-, yamanlıķ kör- “kötülük görmek,
yalwar-” ME 174/4 fenalık görmek” HŞ 3582, ya-
yalwar-“yalvarmak, yalvarıp ya- manlıķ teg-“kötülüğe maruz
karmak krş. yalpar-, yalbar-” e
ğ
kalmak, fenalıkla karşılaşmak”
KE 102r/1, MM 55/4, HKT i
t NF 412/15
i
332a/1 m yamat- “yamamağa mecbur etmek”
yam “göze düşen çöp” İML 140 y
a
İML 131
yama- “yamamak, yama komak” y
ı yamçı “posta, postacı” AO II/9
ME 80/5, İML 131 yamdu “kasık kılı krş. yemdü”
n
e
v
yamaġ “yama” NF 105/15, İML i İML 142
166, yamaġ ķıl- “eklemek, ya- yamrul-“yıkılmak, devrilmek” KE
ma yapmak, yamalamak” NF 64v/6
105/15 yamur- “yıkmak, devirmek krş
yamaġlıġ “yamalı, yama yaman- yemür-” KE 31v/2, ME 89/3
mış” NF 253/7 yan 1.“yan, taraf, yön, sebep, ne-
yaman “kötü, fena, yalnış, hata, den, vesile, dolayı krş. yaña”
haram, günahkar” NF 9/14, KE NF 153/15, KE 118r/8, ME
1v/6, MN (1) 22/14, İML 150, 48/8, MM 104/1, HKT 323a76,
HŞ 1158, AO I/12, MN (2) MN (1) 14/9, HŞ 3439, K
11/100, yaman bol-“kötü ol- VII/50, MN (2) 44/439, 2. “hu-
mak, fena olmak” NF 82/10, zur, nezt” HKT 88b/5, 3. “ ke-
yaman duǾā “ beddua, lanet nar, kıyı” HKT 371a/7, yanın-
etmek” KE 157v/9, yaman iş- dın “bakımından, yönünden”
le- “bozmak” İML 104, yaman HKT 441a/5
ķıl- “hata yapmak, yanlış yap- yañ “tarz, usul, âdet, örf” HŞ 1265
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 659
yan- (1) “yanmak, ateş tutuştur- yañaķ “yanak, yüz krş. yanaķ” KE
mak” NF 217/6, KE 78v/9, ME 12v/18, ME 95/1, HKT 393b/4,
132/2, HKT 361a/3, İML 121, İML 140
HŞ 2038, yanġan 1. “tutuşan, yañaķla- “tokat atmak” KE 74r/15
yanmış” HKT 361a/3, 2. “ışık yañaķlaş- “tokatlaşmak” ME 119/4
saçan, parlayan, yanan” HKT yañaķlıġ “yanaklı” KE 83r/15
561b/7, yanġan çırāġ “yanan, yañan “fil krş. yaġan” KE 26r/19
ışık saçan kandil” HKT 549b/3 yañala- “yenilemek” İML 107
yan- (2) “korkutmak, tehdit etmek” yanan-“yanaşmak” ME 160/8, MM
ME 92/3, İML 121 117/1, HKT 172b/7
yan- (3) “dönmek, geri dönmek, yanaş-“yanaşmak, yaklaşmak” NF
vazgeçmek, yönelmek” KE 179/8, KE 80v/9, ME 160/8,
237r/13, MM 135/1, HKT HŞ 1989
443b/5, MN (1) 11/5, İML 109, yanaştur- “yanaştırmak” ME 90/1
yanġan “yönelen, dönen, tövbe yan başı (1)“kalça, yan” ME 90/1,
eden” HKT 409b/6, yanġu yir yan başınġa tayan- “yaklaşmak,
“dönüş, varış yeri” HKT 91b/8, çok yakın olmak, sokulmak”
yanılġı “yönelen” HKT 438b/9, e
ğ ME 185/5
yanmaķ “dönme, dönüş” HKT
i
t yan başı (2) “uca koyma” İML 142
i
120b/1 m yanç “ezmek, döğmek krş. yenç-”
yana “yine, başka, tekrar, ikinci y
a
ME 70/1
defa” NF 3/6, KE 3r/12, ME y
ı yançıl- “yarılmak” NF 338/3
n
53/5, MM 11/1, MN (1) 14/1, e yandaķ “deve dikeni” yandaķ şeke-
v
HŞ 2141, MN (2) 6/50 i
ri “kudret helvası” KE 118v/9,
yaña “yan, taraf krş. yan” MM HKT 165b/2
371/4, İML 191 yandur-(1)“yakmak, yandırmak”
yana-1.“yanaştırmak, yaklaştırmak, NF 299/9, ME 28/7, HKT
kavuşturmak” ME 53/5, HKT 425a/5, HŞ 2214, yandurmış ot
302a/2, 2. “himayesine ver- “tutuşturulmuş ateş” HKT
mek” HKT 52a/2, 3. “himaye- 580b/4
sine almak” HKT 302b/5 yandur- (2) “geri çevirmek, çevir-
yanaġ (<ö.a.) “bir şehir” KE mek, göndermek” KE 178r/21,
75v/21 MN (1) 12/6
yanaķ “yanak krş. yañaķ” ME yandurul- “yakılmak, tutuşturul-
182/2, MM 292/4, HŞ 4545, mak” HKT 566a/2
MN (2) 11/106 yanġıl-“yanılmak, hata etmek krş y
yañla-, yañıl- ” İML 191
660 | D r . Suat ÜNLÜ
yarula- “yarıya ermek krş. yarıla-” yası “geniş, enli krş. yassı” yası
ME 138/1 alınlıġ “geniş alınlı” İML 140
yarulaş- “(ikiye) üleşmek, paylaş- yasla- “yas tutmak” ME 35/8, İML
mak” ME 116/5 112, HŞ 2770, yaslaġan tişi
yarun- “aydınlanmak” ME 208/5 “yas tutan kadın” ME 36/1
yarut-“aydınlatmak krş. yarıt-” NF yaslıġ“yaslı, matem içinde
