Professional Documents
Culture Documents
Türkler ve Doğa
Yazar
Edward Tryjarski
Editör
Dursun Ayan
Son Okuma
Edward Tryjarski
Kapak Tasarım
Onur Sönmez
Kapak Fotoğraft
Dursun Ayan
Dizgi/İç Düzen
Onur Sönmez
Baskı - Cilt
Çalış Ofset
Davutpaşa Caddesi No: 8
Topkapı - İstanbul
Sertifika No: 12107
1. Baskı 600 A det
İstanbul, 2016
ISBN 978-605-4907-65-6
T.C.
Kültür ve Turizm Bakanlığı
Sertifika No: 16450
Online Satış
www.kitabevi.com.tr
. .
Çatalçeşme Sk. No: 46/A Cağaloğlu-İSTANBUL
KiTABEVi Tel:(021 2) 5 1 2 43 28 - 5 1 1 2 1 43 Faks:(021 2) 5 1 3 77 26
•
Edward Tryjarski
TÜRKLER VE DOGA
Editör
Dursun Ayan
KİTABEVİ
İçindekiler
Sunuş 7
VARŞOVA'DA TÜRKOLOJİ
Varşova'da Türkoloji 1918-1978
Edward Tryjarski I Çeviren: Dursun Ayan - Reşide Gürses • 81
EVCİL HAYVANLAR
Türk Dünyasında Köpek: Etnolinguistik Bir Çalışma
Edward Tryjarski I Çeviren: DursunAyan • 1O1
Edward Tryjarski
Varşova-Temmuz 2013
Giriş
yer almayı hak ediyordu. Bülten'de onun emek dolu meslek haya
tını, yöntemini, farklı arayışlarını ve de çalışmalarının bir listesini,
onu pek çok Türkolog tanısa da öğrencilere ve Türk okuyucularına
sunma olanağımız oldu. Tryjarski'nin Türk kültürünün çeşitli yön
lerini anlatan güzel yazılarını Türk okuyucularla paylaşma gerek
sinimi duyduk ve birkaç yazıyı da olanaklar dahilinde çevirmemiz
gerekenler listesine aldık. Çeviri arkadaşlarımız olarak Afet Bal ile
Hafize Er de zaman içinde bize katıldılar.
Türk Dil Kurumu'nun düzenlediği bir toplantıda, daha önce ya
zılarından tanıdığım Prof. Edward Tryjarski ile 1995'te yüz yüze
tanışma fırsatı yakaladım. Mayıs 2011 'de kendisini Varşova'da zi
yaret ettiğimde ilerileyen yaşına rağmen hala zindeliğini koruyordu.
Mavi gözlü, sevimli siması ile sarışınlığı zihnimde bir Kıpçak etki
bıraktı. Yaşı kemalini bulmuş biri olarak yüzünden yansıyan pırıltı
lı bir zekası olduğu, bununla bedensel enerjisini yenilediği kesindi.
Evinden Belvederska Caddesi'ndeki Varşova Üniversitesi Oteli'ne
yürüyerek geldi, hemen yanımızdaki Lazienkowski Parkı'nı oluş
turan Avrupa'nın en büyük şehir bahçelerinden birini uzun uzadıya
gezdikten sonra bile seksen sekiz yaşındaki birinden beklenmeyecek
kadar dinçti. il. Dünya Savaşı yıllarının yokluklarını, güçlüklerini
atlatmak onun hem beden hem de ruh gücünün ifadesi olarak yüzüne
yansıyor, diye düşündüm.
Akıl dünyası kadar, duygu ve heyecan sahibi olması onun yeni
çalışma alanları aramasında etkili olmalıydı. Varşova sohbetlerimiz
de çalışması gereken konuların hala onu heyecanlandırdığı, kitap
ve makalelerinin Türkçeye çevirisinin gençliğine gençlik kattığını
anlamak zor değildi. Evinde, yazdıklarını gösterirken yüzünden bü
yük bir ev ödevini yapmış çocukların heyecanına benzer bir ifade
okunuyordu. Viyana Arşivi 'nden yeni getirttiği Kıpçakça el yazması
kopyalarını, sevinerek "Yeni bir şeyler söylemek gerekir." deyip o
kadar kalabalık kitap ve arşiv içinden çıkartıp gösteriyordu. Bir işi
çocuğun oyunu sevdiği gibi sevmek, böyle bir şey olmalıydı. Esin
verici bir durumdu bu benim için.
İnsanların son zamanlarda duygusal zeka diyerek mal bulmuş
mağribi gibi sevindikleri konu, aslında, durup dururken oluşan bir
16 • Edward Tryjarski
şey değil. Hatta bir kişisel gelişim eğitiminin ücret karşılığı kursi
yerlere, şirket patronlarına satacağı bir şey de değil; tam tersine bir
konuda emeği, gayreti olanların, o konuya inananların kendiliğinden
içlerinde bulacakları bir özdür; arayış ve heyecanın eylem dünya
sında somutlaşmasıdır. Prof. Tryjarski'nin duygusal zekası öyle bir
şeydi; muhayyel bir "bilim dervişi"nin vecdi gibiydi. Yoksa gençlik
yıllarında gittiği hukuk fakültesi, sahip olduğu hukuk diploması pek
çok insan için yeter de artardı bile. O, hukuk öğrenciliği ve diplo
masını aldığı sıralarda dil, Türkoloji, Oryantalist araştırmalar, tarih,
halk bilimi gibi alanlar, kimilerine göre bir arayışa bile değmeyebi
lirdi. O yıllarda bu ilgi onun içinden gelmiş olmalıydı.
Edward Tryjarski'nin hayatı, bir tür memuriyetten bilim adam
lığına geçişin öyküsüdür; üniversite dışında üniversite ile ortak gi
den bir bilimsel hayat. Bazı yazılarımda Türkiye'de üzerinde dur
maya çalıştığım "üniversite dışı bilim" kavramı açısından da Prof.
Tryjarski'nin görev yaptığı kurumlar dikkate değerdir. Çünkü dö
nemin Polonya bilim kültüründe bu kurumlar, üniversite olmasalar
da kendini bilim hayatında göstermektedir. Kaldı ki Tryjarski'nin
bilim yönelimli bireysel gayretini, yaşam öyküsünün satır araların
dan anlamak mümkün. Severek çalışılan disiplinler, konular ve ilgi
alanları sevenlerine her zaman maddi olarak ne kazandırır bilinmez,
ama manevi dünyada haklı ve kalıcı bir orun (entelektüel statü) ve
ruh erginliği kazandırabilmektedir.
Tryjarski, Varşova Hukuk Fakültesi'nde öğrenciyken diğer
dillere olan ilgisi yanına Türkçeyi de koymuştur. O, ilk olarak il.
Dünya Savaşı'ndan önce Varşova Üniversitesinde "Ben Türk'üm."
diyen bir Azerbaycanlı hocadan Türçe dersleri alarak bu dili öğren
meye başlamıştır. Sonra, uzun zaman, Varşova Üniversitesf'nde ve
Polonya Bilimler Akademisi'nde Tryjarski'nin hocası ve üstadı ünlü
Türkolog Prof. Dr. Ananiasz Zajıtczkowski olmuştur. Evde Lehçe
(Polonya dili) konuşuyordu. Lehçe yanında kızı, damadı ve torunları
Polonya'ya geldiği zaman kullandığı Fransızcayı en iyi bildiği dil
olarak söylemekte; İngilizce, Almanca, İtalyanca ve Rusçayı ikinci
sıraya koymaktadır. Bazı telefon konuşmalarında ve mektuplarında
kullansa da Türkçe bilgisinin ağırlıklı olarak metin okumalarında
Türkler ve Doğa • 17
Dursun Ayan, "Üniversite Dışı Bilim ve Fikir Dergiciliği İçin Bir Not", Türk
Yurdu, Cilt: 25, Sayı: 2 1 3 (Türkiye'de Fikir Dergiciliği özel sayısı), (s. 35-36).
Türkler ve Doğa • 27
Yazışmalar
3 Aralık 1999; 28 Şubat 2000; 15 Mayıs 2000; 27 Ekim 2012;
27 Kasım 2012; 3 Temmuz 2013; 24 Aralık 2013; 2 Şubat 2014.
*
Tryjarski, Edward, "Warsaw Turkology 1918-1978", Orİ
ental Studies in Sixty Years ofIndependent Poland (ed.: W.
Tyloch, 1983 (s. 25-34).
*
Markert, Andrzej, "Chrzeşcijaiıska czy turecka zagadka z
Podeblocia", Kurier Polskı; yıllık XXX, no. 78 (8580), 20
04. 1987.
*
Encyklopedia Powszechna, "Tryjarski, Edward", En cy
klopedia Powszeclma, PW N, 2nct Edition, Warszawa, 1987,
vol. IV (s. 450).
*
Tryjarski, Edward, "Najlepsi spoşr6d najlepszych", Rzecz
pospolita, no. 10, 13.01.1993.
*
Rocznik Orientalistyczny Honorary Committee, "Biog
raphy of Edward Tryjarski", Rocznık Odentalistyczny,
Cilt: XLIX, Sayı: 2, 1994 (s. 11-35).
*
Tryjarski, E., "Varşova'da Türkoloji (1918-1978)", (Çev.:
Reşide Gürses ve Dursun Ayan), Toplumsal Tarih, Sayı: 23,
Kasım 1995 (s. 51-56).
*
Eren, Hasan, "Tryjarski, Edward" maddesi, Türklük Bı1imi
Sözlüğü, L "Yaban cı Türkologlar, Türk Dil Kurumu Yayını:
705, Ankara 1998.
*
Ayan, Dursun, "Edward Tryjarski: Hayatı ve Eserleri,"
Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kunımu Bülteni, Cilt:
13, Sayı: 38, Ocak-Nisan 2000 (s. 61-87).
*
Dziekan, M. Marek, "Biography of Edward Tryjarski
1995-2004)" Rocznik Orientalistyczny, Cilt: LII, Sayı: 2,
,'
2004 (s. 9-17).
*
Jankowski, Henryk, "Professor Edward Tryjarski", Rocz
nık Orientalistyczny, Cilt: LV II, Sayı: 2, 2005 (s. 5-7).
*
Stefan Grudzinski, "Tryjarski Edward", in Gimna�um i
L iceum im. Krala Wfadysfawa IV w ITTırszawie na Pradze,
opracowal Henryk Sowiiıski. Monografıa szkoly, Tom: II,
Warszawa, 2005 (s. 399-401).
Türkler ve Doğa • 29
*
ParrKo CeqnepcKn, "TpmıpcKn E,r:ı;Bap,ı:ı;", in En.aHKJione,l(HX
na H306pa3HTeJibHTe H3KYCTBa B E'hJirapHJI. n'hnrapcKa
AKa,r:ı;eMmı: Ha HayKnTe I1HCTHTYT 3a H3KYCTB03HaHne, TOM
Tpem C-5I, Cocpmı:, 2006.
*
Tryjarski Edward prof. 'ZW. Dr. hab. Zl6ta Ksi((ga Nauki
Polskiej Naukowcy Zjednoczonej Europy, [Gliwice] 2006
(s. 851-852). Helion Polski Instytut Biografıczny.
*
Trzaska, Filip, Sylwetki W ladyslawiak6w Prof. zw. dr. hab.
Edward Tryjarski", Lawy Skrzypi<ı Warszawa, 14. 3. 2008,
(s. 21-24)+15 fotoğraf.
*
Emiroğlu, Öztürk-Majda, Tadeusz, "Edward Tryjarski",
Polska Bibliografia turkologiczna, Warszawa, 2012 (s.
139-154).
1951
1. [Çeviri] Sabahattin Ali, W 6zki po 5 kuruszy, "Şwiat
Mlodych" 23 (122), 4 VI 1951.
2. [Yaşam öyküsü notu] Sabahattin Ali, Z notatek wiejskiego
nauczyciela [Çeviri:] Budowa drogi, "Wieş" 28 (310), 15
VII 1951.
3. [Çeviri] Sabahattin Ali, Arba, "Nowa Kultara", 48 (88), 2
XII 1951.
1952
4. [Çeviri, S. Kalui:yfıski ile beraber] Mahmut Makal, Nasza
wieş. Notatki tureckiego nauczyciela wiejskiego, Warsza
wa 1952, 164 pp.
5. [Çeviri, S. Kalui:yiıski ile beraber:] Mahmud Makal, Nasza
wieş, Nowa Kultura, 21 (113), 25 V 1952.
6. [Çeviri ve kaynakça notu] Sabahattin Ali, Moja praczka,
Dziş İ Jutro 30 (348), 27 VII 1952.
1953
7. [Çeviri, J. Bielawski ile beraber:] Sabahattin Ali, Wrogo
wie. Opowiadania anatolijskie. [Giriş yazısı: Nazim Hik
met], Warszawa 1953, 242 pp.
1954
8. [Çeviri] Sabahattin Ali, Czajnik. PO 3 (11), 1954, pp. 277-
282.
32 • Edward Tryjarski
1956
9. [Yayın tanıtına] Andreas Tietze, Die formalen
Veranderungen an neueren europaischen Lehnwörtem im
Türkischen, "Oriens" 5 (1952), RO XX, 1956, pp. 361-363.
1958
10. [Giriş ve Türkçe metnin çevirisi] W oazie i na stepie. Myşfi
muzulmaıiskiego Wschodu, (Myşli srebme i zlote serisi
içinde). Seria Wschodnia pod redakcj&. E. Tryjarskiego,
Warszawa 1958, pp. 163-219.
11. XXIV Mittdzynarodowy Kongres Orientalist6w, PO 2 (26),
1958, pp. 161-169.
12. [Açıklama:] O kilku bulgarskich nowoşciach wydaw
niczych w j((zyku tureckim. PO 1 (25), 1958, pp. 115-116.
13. [Açıklama] Posiedzenie Komitetu Doradczego UNESCO
dla spraw projektu "Wsch6d-Zach6d'', PO 2 (26), 1958, pp.
219-221.
14. [Açıklama] (Stanislaw Kryczynski], PO 4 (28), 1958, pp.
456-457.
15. [Çeviri] Orhan Kemal, Poplamiony plaszcz, PO 2 (26),
1958, pp. 173-l 75+görsel.
16. [Yayın tanıtına] A Turkish-English Dictionary by H. C.
Hony, Second Edition, Oxford 1957, PO 2 (26) 1958, pp.
206-209.
17. [Yayın tanıtına] B. H. l16parnMoBa, KpaTKHH Typeu,Ko
pyccKHH H pyccKo-Typeu,KHH BHeıırneToproBbIH CJIOBapb,
PO 4 (28), 1958, pp. 453-454.
1959
18. Nowy turecki przeklad Ewangelii, PO 1 (29), 1959, pp. 54-
56. [Karşılaştırın] JSch., "Intemationale Zeitschriftenschau
für Bibelwissenschaft und Grenzgebiete'', VII.
19. "Historii wojny chocimskiej" i autorach ormianskich kro
nik kamienieckich, PO 2, (30), 1959, pp. 211-214.
Türkler ve Doğa • 33
1960
24. Aus der Arbeit an einem armenisch-kiptschakisch-pol
nisch-französischen Wörterbuch, UAJ XXXII, 3-4, 1 960,
pp. 1 94-233+2 resim.
25. Ze studi6w nad r((kopisami i dialektem kipczackim Or
mian polskich, 1 .0 og6lnej sytuacji j ((zykowej w gminach
Ormian polskich 2.0 nauce j ((zyk6w obcych w Kolegium
teatyiıski we Lwowie, RO XXIII, 2, 1 960, pp. 7-55.
26. Ze studi6w nad r((kopisami i dialektem kipczackim Ormian
polskich, 3 . Katalogi alumn6w Kolegium teatyiıskiego we
Lwowie, RO XXIV, 1 , 1 960, pp. 43-87+tıpkıbasım. pp. 88-
96.
[Açıklama] 51.. ,DIanıKeBHq], I1y6niKaı:ı;Uı: ,D,)l(epen .ıı,o icTOpi"i
y:ıcpaiHcı.Koi IIIKOJIH y XVIII CT., "HayKoBo-impopMaı:ı;iüHHÜ
6ıoneTeHh ApxİBHoro ynpBJIİHHH YPCP" 1 , 1 962, pp. 73-74.
[Karşılaştmnız] 51. ,ll,anıKeBHq, BipMeHo-nonoBen;ı.Ki
,D,)l(epena 3 icTopi iyKpaİHH, "HayKoBo - impopMan;İÜHHÜ
6ıoneTeHh ApxiBHoro ynpBJIİHHH YPCPP", 2, 1 965, pp. 66-
73.
27. Sprawozdanie z podr6:ly do Francji, "Sprawozdania z prac
naukowych WNS", II, 5 ( 1 2), 1 960, pp. 99- 1 0 1 .
34 • Edward Tryjarski
1961
31. [J. Reychman ile beraber] Z leksykografıi Ormian polskich
XVII i XVIII w., PO 4(40), 1 9 6 1 , pp. 473-478+5 resim.
32. [Yayın tanıtma] A. G. Abramjan, Rukopisnyje sokrowisz
cza Matenadarana, Erewan 1 959, PO 2(38), 1 96 1 , pp. 23 1
-232.
33. [Yayın tanıtma] The Literary Review, vol. 4, no. 2,
1 960/ 1 96 1 , New Jersey, PO 4(40), 1 96 1 , pp. 501 -504.
