You are on page 1of 126

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

YIL: 2005 SAYI: 5

T.C. Kltr ve Turizm Bakanl Kltr Varlklar ve Mzeler Genel Mdrl tarafndan ylda bir yaynlanr.

T.C. KLTR VE TURZM BAKANLII Ana Yayn No: 3037 Kltr Varlklar ve Mzeler Genel Mdrl Yaynlar Yayn No: 111 YAYIN KURULU Prof. Dr. Aygl SEL Prof. Dr. Bozkurt ERSOY Prof. Dr. Binnur GRLER Prof. Dr. Ebru PARMAN Prof. Dr. Grbz ERGNER Prof. Dr. Metin ZBEK Prof. Dr. Mustafa Hamdi SAYAR Prof. Dr. Ouz TEKN Do. Dr. Gl ASATEKN Do. Dr. Hande KKTEN Do. Dr. Harun TAKIRAN Do. Dr. Mine KADROLU Do. Dr. Tun SPAH Yrd. Do. Dr. Bekir ESKC YAYINA HAZIRLAYANLAR Koray OLEN Dr. Fahriye BAYRAM Dr. Adil ZME Nurhan LGEN KAPAK TASARIMI Koray OLEN UYGULAMA Suna GLER ISSN:1302-9231 ISBN: 975-17-3165-8 Kapak Fotoraf: Sava Yldrm (Diyabakr Melek Ahmet Paa camii inileri)
* Dergide yaynlanan yazlarn sorumluluu yazarlarna aittir. Yaynlanan yazlarda dil, anlatm ve yayn teknii ynnden deiiklik yaplabilir.

T.C. KLTR ve TURZM BAKANLII DSMM BASIMEV ANKARA 2005

NDEKLER
A. Tuba KSE Eski adan Gnmze l Gmme ve Anma Gelenekleri ................................................ 1-8 Leyla YILMAZ Kuzeybat Anadoludaki Hanlar zerine Baz Notlar.......................................................... 9-16 Hande GNYOL Kuzeybat Anadoluda Dokumaclk Geleneinin Kaynaklar ve Gnmzden Bir rnek: ABA ........................................................................................ 17-23 Arzu DEMREL Tafonomi ve Paleoantropolojik almalara Katklar: Rudabanya rnei......................... 23-28 Gner SAIR Kayseride Osmanl Dneminde na Edilmi Bir Grup Ermeni Kilisesi II........................... 29-44 Binnur GRLER Tirenin Hisarlk Kynden Roma Dnemi Seramikleri ................................................... 45-50 Halil Hamdi EKZ - Ayla NL zmir Arkeoloji Mzesinde Bulunan Bir Grup Megara Kilisesi Bask Kalb ile Megara Kasesi Kalb ....................................................................................................... 51-56 Halil Hamdi EKZ Adyaman Mzesinde Bulunan Hitit Tanr Heykelcii................................................ 57-64 Kadriye ZELK Paleolitik Teknolojide ekirdeklerin nemi .................................................................... 65-70 Sava YILDIRIM Diyarbakr Melek Ahmet Paa Camii ini Sslemeleri ..................................................... 71-80 Adil ZME Tek Katl ve Ksmen ki Katl Ruha (Urfa) Hanlar ............................................................. 81-96 Yasemin ER - Bilal ST Dalk Kilikyada Olba-Diocaesarea Nekropollerindeki Kaya Mezarlar .......................... 97-110 Nevzat EVK Kltrleraras liki ve Etkileim Kuramlar zerine I ..................................................... 111-122

ESK ADAN GNMZE L GMME ve ANMA GELENEKLER


A. Tuba KSE*

Eski nasyada l ruhlarnn ller lkesinde yaamaya devam ettii inanc erevesinde mezarlara yiyecek ve iecek braklm, tts yaklm ve lenlerin adlar belirli din trenlerde anlmtr1. l Klt olarak adlandrlan bu iler2, len kiilerin vrislerinin greviydi3. Aile bireylerinin atalarnn mezarlarna brakt sunular ise mezar klt4 olarak tanmlanmaktadr. Eski nasyada l ruhunun bedenden ayrlp ller lkesine gidebilmesi iin cesedin gmlmesi gerektiine, aksi hlde ruhunun ac ekeceine inanlrd. Bir Orta Assur kudurrusu zerinde Cesedi gmlemesin, ruhu atalarnn ruhuna kavuamasn diye bir beddua yer alr5. Krallar dmanlarnn atalarnn mezarlarn yamalayarak onlarn ruhlarna ac ektirmek istemilerdir6. Fenike Kral Tabnit, mezarn tahrip edecek kiilerin ruhlarnn huzur bulamamasn dilemitir7. Cesedin topraa gmlmesi en eski alardan itibaren uygulanan bir dettir. Bilinen en eski gmmeler deti, hayvan kemikleri ve iek demetleri ile gmlen Neandertal insanna aittir8. lnn yaklp kllerinin gmlmesi Anadoluda M.. 3. binyldan itibaren uygulanm9, Hitit krallarnn cenaze trenlerini anlatan metinlerde bu gmme tarznn ayrntlar verilmitir10. Yakma gmme sonraki dnemlerde de srmtr, Hindu ve Hrstiyan dnyasnda da hlen uygulanmaktadr. Eskiada ller giysileri ve kiisel eyalar ile gmlm11, krallarn teki dnyada kullanmas iin mezarlara braklan eyalarn listeleri yaplmtr12. Yakn zamana kadar ocuklarn boncuklardan oluan ziynet eyalar ile ya da bazlarnn alyanslar ile gTRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

mlmesi gibi uygulamalar srmtr. Anadolunun baz blgelerinde ller nadiren yata ve yorgan ile birlikte gmlmektedir13. Hrstiyan dnyasnda l hlen giysileri ile, bazlar ok sevdii eyalar ile birlikte gmlmektedir. l Bakmnn byk blmn mezarlara belirli aralklarla su ve yiyecek braklmas oluturmutur. Erken Smer Kral Urnammunun yeraltna iniini anlatan metne gre, ller yeralt dnyasnda pis su ve ac yiyecekle beslenmektedirler14. Glgam Destanna gre, bir l ruhunun teki dnyada yiyip itii besinlerin miktar ve kalitesi, oullarnn says ile orantldr15. Krallarn teki dnyada tanrlar ile ayn sofrada yemek yediine inanlm, kral mezarlarna braklmas gereken sunularn listeleri yaplmtr16. l ruhunun rahat etmesi iin onlara dzenli aralklarla su verilmesi gerektii17 inanc dorultusunda III. Ur kral mezarlarndan18 Urartu ana kadar19 Libasyon Sunaklar ina edilmi, ya da topraa alan Libasyon ukurlar kullanlmtr. Odysseusun at bir ukurdan Hadese eitli sv sunular yaptn konu alan anlatlar20 ile eitli dnemlere ait mezarlarn yannda bulunan ukurlar da21 bu uygulamann Eski Yunan ve Romada da srdn gsterir. Ugaritte mezar toprana dikey gmlm halde bulunan pimi toprak borular22, sunulan suyun mezarn iine akmas iin retilmi Libasyon Borulardr. Tell Chueradaki Steibau I evresindeki meknlarn tabanlarnda, ilerine kp yerletirilen ukurlar23 ile Gre Virike24 (Resim: 1) ve Ugaritte25 mezarlarn yanna kazlan ukurlar ierisine yerletirilmi dibi krlm mlekler (Resim: 2)

Resim 1: Gre Virikedeki sval libasyon ukurlar

de libasyon sunaklar olarak nitelenmektedir. Bu uygulama Hesioddaki, Danaosun kzlarnn ldrdkleri eleri iin dipsiz mlee su doldurmaya mahkum edilileri ile benzeir. Anadoluda hlen gmme sonrasnda mezar zerine su dklmesi26 bu eski uygulamalarn devamdr. Mezar zerindeki iekler bysn, kular isin ya da lnn ruhu rahat etsin diye mezarlara su dklmekte, baz yrelerde mezarlarn bana ii su dolu bir kap braklmakta27 ya da kesilen kurbann kan mezara dklmektedir28. Eski nasyada mezarlarn yaknlarna alan ukurlara, gmme srasnda ve sonrasnda belirli aralklarla yiyecek braklmtr29. eitli alara

tarihlenen mezarlarn yanna alan ukurlara anma trenleri srasnda kurban edilen hayvanlarn bir paras braklmtr30. l gmme ve anma trenleri srasnda yenen toplu yemek olan l Yemei, ller ile canllarn katldklar ortak yemek olarak tanmlanr31. Mezarlara ve mezar dndaki meknlara braklan ok sayda pimi toprak kap l yemei ile ilikilidir (Resim: 3). III. Ur slalesine ait bir kurbanlk hayvan listesine gre ulgi ve Ninlilann libasyon yerinin mutfa vardr32. Ur kral mezarlarnn girilerinde bulunan kl katmanlarnda hayvan kemikleri ile kap paralar bulunan alanlar33 ile eitli mezarlklarda aa kartlan mutfak meknlar (Re-

Resim 2:

Gre Virikede bulunan delinmi mlek dipleri

Resim 3: Gre Virike K 9 oda mezar TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Resim 4: Gre Virikede oda mezara bal mutfak mekn

sim: 4), l yemei kalntlar olarak nitelenmektedir. l yemei Hititlerde Ta Ev de34, Ugaritte ant mezar komplekslerinde yenmitir35. Mezopotamya takvimine gre Abu(m) aynn 29. gn, ller iin kurban sunulmu ve l yemei yenmitir36, ayn gelenek Tevratta ve Eski Yunanda37 da uygulanmtr. 18. yzyla kadar Orta Asya amanist kavimleri de definden sonra belirli gnlerde mezara iki ve yemek koyarak l yemei yemilerdir38. Bu gelenek yakn zamana kadar Arnavutluktaki Hrstiyan mezarla-

rnda yaatlmtr39. Baz Anadolu kylerinde hlen yln belirli zamanlarnda mezar zerinde kurban kesilip kan mezara aktldktan sonra bir paras mezar zerine braklmaktadr40. Gnmzde bu gelenek lnn ardndan lokma dklmesi ya da helva kavrulmas eklinde srmektedir. Anadoluda hlen yre insannn kutsal sayd yatr, trbe ve evliya mezarlarnn banda kurban kesip datlmakta, toplu yemek yenmekte ve mezara yemek braklmaktadr41. Mezara tahl serpme gelenei, bitkilerin her yl sonbaharda yapraklarn dkmesi ve tohumlarn topraa atlmas ile tohumun ve doann lmesi ve bu tohumun ilkbaharda yeni bir bitkiye can vermesi, dolays ile doann canlanmas inancna baldr. nsan da lnce topraa den bir tohum gibi yeni bir yaama balayacaktr. Tahl, Mezopotamyada Tammuz42, Suriyede Baal43, Msrda Osiris44 ritellerinde kullanlm, Anadoluda Telipinu ve Attis45, Fenikede Adon, Eski Yunanda Adonis (Romada Bacchus) ve Demeter46 ile srael yaratl inancnda Yahweh47 ad ile devam etmi, Ortaada Har-

Resim 5: Gre Virike K 9 oda mezar ile balantl sunu odalar TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Resim 6: Gre Virike oda mezar komplekslerinde uygulanan ritellerin canlandrmas (Resim: Atilla Engin).

randaki Sabler Tauz iin at yakarak48 bu gelenei uzun sre yaatmlardr. Mezarlara tahl serpilmesi gelenei Eski nasyada yaygndr49. Hititler mezarlara tahl brakmlar50, Msrda mezarlara Osirisin kil ve tahldan yaplan figrinleri braklm ve bu tohumlarn kklenmesi ile Osirisin, dolays ile lnn dirildiine inanlmtr51. Yakn zamana kadar Bursadaki I. Murat Trbesine braklan kavrulmu budayn ziyaretilerce yenmesi52, Ortodoks kilisesinde cenaze trenleri srasnda halanm tahl yenmesi, Anadoluda baz da kylerinde hlen mezar zerine buday ya da yem serpilmesi53, bu uygulamalarn gnmze yansmasdr. Eski nasyada l ruhunun yolunu aydnlatmak iin mezarlara lamba braklm ve cenaze trenleri srasnda mealeler yaklmtr54. Musevi ve Hrstiyan dnyasnda da cenaze treni srasnda lnn yannda mum yaklmas55, randa yakn zamana kadar llerin mealeler ve ttslerle gmlmesi56 ve

Anadoluda bir kiinin ld meknda ruhu sevinsin ve rahat dolasn diye k yaklmas ya da kt ruhlarn lye yaklamasn nlemek iin mezar yannda ate yaklmas57, l ruhunun tanrya ulamasn salamaya ynelik eski uygulamalarn devamdr. Tts Yakma58, l ruhunun bedenden karak bir duman gibi ge ykselmesini ve l ruhlarnn yeryzne gelerek din trenlere katlmalarn salamak iin cenaze ve l anma trenlerinde uygulanmtr. tarn yeraltna iniini konu alan edebi metinde ruhlar tts kokusu ile yeryzne arlm59, tts su ya da bira ile sndrlerek ruhlar ve hayaletler yer altna geri gnderilmitir60. Anadolunun baz blgelerinde hlen mezar yannda yaklan atee iki dklmesi ve kesilen kurbann yann bu atee atlmas61, amanist kavimlerin llerin ruhuna gitsin diye uyguladklar ritellerin devam niteliindedir. Baz blgelerde hlen eytan gelmesin, gkten melekler insin diye l yannda tts yaklr62; kiliselerde ve trbelerde yaklan tts ve mumlar yerle gk arasnda iletiimi, bylece dileklerin tanrya ve lnn ruhuna ulamasn amalamaktadr. lnn adnn anlmas cenaze srasnda ve sonrasnda lnn hatrlanmasna ilikin trenler-dir63. Eski nasyada insanlarn lme deil, son baharda len ve ilk baharda dirilen tanrlarn sembolize ettikleri yeni bir yaama gidecekleri inanc dorultusunda her yl l ve bereket klt erevesinde yas trenleri ve enlikler dzenlenip tanrlar ve l ruhlar iin sunular yaplm, tren yemekleri yenmitir64. MezoTRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Resim 7: Sivas li, arkla lesindeki, eme Baba Ziyareti

Tablo: l ritellerine ilikin terimler


Sumerce KI.GAL KUR.NU.GI4 GIDIM / GEDIM naph akkantL SAG.N.TAR KI.S.GA A.BAL KI.A.NAG/KI.A.BAL AB abi/api bothros DUGA.PA4 KI.KA.GAR triclinia GIBL KI.NE.NE MU.PD.DA ITUNE.NE.GAR .KI.MAH .KI.S.GA .KI.S.GA EDIN.NA .NA4 Akkadca kigallu mat (erset) la tri etemmu Dier Diller

teki Dnya Dn Olmayan lke l Ruhu Aramice Hititce l Bakcs l Bakm Libasyon Libasyon Suna Libasyon ukuru Hurrice Yunanca Libasyon Borusu l Yemei Nabatice Tts Yakma Tts Sndrme Adn Anlmas Beinci Ay Hasat/ller Bayram Oda Mezar l Sunu Evi Krdaki l Sunu Evi Ta Ev

Ugaritce np

pagidu kispum naqm m naq aptu

Hititce Hititce

ipanthatear

artu takultu maql kinunu bel ummum zakaru Sabatu Abu(m) bit kimahi bit-kispu(m) bit-kispu ina seri

Ugarite rpum

NOTLAR
potamyada temmuz ve austos aylarna rastlayan Abu(m) Bayram, Smer a sonuna kadar hasat bayram olarak kutlanm65, Emardan bir metne gre Eski Babilde Abu(m) aynn 25.-27. gnlerinde cenaze ritelleri ksmen mezarn kapsnda yaplm ve bu ayn 28.-29. gnlerinde tts yaklmtr66. Anadoluda hlen rnn bereketi iin mezar banda kurban kesilip yenen haziran bayram ile temmuz ortasndaki hasat bayram, Austos ortasnda ziyaretlere ve mezarlara sunular braklmas ve ziyafetler verilmesi67 bu eski geleneklere dayanr. Yezidlerin nisan aynn ilk aramba gn kutladklar yeni yl bayram srasnda68 aile mezarlarnn ziyaret edilmesi ve oradan geenlerin yemesi iin yiyecek braklp yatrlarda ate yaklmas ile 6 Maysta kutlanan Hdrellez srasnda trbelerin ziyaret edilmesi de69, bu eski geleneklerin gnmze yansmalardr. Eski nasyada Oda Mezar sunularn konulduu bir ant mezar; sunularn braklmas iin mezarlarn yanna veya zerine ina edilen meknlardan oluan mezar kompleksleri ise Krn l Sunu Evi olarak
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

nitelendirilmitir70. Eski nasyada aa kartlan antsal mezar komplekslerinin71 (Resim: 5) l ruhuna yaplan sunularn konmas iin ina edildikleri dnlmektedir (Resim: 6). Hitit kaynaklarnda krallarnn cenaze trenlerinin yapld ve sunularn brakld Ta Ev72 iin, bata Boazkydeki Yazlkaya C odas ve Gavurkaledeki ta yap olmak zere, ok sayda antsal ta mezar nerilmitir. Anadolunun eitli blgelerinde hlen trbe, yatr, ziyaret olarak adlandrlan, nemli bir zatn mezar olduuna inanlan baz yerlerin evresi bir ta duvar ile evrelenip (Resim: 7) yaz balarnda buralarda kurban kesilerek yenmektedir. Baz trbeler, evrelerine aevleri, mutfak ve benzeri yaplar ina edilerek kurban sunulan mabed-mezarlar haline getirilmilerdir73. Gnmzde insanlarn dettir diye uyguladklar pek ok eyi neden uyguladklarn bilmemelerine ve eski inanlarn deimi olmalarna ramen, insanlarn kltrel belleinde binlerce yldr kalan alkanlklar gnmze kadar ulamtr ve hlen geleneklerde nemli yer tutmaya devam etmektedir.

SUMMARY
Abstract: According to Ancient Near Eastern cuneiform sources, burial rites consist of three main procedures. The corpse must have been buried, so that the soul could descend to the Netherworld. The corpse was buried usually with its personal belongings and grave goods. During the funeral and afterwards, the descendands lit candles at the grave to keep the way of the soul light, offered water and food to the souls, called them by burning incence and ate funeral meals at the grave, so that the soul of their ancestors could live at ease. The souls would be satisfied when their descendands called their names during memorial ceremonies. At some graves, offering structures were built for offerings and for graveside meals. All these rites can be followed at archaeological contexts dating to various periods, showing that such traditions were practiced through the ages with only some variations. Ethnological researches in the Near East show that most of the ancient burial rites are still in practice, even if people believe in monoteistic religions. Burial rites seem to have reached to the present as traditional practices and modern people dont know their paganistic roots any more.

Assyriologie; Religions: Religionsgeschichtliche Beziehungen zwischen Kleinasien, Nordsyrien und dem Alten Testament (ed: B. Janowski v.d) Gttingen 1967.
1

A. Tsukimoto, Untersuchungen zur Totenpflege (kispum) im alten Mesopotamien, Neukirchen 1985, s. 51, 146 v.d, 228 v.d. T. zg, n Tarihte Anadoluda l Gmme Adetleri, Ankara 1948, s. 87; T. H. Price, Hero-Cult and Homer, Historia 22, 1973, S. 129; B. Margolit, Death and Dying in the Ugarithic Epics, Death, s. 251; . M. Akyurt, M.. 2. Binde Anadoluda l Gmme Adetleri, Ankara 1998, s. 154 v.d. E. Ebeling, Tod und Leben nach den Vorstellungen der Babylonier, Berlin 1931, s. 50 v.d, 110 v.d, 126, 146v.d; C. Khne, Voropfer im alten Anatolien, Religions, s. 265-271. S. Alcock, Tomb Cult and the Post-Classical Polis, AJA 95, 1991, 447 v.d; C. M. Antonaccio, Conquesting the Past: Hero Cult, Tomb Cult, and Epic in Early Greece AJA 98, 1994, S. 400 v.d. I. J. Gelb v.d, Chicago Assyrian Dictionary 4, E, Chicago 1958, s. 398-399. M. Bayliss, The Cult of Dead Kin in Assyria and Babylonia, Iraq 35, 1973, s. 117. M. H. Pope ve W. Rllig, Syrien, Die Mythologie der Ugariter und Phnizier, Wrterbuch der Mythologie I (ed. H. W. Haussig), Stuttgart 1965, s. 275. R. E. Leakey, Human Origins, London 1982, s. 57. W. Orthmann, Das Grberfeld bei Ilca, Wiesbaden 1967, s. 64; Akyurt 1998: 153 v.d. H. Otten, Hethitische Totenrituale, Berlin 1958. Ebeling 1931: 58; zg 1948: 78 v.d.; E. Strommenger, Grab (In Irak und Iran), RLA 3 (1957-1971), s. 605-610; B. Hrouda, Nachtrag, Die Grber und Grfte in Assur (A. Haller), Berlin 1954, s. 183-185; D. A. Foxvog, Funerary Furnishing in an Early Sumerian Text From Adab, Death, s. 67 v.d; Tsukimoto 1985: 184-186; Akyurt 1998: 137 v.d.
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

NOTLAR
6 *

Do. Dr. A. Tuba KSE, Hacettepe niversitesi, Edebiyat Fakltesi, Arkeoloji Blm, Beytepe-Ankara/TRKYE. almam srasnda antropolojik, filolojik ve etnografik bilgilere ulamamda yardmc olan Dr. Meryem Acara Eser, Ara. Gr. Suat Alp, Dr. Suavi Aydn, Do. Dr. Ylmaz S. Erdal, Dr. Erhan Ersoy, Ara. Gr. Blent ler, Dr. F. Aye Karaduman, Dr. Sibel zbudun, Dr. Nermin aman Doan, Dr. Turgay Yazar ve Arkeolog zcan imeke teekkrlerimi sunarm. Dipnotlarda Kullanlan Ksaltmalar: AJA: American Journal of Archaeology; Arch. Death: The Archaeology of Death in the Ancient Near East (ed: S. Campbell, A. Green) Oxford 1995; Death: Death in Mesopotamia (ed. B. Alster), Copenhagen 1980; JCS: Journal of Cuneiform Studies; Mezarlk: Gemiten Gnmze Mezarlk Kltr ve nsan Hayatna Etkileri Sempozyumu stanbul 1999; RLA: Reallexikon der

10

11

12

P. Deimel, Die Listen ber den Ahnenkult aus der Zeit Lugalandas und Urukaginas, Orientalia 2, 1920, s. 32 v.d; 1939: 42 v.d; M. H. Pope, The Cult of the Dead at Ugarit, Ugarit in Retrospect (ed: G. D. Young), Winona Lake 1981, s. 160. H. Tucu, Alev ve Bekta Trk Kltrnde lm ve Mezar Kavramlar, Mezarlk, s. 234; A. elik, Trabzon-alpazar epni Trklerinde lmle lgili Gelenek, Grenek ve nanmalar, Mezarlk, s. 296. S. N. Kramer, The Death of Ur-Nammu and his Descent to the Netherworld, JCS 21, 1967, s. 104, 111 v.d. W. G. Lambert, The Theology of Death, Death, s. 58; Bayliss 1973: 116; A. Skaist, The Ancestor Cult and Succession in Mesopotamia, Death, s. 126; J. Scurlock, Death and Afterlife in Ancient Mesopotamian Thought, Civilizations of the Ancient Near East III (ed: J. M. Sasson), New York 1995, s. 1888. J. J. Finkelstein, The Genealogy of the Hammurapi Dynasty, JCS 20, 1966, s. 95 v.d, 115 v.d; M. Birot, Fragment de Rituel de Mari Relatif au Kispum, Death, s. 189; W. T. Pitard, The Ugaritic Funerary Text RS 34.126, Bulletin of the Schools of American Oriental Research 232, 1978, s. 66-67. C. W. Heimpel, Libation, RLA 7, 1987-1990, S. 1. P. Michalowski, The Death of Sulgi, Orientalia 46-2, 1977, s. 221; P. R. S. Moorey, Where Did They Bury the Kings of the IIIrd Dynasty of Ur, Iraq 46, 1984, s. 17. N. evik, Urartu Kaya Mezarlar ve l Gmme Gelenekleri, Ankara 2000, s. 56-57. J. Gray, Near Eastern Mythology, Toronto 1982, s. 37. M. Andronikos, Totenkult, Gttingen 1968, s. 94-96. Heimpel 1987-1990: 3; Pitard 1978: 71. A. Moortgat, Tell Chuera in Nordost-Syrien. Vorlufiger Bericht ber die dritte Grabungskampagne 1960, Kln 1962, s. 35 v.d. A. T. kse, Gre Virike: Frat Kenarnda Bir M.

3. Bin Kutsal Alan, Hacettepe niversitesi Edebiyat Fakltesi Dergisi, 19-2, 2002, s. 53 v.d. 25 26 C. F. A. Schaeffer, The Cuneiform Texts of Ras Shamra-Ugarit, London 1939, s. 47, 50 v.d. Y. Z. Yrkn, Anadoluda Alevler ve Tahtaclar, Ankara 1998, s. 276; Y. Kalafat, Anadolu ve Yakn evresi Trk Halk nanlarnda lm veya Halk nanlarmza Gre Yatr Ziyareti, Mezarlk, s. 245 v.d.

13

14

27

15

S. V. rnek, Anadolu Folklorunda lm, Ankara 1979, s. 73; B. Ouz, Trkiye Halknn Kltr Kkenleri I, stanbul 1980, s. 601-602.

28 A. R. Yalman (Yalkn), Cenupta Trkmen Oymaklar I-II, Ankara 1977, s. 31, 34, 79. 29 G. M. Schwartz, A Third-Millennium B.C. Elite Tomb From Tell Umm el-Marra, Syria, Antiquity 74, 2000, s. 771 v.d.

16

30 Andronikos 1968: 93-94; Michalowski 1977: 223. 31 Tsukimoto 1985: 231; J. J. Glassner, Mahlzeit In Mesopotamien, RLA 7, 1987-1990, s. 264. Michalowski 1977: 223-225. C. L. Woolley, Ur Excavations II: The Royal Cemetery, Oxford 1934, s. 8. Otten 1958: 12 v.d, 25 v.d, 81; Khne 1993: 260. J. F. Healey, Death in West Semitic Texts: Ugarit and Nabataea, Arch. Death, s. 190.

32 33 34 35

17

18

19

36 O. Loretz, Nekromantie und Totenevokation in Mesopotamien, Ugarit und Israel, Religions, s. 306-308. 37 Andronikos 1968: 15-18.

20

21

38 A. nan, Tarihte ve Bugn amanizm, Ankara 1986, s. 189-190. 39 F. W. Hasluck, Christianity and Islam under the Sultans, Oxford 1929, s. 251. 40 Yalman 1977: 31 v.d, 79, 269, 402; rnek 1979: 64, 72 v.d; H. Trk, Nusayrilik (Arap Alevilii) ve Nusayrilerde Hzr nanc, Ankara 2002, s. 113-115.

22 23

24

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

41 42

Ouz 1980: 115-116; Kalafat 1999: 224 v.d. B. Alster, The Mythology of Mourning, Acta Sumerologica 5, 1983, s. 1 v.d. R. Dussaud, Baal et Ben-Dagon das les textes de Ras-Shamra, Syria 15, 1934, s. 302. A. Erman, Die Religion der gypter, Berlin 1934, s. 40 ff., 68-75, 378. . apar, Roma Tarihinde Magna Mater (Kybele) Tapnm, Dil ve Tarih Corafya Fakltesi Dergisi 29, 1979, s. 178-180. N. Robertson, The Ancient Mother of the Gods. A Missing Chapter in the History of Greek Religion, Cybele, Attis and Related Cults (ed. E. N. Lane), Leiden 1996, s. 290 v.d. Loretz 1993: 308, 313. J. B. Segal, Edessa, Oxford 1970, S. 44. Ebeling 1931: 34 v.d, 44 v.d, 64 v.d; P. Taracha, Ersetzen und Entshnen, Kln 2000, S. 174. Otten 1958: 140-141. Erman 1934: 40, 378 v.d. Hasluck 1929: 106.

58

Ebeling 1931: 50 v.d, 85 v.d, 110 142 v.d; Erman 1934: 177; Bayliss 1973: 117 v.d; Pope 1981: 160.; Loretz 1993: 306; Khne 1993: 265271. Gray 1982: 37; C. Penglase, Some Concepts of Afterlife in Mesopotamia and Greece, Arch. Death, s. 194. Ebeling 1931: 64, 126 v.d; Bayliss 1973: 120. Yalman 1977: 403; Ouz 1980: 268; nan 1986: 183 v.d. rnek 1979: 51-52; Khne 1993: 271; Trk 2002: 111, 132 v.d. Bayliss 1973: 116-117; Tsukimoto 1985: 22 v.d, 107 v.d, 140 v.d, 230. Tsukimoto 1985: 51. B. Perlov, The Family of the Ensis Urbau and Gudea and their Funerary Cult, Death, s. 390, 454 v.d; Scurlock 1995: 1889. T. Abusch Mesopotamian Anti-Wirtschaft Literature. Texts and Studies I: The Nature of Maql: Its Character, Divisions and Calendrical Setting, Journal of Near Eastern Studies 33, 1974, s. 252 v.d. Hasluck 1929: 99-101; Ouz 1980: 117; Guest 1987: 37; Trk 2002: 126. J. S. Guest, The Yezidis. A Study in Survival, London 1987, s. 36. Hasluck 1929: 319v.d; Trk 2002: 23 v.d. Tsukimoto 1985: 72, 108, 144-145. Woolley 1974: 54; Moorey 1984: 4; Antonaccio 1994: 402-403; kse 2002. V. Haas, Geschichte der Hethitischen Religion, Kln 1994, S. 720-722. Hasluck 1929: 99-100; Yazar 1999: 422

43

59

44

60 61

45

62 46

63

64 65

47 48 49

66

50 51 52 53 54

67

rnek 1979: 73. Otten 1958; Scurlock 1995: 1884; Ebeling 1931: 44 v.d, 137; Tsukimoto 1985: 49; Khne 1993: 260 v.d; evik 2000: 80. V. H. Elbern, Altar Implements and Liturgical Objects, Age of Spirituality, Late Antique and Early Christian Art (ed. K. Weitzmann), New York 1979, s. 594. Ouz 1980: 116. Kalafat 1999: 258-260; elik 1999: 297; Tucu 1999: 236; T. Yazar, adr-Bark-Trbe. Pp. 418-431, Mezarlk, s. 422 v.d.
68

69 70 71

55

56 57

72

73

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

KUZEYBATI ANADOLUDAK HANLAR ZERNE BAZI NOTLAR


Leyla YILMAZ*

Hanlar, Anadolu tarihinin farkl zamanlarna ait ulam an, dnemin ticaret hayatn ve sosyal yaplanmasn aklayan nemli yaplardr. Bu balamda, Anadolunun kuzeybat blgesinde bulunduu bilinen hanlar incelemek amacyla, blgenin 1:25.000lik haritalar taranm; elde edilen verilerin arazi bilgileriyle dorulanmas iin de bir yzey aratrmas gerekletirilmitir. Bu makalede sz konusu harita ve arazi almalarnn sonular verilmektedir1. Anlan blge, bata Leonhard2 olmak zere Gkolu3, Chanykoff4, Hirschfeld5, Kannenberg6, Flotwell7, Leake8, Diest-Anton9, Boehringer10, Anderson11 , Hunger12 Dernschwam13 ve Busbecq14 gibi seyyah ve aratrmaclarn ilgi alanna girmitir. Blgenin Roma Dnemindeki yollar iin French15, Ankaraankr gzergh iin de Macpherson16 bilgi verirler. Ayrca blgedeki baz hanlarla ilgili olarak zergin17, nal18, Szen19 ve Ban20 almalar bulunmaktadr. Gerek harita ve gerekse seyahatnmelerden elde edilen bilgiler dorultusunda Ankara-ankrKastamonuTosyaSinopneboluKastamonuankr (ankr-Ilgaz arasndaki tli yoldan) IlgazAnkara ve Ankara-abanz gzerghnda bir yzey aratrmasna klmtr. Arazi almas srasnda, yaynlarda ve haritalarda tespit edilebilen 27 hann 12sinin izine dahi rastlamak mmkn olamam; drdnn ise sadece temel kalntlarna tesadf edilebilmitir. Gnmze ancak 11 hann ulaabildii grlmtr. Btn bu bilgiler nda u tespitler yaplabilir:
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Bugn Mevcut Olmayan Hanlar Solfasol Kprs yaknnda bulunduu anlalan ve Solfasol Han21 denilen yapnn, Ankara-ubuk yolu zerinde olduu bellidir. Yapya ait hi bir iz gnmze ulamamtr. Ankara-Esenboa arasnda Karacaren mevkiinde tespit edilebilen hann22, zerginin makalesinde sz edilen Abaclar Han ile ayn yap olduu dnlebilir23. zerginin ubuk Barajnn sular altnda kaldn syledii bu yapnn, bugn Karacaren yaknndaki bir iftliin bulunduu yerde lokalize edilebilecei iddia edilebilir. Yre halk da bu tespitimizi desteklemekte ve iftliin bulunduu yerde 50-60 sene evveline kadar bir hann bulunduunu hatrlamaktadr. Eski adyla Han Yeri24 denilen mevki, Ankaraankr yol ayrmndan sonra ankr istikametine giderken yolun sol tarafndadr. Bugn Sarcalar adyla bilinen bu mevkide, ubuk Suyu kenarnda bir kavak tarlasnda vaktiyle bir hann bulunduu ve yklarak (?) talarnn inaatlarda kullanld renilmitir. Haritalarda varl tespit edilebilen Ankara-ankr yolundaki han25 ile yine ayn yol zerinde bulunduu anlalan nandk Kyndeki han26 da izine dahi rastlayamadmz dier yaplar arasndadr. Kalecik yaknlarnda bulunduu bilinen Seluk Han, sadece Erdmannn yaynndan tespit edilebilmektedir. Daha nce Anderson ve Kiepert tarafndan da grlen yapy Erdmann da bulamamtr27. ankr-Yaprakl arasnda hlar Ky civarnda olduu bilinen Eski Han(Alter Han), Kiepert 28

ve Leonhardn29 haritalarnda grlmekle birlikte, arazide yaplan almalarda yapnn gnmze ulamad tespit edilmitir. Germe Pazar, Kastamonu-Takpr arasndadr. Leonhard, burada bir han ve ahap sat kulbelerinin bulunduundan ve burasnn haftada bir gn hizmet verdiinden sz eder30. Arazi almalar srasnda hann ykld, fakat, bulunduu alanda, ahap kulbelerde hl sat yapld tespit edilmitir. Kastamonu-nebolu arasndaki Halkaclar Han, Leonhardn haritasndan tespit edilebilmektedir31. Kastamonunun gneyinde ve Leonhardn kendisinin de kalm olduunu belirttii Han ise Pirlaklardadr 32. Ancak, ne yazk ki her ikisi de gnmze ulaamamtr. Kastamonu-Tosya yolu zerinde ve Takpr istikametine ayrlmadan nce bir derbent ile onun aasnda Tahtal Han diye anlan bir yapnn vaktiyle mevcut olduu da, Leonharddan anlalabilmektedir33; ancak arazi almas srasnda byle bir yapya tesadf edilmemitir. Bugn Sadece Temelleri Kalm Olan Hanlar Topal Alinin Han, Sirke Han, Eski Han ve Sazl Han olarak bilinen yaplarn sadece temelleri gnmze ulaabilmitir. Topal Alinin Han34 diye bilinen yap kalntsna ulalmas bir hayli zordur (Resim: 1). Mevcut kalntlara baklarak, Ilgaz-ankr arasndaki ana yolun dousunda kalan tal yol takip edilerek ulalan Kzlsin Ky yaknlarnda ve Deirmendere Suyu kenarndaki eimli arazi zerine ina edildii anlalmaktadr. Gnmze ulaabilmi temel kalntlar, burada vaktiyle dikdrtgen plnl ve birbirinden bamsz yap
Resim 2: Sirke Hann kalntlar

bulunduunu, moloz ta ve har ile ina edilmi olan bu yap topluluu iindeki en byk yapnn da muhtemelen han olduunu gstermektedir. Bugn, iindeki blme duvarlar iyi-kt hl belli olmaktadr. rt sistemine ait bir gk olmamas, ahap atl olabileceini dndrmektedir. Malzeme ve ina teknii dikkate alnarak 19. yzyla tarihlendirilebilir35. TakprGkeaa arasnda ve kendi adyla bilinen ky mevkiindeki Sirke Han36 denilen yapnn sadece temel kalntlar gnmze ulaabilmitir (Resim: 2). Kalntlara baklarak burada vaktiyle dikdrtgen plnl bir yapnn bulunduu anlalmaktadr. Hlen kalntlar arasnda rtye ait olabilecek bir gn bulunmamas dolaysyla atnn ahap olabileceinden sz edilebilir. Malzeme ve ina teknii dikkate alnarak 19. yzyla tarihlendirilebilir37. Eski Hann38, Ankaraubukabanz yolu zerinde ve anayolun ierilerindeki Karahac ve Karamusa kyleri arasnda ve Terme Deresi kenarnda yer ald anlalmaktadr. Bugn yer yer bir metre ykseklikteki duvarlardan ibaret kalntlara baklarak, burada vaktiyle en az drt yapdan oluan bir mimar topluluun bulunduu rahatlkla anlalmaktadr (Resim: 3). Mevcut kalntlar, dikdrtgen ve kare meknlar halinde ve koridorlarla birbirlerine balanm hldedir. rt sistemine ait gk olmamas, bunla-

Resim 1: Topal Ali Hannn kalntlar

Resim 3: Eski Hann kalntlar TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

10

Resim 4: Sinan Paa Han

rn da ahap atl olabileceini dndrmektedir. Malzeme ve ina teknii dikkate alnarak yap 19. yzyla tarihlendirilebilir39. Sazl Han, Sinopa bal Kabal lesinin Sazl Kynde bulunmaktadr. Yapdan geriye sadece temel kalntlar kalabilmitir. Dikdrtgen plnl olduu ve kaba yonu talarla ina edildii anlalyor; mevcut haline baklarak 14 15. yzyla tarihlendirilebilir40. Mevcut Hanlar Ankara-ankr arasnda Kalecik yaknlarnda yer alan Yeni Han iki katldr. Malzeme ve ina teknii dikkate alnarak 19. yzyl sonu-20. yzyl bana tarihlendirilebilir41 (Resim: 12).

orumun Karg lesine bal Hac Hamzadaki Sinan Paa Han 1506-7 tarihlidir. Dikdrtgen plnl han, beik tonoz rtl tek bir mekndan olumaktadr42 (Resim: 4). KastamonuTosya arasndaki Brnk Ky snrlar iinde, bir su kayna kenarnda yer alan Sarnn Han dikdrtgen planl bir yapdr. Gnmze st rts ve bat kanad tamamen yklm olarak ulamtr. Mevcut izlere baklarak vaktiyle sivri beik tonoz rtl ve tek bir mekndan ibaret olduu rahatlkla anlalmaktadr. Duvarlarnda ocak nii bulunmaktadr. 14.-15. yzyla tarihlendirilebilir43 (Resim: 5). Atabey Han, KastamonuTosya arasnda Ak-

Resim 5: Sarnn Han TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Resim 6: Atabey Han

11

Resim 7: Gkeaa Han

Resim 9: Ta Han

kaya lesine bal Elmayakas Ky snrlarnda ve Karadere kenarnda yer almaktadr. i, bugn mevcut olan, karlkl ayaklara oturtulmu yarm daire kemerlerden oluan iki destek sras ile beik tonozlu blme taksim edilmitir. Dikdrtgen plnl yapda giriin sa ve solunda, birer oca bulunan n meknlar yer almaktadr. 14.-15. yzyla tarihlendirilebilir44(Resim: 6). Kastamonunun Takpr lesine bal Gkeaa yerleim merkezinde yer alan Gkeaa Han 1444-1461 tarihlidir45. Dikdrtgen plnl yapnn giriinde, ksmen ykk olarak sa ve solunda ocak nii de ihtiva eden bir n mekn bulunmaktadr. Hann iinde karlkl ikier ayak ve duvarlara bitiik gmme ayaklar, yuvarlak kemerlerle birbirlerine balanmtr. Yap, rt sisteminde zenle kullanlm olan tekne tonozu ile dikkat ekmektedir46 (Resim: 7). Kastamonu-nebolu arasnda Seydiler Kynde yer alan Seydiler Han47 gnmze bir kalnt olarak ulaabilmitir. rt sistemine ait bir gk olmamas, ahap atl olabileceini dndrmektedir. Hann yannda yer alan cami kitabesi 1906 tarihlidir48. Malzeme ve ina teknii de dikkate alnarak yap 19. yzyln sonlarna tarihlendirilebilir (Resim: 10).

Kastamonu-nebolu arasnda Ballk Kynde yer alan Ballk Han49 bugn asl halini tamamen kaybetmitir. Gnmze ulaabilen temel kalntlar zerine ahap bir bina ina edilmi olduu rahatlkla anlalmaktadr. Yap muhtemelen 19. yzyla tarihlendirilebilir50 (Resim: 13). Sinopnebolu arasnda atalzeytinde yer alan atalzeytin Han dikdrtgen plnl bir yap kalntsdr. Yapnn iinde blme duvar izine rastlanmaz. rtye ait olabilecek bir gn bulunmamas dolaysyla atnn ahap olabileceinden sz edilebilir. Malzeme, ina teknii ve yksek pencere aklklar dikkate alnarak yap 19. yzyla tarihlenebilir51 (Resim: 14). Sinopun Kabal lesi, Taypakl Kynde yer alan Taypakl Han52, dikdrtgen plnl tek mekndan ibaret bir yapdr. Han sivri beik tonoz rt sistemi ile dikkat ekicidir. Dardan krma at ile rtldr. Yap 14.-15. yzyla tarihlendirilebilir (Resim: 8). Sinop-Gerze kavanda, Lala Ky snrlarnda yer alan Tahan (Yaykl Han) dikdrtgen plnl, oca olan n mekna sahip bir yapdr. Han sivri beik tonoz rt sistemi ile dikkat ekicidir. Dardan krma at ile rtldr. Yap 15. yzyla tarihlendirilebilir53 (Resim: 9).

Resim 8: Taypakl Han

Resim 10: Seydiler Han TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

12

Resim 11: Duraan Han

Resim 13: Ballk Han

Ankara-ankr-Kastamonu-Sinop-neboluKastamonu-Ankara gzerghnda yaplarn ortaya koymu olduu durumun izlenebilmesi iin, bugn artk mevcut olmayan ya da sadece temelleri kalm olan ve gnmze ulaabilmi olan hanlarn, gzergh zerindeki sralanlar ve tarihleri zerinde durulabilir (Harita). Bu balamda, Ankarann kuzey knda Solfasol Han, Karacarende Abaclar Han, Sarcalarda Han Yeri, Balkhisar (Ta Avlu), abanz istikametinde 19. yzyla tarihlenebilen Eski Han, Kalecik istikametinde 19. yzyl sonu-20. yzyl bana tarihlenebilecek Yeni Han, Kalecikte Seluk Han, ankr yolunda ve nandk Kyndeki hanlar, ankr-Yaprakl arasnda Eski Han (Alter Han), ankr-Ilgaz arasndaki tal yolda 19. yzyla tarihlediimiz Topal Alinin Han, Tosya-Osmanck yolunda Hac Hamzada 1506-7 tarihli Sinan Paa

Resim 12: Yeni Han

Sinopun Duraan lesinde yer alan Durak Han kapal ve ak iki blmden oluan bir yapdr. Kitabesi mevcut olan han 664 H./ 1266 M. tarihinde Pervne Sleyman bin Ali tarafndan ina ettirilmitir54 (Resim: 11).

Resim 14: atal Zeytin Han TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

13

Han, Tosya-Kastamonu arasnda Tahtal Han, 14.-15. yzyla tarihlediimiz Sarnn Han ve Atabey han, Kastamonu-Takpr arasnda Germe Pazar Han, 19. yzyla tarihlediimiz Sirke Han, 1444-1461 tarihli Gkeaa Han, Boyabattan sonra 1266 tarihli Durak Han, Boyabat-Sinop arasnda her ikisi de 14.-15. yzyla tarihlenen Sazl

Han ve Taypakl Han, 15. yzyla tarihlenen Ta Han, Sinop-nebolu arasnda 19. yzyldan atalzeytin Han, nebolu-Kastamonu arasnda 19. yzyldan Seydiler Han, Halkaclar Han, Kastamonu-Ilgaz arasnda Pirlaklar ve 19. yzyla tarihlenen Ballk Hanlar bulunmaktadr.

14

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

SUMMARY
4

A., Gkolu, Paphlagonie-paflagonya-Gayri Menkul Eski Eserleri ve Arkeolojisi, Kastamonu, 1952. Chanykoff; Reise im Nrdlichen Kleinasien im Jahre, 1846. G., Hirschfeld, Paphlagonische Felsengraber: Aushandlungen der K.preuB Akad, d.W. Berlin, 1885. K., Kannenberg, Die Paphlagonishen Felsengraber, Globus, LXVII, 1895. Flotwell., Stromgebiet des Qyzyl-Yrmaq (Halys), Petermanns Mitteilungen, Erg.Heft No: 114, Gotha.1895. W. M., Leake, Jaurnal of Tour in Asia Minor, London, 1824. W. V., Diest - M., Anton, Neue Forschungen im nordwestlichen Kleinasien, Erganzungsheft. Nr. 116, Petermanns Mitteilungen, Gotha. 1895. J., Boehringer, Auf Karawanen StraBen, Anatoliens, Mnchen. 1958. J. G. C., Anderson, Exploration in Galataia cis Halym Part II, Topography, Epigrahy, Galation Civilisation, The Journal of Hellenic Studies, 19(1899), s. 98. H., Hunger, Tabula Imperii Byzantini, Band. 9, Wien, 1996. H., Dernschwam, stanbul ve Anodoluya Seyahat Gnl, (ev: Y. nen), Ankara, 1987. Busbecq, Trk Mektuplar, (ev: H. C. Yaln), stanbul. D. H., French, A Study of Roman Roads in Anatolia, Anatolian Studies, 24 (1974), s. 143149. I. W., Macpherson, Roman Roads an Milestones of Galatia, Anatolien Studies, 4 (1954), s., 111-120. M. K., zergin, Anadolu Seluklu Kervansaraylar, Tarih Dergisi, XV/20 (1965), s. 141-170. R. H., nal, Osmanl ncesi Devirlerden Yaynlanmam Menzil Han, Arkeoloji-Sanat Tarihi Dergisi V, zmir. 1990, s.189. Szen, M., Hac Hamzadaki Trk Eserleri, Anadolu Sanat Aratrmalar, 2, stanbul, 1970, s. 113-132. A. Ba, Beylikler Dnemi Hanlar, Seluk niversitesi Sosyal Bilimler Enstits (Baslmam Doktora Tezi), Konya, 1989.

Caravansaries Anatolian Arcihtectural History Researches are of great importance in respect of transportation condition, trade role and social structure of Anatolia. It is clear that the researches about the Black Sea Region has been ignored this paper focuses on caravansaries from a region in the Black Sea. This region includes the locales of Ankara-ankr-Kastamonu-Sinop-nebolu-Kastamonu-TosyaAnkara. This paper investigates the existence of caravansaries in this region and existence and extent of a trade route. The research for the paper began with studying the book of travels 1:25.000 maps and finished with studying some publications and land researches. Based on data cathered from maps and travel boks, a site survey has been carried out along Ankara-ankr-KastamonuTosya-Sinop-nebolu-Kastamonu-ankrIlgaz-Ankara and Ankaraabanz route, investigating caravansaray sites. Of the 27 caravansaries discoverd in the litrature rewiew, remains from 15 were observed in the field. There were no remnants found from the remaining 12, which had collapsed and deteriorned 11 of the 15 were found intact, with only the basement remnants to be found in the remaining 4. This paper details the location of those caravansaries whose remnants were found. It also discusses possible locations for those caravansaries whose remnants have detriorated and could not be found.

10

11

12

13

14 15

16

NOTLAR
17 *

Dr. Leyla Ylmaz, Ankara niversitesi Dil ve Tarih Corafya Fakltesi Sanat Tarihi Blm, Shhye-Ankara/TRKYE L., Ylmaz, Bat Karadeniz Ticaret Yollar Ve Bu Yollar zerindeki Hanlar, Ankara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Arkeoloji ve Sanat Tarihi (Sanat Tarihi) Anabilim Dal (Baslmam Yksek Lisans Tezi), Ankara, 1990. R., Leonhard, Paphlagonia, Berlin. 1915.

18

19

20

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

15

21

1958 tarihli 1:25 000 lik haritada Ankara 29b2 paftas. 1958 tarihli 1:25 000 lik haritada Bolu H 29c3 paftas. M., zergin, a.g.m., s. 167. 1958 tarihli 1:25 000lik haritada Bolu H 29c3 paftas; H., Hunger, Tabula Imperii Byzantini, Band. 9, Wien, 1996da haritada da Han Yeri grlmektedir. 1928 tarihli ankr 63 paftas. 1928 tarihli ankr 64 paftas. J. G. C., Anderson, Exploration in Galataia cis Halym Part II, Topography, Epigrahy, Galation Civilisation, The Journal of Hellenic Studies, 19(1899), s. 98; H., Kiepert, Karte Von Klein Asien, 19021906, 24 Pafta in platt Bearbeitet, Berlin; K., Erdmann, Das Anatolische Karavansaray des 13. Jahrhundert, Teil I, Berlin, 1961, s.72 74. H., Kiepert, a.g.e. R., Leonhard, a.g.e. R., Leonhard, a.g.e., s. 74. R., Leonhard, a.g.e. R., Leonhard, a.g.e, s. 72. R., Leonhard, a.g.e., s. 125. 1958 tarihli 1:25 000lik haritada G 31- a4 paftas ve Leonhard, R., a.g.e., 1915. L., Ylmaz, Bat Karadeniz Ticaret Yollar Ve Bu Yollar.. s. 35. A., Gkolu, A.g.e., s. 29 L., Ylmaz, Bat Karadeniz Ticaret Yollar Ve Bu Yollar. s. 34. R., Leonhard, a.g.e. L., Ylmaz, Bat Karadeniz Ticaret Yollar Ve Bu Yollar.. s. 36. D. H., French, Sinop: The so called Ceneviz Yolu, Anatolia and the Ancient Near East, Ankara, 1989, s. 143-145. fig.3 ; L., Ylmaz, Bat Karadeniz Ticaret Yollar Ve Bu Yollar.. s. 28. 1958 tarihli 1:25 000lik haritada Krehir 30 b1 paftas; L., Ylmaz, Bat Karadeniz Ticaret Yollar....., s. 32.

