You are on page 1of 19

Ülkemizde Denizcilik Finansmanı

Ülkemizde yapılan denizcilik finansmanı 2


başlık altında incelenebilir.;

Pre-finance (new-building finance )

Post-finance
• Gemi inşa finansı sıfırdan baslayıp tersanenin
ihtiyacı olan finansal akışı sağlayabilecek finans
yapısıdır. Geminin tersanede planlama
safhasından tamamlanmasına kadar ki olan süreyi
kapsar genelde 13-25 ay arasını kapsar.

• Gemi inşa finansında tersaneci baslangıcta


armatörden avans alır bu arada tersanecinin
bankası teminat sağlar armatöre ve sonra geri
kalan harcamalar armatörden alınan nakdi
kredilerle karşılanır ve proje bittiğinde yani teslim
edildiğinde proje kapatılır. Bunların tamamına
yakını domestik bankalar tarafından yapılır.
• Newbuilding te garanti, yapıkredi ,denizbank
finansbank gibi konvansiyonel bankalar ve
bazı katılım bankaları da az da olsa son 10
yıllık periyotta aktif rol oynamıştır.
• Newbuilding finance in turkiyede tamamına
yakınının domestik bankalar tarafından
yapılmasında ticaret kanunun yerli bankaların
lehine olması etkilidir.
• Post finance gemi çalışmaya başladıktan sonra
geminin alımı için gerekli paranın uzun vadede
geminin navlunlarıyla ödenmesi gereken bir
finans yapısıdır. Bunda lokal bankaların esamisi
bile okunmamıştır , bunda ana neden para
maliyetidir. Yani para maliyeti konusunda
yabancı bankalarla rekabetçi değildik. Yabancı
bankalar libor 1 gibi çok düşük marjlarda
finans sağladığı için dominanttı bir de bunlar
cok agresifti zaten bunların ihmal ettiği kalan
bazı projeler domestik bankalar tarafından
finanse edilmiştir.
• 2008 finansal krizi sonrası ise bu sefer işler
tersine döndü zira yabancı bankaların çok
düşük marjla kredi sağladığı dönem bitti , para
maliyetleri arttı ve bu dönem yabancı
bankaların batık kredilerle başa cıkma
dönemidir. Bu batık kredilerin ciddi bir kısmı
düşük fiyatlara bazı özel sermaye şirketlerine
satılmıştır. Yani bir nevi batık kredinin
ödenmemesi riski bankadan özel sermaye
şirketine geçmiştir
• Bu bankalar 2001-2008 arasındaki genişleme
politikalarını terketmişler ve daralma politikalarını
icra etmeye başlamışlardır. Bu donemde lokal
bankalar post finans hususunda yabancı bankalar
ile arasındaki fiyat dezavantajını kaldırmıştır. Fakat
bu dönemde denizciliğin finanse edilmesi olayı
zayıflamıştır. Lokal bankalar bazı gemi inşa finansı
ve post finans yapmıştır fakat bu birazda
mecburiyetten kaynaklanmıştır (itiraz
edilmeyecek müşteri..vs)
• Denizcilik finansı elbette ki dünyadaki
ekonomik büyüme ile yakından ilişkilidir ve
paralel bir büyüme arz etmektedir .
• Piyasalarda risk her zaman vardır ve 2008
oncesi ve sonrası risk aynı idi fakat bazı
bankalar kriz sonrası sektöre kredi
vermiyorum diyebilmiştir. Zira bu bankaların
sektöre bakış açısını net bir şekilde yansıtır.
• Bankalar için en önemli husus risk analizidir . Eger ki
banka bakar sektörde kapasite fazlalığı var yeni projeyi
finanse etmek yüksek risk alma manasına gelebilir bu
durumda banka yüksek ihtimal projeyi geri cevirebilir.
• Kredi garanti fonu vesilesi ile devlet kriz sonrası bazı
yarım kalmış yeni inşa gemiler için düşükte olsa
fonlama yapmıştır. Devlet destekleri direk para
pompalama olarak değil de enerji indirimi ,kdv indirimi,
tersanelerin işci calıştırmada karşılastıgı hukuki
zorlukların kolaylastırılması gibi tesvikler olabilir yani
devlet destekleri rekabetçi noktaları ön plana
çıkarabilecek aynı anda kendi kendini döndürebilecek
bir mantık içinde olmalıdır
• Ülkemizde gemi inşa finansmanı dönemsel
olarak ele alındıgında 3 döneme ayrılabilir.