257/4, KE 174r/16, ME 44/7, olan”yaslıġ tişi “yas tutan ka-
HKT 3b/9, İML 103, HŞ 1614, dın, üzüntülü kadın” ME 36/1
MN (2) 6/52, yarutġan 1. “ay- yasman “testi, şişe” HŞ 3015
dınlatan, ışık veren” HKT yasmin (<F.) “yasemin” HŞ 4245
349b/9, 2. “nur saçan, nurlu” yasmuķ “mercimek” NF 43/1, KE
HKT 320a/7 13v/18, HKT 9a/5
yas “yas, matem, bela, musibet” yassı “yassı, düz (ayakkabı için)
HŞ 4168, yas ķıl- “yas tutmak, krş. yası” KE 148v/6
matemde olmak” HŞ 2786, yas yassılıķ “genişlik, en” HKT 517a/4
teg- “bela ve musibete maruz yastan- “yaslanmak, dayanmak”
kalmak, üzülmek” ME 45/4, e
ğ
KE 237r/3, ME 184/7, HŞ 3920
yas ton kiy- “matem elbisesi i
t yastıķ “yastık krş yastuķ”İML 168
i
giymek, siyahlara bürünmek” m yastuķ “yastık krş yastıķ” NF
HŞ 3132, yas tonı “matem elbi- y
a
159/11, KE 213r/11, ME 95/1,
sesi” ME 36/1, yas tut- “üzül- y
ı HKT 572a/8
mek, kederlenmek” ME 35/8, yasuķsuz “geçitsiz”yasuķsuz yer
n
e
v
HŞ 2829 i “geçit vermeyen, geçitsiz yer”
yas-“dağıtmak, darma dağın et- ME 32/4
mek” KE 247v/7 yaş (1) 1.“ıslak, taze, yaş, yeşil”
yasa-(1) “hazırlamak, yapmak” KE ME 6/5, HKT 231b/1, HŞ
162r/5, ME 65/1, MN (1) 22/12 2763, 2. “taze ve yeşil bitki, ye-
yasa- (2) “idare etmek, hükm et- şillik” HKT 9a/4, İML 182, yaş
mek, tayin etmek, karar ver- baş “taze başak” HKT 555a/7,
mek” HŞ 2910 yaş ot “taze, yaş bitki”HKT
yā śabāĥāh (<A.) “ey onun sahibi” 565a/7, yaş yıġaç “fidan” HKT
NF 16/14 258a/5
yasaķ (1)“yasak vergisi” K I/37 yaş (2) “göz yaşı” NF 66/11, KE
yasaķ (2) “yasak” HŞ 1217 68r/14, ME 159/3, MM 36/4,
yasaķçı “yasak vergisini toplayan HKT 194a/7, MN (1) 21/12,
memur” K I/14 İML 140, HŞ 2202, MN (2)
yasavul “tanzim edici, düzenleyici, 7/64, yaş aķ- “ağlamak, göz ya-
hakim” HŞ 2910 şı akıtmak” NF 21/8, HŞ 4243,
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 669
yaş aķıt- “ağlatmak, göz yaşı yaşça “yaş bakımından, yaşa göre”
akıtmak” NF 273/1, HŞ 2652, NF 201/17
yaş aķtur- “ağlattırmak, göz ya- yaşdaş “aynı yaşta olan krş. yaştaş”
şı akıttırmak” NF 242/14 KE 209r/19, HKT 512a/2
yaş (3) “ömür, yaş” NF 340/9, KE yaşġu “mızrak doğrultacak alet”
9v/5, ME 85/2, MM 206/2, HŞ ME 81/6
286, yaş yaşa- “ömür sürmek, yaşı-“parlamak, ışımak, yıldıramak
yaşamak” KE 68r/15, yaşķa krş. yışı-” HKT 340a/3, İML
teg- “belli bir yaşa ulaşmak, 114, yaşıġan “parlayan” HKT
belli bir yaşda olmak” NF 4/15, 566a/4
yaşķa yet-“belli bir yaşa ulaş- yaşıġ “pusuya yatan” İML 145
mak, belli bir yaşda olmak” NF yaşıķ (1)“miğfer krş. yışıķ” NF
4/14 45/8, KE 44r/4, İML 173
yaş (4) “genç, yaşça küçük, taze, yaşıķ (2) “güneş, gölge” KE 66v/7
bitki, nebat” KE 21r/7, HŞ yaşıl “yeşil, mavi krş. yeşil” NF
2759, yaş oġlan “küçük oğlan” 37/16, KE 33r/15, HKT 510b/4,
İML 143, yaş ön- “büyümek, MN (1) 8/10, HŞ 1445, yaşıl
yetişmek, yeşermek, taze olarak e
ğ bol- 1.“yeşile boyanmak” NF
bitmek” KE 90r/18
i
t 179/12, ME 162/7, 2. “yeşil-
i
yaş- “örtmek, gizlemek” ME 180/8 m lenmek, tazelenmek” KE
yaşa-“yaşamak” NF 101/8, KE y
a
160r/1, yaşıl ķıl- “yeşile dön-
30r/18, MN (1) 17/9, HŞ 699, y
ı dürmek, yeşil rengine çevir-
n
MN (2) 13/121, yaşamaķ “ha- e mek” ME 72/7, yaşılġa yitip
v
yat, hayat sürme” ME 75/2 i
ķara bolġan “siyaha dönük ye-
yaşar “yaş, sürülen ömür, yaşında” şil, koyu yeşil” HKT 510a/7
NF 289/7, KE 28r/4 yaşıllıķ “yeşillik” NF 319/9, ME
yaşar- “yeşermek, yeşillendirmek” 162/7
KE 60r/2, HKT 326a/1, HŞ yaşın “şimşek krş. yışın” KE
2763, yaşarġan “yeşeren, ye- 19v/14, ME 42/2, yaşın
şermiş” HKT 326a/1, yaşarġan yaşna- “şimşek çakmak” KE
nirse “bitki” HKT 203a/9 121r/4
yaşat-“ömür vermek, yaşatmak” yaşın-“örtünmek, gizlenmek krş.