1962
34. O stanie zachowania zabytk6w starotureckich w Mongolii
i potrzebie ich ochrony (Sprawozdanie z podr6i:y do Mon
golii), SPNWNS V. 5 (27), 1 962, pp. 1 25- 1 45 .
[Karşılaştırınız] N. Diyarbekirli, Halk Sanatlarımızın De
ğeri, "Akademi Mimarlık ve Sanat", 1 . 1 964, pp. 28-29.
35. Z wizyt� u Ormian bulgarskich, PO 2(42), 1 963, pp. 1 73-
1 74+2 resim.
36. Prasa Turk6w bulgarskich i jej j�zyk, PO 4(44), 1 962, pp.
362-37 1 +2 resim.
37. [Yayın tanıtma] Philologiae Turcicae Fundameuıa... Tomus
primus, A. D. MCMLIX, CAJ VII, 1 , 962, pp. 73-75.
38. [Yayın tanıtma] r. T. KnaccoB-Il. C. IlapyıneB, BoeHeH
TYP CKo-6ı,nrapcKH qıpa3eornqeH peqHHK, Co<t>mı: 1 960, PO
1 (4 1 ), 1 962, pp. 76-77
1963
39. La tete de granite retrouvee en Mongolie Centrale, CAJ
VIII, 3, 1 963, pp. 1 85 - 1 9 1 + 1 resim.
Türkler ve Doğa • 35
1964
45. [J. Deny ile beraber] La litterature armeno-kiptchak, in:
Philologiae Turcicae Fundamenta iussu et auctoritate Uni
onis Universae Studiosorum Rerum Orientalium auxılio et
opera Unitarum Nationum Educationis Scientiae Culturae
Ordinis una cum praestantibus Turcologis ediderunt L. Ba
zin, A. Bombacı, J. Deny, T. Gökbilgin, F. İz, H. Scheel.
Tomum secundum curavit et auxit, indices adiecit P. N. Bo
ratav, [Wıesbaden] 1 964, pp. 8 0 1 -808.
46. [J. Deny ile beraber] "Histoire du sage Hikar" dans la ver
sion armeno-kiptchak, RO XXVII, 2, 1 964, pp. 7-6 1 .
1965
50. L'inscription turque runiforme d' Arkhanen, en Mongolie,
UAJ 36, 3-4, 1 965, pp. 423- 428+3 resim.
51. "Das Pferd in den Armenisch-Kiptschakisschen Texten".
Proceedings of the Vffh Meeting of the Permanent Inter
national Altaistic Conference, 29. Augustos-3 . September
1 964, CAJ X, 3-4, 1 965, pp. 3 1 6-3 19.
52. VII Sesja Stalej Mittdzynarodowej Konferencji Altaisty
cznej, PO 2(54), 1 965, pp. 1 5 1 - 1 53.
1966
53. Die heutige Mongolei und ihre alten Denkmaler. UAJ 38,
1 966, pp. 1 54- 1 58.
54. The Present State of Preservation of Old Turkic Relics in
Mongolia and the Need for Their Conservation, UAJ 3 8,
1 966, pp. 1 58-1 73+27 resim.
'
55. Studia turkologiczne w Berlinie wschodnim, PO 1 (57),
1 966, pp. 62-63.
56. Zaglada Ada Kale, PO 3(59), 1 966, pp. 2 5 1 -254+4 resim.
1967
57. [S. KaluZyılski ile beraber] Kobierzec z gwiazd i
p6lksittfyc6w. Fragmenty z tw6rczoşci lud6w tureckich
wybrali i przelozyli... E. Tryjarski, teksty şredniotureckie
Türkler ve Doğa • 3 7
Açıklama
K. H. M[enges]. UAJ 42, 1 -4, 1 970, pp. 307-308.
60. O projekcie i potrzebie opracowania publikacji "Ludy
ahajskie w polskich �r6dlach pisanych do polowy XVI w. ",
SPNWNS X. 2(45) 1 967, pp. 73-86.
61. IX Sesja Stalej Mü�dzynarodowej Konferencji Ahaistycznej,
PO 1 (6 1 ), 1 967, pp. 64-66.
1968
62. Dictionnaire armeno-kiptchak d'apres trois manuscrits des
collections viennoises, t. I. fasc. 1 , A-H, Warszawa 1 968,
283 pp.
63. Dictionnaire armeno-kiptchak d'apres trois manuscrits des
collections viennoises, t. I. fasc, 2. I-K, Warszawa 1 968,
pp. 285-435 .
Açıklama
T. N[agrodzka], PO 4(68), 1 968, p. 380.
64. [Türk Edebiyatı üzerine on dokuz makale:] Maly slownik
pisarzy şwiata, Warszawa 1 968.
65. La terminologie des artisans turcs en Roumanie, Actes du
Premier Congres Intemational des Etudes Balkaniques et
Sud-Est europeennes. VI. Sofıa 1 968, pp. 1 6 1 - 1 73.
66. "Zodyak Bölge Burçlarının bir Ermeni-Kıpçak Listesi", Xl.
Türk Dil Kunıltayında Okunan Bilimsel Bildiriler, Ankara
1 968, ss. 1 27- 1 37, [K.arşılaştınn no. 67].
67. Une liste armeno-kiptchak des signes du zodiaque, XI. Türk
Dil Kurultayında Okunan Bilimsel Bildiriler, Ankara 1 968,
pp. 1 39-1 52+ 1 resim [Karşılaştırın no. 66].
68. Turks in Distant Asia, "The illustrated London News'', 6 VII
1 968, pp. 34-35+5 görsel.
69. [5 fotoğraf in:] A la recherche de Gengis Khan. "Science et
Avenir'', 262, XII, 1 968, pp. 1 024- 1 025, cf. No. 68.
1969
70. Dictionnaire armeno-kiptchak d'apres trois manuscrits des
collections viennoises, t. 1 , fasc. 3, X-0, Warszawa 1 969,
pp. 437-603.
Açıklamalar
K. H. M[enges], UAJ 42, 1-4, 1970, p. 306.
B. K[ucharska], PO 1 (73), 1 970, p. 66.
71. Some early Polish sources and their importance for the his
tory of the Altaic World, JAH 3, 1 , 1 969, pp. 34-44.
Açıklama
A. von Gabain, UAJ 45, 1 973, p. 264.
72. Notes on the Turcica in Sir Aurel Stein's Collection, CAJ
XII, 4, 1 969, pp. 322- 328+2 resim.
73. [.51. P. ,[(anıKeBMq ile beraber:] ,[(oroBop H. TopocoBMqa
c JlbBOBCKHMH ii KaMeHeU:KHMH apM�rnaMM 1 627r. KaK
naMjJTHMK apMjJHO-KhrnqaKcKoro jJ3bIKa, RO XXXIII, 1 ,
1 969, pp. 77-92+4 resim.
Açıklamalar
K. H. M. M[enges], UAJ 43 , 1 97 1 , p. 297.
T. Pokora, OLZ 67, 1972, 7-8, p. 425.
1970
74. [.51. P. ,[(aIIIKeBMq ile beraber:] ApMjJHO-KhrnqaKcKMii
.rı:oKyMeHT M3 KoHCTaHTM-HOTIOJijJ 1 968 r., FO XI, 1 , 1 969
( 1 970), pp. 1 23- 1 3 7+ 1 resim.
75. Beekeeping among the Turks. A historical and linguistic
evidence, AO XXXII, 1 970, pp. 241 -277.
[Karşılaştırınız] "Türklerde Arıcılık : Tarihsel ve Dil Bilim
sel Bir Kanıt'', (Çev. : Hafize Er), Türkler ve Doğa, (ed. Dur
sun Ayan), Kitabevi Yayınlan., İstanbul 20 1 6, pp. 135- 1 8 1 .
40 • Edward Tryjarski
Açıklama
K. H. M[enges], UAJ 46, 1974, p. 206.
80. XIlI sesja stalej Mittdzynarodowej Konferencji
Altaistycznej w Strasbourgu, SPNWNS XIII, 2(57), 1 970,
pp. 1 1 8- 1 22.
81. Bolesna strata turkologii polskiej (Wspomnienie o
prof. Ananiaszu Zaj'lczkowskim). PO 3 (75), 1 970, pp.
2 8 1 -284+2 resim.
82. Badacz Orientu Ananiasz Zaj'lczkowski ( 1 903- 1 970), "Po
lityka" 19 (688), 9 V 1 970.
1971
83. A Note on the relations between the Pechenegs and Poland,
in: Studia Turcica, edıdit L. Ligeti, Budapest 1971, pp. 46 1-
468.
Açıklama
T. Weller, OLZ 7 1 , 2, 1 976, col. 2 1 7.
85. o ,ı:ı;Byx Ha,ı:ı;rrHC.llX IIOJibCKHX apM.llH H3 ropo.ıı;a 3aMOCTbe,
"Patma banasirakan handes- llcTPHKo-qrn.nonornqecKHH
)l(ypHan" 4 (55), 1 97 1 , pp. 255-264+1 resim.
1972
95. Dictionnaire armeno-kiptchak d'apres trois manuscrits des
collections viennoises, t. 1, fasc. 4, P-Z, Warszawa 1 972,
pp. 605-9 14.
Açıklama
T. N[agrodzka-Majchrzyk], PO 3 (87), 1 973, p. 259.
Türkler ve Doğa • 43
1973
100. [P. Aalto ile beraber:] Two Old Turkic Monuments of Mon
golia, in: Commentationes Fenno-Ugricae in honorem E.
Itkonen, Memoires de la Societe Finno-Ougrienne 1 50,
1 973, pp. 41 3-420+4 görsel.
101. HoBbie ıı:ccJie,ı::ı;oBamuı no ,ı::ı;peBHenopKCKHM nawı:THHKaM
B MoHrOJIHH H MeTo,ı::ı;oJiorıuı: H3,ı::ı;aHHH pyttıı:qecKHX
na,L(nHceü, in: ÜJIOH yJIChIH MOHroJiq 3p,ı::ı;3MTHHH il HX
xypaJI, II. YJiaaH6aarap 1 973. The Second lntemational
Congress of Mongolists, II, Ulan-Bator 1 973, pp. 1 70- 1 75 .
102. "Dobruca'dan Birkaç Türkü'', Türk Kültürü, XI, 3, 1 23 ,
1 973, pp. 1 67- 1 76 (39-48).
103. [5!. P. .z:ı:aIIIKeBıı:q ile beraber] ApMHHO-KhımaKCKaH tta,L(nttch
H3 JlbBOBa ( 1 609r.), II BOilpOChI myqeHHH cpe,ı::ı;HeBeKOBhIX
nawı:THIIKOB apMHHCKOH 3nıı:rpaqmKH RO XXXV, 2, 1 973,
pp. 1 2 3 - 1 35+4 fotoğraf.
104. 1 Naukowy Kongres J((zyka Tureckiego w Ankarze (Anka
ra 27 IX-2 X 1 97 1 r.). NP 1 , 1 973, pp. 1 32- 1 34.
44 • Edward Tryjarski
1974
109. Zur neueren Geschichte des Ongin-Denkmals, in: Sprache.
Geschichte und Kultur der altaischen Völker. Protokoll
band der XII. Tagung der Permanent Intemational Altais
tic Conference 1 969 in Berlin, Berlin 1 974, pp. 629-630+ 1
resım.
11 o. JieT ( 1 964-
IlüJibCKnıI TIOpKOJIOrmı: 3a IIOCJie,ı.ı;mıe ,ı.ı;ecHTb
1 973), "CoBeTCKaH TIOpKOJIOnIH" 4, 1 974, pp. 97- 1 06.
111. [51. P. �alllKeBHq ile beraber:] ApMHHO KbmqaKcKoe -
Açıklama
H. B[erberian] . REA N. S. X, 1 973- 1 974, p. 419.
113. 1 Mi�dzynarodowy Kongres Turkologiczny (Stambul, 1 5-
20 X 1 973), NP XXI, 1 , 1974, pp. 1 50- 1 52.
114. XVII Sesja Stalej Mi�dzynarodowej Konfereneji Altaisty
cznej (Bad Honnef, 3-8 VI 1 974 r.). NP XXII, 6, 1 974, pp.
1 30-1 32.
Türkler ve Doğa • 45
1975
115. Protobulgarzy, in: K. Dııbrowski, T. Nagrodzka-Majchrzyk,
E. Tryjarski, Hunowie europejscy, Profobulgarzy,
Chazarowie, Pieczyngowie, Wroclaw-Warszawa
Krak6w-Gdaiı.sk 1 975, pp. 1 47-376, [=Kultura Europy
wczesnoşredniowiecznej, z. 4].
1976
125. A Fragment of an Unknown Armeno-Kipchak Text from
Polish Collections, in: Ksittga dla uczczenia pamittci Jana
Reychmana ( 1 9 1 0- 1 975), RO XXXVIII, 1 976, pp. 291 -302.
126. An Armeno-Kipchak Serman by Anton Vertabed from the
1 71h Century, in: Tractata Altaica Denis Sinor sexagenario
optiıne da rebus altaicis merito dedicata, Wiesbaden 1 976,
pp. 647-674.
127. Der zweite Brief des Paulus an die Korinther in armeno
kiptschakischer Version und seine Sprache, in: Altaica
Collecta Berichte und Vortriige der XVII. Permanent In
tenıational Altaistic Conference 3.-8. Juni 1 974 in Bonn/
Bad Honnef, Hrsg. von W. Heissig, Wiesbaden 1 976, pp.
267-344.
Türkler ve Doğa • 47
1977
136. Turkic Names for Mushrooms: Native Terms and Loan
Words, in: Altaica. Proceedings of the 1 91h Annual Meeting
of the Permanent International Altaistic Conference held in
Helsinki 7- 1 1 June 1 976, Helsinki 1 977, pp. 24 1 -254. [ =
1978
144. Deux textes folkloriques de la Dobroudja roumaine: com
ment construit-on les moulins et comment puise-t-on de
l'eau? in: Quand le crible etait dans la paille. Hommage
Türkler ve Doğa • 49
Series, 1 34].
147. Ermeni-Kıpçakçası Sözlüklerinde Türk Dilbilgisi Terim
leri, in: Ömer Asım Aksoy Annağanı, Ankara 1 978, pp.
237-240.
148. XX sesja Stalej Mi<(dzynarodowej Konferencji Altaistycznej
(Lejda, 1 5 - 1 9 VIII 1 977 r.). NP XXVI, 1 -2, 1 978, pp. 1 55 -
1 56.
149. XXI Sesja Stalej Mi<(dzynarodowaj Konferencji
Altaistycznej (Manchester 26-30 VI 1 978 r.). NP XXVI,
1 1 - 12, 1 978, pp. 1 3 3 - 1 34.
1979
150. The Dog in the Turkic Area: An Ethnolinguistic Study,
CAJ XXIII, 3-4, 1 979, pp. 297-3 1 9.
[Karşılaştırınız] "Türk Dünyasında Köpek: Etnolenguistik
Bir Çalışma" (Çev.: Dursun Ayan), Türkler ve Doğa, (ed.
Dursun Ayan), Kitabevi yay., İstanbul 20 1 6, pp. 1 0 1 - 1 34.
151. [JI. P. ,ı:ı:arnKeBH'f ile beraber:] TpH apMRHO-KhIIT'faKCKHX
3arrncH JihBOBCKoro cy.ı:ı;a 1 625 r., RO XLI, 1 , 1 979, pp. 57-
75+5 fotoğraf.
152. Les babas de pierre de Niebor6w (Pologne et la possible
affınite de l'une d'elles avec les babas de pierre da Zlatna
50 • Edward Tryjarski
1980
155. Un rapport anonyme du voyage diplomatique de
l'ambassadeur polonais W. Miaskowski en Turquie an
1 640, in: III Medunarodni Simpozijum za Predosmanske i
osmanske Studije, Sarajavo, 1 8-22 Septembar 1 978, "Pri
lozi za Orijentalnu Filologiju" 30, 1 980, pp. 467-479.
156. An Armeno-Kipchak Version ofthe Lord's Prayer, in: Euc
haristerion: Essays presented to Omeljan Pritsak on his
Sixtieth Birthday by his Colleagues and Students, RUS
1 1 1 /IV, 1 979- 1 980, part 2, pp. 896-90 1 .
157. Nieznany alfabet, "Problemy'' 3 (408), March 1 980, pp.
2-9+görsel.
1981
158. Zur Frage einiger Parallelen zwischen den Bestattungsritu
alen der Alt-Türken und Chinesen, CAJ XXV, 1 -2, 1 98 1 ,
pp. 1 47- 1 58.
159. Die alttürkischen Runen-Inschriften in den Arbeiten der
letzten Jahre. Befunde und kritische Übersicht, in: Alto
rientalische Forschungen VIII, Berlin 1 9 8 1 , pp. 339-352,
Schriften zur Geschichte und Kultur des Alten Orients.
160. Etat actuel des recherches sur l'alphabet de Murfatlar et de
Pliska, JA CCLXIX, 1 9 8 1 , pp. 3 6 1 -372.
