You are on page 1of 129

ERICH FROMM ZGRLKTEN KAI

Tarayan: Sleyman Yksel Bu e-kitap taslak halindedir. Okumay zorlatrc tarama hatalar ierebilir. Bu taslak srm okurken dzeltir ve dzeltilmi srm bizimle paylamak isterseniz memnun oluruz. WEB: http://ayrac.org letiim: ayrac.org@gmail.com

MANFESTO
Ayra, 2005in Austos aynda mevcut yaynevlerinin, kitap fiyatlarn srarla ok yksek tutmas temelinde, teknolojinin de nimetlerinden yararlanarak, merakl okuyucuyu baz kitaplarla kolay buluturabilme dncesinden hareketle, kitaplk.madpage.com alan adnda, Kitaplk adyla yayna balad. Ksa bir sre, kitaplik.wordpress.com alan adnda yine WordPress temelli olarak yayn hayatna devam etti. Buradaki mrmz de ksa olmad ama olduka iyi bir kitleyle bulutuk WordPresste Mart 2007de de kendimize ait bir alan adnda ve Ayra olarak yolculua devam ediyoruz. Ayra oluturan ekip, yaynevi deneyimi olan kitapseverlerdir. ncelikle baz konulara aklk getirelim: 1. Trkiyede Orhan Pamuk dnda hibir yazar, kitap satlarndan %20den daha yksek bir telif hakk alamazlar. Hatta ou yazar, kitab iin yaymcdan telif creti almaz, alamaz Aldnz bir kitabn gelirinin byk blm yaynevilerine, kitabevlerine ve arac datmclara gitmektedir. 2. Kafka, Joyce, Poe gibi telif hakk olmayan yazarlarn kitaplarnn satndan elde edilen gelir tamamen yayncya ve yukarda saydmz gruba (evirmene eviri bitince bir kerelik czi bir cret verilir) kalr. 3. Kitaplarn basmnda dolayl da olsa aalar kullanlr. 4. Trkiyede yaynclk sektr, bir kitap iin istedii creti karlamayacak kalitede kt bask yapmaktadr. Penguin Booksun ucuz seri retimi kitaplar bile, bizim yaynevilerinden ok daha kaliteliler. Bir kitabevine gidip karlatrn 5. Ayran amac yazara zarar vermek deildir. Buradan kitabn okuyup beendiiniz bir yazara gereken ekilde destek olacak kadar duyarl insanlar olduklarn biliyoruz kitapseverlerin 6. Ayrata kitab yaynlanan ve bundan rahatsz olan yazarlar bize istedikleri zaman ayrac.org@gmail.com adresinden ulaabilirler. 7. Ayrata yaynlanan e-kitaplar, okunabilir dzeydirler. Dzelti ve n okumas yaplmtr. Buna ramen buradan linkini aldnz ve okumas srasnda hatalar grdnz kitaplar bize yukardaki e-posta adresinden bildirebilir ya da ilgili baln altna yazabilirsiniz. Dzelttiiniz ya da paylamak istediiniz e-kitaplar da bize e-posta ile ulatrabilirsiniz. Sayglarmzla Ayra Ekibi Baz yararl okumalar: Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Korsan Kitap - Korsan Yaynevi Kltr Hizmetiymi Korsan Yayna Gzelleme ekitap?

ZGRLKTEN KAI ERCH FROMM 3. basm eviren: emsa Yein

PAYEL YAYINLARI : 81 Bilim Kitaplar ISBN 975 - 388 - Q42 -1 Dizgi : Payel Bask : Teknografik Matbaas Kapak filmleri: Ebru Grafik Kapak basks : Yn Matbaas Cilt :Esra Mcellithanesi

: 29

Ruhbilimci, toplumbilimci, dnr ve yazar Dr. Erich Fromm 1900'de Frankfurt-am-Mein'da dodu. Heidelberg, Frankfurt ve Mnih niversiteleri'nde ruhbilim ve toplumbilim okudu; 1922'de Heidelberg niversitesi'nden doktorasn ald. Mnih'te ruhhekimlii ve ruhbilim konulannda almalarn srdrdkten sonra Berlin Ruhzmleme Ens-tits'nde eitim grerek buray 1931 'de bitirdi. Dr. Fromm 1933'te Chicago Ruhzmleme Enstits'nn ars zerine Amerika Birleik Devletleri'ne gitti. 1934'te, Frankfurt Toplumsal Aratrma Enstits'yle birlikte New York'a tand; 1938'e dek bu Enstit'nn yesi olarak kald. Sonra zel olarak almaya balad ve Columbia niversitesi'nde dersler verdi. 1946'da William Allonson White Ruhhekimlii, Ruhzmleme ve Ruhbilim Enstits'nn ilk kurucularndan biri oldu. Yale, New York niversitesi, Bon-nington College ve Michigan Devlet niversitesi'nde de dersler verdi. 1949'da Ulusal zerk Meksika niversitesi'nde kendisine nerilen profesrl kabul etti; niversite'deki Tp Okulu'nun Lisans st Blmne bal Ruhzmleme Bl-m'n kurdu; 1965'te emekliye ayrldktan sonra burada kendisine onursal profesrlk nerildi. Dr. Fromm 1980 ylnda uzun sredir yaamakta olduu isvire'de ld. Yaptn zgn Ad: Escape From Freedom Birinci Basm : Ocak 1988 tkinci Basm : Mays 1993 nc Basm : Ocak 1995 Dr. Fromm'un 1941 ylnda Fear of Freedom (zgrlk Korkusu) adyla yazd bu inceleme, ilk olarak 1942 ylnda A.B.D'de yaymlanmtr. 1960, 61 ve 63 yllarnda ingiltere'de Routledge & Kegan Paul Ltd. tarafndan ayn adla yaymlanan kitap, daha sonra merkezi A.B.D.'de bulunan Holt, Rinehart & Winston, Inc. yaynevine gemi, ancak bu kez 1965 Nisannda Avon Book dizisinde Escape From Freedom (zgrlkten Ka) adyla okura sunulmutur. Elinizdeki eviri ayn metinleri ieren 1963 Routledge & Kegan Paul Ltd. basm ile 1969 Avon Books basmlar esas alnarak hazrlanmtr.

ERICH FROMM ZGRLKTEN KAI 3. basm ngilizce aslndan eviren EMSA YEN

NDEKLER NSZ............................................ 11 NSZ n........................................... 15 I. ZGRLK BR RUHBLMSEL SORUN MU?......... 19 II. BREYN ORTAYA IKII VE ZGRLK KAVRAMI .... 35 III. REFORM AINDA ZGRLK ..................... 47 1. Ortaa Gemii ve Rnesans...................... 47 2. Reformasyon Dnemi............................ 64 IV. ADA NSAN AISINDAN ZGRLN K YN 93 V. KAI MEKANZMALARI............................ 117 1. Yetkecilik................................... 121 2. Ykclk .........................,............. 147 3. Robot Uyumluluu............................,... 152 VI. NAZZM PSKOLOJS................................ 167 VII. ZGRLK VE DEMOKRAS.......................... 191 1. Bireysellik Yanlsamas.......................... 191 2. zgrlk ve Kendiliindenlik....................... 203 EK: KLK VE TOPLUMSAL SRE ................... 219 DZN............................................... 235

Ben, kendim iin deilsem, kim benim iin olacak? Yalnzca kendim iinsem, neyim ben? Simde deilse, ne zaman? Talamud deyii Misnah, Abot Kendi iradene ve onuruna uygun ekilde zgr olasn diye, kendi yaratcn olasn, kendini ina edebilesin diye, seni ne ilhi, ne dnyevi, ne lml, ne de lmsz yarattk. Kendi zgr iradene bal bir byme ve gelime yetisini yalnzca sana verdik. Sen, iinde, evrensel bir yaamn tohumlarn tayorsun. Pico della Mirandola Oratio de Hominis Dignitate insann doutan getirdii ve vazgeilmez haklarndan baka hibir ey deimez deildir. Thomas Jefferson

NSZ ADA insann kiilik yaps ve toplumbilimsel etkenlerle ruhbilimsel etkenler arasndaki karlkl etkileim sorunlarn ele alan geni kapsaml bir almann bir blmn oluturan bu kitap, birka yldr zerinde almakta olduum, ve aslnda, tamamlanmasnn daha da uzun srmesini tasarladm bir konuyu iermektedir. Gnmzdeki siyasal gelimelerle, bu gelimelerin modern kltrn gerekletirdii en byk baarlar bireysellik ile kiiliin benzersizlii zelliikarsnda oluturduu tehlikeler, geni kapsaml inceleme zerindeki almam kesmeme ve yaamakta olduumuz kltrel ve toplumsal bunalm asndan byk nem tayan bir yn zerinde yani ada insan iin zgrln anlam konusunda younlamaya karar vermeme yol at. Aslnda zgrlk, ancak ve ancak, ada insann kiilik yapsnn btnyle zmlenmesi temel alndnda tam anlamyla anlalabilir; dolaysyla, uygarlmzdaki insann kiilik yaps ile ilgili tamamlanm bir incelemeyi okura sunabilseydim, bu kitapla ulamak istediim noktaya ok daha kolay varabilirdim. Bu durumda, sk sk belli kavramlara ve varlm sonulara gnderme yapmak durumunda kaldm; ve bu kavramlar, geni kapsaml bir almada olaca ekilde enine boyuna tartamadm. Daha da byk nem tayan dier sorunlarysa, zaman zaman yle bir anmakla yetinmek durumunda kaldm, bazen de onlardan hi sz edemedim. Ancak bana gre bir ruhbilimci, bir incelemenin nemli zellii olan tamamlanml feda etmek pahasna da olsa, yaanmakta olan1 bir bunalmn anlalmasna hi gecikmeden katkda bulunmak durumundadr. 12 ONSOZ Ruhbilimsel kayglarn, iinde bulunduumuz durumla ilgili nemine iaret etmek, benim grme gre ruhbilime hak etmedii bir grevi yklemeyi gerektirmez. Toplumsal srecin temel nesnesi bireydir, onun arzulan ve korkulan, tutkular ve dnceleri, iyilikte ve ktlkte bulunma istekleridir. Bireyi anlamak iin onu, belli bir kalba dken kltrn kapsam iinde grmek zorunda olduumuz gibi, toplumsal srecin dinamiini anlamak iin de bireyde ileyen ruhsal-mantksal srelerin dinamiini anlamak zorundayz. Bu kitap, kendisine gvenlik verirken onu snrlayan bireysellik-ncesi toplumun balanndan kurtulmu olan ada insann, kendi bireysel beninin gerekletirilmesi yani, zihinsel, cokusal, duyusal gizilglerinin anlatmn ortaya koymas eklindeki olumlu anlamda zgrlk kazanmadn ne srmektedir. zgrlk, ona bamszlk ve ussallk getirmi olmasna karn, onu soyutlanm ve dolaysyla kaygl ve gsz klmtr. Bu soyutlanma dayanlmaz bir durumdur; bunun karsndaki seenekse, bu insan ya zgrlnn yknden kaarak yeni bamllklara ve boyunemelere snmak, ya da insanolunun teklii ve bireysellii temeline dayal olumlu zgrln tam anlamyla gereklemesi ynnde ilerlemek durumunda brakmaktadr. Geri bu kitap, bir tahminden ok bir tan bir zmden ok bir zmlemedir, ama kitapta varlan sonular, gidiatmz etkileyici niteliktedir. nk totaliter glere kar zafer kazanmak amacyla herhangi bir etkinlikte bulunmak iin, zgrlkten totaliterce kamann nedenlerini anlamak gerekmektedir. Dncelerimi hzlandrmalar ve yapc eletirileriyle katkda bulunmalar nedeniyle kendilerine borlu olduum dostlara, meslektalara ve rencilere teekkr etmenin bana verecei hazz bir kenara brakyorum. Okur, bu kitapta dile getirilen fikirler iin kendilerine ok ey borlu olduum yazarlarn adlann dipnotlarda grecektir. Ancak, kitabn tamamlanmasna dorudan katkda bulunanlara derin kranlarm sunmak isterim. Her eyden nce, gerek nerileriyle gerek eletirileriyle, bu kitabn dzenlenmesinde paha biilmez yardm-lan dokunan Miss Elizabeth Brown'a kranlanm sunanm. Aynca, elyazmasn dzeltmedeki byk yardmndan dolay Mr. T. Wood-house'a, ve deinilen felsefesel sorunlarla ilgili yardmlan iin Dr. A. Seidemann'a teekkr ederim. NSZ 13 John Calvin'in Institutes of The Christian Religion (Hristiyanlk Dini Kurumlan, ev. John Ailen) adl yaptndan blmleri yaymlayan Philadelphia, Hristiyan Eitimi Kurulu'na, Jacob S. Schapiro'nun Social Reform and The Reformation (Toplumsal Reform ve Yeniden Biimlendirme) adl yaptndan blmleri ieren Columbia Studies in History, Economics, and Public Law (Tarih, Ekonomi ve Kamu Hukuku Columbia ncelemeleri) adl yapt yaymlayan
10

Columbia University Press'e, Martin Luther'n The Bondage of the Will (radenin Boyunduruu) adl yaptndan (ev. Henry Cole) paralar yaymlayan Grand Rapids, Michigan'daki Wm. B. Eerdmans Publishing Company'ye, R.H. Tawney'nin yazd Religion and the Rise of Capitalism (Din, ve Kapitalizmin Ykselii) adl kitaptan paralar yaymlayan New York'taki Harcourt, Brace and Company'ye, Adolf Hitler'in Mein Kampf (Kavgam) adl kitabndan ksaltmalar yaymlayan Boston'daki Houghton Mifflin Company'ye, Jacob Burkhardt'n The Civilization of the Renaissance in Italy ('italya'da Rnesans Uygarl) adl kitabndan ksaltmalan yaymlayan New York'taki Macmillan Company'ye yaynlanndan alntlar yapma ayncaln tandklan iin teekkr ederim. E.F. NSZ II iE)u KTABIN birinci basmnn yaymlanmasndan bu yana ner-deyse yirmi be yl geti. Ruhbilimciler, ilgili okurlar ve zellikle de renciler, o gnden bu yana yaplan yirmi drt basm okudu; Avon Kitaplndan kan bu karton kapakl basmn, kitabn, ok daha fazla sayda okura ulamasn kolaylatrmas beni sevindiriyor. zgrlkten Ka, insann, pek ok 'tehlikeyle kar karya olmasna karn, kendisini gvenlikte ve korunmu hissettii ortaa'n kmesinin, insanda yaratt kayg grngsnn bir zmle-mesidir. insanolu, yzyllar sren mcadeleden sonra, aklndan hayalinden gemeyen bir maddi servet oluturmay baard; dnyann baz yerlerinde demokratik toplumlar oluturdu, ve yaknlarda, kendisini yeni totaliter ynetimlere kar savunmada zafere ulat: btn bunlara karn, zgrlkten Kaktaki zmlemede aklanmaya alld zere, ada insan hl kaygl; zgrln eit eit diktatre teslim etmeye doru gidiyor; ya da kendisini makinann kck bir arkna dntrm, karn tok, srt pek, ama zgr bir insan deil de bir robot haline gelerek bu zgrl yitirmek ynnde ilerletiliyor. Aradan yirmi be yl getikten sonra sorulacak soru, bu kitaptaki zmlemenin dayandrld toplumsal ve ruhbilimsel eilimlerin varln srdrp srdrmedii, ya da yok olmaya yz tutup tutmaddr. Bu son eyrek yzylda, insanolunun zgrlkten korkmas, kayg iinde bulunmas ve bir robot haline gelmeye istekli bulunmas iin gerekli nedenler varlklarn srdrmekle kalmam, byk lde artmtr. Bu konuyla ilgili en nemli olay, atom ener16 ONSOZ II jisinin kefi, ve bunun bir imha silah olarak kullanlabilmesidir. insan rk, tarihte daha nce hibir zaman toptan yokolma, stelik de, tmyle kendi sayesinde yokolma olgusuyla karlam deildir. Oysa, grece olarak ksa bir sre nce, Kba krizi srasnda, Amerika'da ve Avrupa'da yaayan yz milyonlarca insan, birka gn boyunca, kendilerinin ve ocuklarnn bir sabaha daha uyanp uyanmayacan bilemediler. O zamandan bu yana benzer bir kriz tehlikesini azaltmak iin giriimlerde bulunulmakla birlikte, ykc silahlar hl varln koruyor, dmeler hl yerli yerinde, gerekliliin zorunlu klar gibi gzkt anda bu dmelere basmakla ykml adamlar hl yerli yerinde, kayg ve aresizlik hl olduu gibi duruyor. Nkleer devrimden baka sibernetik devrim de yirmi be yl nce pek ok kiinin tahmin edebileceinden daha hzl geliti. nsann yalnzca fiziksel enerjisinin bu durumda insan elinin ve kolunun deil, beyninin ve sinirsel tepkilerinin de yerlerini makinalara brakt ikinci sanayi devrimine girmekteyiz. Birleik Devletler gibi en gelimi sanayi lkelerinde, giderek artan yapsal isizlik tehlikesi yznden yeni kayglar gelimekte; insanolu, yalnzca dev kurulular grngsnn deil, kendisinden ok daha hzl ve ou kez daha doru dnen ve nerdeyse kendi dzenini kendisi kuran bilgisayarlar dnyas grngsn karsna aldnda kendisini daha da kk hissetmekte. Yok olaca yerde artan bir baka tehlike daha var: nfus patlamas. Bu durumda da insansal gelimenin bir rn olan tbbi baarlar, zellikle gelimemi lkelerde ylesine byk bir nfus art yaratt ki, maddi retimdeki art, artan insan saysna zar zor ayak uydurabiliyor. Bu yirmi be yl iinde, toplumdaki dev gler oald, insanolunun yaamn srdrmesi karsndaki tehlikeler, ve dolaysyla insann zgrlkten kama eilimleri de artt. Ama gene
11

de umut verici iaretler var. Hitler ve Stalin diktatrlkleri yokoldu. Sovyet blokunda, zellikle kk devletlerde, an tutucu ve totaliter tutumun korunmasna karn, liberallemenin giderek arttrlmas eilimi aka grlyor. Birleik Devletler, btn totaliter giriimlerin etkili olmas karsnda direnli olduunu gsterdi. Zencilerin siyasal ve toplumsal bamszl ynnde nemli admlar atld; Zenci zgrl iin n saflarda savaan hem Zenci hem de beyaz insanlarn gsterdii yreklilik ve disiplin bu olguyu daha da etkileyici klmaktadr. Btn ONSOZ II 17 -bu olgular, insan doasnda bulunan zgrlk drtsnn, yoz-latnlabilir ve bastrlabilir nitelikte olmasna karn, tekrar tekrar kendini aa kma eilimi tadn kantlamaktadr. Bununla birlikte, btn bu gven verici olgular, bizi, "zgrlkten kama" tehlikelerinin, bugn, bu kitabn ilk yaymland gnlerdeki kadar, hatta o zamankinden daha da byk olmadn sanmaya gtrmemelidir. Bu, toplumsal psikolojinin kuramsal kavraylarnn, insan gelimesi zerindeki etkileri asndan ie yaramadn m gsterir? Bu soruya inandrc bir yant vermek g, ve bu konuyu irdeleyen yazar, kendisinin ve meslektalarnn almalarnn toplumsal deeri konusunda yersiz bir iyimserlie kaplm olabilir. Bu olasln geerliliini kabul ediyorum, ama bireyin bilinliliinin ve toplumsal gerekliin nemli olduuna inancmda bir deime sz konusuysa, o da inancmn glendii ynndedir. Bunun neden byle olduunu ksaca anlatabilirim. Kar karya bulunduumuz en byk glk, insann zihinsel yetilerindeki gelimenin, cokulanndaki gelimeyi at olgusunda yatmaktadr; insanolunu ve amzdaki durumu inceleyen pek ok kii bu olguyu giderek artan bir kesinlikle kabul etmektedir, insanolunun beyni yirminci yzylda yaamakta; ou insann bey-niyse hl Ta a'nda yayor, insanlarn byk ounluu bamsz olma, aklc, nesnel olma olgunluuna henz eriemediler, insanolunun kendisiyle babaa olduu, kendisinin dnda, yaama anlam verecek hibir yetkenin bulunmad olgusunu kabullenmek iin mitlere ve tanmlara gerek duyuyorlar, insanolu usd ykclk tutkularn, nefret, kskanlk, alma duygularn bastryor; yetkeye, paraya egemen devlete, ulusa tapyor; te yanda insan rknn byk tinsel liderlerinin, Budha'nn, peygamberlerin, Sokrates'in, isa'nn, Muhammed'in retilerine sahte bir ballk gsteriyor bu retileri bir batl inanlar ve putperestlik ormanna dntrm bulunuyor, insanlk zihinsel-teknik alandaki ar olgunlukla cokusal gerilik arasndaki bu uyumazlktan dolay kendi kendini yok etmekten nasl saknabilir? Grebildiim kadaryla bunun yalnzca bir yant var: Toplumsal var oluumuzun belli bal olgularnn giderek daha fazla bilincine varmak, onanlmaz lgnlklar yapmamz engellemeye, nesnellik ve saduyumuzu biraz arttrmaya yetecek bir bilinlilie ulamak. Yrein ou lgnlklarn ve onlarn imgelemimizle dncelerimiz 18 NSZ II zerindeki ykc etkisini tek bir kuakta yok etmeyi bekleyemeyiz; insanolunun kendisini yzbinlerce yllk bir insan-ncesi tarihten skp karmas iin bin yl geecek belki. Ama u kritik dnemde, kavraytaki nesnellikteki kck bir art, insan soyu iin lm ile yaam arasndaki fark kadar nemlidir. Bu nedenle, bilimsel ve dinamik toplumsal bir ruhbilimin gelitirilmesi, yaamsal nem tamaktadr. Fizik ve tptaki gelimelerden kaynaklanan tehlikelere kar korunmak iin toplumsal ruhbilimde gelime gereklidir. Bu alandaki bilgimizin yetersizliini, bu konuyu inceleyen aratrmaclardan daha iyi bilen yoktur. Umarm bunun gibi kitaplar, aratrmaclara bu trden incelemelerin gerekli olduunu ve de ayn zamanda, temelden baka hemen hemen hibir eyimizin bulunmadn gstererek, onlar enerjilerini bu alana yneltmeye yreklendirir. Bir soruya daha yant vermem beklenebilir; yirmi be yl sonra, kuramsal varglarmda byk deiiklikler yapmal mydm? Bu zmlemenin btn temel elerinin hl geerli olduu ve bu elerin ok ynde geniletilmeye ve yorumlanmaya muhta olduu kansn tadm itiraf etmeliyim. zgrlkten Ka' yazdmdan bu yana, bu geniletme ve yorumlama iinin bir ksmn ben yapmaya altm. Salkl Toplum'Aa ada toplum zmlemesini genilettim ve de-rinletirdim; Kendini Yaratan insanda, yetke ve ycelme temeline deil de
12

insan zerine bilgimize dayanan ahlaksal deer lleri temasn gelitirdim; Sevme Sanatnda., sevginin eitli ynlerini zmledim; Sevginin ve iddetin Kayna'nz, ykcln ve nefretin kkenlerini aratrdm; Yanlsama Zincirlerinin tesinde adl kitabmda, dinamik bir insan biliminin iki byk kuramcsnn Marx'm ve Freud'un dnceleri arasndaki ilikiyi zmledim. zgrlkten Ka'm bu basmnn da dinamik toplumsal psikoloji alannda giderek artan ilgiye katkda bulunacan ve gen insanlar, zellikle daha balang aamasnda olmas nedeniyle zihinsel cokularla dolu bir alana eilmeye heveslendireceini umarm. Erich Fromm I. BLM ZGRLK BR RUHBLMSEL SORUN MU? ^g Avrupa ve Amerikan tarihi, daha ok, insanlar balam olan siyasal, ekonomik ve tinsel kelepelerden kurtulma abalarn anlatr. Ezilenler, yeni zgrlkler isteyenler, savunacak ayrcalklar olanlara kar zgrlk sava vermilerdir. Bir snf, bakasnn egemenliinden kurtulup kendi z bamszln elde etme sava verirken, kendisini, insanln zgrl uruna savaan bir snf olarak grm, ve bu nedenle, bir ideal ortaya koymu, ezilen btn insanlarn iinde kk salm zgrlk zlemini dile getirebilmilerdir. Ancak, uzun ve nerdeyse srekli zgrlk savanda, bir dnemdeki baskya kar savaan snflar, zafer kazanldktan ve savunulacak yeni ayrcalklar ortaya ktktan sonra, zgrlk dmanlarnn yannda yer almlardr. zgrlk, birok yenilgiye karn, savalar kazanmtr. Baskya kar savarken lmenin, zgr olmakszn yaamaktan daha iyi olduu inancyla, bu savalarda pek ok insan lmtr. Bu trden bir lm, o insann bereyselliini en ak bir biimde ortaya koyma ekliydi. Tarih, insanolunun kendi kendini ynetmesinin, kendi adna karar vermesinin ve uygun grd ekilde dnmesinin ve duymasnn olanakl olduunu kantlyordu sanki. Toplumsal gelimenin, yolunda hzla ilerlemekte olduu hedef, insanolunun gizil glerinin tam anlamyla anlatm bulmasyd. Ekonomik liberalizm, siyasal demokrasi, dinsel zerklik ve kiisel yaamda bireycilik, zgrlk zleminin anlatm haline geldi; bunlar ayn zamanda insanolunu zgrl gerekletirmeye daha ok yaklatryor gibiydi. Bir ban 20 ZGRLKTEN KAI ardndan bir dieri koparld. nsan, doann egemenliini ykt ve onun efendisi oldu; kilisenin egemenliini, mutlakiyeti devletin egemenliini ykt. D egemenliin ortadan kaldrlmas, o ok istenen eree bireyin zgrlne ulamak iin yalnzca gerekli deil, ayn zamanda yeterli koul olarak grlyordu. ou kii, Birinci Dnya Sava'na son sava, sonucunaysa zgrln kesin zaferi gzyle bakmt. Mevcut demokrasiler daha da glenmi grnd, eski krallklarn yerini yeni demokrasiler ald. Ne var ki, insanolunun, yzyllar sren savam sonucu kazandn sand her eyi yokumsayan yeni sistemlerin ortaya kmas iin yalnzca birka yln gemesi gerekiyordu. nsanlarn toplumsal ve kiisel yaamlarn tmyle ve de etkin olarak denetimi altna alan bu yeni sistemlerin z, bir avu insan dnda herkesin, kendilerinin denetleyemedikleri bir yetkeye boyun emelerine dayanyordu. Balangta ou kii, yetkeci dizgenin zaferinin, birka bireycinin lgnl sonucu ortaya ktn ve bu lgnln onlar zaman iinde kendi dlerine gtrecei dncesiyle avundu. Dierleriyse, kendini beenmi havalarda, italyanlarn, ya da Almanlarn, yeterince uzun bir demokrasi deneyiminden yoksun olduklarn, bu yzden de Bat demokrasilerinin siyasal olgunluuna ulamalarn beklemek gerektiini dnd. Bir baka ortak, ve belki de tm dierlerinden tehlikeli olan yanlsamaya greyse, Hitler gibiler, yalnz ve yalnz kurnazlk ve hileyle devlet aygtnn tmn ele geirmiler, onun zerinde etki ve yetke sahibi olmulard; bu insanlar ve onlarn uydular, dpedz zor kullanarak ynetiliyorlard; btn insanlarsa, ihanet ve terrn iradesiz nesnelerinden baka bir ey deildi. O gnden bu yana geen yllarda, bu savlarn bo szler olduu aka ortaya kt. Almanya'daki milyonlarn, zgrlklerini bakalarnn eline teslim etmede gsterdikleri istekliliin, atalarnn o zgrl savunmada gsterdikleri isteklilikten az olmadn kabul etmek zorunda brakldk; zgrlk istemek yerine, ondan kamann yollarm aradklarn
13

grdk; dier milyonlarca insann kln kprdatmadn, zgrl savunmay, urunda savamaya ve lmeye deer bir olgu olarak grmediini kabul etmek zorunda kaldk. Ayrca, demokrasi krizinin, yalnz ve yalnz italyanlara ya da Almanlara zg bir sorun olmadn, her ada devletin bu sorunla kar karya buZGRLKBRRUHBLMSEL SORUN MU? 21 lunduunu da gryoruz, insan zgrl dmanlarnn hangi simgeyi setikleri de nemli deil; zgrlk, anti-faizm uruna saldrya uradnda, dpedz faizm1 uruna saldrya urad zamankinden daha az tehlikeye girmi deildir. Bu hakikat, John Dewey tarafndan ok gl bir ekilde dile getirilmitir, dolaysyla, dnceyi, onun szleriyle aktaryorum: "Demokrasimizin kar karya bulunduu tehlike," diyor, "yabanc totaliter devletlerin varl deildiryabanc lkelerde, Lider'e bamlla zafer kazandran ve kendi kiisel davranlarmzda ve kurumlarmzda var olan koullar, en ciddi tehlikeyi oluturmaktadr. Bu durumda sava alan da, kendi iimizde ve kendi kurumlarmzda bulunmaktadr."2 Faizmle savamak iin onu anlamak zorundayz, iyimser hayallerin bize bir yaran olmaz, iyimser grler dile getirmekse, bir Kzlderili yamur dans kuttreni kadar yetersiz ve yararsz olacaktr. Faizmin boy gstermesine ortam hazrlayan ekonomik ve toplumsal koullar sorunundan baka, anlalmas gereken bir insansal sorun da var. Bu kitabn amac, ada insann kiilik yapsnda bulunan ve faist lkelerde onu zgrlnden vazgeirten etmenleri, kendi halkmz arasnda da milyonlarca insanda ok belirgin bir ekilde varlk gsteren dinamik etmenleri zmlemektir. zgrln insansa) ynne, boyun eme zlemine ve iktidar hrsna gz attmzda, ortaya kan belli bal sorular unlardr: Bir insansal deneyim olarak zgrlk nedir? zgrlk istei, insan doasnda varolan bir ey midir? Kiinin iinde yaad kltr ortam ne olursa olsun, zgrlk, btn insanlarda benzer ekilde mi yaanr, yoksa belli bir toplumda ulalan bireyciliin lsne bal olarak farkllk m gsterir? zgrlk, yalnzca d basknn yokluu mudur yoksa ayn zamanda bir eyin varl mdr ve eer byleyse, neyin varl 'dr? Toplumda, zgrle kavuma istei yaratan toplumsal ve ekonomik etmenler nelerdir? zgrlk, bir insann kaldramayaca kadar ar bir yk, kamaya alt bir ey haline gelebilir mi? Nasl Faizm ya da yetkecilik terimini, Alman ya da talyan tipi diktatrlk dizgesini anlatmak iin kullanyorum. zellikle Alman dizgesini sz konusu ettiimde, Nazizm diyeceim. John Dewey, Freedom and Culture (zgrlk ve Kltr), G.P. Putnam's Sons, New York, 1939. 22 ZGRLKTEN KAI oluyor da, zgrlk pek ok kiinin ulamak iin can att bir ama, ve ok kii iin de bir tehdit oluturuyor? Acaba, doutan gelen bir zgrlk isteinden baka, gdsel bir boyun eme istei de olamaz m? Eer bu istek yoksa, bugn birok kiinin gsterdii, "lidere hayranlk" olgusunu nasl aklayacaz? Boyun eme, daima kamu nne km, elle tutulur bir yetkeye mi ynelik, yoksa, grev bilinci gibi isellemi yetkelere, isel zorlanm-lara ya da kamuoyu gibi anonim yetkelere boyun eme de sz konusu mu? Boyun emek, kabullenmek ediminde gizli bir doyum var m, varsa bunun z nedir? Insanolunda, doymakbilmez bir iktidar hrs yaratan ey nedir? Yaamsal enerjilerinin gc m, yoksa temelde yaam kendiliinden-lii iinde, sevgiyle yaama yetersizlii ve zayfl m? Bu kar durulmas g isteklerin gcn oluturan ruhbilimsel koullar nelerdir? Bu ruhbilimsel koullarn dayand toplumsal koullar nelerdir? zgrln ve yetkecilik glerinin insansal ynlerinin zmlenmesi, genel bir sorunu, yani ruhbilimsel etmenlerin, toplumsal sre iersinde etkin gler olarak oynad rol ele almamz gerektirmektedir; bu da sonunda bizi, toplumsal sreteki ruhbilimsel, ekonomik ve ideolojik etmenler arasndaki karlkl etkileim sorununa gtrr. Faizmin byk uluslar zerindeki ekicilik etkisini anlamak ynndeki her giriim, bizi, ruhbilimsel etmenlerin roln kabul etmek zorunda brakacaktr. nk burada, temelde ussal kiisel kar glerini deil, insanolunda var olmadn ya da en azndan uzun zaman nce lm bulunduunu sandmz eytani gleri harekete geiren bir siyasal dizge sz konusudur. Son yzyllar
14

iinde, insanolunu, etkinlikleri, kiisel karlar ve bu karlara uygun hareket etme yeteneiyle belirlenmi ussal bir varlk olarak gregeldik. ktidar hrsyla dmanl, insanolunun itici gleri olarak kabul eden Hobbes gibi yazarlar bile, bu glerin varln kiisel karlarn mantksal bir sonucu olarak akladlar. Onlara gre, insanlar eit olduundan ve dolaysyla ayn mutluluk anlayn beslediklerinden, ve de herkesi ayn lde doyurmaya yetecek kadar servet bulunmadndan, hali hazrda sahip olduklarnn mutluluunu gelecekte de yaamay gvence altna alma gcn elde etmek amacyla kanlmaz olarak birbirlerine kar savaacaklard. Ancak, Hobbes'un ZGRLKBR RUHBLMSEL SORUN MU? 23 izdii tablo alm, bu resmin modas gemitir. Orta snf bir nceki siyasal ya da dinsel yneticilerin iktidarn ykmada baarya ulatka, insanlar doaya egemen olmada daha byk admlar atmlar, ve daha ok sayda milyonlarca birey ekonomik bamszlna kavutuka, daha ok sayda insan, dnyay ussal bir dnya, ve insan, temel ussal varlk olarak grmeye balamtr. nsan doasnn karanlk ve eytans gleri, ortaalarn ve hatta tarihin daha da eski dnemlerinin sayfalarnda braklm, bu gler, bilgisizlikle, ya da hain krallarn ve rahiplerin kurnaz entrikalaryla aklanmtr. nsan bu dnemlere, uzun zamandr tehlike olmaktan kan bir yanardaa bakar gibi bakyordu. Kendini gvencede hissediyor, ada demokrasinin baarlarnn, btn kt gleri silip sprdne inanyordu; dnya, ada bir kentin iyi aydnlatlm sokaklar gibi prl prl ve gvenliydi. Savalar, eski zamanlarn son kalntlar olarak grlyordu, sava sona erdirmek iin bir tanecik sava daha yapmak yeterliydi; ekonomik bunalmlar, dzenli olarak belli aralklarla baa gelen kazalard ama gene de yalnzca birer kazayd. Faizm iktidara geldiinde, insanlarn ou, gerek kuramsal ve gerek pratik adan hazrlkszd. nsanolunun bylesine derin ktlk eilimleri, bylesine byk iktidar hrs, zayfn haklarn bylesine yok sayma eilimi, ya da bylesine byk bir boyun eme zlemi tadna inanamyorlard. Patlayacak olan volkann homurtularnn farknda olan sadece birka kiiydi. Nietzsche, ondokuzuncu yzyln tatl iyimserliini drtkledi; Marx da bir baka ynde ayn ii yapt. Bir baka uyar daha sonra Freud'dan geldi. Aslna baklrsa, Freud da ou izleyicileri de, toplumda olup bitenler konusunda ok saf dnce ve grlere sahiptiler, ruhbilimin toplumsal sorunlara uygulanmas konusundaki ou almalar yanltc erevelere oturtulmutu; ama gene de, Freud, ilgisini tmyle bireyin cokusal ve zihinsel rahatszlklar grngsne yneltmekle, bizi volkann tepesine gtrd ve bize, kaynamakta olan krateri gsterdi. Freud, ilgileri, insan davrannn baz blmlerini oluturan usd ve bilind glerin gzlenmesi ve zmlenmesine yneltmede kendisinden nce gelen herkesten daha derinlere indi. O ve onun ada ruhbilimdeki izleyicileri ada usuluun varln gzard ettii bir olguyu, insan doasnn usd ve bilind blmn rten 24 ZGRLKTEN KAI perdeyi kaldrmakla kalmadlar; bu usd grngnn, belli yasalara uyduunu, dolaysyla ussal olarak anlalabileceini gsterdiler. Freud. bize dlerin dilini anlamay, insan davranndaki usdlklardan baka ruhsal-bedensel belirtileri de kavramay retti. Bireyin btn bir kiilik yaps gibi bu usdlklarn da, kiinin, d dnyada ve zellikle de erken ocukluk anda yaad etkilere gsterdii tepkiden olutuunu ortaya koydu. Ama Freud, kendi kltrnn ruhuna ylesine gmlmt ki, o kltrn koyduu belli smrlann tesine gidemezdi. Onun, hasta bireyi bile kavramasna engel oluturan snrlar, bizzat kendi kltrnn koyduu snrlard; bunlar normal bireyi ve toplumsal yaamda ileyen usd grngy anlamasn olanaksz kldlar. Bu kitap, ruhbilimsel etmenlerin, toplumsal srecin tamam zerindeki roln ne kardndan ve bu zmleme, Freud'un temel bulularndan bazlarna, zellikle de insan kiiliinde bilinalt glerin ileyii ve bunlarn d etkilere bal oluuyla ilgili bululara dayandrldndan, okurun, daha iin banda yaklammzn genel ilkelerinden bazlaryla, bu yaklamla klasik Freudu kavramlar3 arasndaki belli bal farklar bilmesi yararl olacak sanyorum.
15

Freud, insan doasnn ktln savunan geleneksel retiden baka, insanla toplum arasnda bir temel kartlk olduu ynndeki geleneksel inanc da kabul etmitir. Ona gre insan, temelde toplum kartdr. Toplum, onu ehliletirmeli, biyolojik ve dolaysyla yok edilmesi olanaksz drtlerin u ya da bu ekilde dolaysz olarak doyurulmasna izin vermelidir; ama toplumun asl grevi, insann temel tepilerini artmak, ve bunlar ustaca denetlemektir. Toplumun doal tepileri bu ekilde bask altna almasnn sonucu olarak mucizevi bir durum ortaya kar: bask altna alnan itkiler, kltrel adan deer tayan ve gerekletirilmesi iddetle arzulanan zlemlere dnr ve Freud'un kuramnn temel sonularna dayandrlm olmakla birlikte, ondan pek ok nemli ynde ayrlan bir ruhzmsel yaklam, Karen Horney'nin New Ways in Psychoanalysis (Ruhzmlemede Yeni Yntemler) (W.W.Norton & Company, New York, 1939) adl kitabyla, Harry Stack Sullivan'n, Psychiatry dergisinde (1940, 3. Cilt, 1. say) yaymlanan Conceptions of Modern PsychiatryThe First William Alanson White Memorial Lectures (ada Psikiyatri Kavramlar) balkl yazsnda aklanmtr. Bu iki yazar birok ynden birbirinden ayrlsa da, bu kitabmda sunulan gr, her ikisinin grne birok ynden benzemektedir. ZGRLKBR RUHBLMSEL SORUN MU? 25 insann kltr temeli haline gelir. Basknn uygarlam davran haline gelmesi sonucunu yaratan bu garip dnm iin Freud, ycelme szcn semitir. Bask, ycelme yetisinden daha fazlaysa bireyler sinir hastas olmakta ve basknn azalmasna izin vermek gerei domaktadr. Ancak genelde, insan itkilerinin doyurulmasyla kltr arasnda elikili bir iliki sz konusudur: bask arltka kltr (ve de sinirsel rahatszlklar tehlikesi) artar. Freud'un kuramna gre bireyle toplum arasndaki iliki temelde duraandr: birey hemen hemen ayn bireydir; ancak toplumun, doal drtlerine daha byk bask yapt (ve dolaysyla daha fazla ycelmeyi zorunlu kld), ya da daha fazla doyuma izin verdii (yani kltr feda ettii) oranda deiebilir. Kendisinden nce gelen ruhbilimcilerin kabul ettii, insann, temel drtleri denilen ey gibi, Freud'un insan doas kavram da temel olarak, ada insanda grlecek olan en nemli itkilerin bir yans-syd. Freud'a gre kendi kltrnn bireyi "insan" temsil ediyordu; ada toplum insannn belirleyici zellii olan tutkulara ve kayg-laraysa, insann biyolojik yapsnda kk salm ezeli gler gzyle baklyordu. Aslnda, bu noktay kantlayacak (bugn, ada insanda kendini gsteren dmansln toplumsal temeli olarak Oedipus karmaas, kadnlarda hadm edilme karmaas denen ey gibi) pek ok rnek gsterilebilir, ama ben, bir toplumsal varlk olarak btn bir insan kavramn ilgilendirmesi asndan zellikle nemli bulduum tek bir rnek daha vereceim. Freud, daima bireyi bakalaryla ilikisi iinde ele alr. Ancak Freud'un anlatt bu ilikiler, kapitalist toplum bireyine zg olan, kiinin bakalaryla ekonomik ilikileri olgusuna ok benzer. Her bir kii her eyden nce bakalar ile ibirlii iinde deil, bireysel olarak, yapt iin getirebilecei tehlikeleri tek bana gslemeyi gze alarak, kendisi iin alr. Ama kii, bir Robinson Crusoe deildir; mteri gibi, ii ya da iveren gibi baka kiilere gereksinimi vardr. Satn almak ve satmak durumundadr; almal, vermelidir. Meta pazar olsun, emek pazar olsun, bu ilikileri pazar dzenler. Dolaysyla, her eyden nce yalnz ve kendine yeterli olan birey, bir ara olarak, satn alma ve satma arac olarak bakalaryla ekonomik ilikiye girer. Freud'un insan ilikileri kavram da temelde ayndr: Birey, biyolojik olarak doutan sahip olduu ve doyurulmak 26 ZGRLKTEN KAI gereksinimi iinde bulunan itkilerle batan ayaa donanm grnmektedir. Bunlar doyurmak iin, birey, dier "nesneler" ile ilikiye girer. Dolaysyla dier bireyler, her zaman iin kiinin amacna ulamada kullanlan aratr, ama dediimizse, bireyde, bakalaryla temasa gemeden nce doan youn isteklerin doyurulmasdr. Fre-ud'un anlad anlamda insan ilikileri alan, pazara benzemektedir biyolojik olarak var olan gereksinimlerin doyurulmas ynnde yaplan bir dei tokutur bu ve bu dei tokuta, bir baka bireyle olan iliki, hibir zaman iin bir ama deil, her zaman iin bir aratr. Bu kitapta sunulan zmleme, Freud'un grnn tersine, ruh-bilimin temel sorununun, u
16

ya da bu gdsel gereksinimin doyurulmas ya da ortadan kaldrlmas sorunu olmad, bireyin dnyayla belli bir anlamda ilikili bulunmas sorunu olduu varsaymna dayandrlmtr; aynca da, insanla toplum arasnda ilikinin duraan bir iliki olmad noktasndan hareket edilmitir. Bir yanda doann belli itkilerle donatt bir birey, te yandaysa, ondan apayr, bu doal eilimleri doyuran ya da bastran bir toplum diye bir ey yoktur. Alk, susuzluk, cinsellik gibi btn insanlarda ortak olan baz gereksinimler vardr geri ama sevgi ve nefret gibi, iktidar hrs ve boyun eme arzusu, duyusal zevkleri yaama ya da yaamaktan korkma gibi insann kiiindeki/arWi/:/an oluturan itkilerin hepsi de, toplumsal srecin rnleridir. nsanolunun en gzel ve ayn zamanda en irkin eilimleri deimez ve biyolojik olarak var olan insan doasnn bir paras deildir, bunlar, insanolunu yaratan toplumsal srecin sonulardr. Baka deyile, toplumun yalnzca bir engelleyici, basmc ilevi (geri bu da vardr ama) deil, ayn zamanda bir yaratc ilevi de vardr, insann doas, tutkular ve kayglar kltrel bir rndr; hatta, insanolunun, yazl ekline tarih dediimiz srekli abalarnn en byk baars ve en nemli yarats, bizzat insandr. insann tarihteki bu yaratl srecini anlamak, toplumsal ruh-bilimin grevidir. Neden bir tarihsel dnemden dierine insann kiiliinde baz kesin deiiklikler meydana gelmektedir? Rnesans ruhu neden ortaa ruhundan farkldr? Tekelci kapitalizm insannn kiilik yaps neden on dokuzuncu yzyl insannnkinden farkldr? Toplumsal ruhbilim, ister iyi, ister kt olsun tm yeni beceri ve deneyimlerinin ve yeni tutkulannn nasl varlk kazandn aklamak ZGRLKBR RUHBLJMSEL SORUN MU? 27 zorundadr. Nitekim, rnein Rnesans'tan gnmze dek insanlar n tutkusuyla yanp tutuuyorlard; oysa, bugn ok doal kabul edilen bu zlem, ortaa toplumunda pek fazla grnmyordu.4 Ayn dnemde, insanlar daha nce tanmadklar bir doa gzellii duygusu gelitirdiler.5 Gene, Kuzey Avrupa lkelerinde, on altnc yzyldan balayarak, insanlar o dnemden nce zgr bir insanda bulunmayan tutkulu bir alma al gelitirdiler. Ama yalnz insan tarih tarafndan deil, tarih de insan tarafndan yaratlr. B elikili grnen durumun zm, toplumsal ruhbilimin alann oluturur.6 Bu alanda yaplacak i, yalnzca tutkularn, isteklerin, kayglarn, nasl toplumsal srecin sonucu olarak deiip gelitiini aklamak deil, bu gelimenin sonucu olarak belli formlara giren insan enerjisinin nasl toplumsal sreci biimlendiren retici gler haline geldiini de gstermektir. Nitekim, rnein iddetli bir n ve basan salama istei, alma itkisi olmasayd, kapitalizm gelimesine olanak salayan glerden yoksun olmu olacakt; bu ve dier baz insansal gler olmasayd, insanlar, ada ticari ve snai dizgenin toplumsal ve ekonomik gereklerine uygun davranma itilimi tamayacaklard. Sylediklerimizden kan sonuca gre, bu kitapta sunulan grler, Freud'un tarihi, kendi ilerinde toplumsal olarak koullandrlmam ruhbilimsel glerin bir sonucu eklinde yorumlayan gryle byk bir uyumazlk iinde olmas bakmndan, onunkilerden farkldr. Bu grler, toplumsal sreteki dinamik elerden biri olarak insan faktrnn roln dikkate almayan kuramlanyla da byk bir uyumazlk iindedir. Bu eletiri, yalnzca, (Durkheim ve onun okulunun kuramlar gibi) ruhbilimsel sorunlan toplumbilimden dlamay ak ak isteyen toplumbilimsel kuramlara deil, az ok davransal ruhbilim boyasna banlm kuramlara da yneltilmitir. Bu kuramlarn hepsinde de insan doasnn kendi dinamizminin bulunmad ve ruhbilimsel deiimlerin, yeni kltr kalplama bir uyarlanma eklinde, Bkz. Jacob Burckhardt, The Civilization of the Renaissance in Italy (talya'da Rnesans Uygarl), The Macmillan Company, New York, 1921, s. 139 ve devam. Ayn yapt, s. 299 ve devam. Bkz. toplumbilimci J. Dollard, K. Mannheim ve H.D. Lasswell'in, insanbilimci R. Benedict, J. Hallowell, R. Linton, M. Mead, E. Sapir'm katklaryla, A. Kardiner'in, ruhzmsel kavramlar insanbilime uygulamas. 28 ZGRLKTEN KAI yeni "alkanlklarn gelimesi erevesinde ele alnmasnn gerektii noktasndan hareket edilmitir. Bu kuramlar, ruhbilimsel etmenden sz etmelerine karn, ayn zamanda bu etmeni
17

kltr kalplarnn bir glgesine indirgemektedirler. Geri, deimez bir insan doas yoktur ama, insan doasn sonsuz sayda kalba dklebilen ve kendi ruhbilimsel dinamizmini gelitirmeksizin kendini her trden koula uyar-layabilen bir ey olarak gremeyiz, insan doas, tarihsel evrimin bir rndr geri ama, doutan getirdii belli mekanizmalar, yasalar bulunmaktadr, ve bunlarn ortaya karlmas, ruhbilimin grevidir. u ana dek sylediklerimizin ve bundan sonra syleyeceklerimizin tam olarak anlalmas iin uyarlanma kavramn tartmak gerekli grnyor. Bu tartma ayrca ruhbilimsel mekanizmalar ve yasalar gibi szlerle neyi anlatmak istediimizi de akla kavuturacaktr. "Duraan" uyarlanmayla, "devingen" uyarlanmay birbirinden ayrmak yararl olacak. Duraan uyarlanma dediimizde, btn kiilik yapsnn deimezliini koruyan ve yalnzca yeni bir alkanla uyarlanmay dile getiren bir "kalplara uyarlanma"dan sz ediyoruz. inliler gibi yemek yeme alkanln brakp, Batllar gibi atal-bak kullanarak yeme alkanl edinmek, bu trden bir uyarlanmaya rnek oluturur. Amerika'ya gelen bir inli, kendini bu yeni kalba uyarlar, ama tek bana bu uyarlanmann, kiilii zerinde pek az bir etkisi vardr; yeni itkiler ya da kiilik zellikleri ortaya karmaz. Devingen uyarlanma derken, rnein, bir ocuun tersini yapamayacak lde korktuundan kat ve tehditkr babasnn buyruklarna uyarak "uslu" ocuk haline gelmesiyle gerekleen uyarlanmadan sz ediyoruz. ocuk, kendisini durumun gereklerine uyarlarken iinde bir ey olur. Babasna kar youn bir dmanlk gelitirebilir bunu dile getirmek ya da hatta bilincinde olmak bile ok tehlikeli olduundan, bu dmanl bastracaktr. Ancak bu bastrlm dmanlk, da vurulmam olmakla birlikte, onun kiilik yapsnda devingen bir etmendir. Yeni kayglar yaratp daha da byk boyun emeye yol aabilir; belli bir kiiye deil de daha ok genel olarak yaama yneltilmi belli belirsiz bir meydan okuma, bir kar olma durumu yaratabilir. Burada da, birinci durumda olduu gibi bir birey, kendisini belli dsal koullara uyarlamaktadr, ama bu kez, bu trden uyarlanma onun iinde yeni bir ey yaratmakta, yeni itkiler, yeni kayglar uyandrmaktadr. Her sinirceli durum, bu devingen ZGRLKBR RUHBLMSEL SORUN MU? 29 uyarlanmaya bir rnek oluturur; bu, temelde, kendi ilerinde usd ve genel anlamda ocuun gelimesinde ve bymesinde kt etkileri olan (zellikle erken ocukluk andaki) d koullara bir uyarlanmadr. Gene ayn ekilde, toplumsal kmelerde gl, ykc ya da sadiste drtlerin varl gibi nevrotik grngyle kyaslanabilecek toplumsal-ruhbilimsel grngler de (bunlara neden nevrotik denmemesi gerektii daha sonra tartlacak) insanolunun gelimesinde usd ve zararl toplumsal koullara devingen uyarlanmaya bir rnek olutururlar. Ne trden uyarlanmann gerekletii sorusundan baka sorular da yant beklemektedir: insann kendisini hemen hemen akla gelebilecek btn yaam koullarna uyarlamaya zorlayan ey nedir, insann uyar-lanabilirliinin snrlan nelerdir? Bu sorulara yant verirken, ele almak durumunda olduumuz ilk grng, insan doasnda, dierlerinden daha esnek ve uyarlanmaya daha elverili belli blmlerin bulunduu grngsdr. insanlar arasndaki ayrmlar oluturan iddetli arzular ve kiilik zellikleri, byk lde esnektir, kalba sokulabilirler. Sevgi, ykclk, sadizm, boyun eme eilimi, iktidar hrs, umursamazlk, kendini soyutlama, kendini bytme istei, tutumluluk tutkusu, duyusal zevkleri yaama geirme ve duyusallktan korkma, bu zelliklerdendir, insanda bulunan bu ve daha birok iddetli arzu ve korkular, belli yaam koullarna birer tepki olarak gelimektedirler. Bunlar zellikle esnek deildir, nk bir kere bir insann kiiliinin bir paras haline geldiler mi, kolayca yok olmaz, ya da bir baka itkiye dnmezler. Ama bireylerin, zellikle ocukluklarnda, kendilerini iinde bulduklar yaam ekli btnne uygun olarak u ya da bu gereksinimi gelitirmeleri anlamnda esnektirler. Bu gereksinimlerin hibiri,. insan doasnda doutan var olan ve btn koullar altnda geliip doyurulmak durumunda olan zelliklermiesine deimez ve kat deildir. Bunlardan farkl olarak, insan doasnn vazgeilmez bir paras olan ve zorunlu olarak doyurulmak durumunda bulunan baka gereksinimler, yani alk, susuzluk, uyuma gereksinimi vb. gibi, insann fiziksel yapsndan kaynaklanan gereksinimler vardr. Bunlarn
18

her biri iin, doyurulmamann dayanlmaz hale geldii birer eik vardr; bu eik aldnda, gereksinimi doyurma eilimi, ok gl, iddetli bir istek nitelii gsterir. Bu fizyolojik olarak koullandrlm gereksinimler, kendini koruma gereksinimi kavram iinde zetlenebilir. 30 ZGRLKTEN KAI Bu kendini koruma gereksinimi insan doasnn, btn koullar altnda doyurulmak isteyen ve dolaysyla, davrannn en birinci itici gcn oluturan parasdr. Bunu basit bir ekilde aklamak gerekirse: insanolu, yemek, imek, uyumak, kendisini dmanlara kar korumak gibi zorunluluklar iindedir. Btn bunlar yapmak iin almak ve retmek zorundadr. Ancak "i", genel ya da soyut bir ey deildir, t, her zaman iin somut almadr, yani, belli bir ekonomik dizgede yaplan belli bir itir. Bir insan feodal dizgede, bir kle olarak, bir Kzlderili pueblosunda kyl olarak, kapitalist toplumda bamsz bir iadam olarak, ada bir maazada tezgahtar olarak, byk bir fabrikann usuz bucaksz yryen bantnn banda ii olarak alabilir. Bu deiik alma trleri, tmyle farkl kiilik zellikleri gerektirir ve bakalarna kar deiik trden ilgili ya da bal olma durumlar yaratr. Bir insan doduunda, sahne hazrlanmtr. Yemek ve imek zorundadr, bundan dolay da almak zorundadr; bu da belli koullar altnda ve domu olduu toplum yaps tarafndan onun iin belirlenen ekillerde almak zorunda olduu anlamna gelir, insandaki yaama gereksinimi olsun, toplumsal dizge olsun, her iki etmen de temelde insann birey olarak deitiremeyecei etmenlerdir, ve bunlar, daha byk esneklik gsteren o teki zelliklerin gelimesini belirleyen etmenlerdir. Bylece, birey iin bir ekonomik dizgenin zelliklerine gre saptanan yaam biimi, bireyin btn kiilik yapsnn belirlenmesinde temel etmen haline gelir; nk kanlmaz bir gereksinim olan kendini koruma istei, bireyi, iinde yaamak durumunda olduu koullan kabul etmek zorunda brakr. Bu, birey, dier bireylerle birlikte, baz ekonomik ve siyasal deiiklikleri etkilemeye aba harcayamaz demek deildir; ancak kiilii, her eyden nce belli bir toplum ya da snfn tipik zelliklerini temsil eden ailesi kanalyla daha ocukken karlat belli bir yaam biimi tarafndan ekillendirilir.7 Bu sorunla ilgili olarak sk sk grlen bir karkla kar okuru uyarmak isterim. Bireyin yaam biiminin belirlenmesinde, bir toplumun ekonomik yaps, kiilik gelimesi iin bir koul grevi grr. Bu ekonomik koullar, Rnesans'tan bu yana, Marx'm temel kavramlarn anlayamayan baz Marxci yazarlara dek pek ok yazar tarafndan insan davrannn egemen itici gleri olarak grlen maddi servet arzusu gibi znel ekonomik itici gler'den tmyle farkldr. Aslnda, kiiyi kuatan maddi ZGRLKBR RUHBMSEL SORUN MU? 31 Fizyolojik olarak koullandrlm gereksinimler insan doasnda mutlaka var olmas gereken tek gereksinimler toplam deildir. Gene ayn lde zorunlu, bedensel srelerden deil, insanolunun yaam ve yaama biiminin znden kaynaklanan bir blm daha vardr: Bu, kiinin kendi dndaki dnyayla balantl olmas gereksinimi, yalnzlktan kanma gereksinimidir. Fiziksel alk nasl bedeni lme gtrrse, tmden yapayalnz ve soyutlanm hissetmek de ayn ekilde insann zihnini paralanmaya gtrr. Bu bakalaryla ilikili olmak, fiziksel temasla ayn ey deildir. Bir birey, uzun yllar boyunca fiziksel anlamda yalnz olabilir, ama gene de fikirlerle, deerlerle ya da en azndan ona bir birleme ve "ait olma" duygusu veren toplumsal kalplarla ilikili olabilir. te yanda, insanlar arasnda yaayabilir ama gene de dayanlmaz bir soyutlanmlk duygusuna kaplabilir, bu duygu, belli bir snn aarsa, kii, izofrenik rahatszlklarn anlatm olan bir delilik durumu yaamaya balar. Bu deerlere, simgelere, kalplara ballk yoksunluuna, trel yalnzlk da diyebiliriz, ve trel yalnzln da tpk fiziksel yalnzlk kadar dayanlmaz olduunu, ya da daha dorusu, fiziksel yalnzln, ancak ve ancak, trel yalnzl da beraberinde tamas halinde dayanlmaz olduunu syleyebiliriz. Dnyayla tinsel iliki, eitli ekillerde kendini gsterebilir; Tannya inanan ve bir hcrede yaayan kei, kendisini sava yoldalanyla bir hisseden, tecrit edilmi siyasal tutuklu trel adan yalnz deillerdir. Garip bir ortamda smokin giyen ingiliz beyefendisi de, yoldalanndan ok ok soyutlanm olmasna karn, ulusu ya da ulusun simgeleriyle kendini bir gren kk-burjuva da trel adan yalnz deildir. Dnyayla kurulan ba, soylu bir ba
19

da olabilir, nemsiz, deersiz bir ba da; ne var ki, en deersiz bir kalba bal olmak bile, yalnz olmaya kat kat yelenir. Din ve ulusalclk, ya da ne kadar sama ve aalayc olursa olsun herhangi bir gelenek, bireyle bakalan arasnda ba kuruyorsa, insann en ok korktuu eyden, soyutlanmaktan kap drt elle sanlaca snaklardr. servet sahibi olma arzusu, yalnzca baz kltrlere zg bir gereksinimdir ve farkl ekonomik koullar, maddi serveti hor gren ya da onu umursamayan kiilik zellikleri yaratabilir. Bu sorunu daha ayrntl olarak, Zeitschrift fr Sozialforschung' daki (Hirsch-feld, Leipzig, 1932, Cilt I, s. 28 ve devam) "Uber Methode und Aufgabe einer analy-tischen Sozial-psychologie" balkl yazmda tartmtm.. 32 ZGRLKTEN KAI Trel soyutlanmadan kanma ynndeki zorunlu gereksinimi, Bal-zac, Kaifin Acs adl yksndeki u blmde ok iyi betimlemitir: Yalnzca bir eyi ren, henz yorulabilir durumda olan aklna unu iyice kaz: nsanolunda byk bir yalnzlk korkusu vardr. Yalnzlklar iinde en korkuncu, trel yalnzlktr, tik keiler, Tanryla yaadlar, dnyalarn en kalabalnda, ruhlar dnyasnda mr srdler, t ster kei olsun, ister bir mahpus, ister bir gnahkar ya da alak, serseri, insanolunun ilk dncesi, kendi yazgsn paylaan bir arkadann olnasdr. Yaamn ta kendisi olan bu itkiyi doyurmak iin, btn gcn, btn kuvvetini yaamnn btn enerjisini ortaya koyar. Bu ok gl istek olmasayd eytan kendine arkada bulabilir miydi? Bu konuda Yitik Cennet'e balang oluturacak koca bir destan yazlabilir, nk Yitik Cennet, bakaldrnn savunusundan baka bir ey deildir. insanda, soyutlanma korkusunun neden bylesine gl olduu sorusunu yantlamaya kalkmak, bizi, bu kitapta izlemekte olduumuz yoldan ok uza'dara gtrr. Ancak, okura, kiinin kendisini bakalaryla bir hissetmesi gereksiniminin gizemli bir nitelii olduu izlenimini vermerek iin, bu sorunun yantnn nerede yatt konusundaki grm belirteceim. nemli elerden biri, insann, bakalaryla u ya da bu ibirlii iinde olmakszn yaayamayaca olgusudur. Akln alabilecei her kltrde, insan, yaamak iin ister kendini dmanlara ya da doann tehlikelerine kar korumak amacyla, ister alabilme ve retebilme yetisi kazanmak amacyla olsun, bakalaryla ibirlii yapmak gereksinimini duyar Robinson Crusoe'nun yannda bile Cuma vard; o olmasayd, Robin: ;on belki ldrmakla kalmayacak, dpedz lecekti. Bakalarnn yardmna olan bu gereksinimi, herkes ocukluunda ok derinden duyar, insan yavrusunun yaamsal ilevler konusunda, bakalaryla ileti m kurma konusunda kendi bann aresine baka-may, yavru iil bir lm kalm meselesidir. Tek bana braklma olasl, kanlmaz olarak, ocuun var oluuna ynelik en ciddi, en byk tehlikeyi oluturur. ZGRLKBR RUHBLJMSEL SORUN MU? 33 Ancak, "ait olma" gereksinimini bylesine zorunlu klan bir e daha vardr: insanolunun, kendisini doadan ve dier insanlardan farkl bir bireysel varlk olarak grmesini, kendisinin farkna varmasn salayan dnme yetisi yani znel zbilinlilik. Bu farkn-daln derecesi insana gre deiir geri ama, bir sonraki blmde aklanaca zere, bu farkndaln varl insanolunu, temelde in-sansal olan bir sorunla kar karya brakmaktadr: kendisinin, doadan ve dier insanlardan ayr, farkl bir varlk olduunun farkna varmakla, ok belli belirsiz de olsa lmn, hastaln, yalanmann bilincine varmakla, kendi varlnn evren yannda ve "kendisi" olmayan tm dierleri yannda ne kadar nemsiz ve ne kadar kk olduunu kanlmaz olarak hisseder. Bir yere ait olmazsa, yaamnn bir anlam ve yn olmazsa, kendisini bir toz tanesi olarak duyum-sayacak ve bu bireysel nemsizlie kaplp gidecektir. Yaamna anlam ve yn verecek herhangi bir dizge ile kendisi arasnda bir ba kuramayacaktr, kukularla dolup taacak, bu kukuysa giderek ondaki davranlarda bulunma yani yaama yetisini ktrm edecektir. Baka konuya gemeden nce, toplumsal ruhbilim sorunlarna genel yaklammzla ilgili olarak iaret ettiimiz noktalan zetlemek yararl olabilir, insan doas ne biyolojik olarak nceden saptanm ve doutan gelen itkiler toplamdr, ne de kendisini gzel gzel uyarlad
20

kltr kalplarnn l bir glgesidir; insan doas, insan evriminin rndr, ancak, ayn zamanda belirli ileyileri ve yasalar iinde barndrr, insan doasnda belirlenmi ve deitirilmesi olanaksz baz etmenler vardr: fizyolojik olarak koullandrlm itkilerin doyurulmas gereksinimi ve soyutlanmayla trel yalnzlktan saknma gereksinimi. Bireyin belli bir topluma zg retim ve datm dizgesinden kaynaklanan yaam biimini kabul etmek durumunda olduunu grmtk. Kltre uyarlanma srecinin dinamizmi iinde bireyin duygu ve davranlarna yn veren baz ok gl itkiler geliir. Birey, bu itkilerin bilincinde olabilir ya da olmayabilir, ama her iki durumda da bunlar gldr ve bir kez ortaya ktlar m, mutlaka doyurulmak isterler. Ekonomik, ruhbilimsel ve ideolojik etmenlerin nasl birbirlerini etkiledikleri ve bu karlkl etkileimle ilgili olarak daha hangi genel sonulann kanlabilecei, Reformasyon 34 ZGRLKTEN KAI ve faizmi zmlememiz srasnda ele alacamz konular olacak.8 Bu tartma srekli olarak bu kitabn ana temas etrafnda yrtlecek: yani insan, dier insanlarla ve doayla balangtaki birolma durumundan kmas anlamnda ne lde zgrlk kazanrsa, o lde "birey" haline gelir, ve sevgi ile retken almann kendiliindenlii iinde kendisini dnyayla birletirmekten ya da bunu yapamamas durumunda, dnyayla arasnda kendi zgrln ve bireysel benliinin btnln yok edecek balarla bir eit gvenlik arayna girmekten baka aresi yoktur.9 o Ruhbilimsel ve sosyo-ekonomik gler arasndaki karlkl ilikinin genel zelliklerini daha ayrntl olarak Ek blmnde tartacaz Bu elyazmasnn tamamlanmasndan sonra, R.N. Anschen tarafndan tasarlanan ve derlenen Freedom, Its Meaning (zgrlk, Anlam) adl kitapta (Harcourt, Brace & Co., New York, 1940.) zgrln deiik ynleri ortaya konuldu. Burada zellikle H. Bergson, J. Dewey, R. M. Maclver, K. Riezler, P. Tillich tarafndan hazrlanan bildirileri anmak isterim. Ayrca bkz. Cari Steuermann, Der Mensch auf der Fluent (Ka nsanlar), S.Fischer, Berlin, 1932. II. BLM BREYN ORTAYA IKII VE ZGRLK KAVRAMI As SL KONUMUZA zgrln ada insan iin ne anlama geldii ve ondan neden ve nasl kamaya alt sorusuna gemeden nce, gereklikten bir anlamda koparlm gibi grnen bir kavram tartmalyz. Kopuk grlmesine karn, ada toplumda zgrln zmlenmesinin anlalabilmesi iin ele almak durumunda olduumuz bir dnce bu. Kavram derken, zgrln insan varoluunun belirleyici zelliklerini oluturduu, dahas, zgrln anlamnn, insann kendisini bamsz ve ayn bir varlk olarak grmesi ve alglamas lsnde deitii savndan sz ediyorum. insann toplumsal tarihi, onun doal dnyayla bir btn olma durumundan kp, kendisinin evredeki doa ve insanlardan ayn bir varlk olduunun farkna varm duruma ulamasyla balad. Ancak bu farkndalk, tarihin uzun dnemleri boyunca ok belli belirsiz kalmtr. Birey, doaya ve iinden kt toplumsal dnyaya ok sk balarla bal olmay srdrmtr; ayn bir varlk olarak ksmen kendisinin farknda olurken, ayn zamanda evresindeki dnyann da bir paras olduu duygusunu yaamtr. Bireyin balangtaki balann-dan koparak gelimesi sreci, "bireyleme" diyebileceimiz bu sre, ada tarihte Reform a ile iinde bulunduumuz dnem arasndaki yzyllarda doruk noktasna ulam gibi grnmektedir. Bir bireyin yaam tarihinde de ayn sre grlr. ocuk, artk anasyla birlikte bir tek olmad anda doar ve anadan ayn bir biyolojik varlk haline gelir. Bu biyolojik ayrlma, bireysel insan var oluunun balangcdr ama, gene de ocuk ilevsel olarak uzun bir sre anneyle birlikte tek bir varlk olarak kalr. ;6 ZGRLKTEN KAI Birey, kendisini d dnyaya balayan simgesel gbek bandan ne lde kurtulmusa, o lde zgrdr; ya da kurtulmad lde zgrlkten yoksundur; ama bu balar ona
21

gvenlik duygusu, bir ait olma, kklerinin bir yere bal olduu duygusunu vermektedir. Bireyleme srecinin bireyin tamamen ortaya k sonucunu douran bu sreten nce var olan btn bu balara "ilk balar" adn vermek istiyorum. Bunlar, normal insan gelimesinin bir paras olmalan anlamnda organik balardr; bireyselliin yokluunu belirtirler ama ayn zamanda bireye gvenlik ve evre koullanna alma olana verirler. ocuu anasna, ilkel toplum yesini klanna ve doaya ya da ortaa insanm kiliseye ve toplumsal kastna balayan balardr bunlar. Tamamen bireyleme evresine ulalp da birey bu ilk balardan kurtulduunda yeni bir grevle kar karya gelir: kendisini dnyasnn koullanna uyarlamak, dnyada kk salmak ve bireysellik-ncesi var oluundakilerden farkl yollardan gvenlik bulma grevleridir bunlar. Demek ki zgrlk, bu evrim aamasna ulaldktan nceki zgrlkten farkl bir anlam tamaktadr. imdi burada durmak ve bu kavramlar bireysel ve toplumsal gelimeyle olan ilikileri iinde daha somut bir ekilde tartarak akla kavuturmak gerekiyor. nsann, dlt ii yaamdan insansal varla geii eklindeki ani deiiklik, ve gbek bann kesilmesi, yavrunun, anann bedeninden bamsz hale gelmesinin balangcdr. Ancak bu bamszlk yalnzca iki bedenin birbirinden aynlmas eklindeki kaba anlamda gerek bamszlktr. levsel anlamda bebek, anann bir paras olmay srdrr. Anne tarafndan beslenir, tanr, baklr, her yaamsal anlamda anneye baldr. Yava yava ocuk annesine ve dier nesnelere kendisinden ayn varlklar gzyle bakmaya balar. Bu sreteki etmenlerden biri sinirbilimseldir (nrolojik) ve ocuun genel fiziksel gelimesi, nesneleri eliyle ve zihniyle kavrama ve onlan kullanma yetisi srecin gelimesinde rol oynar. Bebek, kendi etkinlikleriyle kendi dnda bir dnyay yaar. Bireyleme sreci, eitimle hzlandrlr. Bu sre, annenin roln, ocuun istekleriyle elien farkl amalara sahip bir kii rolne ve ou kez, dmans ve tehlikeli bir kii rolne dntren bir dizi bask ve yasaklan gerektirir.1 Eitim srecinin Burada tam anlamyla gdsel skntnn dmanlk yaratmayacana iaret etmek gerekir. Dmanl yaratan, taknln engellenmesi, ocuun kendini ortaya koyma BREYN ORTAYA IKII 37 elbette ki tamam deil bir paras olan bu eliki, "ben" ile "sen" arasndaki ayrm keskinletiren nemli bir etmendir. ocuun bir baka kiiyi tanmas ve bir glmsemeyle tepki gsterebilmesi iin doumdan sonra birka ay geer, ocuun kendisini evrenle kartrmamay renmesi iinse birka yl gereklidir.2 ocuk o ana dek, ocuklara zg garip bir benmerkezcilik"baka-larTn, henz kesin olarak gerekten kendisinden ayn varlklar olarak alglamamas nedeniyle, bakalanna kar sevecenlik ve ilgi de ieren bir benmerkezcilik sergiler. Gene ayn nedenle, bu ilk yllarda ocuun yetkeye yaslan da, daha sonraki yllarda yetkeye yaslantan farkl anlam tar. Ana baba, ya da yetkeyi simgeleyen kiiler, henz kkl bir biimde ayn varlklar olarak grlmemektedir, ocuun evreninin bir parasdrlar, bu evrense, hl ocuun bir parasdr; dolaysyla onlara boyun emek, iki bireyin gerekten ayr hale gelmesinden sonraki boyun eme trnden farkl niteliktedir. On yandaki bir ocuun anszn kendi bireyselliinin farkna varmas, R. Hughes tarafndan A High Wind in Jamaica (Jamaika Rzgan) adl yaptta harikulade gzel betimlenmektedir: Derken hayli nemli bir olay yaad Emily. Anszn kim olduunu anlad. Bu olayn be yl nce olmu olmas, ya da hatta be yl sonra olmamas iin, ya da zellikle o gnn le sonrasnda yaanmas iin en kk bir neden yoktu. zerine kap tokma olarak koca bir kanca ast bocurgatn arkasndaki kuytu kede, halatlarn arasnda evcilik oynuyordu; sonra oyundan bkt, ylesine dolamaya balad, arlarla periler kraliesini dnyordu belli belirsiz; tam o srada kendisinin Emily olduu fikri dodu kafasnda. App kald, Emily denen kiinin grebildii her yanma bakmaya balad. Giysisinin gr alanna giren blmyle incelemek zere kaldrdnda grebildii elleri dnda pek bir ey gremiyordu; ama kendisinin olduunu anszn kavrad kk bedeniyle ilgili aa yukar bir fikir edinmesine yetiyordu bu kadar. giriiminin durdurulmas, ana babadan yansyan dmanlk, ksacas ocukta gszlk duygusuyla ondan kaynaklanan dmanlk duygusunu yaratan bask havasdr. Jean Piaget, The Moral Judgment of the Child (ocukta Trel Yarg), Kegan Paul, Londra,
22

