You are on page 1of 357

Son Antlama

Can Eryml

www.altkitap.com

Delikanl adam Fatih Ergkmen'in ansna

Son Antlama
Can Eryml

altkitap - roman 1

Son Antlama Can Eryml Aralk 2001 Yayna Hazrlayan: Dzelti: Tasarm: Tasarm Uygulama: Kapak Resmi: Ycel Balku Ycel Balku Faruk Ulay Yekta Kopan 2001 altkitap ve Can Eryml Marc Chagall

Yaptn tm yayn haklar sakldr. Tantm iin yaplacak ksa alntlar dnda yayncnn izni olmakszn hibir yolla oaltlamaz. www.altkitap.com editor@altkitap.com

Yazar Hakknda
Can Eryml, 1948 ylnda zmir'de dodu. Mimarlk okudu. Halen mesleini zmir'de srdrmektedir. Evli ve bir kz ocuk babasdr. Eserlerinden, Gri Kylarnda (Kavram Yaynevi, 1994) adl yk kitab ile Ben Zaman Tanrs (Boyut Yaynevi, 1998) ve Zamann Bittii Yer (Boyut Yaynevi,1999) adl iki roman yaynlanmtr. Yazar ayrca Euripides'in Troya'nn Kadnlar adl oyunu ile Ursula K. LeGuin'in Balama Yeri (letiim Yaynevi, 1995) ve Frederik Pohl'n k Kaps (Kavram Yaynevi, 1995) adl romanlarn Trkeye evirmi, son ikisi baslmtr.

Davetiye
Ycel Balku "Son Antlama" y okumaya balayan herkes onun sadece insan iine eken bir roman deil, ayn zamanda bir davetiye olduunu hemen anlayacaktr. Okuyan yolculua kmaya davet eden bir roman bu; stelik iki nokta arasndaki mesafeyi tketmekle sona erecek bir yolculuk deil . Zamanda ve mekanda yol alacanz; tarihi, uygarlklar ve bizzat "insan" allmn dnda bir pencereden seyredip tm bunlar zerine yeniden dnmek zorunda kalacanz farkl bir yolculuk. Rotay sadece kaptan biliyor. Ama bilinmedik yollara sapyor diye ondan ikayet etmeye ne haliniz ne de vaktiniz olacak; altst olmu zaman ve mekan kavraynz tekrar ayaklar zerinde grmekten baka bir ey istemeyeceksiniz. Sizce de fazlasyla batan karc bir davet deil mi bu? Bu yolculuu beylik ulam aralar ile yapmak mmkn deil elbette. Bir grup bilim adam/kadn Odysse adn verdikleri organik paralardan oluan bir bilgisayar, bir zaman makinesi yapar ve onunla ilk yolculuklarna karlar ; hem de bizi de yanlarna alma nezaketini gstererek. kinci Dnya Savan bildiimizden daha nce bitirmeye alrlar. 1943 ylna gidip Byk Sahra lnde bir i deniz yaparlar. Bilinen btn dengeler deitii iin, o sava baka bir sona ulatran alternatif bir tarih geliir. Sonra Adem ile Havva, Cennet Bahesi, Sleyman ile Sabal Belks, Musa, brahim, Nuh, vb. yklerinin iinde buluruz kendimizi. Anlarz ki, aslnda sadece zaman makinesinin roman kahramanlarn gtrd yerlerde; Hindistan'a ve Budizm'e, Gney Amerika'ya ve Maya dinine, uzay istasyonlarna ve gelecein dinlerine, ayrca zamann kendisine doru genileyen bir corafyada deil ; Tevrat yklerinin iinde yolculuk ediyoruz: Cennet bahesinin yaplmas, Adem'in yaplmas, eytan'n onu kandrmas, cennetten kovulma; her ey bir kere daha yaanyor gzmzn nnde.

nsz - Ycel Balku

ii

"Son Antlama" Tekvin (k) ve yaratl konusunda alternatif bir bak. Tarihte yazlm belki de en ilgin kitap olan Tevrat'n corafyas iinde bir zaman yolculuu. Eski ve Yeni Ahite (Antlama) ynelik ok farkl bir yorum. stelik zaman makinesinin gemiten ve gelecekten tad insanlardan (insanla birlikte tananlar burada sayabilir miyiz?) , renkli ve mehur kiiliklerden (M.Monroe vb.), azl olmayan bir tarihe tanklk etmekten kaynaklanan ba dnmemiz biraz hafiflediinde anlyoruz ki, Can Eryml " Son Antlama'da insan, sadece insan anlatyor. Var olduundan bu yana , hatta gelecee dein, insan oluun esaslar zerinde dnyor; farkllamalar, benzerlikleri, atmalar , tapnma kltrleri ve daha bir ok yn ile insann bu dnyadaki macerasn yeniden anlamlandrma abasna giriiyor. Bu yolculuk davetine icabet edenler insanlk tarihinin en eski , en temel sorularn kendi kendilerine bencileyin bir daha soracaklar: " Biz neyiz?" , "Kimiz". Can Eryml, "Son Antlama" nn kurgu-bilime yaklaan, hatta fantastik edebiyatn dier alt trleri ile de kimi zaman pp koklaan kurgusunu hayranlk uyandracak bir beceri ile ina ettii gibi, bu kurguyu insan merkezli tutmak gibi nadir grebildiimiz etin bir ii de baaryor . Hayal gc inanlmaz lde zengin, alt-st edici ve batan karc. Gsterisiz ama duru dili bu tr bir romana ok yakyor, okuyucunun (sayn yolcular!) kurgunun gcn aka hissetmesini salyor. Kukusuz, bu davetiye tek bir yolculuk iin deil. Okuduktan sonra klabilecek yolculuklarn says ancak kiinin kendisiyle snrlanabilir. Ben bu davete icabet eden insanlarn ilklerinden olduum iin kendimi ansl sayyorum. Mteakip yolculuklarda kendi ufuk izgime, er ya da ge, dokunacam bilmek iimi rpertse de

BRNC KTAP

1.

Zamann uurumundan ve karanlk gerisinden baka ne gryorsunuz? William Shakespeare

'Btn bunlar niye yazdm? Neyi kime anlatmak iin? Kim anlayabilir bizim o yaadklarmz?' diye yazd sarn adam, bir iple bal olan kat destesinin en stndekine. Ondan nce byk harflerle 'SIRASIYLA' yazm, ama sonra onun zerini bir ka kez izerek karalamt. Kalemi bir sre daha elinde tutarak durdu, dnd, sonra arkasna yasland. Oturduu ahap iskemle gcrdayarak esneyince yeniden masaya eildi. zeri katlar ve eitli eyalarla dolu olan tahta masa odann dibindeki en karanlk kedeydi. Sar, uzun sal, sakall adamn arkasn dnd ahap kafesli pencerelerden ieri giren delikli aydnlk lo glgelerini masadaki karmaann zerine dryordu. Elindeki kalemi masann zerine att, yerinden kalkp dank yataa doru yrd ve kendini srtst onun zerine brakt. Pencerelerdeki kafesli kepenklerin tmnn kapal olmasna karn odann ii gene de ok aydnlk geliyordu ona. Sol koluyla yzn rterek gzlerini kapad. br eliyle sakallarn kayp salarn ensesinden geriye att. 'Bedenin en yorgun ksm ruhtur,' diye dnd. Nerede okumu, ya da kimden duymutu bunu? Bilmiyordu. Anlar iinde dolap bir eyler arayamayacak kadar da yorgun hissediyordu kendini. Bildii ve yaadklar hakkndaki yorumlarn masadaki o katlara dkmt. Gece ok az uyumutu, ama hi uykusu yoktu gene de. Ayrca gemiin arlndan uyurken de kurtulamyor, sk sk heyecanla ve terleyerek uyanyordu uykularndan. Tavanda tekdze bir iniltiyle

Son Antlama - Can Eryml

dnen, ular yer yer pasl sar pervanenin ritmine kulak verdi. Odann ii, tm loluuna ve tepede dnen o alete karn olduka scakt. Yataa ve yasta deyen srtyla ensesi terlemeye balamt bile. 'Dars ne kadar scaktr, kim bilir?' diye dnd. Oysa daha len bile olmamt. Otelin nndeki sokan ald meydanda, Sankore Camisi'nin nne kurulan pazar kalabalnn sesleri neredeyse ktlesel bir uultuyla odaya doluyordu. nsanlar o scakta, gnein kavuran parlakl iinde meydan doldurmu olmalyd gene. Satclarn topraa serdikleri hasr, kilim, branda yayglarn zerine sraladklar, ya da kadnlarn balarnn zerinde getirdikleri sepetlerdeki mallar arasnda, gnelik diye gerilen tentelerin altnda Afrika'nn her tarafndan gelmi bir sr insan olmalyd. Eskiden o pazar yalnz Cuma gnleri kurulur, ou insan dierleriyle orada buluup grr, bir bayram havas iinde geermi o gn. evrede yetitirilen az sayda prsmeye yz tutmu sebzenin, sineklerin bulut gibi inip kalkt kasabn tezgahndaki etlerin yan sra pek ok ey olur, pazardan ok panayra benzermi olay. By malzemeleri tezgahndaki timsah ve maymun kafataslar, hayvan kuyruklar, deriler, tyler, kemikler, renkli tozlar, parlak talar ucuz incik boncuk taklar satanlarn yannda gmler, altnclar, sarraflar byl gleri olduuna inanlan ahaptan yontulmu heykeller, eit eit byc maskesi gz alc rengrenk bir sr kuman top top satld, zurnal ylanclarn, berber diilerin, byc doktorlarn, l ykleri anlatrken ucu eri bir sopayla kolunun altna kstrd kk davulu alan masalclarn olduu mthi renkli bir yer, bir cmb olarak anlatmlard onu. imdilerde ise pazar alan her gn dolu oluyordu, ama eski tad tuzu kalmamt. Timbuktu'nun sokaklaryla meydanlarn dolduran kalabalk, hi mal mlk kalmam, kyleriyle topraklarn deniz sularnn kaplad umutsuz, ne yapacan, nereye gideceini bilmeyen akn l insanlarndan oluuyordu. Yoksulluk ve bezginlik almt eski cmb havasnn yerini. ou, oluk ocuk duvar diplerindeki glgelerde oturarak kendilerine yiyecek verecek birilerini bekliyordu. Srekli yenileri geliyordu zerlerine. Her taraftan ama alk ve hastalklar bir o kadarn caminin avlusuna ceset olarak yyordu. lm kokuyordu kasaba. Akbabalarla srtlanlar artk eskisi gibi et iin birbirleriyle kavga etmiyorlard. Kaburgalar grnen,

Son Antlama - Can Eryml

10

karnlar imi, gzleri patlak patlak bakan ocuklar ortalkta dolayor, ii boalm sarkk memeli kadnlar kollarnda len bebeklerini ne yapacaklarn bilemiyordu. Yaanan tam bir karabasand ve bitecee hi benzemiyordu. Bazlar, leceini bilip kendi mezarlna giden filler gibi, denizin altnda kalm eski topraklarnn yaknlarna, birer adaya dnm kra tepelere geri dnyordu. Bir ksm da buradaki sefaleti grdkten sonra kalmyor, anslarn baka yerlerde aramak, kendilerini bekleyen yeni perianlklar bulmak zere yolculuklarn daha telere srdryordu. Gene de bir umut adac olmutu buras. Daha dorusu, bir umut vahac Meydanda kazanlarla gnde bir kez piirilen yemeklerin datlmas bir curcuna iinde geiyordu ve o yemek datma iinin daha ne kadar srecei belli deildi. Az saydaki Fransz kolluk gcnn, btn dengeleri alt st olmu bu yerde, ok az bir etkinlii kalmt. Herkes gibi onlar da biten savan ardndan, Fransz Sudan denilen bu ekvator Afrika'sna ne olacan bilmeden bekliyordu. Onlarn burada olduunu Fransa bile bilmiyor olabilirdi, nk Franszlar daha Fransa'larna sahip deillerdi ve Afrika'daki ordular kimin tarafnda olacaklarn bilmeyen serseri maynlar gibi babo kalmt. Bu sahipsizlik iinde, kasabada farkl gruplar arasnda sk sk kan kavgalar genellikle lmle sonulanyor, kavgaya karanlarn hepsi, hakl ya da haksz olduuna baklmadan kasaballar tarafndan dar atlarak cezalandrlyordu. Darya, le, umutsuzlua, lme, yok olua Tuaregler, Araplar, Berberiler, Arap-Berberi karm Magripliler, en kalabalk zenci grubu Bambaralar, eski Mali mparatorluunun halk Mandingolar, Nijer Irma vadisinden gelen Dogonlar, farkl yerlerden gm Hintliler bu unutulmu d lkesinin sadk ve inat sakinleri idiler ve kck bir umudu paylamaya alyorlard. Daha nce niye yerlemiti insanlar buraya? Ne balamt onlar bu, bir taraf Nijer Irmann taknlaryla oluan bataklklar, bir taraf da usuz bucaksz Sahra l olan kerpi kasabaya? Geri imdi bir denizdi o koca l, ama ya eskiden? Yani daha lken, hibir ey yokken, Sahra bir 'kahverengi hilik' iken? Tuz, altn ve kuma kervanlar ile Mekke ve Msr'dan gelen bilginlerin topland bir masal kentine 'Altn lkesi' demek kimin aklna gelmiti?

Son Antlama - Can Eryml

11

"Timbuktu," dedi kendinin bile duyamayaca kadar yava bir sesle. Onlarn hepsi burann sahipleriydi. Bu corafyann insanlar, burada domu olmasalar bile buray hak eden kimselerdi. O ise bir yabancyd. Hem de nasl bir yabanc... Bilinen tm snrlarn dna km, yer ve zamanla ban koparm bir gezgin, kk olmayan biriydi. Uzaydan gelmi bir yaratk gibiydi. Gene de, tm o kkszlne karn, beyin kvrmlarnn iinde byl bir ad olarak kalm bu kasabay, kald u ksack sre iinde, o da sevmeye balamam myd? "Timbuktu," diye fsldad bir kez daha. Aklna Benny'nin insan snflamas geldi. "Tortul tabakalar gibi insanlar," demiti arkada bir gn. "En stte yok denecek kadar ince beyaz bir izgi var. O biziz dostum. Enayice alakgnll olmaya hi gerek yok. Ondan sonra kalnca gri bir izgi gelir. nsan olduklarn fark eden insanlardr onlar. Neyin ne olduunu tam olarak anlayamasalar da farkl bir eylerin dndn hissedebilirler. Sonra taa dibe kadar kapkara bir amur iner. Onlar geri kalandr insan denen gruhun. Yaadklarnn bile farknda deillerdir. Seni ne o ortadakiler anlayabilir, ne de alttakiler. sttekiler anlar anlamasna, ama onlar da onaylamak zorunda deildir." Dncesindeki ses o denli gerekti ki, anlamsz olduunu bile bile kolunu yznden ekti ve gzlerini baka kimsenin olmadn bildii odada dolatrd. Masann zerindeki katlara takld baklar. Onlar niye yazdn gerekten bilmiyordu. Benzin bulmak iin beklerken bo geirdii gnlerin can skntsnn sonucu deillerdi yalnzca. Ortalkta da brakamazd onlar. Tepedeki maaraya saklasa oraya gelecek dostlaryla, ki bundan sonra gelemeyeceklerini biliyordu artk, birlikte oluturduklar ortak anlard onlar zaten. Kime yazmt gerekten o koca yn? Hi kimseye. Benny gibi insanlarn ounun kara bir amur deil, byk blmnn gri olduu bir dilimlenmeyi o da kabul ediyordu, ama o grilerin de kendisini anlayamayacaklarn biliyordu. "Btn anlatabildiin, karndakinin anlayaca kadardr," (*) demiti bir gn Ali ona. Bu yazdklarndan, burada tanp srekli birlikte olduu Fransz antropolog Ren Cailli'ye (**) bile sz etmemiti. Oysa br ona yapt her eyi, Sahra daha lken bulduklarn, deniz olunca geirdii
(*) Mevln Celleddin-i Rum (**) Ren-Auguste Cailli, Timbuktu kentine ulap geri dnebilen ilk Avrupal.

Son Antlama - Can Eryml

12

deiimleri, geceler boyu otelin giriindeki verandada oturup naneli aylarn ierken heyecanla anlatm, ama suskunluuna sayg gstererek kiisel hibir soru sormamt. Kendi kt yolculuklara arabilecei trden biri olan o adama bile almamt yani. Gene de Ren'yi dnmek houna gitti. Kalkt ve ayaklarn aa sallandrarak yksek yatan kenarna oturdu. Srt terlemiti. Gmleiyle pantolonuna bakt. Ren Timbuktu'ya gelen Gordon Laing adl bir sko binbann srf Avrupal gibi giyinmekte inat ettii iin ldrldn sylemiti. Byk olaslkla paras iin ldrlmt o sko, ama Ren kendisinin Arap klnda dolat iin canl kaldn, yapabildii yolculuklar, l, sca, susuzluu, o susuzluk iinde yaayan her trl canly, kum frtnalarn ve Fas'a kadar uzanan gezilerini, le duyduu saygy aka belli eden bir masalc tavryla uzun uzun anlatrd(*). Ama konu, artk sular altnda kalm olan Tassili N'Ajjer, Tinn Tassarif, ya da Tinn Annenin'de bulduu maara duvarlarna izilmi resimlere gelince kzar, yerinde duramaz olur, Timbuktu'nun 400 km kadar kuzeyinde bulunmu, siyah rk zelliklerine sahip en eski insan fosili olan 'Asselar nsan' ile kaya resimleri ve oymalarn anlatrken ise neredeyse oven bir zenciye dnr, bu denizi yapanlara kfr basard. Glmsedi ve elleriyle salarn yznden ekerken baka grntlere bakan gzlerle pencereye doru dnd. Kendisi de ne kadar heyecanlanmt Mareal Rommel ile birlikte o l Hitler'e anlatrlarken. Ren'nin verandada bir aa bir yukar yryerek Sahra'nn en eski corafyasn, yani daha ln gene bir i deniz olduu eski dnemdeki nehirleri, evrede yaayan zrafalar, antiloplar, devekularn, suaygrlarn, filleri, koyun besleyen oban halklar, balklkla geinen avclar, ucu cengel bakl uzun sopalarla hurma hasad yapan toplayclar anlatn dnd. Dalarda hl binlerce yl yanda zeytin aalar olduunu sylerken alt, yedi bin yl nceki corafyann gzellii ile aka vnrd. Ren'nin eski i denizi mi, l m, yoksa imdiki denizi mi sevdiini anlayamam, ama bu son corafyay, u koca Sahra Denizi'ni bizzat kendisinin yaptn ona anlatamamt. Ayaa kalkt ve pencerenin nne gidip kafesin deliklerinden dar bakt. Gremedii pazar yeri olduka kalabalk olmalyd. stelik
(*)Galbraith Welch, Timbuktu'nun Peesi Alyor; Cailli'nin artan Servenleri

Son Antlama - Can Eryml

13

gnlerden Cuma idi ve biraz sonra namaz saati gelecek, camide byk bir kalabalk toplanacakt. On drdnc yzyldan kald sylenen o Sankore Camisi'nin on adam yksekliinde, piramide benzeyen kerpi duvarlarndaki ahap kntlarla bir kirpiyi andran kuleleri, sralanm dikilitalar gibi duran amur kapl duvarlar, rtenlerin altnda ileri uzanan tahta oluklarna bakt. Daha fazla gecikmeden yola kmalyd artk. Geriye dnp masann zerindeki kat destesini, baz eyalar ve i cebinden kard kulakla benzer bir aygt yerde duran bir antaya koydu. Sonra onu ve kapnn arkasnda asl duran kukuletal lacivert pelerini alarak dar kt. Kapy ak brakarak bastka gcrdayan ahap koridoru yrd ve baz trabzanlar krk olan merdiveni hzla indi. Kendini bir an nce otelden dar atmak istiyordu. Aadaki salonda, byk hasr koltuklardan birinde Heinrich Barth'n (*) oturduunu grd. Sahra'y nce lken haritalam olan o adam imdi bu i denizi iziyordu. enesi tral, yanaklarnda byklaryla birleen pskl pskl favorileriyle eski moda sakall ba gsne dm, kucanda defterler ve haritalarla uyuyakalmt. Sabah vedalam olduklarndan onu uyandrmamaya alarak nnden yavaa geip dar kt. Glgede kalan veranda bile ar aydnlkt. Sol elini gzlerine siper yapt. Otelin Arap sahibi Halil bin Settar kapnn nnde idi. Ellerini arkasnda kavuturmu, terlikli plak ayaklaryla duyulmayan bir mzie tempo tutuyordu. Hep ayn beyaz entariyi giymesine karn onun hl nasl olup da beyaz kaldn merak eden dedikodular yaplrd mterileri arasnda. Lacivert pelerini omuzuna atp kukuletasn bana geirdi ve ucunu gzlerine kadar indirdi. Halil geri dnp onu grnce kollarn aarak, "Ya seyyah Yoohan? Seni bekliyor," dedi kt bir Franszcayla. "Cuma namaz mescit" dedi sonra ellerini kulaklarnn arkasna gtrerek. "Seni ben gtrecek. Her eyi retecek. Merak etme!" Onun bugn ayrlacan biliyor, son bir deneme daha yapyordu. "Sonra," deyip eliyle belirsiz bir iaret yaparak verandadan toprak yola indi sarn adam. Mslman olmadklar iin Halil'in onunla dierlerine iten ie kzdn, ama kalacaklar haftann cretini pein deyen mteriler olduklar iin de krmaktan ekindiini ok iyi biliyordu. Gene de her konumalarnda byle azck dokundururdu bu
(*) Heinrich Barth, Alman corafyac, en nemli Afrika kiflerinden.

Son Antlama - Can Eryml

14

din konusunu. Son zamanlarda odasna kapanarak onun ne yaptn ok merak etmiti. Sormu, yorgun olduu yantyla yetinmemi, odasna girip yatan altn, dolabn iini, masann zerindekileri, brakt izleri gizlemeye bile gerek grmeden kartrmt. Sonra anlamad bir dilde yazlarla dolu ktlar kastederek, kitap yazmann samalk olduunu sylemiti. Tanr'nn kitab varken insanlarn yazdklarnn hibir neminin olmadn, kendini bo yere yormamasn tlemiti mterisine. "Bir zenci kz, ya da iler grecek bir kle ister?" diye sormutu bir kez, onu brlerinden ayr yakalad bir akam. Onun, "Hayr, istemiyorum," demesine biraz bozulmu, "Sevap," demiti serte. "Zor durum yazk gariplere. Ama onlarn alnyazs da yle yazlm. Deil mi?" diye eklemiti ardndan karsndakini rahatlatmak istercesine. "Ya bir olan?" diye sormutu sonra fsldayarak. "Ya da bir erkek?" Adam yola inince saa sapt. Kukuletasnn nn biraz daha gzlerine doru indirdi. Gne gerekten ok parlakt. "Bir daha geldikte," diye seslendi Halil arkasndan, umudunu yitirmediini gstermek iin. Dnp ona bakt. Hibir ey sylemeden elini sallad ve hzl hzl yrmeye balad. Pazarn ve nnde bir erkek kalabalnn birikmeye balam olduu caminin olabildiince uzandan, alak bir duvarn glgesine oturmu bir grup ocukla peeli kadnlarn nnden geerek soldaki dar sokaa sapt. araf giymeyen renk renk giysili Malili Mslman kadnlar bara ara bir ey tartyorlard bir kede. Ban eerek yanlarndan yrd. Deniz srgn gmenlerin avu aarak, iniltilerle bekletii meydandan da gemek istememiti. Sapt sokakta iki Tuaregin develerini bir duvarn dibine ktrmekte olduklarn grd. Adamlarn balar ve yzlerini rten lacivert rtlerinin arasndan grnen gzlerinin kenarlar gneten kr krt. Birinin elinde uzun bir bak vard. Onlarn da yanndan hzla geerek yrd. Arkasndan kendisine baktklarndan o kadar emindi ki amur sval, penceresiz yksek duvarlar arasndan kvrlarak giden dar sokaa alan byk, yeil boyanm tahta bir kapnn nndeki bir grup ocuk bararak, tekerlemeler syleyip talar atarak ardna takld, ama onlar azarlayan ve nereden geldii belli olmayan bir kadn sesiyle koarak kendi kaplarnn nne geri dndler hemen. Bural ocuklarn yabanclara gsterdikleri bu

Son Antlama - Can Eryml

15

saldrgan tavr bile burada bulduu tek sevinti. Kasabann iindeki her dolamasnda oynanan bir oyundu bu ve her geiinde her evde ne kadar ok ocuk olduuna arrd. Sahra'dan geen altn, tuz ve kle ticareti yollarndan topladklar haralarla zenginleen ve on beinci yzylda gl bir imparatorluk kuran Tuareglerin merkeziydi bu kk kahverengi kasaba. Tuareg szc gerekten Ren'nin dedii gibi 'Tanrnn terk ettii' anlamna m geliyordu, yoksa corafyalarna bir yaktrma m yapmt? Barth kurakln bural insann en byk dman olduunu sylemiti bir sohbetlerinde. Dnem dnem hayvanlar st veremeyecekleri kadar susuz kalr, rnlerin neredeyse tamam yok olurmu. Ama o zaman kuraklktan daha byk bir dman karm ortaya; insann kendisi. Sahrada yaayan Tuareg, Moors, ya da Tedalar iin komularn soyup katletmek zorunlu bir yaam biimi imi. Buralarda kanl savalarn gemedii hibir yzyl olmam. Hem de her sava yaayanlarn ounu yok edermi. Hatta Timbuktu ve Agade'teki katliamlar bir kez o kadar byk bir kyma dnm ki, yllarca insansz kalm bu kasabalar. Ama sonra gene birileri gelmi ve ayn kuraklk ile aln hkm srd bu yerlere yerlemi. "Gelmeyip ne yapsnlar?" demiti Barth omuzlarn silkerek, brleri kadar kaderci bir tavrla. "Gene de buras onlarn lkeleri," diye sze karmt Ren. "Dnyada o kadar yer dururken bizi buralara eken ne oldu dersiniz? Sen niye buradasn Henri? Ya sen Jean?" "Alnyazs olsa gerek," demiti John ksaca. "Gebeler gelecei dnmeden, gn gnne yaarlar," demiti Barth. "Bir yerde yiyecek bitince baka yere gerler. Oradan baka yere. Sonra belki yeniden baa dnerler. Ksmetlerinde bir ey bulamamak da olabilir, Allah yle istemitir nk. Ama artk kuraklk bile olmayacak lkelerinde. Daha beteri geldi, lkeleri kalmad." "Ktla raz olup, alnyazs olarak belledikleri lm kuzu kuzu bekleyilerine arrm ben bural insanlarn," demiti Ren. "Dinsel bir yn var elbette yazgya bylesine bir inanla boyun emenin. Bu dnya geici, asl yaam br tarafta. Sonra iklimin neden olduu bir uyuuklua da tutsaklar, ama srekli saldran komularna kar kendilerini savunmayp, srasnda toplu intiharlara kadar gitmelerini gerekten anlayamyordum. Henz bu denizin bural insanlara neler

Son Antlama - Can Eryml

16

getireceini, onlar nasl deitireceini bilmiyoruz. Oluacak yeni deerleri nasl paylaacaklarn, ahlakla geleneklerin nasl deieceini birlikte greceiz. Hem de ok ksa bir zamanda. Farkndaysanz deimeye baladlar bile. Belki de bylesi daha iyi olacak onlar iin. Ne dersin Henri?" Televizyonda grd bir Walt Disney belgeselini anlatmt John onlara o gece. "Babam anlatmt bunu," diye balamt szne. nk onlarn bu zamannda, yani daha henz 1943 yl yaanrken, ne televizyon vard, ne Walt Disney, ne de o tr belgeseller. "Grnland'da farelerin bir ksm, nfuslarna gre yiyecek az olduu zaman, koarak kendilerini fiyortlardan aa atarm. Yzlerce metre aadaki talara arpp lmeyenler aa doru yzer ve gc tkenen boulurmu. Oysa yaamak bir igddr. Yani egonun bir parasdr diye biliriz, deil mi?" diye sormutu kendisini dikkatle dinleyen iki adama. "Yamyamlamay anlarm da, bylesine ego d bir seime raz olup cinnet geirircesine lme komay ben de anlayamamtm. Onlara bu bilinci kim, ya da ne veriyor? Yeterli yiyecei paylaacak ansllardan olmamay niye yle manyaka bir itahla kabul ediyorlar?" Bir sre , yaktszlktan altrlamayan jeneratr yznden masadaki gaz lambasnn titrek na bakarak susmutu. "Evet. Garip," demiti Ren bir sre sonra. "Ters," demiti Barth da. "in doasna ters gerekten." Ve ite gene, sokaklara taan ocuklar, uzaklardan gelip avlular dolduran hsm, akrabalarla evler kalabalklam, yeni bir ktl boynu bkk bir ekilde bekleyen kurbanlk allarna dnmt tm kasaba. Durup arkasna bakt. Eri br sokaa takl kald gzleri uzun sre. Sonra dnp yrd. Sokan bittii yerde kasaba da bitiyordu. Hibir bitkinin olmad, sarms-krmzms bir yamacn tesindeki mavilie tepeden bakan usuz bucaksz bir ufuk almt nnde. Eskiden kuzeye uzanan koca bir l vard orada, ama imdi ufuk gkyz ile denizin oluturduu izgiyle dnyann srtn iziyor ve scaktan ince bir tln arkasndaymasna titriyordu. Olduka uzakta kk siyah bir gemi batya doru gidiyor, kard koyu siyah dumanla bir resim gibi duruyordu manzarann iinde. Dik yamatan aa yuvarlanverecekmi hissiyle srtn arkasndaki duvara dayad. Yasland duvar alev alev yanyordu.

Son Antlama - Can Eryml

17

Burann sca houna gidiyordu. Onun iliklerine kadar ileyiini rahatlatan bir zevkle alglad. Kanada'daki evinden ayrld sabah havada asl bir buu gibi duran yamurda bahedeki yryn dnd. Salarndan szlp ensesinden ieri giren, kalarnda, kirpiklerinde biriken damlalar bu kadar zleyeceini dnmemiti o zaman. Aalarn arasndan bulutlarla rtl gkyzne bakarak durmu, uzun sre arabaya binmemiti. O sabahki serinliin mutluluu neden byle en olmadk yerde aklna gelmiti? Arkasndan btn kasabaya yanklanan ezan sesiyle dnceleri zerine bast topraklara dnd yeniden. "Allahekber. Allahekber." 'Allah byktr,' diye geirdi aklndan. 'nsanlar kendilerine ezberletilen tekerlemelerin dnda Tanrnn ne kadar byk olduunu bir bilseler ama kendi insans ufuklarnn tesindeki byklkleri nasl kavrasnlar? Dleyebildikleri kadar byk bir Tanr kavram yeter onlara. Ufkunun alabildii kadar byr herkesin Tanrs kendi iinde.' Dncelerinin derinlemesine engel olmak isteiyle evresine baknd. Ezan sesinin l corafyasnda ne kadar nemli olduunu, daha dorusu o ikisinin birlikteliinin tartlmaz bir biimde zamann belleine ilendiini dnd. Belki de bir koullanmayd o. Yani btn olay kendi benliine ilenmi olabilirdi, ama gene de l ve ezan birlikte gzel gidiyordu ite. Saa dnd ve hzl hzl yryp elli metre kadar gittikten sonra iki kerpi duvarn arasndaki bir girintinin iine olduka iyi gizlenmi eski bir motosikletin nndeki dikenli dallar kenara ekti, zerindeki hasrlar yana indirdi. Elindeki antay yanna bal yolcu sepetinin iine koydu ve koltua oturup cebinden kard anahtarla motoru altrd. 'Kimsenin imdiye kadar buna bir zarar vermeyii de bir ans,' diye dnd motorun tekdze sesini dinlerken. Onu almak iin on gn nce gneydeki Cenne kasabasna gitmi ve sahibi olan Fransza bir servet demiti neredeyse. Tuhaf biriydi adam. Sivil giyimliydi, ama asker olduu belliydi. Fransz ordu mal pek ok ey daha satabileceini sylemiti. O yalnzca bu motorun iini greceini syleyip Timbuktu'ya geri dnmt. On gndr de burada ona benzin bulabilmek iin oyalanmt. Aracn arka selesine sabah balad uvalla iki yandaki yedek benzin bidonlarna bakt. Hepsi koyduu gibi duruyordu.

Son Antlama - Can Eryml

18

Motoru yavaa hareket ettirip bir sre denize doru, yama aa srdkten sonra saa dnd ve belli belirsiz bir izi izleyerek kuzeydouya yneldi. Arkasnda bir toz bulutu brakarak kasabadan ayrld. Uzun sre rzgrla anm yuvarlak tepelerden, akll sel yataklarndan geerek srd arac. Bir saat kadar o ynde gittikten sonra Nijer Irmann yer yer derinleen vadisini kolay bir yerden geerek gneye yneldi. Vadideki dik yamalara ar kovanlar gibi yapm Dogon kylerine girmek istemiyor, hatta oradakilerin onu grmelerinden bile ekiniyordu, ama yapabilecei ok fazla ey de yoktu. Grenlerin onu yakalayamayacaklarn, ya da peine dmeyeceklerini umuyordu. Bir ara motoru dinlendirmek iin durduu bir kayann glgesinde depoya bidonlardan birinden benzin koydu, kendisi de bir ka tane hurma yiyip biraz su iti. Oturduu yerden, Cenne'den Timbuktu'ya gelirken getii yerleri grebiliyordu. Nijer Irmann oluturduu s bataklklard batda parlayanlar. Sular iyice ekilmi, birikintilerin evresindeki sazlklar kuruyup sararmt bu mevsimde, ama gene de yer yer amurlarn iine dalan yollardan geip sazlklarn evrelerinden dolaarak olduka zor bir yolculuk yapmt. Bir daha oralardan gemek zorunda olmad iin sevindi. Gene de belli mi olurdu nne nelerin kaca? Karlaabilecei olumsuzluklar aklna getirmek istemiyordu. En azndan gneydeki dalara doru giden bu yol daha bo ve gvenli grnyordu. Her ne kadar gvenliyse ite Burada da birileri ona saldrp, srf giysileri iin ldrebilirdi. Ya da bozulursa motoru brakp yrmek zorunda kalabilirdi ki, en kts o olurdu herhalde. Sonra burada amura saplanmazd da, kuma saplanabilirdi. Aklndakileri kovarak ayaa kalkt ve evresine bakp bu lde geirdii eitli zamanlar dnmeye alt. Hepsinde bir ekilde bir yerden bir yere ulam, bir trl amt nne kan engelleri. On gn nce Cenne'ye vardnda eski meski, byle bir arac bile yoktu. Deve srtnda yirmi gn sren bir yolculuk yapmak zorunda kalmt oraya gidebilmek iin. imdi ise iki gn srecee benziyordu bu dn yolculuu. Yalnzlktan ekinmiyordu. Yanna alaca koruyucu, ya da klavuzlarn onu bakalarndan nce kesmeyeceklerini nereden bilecekti? O tr o kadar ok yk dinlemiti ki Zaten gidecei yer kervanlarn yolu zerinde deildi. Hem, her eyin alt st olduu bu ortamda kervanlar da eskisi gibi almyordu. antadan bir harita

Son Antlama - Can Eryml

19

kard ve gidecei yn inceleyip, mola verebilecei kuyularn yerlerini, geceyi geirmeyi planlad gvenli olduu sylenen vahann uzakln hesaplamaya alt.

***
Yolculuu gn srd. Daha dorusu ikinci gnn akam istedii yere ulaabilirdi de, giderek ykselen dalarn artan eimini motorla alacakaranlkta trmanmak istemedii iin gece bir yerde konaklayp ertesi gn, gndz gzyle kmay dnd tepeye. Sabahn ilk klarndan nce kalkp bir saat daha yol ald ve motorla trmanabilecei en yksek yerde durdu. Ondan sonra sepetteki antayla arkadaki uval alp yarm saatlik bir yryten sonra taraf kayalarla evrili, aaya bakan taraf ak, anak gibi bir ukurun en dibinde bir kl adrn kurulmu olduu yere geldi. Orada bir ka bodur aa, bir ka kei, tavuk ve onlarn peinden koan renkli giysiler iinde iki kz ocuu vard. ocuklar onu grnce korkuyla bararak adra kotular ve arkalarna sndklar iki kadnn yerlere kadar uzanan eteklerini kendilerine siper ettiler. Adam pelerinin baln indirince onu tanyp sevinle koarak kucana atladlar. Onlarn ardndan l kadnlar gibi giyinmi o iki kadn da koarak adamn yanna geldi ve ngilizce olarak, "Ho geldiniz Bay John," dedi biri. "Ho geldiniz efendim," dedi br. kisi de kzlarn iki yanndan adama sarldlar. "Ho buldum hanmlar. Ho buldum kzlar," dedi gen adam neeyle ve ocuklar yanaklarndan pt. Elinde nceden hazrlam olduu bir avu hurmay, kk ellerini doldurarak kapt kzlar. O srada adrn iinden Tuaregler gibi giyinmi bir adam kt. Yzndeki rt akt. Esmer deil, gneten yanm buday tenli biriydi. Ksa kesilmi sakallar krlamt. O da koarak adama doru geldi. "Ho geldiniz Bay John," dedi heyecanla. "Geleceiniz iimize domutu sanki. Bu kadar gecikince sizi bulup alm olabileceklerini dndk, ama buradan ayrlamadk bir trl." "Ho buldum Hasan," dedi John kzlar tayan ellerini uzatp adamla tokalarken. "Bu yolculuun bu kadar uzayacan

Son Antlama - Can Eryml

20

sanmyordum, ama dndm ite sonunda. Aada bir motosiklet var. Onu bulamasaydm daha da gecikecektim." Sonra hep birlikte adra doru yrdler. Etekleri kaldrlmt ve scak da olsa bir esinti vard ierde. Yere serili kilimlerin zerindeki minderlere oturdu. Kzlar delikanlnn kucandan inmemiler, sar sakallarn ekitirerek oynuyorlard. Kadnlar da hemen nne yere oturdu. "Rahat brakn Bay John'u kzlar," diye kt Hasan ocuklara. "Eee, naslsnz bakalm?" diye sordu John kzlara, Hasan'a aldrmadan. Byk olan, be ya da alt yanda gsteriyordu, hemen atlp, "Keimizin biri dourdu," dedi. "Bize karde geldi," dedi br. Drt yanda kadard o. "O sizin kardeiniz deil," dedi John glmesini tutamayarak. "Eer anneleriniz bir bebek dourursa, o sizin kardeiniz olur." "Salima gebe," dedi Hasan yavaa. "Onu sylemek istiyor," Kadnlardan biri ban nne edi. "Yaa?" dedi John ve bir sre sustu. "Gzel," dedi sonra. "ok gzel. Arapa almalarnz nasl gidiyor?" "yi. ok iyi. Yanmzda getirdiimiz her eyi bitirdik. Kzlar bile siz gelinceye kadar Arapa konuuyorlard." "Gzel," dedi John bir kez daha. "O getirdiim uvalda sizler iin bir eyler var." "Teekkr ederiz Bay John," dedi Hasan. "A msnz?" diye sordu kadnlardan biri. "Yiyecek bir eyler hazrlayalm m?" "Hayr, ama bir ay yaparsanz ierim," dedi John ona. Kadnlarn ikisi birden ayaa kalkt. John da kzlar kucandan indirerek yerden kalkt ve onlarn ellerini tutarak adrn nndeki dzle yrd. Dalar batya doru alalarak iniyordu. Ufkun nnde grlen parlakla kadar uzanan koyu sar yeryz bombo ve rlplakt. Grnrde hibir ey yoktu. Bu yreye kervanlar da gelmiyordu. 'Salima gebeymi,' diye dnd. 'Bu srada olmasayd iyiydi, ama onlar bu kadar yalnz brakan da ben oldum. Zeliha'nn da gebe kalmayna amal aslnda.' Arkasnda duyduu ayak seslerine ban evirdi. Hasan'd gelen. Kzlar ellerini brakarak annelerinin

Son Antlama - Can Eryml

21

yanna kotular. Hibir ey sylemeden John'a bakyordu adam. "Haydi sorsana sormak istediin eyi," dedi John ona. "Olmad deil mi Bay John?" diye sordu Hasan. John ban olumsuz anlamda sallad. "Ben ve senin ailen burada yalnzz Hasan," dedi. "Burada olmay ben kendim istemitim, ama sizin de taklmanza zldm. Oradaki ileriniz bitmemiti daha. Yapacanz ok ey vard." "Burada da var Hasan. Burada da var," diyerek iini ekti John. "Aas berbat durumda. Karmakark... korkun bir trajedi yaanyor. Meer burann canna okumuuz istemeden. Ortada brakmz balattmz ii." "yle deil mi?" "Bir ara Timbuktu'da iken zayf bir sinyal aldm. Sonra hepten balant kesildi. Sylemeye dilim varmyor, ama Odysse'nin ldn sanyorum. Burada kaldm anlaynca biraz zldm nce, ama sonra geti. Buraya kar sorumluklarmn olduunu, olmas gerektiini dndm. Belki de birisi bana onu anmsatmak istiyordu. Yaplacak ok ey var daha burada. Hele birlikte olursak." "Byle dnmenize ok sevindim Bay John," dedi Hasan. "Elbette ok ey yaparz birlikte." Aaya bakt ikisi de. Dle gerei birbirine kartrarak her eyi belirsizletiren sabahki bulanklk gitmiti. Uzaklarda k krlmalaryla su grntleri oluuyor ve ln zerinde dalga dalga titreerek ykselen scak hava koca bir deniz gibi uzanyordu. Arkaya dndler. Kadnlar ileriyle urayor, ocuklar adrn iindeki kilimlere oturmu, kk kk talar havaya atp tutarak bir oyun oynuyorlard. "Ben o getirdiim antay maaraya brakmak istiyorum," dedi John fsldayarak. "Bilmiyorlar orasn, deil mi?" "Salima ile Zeliha yle bir maarann olduunu biliyor, ama yerini bilmiyor." "ocuklar?" "Hayr. Kesinlikle," dedi Hasan. "Kimseleri grdnz m buralarda?" diye sordu John. Hasan hayr anlamnda ban sallad. "Sizi birilerinin bulmasndan ok korktum. Bu adr o maaraya bu kadar yakn yerletirmekle hata yaptmz

Son Antlama - Can Eryml

22

dndm, ama neyse ki hepinizi tek para buldum. Ne zaman isterseniz gideriz artk buradan." "yi olur," dedi Hasan ban sallayarak. "ok sevinecekler buna." Birlikte adrn evresini dolatlar. Hasan yerde duran uval alp adra gtrd. John da kzlar kucaklarken brakt antay ald ve ar ar geldii yne doru yrd. Hasan arkasndan yetiti. ki byk kayann arasndan geerek soldaki tepeye trmanmaya baladlar. Yirmi dakika kadar sonra dikenli bir alln nnde soluk solua durdular. Arkadaki kayann iinde zor fark edilen bir delik vard. "ok da yakn deilmisiniz buraya," dedi John. "Bouna endielenmiim galiba." "Kimselerin gelip gemedii bir yerde ne tehlike olabilirdi ki?" "Ne yaparsn? Yalanyorum galiba," dedi John. Gltler. Biraz soluklandktan sonra nden John, ardndan Hasan maaraya girdiler. Bir tan arkasndaki oyuktan birer tane n lambal madenci bal karp balarna geirdiler. ine girdikleri maara aslnda insann elleri ve dizleri zerinde emekleyerek ancak geebilecei byklkte bir tneldi. Zaman zaman yn deitirip saa sola dnyor, bazen de yukar kyordu. John iki kez talarn arkasna gizlenmi dmelere bast. Yaklak elli metre kadar yle gittikten sonra karlarna birden kocaman bir oda kt. Birbiri zerine ylm talardan olumu bir boluktu oras. Tavan olduka yksekti ve kan sesler iinde yanklanyordu. Karda be metreye be metrelik, brlerine gre olduka dz bir duvar vard. John sa taraftaki karmaann iine gizlenmi bir baka dmeye basnca geldikleri tnel kadar bir delik ald dz tan iinde. erisi karanlkt. Kolunu sa tarafa uzatarak bir dmeye daha bast. "Yalnz biz olduumuza gre buras artk ikimizin," dedi John. "Btn tuzaklar iyice rendin, deil mi?" "Evet Bay John." "Gene de dikkatli ol. Gitmeden nce bir daha gzden geirelim onlar." "Elbette," dedi Hasan ve, "Bu" diyerek yolda John'dan alm olduu antay uzatt. "Kendime gre anlarm yazdm," diye aklad John. "Arkadalardan buraya gelecek olan olursa diye de baz notlar

Son Antlama - Can Eryml

23

braktm. Selamlar falan. Bir de kendi dnce bandm brakyorum. Senin yaptn gibi Bu zamann insan olup kk salmalym burada. Bir gn gelip beni alacaklar umuduyla yaamamalym." Uzanp Hasan'n omuzuna vurdu. "Eer gideceksek sen de hazrlanmaya balasan iyi olur. Yanmza ok ey alamayacaz, ama geride brakacaklarmz gmmemiz gerek. Onun da hazrlna bala sen." "Olur Bay John," diyerek dnd ve oradan ayrld Hasan. John eilerek karanlk delie girince ierisi kendiliinden aydnland. Bu i maara ncekinden biraz daha byk, duvarlar ve tavan olduka dzgn kesilmi bir odayd. Duvarlarn nnde epeevre dnen dolaplar, tam karda da bir masa vard. John yaklanca masann zerinde kendiliinden bir k yand. Elindeki antay yandaki dolabn zerine brakp kapan at. inde siyah metal bir kasa vard. ifresini ayarlayp ar kapan at. Bir sre ylece bakt iine, sonra oradaki bir dosyay alp masann zerine koydu. Odann ortasnda duran iskemleyi ekerek masaya oturdu ve dosyann iindekilere bakmaya balad. En stteki grup eitli leklerde Afrika haritalar, arkasndaki demet ise Byk Sahra ile Tunus'un haritalaryla hava fotoraflaryd. Onlarn altndaki, daktiloyla yazlm kalnca bir raporu dosyadan karp eline ald. inden bir resim sarkt. Alp bakt. Solda Alman niformal biri duruyordu. Mareal Rommel'di o. Kalarn atm, duvardaki bir haritann zerinde bir yeri iaret eden birine bakyordu. Hans idi o da. Onun arkasnda duran kii de kendisiydi. Hafife glmsedi John. Raporla fotoraf sa tarafa brakp dosyay nne ekti. Siyah beyaz bir sr resim daha vard orada. En sttekine dikkatle bakt. Rommel ile o bir masaya eilmi, bir haritann zerinde alyorlard. Daha dn gibiydi sanki. Babasnn dleyip kendisinin neden olduu inanlmaz bir deiikliin belgeleriydi btn o fotoraflar. Byk Sahra Denizi baka zamanlarda yoktu o. Hi olmamt. Biraz nceki raporu yeniden kendine ekti. 'SAHARA MEER' yazyordu zerinde. Konuyu Rommel'e ilk anlat geldi aklna. 1 Aralk 1942'de, souk bir l gecesinin sabahnda, zerinde Berberilerin giydii kum rengi bir bornoz olan mavi gzl, sarn bir adam deveyle lden kp gelmi ve Tunus'taki Afrika Korps kararghnn nbeti kulbesindeki askerlere Mareal Rommel'i grmek istediini sylemiti. Nbeti Temenin kukuyla bakt adam belli bir aksanla

Son Antlama - Can Eryml

24

konutuu Almancasyla, "ok nemli," diyordu srekli olarak. Temen, kim olduunu bilmedii o adamn getirdii haberin belki de gerekten nemli olabileceini dnerek, Mareal'in yaveri Binba Hans Otto Berg'e haber verip sorumluluu zerinden atmt. Binba ile ekibinin bir adrda tahta bir iskemleye oturtup sorgulad adamn zerinde ne bir kimlik, ne de baka bir evrak kmt. "Ben bir Almanm. Adm Heinrich Rudolf. Dakar'da Franszlarn tutsaydm. Katm," demiti sabaha kadar sren sorgusunda yalnzca. Aksanl Almancasn Afrika'da uzun sre kalmasna balam, tm stelemelere, korkutmalara, hatta zorlamalara karlk konunun ne olduunu sylememi, "Mareal'e anlatrm," demiti. Binba da kapdaki temen gibi ikircikli kalm, sonunda komutannn her gnk kalk saati geldiinde onu telefonla aramt. Yaverinin ekinerek anlattklarn dinleyen Mareal adam hemen grmek istemiti. Geri Binba da komutannn Afrikallar tarafndan ngiliz ynetimine son verecek bir kurtarc olarak grldn, o yzden pek ok bilginin onlara karlksz ulatrldn biliyordu, ama bu kez gelen her zamankilerden biri deildi. Sabahn yeni balayan aydnl iinde onu drt askerin arasnda komutann adrna gtrmt. erdeki alma blmnde iki hizmet eri, bir temen, bir de albay vard. Albay bayla kapnn yanndaki bir iskemleyi gstererek oturtulmasn istemiti, getirilene merakla bakarak. O srada Mareal Rommel adrn yatak blmnden, niformasnn nn ilikleyerek km ve ayaktaki askerlerle subaylarn arasnda oturan adamn yanna gidip ona uzun uzun baktktan sonra, "Evet. Ben Rommel," demiti. "Ben de Heinrich Rudolf," demiti sarn adam. "Bir tek size anlatabileceim bir konu var." "Dierleri de burada kalacak," demiti komutan serte. "Siz kimi isterseniz alrsnz yannza," dedikten sonra eliyle evresini iaret ederek susmutu bir sre. "Bir tek sizin bu anlatacam konuya yaknlk duyacanz sanyorum." Adamn kendine olan gveni komutann ilgisini ekmiti. Bayla kapnn br tarafndaki bo iskemleyi iaret etmi, askerlerden biri onu kapp getirmiti. Mareal adamn tam karsna oturup bacak bacak zerine atm ve, "Benim hangi konuya yaknlk duyacam sanyorsunuz?" diye sormutu arkasna yaslanarak. John onu yantlamadan zerindeki

Son Antlama - Can Eryml

25

bornozu karm ve yanndaki askerlerden birine uzatmt. ararak tfeini indiren asker bornozu alm ve komutann bayla onayladn grnce rahatlayarak onu adrda brakacak bir yer aramt. "Bir ey ier misiniz?" diye sormutu Rommel adama. "Koyu bir kahve ok hora geer," demiti o, snmaya balayan adrn iinde gmleinin dmelerini aarken. Ve o sabah ilk kez o adrdakilerin duyduu, nce hepsine inanlmaz, hatta lgnca gelen o dev projenin temelleri atlmt. Bir Afrika haritas isteyen adam, onu masann zerine aarken, "Belki bata hepinize deli samas gibi gelecek anlatacaklarm, ama ltfen szlerimi bitirmemi bekleyin," diyerek balamt konumasna. "Byk Sahra l," demiti sonra elini haritann zerinde gezdirerek, "Atlantik'ten Kzldeniz'e, Akdeniz'den gneyde taa uralara kadar uzanan, yaklak Amerika Birleik Devletleri byklnde l bir alan. Oysa be bin yl nce onun byk ksmn i denizler kaplyormu. Muson yamurlar yayor, koca koca nehirler o denizlere akyormu. Baz yksek vadilerde o gnlerden kalma aalar bugn bile grebilirsiniz, ama sonra bir dejenerasyon balam. nce ormanlar savanlara, savanlar steplere, onlar da le dnm. Neden? nk nehirler tadklar alvyonu o i denizlere brakyormu. Zamanla oralar dolmu. imdiki ln kumu ite onlar. Nehirlerin eimi giderek azalm, sularn ak hz dm ve nlerinde biriken kumlar aamayp saa sola tatka kolayca buharlaacak kadar slamlar. Nehirlerle denizler bylece kuruyup gitmi. Oysa o nehirler ak denizlere aksalard tadklar alvyonlarla deltalar oluturacak ve lmeyeceklerdi. Nil Nehri'nde olduu gibi Bugn o koca i denizlerden yalnzca ad Gl yayor, ama onun da sonu ok yakn gibi grnyor." "Btn bunlar bize niye anlatyorsun?" diye sordu Rommel. adrdaki herkes masann evresine toplanmt. "Sahra'y yeniden deniz yapabiliriz," dedi John yavaa. Bir sre kimse bir ey sylemedi. "Yani bu gidii tersine evirebiliriz," diye ekledi sonra. "Devam edin," dedi Rommel. John, Marealden bekledii oymuasna glmsedi. "Amador ve Tandemi denilen yerlerde," diyerek eliyle haritann zerinde belli bir blgeyi iaret etti, "hl ilenen tuz yataklar, eskiden suyun tuzu kayalardan zecek kadar ok olduunun kantdr. Air

Son Antlama - Can Eryml

26

Dalar iklim olarak o zamanlar Afrika'nn svire'si gibiymi ve vadileri aalarla doluymu. Assode Dalarnda bin nfuslu kasabalar varm; Tin-Taghoda, Anisamane... Birer yknt bugn onlar. Hoggar ve Tibesti Dalarnda Akdeniz iklimi yaanrm. Buralarda selvi, sedir, dibudak, mee, ceviz, hlamur, zeytin, Halep am bile yetiir, pek ok hayvan, hatta bugn trleri yok olmu olanlar bile yaarm; filler, su aygrlar, srlar, antiloplar, balklar..." diyerek bir sre sustu ve gzlerini onu dinleyenlerde dolatrd. stedii etkiyi yapm, kimse szn kesmeye kalkmamt en azndan. "Yeniden o gnlerine dndrebiliriz Sahra'y," dedi. "Nasl?" diye sordu Binba, uzun sren bir sessizliin ardndan. "Bir su kayna yaratarak," dedi John. "Gl bir su kayna yaratarak." "Nijer Irma," dedi Binba, "ama o Franszlarn elinde." "O zaten olmaz," diye yantlad John onu. "Orta Afrika'daki br nehirlerin ynlerini deitirip Sahra'ya aktmakla da bir takm su kaynaklar yaratabiliriz, ama sonuta hepsi gene bir i denize alvyon yan tayclar olur. Oysa Akdeniz'den Tunus'daki Quattara kntsne bir kanal alrsa..." dedi ve sznn sonunu getirmeyerek sustu. Gzlerini evresinde dolatrd. Rommel ona delici gzlerle bakyordu. Galiba konunun nereye uzanacan anlamt Tilki, ama bir ey syleyip szn kesmiyordu. Bunun bir tr onay olduunu dnd ve, "Yani Sahra'nn ukur yerlerine Akdeniz'den su baslrsa," diye srdrd konumasn, "l kademe kademe sular altnda kalr ve ortalama derinlii 14 metreyi bulan bir Sahra Denizi yaratlr. Akdeniz'den Gine Krfezi'ne vapurla gidilebilir o zaman. Bunun iin en uygun yer batdaki Gabes Krfezi'dir. Buras siz yani bizim elimizde. Orta ksmdaki ot el-Larsa kntsnn derinlii denizden 23 metre aada. Onun batsnda Cezayir'deki ot Melgir knts ise 31 metreye kadar iniyor. Buralara baslacak sularla nce Byk Dou Ergi ile Bat Ergi denize evrilir. Sonra Fransz Bat Afrikas'na kadar uzanan ve l malzemesiyle yaplan setlerle ykseklikleri ayarlanan denizlerle guidi l, e Ergi ve Adafin Blgesi sularla kaplanabilir. Bylece Nijer ve Senegal Nehirlerine kadar ulalm olur. Buralara akan sular nce korkun bir buharlamaya ve yeraltnda birikmeye neden olacaktr. Yani bu denizleri oluturacak suyun en az iki kat gerekecek ki, Akdeniz'in

Son Antlama - Can Eryml

27

sular bir sre otuz cm kadar alalacak. Ama sonra yeralt suya doyup, buharlama da yamur olarak geri dnmeye balaynca eski nehirler yeniden oluacak. Yani imdiki ekolojik yok olu geri evrilerek bir varolu srecine dntrlecek. Kylar ve ortada ada olarak kalacak olan Hoggar, Air ve Tibesti Dalar yeniden Akdeniz iklimini yaamaya balayacak. Ayrca nceden nlemi alnarak dalardaki fosfat, demir, uranyum, kalay gibi madenlere kolayca ulaabileceiz." "Bu denizlere akan nehirlere kum tutucu setler yaplmal," dedi Binba. "Bu i buradaki btn dengeleri alt st eder," dedi Temen. "Fransa'nn Afrika direniini suya gmer," diye ekledi belli belirsiz bir sevinle. "Bir tufan yaratm oluruz. D bile olsa gzel." "Almanya'nn politikalarn bu duruma gre yeniden gzden geirmesi gerekir," diye yantlad Rommel onlar. "Evet," dedi sarn yabanc komutana. "Gelmek istediim konu da o zaten." "Byk, ok byk bir i bu," dedi Rommel ona. "Nerede kald kahvelerimiz?" diye seslendi sonra arkasna doru. "Yannda konyak da getirin." "Biliyorum efendim," dedi John. " ok ynl ve geni kapsaml olduu iin zellikle sizinle konumak istedim. Sizin beni anlayacanz, ya da en azndan dinleyeceinizi tahmin etmitim. yle de oldu. Btn planlar ve hesaplar hazr bu projenin, ama onlar yanmda getiremezdim, deil mi?" "Byle bir ie burada karar verilemez," dedi Albay, ilk kez sze kararak. "Ama siz ikna olursanz, bakalarn da inandrabiliriz," dedi John ona yavaa. "Senin kim olduunu bile bilmiyoruz daha," diyerek diklendi Albay. "nemli mi?" diye sordu. Renk vermemeye alyor, ama sorunun en kritik ksmnn kimlii ile ya olduunu biliyordu. Onlara adnn Heinrich Rudolf olduunu sylemiti. Aslnda bir inaat mhendisi olan babasnn adyd o. 1935'te Alman kkenli bir Kanadal olan kars ve o srada sekiz yandaki olu Johannes ile birlikte Fransz Sudan denilen Bat Afrika'ya gm, savan bittii 1945 ylna kadar, Dakar limanyla onu ieriye balayan demiryollarn yapan Fransz irketinde almt. Bata Afrika'y sevmiler, ama sava ncesindeki

