You are on page 1of 17

Lisans Öğrencilerinin Matematik

Kaygı Düzeylerinin Belli


Kriterlere Göre  İncelenmesi
Hazırlayanlar: Bilal-Savcı, Yusuf-Hazar, Devrim-
Türker, Esen Kemer-Kansu, Semanur-Nazlı, Alpin-
Aktaş, Musa-Perihan, Mehmet Emin-Tari
GİRİŞ

Eğitim hedefleri; süregelen inanışlara, sahip olunan değere ve filozof görüşleri


doğrultusunda saptanır. Verilen eğitimin en temel hedeflerinden birisi, öğrenenlerin
daha iyi bilgi almalarını başarmaktır. Bu hedef doğrultusunda öğrenenlerin öğrenim
faaliyetini olumsuz etkileyebilecek sebepleri saptamak, bu sebeplerden doğan öğrenme
sorunlarının çözülmesi gerekir. Bu neden ile öğrenenlerin matematik alanında daha iyi
öğrenmeler almaları amacıyla matematik eğitimini etkileyen etmenlerin ortaya
çıkarılması gerekir. Matematikteki başarıyı değiştiren birden fazla sebep öne
sürülürken, çoğu eğitmen ve psikoloji uzmanına göre öğrencilerde oluşan matematik
kaygısının, sunulan sebeplerin arasında en önemli olduğunu belirtmişlerdir.
Öğrenme ortamında, öğretilen konuya karşı öğrenciler tarafından olumlu veya olumsuz
bir tutum oluşmaktadır. Pozitif tutumların daha fazla akademik başarıya ve tersine negatif
tutumların ise akademik başarıda düşüşe sebep olduğu bilinmektedir (Tuncer, Berkant &
Doğan, 2015).
Eski yıllardan beri matematik hayatın her alanında yer almakta ve sürekli gelişmektedir.
Sürekli gelişen teknolojiyle insanlar matematiğe ihtiyaç duymaktadır. Matematik, insan
yeteneklerinin ortaya çıkarılmasında, yönlendirilmesinde, sistemli ve mantıklı bir düşünce
alışkanlığının kazandırılmasında amaç ve insanın tüm etkinliklerinde kullanılan bir araçtır
(Bulut, 1988). Matematiğin eğitim hayatında da önemli bir yeri vardır. Matematikte ki başarı
diğer dersleri de olumlu yönde etkileyebilir. Ayrıca matematiksel beceri, öğrencilerin günlük
yaşantılarında da başarılı olmalarının anahtarlarından biridir (Alkan, 2011).
Öğrencilerin matematiğe karşı tutumları her zaman aynı olmayabilir. Genelde matematik
dersine karşı kaygı duygusu oluşabilmektedir. Bunun sonucunda derse olan ilginin azaldığı
görülmektedir. Matematik başarısını etkileyen, zekaya bağlı olmayan duyuşsal faktörlerden
birisi de matematik kaygısıdır. Matematik kaygısı, bireyin matematik problemlerini çözmesi
beklendiğinde ya da gerektiğinde mantık dışı duygusal tepkileri göstermesidir ( Aydın, 2011).
Öğrencilerin yaşadıkları kaygı Matematik alanında yaşanan en önemli problemlerin başında
gelmektedir (Baloğlu, 2001). Bu nedenle kaygı, duygusal alanda matematikle ilişkilendirilen
en yaygın problemlerden birisidir (Baloğlu ve Koçak, 2006). Nitekim yapılan kimi
çalışmalarda kaygının matematik notu, genel not ve matematik dersine yönelik tutum ile
ilişkili olduğu bulgusuna ulaşılmıştır (Peker ve Şentürk, 2012). Ayrıca literatürde matematik
başarısı ile matematik kaygısı arasında negatif anlamlı ilişkiler bulunduğunu rapor eden çok
sayıda araştırmaya rastlamak mümkündür (Örneğin, Sapma, 2013; Oksal, Durmaz ve Akın,
2013; Peker ve Şentürk, 2012; Dursun ve Bindak, 2011; Şentürk, 2010; Şahin, 2008; Yenilmez
ve Özbey, 2006; Yenilmez ve Özabacı, 2003)
Öğrencilerin bu kaygıları büyümeden üzerinde durulması gerekir. Bunların nedenini
araştırmak için ve azaltılabilmesi için bu konuyla ilgili çalışmalara ve araştırmalara ihtiyaç
duyulmaktadır. Birçok öğrenci bu durumu yaşamaktadır. Sonuç olarak derse olan ilgi azalır
ve başarısızlık olur. Başarısızlığın sebepleri arasında, matematik öğretiminde öğrencilere,
ilişkisel anlamayı sağlayıcı yardımda bulunmayışımızın önemi büyüktür (Baykul, 1997).
Yapılan bu araştırmada, “ Lisans öğrencilerin matematik kaygı seviyesi bölüme, sınıf
düzeyine, cinsiyete ve yaşa göre farklılaşmakta mıdır?” sorusuna yanıt aranmaktadır.
AMAÇ ve ARAŞTIRMA PROBLEMİ

 Çalışmanın Amacı: Lisans öğrencilerin matematik kaygı seviyesi bölüme, sınıf düzeyine,
cinsiyete ve yaşa göre farklılaşıp farklılaşmadığını incelemektir.

