You are on page 1of 16

Mandala Atölyesi

Sevcan Karadağ
Semboller
VALKNUT
Dünyaların üç temel unsurunu (hava, ateş ve
toprak) sembolize eder; yaşamın üç evresi
(bebeklik, büyüme ve ölüm); kozmosun üç aşaması
(yaratma, koruma ve yıkım); insanlık bağlantısının
üç şeyi (zihin, beden ve ruh)
TROLLKORS
Troll Cross'un tehlikeli büyülerden uzak durduğu
söylenir. Özellikle, İskandinav mitolojisinde büyük
bir sorun olan kötü trolleri kovuyorlar. Bir nevi
nazar boncuğudur.
TRIQUETRA
Özel şeylerin ve üç katlı insanların bir işareti olarak
tekil bir sembol olarak kullanılmıştır. Triquetra,
Japonya'da Musubi Mitsugashiwa adı verilen
bilinen bir semboldür. Üçlü Birliğin (Baba, Oğul ve
Kutsal Ruh) bir işareti olarak kullanılmıştır.
Bazılarına göre bu üç köşe şu değerleri temsil eder:
• Kutsal üçlülük
• Düşünce, duygu ve duygu
• Üç Kelt dünyası
• Anne, kızlık ve kocakarı sembolize eder. Bu
sembolün etrafında bir çember çizilir ve bu daire
sonsuz ve sonsuz olduğunu gösterir. Ruhun ilahi
varlık ile birliğini sembolize etmektedir.
SLEİPNİR
Sleipnir, hız, güç, güç, algı, sonsuz yaşam
güvencesi, aşkınlık ve seyahati simgeleyen derin
bir anlama sahiptir. Sleipnir'in sembolü sporcular,
gezginler ve yaşamda yolunu kaybedenler ya da
aşklarını kaybedenler için özel bir önem taşır.
İhtiyacı olan herkese güç ve manevi koruma ve
aydınlanma getirebilen harika bir semboldür.
HAYAT AĞAC
Evrende her şeyi birbirine bağlayan semboldür.
yaşamın başlangıcı olan yaşam ağacı aynı zamanda
koşulsuz olarak kadere inanan bu toplum için
zaman algısını da temsil eder.
VEGVESİR
Büyülü bir pusula olan vegvisir vikinglere denizde
ve karada doğru yolu bulup katıldıkları savaşlardan
geri dönebilmesi için bahşedilmişti. Bu büyülü
pusulayı tasvir eden tılsım, ait olduğu varlığı
korumak, tüm zor şartlarda ona doğru yolu
göstermek için var oldu.
HELM OF AWE (HUŞU MİĞFE
Bu sihirli sembol bilinen viking tarihindeki en
güçlü ve en gizemli semboldür. Vikingler savaşa
başlamadan önce bu sembolü alınlarına kendi
kanlarıyla çizerek tanrılarından güç, kudret ve
mutlak başarı talep etmişlerdir. Bu tılsım ait olduğu
insana güç getirerek girdiği zorlu süreçlerde ne
pahasına olursa olsun onu ayakta tutmak için var
olmuş.
Triskelion (Üç Sarmal): Sembol, sanki hareket halindeyken
geriye eğilmiş, üç bacağı olan bir tekerleğe benzemektedir.
Bu simge genellikle zırhlarda, kıyafetlerde, çeşitli maddi
görsel sanatlarda ve ayrıca takılarda dekoratif bir motif
olarak kullanılmıştır. Triskelion, rekabet ve ilerleme
kavramını temsil eden önde gelen bir Kelt sembolüdür. Bir
görüşe göre, triskelion, eylemleri, döngüleri, ilerlemeyi,
devrimi ve rekabeti temsil etmektedir. Yani, kısacası, bir
TRİSKELİON ilerleme ve başarı hissinin temsilidir. Üç ayak veya daha
ziyade triskelionun sembol ettiği etmenlerden bazıları
aşağıdaki gibidir:
• Beden, zihin ve ruh
• Baba, oğul ve kutsal ruh
• Anne, baba ve çocuk
• Geçmiş, şimdiki ve gelecek
• Güç, akıl ve sevgi
• Yaratma, sürdürme ve yok etme gibi birçok farklı anlama
sahiptir. Ayrıca, triskelionun üç uzvunun, Keltler mavisinin
üç mistik dünyasını temsil edebileceği öne sürülmüştür.
• Tanrıların ve diğer doğaüstü varlıkların yer aldığı öteki
dünya
ÇİFT SARMAL
• İkili spiral, zaman içinde herhangi bir noktada evrendeki
her zaman iki tam tersi aktivitenin olduğu gerçeğini ifade
eder. • Tek bir çizgiden çıkan iki karşıt spiral, iki faaliyetin
tamamen birbiriyle çelişen döngüleri olmasına rağmen,
aralarında her zaman bir denge olduğunu gösterir.
• Doğum ve ölüm, yaratma ve yıkma gibi döngüler
birbirleriyle yan yana meydana gelir ve bu nedenle çift
sarmalla temsil edilir. Bir teori, çift sarmalın gündüz ve
gecenin eşit süreli olduğu günleri ekinoksları temsil ettiğini
belirtir.
ÜÇLÜ SARMAL
Üçlü spiral: Yaşam spirali olarak da bilinen üçlü sarmal, eski
Keltlerin sanatsal ifadelerinde geniş kullanım alanı
bulmuştur. Temsilciliği, İrlanda’daki Tunç Çağı sitelerinde
bolca bulunmuştur. Eski Keltler de yaşayanlar, yaşamın, her
biçimde doğada sürekli ve ebedi olan döngülerde tutarlı bir
şekilde hareket ettiğine inanırlardı. Yaşam ve ölümle ilgili