Son Antlama - Can Eryml

28

zgrlkleri sava srasnda bir tr tutsakla dntrlm ve irketten ayrlmalarna izin verilmemiti. Geri babas da, Hitler adna inanmad idealler uruna savamamak iin Almanya'ya geri dnmek istememiti, ama Franszlarn da en az suladklar Almanlar kadar rk olduklarn zencilere kar davranlarndan biliyordu. Angarya, ikence, zorla askere alma, iliine kadar smr onlara karlk hibir ey ne bir okul, ne bir salk oca yalnzca askeri kaleler, garnizonlar, karakollar Eee, babasnn dedii gibi, 'o kadar gzel bir Paris kansz ve gzyasz yle kolayca yaplamazd,' deil mi? Baka smrgelerde olduu gibi Afrika'da da snrlar insanlar blp ynetmek, yani srtmeleri arttrmak zere zel olarak iziliyordu. Franszlar da Almanya'da iktidarda olanlar gibi kendilerinden olmayanlara, yalnzca baka olduklar iin 'kt' diyor, birbirleriyle o yzden savayorlard. O yzden 1941'in ortalarnda, dnya kadar rvet vererek, karsyla olunu bir gemiyle Dakar'dan Kanada'ya gndermiti. Ama onun oradan ayrlmasna kesinlikle izin vermemilerdi. Annesi on drt yandaki olunu Kanada'ya girerken kendi kzlk soyadyla ve John Bach olarak yazdrmt. Ancak imdi 1942 ylndaydlar ve hl Dakar'da olan babasnn adn kullanmakta bir saknca grmyordu John. Gestapo'nun aratrma yapacan biliyordu, ama asl Heinrich Rudolf'un izini bulmasna karn onunla ilikiye geemeyeceini hesaplyordu. "sterseniz imdi vurup ldrebilirsiniz beni. reneceinizi rendiniz nasl olsa. Ben sizinle birlikte bu savan ynn ve kaderi deitirebilmek iin buradaym." Albay onu yantlamad. "Onu nasl yapacaksnz?" diye sordu Rommel. "Biraz cannz sklacak, ama eer gerekleri konuacaksak konumamz srdrelim." Rommel yalnzca gzlerini krpt. "ngilizler sizi Afrika'dan kovmak istiyor ve onu da becerecekler galiba. Onlar iki kez el-Alameyn'e kadar srdnz, ama orada yaplan savalarda yenilip buraya, Tunus'a geri ekildiniz. Montgomery yerine getii Wavell'e pek benzemiyor. Birliklerini toparlamay baard ve iki ay nce, Ekimde kar saldrya geti. Hemen ardndan yeni ngiliz ve Amerikan birlikleri Kuzey Afrika'ya kt. Plan ak, bizi her taraftan sktrmak istiyorlar. Geen ay Franszlar, Afrika'daki talyanlarla bize kar sava balatt. Gney Fransa'y igalimizden sonra Vichy Hkmeti dmanlarmzla ibirliine girmeye alyor. Ordu Komutanlar Amiral Jean Darlan' Cezayir'e, bu tr anlamalar

Son Antlama - Can Eryml

29

yapmas iin Ptain'in yollad syleniyor. Galiba Amerikal General Clark ile anlamlar bile. Grn onu gsteriyor. Geen ay Toulon Liman'nda kendi donanmalarn Darlan'n iki yl nceki emriyle batrdklarn biliyorsunuz. Gemiler bizim elimize gemesin diye. Savan dnemecine gelmi bulunuyoruz beyler. Eer batdaki birbirinden kopuk durumda olan Franszlarla doudaki ngilizler birleirse Tunus'ta da tutunamayz. Hepimiz ok iyi biliyoruz ki, Afrika olmazsa Akdeniz bizim yumuak karnmz olur. te yandan Amerikallar dnya apnda bir savaa hazrlanyor. Silah retimleri inanlmaz boyutlarda. Bizim retimimizin ise ne olduunu, sizler isteyip de alamadnz ikmal malzemelerinden biliyorsunuz." Albay bir ey syleyecek oldu, ama John eliyle iaret ederek susturdu onu. "Bozgunculuk yapmyorum efendim, ama durum byle. Neden?" diye sordu Albaya. "nk biz tm planlarmz Avrupa'daki bir savaa gre yapmtk. yleyse kendimizi o erevede tutmalyz. Denizaltlarmz Atlas Okyanusa kt ve ngiliz deniz tamacln engellemek ad altnda korsanlk yapyor. Tm umudumuz dsel bir bomba sylentileri. Ya o bombay bizden nce brleri yaparsa?" Atom bombasnn Japonya'ya atlm olduunu dnrken azndan bir ey karmamak iin sustu. ok dikkatli olmalyd. En ufak bir falso Biraz nce 'korsanlk' kmt azndan, oysa aklndan geen 'kamikaze' szcyd ve dnya henz renmemiti onu. Rommel rahatsz bir ekilde oturuunu deitirdi, ancak bir ey sylemedi. "zlemez sandmz Enigma ifre zcmzn ileyii dman tarafndan bir yldan beri biliniyor ve biz onun zlemez olduunu dnerek btn srlarmz onlara aktaryoruz." "Bu kadar da fazla artk," diyerek sesini ykseltti Albay. "Enigma'y da nereden biliyorsun sen? Sonra btn bunlar" "Karl, tamam!" dedi Rommel, ama Albay kar kn gene de srdrd, "Kim olduunu bilmediimiz adamn biri, bir gece anszn ln iinden kyor ve biz onu karmza alp Almanya'nn srlarn konuuyoruz. Kim ne derse desin, bu yapt bozgunculuk resmen." "Karl," dedi Rommel daha yksek sesle. "Bu konuma sresince ona ben kefilim. O da zaten bana gvenerek buraya gelmi. Sonra istersen onu sana veririm, ya da birlikte Gestapo'ya teslim ederiz, ama imdi dinleyelim." Sonra adama dnd ve, "Amerikallarn sava

Son Antlama - Can Eryml

30

malzemesi retimlerinden, ngilizlerin Sudan ve Orta Dou'daki emellerinden haberimiz var," dedi. "Franszlarn yaptklarndan da. Bunlarn hibiri sr deil. Ayrca sava biraz daha onlarn istedii ynde srerse Akdeniz'in bizim iin bir bataklk olacan da biliyoruz. Evet, imdi glyz. Donanmamz Akdeniz'i avucunda tutuyor. Ancak bizim kuzey Afrika'daki dmanlarmz temizleyip petrol kaynaklarna uzanmamz gerekiyor. Onun iin acaba gcmz Tunus gibi tek bir yere ynelterek sava kendi istediimiz yne evirebilir miyiz?" diyerek Albaya bakt. Sonra yeniden John'a dnd ve, "Ele geirdiimiz yerlerde durumumuzu glendirdikten sonra bar yapmamz gerekir. yi de, onu nasl isteriz? Hem dmanlarmzdan, hem de Hitler'den? Almanya'nn politikasn gzden geirmesi gerektiini sylerken onu demek istemitim. Franszlar denize evirdiimiz topraklarndan vazgeip onu bize brakrlar m? Onlar, ya da ngilizlerle Amerikallar bu denizi elimizden alabilir mi? zerinde dnlmesi gereken bir sr yeni sorun retiyor bu proje." "Projenin pf noktas Amerikallarn henz uzakta, Franszlarn dank, ngilizlerin de isteksiz olmalarnda yatyor," dedi John. "Stalin ok bastryor, ama ngilizler bize kar ikinci cepheyi amak istemiyor. Churchill, 'Yanl domuzu kesiyoruz,' demi bir toplantda. mparatorluklarn kurtarabilmek iin, ufack bir denge deiikliinde Rusya yerine bizim yanmzda olurlar. brleri de Plann incelii burada efendim." O srada bir garson elinde bir tepsiyle adra girdi. Konyak, kahve ve yiyecek bir eyler getirmiti. Kahve ve konyak servisi bitene kadar kimse konumad. Rommel'in konyak kadehine uzanmasndan sonra Albay, Binba ve Temen konyaklarna, John ise kahve fincanna uzand. "Gzel bir de," dedi Rommel. "Senin dediin gibi Gustav," diyerek Temene bakt. Herkes ikisinden birer yudum ald. "imdi hepinizden bu erevede birer gelecek senaryosu kurmanz istiyorum." "Pekala," dedi Albay dierlerinden nce. "Almanya'nn politikasn deitirmesi gerektii konusunda haklsnz efendim. Fhrer'in byle bir projeyi onaylayacan hi sanmyorum. Niye onaylasn ki? Bu kadar uuk" "Bir an iin projeyi onaylanm gibi dnelim," diyerek Albay'n szn kesti Rommel. "Byle bir i Almanya'ya ne katar? Dnyadaki

Son Antlama - Can Eryml

31

hangi dengeleri deitirir?" "O denizi yapma karar verilirse" diyerek bir sre dnd Albay. Belli ki yle bir olasl hi aklna getirmemiti. "Askerlie benzemeyen farkl ve byk bir i o. Gene de bir yandan savap, bir yandan inaat yaplmas gerekir, nk bizimle hemen bar yapmaz karmzdakiler. Yani tanklarn yan sra inaat ekipmanlarmzn da olmas gerekir. Sonra topografyay o gzle incelemediim iin bu proje bana hl inandrc gelmiyor. Ya da ok pahal olduu anlalabilir ciddi bir incelemeden sonra ve bouna tartyor olabiliriz btn bunlar. eitli yksekliklerde deniz paralar ve onlar tutacak ok byk setler yaplacak. O denize srekli su beslemek gerekecek. Birinden brne gemiler nasl geecek?" "Teknik sorunlar bir kenara brak Karl. Dostumuz hesaplar yaptn sylyor," dedi Rommel. "De ki bu i yaplabilir bir i." "Yaplacak tm o kanallarla setleri, hem yaparken, hem de yaptktan sonra dmann bombardmanndan nasl koruyacaz? Diyelim ki yaptk ve koruduk. O kadar zahmet dnyann lmekte olan bir kesini canlandrp yeertmekten baka bir ie yarar m, bilmiyorum. Eer bizim iimize yarayacak bir ey olursa br lkeler de ona sahip kmak iin bizim kadar istekli olacaklardr. Girii bizim elimizde de olsa, gemileri dalardan kamyonlarla geirirler gerekirse. Sonunda onlarn olacak bir eyi biz yapm oluruz. Bizim amzdan savan kaderini deitirmez. Bugn ne olacaksa, o gn de ayn ey olur. Ancak nce bar yaplr, sonra da Fransz ve ngilizlerle anlalrsa belki o zaman bu deniz zerinde baz haklarmz olabilir." "Ben bu kadar s ve kademeli bir denizde denizaltlarmzn pek ie yarayacan sanmyorum," diyerek sze girdi Temen, "ama donanmamzla tam bir stnlk salarsak o havuzun kylarn iten vurabiliriz. O zaman bizim olur o. Baka lkelerin bu denize szmasn nlemenin olduka zor olduunu kabul ediyorum. Ne var ki biz nce davranarak Franszlarla ngilizleri Afrika'dan bir daha geri gelmemek zere kovabiliriz. Neye uradklarn arrlar." "Hi de armazlar," diyerek kar kt Albay. "Yllar srecek bu i srasnda gereken nlemleri annda alverirler. Dengeler yeniden kurulur." Rommel onlar dikkatle dinliyordu. Masaya brakt konyak kadehine ilk yudumdan sonra dokunmamt.

32

"O denizi yapmann amac dengeleri bozmak zaten efendim," dedi John Albaya, araya girerek. "Franszlarn cann kard Afrika halklar bizleri bir kurtarc gibi karlayacak. Ayn kurtarc kimliimizi Araplara da benimsetebilirsek, Orta Dou ve Afrika'da ne Franszlar, ne de ngilizler tutunabilir. Lawrence'n Trklere yaptn biz onlara yapm oluruz bu kez. Ayrca aralarna koskoca bir deniz sokarak Franszlarla ngilizleri kendi balarna brakrz. Bar istemek zorunda kalrlar. Hem de bizim istediimiz koullarda." Rommel dnyordu. Bir sre sonra ellerini masaya koydu ve, "Bir de u iin teknik ynne bakalm," dedi. Ondan sonraki gn geceli gndzl allmt. Sahra'nn topografyas gz nne alnarak o denizi yapmak iin gereken malzeme, ekipman ve igc hesaplanm ve iin mhendislik maliyeti ile ilgili bir rapor ortaya kmt. O sre iinde ekipteki tm elemanlar yava yava kendilerini projenin birer paras gibi grmeye balamlard. almalar ilerledike genel bir iyimserlik havas yaylmt herkese. Albay Karl Theodor bile yapt kar klarn projenin salam temellere oturtulmas amacyla olduunu syler olmutu. Ekibi, mhendisliin zayf yanlarn iin politik ynyle rtmeye altklar, kimi zaman da tersini yaptklar iin eletiriyordu. John arkasna yasland ve kollarn aarak gerindi. Kedeki hava temizleyicisi olduka dzeltmiti maarann eskimi havasn. Sonra yeniden masaya eildi ve yava yava dosyay toparlamaya balad. Dosyadaki rapor Rommel'in adrnda o gnde hazrlanp daktilo edilmi olan ilk kopyayd. zerinde Mareal ile kendisinin el yazlaryla dzeltmeleri vard. Daha sonra yeniden tek kopya olarak yazlan ikinci rapor Hitler'e sunulmutu. John sayfalar yle bir kartrd. Onu Rommel ile birlikte Almanya'ya gtrdkleri gn dnnce rperdiini hissetti. Mareal'in uayla Tunus'tan Berlin'e kii gitmilerdi; Rommel, Binba Berg ve rtbesiz bir Alman askeri gibi giydirilen kendisi, yani Heinrich Rudolf. Randevuyu Rommel istedii iin hi bekletilmemiler, Sava Bakanlnn bodrum katndaki kk bir odaya alnmlar, Hitler oraya yalnzca sekreteri ve yaverlerinden bir Tmgeneral ile birlikte gelmiti. Tasarlarn duvara astklar bir harita zerinde Binba Berg aklamt ona. Fhrer Mareali yanna oturtmu, John da Binbann arkasnda ayakta durmutu. Koltuuna gmlp zaman zaman byklarn ekitirerek, Binba Berg'in aklamalarn dinleyen

Son Antlama - Can Eryml

33

Hitler, bir ara sekreterine baz notlar aldrm, bir ara da Rommel'le fsldamt. Binbann anlattklar bitince Hitler yerinden kalkm ve yanna gidip elini heyecanla skarken, "Almanya sizinle sonsuza dek necek gen dostum," demiti. "Bu fikir arkadamz Heinrich Rudolf'un efendim. Bizler yalnzca teknik ayrntlar sraya soktuk," demiti Binba utanga bir sevinle. "Ve siz Bay Rudolf" diyerek kenarda retildii gibi hazr olda bekleyen John'un nne gelmi ve elini skarken, "Almanya sizi hi unutmayacak," demiti. Sonra da Rommel'e dnp, "Bu i ok gizli kalmal," diye eklemiti. "Ba stne efendim," diye karlk vermiti Mareal topuklarn vurup ban eerek. "Gzel bir d," diyen Hitler Rommel'in koluna girmi ve birlikte kapya doru yrmlerdi. "Biraz da bu iin politik sonularndan sz edelim," demiti odadan karlarken. Sekreteri Hitler'i izlemi, geride kalan Tmgeneral glmseyerek, "Sizleri ben de kutlarm dostlarm. Almanya'nn arad bombay bulup getirdiniz," deyip ikisinin ellerini skmt. Sonra, "Birazdan birileri gelip sizi alacak," demi ve aceleyle dar kmt. Adn unutmutu John o Tmgeneralin. Orada yazmadn bile bile dosyay yeniden at ve iindeki resimlere bir daha bakt. Herkes odadan ktktan sonra Binba Berg ile birbirlerine sarlp dans etmilerdi sevinlerinden. Ama sonra gn sreyle birlikte kapatldklar Berlin dndaki gsterili banliy evinde kapdaki nbetiler ve beli silahl garsonlar tarafndan korunmak zere mi, yoksa tutuklandklar iin mi tutulduklarn bilmeden kuku iinde beklemilerdi. Marealden bir haber gelmiyor, evdekilere sorduklar sorular da yantlanmyordu. Dar kamyorlard, ama her istedikleri annda getiriliyordu. Bir tek ku st eksikti sunulanlarda. John'un kafas kimlii yznden karkt. Binba ise birilerinin projeye sahip kmak iin onlar ortadan kaldrmasndan ekiniyordu. Bunun bir paranoya olduuna ne onu, ne de kendisini inandramad uzun, uzun olduu kadar da zor zamanlar geirmilerdi o evde. John her ne kadar Binba Berg'in onunla birlikte tutulma amacnn kendisini izlettirmek olduunu dnyorduysa da, giderek yaknlam ve aralarnda bir tr dostluk filizlenmeye balamt. Birbirlerini kk adlaryla arr olmulard. Daha dorusu Hans

Son Antlama - Can Eryml

34

almt ona. John nasl anlatabilirdi henz yeni tand birine, daha kendisinin bile tam inanamad kendi olayn, ya da annesini, babasn, okulunu, lkesini? Hans ona mutlu geen ocukluunu, babas ldkten sonra annesinin parasal olarak zorlandn, babasnn istei olduu iin askeri okula giriini, aslnda mhendis olmak istediini, Rommel ile birlikte Afrika'ya klarn, elAlameyn'deki savalar, yaralann ve hastanedeyken annesinin ld haberini aln anlatmt. Daha dnm gibi aklndayd Hans'n syledikleri. "Yaralanp yere dtm zaman," demiti Hans, "birden meer lme ne kadar yakn olduumuz geldi aklma. lseydim annem alaca o haberle yklrd. Oysa cephedeki ben yaralanmtm, evdeki annem lmt. Sevindim, biliyor musun? Annem biricik olunun lmn duyup zlmedi, bundan sonra ne olursam olaym zlmeyecek diye sevindim. Kendimi kandrmaya alp almadm dndm. Sa kalm olmann verdii yaama sevinci miydi onun nedeni? yle dndm iin ok utanyordum, ama annem zlmedii iin sevinmem gerektiine inandrmaya alyordum kendimi. imdiye kadar kimseye anlatamamtm bunu. Daha mezarn bile grmedim zavall annemin." John da ok iyi biliyordu o duyguyu, ama dilinin ucuna kadar gelen, kendi ruhundaki asl yaray da anlatamamt, o zoraki konukluk gnlerinde ona. nc gnn akam adn unuttuu o Tmgeneral kp gelmi ve ikisini alarak Hitler'in yanna gtrmt. Bu kez onlar Sava Bakanlndaki odasnda kabul etmi, ieri girdiklerinde ayaa kalkp ellerini skarak, "Ho geldiniz dostlarm," demiti Hitler. Propaganda Bakan Joseph Goebbels, sava ekonomisinden sorumlu Havaclk Bakan Hermann Gring, Silahlanma Bakan Albert Speer ile Rommel de orada idiler. Hep birlikte ayaa kalkarak karlamt onlar da ikisini. Marealin glmseyerek baktn grnce ilerin yolunda olduunu anlamt John ve ii rahatlamt. Demek ki hakknda yaplan soruturmay atlatabilmiti. Aptal Gestapo! Aptal Gestapo! "Ho bulduk efendim," demiti Hitler'in elini cokuyla skarken. "Rahatnz yeterince saland m?" diye sormutu sonra Hitler Binba Berg'e. "Evet Fhrer'im," demiti Hans onu askerce selamlayarak.

Son Antlama - Can Eryml

35

"Bir isteiniz olursa dorudan bana syleyeceksiniz," demiti sonra Hitler ikisine. "Ba stne efendim," demiti John, ama onun ne demek istediini anlayamamt. "Projenizin bana siz geiyorsunuz Bay Rudolf dostum," diye aklamt Hitler ardndan. "Binba Berg sizin yardmcnz olacak. Gring ve Speer ile birlikte, bir anlamda Mareal da sizin projenizin iinde olacak. Ben onu buraya almak istiyordum, ama o Afrika'da sizinle olmak istedi. Birlikte alacaksnz. Gerekli hazrlklara hemen balayabilirsiniz, nk bir hafta sonra ilk kazmay vurmak zere hazr olmanz istiyorum. Sizi imdiden kutlarm," diyerek ellerini bir kez daha skmt. "Ben de hep yannzda olacam," demiti Goebbels yanlarna gelerek. "Dnyay yeniden yapacaz. Tam bize yakan bir i." Speer ile Gring de yanlarna gelmiti. "steklerinizi salamakla ben grevlendirildim," demiti Speer. "Ne derseniz annda yaratlacandan emin olabilirsiniz." "Teekkr ederiz. Yarn sabah listemizi ve i programmz brakrz," demiti John. "Franszlardan kamay daha nce niye denemediniz ki?" demiti Gring de. Ondan sonraki bir hafta nasl da deitirmiti olaylarn akn. Hemen ertesi gn, srayla Goebbels ve Speer'e uradktan sonra, John'un isteiyle nce Affalterbach'a giderek Ulriche Hannalore Berg'in mezarn ziyaret etmi, sonra da doruca Afrika'ya umulard. Afrika Korps bir yldrm harekatla iki gn iinde Tunus ve Cezayir'in gereken blgelerini igal etmiti. Tunus'un orta kesimindeki kumlu ovalar temizledikten sonra bir yandan kuzeye doru yaylp Atlas Dalarnda gvenlii salarken, bir yandan da Gabes kenti ve nndeki Cerbe Adasnda bir liman ve savunma tesisleri yapmna balamt. Almanya'dan yola karlan gemiler nc gn Gabes Krfezindeki o limana birbiri ardna i makinalar ile operatrlerini, Rus ve Polonyal iileri indirmeye balam, sonraki gnde yaplacak kanal ve setler boyunca iilerle makinalarn datm yaplm, ikmal alar kurulmutu. Bu arada Afrika Korps'un ne zamandr isteyip de alamad silah ve cephane istekleri de karlanmt. Kim bilir nerelere gitmek zere ayrlm olanlar onlara gnderilmiti. Ve tam yedinci gn Hitler'in radyodan tm dnyaya yapt aklamayla birlikte ilk kazma

Son Antlama - Can Eryml

36

vurulmu, ilk dinamit patlatlmt. Tarih, 13 Aralk 1942 idi. O ok youn, hatta hi uyumadklar haftann sonunda yaptklar ii ampanyalarla kutlayp ancak o gn biraz dinlenebilmilerdi. 'Bir de 13 rakam iin uursuz derler,' diye dnd John, dosyadaki resimlere hzl hzl bakarken. Bir farkl tarih yatyordu o siyah-beyaz kk katlarda. Kanallarn al, kum ve toprak setlerin yapl, sular bir st kademeye aktaracak dzenekleri altracak byk rzgar pervanelerinin dikilii, dinamitlerle havaya uurulan Akdeniz ile Byk Sahra arasndaki son toprak paras, kanallara suyun ak ve Byk Dou Ergi'nde oluan ilk deniz sonra Ahaggar Dalarnn evresinden batya ve gneye doru dnerek yaylan brleri; Byk Bat, guidi ve e Ergleri ile El Cuf ve Azavad'daki denizler Tibesti Dalarnn gneyinde, Bodele kntsn dolduran sularn ad Gln bir deniz olarak Byk Bilma Ergine yaymas en son da Akdeniz'in sularnn Kattara kntsne doldurularak Libya lnn denize evrilmesi Neredeyse btn Sahra'nn kademe kademe sular altnda kalnn tarihiydi bakt o fotoraflar. En arkadaki hava fotoraf en son durumu gsteriyordu. Hemen hemen bir Akdeniz kadar olmutu ortadaki dalar birer ada olarak brakarak saran o insan yaps koca deniz. O srada ve sonrasnda oluan askeri ve politik gelimeler o fotoraflarda yoktu doal olarak. Deiim o kadar hzl olmutu ki, Franszlarla ngilizler aralarna bir suyun gireceini ge anlam, sonra engel olamam ve pek ok eylerini sularn altnda brakarak hi olmazsa askerlerini ykseke yerlere karmaya almlard. Alman ve talyan birlikleri nereye ekilip, nerede duracaklarn bildiklerinden sellerden hi yara almamlard. John'un bildii tarihe gre, Churchill ile General de Gaulle Ocak 1943'de Kazablanka'da buluacak, Montgomery komutasndaki ngiliz ordusu Franszlarla birleerek ubat'ta Tunus'a girecek, Maysta da Almanlar onlara teslim olacaklard. Oysa hi yle olmamt. Alman sava gemileri ktann iine dolan sularla birlikte batya ilerlemi ve geri ekilmeye alan Fransz ordusunu topa tutmutu. Kydan ilerleyen tank birlikleri de neredeyse hi savamadan Franszlar bir ka paraya ayrarak kimini tutsak alm, kimini daha yksek dalara ekilmeye zorlamt. Ayrca saylar milyonlar bulan yerli halk sularn nnden kaarak Fransz ve ngiliz blgelerine ylmt. Aslnda btn bunlar o kadar ani olan gelimelerdi ki, Sahra'ya birden yaylan sularla lde yaayan insanlarn ne kadarnn

Son Antlama - Can Eryml

37

boulduunu, ya da ne kadarnn tepelere ve kyda kalan yerlere snabildiini kimse bilmiyordu. Amerikallarla ngilizler o deien koullarda kendilerine gre bir takm yeni hesaplar yapmaya balamlard. Oluan denizi onlar da kullanmay dndkleri iin hava kuvvetlerine setleri ve rzgar pervanelerini bombalatmamlard. Vurmaya altklar yalnzca Alman uaklar, gemileri ve tanklar olmu, yalnzca onlarn ilerleyiini durdurmak istemilerdi. ngilizler Kahire'nin dousu ile Orta Dou'yu glendirmek iin ordularn geri ekmi, oralardaki petrol kuyularn gvenceye alarak Almanlarn zerine gitmemilerdi. Amerikallar Akdeniz'e daha fazla askeri g kaydrmam, Avrupa'daki bir kara sava iin hazrladklar orduyu ve malzemeleri lkelerinde tutmulard. Dolaysyla ngilizler ile Amerikallar 1943 ylnn Nisan'nda Gabes Krfezinde birlememi ve Temmuzda da Sicilya'ya kartma yapmamlard. Amerikallar Avrupa'daki o yn deimeye balayan savata onca masraf ve lyle kazanacaklar baarnn bedelinin ne olacan kendi aralarnda tartmaya balam, Almanya savatan ekilirse Japonlarn yalnz kalacan, o zaman srdrdkleri Pasifik Savan istedikleri gibi ynlendirebileceklerini dnr olmutu. nk Berlin'den almaya baladklar sinyaller yle bir durumu iaret ediyordu. te yandan, Rusya'daki tm cephelerden geri ekilmeye balayan Alman ordusunun peinden saldrya geen Kzl Ordu Baltk Denizine dayanarak eski topraklarndan daha fazlasn ele geirmiti bile. Bir ekilde Sovyetlerin o ilerleyiinin de durdurulmas gerekiyordu. Franszlar ise bir yandan oluan o yeni denizin kylarnda tutunabilmeyi umuyor, bir yandan da Hitler'in Fransa'da sava ncesi snrlara kademeli olarak ekilebileceklerini ima etmesinin ardndan lkelerini savamadan kurtaracaklarnn hesaplarn yapyordu. Kulislerde Orta Avrupa, Balkanlar, Akdeniz ve Sahra Denizinin kylar ile Orta Dou'nun yeniden paylam tartlyordu. Pasifik'teki sava daha imdiden bir Amerikan-Japon savana dnm, neredeyse Avrupallarn gndeminden dmt. Churchill sava srdrmek ister gibi grnerek ngiltere'nin urad kayplar Almanlara detmek istiyor, ama isteksiz ortaklar Fransa ve Amerika ile bunu salayamayacan biliyordu. Ayrca dier ortaklar olan Sovyetlere kar bir nlem alnmas gerekiyordu, yoksa Avrupa'nn gelecei iin Nazilerden daha byk bir tehlike oluturacakt o ii snf ideolojili Slav kylleri.

Son Antlama - Can Eryml

38

Bar yaplamasa da 10.Mays.1943'de Byk Atekes yrrle girmi ve silahlar yllardan sonra ilk kez susmutu. Ne deimiti de tm Avrupa'y, Asya'y, hatta Amerika'y istila etmeyi dnen Hitler byle bir yumuamaya ve atekese rza gstermiti? Sylentiler eitliydi. En dorusunu gelecein tarihileri syleyecekti, ancak onlarn bile bir tek nedende birleemeyeceklerinin kukusunu tayordu John. O deiim daha atekes yaplmadan nce, Hitler ile Mussolini'nin 30.Ocak.1943'de Mnich'de yaptklar toplantnn ardndan kendisini belli etmeye balamt. Tam o srada, 3.ubat.1943'de, Roosevelt, Stalin ve Churchill Moskova'da bir araya gelmi, ama bir karar alamadan dalmlard. Hitler politik bir zafer kazanmak zereydi. Kendi safn glendirmi, dmanlarn da aralarnda anlaamayacaklar ekilde birbirine drmt. John kendisini tarihe ve bara kar grevini yapm biri olarak kabul edebilir miydi? Tam istedii gibi sonulanmam olsa da, bir anlamda amacna ulam saylrd, nk o proje nedeniyle srp giden sava sona ermi ve insanlarn daha fazla ac ekmesi nlenmiti. Daha ncesinde o deiimleri douracak koullar olumam olduu iin o proje gerekletirilemezdi. Daha sonra ise ge kalnm olunurdu. Seilen tarihin tam bir dm noktasna denk geldii, bilinen tarihin akn gerekten deitirebilmesinden belliydi. Atekes Almanya'nn igal ettii lkelerde tedirgin ve merakl bir bekleyie neden olurken, Almanya'nn iinde kamuoyu ve ordudaki ciddi gr ayrlklarn su yzne kartp lkeyi iki kampa ayrmt. Berlin'de, daha hibir eyin belli olmad ylesine kritik bir ortamda atekes yaplmasna kar kan bir ahinler grubunun olduu, hatta Hitler'i bile pasifizmle sulayacak kadar ileri gittikleri syleniyordu. Genellikle Nazi Partisi ileri gelenleri ile st rtbeli SS'lerden oluuyordu onlar. te yanda, Alman ordusunun asker kkenli subaylar ile baz lml politikaclarn oluturduu, durumdan memnun bir taraf vard. Onlar da savan bir doyum noktasna gelip dayandn, fiziksel olarak artk elde tutamayacaklar bir toprak byklne ulatklarn ve atekesin tam zamannda yapldn ileri sryorlard. lerleyen gnler bilinenden farkl gelimeler gstermi, 24.Temmuz.1943'de talya'da kansz bir darbe yaplarak Mussolini iktidardan indirilmiti. Sava baladndan beri toplanmam olan Yksek Faist Konsey o gn toplanp Duce'yi grevden alm ve yerine damad Kont Galeazzo Ciano'yu atamt. Bu karar kral da onaylaynca Mussolini sevgilisi Claretta Petacci'yi alp Almanya'ya

Son Antlama - Can Eryml

39

gitmi, Mnich'de bir saraya yerlemiti. Bu arada Almanya'daki lml tarafn szcln yaptn ileri sren Albay Claus von Stauffenberg ile bir grup subay gizlice Afrika'ya gelerek Rommel'le grm ve ona Hitler'i drdkten sonra kurucu bir hkmetle ynetilmesini dndkleri lkenin Devlet Bakan olmasn nermilerdi. Rommel o neriyi kabul etmemi, ancak o gelenlerin niyetlerini de Gestapo'ya bildirmeyerek susmutu. Afrika'ya gelen o grup 30.Temmuz.1943'de Hitler'e bombal bir suikast giriiminde bulunmu, ama baarl olamamt. Hitler ar yaralanm, sa kolu dirseinden kopmu, ancak lmemiti. O hastanedeyken yerine brakt ve ardl olarak aklad Goebbels'in yrtt soruturmada yakalanan suikast subaylardan biri, olaydan Rommel'in de haberinin olduunu syleyince Hitler kplere binmi ve tm kadrosuyla birlikte onun da tutuklanmasn istemiti. O intikam furyasndan yalnzca iki kii kurtulmutu Mareal'in takmndan; Albayla ykseltilmi olan Hans Otto Berg ile Sahra Dhisi diye tannan Heinrich Rudolf. Bir rastlant eseri, o srada Tunus'ta deil, gneydeki Azavad Denizinde bir inceleme gezisinde idi ikisi. Onlarn tutuklanmas emrini telsizle alan ky koruma gemisinin kaptan Yzba bak, onun da adn anmsayamyordu. 'Ne kadar ayp,' diye dnd John. Kurtarclarnn mimikleri bile gzlerinin nndeydi hl. Ya bir Hitler kartyd, ya da yalnzca Rommel'in ekibinden sayyordu kendini, ama geleceini tehlikeye atarak ikisinin fora Dalarndan geriye kalan adalardan birine inmelerine izin vermiti. Bylece kurtulmulard Hitler'in dinmek bilmeyen fkesinden, ama ne onlar salveren o yzba, ne Albay Karl Theodor, ne de stemen Gustav Strauch sa kalmt o kymda. Suikast sanklar olarak, ilerinde Rommel'in de bulunduu 360 kii tutuklanm, bir hafta iinde sorgulanp yarglanm ve sulu bulunarak kuruna dizilmiti. Ancak o sava kahraman 'Halk Mareali'nin (*) salarnn kesilerek ikenceyle sorgulanp yarglanmas ve bir asker kaa gibi ldrlmesi orduda byk bir huzursuzlua ve Nazi Partisiyle iplerin tmden kopmasna neden olmutu. Naziler batayken bar yaplamayacan dnen baka bir grup, ayn gece iinde Hitler'i hastanede zehirlemi, Gring ve Himmler'i bombalarla, Goebbels'i de uzun namlulu bir tfekle vurarak ldrm, arkasndan gerekletirdikleri tutuklamalarla Nazilerin iktidarna son vermiti. Tarih
(*) Volksmarschall, Propaganda Bakanl Rommel'i "Yenilmez Halk Mareali" olarak tantmt.

Son Antlama - Can Eryml

40

15-16.Austos.1943 idi. Devlet Bakanlna getirilen Karl Dnitz'in kurduu geici hkmet bir 'yeniden yaplanma' programn yrrle sokarak savata olduklar lkelerle bar grmeleri yapacaklarn aklamt. Onun zerine savaan tm lkelerin temsilcileri Bern'de toplanm ve uzun uzun tartlarak eitli hesaplarn masaya dkld yeni bir dnem balamt. te o zaman, ad Akdeniz'den Sahra'ya alan Rudolf Kanal'na verilen Heinrich Rudolf aranm ve gerei Dakar'da bulunarak Byk Sahra Denizi letmesi'nin bana getirilmiti. Bern'de eitli lkelerin takt onur ve kahramanlk madalyalarn kabul ederek kendisinin yapmad bir ie sahip kan ve adn kullanm olan br Heinrich Rudolf'a benzerliinden dolay ans dnen o adam yaad sahtekrln ekiciliine kaplarak byk bir sevinle Gabes'in yolunu tutmutu. Olaylar daha sonra radyo haberlerinden renen John, Hans'n dedii gibi hakknn yenmi olduunu dnmeyip babas adna seviniyor grnse de, onun baka birinin iine sahiplenen bu tutumuna arm, hatta biraz da ierlemiti. Her ne kadar tm proje onun kafasndan km ise de, o yapmamt ki onu. Bir yandan da kendisini nerelere srkleyeceini bilmedii zamann akndan korkuyordu John. Alnyazs denilen zaman okunun ne denli belirsiz olduunu, kendisinin iki tane olduu dnyay kuku dolu bir ekingenlikle dnyordu. Onun yeri ne idi orada? Ya da babasnn yeniden Afrika'ya getirtecei annesi ile on alt yandaki br John'un yeri? Orada daha fazla kalamayacaklarn dnerek, bir gece Hans'a her eyi aklam ve ona inanmak isteyip de inanamayan arkadan Nijer Nehrinin gneyinde, 1155 metre ykseklikteki Hombori Tondo Dana kararak oradaki bir maarada duran arivle dzenekleri gstermiti. Yani imdi iinde olduu bu maaray John glmseyerek evresine baknd. Hans'n oray ilk grdnde nasl ardn dnd. Oysa Hans ile birlikte yapmlard bu maaray daha sonra. Dosyay yeniden toparlad. Yeni getirdii antayla onu kasaya koyup kilitledi. Dolabn kapaklarn kapatt. Kap olarak kulland delikten eilerek geti. Tuzaklar yeniden iler duruma getirip ta kapy kapatt. Balnn yla geldii yoldan dnp maaradan kt. Gne ok parlakt. Elleriyle gzlerini glgeleyerek bir sre ylece durdu. Hasan'n, iki kars ve kzlaryla onu bekledii adr dnd. Hemen aa inmek istemedi. Gidip yan taraftaki byk bir tan zerine oturdu.

41

2.

Uzay zaman erisiyse, gelecek niin anmsanmyor? Salvador Dali

Yoktu artk. Bundan byle yoktu o. nanamad kadar byk, allamaz bir boluun iine dmt. Duvarlar kalmamt sanki evlerinin. Tavan da, taban da kalmamt. Altndaki toprak da bitmiti. Uzand her eyin ondan kat bir mahpuslua dnmt yaam. Tantalos'un meyvelere uzannca ykselmeleri, suya eilince ekilmesi gibi. Evi evlerini kars bulmu, o semiti. Kollarn aarak bo, perdesiz ve gn dolu mutfakta onun sevinle dn geliyordu aklna. Aydnlk onun o sevincinden kaynaklanyordu sanki. Il l yanan gzlerinden Sonra mutfak kapsn aarak baheye k... ayaklar yere basmadan bir peri kz gibi Mutluydu ve onun o mutluluu iin her eyi yapard. Yaam boyunca srtnda tamaya hazrd onu. Koarak gelip, hibir ey sylemeden boynuna atl... kokusu... ban dndren o vanilya kokusu... boynunu perken o kokuyu derin derin iine ekii... sonra birden kollarndan kurtularak st kata k gene yerden biraz yukardaym gibi etekleri ve kzl salar uuarak Yalnzca iki yl onunla nasl getiini anlayamad ksack iki yl yaabilmilerdi o evde. Sonra o kaza... onun kulland arabann viraj alamayp savrulmas ve iki kez takla atp yandaki hendee yuvarlanan aratan kendinin burnu kanamadan k onun kamay... krk camdan dar bakan yaralanmam yzndeki o korku... gzlerindeki o donuklam bak kprdamay konumay... ve o gzel yzn sisler, buular iinde yava yava anlamn yitirmesi Ne

Son Antlama - Can Eryml

42

yapabilirdi onu yeniden yaama dndrebilmek, o kazay yapmam olmak, hatta orada onun deil de kendisinin lm olmasn dilemekten baka? Gidecei yerde onu bulacan bilse gzn krpmadan vazgeebilirdi bir anlam kalmayan yaamndan. Ka kez kendini ldrmeyi dnmt anlarn arl altnda ezilirken. O ldrmt karsn. O kadar hzl girmeseydi o dnemece, ya da o kadar dalgn olmasayd aklndakilerle... Lanet olsun! Geri dn yoktu hibir eyin. Doktorun verdii ilalarla donuk, donuk olduu kadar anlamsz geen gnler nedensiz amasz Sanki lokal anestezi yaplm gibi her eyi anlyor, sylenenleri duyuyor, yaplanlar hissediyor, ama can yanmyordu. Yerinden kalkamayacak kadar sarhotu sanki. Uzanyor, hibir eyi tutamyordu. Yumuak, sabunumsu ve akcyd evresindeki her ey. Kahkaha aynalarndaki gibi eri bryd. Ona bakmak zere gelen annesinin, basal iin urayan dostlarnn kprdayan dudaklar, duyulmayan sesleriyle kapal bir kavanozun iindeymiesine kendine dnk bir duyarszla yuvarlanmt. Karsnn baz akrabalar, ki Eve'in anne ve babasnn sa olmayna nasl da dua ediyordu John, mezar yeri konusunda onunla konumak istemiler, ama annesi soruna bir ekilde el koyup zd iin konu uzamadan kapanmt. Dilinin neye, ne kadar dndnden de emin deildi. Annesine artk yapamayacan sylerken sesi kyor muydu? Baka insanlarla neler konuuyordu? Karsndakilere bakarken birden bir boluun iine yuvarlanyor, i bulantlar iinde yalnzln o kahredici arln tamaya zorlanyordu. Onsuz olmak zorunda oluun iinde uyandrd korku, bir ihanet haneri gibi inen cinayet sulamasyla birlikte yreine ykleniyordu. 'Neden o? Neden ben deil?' Yaamaya hakknn olup olmadn tartr, su ve ceza kavramlarn uyuuk beyninde beceriksizce dndrp dolatrrken lmek istiyor, ama lemiyordu. Saat be saat, gn be gn, o yokluk ve yalnzln souk boluunda anlarnn giderek renksizlemesine engel olamyor, ellerini uzatnca tutulamayan anlarn siliklemesine seyirci kalyordu. Doktorun ona, "Ac bedene yabanc bir maddedir. nsan bir kymk gibi atar onu zamanla," dediini anmsyordu. nanmak istemiyordu. Onun kadar sevmemiti hi kimse. Kim, nereden bilecekti birine ylesine bir adanml ya da iledii bir suunun altnda ezilmeyi? Hayr!

Son Antlama - Can Eryml

43

Kimse bilemezdi. Yaamndan aklna den bir takm enstantaneler onu rahatsz ediyor, ama ne Eve'i tanmad zamanlara dnmek, ne de yeni bir yaama gemek istiyordu. Acsnn bedeninden atlm biri olmaya katlanamyordu. Ne var ki, olayn zerinden bir hafta getikten sonra bir sabah, artk onun yannda olmadn bilerek uyandn fark etmiti. 'Unutuyorum. Alyorum,' diye telalanarak kendini acsnn ilk gnlerine dndrme abasnn da bir yarar olmamt. Evlendikleri gn, ya da ilk sevimeleri gibi pek ok duygusal sahneyi zorla, arka arkaya sralyordu kafasnn iinde. Onlarn aralarna birden, kendi kendine, arabann krk camndan darya bakan o korku dolu yz giriyordu. Ve o donuk baklar Oysa ne gzel bakard o gzler... yeil ltlar saarak. Hibir eyi unutmak istemiyor, ama grntlerin bir bulut iinde yitercesine flulamasna da engel olamyordu. Doktorun dedii olmaya balamt. Annesi o kazadan beri yannda kalyordu. Eskiden Toronto'yu, daha dorusu byk kentleri sevmediini syler, olunun yanna sk sk gelmeyiinin nedenini kydeki evinde bulduu huzura balard. Supeiror Glnn kysndaki Marathon adl kk kasabadan yanlarna tanmas iin John ona ok dil dkmt. ok gzeldi geri annesinin oturduu ev de, evin yeri de, ama o tr krlk ve insansz yerleri babas severdi. O da leli neredeyse bir yl oluyordu. Annesinin o evde yaamak iin olduka zorlandn biliyordu. imdiye kadar olunun yanna tanmaya kar kmt, ama bu kez ikisinin tek balarna iki ayr evde yaamalarnn anlamszln dnmeye baladn sanyordu, o konuyu hi konumam olsalar da. Onun evdeki varlna bir yandan seviniyor, bir yandan da kzyordu. Mutfakta sessiz olmaya alarak bir eyler yapan varln ilgisiz bir fkeyle, ayn zamanda da kranla izliyordu. ocukluunda yaad snmay, korunmuluu bulmak istiyordu gene onda. O gnlerdeki sorumsuzluunu aryordu. Keke onun karnna yeniden girebilseydi de, bir kez daha dosayd. Eve'i hi tanmam olduu bir dnyaya asayd gzlerini ne olurdu? 'Eve! Eve! Evelyn!' Eer onunla bir kez daha tanacak ve alnyazs onu bir daha ldrecekse Yazg denilen ey nereye kadar geerliydi? Ya o gece arabay Eve kullanyor olsayd, ya da yemei evde yiyip o lokantaya gitmemi olsalard ne olacakt? Tanrnn ille bir can almas gerekiyor muydu o gn?

Son Antlama - Can Eryml

44

Eve'in bir arkada ona hipnozu nermi, kendisinin benzer skntlarndan o yolla kurtulduunu anlatmt. te yandan insanlarn daha nceki yaamlarna dnerek gerek kiiliklerini bulmalarnn ok nemli olduunu sylemiti. O uykunun onu imdiki zamann zincirlerinden koparp kendini kefettireceini, o zaman daha btnsel bir sevgiyi ac ekmeden yaayacan ileri srmt. Doumundan nceki zamanlara geen, bilmeleri olanaksz yabanc dilleri konuabilen, ya da hi grmedii yerleri ayrntlaryla anlatabilen kiilere tank olmutu yesi olduu Ruhsal Aratrmalar Dernei'nde. Onun, "Hi kimse btn zamanlar iin l deildir," diyen farkl bak asn yorum yapmadan izlemiti John. Annesinin merakla dinledii bir ok yeniden dou yks anlatm, eski bedenlerindeki izleri yeni bedenlerinde de tayarak dnyaya gelenlerin rneklerini vermiti kadn. Ama John kendi yaadklaryla oluan birikimin ve ok zaman nce bilinci dna itelenmi anlarn iinde dolamann ona ak olduu kiiyi yeniden bulduracana inanmyor, bulduracaksa da o kadar sanal bir yaknlamay istemiyordu. stedii tek tarafl bir kavuma deildi. Can cieri karsn grmek, dokunmak, koklamak, onunla konumak istiyordu. Bunu brne anlatamayaca iin dediklerine kar kmamt. Kadnn 'sistemli d' dedii ve bir ka kez st ste grd dten bile sklyordu. Gya dler uyankken yaanan duygularn daha zgrym. Onunki ok garipti. Burnu kanyor ve iinden bir solucan kyordu. Ardndan bir tane daha. Bir doktor, bedeninin solucanlarla dolu olduunu syleyip ona bir ine yapyor ve bir aman gibi evresinde zplayarak dnmeye balyordu. Korkun bir ate basyordu her yerini. Ensesinden, gsnden, srtndan, ellerinden solucanlar derisini yrtarak kendilerini dar atyordu. Temizleniyordu. Solucanlar ktka atei dyor, rahatlyordu. Sonra kendisini bir bakasnn gzyle delik deik olmu olarak gryor ve korkuyla uyanyordu. Bunlar grrken bile d olduklarnn bilincindeydi. O d yorumlamak gerekirse, ne iindeki tkanklktan temizlenmek, ne de halsinasyonlara snmak istiyordu. Eve ile, yok onunla olamayacaksa, onun acsyla yaamak istiyordu. Onu bir kez daha ldrmek istemiyordu iinde. te tam o srada Princeton niversitesinden, onu Fizik Blmnde profesr olarak grevlendirmek istediklerini bildiren mektubu ald. Orada almak istediini belirten mektubu Eve'in istei, biraz da

Son Antlama - Can Eryml

45

zoruyla yazmt. Kars sk sk, o niversitenin profesrlerinden nn Nobel aldn, ayrca isteine bir tr kutsallk katmaya alarak, Albert Einstein'n son yllarnda alt Yksek Aratrma Enstits'nn de orada olduunu sylerdi. Kocasnn kendisini ancak yle bir yerde kantlayabileceine inanrd. O yaarken yapmadklar bir eyi yapabilir, onun istedii yere onsuz gidebilir miydi? Gitmesi bir ka m, yoksa onun istedii yerde olmak m olurdu? O mektup tanrsal bir iaret olabilir miydi? Yazg baka bir ey mi sylemek istiyordu yoksa ona? Birdenbire, her noktasnda hl karsnn parmak izleri olan evin, onun ok sevdii manzarasnn, ceviz aal sokan, sonra niversiteyi okuduu, ilk parasn kazand, ak olduu, evlendii kadn ldrd Toronto'nun ona ar gelmeye baladn dnd. Ne onun evdeki eyalaryla elbiselerini bakalarna databilir, ne de okuldaki Felsefe Blmndeki odasn toplayabilirdi. Kap gidebilirdi yalnzca. Dnmeden. Onu boan her eyden kurtulmak iin inanlmaz bir olanakt o ar. Annesine mektubu verip okuttu. Kadn olunun gitmek istediini daha mektubu bitirmeden anlamt. "Sen ister Marathon'a dn anne," dedi John ona, "istersen teyzemi de al, gelin bu evde yaayn. Ya da ben oraya yerletikten sonra seni yanma alaym. Hangisini istersen." "Git olum," dedi annesi ve bir sre dnd. "Seni orada biri ekip evirmeli, ama bu eve geldikten sonra bir eyi fark ettim. Buras nasl Eve ile gzel idiyse, benim evim de babanla gzeldi. Onun lmnden sonraki inadm bana pahalya patlyordu da, susuyordum. Bu mektup bence tam zamannda geldi. Gitmen iyi olur. Ben de teyzeni alr, gelir, burada otururum. ki karde biraz da kent konforu srelim. Marathon'daki evi satmam ama. Kimin can sklrsa oraya gider, kafasn dinler. Tamam m?" "Tamam anne," diyerek sarlp pt John kadn. Onunla ne kadar az konutuklarn, aslnda birbirlerini tanmadklarn, bunun iin bir aba da gstermediklerini dnd. Savatan sonra pelerinden Kanada'ya gelen babasyla daha ok birlikte olmutu. ki erkek dalarda kamp kurmu, balk tutmaya gle gitmi, motosikletleriyle krlarda kros yapmlard. Ayrca yldzlara bakarak dler kurmu, yeni yeni projeler tasarlam, doalama ykler anlatmlard birbirlerine. Bir d adam idi babas. Biraz da onu mutlu etmek iin fizik okumu, mutlu da etmiti dorusu. Daha yapmay dndkleri o

Son Antlama - Can Eryml

46

kadar ok ey varken, geen yl birdenbire aralarndan ayrlmt. 'nsan nereye kadar sahip olabiliyor dnya ilerine? Brakp gidiyor tam ortasnda.' Peki ya annesi iin ne yapmt John? Bsbtn ska getii biriydi o. Bundan sonra onun ne kadarn tanyp, kendinin ne kadarn ona aabilirdi? Bunu yapmak iin ne kadar zaman bulabileceklerdi? "Bu evi kendine gre dzene sok, sonra kalk Princeton'a gel anne. Artk seni tanmak istiyorum. imdiye kadar sen babamn kars idin, biraz da benim annem ol," diyerek bir kez daha pt gzleri dolu dolu olan kadn. Ve yamurlu bir Eyll sabah onu o evde brakarak Princeton'a gitti. Orada iki dnem, yaklak dokuz ay alt. Yani yedi, iti, uyudu, derslere girdi ve Eve'i dnd, ama asl yapt ey almakt. Okuldan eve gitmedii gnler bile oluyordu. Uzay ve zaman konusunda baz yeni kavramlar tartt iki makalesi bilimsel dergilerde yaynlanm, 'Yeni Bir Zaman Anlay' adl almas da niversite yayn olarak baslmt. Babasyla yaptklar gibi dsel oyunlar oynuyordu aslnda. Onunla ok nceden dndkleri konulard onlar. Yantlayamad bir takm sorularla yaamak onu yeniden dnyaya ve renmeye balayan balar olmutu. Bu sre iinde annesi iki kez Princeton'a gelmi, bir kez de o Toronto'ya gitmiti. Annesi ve hi evlenmemi teyzesinin kurduklar yeni yaamlarnda mutlu olduklarn grerek sevinmi, onlar da onun kendini bu kadar ie kaptrm olmasn bir dzelme belirtisi saymt. Scak bir Haziran sabah, evden yaz tatili nedeniyle boalm okula geldiinde sekreterlikte kendisini bekleyen siyah takm elbiseli iki kiinin olduunu grd. Adamlar kendilerini, FBI kimliklerini gstererek tanttlar ve bakaca bir aklama yapmadan, Bakan'n onu zel bir toplantya ard haberini verdiler. John'u alp nce yaknlardaki bo bir fabrikaya, sonra orada bekleyen bir helikopterle Washinton'a gtrp Beyaz Saray'n arka bahesine indirdiler. Akamki toplantya kadar dinlenebilecei bir oda gsterildi orada ona. Ne zamandr yaamna giren tek deiiklik olmutu bu yolculuk. Banyodaki kveti doldurup iine girdiinde akamki toplantnn konusunu merak etmeye balad. Kimse bir aklama yapmadna gre nemli olmalyd, ama onunla ne ilgisi olabilirdi? Beklemekten baka yapabilecei bir ey yoktu. Banyodan ktnda bir hizmeti ona siyah yeni bir takm elbise ile beyaz bir gmlek ve bir ka kravat getirip len yemei iin ne istediini sordu. Kadnn uzatt listeden tavuklu bir krep ile portakal

Son Antlama - Can Eryml

47

suyu seti ve ktphaneye gitmek iin kendisine yardmc olunmasn istedi. Yarm saat sonra baka bir grevli geldi ve onu alp nn ok duyduu Truman Kitaplna gtrd. Kendi gri kadife takm ile gri gmleini giymi, krmz kravatn balamt. Akam saat 19'da, onu kitapla gtrm olan grevli gelip toplant saatinin geldiini bildirdi. Oval Ofis'in yanndaki toplant salonuna girdiinde orada yaklak yirmi kiinin olduunu grd. Genellikle gruplar oluturmu konuuyorlard. Gazetelerde ve televizyonda grd bir kann dnda ounu tanmyordu. Bir kenara ekilip tek bana beklemeye balad. ok gemeden Bakan John F. Kennedy yannda yardmcs Lyndon Johnson ve kardei Robert Kennedy ile ieri girdi. Herkes susarak byk masann evresindeki koltuklara oturdu. lk sz alan Johnson orada bulunanlar srayla sayarak dierlerine tantt. CIA ile FBI bakanlarnn yan sra Genelkurmay Bakan, NASA'dan st dzey iki grevli, Yksek Mahkemeden bir yarg ve eitli niversitelerden bilim adamlar idi oraya arlm olanlar; iki tp doktoru, iki biyolog, bir metalurjist, iki bilgisayar uzman, iki fiziki ve bir kimyac. Ondan sonra sz Bakan ald ve, "Sayn baylar, sizleri buraya bir konu hakknda grlerinizi almak zere ardk," dedi. "ncelikle ltfedip geldiiniz iin ok teekkr ederim. Bu akam sizlere baz gizli projelerden sz edeceim. 1947 ylnda Truman tarafndan balatlan ve Eisenhower zamannda da srdrlen Majestic-12 kod adl gizli bir aratrma vard. Bunun iin baz bakanlarla, ordu ve bilim evrelerinden kiiler grevlendirilmiti. Amac New Mexico, Roswell'de bulunan kimlii belirsiz uan bir nesnenin paralarn incelemekti. Bu projedeki gelimeleri ve aratrmann sonularn nnzdeki dosyalarda bulacaksnz. Ancak bu sre iinde enkazn zerindeki yaz benzeri simgelerin okunamadn, aracn ne tr bir enerji ile altnn anlalamadn sylememe izin verin. Dosyalarnzda ayrca, bu anlattma benzer baz baka buluntular aratran Agnarius ve P-142 kod adl, imdiye dek 'ok Gizli' kaydyla saklanm operasyonlar hakknda da bilgiler bulacaksnz. "zerinde ok speklasyon yaplan bu uzayllar konusunun tarafnzdan bir szgeten geirilmesini rica etmek iin sizleri buraya ardk. Yalnzca ilgili baz grevlilerin bildii bu tr almalar, lkemizin ulusal gvenliini tehlikeye drmemek kouluyla, bundan byle seilmi baz sivillere de amay planlyoruz. Bunun iin Adalet

Son Antlama - Can Eryml

48

Bakanl'nn hazrlad 'Bilgi Edinme zgrl Yasa Tasars' nmzdeki gnlerde senato ve kamuoyunda tartlmaya balanacaktr. Ancak biz biraz erken davranp, yetkili servislerin onayn alarak, ad geen projeleri sizlere bugnden amay kararlatrdk. stelik hepiniz lkemizin vatanda deilsiniz. Aramzda bir Kanadal, bir Trk ve bir de Japon dostumuz var. Vatandamz olan dierleri gibi onlar da, dosyadaki bilgileri darya szdrmayacaklar konusunda Yarg Howard'a birer imza vermek durumundalar yalnzca." Bakan'a gre soldan nc koltukta oturan beyaz sal yarg bayla onaylayarak dier konuklara bakt. "Ayrca," diyerek konumasn srdrd Bakan, "byle bir almann iinde olmak istemeyen herkes u anda ayrlmakta serbesttir." Bir sre susarak odadakilere bakt. Hi kimse yerinden kalkmamt. "Gzel. O zaman yarn hep birlikte Nevada'ya, Las Vegas'n 100 kilometre kuzeybatsndaki Groom Range'e gidebiliriz. Oradaki bir istasyonda ad geen Roswell buluntular inceleniyor. imdi konu zerinde konumak isteyen var m?" Ksa sren bir sessizlik oldu. Sonra, Yarg Howard'n yannda oturan krmz yzl, beyaz sal tp doktoru eliyle nndeki dosyay iaret ederek, "Beyaz Saray'n bu tr konularla uratn bilmiyordum," dedi. "Ben o, 'Marsllar geliyor,' lklarn imdiye dek ciddiye almamtm, ama gryorum ki devletin en st kademesi olduka ilgili imi bu olaylarla. Daha nce alay konusu edeceim byle bir projeye arlacam aklma gelmezdi, ama srf meraktan, size katlmay kabul ediyorum." "Yapt gene numarasn," dedi onun tam karsnda oturan uzun sal gen fiziki. iekli bir gmlee ona benzer bir kravat takmt. "Daha dosyay amadan ukalala balad. Ayrca ltfedip katlacan bildirdi." Szleri salonda elektrikli bir havann esmesine neden olmutu. "Sizi tatmin etmek iin ayrlmaya hi niyetli deilim gen dostum," dedi doktor ona. "Okuma yanz oktan getiiniz iin siz en iyisi kliniinizdeki krtajlara dnn. Kalacaksnz da ne olacak?" dedi br sesini biraz daha ykselterek. "Ltfen beyler!" diyerek araya girdi Johnson. "Aranzdaki eski dmanlklar bir yana brakmalsnz. Eer birlikte alacaksak..."