42

22

M., Szen, Hac Hamzadaki Trk Eserleri, Anadolu Sanat Aratrmalar, 2, stanbul, 1970, s.113 -132. Rlvesi ilk kez tarafmzdan alnm olan yap iin bkz. L., Ylmaz, KastamonuTosya Arasnda Beylikler Dneminden Bir Han: Sarnn Han ve Bat Karadeniz Ticaret Yolu zerine Baz Tesbitler, XIV. Trk Tarih Kongresi (9 13 Eyll 2002)nde verilen bildiri, (Baskda). A., Ba, Beylikler Dnemi Hanlar, Seluk niversitesi Sosyal Bilimler Enstits (Baslmam Doktora Tezi), Konya, 1989. Kastamonu smail Bey Vakfiyesine bal olarak bkz. . H., Uzunarl, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara, 1984, s.138 139. L., Ylmaz, Bat Karadeniz Ticaret Yollar....., s. 21 ; Sz konusu tekne tonoz sebebiyle, yapnn kilise olarak ina edildiini dnenler de olmutur. Bkz; R., Leonhard, a.g.e., 1915. s. 343. R., Leonhard, a.g.e. Kitabe Padiahn ferman ile Seydili Pazar denilen yerde bir caminin ina edilmesi ile ilgili olup 1324 H./ 1906 M. tarihlidir. Bkz. L., Ylmaz, Bat Karadeniz Ticaret Yollar....., s. 29 30. R., Leonhard, a.g.e., s. 71. L., Ylmaz, Bat Karadeniz Ticaret Yollar, s. 33. L., Ylmaz, Bat Karadeniz Ticaret Yollar....., s. 31. Sinopta karaya vuran atk madde dolu radyasyonlu varillerin iine doldurulmu olduu yap, bu sebeple grlememitir. Ancak, yapnn krokisi ve fotoraflar han bu olaydan daha nce ziyaret etmi olan Sayn David Frenchten temin edilmitir. L., Ylmaz, Bat Karadeniz Ticaret Yollar....., s. 27. R. H., nal, Osmanl ncesi Devirlerden Yaynlanmam Menzil Han, Arkeoloji-Sanat Tarihi Dergisi V, zmir, 1990, s. 189; D. H., French, Sinop: The so called Ceneviz...., s.143-145; L., Ylmaz, Bat Karadeniz Ticaret Yollar....., s.22. W., Hamilton, Researches in Asia Minor-Pontus and Armenia, London, 1842, s. 324; A., Gkolu, Paphlagonie-paflagonya..s. 357 358; K., Erdmann, Das Anatolische Karavansaray...., s. 72 ; L., Ylmaz, Bat Karadeniz Ticaret Yollar....., s. 37.
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

43

23 24

44

25 26 27

45

46

28 29 30 31 32 33 34

47 48

49 50 51 52

35

36 37

38 39

53

40

54

41

16

KUZEYBATI ANADOLUDA DOKUMACILIK GELENENN KAYNAKLARI VE GNMZDEN BR RNEK: ABA


Hande GNYOL*

zgn rnekleriyle kkl bir gemii olan el dokumacl Anadolunun binlerce yllk sanat geleneinin bir paras ve en yaygn olanlarndan biridir. Dank olarak Anadolunun hemen hemen her yerinde rastladmz mekikli dokuma geleneine ait deiik ve ilgin rnekler, aratrmamzn konusu olan Kuzeybat Anadolu blgesinde azalarak da olsa gnmzde hlen srdrlmektedir. Coraf konumu, kkl tarihi ve g hareketleriyle youn bir kltr alverii yaanan blgede, dokumaclk geleneinin kaynaklarna inildiinde bu konunun ykl bir gemii olduu kltr belgeleriyle de izlenmektedir. Blgenin gerek anlamda bir uygarlk ve ticaret merkezi olmas lk Tun anda Troia ile balar. anakkalenin 30 km. gneybatsnda Hisarlk Hy olarak bilinen Troiada yaplan kazlarda bulunan hayvan kemikleri, Troia halknn byk apta kei ve koyun srlerine sahip olduunu gstermektedir. Hayvansal rnlerin deiik ve farkl amalarla deerlendirildii en nemli alanlardan biri dokumann temel hammaddelerinden olan ynn elde edilmesidir. Dolaysyla dokumaclk da hayvancla bal olarak bu dnem ekonomisinde etkin rol oynamtr. Yaplan kazlarda dokuz ana kltr katnn saptand Troiada gerek ilk yerlemelerde gerekse izleyen yerlemelerde ok sayda arak bulunur. rnein, Drpfeld tarafndan 1894te yaplan kazlarda, Troia IIde, ucunda takld gibi duran kilden arayla birlikte kemikten bir i bulunmutur. Bu buluntunun nemi, ele geirilen binlerce aran en azndan bir blmnn sembolik nitelikten te, dokuma eyleminde kullanldn belgelemesidir (Resim: 1).
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Resim 1: Troia lk Tun a yerlemelerinden bir arak (stanbul Arkeoloji Mzeleri env.no 35.266)

Yine Troia II g evresine ait 206 numaral evde bir tezghn varln kantlayan bulgular saptanmtr. Bir ucu duvara dayal olan tezghn dier ucu duvardan 1.10 m. uzaklkta olup birbirinden 0.25 m. uzaklkta iki ahap kazkla sabitletirilmitir. Kazklar, tabana alm kk yuvalara oturtulmutur. Taban zerinde ite bu kazk delikleri ve duvar arasnda dtkleri gibi duran drt sra kil tezgh arl yer alr. Bu arlklarn bazlar evi tahrip eden yangn sonucu az ok pimi, bazlar da tahrip olmutur1. Bu tezghta ne cins bir dokumann dokunduunu saptamak mmkn deildir. Ancak, arlklarn ar olular, zgnn kaln iplik veya iplerden olutuuna ve sz konusu dokumann kaba, olaslkla yn olduuna iaret etmektedir (Resim: 2). Troia, Homerosun lmsz destan lyadaya da konu olmutur. Bu destanda kahramanlarn dnyas dile getirilirken, bir yandan da evin dzeninden sorumlu olan kadnlarn en nemli ilerinden birinin

17

ilenmesi de nemli bir rol oynar: Gndeliki bir kadn koyun yn tartar, dokuma yapan bir kadn bunu ileyerek kuma haline getirir ve bir oban byk bir balya eklinde kuma tar5. Yukardaki rneklerden de anlald zere, Homerosun anlatmnda dnemin dokumaclkla ilgili tm eylemleri destan boyunca yer yer verilmektedir. Bundan da blgenin erken dnem el dokumaclna ilikin kk ama nemli bir kesit izlenebilmektedir. Bunun yan sra Ege Denizinin dou ve bat kylarnda yaanan ortak tarihsel sre ve paylalan kltrel zellikler, Homerosun destanlarnda dile getirildii gibi, ayn zamanda pek ok arkeolojik kltr belgesinde de izlenmektedir. Buna dayanarak aada verilen rnek, Antik ada dokuma eyleminin aamalarn gstermesi asndan bir btn oluturmaktadr. Bugn New York, The Metropolitan Museum of Artda bulunan, M.. VI. yzyln ortalarna tarihlenen, Amasis Ressam tarafndan siyah figr tekniinde boyanan lekythos zerinde yn ileyen kadnlar betimlenmitir6. Bu lekythostaki sahnenin kesintisiz devam etmesi eylemin bir dokuma atlyesinde getii izlenimini

Resim 2: Troia lk Tun a yerlemelerine ait bir tezgh arl rnei (stanbul Arkeoloji Mzeleri env.no 37.135)

dokuma yapmak olduunu ve dolaysyla gnlerini dokuma tezghnn banda geirdiini reniyoruz. ris, sofada buldu Heleneyi, bycek bir kuma dokuyordu pld kuman iki yz de, stne sava resimleri ilemedeydi bir sr...2 Yksek bir sarayn odasnda kuma dokuyordu o, erguvan renkli bir kumat bu, iki katl, alacal ssler iliyordu kuman iine...3 ... bez dokuyan gzel kuakl bir kadn, geirirken iplii tezghn arkasndan, ne kadar yakn getirirse gsne mekii, Odysseus da o kadar yakn kouyordu Aiasa...4 Destan sadece kahramanlarn dnyasn deil, kyllerin grnd zt bir dnyay da tantr. Bu balamda, gnlk yaamda hayvan rnlerinin
Resim 3: Siyah figrl lekythos, M.. 540 (The Metropolitan Museum Of Art, New York) TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

18

Resim 4: Lekythosun gvdesindeki frizden detay: Dokuma eyleminin betimlenmesi

vermektedir (Resim: 3, 4). Sahnenin btnnde u ilemler betimlenmitir: a-b-f: Ynn erilmeye hazrlanmas c-d: Dokumann katlanmas ve sehpa stnde istiflenmesi e: Yn eirme g-h: Tezghta dokuma i-j: Yn balyalarnn tartlmas k: Olaslkla hesap tutma Blgenin el dokumacl gelenei, tarih boyunca srekliliini korumu, her dnemde var olmutur. zellikle Osmanl Devletinin son dnemlerinde, blge illerinden Balkesirdeki en nemli sanayi dalnn mekikli tezghlarda yaplan dokumaclk olduu bilinir. Balkesir abalar ok nlyd. 1800lerde asker giysi yapm iin stanbuldaki ynetime aba rnekleri gnderilmi, bunlar beenilerek ilde bir aba fabrikasnn kurulmasna karar verilmi, ancak bu gerekleememitir7. XIX. yzylda ayn blgede, Bigann kar sahilindeki Gelibolunun youn bir dokuma retimine sahip olduunu reniyoruz. ehir halknn hemen yars dokumaclkla megul olup eitli kuma ve yelken bezi ml edilir ve stanbula sevk edilir8 . Btn bunlardan anlald zere Kuzeybat Anadolu Blgesinde dokuma sanatnn gemile olan bu kkl balants, gnmzde zgn rnekleriyle azalarak da olsa yaamakta, bir blm de blgenin baz yrelerinde aada da irdelendii gibi artk dokunmamakta ve yok olup gitmektedir. ABA DOKUMACILII anakkale li, an lesine bal Kumarlar, balca ura hayvanclk olan yaklak 80 haneli bir kydr. Etinden ve stnden yararlanmann n plnda olduu hayvanclktan salanan ynn de deerlendirilmesi amacyla, Kumarlar ve evre orman kylerinde aba dokumacl yaplmaktayd. 1990larn ilk yllarnda gerekletirilen aratrmada bu dokuma trnn gemile balantsn koparmadan srdrld
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

belgelenmiti. O dnemde aba dokumas, ilerin azald k aylarnda, genellikle kyn yal kadnlar tarafndan yaplmakta; ancak, arkadan gelen kuaklar dokumaya pek rabet etmemekteydiler. Bu aratrma srasnda malzeme, yapm teknii ve ilev asndan belgelenmi olan aba, kaba yn iplikle dokunan, dokunduktan sonra yzeyin keelemesi iin zel ilem gren klk bir dokuma trdr. Bahar krkmndan sonra ykanp temizlenen yapaya, taraktan sonra i ile elde bkm verilir (Resim: 5). Aba tr dokumalarn atk iplikleri, dokuma sonras yaplan ilemde kolay keelemesi iin az bkmldr. zgde kullanlan iplerin bkmyse daha fazladr. plik haline gelen ynler ile yaplr. Dokuma iin gerekli 50 cm. eninde, yaklak 20 m. uzunluunda kuma olacak ekilde zg ekilir. Tez-

Resim 5: ve arak

19

Resim 7: Keeletirme ileminin yapld dzenek, dink

sopa taklarak tutamak ilevi kazandrlmtr (Resim: 7, 8). Bu ilgin ve basit dzenein kullanm iin drt kii gereklidir. Tutamak balarna geen ikier kii sabit olmayan st kapak ksmn bir ileri bir geri karlkl hareket ettirirler. Bylelikle, iine katlanarak konmu aba dokumasnn srtme hareketiyle keelemesi salanr9. Bazen keeletirmeye ara verilip kuman zerine scak su dklerek ileme yeniden devam edilir (Resim: 9, 10). Scak suyla ilem gren kuman keeletikten sonra eni 25-30 cm.ye der

Resim 6: Aba dokunan tezgh

gha alnan zg iplikleri aba dokumas iin gerekli erevelere taharlanr ve dokumaya balanr. Aba dokuma rgs, dimidir. Dimi rgs iin teknik olarak en az iplik hareketi gereklidir. Bu dokuma rgsyle dokunan kumalarn zg ve iplik balantlarna gre n ve arka yz ayn ya da iki yzldr. Kumarlar Kynde, kuman n ve arkas ayn grnml aba dokumalar, drt ereveli ahap tezghlarda dokunur (Resim: 6). ereve hareketi ayaklarla, tefe zerindeki mekik hareketi elle salanr. Yaklak 70-80 yldr kullanlan bu tezghlarda dokuma ilemi bittikten sonra dokuma tezghtan alnr ve keeletirme ilemi balar. Dokuma nce souk suya bastrlr, sonra da karlp link ya da dink ad verilen, artk gnmzde pek rnei kalmam, aa ktklerinden yaplm bir dzenein iine katlanarak yerletirilir. Bu basit dzenekte ana gvde, drt ayan zerine oturtulmu uzun dar bir tekne biimindedir. yzeyiyse basamak eklinde yontulmu sabit bir altyap ve bunun zerine kapak gibi kapanan, alttaki ktn yuvas iinde hareket eden, i yzeyi yine basamakl yontulmu uzun bir aatan olumutur. stteki aacn incelerek uzayan her iki ucuna birer

Resim 8: Dink (detay) TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

20

artk dokunmamakta olduu grlmtr. Dokuma eylemini gerekletirme aamasnda kullanlan letlerse (rnein, dokuma tezgh ve keeletirme ileminin yapld dzenek) sklerek paralanmtr. Kumarlar Kynde tamamen geleneksel yntemler ve baz zgn letler kullanlarak yaplan aba dokumaclndan bugn iz kalmamtr.

Resim 9: rgs dimi olan aba dokumas

(tezghtaki eni 50 cm.dir). Kullanlan dzenek kyn ortak mal olduundan bu ilem kyde imece usulyle yaplr10. Aba, yrede genellikle siyah yerli koyundan elde edilen yapayla dokunur. Bu renk tam siyah olmayp boz grnmldr. Beyaz yapayla dokunduundaysa kuma keeletirilmeden nce boyanr. Boyama maddesi olarak mee kozala (yrede kullanlan adyla kobak) ya da ceviz kabuu kullanlr. i su dolu bir kazana mee kozalaklar bir gn nceden konur. Suyun rengi koyulaarak siyaha yakn bir renk alr. Dokunmu kuma bu suyun iine bastrlarak yava atete yaklak birbir buuk saat kaynatlr. Kuma rengi aldktan sonra karlr ve ayr bir kapta hazrlanan kll su (mee suyu) iine daldrlr. Bunun nedeni liflerin boya emme yeteneini artrarak, boyann kumata sabitlemesini salamaktr. Son olarak da kuma souk suyla iyice ykanarak kurumaya braklr. Mee kozalayla yaplan boyamada hardal renginin deiik tonlar elde edilir. Eer rengin daha da koyulamas isteniyorsa, boyann iine yrede sylenen adyla kvrz, yani sakbrs eklenir11. Kumarlar kylsnden alnan bilgiye gre, 1520 yl ncesine kadar evrede klk giyim iin baka kuma kullanlmamaktayd. Artk kyn yal erkekleri tarafndan eski alkanlklarn devam olarak kullanlan abadan yaplm giysiler, pantolon, ceket ve yelekten oluur. Giysi dnda keeletirme ilemi yaplmadan, bele kuak olarak sarlarak kullanlmas da ok yaygndr. Son derece salkl ve dayankl bir st giyim olan aba giysiler, keeletirme ileminden dolay souk ve yamur gibi d etkenlere kar da koruyucudur. Gnmzde yredeki aba dokumaclyla ilgili bu konunun srekliliini izlemek zere Mays 2004te ayn kye gidildiinde, bu dokuma trnn ne yazk ki,
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Resim 10: Keeletirme ileminden sonra aba dokumas

SUMMARY
SOURCES OF WEAVING TRADITION IN NORTH WEST ANATOLIA AND AN EXAMPLE FROM PRESENT DAY: ABA Handweaving having an ancient history with authentic examples is a part of thousand-year-old handicraft tradition of Anatolia and it is one of the most widespread example of it. In North West Anatolia, intense cultural interaction took place due to the geographical location, history dating back to antiquity and immigration movements. When the region is searched for sources of weaving tradition, a timehonored tradition via cultural documents is revealed. Especially the excavations carried out in Troy of the Early Bronze Age unearthed many spindle whorls and loom weights. Troy was one of the themes of Homers perennial Iliad. From Iliad we learn that, one of the daily chores of women who were responsible for housekeeping was weaving and they spent most of their day at their looms. Handweaving tradition of the region has always kept its liveness through history and existed in almost every age. In our time, this time-honored tradition contiues to exist with its authentic examples though in a decreasing degree. Some examples of the tradition are unfortunately not

21

woven any more and are disappearing. In a research conducted in early 1990s, it was concluded that aba weaving was pursued in Kumarlar village of an district of the city of anakkale. Aba, which was well documented in terms of material, production technique and function during the research, is cloth woven with coarse wool threads and specially treated after beeing woven so that it can be made into felt. Cleaned wool is spinned manually with a spindle. Aba weaving technique is called twill weave. It is woven on a four-framed wood loom and the width of the loom is 50 cm. After the weaving process, aba is taken off the loom and felting process begins. This process is performed on a mechanism which rarely exists today and is made of tree trunks called dink or link. Woven aba is folded and inserted into the mechanism. By way of rubbing and by soaking it in warm water, cloth is felted. Aba is woven from wool obtained from the domestic black sheep of the region. If it is woven with white wool, it is dyed before it is made into a felt. In dying process natural dyes of the region are used. Clothes made of aba are very healthy and hardwearing and are also impermeable of cold and rain as a result of the felting process. When we visited the same village in May 2004 in order to observe the continuity of aba weaving, we found out that weaving is unfortunately not done anymore. All the tools used in weaving, for example looms and mechanism that felting was performed are broken into pieces. Today we are unable to witness aba weaving which was done using authentic tools and in wholly traditional ways.

NOTLAR
*

Dr. Hande GNYOL, Topkap Saray Mzesi, Sultanahmet-stanbul/TRKYE. Wilhelm Drpfeld, Troia und lion, Athen, cilt I, 1902, s.39 vd. Homeros, lyada, (Trkesi: Azra Erhat-A. Kadir), Can Yay., stanbul 2001, 3. Blm, s.118. A.g.e., 22. blm, s. 483. A.g.e., 23. blm, s. 507-508. Brigitte Mannspreger, liadada Doa Yaps, Hayvanlar ve Bitkiler Alemi D ve Gerek Troia, Homer Kitabevi, stanbul 2001, s.321. Ian Jenkins, Greek and Roman Life, British Museum Publications, London 1986, Fig. 20 Balkesir Yurt Ansiklopedisi, cilt 2, stanbul 1982. P. L. nciciyan-H. D. Andreasyan, Osmanl Rumelisinin Tarih ve Corafyas, Gneydou Avrupa Aratrmalar Dergisi, Ed. Fak. Yay., 1975. Ynn nemli bir zellii de keelemesidir. Elyaf yapsndan tr yn belirli bir s ve basn altnda birbiri iine girerek kaynar. Kee yapmnda da bu zellikten yararlanlr. Gnmz dokuma endstrisinde keeletirmeyi kolaylatrc bu ilem, dinkleme ad altnda otomatik makinelerle yaplmaktadr. Sakbrs, doal boyalarla yn boyanrken koyu renklerin ve siyahlarn elde edilmesinde kullanlan kimyasal madde.

3 4 5

10

11

22

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

TAFONOM VE PALEOANTROPOLOJK ALIMALARA KATKILARI: RUDABANYA RNE


Arzu DEMREL*

Paleontolojinin bir alt disiplini olan tafonomi, paleoantropolojik almalarda eski insann davran biimlerini belirlemeye yardmc olabilmek amac ile 1960lardan bu yana kullanlmaktadr. nsann tarih sahnesine kndan bu gne evresiyle yakn bir iliki ierisinde olduu ve tafonomik bir etken olarak rol oynad bilinmektedir. Fosillerin lmden bulunmaya kadar bandan geenlerin allmas olan tafonomi, eski evrelerin yeniden yaplandrlmasnda anahtar grevi grmektedir, bu anlamda insan evrimi almalarnda ve dolaysyla da insan atalarnn iinde yaam olduu ortamn ortaya konulmasnda ok nemli bir ileve sahiptir. nsan atalarna ait fosil kalntlarn bulunduu bir alandan elde edilen kemiklerin zerindeki izlerin tafonomik adan analizi, hem fosillerin sz konusu dnemde nasl bir ortamda bulunduunu, hem de insan atalar tarafndan kemiklerin ne amala modifikasyona uratldnn belirlenmesine yardmc olmaktadr. Bu tr almalar insan atalarnn yaamsal eylemlerinin ve avlanma stratejilerinin daha ak bir ekilde anlalmas iin gerekli temel bilgileri ortaya koymaktadr. Tafonomi Nedir? Organik kalntlarn sedimanlar iine nasl yerletii ve gmlmeden sonra iinde bulunduu koullarn aratrlmas olan tafonomi, ilk olarak 1940ta Rus Paleontolog Efremov tarafndan organik kalntlarn biyosferden litosfere gei srecinin allmas olarak tanmlanmtr (Behrensmeyer ve Kidwell, 1985: 105). Fosilleme srasnda, orijinal fauna ile ilgili ekolojik veriler, yrtclarn etkisi, su ile tanma, ezilme, zaman aral, gmlme, bozulma
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

ve mineralleme gibi tafonomik srelerle kaybolur ya da azalr (Behrensmeyer, 1992: 189). Tafonomi ve eski evre almalar, fosil topluluu etkileyen tafonomik sreler hakknda bilgi verir. Bu tr almalar ayrca, hominidler1 ile birlikte, le yiyici ve yrtclarn davran biimleri hakknda da ipular verirler. Paleoekologlar tm bu bilgileri kullanarak fosil topluluklar ve insan evrimine yn veren ekolojik gleri anlamaya almaktadrlar (Behrensmeyer, 1992: 189). Tafonomik deiimler, bir organizma lm srasnda kendi vcudunun organik paralar zerinde kontrol yitirdii zaman balar, depolanma, gmlme ve gmlme sonras etkilere kadar uzanr. Korunma koullar, lm ncesi faktrlerle yakndan ilgilidir (rnein, su bulunan ve bulunmayan ortamlar gibi). Paleontolojik verileri etkileyen dier faktrler, yeryz hareketleri, fosillerin toplanmas, mzedeki hazrlk ve saklama yntemleri olup bunlar da tafonomik analizlere eklenmelidir (Behrensmeyer ve

Resim 1: ineme izleri (Demirel, 2000: 99)

23

Kidwell, 1985: 107). Tablo 1de tahrip edici gler ve etkilerine verilebilecek rnekler grlmektedir. Tafonominin tanm daha sonra hayvan ve bitki kalntlarnn lm, rme, gmlme ve korunmasnn allmas (Andrews, 1992: 33) olarak geniletilmitir. Tafonomik yorumlamalar, gemite ileyen srelerin bugn ilemekte olan srelerle karlatrlabilir olduu varsaymna dayanmaktadr. Tm tafonomik bulgular genel bir soruya yant aramaktadr: Fosil topluluun kayna nedir, ilgili olduu sreler nelerdir ve bu sreler topluluun orijinal yapsn nasl deitirebilir? Bu, sonraki tm yeniden yaplandrmalarn temelini oluturacaktr (Andrews, 1992: 33-34). len organizmalar, fosil haline gelene kadar eitli srelerden geerler: Gne , yamur gibi etmenlerin etkisi altnda kalrlar, kalntlar ya tanr ya da ldkleri yerde gmlr, son gmlmeden sonra da litosfere karrlar. Sonu olarak ortaya kan rnek, geirdii srelerin izlerini kanlmaz olarak tamaktadr. Buna gre, fosilleme sreci, fosil rnei her aamada etkileyen etmenler de dikkate alnarak geriye doru gidilerek deerlendirilmelidir (Behrensmeyer, 1984: 559). ekil 1de organik kalntlarn lmden, bulunmaya kadar geen sre boyunca geirdii sreler grlmektedir. Tafonomi ve paleoekoloji disiplinlerinin her ikisi de eski evreyi yeniden yaplandrma ile ilgili olduundan belli bir topluluk ya da fosilli evreye bal olarak alrlar. Tafonomi, toplulua yn veren olaylarn ayrntl bilgilerini saladndan dolay tafonomik almalar, eski evrenin yeniden yaplandrlmasnda nc bilgi ilevi grmektedir. rnein, bir fosil topluluk su yatanda doal olarak ayklanan ve tanarak biriktirilen kalntlardan oluuyorsa, her biri iin ayr bir paleoekolojik yaplandrma ge-

rekeceinden, bunlar birbirinden ayrmak ancak ayrntl tafonomik almalar ile mmkn olabilecektir (Shipman, 1981: 7). Tafonomi Nasl alr? Fosil topluluun fiziksel zelliklerini belirlerken ayr paralarn tafonomik tarihlerini ortaya koymak, farkl ortamlardan gelerek karm olan topluluklarn analizinde olduka nemlidir (Shipman, 1981: 99). Her paleontolojik aratrma kendine zel tafonomik sorunlara sahiptir. Ancak genel olarak, organik kalntlar zerinde iz brakan etmenler, organik kalntlarn tanmas, fosil topluluklarda baz trlerin korunmasn salayan sreler tafonomik aratrmalarla ortaya konabilir (Behrensmeyer, 1984: 562). Fosiller zerinde braktklar izlere baklarak fosile etki eden etmen ve srelerin belirlenmesi, deiik korunma durumunun nedenlerinin analizi, tanma tarihinin, yani fosillerin orijinal lm yerinden gmlme yerine nasl tandnn allmas ve bir fosil topluluun temsil ettii zaman aralnn belirlenmesi en ok kullanlan tafonomik yntemlerdir (Behrensmeyer, 1984: 562-565). Tafonomik srelerin, kltrel ve doal olmak zere iki ayr boyutta deerlendirilmesi gerektii grlr. nsanolu beslenme sistemine eti dahil ettii tarihten bu yana, karmza tafonomik bir etken olarak kmaktadr. Bu aamadan sonra hayvansal gda tketmeye balayan insann, hayvanlar avlamaya ve rettikleri ilkel ta aletlerle avladklar hayvanlar ya da topladklar hayvan lelerini kesmeye, ayrca kemik iliine ulaabilmek amac ile uzun kemikleri krmaya baladn gryoruz. Bu tr kltrel modifikasyonlarn yan sra, kemik zerinde deiiklie neden olan doal modifikasyonlar da tafonomik aratrmalarn bir dier veri kaynadr. Bunlarn balcalar olarak; gmlmeden nce kemiklerde scak, souk, slanma, kuruma, donma, erime v.b. etkisi ile oluan ve kalntlarn gmlmeden nce ne kadar bir sre darda kaldnn belirlenmesi iin kullanlan hava koullar etkisi; fosilleme ortamndaki bitkilerin varln belirlemek iin kullanlan bitki kk izleri; kemikler zerinde iinde bulunduklar sedimanlarn kimyasal yapsna bal olarak oluan korozyonlar (anmalar) saylabilir. Bu tafonomik srelerin belirlenmesi, bir fosil topluluun paleoekolojisinin belirlenmesi iin bir veri taban oluturacak ve ayrca, o topluluun, bulunduu yere tanarak m geldii, baka bir fosil toplulukla karp karmad gibi sorulara da yant verebilecektir.
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Resim 2: arpma ve fiziksel nedenlerle anma (Demirel, 2000: 110)

24

Resim 3: Kk izleri (Demirel, 2000: 96)

Tafonomik Bir Etken Olarak nsan Tafonominin, paleoantropolojik almalarda kullanlmaya balanmas ile kemik topluluklarnn oluumunda etkili olan doal ve kltrel etkenler arasndaki karmak ilikiler de ortaya konulmaya balanmtr (Bunn, 1991: 434). nsanolu, hayvanlar pek ok nedenle avlamakla birlikte, temelde enerji (yiyecek), ya da let ve giyim iin hammadde olarak kullanmtr. Bunun sonucunda iskeletler paralanmakta, kemikler krlmakta ve ok eitli biimde deiimlere uramaktadrlar (Lyman, 1994: 294). nsan atalarnn kemikler zerinde oluturduu modifikasyonlarn en nemlileri, kesim izleri ve krklardr. Lyman (1994: 294) kesim terimini hayvan kalntlarnn insan tarafndan tketilebilir paralar haline getirilmek amac ile modifikasyona uratlmas olarak tanmlamaktadr. Aslnda, pek ok organizma, rnein; bcekler, bakteriler ve akallar, hayvan kalntlarn tketilebilir paralara ayrmaktadrlar ancak, sadece insan atalar hayvan kalntlarn gerekten kesmilerdir (Lyman, 1994: 294-295), ayrca let retmek iin yaplan giriimler de kemiklerin krlmasna neden olan bir dier etkendir. Tafonomik Verilerin Paleoantropolojide Kullanm Fosil hominidler ile birlikte bulunan kemik topluluklar, pek ok bilgi barndrmakta ve bize erken
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

insanlarn beslenme ve besin toplama davranlar kadar ekolojileri hakknda da bilgi vermektedir (Behrensmeyer, 1992:189). Hominidler de dahil olmak zere, tm karasal omurgallarn fosilleri ok eitli ortamlarda bulunur. Bulunduklar ortam, fosillerin korunma derecesini belirler. Fosil insan kalntlar en iyi ekilde eski gl kenarlarnda korunmakla beraber maaralar, nehirler ve volkanik olarak aktif olan blgeler de dier nemli buluntu yerleridir. Erken insan atalarnn davran biimlerini belirleyebilmek iin fosil ve arkeolojik kaytlardan gelen veriler (rnein, fosillemi kemikler ve ta letler) ve bunlar deerlendirebilmek iin gnmze ait deneyler ve gzlemlere ihtiya duyulmaktadr (Potts, 1992: 325). Erken insan atalarnn davran biimleri ve ekolojileri ile ilgili bilgiler fosillerin kendisi, arkeolojik izler ve yaadklar jeolojik yap ve evreden salanmaktadr (Potts, 1992: 327). nsan atalarnn hayvan kalntlarn tketmesi ile ilgili veri elde edilebilmesi iin 3 aamal bilgiye gereksinim duyulmaktadr. Bunlardan birincisi, insanlarn bulunduu corafik alanda bulunan hayvan kalntlarnn yaamda iken de e zamanl olup olmaddr. Stratigrafik karma, insan ve hayvan kalntlarnn birlikte bulunmalarna neden olabilir ve bu dikkate alnmas gereken bir noktadr. kincisi ise, hayvan ve insan kalntlarnn birlikte bulunmasdr. Burada, sz konusu modifikasyonlar hominidlerin oluturup oluturmadnn aratrlmas gerek-

25

yalin hominidler tarafndan tanmas, bu alanlarda onlarn etiller ve doal srelerden daha etkin olduklarn gstermitir (Potts, 1992: 331). Farkl, alternatif grler ileri srlmesine karn, arkeolojik kantlara, tafonomik gzlemlere ve tahminlere dayal olarak kurulan ereveye gre; hominidler, genellikle daha nce etiller tarafndan yenilmi ve zerinde hl et bulunan hayvan kalntlarn, zellikle arka uzuvlar topluyorlard. Hayvann ld yerde yaplan ilk kesim ilemi ncelikle zerinde et olan uzuv paralarnn ayrlmasyd. Daha sonra ise tadklar yerde ikincil kesim ilemini gerekletiriyorlard. Tadklar yer, genellikle glgesinden yararlanabilecekleri aa alt gibi yerler olmaktayd. Hominidler buradan ayrldktan sonra ayn yere dier le yiyiciler; rnein srtlanlar ve daha kk boyutlu etiller gelerek henz taze olan et kalntlarn, zellikle yal uzun kemik ularn kemiriyorlar ve kalntlarn buradan uzaklatryorlard (Bunn, 1991: 436). Arkeolojik buluntu yerlerinden ele geirilen kemik buluntular, genellikle krkl olduu iin, kemik krklarnn allmas da hominidlerin yaam biimlerinin ortaya konmas almalarnda nemli bir yer tutar. likli kemiklerin, eki ta ile krldnn ak kantlarna, Koobi Fora ve Olduvai Gorge kemik topluluklarnda rastlanmtr ve bu hominidlerin ya asndan zengin olan ilikleri tkettikleri ynnde yorumlanmtr (Bunn, 1991: 450). Rudabanya rnei Bu almada tafonomi, primat3 kalnts ieren bir Ge Miyosen lokalitesinde bulunan fosil topluluunun fosilleme tarihine k tutabilmek amac ile kullanlmtr. Bu almann materyalini Ge Miyosen Dneme (yaklak 10 milyon yl ncesi) tarihlenen bir Avrupa Neojen4 omurgal buluntu alan olan Rudabanyadan (Macaristan) bulunmu olan kk omurgallara ait baz kemik ve di kalntlar oluturmaktadr. Bu buluntu alannn nemi iki ayr tr primat kalnts iermesinden gelmektedir. Her iki tr de kafatasna ait paralar, diler ve iskelet kalntlar ile temsil edilmektedir (Demirel, 2000: 77). Rudabanya 1993 yl kaz sezonuna ait kalntlarda kk izleri (Resim: 1), hava koullar etkisine bal atlamalar (Resim: 2), ineme izleri (Resim: 3), arpma ve fiziksel nedenlerle anma (Resim: 4) ve asit anmas (Resim: 5) gibi kimyasal ve fizikTRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Resim 4: Hava koullar etkisine bal atlamalar (Demirel, 2000: 98)

mektedir. Bu aamada kesme izlerinin incelenmesi devreye girmektedir. nc bilgi kayna ise, hominidlerin hayvan kalntlarn kullanp kullanmadnn kesinletirilmesidir. Bu aamada insan atalarnn hayvanlar etini yemek iin mi, yoksa kemik letler oluturmak iin mi paraladklarnn belirlenmesi gerekmektedir (Lyman, 1994: 352-354). Bu tr bilgileri kapsaml tafonomik incelemeler salayacaktr. Bu yeni aratrma alannn, arkeologlarn Dou Afrikadaki Olduvai Gorge, Ismailia ve zellikle Gney Afrikadaki Australopithecus2 maaralarndaki etrafa dalm kemikler ile ilgilenmeye balad 1960 ve 70lerde olduka poplerlik kazand grlr. 1950lerde Gney Afrikal Anatomist Raymond Dart, Gney Afrikadaki maaralardan bulunmu olan paral kemikler zerinde alm ve kemik paralarnn Austrolopithecus tarafndan sistematik olarak paralara ayrldn ileri srmtr. Darta gre Australopithecus, let kullanmam, ancak gnlk ihtiyalarn karlamak zere kemik ve boynuzdan rettii bir osteodontokeratik kltr yaratmt. Daha sonra Brain, yerleim grmeyen maaralarn srtlanlarn ldrd hayvanlarn kalntlar ile dolu olduunu ve kemik krklarnn insann let yapma eyleminin bir sonucu olmadn tafonomik aratrmalar ile gstermitir (Fagan, 1987: 357-358). Olduvaideki kemikler zerindeki izikler, bu kemiklerin hem hominidler, hem de etiller tarafndan modifikasyona uratldn gstermitir. Etiller, rnein srtlanlar tarafndan oluturulmu olan ta letlerle birlikte bulunmu olan modern ve eski kemik topluluklarnn allmas, topluluktaki av hayvanlarnn boyutu, iskelet paralar ve trlere gre farkllamaktadr. Ta letlerin birikme ekli ve kemik topluluunun zellikleri, Olduvaida yaam olan hominidlerin letleri, hayvan lelerini de tadklar yerlere gtrdn gstermitir. Bu iki tr mater-

26

sel modifikasyonlar birlikte grlmektedir (Demirel, 2000: 95). Kemik zerinde kk izlerinin varl, fosil topluluun tafonomik gemiinin en azndan bir ksmnda bitkilerin youn olduu bir tabakada bulunduunu gstermektedir. Hava koullar etkisi de lmden gmlmeye kadar geen sre iinde olumaktadr ve kemik yzeyinde karakteristik atlaklar oluturmaktadr. Bu modifikasyon incelenerek kemiklerin gmlmeden nce ne kadar bir sre ak havada kald yaklak olarak belirlenebilmektedir. ineme izleri, fosillerin dier canllar tarafndan beslenme amac ile avlandklarn gstermektedir. Kemik rneklerin zerinde arpma nedeni ile oluan izler, ortamda fiziksel baz glerin (sel, rzgr v.b.) etkili olduunu gstermektedir (Demirel, 2000: 141-142). Rudabanya Ge Miyosen fosil topluluu zerinde yaplan tafonomik incelemeler bu fosil topluluun fosilleme tarihi sresince gmlmeden nce bir sre akta kald, fiziksel anmalarn bulunmas ise dal as, kemiklerdeki yuvarlaklama gibi dier veriler ile birlikte deerlendirildiinde sel gibi gl bir fiziksel etkenin varln gstermektedir. Elde edilen bu veriler, Rudabanya fosillerinin depolanma ortamlarndaki koullar ile ilgili bilgiler vererek kazlarda elde edilen dier sedimantolojik, paleopedolojik verilerle birlikte daha salkl paleoekolojik deerlendirmeler yaplabilmesini salamtr. Sonu olarak; tafonomi, her bir fosil kalntsnn, ait olduu fosil topluluun evrimsel tarihi ve evresi hakknda saklad bilgilerin evrimsel kantlar olarak yorumlanabilmesi iin temel bilgiler salamaktadr. Bu kalntlar, jeolojik devirler boyunca oluan organik evrimin kantlar olarak kullanlr. nsan atalarnn eski yaam alanlarnn ve yaam biimlerinin ortaya konulmas iin bal bana ok nemli veriler derlenmesini salayan tafonomik almalar, evrenin fosil faunalar zerindeki tm etkilerini inceleyebilmemizi salamakta ve jeoloji, paleobotanik, sedimantoloji, paleontoloji, arkeozooloji, paleopedoloji v.b. gibi bilim dallar ile son 30 yldr birlikte alarak paleoantropolojik almalara katkda bulunmaktadr. nsan evrimi almalarnda osteodontokeratik kltr gibi yanlglarn dzeltilmesinde byk pay olan tafonomi, ele geirilen bulgularn, evresindeki dier buluntular ile birlikte doru olarak yorumlanmasn salamaktadr. Evrimleen insann iinde yaad fauna ve evre zerinde yaratt
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Resim 5: Asit anmas (Demirel, 2000: 115)

deiiklikler ise tafonomik almalarn paleoantropolojik adan ele alnan bir baka yndr. Ayn zamanda etnoarkeolojik almalarla da amalar asndan paralellik gsteren bu bilim dal paleoantropolojik almalarda geleneksel yorumlamalara farkl bir bak as getirmekte ve daha doru yorumlamalar yaplmasn salamaktadr.

SUMMARY
As a subdiscipline of palaeontology, taphonomy has been applied to palaeoanthropological studies to help to interpret behavioral practises of human ancestors. Human have always been in a close interaction with its environment and acted as a taphonomic factor since including the meat in their diet. Taphonomy has a key function for reconstruction of the palaeoecology, because it studies the fossilization history of a fossil assemblage, thus has a significant contribution for the evaluation of the environment where human ancestors lived. Taphonomic analysis of the bones which came from same deposits where human remains are found would help to understand subsistance practises of the early human ancestors.

NOTLAR
*

1 2

Arzu DEMREL, Kltr Varlklar, ve Mzeler Genel Mdrl, Ulus-ANKARA-TRKYE Hominid: nsan ailesi Australopithecus: Yaklak 4-1miyon yl nce Gney ve Dou Afrikada yaam olan erken insan formu

27

Primat: lkel maymunlar, maymunlar ve insan kapsayan memeli takm Neojen: Senozoyik (65 milyon yl nce-gnmz) zamann bir alt dnemi.

BEHRENSMEYER, A. K., Kidwell, S. M. 1985. Taphonomys contributions to paleobiology, Paleobiology 11 (1): 105-119). BUNN, H. T. 1991. A taphonomic perspective on the archaeology of human origins, Annual Review of Anthropology 20:433-467. DEMREL, A. 2000. Tafonomik almalarda Taramal Elektron Mikroskobu Analizlerinin Kullanm: Paalar, Rudabanya ve Neuaddtan Bulunan Baz Kk Memeli Omurgal rnekleri zerinde Bir Deneme. Baslmam Yksek Lisans Tezi, Ankara niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits. FAGAN, B. M. 1987. In The Beginning. Scott, Foresman and Company, Illionis, Boston, London. LYMAN, R. L. 1994. Vertebrate Taphonomy. Cambridge University Press. POTTS, R. 1992 . The hominid way of life. Jones, R. Martin, D. Pilbeam (ed.) The Cambridge Encyclopedia of Human Evolution, Cambridge, Cambridge University Press. SHIPMAN, P. 1981. Life History of a Fossil. Cambridge, Harvard University Press.

KAYNAKA
ANDREWS, P. 1992. The basis for taphonomic research on vertebrate fossils. S: Fernandez Lopez (ed.). Conferencias de la Reunion de Tafonomia y Fosilizacion. Madrid, Editorial Compultense. BEHRENSMEYER, A. K. 1984. Taphonomy and the fossil record, American Scientist 72: 558566. BEHRENSMEYER, A. K. 1992. Fossil deposits and their investigation. S. Jones, R. Martin, D. Pilbeam (ed.) The Cambridge Encyclopedia of Human Evolution, Cambridge, Cambridge University Press.

28

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

KAYSERDE OSMANLI DNEMNDE NA EDLM BR GRUP ERMEN KLSES II


Gner SAIR*

Kayseride Osmanl Dneminde ina edilmi kiliseler, 1998-2000 yllar arasnda Yksek Lisans tezi olarak hazrlanmtr1. Trk Arkeoloji ve Etnografya Dergisinin 4. saysnda blgede tespit edilen 12 yapnn ad verilmi, ancak sayfa snrlamas nedeniyle drt yap tantlabilmiti2. Bu sayda dier sekiz yap tantlacaktr.

meknlar byk lde yklmtr. Yapnn, gney cephesindeki pencereler ile bat avlu duvarndaki aklklar moloz ta ylarak kapatlmtr. Bir yaynda, din grevlisi bulunmad iin 1907 ylnda yapnn kapal tutulduu, 1933 ylnda kilisenin ve bat avlu duvarna bitiik okulun kullanlmaz halde olduu belirtilir4. Kilisenin ina tarihini veren kitabe okunamaz hlde olduu iin kesin yapm tarihi bilinmemektedir5. Ancak yap mimar ve bezeme zelliklerine baklarak 19. yzyln nc eyreine tarihlendirilebilir. Kilise, dou-bat dorultusunda dikdrtgen plnl, tek neflidir. Yap naos, douda apsis, apsise alan A mekn, naosa gneydoudan birleen B mekn ve bu mekna kuzeydoudan bitiik C meknndan ibarettir6 (izim: 1). Naos, kuzey ve gney duvarlara simetrik yerletirilmi er duvar payesini balayan, yuvarlak kemerlerle desteklenmi beik tonozla rtldr. Naosun tek giri kaps bat duvar eksenindedir. Bu kapnn iki yannda da doru daralan birer dikdrtgen pencere, kapnn stnde l pencere akl bulunur. Bu pencerelerden ortadaki yuvarlak, yanlardakiler ortadakinin devam niteliinde drtte bir yuvarlak kemerlidir. Naosun gney duvarnda, payeler arasnda kalan blmde, da daralan yuvarlak kemerli dikdrtgen drt pencere; doudaki pencerenin altnda, A meknna geii salayan kap yer alr. Bat, kuzey ve gney duvarlarda bulunan hatl delikleri, burada ahap bir galerinin olabileceini dndrr.

Surp Toros Kilisesi Kayserinin 8 km. dousunda bulunan Aydnlar (Tavlusun)3 Kynde, eimli arazi zerinde ina edilmitir. Kilise, kuzey duvar hari, avlu duvar ile evrelenir. Avlu duvar iinde, kilisenin gneyinde ve bat avlu duvarna bitiik farkl ilevlerdeki meknlar bulunur (Resim: 1). Bugn terkedilmi olan yapnn, naos ve ek meknlarnn zeminleri define arayclar tarafndan tahrip edilmitir. Kilisenin, gney duvarna bitiik ek meknlarn bir ksm ve bat avlu duvaryla birleen

Resim 1: Aydnlar (Tavlusun), Surp Toros Kilisesi, bat cephe TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

29

Yapnn dou cephesi, saak seviyesine kadar avlu duvar ile birleir. Apsis at seviyesi, naosun ift pahl atsndan daha aa seviyededir. Bu cephede, naosun gen alnlndaki yuvarlak pencere grlr. Gney cephe, pencerelerin altndan geen silme ile ikiye blnmtr. Silme zerinde, naosun yuvarlak kemerli drt penceresi grlr. Bat cephedeki yuvarlak kemerli kap, iki yannda bulunan birer duvar payesinin tad aritrav ile vurgulanmtr. Kap alnlnda kitabe bulunur. Kapnn iki yannda dikdrtgen birer pencere, stte l pencere akl grlr. l pencere akl zerinde kabartma bir ha motifi yer alr. Naos, ift pahl at; apsis, dz at ile rtldr. Kilise ile gney avlu duvarna bitiik B ve C meknlarnn atsna, naosun bat duvar ekseninden balayan bir merdivenle klr. Merdivenin batsnda, dikdrtgen avlu kaps, kapnn batsnda, kuyu ve onunla ayn eksende dikdrtgen bir ni yer alr. Kilisenin batsnda bulunan ve Alboyacyann syledii okul binas olmas muhtemel yap, kuzeygney dorultusunda dikdrtgen plnldr. Ortadan bir duvarla blnm olan mekn, temel seviyesinden yaklak bir metre ykseklikte gnmze ulamtr. Bu meknn bat duvarnda yuvarlak kemerli bir kap ve dikdrtgen pencere yer alr. Kilisenin beden duvarlarnda, farkl boyutlarda sar renkli dzgn kesme talar, artmal teknikte yatay sralanm; derzler ince harla doldurulmutur. ift pahl atda dikdrtgen ve gen eklinde ta plkalar kullanlmtr. Kilisenin ii al ile svanmtr. Kilisenin ii tamamen figrl, bitkisel ve geometrik bezemelerle sslenmitir. Sslemeler yer yer dklm ve tahrip edilmi olsa da incelediimiz yaplar iinde, bezemeleri iyi korunmu iki yapdan biridir7. Kilisenin iindeki sslemelerde youn olarak kullanlan renk mavi ve tonlardr. Naosun beik tonozunun takviye kemerleri arasnda kalan blmlerde, yuvarlak madalyon iinde liturjik objeler, Ermenice yazlar, iki serafim figr ve stun zerinde duran horoz figr yer alr. Naosun sar olan kuzey duvarna, gney duvardaki pencerelerle ayn eksende, e boyutlarda boyama
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

izim 1: Aydnlar (Tavlusun) Surp Toros Kilisesi, kroki-pln

Naostan zemin farkyla ayrlan apsis, iten yarm yuvarlak, dtan dz duvarldr. Kuzey ve gney duvarlarnda dikdrtgen birer ni; kuzey duvarda A meknna geii salayan yuvarlak kemerli bir kap bulunur. Apsis yarm kubbe ile rtldr. Apsisin iki yannda yuvarlak kemerli, dikdrtgen iki ni, apsis kemeri zerinde de yuvarlak bir pencere yer alr. Dou-bat dorultusunda dikdrtgen plnl A mekn, beik tonoz rtldr. Naosun gneydousunda yer alan B mekn, dou-bat dorultusunda dikdrtgendir. Dou ve bat duvarlarnda dikdrtgen, yuvarlak kemerli birer ni yer alr. Kuzeydou kede yer alan yuvarlak kemerli bir kapyla, C meknna geilir. Bu mekn da dou-bat dorultusunda dikdrtgen plnldr. Her iki mekn sivri tonoz rtldr.

30

taklit pencereler yaplmtr. Gney duvarndaki pencerelerin etrafnda, st kelerde, kvrk dallardan oluan ereveler; kemerlerin i yzlerinde geometrik bezemeler bulunur. Naosun payelerle ayrlan duvarlar, bitkisel ve geometrik motifli erevelerle snrlandrlmtr. Duvar payelerinin zeri mermer taklit edilerek boyanmtr. Apsis kemer alnlnda, Ermenice yaz eridi bulunur. Apsis yarm kubbesinde, Baba-Oul-Kutsal Ruhu simgeleyen ve her eyi bilen, gren anlamn tayan, gen iinde gz motifi yer alr. Yarm yuvarlak iine alnm motifin, yedi dikdrtgen kartula birletii blmde, on be yldz bezemesi bulunur. Apsis kemerinin i yz, antrolak ve barok akantus yaprakl ssleme eridiyle bezenmitir. Bu erit dzenlemesi, apsis kemer alnl stnde de devam eder. Apsisin iki yannda, naosa bakan duvar yzeyinde, stte yer alan bezemelerde: Bulut zerindeki iki melek, ellerinde Ermenice yazlm ncil tar. ncilin zerinde, gkyznden n halesi iinde inen, Kutsal Ruhu simgeleyen beyaz bir gvercin yaklar. Surp stepanoz Kilisesi (Evkere Kilisesi) Kayserinin 19 km. kuzeydousunda bulunan Baheli (Efkere, Evkere)8 Kynde, eimli arazi zerine, 1871 ylnda ina edilmitir9. Kilise, douda kayaya oyulmutur (Resim: 2). Bugn terkedilmi olan yap, ev olarak kullanld dnemdeki tahribatn izlerini tar. Noasun alt seviyedeki pencereleri, apellerin naosa alan kaplar, narteksin kuzey ve gneydeki kaplar, ta rlerek kapatlmtr. Narteks, alt pencereleri hizasnda kapatlarak hurda deposu olarak kullanlan odaya dntrlmtr. Kubbesi yklm olan yapnn, al

sslemelerinin ou tahrip olmutur. Kilisenin gneyine bitiik modern ev bulunur. Bir yaynda, ha plnl yapnn 1871 ylnda yeniden ina edildii, iinin aydnlk ve ok ssl olduu, kuzeydousundaki apelin Surp Kevorka, gneydousundaki apelin Surp Sarkise ithaf edildii belirtilir10. Dier bir yaynda, yapya nasl ulalabilecei, genel konumu ve bugnk durumu anlatlmtr. Konumu itibariyle daha ok bir meskene benzetilen yapnn, kitabesi olmad iin, blgedeki pek ok yapnn yklmasna neden olan 1835 depreminden sonra yaplm olabilecei belirtilir. Ha plnl olarak tanmlanan yapnn, pln tantm yaplm ve dtan lleri verilmitir. Bat cephe dzenlemesi ayr bir blm olarak ele alnm ve mimar plastik sslemeleriyle ayrntl tantlmtr. Kilisenin kuzeydou ve gneydousunda, apsisle birleen ek blmlerin, malzeme farkll ve zensiz iilii ile ge zaman ekleri olduu belirtilmitir. Kilisenin incelemesi srasnda, kapy atrma olana bulamadklar iin, yap iini kubbe aklndan grm olan aratrmac, kilisenin ilk plnn ve resmini yaynlamtr11. Kilise, havar pln tipine sahiptir. Ortada naos, douda apsis, batda narteks ile kuzeydou ve gneydouda birer apelden ibarettir (izim: 2). Yaklak kare plnl olan naos, drt ynde beik tonoz rtl ha kollar ile geniletilmitir. Gney ve kuzey ha kollarnn duvarlarnda, alt seviyede, karlkl ve e boyutlu ikierden dikdrtgen drt pencere; st seviyede, yuvarlak kemerli l pencere aklkl bulunur. Apsis zeminiyle ayn dzlemde olan dou ha kolunun kuzey ve gney duvarnda, ayn eksende bulunan yuvarlak kemerli birer kap ile apellere geilir. Naos, pandantif geili kubbe ile rtldr.