1932, s. 407. Bkz. H. S. Sullivan, a.g.y., s. 10 dipnot. 38 ZGRLKTEN KAI Sevin iinde deil de, alayl alayl glmeye balad. "Vay canna!" diye dnd. "Demek benim de bama gelecekmi bu! Byle kskvrak yakalanacakmm demek! Artk kurtulu yok, daha bir sre byle kalacaksn Emily. Bu lgn oyundan kncaya dek ocukluu, bymeyi ve yalanmay batan sona yaayacaksn." Bu son derece nemli olay yaamasn engelleyecek herhangi bir nedenden kaarcasna direin tepesindeki gzde tneine ulamak zere ip merdiveni trmanmaya balad. Ne var ki, bu basit hareket srasnda kolunu ya da bacan her kmldatnda, bu organlarn ona son derece gnll bir ekilde boyun emesine yeniden ayordu. Bellei ona bunlarn her zaman byle davranm olduunu sylyordu elbet; ama bu olgunun ne denli artc olduunu daha nce hi kavramamt. Tneine yerletikten sonra ellerini rten deriyi mthi bir dikkatle incelemeye balad; nk bu onun teniydi. Giysisinin kolunu syrarak omuzlarndan birini dar kard; giysisinin altnda devamnn bulunduundan emin olmak iin ieriye bir gz attktan sonra, omuzunu yanana dedirdi. Yzyle omuzunun lk plak tmseinin birbirine dokunuu, sanki sevecen bir dostunun okayym gibi, ona ho bir heyecan veriyordu. Ama bu duygunun yanandan m yoksa omuzundan m geldiini, hangisinin okayan, hangisinin okanan olduunu karabilmesi olanakszd. Bu artc olguya, yani imdi artk Emily Bas-Thornton olduuna ("imdi" szcn buraya neden eklediini bilmiyordu, nk daha nce herhangi bir bakas olduu, bakasnn bedeninde bulunduu yolunda sama bir dncesi yoktu kukusuz) iyice inandktan sonra bunun neler getireceini ciddi ciddi dnmeye balad. Bir ocuk ne kadar byrse, ilk balar ne lde kopanlrsa, zgrlk ve bamszlk aray o kadar ok geliir. Ancak bu arayn varaca noktay tam olarak anlamak iin, bu gelien bireyleme srecindeki diyalektik nitelii kavramamz gerekmektedir. Bu srecin iki yn vardr. Bunlardan biri, ocuun fiziksel, cokusal ve zihinsel alanlarda giderek daha gl hale gelmesidir. Bu alanlarn her birinde younluk ve etkinlik artar. Ayn zamanda bu alanlar, giderek birbirleriyle daha btnlemi hale gelirler. Bireyin iradesinin ve mantnn ynettii rgtlenmi bir yap geliir. Bu BREYN ORTAYA IKII 39 rgtlenmi ve btnlemi kiilik btnne benlik diyecek olursak, gelien bireyleme srecinin bir ynnn, benlik gcnn gelimesi olduunu da syleyebiliriz. Bireylemenin ve benliin gelimesinin snrlan, ksmen bireysel koullar tarafndan, ama daha ok toplumsal koullar tarafndan belirlenir. nk, bireyleme ve benliin gelimesi konusunda bireyler arasndaki farkn byk grnmesine karn, her toplumun belirleyici zelliini oluturan belli bir bireyleme dzeyi vardr ve normal bireyler bunun tesine geemezler. Bireyleme srecinin dier yn, giderek artan yalnzlk'tr. ilk balar, kiinin dndaki dnyayla temel birliini ve gvenlik duygusunu verir. ocuk bu dnyadan ne lde syrlp karsa, o lde yalnz olduunun ve bakalarndan ayn bir varlk olduunun bilincine varr. Kiinin kendi bireysel var oluuyla kyaslandnda son derece gl ve yenilmez, ve ou kez rktc ve tehlikeli olan bu dnyadan ayn olma bilinci, bir gszlk ve kayg duygusu yaratr. Kii o dnyann aynlmaz bir paras, bireysel olaslklann ve sorumlu-luklann farknda olmayan bir paras olduu dnemde, ondan korkmas gerekmiyordu. Ama birey haline gelince, tek bana kalmtr ve dnyay, btn tehlikeli ve kendisini yneten ynleriyle karsnda grmektedir. Kiinin bireyselliinden vazgemesi, kendisini tmyle dndaki dnyaya kaptrarak yalnzlk ve gszlk duygusunu yenmesi ynnde drtler ortaya kar. Ancak bu drtlerle bunlardan kaynaklanan yeni balar, gelime sreci iinde koparlm bulunan ilk balara benzememektedir. Bir ocuk asla anasnn rahmine fiziksel olarak geri dnemeyecei gibi, bireyleme srecini de ruhsal olarak tersine evi-remez. Bunu gerekletirme giriimi kanlmaz olarak boyun eme zellii gelitirir ve byle bir durumda, yetki ile ona boyun een ocuk arasndaki temel eliki hibir zaman giderilemez. ocuk bilincinde kendini gvenli ve mutlu hissedebilir, ama bilinaltnda bu duy-gulann karlnda dedii bedelin, gcnden ve
23

kendi benliinin btnselliinden vazgeme olduunu kavrar. Dolaysyla boyun emenin sonucu, amalanann tam tersi gerekleir; boyun eme, ocuun gvensizliini arttnrken, dmanlk ve ba kaldrma istei yaratr; bu istek ocuun baml olmu olduu ya da baml hale 40 ZGRLKTEN KAI geldii kiilerin ta kendilerine kar yneltildiinden bsbtn tehlikelidir. Ne var ki, boyun eme, yalnzlk ve kaygdan saknmann tek yolu deildir. Bunun dier yolu ve retken olan, zmlenmez bir atkyla son bulmayacak olan, insanlarla ve doayla oluturulan kendiliinden iliki'dir; bireyin bireyselliini yok etmeden onunla dnya arasnda ba kuran bir ilikidir bu. En belirgin anlatm sevgi ve retken i olan bu trden bir ilikinin kkleri, kiilik btnnn gcnde ve btnselliinde bulunmaktadr, ve ite bu yzden de benliin gelimesi iin var olan snrlara uymak zorundadr. Gelien bireylemenin olas iki sonucu olarak boyun eme ve kendiliinden etkinlik sorunlar, daha sonra ayrntl olarak tartlacaktr; burada yalnzca genel ilkeye, bireylemenin gelimesinin ve bireyin zgrlnn gelimesinin sonucu olan diyalektik srece iaret etmek istiyorum. ocuk gelimek ve kendi bireysel benliini o benlii snrlamakta olan eski balardan kurtulmu ekliyle dile getirmek amacyla daha zgr hale gelir. Ama ocuk ayn zamanda, ona gvenlik ve dayanak vermi olan bir dnyadan daha fazla kopar. Bireyleme sreci, gcn artmasyla, kendi bireysel kiiliinin btnselliinin gelimesini gerektirir ama bu ayn zamanda balangtaki bakalaryla bir olma durumunun yitirildii ve ocuun onlardan giderek daha kopuk hale geldii bir sretir. Bu artan kopma, terk edilmi nitelii tayan ve youn bir kayg ve gvensizlik duygusu yaratan bir soyutlanmayla da sonulanabilir; eer ocuk dnyayla yeni ve farkl bir ba kurma olgusunun gerekleri olan isel gc ve retkenlii gelitirme yeteneini gstermise, bakalaryla yepyeni bir yaknlk ve dayanma nitelii gsteren bir konumda bulabilir kendini. Eer aynlma, kopma ve bireyleme ynnde atlan her adm, bunlarn karl olan benliin gelimesi evreleriyle eleebilseydi, ocuun gelimesi ok uyumlu olurdu. Ama bu pek olmaz. Bireyleme sreci otomatik olarak gerekleirken, benliin gelimesi, birok bireysel ve toplumsal nedenlerden tr ksteklenir. Bu iki gidi arasndaki boluk, dayanlmaz bir soyutlanmtk ve gszlk duygusu yaratr, ve bu da daha sonra ka mekanizmalar diye tanmlanacak olan ruhsal ileyilerin olumasna yol aar. nsann tarihi, soy geliim asndan da bir bireylemenin gelimesi BREYN ORTAYA IKII 41 ve zgrln gelimesi sreci olarak tanmlanabilir, insanolu, insan ncesi evreden kmak yolundaki ilk admlan, zorlama igdlerden zgr olmak, onlardan kurtulmak ynnde atar. Eer gdy, kaltsal olarak alnm sinirsel yaplarla belirlenen zgl bir edim kalb olarak dnrsek, hayvanlar dnyasnda da kesin izgilerle bu eilim gzlenebilir.3 Bir hayvan, gelime basamaklarnn ne kadar altndaysa, doaya uyarlanmas ve gdsel ve tepisel hareket mekanizmalarnn denetledii hareketleri de o kadar fazladr. Baz nl bcek toplumsal rgtleri, batan sona igdlerle yaratlmtr. te yanda bir hayvan gelime basamaklarnn ne kadar ykseindeyse, doumdaki hareket kalplan o kadar esnek, yapsal uyma btnl o kadar azdr. Bu gelime insanda doruuna ular. nsanolu doumunda hayvanlarn en aresizidir. Onun doaya uyarlanmas, temelde igdsel saptamaya deil, renme srecine dayanr, "igd ... yksek hayvan biimlerinde, zellikle de insanda yok olmakta deilse de azalmakta olan bir kategoridir."4 nsan varoluu, gdlerle hareket etme dknlnn bulunmama ls belli bir noktay atnda, doaya uyarlanma artk zorlayc niteliini yitirdiinde ve davran biimleri artk kaltsal olarak var olan mekanizmalar tarafndan ayarlanmaz hale geldiinde balar. Baka ekilde sylemek gerekirse, insan Varoluu ve zgrl, daha batan birbirinden ayrlmaz iki edir. Burada zgrlk, "bir ey yapma" eklindeki olumlu anlamnda deil, "bir eyi yapmama", yani edimlerin igdsel dknlkler sonucu gereklememesi anlamnda zgrlktr. Yukarda tartlan anlamdaki zgrlk, iki anlaml, belirsiz bir yetidir, insanolu, hayvanlann
24

sahip olduu uygun edimde bulunma do-nanmyla domamtr;5 ana-babasna her hayvandan daha uzun sre baml kalr, evresine olan tepkileri, otomatik olarak dzenlenen igdsel etkinliklerden daha yava ve daha az etkilidir. Bu igdsel " Bu igd kavram, kendi ilerinde sabit ve kaltsal olarak belirlenmi yollarla doyurulmayan (alk ve susuzluk gibi) fizyolojik olarak koullanm bir igd ile kartrlmamaldr. 4 L. Bernard, Instinct (igd). Holt and Co., New York, 1924, s. 509. Bkz. Ralph Linton The Study of Man (insann ncelenmesi), D. Appleton-Century Company, New York, 1936, IV. Blm. 42 ZGRLKTEN KAI donanm yokluunun getirecei her tehlike ve korkuyu yaar. te yanda insanolunun bu aresizlii, insan gelimesinin kaynakland temeli oluturur; insann biyolojik zayfl, insan kltrnn kouludur. insanolu, varoluunun balangcndan balayarak, farkl etkinlik yollan arasnda seme yapma durumuyla kar karya kalmtr. Hayvanda, rnein alk gibi bir uyaranla balayp az ok kesin olarak belirlenmi etkinlik yoluyla son bulan kesintisiz bir tepkiler zinciri vardr, insanda, bu zincir kesintiye urar. Uyaran vardr, ama ne ekilde doyuma ulalaca sorusu yant beklemektedir, yani insan, farkl edim yollarndan birini semek durumundadr, insan, nceden belirlenmi igdsel bir edimi gerekletirmek yerine, zihninde olas edim biimlerini tartmak zorundadr; bylece dnmeye balar. Doa karsndaki roln deitirir, tmyle edilgin uyarlanmadan, etkin uyarlanmaya geer: retmeye balar. Aletler icat eder; bu ekilde doaya egemen olurken, kendisini ondan giderek daha fazla ayrr. Kendisinin daha dorusu kendi kmesinin doayla ayn olmadnn belli belirsiz farkna varr. Birden yazgsnn ok trajik olduunu kavrar: hem doann bir paras olarak kalacak, hem de onu aacaktr. eit eit dlemler iinde bunu yadsmaya alsa bile, nnde sonunda lmle karlaacann farkna varr. Kutsal Kitapta insann cennetten kovuluunu betimleyen sylence, insanla zgrlk arasndaki temel ilikinin ok etkileyici anlatmlarndan birini oluturmaktadr. Sylence, insan tarihinin balangcn, bir seme edimiyle zdeletirmekte, ama bu ilk zgrlk ediminin gnah ilemek olduunu, ve bunun sonucunda ekilen acy n plna karmaktadr. Erkekle kadn, Cennette, doayla ve birbirleriyle tam bir uyum iinde yaamaktadrlar. Huzur iindedirler, alma zorunluluu yoktur; seenek yoktur, zgrlk de, dnme de yoktur, insann "iyilik ve ktlk bilgisi aac"nn meyvasn yemesi yasaklanmtr. Tanrnn buyruuna kar bir edimde bulunur, onu amakszn paras olduu doayla olan uyumunu bozar. Yetkeyi temsil eden Kilise asndan bu aslnda gnahtr. Ama insan asndan, bu, insanolunun zgrlnn balanBREYN ORTAYA IKII 43 gcdr. Tanrnn buyruklarna kar hareket etmek, kendini baskdan kurtarmak, insan-ncesi yaamn bilinsiz var oluundan synlp insan dzeyine kmaktr. Yetkenin buyruuna kar davranta bulunmak, bir gnah ilemek, insan asndan olumlu ynyle, ilk zgrlk hareketi, yani, ilk insansal harekettir. Sylencede gnah, bilgi aacndan meyva yemek eklinde yansmaktadr. Bir zgrlk edimi olarak kar gelme ise usun balangcdr. Sylencede, ilk zgrlk ediminin dier sonularndan da sz edilmektedir, insanla doa arasnda balangta var olan zgn uyum bozulmutur. Tann kadnla erkek arasnda, ve doayla da insan arasnda sava iln etmitir, insan doadan ayrlm, bir "birey" haline gelmekle insan olma yolunda ilk adm atlmtr, insan, ilk zgrlk edimini gerekletirmitir (bu suu ilemitir). Sylencede, bu edimin sonucu olan ac vurgulanmaktadr. Doay amak, doadan ve bir baka insandan yabanclamak, insan nlplak, utanl hale getirmitir. Yalnz ve zgr, ama gsz ve korkuludur. Yeni kazanlm zgrlk* bir lanet olarak grlr; tatl cennet bala-nn zme zgrln elde etmitir, ama kendini ynetme, kendi bireyselliini gerekletirme zgrlne sahip deildir. Bir eyi "yapmama" zgrl, olumlu zgrlkle, "yapma" zgrlyle ayn deildir, insann doadan syrlp k, ok uzun bir sre gerektirmitir; insan, byk lde, iinden kt dnyaya bal kalr; doann zerinde yaad topran, gnein, ayn ve yldzlann,
25

aalarn, ieklerin, hayvanlarn ve de kan bayla bal olduu insanlar kmesinin bir paras olmay srdrr, ilkel dinler, insann doayla bir olduu duygusunun tankln yapmaktadr. Canl doa da, cansz doa da onun insan dnyasnn paralandr, ya da yle de denebilir: insan hl doal dnyann parasdr. ilk balar insann eksiksiz insansal gelimesini kstekler; usunun ve eletirel yetilerinin gelimesi nndeki yolu tkarlar; kendisini ve bakalann, birer insan olarak deil de, yalnz ve yalnz kendisinin, ya da bakalannn, bir klana, bir toplumsal ya da dinsel toplulua katlmalan erevesinde tanmasna olanak verirler; baka deyile, zgr, kendi geleceini kendi tayin eden, retken bir birey olarak gelime yolunu tkarlar. Bu, doayla zdelemenin bir yndr geri 44 ZGRLKTEN KAI ama bir baka yn daha vardr. Doayla, klanla, dinle bu zdelik, bireye gvenlik duygusu verir, iinde kesinlikle bir yeri olan, olumas tamamlanm bir btnn iinde kk salmtr, bu btne aittir. Alk ekebilir, bask alnda bulunabilir, ama aclarn en ktsn, tmden yalnzlk ve kuku duygularn yaamaz. insan zgrlnn gelimesi srecinin, bireyin gelimesi srecinde dikkatimizi eken diyalektik nitelii tadn gryoruz burda. Bir yanda, gcn artmas, btnlemenin gelimesi, doaya egemen olma, insan usunun gcnn artmas, ve dier insanlarla dayanmann gelimesi srecidir bu. Ama dier taraftan, bu artmakta olan bireyleme, soyutlanmann, gvensizliin ve dolaysyla kiinin evrendeki rol konusundaki, yaamnn anlam konusundaki kukularnn, ve btn bunlarla birlikte, kiinin kendi gszl ve bir birey olarak nemsizlii duygusunun artmas anlamna gelmektedir. insanolunun gelime sreci uyumlu olsayd, belli bir taslaa gre geliseydi, gelimenin her iki yn de gcn gelimesi de, bireylemenin gelimesi de tam tamna dengeli olacakt. Ama insanolunun tarihi, bir atklar, savamlar ve didimeler tarihidir. Bireylemenin gelimesi ynnde atlan her adm, insanlarn karsna yeni gvensizlikler karr. Sakatlanm olan ilk balar, onarlamaz, cennet bir kez yitirildi mi, insan ona dnemez. Bireylemi insann dnyayla ilikisinin gereklemesi iin olas tek bir zm, retken tek bir zm vardr: onu ilk balanyla deil, zgr ve bamsz bir birey olarak dnyayla birletiren kendiliinden etkinlii gerekletirmek, sevmek, almak, ve btn insanlarla etkin bir dayanma iinde olmak. Bununla birlikte, insann bireylemesi srecinin tmnn dayand ekonomik, toplumsal ve siyasal koullar, az nce sz edilen anlamdaki bir bireyselliin gereklemesi iin gerekli taban olutur-muyorsa, ve ayn zamanda insanlar kendilerine gvenlik veren o balan yitirmi bulunuyorsa, bu boluk, zgrl ekilmez bir yk haline getirir. Bu durumda zgrlk, kukudan farkszdr, yaam anlamsz ve ynszdr. Bu trden bir zgrlkten kamak ve bireye onu zgrlnden yoksun brakmas pahasna kukularndan, beBlREYlN ORTAYA IKII 45 lirsizlik duygusundan kurtulma umudu veren bir dnyayla ve insanlarla yle ya da byle bir iliki kurmaya ya da boyun emeye snmak durumunu yaratan gl eilimler ortaya kar. Avrupa ve Amerikan tarihi, ortaalann sonundan bu yana, bireyin tam olarak ortaya knn tarihidir. Bu, italya'da, Rnesans srasnda balayan ve daha ancak imdi amacna ulam gibi grnen bir sretir. Ortaa dnyasn ykmak ve insanlan varl en belirgin kstlamalardan kurtarmak drt yz yldan fazla bir zaman almtr. Ancak birey, pek ok alanda geliirken, zihinsel ve duygusal olarak da gelimitir; imdi, eskiden akla hayale gelmedik lde kltrel basanlara katkda -bulunmaktadr ve elbet, "yapma zgrl" ile "yapmama zgrl" arasndaki uurum da bymtr. Herhangi bir bala bal "olmama" zgrl ile zgrln ve bireyselliin olumlu anlamda gerekletirilmesi olaslklannn bulunmay arasndaki bu oranszln sonulan, Avrupa'da, mthi bir korku iinde zgrlkten kaa ve yeni balara ya da en azndan tmyle umur-samasz bir tutuma snmaya yol amtr. ada insan iin zgrln ne anlama geldii konusundaki incelememize, ortaalarda ve yaknan balangcnda Avrupa'daki kltrel grnm zmlemekle balayacaz. Bu dnemde Bat toplumunun ekonomik taban, insann kiilik yapsnda ayn lde kkl bir
26

deiiklii de beraberinde getiren byk deiikliklere urad. O dnemde, en nemli ideolojik anlatmn Reformasyon'un yeni dinsel retilerinde bulan yeni bir zgrlk kavram geliti. ada toplumda zgrlk kavram ele alnrken, modern kltrn temellerinin atld dnemle ie balamak gerekir, nk ada insann bu oluma evresi ada kltrn gelime evreleri boyunca ilerlik gsteren o ift anlaml, belirsiz zgrl tanmamza, daha sonraki hibir ada olmad kadar ak bir ekilde izin vermektedir: bir yanda insann d yetkelerden giderek daha bamsz hale gelmesi, te yandan giderek artan soyutlanma ve bunun sonucu olarak ortaya kan bireysel nemsizlik ve gszlk duygusu, insann kiilik yapsndaki yeni eleri, onlann kkenlerini inceleyerek daha derinden anlayabildik, nk kapitalizmin ve bireyciliin temel zelliklerini tam ortaya k nedenleriyle zmlemekle, bunlan bizimkinden temelde ok farkl bir 46 ZGRLKTEN KAI I ekonomik sistemle ve farkl bir kiilik tipiyle karlatrma olanana kavutuk. Bu ztlk, ada toplumsal dizgenin zelliklerinin anlalmasnda, o toplumun iinde yaayan insanlarn kiilik yapsn nasl biimlendirdiinin ve kiilikteki bu deimenin sonucu olarak ortaya kan yeni ruhun anlalmasnda bize daha iyi bir bak as kazandrd. Bundan sonraki blm de, Reformasyon dneminin ada grnme, ilk bakta sanldndan daha fazla benzediini anlatacaktr; aslnda, iki dnem arasndaki ak farkllklara karn, belki de on altnc yzyldan bu yana, zgrln ikili anlam konusunda, bizimkine bu kadar yakndan benzeyen baka bir dnem yoktur. Reformasyon, insan zgrl fikriyle, ada demokraside ortaya konulduu ekliyle zerkliin kklerinden biridir. Ancak bu yn zellikle Katolik olmayan lkelerde her zaman vurgulanmakla birlikte, dier yn insan doasnn ktcll, bireyin nemsizlii ve gszl ve de bireyin, kendi dnda bir yetkeye boyun emesi gereini ne karan yn her zaman iin ihmal edilmitir. Bu bireyin deersizlii fikri, onun temelde kendi gcne gvenme yetisinden yoksun oluu, Hitler'in ideolojisinin de ana temasdr; ancak bu ideolojide, Protestancln doasnda bulunan zgrlk ve ahlaksal ilkeler ne karlmamtr. On beinci ve on altnc yzyllar zerine yaplacak bir incelemenin, iinde bulunduumuz durumun anlalmas iin zellikle verimli bir balang noktas oluturmasnn nedeni, yalnzca bu ideolojik benzerlik deildir. Toplumsal durumda da byk bir benzerlik vardr. Bu benzerliin, ideolojik ve psikolojik benzerlii nasl dourduunu gstermeye alacam. O dnemde, imdi olduu gibi nfusun byk bir ounluu, geleneksel yaam biimlerinin, ekonomik ve toplumsal dzendeki kkl deiikliklerle bozulaca korkusunu yayordu. zellikle de orta snf, bugn olduu gibi tekellerin gcnn ve sermayenin stn gcnn tehdidi altndayd, ve bu tehdit, bireyin yalnzlk ve nemsizlik duygularn krklemekle, toplumun tehdit edilen kesiminin ruhsal durumunu ve ideolojisini, byk lde etkiliyordu. m. blm REFORM AINDA ZGRLK 1. ORTAA GEM VE RNESANS 'RTAA1 tablosu iki ekilde arptlmtr. ada usuluk, ortaa, temelde karanlk bir dnem olarak grmektedir. O dnemde, genel olarak kiisel zgrln bulunmadna, byk kitlelerin kk bir aznlk tarafndan smrldne iaret edilmi uzak bir kyn insan bir yana o kentin yaknndaki kyn insann bile, kent sakini iin tehlikeli ve kuku uyandran bir yabanc konumuna, batl inanlara sahip cahil biri konumuna getiren dargrlle dikkat ekilmitir. te yandaysa, ortaa daha ok gerici dnrlerce, zaman zaman da ada kapitalizmin ilerici eletirmenlerince idealize edilmitir. Bunlar, ortaalardaki dayanma duygusuna, insansal gereksinimlerin, ekonomik gereksinimlerin stnde tutulduuna, insan ilikilerindeki dolayszla ve somutlua, Katolik Kilisesinin ulus fark gzetmeme ilkesine dikkat ekmilerdir. Her iki tablo da dorudur; her ikisini yanl duruma koyan tutumsa, yalnzca birini izmek ve dierine gzleri kapamaktr. "Kapitalist toplum'la "ortaa toplumu" ve "ortaa rahu"nu karlatrrken, ideal tiplerden sz ediyoruz. Aslnda, ortaa elbette bir noktada anszn sona ermi ve bir baka noktada
27

anszn ada toplum ortaya km deildir. ada toplumun belirleyici zelliklerini oluturan btn ekonomik ve toplumsal gler, daha on ikinci, on nc ve on drdnc yzyllarn ortaa toplumunda gelimi bulunuyordu. Ortaalarn sonlarnda, sermayenin rol ve de kasabalarda toplumsal snflar arasndaki uzlamaz eliki artmaktayd. Tarihte her zaman olduu gibi yeni toplumsal dizgenin btn eleri, yeni dzenin yerini ald eski dzende gelimi bulunuyordu. Geri, ortaa sonlarnda ka ada enin var olduunu ve ada toplumda ka ortaa esinin varln srdrdn grmek nemlidir ama, sreklilii vurgulamakla ortaa toplumuyla ada toplum arasndaki temel farklar en aza indirmeye, ya da "ortaa toplumu" ve "kapitalist toplum" gibi kavramlarn bilimsel olmayan yaplar olarak reddedilmesine almak tarihsel srecin kuramsal olarak kavranmasn kstekler. Bilimsel nesnellik ve doruluk klfna brnm olan bu trden giriimler, aslnda toplumsal aratrmay, saysz ayrnty bir araya getirme ve toplumun yapsyla onun dinamiklerini anlama giriimlerini engellemektedir. 48' ZGRLKTEN KAI Ortaa toplumunu ada toplumdan ayran zelk, ortaa toplumunda bireysel zgrln bulunmaydr. Eski dnemde, herkes, toplumsal dzendeki rolne zincirlenmi durumdayd, insann, toplumsal olarak bir snftan dierine geme ans pek yoktu, corafik olarak bile bir kentten, ya da lkeden dierine zar zor geebiliyordu. Birka ayrk durum dnda, doduu yerde kalmak zorundayd. Diledii gibi giyinme ya da istediini yeme zgrlne bile sahip deildi ou kez. Zanaatnn maln sataca fiyat belli, kylnn maln sataca yer kasabann pazar meydan belliydi. Lonca yesi kendi loncasndan olmayan hi kimseye retimin teknik gizlerini aklayamaz, hammadde almndaki herhangi bir kazanl alm, kendi loncasndan olanlarla paylard. Kiisel, ekonomik ve toplumsal yaam, hemen hemen her trl etkinlii kstlayan kural ve ykmllklerin egemenlii altndayd. Kii, ada anlamda zgr deildi geri ama, yalnz ve soyutlanm da deildi. Daha doduu anda toplumsal dnyada apak, deimez ve kesin bir yere sahip olan insan, yaps tamamlanm bir btne kk salmt ve dolaysyla yaamn, kukuya yer brakmayan, gerek brakmayan bir anlam vard. Kii, toplumdaki rolyle zdeti; hasbelkader u ya da bu meslei edinmi bir birey deil, bir kyl, bir zanaat, bir valyeydi. Toplumsal dzen, doal bir dzen olarak alglanyordu, ve onun kesinlikle bir paras olmak, bir gvenlik ve ait olma duygusu veriyordu. ada topluma kyasla daha az rekabet vard. Kii, toplumsal sralamada daha yukarda olanlara kar ekonomik ykmllkler tad kadar, geleneklerle izilmi bir canll garanti eden belli bir ekonomik konum ile birlikte douyordu. Ama bu toplumsal alann snrlan iinde bireyin cokusal yaamnda olsun, iinde olsun, kendini ifade etme zgrl bol bol vard. Pek ok olas yaam biimleri arasnda snrsz seenek (aslnda byk lde soyut olan bir seme zgrl) sunan ada anlamda bireycilik yoktu geri ama, gerek yaamda bir hayli somut bireycilik vard. zntler vard, aclar vard, ama bunlar Adem'in gnahnn ve herkesin kendi bireysel gnahlarnn bir sonucu olarak aklayarak aclan daha katlanlr hale getiren Kilise de vard. Kilise, bir yandan sululuk duygusunu beslerken bireyde, Kilisenin btn ocuklanna koulsuz sevgisini sunduu kansn yerletiriyor ve insanlara,Tann tarafndan balanacaktan ve sevildikleri inancm beslemenin bir yoluREFORM AINDA ZGRLK 49 nu gsteriyordu.Tannyla olan iliki, kuku ve korkudan ok gven ve sevgi ieriyordu. Tpk bir kylyle bir kentlinin kendilerinin olan kk corafik alann snrlan tesine pek kmamalan gibi zihinler de snrl ve anlalmas kolay bir evrenin dna kmyordu. Dnya ve insan evrenin merkeziydi, cennet ya da cehennem, gelecekteki yaam yeri, doumdan lme dek btn etkinliklerse, birbirleriyle olan nedensel ilikileri asndan saydamd. Toplum byle yaplanmt geri ve insana gvenlik veriyordu ama ayn zamanda onu kle olarak tutuyordu. Bu, daha sonraki yzyllarda yetkeciliin ve basknn yaratt klelikten farkl bir klelik tryd. Ortaa toplumu, bireyi zgrlnden yoksun brakmyordu, nk "birey" diye bir ey yoktu; insan daha hl dnyaya ilk balanyla balyd. Henz kendisini bir birey olarak alglamyordu; yalnzca toplumsal ve (o dnemde doal) rolnn snrlan iinde
28

vard. Dier kiilerden hibirini de "bireyler" olarak alglamyordu. Kente gelen kyl bir yabancyd, hatta farkl toplumsal gruplardan olan kent sakinleri bile birbirini yabanc olarak gryordu. Kiinin bireysel benliinin, dier kiilerin ve dnyann ayn varlklar, ayn eler olarak farkna varmas olgusu henz tam olarak gelimemiti. Ortaa toplumunda, bireyin kendisinin kii olarak bilincinde olmad olgusu Jacob Burckhardt'm ortaa kltrn betimleyen u yazsnda klasik anlatm bulmutur: Ortaada insann bilinliliinin her iki yn de kiinin kendine ynelik bilinlilii de, d dnyaya ynelik bilinlilii de ortak bir rtnn altnda, yar uyur yar uyank, dler iinde yatmaktayd. Dnyay ve tarihi garip renkler iinde gsteren bu rt inantan, yanlsama ve ocuksu zihinsel etkinliklerden dokunmutu, insanolu, yalnzca bir rkn, halkn, partinin, ailenin ya da bir ibirlii biriminin bir yesi olarakyalnz ve yalnz herhangi bir genel kategori iindekendisinin bilincindeydi."1' Ortaan sonlarna doru, toplumun yapsyla insann kiilii deiti. Ortaa toplumunun btnlemesi ve merkezilemesi zayflad. Jacob Burckhardt, The Civilization of the Renaissance in Italy (talya'da Rnesans Uygarl), The Macmillan Co., New York, 1921, s.129. 50 ZGRLKTEN KAI Sermaye, bireysel ekonomik giriimcilik ve rekabet nem kazand; yeni bir paral snf ortaya kt. Giderek artan bir bireycilik btn toplumsal snflarda gzle grnr hale geldi ve insan etkinliinin, zevklerinin, modann, sanat, felsefe ve dinbilimin btn alanlarn etkisi altna ald. Burada, btn bu srecin, zengin ve varlkl kapitalistlerden oluan kk bir grup iin baka, kyl kitleleri, ve zellikle de bu yeni gelimenin, bir bakma servet ve bireysel giriimcilik frsatn simgeledii ama temelde, bireyin geleneksel yaam biimi iin bir tehdit oluturduu kentli orta snf iin baka bir anlam tadn vurgulamak isterim. Bu fark daha batan ortaya koymak nemlidir, nk bu, eitli gruplarn psikolojik ve ideolojik tepkilerini belirleyen farkn ta kendisidir. Yeni ekonomik ve kltrel gelime, italya'da Batda ve Orta Av-rupa'dakinden daha youn olarak gelimi, felsefede, sanatta, btn bir yaam biimi zerinde ok daha ak bir ekilde etkili olmutur, italya'da ilk kez feodal toplumdan birey ortaya km ve kendisine gvenlik veren ve de ayn zamanda snrlarn daraltan balan koparmtr. Rnesans dnemi italyan halk, Burckhardt'n szleriyle, "ada Avrupa'nn evlatlar arasnda dnyaya gelen ilk ocuk", ilk birey olmutur. Ortaa toplumunun italya'da, Orta ve Bat Avrupadakilerden daha nce kmesinin birok ekonomik ve siyasal nedenleri vardr, italya'nn corafik konumu, ve Akdeniz'in Avrupa'daki byk ticaret yolu olduu bir dnemde, bunun getirdii ticari stnlkler, Papayla imparator arasnda gelien ve ok sayda bamsz siyasal birimin ortaya kmasna neden olan kavga; sanayilerin, rnein ipek sanayisi gibi retim alanlarnn gelimesinde byk nem tayan baz bilgi ve deneyimlerin italya'ya Avrupa'nn dier blmlerine ulatndan ok daha nce ulamasnda rol oynayan Dou'nun yaknl olgusu, bu nemli etkenler arasndadr. Bu ve dier koullarn sonucu olarak, italya'da yeleri giriimcilik ruhu, g ve hrsla dolu ok byk bir paral snf ortaya kt. Feodal snf tabakalamalarnn nemi azald. On ikinci yzyldan itibaren soylularla burjuvalar, kent duvarlar iinde bir arada yaamaya baladlar, insanlar arasndaki karlkl toplumsal iliki, kast ayrmlarn yokumsamaya balad. Doutan getirilen snfsal konumlar, kkenler servetin yannda daha az nemliydi. REFORM AINDA ZGRLK 51 te yanda kitleler arasndaki geleneksel toplumsal tabakalama da sarsld. Bunun yerine, kentlerde, smrlen ve siyasal bask altnda tutulan ii kitleleri karmza kyor. Burckhardt'n da belirttii zere, daha 1231'de, II. Frederick'in siyasal nlemleri, "feodal devletin tmden yok edilmesini, insanlarn, irade ve direnme gcnden yoksun, ama maliyeye azami lde kr getiren bir yna dntrlmesini"3 hedef almt. Ortaa toplumsal yapsnn bu adm adm gelimesi sonucu, ada anlamda birey ortaya kt. Gene Burckhardt'n szleriyle:
29

italya'da bu rt (inan, yanlsama ve ocuksu fikirlerle oyalanma rts) nce bolukta eriyip yok oldu; devleti ve bu dnyadaki her eyi nesnel bir ekilde dnme ve ele alma olanakl hale geldi. Ayn zamanda bunun znel yn de ayn nemde ne kt; insanlar birer tinsel birey haline geldiler ve kendilerini yle tandlar. Ayn ekilde, Yunanllar da bir zamanlar kendilerini barbarlardan ayrmlar ve dier Asyallarn kendilerini sadece bir rkn yeleri olarak kabul ettikleri bir dnemde, Araplar kendilerini birer birey olarak hissetmilerdir4 Burckhardt'n bu yeni bireyin ruhu konusunda syledikleri, bir nceki blmde, bireyin ilk balardan kurtularak ortaya kmas konusunda sylediklerimize rnek oluturmaktadr, insanolu, kendisini ve dier insanlar birer birey olarak, ayr varlklar olarak kefeder; doayi, iki ynden kendisinden kopuk bir ey olarak kefeder: kuramda ve uygulamada egemen olunacak bir nesne olarak, ve gzellii iinde, bir haz nesnesi olarak alglamaya balar. Uygulamada, yeni ktalar kefederek ve tinsel olarak da incelmi bir ruh, Dante'ye "Benim vatanm btn dnyadr"5 dedirten bir anlay gelitirerek dnyay kefeder. Rnesans, yeni ekonomik gler frtnasnn kabartt dalgann tepesindeki zengin ve gl bir st snfn kltryd. Yneten 3A.g.y.,s.5. 4A.g.y., s. 129. Burckhardt'n ana sav baz yazarlar tarafndan onaylanm ve gelitirilmi, bazlanncaysa reddedilmitir. W. Dilthey'in almasyla (Weltanschauung und Analyse 52 ZGRLKTEN KAI kmenin zenginliini ve gcn paylamayan kitleler, eski ko-numlarndaki gvenlii yitirdiler ve pohpohlanan ya da tehdit edilen ama daima iktidardakiler, gller tarafndan smrlen ve ynlendirilen biimden yoksun bir kitle haline geldiler. Yeni bireycilikle yan yana yeni bir buyurganlk geliti. zgrlk ve buyurganlk, bireysellik ve kargaa almaz bir ekilde birbirine dolamt. Rnesans kk dkkan sahiplerinin ve kk-burjuvalarn deil, servet sahibi soylularn ve burjuvalarn kltryd. Bunlarn ekonomik etkinlii ve serveti, onlara bir zgrlk ve bir bireysellik duygusu veriyordu. Ama ayn zamanda, bu ayn insanlar bir eyi ortaa toplumsal yapsnn sunduu gvenlii ve ait olma duygusunu yitirmi durumdaydlar. Daha zgrdler, ama ayn zamanda daha yalnzdlar imdi. Glerini, iktidarlarn ve servetlerini, yaamdaki son haz damlasn skp imek iin kullanyorlard; ama bunu yaparken, acmasz olmak, kitleleri ynetmek ve kendi snflan iindeki rakiplerini denetlemek iin, fiziksel ikenceden psikolojik saptrmaya dek her trl araca bavurmak durumundaydlar. Btn insan ilikileri, iktidar ve serveti korumak uruna yrtlen bu korkun lm-kalm savayla zehirlenmiti. nsann dier insanlarla ya da hi deilse kendi snfnn insanlaryla dayanmas, yerini sinsi bir kopma tutumuna brakmt; dier bireylere, kullanlacak ve saptrlacak, ekip evrilecek "nesneler" gzyle baklyor ya da, kiinin amalarna bylesi uygunsa, bu insanlar acmaszca yok ediliyordu. Birey, tutkulu bir benmerkezcilie, doymakbilmez bir iktidar ve servet oburluuna des Menschen seit Renaissance und Reformation, Toplu Yazlar, Teubner, Leipzig, 1914) E. Cassirer'in "Rnesans Felsefesinde Birey ve Evren" konulu incelemesinde aa yukar ayn gr dile getirilmitir. te yanda Burckhardt bakalarnn ar saldrlarna uramtr. J. Huizinga da (Das Problem der Renaissance in Wege der Kul-urgeschichte, Drei Masken Verlag, Mnih, 1930, s. 89 ve devam, ayrca Herbst des Mittelalters, Drei Masken Verlag, Mnih, 1924) Burckhardt'n ortaada Italya'daki kitlelerle dier Avrupa lkelerindeki kitleler arasndaki benzerlik derecesini olduundan az gsterdiine; savn destekleyen rneklerin ounu on beinci yzyldan ya da on altnc yzyln balangcndan almasna karn, Rnesansm balangcn 1400'ler olarak kabul ettiine; Rnesans'n Hristiyan niteliini geri plana iterken, bu dnemdeki tanrtanmazlk esine arlk verdiine; Rnesans kltrnn birok esinden yalnzca biri olan bireycilii ona yn veren bir e olarak ele aldna; ortaada bireyciliin Burckhardt'n kabul ettiinden ok daha fazla bulunduuna ve dolaysyla ortaa ile Rnesans karlatrmasnda izledii yolun doru olmadna; Rnesansta da tpk ortaada olduu gibi kendini yetkeye adama olgusunun bulunduuna; ortaa dnyasnn dnyasal nazlara kar onun syledii kadar olumsuz bakmadna ve Rnesansm, Burckhardt'n varsayd kadar iyimser olmadna; Rnesans dneminde, REFORM AINDA ZGRLK
30

53 kaplmt. Btn bunlarn sonucu olarak, baarl bireyin kendi benliiyle olan ilikisi, korunmuluk duygusu ve gveni de zehirlenmiti. Kendi benlii de, onun iin tpk dier insanlar gibi bir smrme arac haline gelmiti. Rnesans kapitalizminin gl ustalarnn mutluluk ve gvenlik tablolalarnn izildii kadar gzel olup olmad konusunda kuku duymamz iin yeterli nedenler var. Yeni zgrlk onlara iki ey getirmi olsa gerektir: gllk duygularn artrm, ama ayn zamanda, soyutlanmlk, kukuculuk6 ve gvensizlik duygularn, ve btn bunlarn sonucu olarak kayglarn artrmtr. nsanclarn felsefe yazlarnda da ayn elikiyi gryoruz. Bunlar, felsefelerinde, insan onurunu, bireysellii ve gc n plana karr, bunlar vurgularken, gvensizlii ve umutsuzluu da sergilemilerdi7 Dmans bir dnyada soyutlanm bir bireyin konumundan kaynaklanan ve iten ie yaayan gvensizlik duygusu, Burckhardt'n iaret ettii zere,8 ortaa toplum yapsnn insannda bulunmayan, ada insan davranlarndan, yani insann kiisel baarya ulama istei ile, bireyselliini gelitirme ynndeki abalarndan sz edilemeyeceine, bu dnemde bunlarn yalnzca tohumlarnn bulunduuna; te yanda kiisel soyluluk ve toplumsal sralamada stn birine hizmet eklindeki ortaa kavramlar Rnesansta terk edilmemiken, daha on nc yzylda halk ozanlarnn yrein soyluluu fikrini gelitirdiine iaret etmitir. Ancak, bana sorarsanz, bu savlar ayrntda doru olsalar bile, Burckhardt'n ana tezini geersiz klmazlar. Huizinga'nn sav, aslnda u ilkeye gre geliiyor: Burckhardt yanlmaktadr nk Rnesansa ait olduunu syledii grngnn bir csm, ortaan sonlarnda, Bat ve Orta Avrupa'da zaten vard, dierleriyse, Rnesans dneminin sona ermesinden sonra varlk kazand. Bu, ortaa feodal toplumuyla modem kapitalist toplumu karlatran btn kavraylara kar kullanlm olan tartmayla ayn niteliktedir; bu sav konusunda yukarda sylenenler, Burckhardt'a kar yneltilen eletiriler iin de geerlidir. Burckhardt, ortaa kltryle modem kltr arasndaki temel ayrm kabul etmitir, "Rnesans" ve "ortaa" dan ideal tipler olarak fazlaca sz etmi ve niceliksel farklar, niteliksel farklarm gibi deerlendirmi olabilir, ama gene de bana yle geliyor ki, Avrupa tarihinin ak iinde nicelikselden niteliksele dnen eilimlerin zelliklerini ve dinamiklerini aka grebilme yetisine sahipti. Bu sorunla ilgili olarak, ayrca Charles E. Trinkhaus'un esiz almas, Adversity's Noblemen (Columbia University Press, New York, 1940) adl kitaba baknz. Bu kitapta Burckhardt'n almas, yaamdaki mutluluk konusunda talyan hmanistlerinin grleri zmlenerek yapc bir ekilde eletirilmektedir. Gvensizlik, iine kapanma ve umutsuzluu, benliin gelimesi savamndaki artan rekabetin sonucu olarak ele almas, (s. 18) zellikle bu kitabn konusuyla ilgili grnmektedir. 6 Bkz. Huizinga, s. 159. Bkz. Dilthey'm Petrarch zmlemesi (a.g.y., s. 19 ve devam) ile Trinkhaus'un Adversity's Noblemen (Talihsiz Soylu). *A.g.y., s.139. 54 ZGRLKTEN KAI I REFORM AINDA ZGRLK 55 en azndan ayn younlukta bulunmayan ama Rnesans toplumu bireyinin belirleyici zellii olan kiilik zelliinin kaynan aklamaktadr: Bu zelliin kkleri, kiideki tutkulu ve iddetli ne kavuma isteinde yatmaktadr. Eer yaamn anlam kukulu hale gelmise, insann bakalaryla ve kendisiyle olan ilikisi gvenlik yaratmyorsa, kiinin kukularn susturmann aralarndan biri ne kavumaktr. nn, Msr piramitlerininkiyle ya da Hristiyanln lmszlk inancyla kyaslanabilecek bir ilevi vardr: kiinin bireysel yaamn ve doymakbilmezliini yaamn snrlarndan tararak yok edilmezlik dzlemine karr; eer kiinin ad, onun adalannca biliniyorsa ve eer kii bunun yzyllarca sreceini umabilirse, onun yaam, bakalarnn yarglarndaki bu yansma sayesinde anlam ve nem kazanm demektir. Bireysel gvensizlie getirilen bu zmn, yalnzca, yeleri gerek n kazanma aracna sahip olan toplumsal kmeler iin olanakl olduu aktr. Ve bu,
31

ne ayn kltrdeki, ne de Reform hareketinin belkemii olan kent orta snf kltrndeki gsz kitleler iin olanakl bir zm deildi. Rnesans dneminin ada bireyciliin balangc olmas, ve aynca, bu dnemin tarihilerinin yapt almalarn, bu incelemede zmlenen ana sre asndan, yani insann, bireysellik ncesi bir varolu durumundan syrlarak kendisinin ayr bir varlk, ayn bir deer olarak tam anlamyla bilincine varm bir insan haline gelmesi sreci asndan nem tayan etmenlere k tutmas nedeniyle, incelememize Rnesans dnemiyle baladk. Ancak, Rnesans fikirlerinin Av-rupa'daki dnce srecinin gelimesinde, ilerlemesinde mutlaka etkili olduu olgusuna karn, ada kapitalizmin balc kkenleri, ekonomik yaps ve kapitalizm ruhu, ortaa sonlarnn talyan kltrnde deil de, Orta ve Bat Avrupa'nn ekonomik ve toplumsal durumuyla Luther ve Calvin'in retilerinde grlmektedir. iki kltr arasndaki temel fark udur: Rnesans dnemi, grece olarak yksek bir ticari ve snai kapitalist gelimeyi yanstyordu; Zengin ve gl bireylerden oluan kk bir grubun bu kltrn ruhunu dile getiren dnr ve sanatlar iin toplumsal taban oluturduu ve ynettii bir toplumdu bu. te yanda Reform, temelde kentli orta ve aa snflarla kyllerin bir diniydi. Almanya'da da Fuggers gibi zengin iadamlar vard ama bunlar, ada kapitalizmin zerinde ykseldii asl temeli deil, yeni dinsel retilere kaplan kmeyi oluturuyorlard. Max Weber'in gsterdii zere, Bat Dnyasnda ada kapitalist gelimenin belkemii haline gelen snf, kentli orta snf oldu.9 Her iki hareketin de birbirinden tmyl farkl gemiine bakarsanz, Rnesans ruhuyla Reform ruhunun birbirinden farkl olmas gerekiyor.10 Baz farkllklarn aka ortaya kmas iin Lut-her'in ve Calvin'in dinbilimlerini tartmamz gerekecek. Burada dikkatimizi, bireysel balardan kurtulmann, kent orta snfnn kiilik yapsn ne ekilde etkiledii konusunda younlatracaz; Pro-testanckkla Calvinciliin, yeni bir zgrlk duygusunu dile getirirken, nasl ayn zamanda zgrlk yknden bir ka oluturduunu gstermeye alacaz. nce Avrupa'daki, zellikle de Orta Avrupa'daki toplumsal ve ekonomik durumun, on altnc yzyl balannda nasl olduunu tartacak, sonra da bu durumun, bu dnemde yaayan insanlann kiilikleri zerinde ne trden etkileri olduunu, Luther ve Calvin retilerinin bu ruhsal etmenlerle, ve bu yeni dinsel retilerin, kapitalizm ruhuyla ilikisini zmleyeceiz.11 Ortaa toplumunda kent ekonomik dzeni, grece olarak duraand. Zanaatkarlar, ortaan ikinci yansndan beri kendi lonca-lannda rgtlenmi bulunuyordu. Her ustann bir iki ra vard, ustalarn saysysa, toplumun gereksinimleriyle az ok orantlyd. Hayatn kazanmak iin ok mcadele etmek durumunda olanlar vard geri ama genelde, lonca yesi, elinin emeiyle karnn doyuracandan emin olabiliyordu. Geleneksel olarak kendi toplumsal konumunun gerektirdii dzeyde rahat rahat yaayabilmek iin, yapaca tek ey, iyi sandalye, iyi ayakkab, ekmek, semer falan yapmakt. Terimi dinBkz. Max Weber, The Protestant Ethic and the Spirit of Capitalism (Protestan Ahlk ve Kapitalizm Ruhu), Charles Scribner's Sons, New York, 1930, s.65. Bkz. Ernst Troeltsch, Renaissance und Reformation, IV. Cilt, Toplu Yazlar, Tubingen, 1923. Ortaa sonlanyla Reform dneminin ekonomik tarihi konusunda yazlanlar daha ok u yaptlara dayandrlmtr: Lamprecht, Zum Verstndnis der wirtschaftlichen und sozialen Wandlungen in De-utschland vom 14. zum 16. Jahrhundert, Akademsiche Verlagsbuch-handlung, J. G. B. Mohr, Ztsch. fr Sozial-under Wirtschaftsgeschichte, Freuburg i. B. ve Leipzig, 1893. Ehrenberg, DasZeitalter der Fugger, G. Fischer, Jena, 1896. Sombart, Der Moderne Kapitalismus, 1921, 1928. v. Below, Probleme der Wirtschaftsgeschichte, Mohr, Tubingen, 1920. 56 ZGRLKTEN KAI bilimsel deil de basit ekonomik anlamyla kullanacak olursak, yapt "iyi ilere" srtn dayayabilirdi. Loncalar, yeleri arasnda sk rekabet yolunu tkyor ve hammadde alm, retim teknikleri ve rnlerinin fiyatlar konusunda ibirlii iinde bulunmalarn salyordu. Lonca dizgesini, ortaa yaamnn btnyle birlikte idealize etme eilimi gsteren tarihilerin tersine, baz tarihiler, loncalarn, oldum olas kk bir kmeyi korumaya ve yeni katlanlar dlamaya abalayan tekelci bir yaklam iinde bulunduklarna dikkat ekmitir.
32

Gene de ou yazar, loncalarn herhangi bir ekilde idealize edilmesinden kanlsa da bu birliklerin karlkl ibirliine dayand ve yelerine grece bir gvenlik sunduu grne katlmaktadr.12 Ortaa ticareti, Sombart'n da iaret ettii zere, ok sayda ok kk iadam tarafndan yrtlyordu. Toptan ve perakende satlar henz birbirinden ayrlmamt; North German Hanse'nin yeleri gibi yabanc lkelere giden tacirler bile ayrca perakende sat yapyorlard. Sermaye birikimi de, on beinci yzyln sonuna dek hzlanma gstermedi. Dolaysyla kk iadamlarnn, byk sermayenin ve tekelci ticaretin byk nem kazand ortaa sonlarnn ekonomik durumuna kyasla baya gvenlik iindeydiler. Profesr Tawney, bir ortaa kentindeki yaam konusunda, "imdi mekanik olan pek ok ey," diyor, "o dnemde kiisel, zel ve dolayszd; bireylere uygulanan ltlere fazlasyla byk gelecek bir rgte ve kukulan silecek, son ekonomik are araylarn bir kenara braktracak retiye pek yer yoktu."13 Bu bizi, ortaa toplumundaki bireyin konumunu, ve yalnz Katolik Kilisesi retilerinde deil, laik yasalarda da dile getiKulischer, Allgemeine Wirtschaftsgeschichte des Mittelalters und der Neuzeit, Druc und Verlag von R. Oldenbuurg, Mnih ve Bertin, 1928. Andreas, Deutschland vor der Reformation, Deutsche Verlags-Anstalt, Stuttgart ve Berlin 1932. Weber, The Protestant Ethic and the Spirit of Capitalism, Charles Scribner's Sons, New York, 1930. Schapiro, Social Reform and the Refonmation, Tezler, Columbia University, 1909. Pascal, The Social Basis of the German Reformation, Martin Luther and His Times, Londra, 1933. Tawney, Religion and the Rise of Capitalism, Harcourt, Brace and Co., New York, 1926. Brentano, Der wirtschaftende Mensch in der Geschichte, Meiner, Leipzig, 1923. Kraus, Scholastic, Puritanismus undKapitalismus, Dunken & Humblot, Mnih 1930. 12 Bkz. Bu konuyla ilgili olarak J. Kulischer'n, yukarda anlan kitabnn 192. sayfasndan balayan alnts. Tawney, a.g.y., s. 28. REFORM AINDA ZGRLK 57 rildii ekliyle ekonomik etkinliklerle ilgili trel grleri anlamada, ok nemli bir noktaya gtrmektedir. Tawney'nin durumu, ortaa dnyasn idealize etmeye ya da romantikletirmeye kalkt kukusunu uyandrmaya elverili olmadndan, bu konuda, onun grlerinden yararlanacaz. Ekonomik yaamla ilgili iki temel varsaym bulunmaktayd: "Ekonomik karlar, yaamdaki gerek iten, gnahsz yaamak grevinden daha nemli deildir, ekonomik tutumda da tpk, paras olduu kiisel tutumun btn ynlerinde olduu gibi ahlk kurallar geerlidir." Tawney bundan sonra, ekonomik etkinlikler konusundaki ortaa grn irdeliyor: "Maddi zenginlikler gereklidir; ancak, bunlar olmakszn insanlar kendilerini ayakta tutamayacandan ve birbirlerine yardm edemeyeceinden ikincildirler. ...Ama ekonomik ynselimler netlikten uzaktr. Bunlar, gl istekler olduundan, insanlar ondan korkar, ama onlar vecek kadar da kat deillerdir... Ortaada, bir ahlaksal amala ilikisi bulunmayan ekonomik etkinlik kuramna yer yoktur. Ekonomik kazanm itahnn srekli ve llebilir bir g olduu, dier doal gler gibi, kanlmaz ve kendini apak belli eden bir bilgi birimi olduu varsaymna dayandrlm bir toplumbilim ina etmek, ortaa dnme biimine gre, toplumsal felsefe alann, kavgaclk ve cinsel igd gibi gerekli insan zelliklerinin snrsz iledii bir alan haline getirmekten daha az usd ve daha az ahlakd grnmez... Aziz Antonio'nun syledii zere, servet insan iin vardr, insan servet iin deil... Dolaysyla her noktada ekonomik karlarn, ciddi ilere engel olmasn nleyecek snrlar, kstlamalar, uyanlar vardr. Bulunduu konuma uygun bir yaam srmesine yetecek servetin peine dmek bir insann hakkdr. Daha fazlasn aramak, giriimcilik deil, oburluktur ve oburluk, lmcl bir gnahtr. Ticaret, merudur; eitli lkelerdeki birok kaynak, bunun Tann tarafndan ortaya atldn gstermektedir. Ama bu tehlikeli bir itir, nsan, ticareti ancak ve ancak kamu yararna bir i olarak yapmal ve salad kr, emeinin cretinden fazla
33

olmamaldr. zel mlkiyet en azndan dm bir dnyada, gerekli bir kurumdur; mallar, zel kiilere ait olduunda, insanlar, ortak olduundan daha fazla alr ve daha az kavga ederler. Ama zel mlkiyet, kendi iinde arzu edilir bir ey olarak yceltilmemek', insann zayflna verilen bir dn olarak 58 ZGRLKTEN KAI hogrlmelidir; insan doas yeterince geliebilse, ideal olan komnizmdir. 'Communis enim', diyor Roma imparatoru Gratianus, 'usus omnium quae sunt in hoc mundo, omnibus hominibus esse debuit.' Gerekten de, en iyi olaslkla, mlkiyet ksteklenmitir. Meru olarak elde edilmelidir. Mmkn olan en ok sayda kiinin elinde olmaldr. Yoksullarn yaamlarn kazanmasnda yeterli arac oluturmaldr. zel mlkiyet, elden geldiince ortaklaa kullanlmaldr. Sahipleri, madur taraf olmamakla birlikte, mlk gereksinimi olanlarla paylamaya hazr olmaldrlar."14 Bu grler, deer llerini dile getirmiler ve ekonomik yaamdaki gerekliin eksiksiz bir tablosunu oluturmamlardr geri ama, ortaa toplumunun gerek ruhunu bir lde yanstmlardr. Zanaatlarn ve tacirlerin konumundaki ortaa kentine zg o grece denge, ortaa sonlarna doru yava yava geri plana itilmi, on altnc yzylda da tmyle kmtr. Daha on drdnc yzylda hatta daha bile nce loncalar arasnda giderek artan bir farkllama balam,btn durdurma abalarna karn srp gitmitir. Baz lonca yelerinde, dierlerinden daha fazla sermaye vard ve bir iki kalfa altracaklar yerde be, alt kalfa altryorlard. Derken, baz loncalar yalnzca belli bir miktar sermayesi olanlar ie almaya baladlar. Dierleri, tekelci konumlarnn getirebilecei btn stnlklerden yararlanarak ok gl tekeller haline geldiler ve mterilerini elden geldiince smrmeye baladlar. te yanda pek ok lonca yesi yoksul dt ve kendi geleneksel uralan dnda para kazanma yollan aramak zorunda kald; ou kez, kyda kede kalan kk tacirler durumuna itildiler. Geleneksel ekonomik bamszlk idealine umarszca tutunmaya alrken, pek ou ekonomik bamszln ve gvenliini yitirdi.15 Lonca sistemindeki bu gelime iinde, kalfalann durumu ktyken daha kt oldu. italya ve Finlandiya sanayilerinde, daha on nc yzylda, hatta daha bile nce, durumundan memnun olmayan bir ii snf vard geri ama, zanaat loncalanndaki kalfalann durumu onlannkine kyasla hl daha iyiydi. Her kalfann usta olabilecei sylenemezdi geri ama pek ou oldu. Ama bir patrona bal kalfaJ REFORM AINDA ZGRLK 59 lann says arttka, patron olmak iin daha ok para gerekli oldu, loncalar daha tekelci ve daha zel bir nitelie brndke, kalfalar iin i bulma frsatlan daha azald. Ekonomik ve toplumsal konumun ktye gidii, alanlann giderek artan honutsuzluklannda, kendi rgtlerini kurmalarnda ve grevlerle hatta iddetli ayaklanmalarla kendini gsteriyordu. Zanaat loncalanndaki artan kapitalist gelime konusunda sylenenler, ticaret alannda daha da ak bir ekilde kendini gsteriyordu. Ortaa ticareti genelde kent iinde gerekleen nemsiz bir iken, ulusal ve uluslararas ticaret on drdnc ve on beinci yzyllarda hzla byd. Geri tarihiler, byk ticaret irketlerinin tam olarak ne zaman gelimeye balad konusunda gr birlii iinde deiller ama, on beinci yzylda, bu irketlerin giderek glendii ve stn sermaye gleriyle, tketiciyi olduu kadar kk iadamlann da tehdit eden tekellere dnt konusunda birleiyorlar. On beinci yzylda, Kral Sigismund'un getirdii yenilikler, tekellerin gcn yasalarla krmaya abalad. Ama kk perakendecinin durumu giderek daha gvensiz hale geldi; "ikayetini duyurmaya yetecek kadar etkisi vard ama bir nlem alnmasn salayacak kadar gl deildi."16 Kk tacirlerin tekellere kar duyduu fke ve ksknl, Lut-her, 1524 ylnda baslan "Ticaret ve Tefecilik zerine"17 adl kitapnda ok gzel dile getirmitir. "Btn metalar, onlann denetimi altnda, ve sz edilen btn hileleri apak, hi gizlemeden yapmaktan ekinmiyorlar, fyatlan keyiflerine gre indiriyor ya da ykseltiyorlar, Tanrnn yaratklann yneten efendilermi gibi, inan ve sevginin hibir kuraln tanmazcasna ve de turna
34

balnn kk balklan yutmas misali, btn kk tccarlan eziyor, yok ediyorlar." Luther'in bu szleri, bugn yazlm olabilirdi. On be ve on altnc yzyllarda, orta snfn zengin tekelciler karsnda duyduu fke ve korku, birok bakmdan, gnmzde orta snfn tekeller ve gl kapitalistler karsndaki tutumuna benziyor. Sermayenin rol, sanayide de artyordu. Bunun en alas rneklerinden biri, maden sanayii olmutur. Balangta, madencilik lonA.g.y., s.31 ve devam. ' Bkz. Lamprecht, a.g.y., s.207; Andreas, a.g.y., s. 303. 16, 17,, Schpiro, a.g.y., s.59. Works of Martin Luther (Martin Luther'in Yapdan), A.J. Holman Company, Philadelphia, IV. Ct, s. 34 60 ZGRLKTEN KAI casmn btn yeleri yaptklar i miktaryla orantl hisselere sahipti. Ama on beinci yzyla gelindiinde, ou durumda, paylar, kendileri almayan sermaye sahiplerinin eline gemi bulunuyordu, ve iler, kuruluta hissesi olmayan, cretle alan iiler tarafndan yaplyor, bu durum her geen gn biraz daha yaygnlayordu. Ayn kapitalist gelime, dier sanayilerde de grnd ve zanaatkar loncalaryla ticaret alannda sermayenin rolnn artmas sonucu ortaya kan eilimi, yani zenginle yoksul arasndaki blnmeyle, yoksul snflardaki honutsuzluun artmas eilimini krkledi. Tarihilerin kyllerin durumuyla ilgili grleri birbirini tutmuyor. Ama Schapiro'nun u zmlemesi, ou tarihilerin bulgularyla yeterince destekleniyor: " nllk kantlarna karn, kylln koullar hzla ktlerr altnc yzyln banda, ortaada bamszln ve eitli, saylan yerel kurultayda k sil edilme hakkna ve de, ek .-.. topraa tek bana sahip olan kyl says ok azd. Byk bir ounluk Hoerige denilen, kiisel zgrle sahip ama topra vergiye tabi, anlamaya gre hizmet veren bir snf oluturuyordu. Btn tarm ayaklanmalarnn belkemiini bu Hoerige'ler oluturuyordu. Efendinin mlknn yaknnda yan-bamsz bir toplulukta yaayan bu orta snf kyls, vergilerdeki ve ilerdeki bu artn kendisini dpedz kleye, kyn ortak mallann da efendinin malikanesinin bir parasna dntrdnn farkna varmaya balad."18 Kapitalizmdeki ekonomik gelime, psikolojik ortamda gzle grlr deiiklikleri birlikte getirdi. Ortaan sonlarna doru, bir huzursuzluk havas esmeye balad. ada anlamda zaman kavram gelimeye balad. Dakikalar deerli hale geldi; bu yeni duyguyu somutlatran en arpc olgu, Nrnberg'de saatlerin on altnc yzyldan sonra her on be dakikada bir almasdr.19 Tatillerin, bayramlarn fazlal bir talihsizlik olarak grnmeye balad. Zaman ylesine deerliydi ki, herkes, yararl olmayan bir ama iin zaman asla har-camamaya zen gsteriyordu. almak giderek ok stn bir deer haline geldi, ie kar yeni bir tutum geliti; bu ylesine glyd ki, 18 19Schapiro, a.g.y., s. 54,55. Lamprecht, a.g.y., s. 200. REFORM AINDA ZGRLK 61 orta snf, Kilise kurumlarnn ekonomik ksrlna sinirlenmeye balad. Ba talepleri retken olmadklar, dolaysyla da ahlakd sayldklar iin tepkiyle karland. Verimlilik ve beceriklilik fikri, ahlaksal erdemlerin en by olarak grld. Bu arada, servet sahibi olmay istemek ve maddi baarya ulamak, en byk tutku haline geldi. "Btn dnya," diyor rahip Martin Butzer, "en byk kazanc getirecek i ve mesleklerin peinde komakta. Bilim ve sanat, en aa el ileri uruna bir kenara brakld. Tanrnn soylu alma yetisiyle donatt btn zeki kafalar, bugnlerde, onurlu bir kiiye hi yakmayan hileyle azna dek dolu olan ticarete daldlar."20 Anlatmakta olduumuz ekonomik deiikliklerin nemli sonularndan biri, herkesi etkiledi. Ortaa toplumsal dizgesi ve onunla birlikte, denge ve bireye verdii grece gvenlik yok oldu.
35

imdi, kapitalizmin balamasyla toplumun btn snflan hareketlilik kazand. Ekonomik dzende, doal, kesin saylabilecek sabit bir yer yoktu artk. Birey yalnz braklmt; her ey, geleneksel konumunun salad gvenlie deil, kendi abasna balyd. te yanda, bu gelime, her snf farkl biimde etkiledi. Kentlerdeki yoksullar, ii ve raklar iin, smrnn ve yoksullamann artmas anlamna geliyordu; kyller iin de, ekonomik ve kiisel basknn artmas anlamna geliyordu; soylulann alt tabakalanysa, farkl bir biimde de olsa, ykmla kar karyaydlar. Bu yeni snflar iin yeni gelime temelde daha kt bir duruma geme anlamna geliyordu geri ama, kentli orta snf iin durum ok daha karmakt. Bu snfn saflarnda oluan ve giderek byyen farkllamadan sz etmitik. Bu snfn byk kesimleri, giderek daha da ktleen kt bir konuma dmt. Birok zanaat ve kk tacir, tekelcilerle, daha ok sermaye sahibi dier rakiplerin stn gcyle kar karya kald ve bamszln koruma savamnda giderek artan glkler iine dt. Bunlar ou kez, yenilmesi olanaksz lde gl engellerle savayorlard; birou iin bu aresiz ve umutsuz bir savat. Orta snfn dier kesimleri, daha zengindi ve ykselen kapitalizmin, genel kna ayak uyduruyorlard. Ama sermayenin, pazarn ve rekabetin, giderek artan rol karsnda, bu ansl kesimde bile kiisel durumlar deiti, bireyler gvensiz, soyutlanm, kaygl hale geldi. 20 Schapiro'nun alnts, a.g.y., s. 21,22. 62 ZGRLKTEN KAI Sermayenin be irleyici bir nem tamas, insanlarn ekonomik durumunun dolaysjla da yazgsnn, kiiyi aan bir g tarafndan saptanmas anlamna geliyordu. Sermaye, "artk bir uak deil, efendiydi. Apayr ve bamsz bir canllk tayan sermaye, ekonomik rgtlenmeyi kendi kan lmaz gereklerine uygun hale getirmek zere egemenliini kurmu 5r ortak olma hakkm elinde tutuyordu."21 Pazarn yeni ilevinin de benzer bir etkisi vard, ileyii bilinegelen ve kabullenilmi olan ortaa pazar grece olarak kkt. Taleple arz arasnda dolay sz ve somut bir iliki oluturmutu. Bir retici aa yukar ne kadar itmesi gerektiim biliyor, rnlerini uygun bir fiyata satabileceinden azok emin olabiliyordu. imdi artk giderek byyen bir pazai iin retim yapmak gerekiyordu, ve sat olaslklarn nceden saptamak mmkn deildi. Dolaysyla yararl mallar retmek her ey' zmlemiyordu. Geri bu, rnleri satmann koullarndan biriydi ama rnlerin satlp satlamayacan ve ka para krla satlacan belirsiz pazar yasalar tayin ediyordu. Yeni pazarn ileyii, bireye, iyi olmak iin her abay harcamas gerektiini tleyen ancak kurtarlp kurtanlmayacama daha doumundan bile nce karar verildiini ne sren Calvinci yazg retisine benziyordu. Pazar gn, insan abasnn rnleri iin kyamet gn, hkm gn oluyordu. Bu balamda bir baka nemli etmen, rekabetin giderek artan rolyd. Ortaa toplumunda rekabet hi yok deildi elbet ama, feodal ekonomik dizge, birlii ilkesine dayandrlmt ve rekabeti tkayan yasalarla dzenlenir ya da denetlenirdi. Kapitalizmin ykselmesiyle bu ortaa ilkeleri, yerlerini her geen gn biraz daha bireysel giriimcilik ilkesine braktlar. Her birey kalkp ansn denemeliydi. Ya yzecek, ya da batacakt. Bakalar, ortak bir giriimde onun yanda deillerdi, rakiple i durumuna getiler, birey ou kez, yok olmak ya da onlar tarafndan yok edilmek seeneiyle kar karyayd.22 Sermayenin, pazarn ve bireysel rekabetin rol, on altnc yzylda, daha sonraki yllarda olduu kadar nemli deildi kukusuz. te yan21 Tawney, a.g.y., s. 86. Bu rekabet sorununu, M. Mead'in Co-operation and Competition among Primitive Peoples (lkel Halklarda birlii ve Rekabet), (McGraw-Hill Book Company, New York, 1937) adl kitabyla L. K. Frank'n Plan Age'in VI. Cilt, 1940, Kasm-Aralk saysndaki The Cost of Competition (Rekabetin Bedeli) adl yazsyla karlatrn. REFORM AINDA ZGRLK 63 da, ada kapitalizmin btn tayin edici eleri, varlk kazanm ve birey zerindeki ruhbilimsel etkileri grnmeye balam bulunuyordu. Tablonun bir yzn betimledik, ama bir de br yz var: kapitalizm bireyi zgrletirdi.
36

insan ibirliki dizgenin denetiminden, "tasnifinden" kurtard; kendi ayaklar zerinde durmasna ve ansn denemesine izin verdi, insan kendi yazgsnn efendisi haline geldi, risk de, kazan da kendisinindi artk. Bireysel aba onu baarya ve ekonomik bamszla gtrebilirdi. Para insanlar eitletiren bir eydi imdi, ve doutan da kasttan da daha gl olduunu gstermiti. Kapitalizmin bu yn, tartmakta olduumuz erken dnemde henz gelimeye balyordu. Zengin kapitalistlerin oluturduu kk grup zerinde, kent orta snfndakinden daha byk rol oynad. Bununla birlikte, o dnemdeki snrl etkililiine karn, insanolunun kiiliinin olumasndaki etkisi byk oldu. imdi, toplumsal ve ekonomik deiikliklerin on beinci ve on altnc yzyl bireyleri zerindeki etkisi konusundaki tartmamz zetleyecek olursak, yle bir grnm kar ortaya: Daha nce szn ettiimiz iki anlaml zgrl burada da gryoruz. Birey, ekonomik ve siyasal balarn boyunduruundan kurtulmutur. Yeni dizgede oynad etkin ve bamsz rol sayesinde olumlu zgrlk de kazanmtr. Ama ayn anda, kendisine eskiden gvenlik ve ait olma duygusu veren balar da zlmtr. Yaam artk merkezini insann oluturduu kapal bir dnyada yaanmamaktadr; dnya snrsz, ayn zamanda da tehdit edici hale gelmitir. Kapal bir dnyadaki sabit yerini yitirmekle insan, yaamnn anlam sorusuna vermeye alt yant da yitirir; bunun sonucu olarak, kendisi ve yaamdaki amac konusunda kuku dmtr iine. Kiiliini aan ok byk gler tarafndan, sermaye ve pazar tarafndan tehdit edilmektedir. Herkes bir potansiyel rakip olduundan, evresindeki insanlarla olan ilikisi, dmans ve yabanc bir ilikidir artk; zgrdr, yani yalnz, soyutlanm ve drt bir yandan gelen tehditlerin or-tasndadr. Rnesans kapitalistinin elindeki servet ve g onda olmadndan, ayrca insanlarla ve evrenle bir olma duygusunu da yitirdiinden, bir bireysel hilik ve aresizlik duygusu sarar iini. Cennet, bir daha bulunmamak zere yitirilmitir, birey tek bana, dnyaya 64 ZGRLKTEN KAI kar durmaktadrsnrsz ve tehdit edici bir dnyaya frlatlm bir yabancdr o. Yeni zgrlk, derin bir gvensizlik, gszlk, kuku, yalnzlk ve kayg yaratacaktr. Bireyin baaryla ayakta durabilmesi iin, bu duygularn hafifletilmesi gerekmektedir. 2. REFORMASYON DNEM Gelimenin bu noktasnda, Luthercilik ve Calvincilik ortaya kt. Yeni dinler, zengin st snfn deil, kentli orta snfn, kentlerdeki yoksullarn ve kyllerin diniydi, izleyicilerini saran gszlk ve kayg duygularm olduu gibi, yeni zgrlk ve bamszlk duygularn da dile getirdiinden, bu gruplara sesleniyorlard. Ancak yeni dinsel retiler, deien ekonomik dzenin yaratt duygulara anlatm kazandrmakla kalmyorlard. retileri sayesinde bu duygulan artryorlar, ayn zamanda bireyin dayanlmaz gvensizlik duygusuyla ba edebilmesini salayacak neriler getiriyorlard. Yeni dinsel retilerin toplumsal ve ruhsal nemini zmlemeye balamadan nce yaklam yntemimiz konusunda birka ey sylemek, bu zmlemenin daha iyi anlalmasn salayabilir. Bir dinsel ya da siyasal retinin ruhbilimsel nemini incelerken, nce, ruhbilimsel zmlemenin, zmlemesi yaplan retinin ha-kikatiyle ilgili bir yarg iermediini gz nnde bulundurmalyz. Hakikat konusu zerinde bir karar vermek iin sorunun kendi mantksal erevesi iinde incelenmesi gerekir. Belli reti ya da fikirlerin ardndaki ruhbilimsel ortam hazrlayan nedenlerin zmlenmesi, bir retinin gerek anlamnn daha iyi kavranmasna yol aabilir ve bunun sonucu olarak kiinin deer yargsn etkileyebilir, ama asla retinin ve onun getirdii deerlerin geerlilii konusunda usu bir yargnn yerini alamaz. retilerin ruhbilimsel zmlemesi, kiinin belli sorunlarn farkna varmasn salayan ve onu belli ynlerde yantlar aramaya iten znel itici gleri ortaya karabilir, ister yanl olsun ister doru, geleneksel fikirlerle yzeyin biraz zerinde bir uyum salayan her dnce, dnen insann znel gereksinimleri ve karlar ynnde boy gsterir. Baz karlar hakikatin bulunmasyla, bazlarysa onun yok edilmesiyle geliir. Ama her iki durumda da,
37

ruhbilimsel itici REFORM AINDA ZGRLK 65 gler, belli sonulara ulamada nemli k noktalarn olutururlar. Hatta, biraz daha ileriye gidip, kiiliin gl gereksinimlerine kk salmam fikirlerin, o kiinin etkinliklerinde, ve yaamnda pek etkili olmayacan bile syleyebiliriz. Dinsel ya da siyasal retileri, ruhbilimsel nemleri asndan zmlemek iin iki sorun arasndaki fark belirlemeliyiz. Yeni bir reti yaratan bireyin kiilik yapsn inceleyebilir ve dncesinin bu ynde gelimesinden sorumlu kiilik zelliklerini anlamaya alabiliriz. Somut konumak gerekirse, bu, rnein, kiiliklerindeki hangi eilimlerin onlar belli sonulara varmaya ve belli retileri formle etmeye ittiini bulmak zere, Luther ya da Calvin'in kiilik yapsn zmlemeliyiz demektir. Dier sorun, bir retiyi yaratandaki deil, bu retiye cevap veren toplumsal kmedeki ruhbilimsel itici gleri incelemektir. Bir reti ya da fikrin etkisi, hedef ald kiilerin kiilik yapsndaki ruhbilimsel gereksinimlere ne lde yant verdiine baldr. Eer fikir, belli toplumsal kmelerin derin ruhbilimsel gereksinimlerine yant veriyorsa tarih iersinde etkili bir g haline gelecektir. nderin ruhsal durumu olsun, izleyicilerinin ruhsal durumu olsun, her iki sorun da, elbet birbirine sk skya baldr, ikisine de ayn fikirler seslendiine gre, kiilik yaplarnn nemli ynleri de birbirinin ayn olsa gerektir. Liderin kiilik yaps liderlere zg zel bir dnme ve harekete geme yetenei dnda, genellikle ok daha an ve net bir ekilde retilerinin kabul grd kiilerin kiilik y?psm sergileyecektir; nder, izleyicilerinin zaten ruhsal olarak ka-b llenmeye hazr olduu fikirleri ok daha ak ve ok daha yrekli bir ekilde formle edebilir. nderin kiilik yapsndaki baz zellikleri ok daha keskin bir ekilde gstermesinin nedeni, u iki etmenden ya da her ikisinden dolay olabilir: birincisi, nderin toplumsal konumu, btn bir kmenin kiiliini kalba sokan koullann tipik bir rneini oluturur; ikincisi, grupta, toplumsal konumdan dolay gelien bu zellikler, nderde, yetimesi srasndaki rastlantsal koullarla bireysel deneyimleri sayesinde, ne kmtr. Protestanclk ve Calvincilik retilerinin ruhbilimsel neminin zmlemesini yaparken, Luther'in ya da Calvin'in kiiliklerini deil, fikirlerinin hedef ald toplumsal smflann ruhbilimsel durumunu tartyoruz. Luther'in dinbiliminin tartmasna gemeden nce, yal66 ZGRLKTEN KAI nzca ksaca, Luther'in ilerde de anlatlaca zere, bir kii olarak, "yetkeci kiilik"in tipik bir rnei olduunu belirtmek istiyorum. Olaand kat bir babann yetitirdii Calvin, ocukluunda ok az sevgi ya da gvenlik tattndan, yetkeye kar, srekli olarak kark duygular beslemitir; yetkeden nefret etmi, ona kar durmu, ayn zamanda da ona hayran olmu ve boyun eme eilimi gstermitir. Btn yaam boyunca, bir kar durduu bir de hayran olduu yetke vard: genliinde babas ve manastrdaki kdemliler; daha sonra da Papa ile prensler. Ar bir yalnzlk, gszlk ve ktlk duygusuyla, ama ayn zamanda byk bir egemenlik tutkusuyla doluydu. Kukular, yalnzca zorlayc bir kiiliin yaayaca trden aclar veriyordu ona ve srekli olarak kendisini bu belirsizlik ikencesinden kurtaracak, ona isel gvenlik duygusu verecek bir eylerin peindeydi. Bakalarndan, zellikle de "gruh"tan, kendisinden ve yaamdan nefret ediyordu: btn bu nefretin sonucu olarak, mthi bir sevilme tutkusuyla yanp tutuuyordu. Btn varl, korkuyla, kuku ve isel terk edilmilikle doluydu, ite, bu kiisel temel, onu ruhbilimsel olarak kendisininkine ok benzeyen durumda olan toplumsal kmelerin ampiyonu haline getirdi. Aadaki zmleme yntemiyle ilgili olarak bir noktay daha belirtmek gerekiyor. Bir bireyin dncelerinin ya da bir ideolojinin ruhbilimsel zmlenmesi, bu dnce ya da fikirleri yeerten ruhbilimsel kklerin anlalmas hedefine yneliktir. Byle bir zmlemenin ilk koulu, bir fikrin mantksal balamn anlamak ve yazarnn bilinli olarak ne sylemek istediini ortaya koymaktr. Ne var ki, bir kiinin, znel bir itenlik tasa bile, ou kez bilinsiz olarak, peine deceini sandndan farkl bir itici gce kaplabileceini, mantksal olarak belli bir anlam olan ve ona gre bilinsiz olarak bu "resmi" anlamdan baka bir anlam tayan bir kavram kullanabileceini biliyoruz. Ayrca, bu kiinin kendi duygulanndaki belli elikileri, ideolojik bir yapyla uyumlu hale getirmeye giriebileceini, ya da bastrd bir
38

fikri, o fikrin tam tersini dile getiren bir mantk yaratarak rttn de biliyoruz. Bilinalt elerin ileyiinin kavranmas, bize, szcklere kar kukulu yaklamamz ve onlar grndkleri ekliyle alglamamz retmitir. Fikirlerin zmlenmesinde karmza iki temel grev kar: biri bir fikrin, bir ideolojik dizgenin btn iinde tad belli arl REFORM AINDA ZGRLK 67 saptamak; ikincisiyse, dncelerin gerek anlamndan farkl bir ussallatrmayla kar karya olup olmadmzn saptanmasdr. Birinci noktaya yle bir rnek verilebilir: Hitler ideolojisinde, Versailles anlamasndaki hakszln vurgulanmas byk bir etkendir, ve Hitler'in, bu bar anlamasnda itenlikle fkelendii dorudur. Ancak, siyasal ideolojisinin btnn zmlediimizde, bunun temelinde, youn bir iktidar ve fetih arzusunun yattn ye Hitler'in, daha sonra Almanya'ya yaplan hakszl byk lde ne karmasna karn, bu dncenin, onun dnme biiminin btnnde pek bir rol olmadn grrz. Bir dnceye bilinli olarak yklenen anlamla onun gerek ruhbilimsel anlam arasndaki fark, Luther'in bu blmde ele aldmz retilerinin zmlenmesinden karlabilir. Luther'in Tanryla ilikisinin, insann gszl temeline dayal bir boyun eme ilikisi olduunu sylyoruz. Kendisi, bu boyun emeden, bilerek, isteyerek yaplan, korkudan deil, sevgiden kaynaklanan bir iliki olarak sz ediyor. Ancak ruhbilimsel olarak, Luther'in dnce yapsnn tamam ele alndnda, bu trden sevgi ya da inancn aslnda boyun eme olduu sonucu kyor; Luther Tanrya "boyun eme"sini bilinli olarak gnll ve sevgi ieren zelliiyle alglyor geri ama, Tanryla olan bu ilikisi, kendisinin bir gszlk ve perianlk duygusuyla dopdolu olmas nedeniyle bir boyun eme ilikisi nitelii tamakta. (Tpk bir kiinin bir baka kiiye bilinli olarak sadiste baml olmasnn, ou kez "sevgi" olarak alglanmas gibi.) Demek ki, ruhbilimsel zmleme asndan, Luther'in, syledii eylerin (bilinsiz de olsa) aslnda anlatmak istediine inandmz eylerden farkl olduu yolundaki kar kmann pek bir nemi yoktur. Biz, bu dizgedeki baz elikilerin, yalnz ve yalnz kavramlarnn ruhbilimsel anlamnn zmlenmesiyle anlalabileceine inanyoruz. Aadaki Protestancln retileri zmlemesinde, dinsel retileri, btn bir dizgenin balam iinde tadklar anlama gre yorumladm. Luther'in ya da Calvin'in retilerindeki baz blmlerle elien cmleleri, arlklar ve anlamlan gerek elikiler oluturmad kansna vardm durumlarda buraya almadm. Ama sunduum yorum, benim yorumuma uyan belli cmleleri seme yntemine deil, Luther'in ve Calvin'in sistemlerinin btn olarak, ruhbilimsel temelde 68 ZGRLKTEN KAI incelenmesi ve dolaysyla, ierdii tek tek elerin btn bir dizgenin ruhbilimsel yapsnn altnda yorumlanmas esasna dayandrlmtr. Reform a retilerinin getirdii yenilikleri anlamak iin her eyden nce, ortaa Kilisesi dinbilimindeki temel eleri ele almamz gerekir.23 Bunu yapmaya alrken, "ortaa toplumu" ve "kapitalist toplum" kavramlaryla ilgili tartmamzda karlatmz yntembiimsel glk gene karmza kacak. Tpk ekonomik alanda bir yapdan dierine ani deiiklik bulunmad gibi, dinbilimsel alanda da ani bir deiiklik sz konusu deildir. Luther'in ve Cal-vin'in baz retileri ortaa kilisesi retilerine ylesine benzer ki, bazen aralarnda byk fark grmek gtr. Tpk Protestanchk ve Calvincilik gibi, Katolik Kilisesi de her zaman iin insann kendi z erdemlerinin ve yeteneklerinin gcyle, Tanr inayetini, kurtuluu iin vazgeilmez bir ara olarak kabul etmeksizin kurtulua ulaacan yadsmtr. Ancak, eski ve yeni dinbilimlerde ayn olan btn elere karn, Katolik Kilisesi ruhu, temel olarak, zellikle de insan onuru ve zgrl sorunuyla insan etkinliklerinin kendi kaderi zerindeki etkisi sorunu konusunda Reform ruhundan farkldr. Reform andan nceki uzun dnemde, baz ilkeler, Katolik din-bilimin belirleyici zelliini oluturuyordu: insan doas, Adem'in gnahyla yozlamt geri ama, gene de gdsel olarak iyiye ulama abas iindedir; insan iradesi, iyiyi isteme zgrlne sahiptir; insann kendi abas, kurtuluu iin gereklidir; ve Kilisenin, isa'nn lmndeki erdemlere dayal ayinleri sayesinde gnah ileyen kur-tanlabilir, gibi ilkeler, bunlar arasndayd.
39