T ürkler ve Doğa • 5 1
1982
164. [.51. P. ,l1;aI1IKeBHq ile beraber:] KaMeHHehıe 6a6bı
rrpHqepHOMopCKHX crerreif KonneKU:HH H3 AcKaHHH-HOBa,
(Baby kamienne step6w nadczamomorskich. Kolekcja z
Askanii Nowej). Wroclaw-Warszawa-Krak6w-Gdatısk
L6d? 1 982, 230 pp., Polska Akademia Nauk. Instytut
Historii Kultury Materialnej. Zaklad Narodowy imienia
Ossoliiıskich. Wydawnictwo Polskiej Akademii Nauk.
1983
171. Analysis of the Kipchak Verbal Forms Contained in a Ma
nuscript from Matenadaran Collection, in: JPOCI Inter
national Congress of Human Sciences in Asia and North
Africa, Abstracts of Papers, 1 . Sections 1 -6, Tokyo 1 983,
p. 1 7 1 .
172. A Fragment of the Apocryphal Psalm 1 5 1 in its Armeno
Kipchak Version. JSS 28. 2. 1 983, pp. 297-302.
173. Vom Biiggü und von der Steinbaba his zum Msan, in: Do
cumenta Barbarorum. Festschrift für Walther Heissig zum
Türkler ve Doğa • 53
1984
179. A List of Arıneno-Kipchak Verbs Including their Basic
Grammatical Forms, in: "Bulletin of the Institute for the
Study of North Eurasian Cultures" Hokkaido University,
Sapporo, 1 6, 1 984, pp. 69- 1 09 (facs. pp. 87- 1 09).
[Karşılaştırınız] A. fpnropHH, fpaMMaTHKa JiycnKa
CapKaBara B 51rroHHH, "KoMMYHHCT" 174 (1 5553), 28. 07.
1985, p. 1 .
180. [Bir kısa özet] Analysis of the Kipchak Verbal Forıns Con
tained in a Manuscript from Matenadaran Collection, in:
Proceedings of the Thirty-First Intemational Congress of
Human Sciences in Asia and North Africa, Tokyo-Kyoto,
31'1 August-71h September 1 983, (Ed.) by Yamamoto Tatsu-
54 • Edward Tryjarski
1985
182. Die runenartigen Schriften Südeuropas, in: Runen, Tamgas
und Graffiti aus Asian und Osteuropa. (Hrsg, von) K. Röhr
bom und W. Veenkar, Wiesbaden 1 985, pp. 1 - 1 5 (9 ill.),
[Veröftentlichungen der Societas Uralo-Altaica, Band 1 9] .
ser 1 2] .
187. Cynı.ecTBOBaııa-n11 rro33IDI H a apMHHO-KhmqaKCKOM H3hIKe?
in: TıopcKoe H3hIK03HaHHe. MaTepHanhı III Bcecoıo3HOH
TIOpKOJiomqeCKOH KOH<jlepemı;HH. TauIKeHT 1 98 5 . 1 985,
pp. 12-19. MHCTHTYT H3hIKa 11 JIHTeparyphı HM. A. C.
ITymKHHa AH Y3CCP
188. [E. Sluszkiewicz ve W. Tubielewicz ile beraber] Potrz(lsanie
karabel<t-Trzej orientalişci o pochodzeniu wyrazu, "Porad
nik Jttzykowy" 8 (427), 1 985, pp. 5 12-522 [5 1 2-5 1 8] .
189. XXVIII Sesja Stalej Mittdzynarodowej Konferencji
Ahaistycznej (Wenecja 8 - 1 4 VII 1 985 r.), NP XXXIII, 5,
1 985, pp. 227-228.
1986
190. Ein literarisches Portrat des Türken, von Mikolaj Rej ( 1 6.
Jh.) dargestellt, in: Festschrift Andreas Tietze zum 70. Ge
burtstag, WZKM 76, 1 986, pp. 307-3 1 3 .
191. L a vie et les moeurs dans l'Empire ottoman d'apres une
relation de voyage polonaise du XVIIç siecle (misprin
ted: XVIW]. in: Dr. Emel Esiıı 'e Annağaır. "Türk Kültürü
Araştırmaları" XXIV, 1 , 1 986, pp. 93- 1 02.
192. XXXI Mittdzynarodowy Kongres Nauk Humanistycznych
w Azji i Afryce P6lnocnej, PO 1 - 1 , 1 986, pp. 1 50- 1 54. Asi
en
56 • Edward Tryjarski
1987
194. [P. N. Boratav ile beraber] Textes de la tradition orale des
Tures de la Dobroudja Roumaine (il), UAJ N. F. 7, 1 987,
pp. 1 27- 1 63.
195. New Armeno-Kipchak Lexical Material from the Matena
daran Collection, RO XLV, 2, 1 987, pp. 35-48.
196. o ,ı:ı,muıeKTHOÜ ,ı:ı,mpqıepem�Har:ı;ım apM.l:!HO-KbIIIqaKCKoro
.1:!3hIKa, "CoseTCKa.s:ı TIOpKOJIOm.s:ı" 4, 1 987, pp. 23-29.
197. The History of Armenian Professional Groups in Poland,
"Armenian Review" 4 ( 1 60), Winter 1 987, pp. 75- 1 20.
198. Methodology and Prospects of the Study of Protobul
garian Tamgas, in: BropH Meın:,ı:ı,yttapo,ı:ı,eH Kompec rro
n'hnrapHCTHKa. Co<l>H.s:ı, 23 Maü-3 IOHH 1 986 r. ,ı::ı:oKJia,ı:ı,H,
6. n'bnrapcKHTe 3eMH B ,ı:ı,peBHOCTTa. n'bnrapH.s:ı rrpe3
cpe,ı:ı,tteseKoBHeTO, Co<l>H.s:ı, 1987, pp. 64 1 -662. Graffiti
1 99. Sensacja archeologiczna znad Wisly. R((ka pogaiıska ze
Wschodu? "Kultura" 12 (95) 25. 03. 1 987, pp, 1 ve 7.
200. Wok61 sensacji archeologicznej znad Wisly. Şladami turec
kiego pisma runicznego, "Kultura" 1 3 (96), 1 . 04. 1 987, p. 7.
201. XXIX Sesja Stalej Mi((dzynarodowej Konferencji
Ahaistycznej (Taszkent, 1 5-2 1 . IX. 1 986 r.), NP XXXV, 2,
1 987, pp. 1 82-1 84.
1988
202 lfa HCTOpHH sapuıaBCKHX apM.s:ı:H, "Patma-banasirakan han
des-lfcTOpHKO-<l>HnonornqecKHÜ ın:ypHan" 1 , 1 988, pp.
37-39 [Ermenice özet] .
203. [Yayın tanıtma] Teresa Nagrodzka-Majchrzyk. Czami
Klobucy [Les Chapeaux Noirs], Warszawa 1 985, "Archeo
logia Polona" XXVII, 1988, pp. 253-258.
Türkler ve Doğa • 57
1989
204. The Story ofHoly Mariane in the Kipchak Language ofthe
Polish Armenians, in: Gerhard Doerfer Festschrift. Essays
presented to Gerhard Doerfer on his Seventieth Birthday by
His Colleagues and Students. (Managing Editor): Carolyn
1. Cross, "Joumal of Turkish Studies-Türklük Bilgisi Araş
tırmaları" 1 3, 1 989, pp. 205-236.
205. Legenda o şwit(tej Marianie w jt(zyku kipczackim Ormian
polskich, "Studia Theologica Yarsaviensia" 27. 2. 1 989,
pp. 203-2 1 3 .
206. Der "Englische Gruss" in einer armeno-kiptschakischen
Handschrift wiedergefunden, in: Religion and Lay Symbo
lism in the Altaic World and Other Papers. Proceedings of
the 271h Meeting of the Permanent Intemational Altaistic
Conference, Walberberg, Federal Republic of Germany,
June 121h to 17ıh 1 9 8 1 , Ed. by K. Sagaster in collaboration
with H. Eimer, Wiesbaden 1 989, pp. 399-420.
207. [Y. R. Dachkevych ile beraber] "La Chronique de Yenise",
RO XLYI, 1 , 1 989, pp. 5-62.
[Yeniden basım] in 5IpocJiaB ,ı::ı:anıKesttq, BipMeHiH i
YKpaiHa. Armenia and Ukraine by Yaroslav Dashkevich,
Btt,ı::ı;aBHHU:TBO M. rr. Koıı:n, Jlı,sis-Hı,ıo HopK. Editions M. P.
Kots, Lviv-New York, 200 1 , pp. 534-6 1 1 .
208. A New Edition of the Armeno-Kipchak "Chronicle" of Ye
nice'', in: Proceedings of the XXYIII Permanent Intema
tional Altaistic Conference, Yenice 8- 1 4 July 1 985, Wies
baden 1 989, pp. 233-239.
209. Eine merkwürdige Umwandlung des protobulgarischen
tagra in den christlichen the6s, in Gedanke und Wirkung,
Festschrift zum 90. Geburtstag von Nikolaus Poppe, (Hrsg,
von) W. Heissig und K. Sagaster, Wiesbaden 1 989, pp.
346-353.
2 10. K rroHHMaHHIO Typerı:KHX 3aHMCTsosaHHbIX CJIOB B
rpy3HHCKOM H 6o;ırapcKOM H3nIKax, in: BocToqHaH
'58 • Edward Tryjarski
1990
213. Balkan Dialects, in: Handbuch der türkischen Sprachwis
senschaft, Teil 1 , Herausgegeben von György Hazai, Bu
dapest 1 990, pp. 4 1 4-453 [ Bibliotheca Orientalis Hun
=
garica XXXII.
214. A Strange Marriage of Tongues, "Ararat", Autumn 1 990,
vol. XXXI, na. 1 24, pp. 37-38.
215. [A few remarks on the Silk Roads] "Biuletyn Polskiego
Komitetu do spraw UNESCO", styczeiı-grudzien 1 990, pp.
22-25.
216. XXXIII sesja Stalej Mi((dzynarodowej Konferencji
Ahaistycznej (Budapest, 24-29 VI 1 990 r.), NP XXXIX, 5,
1 990, pp. 1 46- 1 48.
217. [S. G. Kljastornyj ile beraber]. An improved edition of the
Arkhanen inscription, RO XLVII, 1 . 1 990, pp. 65-68.
217. a. XXXIII sesja Stalej Mi((dzynarodowej Konferencji
Ahaistycznej (Budapest, 24-29 VI 1 990 r). NP XXXIX, 5,
1 990, pp. 1 46- 148.
1991
218. Zwyczaje pogrzebowe lud6w tureckich na tle ich wierzen,
Warszawa 1 99 1 , 4 1 6 pp., 1 50 fotoğraf, İngilizce özet [ =
1993
229. Kultura lud6w tureckich w şwietle przekazu Mahmüda z
Kaszgaru (XI w.), Warszawa 1 993, 363 pp., 1 fotoğraf, 2
harita, özet. Polska Akademia Nauk, lnstytut Archeologii i
Etnologii, Komitet Nauk Orientalistycznych.
1994
235. "Eitelkeit der Eitelkeiten" oder eine Predigt Anton Warta
beds zu den Worten Sırachs, in: Armağan: Festschrift für
Andreas Tietze (Heransgeg), 1. Baldaufund S. Faroqhi un
ter Mitwirkung von R. Vesely, Praha 1 99 1 , pp. 1 83-197.
236. Setna rocznica odczytania tureckiego alfabetu runicznego,
Uroczysta sesja Ankara-Stambul 1 3- 1 8 Xll 1 993, "Nauka"
2, 1 994, pp. 23 1 -232.
237. Has a Key Been Pound to Decipher the Eurasian Script of
the Runic Type", Symposium Laut- und Wortgeschichte
der Türksprachen, Berlin, 1 0. 07. 1 992. Beitrage des Inter
nationalen Symposiums Berlin, 7. his 10. Juli 1 992. Hera
usgeg. von B. Kellner Heinkele und M. Stachowski, Wies
baden 1 995, pp. 1 89-1 98+6 görsel.
238. Znaczenie studi6w kipczackichAnaniaszaZajııcczkowskiego
dla nauki mi1tdzynarodowej, in: KipCiaktı tiurktı Orien
tas Lietuvoje istorija ir tyrimq_ perspektyva. Tarptautines
mokslines konferencijos, skirtos profesoriaus dr. Ananias-
Türkler ve Doğa • 63
1996
249. Kritische Bemerkungen über die neuen Versuche der Ent
zifferung der protobulgarischen Inschriften, in: Turfan,
Khotan und Dunhuang Vortrage der Tagung "Annemarie
v. Gabain und die Turfanforschung", veranstaltet von der
Berlin-Branderburgischen Akademie der Wissenschaften
in Berlin (9. - 1 2. 1 2 . 1 994). Herausgeg, vo:g. R. E. Em
merick, W. Sundermann, 1. Warnke und P. Zieme. Berichte
und Abhandiungen. Herausgeg, von der Berlin-Branden
burgischen Akademie der Wissenschaften, Sonderband 1 ,
Berlin 1 996, pp. 343-352.
250. Polish Authorities on Saint Hyacinth's Missionary Acti
vity among the Altaic peoples, in: Actes de la 37e PIAC.
Conference intemationale permanente des etudes alta1ques,
Türkler ve Doğa • 65
1997
256. <PparMeHThl cTaThH 3.rı;Bap.ı:ı;a TphrnpcKoro "lfa HCTopHH
BapnıaBCKHX apMHH" ony6nHKOBaHHOH B pa3HhIX H3.D;aHHHX
Ha TIOJihCKOM, aHrJIHHCKOM, pyccKOM H3hIKax+a photo,
in: IlonhCKHe crpaHHU:hI :ıKypttana "Meıı:eHaT H MHp", 4,
1 996- 1 , 1 997, Cneıı:HanhHhIH BhITIYCK, pp. 1 84- 1 90
257. üne more sermon by Anton Vartabed, AOH L, 1 -3, pp. 3 0 1 -
320.
258. The Unity and Multiplicity of Runic Scripts, An Account of
the Attempt to Isolate a South Yenisei Alphabet in: Procee
dings of tha 39th Permanent International Altaistic Confe-
66 • Edward Tryjarski
1998
260. A Visit of a Polish Aristocrat to Ottoman Turkey ( 1 883),
RO LI, 1 , 1 998, pp. 1 1 9- 1 34.
261. A Polish Report on the Qalmuqs from 1 870, PO Ll, 2, 1 998,
pp. 5- 1 5+ 1 fotoğraf.
262. Restoration of Oriental Studies in Poland after the World
War II as Reflected in Five Letters by Tadeusz Kowalski,
Studia Turcologica Cracoviensia 5, 1 998, pp. 267-285.
263. 42 sesja Stalej Mi((dzynarodowej Konferencji Altaistycznej,
Helsinki-Majvik, 5-1 O lipca 1 998 r., "Nauka" 4, 1 998, pp.
1 09-203.
264. Towards Berter Mutual Comprehension Among Turkic
Speakers, in: Post-Soviet Central Asia. Ed. by T. Atabaki
and J. O'Kane, London-New-York 1 998, Tauris Academic
Studies, London-New-York in association with The Inter
national Institute for Asian Studies, Leiden-Amsterdam,
pp. 1 90- 1 1 7.
264a. E. Schütz, Armeno-Turcica. Selected Studies, Indiana Uni
versity Uralic and Altaic Series 1 64, Bloomington 1 998:
�
Joumal ofAsian History 34, 1, pp. 1 5-23.
1999
265. Pami((ci Pentti Aalto 20 VII 1 9 1 7-30 XI 1 998, PO 1 999, 3-4,
( 1 90- 1 9 1 ), 1 999, pp. 337-339+1 fotoğraf.
266. Mi((dzynarodowy Kongres Studi6w Tureckich, 1 3 sympoz
jum CIEPO Wiedeiı 2 1 -29 wrzeşnia 1 998 r., "Nauka" 1 999,
4, pp. 222-223.
Türkler ve Doğa • 67
2000
271. "On the Importance of Slavic Elements in Armeno-Kipchak
Texts". FO XXXVI, 2000, pp. 343-3 5 1 . Studia in honorem
Stanislai Stachowski dicata.
272. "Arabic and Persian Loan Words in Armeno-Kipchak", in:
Hasan Eren Annağanı, Ankara 2000, ss. 301-326. Atatürk
Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu. Türk Dil Kurumu
Yayınları: 773 .
273. XLIII Sesja Stalej Mi{(dzynarodowej Konferencji
Altaistycznej. Lanaken. 3-8 wrzeşnia 2000 r, "Nauka" 4,
2000, pp. 245-247.
274. [Yayın tanıtma] Edmond Schütz. Armeno-Turcica. Se
lected Studies. Indiana University Uralic and Altaic Se
ries, Vol. 1 64, Research Institute for Inner Asian Studies.
Bloomington 1 998, Xİİ+420 pp., JAH XXXIV, 1, 2000, pp.
72-75. [Karşılaştırınız no. 274]
275. [Yayın tanıtma] Edmond Schütz, Armeno-Turcica. Selec
ted Studies. Indiana University Uralic and Altaic Series,
68 • Edward Tryjarski
2001
276. Bestattungssitten türkischer Völker auf dem Hintergrund
ihrer Glaubensvorstellungen. Titel der polnischen Origina
lausgabe Zwyczaje pogrzebowe lud6w tureckich na tle ich
wierzeiı, Warszawa 1 99 1 . Übersetzung aus dem Polnischen
Christa-Sophie von Schwerin, deutsche Bearbeitung Rein
hold Schletzer. herausgeg. von Reinhold Schletzer. Rein
hold Schletzer Verlag, Bedin 200 1 , 446 pp+ 1 50 ils. Studia
Eurasia, Band VII. Monographienreihe zur Anthropologie
und Archaologie der Völker Eurasiens.