Son Antlama - Can Eryml

49

"Ben yokum," dedi gen adam nndeki dosyay ileri iterek. "Dlerimdeki konu bir piyango gibi nme kondu, ama ben onun iin bile karm sakat brakp ocuumu ldren bu paragzle birlikte olmak istemiyorum," diyerek ayaa kalkt. "Birlikte olmak zorunda deilsiniz," dedi Bakan'n solunda oturan kardei Robert Kennedy. "Dilediinizle, dilediiniz gibi almakta serbest olacaksnz." "Yani" dedi John. Herkesin dnp kendisine bakmasndan rahatsz olmutu, ama sonra boazn temizleyerek, "Anladm kadaryla imdiye kadar zerinde ayr ayr allan konular bir ekilde birletirmek istiyorsunuz," diye ekledi. "Haklsnz Profesr Bach," dedi Bakan Kennedy. "Hl yerinize oturmayacak msnz Doktor Bernstein?" dedi sonra ayakta durmay srdren fizikiye yumuak bir sesle. Hibir ey sylemeden ve ask yzn dzeltmeden yerine oturdu br. "Bilim danmanmz Profesr Edwards, Groom Range'de sizlerden ne tr bir alma isteyeceimizi daha sonra anlatacak," diye srdrd Bakan konumasn. Bu kez Johnson'un yannda oturan krmz papyonlu adam ban eerek onaylad onu. "Ben niye arldm imdi renebilir miyim?" dedi John. "Kanadal sradan bir retmen iin neden bu kadar zahmete giriyorsunuz?" "Sizin zerinde altnz konu, henz sonu beklemek iin ok erken olmasna karn, kendine has ve ok ilgin," dedi Profesr Edwards. "Yeni bir bak as getiriyorsunuz baz kavramlara." "Ve yepyeni bir yap ileri sryorsunuz," dedi Bakan. "Kitabnz konum olmamasna karn ilgiyle okudum." "Yaa?" dedi John ararak. "Zaman, evren ve uzay yolculuklar hakknda pek ok kiininkine benzemeyen fikirleriniz var," diye srdrd Profesr Edwards. "Bize onlardan sz eder misiniz biraz?" dedi Johnson. "Evrenin bir canl olmas gerektii fikrinizden rnein" Kitabn hepsi okumutu anlalan. Oraya hazrlkl gelmilerdi. Ayrca oluan gerginlii yok etmeye altklar da akt. "Yaa, evet," diyerek glmsedi John. "Eer sklmazsanz benim iim anlatmak." Bir sre susarak brlerine bakt. Hepsi onun konumasn bekliyordu. "Fizik bizimkinden baka evrenlerin de

Son Antlama - Can Eryml

50

olabileceini kabul etmeye balad. Bu doruysa ve gerekten birden fazla evren varsa amacn bir btn oluturmak olmas gerekir. nk bir ok para birlikte bir i grebilmek iin bir arada olur. Otomobildeki paralar, ya da bedenimizdeki organlar gibi eitli amalar olur her birinin, ama birinde geerli olan yasalar brlerinde ilemez. Midemizdeki baz bakterilerin akcierimizde yaayamayacaklar gibi. Dolaysyla bir evrendeki zek, ne kadar gelimi olursa olsun, dierlerindeki zeky anlayamaz. Ayrca evrenimizdeki maddenin dalmna bakarsak, galaksi kmelerinin uzayda bedenimizdeki hcrelere benzer yaplar eklinde toplatn grrz. stelik evrenin oluumunun ilk anlarnda ok yksek olan scaklk ve enerjinin maddeye dnmesi bana bir ceninin geirdii aamalar anmsatyor." Bir sre susarak kendini dinleyenleri szd ve, "zr dilerim, kendimi gerekten snfta sandm," dedi. Bazlar gld. "lgin," dedi biyolog olan Trk. Orta yalarnda, hafif kr sal, yuvarlak yzl biriydi. Ak renk bir takm elbise giymiti. "Canl bir evren ha? Hi dnmemitim." "Kald ki biz kendi evrenimizin ne kadarn anlayabiliyoruz?" diyerek eliyle bann zerinde bir daire izdi John. "Ya evrenimiz bizim bile kavrayamayacamz kadar karmaksa? Uzay-zamann drt boyutlu oluunu Einstein'n dnda dnyada , be kiinin sezebildii sylenir. Peki ya evrende drtten de fazla boyut varsa?" "Ne demek istiyorsunuz?" diye sordu biyologun yannda oturan gen tp doktoru. "Yani mekann olduu gibi, zamann da fakl boyutlar varsa? Btn o boyutlar nasl kavrayabiliriz? Bu arada zamann da bir geometrisinin olduunu gryoruz. Dolaysyla, uzayn iinde dolaabildiimiz gibi zamann iinde de dolaabiliriz demektir bu. Yani kuzeye ve gneye gider gibi, gemie ve gelecee gidebiliriz. Eer o geometriyi zebilirsek elbette." "Bir de sizi niye listeye aldmz soruyordunuz," dedi Robert Kennedy ona. "Ayrca uzay yolculuklaryla ilgili grleriniz de ilgin." "Baz kiiler tarafndan grldkleri ileri srlen uzayl canllarn gerekten grldklerinin, ama onlarn bizim dnyamzdan ve zamann geometrisini zm torunlarmz olduklar kansndaym. Yani geleceimizden kiiler... bizim u bildik dnyamzdan birileri olmal onlar." "Torunlarmz m?" diyerek aknln belirtti Yarg Howard.

Son Antlama - Can Eryml

51

"Baka bir zaman boyutunda homo sapiens'ten baka bir tr de evrim geirmi olabilir," dedi biyolog olan. "Zeknn evrimi bir ekilde kendi yolunu aar." "Evrim dediiniz ey bir deirmendir," diyerek ona kar kt gen doktor. "Dnyada imdiye kadar yaam canllarn yzde doksan dokuzu kt retimler olduklar iin sahneden silinmitir. Geriye kalanlar yaamay beceren, doru tasarmlardr." "Ben de gen arkadama benzer ekilde dnyorum," dedi Yarg Howard da doktora glmseyerek. "Tarihte ne olmusa baka trl olamayaca iin yle olmutur." Gen doktor ban sallayarak onaylad onu. "Ama benimkilere aykr da olsa, fikirleriniz houma gitti. Ltfen devam edin," dedi sonra John'a. "Zeknn evrimi ille bizim kstl yapmza bal olamaz. Tarih bile pek ok farkl biimde oluabilirdi," dedi John, o konudaki tartmay bitirmeye kararl bir tonda. "Uzay yolculuklarna gelince bana hi yaplabilir gibi gelmiyorlar. Baka dnyalardan canllar onca zahmete ve masrafa neden katlansnlar da, kendilerine gre ortaa saylacak dnyamza gelsinler? Ne bulacaklar burada? Farkl bir fauna, yaayamayacaklar bir atmosfer Bir de iin iinde zaman sorunu var. Ik hznda bile gidilse yllarca srecek o yolculuklara kimler gitmek isteyecek? Deyin ki hapishanelerden tayfalar topland, ya da uyutup, dondurup astronotlar postaladk. Onlara gre yllar srecek yolculuklar sresince dnyada binlerce yl gemi olacak. O sre iinde astronotlarn geri dnnce inecei bir dnya bile kalmayabilir. Ya da getirdikleri bilgiler zaten bulunmu olur." "Size katlyorum," dedi Japon bilgisayar uzman John'a. "Zaten dedikleri kadar uan daire dnyamza gelmi olsaym, tm galaksimizdeki madenlerin yzde birinin ilenmi olmas gerekirmi. Eer biz evreni kendi dnyamzdan bakarak anlayamazsak, gelecek kuaklar bizim yldzlara giderek uygarlklar aramamzla alay eder." "Bazen yolculuk yapmak bir yere varmaktan daha gzeldir," dedi Profesr Edwards. "inliler, 'en uzun yolculuklar bile ilk adm atmakla balar,' der. Uzaya gitmek farkl zek ve kltrler aramak iindir. Yoksa bizim okyanuslarmzda da daha bilmediimiz pek ok canl tr var. Aslnda nce onlar tanmamz gerekir, ama Vikingler, Polinezyallar, hatta Kolomb neden kt dersiniz o uzun yolculuklarna?" "Cisimleri fotonlara, yani a dntrp istediimiz yere yollayabilmenin yollar tartlyor," diye sze girdi uzun sal fiziki.

Son Antlama - Can Eryml

52

"Onlarn uzayda k hznda gidip vardklar yerde ilk durumlarna dnebilmeleri zerinde allyor. Geri bu da gene yllar srecek bir yolculuk olacak, ama ya Einstein-Rosen kprleri?" diye sordu John'a. "Yani uzay-zamann uzak blgelerini birbirine sfr zamanda balayan solucan delikleri?" "Ya, evet onlar," dedi John. "Bu dediklerinizin hepsi baka fizik yasalar iinde geerli koullar dostum. Oysa biz zel bir yasalar btnne aitiz ve onu bile tanmyoruz henz." "ok teekkr ederim Profesr," dedi Bakan Kennedy. "Sinirli balayan toplantmz ok gzel ynlendirdiniz." "Zamanda dolama fikrinizin," dedi Robert Kennedy de, "drst olmam gerekirse, duygusal yaklamnzn bir sonucu olduunu dnyordum. Sizi tandktan sonra kitabnzda szn ettiiniz kantn gerek olabileceine inancm artt. D gcnz bilime imdiden bir armaan veriyor galiba." John onu yantlamad. Kibarca sz ettii o duygusal yaklam, len karsn bulmak iin bir zaman makinesi icat etmeye alan atlak biri olduu dedikodusuydu. Uuun, kan biri Burada da karsna kmt ite, ama adam en azndan, 'drst olmam gerekirse,' demiti. Elbette herkes onun dlerine inanmak, dnyay onun gzyle grmek zorunda deildi. te yandan onun kant dedii ey, Rusya'da bir arkeolojik kaz srasnda bulunmu bir cvatayd. in garip taraf cvatann yayd. Rus bilim adamlar, metal zelliini yitirmi olan o parann tam yz milyon yl nce o tan iine sktn, dolaysyla tatan daha yal olduunu resmen onaylamlard. 'Nasl rendin bunu?' deseler, 'Bilmiyorum,' demesine inanrlar myd? Bir gn okuldaki masasnda, iinde o cvatann olduu silisyum ta ile Rusya'da yaplan analiz sonularnn olduu byk sar bir zarf bulmutu. Onu oraya kimin koyduunu bilmiyordu. Ta ile ilgili analizlerin hepsini bir kez de o yaptrm, sonular tam yazl olduu gibi kmt. Ancak bir sorun vard. Rusa raporlardaki tarihlerin hepsi 1998 yl olarak yazlmt. 1998'in yazl, iinde yaadklar 1961 ylnn rakamlarna hi benzemiyordu. Ne olduunu bilemese de, John tarihte bir yanllk olduuna kendini inandrmaya alm, o bilgiden vazgemeyip tarih belirtmeden zaman yolculuunun bir kant olarak koymutu onu kitabna. "imdi isterseniz hep birlikte bir akam yemei yiyelim ve daha rahat bir ortamda srdrelim konumalarmz," diyerek ayaa kalkt

Son Antlama - Can Eryml

53

Bakan. Masadakiler de kalkt. brleri Bakan'n peinden salondan karken John geride kalm, masada duran dosyaya bakyor, bu almaya katlp katlmamay tartyordu kendisiyle. Aslnda Toronto ve Princeton'da dneceini dnm, sezgisel olarak gelebilecei son yere gelmi gibi hissediyordu kendini. Belki bu proje iinde salanacak farkl olanaklar "Merhaba," dedi birisi ona. Uzun sal fiziki yanna gelmiti ve elini uzatyordu. "Merhaba," dedi John da, dncelerinden syrlmaya alarak. "Adm Benny Bernstein," dedi gen adam onunla cokuyla tokalarlarken. "Yazn okumutum. O duygusal yaklam sz cann skt galiba, ama bo ver. Bizim gibilerin duygusal yaklamlar olmasa o herifler bir bok yapamazlar. Biz dnp bulacaz, onlar sahiplenecek bulduklarmz. Politikac onlar. Takma kafana." Adamn konuma tarz John'un kafasndaki tartmalarn arasna farkl bir nee sokmutu. "Teekkr ederim," dedi glmseyerek. "Neden olmasn?" diye srdrd br konumasn. "Enayilik niye bildiimizi sandmz fizikte olmasn? Newton yzyllarca ilah sayld, ama yirmi alt yandaki bir Einstein onu yerinden ediverdi. Baz eyleri doru grebilmek iin bak asn deitirmek gerekir. Sende o farkllk var dostum. Kalrsam senin iin kalacam." Belki daha baka eyler de syleyecekti ama, yanlarna gelen iki kii yznden sustu. Onlardan birinin tartt o beyaz sal doktor olduunu grnce cannn skldn yzn buruturarak belli ederek ayrld. O zaman yal doktor elini John'a uzatarak, "Merhaba. Ben Dr. Jefferson Hopkins," dedi ve John'un elini skmay srdrerek, "Evrenin bir canl olabilecei fikriniz bir harika. O konuyu daha sonra sizinle zel olarak tartabilir miyiz?" "Neden olmasn?" dedi John. "Ben de katlabilir miyim o tartmaya?" dedi yanlarndaki br kii. John ona dnd. Biyolog olan yabancyd o da. "Adm Ali Kalender," dedi el skrlarken. "Teekkr ederim," dedi John ellerini aarak. "ok kibarsnz," diye ekledi sonra. Baka ne diyeceini bilememiti. Toplant salonundan en son o kt.

***

Son Antlama - Can Eryml

54

nanamyordu. nce ne olduunu anlamam, ama sonra o ilemi bir kez daha yapp da, yaad olayn gerek olduunu fark edince rkerek durmutu. Bandaki kask karp masaya brakt. Biraz geriye ekilerek bilgisayarn ekrannda dnen uzay-zaman giriimine bakt. O emann gcnden korkmaya balamt. Titreyen ellerini yumruk yapp koltuklarnn altna sktrd. Gmlei terden srlsklam olmutu. Hl biraz kukulu olmasna karn ii iine smyordu. Bunca zaman sren umutsuzluk sonunda ona bir iaret vermiti. Hep onu beklemi, ama olduunu anlamas bile ne kadar zor olmutu. Yaad olayn kant sa avucunda idi. Yoo! Hayr! Ondan da emin deildi. Beyaz Saray'daki o toplantda yn deitiren almalar bir ylda nerelere ulamt. nanlacak gibi deildi. Bakan Kennedy de yanlarnda olmak zere, toplantnn ertesindeki sabah Bakanlk uayla Groom Range'deki bu istasyona gelmilerdi. O zaman burada dnyann eitli yerlerinde bulunmu baz zel enkazlar aratrlyor, onlardan yeni teknolojiler retilmeye allyordu. Personelin ounun ne zerinde alldn bilmedii bir gizlilik emberi kurulmutu istasyonda. Ayr blmlerde olanlar birbirleriyle konuturulmuyor, hatta bazlar o nedenle farkl saatlerde altrlyordu. Gelen gruba bilgi veren stasyon Komutan General Hall, ancak bir ka denetimden geerek girebildikleri merkez binada bir yerekimini yenme arac ile bir alternatif enerji sistemi zerinde altklarn anlatmt. Daha sonra zel bir odadaki baz yank paralar gstererek, onlarn Roswell'de bulunanlar olduunu sylemiti. Arata kullanlan enerji trne ait hibir iz bulamadklarn, ancak paralar zel bir ekilde astklarnda bir tr elektriklenme olduunu fark ettiklerini anlatmt. "Boyu yaklak on iki metre olmas gereken bu cisim," demiti General, "byk olaslkla bir ksa mesafe keif aracyd. nk kkt ve iinde yiyecek yoktu." 'Bir ksa mesafe keif aracym,' diye dnmt John. 'Belki de yemek iin geri dnlebilecek kadar yakn bir gelecekten geliyordu.' Daha o istasyondaki turlar bitmeden, nerilen ii kabul etme kararn vermiti. Bir ekilde etkilenmi ve birer fantezi olarak kalmaya mahkum olan dlerinin burada temel atabileceini dnmeye balamt. Geri ok fazla umutlanmann anlam yoktu, ama eer ne olduu bilinmeyen iki para bir ekilde aslnca elektrikleniyorsa Ayrca Bakan'n tutumunu da beenmiti. Bu tr almalarda kiisel, ya da

Son Antlama - Can Eryml

55

ulusal bencilliklere yer olmadna inanyordu o da. Onlardan baka bir de, ok garip ama, l sevmiti. Gruptakilerin ou gibi istenilen imzay verip kalmt. Yalnzca iki kii, o da ailesel nedenlerden tr, nerilen ii zlerek kabul edememiti. John'un Princeton'daki evini birileri boaltp eyalarn Nevada'ya gnderecek, Kanadal yetkililer ve okul ynetimi ile greceklerdi. O dorudan Toronto'ya gitmi, annesi ve teyzesiyle bir hafta geirmi, onlara biraz evin dndaki kenti gstermeye almt. ocuklar gibi glmlerdi srekli olarak. Teyzesi idi onlar o kadar gldren. Ne kadar zeki, ne komik kadnm meer o. Ayrca oluna parasn olur olmaz yerlere harcamamasn syleyip duran annesi bile, son akam Toronto Kulesi'nde yedikleri yemein ikin hesabna kar kmamt. Groom Range'deki buluntular askerlerin korumas altnda kalmak kaydyla, yeni bir rgtlenmeye gidilmi ve kurulan Uluslararas Aratrma Gelitirme Enstits bir ay gibi ksa bir srede almalara balayabilecek dzeye gelmiti. Konular gelecein teknolojisini gelitirmekti. Enstit'de Yaam, Madde, Enerji ve Zek olmak zere drt ana blm oluturulmutu. Blmler aras ibirlii ise, eski kat kurallar bir yana braklarak, apraz ilikilerin kendiliinden gelimesine braklmt. Nitekim John bir yandan matematikilerle ok boyutlu bir aks sistemi oluturmaya urarken, bir yandan da Benny Bernstein ile 'solucan delikleri' zerinde almt. Bir kez ikisi, Moskova'daki Lebedev Enstits'nden Anrej Linde'nin New York'ta verdii bir konferansa gitmilerdi. O sra d fiziki de 'kaotik enflasyon' adn verdii ve birden fazla evrenin varln savunan bir model ileri sryordu. Ertesi gn Andrej, John ve Benny birlikte geirmi, tartm, sohbet etmi, yemek yiyerek iki imilerdi. John'un birlikte alma nerisini Andrej, ailesini Moskova'da onlara brakm olduu iin kabul edememi, ama haberlemeyi kesmemelerini istemiti. John ayrca Ali Kalender ve bilgisayar uzman Toshiki Yamagata ile de sk sk bir araya geliyor, birlikte byk bellekli ve hzl, organik bir bilgisayar gelitirmeyi tartyorlard. Ali'nin hedefi kendi kendine byyen, eksiklerini tamamlayan, bozulan ksmlarn onaran, yalananlar yenileyen bir organizma retmekti. te yandan Toshiki de 'drdnc kuak' adn verdii ve dokunmayla, sesle, belki de dnceyle kumanda edilebilen, dnp operatryle tartan, dier

Son Antlama - Can Eryml

56

bilgisayarlarla iletiim kurabilen bir makine dlyordu. lk rettii alet iki odaya ancak syordu. Byklnden tr ona Troya At demilerdi. Ancak makine Ali'nin ekledii baz organik paralarla giderek klm ve Trojan-1, Trojan-2 adlarn almt. John'un uzayzaman giriimi taslan ykleyebildikleri kapasiteye ulaan ise Trojan5 olmutu. Kendi evresinde dnen alt boyutun oluturduu giriim onun byk ekrannda kendini gsterdiinde ilk kez bir yerlere vardklarn hissetmilerdi. Daha onun nasl olutuunu bile bilmiyorlard. Bir rastlantyla 'pi' saysn uzay-zamann iki ayr merkezine uygulaynca giriim kendiliinden tamamlanm ve dalga boylar birbirine denk gelmiti. Ayrca onu sabitlemek iin cumartesi akam sisteme bir manyetik alan jeneratr balamlard. O son modelin adnn Odysse olmasn Ali istemiti. Trojan'larn devri bitmiti ona gre. O pazartesi sabah John, Toshiki ve Benny bilgisayarn olduu odada toplanmt. Kahvelerini ierken, "Saat 8.30 oldu," demiti Toshiki. "Karmn gelmesine tam on iki saat kald." "Bekarlk gnlerin bitiyor yani," demiti Benny ona sataarak. "Benim bitiyor," diyerek glm ve, "siz dnn," demiti Toshiki. Sonra kaamak bir bakla John'a bakarken glmsemesi dudaklarnda kalmt. "Sen bana taklmay brak da, kendine birini bul," demiti Benny'ye konuyu deitirmek iin, ama deitiremeden. Daha da beter samaladn dnp, gzlerini John'un baklarndan karmaya alarak, "Ben atlyeye gidiyorum," demi ve yarsn itii kahveyi masaya brakp odadan kmt. "Ben de onunla gideyim," demiti Benny onun ardndan ayaa kalkarak. "stediin bir ey var m?" diye sormutu kapdan kmadan. "Hayr," demiti John dalgn bir ekilde. Kafas aslnda onlarn konumalarna deil, uzay-zaman giriimindeki bir takm simetrilere taklkt. Onlar dnerek kumanda kaskn bana geirmi ve zaman okunu 8.30'a ayarlayp ileriye doru be dakikalk bir zaman dilimi tanmlamt. Srekli yaptklar bir deneme idi o. Ekrandaki giriimin renkleri deimeye baladnda iinin szldn hissetti. O kadar koyu kahve ime alkanln brakmas gerektiini dnd. Hele kahvalt etmeden... Kars bir ey yemeden evden asla karmazd onu sabahlar. Sanki tarih ncesinde kalmt o gnler. ki yannda oturan

Son Antlama - Can Eryml

57

Toshiki ile Benny'ye bakt. Onlarn neden dndklerini merak etti. Gelilerini duymamt. "Saat 8.30 oldu," dedi Toshiki. John ararak yinelenen bir filmi izler gibi onun kahve iiine bakt. "Senin ne iin var sabahn krnde burada?" diye sordu Benny ona. "Karn karlamayacak mydn sen?" "Daha ok var," dedi Toshiki ikisine bakp glerek. Kahvesini yavaa yudumlamay srdrd, ama bir sre sonra, "Kahvenin bir yarar olmayacak galiba. Ben eve gidip biraz uyuyaym bari," dedi bo fincan masann zerine brakarak. "Biraz uyu da, akam bir ie yara," diye seslendi Benny kapya doru giden Toshiki'nin arkasndan. Asker selam verip glerek odadan kt br. "Biz iimize bakalm," dedi sonra Benny. "Ama nce odamdan notlarm alaym da geleyim." John aknlkla ona dnd. Benny hibir ey sylemeden odadan kt. 'Panie gerek yok,' diye geirdi aklndan. Ekrandaki giriimin dnerek renk deitirdiini o zaman kavrayabildi. Oysa daha nce o renkler deimiyordu. 'Panik yok!' diye yineledi iinden, gene de ellerinin titremesine engel olamyordu. Ne olmutu? Zaman kaymas... yi de nasl? Cumartesi akam da yapmlard ayn denemeyi, byle bir ey olmamt. Ne deimiti o gnden bugne? Bilgisayar m? Bilemiyordu. Son eklenen paralar? Herhalde. Ve iki ayr 8.30 art be dakika yaamt biraz nce. Hem de birbirinden farkl Yoksa bir d myd o? nsann bunca zamandr bekledii bir eyi dleyivermesi o kadar kolayd ki... Nedenini bilmedii o olayn stne gitmenin doru olmadn bile bile, ellerine engel olamad ve ekrandaki zaman okunu bir kez daha 8.30'a ayarlayp be dakikalk bir dilim ekledi arkasna. Giriimin yeniden renk deitirmeye balamasyla birlikte iinde hissettii szlmenin midesinden olmadn biliyordu bu kez. Farkl bir ey oldu, kimse gelmedi yanna. Yalnzca rengrenk dnen giriimin iindeki zaman oku ar ar ilerledi. Onu izlerken elindeki fincannn sapnn parmaklar arasnda krldn hissetti, ama gzlerini ekrandan ayrmad. Krk sap avucunda skt. O ikinci denemenin de be dakikas dolunca iinde yeniden duyduu szlmeyle birlikte ekrandaki renk deiimi durdu. Bir sre nndeki o ekle grmeden bakt. Neden sonra gzlerini ondan ayrp odann duvarndaki saate

Son Antlama - Can Eryml

58

bakt; 8.50 idi. Elindeki krk sap masann zerine brakarak avucunun iindeki kanayan yaraya bakt. Fincan devrilmi, kahve masaya dklm, kenardan akarak pantolonuna damlyordu. Bacann yandn o zaman hissetti ve bandan kask karp ayaa kalkt. Kolundaki saat 8.36'y gsteriyordu. inde adn koyamad bir heyecan... yoo, basbaya bir korku vard. Olanlar akl kabul etmek istemiyor, her ey birbirine karyordu kafasnda. ayr yaam m olmutu biraz nce? 8.30'da balayan deiik zaman dilimi... ama galiba asl yaayageldii zaman izgisinin devamna dnmemi, elinde krk fincan sap ve kanayan avucuyla tek bana olduu son denemenin ardna balanmt. Duvardaki saatle kolundakinin arasnda 14 dakikalk bir fark vard. Benny ile Toshiki hangi dilimi yayordu imdi? Herhalde ilkini yoo, ikincisini belki de ncy Hibirinden emin deildi. 'imdi' kavram ne kadar kiisellemi, ayn zamanda da ne kadar belirsizlemiti. lkinden farkl iki ayr gemi... in en can skc yan orasyd. Geriye gidince insan kendini hi bilmedii bir gemiin iinde bulabiliyordu. Dnden yarna bir izgi gibi uzanmyordu yani yaam. i bulanyordu. Gidip pencereyi at. eriye scak hava doldu. itlerin ardnda uzanan ln kocaman boluuna bakt bir sre. i de oras kadar botu. Aslnda baarmt. Ne oluyordu ona byle? 'Evreka' diye bararak komal, herkese duyurmalyd bunu. Zamanda yolculuk yaplabildiini kantlamt. Ne kadar nemli bir eydi bu. Kolay m? Ad tarihe geecek, Newton'lar, Heisenberg'ler, Einstein'larla birlikte anlacakt, ama bu sonucu istememiti ki o. Yreinde kapal tutmaya alt, gene de aslnda herkesin bildii o kk umut kat bir umutsuzlua dnmt. Olmayacakt. Kars Eve'i hepten yitiriyordu bu sonula. Baka trls de olamazd zaten. Yreinin gizli kelerinde bilimi, gerei, alnyazsn yenmeye alm, ama nerelere savrulmutu. Bulduu eyin ona bir yarar yoktu. 'Neden aptal yapmadn beni Tanrm?' diye geirdi iinden. 'Neden byle cezalandryorsun? Ben kitaplara gemek istemiyorum. Karm istiyorum.' Gkyzne bakt, sonra dary dinledi. Hafife esen rzgrn fsltsndan baka bir ses yoktu. Musa'nn duyduu o sesi duyamyordu. Evet, nk o ne Musa'yd, ne de aptal bir bcek. kisinin arasnda bir zavall bir dnce sulusu zamann geometrisini kefeden koca usta... Ph! Gebermeyi bile becerememi bencilin tekiydi o.

Son Antlama - Can Eryml

59

O srada telefon ald. Bir daha, bir daha. Dnp sanki ilk kez gryormu gibi bakt alete. Bir kez daha alp sustu sonra. Yavaa odann ortasna doru yrd. Eli acyordu. Mendilini tek elle yarann stne balamaya alt. Sonra brlerine haber vermesi gerektiini dnd. Bu sonucu bir an nce bilmemeleri onlara hakszlkt. Yaad olayn sahibi yalnz o deildi ki. nce atlyeye telefon edip evet, oradalard onlar. Demek ki birinci dilimi yayorlard. Toshiki ile Benny'yi ard. Sonra Ali'yi arad, ama odasnda bulamad onu. "Eline ne oldu?" diye sordu Benny odaya girip evresine bakndktan sonra. "O nemli deil," dedi John ve ikisinin arkasndan kapy kilitledi. "Biriniz u pencereyi kapatn." Toshiki onu kapatrken Benny masadaki kahve fincann alp pe att ve bir katla masay silmeye alt. Sonra John'a, "Ne oldu?" diye sordu. Ondaki deiiklik ikisini de etkilemiti. Yavaa koltuklarna oturup beklemeye baladlar. John bir sre konumaynca Benny dayanamad ve, "Bir ey olmu," dedi Toshiki'ye alak sesle. "Bulduk mu John? Sen onu syle." "Evet," dedi John yavaa. "u bilgisayar yapt her eyi." "Neyi?" diye sordu Toshiki. O da heyecanlanmt. "Hani zaman konilerini konumutuk geenlerde," dedi John iini ekerek. "Farkl gemilerden gelen btn zaman ubuklar birleerek gemiin konisini, farkl geleceklere gidecek olanlar da birbirinden ayrlarak gelecein konisini yapar, demitik. U uca duran o iki koninin birletii nokta..." diyerek sustu. Dnyordu. "imdi noktas," dedi Toshiki. "Benim imdim. Senin imdin. Onun imdisi," dedi John. "Zaten Einstein..." diyecek oldu Benny. "Brak imdiye kadar bildiklerini," dedi John onun szn keserek. "Alttaki koniden gelen ubuklar ortadan geip ste geer, deil mi?" brleri susarak ona bakyordu. "Hayr, yle olmuyor. Yani dz bir izgi eklinde olmuyor o gei. O sfr noktasnda garip bir eyler oluyor. Zamann boyutlar etkileniyor ve ondan sonra o ubuun gidecei dorultu belirsizleiyor. st koninin iinde her yne gidebilir artk o. ki koninin birletii nokta bir 'zaman kara delii' oluyor. Ve bizler srekli olarak 'imdi'de yaadmz iin, hep bir kara delikler

Son Antlama - Can Eryml

60

evreninde yayoruz." "imdilerden sonras tmyle belirsiz," dedi Benny. John ban sallad. "Onun iin her ma ncekilerden farkl oluyor. Top hibir zaman bir nceki yere gitmiyor." John gene ban sallad. "Gelecein belirsiz olduunu anlamak iin yapmadk bunca almay. Deil mi?" diye sordu Toshiki onlara. "Onu zaten biliyorduk. Sanrm onun tesinde bir eyleri konuuyorsunuz ikiniz." "Evet dostum," dedi John ona doru eilerek. Bir sre sustu. "Ama gemiin de belirsiz olduunu bilmiyorduk." Ve John onlara, pe pee yapt iki denemeyi, bir ey atlamamaya alarak anlatt. "Zaman aralklar birbirine yakn olduu iin ok byk farklar olmad, ama o aralklar byseydi ne olurdu bilemiyorum," diyerek bitirdi szlerini. kisi de ona dikkatle bakyordu. "Yani sen imdi bizden farkl bir zaman boyutundasn, yle mi?" diyerek ayaa kalkt Toshiki. "nanamyorum." Ekranda renk deitirmeden dnen uzay-zaman giriimine bakt ve uzanp, "Sevgilim benim," diyerek pt bilgisayar. "Senin bu sevgilin kendi kendine bir ey yapm olmal," dedi Benny. "Cumartesi gn de denemitik ayn eyi. Hava almtk." "Ali'nin takt o organik para sonra o manyetik alan jeneratr" dedi Toshiki. "Galiba bu arada kendiliinden bir eyler olutu." "Belki bilmiyorum olabilir," dedi Benny. "Ne olduunu anlayncaya kadar bundan kimseye sz etmeyelim," dedi John. "Ayrca bu denemelere de, iin asln anlayana kadar ara verelim." "Tamam. Bundan hi kimseye asla sz etmeyelim," diye atld Benny. "Ama deneme yapmazsak iin asln nasl anlarz?" "Ne olduu anlayncaya kadar" dedi John ona, ama ikircikliydi. "ncs, bu bilgisayar buradan gtrelim. Nereye bilmiyorum. Bu binadan ayralm onu." "Evet, o artk sradan bir makine deil. Gzmz gibi korumalyz onu," dedi Toshiki. "Hem o, hem de bir ey olursa bakalarna zarar vermeyiz," dedi John. "in tam ortasnda elektrik kesilirse br taraftakinin durumu ne olur?" diye sordu Toshiki.

Son Antlama - Can Eryml

61

"Bilmiyorum," dedi John. "imdilik kimseye bir ey sylemeyelim." "Anlald, Nobel'i hemen alamayacaz," diyerek gld Benny. "Japonya'ya bir Nobel'le dndm dnyorum da" dedi Toshiki. "Nerelerin eiinde olduumuzu hemen anladn, deil mi bozuk surat?" diye satat Benny ona. "O trende ne yazk ki birlikte olacaz, bana gre bozuk surat," dedi Toshiki. "Yahu John!" diyerek ayaa kalkt Benny birden. "unu bir kez daha neden denemiyoruz?" derken heyecanla John'a bakyordu. "Konutuk ya," dedi John. "Sen konutun, biz dinledik," dedi Benny. "Gene ksa bir aralk. Ha, ne dersin? Hem senin kadar ben de korkuyorum atomlarma ayrlmaktan." "Sen ne diyorsun Toshiki?" diye sordu John brne. "Baylrm," dedi o da. "Benim bu aslan o denemeleri kazasz atlattna gre bunu da kaldrr umarm." "Peki o zaman," dedi John isteksizce. "Ama son bir deneme" diyerek bilgisayarn nnde ortada duran iskemleye oturdu ve ona bal kask bana geirdi. brleri de iki yanndaki iskemlelere oturup balarna kasklar taktlar. "Ayn ey bir daha olacak m bakalm." "Olacak! Olacak!" dedi Benny heyecanla. "Greceiz," dedi John. "imdi saat tam 9.00," diyerek duvardakini iaret etti. "Zaman okunu 8.55'e ayarlyor ve be dakikalk bir dilim ekleyerek ilemi balatyorum." Ekrandaki giriim renk deitirmeye balad anda, iinde eskisine benzer bir szlme duyarak sevindi. ki yannda oturan arkadalarna bakt. Bylenmi gibi, olayn hibir ann karmamak iin dikkatle ekrana bakyorlard. "Biraz nceki 8.55'te hepimiz odann baka bir yerindeydik," dedi Benny. "imdi buradayz. Neden orada bulmadk kendimizi?" Kimse bir ey sylemedi ona. "Balarken beynim eriyecek diye korktum. im szld, dilim kuru..." O srada dardan birisi kapy amay denedi. Kilitli olduunu grnce dnp gitti. Srenin dolmasna daha vard. susarak ve koridorda uzaklaan ayak seslerini dinleyerek birbirlerine baktlar, ama yerlerinden kalkmadlar. lem srerken kask balarndan karrlarsa

Son Antlama - Can Eryml

62

ne olacan da bilmiyorlard. Gzleri ekrandaki zaman okuna takl, soluklarn tutarak srenin dolmasn beklediler. En sonunda ilerinde duyduklar szlmenin ardndan ekrandaki giriimin renk deitirmesi sona erdi. "Biz imdi hangi zamandayz?" diye sordu Toshiki, bandaki kask karp masaya brakrken. "Duvardaki saat 9.05, ama benimki 9.00. ki kez mi yaadk biz bu be dakikay?" "Bilemiyorum," dedi Benny. Kaskn bandan karmt, elinde tutuyordu. "Saatin bir kant olup olmadndan emin deilim. Ya kollarmzdaki saatleri durduran bir manyetik akm yaratyorsa bu aptal makine? Sonra u ekrandaki aletin renk deitirmesi ey olabilir ey amaaan, bilmiyorum ite," dedi elini kaska vurarak. "Acaba ileriye gitseydik, yani saati 9.30'a kursaydk ne olurdu?" "Bir de onu istemeyeceksin umarm," dedi John. "Yoo, hayr!" dedi Benny. nne bakarak dnyordu. "O zaman da saatleri hzl altracak bir manyetik akm yaratyor bu alet derdik." "u bilgisayarn kaytlarn bir gzden geirelim mi Toshiki?" diye sordu John. "Olur," dedi Toshiki ayaa kalkarak. "Aslnda..." derken sustu. Gzleri arkadaki masann zerinde duran, halkasna anahtar bal bir anahtarla taklmt. "Bu... ben... bunu" diyerek kekeledi. br ikisi ona bakyordu. "Ben bunu cebime koymutum biraz nce. Adm kadar eminim," derken eliyle pantolonunun ceplerini kurcalyordu. Sonra anahtarl masadan ald ve uzun uzun bakt ona. "Kant olmayan bir ben kaldm galiba, ama ben de kant mant istemiyorum," diyerek kaskn masaya brakarak ayaa kalkt Benny. "Yaptk biz bu ii." diye bard. O srada kap alnd. Birinin gelmesi n de artm, biraz da canlarn skmt. Kapya en yakn olan Toshiki brlerine bakt. John bayla iaret edince gidip at. Gelen Ali Kalender idi. "Girebilir miyim?" diye sorarak hzla ieri girdi. Olduka sinirli idi. Doruca John'a gidip elindeki kaln dosyay onun kucana brakt. Toshiki kapy yeniden kilitleyip yanlarna geldi. "Neyin var Ali?" diye sordu John. "Biraz nce seni aradm, ama bulamadm." "Ben o adama dayanamayacam artk," dedi Ali hmla. Onun Dr. Hopkins'den sz ettiini hepsi anlamt. Benny kendi kendine gld.

Son Antlama - Can Eryml

63

Ali

ona

bakarak,

"Ne

diyeceini

biliyorum,"

dedi.

"Srekli

kstekleniyorum yahu! Hem bir ey yapmam engelliyor, hem de her yaptma sahip kmaya alyor. Yalak herif, stteki herkesi de kafaya alm. Kimseye derdini anlatamazsn. Kalkp gitmekten baka yapacak bir ey kalmyor bana. Oysa ne kadar sevinmitim bu Enstit'ye seildim diye." "Dur biraz sakin ol!" dedi John ona. "Otur yle." "Nasl sakin olabilirim?" dedi Ali kendini bir koltua brakrken. "Kimse mutlu deil bizim blmde, ama insanlar srf burada kalabilmek uruna hi ses karmyor ona." "Bu ne?" diye sordu John kucandaki dosyay eline alp. "almalarm," dedi Ali. "imdiye kadar yaptm aratrmalar. Bunu o pis herife kaptrmak istemiyorum. Sizde dursun. Bu sabah ben de buraya, size urayacaktm, ama o ard ve sizinle ok fazla takldm iin on dakika fralad. Ben de bunu alp size getirdim. Baktm kap kilitli, atlyeye gittim. Orada da yoktunuz." "Biz senin bu dosyan saklarz saklamasna da" dedi John brlerine bakarak. Benny ile Toshiki glmseyerek balarn salladlar. "Bu arada senin bilmediin baz deiiklikler oldu." "Ne gibi?" diye sordu Ali. Hl sinirliydi ve brlerinin glmesini fark etmemiti. "Toshy ile senden hanginiz anne, hanginiz babasnz bilmiyorum ama," dedi Benny neeyle, "bir ocuunuz oldu aslanm." "Ne? Ne ocuu? Ne diyorsun sen?" diye sordu Ali. "Benny brak da ben anlayaca gibi anlataym garibe," dedi Toshiki ve ksaca, ciddi, ama glmsemesine engel olamadan olanlar Ali'ye aktard. "Vay be!" dedi Ali. ok armt. "Yani yani sylediiniz doru olmal da nasl? Cumartesi gn bu alet" "Rica ederim," dedi Toshiki. "Onun bir kiilii ve hem de senin koyduun bir ad var artk Ali." "zr dilerim," dedi Ali glmsemeye alarak. "Bir ey olduu kesin. Odysse'ye olmadysa, size bir eyler olmu. Gnete falan fazla kalmadnz deil mi?" "Onun iin sen de bizim gruptansn artk," dedi John Ali'ye. "Bu bilgisayar Toshiki ile sen yaptnz." "Hepimiz yaptk," dedi Ali. "Vay be!"

Son Antlama - Can Eryml

64

"Ben bir ara Dr. Hopkins ile konuurum senin durumunu," dedi John. "Ama biraz dar kalm. Yeni denemeler istemenizden korkuyorum." "kalm," dedi Benny. "sterseniz Gnein ocuklarna gtreyim sizi. Ne zaman istersem gidip kalabileceimi sylemilerdi." Onun bir gece, bir tarikata ait ldeki bir iftlikte kaldn hepsi biliyordu. "Hayr teekkrler," dedi John. "Benim kulbeme gidelim." O da lde dolarken yars ykk bo bir kulbe bulmu, bir ka kez orada kalmt. "Olur. Olur," dedi Benny ve kapya gitti. Ap brlerini beklemeye balad. "Ben bir revire urayaym," dedi John elini gstererek. "Sizi otoparkta bulurum." John dar ktktan sonra Toshiki ifresini girip bilgisayar kapatt. "niversiteye dnnce aklm burada kalacakt," dedi Ali ikisine. "yle kaderci falan deilim ama, u Odysse bu ii tam bu srada sanki benim gitmemem iin yapt." "Sen zaten ansl herifin tekisin," dedi Benny ona. "Btn hamallklar bize yaptrdn, iin en zevkli ksmnda kp geldin." Glerek eliyle Ali'nin srtna hafife vurdu. Sonra drd birlikte Benny'nin klstr arabasna binip kapya gittiler. Beki kulbesinin nnde bariyerin kalkmasn beklediler. Dar knca saa dnerek le giden asfalt yola ktlar. Arabay bir sre gneye srd Benny. On dakika kadar sonra John'un iaretiyle sola, evresinde sararm dikenlerden baka bir ey olmayan toprak bir yola sapp asfalttan ayrld. O bozuk yolda zplaya zplaya ve arkalarnda sar bir toz bulutu brakarak bir sre gittiler. Sonunda alak bir tepenin yannda durup arabadan indiler. Tepenin orta yerinde kk, kerpi bir kulbe vard. John'un dndakiler oraya ilk kez geliyordu. "te benim dnsel manastrm arkadalar," dedi o, brlerine kulbeyi gstererek. Hep birlikte onun olduu yere trmandlar. Arka duvaryla atsnn bir ksm yklm bir tek oda idi kulbe. Dnya nlerinde sapsar uzanyordu. Tam karlarnda, ama olduklar yerden epeyce uzakta, Gnein ocuklar tarikatnn olduu sylenen ve lde bir leke gibi duran yeil aalar arasnda byk, beyaz kuleli bir ev vard. l gnei altnda prl prl parlyordu ats. Benny o evi grnce,

Son Antlama - Can Eryml

65

"Vay! Bizim fttrklar da kardaym," dedi ve iki elini azna gtrp, "Hey!" diye bard. "Sizden daha atlak olanlar geldi. Buras ikimize dar gelecek artk." "Senin onlardan olduunu sanyordum," dedi Toshiki ciddi ciddi. "Yaa?" dedi Benny. "Ulan Toshy, ben de seni akll biri sanyordum be! Ne iim var benim onlarla? O kaldm gecenin sabahnda oradan nasl katm bilememitim." "Keke onlardan biri olsaydm da, herkesle birlikte kollarm saa sola sallayarak Tanr Amon'a bilmediim bir dilde ilahiler okusaydm," dedi John. dnp ona bakt. "Aptal olduum kadar mutlu olsaydm keke." Sonra ieri girip daha nce orada brakm olduu battaniyelerden birini ald ve kulbenin glge olan tarafnda yere serdi. Toshiki ile ona oturup srtlarn duvara dayadlar. "Hl inanamyorum anlattklarnza," dedi Ali nlerinde ayakta durarak. "Dur bakalm sen," dedi Benny ona. "Benim dhi kafam bile tam basmad daha." "Sanrm Odysse ile bir iletiim kurduk arkadalar," dedi John. "Bizim ne yapmaya altmz anlad ve yapt. Yoksa aptal bir hesap makinas" "Bilim kurgu," dedi Ali. "nsann saduyusu ile bilgisayarn bellei birleip birbirini tamamlad. Biz o kasklar taknca Odysse saduyumuzu kullanp bir insan oluyor." "Yoo, biz bilim kurgunun tesine getik," dedi Benny ona. "Bir fantezi dnyasna... gerekstne Dali'nin d lkesine anlyor musun?" Ali ban sallad. "Dr. Hopkins'e dayanamadna gre akll biri olmalsn zaten. Dnyorum da, gya k hz alamaz, o zaman konilerinin dna klamazd, ama biz ktk ite. Eer John Bach diye biri kp uzay-zamandaki dier boyutlar aramaya kalkmasayd" "Benny," dedi John, arkadann kendisi hakkndaki vglerinden rahatsz olmutu. "Belki de onlarn dna kmadk. Belki de hep o sfr noktasndaydk btn o denemeler boyunca. Bilemiyorum." Bir sre sustuktan sonra kendi kendine konuur gibi, "Biz zamanda geriye dnmedik," dedi. Dnyordu. "Baka bir imdiki zamana gittik. kisi ok farkl eyler. Acaba...?" dedi ama gerisini getirmedi. Oturduu

Son Antlama - Can Eryml

66

yerden kalkarak evin nndeki kk dzlkte durup ileriye bakt. l tiril tiril titriyordu nnde. O ise hibir ey grmyordu. Geriye dnerek, "Hareket..." diyerek bir kez daha sustu. "stediimiz zamana gidip gelmek istiyorsak bir sarka hareketi yakalamalyz." "O zaman" diyordu Toshiki. "Sarka" dedi Benny John'a, eliyle iaret ederek Toshiki'yi susturdu. "Yani zamann asimetrik akn bozmalyz." "Alk olduumuz kavramlardan vazgememiz gerekir," dedi John dnerek. "Tm anlaymz deitirmeliyiz." "Ne demek istiyorsunuz?" diye sordu bu kez Ali. "Zamanda hep ileriye gidildii dnlr," diye aklad Benny br ikisine. "Yani ta gider ve cam krar. Bu filmi ters oynatamazsn. O zaman olay anlamszlar. Zamann simetrik olmayan akdr bu. Ama bir sarka hareketinin filmini dz de, ters de oynatsan fark etmez. Burada zamann ak simetriktir. Biz de gemile gelecei ayn ipe balayabilirsek istediimiz zamana gidip geri dnebiliriz." "Geri dndmzde de bambaka bir zamanda bulmayz kendimizi," dedi John. "Bir de o risk var." Hepsi pr dikkat ona bakyor, azndan kanlar bir yerlere oturtmaya alyordu, ama o onlar orada brakp arkaya doland ve tepeye trmanmaya balad. Benny ve Ali de yerdeki battaniyenin zerine, Toshiki'nin iki yanna, glgeye oturdu. Bir sre konumadlar. Gne her yeri kavuruyordu. "Beyler," dedi Benny, battaniyenin zerine srtst yatp gkyzne bakarak. "Bambaka bir evrenin eiindeyiz. nmzde duran eyi anlayabilmemiz iin bizim de deimemiz gerektiini syledi John. Haklyd. Bildiimiz bilim iflas etti. Zaman ktleye bal idi dne kadar. Bir ktle ne kadar younsa zaman orada o kadar yava ilerlerdi. Aydaki saatler dnyadakinden daha hzl alrd rnein. Uzay yolculuundan dnen bir astronot dnyada brakt olunu kendinden yal bulurdu. Hatta o astronotun kendini o yolculua karken yakalad akas bile yaplrd. Biz neredeyse onu yaptk. Farknda msnz? Ne ktleyle ilikisini braktk zamann, ne de o zaman oku geerli artk."

***

Son Antlama - Can Eryml

67

O gece orada kaldlar. Benny'nin bir yerlerden alp getirdii yiyecekleri, arabasnn arkasnda hep tad piknik sobasnn bana toplanp, bir el fenerinin nda yediler. Sonra da kulbedeki br battaniyelere sarnp karanlkta oturdular. lerdeki evin klar grnyordu, ama yldzlar ok perdelemiyordu aydnl. Biraz iten, biraz zel yaamlarndan, meslek seimlerinden falan sz ettiler. Toshiki onu niversitedeki matematik retmeninin bu konuya ynlendirdiini, Ali de annesinin bir biyoloji retmeni olmas nedeniyle canllar dnyasn sevdiini syledi rnein. "Biyolog olduktan sonra yaam denilen olay bana daha da inanlmaz gelmeye balad," dedi. "evremizdeki her eyi yapan l tozlardan oluuyor yaam. O tozlarn bazlar bir araya geliyor ve bir noktadan sonra pt diye yaam balyor. Baz maddeleri laboratuarda da kartrabilirsiniz, ama yaamn olabilmesi iin oluan o bulamacn kendini srdrmesi gerekir. remeli yani. remek lmszl getiriyor. Her canl kendi zelliklerini ocuklarna aktaracak bir takm ifrelerle douyor. nsanlar, kaplanlar, aalar ve btn o karmak mekanizmann hepsi hepsi drt harflik bir alfabesi var, ama onunla yazlan yaam kitab inanlmaz zengindir. Canllarn hepsinin ayn genetik dili kullanmas onlarn drt milyar yl nceki bir kaynaktan geldiini kantlyor. te kimileri o kaynaa tanr diyor." "Yaam bu dnyada olumak zorunda m?" diye sordu Benny. "Haa, de ki, uzaydan geldi. yi de, orada nasl balad?" diye sordu Ali. "Burada, ya da baka bir yerde balamas hi nemli deil. Ben o l atomlarn can yapmaya balad an sylemek istiyorum. Bizim hcrelerimizin her birinde beer yz sayfalk drt bin kitab dolduracak bilgi var. Eh, bu da kolay bir ifre deil, deil mi? te bizim meslein bilim-kurgusu da burada balyor." "O sralamay kendine gre dzenleyip, istediin gibi..." dedi Benny. "nsan yapabilirsin," dedi Ali ona. Bir sre sustular. Rzgarnkinden baka bir ses duyulmuyordu. "Korkutucu deil mi?" diye sordu Ali. Kimseden gene ses kmad. "imdi baz sebzelerde, ya da hayvanlarda o dzeltmeler yaplyor. nsanlar rkyor, ama ses karmyorlar. yi de, sra insana gelince ne olacak? Susacaklar m gene? Ne olursa olsun, i sonunda mutlaka gidip ona dayanacak. Olayn varaca yerden ben de rkyorum, ama durdurulamayacan da biliyorum. Yani sizin k hznzn st gibi gnah bir konu da burada bizi bekliyor."

Son Antlama - Can Eryml

68

"Biz fizikiler biraz daha konuulabilir bir alandayz," dedi John. "Sizde iin iine pek ok hurafe karyor gerekten." "Bir o, bir de her insann brlerine benzemeyip bu kadar zel oluu onu bir anlamda kutsal yapyor. Onun iin ona uzanld zaman ahlak tartmalar balyor." "Ahlak ok farkl bir olay," dedi Benny. "Kime gre, hangi ahlak? Bir yerde ecinseller ldrlrken, baka bir yerde evlendiriliyor." "Gelimenin nn alnamaz," dedi Toshiki. "Darwin'i eytan diye lanetliyorlard. imdi ne oldu? Ahlak her zaman bilimin pei sra gidip kendini yenilemitir. Bakn biz Odysse'yi yaptk. Ne kadar doal geliyor bize o. Bir insan yapmak da o kadar korkun olmayabilir. Biz bile biraz tutucu davranyoruz galiba. Ben hibir gelimeye kar deilim." "Belki," diye mrldand Ali. "Ama ben gene de btn bu olanlardan korkuyorum." "Ben de..." dedi John fsldayarak.

***
O gece ok az uyudular. Sabah, daha gn domadan, gkyz doudan batya inanlmaz bir eflatuna boyandnda, titreyerek arabaya binip Groom Range'e geri dndler. Hep birlikte doruca Odysse'nin olduu odaya gittiler. Toshiki ve Ali onun kaytlarn inceleyecekti. John ile Benny masada alrlarken telefon ald. John at. Enstit'nn sekreteriydi arayan. Mdr Bey'in derhal onu grmek istediini syledi. John almas blnd iin biraz sklarak kalkt ve Mdr Stanislav Zablocky'nin odasna gitti. Sarn bir gen kz olan sekreter John'u grnce telefonla, "Bay Bach geldi efendim," diyerek ieri bildirdi. Bir sre dinledikten sonra, "Peki efendim," deyip telefonu kapatt ve John'a, "Sizi biraz bekletebilir miyim?" dedi. John oradaki koltuklardan birine oturdu. Sonra nndeki sehpada duran turistik bror alp grmeden sayfalarn evirmeye balad. Akl hl Benny ile altklar konudayd. On dakika kadar sonra, derhal arlmasna karn niye bu kadar bekletildii aklna takld. Cann skan bir drtyle gitmek zere ayaa kalkt. Tam ona ararak bakan sekreterin nnden geerken telefon ald.

Son Antlama - Can Eryml

69

"Mr. Zablocky sizi bekliyor," diye seslendi kz bu arada kapya varm olan John'a. Ayn hzla dnd ve kap almadan aarak ieri girdi. Mdr masasnda oturuyordu. nndeki iki koltuun birinde ise Dr. Hopkins vard. "Beni armsnz," dedi John adama. Bayla da Dr. Hopkins'i selamlad. "Evet," dedi Zablocky arkasna yaslanarak. "Dr. Hopkins sizden ikayeti. Onun bir elemann ayartmsnz. Ben de sizden ikayetiyim. Ekibinizi alp ortadan yok oluyorsunuz. Bir yabanc olduunuzu, buradaki varlnzn yalnzca Bakan'mzn iyi niyetine dayandn, stelik ok gizli bir projede alan biri olduunuzu unutmua benziyorsunuz. alacaksanz burada, odanzda alacaksnz. Sradan bir iyerinden bile ayrlmann kurallar vardr." John adamn sylediklerine ok arm, giderek ses tonundan rahatsz olmaya balamt. Bir sre tepesindeki akl rtmek iin sa kulandan sol tarafa doru yaptrarak tarad gri salarna bakt. Gzlerine bakamyordu, nk br yan duvara bakarak konuuyordu. 'ekip gideyim mi?' diye dnd ama, "Kurallar biliyorum," dedi. Sesi istemedii kadar sinirli kmt. "Ayrca biz bir ekip deil, belli konularda birbirine destek veren kiileriz. imdiye kadar bu tr yardmlamalar doald burada. Kimse kimseyi adam hrszlyla sulamamt." Sonra Dr. Hopkins'e dnp, "Ben gene de gelip sizinle o konuyu" diyordu ki, "Bir de..." diyerek onun szn kesti Zablocky, "grubunuzun neler yapt hakknda hibir ey bilmiyoruz." "Haa, evet!" dedi John. Gerekten sinirlenmiti bu kez. "O gnderdiiniz formlar doldurmay bir ka kez denedim, ama yle sama sorularla doldurmusunuz ki onlar imiz bir ka szckle aklanacak kadar kolay olsayd bu kadar ok alr mydk? Sonra ben anlatmaya alsam siz ne anlayacaksnz? Bir yandan projemize gizli diyorsunuz, bir yandan da elden ele dolaacak formlar hazrlyorsunuz. Ksacas sizin istediklerinizi yaparak alr gibi grnmek yerine, gerekten almay setim. Siz bulduunuz her eyi beylere akladnz m Doktor?" Dr. Hopkins bir ey sylemeden nnde kavuturduu ellerine bakmay srdrd. "Dr. Hopkins gerekli belgelerin hepsini zamannda doldurup bana yolluyor," dedi Zablocky. "Ayrca bakalarn denetlemek sizin greviniz deil Bay Bach."

Son Antlama - Can Eryml

70

"Profesr Bach diyeceksiniz," dedi John Zablocky'ye serte. "Doktora nasl Doktor diyorsanz bana da Profesr diyeceksiniz. Sras gelince bizim bulduklarmza en ok siz" Bir sre susarak adama bakt ve 'sahip kacaksnz' demekten vazgeti. "Siz," dedi Dr. Hopkins'e, "nasl kalkp beni adam almakla sular, bizi doldurduumuz formlarla deerlendiren birine ikayet edersiniz? Beni d krklna u..." "Bana byle hakaret edemezsiniz," diye szn kesti Zablocky John'un. "Belki de bir yanl anlama olmutur aramzda," dedi Dr. Hopkins yumuak bir sesle. lk kez ban nnden kaldrm, John'a glmseyerek bakyordu. "Bu koullarda buradaki almam daha ne kadar srer bilmiyorum," dedi John ona. "Konuunu ayakta tutarak aalamaya alan biriyle daha ne kadar bilimcilik oyunu oynanabilir, siz syleyin." "Siz inanlmaz bir kstahsnz," diye elini masaya vurarak ayaa kalkt Zablocky. "steklerinizde direnirseniz istifa ederim," dedi John ona ayn sertlikte. "Ben alacak ok yer bulurum, ama benim buradan neden ayrldm stlerinize nasl aklarsnz, onu siz dnn," diyerek dnd ve kapy hzla ap odadan kt. akn bakan sekreterin nnden geip baheye kt. Arkadalarnn olduu odaya gidiini biraz geciktirip sinirini yattrmaya alt, ama olmad. Onlarn yanna gidip olanlar olduu gibi anlatmay seti. "Ben de istifa ederim," dedi Toshiki. "He ya, biz nerede olsa alrz," dedi Benny. "Ama giderken buray boaltr da gideriz." John'un ona anlamadan bakmas zerine, "Btn bulduklarmz bu boklara brakp, ceketimizi alp gidecek deiliz ya!" dedi. "Biz bu Enstit'nn malzemeleri ve parasyla..." diyecek oldu John. "Ne safsn be adamm," diye szn kesti Benny onun. "Ben bizim olan hibir eyi brakmam bilesin." "Ben de bu bilgisayar kimseye brakamam John," dedi Toshiki zr diler gibi. "Onlar da urasn, bizim bulduklarmz bulsun. Bulabilirlerse" "Ben zaten gitmek zereydim. Biliyorsunuz," dedi Ali. "Ama bir ey olduunu hissedip sana nasl da ylm Doktor."

Son Antlama - Can Eryml

71

"Evet," dedi John. "Neredeyse zr dileyecekti." "Pi kurusu!" dedi Ali. "Hem de ne pi kurusu," dedi Benny. "nce gider ikayet eder, sonra dner k yalar. Pezevenk! Grn bakn, bizimle nasl yaknlk kurmaya alacak imdi." Bir sre sustu. "Biz bu grubun bir ekip olduunu ilan edelim bence. Sonra kapmza, penceremize bir takm ifreler koyup..." "Odysse'ye de koymalyz onlar," diye araya girdi Toshiki. "Bu Enstit'nn parasyla yapacamz daha ok iimiz var John," dedi Benny. "yle kocaman bir liste hazrlayp verelim. Bakalm senin u Zablocky hyar onlar alacak m? Almazsa, buray datr, birlikte ekip gideriz."

72

3.

Bu tula bir ey olmak istiyor. Alvar Aalto

John alnacan hi ummad uzun bir malzeme listesini Zablocky'ye gndermiti. Sessiz geen iki gnden sonra koca bir kamyonla gelen istedikleri malzemenin tamam, ki genellikle baz ksntlar yaplrd o listelerden, Cuma akam kaplarna dayanp da teslim alma tutana uzatlnca inanamamlard. Zablocky'nin listeyi alr almaz onaylad belliydi. John da onun zerine ilk kez ksa bir 'Durum Raporu' dzenleyip, 'ekiplerinin' alma koullarna daha uygun bir ortam hazrl iinde olduunu iletmiti 'Mdrle'. Cumartesi sabah erkenden, tasarladklar plana gre Enstit bahesinin en arkasna kendi zel yaplarn kurmaya baladlar. Hafta sonu olmas Enstit'nn bo olmasn, dolaysyla daha rahat almalarn salayacakt. Yap Blmnden gelen biri mimar, biri teknisyen iki karde yrtyordu ileri, ama drd de srekli onlarn yanndayd. Mimar olan daha gen ve ne yapacan bilen biriydi. George Hunter idi ad. Kekeme idi. ilerle ilikileri teknisyen olan kardei Ron yrtyordu. Olduka becerikli biriydi o da. Yaplacak yap, yars yer altnda, yars yer stnde, geodezik bir kre olacakt. Akama kadar toprak kazlp temeller atlm, kreyi topraa balayacak putreller yerlerine konmu, elektrik ve tesisat oraya kadar uzatlmt. in geri kalann ertesi gn bitirmek zere paydos etmiti iiler. Gne batm, ama ortalk kararmamt daha. Toshiki'lere gideceklerdi o akam da. ilerin gidiinin ardndan eve komutu Toshiki. Drt kiilik grubun iindeki tek evli kii olduu iin, bir araya gelmelerinin adresi sanki mutlaka onlarn evi olmak zorundaym gibi davranyordu. Japonya'dan yeni gelen kars Noko kk, sessiz, alkan ve ok gzel bir kadnd. Ayrca Tokyo niversitesi'nin Matematik Blmn bitirmiti. Bir batl iin her biri ayr ayr vn nedeni olacak o kadar

Son Antlama - Can Eryml

73

zelliin kendinde toplanm olmasn sradan bir kabullenmilikle sunuyordu. Geri kocas ona yardmc olmaya alyordu, ama yalnzca 'yardmc' oluyordu. ki akam nce de onlardaydlar. Uzun bir ayrln ardndan birbirlerine kavumu olmann zleminin tesinde kar koca o kadar mutlu idiler ki, John'a gizleme gereini duyduu bir hzn vermiti onlarn evinde olmak. Bu akam da, ok yorgun olduunu sylediyse de, Toshiki'den kurtulamamt. Sui yapacaklar bal, sebzeleri ve zencefil kk turusunu bulabilmek iin iki gndr uratn sylemiti karsnn. John henz atlmam, taze kazlm toprak kokan ynnn yannda, bir kasann zerine oturmutu. Byk bir karton kutuyu birlikte tayan Benny ile Ali nnden getiler. Arkadam dedii bu kiileri tanmadn dnd. Benny'nin karsndan boandn biliyordu yalnzca. Ali hakknda ise o kadarn da bilmiyordu. Neden bakalaryla bu kadar ilgilenmeye balamt? Neden Zablocky ile o kadar sert tartmt? Gerei var myd? Belki de Yoo, hayr! Yoktu. Adam iini yapyordu. almalar gizli tutmaya almas da iinin bir parasyd. Onun tarz bakayd. Ama kesin olan bir ey, istemese de deitiiydi. Dna rtmeye alt perdeler yava yava yrtlyordu ve oralardan birileri ieri girmeye balamt. Benny ile Ali alrken kendinin oturuyor olmasndan rahatszlk duydu, ama kolunu kaldramayacak kadar yorgun hissediyordu kendini. Hatta ayaklarnn nndeki toprakta, yuvalar bozulmu bir karnca ordusunun telala kendilerine yeni bir yer hazrlaylar bile izleyemeyecei kadar yorucu geldi ona. Ban kaldrp gkyzne bakt. O doktorun dedii gibi acy atyor muydu iinden? Eve'i mi, yoksa onu zlemeyi mi zlyordu? Bir gn nce Dr. Hopkins ile karlamt. Arkadalarnn etkisinde kalmak istemiyordu, ama yal adamn onu, brlerinin maske diyecei bir neeyle selamlamasndan rahatsz olmutu. Oysa o, Zablocky'nin yle davranmasna neden olduu iin John'dan zr dilemiti daha szn banda. Mdre gideceine, gelip John ile konumamasnn bir hata olduunu sylemiti alak gnll bir tavrla. Adam hakknda o kadar ok uyarld iin o yaknlktan biraz rahatsz olmu, sonra brleri gibi dnmeye baladn dnp, belli etmemeye alarak glmsemiti. Sanki onun dediklerini onaylyormu gibi ban sallamt glmseyiine engel olamaynca. 'Galiba ben de sahtekrlayorum,' diye geirmiti aklndan.