HKT 418b/7 yeşin-, yaşun-” ME 129/1, İML
yaşart-“yaşatmak, yeşertmek” KE 123, yaşnu tur- “sessizce dur-
237r/1, ME 75/1 mak, gizlice durmak” HŞ 3740
yaşatıl- “ömür verilmek, yaşatıl- yaşır- “gizlemek, örtmek, sakla- y
mak” HKT 14a/5 mak” İML 108
yaşlaġ “pusu” İML 145
670 | D r . Suat ÜNLÜ
yemįn (1) (<A.) “ant, yemin” ye- yene “yine krş. yana” K V/18
mįn-ü Ǿatāķ “ azatlık yemini” yenge “büyük kardeşin karısı” İML
MM 264/1 144
yemįn (2) (<A.) “kuvvet, kudret” yengeç (1) “yengeç burcu” İML
HKT 444b/8 133
yemiş “meyva, yemiş krş. yimiş” yengeç (2) “yengeç” HŞ 1806
KE 12v/16, ME 152/8, yemiş yeñi “yeni krş. yañı, yanı” İML
ter- “yemiş toplamak” KE 151, yeñi kün “Nevruz, Nevruz
117v/16 günü” İML 184
yemişsiz “meyvasız” KE 237r/1 yeñil “hafif, kolay krş. yiñil, yüñül,
yėmlen-“beslenmek, yemek” ME yünül” yeñilrek “daha hafif, da-
147/4 ha kolay” KE 213v/3
yemür-“yıkmak krş. yamur-” ME yeñile- “yenilemek, tecdit eyle-
89/3 mek” İML 107
yemyeşil “aşırı yeşil” İML 168 yeñillik “hafiflik” KE 211r/7
yėñ “yen, elbise kolu krş. yeñ, yiñ yeñilt- “hafifletmek” KE 213v/9
(2)” ME 89/7 e
ğ
yeñiş-“birbirini yenmek” ME
yeñ “yen, elbise kolu krş. yėñ, yiñ i
t 108/8
i
(2)” NF 422/11, KE 50v/12, m yėr “yer, yurt, dünya, makam, orun
İML 166, yeñ salış- “kolları y
a
krş. yer, yir” KE 2v/14, MM
açmak, kollarını bırakmak y
ı 51/1, yėr kök teñrisi “yerin ve
(ağaçlar için dallarını serbest göğün sahibi olan Allah” KE
n
e
v
bırakmak)” KE 68v/1 i 43v/21, yėr mülki “yeryüzün-
yėn- “yenmek, yenilmek krş. yeñ-” deki nimetler” KE 4v/20, yėr
KE 12v/17, MM 235/4 suw “yer, mal, mülk, dünya”
yeñ- “yenmek, galip gelmek, ka- KE 3r/18, ME 169/7, yėr yurt
zanmak krş. yėn- ” NF 151/7, “vatan, ülke, toprak” KE 49r/2,
KE 229r/21, ME 36/5 yėr yüzi “yer yüzü, dünya” KE
yenç- “ezmek, döğmek, kesmek, 4v/13, MM 52/2
saplamak krş yanç-” KE yer “yer, yurt, dünya, makam, orun
119v/11, ME 70/1 krş. yėr, yir” NF 14/5, ME 31/3,
yençil-“ezilmek, dövülmek” KE AO II/34,yer Ǿālemi “dünya”
74r/8 NF 170/12, yer ħablesi “ yerin
yençük “av için kullanılan bele tapusu” Ka II/16, yer ķaz- “çu-
bağlı küçük torba” KE 35v/14 kur açmak” NF 338/13, yer
yençüklüg “yençüğü olan” KE keltür- “istenileni, gerekeni
85v/14 yapmak” NF 68/11, yer kök
yeñdür- “galip getirmek” ME 14/3 “evren” NF 191/1, yer öp- “yeri
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 679
yėtig “ keskin krş. yiti (2), yitik, yėti yüz on“yedi yüz on (710)” KE
yitig (1)” yėtig bol- “keskin ol- 249v/14
mak, iyi kesmek”MM 330/4 yėti yüz toķuz “yedi yüz dokuz
yetil- “yetişilmek, erişilmiş olmak, (709)” KE 2v/13
ulaşmak, yetişmek, büyümek yetiz “mükemmel, tam, tamamen,
krş. yitil-” KE 2v/14, ME 146/6 iyice” ME 88/4, MM 91/4, yetiz
yetįm (<A.) “yetim krş. yitįm” NF Ǿālim “mükemmel, her şeyi bi-
141/10, KE 202v/21, HKT len, kendini iyi yetiştirmiş
12a/3, HŞ 3503, yetįm ķal- “ye- alim” NF 193/17, yetiz bil-
tim kalmak, annesiz, babasız “mükemmel bilmek, tam olarak
kalmak” NF 107/3, KE 190v/5 bilmek” NF 186/2, yetiz ķıl-
yėti miñ “yedi bin (7000) krş. yeti “mükemmel yapmak, eksiksiz
miñ” KE 4v/18 tamamlamak” ME 21/7
yeti miñ “yedi bin (7000) krş. yėti yetkin “yetişmiş, olgun” K I/40
miñ” NF 198/7 yetkür- “yetiştirmek, ulaştırmak”
yeti miñ yėti yüz “yedi bin yedi KE 90v/2
yüz (7700)” KE 141r/6 e
ğ
yetmiş“yetmiş (70) krş. yėtmiş,
yetinç“yedinci (7.) krş. yėtinç, i
t yitmiş” NF 38/5
i
yėtinçi” NF 5/8, KE 4r/1 m yėtmiş “yetmiş (70) krş. yetmiş,
yėtinç“yedinci (7.) krş. yetinç, y
a
yitmiş” KE 14v/13, MM 162/2
yėtinçi” KE 4v/6 y
ı yėtmiş altı “yetmiş altı (76)” MM
yėtinçi“yedinci (7.) krş. yetinç, 210/2
n
e
v
yėtinç” KE3v/20 i yėtmiş bėş “yetmiş beş (75)” KE
yetiş- “yetişmek, ulaşmak krş. 154v/16
yitiş-” KE 52v/16, AO IV/10 yėtmiş ėki“ yetmiş iki (72) krş.