277. Ormianie w Warszawie. Materialy do dziej6w, Ormiaiıskie
Towarzystwo Kulturalne, Krak6w 200 1 , 1 52 pp. +82 gör
sel.
2003
296. A Prayer and Alchemic Symbols in an Armeno-Kipchak
Text, in: Altaica Budapestinensia MLII Proceedings of the
45th Permanent International Altaistic Conference (PIAC,
Budapest, Hungary, June 23-28, 2002), Budapest 2003, pp.
358-367.
297. Wzmianki dotycz<ıcce Ormian w Studium o kronikarkach
zakonnych w Polsce w XVII w., Biuletyn Onniaıiskiego
Towarzystwa Kulturalnego 32/33, 2003. pp. 29-3 1 .
298. O klopotliwym wyrazie staropolskim w przekazie
ormiaiıskim. "Biuletyn Ormiaiıskiego Towarzystwa Kultu
ralnego" 34/35, 2003, pp. 35-37.
299. Coming to the Rescue of the Karaims During the Second
World War, RO LVI, 2, 2004, pp. 97- 1 08 .
300. XLV Sesja Stalej Mi�dzynarodowej Konferencji
Ahaistycznej (PIAC), Budapeszt. 23-28 czerwiec 2002 r.,
"Nauka" 3, 2003, pp. 2 1 1 -2 1 3 .
301. [Yayın tanıtma] Ingeborg Hauenschild, Die Tierbezeich
nungen bei Mahmud al-Kaschgari. Eine Untersuchung aus
sprach- und kulturhistorischer Sicht, Harrassowitz Verlag.
Wiesbaden 2003, str. 295, PO 1 -2 (206+207), 2003, pp.
247-250.
302. [Yayın tanıtma] Ingeborg Hauenschild, Die Tierbezeich
nungen bei Mahmud al-Kaschgari. Eine Untersuchung aus
sprach- und kulturhistorischer Sicht, Harrassowitz Verlag,
72 • Edward Tryjarski
2005
312. Ewa Siemienec-Golaş, Edward Tryjarski, Armeno-Kipchak
Texts in the Alchemical Treatise by Andrzej Torosowicz
( 1 7th century), "Folia Orientalia" 42/43, 2006/2007, pp.
462-464. Warsawa 2005, Dom wydawniczy ELIPSA.
313. Fish, animals and herbs of Dauria as described by Rev. Fa
ther Faustyn Ciecierski, in Turks and non-Turks. Studies
on the history of linguistic and cultural contacts. Editid by
Ewy Siemieniec-Golaş and Marzanna Pomorska, Krak6w
2005, pp. 473-479. Studia Turco/ogica Cracoviensia 10, Ja
giellonian University Institute of Oriental Philology.
3 14. Zgon ks. prof. drae Grzegorza Petrowicza, Biu/etyn
Onnianskiego Towarzystwa Kulturalnego 40141, 2005, p.
69.
2006
315. Terminology of family and kinship in Kipchak Texts of Po
lish Armenians and in the Codex Cumanicus, in: Kinship in
the Altaic World. Proceedings of he 481h Permenant Inter
national Altaistic Conference, Moscow 1 0- 1 5 July, 2005.
Editid by Elena V Boikova and Rostislav B. Rybakov, Wi
esbaden 2006, pp. 3 2 1 -327.
316. Consumption of tea and liquors in Dauria at the end of the
l 81h century, in Florilegia Altaistica Studies in Honour of
Denis Sinor on the occasion of his 901h birthday, Edited by
Elena Boikova and Giovanni Stary with the assistance of
Elizabeth and Charles Carlson, Wiesbaden 2006, pp. 22 1 -
226. Asiatische Forschungen, Band 1 49. Harrassowitz Ver
lag.
3 1 7. [Tanıtma yazısı] N[adejda] Chirli, Algış Bitigi Ermeni Kıp
çakça Dualar Kitabı (An Armeno Kipchak Prayer Book),
SOTA Publications no 1 2 , Haarlem 2005: xiii+3 1 2 p., Tur
cica 38, pp. 404-408.
74 • Edward Tryjarski
2007
3 18. On Turkish women in a Polish Work of he 1 71h century,
in: The Role of women in the Altaic World, Permanent In
ternational Altaistic Conference 441h meeting, Walberberg,
26-3 1 August 200 1 . Edited by Veronika Veit, Wiesbaden
2007, pp. 307-3 1 8 . Asiatische Forschungen, Band 1 52,
Harrassowitz Verlag.
319. O rrpoQ:ıeccope Bııo,ı:ı:3HMe)l(e 3a:üoHqKoBCKOM H coBMecM
HOM c HHM rryTenıecTBHH B IIepycaııHM. IIepeBo,ı:ı:. Trans
lated from Polish by Elena Shimanskaja, "MeQeHaT H
MHp" nos. 33-34-35-36 arrpeııı. 2007 ro,ı:ı:a, pp. 397-402+6
fotoğraf ve yazar hakkında kısa bir not.
2010
320. BHecoK ÜMemrna IlpHQaka y BHpMeHO-KHrrqaQhKH
cMy,ı:ı:HH [Omeljan Pritsak' s contribution to Armeno-Kip
chak studies] [w:] AKMYaJihHH ,ı:ı:HTamı: cxo,ı:ı:o3HaBcTBa,
CJiaBHCTHKH, yKpabIHHCTHKH (IlaMMITH ÜMemrna Ilm:ı;aka),
KHeB 20 1 0, pp. 1 92- 1 96. HaQHOHaJihHH:Ü YHHBepcHTeT
"Km:Bo-MorHJUIHCKa AKa,ı:ı:eMmı:".
321. Names of animals in Armeno-Kipchak: A New List Bro
ught to Light, [in:] Studies on the Turkic World A Fests
chrift for Professor Stanislaw Stachowski on the Occasion
of his 801h Birthday. Edited by ElZbieta Maiıczak-Wohlfeld,
Barbara Podolak, Krak6w 20 1 0, pp. 1 57- 1 67.
[Karşılaştırınız] "Ermeni Kıpçakçası Hayvan İsimleri: Gün
Işığına Çıkartılan Yeni Bir Liste", (Çev. : Hafız� Er), Türk
ler ve Doğa, (ed. Dursun Ayan), Kitabevi yay., İstanbul
201 6, pp. 209-222.
322. Zapisy Sıtdu Duchownego Ormian miasta Lwowa za lata
1 625- 1 630 w j((zyku ormiaiısko-kipczackim, Krak6w
201O, 450 stron, Polska Akademia Umiej((tnoşci Rozprawy
Wydzialu Historyczno-Filozofıcznego Og6lnego zbioru
tom 1 1 1 , Ormiaiıskie Towarzystwo Kulturalne. Redaktor
Türkler ve Doğa • 75
2011
324. Two prayers ofan Armenian alchemist from Lvov, [in:] Life
and Afterlife & Apocalyptic Concepts in the Altaic World.
Proceedings of the 43th Annual Meeting of Permanent In
temational Altaistic Conference (PIAC), Chateau Pieters
heim, Belgium, September, 3-8, 2000. Edited by Michael
Knüppel and Alois van Tongerloo, Wiesbaden 20 1 1 , pp.
1 07- 1 2 1 . Tunguso-Siberica 3 1 , Harrassowitz Verlag.
2012
325. Tiirkler ve Öliim - Geçmişten Bugüne Tiirklerde Öliim Kiil
türii (Çev. : Hafize Er), Pinhan Yayıncılık, 20 1 2 İstanbul.
[karşılaştırınız no. 2 1 8]
2016
326. Tiirkler ve Doğa, (ed. Dursun Ayan), Kitabevi yay., İstan
bul 2016.
76 • Edward Tryjarski
*
lnternal and External Sources of Armeno-Kiptchak Litera
ture.
*
New Data Concerning the Runic texts in the Balkan Area
(Murfatlar and Pliska).
*
O Profesorze Wlodzimierzu Zaj<ı:czkowskim jako ba
daczu Wschodu, Zlota ksiıtga profesor6w Uniwersytetu
Jagiellonskiego, Krak6w.
* On the Importance of Slavic Elements in Armeno-Kipc
hak Texts, FO Ksi<tga Jubileuszowa ku czci Prof. Dr. Hab.
Stanislawa Stachowskiego.
* Plays, Games, Sport and Some other Amusements in
Mahmud al-Kasgari's Divan.
*
Polish Authorities on Saint-Hyacinth Missionary Activity
Among the Altaic Peoples.
* Polish Account on the Buriats in the Middle of the 1 9ıh
Century: From Agaton Giller's Memories, The 49ıh me
eting of the Permanent International Altaistic Conference
(PIAC), Berlin 30.07-04.08.2006.
* Przyczynki do biografıi Zygmunta Abrahamowicza
(The Conference in Memory of Z. Abrahamowicz PhD.,
20.04.2004 (Cracow).
* Religie lud6w tureckich, in the volume 7. Of the series
"Dialog Kultur i Religii", wyd. Verbinum in Pienıtzno.
* Runes and Runelike Scripts of Euroasian Area. Budapest
2000.
* Runik Alfabenin Anonimliği, Yayılması ve Uygulanması.
* Some More Remarks on Arabic and Persian Loan Words
in Armeno-Kipchak, 35th Congress of Asian and North
African Studies (ICANAS), Budapest, 7- 1 2 July 1 997,
Section lV, 1 .
* Some More Remarks on Arabic and Persian Loan Words
inArmeno-Kipchak, 3 5th International Congress of Asi-
78 • Edward Tryjarski
ss. 286-288. Onun hatırasına yepyeni, ayrı bir kitap sunuldu: Kipciakıj Tiurkıı
Orientas Lietuvoje Jstorija ir fyrİl11lf perspektyva. Tarptautines mokslines kon
ferencijos, skiıtosprofesoriaus dr. Ananiaszo Za)ficzkowskio 90-sioms gimimo
metinems, madZiaga Vilnius, 1993 m. spalio 1 4- 1 5 d., Sudan� T. Bairasauskaite,
H. Kobeckaite, Vilnius 1 994.
Türkler ve Doğa • 9 1
24 Warszawa 1 985.
EVCİL HAYVANLAR
Türk Dünyasında Köpek
Etnolenguistik Bir Çalışma*
Edward Tryjarski
Çev.: Dursun Ayan
Kurt teması; bazı popüler mitler abartılı, yaldızlı taraflarından
arındırılarak Eski Türklerin totemik inançları ve etnik kökenleri ile
ilgili özenli incelemelerin ve çalışmaların konusu haline gelirken,
örneğin V. A. Gordlevski'nin "Yalın Ayaklı Kurt" üzerine yazdığı
makaleden1 ve Sir Gerard Clauson'un "Turks and Wolves (Türk
ler ve Kurtlar)" hakkında yazdıklarından,2 Türk Dünyası'nda köpek
temasının hak ettiği şekilde dikkate alınmadığı anlaşılıyor. Köpek
konusu tek bir araştırmacının ve kısa bir bildirinin kapasitesinin çok
çok üzerinde ve şüphesiz burada ele alınan sınırlarıyla karşılaştın-
Bu çeviri Prof. Dr. Edward Tryjarski'nin Central Asiatic Joumal, Yol. XXIII,
1 979, (ss. 297-322)' de yer alan "The Dog in Turkic Area: An Ethnolinguistic
Study" başlıklı çalışmanın çevirisidir. Çevirisi yapılan metinde bazı alıntıları
yazar, farklı dillerden olduğu gibi almıştır. İngilizcesi verilmeyen bu alıntıların
Türkçeye çevirisinde katkı verenler oldu. Almanca alıntıları ve metnin sonunda
yer alan A. v. Gabain'in ek yazısını Dr. Eldem Balkan ve Prof. Dr. Kemal Bal
kan, İtalyanca alıntıları Prof. Dr. Mahmut Şakiroğlu, Fransızca alıntıları Ord.
Prof. Dr. Aydın Sayılı, Rusça alıntıları Muvaffak Duranlı ve Dimitri Peskov
Türkçeye kazandırdılar. Kendilerine teşekkür ediyorum. Söz konusu alıntılar
aynı dilde verilmiş, Türkçe karşılıkları da köşeli parantez içinde gösterilmiştir.
B. A. ropıvıeBCKHH, qTO TaKOe "6ocbIH BOJIK"? Ifa6paHHbie coq11HeH11, il,
1 96 1 , (ss. 482-504).
2
Sir G. Clauson, "Turks and Wolves", Studia Orientalia, XXVIII, 2, ss. 3-22.
102 • Edward Tryjarski
olası birkaç yönelim belirir ama bunu yaparken aynı zamanda Asya
kıtasının evcilleştirilmiş köpeğin beşiği olduğu varsayımı hesap dı
şında bırakılacak apriori bir bilgi olmamalıdır. T'u-Küeler/Türklerle
ilgili olarak birisi şu tahminde bulunabilir; Bazı efsane tipi masal
kayıtlarına göre T'u-Küeler, Çin köpeklerinin bazı çeşitlerini tanı
yor olabilirler ki, bu köpek çeşitleri MÖ 3500 yıllarında İmparator
Fo-Chi (?) saltanatı süresince Çin'e ithal edilmiştir. Diğer bir kayıt,
bağlılığın bir nişanesi olarak köpeklerin An-Ahsi Tatarlarınca Çin'e
verildiğini söyler.5 Diğer taraftan kahverengi veya siyah tüylü Çin
köpeğinin (chow-chow) Tibet'ten Çin'e ithal edilmiş olduğu bili
niyor, kaldı ki Tibet'te diğer bir çeşit veya büyük kurt köpeği de
vardı; Hindistan'da büyük vahşi bir köpek çeşidi sürüsü yaşamak
taydı; çok eski zamanlardan beri Babil, Mısır, Suriye, İran ve diğer
ülkelerde köpek bililinirdi. Yenisey Kırgızları, Tuva ve Asya'nın
kuzey grubuna ait bazı başka kavimler dikkate alınırsa onların kö
peklerinin Eskimoların kızak köpeklerini andırdıklarını varsaymak
akla yatkın olur.
Maalesef bu veriler bile Altaik bağlamda hiila az bir netlik sağ
layacak durumda, özellikle Türk kavimlerinin sarih olmaktan uzak,
etnik kökeni konusu da işe karışınca. Bu ilişkilendirmede pek öğre
tici, bilgi verici unsur Hunların, Moğolların ve diğer Altaik kavimle
rin uzun geleneğinde köpeğin konumunu belirtmek gibi görünüyor.
Biz burada konuyu detaylı olarak gözden geçirmeye gücümüzün
yetmeyeceğinin üzüntüsü içindeyiz.
Altaik söylencede (mitolojide) köpeğin önemli yer tuttuğu bi
linmektedir. Bu noktada, iki söylence öbeğine ayırmak mümkündür:
Birincisinde, yaratan Tanrı, yarattıklarından birisi ile heajiz mükem-
cesi dönemlerdeki atalarıydı . ... Anadolu'da ve İran' da av köpekleri kullanılır
ve bunlar antilop, geyik ve tavşanlara karşı Hindistan'daki ve Yukarı Birman
ya'daki gibi kullanılırdı . ... Kurt köpeği, nisbeten beslemeden az çok değiştiril
miş olan kurt köpeği ehlileştirildikten sonra Asya' da kullanıldı . Samoyedlerle
Tunguzlar bunun küçük bir cinsini yetiştirmişlerdir. . . . Chowköpeğini de Çinli
ler yetiştirip, şişirip, geliştirdikten sonra kasaplık et olarak kullanırlardı ki, işte
bu gruba girerdi."]
5
H. Bauer, Seine Ahnen waren Wölfe, Ben Z psem przez stulecia, Warszawa
1 964, ss. 33-34, başlıklı Lehçe bir tercümesini kullandım.
Türkler ve Doğa • 1 05
melliğe erişmemiş bir köpek ile yer alır, köpek bekçi olarak görev
yapmaktadır. Fakat hayvan, şeytan ruh tarafından yanlış yola sap
tırılır; şeytan ruh ona üryan gövdesini kıllarla kaplamayı vadeder,
o da Tanrının düzenini unutur. Böylece burada köpek Cennet'ten
kovulmuş bir melek rolündedir. Bu aynı entrika konusu Şeremiler,
Burgatlar ve diğer bazı kavimler arasında olduğu gibi Yakutlara ve
Altay Tatarlarına ait hikayelerde de bulunabilir.6 İkinci öbek söylen
celerde; bir hanedanın atası ve bir kabile reisi hatta sonuçta tümüyle
bir kabile, fiziksel olarak bir köpekten geldiğine inanır. Bu hikayenin
bir diğer varyantında, olağanüstü nitelikleri olan bir mucizevi köpek
kabile reisinin önünde belirir; genellikle beyaz tüylüdür ve kabileye
yol gösterici olarak hizmet görürken var olduğu söylenir. Bu kö
peğin Cengiz Han'ın bilinen mucizevi orijin hikayesini çağırıştıran
diğer bazı Altaik kavimlerin söylencelerindeki kurtla aynı rolü oy
nadığına dikkat çekilmiştir. 7 Türk kavimlerine yol gösteren ve onları
6
"Quand le grand Pajana, dans un mythe des Tatars forestiers, forma !es pre
miers hommes, i l ne put leur procurer l'esprit vivifiant, ce qui l'obligea a aller
chercher !' ame au ciel. Pendant son absence, il laissa un chien pour proteger
l'homme. Entre temps survint le diable Erlik qui dit au chien encore nu a ce mo
ment: «Tu n' as pas de poils, mais je te donnerai une toison en or si tu m' aban
donnes ces hommes sans ame.» La proposition du diable agrea au chien qui
remit a Erlik !es creatures confiees a sa garde".