Resim 2: Baheli (Efkere) Surp stepanos Kilisesi, genel grn (batdan) TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

izim 2: Baheli (Efkere) Surp Istaponos Kilisesi, kroki-pln

31

Douda yer alan apsis, naosun zemin seviyesinden yksektedir. Doal zeminde kayaya oyulmu, iten yarm yuvarlak apsis, yarm kubbe ile rtldr. Apsis ekseninin kuzeyinde bulunan yuvarlak kemerli kap ile kuzey-gney dorultusunda dikdrtgen mekna geilir. Apsisin gney duvarnda, dikdrtgen bir ni bulunur. Narteks, kuzey-gney dorultusunda dikdrtgen plnldr. Narteksin, bat duvar ekseninde bir; kuzey ve gney duvarlarnda eksenin dousunda birer kaps bulunur. Batdaki kapnn iki yannda dikdrtgen birer pencere; st seviyede e boyutlu, bask yuvarlak kemerli ve onlarn zerinde yonca biimli bir pencere; kuzey ve gney duvarlarda birer dikdrtgen pencere yer alr. Narteksin bat, kuzey ve gney duvarnda grlen, pencere altndan balayan hatl yuvalar bir galerinin varln dndrr. Narteks beik tonoz rtldr. Kuzeydouda yer alan ve Alboyacyan tarafndan Surp Kevorka ithaf edildii sylenen apel, doubat dorultusunda dikdrtgen plnl, tek nefli, kayaya oyulmu iten yarm yuvarlak apsislidir. Bat duvar ekseninde bulunan, yuvarlak kemerli dikdrtgen bir kapyla da alr. apelin kuzey duvarnda, dikdrtgen iki ni bulunur. Apsisin gney duvarndaki yuvarlak kemerli kap ile kilisenin apsisinin de balantl olduu kk dikdrtgen mekna geilir. apel sivri tonoz rtldr11. Douda ana kayaya oyulmu olan yapnn, dou cephesinde apsis yarm kubbesi, ha kolunun ift pahl ats ve yuvarlak kubbe kasna grlr. Kuzey ve gney cephelerde yaklak ayn dzenleme grlr. Kuzey cephede naosun alt ve st seviyedeki pencereleri ile kademeli saan oluturduu gen alnlk yer alr. Yuvarlak kemer iinde bulunan alt seviyedeki pencerelerin, sonraki dnem eklemesi olduu, kemerin kapatlarak pencerelerin yapld, dzensiz duvar teknii ve malzeme farkllndan anlalr. Ayn dzenleme, narteksin kuzey ve gneydeki kaplarnda da grlr. Cephenin bats, iki kat halinde yerletirilmi, akantus yaprakl ve voltl bal olan duvar payesi ile vurgulanmtr. Bat cephe, kademeli silmelerle blme ayrlmtr. Alt blmde, st keleri pahl dikdrtgen ana giri kaps ve zerinde kk dikdrtgen bir pencere yer alr. Kapnn kuzey ve gneyinde bulunan pencerelerin ereveleri stte ibkey bir kartula sonlanr. Pencerelerin altndan geen kademeli sil-

me, kap hizasnda kesilir. Bu kapnn zerinde, stte dbkey knt yapan kitabe yeri ile ayn dzlemde, kuzey ve gneyde kademeli paye; aralarnda kademeli silme kuak ile kademeli yuvarlak kemer grlr. Kitabe yeri zerinde, silme ile birleen yuvarlak kemerli alan iinde, yksek kabartma tekniinde ilenmi motifler bulunur. Kabartma motifin bulunduu kemerin bittii yerden balayan, da takn kademeli silme ile orta blme geilir. Bat cephenin orta blm, drt akantus yaprakl duvar payesi ile blme ayrlmtr. Her blmn ortasnda yer alan pencerelerin sve ve lentolar kademelidir. nc blm oluturan gen alnln ortasnda yonca biimli pencere bulunur. Kilisenin naosu kubbe, ha kollar ve narteks ift pahl at, apsis yarm kubbe ile rtldr. Yapnn beden duvarlarnda farkl boyutlarda dzgn gri renkli kesme talar, artmal teknikte yatay sralanm; derzler ince harla doldurulmutur. ift pahl atda dikdrtgen ta plkalar kiremit gibi kullanlmtr. Kilisenin iinde al ve ahap malzeme grlmektedir. Kilise iinde, naos duvarlarnda, kemerlerde, apsis yarm kubbesinde, al ssleme; pandantiflerde al madalyonlar iinde fresko; kilise dnda, zellikle bat cephede ta ssleme grlr. Sslemeler yer yer tahrip olmutur. ncil yazarlar, sembolleriyle, pandantiflerdeki madalyonlar iinde resmedilmitir. Bu figrlerden, kuzeybat ve gneybatdaki salam durumdadr. ncil yazarlar oturur vaziyette, tabure zerinde duran ncili tutmaktadr. Gneybatdaki figrn Markos, kuzeybatdakinin Matta olduu sembollerinden anlalr. Bu fresklerde mavi ve sar tonlar ile kahverengi kullanlmtr. Naosun bugnk zemininden balayarak l aklklar altndaki silmeye kadar, kuzey ve gney ha kollar ile apsis duvarndaki al sslemelerde, ayn dzenleme grlmektedir. Duvarlar yivli plaster eklinde, be al kabartma ile drt blme ayrlmtr. Plasterlerin, stilize akantus yaprakl balklar zerinde, yksek kabartma tekniinde yaplm, ku motifleri bulunur. Plasterlerle ayrlan her blm iinde yer alan pencereler, st kelerde ibkey eri oluturan kartu iinde, yuvarlak madalyonlarla vurgulanr. Kemerlerdeki ekenar drtgen ve gen motifleri dikdrtgen ereve ile snrlanr.
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

32

Apsis yarm kubbesinde, madalyon iindeki gne motifinden, kubbe eteine doru genileyen ha eklinde kartular grlr. Kilisenin bat cephesinde, kap stnde bulunan, ksmen tahrip olmu, yksek kabartma eklinde yaplm ta sslemede, ortada bulunan yuvarlak motifi kvrk dallar evreler. Kabartma motifinin her iki yannda, zm salkmlar, asma dallar bulunur. Surp Ha Kilisesi (Balagesi Kilisesi) Kayserinin 19 km. kuzeydousunda, Melikgazi Belediyesi snrlar iinde kalan Balagesi Kynn13 gneyindeki dan yamacna 1842 ylnda ina edilmitir (Resim: 3). Kilise, kuzey duvar hari tamamen kayaya oyulmutur. Bugn harap hlde olan yapnn naosunun bat duvarnn bir blm; kuzey apsisin kuzeydou kesi yklmtr. Kuzey duvarnda bulunan pencereler moloz ta ylarak kapatlmtr. Bir yaynda yapnn, yklan Surp Asvadzadzin Kilisesinin yerine, 1842 ylnda, yeniden ina edildii, 1915 ylnda, rahibi bulunmayan kilisede sadece ruhbanlarn ve hizmetkrlarn olduu belirtilir14. Kilise, dou-bat dorultusunda dikdrtgen, nefli, apsisli bazilikal pln tipine sahiptir (izim: 3). Naos, ortadaki daha geni, neflidir. Nef ayrm paye ile salanmtr. Gney nefin gneybat blm duvarla kapatlarak bir mekn haline dntrlmtr. Payeler, dou-bat ve kuzey-gney ynnde atlm sivri kemerlerle balanmtr. Kemerler, bat, kuzey ve gneyde duvar payelerine, douda ve gneybatda duvarlara oturmaktadr. Naosun dou-bat dorultusunda uzanan kemerleri, kuzey-gney dorultusunda uzanan kemerlerin-

izim 3: Balagesi Surp Ha Kilisesi, kroki-pln

den daha aa seviyededir. Naosun kuzey duvar ekseninde giri kaps; kapnn batsnda paye ile naosun bat duvar arasnda, da daralan dikdrtgen bir pencere; kapnn dousunda, paye ile kuzey apsis arasndaki alan geniliinde, yarm daire bir pencere yer alr. Ayrca naosun bat duvarnn kuzey kesinde, st seviyede, yuvarlak kemerli da daralan dikdrtgen kk bir pencere bulunur. Gney nefin gneydousu geniletilerek dzensiz plnl bir mekn oluturulmu, ekseninde yer alan kap ile naosa gei salanmtr. Gney nefin, gneybat blmndeki mekn, dou-bat dorultusunda dikdrtgen plnl, dz tavanldr. Bu mekn, kuzey duvar ekseninin batsndaki kap ile naosa alr. Naos sivri tonoz rtldr. Naos, douda ana kayaya oyulmu, iten yarm yuvarlak, yarm kubbe ile rtl apsisle birleir. Ortadaki apsisin kuzey ve gney duvarlarnda, karlkl, e boyutlu, ka kemerli, dikdrtgen birer ni; apsisin iki yannda, altta ve stte, ayn eksen zerinde, alttakiler daha byk, dikdrtgen ikier ni yer alr. Kuzey ve gney apsislerin ekseninde, kare birer ni bulunur. Kilisenin grlebilen tek cephesi olan kuzey cephesinde, eksen zerinde dikdrtgen kap; eksenin batsnda, doudaki yuvarlak kemerli, batdaki dikdrtgen birer pencere; eksenin dousunda, yarm daire bir pencere yer alr. Kilisenin kaya oyma meknlar dnda kalan blmleri dz at ile rtldr. Dou, bat ve gneyde ana kayaya oyulmu kilisenin beden duvarlarnda, farkl boyutlarda dzgn gri renkli kesme talar, artmal teknikte yatay sralanm; derzler ince harla doldurulmutur. Kilisenin ii al ile svanmtr.

Resim 3: Balagesi, Surp Ha Kilisesi, kuzeybat genel grn TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

33

Kilisenin iinde figrl, bitkisel ve geometrik bezemelerin bulunduu kalan izlerden anlalmaktadr. Orta nefin doudan ilk payelerle apsis arasndaki tonozunda, konusu anlalamayan, sadece serafim figrlerinin seilebildii fresk kalnts grlr. Gney nefin doudan ilk paye ile apsis arasndaki tonozunun ortasnda, geometrik gemelerden olumu kartu iinde, kvrk dal motifleri; gneydou paye ile gneybat mekn arasndaki tonozda yaprak ve iek demetleriyle oluturulmu bezeme grlr. Naos iindeki kemerlerin alnlklarna mavi ve kzl kahve renkte bask boyama yaplmtr. Kilisenin bezemelerinde youn olarak kullanlan renk mavi ve tonlardr. Ana apsis ve kuzey apsis kemer alnlklarnda, Ermenice yaz eridi bulunur. Kuzey apsisteki yaz eridi, alt ve stte olmak zere iki sra halinde dzenlenmitir. Ana apsis yarm kubbesinin, kemerle birletii yerde, tepede gen iinde gz motifi yer alr. Surp Toros Kilisesi Talasn 3 km. kuzeyindeki Derevenkte15, eimli arazi zerine ina edilmitir (Resim: 4). Kilisenin tamam kayaya oyulmutur. Kaak kazlar nedeniyle byk lde tahribat grm olan yapnn naos ve kaya oyma dier meknlarnda yer yer atlamalar gzlenmektedir. Naosun gneyinde yer alan meknnn kaps yarya kadar moloz ta doldurularak kapatlmtr. Bir aratrmac, yapl tarihi hakknda bilgisi bulunmadn syledii kilisenin, Surp Torosa ithaf edildiini; kyn dou yamacnda, kayaya olumu yapnn tek pencere ile batda da aldn, kiliseyi douya evirmek iin oyarken, yn deitirildiini ve girie dik a oluturulduunu belirtir16. Tamamen kayaya oyulmu kilise, tek nefli pln tipine sahiptir. Yap, ortada naos, douda apsis ile

naosa alan A, B ve C ek meknlarndan ibarettir (izim: 4). Dou-bat dorultusunda dikdrtgen plnl naos douda, kuzey ve gney duvarlarda birer metre genileyerek devam eder. Naosun bats, kuzey ve gney duvarlardaki birer duvar payesine oturan yuvarlak kemerle vurgulanmtr. Naosun kuzey duvar ekseninin batsnda yuvarlak kemerli giri kaps; kapnn dousunda, batdaki byk dikdrtgen iki ni; eksenin dousunda, B meknn kaps bulunur. Naosun gney duvar ekseninin batsnda A meknn yuvarlak kemerli kaps; eksenin dousunda B meknnn kaps ile ayn eksen zerinde, batdaki byk dikdrtgen iki ni yer alr. Naosun dou duvar, apsisin iki yanndaki birer nile ekillendirilmitir. Kilise, bat duvar eksenindeki da daralan dikdrtgen bir pencere ile da alr. Naosun dousunda, iten yarm yuvarlak, yarm kubbeyle rtl apsis yer alr. Apsisin ana ekseninde, kuzey ve gney duvarlarnda, yuvarlak kemerli dikdrtgen iki ni bulunur. A mekn, dou-bat dorultusunda dikdrtgen plnldr. Gneybat kesinde bulunan merdivenle stteki mekna geilir. B mekn, dou-bat dorultusunda dikdrtgen planldr. Bu meknn dou duvar eksenindeki kap, C meknna alr. C mekn yaklak kare plnldr. Naos, A, B ve C meknlar dz tavanla rtldr. Naosun dousunda, iten yarm yuvarlak, yarm kubbeyle rtl, tek apsis bulunur.

Resim 4: Derevenk Surp Toros Kilisesi, batdan genel grn

izim 4: Derevenk Surp Toros Kilisesi, kroki-pln TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

34

Kilisenin grlebilen bat cephesinde, yuvarlak kemerli giri kaps ve naosun bat duvarndaki dikdrtgen pencere yer alr. Kayaya oyulmu kilisenin kuzey, gney ve bat duvarlarnda, farkl boyutlarda dzgn gri renkli kesme talar, artmal teknikte yatay sralanm; derzler ince harla doldurulmutur. Kilisenin ii al ile svanmtr. Kilisede sslemeye rastlanmamtr.
Resim 5: Develi Surp Toros Kilisesi, kuzey cephe

Surp Toros Kilisesi Kayserinin 40 km. gneyindeki Develinin merkezinde bulunan kilise, dz arazi zerine, 1886 ylnda ina edilmitir17 (Resim: 5). Kilise gney, dou ve batda avlu duvar ile evrelenmektedir. Kuzeyde modern okul binas ile avlusunu paylamaktadr. Yapy ynde evreleyen avlunun sokak seviyesindeki iki giriinden biri batda, ana giri kaps ekseninde, dieri douda, eksenin gneyinde bulunur. Kilise sokak seviyesinden aada kalr. Bugn cami olarak kullanlan yap, iyi korunmutur. Kilisenin ii boyanm, narteksi cameknla kapatlmtr. Naosun gney duvarnn, doudan ilk ve ikinci pencereler arasnda kalan blmne mihrap, doudan ikinci pencere ile duvar payesi arasnda kalan blme minber, bat cephenin kuzeyine tuvalet ve abdest almak iin eme eklenmitir. Kilisenin atsnda 1997 ylnda tamirat yaplm, yamur sularnn yapya zarar vermemesi iin oluklar denmitir. Bir yaynda, harap hlde olan yapnn yllarca sren inaatnn, 1886 ylnda tamamland; kilise yaplrken, Feneseli kadnlarn su ve kum tadklar, 1895 ylnda kiliseye muhteem bir kubbe yapld belirtilir18. Kilise, dou-bat dorultusunda dikdrtgen, nefli kubbeli bazilika pln tipine sahiptir. Yap naos, douda bema ve apsis, batda blml narteksten ibarettir. Narteksin bat duvarndan itibaren, bu duvarn genilii ve yksekliince, begen eklinde dzenlenmi girile vurgulanmtr. Naos, iki sral yerletirilmi er stunla, ortadaki daha geni, nefe ayrlmtr. Stunlar, kuzey ve gney duvarlarda duvar payelerine; douda, konsollara; batda galeri payelerine sivri kemerlerle balanr. Naosun kuzey ve gney duvarlarnda, karlkl,
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

e boyutlu, da daralan, yuvarlak kemerli drder pencere bulunur. Naosun gneybat kesinde galeriye k salayan bir merdiven yer alr. Naosun orta nefi, doudan ilk ve ikinci stunlar arasnda pandantif geili byk kubbe; doudan ikinci ve nc stunlar arasnda, pandantif geili kk kubbe; nc stunlar ve narteks arasnda oval kubbe; yan neflerin kubbe eksenindeki blmleri, bask oval kubbe; dier blmleri sivri tonoz rtldr. Naosun dousunda, apsis nndeki bema, kuzeygney dorultusunda dikdrtgen plnldr. Zemin seviyesi naostan yksekte olan bemann dou duvarnda, apsisin zerinde yuvarlak bir penceresi bulunur. Bema, oval kubbe ile rtldr. ten yarm yuvarlak, dtan dz duvarla snrlandrlm apsisler, yarm kubbe ile rtldr. Apsislerin eksenlerinde, iten da doru daralan birer pencere; ana apsisin kuzey ve gney duvarlarnda karlkl, e boyutlu, yuvarlak kemerli dikdrtgen birer ni; gney apsisin kuzey duvarnda, kuzey apsisin gney duvarnda, dikdrtgen birer ni bulunur. Kuzey-gney dorultusunda dikdrtgen narteks, rt seviyesinde blme ayrlmtr. Narteksin yuvarlak kemerleri, douda dikdrtgen kesitli payelere, batda duvarlara oturur. Narteksin bat duvar ekseninde ana giri kaps; kuzey ve gney duvarlar ekseninde de birer kap yer alr. Ana giri kapsnn iki yannda, da daralan dikdrtgen birer pencere; yan blmlerin bat duvarnda, da daralan birer pencere bulunur. Narteks apraz tonoz rtldr. Narteksin bat duvar eksenindeki kap, begen eklinde dzenlenmi giri meknna alr. Bat cephenin tamamn kaplayan begen giri mekn, yuvarlak kemerlerle balanan, yksek kaide zerine oturan, iki stun ve aralarnda bir paye ile oluturulan tayc demetiyle vurgulanmtr.

35

Narteks ve begen eklinde dzenlenmi giri meknnn zeri, yap iinde galeri olarak kullanlmaktadr. Galeri, yuvarlak kemerlerle, rt seviyesinde blme ayrlmtr. Kemerler douda bodur payelere, batda duvara oturur. Galeri, batda, yuvarlak kemerlerle naosa alr. apraz tonoz rtl galerinin bat duvarlar ekseninde bir; eksenin kuzey ve gneyinde da daralan birer penceresi bulunur. Kilisenin dou cephesinde apsislerin birer penceresi, naosun gen alnl, kasnak ve kubbe grlmektedir. Kuzey ve gney cepheleri simetrik dzenlenmitir. Cepheler, pencerelerin stnden geen yatay silme ile iki blme ayrlmtr. Silmenin altndaki pencereler, da takn kademeli dikdrtgen alnlklarla vurgulanmtr. Silmenin stnde, pencerelerle ayn eksende, yarm yuvarlak kr kemerler bulunur. Narteksin kuzey ve gney cephesinde, dikdrtgen birer giri kaps yer alr. Kademeli olarak ykselen saak, naosun kk kubbeli blm hizasnda, gen alnlk oluturur. Bat cephede, begen giri meknnn stun ve payeler zerine oturan yuvarlak kemerleri; narteksin ana eksen zerinde bulunan yuvarlak kemerli dikdrtgen kaps ve dikdrtgen be penceresi grlr. Giri kaps, iki yannda bulunan plasterlere oturan yuvarlak kemerle vurgulanmtr. Kemer ile kap arasnda bulunan kitabe yerinde yet yazl bir levha bulunur. st seviyede galerinin yuvarlak kemerli penceresi ve gen alnlk grlr. Naosun orta blm kubbe, dier blmleri ift pahl, apsisler tek pahl at ile rtldr. Yapda farkl boyutlarda dzgn sar renkli kesme talar, artmal teknikte yatay sralanm; derzler ince harla doldurulmutur. Kilisede bugn sadece ta ssleme grlmektedir. Kilisenin iindeki stun balklar stilize akantus yaprakldr. Bat, kuzey ve gney cephelerin gen alnlklar zerinde yer alan ta kabartmalarda, ortada yer alan vazonun iki yanndan kan kvrk dal ve yaprak motifleri grlr. Surp Asvadzadzin Kilisesi (Eski Postane Binas) Kayserinin 19 km. kuzeydousundaki Gesinin merkezinde, yamata dzlk bir alan zerine ina edilmi kilisenin yapm tarihi bilinmemektedir19 (Re-

sim: 6). Kilise gney duvar hari, ynde avlu duvar ile evrelenmektedir. Bugn terkedilmi olan yap, postane ve ev olarak kullanld dnemlerde deiiklie uramtr. Yap, gney giri ekseninde bir koridor, dou ve batda ikierden drt odaya ayrlmtr. Batdaki kap kapatlm, olaslkla orijinal rt sistemine ait ta plkalar, iteki ahap hatllar zerine yerletirilmitir. Kuzeydousunda avlu duvarnn bir blm yklmtr. Alboyacyan, 1712 tarihli adn vermedii bir kaynakta kilisenin adnn getiini, yapnn 1915 ylnda mevcut olduunu, ancak rahibi bulunmadn belirtmektedir20. Farkl amalar iin kullanldndan mimar olarak orijinalliini kaybetmi olan kilise, mevcut veriler dorultusunda tantlmaya allmtr. Dou-bat dorultusunda dikdrtgen olan yapnn, ite bazilikal plnl olduu; nef ayrm tespit edilemeyen naosun, bugnk veriler dorultusunda, douda, iten yarm yuvarlak tek apsisle sonland dnlmektedir (izim: 5). Naos, bat ve gney duvarlarnda, ana eksende; kuzey duvarnda eksenin batsnda birer kap ile da alr. Dou, kuzey ve gney duvarlarda, da doru daralan, yuvarlak kemerli, ikier pencere yer alr. Naosun, kuzeydou ve gneydou duvarnda, ayn eksen zerinde, e boyutlu, dikdrtgen birer ni bulunur. Naos, ahap kalaslar zerine yerletirilmi ta plkalarla rtldr. Naosun doundaki apsis, iten yarm yuvarlak, dtan dz duvarldr. Kilisenin dou cephesinde, e boyutlarda dikdrtgen, ereveleri da takn iki pencere grlmektedir.

Resim 6: Gesi Surp Asvadzadsin Kilisesi, gney cephe TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

36

Kuzey cephede, dikdrtgen iki pencere; eksenin batsnda, yuvarlak kemerli kap yer alr. Pencerelerin batsnda, avlu duvarnn takviye kemeri, yapnn kuzey duvaryla birleir. Bat cephenin ana ekseninde giri kaps, kapnn stndeki kk; kuzeyindeki byk iki dikdrtgen pencere bulunur. Dikdrtgen giri kaps stnde bulunan oval ekildeki kitabe yeri botur. Kapnn bulunduu blm, sonradan eklenmi ahap sundurma ile vurgulanmtr. Gney cephe ekseninde, kademeli ereve iinde, yuvarlak kemerli giri kaps; kapnn iki yannda, e boyutlarda, da takn dikdrtgen ereveli iki pencere yer almaktadr. Kapnn stnde yuvarlak kemerli, kk be aklk bulunur. Cephenin batsnda, avlu duvarnn kaps grlr. Yapnn beden duvarlarnda farkl boyutlarda, dzgn gri renkli kesme talar, artmal teknikte yatay sralanm; derzler ince harla doldurulmutur. Tavanda, ahap kalaslar ile olaslkla yapnn orijinal rtsne ait ta plkalar grlr. Kilisede sslemeye rastlanmamtr.

malzeme ile kapatlmtr. Yap eve dntrlrken avlusuna farkl ilevlerdeki yaplar eklenmitir. Bir yaynda, 1651 tarihli ad verilmeyen bir kaynakta kilisenin adnn getii; 1851 ylnda ina edildii ve birka kez tamir grd, Birinci Dnya Savandan nce an kulesi eklendii belirtilir. Ancak yaplan tamiratn ierii hakknda bilgi verilmez21. Bahsedilen an kulesi gnmze ulamamtr. Dou-bat dorultusunda, kareye yakn dikdrtgen, tonozlu bazilika plnl kilise, nefli naos, douda apsis, batda blml narteksten ibarettir (izim: 6). Naos, ikierden drt kare paye ile ortadaki daha geni nefe ayrlmtr. Payeler, yuvarlak kemerlerle birbirlerine balanr. Kemerler, kuzey ve gney duvarlarda dikdrtgen kesitli duvar payelerine; dou ve bat duvarlarda konsollara oturur. Naosun gney duvar ekseninde giri kaps bulunur. Bu kap nnde ieride, be basamakla naos zeminine ulalr. Naosun kuzey duvarnda, eksenin batsndaki byk, dikdrtgen iki ni bulunur. Naos, beik tonoz rtldr.

Surp Toros Kilisesi Kayserinin 17 km. kuzeydousundaki Gzelkyde, eimli arazi zerine, 1851 ylnda ina edilmitir20 (Resim: 7). Kilisenin narteks blm ev; dier blmleri odunluk ve hurda deposu olarak kullanlmaktadr. Harap hlde olan yapnn kuzey nefi, apsisin naosa bakan blm ve narteksi duvar rlerek kapatlmtr. Apsis zemini hazine arayclar tarafndan kazlmtr. Kilisenin atsnn kiremitleri zarar grm, zeri tamamen otlarla kaplanmtr. Narteksin zeri modern

izim 5: Gesi Surp Asvadsadzin Kilisesi, kroki-pln TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Resim 7: Gzelky (Nirze) Surp Toros Kilisesi, gney duvar, batdan

37

izim 6: Gzelky (Nirze) Surp Toros Kilisesi,kroki-pln

Naosun dousundaki ana kayaya oyulmu apsisten, ortadaki apsis daha geni ve yksektir. Ortadaki apsisin ekseninde yuvarlak kemerli, dikdrtgen bir ni; kuzey duvarnda doudaki yuvarlak kemerli, dikdrtgen iki ni yer alr. Yan apsislerin eksenlerinde yuvarlak kemerli birer ni bulunur. Apsisler yarm kubbe ile rtldr. Batdaki blml narteksin gney duvar ekseninde da daralan, yuvarlak kemerli dikdrtgen; bat duvarnn gneyinde dikdrtgen birer pencere bulunmaktadr. Narteks apraz tonoz rtldr23. Dou ve kuzeyde ana kayaya oyulmu kilisenin grlebilen gney cephesinde, naosun yuvarlak kemerli giri kaps ve narteksin dikdrtgen penceresi yer alr.

Naosu ift pahl at ile rtl yapnn narteksi, eve dntrld srada modern at ile kapatlmtr.

Resim 8: Konaklar (Germir) Surp Istepanos Kilisesi, batdan grn TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

38

Yapnn beden duvarlarnda farkl boyutlarda dzgn gri renkli kesme ta, artmal teknikte yatay sralanm; derzler ince harla doldurulmutur. Kilisenin ii tamamen alyla svanmtr. atda ta plkalar kullanlmtr. Kilisenin iinde, naosun kemer alnlklarnda bitkisel ve geometrik bezeme izlerine rastlanmtr. Payelerin orta nefe bakan yzlerinde, daire iinde; naosun kuzey duvarnn dousunda yan yana kabartma ha motifleri grlmektedir. Surp stapanos Kilisesi Kayserinin 5 km. kuzeydousundaki Konaklar (Germir) Kynde, Aa Mahallede dzlk arazi zerine ina edilmitir24 (Resim: 8). Kilise, gney ve batda tamamen, kuzeyde nartekse kadar yksek avlu duvar ile evrelenir. Bugn harap hlde olan yapnn naosu tamamen

yklmtr. Gnmze beden duvarlarnn bir ksm, apsisler, narteks ve galerisi ulaabilmitir. Naosun gney tarafndaki pencerelerin nne talar ylmtr. Pencerelerin hepsi tala kapatlmtr. Ana apisise ta ylm, kuzey apsisin nne kmes yaplm, gney apsisin gney duvarna bitiik bir tuvalet ve kmrlk eklenmitir. Narteks ve galeri sonradan kapatlarak, konut olarak kullanlmtr. Konuta evrilirken, ak olan narteksin bat kemerleri tala kapatlarak, pencere ve kap yaplmtr. Bugn narteksin alt kat hurda deposu olarak kullanlmaktadr. Galeri gneyden kuzeye doru salon, mutfak, iki oda ve bir koridor olarak blmlenmitir. Galeriye kan merdivenin altnda tuvalet, stnde banyo bulunmaktadr. Galerinin naosa bakan blmnn kemerleri tala kapatlmtr. Kuzey oda erzak deposu, gney oda ev olarak kullanlmaktadr. Bir yaynda, Germirde bir Ermeni kilisesi ve okulunun bulunduu; okulda Trke, Ermenice ve Franszca retildii belirtilir24.

izim 7: Konaklar (Germir) Surp Istaponos Kilisesi kroki-pln TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

39

Dier bir yaynda, bugn mevcut olan kilisenin, 1858 ylnda yanan eski kilisenin yerine yapld, eski kilisenin Surp Asvadzadzine ithaf edilmi olduu yazmaktadr. Adn vermedii iki kaynakta kilisenin isminin Surp stapanos olarak getiini, 1860 ylnda kubbesinin yapldn, 1919da ayakta olan yapnn, sadece ikonostasis blmnn ykldn syleyen aratrmac, yapnn yksek avlu duvar ile evrili geni bir bahesi ve avlusunda kuyusu bulunduunu belirtir26. Dier bir yaynda, ilk olarak Cuinetin yap hakkndaki: Rum kiliselerine gre daha yeni ve gzel bir de okulu var. dedii grne yer vermitir. Kilisenin geni bir dzlk zerine kurulduunu, iinin tamamen yok olduunu, sadece d duvarlarnn salam kaldn, onlarn da yer yer dkldklerini belirtir. Aratrmac kiliseyi, boyuna dzenli, sahnl ve iki katl narteksli olarak tanmlar. Yapnn bugn mevcut blmlerinin kullanm, yklan blmleri hakkndaki tahmini grlerini belirterek, apsisler ve burada bulunan sslemeler hakknda bilgi verir. Kilisenin etkin zelliklere sahip olduunu, zgn plnnn, merkezi kubbe ile vurgulanm olabileceini (bu gr Alboyacyann verdii bilgilerde dorulanmaktadr) ve yre kilise mimarlnda unutulmamas gereken bir rnek olduunu belirtir. Narteksin batsnda bulunan okulun yklm olduunu syler. Ayrca makale sonunda, kilisenin ilk defa yaynlanan pln ve iki resmi verilir27. Yapnn bugn mevcut olan mimar verilerine baklarak, nefli bazilika olduu dnlmektedir. Kilise, naos, apsis ve da takn pastophorium odalar ile batda blml narteksten ibarettir (izim: 7). Dou-bat dorultusunda dikdrtgen plnl naosun destek sistemi, kemerleri ve rts gnmze ulamamtr. Ancak, kuzey ve gney duvarlardaki payelerin varl, kemerlerin bu payelere balandn dndrtmektedir. Naosun bat duvar ekseninde bir giri kaps; gney duvarnda, duvar payeleri arasnda kalan blmlerde yuvarlak kemerli, dikdrtgen pencere yer almaktadr. Bu dzenlemenin, bir blm yklm olan kuzey duvarda da uyguland grlmektedir. Pencereler karlkl, eit aralkl ve e boyutludur. Naosun dousundaki apsisten ana apsis, yan apsislerden daha genitir. Apsisler iten yarm yuvarlak, dtan ana apsisin hafif kavisli knts

dnda, dz duvarla snrlandrlmtr. Ana apsis ekseninde da daralan dikdrtgen bir pencere; kuzey ve gney duvarlarnda karlkl, e boyutlu, yuvarlak kemerli ikier ni yer alr. Kuzey apsisin gney duvarnda; gney apsisin kuzey duvarnda yuvarlak kemerli dikdrtgen birer ni bulunur. Yarm kubbe ile rtl apsislerden ana apsisin rts yklmtr. Dou-bat dorultusunda dikdrtgen plnl pastophorium odalar, yaklak simetrik dzenlenmitir. Odalar eksenin dousunda, kuzey ve gney duvarlardaki dikdrtgen duvar payesi zerine oturan sivri kemerle, rt seviyesinde ikiye ayrlmtr. Prothesis, bat duvar ekseninde bulunan bir kap ile sokaa; gney duvar ekseninin batsndaki kap ile naosa alr. Batdaki kap ile naos alan kap arasndaki blmn kesinde bulunan yuvarlak kemerli kap ile, muhtemelen galeriye k salanmaktadr. Dou duvarn kuzey kesinde, da daralan kk dikdrtgen bir pencere bulunur. Kuzey duvar ekseninin batsnda, naos kaps ile ayn eksende, dikdrtgen bir vaftiz teknesi; eksenin dousunda dikdrtgen bir ni yer alr. Avlu duvar iinde kalan diakonikonun prothesisten fark, bat duvar ekseninde kap yerine dikdrtgen bir pencere; gney duvar ekseninin batsnda dikdrtgen iki pencere bulunmasdr. Kuzey-gney dorultusunda dikdrtgen plnl narteks, yuvarlak kemerlerle rt seviyesinde blme ayrlmtr. Kemerler, batda ift paye zerindeki yastklara; douda duvara oturur. Narteks, duvar eksenindeki kapyla naosa; bat duvar eksenindeki kap ve iki yannda bulunan dikdrtgen ikier pencere ile avluya alr. Narteks apraz tonoz rtldr. Narteksin stndeki galeri, blml ve beik tonoz rtldr. Bugn ev olarak kullanldndan orijinalliini kaybetmitir. Bugn galeriye, narteksin kuzey duvarndan knt yapan blmndeki merdivenle klr. Galerinin kuzey ve gney duvar ekseninde birer, sonradan kapatlarak yaplm bat duvarnda, dikdrtgen drt pencere bulunur. Ortadaki dikdrtgen pencere stnde yuvarlak bir pencere yer alr. Kilisenin dou cephesinde, ana apsis hafif bir kavisle da taar. Bu cephenin iki aklndan biri ana apsiste bulunan pencere, dieri prothesisin penceresidir. Kuzey cephede, naosun dou ve batda yer alan iki dikdrtgen penceresi, narteksin altta ve stte ayn
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

40

eksen zerinde, e boyutlu birer dikdrtgen penceresi grlr. Narteks kuzey duvarnn bat kesinde da takn konsol yer alr. Bat cephede, narteksin sonradan kapatlm yuvarlak kemerli l akl ve galerinin cephesi grlr. l akln kemerleri kare payeler zerindeki yastklara oturur. Cepheyi dikdrtgen bir silme ikiye bler. Alt seviyede, eksende bir kap, kapnn yanlarnda dikdrtgen birer pencere ve ortada yuvarlak penceresi grlr. Aadan yukarya doru kademeli ykselen saak, gen alnlk oluturur. Gney cephe, kuzey cephe ile ayn dzenlemeye sahiptir. Naosun gney cephesi dikdrtgen iki paye ile blme ayrlmtr. Her blmn ekseninde birer dikdrtgen pencere yer alr. Pencerelerin hemen altndan dikdrtgen silme geer. Narteksin gney duvarnda sivri kemer akl ile zerinde dikdrtgen pencere; st seviyede, alttaki pencerelerle ayn eksende galerinin dikdrtgen penceresi grlr. Naosun diakonikon ile birletii blm bir kap geniliince yklmtr. Yapnn beden duvarlarnda sar ve gri renkli dzgn kesme ta kullanlmtr. artmal teknikte yatay ekilde istiflenmi, boyutlar eitlilik gsteren talarn arasnda, ince har tabakas grlr. Naosun iinde kalan sslemelerden duvarlarn al ile svand anlalmaktadr. Kilisenin iinde gnmze ulaabilmi ok az ssleme bulunur. Ancak yaplan aratrma srasnda, kuzey odann kuzey duvarnda, vaftiz teknesinin bulunduu niin zerinde vaftiz sahnesi tespit edilmitir. Naosta yer alan payeler zerinde tahrip olmu, pembe rengin hkim olduu bitkisel sslemeler grlebilmektedir. Paye balklarnda geometrik ve bitkisel bezeme yan yana kullanlmtr. Kilisenin ayn dzende sslenmi olan apsislerinde, silmenin hemen altndan balayan yumurta motifi, mermer taklidi ve perde saa motiflerinden oluan bezemeler grlmektedir. Narteksin naosa bakan duvar zerinde, payeler arasnda kalan blmler kk ieklerden oluan eritlerle ereve iine alnmtr. Kuzey odann, kuzey duvarnn batsnda yer alan dilimli kemerli dikdrtgen ni; niin yanlarnda kademeli olarak da taan plasterler zerindeki dilimli kartu iinde sann Vaftiz Edilmesi sahnesi bulunur. figrn yer ald sahne iinde ortada sa, solunda Vaftizci Yahya, sanda havlu tutan bir melek figr yer alr.
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Bir gl iinde yaplan vaftiz sahnesinin arka plnnda, sada bir manastr yaps gze arpar. Resimde otlar, aalar grlr. Kartuun stnde yanlarda iki melek figr bulunur. Kuzey oda yapnn sslemelerinin en iyi korunduu blmdr. stte tonoz rty ikiye blen takviye kemeri zerinde mavi renkli bask ssleme grlr. Tonozun her iki blm, kk iek motiflerinden oluan ssleme ile ereve iine alnr. Gney duvarndaki giri kapsnn kemer alnl zerinde kvrk dal ve yaprak motiflerinden oluan rokoko tarznda, mavi rengin hkim olduu ssleme bulunur. Sonu Osmanl mparatorluu himayesinde sosyal ve siyasal yaamlarn srdren gayrimslimlerin ibadet yaplar, devletin koyduu kurallar erevesinde biimlenmitir. Tarihsel veriler dorultusunda, Bizans mparatorluunun kmesinden sonra hibir dnemde kiliselerin bu kadar youn yaplmad bilinmektedir. Yaanan deiim, 1839 Tanzimat ve 1856 Islahat fermanlaryla gayrimslim topluluklarn kavutuu sosyal ve siyasal statye baldr. Osmanl mparatorluunda yenileme hareketlerinin yaand bu dnemde, gayrimslimler tarafndan zellikle tarada youn imar faaliyetlerine giriilmitir28. Kayseri ve evresinde Osmanl Dneminde, 19. yzylda ina edilmi kiliselerin ele alnd almamzda on iki kilise incelenmi, kroki plnlar kartlm, fotoraflar ekilerek mevcut durumlar belgelenmitir. Aratrmamz srasnda btn kiliselerin orijinal isimleri, sekiz kilisenin ina tarihleri saptanmtr29. na tarihleri bilinmeyen yaplar da, mimar ve bezeme slplarna gre yaklak yzyl olarak tarihlendirilmitir. Osmanl mimarisi iinde yeterince deerlendirilmemi olan Gayrimslimlerin din yaplarnn daha ayrntl allmas gerekmektedir. Bugn d etkenlere ve zaman kar varlklarn koruyabilen Kayserideki Ermeni kiliseleri yeni aratrmalara kapsaml bir kaynak oluturmaktadr.

41

SUMMARY
Armenians who lived under Ottoman domain continued their social and religious life in accordance with the Patriarchate established in 1461 by Fatih Sultan Mehmet30. The Tanzimat Ferman prepared by Mustafa Reit Paa during the reign of Abdlmecid (1839-1861) introduced new rights to the non-muslims, who continued their living conditions. The most important issue of the Tanzimat Ferman was that the whole community had equal rights with the muslims regardless of their religion and creed31. With the Tanzimat Ferman, the non-muslims became citizen instead of the protected. The bill extended their religious previlages. The taxes collected from the churches were removed. It allowed them to open schools and the places for worship32. However, The Otoman rule, did not infere with the interior design of the existing churches and a firman was needed to allow them to repair the old churches. Yet, to make additions to the buildings to be repaired was not allowed33. The oppotunity of constructing new worship places after the Tanzimat and Islahat Ferman nonmuslims is quite important for the research on the Armenian Churches built in Kayseri in the 19th century. After the down fall of the Byzantine Empire, there was no other period when Churches were built at this rate. Twelwe churches at Kayseri and environs have been studied. City center of Kayseri, Surp Krikor Lusavori Church, Surp Asvadzadzin Church, Aydnlar (Tavlusun) Surp Toros Church, Baheli (Efkere) Surp Istaponos Church, Balagesi Surp Ha Church, Derevenk Surp Toros Church, Develi Surp Toros Church, Gesi Surp Asvadzadzin Church, Gzelky (Nirze) surp Toros Church, Konaklar (Germir) Surp Istaponos Church, Talas Surp Asvadzadzin Church, Tomarza Surp Begos-Bedros Church. The aim of our study is to record and to introduce the churches in and around Kayseri identified as Armenian.

NOTLAR
* Gner SAIR, Mze Aratrmacs (Sanat Tarihisi), Kltr Varlklar ve Mzeler Genel Mdrl, Ankara/TRKYE 1 Kayseri l Merkezindeki Surp Krikor Lusavori ve Surp Asvadzadzin Ermeni Kiliseleri adn tayan tez almas 2000 ylnda Hacettepe niversitesi, Sanat Tarihi Blmne sunulmutur. Bu almay ynlendiren ve yaynlanmas iin beni destekleyen tez danmanm Do. Dr. Sacit Pekaka ve emei geen herkese teekkr ederim.
2

Sz konusu makalenin 15.notunda Aziz Mesrob Mashdotzun bugnk Ermenistan snrlarnda doduu yazlmtr. Ancak Nesrob Maskdotz Muta (Daron/Taron) domutur. Aydnlar (Tavlusun, Tevanasun) Ky, bugnk idar blnme iinde, Merkez leye bal Melikgazi Belediyesi snrlar iinde kalr. Eskiden Mslmanlar, Ermeniler ve Rumlarn bir arada yaad kylerden biridir. Aa ve Yukar Mahalle olarak ikiye ayrlan ky, yakn gemite Yukar Mahalleye tanmtr. Kyn eski yerleimi olan Aa Mahalle terkedilmitir. Dousunda Mimar Sinan, kuzeyinde Konaklar (Germir) kyleri ile gneyinde Talas yer alr. Ayrca kyde, Ermeni kilisesinin batsnda Rum kilisesi bulunur. A. Alboyacyan, Kayseri I-II (Ermenice), stanbul, 1937, s.759-761. Kaznm olan kitabenin alt ya da yedi satrlk olduunu izlerden anlamak mmkndr. Meknlara harfler, pln zerinde anlatm kolayl salamak amacyla tarafmzdan verilmitir. Trk Arkeoloji ve Etnografya Dergisinin 4. saysnda tanttmz, Tomarza Surp Begos-Bedros Kilisesi dier bir rnektir. Bugnk ismi Baheli olan kyde, 1500 ylnda 122 Hristiyan, 44 Mslman; 1520 ylnda 119 Hristiyan, 37 Mslman nfus bulunmaktayd (Mehmet nba, XVI. Yzyl Balarnda Kayseri, Kayseri, 1992, s.88). Kilise Sokak, 1819 parselde bulunan yap, 24.11.1976 ylnda koruma grubu II olarak tescil edilmitir. Tescil tarihinden nce arsas hazineye kalmak artyla Mahmut Nane adl ahsa satlmtr.
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

42

10

A. Alboyacyan, a.g.e., s.775-785. Biz de tantmmzda bu yaplar apel olarak adlandracaz. F. lter, Kayseride XIX. Yzyldan ki Kilise: Darsiyak ve Evkere, Anadolu, XXII, s.353-374. Kuzeydou apelle ayn dzenlemeye sahip olduu renilen gneydou apele, kapsnn anahtar baka bir ahsta bulunduu iin girilememitir. Baheli Kynn 1 km. batsnda bulunan Balagesi (Palai Kassiane, Belegesi), bugn terk edilmi bir ky yerleimidir. 16. yzyl balarnda Ermenilerin yerleimi olan kyde, 1500 ylnda 5 hane, 1520 ylnda 13 hane bulunmaktayd (nba, a.g.e., s.86). A. Alboyacyan, a.g.e., s. 769-775. Bir yaynda, yeri belirlenemeyen yerleimler iinde ad geen Derevenkin, Aydnlar (Tavlusun) Ky civarnda olduu belirtilir (Y. tken, Kapadokya Blgesi almalar, I. Aratrma Sonular Toplants Bildirileri (23-36 Mays 1983), stanbul, 1984, 7. dipnot). Yerini tespit ettiimiz Derevenk, Talas balarnn ortasnda yer alr. Ermeni ky olan Derevenk, nemli bir manastr merkezidir. Kayseri evresinde bulunan drt Ermeni manastrndan biri olan Surp Sarkis Manastr burada bulunmaktadr (Anonim, Kayseri ve Surp Krikor Lusavori Kilisesi, stanbul, 1986, s.37). 1500 ylnda Venk Ky olarak adlandrlmaktadr (M. nba, a.g.e., s. 80). Derevenkin bulunduu arazi bugn zel ahsa aittir. A. Alboyacyan, a.g.e., s.748; aratrmacya gre, eski bir Rum kilisesi olan kyde iki mahalle bulunur. Bu iki mahalle arasnda yallarn gittii Surp Asvadzadzin Kilisesinin, 1825 ylndaki depremde ykld ve yeniden yapld, Rumlarn ky ne zaman terk ettiinin bilinmedii, 1825 ylndaki depremden sonra spile (Bapnar)deki Ermenilerin Derevenke gittiklerini belirtir. A. Alboyacyan, a.g.e., s.823-853. Develinin (Gabadonia, Gabdanya, Xawatanek, Dawalu) ilk yerleimi Everek, bugnk ehrin 3 km. yaknlarndadr (F.Hild-M.Restle, Kappadokien (Kappadokien, Charsianon, Sebasteia und Lykandos), Wien, 1981, s.178 A. Alboyacyan, a.g.e., s.823-852 Gesi, 1500 ylnda Merkez leye bal bir bucaktr. Bu dnemde Gesi halknn %75ini gay24

11

12

rimslimler oluturmaktayd (M. nba, a.g.e., s.90-91). Bugnk Gesi yerleimi, Efkerenin batsndadr ve Yeni Kassiane diye adlandrlr. Ayn zamanda Gesi, 3 km. kuzeyinde olan Yeilyurtun (Mancusun) eski ad olarak da gemektedir (F.Hild-M.Restle, a.g.e., Wien, 1981, s.202).
20 21

A. Alboyacyan, a.g.e., s.785-787. Gzelky (Nsa, Nize, Nirze, Niziyye), 1520 ylnda gayrimslimlere ait bir yerleimdir (M. nba, a.g.e., s. 88). A. Alboyacyan, a.g.e., s.796-801. Kilisenin narteks blmne ev sahibi olmad iin girilememitir. Bu blme naostaki aklklardan baklmtr. Kilise, Kayseri Kltr ve Tabiat Varlklarn Koruma Kurulu tarafndan 04.11.1993 ylnda koruma grubu II olarak tescil edilmi. V. Cuinet, La Turquie DAsie Geographie Administrative Statistique Descriptive et Raisonne de Chaque Province de LAsie Mineure, Paris, 1850, s.319 A. Alboyacyan, a.g.e., s.761-769, F. lter, a.g.m., s.1675-1676 Gayrimslimlerin Osmanl mparatorluundaki durumu hakknda ayrntl bilgi iin bkz. O. Ergin, Trk Tarihinde Evkaf, Belediye ve Patrikhaneler, stanbul, 1937; Ziyaeddin F. Fndkolu, Tanzimatta timai Hayat, stanbul, 1940; E.Z. Karal, Osmanl Tarihi Nizam- Cedit ve Tanzimat Devirleri, 1789-1856, Ankara, 1947; F. Akbal, 1831 Tarihinde Osmanl mparatorluunda dari Taksimat ve Nfus, Belleten, XV (60), 1951, s. 273292; Y.G. ark, Trk Devleti Hizmetinde Ermeniler 1453-1953, stanbul, 1953; R. Kaynar, Mustafa Reit Paa ve Tanzimat, Ankara, 1954; . Turan, XVII. Yzylda Osmanl mparatorluunun dari Taksimat, Ankara, 1963; . Ortayl, Tanzimattan Sonra Mahalli dareler (1840-1878), Ankara, 1974; P. Impert, Osmanl mparatorluunda Yenileme Hareketleri, (ev. Adnan Cemgil), stanbul, 1981; B. Braude-B. Lewis, Christian and Jewis in The Ottoman Empire, I-II, NewYork, 1981; J. McCarthy, Muslims and Minorities: The Population of Ottoman Anatolia and The End Of The Empire, NewYork, 1983; N. Gyn, Osmanl daresinde Ermeniler, zmir, 1984; Y. Ercan, Trkiyede XV. ve XVI. Yzyllarda Gayrimslim-

13

22 23

14 15

25

26 27 28

16

17

18 19

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

43

lerin Hukuki, timai ve ktisadi Durumu, Belleten XLVII (185-188), 1984, s. 1119-1149; C. Kk, Osmanllarda Millet Sistemi ve Tanzimat, Tanzimattan Cumhuriyete Trkiye Ansiklopedisi 4, 1985, s. 1007-1020; Y. zkaya, Ariv Belgelerine Gre XVII. Yzyl ve XIX. Yzyllarda Osmanl mparatorluunda Ermenilerin Durumu, Tarih Boyunca Trklerin Ermeni Toplumu le likileri Sempozyumu: 8-12 Ekim 1984, Ankara, 1985; K. Karpat, Ottoman Population 1830-1914: Demographic and Social Characteristics, Wisconsin/ London, 1985; B. Tanr, Anayasal Gelimelere Toplu Bak, Tanzimattan Cumhuriyete Trkiye Ansiklopedisi 4, 1985, s. 1002-1006; M. adrc Tanzimatn lan Srasnda Trkiyede Ynetim (1826-1839), Belleten LI, 1986, s. 1215-1240; M. adrc Tanzimat Dneminde Trkiyede Ynetim (1839-1856), Belleten LII (203), 1988, s. 601-626; G. Bozkurt, Alman-ngiliz Belgelerinin ve Siyasi Gelimelerin I Altnda Gayrimslim Osmanl Vatandalarnn Hukuki Durumu (18391914), Ankara, 1989; G. Bozkurt, Osmanl Devleti ve Gayrimslimler, stanbul, 1992; G. Bozkurt, Tanzimat ve Hukuk, Ankara, 1994; G. Bozkurt, Trk Hukuk Tarihinde Ermeniler, Ankara, 1994; B. Erylmaz, Osmanl Devletinde Gayrimslim

Tebaann Ynetimi, stanbul, 1996; G. Augustinos, Kk Asya Rumlar. Ondokuzuncu Yzylda nan, Cemaat ve Etnise, Ankara, 1997; A. Gler, Osmanl Devletinde Aznlklar, stanbul, 1997; dris Bal-M. ufal, Dnden Bugne Trk Ermeni likileri, Ankara, 2003; L. Panos Dabayan, Trkiye Ermenileri Tarihi, stanbul, 2003. Daha ayrntl kaynaka iin bkz. G. Sar, Kayseri l Merkezindeki Surp Krikor Lusavori ve Surp Asvadzadzin Ermeni Kiliseleri, (Yaymlanmam Yksek Lisans Tezi), Ankara, 2000, s. 211-289.
29

Kiliselerin orijinal isimleri ve ina tarihleri, Ermeni Patrikhanesinden Sayn Kirkor Damadyann Arak Alboyacyann kitabndan yapt evirilerle mmkn olmutur. P. Tulac, stanbul Ermeni Kiliseleri, stanbul, 1991 s.51 K. Karpat, a.g.e., s.133 B. Tanr, a.g.m., s. 1002-1006 . Turan, a.g.e., s. 171; Glnihal Bozkurt, Almanngiliz Belgelerinin... s. 12

30

31 31 32

44

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

TRENN HSARLIK KYNDEN ROMA DNEM SERAMKLER


Binnur GRLER*

Hisarlk Ky, zmirin Tire lesine baldr ve ile merkezinin 7 km. gneybatsnda, bugnk Tire-Seluk karayolundan 4 km. ieride bir da kydr. Ky, antik bir yerleim alan zerindedir. Kyn yaknndaki tepede halkn sar dedii antik yerleim kalntlar bulunmaktadr. Halk arasnda, kyn adn buradan ald ve sar kelimesinin zaman iinde hisar ekline dnt ve gnmzde kullanlan Hisarlk adnn buradan kaynakland bilinmektedir1. Hisarlk Kynn giriindeki emenin arkasndaki alandan bulunmu ve 17.12.1979 tarihinde Yksel zden satn alnm grup, alts seramik, ikisi cam2 olmak zere sekiz adet eserden olumaktadr. 79/32 Envanter Numaral Tek Kulplu Srahi (izim: 1) Ykseklii 22 cm., az ap 6,5 cm. ve kaide ap 7,2 cm. olan srahi tamdr. Gvde yzeyinde ufak paralar halinde kopmalar vardr. Pembemsi bej renkte mikal, katkl hamura sahiptir. Da ekik az kenarna, gvdeye doru genileyen ksa boyna, eimli omuz profiline, yarm kresel gvdeye, kk, alak halka kaideye sahiptir. Bant biimindeki kulp, boynun omuzla birletii noktadan balayp omzun gvdeyle birletii noktaya balanr. Boynun ve gvdenin tm arkta ekilirken parmaklar yardmyla oluturulmu derin yivlerle kapldr. Bu form Helenistik Dneme ait olup Roma Dnemi ilerine kadar devam etmitir3. Keli omuz profiline sahip bu tr srahiler Pergamon tarz srahilerle ilikilidir4 ve Kbrsta M.. 50-M.S. 150 tarihleri arasna verilen Roma Dnemi Iin karakteristik formlar arasnda yer alr5. Knossostaki rnekler ise
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

izim:

Hadrianus Devrine aittir6. Olympiada Leonidaionun kuyusunun kullanm evresindeki benzer rnekler M.S. ge 2.-erken 3. yzyla tarihlenir7.