Son Antlama - Can Eryml

74

"Dr. Kalender'in bizim ekibimizde almak istediini size bildirmek istiyorum," demiti konumay ksa kesmek iin. "Elbette dostum," demiti br. "Ben bunu anlamayacak insan deilim. Ali nerede alrsa alsn, mesleine yapaca katklara en ok ben sevinirim. Onun gibi paylalamayan biri olmak da ayrca ok gzel." Adamla el skp ayrlmt yanndan. Ban evirip Ali ile Benny'ye bakt. Yaptklar iten ok holandklar belliydi. Gmlekleri yoktu zerlerinde. Tadklar kutuyu dierlerinin zerine koymaya alrken yksek sesle glyorlard. "Yorulmadnz m daha?" diye seslendi onlara. "Bu sonuncuydu," dedi Benny. "Sen u gvenlie bir haber ver de, gece buraya birini diksinler." John ban sallad. "Hem birer du alp gidelim zaten. Bekletmeyelim bizim bozuk suratlar. ok acktm."

***
Ertesi sabah erkenden yap alannda toplanp, Noko'nun gnderdii cevizli rekleri yerken, mimarla o gn yaplacak ileri gzden geirdiler. alma baladktan ksa bir sre sonra, nceden hazrlanp numaralanm elik paralarn birbirine balanmasyla alt kubbe olumaya balad. noktaya yerletirilen krikolar ile alt yarm kre terazilenip ykseklii ayarland. Sonra iiler zerleri yaltkan bir malzemeyle kapl levhalar tayc paralarn aralarna monte ettiler. Ancak o ilem bitip anak meydana ktktan sonra aaya konacak manyetik alan jeneratr ile baz byk paralarn tanmasna ve balantlarnn yaplmasna balanabildi. Daha sonra zemin kat oluturan deme plaklar yerlerine yerletirildi. len paydosundan nce, ukurun topra ile elik anak arasnda kalan bolua zel bir dolgu kp pompaland ve bodrum kat tamamlanm oldu. Yemek arasndan sonra st yarm krenin iskeleti kurulmaya baland ve tm yap ksa srede tamamland. Ondan sonra bir yandan eyalar tanp yerlerine yerletirilirken, bir yandan da elektrik ve telefon hatlar ile tesisatlar baland. Ali bodrum kattaki dosya dolaplarn yerletirirken Benny ile Toshiki alarm sistemlerini balad. Kaplara konan ses tonu ve parmak izleriyle alacak kilitler Odysse'ye baland. Gvenlikten artk o sorumlu olacakt. Nitekim yanllkla ifresi girilmeden almak istenen bir dolap kapa alarmlar altrp

Son Antlama - Can Eryml

75

Enstit'y ayaa kaldrd bir kez. Gne batp hava karardktan sonra ierde yanan klaryla bir yzk ta gibi olmutu yap. Giderlerken yapmda alan kiilere topluca teekkr ettiler. "ok il il ilgin insanlarsnz dr drdnz de," dedi sarn, gen mimar George. Aabeyi Ron da yanndayd. "Ho hoa kaln." Srayla drdnn elini skarak en son ikisi ayrld yanlarndan. Yalnz kalnca Toshiki'nin onlar gene evine armasna birden kar kt. Kollarn kprdatacak durumda deillerdi. Hatta Ali'nin deyimiyle, uyuyamayacak kadar yorulmulard. Gene de kimse hemen kalkp evine gitmedi. Odysse'nin ekrannda dnen giriimi seyrettiler bir sre, minede yanan atein alevlerine bakar gibi dalarak. Toshiki Japonca bir trk syledi. Ali sesinin ok kt olduunu ileri srerek yamuru anlatan Trke bir iir okudu. Dili bilmemelerine karn dierleri olduka duyguland ondan. Benny'nin syledii branice trkye hep birlikte katldlar; "Havana Gila, Havana Gila" Ve John alad. Evet, o yalnzca alad. ok fazla gelmiti btn bu duygusallk ona. "Haydi artk gidelim," dedi Ali onu yle grnce. "Epey ge oldu." "Nasl olsa buray Odysse koruyor artk," dedi Toshiki. "Siz gidin. Ben biraz daha kalmak istiyorum," dedi John. "Ben de," dedi Benny de. brleri gittikten sonra John'la birlikte darya kp bodur bir aacn altna oturdular. "Ne gzel oldu, deil mi?" diye sordu. "Bir de dndmz ie yarasa" dedi John. "Yarayacak. Yarayacak," dedi Benny. "Umarm," dedi John. "Sanki el yordamyla gidiyor gibiyiz. ok rahat deilim. Bir hayhuy iinde baz eyler oluyor, ama ne olduunu izleyemiyoruz. Hepimiz o giriime bylendik, tesini grmek istemiyoruz." "Ben senin kadar kukulu deilim," dedi Benny. "imde garip bir huzur var. ok umutluyum. Yaadm baz olaylar bir daha yayorum, zaten biliyor olduum bir takm konular kendiliinden nme dklyor sanki." "Bazen bende de olur o," dedi John. "Yoo, bu ylesi deil," dedi Benny. "Hepimiz u Ali'ye bak! Herkes nerelerde, o neleri tartyor. Sonra Toshy dnyadaki bilgisayarlara

Son Antlama - Can Eryml

76

bir bak, bir de onun yapt u Odysse'ye. Sen sen bal bana bir olaysn. Yoo! Hepimizde farkl bir yn var. Beni bo ver, amzn dhisi bir arada. Bu ne byk rastlant byle?" "Bu bir sinerji ii Benny," dedi John. "Denk geldik. Birbirimize hz veriyor, nmz ayoruz. ki iki daha drt deil, be ediyor o yzden." "O kadar basit deil," dedi Benny. Bir sre susup, "Dalga geme benimle, ama sanki gelecekten duyumlar alyoruz," diye ekledi. "Belki kendi kendimize yani daha isel bir ekilde belki de ak ak. Sana o cvata ile ilgili bilgiler kimden geldi rnein?" John susarak bakt ona. "Tarihi, onu yazdn tarihten 35 yl sonrasna ait. Ya sen kendi kendine gnderdin onu, ya da ne bileyim, aklma Andrej Linde geliyor. Bir khin, ya da falc olmadna gre" "Belki de haklsndr," dedi John, uzun sre dndkten sonra. "Bazen ben de okuduum en yeni konular bile anmsyor gibi oluyorum. O cvatadan o kadar emindim ki, hi ekinmeden kullandm onu kitabmda." "Ya, grdn m?" diyerek bir sre sustu Benny. "Hem biz artk aramzda kendi zel konularmz da konuabilmeliyiz John," diye ekledi sonra. "Bu i beraberliini dostlua evirmeliyiz. Sana biraz evliliimden sz edeyim mi?" "Seni yitirmekle zararl kan kii karn olmal," dedi John. Benny hafife gld. "Kiilikleri ok farkl insanlardk. Yaamdan ve birbirimizden beklediklerimiz ayr ayr eylerdi. imdi bile zlyorum onu ama" "Niye onunla deilsin o zaman?" diye sordu John. "Geriye dnebilmeyi ok isterdim, ama artk birlikte olamayz. ok krdm onu. Yaptklarmdan utanyorum. O defterin kapanmasna ben neden oldum. nsann geri dnp hatalarn onarabilmesi ne gzel olurdu. imdiki aklm olsa ama bir ocuumuz olsun diye tutturmutum o zaman. Kalkp Hopkins ibnesinin kliniine gittik. Olur olmaz ameliyatlara sokarak sakat brakt o bunak herif Jenny'yi. nce Doktoru, sonra birbirimizi suladk, ama kendimize toz kondurmadk. Belki de geride pek ok tatsz anm olduu iin srekli ileriye gitmek istiyorum." "Ben de tek dertli kiinin ben olduumu sanyordum," dedi John.

Son Antlama - Can Eryml

77

"Hi sevmem byle diyenleri ama, ben senin yerinde olsam bir dakika durmaz, batan beri dndm eyi yapardm." "Neyi yapardn?" "Gemie karm aramaya giderdim," dedi Benny. Uzun sre sustular. "Salk gibi, kalc dostluklarla byk aklar sradan eyler deilmi." "Carl Sagan evrenin gizinin zaman ve lm olduunu sylemi," dedi John uzun sren suskunluktan sonra iini ekerek. "Zamannkini zersek lmn gizini de zeriz belki, ama daha matematiini bilmiyoruz yaptmz iin." Bir sre daha sustu. Sonra gkyzne bakarak, "Korkuyorum Benny," dedi yavaa. "Matematik bilmemenin bir aka engel olacan ummazdm. Evet, onun yaad zamanlara geri dnebilmeyi ben de ok dndm, ama aradm kadn orada bulabilir miyim, bilmiyorum. Hangi gemie dnp, orada neyle karlarm? Ya bir bakasyla birlikte bulursam onu? Ya sevemeyeceim biri olarak karsa karma? Ya ben de gidince kadnn banda iki tane John olursa? zerine gitmekle oradaki zavall John'un mutluluunu bozmaz mym?" "Anlyorum seni, ama hak verdiimi syleyemem. Ben gene de giderdim. Yani eer sevdiim kadn orada bir yerlerdeyse" "Senin sevdiin kadn daha kolay yerde. Gitsene ona." Benny hibir ey sylemedi. John gene baklarn gkyzne evirdi. Bir sre sonra, "Biliyor musun, karm bahedeki aalara hamak balayp gkyzn seyrederek uyumay ok severdi," dedi.

***
Pazartesi sabah yeni yerlerinde toplandklarnda hl yorgun, ama son derece sevinliydiler. Toplant masasnn evresine oturmu kahvelerini iiyorlard. "Dn o kadar yorulmuum ki," dedi Toshiki, "kvette uyuyup kalmm. Noko beni yataa tamasayd, belki de boulurdum." "Ben de bir eyler yemek iin oturdum. Mutfak masasnda uyumuum," dedi Benny. "zerimdekileri bile karmadan yataa attm ben kendimi," dedi Ali de.

Son Antlama - Can Eryml

78

"Ben uzun sre uyuyamadm. Dn akam sylediin o, gelecekten duyumlar alma olayna takld kafam," dedi John Benny'ye. "Sonra eyi dndm biz bu ii becerdiimize gre yani zaman yolculuu yaplabilir bir i olduuna gre bakalar da yapmtr mutlaka." "O tedeki bakalar biziz," dedi Benny. "O zaman bizler dhi falan deil, gelecekten kopya eken sahtekarlarz. Ben bizden bakalarn sylemek istiyordum," dedi John. "Ka tr insan rk yayor bu dnyada, biliyor muyuz? Bir imdiki zamana ka paralel evren sar? imdi drdmzn olduu bu noktada baka boyutlarda kimler duruyor? Biz mi, baka bir drt kii mi, ya da ille birileri olmak zorunda m? Atmz bu kapnn arkasnda neler var? Yoo, bu koca karmaann iinde zamana hkmedebilen bir tek biz olamayz." "Sen yoksa zamana hkmetmek derken, tanrlamaktan m korktuunu sylemek istiyorsun?" diye sordu Benny. "Zamanda dolamak istiyorsun, ama hem bir tanr olmaktan, hem de olamamaktan korkuyorsun anlalan. Senin bu ikilemini zecek bir matematik forml bulunamaz olum." "Bu dediklerini benim dnmediimi mi sanyorsun Benny? Ben bilimi ahlakszla dntrp, baz dengeleri bozmaktan korkuyorum." "Hangi dengeleri?" diye sordu Toshiki. "yle kolayca bozulacak eylere denge deil mucize denir. stelik bizden baka birilerinin de onlar bozmu olabileceini sen sylemedin mi biraz nce?" "Benny tanrlamaktan sz etti," dedi John. "Bense eytanlamaktan korkuyorum." "Eer nmzde bir kap almsa ve arkasnda bilmediimiz eyler varsa, dar bakmamak asl ahlakszlktr," dedi Benny. Arkadan krp krmadn anlamaya alyordu, ama aklndakileri baka trl anlatamazd. "Merak etme, bizden kimse eytan olamaz." "i durdurmak istemiyorum. Siz de onu merak etmeyin," dedi John. "Geldiimiz bu yerden ben de vazgeemem." "Nasl vazgeersin?" dedi Ali. "O alan kapdan dardaki bolua dtk bile." "O zaman," deyip ellerini rparak ayaa kalkt Toshiki. "imdi ne yapyoruz?"

Son Antlama - Can Eryml

79

"Toshy hakl," dedi Benny. "nce bir i program yapmalyz kendimize. sterseniz ileri gitmeyi deneyelim bu kez. Yoo! nat iin sylemiyorum bunu, inann." "Baka bir nerisi olan var m?" diye sordu John brlerine. "Niye yalnz zaman iinde hareket etmeye alyoruz?" diye sordu Toshiki. "Alt boyutun tamamn kullanrsak belki mekann iinde de hareket edebiliriz." "Olabilir," dedi John onlara, "ama o denemeleri teker teker yapalm. nce gelecee gitmeyi" "Kabul," diyerek araya girdi Benny. "deneyelim, ama biraz uzak bir aralk seelim. Yakn dilimlerde birbirine gemeler, ya da kilitlenmeler olmasn." diyerek sustu John. "Ayrca" Gzleri dalmt. "Aklmz, bedenlerimizi nasl etkiliyor bu gidip gelmeler? Gizlilik uruna kr kr zerine gitmeyelim bilmediimiz ilerin." "Yalnz lmde risk yoktur John," dedi Ali sakin sakin. "Sen kendinde bir tuhaflk hissetmiyorsun deil mi?" "Hayr, ama belli mi olur? Baz paralarm bir yerlerde kalmtr belki. Sen ne diyorsun?" diyerek Toshiki'ye bakt. "Kabul. Verdiiniz sarka formln Odysse'ye oktan ykledim bile." "Peki o zaman," dedi John ellerini aarak. "Ne kadar uzaa?" "Bir ay...?" dedi Benny ekinerek. brleri birbirine bakt. "Ben gitmeye hazrm. Bir aksilik olursa beni kurtarrsnz nasl olsa, ya da benden kurtulmu olursunuz." "Bandan kaskn sakn karma," dedi Toshiki ona. Hep birlikte Odysse'nin nne getiler. Benny koltua oturup bana kask takt. "ki dakikalk bir dilim az m?" diye sordu Toshiki John'a. Olur anlamnda ban sallad o. "O zaman gidiini 30 gn 10 dakika sonraya, oradan ayrln da 30 gn 12 dakikaya ayarlyorum. Hazr msn?" diye sordu sonra Benny'ye. "Evet. Evet," dedi o heyecanla ban sallayarak. Toshiki sreci balattnda klar bir gz krpt, ama Odysse bir arza bildirmedi. Benny annda silik bir grntye dnmt. Ekrandaki giriimin dnmesi ve renk deitirmesi gzle grlr bir ekilde artmt. Benny'nin grnts ayaa kalkt, evresinde dnd ve el kol

Son Antlama - Can Eryml

80

hareketleri ile bir eyler anlatmaya alt, ama sesi duyulmad iin kimse bir ey anlamad. "Ne diyor bu?" diye sordu Ali. "Anlamadm," dedi Toshiki skntyla. O iki dakikay, ortada heyecanla dnp duran Benny'nin grntsne bakarak, hi konumadan geirdiler. Srenin sonunda klar gene bir solup parlad ve Benny Odysse'nin nnde yeniden cisimlendi. Bandan kaskn karp, "Sarka almyor," dedi heyecanla. "Yoo," dedi Toshiki. "Bana alyormu gibi geldi." "Hayr!" diye bard Benny. "Baka bir gelecee gittim. Yaptmz bu yap yoktu orada. Bahenin ortasnda buldum kendimi. Sonra birileri bana doru gelmeye balad. Biri de bendim onlarn, biliyor musunuz? yi ki iki dakikalna ayarlamsnz aral. Sizden bir ay tede iki tane olacaktm yoksa." "Koltuun gelmedi," dedi Ali. "Giderken oturuyordum. Sonra ayaa kalktm," dedi Benny ona. "Koltuk olmad iin dnn daha kolay oldu," dedi Toshiki. "Oldu bu i," dedi Benny ellerini outurarak. Mutlu grnyordu. "Bu denemeleri kendimizin yapmas ok iyi oluyor. Bir maymun falan gnderseydik, gittii zamanda bu yapnn olmadn bize nasl anlatacakt hayvan?" "Bir kamera gnderebilirdik," dedi John. "Gene de ayn ey olmazd. Haydi imdi Toshy'nin dediini yapalm," dedi Benny. "10 dakika gelecee, 10 metre kuzeye," dedi Toshiki. Dierleri birbirine bakp sessizce onaylad onu. Benny kask bir daha takp, Toshiki'nin ekrandaki giriime yeni parametreleri ykleyiini izledi. "Hazr msn?" diye sordu Benny'ye ayarlar yaptktan sonra. "Evet," diye seslendi Benny. Toshiki dmeye bast ve ne olduysa o anda oldu. Tepelerindeki kubbe byk bir grltyle paralanarak balarna ykld. st katta olan her ey olduu gibi alt kata dt. zerine dklenleri atarak ayaa ilk kalkan Ali oldu. Sonra Benny kt o ykntdan. Kablosu kopmu kask hl bandayd. "Lanet olsun!" diye bararak bandakini karp yere att. Sonra ikisi birlikte brlerini aramaya baladlar. John'u bulduklarnda baygnd. Kr

Son Antlama - Can Eryml

81

k olup olmadn anlamaya altlar. Bu arada Toshiki de ayaa kalkmt. Ba kanyordu ve giysileri kpkrmz olmutu. nce ona yardm edip darya kardlar. Sonra John'u bir levhann zerine yatrarak ukurun dna tadlar. Enstit'deki insanlar oraya toplanmaya balamt. Her kafadan bir ses kyordu. John bir inilti karnca ona dndler. "Ne oldu?" diye sordu John. "Her ey ykld," dedi Ali. "Ama drdmz de buradayz. Merak etme." "Neden?" diyerek yerinden kalkmaya alt John, ama kalkamad. Benny bilmediini ban sallayarak anlatt. "Sarka modeli alyordu," diye bard Toshiki oturduu yerden heyecanla. brleri ona dndler. "Benny bizim bir ay sonraki geleceimize gitmi. Onun iin bu yapy bulamad orada." "Lanet olsun!" diyerek yere tkrd Benny. "Lanet olsun! Haklsn be! Grdm eyi bile anlayamadm. Bu felaketin zerine srdm sizleri de." "Sen naslsn?" diye sordu John Toshiki'ye. "yiyim. yiyim," dedi o. "Odysse ne oldu acaba?" "Ben de ona bakacaktm imdi," dedi Ali. "Seninle geliyorum," dedi Toshiki. "Sen otur oturduun yerde. Ben giderim Ali'yle," dedi Benny. Onlar ukura inerken evrelerini saran kalabalk, ellerinde sedyeleriyle gelen salk personeline yol at.

***
John ikisinden yavaa bir yudum daha ald. Lo k, arkada alan hafif mzik ve bir kadeh iki iyi gelmiti. Karsndaki koltukta Dr. Hopkins oturuyordu. John'un kadehinin boaldn grnce glmseyerek ayaa kalkt ve, "Biraz daha konyak alr msn?" diye sordu. "Olur," diyerek elindeki kadehi Doktor'a uzattktan sonra sol kolunu zorlukla koltuun koluna koydu. O bilei sarlm, kolu da boynuna aslmt. Acs yznn burumasna neden olmutu. Bir sre sonra

Son Antlama - Can Eryml

82

yzndeki gerginlik dald. Doktordan bu denli yaknlk greceini hi ummamt dorusu. Yal adam kadehlere ikileri koyarken izledi. Benny ve Ali'nin anlattklaryla bu adama kar koullanm, Zablocky'nin odasnda geen o tatsz tartmann nedeni olarak onu grp iyice soumutu. Ama o kazadan sonra geri yardmlarna pek ok kii komutu da, onunki daha bir yakn olmutu. Arkasna yaslanp gzlerini kapad. Aklna Zablocky'nin yazsn bir adamnn daha hastanedeyken eline tututuruu geldi. Ekibin almalarn ikinci bir emre kadar, evet hem de o askeri terimle, yasakladn bildiriyordu Mdr gnderdii notta. Bata John olmak zere dier n de Enstit'nn varln tehlikeye sokmakla suluyor ve derhal savunmalarn yazmalarn istiyordu. "Evet bok herif," demiti Benny onu okuyunca. "Bir kaza yaptk ya, vur bakalm!" "Adam iini yapyor," demiti John onu sakinletirmek iin. "Getirdiin iyi haberler ondan daha nemli." Benny, Ali ile birlikte Odysse'yi ykntnn iinden karp eski odasnda korumaya almt. Toshiki'nin de ciddi bir eyi yoktu, ama yaras banda olduu iin o gece onu hastanede tutmak istiyorlard. Noko kocasnn yannda kalacakt. Ali ile Benny'yi evlerine gnderiyorlard. Onlar ayrldktan sonra Dr. Hopkins ortaya km ve sol bilei ile omuzu incinmi olan John'a hastaneden k izni kartmt. Daha sonra dn iin ayarlad ambulansn arkasna onunla birlikte binmi ve, "Bize gidiyoruz. Janet'e telefon edip yerini hazrlattm evde," demiti. John'un tm kar kmalarn da, "Seni bana teslim ettiler. Kurtuluun yok," diyerek karlamt. Yaklak yirmi dakikadr da Doktor'un evindeki o rahat koltukta oturuyordu. "Baz insanlar snrlarn bilemiyor," dedi Doktor John'a kadehini uzatrken. "Kendilerine aynada bakmyorlar. Zablocky'den aldn o yazya cann skma. O hrsl, ama yeteneksiz biri. Bir insann hrslarnn yeteneklerinin nnde olmas onu ancak zavalllatrr. Blm bakanlar seni destekliyor. Haberin olsun." "Teekkr ederim Doktor," dedi John, ama adamn sylediklerinde ne kadar iten olduunu dnyordu. "O olmasa baka biri yapacak onun yaptklarn. Siz ya da ben o sradan ilerle uramayacamza gre"

Son Antlama - Can Eryml

83

"Bundan sonra bana Jeff demeni istiyorum John," dedi Doktor. John glmseyerek ban sallad ve elindeki kadehi kaldrd. O da kadehini kaldrd. "Aslnda biz de onun gibiyiz," dedi John. "Hrslarmz yeteneklerimizin nnde olduu iin bugnk kazaya neden olduk." "Bugnk kazann bir baarszlk olduunu sanmyorum," diyerek szn kesti Doktor. "Onun yepyeni bir baarnn ilk adm olduundan eminim." John dikkatle yal adama bakarak neyi ne kadar bildiini anlamaya alt. "Hayr, bildiim bir ey yok," dedi o karsndakinin dncelerini okumu gibi. "Biliyorum," diyerek arkasna yasland John. Yz gene burutu biraz. "Naslsn? Arn, szn?" "Yoo, iyiyim," dedi John. Sonra konuyu deitirmek iin, "Bana biraz kendinden sz etsene." Doktor onu bir sre dikkatle szdkten sonra, "Benim bir tp bebek kliniim vard. Biliyorsundur," dedi. John bir ey sylemedi. Benny'nin anlattklarn onunla tartmak istemiyordu. "Masumca dncelerle yola kmtm," diye srdrd o konumasn. "ocuklar olmayan iftlere bebekler armaan etmek kadar insan mutlu edecek baka bir meslek olabilir miydi? Fakat 'mkemmel insan yoktur, mkemmel niyetler vardr,' szn kantladm. Benny'nin kars Jenny'de rnein, baarl olamadm." Doktor bir sre susarak elindeki kadehe bakt. "Onlarn ocuunu almak zorunda kaldm. Onun iin krtajc diye sular beni. Sonra bana hatam onarma olana da vermediler." "Onarabilir miydin?" diye sordu John. "Belki. Bilmiyorum," dedi Doktor. Bu kez iten olduu belliydi. Uzun sre karlkl sustular. "Sonra alma konumu deitirdim. Bir yumurtayla spermin birletirilmesi basit gelmeye balamt bana. Daha zor projeler vard. Mkemmel insan yaplabilirdi rnein. Geri pek ok belirsizlik var henz o konuda, ama bir gn mutlaka alacak onlar. Uzun srecek ahlaksal, hukuksal, hatta dinsel tartmalara neden olsalar da." "Bilim adamlar tanr olmaya kalkyor," dedi John, arkadalaryla yaptklar tartmalar dnerek.

Son Antlama - Can Eryml

84

"Bize kar olanlar ite hemen bu soruyu soruyor," diyerek yerinde doruldu Doktor. "Ama nasl siz fizikiler evrenin gizini kck atomun iinde aryorsanz, canlnn gizi de hcre iindeki DNA denilen asitte sakl. nce onun zlmesi gerekiyor. Sonra insandaki btn istenmeyen nitelikleri ayklayp yeni insan yapabilirsin. Anne babas yznden bir bebekte neden miyopluk, ya da eker hastal olsun? Hasta ocuklar iin yedek para olacak kardeler douruyor baz anne babalar. Kendi adna konuamayan bir bebei br iin kullanmak ne kadar doru?" "Mkemmel insan," diye Doktor'un sylediini yineledi John. "Tanr onu beceremedi diye yaplamayacak anlamna gelmez ki," diyerek arkasna yasland Doktor. "Eer ben onun kadar baarsz biri olsaydm yalnzca sulanmaz, belki idam bile edilirdim. Dedikleri gibi her eyi yapabilecek kadar yetenekliyse neden ilk bata doru olan yapmyor da, srekli yaptklarndan yaknyor? Rekabet olsayd kesin isiz kalacak kt bir usta, yaptklarnn yzde doksan dokuzu pe atlm biridir o." Bir sre susarak John'un tepkisine bakt. "Bo plak hamuruna tabularanza denir. Her istediin sesi izebilirsin ona. nsan da yle olabilir. Ondaki bozukluklar atp, dzgn olanlar ortaya karmann kime ne zarar olabilir? Ya da insanlara yedek para olacak bir takm biyolojik rnlere niye kar gelinir? Bireysel zellikler tamayan, laboratuarlarda binlercesi retilen bir organik proteze kim insan diyebilir? nsanlamak dnp karar vermekle olur. Onlar da karar veremeyecek paralar iin olarak benim yaplabilir. o canl Tanr'y ie kartrmadan yapldklar robotlarmn

kullanlmasna en dindar kesim bile kar kmamal aslnda." "Senin Tanr ile aran iyi deil anlalan." "Bence Tanr ok byk bir gtr John. nsanlarn mkemmeli anlatmasdr. Hatta Budistlerin dediine gre o kadar byktr ki, olmasa da olur. Benim inanmadm o din kitaplarnda anlatlan safsatalar. Oradaki Tanr dalardan insanlara buyruklar verip ne yapacaklarn, ne yiyeceklerini, ne syleyeceklerini bildiriyor. Hem niye Musa'ya, brahim'e falan grnyor da bana grnmyor? Kim ki onlar? brahim'in yapt gibi, 'dmde grdm,' deyip ocuumu kesmeye kalksam dorudan tmarhaneye atarlar bugn beni." Doktor ikisinden bir yudum alp kadehini yanndaki sehpaya brakt. "Yani insanlarn alar nceki ocuka bilgisizliinden kaynaklanan, modas

Son Antlama - Can Eryml

85

gemi birer tutarszlktr bence dinler. Hepsi taa Mezopotamya sylencelerine dayanr. Babil'in iyilik tanrs Marduk dman olan tanray paralayp yeri, g ve insanlar yapar, onun taraftarlarn da karanlk bir yere hapseder. Bizimki de ayn eyi yapp eytan' cehenneme atmaz m? sa'nn doumu bile Yunan mitolojisindeki baba Zeus'un yapt hovardalklarn bir uzantsdr. Onun ocuklar olur da, bizim Tanr'mzn niye olmaz? Ve ite sa olur. Hristiyanlk, tarihi boyunca abalam, ama peygamberinin doumunu aklamay becerememitir. Bazen eytan'n dnyadaki ilk siyasal parti olduunu dnrm. Kendine gre hakl olmasayd bakaldrr, yanl diye bildii eye kar savar myd? Zerdt'e gre Tanr ile eytan eit gtedir ve kavgalar hl srmektedir. Yunan mitolojisinde de Tanr kazanmtr kavgay, ama yenilmi olan Prometheus orada saygdeer bir kimlie brnmtr." "Fikirlerine katlmasam da, bilgine hayran olmamak elde deil Dok Jeff." "Bu kavramlar insanlarn bilinlerine derinlemesine kaznm olduklar iin tersinin dnlmesi zordur John. Onun iin hl srdryor o inanlar varlklarn. Hem de yaplan her gelimeye kar karak. Tanr'nn verdii yaam uzatmak anlamna geldii iin ila kullanmayan, kan ya da organ naklini kabul etmeyen dinler, dindarlar var. Biliyorsun. Krtaj konusundaki tartmalar dnsene." "O konuda ben de dindarlar tarafndaym yalnz," dedi John. "Bir cenin ne zaman canl saylr? aylkken mi? gnlkken mi? Bence spermin yumurtaya ilk giri annda yaam balayan bir varlk, apayr bir kiiliktir o. Ondan sonra ona dokunmak cinayettir. Yaamn kutsall, ya da tanrsallk adna ne dersen de!" "Ben de onun iin, ne yaplacaksa ondan nce yaplmas gerektiini sylyorum ya. Ceketlik bir kuma bier gibi istemediin ksmlar o gen yumandan karp" "Peki o kararlar kimler alacak?" diye sordu John. "Sen, ben, bilim adamlar, sradan insanlar, hkmetler, belki de Birlemi Milletler. nsanlk adna nasl, 'her insan zgr doar,' diye bir kural konulabilmise, bu konuda da bir takm snrlar izilebilir." "Ya uyulmazsa o snrlara? Bak bu Enstit herkesten gizli ald. Eer bir devlet byle bir almay gizlice balatrsa hem ben devletlere gvenmem. lerine geldi mi savalarda insan ldrmenin

Son Antlama - Can Eryml

86

kahramanlk olduuna halklarn inandrp, cinayeti kutsar onlar. Senin dediin i, daha sonra kimin lp kimin kalacana karar vermeye kadar gidebilir. Bazlarnn lmsz olabilmesi iin bazlarnn ldrlmesi yasa olabilir. Neyin iyi, ya da kt olduu kararn birilerine braktn m, kartlarnn tamamn yok eder onlar. Bu da zorbalktr." "Ama daha genel bir ortak fikir neyse, bu tr tartmalarla seni skmak istemiyorum bu gece," dedi Doktor yerinden kalkarak. "Yoo, hayr! Sklmadm. Tam tersine, benim iin tam srasyd." "Bir dakika," diyerek salondan kt ve bir sre sonra elinde bir dosyayla geri dnd. "Bunu sana vermek istiyorum," dedi dosyay John'un yanndaki sehpaya brakrken. "Bizim blmn anlattm konularda imdiye kadar yapt almalar var bunda." John adama dikkatle, biraz da kukuyla bakt. "Bu ileri kendi kiisel hrslarm uruna yapmadm kantlamak istiyorum sana. Benden sonra Ali srdrr projeyi isterse." "Ne demek istiyorsun Jeff?" "Ben barsak kanseriyim John," dedi yal adam yerine otururken. "Daha ne kadar yaarm bilemiyorum, ama bu iin sonunu gremeyeceim kesin," diyerek kadehini John'a kaldrd. "Yaptklarmn bencillikle bir ilgisi olmadn bilmeni istedim." "ey yani tedavisi?" diyerek yerinden doruldu John. "Yaplabilecekler yapld." "ok zldm Jeff." "zleceini biliyordum, ama merak etme. lm fikrine altrdm ben kendimi." "Yapma!" dedi John. "Ben karmnkine alamadm daha." "Kendininki daha kolay oluyor herhalde. Bilemiyorum. Genler lme koar, lm yalya gelirmi. Benimki srals. Karnnki sraszd. zc olan o." "Hem eve hasta getiriyorsun," diyerek Doktorun kars Janet yanlarna geldi o srada, "hem de seni dinlemek zorunda brakyorsun onu." John yayld koltukta biraz toparland. Omuzu acmt gene, ama belli etmemeye alt. Kadnn zerinde ince bir gecelik vard ve arkadan k vurduka ii belli oluyordu. John Doktor'a dnp, "Ben yorulmadm. Sen yoruldun mu Jeff?" diye sordu.

Son Antlama - Can Eryml

87

"Yoo, hayr, ama Janet hakl. Sen ne zaman istersen yatabilirsin. Geceleri uyumazsam Tanr'dan zaman alyormuum gibi geliyor bana." "Gzel," dedi Janet. "Demek felsefe yapyormusunuz," diyerek oradaki nc koltua oturdu. Ayaklarn altna alrken geceliinin etei ald, ama dzeltmedi onu. Rahat biri olmalyd. Ayn zamanda da olduka gen ve gzeldi. kisine de glerek bakyor, konumalarn bekliyormu gibi susuyordu. "Ne zamandr sizinle tanmak istiyorduk," dedi sonra John'a, brleri konumaynca. "Ksmet bugneymi." "Evet hanmefendi," dedi John. "Byle bir durumda size rahatszlk verdiim iin zgnm aslnda." "Hi zlmeyin," dedi kadn. "Biz konuklar ok severiz," derken kocasna bakt. "Ben konuklarn niteliine nem veririm," dedi Doktor karsna. Kar kocann imal bir sertlikle konumas John'u rahatsz etti. "Ben artk yatsam," dedi ayaa kalkarak. "Sabah seni uyandraym m?" diye sordu yal adam. "Yetiecek bir eyim kalmad ki," dedi John sehpadaki dosyay alrken. "Zablocky'ye savunma yazmaktan baka..." "yi geceler o zaman," dedi Doktor yerinden kalkarak. "yi geceler. Teekkr ederim Jeff," dedi elindeki dosyay gstererek. "Sana odan gstereyim," diyerek yerinden kalkt Janet de. John'un n sra yryerek st kata kt ve oradaki bir odann n yakt. erde iekli yorgan yarm alm tek kiilik bir yatak vard. "Bir ey istersen seslen. Ben yandaki odada olacam." "Teekkr ederim. yi geceler," dedi John ona, odann kapsn kapatrken. Yattktan sonra yanna ald dosyaya biraz bakmak istedi, ama hem anlayamayaca kadar karkt, hem de ok yorgundu. Onu yere brakt. Btn gece karmakark dler grerek uyudu. Kars glerek ona doru kouyor, ama bir trl sarlamyorlard birbirlerine. Sabah uyandnda gnein odann ortasna kadar uzandn grd. Kalkp omuzu acyarak giyindi. Janet'i aada kendini bekler buldu. "Jeff laboratuara gitti. Gel kahvalt edelim," dedi.

Son Antlama - Can Eryml

88

"Teekkr ederim, ama ok ge kaldm," diyerek kapya yneldi John. "Hi olmazsa yanna yiyecek bir eyler al," diyerek yan sra yrd gen kadn. "Yoo, saol. Genellikle kahvalt etmem." "Peki o zaman," deyip glerek kapy at Janet. John karken uzanp yanan pt ve, "Gemi olsun," dedi. "Akama gene bekliyorum." "Teekkr ederim," diyerek glmsedi John ona. Darda gneli ve parlak bir hava vard. Yalnz olmann houna gittiini dnd, ama sonra 'Janet'den uzak olmak,' diye deitirdi dncesini, beyaz bluzunun iine sutyen giymemi olan kadn dnmemeye alarak Odysse'nin eski odasna doru yrd. Eliyle yanan sildi. Kadnn dudaklarnn scak slakl sanki hl oradayd. Odaya girdiinde dier n toplant masasnda oturmu buldu. "Gnaydn," diyerek yanlarna gitti. Elindeki dosyay masaya brakt. "Naslsn?" diye sordu Toshiki'ye. Ba sarlyd adamn, sol gz de morarm ve imiti. "yiyim. Ya sen?" John bayla omuzunu iaret etti yalnzca. "Neredeydin?" diye sordu Benny ona. "Sabah aradm, evde yoktun." "Dr. Hopkins'lerde kaldm dn gece," dedi John bir koltua otururken. Kimsenin bir ey sylemedii uzun sren bir sessizlik oldu. "imdi ne yapacaz?" diye sorarak suskunluu o bozdu. "Odysse'yi onarmadan bir ey yapamayz," dedi Toshiki yavaa. "Ali organik ksmda ok fazla hasar olmadn sylyor. Gerisi de telle teneke zaten." "Bakalm onarmaya zamanmz olacak m?" diyerek cebinden Zablocky'nin notunu kard ve onu gstermemi olduu Toshiki'ye uzatt. Okuduktan sonra masann zerine brakt br kad. Benny anlalmayan bir kfr etti. "Tam yaptmz iin semeresini alacakken bu kaza..." dedi Toshiki. "Bu kaza bizim bu ii becerdiimizin kant arkadam," dedi John ona. "Odysse mekanda hareket etmek istedii iin oras tepemize ykld. Ama skmayn cannz, alet bozulduysa yapanlar salam."

Son Antlama - Can Eryml

89

"Bizi bu bilgiyle kabul etmeyecek adamn iine ederim. Bakan'a kar, kendimize yeni bir Enstit kurdururum gerekirse be!" dedi Benny elini masaya vurarak. "Sen niye bu kadar sinirlisin bu sabah?" diye sordu John ona. "Nasl olmam isterdin?" diye karlk verdi Benny sert bir ses tonuyla. "Geceyi seni merak ederek, Toshy'yi merak ederek, ii merak ederek hi uyumadan geirdim. Meer sen Hopkins ibnesinin evinde keyif atyormusun." "Senin btn derdin benim onlarn evine gitmi olmam, deil mi?" dedi John glerek. "Yoo," dedi Benny. "En azndan bir haber verebilirdin." "zr dilerim. Hastaneden ge ktk. Uyumusunuzdur diye dndm." "Tamam. Tamam," dedi Benny. "Gene sen haklsn." Sesi gene de sertti. "Ben size baka bir ey anlatmak istiyorum," dedi John. "Dr. Hopkins barsak kanseri imi. Daha ne kadar yaar bilmiyorum." "Yalanc put!" diye atld Benny. "Seni de yle bir duygu smrsyle kandrmaya kalkt demek." "Byle bir konuda insanlar ne kadar kandrabilirsin Benny?" diye sordu John yavaa. "Kendi blmlerinde yaptklar almalar da sana gnderdi," diyerek eliyle masadaki dosyay Ali'ye doru srd. "Ben kendi dosyam sana verdim ya," dedi Ali. "O da" "Ona ne anlattn?" diye sordu Benny. "Hibir ey, ama bu kaza herkesi bir eyler bulduumuza inandrm olmal." "Kmzdan hi ayrlmayacak yani," dedi Benny fkeyle. "O benden bir ey istemedi, ama ben buraya gelirken yolda yani Odysse salam olsayd demek istiyorum, onu alp kanserin aresinin bulunduu bir tarihe gtr" "Onu bizim bu iimize bulatrmak istemiyorum," diyerek szn kesti Benny. "stersin. stersin. Senin hakknda bu kadar yanlm olamam." "Benim de kendime gre nedenlerim var." "Yaa? Neymi onlar?" diye sordu John.

Son Antlama - Can Eryml

90

"Sana ne? Benim zel yaamm kimseyi ilgilendirmez." John glmsedi. "imdi yle mi oldu?" dedi Toshiki Benny'ye neredeyse bararak. "Zaten hep yleydi. Ben sana ne zaman sulu sulu zrladm bozuk surat?" "Kendi kendine zrla o zaman. Ben bizim ykntya gidiyorum," diyerek ayaa kalkt Toshiki. "Bakalm kurtaracak bir eyler kalm m orada." "Belki o elik kutulardaki kaytlar salamdr," diyerek Ali de onun arkasndan kalkt ve birlikte odadan ktlar. Yalnz kalnca John uzun uzun Benny'ye bakt, ama bir ey sylemedi. "Bana niye yle bakyorsun?" diye sormak zorunda kald o. "Janet ile bir ilikin oldu mu?" diye sordu John. Benny sustu. Yere bakt, sonra duvarlara dndrd baklarn. Gzlerini John'dan karmaya alyordu. "Beni ilgilendirmez aslnda," diye ekledi John. "Janet mi syledi?" diye sordu Benny. "Hayr. Hatta bu arada bana birazck da asld galiba." "ok zeki bir frlamasn John," dedi Benny bir sre dndkten sonra. "Sanrm ilikinizi Doktor da biliyor." Benny aldrmaz bir ekilde omuzlarn kaldrd. "Gene olgun davranyor adam. Geri lyor. Nereye kadar mcadele etsin?" "Kalbm basarm sylediklerinin tm yalandr. Bir tek szne inanmam ben onun." "Ama doru. Janet onunla birlikte gelecee bakmyor artk. Sevmediini saklamyor, onunla olmuyor ve tartmyor. Sanki bir ey bekliyor," diyerek sustu John. 'Kendine birisini ayarlamaya alyor,' diyecekti demedi. "Bir kez oldu," dedi Benny. "Hani bir gece ldeki Gnein ocuklar'nn evine gitmitim ya? Aslnda onlar Janet'in tandklaryd. Garip bir trenle evlendirdiler bizi. Bana komik bir tiyatro gibi gelmiti olay. Onunla yatmak iin btn o aklabanlklara sesimi karmamtm akam, ama ertesi sabah Janet'ten korktum. Onu orada brakp katm. Sonra bir daha hi grmedik. Kendime gre nedenim buydu. Bulatrmayalm onlar bize John. Tuhaf insanlar ikisi de."

Son Antlama - Can Eryml

91

"Her neyse..." diyordu ki John telefon ald. Zablocky'nin sekreteri idi arayan. Ona Bakan Kennedy'nin danman Prof. Edwards'n geldiini ve kendisini Mdr Bey'in yannda beklediini syledi. Sesindeki gerginlii gizleyememiti kz. "Geliyorum," dedi John telefona ksaca. Sonra Benny'ye aktard sylenenleri. "ler karyor. Ben de seninle geliyorum," diyerek John'a katld o da. Sarn sekreter onlar hemen toplant odasna ald. Prof. Edwards yannda iki kiiyle uzun masann bir ucunda, Zablocky de Enstit'nn gvenlik efiyle br ucunda oturuyorlard. Prof. Edwards ikisini bayla selamlayarak oturmalar iin yer gsterdi. Ortada bir yere oturdular. "Neler oluyor Prof. Bach?" diye sordu Edwards. "Mr. Zablocky sizin yaptnz hibir eyden haberli olmadn syledi. Doru mu?" "Evet Prof. Edwards. Doru," dedi John. "Nedenini sorabilir miyim?" "almalarmz bu safhada gizli tutmak istiyoruz." "Ama imdi bize anlatacaksnz," dedi Edwards. "Bir tek size anlatrm," dedi John ona. "Olmaz. Buradakiler de duyacak. Ben bir psikiatristim. Anlatacaklarnzdan bir ey anlamayabilirim." "Olmazsa olmaz." "Kanadal olduunuzu unutuyorsunuz galiba." "Hayr Profesr, unutmuyorum." "Sizi mahkemeye verebileceimizi?" "Onun da farkndaym." "Sizi tutuklatabilirim." "Biliyorum," dedi John. Elinde oyuncak bir tabancayla bir polisi korkutmaya alan hrsza benzetti kendini. Uzun sren karlkl bakmalardan sonra Edwards ayaa kalkt ve pencerenin nne giderek bir sre darya bakt. "Odanz kullanabilir miyim Mr. Zablocky?" diye sordu sonra arkasna dnmeden. Zablocky yzn buruturarak homurdand ve eliyle odasnn ynn gsterdi. Edwards nde, John ile Benny arkada onun odasna gidip kapy kapattlar. Yaklak yarm saat kaldlar

Son Antlama - Can Eryml

92

ierde. Dar ktklarnda Zablocky'den ykntnn ok sk korunmasn istedi Edwards. Oradaki her ey Prof. Bach'n ekibinin sorumluluuna braklacakt. "Biz de beylerle birlikte Washington'a dnyoruz," dedi sonra kendi iki adamna. O akam John ile Benny, Beyaz Saray'da Bakan, kardei Robert, yardmcs Johnson ve Prof. Edwards ile birlikte yemek yediler. John olanlar anlatmaya balaynca hibiri yemeine dokunamad. Szn hi kesmeden dinlediler onu. Bitirdiinde, "Evet dostlarm," diyerek ayaa kalkt Bakan Kennedy ve John ile Benny'nin ellerini heyecanla skt. "Duyduklarma hl inanamyorum. Mthi bir i yapmsnz. Bundan imdilik kimseye sz etmeyelim. Gvenliiniz asndan sizleri korumaya aldrmalyz. Beni ve buradakileri ne zaman isterseniz dorudan arayabilirsiniz. Ayrca o Enstit'de almamalsnz artk. Yeni bir yer seimi iin Prof. Edwards size yardmc olsun." "Tutuklanyoruz sanki," dedi Benny. "Elinizde yle bir alet varken sizi kim tutabilir ki?" dedi Kennedy glerek.

***
Ondan sonra iler olduka hzl geliti. John ile Benny kentleri istemedikleri iin Pentagonda boyutlu askeri haritalar inceleyip, olabilir gibi grnen drt noktadan zellikle bir tanesi hakknda daha ayrntl bilgi toplanmasn istediler. Oras Las Vegas'n gneyinde, Hoover Barajndan kente elektrik salayan enerji datm merkezine ok yakn, Colorado Nehri ile Eldorado Dalarnn arasna skm bir yer atla idi. Kzlderililerin Byk Boynuz adn taktklar o doal ukurun taban arazi dzeyinden en az 20 metre aada idi ve yaknndan hibir yol gemiyordu. Gnderilen keif ekibinin getirdii fotoraflardan o yerin ve evresinin uygun olduuna karar verildi. Onun zerine gnderilen bir ekip orada arazinin dzeltilmesi ve yerleme almalarna balad. Dier taraftan, Groom Range'deki ykntdan ne kurtarlabildilerse, gnderilen kargo helikopterlerine yklenerek 'seilen yere' tatlp orada bulumak zere Toshiki ve Ali ile telefonla grtler. Washington'a gelilerinin nc gnnde kk bir uakla nce Las Vegas'a gidip havaalannn uzak bir

Son Antlama - Can Eryml

93

kesinde onlar bekleyen bir helikoptere getiler ve doruca Byk Boynuz'a utular. Helikopter yer atlann zerinde bir tur atp inecei yere alalrken John ile Benny bir ey sylemeden balarn salladlar birbirlerine. Aada youn bir alma vard. Yerleimden sorumlu kii Frederick Ericsson adl sve asll, kzl sal biriydi ve o ie FBI tarafndan atanmt. Daha sonra da orann gvenliinden sorumlu olacakt. Helikopteri karladktan sonra John ile Benny'yi ukurun kenarna gtrerek yaplanlar hakknda bilgi verdi. Enerji datm noktasndan oraya, kstebek tr bir makinayla yeraltndan elektrik ve telefon hatt ekilmekte olduunu syledi. Daha sonra aaya indiler. Orada Toshiki'yi, Ali'yi ve Enstit'deki gen mimar George'u Odysse'nin konaca yeni yapy kurarken buldular. Bu kez kubbe yerden metre yukarda yaplyordu. Ali Odysse'nin organik kumanda blmn canl tutmaya, Toshiki de dier ksmlar yeniden oluturmaya alyordu. "ok dayanklym," dedi Ali eliyle iinde beynin olduu metal dzenei okayarak. "O ykma da, bu tanmaya da dayand. stelik yaralarn da kendisi onaryor." "Ekran balarken iki kez yol gsterdi bize," dedi Toshiki. "Biz de ona daha baka bilgiler yklemeyi dnyoruz." "Bu kez yava gidelim Toshiki," dedi John. "Bilerek, nmz grerek, adm adm." "Bunlar bana sylediini biliyorum," dedi Benny. "yle olsun." Gltler. "Be be beni de aranza aldnz iin te te ek kr ederim," dedi George. "Bize katlmay kabul ettiin iin asl biz sana teekkr ederiz George," dedi John. "yi dndnden emin misin?" Gene hep birlikte gldler. Groom Range'de zel hibir eyleri braklmam, John ile Benny'nin evlerindeki eyalar Noko toplamt. Onlar kalacaklar karavanlara yerletirmeye alrken buldular kadn. "Sevgili Noko," diyerek sarld John ona. "Yaptn her ey iin teekkr ederiz."

Son Antlama - Can Eryml

94

"Bir ey deil John," dedi Noko, yz kzarmt. "Ne zaman isterseniz seslenin." Kadnn elini pt John. "Size ayrca Dr. Hopkins'den selam getirdim. Baarlarnzn srmesini dilediini iletmemi istedi." John glmseyerek ban sallad ona. Dnp Benny'ye bakt. O baka yerlere bakmaya alyordu. Onun o durumuna gld John. Noko yanlarndan ayrldktan sonra, "Bu hz, bu kalabalk rktt biraz beni," dedi Benny'ye. "Bakalm ne kadarn gizleyebileceiz yapacaklarmzn."

***
On gn sonra yerleim byk lde tamamlanmt. Boynuz'un ortasna kurulan krenin enerjisi balanm, Odysse kendini yeni batan oluturulmutu. Ali, Toshiki ve Noko srekli onun zerinde alyordu. Boynuz'un geni ucuna yerletirilen karavanlarda yatp kalkyorlard. Yemek yedikleri bir karavan ile bir kitaplk-ariv konmutu araya. Nehrin en yakn yerinden su getirilmi, yarn kuzeydeki duvarna boydan boya gne kolektrleri sralanarak olas bir enerji kesilmesine kar nlem alnm, Boynuz'un taban hazr yetimi plaka imlerle kaplanm, bir ksm yer de aalanmt bile. Hepsinden nce ukurun zeri bir kamuflaj ayla rtlerek ierisi hem havadan gizlenmi, hem de gnee kar bir rt oluturulmutu. ukurun iinde dardan tmyle farkl bir yaam oluturulmutu o ksack zamanda. Onuncu gnn sonunda inaat ekipleri toparlanp yerlerine dnm, Boynuz orada kalacaklara kalmt. Kalanlardan, Frederick'in gvenlik ekibine giydikleri yeil kot tulumlardan dolay 'green jean team,' yeil cin takm, George'un bakm-ikmal ekibindekilere de mavi kotlar yznden 'blue jean team,' mavi cin takm deniliyordu. Odysse ekibi akam gne batarken yemekhanenin nndeki uzun masaya oturmu on gnlk telan ardndan gelen sessizliin huzurunu yayordu. Gnein zerlerini rten adan ieri szan kzll ukurun derinlii boyunca perde perde glgeleniyordu. Bir yerlerde alan teypten, o mistik renk dalgalanmasnn iine Nat King Cole'n Mona Lisa's bir ninni yumuaklyla dalyordu. "lovely work of art, Mona Lisa, Mona Lisa." "Nereden nereye geldik," dedi Ali ark bitince.

Son Antlama - Can Eryml

95

"Buras insanlarn arayp durduu altn lkesi Eldorado oldu," dedi John. "O masals yeri kimse bulamamt. Umarm buras da yle kalr." "Zamann eflatun buular iinden baarnn altn tacn kuanmak iin yola km yiitlerin atlarnn nal seslerini duyun," dedi Benny. Herkes ararak ona dnd. "Shakespeare deil, Benny Bernstein," dedi o ayaa kalkp tiyatro selam vererek. "Bu gzel iirin karl olarak seni bu akam da Noko'nun yemeklerini yemeye mahkum ediyorum," dedi Toshiki. "Bize annesinin zel bir yemeini hazrlyor." "Yandk," diyerek gld Benny. "Bozuk suratlar birken iki oldu. Ali'yi de sayarsanz iki buuk." "Ben biraz dar kp yrmek istiyorum," diyerek ayaa kalkt John. Karavanlarn arkasndan dolap yokuu trmand ve Boynuz'dan dar kt. Yukarda gnein daha batmam olduunu grd. Her yan saran kzllk muhteemdi. Yrrken arkasnda bir ses duyup dnd. Yeil cinlilerden gen bir gvenliki bir alnn arkasnda yere oturmutu. Biraz daha yryp byk bir tan zerine oturdu. Kendini gkyzn saran renklerin bysne brakmak istiyordu. Bu mutlak sessizlik iinde ama, hayr! Akamn ve ln kendine gre sesleri vard. Gne batarken bir rt gibi onu saran, hava gibi btn gzeneklerini dolduran l, yavrularna meme emziren bir anne hayvan gibi soluk alp veriyordu. Bir Kanadal olup da, l bu kadar seveceini bakas syleseydi kesinlikle inanmazd. Sanki ondaki o derin boluun bir paras gibi hissediyordu kendini. Uzaklardaki dalara bakarak Marathon'daki gl manzaral evlerini dnd. Annesiyle teyzesi geldi aklna. Onlar ne kadar zlediini fark etti. ln m, gln m daha ekici olduunu bilemiyordu. Gldeki evde babasnn varl hl duruyor, oray onsuz dnemiyordu. Eve'i dnd sonra, ama aklna o gelince rahatsz oldu ve yerinden kalkt. leriye doru bir ka adm atp geriye dnd. Pembelerle eflatunlar koyulaarak bordolara dnmeye balamt. Aklndan, 'Anneme bir telefon edeyim,' diye geirirken, Bakan'a da bilgi vermeleri gerektiini dnd. Geriye dnerken yanndan getii nbetiye glmseyerek, "Akam ne kadar gzel, deil mi?" diye sordu. Olann ona ararak baktn grnce, "Kusura bakma," dedi ona. "Sen belki de bu akam Las Vegas'ta olmay yelerdin." Delikanl glmseyerek ban sallad o zaman John'a. Boynuz'un giriine geldiinde, 'u ie

Son Antlama - Can Eryml

96

bak!' diye dnd. 'Kimselerin olmad llerde fareler gibi deliklere gizlenerek yayoruz. Yaamak m bu? Fttrk bilim adamlarna dndk. Tenten'deki Profesr Nimbs'

***
Ertesi sabah karavann kapsnn alnmasyla uyand. Dnde annesi gldeki evde Eve'e yayn bal tavas yapmay retiyordu. nce o evin eski ahap kapsnn alndn sand, ama sonra ln ortasnda bir karavanda olduunun ayrmna vard. Yavaa yerinden kalkt ve gidip kapy at. Kapnn nnde Benny elinde iki bardak kahveyle duruyordu. "Saat 10.00 oldu. Merak ettim seni," dedi ieri girerken. "Gece ge uyudum," diyerek bardaklardan birini ald John. Kk masaya karlkl oturdular. "Peki" dedi Benny. "imdi ne yapacaz?" "Herkes aklndaki projeyi syler, tartrz," dedi John elindeki fincan masaya brakp. "Sonra bakalm bizim iin bu kadar yatrm yapanlar ne isteyecek. Daha hibir talep gelmedi onlardan, ama orada bu projeyi nasl ynlendirmeleri gerektiini tartan bir ordu vardr mutlaka." "Buraya el koyarlar m?" "Yoo, sanmam. Bizsiz bir ey yapamayacaklarn dnmlerdir. Bizden iyi kimi bulup koyabilirler yerimize? Sonra o ifreleri, tuzaklar onlar da biliyor. Yoo, hayr. Byle bir ans riske atacan sanmyorum ben bu Bakann. Ona sunduumuz olanan bykln dnsene. Birdenbire elinde mthi bir oyuncak buldu adam. Byle bir eyi dnebilir miydi bakan olmaya soyunurken?" "Dediin gibi olur umarm." "ki tarafn da birbirine gereksinmesi var," dedi John ayaa kalkp yzn ykadktan sonra kurulanrken. "Bu Bakan olmasayd biz ne yapacaktk? niversitelerde ilgin dnceleri olan birer fizik retmeni olarak kalacaktk." "Evet, buralara gelemezdik," dedi Benny. "Ben gelemezdim en azndan. Ali ile Toshiki de gelemezdi. Doru." Bir sre sustuktan sonra, "Senin bir nerin yok mu John?" diye sordu. John gelip Benny'nin karsna oturdu gene. Kahve bardan ald.

Son Antlama - Can Eryml

97

"Ara ara babamn kinci Dnya Savayla ilgili bir projesi geliyor aklma," dedi John. "Byk Sahra'y deniz yapmak" Yerinden kalkp dolaptan giyeceklerini alrken, "Senin aklnda ne var?" diye sordu. "Dr. Hopkins," dedi Benny. "Eee?" diyerek Benny'ye dikkatle bakt John. "Nesini dnyorsun onun?" "Hani sen adamn kanser olduunu sylemitin ya" "Beni srekli artyorsun Benny. Sen ve Dr. Hopkins" "Aslnda dndm de hayrl bir i olmaz m onu gtrp tedavi ettirmek?" "Bir gecede mi deiti dncen? Bunun altnda baka bir ey yok mu?" "Ehh," diyerek gld Benny. "Birazck da gelecee gitmek istei var elbette." "nanlmaz birisin sen Benny," dedi John glerek. "Onu da konualm arkadalarla." "Efendim," dedi o srada karavann ak kapsnn nne gelen mavi cinlilerden biri. "Bakan Kennedy ile Prof. Edwards bir saate kadar burada olacaklarm." "Ben gidip bir tra olaym," diyerek yerinden kalkt Benny. "Bunlar daha sonra konuuruz."

98

4.