["Ormancı Tatarlarına ilişkin bir efsanede, Ulu Pajana, ilk insanları yarattığında
onları canlandırıcı ruhla donatamadı ve bu durum onu gerekli ruhu aramak için
göğe çıkmaya mecbur etti. Onun yokluğu esnasında yarattığı bu insanı koru
mak için yanına bir köpek bıraktı. Bu arada 'Erlik' adlı şeytan ortalıkta göründü
ve o anda henüz tüysüz olan köpeğe şunları söyledi: "Senin kılın yok ama bu
ruhsuz adamları bana terk edip gidersen ben sana bir kürk veririm." Şeytanın bu
teklifi köpeğin hoşuna gitti ve o korumakla görevlendirilmiş olduğu bu ruhsuz
insanları 'Erlik'e teslim etmiş oldu."]
u. Harva, Les representations religieuses des peuples altaiques. Trad. de alle
mand par J. L. Perret, Paris 1 959, s. 83. Karşılaştırın: J.-P. Roux, Faune et flore
sacrees dans /es societes a/taiques, Paris 1 966, (s. 82-83).
7
" . . . chaque nuit, un homme jaune brillant, entrant par l'ouverture, superieure
de la tente, par l'interstice lumineux du linteau, frottait ınon ventre et son eclat
lumineux s' enfonçait dans mon ventre. Quand il sortait, il sortait en raınpant,
tel un chien jaune, dans les rais du soleil et de la lune. "
[" . . . her gece parlak sarı renkte bir insan çadırın üstündeki açık yerden girerek,
1 06 • Edward Tryjarski
tudayan it : Şor dilinde "ein Hund, der sich auf die Men
schen wirft und beiBt" [insanların üstüne
atılan ve ısıran köpek], (R. III; 1 493).
Yukarıda belirtilen yazarlar gibi uzmanlaşmamış biri için tüm
çağlar boyunca Türkçede varolan belli başlı köpek cinslerini sap
tamak olanaksızdır, ancak onların isimlerinin bazıları dil bilimsel
kayıtlarda izlenebilir. Bakalım neler var:
a11ar a11ar it : Teleutça, "der Jagdhund, Hühnerhund" [av
köpeği, tavuk köpeği], (R. I; 7 1 1 ) . Kuman
du, Lebed Şor dillerinde "der Jagdhund" (R.
I; 695). anar (afiar ?) "cane da caccia" [av
köpeği] "appunto questo termine afiar (an
tico cuvas. ( * agar e passato nell 'ungherese
agar, e forse e passato nel polacco ogar)"
[Özellikle bu afiar terimi (antik Çuvaşça
agar) Macarcaya agar olarak geçmiş,
belki Lehçeye de ogar olarak geçmiştir.],
Zaj'lczkowski 1 940, 1 50.
aryan : Bulğat al-mustaq' da (Zaj'lczkowski,
1 95 8 ; 8) "chien domestique" [ev köpeği]
muhtemelen Kitab at-tuhfat az-zakiya'da
bulunan argimaq ile ilgili. (Zaj<tczkowski,
1 940; 1 50).
baraq (baraq it) : Kazakçada "ein Hund mit krausem Haare"
[Kıvırcık tüylü köpek], (R. IV; 1 477). Aynı
sözcük Kaşgari'nin eserinde (Kaşgari 69)
"çok tüylü köpek" olarak ve bazı Kıpçak
sözlüklerinde de bulunabilir ve "il cane
di pastore, di pecoraio" ["çoban köpeği"
anlamına gelir.], (Zaj<tczkowski, 1 940,
1 50) Kırgızcada ve Osmanlıcada da "a
long -haired dog" ["uzun tüylü köpek"tir.],
(Clauson, 1 972; 360, Doerfer II; 280).
1 20 • Edward Tryjarski
Anadolu çoban köpekleri içinde ünlü olan Kangal ırkı da bu genel grup içinde
anılmaktadır [çevirenin notu].
Türkler ve Doğa • 121
Sığın (alageyik) veya sığın geyiği de denilen hayvan. Yaşayan geyik türleri
içinde en iri olan tür [çevirenin notu].
1 22 • Edward Tryjarski
adai ealyap alar qani11i: Şor ve Sagay dilinde "der Hund wird
dein Blut lecken" [köpek senin kanını yalayacak], (R. III 1 886).
adaidin qustiin cimizi polip alyanim yadip qaldi: Sagay di
linde "meine Frau ist liegen geblieben, als Speise für Hunde und
Vögel" [Benim karım kurtlara, kuşlara yem olarak yatıp kaldı], (R.
III; 2 1 59).
ani it taladilar: Altay Türkçesi'nde "die Hunde haben ihn zer
rissen" [köpek onu parçaladı], (R. III; 878).
ani it talayan: Kazan Tatarcası, "der Hund hat ihn gebissen"
[köpek onu ısırdı], (R. III;878).
akki it yoldo kildi, siyindi tistanıp alip kildi: Teleut dilinde,
"auf dem Wege karnen zwei Hunde, die das Maral im Munde tru
gen" [yoldan iki köpek geldi, ağzında da maral vardı], (R. III; 1 405).
it arqasi qurustii: Kazakça, "die Haare richteten sich auf dem
Rücken des Hundes auf' [köpeğin tüyleri sırtının ortasından yukarı
doğru kalktı], (R. II, 935).
it mani tuttii: "der Hund hat mich gebissen" [köpek beni ısır
dı], (R. III; 1 479).
ıtnin qöloyi saliinyan: Kazakça, "dem Hunde hangen die Oh
ren herab" [itin kulağı düşük olur], (R. IV; 356).
it qoyanga zetti: Kazakça, "der Hund hat den Hasen eingeholt"
[köpek tavşana yetişti], (R. IV; 8 1 ).
it til sala11dap Züpödil: Kazakça, "der Hund Hiuft mit
herabhiingender Zunge" [köpek dili sarkmış koşuyor], (R. IV; 35 1).
it ügrayadir: Kuman dilinde, "der Hund knurrt" [köpek hırlı
yor], (R. I; 1 498).
it üradir: Kuman dilinde, "der Hund. B ellt" [köpek ürüyor]
(R. I; 1 498)
it yalair qani yog: Teleut dilinde, "es war kein Blut (übrig), das
der Hund auflecken konnte" [köpeğin yalayacağı kan bile kalma
mıştı], (R. III, 1 54).
köpak salta durdu: Osmanlıca, "der Hund stand auf den
HinterfüBen" [köpek arka ayakları üstüne kalktı], (R. IV; 369).
Türkler ve Doğa • 1 23
.bparnHcKnü, l'v1ocKBa, 1 96 1 .
Türkler ve Doğa • 1 29
nısses sem.
Auf dem in der Rolle vorhergehenden Bild, Fig. 77,
namlich neben dem 1 O. Richterkönig, sind die sechs Existenz
formen dargestellt, die dem Verstorbenen in seiner nachsten
Existenz bevorstehen können. Anders als die vier bekann
ten Buchrollen aus Tunhuang mit ehin. Text (die aus Turfan
130 • Edward Tryjarski
47e) daha sonra ona bir rahip veya rahibe kılığında Bodhi
satva Ksitirgarba, Uygurca Yer ayi1iyi; "yeryüzü ambarcısı"
(Almanca: Erdspeicher) karşı gelir ve Budha Amitabha'nın
lütfu ile onu Batı Cennetine sevk eder. Üzerinde Çince me
tin bulunan resim rulolarından (tomarlarından) farklı olarak
Türkler ve Doğa • 1 3 1
ler ve bal 13 gibi ürünlerin üzerine alınan vergilerden muaf tutar. Bal
ve sarab kelimeleri 'bal' ve 'bal likörü' için kullanılır.
Zaten uzun yıllar önce Volga Bulgarları ve Hazarların bal ve
balmumu baş üreticileri oldukları gerçeğine dikkat çekilmiştir. 14 Bu
açıdan en önemlisi İbn-i Fadlan'ın kanıtıdır. Volga Bulgarlarının bu
oluşum ile ilgili ilişkisi hakkında bilgi veren iki ana pasajı vardır.
Bunlardan birinde, İbn-i Fadlan şöyle diyor: "Orada, yaşadıkları
yerlerde, ormanlarında bolca bal vardır ve onlar oraları (bu yerleri)
bilirler ve oralara bal toplamak için giderler... "15 Bir başka pasajın
da ise, İbn-i Fadlan misafirlere sunulan baldan [liköründen] bahse
der. 16 Çok eski zamandan beri arıların damızlık ve çoğaltılmasına
başlayan Mari, Udmurt veya Mordvin'in atalarından arıcılığın ana
metotlarını öğrenme olasılığının burada bir Fin-Uygur mirasının söz
konusu olması olasılığından daha fazla bir durum olduğunu itiraf
etmeliyiz. (bkz. : Bölüm II).17
Hazarları ilgilendirdiği kadarıyla bu gelenek onların kendi ta
rihlerinin çok çok eski muhteşem dönemine kadar gider. Persli ta
rihçi, Mirkhand (Mir Khwand 1 498 yılında Herat'ta ölmüştür!), Ha
zar halkının kökeni hakkında bir soy efsanesi ortaya koyar. Efsane,
Yapfes'in oğullarından biri olan Hazar'ın İdil kıyılarına ulaşana ka
dar kuzeye gittiğini söylüyor. Arıları ilk bulanlar onun torunlarıdır.
Mağarada buldukları balla tatlı yapmışlardır. 18 Başka bir Persli ya
zar, Gardizi ( XI. yüzyıl), Hazarların ülkesinde çok bal bulunduğunu
ve bu nedenle oradan bazı çok özel balmumu çeşidi ithal ettikleri-
13 Saınojlovich, yage, s. 27 1 .
14 Bkz.: A. Zajıtczkowski, Ze studiôw nad zagadnieniem chazarskim. Etudes
sur le probleme des Klıazars. Krak6w, 1 947, s. 68. dipnot 3 'teki referansta G.
Jacobs'un çalışması verilmektedir.
1 5 Puteshestvie Ibn-Fadlana na Volgu. Perevod ikommentarij. Pod redakciej akad.
I. Ju. Krachkovskogo, Moskva-Leningrad, 1 939, s. 74.
1 6 yage, s. 73, f" 206 b.
1 7 Tatary srednego Povolzh 'ja i Pniıralj' a. ed. N. 1. Vorob 'ev-G. M. Khisamutdin
ov, Moskva, 1 967, s. 68.
1 8 Zajıtczkowski, Ze studiôw, s. 68 ve P. Smimov, Volz'kij shljakh i slurodavni
Rusi Kiev 1 928, s. 84'ten alıntı yaptım.
Türkler ve Doğa • 1 4 1
tir.33 Arı ve balın pek çok Türk, ama belki de özellikle Osmanlı
atasözlerinde temsil edildiği genel olarak bilinmektedir.54 Anadolu
lehçelerinde arıcılık üzerine ("erkek arı" ve "arı"nın popüler isim
leri de dahil olmak üzere) kapsamlı bir söz varlığı bulunmaktadır.35
Romanya Dobruca'daki bu söz varlığının güncel haline yapılan yeni
katkı III. bölümde yer almaktadır.
Arıcılığın ve bal tüketiminin sadece uygun iklim şartlarına
değil, aynı zamanda hayvancılık ve genelde bir tüketim modeliyle
ilişkili olarak bazı geleneklere de bağlı olduğu görünmektedir. Buna
örnek olarak Yakutları göstermek faydalı olabilir. Kuzeye doğ
ru göçlerinde devam eden bazı göçebe yaşamına dair gelenekleri
onların gerçek ortamlarında büyük ölçekte arıcılık yapmayı hiçbir
zaman öğrenememiş olduklarını göstermektedir. XIX. yüzyılın
sonunda gözlemlerini Yakutların ülkeleri ve yaşamları hakkında ya
pan W. Sieroszewski ne arılardan ne de baldan bahsetmektedir.36
Diğer yandan; güzel, beyaz balın XVIII. yüzyılın başlarında
Sibirya'ya kadar satıldığını biliyoruz. Balın fiyatı bir Rus Pud'u
( 1 6.38 kg'a eşit Rus ağırlık birimi) için 70-80 Kapik'tir ve usule
uygun görünmektedir. Bu, bana balın uzak bölgelerden ithal edilme
diğini düşündürüyor. Bu bilgiler, güvenilir bir uzman olan ve tüm
Türkologlar arasında en tanınan Ph. Johann von Strahlenberg tara
fından verilmiştir. 37
33 W. Eberhard - P. N. Boratav, Typen Türkischer Volksmiirchen. Wiesbaden,
1 953. Bu eser aynı zamanda Türk halklarının edebi çalışmalarında arı ve
bala verilen belli başlı referansları listelemek için de kullanışlı; örneğin Ha
rezmi dilindeki ağiq sahdi. qirim sahdiga o/:ısar gibi (Samoj lovich tarafından
aktarılmaktadır, yage, s. 27 1 ; Ben şu eserden aldım: T. Gandjei, fi "Mul:ıabbat
niime" di fjöraznii, in "Annali deli' Jnst Univer. Or. di Napoli, New series,
vols. VI-VII. Roma 1 958, s. 1 50). Ayrıca şöyle bir alıntı; Qutb: iCib özi saıii b
özgiinükiir ba/(Samojlovich, yage; Zajıtczkowski, Najstarsza wer�ja. Ill, s. 26).
34 Örneğin Bkz.: Ömer Asım Aksoy, Atasözleri ve Deyimler, Ankara, 1 965; veya
Y. Kerimof - B. Şişmanoğly, Atasözleri ve Özlü Sözler, Sofıa, 1 960.
35 Bkz.: Türkiye 'de Halk Ağzından Söz Derleme Dergisİ, A. Caferoğlu'nun Ana
dolu Ağız Araştırmalarına da bakınız.
36 W. Sieroszewski, 12 lat w kraju Jakutow, Warszawa, 1 900.
37 Das Nord-und Ostliche Theil von Europa ıındAsia . . von Philipp Johann von
.
il
Bundan sonra Türkçe sözlükte yer alan arıcılıkla ilgili 8 temel
kelimeyi ele almaya çalışacağım. Bu o kelimelerin kökenini açıkla
ma, geçmişte ve günümüzde yaygınlıklarının şemasını çıkartma gi
rişimidir. Bu kelimelerin daha ayrıntılı tarihlendirilmeleri konusu
gelecekte başka araştırmalar gerektirecektir.
Bal Arısı: ' bet-' için kullanılan geleneksel Türkçe isimler: art
ve onun labial varyantı olan arü (örneğin Buly. al-must., Al-Qavanin
vs.de) ve qurt, ;rurt, qort vs. (Moğ. farklı zögiy [�ôgeı] veya [rare]
keteyene, Ordos. Ge 't'egene id., Mostaert, Dict. ordos). Bu iki ke
limenin zamanda ve mekanda yaygınlığı oldukça değişken bir eş
dillilik çizgisi göstermektedir ve kural olarak tam kronolojisini
oluşturmamız mümkün değildir. Bu iki kelime ile birlikte, büyük
bir olasılıkla daha geç orijinli ve ağırlıklı olarak açıklayıcı, kendine
özgü karakter içeren yan yana bazı başka kelimeler de vardır. Bun
lardan bazılarına aşağıda değinilecektir. t. aıi"kelimesinin etimolo
jisi kesin olarak oluşturulmuş değildir ve bu kelimede Arapçadan
(Arap. <.Ş) 'arı (honey)' , hem de Farsçada) veya Hintçeden ödünç
alınan bir kelimenin (< m. ind. alil:ı id., Sevortjan, Probnye stati, s.
96) izlerinin aranması için öneriler yapılmaktadır. Qurtkelimesi söz
konusu olduğunda ise bu tartışmasız gerçek bir Türkçe kelimedir.
Runik yazı literatüründe 'arı' veya 'bal' için henüz bir kelime
ortaya çıkmış değil ancak, bu durumda bile, aksine kanıt eksikliğine
dayalı nihai bir sonuç çıkarmamak yararlı olacaktır.
Diğer yandan aıikelimesi Uygur Kağanlığı literütüründe de or
taya çıkmaktadır. Esasen Uygur ve Arap alfabesiyle yazılmış bir el
yazmasında bulunmuştur ve S. K. Malov tarafından erken XII. ya da
X. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Yükneki (muhtemelen Semerkant
bölgesinde bir yerleşim bölgesi) Ahmet tarafından yazılmış ahlaki
ve öğretici bir çalışma (Malov, Pomjat drevnet pis., s. 3 16, 3 2 1 ).
Eserin 446. satırında şunu okuyoruz: asal qayda bolsa bı1a arist 'arı
nın olduğu yerde bal da vardır' .
olarak aynı zamanda Bkz.: s. 333.