45

79/33 Envanter Numaral Tek Kulplu Srahi (izim: 2) Ykseklii 18,4 cm., az ap 5 cm. ve kaide ap 6,5 cm. olan srahinin kaide ksmnda paralar eksiktir. Gvdede ise yzeysel kopmalar vardr. Ak kiremit rengi, mikal ve katkl hamura sahiptir. Da ekik az kenarna, omuza doru hafif genileyen ksa boyna, eimli omuza, st ksm dz, alt ksm anak biimli profil gsteren gvdeye, kk konik kaideye sahiptir. Bant biimli kulp boynun alt ksmndan omuza birlemektedir. Kulp verev olarak taklmtr. Boyunda ve gvdede arkta ekilirken parmaklar yardmyla oluturulmu derin yivler vardr. Gvde profili biraz farkl olmakla birlikte genel form olarak 79/32 envanter numaral tek kulplu srahiye benzer. Dolaysyla paralel rnekler8 79/33 envanter numaral bu tek kulplu srahi iin de geerli olmaldr.

79/34 Envanter Numaral Tek Kulplu Srahi (izim: 3) Ykseklii 16,8 cm., az ap 4,6 cm. ve kaide ap 5,8 cm. olan srahi tamdr. Ak kiremit rengi, mikal, sert hamura sahiptir. Da ekik az kenarna, gvdeye doru genileyen ksa boyna, eimli omuz profiline, yarm kresel gvdeye, kk, alak halka kaideye sahiptir. Bant iimindeki kulp boynun omuzla birletii noktadan balayp omzun gvdeyle birletii noktaya balanr. Boynun ve gvdenin tm arkta ekilirken parmaklar yardmyla oluturulmu derin yivlerle kapldr. Gvdede dzeltme izleri grlmektedir. Bu srahinin formu 79/32 envanter numaral srahi ile ayndr. Dier yandan 79/33 envanter numaral srahiye de pek ok alardan benzemektedir. Bu nedenle paralel rnekleri9 bir kez daha tekrar etmek yanl olmayacaktr.

izim:

46

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

79/35 Envanter Numaral Tek Kulplu Srahi (izim: 4) Ykseklii 13 cm., az ap 5,1 cm. ve kaide ap 5,4 cm. olan tek kulplu srahinin az, boyun ve gvde ksmlarndan paralar eksiktir. Kahverengimsi krmz renkte, kk ta katkl kaba hamura sahiptir. Da ekik az kenar, gvdeye doru genileyen ksa boyun, ikin gvde ve gvdenin bir uzants olarak devam eden alak, geni kaide formu oluturmaktadr. Derin bir yivin, ortasndan iki paraya bld bant, kulp dudan hemen altndan balayp omza birlemektedir. Gvde ortasndaki ikin noktay yivler sslemektedir. Bu tr srahiler kural olarak kreseldir, bazlarnda yumuak bir profille gvdeye birlemi omuzlar ve ykseltilmi kulplar grlr10. Kbrsta M.S. 150-250 tarihleri arasna verilen Roma Dnemi IIye ait formlar arasnda rnekler vardr11.

kor amal yaplm kertiler bulunmaktadr. Ayrca gvde arkta yaplm ince yivlerle doldurulmutur. Bu form Pergamon tarz srahilerle ilikilidir. ki farkl biim gsterirler: lk biimde kulp kelidir ve hafife ykseltilmitir, gvde oval biimlidir. kincisinde daha genitir ve gvde profilinde keskin hatlar vardr. Her iki formda da gvdeyi insize bantlar dolar12. Kbrsta bu form ve zelliklere sahip srahiler Roma Dnemi II periyoduna, M.S. 150-250 arasna tarihlenir13. Knossostaki rnekler Severuslar Devrine, M.S. erken 3. yzyla aittir14. skenderiyede de benzer rnekler vardr15. 79/37 Envanter Numaral Tek Kulplu Srahi (izim: 6) Ykseklii 15,2 cm., az ap 4,2 cm. ve kaide ap 5,8 cm. olan tek kulplu srahinin gvdesinde

79/36 Envanter Numaral Tek Kulplu Srahi (izim: 5) Ykseklii 13,6 cm., az ap 4,2 cm. ve kaide ap 3,4 cm. olan tek kulplu srahinin az ksmndan bir paras ve kulpu eksiktir. Profilli duda, omuza doru daralan boynu, torba biimli gvdesi, gvdenin uzants olarak biimlendirilmi kk ve yksek kaidesi vardr. Omuz ve gvdede hamur yumuakken de-

izim:

eksikler ve atlaklar vardr. Koyu kiremit rengi, mikal, katkl hamura sahiptir. Da ekik az, ksa ve genileyerek gvdeyle birleen boyun, sarkk gvde ve yksek kaide formu oluturur. Omuzda sivri bir letle yaplm 4 adet insize izgi vardr. Gvde altn ise arkta ekilirken parmaklar yardmyla yaplm yivler sslemektedir. Kbrsta yakn bir form M.S. 150-250 arasna tarihlenen Roma Dnemi IIye aittir16. Bu ve dier paralel rneklerde de gvdeyi insize bantlar evirir17. Benzer dier rnekler Berenicededir18. ki alt gruba

izim:

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

47

ayrlan bu forma ait rnekler Tocrada da grlr. Form Berenicede M.S. ge 2. yzylda ortaya kar, erken 3. yzylda artar ve 3. yzyl ortasnda iyice yaygnlar19. Petradaki rnekler ise daha erkene M.S. ge 1.-erken 2. yzyla aittir20. Knossosta Hadrianus21 ve Severuslar Devrinden22 rnekler vardr. Deerlendirme Tire ve civar hakknda detayl bilgi veren kaynaklarda23 Hisarlk Ky yaknlarndaki baka antik yerleimler hakknda veriler sralanmakta fakat bu kydeki kalntlardan bahis gememektedir. Bu almada aktarlan ve buluntu noktas bilinen objelerin ve izlenen kalntlarn varl bir yerleime iaret etmektedir.

izim: izim: 5

48

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

21

SUMMARY
A group of material, consisting of two glass and six ceramic objects, were found behind a modern fountain which lies at the access of village Hisarlk in the countryside of Tire, in western Turkey. This group was acquired by the local Archaeological Museum of Tire from an antique salesman, Mr. Yksel z, on 17 th of December, 1979. Ceramic objects of this group are typologically all in the same from of one-handled cups and thus they belong to the late 2nd- early 3rd century A.D. So far no archaeological or historical evidence about the Roman period of village of Hisarlk has been documented. These objects can help us for clarification of the archaeological situation of this village during the Roman period.

22 23

Sackett 1992, Pl. 173 no. D 1, 10. Sackett 1992, Pl. 196 no. 115. Buresch 1898, 1 vd.; Keil/von Premerstein 1914, 82 vd., Meri/Merkelbach/ahin 1991, 70-72; Zgusta 1984, 1 vd.

KAYNAKLAR ve KISALTMALAR
Adriani 1940 A. Adriani, Annuaire Du Musee GrecoRomain (1935-1936), Alexandrie 1940. Buresch 1898 K. Buresch, Aus Lydien, Leiden 1898. Deniz 1994 B. Deniz, Tire Kylerinde Mimari, Trk Kltrnde Tire, Ankara 1994, 119-138. Gerber 1996 Y. Gerber, Die Entwicklung der lokalen nabataischen Grobkeramik aus Petra/Jordanien, Hellenistische und kaiserzeitliche Keramik des stlichen Mittelmeergebietes, Kolloquium Frankfurt 24.-25. April 1995, Frankfurt a.M. 1996, 147-151, Taf. 31-32. Grler 2000 B. Grler, Tire Mzesi Cam Eserleri, Ankara 2000. Isings 1957 C. Isings, Roman Glass From Dated Finds, Archaeologia Traiectina II, Groningen/Djakarta 1957. Keil/Von Premerstein 1914 J. Keil/ A. Von Premerstein, Bericht ber eine Dritte Reise in Lydian, Wien 1914. Meri/Merkelbach/ahin 1991 R. Meri, R. Merkelbach, S. ahin, Das Antike Name des heutigen Tire, ZPE 88 (1991), 70-72. Rilley 1979 J. A. Riley, Coarse Pottery, Excavations at Sidi Khrebish Benghazi, (Berenice), Supplements To Libya Antiqua V, Vol.II, Tripoli 1979, s. 91-467.

NOTLAR
*

1 2

3 4 5 6

7 8

10

11 12 13

14 15 16 17 18 19 20

Prof.Dr. Binnur GRLER Dokuz Eyll niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi Arkeoloji Blm, Kaynaklar Yerlekesi Buca-zmir/TRKYE Deniz 1994, 135, dipnot 3. Grler 2000, no. 75 (Isings 1957, Form 82 A2), no. 121 (Isings 1957, Form 106 c1). Sackett 1992, Pl. 80 no. 57. Vessberg/Westholm 1956, 68. Vessberg/Westholm 1956, Fig. 30:18-20. Sackett 1992, Pl. 140 no. 85, Pl. 162 no. 33, 34. Schauer 2003, Abb. 5 no. 1. Vessberg/Westholm 1956, Fig. 30:18-20; Sackett 1992, Pl. 140 no. 85, Pl. 162 no. 33, 34. Vessberg/Westholm 1956, Fig. 30:18-20; Sackett 1992, Pl. 140 no. 85, Pl. 162 no. 33, 34. Vessberg/Westholm 1956, Fig. 30:18-20; Sackett 1992, Pl. 140 no. 85, Pl. 162 no. 33, 34. Vessberg/Westholm 1956, 69. Vessberg/Westholm 1956, Fig. 31: 4-6, 8, 14. Vessberg/Westholm 1956, 69, Fig. 31:1-3, 7, 913, Fig. 31: 9, 10. Sackett 1992, Pl.189 no. 20. Adriani 1940, Fig. 53 no. 27. Vessberg/Westholm 1956, Fig. 31 no. 9. Vessberg/Westholm 1956, Fig.31.1-3, 7, 9-13. Rilley, Fig. 139 no. 1151 ve 1150. Riley, 386. Gerber, Taf. 32.

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

49

Sackett 1992 L. H. Sackett, Knossos From Grek City To Roman Colony, Excavations at the Unexplored Mansion II, Text- Plates, Oxford 1992. Schauer 2003 C. Schauer, Kaiserzeitliche Keramik der Westpelopones (Grabungen des Deutschen Archaeologischen Instituts in Olympia), Rei Cretariae Romanae Favtorvm Acta 38, Congressvs Vicesimvs Tertivs Rei Cretariae Romanae Favtorvm Romae Habitvs MMII, Abingdon 2003, 271-278.

Vessberg/Westholm 1956 O. Vessberg, A. Westholm, The Hellenistic and Roman Periods In Cyprus, The Swedish Cyprus Expedition Vol. IV, Part 3, Lund 1956. Zgusta 1984 L. Zgusta, Kleinasiatische Ortsnamen, Wien 1984.

50

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

ZMR ARKEOLOJ MZESNDE BULUNAN BR GRUP MEGARA KASES BASKI KALIBI LE MEGARA KASES KALIBI
Halil Hamdi EKZ - Ayla NL*

Bu almamzda zmir Arkeoloji Mzesi koleksiyonlar arasnda yer alan Hellenistik Devire ait bir grup Megara ksesi bask kalb ile Megara ksesi kalbn (Resim: 13) tantmaya alaz1. zmir Arkeoloji Mzesine msadere ve hediye yoluyla kazandrlm olan bu eserlerin kesin buluntu yerleri ya da ele geirildikleri blgeler hakknda envanter kaytlarnda hibir bilgi bulunmamaktadr. Katalog 14936 Envarter Numaral Megara Bask Kalb (Resim: 1a, b) Eser msadere edilmek suretiyle mzeye kazandrlmtr. Pimi topraktan retilmi olan bask kalbnn hamuru bej renktedir. yi korunmu durumdaki eserin ykseklii 3.5 cm., ap ise 2.2 cm.dir. iek rozeti eklinde ve konik tutamakl bir bask kalbdr. Eserin yzeyinde, ortada yuvarlak ekilli bir tomurcuk

ksm, etrafnda ise yaprak motifleri ile onlarn arasnda dikey izgiler yer almaktadr. 14905 Envarter Numaral Megara Bask Kalb (Resim: 2a, b) Eser msadere edilerek mze koleksiyonlarna dahil edilmitir. Pimi topraktan yaplm olan bask kalbnn hamuru bej renktedir. Hafif anm durumda olan eserin ykseklii 2.5 cm., ap ise 2.4 cm. dir. iek rozeti eklinde ve konik tutamakl bir bask kalbdr. Eserin yzeyinde, ortada kabartma olarak yaplm yuvarlak ekilli bir tomurcuk ksm, etrafnda ise ileri dikey ve birbirine paralel izgilerle ssl alt tane ta yapra bulunur. 14960 Envarter Numaral Megara Bask Kalb (Resim: 3a, b) Eser msadere edilerek mzeye alnmtr. Pimi topraktan yaplm olan bask kalbnn hamuru bej renktedir. Anm ve detaylar ksmen siliklemi olan eserin ykseklii 1.8 cm.,

Resim:

1a

Resim:

1b

Resim:

2a

Resim:

2b

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

51

uzunluu 1.6 cm., st ksmnn genilii ise 1.2 cm.dir. Birbirine bitiik iki zeytin yaprandan oluan kalp biimli ve konik tutamakl bir bask kalbdr. Yapraklarn kenar ise bir izgi ile snrlandrlmtr.

ran ortasnda kazma olarak yaplm dikey ve birbirine paralel izgi vardr. 14904 Envarter Numaral Megara Bask Kalb (Resim: 5a, b) Eser msadere edilerek mzeye alnmtr. Pimi topraktan yaplm olan bask kalbnn hamuru kirli bej renktedir. yi korunmu olan eserin ykseklii 1.8 cm., uzunluu 4.7 cm., genilii ise 1.6 cm. dir. Yaprak biimli ve ksa konik tutamakl bir bask kalbdr. Uzunca, ucu sivri ve yan kenarlar trtkl olan yapran ortasnda kazma olarak yaplm dikey ve birbirine paralel iki izgi bulunmaktadr.

Resim:

3a

Resim:

3b

14931 Envarter Numaral Megara Bask Kalb (Resim: 4) Eser msadere edilmek suretiyle mze koleksiyonlarna kazandrlmtr. Pimi topraktan yaplm olan bask kalbnn hamuru bej renktedir. Olduka iyi korunmu durumdaki eserin ykseklii 1.5 cm., uzunluu 4.6 cm., genilii ise 1.5 cm. dir. Yaprak biimli ve ksa konik tutamakl bir bask kalbdr. Uzunca, ucu sivri, alt ksm dz ve yan kenarlar trtkl olan yap-

Resim:

5a

Resim:

5b

14921 Envarter Numaral Megara Bask Kalb (Resim: 10, 11) Eser msadere edilmek suretiyle mze koleksiyonlarna alnmtr. Pimi topraktan yaplm olan bask kalbnn hamuru bej renktedir. yi korunmu durumdaki eserin ykseklii 2.8 cm., uzunluu 4.1 cm., genilii ise 2 cm. dir. Yaprak biimli ve konik tutamakl bir bask kalbdr. Uzunca, ucu sivri ve alt ksm ise dz yapran kenarlar birbirine paralel iki izgi ile snrlandrlmtr; orta ksmndaki dikey olarak inen noktalarla da ayas belirtilmitir. 14902 Envarter Numaral Megara Bask Kalb (Resim: 12) Eser msadere edilerek mzeye kazandrlmtr. Pimi topraktan yaplm olan bask kalbnn hamuru bej renktedir. Olduka iyi korunmu durumdaki eserin ykseklii 2.1 cm., uzunluu 4.4 cm., genilii ise 1 cm. dir. Yaprak biimli ve ksa konik tutamakl bir bask kalbdr. Uzunca, gvdesi kvrk ve her iki ucu da sivri olan yapran ortasnda kazma olarak
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Resim:

52

Resim: 6a

Resim: 6b

yaplm birbirine paralel izgi yer almaktadr.

Resim:

12

14951 Envarter Numaral Megara Bask Kalb (Resim: 13) Eser msadere edilerek mze koleksiyonlarna dahil edilmitir. Pimi topraktan yaplm olan bask kalbnn hamuru bej renktedir. yi korunmu olan eserin ykseklii 2.4 cm., uzunluu 2.8 cm., genilii ise 1.9 cm. dir. Dikdrtgen

Resim: 7 TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

53

ekilli ve konik tutamakl bir bask kalbdr. Ksa kenarlarndan biri daha dardr ve zeri birbirine paralel izgilerle bezelidir. 14949 Envarter Numaral Megara Bask Kalb (Resim: 9) Eser msadere edilmek suretiyle mzeye alnmtr. Pimi topraktan yaplm olan bask kalbnn hamuru bej renktedir. Hafif anm ve detaylar siliklemi durumdaki eserin ykseklii 1.6 cm., uzunluu 3 cm., alt ksmnn genilii ise 1.5 cm. dir. nsan figrini eklinde ve ksa konik tutamakl bir bask kalbdr. Pan izlenimi veren figr uzun kulakl ve sakalldr. Gvdesinin st ksm plaktr ve sol kolunu dirsekten bklm olarak yukar kaldrmtr. Ayaklar kei ayan andrmaktadr ve sol ayan ne uzatmtr.

onun stnde yumurta dizisi motifi en stte ise inci dizisi motifi bulunur. Yumurta dizisi ile inci dizisi motiflerinin aras dikey ve birbirine parelel olan ksa izgilerle ayrlmtr. 8106 Envanter Numaral Megara Ksesi Kalb (Resim: 11a, b) Eser 1974 ylnda Ali Erkal ve Turgut Er tarafndan mzeye hediye edilmitir. Pimi topraktan yaplm olan kse kalb bej renk hamurlu ve krem renk astarldr. Krk, yaptrlm durumda ve kaidesinin bir ksm eksik olan eserin ykseklii 6.5 cm., az ap 14 cm., dip ap ise 6.1 cm. dir. Geni ve da ekik az kenarl, dibe doru daralan gvdeli ve halka kaideli bir Megara ksesi kalbdr. Kabn i ksmnn ortasnda rozet ve etrafnda yaprak motifleri; onun stnde ise entik motifleri vardr.

Resim: 8

Resim: 9 Resim: 11a Resim: 11b

5980 Envanter Numaral Megara Ksesi Kalb (Resim: 10a, b) Pimi topraktan yaplm olan kse kalb bej renk hamurlu ve krem renk astarldr. Az kenar hafif krk ve eksik olan eserin ykseklii 5.8 cm., az ap 15 cm., dip ap ise 6.5 cm. dir. Geni ve da ekik az kenarl, dibe doru daralan gvdeli ve halka kaideli bir Megara ksesi kalbdr. Kabn i ksmnn ortasnda rozet ve etrafnda yaprak motifleri;

8107 Envanter Numaral Megara Ksesi Kalb (Resim: 12a, b) Eser 1974 ylnda Ali Erkal ve Turgut Er tarafndan mzeye hediye edilmitir. Pimi topraktan yaplm olan kse kalb bej renk hamurlu ve astarldr. Kabn i ksmnda krmz renk boya izleri bulunmaktadr. Az kenar hafif krk ve eksik olan eserin ykseklii 6 cm., az ap 13.2 cm., dip ap ise 6.3 cm. dir.

Resim: 10a

Resim: 10b

Resim: 12a

Resim: 12b

54

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Geni ve da ekik az kenarl, dibe doru daralan gvdeli ve halka kaideli bir Megara ksesi kalbdr. Kabn i ksmnn ortasnda rozet ve etrafnda yaprak motifleri, onun stnde de yumurta dizisi motifleri yer almaktadr.

Deerlendirme M.. 3. yzyln balarndan itibaren retilmeye baland2 anlalan ve Anadoludaki birok merkezde bolca ele geirilen Megara kseler Hellenistik Dnem boyunca kullanlmtr. Megara kseleri, masa st kaplar ya da kalpl kseler olarak adlandrlan3 Megara tipi kaplarn zeri kabartma eklinde yaplm eitli motiflerle bezelidir. Genellikle yarm kreyi andran bir kse eklinde Megara kselerinin yapmlarnda nceden hazrlanm ve pimi topraktan retilmi Megara ksesi kalplar kullanlmtr. Bu kse kalplarn zerine hamur henz yaken bask kalplar (damgalar) ile bastrlarak bezeme oluturulmu ve daha sonra bunlar frnlanmtr4. Bu kse kalplar ile ekillendirilen Megara kseleri de kalptan karldktan sonra frnlanmtr. Yine pimi topraktan yaplan ve damga mhrleri andran bask kalplarnn (damga) zerinde ise eitli figrler, bitkisel ve geometrik motifler ile rozetler yer alr. Bask kalplarnn zerinde pozitif halde bulunan motifler Megara kselerinin kalbna bastrlnca negatif olarak kmaktadr. Daha sonra bu kalpla imal edilen Megara kselerde ise bu motifler pozitif olarak grlr. Burada tantmaya altmz ve Hellenistik Dnemin karakteristik eserlerinden olan Megara ksesi bask kalplar ile Megara ksesi kalplarnn M.. 3 2. yzyllara tarihlendirilmesi gerektiini dnmekteyiz.

All of the moulds of Megara and the impression moulds of Megara are made from fired soil. The impression moulds of Megara are like a stamp seal. There are various figures, badges and vegetal and geometrical motifs on them. While the moulds of Megara bowls pastes were wet, they were decorated with impression moulds and then they were fired. The moulds of Megara bowls are usually like a hemisphere and the impression moulds of Megara were used for making the moulds of Megara bowls. The moulds of Megara and the impression moulds of Megara are the characteristic of Hellenistic Period. We are concerned about that they must belong to the BC 3-2 th. Centuries.

NOTLAR
*

Halil Hamdi EKZ, Arkeolog M. A., zmir Arkeoloji Mzesi, zmir/TRKYE. Ayla NL, Arkeolog, zmir Arkeoloji Mzesi, zmir/TRKYE

Bu eserler zerinde almamza izin veren Mze Mdr Sayn Dr. Mehmet Talalana ve eserlerin resimlerini eken Sayn Seil Ekize sonsuz teekkrlerimizi sunarz. Anlaan 98. Anlaan Anlaan s.306. 2000, s.14; stner 2000, s.13. 2000, s.14 15; Richter 1979, 1999, s.1-

3 4

KAYNAKA
ANLAAN, Tanju 2000, Sadberk Hanm Mzesi Kalpl Kseler ve Kabartmal Kaplar, Sadberk Hanm Museum Moldmade Bowls and Related Wares. Vehbi Ko Vakf Sadberk Hanm Mzesi, stanbul. RICHTER, Gisela 1979, Yunan Sanat, (Trkesi: Beral Madra), Cem Yaynevi, stanbul. STNER, Ali Cengiz 1999, Antik Yunan Keramik Sanat, Anka Yaynlar: 8, stanbul.

SUMMARY
The Moulds of Megara Bowls and the impression moulds of Megara, the subject of kur work, ark obtained by zmir Archeology Museum through confiscation and present. In this case, in the inventory records, there is no clue about their foundling places or where they actually found.
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

55

56

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

ADIYAMAN MZESNDE BULUNAN HTT TANRI HEYKELC


Halil Hamdi EKZ*

Bu almamzn konusunu Adyaman Mzesi koleksiyonlar arasnda yer alan Hitit tanr heykelcii oluturmaktadr1. 1535 envanter numaral heykelciin Adyamanda; 4468 envanter numaral heykelciin de Adana civarnda bulunmu olduu envanter kaytlarnda belirtilmekte ise de, eserlerin kesin buluntu yerleri hakknda herhangi bir bilgi yoktur. 4432 envanter numaral heykelciin ise nerede bulunmu olduu bilinmemektedir. Kesin buluntu yerleri bilinmemekle beraber eserlerin de Adyaman, Besni lesi, Terbizek Kynden Mehmet Ertatan satn alnmtr. Muhibbe Darga, Hurri gelenekleriyle ilikili olan Hitit metinlerinde adak ivisi eklindeki heykelciklerden bahsedildiini; bu tr heykelciklerin yaylm alanlarnn Hitit anavatan olmadn; Toroslarn gneyi, Gneydou Anadolu Blgesi olabileceini belirtir2. Aana (Alalah)3, Tilmen Hyk4 ve Zincirli5 kazlarnda bulunmu olan, gvdelerinin alt ksm adak ivisi eklindeki heykelcikler bu gr dorular niteliktedir. Yine bu tipte olan stanbul Arkeoloji Mzelerindeki 77.11 envanter numaral heykelcik (Doanehir heykelcii)6 ile; Anadolu Medeniyetleri Mzesindeki 44.48.76 envanter numaral heykelciin7; Cafer Sait Okray Koleksiyonundaki 17, 18, 19, 20 envanter numaral heykelciklerin8 ve Mnih Arkeoloji Mzesindeki 20 adet heykelciin de9 bu blgede bulunmu olduklar anlalmaktadr. Heykelciklerin nn de daha nceden hazrlanm olan bir kalpta dkm tekniiyle yaTRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

pldklar, ancak hepsinin de kalptan karldktan sonra balarnn arka ksmlaryla, gvdelerinin n ve arka taraflarnn dvme teknii ile dzletirildii anlalmaktadr.

ekil: 1

57

Katalog 1535 Envanter Numaral Heykelcik (Resim: 1, 2 , 3; ekil: 1, 2) Eser 1982 ylnda Adyaman, Besni lesi, Terbizek Kynden Mehmet Ertatan satn alnmtr. Bronzdan yaplm olan heykelcik olduka paslanm durumdadr. Boyu 7.5 cm., ba genilii 1.6 cm., kol genilii ise 3.7 cm. dir. Eser, gvdesinin alt ksm ince ve uzun olan bir tanr heykelciidir. Konik ekilli, baa oturan ksm dar ve ucu hafif yuvarlak olan klha benzeyen bal, ksa bir knt eklindedir. Gzleri yuvarlak birer knt halindedir. Burnu iri ve kemerlidir. Hafif ukurca olan dudaklarnn aras aralktr. Byke birer knt eklindeki kulaklarnn kenarlar dzdr. Boynu ksa ve kalndr. nce, yass ve dz olan gvdesinin st ksm gen eklindedir; uzunca olan alt ksm aa doru daralr. Gvdesinin sivri bir ekilde sona eren u ksm ise bir iviyi andrr. Yanlara alm olan kollar dirsekten bklm durumda ne doru uzatlmtr. Elleri ve bacak hatlar belirtilmemitir.

Resim: 1

Resim: 2

4432 Envanter Numaral Heykelcik (Resim: 4, 5, 6; ekil: 3, 4) Eser 1988 ylnda Mehmet Ertatan satn alnmtr. Bronzdan yaplm olan heykelcik ok paslanm durumdadr ve gvdesinin alt ksmnn ucu krk ve eksiktir. Boyu 5.9 cm., ba genilii 1.2 cm., kol genilii ise 1.6 cm. dir. Eser, gvdesinin alt ksm ince ve uzun olan bir tanr heykelciidir. Banda konik ekilli, baa oturan ksm dar, ucu sivri ve ksa bir knt eklinde olan klha benzeyen bir balk bulunmaktadr. Gzleri yuvarlak ekilli birer knt eklindedir. Burnu iri ve dzdr. nce ve ukurca olan dudaklarnn aras hafif aralktr. Kulaklar yarm elips eklinde birer knt halindedir.

ekil: 2

ekil: 3

ekil: 4

ekil: 5

58

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Resim: 3

Resim: 4

Resim: 5

Resim: 6

Boynu uzuncadr. Gvdesinin ince ve yass olan st ksm gen biimindedir; uzunca olan alt ksm aa doru daralr. Krk olan gvdesinin alt ksmnn ucunun ne ekilde bittii belli deildir. Kollar yanlara alm ve dirsekten bklm durumda ne doru uzatlmtr. Elleri ve bacak hatlar belirtilmemitir. 4468 Envanter Numaral Heykelcik (Resim: 7, 8, 9; ekil: 5, 6) Eser 1989 ylnda Mehmet Ertatan satn alnmtr. Bronzdan yaplm olan heykelcik olduka paslanm durumdadr. Burnu ile gvdesinin alt ksmnn ucu krk ve eksiktir. Boyu 7.5 cm., ba genilii 1.7 cm., kol genilii ise 2.7 cm.dir. Eser, gvdesinin alt ksm ince ve uzun olan bir tanr heykelciidir. Konik ekilli, baa oturan ksm dar ve ucu sivri olan klha benzeyen bal ksa bir knt eklindedir. Yuvarlak ekilli birer knt halinde gzlerinin hatlar, bann arka tarafndan da belli olmaktadr. Burnu iridir. Az belirgin deildir. Kulaklar yarm elips eklinde birer knt halindedir. Boynu uzundur. st ksm gen ekilli olan ince ve yass gvdesinin alt ksm uzuncadr. Gvdesinin krk olan alt ksmnn ucunun ne ekilde son bulduu belli deildir. Yanlara alm olan kollar hafif yukar doru kaldrlmtr. Omuza yakn ksmlar genie olan kollar ulara doru daralr. Elleri ve bacak hatlar belirtilmemitir.

Karlatrma ve Tarihleme 4432 ve 4468 envanter numaral heykelciklerin konik ekilli, baa oturan ksm dar ve ksa bir knt eklinde olan klha benzeyen balklarnn ucu sivridir. 1535 envanter numaral heykelciin ise yine ayn tipte olan balnn ucu hafif yuvarlaktr. Eski Tun ana ait Ahlatlbelde bulunmu iki heykelciin10; Karaolanda ele geirilmi bir heykelciin11 ve Karayavanda bulunan bir heykelciin12 konik ekilli ve baa oturan ksmlar dar olan klha benzeyen balklar da ksa birer knt halindedir. Ayrca Eski Hitit Devrine tarihlendirilen Karaman heykelciinin13; stanbul Arkeoloji Mzelerindeki 87.5 envanter numaral heykelciin14; Cafer Sait Okray Koleksiyonundaki 399 envanter numaral heykelciin15 ve Hitit mparatorluk Devrine ait Gzlkule kristal heykelciinin16 balklar da yine ayn tiptedir. Ahlatlbel, Karaolan ve Karayavan heykelciklerinin balklar, konik ekilli, ucu sivri ve klha benzeyen baln Anadoluda Eski Tun Devrinde ortaya ktn kantlamaktadr. 4432 ve 4468 envanter numaral heykelciklerin kulaklar yarm elips eklinde birer knt halindedir. Eski Tun ana ait Alaca Hykte bulunmu iki kadn heykelcii17 ile kiztepede ele geirilen bir kadn heykelciinin18 kulaklar da ayn tiptedir. Eski Hitit Devrine ait Aliar heykelciinin19; orum heykelciinin20; Karaman heykelciinin21; stanbul Arkeoloji Mzelerindeki 77.11 (Doanehir heykelcii)22 87.75, 87.5, 7501 M23 envanter numaral heykelciklerin ve Cafer Sait Okray Koleksiyonundaki 18, 19, 20, 399 envanter numaral heykelciklerin24 kulaklar da yine ya-

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

59

rm elips eklinde birer knt halindedir. 1535 envanter numaral heykelciin ise byke birer knt eklinde olan kulaklarnn kenarlar dzdr. Heykelciklerin nn de ok az belirgin olan yz hatlar ematik slpta yaplmtr. Heykelciklerin de gvdelerinin alt ksm ince ve uzun birer tanr heykelciidir. Bunlardan 1535 envanter numaral heykelciin gvdesinin sivri bir ekilde sona eren u ksm ise bir iviyi andrr. 4432 ve 4468 envanter numaral heykelciklerin krk olan gvdelerinin alt ksmnn ucunun ne ekilde son bulduu belli deildir. 1535 ve 4432 envanter numaral heykelciklerin yanlara alm olan kollar dirsekten bklm durumda ne doru uzatlmtr. 4468 envanter numaral heykelciin kollar ise yanlara alm durumda hafif yukar kaldrlmtr. heykelciin de elleri ve bacak hatlar belirtilmemitir. Gvdelerinin alt ksm adak ivisi eklinde olan heykelcikler ilk defa Mezopotamyada Er Hanedan III Dneminden itibaren karmza kar. Telloda bulunan baz heykelciklerin gvdelerinin alt ksmlar ivi gibidir25. III. Ur Slalesi Devrine ait Urukta bulunduu sanlan bir heykelciin gvdesinin alt ksm da ivi eklindedir26. Bu tip heykelcikler Eski Hitit Devrinde Anadoluda bolca grlr. Eski Hitit Devrine tarihlendirilen Aana (Alalah) V. tabakada ehir kaps yaknnda bulunan bir heykelciin27, Aliar Aa ehirde 10 T ve 11 T tabakalar ile temsil edilen Hitit kltr katndaki bir mezarda ele geirilen bir heykelciin28, Tilmen Hyk II b tabakasnda bulunmu bir heykelciin29 ve Zincirli kazsnda bulunan bir heykelciin30, gvdelerinin alt ksmlar adak ivisi eklindedir. Ayrca yine Eski Hitit Devrine tarihlendirilen stanbul Arkeoloji Mzelerindeki 77.11 (Doanehir heykelcii)31, 87.7532, Tbingen Universitat fr vor - und Frhgeschictedeki Arapkir heykelciiyle33 baka bir heykelciin34, Anadolu Medeniyetleri Mzesindeki 6.2.91, 155.1.86 envanter numaral heykelciklerin35, orum Mzesindeki bir heykelciin36, Karaman Mzesindeki bir heykelciin37 ve Cafer Sait Okray Koleksiyonundaki 18, 20, 399 envanter numaral heykelciklerin38 gvdelerinin alt ksmlar da adak ivisi eklindedir.
ekil: 6

60

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Heykelciklerin nn de n ve arka taraflar dvme teknii ile dzletirilmi ince ve yass gvdeleri, Hititlerden bir nceki dnem olan Assur Ticaret Kolonileri Devrine ait kurun figrinleri andrmaktadr39.

Gvdelerinin alt ksmlar adak ivisi eklinde olan heykelciklerin, binalarn temelleri ile ilikili olduklar iddia edilmektedir40. Hititlerin temel yap ritueli metinlerinden, yaplarn temellerine iviler konduu anlalmaktadr41 ve kk boy maden Hitit tanr heykelciklerinin de birer temel adak (armaan) olabilecekleri dnlmektedir42. Bu tip heykelciklerin ular sivri olarak sona eren gvdelerinin alt ksmlarnn bir yere yerletirilerek veya sokularak durmas iin ivi, kama ya da ubukuk eklinde yaplm olduu dnlmektedir43. Burada ele aldmz heykelciin de yukarda saydmz benzerleri gibi Eski Hitit Devrine, yani M..1660 1470 / 1460 yllarna ait olduu dncesindeyiz.

Resim: 9

cords indicate that statuette number 1535 was found in Adyaman and the statuette number 4468 was found near Adana. There is no information at all as to where statue number 4432 was found. All the statuettes were produced with a pre prepared casting technique. After the casting, the back sides of their heads and front and back sides of their bodies were smoothed through a forging technique . All of three statuettes of the bottoms gods bodies are slim and tall. Statuette number 1535 has a sharp point at the bottom of its body and is reminescent of a nail. The bodies of statuette number 4468 and the statuette number 4432 are broken; it is not certain how their bodies are end. The three statuettes arm and leg lines are not apparent. The statuette whose bottom is like vow-nail was found in Mesopotamia; this type of statuette has been encountered since the Er Hanedan III period. There are lots of statuettes like this in Anatolia from the Old Hittite Period.

Resim: 7

Resim: 8

SUMMARY
The theme of this work is the three Hittite statuettes that are found in Adyaman Museums collection. Although it is not exactly certain where each statuette was found, the inventory reTRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

61

We are convinced that the three statuettes originated from the Old Hittite Period, the years of 1660 1470 / 1460 B.C.

1979, s. 322, Fig. 4.


26 27

Stromenger 1964, s. 414, Pl. 146. Darga 1992, s. 34; Uzunolu 1979, s. 322 dn. 7; Woolley 1955, s. 276, Pl. LXX No. AT / 39 / 67. Darga 1992, s. 34 ; Ekiz 1997, s. 161 162, Res. 1 3, ek. 1 2; Osten 1937, s. 192 - 193, Fig. 230 e 1612; Uzunolu 1979, s. 322 dn. 4. Alkm 1968, s. 218, 272, Res. 142; Darga 1992, s. 34; Uzunolu 1979, s. 322 dn. 8. Darga 1992, s. 34; Luschan 1943, s. 113, Abb. 156; Uzunolu 1979, s. 322 dn. 5. Darga 1992, s. 34, Res. 11; Uzunolu 1979, s. 321-325. Ekiz 1998 a, s. 15-17, Lev. II 1 a-b Bittel 1976, s. 100, 328, Abb. 92; Bittel Schneider 1940, s. 576, Abb. 8; Bossert 1942, s.60, Taf. 144 No. 608; Darga 1992, s. 34, Res. 12; Loon 1985, s. 40, Pl. X d; Uzunolu 1979, s. 321 322 dn. 2. Bittel 1976, s. 100, 328, Abb. 93; Bittel Schneider 1940, s. 576, Abb.7; Bossert 1942, s. 60, Taf. 144 No. 606; Darga 1992, s. 34, Res. 13. Ekiz 2000, s. 66, 68, Res. 4 9, ek. 3 6. Ekiz 1997, s. 162, Res. 4 6, ek. 3 4. Ekiz 1997, s. 162163, Res. 7 9, ek. 5 6. Ekiz 1998 b, s. 80 84, Res .7 9, 13 18, ek. 5 6, 9 12. Emre 1971, s. 81, Lev. V 3, VIII 2 a, 3, X 2 a c. Ellis 1968, s. 66, Fig. 21; Uzunolu 1979, s. 324. Darga 1985, s. 40, 46. Darga 1985, 49. Darga 1992, s. 34; Ekiz 1998 b, s.83; Ekiz 2000, s.69; Ekiz 2001 b, s. 23; Esin 1969, s. 64.

NOTLAR
28 *

Halil Hamdi EKZ, Arkeolog M.A., zmir Arkeoloji Mzesi, zmir/TRKYE Bu heykelcikleri yaynlamama msaade eden ve eserlerin resimlerini eken Adyaman Mzesi Mdr Vekili Sayn Fehmi Eraslana teekkr etmeyi zevkli bir grev sayarm. Darga 1992, s. 34.
31 29

30

2 3

Darga 1992, s. 34; Uzunolu 1979, s. 322 dn. 7; Woolley 1955, s. 276. Pl. LXX No. AT / 39 / 67. Alkm 1968, s. 218, 272, Res. 142; Darga 1992, s. 34; Uzunolu 1979, s. 322 dn. 8. Darga 1992, s. 34; Luschan 1943, s. 113, Abb. 156; Uzunolu 1979, s. 322 dn. 5. Darga 1992, s. 34, Res. 11; Uzunolu 1979, s. 321-325. Ekiz 2000, s. 65, Res. 4 9, ek. 3 6. Ekiz 1998 b, s. 79. Darga 1992, s. 34. Koay Ekiz l934, s. 81, 84 No. A.B.25, A.B.482. 2001 a, s. 243 244, 246, Res. 1 2. l992, s. 79, 187 No. 90.

32 33

34

7 8 9 10 11 12 13 14 15

35 36 37 38

Kulaolu

Ekiz 1997, s. 162 163, Res. 7 - 9, ek.5 - 6. Ekiz 1998 a, s. 16 17, Lev. II 2 a - b. Ekiz 1998 b, s. 81 82, Res. 16 - 18, ek. 11 12. Goldman 1956, s. 342 344, Fig. 456 a d. Koay 1951, s. 73, Lev. CXCV L 1, L 2. Alkm 1979, s. 155, Lev. 115, Res. 32 33. Ekiz 1997, s. 161 162, Res. 1 - 3, ek. 1 2; Osten 1937, s. 192, 193, Fig. 230 e 1612. Ekiz 1997, s.162, Res. 4 - 6, ek. 3 - 4. Ekiz 1997, s. 162 163, Res. 7 -9, ek. 5 -6. Uzunolu 1979, s. 321 325, Fig. 1 - 3. Ekiz 1998 a, s. 15 18, Lev. II. Ekiz 1998 b, s. 80 83, Res. 7 18, ek. 5 12. Parrot 1948, s. 56, 75, Fig. 14 d, e; Uzunolu
41 42 43 39

40

16 17 18 19

20 21 22 23 24

25

62

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

KAYNAKA
ALKIM, U. Bahadr 1968, Anatolia I. From the Beginning to the End of the 2 nd Millenium B.C., Nagel Publishers, Geneva. ALKIM, U. Bahadr 1979, kiztepe Kazs: lk Sonular, VIII. Trk Tarih Kongresi, 11 - 15 Ekim 1976, Kongreye Sunulan Bildiriler I, Ankara, s.151 157. BITTEL, Kurt 1976, Die Hethiter. Die Kunst Anatolien vom Ende des III bis zum Anfang des I Jahrtausends vor Christus, Mnchen. BITTEL, Kurt 1987, Der Schwergott in Yazlkaya, Anadolu (Anatolia) XXI (1978 / 1980), s. 21 28. BITTEL, Kurt - A. Maria SCHNEIDER 1940, Archaologische unde aus der Turkei im Jahre 1939, Archaologischer Anzeiger 1940, s. 554 596. BOSSERT, Helmuth Th. 1942, Altanatolien. Kunst und Handwerk in Kleinasien von den Anfagen bis zum vlligen Aufgehen in der Griechicshen Kultur. Die Altesten Kulturen des Mittelmeerkreises II, Berlin. DARGA, A. Muhibbe 1985, Hitit Mimarl / 1, Yap Sanat. Arkeolojik ve Filolojik Veriler, stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yaynlar No. 3221, stanbul. DARGA, A. Muhibbe 1992, Hitit Sanat, Akbank Kltr ve Sanat Kitaplar 56, stanbul. EKZ, Halil Hamdi 1997, Ankara Anadolu Medeniyetleri, orum, Karaman ve Konya Mzelerinde Bulunan baz Tanr Heykelcikleri, Anadolu Medeniyetleri Mzesi 1996 Yll, Ankara, s.161 172. EKZ, Halil Hamdi 1998 a, stanbul Arkeoloji Mzelerinde Bulunan Tanr Heykelcii, Arkeoloji Dergisi V, Ege niversitesi Edebiyat Fakltesi Yaynlar, Edited by H. Malay, zmir, s. 15 18.

EKZ, Halil Hamdi 1998 b, zel bir Koleksiyonda Bulunan bir Grup Tanr Heykelcii, Anadolu Medeniyetleri Mzesi 1997 Yll, Ankara, s. 79 93. EKZ, Halil Hamdi 2000, Anadolu Medeniyetleri Mzesinde Bulunan Hitit Heykelcii, Anadolu Medeniyetleri Mzesi 1999 Yll, Ankara, s. 65 75. EKZ, Halil Hamdi 2001 a, Anadolu Medeniyetleri Mzesinde Bulunan Eski Tun ana Ait Bir Grup dol, Anadolu Medeniyetleri Mzesi 2000 Yll, Ankara, s. 243 251. EKZ, Halil Hamdi 2001 b, el Mzesinde Bulunan Hitit Tanr Heykelcii, Trk Arkeoloji ve Etnografya Dergisi, Yl: 2001 Say: 2, T.C. Kltr Bakanl Antlar ve Mzeler Genel Mdrl, Ankara, s. 21 26. ELLIS, R. S. 1968, Foundation Deposits in Ancient Mesopotamia, New Hawen and London. EMRE, Kutlu 1971, Anadolu Kurun Figrinleri ve Ta Kalplar, Trk Tarih Kurumu Yayn VI. Seri No.14, Ankara. ESN, Ufuk 1969, Kuantatif Spektral Analiz Yardmyla Anadoluda Balangcndan Asur Kolonileri ana kadar Bakr ve Tun Madencilii (Metin, Kataloglar, Resim ve Haritalar) Cilt I: Ksm I ve II. Metin Analiz ve Tipoloji Katologlar, stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yaynlar No.1427, stanbul. GOLDMAN, Hethy 1956, Excavations at Gzlkule, Tarsus, Volume 2, From the Neolithic through the Bronze Age. Princeton University Press, Princeton, New Jersey. KOAY, Hamit Z. 1934, Ahlatlbel Hafriyat, Trk Tarih Arkeologya ve Etnografya Dergisi II, stanbul, s. 3 100. KOAY, Hamit Z. 1951, Trk Tarih Kurumu Tarafndan Yaplan Alaca Hyk Kazs 1937 1939daki almalara ve Keiflere ait lk Rapor, Trk Tarih Kurumu Yayn V. Seri No. 5, Ankara.

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

63

KULAOLU, Belma 1992, Ankara Anadolu Medeniyetleri Mzesi: Tanrlar ve Tanralar. T.C. Kltr Bakanl, Antlar ve Mzeler Genel Mdrl Yayn, stanbul. LOON, Maurits N. Van 1985, Anatolia in the Second Millenium B.C, Institute of Religious Iconography State University Groningen, Leiden. LUSCHAN, Felix von 1943, Ausgrabungen in Sendschirli V. Die Kleifunde von Sendschirli, Staatliche Museen zu Berlin, Mitteilungen aus den Orientalischen Sammlungen Heft XV, Berlin. OSTEN, Hans H. von der 1937, The Alishar Hyk Seasons of 1930 32, Part II, The University of Chicago, Oriental Institute Publications XXIX, Chicago.

PARROT, A. 1948, Tello. Vingt Campagnes Fouilles 1877 1933, Paris.

de

STROMENGER, Eva 1964, The Art of Mesopotamia, Thames and Hudson, London. UZUNOLU, Edibe 1979, Une Figurine de Fondation Hittite, Florilegium Anatolicum, Mlanges Offerts a Emmanuel Laroche, Editions E. De Doccard, Paris, s. 321 325. WOOLLEY, Sir Leonard 1955, Alalakh. An Account of the Excavations at Tell Atchana in the Hatay, 1937 1949, Reports of the Research Committee of the Society of Antiquaries of London No. XVII, London.

