Professional Documents
Culture Documents
« Biz bölmeye, parçalamaya gelmedik. Biz ayrılanları buluşturmaya, uzak düşenleri kavuşturmaya geldik »
Slide 1 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
Yevme lâ yenfa'u mâlun ve lâ benûn
illâ men etâllâhe bi kalbin selîm
O gün, ne mal fayda verir, ne oğullar ancak
Allah'a selîm bir kalb ile varan başka... [Şuara:89]
Kalb-i selîm olmayınca tarikata girmek olmaz. Yolumuz kalp ile amel
etmektir. Tarîkat ehil olan gönüller ilmini bilmelidir ki ondan tâlibin
murâdı hâsıl olsun. Eğer gönül ilminden haberdar olmayıp cehâlet ile
yola adım atsa «ehl-i tarîkim» diye da’vâ etse o ahmaktır. Böylesine
inanan dahi ahmaktır.
Mâdem Hak tâliplerine o gün bu gündür, gelip geçen her demde kalb-i
selim isterler, buyrun efendim Seyyid Sultanımız elimizden tutsun, bizi
kalbimizle tanıştırsın, işi kolay kılsın.
Slide 2 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
Lâ yese'unî ardî ve lâ semâi ve vesa’anî kalbî abdi’l-mü’min
Ben, ne yere sığdım ne göğe sadece mümin kulumun kalbine sığdım
Şeyh Yahyâ (k.s.) şöyle dedi: Kalb; ruh (gök) ile nefs (yer) arasında bir netîcedir ve bu ikisi
arasında geçit olarak bulunur. Nefis ile ruh arasında mevcut olan manevî bağın varlığından
dolayı kalbin her iki tarafa da meyli vardır.
Eğer kalb, ruh tarafına meyleder ve onunla birleşirse; ilim ruhu ile canlanır. Ruhun yardımıyla
kuvvetlenir ve mârifet nuru ile nurlanır. Bunun neticesinde, nefsi kendisine tâbi kılarak ondan
birtakım faydalı bilgiler ve ilhamlar elde eder. Böylece kalb nurlanır ve etrafındakileri de
aydınlatır. Neyin zararlı, neyin faydalı olacağını görür, istikrâr bulur. Nefsin gözü aydınlanır,
itminâna ulaşır ve asıl kaynağına dönerek, hevâsından emin olur. Yitirdiğini bulur, Allah’ın
emrine uyar, sıhhate kavuşur, kalbin iradesine girerek kurtulur. Böylece Allah’ın: “Nefsini maddî
ve manevî kirlerden arındıran felâha erer.” [Şems:9)] fermânının şerefine lâyık olur. Allah onun
için: “Ey gönül huzuruna ermiş (mutmain) nefs” [Fecr:27] diye taltîf buyurmuştur.
Slide 4 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
Eğer nefs (kalb) ruha tabi olmaktan imtina ederse yoldan çıkar. Hevasına tâbi olup azgınlaşır.
Arzularının peşine düşer ve neticede ameli boşa gider. Kendisine faydalı olacak işleri bırakıp
zarar verecek şeyleri yapmaya başlar. Nitekim Allah (c.c.) onun hakkında: “Nefsini günahlarla
örten kimse hüsrana uğrar.” [Şems:10] buyurmuştur.
Slide 5 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
Slide 6 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
Fesâdı ise nefsin hep fesâd işlerinden gelir
[ETVÂR-I KULÛB ESERİNDEN]
Âgâh olasın gönlün yedi tavrı var Hayatı, ilmi ve aklı hep ruhtan alır
Her tavrın bir ismi ve bir seyri var Nefse gelince bunları ben ettim sanır
Birisi suâl eyledi: âhi kalp nedir? DER BEYÂN-I ETVÂR-I DİL
O latîf mi yoksa kesîf bir şey midir? Kalp, insanın maddi ve manevi hayat noktasıdır.
Allah'ın iki parmağı arasında oynatarak takallüb
Zâhirde bir et parçasına kalp denir ettirdiği (yönünü değiştirdiği) ve kâh cemal, kâh
Fayda, zarar hep onun sûretinden gelir celaliyle tecelli ettiği yer burasıdır. İnsanın; kâh neşeli,
kâh sıkıntılı oluşunun sebebi de, bu tecellilerin
birbirini takip etmesidir. Çünkü kalp, hangi esma
Kalbin selâmeti ancak ruhun sıfatından gelir etkisinde olursa olsun kendine, yani aynasına yansıyan
tecelliyatı, sema-yı arşın icmaldeki temsilcisi olan
dimağa (ayna nöronlar:fuad) aksettirmektedir. Bu
yüzden zihin kapasitesi hudutlu, kalp kapasitesi yani
aşk ve istekler ise hudutsuzdur.