Ancak Augustine ve Thomas Aquinas gibi baz nemli dinbilimci-ler, az nce dile getirilen grleri tamakla birlikte, zleri ok farkl retileri yaydlar. Ama Aquinas yazgnn nceden., belirlendiini savunan bir reti yaymakla birlikte, temel retilerinden birinin irade zgrl olduunu her frsatta dile getirir. zgrlk retisiyle yazgnn nceden belirlenmesi retisi arasndaki elikiyi trplemek 23 Burada daha ok R. Seeberg'in Lehrbuch der Dogmengeschichte, (Deutsche Verlagsbuchhandlung, Leipzig. III. Cilt, 1930, IV. Cilt, 1, 1933, IV. Cilt, 2, 1920) adl yaptyla B. Bartmann'n Lehrbuch der Dogmatik, (Herder, Freiburg,-1911) adl yaptlarndan yararlandm. REFORM AINDA ZGRLK 69 iin, son derece karmak yaplar kullanmak durumundadr; ancak, bu yaplar elikileri gerektii ekilde zmemekle birlikte, irade zgrl ve insan abasnn, insann kurtuluu iin gerekli olduu savndan iradenin, Tanrnn ltfuna gerek duymasna karn geri adm atmaz.24 irade zgrl konusunda, Aquinas, insann karar verme zgrlne sahip olmadn varsaymann, Tannnn ve insann doasnn zyle elieceini, insann, kendisine Tanr tarafndan sunulan ltf bile geri evirme zgrlnn bulunduunu syler.25 Dier dinbilimciler, insanolunun kurtuluu abalarnda kendisinin rolnn byk olduuna, Aquinas'tan bile daha fazla dikkat eker. Bonaventura'ya gre, Tann, nsanoluna ltuf sunmaya hazrdr, ancak buna, yalnzca erdemleri sayesinde kendilerini hazrlayan insanlar el uzatabilir. Bu nokta, on , on drt ve on beinci yzyllarda, Duns Scotus, Ockam ve Biel'in dizgelerinde daha da ne karlmtr; Luther'in saldrlar, zellikle, "Sau Theologen" (Aa Dinbilimciler) diye adlandrd ortaa sonlarnn bilimcilerine yneldiinden, Reform ann bu yeni ruhunun anlalmasnda bu gelime ok nemlidir. Duns Scotus, iradenin roln vurgulamtr, irade zgrdr, insanolu iradesini gerekletirmekle kendi bireysel benliini gerekletirir, ve bu benliini-gerekletirme, birey iin doyumlarn en bydr, iradenin, bireysel benliin bir edimi olduu Tann buyruu sayldndan, Tann bile, insann kararlann dorudan doruya etkileyemez. Biel ve Ockam, insann kurtuluunda, kendi erdemlerinin oynad rol ne karr; onlar da Tanrnn yardmndan sz ederler geri ama, onun daha nceki retilerde yklendii nemi bir kenara brakmlardr.26 Biel insann zgr olduunu, ve ltf yardmna koan TanInsan abas konusunda yle der: "Dolaysyla, yazgs nceden belirlenmi olan insanolu, hem iyi ilere hem de duaya tutunmaldr, nk takdiri ilahi ancak bu ekilde yerine getirilebilir ... ve dolaysyla takdiri ilahi, yaratklar tarafndan gelitirilebilir, artrlabilir, ama asla denetlenemez." The Sununa Theologica of St. Thomas Aquinas (Aziz Thomas Aquinas'in Dinbilimi), ev.: ngiliz Dominik Cumhuriyeti Rahipleri, ikinci dzeltilmi basm, Burns Oates Washbourne, Ltd., Londra, 1929, I. Ksm, Soru 23, Madde 8. . Summa contra Gentiles, III. Cilt, 73, 85 ve 159. Blmler. . Seeberg, a.g.y., s. 766. 70 ZGRLKTEN KAI riya her zaman bavurabileceini varsayar. Ockam, insan doasnn, aslnda gnahla yozlamad grndedir; ona gre gnah, insann zn deitirmeyen tek bir edimdir yalnzca. Roma Katolik Kilisesinin Trent Konseyi Kararlan, zgr iradenin Tanrnn inayetiyle ibirlii iinde bulunduunu ama iradenin, bu yardmlamaya girmeyebileceim aka belirtmektedir.27 Ockam'n ve ge dnemin dier bilginlerinin izdii insan tablosu, insan zavall bir gnahkar olarak deil, bizzat doas sayesinde iyi olan her eyi yapabilme yetisine sahip, iradesi doal ya da herhangi dier d gten bamsz bir zgr birey olarak gsterir. Ortaa sonlarnda rol giderek nem kazanan ve Luther'in saldrlarnn balca hedeflerinden biri olan af belgesi satn alma, insan iradesinin ve insan abalarnn gereklilii olgularnn giderek artan lde ne kanlmasyla ilgiliydi. nsanlar Papa'nn temsilcisinden af belgesi satn almakla, ebedi ve ezeli cezann yerine getii kabul edilen geici cezadan kurtulmu oluyorlard, ve Seeberg'in iaret ettii zere28 btn gnahlardan kurtulmay beklememeleri iin hibir neden yoktu. nsann Papadan araf cezas affn satn alabilmesi, Kilisenin yetkelerine ve ayinlerine baml
40

olmay gerektirdiinden, ilk bakta kiinin kendi kurtuluu abalanndan sonu alaca fikriyle eliiyor gibi grnebilir. Bu, bir lde doru olmakla birlikte, bir umut ve gvenlik ruhu ierdii de dorudur; insan kendini cezadan bylesine kolay kurtarabiliyorsa, sululuk yk byk lde hafiflemi demektir, insan, kendisini gemiin yknden grece bir kolaylkla syrabilir ve onu saran kayglardan kurtulabilirdi. Bundan baka, Kilisenin apak ya da rtl kuralna gre, af belgesinin etkisinin, alcsnn suunu itiraf etmesi ve pimanlk duymasna bal olduu da unutulmamaldr.29 Bkz. Bartmann, a.g.y., s. 468. 'A.g.y., s. 624. 29 Af mektubu kuram ve uygulaym, gelien kapitalizmin etkisini gsteren gzel bir rnektir. Kiinin para karlnda cezadan kurtulaca fikri, parann ok nemli bir rol oynad yolunda yeni bir duyguyu dile getirmekle kalmamtr, 1343 ylnda VI. Clemens'in ortaya att af mektubu kuram, yeni kapitaliste dnme ruhunu da sergilemektedir. VI. Clemens, sa'nn ve Azizlerin, Papaya snrsz erdemler verdiini ve bu hazinenin bir ksmn inananlara databileceini sylemiti (kr. R. Seeberg, a.g.y., s. 621). Burada, Papa kavramn, mthi bir ahlaksal sermayeyi elinde bulunduran ve bunu kendi mali karlar iin "mterinin" ahlaksal kan iin kullanan bir tekelci olarak gryoruz. REFORM AINDA ZGRLK 71 Reform ruhuna byk lde aykr den fikirler, gizemcilerin yazlarnda, vazlarda ve gnah karmayla ilgili adal kurallarda da kendini gstermektedir. Bunlarda, insan onurunun onayland ve kendi benliini tamamen dile getirmenin meruluu duygulan egemendir. Bu yaklamn yansra. daha on ikinci yzylda yaygn olan isa'ya yknme kavram ve insann Tanr gibi olmaya heves edebilecei inanc vardr. Gnah karanlar iin konan yasalarda, bireyin somut durumu anlayla karlanm ve znel bireysel farkllklar dikkate alnmtr. Bunlar, gnah, bireyin tartlaca ve aalanaca bir l olarak deil, anlay ve saygyla karlanacak bir insan zayfl olarak deerlendirmilerdir.30 zetleyecek olursak: Ortaa Kilisesi, insan onurunu, iradesinin zgrln ve abalarnn yararsz olmadn vurgulamtr: Tanr ile insan arasndaki benzerlii ve ayrca insann. Tanrnn sevgisine gvenme hakkn da vurgulamtr, insanlar, tanrya olan benzerlikleri iinde, eit ve karde olarak kabul edilmilerdir. Ortaan sonlarnda kapitalizmin balamasna bal olarak, aknlk ve gvensizlik ortaya kmtr; ama ayn zamanda, iradenin ve insan abasnn roln ne karan eilimler giderek daha gl hale gelmilerdir. Gerek Rnesans felsefesinin, gerek ortaa Katolik retisinin, ekonomik konumlar, kendilerine g ve bamszlk getiren toplumsal gruplardaki ruhu yansttn syleyebiliriz. te yanda Luther'in dinbilimi. Kilisenin yetkesine kar savaan, yeni para sahibi olmu snfa fke duyan, ykselen kapitalizmin tehdidi altnda, bir gszlk ve bireysel nemsizlik duygusuna kaplan orta snfn duygularn dile getiriyordu. Luther'in dizgesinin Katolik geleneklerden farkl ynlerinin iki yz vard; Protestan lkelerde genellikle izilen tabloda, bu yzlerden biri, dierinden daha ok ne karlyordu. Dizgenin bu yn. Luther'in insanoluna dinsel konularda bamszlk tandna; yetkeyi Kiliseden alp bireye verdiine: kendi inan ve kurtulu kavramnn, bir znel bireysel deneyim olduuna, bu deneyimde btn sorumluluun, kendi bana salayamayaca eyi ona veren bir yetkede deil de kiinin kendisinde olduuna iaret ediyordu. Luther'in ve Calvin'in retilerinin bu ynn vmemiz iin yeterli neden var, nk bunlar, ada toplumda siyasal ve tinsel zgrln gelimeGizemcilerle vaiz yaznnn nemine daha da fazla eilmemi salayan ve bu paragraftaki baz zel bilgileri veren Charles Trinkhaus'a teekkr ederim. 72 ZGRLKTEN KAI sinde kaynaklardan birini oluturmulardr; ve bu gelime, zellikle Anglo-Saxon lkelerinde, Pritanizm fikirleriyle aynlmaz bir ekilde balantldr. ada zgrln dier yn, bireye getirdii soyutlanmtk ve gszlktr ve bu ynn kkleri de tpk bamszln kkleri gibi, Protestanclkta yatmaktadr. Bu kitap aslnda
41

zgrl bir yk ve tehlike olarak ele aldna gre, bilerek tekynl gelien aadaki zmlemede, Luther'in ve Calvin'in, zgrln bu olumsuz ynnn kk saldn gsteren tablolar ele alnacak, bu retilerdeki, insann temel ktl ve gszl sav ne karlacaktr. Luther, insann doasnda, onun ktlk yapma iradesini ynlendiren ve hibir insann, doal olarak herhangi bir iyi i yapmasna olanak tanmayan doutan gelme bir ktln varlna inanyordu, insan doas kt ve eytansdr ("naturaliter et inevitabiliter mala et vitiata natura"), insan yapsnn ktl ve doru eyi seme zgrlnden tmyle yoksun oluu, Luther'in btn dncesinin temel kavramlarndan biridir. Paul'n Romallara mektubu zerindeki grleri bu ekilde balar. "Bu mektubun z udur: Kendi gzlerimize ve de bakalannnkine ne kadar esiz ve iten gzkse de, tenin btn bilgeliini ve adaletini yok etmek, kknden skmek ve hie saymak.... nemli olan, gzlerimizin nnde gelien adaletimizin ve bilgeliimizin yklmakta ve yreklerimizle lml benliklerimizden sklmekte olduudur. "31 Bu, insann kendi bana, kendi yetenekleriyle iyi bir ey yapamayacak kadar berbat ve kt olduu inanc, Tanrnn ltf iin gerekli temel koul. Eer insan kendisini aalar ve bireysel irade ve gururunu yok ederse Tanrnn ltf ona balanacaktr. "nk Tanr, bizi kendi adaletimiz ve aklmz sayesinde deil, yabanc (fremde), kendi iimizden gelmeyen ve kendi iimizden kaynaklanmayan, bize bir baka yerden gelen bir adalet ve bilgelikle kurtarmak istemektedir... Yani, zellikle ve tmyle dardan gelen ve bize tamamen yabanc olan bir adalet retilmelidir."32 Martin Luther, Vorlesung berden Rmerbrief, I. Blm, i. (Bu kitabn ngilizce evirisi bulunmadndan, eviriyi ben yaptm.) 32A.g.y., I. Blm, i. REFORM AINDA ZGRLK 73 nsann gszl, yedi yl sonra, Luther'in, Erasmus'un irade zgrlnn savunusuna kar yazd "De servo arbitrio" adl kitapkta daha da kkl bir ekilde dile getirilmitir. "...Grlyor ki, insan iradesi, ikisinin arasnda kalm bir hayvandr. Eer hayvana Tanr binmise, o ister, hayvan onun istedii yere gider; Ayetin dedii gibi, 'senin nnde bir hayvandm, ama gene de srekli seninleyim.' (Ayet 73, 22, 23.) Eer eytan binmise, o ister ve eytann istedii ekilde gider. Hangi srcye koaca, hangisini arayaca konusunda bir seme yapmak onun iradesi dahilinde deildir; ama hayvana kimin bineceini ve zerinde gideceini seen, bunun iin ekien, srclerdir."33 Luther, "Bu zgr irade konusunu bir yana brakmak istemeyen (bu en gvenli,ve ayn zamanda en sofuca davrantr) olursa," diyor, "gene de insana, kendisinden stn olanlar konusunda deil, ama yalnzca kendisinden aa olan varlklarla ilgili olarak bir 'zgr irade' kullanmasn, gnl rahatl iinde retebiliriz... Kendisini Tanrnn korumasna brakm bir insann 'zgr iradesi' yoktur, o ya Tanr iradesinin ya da eytan iradesinin tutsa, klesi ve de uadr."34 insanolunun Tanrnn ellerinde gsz bir aygt ve temelinde kt olduu, tek grevinin Tanr iradesine boyun emek olduu, Tanrnn, anlalmas olanaksz bir adalet edimiyle onu kurtaraca retileri, umutsuzluk, kayg ve kukuya boulmu bir insann, zellikle de de Luther gibi hrsla kesinlik peinde koan bir adamn verecei kesin yantlar oluturamazd. Sonunda kukularn giderecek yant buldu. 1518'de, ani bir vahiy indi. insanolu, erdemleri sayesinde kurtarlamaz; yapt ilerin Tanry honut edip etmediini dnmemeliydi bile; ama inanc varsa, kurtulua kavuabilirdi. inan insana Tanr tarafndan verilmiti. Birey, Tanryla olan bu iliki iinde temelde alc durumdayd, inanc sayesinde Tanrnn ltfuna bir kez kavutu mu, doas deiiyordu, nk inan edimi iinde kendisini isa'yla birletirmi oluyordu ve isa'nn adaleti, Adem'in dyle yitirdii adaletinin yerini alyordu. Ama insandaki doal ktlk hibir Martin Luther, The Bondage of the Will (radenin Zincirleri), ev. Henry Cole, M.A. B. Eerdmans Publishing Co, Grand Rapids, Michigan, 1931, s. 74. 34 A.g.y., s. 79. Bu kartlk yukardaki glere boyun eme ve aadakilere hkmetme daha sonra da greceimiz zere, yetkeci kiiliin davranna zg bir durumdur.
42

74 ZGRLKTEN KAI zaman tmyle ortadan kalkmayacandan, o yaam sresince, hibir zaman tmyle erdemli hale gelemezdi.35 Luther'in inanc kuku gtrmez bir znel kurtulu deneyimi olarak ele alan retisi, ilk bakta, Luther'in kiiliinin ve 1518'e ka-darki retilerinin belirleyici zellii olan derin kuku duygulanyla ar bir eliki oluturuyor gibi grnebilir. Oysa ruhbilimsel olarak bu kukunun yerini kesinlie brakmas eklindeki deiiklik, eliik olmak bir yana, nedensel bir iliki iindedir. Bu kukunun nitelii hakknda sylenenleri anmsayalm: kkleri dnme zgrlnde bulunan ve yerleik grleri sorgulamaya kalkan o aklc kuku deildi bu. Dnyaya kar tutumu kayg ve nefret dolu bireyin gszlnden ve soyutlanmlndan fkran usd kukuydu. Bu usd kuku, asla ussal yantlarla giderilemez; ancak ve ancak, bireyin anlaml bir dnyann aynlmaz paras haline gelmesiyle ortadan kalkar. Eer Luther'in ve temsil ettii orta snfn durumunda olduu gibi bu gereklemezse, kuku ancak susturulabilir, deyi yerindeyse yeraltna itilebilir ve bu da ancak, kesinlik vaat eden bir formlle gerekletirilebilir. Luther'de grdmz zorlannd kesinlik aray, gerek inancn bir anlatm deildir, dayanlmaz kukuyu fethetme, yenme gereksiniminden kaynaklanr. Luther'in zm, bugn, din-bilimsel ereve iinde dnmeyen pek ok bireyde grdmz bir zmdr: Buysa, soyutlanm bireysel benlii safd brakarak, bireyin dndaki yenilmez lde gl bir erkin elinde bir ara haline gelerek kesinlii bulmak eklinde dile getirilebilir. Luther iin bu erk Tanryd, nedensiz, kaytsz artsz bir boyun emilik iinde, kesinlii arad. Bu ekilde kukularn bir lde susturmay baard geri ama, kukular hibir zaman tmyle yok olmad; yaamnn son gnne dek, yeni boyun eme abalaryla alt etmeye alt kuku bunalmlarna girdi. Ruhbilimsel olarak, inancn birbirinden tamamen farkl iki anlam vardr, insann insanlkla ve yaamn olumlanmasyla isel bir ilikisinin anlatm olabilir; ya da bireyin soyutlanmlndan ve yaama kar olumsuz tutumundan kaynaklanan byk bir kuku duygusuna kar oluturulan bir tepki olabilir. Luther'in inanc, ite bu telafi edici trdendi. 35Kr. "Sermo de duplici institia" (Luthers Werke, Weimar bas. II. Cilt.) REFORM AINDA ZGRLK 75 Kukunun nemiyle onu susturma giriimlerini iyi deerlendirmek zellikle nemlidir, nk bu yalnzca Luther'in ve az sonra greceimiz zere Calvin'in dinbilimiyle ilgili bir sorun olmakla kalmamakta, ada insann da temel sorunlarndan biri olma niteliini korumaktadr. Kuku, ada felsefenin balama noktasdr; onu susturma gereksinimi, ada felsefe ve bilimin gelimesi zerinde ok gl bir ynlendirici etki yaratmtr. Ancak pek ok ussal kukulanl ussal yantlarla giderilmi olmasna karn, usd kuku ortadan kalkmamtr, ve insanolu olumsuz zgrlkten olumlu zgrle doru bir gelime gerekletirmedii srece de yok olmayacaktr. Bunu susturma ynndeki ada giriimler, olgular snrsz lde bilmenin kesinlik arayna yant verecei inancyla yrtlebilir, "kesinlik" sorumluluunu yklenen bir ndere boyun eme konusunda durdurulmaz bir baar salama istei ierebilir bu zmler, ancak ve ancak kukunun farknda olma niteliini yok edebilirler, insan, soyut-lanmlm yenmedii ve kiinin dnyadaki yeri kendi insansal gereksinimleri asndan anlaml hale gelmedii srece, asl kuku yok olmayacaktr. Luther'in retileriyle. ortaa sonlarna doru yaayan zengin ve gller dnda herkesin ruhbilimsel durumu arasndaki balant nedir? Grdmz gibi o sralarda eski dzen yklmaktayd. Birey, emin olma gvenliini yitirmiti, yeni ekonomik gler, kapitalistler ve tekeller tarafndan tehdit ediliyordu; lonca ilkesinin yerini rekabet alyordu: aa snflar, giderek artan smrnn basksn hissediyorlard. Lutherciliin aa snflarda uyandrd ilgi, orta snf-lardakinden farklyd. Kentlerdeki yoksullar, hatta daha ok kyller, aresizlik iindeydi. Bunlar acmaszca smrlyor, geleneksel hak ve ayrcalklarndan yoksun braklyordu. Kyl ayaklanmalaryla ve kentlerdeki devrimci hareketlerle dile getirilen bir ruh hali iindeydiler, incil, tpk erken Hristiyanlk dneminde klelerin ve emekilerin umutlarn dile getirdii gibi, bunlarn umut ve beklentilerini dile getiriyor, zgrlk ve adalet
43

arayan yoksullara yol gsteriyordu. Lut-her, yetkeye saldrd ve retilerini incil etrafnda toplayarak dile getirdii lde tpk kendisinden nce gelen tutucu dinsel hareketlerin yapt gibi, bu sabrsz kitleleri kendine ekebiliyordu. Luther, ynlarn yandaln kabulleniyor ve onlar destekliyordu ama bunu ancak belli bir lde yapabiliyordu; kyller, Kilise yet76 ZGRLKTEN KAI kesine saldrmaktan ve yalnzca kendi durumlarnn iyiletirilmesi iin ufak tefek taleplerde bulunmaktan daha da ileri gittiinde, Luther bu yandal bozmak durumunda kald. Bu kitle, yetkeyi devirme ve ko-, runmas orta snf iin yaamsal nem tayan toplumsal dzenin temellerini ykma tehdidiyle devrimci bir snf olma yolunda ilerliyordu. nk, daha nce anlattmz btn glklere karn, orta snf, hatta onun daha aa tabakas, yoksullarn taleplerine kar savunma yapma ayrcalna sahipti; dolaysyla yalnzca soyluluun, Kilisenin ve tekellerin deil, kendilerinin ayrcalklarn da yok etmeyi amalayan devrimci hareketlere kar byk bir tepki gsteriyorlard. Orta snfn, ok zenginlerle ok yoksullarn arasndaki konumu, bu snfn tepkisini ok karmak, ve birok bakmdan elikili hale getiriyordu. Yasay ve dzeni korumak istiyorlard, ama ykselen kapitalizm bizzat kendileri iin yaamsal tehlike oluturuyordu. Orta snfn baarl yeleri bile byk kapitalistlerden oluan kk grup kadar zengin ve gl deildi. Yaamlarn ve konumlarn srdrmek ve geliebilmek iin byk bir mcadele vermeleri gerekiyordu. Paral snfn lks, onlardaki kklk duygusunu arttryor ve bu insanlar kskanlk ve fkeyle dolduruyordu. Sonuta, orta snf, feodal dzenin kmesinden ve kapitalizmin ykselmesinden faydadan ok zarar gryordu. Luther'in insan tablosu, bu ikilemi aynen yanstyordu. nsan, kendisini tinsel yetkililere balayan btn balardan kurtulmu, bal olmama zgrlne kavumutu ama onu yapayalnz ve kaygl hale sokan, yreini, bireysel nemsizlik ye gszlk duygusuyla "sarsan bu zgrln ta kendisiydi. Bu zgr, soyutlanm birey, bireysel nemsizlii iinde unufak olmutu. Luther'in dinbilimi, bu aresizlik ve kuku duygularn dile getiriyordu. Dinsel aralarla izdii insan tablosu, bireyi, mevcut toplumsal ve ekonomik evrimin getirdii durum iinde betimlemektedir. Orta snf yesi, tpk, Luther'in, insan Tanrsyla ilikisi iinde gsterdii gibi, yeni ekonomik gler karsnda umarszd. Ancak Luther, seslendii toplumsal snflarda, zaten var olan nemsizlik 'duygusunu gzler nne sermekle kalmad, onlara bir zm de nerdi. Birey, yalnzca kendi nemsizliini kabul etmekle kalmayp kendisini olabildiince aalamakla, bireysel iradeden en kk krntsna dek vazgemekle, kendi bireysel gcn yadsyp ayplamakla Tanr nnde uygun bir birey olmay umabilirdi. LutREFORM AINDA ZGRLK 11 her'in Tanryla ilikisi tmyle boyun eme esasna dayanyordu. Ruhbilimsel anlamda, bu inan kavram u ekilde aklanr: Eer tmyle boyun eersen, bireysel nemsizliini kabul edersen, her eye kadir Tanr seni sevmeye ve kurtarmaya raz olabilir. Kendini silip yok ederek btn eksikleri ve kukulanyla bireysel benliinden kur-tulursan, kendini, kendi hilik duygundan kurtarm olursun ve bylece Tanrnn utkusunda yer alabilirsin. Grlyor ki, Luther insanlar Kilisenin yetkesinden kurtarrken, onlar, ok daha buyurgan bir yetkeye, kurtulularnn temel koulu olarak insanlarn tamamen boyun emesinde ve bireysel benliin yok edilmesinde srar eden Tanrnn yetkesine boyun emek durumunda brakyordu. Luther'in "inanc" teslim olmak kouluyla sevilmek konusunda ikna olmakt, buysa, bireyin devlete ve "nder"e tmden boyun emesi ilkesiyle pek ok ortak yn olan bir zmd. Luther'in yetkeden korkmas ve onu sevmesi siyasal inanlarnda da kendini gstermektedir. Kilisenin yetkesine kar savamakla birlikte -bir blm Kilise hiyerarisinin st tabakas olan yeni para'lanm snfa kar fke duymakla, ve gene, kyllerin devrimci eilimlerini belli bir noktaya kadar desteklemekle birlikte, dnyasal yetkelere, prenslere en adal biimde boyun emeyi tlemitir. "Yetke sahipleri kt ya da inansz bile olsalar, yetke ve onun gc iyidir ve Tanrdan gelmektedir... Dolaysyla, nerde g varsa, ve nerde o g kendini gstermise, oradadr ve orada kalr, nk onu Tanr buyurmutur." 36 Ya da yle der:
44

"Tanr, ne kadar hakl olurlarsa olsunlar, gruhun ayaklanmasna izin vermektense, ne kadar kt olursa olsun hkmetin varlna dayanmay yeler... Bir prens ne kadar buyurgan olursa olsun, prens olarak kalmaldr. Ynetici olabilmek iin uyruklara gereksinimi vardr, bu yzden kanlmaz olarak yalnzca birka kiinin kafasn keser." Luther'in yetkeye ball ve onun karsndaki korkusu, nefretinde ve zellikle devrimci giriimlerinde belli snrlarn tesine getiklerinde, gsz kitlelere, "gruha" kar duyduu nefrette iyice aa kar. Derslerinden birinde, u nl szleri yazar: "Dolaysyla, hibir eyin ayaklanmadan daha zehirleyici, ac verici ya da ktcl olduunu akldan karmayarak, brakn yapabilen herkes, gizlice ya 36 'Rmerbrief, 13, 1. 78 ZGRLKTEN KAI da ak ak itilip kaklsn, kesilsin ya da snglensin. Tpk bir kuduz kpein ldrlmesi gerektii gibi; eer siz onu ldrmezseniz, o size ve sizinle birlikte btn lkeye zarar verecektir." 3? Luther'in retileri gibi kiilii de yetkeye kar kararsz bir tutum iindedir. Bir yandan yetkeden dnyasal yetkeden de buyurgan Tanrnn yetkesinden de mthi korkar, te yanda, yetkeye kar kilisenin yetkesine kar isyan eder. Kitlelere kar tutumunda da ayn ikilik vardr. Kendi koyduu snrlarn iinde isyan ettikleri srece onlarn yanndadr. Ama onaylad yetkelere saldrdklarnda kitlelere kar youn bir kin ve aalama duygusu ne kverir. Kan ruh-bilimsel ileyiini ele alan blmde, bir yanda yetkeye sevgi, te yanda ve ayn anda gszlere kar kin duymann, "yetkeci kiilik"in tipik zellikleri olduunu gstereceiz. Bu noktada, Luther'in dnyasal yetkeye kar tutumunun, dinsel retileriyle ok yakndan ilikili olduunu anlamamz nem tamaktadr. Bireyin, erdemleri asndan kendisini deersiz ve nemsiz hissetmesini salamakla, onu Tanrnn elinde gsz bir aletmi gibi hisseder duruma sokmakla, Luther, baskc bir dnyasal yetkeye kar kesin tavr almak iin insanda mutlaka bulunmas gereken zgveni ve insanlk onuru duygusunu yok ediyordu. Birey, onur ve gurur duygusunu yitirdi mi, ruhbilimsel olarak, ortaa dnme biiminin belirleyici zellii olan duyguyu da, yani yaamn amacnn, insan, onun tinsel kurtuluu ve tinsel erekleri olduu duygusunu yitirmeye hazr demekti; yaamnn, kendi dndaki amalara, ekonomik retkenlik ve sermaye birikimi amalarna alet olduu bir rol stlenmeye hazrd. Luther'in ekonomik sorunlar konusundaki grleri, Calvin'inkilerden daha da tipik ekilde ortaaa zg grlerdi. nsan yaamnn ekonomik amalara hizmet eden bir ara olmas fikrine iddetle kar kard. Ama ekonomik konulardaki grleri geleneksel olmakla birlikte, bireyin hiliini vurgulamas, insann dnyasal yetkeye boyun emekle kalmayp, yaamn ekonomik baarlar uruna ikinci plana itmesi eklinde ortaya kan gelimeye ters dyor ve de bu gelimeye zemin hazrlyordu. Gnmzde, bu eilim faistlerin, yaamn "Against the Robbing and Murdering Hordes of Peasants" (Soyan ve ldren Kyl Srlerine Kar) (1525); Works of Martin Luther, ev., CM. Jacobs, A.T. Hol-man Company, Philadelphia, 1931. Cilt, XIV, s. 411. Kr. Marcuse'n Luther'in Au-toritdt undFamilie adl yaptnda (F. Alcan, Paris, 1926) zgrl ele al. REFORM AINDA ZGRLK 79 amacnn, daha "yksek"gler uruna, nder ya da rksal topluluk uruna feda edilmesini savunan grlerinde doruuna ulamtr. Anglo-Saxon lkelerinde, Luther dinbiliminin Almanya'da kazand nem kadar nem kazanan Calvin kuram, gerek ruhbilimsel adan, gerek dinbilimsel adan, temelde Luther'in zn yanstmaktadr. O da Kilisenin yetkesine ve retilerinin kr krne kabul edilmesine kar olmakla birlikte dinin, insanolunun gszlnden kaynaklandn savunur; kiinin kendisini aalamas ve insan onurunun yok edilmesi, dncelerinin ana motifini oluturur. Ancak ve ancak, kendini kk gren kii gelecekteki dnyaya hazrlanmaya adayabilir kendisini.38
45

Ona gre biz kendimizi aalamalyzdr ve Tannnn gcne gvenmenin tek arac ite bu kendini aalamadr. "nk, kendimize olan gvensizliimiz ve kendi perianlmzn bilincinde olmaktan kaynaklanan kayg kadar hibir ey, aklmzn tm gvenini Tanrya yneltmemize neden olamaz."39 Bireyin, kendisinin efendisi olduunu sanmamasn tler. "Biz, kendimize ait deiliz; yleyse, yapmak istediklerimize ne aklmz ne de irademiz egemen olmaldr. Kendimize ait deiliz; yleyse tenimize gre elverili olabilecek eyi aramamz amalarmzn nesnesi olmasn. Kendimize ait deiliz; yleyse, bizim olan her eyi, ve de kendimizi, mmkn olduu kadar unutalm. Tersine, biz Tanrya aitiz; yleyse onun iin yaayalm ve lelim. nk, aka grld zere, insanlarn bana gelebilecek en byk felaket, kendi kendilerine boyun emektir, kurtuluun tek yoluysa, nmzde yryen Tannnn peinde gitmekten baka hi birey bilmemek ve de istememektir."40 John Calvin'in Institutes of the Christian Religion adl yapt. ev. John Ailen, Presbyterian Board of Christian Education, Philadelphia, 1928, III. Kitap, Blm IX, 1. 39 A.g.e., III. Kitap, Blm II, 23. 40 A.g.y., III. Kitap, Blm 7, 1. "nk aka grld..." szleriyle balayan blm Latince aslndan (Johannes Calvini tnstitutio Christianae Religionis, Editionem curavit, A. Tholuk,. Berelini, 1835, I. Blm, s. 445.) ben evirdim. Bunun nedeni, Al-len'in evirisinin, zgn metni, Calvin'in dncesindeki kesinlii yumuatacak ynde azck deitirmesidir. Ailen bu tmceyi yle eviriyor: "nk kendi eilimlerine uymak, insanlar ok etkin bir ykma gtreceinden, kendi bilgi ya da irademize dayanmamak, ama yalnzca Tanrnn izdii yolu izlemek, tek gvenli yoldur." Ancak, 80 ZGRLKTEN KAI insanolu, salt erdemli olmak uruna erdem peinde komamaldr. Bu insan bencillik ve kibirden baka hibir yere gtrmez: "nk insann ruhunda gizli bir ktlkler dnyas bulunduu ok eskilere dayanan, gerek bir gzlemdir. Kendini yadsmaktan ve btn dikkatini, Tanrnn senden istedii ve yalnz ve yalnz bu nedenle yerine getirilmesi kanlmaz olan ve de onun houna gidecek eylerin peinde komaya yneltmekten baka aren yoktur."41 Calvin de iyi ilerin kiiyi kurtulua gtreceini yadsr. Bizde iyi eylerin hibiri yoktur: "Hibir dinibtn insann, Tanrnn kat yargs nnde incelendiinde, lanetlenesi nitelik tamayacak hibir ii, hibir zaman grlmemitir."42 Calvin dizgesinin ruhbilimsel nemini anlamaya altmzda, Luther'in retileri konusunda sylediklerimizin, ilkesel olarak aynen geerli olduunu grrz. Calvin de tutucu orta snfa, mthi yalnz ve korkulu insanlara, duygulan, Calvin'in bireyin nemsizlii, gszl ve abalarnn yararszl retisinde dile gelen insanlara vaaz vermitir. Bununla birlikte, kk bir farklln bulunduunu varsayabiliriz; Luther dneminde Almanya genel bir ayaklanma durumundayd, yalnzca orta snf deil, kyller de, yoksul kent toplumu da, kapitalizmin ykseliinin getirdii tehlikelerle kar karyayd, oysa Cenevre grece olarak varsl bir topluluktu. Onbeinci yzyln ilk yansnda Avrupa'nn en nemli alveri merkezlerinden biriydi; Calvin dneminde, Lyon onu glgede braktysa da,43 ekonomik btnln byk lde korumutu. Latincedeki sibi ipsis obtemperan "insann kendi eilimlerini izlemesi" anlamna deil, "kendine itaat etmesi" anlamna gelir. Bir kimsenin eilimlerini izlemesini yasaklamak, insann kendi doal eilimlerini bastrmasn ve bunu yapmakla bilincinin buyruklarn izlenii gerektiini neren Kant ahlkn hafifletilmi bir eklidir. te yanda kendine itaat etmenin yasaklanmas, insann zerkliinin yadsnmasdr. Ayn anlam esneklemesi ya da deiiklii, ita unicus est salutis portis nihil nec sapere, nec velle per se ipsum szlerinin "kendi bilgimize ya da irademize dayanmamak" eklinde evrilmesinde de grlmektedir. zgn metni aka evirmek, aydnlanma felsefesinin slogan olan sapere aude bilmeye cesaret etmek kavramyla elimektedir, oysa Allen'in evirisi yalnzca insann kendi bilgisine bal olmas konusunda bir uyanda bulunmaktadr, buysa modem dnceyle ok daha az eliir. zgn metinden evirideki bu sapmalar belirtmemin nedeni, bir yazarn ruhunun "adalatn" ve elbette kastsz bulandm gsteren iyi bir rnek oluturmalardr.
46

41A.g.y., III. Kitap, Blm 7, 2. A.g.y., III. Kitap, Blm 14, 11. 'Bkz. J. Kulischer, a.g.y., s. 249. REFORM AINDA ZGRLK 81 Genelde, Calvin taraftarlannn, daha ok tutucu orta snftan M geldii Fransa'da da, Hollanda ve ingiltere'de de, ona bal olanlarn ileri kapitalist gruplardan deil, bazlan daha o zaman dierlerinden daha varsl, ama bir kme olarak, kapitalizmin ykseliinin getirdii tehlikelerle kar karya bulunan zanaatkar ve kk iadamlanndan olutuu rahata sylenebilir.45 Calvincilik, bu toplumsal snfta da daha nce Luthercilikle ilgili olarak tarttmz ruhbilimsel etkiyi yaratt. zgrlk duygusunu, ama ayn zamanda bireyin nemsizlik ve gszlk duygusunu dile getiriyordu. Bireye, tmden boyun emek ve kendini aalamakla, yeni bir gvenlik bulma umuduna kavuacan reten bir zm sundu. Calvin'le Luther'in retileri arasnda, bu kitapta izlenen dnce izgisi asndan pek nem tamayan birka nemli fark var. Bunlardan yalnzca ikisini vurgulamak yeterli olacak. Biri, Calvin'in yazg kuram. Augustine, Aquinas ve Luther'de grdmz yazg retisinin tersine, Calvin'de bu, temel talardan biri, hatta, belki de dizgesinin ekirdei niteliinde. Calvin, Tannnn baz kiilere ltuf sunmakla kalmad, baz kiilerin yazgsn da ezeli lanetleme eklinde belirledii yorumunu getirir.46 Kurtanlma ya da lanetlenme, bir insann yaam sresince yapt iyi ya da kt eylerin sonucu deildir, daha insan dnyaya bile gelmeden Tann tarafndan belirlenmitir. Tanrnn neden birini setii ve dierini lanetlediiyse, insann burnunu sokmamas gereken bir gizdir. O bunu srf byle istedii iin, bu ynde snrsz gc bulunduum^ gstermek iin yapmtr. Calvin'in Tanns, Tannnn adaleti ve sevgisi fikrini koruma yolundaki btn giriimlere karn, sevgi ya da hatta adaletten uzak bir buyurgann btn zelliklerine sahiptir. Yeni Ahit'in dpedz tersine, Calvin sevginin stn roln yokumsar ve yle der: "Bilginlerin inan ve umuda katkda bulunmaya ncelik 44r Bk. Georgia Harkness, John Calvin The Man and His Ethics, Henry, Holt & Co., New York, 1931, s. 151 v.d. Bkz. F. Borkenau, Der' bergang vomfeudalen zum brgerlichen Well bitd, F Alcan, Paris, 1934, s. 156 v.d. 46 'A.g.y, II. Kitap, Blm 21, 5. 82 ZGRLKTEN KAI tanmak konusunda yapt gelimeler, huysuz bir imgelemin... sayklamalarndan baka bir ey deildir,"47 Yazg retisinin ruhbilimsel nemi iki tarafldr. Bireysel gszlk ve nemsizlik duygusunu dile getirir ve arttrr, insan iradesinin ve abasnn deersizliini bundan daha gl bir ekilde anlatan bir baka reti yoktur, insann yazgs zerinde karar, onun ellerinden tmyle alnmtr ve insann bu karar deitirmek iin yapabilecei hibir ey yoktur. Tanrnn elinde gsz bir alettir. Tpk Luther'inki gibi bu retinin de dier anlam her iki dinbilimcide de grlen bir ilevde, usd kukuyu susturma ilevinde yatmaktadr, ilk bakta yazgnn nceden belirlenmesi retisi, kukuyu susturmak deil de glendirmek ilevi yklenmi gibi grnr. Birey, lanetlenmesine ya da kurtanlmasma daha domadan nce karar verildiini renince eskisinden daha byk kukular iinde kvranmaz m? Ksmetine neyin dtn nerden bilebilir? Calvin, bu konuda emin olmak iin somut bir kant bulunduunu sylememiti ama, kendisi de, izleyicileri de kendilerinin seilmiler arasnda olduklar kansn-daydlar. Bu kanya, Luther in retisiyle ilgili olarak zmlediimiz benliini aalama mekanizmas sayesinde varmlard. Byle bir inan olunca, yazgnn nceden belirlenmesi retisi, hemen hemen kesinlikle geerli oluyordu; insan, kurtuluu iin kendi edimlerine gvenemezdi, bu kendisi daha domadan kapatlm bir konuydu, bu yzden de kurtulu durumunu tehlikeye atacak hibir ey yapamazd. Gene Luther'de olduu gibi, temel kuku, deimez kesinlik araynn sonucuydu; ama yazgnn nceden belirlenmesi retisinin kesinlik gstermesine karn, kuku alttan alta varln srdryordu ve kiinin ait
47

olduu dinsel mezhebin, Tanr tarafndan seilmi insanoul-larnn mezhebi olduu yolunda giderek artan bir fanatik inanla tekrar tekrar yattrlmak durumundayd. Calvin'in yazgnn nceden belirlenmesi kuramnn, Nazi ideolojisinde ok canl bir ekilde ayakta tutulan, bu yzden de burada aka belirtilmesi gereken bir etkisi var: Bu, insanlarn temelde eit olmad ilkesidir. Calvin iin iki tr insan vardr kurtarlm olanlar ve ezeli lanetle cezalandrlm olanlar. Bu yazg insanlar daha domadan ve onlarn yaamlarnda unlar yapmalar ya da bunlar 47 A.g.y., III. Kitap, Blm 2,41. REFORM AINDA ZGRLK 83 yapmamalanyla deitirmesine olanak olmakszn tayin edildiinden, insanln eitlii temelde yadsnmtr, insanlar eit yaratlmamtr. Bu ilke, ayn zamanda insanlar arasnda dayanma bulunmad anlamna da gelir, nk insanlararas dayanmann en gl temellerinden biri olan bir etmen yani insan yazgsnn eitlii etmeni, yadsnmtr. Calvinciler, byk bir saflkla, seilmilerden olduklarn sandlar ve kendileri dmdakileri, Tanrnn lanetlenmilikle cezalandrd insanlar olarak grdler. Bu inancn, ruhbilimsel olarak dier insanlara kar derin bir aalama ve nefret hatta, Tanrya yklediklerinin tpatp ayn bir nefret duygusu ierdii aktr. ada dnce, insan eitliini giderek daha fazla ne karrken, Calvincilerin ilkesi de tmyle susturulmu deildir, insanlarn rksal gemilerine gre temelde eit olmad retisi, farkl bir akl yrtmeyle ayn ilkenin onaylanmasdr. Ruhbilimsel ama ve zleri birbirinden farkszdr. Luther'in retilerinden ayrlan ok nemli bir yn de, ahlaksal aba ve erdemli yaamn neminin daha fazla vurgulanmasdr. Bireyin, yapt herhangi bir ile yazgy deitirebilmesi yle dursun, yalnz ve yalnz aba, onun kurtarlm olduunun iaretidir, insann sahip olmas gereken erdemler, alakgnlllk, uyumluluk (sobrie-tas), herkese kendisine denin verilmesi anlamnda adalet (iustitia), ve insan Tanryla birletiren dindarlk (pietas)tu.4S Calvinciliin daha sonraki gelimelerinde, erdemli bir yaam ve abalarn artrlmasnn nemi vurgulanm, zellikle de dnyasal yaamda bu abalarn sonucu olan baarnn kurtarlmann bir iareti olduu fikri dile getirilmitir. 49 Ancak Calvinciliin belirleyici zelliklerinden olan erdemli yaamn zellikle vurgulanmas olgusu, zel bir ruhbilimsel nem de tamaktadr. Calvincilik, insan abalarnn hi durmamasnn gerekliliini vurgulamtr, insanolu, Tanrnn szne gre yaama abas iinde olmal ve bu abay hibir zaman kesmemelidir. Bu reti, insan abasnn, insan kurtuluunda bir rol olmad retisine ters . der gibi grnmektedir. Hibir aba gstermeme eklindeki yazgc lA.g.y, III. Kitap, Blm 7, 3. M. Weber incelemesinde, bu son noktay, Calvin retisiyle kapitalizm ruhu rlaki tek nemli hallra r,1l/ ^x,i~j: :-.:arasndaki tek nemli halka olarak deerlendirmitir. 84 ZGRLKTEN KAI tutumun ok daha uygun bir tepki olduu sylenebilir. Ancak baz ruhbilimsel aklamalar, bunun byle olmadn kantlamaktadr. Kayg durumu, gszlk ve nemsizlik duygusu, zellikle de kiinin lmden sonraki geleceiyle ilgili kukulan, aslnda kimsenin katlanamayaca bir ruhsal durumdur, Bu korkuya kaplm hi kimse, ra-hatlayamaz, yaamdan zevk alamaz ve daha sonra olacaklara kar umursamasz kalamaz. Bu dayanlmaz belirsizlik durumundan ve kiinin insan felce uratan nemsizlik duygusundan kamann bir olas yolu, Calvincilikte ok nemli hale gelmi bir zellii oluturmutur: Telal bir etkinliin ve bireyler yapma isteinin gelimesi. Bu anlamda etkinlik, zorlayc bir nitelik gsterir: birey kuku ve gszlk duygusunu yenmek iin etkin olmak durumundadr. Bu trden aba ve etkinlik, isel gcn ve zgvenin sonucu olarak ortaya kmaz; kaygdan umarszca ka simgeler. Bu ileyi, bireylerde kayg nbetleri eklinde kendini gsterir. Birka saat iinde doktorun hastal konusundaki belki de lmcl kararn bekleyen biri elbette kayg iinde
48

olacaktr. ou kez oturup sessiz sakin bekleyemez. Kaygs felce uramamsa, onu az ok telal bir etkinlie srkleyecektir. Volta atmaya, sorular sormaya, nne gelen herkesle konumaya balayacak, masasn temizleyecek, mektup yazacak, mutlaka bir eyler yapacaktr. Olaan ilerini yapmay srdrebilir, ama imdi daha etkin, daha hrsl ve atelidir. abalar hangi ekilde ortaya karsa ksn, kaygyla harekete gemitir ve telal bir etkinlikle gszlk duygusunu yenme eilimi iindedir. Calvinci retide abann bir ruhbilimsel anlam daha vardr. Srekli abadan usanmama, dnyasal ilerde olduu gibi ahlaksal alanda da baarya ulama, az ok, seilmiler arasnda bulunmann belirtisidir. Bu trden zorlanml abann akld surda yatmaktadr: etkinlik, istenen bir sonuca ulamak iin deil, kiinin kendi etkinlii ya da denetiminden bamsz olarak daha nceden saptanm bir eyin meydana gelip gelmeyeceini belirlemek iin yaplr. Bu ileyi zorlanml sinir hastalarnn bilinen bir zelliidir. Bu tr kimseler, nemli bir grevin sonucundan korktuklarnda, yant beklerken evlerin pencerelerini, ya da sokaktaki aalan sayarlar. Eer say tek-se, ilerin yolunda gideceine iarettir; iftse, banszla urayacaklarna inanrlar. Bu kuku ou kez belli bir olayla ilgili deildir, REFORM AINDA ZGRLK 85 insann btn yaamn ynetir ve "belirti" arama zorlanm btn yaamn kaplar. ou kez talan sayma, fal ama, kumar ve saire, ve saire ile, kayg ve kuku arasndaki balant bilinli deildir. Bir insan belli belirsiz bir huzursuzluk iinde olmas nedeniyle oturup iskambil fal aabilir, ancak bu etkinliin gizli ilevi gelecei aa karmaktr ve ancak bir ruhzmleme bu gerek ilevi ortaya karacak perdeyi kaldrabilir. Calvincilikte, abann bu anlam, dinsel retinin bir parasn oluturuyordu. Balangta aba denilince temelde ahlaksal aba anla- lyordu ama daha sonra, kiinin urayla ilgili aba, ve bu abann sonucu, yani i hayatnda baar ya da baarszlk anlam ne ka-nld. Baar, Tanr ltfunun iareti sayld, baarszlksa, lanetlen-miliin belirtisiydi. Btn bunlar, bitmez tkenmez bir aba ve alma zorlanmnn, insann gsz olduu yolundaki temel kansyla elimediini, fakat bunun ruhbilimsel sonucu olarak ortaya ktn gstermektedir. Bu anlamda aba ve i. tmyle usd bir nitelie brnmtr. Yazg, nceden Tanr tarafndan belirlendiine gre, alma ya da aba yazgy deitirecek deildir. Yalnzca nceden saptanm yazgy tahmin etme arac olabilirler; te yanda, ayn zamanda, bu abay gsterirken mthi bir telaa dmekse, baka trl katlanlamayacak gszlk duygusuna kar bir gvencedir. aba ve almay bal bana bir ama olarak ele alan bu yeni tutum, ortaa sonlarndan bu yana, insanda meydana gelen en nemli ruhbilimsel deiiklik olarak kabul edilebilir. Her toplumda insanlar yaamak iin almak zorundadr. Pek ok toplum, ii klelere yaptrmak ve bylece de zgr insan, kendisini "daha soylu" uralara adayabilecek duruma getirmekle bu sorunu zmtr. Bu toplumlarda, almak, zgr bir insana yakmaz. Ortaada da, alma yk, toplumsal hiyeraride eitli snflar arasnda eit lde datlmt ve bir hayli kaba smr grlyordu. Ama ie, almaya kar tutum, daha sonra modern ada gelien tutumdan ok farklyd. alma, pazarda kr salayacak ekilde satlabilecek bir meta retmek eklinde soyut bir anlam tamyordu. nsan, somut bir talebe yant vermek amacyla alyordu ve bunun somut bir anlam vard: hayatn kazanmak. Max Weber'in zellikle iaret ettii zere, geleneksel yaam standardn 86 ZGRLKTEN KAI korumak iin gerekli olduundan fazla alma itkisi yoktu. Ortaa toplumlarndaki baz gruplarda, alma, retken yetenein gerekletirilmesi olarak zevk veren bir eydi belki; gruplarn pek ouysa, zorunlu olduklar iin, bu gerekliliin dardan gelen basklarla ynlendirildiini hissettikleri iin alyorlard. Modem toplumdaki yeni gelime, insanlarn d basklarn etkisiyle deil de iten gelen bir zorlamayla almaya itilmeleriydi; bu zorlama onlar, dier toplumlarda son derece kat bir efendinin buyruu altnda alan insanlar kadar ar ve ok almaya itiyordu. isel zorlanm, btn enerjileri almaya yneltmede herhangi bir d zorlanmdan ok daha etkiliydi. D zorlamma kar her zaman iin almann etkililiini engelleyen ya da insanlar
49

zeka, giriimcilik, sorumluluk gerektiren herhangi bir farkl ii yapamayacak duruma sokan belli bir bakaldr vardr, insan kendisinin kle aasna dndren alma zorlanm, bu nitelikleri engellemiyordu, insan enerjisinin en byk blm alma ynnde aktlmasayd, kapitalizm geliemezdi kukusuz. Tarihte, zgr insann, enerjisini olduu gibi tek bir amaca, yani almaya ynelttii bir baka dnem yoktur. Bkp usanmadan alma itkisi, snai dizgemizin gelimesinde, buhar ve elektrikten daha az nemli olmayan temel retken glerden biriydi. Buraya dek daha ok orta snf yesinin kiiliini saran gszlk duygusuyla kaygdan sz ettik. imdi artk ksaca deinip getiimiz bir baka zellii, dmanlk ve fkeyi tartmalyz. Orta snfn byk bir fke gelitirmesi artc deildir. Cokularn ve duygularn davurmas engellenmi ve bizzat kendi var oluu tehdit edilen herkes normalde dmanlk tepkisi gsterir; daha nce de grdmz zere, bir btn olarak orta snf ve zellikle de ykselen kapitalizmin salad stnlklerden henz yararlanmayan yeleri, byk bir engellenme ve ciddi bir tehdit altnda bulunuyorlard. Onlardaki dmans duygulan arttracak bir baka etmen de, Kilisedeki nemli grevde bulunanlar da iinde olmak zere, kk bir kapitalist grubun yaayp sergiledii lks ve gt. Onlara kar byk bir kskanlk duymak doal bir sonutu. Ancak dmanlk ve kskanlk geliirken, orta snf yeleri, aa snflar iin olanakl olan duygulan dolaysz aa vurma yolunu bulamyorlard. Aa snflar kendilerini smren zenginlerden nefret ediyor, onlann iktidann devirmek isREFORM AINDA ZGRLK 87 tiyorlard, nefretlerini ancak byle hissedebiliyor ve dile getirebili-yorlard. st snf da iktidar ele geirme isteklerini, saldrganlyla dile getirebiliyordu. Orta snf yeleri genelde tutucuydu, toplumu ykmay deil, dengede tutmay istiyorlard; her biri daha zengin olmay ve genel gelimede yerlerini almay umuyorlard. Dolaysyla dmanlk, ak ak davuruimad gibi, bilinli olarak hissedilmiyordu bile; bu duygu bastrlmak durumundayd. Ancak dma\-shn bastrlmas, bu duyguyu yalnzca bilinli olarak fark etmemeyi salyor, tmden yok etmiyordu. stne stlk, dorudan davurul-ma olana bulmayan bastrlm dmanlk, giderek artar ve yle bir noktaya gelir ki, btn kiilii, kiinin kendisiyle ve bakalaryla ilikisini etkisi altna alr ancak bu, klk deitirmi ve akla uydurulmu, ussallatrlm biimlerde kendini gsteren bir duygu haline gelmitir artk. Luther ve Calvin, insann btn benliini saran, ilikilerini etkileyen dmanl yanstrlar. Yalnzca bu iki insann kiisel olarak tarihin belli bal nderleri arasnda, nefret duygulan en fazla olanlar safnda yer almalar bakmndan deil, daha da nemlisi, retilerinin, bu dmanlk duygusuyla dolu olmas ve yalnzca youn, bastrlm bir dmanlk duygusuna kaplm bir gruba seslenmesi asndan da dmanl izen bir tablo olutururlar. Bu dmanln en arpc anlatm zellikle Calvin'in retisinde onlarn Tann kavramnda grlr. Hepimiz bu kavramla tanmzdr geri ama gene de, Cal-vin'in insanln bir ksmn, bu edimin. Tanrnn gcnn bir anlatm olduu dnda hibir hakl nedene dayanmakszn ezeli lanetlen-milie mahkum eden Tanrs kadar acmasz ve keyfi bir Tanr kavram oluturmann ne anlama geldiini ou kez tam olarak anlayamayz. Elbet Calvin de bu ekilde alglanan bir Tanr kavramna kar kanlar konusunda kayglyd; ama adil ve seven bir Tanr kavramn ayakta tutabilmek iin kurduu az ok akla yatkn dizgeler, hi de inandrc olmad. Bu, insanlar zerinde kaytsz artsz egemenlik isteyen, onlann boyun emesini ve kendilerini aalamasn isteyen bu-yurgan Tanr tablosu, orta snfn kendi z dmanlnn ve kskanlnn bir yanssyd. Dmanlk ve fke, bakalaryla ilikilerde de dile geldi. Bu duy88 ZGRLKTEN KAI gular, Luther dneminden Hitler dnemine dek aa orta snflarn hepsinde belirleyici zelliklerden olan ahlaksal fke biiminde kendini gsterdi. Bu snflar aslnda servet ve iktidar sahibi olan, yaamn tadn karan gruplar kskanyorlard ama, bu fke ve kskanl ahlaksal kar k eklinde dile getirerek ussallatryor ve bu stn insanlarn sonsuza dek ac ekerek cezalandrlacaklarna inanyorlard.50 Ancak bakalarna kar duyulan dmanca gerginlik farkl biimlerde dile getirilmidi. Cenevre'de, Calvin'in dzeni, herkesin herkese
50

kukuyla bakmas ve dmanlk duymas zellikleriyle ne kyordu ve elbette, bu buyurgan dzende, sevgi ve kardelik ruhundan pek eser yoktu. Calvin servet sahiplerine kukuyla bakyor ama bu arada yoksullara da pek acmyordu. Calvinciliin daha sonraki gelimelerinde, yabanclara dosta yaklamaya kar uyarlar, yoksullara kar acmasz bir tutum ve genel bir kukuculuk havas grld.51 Dmanln ve kskanln Tanrya yanstlmasndan ve bunlarn ahlaksal fke eklinde dolayl olarak dile getirilmesinden baka, dmanl dmanla kar yneltmek de bu duygunun davurumlarndan biri oldu. Luther'in de, Calvin'in de, insann sefaletini nasl hararetle vurguladn ve btn erdemlerin temeli olarak kendini aalama ve kmsemeyi tlediklerini grmtk. Bilinli olarak dndkleri, ar bir alakgnlllkten baka bir ey deildi elbet. Ancak ruhbilimde kendini sulama ve kendini aalama mekanizmalarnn nasl ilediini bilen herkes, bu trden "alakgnllln" u ya da bu nedenle d dnyaya yneltilmesi engellenmi ve kiinin kendisine kar ileyen iddetli bir kinden kaynaklandn bilir. Bu grngy tam olarak anlayabilmek iin kiinin bakalarna ve kendine kar tutumunun elikili olmak bir yana, ilkesel olarak birbirine kout olduunu kavramak gereklidir. Ama bakalarna kar dmanlk, genellikle bilinci olarak, aka dile getirilirken, kiinin kendine kar dmanl (hastalkl durumlar dnda) ou kez bilinsizdir ve ancak dolayl ve akla uydurulmu, ussallatnlm biimlerde davu50,Bkz. Ranulf un Moral Indignation and Middle Class Psychology adl incelemesi. Bu ahlaksal fkenin otta snfn, zellikle de aa orta snfn tipik zellii olduu savma nemli bir katk oluturmaktadr. Bkz. Max Weber, a.g.y., s. 102; Tawney, a.g.y., s. 190; Ranulf, a.g.y., s. 66 v.d. REFORM AINDA ZGRLK 89 rulur. Bu biimlerden biri, kiinin szn ettiimiz deersizliini ve nemsizliini etkin olarak n plana karmasdr; dieriyse vicdan ya da ykmllk klnda karmza kar. Kendinden nefret etmeyle hibir ilgisi olmayan alakgnlllk olduu gibi, kkleri dmanlkta yatmayan vicdan ve grev duygusu da vardr. Bu gerek vicdan ya da bilin, btnlemi bir kiiliin bir parasn oluturur; onun sesini dinlemek, isteklerini yerine getirmek, btn benliin onaylanmasdr. Ancak dinsel ya da dnyasal ussallatrmalarda Reform dneminden gnmze dek modern insann yaamna egemen olan bu "grev" duygusu, kiinin kendine kar duyduu dmanln byk etkisi altndadr. Vicdan, insann kendi iine kendi elleriyle yerletirdii bir kle aasdr. Onu, kendisine ait olduunu sand isteklere gre hareket etmeye yneltir, oysa bu istekler, aslnda dtan gelen toplumsal taleplerin iselletirilmesidir. Sert ve acmaszdr, insann btn yaamn gizemli bir gnahn kefareti haline getirerek, zevki ve mutluluu yasaklar.52 Aynca, Calvinciliin ilk dnemleriyle Pritanizmin son dnemlerine zg "isel dnyasal ilecilik"in de temelini oluturur. Bu modern alakgnlllk ve grev duygusunun kayna olan dmanlk, tersi durumda biraz artc gelebilecek bir elikiyi de aklar: bu trden alakgnlllk bakalarn aalamayla kout geliir ve drstlk, aslnda sevgi ve acmann yerini almtr. Gerek alakgnlllk ve kiinin bakalarna kar besledii gerek grev duygusu, buna neden olamazd; ama kendini aalama ve kendini olumsuzlayan "vicdan", dmanln yalnzca bir yzdr, dier yznde bakalarna kar kin ve onlar kk grme duygusu vardr. zgrln, Reform dnemindeki anlamnn bu ksa zmlemesine dayanarak, zgrlk sorunu ve, toplumsal sre iindeki ekonomik, ruhbilimsel ve ideolojik etmenlerin etkileimlerini ele alan genel sorunla ilgili olarak vardmz sonulan zetlemek yerinde olacaktr. Feodal toplumda ortaa dizgesinin k, toplumun btn snfFreud, insann, st-ben diye adlandrd eyin ierdii kendine kar dmanl grmtr. Aynca, st-ben'in aslnda tehlikeli bir d yetkenin iselletirilmesi olduunu da grmtr. Ama benliin paras olan kendiliinden ideallerle benlii yneten iselletirilmi buyruklar arasnda aynm gzetmemitir. Burada sunulan gr, yetke ruhbilimi konulu incelememde (Autoritt und Famile, ed. M. Horkheimer, Alcan Paris, 1934) daha ayrntl olarak tartlmtr. Karen Homey, New Ways in Psycho-analysis'de, st-ben taleplerinin zorlayc
51

niteliine iaret etmitir. 90 ZGRLKTEN KAI lan iin u bakmdan byk nem tayordu: birey yalnz braklm, soyutlanmt. zgrd. Bu zgrln ikili bir sonucu vard, insan daha nce tadn kard gvenlikten, kuku gtrmez ait olma duygusundan yoksun braklmt, hem gvenlik bakmndan hem de ekonomik ve tinsel adan onun isteklerini doyuran bir dnyadan koparlmt. Yalnz ve kaygl hissediyordu kendini. Ama te yanda bamsz dnme ve davranma zgrlne, kendi kendisinin efendisi olma ve yaamn sylendii gibi deil, diledii gibi yaama zgrlne kavumutu. Ne var ki, farkl toplumsal snf yelerinin gerek yaamlarnda, bu iki zgrlk tr birbirine eit arlkta deildi. Yalnzca toplumun en baanl snf kendilerine gerek servet ve g getiren kapitalizmde bir noktaya kadar krl kyorlard. Kendi etkinliklerinin ve aklc hesaplarnn sonucu olarak geliebilir, fethedebilir, ynetebilir ve servetler toplayabilirlerdi. Bu yeni para aristokrasisi, doutan soyluluk ayn-calyla birleince, insanlarn yeni zgrln meyvalarn topla-yacaklan, yeni bir efendilik ve bireysel giriimcilik kazanabilecekleri bir durum yaratyordu. te yanda kitlelere egemen olmak ve birbirlerine kar savamak zorundaydlar, bu yzden onlarn konumu da, temel bir gvensizlik ve kaygdan kurtulmu deildi. Ama yeni kapitalist, genelde olumlu zgrln egemenlii altndayd. Bu durum, yeni aristokrasinin topraklannda gelien yeni kltrde dile getirilmiti. Sanat ve felsefesi, umutsuzluk ve kukuculua da yeterince yer veriyordu geri ama, bu yeni insan onuru, iradesi ve stnl ruhu Rnesans kltrnde dile getirildi. Ortaa Katolik Kilisesinin din-bilimsel retilerinde de bireysel etkinlik ve iradenin gc ne kanl-mt. O dnemin bilim adamlar, yetkeye kar bakaldrmadlar, onun nderliini kabullendiler; ama zgrln olumlu anlamn, yazgsn belirlemede insann rol olduunu, insann gcn, onurunu ve irade zgrln vurguladlar. te yanda aa snflar, kentlerde yoksul nfus, zellikle de kyller, yeni bir zgrlk aray iine girmek durumunda kaldlar, giderek artan ekonomik ve kiisel baskya son vermek iin tutunacak bir umut aradlar. Kaybedecek eyleri ok az, kazanacaklanysa oktu. Dogmatik aldatmacalar deil, incilin temel ilkeleri, kardelik ve adalet REFORM AINDA ZGRLK 91 ilgilendiriyordu onlar. Umutlan, Hristiyanln ta balang dnemine zg dn tanmaz nitelik gsteren dinsel hareketlerle birka siyasal ayaklanma eklinde etkinleti. Ancak bizi burada asl ilgilendiren, orta snfn gsterdii tepkidir. Ykselen kapitalizm, onlann bamszln, kendi kendine karar verme ve giriimcilik gcn arttrd geri ama, daha ok bir tehdit oluturuyordu. On altnc yzyln balarnda, orta snf bireyi, yeni zgrlkten pek fazla bir g ve gvenlik salamad. zgrlk, g ve gvenden ok soyutlanma ve kiisel nemsizlik duygusu getirdi onlara. Bundan baka Roma Kilisesisi hiyerarisi de iinde olmak zere varlkl snflarn gc ve lks karsnda mthi bir fkeyle dolmutu. Protestanlk, nemsizlik ve fke duygulann dile getirme olana verdi: insanlann Tanrnn kaytsz artsz sevgisine olan gvenlerini yok etti; onlara kendisini ve bakalann kk grmeyi, onlara ve kendisine gvenmemeyi retti; onu bir ama yerine bir ara haline getirdi; dnyasal gcn, ahlaksal ilkelerle elimesi nedeniyle, varlnn bile adaletsiz olmasna yetecei ilkesini bir kenara atarak mal-mlk sahiplii nnde eildi; ve btn bunlan yaparken de, Yahudi-Hristiyan geleneinin temellerini oluturan eleri yok sayd. Protestanlk retilerinin birey, Tanr ve dnyay yanstan tablolarnda, insann duyumsad nemsizlik ve gszlk, insan olmann doal nitelii olarak kabul ediliyor ve bireyin kendini zaten byle hissetmek zorunda olduu inancyla hakl karlyordu. Bylece yeni dinsel retiler, orta snfn ortalama bireyinin hissettiklerini dile getirmekle kalmad, bu tutumu ussallatrp bir dizgeye oturtarak sz konusu duygulan arttrd ve glendirdiler. Bundan daha fazlasn da yaptlar ve bireye, kayglaryla baa kmann bir yolunu da gsterdiler. Ona, kendi gszln ve doasnn ktln kabul etmekle, btn yaamn, gnahlar karlnda denecek bir bedel olarak grmekle, kendini en an lde aalamakla ve ayrca, abalann arttrmakla, kuku ve kayglarndan kurtulacan
52

rettiler: Tannya tam anlamyla boyun emekle, Tann tarafndan sevilebileceini ve hi deilse Tanrnn kurtarmaya karar vermi ol-duklan arasna katlmay umabileceklerini rettiler. Protestanlk, kendisini yeni bir dnyaya yneltmek ve o dnyann bir paras olmak 92 ZGRLKTEN KAI zorunda kalan korkutulmu, sarslm ve soyutlanm bireyin insansal gereksinimlerine bir yant oluturuyordu. Buna karlk yeni ekonomik ve toplumsal deiikliklerin sonucu olan ve dinsel retilerle glendirilen yeni kiilik yaps, daha sonraki toplumsal ve ekonomik gelimenin biimlenmesinde nemli bir etmendi. Bu kiilik yapsnda kk salm olan nitelikler -zorlannd bir alma istei, tutumluluk tutkusu, kiinin yaamn fazladan bir kiisel g elde etme amacna ulamak iin bir alet durumuna sokmaya hazr olmas, ilecilik ve zorlayc grev duygusu kapitalist toplumun retici gleri haline gelen, ekonomik ve toplumsal gelimenin dnlebilmesi iin bile kanlmaz olan kiilik zellikleri haline geldiler; bunlar, insan enerjisinin biimlendirdii ve toplumsal sre iersinde retici glerden biri haline getirdii zel kalplard. Yeni biimlenmi kiilik zelliklerine uygun davranmak, ekonomik gereklilikler asndan bir stnlk getiriyordu; ayrca, ruhbilimsel olarak da doyurucuydu; nk bu davran biimi, bu yeni tr kiiliin gereksinimlerine ve kayglarna yant veriyordu. Ayn ilkeyi daha genel bir ereve iine yerletirecek olursak, toplumsal sre, bireyin yaam biimini yani bakalaryla ve ile olan ilikisini tayin etmekle onun kiilik yapsn biimlendiriyordu; yeni dinsel, dnsel ya da siyasal retiler, bu deimi kiilik yapsndan kaynaklanyor ve ayn zamanda ona sesleniyor, bylece de, onu perinliyor, doyuruyor ve dengede tutuyordu; yeni oluturulmu kiilik zellikleriyse, daha ilerdeki ekonomik gelimelerde nemli etmenleri oluturdu ve toplumsal sreci etkiledi; balangta yeni ekonomik glerin yaratt tehlikelere bir tepki olarak gelimi olan bu zellikler, yava yava yeni ekonomik gelimeyi destekleyen ve hzlandran retici gler haline geldiler.53 Sosyo-ekonomik, ideolojik ve felsefesel etmenler arasndaki etkileim, kitabn sonundaki Ek'te daha ayrntl olarak tartlmtr. IV. BLM ADA NSAN AISINDAN ZGRLN K YN E^R NCEK blm, Protestanln ana retilerinin ruhr bilimsel anlamlarnn zmlenmesine ayrlmt. Bu zmlemede, yeni dinsel retilerin, kendi ilerinde ortaa toplumsal dizgesinin k ve kapitalizmin balangcyla ortaya kan ruhsal gereksinimlere verilen bir yant olduu gsterildi. zmlemenin merkezini, iki ynl anlam bulunan zgrlk sorunu oluturuyordu; ortaa toplumunun geleneksel balarndan kurtulmak, ya da olumlu anlamda zgr olmak, bireye yeni bir bamszlk duygusu vermekle birlikte, kendisini yalnz ve soyutlanm hissetmesine yol ayor, bireyi kuku ve kaygyla dolduruyor, onu yeni bir boyun eme ile, zorunlu ve usd etkinliin iersine srklyordu. Bu blmde kapitalist toplumda daha sonra gerekleen gelimelerin, kiilii, Reform dneminde balayan ynde etkilemi olduunu gstermek istiyorum. Protestanlk retileri insanlar ada snai dizge iersinde oynayacaklar role ruhbilimsel olarak hazrlamlard. Uygulamada ve uygulamadan gelien zde, bu dizge yaamn her bir ynne ulayor, insann btn kiiliini ekillendiriyor ve daha nceki blmde tarttmz elikileri keskinletiriyordu: Bireyi ortaya kard ama onu daha da umarsz duruma soktu; zgrl arttrd ama yeni trden bamllklar yaratt. Biz, bu genel sorunun yalnzca bir yn zerinde, yani zgrln artmas srecinin diyalektik nitelii zerinde duracamzdan, kapitalizmin, insann kiilik yapsnn tm zerindeki etkisini anlatmaya girimeyeceiz. Burada bizim amacmz, ada 94 ZGRLKTEN KAI toplum yapsnn insan ayn anda iki ynde etkilediini gstermek olacaktr: bir, insan daha bamsz, kendine yeterli ve eletirel bir yapya kavuur; iki, daha soyutlanm, yalnz ve korkulu hale gelir. zgrlk sorununu, srecin her iki ynn de grebildiimiz ve bir taraf izlerken, dierinin izini yitirmediimiz lde btnyle anlayabiliriz. Diyalektik drme geleneine sahip bulunmadmzdan ve tek bir nedenden ayn anda iki
53

eliik eilimin karlabileceine kukuyla bakmaya yatkn olduumuzdan, bu zor bir itir. stelik, zgrln olumsuz yann, in sann zerine bindirdii yk kavramak da, yrekleri zgrlk davasyla arpanlar iin kolay deildir. nk modern tarihte zgrlk savalarnda, eski yetke ve kstlamalar asl hedef olarak grlm, bu g ;leneksel kstlamalarn ne kadar ou kaldrlrsa o kadar ok zgrlk kazanlaca doal kabul edilmitir. Ancak, insanolunun zgr n eski dmanlarndan kendini kurtarmasna karn, farkl trden yeni dmanlarn, temelde dsal kstlama oluturmayan ancak kiilik zgrlnn tam olarak gereklemesi yolunu tkayan isel etmenlerden oluan dmanlarn ortaya kt olgusunu yeterince kavramay baaramyoruz. badet zgrlnn, zgrln son utkularndan birini oluturduunu sanyoruz rnein, insann kendi vied una gre ibadet etmesine izin vermeyen Kilise ve Devlet yetkeleri ki rsmda kazanlm bir utku olduunu, ama ada bireyin, doal bilim yntemleriyle kantlanamayan herhangi bir eye inanmas yetisini byk lde yitirdiini gereince gremiyoruz. Ya da baka bir rnek semek gerekirse, konuma zgrlnn, zgrln zafer yryndeki son adm olduunu sanyoruz. Konuma zgrlnn, eski kstlamalara kar savata nemli bir zafer olmasna karn, ada insann "kendi" dnd ve syledii eylerin ounun, herkesin dnd ve syledii eyler olduunu, gnmz insannn bu duruma geldiini unutuyoruz; kendi dncelerinin dile getirilmesi iine kimsenin karamayaca savna anlam kazandracak tek ey olan zgn dnme yani kendisi adna dnme yetiil i kazanamadn unutuyoruz. Gene ayn ekilde, insann, hayatn yaarken ona ne yapacan ve ne yapmayacam syleyen d yetkelerden kurtulmu olmasndan gurur duyuyoruz. ADA NSAN AISINDAN ZGRLN K YN 95 insanlarn bizden beklediklerini yerine getirmeye dnden hazr olmamz ve bakalarndan farkl olmaktan mthi korkmamz nedeniyle etkileri byk olan kamuoyu ve "saduyu" gibi adsz yetkelerin roln gzard ediyoruz. Baka deyile, kendi dmzdaki glerden kopma zgrlmzn artmas karsnda byk hayranlk duyar, zgrln geleneksel dmanlarna kar kazanm olduu zaferlerin nemini bir kenara itme eilimi gsteren isel kstlamalara, zor-lanmlara, korkulara, gzlerimizi kapatrz. Dolaysyla, zgrlk sorununu, yalnz ve yalnz ada tarihin gelimesi srecinde kazandmz zgrlklerden daha fazlasn elde etmeye almak eklinde deerlendirir, ve yaplmas gereken tek eyin, zgrl, bu tr zgrlkleri yadsyan glere kar savunmak olduunu sanrz. Kazanm olduumuz bamszlklarn her birinin, canla bala savunulmasnn kanlmaz olmasna karn zgrlk sorununun yalnzca niteliksel bir sorun deil, ayn zamanda niceliksel bir sorun olduunu unuturuz; geleneksel zgrl korumak ve arttrmak ykmll-yle yerinmememiz gerektiini, bize, kendi bireysel benimizi gerekletirme, bu ben'e ve yaama inanma yetisi verecek yeni trden bir zgrl elde etmek durumunda olduumuzu gzard ederiz. Sanayi dizgesinin bu trden isel zgrlk zerindeki etkisiyle ilgili dikkatli bir deerlendirmeye girimeden nce, kapitalizmin, insan kiiliinin gelimesi zerinde yapmay amalad korkun byklkteki etkinin tam olarak anlalmas gerekmektedir. Hatta, ada toplumu dikkatle deerlendirirken, konunun bu ynn hi ele almam her alma, usd bir romantizmden kaynaklansa gerektir; bu durumda kapitalizm, bir gelimeye ulamak amacyla deil, insann ada tarih srecindeki en nemli baarlarnn yok edilmesi amacyla incelenmi, eletirilmi demektir. Protestanln, insan ruhunu kurtarma yolunda yapmaya baladklarn, kapitalizm, zihinsel, toplumsal ve siyasal adan yapmay srdrmtr. Ekonomik zgrlk, bu gelimenin temeli, orta snfsa ampiyonuydu. Birey artk, gelenekler temeline dayal, ve geleneksel snrlan aan bir kiisel gelimeye grece olarak az olanak tanyan belli bir toplumsal dizgenin tutsa deildi. alkanlnn, zeksnn, cesaret ve becerikliliinin, ya da ansnn kendisine izin verdii l96 ZGRLKTEN KAI de bireysel ekonomik kazanlar salamada baarya ulamas bekleniyor ve buna olanak tannyordu. Baarya ulama frsat nndeydi, kaybetmek ve herkesin birbiriyle arpt o korkun ekonomik savata yaralanmak ya da lmek tehlikesi de nndeydi. Feodal dizgede yaamnn genileme snrlar, daha kendisi domadan izilmiti; ama kapitalist dizgede, birey,
54

zellikle de orta snf bireyi, pek ok kstlamalara karn kendi edimlerine ve kendi kiisel zelliklerine dayanarak baarya ulaabilirdi. Gzlerinin nnde, ulamaya abalayabilecei ve ou kez de elde etme ans yksek bir hedef bulunuyordu. Kendine gvenmeyi rendi, sorumlu kararlar almay, yattrc ya da rktc krinanlarndan vazgemeyi rendi, insanolu doann balarndan giderek daha fazla syrld; doa glerini daha nce tarihte hi grlmedik, duyulmadk lde denetimi altna ald. insanlar artk eitti; bir zamanlar, insan rknn birlemesi yolunu tkayan doal snrlar olarak varln srdren kast ve din farkllklar ortadan kalkt ve insanlar, birbirini insan olarak grmeyi, tanmay rendiler. Dnya, mistik elerden giderek daha fazla kurtulmaya balad; insan, kendisini nesnel olarak grmeye balad, yanlsamalar, giderek azald. Siyasal zgrlk de artt. Ykselen orta snf, ekonomik konumunun gc sayesinde siyasal gc ele geirebilirdi artk; yeni kazanlm siyasal g, ekonomik gelime salamada giderek artan olanaklar yaratyordu, ingiltere ve Fransa'daki byk devrimlerle, Amerikan bamszl savalar, bu gelimeyi simgeleyen temel talan olmutur. Btn insanlarn eitlii ilkesiyle, herkesin kendi setii temsilcilerle hkmete katlmas eitliini sunan ilkeye dayal ada demokratik devlet, siyasal alanda zgrlk evriminin doruunu oluturdu. Her birey ayn zamanda ulusun ortak selametini gzeterek kendi karlar dorultusunda hareket etme hakkna sahip saylyordu. Tek kelimeyle, kapitalizm, insan geleneksel balarndan koparmakla kalmam, olumlu zgrln artmasna, etkin, eletirel, sorumlu kiinin gelimesine ok byk katklarda bulunmutu. Ancak, kapitalizm, zgrln artmas srecine bu ynde bir etkide bulunurken, ayn zamanda bireyi daha yalnz, daha soyutlanm hale getirdi, onda bir nemsizlik, gszlk duygusu yeertti. ADA NSAN AISINDAN ZGRLN K YN 97 Burada belirtilmesi gereken ilk etmen, kapitalist ekonominin genel zelliklerinden birini oluturmaktadr: bu, bireysel etkinlik ilkesidir. Herkesin dzenlenmi ve effaf bir toplumsal dizgede deimez bir yere sahip olduu ortaalarn feodal dizgesinin tersine, kapitalist ekonomi, bireyi yalnz ve yalnz kendi ayaklan zerinde durmak durumunda brakt. Bireyin ne yapt, bunu nasl yapt, baarya ulap ulamad, tmyle kendisini ilgilendiriyordu. Bu ilkenin, bireysel-leme srecini ileriye gtrd aka ortadadr ve bu olgu, ada kltrn olumlu ynleri arasnda saylmaktadr. Ama "olumsuz zgrlkle daha ilerilere gidildiinde, bu ilke, bireyler arasndaki balarn zedelenmesine yardm etti ve bylece, bireyi, kendi evresinden ayrd. Bu gelimeyi hazrlayan, Reform retileriydi. Katolik Kilisede, bireyin Tanryla ilikisi, Kilise yelii temeline dayanyordu. Kilise, bireyle Tanr arasndaki bad, dolaysyla bir yandan bireyselliini kstlarken, te yandan da bireyin, bir grubun aynlmaz bir paras olarak Tanr karsna kmasna olanak veriyordu. Protestanlk, bireyi Tann karsna tek bana kmak durumunda brakt. Luther'e gre inan, tmyle znel bir deneyimdi, Calvin'in kurtulua inanmak esi de bu nesnel nitelii tayordu. Tanr'nn gc karsna tek bana kan bireyin, kendisini ezilmi hissetmekten ve kurtuluu eksiksiz bir ba emede aramaktan baka aresi yoktu. Ruhbilim-sel adan, bu tinsel bireysellik, ekonomik bireysellikten onunla kyaslanamayacak kadar farkl deildir. Her iki durumda da birey tmyle yalnzdr ve ister Tanr olsun, ister rakipleri ya da soyut ekonomik gler olsun, soyutlanml iinde, stn gle kar karyadr. Tanryla olan bireysel iliki, insann dnyasal etkinliklerinin bireysel niteliine ruhbilimsel adan hazrlanmasyd. Ekonomik dizgenin bireysel nitelii tartma gtrmez bir olgudur ve yalnzca bu ekonomik bireyselliin bireyin yalnzlnn artmasnda giderek daha fazla etkili olduu kuku gtrr gibi grnse de, imdi tartacamz nokta, kapitalizme ilikin baz ok yaygn geleneksel kavramlarla elimektedir. Bu kavramlar, ada toplumda insann btn etkinliklerin merkezi ve de amac haline geldiini, bireyin yapt her eyi kendisi iin yaptn, bireysel kar ilkesiyle bencilliin insan etkinliini harekete geiren ok gl eler olduunu 98 ZGRLKTEN KAI ngrrler. Bu blmn balangcnda sylenenler erevesinde, bu, bir lde dorudur. nsanolu, bu son drt yz ylda, kendi iin, kendi amalan ynnde pek ok ey yapmtr.
55