Türkler ve Doğa • 147
1 895 veya 1 900'da (Pekar. sl. age) yayınlanan bir metinde de gös
terilmiştir. Bundan başka onlar 'eşekansı' ( tigiir veya tigiir [ tigerj
ÖJİİfa) ve yabanarısı için aynı kelimeyi kullanmışlardır (bkz. yukarı).
Radloff tarafından Troki (Wt. III, 2 1 76) için listelenmiş arı için
varsayılan bir isim, yani Karaimce culu muhtemelen yanlış anlama
sahiptir (A. Zaj<ıcczkowski42 tarafından gösterildiği gibi) ve 'ko
van' olarak çevrilmelidir (Luck ve Haliç Karaimcesi culu 'arı ko
vanı gibi, Mard. ), ayrıca Kazan Tatarlarında ve Başkurtlarda (bkz.:
EK) buna uyan bir yapı bulunmaktadır. c'uluv 'arı, kovan' kelime
si Polonya Ermenilerinin Ermeni lehçesinde vardır ve hiç şüphe
siz Türkçe menşelidir. 43 Diğer dillerde de gözlemlenmesi nedeniy
le kovan-+oğul-+anlar-+an dizisinde anlam kaymasının kuvvetle
muhtemel olduğu unutulmamalıdır.44
Kraliçe: Bir dizi Avrupa dilinde sahip olduğu bir parça şiirsel
cazibeye rağmen bu kelime, gerçekte daha ziyade arı ustalarının dar
alanına hapsedilmiş teknik bir terimdir. Türk bölgelerinde kullanılan
geleneksel bir isim de ' bey' dir. Örneğin bu bireyin arı toplumunda
oynadığı biyolojik rolü besbelli göz ardı eden Osmanlıca ari' beyi
kelimesi. Türk dilleri genel olarak bakire bir kraliçe arı ile bir oğul
anası arasında ayrım yapamaz gibi görünmüyor. Bu nedenle bu ikin
ci işlev bir dizi benzer isimlerle vurgulanmıştır: Özbekçe ona asa!ari;
Kazakça ana ara, Kırgızca ene liri' (ve iirlniiı urgiiClsı), Çuvaşça hurt
(horf) amiveya hort amii.se (Aslım.) vs. İ stisna olarak Tuvacada ki's
ari''bakire arı 'yı buluruz.
Yakutlar; "kraliçe", "erkek arı" ve "işçi arı" arasında ayrım yap
mazlar.
İşçi Arı: Bu terimin kullanılması hiç şüphesiz arı. topluluğu
na titiz bir bakışın sonucudur ve Radloff'unki de dahil olmak üzere
özellikle eski tarihli sözlüklerde yer almaması nedeniyle yeni ta
rihlere ait olmalıdır. Sovyetler Birliği'ndeki Türk Cumhuriyetleri
nin dilleri söz konusu olduğu sürece Rusça pa6oi/aR n1Jena, bkz.:
42 Ze studiow, s. 70, not. 2.
43 E. Sluszkiewicz, Remarques sur la /anguge turque des Anneniens et sur fes
empmntus turcs de /'annenien, III, R. O, vol. XV, ss. 282-283.
44 yage.
Türkler ve Doğa • 1 5 1
luruz. Daha ziyade dış görünüşe dayalı olup kelimenin tam anlamı
'gri (Başkurtçada, bronz) arı'dır.
Ayrıca, Kazan-Tatarcası'nda, bu dile özgü olmasa da çok nadir
görülen sepsa 'heremeh/Brutbiene (damızlık arı), erkek arı (Balint)
kelimesini bulmaktayız.
Osmanlı-Türk halkları arasında Anadolu ve Rumeli lehçelerin
de, etimolojisi çok açık olmasa da 'erkek arı' (SDD, 3, 1 1 80) için
var olan kelimelerden biri de saka 'erkek arı' dır ve halen Dobrucada
kullanılmaktadır (bkz.: Bölüm 111). Ancak CC'daki saqa 'stieglitz
cardarina' ve Kazan Tatarcası'ndaki saqa 'saka kuşu' na vurgu yapı
labilinir (Radloff W. IV, 242). Saka kuşunun kanadındaki sarı lekeye
mi atıfta bulunulmaktadır acaba?
Kovan: 'Kovan' için Türk dillerinde sayısız isim vardır, ancak,
kovanın konumu, kenarları ve işleviyle ilgili olarak farklı fikirlerin
ortaya çıkmasıyla bu durumun esas olarak özel objenin belirlenme
sindeki yetersiz hassasiyetin sonucu olduğu açıkça görülmektedir.
Son iki unsur özellikle önemlidir. Bir sözlükbilimci için en sıkıntılı
durum pek çok Türk dilinin arı ağacı ve vahşi arıların yaşadıkları
ağaç kovuğu (Rusça 6opTb, (Lehçe ban5, Çekçe brl), a�aca bağlanan
ya da ayrı olarak yerde duran içi boş ağaç kütüğü ve Asya' da orta
ya çıkan ve muhtemelen günümüzden eski olmayan modem zaman
buluşu olan özel kenarlı kutular arasında bir ayrım yapmamasından
kaynaklanan ortak uygulamadır.
Günümüze değin; 'yuva' ve 'kovan' arasında bu dillerde, ör
neğin Karakalpakça balziinenİl) uyasi; Özbekçe asalarl uyasi; Yeni
Uygurca balhiirisinig uvisı; Hakasça iir uyazl bir ayrım yapılmama
sı hala çok karmaşık bir durumdur.
Türkler ve Doğa • 153
Bal Mumu: Türk bölgesinde balmumu için iki eski isim vardır:
avus, uvus, ous vs. ve mum her ikisi de Hakanilerde kanıtlanmıştır:
Kaşgarlı'da avus 'reçine' (daha doğrusu: 'balmumu'?; Brock.) yer
alırken Kutatgu Biligde mum (Vienna 394, Malov. Pamjat drev
net pis.) vardır. Hakaniye lehçesinde Farsça bir kelimenin varlığı
İran' dan ithal edildiği veya İranlı tüccarlar aracılığıyla geldiği so
nucunun bir kanıtı gibi görünmektedir. T. avus'un kökeni ve Hint
Avrupa kelimesiyle ilişkisi kökenbilimciler için çözümü zor bir
meseledir. Bunun nedeni, sırasıyla, her iki kelimenin de kökeninin
çok eski olması ve karşılıklı olarak bir ödünç alıp verme durmu
nun gözardı edilemez olmasıdır. T. avus kelimesinin Slav menşeli
(bkz.: Rusça eocK, Ukraynaca visk, Lehçe wosk, Bulgarca eocbl<,
Litvanyaca viiskas, Letonyaca vasks, Arnavutça vashtinevb.) olabi
leceği varsayımları yapılmıştır (bkz.: Buly. a/-must, s.v. uus). Slav
ların arıcılıkla ve bal likörü yapmakla ün salmış olmaları nedeniyle
etnografık-tarihi bir açıdan bakıldığında bu oldukça mümkündür,
ancak nihai çıkarımlar için hala dil bilimsel kanıtlara ihtiyaç duyul
maktadır.
Çoğunlukla Batı Grubu'nda olmak üzere Codex Cumanicus'ta
(CC) var olan bal-avuz ifadesi çok yaygındır: CC ba/avuz, balauur
"balmumu", Kazan-Tatarca balaulz (Balint), Nogayca balauiZ, Ka
raçay-Balkar ba/auz, Kumukça balayuz, Abu Hayyan balavus, Buly.
al-must uuş (uvuş) "cire, bugie, cierge" (balmumu, kalın mum), Ha
licz ve Luck Karaimcesi balawuz, Kazakça balaulzvb.
Çuvaşçası biraz eksantriktir: hurt avase(Ashm.) veya karas (Si
rot.).
Kutatgu Bılig çizgisi şu diller tarafından devam ettirilmiştir:
Kırgızca mum, Karakalpakça aq mum, Özbekçe mum, Türkmence
mum, Yeni Uygurca mum.
Bazı editörler, her iki kelimenin sanki anlam kaymasıyla kulla
nılmış gibi olduklarını açıklamaktadırlar; öm. Buly. al-must mum
"cire, bugie" (balmumu, mum) ve uuş "cire, bugie, cierge" (balmu
mu, mum).
'Balmumu' için hala Karaçay-Balkarcada qavuz, Nogaycada
kaviZ, kullanılan kelime vardır, ancak bu kelime daha ziyade 'petek'
158 • Edward Tryjarski
EK
ting a swarm, a skep for taking swarms' [arıları toplamak veya bir
yere nakletmek için kullanılan bir cihaz, bir aygıt].
164 • Edward Tryjarski
bayau - ' a hatchet fumished with a bent lame and a long handle,
usually carried in a case made ofhom' [genellikle boynuzdan yapıl
mış bir mahfazada taşınan bükülmüş bir plaka ve uzun saptan oluşan
keski, sır bıçağı].
balau"iö - honeycomb [bal peteği].
bal qalaq - 'a small shovel made of wood for cutting out honey
combs' [bal peteklerini çıkarmak için yapılmış küçük bir kürek].
balta - 'a hatchet fumished with a long handle for cutting out a
hollow in the trunk' [ağaçta oyuk açmaya yarayan uzun saplı balta].
balta q"in 'a birch bark case for a hatchet' [huş ağacının kabu
-
horse leather straps or of bast for climbing the trunk [ağaca tırman
mak için 5 cm genişliğinde, yaklaşık 5 m uzunluğunda haşır lifinden
veya at derisinden yapılan kayıştan örülmüş kemer].
küölek, küöelderek - 'a net' [ağ].
küöelderek bakınız: küölek.
-
qapqas, qapqaq 'a bar made of wood for closing the entrance
-
rata, tayarau 'one of two or three hars inside the hive for sup
-
111
Romanya Bilimler Akademisi Doğu Dilleri Bölümünün verdi
ği destek sayesinde ve 1 965 yılında Polonya Bilimler Akademisi
Doğu Araştırmaları Merkezi tarafından organize edilen Romanya
Dobruca'daki ağız araştırmaları keşif gezim sırasında45 diğerlerinin
yanı sıra ağırlıklı olarak Türkler tarafından yerleşilmiş, içine kapalı
coğrafi konumunun bir sonucu olarak pek çok eski giyim-kuşam ge
leneğini, mimarisini vs. korumuş olan Başpınar köyünü (Romencesi
Fintina Mare) ziyaret etme şansım oldu.
45 Bkz.: Przeg/qd Orientalistyczny, 1 (57), 1 966, (ss. 83-84); E. Tryjarski,
"Zaglada Ada Kale", Przeglqd Orienlalistyczny, 3 (59), 1 906, (ss. 25 1-254).
Türkler ve Doğa • 167
/erini öldürür. Sonra biz ona "saka " deriz (ıki çeşit an var: biri
erkek arı, diğeri bal yapan, çalışan cins)-erkek an dediğimiz
arılaryalnız kraliçe ile çiftleşmek içindir. Oğula kabul edilen
kraliçe an, her uçtuğunda dişarida çiftleşir ve kovana geri dö
ner. Sonra bu erkek anlar öldürülür. Ağustos aYJ geldiğinde
erkek arılar ne kirlara gider ne de balgetirir, hazir bal tiiketir
ler. Bir erkek an on işçi arınm yediği ba/J yer yani erkek arı
çok fazla balyiyebilir. İşçi anlar, ça/JşmadiğI için erkek arılarI
öldürür. Daha sonra içeride işçi arılar ka/Jr ve çerçevelere bal
yaparlar. Çerçeveler dolduğu zaman, çerçeveyi ÇJkarırsm, bal
süzme aletine koyarsm, balı Çikarırsm. Ba/J çikardiktan sonra
çerçeveyi a/Jr, yerine yerleştirirsin, gene bal doldurur, oradan
Çikarırsm, yine koyarsm yerine. Bu hep aynı şekilde devam
eder. Ama şu an eskisi gibi oğul yapilmiyor. Ar!Jk bir oğul
suni olarak yapI/Jyor - hiç dişan çikmadan yani her defiısm
da kraliçe ar111111 hücresi kutuda yapihyor. Kraliçe arI111n evi
yapiidiktan sonra, ancilar onu izler. Kraliçe an hücresini her
kapattJğmda, bir kovandan iki, üç kovan yapay olarak yapila
biliryani ancI kraliçenin olduğu çerçeveyi a/Jr, sonra larva/an
böler, tekrar bir çerçeveye bir [kraliçe} eviyerleştirıi: Kraliçe
arı oradan kendi kendine Çikar, sonra çiftleşir, oraya uçar, bu
böyle yapilır. Şimdi bu yapay olarakyapilıyor. Eskisigibiya
pilmiyor, oğul verdiği zaman onu takip etmek zorundaydim.
Onu yakalarsm, onu ya yakalarsm ya da uçup giden sineği
tutamazsm. Şimdi aricilık bu şekilde yapI/Jyor.
İki üç çeşit bal vardir. En hakiki bal akasya111nkidir. Son
ra Ihlamur çiçeğinin balı gelir. Diğer bir çeşit de ayçiçeğinde
bulunur, evet ayçiçeğinde. Demek ki en hakiki bal (Pi.), saf
bal akasya çiçeğinde ve Ihlamur çiçeğinde bulunur.
Glossary/Sözlük
a
ağustos 'august' [Ağustos] 1 5; TS.
al- 'take' 29; HRhod. al- 'enlever' [almak].
ama 'but, still' 24, 36. N. a'ma 'aber'. HRhod eme 'mais, 'tou
tefois' [ama].
1 72 • Edward Tryjarski
b
ba 'bundle, straw-band' [bağ, deme, kamış bağ] 1 ; TS bağ. Cf.
N. bagli 'gebunden' [bağlı] .
bal 'honey' [bal] 1 2 , 1 6, 1 7, 20. 2 1 , 22, 35, 37; TS.
başka 'other, another, different' [başka, bir diğeri, farklı] 7; N.
başqa. [başka]
başla- 'begin' [başlamak] 6; N. başla- [başlamak]
bey 'bee-queen' [kraliçe arı] 6, 7, 8, 9, 1 0, 1 2, 1 4, 26, 27; TS
arı beyi 'her kovanda bir tane bulunan ana arı [ana arı].
beyli "having (possessing) a bee-queen' [kraliçe arısı bulunan]
28.
beylik ' queen's nest, queen cell, queen's excluder'? [kraliçe
arının yuvası, kraliçe arının hücresi] 30.
bırak- ' leave, abandok' [bırakmak, terk etmek] 1 0, 19; N.
braq- (seltener bıraq-, barq-) 'verlassek'. [bırakmak] HRhod. brak
'laisser' [bırakmak] .
bir 'one, a' [bir] 5, 9, 1 0, 1 6, 1 7, 28, 29; birisi 'one of them'
[onlardan biri, birisi] 1 1 ; bir de 'once more' [bir de] 29, %; birden
8; N. bir 'eins' , biri, birisi; bir-da 'noch einmal' [bir daha] .
bis 'we' [biz] 1 1 ; HRhod. bis 'nous'; TS biz [biz] .
bizim 'our' [bizim] 2.
bit- 'finish, come to an end' [bitmek, sona ermek] 1 9; TS bit
mek [bitmek, sona ermek].
bu 'this' [bu] 35.
Türkler ve Doğa • 1 73
büyle ' such; so, thus' [böyle] 3 1 , 34; N. böyle, bole, TS böyle
[böyle].
böylelikle ' in this manner' [böylelikle] 23; TS böylelikle [böy
lelikle].
ç
çalış- 'to work' [çalışmak] 1 8; çalışkan arılar '(bee-) workers'
[(arı-) işçiler)] 1 9; TS çalışmak [çalışmak] .
çentrifuk ' (honey-) extractor' [(bal-) süzen alet]; çentrifukta
2 1 ; < rum. Centrifuga 'ıı:eHTpmpyra', Rum. - russ. 1 48 . [çıkartıcı,
santrifüj].
çeşint ' sort, variety' [tür, çeşit] 1 1 , 3 5 ; TS çeşit [çeşit].
çık- ' go out, get out, emerge' [çıkmak, dışarı çıkmak] 7, 8, 25,
30; N. çik- çiq 'hinausgehen' [çıkmak]; HRhod. ç'ik- ' sortir' [çık
mak].
çıkar- 'take out, remove' [çıkarmak] 2 1 , 23 ; HRhod. ç'ika- 'en
lever' [çıkart].
çiçek bakınız: kıral, uslanbur [çiçek].
çok 'many, numerous' [çok, çok fazla] 8 ; HRhod. eok 'beauco
up' [çok, sayısız].
d
de- ' say, tell' [demek, söylemek] 1 1 , 1 2 ; N. de- (y- Priis. dey)
'sagen'. HRhod. de - 'dire' [demek].
demek ' that is to say, that means' 1 , 2, 5, 7, 15, 1 7, 25, 28, 29,
3 1 , 3 5 , 37; HRhod. demek ' done' [anlamına gelmek] .
dışarı- 'out, outside' [dışarı] ?, 1 9, 25; dışarıda 'outside' [dışarı
da] 1 4; N. dişarda ' drauBen' [dışarda]; dişari 'hinaus' [dışarıda].
dol- 'fıll, become full, be completed' [dolmak] 20; HRhod. dol
's'emplir' [dolmak].
doldur- ' fıll, complete' [doldurmak] 22; N. doldur- 'füllen'
[doldurmak]. HRhod. doldur- 'remplire' [doldurmak].