yėtişer “yedişer, uleştirme sayı yetmiş ėkki” KE 120r/15
ismi” NF 29/9 yetmiş ėkki “yetmiş iki (72) krş.
yeti yüz “yedi yüz (700) krş. yėti yėtmiş ėki” NF 184/9
yüz” NF 132/5 yetmiş miñ “yetmiş bin (70000)
yėti yüz “yedi yüz (700) krş. yeti krş. yėtmiş miñ” NF 38/5
yüz” KE 62r/8 yėtmiş miñ “yetmiş bin (70000)
yeti yüz altmış bir “yedi yüz altmış krş. yetmiş miñ” KE 4v/14
bir (761)” NF 443/15 yetrü “tam, tamamen” ME 16/2
yėti yüz ķırķ “yedi yüz kırk (740)” yetti “yedi (7) krş. yeti, yėtti, yėti,
KE 208r/3 yiti (1)” NF 29/11
yėti yüz miñ “yedi yüz bin yėtti “yedi (7) krş. yeti, yėti, yetti,
(7000000)” KE 138v/5 yiti (1)” KE 66v/10, MM 395/2
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 681
yėtti yüz on üç “yedi yüz onüç yıđ “koku krş. yiy” KE 227v/15,
(713)” MM 407/3 yıđ yıđla- “kokmak, koku ya-
yėtti miñ “yedi bin (7000)” KE yılmak” KE 68r/20
237v/20 yıđıġ “koku, pis kokulu” NF 64/3,
yėtür-“ulaştırmak, yetiştirmek, KE 134r/2, ME 181/1, HKT
yetirmek krş. yetgür-, yetür-, 237a/6, HŞ 1423, yıđıġ ķaŧresi
yitgür-, yitkür-” MM 86/4 “kökü kokulu meni damlası”
yetür-“ulaştırmak, yetiştirmek, MM 29/2, yıđıġ sürt- “koku
yetirmek krş. yetgür-, yėtür-, sürmek, koku dökmek” NF
yitgür-, yitkür-” NF 29/4, KE 263/5
151v/10, ME 26/2, yetürmiş söz yıđıġlıġ“kokulu krş. yıđıġlu,
“haber, haber verilme” ME 9/8 yıđlıġ” ME 39/8, HKT 484b/4
yevmüǾ arife (<A.) “bilmek küni yıđıġlu“kokulu krş. yıđıġlıġ,
(İbrahim Peygamber’in oğlunu yıđlıġ” ME 82/4
kurban etmesiyle ilgili gördüğü yıđla-“kokmak, koklamak krş.
düşün 4. gününde bu düşün ha- yıyla-” NF 400/14, KE 25v/19,
yırlı olduğunu anladığı gün” ME 181/1, HŞ 3305
NF 213/4 e
ğ yıđlan-“kokmak” KE 68r/21, ME
yevmüǿn-naĥr (<A.) “kurban küni
i
t 34/7, HŞ 367
i
(İbrahim Peygamber’in oğlunu m yıđlaş- “koklaşmak” ME 119/5
kurban etmeye karar verdiği y
a
yıđlat- “koklatmak” ME 39/8
gün” NF 213/6 y
ı yıđlıġ “kokulu krş. yıđıġlıġ,
n
yevmüǿt-terviye (<A.) “endişe küni e yıđıġlu” NF 64/6
v
(Züǿl-hicce ayının sekizinci gü- i
yıġ-(1) “yığmak, toplamak, bir
nü” NF 213/3 araya getirmek” NF 149/16, KE
yėyim “yiyecek krş. yem, yigü, 89v/12, ME 28/1, MM 56/3,
yėm, yėgü” KE 160r/12 HKT 469a/4, HŞ 1931, 2. “tut-
yeyni- “hafifleşmek” İML 108 mak, muhafaza etmek” HKT
yezd (<ö.a.) “Yezid krş. yezįd” KE 419a/8, 3. “müdafa etmek, ko-
148r/17 rumak, savunmak” HKT
yezdān (<F.) “Tanrı” MN (2) 6/53 313b/7, 4. “haşretmek, dirilt-
yezįd (<ö.a.) “MuǾâviye’nin oğlu, mek” HKT 309a/8, yıġġan
ikinci Emevi halifesi krş. yezd” “toplayan, bir araya getiren”
NF 179/16, KE 242r/21 HKT 344a/3, yıġmaķ “toplama,
yezįd el-ħażar (<ö.a.) “Kerbela bir araya getirme” HKT 557a/4
olayında şehit olanlardan biri” yıġ- (2) 1.“engel olmak, uzak tut- y
KE 246v/8 mak, men etmek, yasaklamak,
alıkoymak” NF 225/5, KE
682 | D r . Suat ÜNLÜ
yif “iplik krş. yip” İML 169 yigitlik “yiğitlik (çağı), gençlik”
yig (1)“iyi, üstün, daha iyi krş. NF 263/16, KE 91r/2, ME
yėg, yeg” HŞ 2951, yig it- “iyi 140/5, HŞ 3377, yigitlik ķıl-
yapmak” MM 11b/9, yigrek “yiğitlik yapmak, yiğitçe dav-
“daha iyi” HŞ 2134 ranmak” ME 190/7
yig (2)“çiğ, pişirilmemiş” yig ker- yigne “iğne krş. igne” KE 29r/9,
piç “pişirilmemiş tuğla” İML İML 159
158 yigneçi “iğneçi” İML 154
yigde“iğde, iğde ağacı” KE 12r/17, yignelik “iğnelik, iğne kabı” İML
İML183 159
yigirmi “yirmi (20) krş. yėgirmi” yigren-“iğrenmek, nefret etmek,
NF 4/17, HKT 179a/1, MN (1) istememek” NF 254/10, KE
5/8, yigirmi bişinde “yirmi beş 82v/12, ME 17/7, HKT 494a/1,
yaşında” HŞ 4726, yigirmi yaş İML 125, yigrengen “isteme-
“yirmi yaş, gençlik, kuvvet ça- yen, kabul etmeyen, hoşlanma-
ğı” HKT 228b/4 yan” HKT 581b/6, yigrenmek
yigirmi altınçı “yirmi altıncı (26.)” e
ğ
“nefret etme, nefret, kin” HKT
K I/52 i
t 114b/6
i
yigirmi bėş “yirmi beş (25) krş. m yigrenci“iğrenç krş. yigrençek”
yėgirmi bėş” NF 176/3 y
a
yigrenci ķıl-“iğrenmek, tiksin-
yigirmi toķuz “yirmi dokuz (29) y
ı mek” ME78/6
yėgirmi toķuz” NF 6/13 yigrencilik“düşmanlık krş.