64

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

PALEOLTK TEKNOLOJDE EKRDEKLERN NEM


Kadriye ZELK*

Paleolitik Dneme ilikin, bugn elimizde bulunan en somut belgeler, paleolitik insann yaam sava iin kanlmaz unsurlar oluturan ta letler ve bu letleri bnyesinde barndran yontmata endstrilerdir. Bu endstriler, paleolitik insann yaantsn; sosyal, kltrel, ekonomik yapsn ve daha birok bilinmeyenini renebilmek, buradan yola karak karanlk bir dnemi aydnlatabilmek iin sahip olduumuz ve deerlendirilmeyi bekleyen en nemli veri grubunu oluturmaktadr. te bu noktada tipolojik ve teknolojik almalarn nemi gndeme gelir. Paleolitik insann kulland letin son eklini inceleyen tipoloji, bu dneme ilikin almalarda aratrmaclar tarafndan kullanlan ilk yntem olmutur. Otteun da belirttii gibi, tipolojik almalarda ama, ayn forma, az-ok ayn ileve sahip olan letler arasnda gruplandrmalar yaparak paleolitik almalarda bir dzen ve sistem oluturmaktr (Otte 1991, 129). Paleolitik asndan tipolojik incelemelerin yeri tartmasz ki ok nemlidir. Ancak, letlerin son hallerine ulaana kadar geirdikleri tm aamalar bir ilem zinciri erevesinde ortaya koymaya olanak salayan teknolojik almalar yaplmadnda paleolitik kltrleri btnyle tanmada yetersiz kalr. Baz aratrmaclarn da belirttii gibi, teknolojik inceleme yntemi sonucunda, kullanld ve tekrarland
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

anlalan let yapm teknikleri, geleneksel bir anlama ve kltrel bir deere sahip olacaktr (Otte 1991,- 128 - 129). Teknolojik almalarda ama, doadaki mevcut hammaddenin let haline gelene kadar geirdii ilem zincirinin (chaine opratoire) anlalmasdr. Bu ilem zincirinde, let elde etmek iin uygulanacak tekniin snrlarn belirleyecek olmasndan dolay hammadde olduka nemlidir. Zorunlu olarak teknik, hammaddenin nitelii ve boyutlarnn elverdii lde uygulanabilecektir. Semenovun da belirttii gibi, kullanlan hammaddeler ilenen parann biimsel zelliklerini, let tiplerini, alma ekillerini ve yapm pratiklerini etkileyecektir (Semenov 1964, 39). Paleolitik insann hammadde konusunda olduka seici olduu, doadaki en elverili hammaddeyi kullanabilmek iin aba gsterdii bilinmektedir. Yaad alanda var olanlarla yetinmeyip olduka uzaktaki hammadde kaynaklarna ulamtr. Elindeki hammaddeyi test ederek kullanma yoluna gittiini de birok endstride karmza kan kullanlmam ekirdeklerden anlamaktayz. Bu paralar belirli bir hazrlk aamas geirilerek ekirdek tasla haline getirilmi ama hibir yonga alnmadan braklm ya da zerinden baarsz bir yonga alnarak terkedilmi formlardr. 65

Hammaddeyi zenle seen paleolitik insan eitli tekniklerle onu yontmu ve istedii leti elde etmitir. Baz aratrmaclarn da belirttii gibi: let, yontma ileminin amac ve finalidir (Inzan ve di.1995,15). Teknolojik ilem zincirinde hammadde ve let arasnda bir kpr grevi stlenen eler olarak ekirdekleri grmekteyiz. zerlerinden, let yapma amacna ynelik olarak yonga, dilgi, dilgicik alnm hammadde kitlesi olarak tanmlanan (Yalnkaya 1989, 22) ve bir retim art olan ekirdekler, hi kukusuz ki, paleolitik bir yerleim yerinin endstrisinin incelenmesine ilikin teknolojik bir almada, varlklarna en fazla ihtiya duyulan materyaldir. let yapma amacna ynelik gerekletirilen ilem zincirinde en nemli halkay olutururlar. ekirdekler, yongalama ileminden nce bir n hazrlk aamas geiren ya da herhangi bir n hazrlk aamas geirmeyenler olarak iki grupta deerlendirilmektedir. n hazrln ilk aamas hammaddenin kabuk ya da ham yznn hazrlk yongalar koparlarak tamamen ya da ksmen

soyulmasdr. rnein piramit biimli bir dilgicik ekirdeinde, evresel yongalama yaplaca iin kabuk tmyle soyulmu, bir levallois ekirdekte ise tek yzey yongalama yzeyi olarak kullanlaca iin sadece o yzeyin kabuu kaldrlm, dier yzey ise ham haliyle braklm olabilir. ekirdek hazrlnn ikinci aamas ise bir vurma dzlemi (dz ya da yzckl) oluturulmasdr. Hazrlanm ekirdekler zerinde genellikle iki hazrlk evresinin hiyerarik olarak uyguland grlr. Ancak bu durum, kabuk soyulmadan hazrlanm bir vurma dzleminden alnm tamalk negatifleri tayan ekirdeklerde olduu gibi deimez bir kural deildir. ekirdek hazrlnn bu iki evresi dnda baz spesifik tekniklerde, kabuk soyma yongalarnn haricinde, yongalama yzeyini hazrlamak iin de hazrlk yongalar alnmtr. Hazrlanarak ya da hazrlanmadan tamalk retimi iin kullanlan ekirdeklerin, teknolojik almalara katklar gruplandrlacak olursa;

izim 1 1- Hammadde boyutunu gsteren ekirdek rnei (Karain Maaras E Gz I 17/20). 2- Hammadde formunu gsteren ekirdek rnei (Karain Maaras E Gz G 17/7). 66
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

- ncelikle ekirdekler, bir paleolitik yerleim ya da katlamn paleolitik zaman dilimi ierisindeki yerine oturtulmasnda nemli bir rol alabilirler. rnein levallois ekirdekler dorudan Orta Paleolitik ya da Alt Paleolitike balanabilecek kltrlerin habercisidir. Yine, dilgi ve dilgicik ekirdeklerinin baskn olduu bir endstri, st ya da Epi-paleolitik bir sre zerinde younlalmasna olanak salar. - Sadece ekirdekler incelenerek in situ durumdaki bir paleolitik yontmata endstrinin teknolojik zellikleri byk lde anlalabilir. lk izlenimler hammaddenin boyutuna ilikindir. ekirdek, zerinde, yarsndan fazla oranda kabuk ya da hamyz tayorsa, hammaddenin orijinal boyutu rahatlkla grlebilir. izim 1.1de sadece tek yzeyi yongalama yzeyi olarak kullanlm olan levallois ekirdein, yuvarms bir akln yontulmasyla olutuu grlmektedir. Yongalamann yaplmad, sadece vurma dzlemi

hazrl iin kullanlan ve hemen hemen btnyle hamyz tayan dier yzeyin formu ve ekirdein profilden grn bu durumu aka ortaya koymaktadr. izim 1.2de ise byk bir hammadde blokundan koparlm iri yongann ekirdek olarak kullanld grlmektedir. Bir nceki ekirdekte olduu gibi sadece tek yzey yongalama yzeyi olarak kullanlmtr. -Yongalamann hangi yntemle yapld ekirdeklerin zellikleri incelenerek belirlenebilir. rnein, ekirdek zerindeki tamalk negatiflerinde olduka belirgin vurma yumrusu negatifi, ta vurgala direk bir yongalamann varln gsterir. Vurma dzlemi ile yongalama yzeyi arasndaki a ise yine yongalamann ekliyle ilgili nemli bir grnmdr. Yongalamann dorudan ya da dolayl olduu anlalr. - ekirdekler zerinden alnan son tamalklarn negatif izleri, tamalk boyutlarnn maksimum, minimum ve ortalama deerlerinin

izim 2 1- Yongalanan tamalklarn negatif izlerinden metrik bilgilerin alnd ekirdek rnei (Karain Maaras B Gz 13 E/26). 2- Yongalama yzeyini hazrlayc yongalarn asgari miktarnn tespit edilebildii ekirdek rnei (Karain Maaras E Gz I 16/ 25) 3- Jandarma apkas biimli topua sahip bir yongann elde edilmi olduu ekirdek rnei (Karain Maaras E Gz I 18/ 28).
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

67

saptanmasna olanak verir. Bylelikle endstri iinde var olduklar dnlen yonga, dilgi ya da dilgiciklerle ilgili metrik bilgiler aa yukar ortaya km olur. Bu durum zellikle lineal levallois ekirdekler incelendiinde ok daha byk anlam kazanr. Hazrlanm her bir yongalama yzeyinden nceden tasarlanan tek rnn alnmasna ynelik bu teknikte (Boda 1988, 14) alnan rnn yonga, dilgi ya da u olduu anlald gibi, boyutlar da rahatlkla belirlenir (izim 2/1). Yine, zellikle levallois ekirdekler zerinde grlebilecek bir zellik ise, ekirdein yongalama yzeyinin hazrlanmasnn tanklar olan hazrlayc yongalarn asgari miktarnn belirlenebilmesidir (izim: 2/2). - ekirdeklerin vurma dzlemleri, kan rnlerin topuklarnn zelliklerini aklar. Dz vurma dzlemi, dz topuklu; yzckl bir dzlem ise yzckl topuklu rnlerin gstergesidir. izim 2/3te ok karakteristik bir topuk tipi olan jandarma apkas biimli topuklu yongann elde edildii bir ekirdek grlmektedir.

- ekirdekler incelendiinde yontmata let tipolojisine ilikin ilk izlenimler de ortaya kacaktr. ekirdek zerindeki negatiflerden yonga, dilgi ya da dilgicik tamalklar alnd saptanabilir. Tipolojik snflandrmalar iin ise tamalk tr nemli bir kriterdir. Yonga zerinde n kazyc ya da ucu ibkey budanm dilgi rneklerindeki gibi, tamalk trleri letlerin alt tiplerinin olumasnda rol almlardr. ekirdeklerin hazrlanmas ve yenilenmesine ynelik olarak alnan paralar da ekirdeklerle dorudan ilikilidir. Sonuta, bir ekilde ekirdekten ayrlan ve ekirdein birok karakteristik zelliini yanstan paralardr. Teknolojik adan nemlidir. ekirdekleri hazrlamak amacyla alnan tepeli dilgiler, endstri iinde standart retilmi, kavisli profile ve dzgn bir forma sahip dilgi ve dilgiciklerin gstergesidir. ekirdeklerin yenilenmesine ynelik olarak alnm; ekirdek tablas, dnml para, kornili para ve kutup izim 3 1- Kenar dzeltilenerek bir kazyc form verilmi ekirdek rnei (Karain Maaras B Gz F 12/20). 2- ontuklu let haline getirilmi dnml para rnei (Karain Maaras B Gz F 12/18) 3- n kazyc formu verilmi kornili para rnei (Karain Maaras B Gz F 12/18) 4- Dilemeli let haline getirilmi ekirdek tablas rnei (Karain Maaras B Gz F 13/25). 5- n kazyc formu verilmi ekirdek tablas rnei (Karain Maaras B Gz F 14/23). 6- ekirdek biimli n kazyc rnei (Karain Maaras B Gz 14 E/21). 7- Rende rnei (Karain Maaras B Gz F 14/22)

68

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

hazrlayc paralar, ekirdee belirli bir form vermek amacyla koparlm paralardr. Dolaysyla da byle paralar, sistemli ve zenli retilmi yonga, zellikle de dilgi ve dilgiciklerin var olduu bir endstrinin en belirgin tanklardr. Teknolojik adan nem ve gereklilikleri net bir biimde ortada olan ekirdekler ve ekirdeklere ilikin hazrlama ve yenileme paralarnn ayn zamanda let tamal olarak da kullanldklar grlmektedir. Kenarlar dzeltilenerek bir kazyc form verilmi ekirdekler, yine, dzelti, ontuk, dilemelerle ya da budanarak let haline getirilmi tepeli, dnml paralar, ekirdek tablalar ve kornili paralar hemen hemen btn paleolitik sitlerde rnekleri grlen paralardr (izim 3/1-5). zellikle de st ve Epi-paleolitikte ok youn olarak karmza karlar. Yine zellikle st ve Epi-paleolitik dnem yontmata letlerinin tipolojik snflandrlmalarnda ekirdekleri, literatrde, ekirdek biimli n kazyc (izim: 3/6) ve rende (izim: 3/7) olarak balca let tipleri arasnda grmekteyiz. Bu noktada da ekirdekler bir retim art tanmlamas snrlarn amaktadrlar.

Close inspection of cores may expose the technological characterization of an in situ Paleolithic site and its lithic industries to a great extent. First observations are usually about the availability of raw materials and their size. Analysis of cores may facilitate the determination of flaking methods and techniques used by the prehistoric knapper. For instance, negative surfaces of removed flakes on cores bearing pronounced bulbs of percussion demonstrate a direct percussion with hammer stone. Negative surfaces of the last flakes removed from cores may be used to estimate maximum, minimum, and mean blank size. Inspection of cores uncovers primary characteristics of stone tool typology. Negative surfaces on cores inform the analyst that the kinds of blanksa significant criterion in typological classificationsremoved were flakes, blades, or bladelets. Core reduction sequence involves other components that are produced during the core preparation, rejuvanation, and reuse. The existence of crested blades that are removed during the core preperation foresees standardized and regular blades and bladelets. Core tablets and plunging pieces are removed in order to shape cores during the rejuvanation stage. Therefore, these pieces attest to the presence of systematically produced fine blades and bladelets. It is overt that cores and other debitage resulting from core preparation and rejuvanation activities are used as blanks for tools. In particular, Upper Paleolithic and Epipaleolithic industries have such tool categories as corelike endscrapers (or endscrapers on cores) and rabot

SUMMARY
Cores are the most fundamental components in the study of lithic industries from Paleolithic sites. They form the primary stage in a production sequence of stone tools, which is usually referred to as Core Reduction Sequence in archaeological literature. The study of cores form an essential part of lithic technology research, and contribution of such studies can be summarized as following Cores may reveal or fine tune the chronostratigraphic position of a Paleolithic stratum or of a site.
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

69

NOTLAR
*

r.Gr.Dr. Kadriye ZELK Ankara niversitesi Dil ve Tarih Corafya Fakltesi, Arkeoloji Blm, 06100 Shhye-Ankara/TRKYE e-mail: kozcelik@humanity.ankara.edu.tr

KAYNAKA
Boda, E., 1988, Le Concept Levallois et Evulation de son Champs dApplication, LHomme de Neandertal, 4: La Technique, Edited by M.Otte, 13-26. Inizan, M.-L., Reduran, M., Roche, H., Tixier, J., NOTLAR 1995, Technologie de la Pierre Taille, Prhistoire de la Pierre Taille, Tome 4, Publie par le Cercle de Recherches et dEtudes Prhistoriques C.N.R.S., Meudon. Otte, M., 1991, Relations Technologie- Typologie en Prehistoire, Anthropologie, XXIX/1-2,127-130. Semenov, S. A., 1964, Prehistoric Technology (Translated by M.W. Thompson), Cory, Adams- Mackay, London. Yalnkaya, I., 1989, Alt ve Orta Paleolitik Yontmata Endstrileri Biimsel Tipolojisi ve Karain Maaras, Trk Tarih Kurumu Basmevi, Ankara.

70

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

DYARBAKIR MELEK AHMET PAA CAM N SSLEMELER


Sava YILDIRIM*

Gerek son yllarda yaplan aratrmalar ve gerekse giderek daha fazla aratrmacnn bu alana ilgi gstermesi sayesinde, Anadolu-Trk ini sanatnn zenginlii her geen gn biraz daha etrafl bir biimde ortaya konmakta, aydnla kan yeni malzemeler bu dnem ini sanatnn Trk ini sanat ierisinde sahip olduu nemli yeri ak bir ekilde gstermektedir. Ancak bu dnem ini sanatnn tam ve doru bir biimde ele alnarak salkl deerlendirmelere ulalabilmesi iin ncelikle Anadolunun eitli blgelerine dalm, yaplar zerinde mevcut ve mze koleksiyonunda bulunan ini sslemelerin katalounun tamamlanmas gerekmektedir.

Tarih boyunca pek ok medeniyete ev sahiplii yapan Diyarbakr, 1515 ylnda Yavuz Sultan Selim zamannda Osmanl ynetimine girmi1 ve bu dnemde kentte pek ok mimar eser ina edilmitir. almamzda bunlardan biri olan Melek Ahmet Paa Camiinin ini sslemelerinin motif, kompozisyon, renk ve teknik zelliklerle ortaya konmas amalanmaktadr. Yapnn inilerinden bahseden yaynlarda2 ayrntl bilgilerin yer almad, sslemelerin ksa notlar ve genel ifadelerle tantld anlalmaktadr. Bina, Urfa Kap yaknlarnda, kendi adn tayan mahalle ve cadde zerindedir. Eserin ina tarihini bildiren bir kitabesi yoktur ancak

izim 1: meknda, beden duvarlarndaki panolarda yer alan kompozisyon

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

71

kakma olarak mozaik tekniinde turkuaz renkli iniler yer almtr (Resim: 1, 2). Harimde beden duvarlarnn tamam, zeminden 86.5 cm. ykseklie kadar ulama inilerle kaplanmtr (Resim: 3), Panolarda, 34.5x34.5 cm. llerinde kare, bordrlerde 34.5x15 cm. llerinde dikdrtgen ulama ini levhalar kullanlmtr. Sarmtrak hamurlu beyaz astarl inilerde effaf renksiz sraltna bitkisel bir ssleme ilenmitir. Panolardaki kompozisyon, farkl biimlerdeki hatayilerin7 alternatif bir dzende tekrarna dayanmaktadr. Hatayilerin ta yapraklarndan kvrk kk yapraklar8 kmakta, motiflerin aralarndaki blmlerde ise saplar araclyla hatayilere balanan penler9 ve dilimli stilize iekler yer almaktadr. Yapraklar, saz yapraklar andrr tarzda kvrk bir biimde verilmitir ancak, onlar kadar iri ve hareketli ilenmemitir. Hatayilerin ta yapraklarnda koyu mavi, tohum keselerinde turkuaz, tohumlarnda ise turkuaz, koyu mavi, beyaz ve az miktarda krmz kullanlmtr. Krmz renk, inilerde son derece soluk ve kahverengiye alan bir tondadr. Penler iki farkl ekilde renklendirilmitir. Bir ksmnn yapraklarnda koyu mavi, yan sra az miktarda turkuaz ve krmz, gbeklerinde, yine turkuaz ve krmz, saplarnda ise koyu mavi yer almtr. Yapraklarda renk koyu mavidir. Damarlarnda az miktarda turkuaz ve krmz kullanlmtr. Motifler siyahla konturlanmtr (Resim: 4; izim: 1). Panolar alttan ve stten kuatan bordr inilerinde kompozisyon ters ve dz kemerler ierisine alnmtr. Ters kemerler ierisinde palmet-rumi kombinasyonuna dayanan bitkisel sslemeler ilenmitir. Ortadaki palmeti

izim 2: Doudaki mahfile k salayan merdivenlerin yan duvarlarndaki kompozisyon.

aratrmaclar3 tarafndan 16. yzyln ikinci yarsna tarihlendirilmektedir. Banisi Diyarbakrl Melek Ahmet Paadr4. Cami, Tuhfetl Mimarinde Mimar Sinann ina ettii yaplar arasnda gemektedir5. Fevkan konumdaki yapnn alt katnda dkkn meknlar bulunmaktadr. Enine dikdrtgen plnl yapnn hariminde orta mekn, dou ve batda kare kesitli ikier ayan destekledii kubbe ile rtlmtr. Yanlarda ise rt apraz tonozdur. meknda dou ve bat taraf iki katl bir dzenlemeye sahiptir ve burada mahfiller yer almaktadr6. Eserde ini ssleme, dta minare kaidesinin pabuca yakn ksmnda; i meknda ise beden duvarlarnda, doudaki mahfile k salayan merdivenlerin yan duvarlarnda ve mihrapta bulunmaktadr. Minarede bir bordr halinde taa ilenmi ssleme, alternatif olarak kabara ve rozetlerle bezenmi yan yana sekiz keli yldzlar ile bunlarn aralarndaki ok ucu ve yarm sekizgenlerden meydana gelmitir. Motiflerin i ksmlarnda,

Resim 1: Diyarbakr Melek Ahmet Paa Camii minaresinin kuzeydoudan grn

Resim 2: Minaredeki inilerden detay TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

72

ayndr ve bu kompozisyon ynden mihrab dolamaktadr. Bunun ardndan gelen ve belli bir ayla ie doru eimli 8 cm. geniliindeki ikinci bordrde ise, koyu mavi zeminde beyazla ilenmi rumili kvrm dallarn birbirine gemesine dayanan sonsuz bir kompozisyon ilenmitir. Motif ve renklerdeki bozulmalar gze arpmaktadr. 10 cm. geniliindeki nc bordrde sa taraftaki kompozisyonda emse motifleri10 ile ekenar drtgenlerin nbetlee olarak boyuna bir dzende birbirine eklenerek devam ettii grlmektedir. emselerin ii palmet-rumi kombinasyonuna dayanan bitkisel motiflerle bezenmitir. Ekenar drtgenler ise karlkl birbirine bitiik iki ruminin drt tarafndan radyal bir dzende kan palmetlerle sslenmitir. Hem emse hem de ekenar drtgenlerin i ksmlarnda motifler turkuaz zeminde beyazla ilenmi, krmzya da ok az yer verilmitir. Bordr, iki yandan geometrik rgyle snrlanm, emse motifleri ile ekenar drtgenlerin iki yannda rg kompozisyonuna bitiik rumiler yer almtr. Bordrn sol taraf ise ke stunce bal seviyesine kadar sa yanla ayndr. Bunun zerinde desenler ksmen benzemekle birlikte dzenleme farkllamaktadr. Burada merkezdeki sekiz keli yldzdan yine nsal bir biimde, alternatif bir dzende emse motifleri ve stilize ieklerin kt grlmektedir. Stilize ieklerin i ksmna kk sekiz kollu yldzlar ilenmitir. Muhtemelen levhalar buras iin hazrlanmamtr. Bu ksma yerletirebilmek iin kesilerek kullanlmtr. Bu nedenle gerek sekiz keli yldzlar ve gerekse ondan nsal bir dzende kan motifler yarm bir biimde grlmektedir. Mihrap niinin alt ksmnda ayn kom-

Resim 3: meknda gney cephenin bats ile bat cephenin gneyindeki inilerin genel grn

iki yandan rumiler kuatmaktadr. Dz kemerler ierisinde ise ayn kompozisyonun yan sra palmetleri evreleyen rumilerin zerinde ikinci bir palmet yer almakta ve bunun saplar bulut motifleriyle nihayetlenmektedir. Kompozisyonda zemin nbetlee bir dzende koyu mavi ve turkuazla renklendirilmi, motiflerde ise beyaz ve yer yer krmz kullanlmtr (Resim: 5). Gerek pano ve gerekse bordrlerdeki kompozisyon, cephe duvarlarnn tamamnda monoton bir biimde tekrar edilmitir. Tahribatlar neticesinde iniler yer yer dklerek kesintiye uramtr. Yapnn gney cephe ortasndaki 4.25 m. yksekliinde, 2.01 m. geniliindeki mihrab btnyle sralt tekniindeki inilerle kapldr (Resim: 6). Motif ve kompozisyonlar cephe duvarlarndaki inilerden ok fazla farkllk gstermez. Mihrab dtan, genilikleri birbirinden farkl bordr dolamaktadr. En dta 15 cm. geniliindeki bordr, gerek form ve ller gerekse motif ve kompozisyon zellikleriyle cephe duvarlarnda yer alan bordr inileriyle

Resim 4: Panolardaki ini sslemelerden detay TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Resim5: Bordr inilerinden detay

73

Resim 6: Mihrabn genel grn

pozisyona sahip inilerin yer almas dzenleme hakknda fikir sahibi olmamz salar. Merkezdeki motifin ortasnda da sekiz keli bir yldz yer almakta ve yldzn her kesinde birer kk palmet grlmektedir. Renkler merkezdeki sekiz kollu yldzn zemininde turkuaz, onun ortasndaki motiflerde beyaz ve az miktarda krmz, sekiz keli yldzdan kan stilize ieklerde koyu mavi, bunlarn i ksmndaki yldzlarda zemin turkuaz motifler beyazla ilenmitir. emse motifinde ise renk dzeni, bordrn alt ksmndaki motiflerden farkllk gstermemektedir (Resim: 7, 8). Bordrn deiik kompozisyonlara sahip alt ksm ile st ksm arasnda enine yerletirilmi kareye yakn dikdrtgen tek bir levha yer almaktadr. Levhada hatayi motifi, kvrk iri yaprak tarafndan kuatlmaktadr. Bunun dndaki alanlarda stilize edilmi iekler grlmektedir. Gerek ikinci ve gerekse nc bordrn dn yapt tepe noktas kompozisyonu farkldr. Burada en dtaki bordrle ayn motif ve kompozisyona sahip iniler yer alr.

Resim 7: Mihrap bordrlerinin alt ksmndan detay

92 cm. yksekliindeki mihrabn kavsaras, sekiz sra halinde mukarnaslarla dolgulanmtr11. Mukarnas yuvalarnda ak yeille konturlanm V biiminde motifler ilenmitir. Ayrca yer yer son derece basit bir biimde ilenmi bir vazodan kan ortada karanfil ve onun iki yanndaki laleleri de grmek mmkndr. V eklindeki motiflerin aralarndaki boluklarda koyu mavi ve turkuaz kullanlmtr12. Karanfillerde krmz, lalelerde ise yine koyu mavi renk yer almtr (Resim: 9). Mukarnasl kavsarann kelerine rastlayan alanlarda ise cephe duvarlarnn panolarndakiyle ayn zelliklere sahip iniler kullanlmtr. Mihrabn kelerinde yer alan stunceler altgendir. Sa taraftaki stuncenin bal harla geliigzel bir biimde kapatlmtr. Sol taraftaki baln st ksmnda S yapan kvrm dallarn gemesiyle oluturulan bir kompozisyon bulunmaktadr. Alt ksmda ise palmet-rumi

74

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Resim 8: Mihrap bordrlerinin st ksmndan grn

esasna dayanan bitkisel bir ssleme ilenmitir. Ortadaki palmet yine iki yandan rumiler tarafndan kuatlmaktadr. Palmetin ta yaprandan kan saplar yine stilize bir palmetle nihayetlenmektedir. Balkta zemin turkuaz ve koyu mavi; motifler beyazla ilenmitir. Stunce gvdesinde yine rumili kvrm dallarn gemesine dayanan kompozisyon yer alr. Renk dzenlemesi stunce balndan farkllk gstermemektedir (Resim: 10). Mihrap niinin alt ksm ile kavsara arasndaki blmde bir gei kua bulunmaktadr. Burada mihrabn dtan nc bordrnde grdmz emse ve ekenar drtgenlerin birbirine eklenmesiyle meydana gelen sonsuz kompozisyon bu defa enine bir dzende ilenmitir. Kelere rastlayan alanlarda ise mukarnaslar yer almtr. Niin alt kesimi be kenarl olarak dzenlenmitir. Burada, birinci sra levhalarda, kavsaraya gei kuandaki kompozisyon tekrar edilmitir. Ortadaki kenarda ikinci sra levhalardan itibaren grdmz merkezdeki sekiz keli yldzdan radyal dzende kan motiflerle meydana getirilen kompozisyon, mihrabn dtan nc bordrnn st ksmndaki dzenlemeyle ayndr. Bordrde iniler kesilerek kullanld iin yarm bir biimde grlen kompozisyon burada btn haldedir (Resim: 11). Niin alt blmnde daha dar tutulmu dier iki kenarda ise kompozisyon yine emse ve ekenar drtgenlerin boyuna bir dzende birbirine eklenmesiyle meydana getirilmitir. Niin alt ksmndaki birinci sra levhalardaki enine kompozisyon drt taraftan; ikinci sra levhalardan itibaren ise ortadaki kenar, ynden bordrle kuatlmtr. Bordr kompozisyon, daha nce
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS Resim 9: Mihrabn mukarnasl kavsarsndan detay

mihrab dtan kuatan ikinci bordrde ve stunce gvdesinde grdmz rumili kvrm dallarn birbirine gemesine dayanan sonsuz bir dzenlemedir. Doudaki mahfile k salayan merdivenlerin yan duvarlarndaki iniler sralt tekniindedir. Panolar, bir kenar 15 cm. uzunluunda altgen inilerle kaplanmtr (Resim: 12). Altgen motiflerinin ii birbiri ierisinde yer alan dilimli stilize ieklerle bezenmitir. Renkler koyu mavi, turkuaz ve beyazdr. genlerde ise yine turkuaz kullanlmtr. Tm altgen-gen kompozisyonu beyaz bir konturla evrelenmitir (Resim: 13). Bu kompozisyonu bordr inileri kuatmaktadr. Bordr inilerinde kompozisyon, saplar araclyla birbirine balanan stilize iek ve in bulutu motiflerinin nbetlee dzende yan yana diziliinden meydana gelmitir. Bordrde zemin koyu mavi, motifler beyazla ilenmitir. Stilize ieklerin i ksmlarnda ve in bulutlarnda turkuaz renge de rastlanmaktadr (Resim: 14; izim: 2). 75

risine kakma ini ya da srl tula, Anadolu Trk sanatnda ok yaygn deildir. Eski Arapkirde tekke olmas muhtemel yapnn mihrabndaki ta kabaralarda16, Karaman brahim Bey maretinin minare gvdesinde17, Edirne ah Melek Camiinin takap bordrnde18, Bursa Koza Hann takapsnn kemer keliklerinde19, stanbul Mahmut Paa Trbesinin d cephesinde20, Balat lyas Bey Camiinin dou cephesinin gneyindeki alt sra pencerede21, Manisa Ulu Camiinin portalinin iki yanndaki dilimli madalyonlarda22 da bu teknikte ini ya da srl tulalar grmekteyiz. meknda beden duvarlarndaki kompozisyon bir seri retimi gsterircesine Diyarbakrda, Nebi Camii, Hsrev Paa Camii, Behram Paa Camiindeki inilerde de tekrar edilmitir23. Yalnz Hsrev Paa Camiindeki inilerde bordr kompozisyonu farkldr. Diyarbakr dnda, Tunceli Samandaki Salih Bey Camiinde de benzer inileri bulmak mmkndr24. Ayrca yine Pertekteki Bey Hamamnda ve Pertek Kalesinde de ayn slbu tayan iniler grlmektedir25. Adana Ulu Camiinde harimin gney duvarnn byk bir blmnde ve trbedeki sandukalarda da bu kompozisyon yer alr26. Melek Ahmet Paa Camiinin i mekn duvarlarnda panolardaki bitkisel kompozisyon farkl bir varyasyonla stanbuldaki II. Selim Trbesinde27 de uygulanmtr. Ancak burada ele aldmz inilerden farkl olarak yapraklar yer almaz, onlarn yerini gl goncalar almtr. Mihrapta ini, Diyarbakrda sadece Melek Ahmet Paa Camiinde kullanlmtr. Mihraptaki inilerin nemli bir ksmna duvar yzeylerinde de rastlanmas kanaatimizce buras iin zel olarak ini retilmediini, eldeki inilerin deerlendirilmesi yoluyla mihrabn kaplandn gsterir. Osmanl ini sanatnda mihrapta ini kullanlmas yaygndr. zellikle mermer mihraplarn bordrlerinde, ni altlarnda ini kullanlmtr. stanbul Piyale Paa Camiinin mihrab, ele aldmz eserin mihrabnda olduu gibi btnyle ini ile kaplanmtr28. stanbul Takkeci brahim Aa Camiinin mihrab da mukarnasl kavsaras dnda tamamen inilidir. Rstem Paa Camii, Sokullu Mehmet Paa Camii, skdar Atik Valide Camii, vaz Efendi Camii, Mesih Paa Camii, Ramazan Efendi Camii ve Mehmet Aa
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Resim10: Mihrabn soldaki stuncesinden detay

Diyarbakr Melek Ahmet Paa Camii inileri zellikle i mekndaki motif, kompozisyon, renk ve teknik zellikleriyle bir yandan 16. yzyln ikinci yarsnda stanbul ve Anadoludaki mimar eserlerde yer alan znik inileriyle13 benzerlik gsterirken dier yandan baka yerlerde rastlanmayan zgn tasarmlaryla dikkati ekmektedir14. iniler, motif ve kompozisyon bakmndan byk lde zniki taklit etmekteyse de, kalite onun ok gerisinde kalmtr. inilerin tamamnda gerek retim ve gerekse kaplamalarn duvar yzeyine yerletirilii bakmndan dk bir kalite ve teknik dzey ortak zelliktir. Motiflerin ilenii ve ulama levhalardaki desenlerin birbirini baz yerlerde tutmamas, renk tonlarndaki bozukluklar ve srdaki yer yer atlaklar ak bir ekilde mahall bir slba iaret etmektedir15. Minare kaidesindeki geometrik ta ssleme ierisine kakma olarak yerletirilmi ini mozaiklerin dzenleme bakmndan aynsn yine Diyarbakrdaki Akkoyunlu eseri Safa Camiinin minaresinde grmekteyiz. Bu tr kompozisyona Anadolunun baka yerlerinde rastlanmamas, sadece Diyarbakr ile snrl kalmas ilgi ekicidir ve yine yerel bir gelenein gstergesidir. Ta ie76

Resim11: Mihrap niinin alt ksmndan detay

Camii mihraplarnn eitli blmlerinde ini yer almtr29. Melek Ahmet Paa Camiinin i meknnda, doudaki mahfile kan merdivenlerin yan duvarlarndaki inilerdeki altgen-gen kompozisyonu, Diyarbakrda Safa Camiinin harimindeki inilerde renkli sr tekniiyle uygulanmtr. Anadolu-Trk ini sanatnda bu kompozisyon erken dnemlerden itibaren sevilerek kullanlmtr. Anadolu Seluklu Dneminde, Tokat Gk Medresede eyvann yan kanatlarnda30, Tokat Murad

Sedefkar Trbesinde kubbeye geii salayan gen sahann altnda31, Bursa Yeil Camii tabhanelerinde32, yan eyvanlarda33, hnkar mahfilinin duvarlar ile dou ve batsndaki odalarda, st kata geii salayan merdivenlerin yanndaki meknlarda34, Bursa Muradiye Camiinin harim duvarlarnda35, Bursa Muradiye Medresesi ana eyvannda36, Adana Ulu Camii Trbesi, trbe n meknnn bat duvarnda37 ve Edirne Muradiye Camii i mekn duvarlarnda38 bu kompozisyonla karlamaktayz. 16. yzyln ikinci yarsnda Diyarbakr mahall zellik gsteren bir grup inili yapsyla znike alternatif bir merkez olarak karmza kmtr. Melek Ahmet Paa Camii inileri, bu yerel karakter gsteren inilerin ierisinde her trl tahribat ve yanl mdahaleye ramen gnmze nispeten iyi durumda gelebilmitir39. ncelikle, inilere insan eliyle verilen zararlarn nne geilmeli, daha sonra koruma ve onarmlarnn yaplmas gerekmektedir. Aksi takdirde inilerdeki dklmeler artacak ve iniler yok olma tehlikesiyle kar karya kalacaktr. 77

Resim12: Mahfile k salayan merdivenlerin duvarlarndaki ini sslemeler TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Resim13: Panolardaki geometrik sslemeden detay

Resim14: Bordrn genel grn

SUMMARY
Diyarbakr is one of the most important cities in the begining and developing of Anatolian Turkish Art. A lot of building which had built in the different periods is placed in the city. Also one these is Melek Ahmet Paa Mosque. This building is placed near Urfa Gate and on the quarter and street which has same name with has same name with structure. There is not inscription of mosque but according to the researchers structure was built in second half of 16th, century by Melek Ahmet Paa. It is dealt with tile ornaments of this mosque with regard to motifs, composition, colour, and technique features in this article. Outer, tile ornaments have placed on minaret and the inner tile ornaments, are placed on the front walls, mihrab, side wall of staircases which reaching to east mahfil. It is used inlay tile mosaic technique on minaret. Technique which used inside tiles are underglaze. Glaze is transparent and colourless. Also it is noticed crackles on the glaze. Tiles of Melek Ahmet Paa Mosque with regard to motif and composition have both original features and imitation of znik tiles in the second half of 16th century. It is seen hatai, leaf, penc, stylize rose, which is on the which is on the white ground on tiles of front walls. Mihrab has covered completely with tiles. This tiles on large scale are same with tiles of front walls. Mihrab has covered completely with tiles. This tiles on large scale are same with tiles of front walls. Mihrab has covered 78

completely with tiles. This tiles on large scale are same with tiles of front walls. In our opinion this sitiuation show that it was notproduced special tiles for mihrab. Composition of the panel tiles is geometrical at the side wall of staircases reaching to east mahfil. Here we see hexagon triangle composition. Although the tiles imitate znik, quality of production does not reach to znik. A poor quality is seen on the tiles. Dirty - white ground, defeat of both clour tones and motifs indicate local style. When we are compared othe tiled building in Diyarbakr, tiles of Melek Ahmet Paa Mosque are better that others in spite of evry kind damage. It should be done restoration and conservation of tiles. Otherwise we can say clearly that the tiles spilled will rapidly increase and tiles will be lost.

NOTLAR
* Sava YILDIRIM, Ara. Gr., Ankara niversitesi Dil ve Tarih-Corafya Fakltesi Sanat Tarihi Blm, Shhye-Ankara/TRKYE Diyarbakr tarihi hakknda ayrntl bilgi iin bkz., B. Gnkut, Diyarbekir Tarihi, Diyarbekir, Tarihsiz; B. Konyar, Diyarbakr Tarihi, C.I, basld yer belirtilmemi 1936; U. Eti, Diyarbekir, Diyarbekir 1937, s. 15-17; . Beysanolu, Ksaltlm Diyarbakr Tarihi ve Abideleri, stanbul 1963; R. Balin, Diyarbakr, Tarihe, Eski Eserler, Corafya, leler, Kltr, Yetitirdii Adamlar, Diyarbakr 1963; Anonim, Cumhuriyetin 50. Ylnda Diyarbakr, 1973 l Yll, Ankara 1973, s. 4-128; N. Gyn, Diyarbakr maddesi, Trkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi, C.9, stanbul 1994, TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

464-472; . Beysanolu, Antlar ve Kitabeleri ile Diyarbakr Tarihi, C.I-II, Ankara 1998.
2

100.
8

Yapnn ini sslemeleri hakknda bilgi veren yaynlanm almalar iin bkz., K. Erdmann, Zur Turkischen Baukunst Seldschukischer und Osmanischer Zeit, Istanbuler Mitteilungen, Heft 8, Tubingen 1958, s.1-39, (s. 36); J. Raby, A Rival To znik. A Sixteenth Century Tile Industry in Eastern Anatolia , Istanbuler Mitteilungen, Band 27/28, (1977-1978) Tubingen 1978, s. 429-459 (s. 437); F. Yeniehirliolu, Les Grandes Lines Del Evolution Du Programme Decoratif En Ceramique Des Monuments Ottomans Au Cours Du XVI Eme Siecle, Erdem, C. I, S. 2, Ankara 1985, s. 453-476, (s. 471 vd.); F. Yeniehirolu, Les Revetements De Ceramique Dans Le Edificies Ottomans De Diyarbakr Au XVI Siecle, Ars Turcica Akten Des VI nternationalen Fr Turkische Kunst, Text I, Munchen 1987, s. 368382, (s. 371 vd); . Yetkin, Mimar Sinann Eserlerinde ini Ssleme Dzeni, Mimarba Koca Sinan Yaad a ve Eserleri 1, stanbul 1988, s. 479498, (s. 491); F. Yeniehirliolu, Sinan Yaplarnda ini Kullanm, VI. Vakf Haftas Kitab, (5-8 Aralk 1988), stanbul 1989, s. 301-314 (s. 304 vd.). M. Szen; Diyarbakrda Trk Mimarisi, stanbul 1971, s. 95te yapnn 1587-1591 tarihleri arasnda ina edildiini sylemektedir; A. Kuran; Mimar Sinan, stanbul 1986, s. 286da cami iin 1591 tarihini vermektedir. Melek Ahmet Paa hakknda bilgi iin bkz., M. Sreyya (Y. Hazrlayan N. Akbayar), Sicili Osmani, C.4, stanbul 1996, s.1081. Z. Snmez, Mimar Sinan le lgili Tarihi YazmalarBelgeler, stanbul 1988, s. 84. Yapnn mimar zellikleri hakknda bilgi iin bkz., M. Szen, a.g.e., s. 95-99 vd; Orhan Cezmi Tuncer, a.g.e., s.158-164. Hatayi motifi hakknda bilgi iin bkz., C. E. Arseven, Les Art Decoratif Turcs, stanbul 1950, s.56 vd; A. Akar- C. Keskiner, Trk Ssleme Sanatlarnda Desen ve Motif, stanbul 1978, s.18; M. M. Yamanlar, Hatayi Motifinin Menei, 9. Milletleraras Trk Sanatlar Kongresi (23-27 Eyll 1991), Bildiri zetleri, Ankara 1995, s. 445-448; S. T. Bakr, znik inileri ve Glbenkyan Kolleksiyonu, Ankara 1999, s.188-190; C. Keskiner, Trk Ssleme Sanatlarnda Stilize iekler-Hatai, Ankara 2000; . Birol- . Derman, Trk Tezyini Sanatlarnda Motifler, stanbul 2001, s. 67-

Yaprak motifi hakknda bilgi iin bkz., S. T. Bakr, a.e., s.194-196; . Birol-. Derman, a.e., s.17-46. Pen motifi hakknda bilgi iin bkz., C. E. Arseven, Sanat Ansiklopedisi, C. IV, stanbul 1983, s.100; S. T Bakr, a.e., s. 190-193; . Birol -. Derman, a.e., s. 4764. emse motifi hakknda ayrntl bilgi iin bkz., Y. zcan, Trk Kitap Sanatnda emse Motifi, Ankara 1990. Mukarnaslarn dzeni, kurgusu, mihraba ilikin ller ve oransal bilgiler iin bkz., O. C. Tuncer, a.g.e, s. 252-256 vd. F. Yeniehirliolu, Sinan Yaplarnda..., s. 313; O. C. Tuncer, a.e., s. 161 kavsarada zel kalplar kullanldn ifade etmektedirler. znik inileri hakknda genel bilgiler veren belli bal yaynlar iin bkz., A. Refik, znik inileri, Darlfnun Edebiyat Fakltesi Mecmuas, C. VIII, S. 4, stanbul 1932, s. 36-53; N. Atasoy -J. Raby, znik Seramikleri, Singapur 1989; A. Altun, znik ini ve Seramikleri, Sadberk Hanm Mzesi Trk ini ve Seramikleri, stanbul 1991, s. 7-48, (s. 8-17); S. T. Bakr, a.g.e., Ankara 1994, s. 188-271; A. Altun, znik ve inisi, Kltr ve Sanat, S. 35, Ankara 1997, s. 26-30, (s.28-30); Anonim, Osmanlda ini Seramik yks, stanbul 1998, s. 91-162; J. Carswell, znik Pottery, London 1998; A. Altun, Osmanl iniciliinde znik, Osmanl, C. 11, Ankara 1999, s. 213-219. F. Yeniehirliolu, Les Grandes..., s. 471de ini sslemelerin bakent yaplarnn slbunu tadn sylemektedir. Ayr bir yayn olarak hazrlamay dndmz Diyarbakr inilerindeki yerel zellikler ve inilerin retim yerleri konusu burada ayrntl ele alnmayacaktr. . Yetkin, Anadoluda Trk ini Sanatnn Gelimesi, stanbul 1986, s.153. . Yetkin, a.e., s.135, Resim 84. Resim iin bkz. B. Ersoy, Edirne ah Melek Camiinin Tantm ve Mimari zellikleri Hakknda Dnceler, Ege niversitesi Arkeoloji -Sanat Tarihi Dergisi VI, zmir 1992, s.47-61, (Levha XVII, Resim 4) G. ney, Trk ini Sanat, stanbul 1976, s.107. G. ney, a.e., s.98.

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

79

21

Resim iin bkz., A. Durukan, Balat lyas Bey Camii, Ankara 1988, Resim 18. Resim iin bkz., . Yetkin, a.g.e., Resim 81; H. Acun, Manisada Trk Devri Yaplar, Ankara 1999, s.66, Resim 34. Diyarbakr Arkeoloji Mzesinde hangi yapdan getirildii bilinmeyen baz fragmanlarda da benzer inilere rastlanmaktadr. Resimler iin bkz., A. T. Yavuz, Samandaki ok Fonksiyonlu Salih Bey Camisi, Vakflar Dergisi, S. VIII, Ankara 1969, s. 229-242, (Resim 17-20). A. T. Yavuz, a.m., s.239. Resim iin bkz., N. am, Adana Ulu Camii Klliyesi, Ankara 1986, Resim 15, 27. Resim iin bkz., S. T. Bakr, a.g.e., Resim 105. F. Yeniehirliolu, Sinan Yaplarnda..., s. 304. 16. yzyl Osmanl mimarisinde inili mihraplar ve ssleme dzeni hakknda bkz., XVI. Yzyl Osmanl Dnemi Yaplarnda Grlen Mimari Ssleme Programlarnda Mimar Sinann Katks Var mdr, Mimarlk, S. 5-6, stanbul 1982, s. 29-35, (s.30-31); F. Yeniehirliolu, a.m., s. 303-304; S. T. Bakr, a.g.e., s. 261-266.

30

. Yetkin; a.g.e., s. 95. . Yetkin; a.e., s. 97. Resim iin bkz., Y. Demiriz, Osmanl Mimarisinde Ssleme I, Erken Devir (1300-1453), stanbul 1979, s. 357, Resim 283. Resim iin bkz., Y. Demiriz, a.e., s. 356, Resim 281. Resim iin bkz., Y. Demiriz, a.e., s. 368, Resim 305. Resimler iin bkz., Y. Demiriz, a.e., s. 276-277, Resim 164-166. Resim iin bkz., Y. Demiralp, Erken Dnem Osmanl Medreseleri (1300-1500), Ankara 1999, Resim 50. N. am, a.g.e., s.16. Resimler iin bkz., Y. Demiriz, a.g.e., s. 503-506, Resim 507-515. nsan eliyle verilen bu zararlar dnda ayrca Diyarbakr yaplarna ait inilerin yurtdna karlarak dnyann nde gelen mzelerinde sergilendii de bilinmektedir. Diyarbakra ait inilerin yer ald eitli kolleksiyonlar iin bkz., J. Raby, a.g.m., s. 456-458.

31

22

32

23

33

34

24

35

36

25

26

37

38

27

28

39

29

80

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

TEK KATLI VE KISMEN K KATLI RUHA (URFA) HANLARI


Adil ZME*

Ruha (Urfa) hanlar zerine bilgi veren yayn ve kaynaklar snrldr. Hanlar zerine bilgi veren ilk kaynak Evliya elebidir. Seyahatnamesinde o dnem mevcut olan hanlarn isimlerini vermitir1. Urfa hanlar zerine bilgi veren bir alma ise Cihat Krkolu tarafndan hazrlanmtr. anlurfa Ticaret Yaplar balkl doktora seminer almasnda Urfadaki hanlar ksaca tantlmtr2. Yazarn anlurfa slm Mimarisinde Ta Ssleme adl doktora tezinde, Urfadaki slm Dnemi eserlerinin sslemeleri ele alnrken, hanlardaki ssleme unsurlarna da yer verilmitir3. Mehmet Alperin Urfann Meknsal Yaps Trk-slm Mimarisindeki Yeri balkl doktora tezinde, baz hanlara ksa balklar halinde deinmitir4. Belirtilen almalar dnda, Urfa hanlar zerine bilgi veren yayna rastlanmaz. Hanlar ilk defa tarafmzdan detayl olarak incelenmi, rlveleri karlm ve bilim dnyasna sunulmutur5.

1). Ancak, yapnn plnna bakldnda; dou cephenin, avlu kuzey kanadndan itibaren, kuzeye doru kademeli bir ekilde daralarak n cephe ile birletii anlalmaktadr. Giri akl, sivri kemerli derin bir ni iine alnm, bask kemerli bir kap eklindedir. Girii, ortadaki dikdrtgen plnl avluya balayan koridorun st, ard arda iki apraz tonoz ve daha sonra bir beik tonozla rtlmtr. Koridorun dou ve bat duvarlar zerinde, kare biimli pencere akl yer almaktadr. Kuzey-gney dorultusunda uzanan dikdrtgen avlu, dikdrtgen ayaklara oturan, sivri kemerli revakla evrilidir. Ancak, gneybat kedeki kaya bloku, revaklarn kesintiye uramasna neden olmutur. Avlunun kuzey kanadnda, giri koridorunun dou ve bat yanlarnda yer alan kareye yakn plnl meknn orijinal durumu, bugn deiikliklere uramasna ramen, kalan izlerden saptanabilmektedir. Meknlarn ortasnda yer alan kare biimli iki ayak ile, revak oluturan iki ayak arasnda kalan blm apraz tonoz, bu blmn evresini U eklinde dolanan blm ise, sivri beik tonozla rtlmtr. Benzer bir uygulama, avlunun gney kanad iin de geerlidir. Bu blm, dou-bat dorultusunda yerletirilen drt ayak ile iki sahna ayrlm ve sahnlarn st sivri beik tonoz ile rtlmtr. Ancak bu sahnlardan kuzeyde kalan, ortada yer alan ayaklar balayan kemerler ile, revak ayaklarn balayan kemer karnlarnn ykseklik farkndan dolay, tonoz ierisine yedirilmesi nedeniyle, apraz tonoz grnm vermektedir.

Samsat Kaps Han Yap, kendi ad ile anlan mahallede, 12 Eyll Caddesi ile Samsat Kap Sokann birletii kede yer almaktadr. Batdan douya doru, hafif meyilli olarak alalan bir arazi zerinde yer alan yap, dikdrtgen plnl, tek avlulu, tek katl ve revakl bir plna sahiptir (izim: 1, 2). Duvarlarnda ve tayc sisteminde dzgn kesilmi kfeki ta, rt sisteminde moloz ta malzeme kullanlan han, dolgu duvar tekniiyle ina edilmitir. Yapnn bat, gney ve dou cephelerinin tamam ile kuzeydeki ana cephenin giri akl dndaki blmleri, ek yaplarla kuatlmtr (Resim:
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

81

izim 1: Samsat Kaps Han, restitsyon pln

izim 2: Samsat Kaps Han, rlve pln

Avlunun dou ve bat kanatlar simetrik olup bir sra sivri beik tonozlu revakla kuatlmtr. Revak kemerlerinin karnlar, dier kanatlarda olduu gibi tonoz iine yedirilmitir. Avlunun dou ve bat kanatlarnn kuzey ularnda, sivri kemerli bir kap gerisinde, ayn eksen zerinde yer alan tek kollu merdivenlerle, orijinalde dz toprak olmas gereken ancak, bugn beton ap sval dama k salanmtr. Yapnn tek katl olduu, yzeysel ta bir saak benzeri kornile cephenin sonlandrlmasndan ve hemen bu korni altnda grlen rtenlerden anlalmaktadr. Bask kemerli giri akl stnde yer alan kitabeliin bo olmas nedeniyle, kesin bir tarihlendirme yaplamamaktadr. 16. yzyl ariv belgelerinde yapyla ilgili hibir bilgiye rastlanmamaktadr6. 1649 ylnda Urfaya gelen Evliya elebinin bu handan bahsetmesi, yapnn bu tarihte ayakta olduunu gstermektedir7. Bu bilgiler nda yapnn, 16001649 tarihleri arasnda yaplm olduunu sylemek mmkndr.