Slide 10 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
Ki onun birinci katı SADR diye bilinir Sen bu manayı ikizin kitaptan oku
Burada ancak İslâm cevheri aranır Ellezî yüvesvisü fî sudûrin Nâs: O ki, insanların sadırlarında
(sinip sinip geri döneni insanı bedenselliğe düşüren-nefse
uyduran) vesvese üretir. [Nas:5]
SADRın izâhına dâir Hak buyurmuş* Bu vesvâsın yolu hep sadırdan tarafa gelir
Onda İslâm'ın nuru aks olunmuş Candan bil ki vesveseden uzak durmak gerekir
Efemen şeraha(A)llâhu sadrahu lil-islâmi
fehuve ‘alâ nûrin min rabbih(i)[Zümer:22]
Kalbin derûnuna, şeytanın yolu yoktur
Eğer Haktan inen bu nur olmasaydı Hafıznâhâ buyurdu Hak Kuran'da oku dur
O küfr ve zulmete yelken açardı Ve hafıznaha min külli şeytânin raciym;
Ve onu (zahirde birinci kat gök-batında sadr) şeytân-ı
racîm’den (bâtıl kökenli evham ve düşüncelerden) biz
Sadr, şeytânın vesvese ma’deni olurdu koruduk. [Hicr:17]
Slide 11 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
Peygamberimiz Kâbe'yi fethettiğinde, önce
Kalp ilâhi sırlar hazînesine mahzen olur içindeki putları atmıştır. Biz de Beytullah olan
Vesvâs-ı şeytan kalpten hep uzak durur kalp Kâbemiz'i açmadan evvel, içindeki şeytanı
çıkarabilmek için, önce onu anıyor ve
Kur'an okumaya başlarken Şeytanın adı neden “Sığınırım” diyerek, ondan Allah'a sığınıyoruz.
Rahman'dan önce anılıyor, yani niçin önce:
Euzubillahimineşşeytanirracim: Kovulmuş Şeytan veya şeytanın putları nelerdir? Kötü
şeytanın şerrinden Allah'a sığınırım denip, huylar, dedikodular, fesatlıklar... Bu tip kötü
sonra besmele çekiliyor diye düşünmek huylar, insanın kalbinde şeytan işi olan birer
lazımdır. Bunun nedeni: Peygamberimiz'in puttan ibarettir. Allah'ta böyle şeyler olmadığı
Kâbe'de yaptığı muameleyş, kendi kalp için, Allah sadece temiz nazar eder. Kalp
Kâbemiz'de tekrarlamaya çalışmamız gerektiğini temizlenmeden, orada Allah'ı bulmak mümkün
anlamaktır. değildir. Onun için önce istiaze ile şeytanın
eserlerini kalbimizden atıyor, sonra da besmele
ile kitabı okumaya başlıyoruz.
Slide 12 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
Slide 13 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
2.KALP: İman Allah, kalbin nakşını daima yapmaktadır. İnsana
düşen; oradaki putları, yani kendi düşünceleriyle
Bir şeyin içini dışına çıkarmak, altını üstüne meydana getirip, ilâhlaştırdığı fikirleri
getirmek, ters çevirmek, bir şeyi başka bir şeye temizlemek, atmaktır. Allah, âyetlerini âfakta ve
dönüştürmek ve değiştirmek manâsına rabbânî enfüste geçerli kılmıştır. Misal: Mekke'yi
bir latîfedir. mübarek kılıp, orayı insanların toplanma yeri
yapması işin âfaki yönüdür. Enfüste ise, herkesin
Kalp tasfiyesi veya nefis tezkiyesi denilen bir kendi Kâbe'si ve o Kâbe'de kendi putları vardır.
yöntemle temizlenen kalp, ilâhî hakikatleri
doğrudan ve aracısız olarak bilecek kabileyette KALP: Mahall-i gevher-i iman, makam-ı nur-ı akl
yaratılmıştır. Kalp, idrak, ilim, mârifet ve Nefs karşılığı: Levvâme Seyri: Billâh
düşünme aracıdır. Dârı: Tarîkat Nûru: sarı
Slide 14 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
İşte Allah onların kalplerine imanı nakşetmiş ve
Kur’an’da akletme (düşünme) fiili kalbe nisbet Kendi tarafından bir ruhla onları desteklemiştir.
edilmiş yani düşünmenin kalbin bir işlevi olduğu [Mücâdele:22]
belirtilmiştir. Aynı şekilde fıkhetmenin de (keskin
görüş, ince anlayışa) kalbin bir işlevi olduğuna Allah kalplerinize îmanı süsleyerek sevdirdi,
dikkat çekilmiştir. küfrü, fıskı ve isyanı da çirkin gösterdi...