her faaliyetin, doğanın dengesini sağlamak için eşit
derecede önemli olan üç ayrı aşamada gerçekleştiğine
inanırlardı. Bu üç sonsuz döngü, üçlü sarmalla temsil
edilmiştir. Yani, kısacası, bu sembol yaşam ve ölüm arasında
gerçekleşen tüm süreçler için durmaktadır. Bir teori,
semboldeki üç spiralin kara, gökyüzü ve deniz ile
aralarındaki bağlantının üç bölge anlamına geldiğini
söylenir.
METATRON KÜPÜ
Metatron ezoterik literatürde “Hayatın kaynağına giden yol”
olarak kabul edilir. Eski metinlerde, Mısır’dan çıkıştan
sonraki süreçte vahşi doğada yönlendiren, yol gösteren
melek olarak tanımlanmaktadır. Kutsal geometride ise
Metatron’un Küpü, bilincin farklı boyutları arasındaki
bağlantı yolaklarını içeren semboldür. Ayrıca bir kavram
olarak Pratik Maji’de tılsımların oluşumunda enerji akışının
bağlantı yollarını tanımlamak için kullanılır. Metatron,
aslında kaynaktan fiziksel aleme doğru ve tersi yönde-
enerji ve bilgi akışını denetleyen melek yazılımının
kendisidir.
MERKABA
Mer-ka-ba, üç kelimeden oluşan mısır dilinde bir sözcüktür.
Mer; ışık, Ka; Ruhsal beden, Ba; ise fiziksel beden anlamına
gelmektedir. Yani bu sözcük “ruhun ve bedenin ışık alanı
anlamına” gelmektedir. Merkaba bilgisi bize yaşam
çiçeğinden gelmiştir. Yaşam çiçeği tüm kainatın özünde var
olan ve tüm geometrik şekilleri içinde barındıran temel
kutsal geometrik Şekildir. Yaşam çiçeğinin içerisinde iki iç
içe geçmiş yıldız tetrahedronlar mevcuttur ve bu
merkabanın temel geometrik şeklidir. Tam olarak
vücudumuzu çevreleyen dairenin içine yerleşmiş olan bu
yıldız tetrahedronlar, bizim aktive olmamış çok yüksek
titreşimli bir ışık alanımız, ruhsal bedenimiz ve ruhsal
aracımızdır. Merkaba alanımız, evrende zaman ve mekan
boyutunun ötesine geçmemizi sağlar. Yani bu kutsal enerji
alanı, bir tür, zaman ve mekan ötesi boyutlar arasında ruhsal
manada yol almamıza olanak veren bir “araçtır”.
LOTUS ÇİÇEĞ
Yeniden doğuşun sembolü olan lotus, cenaze kültü ve Osiris
kültü ile yakından ilişkilidir. Horus’un dört oğlu, bir lotus
üzerinde oturur şekilde gösterilir. Ölüler Kitabı’nda
“kendisini lotusa dönüştürmek” ten söz edilir. Mavi lotus,
tanrıça Hathor ile de ilişkilendirilir. Hathor, inek kulaklı
güzel bir kadın biçiminde ya da lotus çiçekleri ile
çevrelenmiş bir inek biçiminde gösterilir. Lotus, Hindu
geleneğinde de tanrısal bir semboldür ve tanrılar, genellikle
lotus çiçekleri ile birlikte betimlenirler. Budist
tapınaklarında, lotus pozisyonunda oturmuş kendini
budhalığa hizmet için adamış gülümseyen bodisatvalar
görülmektedir. Merhamet tanrıçası olarak kabul edilen
Guanyin, elinde lotus çiçeğiyle betimlenir. Budist inanışına
göre, “cennetin kralı” bin yapraklı bir altın lotusun üzerinde
oturmaktadır ve bu inanışta lotus çiçeği üzerinde meydana
gelen Hindu yaratılış tanrısı Brahman etkili olmuştur.
Budizmde temizlik önemlidir ve en önemli hedef iyi bir
Svastika'nın dört kolu; dört kozmik gücü (ateş, su, hava,
toprak) simgeler. Efsanelere göre, eski çağlarda bu sembol
sayesinde, dört kozmik gücün etki altına alınması ve
büyüler yapmak mümkünmüş. Aslında insanlık tarihinin en
eski kutsal figürlerinden biri olan Swastika, genelde Hint
Avrupa kültürüyle bağdaştırılmıştır. Swastika aynı zamanda
Mezopotamya’nın da kutsal sembollerindendir. Birçok
SVASTİKA uygarlık tarafından iyi talih ve barış getirmesi için tılsım
olarak kullanılmıştı. Swastika (gamalı haç), Sanskritçe “iyi
talih” ya da “iyilik” anlamına gelen svastika sözcüğünden
türemiştir. İlk olarak Neolitik Avrasya’da görülen bu motifin
(kancalı haç), güneşin gökyüzündeki hareketini temsil ettiği
sanılmaktadır. Sanskritçe’de Su (iyi) ve asti (olmak)
kelimeleri ile ka takısının birleşiminden oluşan bu iki
kelimenin geçmişi binlerce yıl öncesine, insanların Kuzey
Yıldızı çevresinde hareket eden Büyükayı’yı fark ettikleri
zamana dek uzanır. Bu hareketin planı yılda dört kez
çıkarıldığında, gamalı haç şekli oluşuyordu. Ve bu simge,
mevsimlerin değişiminin işareti sayılıyordu. Swastika’nın
tam sembolü kendi içinde bir dünyayı; unsurları, merkezden
eşit uzaklıktaki bir gücün mekansal düzenini ifade eder. O,

You might also like