Millet Han Yap Kprba Mahallesinde yer almaktadr. Dousunda Sleymaniye Camii, gneydousunda Yemen Askeri Mustafa Aa (Bican Aa) Han, batsnda Merkez Komutanl ve gneyinde bugn terk edilmi olan asker kla yer almaktadr Dou, bat ve kuzeyden alalan, knt bir alanda ina edilen yap, yamuk plnl olup tek katl, tek avlulu ve ksmen revakldr (izim: 3). Topografi nedeniyle yapnn bat, kuzey ve dou cepheleri, bugn rt sistemine kadar toprakla dolmutur (Resim: 2). Dolgu duvar tekniinde ina edilen yapnn duvarlarnda, dzgn kesilmi kfeki ta, rt sisteminde kaba yonu ve moloz ta birlikte kullanlmtr. Yapya giri, gney cephenin bat ucunda yer alan portalden salanmaktadr. Sivri kemerli bir kuatma kemeri ile evrelenen ve be dilimli bir kavsaraya sahip olan portalin, segment kemerli giri akl bulunmaktadr. Dikdrtgen kitabelik bugn bo olup segment kemerin tepe noktasndan balayarak kavsara altnda son bulmaktadr. Portal, gnmzde bask kemerin zengi hattna kadar toprakla doludur. Portalden, dikdrtgen plnl ve ard arda iki apraz tonozla rtl giri holne geilmektedir. Harap durumda olan bu blmn dou ve bat yanlarnda apraz tonozlu, kare plnl ikier meknn yer ald anlalmaktadr. Giriten itibaren, doudaki meknlar orijinalde segment kemerli birer kap ve ikier pencere ile hole almakta iken, bugn bu aklklar rlerek kapatlmtr. Gnmzde ykk durumda olan batdaki odalarn da, orijinalde doudaki odalarla simetrik bir dzenlemeye sahip olduu, kalan izlerden anlalmaktadr. Giri hol, dorudan avlunun batsndaki kanaTRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Resim 1: Samsat Kaps Han, giri cephesinden grn

82

Resim 2: Millet Han, genel grn

da alr. Dikdrtgen ayaklarn tad, gney ucu ykk revak dizisi halinde avluya alan bu blm, ortada, kuzey-gney dorultusunda uzanan duvar paras ile, adeta iki sahna ayrlm durumdadr. Bat kanat, duvardan sonra kare biimli iki ayak ile kuzey kanada balanr. Duvarlar arasnda braklan boluklar, revak dizisi ile arkada yer alan sahn arasnda, gei ilevi grmektedir. Gneyden itibaren ikinci geiin karsnda, zeminden iki basamakl merdivenle ulalan ve sivri beik tonoz ile rtl dikdrtgen plnl bir eyvan yer almaktadr. Arka sahnn duvarnda, yaklak olarak yerden 50 cm. ykseklikte, yan yana sralanan yemlikler ve hayvan balama demirleri, hann bu blmnn ahr olarak

izim 3: Millet Han, rlve pln TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Resim 3: Kumluhayat Han, giri cephesi

83

izim 4: Kumluhayat Han, rlve pln

kullanldn gstermektedir. Sahnlar ayran duvarlara alan pencerelerle, arka sahnn klandrlmas salanmtr. ki sivri beik tonoz ile rtlen bir blmde, revak kemer karnlar tonozun karnna saplanmtr. Ayrca, duvarlarn arasnda kalan giri aralklarnn zeri, tonozlarn kesimesinden dolay, apraz tonoz eklinde rtye dnmtr. Kuzey kanat, ortada eitli byklkte meknlar, yanlarda ise revak dizisi eklinde dzenlenmitir. Ortada merkezde, yarm daire formlu kemer alnlnn altnda, dilimli kemerli bir kap aklndan rt sistemine k salayan tek kollu merdivenlere ulalr. Merdivenin batsnda, sivri beik tonozlu, dikdrtgen plnl, segment kemerli bir kap ve pencere ile avluya alan, e byklkte iki oda yer alr. Odalarn batsnda, kare biimi drt ayan tad, sivri kemerli be revak akl uzanarak bat kanat

ile birleir. Kuzey kanat revaklarnn bat kanat revaklar ile birletii ke, byk bir paye ile birbirine balanmtr. Bu blm, bat kanatta olduu gibi ortada yer alan bir duvar, kare ve dikdrtgen ayaklarla birbirine balanan kanad, iki sahna ayrmtr. Bu kanatta, duvarla snrlanan blmler sivri beik tonoz, dier blmler ise apraz tonozla rtldr. Merdivenin dousunda, iki kap ile avluya alan ve ortada yer alan, kare bir ayak ile tanan, apraz tonozlarla rtl kare plnl byk odann, kuzey duvarlarnda yer alan iki ocaktan, bu meknn zel bir ileve hizmet ettii dnlebilir. Bu odann hemen dousunda, yine avluya segment kemerli bir pencere ve kap ile alan ve dou-bat ynnde uzanan sivri beik tonozlu bir oda yer alr. Bu odann dousunda da, yine avluya segment kemerli bir pencere ve kap akl ile balanan, L plnl byk bir mekn
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

84

Resim 4: Topu Han, gney cephe

bulunur. Bu mekn, ortada kare plnl bir ayak ile tanan, apraz ve sivri beik tonozlarla rtldr. Ayn cephenin devam, kare ve dikdrtgen ayaklarla ard arda iki revak halinde ina edilmitir. Revak rts apraz tonoz olup revaklarn kuzey duvarla birletii blm sivri beik tonozla rtldr. Kuzey kanat revaklar dou kanada, ktlesel dikdrtgen bir ayak ile birlemektedir. nde dikdrtgen plnl, arkada biri dikdrtgen, dierleri kare plnl ayak dizilerinin oluturduu, iki sahn halinde dzenlenen bu kanadn, kuzeyden itibaren salam kalabilen 6. ve 7. revak kemerleri arasnda, segment kemerli ikier pencere yer alr. Dou cephede, bugn revak ayaklarnn dou yzlerinde bulunan izler, bu cephede avluya doru bir revak srasnn daha olduunu ve bu nedenle bu cephenin orijinalde ard arda revakl bir kurulu halinde plnlandn; gney uta yer alan ve kuzeye doru ykselen tek kollu merdiven de, burada bir revak srasnn daha olduunu ve bugn bulunmayan revak srasnn stnde ulam saladn gstermektedir. Gney kanadn yalnzca bat ucu ayakta kalmtr. Orijinalde bu kanadn douya doru uzanp dou kanat ile birletii noktada, gneye doru girinti yapt ve 1955 ylna kadar ayakta olduu anlalmaktadr8.

Gney kanadn gnmze kalan blm, yanyana sralanm drt mekndan oluur. Bu meknlarn rt sistemi avluya dik sivri beik tonoz olup bat utaki mekn bir L yaparak hana giri koridoru ile birleir. Bu meknn koridor ile birletii blm ise, apraz tonoz ile rtldr. Bu odalarn birbiriyle ilikilendirildii, aralarnda kalan duvarlarda bugn grlen izlerden anlalmaktadr. Kitabesi bulunmayan yap, 16. yzyl kaynaklarnda da yer almaz9. 1649 tarihinde Urfay ziyaret eden Evliya elebi de yapdan bahsetmedii10 gibi; yapda tarihlendirmeye yardmc olabilecek herhangi bir ssleme unsuruna da rastlanmaz. Yapnn portali be dilimli bir kuatma kemerine sahiptir ve Urfa hanlar ierisinde benzer bir rnei yoktur. Urfada be dilimli kemerin grld dier bir yap ise 1729 tarihli Hznalolu Camii olup yapnn mihrap kuatma kemerinde, be dilimli kemer kullanlmtr11. 1563 tarihli Gmrk Han mescit pencerelerinde ise dilimli kemer yer almtr. Portalinde dilimli kuatma kemeri bulunan bir yap da Kilisteki Baytazzade Handr. 16. yzyla tarihlenen hann portal kuatma kemeri, Millet Hanndan farkl olarak dilimlidir12. 19. yzyl ve 20. yzyl balarnda Urfada ina edilen hanlar ve dier antsal yaplarn portal kuatma kemerlerinde, bu kemer tipi kullanlmamtr. Btn bu verilerden hareketle, yapnn 17. yzyln ikinci yars ile 18. yzyln sonu arasndaki bir dnemde yaplm olduunu syleyebiliriz.

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

85

Resim 5: Bican Aa Han, gney cephede st kata k salayan portal

izim 8: Bican Aa (Yemen Askeri Mustafa Aa) Han, pln krokisi

Kumluhayat Han Yap, Pnarba Mahallesi, Koyun Pazar semti, Keeci Pazarnda yer almaktadr. Keeci Sokaka cepheli olan yap kuzeydou, gneybat ve gneydou ynden tamamen yeni ev ve iyerleri ile kuatlmtr. Gneybatya doru hafif eimli bir arazi zerinde ina edilen yap, yamuk plnl tek avluya sahip olup tek katl ve ksmen revakldr. Ancak, bugne dein geliigzel yaplm ilve, onarm ve deiikliklerle zgn plnn byk oranda yitirmitir (izim: 4). Dolgu duvar tekniinde ina edilen yapnn duvarlar ve tayc sisteminde, dzgn kesilmi kfeki ta; rt sisteminde ise moloz ta kullanlmtr. Ancak, birok blmnde son zamanlarda beton, briket gibi modern malzemelerle de deiiklikler yaplmtr. Giri aklnn bulunduu kuzeybat cephesinde, giriin iki yannda sivri beik tonozlu er dkkn sralanmaktadr (Resim: 3). Bu dkknlarn, orijinalde segment kemerli bir kap ve pencere akl ile sokaa ald anlalmaktadr. Giriin gneybatsndaki ilk dkkn ile kuzeydousundaki ikinci dkknn arka ara duvarlar kaldrlarak avluya bakan meknlarla birlikte olduka dar ve uzun birer dkkn haline getirilmitir.

Yapya giri, kuzeybat cephenin ortasnda yer alan ve sivri beik tonozlu dar bir kavsaraya sahip, segment kemerli bir kap akl ile salanmtr. Orijinal kap kanatlar hlen kullanlr durumda olup ahap zerine demir kaplama olarak yaplmtr. Kanatlarn zerinde birer enik kap yer almaktadr. Girii ortadaki yamuk plnl avluya balayan holn zeri, sivri beik tonoz ile rtlmtr. Holn kuzeydou duvar ile gneybat duvarnda simetrik bir dzenleme grlr. Duvarlarn girie yakn blmn de karlkl iki ni yer alr. Avlu ynnde ise, yine karlkl kap ve pencere akl ile hole alan ve koridorun bitiiinde yer alan dikdrtgen plnl, sivri beik tonozla rtl meknlara balant salanmtr. Ancak, gneybat yndeki giri ve pencereler bugn tamamen kapatlmtr. Avlunun kuzeybat kanadnda simetrik bir dzenleni sz konusudur. Giriin iki yanndaki mekn, avluya birer pencere ile alr. Gneybatdaki meknn penceresi deiiklie urayarak dikdrtgen biimli byk bir aklk haline getirilmi ve ara duvar kaldrlarak ndeki dkkna ilve edilmitir. Gneybatdaki meknn nne ta duvar rlerek dikdrtgen formlu bir kap ile giri salanmtr. Sivri beik tonozlu bu meknn gneybat duvarnda yer alan ocak, burann zel bir ilev grdn kantlamakTRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

86

izim 5: Topu Han, alt kat rlve pln

izim 6: Topu Han, ksm ikinci kat rlve pln

tadr. Bu odann yannda, segment kemerli bir giri akl ile dz dama k salayan tek kollu merdiven yer alr. Yapnn diyagonal olarak uzanan gneybat cephesinde, orijinalde bir eyvan varken; bugn ii doldurulmu ve bir pencere almtr. Eyvann dousundaki kap aklnn, bugn dz atkl olmasna karn, orijinalde segment kemerli olduu anlalmaktadr. Bu kanat, muhtemelen hann ahr ksmlarn oluturmaktayd. Yapnn dou cephesi, kemer gzl revakla avluya almaktadr. Revak, iten kuzeydouya doru genilerken, burada oluan blmn kuzeybat ynne bir ni almtr. Bugn iin tek blml grnen bu revak, orijinalde ard arda iki blmden olumaktayken, ikinci blm oluturan revak ayaklarnn aras birer duvarla kapatlm ve bu blm gneydouda yer alan ek binalara ilve edilmitir. Revakn gneybat duvarnda ise, yarm daire kemerli bir ni yer almaktadr. Avlunun kuzeydou kanadnda, sivri beik tonozla rtl be eyvan yer alr. Bu meknlardan gneydoTRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

u utaki daha kk olup zerinde yarm daire kemerli bir pencere yer almaktadr. Avlu zemininin, orijinalde kk kaplama bazalt talarla deli olduu, kalan blmlerden anlalmaktadr. Portal alnlnda, kavsara kemer karnna bitiik olarak oval iki profille evrelenen zikzakl bir bordrn iinde, hann kitabesi yer almaktadr. Ypranm bir durumda olan kitabe okunamad gibi, ariv kaynaklar da yapdan bahsetmemektedir. Yapda, tarihlendirmeye yardmc olabilecek bezeme unsurlarna da rastlanmaz. Halk tarafndan 20. yzyl balarnda ina edilmi olduu ifade edilse de13, bu gre katlamyoruz. Yap, Urfann tarih ticaret merkezi ierisinde yer almaktadr. Bu blgede yer alan en ge tarihli han, 1823 tarihinde ina edilen Hac Kamil Handr. 20. yzyl bana tarihlenen hanlarn tm bu merkez dnda bulunmaktadr. Ayn zamanda, 20. yzyl bana tarihlenen hanlarn portal kavsaralarnda, yarm daire kuatma kemerlerine yer verilmiken, bu yapda kavsara kuatma kemeri sivri kemer formundadr. Ayrca, erken tarihli hanlarda olduu gibi ssleme unsurlarna yer verilmemitir. Oysa, 20. yzyl balarna tarihlenen

87

Kuzey cephenin dou ucu tamamen yklm ve dou cephede olduu gibi barakalarla kuatlm; bat ucuna ikinci kata ise, sonradan bir ev ina edilmitir. Bu ev, yapnn kuzey cephesinin bat ucu ile, bat cephenin kuzey ucunu da dtan kapatmaktadr. Kuzeybat keden avlu kesi hizasna kadar eimli uzanan duvar, buradan krlarak avlunun gneybat kesine kadar uzanr. Keden bir pahla douya doru krlan duvar, dou cephede olduu gibi, gneye doru uzanarak gney cepheyle birleir. Masif olan bu cephedeki tek hareketlilik, ikinci kat odalarnn e llerdeki dz atkl, dikdrtgen biimli yedi pencere akldr. Giri aklnn yer ald gney cephe, dier cephelere oranla simetrik bir dzenleni sergiler. Cephenin ekseninde giri akl yer alr. Giri aklnn sanda ve solunda, orijinalde e aralklarla yerletirilmi dz atkl, dikdrtgen biimli er pencere yklarak farkl boyutlarda giri akl haline getirilmitir (Resim: 4). Cephenin her iki ucunda, st kata k salayan merdivenlere ulalan birer kap akl yer alr. Kaplar, etraf zencerek bordr dolanan, yarm daire profillerle kuatlan, ka kemerli alnla sahiptir. Segment kemerli giri aklndan, st kata k salayan tek kollu merdivenlere ulalr. Segment kemerin kilit ta, yksek kabartma eklinde akantus motifi ile bezelidir. Cephenin dou ve bat keleri, yarm daire profilli stuncelerle son bulur. Yapnn girii, orijinalde kademeli bir tepelik ile talanan ve derin olmayan yarm daire bir kavsaraya sahip segment kemerli bir giri ile salanrken, segment kemerli giri ve tepelik yklarak yalnzca kavsara braklmtr. Giri aklnn iki yannda, yarm daire, profilli gvdeli, yksek kabartma rumi ve palmetlerle bezeli balklar bulunan stnceler yer almaktadr. Kavsara kemerinin kilit ta, cephenin iki ucunda yer alan, st kata k salayan kap aklklarnn kilit talar ile ayn formda ve akantus bezelidir. Beik tonozlu giri aklnn kuzey ve gney duvarlarnda, bugn yalnzca dou duvarndaki ikisi ak olan, segment kemerli, simetrik ikier kap ve er pencere akl ile, giriin dou ve batsndaki apraz tonozla rtl meknlara balant salanmtr. Bu nedenle, giri aklndan sonra yer alan bu kap ve pencereler, koridorun her iki yannda orijinalde ikier meknn bulunduunu dndrr. Avlunun gney kanadnda, giri eyvannn iki yannda, sivri kemerle avluya alan er mekn yer

izim 7: Topu Han, alt kat restitsyon pln

Urfa hanlarnn tmnde ssleme unsurlarna rastlanmaktadr. Bu nedenlerden dolay, yapnn en ge 19. yzylda yaplm olduunu dnmekteyiz. Topu Han Atatrk Mahallesi, Topu Meydannda, ehitlik Caddesi ile Cengiz Topel Caddesinin kesitii kede yer almaktadr. Bugn iyeri olarak kullanlan yapnn batsnda ktphane, kuzeyinde sonradan bitiik yaplm bir ev, dousunda Hkmet Kona ve gneyinde ehbenderiye Camii yer almaktadr. Douya doru hafif meyilli bir arazi zerinde yer alan yap, yamuk bir avlu etrafnda sralanan ksmen revakl, ksmen iki katl bir plna sahiptir. Sonradan yaplan ilvelerle, orijinal durumunda bozulmalar meydana gelmitir (izim: 5-7). Dolgu duvar tekniinde ina edilen yapnn tayc sistemlerinde dzgn kesilmi kfeki ta, rt sisteminde ise moloz ta kullanlmtr. Yalnzca ikinci kat odalarnn rt sisteminde ve odalarn nnde yer alan sundurmada ahap kullanm da gze arpar. Yapnn dou cephesi, bugn btnyle barakalarla kapatlmtr. Orijinalde masif olan duvar, gney uta batya doru 90 krlarak bir kademe oluturur.

88

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

alr. Bu meknlar, kuzey-gney dorultusunda, uzun dikdrtgenler halinde olup zerleri ard arda er apraz tonoz ile rtldr. En dtaki iki mekn, dierlerine oranla daha geni olup; batdakinin bat duvarnda, doudakinin dou duvarnda, yan yana ikier derin ni yer almaktadr. Avlu kanadnn gneybat kesinde ise, st kata k merdivenleri vardr. Dou kanadn gney ucunda, 1968 ylna dein be kemer ayakta iken, bugn yalnzca kemer kalabilmitir. Kalan ksmlarn rts, dz beton at olarak yenilenmitir. Kuzey kanadn, yalnzca bat ucu gnmze ulaabilmitir. Dikdrtgen plnl drt ayaa oturan ve sivri kemerlerle avluya alan kuzey kanat, e aralklarla yerletirilmi iki sra kare ayaklarla sahna ayrlm ve zerleri apraz tonozlarla rtlmtr. Bugn bu blm, blntler yaplarak depo ve i yeri olarak yeniden dzenlenmitir. Avlunun bat kanad, dikdrtgen ayaklarla tanan yedi sivri kemerle avluya alr. apraz tonozlarla rtl bu kanatta tonozlar, duvara gml ayaklara oturmaktadr. Yapnn bat kanadnn stnde yer alan alt mekn, segment kemerli kap ve pencere aklklar ile, direklerle tanan sundurma atyla kapatlm blme bakmaktadr. Dikdrtgen ve kare plnl odalarn zeri ahap tavanldr ve dtan alaturka kiremit kapl beik at ile rtldr. Yapnn kitabesi yoktur. H.1321/M.1903-04 tarihli ehbenderiye Camiinin vakfdr14. Vakfiyesine gre 1903 tarihinde Bekir Bey tarafndan cami ile birlikte yaptrlmtr15.

larn oluturduu yamuk bir plna sahiptir ve ksmen iki katldr. Bu ana ema, gneydeki kapal blmn devam olarak yaklak 10x16 m. boyutlarndaki, dikdrtgen plnl bir ktle ile batya doru taar. Cephelerden; dou ve kuzeydeki, yaklak olarak yap akslarndan geni al birer ke ile krlmakta; bu keler arasnda diyagonal uzanan (yaklak 35 m.) bir duvar da, plna yamuk form vererek kuzeydouya ynelik beinci cepheyi meydana getirmektedir. Dolgu duvar tekniinde ina edilen yapnn tayc sistemlerinde dzgn kesme kfeki ta; rt sisteminde ise kaba yonu ta kullanlmtr. Ge devir eklentilerinde ise genellikle briket, tula, imento vb. modern malzeme kullanlmtr. Bugn dkkn? girii salamak amacyla baz blmleri yklan kuzeydou cephenin, orijinalde masif olduu anlalmaktadr. Kuzey cephede, e boyutlu dikdrtgen birer aklktan ibaret be pencerenin, eit aralkl bir dizi oluturduu; ancak yanna sonradan ina edilen yapdan dolay, bugn kapatld grlmektedir. Bat cepheye kuzey yzdekilerle ayn dzende, hiza ve boyutlarda sralanm yedi pencere almtr. Genel olarak pencereler basit demir ebekeli, herhangi bir zellik tamayan unsurlardr. Bir ksm zamanla elden geirildii gibi, bazlar da doldurulmutur. Yaklak 10x16 m. batya tant yapan gneydeki kapal meknn batya doru olan uzantsnn, orijinalde kuzey ve batya birer kemer gz daha uzand, kemer kavislerinden anlalmaktadr.

Bican Aa (Yemen Askeri Mustafa Aa, Tuz) Han Yap, Kprba Mahallesinde, Cavsak Sokak ve Kla Caddesinin kesitii kede yer almaktadr. Dousunda belediye binas, gneyinde Ahmet Bahevan Merkezi, batsnda Millet Han ve asker kla, kuzeyinde Sleymaniye Camii ve bitiik yeni binalar vardr ve gnmzde lokanta, kahvehane, oto galerisi, birahane, yazhane vb. ticar amalarla kullanlmaktadr. Kaba hatlaryla 50x50 m. lsnde bir alan kaplayan yap, kareye yakn (yaklak 26x30 m.) dikdrtgen biiminde tek avlu etrafndaki kapal meknTRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Gney cephenin (yaklak 65 m. uzunluunda), yapnn gnmzdeki kullanmna uydurulmak zere, hayli deiim geirdii gzlenmektedir. E aralklarla dzgn bir srayla yerletirilmi dikdrtgen kesme ta ayaklarn tad bir arkad dizisi eklinde izlenebilmektedir. zgn durumu ile gney cephenin de kuzey ve bat yanlardaki pencerelerle e deer aklklara sahip olduu ve bunlardan birinin avluya geii salayan giri nitesi olduu dnlebilir. Ancak, imdiki grntsnden anlaldna gre, tayc destekler arasndaki perde duvarlar ortadan kaldrlarak bir bakma tamamen da almtr. Gney cephenin dou ucuna doru yerletirilmi bir kap akl ile st kata k salanmtr. Segment kemerli kap akl ile yapnn st katna klan merdivenlere ulalr. Kap akl, iki yanda hafif

89

profilli birer plaster knts ve stteki gen alnlk ile snrlandrlmtr. Plasterlerin alt blm, kaide niteliinde takn olup gvdeleri, ortasndaki kntl birer profil kua ile de ikier blme ayrlmtr. Plaster bal eklinde ilenmi kntl blmler ile daha yukarda bulunan birer kresel kabara arasna, alt keleri rastlatlan gen alnlk, dta dz silmeli bir ereve, ite yan yana uzanan burmal ve zikzakl birer bordr ve daha ite yer alan kk konsolcuklardan oluan bir bordr dizisi ile snrlandrlmtr. Alnln alt tarafnda da, alnln i tarafndaki kk konsolcuklardan oluan bir friz yer alr. Ayrca, alnl kuatan dz blmenin i kenarlar da, kk birer gen motifinin tekrarndan ibaret kenar bordr ile sslenmi ve alnlk tablasna kitabe ta yerletirilmitir (Resim: 5). Portalin stnde konsol ile tanan, iki tonozlu bir kma vardr. ki yandaki konsollar, kaidesi ve balklar bitkisel bezemeli plasterler hizasnda duvara binmekte; konsollardan ortadaki ncs ise, alnlk tepesi zerine rastlamaktadr. Hepsi de ayn biimde yaplm konsol profilasyonu, hem ne hem de yukar basamakl bir kademe ile ykselir. Konsol basamaklarnn yere bakan alt yzeyleri de, kabara eklinde kresel birer knt ile dekore edilmitir. Birbirleriyle e grntl bu konsollarn aras, beik tonoz eklinde birer kk rt sistemiyle balanm ve bylece portal stnde hem bir sundurma, hem de parapet duvaryla kuatlan kk bir balkon elde edilmitir. Fazla ykseltilmeyen parapet duvar, bir ksm dz braklan, dierleri farkl motifler ilenerek dekore edilen frizlerden oluan bir ka sral saak kornii ile snrlandrlmtr. Bu korni, konsollu kmann sol yanndaki beden duvar zerinde de biraz devam ettikten sonra cepheye dik ayla ynelen bir duvar kesinde son bulur. Bu kede korni bitimi, dairev bir kaide hazrlayacak ekilde kntl yaplarak, zerine duvara bitiik bir yarm stunce oturtulmutur. Yzeyi rlyef asma dallar dekorlu bu stunce, kalnt eklindeki duvarla birlikte yaklak 2.5 m. ykselerek son bulur16. Ancak zgn hliyle gerek duvar, gerekse stunun belki biraz ykseldii ve ayrca dou tarafta da, bir simetriinin bulunduu dnlebilir. Gerekten de simetrik olmas gereken bu duvarlarn aras herhangi bir biimde, muhtemelen tonozla rtlerek merdiven kovas kapanyor olmalyd. Bylece giri stnde, n cephesi gneye alan balkonlu bir seyirlik ve ksm ikinci bir kat bulunmak-

tayd. Ancak st yapdan bugn sadece yukarda sz edilen duvar paras kalmtr. Dou cephe, yedi adet tonoz alnnn grnd, dikdrtgen ayaklarla tanan bir arkad dizisi eklindedir. Bu aklklardan kuzey utaki dierlerine gre olduka dar cephelidir ve kuzeydoudaki diyagonal duvarla son bulur. Gneydou keden itibaren beinci aklk avluya geii salamaktadr. Gei ksmnn zeri ard arda apraz tonoz ile rtlmtr. Yapnn avlusu, kapal hacimlerle drt yanda snrlandrlan dikdrtgen bir alandr ve bugn kuzeydou kesinde ve gney blmnde yeni yaplarla kapatlm durumdadr. Kapal meknlar rten tonozlarn avluya bakan yzleri, desteklerle birlikte avluyu epeevre dolaan sivri kemerli bir revak grnmnde alglanmaktadr. Revak eklindeki kapal meknlar, birer sras d duvarla bitiik, dierleri serbest durumda olan kare ve dikdrtgen ayaklarn, e aralkl dzgn sralar ile modler biimde blnmtr. Ayak sralan gneyde , douda drt, batda iki dizidir. Ancak avluya bakan ayaklarn zerindeki kemer kavisleri, bat cephenin nnde orijinalde bir sra daha revak dizisi olduunu gstermektedir. Kuzeyde ise, d duvardaki diyagonal krlmaya bal mekn daralmas sonucu; bat utan itibaren, sra balayan ayak dizisi avlu tarafndaki sray bozmamak kaydyla, douya doru gittike iki ve hatta bir diziye indirgenmitir. Kuzey cephenin ortasnda bask kemerli bir aklk ile, atya k salayan merdivenlere ulalr. Yapnn st, bugn beton ap ile svanmtr. Yapnn avluya bakan cephelerindeki revaklarn, orijinalde iki segment kemerli kap ve pencere akl ile avluya ald ariv fotoraflarndan anlalmaktadr. Kapal meknlarn zeri, ayak sralar arasndaki koridor (nef-sahn) boyunca uzanarak eksenleri birbirine dik dorultuda kesien sivri beik tonozlarn, drt ayak arasndaki her modlde oluturduu birer apraz tonoz ile rtlmtr. Hann bugnk plnna ve ariv fotoraflarna bakarak orijinal durumu hakknda birka olaslktan sz etmek mmkndr. Birinci olaslk, elimizdeki ariv fotorafnda avlunun gney kanadnda, ortadaki kemer gznn bir duvarla rtl olduu ve bu duvara segment kemerli iki pencere ile bir kapnn ald grlmektedir. Burann zgn olduu kabul edilirse dier kemer
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

90

gzlerinin de benzer ekilde olduunu kabul etmek gerekir. Bu durumda her kemer gznn arkasnda kalan ayaklarn d cepheye doru birer perde duvar ile kapatlmas ve buralarn avluya ikier pencere ve birer kap ile alan ince uzun dikdrtgen meknlar olarak dnlmesi, her meknn da sokak tarafnda bat cephede olduu gibi, dardan birer pencere ile aydnlatlmas gerekir. kinci olaslk ise, yapnn tamamen ayaklar ve bu ayaklarn tad apraz tonozlarla rtl blntsz bir birim olduu, bu nedenle de alt katta tamamen revaklarla avluya alan, hibir kapal mekn bulunmayan bir plna sahip olduudur. Yapnn btnnde blmlenmelerin ayak ve ayaklar arasna rlen perde duvarlarla salanmas, inasndan sonraki dnemlerde byk lde onarm, ykma ya da ilve nedenleriyle bu yapnn orijinal plnnn anlalmasn zor hale getirmi, hatta olanakszlatrmtr. Bu adan yapnn orijinal pln iin bugn, dorudan ya da kesin olarak tek bir ey sylemek olanakszdr. Yapnn gney cephesindeki portalin zerinde yer alan ve air Krkzade Remzi tarafndan yazlan17 iki kitabesinin Ltin harflerine aktarlmas ve Trke evirisi yledir18. Misafirhane-i Umumi Sene: 1318 evirisi: Genel Misafirhane, sene 1318 (M.1900) Dedim gevher gibi tarihine remz-i letafetle Bu mihmanhaneye cmle gelen ksn saadetle Sene: 1318 Tarihe ho bir iaret brakmak iin ve gelen misafirler mutlulukla kullanabilsin diye bu misafirhaneyi yaptrdm sene 1318 (M.1900).

kare veya dikdrtgen plnl iken, Kumluhayat Han, Millet Han, Topu Han, Aslanl Han, Menek Han ve Hac Kamil Hannn avlular yamuk plnl olarak dzenlenmitir. Urfa hanlar kat saylarna gre; tek katl, ksmen iki katl, iki katl ve ksmen katl olmak zere, kendi aralarnda drt gruba ayrlr. Tek katl hanlardan yalnzca Samsat Kaps Han, Millet Han ve Kumluhayat Han gnmze gelebilmitir. Tek katl olarak dzenlenmi ehirii hanlarndan, 1432 tarihli Bergama Ta Han ile Balatdaki Menteeoullar Dnemine ait iki han, Beylikler Dnemi rnekleri olarak verebiliriz19. Bu gne kadar yaplan aratrmalar, Osmanl Dneminde tek katl ve avlulu pln tipinde ina edilmi hanlardan Tire pl Han (1426-42)20, Gaziantep Hiva Han (16. yy)21, zmir Sulu Han (en ge 1671)22 ve Pociteldeki iman brahim Aa Hannn23 mevcut olduunu gstermitir. Olduka az rnei grlen tek katl ve avlulu hanlardan, Urfada bugn hann gnmze gelmi olmas dikkat ekicidir. Urfada ksmen iki katl hanlardan iki rnek bulunmaktadr. Bu pln tipi, bir katl hanlardan iki katl hanlara gei tipi olarak deerlendirilebilir. 1903 tarihli Topu Hannn bat kanad zerinde yanyana sralanm, avlu cephesine segment kemerli birer kap ve pencere akl ile balanan odalar, yapnn ksm ikinci katn oluturur. 1900 tarihli Bican Aa Hannda ise, gney cepheden bir kap akl ile ksm ikinci kata ulalr. Kitabesinde misafirhane olarak belirtilen bu katn, bugn yalnzca duvarlarnn bir blm ayakta kalabilmitir. Bu tipin Anadolu rneklerine baktmzda; zmir Girid Han (18. yzyl)24, Gaziantep Yzk Han (1800-1801)25, zmir Arab Han (19. yzyln 2. yars)26, Birecik Sabunhane (en ge 1890)27 ve Belediye Han (1896-97)28 saylabilir. zmir Arap Han (Resim: 6), zmir Girid Han ve Birecik Sabunhanede ikinci kat, giri cepheleri zerinde yer alrken; Topu Hannda, Birecikteki Belediye Hannda olduu gibi bat kanat zerinde yer alr. Gaziantep Yzk Hanndaki ksm ikinci kat, gney ve bat kanatta olup L plnldr. Urfa hanlarnda yolcularn/tccarlarn kaldklar ya da bro olarak kullandklar meknlarn, genellikle revaklarn gerisinde, avluyu tek sra halinde kuattklarn grrz. Urfa hanlarnn ounda revak gerisinde yer alan meknlar, revaka birer kap ve pencere ile balanr-

Deerlendirme
Urfada, tamamn ya da bir ksmn koruyup gnmze kadar gelebilen 11 han saptanmtr. Bu hanlardan drd tek katl ve ksmen iki katl olarak ina edilmitir. Ayrca bugn mevcut olmayan hanlardan, hava fotoraflar ve kaynaklardan yararlanlarak 12 tanesinin isimleri saptanm, yerleri lokalize edilmi ve 5 tanesinin de tarihleri tespit edilmitir. Bu hanlardan 20 adetinin bir avlulu olarak ina edildii saptanmtr. Hanlarn ounluunda avlu
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

91

ken, istisnai durumlara da rastlanr. Samsad Kaps Hannda avlu evresinde bamsz meknlara yer verilmemitir. Bu yap, Antalya-Korkuteli yolundaki Evdir Handa grlen plnn, 17. yzylda yeni bir tekrar niteliindedir. Kumluhayat Hannda olduu gibi, hanlarda meknlar bazen de eyvan eklinde dzenlenmitir. Mencek Hann alt kat bat kanadnda sral olarak bir eyvan bir mekn eklinde dzenleme yaplmken; aban Hann st kat gney kanadnda yer alan meknlar tmyle eyvan eklinde dzenlenmitir. Benzer bir uygulamaya da Gaziantep Belediye Han (1885-86)nda ve Kilis Andibendiolu Ali Efendi Han (1905)nda rastlanr. Belediye Hannda, gney kanatta avluya alan eyvanlara yer verilirken29; Andibendiolu Ali Efendi Hannda ise, gneydeki kanatta apraz tonoz rtl hole alan, bat yndekiler daha dar olarak ina edilmi, karlkl drder eyvan bulunmaktadr30. Urfa hanlarndan, pln tasarm asndan dikkati eken bir han da Kumluhayat Handr. Hann avlu gneybat kanadnda, ortada byk bir eyvan ve yanlarda iki mekn eklinde bir dzenleni grlmektedir. Anadolu hanlarnda rastlanmayan bu dzenlenie, Suriye hanlarnda rastlamaktayz. Halepteki 1516 tarihinden sonra ina edilmi Kurt Bey Hannda da benzer bir dzenleni grlr. Sz konusu hann bat kanadnda Kumluhayat Hannda olduu gibi bir eyvan ve iki mekn eklinde bir dzenleni sz konusudur31. Urfa hanlarnda dikkati eken dier bir uygulama Topu Han, Bican Aa Han ve Barutu Hannda grlmektedir. Bu hanlarda, st katta yer alan ksm ikinci veya nc katlara, avlu kanatlarnda yer alan merdivenlerin dnda, d cephelerden de bir veya iki kap ile gei salanmtr. Bu uygulamann dier rneklerine Birecik Sabunhanede (1890dan nce)32 ve Kilis Andibendiolu Ali Efendi Hannda33 (1905) rastlyoruz. Bu yaplarda da st katta yer alan ikinci katlara, d cephede yer alan bir kap akl ile k salanmtr. Urfa hanlarnda ahr/develik, avlu kanatlarna yerletirilmitir. Millet Han, Gmrk Han, Mencek Han ve Barutu Hannda ahr bir veya iki kanad kaplarken; Hac Kamil Hannda btnyle ahr olarak dzenlenmitir. aban Han dndaki btn hanlardaki ahrlar, revaklarla avluya alrken aban Hanndaki bir kap akl ile avluya balanmaktadr.

Urfa hanlarnda tayc sistemleri duvar, ayak, stun, konsol ve destek kemerleri oluturur. Urfa hanlarnda duvarlar tayc duvar ise, kesme ta kaplamal moloz dolgulu; perde duvar ise, kesme ta olarak ina edilmitir. Talar arasnda balayc har olarak kfeki ta tozu, kire ve su karmndan elde edilen kl kire denilen har kullanlmtr34. En fazla tercih edilen tayc eleman, ayaktr. Revak kelerinde daha iri boyutlu L, kare ve dikdrtgen ayaklar tercih edilirken, revak cephelerinde yer alan ayaklar dikdrtgen formludur. Bu ayaklar Millet Han, Topu Han, Hac Kamil Han, Gmrk Han revak kelerinde ve aban Hannn ahr blm tonozlarn destekleyen iki ayakta olduu gibi, adeta fil payeler eklindedir. Konsol, Bican Aa Hannn gney cephesinde ikinci kata kan giri aklnn zerindeki kmada kullanlmtr. Gmrk Hannn dou cephesinde, giriin zerinde yer alan mescit duvarnn kuzey ucunda, saaklarda ve birinci katn revaklarnn zerinde; Barutu Hann nc kat merdivenlerinin altnda ve dierlerinde sade bir zellik grlrken, Bican Aa Hannda konsol dizisi, kademe yaparak ykselmekte ve ular bezemelerle sonlanmaktadr. Benzer konsollara Urfa evlerinde de ska rastlanr35. Kemer revaklarda, kap ve pencere aklklarnda, nilerde, portal kavsaralarnda ve tonozlar desteklemek amacyla kullanlm olup kemer tipi olarak yarm daire, sivri, ka, dilimli, segment ve sepet kulpu tercih edilmitir. Revaklarda daima sivri kemer yer almtr. Millet Han portal kuatma kemerinde be dilimli ve Millet Hannn atsna k salayan kap ile Barutu Han nc kat avlu cephesindeki orta pencerede ok dilimli olarak uygulanmtr. Urfa hanlarnda rt sistemi olarak tonoz, ahap tavan ve atlar ile, dz salma ta rt kullanlmtr. Beik tonoz, sivri beik tonoz ve apraz tonoz tercih edilmitir. Beik tonoz yalnzca Topu Hannn avluya giri hol zerinde ve aban Hannn kuzey ve dou revaklarndaki ikinci dnem onarmlarnda kullanlrken; dier hanlarda sivri beik tonoz tercih edilmitir. Sivri beik tonozdan sonra en fazla tercih edilen tonoz tipi, apraz tonozdur. Geleneksel Urfa evlerinde36 ve dier antsal yaplarda da bu tonoz tipleri ska kullanlmtr37. Ahap tavan ve atlar Topu Hannn ikinci katndaki meknlarn ve Barutu Hann nc kat
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

92

tavanlarnda ite dz rt, dta ise beik at eklinde grlr. Benzer uygulamalar Birecik ifte Han ve Belediye Han38 ikinci kat mekanlarnn rt sisteminde de grlmektedir. Her iki yapda da st kat odalarnn zeri ahap tavan ile rtlmtr. Ayrca, ifte Han st kat odalar, Topu Hannda olduu gibi ahap direklerle tanan bir sundurmaya almaktadr39. Ahap rt kullanm daha ok Gaziantep hanlarnda yaygndr. Kentte Elbeyli Han hari, dier btn hanlarn st kat revaklarnn zeri, alttan ahap kirilemeli dz tavan, stten krma kiremit at ile rtldr40. Saaklar Gmrk Han dndaki tm rneklerde, bir veya iki profilli, da hafif takn, enli saaklardr. Yalnzca Gmrk Han d cephe saaklar kk konsol dizisi zerine oturmaktadr. Bugn yalnzca drt yapda rten grlr. Samsat Kaps Hannn avlu cephelerinde yer alan rtenler ksa, kk oluklar eklinde iken; Aslanl Han, Gmrk Han ve Hac Kamil Handa daha uzun olup adeta stilize edilmi aslan ba formu verilmitir. Bu tipte rtenlere Suriyedeki hanlarda da rastlanmaktadr41. Urfa hanlarnda merdiven says bir ile drt arasnda deimektedir. Hac Kamil Han ve Bican Aa Hannn gney cephesindeki st kata k salayan merdivenler T, ark han ve Barutu Hann dou cephesindeki merdivenler U, Gmrk Hann avlu dou kanat merdivenleri ile mescit merdivenleri L, dier rnekler ise dz merdivenler eklindedir. Altlarndaki meknlara girii engellememek iin baz merdivenler kemerler zerine oturtulmutur. Urfa hanlarnda dikkati eken bir durum ise, Samsat Kaps Han, Millet Han, Kumluhayat Han, Topu Han ve Bican Aa Hannda olduu gibi, yaplarn atsna k salayan bir veya iki merdivenin yer almasdr. Benzer bir rneine Suriyede am yaknlarndaki 1664/65 tarihli Nebk Kervansaraynda42, Kilis Andibendiolu Ali Efendi Han (1905)43 ve Bilecik Sabunhane (1890dan nce)44de rastladmz bu merdivenler, Gneydou Anadolu Blgesinde bugn de karlatmz, yaz aylarnda damlarda yatma geleneinin hanlarda da uygulandn ve 19. yzyl sonu ve 20. yzyl balarnda ina edilen hanlarda, st katlarn dardan salanan girilerle hanlardan bamsz birimler haline dnmeye baladn dndrmektedir. Urfa hanlarnda kullanlan talar, Urfann 5
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

km. batsndaki ta ocaklarndan alnmtr. Diyarbakr blgesindeki bazalta karlk, Urfa yresinde ak renkli sarms kalker ta mimarye hkimdir45. Urfa hanlarnda kesme ta, moloz ve kabayonu ta kullanlmtr. Kesme ta yaplarn duvarlarnda, ayaklarda, kemerlerde ve Menek Han ve Barutu Hannn revak rtlerinde kullanlrken, kabayonu ve moloz ta; yaplarn rt sisteminde rg malzemesi ve dolgu malzemesi olarak kullanlmtr. Urfa hanlarnda iki renkli ta kullanm yalnzca Gmrk Hannda grlr. Ahap, Topu Han ikinci kat, Barutu Han nc kat rt sisteminde, aban Hannn ikinci dnem onarmlarnda ina edilen revaklarn tonoz desteinde ve hanlarn giri kap kanatlarnda, pencere ve kap kasalarnda kullanlmtr. Demir malzeme ise, yaplarn giri kap kanatlarnda kaplama malzemesi olarak, ivi, tokmak gibi elemanlarda ve pencerelerin ebekelerinde kullanlmtr. Urfa hanlarnda ssleme ska yer almaz. Yalnzca Gmrk Han, Aslanl Han, Bican Aa Han, Topu Han ve ark Hannda ssleme unsurlarna rastlanr. Yaplarn giri cepheleri, kap ve pencere alnlklar, sslemelerin yer ald ksmlardr ki, bunlar geometrik, bitkisel, yaz ve figrl ssleme olmak zere drt ana grupta inceleyebiliriz. Geometrik ssleme youn olarak Gmrk Hannda karmza kar. Geometrik sslemenin grld dier bir yap ise, Bican Aa Handr. Yapnn gney cephesindeki portal alnlnda ve konsollarn altnda, zigzaglar ile yanyana sralanan damla motifleri, yapdaki geometrik ssleme unsurlarn oluturur. Bitkisel ssleme Urfa hanlarndan Bican Aa Han, Topu Han ve ark hannda grlr. Bican Aa Hannn gney cephesindeki ikinci kata k salayan kapnn zerinde ykselen konsollar destekleyen stuncelerin kaide ve balklarnda, pencere svelerinde; zm salkmlar, asma dallar ile palmetlerin meydana getirdii grift yksek kabartma bitkisel kompozisyon yer alr. Ayn kompozisyon, bugn yklm olan hann ikinci katnn pencere svelerinde de karmza kar. Bitkisel bezemenin grld bir dier yap ise, Topu Handr. Burada Bican Aa Han kadar youn sslemeye rastlanmasa da, yapnn giri kapsnn kenarndaki stuncelerin balklarnda, rumi ve palmetler yer alr. Hann ana

93

giri kaps kemerinin kilit ta ile, st kata k salayan kaplarn kilit talarnda akantus yapraklar, yksek kabartma tekniinde ilenmitir. Urfada 20. yzyl balarna kadar 32 hann mevcut olduu tespit edilmitir. Bu hanlardan 11 tanesi gnmze kadar tamamen veya ksmen ulam, 13 tanesinin de mevcut yayn, ariv belgelerinden yararlanlarak yerleri lokalize edilmi, dokuz han hakknda ise hibir bilgiye ulalamamtr. Hanlar, kat durumlarna gre tek katl, ksmen iki katl, iki katl ve ksmen katl olmak zere drt alt gruba ayrlmaktadr. Bu gne dein yaplan aratrmalar, tek katl ve avlulu ehirii han rneklerinin olduka az grldn gstermitir. Bu nedenle Urfada tek katl ve avlulu han tipinden rnek bulunmas nemlidir. Ksmen iki katl hanlar da tek katl hanlar gibi ehir ii hanlar arasnda az grlen bir pln tipidir. Urfa hanlarnn bazlarnda, rt sistemine ve ksm ikinci katlara k salayan bir ya da iki merdiven bulunmas, Gneydou Anadolu Blgesi hanlar dnda, dier blgelerde rastlanmayan bir zelliktir. Bu merdivenlerden dolay hanlarn zerinin, (blgede sivil mimarlk rneklerinde ska karlalan) yazlar uyumak iin kullanldn dnmemize neden olmaktadr. Avlu etrafnda yer alan meknlarn, baz hanlarda eyvan eklinde avluya almas zelliine Gneydou Anadolu Blgesi hanlar dnda, dier blgelerdeki hanlarda rastlanmaz. Kumluhayat Hannda avlu cephesinde grlen, bir eyvan ve iki yanda eyvan ile balantl iki kk mekn eklindeki dzenleme, Suriye Blgesi hanlarnda karmza kan bir zelliktir. Hanlarda tayc sistemlerde kesme ta kaplamal moloz ta dolgu, rt sistemlerinde ise moloz ve kabayonu ta malzeme kullanlmtr. Az olsa da ahap tavan ve atlara da yer verilmitir. Hanlarda ssleme unsurlarna az rastlanmaktadr. Var olan sslemeler portal ve portalin yer ald cephelerde younlamtr. Urfada sivil mimarlk rneklerindeki youn sslemeye karlk, antsal yaplarda sslemeye ender rastlanmas ilgi ekicidir. Urfa hanlar, genel pln emalar asndan Osmanl hanlarnn zelliklerini yanstrken; mimar detaylar, malzeme, ssleme ve yap elemanlar ile de blgesel zellikleri n plna karr. ki renkli ta malzemenin kullanm, tercih edilen rt sistemleri, dilimli ve ka kemerler, sslemenin sade zellikleri

blgesel etkileri yanstr.

SUMMARY
As a result of our surveys, it was established that, since 1517, under the Ottoman rule, in Urfa, 32 city han were built until the beginning of the 20th century. 11 of these city han could reach to our time. Besides the names and the places of 13 city han, the plans and the construction dates of some others were also established. The city han built between the 16th and the beginning of the 19th century were mostly found in the commercial region of city, whereas the city han built beginning with the 19th century were outside the fortification walls on the northern part of the city. This indicates that beginning with this century the commercial activity was developed through this direction. The city han of which we could design their plans were all built with one courtyard. There were four types considering their storeys; one-storeyed, partly two-storeyed, two-storeyed and partly three-storeyed. The one-storeyed, partly two-storeyed and partly three-storeyed types were rarely found among the city han of the Ottoman period. As the supportive systems, rubble stones covered with well-cut stones and as the building materials the rubble stones were used for coverage. The using of woods were seen rarely. Decorative elements are also seen rarely in Urfa city han. These decorations are four types as ; geometrical, floral, inscriptive and figurative. They are seen over the entrance doors portal and at the facades of them. Urfa city han reflect the Ottaman city han plans with their general designs whereas the architectural properties of the Southeast Anatolia and Syrian region with their technical materials, architectural elements and other details.

94

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

NOTLAR
*

Dr. Adil ZME, Sanat Tarihisi, Kltr Varlklar ve Mzeler Genel Mdrl, 2. TBMM, 06100 Ulus-Ankara/TRKYE Evliya elebi, Seyahatname, (Yay. Haz. Zuhuri Danman), Cilt: 5, stanbul 1970, s. 16-20. C. Krkolu, anlurfa Ticaret Yaplar, (S. . Sosyal Bilimler Enstits, Sanat Tarihi Bilim Dal, Yaynlanmam Doktora devi), Konya 1994. C. Krkolu, anlurfa slm Mimarisinde Ta Ssleme, (S.. Sosyal Bilimler Enstits, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Anabilim Dal, Sanat Tarihi Bilim Dal, Yaynlanmam Doktora Tezi), Konya 1998. M. Alper, Urfann Meknsal Yaps Trk-slm Mimarisindeki Yeri, (.T.. Fen Bilimleri Enstits, Yaynlanmam Doktora Tezi), stanbul 1987, s. 58-62. Bkz. A. zme, Urfa (Merkez) Hanlar, (A. . Sosyal Bilimler Enstits, Sanat Tarihi Anabilim Dal, Yaynlanmam Doktora Tezi), Ankara 2000. 16. yzyl ariv belgeleri iin bkz. A. N. Turan, XVI. Asrda Ruha (Urfa) Sanca, (A.. Sosyal Bilimler Enstits, Yaynlanmam Doktora Tezi), Ankara 1993. Evliya elebi, a.g.e., s.46. Sz konusu kanadn salam olduu Harita Genel Komutanl arivindeki hava fotorafnda grlmektedir. 16. yzyl kaynaklar iin bkz. A. N. Turan, a.g.e. Evliya elebi, a.g.e., s. 46. A. C. Krkolu, anlurfa Camileri, Ankara 1993, s. 39, Resim: 41. A. Dndar, Kilisteki Osmanl Dnemi Mimari Eserleri, Ankara 1999, s. 366-367. A. C. Krkolu, a.g.e. 1994, s.16. V.G.M Ariv ve Yayn Dairesi, 2103 numaral defter 114. s., 99 srada kaytl Hac Bekir Bek

Bini Mslm Vakfna ait H.1328-M.1910 tarihli vakfiyenin anlurfa Vakflar ube Mdrlnn 1 numaral fihrist, 157 sra numaral dosyasndaki Trke evirisi.
15

Cami iin bkz. A. C. Krkolu, a.g.e. 1993, s. 15. Sslemeleri iin bkz. A. C. Krkolu, a.g.e., 1998. A. C. Krkolu, a.g.e., 1994, s.16. M. Karaka, Cumhuriyet ncesi anlurfada Kltr ve Eitim, Ankara 1985, s. 44. A. Ba, Beylikler Dnemi Hanlarnda Uygulanan Plan emalar, 9. Milletleraras Trk Sanatlar Kongresi, 23-27 Eyll 1991, Bildiriler, Cilt: III, Ankara 1995, s. 278. M. zer, Tirede Ticaret Yaplar, (A.. Sosyal Bilimler Enstits, Arkeoloji ve Sanat Tarihi (Sanat Tarihi) Anabilim Dal, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi), Ankara 1992, s. 54-59. F. ztrk, Gaziantep Hiva Han ve Anadolu Han, (A. . DTCF. Arkeoloji ve Sanat Tarihi Blm, Yaynlanmam Lisans Tezi), Ankara 1994, s. 23-24, Resim: 1-22. B. Ersoy, zmir Hanlar, Ankara 1991, s. 11-13. E. H. Ayverdi, Avrupada Osmanl Devri Mimarisi, Yugoslavya, Cilt: 2, stanbul 1981, s. 152. B. Ersoy, a.g.e. s.50-51. M. zkarc, Gaziantepte Drt Han, Vakflar Dergisi, Say: XXXVI, Ankara 1997, s. 276-277. B. Ersoy, a.g.e., s. 47-50. A. C. Krkolu, Birecik, Ankara 1996, s. 7576; S. Gndz, Hanlar, Birecik, Halfeti, Suru, Bozova leleri ve Rumkaledeki Tanmaz Kltr Varlklar, (Ed. A. Durukan), Ankara 1998, s. 127-129. S. Gndz, a.g.m., s. 121-126. M. zkarc, a.g.m., s. 275-312. A. Dndar, a.g.e., 1999: s.380-381 A. Raymond, Osmanl Dnemi Arap Kentleri, (ev. Ali Berktay), stanbul 1995, s. 174-183, plan: 19.