[Hucûrât:7]
Onların da kalpleri vardır ama (gerçeği)
kavramazlar, gözleri de vardır ama ilerisini
görmezler, kulakları da vardır ama
(söz) dinlemezler [Araf:179]
Slide 15 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
Onun ikinci katını kalp oku Kalbin iman nuru ile beslenir
İmanın madeni nâmıyla oku İman da tahkîk meyvesin verir
Kalbinde imanın kitabesi yazılı durur Kalbinden tahkîke doğru kapı açarlar
Aklın nuru buna kesinkes burhân olur Açılan o kapıdan sana yol gösterirler
Akıl, kalbin lemîsesidir (dokunma hissi) Gönül âyînesin sûfî
Eğer ider isen sâfî
Akıl nuru ile imana kuvvet bulunur Açılur sana bir kapu
Cilâsını her an elinde bulundur Ayân olur cemâlullah
[Şems-i Tebrîzî v. 1247]
Tahkîk: Hakk’a ermek,
hakîkati bulmak için
gayret sarfedip
netîcede Hakk’ın
sıfatlarıyle sıfatlanma,
Hakk’ı âlemde
müşâhede etme.
Slide 16 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
Slide 17 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
Âşık, aşk içinde feryâd eder
3. ŞEĞAF (Dış zar): Sevgi ve şefkat mahalli
Duygu merkezi burasıdır. Aşk, çok aşırı derecede Bazılarının kemâli bu makamdır
bir sevgidir. Sonra bu aşk "şeğaf" denilen ve Onun işi bu menzilde tamamdır
kalbin ta kökünü ve içini saran bir makama erişir
ki buradaki hâdiseye "gönlünü kaptırma" da Yolda tekamülü, ezelden takdîr buraya kadar
denilir. Bundan öteye niceleri yol bulmadı zinhâr
Kad şeġafehâ hubben
… O’na olan aşkı onun kalbinin içine nüfûz etmiş,
derinlerine işlemiş… (Aşktan yüreğinin zarı
delinmiş) [Yusuf:30]
Üçünci ŧavr ey ķalbi ṣāf, anuñ adıdur şeġāf. Maḥabbete mesken olur, genc-i ‘ışķa
maḥzen. Matla‘-ı envār-ı maḥabbet olur, menba‘-ı esrār-ı meveddet. Noķṣānı
kemāle döner, celāli cemāle. Aħlāķ-ı deniyyesi ḥamįdeye döner, ‘Anķā kimi Ķāf-ı
ķurba ķonar. Seyr ‘ala’llāh olur maķāmı, Hū şarābından içer müdāmī. İsm-i
siyümden semāya çıķa, sįmāsına nūr-ı esmā çıķa.
[DEDE ÖMER RÛŞENÎ, MÜŞKİL-GÜŞÂ TERCİ-BENDİ]
Slide 19 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
4. FUÂD: Gönül, temâşâ Hakkında ilmin olmayan şeyin ardına düşme,
Böylece kuluna vahyettiğini (vâsıtasız) vahyetti. izleme! Muhakkak ki sem’ (işitme kuvvesi), basar
Rü’yet ettiği şeyi fuad yalanlamadı (HAKKın kendisi). (görme kuvvesi) ve fuad, işte onların her biri
[Necm:10-11] ondan mes’ul’dur (ilimsiz bu melekeler koza
örebilir). [İsra:36]
Görüşü ne kaydı (gayrı kavramına) ne de haddi aştı
(hakikati müşahededen dolayı tanrılık davasına düşüp FUÂD: Mahall-i gevher-i mükâşefe,
firavunlaştı)Andolsun ki Rabbinin (Hakikatini müşâhede ve rü'yet
oluşturan esmâ özelliklerinin) işaretlerinden en Nefs karşılığı: Mutmainne Seyri: Ma‘allâh
büyüğünü gördü! [Necm:17-18] Dârı: Hakîkat Nûru: Beyâz
Habîb-i Ekrem ve Resûl-i Muhterem salla’llâhu
te‘âlâ aleyhi ve sellem hazretlerinin bendinden
ayrılmayıp kevneyn ve mâfîhâya asla nazar-ı
iltifât eylemeyesin.