Ama gene de, ona kendi amac gibi grnenlerin ou kendi, derken iiyi, reticiyi deil de, btn cokusal, zihinsel ve duygusal gizilgleriyle somut insanolunu anlatmak istiyorsak kendisinin olmamtr. Kapitalizmin ortaya kard bireyin onaylanmas olgusundan baka, Protestan ruhunun dpedz devam olan kendini yadsmaya ve ilecilie de yol amtr. Bu sav aklamak iin ilkin bir nceki blmde dile getirilen bir olgudan sz etmek gerekir. Ortaa dizgesinde, sermaye, insann hiz-metindeydi, ada dizgedeyse, onun efendisi oldu. Ortaa dnyasnda ekonomik etkinlikler, belli bir eree ynelik aralar durumundayd; erek, yaamn kendisi, ya da Katolik Kilisenin anlayna gre, insann tinsel kurtuluuydu. Ekonomik etkinlikler gerekliydi, zenginler bile Tanr'mn amalarna hizmet edebilirlerdi ama btn dsal etkinlikler, yaamn amalarn bir adm te gtrd lde nem tayor ve onur veriyorlard. Ekonomik etkinliin ve kazanmak iin kazanma isteinin yokluu, ada dnceye ne denli usd grnyorsa, bunlarn varl da ortaa dnrne o denli usd grnyordu. Kapitalizmde ekonomik etkinlik, basan, maddi kazan birer ama haline gelirler. Ekonomik dizgenin gelimesine katkda bulunmak, sermaye biriktirmek, insann kendi mutluluu ya da kurtuluu iin deil, kendi bana birer ama olarak insann yazgs haline gelir, insanolu, sonsuz ekonomi arknda bir dili haline gelmitir sermayesi varsa nemli, yoksa nemsiz bir dilidir o ama ne olursa olsun, kendi dnda bir amaca hizmet eden bir dili... Ekonomik etkinliklerinin stn tutulmas fikri, Luther'in de, Calvin'in de aklnn alamayaca eylerdi geri ama, kiinin kendi ben'inin insan tesi amalara boyun emeye hazr olmas, aslnda Protestanln yaratt bir durumdu. Ne var ki, onlar, dinbilimsel retilerinde, insann tinsel belkemiini, onur ve gurur duygusunu krarak, ona etkinliin, kendisi dnda hibir amac bulunmadn retmekle, bu gelimenin temellerini attlar. Daha nceki blmde grdmz zere, Luther'in retilerinin ana noktalarndan biri, insan doasnn ktl, iradesinin veabaADA NSAN AISINDAN ZGRLN iKi YN 99 lannm yararszl zerinde durmasyd. Calvin de, insann kt olduunu ayn ekilde savunuyor, ve insanolunun, kendi gururunu sonuna dek yerle bir etmesi gerektii fikrine dayanan bir dizge oluturuyordu; ona gre, insan yaamnn tek amac, kendisinin deil, Tanrnn utkuya uiamasyd. Dolaysyla Luther ve Calvin, insan, ruhsal olarak ada toplumda oynayaca role hazrlyordu: Yani kii, kendi beninin nemsiz olduunu hissedecek, yaamn yalnz ve yalnz kendisine ait olmayan amalar uruna ayaklar altna sermeye hazr olacakt, insan, ne adaleti ne de sevgiyi temsil etmeyen bir Tanrnn zaferi iin bir ara olmay kabullendikten sonra, ekonomik arkn ve daha sonra da bir "Fhrer"in ua olma roln kabul etmeye yeterince hazr demekti. Bireyin, ekonomik amalarn arac olarak boyun emesi, sermaye birikimini ekonomik etkinliin amac ve hedefi haline getiren kapitalist retim biiminin garipliklerinden kaynaklanmaktadr. Kii, kr salamak iin alr, ama salad kr, harcanmayacak, yeni sermaye olarak yatrma dnecektir; bu artan sermaye gene yatrma dnerek yeni krlar getirir, bu dng byle gider. Elbet, lkse, ya da "gsteri savurganlna" para harcayan kapitalistler vardr, ama kapitalizmin klasik temsilcileri, harcamay deil almay sevmilerdir daha ok. Sermayeyi tketim amacyla kullanmak yerine biriktirme ilkesi, ada sanayi dizgemizin byk baarlarnn nkouludur. nsann almaya kar yaklam bylesine tutucu olmasayd ve almasnn meyvalann, ekonomik dizgenin retim kapasitesini gelitirme amac uruna yatrm yapma istei bulunmasayd, doaya egemen olma yolunda bir gelime asla salanamazd; tarihte ilk kez, maddi gereksinimlerin doyurulmas urunda durup dinlenmeksizin srdrdmz mcadelenin sona erecei bir gelecei gzmzn nne getirmemize izin veren olgu, ite bu toplumdaki retici glerin gelimesi olgusudur. Ama gene de, yalnzca sermaye birikimi uruna alma ilkesi nesnel olarak insanolunun gelimesi asndan ok byk bir nem tamakta, ancak znel olarak insan kiisel olmayan amalar iin almak durumunda brakmakta, kendi elleriyle ina ettii makinanm klesi haline getirmekte ve bylece onu bir kiisel nemsizlik ve gszlk duygusuyla doldurmaktadr. 100 ZGRLKTEN KAI
56

Buraya kadar ada toplumda sermaye sahibi olup da krlarn yeni sermaye yatrmna dntrebilen bireyleri ele aldk. Bunlar ister kk ister byk kapitalist olsunlar, yaamlar, ekonomik ilevlerinin yerine getirilmesine, yani sermaye biriktirme iine adanmtr. Ama elinde sermayesi bulunmayan, yaamlarn emeklerini satarak kazananlar ne durumdadr? Bunlarn ekonomik konumlarnn ruh-bilimsel etkisi, kapitalistlerdekinden pek farkl deildir. Her ey bir yana, bir kimse hesabna almak demek, alanlarn pazar yasalarna, bolluk ve k dnemlerine, iverenlerince uyguland kadaryla teknik gelimelere balyd. Onlar ynlendiren yalnzca iverendi ve iveren, boyun emek durumunda olduklar bir stn gcn temsilcisi haline geldi. On dokuzuncu yzyla dek ve bu yzyl boyunca, iilerin durumu byleydi. Daha sonra sendika hareketi, iiye biraz g kazandrd, imdi artk, bir ynlendirilme, kullanlma nesnesinden baka hibir ey olmama durumunu deitirmeye balayabilirdi. inin iverene byle dorudan doruya ve kiisel olarak baml olmasndan baka, toplumun tm gibi sermaye sahibinin belirleyici zellikleri olarak tanmlam olduumuz ilecilik ve kiisel olmayan amalara boyun eme ruhuyla dolmas da sz konusudur. Bunda alacak bir ey yoktur. Toplumlarda, kltrn zn oluturan e, o toplumda en gl olan gruplarn ruhu, ya da dnme biimidir.. Bunun nedeni, ksmen, bu gruplarn eitim dizgesini, okullar, kiliseyi, basn, tiyatro-sinemay denetleme ve bylece btn bir nfusa kendi fikirlerini benimsetme gcne sahip olmasndan kaynaklanmaktadr: stelik, bu gl gruplar nl ve stn konumda olduklarndan, aa snflar onlarn deerlerine yknmeye, bunlar kabullenmeye ve kendilerini onlarla zdeletirmeye dnden hazrdrlar. Buraya kadar kapitalist retim biiminin insan, kiisel olmayan ekonomik amalarn bir arac haline getirdiini ve ruhbilimsel temelleri Protestanlk tarafndan atlan ilecilik ve bireysel nemsizlik ruhunu arttrdn savunduk. Ancak bu sav, ada insann, kendini feda etme ve ilecilik tutumuyla deil, tersine, ar bir bencillik ve kiisel kar peinde koma yaklamyla harekete geirildii olgusuyla elimektedir. nsann, nesnel olarak kendisine ait olmayan amalarn hizmetine girerken, znel olarak kendi kiisel karlarnn ADA NSAN AISINDAN ZGRLN K YN 101 itici gcyle hareket ettiini sanmas olgusunu nasl aklayabiliriz? Protestanlk ruhu ve bunun zgecilie verdii nemle Machiavelli'nin anlatmyla, bencilliin insan davrannda en nemli itici g olduunu savunan, kiisel kar salama arzusunun btn trel kayglardan daha gl olduunu, insann servetini yitirdiini grmektense, z babasnn ldn grmeyi yelediini ne sren ada bencillik retisini nasl uzlatracaz? Bu eliki, zgeciliin vurgulanmasnn, altta yatan bencillii rtbas etmek iin ortaya atlm bir reti olduu varsaymyla aklanabilir mi? Bu, bir lde doru olabilir geri ama bunun eksiksiz bir yant olduunu sanmyoruz. Yantn hangi ynde aranacan belirtmek iin bencillik sorununun1 ruhbilimsel karmakln incelememiz gerekmektedir. Luther ve Calvin'in hatta, Kant ve Freud'un dnme biimleri altnda yatan varsaym udur: Bencillik zn-sevme ile ayndr. Bakalarn sevmek bir erdem, kendini sevmekse gnahtr. Dahas, bakalarn sevmek ile kendini sevmek bir arada yaayan duygular deildir, ikisi de birbirlerini dlarlar. Kuramsal olarak burada, sevginin yapsyla ilgili bir yanlsamayla kar karyayz. Sevgi, her eyden nce zgn bir nesnenin "neden olduu" bir duygu deil, insanda, yalnzca belli bir "nesne"nin yaama geirdii kolay kolay lmeyen bir duygudur. Nefret, tutkulu bir yok etme arzusudur: sevgiyse, bir "nesne"nin tutkuyla olumlanmasdr. sevgi bir "etki" deil, amac mutluluk olan, nesnesinin gelimesi ve zgrl olan etkin bir zlem, bir isel ilgililiktir.2 ilkesel olarak kendimiz de dahil herhangi bir kii ya da nesneye ynelebilecek bir hazr olma durumudur. Dlayan sevgi kendi iinde elikilidir. Nitekim, belli bir kiinin, aklanan sevginin "nesnesi" haline gelmesi bir rastlant deildir. Bylesi zel bir semeyi oluturan etmenler saylamayacak kadar ok ve burada tartlamayacak kadar karmaktr. Bu sorun, yazarn, Psychiatry dergisinin Cilt 2, No. 4. Kasm 1939 saysnda yaymlanan "Bencillik ve zn Sevme" balkl yazsnda ayrntl olarak ele alnmtr. "Sullivan verdii derslerde bu aklamaya deinmitir. Ergenlik ncesi an belirleyici zelliinin, kiisel ilikilerde bir baka kiinin (sevgilinin) yerini alan yeni bir doyum ekli oluturan drtlerin ortaya kmas olduunu syler Sullivan. Ona gre sevgi, sevilenin
57

doyuma ulamasnn, sevenin doyuma ulamas kadar nemli ve gerekli grld bir durumdur. 102 ZGRLKTEN KAI Ancak nemli olan nokta udur: belli bir "nesne"ye kar duyulan sevgi, bir kiinin iinde var olan baka bir kiiye ynelik bir sevginin yaam bulmas ve younlamasdr; romantik sevgi grnde olduu gibi, insann dnyada sevebilecei yalnzca bir tek kii bulunabilecei, o kiiyi bulmann yaamn en byk frsat olduu ve kiinin sevmesinin, tm dier insanlardan uzaklamas sonucunu douraca doru deildir. Yalnz ve yalnz tek bir kiiyle yaanabilecek trden sevgi, bu zellii nedeniyle sevgi deil, sadomazoist bir ballktr. Sevginin ierdii temel olumlama, temel insansal niteliklerin yaama geirilmesi olarak sevilen kiiye yneltilir. Bir kiiyi sevmek, btn insanlar sevmek anlamn ierir. Bu balamda insan sevmek, ou kez sanld zere, belli bir insana kar duyulan sevgiden "sonra" gelen bir soyutlama ya da belli bir "nesne" ile yaanan deneyimin bytlm ekli deildir; somut bireylerle iliki sonucu doar ama insanlar sevmek, belli bir kiiyi sevmenin nkouludur. Bundan da u sonu kyor: lkesel olarak, benim kendim, tpk bir baka kii kadar benim sevgimin nesnesi olabilir. Kendi yaammn, mutluluumun, gelimemin ve zgrlmn olumlanmas, byle bir olumlama yeteneimin varl ve temelde buna hazr oluumdan kaynaklanr. Bireyde bu hazr olma durumu varsa, kendisine kar da vardr; eer yalnzca bakalarn "sevebiliyorsa", sevme edimini hi gerekletiremiyor demektir. Bencillik, kendini sevmeyle deil, tam tersiyle ayn anlama gelir. Bencillik, oburluun bir trdr. Btn oburluklar gibi bu da doy-makbilmezlik nitelii ierir, bunun sonucu olarak da hibir zaman gerek bir doyuma ulamak sz konusu olmaz. Oburluk, kiiyi, hibir zaman doyuma ulamakszn, bir gereksinimi doyurmak zere sonu gelmez abalar iinde tketen dipsiz bir kuyudur. Yakn gzlemler, bencil kiinin daima kayg iinde kendisiyle ilgilendiini, hibir zaman doyuma ulamadn, daima huzursuz olduunu, her zaman yeterince alamama korkusuyla, bir eyleri karma, bireylerden yoksun kalma korkusuyla hareket ettiini gstermitir. Daha fazlasna sahip olabilecek herhangi bir kiiyi kskanma duygusuyla yanmaktadr. Daha da yakndan gzlendiinde, zellikle de bilind ileyi incelendiinde, bu tr kiinin kendisinden honut olmad, tersine kendisini hi sevmedii grlr. ADA NSAN AISINDAN ZGRLN K YN 103 eliik gibi grnen bu bilmeceyi zmek kolaydr. Bencillik, ite bu kendini beenmemekten, kendinden honut olmamaktan kaynaklanmaktadr. Kendisinden honut olmayan, kendisini onaylamayan kii, srekli olarak kendi benliiyle ilgili bir kayg iindedir. Ancak ve ancak gerek bir honutluk ve onaylama temelinde var olabilecek isel gvenlik duygusundan yoksundur. Temelde gvenlik ve doyum duygularndan yoksun olduundan, srekli kendisiyle ilgilenmeli, her eyin kendisinin olmas agzlln yaamaldr. Ayn ey, her eyi kendine istemekten ok kendisine hayranlk duymayla uraan narsi-sist diye nitelediimiz kiiler iin de geerlidir. Yzeyde bu kiiler kendilerine mthi k grnrler geri ama aslnda kendilerinden pek holanmazlar ve tpk bencillikleri gibi narsisizmleri, temeldeki kendini sevme yoksunluunu dengeleme grevi grr. Freud nar-sisist kiinin, sevgisini bakalarndan ekip kendi ahsna ynelttiine iaret etmitir. Bu tmcenin ilk ksm dorudur geri ama ikinci blm yanltr. Byle bir kii ne bakalarn ne de kendini sever. imdi, gene bizi bencilliin bu ruhbilimsel zmlemesine girimeye gtren soruna dnelim. Tpk Calvin'in insan varoluunun tek amacnn kendisi deil. Tanrnn utkusu olduunu sanmas gibi, ada insann da kiisel karlar dorultusunda ynlendirildiini ve hareket ettiini sandn ama aslnda yaamnn kendisine ait olmayan amalara adandn sylemi, bunun bir eliki olduunu belirtmitik. Bencilliin, gerek benlie, yani btn gizilgleriyle eksiksiz somut insanoluna ynelik onaylama ve sevginin yokluundan kaynaklandn gstermeye altk. ada insann karlarna hizmet ettii, karlarna uygun davrand "benlik", toplumsal benliktir, bireyin oynamas beklenen ve temel olarak, gereklikte yalnzca toplumda yaayan insann, nesnel toplumsal ilevlerinin znel giysilere brnm grntsnden baka bir ey olmayan rolnn oluturduu bir benliktir bu. ada bencillik, gerek benliin arptlmasndan doan ve nesnesi toplumsal benlik olan oburluktur, hrstr. amzda insan benliini sonuna dek ortaya koymasyla tanmlanyor gibi grnse de, aslnda
58

insann benlii zayflatlm, kiilik btnnn tm dier paralan bir kenara braklarak, zek ve irade gcnden oluan bir benlik, btnn kk bir parasna indirgenmitir. 104 ZGRLKTEN KAI Bu doru olsa bile, doaya giderek artan lde egemen olmak, bireysel benliin gcnn artmas sonucunu yaratmam mdr? Bu bir lde dorudur ve doru taraflar, izini yitirmekten sakndmz bireysel gelimenin olumlu ynn ilgilendirmektedir. Ancak insan doaya mthi egemen olmutur geri ama, toplum, yaratt glerin denetiminde deildir. retim dizgesi teknik adan akla uygundur ama toplumsal alardan bunun tam tersi bir durum yaanmaktadr. Ekonomik bunalmlar, isizlik, sava insann geleceini belirlemektedir, insanolu, dnyasn kurmutur, fabrikalar, evler kurmutur, otomobiller, giysiler retmekte tahl ve meyva yetitirmektedir. Ama kendi elleriyle rettii rne yabanc hale gelmitir, artk ina ettii dnyann efendisi deildir; tersine, bu kul yaps dnya onun efendisi olmutur, insan dnyann nnde eilmekte, elinden geldii kadar onu mutlu etmeye, eitmeye, dzeltmeye almaktadr. Kendi elleriyle yapt ey, insann Tanrs haline gelmitir. Kiisel karlarn peinde gidiyor gibi grnse de gereklikte btn benlii ve onunla birlikte btn somut gizilgleri, kendi elleriyle ina ettii makinann amalarna hizmet eden bir ara haline gelmitir. Dnyann merkezi olduu yanlsamasn srdrr ama gene de bir zamanlar atalarnn Tanrya kar bilinli olarak hissettii duygu ile, youn bir nemsizlik ve gszlk duygusu ile doludur. ada insann soyutlanmlk ve gszlk duygusu, btn in-sansal ilikilerinin brnd nitelikle daha da artmtr. Bir bireyin bir baka bireyle olan somut ilikisi dolayszlk ve insansallk zelliini yitirmi, bir kullanma ve ara olarak grme havasna brnmtr. Btn toplumsal ve kiisel ilikilerde, piyasa yasalar kural haline gelmitir. Rakipler arasndaki ilikinin karlkl insanca ilgisizlie dayanmak durumunda olduu aktr. Byle olmasayd, birbirleriyle savamak ve gerektiinde birbirlerini ekonomik ykma uratmaktan saknmamak eklindeki ekonomik ykmllklerini yerine getiremezlerdi. iverenle ii arasndaki ilikide de ayn umursamazlk ruhu egemendir, "iveren" (employer = kullanan) szc her eyi aka anlatmaktadr: Sermaye sahibi, tpk bir makinay "kullanr" gibi bir baka insan kullanr. Her ikisi de, ekonomik karlar peinde birADA tNSAN AISINDAN ZGRLN iKi YN 105 birlerini kullanrlar; aralarndaki iliki her birinin bir dieri iin ara durumunda olduu bir amaca doru yrmektedirler. Bu ortak yararllk dnda birbirlerine ilgi duyan iki insann ilikisi deildir onlarnki, iadamyla mterisi arasndaki ilikide de ayn kural, ara olarak kullanma kural geerlidir. Mteri, iadamnn gereksinmelerini giderme amac tad somut bir kii deil, smrlecek, yararlanlacak bir nesnedir, ie, almaya kar tutum da bir kullanm anlay iinde yrtlr; bir ortaa zanaatsnn tersine, ada retici temelde rettii eyle ilgilenmez; sermaye yatrmndan bir kazan salamak zere retim yapar ve neyi retecei, sermayesini hangi dala yatrmasnn kazanl olacan belirleyen pazara baldr. Yalnzca ekonomik ilikiler deil, insanlar arasndaki kiisel ilikiler de yabanclam durumdadr. Ancak bu kullanma ve yabanclama ruhunun belki de en nemli ve en ykc rnei, bireyin kendi benliiyle olan ilikisinde grlmektedir.3 insan yalnzca meta satmaz, kendisini de satar ve kendisini bir meta olarak grr. Eliyle koluyla alan ii, fiziksel enerjisini satar; iadam, doktor, memur, "kiiliklerini" satarlar. rnlerini ya da hizmetlerini satabilmek iin "kiilik" sahibi olmalar gerekir. Bu kiiliin hoa gitmesi gerekir, ama ayrca onun sahibinin daha baka nitelikleri de olmaldr: Yapt iin durumuna gre enerjik, giriimci olmak, bu, u, ya da o zelliklere sahip olmak gereklidir. Tpk dier metalarda olduu gibi, bu in-sansal niteliklerin deerini bien, hatta ve hatta, var olup olmadklarn saptayan pazarn ta kendisidir. Bir kiinin sunduu nitelikler ie yaramyorsa, bunlarn kullanm deeri yoksa, o insann hibir nitelii yok demektir; tpk, kullanm deeri tamasna karn satlamayan bir metann deersiz olmas gibi. Dolaysyla zgven, "benliini hissetme" bakalarnn o kii hakknda bitii deerin gstergesinden baka bir ey deildir. Pazardaki baars ne olursa olsun, bakalar tarafndan sevilsin ya da sevilmesin, kendi deerini bien kiinin kendisi deildir. Aranyorsa, bir kimsedir; bakalar ondan holanmyorsa, hi kimse
59

deildir. Kiinin kendine deer vermesinin, "kiilik"in baarsna bal olmas, amz insan iin popler olmann neden byk Hegel ve Marx, yabanclama sorununun anlalmas yolunda ilk temelleri atmlardr. Bkz. zellikle Marx'm "eya fetiizmi" ve "emein yabanclamas" kavramlar. 106 ZGRLKTEN KAI bir nem tadn aklamaktadr. Yalnzca kiinin gnlk yaan-tsndaki baars deil, kendine olan saygsn, gvenini koruyup koruyamayaca, ya da aalk duygusunun uurumuna yuvarlanp yuvarlanmayaca bunapopler olup olmadna baldr.4 Kapitalizmin bireye getirdii yeni zgrln, Protestanln ona zaten vermi olduu dinsel zgrln birey zerindeki etkisini arttrdn gstermeye altk. Birey daha yalnz, daha soyutlanm hale geldi, kendi dndaki ezici byk glerin elinde bir ara haline geldi; bir "birey"e dnt ama akn ve gvenlik duygusundan yoksun bir birey oldu. Altta yatan bu gvensizliin apak davurulmasn yenmesine yardmc olacak etmenler yok deildi. Her eyden nce mlkiyet, benliini destekliyordu. Bir kii olarak "o" ve sahip olduu mlk, birbirinden ayrlamazlard. Kiinin bedeni nasl benliinin bir parasysa, giysileri ya da evi de ayn ekilde benliinin paralaryd. Bir kimse olduu konusundaki gveni azaldka mlkiyet sahibi olma gereksinimi artt. Bireyin mlk yoksa, ya da onu yitirdiyse, kendi "benliinin" nemli bir parasndan yoksun demekti ve bir anlamda, ne kendisi, ne de bakalar onu drt ba mamur bir birey olarak grmyorlard. Benlii destekleyen dier etmenler, saygnlk ve gtr. Bunlar, ksmen mlkiyet sahipliinin, ksmen de rekabet alanlarnda baarya ulamann dolaysz sonucudurlar. Bakalarnn hayranln kazanmak ve onlar zerinde yetke sahibi olmak mlkiyetin verdii destee katkda bulunmu, gvenlikten yoksun bireysel benlii desteklemitir. Mallan ve toplumsal stnl az olanlarda, aile, bireysel stnln bir kaynayd. Burada birey kendisini "birisi" olarak duyum-sayabilirdi. Kendisine itaat eden kars ve ocuklar vard, sahnede ba rol oynuyor ve saf saf, bu rol doal hakk olarak kabul ediyordu. Toplumsal ilikilerinde adamdan saylmayabilirdi, ama evde bir krald. Aileden baka ulusal gurur da (Avrupa'da genellikle snf gururu) ona bir nemlilik duygusu veriyordu. Kiisel olarak bir kimse olmasa da, dier gruplara kyasla iinde kendisini stn hissettii bir gruba ait olmaktan gurur duyuyordu. Kendine sayg konusundaki bu zmleme, Ernest Schachtel'in, "Benlik duygusu ve Kiiliin 'satlmas'" zerine yazd yaymlanmam bir dersinde, aka ve aynntib bir ekilde dile getirilmitir. ADA NSAN AISINDAN ZGRLN K YN 107 Zayflatlm benlii destekleyen bu etmenler, bu blmn banda szn ettiimiz olgusal ekonomik ve siyasal zgrlk, bireysel giriimcilik frsat, ussal aydnlanmann artmas gibi etmenlerden ayr deerlendirilmelidir. Bu son etmenler, aslnda benlii glendirmi ve bireysellik, bamszlk ve ussalln gelimesine yol amtr. te yanda destekleyici etmenler, yalnzca gvensizlik ve kayg duygularn hafifletmeye yaramtr. Bu duygulan kkten skp atmam, yalnzca rtbas etmi, bunun sonucu olarak da bireyin kendisini bilinli olarak gvenlik iinde hissetmesine yardmc olmulardr; ancak bu duygu ksmen yzeyde kalm ve ancak destekleyen etmenler var olduu srece yaamn srdrmtr. Avrupa ve Amerika tarihinin Reform ayla gnmz arasndaki kesitini kapsayan ynntl bir zmlemesi, "olumsuz zgrlkten olumlu zgrle" ("yapmama zgrlnden yapma zgrlne") gei evriminin doasnda var olan bu iki eliik eilimin, birbirine kout olduunu ya da daha dorusu srekli olarak birbiri iine getiini gsterecektir. Ne yazk ki byle bir zmleme, bu kitabn kapsam dnda kalmaktadr ve baka bir yayma konu olmak zere bir kenara konulacaktr. Baz dnemlerde ve baz toplumsal gruplarda olumlu anlamnda gl ve onurlu bir benlik anlamnda insan zgrl egemen etmen olmutu; genel olarak bu, ngiltere'de, Fransa, Amerika ve Almanya'da orta snfn daha eski bir dzenin temsilcilerine kar ekonomik ve siyasal zafer kazanmasyla kendini gsterdi. Bu olumlu zgrlk savanda orta snf Protestanln insan zerkliini ve onurunu vurgulayan ynne yant verebiliyordu; te yanda Katolik Kilisesi, kendi karlann korumak iin insann bamszl uruna savamak zorunda kalan gruplann yannda yer alyordu.
60

Modern an felsefesel dncesinde de zgrln bu iki ynnn tpk Reform dneminin dinbilimsel retilerinde daha nce olduu gibi birbiri iine gemi olduunu gryoruz. Nitekim Kant ve Hegel, sistemlerini bireyin zerklii ve zgrl ilkesine dayandrmt ama bu dizgelerde bile birey btn gleri elinde tutan bir devletin amalarndan daha nemli deildi. Fransz Devrimi dnemi filozoftan ve on dokuzuncu yzylda Feuerbach, Marx, Stirner ve Nietzsche, gene ok kesin bir dille, bireyin kendi gelimesi ya da mut108 ZGRLKTEN KAI luluu dnda herhangi bir amacn nesnesi olmamas gerektii fikrini savundular. Ama ayn yzyln gerici dnrleri, bireyi, aka tinsel ve dnyasal yetkenin altnda, ikincil konumda gstermilerdir. On dokuzuncu yzyln ikinci yansyla yirminci yzyln balangcnda, olumlu anlamda insan zgrln savunma eilimi doruuna ulat. Bu eilime yalnzca orta snf katlmam, ii snf da, kendi ekonomik amalan, ve ayn zamanda da insanln daha geni kapsaml amalan uruna savaarak, onun etkin ve zgr bir esi haline gelmitir. Son on yllarda gelimesi artarak hzlanan kapitalizmin tekelci evresinde, insan zgrlnn her iki eiliminde de arlklar birbirine oranla deiti. Bireysel benlii zayflatma eilimindeki etmenler arlk kazand, bireyi glendiren etmenlerse grece olarak zayflad. Bireydeki gszlk ve yalnzlk duygusu artt, btn geleneksel balardan "zgrl"(kopmuluu) daha ak hale geldi, bireysel ekonomik baar olaslklan darald. imdi artk birey, dev gler tarafndan tehdit edilmekte ve durumu, birok bakmdan on be ve on altnc yzyldaki durumlara benzemitir. Bu gelimedeki en nemli etmen, tekelci sermayenin giderek artan gcdr. (Servetin deil de) sermayenin ekonomik dizgemizdeki belli kesimlerde toplanmas, bireyin giriimcilik, cesaret ve zeksyla baa-nya ulama olaslklarn kstlamtr. Tekelci sermayenin zafer kazand alanlarda, pek ok kiinin ekonomik bamszl yok edilmitir. Mcadeleye devam edenler, zellikle de orta snfn byk bir blm iin, sava, ylesine garip bir nitelie brnmtr ki, kiisel giriimcilik ve cesarete olan gven duygusunun yerini, bir gszlk ve umutsuzluk duygusu almtr. Gizli olmakla birlikte korkun byk bir g, btn bir topluma egemen olmu, toplumun byk bir ksmnn gelecei, bu gc elinde tutan kk bir grubun kararlarna baml hale gelmitir. 1923 Almanya'snda ya da 1929 Amerika bunalmndaki enflasyon, gvensizlik duygusunu artrm, birok kiinin, kendi abalaryla ilerleme umuduyla, o geleneksel snrsz basan olaslklan inancn sarsmtr. Byk sermayenin ezici gcnn tehdidi altnda bulunan kk ya da orta apl isahipleri, kr etmeyi ve bamszlklann korumay srdrebilirlerdi, ama balannda asl duran gzda, gvensizliklerini ADA NSAN AISINDAN ZGRLN K YN 109 ve gszlklerini, eskiden olduundan ok daha fazla artnyordu. Eskiden eitleriyle savamakta olan kk ya da orta apl iadam, tekelci rakiplerine kar srdrd bu savata, yaamn devlerin nne seriyordu. Ama ada snai gelimenin kendileri iin yeni ilevler yaratt bamsz iadamlannn ruhsal durumu da eski bamsz iadamlannnkinden farklyd. Bazen yeni tr bir orta snfn gelimesine rnek olarak gsterilen bir bamsz iadam tipinde, yani benzin istasyonu sahiplerinde bu farkllk ok ak grlmektedir. Bunlarn ou ekonomik adan bamszdr. Tpk gemi gnlerin dkkan sahibi bir bakkal, ya da giysi diken terzisi gibi i sahibidirler. Ama eski bamsz iadamyla yeni tr bamsz iadam arasnda yle byk farklar var ki... Eskiden bakkallk bilgi ve beceri gerektiren bir iti. Bakkaln mallarn satn alabilecei ok sayda toptanc tccar bulunur, kendine gre en elverili fiyatla en uygun mal alrd; tek tek neye gereksindiklerini bilmek durumunda olduu mterileri vard, al verilerinde onlara nerilerde bulunur, kime veresiye verebileceine, kime vermeyeceine karar verirdi. Ksacas, modas gemi iadamnn oynad rol, yalnzca bamszlk deil, beceri, bireysel hizmet, bilgi ve etkinlik gerektiren bir rold. Oysa benzin istasyonu sahibinin durumu tmyle farkldr. Yalnzca tek bir mal satar: benzin ve mazot. Petrol irketleriyle yapabilecei pazarlk snrldr. Tpk bir makina gibi, benzin ve mazot doldurma eylemini tekrar tekrar srdrr. Gemiin bakkal dkkan sahibinin sahip olduu beceriye, giriimcilik ve bireysel etkinlik gibi zelliklere pek gerek yoktur. Yapaca kn belirleyen iki etmen vardr yalnzca: benzin ve mazota verecei- para ve istasyonuna depo
61

doldurmaya gelecek src says. Bu iki etmen de, byk lde onun denetimi dndadr; toptancyla mteri arasnda bir arac grevi grmekle yetinir. Ruhbilimsel olarak, bir iveren tarafndan altrlmasyla "bamsz" bir iadam olmas arasnda pek bir fark yoktur; adam, usuz bucaksz datm arknda bir diliden baka bir ey deildir. Byk sermayenin genilemesiyle saylan artan bro alanlarna, beyaz yakallara gelince, bunlarn konumunun eski gnlerin, kk, bamsz iadamlannnkinden ok farkl olduu aktr. Bunlarn artk resmi anlamda bamsz olmamakla birlikte, eski moda bakkal ya da terziye oranla zek ve giriimcilie dayal basan olanaklarnn daha 110 ZGRLKTEN KAI fazla olduu ne srlebilir. Bu elbet bir anlamda dorudur, ama ne lde doru olduu kuku gtrr. Ancak ruhbilimsel adan bro iisi farkldr. O, byk bir ekonomik arkn bir parasdr, yapt i, uzmanlk ister, kendisiyle ayn konumda olan yzlerce kiiyle korkun bir rekabet iindedir, ve geride kalmas halinde acmaszca iten atlr. Ksacas, baar ans bazen daha fazladr belki ama, eski iadamnda bulunan gvenlik ve bamszln byk bir blmn yitirmitir; o da ayn ekilde kendi denetiminde olmayan, bazen kk, bazen de ok byk bir arkn, arka kyasla son derece nemsiz bir dilisine dntrlmtr. Byk kuruluun dev boyutlarnn ve stn gcnn ii zerinde de ruhbilimsel etkisi vardr. Eskiden, kk kurulularda ii patronunu kiisel olarak tanr ve inceleme olanana sahip bulunduu kuruluu kar kar tanrd; pazar yasalarna uygun olarak ie alnr ve iten karlrd geri ama, patronuyla, ve iiyle arasnda, ona kendi konumunu iyi bildii duygusunu veren somut bir iliki vard. Bin ii altran bir fabrikadaki iinin durumu farkldr. Patronu soyut bir ekil haline gelmitir onu asla grmez; "ynetim" dolayl iliki iinde bulunduu ve nnde kendisinin, bir birey olarak nemsiz sayld adsz bir gtr. Kurulu ylesine byktr ki, ii kendi iiyle ilgili kk blm dnda hibir yeri gremez. Bu durum, ii sendikalar sayesinde bir lde dengelenmitir. Sendikalar, iinin ekonomik durumunu iyiletirmekle kalmamlar, ona i ilikisi iinde bulunduu devlere kyasla belli bir gllk ve nemlilik duygusu vermekle nemli bir ruhbilimsel etki oluturmulardr. Ne yazk ki, sendikalardan pek ou, yelerine giriimde bulunma hakk tanmayan dev kurululara dnm bulunmaktadr, ii, deneini verir ve zaman zaman oyunu kullanr, ama burada da gene byk bir arkn kk bir dilisi durumundadr. Sendikalarn, her yenin etkin ibirliiyle desteklenen, ve yelerini, her yenin etkin ekilde rgtn yaamna katlmasn ve olan bitenden kendisini sorumlu hissetmesini salayacak ekilde rgtlemeleri byk nem tamaktadr. amzda bireyin nemsizlii, onun yalnzca bir iadam, kafa iisi, ya da kol iisi olarak yklendii rol deil, bir mteri olarak roln de etkiler. Son on yllar iinde mterinin rol byk lde ADA NSAN AISINDAN ZGRLN iKi YN 111 deiime uramtr. Bamsz bir iadamnn sahibi bulunduu bir perakendeciye giden mteri, kiisel bir ilgiyle karlanacandan emindir: onun bireysel alm, dkkan sahibi iin byk nem tamaktadr; nemli bir kii gibi karlanr, istekleri dikkatle incelenir; satn alma edimi, ona bir nemlilik ve onur duygusu verirdi. Oysa gnmz byk maazalarnda bir mterinin maazayla ilikisi ne kadar farkldr. Bir kere, binann bykl karsnda ezilir, alanlarn ok sayda olmas, sergilenen mallarn eitlilii onu akna evirir. Bir birey olarak, byk maaza iin hi nem tamamaktadr. "Sradan" bir mteri olarak nemlidir o; maaza onu kaybetmek istemez, nk bu, maazann ileyiinde bir hata olduunu belirtebilir, buysa, iletmenin ayn nedenlerle baka mterileri de yitirebilecei anlamna gelebilir. Soyut bir mteri olarak nemlidir, somut bir mteri ola-raksa hi, ama hibir nem tamamaktadr. Onun geldiine sevinen yoktur, hi kimse onun isteklerine zel bir ilgiyle yaklamamaktadr. Satn alma edimi, postaneye gidip posta pulu almaktan farkszdr artk. ada reklam yntemleri bu durumu daha da belirgin klmtr. Eski moda iadamnn sat konumalar, temelde akla uygundu. Maln tanyordu, mterinin gereksinimlerini biliyordu, bu bilgilere dayanarak maln satmaya alyordu. Bu sat konumas tmyle nesnel deildi elbt, elinden geldiince alcy ikna etmeye abalyordu; ama gene de, etkin olabilmek iin aklc ve mantkl konumak zorundayd. ada reklamcln byk bir
62

blm ok farkl; manta deil, duygulara sesleniyor; her uyutucu, uyuturucu etkileme ve inandrma gibi o da nesnelerini duygusal olarak etkilemeye, sonra da zihinsel olarak boyun edirtmeye alyor. Bu tr reklam, mteriyi etkilemek iin eit eit ara kullanr. Ayn szleri tekrar tekrar syler rnein; u marka sigaray ien nl bir boksr ya da sosyete kadn gibi herkes tarafndan kabul edilmi bir nly kullanr; gzel bir kzn cinsel ekiciliini gzler nne sererek mterideki eletirme yetilerini zayflatp onun ilgisini eker; onu "ter kokusu" ya da "az kokusu" tehlikesiyle korkutur; ya da belli bir sabun ya da gmlei almakla, kiinin hayatnda anszn byk bir deiiklik olaca ynnde hayaller kurmasna ortam hazrlar. Btn bu yntemler temelde usd-dr; maln nitelikleriyle uzak yakn ilgileri yoktur, mterinin eletirme yetilerini, tpk afyon gibi ya da hipnoz gibi kreltir ve ldrr112 ZGRLKTEN KAI ler. Tpk filmlerin yapt gibi, hayalci ynlerini bir lde doyururlar ama ayn zamanda kklk ve gszlk duygularn arttrrlar. Aslnda, bu eletirel dnce yetisini kreltme yntemleri, demokrasimiz iin, ona ynelik apak saldrlardan ok daha tehlikeli insann btnsellii asndan yaymlanmasn yasakladmz ya da cezalandrdmz ak sak edebiyattan ok daha byk lde ahlka aykrdr. Tketici hareketi, mterinin eletiri yetisini, onurunu ve nemlilik duygusunu koruma giriiminde bulunmu ve dolaysyla, ii sendikalar hareketindekine benzer bir ynde ilemeye balamtr. Ancak imdilik, bu hareketin kapsam, ufak tefek klar olmaktan te gidememitir. Ekonomik alanda geerli olanlar, siyasal alanda da geerlidir. Demokrasinin erken dnemlerinde, belli bir kararn alnmasnda, ya da belli bir adayn greve getirilmesinde somut ve etkin olarak varlk gstermesi iin eitli dzenlemeler vard. zerinde karara varlacak sorunlar, adaylarn olduu gibi bireyin de bildii sorunlard; genellikle bir kasabann btn halknn bir araya toplanmasyla yaplan oylamalarda, bieyin gerekten adam yerine konulduunu gsteren bir somutluk nitelii vard. Bugn semenler, sanayideki dev rgtler kadar uzak ve etkileyici olan dev partilerle kar karyalar. Konular karmak, konular bulandrmak iin uygulanan eitli yntemler onlar daha da karmak hale getiriyor. Semen, aday seim dneminde biraz grebilir: ama radyonun yaygnlamasndan sonra onu da eskisi kadar sk gremez olmu, dolaysyla "kendi" adayn deerlendirmede kullanabilecei son arac da yitirmitir. Aslnda parti makinalan, semene iki ya da aday arasnda bir seme yapma olana sunmaktadr; ancak bu adaylar, "onun" semesi sonucu ortaya km deillerdir, birbirlerini tanmamaktadrlar ve ilikileri, gnmzde tm dier ilikilerin brnd soyut nitelii tamaktadr. Reklamn mteri zerindeki etkisi gibi, siyasal propaganda yntemleri de, gemen bireyinin nemsizlik duygusunu arttrma eilimindedirler. Sloganlarn tekrarlanmas ve asl nemli konuyla uzak yakn ilikisi bulunmayan etmenlerin vurgulanmas, bireydeki eletiri yetilerini kreltir. Demokratik lkelerde bile, siyasal propagandada bireylerin aklc dnmesine ynelik etkinlikler, kural olmaktan ok istisnadr. Partilerin, propagandalarnda yansttklar gleri ve boyutlar ADA NSAN AISINDAN ZGRLN K YN 113 karsnda bireyin kendisini kk ve nemsiz hissetmesi kanlmazdr. Btn bunlar reklam ve propagandann ak ak bireyin nemsizliini vurgulad anlamna gelmez. Tam tersine, onu nemli gstererek, eletirel yargsna, ayrmclk duygusuna sesleniyormu gibi yaparak onu pohpohlarlar. Ancak bu aldatmacalar, temelde bireyin kukularn kreltmek ve verdii kararn bireysel olduu konusunda" kendini aldatmasna yardmc olmak zere uygulanan yntemlerdir. Szn ettiim propagandann tmyle usd olmadna ve birbirinden farkl adaylarla farkl partilerin propagandasnda farkl arlklarda ussal etmenlerin var olduuna iaret etmek gereksiz sanrm. Bireyin giderek artan gszlemesine baka etmenler de katkda bulundu. Ekonomik ve siyasal grnm, eskisine gre ok daha karmak ve byk; bireyin bu sahneyi derinlemesine grebilme yetisi azald. Gslemek durumunda olduu tehditlerin boyutlar da byd. Milyonlarca insann iinde bulunduu yapsal isizlik, gvensizlik duygusunu artrd, isizliin dourduu sorunlar zmlemek yolunda kamu aralarnn verdii destek, yalnzca ekonomik
63

adan deil ruhbilimsel olarak da durumu hayli iyiletirdi geri ama, halkn byk ' bir ounluu iin isizlik yk, ruhsal olarak dayanlmas ok g bir durum oluturmakta ve bunun yaratt korku, insanlarn btn hayatn glgelemektedir. Pek ok kii, ne tr olursa olsun i sa- hibi olmay, hayattan beklenecek, ve de kranla karlanacak tek ey olarak grmektedir, isizlik yallk korkusunu da artrmtr. ou ite, gen, hatta, tecrbesiz de olsa, kolayca uyarlanma yan gememi kiiler aranmaktadr; yani, belli bir dzenekte, kolaylkla kk birer diliye dntrlebilecek, kalba dklebilecek insanlar yelenmektedir. Sava korkusu da bireysel gszln artmasna katkda bulunmutur. On dokuzuncu yzylda da savalar yaand elbet. Ama ikinci Dnya Sava'ndan bu yana, yok etme olaslklar yle korkun boyutlarda artt savatan etkilenecek insanlar yelpazesi herkesi, ama herkesi iine alacak lde ylesine geniledi ki sava tehdidi bir karabasan haline geldi, insanlar, kendi uluslar tam anlamyla savaa girmeden bunun bilincine varmayabilirler geri ama, gene de sava tehdidi, yaamlarn karartmakta, korkularn, bireysel gszlk duygularm artrmaktadr. 114 ZGRLKTEN KAI Btn bu dnemin "slubu", yukarda izdiim tabloya uymaktadr. Bireyin iinde kaybolduu kentlerin bykl, dalar kadar yksek olan binalar, radyodan gelen srekli ses bombardman, gnde kez deien ve insana neyin nemli olduu konusunda karar verme frsat tanmayan gazete balklar, bireyi ortadan kaldrmak iin saat gibi amaz bir tempoyla yeteneklerini sergileyen, przsz alan gl bir makina gibi hareket eden yz kzn rol ald ovlar, cazn bangr bangr kafalara inen ritmi btn bunlar ve daha birok ayrnt, denetlenemez boyutlaryla bireyi iine aldnda, ona bu btnn minicik bir zerresiymi duygusunu veren bir yldzlar kmesini andrr. Bireyin elinden gelen tek ey, taburda bir asker ya da fabrikada yryen bantn banda grevli bir ii gibi, olan bitene ayak uydurmaktr. Edimde bulunabilir, ama bamszlk, nemlilik duygulan ekip gitmitir. Amerika'da ortalama bireyin bu korku ve nemsizlik duygusuyla ne lde doldurulmu olduu, en arpc anlatmn, Mickey Mouse filmlerinin herkes tarafndan sevildii olgusunda bulmaktadr. Bu filmlerde pek ok eitlemeyle u tema ileniyor: kk bir ey kendisini ldrme ya da yutmakla tehdit eden, yenilmez lde gl bir ey tarafndan kovalanyor. Kk ey kayor ve sonunda dmanna zarar vermeyi bile baararak kurtuluyor. Kendi cokusal yaamlarnda buna ok yakn bir eye dokunmasayd, insanlar, bu tek temann binbir eitlemesini srekli olarak izlemeye hazr olamazlard. Bu durumda gl dman tarafndan korkutulan kk ey, izleyicinin ta kendisi olsa gerektir; o byle hissediyor, kendi konumunu bu durumla zdeletiriyor demektir. Ama elbet, mutlu son olmazsa, film, srekli ekici olmayacaktr. zleyici, film boyunca kendi korku ve kklk duygularn yaamakta, sonunda her eye karn kurtulduu hatta, gly alt ettii duygusuyla rahatlamaktadr. Ne var ki birey kurtuluu ou kez kamakta ve canavarn kendisini yakalamasn olanaksz klan rastlantlarda bulacaktr ite "mutlu son"un en nemli ve en ackl blm de budur. Gnmzde bireyin byle bir duruma decei, on dokuzuncu yzyln ileri grl dnrlerince ngrlmt bile. Kierkegaard, kukularn verdii acyla kvranan, yalnzlk ve nemsizlik duygularyla ezilmi aresiz bireyi betimlemekteydi. Nietzsche, Nazizmde ADA NSAN AISINDAN ZGRLN K YN 115 ortaya kan hiiliin yaklamakta olduunu ngrm, ve gereklikte grd nemsiz, ynsz bireyi yadsyan bir "stninsan" tablosu izmiti, insann gszl temas, Franz Kafka'nn yaptlarnda en kesin anlatmn buluyordu. ato adl yaptnda, bir atoda yaayan ve kendisine ne yapmas gerektiini syleyecek, ona dnyadaki yerini gsterecek gizemli insanlarla iliki kurmaya alan bir adam betimlemektedir. Adamn btn yaam, onlara ulama ynndeki akl almaz abayla geer, ama o asla baarya ulaamaz ve mthi bir yarar-. sizlik ve aresizlik duygusuyla yapayalnz kalr. Soyutlanmlk ve gszlk duygusunu, Julian Green aadaki parada ok gzel dile getirmektedir: Evrenin yannda ok kk kaldmz biliyordum, bir hi olduumuzu biliyordum; ama bylesine lsz derecede hi olmamz, bir bakma kiiyi hem eziyor hem de gven veriyor,
64

insan dncesinin snrlar dna taan ekiller ve boyutlar, ok, ama ok gl. Tutunabileceimiz herhangi bir ey yok mu bu evrende? iine tepeleme daldrldmz o yanlsamalar karmaas iinde, bir hakikat heykeli olarak dikilmi tek bir ey var, o da sevgi. Gerisi hilik, bombo bir hilik. Kocaman, karanlk bir uurumdan aa bakmaktayz. Ve, korkuyoruz.5 Ancak bu yazarlarn dile getirdii ve sinirli dediimiz birok kiide bulunan bu bireysel soyutlanmlk ve gszlk duygusu, ortalama normal insann farknda olduu bir ey deildir. Ondaki, etkinliklerinin gnlk gidii altnda, zel ya da toplumsal ilikilerinde bulduu gvenlik ve onaylanmalar ardnda, i yaamndaki baaryla, eitli oyalanmalarla, "hoa vakit geirmek", "ilikiler kurmak", "saa sola gitmek" gibi etkinlikler sayesinde gizlenmitir bu duygu. Ama karanlkta slk almak ortal aydnlatmaz. Yalnzlk, korku ve rknt olduu yerde kalr; insanlar buna sonsuza dek dayanamazlar. "Olumsuz zgrln" ykn srekli tayamazlar; olumsuz zgrlkten olumlu zgrle doru bir gelime gstermedikleri srece, 5Julian Green, Personal Record (Kiisel Tarih), 1928-1939, eviren J. Godefroi, Harper & Brothers, New York, 1939. 116 ZGRLKTEN KAI zgrlk denen eyi tmyle feda etmek ve ondan kamaya almak zorunda kalrlar. Gnmzde var olan temel toplumsal kama yolu, faist lkelerde olduu gibi bir ndere boyun emek, ve demokrasimizde grld zere zorunlu uyum salamak, raz olmaktr. Toplumsal olarak biimlenmi bu iki ka yolunu tanmlamaya gemeden nce, okurdan bu ruhbilimsel ka mekanizmalarnn ileyiindeki karmakl anlatmama izin vermesini isteyeceim. Bu ileyilerden bazlarn nceki blmlerde ele alm bulunuyoruz; ama faizmin ve ada demokraside insann makinalamasnn ruhbilimsel nemini iyice anlamak iin, bu ruhbilimsel grngy yalnzca genel olarak deil, en ince ayrntlaryla anlamak ve bunlarn ileyiindeki somutluu grmek gerekmektedir. Bu bir tekrar gibi grnebilir, ama aslnda, tartmamzn kanlmaz bir parasn oluturmaktadr. Toplumsal ve kltrel gemiini bilmeksizin ruhbilimsel sorunlar gerektii ekilde anlayamayacamz gibi, toplumsal grngy de altta yatan ruhbilimsel ileyii bilmeden kavrayanlayz. Bundan sonraki blmde, bu ileyileri zmlemeye, bireyin i dnyasnda olup bitenleri ortaya karmaya ve yalnzlkla gszlkten kama abalan iinde, yeni yetke biimlerine boyun emeye ya da kabul edilmi kalplara zorunlu olarak uyarak bireysel benliimizden kurtulmaya hazr hale nasl geldiimizi gstermeye alacaz. V. BLM KAI MEKANZMALARI ARTIMAMIZI iinde bulunduumuz dneme getirdiimize gre, sra, faizmin ruhbilimsel nemini ve yetkeci dizgelerle kendi demokrasimizde zgrln ne anlam tadn incelemeye gelmitir. Ancak, tartmamzn btnnn geerlilii, ruhbilimsel nermelerimizin geerliliine bal olduundan, genel dnce akn burada kesip, daha nce biraz deindiimiz ve ilerde tartacamz ruhbilimsel mekanizmalar daha ayrntl ve daha somut ele alan bir blm araya sokmakta yarar vardr. Bu nermeleri aynntl ekilde incelemek gerekir, nk hepsi de bilind glerle, bu glerin, ussallatrmalarda ve kiilik zelliklerinde kendilerini ortaya koyu ekilleriyle ilgili kavramlara birok okura yabanc olmamakla birlikte, hi deilse derinlemesine deerlendirme gerektiren kavramlara dayanmaktadrlar. Bu blmde bireysel ruhbilime ve ruhzmleme sreci iinde bireylerin incelenmesi srasnda yaplan gzlemlere zellikle deineceim. Geri ruhzmleme uzun yllar boyunca akademik ruhbilimin ideali olan sonucu, doal bilimlerin deneysel yntemlerine benzer bir yaklam gerekletirememitir ama gene de batan sona, bireyin sansrsz dncelerinin, dlerinin ve dlemlerinin inceden inceye gzlenmesine, incelenmesine dayanan bir deney yntemidir. ster bir bireyi, ister bir kltr zmlemeye girielim, bu ite karlatmz karmak ussallatrmalar ya da neden uydurmalar ancak ve ancak, bilinalt gler kavramn kullanan bir ruhbilimin nda anlayabiliriz. nsanlarn kendilerini harekete geirdiini sand gle65

118 ZGRLKTEN KAI rin, onlar gerekletirdikleri edimlerde bulunmaya, hissetmeye ve dnmeye iten nedenlerin ya da glerin ta kendisi olduu fikrinden vazgeersek, zlmez gibi grnen birok sorun, bir anda ortadan kalkacaktr. Bireylerin gzlenmesiyle elde edilen bulgularn, gruplarn ruh-bilimsel deerlendirilmesinde lt olarak ele alnp alnamayacan soran okurlar olacaktr. Bu soruya yantmz, kesin bir evettir. Gruplar bireylerden ve yalnzca bireylerden oluur; dolaysyla bir grupta ileyen ruhbilimsel mekanizmalar, yalnz ve yalnz bireylerde ileyen mekanizmalardr. Toplumsal ruhbilimi anlamaya temel oluturmak zere bireysel ruhbilimi incelediimizde, bir nesneyi mikroskop altnda incelemeye benzer bir i yapyoruz demektir. Bu, toplumsal srete, boyutu daha byk olan ruhbilimsel ileyilerin her bir ayrntsn ortaya karabilmemizi salar. Toplumsal-ruhbilimsel grngnn zm, ayrntl bir birey davran incelemesine dayandrmamsa, deneysel nitelikten, dolaysyla da geerlilikten yoksun demektir. Ama, birey davran incelemesinin bu nemini kabul etmemize karn, halk arasnda sinir hastas diye anlan bireylerin incelenmesinin, toplumsal ruhbilimin sorunlarnn ele alnmasnda ie yarayp yaramayaca sorulabilir. Bu soruya verilecek yantn da olumlu olmas gerektii kansndayz. Nevrozlu kiide gzlemlediimiz grng, temelde, normal insanda grdmzden farkl deildir. Yalnzca biraz daha vurgulanm, daha net ve ou kez incelenmesi gerekli herhangi bir sorunu olduunun farknda olmayan normal insana gre, nevrozlu kiinin daha ok farknda olabilecei grnglerdir. Bunu daha anlalr hale sokmak iin, nevrotik ve normal ya da salkl terimleri zerinde ksaca durmak yararl olacaktr. Normal ya da salkl terimi, iki ekilde tanmlanabilir. Birincisi, ileyen bir toplum asndan, belli bir toplum iinde kendisinden beklenen toplumsal rol yerine getirebilen kiiye normal ya da salkl denebilir. Daha somut olarak, bu, o insann o toplumda beklenen ekilde alabildii, hatta, toplumun yeniden retilmesine katkda bulunabildii, bir aile kurabildii anlamna gelir, ikincisi, birey asndan salkll ve normallii, bireyin en ileri noktada gelimesi ve mutluluu olarak grrz. KAI MEKANZMALARI 119 Belli bir toplumun yaps, bireysel mutluluk iin en uygun ortam salayan bir yapysa, her iki gr de akrd. Ne var ki, bizimki de iinde olmak zere, bildiimiz ou toplumda durum byle deildir. Bunlar, bireysel gelime amalarn destekleme lleri asndan birbirlerinden farkl olsalar da, toplumun przsz ilemesi amalaryla bireyin tam olarak gelimesi amalar arasnda bir kartlk bulunmaktadr. Bu olgu, iki salk kavram arasna kesin bir izgi izilmesini zorunlu klmaktadr. Bunlardan biri toplumsal gereksinimler, dieriy-se, bireysel var oluun amalaryla ilgili deer ve ltler tarafndan ynetilirler. Bu farkllk, ne yazk ki ou kez gzard edilir. Ruhbilimcilerin ou, kendi toplum yaplarn ylesine olaan, ylesine doal bir yap olarak grrler ki, bu topluma uyum salamayan herkese, daha az deerli damgasn vururlar. te yanda iyi uyum salam kii, insansal deer lleri asndan, daha deerli kabul edilir. Normal ve nevrotik dediimiz bu iki kavram birbirinden ayracak olursak, u sonuca varrz: iyi uyum salamak anlamnda normal olan kii, insansal deerler asndan, nevrotik bir kiiden daha az salkldr. ou kez kendisinden beklendiini sand kiilie brnmek iin kendi benliini feda etmek pahasna iyi uyum salamtr. Ondaki gerek bireysellik ve kendiliindenlik yitirilmi olabilir. te yanda nevrotik kii, benlik savanda tmyle teslim olmaya hazr bulunmayan biri olarak ne kar. Bireysel benini koruma giriiminde baarl olmamtr kukusuz ve kendisini retken olarak dile getirmek yerine, kurtuluu nevrotik belirtilerde ve kendisini bir dlem dnyasna ekmekte bulmutur. Ama gene de, insansal deerler asndan, bireyselliini tmyle yitirmi normal kiiden daha az ktrmdr. Sylemek gereksiz, nevrotik olmayan, ama gene de, kendi bireyselliklerini uyum salama sreci iinde bomam kiiler de vardr. Ama nevrotik kiiye vurulan damga, bize gre temelsizdir ve ancak, toplumsal verimlilik asndan hakl grlebilir. Nevrotik terimi, btn bir toplum iin, bu ikinci anlamnda kullanlamaz, nk yeleri, toplumsal ilevlerini yerine getirmedike bir toplumdan sz edilemez. Ancak insansal
66

deerler asndan, bir topluma, yelerinin kiilik geliimlerinin sakat olmas anlamnda nevrotik toplum denilebilir. Nevrotik terimi, toplumsal ileyiin bulunmadn belirtmede ok sk 120 ZGRLKTEN KAI kullanldndan, bir toplumu nevrotik oluu asndan deil de, insan mutluluuna ve benliin gerekletirilmesine ters dmesi asndan deerlendirmeyi yeleyeceiz. Bu blmde tartacamz mekanizmalar, soyutlanm bireyin gvenlik duygusundan yoksun oluunun sonucu olarak ortaya kan ka mekanizmalardr. Bireye gvenlik veren temel balar koparldktan, birey kendisi dndaki dnyay tmyle ayn bir varlk olarak grmeye baladktan sonra, dayanlmaz gszlk ve yalnzlk durumunu yenmek zorunda olan bireyin nnde iki yol vardr. Birinci yolda ilerlerse, "olumlu zgrlk" dediimiz gelime gerekleir; birey, sevgi ve alma ile, cokusal, duygusal ve zihinsel yetilerinin iten anlatmyla, dnyayla kendiliinden bir iliki kurabilir; bylece bireysel benliinin bamszlndan ve btnselliinden vazgemeksizin, bir kez daha, insanla, doayla ve kendisiyle bir btn haline gelir. nnde uzanan ikinci yol, geride kalmak, zgrln feda etmek ve bireysel beniyle dnya arasnda oluan boluu ortadan kaldrarak yalnzln yenmeye almaktr. Ayrlm olma olgusu tersine evrilemeyeceinden, birey, bu ikinci yoldan gitmesi halinde, bir "birey" olarak ortaya kmadan nce dnyayla kurmu olduu ilikiye ulaamaz, asla dnyayla yeniden birleemez; bu yol, uzatlmas halinde yaam olanaksz klacak dayanlmaz bir durumdan katr. Dolaysyla bu ka yolunun belirleyici zellii, tehdit eden bir ani korkudan kan olaan zellii olan zorlayclktr; bir dier belirleyici zellii de bireyselliin ve benliin btnselliinin az ok tmden teslim edilmesidir. Dolaysyla, bu, mutlulua ve olumlu zgrle yol aan bir zm deil, temelde, btn nevrotik grnglerde grlen bir zmdr. Dayanlmaz bir kaygy yattrr ve panie kaplmay engelleyerek yaam olanakl klar; ama altta yatan sorunu zmez kii, bunun karln, genellikle yalnzca otomatik ya da zorunlu etkinliklerden oluan bir yaamla der. Bu ka mekanizmalarndan bazlar, grece olarak fazla bir toplumsal nem tamazlar; yalnzca, ar zihinsel ve cokusal rahatszlklar olan bireylerde gze arpacak lde grlrler. Bu blmde, yalnzca kltrel adan nem tayan ve anlalmalar, ilerdeki bKAI MEKANZMALARI 121 lmlerde ele alacamz, faist dizge ile ada demokrasi dediimiz toplumsal grnglerin ruhbilimsel zmlemeleri iin gerekli bir ncl olan mekanizmalar tartacam.1 1. YETKECLK Ele alacam ilk zgrlkten ka mekanizmas, bireysel benin yoksun olduu gc elde etmek ya da, baka bir deyile, yitirilmi bulunan temel balarn yerine geecek yeni "ikincil balar" aramak iin, kiinin kendi bireysel beninin bamszlndan vazgemesi ve kendi benini, kendi dnda bir ey ya da bir kimse ile kaynatrmas eilimi olacaktr. Bu mekanizmann daha belirgin biimleri, boyun eme ve egemenlik kurma isteinde, ya da daha dorusu, normal ve nevrotik kiilerde deiik llerde var olan mazoist ve sadist isteklerde grlmektedir. nce bu eilimleri betimleyecek, sonra da bunlarn dayanlmaz bir yalnzlktan ka olduunu gstermeye alacaz. Mazoist eilimlerin ortaya kt en yaygn biimler, aalk duygusu, gszlk ve bireysel nemsizlik duygulardr. Bu duygulara kaplm kiilerin zmlenmesi, bu kiilerin bilinli olarak bu duygulardan yakndklarn ve bunlardan kurtulmak istediklerini, bilinsiz olaraksa, ilerinde bulunan bir gcn onlar yetersiz ya da nemsiz hissetmeye ittiini gstermektedir. Duygulan, ou kez bir neden uydurma, bir ussallatrma yardmyla yalnzca gerek zayflklarn ve eksikliklerin anlatm olarak kabul edilse de, aslnda bunlarn gerekletirilmesi deildir; bu kiiler kendilerini kltme, zayflatma ve olaylara egemen olmama eilimindedirler. Bu insanlar olduka dzenli olarak, kendileri dndaki glere, dier kii ya da kurumlara, ya da doaya byk lde baml olduklarn belli ederler. Kendi istedikleri eyi yapmaya deil de, bu d glerin olgusal ya da szde buyruklarna boyun eecek konumda olmaya hazrdrlar. ou kez, "Ben isterim", ya da "Ben varm," duygusunu yaama yetisinden yok67