16

17 18

19 3

20

21

22 23

24 25

7 8

26 27

9 10 11

28 29 30 31

12

13 14

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

95

32 33 34

S. Gndz, a.g.m., s. 127-129. A. Dndar, a.g.e., s. 380-381. Z. Akkoyunlu, Geleneksel Urfa Evlerinin Mimari zellikleri, Ankara 1989, s.121. Z. Akkoyunlu, a.g.e., s.161-162. Z. Akkoyunlu, a.g.e. M. Alper, Urfann Meknsal Yaps, Trk-slm Mimarisindeki Yeri, (.T.. Fen Bilimleri Enstits, Yaynlanmam Doktora Tezi), stanbul 1985, s. 10-56; A. C. Krkolu, a.g.e., 1993. A. C. Krkolu, a.g.e., 1996, s. 73-75. A. C. Krkolu, a.g.e., 1996, s. 73-75. M. zkarc, a.g.m., s. 301. E. Herzfeld, Damascus, Ars Islamica, 1942, s. 48, fig. 36. Z. Nayr, Osmanl Mimarlnda Sultan Ahmet Klliyesi ve Sonras (1609-1690), stanbul 1975, s. 224-226. A. Dndar, a.g.e., s. 380-381. S. Gndz, a.g.m., s.127-129. A. Altun, Mardinde Trk Devri Mimarisi, stanbul 1971, s. 15; N. Snmez, Osmanl Mimarlnda Yap ve Malzeme Terminolojisi stne Bir Deneme, Aslanapa Armaan, stanbul 1996, s. 213.

35 36 37

38 39 40 41

42

43 44 45

96

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

DALIK KLKYADA OLBA-DOCAESAREA NEKROPOLLERNDEK KAYA MEZARLARI


Yasemin ER - Bilal ST**

Hellenistik ve Roma Dneminde Anadoludaki en nemli tapnak-devletlerinden1 birisi olan Olba (Ura), Dalk Kilikyann din, kltrel ve siyas merkezi olarak bilinir2. Olbann kutsal alan, burann 4 km. batsndaki Uzuncaburta bulunmaktadr ve Korinth dzeninde yaplm byk Zeus Olbios Tapna bu kutsal alandaki kltn nemini gstermektedir3. Zamanla gelierek bir kent olan kutsal alan, Roma mparatorluu Dneminde Diocaesarea adn almtr. Olba evresinde grlen tapnak ve kule tipindeki mezar antlarnn4 eitlilii, blgenin dou ve batdan gelen sanatsal akmlarn bulutuu bir merkez olduunu gstermektedir. Ancak Olba ve Diocaesareadaki yerleimlerin nekropolleri imdiye kadar fazla incelenmemitir. Bu nedenle iki yerleimdeki mezar sanat ve mimarisinin ne gibi gelenekleri ve etkileri yanstt bilinmemektedir. Bu makalede Olba-Diocaesarea nekropollerinde yapm olduumuz gemi aratrmalarn baz sonularn sunacak ve her iki nekropolden seilmi rnekleri inceleyeceiz. Olba (polis) ve Diocaesarea (hieron) arasndaki ilikiler henz tmyle incelenmemise de, bu iki yerleimin nekropollerindeki kaya mezar tiplerinin allmas blgenin kltrel tarihini aydnlatmaya yardmc olacaktr. Olba, Silifkeden (Seleucia ad Calycadnos) 32 km. kuzeyde, denizden 1200 m. yksekliktedir. Olba nemli coraf konumu, evresindeki yerleimler, ky yerleimleri arasndaki eitli yollardan ve gzetleme
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

kulelerinden oluan olduka gelimi bir ulam sistemine sahip oluu nedeniyle tarih boyunca eitli etkilere ak kalmtr. Blgedeki arkeolojik kalntlar yerel ve Greko-Romen kltrlerinin ender bir harmann yanstr. Luvi Frtna Tanrs Tarhu(nt)un5 nemli bir klt merkezinin yer ald Olbada, Seleukos Nikator (.. 358-281) zamannda blgeye getirilen Zeus klt, yerel tanryla zdeletirilmitir6. Olbadaki Zeus Olbios klt merkezinde Teukros ya da Aias adl rahip-krallar, snrlar Calycadnos ile Lamos rmaklarnn arasndaki alan kapsad dnlen, geni bir blgeyi bir tapnak-devlet olarak ynetmilerdir (Strabon 14.5.10). Uraya, 14. yzyldan itibaren Hitit7 ve Ugarit8 metinlerinde rastlanr. .. 6. yzylda Olba Pirindu olarak bilinen Dalk Kilikyann bakenti olmutur9. Kilikya .. 542-401 yllar arasnda Perslerin egemenlii altndayken, Olbay yerel yneticiler ynetmi

Resim 1: Olba Nekropol

97

Resim 2: Diocaesarea, Srainler Nekropol

ve Hellenistik Dnemden .S. 72deki Kilikyann Roma eyaleti oluuna kadar Teukrid Hanedanl bamszln korumutur. Antony ve Cleopatra, bir Teukridli ile evlenen Aba adl bir yerel despotun kznn ynetimini tandlar. Roma Kilikyasnn ou krallarn eline geerken, Olba Teukridler ynetiminde kalmtr10. Kilikya bir Roma eyaleti olunca, Olba ve tapnakdevlet bamszlklarn kaybetmitir. mparator Domitianus (.S. 51-96) zamannda hieron Olbadan ayrlm ve Diocaesarea adl yeni bir kent olmutur. Ayrmdan sonra iki kent arasndaki ilikiler ak deildir, ama her iki kentin de metropolis unvanna sahip olduu bilinmektedir11. Olba ve Diocaesarea nekropolleri, Dalk Kilikyada fiziken birbirine bu kadar yakn ve nemli iki yerleimin nekropollerini incelemek asndan ayr bir nem tamaktadr. Doal bir tepe zerine kurulmu Olba Akropolnn12 dou ve gneyinde Karyad ya da eytan Deresinin balangcn oluturan derin vadilerde kaya mezarlar balamakta ve eytan Deresinin iki tarafnda kaya mezarlar ve lhitlerden oluan geni bir nekropol bulunmaktadr (Resim: 1).

Diocaesareada kentin kuzeyindeki iki vadide, Erikuyu ve Srainler adl iki nekropol bulunmaktadr (Resim: 2). Nekropoller kentin kuzey ve bat ynndeki antik yollarn her iki yannda yer almaktadr. Bu yol daha sonra kydan gelip kuzeyde Karamana (Laranda) doru devam eden eski Said Paa yolunun getii vadiyle birlemektedir13. Daha sonra ksmen dzeltilen ve yeni alan yol almalarnda baz mezarlar tahrip olmutur. Nekropol kentin giri-k olan antik yolun kenarnda bulunduundan, burada mezarlklarn kente giri-k yollarnn kenarlarnda yer almas gelenei yaatlmtr14. Erikuyu Nekropol daha eski olup buradaki kaya mezarlarnda 1-3 gmye rastlanr; daha ge olan Srainlerde ise 10 gmlk kaya mezarlarnn yannda lhit mezarlar da vardr ve tipik bir Roma nekropolnde bulunan unsurlar dikkati ekmektedir. Erikuyuda rastlanmayan lhitler, Srainlerde karmza kmaktadr. Diocasareada iki nekropol bulunmas, mezarlarn tipolojisinin daha yakndan incelenmesini salamtr. Diocaesareadaki iki nekropolde kutsal alan olarak yorumladmz alanlar
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

98

Resim 3: Erikuyu, girii kemerli ve nili kaya mezar

tespit edilmitir. Olba-Diocaesarea nekropollerinin bir zellii de kaya mezarlaryla lhitlerin beraber kullanlmasdr15. Nekropollerdeki kitabelerin ou lhitlerde bulunmutur. Dalk Kilikyada olduu gibi Olba-Diocaesareada da en yaygn gm metodu inhumasyondur ve kremasyon geleneine az rastlanr. Bu iki yerleimdeki rnekler ounlukla kaya mezardr. Bu etin ve kayalk blgedeki topografik koullarn mezar seiminde nemli bir rol oynad kukusuzdur. Olba evresinde blok talardan yaplan kule mezar ve tapnak mezar antlarna da rastlanr. Ancak antsal lekte, mimarsi ve bezemeleriyle son derece grkemli olan ve mezar sahibinin statsn simgeleyen bu tip mezarlar, daha ok Dalk Kilikyadaki ky yerleimlerinde grlmektedir. Olba-Diocaesarea nekropollerindeki kaya mezarlarnn hemen hepsi yamalanm ve alar boyunca tekrar tekrar kullanlmtr. ounluu bugn al ya da depo olarak kullanlan mezarlarn iinde mezar hediyesi, seramik ya da l kalntlar bulunmamas ve mezarlarn byk lde tahrip olmas nedeniyle
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

dar bir tarih vermek zordur. Mimarsine gre kaya mezarlarnn tarihi genel olarak Hellenistik Dnemden Bizans Dnemine kadar deimektedir. Olba-Diocaesarea kaya mezarlarn balca iki tipe ayrabiliriz:

1-

Basit kaya mezarlar a. b. Kemer girili mezarlar Dikdrtgen girili mezarlar

2-

Tapnak cepheli kaya mezarlar

1- Basit Kaya Mezarlar Basit, fasad bezemesiz kaya mezarlar, Olba-Diocaesarea nekropollerindeki en yaygn mezar tipidir. Bu tip mezarlar girileri dolaysyla iki ayr tipe ayrlr: Kemerli girili (Resim: 3) ve dikdrtgen girili (Resim: 4) mezarlar. Her iki tipte de mezar odas genellikle dikdrtgen biimli olup gm arka ve yan

99

Resim 4: Olba, dikdrtgen girili ve nili kaya mezar

duvarlar boyunca uzanan klinelerde yaplmtr. Bu mezarlarn en nemli zellii mezarn bir l evi olarak grlmesi ve mimar unsurlarn bu kavrama dayanarak hazrlanm olumasdr. Ayrca mezarlarn byk bir ounluunun cephesine, mezar ziyaretlerinde kullanlm olduunu dndmz, farkl ekillerde ve llerde nilerin yapld grlmektedir.

En erken tip olan bu mezarlar, daha sonra rastladmz tapnak fasadl kaya mezarlarnn erken rnekleridir. nk plnn ana unsurlar korunmu ve sadece mimar fasad ve bezeme motifleri eklenmitir. Her iki tipte de gm odas genelde dikdrtgen eklinde olup arka ve kenar duvarlar boyunca says birden e kadar deien klineler bulunmaktadr16. Kline Yunanca sedir ya da yatak anlamna gelir ve mezarda lnn bu sedirde uyuyaca ya da bu se-

Resim 5: Erikuyu, basit kaya mezar, pln ve kesiti

Resim 7: Srainler, on arkosoll mezar

100

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Resim 9: Olba, Korinth fasadl mezar

dire uzanarak l kltnn detlerine gre yaknlar tarafndan verilen cenaze yemeini yiyecei inancndan kaynaklanr17. Mezar odas genellikle Roma ziyafet odalarnda tercih edilen kline (triclinium) eklinde dzenlenmitir. Dalk Kilikyada bu sedirler dz olanlarn yan sra, ounlukla lhit ilevini gren, oygu tekne ve kapakl olarak yaplmtr (Resim: 5, 6). l, klinenin stne ya da oyulmu lhit iine yatrlmtr. lnn dorudan kline stne konmas, lnn sanki gerekten uyuyaca inancn ve dolay-

syla mezar odasnn bir l evi olduu dncesini ortaya koymaktadr. Kline gm tipine Dalk Kilikyada ok rastlanmaktadr. rnein, bu Elaiussa Sebaste Nekropolndeki en yaygn gm tipidir18. Anadoluda sk rastlanan klineli kaya mezarlar, byk bir olaslkla yerel bir gelenei temsil etmektedir. Karya, Likya ve Paflagonyadaki kaya mezarlarnn ounda da kline grlmektedir19. Kline Makedonya mezar antlarnn tipik zelliklerinden biridir ama, Anadoludaki rnekler daha eskidir20. .. 6. yzyla tarihlenen Frig Dnemi klineli mezarlarn fasad Yunan etkisi gstermez ve Lidyadaki .. 5. yzyla tarihlenen klineli mezarlarn mimar fasad yoktur. Bu rnekler, basit girili ve klineli mezarlarn, Anadoluda kkl bir gele-

Resim 6: Erikuyu, oygu tekne gm yerli kaya mezar TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Resim 8: Srainler, tek arkosoll mezar

101

nein devam olduunu gstermektedir. Olba-Diocaesareadaki baz kaya mezarlarnda, yerde, oygu tekne gm yerleri de vardr. Oygu tekne gm yeri bulunan kaya mezarlarnda bir kenin hi oyulmadan brakld dikkati ekmektedir (Resim: 6). Bu keler byk bir ihtimalle zel hediyelerin konduu yerler ya da mezar ierisinde altar eklinde kullanlan, farkl bir neme sahip blm olmaldr. nk baz kaya mezarlarnn iinde bu kelerin bir drtgen altar biiminde dzenlendii tespit edilmitir. Klineli ve oygu tekne gm yeri olmayan mezarlarda, gm iin hibir dzenlemenin olmamas, cesetlerin mezar odasnn zeminine konduunu ya da ahap tabutlarn kullanldn dndrmektedir21. Olba-Diocaesarea nekropollerinin bir dier zellii de arkosoll (arcosolia) mezarlardr (Resim: 7). ou rnekte arkosol kemerinin altnda kayadan oyulmu bir lhit bulunmaktadr. Anamur Nekropolnde ok grlen arkosoll mezarlar inceleyen E. Alfldi-Rosenbaum, arkosoll gmlerin kkeninin

Anadolu olduunu nermitir22. Alfldi-Rosenbaum, gmnn alld gibi arkosoln altnda olmasnn, Anadoludaki mezarlarn ev karakterinden kaynakland grnde hakldr. Ancak Olba-Diocaesarea rneklerinin aksine, Anemurium Nekropolnde arkosollerin altnda kline ya da lhit yoktur. Baz arkosoll mezarlarda l, tahta bir tabut iinde ya da bir kefene sarlarak arkosol kemerinin altna ve bazen de stne konmutur23. Her ne kadar kural olarak gm arkosol kemerinin altnda ise de, bu konuda baz istisnalar vardr. rnein, A. Machatschek Elaiussa Sebastede gmnn tonozlu mezar odasndaki arkosoln stnde olduunu belirtmitir24. Dalk Kilikyann dier nekropollerinde de arkosoll mezarlar yaygndr25. Kaya mezarlarn yan sra, dier mezar antlarnda da arkosol kullanlmtr26. Olba ve Diocaesarea nekropollerinde ok sk grlen arkosoll mezarlar, hem sade hem de tapnak fasadl kaya mezarlarnda karmza kmaktadr. Her iki tipte de mezar odasnda bir ya da daha ok arkosol vardr. Diocaesareadaki Srainler Nekropolnde tek arkosoll mezardan on arkosoll mezara kadar eitli rneklerin varln tespit ettik (Resim: 7, 8). Bu nekropollerdeki kaya mezarlarnn bir zellii de mezar odasnn iinde ve dnda yer alan eitli ebat ve biimdeki nilerdir. Bu niler kandil ya da l armaanlar ve adaklar koymak iin yaplm olmaldr27. Nilerin yan sra, adak sunular iin kayadan oyulmu raflar da yer alr. Nilerin, genelde sade olan mezar fasadlarnn en nemli dekoratif unsuru olduunu syleyebiliriz. Alfldi-Rosenbaum, Anemurium Nekropolndeki .S. ge 2. ve 3. yzyllara tarihlenen mezarlarn avlularnda bulunan nilerin dekoratif amal olduu grndedir28. Ancak bunlarn hepsinin dekoratif olduunu sylemek zordur. Bu nedenle kaya mezarlarnda olduu gibi, bunlarn en azndan bazlar, mezar ziyaretlerinde deiik amalarla kullanlm olmaldr. Her iki nekropoldeki baz mezarlarn nnde kk avlular, yalaklar (piscinae) ve kanallar (canales) vardr. Diocaesareada genellikle Srainler Nekropolnde rastlanan bu unsurlar l kltleriyle ilgilidir.
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Resim 10: Olba, on fasadl mezar

102

zellikle yalaklar cenaze treninde ve daha sonraki mezar ziyaretlerinde sv sunular iin kullanlm olmaldr. rnein, avlularda cenaze yemekleri yendii bilinmektedir. Avlular ve cepotaphium adl mezar baheleri Roma mezarlklarnn ortak bir unsurudur29. Roma Dneminde byyerek kent olan Diocaesareann byk Srainler Nekropolnde, Roma nekropollerinin tipik baz unsurlarna rastlanmas doaldr. Byyen nfusla ve Roma etkisiyle birlikte eski yerel mezarlarn geniletilerek baz deiiklikler yapld grlmtr. Baz ilvelerle birlikte, yerel ve eski olan gelenekler ayn ekilde devam ettirilmitir. 2- Tapnak Fasadl Kaya Mezarlar Olba-Diocaesareann geni nekropollerinde tapnak fasadl kaya mezarlarna az rastlanmaktadr. Olbada biri on dieri Korinth cepheli iki mezar da vardr30. Her iki mezar da kentin dikkat ekici noktasna yerletirilmitir. Olba Nekropolndeki en ilgin ve grkemli mezar kukusuz Korinth dzeninin kullanlm olduu kaya mezardr. Mezar, nekropoldeki konumu ve sra d mimar unsurlaryla, Olbadaki nemli bir kiiye ait olmaldr. Mezarn kemerli giriinin her iki yannda yarm yuvarlak altarlar dikkati ekmektedir. Bu rnekler Roma Dnemine ait lhit ve ant mezarlarda kabartmal ve kabartmasz ekilde yapldn ve mezar balarna dikildiini bildiimiz31 mezar altar-tann kesin ve en ak delilleridir. Ayrca giriin stnde ok iyi korunmu Korinth balkl yarm stunlar ve her iki kenardaki antalar ise; klsik bir templum in antis grnmnde yaplmtr (Resim: 9). Kaide ve bunun zerinde ykselen stunlar ve balklar, kayann bir paras olarak ilenmitir ve alnl desteklemektedir. Buna benzer bir rnek Limyradaki on dzeninin grld bir Likya mezarnda (.. 4. yzyl) vardr32. Olbadaki stunlardan ortadaki ikisi yuvarlak, kenardakiler ise dikdrtgen plaster eklindedir. Korinth balklarnn detay ilenmeden, kabaca yaplmtr. Alnlkta ke akroterleri salam, ancak tepe akroteri krlmtr33. Mezara kemerli bir giri yaplp mezar odasnn kaps bu kemerli niten sonra 0.75 m. genilikte ve 1.05 m. ykseklikte bir dikdrtgen eklinde
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

oyulmutur. Kap nnde zeminden yksek bir set eklinde braklm bir basamakla mezar odasna girilmektedir34. Mezar odasnn tavan dz ve duvarlarda sva izleri vardr. Pembemsi boya baz yerlerde hl grlmektedir35. Odann giriten sol yan duvar dz braklm, gm sa duvardaki arkosoln altndaki lhitte yaplmtr36. Paralanm lhit kapann ortasnda byk bir para in situ bulunmaktadr. Giriin karsndaki duvarn solunda altnda s bir teknesi olan kk bir naiskos nii yer almaktadr37. Dalk Kilikya blgesinin yabanc olmad bu niin tahrip olmasna ramen, l klt ile ilgili libasyon treninde kullanlm olduu aka anlalmaktadr. Mezarn cephesinde Korinth dzeninin kullanlmas, bu dzenin en erken rneklerinden saylan Zeus Olbios Tapnandan kaynaklanm olabilecei gibi, dnemin bir modas olmasndan da kaynaklanyor olabilir. kinci ihtimal daha olaan gzkmektedir. Ancak mezardaki stun balklar ilenme bakmndan, tam Korinth balklarndan farkl ve detaylar ilenmemi

Resim 11: Olba, on fasadl mezarn pln ve kesiti

103

apter pln tipinde ve tek gm yeri bulunmaktadr. Antelerdeki on balklar genel hatlaryla ilenmitir ve zerinde st yap olarak sade bir aritrav yer almaktadr42 (Resim: 10, 11). Olbadaki tapnak cepheli iki mezarn baz unsurlarna Karya, Likya ve Dalk Kilikyada mbriogon-Komedeki mezarlarda rastlanmaktadr. Ancak mbriogon-Komedeki ant mezarlar son derece grkemli olup Roma mezar sanatnda yaygn olan l
Resim12: Erikuyu, Dor fasadl mezar

bst, kalkan, elenk, aslan gibi motiflerle bezelidir. Ayrca bu mezarlarda kitabeler vardr. Yeteri kadar kesin kriterler bulunmamakla birlikte, Olbadaki iki mezarda bu unsurlara rastlanmamas, Olba tapnak cepheli kaya mezarlarnn daha erken olabileceini dndrmektedir. on balklar tam detayl ilenmemi olmasna ramen, genel hatlar ile profillerde erkene giden zelliklerin varl dikkati ekmektedir. Diocaesarea Nekropolndeki drt tapnak ve mimar fasadl mezar, eski nekropol olan Erikuyuda yer alr. Bu mezarlarn hepsinin ii tamamen dolu olduu iin sadece fasadlarn st ksm grlebilmektedir. Mezarlarn ikisi Dor dzeninde olup triglif-metopu olduka detayl belirtilmitir (Resim: 12, 13). ounlukla on dzeninin kullanld Anadolu kaya mezarlarnda Dor dzeninin kullanlmas enderdir. Roosun belirttii gibi, Grek tiplerini taklit eden mimar fasadl kaya mezarlarnn ounda on fasad grlmektedir43. Dor dzeninin kullanlmas Makedonya (Seleukos) etkisini gsterebilir. nk Hellenistik Makedonya mimarsi mezar antlarnda Dor dzeni baaryla kullanmtr.

kabartma eklinde olduu iin, lotus bal olarak bilinen tipi andrmaktadr. Bu tip balklarn tam rnekleri Olba blgesi mimarisinde kullanlm ve hatta M.S. 2. yzyln sonu, M.S. 3. yzyln banda sevilerek tercih edilen bir moda olmutur. Benzer Korinth balklarnn tam rnekleri Diocaesareada Stunlu Cadde ve Korykosta tapnakta grlmektedir38. Bu tip balklar Olba evresindeki baz mezar antlarnda da kullanlmtr. rnein, Demircili yaknndaki antik mbriogon Komedeki (Dsene) ift katl iki tapnak mezarn ke plasterleri ve balklar da ayn ekilde yaplmtr39. In-antis ve prostylos tapnak plnnn uygulanm olduu bu mezarlar .S. 2.-3. yzyllara tarihlenir. Yine ayn blgedeki bir kule mezarn plasterleri de ayn tiptedir. Benzer balklar Ayataki ant mezarlarda da grlmektedir. A. Machatschek, Demircili ile Aya mezarlarndaki plaster balklarn benzerliini vurgulam ve balklarn .S. 2. yzyl sonu ve M.S. 3. yzyl ba zellii gsterdiini ileri srmtr40. Buradaki farkllk, balklarn yaprak detaylar ilenmediinden, akantus yapraklarnn lotus izlenimini vermi olmasdr. Aslnda bunlarn tamam tam balk dncesiyle yaplmtr. Ne var ki, bir kaya mezar ustasnn detaylar tam ilenmi bir bal ilemesi zordur. Bu nedenle stilize edilmi balk ile Korinth dzeni verilmitir41. Olba Nekropolndeki tapnak fasadl dier mezarda on dzeni kullanlmtr. Bu mezarn nnde iki basamak vardr. Genelde tapnak mezarlarda pronaosun nnde iki ya da basamak yer alr. Bu mezar da Korinth fasadl mezar gibi nekropoln gz alc noktasna yaplmtr. Anteleri grlen mezar

Resim 14: Erikuyu, hill motifli kaya mezar TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

104

Diocaesarea yaknndaki kule mezarda Dor entablatr kullanlmas, kaya mezarlarnda bu seimi etkilemi olabilir. Dalk Kilikyadaki en eski kule mezar olan bu antn Seleukos Kral I. Philip (.. 93-84) ya da yerel Teukrid Hanedannn kral-rahiplerinden biri iin yaptrld sanlr44. Be triglif ve drt metopun kullanld ant mezarda trigliflerin kelere konmas ve metoplarn trigliflerden daha geni yaplmas45 Grek etkisini gsterir46. Erikuyudaki kaya mezarlarnda da triglifler keye konmutur ve ok tahribat grm olan birinci mezarda metoplar trigliflerden geni yaplmtr. Mezarn ii ve st tamamen dolu olduu iin sadece metop ve triglif sras grnmektedir. Dokuz triglif ve sekiz metoptan oluan frizde her triglifin altnda alt gutta bulunmaktadr47 (Resim: 12). Dor fasadl dier mezarn ii doludur ama cephesi hl ayaktadr. Bu mezarda da dokuz triglif ve sekiz metop yer almaktadr ancak guttalardan iz kalmamtr (Resim: 13). Dor balkl iki anta stndeki sade bir aritrav ile metop-triglif sras alnl tamaktadr. Alnln ortasnda bir daire iinde, alt ulu bir rozet betimlenmitir. Rozetin her iki yannda kare birer ni vardr. Buradaki rozet motifinin paralelleri Karyadaki kaya mezarlarnda grlmektedir48. Dor fasadl bu mezarn hemen yanna yaplan bir baka kaya mezar, bezeme asndan nekropoldeki tek tiptir. Olduka tahrip olan tek odal mezarn ante stunlar stnde sade bir aritrav ve onun stnde de yarm daire eklinde (belki de tamamlanmam) bir alnlk vardr. Alnlkta Kilikya sembol olarak da bilinen az aa doru bir hill motifinin bulunmas dikkat ekicidir49 (Resim: 14). Bu sembol Olba blgesinde eitli antlarda karmza kmaktadr. Demircilideki mbriogon-Kome antik yerleimin adnn

Resim 15 : Erikuyu, rozet motifli mezar

yazl olduu kitabenin hemen stnde ayn sembol bulunmaktadr50. Kaya mezarlarndaki en gzel rneklerden biri ise Kanytelleis (Kanldivane)te kaya mezarnn girii zerindeki sembolik naiskosun alnlnda yer almaktadr. Burada az yukar doru bakar ekilde, alt kenarnda bir tutamak yeri bulunan hill betimlenmitir51. Blgedeki mezar antlarnn farkl yerlerinde bamsz olarak da hill betimlemelerinin varl bilinmektedir. rnein Kanytelleiste N8 Nekropolnde F4 numaral mezarn girii zerindeki kitabenin st blmnde gne betimlemesi ile birlikte yan yana ilenmitir52. Ayrca ayn sembolden Narlkuyu Kasabas Hachamzalar mevkiinde kitabeli bir mezar tann alnlnda53 ve Silifke Mzesindeki bst kabartmal yuvarlak bir mezar altar zerinde54 de grlmektedir. Dalk Kilikya blgesinde bu rneklerin saysn arttrmak mmkndr. Blgede grlen hill betimlemesi Kanytelleis Nekropolndeki F6 numaral mezarn kitabesinde belirtilen Selene55 ile ilgili olabilecei gibi, mezarlarn koruyucu tanrs olarak bilinen Frigyal Ay Tanrs Menin sembol ya da blgesel bir iaret olabilir. Hem Dalk Kilikya blgesinin genelindeki mezar ile ilgili betimlemelerde, hem de Erikuyudaki kaya mezar alnlnda ayn dncelerle yaplm olmaldr. Her ne amala yaplm olursa olsun, burada bu semboln Olba blgesine mahsus bir neminin olduu kesindir. Erikuyu Nekropolndeki mimar cepheli son mezarn toprak stnde sadece kemerli alnlnn bir ksm grlmektedir. Alnln ortasndaki byk rozetin her iki yannda kenger yapraklar ve kk yaprakl drt rozet vardr (Resim: 15). Bu motife blgede baka yerlerde rastlanmamtr. Kemerli giriin

Resim 13 : Erikuyu, Dor fasadl mezar TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

105

hemen altnda, mezarn girii olan fascial ereveli bir kapnn st ksm bulunmaktadr. Bu tipte bir giri ile dier mezarlarda karlalmamtr. Diocaesareadaki eski Erikuyu Nekropolnde bulunan bu drt mezar, mimar ve bezeme unsurlaryla dikkati ekmektedir. Nekropollerdeki dier mezarlarn ounun basit ve bezemesiz oluu ve bu drt mezarn ender rastlanan unsurlaryla Diocaesareadaki daha eski nekropol olan Erikuyuda yer almalar mezarlarn Hellenistik Dneme ait olabileceini dndrmektedir. Grld gibi, kaya mezarlarndan oluan geni bir nekropolde, varlkl ve nemli kiilerin mezarlar gze arpmaktadr. Kaya mezarnn fasad, mezar sahibinin statsn belirtmek iin uygun bir zemin salamaktadr. Ancak ou kez mezarlarn fasad ilenmemi ve sade braklmtr. Bu nedenle, lnn kimlii hakknda yeteri kadar ipucu bulunamamtr. Var olan betimlemeler ve mezar mimarisine gre, Olba ve Erikuyudaki fasadl mezarlarn sahipleri byk bir ihtimalle yerel hanedan mensuplar ya da nemli bir siyas, din ve ekonomik snfn yeleri olmalyd. Bu mezarlardaki baz unsurlar, ayn zamanda mezar mimarisi ve sanatndaki d etkileri de yanstmaktadr. Dalk Kilikyann tarih erevesi iinde incelendiinde, bu etkiler Bat ve Gneybat Anadoludaki Karya ve Likya gibi byk kaya nekropol merkezlerinden gelmi olabilir. Tarih kaynaklardan .. 5. yzylda Kilikya ile Karya arasnda siyas ve kltrel balarn olduunu biliyoruz. Herodotosun anlattna gre (IX 107); Xanagoras adl birisi, Halicarnassoslu Pers kral tarafndan btn Kilikyann valisi olarak atanmt. stelik Herodotos V. kitapta (118.2) Mausolusun olu Cindyal Pixodorusun, Kilikya Kral Syennesisin kzyla evlendiini de yazmaktadr. M.. 5. yzyl hanedanlar Mausolos ve Syennesis arasndaki aile balar, iki blge arasndaki kltrel ilikileri de etkilemi olmaldr56. Mausolus ve Pixadorasn M.. 5. yzyldaki Cindyas Hanedan ve M.. 4. yzyldaki Hekatomnidlerin atalaryd. Karyadaki M.. 4. yzyl kaya mezarlarnda iyi kalitede Attik seramii bulunmas, Hekatomnidler Dneminde, bl-

genin Grek etkisine ak olduunun kantdr57. Anadolu ve Dalk Kilikya kaya mezarlarndaki d etkileri incelerken, Pers etkisini de gz nne almak gerekir. Genel olarak tapnak fasadl kaya mezarlarnn mimarisi Grek olsa dahi, mezarlarn byk llerde yaplmasnda ve kaya mimarisinin kullanlmasnda Pers etkisi vardr. Pers mezar antlarnn byk bir ounluu kaya mezarlardr. Naksh-i Rstemdeki kraliyet kaya-mezarlar, bu tipin Yakndoudaki en grkemli rnekleridir. I. Dariustan Akamenid Hanedannn kne kadarki dnemde yaplan btn kraliyet mezarlar kaya mezar tipindedir58. Pers bakenti ve satraplklar arasndaki siyas ve kltrel dei-toku, mimar motiflerin ve fikirlerin de iletiimini kolaylatrm olmaldr59. Kilikya .. 6.-4. yzyllar aras Pers ynetimi altnda olduu iin, Persler blgede nemli bir rol oynamtr. Pers kral Kilikyaya dahili zerklik tanm ve blge .. 542-401 yllar arasnda krallar Syennesis olarak bilinen bir yerel hanedann ynetiminde kalmtr60. Kilikya ancak .. 401de satraplk olmutur. Bu tarih ereve nda, Dalk Kilikyadaki dier bir nemli kltrel etkinin de Persler olduu sylenebilir. Ancak Pers Dneminde Dalk Kilikya, Karya ve Likyaya oranla daha tutucu ve Hellenizme daha kapal bir blge olarak kalmtr. Tarih artlar gz nne alarak Kilikyal hanedan mensuplarnn Karya rneklerini izleyerek grkemli mezarlar yaptrdn syleyebiliriz. Olba-Diocaesareada klsik prototiplerin yokluu karsnda, klsik cepheli kaya mezarlardaki d etkilerin, Anadolunun gneybat kltrel eyaletlerinden geldii sonucuna varabiliriz. te yandan bu almada grdmz gibi, bu mezarlar allmn dnda birka rnek olup Olba ve Diocaesarea nekropollerinde byk bir yer tutmazlar. Olba ve Diocaesarea nekropollerindeki kaya mezarlar incelendiinde, mezarlarn temel yap ve plnnn uzun bir zaman srecinde fazla deimedii ve yeni biimlerin kullanlmad grlr. Nekropollerdeki mezarlarn ou 1-3 kiilik olup byk aile tipi mezarlar aznlktadr ve bunlar Roma mparatorluk Dneminde byyen Diocaesareann Srainler Nekropolnde yer alr. Ayrca klsik tapTRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

106

nak tipi mezarlara da fazla rabet edilmemitir. rnein, Karya ve Likyada grlen distyle in antis tipi byk tapnak kaya mezarlarna bu blgede ender rastlanr. Bu nekropollerdeki mezarlarda dikkati eken bir baka unsur, Dalk Kilikya mezar antlarnda sk rastlanan popler dekoratif motiflerin (rnein Medusa ba, kartal, aslan) birka istisna dnda yokluudur. Bunlarn ou Karyadaki tapnak tipi kaya mezarlarnda da bulunmaz. Olba-Diocaesarea gibi grkemli iki yerleimde bu nemli mezar sembollerinin yokluu ve genelde sade kaya mezarlarnn kullanlmas, yerel geleneklerin Roma Dneminde bile srdn gstermektedir61. Olbann yerel bir hanedanlk olan Teukridler tarafndan uzun sre ynetildii gz nne alnrsa, blgedeki mezar sanat ve mimarsinin d etkilerden belli bir lde korunduu tezi savunulabilir. Belirgin d etkiler Karya ve Suriye gibi Olbayla siyas balar olan blgelerden gelmitir. Diocaesareadaki kule mezar ve Olba blgesindeki tapnak mezarlar, blgeye Suriye ve Gneybat Anadoludan szan eitli etkileri yanstr. Olba-Diocaesarea nekropollerindeki aratrmamz yre halknn genelde d etkilere ramen, yerel gelenekleri yanstan kaya mezar tipini tercih ettiini gstermektedir.

SUMMARY
The Rock-Cut Tomb Types in the Cemeteries of Olba-Diocaesarea in Cilicia Tracheia This article discusses the rock-cut tombs of Olba, the cultural and political center of Cilicia Tracheia and its hieron Diocaesarea, and presents selected examples from both sites. The two sites played an important role in the history of the region due to their critical geographic location between East and West. Olba was one of the most important temple-states in Asia Minor. The sites, which remained under the dominion of the local Teucrid dynasty maintained their independence throughout the Hellenistic and Early Roman Periods (Strabon 14.5.10).
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Rock-cut tomb, the main tomb type in the vast cemeteries of the two settlements, is well-suited for the rugged terrain and it also reflects local funerary traditions. Although in the territory of Olba, one sees various funerary monuments such as temple-tomb and tower-tomb that reflect external influences, the rock-cut tomb is the predominant type in the cemeteries of Olba and Diocaesarea. The article examines the types of rock-cut tombs in both cemeteries and the external influences attested by the architectural and decorative elements of the tombs as well as the historical factors that played a role in the region. Since most of the rock-cut tombs have been re-used and pillaged throughout centuries, there are no grave finds to help date them. Moreover, some of the tombs are currently used as sheds and storage units by the villagers. The rock-cut tombs are divided into plain (without an architectural facade) ones and those with temple facades. Some of the architectural and decorative elements of the tombs find parallels in southwestern Anatolia such as Caria with large rock-cut cemeteries. Some of these foreign elements have been adopted by the local culture. Of particular interest, is the paucity of rock-cut tombs with temple facades in the cemeteries. The administration of the region by the local Teucrid dynasty probably contributed to the survival of local funerary traditions.

NOTLAR
*

Dr. Yasemin ER, Ata Sokak, No:30/9, YeniehirANKARA/TRKYE Yrd. Do. Dr. Bilal ST, Pamukkale niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Arkeoloji Blm, Denizli/TRKYE

Seleukoslar ynetimi altndaki tapnak-devletler iin, bkz. M. Rostovtzeff, Social and Economic History of the Hellenistic World (1941), 439, 505-506. Rostovtzeff, Olbann Kapadokya ve Pontus gibi tipik bir tapnak-devlet olduunu ve bunlarn arasnda en iyi bilinen tapnak-devlet olduu grndedir. Bkz. D. Magie, Roman Rule in Asia Minor (1950), 496. Ayrca Olbadaki ta-

107

pnak-devletinin yaps ve snrlar ile ilgili olarak bkz. S. Durugnl, Olba: Polis mi, Territorium mu?, Lykia II, 1995, 75-82.
2

Olba ve Diocaesarea iin bkz. Yasemin Er, Olba ve Diocaesarea, The Archaeology of Anatolia: An Encyclopedia (1997). Olba Zeus Tapnann tarihi M.. 4. yzyl sonu ile M.. 2. yzyl ortalar arasnda deimekte ve IV. Antiochos (M.. 175-164) zaman daha ok kabul grmektedir. Tapnak ve tarihlendirilmesi ile ilgili olarak bkz. J. Keil-A. Wilhelm, Denkmler aus dem Rauhen Kilikien, Monumenta Asia Minoris Antiqua IV (1931), 47; Y. Boysal, Korinth Dzeninin En Eski Yaps Olan Silifke Civarndaki Olba Zeus Tapna Hakknda, IV. TTKong. -I, 1952, 234-240; Y. Boysal, Die Korinthischen Kapitelle der Hellenistischen Zeit Anatoliens, Anatolia 2, 1957, 123 vd.; C. Brker, Die Datierung des Zeus-Temples von Olba-Diokaisareia, AA 86, 1971, 37-54; H. Bauer, Korinthische Kapitelle des 4. und 3. Jahrhunderts c. Cher., Mitteilungen des Deutschen Archologischen Instituts Athenische Abteilung, Beiheft 3 (1973), 117; C. Williams, The Corinthian Temple of Zeus Olbis at Uzuncabur: a reconsideration of the date, AJA 78, 1974, 405-414; Th.S. MacKay, The Major Sanctuaries of Pamphylia and Cilicia, ANRW II.18.3, 1990, 2082-2103; Y. E. Scarborough-. Baal, Survey and Excavations at the Sanctuary of Zeus Olbios, Rough Cilicia, AJA 97, 1993, 342; F. Rumscheid, Untersuchungen zur Kleinasiatischen Bauornamentik des Hellenismus I-II (1994), I: 33, 86-91, II:50-51; Y. E. Scarborough, Excavations at the Sanctuary of Zeus Olbios, AJA 99, 1995, 344; K. J. Rigsby, Asylia. Territorial Inviolability in the Hellenistic World (1996), 479; S. Durugnl, Seleukoslarn Olba Territoriumundaki Akkulturation Sreci zerine Dnceler, Olba I, 1998, 69-74. Dalk Kilikya mezar antlar iin bkz. Y. Er, Diversita e interazione culturale in Cilicia Tracheia. I Monumenti funerari, Quaderni Storici 76 (1991) 105-140; Y. Er, The Funerary Monuments of Cilicia Tracheia, (Cornell University, Doktora tezi), (1991). Ph. H. J. Houwink Ten Cate, The Luvian Population Groups of Lycia and Cilicia Aspera During the Hellenistic Period (1967), 214. Yerel klt merkezlerinden Karyada bulunan benzer bir rnek iin bkz. J. M. Cook-W. H. Plommer, The Sanctuary of Hemithea at Kastabos (Caria) (1966).
8

Hitit metinleri iin bkz. J. Nougayrol, Comptes Rendus de lAcad. Des Insc. Et B.L. (CRAI) (1954), 242, not 2; D. J. Wiseman, The Alalakh Tablets (1953), nos. 142, 13; 154, 10 ve Chronicles of the Chaldaean Kings (626-556 B.C.) in the British Museum (1974), 74-77, 88. Ugaritic kaynaklar iin bkz. Comptes Rendus des seances de lAcademie des Inscriptions et Belles-Lettres CRAI (1954) 242; Le Palais Royal dUgarit, publiee sous la direction de CI. F. A. Schaffer PRU IV (Mission de Ras Shamra IX) (1956), 102 vd. Kral Neriglissarn .. 557de Pirinduya kar seferinde, Ura Pirindunun kraliyet bakenti olarak geer: D. J. Wiseman, Chronicles of Chaldaean Kings (626-556 B.C.) in the British Museum (1956). Magie 1950, I, 269, 494. G. M. Staffieri, La monetazione di Diocaesarea in Cilicia (1985) ve La monetazione di Olba nella Cilicia Tracheia (1978); G. F. Hill. Catalogue of the Greek Coins of Lycaonia, Isauria, and Cilicia in the British Museum (1900), liii-lvi. Akropol ve evresinde E. Erten yzey aratrmas yapmaktadr. Bu yzey aratrmas ile ilgili ilk tespit ve deerlendirmeler iin bkz. E. Erten, Olba (Uuralan) 2001 Yzey Aratrmas, 20. Aratrma Sonular Toplants -1, 2003, 185-196; Glass Finds from Olba Survey-2001, Olba VII, 2003, 145-154; Olba 2002 Yzey Aratrmas, 21. Aratrma Sonular Toplants -1, 2004, 55-61. Said Paa yolu 1880lerde Silifkeden Karamana (Laranda) giden at arabalar iin yaplmtr. Olba blgesindeki yollar iin bkz. Th. S. Mackay, Olba in Rough Cilicia (Bryn Mawr, Doktora tezi), (1968) 41-54. Bu gelenein yaatld yerleimlerden birisi de Kelenderistir. Bkz. L. Zorolu, Kelenderis Nekropol, Olba 3, 2000, 177. Olba-Diocaesarea nekropolleri J. Keil ve A. Wilhelm tarafndan incelenmi, almalarnda kitabelerin olduu mezarlara arlk verilmitir. Bkz. Keil-Wilhelm 1931, 72-79, 85-89. Klsik Dnemdeki kline gmler iin bkz. D. C. Kurtz-J. Boardman, Greek Burial Customs (1971), 273-282.

10 11

12

13

14

15

16

108

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

17

Roma Dnemindeki klineler iin, bkz. J. M. C. Toynbee, Death and Burial in the Roman World (1971), 214-226. A. Machatschek, Die Nekropolen und Grabmaler im Gebiete von Elaiussa Sebaste und Korykos im Rauhen Kilikien (Denkschr. AW phil.-hist. Kl) 96 (1967), 76 vd. Kurtz ve Boardman 1971, 278-279. Makedonya rnekleri iin, bkz. Kurtz-Boardman 1971, 272-282. nhumasyon detinin yaygn olduu Kyrene Nekropolnde ahap tabutlar kullanlmtr. Bkz. J. Cassels, The Cemeteries of Cyrene, Papers of the British School of Rome 23, 1955, 1-43. Anemuriumdaki tip arkosol iin bkz. E. Alfldi-Rosenbaum, The Necropolis of Anemurium (1971) 98-102. Genel olarak arkosol iin bkz. J. Kollwitz, Arcosolium, Reallexikon fr Antike und Christentum I, 5 (1943), 643-645. Alfldi-Rosenbaum 1971, 100. Machatschek 1967, 78. Machatschek 1967, 58 vd.; E. Alfldi-Rosenbaum, The Necropolis of Adrassus (Balabolu) in Rough Cilicia (sauria) (Denkschr. AW phil.hist. Kl) 145 (1980), 47-52. Bu tip mezarlardaki arkosoller iin bkz. E. Alfldi-Rosenbaum, A Survey of Coastal Cities in Western Cilicia (1967), chapter 2. B. St, Dalk Kilikia Blgesi Mezar Nileri, Olba VII, 2003, 239 vd. Alfldi-Rosenbaum 1967, 122; St 2003, 253-254. Roma mezar baheleri ve avlular iin bkz. Toynbee 1971, 94-100. Avlulara Korykos Nekropolndeki kaya mezarlarn nnde sk rastlanmaktadr. Bkz. Machatschek 1967, 54. B. St, Kilikya Blgesindeki Roma mparatorluk a Tapnaklar (Yaynlanmam Doktora Tezi), (1998), 99, Lev. 43a-b. Bu blgeye ait kabartmal mezar sunaklar iin bkz. N. K. Diler, Kilikia atrende Bir Gmt Suna, Trk Arkeoloji ve Etnografya Dergisi 1, 2000, 23-25; Diler, N. K., Silifke Mzesindeki Bst Bezemeli Yuvarlak Sunaklar, Trk Arkeoloji ve Etnografya Dergisi 2, 2002, 67-72. E. Akurgal, Die Kunst Anatoliens von Homer bis Alexander (1961), 130, Lev. 84.

33

18

Mezarn fasad 2.78 m. uzunlukta, 2.86 m. genilikte ve 1.65 m. yksekliktedir. 1.53 m. ykseklikte olan stunlarn genilii altta 0.64 m. yukarda ise 0.52 m. Mezar odas 1.68 m. genilikte, 1.15 m. uzunlukta ve 1.55 m. yksekliktedir. Arkosol ise; 2.05 m. uzunlukta, 0.72 m. genilikte ve 1.12 m. yksekliktedir. Kaunos kaya mezarlarn alan P. Roos, birok mezarda svann eitli amalarla kullanldn belirtir. Bkz. Roos 1972, 63. Lhit ise 1.55 m. uzunluunda, 0.45 m. geniliinde ve 0.45 m. derinliindedir. Bu ni ve benzer rnekler ile ilgili kullanm iin bkz. St 2003, 255-256. St 1998, 99, Lev. 53a-b. Alt blm tamamen ana kayaya oyulan bu antmezarn en belirgin zellii ilk katn on balkl in-antis plnl, ikinci katn Korinth balkl tetrastylos-prostylos plnl olmasdr. Bu mezarlar iin bkz. Mehmet Ali Bayndr, Demircilideki Roma Dnemi Ant Mezarlar (Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi-Seluk niversitesi, (1995); A. Machatschek, Die Grabtempel von Dsene im Rauhen Kilikien, Mansele Armaan I, 1974, 251-265. Machatschek 1967, 110. Bu tarihe J. Kramer de katlmaktadr: J. Kramer, Korintische Pilasterkapital in Kleinasien und Konstantinopol (1994), 54-55. Sagalassos rnei iin bkz. L. Vandeput, The Architectural Decoration in Roman Asia Minor. Sagalassos: A Case Study, Studies in Eastern Mediterranean Archaeology I (1997), 126-27, Lev. 99. 3-4. Antalardaki on stun balnn paraleline Kariadaki Yenipnar mezarnda rastlanr: P. Roos, Survey of Rock-cut Chamber Tombs in Caria. Studies in Mediterranean Archaeology 43:1 (1985), 31, Lev. 16, 17, 54. Bu mezarn bir paraleli de Likyada Limyradaki on balkl yarm stunlu kaya mezarnda bulunur. Ancak Olbada anta bir stun balyla kullanld iin farkldr. Bkz. Akurgal 1961, 130, Lev. 84. Roos 1972, 24, Fig. 103. Kule mezar iin, bkz. J. Fedak, Monumental Tombs of the Hellenistic Age (1990), 88, Fig. 111; C. Berns, Der Hellenistische Grabturm von Olba, Olba II, 1999, 111-129. Bu mezar ile ilgili M.

34

19 20

35

21

36

37

22

38 39

23 24 25

26

40

27

41

28

29

42

30

31

43 44

32

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

109

Durukan tarafndan yaplan yeni bir tarih nerisi iin bkz. M. Durukan, Olba/Diocaesareadaki Piramit atl Mezar Antnn Tarihlemesi zerine Yeni Bir Gr, Olba 7, 2003, 219-238
45 46

54 55

Diler 2002, 68, Res.1, iz.1; St 2003, 241. Yazt ve evirisi iin bkz. R. Heberdey -A. Wilhelm, Reisen in Kilikien. (Denkcshriften AW phil.-hist. Kl.44), (1896), 60, no:134; M. Durukan, Olba Territoriumunun Hellenistik Dnem l Klt zerine Gzlemler, Olba I, 1998, 157; St 2003, 241, dipnot: 4. S. Hornblower, Mausolus (1982), 141-42. Roos 1972, II The Finds, 43. Fedak 1990, 48. Bu dei-toku Karyada ok iyi belgelenmitir. Bkz. Hornblower 1982, 246-48. Syennesis Hanedan ve Persler iin bkz. Desideri-Jasink 1990, 177-202. Hellenistik Dnemdeki baz uygulamalarn haricinde, blge mimar ve sanatta kendine has ve da kapal zellikler oluturmutur. Bkz. B. St, Dalk Kilikya Blgesindeki okgen Ta Duvarl Mezarlar (2004), Baskda.

Metop, triglif geniliinin iki katdr. S. Butler Murray Jr., Hellenistic Architecture in Syria (Princeton, Doktora tezi), (1917), 8.
56

47

Triglif 12.5 cm., metop 17.5 cm. geniliinde ve her ikisi de 21 cm. yksekliindedir. Roos 1972, 90-91. T. Bent, Cilician Symbols, Classical Review 4, 1890, 321-322. Keil-Wilhelm 1931, 27. St 2003, 240-241, Fig.1-2. Machatschek 1967, Abb.28; St 2003, 241. M. H. Sayar, Kilikyada Epigrafi ve Tarih-Corafya Aratrmalar 1996, XV. Aratrma Sonular Toplants-I, 1998, 344; St 2003, 241.