n
e
v
yigirmi tört “yirmi dört (24) krş. i yigrençilik” yigrencilik ķıl-
yėgirmi tört” NF 185/4 “düşmanlık yapmak, düşmança
yigirminç“yirminci (20.)” NF davranmak” ME 173/1
154/4 yigrençek “iğrenç krş. yigrenci”
yigit “yiğit, genç, delikanlı krş. NF 391/15
yikit” NF 19/14, KE 28r/15, yigrençilik“düşmanlık krş.
MM 170/1, HKT 10a/7, HŞ yigrencilik” HKT 63a/3
1237, MN (2) 10/96, yigit bol- yigrendür-“tiksindirmek, iğren-
“yiğitlik yapmak, genç ve deli- mek” ME 90/7, HKT 493a/3
kanlı olmak” NF 287/16, KE yigreniş-“iğrenişmek, birbirinden
91r/6, ME 190/7, yigit erken öl- nefret etmek, yigrenüş-” ME
“gençken ölmek, erken ölmek, 197/5
erken yaşda ölmek” ME 131/7, yigrenüş-“iğrenişmek, birbirinden
yigit tişi “genç kadın, genç ca- nefret etmek yigreniş-” NF
riye” HKT 339b/5 399/10
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 687
yinçü “inci, inci gibi diş krş. yinçü, HKT 268b/7, yir ķurdu “böcek”
yünçü (2), inçü, yincü” NF İML 138, yir öp- “yeri öpmek,
57/1, KE 142v/4, ME 86/8, toprağı öpmek” HŞ 171, yir
HKT 418a/9, HŞ 2778 tipre- “deprem olmak, sarsıl-
yinçük “incik kemiği, diz krş. mak” HŞ 1759, yir üsti “yer üs-
yincik, yünçük” NF 123/4, KE tü, yer yüzü” HŞ 659, yir
150v/4, ME 149/4, HKT 492a/1 üstindekilerniñ rūzįsi “canlıların
yiniçke “ince krş. yinçge, yinçke” gıdası” HKT 455b/8, yir üze
İML 153 yörigen “canlı varlık, yaratık”
yiñil“hafif, kolaykrş. yeñil, yüñül, HKT 173a/9, yir suwları “yer
yünül” AO IV/19 yüzündeki sular” AO II/28, yir
yiñil-“mağlup edilmek, yenilmek” yaġı “petrol, neftyağı” İML
HKT 159b/8, HŞ 4615, yiñilmiş 178, yir yüzi “dünya” HŞ 383,
“mağlup edilmiş, yenilmiş” yir yüzinde aķġan şarāb “kay-
HKT 430b/6 naktan akan şarap” HKT
yinlen-“kaybolmak, gitmek” HŞ 427a/9, yir yüzinde yörigen
2390 e
ğ
“canlı varlık, yaratık” HKT
yinlig “derili, tenli” HKT 121b/4 i
t 321a/7, yirde yörigen “canlı
i
yinür- “ kesmek, yontmak” HŞ m varlık, yaratık” HKT 219a/8,
2575 y
a
yirke bat- “yere batırmak, yere
yip “ip, pamuk krş. yif” NF 18/5, y
ı çakmak” HŞ 2762, yirke çal-
KE 39r/1, ME 37/6, HKT “yere vurmak” HŞ 3724, yirni
n
e
v
84a/6, HŞ 3401 i sürgen źelūl “toprağı süren ko-
yip edük “çorap” ME 232/4 şulmuş (hayvan)” HKT 10b/3,
yipek “ipek” NF 245/16, KE yirniñ tolusı “yer dolusu, alabil-
12v/14, MM 342/2, HKT diğince” HKT 59b/1
418a/9, HŞ 3249, yipek ton yir-“yermek, zemmetmek krş. yer-
“ipek elbise” HKT 559a/3 (1)” İML 120
yipekçi “ipçi” İML 155 yirge “saray, hanın karargahı, ha-
yip ķatı “tin, ip katı” ME 37/6 nın sarayı” HŞ 2077
yiplük “iplik, ince ip” ME 157/3, yiril-(1)“yirilmek, yırtılmak” ME
HKT 27a/8 159/3
yir 1.“yer, mekan, mevki krş. yėr, yiril- (2)“yerilmek” HKT 147b/4
yer” HKT 227a/6, MN (1) 8/13, yirlig “yerli, yerinde” HŞ 2326,
İML 132, K I/43, HŞ 2483, MN yirlig yerinde “yerinde, uygun”
(2) 4/38, 2. “yer, arazi, toprak” HŞ 2326
HKT 398a/7, 3. “yer yüzü” yirsiz “yerinde olmayan, uygun-
HKT 5b/2, 4. “taraf, cihet” suz” HKT 7b/8
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 689
yisir “esir krş. esir, yesir, krş. yesįr, HKT 253b/7, yitig ķıl-” keskin-