1 74 • Edward Tryjarski
e
en 'most' [en] 35, 37. N. en 'beim Superlativ' [üstünlük dere
cesi] .
eşlen- 'to mate' [eşlenmek] 1 3 , 14, 3 1 Radloff aslan- ' sich
paaren' [çiftleşmek].
ev 'cell?, nest' [hücre?, yuva] 6, 26, 27; krş. : Moran ev 'pi
geon-hole' [güvercin yuvası] .
evel 'former; earlier' [önce, evvel] 1 ; HRhod. evvel 'd'abord,
auparavant' [önce, evvel]. KKaz. evel, evvel 'premier, commence
ment, avant' . [önce, önceki, evvel, evvelki].
evvelki 'fırst, former' [ilk, önceki, evvelki] 24, 32; N. ewelki
' in alter Zeit gabraucht, altmodisch (in gutem Sinne)' [eski moda,
evvelki].
g
gel-, gal- 'come' 14, 1 5, 3 1 ; N. g'al 'kommen'. HRhod. gel
'venir' [gelmek].
gene 'again' 22, 23; N. gene 'wieder, aber' [yine].
gelir- 'bring, gather' 1 6; getürüp 22; N. getir- 'bringen' [ge
tirmek].
gibi 'similar, like' [benzer, gibi] 24, 32; TS [gibi].
gir- 'go into, enter' [girmek, içeri girmek] 14; N. gir- (Aor. gi
rer) 'eindringen' [girer]. HRhod. ger- 'entrer, penetref' [içeri gir
mek].
git- 'go, go on, go away' [gitmek, devam etmek] 1 5, 3 3 ; N. git
'genug sein, dauem' [gitmek, devam etmek].
gözle- 'to watch far, to keep an eye on' [gözetlemek] 26; TS.
Cf. N. göz 'Auge' [göz] .
gün 'day' [gün] 1 6; N. gun 'Tag' [gün].
Türkler ve Doğa • 1 75
h
hazır ' (this what is) ready or prepared' [hazır, hazırlanmış] 1 6;
krş.: TS hazır, hazırlık, [hazır, hazırlık].
hiş, iç 'not at all, nothing, no, none' [hiç, hiçbir şey] 1 9, 25;
HRhod. hic 'rien'. TS hiç [hiç].
ı
ımparçıt et- 'divide' [bölmek] 29; < rum. impartit 1 .
pa3�eJIHBIIIHHCR, pa3�eııeHHhIH 2 . pacrrpe�eneHHhıii' Rum.-russ.
433 [bölündü].
k
kadar bakınız: o kadar.
kal- 'remain' [kalmak] 20; TS kalmak. HRhod. gal- 'rester'
[kalmak].
kapa- ' shut, close' [kapamak] 6, 27; HRhod. kapa- 'fermer'
[kapamak] .
kart 'old, former' [kart, yaşlı, önceki] 6; TS.
kendi ' self [kendi]; kendi kendine 30; N. kendi 'er selbst ' ;
ihn selbst, dich selbst' ; gewöhnlich kendıni, seltener kendini;
'mich selbst' [kendini]; kendimi, kendımi.
kır 'fıeld, country' [kır, taşra] 1 5 ; HRhod. gir ' champ; tout lieu
situe en dehors de la maison' [alan, evin dışındaki herhangi bir yer,
kır].
kıral 'acaccia' [akasya, akasya ağacı]; kıral çiçönde 36, 37-
38; SDD kıral 'akasya ağacı' .
koy- 'put, place' [koymak] 9 , 2 1 , 22, 2 3 , 26, 27, 3 0 ; N. qo
(Aor. qor) und qoy- ' legen'. HRhod. go- 'mettre, placer' [koymak],
goy- 'mettre, placer' [koymak] .
kuu;ın ' (bee-) hive' [(arı-) kovan] 3, 5, 28; KKaz. kuan
'ruche' [kovan]. HRhod. quvan 'banne, panier, ruche a panier' .
[tente, sepet, kovan sepeti, kovan]
kuuAancı 'bee-keeper, apiarist' [arıcı, arı yetiştiren kimse] 26.
kuuAancılık 'beekeeping' [arıcılık] 1, 34.
m
modifikat ol- 'to be modifıed' 3 ; < rum. modificat ' 1 .
BH,lı;OH3MeHHbIH, H3MeHeHHbIH. 2 . HCIIpaBneHHbIH' [değişikliğe uğ
ramış], Rum. - russ. 545.
n
ne 'what, what?' [ne, ne?] 1 3 ' N. ne 'was, was?' [ne, ne?].
ne zaman bakınız: zaman [ne zaman].
Türkler ve Doğa • 1 77
o
o, 00, 'he, she, it; that' [o] 6, 9, 1 2, 1 3 , 1 4, 20, 22. 28, 30, 33;
onun 4, 5, 7; onu 8, 9, 26; 0onda 1 1 ; 0ondan 27; onnar 12, 1 5, 1 6,
1 8, 20; onnara 4, 29.
o kadar ' as much as' [o kadar] 1 7; N. oq(q)adar, o qada'r ' so
ein; sehr groB, kolossal'. [o kadar, çok, devasa] .
ol- 'be, become, happen' [olmak]; olur 35; N. ol- 'sein' [ol
mak].
on 'ten' 1 7; HRhod. on ' dix' [on].
orada, orda 20, 30; 'there' [orada, orda]; orayı, 22, 23, 3 1 'to
that place, thither' [oraya, o yöne]; ordan ' from there' [ordan] 23.
ö
öbür 'other' [diğer, öteki, öbür] l O; RHhod. öbür 'l'autre' [di
ğer, öteki, öbür].
öldur- 'kill' [öldürmek] 1 0, 1 5 , 1 8. N. uJdur- 'töten' [öldür
mek] . HRhod. öldür- 'tuer' . [öldürmek]
ör- 'twist', make; make (baskets)' [bükmek, yapmak, yapmak
(sepet), örmek] 2; N. ur- 'flechten' [örmek].
p
primitiv 'primitive' [ilkel, basit] l ; < nım. primitif ' l .
rrpHMHTHBHhIH, nepB06bITHbIH. 2. rrpHMHBHTHhIH, rrpocTo:H' [ilkel,
basit], Rum. - nıss. 675.
r
rama 'frame' [çerçeve] 4, 20, 2 1 , 22, 28, 29; < nım. rama
'paMa, paMKa' [çerçeve], Rum. - nıss. 698.
s
sade 'simple; merely, just' [sade, sadece] 1 0, 1 6; N. sade, sade;
sade git- 'nur sollst du dich entfemen' [sade sizi kaldımak için var].
saka 'male bee, drone' [erkek arı] 1 1 , 12, 1 6, 1 7, 1 8 ; SDD saka
'erkek arı '.
1 78 • Edward Tryjarski
ş
şindi 'now' 3, 24, 3 1 ; N. şindi 'jetzt' . HRhod. şindi 'mainte
nent' [şimdi].
şindicik 'this very moment, now' [hemen şu anda, tam şu anda,
şimdi] 2 1 ; N. şindicek 'jetzt' [şimdi]; HRhod. sindidzik 'juste ma
intenent' [hemen şu anda].
şindiki ' actual, contemporary, modem' 3 1 ; TS şimdiki 'şimdi
olan' [güncel].
t
ta ' so, so that; and' [taki; ve] 5 , 8, 25; Mor. ta ' and' [�e].
takış- 'persue, follow' [birbirine takılmak, takip etmek] 32; TS
takışmak 'birbirine takılmak' .
tane 'piece, a single piece' [tane, bir tane] 8, 9, 28; N. tane tane
' Stück' [parça]; HRhod. tane 'piece' [tane, adet].
temiz ' clean, pure, genuine' [temiz, saf, hakiki] 37; N. temiz,
temis 'rein, neu gekauft'. [temiz, yeni satın alınan]
Türkler ve Doğa • 1 79
tırıntor 'male bee, drone' [erkek an] 1 4 ; < rum. trintor age,
Dicfionarul limbii romfne modeme, 1 958.
tut- ' catch, seize' [tutmak, yakalamak, ele geçirmek] 8, 9, 1 8 ,
3 3 ; HRhod. tut- 'prendre, attraper' . [tutmak, yakalamak].
tutul- 'be caught, be seized' [yakalanmak] 4; TS.
ül ' swarm (of bees)' [oğul (arının)] 5 , 7, 1 3 , 24, 32; Hony arı
oğulu ' swarm of bees' [arı oğulu]; oğul arısı 'young bee' [genç arı,
oğul].
v
var 'there is, there are' [var] 1 1 ; HRhod. var 'il y a' [var].
ver- ' give, produce' [vermek, üretmek] 5, 1 3 , 32; N. ver- ' zu
lassen, erlauben' [izin vermek] . HRhod. vir- (ver-, ver-) 'donner'
[vermek].
180 • Edward Tryjarski
y
ya ... ya 'either ... or' [ya...ya ... ] 33; N. ya - ya "entweder -
...
z
zaman 'time, peri od' [zaman, vakit, devre] 1 , 1 3, 3 1 . ne zaman
25, 27; N. zeman, zeman, zaman 'Zeit' [zaman, vakit] .
zebep 'reason, cause' [sebep, neden] 1 8; Cf. TS sebep.
"Les Turcs . . . respectent tout ce que Dieu a fait... et ils font quel
quefois, en mourant, des fondations pieuses pour qu'on jette du gra
in aux tourterelles qu'ils nourissaient pendant leure vie"16 (Türkler...
Allah'ın yarattığı her şeye hürmet ederler... Onlar bazen ömürleri
boyunca besledikleri kumrularına buğday atanlar için ölmeden önce
dini bir vakıf kurarlar).
Hem vahşi hem de evcil olarak yaşayan sayısız miktardaki gü
vercinin İstanbul panoramasının en tipik özelliği olduğu yaygın bir
bilgidir. Şimdi, son yüzyılın başlarında Türkiye'yi ziyaret ettikten
sonra yazan bir diğer ünlü Fransız yazarı F. A. Chateaubriand'dan
buraya bir alıntı yapalım:
"Nous abordames a Galata... Les cimetieres sans murs et places
au milieu des rues, sont des bois magnifıques de cypres: les colom
bes font leurs nids dans ces cypres, et partagent la paix des morts"17
(Galata'ya yaklaştık. .. Caddenin ortasına konmuş olan duvarsız
mezarlıklar. Bu mezarlıklar muhteşem selvi ağaçlarıyla donatılmış
lardır. Güvercinler bu selvilerin üzerine yuva yaparlar ve ölülerin
duyduğu sulhe ortak olurlar).
Ondan yirmi yıl sonra İstanbul'u ziyaret eden M. A. Lamartine
de benzer gözlemlerde bulundu:
"Nous entrames de la dans une longue rue, solitaire et etroite,
qui monte par une pente escarpee au-dessus de la coline de Pera;
... Des colombes blanches et bleues sont eparses sur les fenetres et
les toits des maisons et remplissent les rues silencieuses de leurs
melancolique roucoulements"18 (Biz uzun, kimsesiz, tenha ve dar
bir yola girdik, bu yol Pera'daki (Beyoğlu) dik bir tepeye çıkmakta
dır; . . . Beyaz ve mavi renkli çeşitli güvercinler dağınık olarak evle
rin çatılarında ve camlarında bulunurlar ve melankolik üveymeleri,
ötüşleri ile caddeleri doldururlar).
1 6 age, s. 359.
17 Itineraire de Pads ti Jemsalem et de Jemsa/em ti Pads en al/antpar la Grece, et
revenantparl 'Egypte, la Barbane et l 'Espagııepar F. A. de Chateaubriand, t. 1 ,
2 . ed., Paris, 1 8 1 1 , ss. 65-66.
18 Lamartine, yage, ss. 23 0-23 1 .
1 90 • Edward Tryjarski
s. 276.
Türkler ve Doğa • 1 9 1
EK
H. Ex. Gunnar Jarring ve Prof. Dr. Robert Dankoff'un içten
davranışları sonucunda bazı bilgileri sözlerime ekleyebildim. Bu
suretle G. Jarring, Doğu Türklerine ait bilgiler çerçevesinde, Ma
terials to the Knowledge ofEastem Turki Ta/es, Poetıy, Proverbs,
Rıddles, Ethnological and Historical Texts from the Southem Parts
of Eastem Turkestan with Translation aud Notes. IV Etnological
and Histoncal Text From Gumma, Lund 1 95 1 . (Doğu Türkistan'm
Kuzey Bölgesi'nden; Hikayeler, Şiirler, Atasözleri, Bilmeceler, Et
nolojik ve Tarihsel Metinlerle İlgili Malzemeler, Çeviriler ve Notlar
ile, Guma'dan IV Etnolojik ve Tarihi Metinler, Lund 1 95 1 .) adlı
eserinde, iki noktaya dikkatimi çekme nezaketinde bulundu. Sayfa
on altıda aşağıdaki pasajı buluyoruz: "Kentte ve köyde, kış ve yaz
mevsimi boyunca görülen hayvan isimleri şunlar: kara karga ve üve
yikler,. . . " on yedi ve on sekizinci sayfada sadece bölgesel bazı yeni
güvercin isimleri değil, aynı zamanda Guma güvercinlerini uçuran
(kepterbaz)ların ilginç uygulamalarına da yer verilmiştir.
Güvercin uçuranlar -mevsim eğer kış ise- 1 O veya 20 Pekin
güvercinini bir güvercinliğe koyarlar, kafesleri de çatıya koyarlar
içine de karakargaya benzer bazı Pekin güvercinlerini borul-Peking
güvercinlerini ve alacalı karga (güvercin) sürülerini. "Beyaz kağıt
oyun güvercini" olarak isimlendirilen megiz oyun güvercini ve "si
yah pars oyun güvercinleri" diye adlandırılan iki veya üç çeşit oyun
güvercini vardır. Bu oyun güvercinleri diğer güvercinlerden daha
yüksekte uçarlar ve takla atarlar. B ir güvercin uçurucusunun 5 veya
1 O güvercini bazen diğer uçurucunun güvercinleriyle karışır. Bu du
rumda güvercin uçurucu hemen buğday saçar ve tüm güvercinleri
kafeste toplar ve bu güvercinleri beraberinde getirerek geride kalan
güvercinleri toplar. Güvercin uçurucunun oraya getirdiği güvercin
lerin kuyruklarında düdükleri de vardır. Düdükler kamıştan yapılır.
Su kabağının ağzından incecik keserek kamışa benzer hale getirir-
196 • Edward Tryjarski
yırtılması, şehirden kovulma, her iki eli ile atın kuyruğuna bağlanıp
kıçına vurularak kırbaçlanma şeklinde cezalandırır. (s. 8 1 )
Lehçe yazılmış bu kitapta bulunan fakat az çok İtalyanca ra
pordan alınan ayrıntıların son değerlendirmesi, o çağın uzmanlarına
ait. 15 Kebapçıları ile birlikte resmedilen XVII. yüzyıldaki Beyazıt,
muhtemelen tüm kedi severler kadar eski zaman İstanbul severler
tarafından da kabul görebilecektir.
15 Bu kitaptan konu ile ilgili olarak alınan birkaç kısım baskı aşamasındadır:
E. Tryjarski, On Turkish Women in a Polislı Book from the 1?11 Centuıy; E.
Tryjarski, The Role ofWomen in the Altaic World. Permanent Altaistik Confe
rence 99•h Meeting, Walberbeng, 26-3 1 August 2001 . Ed. By Veronika Veit, Wi
esbaden, 2007, ss. 307-3 1 8 ; E. Tryjarski, A Brie[Repoıt on the Pharmacy ofthe
Turkish Sultan; Scnpta Ottomanica etRes Altaicae Festsehrifi fiirBarbara Kell
ner-Heıiıkele zu ihrem 60. Seburtstag. Herausgeg. Yon Ingeborg Hageuschield,
Claus Sohönig und Peter Zieme. Wiesbaden, 2002, ss. 3 2 1 -325; E. Tryjarski, A
Shoıt Polish Repoıt on the Libranes ofthe Turkish Sultan (basılmakta).
Ermeni Kıpçakçası Hayvan İsimleri
Gün Işığına Çıkarılan Yeni Bir Liste*
Edward Tryjarski
Çev.: Hafize Er
Türk Halkları arasında kullanılan hayvan isimleri Türkçe söz
varlığının, çok önceden ve dikkatli bir şekilde çalışılmış olan mevcut
bölümlerine aittir. Aslında bu kelimeler hem yüzyıllar boyu Türkler
le temas içinde olmuş farklı insanların hem de birkaç nesil araştır
macı, antropolog ve dil bilimcilerin ilgi objesi olmuştur. Zoolojik
terimlerin listesini ve XIX. yüzyılda ve XX . yüzyılın başlarında J.