 ARAŞTIRMA PROBLEMİ: Lisans öğrencilerin matematik kaygı seviyesi bölüme, sınıf


düzeyine, cinsiyete ve yaşa göre farklılaşmakta mıdır?
YÖNTEM
 Araştırmanın evrenini üniversite öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise
araştırmaya katılan 341 tane üniversite öğrencisi oluşturmaktadır.

 ARAŞTIRMA DESENİ
 Nicel araştırma yöntemlerinden tarama araştırması kullanılmıştır.
 VERİ TOPLAMA ARAÇLARI
 Online anket programı
 VERİ TOPLAMA SÜRECİ
 Online bir anket programı üzerinden sorular sorulup cevaplar alınmıştır. 
 Bu süreçte link üniversite öğrencilerine ulaştırılmıştır. Anketi doğru ve eksiksiz
doldurulması istenmiştir.
BULGULAR
Değişkenler Kategoriler f   %
Kadın 215 %63
Cinsiyet
Erkek 126 %37
17- 1 %.3
18 17 %5
19 47 %13.8

Yaş 20 63 %18.5
21 84 %24.6
22 65 %19.1
23+ 64 %18.8
1.Sınıf 91 %26.7
2. Sınıf 137 %40.2

Sınıf 3. Sınıf 52 %15.2


4. Sınıf 44 %12.9
Lisansüstü 17 %5
Matematik Öğretmenliği 179 %52.5
Bölüm
Diğer 162 %47.5
TARTIŞMA

 Bu çalışmada Kafkas üniversitesinde okuyan çeşitli bölüm, sınıf ve yaştan oluşan


öğrencilerin matematik kaygı düzeyleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Bunun için veriler
toplanmış ve tanımlayıcı istatistik analiz yolları kullanılarak tespit edilmiştir. Çalışmada
öğrenciler cinsiyet, sınıf ve okudukları bölüm bakımından incelenmiştir.
 Üniversite öğrencilerinin matematik kaygısı genel olarak ortalama 3.77 ile yüksek
bulunmuştur. Bu yüksekliğin sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte öğrencilerin tutumu
öğrencilik süreçleri boyunca maruz kaldıkları sınavların ve hali hazırda okudukları
yükseköğretim kurumlarında da matematik derslerinin olmasının etkili olabileceği
düşünülmektedir.
TARTIŞMA
 Üniversite öğrencilerinin sınıf seviyelerine göre kaygı düzeylerine baktığımızda ise 4. sınıf
öğrencilerinin diğer sınıflara görece en az kaygılı oldukları 3. sınıf öğrencilerinin ise görece en
fazla kaygıya sahip oldukları görülmüştür. 4. sınıf öğrencilerinin daha az matematik kaygısına
sahip olması üniversitelerin ilk yıllarında genel matematik derslerinin olması ve son sınıflarda
kendi alanlarına yönelik dersleri olmasıyla açıklanabilir. 

 Üniversite öğrencilerinin cinsiyet dağılımına göre kaygı düzeyine bakıldığında ise erkek
öğrencilerin bayan öğrencilere göre daha kaygılı olduğu görülmüştür. Nitekim Üldaş (2005)
tarafından yapılan bir çalışmada ise kadın ve erkeklerde matematiğe yönelik kaygılarında
anlamlı bir fark bulunmamıştır. Fakat Eldemir’in (2006) sınıf öğretmenleriyle yaptığı
çalışmasında bayan öğrencilerin erkek öğrencilere göre daha kaygılı olduğu ortaya çıkmıştır ki
bu da bizim çalışmamızı destekler niteliktedir.
TARTIŞMA
 Üniversite öğrencilerinin sınıf seviyelerine göre kaygı düzeylerine baktığımızda ise 4. sınıf
öğrencilerinin diğer sınıflara görece en az kaygılı oldukları 3. sınıf öğrencilerinin ise görece en
fazla kaygıya sahip oldukları görülmüştür. 4. sınıf öğrencilerinin daha az matematik kaygısına
sahip olması üniversitelerin ilk yıllarında genel matematik derslerinin olması ve son sınıflarda
kendi alanlarına yönelik dersleri olmasıyla açıklanabilir. Nitekim İncebacak, B. B., & Ersoy
yaptığı çalışmada sınıf öğretmeni son sınıf öğrencilerinin kaygı puanlarının son sınıfta en
yüksek düzeyde olduğu tespit edilmiştir ki bu bulgu bizim çalışmamızla çelişmektedir.
TEŞEKKÜR EDERİZ
SONUÇ

 Üniversite öğrencilerinin genelinde matematik kaygısı yüksek bulunmuştur. Bayan


öğrenciler erkeklere oranla daha kaygılı olduğu bulunmuştur 4.sınıf öğrencilerinin görece
en az kaygılı, 3.sınıf öğrencilerinin ise görece en fazla kaygılı oldukları tespit edilmiştir.
Matematik öğretmenliği bölümü diğer bölümlere oranla daha az kaygılı bulunmuştur.
Üniversite öğrencilerinin genelinde matematik kaygısı yüksek olduğu, bunun nedeni olarak
matematiğin kendisinin zor bir ders olması, öğrencilerin geçmiş yıllardaki matematik
öğretmenleri, anne babalarının okul ve başarı konusundaki tutum ve bakış açılarınından
kaynakladnğını düşünülmektedir.

Matematik öğretmenliği bölümü diğer bölümlere oranla daha az kaygılı bulunmuştur.


Sonraki araştırmacılar buna yönelik bir araştırma yapabilir ve matematik öğretmenliği
öğrencilerinin neden daha az matematik kaygısına sahip olduğu bulunabilir.

You might also like