Zekmzn gc lml olamayacak kadar byktr. Isaac Asimov

"Ulan amma korktum ha!" dedi Benny bir eliyle bandaki kask karrken. Yz bembeyazd. "Dnemiyorum, orada kaldm sandm." zerinde krmz bir tulum, br elinde baka bir kask vard. Balklar masaya brakt. Hep birlikte Odysse'nin nnde idiler. Dr. Hopkins de oradayd ve o da Benny gibi krmz bir tulum giymiti. Elinde sk sk tuttuu bir bal o da masann zerine brakt. "Ne olduunu anlayamadm," dedi Benny. "Lanet olas kask almad. Doktor gzlerimin nnde buharlarken ben ln ortasnda kalakaldm." "nsansz alet gndermeyi de denemi olduk bylece," dedi Toshiki. Onun da yz kire gibiydi. Gzlerini dikmi Odysse'nin ekranna bakyordu, ama uzay-zaman giriimi bir deiiklik gstermeden dnmesini srdryordu. "Gelemediini, yardm istediini duyduk, ama seni getiremedik." "yi ki Noko'nun aklna geldi de sana yeni bir kask postalad hemen," dedi Ali. Rahatlam gibi bir slk alarak oturduu koltuktan kalkt. "Teekkr ederim sana dnyalar gzeli," dedi Benny Noko'ya dnp. nnde saygyla eilerek uzand ve elini pt. Kadn utanarak glmseyip ban nne edi. "Kendi sevincimi bile unutacaktm neredeyse," dedi Doktor yavaa. "Evet, ho geldiniz," dedi John, Doktor ile Benny'ye. "Geldiniz ya, nemli olan bu imdi. Hem byle olaanst bir deney iin bir tanecik Benny zamanda yitip gitmi ok mu yani?" diyerek gld. O sz onlar ikna etmek iin Benny sylemiti daha nce, Doktor'u tedavi

Son Antlama - Can Eryml

99

ettirmek iin 2,100 ylna gitme konusunu tartrlarken. John'un gl brlerini de etkiledi. Skntl hava biraz dalr gibi oldu. "Naslsnz Dr. Hopkins?" diye sordu Ali. "yiyim. yiyim. ok iyiyim dostum," dedi yal adam ona, iki eliyle tuttuu elini heyecanla skarken. Sonra brlerine dnd ve gzleri dolu dolu, "Sizlere nasl teekkr edeceimi bilemiyorum. Hepinize ok, ok teekkr ederim," dedi bir ka kez st ste. "John sana da" derken gzleri doldu, sesi tkand. "Bize deil, sen Benny'ye teekkr et Jeff. Bu onun fikriydi." "Ettim. Ettim ama," dedi Doktor Benny'ye glerek bakarken, "yeter mi bilmiyorum. Bundan sonraki her soluk alp veriimi ona borlu olacam." "Gelecee gitmeye onun kadar hevesli baka bir kurban bulamazdk," dedi Toshiki. "Yorgun musunuz?" diye sordu sonra. "Hayr, ama biraz heyecanlym," dedi Doktor. "O zaman oturalm da neler yaptnz anlatn," dedi John. Hep birlikte arkadaki alma masasnn evresindeki koltuklara getiler. "Belli ki ileriniz yolunda gitmi." "Evet, evet," dedi Doktor neeyle. "Gittiimizde bu ukuru bo bulduk, biliyor musunuz?" dedi Benny. Groom Range'i anmsatan buz gibi bir hava esti odada. "Buras da m yklm yani?" diye sordu Ali heyecanla. "Bilmiyorum. Bombotu. Bir ivi bile yoktu. Bir iki aa kalmt yalnz dar uta," dedi Benny. "Sonra ilerdeki elektrik datm merkezine kadar yrdk. O yerinde duruyordu. Orada alanlar bizi grnce hemen yakalayp bir odaya kapattlar. Biz nce ardlar zannettik. lden demode giysili iki kii kyor ama daha sonra armam olduklarn anladk. Haber vermiler. Polisler gelip bizi ald, Las Vegas'a gtrd." "Arabalar bizim minibslere benziyordu, ama tekerlekleri yoktu. Yerden bir iki kar yukardan gidiyordu," dedi Doktor.

Son Antlama - Can Eryml

100

"Mag-lev," (*) dedi Benny John'a. brlerinin anlamadn grnce, "Yani aralar mknats gibi yapmlar," diye aklad. "Ayn kutuplar birbirini iter ya, dnyann manyetik alanna gre arabalar kutuplandrmlar. O itmeyle havada duruyor, hibir yere deymeden gidiyordu. Asl iinde direksiyon yoktu. Gidecein yeri syleyince merkezi bir bilgisayar sana en kestirme rotay, trafii de gz nne alarak iziyordu. Yarasalar gibi ofrsz bir arabayla kimseye arpmadan kent merkezine gittik. Kaporta bir tr reineden yaplm, hem hafif, hem de elikten salamm. Sonra motorlar sudan hidrojen ve oksijen reten yakt hcreleriyle alyormu." "Polis merkezinde bizi sorguya aldlar," diyerek sz Doktor ald. "yle soru falan sormadan, bir taraf cam olan kk bir odaya sokup dardan incelediler bizi. ndeki cama ierdeki kiiyle ilgili her trl bilgi pe pee geliyordu, ama bizim kimliklerle ilgili bir bilgi gelmedi. Hastalm orada grdler. Neden o kadar geciktiimi sorup salk karnemin olup olmadn sordular. Yoktu. Yz krk yl ncesinin raporlarn da, kafalarn kartrmamak iin yanma almamtm. Benny ile kararlatrdmz gibi, madenci olduumuzu, antamz hayvanlarn kardn syledim. nanmadlar, ama stelemediler de. Beni oradan Memorial Hastanesine gtrdler." "O da bir ans," dedi Toshiki. "Evet. Gerekten yle," diyerek onaylad yal adam onu. "Orada beni cam gibi bir borunun iine yatrdlar. Barsaklarmn grnts yeil bir k eklinde doktorlarn nnde havada belirdi. Yalnz kanserli hcreler krmzyd. O nlerindeki grnty istedikleri gibi dndrebiliyorlard. Bu arada hastaln pankreasa da sram olduunu fark ettiler. Orada da bu kadar ge kalma ardlar. 'Her yerde var bunun tedavisi,' gibi eyler sylediler. Ben bir ey sylemedim. Bizi gmen kolonicilerden sanmlar. Her neyse, hemen ameliyata aldlar beni. Barsaklara ve pankreasa birer sondayla girip ak yeil renkli bir sv verdiler ieriye. Yarm saat sonra ayn sondayla koyu kahverengi olarak ektiler o svy. Havadaki grntm tmyle yeil olmutu."

(*) Mag-lev, Magnetically Levitated Transit Vehicles; Mknatsla Ykseltilmi Ulam Aralar

Son Antlama - Can Eryml

101

"O kadar m?" diye sordu John. "O kadar," dedi Doktor. "Ne kesmek, bimek, ne kemoterapi, ne baka bir ey" "Peki orada niye bir hafta kaldnz?" diye sordu Toshiki. "Beni hastaneden karmadlar," dedi Doktor. "O ila pankreasmn bir blmn dar ektii iin kalann deitirilmesi gerekiyordu. Bir alete balayp yatrdlar ve uygun bir pankreasn bulunmasn beklediler. Ancak dn bir tane bulundu ve bir ameliyatla deitirdiler." "Yani dn ameliyat oldunuz, bugn buradasnz ha?" diye ararak sordu Ali. "Evet. nanlacak gibi deil, deil mi?" dedi ve glerek ban sallad Doktor. "Ameliyattan sonra ii beyaz renkli, youn bir svyla dolu bir kvete yatrdlar beni. Onun kenarlarna deymeden iinde yzyordum. Geceyi orada geirdim. Sabah dar kardklarnda yaram kapanmt." "O yntemlerden ne kadarn aratrabildin Jeff?" diye sordu John. "ok az, blk prk eyler," dedi Doktor. "Bizim gibileri ayr bir yerde tutuyor, kimseyle konuturmuyorlard. Sorularm bile yantlamadlar. Bu sabah da Benny gelip beni kard oradan." "Kard m?" diye sordu Ali. "Neden?" "Peki tedavin bitmi miydi?" diye sordu John da. "Evet," dedi Doktor. "Bu tulumu giydirip dier krmz tulumlularla birlikte bodrum kata indirmilerdi beni de." "Yazk," dedi Toshiki. "Oralara kadar gidip hibir ey renmeden geri geliinize zldm. amz adna nemli bilgiler getirirsiniz diye umuyordum." "Neyse, sen dzeldin ya," dedi John Doktor'a. "Oraya gidi nedeniniz de oydu zaten." "Evet," dedi Doktor. "Bana tmyle iyiletiimi sylediler. Burada da bir kontrolden geerim gerekirse. lkel de olsa, tan tandr." "Neden katnz oradan?" diye sordu Ali Benny'ye.

Son Antlama - Can Eryml

102

"Bizi tutuklayacaklard," dedi o. "En iyisi batan anlataym size. Ben de polislere doktorun yalann syledim, ama yemediler. Yitirdik dediimiz kimliklerin kaytlar bilgisayarda olmalyd nk. Bulamadlar, ama ok fazla da uramadlar ve beni alp kent dndaki bir kampa gtrdler. Oras kaak gmenlerin topland bir yermi. Yeni getirdikleri herkese yaptklar gibi, dezenfekte edip havaya gre deien bu krmz 'klima kuma'tan tulumu giydirdiler," diyerek zerindeki giysiyi gsterdi. "Darda hava nasl olursa olsun, giysinin ii hep ayn kalyor bununla. Neyse, sonra oradaki bilgisayarn listelerine baktlar ve adm buldular, ama hem tarihte bir enayilik vard, hem de..." "Gerek adn m vermitin?" diyerek araya girdi Ali. "Kiminkini verecektim?" "Tarih yanll neydi?" diye sordu John. "O zamanda yaayan baka bir Benny Bernstein buldular listede. Ya torunlarmdan biriydi o, ya da yalnzca bir ad benzerlii. Anladm kadaryla zaman yolculuundan da haberleri yoktu." "ok garip," dedi John. "Baka bir gelecee gitmi olamazsnz." "Neden John?" diye sordu Doktor. "nk gidebileceimiz btn gelecekler bizim bu anmzdan yola kmal. Bugn burada gerekleen her ey sonraki btn geleceklerde olmal." "Belki de halka aklanmad bu zaman yolculuu olay," dedi Toshiki. "Baz kiilerin tekelinde kalm olamaz m? Baksanza ne kadar gizli altmza," diyerek eliyle evresini iaret etti. "Belki," dedi John. "Ancak btn bu anlattklarnz bizim daha da dikkatli olmamz gerektiini gsteriyor. Belki bu kez olas felaketlerin nne geebiliriz. Eee, sonra?" "O Benny Bernstein' L-4 listesinde buldular," dedi Benny John'a. "Bu L-4 dediin, Langrange Drt Noktas m?" diye sordu John. Benny ban sallad. "Ne o?" diye sordu Ali.

Son Antlama - Can Eryml

103

"Demek yaplm ha?" dedi John dnceli bir ekilde. Benny gene bayla onaylad. "Ne o yaplm olan John?" diye Toshiki sordu bu kez. "1700'l yllarda Langrange adl Fransz bir gkbilimci uzayda baz dengeli noktalarn olmas gerektiini dnmt," diye aklad John onlara. "Ay ile dnya arasndaki belli yerlerde ikisinin ekimi birbirine eit olmal, dolaysyla oralardaki cisimler olduklar yerde kalmalyd. Langrange byle be tane nokta bulmutu, ama dengesiz koullardayd. Oraya konacak cisimler dururdu durmasna, ama bir kez itildiinde geri dnmemek zere uzaklap giderdi. br iki noktaya konacaklar ise dengede kalrd. Langrange'n adndan dolay dou ufkundakine L-4, bat ufkundakine de L-5 denmiti." "Bazlar o noktalara uzay yerleme istasyonlar kurulabileceini ileri srmt," dedi Benny de. "Dnya ile ay sisteminin nc ve drdnc paralar olabilirdi onlar." "Yaplmlar m yani?" diye sordu Toshiki. "Evet," dedi Benny yalnzca. Bir sre sustuktan sonra anlatmasn srdrd. "L-4 ve L-5'te ilerinde milyonlarca kiinin yaad birer silindir vard. O koca aletler gne enerjisiyle alyor ve kendi eksenleri evresinde dnerek yerekimine benzer bir merkezka kuvvet yaratyordu ilerinde." "Kim yapm onlar?" diye sordu John. "Yani kimin o istasyonlar?" "Aslnda hi kimsenin," dedi Benny. "Orada yaayanlarn olacak galiba. Birer gzlem istasyonu olarak yaplmaya balanmlar. nce bir grup inaat Ay'a gitmi ve oradan salanan malzemelerle kurmu onlar. Giderek her yerde koloniler olumu ve yava yava zerklemiler. Biz oradayken bamsz olmaya alyorlard. Bu arada dnyada da uluslar baz byk birlikler eklinde birlemi; Avrupa Birlii, Kuzey Amerika Federasyonu, Gney Amerika Uluslar Birlii, Dou Asya Federasyonu, Afrika Birlii, falan gibi. Bildiimiz uluslar birer eyalete dnm o birliklerin iinde. Sonra onlar da bizimkinden ok daha etkili bir Dnya Birlii rgt'ne balyd." "Vay be!" dedi Ali.

Son Antlama - Can Eryml

104

"lgin olan baka bir konu da enerji sorununu zm olmalaryd," dedi Benny. "O kolonilerde ve dnyada kullanlmak zere uzaya Gne Enerji stasyonlar yerletirilmi. Gne nlarn dev aynalarla toplayp bir takm alclara lazer n olarak gnderiyorlarm. Dnyann iklimini ayarlamak, kentleri stmak, lleri sulamak gibi devasa projeleri varm Dnya Birlii'nin." "Btn o ilerin paras nereden geliyormu?" diye sordu Toshiki. "Bilmiyorum," diyerek omuzlarn silkti Benny. "Aslnda bugn silah retmek iin harcanan paralarla yaplabilir onlarn hepsi," dedi Ali. "ok az bilgiyle gelmisiniz," dedi Toshiki bir kez daha hayflanarak. "Peki sen o kamptan nasl katn?" diye sordu sonra Benny'ye. "Tutuklu deildim ki. Akamlar gidip orada yatmak zorundaydm yalnzca. Giydirdikleri bu tulumla hibir yere kaamazdm naslsa," diyerek zerindeki giysiyi gsterdi. inde resmi olan, adnn, soyadnn ve L-4 ile balayan uzun bir numarann yazlm olduu kalnca bir etiket vard sol gsnde. "Bu tulumu karmamam, yle yaparsam bilgisayarn onu anlayacan ve snr d edileceimi sylediler bana." "karrsan nasl bulacaklard seni?" diye sordu Ali. "Bilmiyorum, ama onu deneyenleri armut gibi topluyordu polisler," dedi Benny. "Kalbin atyla ilgili bir ey herhalde." "Nasl kaabildiniz o zaman?" diye sordu John. "Gndzleri bir kitapla gidiyordum," dedi Benny Doktor'a bakarak. "Orann mdryle arkada olmutum. Bildiklerimi de o anlatt bana. Gmenleri tutuklama karar aldklarn renmi dn gece. Bu sabah onunla birlikte Doktor'u hastaneden kardk. Eer tedavisi bitmemi olsayd onu orada brakacaktk. Bizi arabasna gizleyip le kard. Biz de buraya geldik." "Bir kadn myd o?" diye glerek sordu Ali. Benny ile Doktor uzun uzun baktlar. "Artk syleyelim istersen," dedi Doktor Benny'ye.

Son Antlama - Can Eryml

105

"Onu da getirmeyi dndk ama," dedi Benny yavaa, "size sormadan yapmadk o ii. Ad Sarah Golan. Bir tarihi." "Yahu, ne rk bozuk suratsn sen," dedi Toshiki glerek. "imdi anlald niye baka eylerle pek ilgilenmediin. Gelmesinde bence bir saknca yok. Sizden alamadmz bilgileri ondan ediniriz bari." "Onu buraya getirmek isteyiimizin zel bir nedeni var," dedi Benny. Sesi olduka ciddilemiti. Bir sre Doktor'a baktktan sonra, "Sarah bana Bakan Kennedy'nin Texas'ta bir suikast sonucu ldrldn yani ldrleceini syledi," dedi ar ar. "O gnlere ait gazetelerin mikrofilmlerini falan gsterdi. Onu buraya getirerek Bakan' uyarabiliriz diye dndk." "Bunu anlatmak iin nasl bu kadar bekledin?" diye sordu Ali, uzun bir suskunluun ardndan. "Ne fark eder?" dedi Benny. "Burada ne kadar zaman geirirsem geireyim, Odysse istediim dakikaya gtrmez mi beni?" "Senin karakterin olarak sylemitim," dedi Ali. "Duramaz patlardn sen." "Doktor byle yapmamz tledi," dedi Benny yavaa, onun szn dinlediini aklamaktan aka rahatszd. "nce sizi ikna etmemiz gerektiine ikna etti beni." "Yani orada Odysse'yi bilen biri var imdi," dedi Ali dnerek. "Ayrca Bakan'a kar da bir sorumluluk iindeyiz," diye ekledi John. "Yani getirebilir miyim?" diye sordu Benny heyecanla. "Zorunluyuz galiba," dedi John. "Arkadalar da ayn ekilde dnyor sanrm." Toshiki ile Ali balarn sallayarak onaylad onu. "Haydi o zaman Benny, git de getir u tarihin tann buraya." Benny kalkp onu getiren kask bana takt. ki eline de salam birer tane alarak, "Hazrm," dedi Odysse'nin kumanda masasna giden Toshiki ile Noko'ya. Dierleri onlara yaklat. "Gidiyorsun Benny," diye seslendi Toshiki ona, ayarlar yaptktan

Son Antlama - Can Eryml

106

sonra ve nndeki dmeye bast. Benny bir anda yok oldu. Bir sre kimse konumad. Ekrandaki hzl renk deiimini izlediler. "Biz orada bir hafta kaldk," dedi Doktor yavaa. "Ama gittiimiz zamann on dakika sonrasna geri dndk." John dnp ona bakt. "Dnyorum da, siz burada on dakika yaarken, biz orada bir hafta m yaadk?" "Yoo, hayr," diyerek glmsemeye alt John. "O sre iinde organlarnz alt, hcreleriniz o kadar eskidi. br trls lmszlk olurdu." "Tam da o szc dnmtm. Onun iin sizleri ayrca kutlayacaktm." "Kutlamalardan nce zerinde dnmemiz gereken baka sorunlar var Jeff," dedi John. "Gidiinizden on dakika sonrasna getirdik sizi. Eer on bir dakika ncesine dnseydiniz daha gitmemi olan kendinizle karlaacaktnz. O zaman ne olacakt?" "Bir tane yerine iki Benny'yi ekmek zorunda kalacaktk," dedi Toshiki. "Ben br Jeff'i hi ekemezdim herhalde," diyerek ona dnd Doktor. "Gzlerimin nnde lp gidecekti." "O lnce siz ne olacaktnz?" diye sordu Ali. Doktor ona bakarak sustu. "Her ey ne kadar kark, deil mi Jeff?" diye sordu John ona. "Bir paradokslar yuma iindeyiz. Bir boyutta ayn insandan iki tane olursa ne olur, ya da kendi boyutundan kp giden birinin boluunu ne doldurur? Michael Dumment'in bu konuda bir yks var. Gelecekten gelen bir sanat eletirmeni, henz tannmam bir ressam bulur. Ona ilerde yapaca resimlerden oluan bir albm verir. O da oradaki resimleri kopya eder ve ok nl olur. imdi burada hangisi asl, hangisi kopya? Albmdeki fotoraflar m, yaplan resimler mi?" Doktor bir ey sylemeden bakyordu ona. "Burada her ikisinin de kopya olup asllarnn olmamas bir paradoks aslnda. Yani daha mantn zemedik iinde olduumuz eyin." Ksa sren bir sessizlik oldu. "Ama sonucun ok yakn olduunu hissedebiliyorum," diyerek eliyle evresini gsterdi Doktor. "Sanki her an elle tutulacakm gibi."

Son Antlama - Can Eryml

107

"Bir eyler oluyor," dedi o srada Noko. Dikkatle Odysse'nin ekranna bakyordu. Birden ekrann nnde iki kii belirdi. Biri krmz tulumuyla Benny, br uzun sar salar kaskn altndan omuzlarna kadar inen gen bir kadnd. Krem rengi bir tulum giymiti ve elinde kk, yeil bir anta vard. Benny elindeki yedek kaskla bandakini masaya braktktan sonra ona yardm etti. Kzn mavi gzleri evresine inanmazlkla, hatta biraz da korkuyla bakyordu. John yanlarna giderek, "Aramza ho geldin Sarah," diyerek elini uzatt. Kz bir ey demeden glmsemeye alt, tokalatlar. "Adm John Bach." "Doktor'u tanyorsun," dedi Benny Sarah'a. "Bu Ali, bunlar da Toshiki ile Noko." "Merhaba. Merhaba," diyerek ve srayla hepsine glmseyerek bakt Sarah. "Arkadalarmz iin yaptklarndan dolay sana ok teekkr ederiz," dedi John kza. "Beni buraya kabul ettiiniz iin ben size teekkr ederim," dedi Sarah. "Olduka yrekli bir kzmsn," dedi Ali. "nsanlar bir haftadr tand birinin peine taklp byle gemie giden yolculuklara kmazlar genellikle." "Hele hele 'gel benimle' diyen Benny gibi biriyse," dedi Toshiki. Benny kzm gibi bakt ona. Sarah aka olduunu anlamt. "nce ben de inanmadm," dedi glmseyerek. "Deli sandm onu, ama deildi. Bir tarihi olmama karn ben o kadar bilmiyordum yirminci yzyl. Dedikleri doru deilse hibir ey yitirmezdim, ama ya doruysa? Bir laboratuar olan ilk tarihi ben olurdum." "Ben biliyordum zaten srf Benny iin gelmeyeceini," dedi Ali. Benny ona da kzm gibi bakt. "Gelin yle oturalm," diyerek toplant masasn gsterdi John. Hep birlikte evresine oturdular. "Sen galiba bize baz eyler anlatacakmsn," dedi sonra kza.

Son Antlama - Can Eryml

108

"Evet Bay Bach," diyerek elindeki kk antay masaya koyarak at. inden zerinde baz renkler ve ekiller olan bir aygt kt. Kz antann iinden ald bir band bana takt ve aygtn zerinde, havada ak yeil bir k belirdi. Sonra o n iinde pe pee Washington Post, New York Times, Newsweek, Time, Life gibi gazete ve dergilerin n sayfalar belirmeye balad. Bir sre durduktan sonra yerini arkasndan gelene brakan grntlerin hepsi 22.Kasm.1963, ya da sonras tarihliydi. Btn manetlerde tek konu vard; Bakan Kennedy'nin Dallas'ta ldrld. Odadaki herkes susmu, elle tutulur bir gerginlik iinde srekli deien grntleri izliyordu. Lyndon Johnson'n Bakan olarak ant iii, Jacqueline Kennedy'nin iki kk ocuuyla Amerikan bayrana sarl tabutu izleyii, kk John'un asker selam verii "Korkun, deil mi?" dedi Benny. Kimse bir ey sylemedi. "Bununla kalmyor," diyerek grnty deitirdi Sarah. Bu kez konu Robert Kennedy'nin ldrlmesi, yer; Los Angeles, tarih; 6.Haziran.1968 idi. Yeni bir ok dalgas arpt oradakilere. Gazeteler, dergiler, televizyon haberleri, yorumlar "Bir de bu var," dedi Sarah onlarn ardndan. Bu kez grntde Martin Luther King'in ldrlmesi haberi vard ve tarih 4.Nisan.1968 idi. Onun katld gsteriler ve yryler, 'Bir dm var,' diye balad konumas, 1964'te Oslo'da Nobel Bar dln almas ve byk kalabalklarca uurlanan cenazesi "Daha var m?" diye sordu John skntyla. Masann zerindeki yeil grnt birden yok oldu. Sarah bandaki band karp antadaki yerine koyarken evresindekileri kaygl baklarla szd. O bir ey sylemeyince John, "Odysse demedi mi daha kendini?" diye sordu Doktor'a. Yal adam ban sallayarak onaylad onu. "Sarah bizimle Washington'a gelmeni rica edeceim," dedi sonra kza. "Benny ve Jeff, sizler de ltfen" "Sen bizim iin bulunmaz bir nimetsin Sarah," dedi Toshiki ve gidip kzn ellerini st ste pt. "Ho geldin."

***

Son Antlama - Can Eryml

109

Bakan'n zel uayla bir saattir uuyorlard. Yedikleri hafif yemein zerine kahvelerini imekteydiler. John, Benny ve Doktor birer de konyak almt kahvelerinin yannda. Hoparlrlerden Gershwin'in Mavi Rapsodisi uan iine yumuack yaylyordu. "Herkesin deli gibi merak ettii eyi ben soraym," dedi John. "Bizden sonra ne oldu Sarah? Biraz anlatsana." "ey" diyerek zaman kazanmaya alt kz. "Koca bir yz krk yl size nasl zetlesem diye dnyorum. Sanrm nce doay kirletmeyen, temiz enerji araylar balad. nce dnyann evresine SES (*) denilen o uydular kondu. Sonra baz kirletici sanayilerin aya ve br istasyonlara tanmas fikri dodu. Bunun iin ilk bata uluslararas, hedef giderek byynce birlikleraras ibirliklere gidildi. Sanayilemi lkeler bu ite ba ekiyordu, nk en ok onlar kirlenmiti." "nanlr gibi deil. Dnyadaki lkelerin yle ortak bir ama iin birleeceini gsteren ufack bir belirti bile yok bugn," dedi Benny. "Tam tersine bu yaanan souk sava, kamplamalar, ekilen dmanlk tohumlar makasn arasn srekli ayor. Nefret toplu bir yok olua srklyor insanl." "O eik ald," dedi Sarah Benny'ye bakarak. "nsanlk o duvara arpmadan durmasn bilebildi. Sonra nce ayda bir koloni kuruldu. Dnyaya kyasla oradan uydulara malzeme gtrmek daha kolaym. Siz daha iyi bilirsiniz. Ve L-4 ile L-5 yaplmaya baland." "Kimin onlar Sarah?" diye sordu John. "Amerika L-4'tekine yatrm yapnca, Japonya da L-5'tekine para koymutu." "Peki ya Sovyetler Birlii?" diye sordu Doktor. "O kalmamt ki," dedi Sarah, "1991'de dalmt." erkek birbirlerine ararak bakt. "Sizin zamannzdan karlan derslerle bu uydu kurma olaynn bir ekime nedeni olmasna izin verilmedi. Yz yirmi kadar lke bir Uzay Antlamas imzalad. Ona gre yapay ya da doal, hibir gkyz cismine uluslar sahip olamayacak, bu amala
(*) SES, Solar Energy Stations; Gne Enerji stasyonlar

Son Antlama - Can Eryml

110

g kullanamayacakt. lkeler yapm sren o projelerde ya emek, ya da para koyarak hak sahibi olacaklard. Evet, sizin de dneceiniz gibi, yoksul lkeler hemen oralarda alacak igcn koymaya aday oldular, ama o kadar ok insan gitmek iin bavurdu ki neredeyse dnya nfusunun yars o zaman Birlemi Uluslar rgt'nn bu ii dzenlemesine karar verildi. O amala zel bir blm oluturuldu; G ve Tanmalar Dzenleme Kurulu. O sradan daire daha sonra Dnya Birlii rgt'ne dnerek ok daha etkili bir konuma geldi." "Dnya'daki birlikler o zaman m olutu?" diye sordu Benny. "Hayr, daha sonra," dedi Sarah. "Ama aslnda o birlemelerin ilk belirtileri yirminci yzyln sonunda kendini gstermiti. Avrupa birlii, Kuzey Amerika, ardndan Japonya, Kore, in ve Malezya'nn birlemesiyle Dou Asya Uluslar Birlii sonra federasyon oldu onlar. 'Kurul' baz pis kimya ve metal sanayilerini yukarya tamak iin dnya apnda bir 'Yeniden Yaplanma Seferberlii' oluturmutu. Byle bir projeyle dnyadaki insanlarn ilk kez ortak bir amac oluyordu. Paralar, emekler, dler hep o topyann gerekletirilmesine adand uzun vadede. Dnya kocaman bir bahe yaplacak, ekolojik k durdurulacak, lmekte olan doa yeniden canlandrlacakt. 'nsann beii tabutu olmayacak,' idi sloganlar. Ay'daki ve L'lerdeki yaplamalarn giderek artan bir hzla hedefleri bytld. Bugn yani benim zamanmda," diyerek gld Sarah, "L-4'te genellikle tarm yapan bir buuk milyon kii, L-5'te de sanayide alan be milyon kii yayor. Byklklerini iki katna karma hedefleri var ikisinin de. Ozon delikleri tamir edildi. Dnyann snmas ve sera etkisi durduruldu. Denizler o zamana kadar ykseldikleri yerde kaldlar. Afrika, Gney Amerika ve Gneybat Asya'daki doal yaam koruma altna alnd. Soylar tkenmekte olan yaban hayvanlarnn bir ksm kurtarld." "Aydakiler ne oldu?" diye sordu John. "Oradaki durum biraz farkl. Tam saysn kimsenin bilmedii garip bir koloni olutu orada. ounluu madenci olan be yz bin kiinin yaad dnlyor, ama her taraftan o kadar ok yasa d insan gitti ki Dnya ynetimi tam bir denetim kuramad onlarn zerinde. Yaanmas zor bir yer. Yerekimi azlndan dolay ar ar botlar

Son Antlama - Can Eryml

111

giyeceksin, kck odalarda yatp kalkacaksn, dar karken hava tp takp zel giysiler giyecek, seke seke yryeceksin. Bunlar ekici gelmemiti pek ok kimseye. Hatta nce mahkumlar gnderilmiti resmi bavuru azlndan. Oradakilere 'kanguru' derler, biliyor musunuz? Hem zplayarak dolatklar, hem de koloninin kuruluu Avustralya'ya benzedii iin." "yi de, brlerinde de ayn ekilde yaanmyor mu?" dedi Benny. "Hem o madenler hl iletiliyorsa bir dzen olmal orada." "Kendi aralarnda bir dzenleri var elbette. Zaten her koloni dnyaya bal iken bile zerk kurullarla ynetilirdi. Batan beri i sorunlarn kendileri zer, dnyay kartrmazlard ilerine. Bir anlamda hakllard da. Her biri, iinde yaayanlarn tm gereksinmesini salayabilen, kendi kendine yeterli birimler olmak zorundayd." Sarah bir sre susup kendisini dinleyenlere bakt. "Oralara para kazanmak iin almaya gidenler geri dnmemeye balad. Kontratlar bitenlerin ou yerlerinde kalp baka baka ilerde altlar. Daha ok korsan ilerde. Ya da bo gezdiler. Bylece orallar olutu. Sonra bir takm hukuksal tartmalar balad. Evlilik, mlkiyet, miras, ka ocuk yaplacak, o ocuklar orada m, dnyada m eitilecek? ok az kii ocuunu dnyaya gnderiyor, llerini bile gndermek istemedikleri iin yakarak saklyorlard. alma saatleri, dzenleri, alanlarn haklar gibi konular bizimkilerden farkl tartmalara yneldi. Dnya Adalet Divan'nn ald kararlar hibiri uygulamyor, ya da uygulayamyordu. Oralarda domu ocuklar ie girme yalarna gelince daha baka tartmalar kt. Onlar kendilerini yeni gelenlere gre daha 'soylu' ve 'hakl' sayyorlard. lk gelenlerin ayrcalklar olmalyd onlara gre. Yeni gelen 'yaban'lardan farkl ilem grmeliydiler. Byle byle, her kolonide kendine zel, yeni hukuksal yaplar olumaya balad. Bir ara kolonilerde ayr ayr alnan kararlar ortak bir temele oturtulmaya alld, ama bouna. Hem giderek birbirinden farkllat, hem de dnya ynetimi ile ilikileri zayflad. Ayrca bir koloniye gen birinin yzyl sonra aada akrabas kalmazm. Bylece oralar kendini dnyal olarak grmeyenlerin lkesi olmaya balad."

Son Antlama - Can Eryml

112

"Aslnda dnyorum da, biz bir krenin zerinde, yldzlara bakarak yayoruz. Da kapal bir silindirin iinde yaamak insanlarda farkl psikolojilere neden olsa gerek," dedi Benny. "Gerekten yle," diyerek Sarah onu onaylad. "Koleji bitirince babam beni L-5'teki halamn yanna gndermiti. Kendisi ok istemi, ama gidememi. Orann dnyadan daha dzenli olduunu, gerek gelecein uydularda filizleneceini syler, benim gidip yaamm kurtarmam isterdi. Ama orada yaamak ok zor geldi bana. Grmeyen fark anlayamaz. Her ey, her ey ok deiikti. Elenceleri bile Bir gn kuzenlerim beni alp, 'Seni kra gtryoruz,' diyerek dnme eksenine yakn bir salona gtrdler. Silindirin d kabuundan merkeze doru gittike yerekimi azalyor, tam ortada da sfr oluyordu. Biz o duvarlar rengarenk boyal bir salonda kollarmza kanatlar takp kular gibi utuk. Kuzenlerim o ite o kadar ustalamlar ki, kanallardan flenip emilen hava akmlarn kullanarak, hi kanat rpmadan uabiliyorlard. Zaten ikisinin de Byk Albatros derecesi varm. Hi arlksz olup, evrede zel olarak deien o renklerin iinde yaanan sarholuk mthi bir eydi." "yle olmal," diyerek bir kahve daha istedi John hostesten iaretle. "Halamla kuzenlerimi ok deimi buldum. Oysa daha be yl olmutu gidileri. Onlar da, oral herkes gibi, dnyadan baka gmenlerin gelmesini istemiyor, gezmeye gidenlere bile kt davranyorlard. Ben kalp ikinci snf vatanda olmaktansa geri dnmeyi setim. Ayrca almak istediim konu gelecein konular deil, tarihti. Onun iin de dnyada olmam gerekiyordu. Gene de akn akn gmen gidiyor oralara. Tutunabilmek iin her trl skntya gs geriyor, en pis, en tehlikeli ileri yapyorlar. ok da ucuza alyorlar. Oraya kadar gitmiken L-4' grmeyi bile istemedim ve elimdeki btn paray verip bir TAV'a (*) atlayp dnyaya geri dndm." "O dediin ne?" diye sordu John. "Uydular arasnda alan servis aralar," dedi Sarah ve hostesin getirdii kahveyi John'a verip bolar toplamasn beklerken sustu. Yalnz kaldklarnda, "Dnyadan oralara gitmek hem zor, hem de ok
(*) TAV, Transatmospheric Vehicle, Atmosfer Aan Ara

Son Antlama - Can Eryml

113

pahal," diyerek anlatmasn srdrd. "Babam birikmi btn parasn beni oraya gnderebilmek iin harcamt, ama kolonileraras yolculuk, ya da oralardan dnyaya gelmek ok kolay. Bycek birer araba kadar olan TAV'larn eskimilerini dnyaya gnderiyor, sonra da hurdaya atyorlar. Benim dndm klstr on kiilikti rnein, ama on yedi kii idik iinde." "Koloniler arasnda ilikiler nasl?" diye sordu John. " koloni arasnda nceleri daha yakn bir iliki vard. Hem birbirlerine gidip gelmeleri kolayd, hem de uzaydakiler olarak dierlerini bize gre daha yakn hissediyorlard kendilerine. Turistik geziler, spor karlamalar, sanat gsterileri, hatta sradan zevkler iin oradan oraya tanr dururlard, ama giderek onlar da farkllat. Dnyadakiler uluslardan daha byk birliklere doru alrken, onlar kolonilerinde kendi ilerine kapanmaya balad." "Beni gtrdn o konser ne kadar farklyd," dedi Benny kza. Sonra brlerine, "Sarah'la birlikte L-5'ten gelmi bir grubunun mzikaline gitmitik," diye aklad. "Yukardaki kuzenlerinden biri o orkestradaym. Mzikleri bildiklerimin hibirine benzemiyordu, gsterileri soyutlamalarla doluydu, ama dnyaya kar duyduklar fkeyi ben bile ok iyi anladm. 'Dnyay siz bozdunuz. Siz dzeltin. Bize dokunmayn,' diyorlard. Belki de bu mesaj iletmek iin gnderilmilerdi oraya. Bilmiyorum. Senin evine bile uramad kuzenin, deil mi?" "Hayr. Gruptan ayrlmas yasakm. Ayrca kendisi de istemedi galiba," dedi Sarah. "Siz bizim dnyamza ok kark bir dnemde kp geldiniz Benny. Anlattm btn o farkllamalar, nmzdeki gnlerde bir takm patlamalara neden olacak gibi grnyor. Ben yukardayken L-5'te bir seim yaplmt. Farkl grlerde de olsa ynetici aday dnya ile ilikilerin bozulmasn istemeyen kiilerdi. Drdnc aday ise dnyadaki hapis cezasn ayda alarak tamamlamak zere oraya gnderilmi, sonra bir yolunu bulup L-5'e kam biriydi; Robert Forum Kopek. Adam bir sulu olduunu gizlemeden, hatta onunla vnerek, L-5'te disiplinli bir ynetim kurma sz veriyordu. Hakknda pek ok sylenti vard. Yok dnyada kendi ailesini ldrm, yok aydan frlatlan bir yk kargosuna gizlenerek L5'e gelmi, hibir canlnn dayanamayaca o basnta sa kalm...

Son Antlama - Can Eryml

114

Kendisi de ora doumlu deildi, ama 'Be Belilerindir,' diye bir slogan vard. evresindeki kiiler de onun gibi ipten kazktan kurtulma tiplerdi. ok ilgintir, oylarn %65'ini o ald." "Yaa?" dedi John. "Dnya ynetimi bu seime hemen kar kt. 'Hile yapld, tehdit vard,' falan dediler, ama orallarn Kopek'in evresinde kilitlenmesinden baka bir ie yaramad o sulamalar. Adam ilk i olarak siyasi rakiplerini ortadan kaldrd. Birini halka lin ettirdi, birini adamlarna ldrtt. ncsnn elleriyle ayaklarn kestirtip aya gnderdi. e byle bir vahetle balaynca ona oy vermeyenler ya sindi, ya da kaacak yer arad kendine. ou Ay'a ve L-4'e gitti, ama bir ksm dnyaya geri dnd. te sizi o gmenlerden sanmlard. Dnya gvenlik birimleri kolonilerden genlerin hangisinin casus, hangisinin masum gmen olduunu bilemiyor, onun iin geici birer kimlik verip, krmz tulum giydirip, belli yerlerde tutuyor onlar." "nanlr gibi deil," dedi Doktor. "Dnya o kolonileri kendine ait mlkler olarak grrken Kopek, 'Btn sanayiniz bizde. Biz olmadan yaayamazsnz,' dedi bizimkilere. Sonra, 'Sizden hibir ey almyoruz,' diyerek dnyaya gnderilen L-5 rnlerine ok byk vergiler koydu. 'Biz alanlarz, siz hazr yiyicisiniz,' diyen snfsal bir tavr vard zaten dnyaya kar batan beri. Onun sylemleriyle orallar kendilerini, yoksunluk iinde en pespaye ilerle uraan paryalar, aadakileri de cennet bahelerinde sefa sren kaymak tabaka olarak grmeye balad. Yaanan doal farkllklar nefret nedenlerine dnt. Bana, 'Dnyallarn yapacak ii olmad iin hepsi bunalmdaym. Orada her ay ruh doktoruna gitmek zorunluymu. Doru mu?' diye sormulard. Sama sapan da olsa duyduklar her dedikoduya inanmaya hazrlard yani." "Konulan vergiler denmezse dnyaya gidecek tm mallara ambargo koymaktan sz ediyorlard," dedi Benny. "Ne yapacaklar ellerindeki mal?" diye sordu John. "Baka nereye satabilirler onlar?" "Satmasalar da olur," dedi Benny. "Onlarn dnyadan bekledikleri

Son Antlama - Can Eryml

115

bir ey yok, ama retimlerini bir durdururlarsa dnya ayvay yer. Hele bir de enerji ambargosu koyarlarsa O tam bir bela. O zamann dnyasnn sahip olduu teknolojik bilgi bizim bu zamanmza gre yz kat fazlaym. Sarah'n bilgisayarnda grdnz gibi, iletiim muhteem. Ulam da yle. Doktor gzleriyle grd, tp bir harika. Sonra her ilemi robotlatrmlar, bilgisayarlar altryor tm dzeni, ama onlar da uzaydan gnderilen enerjiyle alyor. Onu bir keserlerse dnyann barsaklar dmlenir, hibir ey yapamaz olur. Hibir ey almaz." "Kar da kamyoruz. Ulusal ordularn ou birer i gvenlik birimine dntrld ok nceleri," dedi Sarah. "O ordular yeniden glendirip silahlandrma tartmalar vard bizim dnyamzn gndeminde. uydu glerini birletirirse ne olur bilemem, ama biz onlara kar iyice savunmaszz. Biz bir roket gnderinceye kadar, onlar sapanla ta atar gibi her eyi yollarlar aaya." "L-4 iin sylenenler doru mu?" diye sordu Doktor. "Paray kaldrdklarn, aileyi de kaldrmak istediklerini duymutum." "Onlarn yks biraz daha deiik," dedi Sarah. "Bir tr dinsel komnizm geliti orada." "Dinsel komnizm mi?" diye sordu John. "Ne kadar ilgin." "1980'lerde New York'ta kurulan Teosofi Dernei'yle balyor tarihleri. Amalarn 'Tanry Bilme retisi'ni yaymak olarak aklam kurucular Helena Petrowna Blavatsky. 2000 ylndan sonra baz kk tarikatlarla balantlar kurmaya balamlar; Kutsal Ik, Gnein ocuklar, Krina Mritleri, Uzayllarn Raelien Akm gibi" "Gnein ocuklar m?" diyerek szn kesti Benny kzn. "Evet. Ne oldu?" "Hi," dedi Benny kza, John ile Doktor'a bakarak. "Sonra anlatrm." "O nemsiz gibi grnen dernein taraftarlar giderek oald ve L4'te toplanmaya baladlar. Sonra btn dinleri potasnda erittiini ileri sren 'Kardelik Yasas'n yaynladlar. Dnyaya zeknn birileri tarafndan ekildiini, bizlerin grevinin de onu evrene yaymak

Son Antlama - Can Eryml

116

olduunu sylyorlard. nsanln uzaya almas tanrsal bir misyondu onlara gre." Benny kendi kendine glmsedi. Sarah onu grd. "Tarikat falan deyip kmsemeyin, yaklamlar son derecede bilimseldir. Terraforming, yani dier gezegenleri yaanabilir birer dnyaya dntrme almalar var rnein. O amala Mars'a mavi bir yosun ektiler. O bitki orann toprandaki buzla yaayacak, gne nlarn emerek gezegenin iklimini stacak ve atmosfere oksijen reterek Mars' insanlara hazr edecekmi. Bir de dnyann s dengesini bozan sera etkisini oray stmak iin kullanmay dndler. Atmosferdeki karbondioksiti nitrojene ve oksijene evirecek, kloroflorokarbon gibi gazlar retecek aygtlar gnderdiler oraya. Pembe olan gkyz yava yava maviye dnecekmi. Zaman hi nemli deil, yzyl, iki yzyl srermi, grrlermi, grmezlermi fark etmiyor. nemli olan misyonlar onlar iin." "Bu kadarn beklemiyordum," diyerek Benny'ye bakt Doktor. "Dier gezegenler gibi Mars da insan yaamna uygun deil," dedi John. "Kk, souk, frtnal ve bo. Onun iin ben insanlarn istasyonlarda yaayarak uzaya alacaklarn dnrdm. nk oralarda basn ayarlanabilir, hep ayn sda tutulaca iin mevsimler yaanmaz, temiz enerjiyle alaca iin ne kirlenir, ne kirletir. Geri L'lerle byle balam, ama bunlar iin ynn deitirmiler." "L-4'teki seimde insanlarn %82'si onlara 'evet' dedi ve Kardelik Yasas'n anayasalar olarak onaylad. bana gelenler nce paray kaldrp, herkesin gc kadar verip, gerektii kadar alacan aklad. Bir de, yle her isteyenin anne-baba olamayacan, yalnzca bir tp kurulunun seecei kiilerin ocuk yapmasna izin verileceini sylediler. Geri dnyada ana rahmi dnda bebek retmek iin kullanlan spermle yumurtalar da zel olarak seiliyor. nsann zeksn arttrmak iin kafatasn bytmek gerektii, kadnn doum kanalnn bu i iin ok dar olduu ileri srlm, bu amala bebek reten baz laboratuarlar kurulmutu. Ama L-4'tekiler bu yntemi kullanmad. ocuk sahibi olmaya hak kazananlara bir eit diploma vererek doal yoldan retimi setiler. Bebekler, anneye bamllk sreleri getikten sonra herkesin oluyormu. Duyduum kadaryla sistem iliyormu. Seilen kii birlikte yaad insanla deil, gidip kendisi gibi seilmi adaylardan biriyle ocuk yapyormu."

Son Antlama - Can Eryml

117

"Dinlerle komnizm barabilirmi demek," dedi John. Sarah ban sallad ona. "Ama anlamadm bir ey var. Bilemiyorum tandmz o kadar nl insann ortaya bir eyler koymu onca kiinin hangisi o tp kurulunun izniyle doabilirdi acaba? Bir Beethoven'in, bir Mozart'n anne-babalar belki de orada ocuk yapamayacaklard. ok ekilmez yani iyi ki Mozart'l bir dnyada yayorum demek geldi iimden." "Hitler'in saf Alman dourtmak iin kurduu insan haralar geldi benim de aklma. Hem dindarlar, hem de bu i onlara gre ahlakl, deil mi?" dedi Benny de. "Ahlak grecelidir," dedi Sarah. Benny ban sallad. "Ben o annebaba adaylarnn bir haftalna lks bir daireye kapanmasnn, bizdeki sanal seks kadar ahlaksz olduunu sanmyorum." Erkekler ona sorarak baktlar. "Bilgisayarnz zevkinize gre bir adam, ya da kadn izebiliyor size. Bu ok tannm biri de olabiliyor, komunuz, bir arkadanz, veya sizin uydurduunuz biri de. Genellikle ulaamayacanz bir kii Yaratlan sanal gereklikte ona dokunuyor, hatta kokusunu duyuyormu gibi hissediyor ve her istediinizi yaptrabiliyorsunuz ona. Ortam nasl isterseniz ayarlyorsunuz. ster lde, ister dan banda, isterseniz denizin altnda, ya da yanardan iinde. Erkekler kadnlarn, kadnlar erkeklerin ald zevki tadabiliyor. Btn bunlar size mthi eyler gelebilir, ama insan dierlerinden koparp yapayalnz braktlar. Sradan bir sevime btn bu zellikleri nasl ierebilir? eremez. Onun iin de insanlar insanlarla deil, makinalaryla olmaya balad. Ben de, L-4'tekiler gibi, bu iin doal olmas gerektiini dnyorum. nsanlar bilgisayarlarla sevisin, bilgisayarlar kavanozlarda ocuk yapsn. Bunu anlayamyorum." "Sen eski kafal birisin anlalan," dedi John ona glerek. "Her konuda deil," dedi Sarah glmseyerek. "rnein benim bilgisayarm her sabah bana zel bir gazete karr. Tm haberleri tarar, beni ilgilendirecekleri seer, resimler, filmler ekler ve nem srasna gre sralar. Yar nemli bulduklarnn da balklarn, gerekirse zetlerini verir. imdi bu kolaylktan kolayca vazgeilebilir mi? Sonra siz bitmi filmleri dardan izliyorsunuz. Oysa ben istediim

Son Antlama - Can Eryml

118

filmin iine girebilir, onu nasl istersem ynlendirir, karakterleri, hatta tm yky deitirir, sonunu istediim gibi bitirebilirim. Evet, bu da ok kiisel bir yaklam, ama hi olmazsa yaratc bir yn var. Bu tr bir ok, sonu farkl biten tarihi roman yazdm ben." "ok ilgin," dedi John. "Sana sonra babamn yklerini anlataym." "Biraz da dnyanz anlatsana," dedi Benny. "Orada neler oluyor?" "O kolonilerdeki seimlerden sonra dnya, ay ve L'ler arasnda youn bir trafik yaand. Pek ok kii dncesine uygun yerdekilerin arasnda olmak iin yollara dt. stedii koloniye gidemeyen dnyallar on milyar insann ne kadarn oralara gnderebilirsin belli yerlerde toplanmaya balad. Arjantin dzlkleri, Orta Afrika ve Hindistan gibi yerler, kendi ynetimlerine vergi vermeyi reddeden insanlarn bir araya geldii blgeler oldu. Bir sre sonra Kopek kaplarn giri-ka kapatt. L-4 ile L-5'in 'Grev ve zgrlk Birlii' oluturarak, bir ibirlii protokol ve saldrmazlk antlamas imzaladn, o srada, tek tarafl olarak aklad. L-4 ynetimi onun bu aklamasn ne onaylad, ne de yalanlad, ama rettiklerini de dnyaya gndermedi." "Dnya gerekten zor durumda kalm olmal," dedi Doktor. "Sizinkiler ne yapt?" "Dnya Birlii hemen bir silahlanma ve askeri rgtlenme program balatt. lk i olarak da uzaydaki SES'leri silahlandrd. Oralardan gelen enerjiler hibir ekilde kesilmemeli nk, ama oralardaki o kck birlikler onlar nasl savunacak bilmiyorum." "Ay'dakiler ne yapyor bu arada?" diye sordu John. "Hi," dedi Sarah ona dnerek. "Bir tarafa yanamad onlar. Oras hem kendine yeterli deil, hem de nfuslar az ve silahszlar. Kimseyi kstrmek istemiyorlar. kardklar madenler her iki tarafa da gerekli olduu iin kimse onlara kar sertlemedi." "Ne olacak?" diye sordu John. Dnyordu. "Bilmiyorum," dedi Sarah. "ki taraf da silahlanyorsa bir gn kaprlar," dedi Benny. Sarah ona bakt, ama bir ey sylemedi. "Herkes hakl. L-4 kendine gre ok

Son Antlama - Can Eryml

119

hakl. L-5 bile demokratik bir seimle belirlemi tavrn. Eh, gariban dnya da kendi yaratt canavarlardan korumak zorunda kendini. Bir bakyorsun, insanlk kendini yeni bir savan eiinde buluyor. Oysa Sarah sen biraz nce insanln, 'sava eiini ap duvara toslamadn' sylemitin." "Sizin zamannzdaki souk sava kastetmitim ben," dedi Sarah. Kimsenin onu yantlamad uzun bir suskunluk oldu. "Aklma L-4 takld," dedi Doktor biraz sonra. "Neden?" diye sordu John dalgnlndan syrlmaya alarak. "Onu uzayda yolculuk yapan bir gemi gibi dnrsek yani eer yaadklar dnya hareket ederse L-4'te uygulanan o sosyalist, ya da dinsel ilkeler bu tr yolculuklara hazrlyor sanki insanlarn. Zaten bizim katlanamayacamz bir ortamda yayorlar. Tabut gibi kutularda st ste uyuyup, hep birlikte yemek yiyorlar. Para dertleri yok. Gelecee grev gzyle bakyorlar. Hem de hi bitmeyecek, hep arkasndan bir yenisi gelecek bir grev O zaman yzlerce k yl uzaklara giden bir gemide olmak o insanlar iin ne fark eder?" "Hakl olabilirsin Jeff," dedi John. "Hepimiz belli hedeflere ulamak iin bir takm yokluklara katlanrz. Bir sre iin Oradakiler o sreyi srekli klmaya alyor galiba. inde yaadklar ortamn skntlarna gs gerebilmeleri iin insanlarn nndeki hedefleri oaltyorlar. Mars'tan sonra asteriod kuana, oradan Satrn'e Her biri ayr proje onlarn. Yeni yerler kurma heyecan hi bitmez. Enerjilerini gneten, yiyeceklerini her yerde bulacaklar CHON'dan (*) elde ederler nasl olsa." "O iin sonu yok ki," dedi Benny. "Mars'a gidenler L-4'teki beylerin iileri olur. Biraz palazlannca onlar da bamszlk ister. L-4 onlara 'hop' der. Sonra Mars'llarn ocuklar Titan'da ii olur. Byle byle tarih srekli kendini yineler." "Ama o bo yerlere yerlemeyi bir zek ekme misyonu olarak grrsen," dedi Sarah Benny'ye, "oralara gnderdiklerinden kendin iin bir ey beklemezsin. Onlarn da yapt bu." Benny kzn gzlerine
(*) CHON, Karbon, Hidrojen, Oksijen, Nitrojen. Tm besinlerin ana elementleri.

Son Antlama - Can Eryml

120

bir sre dalgn dalgn baktktan sonra, "En aklllar onlar galiba," dedi. Bu srada hostes gelip John'un boalan bardan ald. Baka bir ey isteyip istemediklerini sordu, kimse bir ey istemedi. Herkes bir yerlere bakarak dncelere dald. "Acaba o ayr dnyalara yerleenler nasl evrimleir?" dedi Doktor. "Yeni yeni Galapagos'lar oluur mu?" "Ya da ne bileyim," dedi Benny brlerine bakarak, "farkl trler evrimleebilir mi oralarda? nsann yerini neden kangurular almasn bir tanesinde? Ben aslnda onu da anlamyorum. Kangurular da insanlar gibi iki ayak zerine kalkm, ama n ayaklar kullanlmad iin dumura uram. Maymunlar ellerini kullanp atei yakm ve zek onlardan bugnk bizlerle uzanm. Biz neden kangurulardan gelmedik?" "Sen ne dersin Jeff?" diye sordu John. Doktor, Benny ile ona bakarak sustu. "Aslnda insann beyni onun tersi deil mi?" diye sordu Benny. "Biz onun yzde onunu, on beini kullanyormuuz. Kangurularn n ayaklar gibi, onun kullanlmayan ksm neden dumura uramam? Onun tamamn kullanrsak nasl bir zekya sahip oluruz?" "Kolay bir soru deil bu," dedi Doktor. "Sen ne diyorsun Sarah? Sizin zamannzda neler yapld?" "Genetikiler baz hastalklar ortadan kaldrd. Yapay kan ve organlar kullanld iin insandan insana organ nakillerine gerek kalmad. Kaltsal bozukluklara engel olundu, ama insan deimedi. Onun deiimi bin yllarn iiymi. Ya da genetik mhendisliinin insanlar zerinde uygulanmasna balym. Bu arada L'lerdeki eitli rklardan insanlarn karmndan yeni yeni melez rklar olumaya balad. Zenci, beyaz, Hintli, Asyal karmlar Bizim laboratuarlarda retilen bebekler de yle, ama onlardaki farklar yalnzca ekilsel, genetik deil." "Kimileri," diyerek araya girdi Doktor, "aklmzn tmn kullandmz zaman bir duvarn iinden bile geebileceimizi sylyor. Kimileri de, evrenin bir zeklar btn olduunu, bilinten

Son Antlama - Can Eryml

121

olutuunu ileri sryor. Kiisel olarak ben de, bilincimizin bireysel deil, bir btnn paras olduuna inanyorum. Yani bizler bu grndmz kadar zavall olmamalyz. Beynimizin tamam, o dediim btn anlayabilecek kapasitede olmal. Bedenlerimiz ona beslenmesi iin kan pompalayan birer biyolojik robot yalnzca. Srf beynimizi yaatmak iin var yani geri kalan ksmmz. O btn bizi nasl etkiliyorsa, kiisel bilinlerimizin neden olduu her trl gelime de onu etkileyip deitiriyor olmal." "Siz de okudunuz mu Kardelik Yasas'n?" diye sordu Sarah Doktor'a merakla. "Gnein ocuklar'nn safsatalar bunlar," dedi Benny kza, brnn adna. "Hayr, ama akln yolu birdir," dedi Doktor da kza, Benny'ye bakmamaya alarak. "O btn Tanr denilen ey olmal. Bizler onun paralarysak, birer tanryz demektir. Dinler bilimle yantlanamayan sorularn kolay yantlardr. Gerek ise hi de kolay deildir. Ufack bir yorum bazen yzyllarca sylenmeyi bekler," diyerek bir sre sustu. "Dnn, beynimizin birazck daha bu. fazlasn Ve kullanabilsek zeks karmzdakilerin dncelerini okuyabiliriz. Bakalarnn zeksn kullanabileceimiz anlamna gelir insanlarn btnlemeye balar. Bir st-zekya ularz. Ondan sonrasn ben de dnemiyorum dorusu." "Anlattklarn gerekten ok etkileyici Doktor," dedi Benny, "ama ne kadarnn palavra olduunu kestiremiyorum." "Onu zaman gsterecek," dedi Doktor yavaa. "Zaman" dedi Sarah. "Ne tuhaf bir g ona sahip olmak. Kronos, ya da Satrn dnyann alnyazsn yazarm. Ona Msr'da da taplm, in'de mparator Yldz denmi. Neden tarih boyunca hep Satrn ne km? Ne Vens kadar parlak, ne de Jpiter kadar byk oysa o." Hepsine srayla bakt. Onlar da ona bakyorlard. "Keke bir kameray gemie gnderip ona bir bakabilseydik. Kimlerin ssym acaba oras? Sonra, imdi asteroid kua olan yerde Phaeton adl o gezegen gerekten var mym?" "Oradaki talar birleip bir gezegen olutursalard," dedi Benny,

Son Antlama - Can Eryml

122

"ktlesinin ekimiyle gne sisteminin btn dengesi bozulur, dnya gneten daha uzakta olurdu." "Yani daha souk bir dnya olurdu," dedi Sarah ona. Bir sre pencereden darya evirdi gzlerini. Dnyordu. "Ama ya" diye srdrd sonra, "ya birileri ince ince hesaplayarak, dnyay bugnk konumuna getirmek iin patlattysa onu? Sonra da bizi, yaamamza uygun duruma getirdikleri bu gezegene ektiyse? L-4'tekilerin dedii gibi" "Sence kimdi onlar?" diye sordu Doktor. "Ben de onu soruyorum size," dedi Sarah. "Sizinle bu iki inanlmaz fizikiyi bir arada bulmuken Kimdi onlar? Bizim gne sistemimizin be milyon, evrenin on be milyon yanda olduu syleniyor. Daha nce buralarda baka gezegenler var myd? Yani bizimki ikinci, ya da nc kuak bir gne sistemi ise ve tam bu noktada daha nce bizimkine benzer bir dnyada yaayan birileri var idiyse?" "Ve eer o herifler zamanda yolculuk olayn kefetmilerse?" diyerek araya girdi Benny. "Evrendeki tek akll kiiler bizim u dandik grubumuz mu yani?" "Bizden nceki o akll kiiler zamanlar aarak gelmi, kendi yaadklar ortama benzetmilerse bu dnyay? Yani zamanlar tararsak bizi yapan atalarmzla karlaabilir miyiz?" "Aramza ho geldin Sarah," dedi John kza. "Aramza ho geldin."

123

5.