2001 öncesi periyot

2001-2008 arası

ve 2008 sonrası
• Açıkçası 2001 öncesi dönemde ülkemizde ciddi
manada bir gemi finansman işleminin
yapıldıgından bahsedemeyiz. Bu dönemde
sağlanan yeni inşa kredi çoğunluğu yerli
bankalar tarafından ve post finans olarak
bilinen inşa sonrası finansman işleminin ciddi
bir kısmı da bu işte uzmanlaşmış bazı yabancı
bankalar tarafından icra edilmiştir. Örnek
olarak HSH Nordbank AG vs..
• 2001 yılında ülkede yaşanılan finansal kriz sonrası
bankacılık sektöründe ciddi yapısal reformlarının
yapılması ve bu dönemde denizcilik sektöründe
navlun oranlarının yüksek seviyelerde seyretmesi
bazı yerli bankaların sektöre kredi sağlamasına
vesile olmuştur.

• Yine de 2001-2008 arası dönemde ülkemizde


yabancı bankaların ağırlığı yüksek idi ve yerli
bankalar yabancı bankaların pek ehemmiyet
vermedigi bazı ufak şirketlerin ihtiyaclarına cevap
verebilmişlerdir.
• Bu dönemde lokal bankaların yabancı
bankalara karşı olan dezavantajı fonlama
maliyetidir. Post finance da rekabet global bir
alanda icra edilmektedir ve global piyasada
yabancı bankaların sagladıgı faiz oranları 2001-
2008 döneminde lokal bankalara kıyasen çok
daha düşük idi.(Libor 1 gibi)
• Yabancı bankalar LIBOR 1 ile lokal armatörlere
kredi sağlarken yerli bankalar yurtdışından
LIBOR 1 ile kendilerine anca kredi
sağlayabilmekteydiler. Bu yerel bankaların
sektöre kredi sağlayabilmesi için kendi karını
da eklediğini düşünürsek ne kadar dezavantajlı
oldugunu müşahede ederiz.

• 2008 de patlayan finansal kriz ülkemizde de


gemi inşaya finansman sağlayan birçok
yabancı bankanın batık kredilerlerle (sunk
credit) uğraşmasına sebeb olmuştur ve bu
bankalar sektördeki genişleme politikalarını
likidite kıtlığından dolayı durdurmuşlardır.
Ayrıca krizden yüksek seviyede etkilenen yabancı
bankaların fonlama maliyetleri yükselmiştir ve
2008 sonrası ülkemizde yabancı bankaların
varlığından pek söz edemeyiz.

Yabancı bankalara zıt olarak , fonlama maliyeti


dezavantajı bir nebze hafifleyen yerel bankalar
kriz sonrası bazı armatörleri finanse etmişlerdir.
• Ayrıca krizden sonra özel yatırım fonları
sektöre ciddi manada girişler yapmıştır ve
Türkiye de kısmen bu yatırımlardan nasibini
almıştır.(Örn:Carlyle Group)
• 2008 e kadar olan periyot için ;
• Finansal kriz sonrası dönem için ;
• Ülkemizde gemi finansmanında yaşanan sorunlar
kabaca şunlardır ;

* Risk analizinin ciddi şekilde yapılmayışı, risk


analizlerinin dönemsel olması ve armatöre göre
değişkenlik göstermesi

*bilgi birikimi noksanlığı , bankada belli bir süre


içinde sektörü tanımaya başlayan personelin
rotasyona ugraması kurum içi sektörle alakalı bilgi
birikimini engellemektedir.(Kurum içi hafıza kaybı)
• Domestik bankaların sektöre bakışı hususunda
bir karakteristik oluşmamıştır ve önümüzdeki
yıllar bunun için belirleyici bir periyod
olacaktır.

You might also like