Karen Homey, bir baka adan benim "ka mekanizmalar" kavramyla benzerlikler gsteren, "nevrotik eilimler" diye and bir kavram ortaya atmtr. (New Ways in Psychoanalysis Ruhzmlemede Yeni Yntemler.) ki kavram arasndaki temel farklar unlardr: Normal eilimler, bireysel nevrozda itici gleri, ka me-kanizmalarysa normal insandaki itici gleri oluturmaktadr. Ayrca Homey, daha ok kaygy ne karrken, ben bireyin soyutlanmasn daha nemli bulmaktaym. 122 ZGRLKTEN KAI sundurlar. Bunlar iin yaam btnyle ezici lde gl, denet-leyemeyecekleri, ya da egemen olamayacaklar bir eydir. Daha an durumlarda ki bunlar oktur bu eilimlerden baka kendini kk grme ve d glere boyun eme, kendini incitme ve ac ekme eilimi de grlr. Bu eilim eitli biimlerde ortaya kabilir.. En amansz dmanlarnn bile onlara yneltemeyecei eletiri ve sulamalar kendilerine yaktranlar vardr. Zorlanml nevrotikler gibi bazlar da zorlamal kuttren ve dncelerle kendilerine ikence etme eilimindedirler. Baz nevrotik kiilik tiplerinde, bedensel olarak hastalanma ve bilinli ya da bilinsiz olarak, tanrlarn armaanymasna hastal bekleme eilimi grrz. Bunlar ou kez, bilind bir eilimin olmamas halinde balarna gelmeyecek kazalara urarlar. Kendilerine kar yneltilmi bu eilimler ou kez daha da st kapal ya da dramatik biimlerde ortaya karlar. rnein, bir snavdaki sorularn yantlarn ok iyi bilmelerine karn, snav srasnda hatta snavdan sonra bile sorulan yantlayamayan kiiler vardr. Bazlanysa, sevdikleri ya da baml olduklan kiilere kar dosta duygular besledikleri halde istemeden kinci szler sylerler. Bu tr insanlar, kendilerine en ok zarar verecek ekilde davranmalann tleyen birinin nerilerini izliyor gibidirler. Mazoist eilimler, ou kez dpedz hastalkl ya da usd duygular olarak hissedilir. Bunlar ou kez ussallatnlr, duygulara neden uydurulur. Mazoist bamllk, sevgi ya da ballk eklinde, aalk duygusu olgusal eksiklik ya da yetersizliklerin uygun anlatm olarak alglanr; ac ekmeninse deimesi olanaksz koullardan kaynakland nedeni uydurulur. Bu tr kiiliklerde, mazoist eilimlerden baka, bunun tam tersi yani sadist eilimler de grlr. Bunlann arl deiir, az ya da ok bilinlidirler ama mutlaka varlk gsterirler. Birbirine az ok gmlm eit sadist eilim vardr. Bunlardan biri, onlan yalnz ve yalnz birer ara, "yorulmak hamur" durumuna getirmek zere, dierlerini kendine baml klmak ve onlar zerinde kesin, snrsz bir yetke uygulamaktr. Dier bir sadist eilimde, bakalann yalnzca kat bir yetkeyle ynetmek gds deil, onlan smrmek, kullanmak, onlardan almak, derilerini yzmek, ksacas, yenecek yutulacak neleri varsa almak itkisi vardr. Bu istek kiinin verebilecei duygusal ya da KAI MEKANZMALARI 123 zihinsel zellikler gibi maddi olmayan eyler yannda maddi eyleri de hedef alabilir. nc bir sadist eilim de, bakalanna ac ektirmek ya da ac ektiklerini grmek isteidir. Bu ac bedensel de olabilir ama daha ok zihinsel ac ektirmekten holanlr. Burada ama, bakalanna etkin bir ekilde ac vermek, aalamak, utandrmak ya da onlan utan verici ve aalayc durumlarda grmektir. Bilinen nedenlerden tr sadist eilimler, genellikle daha az bilinlidir ve toplumsal olarak daha az zararl mazoist eilimlere gre daha fazla ussallatnlrlar. ou kez an iyilik ya da bakalaryla an ilgilenme eklindeki tepki oluumlaryla rtlrler. ok sk rastlanan neden uydurma ya da ussallatrmalar unlardr: "Seni ynetiyorum nk senin iin en iyi olan biliyorum, hi kar durmadan beni izlemek senin yaranna olacaktr." Ya da, "Ben ylesine harikulade ve esizim ki, dier insanlann bana baml olmasn istemeye hakkm var." Smrme eilimlerini rten dier bir ussallatrma da udur: "Senin iin ok ey yaptm, imdi senden istediim eyi almaya hak kazandm." Sadist itkilerin daha da saldrgan trleri, ou kez u iki ekilde ussallatnlr: "Bakalan bana zarar verdi, benim onlara zarar verme isteim, onlara karlk vermekten baka bir ey deildir," ya da "Kendimi ve dostlanm gelecek zararlara kar korumak iin, nce ben saldnyorum." Sadist kiiyle sadizminin nesnesi arasndaki ilikide, ou kez gz ard edilen ve bu yzden
68

burada zellikle vurgulanmas gereken bir etmen vardr: sadist kiinin, sadizminin nesnesine bamll. Mazoist kiinin bamll aktr, sadist kiiden bekledikleri-mizse, bunun tam tersidir: ylesine gl ve egemen grnr, ve sadizminin nesnesi ylesine zayf ve itaatkrdr ki, gl olann, ynettii kiiye baml olduunu anlamak gtr. Bununla birlikte, derinlemesine zmlemeler, bunun doru olduunu gstermektedir. Sadist, ynettii kiiye gereksinim duyar, ona lesiye gereksinim duyar nk kendi gllk duygusu bir baka kiinin efendisi olduu olgusundan kaynaklanmaktadr. Bu bamllk tmyle bilinsiz olabilir. Nitekim, rnein bir erkek, kansna ok sadiste davranr ve ona tekrar tekrar diledii zaman ekip gidebileceini, gitmesinin onu ok sevindireceini syler. ou durumda kadn gitme giriiminde bulunmaya cesaret edemeyecek kadar ezilmitir, dolaysyla her ikisi de 124 ZGRLKTEN KAI erkein sylediklerinin doru olduuna inanmay srdrrler. Ama kadn, adam terk edeceini aklama cesaretini bulabilirse, ikisinin de beklemedii bir ey olabilir: erkek yklr, aresizlik iinde kvranmaya ve kendisini brakmamas iin kadna yakarmaya balar; kadna onsuz yaayamayacan, onu ne kadar sevdiini falan syler. Genellikle, kadn zaten kendini ortaya koymaktan, fikrini savunmaktan korkan bir kii olduundan, ona inanmaya hazrdr, fikrini deitirir ve kalr. Bu noktada oyun yeniden balar. Adam eski davrann tekrarlar, kadn onunla kalmann giderek daha gletiini grr, gene patlar, adam gene yklr, kadn kalr, ve bu byle devam eder durur. Bu dngnn durmadan tekrarland binlerce ve binlerce evlilik ve dier kiisel iliki yaamn srdrmektedir. Adam, kadn ok sevdiini, onsuz yaayamayacak kadar sevdiini sylerken yalan m sylyordu? Sevmek asndan ele alndnda, sevgi szcyle neyin anlatlmak istendiine baldr bu. Onsuz yaayamayaca konusuna gelince, szck anlamyla almazsak elbet adamn syledii kesinlikle dorudur. Adam onsuz ya da en azndan, ellerinde aresiz bir ara olduunu hissedemedii biri olmakszn yaayamaz. Byle durumlarda sevme duygusu yalnzca iliki zlmek tehlikesi gsterdiinde ortaya kar; te yanda, sadist kiinin zerinde egemenlik kurduu kiileri aka, "sevdii" durumlar da vardr. Bu ister kars ya da ocuu olsun, ister yardmcs, bir garson ya da sokaktaki dilenci olsun, egemenliine nesne olanlara kar bir "sevgi" hatta kran duygusu besler. Onlar ok sevdii iin yaamlarn ynlendirmeyi istediini sanabilir. Aslnda, onlara egemen olduu iin onlar "sevmektedir." Maddi eyler, vg, sevme gvencesi, zek, akl ya da ilgisiyle onlar satn alr. Onlara her ey verebilir; ancak, zgr ve bamsz olma hakk kesinlikle verilemez. Bu durum, ou kez, zellikle ana babalarla ocuklar arasndaki ilikide gzlenir. Egemenlik altna alma ve sahiplenme tutumu ou kez ocua kar duyulduu sanlan "doal" ilgi ya da koruyuculuk duygusu gibi bir eilimle rtlr. ocuk, altn bir kafese konmutur, kafesi terk etmek istemedii srece istedii her eye sahip olabilir. Bunun sonucu olarak, ou kez, ocuk bydnde, kkl bir sevme korkusu ile dolu olur, nk ona gre "sevgi", kendi zgrlk araynda kstrlmak ve engellenmek anlamna gelmektedir. KAI MEKANZMALARI 125 Sadizm birok gzlemciye mazoizmden daha az karmak grnmtr. Bir kimsenin bakalarn incitmek ya da onlar zerinde egemenlik kurmak istemesi, "iyi" olmasa da hayli doal geliyordu. Hobbes, "yalnzca lmle birlikte son bulan srekli ve kaygl g elde etme istei"nin varln, "btn insanln genel bir eilimi" olarak gryordu.2 Ona gre g arzusunda eytani bir nitelik yoktur, tersine, insann zevk ve gvenlik isteinin son derece akla uygun bir sonucudur. Hobbes'dan, egemenlik kurma arzusunu, en elverili olann yaamn srdrmesi yolunda verilen biyolojik olarak koullandrlm savamn mantksal sonucu diye aklayan Hitler'e dek birok kii, g ya da erk sahibi olma hrsn, insan doasnn, grnenin dnda bir aklama gerektirmeyen bir paras olarak deerlendirdi. Ancak mazoist istekler, kiinin kendisine yneltilmi eilimler, bir bilmece olarak kald, insanlarn kendilerini incitmek ve zayflatp kk grmek istemekle kalmad, stne stlk bunlar yapmaktan holand olgusu nasl anlalabilirdi? Mazoizm grngs, zevk alma ve kendini korumaya ynelik insan ruhu tablomuzla elimez mi? Hepimizin ke bucak kat, nlemek iin aba
69

gsterdii ac ekme ve znt duyma olgularn baz insanlarn ekici bulduu ve bunlar gerekletirmeye istekli olduu nasl aklanabilir? Ama, ac ekme ve zayfln, insan abasnn amac olabileceini kantlayan bir grng var: Mazoist sapknlk. Burada insanlarn hayli bilinli olarak u ya da bu ekilde ac ekmek ve bundan zevk almak istei gsterdiini gryoruz. Mazoist sapknlkta, kii, bir baka kiinin kendisine ac vermesi srasnda cinsel heyecan duyar. Ancak mazoist sapknln grlen tek biimi deildir bu. ou kez istenen gerek ac ekme deil, fiziksel olarak balanmak, aresiz ve zayf hale getirilmekle heyecan ve doyumun meydana gelmesidir. Mazoist sapknlkta genellikle istenen "ahlaksal" olaak zayflatlmak, kk bir ocuk ilemi grmek ya da eitli ekillerde azarlanp aalanmaktr. Sadist sapknlkta, benzer kaynaklardan, yani dier insanlar fiziksel olarak incitmekten, onlar ip ya da zincirle balamaktan ya da sz ve hareketle onlar aalamaktan doyuma ulaldn gryoruz. 2 Hobbes, Leviathan, Londra, 1951, s.47. 126 ZGRLKTEN KAI Ac ekme ya da aalanmadan bilerek isteyerek zevk alma durumu olan mazoi:;t sapknlk, ruhbilimcilerin ve yazarlarn dikkatini mazoist kiilikten (ya da ahlaksal mazoizmden) daha nce ekti. Ancak balangta anlattmz trden mazoist eilimlerin cinsel sapknla ne kada" yakndan benzedii ve her iki mazoizm tipinin de temelde ayn grng olduu giderek daha ok kii tarafndan kabul edildi. Baz ruhbilimciler, boyun emeye ve ac ekmeye istekli olan insanlar bulunduuna gre, bu amaca ynelik bir "igd" olsa gerek, diye dndler. \ ierkand gibi toplumbilimciler de ayn sonuca vard. Derinlemesine bir kuramsal aklama getirmeye girien ilk kii Freud oldu. Balangta, sado-mazoizmin temelde bir cinsel grng olduunu sand. Kc ocuklardaki sado-mazoist edimleri gzleyerek sado-mazoizmin tinsel igdnn gelimesinde dzenli olarak ortaya kan bir "ksmi ilki" olduunu dnd. Yetikinlerdeki sado-mazoist eilimlerin, kiinin ruhsal-cinsel geliiminin erken bir dzeyde aklp kalmasndan, ya da daha sonra o dzeye gerilemesinden kaynaklandn sand. Freud daha sonra ahlaksal mazoizm diye adlandrd fiziksel olarak deil de zihinsel olarak ac ekme eilimi grngsnn nemini giderek daha iyi kavrad. Mazoist ve sadist eilimlerin grnrde eliik olmalarna karn her zaman iin bir arada bulunduklar olcusunu vurgulad. Ancak, mazoist grngyle ilgili kuramsal aklamasn deitirdi. Kiinin kendisine ya da bakalarna yneltilebilecek doutan gelme bir yok etme eiliminin var olduunu varsayan Freud, mazoizmin lm igds denen eyin bir rn olduunu ne srd. Hatta, dolaysz olarak gzlemleyemediimiz bu lm igdsnn, cinsel igdyle birletiini ve bu bileimde, kiinin kendisine yneltildiinde mazoizm, bakalarna yneltildi-indeyse sadizm eklinde grndn ne srd. Bu cinsel igdyle oluan karmi t insanolunu hibir eyle karmam lm igdsnn yaratabilecei tehlikeli etkilerden koruduunu varsayd. Ksacas, Freud'a gre insan, ykcl cinsellikle kartrp bir btn oluturmay baaramamas halinde kendini yok etmekle bakalarn yok etmek arasnda bir seme yapmak durumunda kalyordu. Bu kuram temel olarak Freud'un balangtaki sado-mazoizm grnden farklyd. O ilk savnda sado-mazoizm1 temelde cinsel bir grng olarak ele alnyordu; oysa yeni kuramda, cinsel-olmayan bir grngyd ve KAI MEKANZMALARI 127 kuramdaki cinsellik etmeni yalnzca lm igdsnn cinsel igdyle karmasndan kaynaklanyordu. Freud, uzun yllar cinsel nitelik tamayan saldrganla pek nem vermemitir geri ama, Alfred Adler burada tartmakta olduumuz eilimleri, dizgesinin merkezi olarak almtr. Ancak o, bu eilimleri sado-mazoizm olarak deil, "aalk duygusu" ve "g arzusu" olarak ele alr. Adler, bu grngnn yalnzca aklc ynn grr. Kendini aalama ve kk grme eilimlerini burada usd eilimler olarak anyoruz; oysa Adler, aalk duygusunu, organik aksaklklar ya da bir ocuun genel aresizlii gibi gerek yetersizliklere uygun tepkiler olarak deerlendiriyordu. Biz, g sahibi olma isteini usd bir bakalarn ynetme gdsnn anlatm olarak alyoruz, Adler'se bu grngye tmyle ussal ynden bakyor ve
70

yetke ya da g isteini insan gvensizliinden ve aalndan kaynaklanan tehlikelere kar koruma ilevi gren uygun bir tepki olarak deerlendiriyor. Burada Adler, her zaman olduu gibi insan davrannn amal ve ussal sonularnn tesini grememektedir; ve harekete geirme gdlerinin karmak inceliklerine deerli katklarda bulunmusa da her zaman iin yzeyde kalm ve Freud'un yapt gibi usd igdler uurumuna inmemitir. Wilhelm Reich,3 Karen Horney4 ve ben,5 ruhzmsel literatrde, Freud'unkinden farkl bir gr ortaya koyduk. Reich'n grleri Freud'un balangtaki libido kuramna dayandrlmt ama o, mazoist kiinin aslnda haz peinde kotuuna ve acnn kendi iinde bir ama deil yan rn olduuna iaret etmiti. Nevrotik kiilikte mazoist isteklerin ba rol oynadn kabul eden, mazoist kiilik zelliklerinin ayrntl ve eksiksiz tanmn yapan ve bunlarn kuramsal olarak btn bir kiilik yapsnn sonulan olduunu belirten ilk ruhbilimci Karen Horney olmutur. Benimkilerde olduu gibi Horney'in yazlarnda da, mazoist kiilik zelliklerinin cinsel sapknlklardan kaynaklanmad ne srlm, cinsel sapkn5Kiilik zmlemesi, Viyana, 1933, (stanbul, 1991). The Neurotic Personality of Our Time (Gnmzn Nevrotik Kiilii), Kegan Paul, Londra, 1936. Psychologie der Autoritat in Autoritat und Familie, ed. Max. Hoikheimer, Alcan, Paris, 1936. 128 ZGRLKTEN KAI lklar, belli bir tr kiilik yapsna yerlemi ruhsal eilimlerin cinsel anlatmlar olarak ele alnmtr. imdi asl soruya geliyorum: Mazoist sapknlkla mazoist kiilik zelliklerinin kayna nedir? Ayrca, mazoist isteklerin ve de sadist isteklerin ortak kayna nedir? Bu yantn hangi ynde aranaca, bu blmn balangcnda belirtilmiti. Mazoist istekler de sadist istekler de, bireyin o dayanlmaz yalnzlk ve gszlk duygularndan kamalarna yardm etme eilimindedirler. Mazoist kiiler zerinde yaplan ruhzmsel ve dier deneysel gzlemler, bu kiilerin yalnzlk ve nemsizlik korkusuyla dopdolu olduunu gsteren (bu kitabn snrlann amakszn burada veremeyeceim) pek ok kant sunmaktadr. Bu duygu ou kez bilinli deildir; genellikle dnleyici zellik gsteren nemlilik ve kusursuzluk duygularyla rtldrler. Ancak, byle bir insann bilinalt ileyiine yeterince derinlemesine dalndnda, bu duygu kesinlikle karmza kar. Birey kendisini olumsuz anlamda "zgr" hisseder, yani, yabanclam, dmans bir dnya karsnda kendi beniyle yapayalnzdr. Bu durumda, Dostoyevski'nin Karamazof Kardeler'^ indeki anlaml betimlemeyle, kiinin "kendisinin, bu talihsiz yaratn doutan getirdii o zgrlk yeteneini elden geldiince abuk ellerine teslim edecei bir kimse bulmaktan daha ivedi bir gereksinmesi yoktur." Korkmu birey, kendisini balayacak bir kimse ya da bir ey arar; artk kendi bireysel beni olmaya dayanamaz, ve panik iinde ondan kurtulmaya, bu yk, yani benliini yok ederek yeniden gvenlik duymaya abalar. Mazoizm, bu amaca giden yollardan biridir. eitli ekillerde grlen mazoist isteklerin tek bir amac vardr: bireysel benden kurtulmak, kendini kaybetmek; baka deyile, zgrlk yknden kurtulmak. Bu ama, bireyin ezici lde gl olduunu sand bir kii ya da gce boyun eme aray iinde bulunduu mazoist isteklerde ok ak grlr. (Bu arada unu da sylemek gerekir ki, bir baka kiinin stn gce sahip olduu inanc, her zaman iin grece bir stnlk erevesinde alglanmaldr. Bu, dier kiinin gerek gcnden de kaynaklanabilir, kiinin kendi nemsizliine ve gszlne olan inancndan da. Bu ikinci durumda, bir fare ya da yaprak bile rktc zellikleri tayabilir.) Dier mazoist istek biimlerinde de ama ayndr. Kklk duygusu eklindeki mazoist duyguda, KAI MEKANZMALARI 129 balangtaki nemsizlik duygusunu artrmaya yarayan bir eilim grrz. Bunu nasl deerlendireceiz? Bir korkuyu daha da rkn klmakla kiinin korkusuna are bulmaya altn syleyebilir miyiz? Evet, ite, mazoist kiinin yapt budur. Ben, bamsz ve gl olma isteklerimle nemsizlik ya da gszlk duygularm arasnda bocaladm srece, ikenceden farksz bir eliki iine derim. Eer bireysel benimi hie indirgemekte baarya
71

ularsam, bir birey olarak ayr olduum bilincini yenebilirim, kendimi bu elikiden kurtarabilirim. Onulmaz lde kk ve aresiz hissetmek, bu amaca giden yollardan biridir; bir baka yolsa, ac iinde kvranmaktr; bir dieriyse, sarholuun etkileri altnda silinmektir. Canna kyma dlemi, btn dier aralarn yalnzlk yknden kurtarmamas halinde bavurulacak son umuttur. Bu mazoist abalar, baz koullarda, grece olarak baarldr. Eer birey, bu mazoist isteklerini doyuracak (faist ideolojide, "li-der"e boyun emek gibi) kltrel kalplar bulabilirse, kendisini, bu duygular paylaan milyonlarla birlemi grerek bir lde gvenlik kazanacaktr. Ama bu durumlarda bile, nevrozlu davurumlar ne lde bir zmse, mazoist "zm" de ancak o lde bir zm oluturur. Birey, ortada grnen acy ortadan kaldrmay baarr, ama altta yatan elikiyi ve suskun mutsuzluu yok etmeyi baaramaz. Mazoist istekler uygun kltrel ortam bulamadnda, ya da niceliksel olarak bireyin toplumsal grubundaki mazoizmin ortalama miktarndan fazla olduunda, mazoist zm, grece olarak bile hibir sorunu ortadan kaldrmaz. Mazoist istek, dayanlmaz bir durumdan kaynaklanr, o durumun almasna yaryor gibi grnr, ve bireyi yeni bir acya kskvrak yakalanm duruma getirir, insan davran daima aklc ve bir amaca ynelik olsayd, mazoizm de tpk nevrozlu davurumlar gibi genelde aklanmas olanaksz bir grng olurdu. Ancak cokusal ve zihinsel rahatszlklarn incelenmesi sayesinde unu renmi bulunuyoruz: insan davranlarn, kayglar, ya da dier baz dayanlmaz ruhsal durumlarn neden olduu istekler ynlendirebilir. Bu istekler, sz konusu cokusal ruh halini ama eilimi gsterirler ama ancak onun en gze grnr davurumlarn rtebilir, hatta bazen bunu bile baaramazlar. Nevrozlu davurumlar, bir panik halindeki usd davranlara benzerler. Nitekim, evi yanan bir adam, odasnn penceresinde dikilir ve onu hi kimsenin duymayacan, bir130 ZGRLKTEN KAI KAI MEKANZMALARI 131 ka dakika sonra alevler iinde kalacak olan merdivenden kama olaslnn bulunduunu tmyle unutarak imdat ister. Kurtarlmak istedii iin barmaktadr ve o anda bu davran, kurtarlmaya giden yolda atlan bir adm gibi grnr oysa kesin bir felaketle sonulanacaktr. Ayn ekilde mazoist istekler de, bir yn eksiklikleriyle elikileri, tehlikeleri, kukulan ve dayanlmaz yalnzlyla bireysel benlikten kurtulma isteinden kaynaklanr, ama ancak ve ancak, en gze grnr acy hafifletmeye yarar, ya da hatta daha da byk aclara yol aarlar. Mazoizmin usdl, tm dier nevrozlu davurumlarda olduu gibi, savunulmas olanaksz bir ruhsal durumu zmek iin gelitirilen aralarn ie yaramaz oluunda yatmaktadr. Bu aklamalar, nevrozlu etkinlikle aklc etkinlik arasndaki nemli bir fark ortaya koymaktadr. Aklc etkinlikte, sonu bir etkinliin itici gc'ne uygundur kii, belli bir sonuca ulamak amacyla hareket eder. Nevrozlu isteklerde, kii, temelde olumsuz zellii olan, dayanlmaz bir durumdan kama amac tayan bir zorlanmla harekete geer, istek ya da aba, yalnzca yalandan bir zm getirecek ynde geliir. Aslnda kii. salamak istediinin tam tersi bir sonuca ular; dayanlmaz bir duygudan kurtulma zorlanm ylesine gldr ki, kii ancak hayalde, yalandan bir zm getirecek hareket ynn semeyi baarabilmitir. Bu durum mazoizmde, bireyin dayanlmaz bir yalnzlk ve nemsizlik duygusuyla itilmesi eklinde kendini gsterir. Mazoist, (bedensel deil, ruhsal bir varlk olarak) kendi benliinden kurtulmakla bu duygulan yenmeye giriir: bunu baarmak iin izleyecei yol, kendini kmsemek, ac ekmek, kendisini btnyle nemsiz klmaktr. Ancak istedii ey, ac ve sknt deildir; ac ve sknt, kar durulmaz bir zorlanmla ulamak istedii ama iin dedii bedeldir. Bedel, ok yksektir. Hep, daha fazla demek durumunda kalr ve efendisine bor deyen kle gibi, dediklerinin karl olan i huzuruna ve dinginlie hibir zaman kavumakszn her geen gn daha fazla borca girer. Ac ekmenin aranan bir ey olabileceini kukuya yer brakmadan gstermesi nedeniyle mazoist sapknlktan sz ettim. Ancak, ahlaksal mazoizmde olduu gibi, mazoist sapknlkta da gerek ama ac ekmek deildir; her iki durumda da ac ekmek, amaca, yani kendini
72

unutma sonucuna ulama aracdr. Sapknlkla mazoist kiilik zellikleri arasndaki fark temelde udur: Sapknlkta kiinin benliinden kurtulma eilimi, beden araclyla dile getirilir ve cinsel duygularla balantldr. Ahlaksal mazoizmdeyse, mazoist eilimler, kiiyi btnyle ele geirir ve ben'in bilinli olarak gerekletirmek istedii btn amalan ykar; sapknlkta, mazoist abalar az ok fiziksel alanla snrldr; ayrca da, bu istekler cinsellikle birleerek cinsel alanda meydana gelen gerginliin kalkmasna katkda bulunur ve bylece dorudan rahatlama salarlar. Bireysel benliin yok edilmesi ve bu yolla dayanlmaz gszlk duygusunun yenilmesi giriimi, mazoist isteklerin yalnzca bir yndr. Dier ynyse, kendisi dnda ve kendisinden daha byk ve daha gl bir btnn paras haline gelmesi, onun iinde erimesi ve ona katlmas giriimidir. Bu g, bir kii olabilir, bir kurum, Tanr, ulus, bilin ya da ruhsal bir zorlanm olabilir. Sarslmaz ekilde gl, sonsuz ve grkemli olduu sanlan bir gcn paras haline gelmekle kii onun gcne ve grkemine katlm olur. Kii kendi benliini btne teslim eder, benliinin btn glerini ve onurunu reddeder, bir birey olarak btnselliini yitirir ve zgrlnden vazgeer; ama iine kart gce katkda bulunmakla yeni bir gvenlik ve yeni bir gurur kazanm olur. Kuku ikencesine kar da bir gvenlik kazanmtr. Mazoist kii, efendisi kendisi dnda bir yetke de olsa, efendiyi, bilin ya da ruhsal zorlanm olarak iselletirmi de olsa, karar vermekten kurtulmutur, kendi beninin yazgs iin nihai sorumluluu zerinden atmtr, dolaysyla ne karar alaca konusunda kuku duy-m aktan kurtulmutur. Ayrca kendi yaamnn anlamnn ne olduu ya da "kendisinin" kim olduu kukusundan da kurtulmutur. Bu sorular, kendisini balad gle olan ilikisi erevesinde yantlanacaktr. Yaamnn anlam ve kendi benliinin kimlii, benliini iine katt byk btn tarafndan saptanr artk. Mazoist balarla birincil balar arasnda temel farklar vardr. Birincil balar, bireyselleme sreci tamamlanmadan nce var olan balardr. Birey hl "kendi" doal ve toplumsal dnyasnn bir parasdr, kendi evresinden tmyle syrlp ortaya kmamtr. Birincil balar ona gerek gvenlik ve nereye ait olduunu bilmek duygusunu verir. Mazoist balarsa katr. Bireysel benlik ortaya kmtr, ama kendi zgrln gerekletirme yetisinden yok132 ZGRLKTEN KAI sundur; kaygyla, kuku ve gszlk duygusuyla dopdoludur. Benlik, mazoist balar da diyebileceimiz "ikincil balar"da gvenlik bulmaya giriir, ancak bu giriim asla baaryla sonulanmaz. Bireysel benliin ortaya k, geri dndrlemeyen bir sretir; bilinli olarak birey kendisini gvenlik iinde, ve sanki bir yere ya da eye "ait"mi gibi hisseder, ama temelde kendi benliinin k karsnda ac eken gsz bir atom olarak kalr. Kendisi ve tutunduu g, hibir zaman bir "tek" haline gelmemilerdir, bir ana eliki, onunla birlikte de hi bilinli olmasa da, mazoist bamll yenmek ve zgr olmak gds yerli yerinde durmaktadr. Sadist drtlerin z nedir? Burada da, bakalarna ac vermek drtnn zn oluturmamaktadr. Gzlemleyebildiimiz eitli sa-dizm biimlerinin hepsi de tek bir temel drtden kaynaklanr. Bu, bir baka kii zerinde eksiksiz bir egemenlik kurmak, onu kendi iradesinin aresiz bir nesnesi haline getirmek, mutlak yneticisi olmak, tanrs haline gelmek ve onu istedii ekilde kullanmak drtdr. Onu aalamak, esir almak, bu amaca ulatran yollar oluturur, en kkl amasa ona ac ektirmektir, nk, bir baka insana ac vermekten, onu kendisini koruma yetisinden yoksun bir halde acya katlanmak zorunda brakmaktan daha byk bir g yoktur. Bir baka kii (ya da dier canl nesneler) zerinde tam egemenlik kurmaktan zevk almak, sadist drtnn znn ta kendisidir.6 Kiinin kendisini bir bakasnn mutlak efendisi durumuna getirmesi eilimi, mazoist eilimin tam tersi gibi grnr, bu iki eilimin bylesine iice birbirine bal olmas da artcdr. Kukusuz, baml olma ya da ac ekme isteinin uygulamadaki sonulan egemen olma ve bakalarna ac ektirme isteinin getirdiklerinin tam tersidir. Marquis de Sade, //. Juliette'den alnan u blmde, sadizmin znn egemenlik olduu grn savunmutur (G. Gorer'n, Marquis de Sade adl yaptnda alnt, Li-veright Publishing Corporation, New York, 1934): "Karndakinin hissetmesini istediin ey zevk
73

deil, vermek, yaratmak istediin izlenimdir; acnn yarataca etki, zevkin yarataca etkiden ok daha fazladr ...kii bunu anlar, kullanr ve doyuma ular." Gorer, Sade'n almasn zmlerken, sadizmi "gzleyenin, d dnyada yaratt deiiklikleri gzlemlemekten duyduu zevk" olarak tanmlyor. Bu tanmlama, benim sa-dizm anlayma, dier rahbilimcilerinkinden daha yakn geliyor. Ancak bence Gorer. sadizmi yetkinlikten ya da retkenlikten alman hazla zdeletirmekle yanlyor. Sadiste yetkinliin belirleyici zellii, sadistin nesneyi kendi ellerinde iradeden yoksun bir ara haline getirmek istemesidir, te yanda bakalarn sadiste olmayan hazla etkilemede etkilenenin btnselliine sayg gsterilir ve etkileme bir eitlik duygusu temeline dayandrlr. Gorer'in tanmnda sadizm, kendi zgn niteliini yitirir ve herhangi bir retkenlikle zde duruma gelir. KAI MEKANZMALARI 133 Ancak ruhbilimsel olarak, her iki eilim de kiinin kendi benliinin zayflna ve soyutlanmlna katlanamamasndan kaynaklanan tek bir temel gereksinimin sonulardr. Gerek sadizmin gerek mazoizmin temelinde bulunan amaca, burada ortakyaama (symbiosis) demeyi neriyorum. Buradaki ruhbilimsel anlamyla ortakyaama, bir bireysel benliin bir baka benlikle (ya da kendi benlii dnda herhangi baka bir gle) her biri kendi benliinin btnselliini yitirecek ve birbirine tmyle baml hale gelecek ekilde birlemesi anlamna gelmektedir. Mazoist kii nesnesine ne kadar gereksinim duyarsa, sadist kii de kendi nesnesine o kadar gereksinim duyar. Yalnz, sadist, yutulmakla gvenlik aramak yerine, bir bakasn yutmakla gvenlik kazanr. Her iki durumda da, bireysel benliin btnsellii yitirilmitir. Bir durumda kendimi bir d g iinde eritiyorum, kendimi yitiriyorum. Dier durumda, bakasn kendimin bir paras haline getirerek kendimi bytyorum ve bylece, bamsz bir benlik olarak yoksun bulunduum gc kazanyorum. Bir bakasyla ortakyaamsal bir ilikiye girme itkisine yol aan ey, her zaman iin, kiinin bireysel benliinin yalnzlna katlanma yetisinden yoksun oluudur. Bu da mazoist ve sadist eilimlerin daima birbiri iinde erimesinin nedenini aklar. Yzeyde bunlar elikili gibi grnrler geri ama, aslnda ayn temel gereksinimden kaynaklanrlar. nsanlar sadist, ya da mazoist deildir, ancak, ortakyaamsal ikilinin etkin ve edilgin yn arasnda ylesine srekli bir gelgit vardr ki, ou kez, belli bir anda hangi ynn ilemekte olduunu saptamak gtr. Her iki durumda da bireysellik ve zgrlk yitirilmitir. Sadizmi dndmzde genellikle sadizmle ok yakndan ilikili olan ykclk ve dmanslk aklmza gelir. Sadist eilimlerde, kk ya da byk llerde ykclk vardr kukusuz. Ama bu mazoizm iin de geerlidir. Mazoist zellikler incelendiinde, bu dmanslk kesinlikle grlmektedir. Aradaki asl fark, olsa olsa, sa-dizmde dtimansln genellikle daha bilinli ve dolaysz edimde dile getirilmesi, mazoizmde ise ou kez bilinsiz olduu ve dolayl dile getirildiidir. lerde, ykcln, bireyin duygusal, cokusal ve zihinsel gelimesinin engellenmesinin sonucu olduunu ve bu yzden ortakyaamsal gereksinimi oluturan koullarn bir sonucu olmas gerektiini gstermeye alacam. Burada altn izmek istediim nokta, sadiz134 ZGRLKTEN KAI KAI MEKANZMALARI 135 i! min ykclkla byk lde iice olmasna karn, bu zelliin ayns olmaddr. Ykc kii, nesneyi yok etmek, yani onu ldrmek, ondan kurtulmak ister. Sadist, nesnesi zerinde egemenlik yrtmek arzusundadr, dolaysyla nesnesi yok olursa onu yitirmekten ac duyar. Kullandmz anlamyla sadizm, ayn zamanda grece olarak ykclktan yoksun olabilir, nesnesine kar dosta bir yaklamla gerekleebilir. Bu trden "sevgi ieren" sadizm, Balzac'n Yitik Hayaller'inde klasik anlatmn bulmutur. Bu betimleme ayn zamanda, ortakyaama gereksinmesi demekle anlatmak istediimiz zellii de ortaya koymaktadr. Bu blmde Balzac, gen Lucien'le kei klndaki Bagno mahpusu arasndaki ilikiyi betimler. Kei, az nce canna kyma giriiminde bulunan gen adamla tantktan ksa bir sre sonra yle der:
74

...Bu gen adamla az nce len ozan arasnda hibir benzerlik yok. Seni yerden kaldrdm, sana hayat verdim, imdi sen, yaratklarn yar adana ait olmas, ya da dou masallarndaki gibi frit'in ruha ait olmas, bedenin rula ait olmas gibi bana aitsin. Gl ellerle seni glle giden yolda dimdik tutacam; bununla birlikte, sana haz-larla, onurla, sonsuz lenlerle dolu bir yaam vaat ediyorum. Hibir zaman parasz kalmayacaksn, prl prl parlayacak, ltlar saacaksn; seni ykseltmenin pislikleri iinde km duran ben, senin baarlarnn parlak binasn ayakta tutacam. Ben, g uruna gc severim! Ben, nazlardan vazgemek zorunda kalacam ama senin haz duymandan honut olacam. Seninle tek bir kii olacam, senin aynn olacam... Yaratm seveceim, onu bir babann ocuunu sevdii gibi sevmek iin, kalba dkeceim, ve benim hizmetimde olacak ekilde biimlendireceim. Arabanda senin yannda gideceim yavrum, kadnlarla ulatn baarlarnla kvan duyacam. Diyeceim ki: Bu gen, yakkl adam ben'im. Bu Marquis de Rubempre'yi ben yarattm ve onu aristokratlarn arasna yerletirdim; onun baars benim rnmdr. O suskundur, benim sesimle konuur ve her konuda benim tlerime uyar. Sado-mazoizm, yalnzca halk arasnda deil, dier kullanm alanlarnda da sevgiyle kartrlr. zellikle mazoist grngye sevginin anlatm olarak baklr. Bir baka kii uruna kendini tmyle yadsma ve kendi hak ve taleplerini bir baka kiiye teslim etme tutumlar, "byk ak"n rnekleri olarak gsterilir. Akn, sevilen kii uruna kendini feda etmek ve zveride bulunmaktan daha iyi bir kant yoktur sanki. Aslnda, bu durumlarda "sevgi", temelde mazoist bir zlemdir ve sz konusu kiinin ortakyaama gereksiniminden kaynaklanmaktadr. Sevgi derken belli bir kiinin zne ynelik tutkulu onaylamay, etkin ball sz konusu ediyorsak, bununla, kiilerin bamszl ve btnsellii bozulmakszn iki kiinin birlemesini anlatyorsak, mazoizmle ak ya da sevgi, birbirinin kartdr. Sevgi, eitlik ve zgrlk temeline dayanr. Eer taraflardan birinin boyun emesi ve btnselliini yitirmesi temeline dayanyorsa, iliki nasl ussallatrlrsa ussallatnlsn, hangi klf altnda gsterilirse gsterilsin, mazoist bir bamllktr. Sadizm de ou kez sevgi grnmnde ortaya kar. Kii, bir baka kiiyi onun kendi iyilii iin ynettiini.ne srebiliyorsa, bu ynetme, ou kez, sevginin anlatm olarak gzkr ama temel etmen egemenlikten alnan hazdr. Bu noktada, ou okurun aklna u soru gelecektir: Burada anlattmz ekliyle sadizm yetke ya da g sahibi olma tutkusuyla ayn deil mi? Bu soruya verilecek yant udur: Amacn bir baka kiiyi incitmek ve ona ikence etmek olduu ykc sadizm biimleri, yetke ya da g elde etme isteiyle ayn deildir geri ama, g tutkusu, sa-dizmin en belirgin anlatmdr. Sorunun nemi gnmzde daha da artmtr. Hobbes'dan bu yana, yetke ve g, insan davrannn en temel gds olarak grlmtr; ancak daha sonraki yzyllarda, yetkeyi snrlama eilimi gsteren yasal ve ahlaksal etmenlere arlk verilmeye balanmtr. Faizmin trmanmasyla iktidar hrs ve bunun bir hak olduu inanc yeni boyutlara ulamtr, iktidar utkular milyonlar etkilemi ve insanlar bunu g simgesi olarak kabul etmitir. Bakalar zerinde iktidar sahibi olmak, tmyle maddi anlamda stn gcn anlatmdr kukusuz. Bir bakasn ldrme yetkesi bendeyse, ben ondan "daha gl"ymdr. Ama ruhbilimsel anlamda, yetke tutkusu, gllkten deil, zayflktan kaynaklanr. Bireysel benliin tek bana ayakta kalma ve yaamn srdrme yetisinden yoksun olduunun anlatmdr. Gerek gcn olmad yerde ikinci bir gc kazanma yolunda gsterilen umarsz bir abadr. 136 ZGRLKTEN KAI "G" szcnn ikili bir anlam vardr. Biri, bir bakas zerinde g sahibi olmak, onun zerinde egemenlik kurma yetisine sahip olmak; dier anlamysa, bir ey yapabilme gcne sahip olmak, yapabilir olmak, iktidar sahibi olmaktr. Bu ikinci anlamn, egemenlik kurmayla hibir ilgisi yoktur; yeterlilik, yapabilirlik anlamnda ustala-ml, becerebilirlii dile getirir. Gszlkten sz ettiimizde, szcn bu anlamn dnrz; bakalar zerinde egemenlik kurma yetisinden yoksun bir kiiyi deil, istediini yapma yetisinden yoksun bir kiiyi anlatmak isteriz. Demek ki, g, bu iki eyden, egemenlik kurma ile iktidar sahibi olma kavramlarndan birini anlatmada kullanlan bir szck. Bu iki nitelik, birbirine benzemek yle dursun, birbirini dlar. Deyii yalnzca cinsel alanla ilgili olarak deil, insan gizilglerinin, insansal yeterliliklerin her alanyla ilgili olarak kullandmzda iktidarszlk,
75

egemenlik kurmak iin sadiste abalar gsterme sonucunu dourur. Bir birey, iktidar sahibi olduu lde, yani kendi olanaklarn kendi benliinin zgrl ve btnsellii temelinde gerekletirme yetisine sahip olduu lde, egemenlik kurma gereksinimi duymayacak, iktidar hrs beslemeyecektir. Cinsel sadizm, cinsel sevginin saptrlm ekli olduu gibi, egemenlik anlamnda g de iktidarn, yapabilme yetisinin sapm eklidir. Sadist ve mazoist zellikler belki de herkeste bulunabilir. Bir uta, kiilii bu zelliklerin egemenlii altnda bulunan bireyler, dier utaysa sado-mazoist zelliklerin kiiliklerinde belirleyici zellik oluturmad bireyler vardr. Burada "kiilik" deyimi, Freud'un kiilikten sz ederken kulland dinamik anlamyla kullanlmaktadr. Bu anlamyla kiilik, yalnzca bir kiiye zg davran kalplarnn toplamn deil, davran harekete geiren, ynlendiren egemen itkileri de kapsam iine almaktadr. Freud, temel ynlendirici glerin, cinsel gler olduunu varsaydndan, "oral", "anal" ya da "genital" kiilikler gibi kavramlara ulamtr. Bu varsayma katlnmadnda, baka kiilik trleri gelitirmek zorunda kalnr. Ama dinamik kavram deimez, itici gler, kiilii bu glerin egemenlii altnda olan bir kiide olduu gibi bilinli olmayabilir. Bir kii tmyle sadiste arzularn egemenlii altnda olabilir ve bilinli olarak yalnzca grev duygusunun onu ynlendirdiini sanabilir. Hatta ak ak herhangi bir sadist edim de gerekletirmez ve yzeyde, sadist olmayan bir kii gibi grnmesini salayacak lde bu itkilerini bastrabilir. Ama KAI MEKANZMALARI 137 gene de, davranlar, dlemleri, dleri ve hareketleri yakndan incelendiinde, kiiliinin derin tabakalarnda sadiste gdlerin ilemekte olduu grlr. Sado-mazoist itkilerin egemen olduu kiilerin kiiliklerinde sado-mazoist zelliklerin belirleyici olduu sylenebilir geri ama bu kiiler her zaman nevrotik deildir. Belli bir kiilik yapsnn "nev-rotik" ya da "normal" oluu, byk lde, insanlarn kendi toplumsal konumlarnda yerine getirmekle ykml olduklar grevlere ve kltrlerindeki duygu ve davran kalplarna baldr. Hatta, Almanya'da ve dier Avrupa lkelerindeki aa orta snflarnn byk blmlerinde, sado-mazoist kiilik yaps tipiktir ve daha sonra gstereceimiz zere, bu tr kiilik yaps Nazi ideolojisinin en fazla etkiledii yap olmutur. "Sado-mazoist" terimi sapknlk ve nevroz fikirleriyle birlikte dnldnden, zellikle nevrozlu insandan deil de normal kiiden sz ederken sado-mazoist kiilii, "yetkeci kiilik" eklinde kullanmak istiyorum. Bu terminoloji dorudur, nk sado-mazoist kii her zaman iin yetkeye ynelik tutumuyla tanmlanr. Yetkeye hayrandr ve ona boyun eme eilimindedir, ama ayn zamanda kendisi de bir yetke olmak ister, bakalarnn kendisine boyun emesini ister. Bu terimi sememizin bir baka nedeni daha var. Faist dizge, toplumsal ve siyasal yapsnda yetkenin ya da otari-, tenin egemen olmas nedeniyle kendisini yetkeci, otariter olarak adlandryor. "Yetkeci kiilik" terimiyle, bu szcn, faizmin insansal taban olan kiilik yapsn da temsil ettiini belirtmi oluyoruz. Yetkeci kiilii tartmaya gemeden nce, "yetke" szcne biraz aklk getirmek gerek. Yetke, bir insann, mlke, ya da fiziksel niteliklere sahip olmas anlamnda "sahip olunan" bir nitelik deildir. Yetke, kiinin bir dierini, kendisinden stn grd bir kiileraras ilikidir. Ancak, mantkl yetke diyebileceimiz stnlk-aalk ilikisiyle engelleyici yetke diye tanmlayabileceimiz yetke trleri arasnda byk fark vardr. Ne demek istediimi bir rnekle aklayacam. retmenle renci arasndaki ilikiyle kle sahibi ve kle arasndaki ilikiler, birinin dierinden stn olmas temeline dayanr. retmenin karyla rencinin kar ayn dorultudadr. retmen, renciyi ileriye gtrmeyi baarrsa mutlu olur; bunu baaramadnda, baarszlk, hem kendisinin hem de rencinindir. Oysa kle sahibi, kleyi elinden gel138 ZGRLKTEN KAI diince smrmek ister; ondan ne kadar ok ey koparrsa o kadar mutlu olur. Ayn zamanda kle, asgari lde mutlulua kavumak iin gerekli isteklerini elinden geldiince savunma yollan arar. Bu karlar, kesinlikle birbirinin kartdr, nk, birinin karna olan dierinin zarannadr. Bu iki durumda stnln ilevleri birbirinden farkldr. Birincisinde stnlk yetkeye nesne olan kiiye yardm etmenin kouludur; ikincisindeyse, onu smrmenin koulu
76

olmaktadr. Bu iki yetke tipinde, yetkenin dinamikleri de farkldr: renci ne kadar fazla renirse, kendisiyle retmen arasndaki boluk o kadar daralr. renci giderek retmen gibi olur. Dier bir deyile, yetke ilikisi, kendi kendini eritir. Ama stnlk, smrmenin temeli olmaya yaradnda, bu uzaklk uzun sren ilikide daha da artacaktr. Bu yetke durumlarnn her birinde ruhbilimsel durum farkldr, ilkinde, sevgi, hayranlk ya da minnet eleri ne kmtr. Yetke ayn zamanda kiinin kendisini ksmen ya da tmyle zdeletirmek istedii bir rnektir, ikinci durumda, kendi karlarna ters dt halde smrene boyun een kiide, smrene kar tepki ya da dmanlk geliir. Ama ou kez, kle rneinde olduu gibi bu nefret kleyi, kazanma ans olmakszn aclarn nesnesi haline getirecek atklara yol amaktan baka ie yaramaz. Dolaysyla, burada yaplacak davran, nefret duygusunu bastrmak ve hatta bazen onun yerine kr krne hayranlk duygusu geirmek ynnde olacaktr. Bunun iki ilevi vardr: bir, ac veren tehlikeli nefret duygusunu yok etmek, ve iki, aalanma duygusunu hafifletmek. Beni yneten insan bylesine harikulade ya da kusursuz olduuna gre, ona boyun emekten utanmamalym. Onunla boy lemem, nk o benden ok daha gl, akll, iyi ve saire. Sonu olarak, engellenen yetke trnde yetkeye ya da yetke sahibine olduundan fazla deer verme ve hayranlk duyma esi artma eilimindedir. Ussal ya da aklc yetke trnde, bu e yetkenin nesnesi olan kiinin daha gl hale gelmesi ve bylece yetkeye daha ok benzemesi lsnde ve bununla doru orantl olarak azalacaktr. Ussal yetkeyle engelleyici yetke arasndaki fark grece bir fark olmaktan te gitmemektedir. Kleyle efendisi arasndaki ilikide bile klenin yararna olan eler vardr. te yanda yalnzca retmenle renci arasndaki ideal ilikide hibir kar elikisinin bulunmadn grebiliriz, iki an utaki bu durumlar arasnda rnein bir fabrika KAI MEKANZMALARI 139 iisiyle patronu, ya da bir iftinin oluyla babas, ya da evkadnyla kocas arasndaki ilikilerde olduu gibi pek ok basamak vardr. Ama gene de, gereklikte iki yetke tipi de birbirine kanmsa da, temelde farkldrlar ve somut yetke durumunun zmlenmesi, mutlaka iki yetke trnden her birinin ne arlkta olduunu gstermelidir. Yetke, unu yapmalsn, unu yapmana izin yok, diyen bir kii ya da kurum olmayabilir. Geri bu yetke tipine dsal yetke denebilir ama, yetke ykmllk, bilin, ya da st-ben adlar altnda, isel yetke olarak da ortaya kabilir. Aslnda Protestanclktan Kant felsefesine giden yolda ada dncenin gerekletirdii gelime, isel yetkenin yerine dsal yetkenin konulmas eklinde tanmlanabilir. Trmanan orta snfn siyasal utkularyla dsal yetke saygnln yitirmi ve insann kendi bilinci, eskiden dsal yetkenin ald yeri almtr. Bu deiiklik pek ok kiiye zgrln zaferi gibi grnmtr. Dsal (en azndan tinsel konularda dsal) buyruklara boyun emek, zgr bir insana yakr bir tutum olarak grlmemitir; ancak, insann doal eilimlerinin fethedilmesi ve bireyin bir blmnn doasnn, bir dier blmnn aklnn, irade ya da bilincinin egemenlii altna girmesi, zgrln znn ta kendisi olarak alglanmtr. Yaplan incelemeler, bilincin tpk d yetkeler kadar byk bir kabalkla kiiyi ynettiini gstermitir, hem aynca, insan bilincinin buyruklarnn ieriini, ou kez bireysel benliin talepleri deil, etik ltlerin onurunu oluturan toplumsal talepler belirlemektedir. Bilincin yneticilii, dsal yetkelerinkinden daha sert bile olabilir, nk birey onun buyruklann kendi z buyruklar olarak grmektedir; insan kendisine kar bakaldrabilir mi? Son on yllarda, "bilin", neminden pek ok ey yitirdi. Bireyin yaamnda ne isel yetkeler ne de dsal yetkeler nemli rol oynam-yorm gibi grnyor. Herkes tmyle "zgr", yeter ki bakalannn yasal haklarna kanmasnlar. Ama aslnda, yetkenin ortadan kalkmasndan ok, kendini daha da grnmez kldna tank oluyoruz. Ak yetke yerine "adsz" yetke hkm sryor. Ve bu, saduyu, bilim, ruh sal, normallik ve kamuoyu klklannda karmza kyor. Aka ortada olann dnda hibir ey istemiyor. Bask uygulamyor gibi grnyor, yumuak ikna yntemi uyguluyor, ister bir anne kzna, "Bu ocukla kmak istemeyeceini biliyorum," desin, ister bir reklam, "u marka sigaray iin, verdii serinlii seveceksiniz," desin,
77

140 ZGRLKTEN KAI her iki durumda da aslnda sz konusu olan, btn toplumsal yaammz kuatan kurnazca nerme havasnn yaratlmasdr. Adsz yetke ak yetkeden ok daha etkilidir, nk etkilenen, izlemesi beklenen bir buyruun var olabileceini aklna bile getirmez. Dsal yetkede, bir buyruun var olduu ve bunu veren kii ya da kurum aka bellidir; kii yetkeye kar savaabilir ve bu savata kiisel bamszlk ve ahlaksal cesaret geliebilir. Ama isel yetkede, buyruk isel de olsa grlebilirliini korurken, adsz yetkede, hem buyruk hem de buyuran grnmez olmulardr. Grlmez bir dmann ateine hedef olmak gibi bir eydir bu. Karlk verilecek, ate edilecek hi kimse ve hibir ey yoktur. imdi gene yetkeci kiiliin incelenmesine dnersek, sylenmesi gereken en nemli zellik, bu kiiliin gce kar olan tutumudur. Yetkeci kiilik iin, deyi yerindeyse iki cinsiyet vardr: Gl olanlar ve gsz olanlar, ister bir kiiden gelsin ister bir kurumdan, gle karlatnda bu kiiliin sevgisi, hayranl ve boyun eme istei kendiliinden kaban verir. G, belli bir gcn temsil ettii herhangi bir deerden dolay deil, yalnz ve yalnz g olduu iin onu byler. Tpk, g karsnda "sevgi"sinin otomatik olarak kabarmas gibi gsz insan ya da kurumlar da onda kendiliinden bir aalama duygusu yaratr. Gsz kiiyi grd anda ona saldrmak, egemen olmak, ve onu aalamak ister. Farkl bir kiilik umarszlara saldrma fikri karsnda dehete derken, yetkeci kiilik nesnesinin umarsz olduu lde kendini uyarlm hisseder. Yetkeci kiiliin ou gzlemciyi yanltan bir zellii vardr: yetkeye kafa tutma ve "yukardan" gelen her trden etkiye kar koyma eilimidir bu. Bazen bu kar durma, btn grnty glgeler ve boyun eme eilimleri geri planda kalr. Bu tr kiiler srekli olarak her trden yetkeye, aslnda kendi karlarn koruyan ve bask esi tamayan yetkelere bile kar koyarlar. Bazen yetkeye kar tutum blnmtr. Bu tr kiiler, zellikle gszl karsnda d krklna uradklar birtakm yetkelere kar savarken, ayn zamanda ya da daha sonra, daha fazla g ya da vaat ierdiinden kendi mazoist zlemlerini doyuracakm gibi grnen baka bir yetkeler demetine boyun eerler. Son olarak da, kar koyma eilimlerinin tmyle bastrld ve ancak bilinli denetim zayfladnda yzeye karld bir kiilik tipi vardr; bunlardaki kar koyma eilimleri bazen sonKAI MEKANZMALARI 141 radan gc zayflayan ya da sarslmaya balayan bir yetke karsnda ortaya kan bir nefretle de kendilerini belli edebilirler, isyanc yaklamn kiilik tablosunun ortasnda yerald birinci tip insanlarda bunlarn kiilik yapsnn boyun een mazoist tip yapsnn tam kart olduu yanlgsna kolayca dlebilir. Bu insanlarn, an bir bamszlk duygusundan kaynaklanan bir tepkiyle her trden yetkeye kar durduklan sanlabilir. Bu tipler, kendi isel g ve btnselliklerine dayanarak zgrlklerini ve bamszlklarn engelleyen glere kar savaan tiplere benzerler. Ancak, yetkeci kiiliin yetkeye kar sava temelde yadsmadr, ister bilinli ister bilinsiz olsun, boyun eme zlemi olduu yerde durmaktadr geri ama, yetkeye kar savamakla salanmak istenen ey, kendini kabul ettirmek ve kendi gszlk duygusunu yenmektir. Yetkeci kiilik hibir zaman bir "devrimci" deildir; ona bir "isyanc" demeyi uygun bulurum. Yzeysel gzlemciye "kktencilik"ten, ar yetkecilie geiin aklanmas olanaksz bir olgu gibi grnmesi nedeniyle ok artc gelen saysz birey ye siyasal hareket bulunmaktadr. Bu insanlar, ruhbilimsel adan tipik birer "isyanc"dr. Yetkeci kiiliin yaama kar tutumu, btn dnya gr, co-kusal zlemleriyle belirlenir. Yetkeci kiilik, insan zgrln snrlayan koullara baylr, yazgya boyun emeyi sever. "Yazg"nn onun iin ne anlama geldii kendi toplumsal konumuna baldr. Bir asker iin sevinerek boyun edii stnn iradesi ya da kaprisi olabilir bu. Kk iadamna gre, ekonomik yasalar onun yazgsdr. Ona gre buhran ve bolluk insan etkinliiyle deitirilebilecek bir toplumsal grng deil, kiinin boyun emek durumunda olduu daha byk bir gcn anlatmdr. Durum piramidin tepesindekiler iin de temelde pek farkl deildir. Tek farkllk, bamllk duygusunun kendisinde deil, boyun eilen gcn boyutlarnda ve genelliindedir. Yalnzca insann yazgsn dolaysz olarak belirleyen gler deil, genel olarak yaam belirliyor
78

gibi grnen gler de deimez yazg olarak alglanr. Savalarn olmas, insanln bir blmnn bir dier blm tarafndan ynetilmesi de yazgdr. ekilen acnn her zamankinden az olamayaca da yazgdr. Yazg, felsefesel olarak "doal yasa" ya da "insann yazgs" olarak, dinsel adansa, "Tanrnn iradesi" olarak, ve ahlaksal adan "grev" olarak ussallatnlr; yetkeci kiilik iin karsnda boyun emekten baka hibir ey yapla142 ZGRLKTEN KAI KAI MEKANZMALARI 143 mayacak tek ey, daima bireyin dndaki bir byk gtr. Yetkeci kiilik gemie tapar. Daha nce var olmam bir ey istemek ya da ona kavumak iin aba harcamak cinayet ya da lgnlktr. Yaratma mucizesi yaratma her zaman iin bir mucizedir onun cokusal deneyimlerinin alan dndadr. Schleiermacher'in dinsel deneyimi mutlak bamllk deneyimi eklinde tanmlamas genel olarak mazoist deneyim tanmlamasdr; bu bamllk duygusunda, gnah, zel bir rol stlenmitir. Gelecekteki btn kuaklarn omuzlarna konulan ilk gnah kavram, yetkeci deneyimin tipik zelliidir. Tm insan baarszlklar gibi ahlk, insann hibir zaman kaamayaca bir yazg haline gelir. Bir kez gnah ileyen herkes, demir prangayla sonsuza dek gnahna zincirlenmi demektir. nsann kendi yaptklar, onu yneten ve asla zgr olmasna izin vermeyen gce dnmtr. Sululuun getirecei sonular, pimanlkla hafifletilebilir, ama pimanlk, suu ortadan kaldramaz.7 Yeaya'nn "Gnahlarn kpkrmzysa bile, kar gibi beyaz olacaktr," szleri, yetkeci felsefenin tam kartn dile getirmektedir. Btn yetkeci dncelerin ortak zellii, yaamn, insann kendi benliinin dndaki, karlar ve istekleri dndaki gler tarafndan belirlendii inancdr. Olas tek mutluluk, bu glere boyun emekle elde edilebilir. nsann gszl, mazoist felsefenin temel zelliidir. Nazizmin ideoloji babalarndan Moeller van der Bruck, bu duyguyu ok ak bir ekilde dile getirmitir. yle yazar: "Tutucu daha ok felakete, insann onu nlemeye gc olmadna, felaketin gerekliliine ve batan karlm iyimserin korkun bir dknklna urayacana inanr."8 Hitler'in yazlarnda da ayn anlayn dier rneklerini greceiz. Yetkeci kiilik, etkinlik, cesaret ya da inantan yoksun deildir. Ama ona gre bu nitelikler, boyun eme zlemi duymayan bir kii iin olduundan ok farkl anlam tarlar. nk yetkeci kiilik etkinlii, etkinliin yenmeye alt temel bir gszlk duygusundan kaynaklanr. Bu anlamda etkinlik, kiinin kendisinden daha yksek bir ey adna edimde bulunmas anlamna gelir. Belki Tann adna, gemi, 7Victor Hugo, sutan kaplamayaca fikrini, Seftller'ddd Javert tipinde ok anlaml bir ekilde dile getirmitir. 8Moeller van der Bruck, Das Dritte Reich, Hanseatische Verlag-anstralt, Hamburg, 1931, s. 223,224. doa ya da grev adna etkinlik gsterebilir, ama asla gelecek adna, domam bir ey adna, gten ya da yaamdan yoksun bir ey adna deil. Yetkeci kiilik edimde bulunma gcn stn gce dayanmaktan alr. Bu dokunulmazl olan bir gtr ve hibir zaman deimez. Yetkeci kiilik iin gszlk her zaman sululuun ve aaln belirtisidir ve eer inand yetke, zayflk belirtisi gsterirse, sevgi ve saygs aalama ve nefrete dnr. nce bir baka ve de daha byk bir gce boyun eme duygusu gelitirmeksizin, var olan gce saldrmasn salayacak "saldrc yetiden" yoksundur. . Yetkeci kiiliin cesareti, temelde yazgsnn ya da kiisel "n-der"inin, ya da temsilcisinin kendisi iin uygun grd aclara katlanma cesaretidir. En byk erdemi acy sona erdirmeye ya da en azndan azaltmaya alma cesaretini gstermek deil yaknmaks-zn ac ekmektir. Yazgy deitirmemek, tersine, ona boyun emek, yetkeci kiiliin gznde kahramanlktr. Yetkeci kiilik, gl ve buyurucu olduu srece yetkeye inanr, inanc aslnda kukularnda yatmaktadr; kukularn hafifletme grevi de gene inancna der. Ama inan derken, imdi yalnzca bir gizilg olarak var olanlarn gerekletirilmesine inanmay anlyorsak, yetkeci kiiliin inanc yoktur. Yetkeci felsefe sk sk grececilii fethettiini ateli bir ekilde savunmasna ve etkinlik gsterisi yapmasna karn, temelde grececi ve hiidir (relativist ve nihilisttir). Kkleri ar umarszla, inanszla dayanr ve nihilizme, yaamn yadsnmasna
79

yol aar.9 Yetkeci felsefede eitlik kavram yoktur. Yetkeci kiilik ya alkanlkla ya da amalarna uygun dt iin bazen eitlik szcn kullanabilir. Ama bu kavram, onun cokusal deneyimlerinin ulaabilecei alann dnda bir eyleri ilgilendirdiinden onun iin gerek anlam ya da nemi olan bir szck deildir. Ona gre dnya, gl insanlarla gszlerden, stnlerle aa insanlardan oluur. Sado-ma-zoist isteklerinden dolay, yalnzca egemenlik ya da boyun eme deneyimleri yaar, hayatnda dayanmaya yer yoktur. ster cinsel olsun, ister rksal, farkllklar onun iin kanlmaz olarak stnlk ya da aalk belirtileridir. Bunlarla ilgili olmayan bir farkll dnemez. Q Rauschning, Germany's Revolution f Destruction (Almanya'nn Ykm Devrimi) adl yaptnda (Alliance Book Corp., Longmans, Green & Co., New York, 1939.) faizmin nihilist zelliini ok gzel betimlemitir.) 144 ZGRLKTEN KAI Sado-mazoist isteklerin ve yetkeci kiiliin tanm, aresizliin daha an biimleriyle buna kout olarak tapnma ya da hkmetme nesneleri ile olan ortakyaamsal iliki sayesinde bu aresizlikten kama biimlerini yanstr. Bu sado-mazoist istekler yaygn olmakla birlikte, yalnzca belli bireyleri ve toplumsal gruplan tipik sado-mazoist,olarak deerlendirebiliriz. Ancak kltrmzde bulunmamas, ok ayrk bir durum saylacak kadar yaygn olan daha hafif bir bamllk biimi de vardr. Bu bamllk, sado-mazoizmdeki tehlikeli ve tutkulu nitelikleri iermez ama burada, tartmamzn dnda braklamayacak kadar nemlidir. Burada, yaanlan, gizli bir biimde kendileri dnda bir gle ilintili olan kiileri sz konusu ediyorum.10 Bu tip insanlar, bu gle yle ya da byle ilgili olmayan hibir ey hissetmez, yapmaz ya da dnmezler. Kendilerini "onun" korumasn beklerler, kendilerine "onun" bakmasn isterler, ve kendi z edimlerinin sonulanndan "onu" sorumlu tutarlar. ou kez sz konusu kii bu bamllnn farknda deildir. Belli belirsiz bir farkndalk olsa bile, baml olunan kii ya da g, ou kez belli deildir. Bu gcn baland kesin bir imge yoktur. Temel nitelii, belli bir ilevi, yani koruma, yardm etme ve bireyi gelitirme, onunla birlikte olma ve asla onu yalnz brakmama ilevini temsil etmektir. Bu niteliklere sahip olan "X"e, sihirli yardmc denebilir. Elbet ou kez, bu. sihirli yardmc kietirilir. Tann olarak alglanr, bir ilke olarak, ya da ana-babas, kocas, kans ya da st, amiri gibi gerek kiiler olarak kendini gsterir. Burada, u olguyu kabul etmek byk nem tamaktadr: Gerek kiiler, sihirli yardmc roln stlendiklerinde, kendilerine sihirli nitelikler yak-nlmtr ve nemleri, sihirli yardmcnn kiiletirilmi ekli ol-malanndan kaynaklanr. Sihirli yardmcnn bu kiiletirilmesi sreci, "k olmak" denen olguda sk sk gzlenir. Sihirli yardmcya o trden bir ball olan kii, onu somut olarak grmek ister. u ya da bu nedenle ou kez cinsel isteklerin destekledii nedenlerle belli bir kii, ona gre bu sihirli nitelikleri stlenir, ve yardmc arayan, bu kiiyi btn yaamnn bal ve baml olduu bir varla dntrr. kinci kiinin de birinci kiiyi sihirli yardmcs olarak semi olmas, on uBu konuda bkz. Karen Homey, New Ways in Psychoanalysis (Ruhzmlemede Yeni Yntemler), W.W. Norton & Co., New York, 1939. KAI MEKANZMALARI 145 durumu deitirmez. Yalnzca, bu ilikinin "gerek ak" olduu izlenimini glendirmeye yarar. Sihirli yardmcya olan bu gereksinim, ruhzmsel srete, deney-benzeri koullar altnda incelenebilir. ou kez, zmlenen kii, ruhzmcye kar derinden bir ballk gelitirir ve tm yaamn, edimlerini, dnce ve duygulann, zmcye balar. zmlenen kii, bilinli ya da bilinsiz olarak kendisine u soruyu sorar: Acaba o (zmc) undan holanr m, bunu kabul eder mi, unu onaylar m, bundan dolay beni azarlar m? Sevgi ilikilerinde, bir kiinin kendisine e olarak u ya da bu kiiyi semesi, zellikle bu kiinin salt o kii olduu iin sevildiine kant olarak gsterilir; ancak ruhzmlemesinde, bu yanlsama savunulamaz.
80

Aralarndaki fark ok byk olan kiiler, birbirinden ok farkl ruhzmcler iin ayn duygulan beslerler, iliki sevgi ilikisini andnr; bu duygulara ou kez cinsel istekler de elik eder; ama gene de temelde kiiletirilmi sihirli yardmcyla olan bir ilikidir ve belli bir yetke sahibi herkes (doktor, rahip, retmen) gibi bir ruhzmcnn, kiiletirilmi sihirli yardmcy arayan kii iin doyurucu bir ekilde oynayabilecei bir roldr. Bir kiinin bir sihirli yardmcya balanmasna yol aan nedenler, temelde, ortakyaamsal itkilerin temelinde bulduumuz nedenlerin ayndr: Yani tek bana ayakta kalabilme, kendi bireysel gizilgleri-ni tam anlamyla ortaya karma yetersizlii. Sado-mazoist isteklerde, bu yetersizlik kiinin, sihirli yardmcya baml olarak kendi bireysel benliinden kurtulmasna u anda szn ettiim bamlln daha hafif biimlerinde yalnzca ynetilme ve korunma isteine yol aar. Sihirli yardmcyla olan ban younluu, kiinin kendi zihinsel, cokusal ve duygusal gizilglerini kendiliinden, annda dile getirme yeterliliiyle ters orantldr. Yani, kii yaamdan bekledii her eyi, kendi edimleri yoluyla deil de, sihirli yardmcnn araclyla almay umut eder. Bu durum younlatka, yaamn merkezi, kiinin kendisinden sihirli yardmcya ve onun kiiletirilmi biimlerine kayar. imdi asl sorun, kendi yaamn nasl yaayaca deil, yardmcy yitirmemek iin "onu" idare etmenin ve isteklerini yerine getirmesini salamann, hatta, kendisinin sorumlu olduu eylerden onu sorumlu tutmann yollarn aramaktr. 146 ZGRLKTEN KAI Daha an durumlarda, kiinin btn yaam, yalnzca "onu" idare etme giriimleriyle doludur; bunun iin herkes kendine gre bir ara kullanr: bazlar iin itaat, bazlar iin "iyilik", bazlar iinse, ac ekme, idare etme ya da kullanma aralar olur. Demek ki, "onu" idare etme gereksinimi izi tamayan bir duygu, dnce ya da coku, sz konusu deil; yani, gerekten kendiliinden ya da zgrce gelien bir ruhsal edim yok. Kendiliindenliin engellenmesinden kaynaklanan ve ayn zamanda engellenmesine yol aan bu bamllk, belli bir gvenlik duygusu vermekle kalmyor, bir zayflk ve ballk duygusu gelitiriyor. Bu byle olunca, sihirli yardmcya baml olan kii de, "onun" tarafndan -ou kez bilinsizce kleletirildiini hissediyor ve az ya da ok lde, "ona" kar isyan ediyor. Kiinin gvenlik ve mutluluk umutlarn balad kiinin ta kendisine kar gelitirdii isyan duygular, yeni elikiler yaratr. "Onu" yitirmemek iin bu duygunun bastrlmas gerekir, ama altta yatan atk, srekli olarak bu ilikide aranan gvenlii tehdit eder. Sihirli yardmc, gerek bir kii eklinde somutlatnlmsa, bu kiiden beklenenleri yerine getirememesi halinde uranlan dknk-l beklenti bir yanlsama olduundan, gerek kii kanlmaz olarak onu dkrklna uratacaktr o kiiye olan kendi kleliinin getirdii tepkiyle de birleince, srekli atklara yol aar. Bu atklar, bazen yalnzca ayrlmayla sonulanr; ayrlma genellikle, sihirli yardmcya balanan btn umutlar gerekletirecei beklenen bir baka nesnenin seilmesinden sonra olur, Bu iliki de baarszlkla sonulanrsa, bir kez daha bozulabilir, ya da szkonusu kii, "hayaf'ta her ey baa gelir, deyip bir kenara ekilebilir. Baarszlnn uygun sihirli kiiyi sememesinden kaynaklanmadn anlayamaz; oysa bir birey olarak, kendiliinden etkinlii sayesinde elde edebilecei eyi, bir sihirli gc kullanarak salamaya alt iin baarszla uramtr. Kiinin kendi dnda bir nesneye mr boyu baml olmas grngs Freud tarafndan ortaya konmutur. O bu grngy, anne-babayla kii arasnda erken yalarda gelien, temelde cinsel nitelik tayan balarn devam olarak yorumlamtr. Hatta bu grng onu ylesine etkilemitir ki, btn nevrozlarn ekirdeini, Oedipus kompleksinin oluturduunu ne srm, normal gelimenin ana sorununun, Oedipus kompleksinin baaryla almasnda yattn savunmutur. KAI MEKANZMALARI 147 Freud, Oedipus kompleksini, ruhbilimin merkez grngs olarak grmekle, ruhbilimdeki en nemli bululardan birini yapmtr. Ancak yeterli bir yorum yapmay baaramamtr; nk ana-babayla ocuklar arasnda cinsel ekim grngs vardr; bundan kaynaklanan atklar bazen nevrotik gelimenin bir blmn olutururlar geri ama, ocuklarn ana-babalanna dkn olmasnda ne cinsel ekim, ne de bunun sonucu olan atklar belirleyici rol oynar.
81

ocuk kk olduu srece, doal olarak ana-babaya bamldr ama bu bamllk, ocuun kendiliindenliinin kstlanmas anlamna gelmez. Ancak, toplumun temsilcileri olarak hareket eden ana-babalar, ocuun kendi-liindenliini ve bamszln bastrmaya baladnda, byyen ocuk, kendi ayaklan zerinde durma yetisinin giderek azaldn hisseder; bunun sonucu olarak da sihirli yardmcy arar ve genellikle "onu" ana-babasnda kiiletirir. Daha sonra birey bu duygular bir bakasna, rnein bir retmene, kocaya ya da ruhzmcye aktarr. Gene burada da, bu trden bir yetke simgesine baml olma gereksinmesi, anaya ya da babaya balangta duyulan cinsel ekimin devam etmesinden deil, ocuun gelimesinin ve kendiliindenliinin engellenmesinden ve bunun sonucu olan kaygdan kaynaklanmaktadr. Normal gelimenin olduu kadar, btn nevrozlann ekirdeinde, zgrlk ve bamszlk savamn grmekteyiz. Birok normal insana gre, bu savam, iyi uyum salamalan ve normal saylmalan yolunda bireysel benlerinin tmyle bir kenara braklmasyla sonulanmtr. Nevrotik kii, tmyle boyun emeye kar savamay brakmam, ama ayn zamanda, hangi biim ya da ekilde grnrse grnsn, sihirli yardmc figrne bal kalm kiidir. Onun nevrozu, her zaman iin temel bamllkla zgrlk aray arasndaki atky zmleme yolunda atlan ve temelde baansz olan bir adm olarak anlalmaldr. 2. YIKICILIK Sado-mazoist isteklerle ykcln ou kez iice bulunsalar da birbirlerinden ayn tutulmalar gerektiini daha nce belirtmitik. Ykclk, etkin ya da edilgin ortakyaama ereini deil, nesnesinin yok edilmesi ereini gtmesi asndan farkldr. Ama o da bireysel g- 148 ZGRLKTEN KAI szlk ve soyutlanmln dayanlmazlndan kaynaklanr. Dm-daki dnyaya kyasla gsz olduum duygusundan o dnyay yok etmekle kaabilirim. Onu yok etmeyi baarrsam yalnz ve soyutlanm olarak kalacam, ama benimki, benim dmdaki nesnelerin yenilmez gc karsnda ezilmeme olanak tanmayan harika bir soyutlanmadr. Dnyann yok edilmesi, kendimi, onun tarafndan unufak edilmekten kurtarmak iin yapabileceim son, nerdeyse umarsz giriimdir. Sa-dizm nesnenin kendisiyle ibirlii etmeyi, onunla btnlemeyi amalar; ykclksa nesnenin yok edilmesini hedef alr. Sadizm, ok kk kalm bireyi, bakalar zerinde egemenlik kurarak, ykclksa, dardan gelebilecek tehditleri ortadan kaldrarak glendirmeye alr. Toplumsal yaantmzdaki kiisel ilikileri gzlemleyen herkes, her yerde grlen ykcln yaygnl karsnda mutlaka aracaktr. Genellikle, ykcln, ykclk olduunun bilincine varlmaz, eitli ekillerde ussallatrlr. Hatta aslnda, ykcl ussallatrmada, ona neden uydurmada kullanlmayan hibir ey yoktur. Sevgi, grev, vicdan, yurtseverlik, bakalarn ya da kiinin kendisini ykmas iin klf olarak kullanlmtr ve de kullanlmaktadr. Ancak, iki ayr ykc eilim tr arasnda ayrm yapmamz gerekmektedir. Belli bir durumun sonucu olarak ortaya kan ykc eilimler vardr; rnein, kiinin kendisinin ya da bakalarnn yaamna ve btnselliine ya da kiinin zdeletii fikirlere yaplan saldrlara tepki olarak ykclk grlebilir. Bu tr ykclk doaldr ve kiinin yaam onaylamasnn kanlmaz bir esidir. Ancak burada tartlan ykclk bu ussal ya da diyelim "tepkisel" dmanlk deil, bir kiide srekli olarak bulunan ve deyi yerindeyse dile getirilme frsat kollayan eilimdir. Ykcln dile getirilmesi iin nesnel bir "neden" yoksa (geri kii genellikle u ya da bu trden bir ussallatrma, bir neden bulmutur ama), kiiye zihinsel ya da duygusal adan hasta deriz. Ama ou durumda ykc gdler, yle bir ekilde ussallatrlmtr ki, ussallatran kii dnda hi deilse birka kii ya da btn bir toplumsal grup, ussallatrmay, ya da uydurulan nedeni paylar ve grubunun yesi gznde bu nedenin, "gereki"ymi gibi grnmesine yol aarlar. Ama usd ykcln nesneleri ve onlarn seilmesi nedenleri birinci derecede nem tamaz; ykc gdler, kiinin iinde bir tutkudur ve bir nesne bulmada her zaman iin baarya ularlar. Eer herhangi bir nedenle dier KAI MEKANZMALARI 149 kiiler bir bireyin ykclnn nesnesi olamazlarsa, kiinin kendi benlii kolaylkla nesne
82

haline gelir. Bu ileri derecede olutuunda, ou kez bedensel hastalkla sonulanr, hatta bazen cana kyma giriimleri bile grlr. Ykclk bireyin kendisiyle kyaslamak durumunda olduu btn nesnelerin ortadan kaldrlmasn amaladndan, dayanlmaz gszlk duygusundan bir ka olduunu varsaydk. Ama ykc eilimlerin, insan davrannda oynad roln bykl gz nne alndnda, bu yorum yeterli bir aklama gibi grnmeyecektir; soyutlanma ve gszlk koullan iki ykclk kayna daha yaratrlar: kayg ve yaamn engellenmesi. Kaygnn rolyle ilgili olarak pek bir ey sylemeye gerek yoktur. ster maddi olsun ister cokusal, yaamsal karlara yneltilmi her tehdit, kayg yaratr; bu trden kaygya gsterilen en yaygn tepkiyse, ykc eilimlerdir. Tehdit, belli bir durumda, belli kiiler tarafndan belirlenebilir. Bu durumda bu kiilere kar ykclk duygusu uyanr. D dnya tarafndan srekli tehdit edilme duygusu da bilinli olmasa da srekli bir kayg yaratabilir.11 Bu trden srekli kayg, soyutlanm ve gsz bireyin konumundan doar ve kiinin iinde gelien ykclk deposunun kaynaklarndan birini oluturur. Ayn temel konumun bir dier nemli sonucu da az nce yaamn engellenmesi dediim eydir. Soyutlanm ve gsz birey, kendi duyusal, cokusal ve zihinsel gizilglerini gerekletirme konusunda engellenir. Bu trden bir gerekletirme iin gerekli koul olan isel gvenlikten ve kendiliindenlikten yoksundur. Bu isel engelleme. Reform dneminden bu yana orta snfn dinsel ve geleneksel davran ltlerinde kendini gstermekte olan tabular gibi kltrel haz ve mutluluk tabularyla daha da arttrlmtr. Bugnlerde, dsal tabu tam anlamyla ortadan kalkmtr; ancak duyusal zevkin bilinli olarak onaylanmasna karn, isel engel olduu gibi kalmtr. Yaam engellemeyle ykclk arasndaki bu iliki sorununa Freud deinmitir, onun kuramn tartrken, konuyla ilgili kendi grlerimizi dile getirme olana bulacaz. Freud, cinsel gdyle kendini koruma gdlerinin insan davran-ndaki iki temel itkiyi oluturduu yolundaki ilk varsaymnda, ykc Bkz. Bu konuda Karen Homey'nin New Ways in Psychoanalysis (Keagan Paul, Londra, 1939) adl yaptndaki tartma. 150 ZGRLKTEN KAI gdlere hak ettikleri nem ve arl vermediini sonradan anlad. Daha sonra ykc eilimlerin cinsel eilimler kadar nemli olduunu grd ve insanda iki temel istek bulunduu noktasndan hareket etti. Bunlardan biri yaama yneltilmi bir itkiydi ve az ok libidoyla aynyd; dieriyse, amac yaam ykmak olan lm gdsyd. Bu ikincisinin cinsel enerjiyle birletirilebileceini ve sonra da ya kiinin kendi yaamna ya da kendi dndaki nesnelere yneltilebileceini varsayd. Aynca lm gdsnn yaayan btn organizmalarda doutan gelen bir biyolojik nitelikten kaynaklandn ve dolaysyla yaamn kanlmaz ve deitirilemez bir blmn oluturduunu ne srd. lm igds varsaym, Freud'un daha nceki kuramlarnda dikkate alnmam olan ykc eilimlerin nemini ele almas asndan doyurucudur. Ama ykclk lsnn bireyden bireye ve toplumsal gruptan gruba korkun farkllklar gsterdii olgusunu yeterince hesaba katmayan biyolojik bir aklamaya snmas bakmndan doyurucu deildir. Freud'un varsaymlar doru olsayd, kiinin gerek kendisine, gerek bakalarna kar gsterdii ykclk llerinin, az ok srekli olduunu kabul etmemiz gerekirdi. Oysa gzlemlerimiz, bunun tam tersini gstermektedir. Kltrmzdeki bireyler arasnda ykclk boyutlar byk farkllklar gsterdii gibi, toplumsal gruplar arasndaki ykclk boyutlar da eit olmaktan uzaktr. Nitekim, rnein Avrupa'daki aa orta snf yelerinin kiiliindeki ykclk miktar, ii snf ve st snflardaki ykclk miktarndan ok daha fazla olmutur. nsanbilimsel incelemeler, baz halklarda ykcln ok fazla olmasnn bunlarn belirleyici zelliini oluturduunu, te yanda baz halklarda ister kiilerin kendilerine, ister bakalarna ynelik olsun, ykclktan iz bulunmadn renmemize olanak vermitir. Ykcln kklerini ortaya karma yolundaki giriimlere, bu farkllklar saptamak ve baka hangi ayrc etmenlerin bulunabilecei sorunuyla, bu etmenlerin ykclk boyutundaki farkllklar saptamada hesaba alnp alnmayaca sorununu ele almakla balamak gerektii kansndaym.
83