Slide 21 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
Dördünci ŧavr içre adıdur fu’ād, Ĥaķ’dandur aña bu ad. Ey oħıyan ağdan ķara,
oħı mā keẕebe’l-fu’ādü mā re’ā. Felek-i çārümde sālik ola, dimen melek
mülkine mālik ola. Maḥv olur ḥicāb-ı mā-siva’llāh, maķāmı olur sırr-ı
ma‘allāh; ism-i çehārüme sırren ve cihāren, meşġūl olup leylen ve nehāren.
[DEDE ÖMER RÛŞENÎ, MÜŞKİL-GÜŞÂ TERCİ-BENDİ]
Slide 22 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
Burası kalbin en değerli yeridir. Burada siyah bir nokta vardır. Canın canı, aşığın maşuku
buradadır. O nokta, madden yoğun bir damla kandan ibarettir. Bütün tecelli denizleri, bütün
aşk fırtınaları, işte o bir damla kanda dalgalanıp çırpınır. Aşırı sevgi bu damlayı tahrip edip
dağıtırsa, parçaları bütün vücuda dağılır. Aşk işte bu dağılmanın adıdır ve bir dağılırsa âşık
artık ne yaptığını bilmez olur.
Slide 23 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
Yüreğin beşinci katına habbetü'l-kalb derler
Marifet sevgisini bu kalpte bulurlar
Muhabbet içinde kalp öylece gark olur Eğer bu kalbin sahibi halinden kalsa uzak bir dem
Firak ve vuslat artık fark etmez olur Böylesi kalp için bu hal Mevt-i külli olur ol dem
Slide 24 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
Şühūd-ı sırr-ı esmā žāhir ola Bişinci ŧavr içinde ḥabbetü’l-ķalb
Ne kim ġāyibdür aña ḥāżır ola Oħurlar adın anuñ ķılmagil selb
Geçe ġaybetden ol ŧapa ḥużūrı Maķāmı seyr fi’llāh ola anuñ
Vire žulmet-i žalāmın ala nūrı Özi ser-pūş ola genc-i nihānuñ
Gehį telvįni temkįn ola Ĥaķ’dan Şühūd-ı źāt ola seyri bu yolda
Gehį temkįni telvįn ola Ĥaķ’dan Gözine almaya ġayrı bu yolda
Bu telvįndür ħalāyıķ da‘vetiyçün
K’ola lāyıķ ķamu Ĥaķ ḥażretiyçün
Gehį sırr-ı ezel rūşen dilinden Tevḥįd şarābından mest muvaḥḥid ola, taķlįd
Gehį nūr-ı ebed lāyiḥ dilinden meyinden içüp dime muķallid ola. Ķayd-ı
‘alāyıķdan küşāde olur, cānı bend-i ‘avāiķdan
āzāde. İsm-i pencümden pençegįr olup
ḥavāss-ı ħamsesi bir olup hey hey didügi
Ĥayy Ĥayy olur, hā diyince Hū’yı bulur. Gāhį
keŝreti iħtiyār ider ve gāhį vaḥdetde ķarār
dutar tā keŝreti vaḥdete döne, vaḥdeti
keŝrete.
[DEDE ÖMER RÛŞENÎ, MÜŞKİL-GÜŞÂ TERCİ-BENDİ]
Slide 25 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
6. SÜVEYDÂ
Kendisiyle, mümin kalbine tecellî eden “Kalbin aksi kâinat” dendiğine göre kalp denen
Cenâbıhakk’ın müşâhede edildiği ve kalbin tam şey aslında bir manâdır ve görünen âlem, o
ortasında bulunduğu kabul edilen siyah nokta, manânın zuhuruyla ortaya çıkıp bu adı almış, o
insan varlığında ilâhî tecellînin odak noktası, kalpteki insanlar da bu âlemde: “Mübarek Mekke”
Kalpte rûhun ve hayâtın merkezi olduğu kabul [Âl-i İmrân:96] demeye başlamıştır.
edilen, madde ile manânın birleştiği nokta.