esįr” HŞ 3704 leştirmek ME 92/1
yişim “baldırlık, butluk” İML 167 yitig (2) “iyice, çok, tam” ME 26/1
yit-(1) “yitmek, kaybolmak krş. yitigen “yedi kardeş denilen yıldız
yet-, yėt-” KE 22v/13, MM kümesi” HŞ 1301
308/2, HŞ 4332, MN (2) 44/437 yitik “keskin, olgun, yetişmiş, ge-
yit-(2) 1.“erişmek, ulaşmak, yet- lişmiş krş. yiti (2), yėtig,
mek, yetişmek krş. yėt-, yet-” yitig(1)” İML 173, yitik baķ-
HKT 450a/5, MN (1) 3/13, “şüpheyle bakmak, eleştirel
İML 105, HŞ 3519, K I/43, 2. bakmak” HŞ 4704
“kaplamak, kuşatmak, sarmak” yitil-“yetişilmek, erişilmek, ula-
HKT 164b/2, yitmek 1. “eriş- şılmak, getirilmek krş. yetil-”
me, ulaşma” HKT 305b/2, 2. HKT 354a/6, HŞ 2949
“hakimiyet, kuvvet, kudret” yitįm (<A.) “yetim krş. yetįm” MN
HKT 509a/7 (1) 20/5
yit- (3) “kafi gelmek” HŞ 3599 yitir “yüksek, yüce krş. yitiz (2)”
yit- (4) “gelmek” HŞ 1026 HŞ 625
yitgür-“yetiştirmek, ulaştırmak krş. e
ğ yitir-“yitirmek, kaybetmek krş.
yitür (3)-, yitkür-, yetür-, yėtür-,
i
t yitür-” ME 105/5
i
yetgür-” HŞ 2890, AO IV/19 m yitiş-“ulaşmak, yetişmek, erişmek
yiti (1) “yedi (7) krş. yėti, yeti, y
a
krş. yetiş-” HKT 366a/1, MN
yetti yėtti” HKT 394b/3, MN y
ı (1) 9/7, AO III/15
n
(1) 3/3, İML 186, HŞ 2501, e yiti yüz illi “yedi yüz elli (750)”
v
MN (2) 9/80, yiti iklim “yedi i
MN (2) 44/440
ülke” HŞ 669, yiti deryā “yedi yiti yüz toķsan beş “yedi yüz dok-
deniz” HŞ 477, yiti ķat kök san beş (795)” AO I/23
“yedi kat gök” HŞ 4318, yiti ķat yiti yüz yıl “yedi yüz yıl (700)” HŞ
yir “ yedi kat yer, yedi kat yer- 4726
yüzü” HŞ 266, yiti yaşķa yit- yitiz (1)1.“eksiksiz, mükemmel”
“yedi yaşına ulaşmak” HŞ 288 HKT 143a/8, 2. “etkili, tesirli,
yiti (2) “keskin krş. yėtig, yitig(1), dokunaklı” HKT 86a/1, yitiz
yetük” İML 151 beyānlıġ “tam açıklamalı” HKT
yiti-“bilemek, keskinleştirmek” 430a/2, yitiz eđgülük ķılġan
ME 23/2 “çok iyilik eden, çok lutufkar”
yitig(1) 1.“keskin krş. yitik, yiti HKT 297a/2, yitiz rāst sözlüg
(2), yėtig” NF 215/13, KE 2v/2, “çok doğru sözlü” HKT 231b/6, y
HKT 401a/4, 2. “kavurucu” yitiz tañ “çok tuhaf (şey)” HKT
432b/3, yitiz uluġ “çok yüce,
690 | D r . Suat ÜNLÜ
yor- “yormak, tabir etmek, açıkla- yosal“orta boylu adam” İML 142
mak” KE 90r/11, MM 387/2, yosun (<Mo.) “nizam, düzen, töre”
HŞ 1148 AO III/14
yora “fal” ME 178/6, yora ėt- “fal yosunça (<Mo.+T.)) “nizama göre,
bakmak, falcılık yapmak” ME nizamınca, düzenince, töresin-
180/2, yora tutun- “fal baktır- ce” AO I/20
mak, fala inanmak” ME 178/5 yosunluk (<Mo.+T.)“kanuni, ni-
yoraġ “yorum, yoruş, tabir krş. zamlı” MN (1) 18/12
yoruķ, yoruġ” HŞ 3784 yottur-“batırmak, sokmak” HKT
yordur- “(rüya) tabir ettirmek” KE 409b/5
65v/12, yordurġuçı “rüya tabir yotturul- “helak edilmek, yok
eden” KE 65v/12 edilmek” HKT 414a/9
yorġa “yorga, yorga yürüyen, tırıs yoy- 1.“yok etmek, silmek, izale
giden” KE 181v/7, ME 226/3, etmek krş. yo-” KE 226r/15,
HKT 434b/5, İML 171, yorġa at HKT 171b/9, HŞ 2099, 2. “silip
“yorga yürüyen at, tırıs tırıs gi- dümdüz etmek, belirsizleşmek”