Ancak bu sorun, kendine zg ok ayrntl bir inceleme gerektirdiinden, burada ele alamayacaz. Bununla birlikte, yantn hangi ynde aranacan nermek isterim. yle grnyor ki, bireylerde grlen ykcln derecesi yaamn oluturulmas, serpilmesi ya da KAI MEKANZMALARI 151 gelitirilmesinin engellenmesi lsyle orantldr. Bunu derken, bireyin u ya da bu igdsel isteinin bask altna alnmasn deil, btn bir yaamn engelleniini, insann duyusal, cokusal ve zihinsel yetilerinin gelime ve dile getirilmesindeki kendiliindenliin engellenmesini anlatmak istiyoruz. Yaamn kendine zg bir i dinamizmi vardr; bu byme, dile getirilme ve yaanma eilimindedir. Bu eilimin engellenmesi halinde, yaama yneltilen enerjinin, bir paralanma sreci geirdikten sonra, ykcla yneltilmi enerjilere dnt anlalmaktadr. Baka ekilde syleyecek olursak: Yaama ynelik itkiyle ykcla ynelik itki, ayn lde bamsz etmenler deildir, tersine ileyen bir isel bamllk iindedirler. Yaama ynelik itki ne lde engellenirse, ykma ynelik itki o lde glenecektir; yaam ne kadar gerekletirilirse, ykcln gc o lde azalacaktr. Ykclk, yaanmam yaamn sonucudur. Yaamn bastrlmasn hazrlayan bireysel ve toplumsal koullar kiinin kendisine ya da bakalarna kar belli dmans eilimlerini besleyen, deyi yerindeyse depoyu oluturan ykclk tutkusunu retirler. Toplumsal srete ykcln oynad dinamik roln ne denli nemli olduunu anlamak kadar bu duygunun younluunu etkileyen koullarn neler olduunu anlamak da nemlidir kukusuz. Reform anda orta snf saran ve Protestanclktaki belli dinsel kavramlarda, zellikle de ilecilik anlaynda ve Calvin'in izdii, insanolunun bir ksmn ilenmemi sulardan tr ezeli lanetlenmilie mahkum etmeyi honutlukla karlayan acmasz bir Tanr tablosunda anlatm bulan dmansl daha nce sz konusu etmitik. O dnemde, daha sonra da olduu gibi orta snf dmanlk duygularn daha ok yaamdan zevk alma olanana sahip kiilere kar duyulan youn kskanl ussallatran, bu kskanla klf oluturan ahlaksal fke eklinde da vuruyordu. amzdaki grnmdeyse, aa orta snflardaki ykclk duygusu bu ykc isteklere seslenen ve onlar ykcln dmanlarna kar savata kullanan Nazizmin ykseliinde nemli bir etmen oluturdu. Aa orta snflardaki ykcln kkeninin, bu tartmada kabul edilen kkenin ayns olduu kolayca grlebilir. Yani bu, aa orta snflarda, yukar ve aa snflara gre daha byk boyutlarda grlen, bireyin soyutlanmas ve bireysel genilemenin bastrlmas olgularnda yatmaktadr. 152 ZGRLKTEN KAI 3. ROBOT UYUMLULUU Tarttmz btn ileyilerde, birey, kendi dndaki dnyann ezici gc karsndaki nemsizlik duygusunu ya kendi bireysel btnln yadsyarak, ya da dnyann tehdit oluturmasn durdurmak zere bakalarn yok ederek yenmektedir. Dier ka mekanizmalar, kiinin, (baz ruhsal durumlarda grdmz zere12) dnyann kendisini tehdit etmesi olgusunu tmyle yok etmek zere dnyadan el etek ekmesi ve dndaki dnyay ok kk klacak lde kendisini bytmesi eklinde ortaya kar. Bu ka mekanizmalar bireysel ruhbilim iin nemlidir geri ama, kltrel adan pek nem tamazlar. Dolaysyla onlar burada tartmak yerine, toplumsal nemi ok byk olan bir baka ka mekanizmasna geeceim. Ele alacam bu mekanizma, ada toplumdaki normal bireylerin byk bir ounluunun bulduu zm oluturur. Ksaca zetlemek gerekirse, birey, kendi olmaktan kar; kltrel kalplarn kendisine sunduu kiilii tmyle benimser; bylece tpk dierleri gibi ve onlarn kendisinden bekledii gibi olur. "Ben" ile dnya arasndaki tutarszlk ve onunla birlikte de, bilinli yalnzlk ve gszlk duygusu ortadan kalkar. Bu mekanizma, baz hayvanlarn kendilerini korumak zere renk deitirmesiyle kyaslanabilir. Onlar da kendi evrelerine o kadar benzerler ki, evrelerinden nerdeyse ayrt edilemezler. Kendi bireysel benliinden vazgeen ve bir robot haline gelen kii, evresindeki milyonlarca dier robotla ayn olur, ve artk kendini yalnz hissetmez, kayg duymaz. Ama dedii bedel yksektir; kendi benliini yitirmitir. Yalnzl yenmenin "normal" yolunun bir robot haline gelmek olduu gr, kltrmzdeki insann en yaygn grlerinden biriyle elimektedir. oumuz, dnme, hissetme ve
84

diledii gibi davranma zgrlne sahip bireyler olarak dnlrz. Kukusuz bu, ada bireycilik konusundaki genel gr olmakla kalmamakta, ayn zamanda her birey, kendisinin "kendisi" ve dncelerinin, duygu ve Bkz. H. S. Sullivan, a.g.y., s. 68 ve devam ile Research in Schizophrenia, American Journal of Psychiatry, Cilt IX, No 3; ayrca Frieda Fromm Reichmann, Transference Problems in Schizophrenia, The Psychoanalytic Quarterly, Cilt VIII, No 4. KAI MEKANZMALARI 153 isteklerinin "kendisine ait" olduuna itenlikle inanr. Bununla birlikte, aramzda gerek bireyler vardr geri ama, ou durumda bu inan bir yanlsama, hatta bu durumdan sorumlu koullarn ortadan kaldrlmasna giden yolu tkamas asndan, tehlikeli bir yanlsamadr. Burada, ruhbilimin, bir dizi soruyla abucak ortaya konulabilecek en temel sorunlarndan biriyle kar karyayz. Bu sorular yle sralanabilir: Benlik nedir? Kiinin kendi z edimleriymi yanlsamasn yaratan edimlerin yaps nedir? Kendiliindenlik nedir? lk zihinsel edim neyi anlatr? Ve son olarak, btn bunlarn zgrlkle ne ilgisi vardr? Bu blmde dncelerin ve duygulann nasl olup da hem dardan yaratldn, hem de ayn zamanda nesnel olarak kiinin kendi z duygu ve dncesiymi gibi yaandn ve kiinin kendi duygu ve dncelerinin bastrlp, kiinin benliinin bir paras olmaktan kmas srecinin nasl ilediini gstermeye alacaz. Burada ortaya atlan sorularn tartmasnysa "zgrlk ve Demokrasi" blmnde srdreceiz. Tartmamza "Hissediyorum," "Dnyorum,"13 "stiyorum" szckleriyle dile getirdiimiz deneyimin anlamn zmlemekle balayalm. "Dnyorum," dediimizde, ak ve somut bir ey sylemi oluyoruz. Sorulabilecek tek soru dndmn doru mu yanl m olduudur, benim dnp dnmediim deil. Gene de bir somut deneysel durum, bu sorunun yantnn beklediimiz yant olmayabileceini gsterecektir. imdi bir hipnotizma deneyine katlalm.14 ite A diye anacamz zneyi B uyutuyor ve ona uyandktan sonra kendisine getirildiini sand bir elyazmasn okumak isteyeceini, onu arayacan ve bulamayacan, sonra bir baka kiinin, C'nin onu aldn sanacan, C'ye fkeleneceini sylyor. Ayrca btn bunlarn hipnotik uyku srasnda kendisine verilmi uyarlar olduunu unutmasn da sylyor. unu eklemek gerekir ki, C, znemizin o gne dek hi fke duymad biridir ve koullara gre de fke duymas iin bir neden bulunmamaktadr; stelik, kendisi de aslnda bir elyazmas getirmi deildir. Bu szckleri (I feel, I think) bir metin iinde srasyla yle evirecektik belki: "Bana yle geliyor ki, " "Sanrm", (cev.) 14 Hipnoz sorunuyla ilgili olarak M.H. Erickson'un Psychiatry, 1939, Cilt 2, Say 3, s. 472'deki yayn listesine baknz. 154 ZGRLKTEN KAI KAI MEKANZMALARI 155 I Ne olur? A uyanr ve baz konularda ksa bir karlkl konumadan sonra, "Ha, bu bana bir ey hatrlatt, ben bir yaz yazmtm, size okuyacam (okumak isterim)," der. Baknr, elyazmasm bulamaz, sonra C'ye dner, yazy alm olabileceini syler; C bu sav reddedince A birden fkelenir ve C'yi dpedz yazy almakla sular. Daha da ileriye gider, C'nin bir hrsz olduunu inandrc klacak nedenler ne srer. Sadan soldan duyduuna gre, C'nin, bu elyazma-sna mthi gereksinimi vardr ve bu an frsat bilip almtr falan filan... Yalnz C'yi sulamakla kalmamakta, sulamasn inandrc klacak saysz "ussallatrmalar" uydurmaktadr. (Elbet bunlardan hi biri doru deildir ve bunlar daha nce A'mn aklndan hi gememitir.) imdi bu noktada odaya bir bakasnn girdiini dnelim. A'mn duyduunu ve dndn sylediinden hibir kuku duymayacaktr; kafasndaki tek soru, sulamasnn doru olup olmad, yani A'nn dncelerinin ieriinin, gerek olgulara uyup uymad olacaktr. Ama srece balangcndan bu yana tank olan bizler, sulamann doru olup olmadn sormaya gerek grmeyiz. u anda A'nn duyduklarnn ve dndklerinin kendi
85

duygu ve dnceleri deil de, kafasna bir baka kii tarafndan konulmu yabanc eler olduundan emin olduumuzdan, sorunun bu olduunu biliyoruzdur. Deneyin orta yerinde sahneye kan kiinin varabilecei sonu yle olabilir: "A, btn bu dnceleri beslediini aka dile getiriyor. Ne dndn en iyi kendisi bilir, duygularyla ilgili olarak kendi sylediklerinden daha geerli bir kant yok ortada. Dncelerinin kendisine sonradan benimsetildiini ve yoktan var olan yabanc eler olduunu syleyen baka kiiler var. Dorusu kimin hakl olduuna karar veremem; ilerinden herhangi biri yanlyor olabilir. Bir kiiye kar iki kii bulunduuna gre, belki de ounluk hakldr." te yanda deneyi batan sona izlemi olan bizler, kuku duymayacaz, yeni gelen de baka hipnotik deneylere katlm olsa, o da kuku duymayacak. O zaman, bu trden bir deneyin, saysz kez deiik kiilerle deiik ekillerde tekrarlanabileceim grecek. Hipnozcu, i patatesin nefis bir ananas olduunu syleyebilir, zne ananas yerken ald tatla patatesi yiyecektir. Ya da znenin hibir ey gremeyecei telkin edilirse, zne kr olacaktr, ya da diyelim, dnyann yuvarlak deil de dz olduu telkin edilirse, zne ateli bir ekilde dnyann dz olduunu savunacaktr. Hipnoz, zellikle de hipnoz sonras deney neyi kantlar? znel olarak kendimize ait olduuna inandmz, dnce, duygu ve isteklerimizin hatta duyusal heyecanlarmzn olabileceini, te yanda bu dnce ve duygulan yaamakla birlikte bunlarn bizim iimize dardan konulabileceini, temelde yabanc olduklann ve dndmz, duyduumuz eyler olmadklarn kantlar. Giritiimiz hipnoz deneyi neyi gsterir? (l)Denek bir ey yani elyazmasm okumay ister, (2) bir ey, yani C'nin elyazmasm aldn dnr, ve (3) bir ey, yani C'ye kar fke hisseder. Bu zihinsel edimlerin nn de isteme itkisi, dncesi, duygusu kendi zihinsel etkinliinin sonucu olmak anlamnda kendisine ait olmadn grdk. Kendisinde olumadn, ona dardan verildiini ve sanki kendisininmi gibi znel olarak hissedildiini grdk. Denek, hipnoz srasnda kendisine verilmemi birok dnceyi yani, C'nin elyazmasm ald varsaymn "aklamasna" yarayan "ussallatrmalar" da dile getiriyor. Ama ne olursa olsun, bu dnceler, yalnzca biimsel anlamda onundur. Kukuyu aklyor gibi grnmelerine karn, kukunun daha batan bulunduunu ve ussallatrc dncelerin, duyguyu inanlr klmak iin uydurulmu olduunu biliyoruz; gerekten aklayc dnceler deil, olgudan sonra olumu dncelerdir bunlar. Konuya bu hipnoz deneyiyle girmemizin nedeni, kendi zihinsel edimlerinin kendiliindenliine kesinlikle inanan bir kiide, bu edimlerin aslnda kendisi dnda bir kiinin etkisinin sonucu olarak, belli koullar altnda gelitiini en amaz biimde gsteren deney olmasndandr. Ancak bu grng, yalnz ve yalnz hipnoz durumunda grlyor deildir. Dncelerimizin, duygularmzn ve isteyilerimizin ieriklerinin dardan bize verildii ve hakiki olmadklar olgusu, bu yalanc edimlerin olaan, kiinin kendisinden kaynaklanan gerek edimlerinse istisna olduu izlenimini verecek lde varlk gstermektedir. Dnme ediminin brnebilecei yalanc nitelik, isteme ve hissetme alanndaki ayn grngden daha ok bilinir. Dolaysyla, gerek dnme ile yalanc dnme arasndaki fark ortaya koymakla ie balamakta yarar var. Diyelim balklarn ve kentten gelmi yazlklarn bulunduu bir adadayz. Havann nasl olacan bilmek istiyoruz ve radyoda hava raporunu dinlemi olduklann bildiimiz bir 156 ZGRLKTEN KAI balkyla iki kentli yazlkya soruyoruz. Hayli deneyimi ve hava sorunu konusundaki olaan ilgi ve kaygsyla balk, biz ona soruyu sormadan nce bu konuda ne syleyeceine karar vermediini varsayarak dnmeye balar. Rzgarn ynnn, snn, nemin falan, hava tahmininde bulunmada oynad rol bildiinden, bunlarn nemine uygun olarak eitli etmenleri lp biecek ve az ok kesin bir yargya varacaktr. Belki de radyodaki hava raporunu anmsayacak ve kendi grn desteklemek ya da rtmek zere bize aktaracaktr; radyoda sylenenler kendi tahminiyle eliiyorsa, grnn nedenlerini tartmada zellikle dikkatli davranacaktr; ancak bize syledikleri, kendi gr, kendi dncelerinin sonucudur ve ite nemli olan nokta da budur.
86

ki kent yazlksndan ilki bir erkektir ve grn sorduumuzda, havadan pek anlamadn bilmekte ve anlama konusunda da pek bir zorlanm hissetmemektedir. "Ben bilemem," diye yantlar bizi. "Ben yalnzca radyoda verilen hava raporunun yle yle olduunu biliyorum." Sorduumuz dier kentli, farkl bir tip. Aslnda ok az bilmesine karn, hava hakknda ok ey bildiine inanyor. Her soruya yant verebilmesi gerektiini sanan bir tip. Bir an dnr sonra bize aslnda radyodaki raporun ayns olan "kendi" grn syler. Nedenlerini sorduumuzda, rzgarn ynn, scaklk derecesini dikkate alarak bu sonuca ulatn syler. Bu adamn davran, dardan grld ekliyle, balknnkinin ayn. Ama gene de, yakndan inceleyecek olursak, radyodaki hava raporunu dinledii ve onu kabullendii aka ortaya kar. Adamn iindeki duygu, onu bu konuda kendi grn gelitirmek zorunda brakmtr, bir bakasnn yetkili grn yinelediini unutur ve bu grn, kendi dnceleri sayesinde ulat gr olduuna inanr. Verdii nedenlerin kendi grnden nce var olduunu sanr, ama bu nedenleri incelersek, daha nceden bir gr oluturmam olmas halinde, bu nedenlerin onu hava durumu hakknda herhangi bir sonuca ulatramayacan grrz. Bunlar aslnda, adamn grn, kendi dncesinin sonucuymu gibi gsteren yalanc nedenlerden baka bir ey deildir. Kendisi, kendisine ait bir gr gelitirdii yanlsamas iindedir, ama gereklikte, yalnzca, bu srecin farknda olmakszn, bir yetkilinin grn benimsemitir. Belki de hava durumu hakknda KAI MEKANZMALARI 157 syledikleri dorudur da, balknnkiler yanltr ama bu durumda balk, "kendi z" gr konusunda gerekten yanlm olsa da, doru olan grler, adamn "kendi" grleri olmayacaktr. insanlarn baz konularda, rnein siyaset konusundaki grlerini incelediimizde de ayn grngyle karlayoruz. Ortalama bir gazete okuruna, belli bir siyasal sorun konusunda ne dndn sorun. "Kendi" gr olarak size, okuduu eyleri az ok eksiksiz bir ekilde aktaracaktr, ama gene de ite bu nokta nemlidir sylediklerinin, kendi z dnmesinin sonucu olduklar inancndadr. Siyasal grlerin, babadan oula getii kk bir toplulukta yayorsa, "kendi z" gr, bir an iin inanabileceinden ok daha byk bir kuvvetle, kat bir baba ya da anann, kalc yetkesinin etkisi altndadr. Bir baka okurun gr, bir anlk utanmann, bilgisiz sanlma korkusunun sonucu olarak dile gelebilir; burada da "dnce" temelde doal bir deneyim, arzu ve bilgi birleiminin sonucu deil, bir paravandr. Estetik yarglarda da ayn grngye rastlanr. Bir mzeye giden ortalama insan, nl bir ressamn, diyelim Rembrandt'n resmine bakar ve onun gzel ve etkileyici bir resim olduu yargsna varr. Yargsn zmlersek, resme kar herhangi bir isel tepkisi bulunmadn, ama ondan gzel olduunu dnmesi beklendii iin gzel olduunu dndn grrz. Ayn grng, insanlarn mzik konusundaki yarglarnda ve ayrca alglama edimi konusunda da aka kendini belli eder. nl bir manzaraya bakan birok kii, aslnda saysz kez, diyelim kartpostallarda grdkleri manzaralarn kopyasn gzlerinin nne getirirler; kendilerinin manzaray grdklerini sanrlar ama aslnda gzleri nnde daha nce grdkleri bu kartpostal manzaralarn canlandrmaktadrlar. Ya da gzleri nnde olan bir kazay izlerken, olay, hemen oluturduklar bir gazete haberi eklinde grr ya da duyarlar. Hatta, birok kii iin, yaadklar bir deneyim, bir sanatsal gsteri ya da katldklar bir siyasal toplant, ancak olay gazetede okumalarndan sonra gerek grnr. Eletirel dncenin bastrlmas genellikle erken balar. rnein be yandaki bir kz ocuu, annesinin srekli olarak sevgiden ve dostluktan sz etmesine karn aslnda souk ve bencil olduunu somut olarak anlayarak, ya da daha kaba bir ekilde, annesinin durmadan deerli ahlk ltlerinden sz etmesine karn, bir baka erkekle serven yaadn fark ederek itenlikli davranmadn grr. 158 ZGRLKTEN KAI ocuk bu tutarszl hisseder. Adalet ve hakikat duygusu incinmitir, ama gene de, herhangi bir eletireye izin vermeyen anneye baml olduundan, ve diyelim, gvenemeyecei zayf bir babas bulunduundan, ocuk, eletirel saduyusunu bastrmak zorunda kalr. Ksa bir sre
87

sonra, annesinin ikiyzlln ya da sadakatsizliini fark etmez hale gelir. Eletirel dnceyi canl tutmak hem yararsz hem de tehlikeli grndnden, ocuk, bu yetisini yitirecektir. te yanda, kendisini annesinin iten ve saygn olduuna ve ana babasnn mutlu bir evlilii bulunduuna inanmak zorunda brakan kltr kalbnn etkisi altnda, bu fikri, kendi fikriymi gibi kabullenmeye hazr olacaktr. Btn bu yapay dnme rneklerinde sorun, dnce ieriinin doru olup olmad deil, dncenin kiinin kendi z dncesinin yani kendi z etkinliinin rn olup olmaddr. Hava tahmininde bulunan balk olaynda da dile getirildii zere, "kendi" dncesi yanl bile olabilir ve kendisine verilmi dnceyi tekrarlamakla yetinen adamn dncesi doru olabilir. Yapay dnme, son derece mantkl ve ussal da olabilir. Dncedeki yapay nitelik, ille de mantksz elerde grnmez. Bu, aslnda manta uygun olmayan nesnel etmenler tarafndan belirlendii halde, ussal ve gereki dayanaklarla aklanmaya allan edim ya da duygularn ussallatrlmasnda incelenebilir. Ussallatrma ya da neden uydurma, mantkl dnme kurallarna ya da olgulara ters debilir. Ama ou kez, kendi iinde mantkl ve ussaldr; usdh, yalnzca nedeniymi gibi grnd edimin gerek gds olmaynda yatmaktadr. Mantksz ussallatrmaya rnek oluturan ok nl bir fkra vardr: Komusundan bir kavanoz dn alan biri, onu krm ve geri vermesi istendiinde u yant vermi: "Bir kere ben onu sana geri verdim; ikincisi, hibir zaman dn almamtm zaten; ncs de bana verdiinde kavanoz zaten krkt." Bir de "mantkl" ussallatrma rnei var. A diyeceimiz biri, mthi bir mali sknt iindedir ve B adndaki akrabasndan bor para ister. B, istei reddeder ve dn para vermekle, A'nn sorumsuz olma ve bakalarna srtn dayama eilimlerini desteklemi olmamak iin byle davrandn syler. Bu akl yrtme son derece yerinde grnebilir, ama gene de bir ussallatrmadr; nk B, A'ya naslsa bor vermek istememitir ve A'nn iyiliini KAI MEKANZMALARI 159 dndnden byle davrandna inansa da, aslnda kendi cimrilik gds bu nedeni uydurmasna yol amtr. Demek ki, ortada bir ussallatrma olup olmadn anlamak iin kiinin sylediinin mantkl olup olmadna bakmak yetmiyor, kiide ileyen ruhbilimsel gdleri de hesaba katmamz gerekiyor. Belirleyici nokta neyin dnld deil, dnlen eyin nasl dnlddr. Etkin bir dnmenin sonucu olan dnce, her zaman iin yeni ve zgndr; ille de bakalarnn bunu daha nce hi dnmedii anlamnda deil, dnen kiinin dnmeyi, kendi dndaki dnyada ya da kendi iinde yeni bir ey kefetmek iin bir alet olarak kullanmas anlamnda zgn. Ussallatrmalarda genellikle bu kefetme ve ortaya karma nitelii yoktur; kiinin iinde var olan cokusal nyargy dorularlar. Ussallatrma, gereklie ulama arac deil, kiinin kendi arzularn var olan gereklikle uyumlu bir ekilde, ve de sz konusu olayn gereklemesinden sonra birbirine kartrmas giriimidir. Dnmede olduu gibi duyumsama ya da hissetmede de, kendi iimizde yeeren gerek duyguyla, sandmz gibi gerekten bize ait olmayan yalanc duyumsamay birbirinden ayrt etmemiz gerekir. Gnlk yaammzdan, bakalaryla ilikide duygularmzn yapay nitelikli olduunun tipik bir rneini oluturan bir olay alalm. Bir partiye katlan bir erkei gzlemliyoruz. Neeli, glyor, dosta syleiler yapyor, ksacas, ok mutlu ve honut grnyor. Partiden ayrlma vakti, o akam ne kadar ho vakit geirdiini sylerken dosta bir glmseme var yznde. Ardnda kap kapanr ite imdi onu ok dikkatle izleyeceiz. Yznde ani bir deiiklik fark edilir. Glmsemesi kaybolmutur; imdi yalnz olduuna ve kendisinde glmseme istei uyandracak hibir ey ya da hi kimse bulunmadna gre, bu beklenen bir durumdur kukusuz. Ama szn ettiim deiiklik glmsemenin kaybolmasndan te bir deiiklik. Yzn derin bir hzn, nerdeyse umarszlk kaplamtr. Bu anlatm belki yalnz birka saniye srer sonra yzde, her zamanki maskemsi anlatm grnr; adam arabasna biner, yaad akam dnr, iyi bir izlenim brakp brakmadn sorar kendine, braktn hisseder. Ama parti srasnda "kendisi" mutlu ve neeli miydi? Yznde gzlemlediimiz ksa znt ve umarszlk anlatm, byk bir nem tamamaktan kaynaklanan anlk bir tepki miydi yalnzca? Bu adam daha iyi
88

160 ZGRLKTEN KAI tanmakszn bu sorunun yant konusunda karar vermek nerdeyse olanakszdr. Ancak adamn neeliliinin ne anlama geldiini kavramamzda ipucu olut racak bir olay vardr. O gece, dr de yine orduda, savata olduunu grr. Dman hattna girip dman karargahna szma emri almtr. Alman niformasna benzeyen bir subay niformas giyer ve anszn kendisini bir grup Alman s bayn arasnda bulur. Karargahn bylesine rahat olmas ve herkesin kendisine dosta davranmas karsnda armtr ama kendisinin bir casus olduunu anlayacaklar korkusu giderek artar. Gen subaylar arasnda, zellikle holand biri ona yaklar ve "Kim olduunuzu biliyorum. Kamanzn tek bir yolu var. Fkralar anlatmaya balayn ve onlar yle ok gldrn ki, sizin fkralarnz onlar slklesin, sij e dikkat edemez hale gelsinler." Bu neriden dolay minnet duyar ve lkralar anlatmaya, glmeye balar. Giderek fkralar yle bir oalr ki, dier subaylar kuku duymaya balarlar, onlarn kukulan arttka fkralar ve gller daha zoraki grnr. Sonunda adamn iini mthi bir korku kaplar, daha fazla kalmaya dayanamaz hale gelir; birden ayaa frlar, hepsi peine derler. Derken sahne deiir, evinin tan nnde dura bulunan bir tramvayda oturmaktadr. Srtnda i giysileri vardr ve adam savan sona erdii dncesiyle byk bir rahatlk duymaktadr. Ertesi gn ona dn tek tek eleriyle ilgili ne dndn sorabileceimizi varsayalm imdi. Bizi ilgilendiren asl noktann anlalmasnda zellikle nemli olan birka arm buraya alacaz. Alman niformas dn akam partide ar bir Alman aksanyla konuan bir konuk olduunu hatrlatyor. zerinde iyi bir izlenim brakmak iin yapmadn koymamasna karn, kendisine (dgrene) pek ilgi gstermemesinden tr bu adamn kendisini rahatsz ettiini hatrlyor. Bu dncelere dalmken, partide bir an iin Alman aksanyla konuan t u adamn kendisiyle dpedz alay ettiini sandn, ve syledii bir sz zerine terbiyesizce glmsediini anmsyor. Karargahn bulunduu rahat salonu dndnde, dn akamki partide oturduu odaya ok benzediini ancak pencerelerinin, bir zamanlar baaramad bir snava girdii bir odann pencerelerini andrdn hatrlyor. Bu arma aryor ve partiye gitmezden nce, ksmen konuklardan birinin ilgisini ekmek istedii bir kzn aabeyi olmas ve ksmen de ev sahibinin, kendi mesleksel baars ellerinde olan bir KAI MEKANZMALARI 161 mdrle ok sk fk olmas nedeniyle, brakaca izlenim konusunda biraz kaygl olduunu hatrlyor. Mdrden sz edince, ondan hi holanmadn, ona kar dosta davranmak zorunda olmann kendisine ok aalayc geldiini, daveti yapan ev sahibi hemen hemen farknda olmasa da, ondan da pek holanmadn sylyor. armlarn biri de kabak kafal bir adam hakknda gln bir olay anlatm olmas ve sonra, kendisi de nerdeyse kabak kafal olan ev sahibini incitmi olabileceini hissetmesi. Tramvay ona garip gelmiti, nk ray yok gibiydi. Bu konuda konuurken, okula giderken bindii tramvay anmsad; derken bir ayrnt daha aklna geldi, vatmann yerini alm ve tramvay srmeyle otomobil kullanmak arasnda pek byk bir farkn olmadn dnerek armt. yle anlalyor ki, tramvay, eve gelirken srd kendi arabasnn yerini almtr ve eve dn de ona okuldan eve dnn anmsatmtr. Burada, armlardan yalnzca bir ksm dile getirilmi ve adamn gemi ve imdiki durumuyla ilgili, kiilik yapsyla ilgili hemen hibir ey sylenmemitir geri ama, gene de, dlerin anlamn anlamaya alk herkes, bu dn anlamn ve kurulan armlarn nelerin yerine getiini aka grm olsa gerektir. D, adamn bir nceki gece partide yaad gerek, duyguyu aa karmaktadr. Kayglyd, istedii izlenimi vermeyi baaramamaktan korkuyordu, kendisini aaladklarn sand ve yeterince holanmad birka kiiye fkelenmiti. D, adamdaki neenin kayg ve fkesini rtbas etme ve ayn zamanda fke duyduu kiileri yattrma arac olduunu gstermektedir. Yzndeki nee bir maskeydi; kendi iinde varlk kazanmam, "onun" aslnda hissettiklerine, yani korku ve fkesine rt grevi grmt. Bu durum onun konumunu ylesine gvensiz klyordu ki kendini, bir dman kampnda her an aa kabilecek bir casus gibi hissetti. Partiden ktnda yznde bir an iin fark ettiimiz znt ve umarszlk, imdi dorulanm ve nedenleri ortaya km
89

bulunmaktadr: "kendisi"aslnda ne hissettiinin farknda deildi ama o anda yz "kendisinin" gerekten hissettii duyguyu dile getiriyordu. Dnde duygularn ynelttii kiileri aka grmemiti ama, duygu dramatik ve ak bir ekilde tanmlanyordu. Bu adam nevrotik deil, olay srasnda hipnotize edilmi de deildi; olsa olsa ada insanlarda yaygn olan kayg ve onaylanmak gereksinimi tamaktadr. Neesinin "kendisine" ait olmadnn farknda 162 ZGRLKTEN KAI deildi; nk, belli bir durumda kendisinden beklendii ekilde davranmaya ylesine alkt ki, herhangi bir eyin "garip" olduunu fark etmesi olaand bir davran olurdu. Dnme ve duyumsama iin geerli olanlar, isteme iin de geerlidir. ou kii, bir d g kendilerini ak ak bir ey yapmaya zorlamadka, kendi kararlarnn kendilerine ait olduunu ve bir ey istediklerinde, isteyenin kendileri olduuna inanrlar. Ama kendimize ilikin byk yanlglardan biridir bu. Kararlarmzn ou, aslnda kendi kararlarmz deil, dardan bize nerilmi kararlardr; aslnda bakalarnn beklentilerine uygun davrandmz, soyutlanma korkusuyla, yaammza, zgrlmze ve rahatmza dorudan gelebilecek tehditlerin yaratt korkuyla gdlm bulunmamza karn, karan verenin kendimiz olduu konusunda kendimizi ikna etmeyi baarmzdr. ocuklara hergn okula gitmek isteyip istemedikleri sorulduunda, yantlar, "Elbet isterim,"olacaktr; bu doru bir yant mdr? ou durumda doru deil kukusuz. ocuk okula hayli sk gitmek isteyebilir, ama gene de zaman zaman, hep okula gitmek yerine oynamak ya da baka bir ey yapmak istiyordur. Kendisinden her gn okula gitmek istemesinin beklendiini hisseder, bu bask, salt zorunlu olduu iin bylesine sk okula gittii duygusunu bastracak denli gldr. ocuk, okula zaman zaman gitmek istediinin, zaman zamansa yalnzca zorunlu olduu iin gittii olgusunun bilincinde olsa kendisini daha mutlu hissedecektir belki. Ama grev duygusunun basks, istemesi beklenen eyi "kendisinin" istedii duygusunu verecek kadar byktr. Genellikle, insanlarn ounun kendi istekleriyle evlendii varsaylr. Bir grev ya da ykmllk duygusu temeline dayanarak bilinli olarak evlendikleri olur kukusuz. nsanlarn gerekten "kendileri" istedii iin evlendikleri durumlar vardr. Ama ayn zamanda, bir adamn (ya da kadnn) bilinli olarak belli bir kiiyle evlenmeyi istediine inand, oysa aslnda, kendisini evlilie yol aan ve btn ka yollarn tkam gibi grnen bir dizi olaylar iinde kstrlm bulduu durumlar da vardr. Evlenmeden nceki aylar boyunca "kendisinin" evlenmek istediinden kesinlikle emindir, bunun byle olmayabileceinin ilk ve de biraz gecikmi belirtisi, dn gn, damadn (ya da gelinin) anszn panie kaplmas ve mthi bir kama itkisi KAI MEKANZMALARI 163 hissetmesiyle ortaya kar. "Saduyu" sahibi biriyse bu duygu yalnzca birka dakika yaar, evlenmeye niyeti olup olmad sorusuna sarslmaz bir inanla olumlu yant verir. Gnlk yaantda, insanlarn, karar vermi, bir ey istemi gibi grndn, ama aslnda, yapacaklar eyi istemelerim "zorunlu" klan i ya da d basklara uyum saladklarn rnekleyen birok olay aktarmay srdrebiliriz. Ona bakarsanz, insanlarn karar vermeleri grngsn yakndan izlediimizde, kiilerin, aslnda geleneklere, greve ya da dpedz baskya boyun eme olan davranlarn, "kendi" kararlar sanma yanlna dtklerinin pek ok rneini grrz. Bireysel karan, varoluunun szmona temel.ta haline getirmi bir toplumda, "zgn" kararlar grece olarak nerdeyse nadir bir grng gibi kalyor. Nevrotik belirtiler gstermeyen insanlann zmlenmesinde sk rastlanan bir yalanc isteme olayn ieren bir ayrntl rnek daha vermek istiyorum. Bunu yapmamn bir nedeni, bu bireysel olgunun geni anlamda bu kitapta ele aldmz kltrel konularla pek ilgisi olmamasna karn, bilinalt glerin ileyiini pek bilmeyen okurlara, bu grngyle tanma frsat vermesidir. Aynca da, bu rnek, daha nce st kapal deinilen bir noktann, baskyla yalanc edimler sorunu arasndaki balant konusunun, daha ayrntl bir ekilde ortaya konulmasn salayacaktr. Baskya, ou kez bastrlm glerin, nevrotik davranlarda,
90

dlerde falan ileyii asndan baklmakla birlikte, her bastrmann kiinin gerek benliinin baz ksmlarn ortadan kaldrd ve bastrlann yerine bir yalanc duyguyu iler hale getirdii olgusunu vurgulamak nem tamaktadr. imdi sunacam olay, yirmi iki yanda bir tp rencisiyle ilgili. Kendisi yapt iten holanyor ve insanlarla da olduka normal ilikiler iinde. Kendisini sk sk hafif yorgun hissetmesine ve yaama kar zel bir heves duymamasna karn, pek mutsuz saylmaz. zmleme istemesinin nedeni kuramsal, nk kendisi bir ruhzmc olmak istiyor. Tek ikayeti, tp almalarnda karlat bir engel. Sk sk okuduu eyleri unutuyor, dersler srasnda an yorgunluk hissediyor ve snavlarda fazla baarl olamyor. Buna aryor nk baka konular sz konusu olduunda bellei ok daha iyi iliyor. Tp okumak istedii konusunda kukusu yok, ama sk sk, bunu baarma yetisi konusunda byk kukulara kaplyor. 164 ZGRLKTEN KAI Birka haftalk bir zmlemeden sonra, grd bir d anlatyor. Kendisinin ina ettii bir gkdelenin en st katodadr, hafif bir zafer duygusuyla daha alak olan dier binalara bakmaktadr. Birden gkdelen ker ve kendisini ykntlar altnda gml bulur. Kendisini kurtarmak iin enkaz kaldrma almalarnn yapldnn farkndadr; birinin de kendisinin ar yaral olduunu ve doktor arldn sylediini duyar. Ama doktor gelinceye dek ona sonsuz uzunlukta grlen bir sre beklemek zorundadr. Sonunda doktor geldiinde, aletlerini getirmeyi unuttuunu, bu yzden ona yardmc olamayacan fark eder. Doktora kar mthi bir fke duyar; sonra birden kendisim ayakta bulur, meer hibir yerine bir ey olmamtr. Doktora alayl alayl bakar ve o anda uyanr. Dle ilgili pek fazla bir arm yok, ama birka nemli arm buraya alyorum: ina ettii gkdeleni dndnde, sradan bir eyden sz edermi gibi, mimarln onun her zaman iin ilgisini ektiini sylyor. ocukken, yllarca en sevdii oyun, tahta kalplarla oynamak olmu, on yedisine geldiinde, mimar olmay dnyormu. Bundan babasna sz ettiinde, baba, dosta bir havayla, elbet mesleini semekte zgr olduunu, ama kendisinin (babann) bu fikrin ocukluk arzularnn bir kalnts olduu, olunun aslnda tp okumay yelediini sylemi. Delikanl babasnn hakl olduunu dnm ve o gnden sonra bu konuda hi konumam babasyla; zerinde hi dnmeden tp okumaya balam. Doktorun gecikmesi ve de aletlerini unutmu olmasyla ilgili armlar biraz belirsiz ve seyrek. Ancak, dn bu blmnden sz ederken, ruh doktoruyla olan olaan randevu saatinin deitirildiini, ve bu deiiklii kar koymadan onaylamakla birlikte, aslnda hayli fkelendiini anmsad. imdi konuurken bile fkesinin kabardn hissediyor. Ruh doktorunu keyfi davranmakla suluyor ve sonra da, "Her neyse, ben zaten istediimi yapamyorum," diyor. fkesi ve bu syledii cmle onu da artyor, nk bugne dek ruh doktoruna ya da zmlemeye kar herhangi bir terslik duymam. Delikanl bir sre sonra, yalnzca bir ksmn anmsad bir d daha grr: babas bir araba kazasnda yaralanmtr. Kendisi doktordur ve babasna bakmas gerekmektedir. Onu muayene etmeye alrken, birden tutulur, hibir ey yapamaz. Korkudan donakalr ve uyanr. KAI MEKANZMALARI 165 Kurduu armlarda son birka yldr babasnn birden le-bileceini dndn ve bu dncelerin onu rkttn istemeye istemeye sylerdi. Bazen, kendisine kalacak mallan ve kalan parayla ne yapacan bile dnmtr. Bu dlemlerini pek ileri gtrmemitir, nk ortaya kmaya baladklar anda bastrmtr onlar. Bu dle daha nce anlattmz d karlatrrken, birden, her iki durumda da doktorun iini doru drst yapamadn aknlkla fark etti. imdi artk, bir doktor olarak hibir ie yarayamayacan hibir zaman dnmedii lde ak olarak kavramt. Birinci dte doktorun yardmc olamayn fkeyle ve alayla karladna iaret edildiinde, doktorlarn hastalarna yardmc olamad durumlar okuduunda ya da duyduunda, o zamanlar farknda olmad bir zafer duygusuyla dolduunu anmsad. zmlemenin ileriki evrelerinde, bastrlm birok konu su yzne kt. Babasna kar mthi bir fke duyduunu, ayrca da bir doktor olarak duyduu gszlk duygusunun,
91

btn yaamn kaplayan daha genel bir gszlk duygusunun bir paras olduunu aknlkla fark etti. Yzeyde, btn yaamn kendi tasarlarna uygun olarak dzenlediini sanmasna karn, imdi, yreinin derinliklerinde, bir el etek ekme duygusuyla dolu olduunu hissetti. Kendi istediini yapamayacana, kendisinden beklenene uymak durumunda kalmas gerektiine inandrldn anlad. Hibir zaman bir doktor olmay istemediini, kendisinde yetersizlik eklinde alglananlarn, edilgin direncinin anlatmndan baka hibir ey olmadn giderek daha ak bir ekilde grd. Bu olay, bir kiinin gerek arzularnn bastrlmasna ve bakalarnn beklentilerini, kendi z arzulanym gibi grnecek ekilde kendine maletmesine, onlara uyarlanmasna tipik bir rnek oluturmaktadr. Bu durumda, zgn arzunun yerini sahte arzuya braktn syleyebiliriz. zgn dnme, duyma ve arzulama edimlerinin yerine yapay ya da sahtelerini koymak, giderek zgn benliin yerini yapay benlie brakmasna yol aar. zgn benlik, zihinsel etkinlikleri balatan, .,, oluturan benliktir. Yapay benlikse, aslnda, bir kiinin oynamas beklenen rol temsil eden bir aracdr, ancak bu arac, sz konusu rol benlik ad altnda yerine getirir. Bir insann pek ok rol oynaya166 ZGRLKTEN KAI bilecei ve znel olarak, her rolde de kendisinin "kendisi" olduuna inand dorudur. Aslnda kii, btn bu rollerde, kendisinden beklendiini sand kiidir, ve ou deilse de pek ok insanda, zgn, asl benlik, yapay ya da sahte benlik tarafndan tam anlamyla boulmutur. Bazen bir dte, dlemlerde ya da kii sarho olduunda, zgn benliin bir ksm, kiinin yllardr yaamad duygu ve dnceler ortaya kabilir. Bunlar ou kez, kiinin korkusu ya da onlardan utanmas nedeniyle bastrd kt duygu ya da dncelerdir. Ancak kimi zaman da, kiinin iinde bulunan, ancak byle duygu ya da dncelere sahip olmas nedeniyle alay edilmekten ya da saldrya uramaktan korkmas nedeniyle bastrd en iyi eyler olabilir.15 Benliin yitirilmesi ve yerine yapay benliin konulmas, bireyi youn bir gvensizlik iinde brakr. Temelde, bakalarnn kendisinden bekledikleri eyin bir yansmas olduundan, kukularla doludur, bir lde kimliini yitirmitir. Bu trden bir kimlik yitimi sonucunda ortaya kan ani korkuyu yenmek iin, uyarlanmak, uyum salamak, srekli olarak bakalar tarafndan onaylanmak ve kabul edilmek suretiyle kimliini aramak zorunda braklmtr. Kendisinin kim olduunu bilmediine gre eer onlarn beklentilerine uygun edimlerde bulunursa, onlar bilecektir; onlar bilince de, kendisi de kim olduunu bilecektir; bunun iinse, onlara inanmas yeterlidir. ada toplumda bireyin robotlamas, ortalama bireyin aresizliini ve gvensizliini artrmtr. Bu nedenle kendisine gvenlik ve kukudan kurtulma olana sunan yeni yetkelere boyun emeye hazrdr. Bundan sonraki blmde, Almanya'da, sunulan byle bir olanan kabul edilmesi iin gerekli olan zel koullar tartlacaktr; burada, Nazi hareketinin ekirdeini oluturan orta snfn en belirleyici zelliinin yetkeci ileyi olduu grlecektir. Kitabn son blmnde, robotlamay demokrasimizdeki kltrel grnm asndan ele alacak ve tartmamz bu balamda srdreceiz. VI. BLM Ruhzmsel sre, temelde kiinin kendi zgn ya da asl benliini rten perdeyi kaldrmaya alt bir sretir. "Serbest arm" kiinin doru syleyerek asl duygu ve dncelerini dile getirmesidir, ancak burada doru, kiinin dndn sylemesi anlamnda deil, bizzat dncenin zgn olduu, beklenen bir dnceye uyarlanm olmad anlamna gelmektedir. Freud, "kt" eylerin bastrldn vurgulamt; "iyi" eylerin de ne denli byk lde bastrldn yeterince grmemi olsa gerek. NAZZM PSKOLOJS BLMDE ilgimizi iki ruhbilimsel tip zerinde younlatrdk: Yetkeci kiilik ve robot. Bu tiplerin ayrntl bir ekilde tartlmasnn, bu blmle bundan sonraki blmde ele alman Nazizm psikolojisiyle, ada demokrasi sorunlarnn anlalmasnda yardmc olacan umarm. Nazizm psikolojisini tartrken en nce temel bir sorunu Ruhbilimsel etmenlerin Nazizmin anlalmasyla olan ilgisi sorununu ele almamz gerekir. Nazizmin bilimsel, hatta halk
92

arasnda ele alnnda, ou kez, birbirinin tersi iki gr ortaya atlyor: ilki, psikolojinin, faizm gibi ekonomik ve siyasal bir grngye hibir aklama getiremeyecei, ikihcisiyse faizmin btnyle psikolojik bir sorun olduu. Birinci gr, Nazizme ya yalnzca ekonomik dinamizmin, yani Alman emperyalizminin yaylmac eilimlerinin, ya da temelde siyasal bir grngnn, yani devletin sanayiciler ve Junkerler tarafndan desteklenen bir siyasal parti tarafndan ele geirilmesinin sonucu olarak bakyor; ksacas, Nazizmin zaferi, bir aznln hilelerinin ve, nfusun ounluunu zorlamasnn sonucu olarak grlyor. kinci grse. Nazizmin yalnzca psikolojik, daha dorusu psikopatolojik koullar erevesinde aklanabileceini savunur. Hitler'e bir lgn ya da "nevrotik" gzyle baklr, onu izleyenler de ayn lde deli ve zihinsel adan dengesizdirler. L. Mumford tarafndan gelitirilen bu aklamaya gre, faizmin gerek kaynaklan, "ekonomide deil insan ruhunda" bulunabilir. yle devam eder Mumford: 168 ZGRLKTEN KAI "faizmin aklamas, Versailles Antlamasnda ya da Alman Cumhuriyetinin yetersizliinde deil, an gurur, acmaszhktan holanma ve nevrotik paralanmada aranmaldr."1 Bizim grmze gre psikolojik etmenleri dlayarak siyasal ve ekonomik etmenleri ne karan ya da bunun tersini yapan bu aklamalardan hibiri doru deildir. Nazizm bir ruhbilimsel sorundur, ancak ruhbilimsel etmenler, toplumsal-ekonomik etmenlerin biimlendirdii etmenler olarak anlalmaldr; Nazizm ekonomik ve siyasal bir sorundur, ama btn bir halk zerindeki etkisi ruhbilimsel etmenler olarak deerlendirilmelidir. Bu blmde zerinde duracamz konu, Nazizmin bu ruhbilimsel yn, insan temelidir. Buysa iki konuyu gndeme getirir: Nazizmin seslendii insanlarn kiilik yaps ve bu ideolojinin, Nazizmi, bu insanlara ulaan bylesine etkileyici bir ara haline getiren psikolojik zellikleri. Nazizmin baarsnda ruhbilimsel temellerin oynad rol ele almadan nce, u ayrm yapmak gerekir: Nfusun bir blm, herhangi bir byk diren gstermeksizin Nazi rejimine boyun edi, ama bunlar, diren gstermedikleri gibi Nazi ideolojisinin ve siyasal uygulamalarnn hayranlar haline de gelmediler. Bir baka blm insansa, yeni ideolojiye iyice kendini kaptrd ve onu savunanlara fanatik bir tutumla baland. Birinci grupta daha ok ii snfyla liberal ve Katolik burjuvazi vard. zellikle ii snfnn kusursuz bir rgtnn bulunmasna karn, bu gruplar, ta bandan 1933'e dek Nazizme srekli kar oldular geri ama, siyasal inanlarnn gerei olarak kendilerinden beklenebilecek isel direnci gstermediler. Direnme istekleri abucak snd ve o andan sonra da rejime pek glk karmadlar (btn bu yllar boyunca Nazizme kar kahramanca savaan kk aznl saymazsak elbet). Bu, Nazi rejimine boyun emeye hazr olma durumu, ruhbilimsel adan, daha ok, isel bir yorgunluk ve el etek ekmeden kaynaklanm olsa gerektir; bu ruhsal durumun, iinde bulunduumuz ada da, demokratik lkelerde bile, bireyin belirleyici zelliini oluturduu, bundan sonraki blmde gsterilecektir. Almanya'da, ii snfnn bir zel durumu daha vard: 1918 devriminin ilk zaferlerinden sonra yenilgiye uramt. i snf, *L. Mumford, Faith for Living (Yaama nanc), Seeker and Warburg, Londra, 1941, s. 118. NAZZM PSKOLOJS 169 sava sonras dneme, sosyalizmi gerekletirme, ya da hi deilse, siyasal, ekonomik ve toplumsal konumda bir ykselme salama umutlaryla girdi; ama nedenleri ne olursa olsun, btn umutlarn suya dren yenilgiler, durmadan birbirini izledi. 1930'lann balarna gelindiinde, ilk zaferlerinin meyvalan, hemen hemen tmyle yok edilmiti; bunun sonucundaysa insanlar derin bir el etek ekmeyle, nderlerine gvensizlik duygusuyla ve her trden siyasal rgtle siyasal etkinliin yaran konusunda kukuyla doldular. Ait olduklan partilerdeki yeliklerini korudular, bilinli olarak kendi siyasal retilerine inanmay srdrdler; ama ounun yreklerinin derinliklerinde, siyasal etkinliin etkili olaca umudundan eser kalmamt. Hitler iktidara getikten sonra, nfusun byk bir ounluunun Nazi hkmetine gsterdii balln bir baka destekleyicisi de etkisini gstermeye balad. O dnemde, milyonlarca kii
93

Hitler hk- metini "Almanya" ile zdeletirdi. Hitler, iktidan eline geirdikten, hkmeti ele aldktan sonra, ona kar savamak kendini Alman topluluunun dna atmak anlamna geliyordu; dier siyasal partiler feshedilip de Nazi partisi Almanya "haline geldiine" gre, ona kar olmak, Almanya'ya kar olmak eklinde anlald. Ne kadar ok Alman yurtta Nazizmin ilkelerine kar olursa olsun, yalnz kalmakla Almanya'ya ait olmak arasnda bir seme yapmak sz konusu olduunda, ou, ikinci seenei yeleyecektir. Nazi olmayan kiilerin yabanclarn eletirileri karsnda, Nazizme saldnnn, Almanyaya saldn anlamna geldiini dnmeleri nedeniyle, Nazizmi savunduklann gsteren pek ok olay gzlemlenmiti. Soyutlanma korkusuyla ahlaksal ilkelerin gcn yitirecei korkusu, hangi parti olursa olsun, iktidan ele geiren partinin, nfusun byk bir blmnn balln kazanmasna yardmc olur. Bu saptama, siyasal propaganda sorunlan asndan ok nemli bir varsaymn olumasna yol amaktadr Bu koullar altnda Almanya'ya yneltilebilecek herhangi bir saldn, "Almanlar"la ilgili her ykc propaganda (son savan "Hun" simgesi gibi) Nazi sistemiyle tmyle zdelememi olanlann balln artrmaya yarar. Ancak bu sorun, ustalkl propagandayla deil, btn lkelerde, tek bir temel hakikatin zafere ulamasyla zmlenebilir. Bu hakikat udur: ahlaksal ilkeler, bir ulusun varlnn stndedirler ve birey, bu ilkelere 170 ZGRLKTEN KAI ballm korumakla, bu inanc paylaan, paylam olan ve bundan sonra da paylaacak olanlarn oluturduu topluluun yesi olabilir. i snfyla liberal ve Katolik burjuvazinin olumsuz ve kabuuna ekilmi tutumunun tersine, Nazi ideolojisi, orta snfn kk dkkan sahiplerinden, zanaatlar ve memurlardan oluan aa katmanlar tarafndan hararetle selamland.2 Bu snfta bulunan eski kuak yeleri, daha edilgin kitle tabann oluturdular; oullan ve kzlar daha etkin savalard. Onlara gre Nazi ideolojisi lidere kr krne itaat, rksal ve siyasal aznlklara kar kin, fethetme ve egemenlik kurma ah, Alman halkn ve "Nor-dik Irk" yceltme korkun byklkte bir cokusal ekicilik tayordu, ve onlan kazanan, bu insanlan Nazi davasnn ateli savunucular ve savaan haline getiren de bu ekicilik oldu. Nazi ideolojisinin aa orta snfa bu kadar ekici gelmesinin nedeni, aa orta snfn toplumsal zelliinde aranmaldr. Bunlann toplumsal nitelikleri, ii snfnn, orta snfn daha st tabakalarnn ve 1914 sava ncesi soylularnn zelliklerinden ok farklyd. Hatta, glye hayranlk, zayftan nefret, kk adamlk, dman yrekli olma, para konusunda olduu gibi duygu konusunda da cimrilik ve ilecilik gibi baz zellikler, tarih boyunca bu orta snfn belirleyici nitelii olarak yaamn srdrd. Yaama baklan dard, yabancya kukuyla bakyor, ondan nefret ediyorlard, tanlan konusunda merakl ve kskantlar, kskanlklann ahlaksal tepki olarak gsteriyorlard; btn yaamlan, psikolojik olduu kadar ekonomik ktlk ilkesine dayandrlmt. Aa orta snfn toplumsal niteliinin, ii snfnnkinden farkl olduunu sylemek, bu kiilik yapsnn ii snfnda grlmedii anlamna gelmez. Ama, ii snfnn yalnzca kk bir aznlnn, aa yukan ayn belirgin izgilerle sergiledii kiilik yaps, aa orta snfn tipik zelliini oluturuyordu; yetkeye ya da tutumlulua byk sayg gstermek gibi baz zelliklerse, daha az youn olmakla birlikte, Bkz. Bu blmn tamamyla, Harold D. Lasswell'in, The Political Quarterly (Cilt IV, 1933, Macmillan & Co., Londra, s.374) deki "Hitlerciliin Psikolojisi" konulu aydnlatc yazs ile, F. L. Schuman'n Hitler and the Nazi Dictatorship (Hitler ve Nazi Diktatrl) (Hale, Londra, 1936) adl kitabnda, aa orta snfn rol zerine yazlanlar. NAZZM PSKOLOJS 171 ii snfnn ou yesinde de grlebilirdi. te yanda memur kesiminin byk bir blmnn belki de ounluun zellikleri tekelci kapitalizmin ykselmesine katkda bulunmayan, tersine onun oluturduu tehdide hedef olan "eski orta snf yelerinin kiilik yapsndan ok, (zellikle byk fabrikalarda alan) kol iilerinin kiilik yapsna benziyordu.3 Aa orta snfn toplumsal kiiliinin 1914 savandan ok daha nce de ayn olduu dorudur geri ama, savatan sonraki olaylann, Nazi ideolojisinin ekiciliine uygun
94

zellikleri, yani boyun eme isteiyle iktidar tutkusunu younlatrd da dorudur. 1918 Alman Devriminden nceki dnemde, eski orta snfn aa tabakalarnn, kk i sahipleriyle zanaatkarlann ekonomik durumu ktlemeye balamt bile; ama durum, umarsz deildi ve dengede durmasn salayan birok etmen vard. Kralln yetkesi tartlmazd, ona srtn dayamak ve onunla zdelemek, aa orta snf yelerine bir gvenlik duygusuyla narsisist bir gurur veriyordu. Ayrca dinin yetkesi ve geleneksel ahlk anlaynn kkleri hl derinlerdeydi. Aile hl sarslmamt ve dmans bir dnyada gvenli bir snak oluturuyordu. Birey, iinde kendisinin kesin bir yeri bulunduu salam bir toplumsal ve kltrel dizgeye ait hissediyordu kendini. Mevcut yetkelere boyun emesi ve ball, mazoist zlemleri iin yeterli zm sunuyordu; ama gene de kendini teslim etme arlna bavurmad, kendi kiiliinin nemli olduu duygusunu korudu. Birey olarak gvenlik ve saldrganlk konusundaki eksikliini, boyun edii yetkelerin gc gideriyordu. Ksacas, ekonomik durumu hl ona bir z-gurur duygusuyla grece bir gvenlik duygusu vermeye yetiyordu, srtn dayad yetkeler de, ona kendi bireysel konumunun salayamayaca gvenlii verecek kadar glyd. Sava sonras dnem, bu durumu hayli deitirdi. Her eyden nce, eski orta snfn ekonomik k daha byk bir hzla seyretmeye Burada sunulan gr, Columbia niversitesi, Toplumsal Aratrma Uluslararas Enstits gzetiminde, A. Hartoch, E. Herzog, H. Schachtel ve tarafmdan hazrlanan, (F. Neumann'in tarihsel bir giri notunu ieren) ancak yaymlanmam bulunan "1929-30 Yllarnda Alman i ve Memurlarnn Kiilii" adl bir incelemeye dayandrlmtr. Ayrntl bir ankete alt yz kiinin verdii yantn zmlemesi, yant verenlerin ok aznn yetkeci kiilik zellikleri tadn, aa yukan ayn sayda kiinin zgrlk ve bamszlk aray iinde bulunduunu, byk bir ounluunsa, izgileri daha az belirgin olan farkl zellikler gsterdiini ortaya koymutur. 172 ZGRLKTEN KAI balad; 1923'te doruuna ulaan ve yllarca alarak yaplan tasarruftan nerdeyse tmyle spren enflasyon bu d hzlandrd. 1924 ile 1928 arasndaki yllar aa orta snfa ekonomik dzelme ve yeni umutlar getirdi ama, 1929'dan sonraki bunalm bu kazanmlan da silip sprd. Enflasyon dneminde olduu gibi gene iilerle st snflarn arasna skan orta snflar, en savunmasz, ve dolaysyla en byk darbeyi yiyen grubu oluturdular4 Ancak bu ekonomik etmenlerden baka, durumu daha da arlatran psikolojik nedenler vard. Savataki yenilgi ve kralln kmesi bu nedenlerden biriydi. Krallk ve devlet, psikolojik anlamnda, kk burjuvann var oluunu zerinde ina ettii sarslmaz kaya olduundan, yenilgileri ve baarszlklar da kendi yaamlarn temelden sarst. Kaiser aka aalanabildiine, subaylara saldnlabildiine, devlet biim deitirip, "kzl kkrtmaclar" bakan koltuuna, semerciyi de bakan koltuuna oturtabildiine gre, kk adam neye gvenecekti? Kendisini kendi konumuna uygun bir astlk stlk deerlendirmesi erevesinde btn bu kurumlarla zdeletirmiti; imdi bu kurumlar yok olduuna gre onun yeri ne olacakt? Enflasyon da hem ekonomik hem de psikolojik rol oynamt. Devlet yetkesine olduu gibi tutumluluk ilkesine de ldrc darbe indirilmiti. Urunda insanlarn, pek ok kk zevkten vazgetii yllarn tasarrufu, kiinin kendi dndaki nedenlerle havaya uuyorsa, para biriktirmenin ne anlam vard ki? Devlet, kendi paralan ve tahvilleri zerine bast szlerini yerine getirmeyebiliyorsa, artk kimin szne gvenilecekti? Savatan sonra aa orta snfn yalnzca ekonomik durumu deil, toplumsal saygnl da hzl bir d gsterdi. Savatan nce, insan kendisini iiden daha iyi biri olarak hissedebiliyordu. Devrimden sonra ii snfnn toplumsal saygnl hayli ykseldi, bunun sonucu olarak da, aa orta snfn saygnl grece llerde azald. Kk dkkan sahipleriyle benzerlerinin yaamndaki en byk deerlerden biri olan bir ayncalk, insanlara yukardan bakma ayncal da elden gitmiti, aada baklacak kimse yoktu nk. Bu etmenlerden baka, orta snfn son kalelerinden biri olan ailenin temelleri de sarslm bulunuyordu. Almanya'da sava sonras
95

Schuman, a.g.y., s-104. NAZZM PSKOLOJS 173 gelime, babann yetkesini ve eski orta snf ahlk anlayn belki de tm teki lkelerdekinden daha fazla sarst. Gen kuak diledii gibi davranyor, artk davranlannn ana-babalannca onaylanp onaylanmamasn umursamyorlard. Bu gelimenin nedenleri, burada aynntl bir ekilde tartlma-lanna elvermeyecek kadar ok ve de karmaktr. Yalnzca birkana deineceim. Krallk ve devlet gibi eski toplumsal yetke simgelerinin k, bireysel yetkelerin, ana-babamn roln de etkiledi. Ana-baba-lann gen nesillere sayg duymalar gerektiini tledii yetkeler rk ktna gre, ana-babalar da saygnhklann ve yetkelerini yitirmi oluyordu. Bir baka etmen de, deien koullar, zellikle de enflasyon nedeniyle, eski kuan akna dnm, ne yapacan arm durumda olmas ve yeni koullara, kendisinden daha zeki gen kuaktan ok daha az uyarlanm bulunmasyd. Dolaysyla gen kuak, byklerine kar kendilerini stn gryor, onlan, rettiklerini, artk ciddiye almyordu. stelik, orta snftaki ekonomik k, ana-babann, ocuklarnn ekonomik geleceinin destekleyicisi roln yerine getirmesine engel olmutu. Aa snfn eski kua giderek daha tepkili ve acl hale geldi, ancak bu edilgin bir tepkiydi; gen kuaksa, eyleme girimek iin can atyordu. Genlerin ekonomik durumu, anababalannn eski ekonomik bamszlk tabannn yitirilmi olmas nedeniyle bozulmutu; mesleki pazar doymutu, bir doktor ya da avukat olarak geim salama ans pek fazla deildi. Savata arpanlar, ellerine geenden daha iyisini almaya hak kazandklann ne sryorlard. zellikle yllarca buyruk vermeye ve glerini kullanmaya, ynetmeye alm birok subay, doal olarak memur ya da gezgin satc olmay kendilerine yediremi-yorlard. Toplumsal bunalmn artmas, Nasyonal Sosyalizmin nemli bir kaynan oluturan bir dnce deiikliine, bir yanstmaya yol at. Eski orta snf yeleri, snflarnn ekonomik ve toplumsal yazgsnn farknda olmak yerine, kendi yazglanm, bilinli olarak ulusun yazgs erevesinde deerlendirmeye baladlar. Yaanan toplumsal bunalmn sorumluluu, bu kez ulusal yenilginin ve Versailles Antlamasnn omuzlanna yklendi; bu antlama bunalmn simgesi haline geldi. 1918 ylnda zafer kazanan tarafn Almanya'ya yaptklannn, Nazizmin ykselmesinin ana nedeni olduu sk sk sylenmitir. Bu 174 ZGRLKTEN KAI szler aklanmaya, kantlanmaya muhtatr. Almanlarn byk bir ounluu, ban antlamasnn adil olmadn dnyorlard; ancak orta snf youn bir fkeyle tepki gsterirken, ii snf Versailles Antlamasna daha az tepki gsteriyorlard. Eski rejime karydlar, savan kaybedilmesi, onlar iin eski rejimin yenilgiye uramas anlamna geliyordu. Kahramanca savatklarn ve utan duymalar iin nedenlerinin olmadn dnyorlard. te yanda ancak kralln yenilmesiyle elde edilen devrim zaferi, onlara ekonomik, siyasal ve in-sansal kazanlar getirmiti. Versailles'a kar tepki gstermenin temeli aa orta snfta aranabilirdi; milliyeti tepki, toplumsal aalanmay ulusal aalanmaya yanstan bir ussallatrmayd. Bu yanstma Hitler'in kiisel gelimesinde aka grlmektedir. O, tipik bir orta snf adam, elinde hibir frsat olmayan, gelecei olmayan bir hiti. Toplum dna itilmilik roln youn bir ekilde hissediyordu. Kavgam adl kitabnda, sklkla kendisinin genliinde "hikimse", "bilinmeyen adam" olduundan sz eder. Bu, temelde kendi toplumsal konumundan kaynaklanyordu geri ama durumunu ulusal simgelerle ussallatrabilirdi. mparatorluun dnda domu biri olduundan toplumsal alanda deil de, ulusal alanda dlanm hissediyordu kendini, ve btn evlatlarnn dnp gelecei byk Alman imparatorluu, onun iin toplumsal saygnlk ve gvence simgesi haline geldi.5 Eski orta snfn bu durumdan kaynaklanan gszlk, kayg ve toplumsal btnden soyutlanmtk duygusu ve ykclk eilimi, Nazizmin tek psikolojik kayna deildi. Kyller, borlu olduklar kentli tefecilere kar fkeliydi; iilerse, 1918'de kazandklar ilk zaferden sonra tm stratejik inisiyatifini yitiren bir liderliin ynetiminde yaadklar srekli siyasal gerileme karsnda byk lde d knklna uramlar ve cesaretlerini yitirmilerdi.
96

Nfusun byk ounluu, genel olarak tekelci kapitalizmin tipik sonucu olarak kabul edilen bireysel nemsizlik ve gszlk duygusunun altnda eziliyordu. Bu psikolojik koullar, Nazizmin nde gelen "nedeni" deildi. deolojinin insan temelini oluturuyorlard, bu temel olmasayd, Nazizm geliemezdi geri, ancak Nazizmin ykseliinin ve zaferinin g-rngsnn bir btn olarak zmlenmesinde, psikolojik koullann 5Adolph Hitler, Mein Kampf (Kavgam), Hurst and Blacket, Londra, 1939, s.3. NAZZM PSKOLOJS 175 yan sra, ekonomik ve siyasal koullar da ele alnmaldr. Bu konuda yazlm olanlarla, bu kitabn amalann gz nnde bulundurduumuzda, burada bu ekonomik ve siyasal sorunlan ele almamza gerek olmad grlecektir. Ancak okura, Nazizmin yerlemesinde byk sanayi temsilcileriyle yan iflas durumundaki Junkerlerin oynad rol anmsatlabilir. Onlann destei olmasayd, Hitler asla kazanamazd, onlann desteiyse, ruhbilimsel etmenlerden ok ekonomik kar anlaylarndan kaynaklanyordu. Bu mlk sahibi snfn karsnda, milletvekillerinin yzde krk mevcut toplumsal dizgeden honut olmayan gruplan temsil eden komnistlerle sosyalistlerden oluan, Alman kapitalizminin en gl temsilcilerine yrekten muhalif olan bir snf temsil eden Nazi milletvekillerinin saysn durmadan artran bir parlamento vard. Bu durumda, ounluu, onlann ekonomik karlanna kar yneltilmi eilimleri temsil eden bir parlamento, onlar iin nnde sonunda tehlikeli olacakt. Demokrasi ilemiyor, dediler. Aslnda, demokrasinin gereinden fazla iledii bile sylenebilirdi. Parlamentoda, Alman nfusunun farkl snflannn karlarn yeterince temsil edecek oran vard, bu nedenle de, parlamenter sistem, artk byk sanayinin ve yan feodal toprak sahiplerinin ayncalklarnn korunmas gereksinimine yant verecek durumda deildi. Bu ayncalkl gruplann temsilcileri, Nazizmden, kendilerini tehdit eden duygusal tepkiyi baka kanallara yneltmesini ve ayn zamanda ulusu kendi ekonomik karlanna hizmet etmeye itmesini bekliyorlard. Genelde, dknklna uramadlar. Kk aynntlarda yanlgya dtler kukusuz. Hitler ve brokrasisi, glerini bu brokrasiyle paylamak ve sk sk ona boyun emek durumunda kalan Thyssenlerin ve Krupplann buyruklanna selam akacak aletler olamazd. Ancak, Nazizm ekonomik adan tm teki snflar iin ykm anlamna geldiyse de, Alman sanayisindeki en gl gruplann karlarn korudu. Nazi sistemi, sava ncesi Alman emperyalizminin "ak kolaylatnlm" ekliydi ve kralln baan-szla urad noktadan akna devam ediyordu. (Bu arada, Cumhuriyetin Alman tekelci kapitalizminin gelimesini kesintiye uratmadn, tersine elindeki olanaklarla gelitirdiini belirtmekte yarar var.) Bu noktada birok okurun aklna u soru gelecektir: Nazizmin psikolojik tabannn eski orta snf olduu yolundaki szlerle, Nazizmin Alman emperyalizminin kartan dorultusunda iledii szleri nasl 176 ZGRLKTEN KAI badatnlabilir? Bu soruya verilecek yant, temelde, kent orta snfnn, kapitalizmin ykselmesi dnemindeki rolyle ilgili soruya verilen yantla ayndr. Sava sonras dnemde, tekelci kapitalizmin tehdidi altnda bulunan snf, orta snf, zellikle de aa orta snf. Kayg, ve bunun sonucunda da kin duygulan uyanmt; insanlar panie kapld, gsz olanlara egemen olmak isteinin yan sra onlara boyun eme tutkusuyla da doldu. Bu duygular, tmyle farkl bir snf tarafndan, kendi karlarna uygun ileyecek bir dzenin kurulmasnda kullanld. Hitler'in bylesine uygun bir ara oluturmasnn nedeni, aa orta snfn kendisini cokusal ve toplumsal olarak zdeletirebilecei kskn, nefret dolu bir kk-burjuva kiiliiyle, Alman sanayicileriyle Junkerlerin karlarna hizmet etmeye hazr bir karcnn zelliklerini zerinde toplam olmasyd. Balangta, orta snfn kurtarcs kimliine brnd, byk maazalarn ortadan kaldrlacan, banka sermayesi egemenliinin yklacan falan vaat etti. Olanlar aka ortada. Bu szlerin hibiri yerine getirilmedi. Ama bunun pek nemi yoktu. Nazizmin herhangi bir gerek siyasal ya da ekonomik ilkesi yoktu ki? Radikal karcln Nazizmin tek ilkesi olduunu anlamak ve kabullenmek ok byk nem tamaktadr. Burada nemli olan, gelimenin normal gidii iinde para ya da g kazanma frsat bulamayan yz binlerce kk-burjuvann, imdi Nazi
97

brokrasisinin yeleri olarak, daha yksek snflar kendileriyle paylamaya zorladklar servet ve saygnlktan byk bir pay alm olmalaryd. Nazi makinasnn yesi olmayanlara, Yahudilerin ve siyasal dmanlann elinden alman iler verilmiti; geri kalanlara gelince, onlara daha fazla ekmek verilmiyordu geri ama, "meydanlar" vard. Bu sadiste grnmlerin ve insanlara, stn rk olduklar duygusunu veren bir ideolojinin sunduu cokusal doyum hi deilse bir sre iin yaamlar ekonomik ve kltrel adan yoksullam insanlar avutabildi. Bylece, baz toplumsal ekonomik deiikliklerin, zellikle de orta snfn kyle, tekelci sermayenin ykseliinin derin psikolojik etki yarattn grm oluyoruz. Bu etkiler, tpk on altnc yzylda dinsel ideolojilerin etkileri gibi siyasal ideoloji sayesinde artrld ya da sistemletirildi ve bu ekilde ortaya kan ruhsal gler, o snfn balangtaki ekonomik karlarnn tersi ynde etkili oldu. Nazizm, bir yandan aa orta snfn eski toplumsal ekonomik durumunun NAZtZM PSKOLOJS 177 yklmasna katkda bulunurken, bu insanlar psikolojik olarak canlandryordu. Bu snfn cokusal enerjilerini, Alman emperyalizminin ekonomik ve siyasal amalan iin mcadelede nemli bir g haline gelecek ekilde harekete geirdi. Ileriki sayfalarda, Hitler'in kiiliini, retilerini, Nazi dizgesinin '"yetkeci" diye adlandrdmz kiilik yapsnn an bir biimini oluturduunu ve bu nedenle nfusun az ok ayn kiilik yapsna sahip blmlerinde gl bir etki yarattn gstermeye alacaz. Hitler'in zyaamyks, yetkeci kiiliin ok iyi bir rneini sergilemektedir, bu Nazi yaznn en iyi temsil eden belge olduundan Nazizm psikolojisini zmlemede onu temel kaynak olarak ele alacam. Yetkeci kiiliin z, sadist ve mazoist itkilerin ayn anda varlk gstermesi eklinde tanmlanmtr. Sadizm, bir baka insan zerinde az ya da ok ykclkla kark snrsz yetke uygulamay amalamak olarak anlalr; mazoizm, kiinin kendisini yenilmez byklkte bir g iinde eritmeyi ve onun gcnn ve utkusunun bir paras olmay amalar. Sadist eilimler de, mazoist eilimler de soyutlanm bireyin tek basma ayakta durabilme yetersizliiyle bu yalnzl yenecek bir ortakyaamsal iliki gereksinmesinin sonucudurlar. Sadiste egemenlik kurma zlemi, Kavgam'da eitli biimlerde dile getirilmitir. Hitler'in tipik sadist yaklamyla kk grd ve "sevdii" Alman kuleleriyle olan ilikisinde olduu gibi, sadizminin nemli bir paras olan ykc eleri ynellttii siyasal dmanlanyla olan ilikilerinde de bu zlem belirleyici zellii oluturmaktadr. Hitler, kitlelerin, egemenlik kurmaktan saladklan doyumdan sz eder. "Onlar, gllerin utkuya ulamasn, gszlerinse ortadan kaldrlmasn ya da koulsuz teslim olmasn isterler."6 Zayfa egemen olmak yerine glye boyun een ... kadnlar gibi, kitleler yalvaran deil, yneteni severler ve iten ie, liberal zgrln verilmesinden baka rakip tanmayan bir reti onlar ok daha fazla doyurur; ou kez bu zgrl ne yapacaklarn arrlar hatta abucak kendilerini terk edilmi hissederler. Tinsel olarak ken6A.g.y., s. 469. 178 ZGRLKTEN KAI dilerini dehete dren kstahl da kavrayamazlar, insansal zgrlklerinin insafszca engellenmesini de, nk retideki aldatmaca hibir ekilde kafalarna dank etmez? Propagandada temel etmenin, konumacnn, kendi stn gcyle dinleyenlerin iradesini yenmesi olduunu anlatr. zleyicilerin bedensel yorgunluunun, nerileri kabul etmelerinde olumlu bir etmen oluturduunu sylemekten bile ekinmez. Miting iin en uygun saatin ne olaca konusunda da unlar syler: Sabah, hatta gndz saatleri, insan iradesinin bir bakasnn iradesini ve grn kabule zorlanmaya kar koyma gcnn en fazla olduu saatler olarak biliniyor, insanlar, akamlan, kendilerininkinden daha gl bir iradenin egemen gcne daha kolay boyun eerler. nk, bu tr mitingler, birbirine kar olan iki g arasndaki bir gre karlamas gibidir. Buyururucu bir peygambersilik tayan stn konuma yeteneine sahip biri, bu saatlerde, direnme gleri en doal ekilde zayflam insanlar zihinlerinin ve irade glerinin enerjilerini tam anlamyla denetleyebilen insanlara kyasla ok daha kolay kazanabilir.8
98