Von Hammer-Purgstall, Falkenldee, bestehendin drey ungedruckten
Werken über die Falknerey, 1. Biizname das ist: das Falkenbuch,
Pesth 1 840; J. Scully, "Turkic Names of Birds", R. B. Shaw, "A
Sketch of the Turkic Language as Spoken in Eastem Turkistan",
Calcutta 1 878, Joumal oftheAsiatic Society ofBengal, 47 (ss. 209-
2 1 5), gibi bilim adamlarının özel çalışmalarını içeren yayınlarını
hatırlatmak yeterlidir. XX. yüzyıl, dünyanın pek çok merkezinde ve
Türkiye' de olduğu gibi Sovyetler Birliği'nin Türkçe konuşan Cum
huriyetlerinde hem zoologlar hem de uzman Türkologlar açısından
yeni araştırma metotları getirmiştir. O zamanlar sorun hem listenin
luty 1 946, (ss. 1 9-23); J.-P. Roux, "Le cha-meau en Asie Centrale.
Son nom, son elevage, sa place dans la mythologie", Central Asiatic
Joumal, 5, 1 959, (ss. 35-76); I. Hauenschild, "Türksprachige Be
nennungen für den Maulwurf , Orientalia Suecana, ss. 45-46, 1 996-
1 997, (ss. 63-80); I. Hauenschild, "Türksprachige Benennungen für
Eidechsen", Acta Onentalia Academiae Scıentiamm HuJlgaricae,
5 1 , 1 998, (ss. 1 3 1 - 1 58); I. Hauenschild, "Krimtatarische Tierbeze
ichnungen", Orientalia Suecana, 47, 1 998, (ss. 29-54); E. Tryjarski,
"The Dog in the Turkic Area: An Ethno-linguistic Study'', Central
Asiatic Joumal, 23, 1 979, (ss. 279-3 1 9).* A. M. Scerbak tarafından
yapılan "Nazvanija domasnih i dikih �ivotnyh v tjurkskih jazykah",
'ours' , baya, baha ' grenouille', baran 'belier, mouton' , bayta/ 'ju
ment', bazilisek "basiiic, crocodile?' , bedana, bfedana ' caille, rale
des genets', bit 'pou', bizov 'veau', boÇan 'cigogne' , bom ' 1 . loup.
2. ours?', buya 'taureau' , burÇa,_ barÇa, 'puce', buyvol'buffie' , Çap/9,
'heron, aigrette', Çibiq 'mouche', Çipcj,r' (petit) oiseau, moineau',
dana 'veau; genisse', deva 'chameau', deva ;rusu 'autruche ', dudok '
'huppe' , d?anavar'bete (füroce)', d?zand.p'fn 'mouche' , eÇk 'i, ek'Çi,
'chevre, bouc' , esak " iine' , grir ' griffon' , hayvan, hayman 'animal,
bete (de trait)' , hnida 'lente' , horliÇk'a 'tourterelle', huınri 'tourte
relle' , ıiıak "vache', it, ıt"chien' , ız 'herisson' , jaloviça ' genisse',
iastremb 'autour', iasÇurk'a 'lezard' ıednorozeç, ıendorozeç, '(ani
�'
mal) unicome', ıelen 'cerf, ıeleniça 'biche, famelle du cerf, ıllan 'ser
pent', k'ania 'milan', suv-k'aniasr 'eau-milan?', k 'ark'ardan 'ani
mal unicome, rhinoceros', kawk 'a 'choucas', kazan 'bete füroce',
k 'ek'lik' 'caille', k'iyik " 2. bete füroce, cerf?', k 'obalak ' papillon',
k 'omar'cousin, moustique' , k 'oza 'chevre' , k'"ret'taupe', k 'rok'6dil
'crocodile' , k 'ruhlik' 'lapin' , k 'ugurÇıiı 'pigeon', zara ;rus ' aigle' ,
xaz 'oie', züntrstxa 'fourmi' , xoroz 'coq', zoy 'mouton, agneau ' ,
xoyan 'lievre' zoyun 'brebis, mouton' xoyungina 'petite brebis, ou
' '
aille, agneau', zozu 'agneau, agnelet', ,rrusc 'hanneton', ;rurt 'ver',
;rurtk 'ina petit ver, vermisseau' , ;rus 'oiseau', laglag 'cigogne', lania
'biche', Jasiça, lasiça 'belette', Jastuvk 'a hirondelle' , lebed'cygne' ,
fos ' elan', maÇi, masi 'chat', maymud ' singe' , müıd?ier 'mousti
que, cousin' , mol 'mite' , niedopfr ' chauve-souris' , nied?viadek:
nied.zviadok "ourson; Scorpion (astr.) ' , norok "oiseau, representant
de la famille Podicipedidae ' oguz 'boeuf, osa 'guepe' , oseniça
'chenille', . ovieÇk 'a, . ovecka 'brebis, ouaille', pawuk ' 'araignee',
ola, pÇola, piÇolq,c 'abeille', pelik'an 'pelican', piawk 'a 'sangsue',
pok'lunk 'a 'huppe (nom d'oiseau)' .puhac 'grand-duc' , rarog 'la
naret' , rls ' lynx', scurok: 'raton, petit rat', semp, siemp 'vautour',
senak' 'vespe, frelon' sema 'chevreuil' sinak' 'espece de mouc
' '
he' , sivri siniag 'moustique, cousin' , . siczan, ÇiÇk'an 'souris' , slyfr
'boeuf, sk 'op 'mouton (chiitre)', smodyerine smok "dragon' , sova
'hibou', soyk ';f 'geai, Ganulus glandan"us L. ', strus 'autruche', suv
as/ani" 'lion marin, phoque?', suv k 'anıasr 'foulque (Fulica atra),
milan marin?', suvzara ;rusu 'aigle marin?' , suvs'Cyüi 'buffie? ', sadi
2 1 4 • Edward Tryjarski
'espece de singe' , tavzzx 'poule, coq', txor 'belette, putois', tulk 'u
'renard', tuvar' [ ... ] taureau [ ... ] ' , vjelorib 'baleine' , vorobıy ' moine
au', zayjec ' lievre', zaba 'grenouille', zerebia 'poulain, poulichon',
:iuraw 'grue' .
Yukarıda, göreceli olarak, ayrıntılı verilmiş listenin araştırmacı
lara kapalı olduğu varsayılabilir ya da sonuçta [konu] bir hayvanlar
alemi atlasıyla, bir zooloji okul kitabıyla veya benzeri bir şeyle ile
günışığına çıkarılarak desteklenebilir. Son zamanlarda, bizim için
sürpriz bir şekilde, önemli sayıda hayvan isimi dini ve felsefi karak
terli bir metinde saptanmıştır.
A. Garkavets tarafından yayınlanan Enneni Kıpçakçası
Sözlüğiı nün etkili bir bölümünde (Qypchaq Wdtten Heritage, U:
'
Memeliler
aslan 'lion' [aslan] KlhM arslan 'Lowe' ; HauMK arslan 'Lowe
(al-asad)' [aslan].
aslangina 'a small lion' or 'lion's cub' [yavru aslan].
at 'horse' KlhM at 'Pferd'; CCG at 'Pferd-equus' ; HauMK at
'Pferd (al-faras)' [at].
ayuv 'Biir' [ayı] KlhM aju w 'Bar'; CCG aju 13ar-ursus' [ayı].
borsuk' 'badger' [porsuk] HauMK borsmuq � borsuq 'der
Dachs Meles meles' [porsuk] .
uyumlu bir şekilde yeniden şekillendirilerek verilmiştir. Dictiannaire annena
kiptchak. . . adlı çalışma yukarıda belirtildi.
Kısaltmalar
bom 'wolf [böri, kurt] KlhM beri 'Wolf ; CCG bön: börü
'Wolf-lupus' ; HauMK böri 'Woif (afi-fii'b)' [böri, kurt] .
Ça,ral 'jackaI' [çakal] HexGol cagal 'jackaI' [çakal].
Çaravurtc 'grazing (animal)'? [ot obur hayvan] krş.: Ot
tRed çerahar, çerahur ' grazing (animal), herbivorous' [ot obur
hayvan] .
deva 'camel' [deve] KlhM tewe 'Kame!' ; CCG töve 'Kamel
gamellus' ; HauMK tewe(y), tiivii, diivii 'Kame! (al-ibil)' [deve].
eÇk'i, ek'Çi 'goat' [keçi] KlhM eeki 'Ziege' ; CCG ecki 'Bock-
betus' ; tisi ecki 'Ziege-capra'; HauMK ackü 'Ziege (al-anz')' [ . . . ]
das bei den Oyuz durch Metathese zu [ . . . ] kiici umgeforrnt ist [ ... ] '
[keçi].
esek' 'ass, donkey' [eşek] CCG esek 'Esel-asinus' ; HauMK
iiSgiik 'Esel (al-fıimiir), eine von zwei Dialektvarianten, die andere
ist iisyiik' [eşek].
fi/'elephant' [fil] KlhM fi/'Elephant' ; CCG fil'Eiefant; pil(p.)
'Elefant-alofans' [fil].
it 'dog' [köpek]KlhM it, ]İt 'Hund' ; CCG it 'Hund-canis';
HauM it 'Hund (al-kalb)' [köpek].
k 'iıpi'hedgehog' [kirpi] KlhM kyıpy'Igel' ; HauMK kiıpi'lgeI
(al-qunliıçl)' ; OttRed kiıpi ' 1 . hedgehog zool Erinaceus europaeus.
2. porcupine zool. Erethizon dorsatum [kirpi] .
k ret 'tap' [pençe] < Pol. kretkrş.
,rap/an 'tiger, panther' [kaplan] KlhM kaplan 'Tiger' [kaplan].
,ratk 'mule [katır] CCG qafy'r 'Maultier-mulus'; HauMK qatir
'
Kuşlar
ank '?HauMK al) 'Name eines Vogels, dessen Fett als Medizin
gebraucht wird [ ... ] mit 8lJ eventuell die Wasseramsel gemeint ist'
[deve kuşu].
Türkler ve Doğa • 2 1 9
Balıklar
zilicbaliz/ 'swordfısh' [kılıç balığı] OttRed kılıc balığı 'sword
fısh zool Xiphias gladius; PoissonsN kılıç balığı 'L' Espadon (Xi
phias gladius L., Xiphiıdes) est le plus majestueux des poissons mi
grateurs. II porte le nom populaire de kılıç balığı "poisson-epee"
[ ... ] a cause du rostre, en forme d'epee, qu'il possede a la machoire
superieure et qui est generalement aussi long que les deux tiers de
son corps' .
zfzilalacf?abaliz? zfziTred'+alad.ia 'motley, particoloured' [kı
zıl alaca balığı], (CCG alaca 'scheckig, gestrift')+balıx 'fıslı' [kızıl
alaca balığı].
sarl'k'obak'balız 'a yellow shark'? [sarı köpek balığı] sarf
'yellow'; 'Squales et requins sont consideres comme des "pois
sons-chiens" (köpek) [ .. ] pour les zoologists, le köpek balığı pro
.
Sürüngenler
tozbaya 'tortoise; turtle?' [kara kaplumbağası] OttRed tosbağa
'tortoise' [kara kaplumbağası] krş.: TlhM baha 'Frosch' [kaplum
bağa] .
yq§Çeriça bakınız: yasÇurk Q '
Amfibiler (Yüzebilirler)
;rurbaza, yurbaya 'frog' [kurbağa] HauMK qürbaqa 'der Frosch
des Landes (aç! -çlifda 'al-bani} ; OttRed kurbağa ' 1 . frog. [kurbağa]
2. stargazer, Uranoscopus scaber.' [kurbağa balığı]
Böcekler
xarüıdza 'ant' [karınca] HauMK qannca 'Ameise (an-nam/);
Dialekt der Oyuz'; OttRed kannca 'ant, zool Fonnica' [karınca] .
pawuk " spider' [örümcek] < Ukr. pawukkrş.
sarüıÇza 'locust' [çekirge] CCG saıyncqa ' Heuschrecke
hoysrekke' ; HauMK sarieya 'Heuschrecke (al-ğariid)' [çekirge].
222 • Edward Tryjarski
6
Bazı araştırmacılara göre, Grekçe bir terim olan drako "dragon" Aristoteles
kullanımında; "bir tarihi kahraman, yaratık" anlamında değil, "bir balık" veya
"yılan" anlamındadır.
BİTKİLER
Türk Meyve Yetiştiriciliğinin Tarihi
Üzerine Birkaç Söz*
Edward Tryjarski
Çev.: Afet Bal
Türk halklarının meyve ürünlerinin yanı sıra, çağlar boyu
mükemmel meyve yetiştiricileri, tüketicileri ve ihracatçıları olarak
kabul görmeleri bilinen bir gerçektir. Bununla birlikte bu fikir, bü
tün Türk halkları için ne dereceye kadar doğrudur? Türkler düzenli
meyve yetiştiriciliğine ne zaman ve nerede başladılar? Ne zaman ve
nerede meyve ağaçları ve fideleri dikmeye başladılar? Çağlar bo
yunca Türklerin maddi kültür tarihinde meyve yetiştiriciliğinin yeri
neresi olmuştur? Dil bilimi, halk bilimi ve arkeolojik kanıtlar bakı
mından ne sonuçlar çıkarılabilir? Bunlar ve benzer sorular muhte
melen monografik bir çalışmayı gerektirecektir. Ben burada sadece
birkaç noktaya dikkatinizi çekebilirim 1 •
Pek çok tarihi otorite ve onlar hakkında hala devam eden sayı
sız araştırmalarda tabiata karşı tutumundan, Türklerin tabiat ananın
cömertliğinden faydalanma girişimlerinden, günlük meşguliyet
lerinden ve her şeyden önce at ve sığır yetiştiriciliğinden bir Türk
göçebe imajı ortaya çıkmaktadır. Toprağı belli şekilde işleme bi
çimleri erken Türklere dahi yabancı olmadığından, aynı zamanda
Türk tarihinin uzak bir dönemini ele alırken yalnızca "göçebelik"ten
ziyade "yan göçebelik" döneminden de bahsetmemiz gerektiğini,
aynı zamanda biliyoruz. Diğer yandan, sosyal ve ekonomik olmak
üzere, erken Türklerin karşı karşıya kaldıkları iki önemli sürecin
yani göçebelikten, yarı göçebeliğe ve yarı göçebelikten, yarı yer
leşik bir yaşam biçimine geçişin gerçek tarihi rotasının, pratikte,
araştırmamızın dışında kaldığını unutmamalıyız. Altay göçebeleri
ve yarı göçebeleri arasındaki tüketim meselesi tartışılırken, pek çok
yazar et ve süt ürünleri konusuna vurgu yapmışlardır ve haklıdırlar
da. Bu bağlamda, daha kesin olmak adına çeşitli vesilelerle kendime
sorular sordum: hiç şüphesiz orman ve bozkır sakinleri olan erken
Türkler ne dereceye kadar bitkisel besinde bulunan protein zengini
vitaminlerle ne dereceye kadar gıdalarını takviye etmişlerdir? Biz
burada yabani ve bahçe meyvelerinin eski Türk topluluklarının ya
şamlarındaki rolü üzerinde duracağız.
Türk göçebelerinin bazı meyvelerden (mantarlar gibi) hoşlan
madıkları varsayımı bana çok inandırıcı gelmiyor ve tahminimce
onlar meyveleri elde edebildikleri sürece onları yemeye alışkındı
lar. Yenisey Kırgızlarının ve muhtemelen diğer bazı Türkçe konu
şan toplumların ormanlarda yaşadığını ve hatta Kök Türklerin Orta
Moğolistan' daki Altay ve Khangai Dağlarında ormanlarla kaplı bazı
bölgelerde kısmen yerleştiklerini biliyoruz. Türklerin erken �bir ev
rede yenilebilir türleri ve çeşitleri yenilemez olanlardan ayırt etmeyi
öğrenmiş olmaları doğaldır. Şunu söylemeliyim ki kadınlar ve ço
cukların yanı sıra yetişkin erkekler de farklı türlerdeki yabani mey
veleri toplamaktan kaçınmıyorlardı. Oldukça tekdüze yiyecekleri
hatırlandığında ya da nerede veya ne zaman yaşamış olurlarsa ol
sunlar tüm çobanların muhtemel davranışları değerlendirildiğinde:
açık alanlarda sürüleri otlatmak oldukça sıkıcı bir iştir ve onlara ba
rınak, dinlenme serinlik ve yenilebilir bazı şeyler sunan yerin orman
Türkler ve Doğa • 227
Üzüm üzüma baqa baqa qarari'r (Üzüm üzüme baka baka kara
rır). (Kötü toplum iyi bir insanı bozar.)32
Yukarda belirtilenler Türk meyve yetiştiriciliğini izah etmek
için yeterli olmaktan uzaktır ve bu çalışmalar gelecekte Azeri, Türk
men, Özbek, Kırgız, Kazak vb. geride kalan Türk halkları ve dille
rini de kapsayacak şekilde derinleştirilmeli ve geliştirilmelidir. Türk
dillerinin kuzey grubunda mevcut olan terminolojinin analizi çok
öğretici olabilir. Söylemeye gerek yok ki, gelecekte Türk halklarının
maddi kültürünün karakteristik bir özelliği olarak Türk meyve yetiş
tiriciliği ile ilgili diğer uzmanların iş birliği ile yapılacak araştınna
lar çok yararlı olacaktır.
Fr.) Başpınar]
Phallus impudicus (L. Ex. sütlü mantar (Cob.) [Cobadin]
Fr.)=
Diğer Kısaltmalar*
Bab. (Bab.) - Babadag; Cob. (Koh.) - Cobadin (Kobadin); euv.
(Çuv.) - Chuvash (Çuvaş); FM - Fintina Mare (Türkçesi: Baş
=