Hayr korkmuyorum, ama ne olur elimi tut baba. Philip Kaufman

Kark duygular iindeydi John. Her karar onlarn istei dorultusunda alnyordu geri, ama gene de kendini elleri kollar balym gibi hissetmesine engel olamyor, iplerin ne kadarnn ellerinde olduunu merak ediyordu. ok deimi, ok bymt lekleri. Aslnda bir bilinmeyene dalmlard. Karlatklar eylere amamalar gerekirdi ama Byk Boynuz'daki son gelimeleri dnd. Tepelerindeki kamuflaj a giderek genilemi, ukurun dna tencerede kaynayan st gibi tamlard. Yeni barakalar, yakt depolar, arabalar, kamyonlar, helikopterleri, hatta bir uaklar bile olmutu. Bir sr insan dolayordu ortalkta. Kimdi onlar? Seilmi kiiler olduklar syleniyordu. Tamam da, o alnan nlemler, elektrikli itler, kapal devre gvenlik sistemleri, ifreli kilitler daha ne kadar Boynuz'un iindekileri koruyabilecek, onlar bakalarndan gizleyebilecekti? ln ortasndaki bu olaand hareketlilik birileri tarafndan fark edilmi olabilirdi bile. Gndz kavuran sca, gece donduran souu ile akreplerin, ngrakl ylanlarn kol gezdii, kaktslerden, bodur dikenlerden baka bitkinin yetimedii bu bombo 'lm lkesi'ndeki bunca hareketlilik Neyse ki yaknda buradan tanacaklard. Epeydir Odysse'yi o i iin hazrlyorlard da, becerebilecek miydi acaba o da onu? Toplant odasnda, masann evresinde oturanlara bakt. Hepsinin orada olmasn o istemiti. Kimseye belli etmemeye alarak gld. 'Bu hl bizim oyunumuz,' diye geirdi aklndan. 18.Nisan.1962'de Byk Boynuz'da yaplmakta olan bu son toplant onun ya gnne rastlamt, ama sa tarafnda oturan Hans'n dnda hibiri bilmiyordu onu. Bir de annesi dnmt mutlaka olunu bugn dourduunu. O mumlu, pastal farfaralklar sevmezdi, ama annesini

Son Antlama - Can Eryml

124

bir aramalyd. Ayrca ya gnlerinin ne nemi kalmt? Zamanlar amakla ka kez doup ldklerini daha bu sabah konumulard yanndaki adamla. Hans John'un bakn hissedip ona dnd. Glmsediini grnce, neden olduunu bilmeden o da glmsedi. John o adamn geirdii aamalara inanamyordu. inden kt savan yorgunluu bir yana, zaman yolculuu okunu bile atlatm grnyordu. Onun iin Hitler, Rommel, Afrika ok gerilerde kalm gibiydi. Oysa John'un gznn nnde uzanan denizin prltlaryla tuz kokusu o kadar gerekti ki, sanki hl orada imi gibi geliyordu Afrika'y dndke. Babas aklna gelince iinde adn koyamad bir sknt duyuyordu. Hayr, bir bakasnn yapt bir ie sahip kmasnn tesinde, ona gidip olanlar anlatsayd ne olurduyu merak ediyordu. Daha koltuu snmadan, kendine ok benzeyen birinin kp da, zaman iinden gelen olu olduunu sylemesine ne derdi acaba? Anlar myd? ok zor. Onun olu Kanada'da durup duruyordu nk ve henz on alt yandayd. Byk olaslkla, hi ummad bir anda kucana den o byk dl kaptraca korkusuyla karsna kan o otuz be yalarndaki sahtekra dman olurdu. Aslnda John'un olmamas gereken bir zaman boyutuydu o. br ocuun yeri miydi oras? O mu skyordu yoksa iini ylesine? Bilemiyordu, ama Hans ile birlikte o maaraya gidip balarna kasklar taktklarnda bile, nasl yapp da orada kalabileceklerini dnyordu. Kendilerini uzun mavi Tuareg harmanileri iinde Odysse'nin nnde bulduklarnda, "Arkadalar, bu Hans," demiti ksaca, sesinde hafif bir titremeyle. Bandan kaskn kardktan sonra, "Albay Hans Otto Berg," diye eklemiti. Yaklak bir ay gemiti o geldikleri 20.Mart.1962 tarihinin zerinden. Benny, Ali, Toshiki ve Noko'nun merakl baklar altnda elindeki bavulu masaya brakarak Hans'a oturmasn iaret etmiti. kisi de ok yorgundu. Yanlarna gelen arkadalarna bir ey sylemeden bavuldan kard raporlar, fotoraflar ve belgeleri masann zerine yaym, o malzeme elden ele dolarken uzun sren bir suskunluk yaanmt. Sonra bandan geenleri, ana balklaryla zetlemi, Hans ile Almanca konumak iin yksne bir ka kez ara

Son Antlama - Can Eryml

125

vermiti. Geldikleri gnn ertesinde Hans'n dil eitimini stlenen Sarah, bilgisayarndaki bir programn yardmyla, 'yes-no'dan baka ngilizce bilmeyen adam o ksa srede gruptaki tartmalar izleyebilecek duruma getirmiti. Tam karsnda krmz giysisi iinde oturan Sarah'a bakt. Kzn saydam teni, mavi gzleri, sar salarnn lts insanlar ok kolay etkiliyordu, ama yreinin akl ve duru kiilii daha ekici geliyordu ona. Ilman bir gven telkin ediyordu insana. ok iyi olmutu onun aralarna katlmas. Birlikte Washington'a gittiklerinde Bakan Kennedy de kzn itenliinden etkilenerek anlattklarn hi kesmeden dinlemi, gsterdii dokmanlar sanki kendisiyle ilgili deilmi gibi sakin sakin izlemiti. Robert Kennedy, Johnson, CIA ve FBI bakanlar birbirlerini sular, yerlerinde hop oturup hop kalkarken, o Sarah'n bilgisayar ile ilgilenmiti. Robert kzn arivinden, aabeyinin ldrlmesi ile ilgili Senato Soruturma Komisyonu ile Basavcnn raporlarnn birer kopyasn almak istemi, becerememilerdi. O zaman Sarah onlara bilgisayar uzman olan bir arkadan getirmeyi nermi, adnn Jimmy Ocean olduunu syledii o kiinin arlmasna sabahn iyice ilerleyen saatlerine kadar sren o toplantda karar verilmiti. Sarah'n bir tarafnda Benny, br tarafnda da o Jimmy oturuyordu. Ksa boylu, buday tenli, hafif ekik gzl bir delikanlyd ve yanaklarndan aa sarkan siyah favorileri dnda tm salar tra edilmiti. zerinde bej rengi bir tulum vard. Yirmi iki yanda olduunu sylemiti, ama herkes onun Sarah'a olan ak yznden yan bytmeye altn dnyordu. Ne var ki bilgisayar konusunda inanlmaz biriydi. Kendi zamannn sradan bilgileri olabilirdi geri aktardklar, ancak stn zekl olduu akt. Daldan dala karakteri, oyunbaz kiilii, yuvalarnda frl frl dnen gzleriyle John'a pek gven vermemiti ilk grdnde, ama bu bir ay iinde Ali, Toshiki ve Noko ile birlikte harikalar yaratmlard. Kendi bildikleri ok ileri de olsa, 'en son moda hurda' dedii Odysse'nin organik kumanda merkeziyle ilkel ekrannda dnen alt boyutlu uzay-zaman giriiminden ok etkilenmiti. Onun katklaryla Odysse dnceyle kumanda edilebilir olmu, ekran gitmi, giriimin grnts yeil bir k

Son Antlama - Can Eryml

126

kresinin iinde dnmeye balamt. Bunlar grnr deiikliklerdi. Asl deiiklik ierdeydi. Odysse mercekler, aynalar ve lazer n kullanlarak bir tr 'optik bilgisayar'a dntrlm, holografik bellei insan beyninin yz trilyon katna ulam, hz da yz binlerce kat artmt eskisine gre. Odysse insanln be bin yldr biriktirdii tm yazl bilgiye sahipti artk. Bunu onun organik beynindeki sinir hcreleri olan nronlarla kurulabilen iliki salamt. te bu olay Jimmy iin de yeniydi. Ayrca John ve Benny ile yapt almalarla da uzay-zaman giriimini matematiksel bir temele oturtmu, iinde hareket edebilecekleri zaman dilimini binlerce yla uzatmlard. Mekanda yer deitirmeyi kitleleri hareket ettirerek deil, uzay-zamann yapsn ynlendirerek salamay baarmlard. imdi olsa Groom Range'deki yaplarn ykmazlard. Btn bu alma younluunun iinde bile olan Sarah'a olan ilgisini srekli belli ediyor, kza ayn ekilde ilgi duyan Benny ile aka ekiiyordu. kisi de birbirini sevmediini saklayacak tipler deildi. Saklamyorlard da ve imdi de kzn iki yanna oturmulard. Ayn komik durum masann br ucunda da yaanyordu. Bir tarafnda Bakan Kennedy'nin, bir tarafnda da Ali'nin oturduu br sarn kadn Marilyn Monroe idi. Ali'nin ricas zerine bu sabah Byk Boynuz'a Bakanla birlikte gelmiti. Daha neyin iine dtn tam kavrayamamt. Konuulanlar akn akn dinliyordu. John'un aklnda kaynan bilemedii silik bir an vard; Marilyn Monroe ile Albert Einstein bir otel odasnda birlikte birisi en gzel, birisi en akll belli belirsiz bir grnt Ho bir senaryo olurdu zerinde biraz uralsa. Bir ka gn nce televizyondaki bir haber filminde Marilyn Monroe'nun Bakan'n ya gn toplantsnda "Happy birthday Mr. President" arksn sylerken izlemilerdi. O herkesin bildii ya gn arks onun aznda baka trl bir igcklaycla brnmt. Ali o kutlamay Bakan'a anmsatarak kendisini Bayan Monroe ile tantrmasn istemi, o da dierleri kabul ederse onu Boynuz'a getirebileceini sylemiti. Ve ite imdi Bakan ile Ali'nin arasnda kprdamaya korkarak oturuyordu. John'un baktn grnce, 'benim burada ne iim var?' dercesine glmsedi ona. John da glmseyerek rahatlatmaya alt onu.

Son Antlama - Can Eryml

127

Bakan'n br tarafnda Prof. Edwards oturuyordu. John Afrika'dan dndnden beri onlarla birlikte Boynuz'da kalyordu o da. Onun varlyla Beyaz Saray ile kurulan dorudan balantdan ok memnundu. Zablocky'nin odasndaki sinirli ortamda onu yanl deerlendirmi olduunu oktan kabul etmiti. Olduka sakin, yapc, dengeli, en nemlisi drst bir kiilii olduunu birlikte almaya balaynca anlamt. Bir takm iler onunla ok daha abuklayor, uzun yollar ksalyordu. Bakan ile kardei Robert'n arasna oturup onlara ukurda son bir ayda yaplanlar anlatma iini o stlenmi, teknik ayrntlara girmeden olduka da gzel zetlemiti. "imdilik her ey yolunda gibi grnyor," dedi anlatmasn bitirince. "Ama bir takm kukularm var benim de herkes gibi. Hazr sizler de buradayken onlar da konualm. Bir bilgisayarn, hatta sradan bir zaman makinasnn tesinde, korkun bir silah bu Odysse," diyerek nndeki ktlardan birini ald. "Bu bizim Heinrich Rudolf'un Fhrer tarafndan Sahra Denizi projesinin bana getirildiini belirten belge. Bizzat kendisi imzalam bunu. Bana silah dayasan yapmayaca bir ie ikna edilebilmi yani o saplantl adam." ki tarafndakilere bakp, "Yani hangi gemie gidersek gidelim, onu deitirebilme gcne sahip olduumuzun kant bu. stelik yalnz tarih deil, corafya bile deitirilebiliyor biliyorsunuz," diyerek eliyle John ile Hans' iaret etti. "Bu g imdi bizim elimizde. Bakalarnn buna sahip olduunu dnmek bile istemiyorum, ama kendi kendime buna hakkmz olup olmadn da soruyorum. Gittiimiz zamanda doru bildiimizi yapmakla, gerekten doru olan m yapm oluyoruz? 'Mutlak doru bizimki,' diyecek kadar fanatik miyiz bizler de? Kendi yolunda giden bir topa dardan dokunuyoruz. Bu yaptmz malarda fauldr." "O kadar gl olmak m seni rahatsz ediyor?" diye sordu Robert Kennedy. "Evet Bob. Kim iin doru?" Bir sre karlkl susarak baktlar. "Bombo diye bildiimiz bir l suyla doldurunca iki milyona yakn insan yersiz yurtsuz braktk," diye araya girdi John, Edwards'a destek vermek iin. Daha nce bu konular zerinde tartmlard. "O onurlu l insanlarn bakalarnn topraklarna snan zavalllara dntrdk. Bazlar o srgn yaamamak iin gz gre gre

Son Antlama - Can Eryml

128

boulmay seti. Sonra o kylarda bir takm nlemler alnd. Byk boynuzlu Afrika ineinin beslenmesi yasakland rnein. ok ot yiyor, az st, et veriyorlard, ama bir tr zenginlik simgesiydi o hayvanlar orallar iin. Oluturmaya allan yeni ve doru ekoloji yle sama bir inancn insafna braklamazd, deil mi? Peki ne oldu? nekleri alnp orduyu beslemek iin kesilen o insanlar nce yoksul, sonra da terrist oldu. Londra'da, Paris'te, Roma'da, Almanya ile Amerika'nn her yerinde bombalar patlatyor, yangnlar karyor, gnahsz insanlar ldryorlard bizim ayrldmz srada. O lenlerin kefaretini kim deyecek? Sulular o bombalar patlatanlar m, yoksa biz miyiz? Drst olmak gerekirse, biz balatmadk m o kan davasn? O patlattklar bombalar bile bizler retmedik mi?" Kimse uzunca bir sre konumad. "Ben de eyi dnyorum" dedi biraz sonra Bakan, ama szn bitirmedi. "Size yaplacak o suikast doal ayklanma gibi dnmemiz gerekir belki de," dedi John ona. "Nasl syleyeceimi bilemiyor, yanl anlamanzdan da korkuyorum, ama Edwards'n dedii topun ynn deitirmek doru mu diye sk sk soruyorum ben de kendime." "Bak ite onu doru yaptk," dedi Kennedy neeyle. "Tartmasz tek doru o oldu." Hep birlikte gldler. Edwards ile John'un szlerinin oluturduu ar hava dalr gibi oldu. "eyi sylemek istiyorum, o gidilen zamanda" diye srdrd o konumasn. "Sizin o paralel evren dediklerinizde" Durup bir sre dndkten sonra, "Gerek mi onlar?" diye sordu. "Yani bizimle ne kadar ilgisi var? Orada oluan farkl bir Afrika'dan, deiik gelien bir tarihten sz ediyorsunuz. Ne kadar gerek olabilir o? Farkl bir dnya farkl bir gezegen yoo, bir film gibi perdedekilerin yalnzca birer ekil olduu bir grnt... O insanlar birer canl saylr m? Sen oradayken br John mu, sen mi bir grntydnz?" "Ne demek istediini tam anlatamadn, ama ben anladm," dedi Edwards. "Byle dndn anda btn ahlaki sorumluluklarndan kurtulursun. Bir resme kar su ileyemezsin, deil mi? Ama bak! Onlardan tanesi karmzda oturuyor. Eti, can, kanyla Hans da, Sarah da, Jimmy de bizler kadar insan. Hatta ikisi bizim gibi olmasa da

Son Antlama - Can Eryml

129

Amerikal. Onlar seni, senin Abraham Lincoln' grdn gibi gryor. Sen bir grnt olabilirsin onlar iin, ama onlar kesinlikle yle deil." "Kusura bakmayn," dedi Kennedy o kiiye. Profesr'n sylediklerinden alnm olduu sesinden belliydi. "yle demek istemediimi bilmenizi isterim. Amalarmn arasnda hibir zaman ahlaki sorumluluklarmdan kurtulmak olmad. Burada da" "Oralarda yalnzca baka tarihler yaanyor," diyerek araya girdi John. "Ama onlar da en az bizimki kadar gerek Bakan'm. Oradaki iki John da gerekti. br sonra ben olacakt nk. Yalnzca karlasalard ne olurduyu bilmiyorum. Sonra ben Afrika'ya 1942'nin Kasm aynn sonunda gittim. Gitmeden nce Sarah ile gnler zerinde titizlikle almtk. Rommel'i elimle koymu gibi bulmam gerekirdi, deil mi? Ne gezer. Ancak Araln 1'inde bulabildim onu. Tam bir haftam ald ona ulaabilmem." "Yani...?" diye sordu Bakan. "Yani ok iyi bildiiniz bir olay bile baka trl bulabiliyorsunuz. stelik buradan uzaklatka bakalama olasl daha fazlalayor. Makasn aras alyor." "Yani imdi gidip Cengiz Han', ya da Kristof Kolomb'u bulamaz myz?" "Bulamayabiliriz," dedi Edwards. Kennedy kardeler ona bakt. Ellerini omuzlarna koyarak glmsedi ikisine. "Ama bir gn onu da baaracaz."

***
Sabah Boynuz'a geldiklerinde ilk i olarak onlara kendi yaptklarn anlatmt Robert Kennedy. Sarah'tan edindikleri bilgiler dorultusunda gerekletirilen operasyonlar, yaplan tutuklamalar, ok gizli olarak yrtlen soruturmalar zetlemiti. Bu ile bizzat uratn, Johnson'un dnda bir tek Martin Luther King'in gelimelerin tmnden haberinin olduunu sylemiti. Karlar bile bilmiyormu gelimeleri.

Son Antlama - Can Eryml

130

"Benim kurtarc meleim," diyerek st ste pmt Sarah'n ellerini Bakan. "Senden ayrca bu lanet ile balantl gibi grnen, bamn derdi Kba ile ilgili bir gelecek arivi hazrlaman rica edebilir miyim?" "Elbette," demiti Sarah. "Jimmy ile birlikte hemen hazrlarz." "Falcla gelip dayand yani iimiz," demiti Benny duygularn gizleme gerei duymadan. Sesini de falc kadnlarnkine benzetmiti. "Syleyesin bakalm Jimmy ocuk, bilgisayar falmda ne var bugn?" Ksa sren bir suskunluk olmutu. Son zamanlarda sk sk saldrr olmutu koca adam evresindekilere, nedeni Jimmy'nin durumunun giderek salamlatn grmesi olsa gerekti. Arkadalar onun bu tavrlarna alkt, ama ya brleri Benny'ye bakmt John. Adamcazn derdi yalnz Jimmy deildi ki, Dr. Hopkins'in Boynuz'daki varlndan da holanmyordu. Frederick'in nerisiyle, gvenlik asndan, Doktor'u Groom Range'e gndermemeyi uygun bulmulard. Yanlarnda kalarak onlardan biri olmaya balamasna sinirleniyordu Benny, nk bu arada Odysse iin bir proje hazrlamt ve iki gn nce kendi aralarnda onu tartmlard. "Neyin uygulanacana yalnz Odysse Kurulu karar vermeli," diyerek kendi kk gruplarn iaret etmiti Benny o gn, ie birlikte balayan drt kiiye bir ad koyarak. "yle her nne gelenin" demi, ama susmutu sonra. Hans, Jimmy, Sarah ve Edwards da o ekirdek ekibin dndan kiilerdi. Hatta Noko bile "Herifin biriyle srf insanca amalarla ilgilendik diye" "Henz bir eye karar vermedik," diyerek szn kesmiti John onun. "Neye, nasl karar vereceimizi de tartrz ayrca. stelik Doktor da bizimle birlikte Enstit'ye seilmi bir ka zel kiiden biri idi." "Kendi i sorunlarmz bakalarnn nnde mi tartacaz John?" diye sormutu Benny. Alnm grnyordu. John eliyle iaret ederek onu susturmak istemiti ama, "Siz bunlar konuurken ben darda kalsam iyi olacak," diyerek ayaa kalkmt Doktor. "Burada bir konuk olduumu aklmdan karmyorum sevgili velinimetim," demiti Benny'ye. Kimse bir ey

Son Antlama - Can Eryml

131

sylememi, odadan kana kadar ardndan sessizce izlemilerdi yal adam. "Kabahat onun iin kn yrtanda," demiti Benny kap kapannca. "Adamcaz biz rahat konualm diye" diyordu ki Edwards, "Yoo! Siz byle dnn diye numara yapyor," diyerek szn kesmiti Benny onun. "Hayr, hibiriniz anlamyorsunuz beni. Ben Noko'ya, ya da sana kar ktm m Eddy? Ya da Hans'a? Sarah' bizzat ben getirdim. Sizin nereceiniz her ey kabulm." Sesi giderek yumuamaya balamt. "Ama Doktor'un dediini kabul etmezsin deil mi?" demiti Jimmy. "Ya da benim dediklerimi doru bile olsa?" "Sen neden kmyorsun darya?" diye sormutu Benny ona, yeniden sertleerek. "En azndan o sahte terbiyeyi gsterebilirsin." "kmayacam," demiti Jimmy. "Doktor kadar kolay lokma olmayacam sana." "Lanet olas!" demiti Benny. "Bu pi kurusu neyse ne de, brn hi sevmiyorum, ne yalan syleyeyim. Korkuyorum. imde kt kt" "Ne biim bilim adamsn sen?" diye sormutu Ali ona. "Sevmediim insanla almak istemiyorum arkada," diyerek ona dnmt Benny. "nk sonunda mutlaka bir pislik kyor yleleriyle." "Adamn projesini iime sindirmem baya zamanm ald," demiti Ali. "Biliyorsun bakalarnn fikirlerini almakla suluyordum onu, ama bunun ilgin olduunu kabul etmeliyiz. ok iyi derleyip toparlam konuyu. Bir hedef kazandrm. Ben dnelim derim." "Neredeyse kul, kle olacaksn adama," demiti Benny ona srtn dnp. "Projeyi bizim ynetmemiz kouluyla," demiti Ali. "pin ucunu ona brakmadan." "Ali'nin syledii koulla bence de kabul," demiti Toshiki. "Ters bir hareketinde zamann dna atveririz onu." Noko bayla yannda oturduu kocasnn szlerini onaylamt.

Son Antlama - Can Eryml

132

"Sen ne dnyorsun Sarah?" diye sormutu John. "Ben... ben bilmiyorum," demiti kz. "Aslnda bize sormasanz yani Jimmy ile bana kendimizi bu kuruldan, kurul da bizi kendinden sayana kadar." Sonra Benny'ye dnm ve, "Sen beni getirdin diye bana kefilsen, ben de Jimmy'yi getirdim diye ona kefilim," demiti. "Bazen seni anlayamyorum Benny. Burada byle davranyorsun, ama orada Doktor'u kurtarmak iin nasl rpndn kendi gzlerimle grdm. Kendini riske atp o paray nasl bulduunu ben biliyorum." "Nasl riske att kendini?" diye sormutu Toshiki. "nce at yarlarn denedim," demiti Benny kzdan nce. "Kaskma kumanda ederek zor da olsa ertesi gne gidip dndm. Gazetelerdeki sonular oynadm, ama lanet olas beygir tam birinci olacakken dt." "Odysse olmadan o enayi kaskla ertesi gne mi gidip geldin yani sen?" diye atlmt Toshiki sevinle. "nanamyorum. Harika! Niye daha nce anlatmadn bunu?" "imdi anlalyor Odysse'nin seni niye geriye getiremedii," demiti Noko. Kocasnn tersine olduka ciddi idi. "Akln kartrmsn aletin." Hatta Benny'ye biraz kzm gibiydi. "Bilmediin bir ii tek bana denemeye nasl?" diye atlmt John da. "Bunu bana sen mi sylyorsun?" diye sormutu Benny ona glerek. "Okuduun gazetelerin baka bir ertesi gne ait olabileceini dnmeliydin," demiti Ali alayc bir ekilde. br yalnzca ban sallamt. "Peki sonra nasl buldun o paray?" diye sormutu Edwards. Benny sessiz kalnca, "Yeniden Yerleim Birlii'nin kasasn soydu," demiti Sarah. "Ne?" "Ne yapt?" "Nasl?" Bu soru yamurunu da yantsz brakmt Benny.

Son Antlama - Can Eryml

133

"Onunla bir adam satn ald," diye srdrmt kz konumasn. "Adam deil pankreas," demiti Benny ona serte. "Adam," diye dzeltmiti Sarah onu. "Bir pankreasn neden o kadar pahal olduunu sanyorsun sen?" Benny onu yantlamam, gzlerini kzn gzlerine dikip dikkatle bakmt. "Hani organ nakilleri kalmamt?" diye sormutu Ali. "Doktor'u o gmenlerden saydklar iin daha fazla srdrmek istemediler tedavisini," diye aklamt Sarah. "Sigortas olmad iin ama eer gerekli organ getirilirse ve doktorlar da o paradan yklce bir pay alrsa Kendini yle para para sata karanlar olur. nsan bbreinin birini, midesinin bir ksmn verse de yaamn srdrebilir, ama pankreasn, kalbini satan iyice umutsuz biridir. Para ailesine kalsn diye yaparlar genellikle bunu, ya da kendini bir gruba, tarikata falan adayanlar" "Yani ben imdi o yal keiyi kurtarmak iin birini mi ldrdm?" diye sormutu Benny. Sarah ban sallayp susmutu. "Ama oras bir hastane deil miydi?" Sarah gene ban sallamt. "Oradaki doktorlar resmi deiller miydi?" Kz gene bayla onaylamt onu. "Vay orospu ocuklar, vay!" diyerek ayaa kalkmt Benny. Yz sapsar olmutu. Herkesten uzak bir keye gidip, nne yere bakarak durmutu. Kimse konumamt uzun sre. "Bana sorduun iin teekkr ederim John, ama ben ekimserim," demiti Sarah epey sonra sessizlii bozarak. "Beni de yok sayabilirsiniz," demiti Jimmy. "imdilik bir teknisyen olarak kalmak istiyorum." "Ben Doktor'un nerdii projenin uygulanmasnda byk yarar gryorum," demiti Edwards. "Ancak nce kendimize ahlaki adan bir takm snrlar ve ilkeler koymamz gerekir. Gerisi sradan bir laboratuar ii zaten." "Teekkrler Eddy," demiti Benny ona uzakta durduu keden. "imdi konuyu asl tartmamz gereken yere ektin."

***

Son Antlama - Can Eryml

134

John Edwards'a bakt. Her zaman takt krmz papyonu, beyaz salar ve pembe yanaklaryla babacan bir retmen gibiydi. Dncelerini toparlamaya alt. ki gn nceki toplantda konutuklar projeyi Bakan'a birazdan kendisi anlatacakt. "Teekkrler Ed," dedi John Kennedy. "Buradaki bu inanlmaz gelimenin beni akna evirdiini sylemeliyim. Ayaa kalkan maymun, ya da atein kullanlmas kadar nemli bir dnm noktasn daha am bulunuyor insanlk sizlerle. Ben tesini dnmeye zorlanrken, baka yeni projelerinizin olduunu sylemitiniz. yle deil mi?" diyerek John'a bakt. "Sizi dinleyelim eski dost." "ok anlalr olmaya alacam Bakan'm," dedi John. "Canllar kalc olabilmek iin remek zorundadr. Bunu yaparken kendi niteliklerini ocuklarna iletirler. Bir anlamda lm alt eden bir tr lmszlk, baka bir deyile srekli varolmaktr remek. Ancak hassas birer makine olan canllar doada rastlantlarla oluuyor, stelik anne-babalarn yapsal bozukluklar bebeklere aktarlyor. Biz onlar makine gibi nceden tasarlayarak, rastlantsal evrim srecini bilinli bir retime dntrmeyi dnyoruz." "Yani?" dedi Bakan. Gzlerini krpmadan John'a bakyordu. "Yani baz canllarn, hatta yeni bir insann tasarmn yapabiliriz." Bir sre susarak kendisini dinleyen kardelere bakt John. "Yeni insan" dedi bir kez daha. "Hatasz bir programlama ile yeni, yepyeni bir soy kaltm yanllklarnn olmad bir mkemmellik ok uzak bir olaslk gibi grnen bu d artk gerekleebilir. nsanlarn yaplamayacak eyleri dnemeyeceine inanrm ben. Eer birinin aklna bir ey gelmise bir gn mutlaka olacak demektir o. Bizim Odysse gibi." "u geldiimiz yere bakn," dedi Robert Kennedy aknlkla. "Ancak baz endielerimizden dolay projeyi baka bir zaman boyutunda uygulamak istiyoruz," diye srdrd John. "Odysse'yi buradan ve bu zamandan tamamz gerektiini dndk. lk endiemiz gvenlik ile ilgili. imdiye dek burada bir eyler olduunu kimse anlamadysa, bu onlarn aptall olmal. Yalnzca siz ka kez geldiniz ln ortasndaki bu yere. Bu kadar grltye birileri bir

Son Antlama - Can Eryml

135

eylerin dndn mutlaka anlamtr. Oysa baka bir zamandan bugne bir sznt olamaz." "Peki oradaki o ilem ne kadar ahlaki olacak?" diye sordu Bakan. "Biraz nce siz deil miydiniz Afrika'daki sosyal dzeni deitirmeye hakkmz olup olmadn sorgulayan?" "Haklsnz," dedi John ve bir sre dnerek sustu. Bakan'n ondan almaya m altn, yoksa olay ellerinden kayor diye mi endielendiini anlayamamt. Geri bu tanma nerilerine onlardan bir tepki gelebileceini nceden dnmlerdi. "Toplumsal kurallarn henz olumad bir zamana gitmek istiyoruz. Burada ka gnlk embriyonlar zerinde allsn diye tartlyor, biliyorsunuz. Bizimki gibi bir projede alrken insan haklar, hayvan haklar, dinsel ve tresel yaklamlar elimizi kolumuzu balar. Ancak biz yasalardan kamay dnerek bu yolu semedik. Hayr! Tam tersine, nce kendimizi disiplin altna alacak bir ilkeler btn oluturduk." "Gene de yasalardan ka olacak bu," dedi Robert Kennedy. Akl yatmam gibiydi, ama kimse yantlamad onu. "Bilimin n alacaksa kabul," dedi Bakan biraz dndkten sonra. "Bylece bizimkinden daha ileri bir uygarlk oluabilir orada. Bizim denetimimizde, uzak bir eyaletimiz gibi" "Neden bizim olsun oras?" diyerek szn kesti John Bakan'n. "Neden bizim olmasn?" dedi Bakan, John'a dikkatle bakarak. "Bir ocuk," diye sze girdi o ana kadar hi konumam olan Noko, "anne babasnn mal deildir." Boazn temizleyerek bir sre sustu. Heyecandan yz kzarmt. "O kendisidir. nc bir kiidir, efendim. Bizimdir, ama bizi sevmek zorunda bile deildir." Sesi titreyerek tkand sonunda. "Ona kendimizi sevdirmek bizim elimizde," dedi Edwards. "Ben yle bir baba oldum ki, benim ocuklarm beni sevdi. Onlar iyi yetiirlerse bizim bu yal, kavgac uygarlmza yol bile gsterebilir. Hani hep, 'imdiki aklmla yirmi yanda olmay isterdim,' denir ya, onlar bizim imdiki aklmzla domu olacak." "Peki nereye gitmeyi dnyorsunuz?" diye sordu Kennedy.

Son Antlama - Can Eryml

136

"O konu zerinde hl alyoruz Bakanm," dedi John. "Sivrisinek adn verdiimiz uzaktan kumandal bir kameray belirli aralklarla eitli blgelere gndererek bilgi topluyoruz. Dou Afrika'y, Nil Vadisi'ni, Mezopotamya'y, nds boylarn, hatta Avustralya ile Amerika'y bile aratryoruz. nk insanlk, varsaylan anayurdu olan Orta Afrika'daki Byk Yark Vadisi'nden ikiyzbin yl nce km, dnyann her tarafna on binlerce yl ncesinde yaylmt." "Nereye gideceimizden daha nemlisi neden gitme gerei duyduumuz," diyerek araya girdi Edwards. "Fosillerden, ya da arkeolojik buluntulardan gemite neler olduunu tam olarak anlayamyoruz. Az sayda ele geen kafataslarnn ou ya krk, ya da delik oluyor. Onlar genellikle yaban hayvanlarnn deil, kendi trdelerinin yaptna inanyor uzmanlar. Tarihncesi dnyada iki ayak zerinde dolaan bir ka tr insanms olduunu biliyoruz. Bunlarn bazlar birbirleriyle kyasya dvm, ya da en azndan birileri dierlerine yaama ans brakmam. rnein, Neandertal Adam yok olurken, Homo Sapiens soyunu srdrebilmi. Bilim adamlar, trlerin yok olma nedeninin, onlarn bedensel yaplar olduunu ileri sryor. Buzul alar bitince Eskimo'lar gibi soua uyum salam, ksa ve kaln yapl Neandertal'ler, yaama ortamlar kalmad iin ortadan kalkm. Gllermi, ama kaba g yetmemi varolularn srdrebilmeleri iin. te yandan, bir trn tek bana varln koruyabilmesi ok endermi. Bir Homo Sapiens, bir de karncayiyen bu kuraln dnda imi. O garip hayvanlar bilmem ama, bizimkinin doaya aklla direnerek kazanlm bir sava olduu ak. Doal ayklanma srasnda akll, yani beyni byk olanlar kalm. Yalnz o yetmiyor, onlar dourabilmek iin, geni kala boluklar olan kadnlar gerekiyormu. Bizim atalarmzda o ikisi bir araya gelmi ve bakalar yok olurken onlar kalabilmi." "Beyin hacmini arttrmak iin kafataslarnn ince uzun olmas nasl olur?" diye sordu Robert Kennedy. "Hem ok kolay doarlar, hem de istenildii kadar akll olurlar. Gney Amerika'daki baz kazlarda o tr kafataslarnn bulunduunu okumutum." "Orada ocuklarn kafalarnn sktrlarak deforme edildiini okumutum ben de," dedi Edwards. "Zavall ocuklar, ne ac

Son Antlama - Can Eryml

137

ekmilerdir, kim bilir. Neandertal'lerin yok olu nedenlerinden biri de, alnlarnn geriye bask ve dar oluuymu. Bizimkiler gibi yksek deilmi n kafalar. Beynin n loblar oluamad iin, konuma dilini ve dnmeyi gelitiremedikleri syleniyor. Onlarn arka kafalarnn bykl beden glerini salarm. Kafatasnn hacmi kadar formu da nemli. Sonra baparmaklar esnek deilmi. 'El insan deilse, dil insan olmaz!' diyenler var. Aslnda en bata Homo Sapiens onlar insandan sayp iftlememi. Hi karmamlar birbirlerine." "te biz btn bu gelimelerin tamamland zamana gitmek istiyoruz," dedi John. "Aratrmalarmz, sosyologlarn Vahet Dnemi dedikleri Yontma Ta ann (*) sonunun bu ie en uygun zaman olduunu gsterdi. nk onun ardndan Barbarlk Dnemi denilen Cilal Ta a (**) geliyor. Gnmzn daha az ypratc iklim koullar ile bildiimiz corafyas o an banda olumaya balamt. nsanlar maaralardan kp yeni yerlemeler kurmu. Mthi bir kltrel patlama yaanm. Tarma geilmi. Bundan on bin yl ncesine gidersek atalarmz kk kk yerleik topluluklar kurarken bulacaz. Gideceimiz o zamana, onu 'Milattan nce'den ayrdedebilmek iin, milad gene yerinde tutarak, 'Eksi' demeye karar verdik. Eksi-8000'e gideceiz yani."

***
O toplant bitince Sarah doruca Ali'nin yanna gidip onu bir kenara ekti ve, "Sana Bayan Monroe ile ilgili bir ey sylemek istiyorum," dedi uzanp kulana fsldayarak. "Ne o?" diye sordu Ali, gzlerini iri iri aarak. Kzn ses tonu meraklanmasna yol amt. brlerinden biraz daha uzaklatlar. "Drt ay sonra, yani Austosta uyku ilac ierek kendini ldrecek o," dedi. Ali gzlerini daha da aarak bakt ona. Donmu kalm gibiydi. Sarah ban sallad. "Belki iine dt bunalmdan

(*) Paleolitik a (25 milyon-10 bin yl ncesi), Jeolojideki buzul alarnn kltrel karl. (**) Neolitik a (10,000-7,500 yl ncesi).

Son Antlama - Can Eryml

138

kurtarabilirsin onu. O zaman sen kazanrsn onun gnln, rakibin kim olursa olsun," diye ekledi. Gzleri Marilyn'in yanndaki Bakan'n zerindeydi. Ali de dnp onlara bakt.

***
18.Nisan.1962'de yaplan o tarihi toplantnn ardndan Sivrisinein getirdii binlerce grnt zerinde yaplan incelemeden sonra gidilecek yerin Kzldeniz'in kuzeyinde, Sina Yarmadas'nn en gney ucu olmasna karar verdiler; slerini Ras Muhammed'de kuracaklard. Bu karara varmak yaklak iki aylarn almt. Sivrisinei o seilen yere ve zamana bir kez daha gnderip son bir kontrol yapmlar, ancak Hans onunla yetinmeyip bir de kendisi gidip gelmiti oraya. Gr olumluydu. Bunu Bakan'a bildirdiler ve bylece dmeye baslm oldu. 25-30 Haziran tarihleri arasnda Amerika Birleik Devletleri ordusu Nevada l ve Eldorado Dalarnda hava ve kara kuvvetlerinin katld bir manevra yapacakt. Bylece o yaratlan kargaa iinde, seilen malzeme ile personeli Sina'ya tayabilmek iin tam alt gnleri olacakt. 1.Temmuz.1962'de Byk Boynuz'un tmyle boaltlm olmasn planlamlard. lk kez byle bir uzakl ve younluu deneyecekleri iin Odysse'nin o ykn altndan kalkp kalkamayacan bilemiyorlard. Yalnzca dua ediyordu inananlar. lk olarak Hans ile birlikte George ve mavi cinlileri gnderilecekti. Ardndan kullanacaklar malzemeler O 24.Haziran gecesi, hepsi ilerindeki bin bir kukuyla, Marilyn'in onlar iin hazrlad tek kiilik mzikali izledi.

***
Aktarmann sonu yaklatka hepsini bir heyecan sarm, gzleri duvardaki saatte kilitlenmiti. Son alt gndr Odysse inanlmaz baarm, Boynuz'daki her eyle birlikte yeni proje iin gerekli ekipmanlar da Sina'ya ve Eksi-8000'e aktarmt. Biraz nce de John'lar gndermi, sra kendini aktarmaya gelmiti. Heyecanla o en

Son Antlama - Can Eryml

139

son postay, Odysse, Toshiki ve Noko'yu bekliyorlard. John yeni geldii o odada, solundaki pencereden dar bakt. lk kez grd Kzl Deniz prl prl bir gnein altnda masmavi uzanyordu nlerinde. Ona niye kzl dendiini merak etti. indeki mercanlardan tr diye biliyordu, ama biri de Musa'y izleyen firavun ordusu orada bouldu diye anlatmt. En iyisi Ali'ye sormakt onu. Hele u tela bir bitsindi de. Odadaki sessizlik sryordu. Benny ve Hans ile gz gze geldi. br tarafta Jimmy ile Ali duruyordu. Ali'nin alt dudan srdn grd. Kendisinin de iaret ve orta parmaklarn ans iin st ste getirdiini o zaman fark etti. Odysse bu zamana kendini aktaramazsa ne olacakt? Japon kar-koca orada, bunlar burada Daha be dakikalar vard. imdiden olumsuz dnmemek iin gene darya evirdi baklarn. nsanlarla aralar vard sa tarafta. Bir de bir uak kanad grnyordu ilerde. Yaplan askeri manevra srasnda bir takm aralar, ii sandk dolu kamyonlar, vinler, hatta insanlar yok olmaya balaynca glmsemesine engel olamad John hele kamyonundaki ykn yitiren o ofrn aknl... Onlarn zel bir amala baka bir yere gnderildiini aklamt Frederick, ama bir grup generalin Boynuz'da neler olduunu anlamak iin kapya dayanmalarna engel olamamt. Onlar oradan uzaklatrmak iin Genel Kurmay Bakannn telsiz emri gerekmiti. En sonunda bitmiti yani bitiyordu ite bir de u Odysse kendini "Haydiiii" diyen Edwards'n sesi odadaki suskunluu bozdu. Sarah ile birlikte en arkadaydlar ve el ele tutumulard. John onlara baknca belli belirsiz glmsediler. Sonunda bekledikleri grnt yksek tavanl odann ortasnda belirdi; Odysse ve balarnda dnce bantlaryla kar-koca Yamagata'lar. Odadakilerden bir alk koptu. Bantlar balarndan karan Japonlar kucaklamaya kotu hepsi. Gelmilerdi ite. Buradaydlar. Bir aradaydlar gene. Lanet olas yer cehennem bile olsa, yanlarnda Odysse vard artk. "Ho geldiniz," dedi John ikisine birden sarlarak. "u Odysse'yi nasl peceiz?" diye sordu Benny de onlara sarlrken.

Son Antlama - Can Eryml

140

"Ben sevgilerinizi iletirim ona," dedi Noko sevinle. "Merak etmeyin." "Btn bu alk o hak etti aslnda," dedi Toshiki de. John Odysse'ye bakt. Her ey olmas gerektii gibiydi. Uzayzaman giriimi yeil k kresinin iinde tandk sevimliliiyle dnyordu gene. inde garip bir sevin, tutamad bir coku vard. brlerinin de onun gibi hissettii belliydi. 'Evet, ite balyoruz,' diye geirdi aklndan. "Hepiniz ho geldiniz," dedi oraya ilk gnderilmi olan Hans btn yeni gelenlere. "Geldiniz ya, nemli olan bu." "Evet," dedi John ona bir daha sarlarak. "Birlikteyiz ite gene. Senin neler yaptn sormann zaman geldi artk." "Gelin sizi gezdireyim," dedi Hans hepsine. Kapy ap darya admlarn attklarnda soluklar tkanr gibi oldu. Hava hem ok scak, hem de nemden yap yapt. Bir hamama girmi gibi olmulard. Hans elindeki uzunca bir bezi bana sark gibi sard. Geri hepsinde, hatta krmz papyon ve takm elbisesiz grmedikleri Edwards'da bile klima kumatan yaplm giysiler, balarn rtecek kukuletalar vard. Hans da ayn ekilde giyinmiti ama, 'l havasna girmi. Seviyor bu ii,' diye dnmekten kendini alamad John. "Ne ok ey yapmsnz," dedi sonra gzlerini ksp evresine bakarken. Gne gzlklerini takt, ama hi yarar olmamt sanki. Yalnz Hans'n duyabilecei ekilde, "Bu da bir hafta srd farknda msn?" diye sordu. O glmseyerek ban sallad ve, "Evet," dedi. "Tunus gibi," John'a bakarak bir eyler dnd, ama aklndakileri dile getirmeden, "Bu taraftan balayalm," dedi brlerine eliyle sol taraf iaret ederek. Onlara doru gelen bir forklift tad bir kasay kapnn yanna indirdikten sonra yanlarndan uzaklat. Sa taraflar denizdi ve ileriye doru uzanan bir iskele yaplmt kyya. Ona kk bir tekne ile ondan daha kk bir denizalt balyd. Sol taraflarnda ise bir sr konteynerden oluan kk bir kasaba kurulmutu. 'Bunlarn hepsini

Son Antlama - Can Eryml

141

biz oradan m gnderdik?' diye dnd John. 'Baka kim gnderecekti ki?' diyerek kendi kendine glmsedi. Kalacaklar, yemek yiyecekleri, alacaklar yerlerdi onlar. Birbirlerinin zerine ylm gibi duruyorlard olduklar yerden baknca. Motor seslerinden oluan bir uultu yaylyordu her yana. Jeneratrler, kompresrler, kamyonlar, arabalar, vinler ve hepsinin grltsn bastran bir helikopter yere aklm elik levhalarla yaplm bir pist vard ilerdeki dzlkte. Orada, biri alan helikopter ve drt uak duruyordu. Onlarn da arkasnda bir grup konteyner vard gene. Aralarnda, st ste konulmu odacklardan olumu yksek bir yap hemen dikkati ekiyordu. Hastane olmalyd oras. Dtan kan bir merdiveni ve caml bir asansr bile vard. Odysse'nin iinde olduu kubbenin yanna bir sera eklenmiti. Gne enerjisi toplayclar arkadaki tepelerin gneye bakan srtlarna yerletirilmiti ve l l parlyorlard. "Ne garip," dedi Edwards. "Dnya hl Eksi-8000'de, ama bu uaklar, helikopterler, btn bu yaplar" "Bir tarafta biz, bir tarafta ta devri," dedi Hans. "Biraz daha gecikseydiniz felsefe yapmaya balayacaktm ben de." "Sana bir ie snaps getirdik ama," dedi Sarah, "bu scakta nasl iilir o bilmem." Yz imdiden kpkrmz olmutu ve terliyordu. "Bu giysiler bile ie yaramayacak galiba burada." "yle bir yaryor ki," dedi Hans. "Bir de onlar olmadan dolamay dene de gr. Snaps da akam 'dondum,' deyince birlikte ieriz." "Suyumuz nasl?" diye sordu Benny. "Tatsz, ama bol. Denizin tuzunu artyoruz." "Frederick nerede?" diye sordu John. "Gvenlik nlemlerini gzden geiriyor," dedi Hans hafife glmseyerek. "Burada bize hangi dman saldracaksa Hepsini orada brakmak iin buraya kamadk m?" "Frederick sana dn olanlar anlatmtr," dedi John. Hans durdu. Glmsemesi kesilmiti. Ban sallad. "Eer Ali onlar fark etmeseydi..."

Son Antlama - Can Eryml

142

"Ben de onu kastetmitim. Kimmi? Ka kiilermi?" diye sordu Hans. "Belli mi?" "imdilik kiiyi biliyoruz. Biri bizim yeil cinlilerden. brnn kimlii belli deil. Parmak izleri asitle silinmi. Belli ki bir profesyonel. Ama arkalarndan Zablocky kt. Bizim aktarmay rtmesi iin dzenlenen o manevra curcunas onlar da bizden gizlemi. Frederick'in ok nd drt kademeli gvenlik soan ie yaramad. blgenin nbetilerinden olan o yeilli yanndaki yabancyla d kademeyi geip, Odysse'nin kapsna kadar gelmi. Ali orada fark etmi onlar. zerlerine atlayp yakalatm ikisini de." "yi ona bir ey olmam. Kimler adna gelmiler?" "Bilmiyorum. Soruturma sryor, ama bence nemli deil. nemli olan birilerinin bir eyler yaptmz anlam olmas. Herkes bizim hangi konuda altmz biliyordu. Sonra Enstit'den ayrlp, hi sevmediimiz Doktor'u yanmza aldk. Ardndan ln ortasnda garip garip yaplar aralar, eyalar, insanlar durup dururken yok oluyordu. Biraz dnen biri" "Evet. ok grlt ettik. Haklsn." "Zablocky kk bir piyondu bana sorarsan. Birilerine duyurdu bildiklerini, ama onlar onun adn ne srd. Kt kullandlar onu," dedi John. Bu arada George onlar uzaktan grmt. El sallayarak yanlarna kotu. "Ho gel geldiniz," dedi hepsinin ellerini tek tek skarak. ok neeliydi. "ok iyi i karmsnz George," dedi John ona. "Seni de, arkadalarn da kutlarz." "Balarnda bir toplama kamp kumandan varken almazlar m?" dedi Benny de neeyle. "Gelecek sefer Hitler'e seni zellikle gstereceim olum. Haberin olsun," diyerek Benny'nin koluna girdi Hans.

***

Son Antlama - Can Eryml

143

Gne battktan sonra ortalk yava yava serinlemeye balam, denizden gelen hafif esinti, nemli de olsa gndzn scan biraz krmt. Ama gene de, deil donmay, meyi bile kimse aklna getiremiyordu. Akam yemeini yaklak yz kiiyi bulan kadrolaryla birlikte yemilerdi. 'Sekin kahramanlar,' demiti John onlara yapt konumada ve yle bir grupla birlikte olmaktan onur duyduunu sylemiti. Sonra hep birlikte bardaklarn grevlerinin baarsna kaldrmlard. Onlarn arasnda baka hainler olabileceini dnmek bile istemiyordu. Hepsi bu i iin gnll olmu kiilerdi. Zaman iinde yitip gitme pahasna buradaydlar. Odysse'yi korumak iin konulan ek ifrelerle yeni tuzaklar yeterli grnyordu. Ona ulamak gerekten ok zorlatrlmt. Yemekten sonra henz duvar diplerindeki kolilerin almam olduu toplant odasndaki byk masann evresinde toplandlar. "Evet arkadalar, hepimiz ho bulduk," diyerek toplantya katlanlarn susmasn bekledi John. "Resmi adyla Sina-Eksi8000'deki ilk toplantmz ayorum. Buraya, o ok katl hastanemizden dolay Babil adn taktklarn duydum yapmda alan arkadalarn. Benim ok houma gitti. Siz ne dersiniz?" "Babil burada deildi ki," dedi Marilyn. "Bu boyutta burada," dedi Ali ona. "Biz ne dersek o olur." "O zaman burann ad Babil olsun," diyerek evresine baknd John. Kimse kar kmad. "imdi isterseniz yarnki programmz konualm biraz. Jeff sen balar msn ltfen?" "Yarn arama-tarama almasn balatmay dnyoruz," dedi Doktor. "Ekibimiz gn boyunca hastanenin kuruluuyla ilgilendi. Yakn evrede arabalarla bir iki tur attk, ama asl keif gezileri yeni getirilen uaklarla uzun menzilli yaplmak zorunda." "Ne gibi aralarmz oldu?" diye sordu John Hans'a. Onunla Jimmy ara gere seimini Art-2100'e gidip birlikte yapm, setiklerini Boynuz'a uramadan, dorudan buraya aktarmlard. "Jimmy'nin bir retmeninin yardmyla Win Dawson idi ad Gobi lndeki bir yerleme projesi iin ara alacamz syleyip bizim koullara uygun iki eit uak setik. tane yerden dikey

Son Antlama - Can Eryml

144

havalanan personel tayc, bir tane de gzlem uamz var. nip kalkmak iin pist istemiyor hibiri. Drd de onar kiilik. Ayrca helikopterimiz, on tane de eitli byklkte mag-lev arabamz oldu. ounda yakt almadan on bin saat alacak motorlar var. Bir de Jimmy Ali'ye bir denizalt armaan getirdi." "Ben de en ok ona sevindim," dedi Ali. "Hi o kadarn dnemezdim dorusu. Olaanst bir ey. Yeniden teekkr ederim sana Jimmy." Olan glmseyerek elini sallad ona. "Yarn ilk dalmz yapacaz." "Yarn nce," diye srdrd Doktor konumasn, "uzanabildiimiz kadar geni bir alan taramakla ie balayacaz. Yeterli byklkteki topluluklarn yerlerini iaretleyeceiz. Bulduklarmzn bir snflandrmasn yaptktan sonra oralardan rnekler toplamaya balayacaz. ncelikle genler, salkl ve gl olanlar ayklanacak. Buraya getirilenler daha ayrntl bir salk denetimden geirilecek. Bu elemeden de geenler oybirliiyle kabul ederek hepimizin burada olmasna neden olan projemizin..." "Oy okluuyla," diye araya girdi Benny. "Oy okluuyla kabul ettiimiz projemizin" diye szn yineleyerek srdrd Doktor, "denekleri olacak o seilenler. Alnacak kan rnekleri bilgisayarda incelenecek. Genetik yaplar belirlendikten sonra kimi kiminle eletireceimize karar vereceiz." "Nasl ayklayacaksnz onlar?" diye sordu Sarah. "Her topluluktan en ok beer kadnla erkek almay dndk. On kabileden yaklak yz denek toplanm olacak bylece. Onlar buradaki elemede onar erkekle kadna indireceiz. Eletirirken aralarnda akrabalk ilikisi olmamas iin farkl kabilelerden olmalarna zellikle dikkat edeceiz Geri kalanlar yerlerine gnderilmeyip burada tutulacak ve zerlerinde baz deneyler yaplacak." "Ya ileri kaldrmazsa birbirlerini?" diye sordu Marilyn. "Hayr!" diyerek gld Doktor. "Seilecek eler arasnda yapay dllenme yaplacak. Cinsel iliki olmayacak hanmefendi. Rastlantlarla doa arada bir, o da pek nadir olarak, doru olan yapar.

Son Antlama - Can Eryml

145

Bizim projemizde ansa yer yok. Her ey hesaplanarak yerli yerine konmal." "Rastlant Tanr'nn imzasn atmak istemediinde kulland takma addr, demi Anatole France," dedi Sarah. "ok gzel," diyerek glmsedi Doktor ona. "Ben de bir yerde, 'Btn Havva'lar bakire dourur,' diye bir sz duymutum," dedi Ali. "Hatta Meryem'in sa'ya kzken gebe kalmas da bu Havva'lardan kalma bir an olabilir mi, diye dnmtm." "Meryem'in Havva'latrlmas ok ilgin," dedi Doktor. "Ama bizim projemizde nemli olan toplanan denekler deil, onlardan reyecek birinci kuak olacak. Eldeki malzemeyi kullanarak en doru karm salamaya almalyz." Ondan sonra bir sre daha sohbet ettiler. Doktor yatmak iin ayaa kalknca dierleri de ayakland. Herkes birbirine iyi geceler dileyip kendine ayrlan yere yneldi. Benny en sona kalmt. John'u da kolundan tutarak geride tuttu. "Ne diyorsun John?" diye sordu herkes ktktan sonra. John'un ona ararak bakmas zerine, "Sarah ile benim ilikime?" diye ekledi. "Siz ikiniz de yetikin insanlarsnz Benny." "Sradan palavralar brak da, ne dndn syle! Her dndn olduu gibi sylemesi gereken tek yaknmsn benim." "Evet," dedi John bir sre dnerek. "Ona gre sen ta devrinden km bir yamyamsn. yle deil mi? Onu nasl tutacaksn elinde? Ne zamana kadar seninle kalacak? Btn bunlar herkes gibi sen de dnm olmalsn. Ama sana u kadarn syleyeyim Benny, iin bu yn beni hi mi hi ilgilendirmiyor. Gittii yere kadar gider, inceldii yerden kopar. Yaamak kk kk mutluluklardan oluan bir zincir dostum. Ka halka takabilirsen o kadar uzatyorsun onu. Ne kadar srermi, nasl bitermi bo ver! Sen mutlu musun? O mutlu mu? Ona bak! Yaanm mutluluklar kalyor geriye. Birinin kp seni byle kuzu burcundan bir adama dntrecei lsem aklma gelmezdi. Ona hepimiz teekkr etmeliyiz ayrca bunun iin."

Son Antlama - Can Eryml

146

"Sarah da ok mutlu. Yani yle sylyor, ama o zpr canm skyor." "Jimmy mi?" "H," diyerek ban sallad Benny. "Salarn nasl kestirdiini grdn. Onun iin snnet bile olmu, biliyor musun? Ben ortaya knca yani Sarah beni seti diye kendim iin deil projemize bir gcklk yapar m diye dnyorum." "Yemekhanede o konumay yaparken aklma, iimizde hainler olup olmadn gelmiti, ama kendimizi paranoyaya kaptrmamamz gerektiini dndm sonra. Odysse bizim olduka proje de bizim Benny. Herhalde bizden habersiz ok fazla bir ey yapamaz kimse umarm." "Teekkr ederim John." "Neden?" diye sordu John. "Tam istediini syledim diye, deil mi?" Benny glerek ban sallad. "Benim de seninle konumak istediim zel bir konu vard. Bu sabah Boynuz'da Ali Jimmy'nin bilgisayarnda alyormu. 'Human Genome' (*) adl bir proje ilgisini ekmi, ama dosyaya girebilmek iin bir ifre gerekiyormu. Ali hi dnmeden ifreyi yazp dosyaya girmi. Nasl, biliyor musun?" Benny bir ey sylemeden merakla bakyordu ona. "Bizim Odysse'ye girdiimiz ifreyle. Yani ikisi aynym. Garip deil mi?" "Hem de ok. Sen nasl aklyorsun bunu?" "Aklayamyorum. Bir takm varsaymlar yapabiliyorum ancak. Olay ok fazla m zorluyoruz acaba? Uzay-zamann kuman yrtyor muyuz o zorlamayla? Gereksiz korkular yaymak istemiyorum insanlara, ama ne olduunu bilmediimiz o kadar ok ey var ki hl. te yandan zaman zaman senin sylediine aklm taklyor. Btn bu olay bizim evremizde mi dml? Yani bizler acaba gelecekten kendilerimize bir takm bilgiler mi ulatryoruz? Bu ksa zamanda, bu kadar byk bir ilerlemeyi o ekilde mi gerekletirebildik? Ali o zel projeyi nasl buldu o bilgisayarda? ifresini girmeyi brak, aramak nereden aklna geldi en banda?"
(*) Human Genome Project, nsann Genetik Dizilimi Projesi

Son Antlama - Can Eryml

147

"Ben de bilmiyorum John. Kimi zaman nerede olduumdan bile emin olamyorum. Gerekte mi, yoksa bir masaln iindemi Bir Alice gibi hissediyorum kendimi." John Benny'ye dalgn dalgn bakarak ban sallad. Uzun sren bir sessizlik oldu ardndan. "Aslnda hep yaptmz zamann kuman yrtmak. u dardaki uaklar, arabalar, kullandmz bilgisayarlar zamandan almadk m? Bozduysak daha en banda bozmuuzdur bir takm dengeleri. Olan her ne ise, zaten oldu." "Doru," dedi John. "Bir de bakalm buray velinimetlerimizden ne kadar koruyabileceiz? Ne zaman her eye birden sahip kmak isteyecekler?" "Eddy'yi aramza onun iin sokmadlar m? Yaptklar bunca masrafn boa gitmesini istemezler elbette. Geri ok daha fazlasn imdiden teknolojik bilgi olarak geri aldlar bile ama..." "Benim ekindiim smrgeci tavr. Buray kendi mallar, mlkleri, falan sanmas. Bakan btn buralar bir resim gibi gryordu. Ne kadar deiti dncesi? Bizi birer Nobel'le susturmaya kalkp, Odysse'nin birilerinin elinde silaha dnmesinden korkuyorum. Kennedy'nin bize verdii sz tutup tutmayacan bilmiyorum, ya da tutabilip tutamayacan. Arkasnda koskoca bir sistem var onun. Onlar neyi, ne kadar zorlar? Johnson hi memnun olmad buraya geliimizden, biliyorsun." "Skma cann be John! Odysse bizim diyen sen deil miydin biraz nce? Yeterince korunuyor herif. ok skrsa kendini yok edecek. Eh biz de burada kalrz lene kadar. Ne yapalm?" "Haklsn," dedi John iini ekerek ve ayaa kalkt. "Haydi biz de gidip yatalm. Yarnn neler gstereceini de yarn grrz."

148

KNC KTAP

149

6.