Hitler boyun eme zlemi yaratan koullar, ok iyi bilmekte ve bir mitinge katlan bireyin durumunu ok iyi betimlemektedir: Yeni bir harekete katlmakta olan, kendini yalnz hisseden ve kolayca yalnz kalmak korkusuna kaplan birey, yaamnda ilk kez, daha byk bir topluluun tablosuyla, ou insanda glendirici ve yreklendirici etkisi olan bir grnmle karlaacaktr, ite yalnz bu nedenle bile kitle mitingi gereklidir. ...Yaamnda ilk kez kk atel-yesinden ya da iinde kendisini kk hissettii byk kuruluundan kp da, bir kitle mitinginin ortasna adm atan ve ayn inanca sahip binlerce ve binlerce insanla evrilen kiinin... kendisi de kitle telkini dediimiz gizemli etkiye yenik decektir. 9 1 A.g.y., s. 56. A.g.y., s. 710 ve devam. 9A.g.y., s. 715,716. NAZZM PSKOLOJS 179 Goebbels de ynlar ayn ekilde, tanmlar "insanlar, doru drst ynetilmekten baka bir ey istemezler," der Michael adl romannda10 "Heykeltra iin ta neyse" insanlar da odur onun iin. "Renk, ressam iin ne kadar kk bir sorunsa, lider iin kitle de o kadar kk bir sorundur."11 Goebbels bir baka kitapta da, sadist kiinin nesnelerine bamlln doru olarak betimliyor; bir baka insan zerinde yetke kurmamas halinde ne denli zayf ve bo hissedeceini, bu yetkenin kendisine yeni g kazandracan sylyor. te Goebbels'in kendi iinde olan bitenin kendi diliyle betimlenmesi: "Kii bazen derin bir kntye kaplr. Bunu yenmesinin tek yolu, tekrar kitlelerin karsna gemektir. nsanlar, bizim gcmzn emeleridirler."12 Nazilerin liderlik diye adlandrd o zel yetke trnn etkileyici bir aklamas, Alman emeki cephesi lideri Ley'in szlerinde dile gelmitir. Bir Nazi liderinde olmas gereken zelliklerden ve liderlerin eitimlerindeki amatan sz ederken yle diyor: Bu adamlarn peinde srkleme, yol gsterme, bakalarnn efendisi olma yani tek kelimeyle ynetme iradelerinin olup olmadna bakyoruz... Ynetmek, ve bunun zevkine varmak istiyoruz... Bu adamlara ...yaayan bir canl zerinde kesin egemenlik duygusunu vermek iin, at binmeyi reteceiz.13 Hitler'in eitimin amalarn anlatan grlerinde de gcn nemi vurgulanmtr. rencinin "btn eitimi ve gelimesi, ona kesinlikle bakalarndan stn olduu inancn vermeye yneltilmelidir," der.14 Bir baka yerde, bir erkek ocuuna, hakszla kar koymakszn dayanmann retilmesi gerektiini sylemesi, okura artk umarm garip gelmeyecektir. Yetke zlemiyle boyun eme arzusu arasndaki sado-mazoist belirsizlikte grlen tipik bir elikidir bu. 'Joseph Goebbels, Michael, F. Eher, Mnih, 1936, s. 57. A.g.y., s.21. o 11 12Goebbels, Vom Kaiserhof zur Rechskanzlei, F. Eher, Mnih, 1934, s. 120. Ley, Der Weg zur Ordensburg, Sonderdruck des Reichsorganisationsleiters der NSDAP fr das Fhrercorps der Partei; Konrad Heiden'in, Ein Matn gegen, Europa (Zrih, 1937) adh kitabndan alnt. 14Hitler, Kavgam, s.618. 180 ZGRLKTEN KAI "Sekinler"i, Nazi liderlerini srkleyen, kitleler zerinde yetke sahibi olma arzusudur. Yukardaki alntlarn hepsi de, bu yetke arzusunun zaman zaman nerdeyse artc bir akyreklilikle dile getirildiini gstermektedir. Kimi zaman, ynetilmenin, kitlelerin arzu ettii eyin ta kendisi olduu vurgulanlarak, bu arzu daha az saygsz biimlerde dile getirilmektedir. Bazen de kitleleri pohpohlamak ve bylece onlara kar duyulan alayc kmsemeyi gizlemek gerektiinden, yle hilelere bavurmak durumunda kalrlar: ilerde greceimiz zere Hitler iin az ok yetke itkisiyle zde olan kendini koruma igdsnden sz ederken, Ari rktan bir insanda kendini koruma gds ok soylu bir biime ulamtr, "nk o, kendi egosunu, topluluun yaamna severek baml klar ve eer gerekirse ondan vazgeer," der.15 Her ne kadar iktidarn asl zevkini "liderler" karsa da, kitleler de sadiste doyumdan yoksun
99

braklmamlardr. Almanya'daki, ve daha sonra zayf ya da kokumakta olan diye tanmlanan uluslardaki siyasal ve rksal aznlklar, kitleleri besleyen sadizmin nesnesi oldular. Hitler ile brokrasisi, Alman kitleleri zerindeki yetke ve glerinin tadn karrken, bu kitlelere de baka uluslar zerinde yetke sahibi olma ve dnyaya egemen olma tutkusuyla gdlnmeleri retildi. Hitler, kendisinin ya da partisinin amacnn dnyaya egemen olmak olduu yolundaki arzusunu dile getirmekten ekinmez. Pasifizmle alay ederek yle der: "Standard ok yksek, daha nce dnyay fethetmi, ve kendisini bu krenin tek efendisi klacak ekilde yeryzn dize getirmi biri iin pasifist-insanclk fikri pek fena saylmaz..." (Kavgam, s. 394 ve devam) Gene yle der: "Irklarn zehirlendii bir dnemde, kendisini en iyi rksal elerini gelitirmeye adam bir devlet, bir gn dnyann efendisi olacaktr." (s. 994) Hitler genellikle kendi iktidar arzusunu ussallatrmaya ve hakl karmaya alr. Belli bal ussallatrmalar unlardr: Dier halklar zerinde egemenlik kurmas halklarn ve dnya kltrnn iyilii iin gerekletirilmektedir; iktidar arzusunun kkleri, doann ezeli yasalarnda bulunmaktadr; onun yapt tek ey, bu yasalar kabul edip uygulamaktr; kendisi, daha yksek bir gcn Tanr, Yazg, Tarih ve 15 A.g.y., s.408. NAZZM PSKOLOJS 181 Doann buyruklarn yerine getirmektedir; egemenlik kurma giriimleri, dierlerinin kendisini ve Alman halkn egemenlii altna alma giriiminde bulunanlara kar bir savunmadan baka bir ey deildir. Tek istedii bar ve zgrlktr. ilk tr ussallatrmaya bir rnek, Kavgam 'dan alnan aadaki paragrafta grlmektedir "Alman halk, tarihsel gelimesi iinde, baka halklarn tadn kard bu grup birliine sahip olsayd, Alman imparatorluu bugn belki de bu krenin efendisi olurdu." Hitler'e gre, Almanya'nn dnyaya egemen oluu, "parayla tutulmu sulu gzl pasifist at kadnlarn palmiye dallaryla desteklenen bir bara deil, dnyay daha yksek bir kltrn hizmetine sokan stn bir halkn muzaffer klcyla kurulmu bir bara" yol aabilirdi, (s. 598 v.d.) Hitler'in, son yllarda, amacnn yalnzca Almanya'nn selametini korumak olmad, edimlerinin, genelde uygarln karlarn en iyi koruyan edimler olduu yolunda verdii gvenceleri her gazete okuru ok iyi bilmektedir.16 iktidar arzularnn doann yasalarndan kaynakland yolundaki ikinci ussallatrmas yalnzca bir neden uydurma olarak kalmaktadr; bu ayn zamanda, zellikle Hitler'in Darwinciligi kabaca basite indirgemesinde grld zere, kiinin kendi dnda bir gce boyun emesi isteinden kaynaklanmaktadr. Hitler, "insan topluluklarnn olumasnn ilk nedeninin, trlerin korunmas gds" olduunu kabul eder. (s. 197) Bu kendini koruma igds, glnn, zayf egemenlii altna almas savama,, ekonomik olarak da giderek en elverili olann yaamn srdrmesine yol aar. Kendini koruma igdsnn, bakalar zerinde egemenlik kurma ile zdeletirilmesi, Hitler'in u grnde ok arpc biimde dile getirilmitir: "insanolunun ilk kltr, kukusuz, evcilletirilmi hayvanlardan ok, aa insanlarn kullanlmasna bal oldu." (s. 405) Kendi sadizmini, "btn bilgeliin zalim Kraliesi" dedii doaya mal eder, doann koruma yasasysa, "kanlmaz gereklilik yasasna ve bu dnyada zaferi, en iyinin ve en glnn kazanmas hakkna baldr." (s. 396) 16 Bu kitap 1941 ylnda yazlmtr. (ev.) 182 ZGRLKTEN KAI Bu kaba Darwincilik konusunda "sosyalist" Hitler'in liberallerin snrsz rekabet ilkelerini geride braktn grmek ilgintir. eitli ulusu gruplar arasnda ibirlii kurulmasna kar olduunu dile getiren bir polemikte yle der: "Bu trden bir birleme, enerjilerin serbest hareketine engel olur, en iyiyi seme savamn durdurur; bunun sonucu olarak da, daha salkl ve daha gl olann gerekli ve nihai zaferi sonsuza dek engellenmi olur." (s.761) Bir
100

baka yerde de enerjilerin serbest dolamnn yaamn bilgelii olduundan sz eder. Darwin'in kuram, kendi snrlan iinde sado-mazoist nitelikli duygularn dile getirilmesi deildir. Tersine, kuram, yandalarnn ou iin insanolunun daha ileri bir evrim geirerek kltrn daha st dzeylerine ulamas umudunu yaratmtr. Ancak Hitler'e gre bu, kendi sadizminin bir anlatm ve ayn zamanda onu hakl gsterme aracyd. Danvinci kuramn kendisi iin tad psikolojik nemi, saflkla ortaya koyar Hitler. Mnih'te henz taninmam bir adam olarak otururken, sabah saat bete uyanlm. "Kk odada yaayan kk farelere ekmek ya da krnt atar, sonra da bu gln hayvanlarn o birka krnty kapmalarn seyreder"mi. (s. 295) Bu "oyun", kk apta bir Darwinci "yaam mcadelesi"ymi. Hitler'e gre bu Romal Sezarlarn arenalarnn burjuva karl ve oluturaca tarihsel arenann ilk rneiydi. Sadizmi iin uydurduu son neden ya da ussallatrma, yani bu duygusunu bakalarnn saldrsna kar bir savunma olarak hakl karmas, Hitler'in yazlarnda sk sk dile gelir. Kendisi ve Alman halk, her zaman iin masum taraftr, dmanlarsa, sadist hayvanlardr. Bu propagandann byk bir blm, bir amala sylenen bilinli yalanlardan olumaktadr. Ancak burada ksmen, paranoid sulamalarda grlen trden bir duygusal "itenlik" vardr. Bu sulamalar her zaman iin kiinin sadizminin ya da ykclnn rlplak ortaya konulmasna kar bir savunma ilevi grrler. u formle gre ilerler: Sadiste niyetleri olan sensin. Dolaysyla ben masumum. Hitler'de bu savunma mekanizmas an lde usddr, nk dmanlann, baya ak yreklilikle kendi amalan olduunu itiraf ettii eyleri yapmakla sulamaktadr. Nitekim Yahudileri, Komnistleri ve Fran-szlan, kendi edimlerinin en yasal amalan olduunu syledii eylerle sulamaktadr. Bu elikiyi ussallatrmalarla rtmek zahmetini pek gstermez. Yahudileri, zorunlu olarak ortaya kacak melezlemeyle NAZZM PSKOLOJS 183 beyaz rk yok etmek ve "bylece de kendilerini efendi konumuna ykseltmek" (s. 448 v.d.) amacyla Fransz Afrikas'ndan Ren'e birlikler getirmekle sular. Hitler, kendi rknn en soylu amac olduunu iddia ettii eylerle bakalann sulamadaki elikiyi sezmi olsa gerektir, nk, Yahudilerdeki kendini koruma igdsnn, Arilerdeki efendi olma itkisinde grlen idealist zellikten yoksun olduunu syleyerek (s. 414) elikiyi ussallatrmaya alr. Ayn sulamalar, Franszlara kar da kullanlr. Hitler onlan Almanya'y boup gcn elinden almak istemekle sular. Bu sulamay, "Franszlara Avrupa'y egemenlikleri altna alma itkisini" (s. 966) yok etme gereklilii iin bir sav olarak ne srerken, yerinde olsa, kendisinin de Clemenceau gibi davranacan itiraf eder. (s. 978) Komnistler acmaszlkla sulanr, Marxizmin baansysa siyasal iradesine ve eylemci acmaszlna balanr. Ama Hitler ayn zamanda unlar syler: "Almanya'da eksik olan acmasz yetkeyle dahice siyasal niyetlerin el ele vermesiydi." (s. 783) 1938 ek bunalm ve imdiki sava, ayn trden birok rnek salamtr. Bakalarnn basksna kar bir savunma eklinde aklanmayan hi bir Nazi basks uygulamas yoktur. nsan bu sulama-lann yalnzca yalan olduunu, Yahudilere ve Franszlara yneltilen sulamalarda izine rastlanan paranoyak "itenlik"ten yoksun olduunu varsayabilir. Ama gene de kesin bir propaganda deeri tamaktadrlar ve nfusun bir blm, zellikle de kiilik yaps nedeniyle bu trden paranoyak sulamalara kar hassas olan aa orta snf, onlara inanmlardr. Hitler'in gszlere kar duyduu kmseme, aalama, siyasal amalar kendisinin de amalar olduunu ne srd ulusal zgrlk iin savama amacyla benzerlik tayan insanlardan sz ederken zellikle aa kmaktadr. Hitler'in, ulusal zgrlk peinde kotuunun iten bir davran olmad, belki de en iyi, gsz devrimcileri azarlamasnda dile gelmektedir. Nitekim, balangta Mnih'te arala-nna katld kk Nasyonal Sosyalist gruptan alayc ve aalayc bir tavrla sz eder. Gittii ilk toplantdaki izlenimi yledir: "Korkun, korkun; en berbat kulp kurma yolu buydu. Ve imdi ben bu kulbe mi ye olacaktm? Sonra yeni yelikler tartld, bu benim yakalanmam anlamna geliyordu." (s. 298) 184 ZGRLKTEN KAI Onlardan, sunduu tek stnlk, "gerek kiisel etkinlik frsat vermek" olan "kk, sama
101

bir kurulu" olarak sz eder. Hitler, mevcut byk partilerden hibirine asla katlmayacan syler, bu, tam ona zg bir tutumdur. Zayf ve deersiz olduunu hissettii bir grupta ie balamak zorundadr nk. Mevcut yetkeyle savamak ya da eie-riyle yarmak durumunda olduu bir toplulukta giriimcilii ve cesareti uyanlamazd. Hintli devrimciler konusunda yazdklarnda da gszlere kar duyduu aalamay dile getirir. Ulusal zgrlk slogann, kendi amalan iin herkesten fazla kullanan adam, gleri olmayan, buna karn gl Britanya imparatorluuna saldrmaya cesaret eden devrimcilere karr aalamadan baka hibir duygu beslememektedir. yle yazar: O dnemde Avrupa' da dolaan birtakm Asyal fakirler, ya da ne bileyim, baz gerek Hintli "zgrlk Savalar" aslnda hayli akll olan insanlar, temel ta Hindistan olan Britanya mparatorluunun, kmenin eiinde bulunduu fikrine inandrmay baarmlard. Ama Hintli isyanclar bunu hibir zaman baaramazlar. ... Sakatlarn oluturduu bir birliin gl bir devleti ykmas, dpedz olanakszdr. ...Ben, kendi ulusumun geleceiyle, u "ezilen uluslar" diye adlandrlanlarn yazgs arasnda bir ba kurmam asla, nk o rkn aa bir rk olduunu biliyorum, bu kadar basit. (s. 955 ve devam) Sado-mazoist kiiliin tipik zellii olan, glye kar sevgi gsze kar kin duymak, Hitler'in ve izleyicilerinin siyasal edimlerini byk lde aklamaktadr. Cumhuriyeti hkmet, Nazilere lml davranarak onlar "yattrabileceini" sandysa da, yattrmak buyana, gsterdii gszlk ve kararszlkla onlarn nefretini uyandrd. Hitler, Weimar Cumhuriyetinden nefret etti nk cumhuriyet ok zayft, snai ve askeri liderlere hayrand, nk onlar glyd. Asla mevcut gl iktidarlara kar deil, temelde gsz olduklarn sand gruplara kar savat. Hitler'in hatta, Mussolini'nin "devrimi" mevcut iktidarn korumas altnda gerekleti, ikisinin de en gzde nesneleri ya da uyruklar, kendilerini savunamayanlard. Hitler'in Byk Britanya'ya kar tutumunu dier etmenlerin yannda, bu psikolojik kompleksin belirledii bile sylenebilir. Britanya'nn gl NAZZM PSKOLOJS 185 olduunu hissettii srece onu sevdi ve ona hayranlk duydu. Kitabnda, Britanya'ya kar duyduu bu sevgi aka grlmektedir. Mnih'ten nce ve sonra ingilizlerin durumundaki gszl grnce, sevgisi nefrete ve onu yoketme isteine dnt. Bu adan bakldnda, "yattrma", Hitler'inki gibi bir kiilikte dostluk deil, kin uyandracak bir politikayd. Buraya kadar Hitler'in ideolojisindeki sadist ynden sz ettik. Ancak, yetkeci kiilii tartrken grdmz gibi, sadist ynnn yamsra bir de mazoist yn var kiiliinin. Umarsz yaratklar zerinde iktidar sahibi olma arzusundan baka bir de, ezici bir gce boyun eme, benliini yok etme arzusu var. Nazi ideolojisinde ve uygulamasndaki bu mazoist yn, en ok kitleler sz konusu olduunda kendini gstermektedir. Kitlelere tekrar tekrar bireyin hi bir ey olmad, bir eyden saylmad sylenmitir. Birey bu kiisel nemsizlii kabul etmeli, kendisini daha yksek bir gcn iinde erit-meli ve bu yksek gcn kuvvetine ve utkusuna katlmaktan gurur duymaldr. Hitler, kendi idealizm tanmnda bu fikri aka dile getirir: "Yalnz ve yalnz idealizm, insanlarn gcn ve kuvvetin stnln bilerek kabul etmelerine yol aar ve bunun sonucunda onlar, btn bir evreni youran ve biimlendiren dzenin iinde bir toz zerresi haline getirir." (s. 411) Goebbels, sosyalizm dedii eyi benzer ekilde tanmlar: "Sosyalist olmak," diye yazar, "Ben'i sen'e boyun edirmektir; sosyalizm, bireyi btne feda etmektir."17 Bireyi feda etmek ve onu bir toz zerresine, bir atoma indirgemek, Hitler'e gre, kiinin bireysel grn, karlarn ve mutluluunu feda etmesi anlamn tar. Bu feda etme, yelerini oluturan "bireylerin kendi kiisel grlerini ve karlarn temsil etmeyi reddettii..." (Kavgam s. 408) siyasal rgtn zdr. "zgecilii" ver Hitler ve "insanlarn kendi mutluluklar peinde koarken cennetten uzaklap cehenneme deceklerini" (s. 412) retir. Eitimin amac, bireye kendini ortaya koymamay retmektir. Daha okul sralarnda bir ocuk, "yalnzca hakl olarak sulandnda suskun kalmay renmekle kalmamal, gerekirse, hakszla da suskunluk iinde katlanmay renmelidir." (s. 620 v. d.) Nihai hedefi konusunda unlar yazar: 17 Goebbels, Michael, s. 25. 186
102

ZGRLKTEN KAI Bir halkn oluturduu devlette halkn yaam gr, sonunda insanlarn kpekleri, atlan ve kedileri daha iyi beslemekle deil de, insanolunun dzeyini ykseltmekle urat a, birinin bilerek ve sessizce reddettii, dierinin sevinerek verdii ve feda ettii bir dnemi balatmay baarmak zorundadr, (s. 610) Bu szler biraz artcdr. "Bilerek ve sessizce reddeden" birey tipinin tanmndan sonra, bunun tersi bir tipin, belki de yol gsteren, sorumluluk alan, ya da buna benzer bir tipin tanmlanmasn bekliyor insan. Ama Hitler, bu "dier" tipi de feda etme yeteneiyle tanmlyor. "Sessizce reddetmek" ile "sevinerek feda etmek" arasndaki fark anlamak g. Bir tahminde bulunmak gerekirse, sanrm, Hitler aslnda teslim olmak durumundaki kitlelerle, ynetmek durumunda olan yneticiler arasnda bir ayrm yapmak istiyordu aslnda. Ama bazen, kendisinin ve "sekinlerin" iktidar arzusunu aka itiraf etse de, ou kez yadsyor. Bu cmlede pek ak yrekli olmak istememi anlalan, ve bu yzden ynetme arzusunun yerine "sevinerek vermek ve feda etmek" szcklerini koymu. Hitler, felsefesindeki benlii yadsma ve feda etmenin, ekonomik koullar mutlu olmalarna izin vermeyenler iin dnldn aka kabul etmektedir. Kiisel mutluluu her birey iin olas klacak bir toplumsal dzen getirmek istiyor deildir; onlar kendi benliini ykma yasasna inandrmak iin yoksulluklarn smrmek istemektedir. "Kiisel yaamlar, dnyann en byk serveti anlamna gelemeyecek kadar yoksul olanlarn oluturduu o byk orduya eviriyoruz yzmz," der (s. 610) byk bir ak yreklilikle. Bu benliini feda etme tlerinin amac ortadadr: Liderin ve "sekin"in iktidar arzusunun gereklemesi iin, kitleler kendilerini teslim etmek ve boyun emek zorundadr. Ancak bu mazoist zlem, Hitler'de de vardr. Ona gre kendisini teslim ettii stn g, Tanr, Yazg, Gereklilik, Tarih ve Doadr. Aslnda btn bu szler, ona gre aa yukar ayn anlam tamakta, yenilmez lde byk bir gc simgelemektedirler. zyaamyksne, "Yazgnn, doum yerim olarak Braunau'yu semesini talihlilik" (s. 1) olarak deerlendirmekle balar. Daha sonra devamla, btn Alman halknn tek bir devlet iinde bir araya getirilmesi gerektiini, nk ancak o zaman, bu devlet NAZZM PSKOLOJS 187 hepsine birden kk geldiinde, gerekliliin halka "toprak elde etme yolunda ahlaksal hak" sunacan syler, (s. 3) 1914-18 savandaki yenilgi, ona gre, "ilahi yarg'ran verdii hak edilmi bir ceza"yd. (s. 309) Baka rklarla kansan uluslar, "ezeli Tanr iradesine kar gnah ilemi" oluyorlard (s. 452) ya da bir baka yerde dile getirdii zere, "Ezeli Yaradan'm iradesine kar gnah iliyorlar"d. (s. 392) Almanya'nn grevini saptayan "evrenin Yaratcs"yd. (s. 289) Tanr insanlardan stnd, nk neyse ki insan insan kandrabilirdi, ama "Tanrya rvet verilemez"di. (s. 972) Belki de Hitler'i Tann'dan, Yaradan'dan ve Yazgdan daha ok etkileyen g,.Doa'yd. Son drt yz yldr tarihsel gelimedeki eilim, Doann egemenliini kaldrp insanlarn doaya egemen olmasn salamakt geri ama, Hitler insanlarn ynetilmesi gerektii ve ynetilebilecei, Doann ynetilemeyecei konusunda srarl, insanlk tarihinin belki de hayvanlarn evcilletirilmesiyle deil, aa insanlarn zerinde egemenlik kurmakla balad yolundaki szlerini daha nce aktarmtm. nsann Doay fethedebilecei fikrini kmsyor ve Doann fatihi olabileceklerine inananlarla alay ediyor; "oysa ellerinde bir 'fikir'den baka silah yok," der o. insann "doaya egemen olmadn, ama, Doann birka yasas ve gizi zerindeki bilgiye dayanarak, bu bilgiden yoksun dier canl varlklarn efendisi konumuna ykseldiini" syler, (s. 393 v.d.) Burada da gene ayn fikri gryoruz: Doa,'bizim buyruklarna uymamz gereken byk gtr; egemenlik altna alacamz eyse, yaayan canllardr. Yetkeci kiilik iin temel zellik olduklarn anlatm olduumuz iki eilimin Hitler'in yazlarnda bulunduunu gstermeye altm. Bu iki zellik, insanlar zerinde iktidar sahibi olma zlemi ile, ezici byklkteki bir d gce boyun eme zlemiydi. Hitler'in fikirleri, Nazi partisinin ideolojisiyle aa yukar ayndr. Bu kitapta dile getirilen fikirler, kitlelerin partisini izlemesini salayan saysz konumasnda dile getirdii szlerdir. Bu ideoloji, aalk
103

duygusuyla, yaama kar duyduu nefretle, ilecilik ve yaamdan zevk alanlara kar besledii kskanlkla sado-mazoist zlemlere ortam salayan kiiliinden kaynaklanmaktadr; ve bu ideoloji, benzer kiilik yaplan sayesinde, bu retileri ekici bulan ve onlarla heyecanlanan, kendi hissettiklerini dile getiren adamn ateli izleyicileri haline gelen insanlara sunulmutur. Ama aa orta snf doyuran, yalnzca Nazi ideV 188 ZGRLKTEN KAI olojisi deildi; siyasal deneyim, ideolojinin vaatlerini gerekletirmiti. Herkesin kendi zerinde boyun eecei birine, aasnda da egemenlik kurabilecei birine sahip olduu bir astlk stlk durumu yaratlmt; tepedeki adamn, liderin zerindeyse, kendini iinde eritebilecei g olarak Yazg, Tarih, Doa vard. Dolaysyla Nazi ideolojisi ve uygulamas, nfusun bir blmnn kiilik yapsndan kaynaklanan arzularn doyuruyor ve egemenlik ve boyun emenin zevkini karamamakla birlikte, teslim olmu, yaama olan, kendi kararlarna, her eye olan inancndan vazgemi insanlara yn veriyor, onlara ne yapacaklarn sylyordu. Bu sylediklerimiz, Nazizmin gelecekteki kalclyla ilgili bir ngr oluturmaya elverili ipucu oluturuyor mu? Kendimi tahminlerde bulunmaya yetkili grmyorum. Ama gene de tartmakta olduumuz ruhbilimsel ncllerin sonular gibi birka nokta ele alnmaya deer grlebilir. Ruhbilimsel koullar erevesinde, Nazizm, nfusun cokusal gereksinimlerini karlamyor mu, ve bu ruhbilimsel ilem, onun giderek artan sarsmazln salayan etmenlerden biri deil mi? imdiye dek sylenenlerden, bu sorunun yantnn olumsuz olduu anlalyor, insan bireysellii olgusu, btn "ilk balarn" yok edilmesi, ya da tersine evrilebilen sreler deildir. Ortaa dnyasnn yklmas drt yz yl srmtr ve amzda tamamlanmaktadr. Btn sanayi dizgesi, btn bu retim hiimi, ortadan kaldrlp sa-nayincesi dzeyine dndrlmedii srece, insanolu, kendisini evreleyen dnyadan tmyle ortaya km bir birey olarak kalacaktr. nsanolunun bu olumsuz zgrle dayanamayacan grdk; vazgetii ilk balarn yerini alacak yeni bir balla snmaya abaladn grdk. Ancak bu yeni balar, dnyayla gerek bir birlii oluturmuyor. Yeni gvenliin bedelini, kendi benliinin btnselliini feda ederek dyor. Kendisiyle bu yetkeler arasndaki gerek atallama ortadan kalkmyor. Bilinli, gnll olarak boyun ese bile yaamn engelliyor, ktrmletiriyorlar. te yanda, iinde bir "atom" zerreciine dnt, ama ayn zamanda bir birey haline gelmesi iin kendisine her trl gizilgc sunan bir dnyada yayor. ada sanayi dizgesi gerekten de herkes iin ekonomik adan gvenli bir yaam sreci retme yetisine sahip olmakla kalmyor, hem alma saatlerini byk lde azaltyor, hem de insann zihinsel, NAZZM PSKOLOJS 189 duyusal ve cokusal gizilglerini tam anlamyla dile getirmesi iin gerekli maddi taban yaratma yetisini iinde barndryor. Yetkeci ideoloji ve uygulamann ilevi, nevrotik belirtilerin ileviyle kyaslanabilir. Bu tr belirtiler, dayanlmaz ruhbilimsel koullarn sonucu olduklar gibi, yaam mmkn klan zmler de nerirler. Ama gene de mutlulua ya da kiiliin gelimesine yol aan bir zm deillerdir. Nevrotik zm gerekli klan koullan deitirmezler. nsan doasnn dinamizmi, onlar elde etme olaslnn bulunduu durumlarda, daha doyurucu zmler arama eilimi gsteren nemli bir etmendir. Bireyin yalnzl ve gszl, kendisinde gelien gizilglerini gerekletirilmesi ynndeki araylar, ada sanayide retim kapasitesinin artt olgusu, giderek artan zgrlk ve mutluluk araynn temellerini oluturan dinamik etmenlerdir. Or-takyaama snma, ekilen acy bir sre iin hafifletebilir, ama ortadan kaldrmaz, insanln tarihi, bireysellemenin gelimesinin tarihidir, ama ayn zamanda zgrln gelimesinin de tarihidir. zgrlk aray bir fiziktesi g deildir ve doal yasalarla aklanamaz; bireyselleme srecinin ve kltrn gelimesinin kanlmaz sonucudur. Yetkeci dizgeler, zgrlk arayn douran temel koullan ortadan kaldramazlar; bu koullardan kaynaklanan zgrlk arayn da yok edemezler.
104

II! VII. BLM ZGRLK VE DEMOKRAS 1. BREYSELLK YANILSAMASI JUuNDAN NCEK blmlerde, genel olarak ada sanayi dizgesinde ve zellikle de bunun tekelcilik aamasnda kendisini gsz ve yalnz, kaygl ve gvenceden yoksun hisseden bir kiiliin gelimesine neden olan etmenleri gstermeye altm. Almanya'da, nfusun bir blmn, yetkeci kiilik diye tanmladm kiilik tipine seslenen bir ideoloji ve siyasal uygulama iin verimli toprak haline getiren koullan tarttm. Peki, biz ne durumdayz? Demokrasimizi yalnzca Atlantik tesindeki faizm ya da kendi saflarmzdaki "yatan hainleri" mi tehdit ediyor? Byle olsayd, durum ciddi ama tehlikesiz olurdu. Ancak ierden ve dardan yneltilen faizm tehlikelerini ciddiye almak gerekmekle birlikte, faizmin her yerde ykselmesine neden olacak verimli topraklar salayan grngnn, yani bireyin gszl ve nemsizlii grngsnn, kendi toplumumuzda da yaandn grmemekten daha byk bir yanl ve daha ar bir tehlike yoktur. Bu szler, ada demokrasinin, bireyi btn dsal basklardan kurtararak gerek bireysellii gerekletirdii yolundaki allm dnceye meydan okumaktadr. Biz, herhangi bir d yetkeye bal olmamaktan, duygu ve dncelerimizi dile getirme zgrlne sahip olmaktan gurur duyarz, ve bu zgrln bireyselliimizi kendiliinden garanti altna almasn, olaan, doal bir verilmi hak olarak kabul ederiz. Ne var ki, dncelerimizi ifade etme hakk, ancak ve ancak, kendimize ait dncelere sahip olabilmemiz halinde bir anlam tar; d yetkeden bamsz olmak, ancak ve ancak isel ruhbilimsel 192 ZGRLKTEN KAI koullarn, kendi bireyselliimizi kurmamz olas klmas halinde uzun sreli bir kazan saylabilir. Bu amaca ulatk m, ya da hi deilse yaklayor muyuz? Bu kitap insan etmenini ele almtr; dolaysyla amac tam da bu soruyu eletirel yaklamla zmlemektir. Bunu yaparken, daha nceki blmlerde verilen ipularn deerlendireceiz. zgrln iki ynnn ada insan asndan tad anlam tartrken, amzda bireyin giderek artan soyutlanmln ve gszln yaratan ekonomik koullara iaret etmitik; ruh-bilimsel sonular tartrken, bu gszln yetkeci kiilikte grlen trden kaa yol atn, bunun olmamas halindeyse, iinde soyutlanm bireyin bir robot haline geldii, kendini yitirdii ama bununla birlikte bilinli olarak kendisini zgr, yalnzca kendisine tabi bir kii olarak alglad srete, zorlanml bir uyum salamaya yol atn gstermitik. Burada, yalnzca birka nemli rnee yer verebiliriz geri ama, kltrmzn bu uyum salama eilimini nasl beslediini ele almak nem tamaktadr. Kendiliinden ortaya kan duygulann bastrlmas ve dolaysyla gerek bireyselliin gelimesi, ok erken yalarda, hatta, bir ocuun ilk eitiminde balar.1 Eitimin gerek amac, ocuun isel bamszln, bireyselliini, gelimesini ve btnselliini ge-litirmekse, eitimin kendiliindenliin bastrlmasna yol at anlamna gelmez bu. Bu trden bir eitimde bymekte olan ocua zorunlu olarak benimsetilebilecek kstlamalar, aslnda gelime ve byme srecini destekleyen geici nlemlerdir. Ancak bizim kltrmzde, eitim daha ok kendiliindenliin ortadan kalkmas ve kiinin kendinden kaynaklanan zgn ruhsal edimlerinin yerine dardan zorla benimsetilen duygu, dnce ve arzularn konulmasyla sonulanr. (Gene sylyorum, zgn derken, daha nce baka hi kimse tarafndan dnlmemi bir fikri deil, bireyin kendi iinde doan, kiinin kendi etkinliinin sonucu olan, bu anlamda kendisinin olan dnceyi anlatmak istiyorum.) ylesine bir rnek seecek olursak, en erken bastrlan duygulardan birinin dmanlk ve honutsuzluk duygulan olduunu syleyebiliriz. Her eyden nce ocuklann ou, geliAnna Hartoch'un (M. Gay, A. Hartoch, L. B. Murphy ile birlikte, Sarah Lawrence Ana Okulu ocuklar zerine ortaklaa yaptklar ve yaknda yaymlanacak olan bir almayla ilgili) yazsna gre ile be yalan arasndaki ocuklara uygulanan Ror-schach testleri, ocuklann kendiliindenklerini koruma giriimlerinin, ocuklarla yetkeci yetikinler arasndaki en byk elikinin domasna neden olduunu gstermitir. ZGRLK VE DEMOKRAS
105

193 melerini engelleme eilimi gsteren ve ondan daha zayf olduklan iin buyruklanria uymak durumunda bulunduklar d dnyayla olan atklan sonucunda bir lde dmanlk ve bakaldn duygulan tarlar. Bu kart tepkiyi ortadan kaldrmak, eitim srecinin belli bal amalanndan biridir. Yntemler farkldr; ocuu rkten tehdit ve cezalardan ocuun kafasn kantnp dmanca duygusundan vazgemesine yol aan rvet ya da "aklama yapma" gibi daha esnek yntemlere varana kadar birok deiik yol izlenir. ocuk duygularn dile getirmekten vazgemeye balar ve zaman iinde duygudan da tmyle vazgeer. Bu sre iinde, kendisine bakalanndaki dmanca duygulann ve ikiyzlln farkna varmas edimini bastrmas da retilmitir; ocuklar, yetikinler gibi szcklerle kolayca kandnlmakszn bakalanndaki bu trden olumsuz nitelikleri fark etme yetisine sahip olduklarndan, bu her zaman ok kolay olmaz. Gene de, o kiiden yansyan dmanl ya da ikiyzll hissetmek gibi ok iyi bir nedenle ama "hibir neden yokken" u ya da bu kiiden holanmazlar. Bu tepki ksa srede sindirilir; ocuun, ortalama bireyin "olgunluuna" ulamas ve drst bir kiiyle apak bir edimde bulunmad srece bir dzenbaz arasnda aynm gzetme duygusunu yitirmesi uzun srmez. te yanda, eitiminin ilk evrelerinde, ocua, hi de "kendisinin" olmayan duygular edinmesi retilir; zellikle de insanlar sevmesi, eletirmeksizin dostluk beslemesi ve glmsemesi retilir. Eitimin gerekletiremediklerini daha sonraki yaantda toplumsal bask baanr genellikle. Eer glmsemezsen, "ho bir kiilik"ten yoksun ol Juun sanlr ve ister bir garson, bir satc ya da bir doktor ol, hizmetlerini satmak iin ho bir kiiliinin olmas gerekir. Yalnzca kendi fiziksel emeklerinden baka satacak eyleri bulunmayan ve toplumsal piramidin dibinde olanlarla ta tepesinde olanlann zellikle "sevimli" ya da "ho" olma gereksinimi yoktur. Sevimlilik, neelilik ve bir glmsemenin dile getirmesi beklenen her ey, bir elektrik dmesi gibi insann ap kapad otomatik tepkiler haline gelir.2 Kukusuz, birok durumda kii yalnzca bir jest yaptnn farkndadr; ancak bu farkndal ve dolaysyla yalanc duygularla kendiBurada, dosta, ya da sevimli davrann tecimsellemesine ok arpc bir rnek vermek zere. Fortune'm "Howard Johnson Restoranlar" konusundaki raporundan (Fortune, Eyll, 1940, s. 96) bir alnt yapacam. Johnson, lokantalan dolaarak hat-alan yerinde saptayan maal bir "mteriler" ordusu oluturmutur. "Her ey, merkez tarafndan belirlenmi tariflere ve llere uygun olarak ilgili restoranlarda ayn ayn 194 ZGRLKTEN KAI liginden sevimlilii birbirinden ayrma yetisini yitirdii durumlar ounluktadr. Dorudan doruya bastrlan tek duygu dmanlk, yerine yalancs benimsetilerek ldrlen tek duygu dostluk ya da itenlik deildir. Kendiliinden oluan birok duygu bastrlr, yerine yalanc duygular konur. Freud bu trden bir bastrmay yani cinselliin bastrlmasn alm, ve btn bir dizgenin ortasna onu oturtmutur. Geri ben, cinsel hazzn desteklenmemesini, kendiliinden tepkilerin bastrlmasnn tek nemli sebebi deil, birok nedenlerinden biri olarak gryorum ama, bunun neminin de kmsenmemesi kansndaym kukusuz. Bunun sonucu cinsel ketvurmalarda ve ayrca da cinselliin zorlanml nitelik ald ve belli bir tad olmayan, ama kiinin kendisinden gemesini salayan alkol ya da uyuturucu gibi tketildii durumlarda aka grlmektedir. Etki ne olursa olsun, cinsel isteklerin younluu nedeniyle, bu duygularn bastrlmas, yalnzca cinsel alanda etkili olmakla kalmaz, kiinin btn dier alanlarda kendiliinden gelien duygularn da vurma cesaretini azaltr. Toplumumuzda cokular konusunda genel bir engelleme havas vardr. Yaratc dncenin tm dier yaratc etkinlikler gibi cokulara ayrlmaz biimde bal olmasna karn, duygusuz yaamak ve dnmek bir ideal haline gelmitir. Bu ltn kabul edilmesiyle birey byk lde zayflatlmtr; dnme edimi yoksullatrlm ve yzeyselletirilmitir. te yanda, duygu ve cokular tmyle ld-rlemeyeceinden, kiiliin zihinsel ynnden tmyle ayr bir varolu iinde yaamak durumundadrlar; bunun sonucu olarak da, filmlerin ve popler arklarn milyonlarca duygu-a mteriyi doyurduu ucuz ve itenlikten yoksun duygusallk yaama gemitir. Bastrlmas kiiliin kklerini derinden etkilemesi nedeniyle, burada szn etmek istediim
106

tabu haline gelmi bir duygu var: trajedi anlay. Daha nceki bir blmde grdmz gibi, lmn ve de yaamn trajik ynnn aka ya da belli belirsiz farknda olmak, insann temel belirleyici zelliklerinden biridir. Bireyselleme srecinin pek fazla gelimedii toplumlarda, birey var oluunun deneyimi de az piirildiinden mteri kilndaki gzc, kendisine ne byklkte bir pirzola verilmesi gerektiini, sebzelerin lezzetinin nasl olmas gerektiini bilir. Ayrca yemek servisinin ne kadar zamanda yaplmas gerektiini ve garsonlarn tam olrak ne lde sevimlilik sergilemek zorunda olduunu bilir." ZGRLK VE DEMOKRAS 195 gelimi olduundan, bu var oluun sonu pek bir sorun yaplmaz. lm, henz temelde yaamdan farkl olarak alglanmamtr Bi-reysellemenin daha yksek dzeyde olduunu grdmz kltrler, lm kendi toplumsal ve ruhbilimsel yaplanna uygun olarak ele almlardr. Yunanllar yaam ne karr ve lm yaamn snk, glgemsi bir devam olarak grrlerdi. Msrllar, umutlarn insan bedeninin ya da en azndan, yaarken gleri yok edilemeyenlerin bedenlerinin, yok edilemezliine olan inanlarna balamlard. Yahudiler, lm olgusunu gereki bir ekilde kabul ediyor ve insanln bu dnyada eninde sonunda mutluluk ve adaleti elde edecei inancyla bireysel yaamn yok edilmesini ekilir klyorlarlard. Hristiyanlk, lm gerek olmayan bir olgu olarak kabul etmi ve mutsuz bireyi, lmden sonra bir yaam vaadleriyle rahatlatmaya almtr. a-mzdaysa lm, dpedz yadsnmakta, onunla birlikte yaamn temel bir yn de bir kenara itilmi olmaktadr. lm ve acnn farknda olunmasna, bunlarn yaamn en nemli itici glerinden biri, insan dayanmasnn temeli ve sevince ve yaama gcne derinlik ve younluk katan bir deneyim haline gelmelerine izin vermek yerine, birey bu duygulan bastrmak zorunda braklmaktadr. Ancak, bask durumunda her zaman olduu gibi, bastnlm eleri gzden rak tutmak, onlann yok edilmesine yetmemektedir. Nitekim lm korkusu, hepimizde yasak bir duygu olarak var oluunu srdrr. Yokumsanma giriimlerine karn, lm korkusu canl kalm, ancak bastnldndan ksrlamtr. Bu korku dier deneyimlerin slnn, yaam saran huzursuzluun kaynaklanndan biridir; hatta diyebilirim ki, bu ulusun cenaze trenleri iin neden bylesine byk miktarlar harcadn aklamaktadr. Duygu ya da cokularn tabulatnlmas srecinde ada psikiyatri, izgileri aka belli olmayan bir rol oynar. Bir yanda psikiyatrinin en byk temsilcisi olan Freud, insan zihninin aklc, amal bir nitelii olduu kurgusunu krm ve insan tutkulan uurumunu grmemize olanak veren bir yol amtr. te yanda Freud'un bu baarlaryla zenginleen psikiyatri, kendisini, kiiliin saptnlmasndaki genel eilimlerin arac haline getirmitir. Ruhzmcler de iinde olmak zere birok ruh hekimi, asla yeterinden fazla zgn, an fkeli ya da heyecenl olmayan bir "normal" kiilik tablosu oluturmulardr. Allagelmi "normal" birey kalbna uymayan kiilik tiplerini ve 196 ZGRLKTEN KAI zellikleri aa karmadaysa, "ocuksu" ya da "nevrotik" gibi szckler kullanmaktadrlar. Bu trden bir etki bir bakma daha eski ve daha akyrekli svp sayma biimlerinden daha tehlikelidir. O zamanlar birey hi deilse kendisini eletiren bir kii ya da bir reti bulunduunu bilir ve ona kar koyabilirdi. Ama "bilim"e kim kar koyabilir ki? Duygu ve cokularda olduu gibi zgn dnmede de arptmalar grlr. Eitimin daha en banda, zgn dnme ksteklenir ve insanlarn kafalarna hazrlop dnceler yerletirilir. Bunun kk ocuklarda nasl yapld kolayca grlebilir. Dnyayla ilgili byk bir merakla doludur kafalar; dnyay fiziksel olarak olduu gibi zihinsel olarak da kavramak isterler. Garip ve gl bir dnyada, kendilerini ynlendirmenin en gvenli yolu olduundan, hakikati renmek isterler. Ama onlarn bu abalan ciddiye alnmaz. Bu ciddiye almama, ak bir saygszlk biiminde de ortaya kabilir, (ocuklar, yal ya da hastalar gibi) gten yoksun btn herkese genelde yneltilen kurnaz bir gstermelik alakgnlllk eklinde de yansyabilir, bu nemli deildir. Bu tutum tek bana bamsz dnme zerinde byk bir sindirici etki yapar geri ama, bundan daha da kt bir zarar vardr: bu tutum itenlikli
107

deildir. ou kez bilerek isteyerek taknlmayan bu tavr, ortalama yetikinin, bir ocua kar tipik davrandr. Bu samimiyetsizlik ksmen ocua izilen uydurma dnya tablosunda bulunur. Sahra lne bir sefere nasl hazrlanmas gerektiini soran birine, Kuzey Kutbunda nasl yaanacan anlatmak ne kadar yararhysa, bu tablo da ocuk iin o kadar yararldr. Dnyann bu genel olarak yanl yorumlanmasndan baka yetikinlerin eitli kiisel nedenlerle ocuklarn bilmesini istemedikleri olgular gizleme amacyla dzenlenmi pek ok yalan vardr. ocuun davranndan honut kalmama durumuyla hakl karlarak ussallatrman fke taknlndan, ana-babann cinsel etkinliklerinin ve kavgalarnn gizlenmesine dek birok eyi ocuun "bilmemesi gerekir"; onun bu konularla ilgili sorulan, dmans ya da kibar sindirme ile yantlanr. Bylece hazrlanm ocuk okula, belki de niversiteye girer. zgn dnmeyi daha da sindiren bugnk baz eitim yntemlerinden ksaca sz etmek isterim. Biri, olgulann bilinmesinin, ya da daha dorusu bilgilendirilmenin ne karlmasdr. Kiinin daha ok olguyu bilmekle gerekliin bilgisine ulaaca yolunda acnas bir boZGRLK VE DEMOKRAS 197 inan yaygndr. Yzlerce dank ve birbirinden kopuk olgu, rencilerin kafasna tklmaktadr; zamanlan ve enerjileri daha ok ve daha ok olgu renmekle harcanmakta bylece de dnmeye pek az enerji kalmaktadr. Elbette, olgulan bilmeksizin dnmek bo ve kurgusal bir edim olarak kalr; ama tek bana "bilgilendiriime" de bilginin yokluu kadar byk bir engel oluturabilir. zgn dnceyi sindirmeyle ok yakndan ilgili bir yntem de hakikatin, grece olduunu kabul etmektir.3 Hakikat, bir fiziktesi kavram haline getirilmitir, biri kalkp da hakikati bulmak istemekten sz ettiinde, amzn "ilerici" dnrleri onu eski kafal olarak deerlendirmektedir. Hakikatin batan sona nesnel bir konu, nerdeyse bir zevk meselesi olduu ileri srlmektedir. Bilimsel aba, nesnel etmenlerden aynlmahdr, bilimin amac, dnyaya tutkusuz ve kar dnmeksizin bakmaktr. Bilim adam olgulara, tpk bir cerrahn hastalarna yaklamas gibi steril ellerle yaklamaldr. ou kez olguculuk ya da pozitivizm adyla ortaya kan ya da szcklerin doru kullanlmas konusundaki titizliiyle vnen bu grececiliin sonucu olarak dnme, temel uyarann dnen kiinin arzu ve ilgisini yok etmekte, "olgulan" kaydeden bir makina haline gelmektedir. Aslnda, tpk dnmenin genelde maddi yaama egemen olma gereksinimi sonucu gelimesi gibi, hakikat aray da bireylerin ve toplumsal gruplarn karlanndan, ilgilerinden ve gereksinimlerinden kaynaklanmtr. Byle bir ilgi olmakszn hakikati arama uyaran eksik kalacaktr. karlar hakikatin bulunmasyla artan gruplar her zaman vardr, onlann temsilcileri, insan dncesinin ncleri olmulardr; kartan hakikatin gizlenmesiyle gelien gruplar da vardr. Yalnzca bu ikinci durumda, karn hakikatin aranmas yolunda zararl olduu grlmtr. Dolaysyla sorun, herhangi bir kann tehlikede olmas deil ne trden bir karn tehlikede olduudur. Diyebilirim ki, her insanolunun bir lde hakikat zlemi tamasnn nedeni insann buna biraz gereksinimi olmasdr. Bu her eyden nce kiinin d dnyada kendini ynlendirmesi konusunda, zellikle de ocuk iin geerlidir, insanolu, ocukluk Bu sorunla ilgili olarak bkz. Robert S. Lynd'in Knowledge for what? (Ne iin Bilgi) (Oxford University Press, Londra, 1939). Felsefi ynleri iin bkz. M. Horkheimer'in Rationatimusstreit in der Gegenwartigen Philosophie, Zeitschrift fur Sozialforschung Cilt 3, 1934, Akan, Paris. 198 ZGRLKTEN KAI anda, bir gszlk evresinden geer, ve ellerinde g olmayanlar iin en gl silahlardan biri hakikattir. Ancak hakikat, yalnzca bireyin d dnyadaki ynleniiyle ilgili karlarna uygun dmekle kalmaz; kendi gc de byk lde, kendisi ile ilgili hakikatleri bilmesine baldr. Kiinin kendine ilikin yanlsamas, yryemeyenler iin yararl koltuk denei haline gelebilir, ancak kiinin zayflm arttrrlar. Bireyin en byk gc, kendi kiiliinin olas en byk lde btnsellemesine dayanr, bu ayn zamanda kendisine kar olas en yksek noktada saydam olmas anlamna gelir. "Kendini tan" szleri, insan glln ve mutluluunu amalayan temel buyruklardan biridir. Az nce sylediimiz etmenlerden baka, ortalama yetikinde, geriye kalm olabilecek zgn
108

dnme yeteneini etkin biimde karmak hale getirme eilimi gsteren etmenler de vardr. Bireysel ve toplumsal yaamn sorunlar ile ilgili, ruhbilimsel, ekonomik, siyasal ve ahlaksal sorunlarla ilgili olarak, kltrmzn byk bir blmnn tek bir ilevi vardr: konulan bulandrmak. Sis perdelerinden birini, sorunlarn ortalama bireyin kavrayamayaca kadar karmak olduunu ne srmek oluturur, oysa bireysel ve toplumsal yaamn temel konularndan ou, ok basit grnr, hatta, herkesin kolayca anlayaca lde basittirler. Onlar yalnzca bir "uzman"n o da ancak kendi snrl alan erevesinde anlayabilecei kadar karmak gstermek ve bunu genellikle bilerek yapmak insanlarn kendileri iin gerekten de nem tayan sorunlar zerinde dnme yetilerine olan gvenini sindirmelerine neden olur. Birey, aresizlik iinde, bir bilgiler yn iinde kstrlm hisseder kendini, ve amas bir sabrla, uzmanlarn ne yaplacan ve nasl davranlacan ortaya karmasn bekler. Bu trden bir etkinin sonucu iki ynldr: Biri sylenen ya da yazlan her eye kar kukuyla ve alayla yaklamak; dieriyse, yetkili azdan kan her eye ocuksu bir tutumla inanmaktr. Bu saflkla alaycln birleimi, ada bireyin tipik zelliini oluturmaktadr. Belli bal sonucuysa, kendi bana dnme ve karar verme cesaretini elinden almaktr. Eletirel dnme yetisini felce uratmann bir baka yolu da, her trden yapsallam dnya grnmn yok etmektir. Yalnzca yapsallam bir btnn paralan olarak zel bir nitelik tayabilen ZGRLK VE DEMOKRAS 199 olgular, bu zelliklerini yitirir ve yalnzca soyut, niceliksel bir anlam tarlar; her olgu, dier bir olgudan baka bir ey deildir ve nemli olan az ya da ok olgu bilmektir. Radyo, sinema ve gazetelerin bu ynde byk etkisi vardr. Bir kentin bombalandnn ve yzlerce insann ldnn bildirilmesinden hemen sonra ya da bu bilgi yanda kesilerek bir sabun ya da arap reklam okunur ya da gsterilir. Ayn spiker, az nce siyasal durumun ciddilii konusunda sizi etkilemek amacyla kulland inandnc, yaltaklanan ve yetkeci sesiyle bu kez haber yaynnn parasn veren u marka sabunun erdemleri konusunda izleyicilerini etkilemeye almaktadr. Haber filmlerinde, bombalanm gemilerin ardndan bir moda defilesi yer alr. Gazeteler bilimsel ya da sanatsal nemi olan olaylan aktarmada kullandklan ciddi dille, ve bu habere ayrdklan yer kadar alanda, nl bir yldzn sradan dncelerini ya da kahvalt alkanlklarn anlatrlar. Btn bunlardan dolay, duyduklanmza iten, hakiki bir ilgi duymaz oluruz, kendimizle olaylar arasnda bir iliki gelitirenleyiz. Heyecan duymaz oluruz, cokularmz ve eletirel yarglannz ksteklenir, ve giderek dnyada olan bitene kar tutumumuz, s, kaytsz bir nitelie brnr. Yaam, "zgrlk" adna btn yapsn yitirir; her biri bir dierinden ayn, bir btn olarak anlamdan yoksun birok kk paradan olumutur artk. Birey, tpk boz-yap bilmecenin bana tek bana oturtulmu ocuk gibi b paralarla yalnz braklmtr; ancak arada bir fark vardr, ocuk, bir evin ne olduunu bilir, dolaysyla yerletirmeye alt kk paralarda evin blmlerini tanyabilir, yetikinse, elinde tuttuu paralann oluturduu "btn"n anlamn grememektedir. armtr, rkmtr, o kk anlamsz paralara bakakalmaktan baka yapabilecei bir ey yoktur. Duygu ve dncede "zgnln" bulunmay konusunda sylenenler, isteme edimi iin de geerlidir. Bunu kabul etmek zellikle gtr; ada insann pek ok istei var gibi grnmekte, tek soru-nunsa, ne istediini bilmesine karn, ona sahip olamamak olduu sanlmaktadr. Btn enerjimiz, istediimizi elde etmeye harcanmakta, ou kiiyse bu etkinliin nkoulunun ne olduu sorusunu akllarna getirmemektedirler: nk onlar, gerek isteklerinin ne olduunu bildiklerine inanrlar. Peinden kotuklan amacn, bizzat kendilerinin istedii ey olup olmadn bir an bile dnmezler. Okulda iyi notlar almak istemekte, yetikin olarak daha ok, daha ok baarya ulamak, 200 ZGRLKTEN KAI daha ok paraya, daha ok saygnla sahip olmak, daha iyi bir araba almak, oraya buraya gitmek falan istemektedirler. Ama gene de bu lgn etkinliin ortasnda durup dndklerinde, u soru akllarna gelebilir: "u yeni ie girebilirsem, u daha iyi arabay alrsam, u geziye gidersem... sonra ne olacak? Btn bunlarn ne yaran var? Btn bunlar
109

isteyen gerekten ben miyim? Beni mutlu etmesi, ve ulatm anda benimle bir iinin kalmamas gereken bir erein peinde komuyor muyum? Bu sorular ortaya ktnda, rktcdr, nk, onun btn etkinliinin, ne istedii konusundaki bilgisinin zerinde ykseldii temeli sorgulamaktadrlar. Dolaysyla, insanlar, bu rahatsz edici dncelerden elden geldiince ksa sre iinde kurtulmaya alrlar. Yorgun olmalar, ya da ruh knts iinde bulunmalar nedeniyle bu sorunlarn kendilerini rahatsz ettiini sanrlar ve kendilerine ait olduunu sandklan amalann peinde koma iini srdrrler. Gene de btn bunlar hakikatin ada insann ne istediini bildii yanlsamas iinde bulunduu, aslndaysa kendisinden istemesi beklenilen eyi istedii hakikatinin belli belirsiz anlalmasn dile getirmektedir. Bunu kabul etmek iin, kiinin gerekten ne istediini bilmesinin ou insanlann sand gibi grece olarak kolay olmadn, tersine, her insanolunun zmek durumunda bulunduu en zor sorunlardan birini oluturduunu anlamak gereklidir. Kalptan kma hazr erekleri kendi z ereklerimizmi gibi kabul ederek, delicesine saknmaya abaladmz bir gerekliliktir bu. ada insan, "kendisinin" olmas beklenen amalara ulamaya abalarken, byk tehlikeleri gze almaya hazrdr; ama kendisine, kendi amalarn verme sorumluluunu ve tehlikesini gslemekten mthi korkar. Youn etkinlik, ou kez, kiinin kendisinin belirledii kararl edimin kant olarak yanl deerlendirilir. Oysa biz bunun hipnotize edilmi bir kiinin ya da bir aktrn davranndan daha doal, daha kendiliinden olamayacan biliyoruz. Oyunun gc nel konusu datldnda, her aktr, kendisine verilen rol byk bir istekle oynayabilir, hatta kendinden baz satrlar, baz hareketler bile ekleyebilir. Ama gene de, yalnzca kendisine verilen rol oynamaktadr, o kadar. steklerimizin ve de dnce ve duygularmzn ne lde bize ait olmadn, ne oranda dardan bize verilmi olduunu anlama-mzdaki glk, yetke ve zgrlk sorunuyla ok yakndan ilgilidir. ada tarih srecinde, Kilise yetkesinin yerini Devlet yetkesi, Devlet ZGRLK VE DEMOKRAS 201 yetkesinin yerini bilin yetkesi almtr, iinde bulunduumuz adaysa, bilin yetkesinin yerini uyum salama aralan olan anonim saduyu yetkesiyle kamuoyu alm bulunuyor. Eski gnlerdeki ak yetke biimlerden kurtulduumuz iin, yeni trden bir yetkenin av olduumuzu gremiyoruz, isteklerini kendisi belirleyen bireyler olduumuz yanlsamas iinde yaayan robotlar haline geldik. Bu yanlsama, bireye, gvence iinde bulunmadn farketmemesinde yardmc olmaktadr, ama bir yanlsamann yapabilecei katk topu topu bu kadardr. Temel olarak bireyin benlii zayflar, bylece kendisini gsz ve gvenlikten yoksun hisseder. Herkesin ve her eyin ara haline getirildii, kendisinin de iinde, kendi elleriyle rettii makinamn bir paras haline geldii, kendisiyle arasnda hibir gerek ballk bulunmayan bir dnyada yaamaktadr. Dnmesi, duymas ve istemesi gerektiini sand eyleri dnr, duyar ve ister; bu sre iinde zgr bir bireyin gerek gvenliinin zerinde ykselmesi gereken benliini yitirir. Benliin yitirilmesi, genele uyum salama gerekliliini arttrmtr nk kiinin kendi kimlii konusunda byk kukulara dmesiyle sonulanmaktadr. Olmam gerektiini sandm kiiden baka hibir ey deilsem, "ben" kimim? Bireyin, kurulu bir dzende tartlmaz bir yere sahip olduu ortaa dzeninin yklmasyla kiinin benliiyle ilgili kukularnn nasl baladn daha nce grmtk. Bireyin kimlii, Descartes'tan bu yana, modern felsefenin temel sorunlarndan biri olagelmitir. Bugn, bizim biz olduumuzu olaan bir durum olarak verilmi bir hak olarak karlyoruz. Gene de kendimize ilikin kukularmz hl var, ya da hatta, artm durumda. Pirandello, oyun-lannda ada insandaki bu duyguyu dile getirmitir. Ben kimim? sorusuyla balar. Kendi kimliimi kantlamak iin fiziksel benliimin devamndan baka ne kant var elimde? Pirandello'nun yant, Descar-tes'nki gibi bireysel benin olumlanmas deil, yadsnmasdr: Kimliim yok, bakalannn benden olmam bekledii benliin yanssndan baka benlik yok: Ben, "olmam istediiniz eyim." Demek ki, kimlik yitimi genel eilime uyum salamay daha da zorunlu klyor; kiinin ancak bakalannn beklentilerine uygun bir yaant srmesi halinde kendinden emin olaca anlamna geliyor. Eer bu tabloya uygun yaant srmezsek, onaylanmama ve daha da soyutlanma tehlikesini deil, kendi kiiliimizin kimliini de yitirme 202
110

ZGRLKTEN KAI ZGRLK VE DEMOKRAS 203 tehlikesini gze alyoruz demektir, ki bu da akl saln tehlikeye atmak anlamna gelir. Bakalarnn beklentilerine uymakla, farkl olmamakla, kiinin kendi kimliiyle ilgili bu kukulan yattrlr ve belli bir gvenlik salanr. Ancak bunun bedeli yksektir. Kendiliindenlikten ve bireysellikten vazgemek, yaamn engellenmesiyle sonulanr. Biyolojik adan canlyken, ruhbilimsel adan robot olan, cokusal ve zihinsel adan l demektir. Yaamn gerektirdii eylemlere kalrken, yaam ellerinden kum taneleri gibi akp gider. Bir doygunluk ve iyimserlik maskesinin ardndaki ada insan son derece mutsuzdur; hatta, umarszln eiine gelmi bulunmaktadr. aresizlik iinde bireysellik kavramna tutunur; "farkl" olmak ister, tercihlerinde en byk rol, bir eyin "farkl" oluu oynar. Tren biletimizi aldmz gie memurunun bireysel ad bize sylenmitir; el antalar, iskambil ktlar, elde tanan radyolar zerinde sahibinin adnn ba harfleri vardr, dolaysyla "kiiselletirilmilerdir." Btn bunlar "farkllk" aln dile getirir, ama gene de bunlar, nerdeyse bizde kalan bireysellik krntlarnn son damlalardr. ada insan yaam al ekmektedir. Ama bir robot olmas nedeniyle yaam kendiliinden etkinlik anlamnda yaayamayacandan, nne gelen heyecan ve hazz, bunun yerine koyar: ime heyecan rnein, spor heyecan, ekrandaki kurgusal kiilerin heyecanlarn temsili olarak yaama hazz... ada insan iin zgrlk ne anlam tar yleyse? amz insan, uygun grd eyleri yapmasn ve dnmesini engelleyecek dsal balardan kurtulmutur. Ne istediini, ne dndn ve hissettiini bilse, kendi isteklerine uygun hareket etmekte zgr olacak. Ama bilmiyor. Bu durumda adsz yetkelerin isteklerine uyar ve kendisinin olmayan bir benlie uyarlanr. Bunu ne kadar byk lde yaparsa, kendisini o kadar gsz hissedecek ve uyum salamaya da o lde zorunlu olacaktr. Bir giriimcilik ve iyimserlik maskesi tamasna karn, ada insan, onu, felce uram gibi, yaklaan felaketlere bakakalmak durumunda brakan mthi bir gszlk duygusuna kaplm bulunmaktadr. Yzeyden bakldnda, insanlar ekonomik ve toplumsal yaamda yeterince iyi durumda grnrler; ama o rahatlatc maskenin altnda iyice yerlemi bulunan mutsuzluu grmezlikten gelmek tehlikeli olur. Yaam, yaanmamas nedeniyle anlamn yitirirse, insan umarsz I hale gelir, insanlar fiziksel alk ektikleri iin sessiz sakin lp gitmezler, ruhsal alktan da sessizce lp gitmezler. Ekonomik gereksinimlere yalnzca "normal" kii asndan bakarsak, ortalama ro-botlam insann bilinalt acsn grmezsek, kltrmzn insan temelini tehdit eden tehlikeyi gremeyiz. Bu tehlike, bir bireysel yaama szm ona anlam ve dzen getiren bir siyasal yap ve simgeler sunan, heyecan vaat eden her ideolojiyi ve her lideri kabul etmeye hazr durumda bulunma tehlikesidir. Robot insann um;jrszl, faizmin siyasal amalan iin verimli topraklan oluturmaktadr. 2. ZGRLK VE KENDLNDENLIK Bu kitapta buraya kadar zgrln yalnzca bir yn ele alnd: Bir zamanlar yaama anlam ve gven veren btn balardan kurtulduktan sonra ada toplumda soyutlanm olan bireyin gszl ve gvensizlik duygusu. Bireyin bu soyutlanmay kaldramadn grdk; soyutlanm bir varlk olarak, d dnyaya kyasla son derece aresizdir ve dolaysyla d dnyadan mthi korkar; bu soyutlan-mh nedeniyle, dnyasnn btnl bozulmutur. Bu nedenle kendisiyle ilgili, yaamn anlamyla ve giderek, kendi edimlerini dayandraca ilkelerle ilgili kukulara kaplr. aresizlik de kuku da yaam felce uratr, ve insan yaamak iin, zgrlkten, olumsuz zgrlkten kamaya .abalar. Yeni bir balla srklenmitir. Bu ballk, yetke sahipleri ya da toplumsal kmenin denetiminde olmakla birlikte, kendisinden tmyle koparlmam olan ilk balardan farkldr. Ka, yitirmi olduu gvenlik duygusunu geri vermez ona, yalnzca kendi benliini ayn bir varlk olarak alglamay unutmasna yardmc olur. Yalnz olmaya dayanamad iin, benliini yitirmeyi seer. Dolaysyla zgrlk yani bir eyden zgr olma anlamndaki olumsuz zgrlk yeni bir balla, bir tutsakla yol
111

aar. zmlememizden zgrlkten yeni bir bamlla doru ilerleyen kanlmaz bir emberin var olduu sonucu mu kyor? Btn ilk balardan zgr olmak bireyi, kanlmaz olarak yeni bir tutsakla snacak kadar yalnz ve soyutlanm hale mi getiriyor? Bamszlk ve zgrlk, soyutlanma ve korkuyla zde mi? Yoksa bireyin bamsz bir benlik olarak varln srdrd, ama gene de soyut204 ZGRLKTEN KAI lanmad, dnyayla, dier insanlarla ve doayla btnletii bir olumlu zgrlk durumu var m? Bu sorunun olumlu bir yant olduuna, gelien zgrlk srecinin bir ksrdng oluturmadna, ve insann hem zgr hem de beraberlik iinde, eletirel ama kukulardan uzak, bamsz ama gene de insanln blnmez bir paras olabileceine inanyoruz. Bu zgrl benliini gerekletirerek, kendisi olarak salayabilir. Benliin gerekletirilmesi nedir? idealist filozoflar, kendini gerekletirmenin yalnzca zihinsel kavrayla salanabileceine inanyorlard, insan kiiliinin, insan doasnn insan mant tarafndan bastulabilmesi ve korunabilmesi iin kiiliin paralanmas gerektiine kesinlikle inanyorlard. Ancak bu paralanmann sonucu, insann yalnzca duygusal yaamnn deil, zihinsel yetilerinin de ktrmlemesi eklinde ortaya kt. Gzc haline gelerek, tutsan, yani doay izlemeye uyarlanan mantn kendisi de tutsak olmutur; bylece insan kiiliinin iki yann oluturan mantk da duygu da sakatlanmtr. Bize gre benliin gerekletirilmesi, yalnzca bir dnme edimiyle deil, ayrca insann tm kiiliinin gerekletirilmesiyle, cokularn ve zihinsel gizilg-lerin etkin bir ekilde dile getirilmesiyle baanlr. Bu gizilgler herkeste bulunmaktadr; ancak, dile getirildikleri lde gerek gler haline gelirler. Baka deyile, olumlu zgrlk, btnsellik nitelii kazanm toplam kiiliin kendiliinden etkinliiyle elde edilir. imdi, ruhbilimin en zor sorunlarndan birine geldik: kendiliin-denlik sorunu. Bu sorunu gerektii ekilde tartmak iin bir kitabn daha yazlmas gerekir. Ancak buraya kadar sylediklerimize dayanarak karlatrma yoluyla, kendiliinden etkinliin temel niteliini kavramak mmkndr. Kendiliinden etkinlik, bireyin soyutlanml ve gszl yznden gstermek durumunda olduu bir zorlanml etkinlik deildir. Dardan nerilen kalplar eletirmeksizin benimseme anlamna gelen robot etkinlii deildir. Kendiliinden (spontaneous) etkinlik, benliin zgr etkinliidir ve ruhbilimsel olarak, szcn Latince kkeni olan sponte'nin anlamn ierir. Latince sponte, kiinin zgr iradesi anlamna gelir. Burada etkinlik derken, "bir eyler yapmay" deil, kiinin cokusal, zihinsel ve duyusal deneyimlerinde, ve ayrca iradesinde ilerlik gsterebilecek yaratc etkinlik niteliini anlatmak istiyoruz. Bu kendiliindenliin nkoullarndan biri, toplam kiiliin kabul edilmesi ve "mantk" ile "doa" arasndaki blnmenin ZGRLK VE DEMOKRAS 205 ortadan kaldrlmasdr; nk kendiliinden etkinlik, ancak insann kendi benliinin temel blmlerini bastrmamas, kendisine kar saydam olmas ve yaamn farkl alanlarnn bir temel btnsellie ulamas halinde mmkndr. Kltrmzde kendiliindenlik grece olarak ender rastlanan bir grngdr geri ama, tmyle yok deildir. Bu noktann anlalmasna yardmc olmak zere, okura kendiliindenliin izlerini hepimizin fark ettii baz rnekleri hatrlatmak isterim. Her eyden nce, dnmesi, duyumsamas ve davranlar, bir robotun deil de kendi benliklerinin anlatm olan ya da bir zamanlar olmu olan kendiliinden, doal davranl bireyler tanrz. Bu bireyler bizce ounlukla sanat olarak tannr. Aslnda, bu sanatlar, kendilerini spontane olarak dile getirebilen bireyler olarak tanmlanabilir. Bir sanatnn tanm buysa Balzac kendisini byle tanmlyordu baz dnr ve bilim adamlarna da sanat dememiz gerekir; bu tanma girmeyen dierleriyse, bu sanat dediklerimizden, modas gemi bir fotorafnn yaratc bir ressamdan farkl olduu lde farkldr. Bir de, kendilerini, sanatlarn yapt gibi nesnel bir ortamda dile getirme yetisinden ya da belki de eitiminden yoksun olmalarna karn ayn kendiliindenlie sahip bireyler vardr. Ama
112

sanatnn durumu pek kesin deildir, nk yalnzca baarl sanatnn bireyselliine ya da kendiliindenliine sayg gsterilir; sanatn satmay baaramazsa, adalar gznde bir deli, bir "nev-rotik" olarak kalr. Burada sanat, tarih boyunca devrimcinin iinde bulunduu durumdadr. Baarl devrimci devlet adam, baarsz dev-rimciyse bir suludur. Kk ocuklar bir baka kendiliindenlik rnei sunarlar. Gerekten kendilerinin olan eyi duyumsama ve dnme yetisi vardr onlarda;, bu kendiliindenlik, syledikleri ve dndklerinde, yzlerinde dile gelen duygularda grlr. Kk ocuklarn neden ou kiiye ekici geldii sorulsa, sanyorum, duygusal ve geleneksel nedenlerin dnda, bu kendiliindenlik nitelii yant alnacaktr.. Bu kendiliindenlik, bunu alglama yetisini yitirecek lde lmemi herkesin ok holand bir durumdur. Hatta, ister bir ocukta, ister bir sanatda ya da ister yalan ya da uralar yzlerinden okunamayan bireylerde olsun, kendiliindenlikten daha ekici, daha inandrc hibir ey yoktur. 206 ZGRLKTEN KAI oumuz bu kendiliindenlii hi deilse kendi yaantmzn baz anlarnda gzlemleyebiliriz, bunlar ayn zamanda gerek mutluluk an-lanmzdr. Bu, bir manzarann anszn ve kendiliinden alglanmas olabilir, dne dne yakaladmz bir dorunun yaratt sevin an olabilir, ya da kalplamam bir duyumsal haz, bir baka kiiye duyulan ak olabilir; btn bu anlarda, kendiliinden ya da spontane edimin ne olduunu grrz, ve bu deneyimlerin bylesine ender ve yabanl deneyimler olmamas halinde insan yaamnn nasl olaca konusunda az ok fikir edinebiliriz. Neden kendiliinden etkinlik zgrlk sorununun yant oluyor? Tek bana olumsuz etkinliin, bireyi dnyayla olan ilikisi uzak ve gvensiz, benlii zayf ve srekli tehdit altnda bulunan soyutlanm bir varlk haline getirdiini sylemitik. Kendiliinden etkinlik insann, kendi benliinin btnselliini feda etmeksizin yalnzlk korkusunu yenmesinin yoludur; nk benliin kendiliinden gereklemesinde, insan kendisini dnyayla, yani insanla, doayla ve kendisiyle yeniden btnletirir. Byle bir kendiliindenliin en nemli esi sevgidir; bu, benliin bir baka kii iinde erimesi anlamnda ya da bir baka kiiyi sahiplenmek anlamnda sevgi deil, bakalarnn kendiliinden onaylanmas anlamnda, bireyin, bireysel benliini korumas temelinde bakalaryla btnlemesi anlamnda sevgidir. Sevginin dinamik nitelii ite bu kutuplamada yatar: sevgi, ayrl yenme gereksiniminden kaynaklanr, teklemeye yol aar ama gene de bireysellik ortadan kalkmaz. Dier eyse almaktr; ancak bu yalnzlktan kamak iin gerekletirilen zorunlu bir etkinlik eklinde ya da doayla ksmen ona egemen olma, ksmen de insann kendi elleriyle rettii kleleme ve tapnma ilikisi eklindeki alma deil, yaratma edimi iinde insann doayla tekletii yaratm eklindeki almadr. Sevgi ve alma iin geerli olanlar, ister duyusal hazzn gerekletirilmesi, ya da ister topluluun siyasal yaamna katlma eklinde olsun, btn kendiliinden edimler iin geerlidir. Kendi-liindenlik, benliin bireyselliini onaylar ve ayn zamanda benlii insanla ve doayla btnletirir. zgrln doasnda bulunan temel ikilik bireyselliin douu ve yalnzlk sancs insann kendiliinden edimiyle daha yksek bir dzlemde zlr. Btn kendiliinden etkinliklerde, birey, dnyay kucaklar. Bireysel benlii zarar grmedii gibi daha gl ve daha salam hale geZGRLK VE DEMOKRAS 207 lir. nk benlik etkin olduu lde gldr. Ne maddi mlkiyete sahip olmak ne de duygu ya da dnce gibi zihinsel niteliklere sahip olmak, bu trden bir gerek g vermez. Nesnelerin kullanlmasnda ve bunlardan yararlanlmasnda da bu trden bir g yoktur; kullandmz eyler, salt onlar kullanmamz nedeniyle bizim deildir, ister bir kii ya da ister cansz bir nesne olsun, kendi yaratc etkinliimiz araclyla gerekten bir iliki iinde bulunduumuz ey bizimdir. Yalnzca kendiliinden etkinliimizin sonucu olan nitelikler benlie g verir ve bylece benliin btnselliinin temelini olutururlar. Kendiliinden edimlerde bulunma yetisiyle iten gelen duygu ve dnceleri dile getirme yetisinden yoksun olmak, ve bunun sonucu olarak ortaya kan bakalarna ve kendine bir yalanc benlik sunma, aalk duygusuyla zayfln kaynan oluturur. Farknda olsak da olmasak da, bizi en ok
113

utandracak ey, kendimiz olmamaktr ve insana, kendisinin olan eyleri dnmek, hissetmek ve sylemek kadar byk gurur ve mutluluk veren baka hibir ey yoktur. Bundan da, asl nemli olan eyin, sonu deil, yukarda anlattmz trden bir etkinlik, bir sre olduu sonucu kmaktadr. Bizim kltrmzdeyse, bunun tam tersi bir durum ne karlmaktadr. Somut bir doyum iin deil, metamz satmak gibi soyut bir ama iin retim yaparz; maddi olan ve olmayan her eyi satn almakla elde edebileceimizi sanrz, dolaysyla eyler, bizim onlarla ilgili herhangi bir yaratc abamzdan bamsz olarak bizim olur. Ayn ekilde, kiisel niteliklerimizi ve abalarmzn sonularn da para, saygnlk ve g karlnda satlabilen metalar olarak grrz. Bylece yaratc etkinlikten doan doyum yerine, mamul maddenin deeri nem kazanr. Bu ekilde insan, kendisine gerek mutluluu verebilecek tek doyumu iinde bulunulan andaki etkinliin yaanmasn karr ve yakaladn sand anda kendisini d krkl iinde brakan bir hayaletin baar diye anlan yamlsatc, grntsel mutluluun peinden komaya balar. Eer birey kendi benliini, kendiliinden etkinlikle gerekletirir de kendisi ile dnya arasnda bir iliki kurar, dnyaya ilikin bir varlk haline gelirse, soyutlanm bir atom olmaktan kar; o ve dnya, yap-sallatnlm bir btnn paras haline gelirler; hakk olan bir yer edinmitir, dolaysyla kendisiyle ve yaamn anlamyla ilgili kukulan yok olur. Bu kuku, onun ayr olmasndan ve yaamn engellen208 ZGRLKTEN KAI meinden kaynaklanmtr; zorlanml ya da otomatik olarak deil de kendiliinden yaayabilirse, kuku yok olacaktr. imdi artk kendisini etkin ve yaratc bir birey olarak alglar ve yaamn yalnzca tek bir anlamnn bulunduunu fark eder: yaama ediminin kendisi. Eer birey, kendisi ve yaamdaki yeriyle ilgili temel kukusunu ye-nerse, kendiliinden yaant edimi iinde dnyay kucaklayarak onunla ba kurabilirse, bir birey olarak g kazanr ve gven duyar. Ancak bu gvenlik, tpk dnyayla kurulan bu ban, ilk balardan farkl olmas gibi, bireysellik-ncesi durumun belirleyici zelliklerini oluturan gvenlikten farkldr. Yeni gvenlik, bireyin kendi dnda daha byk bir gcn kendisini korumasndan kaynaklanmamaktadr; yaamn trajik niteliinin bir kenara itildii bir gvenlik de deildir. Yeni gvenlik dinamiktir; korunmu olmaktan deil, insann kendiliinden etkinliinden kaynaklanmaktadr. nsann kendiliinden etkinliiyle, her an yeniden elde edilen bir gvenliktir bu. Bu, yalnzca zgrln verebilecei, yanlsamay gerekli klan koullan ortadan kaldrmas nedeniyle yanlsamalara yer brakmayan bir gvenliktir. Benliin gerekletirilmesi olarak olumlu zgrlk, bireyin tekliinin, esizliinin tam anlamyla onaylanmasn gerektirir. nsanlar eit domulardr ama ayn zamanda farkl domulardr. Bu farklln temeli, yaama balamak zere doutan getirdikleri ve karlatklar deneyimlerle kendine zg koullarn eklendii bedensel ve zihinsel donanmda yatmaktadr, iki organizma yapsal olarak hibir zaman ayn olamayaca gibi kiiliin bu bireysel temeli de hi bir zaman bir baka bireysel temele benzemez. Benliin kendi z gelimesi, her zaman iin bu kendine zg temelde gerekleen bir gelimedir; bir organik bymedir bu, yalnz ve yalnz bu bir kiiye zg olan bir ekirdein yeermesidir. te yanda bir robotun gelimesi, organik bir gelime deildir. Benliin temelinin gelimesi engellenmi ve bu benliin zerine daha nce grdmz zere temelde dtan gelen dnme ve duygu kalplarnn birlemesi olan bir yalanc benlik bindirilmitir. Organik gelime, yalnz ve yalnz, kiinin kendi benliinin zelliklerine olduu gibi baka kiilerin benliinin kendine zg zelliklerine de byk sayg gstermesi kouluyla olanakldr. Benliin esizliine sayg ve bu esizliin beslenip gelitirilmesi insan kltrnn en deerli baarlarndan biridir ve ite bu basan, bugn tehlikeyle kar karya kalmtr. ZGRLK VE DEMOKRAS 209 Benliin esizlii, eitlik ilkesiyle hibir ekilde elimez, insanlarn eit doduu sav, hepsinin de ayn temel insansal nitelikleri tad, insanolunun temel yazgsn paylatklan ve hepsinin de mutluluk ve zgrlk zerinde ayn vazgeilmez haklara sahip olduu anlamn ierir. Aynca da aralanndaki ilikinin bir egemenlik-boyun eme ilikisi deil, bir dayanma
114

ilikisi olduu anlamna gelir. Eitlik kavramnn iermedii anlam, btn insanlann ayn olmaddr. Insanlann eit olduu kavram, gnmzde bireyin kendi ekonomik etkinliklerinde oynad rolden kanlmtr. Satn alan insanla satan insan arasndaki ilikide, somut kiilik farkllklar bir kenara atlmtr. Bu durumda nemli olan tek ey, bir kimsenin satacak bir eyinin bulunmas, dierininse onu satn alacak paraya sahip olmasdr. Ekonomik yaamda, bir insan bir dierinden farkl deildir; gerek kiiler olarak farkldrlar, ve esizliklerinin geliip yeermesi, bireyselliin zn oluturur. Olumlu zgrlk, ayrca bu esiz bireysel benlikten daha byk bir gcn bulunmamasn, insann kendi yaamnn merkezi ve amac olmasn da gerektirir; insann bireyselliinin gelimesi ve gerekletirilmesinin, daha onur verici saylan amalara asla tabi olamayacak bir ama olmasn gerektirir. Bu yorum ciddi eletirilere hedef olabilir. Bu yorum an bencillii nermiyor mu? Bir ideal uruna fedakarlk yapmak fikrini yadsmyor mu? Kabul edilmesi anariye yol amaz m? Bu sorular aslnda daha nceki tartmalanmzda ksmen ayrntl ekilde ksmen de dolayl olarak yantlanmt. Ama gene de, yantlan akla kavuturmak ve bir yanl anlamaya meydan vermemek iin tekrar ele alnmay hak edecek kadar nemli sorulardr bizim iin. insann. kendisinden daha yksekteki herhangi bir eye baml klnmamas gerektiini sylemek, ideallerin saygnlm yok saymaz. Tersine, ideallerin en gl biimde onaylanmasdr. Ama gene de, burada idealin ne olduu konusunda eletirel bir zmleme yapmak zorundayz. Gnmzde lknn, ulalmas maddi kazan getirmeyen, bir kiinin bencil amalann urunda feda etmeye hazr bulunduu bir erek olduu kabul edilmektedir. Bu batan sona ruhbilimsel ve hatta, grece bir ideal kavramdr. Bu znel adan ele alndkla, kendisini daha byk bir gcn egemenliine sunma ve ayn zamanda da dier insanlann zerinde g sahibi olma arzusuyla hareket 210 ZGRLKTEN KAI eden biri de insan eitlii ve zgrl iin savaan bir insan gibi ideal ya da lk sahibidir, idealler sorunu bu temelde asla zmlenemez. Yrekten doan gerek ideallerle kurgusal idealler arasndaki ayrl grmemiz gerekir; bu, hakiki ile sahte arasndaki fark kadar temel bir ayrlktr. Btn gerek ideallerin birletii bir nokta vardr: henz elde edilememi, ancak bireyin gelimesi ve mutluluu iin istenebilecek nitelikte bir eye kar arzuyu dile getirirler.4 Bu amaca neyin hizmet ettiini her zaman bilmeyebiliriz, u ya da bu idealin, insan gelimesi asndan ilevi konusunda ayn gr paylamayabiliriz, ama bu, yaam neyin gelitireceini ve neyin engelleyeceini bilemeyeceimizi syleyen bir grececilie neden oluturmaz. Hangi yiyecein salkl, hangisinin salksz olduu konusunda her zaman kesin bir bilgimiz yoktur, ama gene de zehiri hibir ekilde tanya-mayacamz eklinde bir sonu karmayz bundan. Ayn ekilde, eer istersek, zihinsel yaam iin neyin zehirleyici olduunu bilebiliriz. Yoksulluun, ekingenliin ve soyutlanmann yaama kar olduunu biliyoruz; zgrle hizmet eden ve kiinin kendisi olma yrekliliini ve gcn artran her eyin de yaamdan yana olduunu biliyoruz. nsanolu iin neyin iyi ya da kt olduu sorunu, fiziktesi bir soru deil, insan doasnn zmlenmesi temelinde ve baz koullarn onun zerindeki etkileri dikkate alnarak yantlanabilecek deneysel bir sorundur. Peki, faistlerinki gibi kesinlikle yaama kar yneltilmi "idealleri" nasl deerlendireceiz? insanlarn bu sahte idealleri, tpk hakiki ideallerin izleyicileri kadar ateli bir ekilde izledikleri olgusunu nasl ayrt edeceiz? Bu sorunun yant baz ruhbilimsel deerlendirmelerde yatmaktadr. Mazoizm grngs bize insanlarn ac ekme ya da boyun eme deneyimini yaamaya srklenebileceim gstermitir. Ac ekme, boyun eme ya da canna kymann, yaamann olumlu amalarnn kar sav olduuna kuku yoktur. Ama gene de bu amalar znel olarak rahatlatc, honutluk veren ve ekici deneyimler olarak yaanabilmektedir. Yaamda zararl olan eyleri ekici bulmak, hastalkl sapknlk adn tm teki grnglerden daha ok hak etmektedir. Birok ruhbilimci, haz alma ile acdan kanmann insan 4Bkz. Max Otto, The Human Enterprise, T. S. Croft, New York, 1940, IV. ve V. Blmler.
115