den at” KE 52v/17, yorġa bol- e
ğ
HKT 83b/9
“yorga yürümek, tırıs gitmek” i
t yoyla-“yok etmek” HKT 304a/4
i
ME 226/2 m yoyul- “yok olmak, kaybolmak,
yorġan “yorgan, pamuklu örtü” y
a
görünmez hale gelmek,
İML 166 y
ı yoyulmak” ME 156/6, HKT
yorı- “yormak, tabir etmek krş. 560a/4
n
e
v
yörü-, yürü-, yüri-, yöri-, yür-” i yoyuñ “helak, felaket” yoyuñġa
KE 90r/3 kemiş-“helak etmek, ortadan
yort- “at tırıs etmek, koşmak” HŞ kaldırmak” ME 95/5
752 yoyur- “yere geçirmek” HKT
yortar “binici” AO II/8 377a/4
yortıçı “yağmacı” HŞ 1916 yozaķla- “kilitlemek krş. yuzaķla-”
yoruġ “yorum, tabir, tutulan yol, ME 29/6
hareket tarzı krş. yoruķ, yoraġ” yöküt- “öğütmek, ezip un etmek
KE 88r/19 krş. ögit-” İML 111
yoruķ “yorum, tabir, tutulan yol, yön (1) sebep, neden, taraf, cihet,
hareket tarzı krş. yoruġ, yoraġ” yön” NF 71/10, KE 194r/5, ME
NF 7/5, KE 88v/14 135/6, MM 321/2, HKT
yorumçı “yorumcu, rüya tabir 443b/9, HŞ 3107, yöni üze “ge-
eden” yorumçı müneccim “yıl- rektiği gibi, gereğince” HKT
dızları yorumlayan, yıldız falı 121a/3
bakan” KE 38r/1
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 695
yul- (2) “fidye vermek, esirlikten yuluġ al- “fidye ile alınıp kurta-
kurtarmak, fidye karşılığı ser- rılmak” NF 115/1, yuluġ bėr-
best bırakılmak” NF 347/8, KE “fidye vermek krş. yuluġ bir-”
2r/12, ME 125/4, HKT 12b/1, NF 116/14, KE 222r/21, ME
yulmaķ 1. “fidye karşılığında 104/8, yuluġ bir- “fidye ver-
serbest bırakma” HKT 484a/9 mek krş. yuluġ bėr-” HKT
yul-(3)“bırakmak, salıvermek, azat 132a/1, yuluġ birmek “fidye
etmek” HKT 574a/6, HŞ 1844 verme” HKT 132a/1, yuluġ bol-
yula “kandil, fener” HŞ 3006, MN “fidye vermek, fidye olarak ve-
(2) 26/254 rilmek” NF 84/13, KE 204r/8,
yulaķ “küçük su pınarı” KE 3v/3, ME 104/8
İML 180 yuluġluġ “fidyesi ödenmiş köle”
yular “dizgin” İMl 176 MM 230/3
yulduz (1)“yıldız krş yılduz” NF yulun- “kurtulmak, fidye ile alınıp
355/2, ME 156/5, HKT 253a/7, kurtarılmak krş. yulın-” ME
MN (1) 15/10, İML 183, HŞ 149/8, MM 48/2, HKT 110a/3,
1492, yulduz ornı “yıldız men- HŞ 3963
zili” HKT 349b/8, yulduz e
ğ yuluş- “fidye ile karşılıklı kurta-
yüzüşi “yıldız kayması” KE
i
t rılmak” ME 125/4
i
206v/10 m yum-“yummak, kapamak” NF
yulduz (2) “kök” KE 55r/17 y
a
429/2, KE 149v/19, ME 17/8,
yulduzçı“müneccim krş. yulduzçu” y
ı HKT 42b/6, HŞ 2645
n
HŞ 4074 e yumaķ (1) “hikâye” yumaķ bol-
v
yulduzçu“müneccim krş. yulduzçı” i
“yaygınlaşmak, yaygın olarak
İML 157 bilinmek” KE 7v/11
yulduzlı“yıldızlı krş. yulduzluġ” yumaķ (2) “iplik topu, yuvarlak
HŞ 4375 krş. yumalaķ, yumġaķ” İML
yulduzluġ“yıldızlı krş. yulduzlı” 169
HKT 551a/6 yumaķlıķ“yıkamak, yıkanması
yulġun (1)“temiz olmayan, kötü” gerekli olan” MM 75/3
KE 18r/8 yumalaķ“yuvarlak, topalak krş.
yulġun (2) “güz ağacı krş. yılġun, yumaķ (2), yumġaķ” yumalaķ
ılġın” KE 16v/7 ķıl-“yuvarlamak, topalak yap-
yulın- “fidye ile alınıp kurtarılmak mak” KE 165r/4
krş. yulun-” ME 135/6 yumalan-“yumalanmak, yuvarlan-
yulna- “kurtulmak” HŞ 2385 mak” KE 35v/14 y
yuluġ “fidye, kurban, feda krş. yumġaķ “yuvarlak, yumak krş.