Biz insanlar ok yalyz. Dlerimiz o bulank Cennet'te anlatlan yklerdir. Walter de la Mare

Ardndan ok youn bir hafta yaadlar. Bir taraftan Babil'in eksikleri tamamlanrken, bir taraftan da gzlem gezileri yaplyor ve toplanan bilgiler deerlendirmeye alnyordu. ncelikle 'Verimli Hilal' denilen blgeyi aratrmay hedeflemilerdi. Bu alann bat ucu Msr ve Nil vadisi, semeri Suriye ve Mezopotamya, dou ucu da ran ve nds Vadisi idi. Tarihilere gre neolitik devrimin olutuu yerdi buralar. nsanlarn vahetten ilk kurtulduklar yerler Ancak iklimi ve corafyay pek bildikleri gibi bulmamlard. Kuzeye ekilmesi hl sren buzullarn Avrupa zerinde yaratt souk hava basks Afrika'nn bat kysndan ran dalarna kadar olan btn blgeyi bir otlak ve eitli yaban yaamn dolutuu doal bir park yapmt. Msr gr bitkili bataklklar, yaam dolu vadileriyle bambaka bir yerdi. Byk Sahra ve ran yaylas henz le dnmemiti. Bir ok rman akt i denizler vard oralarda. Havadan gzlemlerle belirlenen insan yerleimlerinde daha hassas taramalar yaplmasnn zaman geldiini dnp Frederick'in ynetimindeki Denek Arama-Toplama Ekiplerinin oralara gnderilmesine karar verdiler. Ekipler er kiiden oluuyor, bilinmeyen hastalk ve virslere kar kendilerini koruyacak giysiler giyiyorlard. Eldivenler, tulumlar, balklar, maskeler ve izmelerle tmyle darya kapalydlar. ndikleri ou yerleimde byk korkulara neden olduklarn anlatyorlard. Korkmamalar elde miydi o zavalllarn? Kendileri gibi dmanlara alk olabilirlerdi de, yle birdenbire ortaya kp kylerine dalan, ular yakc sopalarla onlar sraya sokan, ellerine, ayaklarna, gzlerine, azlarnn iine bakan o garip yaratklar daha nce hi

Son Antlama - Can Eryml

150

grmemilerdi. Setiklerini alp iine kapattklar kafesler daha sonra uan bir canavarn karnna sokuluyor ve gkyzne gtrlyordu. Bazlar ellerinden kamay baaryor, pelerine denleri epey uratryor, bazlar da kendilerini savunmaya kalkyordu. Ekiplerden birinin doktoru bana vurulan ta bir baltayla beyin kanamas geirmi, youn bakmdan kamamt hl. Geri ateli silahlar vard, ama onlar ok zorda kalmadka kullanmamalar istenmiti. En ok bayltc ine atan tfeklerle elektrikli coplarn kullanyorlard. Kimi topluluklar ise hi direnmiyor, korkulu bir boyun emilikle karlyordu gelenleri. Kendilerinden iaretle istenenleri hemen yerine getiriyor, seilenler bileklerine balanan sar plastik bilezie saygyla sahip kyordu. Bazen onlar sakinletirmek iin verilen ekerden bir tane daha almak iin yeniden sraya girenler bile oluyordu. Ekipler bir yandan da kltrel malzeme toplamakla grevlendirilmiti. Genellikle gl, ya da akarsularn kylarna kurulmu olan ou yerleimin nfusu yirmi ile elli kii arasnda oluyordu. Eer yaknlarda baka kyler varsa, hepsinin byk bir akraba grubundan oluyorlard. Saylar artnca yeni bir yerleim kurmak zere ayrlyordu bir ksm. Kurduklar barnaklar, yerine gre, ta, aa, saz, ya da kerpiten oluyordu. Anadolu'da bir yerde rlm aa dallarnn zerinin amur svandn grmlerdi. Kimi yerde ise daha ilkel koullarda, ukurlarn zeri, ya da maaralarn nleri bir ekilde kapatlm oluyor, kuzeydeki daha souk yerlerde ren geyii boynuzlarndan, ya da mamut dilerinden tayclarn zeri deri paralaryla rtlyordu. Kiminde dzgn rlm bacalar, kiminde de evin ortasnda bir ocak ve tepesinde bir delik oluyordu. Ayn zamanda o delikten girilip klyordu eve. Silahlar boynuz ve kemikten baklar, zpknlar, mzraklar, hatta bir yerde zel bir mzrak frlatc grmlerdi, akmakta ve volkan cam obsidiyenden baltalar, kamalar, ucuna ta bal kaytan sapanlar ile ok ve yaydan oluuyordu. Henz hibir yerde ekip bime anlamnda tarma geilmemiti, ama pek ok yerde yabani tahl, ya da tohumlar tmek iin dibek ta ve havan eli kullanlyordu. Toprak kaplara hibir yerde rastlamamlard. Yalnz bir iki yerde balk, et gibi yiyeceklerin amurla svanp atee atldn, sonra o sertleen kabuun krlarak iindekinin yendiini grmlerdi. Ta kaplar ile sazdan rlm sepetlerle hasrlar her yerde

Son Antlama - Can Eryml

151

bulunuyordu. Mezopotamya'da zift ile svayp su geirmez yapmlard onlar. Deri tulumlar da ok yaygnd. Bir de sr, eek, koyun, kei, domuz, kpek gibi hayvanlar baz yerlerde evcilletirilmiti. Oralarda hayvanlar iin yaplm evre duvarlaryla kapl, avlulu ev tipleri domutu. Sur anlamnda koruma duvarlarn hibir yerde grmemilerdi. Savunma genellikle darack geitlerle birbirinden ayrlan yakn evlerden oluan kmeler yaplarak salanmaya allmt. O kmeler de en ok bir klan byklnde oluyordu. Kemik, boynuz, ta, di ve deniz kabuklarndan yaplma kolye, bilezik gibi ss taklarn ok kullandklar, kendi bedenleriyle el aletlerini sslemeye nem verdikleri grlyordu. O tak ve sslemelerin bazlar kiilerin toplum iindeki yerini gsteren rtbeler, ou da sihir ve by ile ilgili tlsmlard. Filistin'de bir yerde insan kurban trenleri yapldnn izlerini bulmulard. Pek ok yerde ta ya da kilden yaplm, dourganln, bereketin simgesi iman kadn figrleri ile gc simgeleyen boa heykelcikleriyle karlayorlard. Evlerin iindeki duvar resimleri ve boa ba kabartmalar da gene bynn gcn kullanmak amacyla yaplyordu. Gelecei grme arzusunun kantyd btn bunlar. Davullar, vurmal alglar, kam ya da ku kemiklerinden yaplm fltler dzenledikleri trenlerde kullanlyordu. ller ou yerde trenle gmlyor ve yanlarna armaanlar braklyordu. Bir yerde, evin iine gmlen bir lnn solmakta olan bedeni, canlln srdrdn gstermek ister gibi krmz bir toprak ile boyanmt. br dnya dncesinin olutuunun iaretleriydi bunlar. Ve lm tesi yaamn Bir yerde kyn iinde, ortasnda bir direk, kenarlarnda oturma sralar olan yuvarlak ta bir yap bulmulard. Hem toplant salonu, hem de bir tapnakt oras. Tm halklarn karmak, ya da basit birer dili vard, ama baz gstergeler o dilleri bilmekten daha fazlasn anlatyordu. Dei tokula ok uzak yerlere dalm bir takm malzemenin ticaretin balad - balayacak olduunu anlatmas gibi. lk ayn sonunda hedeflenen blgelerin ou taranmt. nilen yerlemelerden yaklak yz rnek toplanmt, ama bu say artacaa benziyordu, nk henz gidilmemi yerler vard daha listede. Babil'e getirilenler nce bir salk kontrolnden geiriliyor, alkonulmayacaklar

Son Antlama - Can Eryml

152

hemen geri gtrlyordu. Kalanlar hastanenin zemin katndaki hcrelere konuyordu. Ortak bir i avluya bakan, n yzleri parmaklkl koulard onlar. lerinde ykanabilir cinsten yer yataklar ve birer tuvalet vard. lk getirildiklerinde hepsi ok akn oluyor, yaamlarna neyin, neden kartn zemiyorlard. Ama bir sre sonra, ki o sre ounda farkl oluyordu, istenilen dzende yaamaya alyorlard. Iklar snnce yataklarna yatyor, nk yerden daha yumuakt onlar, yemek verilince yiyor, olduklar yere pislemezlerse ular yakan sopalarla cezalandrlmyor, hatta eker bile alyorlard. Aslnda onlar asndan tembel ve kolay bir yaamd o. Dardaki tehlikelerle zorluklarn hibiri yoktu orada. Birbirlerinden farkl yerlerden toplandklar iin brlerinin dilini bilmiyorlard genellikle. Bir araya getirildiklerinde iaretler ve seslerle anlamaya alyor, bazen anlayor, bazen de anlaamayp kavga ediyorlard, ama ular yakc sopalarla gelenlerin hi acmas olmuyordu. Kavgaya karanlar kk ve karanlk odalara iki gn a, susuz kapatlyor, kouta kalanlara da o sre iinde suyun dnda bir ey verilmiyordu. Bu nlem bir sre sonra kavgalar balamadan engellemeye balamt. Kadnlarla erkeklerin ayr ayr konduu koularda, srekli kameralarla gzlenen rnekler srayla incelenmeye alnyordu. Babil'e gelilerinin birinci aynda Kurul'u toplayp bir deerlendirme toplants yaptlar. Ali, Toshiki ve Noko Odysse'nin son derece salkl olduunu, Hans Babil'e yerleim konusunun tamamlandn, Frederick yaplan gzlem ve denek toplama gezilerinin sonularn anlatt. Zemin kattakilerden sorumlu olan George da oradakilerin saylar ve davranlar hakknda bilgi verdi. Ondan sonra Doktor hastanede yaplan almalar zetledi. Toplantya yannda getirdii ve adnn Dr. Gani olduunu syledii genetik uzman Hintli kadn doktor denekleri inceleyen grubun ba idi. Uzun boylu, esmer, gzlkl ve ksa salyd. O da bir takm tablolar gstererek ortaya kmaya balayan yapsal zelliklerden sz etti. "Anladm kadaryla ileriniz yolunda gidiyor," dedi John ona. "Evet efendim," dedi Dr. Gani. "Bu arada bizim arkadalarmzn moralleri de giderek ykseliyor. Aadakilere dne kadar 'maymun'

Son Antlama - Can Eryml

153

diyenler, yaplacak Yeni nsan'a Homo Futurus adn taktlar. Bence benimsemeyi ok iyi anlatyor bu." "stelik bizimkinden daha iyi bir ad bulmular," dedi Benny. "Gelecei eskiye giderek yapma elikisini ieriyor." "Hepimiz kendi bildiklerimizle paralellikler kuruyoruz bu ite," dedi Edwards. "Gerekten yle! rnein bu hastane" dedi Marilyn heyecanla ban sallayarak. "ine birbirinin dilini anlamayan bir sr insan kondu. Hem sonra neden yedi katl olarak yapld buras? Hi dndnz m?" Kimse ona bir ey sylemedi. "Oysa burann adnn Babil olacan ve onun buraya konacan bilmeyenler yapmt bu modern, cam, metal kuleyi." "Ed'in de dedii gibi," dedi John Marilyn'e, "hepimiz kendi szgelerimizden geiriyoruz grdklerimizi. Sen de onu yapyorsun. Bence yalnzca bir rastlant bu yapnn yedi katl olmas. Sonra biz onun iine birbirinin dillerini bilmeyenleri koyduk. Sen eer Tevrat'ta anlatlan sylemek istiyorsan, ortak olan bir dili bozup birbirini anlayamaz duruma getirmedik iindekileri. Tersine, anlaabilmeleri iin ortak bir dil retiyoruz onlara. Ayrca oradaki kulenin yapm Tanr tarafndan durdurulduu iin bitirilememiti. Bizimki ise batan bitmi, prefabrik bir yap. Baz benzerlikler olabilir olaylar arasnda. O yzden tarihin srekli bir yinelenme olduunu syleyenler var biliyorsun," diyerek glmsedi kadna. Marilyn yalnzca bakt ona. John sonra brlerine dnerek, "Konuacaklarmz bittiine gre, hep birlikte aada neler yapldna bir bakalm," dedi ayaa kalkarak. Asansrle zemin kata inip, bir nbetinin durduu kapdan geerek ieri girdiler. Girdikleri yer, n tarafn ortasnda kilitli bir kap bulunan camdan bir duvar ve sanda solunda bycek birer oda olan bir hold. Duvarlar boyunca sar kapakl bir sr dolap sralanmt. n kap koularn bakt orta avluya alyordu. O kapdan sonras karantina blgesiydi. Sadaki odada kou says kadar monitr vard ve beyaz giysili be kii alyordu ierde. Soldaki odada ise kk kk blmeler ve doktorlar vard. Bir monitrn nnde alan iki sar giysili grevliden biri yerinden kalkp gelenleri bayla selamlad ve

Son Antlama - Can Eryml

154

dolaplardan birer sar tulum alarak datt. Giysilerinin zerine giydiler onlar. Sonra da n caml balklar takp, cam kapdan avluya getiler. Doktorlarn olduu soldaki odann avluya bakan byk penceresinden ierdeki blmeler grnyordu. "Bu bu burada kon konuklarn ilk kontrolleri yap lyor," dedi onlar karlamak iin kapnn nnde bekleyen George o oday iaret ederek. "Koca kl karlarla, koca kafal herifler burada ayklanyor, yle mi?" diyerek gld Benny. "E vet, yle," dedi George da glerek. "Ama kadnlarn da koca kafal olmas gerek," dedi Dr. Gani de glmseyerek. erdeki blmelerde iki tane rnek vard. Biri bir iskemleye oturtulmu esmer tenli, siyah, kvrck sal, sakall bir erkek, br bir sedyeye yatrlm, yandaki adama ok benzeyen bir kadnd. Balarnda sar giysili birer grevli vard ikisinin de. O srada yanlarna George'un kardei Ronald geldi. O da bu katta grevliydi ve krmz bir tulum vard zerinde. Gelenleri selamlad. "Bunlar nereden?" diye sordu Edwards ierdeki iki kiiyi gstererek. "Bugn Tanzanya'dan getirilen grubu incelemeye baladk," dedi Ronald. Taban beyaz seramik kapl i avlunun ortasna doru yrdler. Yksek tavandan aaya kameralar, lambalar, zincirler sarkyordu. evredeki koular ve iindekiler bir hayvanat bahesini, daha dorusu bir hapishaneyi artryordu. Ronald'n rehberliinde koular gezmeye baladlar. Her birinde kaar kiinin kaldn, ka erkek, ya da kadn olduklarn, oraya ne zaman getirildiklerini, belirgin zellikleriyle alkanlklarn ve oradaki yaama gsterdikleri uyumu anlatt srayla. Parmaklklarn dna asl bir dnya haritas zerinde ierdekilerin nereden getirildikleri belirtilmi ve yaadklar doal ortamnn fotoraflar konmutu. "Beklemediimiz bir srprizle karlap sayy arttrmazsak, toplanmasna karar verilenler bize fazlasyla yetecek gibi grnyor," dedi Dr. Gani. "imdiden yeterince malzememiz oldu elimizde." O srada giriteki odada incelenen kadn krmz giysili iki grevli tarafndan sedyeyle kouuna geri getirildi.

Son Antlama - Can Eryml

155

"Bazlar hl bizden rkyor," dedi Ronald getirilen kadn gstererek. "Onun iin sakinletirmek zorunda kalyoruz." Grevliler kouun kapsn ap ierdekilerin hepsini kouun dibinde toplad. Hibiri direnme gstermedi, hatta ilerinden bir kadn hafif hafif mrldanarak ve iki yana sallanarak sanki bir ark syledi. "Onu geri getirdiimiz iin dua ediyor galiba," dedi Ronald. ki grevli kadn sedyeden kapnn giriindeki yataa aktard. O srada doktorlarn inceledii adam da, sar giysili iki grevli koluna girmi olarak geldi. Geri kendi bana yryordu, ama yry biraz sersemlemi gibiydi. O da kouunun kaps alnca kendini yerdeki yataklardan birine att ve hemen uyumaya balad.

***
Frederick'in acil ars zerine John, Benny, Ali ve Toshiki dierlerini hastanede brakp Odysse'nin olduu odaya gittiler. Orada onlar bir srpriz bekliyordu. Noko Odysse'nin nnde oturuyordu. Frederick uzaka bir yerde bir sandalyeye oturtulmu olan Jimmy'nin yannda ayakta duruyordu. Olan onlarn ieri girdiini grnce glerek ayaa kalkmak istedi, ama Frederick omuzundan bastrarak serte yerine oturttu gene onu. "Ne oldu Fred?" diye sordu John. "Bir Zablocky daha yakaladk sanrm," dedi Frederick ters ters Jimmy'ye bakarak. "Ne demek oluyor bu Jimmy?" diye sordu bu kez Toshiki olana. Ondan nce gene Frederick, "ifreleri bozup kilitleri aarak buraya kadar gelmi bu fare klkl," dedi yzn buruturarak. John soran baklarla Jimmy'ye dnd. "Benim kendi bama buraya girmeme izin vermiyorlard bunlar John," dedi Jimmy. "Ya Toshy, ya da Noko ile birlikte olabilirmiim. Ben istersem her yere girebileceimi gstermek istedim. Girdim de, ama Noko bana teekkr edip bu ii nasl yaptm renmeye alacana, bu tatsz herifi ard," diyerek yanndakini gsterdi.

Son Antlama - Can Eryml

156

Glmseyerek bakyordu. Uzun favorilerini ak sarya boyatmt ve Odysse'nin yeil vurduka prl prl parlyorlard. "Ne yapacaz imdi bunu?" diye sordu Benny. "Asalm m, kaza m geirelim?" "Hey" dedi Jimmy. Benny'nin ok ciddi olduunu grnce glmsemesi dudaklarnda donup kalmt. "ifrelerinizin benim iin ocuk oyunca olduunu gsterdim size. Bunun iin beni cezalandramazsnz. Hem benim buraya getirilmemi sizin Bakan'nz istemiti," diye pe pee, telala ekledi. "Yeter Jimmy," dedi John. "nce neyin ne olduunu anlayalm. Ondan sonra" "Asalm," dedi Benny. "Sarah'a syleyin, bir avukat tutsun bana," dedi Jimmy John'a. John onun ne kadar ciddi olduunu anlayamad. Korkmu gibi yapp hepsini iletiyor olabilirdi bacaksz. "Fred sen Jimmy'yi al, odana gtr," dedi John. "Sen de Ed'i buraya ar Noko." Jimmy nde, Frederick arkada odadan kncaya kadar kimse konumad. "Bazen bu ocuktan ok rkyorum," dedi John kap arkalarndan kapandktan sonra. "Onun bize gelecein oynad bir oyun olup olmadn dnyorum zaman zaman. O mu bizi, biz mi onu kullanyoruz, bilemiyorum. Bazen de ok kusura bakma Benny ama ok seviyorum onu. irin ocuk aslnda." "Sen olann kzn elinden kaptn diye" dedi Ali, Benny'ye elini sallayarak. "Sen beni kzdramazsn olum Ali," dedi Benny ona. "Batan balanmlardan birisin benim iin. Odysse'mizin babas, ustam, pirim, rehberim, kutsal kzm, nilfer ieim Ayrca ben o pi kurusu konusunda tarafszm." "Ne biim tarafszlk bu?" diye sordu Ali. "Asalm, asalm, diye diye" "Bizim mahalledeki piler bana ocukken, 'Yahudiyi ldrme korkut,' deyip bir sr numara ekerlerdi," dedi Benny. "Eh, bu velet Yahudi olmak istemiyor muydu? Ben de Yahudi yapyorum onu."

Son Antlama - Can Eryml

157

"Olan biraz hakl," dedi Toshiki. "Burada bizimle alyor, ama tek bana ieri giremiyor. Alnp duruyordu ona. Oysa Odysse'nin bu duruma getirilmesinde ok byk pay oldu. Aklna koyduunu yapmak isteyen inat bir taraf var. Bir seferinde gn, gece hi durmadan alp, iini bitirince Noko'nun dizinde bir bebek gibi uyumutu." "Bir gn onu Odysse'nin iinde bulursak armamamz sylyordu," dedi Noko. "Onu birden karmda grverince dediini yaptn sanp korktum." "Jimmy'nin ok eyi deitirdiini hepimiz biliyoruz," dedi John. "Benny onun hakkn yememek iin tarafsz kalmak istedi. Mthi zeki ve bize de ok gerekli, ama bo braklrsa tehlikeli olabilir. Bugn kaplarn ifreleriyle oynayan o ocuu, yarn gerekten Odysse'nin iinde bulursak armayalm. nlemek iin de hibir ey de yapamayz. Ne aklmz, ne bilgimiz yeter onunla didimeye." "Ben tarafszm. Asalm o sahte sar ft," dedi Benny. "Kapda nbetiler var," diye srdrd John. "Toshiki ile Noko'dan biri srekli burada. Odysse hi yalnz braklmyor, ama Jimmy bir ocuk, hem de alngan bir ocuk. Kzdrp kstrerek kendimize dman etmekten ekiniyorum. Hibir ey yapmazsak da martr, tepemize kartr myz?" "Sana hayran John," dedi Toshiki. "Sen bir konuup kulan eksen?" O srada kap ald ve ieriye Edwards girdi. "te size sorunun zm," dedi Ali. "ocuklarn iyi bytmekle ok nyordu beyefendi. Bunu da adam etsin de grelim." "Ne oluyor?" diye sordu Edwards. Konuulanlar anlamamt ve merakla bakyordu oradakilere. "Jimmy'yi nereye gtryordu Fred?" "Ben sana anlatrm Ed," dedi John ona, brleri glrken.

***
John serann iinde ar admlarla dolayor, ince uzun sakslarda yeni kmaya balam filizleri inceleyerek ok katl raflarn olduu yere doru yryordu. Byk bir alana yaylan bu saydam yapnn

Son Antlama - Can Eryml

158

iinde bir ka blm vard, ama o her geliinde katl tarm yaplan raflarn olduu tarafa mutlaka urard. Raflardaki paslanmaz elik tavalarn zeri zel bir film tabakas ile rtlm, ilerine bitkilerin gerek duyduu kimyasal svlar konmutu. Fidanlar tavann zerindeki ince rt delinerek, kkleri svya deyecek ekilde ieri sarktlyor ve ylece askda tutuluyordu. zerlerinde gne veren bir aydnlatma dzeni vard. Gece oalan, gndz azalan klaryla buras hep ayn aydnlkta oluyordu. Bu yeni yntemle fidanlar toprakta aramak durumunda olduklar besinleri kolayca bulup emiyorlard. Geldiklerinin onuncu gnnden beri burada yetien sebzeleri yiyorlard. O yeillikler arasnda dolamak gnn yorgunluu iinde yaad ksa bir mutluluk oluyordu John iin. Domatesler, biberler, patlcanlar arasnda babasyla kurduklar bir dn iinde dolayormu gibi geliyordu ona. 'nsanolu ne tuhaf,' diye geirdi aklndan. 'Kendimizi miyop sanyoruz, ama asl burnumuzun ucunu gremeyecek kadar yaknkrz.' Benny ile yapt son almalar dnd. Formller basitletike doruya daha ok yaklayorlard. Yaptklar yolculuklarn uzay-zamana oyulan tneller olduu fikrine varmlard. Solucan delikleri bir solucan yuma gibi ii bo bir sr hortum i ie giriyor olmalyd. Bunda Jimmy'nin pay gerekten yadsnamazd, ama verilen ihtardan sonra olan onlarla pek almaz olmutu. Bir araya geldikleri ender zamanlarda da yalnzca John ile konuuyordu. Bir ayak sesiyle dncelerinden syrld. Gelen Ali idi. Elinde balkadam giysilerinin olduu torbas vard. "Dalmaktan m geliyorsun?" diye sordu John. "Hayr hastaneden," dedi Ali ban sallayarak. "Dalmaya gidiyorum. Seni burada bulacam dnp bir uradm." "yi yaptn," dedi John. "Gel urada bir yere oturalm. Hastaneye gitmeyeli neredeyse bir hafta oldu. Neler yapyorlar orada?" "rnek toplama iini bitirmiler," dedi Ali, kenarda duran iki tahta kasann zerine karlkl otururlarken. "Ellerindeki yetecekmi." "yi," dedi John. "ok iyi." "Aadakilerin hepsi Sarah'n yardmyla ngilizce rendi. Bu arada her birinin dili de incelenip kayda geirilmi. En azndan imdi

Son Antlama - Can Eryml

159

ok daha yaknz birbirimize. Geldikleri gnlere gre ok deitiler. Korkudan ok sayg duyuyorlar bize." "Aklma ne geldi, biliyor musun?" diye sordu John glmseyerek ban sallarken. "Bir akam Benny ile Sarah bana, branicede Tanr demek olan Elohim szcnn tekili olmayan bir oul olduunu sylemiti. Ordu gibi, orman gibi Neden tanr yerine tanrlar dendiini merak etmitim." Ali soran baklarla bakyordu ona. "Nedeni bu muydu acaba?" br gene bir ey sylemedi. "Eee, baka?" diye sordu John, konuyu deitirmek iin. "Ben de bizim bilim adamlarmzn arayp durduu, maymundan insana geiteki eksik halkay dnmtm," diyerek i geirdi Ali. "Onu burada biz mi tamamlyoruz? Yani, ne bileyim, halka deil de bir srama myd acaba o?" Bir sre karlkl sustular. "Hastanede aadakilerin reme hcrelerini alp molekllerinin diziliini deitiriyorlar. Baz zellikler arttrlp, bazlar yok ediliyor. Doacak ocuklarn onlara hi benzemeyecei kesin." "Onun iin kamadk m buraya?" dedi John. Birlikte gldler. "Jimmy nasl?" diye sordu Ali. "Epeydir grmedim onu." "yidir herhalde. Ben de ok az gryorum. Doktor'larda kalyor. Janet onu evlat edindi sanki. Keyifleri yerinde. Siz naslsnz Ali? Marilyn nasl?" "O kadar mutlu ki" dedi Ali. "Btn dikenleri dkld. Ne iyi etmiiz onu buraya almakla. Meer ne kadar gerekliymi o da bana. Geen akam ne dedi, biliyor musun? Bu proje bittikten sonra, herkes gitse bile o burada kalmak istiyormu. Birlikte burada kalmann dn kurduk uzun uzun. O mutlu diye ben de mutluyum. Sarah'a binlerce kez teekkr ediyorum her gn." "Ne kadar gzel," dedi John. "Bu gnlerin deerini bilin ikiniz de." "Bir akam da bize gelsene John." "Olur Ali. Gelirim. Biraz inimden kmam iyi olur sanrm. Teekkrler."

***

Son Antlama - Can Eryml

160

"Ne iyi ettiniz de geldiniz," dedi Hans, antiye ardann nnde mag-lev arabadan inen Sarah ile Marilyn'i karlarken. Onlar alp glgeliin altna gtrd. zerinde planlarn durduu masann evresindeki sandalyelere oturdular. Hava ok scakt. Geri hafif bir esinti vard, ama dardaki cehennem ateini glgeye tamaktan baka bir ie yaramyordu o da. stelik Sarah her zamanki gibi krmz, Marilyn de beyaz klima kumatan giysilerini giymilerdi, ama bunalyorlard. "Bizim oras ne kadar iyiymi meer. Biz hi szlanmayalm," dedi Marilyn Sarah'a. "Bu scaa nasl dayanyorsun Hans?" "Altm. Hatta seviyorum bile. Farkl bir gzellii var buralarn benim iin." "Ne de olsa bize Rommel'in mirassn," dedi Sarah. Hans onlara Babil'in bitiiinde yeni kurmaya baladklar kyde yaptklarn anlatt. Byk serann hemen arkasndaki dzlkte idi yeri. Balarnda o, George ve Ronald olmak zere, toplanan rneklerin kendileri yapyordu iinde yaayacaklar o ky. alanlara nce kerpicin samanyla amurunun nasl kartrlp kalplara konaca retiliyor, gnete kurutulup toplanyor ve duvar rmeye geiliyordu. Daha sonra o duvarlar gene kerpi amuruyla svanyordu. "ilerinle aran nasl?" diye sordu Sarah. "Bunlardan iyisini Almanya'da bulamazdm," dedi Hans. "yle abuk reniyorlar ki gsterdiklerimizi, inanamazsnz. Buray kendilerinin benimsesinler diye hi beki koymadk evreye. lk gn tanesi kat. kinci gn bir tanesi daha yok oldu, ama iki gn sonra ilk kaan geri dnd. Drdncden bir ses kmad. Ya bir yerde lp kald, ya da tek bana yolu bulamad. Aradk, ama bulamadk onu. Buras dars gibi mi? Ylan, yan, yrtc hayvan korkusu olmadan hele yiyecek arayp arayp bulamamak her gn nlerine iki n hazr yemek konuyor." "Jimmy bu ky iin baz taslaklar hazrladn sylemiti bir ara bana," dedi Sarah. "Yaa, evet. Maya kentlerine benzer bir ky maketi getirmiti bana da," dedi Hans. "ocukayd biraz."

Son Antlama - Can Eryml

161

"Krmasaydn garibi," dedi Marilyn duygusallkla. "Bilmem artk. Onunki kendi iinde bitmi bir pland. Bizimkinin gelimelere ak olmas gerekiyor. imdiki nfusla balayp, eklemelerle iki bin kiiyi barndrabilen bir yer olmal buras. George izdi bununkini." O srada siyah klima kumatan bir tulum giymi esmer bir kadn elinde bir tepsiyle yanlarna geldi. Bir srahi buzlu ay ile bardaklar getirmiti. Tepsiyi masann zerine serte brakt ve dnp gitti. "Dn benim bardama ay koyarken katlarm slatmt da kzmtm," dedi Hans. "Bana byle tavr koyuyor." "Aferin ona," diyerek ayaa kalkt Marilyn. "Ben onun iini ben seve seve yaparm." Herkes iin bardaklara ay koydu. "Mezopotamya'ya uygarln bir gecede geldiini syler Sarah. Ne demek istediini yeni yeni anlyorum. Ne kadar ksa zamanda bizlere benzediler, deil mi?" dedi sonra evresine baknrken. "Onun iin onlara, bizim gerek duyduumuz her eyi yapyoruz," diye srdrd Hans. "Okul, kitaplk, ocuk bakm evleri hemen nmzdeki u dzlkte olacak. u sa tarafa da salk oca, hamamlar ve spor sahalar gelecek. Meydanda da ky ynetim binas, toplant salonu ve konuk evi olacak. yerleriyle atlyeleri kyn gneyine koyduk. Meydan iskeleye balayan geni ana caddede de armz olacak. Daha iin bandayz, ama iaret kazklarndan neyin nereye geleceini grebilirsiniz. En son da ky su basknlarndan, dman saldrlarndan korumak iin evresine bir duvar receiz." "O duvarn iinde imdilik herkes her ii yapabilmeli," dedi Sarah. "Meslekler zaman iinde olumal." Kydeki toplumsal rgtlenmeyi Marilyn ile birlikte o oluturuyordu. "Hibir meslek grubunun halk zerinde bir hakk olmamal," diye ekledi Marilyn de. "Bizim Birlemi Uluslar'n nsan Haklar Evrensel Bildirisine benzer bir kurallar dizisi hazrladk onlar iin." "Bu ii ok seviyorum," dedi Sarah, ayaa kalkp kendine bir buzlu ay daha alrken. "Yaptmz i ok gzel. Marilyn onunla bir dinin temellerini attmz sylyor, ama ben koyacamz kurallarn yozlamayacana, daha da gelitirileceine inanyorum. Bunlar bizim yaadmz olumsuzluklar yaamayacaklar."

Son Antlama - Can Eryml

162

"Bu dediine o kadar ok inanmak istiyorum ki," dedi Hans glmseyerek arkasna yaslanrken. "Bunlar bizim insani irinlerimizi tanmazlarsa ne iyi olur. Yaamlar bir peri masal kadar dzgn ve przsz olsun istiyorum. Savan iimde brakt paslar yava yava silinmeye balad, ama daha tam olarak kurtulamadm onlardan. Onun hl u dalarn ardnda srdn gryorum geceleri uykumda. Tanklarn ilerdeki tepelerin arkasndan kp geldiini sanarak uyanyorum. Ama artk insanlarn iyi eyler de yapabileceklerini dnmeye baladm." "Ne adamsn sen be Hans," diyerek uzand ve onun elini tuttu Sarah. "Nereden nereye geldin. Senin u geirdiin aamalar o kadar az insan becerir ki Nasl sayg duyuyorum sana Benny beni Jimmy'den deil, senden kskanmal asl." "Yapma Sarah," dedi Hans utanarak. "ou senin gayretin hepinizin bana verdii bu yaama sevinci bu aile scakl" Ama arkasn getirmedi. nne bakarak suskun otururken brleri de konumad. "O savaa katldm iin senden zr dilemek istiyorum Sarah," dedi bir sre sonra, gene yere bakarak. Adamn elini skarak glmsedi gen kadn. kisinin de gzleri dolmutu. "ok zr dilerim." "Biz buradan topladklarmz m, kendimizi mi deitiriyoruz?" diye sordu Marilyn. birbirine bakarak sustu. "Eee, ok derinlere daldk," dedi bir sre sonra Sarah neeli bir sesle silkinerek. "Haydi buraya dnn bakalm siz de." "Ne dersiniz, size kymz gstereyim mi hanmlar?" diyerek ayaa kalkt Hans. brleri de onunla bir kalkt.

***
John hastanede Dr. Hopkins'in odasna bakt, ama ierisi botu. Tam geri dnecekken ilerden Dr. Gani'nin geldiini grd. Gen kadn onun elini sevinle skarak, "Ne iyi ettiniz de geldiniz Prof. Bach. Ne zamandr uramyordunuz," dedi.

Son Antlama - Can Eryml

163

"Neler yapyorsunuz, bir bakaym dedim." "Gelin benim odama geelim," dedi kadn. "Dr. Hopkins yok." Odas geni ve aydnlk laboratuarn iinde caml bir blmeydi. John masann nndeki koltua otururken evresine baknd. Blmenin dndaki kiiden biri elektronik mikroskopta, biri bilgisayarda alyor, ncs rneklerden bir kadnn kolundan kan alyordu. "Biz burada ok nemli gelimeler kaydediyoruz Prof. Bach," dedi Dr. Gani. "rneklerimizin hepsinin genetik yapsn kardk. Bilgisayarlarmz kimin kiminle eleeceini ayarlad. aprazlama emasna gre yumurtalar dllendi. Onlar seilen kadnlarn rahimlerine yerletirdik. imdi dokuz tane anne adaymz var. Yandaki odalarda srekli gzetim altnda tutuluyorlar. Bir tanesini buraya getirmiler bakn. Eitmenleri onlar gelecekteki anneliklerine hazrlyor." "Dokuz tane ok az deil mi ndra?" diye sordu John. "Aslnda yeterli," dedi Dr. Gani. "Akrabalk ilikisi olmamas iin alt tane anneden yola kmamz gerektiini bize bilgisayar syledi, ama biz gene de tane yedek hazrladk. br dllenmi yumurtalar dondurup kaldrdk. Bunlar olanlarn en iyisi." "Anlyorum," dedi John. "yle diyorsanz yledir." O srada koridordan Dr. Hopkins geti. Onlar grmemiti. Odasna gidip zerindeki yeil ameliyat nlyle bal karp kirli torbasna att ve beyaz nln giydi. evresine bakarken John'u grnce hemen onlarn olduu yere gitti. "Ho geldin John," dedi elini skarken. "Nasl gidiyor Jeff?" diye sordu John da. "Son ameliyatlar denetliyordum ben de," dedi Doktor. "Ameliyatlar bitmedi mi daha?" diye sordu John. "Bir Yemen-03-erkek cuma gn beyin ameliyat olmutu," dedi Dr. Gani bilgisayarndaki bir listeye bakarak. "Bu pazartesi de bir Tanzanya-11-kadn kala ve omur ameliyat oldu son olarak." "Bugnkler ne o zaman?" diye sordu John. armt. "Daha ileri dzeyde bir takm iyiletirmelerin yaplmas gerektiini tartmtk dn kendi grubumuzda," dedi Doktor gen kadna bakarak.

Son Antlama - Can Eryml

164

Dr. Gani de armt. Bir John'a, bir Doktor'a, bir de bilgisayara bakyordu. "Ne demek bu Jeff?" diye sordu John. Gerekten anlamamt. "Daha ileri dzeyde ameliyatlar" diye yineledi Doktor. "Baz rneklerden organlar alarak birini tam insan" "Benim listemde yok bu ameliyat Doktor," dedi Dr. Gani ona. "Senin iin zaten bandan akn kzm. Niye bir de bu tr nemsiz konularla megul edelim seni?" "Bir dakika Jeff!" dedi John araya girerek. "Doru mu anladm acaba? Bir ka hurda otomobilden alan bir otomobil yapmak gibi bir ey mi syledin sen imdi?" "Evet John. Niye olmasn?" dedi Doktor heyecanla. "Geriye kalanlar da birer organ bankas gibi" "Hayr Jeff!" diye bararak ayaa kalkt John. Masann zerinden Doktor'a doru eildi. "Byle bir konuyu kendi bana nasl" "Ama John..." diyecek oldu Doktor. John elini masaya vurarak susturdu onu. "Yeter Jeff! Hibirimizin haberinin olmad bir eyi yapyorsun sen burada. nsaf! En nemsiz ilemleri bile Kurul'dan geirdiimizi biliyorsun." "Elbette John. Beni yanl anladn," dedi Doktor, durumu yumuatmaya alan sakin bir sesle. "Senin dediin o raporu hazrlamak iin yaplan bir deneydi bizimki. Sonuta elbette bir raporla gelecektik biz de Kurul'a." "Ka kii ld bu gn?" "ki," dedi Doktor. "Ama dediim gibi, birer organ bankas" "O btnletirdiinin yaama ans ne?" "Yzde elli," "Yani o da lrse , yle mi?" dedi John serte. "O kiiyi harcama yetkisini sana kim verdi Jeff?" Doktor bir ey sylemeden bakyordu John'a. "Onlar bir sr elemeden geirildi. Verilen onca

Son Antlama - Can Eryml

165

eitim... Sen neleri harcadn" deyip sustu. Sznn sonunu getirmedi. "nanamyorum," diyerek ban sallad sonra. "Byle bir eyi kendi bana nasl?" "Sana bir rapor gelecekti John. Niye anlamak istemiyorsun?" "nce bugn yaplan bu ameliyatla ilgili raporunu bekliyorum," dedi John serte. "Bundan sonra Kurul'un onay olmayan hibir ilem yaplmayacak burada. Anladn m Jeff?" "Elbette John. Nasl istersen," dedi yal adam. O da ok fkeli olmalyd, ama hi dar vurmuyordu duygularn. "Buraya kendi zamanmzdaki tartmalardan kap geldik," dedi John ona. "Ama burada ahlaksz olabileceimiz anlamna gelmiyor bu. Aadakilerin de en az bizim kadar haklar var. Onlar buraya biz zorla getirdik. Dolaysyla korumak da bize dyor. Devletin mahkumlar korumas gerektii gibi ayrca sulu falan da deil bizimkiler. Senin bu yaptn i cinayetten baka bir ey deil." John'un sesi giderek ykselmiti. Elini masaya vurarak, "Akama kadar raporunu masama bekliyorum," dedi ve bir yant beklemeden odadan kp hzl hzl asansre doru yrd.

***
Akam yemeinden sonra yaplaca bildirilen Kurul toplantsnn ncesinde, John nnde Doktor'un raporu, hi konumadan masann bir ucunda oturuyordu. Dierleri yava yava odaya girerken kendi aralarnda konuuyordu. Edwards, Ali, Benny, Hans, Sarah ve Toshiki, arkalarndan bir kad inceleyerek Jimmy ieri girdi. Olan kendine ok byk gelen beyaz bir bornoz giymiti. n akt ve iinde parlak kumatan donu grnyordu. Kkllerinden birini yeile, birini de krmzya boyamt. Koltuunun altnda da bir paket vard. "John sana anlatmak istediim ilgin bir" diye balad Jimmy heyecanla. "Sonra ltfen Jimmy," diyerek onun szn kesti John. Yznn askln o zaman fark etti dierleri. "Sen biraz Marilyn'in odasnda

Son Antlama - Can Eryml

166

bekle. Olur mu?" Olan dar ktktan sonra Toshiki kapy kapatt ve gelip bir koltua oturdu. John hastanedeki olay ksaca zetledi onlara. Zaman zaman sesinin ykselmesine engel olamamt. Bitirince arm bir ekilde susan arkadalarna bakt srayla. "Demitim ben size, demeyeceim," dedi Benny, derin bir i ekerek. "Dardaki u pie de gvenmediimi de sylemeyeceim artk. Janet'in yannda byle dolayordu. Kadn da banyodayd. Ddklyor galiba kary. Kocas olacak kart papaz da buna gz yumuyor." "Adileme Benny. zel yaamlar bizi hi ilgilendirmez," diyerek kar kt Sarah. "Neden ilgilendirmesin? yle diye diye tepemize kardk o pezevenkleri." "Ne yapalm peki?" diye sordu John. "Kovalm gitsinler," dedi Benny hi dnmeden. "Onlarsz da olur. Koskoca A.B.D. Bakan byle bir projeyi doktor olan o pezevengin deil de, bir fiziki olan senin ynetimine braktysa, bir bildii olmal. Kovalm gitsinler." "Ben de dndm onu," dedi John. "Ama saduyuyla baktm zaman Doktor'un bu proje iin henz gerekli olduunu gryorum." "Yaa? Neden?" "Hastanedekilerin hibiri iin btnn yklenmeye hazr deil de ondan. Onu bir yere gnderemeyiz." "yi o zaman," dedi Benny omuzlarn silkerek. "Brakalm da biraz daha yeni Frankenstein'lar yapsn. stelik cesetlerden deil, canllardan yapyor herif canavarlarn. Bir de dl verin isterseniz." "Kurul kararyla yetkisini ksmay neriyorum," dedi John ar ar. "Bundan byle ameliyatlara girmemeli rnein. Onun yerine Ali'yi, yardmclna da ndra'y getirebiliriz. Doktor danman olarak kalr." "Olabilir mi?" diyerek kukuyla bakt Benny brlerine. "Ayrca bu ie o kadar emek veren birini 'kovalm gitsin' demek de, ok haka gelmiyor bana," dedi John.

Son Antlama - Can Eryml

167

"Senin u duygusalln yok mu" dedi Hans ban iki yana sallayarak. Benny de ters ters bakt John'a. Onun bu alakgnlllne ok kzyordu. Ona gre tersi gibi bir hastalkt o davran da. Yani megaloman olmakla edeerdi. yimserlikle ktmserliin ars Polyanna atlak karnn tekiydi Benny'nin gznde. "Sen de mi gnderme taraftarsn?" diye sordu John Hans'a. "Hayr," dedi Hans. "Ben kalmasn gerekli gryorum. in btnn o planlad. Biz yalnzca izledik onu." "Ben de ayn fikirdeyim. 'Dere geerken at deitirilmez,' derler bizim memlekette," dedi Ali. "Doktor yetkileri kslarak kalmal." Hans glmseyerek ban sallad ona. "Kabul eder mi?" diye sordu Edwards. "Hi sanmam. 'Ya hep, ya hi' diyen kiilerden o, ama giderse de gider. Biz yazalm ihtarmz. Yerine birisi yetiinceye kadar proje biraz gecikir. O kadar." "Sen ne diyorsun Toshy?" diye sordu John. "Tylerimi diken diken etti biraz nce anlattklarn. O adama kar fke duyan herkes son derece hakl. Yapt i resmen cinayet. Yetkisini ksp iin banda brakmakla biz de o cinayetlere ortak oluruz. Suu cezasz brakrz. Ben gnderelim derim. Hatta olabilseydi de bir mahkemede yarglayabilseydik onu." "Sarah?" dedi John gen kadna bakarak. "Yetkisi kslp kalsn. Ali'nin o iin stesinden geleceinden eminim." "Bu durumda yetkisi kslarak kalmasn isteyen drt kiiye karlk, gitmesini isteyen iki kii oldu. Bir ihtar mektubu yazarak yetkilerini ksyoruz Doktor'un," dedi John ksaca, dierlerine bakarak. "Ali, sen Jeff'ten gelen u rapora bir bak," diyerek nndeki dosyay Ali'nin nne srd. br yalnzca ban sallad. Uzanp raporu almad. "Doktor'un rtbelerini bu ekilde sknce Jimmy nasl davranr acaba?" diye sordu Toshiki. "Kendisi bilir," dedi John.

Son Antlama - Can Eryml

168

"Ama ben onu yitirmek istemiyorum," diye srdrd Toshiki. "Duygusal biri o. Bundan mutlaka etkilenecektir." "aralm bakalm ne anlatacakm," dedi John. Toshiki kalkp Jimmy'yi armaya gitti. Biraz sonra o nde, Jimmy elindeki paketle arkasnda odaya girdiler. Bu kez bornozun kuan balayp nn kapatmt. "yi akamlar Sarah. yi akamlar John," diyerek yalnzca ikisini selamlad. Elindeki paketi masann zerine koyup John'un nne doru srd. Masann evresindeki bo koltuklardan birine oturmad. Gidip John'un arkasnda ayakta durdu. "ok nemli ilerinden zaman ayrp benimle konutuun iin sana teekkr ederim," dedi ineleyici bir ses tonuyla. "Geen gn, Art1963 ile Eksi-8000'i bir ekilde birletirmek istediini sylemitin. Sen onunla ilgilenememisindir mutlaka, ama ben bir ipucu yakaladm." "Nasl bir ipucu Jimmy?" diye sordu John, kendini olann sylediklerine younlatrmaya alarak. "Akln verebileceksen anlataym." John ona ban sallad. "Maya takvimini incelerken ilgin bir ey buldum. Tam bizim bu iki zamanl yaantmza uygun bir yntem," diyerek masadaki paketin iinden deiik byklkte karton halka kard. zerlerinde izgiler, harfler ve rakamlar vard. Yan yana masann zerine koydu onlar. Herkes onu dikkatle dinlemeye balamt. "nce, Mayalarn matematik sistemi, bizimki gibi onluk deil, yirmilik dzendeydi. Yani bizde haneler birler, onlar, yzler diye sola doru byrken, onlarda aadan yukarya doru birler, yirmiler, drt yzler diye gidiyordu." Durup oradakilere bir sre baktktan sonra anlatmn srdrd. "Takvimlerine gelince, adamlarn bir ylnda her biri on er gnlk yirmi tane ay vard." Sol eline masadaki kk, sa eline de orta boy halkay ald. "Bu kk olan on dilime blnm bir aylk halka. br de yirmi dilime blnm bir yllk halka." Kk halkay brnn iine, bir noktada birbirlerine deyecek ekilde masaya koydu. "Aslnda onlar tanrlarn adlarn koymu, ama ben senin adamlarn anlasn diye gnlere 1, 2, 3, 4, aylara da A, B, C, D dedim. Bak, birinci gn A ayna denk getiriyorum. 1-A oldu, yani ylba. Kk halkaya bir gnlk bir adm

Son Antlama - Can Eryml

169

attryorum. kinci gn 2-B oldu. nc gn 3-C Byle srp gidiyor." "On nc gn 13-M olacak," dedi Benny. Masaya uzanm halkalara bakyordu. "On drdnc gn ikinci ay balayacak ve ad 1N olacak." "Evet ya John, ite iin gzellii burada," dedi Jimmy. "Bir yl sonra yeniden 1-A gelinceye kadar bir tane bile birbirinin ei harf-rakam ikilisi grmyorsun. Her gnn zel bir ad oluyor. 13 Ekim der gibi deil, John Bach der, Jimmy Ocean der gibi." "yi de, bir ylda 260 gn oluyor," dedi John. "Uzmanlar buna 'tanrlarn takvimi' diyor, ama hibiri bu 260 gnlk ritmin nedenini aklayamyor. Adamlar dinsel trenlerini bu takvime gre yaparlarm. Bir de bu byk halka var," diyerek masadaki son halkay ald. "Bunun zerinde 365 dilim var. Ben gene rakamlar verdim her birine. Biraz nceki mantkla halkalar yerletirirsek," diyerek byk halkay br ikisinin dna, bir noktada birbirine deyecek ekilde yerletirdi. "Bu kez 1-A-1'den balyor. Ondan sonra 2-B-2 geliyor, sonra 3-C-3, falan, falan, 13-M-13'den sonra kk halka baa dnyor ve ikinci ay 1-N-14 diye balayp, 2-O-15, 3-P-16 diye gidiyor. Bu ilemde de hibirinin ad birbirine benzemeyen tam 18,980 gn oluyor." "Bunlar bize niye anlatyorsun Jimmy?" diye sordu Edwards. "Bir dakika Ed, ben anladm galiba," dedi John. "Evet Jimmy," dedi sonra olana. "O 18 bin ksur gn 260'a blersek 73 tane kk yl elde ederiz," dedi Jimmy. "365'e blersek 52 tane bizim ylmzdan buluruz." "Ve bylece Art-1963 ile Eksi-8000'i ayn takvim zerinde grebiliriz," dedi John. Heyecanlanmt. "Aristo Tanr'nn geometriyi ok sevdiini sylemi," dedi Benny. "Ben de ok severim John," dedi Jimmy. "Aristo syleyince tamam oluyor da, Jimmy syleyince neden kimse kulak asmyor?" O srada Benny ayaa kalkp halkalara doru masann zerine eildi ve,

Son Antlama - Can Eryml

170

"Belki bu 260 gnlk yl karmalyz aradan," dedi dnr gibi. "Bu arklar bizim uzay-zaman giriimine oturttuumuz zaman Bravo ulan ocuk!" dedi sonra Jimmy'ye dorudan doruya. Onun yanna gidip elini skt. Jimmy ok ard. Hatta biraz kzard, ama kendini hemen toparlayp, "Jimmy de geometriyi severmi, deil mi?" dedi Benny'ye. "Hepimiz severiz," dedi John. "Ama bunlar benim br projemi sana gstermek istemediler," diyerek Hans' iaret etti olan. Yeniden eski kavgac tavrn taknmt. Masann zerindeki kutunun iinden, zerinde eitli byklkte geometrik formlar olan bir karton karp John'un nne koydu. "Bu sizin burada yapacanz kyn maketi idi. Sze gelince herkes geometriyi seviyor, herkes Mayalarn matematiine hayran, ama kimse onlarn yaptn yapmak istemiyor. Ben o yaptnz anlamsz ky o ekilde tasarlamtm ki, bizim burada olduumuz kantlanacakt. Bir zek gstergesi. Benim deil, genel anlamda zeknn imzas. Dardaki maymunlarn akl edemeyecei bir sramann kant. Gelecek kuaklara braklacak bir mhr. Pi saysn, aritmetik ve geometrik dizileri, asal saylar, sonra ortaadaki Pisa'l Fibonacci'nin dizisini kullandm. 1,1,2,3,5,8,13,21. aktn m? 'Biz buradaydk,' demek iin." "Bizim yapacamz kyn zaman iinde bymesi gerektiini konumutuk seninle," dedi Hans olana yumuak bir sesle. "levi olmayan byklkler kyor bunda karmza. Kreler, kpler, piramitler" "Evet ama, hibir anlam olmayan eci bc eyler yapyorsunuz siz orada." "Ayrca 'biz buradaydk' diye imza atmaya hakkmz var m?" diye sordu John. "Burada yaptklarmzn hangisine hakkmz var John?" diyerek gld Jimmy. "En azndan bir takm prltlar ekleyebiliriz yaptklarmzn iine." "Belki baka bir yerde Jimmy," dedi John.

Son Antlama - Can Eryml

171

"Ben ocuk deilim," dedi Jimmy serte. "Baka bir yer ve zamann olmayacan biliyorum John. Beni kandrmaya alma." "Seni kandrmaya almyorum Jimmy. Sen baka bir sr yerde zeknn imzasn zaten atyorsun. Bir nceki konunun hepimizi ne kadar etkilediini grmedin mi? Pek ok ey gibi, takvimimizi de sana borlu olacaz. Onun iin sana nasl teekkr edeceimi bilemiyorum, ama gel bu konuyu mimarlara brakalm."

172

7.

Ve ben azsz, dilsiz, ocuksu varlklara Nasl verdim akl, dnceyi nceleri insanlar grmeden bakyor, Dinlediklerini anlamyorlard. mrleri boyunca d grntleri gibi Dzensiz, geliigzel yayorlard. Aiskhylos

Her zamanki gibi parlak ve gneli bir gnd. John, Hans'n kulland helikopterden aaya bakyordu. Kyn zerinden bir kez daha gemesi iin arkadana iaret etti. Hans da arac geri dndrp kye yneltti. Sapsar bir buday tarlas vard altlarnda. Orada alan bir ka kii onlara el sallad. rnn neredeyse yars biilmiti. lk hasatlaryd bu onlarn. Tarlann bittii yerdeki damlarla allar bo gibi duruyordu. Bu scakta hayvanlar dar karlmamt. Kyde de fazla bir hareket yoktu. Sokak aralarnda yalnzca bir ka kii vard. Yaklak bir yldr yayordu buras, ama John onu ilk kez byle tepeden gryordu. Houna gitti. 'Bal gibi bir imza ite bu da,' diye dnd, aklna Jimmy'nin yapt maket gelmiti. 'Birbirini dik kesen sokaklar, ortadaki meydan, iskeleye uzanan aalkl geni yol, evreyi saran surlar bu zamann hibir kyne benzemiyor buras. Her eyin kendiliinden olmas iin o kadar zen gsterildi, ama gene de bir imza oldu.' Brolarn surlarnn en yksek kulesine tam olan Sarah ile Marilyn helikopterin sesini duyunca dar km, duvarn zerinden onlara el sallyordu. Krmz ve beyaz giysileri iinde hemen fark

Son Antlama - Can Eryml

173

ediliyorlard. John da, grp gremeyeceklerini merak ederek, elini sallad onlara. Sonra Hans'a bakt. Onunla Sahra Denizinde yaptklar yolculuklar dnd. Ne kadar uzakta kalmt o gnler. Sanki hi yaanmam, dnmek bile istenmeyecek kadar eskiye aittiler. Hans'n da ara ara o gnleri dnp dnmediini merak ederek yeniden aaya evirdi baklarn. Kyn bitiiindeki slerinin zerindeydiler imdi. Hastane, lojmanlar, prl prl ldayan byk sera, gne enerjisi santral, uak ve helikopter hangarlar, depolar, Ali'nin kk denizaltsyla balk kayklarnn bal olduu iskele srayla altlarndan geti. Hans helikopteri denizin zerinde geriye dndrrken Odysse'nin iinde durduu yapdan yansyan k gzlerini ald. ki yerleim yan yana ne kadar garip duruyordu. Biri kerpi ve tatan yaplmt, br cam ve metalden. Fark yalnzca malzemede deildi. Bambaka iki dnyayd onlar. Birbirinden kesin kurallarla ayrlmlard. Her ne kadar Kamp-Babil'deki gelimilii Ky-Babil'dekiler bilse de, kendi yapamayacaklar hibir ara o ta duvarlardan ieri sokulmuyordu. Sarah ile Marilyn bu kyn halkna nasl yaamalar gerektiini reten retmenleri olmutu. Dil retmekten balayarak okuma-yazmaya, ekip bimeye, hayvan yetitirmeye, yemek piirmeye, spor yapmaya, cinsellikten evlilie kadar her eyi onlar sokmutu aadakilerin yaamlarna. Koyduklar kurallara kydeki herkes uymak zorundayd. Hi kar gelmeden uyuyorlard onlar da. Evlenmeler kaytlara balanmt rnein ve kyde otuza yakn gebe kadn vard. O zamana kadar da doum olmutu. O bebeklerin dnda bir de hastanede doanlar vard. Kye getirilmemilerdi henz, nk zeldi onlar. Havva'lar, Adem'ler denilen anne-babalaryla kyn ayr bir blgesinde kalacaklar, kendileri gibi olmayanlarla birlemelerine kesinlikle izin verilmeyecekti. Hele hele surlarn dnda hl ta devrini yaayanlarla asla. Bir kyde i ie yaayan iki grubun birbirinden ne kadar ayr durabileceini merak ediyorlard. Belki de biraz aralk koymak gerekiyordu aralarna, ama o dokuz bebei dardaki yaban dnyada nasl koruyabilirdi bir ka anne baba? Hepsi birden annda yem olurdu oradaki vahete. Sa kalamaz, ya da karmadan duramazlard Babil'e getirilmeye bile

Son Antlama - Can Eryml

174

deer bulunmayanlarla. Sonuta kydekilerle bir tr akraba sayldklarndan, ayn duvarn iinde olmalar fikri ar basmt. Hem de hastanede doanlarn ilerde bir soylular snf oluturmalarndan korkula korkula. Hastanede ne kadar gvendeydiler ki? Bir yandan Doktor'un o ameliyatlarna kurban giden kii, bilinmeyen bir hastalktan len iki kadn, te yandan rza gemeler bakclardan biri bir gece Havva'lardan biri ile seviirken yakalanmt. Geri hemen alnmt grevden, ama acaba daha nce bakalar da Adam Kurul'a yapt savunmasnda, "Ben onlarn soyuna insanlk esprisi katyorum. Onlarnki ilkel, sizinki kuru. Benimki en dorusu. Brakn buradaki herkes kendine onlardan karlar, kocalar alsn," demiti. Onun bu szleri Sarah'n aklna taklm, bilgisayarna yaptrtt aramada, 2012 ylnda bir bilimadamnn laboratuarndaki maymuna tecavz ederken yakalanmas zerine kendini ayn szlerle savunduunu bulmutu. Ne biim bir ark iinde yuvarlandklar hl belli deildi. Ne demek oluyordu btn o yansmalar? John akln, yantsz sorulardan kydeki gelimelere kaydrmaya alt. Sarah ile Marilyn ky iindeki atmalar, srtmeleri olabildiince nlemeye alyordu. Bir yln ok ksa olduunu biliyordu ikisi de, ama gene de umutluydular. Su olduunu rettikleri davranlarn giderek azaldn sylyorlard. En azndan orada yaamann bedelinin konulan kurallara uymak olduunu kavramlard. Dars ile farkn farkndaydlar. Hatta Marilyn'in nerisiyle eski kylerine gezmeye gtrlen bir grup, orada braklacaklarn sanarak ok korkmu, getirildikleri aratan inmek bile istememiti. Kendi aralarnda basit bir ngilizce ile anlayor, hatta 'Babylon News' adl haftalk bir gazete bile karyorlard. stelik ok tutulmutu o. Kydekiler kadar kamptakiler de olan biteni oradan izliyordu. Sarah'n da bir kesi vard gazetede. John kzn orada yazdklarn zevkle okuyor, merakla yenisinin gelmesini bekliyordu. Sonuncu yaznn bal neydi? 'Nefretin nedeni her ey olabilir, ama sevginin hibir nedeni yoktur.' (*) lginti. Marilyn ile birlikte sevmeyi, sevgilerini belli etmeyi ve o belli edii kalc klmay retmeye alyorlard
(*) Raiuhes Ahaefvthe, Romulus II

Son Antlama - Can Eryml

175

insanlarna. Birlikte resim yapyor, iir yazyor, mzik geceleri dzenliyorlard. "Sevgi gelimilik derecesiyle doru orantldr," demiti Sarah nceki yazlarndan birinde. "Sevmek kltrle geliir. nsanlar ne kadar ok renirse o kadar ok sever. nk sevmek de renilir." John'a, kars iin duyduu, artk kutsallk derecesine ulam sevgiyi dndrtmt onun o yazs. Onun yazlarn okuduktan sonra iindeki rkekliini yenerek, iki kez Eve'in ld kazann ncesine gitmeye almt. Bir kez Benny ile, bir kez de Sarah ve Noko'nun stelemesiyle denemi, ama Odysse'ye kumanda edememiti nedense. ini ekerek akln kartran ve imdi pimanlk duyduu o garip olay da dnmemeye alt. Hans havaalanna doru ynelince hastanenin zerinden getiler. Oradaki anneler dourduklar bebekleri, bakclarn yardmyla yeniden dzenlenmi zemin katta bytyordu. Dokuz Havva'ya karlk, bazlarnn spermleri iki kez kullanld iin, alt Adem vard ve onlar da Ky-Babil'e gnderilmemi, kampta eitli ilerde grevlendirilmiti. Adem-Bir'i Ali teknesinde altryordu. Adem-ki ile hastanede, Drt yemekhanede idi. Be'e serann bakmn vermiler, Alt'y da havaalannda altryorlard. John pistin yannda develere birilerinin bir eyler yklediini grd. lde bir yerlere gidiyorlard galiba. Yabanclarla ilikiye girmemeleri ve kendilerini d dnyaya kar savunmalar retilmiti onlara. Yaknda retilenlerin ne kadarna uyduklarn greceklerdi. 'Bizden sonra ne olacak?' diye dnd John. Her eyi onlara brakp gideceklerdi. Ky-Babil imdilik atanan iki Adem, bir Havva ve kydekilerin setii kiiden oluan alt kiilik bir kurulla ynetiliyordu. Sarah ile Marilyn o kurulun oy hakk olmayan yeleriydi. Gitmeden nce ikisinin yerine bir kii daha seilecek ve o yedi kiiden biri Bakan olacakt. Kendi kurullarnda bu konuyu epey tartmlar, Benny srf alt Adem'den oluan bir ynetim nerirken, Marilyn tmyle zgr seimden yana olmutu. John'un merak ettii konu, bakan seilen kiinin, onlar gittikten sonra ne yapacayd. Kendini kral ilan edebilir, ya da kurallara uyup sresi dolunca seime gidebilirdi. Geenlerde bu konuda, artk Kurul yesi olmayan Doktor'la yapt konuma geldi aklna. Yal adam beklemedikleri bir uysallkla kendine

Son Antlama - Can Eryml

176

bildirilen rtbe skmne boyun emi, velinimetlerine kar gelmeyi dnmediini, projeyi izleyebilmek iin kalmasna izin verilmesine teekkr ettiini syleyerek kenara ekilmiti. Kimseyle de zorunlu olmadka konumamt. Ali ve ndra ile bile Onlar da hastaneyi Doktor olmadan evirebilmek iin ilikiyi en azda tutmaya almlard. Kck kampta onu aylarca grmedikleri olurdu, ama bu kez kendisi kp gelmiti John'un odasna ve, "Burada kimi lider olarak brakacaksnz?" diye sormutu. "eitli yntemler tarttk aramzda," demiti John. "Sonunda bakann seimle belirleyecek bir kurul ngrdk." "Henz maymun saylan bir srye gl bir lider brakmadan m gitmeyi dnyorsunuz?" demiti Doktor. John onun o aalayc tavrna arm, ama tartmaya girmek istemeyerek susmutu. Ta devrini yayor olsalar da insand onlar. Doktor dnda hepsi en yakn atalar olarak gryordu onlar. "Korktuklar tek ey bizim buradaki varlmz. Biz olmaynca kendi balarna yrtemezler. Bir balar olmal mutlaka." "Aa, evet. lk bakan biz belirleyeceiz. Ondan sonrakiler seimle gelecek." "Hangisi o?" diye sormutu Doktor. "Bilmiyoruz. Odysse hl deerlendiriyor adaylar. imdilik AdemBe biraz nde brlerinden. Onu soruyorsan eer." "Evet John. Onu soruyordum. Sylediin iin teekkr ederim. Ben de kendimce onu uygun gryordum. Sevindim ayn sonuca gelmemize." Kamp-Babil'deki iler tasarland ekilde bitmek zereydi. Sra, ellier yllk aralklarla gelecee giderek, Babil'in kendi bana gsterdii gelimeyi incelemeye geliyordu yava yava. Jimmy'nin nerdii elli ikier yllk aralklar kullanmam, takvimlerini elli yllk etaplara gre dzenlemilerdi. Biraz hznl bir i olacakt o inceleme ii. Buradaki tandklarnn hemen hemen hepsi byk olaslkla lm olacakt. Ne de onlar bilen kimse kalm olacakt gidilecek Babil'dekiler arasnda. Ve eer taramalar istedikleri sonular verirse

Son Antlama - Can Eryml

177

grevleri sona erecekti. Her neyse, imdilik olacaklar merak etmekten baka yapacaklar bir ey yoktu. "ok yaylmz," dedi John, Hans helikopteri yere indirdiinde. Kemerini zp aaya atlad. "Nasl toparlayacaz bakalm bu kadar eyi." "Yayldmz gibi," dedi br omuzlarn silkerek. Motorlar durdurduktan sonra baln karp o da aaya indi.