SÜVEYDÂ: Mahall-i ilm-i ledün
O nokta çalışmadığı zaman geri kalanlar işe Nefs karşılığı: Marziyye Seyri: 'anillâh
yaramaz. Allah'ın nazar-ı İlâhisi, o noktaya nazırdır. Dârı: Zât Nûru: Siyah
Yapılan bir şeyin doğru mu, eğri mi olduğunu
anlamak için kalbe bakılmasının nedeni budur.
Slide 27 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
Dertli yürek ilahi hazinelerle dopdoludur
Ancak bu yürekte şâhın sırları gizli durur Eğer sen böyle bir kalbe yol bulursan
Subhanellezi ayetinden devlet ve şeref bulursun*
Padişaha ancak bu yürek lâyık durur Kendini, rabbini bildirecek mirac ve fetih gerçekleşir
Böylesi yürek sultânî sırrı idrâke kâbil durur *Fenâfişşeyh makamına işaret
Allah bu tür yüreği has olanlara bahş eyler Böyle bir yürek Hakkın nazargâhıdır*
Bu yürek vahdet nuru ile her yana ışık saçar Mârifetin kemali ondan hâsıl olur
Kâbe bünyâd-ı Halil-i âzerest.
Halk bu yürek vesilesi ile şifâ bulur Dil nazargâh-ı celil-i ekberest
Eksiği fazlası yok bu sözün tamam durur
Böyle bir kalp kurb-u sultân'a vesîle olur
Yolun sonunu görmek ancak bu kalple mümkün olur
Kim böyle bir yüreğe sahip olursa kurtulur
Dünya ve ahiret kayıtlarından halâs olur
Slide 28 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
Ĥāle döne māżį vü müstaķbeli
Żū’ ile miṣbāḥ ola rūşen dili
Her neye ķılsa nažar anı göre
Gizlü ise genc-i nihānı göre
‘Ālem-i tecrįd ola menzil-gehi
Kūşe-i tefrįde vara geh gehį
Altıncı ŧavra süveydā dimişler, bu sevdāyı ‘ālemde hüveydā dimişler. ‘İlm-i ledünnįden sebaķ
ala ve ma‘nā denninden (küp) cām-ı murevvaķ (süzülmüş kadeh). Aña bir nice ma‘den keşf
ola Ĥaķ’dan, istegil söyleyem men bu varaķdan. Birisi anuñ ‘ilm-i esmādur, birisi ‘ālem-i
müsemmādur; birisi bilmek durur ḥikmet-i a‘yānı, birisi derk itmek durur ma‘nā-yı insānı. İsm-i
şeşüm şeş cihetden anı ķaplaya tā fe-ŝemme vechu’llāhi’den yüz duta ķıbleye. Anuñ bürhānı
ḥüccet-i ķātı‘ olur, bu göñül arżu’llāha vāsi‘ olur.
Slide 29 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
7. MÜHCETÜ'L KALB: İlahî sıfatların tecelligâhı
Slide 30 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
O sebepten zâti nurlara kâbil olur
Yüreğin yedinci katına mühcetü'l kalb denir
Haktan gayrı her ne varsa hepsi burada silinir Bu kalbe her zaman Haktan yardımlar gelir
Bu yardımlarla işleri doğru yolunda gider
Bu yürek ilahi nurun mâdeni olmuş
Onda şahın tecellileri parlar olmuş Allah Kuran'da buna şahitlik eder
Lekad kerremnâ beni Ademe ayeti nasihat eder
Her dem tecelli-yi sıfat bahş olunur Andolsun ki Ademoğullarını mükerrem (Ruh-akıl
Bu ikramdan sâlikin kalbi sükûnet bulur işlevleri dolayısıyla şerefli, üstün; gittikçesürekli ikrâma
nâil olan; kerametli) kıldık... [İsra:70]
Bu tecelliden dembedem kemâl bulur
Ta ki kalp ruhun sırlarına şehir olur Âdem'in kerâmeti işte bu kalp durur
* Ben ilmin şehriyim Ali kapısıdır Tecellî eseri yardımlar hep hazır durur
Fenafirresul makamına işaret
Âdem'in kalbi bu tecellileri kabul eder
Haktan her nefes yeni bir hayat bulur Bu lütuf bu ihsan Mevlâdan feyezan eder
Meleklerde bu kemâl ne gezer
Hak ikram için Âdem'i seçer
Slide 31 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ
Slide 35 / 99
SEYYÎD YAHYÂ-YI ŞİRVÂNÎ ESERİ