57 58 59

48 49

50 51 52 53

60

61

110

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

KLTRLERARASI LK VE ETKLEM KURAMLARI ZERNE


Nevzat EVK*

Bu makalede, kltrleraras iliki ve etkileimin varln gsteren verilerin yannda, kltrleri birbirinden rahatlkla ayrmaya yarayan zgn unsurlarn belirlenmesiyle iliki ve etkileimin daha kolay ve daha az tartmal olarak ortaya konulabileceine dair neri sunulmaktadr. Arkeolojinin zaten ii olan yeni kalntlar ve nesnel belgeler kefetmekten te kltrleraras ilikiler ve bu ilikilerin etkileime dnk deerlendirilmesi ve bunun yntemleri zerine dnce ve nerilerden olumaktadr. zellikle de ou zaman gz ard edilen bamsz oluma ve gelime, farkl dnemlerden rneklerle ele alnmaya allmtr. nk, farkna varlmtr ki, arkeoloji ou zaman, -belki de- meslek doas gerei kltrler aras iliki ve etkileimin yokluundan ok varl zerinde younlamtr. Bu istein giderek artan bir ivmede seyretmi olmas sonucunda, bamsz gelimi yerel/blgesel kltrler brakmayacak duruma gelmi ve gerekten birbirini etkileyen kltrlerin bu ilikili durumlarna da phe drmeye balamtr2. Midas kentteki kaya basamaklar gibi, kendiliinden kolayca ortaya kabilecek en yaln iilik iin, Urartunun Tupa ve Rusahinili kentlerindeki kaya basamaklarnn kaynak/nc3 gsterilmesi, ya da Mezoamerikan kltrlerde Msr etkilerinden bahsedilmesi temelsiz etkileim savlarnda snr tanmayan rneklerden sadece birkadr. Dikkatlice incelendiinde, Anadoludaki pek ok kltrn zellikle erken dnemlerde- kendi iinde,
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

zgn bir gelime gsterdii, komularndan baz etkiler alsa da genel z niteliklerini koruduu ve her birisinin kendine zg izgilerinin rahatlkla ayrtedilebilir olduu grlebilir. Uygarln nerede ve ne zaman balad, yani kkenler sorusu, doal olarak tm zamanlarn en popler konularndan biri olmutur4. Dieri ise kltrleraras iliki ve etkileimdir ki, bu konular arkeolojide her zaman ilgi ve merak konusu olmu ve sklkla ilenmitir. Arkeolojinin en byk zorluklarndan biri toplumlar arasndaki ilikilerin kltrel ya da sanatsal boyutunun varln, younluunu ve snrlarn saptamak ya da kltr ekinlerinden yola karak toplumlar ve blgeler arasndaki ilikiyi belirlemektir. Siyasi, toplumsal ve ekonomik ilikilerin varl ou zaman sanatsal ve kltrel etkileimin de mutlaka olmas gerektiini dndrm, bu beklentiler bilim adamlarn farkl kltrlerin nesneleri arasnda etkileim temeline dayal benzerlikler/iliki kurmaya ynlendirmitir. Bu makalede ise -ok stnde durulan ve bilinenetkileimin olduu deil, olmad durumlar incelenmeye allacak ve bir n rnekten etki almakszn kendiliinden ortaya kan ve kendi artlarnda gelien kltrel unsurlarn hi de azmsanamayacak dzeyde olduunu, evrensel kltrel renkliliini de bu bamsz oluum ve geliimlerin yarattn gsteren dnceler sunulacaktr. Kltrel unsurlarn

111

oluumunda etki ve baka topluluklardan renmeden ok daha nce gelen doal yaam ve evre artlarnn kltrleri biimlendirii ya da kendi gemiinden renme ve gelitirme yani bamsz gelime kuram zerinde durulacaktr. Zaten yazar, etkileim olgusunun gereinden ok fazla ne karldn ve bu nedenle gerekten etkileimin aka var olduu rneklere de glge drld ve bu mantkla konular ele alndnda kltrlerin zgnlnn azaltld, hatta neredeyse zgn kltr kalmad, melezlerden oluan bir kltrel yelpaze oluturulduunu dnmektedir. Artk, rnein, Avrupada ya da Anadoluda her hangi bir kltr unsuru ele alndnda, nce onun balantsz doamayacana ve gemiinin Mezopotamya ya da Msra indirilmesinin temel bir art olduuna inanlmaktadr. Kimi Msrda, Mezopotamyada, kimi Orta Asyada, Anadoluda kimi de Yunanistanda srekli kkenler gstermektedir. Herkes, bugnn ada kltrlerinin erken balanglarnn kendi topraklarnda olduuna, nce kendisini sonra da dierlerini inandrmaya almaktadr. Gsterilen kkenler ve etkileim izleri bazen dorudur bazen de deil. Bazen ise ele alnan rnein benzerleri daha erkende baka corafyalarda olmasna ramen, iki rnek arasnda bir etkileim ve renmeden ok, her biri kendi bana, doal gereklilikleri sonucu da ortaya kabilmilerdir. Burada sz konusu edilen de, stnde durulmakta olan birinci durum deil, hep gz ard edilen ikinci durumdur. Geleneksel arkeoloji ve yeni arkeoloji bu konulara farkl bakmaktadr. Artk, arkeolojik ve tarihsel bulgular tarihsel btnl ve geliimi iinde kavrayp yorumlayan arkeoloji yntemi dndaki geleneksel yntem, G. Childen belirttii gibi posta pulu arkeolojisi olmaktan teye gidememektedir. Modern arkeolojinin bilgiye ulama ve deerlendirme yntemleri gn getike deimektedir5. Metrikten yana arlaan bu kanlmaz deiim, arkeolojik teorilerin daha kesin matematiksel verilerle desteklenerek daha doru tanmlar yapabilme yolunda glendirmektedir. Kazlar ve yzey aratrmalarndaki bilimsel ye eitlilii ve modern teknik-metot younluu bu deiimin resmidir. Aratrma metot-

larn matematiksel bir kesinlie balama isteiyle6 1960larda Amerikada balayan bu deiim aslnda genel bir bilimsel deiimdir ve arkeolojiyi de dierleri gibi balamaktadr. Artk, arkeoloji kendi rettii fikirleri kazacak hale gelmitir. Eski kazlarda elde edilen veriler ve bunlardan retilen ykler, yeni nesil kazclar tarafndan yeni yntemlerle test edilmekte ve eskiden gz nne bile alnmayan pek ok detay yeni batan deerlendirilmektedir. Bu durum eskinin eletirisi deil, doal bilimsel geliimin anlatmdr ve sadece arkeolojide deil tm bilim dallarnda byledir: Yeni fikirler, eski fikirlerin kazlarndan kmaktadr. Artk kaz alanlar ok bilimli laboratuvarlara dnm ve teknolojik gelimeler kaz yntemlerini neredeyse tmden deitirmitir. Zaten veri retme aamasndan sorumlu teknik ksm oluturan alan arkeolojisi tm dnyada kendini genel arkeolojiden ayrmaya balamtr. Bu durumda veriyi en teknik biimde retip sunmak ve sorular belirleyip sormak yeni arkeolojinin ii olmutur. Bu gidile arkeolojinin zellikle objelere ulam ve koruma ve de veri retim aamasnda- somut bir fen bilimine dnmesi ve her gn daha ok kompterize olmas kanlmaz olacaktr. Sosyal bilimlerin dnce ve inceleme yntemleriyle alrken fen bilimlerinin teknik ve deneyimlerinden yararlanarak sosyal bilgileri retmeye devam etmek gittike daha keyifli olacaktr. Ve umarm bu deiim daha hzl olur. nk, yetersiz verilerden yola klp ne srlen zayf soyut teorilerden geilmez olmutur. Her ne kadar bilim bunu neriyorsa da, bilgi tekrarlarndan oluan bir teori kirlilii her gn biraz daha oalmaktadr. Bir ksm eskia bilimcileri, kendi lkesindeki hatta kendi kaz alanndaki kltrel objelerin en eski, en nemli olduunu gsterme telana kar kamamaktadrlar. Poplist ve ovenist talepleri karlama ve ondan pay alma uruna, modern bir sahiplenme hrsyla sanatn kkenleri konusu ne karlmakta ve arkeoloji bilimi gittike daha fazla kltr savalarnn maas haline dnmektedir. Dier negatif etken ise turizmdir. lkelerin kalknmasnda, salad gelirin byklyle nemli bir yer edinen turizmin negatif etkilerinden biri, en ok yararland arkeolojiye olmutur. Bilimsel sorunlar zmleyici seimler yerine, gsterim ihtiyalarn
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

112

karlayan ant binalarn ayaa kaldrl tercih edilmektedir. Bu durum korumaclk konusunda turizm gelirlerine ve de restorasyon bilim dal adna kran duymamza yol asa da, arkeolojide ant eser kazlarna byk bir ynlendirmeye yol amtr. Baka nemli bir sorun ulusalclktr. Baz bilimciler uygarlklarn kkenlerini nce kendi lkesinde arama ve uygarlklarn beii, k/dou yeri kimliini lkesine kazandrma isteine ynelik alkanlklarndan kurtulamamlardr. Bir yanda Yunan mucizeciler, dier yanda Anadolu kkenliciler, baka bir tarafta Mezopotamya kaynaklclar, Orta Asya merkezliciler7 ve ounlukla da Msr balanglclar her trl uygarlk unsurlarnn kkenlerini ve etki alanlarn kendi dnceleri dorultusunda kabul ettirmek iin yarmakta ve her birinin kendi iinde bamsz dou ve geliim olaslklarnn ve bunun yannda da gerekten var olan etkilerin ve etki kaynaklarnn kefine de engel olmakta, kesin etkileimin sz konusu olduu rneklerin durumlarna da phe getirmektedirler. Aslnda yukarda anlan baz merkez kltr blgelerinin ve daha bakalarnn birbirinden bamsz, kendi iinde, orijinal bir dou ve geliim gsterdii ama zaman zaman etkiler de ald anlalmaktadr. Avrupa uygarlklarnn kkenini Yunan kltrne mal eden dncenin yanllarna kar son zamanlarda yaplan belki de en nemli almalardan biri M. Bernala aittir: Afrika ve Asya kkenli toplumlar dnyann tarihsel geliimi yatann dna iten Eurosentrik teorileri ve bunlarn arkasnda yatan politikalar anlatmaktadr8. Yukarda deinilen pek ok konuda, A. naln, Bat Cephesinde Ne Var Ne Yok ?: Miken-Anadolu ve Ahhiyawa-Aka likilerinde Son Durum adl almas olduka dikkat ekicidir9. Geleneksel arkeolojiyi ynlendiren en nemli kuramlardan biri difizyonizmdir10. 1850de ngiliz Antropolog E.B. Taylorn tm insanlarn tek bir orijinden (Ortadoudan) geldii konusundaki teorisinden kaynaklanm ve uzun sre arkeolojiyi, zellikle de rk Alman okulunu etkilemi ve ynlendirmitir11. zellikle 19. yzylda Avrupallar Eski Msrn ilk byk uygarlk olduuna ve tm dnya uygarlnn
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

oradan yayldna inandlar. Bu gre difizyonizm ad verildi12. Aslnda, teolojik yaradl retilerinin yeni bir klkta sunuluuydu difizyonizm. G. Childe, difizyonizmi Niebuhrla aklar: Niebuhra gre bamsz bir ekilde uygarlam tek bir vahi halk gsterilemez13. Daha da ileri giden difizyonistlerden Lord Raglana gre vahiler asla bir ey icad edemez, kefedemez. Childe, Difizyonistlere gre vahiler btnyle inisiyatifsiz, bir ara, mit veya kurum yaratma yetenei ve de arzusu olmayan topluluklardr. Btn byk bulular yalnzca belli, sekin halklarca gerekletirilmi, vahilii evreleyen karanln iine buradan yaylmtr. Madem hibir halk kendi kendine uygarlaamaz, o halde uygarlk bir mucize, tanrsal bir mdahalenin sonucu olmak zorundadr der14. Ve, uygarlam halklarn da bir adm ncesinde ilkel ve vahi olduunu unutur. Daha ok normatif ekole bal olan eski arkeoloji yanllar kltr birimlerini, dnce aktarmndan kaynaklandrrlar. Bu ekole gre, nesiller arasndaki kltr benzerliinin temeli renme, farkl toplumlar arasndaki benzerliklerin nedeni ise yaylmadr15. Difizyon genellikle anlalmas zor bir mekanizmadr; yardma armak kolay, doruluunu kantlamak zordur ve ada arkeologlar belki de bu kolayl elden brakmak istememektedirler. zellikle dinsel duygularnn da eksilmeye yol amadndan, derin dinsel inanl bilimciler iin tek merkezli insan ve kltr douu ve dnyaya yayl, ok merkezli dou ve geliim yklerinden ok daha cazip gelmektedir. Bu, yanllklara gtrmeye aday, genel gelimeleri teke ya da tek bir nedene indirgeyen bir yaklamdr16. Oysa btncl bak asyla deerlendirildiinde, nsan evriminde, organik, inorganik ve sperorganik varlk alanlar birbiriyle ilikilidir ve bu varlk alann temsil eden, insann biyolojik yaps, doal evresi ve de kltrnn birbiriyle olan ilikisinin birlikte ele alnmas lazmdr17. nk sadece insana zg olan kltrel evrimde, insan evresini biimlendirdii gibi ona uyum da salar; onun kurallarna gre biimlendirir18. Kazlar yeni yerleimler ve buluntular ortaya kardka bilinenler hzla deimektedir. Geri eski kuramlar, yeni yaylmaclk (Neo-difizyonist) gibi yeni biimleriyle varln srdrmeye almaktaysa da,

113

M. zdoann belirttii gibi artk, farkl ve kendine zg neolitikler kabul edilmek zorunda kalmtr19. zdoann, fikirlerinde deiim yksn arpc bir biimde aktard J. Cauvinin balangta yaylmacln gl bir savunucusu olmas, sonradan, Gneydou Anadolu iin, Levantin koridoru zerinden yaylmla oluan ikincil neolitik olarak deerlendirmesi ve en son da Toros Neolitii olarak ayr bir neolitik kltr kabul ettii zetlenmitir20. Bilim adamlarnn dnce deiimlerine ilikin bu ksa rnekler, arkeolojide yeni merkezler kazldka daha pek ok bilinenin deieceini gstermektedir. rnein Neolitik ve ncesi kltrlerin balangc olarak gsterilen Bereketli Hilal blgesinin belki de en nemli fark ve zellii, bu blgenin en ok 350- kaz yaplm blge olmasdr. Anadolu snrlar ierisinde 25 civarndaki kaznn21 say ve younluktaki azl, bilimcileri Anadolunun eski alar konusunda daha az ey sylemek zorunda brakmaktadr. Daha da nemlisi, hi kaz yaplmayan ya da ok az alma olan dnyann pek ok blgesinde de ileride ok nemli yeni bilgiler ortaya kacaktr. Bunun en etkili kant henz 50 yl gemesine karn, 1950lerdeki Neolitik tarihi olan 5500n imdilerde 8500 amasdr. Bu gerek gz nne alndnda, ayn noktalarda tarihlerin daha eskiye gidebilecei yannda dnyann deiik yerlerinde yaplacak almalarla da, balantl ve ilikili yapya sahip olanlarla birlikte, yeni, bamsz, yerel ve de daha eski neolitik kltrler de bilinecektir. 1960larda Meksikada yaplan kazlar bu kltrel yaylma zerine, Avrupa merkezli fikri rtt. Bulgular, Meksika uygarlnn, yabanc bir etki ve yardm almakszn, kendi bana ve baarlca gelime gsterdiini anlatmaktayd. Oysa, balangta F. Catherwood, Msrllarn Meksikaya gelip Maya uygarln yarattn savunuyordu. Ancak fikrini deitirmesi uzun srmedi. nk Maya piramitleri mezar deil tapnakt. Aslnda, okyanusun salla geilebileceini kantladklarn sananlar bir yana brakrsak, Amerikallar da kendi kltrlerini kendileri yaratmlard22: Ne Asyadan ne de Avrupadan gelmiti. Yeni Dnya Neolitii, Eski Dnyann etkisi

olmakszn bamsz olarak balamt23. Mezoamerika kltrlerini aratran J.A. Sabloffa gre, Orta Amerikann erken kltr Olmek, Meksikada yerel olarak kendi artlarnda gelimitir24. Olmek kltrnn kayna konusundaki tek tartma, yayladan m yoksa ovadan m geldiidir? Israrla eski doudan benzerler arandnda bulunan in sanatyla benzerlii ise tarihsel ve coraf imknszlk nedeniyle gndemde bile deildir. Balangta Amerikayla Msr arasnda bile iliki kurabilecek kadar ileri giden yaylmac kuram aslnda, tek bir noktada canllk balad gibi temel bir yanla oturmaktayd. Oysa kltrel etkileimin olduka snrl bir olgu olduunu arkeolojinin kendisi gstermekteydi. Yakndou kltrlerinin uzman isimlerinden H. Frankfort, Smer ve Msr kltrlerinin tamamen farkl olduunu ve kltrn deiik yerlerde ve d etki almadan gelitiini belirtiyordu25. Gerekten, kltr Mezopotamyaya oturan Asurda hi piramit olmay ilgintir. Daha da ilginci, Msrn kar kysnda Anadolu topraklarnda da piramite rastlanmamtr. Buna ramen burada da, tmlslerin piramit kkenli olduuna inananlar olmutur. nk bu tr dnenlerin temel gr, yeni bir kltrel unsurun retili aamasnda mutlaka daha nce retmi birinden renmenin sz konusu olmas gerektii yolundadr: Yerel ve bamsz yaratclk yoktur. Halbuki, ayn doal evreye uyum zorunda olan iki ayr insan, ya da sosyal dzene sahip iki topluluk ayn uyum aralarn kullanmasa da, asl yaratc ve biimlendirici doal evrenin kendisidir. G. Childe, ekosistemik bir bakla, doal evrenin kltr etkilediini26 ve kltrlerin, zgl niteliklerini yaratclarnn iinde alt corafi ortama fizyografik yap, ya miktar, scaklk, toprak, bitki rts, mineraller, bitki, hayvan ve su yollar gibiborlu olduklarn belirtir27. Farkl kltr blgeleri arasndaki kltrel etkileim ok ynl ve karlkl bir olgudur ve ak tek bir etkenle ve de tek ynl aklanamaz. Toplum yeni bir fikirle kar karya kaldnda ya onu deitirmeden alr, ya o fikir stne yeniden allr, ya modifiye eder ya da tamamen reddeder28. Oysa arkeoloji yeni
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

114

fikrin hem varl hem de hemen kabul konusunda her zaman nyargl davranmtr. zellikle de yeni fikrin kabul kanlmaz grlmtr. Sovyet arkeologlarn, glerin, yaz ncesi kltrlerde deiimlere yol aan bir faktr olduunu tmyle reddeden29 fikirlerine katlamasam da, bu faktrn etki derecesini her zaman ok da yksek bulmamaktaym. Bu etken modern arkeolojide o denli abartlmtr ki, neredeyse pek ok kltrn zgn hibir yan braklmamtr. Tm kltrler birka ana kltr merkezinin srgn olan az farkl versiyonlarna dntrlmtr. Kltr, bir btndr; ayrt edici zelliklerinin bir toplam deil. Herhangi bir kltrn ayrt edici zelliklerinden birini alp, biimsel adan bir baka kltrdeki benzeriyle karlatrarak ve buradan hareketle bu bileenin kkeni zerine karsamalarda bulunmak ya da ait olduu kltrn statsn deerlendirmek mmkn deildir30. Kltrlerin oluumu ve aralarndaki etkileimin snrlarn daha kolay anlayabilmek iin aslnda olabildiince eskiye gitmek gerekmektedir. nk topluluklarn kimseden renmeden neler yapabilecekleri, ancak onlarn birbirlerine kolayca ulaamadklar ve topluluklar aras ilikilerin ancak yakn mesafelerde ve hem de ok uzun zaman dilimleri iinde sz konusu olduu dnemler irdelenerek kolayca grlebilir. Dolaysyla, etki (baml/etkileimli gelime) ya da etkisizlik (bamsz/etkileimsiz gelime) ve bunlarn dzeyleri ile ilgili kuramlarnn aklanabilmesi ya da anlalabilmesinde en ok yardmc olabilecek rnekler Ta a kltrlerindendir. Aslnda yzbinlerce yl boyunca doada, maaralarda yaamn en doal artlarda srdren ve bu artlarn deitirmek iin ok az ey yapan insan ne oldu da birden bire Neolitik a yaratan artlar oluturmaya balad? Bundan nceki onbinlerce yl neredeydi ve neyi beklemekteydi? stelik de deiik corafyalarda inden Afrikaya, Avrupadan Mezopotamyaya kadar ok uzak blgelerde Ta a adamlar bulunmutu. Bulunmaya da devam etmekte. Bunlar birbirleriyle bazen balantl bazen de balantsz bir ekilde benzer geliimi yaamaktayd. nk tm bu farkl blge insanlarn bir ey yapmaya ve kendisine kar
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

nlem almaya zorlayan hep doayd. Her insan grubu ya da topluluu kendi doal artlaryla baa kmann yollarn, ou zaman birbirinden balantsz ve habersizce ve kendince almaya alyordu. Zorlayc doal artlarn aynl, ona kar retilen letlerin ve meknlarn da aynlna yol ayordu. rnein, yaamn kolaylatracan kestirdii an doadaki ta yontarak bir lete dntrmeyi dnebilmekteydi. En nemlisi bu eylemi renmek iin ok uzaklardaki baka bir ilkelin gelmesini beklemeye ihtiyac olmamasyd. M. zdoann hatrlatt, Ayn ii grebildii halde farkl biimsel zelliklere sahip olan letler, Ta a alet modalarn ve bu modalarn dar yada geni blgelerde yaylabildiklerini gsterdii gibi, aslnda, birden ok modann farkl blgelerde bamszca ortaya km olmasyla bamsz gelime kuramn da kendi iinde dorulamaktadr: Yani inde yaayan adamlar Fransada yaayan adamn gelip de basit bir ta balta ya da yaln bir snak/konut yapmn kendilerine retmesini beklemeleri gerekmiyordu. nsan ve kltrndeki geliimin en nemli itici glerinden biri doann kendisiydi. Aslnda doa deimedike ya da ngrdrmedike insan yeni bir lete ihtiya duymamaktayd rnein balk olmayan bir yerdeki insanlarn oltay kefetmeleri beklenemezdi-. Bugn olduu gibi gemite de, insanlarn beslenme alkanln, yakn evresinde bulunan flora ve fauna tipi belirliyordu ya da yap tiplerini iklim ve corafya, yap malzemelerini de en yakn evrede bulunan doal malzemeler belirliyordu. Ve de yaamn tm unsurlar arasndaki etkileim ve zorlama toplu bir deiimi gndeme getiriyordu: Yani sadece mimarde ya da seramikte deil, yerleme dzeni ve kullanm alanlarnda da bu deiim yansyordu. Kesintisiz yerleim gren sitelerden Yumuktepe bu paralel geliimin iyi rneklerinden biridir31. Bu anlatm, etkileimli iliki ierisinde komu kltrlerden de renerek kendi kltrn deitirip gelitirdii arkeolojik kantlarla belgelenebilen rnekleri tabii ki iermemektedir. Bu tr bir yaklam kltrlerin oluum ve geliiminde komu etkileri tamamen dlayan bir gr oluturur ki, bu olanakszdr. Burada nem-

115

le hatrlanmas gereken konu, her ilikinin etkileim anlamna gelemeyeceidir. rnein yzlerce km. uzaktan getirildii dnlen hammaddenin durumu tam dorulanm olsa bile, getirilen hammaddedir, maml deil. Yeni hammaddelerin giriiyle ilgili kltr gelimi ve deimi olabilir ama yine kltrn kendi i dinamikleri ve normlar etrafnda gerekleen bir deiim daha ok sz konusudur. Maml madde almlarnda bile aznlk ya da ithal zelliini ne kadar yitirdii ve ne kadar yerliletii nemlidir. En nemli bulgu, ithal nesnenin ya tm toplum tarafndan benimsenerek kullanlmas ya da benzerinin yerli ustalar tarafndan da yaplmaya balanmas olmaldr. Asl etkileim bunun gibi noktalarda gizlidir. Bunlarn birlikte bulunduu geliim ykleri belki de ounluu oluturmaktadr. nk bir kltrn ald etkiler her alannda grlmeyebilir ya da yerli zellikleri her nesnesinde srmeyebilir. Dolaysyla baml ve bamsz gelime kuramlarnn birlikte doruland kltrler ounluktadr. Aksi hlde g, mal, hammadde, insan, bilgi aklar ve doadaki deiimlerin etkileri ile baskn ve de yaygn yerel zellikler inkr edilmi olur. Burada da ok dorulu zmler gndeme gelmektedir. Bu makalenin yazl amac da, bu ok dorulu zm paketinde, bamsz gelime kuramndan yola kan dncelerin/zm nerilerinin her zaman eksik braklmasdr. Doadaki deiime bal kltr deiimi o kadar net bir resim vermektedir ki, bu baskn etki bazen neredeyse baka etkenler arama gerekliliini ortadan kaldrr. G. Childen Neolitik devrim32 olarak adlandrd, yerleik dzene geile balayan olaanst deiikliin nedenine baktmzda, bunun durup dururken oluan bir deiim olmadn grrz. Bu devrimin yegne nedeninin yeni iklim artlar olmas ok arpcdr33. Deien iklim beraberinde daha yaanabilir lman artlar getirir (Holosen)34. Bitki ve canl ortam byk apl deiikliklere urar. Dnyann deiik yerlerindeki benzer iklim ve canllk deiimi gsteren bir ok blgesinde benzer kltrel gelimeler olur. lk tarmsal faaliyetler ve ky topluluklar ortaya kmaya balar. 1915te E. Smithin ilk kez ne srdnden beri de

neolitii belirleyen esas nedenlerinden biri iftiliin/tarmn balamasdr. Daha sonra Braidwood ta teknolojisindeki deiimin baz alnd adlandrma yerine sosyal deiimden kaynaklanan lk retim topluluklar terimini ortaya atmtr. nsanlarn bir araya gelilerinin temel nedeni de budur: Artk tek bana avlayabildii ve tketebildii avla geindii gnler gemi, onun yann ve yerini, yalnz yapamayaca tarm almtr. Artk, ekmek, bimek, depolamak ve retim fazlasn korumak iin baka insanlarla birlikte olmas gerekmektedir. Dnyann her yerinde buzul ann sona ermesiyle balayan lman iklim, yeni tip bir yaamn kaplarn amaktayd. Ancak Amerika ve Avustralyada yabanl tahl trleri ve evcilletirilmeye uygun hayvan trlerinin eksiklii nedeniyle Neolitik eski Dnyaya gre gecikmi ve farkl bir Neolitik gelimeye balamtr35. Childe, Avrupadaki Orinyak ve Madelen avclarn zamannda bile baka ktalarda baka insanlar bitki retmeye ve hayvan yetitirmeye balamlardr der36. eitli rk bileiminde insan gruplar, deiik iklim ve toprak koullar altnda yaamlarn srdrrken, ayn temel dnleri edinmiler ve bunlar eitli evrelerine eitli biimlerde uygulamlardr37. Her bir grup komularndan ekonomik olarak bamsz bulunduu iin, onlardan tmden kopuk yaayabiliyordu. Bylesine bir kopukluk kendi sanat ve zanaatn, kendi tr kurumlarn dierlerinden bamsz olarak gelitirebiliyordu. Uzak corafyadan rneklerin karlatrlmas kltrel unsurlarn oluumu ve geliiminde doal evrenin en nemli etken olduunu kolayca gstermektedir. Bunu en kolay dorulayan arkeolojik olgu yava ve aamal evrimin yaand gereidir38. nsanlar, ou deiimi doann ierisinde yava yava ve her admda biraz daha gelitirerek gerekletirmilerdir. Sarsu kltr, in neolitiini 20.000e indirmektedir39. Hemen altndaki Jeytun neolitiinin 6800e, Aral Glnn dousundaki Step neolitiinin ise 5500e inmesi artc deildir. nk in neolitii, Yakndou neolitiinin odakland bereketli hill blgesinde 11.000e inen neolitikten etkilenerek olumamtr. Eer byle olsayd ara blgelerde de
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

116

en az Mezopotamya ya da in neolitii kadar eskiye giden kltrlerin olmas beklenirdi. stelik Uzakdouda Japonya-Jarmon neolitii de 16.000lere inmektedir. inde ve Japonyadaki ilk tarmc topluluklar da uygun ekim artlar bulduklarnda kltrlerini kendiliinden oluturmu ve gelitirmi olmaldrlar. stelik tm bu tarihler yeni arkeolojik kazlarla daha eskiye gitmeye de adaydr. Bunu, son 50 yl iinde 3.000 yl daha geriye gtrlen Mezopotamya neolitii anlatt gibi, 10.000 yl daha eskiye indirilen in Neolitii de anlatmaktadr. Mezopotamya, Anadolu ve Yunanistandaki ilk tarm yerleimleri hep benzer corafyada ve ayn iklim srecinde ortaya kmtr. Ayn unsurlar ve ayn ilkel balang artlar sz konusu olduundan da pek ok ey de birbirine benzemektedir. Bereketli hill blgesi, Konya Ovas, Gller Blgesi ya da Teselya Ovas ayn artlar sunan benzer iklim ve corafyaya sahiptirler. Bu nedenle tarm topluluklarna ilikin erken balanglarn neden Anadolunun gney dousunda ya da neden Yunanistann Teselya blgesinde olduu artc deildir. Bu yerleimciler, ou zaman neolitik balangc birbirlerine deil iklim ve corafyaya borludurlar ve zaten ilk tahl unsurlar da kltr rn deil yabanl buday ya da arpa trleridir (Einkorn, Emmer)40. Kendiliinden doada u verip insana kendini gstermilerdir. Farkl blgelerde birbirlerinden habersiz evcilletirilen ilk hayvanlarn koyun, sr, domuz olmas gibi. Detaylara inildiinde aslnda farkl yerleimlerin neolitiklerinin birbirlerinden farklar olduu da grlr. rnein, Hallan emi bulgular Gneydou Anadolu neolitik kltr geliiminin Levanttan farkl olduunu gstermitir. Bunun zerine, Rosenberg, Neolitik kuramlarn yeniden gzden geirilmesi gerektiini ve geliimin tek doru zerinde olmadn belirtmitir41. Bu konuda ok arpc rneklerden biri Gller Blgesidir. R. Duru, Gller Blgesi neolitizasyonunun kaynann Toroslarn Akdenize bakan yamalarnda insan topluluklarna ilk tarm ve hayvancl yapma koullar salayan iklim deiiminden yararlanan topluluklar olduunu ve daha erken balam bile olsa Konya Ovas neolitizasyonundan hibir ekilde
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

etkilenmediini, Konya Ovas ve Gller Blgesinin bamsz kl ve geliimli iki ayr merkez olduunu belirtir42. Konya Ovas ve Gller Blgesi neolitiklerinin detaylarna bakldnda grlebilen bu farkllk, genel olarak karlatrldnda elbetteki azalacaktr. nk kltrel renkliliin az olduu yaamn en yaln ve gerekli unsurlardan olutuu neolitik dnemde farkl kltr blgelerinin neolitik zelliklerinin birbirine yakn olabilecekleri dnlmelidir. Birbirlerine ok yakn olan Konya Ovas ile Gller Blgesi karlatrmasnda ortaya kan bamsz kltrel oluum rnekleri, etkileimsiz (bamsz geliimli) ya da az etkili (yar bamsz geliimli) neolitik oluum rneklerine, ok uzak ve balantsz blgelerle devam etmek ok anlaml deildir. Yine de, Orta Anadoluda bulunan neolitik yerleimlerin Gneydou Anadoluda bulunanlarla ilgisi olmad ve de kendine zg yerel zellikler gsterdiini de eklemek gerekmektedir43. Dolaysyla tek kaynaktan kp yaylan bir neolitik kltrden bahsetmek, yeni yerleimler ortaya ktka yalnlanmaktadr. rnein, Akl Hykn kazlyla bilinen Orta Anadolu n-neolitiinin Yakn Dou ya da Gneydou Anadolu neolitik kltrleriyle ayr karakter gstermektedir. zdoann belirttii gibi Orta Anadolu neolitii Orta Anadolu paleolitiinden gelimitir44. Bu ve benzeri rnekler yaylma ya da/hatta yeni yaylma teorilerinin pek ok durumda, beklendii kadar geerli olamayacan, daha ok renmenin geerli olduu bir geliimin sz konusu olduunu dndrmektedir. Yaylma sonucu etkileimin her zaman sz konusu olamayaca bir yana, ayn topraklarda atadan renerek gelitirmeye bal renme teorilerinin bile yer yer geerli olamad en iyi kalkolitik yerleimlerden anlalmaktadr: Ayn topraklarn yerli birikimini ifade eden gelenek her durumda gelierek ilerlemez. Kuruay yerleiminde 5. binin bana denk gelen istildan bin yl sonra kurulmu olan Ge Kalkolitik Dnem kynde, Kuruayn ncesiyle hibir ilgisi olmayan yepyeni bir yaam biimi ortaya kmtr. En dominant geleneklerden biri olarak grlen kadn heykelcikleri bile deimi, yanlarndaki hayvan ya da ocuklar artk eskide kalmtr45. stelik bu sanat dalnda bir gerileme de vardr. Daha az yaratc ve

117

tek dzedir46. Farkl yrelerde kendi iinde oluan ve gelien neolitik kltrler olduuna en iyi rneklerden biri Hallan emidir. Gnmzden 12.000 yl nceye kadar inmesi ve tm tabakalar yanstmas ile nemlidir. Daha da nemlisi Hallan emi kltrnn blgede gelien yerli bir kltr olduunu ve dardan g ile gelmediinin kantlanm olmasdr47. Tarma gneydeki kadar uygun olmayan Dou Anadoluda bile, Biris Mezarl ve St Tarlas buluntular ile Neolitik ncesi ve Neolitikin tm aamalarnn varl kantlanmtr48. Aratrmalar srdke kendiliinden gelien yerel ya da blgesel kltrlerin oald grlecektir. Bunlarda bazen komu kltrlerden baz etkiler elbette grlebilir. Bu etkilerin dzeyinin tespiti varlnn tespiti kadar nemlidir. zlcesi; Anadolu arkeolojisindeki akl almaz kltrel renklilik bu konuda nemli pencereler amakta ve daha homojen yapdaki baka kltr blgelerine gre etkileim ieren iliki ya da ilikisizlik/ etkileimsizlik (bamsz gelime) kuramlarnn daha kolay belirlenebilmesine olanak tanmaktadr. Aslnda Anadoluya gre olduka normal olan ve de Anadolunun en zgn yan olan bu olaan st ve benzersiz karmaada kltrel ilikiler belli bir snr ierisinde saptanabildii gibi etkileime ve renmeye gerek duymadan retilmi eserler de belirlenebilmekte ve dolaysyla her bir kltrn ngrlen ve tanmlanandan te bir zgnlk tayp tamadn anlama ans da yksek olmaktadr. Bu yaklamla, etkileimin dnlegeldii gibi, her durumda ok gl bir dzeyde olmad ve bazen sanatta ilikisizliin ilikililikten daha fazla olabilecei de dnlebilirse, belki youn tartmalara yol aan baz kavramlarn da artk tartlrl kalmayabilecektir. rnein, Nevali ri Hallan emi ya da ayn gibi neolitik yerleimlerden bahsedilirken, Yukar Mezopotamya kltrleri yerine Anadolu kltrleri olarak belirtilmesinin doru olup olmad gibi. Ya da Trkiyenin bat kylarnda oluan ve kar kylara da yaylarak gelien kltre Anadolu veya Yunan uygarlklar yerine neden orijinal ve doru ad olan Ege Kltrnn kullanlmad sorulmaldr. Halktan te, zellikle bilim adamlarnn kendileri-

ni bugnn siyasal snrlarndan uzaklatrmalar ve ilgili dnemlerin kltrel kavramlarn ve adlandrmalarn ve de snrlarn kullanmalar gerekmektedir. ...incelediimizde fark ettiimiz ayrcalklar, tek yanl bir bamllk kuramyla izah edilemez. Kentsel uygarlk yalnzca bir zekten bir bakasna tanp yerletirilmi olamaz, ancak her bir blgede, yerel topran iinde kklenmi, organik bir gelime oluabilir49. Bu almann ikinci blmnde, kltrleraras iliki ve etkileimin daha youn olduu dnemlerde etkileim snrlar ve dzeyi zellikle mimar rnekleriyle ele alnmtr. Demir anda ve sonrasnda bile kltrleraras etkileimin dzeyi, nerilen ve beklenenlerin ou zaman altnda kalmtr....

SUMMARY
This is a theoretical study. In this paper, some evaluations about the methods and the connections, interactions, and influences between cultures and the origins of cultures are investigated and an attempt is made to cross-examine this cultural interaction. This paper deals with the matter of independent cultural formations and development theory. This can be demonstrated through the comparison of similar specimens of cultural materials from different periods and different regions. Traditional (natural) lifestyles and environmental conditions have been of primary importance in the shaping of cultures, far more then the interactions between different societies. Also, learning from ones own past and own progress were very influential in this development. Cultural interaction between different regions is a mutual and versatile process. When a society is confronted with a new idea from another culture, it might accept it without changing it or it may modify, it depending on its own traditions, or it may totally refuse to accept this idea. But, archaeology has treated the existence and acceptance of new ideas
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

118

by the different cultures in a prejudiced manner. Especially the theory of the acceptance of new and better ideas of early developed cultures, being inevitably taken and applied by more primitive societies, seemed to be thought of as inevitable and unworthy of serious reflection and yet there is of course the possibility of independent development, or the modification, often in a positive sense, of what has been borrowed. It is of the utmost importance to realize that a casual resemblance or similarity between motifs or cultural artifacts from different societies can in no way, in the absence of clear evidence to the contrary, be attributed to direct influence of one society upon another. It is essential to prove beyond doubt the nature of this alleged connection, before it can be assumed to have taken place. This article aims to illuminate, with the help of selected periods and cultural materials, that the cultural interactions and influences between societies are not as important as scientists claim and this evidence serves to remind us that there have been quite independent cultural formations and developments as is sensible. The very different characters maintained and in the visible and well known cultural artifacts produced by near autonomous Anatolian cultures are the clearest evidence of this fact. The cultural wealth exposed by Anatolian archaeology enables us to determine the existence or absence and the degree of these cultural relations and interactions.

nce kkenler aratrlmaya layktr szn hatrlatr: Bloch, 1985, 21.


5

Son yllarda byk deiim geiren Yeni Arkeoloji, bu akmn ilk yllarnn etkisinde yazlan, DinolKantman 1968, 333de yle deerlendirilmektedir: ... tehirlik para ele geirme deliliinden ve yllardan beri toprak altnda ya da ormanlar iinde kalm harabelerin kaybolmu hametini yeniden canlandrmak gibi ocuka isteklerden kurtarp gemiteki insanlarn tm yerlemelerini kefe ynelmitir. Artk maddkltrn mnferit kalntlarnn mekanik olarak toplanmasndan teye, kaybolmu toplumlarn rekonstrksiyonuna geilmi, ekolojideki gruplarn, antropolojideki rgtlenmeyi salayan nitelerin arkeolojideki karlklarnn bulunmasna balanmtr. Bu konularda genel olarak bak, zdoan 267-280. Yeni arkeolojinin yntemleri ve ilgi alanlar konusunda bkz., Clarke 1973, 6-18; DinolKantman 1968, 33. Bu konuda E. Fogelin almas (Fogel 1999) ilgin yeni rnekler arasnda anlabilir. J. Melaartn bu kitabn balangcnda yer alan Turkish Anatolia Europes Mother adl blmnde (s.11) Avrupa kltrlerinin, hep konuulan kkenine bir kez daha deinir: The concept of Ex Oriente Lux is not new, and as every schoolboy since Roman times has known Europa benefited from Eastern civilisatons... Ve Avrupann isim yksn yle dile getirir: The story of the bull and the princess Europa is neither of Greek nor of Minoan origin. Besides, this old legends roots are not three and a half, but eight millenia old. The archaeological findings at atal Hyk, Central Anatolia, prove without any doupt that the bull-stories are of Anatolian origin. Burada Melaarta yneltilecek ilk soru, 6. bin atal Hy klt odas duvarndaki boa resmi nasl oldu da 5.000 yl sonra Giritte grnd. Nasl oldu da 1. bin Giritlisi, 5.000 yl nce yaam olan atalhykly ve onun oktan kaybolmu duvar resmindeki

NOTLAR
1

Prof. Dr. Nevzat evik, Akdeniz niversitesi, F.E.F. Arkeoloji Blm 07058 KampusANTALYA/TRKYE ncevik@akdeniz.edu.tr

evik 2002a 154 vdd. Bittel 1950, 85. Bloch, kitabnn Kkenler Putu blmnde, Renann, Btn insani nesneler iinde her eyden

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

119

boay tand ve de kendi duvarna yapt? Belki de hep ayn hataya dlyor: Ayn konuda daha erken olan rneklerin ge olanlar etkilemi olma ihtimallerinin en batan gl olarak kabul edilii. Burada ak olan, yukarda bahsedilen boa odakl sahnenin bilinen en erken rneinin Anadolunun atalhynde olmasdr. Ancak 2. bin yla kadar benzer bir resme rastlanmamas, balantsz ve ncesiz benzer sahnelerin ortaya kabileceini gndeme getirir.
8

29

Childe 132 vd. Childe 18. Caneva 1999, 105. Neolitik iin genel olarak bak., Child 1958; Mellaart 1975; Yakar 1991; Esin 1979, 2681; ambel 25-39.

30

31

32

33

Esin 1979, 13. Yakar 1991, 9 vdd. enel 1995, 162. Childe 72. Childe 1983, 92. zdoan 1995, 270. in neolitiinin de 20.000e, 16.000e Japon-Jarmon indirili bilgileri

34

Bernal 1998. nal 2001, 244-256. Trigger 1978, 78 vdd. AshmoreSharer 1988, 178; zdoan 1995, 271. www. Chanel4.com. Great Excavations/ beginnings, (2003); Ashmore-Sharer 177 vd. Childe 17. Childe 17. Binford 203-204. ndirgemeci yaklam iin bak, Trk 2000, 37. Gven 1974, 314 vd.; Trk 2000, 38. Genel olarak bak., Kroeber 1969. zdoan 1995, 275. Bu konuda deerlendirmeler iin genel olarak da bak, zdoan 1995. zdoan 1995, 275. zdoan 1995, 279. Amerikadaki erken kltrler iin genel olarak bak., Fell 1989. enel 1995, 162 dn.109.

35

36

10

37

11

38

39

12

neolitiinin

M. zdoandan alnmtr.
40

13

Teber 1985, 136. Rosenberg 1999, 25. Duru 1999, 169. Toros Neolitii kavram en gl muhalifler tarafndan da kabul edilmitir (M.C.-J. Cauvin, La squence nolithique PPNB au Levand nord, Paleorient 19, 1993, 23-31). Ayrca Toroslarn doal bir engel oluturduu ve bu nedenle Toroslarn iki yakasnda farkl neolitiklerin olutuu da 1956dan, S. Lloyddan beri bilinmektedir. (Lloyd 1956, 53 vd.

14

41

15

42

16

17

18

19

20

43

Sevin 1999b, 43. zdoan 1995, 278. Sevin 1999b, 82. Sevin 1999b, 66. zdoan 1995, 277. zdoan 1995, 277. Childe 1983, 173.

21

44

22

45

46 23

47 24

Lamberg-Karlovski 1979, 249.


48

25

www. Chanel4.com: beginnings.

Great

Excavations/
49

26

Childe 1944, 109; Trigger 1978, 85. Childe 32. AshmoreSharer 1988, 177.
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

27

28

120

KAYNAKA
ASHMORE-SHARER 1988, Ashmore, W. Sharer, R.J., Discovering Our Past. (California). BERNAL 1998, Bernal, M., Kara Atena. BNFORD, BNFORD, L.R., Archaeological Systematics and the Study of Cultural Process, American Antiquity 31-2, 203-204. BTTEL 1950, Bittel, K., Grundzge, der Vor-und Frhgeschichte Kleinasiens. BLOCH 1985, Bloch, M., Tarihin Savunusu ya da Tarihilik Meslei. (ev. M. A. Klbay Ankara). CANEVA 1999, Caneva, I., Early farmers on the Cilician Coast: Yumuktepe in the Seventh Millenium BC, Neolithic in Turkey (Ed. M. zdoan-N. Bagelen) 105. CHILDE 1994, Childe, G., Toplumsal Evrim (Social Evolution 1951 New York, ev. C. Balc). CHILDE 1998, Childe, G., Tarihte Neler Oldu (What Happened in History 1942 Harmondsworth, ev. A. enel- M. Tunay). CHILDE 1944, Childe, G., Progress and Archaeology (London). CHILDE 1958, Childe, G., Man Makes Himshelf. Mans Progress Through the Ages. (New York). (ev. Kendini Yaratan nsan, 1983). AMBEL, H. ambel, Gneydou Anadolu Tarih ncesi Aratrmalarnn Kltr Tarihi Bakmndan nemi, Atatrk Konferanslar IV, 25-39 EVK 2002A, evik, N., Talarn zinde Likya. (stanbul). EVK 2002B, evik, N., Anadoludaki Kaya Mimarl rneklerinin Karlatrlmas ve Kltrleraras Etkileim Olgusunun Yeniden rdelenmesi / berlegungen zu kulturellen Beziehungen in der Antike unter besonderer Bercksichtigung der Felsarchitektur Anatoliens, III. Uluslararas Kilikia Arkeolojisi
TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

Sempozyumu Mersin, Olba VIII, 2003, 213250, Lev. 39-46. EVK 2003, evik, N., The rock-cut tombs of Etenna and of southern Anatolia, AnatSt 53, 2003 (Baskda). CLARKE 1973, D. Clarke, Archaeology: the loss of innocence, Antiquity 47, 1973, 6-18. DNOL-KANTMAN 1968, Dinol, A. M Kantman, S., Arkeolojide Yeni Kavramlar ve Metodolojik Aratrma Planlamas, Belleten 32, 331353. DURU 1999, Duru, R., The Neolithic of The Lake District, Neolithic in Turkey (Ed. M. zdoan-N. Bagelen) 169 vdd. ESN 1979, Esin, U., lk retimcilie Gei Evresinde Anadolu ve Gneydou Avrupa (G.. 10 500-7 000 Yllar Aras). I. Doal evre Sorunu. stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi. ESN 1999, Esin, U., The Neolithic in Turkey: A General Review, Neolithic in Turkey (Ed. M. zdoan-N. Bagelen). FELL 1989, Fell, B., America B.C. (New York). FOGEL 1999, Fogel, E., A Myth of Error: Europe, Turkey and Public Opinion (Vienna). FUENSANTA 1995, Fuensanta, J.G., Some Architectural Relations Between Eastern Anatolia, Syria, Mesopotamia and Iran During the Fourth Millenium B.C., M. Akyurt-B. Devam An Kitab, Eski Yakn Dou Kltrleri zerine ncelemeler 127-134. GVEN 1974, Gven, B., nsan ve Kltr. (stanbul). HAWKES 1974, Hawkes, J., Atlas of Ancient Archaeology. (Londra). IIK, 1989, Ik, F., Bat Uygarlnn Kkeni: Erken Demir a Dou-Bat Kltr Sanat likilerinde Anadolu, TrkAD 28, 1 vdd. KROEBER 1969, Relations of Environmental and Cultural Factors, Environment and Cultural

121

Behavior, Ecological Studies in Cultural Antropology, Ed. A.P.Vayda, 350-361. LAMBERG-KARLOVSK 1979, Lamberg, C.C.Karlovski, J.A., Ancient Civilisations. The Near East and Mesoamerica. LLOYD 1956, Lloyd, S., Early Anatolia. MANSEL 1971, Mansel, A.M., Ege ve Yunan Tarihi (Ankara). MATHEWS 2001, Matthews, R., MS 21. Yzylda Disiplinleraras Arkeoloji, Cogitto 28, 2001,225-237. MELLAART 1975, Mellaart, J., The Neolithic of the Near East. (Londra). MLER-KARPE 1989, Mller-Karpe, H., Handbuch der Vorgeschichte II. Jungsteinzeit (Mnih). ZDOAN 1995, zdoan, M., Yakn Dou Neolitii ve Gneydou Anadolu. Eletirisel Bir Deerlendirme, M. Akyurt-B. Devam An Kitab, Eski Yakn Dou Kltrleri zerine ncelemeler 267-280. PULHAN 2001, Pulhan, G., Mehmet zdoan le Arkeoloji deoloji Devlet likileri zerine, Cogitto 28, 2001, 138-151. ROSENBERG 1999, Rosenberg, M., Hallan emi, (Ed. M. zdoan-N. Bagelen) Neolithic in Turkey 25. SEVN 1999a, Sevin, V., Demir anda AnadoluBat likileri, Z.Talklolu Armaan, Anadolu ve Trakya almalar, 113-121.

TRGGER 1978, Trigger, B., Time and Traditions (Edinburg). TRK 2000, Trk, H., Biyolojik EvrimKltrel Evrim likisi. ndirgemeci Olmayan Bir Yaklamla, TAED I, 37-43. NAL 2001, A. nal, Bat Cephesinde Ne Var Ne Yok ?: Miken-Anadolu ve Ahhiyawa-Aka likilerinde Son Durum, Ed. zgnel ve di., C. Bayburtluolu in Yazlar 244-256. YAKAR 1991, Yakar, J., Prehistoric Anatolia. The Neolithic Transformation and the Early Chalcolithic Period. (Jerusalem).

SEVN 1999B, Sevin, (stanbul).

V., Anadolu Arkeolojisi.

ENEL 1995, enel, A., lkel Topluluktan Uygar Topluma (stanbul). TEBER 1985, Teber, S., lk Toplumlarn Deiimleri (stanbul). TOYNBEE 1975, Toynbee, A., Tarih Bilinci I. (ev. M. Belge stanbul).

122

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

YAYIN LKELER Uluslararas standartlara uygun, nitelikli bir dergi karabilmek siz deerli bilim adamlarmzn ve mzecilerin almalarn aada belirtilen kurallara uygun gndermeleri ile mmkn olacaktr. Yazarn tercihine gre Trke, ngilizce, Almanca veya Franszca dillerinden birinde yazlan ve mutlaka zgn olmas gereken makaleler, konusuna gre belirlenen Bilimsel Danmanlar tarafndan incelendikten sonra yaymlanr. Gerektiinde gerekeleri ile birlikte gzden geirilmek zere yazarna iade edilir. Makaleler PCde yazlacak ise Word, Adobe InDesign programlar, Macintoshda ise Aldus Freehand veya Quark Express programlar kullanlmaldr. Makaleler A4 kada 16.5x24.5 cmlik bir alan iine ift stun olarak 11.5 punto ve bir satr aralyla Tekton ya da Times karakteriyle, maksimum 10 sayfa olarak yazlmaldr. Balklar ve yan balklar bold yazlmaldr. Referanslar 11.5 punto yazlarak makalenin arkasnda notlar halinde verilmelidir. izim, fotoraf ve slaytlarn toplam 15 adetten fazla olmamal, fotoraflar yaptrlmamal, bant-lanmamal, izim ve fotoraflar arkasna numara, aratrmac ad, yn oku mutlaka konmal, makalede belirtilen fotoraf says ile gnderilen fotoraf says birbirini tutmaldr. izim ve fotoraflar baskda iyi sonu verecek nitelikte olmal, fotoraflar fotokopi veya bilgisayar kts olmamal ve mutlaka renkli olmaldr. izimler (izim: .....), resimler (Resim: .....), haritalar (Harita: .....) diye gsterilip numaralandrlmal, kesinlikle levha sistemi kullanlmamaldr. Resimler CD veya diskette gnderilecekse, yksek znrlkte taranp JPEG veya TIFF formatnda kayt yaplmaldr. Makaleler mutlaka yeni bir diskete kaydedilmeli ve kts ile birlikte gnderilmelidir. Disketteki makale ve kt mutlak surette uyumlu olmaldr. Disketteki makale ile ktdaki makale uyumlu olmald takdirde disket baz alnacaktr. Trke yazlan makalelerde 500 kelimeyi amayan ngilizce, Almanca veya Franszca, yukarda belirtilen dillerden birinde yazlm makaleleri ise mutlaka Trke zet eklenmelidir. Yazarlara makalenin yaymland dergiden 5er adet gnderilir. Makalelere unvan ve yazma adresi yazlmaldr. Gnderilen yazlar yaymlansn veya yaymlanmasn geri gnderilmez. Derginin Ekim-Kasm aylar arasnda karlmas planlandndan yazlar, yayn kurulunda deerlendirme sresi dikkate alnarak, Ocak-Mays aylar arasnda Kltr Varlklar ve Mzeler Genel Mdrl, Ariv ve Yaynlar ubesi Mdrl 2. TBMM 06100 Ulus-Ankara adresine gnderilmelidir. Mays ayndan sonra elimize ulaan makaleler bir sonraki sayda deerlendirilecektir.

TRK ARKEOLOJ VE ETNOGRAFYA DERGS

123

You might also like