yoluġ” MM 164/4, HKT 7b/3, yumaķ (2), yumalaķ” KE 11v/9
698 | D r . Suat ÜNLÜ
yumışlıķ “iş için”yumışlıķ tut- “iş yumşaķ (2) “eş, kadın” MM 82/3
için işçi tutmak, hizmetli tut- yumşaķlayu“nezaketle”
mak” ME 142/8 yumşaķlayu dirliş- “kibar ve
yumķı “bütün, hep” HŞ 4571 nazik bir hayat sürmek, neza-
yumru “yumru, şişkin” MM 238/1 ketle yaşamak” ME 119/6
yumruķ“yumruk” KE 44v/15, HŞ yumşaķlıķ “yumşaklık, mülayim-
1461 lik” KE 237v/8, HKT 281a/7,
yumruķla-“yumruklamak, döv- yumşaķlıķ ķıl- “mülayimce dav-
mek” KE 241r/19, HKT 369b/4 ranmak, ılımlı hareket etmek”
yumruķlaş-“yumruklaşmak, yum- ME 34/1, yumşaķlıķ ķılış- “bir-
rukla döğüşmek” ME 119/4 birine karşı nezakette bulun-
yumşa- “yumuşamak, yumuşak mak, karşılıklı mülayimce dav-
davranmak” KE 199r/9, HKT ranmak” ME 119/6
542a/7, HŞ 3702 yumşan-“yumşamak, yumşanmak”
yumşaġ “yumşak, hafif, mülayim, HŞ 3874
ılımlı krş. yumşaķ (1), yumşat-“yumşatmak, yatışmak,
yumuşaķ” yumşaġ sözlüg “tatlı e
ğ
yumuşamak, sukuna kavuşmak
sözlü, latif dilli” MN (1) 21/15 i
t krş. yumuşat-” ME 54/5, HKT
i
yumşaķ (1)“yumşak, hafif, müla- m 440b/3, HŞ 4392
yim, ılımlı krş. yumşaġ, y
a
yumul- “yumulmak” ME 134/7
yumuşaķ” KE 6r/7, ME 94/7, y
ı yumur- “bozmak, yerle bir etmek”
HKT 303a/2, HŞ 3550, yumşaķ KE 78r/21
n
e
v
yėl “hafif rüzgar” NF 210/9, i yumurlan- “yığılmak” ME 169/6
KE 138r/7, yumşaķ bol- yumurta “yumurta krş. yumurtġa,
“yumşamak, hafiflemek” KE yumurtġu, yumurtķa” ME 84/5,
70v/12, ME 164/3, yumşaķ ķıl- İML 165
“yumuşatmak” KE 210v/2, ME yumurtala-“yumurtlamak krş.
71/6, HKT 409b/8, yumşaķ yumurtķala-” ME 232/3
ķılıķlıġ “mülayim, ılımlı” NF yumurtġa“yumurta krş. yumurta,
105/12, yumşaķ köñüllüg “yu- yumurtġu, yumurtķa” ME 84/6,
muşak kalpli, yumuşak, ılımlı” HKT 427b/2
KE 6r/4, yumşaķ sözle- “müla- yumurtġu “yumurta krş. yumurta,
yim ve latif konuşmak, yumu- yumurtġa, yumurtķa” KE
şak söylemek” NF 254/15, 248r/15
yumşaķ yer “yumuşak yer” yumurtķa“yumurta krş. yumurta,
HKT 155a/7, yumşaķraķ “daha yumurtġa, yumurtġu” KE
hafif, daha yumşak” NF 115/12, 220r/21
KE 176v/8
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 699
yuw- “yıkamak krş. yu- yuv-, yuw- yügrük “yürük at, süratli koşan”
” NF 131/4, HŞ 2535 İML 171, HŞ 1642
yuva “yuva” HŞ 799 yügrüş- “koşuşturmak” NF 249/3
yuwala- “yuvarlamak” ME 226/1 yügrüt- “koşturmak krş. yügürt-”
yuvalan- “yuvarlanmak” ME 234/6 HŞ 1875
yuvalandur-“yuvarlamak” NF yüg(ü)r- “koşmak, koşuşturmak,
150/2 hızlı yürümek krş. yükür-” NF
yuvan-“çekilmek, bırakmak” HŞ 170/17, KE 143r/21, ME 12/8,
2251 HKT 423a/9, HŞ 1688,
yuvdur- “yıkatmak krş. yundur-, yügürgen at “hızlı giden, koşan
yudur-” NF 436/3 at” HKT 579a/2, yügürmek
yuwķa“yufka, ince krş. yufķa” KE “koşma, koşu” ME 13/1
80v/16, yuwķa ķıl- “inceltmek” yügürt-“koşturmak, sürmek krş.
ME 23/2 yügrüt-” NF 429/13, ME 42/6,
yuwķal- “incelmek” KE 164v/19 HKT 523a/2
yuvlun- “akmak” ME 163/1 yük 1.“yük, hayvan üstündeki iki
yuvun-“yıkanmak, temizlemek” e
ğ
küfe ağırlık” NF 131/10, KE
KE 169r/16, İML 130 i
t 23r/4, ME 18/4, MM 202/2,
i
yuy- “yıkamak krş. yu-, yuw- yuv- m HKT 578b/4, İML 107, HŞ
” MN (2) 29/284 y
a
1644, Ka II/12, 2. “yük, günah”
yuyul-“yıkanmak, temizlenmek” y
ı HKT 379a/9, 3. “doğacak be-
KE 196v/21 bek” HKT 536a/6, yük baġla-
n
e
v
yuzaķ“kilit” İML 179, HŞ 3837 i “yük yüklemek, üzerine yük
yuzaķla- “kilitlemek krş. yozaķla-” bağlamak” HŞ 1224, yük basıl-
ME 29/6 “ağır yüklenmek, ağır yük altı-
yuzantur- “devletli kılmak” ME na girmek” HKT 417a/3, yük
50/4 bol- “yüklemek” KE 197v/21,
yüce “yüksek” İML 90 MM 202/1, yük ketürgen “yük
yüfŧūra (<ö.a.) “Sare öldükten son- taşıyan, günahkar” HKT
ra İbrahim peygamberin evlen- 417a/2, yük kötürgen 1.“yük ta-
diği Fütûr adlı kadının babası” şıyan, günahkar” HKT 141b/9,
KE 56r/5 2. “yük taşıyan, günahkar”
yügen “gem, at başlığı” NF 53/2, HKT 145b/5, yük yükle- “yük-
HŞ 757, yügen urul- lemek, üzerine yük koymak”
“gemlemek, gem vurulmak” NF KE 190r/2, yükke ögrengen
52/12 “yük taşımaya alışık olan” HKT
yügenlig “gemli, başlığı olan” MN 10b/3
(1) 2/1
Harezm-Altınordu Türkçesi S ö z l ü ğ ü | 701