ZGRLK VE DEMOKRAS 211 edimlerini yneten tek geerli ilke olduunu kabul etmilerdi; ancak dinamik psikoloji, znel zevk deneyiminin, insan mutluluu asndan belli davranlarn deer lt olmaya yetmeyeceini gstermektedir. Mazoist grngnn zmlenmesi buna iyi bir rnek oluturmaktadr. Byle bir zmleme, haz alma duyusunun, hastalkl sapknln sonucu olabileceini, ve tpk bir zehirin tatl oluunun organizmadaki ileviyle ilgisi bulunmay gibi, deneyimin nesnel anlamyla ilgisi bulunmadn gsterir.5 Bylece gerek bir ideali, gelimeyi, zgrl ve benliin mutluluunu artran herhangi bir ama, kurgusal idealleriyse (boyun eme itkisi gibi), znel olarak ekici grnen, zorlanmh ve usd, ama aslnda yaam iin zararl amalar olarak tanmlama noktasna ulam bulunuyoruz. Bu tanm kabul edersek, gerek idealin bireyden stn bir rtl g deil, benliin sonuna dek onaylanmasnn ak bir anlam olduu sonucuna varrz. Bu nedenden dolay, byle bir olumlamaya ters den her ideal, ideal deil, bir hastalkl amatr. Buradan, bir baka soruna, zveri sorununa geliyoruz. Herhangi bir daha yksek gce boyun ememe eklinde tanmladmz zgrlk, kiinin yaamn feda etmek de iinde olmak zere, her trden zveriyi kendi erevesi dnda m brakr? Faizmin benlii feda etmeyi en byk erdem olarak sunduu ve idealist niteliiyle birok insan etkiledii gnmzde, bu soru zellikle nem kazanmaktadr. Mantksal olarak, bu sorunun yant, u ana dek sylediklerimizden karlabilir. Birbirinden tmyle farkl iki zveri tipi vardr. Bedensel benliimizin talepleriyle zihinsel benliimizin amalarnn eliebilir nitelikte olmas, tinsel benliimizin btnln korumak iin, bedensel benliimizi feda etmek durumunda kalabilmemiz, yaamn trajik olgularndan biridir. Bu zveri, trajik niteliini hibir zaman yitirmez. lm hibir zaman en yksek Burada tartlan sorun hi deilse szn etmek istediim ok nemli bir noktaya gtrr bizi: Etik sorunlar, dinamik psikoloji ile akla kavuturulabilir. Ruhbilimciler ancak kiiliin anlalmasnda ahlaksal sorunlarn oynad rol grebildikleri zaman bu ynde yardmc olacaklardr. Bu tr soranlar haz ilkesi erevesinde ele alan Freud'unki de iinde olmak zere, her ruhbilim, kiiliin bir nemli blmn anlayamayacak ve alan deneysel olmayan dogmatik ahlk retilerine brakm olacaktr. Kendini sevme, mazoist zveriler ve ideallerin bu kitaptaki zmlemeleri, ruhbilim ve etik'in gelimeye muhta bu alanlar iin rnekler oluturmaktadr. 212 ZGRLKTEN KAI ideal uruna lmek sz konusu olduunda bile tatl deildir. Anlatlmas olanaksz lde acdr, ama gene de bireyselliimizin en kesin ortaya konulmas biimi olabilir. Bu trden bir zveri, faizmin tledii "zveri"den tmyle farkldr. Faizmde zveri, insann kendisini ortaya koymak iin deyebilecei en yksek bedel deil, kendi iinde bir amatr. Bu mazoist zveri, yaamn gerekletirilmesini, kendisinin yadsnmasnda, benliin ortadan kaldrlmasnda grr. Faizmin her alanda amaladklarnn bireysel benliin ortadan kaldrlmas ve tmyle daha yksek bir gce boyuneer duruma getirilmesi amalarnn en u noktadaki anlatmdr. Cana kyma nasl yaamn en u sapknlysa, bu da gerek zverinin saptnlm eklidir. Gerek zveri, dn tanmaz bir tinsel btnsellik istei gerektirir. Bunu yitirenlerin yapt fedakarlk, yalnzca onlarn ahlaksal iflasn gizlemeye yarar. Karlaacamz bir itiraz daha var: Bireylerin, kendiliindenlik anlamnda zgrce hareket etmesine izin verilirse, eer kendilerinden daha yksek bir yetkeyi tanmazlarsa, anari kanlmaz sonu mu olur? Anari szcnn snrsz bencillik ve ykclk anlamna geldii kabul edilirse, belirleyici etmen, kiinin insan doasndan ne anladna baldr. Burada ancak ka mekanizmalarn ele alan blmde iaret edilen noktalar yineleyebilirim: insan ne iyidir ne de kt; yaam, yaps gerei gelime, byme ve gizilgleri dile getirme eilimindedir; yaamn engellenmesi, bireyin soyutlanmas ve kukuya ya da bir yalnzlk ve gszlk duygusuna kaplmas halinde, kii ykcla srklenir; yetke, g sahibi olma ya da boyun eme arzusuyla dolar. Eer insan zgrl olumlu zgrlk, bir eyi yapma zgrl olarak kurulmusa, eer insan kendi benliini tam olarak ve dn vermeksizin gerekletirebilirse, toplumsal itkilerinin temel nedeni ortadan kalkm olacak, yalnzca hasta
116

ve anormal bir birey tehlikeli olacaktr. Bu zgrlk, insan tarihinde hibir zaman gerekletirilmi deildir, ama gene de ou kez belirsiz ve usd biimlerde dile getirilmi olmakla birlikte, insanolunun hep peinde kotuu bir ideal olagelmitir. Tarih yapraklarnn neden bu kadar acmaszlk ve ykclkla dolu olduuna armak iin neden yoktur. alacak ve ayn zamanda da cesaret verici bir ey varsa, o da bence insan rknn, insanolunun bana gelen bunca eye karn tarih boyunca grdmz ve bugn saysz bireyde bulunan onurluluk, ZGRLK VE DEMOKRAS 213 yreklilik, drstlk ve sevecenlik niteliklerini nasl koruduu ve de hatta gelitirdiidir. Eer anari szcyle, bireyin hibir yetkeyi tanmad anlatlmak isteniyorsa, yant, mantkl yetkeyle mantksz yetke arasndaki fark konusunda sylediklerimizde aranmaldr. Mantkl yetke, yrekten kaynaklanan gerek ideal gibi bireyin gelimesini ve tinsel zenginlemesini temsil eder. Dolaysyla ilkesel olarak, bireyle ve onun hastalkl deil de gerek amalaryla asla atmaz. Bu kitapta, zgrln ada insan iin iki ynl anlam tad, insann, geleneksel yetkelerden kurtulup zgrleerek bir "birey" haline geldii, ama ayn zamanda, soyutlanm, gsz, kendisinin dndaki amalarn bir arac, kendisine ve bakalarna yabanclam duruma geldii, stelik bu durumun kendi benliini hie sayd, onu zayflatt ve rktt, bireyi, yeni trden ballklara boyun emeye hazr hale getirdii savunulmaktadr. te yanda olumlu zgrlk, bireyin gizilglerinin tam olarak gerekletirilmesi ve bunun yan sra etkin ve kendiliinden yaama yetisinin yaama geirilmesiyle zdetir. zgrlk, kendi dinamizminin mantyla hareket ederek kendi kartna dnme tehlikesi gsteren kritik bir noktaya ulamtr. Demokrasinin gelecei, Rnesans'tan beri ada dncenin ideolojik amac olagelen bireyselliin gerekletirilmesine baldr. Gnmzdeki kltrel ve siyasal bunalm, an lde bir bireyselliin var olduu olgusunun deil, bireysellik sandmz eyin bo bir kabuk haline gelmesinin sonucudur. zgrln zaferi, yalnz ve yalnz demokrasinin, yeni bir toplum gelitirmesiyle mmkndr; bu toplumda, kltrn amac ve erei, bireyin olumas, gelimesi ve mutluluu olmaldr; bu toplumda yaamdaki baary ya da herhangi bir eyi hakl karmak iin nedenlere gereksinim olmamaldr; birey ister devlet olsun ister ekonomik ark, kendisi dnda hibir g ya da yetke tarafndan saptrlmamal, kullanlmamal, bunlara boyun emek durumunda braklmamaldr; ve son olarak bu toplumda, insann bilinci ve idealleri, dsal taleplerin iselletirilmi hali deil, gerekten kendisinin idealleri ve bilinci olmal, birey, kendi benliinin baka-lannnkinden farkl zelliklerinin sonucu olarak ortaya kan amalar dile getirebilmelidir. Bu amalar, modem tarihin nceki hibir evresinde tam olarak gerekletirilmeli; gerek bireyselliin gelimesi iin gerekli maddi tabann bulunmay nedeniyle byk lde ideo214 ZGRLKTEN KAI lojik ereve iinde kaldlar. Bu ortam kapitalizm hazrlad. retim sorunu hi deilse ilkesel olarak zmlendi; ekonomik ktln, ekonomik stnlkler salama savan artk gerekli klmad, bolluk vaat eden bir gelecei grebiliyoruz. Bugn karlatmz sorun, toplumsal ve ekonomik glerin, insan rgtl toplumun bir yesi olarak bu glerin klesi durumundan karacak, efendisi haline getirecek ekilde rgtlenmesi sorunudur. zgrln psikolojik ynn vurguladm, ama ayn zamanda ruh-bilimsel sorunun insan var oluunun maddi temellerinden, toplumun ekonomik, toplumsal ve siyasal yapsndan ayr tutulamayacan gstermeye altm. Bu ncl erevesinde, olumlu zgrln ve bireyselliin gereklemesinin, bireyin kendi benliini gerekletirmesi asndan zgr olmasna izin verecek ekonomik ve toplumsal deiikliklerle de baml olduu sonucu ortaya kyor. Bu ncln sonucu olarak ortaya kan ekonomik sorunlan ele almak ya da gelecee ynelik ekonomik tasanlar sunmak, bu kitabn amalan iinde bulunmamaktadr. Ama gene de zmn hangi ynde aranaca konusunda kukuya yer brakmak istemem. Her eyden nce unu sylemek gerekir: ada demokrasinin ulat temel basanlardan hibirini yitirmeyi gze alamayz ne temsili hkmetten, yani halkn setii ve halka kar sorumlu hkmetten, ne de Insn Haklan Bildirisi'nin her yurttaa garanti ettii haklann
117

herhangi birinden vazgeemeyiz. Hi kimsenin alktan lmesine izin verilmeyecei, toplumun, btn yelerinden sorumlu olduu, hi kimsenin rktlerek boyun emek durumunda braklmayaca, isizlik ve alk korkusuyla insan onurunu yitirmeyecei yolundaki grece olarak yeni demokratik ilkelerden de dn veremeyiz. Bu temel basanlar korunmakla kalmamal, glendirilmeli ve gelitirilmelidir. Geri demokrasi tam olarak deilse de bir lde gerekletirilmitir ama yeterli deildir. Demokrasinin gelimesi, bireyin gerek zgrlnn, giriimciliinin ve kendiliindenliinin, yalnzca baz zel ve tinsel konularda deil, her eyden nce her insann var oluu iin temel koul olan etkinlikte, alma alannda artrlmasna baldr. Bunun genel koullan nelerdir? Toplumun usd ve plansz nitelii giderilmeli, yerine, toplumun uyumlu, birlik iinde ve planl abalann ZGRLK VE DEMOKRAS 215 temsil eden planl bir ekonomi getirilmelidir. Toplum, toplumsal soruna tpk doaya egemen olduu gibi aklc bir ekilde egemen olmaldr. Bunun koullanndan biri, sayca az olmalanna karn, yaz-glan kararlanna bal olanlara kar hibir sorumluluk duymakszn byk ekonomik gleri ellerinde bulunduranla gizli yasasn ortadan kaldrmaktr. Bu yeni dzene demokratik sosyalizm adn verebiliriz, ama ad nemli deildir; nemli olan, halkn amalarna hizmet eden bir aklc ekonomik dizge oluturmamzdr. Gnmzde, halkn byk bir ounluu ekonomik ark denetleyememekle kalmamakta, yapklan ite, yrekten gelen gerek bir giriimcilik ve kendi-liindenlik gelitirme frsatndan da yoksun bulunmaktadrlar. Bu insanlar bir ite altrlmakta, "kullanlmaktadrlar", onlardan, syleneni yapmak dnda hibir ey beklenmemektedir. Yalnzca btn ulusun ekonomik ve toplumsal glere aklc bir ekilde egemen olduu planl ekonomide, birey sorumluluu paylaabilir ve yapt ite yaratc zeksn kullanabilir. nemli olan tek ey, bireye gerek, kendi iinde domu etkinlikte bulunma frsat tannmasdr; bireyin amalaryla toplumun amalannn ideolojik olarak deil, gereklikte zde hale gelmesidir; ve bireyin kendi abasn ve mantn, kendi insansal amalan asndan anlam tamas nedeniyle, kendisinin sorumlu olduu bir etkinlik olarak kabul ettii iine etkin bir ekilde uygulamasdr. Insanlann bakalan tarafndan kullanlmas ve ynlendirilmesi yerine etkin ve zihinsel ibirlii geirilmeli, halkn, halk tarafndan halk iin ynetilmesi ilkesi hem siyasal hem de ekonomik alanda uygulanmaldr. Bir ekonomik ve siyasal dizgenin, insan zgrl davasna hizmet edip etmeyecei sorusu, yalnzca siyasal ve ekonomik erevede yantlanamaz. zgrln gereklemesi iin tek lt, bireyin kendi yaamnn ve toplumun yaamnn belirlenmesine, yalnzca resmi oy verme edimiyle deil, gnlk etkinliiyle, iinde, ve dier insanlarla ilikilerinde etkin olarak katlp katlmaddr. ada siyasal demokrasi, kendisini tmyle siyasal alanla kstlad srece, ortalama bireyin ekonomik nemsizliinin dourduu sonulan gideremez. Ama retim aralannn toplumsallatnlmas gibi tmyle ekonomik kavramlar da yeterli deildir. Burada sosyalizm szcnn, taktik nedenlerle Nasyonal Sosyalizmin uygulad aldatc anlamndan deil de, bu szcn aldatc bir szck haline geldii Rusya'daki an216 ZGRLKTEN KAI ZGRLK VE DEMOKRAS 217 lamndan sz ediyorum. Rusya'da, retim aralar toplumsallatnl-mtr geri ama aslnda gl bir brokrasi, nfusun byk bir ounluunu parmanda oynatmaktadr. Halkn byk bir ounluunun ekonomik karlarnn korunmasnda hkmet denetimi etkili olsa da, bu durum doal olarak zgrln ve bireyselliin gelimesini engellemektedir. Szckler, hakikati gizlemede hibir zaman bugnk kadar yanl kullanlmad. Yandalara ihanete bar politika dendi; askeri saldrganlk, saldrya kar savunma olarak kamufle edildi; kk lkelerin fethi dostluk anlamas diye anlyor; btn bir halkn acmaszca ezilmesine, Nasyonal Sosyalizm deniliyor. Demokrasi, zgrlk ve bireycilik szckleri de bu ekilde ktye kullanldlar. Demokrasiyle faizm arasndaki ayrmn gerek anlamn tanmlamann tek bir yolu var. Demokrasi, bireyin eksiksiz gelimesi iin gerekli ekonomik,
118

siyasal ve kltrel koullan yaratr. Faizmse, hangi ad altnda olursa olsun, bireyi, kendisinin dndaki amalara boyun emek durumunda brakr ve gerek bireyselliin gelimesini kstekler. Kukusuz demokrasinin gereklemesi iin gerekli koullarn oluturulmasnda en byk glklerden biri, planl ekonomiyle, her bir bireyin etkin ibirlii arasndaki elikide yatmaktadr. Byk bir sanayi dizgesi ierecek apta bir planl ekonomi, byk lde merkeziletirme ve bunun sonucu olarak bu merkeziletirilmi makinay ynetecek bir brokrasi gerektirir. te yanda btn bir dizgenin en kk birimlerinin ve her bir bireyin ibirlii ve etkin denetimi, bunun tersini, yani byk lde ademi merkeziyetilii gerektirir. Tepeden planlama, tabann etkin katlmyla bir btn oluturmazsa, toplumsal yaamn ak srekli olarak aadan yukarya doru olmazsa, planl ekonomi, halkn yeniden kullanlmasna yol aacaktr. Merkeziyetilikle ademi merkeziyetilii birletirme sorununu zmek, toplumun en byk grevlerinden biridir. Ama kukusuz, zm bulunduumuz ve bizi doaya nerdeyse tmyle egemen olma noktasna getiren teknik sorunlardan da zor deildir. Ancak bu sorun, yalnzca bunu yapmann gerekliliini aka kabul etmemiz halinde ve insanlara inanmamz, birer insan olarak gerek karlarn gzetme yetisine sahip olduklarna inanmamz halinde zlebilir. Bu gene, bir bakma kar karya bulunduumuz bireysel giriimcilik sorunudur. Bireysel giriimcilik, liberal kapitalizmde, hem ekonomik dizgenin hem de kiisel gelimenin en nemli uyaranlanndan biri olmutu. Ama iki kstlama sz konusuydu: insann yalnzca belirli niteliklerini, iradesini ve aklcln gelitirdi, bunlan gelitir-meyenleri, ekonomik hedeflerin buyruu altnda brakt. Bunun en iyi iledii dnem, saysz bamsz ekonomik birimi banndran kapitalizmin son derece bireysellemi, rekabeti evresiydi. Gnmzde bu alan darald. Yalnzca az sayda kii bireysel giriimcilik kullanabilir. Bugn, bu ilkeyi gerekletirip, kiiliin zgr olmasn salayacak ekilde geniletmek istersek, bu, ancak ve ancak, bir btn olarak toplumun aklc ve ortak abasna, ve dizgedeki en kk birimlerin gerek, yrekten gelen etkin ibirlii ve denetimini garanti edebilecek bir ademi merkeziyetilik ya da yerinden ynetimcilik temeline dayanlarak yaplabilir. insan, yalnz ve yalnz topluma egemen olabilir ve ekonomik ark, insan mutluluunun amalannn hizmetine sunarsa ve yalnz ve yalnz, toplumsal srece etkin bir ekilde katlrsa, imdi onu umutsuzlua srkleyen eyi yalnzln ve gszlk duygusunu yenebilir. Gnmzde insana en ok ac veren, yoksulluk deil, byk bir arkn kk bir dilisi, bir robot haline gelmi olmak, ve yaamnn bo ve anlamsz olmasdr. Her trden yetkeci dizgeye kar zafer kazanmak, yalnzca demokrasinin geri adm atmamas, tersine, atlmda bulunmas ve son yzyllar boyunca zgrlk iin savaan insanlann kafalannda bulunan amalan gerekletirmesiyle mmkn olur. Demokrasi, ancak ve ancak, insan aklnn alabilecei en gl inanc, yaama ve hakikate olan inanc ve bireysel benliin etkin ve kendiliinden gereklemesi eklindeki zgrle olan inanc insanlara alayabilirse nihilizmin glerine kar zafer kazanabilir. EK KLK VE TOPLUMSAL SRE E)U KTAPTA reform a ve ada dnem gibi belli tarihsel kesitleri zmleyerek, toplumsal-ekonomik, psikolojik ve ideolojik etmenler arasndaki karlkl ilikiyi ele aldk. Bu trden bir zmlemede sz konusu olan kuramsal sorunlara ilgi duyan okurlar iin, bu ekte, somut zmlemenin temelini oluturan genel kuramsal taban ksaca tartmaya alacam. Bir toplumsal grubun psikolojik tepkilerini incelerken, grup yelerinin, yani tek tek bireylerin kiilik yapsn ele alyoruz; ancak, bu kiileri birbirinden ayran kendilerine zg zellikler deil, kiilik yaplarnda, grubun ou yeleriyle ortak olan zellikleri bizi ilgilendiriyor. Bu kiilie, toplumsal kiilik diyebiliriz. Toplumsal kiilik, doas gerei, bireysel kiilik kadar zgl deildir. Bireysel kiilii tanmlarken, kendilerine zg bir oluumla u ya da bu bireyin kiilik yapsn biimlendiren zelliklerin tmn ele alyoruz. Toplumsal kiilikse, yalnzca belli zellikleri, bir grubun ortak temel deneyimleri ile ortak yaam biiminin sonucu olarak o grup yelerinin ounda gelien kiilik yapsnn temel ekirdeini ierir. Geri, her zaman iin tmyle farkl kiilik yaps gsteren "aykr" kiiler vardr ama, grubun ou yelerinin kiilik
119

yaps, rastlantsal doum etmenleri ile bir bireyden dierine farkllk gsteren yaam deneyimleri sonucu, grubun ou yeleri, bu ekirdein eitlemeleridirler. Bir bireyi tam anlamyla anlamak istiyorsak, farkllk yaratan bu elere byk nem vermemiz gerekir. Ama, belli bir toplumsal dzende, insan enerjisinin nasl ynlendirildiini, ve bir retici g olarak nasl ilediini anlamak amacndaysak, toplumsal kiilii derinlemesine incelememiz gerekir. 220 ZGRLKTEN KAI Toplumsal kiilik kavram, toplumsal srecin anlalmasnda bir anahtar kavramdr. Dinamik analitik psikoloji anlamnda kiilik, insan enerjisinin, insan gereksinimlerinin, belli bir toplumdaki belli varolu biimine dinamik bir ekilde uyarlanmasyla ekillenmi zgl bir kalptr. Kiilikse, bireylerin dnmesini, hissetmesini ve edimlerini belirler. Kendi dncelerimiz sz konusu olduunda bunu anlamak bir anlamda gtr, nk hepimiz dnmenin kiiliin psikolojik yapsndan bamsz, yalnz ve yalnz zihinsel bir edim olduu yolundaki geleneksel inanc paylamak eilimindeyizdir. Ancak bu doru deildir; dncelerimiz, somut nesnelerin deneysel kullanmyla deil de, ahlaksal, felsefesel, siyasal, psikolojik ya da toplumsal sorunlarla ne kadar ok urarsa, bunun doruluk oran da o lde azalr. Dnme ediminde yer alan tmyle mantksal eleri saymazsak, bu dnceleri, byk lde, dnen kiinin kiilik yaps belirler. Sevgi, adalet, eitlik, zveri gibi tekil kavramlar iin olduu gibi, bir kuramsal dizge iin de, bir reti iin de geerlidir bu. Her bir kavramn ve her bir retinin bir duygusal kalb vardr ve kalbn kkleri, bireyin kiilik yapsnda bulunmaktadr. nceki blmlerde bunun pek ok rneini verdik. retilerle ilgili olarak, erken Protestanlkla ada yetkeciliin cokusal kklerini gstermeye altk. Tekil kavramlarla ilgili olarak, rnein sado-mazoist kiilik iin sevginin ortak bir olumlama ve eitlik temeline dayanan bir birleme deil de, ortakyaamsal bir bamllk olduunu gsterdik; zveri ya da fedakarlk, kiinin zihinsel ve ahlaksal benliinin ortaya konmas deil, bireysel benin daha stn bir eye btnyle boyun emesi anlamna geliyordu; farkllk, eitlik temelinde bireyselliin gerekletirilmesi deil, g dengesindeki farkllk anlamna geliyordu; adalet, bireyin doutan getirdii deimez haklarnn gerekletirilmesi iin koulsuz olarak hak iddia etmesi deil, herkesin hak ettiine sahip olmas gerektii anlamna geliyordu; yreklilik, bireyselliin yetke karsnda kendisini sonuna dek ortaya koymas deil, boyun emeye ve acya katlanmaya hazr olma anlamna geliyordu. Farkl kiilikte iki insann rnein sevgiden sz ederken kullandklar szck ayndr ama, onlarn kiilik yaplarna gre szck tmyle farkl anlamlar tamaktadr. Aslna bakarsanz, bu kavramlar batan sona mantksal bir snflandrma kapsamna alma KLK VE TOPLUMSAL SRE 221 giriimi naslsa baarsz olacandan, onlarn anlamn doru bir psikolojik zmlemeye oturtmakla birok zihinsel karkl engelleyebiliriz. Dncelere ekil veren bir cokusal kalbn bulunduu olgusu, son derece nemlidir, nk bu, bir kltrn znn anlalmasnda anahtar grevi grr. Bir toplumun iinde bulunan farkl toplumlar ya da snflarda, belli, zgn bir toplumsal kiilik vardr ve deiik fikirler bu kiilik temeline dayanarak geliir ve glenir. Nitekim rnein ada insan, yaamn temel amalar olarak alma ve baarya ulama fikrini, yalnzl ve kukular nedeniyle ekici bulmu ve onu glendirmitir; ama Pueblo Kzlderililerine ya da Meksika kyllerine durup dinlenmeden alma ve baarya ulama istei vermek iin ne kadar urasak, dil dksek, bouna olacaktr. Farkl bir kiilik yapsna sahip olan bu halklar, konumacnn dilini bilseler, anlasalar da, bu trden amalar ortaya koyan kiinin neden sz ettiini bile anlamayacaklardr. Ayn ekilde Hitler ve Alman halknn onunla ayn kiilik yapsna sahip kesimi, savalarn ortadan kaldrlabileceini dnen kiinin tam anlamyla aptal ya da dpedz yalanc olduuna itenlikle inanacaktr. Kendi toplumsal kiilikleri uyarnca, felaketsiz ve acsz yaam, onlar iin zgrlk ve eitlik kadar anlalmas g bir eydir. Fikirler, ou kez, toplumsal kiiliklerinin zellikleri asndan kendilerini etkilemeyen belli gruplar tarafndan bilinli olarak kabul edilirler; bu fikirler, bilinli bir inanlar yn olarak
120

kalr ama insanlar gerektii anda onlara gre hareket etmeyi baaramazlar. Buna bir rnek, Nazizmin zaferi srasnda Alman ii hareketinde grlmtr. Hitler'in iktidara gemesinden nce Alman iilerinin byk ounluu, Sosyalist ya da Komnist Partilere oy verdi ve bu partilerin fikirlerine inandlar; yani, ii snfnda bu fikirlerin yaygnl son derece geniti. Ancak, fikirlerin arl yaygnlklanyla orantl deildi. Nazizmin saldrlan, byk bir ounluu fikirleri uruna savamaya hazr olan bir siyasal muhalefetle karlamad. Sol partilerin izleyicilerinden ou, yetkeleri olduu srece partilerinin programlarna inanyorlard geri ama, tehlike an geldiinde ekilmeye hazrdlar. Alman iilerinin kiilik yapsn iyice zmlersek, bu grngnnkukusuz tek deil bir nedeni ortaya kacaktr. ilerin byk bir ounluunun kiilikleri, daha nce yetkeci kiilik diye 222 ZGRLKTEN KAI tanmladmz trrin birok zelliklerini tayordu. Yerleik yetkeye kar yerleik bir sayglar ve zlemleri vard. Sosyalizmin, yetkeye kar bireysel bakmszl, bireysel soyutlanma yerine dayanmay ne karmas, b iilerden pek ounun, kiilik yaplan gerei, istedikleri eyler diildi. Devrimci liderlerin yanllanndan biri, partilerinin gcn, yalnzca bu fikirlerin yaygnlk oranna gre hesapla-malan ve arlktan yoksun olduklann gzard etmeleriydi. Bu grntnn tersine, Protestan ve Calvinci retilerin zmlenmesi, bu fikir! srin, seslendikleri insanlarn kiilik yaplannda bulunan kayg ve ge eksinimlere yant vermeleri nedeniyle, yeni dinin izleyicileri zerinde etkili birer g olduunu gstermitir. Baka deyile, fikirler, yalnz ve yalnz, belli bir toplumsal kiilikte nem tayan zgl insansal ge 'eksinimlere yant verdikleri lde byk birer g haline gelebilirler. Yalnzca dme ve hissetmeyi deil, edimde bulunmay da insann kiilik yaps belirler. Kuramsal arevesi doru olmamakla birlikte, bunu ortaya koymak, Freud'un baans olmutur. Etkinliin, insann kiilik yapsnda bulunan egemen eilimlerce belirlendii, nevrotiklerde ok ak bir ekilde grlebilir. Evlerin pencerelerini, ya da kaldrandaki talan sayma zorlanmnn, zorlannd kiiliin belli itkilerinden kayn;ddandn anlamak ok kolaydr. Ama normal bir insann edimleri, yalnzca gerekliin gereklilikleri ve aklc kararlarla belirleniyor sanhr. Oysa, ruhzmlemenin sunduu yeni gzlemleme aralan say isinde, szmona aklc davranla byk lde kiilik yapsyla belirlendiini grebiliriz. ada insan iin almann ne anlama geldiini tartrken bu durumu rnekleyen bir olay ele almtk. Durup dinlenmeden etkinlik gsterme ynndeki youn istein, yalnzlk ve kaygdan kaynaklandm grmtk. Bu alma zorlanm, insani uin gerektii kadar alt, aynca kendi kiilik yaplanndaki glerle ynlendirilmedii dier kltrlerdeki alma tutumundan farklyd. Gnmzde, tm normal insanlarda, ayn alma itkisi bulunduundan, ve aynca, yaamlanm srdrebilmeleri iin bu younlukta bi alma gerekli olduundan, durumun usd zellii kolayca gzden kabiliyor. imdi, kiiliin birey ve toplum iin hangi ilevi yerine getirdiini sormamz gerek. Bireyle ilgili olarak bu soruya yant vermek g KLK VE TOPLUMSAL SRE 223 deil. Bireyin kiilii toplumsal kiilie az ok uyuyorsa, kiiliindeki egemen itkiler, onu kendi kltrnn zgl toplumsal koullan altnda gerekli ve uygun olan eyleri yapmaya gtrr. Nitekim, rnein bir kii diyelim, yaamn srdrmek iin para biriktirmek ve tutumlu olmak durumunda olan bir kk dkkan sahibi para biriktirme ynnde tutkulu bir itki ve lks iin para harcamaya kar youn bir nefret duyuyorsa, yapsal zellikleri ona yardmc olacak demektir. Kiilik zelliklerinin, bu ekonomik ilevden baka tmyle psikolojik olan, ve de hi de nemsiz olmayan bir ilevi daha vardr. Tasarruf etme ya da para biriktirme, insann kiiliinden kaynaklanan bir is-tekse, o insann kiilii, isteine uygun hareket etmi olmaktan dolay byk bir psikolojik doyuma ulaacaktr; yani kii para biriktirdiinde, yalnz uygulamada kazanl kmakla kalmayacak, aynca byk bir ruhsal doyum salam olacaktr. arda al veri ederken iki sent arttrd iin, kiilii farkl birinin, herhangi bir duyusal zevk aracyla ulaabilecei mutluluu duyan aa orta snftan bir kadn izlemek, bu konuyu iyice anlamamza yeterli olur rnein, insan yalnzca kiilik yapsndan kaynaklanan taleplere uygun davrandnda deil, gene ayn nedenle, ona seslenen fikirleri okuduu ya da dinledii
121

zaman da bu psikolojik doyuma ular. Yetkeci kiilik iin, doay boyun emek durumunda olduumuz byk bir g olarak betimleyen bir ideoloji, ya da siyasal olaylan, sadiste tanmlayan bir sylev, ok etkileyicidir, ve bunlan okumak ya da dinlemek edimi, psikolojik doyum getirir. zetleyecek olursak, normal kii iin znel kiilik ilevi, uygulama asndan kendisi iin gerekli olanlara uygun davranmasna yol aarken, ona yapt etkinlikten psikolojik bir doyum vermektir. Toplumsal kiilie, toplumsal sreteki ilevi asndan bakacak olursak, toplumsal kiiliin, birey iin grd ilevle ilgili szlerle ie balamamz gerekir: insan, toplumsal koullara uyarlanmakla, kendisinde zorunlu olduu ekilde hareket etme istei uyandran zellikler gelitirir. Belli bir toplumdaki insanlann ounluunun kiilii yani, toplumsal kiilii bireyin bu toplumda yerine getirmek durumunda olduu nesnel ykmllklere uyarlanmsa, insanlann enerjileri, onlan o toplumun ilemesi iin kanlmaz retici gler haline getirecek kalplar iinde biimlendirilir. u alma r224 ZGRLKTEN KAI neini bir kez daha ele alalm. ada sanayi dizgemiz, enerjimizin ounun almak ynnde aktlmasn gerektirmektedir. nsanlar yalnzca dsal gereksinimler yznden alyor olsayd, yapmak zorunda olduklanyla yapmak istedikleri arasnda pek ok srtme meydana gelecek ve bu durum onlarn verimliliini azaltacakt. Ne var ki, kiiliin toplumsal gerekliliklere dinamik uyumuyla, insan enerjisi srtmeye neden olmak yerine zgl ekonomik gereklere uygun ekilde davranma eilimi oluturacak ekilde biimlenmitir. Dolaysyla ada insan, bylesine ok almak zorunda braklmam, psikolojik nemi erevesinde zmlemeye altmz o isel alma zorlanmha kaplmas salanmtr. Ya da ak yetkelere boyun emek yerine, onu herhangi bir dsal yetkeden ok daha etkin bir ekilde denetleyen bir isel yetke vicdan ve grev bilinci gelitirmitir. Baka deyile, toplumsal kiilik, dsal gereklilikleri isel-letirir ve bylece insan enerjisini, belli bir ekonomik ve toplumsal dizgenin ykmllklerine uygun ekilde kullanr. Daha nce de grdmz zere, belli gereksinimler, bir kiilik yapsnda bir kez geliti mi, bu gereksinimlere uygun her davran, hem psikolojik adan hem de maddi baar asndan doyurucudur. Bir toplum bireye bu iki doyumu ayn anda verebildii srece, ruh-bilimsel glerin, toplumsal yapy salamlatrmas sz konusudur. Ama er ge bir atlak oluur. Geleneksel kiilik yaps bu kiilik zelliklerinin artk ie yaramad yeni ekonomik koullarn ortaya kmas srasnda da varln srdrr, insanlar, kiilik yaplarna uygun davranmak isterler, ama bu davranlar ya kendi ekonomik hedeflerine ulamada engel olutururlar, ya da kendi "doalarna" uygun davranmalarna izin verecek i bulma frsatlar azalr. Bu sylediklerimizin iyi bir rnei, eski orta snflarn, zellikle de Almanya gibi snf tabakalamasnn kat olduu lkelerdeki snflarn kiilik yapsdr. Eski orta snf erdemleri tutumluluk, sakmmhlk, azla yetinme ada i yaamndaki giriimcilik, tehlikeyi gze almaya hazr olma, saldrganlk gibi yeni erdemler karsnda deer yiti-riyordu. Bu eski erdemler kk dkkan sahipleri gibi bir kesim iin hl deerliydi geri ama, bu i alanndaki olanaklar snn ylesine daralmt ki, yalnzca eski orta snfn evlatlar kendi kiilik zelliklerini ekonomik yaantlarnda baaryla "kullanabiliyordu." KLK VE TOPLUMSAL SRE 225 Bunlar, yetitirilmeleri gerei, bir zamanlar snflanmn toplumsal durumuna uyarlanm kiilik zelliklerini gelitirmilerdi geri ama ekonomik gelime, kiilik gelimesinden ok daha hzl ilerliyordu. Ekonomik evrimle psikolojik evrim arasndaki bu boluk, ruhsal gereksinimlerin, artk olaan ekonomik etkinliklerle duyurulmad bir durum yaratt. Ancak bu gereksinimler varlklarn srdryorlard ve yle ya da byle doyum aramak zorundaydlar. Aa orta snfn belirleyici zellii olan kiinin kendi kan iin dar bencil tutum, bireysel dzlemden ulusal dzleme kayd. Daha nce zel rekabet kavgasnda kullanlan sadist itkiler de, ksmen toplumsal ve siyasal alana kayd, ksmen de engellenme nedeniyle younlat. Sonra da, kstlayc etmenlerden kurtulan bu drtler, siyasal kym ve sava edimlerinde doyum aramaya balad. Sonuta, genel durumun engelleyici nitelikleri nedeniyle ortaya kan fkeyle birleen psikolojik gler, var olan toplumsal dzeni
122

salamlatrmak yerine, demokratik toplumun geleneksel siyasal ve ekonomik yapsn ykmak isteyen grup-lann kullanabilecei dinamit haline geldi. Toplumsal kiiliin biimlenmesinde eitim srecinin oynad rolden sz etmedik; ama, birok ruhbilimcinin, erken ocukluk dnemi eitim yntemleriyle bymekte olan ocua uygulanan eitim tekniklerini kiilik gelimesinin nedeni olarak deerlendirdiini dikkate alarak, bu konuda bir iki sz sylememiz gerekiyor. Her eyden nce, eitim derken neyi anlatmak istediimizi sormalyz kendimize. Eitim, eitli ekillerde tanmlanabilir geri ama, ona toplumsal sre asndan baktmzda, yle syleyebiliriz: Eitimin toplumsal ilevi, bireye, toplumda daha sonra oynayaca rol gerekletirmesine yeterli nitelikleri kazandrmaktr; yani, eitimin toplumsal ilevi, bireyin kiiliini, toplumsal kiilie aa yukar uygun gelecek ekilde, istekleri toplumsal rolnn gerekleriyle akacak ekilde biimlendirmektir. Her toplumun eitim dizgesi bu ileve gre saptanr; dolaysyla, toplumun yapsn ya da yelerinin kiiliini, eitim sreciyle aklayamayz; ama eitim dizgesini, belli bir toplumun toplumsal ve ekonomik yaps gerei ortaya kan gereklilikler araclyla aklamak zorundayz. Ne var ki, eitim yntemleri, bireyi istenilen ekle sokan mekanizmalar olmalan asndan son derece nemlidir. Bunlar, toplumsal talepleri, kiisel niteliklere dntren 226 ZGRLKTEN KAI aralar olarak dnlebilir. Eitim teknikleri, zgl bir toplumsal kiiliin nedeni olmamakla birlikte, kiilii biimlendiren mekanizmalar olutururlar. Bu anlamda eitim yntemlerini bilmek ve tanmak, ileyen bir toplumun zmlenmesi iinin nemli bir blmdr. Az nce sylediklerimiz, btn bir eitim dizgesinin tek bir zgl blm iin, aile iin de geerlidir. Freud ocuun erken deneyimlerinin, kiilik yapsnn biimlenmesinde belirleyici rol oynadn gstermiti. Eer bu doruysa, en azndan bizim kltrmzde toplumun yaamyla ok az temas olan ocuun kiiliini toplumun biimlendirdiini nasl aklayabiliriz? Bunun yant baz bireysel farkllklar bir yana brakrsak ana-babann, iinde yaadklar toplumun eitim kalplarn uygulamakla kalmad, kendi kiilikleriyle de kendi toplum ya da snflarnn toplumsal kiiliini temsil ettikleridir. Onlar, yalnzca kendileri olmakla yani toplumun ruhunu temsil etmekle bir toplumun psikolojik atmosferi ya da ruhu diyebileceimiz eyi ocua aktarrlar. Dolaysyla aile, toplumun psikolojik temsilcisi olarak deerlendirilebilir. Toplumsal kiiliin belli bir toplumun varolu biimiyle ekil-lendirildiini belirttikten sonra, okura, dinamik uyarlanma sorunu ile ilgili olarak birinci blmde sylenenleri anmsatmak isterim, insan, toplumun ekonomik ve toplumsal yapsnn gerekliliklerine gre ekillendirilmitir geri ama, uyarlanabilme yetisi sonsuz deildir. Doyurulmas zorunlu baz fizyolojik gereksinimler olduu gibi, insann gene doyum isteyen ve engellenmesi halinde baz tepkilere yol aan, doutan getirdii psikolojik nitelikler de vardr. Bunlar nelerdir? En nemlisi, bymek, gelimek ve insanolunun tarih boyunca gelitirdii rnein, yaratc ve eletirel dnme yetisi, farkl cokusal ve duyusal deneyimler yaama gibi gizilgleri gerekletirme eilimi olsa gerek. Bu gizilglerden her birinin kendine ait bir dinamizmi vardr. Evrim srecinde gelitiler mi, da vurulma eilimi gsterirler. Bu eilim bastrlabilir ve engellenebilir, ama bu durumda yeni tepkiler, zellikle de ykc ve ortakyaamsal itkiler ortaya kar. Ayrca zde biyolojik gelime eiliminin de psikolojik karl olan bu genel byme eilimi zgrlk istei ve baskdan nefret gibi zgl eilimler de dourur; nk zgrlk, her trden gelimenin temel kouludur. zgrlk istei de bastrlabilir, birey, bunun KLK VE TOPLUMSAL SRE 227 farknda olmayabilir; ama bu durumda bile, bir gizilg olarak varln srdrr ve basknn olduu yerde her zaman grlen bilinli ya da bilinsiz nefretle kendini belli eder. Daha nce de belirtildii zere, tpk zgrlk aray gibi bastn-labilmesine ve saptnlabilmesine karn, adalet ve hakikat araynn insan doasnda var olan bir eilim olduunu hakl olarak varsayabiliriz. Bunu byle kabul ettiimizde, kuramsal olarak, tehlikeli bir noktaya gelmi oluruz. Bu tr eilimleri insann Tanrnn benzeri olarak ya da doa yasalan
123

gerei yaratld inancyla aklayan dinsel ve felsefesel varsaymlara dayanabilseydik, iimiz kolaylard. Ancak, savlarmz bu trden aklamalarla destekleyemeyiz. Bize gre bu adalet ve hakikat arayn aklamann tek yolu, insanlk tarihini toplumsal ve bireysel adan tmyle zmlemektir. Demek ki, gsz olan herkes iin adalet ve hakikat, zgrlk ve byme, gelime savamnda kullanlan en nemli silahlan oluturuyor, insanln byk bir ounluunun, tarihi boyunca kendisini ezebilecek ve sm-rebilecek daha gl gruplara kar savunmak durumunda kalmas bir yana, her birey, ocukluunda, gszlk zelliinin ar bast bir dnemden geer. Bize yle geliyor ki, bu gszlk durumunda, adalet ve hakikat duygusu gibi zellikler geliir ve insanlarn hepsinde bulunan gizilgc oluturur. Dolaysyla, kiilik gelimesinin yaamn temel koullar tarafndan biimlendirilmesine, ve insann, biyolojik olarak sabit bir doas bulunmamasna karn, insan doasnn toplumsal srete etkin bir etmen oluturan kendine zg bir doas bulunduu sonucuna ulayoruz. Bu insan dinamizminin doasnn tam olarak ne olduunu psikolojik erevede aklkla belirleyemesek de, varln kabul etmek zorundayz. Biyolojik ve fiziktesi kavramlarn yanllanndan saknma abasyla, ayn lde byk bir baka yanla, insan, toplumsal koullarn ipleriyle ynlendirilen bir kukla olarak gren toplumbilimsel grececilik yanlna dmemeliyiz, insann zgrlk ve mutluluk gibi vazgeilmez haklar, doutan var olan insansal nitelikler temeli zerine kurulmutur. Bu niteliklerse, insann yaama istei ile, tarihsel evrim sreci iinde kendisinde gelien gizilgleri gelitirme ve dile getirme abasdr. Bu noktada, bu kitapta izlenen ruhbilimsel yaklamla Freud'un yaklamlan arasndaki en nemli farklan bir kez daha belirtebiliriz. 228 ZGRLKTEN KAI Ayrldmz birinci nokta, birinci blmde ayrntl ekilde ele alnmt, bu yzden burada ksaca deinmek yeterli olacak: Biyolojik etmenlerin nemini kmsemiyor ve sorunun kltrel etmenler mi, biyolojik etmenler mi eklinde ortaya konulmasn doru bulmuyoruz; ancak, insan doasnn temelde tarihsel olarak koullandn kabul ediyoruz. kinci olarak Freud'un temel ilkesi insan kendi iinde bir varlk, doann kendisine fizyolojik olarak koullandrlm baz itkiler vermi olduu bir kapal dizge olarak kabul etmek ve kiiliinin gelimesini bu itkilerin doyurulmas ya da engellenmesine tepki olarak yorumlamaktr; bizim grmze greyse, insan kiiliine temel yaklam, insann dnyayla, bakalaryla, doayla ve kendisiyle olan ilikilerini anlamaktr. Bize gre insan, Freud'un dnd gibi temelde kendine yeterli, ve yalnzca ikincil olarak kendi igdsel gereksinimlerini doyurmak iin bakalarna gereksinim duyan bir varlk deil, temelde bir toplumsal varlktr. Bu anlamda, bireysel ruhbilimin temelde toplumsal ruhbilim olduuna, ya da Sullivan'n deyiiyle, kiiler aras ilikiler ruhbilimi olduuna inanyoruz; ruhbilimin temel sorunu, tek tek igdsel isteklerin doyurulmas ya da bastrlmas sorunu deil, bireyin dnyayla kendine zg bir iliki kurmas sorunudur. nsann igdsel isteklerinin yaay insan kiiliinin tek sorunu olarak deil, insann dnyayla ilikisi sorununun bir paras olarak anlalmaldr. Dolaysyla bizim yaklammzda, bireyin bakalaryla ilikilerinin merkezini oluturan, sevgi, nefret, sevecenlik, or-takyaama gibi gereksinimler ve istekler temel ruhbilim sel grngy oluturur; Freud'daysa bunlar igdsel gereksinimlerin doyurulmas ya da bastrlmasnn ikincil sonulan olarak deerlendirilir. Freud'un biyolojik yaklamyla bizim toplumsal yaklammz arasndaki fark, kiilikbilim sorunlar asndan byk nem tamaktadr. Freud ve almalar onun bulgularna day; nan Abraham, Jones ve dierleri ocuun beslenme ve dklama srecinde, ksnl blgeler (az ve ans) diye adlandrdklar yerlerde haz deneyimi yaadn varsaydlar; normal gelime srecinde daha sonraki yllarda reme organlar blgesinin en nemli haz yresi olmas gerekirken, an uyarlma, engellenme ya da yapsal olarak hassasln younlatnlmasyla, bu blgelerin, bebeklikteki ksnl zelliklerini koruduklarn ne srdler. retkenlik ncesi dzeye saplanmann kiilik yapsnn KLK VE TOPLUMSAL SRE 229 bir paras haline gelen yceltmelere ve tepki-oluumlanna yol atn kabul ettiler. Buna gre rnein bir insan dky iinde tutma isteini bilinsiz olarak ycelttii iin para ya da dier
124

nesneleri biriktirme itkisine kaplabilir. Ya da insan, yardm, bilgi vb. istei eklinde ycelttii bilinsiz beslenme arzusunun yaratt itkiye kapld iin her eyi kendi abalannm sonucu olarak deil de bir bakasndan elde etmeyi bekleyebilir. Freud'un gzlemleri byk nem tamaktadr, ancak kendisi bunlar yanl aklamtr. Bu "oral" ve "anal" kiilik zelliklerinin tutkulu ve usd yapsn doru olarak saptamtr. Ayrca, bu tr isteklerin, kiiliin btn alanlarn, insann cinsel, cokusal ve zihinsel yaamn sardn ve btn etkinliklerini etkilediini de grmtr. Ama ksnl blgelerle kiilik zellikleri arasndaki nedensel ilikiyi, tam tersine yorumlamtr. Kiinin elde etmek istedii sevgi, korunma, bilgi, maddi eyler gibi her eyi edilgin bir ekilde kendi dnda bir kaynaktan salama istei, ocuun kiiliinde, bakalaryla olan deneyimlerine bir tepki olarak geliir. Eer bu deneyimlerle kendi gll duygusu korkuyla zayflatlrsa, giriimcilii ve zgveni felce uratlrsa, dmanlk geliir ve bastnlrsa, ayn zamanda da annesi ya da babas teslim olmas kouluyla efkat ya da koruma sunarsa, btn bu koullarn hepsi, etkin denetimden vazgeilip btn enerjilerin, arzularn yerine getirilmesi iini nnde sonunda gerekletirecek olan bir d kaynaa yneltildii bir tutuma yol aar. Bu tutum, ok tutkulu bir kiiliin olumasna yol aar, nk bu trden bir k'sinin arzularm gerekletirmeye almasnn tek yolu tutkulu olmaktr. Bu kiilerin sk sk doyurulma, emzirilme vb. dleri grmeleri ya da bu yndeki dlemleri, bu alc tutumu azn dier organlardan ok daha iyi dile getirebilmesinden kaynaklanmaktadr; bu dnyaya kar olan tutumun, bedenin diliyle anlatlmasdr. zgl deneyimleri nedeniyle, "oral" kiiye gre bakalarndan daha fazla uzaklam olan, kendisini zerk, kendine yeterli bir dizge haline getirerek gvenlik arayan ve sevgiyi ya da herhangi dier da dnk tutumu gvenlii iin bir tehdit sayan "anal" kii iin de ayn eyler geerlidir. Bu tutumlarn, pek ok rnekte, balangta ocuun erken yalarnda belli bal etkinlikleri olan, ana babann sevgi ya da basksn, ocuunsa dostluk ya da kar durmasn dile getirdii belli 230 ZGRLKTEN KAI bal alan olan beslenme ve boaltmla ilgili olarak gelitii dorudur. Ancak, bir insann kiiliinde ksnl blgelerin an uyarlmas ve bastrlmas tek bana bu trden saplant tutumlarnn gelimesine yol amaz; geri ocuk, baz haz verici duyumsamalar beslenme ve boaltm yoluyla yaar ama bu hazlar fiziksel dzeyde kiilik yapsnn btnnde kk salm tutumlar temsil etmedii srece, kiilik gelimesinde nemli rol oynamazlar. Annesinin koulsuz sevgisine gvenen bir bebek iin, anszn memeden kesilme, ar kiilikbilimsel sonular dourmaz; annesinin sevgisine kar gvensizlik duyan bebek, emzirme srecinin herhangi bir rahatszlk olmakszn devam etmesi halinde bile "oral" zellikler edinebilir. Daha sonraki yllarda grlebilecek "oral" ya da "anal" dlemler ya da fiziksel duyumlar verdikleri fiziksel haz asndan ya da bu hazzn herhangi bir gizemli yceltilmesi asndan deil, yalnzca, altlannda yatan ve dile getirdikleri dnyaya kar olan ilikinin tr asndan nemlidir. Freud'un kiilikbilimsel bulgulan yalnzca bu adan toplumsal ruhbilim iin yararl olmaktadr. rnein Avrupa aa orta snfnn tipik zellii olan anal kiiliin, boaltmla ilgili baz erken deneyimler sonucu ortaya ktn kabul ettiimiz srece, belli bir snfn anal toplumsal kiilik tamasnn nedenlerini anlamamza yarayacak verilerin bulunduunu pek syleyemeyiz. Ama, bunu, kiilik yapsna kk salrrg ve d dnyadaki deneyimler sonucu oluan bir "bakalaryla ilit biimi" eklinde alglarsak, aa orta snfn btn bir yaam biiminin, darlnn, soyutlanmlnn ve dman-slnn, bu trden bir kiilik yapsnn gelimesine yol amasnn nedenlerini anlamamza yarayacak anahtan elde etmi oluruz.1 Aynldmz nc nokta, daha ncekilerle yakndan balantl. Freud, igdsel ynselim kuramna ve de aynca insan doasnn F. Alexander, Freud'un kiilikbilimsel bulgularm, baz bakmlardan bizim yorumumuza benzer ekilde yeniden dile getirmeye almtr. [Bkz. F. Alexander'in Psy-hoanatytic Quarterly'de (1934, cilt XV, s. 1.) "Ruhbilimsel Etmenlerin, Gastro-Entestinal Rahatszlklara Etkisi" balkl yazs.] Ancak grleri, Freud'unkilerden ilerde olmakla birlikte, F.A., bir temel biyolojik ynselimi aamam ve bu "retkenlik ncesi" itkilerin temelini ve zn
125

kiileraras ilikilerin oluturduunu tam olarak anlayamamtr. KLK VE TOPLUMSAL SRE 231 ktlne olan kkl inancna dayanarak, insandaki btn "ideal" gdleri, "kt" bir eyin sonucu olarak yorumlama eilimindedir; buna iyi bir rnek, adalet duygusunu, bir ocuun kendisinden daha fazla eye sahip olan herkese kar duyduu ilk kskanln sonucu olarak aklamasdr. Daha nce de iaret edildii zere, bize gre hakikat, adalet, zgrlk gibi idealler, ou kez yalnzca tmceler, ya da bahaneler, ussallatrmalar olarak kalmakla birlikte, iten gelen gerek zlemler olabilir; ve bu zlemleri, dinamik etmenler olarak ele almayan her zmleme yanltcdr. Bu idealler fiziktesi bir nitelik tamazlar; tersine, insann yaam koullarndan kaynaklanrlar ve byle zmlenebilirler. Fiziktesi ya da idealist kavramlara taklmak korkusu bu trden bir zmlemeyi engellememelidir. Bir deneysel bilim olarak, ruhbilimin grevi, ideallerle gdlenmeyi olduu kadar, ideallerle ilgili ahlaksal sorunlar da incelemek ve bylece bu konudaki dncelerimizi, geleneksel yaklamlanyla konular bulandran fiziktesi elerle gzleme dayanmayan elerden kurtarmaktr. Son olarak farkl olduumuz bir noktay daha belirtmemiz gerekiyor. Bu, ruhbilimsel yoksunluk ve bolluk grngleri arasndaki farkllamayla ilgilidir, insan varoluunun ilkel dzeyi yoksunluk dzeyidir. Her eyden nce doyurulmas art olan zorunlu gereksinimler vardr. Kltr ve onunla birlikte bolluk grngsn oluturacak abala ancak insann, ilkel gereksinimlerinin doyurulmasndan sonra zamannn ve enerjisinin kalmas halinde geliebilir. zgr (ya da kendiliinden) edimler, her zaman iin bolluk grngsdr. Freud'un ruhbilimi, bir yoksunluk ruhbilimidir. O, hazz, acl gerilimin giderilmesi sonucu ortaya kan doyum olarak tanmlar. Hatta, sevgi ya da efkat gibi bolluk grngs, onun dizgesinde herhangi bir rol oynamaz. O, bu grngy dlamakla kalmam, byk nem verdii grngy yani cinsellik olgusunu da snrl llerde anlayabilmitir. Freud kendi haz tanm erevesinde, cinsellii, yalnzca fizyolojik zorlanm, cinsel doyumuysa ac veren gerilimden kurtulma olarak grmtr. Onun ruhbiliminde, bir bolluk grngs olarak cinsel itki, ve z gerei gerilimden olumsuz anlamda kurtulma olmayan kendiliinden sevin duygusu olarak cinsel haz yer almaz. Kltrn insansal temelinin anlalmas yolunda bu kitabn uygulad yorumlama ilkesi nedir? Bu soruya yant vermeden nce, bi232 ZGRLKTEN KAI zimkinden ayrlan belli bal yorumlama eilimlerini anmsamak yararl olacaktr. l.Freud'un dnme ynteminin belirleyici zellii olan ve kltrel grngnn kklerinin, toplumun bir lde basksyla etkilenen igdsel itkilerin dourduu ruhbilimsel etmenlerde yattn savunan "ruhbilimsel" yaklam. Bu yorum izgisini izleyen Freud'cu yazarlar, kapitalizmi, anal erotizmin sonucu olarak, erken Hristiyanln gelimesiniyse, baba imgesine kar kararszln sonucu olarak akladlar.2 2.Marx?m tarih yorumunun yanl uygulanmasnda ortaya atlan "iktisadi" yaklam. Bu gre gre, znel ekonomik karlar, din ve siyasal fikirler gibi kltrel grnglerin nedenini oluturuyor. Byle bir sahte-Marx' adan3 Protestanlk da burjuvazinin belli ekonomik gereksinimlerine yant veren bir olgudan ibaret saylabilir. 3.Son olarak, Max Weber'in The Protestant Ethic and the Spirit of Capitalism (Protestan Tresi ve Kapitalizm Ruhu) adl incelemesinde sunulan "idealist" konumdur. Weber, sz konusu davrann hibir zaman yalnz ve yalnz dinsel retilerle belirlenmediini vurgularsa da, yeni dinsel fikirlerin yeni bir ekonomik davran trnn ve yeni bir kltr ruhunun gelimesine yol atn savunur. Biz, bu aklamalarn tersine, ideolojilerle kltrn, genel olarak toplumsal kiilikten kaynakland; toplumsal kiiliin, belli bir toplumdaki varolu biimi tarafndan ekillendirildii; ve buna karlk egemen kiilik zelliklerinin, toplumsal sreci biimlendiren retken gler haline geldii noktalarndan hareket ettik. Protestanlk ve kapitalizm ruhu sorunuyla ilgili olarak da, ortaa toplumunun knn orta snf tehdit ettiini, bu tehdidin gsz bir soyutlanma ve Bu yntemin daha ayrntl aklamas iin bkz. E. Fromm, The Dogma of Christ, Holt,
126

Rmehart and Winston, Inc., New York, 1964. Bu gre sahte-Marx' gr dememin nedeni udur: Bu gr, Marx'in kuramnn, kendisinin aslnda anlatmak istedii zere maddi servet kazanma ynnde youn istein ilerinden birini oluturduu farkl ekonomik tutumlara yol aabilecek nesnel koullar anlamnda deil, maddi kazan salama abas gstermek anlamnda ekonomik drtlerle belirlendiini savunduu yorumunu yapmaktadr. (Bu konuya Birinci Blmde deinilmiti.) Sorunun ayrntl aklamas, E. Fromm'un Zeitschrift fr Sozialforschung, (Cilt I, 1932, s. 28 ve devam) adl dergideki "berMethode und Auf-gabe einer analytischen Sozialpsychologie" adl yazda bulunabilir. Ayrca bkz. Robert S. Lynd'in Knowledge for What? adl kitabnn II. blm (Oxford University Press, Londra, 1939). KLK VE TOPLUMSAL SRE 233 kuku duygusu yarattn, bu ruhbilimsel deiikliinse, Luther ve Calvin'in retilerini ekici kldn, bu retilerin kiilikbilimsel deiiklikleri younlatrdn ve tutarl kldn, ve bylece gelien kiilik zelliklerinin, ekonomik ve siyasal deiiklikler sonucu ortaya kan kapitalizmin gelimesinde retken gler haline geldiini gstermeye altm. Faizmle ilgili olarak da ayn aklama yntemi uyguland: aa orta snf, tekellerin artan gc ve sava sonras enflasyon gibi belli ekonomik deiikliklere belli kiilik zelliklerinin, yani sadist ve mazoist eilimlerin younlamasyla tepki gsterdi; Nazi ideolojisi, bu zelliklere seslendi ve onlar younlatrd; bunun zerine yeni kiilik zellikleri, Alman emperyalizminin yaylmasn destekleyen etkili gler haline geldi. Her iki durumda da, belli bir snfn yeni ekonomik eilimlerin tehdidi karsnda, bu tehdide ruhbilimsel ve ideolojik olarak tepki gsterdiini; ve bu tepkinin yaratt ruhbilimsel deiikliklerin o snfn ekonomik karlaryla elise bile, bu ekonomik glerin gelimesini hzlandrdn gryoruz. Toplumsal srete, ekonomik, psikolojik ve ideolojik glerin u ekilde ilediini gryoruz: insan kendisini deitirerek deien dsal durumlara tepki gsteriyor ve bunun karlnda, ruhbilimsel etmenler de, ekonomik ve toplumsal srecin ekillenmesine yardmc oluyor. Ekonomik gler etkin ama bunlar, ruhbilimsel gdler olarak deil, nesnel koullar olarak grlmeli; ruhbilimsel gler etkin, ama tarihsel olarak kendilerini koullandrdklar kabul edilmeli; fikirler etkin, ama bunlar da, bir toplumsal grup yelerinin kiilik yapsnn btnnde kk salm fikirler olarak deerlendirilmeli. Ekonomik, ruhbilimsel ve ideolojik gler arasndaki bu karlkl bamlla karn, her biri de belli bir bamszla sahip. Bu, zellikle doal retken gler, teknik, corafik etmenler gibi nesnel etmenlere baml olduundan kendi yasalarna gre gerekleen ekonomik gelime iin geerli. Ruhbilimsel glere gelince, ayn eyin burada da geerli olduunu belirtmitik; bu gleri de dsal yaam koullan biimlendiriyor, ama onlarn aynca kendilerine ait bir dinamizmi var; yani, ruhbilimsel gler, bir kalba dklebilmekle birlikte, kknden sklp atlamayan insan gereksinimlerinin anlatm, ideolojik alanda da toplumsal yasalarda ve tarih boyunca elde edilen bilgi btnnn geleneinde kk salm benzer bir zynetim gryoruz. 234 ZGRLKTEN KAI lkemizi, toplumsal kiilik asndan bir kez daha ifade edebiliriz: Toplumsal kiilik, insan doasnn toplum yapsna dinamik uyarlanmasnn sonucu olarak ortaya kar. Deien toplumsal koullar, toplumsal kiiliin deimesi yani, yeni gereksinimlerin ve kayglarn ortaya kmas sonucunu dourur. Bu yeni gereksinimler, yeni fikirlerin ortaya kmasna yol aar ve insanlan bu yeni fikirlere duyarl hale getirir; bu yeni fikirlerse, yeni toplumsal kiilii younlatrma ve salamlatrma, insann edimlerini belirleme eilimi gsterir. Baka deyile, toplumsal koullar, kiilik araclyla ideolojik grngy etkiler; kiilikse, toplumsal koullara edilgin uyarlanmann sonucu deil, ya biyolojik olarak insan doasnda doutan var olan, ya da tarihsel evrim sonucu varlk kazanan unsurlar temel alnarak gerekletirilen dinamik bir uyarlanmann sonucudur.

127

ADLAR DZN Abraham, 228 Adler, Alfred, 127 Alexander, F., 230 Andreas, 56, 58 Anschen, R.N., 34 Aquinas, Thomas, 68, 69, 81 Augustine, 68, 81 Aziz Antonio, 57 Balzac, 32, 134, 205 Bartmann, B., 68, 70 Below, von, 55 Benedict, Ruth, 27 Bergson, H., 34 Bernard, L., 41 Biel, 69 Bonaventura, 69 Borkenau, F., 81 Brentano, 56 Bruck, Moeller van der, 142 Burckhardt, Jacob, 27,49, 53 Butzer, Martin, 61 Calvin, 54, 55, 65-68, 71, 72, 75, 78-83, 87, 88, 97-99, 101,103,151,233 Cassirer, E., 52 Clemenceau, 183 Clemens VI, 70 Dante, 51 Darwin, C, 182 Descartes, 201 Dewey, John, 21,34 Dilthey, W., 51, 53 Dollard, J., 27 Dostoyevski, F., 128 Duns Scotus, 69 Durkheim, 27 Ehrenberg, 55 Erickson, M. H., 153 Erasmus, 73 Feuerbach, 107 Frank, L. K., 62 Frederick II, 51 Freud, 18, 23-6, 89, 101, 103, 126-7,136,147,149-50, 166,194-5, 211,222,226-32 Fromm.E., 31,101, 232 Frotnm-Reichman, Frieda, 152 Gay, M., 192 Goebbels, Joseph, 179, 185 Gorer, G., 132 Gratianus, Roma imparatoru, 58 Gray, M, 192 Green, Julian, 115 ADLAR DTN t Hallowell, J., 27 Harkness, Georgia, 81 Hartoch, Anna, 171,192 Hegel, 105,107 Heiden, Konrad, 179 Herzog.H., 171 Hitler, A., 16,46, 142,167, 169, 174-87, 221 Hobbes, 22,125, 135 Horkheimer, M., 89, 127,197 Homey, Karen, 24, 89,121,127, 144,149 Hughes, R., 37 Hugo, Victor, 142 Huizinga, J., 52, 53 Isa, 17, 73 Jones, E., 228 Kafka, Franz, 115 Kant, 101, 107, 139 Kardiner, A., 27 Kierkegaard, 114 Kraus, 56 Krupp, 175 Kulischer, J., 56, 80 Lamprecht, 55, 58, 60 Lasswell, Harold D., 27, 170 Ley, 179 Linton, Ralph, 41 Luther, 54-5, 59, 65-83, 87-8, 97-9,101, 233 Lynd, Robert S., 197, 232 Machiavelli, 101 Maclver, R. M., 34 Mannheim, K., 27 Marcuse, H., 78 Marx, K., 18, 23, 30, 105,107,232 Mead, M., 27, 62 Moeller, van der Bruck, 142 Muhammed, 17 Mumford, L., 167-8 Murphy, L. B., 192 Mussolini, 184 Neumann, F., 171 Nietzsche, F., 23,107,114 Ockam, 69, 70 Otto, Max, 210 Pascal, 56 Petrarch, 53 Piaget, Jean, 37 Pirandello, 201
128

Ranulf, 88, Rauschning, 143 Reich, Wilhelm, 127 Riezler, K., 34 Sade, Marquis de, 132 Sapir, E., 27 Schachtel, Ernest H., 106,171 Schapiro, 56, 59-61 Schleiermacher, 142 Schuman, F. L., 170,172 Seeberg, R., 68-70 Sigismund, Krai, 59 Sokrates, 17 Sombart, 56 Stalin, J., 16 Steuermann, Carl, 34 Stirner, 107 Sullivan, Hary Stack, 24, 101, 152, 228 Tawney, 56-7, 62 Thyssen, 175 Tillich, P., 34 Trinkhaus, Charles E., 53, 71 Troeltsch, Ernest, 55 Vierkand, 126 Weber, Max, 55-6, 83, 85, 88, 232

SON

129

You might also like