***
O akam yaptklar toplantda, nce Ali hastanedeki almalarla ilgili bilgi verdi. ndra da bebeklerle annelerinin salk durumlarnn iyi olduunu syledi. "Onlarn kye adaptasyon programn bugn balattk," dedi Sarah. "Havva'lar bebeklerini alp kye konuk geldi. Kyn kadnlar onlar ky odasnda karlad. O kadar gzel hazrlanmlard ki" "Hem de btn hazrlklar kendileri yapt," diye ekledi Marilyn de. "Biz yalnzca bugn geleceklerini sylemitik. Onlara ok nem veriyorlar." "nk bizim ok nem verdiimizi biliyorlar," dedi Benny. Sakal brakm, yank yznde ak renk sakal onu eskisinden yakkl yapmt. "Prensler, prensesler oldu yani bizim ufaklklar," dedi Ali. Uzun bir sessizlik izledi onu. "ocuklarn adlarn koymak iin yarn da gelmelerini istediler," dedi Marilyn. "Bir tren yapacaklar anladm kadaryla." "Ad koymak m?" diye sordu John. Marilyn glmseyerek ban sallad. "Bizim rettiklerimizle kalmyor, kendileri de srekli bir eyler ekliyor," dedi Sarah. "ocuklara kendilerine gre anlaml adlar vermek istemeleri tmyle onlarn dncesi. Kyde doan ocuklara biz ad koymamtk. Ayrmclk yaptmz bize anmsatmaya alyorlar sanrm." Kimse yantlamad onu, ama oluan o suskunluk kabulden

Son Antlama - Can Eryml

178

geliyordu. "Onlarn gn gn daha ok adamlatn izlerken, gitme zamannn geldiini sylyorsunuz. Hak m imdi bu?" "Onun sonu yok ki Sarah," dedi John. "Hem sen eskiden bu ilerin nasl baladn merak ederdin." "Biliyorum, kendimi fazla kaptrdm. ok birlikte oldum onlarla. Bir de, bir sonraki etapta onlar bulamayacamz bilmek ok zor geliyor." "Bence de bu sre ok az oldu," dedi Marilyn de. "likimizi yava yava kesebilir, ya da gelecek yln rnn aldktan sonra gidebilirdik. Hasadn yaptklar budaylar bizim getirdiimiz tohumlardan oldu. Koyunlar, keileri daha yeni kuzulad. Meyve baheleri ok gen. Belki de bir sre daha onlara elik edecek kk bir grup brakabilirdik burada." "Ne oluyor size? Her birinize ayr ayr, 'bunun sonu yok,' mu dememiz gerekiyor?" dedi John. "Yoksa burada onlarla kalmak m istiyorsunuz siz?" "Aslnda dnmyor deilim," dedi Marilyn. "Bunlar kadar drst bir toplumu baka nerede bulabileceimi bilmiyorum. Cennet, cennet dedikleri bu olsa gerek." "Babil Kraliesi I. Marilyn," dedi Benny. Kadn gzlerini szerek glmsedi ona. Kzm myd, houna m gitmiti, belli deildi. "Gzel," dedi John ve bir sre brlerine bakt. "Galiba artk asl haberi verebiliriz. Ne dersin Toshy?" "Elbette," dedi Toshiki masaya doru eilerek. "Arkadalar, Sivrisinei bu leden sonra nmzdeki ilk etaba gndererek Babil'lerden grntler aldrdk." "Ne?" diyerek ayaa kalkp yeniden yerine oturdu Sarah. "Nasl?" diye sordu ndra da heyecanla. "Bundan sonraki elli, yz ve yz ellinci yllarn nde de Babil vard," dedi Toshiki. "Henz ilerinin nasl olduunu bilmiyoruz ama, en azndan oradaydlar." nnde duran bir demet fotoraf masann zerinden dierlerine doru srd. "Oldu bu i galiba," dedi ndra glmseyerek fotoraflara bakarken.

Son Antlama - Can Eryml

179

ok sevinli olduu belliydi. "Babil, tanrlarn unuttuu bu yerde kuruyup gitmesin diye ok dua etmitim." "Yeterli eitimi verebilmiiz demek," dedi Sarah. "Balk tutmay renmiler. Geri Babil'in gelecek zamanlarda olmayacan hi aklma getirmemitim ben, ama gene de heyecanlandm ite." ndra ban sallayarak ona elindeki resimleri uzatt. "Ancak" diyerek sesini ykseltti Toshiki ve odadaki konumalarn kesilmesini bekledi. "Ancak henz nedenini anlayamadmz bir takm manyetik giriimler algladk Odysse'de. Benny ile John'a haber verdim, ama Jimmy'yi bulamadm." "Bir yere kapanmtr gene," dedi Benny. "Sizleri bouna rktmek istemiyorum ama," diyerek szn srdrd Toshiki, "bildiklerimize pek benzemiyor bunlar. Baz parazitler sanki dardan birileri bir baka halka bir baka zaman tp bizimkine karyor gibi." "Sylediin ey ok nemli Toshy," dedi Ali. "Toplantdan sonra hemen gidip bakalm. Burada bouna tartmayalm." "Dalmadan nce," dedi Hans, bir sre kimse konumaynca. "Tanma program buradaki pek ok eyi geri gtrmeyeceiz. nsanlar, gerekli belgeleri ve hastanedeki dondurulmu malzemeyle iki lmz alacaz yalnzca. Bir de Odysse'yi elbette. Herkes en ksa zamanda bana, kendi blmyle ilgili gtrlmesi zorunlu malzemenin bir dkmn versin. Geri kalanlar mavnalara ykleyip, Kzldeniz'de bulduumuz bir atlan zerinde batracaz. Bizden bir ine bile kalmayacak ekilde temizlenecek buras. Sonra o atlan iinde bir bomba patlatp bizim eyalar gmeceiz. Atlantis Operasyonu adn koydu bizim George bu ie." Ksaca glld. "Kalkmadan ben de bir ey anlatmak istiyorum," dedi Ali. "Bu sabah Doktor bana urayp Kurul'a sunduu ikinci dosyann ne olduunu sordu." Bir suskunluk oldu odada. "Kstaha, anlayp anlamadmz sordu. Kanatl atlar, insan kafal aslanlar falan m yapmak istediini sanmz onun?" "Geen gn de bana hangi Adem'in bakan olacan sormutu,"

Son Antlama - Can Eryml

180

dedi John, yksek sesle dnr gibi yavaa. "imdi de Pegasus'lar, Sfenks'ler imas Ne biliyor dersiniz?" "Hibir ey," dedi Ali. "Bence de," dedi Benny. "Kinini kusmak istemitir yalnzca." "Bilmiyorum," dedi John. "Emin deilim." "Bilemez John," diye steledi Ali. "Adam yalnzca Kurul'a sunduu bir projeyi sordu. Bu da onun en doal hakk. Biz anlatmadktan sonra nereden bilecek?" "Belki tam olarak bilmiyordur, ama bir eyler dndn sezecek kadar zeki biri o," dedi John. Doktor'un ikinci dosyas, dnyadaki canllarn en gl yanlarn birletirerek yaayan robotlar yapmay amalayan bir projeydi. Kurul ona haber vermeden, onun o dosyasn uygulamaya alm ve almalara balamt. "Toplant bitti galiba," dedi ndra. John dalgn bir ekilde ban sallad ona.

***
Toplantdan sonra Toshiki karsnn yanna dnmt hemen. John da, yolu biraz uzatp serann iinden geerek, Odysse'ye gidiyordu. Aklndakilerden syrlamyordu bir trl. Doktor'un o uan, su altnda, kutupta, atein iinde, toprak altnda yaayabilen hayvan-insanlar gzlerinin nnden gitmiyordu. Be gruba ayrmt o onlar; kstebekinsan, balk-insan, ku-insan, buz-insan, ate-insan. Her biri zel amalar iin kullanlacak yepyeni trlerdi. Bir de hepsinin zelliklerinin birletii bir st-nsan vard ki, inanlmaz, hatta olduka rktcyd. Kuruldakilerden hi kimse hemen evet dememiti ona, ama fikir yava yava herkesin dncesinde kendine bir yer edinmi, bir sre sonra da, dosyay rafa kaldrmayp uygulamaya karar vermilerdi. Oybirliiyle. Titanlar adn verdikleri o projeyi de Ali yrtecekti. Onun iin oluturulan ekip ile hazrlanan malzemeyi gizlice Eksi-20,000'deki Sri Lanka'ya gtrmlerdi. Takvimlerinde M.S.1963, Eksi-8000 ve Eksi-20,000 birbiri iinde dnen zaman halkas idi artk.

Son Antlama - Can Eryml

181

Doktor'a byk hakszlk yapldn kabul ediyordu John. Birileri onun fikrini alp btn bu yolculuklar ondan habersiz yapsayd ne kadar rahatsz olurdu. Hele hele bir de bir eyler yapldn dardan hissetseydi ama oras aklna geldike bir rperti duyuyordu iinde Birer makine yapar gibi ele alnyordu her rn. Evet, 'rn' deniyordu onlara. Sklp taklan oyuncak paralar gibi tasarlanyorlard. Gerekten en etkileyicisi de o 'st-insan' denilen btnd. Kutuplarda plak dolaan, erimi mamay avulayan, denizin binlerce metre altna yzerek inen bir yarat rkmeden dnebilir miydi insan? Geri btn o ileri sradan insanlar da ne garip, kendi trn 'sradan' olarak grmeye balamt artk eitli aralarn yardmyla da olsa yapyordu. lle de Titan olmak gerekmiyordu. Byk sakslarn arkasnda bir karalt iliti gzne. Durdu ve eilerek oradaki lolua bakt. Adem-Be topraa uzanm uyuyordu. Glmsedi. Onu byle yerde uyurken bir ka kez daha grmt. Sk sk, ama ksa ksa uyuyordu btn Adem'lerle Havva'lar. Grlt etmemeye alarak yaklat. Elini yanann altna koymas, yzndeki hafif glmseme, grd gzel d Biraz tede karpuz kabuklar olduunu fark etti. Onun karpuzu ne kadar sevdiini herkes gibi o da biliyordu. Koca bir taneyi tek bana yemi olmalyd, hem de Havva'sndan bile gizli. Oradan yavaa ayrld. Doktor neden bunlara maymun diyordu inatla? 'Onlar iin deymezdi, beni bouna cezalandrdnz,' demeye mi getiriyordu? Benny hi olmazsa surlarn dndakilere maymun diyordu. Odysse'nin evine gelince elik d kapnn st tarafndaki yuvarlak, krlmaz camdan ieri bakt. nce bir ey fark etmedi, sonra sa tarafta yere oturmu birinin ayaklarn grnce o yana eildi. Havva idi oradaki ve hzl hzl bir eyler yiyordu. Nbetilerin artan yemeklerini gtryor olmal diye dnerek glmsedi. Ne obur aileydi u Be'ler. Odysse'nin durduu merkez odaya alan kapnn yanndaki gvenlik bankosunun bo olduunu o zaman fark etti. Arkadaki nbeti odasnn kaps da aralkt. ifreyi girip d kapy at. Kapnn sesini duyunca, "Geldi Doktor," diyerek ayaa kalkt Havva. Elinde kocaman, krmz

Son Antlama - Can Eryml

182

bir ikolata paketi vard. Bir para daha koparp azna att ona doru yrrken. John Odysse'nin oda kapsnn tam kapanmam olduunu ve ierden gelen ar, garip kokuyu d kap arkasndan kapanrken fark etti. Hemen duvardaki alarm dmesine basarak telefona uzand. nlamaya balayan siren sesi iinde Frederick ile konumaya alt. "Freddy, ben John. Derhal Doktor'u, karsn ve Jimmy'yi tutukla!" diye bard. Ksa bir sre dinledikten sonra sabrszca, "Soru sorma! Hemen yakala! Bulabilirsen elbette." Sonra Benny'yi arad. Bu arada Havva korkudan kocaman alm gzlerle John'a bakyordu. lk kez duyduu siren sesi ve yanp snen klarla akna dnmt. "Derhal buraya gel!" dedi John Benny'ye bararak. "Odysse'ye Ali ile Hans'a da haber ver! abuk ol!" Bu kadar grltye nbetiler odalarndan kmamlard daha. odaya girdiinde Noko'nun ban kumanda masasnn zerine koymu uyuduunu, Toshiki'nin de bandan ince bir kan szarak yerde yattn grd. Soluk almamaya alarak aya kapya skm olan adam bacaklarndan eke eke darya tad. Kap Noko'yu ierde brakarak zerlerine kapand.

***
Odysse'nin giri holndeydiler. Havva--Be ile Adem-Be yerde yan yana oturuyor, iki yanlarnda birer yeil cinli ayakta duruyordu. Gzleri kan ana gibi olmu Adem kesik kesik inliyor, Havva da ksk bir sesle alyordu. Frederick onlardan biraz uzakta, duvara yaslanarak yere oturmu iki yeil cinlinin nndeydi. Odysse'nin olay srasndaki nbetileriydi onlar. Berbat grnyor, onlar da evrelerine krmz gzlerle sanki grmeden bakyorlard. John, Benny ve Ali nbeti bankosunun nnde ayaktayd. "Susturun unlar," diye seslendi Frederick adamlarna. "Sus!" diyerek elindeki elektrikli copu Havva'ya gsterdi yanndaki yeil cinli iri yar adam. Bu onlara yetti. Yutkunarak sustular, ama oturduklar yerde titreyerek, yalvaran gzlerle evrelerine bakmay srdrdler. O srada Hans ile George, Odysse'nin olduu i odadan ellerinde birer gaz maskesi ile kt.

Son Antlama - Can Eryml

183

"Tamam," dedi Hans. "ersi temizlendi. Bayltc gaz vermiler yalnz." "To shi shiki nasl?" diye sordu George. "ndra ilgileniyor onunla," dedi John. "Ama Noko aylm, geliyormu." "Toshy heriflerin stne gelmi anlalan," dedi Benny. "Bekilerin birini yatakta, birini koltukta bulduk," dedi Hans. "Geceleri srayla uyuyorlarm besbelli." Frederick ban sallayarak onaylad onu. "O yzden odalarna gaz skldn fark edemediler. Bunlarn sk sk denetlenmesi gerekirdi." Frederick bu kez bir ey sylemeden bakt ona. Alt dudan sryordu. "Yoklar, deil mi?" diye sordu Ali Frederick'e. "Hayr," dedi o yalnzca, ban iki yana sallayarak. "Burada deiller ki. Oradalar," diyerek Odysse'nin odasn gsterdi Benny. "Kapy Doktor'a kadn am, adama da ilal karpuzu Janet vermi," dedi John. O srada Adem'in ba yana dm, uyuklamaya balamt. Yanndaki yeil cinli bir tekme att ona. Korkuyla srayp evresine baknd adam. "Yapma!" diye bard John. "Bu garipler yalnzca kullanld. Yeterince korktular da zaten. Baksana!" Yeil cinli bir ey sylemeden bakt John'a. Kendilerinden sz edildiini duyan Havva yeniden alamaya balad. "Gtrn bunlar. Ayak altnda durmasnlar," dedi Hans yzn buruturarak. Yeil cinlilerden biri Be'lerin koluna girerek onlar oturduklar yerden kaldrd ve d kapya doru yrtt. Ne olduunu anlayamadklar iin korkuya kaplan kar koca yksek sesle alamaya balad. Arkalarna bakarak birilerinden yardm istemeye alyorlard. John dayanamayp gzlerini kard onlardan. Frederick dier yeil cinliye iaret etti. O da yerde oturan arkadalarn alarak dar kard. Onlar iin alan kapdan Sarah koluna girdii Noko ile ieri girdi. Japon kadnn yz kire gibi beyaz, gzleri de kpkrmzyd. Holdeki herkes onlarn bana topland.

Son Antlama - Can Eryml

184

"Naslsn Noko?" "Toshy nasl?" "Noko iyi," diye aklad Sarah. "Toshy de kendine geldi, ama ndra biraz daha kalmasn istedi." "Sen de gelmeseydin daha," dedi John Noko'ya. "Odysse yalnz kalmasn," dedi Noko zorlukla yutkunarak. Onu ayakta tutmamak iin hep birlikte bilgisayar odasna girdiler. Noko kumanda masasndaki koltuuna oturdu. brleri odann iinde daldlar. Uzun bir sessizlik oldu. "Be'leri ne yapacaz?" diye sordu Hans John'a. "Bilmiyorum," diyerek iini ekti John. "Btn su bizim aslnda." "Burada tutamayz artk onlar," dedi Hans. "Bir karpuzla, ikolataya kandrldlar diye asamayz da, ama bir ceza vermemiz gerek. brlerine rnek olmas iin. En iyisi buradan uzaklatrmak. Belki de eski kylerine" "Lanka'ya gnderelim," dedi Ali. "Orada iime yararlar." "Dnrz," dedi John. "Olabilir," diye ekledi sonra. "Hayret! Adem'i Seylan'a gnderiyoruz," dedi Ali birden. "Lanka'ya gnderelim derken bunu dnmemitim. Bunu da yaadk sonunda ve yk tamamland." Kendisine merakla bakan arkadalarna, "Neden kovuyoruz onlar buradan? Neden Seylan'a? Peki neden karpuzla ikolata?" diye sordu. "Neden elma deil?" "Ben size, o bunak herifte espri yeteneinin olmadn sylyorum," diyerek glmsemeye alt Benny. "Kader yava yava alarn ryor," dedi sonra teatral bir sesle. Sarah onun yanna gidip elini tuttu ve sonra Ali'ye dnerek, "te o zaman bu Cennet'ten ayrlrken isteksizlik duymayacak, Ancak iinde bir Cennet tayarak ok daha mutlu olacaksn. Onlar el ele ve ar admlarla Cennet'i batan baa geip, Kendi tenha yollarna saptlar," dedi. "Vay!" dedi Ali. "Senin de bu konuda kafa yorduun belli."

Son Antlama - Can Eryml

185

"John Milton, Yitik Cennet," dedi Sarah yalnzca. Gene uzun bir sessizlik oldu. Ali Odysse'nin uzay-zaman giriimine dalgn dalgn bakt. Biraz sonra Benny de onun yanna gitti. Sarah Noko'nun arkasna geerek omuzlarn tuttu. Noko ona dnerek glmsemeye alt. "Dnecekler mi?" diye sordu Ali Benny'ye. "Bilmiyorum," dedi Benny. "Onlar olduklar yere kilitleyebilsek ne gzel olur." "Daha nce uyanmalydk," diyerek yanlarna geldi John onlarn. "Her ey apakt. Bu onlarn ilk gidileri deil. Daha nce pek ok kez gidip gelmi olmallar. Odysse'deki o parazitler onlarn zaman yolculuklaryd. Jimmy'yi kmseyerek kendimizi aldattk. Gvenliimizden ok emindik. ok fazla rahat davrandk." "O yank tenler garip kumalar" dedi Benny de. "Bo verin imdi dvnmeyi," dedi Ali. "Biz onlar bulabilir miyiz buradan?" "Pi kurusunun bizden ok ilerde olduunu kabul etmemiz gerekir," dedi Benny. Bir sre dalgn dalgn Odysse'nin yeil k fanusuna bakt. "O bize bakyor oradan, hissediyorum, ama biz onu gremiyoruz." "Hibir eyi kurcalamadan dnmelerini beklesek?" dedi Hans. "Toshy'ye yle davranmakla kprleri atarak gittiler," dedi Benny. "Dnmezlere onlar vurmaktan kurtuluruz."

***
Toshiki karsnn yannda kumanda masasnda oturuyordu. Banda kocaman bir sark gibi sarg vard. Bir gz imi, morarm ve kapanmt. Yz olduka soluktu. Noko'nun rengi biraz dzelmiti. Arkalarnda sralanan brleriyle birlikte Odysse'nin giriiminin hzla dnerken deien renklerini izliyorlard. Birden her ey karard, sonra giriim yeniden normale dnm olarak yeil k kresinin iinde belirdi. Ardndan uzunca bir bip sesi geldi.

Son Antlama - Can Eryml

186

"Tamam," dedi Noko arkasna yasaklanarak. "Buras dnda btn boyutlar kilitlendi. Yalnz buraya dnebilirler artk." "Umarm dnerler," dedi Edwards. "Umarm dnmezler," dedi Toshiki de. Tam yerinden kalkmak zereyken giriimin renklerinin deimeye, parazitlerin artmaya baladn grerek yeniden oturdu. Her ey birbirine karyor, grnt giderek bulanklayordu. Herkes dikkat kesildi. Sonra iki bip sesinden sonra uzunca bir parazit oldu ve ardndan Jimmy'nin yere kadar uzanan renkli bir entari giymi silik grnts ile uzaktan gelen ince sesi duyuldu. "Hey! Neler yapyorsunuz bakaym orada? Hepiniz bir aradasnz. ok gzel. Bana dokunmazsanz, yannza gelmek istiyorum." "Sana hibir sz veremeyiz," dedi John. "Pazarlk ansnz yok ki John," dedi delikanl. "Kaplar kilitlediinizi sanyorsunuz, ama benim kilit zc olduumu unutuyorsunuz. Odysse'nin iinde istediim her yere gidebilirim ben. Burada tatsz eyler olduu iin yannza gelmek istiyorum." Ksa bir sessizlik oldu. "Neredesin sen?" diye sordu John ona. "Bouna aramayn, bulamazsnz. Sizin anlayacanz, zamann iinde deilim. Olaanst bir ey kefetmisin John, ama sen bile bilmiyorsun bulduun eyin nerelere uzandn. Ben gerekiyorum sana." Daha uzun bir sessizliin ardndan, "En azndan onun iin dokunamazsnz bana." "Yanlyorsun Jimmy," dedi John serte. "Senden reneceim her eyden vazgemeye hazrm. Seninle pazarlk yapmayacam. Dneceksen dn! Konualm. Bizi dn nedenine inandrrsan dnrz." Bu kez susma sras Jimmy'ye gelmiti. "Ama," dedi bir sre sonra, "Odysse'nin nnde kimse kalmasn. Uzaklan oradan." Hep birlikte arkadaki masaya doru ekildiler. Jimmy'nin grnts geree dnt. Sar salar omuzlarna kadar uzam, seyrek sakallar yanaklarnda ve enesinde birikmi, byklar azn rtecek ekilde sarkmt. Ak havada yaamln salkl esmerlii vard yznde. Ayrca ocukluktan km gibi bir hava

Son Antlama - Can Eryml

187

gelmiti zerine. Giydii garip desenli kaftann altnda, plak ayaklarnda ip sandallar grnyordu. Banda bir bilgisayar band taklyd. "Gzel," dedi evresine bakp. "Yeniden merhaba bayanlar, baylar." Noko'nun boaltt koltua oturdu. "ok yorgunum. Sizler de oturabilirsiniz. Bana bir de kahve syle bakaym ocuum," diye seslendi Benny'ye. "Ba stne hametlim," diyerek saygyla eildi Benny ve telefona uzanp ieriye kahve gndermelerini istedi. "Eveeet," dedi Jimmy. Dzenlemeden memnun olmu gibi glmsyordu. "inizden biri ters bir hareket yaparsa tyerim. Haberiniz olsun." "Odysse'yi kilitleyemedik mi?" diye sordu Toshiki merakla. "Yoo, siz yapmanz gereken eyi yaptnz, ama ben nceden btn kilitleri bozmutum. Ortalk ktlk dolu arkada. Ne yaparsn?" diyerek omuzlarn silkti. Glyordu. Bir sre Toshiki'ye baktktan sonra, "yi misin?" diye sordu. "Kt vurmu Doktor sana. Kendi adma zr dilerim." br yalnzca ban sallad. "Anlat bakalm," dedi John. "Hepiniz zeki adamlarsnz gya," dedi arkasna yaslanrken. "Burnunuzun ucundaki olaylar anlayamadnz. Kilitlerin ifrelerini zdm, aldrmadnz. Zamana daha fazla kumanda edebileceimizi anlatmak istedim, dinlemediniz. Yaptklarm grmezden geldiniz. ok uuk geliyordu dncelerim size. Aferin diyerek bam okayp gnderdiniz. O zaman oturup benimle konusaydnz iler hi bu ekle girmezdi." "ok heyecanl," dedi Ali. "Gerekten yle," dedi Jimmy ona ters ters bakarak. "Ben de siz olmadan, Odysse'ye dardan kumanda ederek, zamann dna kmay baardm. Ne haber? Bu da ok heyecanl deil mi? Woody Allen, dahi olmann ok zor olduunu sylemiti. Ne kadar haklym." "Seni kimse kmsedi Jimmy," dedi John. "Bo ver! Onlar tartmayalm imdi," dedi olan glmseyerek. Bu srada kap alnd ve ieriye elinde kahve fincanlar olan bir tepsiyle

Son Antlama - Can Eryml

188

bir hizmetli girdi. steyenlere servis yapp odadan kncaya kadar kimse konumad. "Ben ifrelerle oynarken Odysse'ye de girebildiimi grdm," diye srdrd Jimmy. "Syledim, ama Noko bile anlamad beni." Kahvesinden bir yudum alrken ona bakt. "Maya takvimi rneini verdim. Siz onu kabul edip uygulaynca ortak bir aks sistemimiz olutu. Zamann iinde yitip gitmemek iin bir rper gerekiyordu bana. Artk her yere gidebilirdim. lk kez Art-500'e, Yukatan yarmadasna gittim. Mayalara." "Yaa? Ne yaptn orada?" diye sordu Edwards. "Hibir ey. Gidebilmitim ya, nemli olan oydu. Bir gn bile kalmadan geri dndm. Janet'e anlattm, ama bana inanmad o. Birlikte gitmeyi denedik. Odysse ikimizi birden gndermedi. Doktor'un haberi yoktu o yaptmdan nceleri. lk heyecanm geince korkmaya baladm. Arasz, silahsz, yalnz bama, dillerini bilmeden her an kim vurduya gidebilirdim o vahi ormanlarda. Ayrca hi de beklediim gibi bir toplum bulamamtm orada. Tam anlamyla zr cahildiler. Ben de kendi zamanma gidip iki arkadam aldm ve onlarla zamanlar dolatk." "Ka kii rendi bizim bu ii orada?" diye sordu John. Yz aslmt. "Onlar benim ocukluk arkadalarm. Jack ile Joe 3-J derlerdi bize. imdiden sklmaya balama John. Bekle biraz. Birlikte eitli oyunlar oynamaya baladk. Daha ok bo ve tehlikesiz yerleri seip, Nazka'da olanlar gibi bir takm ekiller izdik baz llerle dalara. Bizim uydurduumuz bir yazyla ortalarna yaztlar dikip, ilerine bilmeceler koyuyorduk. Joe ters duran piramitler falan yapmak istiyordu, ama o kadar zamanmz olmad iin Msr'a gidip piramitleri boyadk, Sfenks'in ban kna taktk. Bir lazer topu gtrp aya ka, gz, az, burun izdik. Sonra Stonehedge'in talarna matematiksel adresimizi yazdk. Sradan kimseler anlamayacak onu, ama zaman yolculuu kavramn zen biri p diye bulacak Odysse'yi." "Bu kadar sululaacan dnemezdim bu iin," dedi Benny fkeyle. "ine smsnz ulan dnyann. Ne hakkn vard senin Odysse ile"

Son Antlama - Can Eryml

189

"Bunlar ciddi projelerimizdi," dedi Jimmy ona glerek. "Zamparalk iin ktmz yolculuklar anlatmadm daha. Her rktan, her devirden kadnlar toplayp hangisi daha iyiymi diye tadna bakmay da Jack istemiti. zr dilerim kzlar, ama buradaki adamlardan hanginiz iinde on kadnn olduu yataa girip kendini onlarn okamalarna brakt? Hanginiz tanra adna sevien Afrodit'in tapnak fahieleriyle Kleopatra'nn nedimelerini tand?" "Sen nasl yaptn?" diye sordu John. Herkes ona bakp glnce, "Yani gittiin yerlerdeki insanlar ikna etmeyi," diye ekledi o da dayanamayp glerken. "Gelimi biri olarak kral oluveriyorsun gittiin zamanlarn John. Onlar getiriyor sana altnlar, kadnlar. Bir elin yada, bir elin balda oluyor." "Ve vaki oldu ki, topran yz zerinde adamlar oalmaya balad, ve onlarn kzlar doduu zaman, Allah oullar adam kzlarnn gzel olduklarn grdler, ve btn setiklerinden kendilerine karlar aldlar," (*) dedi Sarah. "Grdn m? Senin Tanr'nn szne en ok uyan ben olmuum gene sonunda," dedi Jimmy ona alayc bir ekilde. "Bizim Havva'y beceren herif gibi," dedi Benny. "Biz o sap niye cezalandrdk?" "Senin anlamayacan biliyordum zaten. Devam etmemi istiyor musunuz?" diye sordu olan, Benny'den sonra brlerine bakarak. "Evet. Ltfen," dedi John. "2100'de kendimize ait bir yerimiz olsun istedik. Avustralya'daki Daydream Adasnn adn sevmitik, ama anakaraya yakn olduu iin onu deil de, okyanusun ortasndaki Paskalya Adasn satn aldk. Onun da ad gzeldi. Yerlileri oraya Teyipitu Otohanua diyordu, 'dnyann merkezi' demekmi. Eh, bize de o yakrd. Deil mi? Sonra ilgin bir ey, Ra orada da 'gne' demekti." "Msr neresi, oras neresi?" dedi Sarah. Jimmy ban sallad.

(*) Tekvin, Bap 6, Ayet 1, 2

Son Antlama - Can Eryml

190

"Pek kimse bilmez, ama iki katl imi o ada. Biri herkesin bildii, o ta kafalarn sraland toprak st, biri de darack deliklerden girilen yeraltndaki insan yaps maaralar. Onlar kimlerin, neden yaptn biz de merak ettik, ama Odysse szmz dinleyip gtrmedi bizi yapldklar 600 yllarna. Her neyse, oray kendimize merkez yapp Daydream Cumhuriyetini kurduk. Ben o lkenin Cumhurbakan oldum. Adaya ilk gelenlerin kralnn adn verdiler bana; Hotu Motua'ym ben orada. Joe ile Jack de eit yetkili Babakanlarm oldu." "Nasl becerdiniz o ii?" diye sordu Edwards. "Her yerden ok uzak olduu iin kimsenin ilgilenmedii yerlerdi oralar. Gney Amerika Uluslar Birliine biraz para verince ada bizim oldu. Sonra uzaya gidiler iin Kuzey Amerika Federasyonuna sler verdik. Onlar da evredeki dier adalarn bize katlmasna ses karmad, hatta bizi ona ynlendirdi. Bylece Daydream Cumhuriyeti Byk Okyanustaki sekiz deniz lkesini kendinde birletirdi. Nauru, Tuvalu, Bat Somoa, Fici, Vanuatu, Solomon Adalar ve Kiribati de bize katlnca iki milyon nfuslu bir birlik olduk. Bizim merkez adamzda yaklak be bin kiilik bir grup da yeraltnda yayor. Dnyann eitli dnemlerinden topladmz kiiler onlar. Sayca ok azz belki, ama dnyann en gl birliklerinden biri olduk." "Bizim yaptmz yapp rnekler toplamsnz siz de," dedi Ali. "Evet ama, bunlar farkl zamanlardan toplamlar," dedi John. "Onlar bir arada nasl yayor Jimmy?" "nce cennete getirildiklerini sanyorlar. Anlattklarmza inanamyorlar. Rahata hemen alyorlar da, birbirleriyle anlamalar biraz zor oluyor. Ben de ok zerinde durmuyorum dorusu. Neye inanrlarsa inansnlar." "ok ilgin. Grmek isterdim," dedi John. "Peki Jimmy sonra?" "Bir zaman sonra Janet ile srrmz Doktor'a anlattk. nce duyduklarna inanmak istemedi o da, ama gittiim yerlerden Janet'e getirdiim armaanlar gsterince fikri deiti. Sonra mz birlikte projeler yapmaya baladk." "Ne gibi?" diye sordu Edwards.

Son Antlama - Can Eryml

191

"Doktor ve Janet'le olmak, bizim ocuklarla olmak kadar elenceli deildi, ama farkl amalar olan insanlard onlar. ocuklar liginden bykler ligine sram gibiydim onlarla. Sizinle kuramadm ilikiyi ikisiyle kurmutum. Tek derdimiz birlikte Odysse'ye girememekti. Beni tanyordu alet, ama mz kabul etmiyordu. Sonra ansmz dnd. Adem-Be'i siz serada bahvan yapp Havva- ile evlendirdiniz. Ona da Odysse'nin temizliini yaptrmaya balaynca kapmz alm oldu. Kocasn Babil'in kral yapacamza da sz verince iyice dzelmiti aramz. Sonrasn siz de biliyorsunuz. mz buradan Orta Amerika'ya gittik. Art-500'de henz kk bir ky olan Tikal'e." "Ne yapmak iin?" diye sordu Sarah. "Ortak bir projemiz yoktu, ortak paydamz orasyd. Ben matematii din gibi sevecek bir toplum istiyordum. Doktor'un da sizi ikna edemedii projeleri vard. Sizin asl konuyu amacndan saptrdnz, insanlk iin yararl olabilecek her eyi 1963'n A.B.D.'si adna gizleyip snrladnz dnyordu. Zaman okunun tek boyutlu olduuna, bizim dmzdaki her eyin birer grntden baka bir ey olmadna inanyordu. sylyordu." "Ahlakszln klf nasl da bulunuveriyor," dedi Ali. "Her ey mubah olacak orada." "Sahtekr boklar!" dedi Benny de. "Janet'in ne projesi vard?" diye sordu Hans. "O sayg grmek, gl ve zengin olmak istiyordu. Yani bir kralie olmak" "Sonra ne oldu Jimmy?" diye sordu John. "Doktor'u bizim zamanmzn nl cerrah Dr. Baker ile tantrdm. kisi ok iyi anlap bir vakf kurdular ve birlikte nceki zamanlara, bizim oradan topladklar organlar satmaya baladlar. Ameliyat olmak isteyenleri alp 2100'e gtryorduk. Gz, kalp, bbrek, mide, barsak deitirmek sradan iler kald. Omurilik, beyincik falan deitiriliyor artk adalarmzdaki hastanelerde." Gerekle d birbirine kartrdnz, baka zamanlardaki topluluklar istediimiz gibi kullanabilmemiz gerektiini

Son Antlama - Can Eryml

192

"Organ deitirmek oktan beri uygulanmyordu," dedi Sarah. "ok daha gelimi yapaylar yok muydu onlarn bizim 2100'de? Onlardan gtrseydi ya gemie." "Alaklk orada balyor ite! Herif onun iin o zamann ncesine gidiyor ya!" dedi Ali. "Daha o yntemlerin bilinmedii devirlere hem de hi gerei yokken Ben biliyordum sonunda byle bir uursuzluun kacan." "nsanlar birer grnt, ama organlar gerek her naslsa," dedi Benny yzn buruturarak. "Gerek organ gerek organdr," dedi Jimmy. "Bizim zamanmzda bile Sonra sigortalar herkesi kapsamyor, biliyorsun Sarah. Eskiden ya da zamanmzdan, insanlar uzun ve salkl yaamak iin bakasnn lmesini beklemeden organ deitirebilecekleri tek yere, bize kouyordu. Gerekirse her eylerini satarak Arkadam Jack zamparalnn yan sra bir para dahisidir. O yolla Daydream Cumhuriyetini dnyann en zengin birlikleri arasna soktu. imdilik Vatikan'n biraz gerisindeyiz." "Kimse o organlarn kaynan sormuyor mu?" diye sordu Edwards. "in garibi, sormad Ed. Herkes bir gn kendi yolunun Daydream'e debileceini dnp susma suuna ortak oldu. Bir iki tarikat kar kt nce, ama birileri hemen susturdu onlar." "O organlar nereden topluyordunuz?" diye sordu gene Edwards. "Bir ayamz 2100'de, bir ayamz da Art-500'deydi. Doktor'un Tikal'de yapt ameliyatlarda yzlerce kii lyordu. Onlarn kullanlabilir organlarn bir ekip hemen korumaya alp 2100'e postalyor, Vakf da yaplan kitlesel organ balarn ak teekkrlerle ubeleri araclyla eitli zamanlara duyuruyordu. Kimin neye inanaca hi birimizi ilgilendirmiyordu." "yle bir vahete sen nasl dayandn?" diye sordu John. "Duygusal birisindir aslnda." "Ben kendimi baka bir dnyaya kapatmtm," dedi Jimmy. "Topladm aklllara matematik, fizik, astronomi retiyor, en iyilerini de Daydream'e gtryordum. Sonra o Tikal kentini yeniden kurdum.

Son Antlama - Can Eryml

193

Ardndan Kopan', Chichen tza'y Burada yapmama izin vermediiniz her eyi uyguladm oralarda. Birinde Orion yldz kmesinin izdmn, brnde gne sistemindeki gezegen aralklarn kullandm. ok da gzel oldu. Bir gidip bakman neririm Hans. Senin iin eitici olur." "Olur," dedi Hans yalnzca. "Tikal bizim New York, Kopan da Paris gibi oldu, ama ben en son yaptm Chichen tza'da kaldm. Doktor Tikal'e, Janet ordusuyla Kopan'a yerleti. Hunlarn Attila's, Moollarn Cengiz Han', Makedonyal skender Janet'in askerlerinin bandayd. evredeki zenginlikleri kralielerine, insanlar da kocasyla bana topluyorlard." "O koca imparatorlar sradan birer komutan olmay nasl kabul etti?" diye sordu Hans. "Dedim ya, kendilerini br dnyada sanyordu ou. Eh biz de tanr, ya da tanra olmadmz sylemeyince yle olduumuzu dnyorlard. Ama bazen almaya gittiimiz kiileri istediimiz gibi bulamyorduk. Thales'i koca gbekli bir ya tccar olarak buldum rnein. Kzdm, braktm onu orada. Yanma almay en ok istediim kii Aristoteles'ti. Ne yazk ki onu Daydream'e gtrmeye ikna edemedim. Yaad o eski aa karn, anlattklarm en ok o anlad, inanr msnz? Einstein bile anlamaya direndi, ama o..." "Ulan gerekten iine smsnz dnyann da, tarihin de be!" dedi Benny fkeyle. "Biz burada bir takm dengeleri bozmayalm diye kmz yrtarken, pi kurusu oradan oraya fink atyor, Einstein'a falan gidiyormu meer. Ah ulan orospu ocuklar! Ah!" "Terbiyesizleme! Bir Cumhurbakan ile konutuunu unutma," dedi Jimmy. "Yoksa eker giderim ha!" "Gidersen git be! Yetti artk! Keke bir silahm olsayd da, seni karmda byle ibne gibi krtrken iki kann arasndan vuruverseydim. Bak bakalm grnt mym, gerek miymi o kurun." Jimmy dorulup ayaa kalkmak zereyken, "Bir dakika Jimmy," dedi John yavaa. "Benny'nin sradan fkesi bu. Tanyorsun onu. Aslnda kzd sen deilsin, Dr. Hopkins. Sana

Son Antlama - Can Eryml

194

hi kzabilir miyiz biz? Sen onca iini, karlarn, paralarn, elencelerini brakp buraya geldin, ama daha asl anlatmak istediin konuya gelmedin." Jimmy John'a ararak bakt. aka m yapyordu, ciddi miydi, anlayamamt. John glmsyordu. Jimmy yerinde kald, ama ikircikliydi. "Buraya kadar gelip bunlar bize anlattn iin sana ok teekkr ederiz. Hi gelmeyebilirdin, ama cann skan bir ey yznden burada olmalsn. Yani bize gereksinmen olduu iin. Yoksa Tepititi Taputa'nn koskoca Cumhurbakan Sayn Hatuta Matuta yanmzda ne arasn?" "Hotu Motua," diye dzeltti Jimmy. "Adm doru syle yeter. Sen gerekten akll adamsn be John," diyerek gld sonra. "Ben de sana Eksi-20,000'de ne yaptnz sorabilir miyim?" "Senden saklamayacam," dedi John. "st-insan yapmaya alyoruz." "Anlyorum," dedi Jimmy ve uzun sre susarak ona bakt. "Teekkr ederim," dedi sonra. "Bana drst olduun iin. Ben onu zaten biliyordum." "Sonra?" dedi John, Jimmy'ye glmseyerek. "Doktor akll insanlar yapmak istiyordu," diye srdrd olan konumasn. "Size verdii projeyi uygulamad orada. Daha ok beyinle ilgileniyor, bilgi birikiminin beyinde oluan bir asitte depolandn syleyip, onu bir enjektr ile ekmeye alyordu. Eer onlar ortak bir hazneye aktarmay baarrsa, o birleen tm akllarn oluturduu inanlmaz bir zek elde edebileceini dnyordu. Yzer yl arayla gelecee giderek kontrol ediyordu yaptklarn. Sonra oralardan topladklarn gtrp Art-100'e brakyordu. Bir tr depo, ya da benim yeralt cennetim gibi" "Neleri depoluyordu orada?" diye sordu Ali. "nann bilmiyorum," dedi Jimmy. "Deil gidip bakmaya, sormaya bile ekindim. 'Az amak' dedii sradan ameliyatlar bile benim iin yeterince korkuntu." "Msr tanrs Horus 'az ama' ayini yaparak l babas Osiris'i br dnyada canlandrm," diye araya girdi Sarah. "Bu yapmak iin

Son Antlama - Can Eryml

195

gklerden gelen tatan yaplm bir keser kullanm. Osiris canlannca ge ykselerek Orion takmyldzna dnm. Az amak da sonradan simgesel bir insan kurban etme trenine dnm." "yle mi? Bak bunu bilmiyordum. ok ilgin," dedi Jimmy bir sre Sarah'a bakarak. "Mayalar da volkan camndan yaplma baklarla skerlermi kurbanlarn kalplerini. Her neyse, Doktor daha sonra Janet'in askerlerinden bir grupla Art-900'e gitti. Onlara oradaki herkesi ldrtp, btn yaptklarn yok ettirmi." "Art-100'de biriktirdiklerinin dndakileri," dedi Ali. "te imdi iyice merak ettim." "Siz zaman iinde dolatka oradaki insanlar sizi lmsz sanmtr," dedi Hans. "Bizim burada da olaca o aslnda." "Ellier yllk aralklarla gitmenizin de bir etkisi olacak herhalde," dedi Jimmy. "Mayalar gnele dnyann drt kez yok olduuna inanrlard. Yaam drt kez batan balam gya dnyada. 2012'de iinde olduumuz drdnc dnem bir kyametle bitecek, beincisi balayacakt, ama yle bir ey olmamt bildiim kadaryla." Sarah glmseyerek ban sallad. "Anlyorum," dedi Hans dnceli bir ekilde. "Janet gl kralie olmu, Doktor canavar kral, sen de bilge prens. bal bir ynetim kurmu, birbirinizin iine karmamsnz. Ben de, tekerlei bilmeyen, ubuklarla ukur ap msr diken o ilkel orman halknn niye astronomi ve matematikle bu kadar uratn dnr dururdum. Nedeni sen olabilir misin? Ormanda tekerlek bir ie yaramayaca iin de uak ya da helikopter kullanm olmalsnz." Jimmy ban sallayarak onaylad onu. "Onlarn o ilgin yazlar sizin uydurduunuz ifreli alfabeden, gnee tapnp kendilerini gnein ocuklar olarak grmeleri de Janet'den kaynaklanyor olsa gerek. Ama merak ediyorum, senin oradaki rencilerin bir rahip snf oluturdu mu rnein? Nasl bir din var imdi orada? Doktorun yapt ameliyatlar onlar nasl etkiledi? Ta bakla yaplan o yrek skme trenleri var m gene?" "Kk farklarla, evet," dedi Jimmy. Herkes onun konumasn beklerken o sustu. "Mayalar iin kan kutsald. Atele suyun birlemesiydi," diye sze girdi Sarah. "Kan dkmek tanrlara denmesi gereken bir kran

Son Antlama - Can Eryml

196

borcuydu. Drdnc dnemdeki gnein srmesini o i salyordu. Yalnz kurban edilen sradan insanlarn deil, soylularn dillerinden, reme organlarndan aktlan kan da, kendini insanlar iin atee atan tanry yaatmak iin gerekliydi. Bazen srf kurban edilecek insan toplamak iin sava yapld olurdu. Yz binleri bulurdu ldrlenler. Ama savata, ya da kurban olarak lmek byk onurdu. Kendilerini tanrlara kurban edenler bile olurdu." "Suluyor musunuz, soruyor musunuz, anlayamadm," dedi Jimmy. "Doktor'un hibir baars olmad m diyorsunuz? Bana srekli daha akll kuaklar gnderiyordu. Giderek artan bir zek grafii elde etmeyi becerdi. Sonra daha uzun ve salkl yaar oldu oradaki insanlar." "Hangi bedelle ama?" dedi Ali. "te sonra hep birlikte 2100'e tandk," diye Ali'yi duymam gibi anlatmasn srdrd Jimmy. "Maya projemiz bylece tamamlanm oldu, ama Doktor bizim orada baka birisiyle ilikiye geti." "Kiminle?" diye sordu John. "Robert Forum Kopek'le," dedi Jimmy. "Ne?" diye ararak bard Sarah. "Evet," dedi Jimmy. "Ben asl bunu konumak istiyordum sizinle. Olaylar benim dndm erevenin dna kmaya balad." "imdi anladm geli nedenini," dedi Benny. "Eer Doktor ile Kopek birleirse ikisini kimse tutamaz. Her eyi ele geirirler. Senin o dandik yamyam cumhuriyetin de gme gider bu arada." "Yava yava akllanyorsun adamm," dedi Jimmy ona. "Yok beyim! Dnyann da, zamann da iine eden sizsiniz. Kimse daha fazla rezil edemezdi onlar. Gidin, ne haliniz varsa grn!" dedi Benny. "Pekl Jimmy," dedi John, araya girip eliyle iaret ederek Benny'yi susturdu. "Doktor o adamla sence neden iliki kurmak istiyor? Hem istedii projeyi uygulam, hem epeyce para kazanm. Durup dururken, neden Kopek? Rahat m batt?" "John biz darda ne yaparsak yapalm, Odysse'nin incecik ipine

Son Antlama - Can Eryml

197

tutunuyorduk. Bizi bulup ipimizi keseceksiniz diye srekli korku iindeydik. Yani anahtar hep sizdeydi. Ya da Odysse bir lverseydi olduumuz yerde kalrdk. Doktor baka bir Odysse yapmak iin ok urat. Hl koca bir ekibi o konuda altryor, ama henz sonu alamad. Kopek ile iliki kurmas onu birlikte yapabilme beklentisi olsa gerek." "Hrs," dedi Ali. "Yetmedi, hibir ey yetmedi ona. Daha ounu, hepsini istiyor. Dnyay versen, gnei ister o. Jimmy ho tutmas gereken bir teknisyendi, ama Kopek ele geirecei kaleleri zaptedecek bir asker. Attila'dan, skender'den daha ileri biri. Klla savamayacak brleri gibi. Sonra tane bacak kadar ocuk kalkp bir devlet kurabilmise, onun dleri niye gereklemesin? Aslnda Doktor'la Kopek gibi ayn hamurdan iki insan bir ekilde bir araya gelmeseydi armak gerekirdi." "Bu akll ocuk da onun hrslarnn sonunun olmadn grnce kalkp geldi," dedi Ali. "Saf deitirip bize snmak istiyor." "Arkadalar," diyerek ellerini kaldrd Jimmy. "Size Daydream Cumhuriyeti Senatosu'nun oybirliiyle ald mesaj iletmek istiyorum. imdiye kadar hep gemie gidip onu deitirdiniz. Bu kez gelecek sizden yardm istiyor. Hl yalnzca sizin elinizde Odysse gibi bir g varken, gelin dnyay zerine bir gkta gibi gelen bu felaketten kurtaralm. Odysse'ye daha ne kadar tek banza sahip olabileceinizi, onun benzerini kimlerin nerelerde yapmak iin uratn hibirimiz bilmiyoruz. Bunun iin size her trl destei vermeye, hatta kendimi rehin brakmaya hazrm." "Doktor nerde?" diye sordu Edwards. "L-5'te, Kopek'in yannda," dedi Jimmy. "Janet de Gney Hindistan'da, Madras kentinde. Koca bir arazisi var onun orada. Dnya'daki her dinden, tarikattan kiilerle iliki kuruyor. Bu arada L-4'le de balant kurdu. Yani Janet bir peygamber olmaya soyunuyor artk. Bir tanra olmak istiyor. Kralielik yetmedi ona. 'Bundan sonra Brahma olup yaratacak, iva olup yok edecek, Vinu olup bozulan dzeni yeniden kuracam,' dedi bana. Yaknda Ana, Oul ve Kutsal Ruh olduunu ilan ederse hi armam."

Son Antlama - Can Eryml

198

"yice umaya balam," dedi Benny. "Gnein ocuklar dii bir Ra olarak onun yz metre yksekliinde bir heykelini yapt," dedi Jimmy. "Ka yzyllk yeleri... gl gzel... Bann zerindeki boynuzlarn arasnda gnein altn kresini tamaya ondan baka kimin hakk olabilir? Ayrca elli milyona yakn taraftar olan Mehdi Abbas adl ranl bir eyh de kalkp onun yanna geldi. Sonra ikiyiz milyonluk Yeniden Dou tarikatnn lideri olan Hindu da on bin militanyla gelip onun arazisine yerleti. Altn sal o kadn Buda besliyor imdi hepsini orada. Hep yle geni tabanl rgtlere el atyor. Ezilmilere, horlanmlara, her istediini yaptrabilecei umutsuzlara... Ya da tam tersi ok gl ve zenginlere... En son Bahai'lerin Hayfa'daki Yce Adalet Evi'ni, iindeki hazineyle birlikte, Madras'a tadlar. Para iin yapmad bunu. Yalnzca paral bir potansiyel rakibini rakiplikten drd. Son olarak hep birlikte bir bildiri yaynlayarak, rklarla dinlerin iinde eridii Yeni Dnya Toplumu'nu kuracaklarn akladlar." "Ben Madras'a gittim," dedi Edwards. "Kendimi Orta Amerika'da sanmtm. Yap yap nemli bir scak, insanlarn renkleri, davranlar, hele hele o dimdik piramit tapnaklar her ey o kadar benziyordu ki birbirine Msr, Maya ve Hindistan Tanr krallarn yldzlara uzanan merdivenleri hepsinde o piramitler" "Gney Asya'dan Orta Amerika'ya sk sk insan tardk. nsan depomuzdu oras bizim. Adamlarm gtrleceklerini bir n elemeden geiriyordu. Mimarlarmdan biri oraya gp benim Amerika'da yaptklarmn benzerlerini yapm orada. Sonra da orann kral olmu, Raca Raca dedirtmiti kendine. Eh 'kltr' szc de oalmak, remek anlamna gelmez mi? Aln ite size!" "Sava srasnda Endonezya'nn Java Adasna gitmitim. Orada da ormanda birden karmza bir Aztek tapna kvermiti. 'Neredeyiz biz?' diye sormutu komutan bana. Gerekten Asya'da m, Amerika'da m olduumuzu kartrmtk bir an iin. Msr neresi, Maya-Aztek neresi, oras neresi? Madras'tan bile ne kadar uzaktr o ada." Jimmy Edwards'a ban sallayarak bakt. Bir ey sylemedi. "Doktor'la karsna sahip olduklar tm olanaklar sunan altn

Son Antlama - Can Eryml

199

ocuksun sen," dedi Ali. "Sana dman olduklarn sanmyorum, ama sen onlarn arkasndan dolap evirmeye kalkyorsun. Belki buraya geldiini bile bilmiyorlardr." Jimmy hayr anlamnda ban sallayarak, "Korkuyorum," dedi. "Onlar durdurmak istiyorum. Dnya bir yok olua srkleniyor. O kadar ak ki bu. Haa, bir de L-4'n Bakan, 'Eli' dedikleri Kevin O'Hara ile grtm. O da bu durumdan hi memnun deil." "Tuzaktr o," dedi Ali. "yi polisi oynuyor sana. Janet dururken neden sana yanasn?" "O kadar basit olmayabilir," dedi John. Dalgnd. Dnyordu. "O kadar basit deil," dedi Jimmy de. "kimiz yalnzdk ve Tanr adna yemin etti. Papa gibi biri o." "Lanet olsun!" diyerek yerinden kalkt Benny. "ok grlt ettik. ok fazla yayldk. Olaca buydu." Jimmy'ye kt kt bakyordu. "O'Hara seninle tanmak istiyor John," dedi Jimmy, Benny'ye bakarak. "Sana elini dost olarak uzattn sylememi istedi benden." "O tr yeni ilikilere Kurul karar verir," diyerek ayaa kalkt John da. "Ama ben en azndan buraya gelip bunlar bize anlattn iin sana teekkr etmek istiyorum." Jimmy'nin yanna giderek ona elini uzatt. "Kalmak, ya da istediin yere gitmekte serbestsin. Buna kimsenin kar kacan sanmyorum," derken arkadalarna bakt. "Ben tarafszm," dedi Benny. "Asalm." "Kalyorum John. Teekkr ederim," diyerek ayaa kalkt ve John'un elini skt. Sol eliyle bandan kard band onun sol eline brakt.

200

8.

Bir gn bir kedi dnde kendini bir adam olarak grm. O adam da kendini kedi sanyormu. Kedi uyannca ne olduunu bilememi. Tennessee Williams

Hans kollarn bann altnda birletirmi, yerdeki beyaz bornozu almak zere eilen plak ndra'y seyrediyordu. Kadnn ak stl kahve rengindeki esmer ve diri teniyle titreen kk gsleri iinde yeniden bir takm duygular uyandryordu, ama o 'Yeter artk,' diyerek kalkm, daha dorusu kamt yanndan. Ona brlerine davrand gibi davranamazd. Zaten ndra da ilikinin iplerini ona brakmam, her eyi o balatmt. Giydii erkek bornozuyla plakl komik bir sakillikle rtlmt, ama Hans hl o beyazln iindeki plak kadn dndn dnerek glmsedi. Onu ne ok istediini belli etmemek iin yan dnd, ama baklarn ondan ayrmad. Kadn banyoya doru giderken pencerenin nndeki masann zerindeki kitaplara bakt. Durdu ve birer birer inceledi onlar. "Sen neler okuyorsun byle Hans?" diye sordu sonra, adama dnmeden. "H" dedi Hans ar bir tembellikle gerinirken. Bu kez dnp ona bakt ndra. Sonra elinde tuttuu kitab masaya brakp yeniden yataa gitti ve dizleri zerine oturarak adam soru dolu gzlerle szmeye balad. "Neler oluyor sana?" diyerek parmaklarn adamn dudaklarna uzatt. Hans onlar tutup perken, "Anlattm ya," dedi. "Anlatmadklarn" dedi kadn. "Senin iinde neler oluyor?"

Son Antlama - Can Eryml

201

"Bilmiyorum," diyerek iini ekti Hans. Gzlerini ndra'dan kararak tavana bakmaya balad. "Bir anlayabilsem" dedi sonra yumuak bir sesle. "Ben seni kendinden emin, hatta kat ve souk biri bulurdum. Sarah'tan zr dilemen ok duygusald, ama 'iindeki savatan tmyle kurtulabilir mi acaba?' diye dnrdm. Savan biimlendirdii kiiliinden" "Haklsn. O dediin gibi biriydim," diyerek kadna bakt Hans. "Ama sonra John kt karma. Bizden olmayan birini, ruhumu aacak kadar kendime yakn bulmutum ilk kez. Sonra Babil'de sizlerle yaadm o ortam her ne kadar hayhuyla getiyse oradaki gnlerimiz, ok eyi deitirdi bende. Burada yalnz kalnca kendimi dinleme olana buldum. Bir anlamda mayaland iimdekiler." "Sizi daha Babil'e gelmeden duymutum," dedi ndra. "John ile yaptklarnz herkesin dilindeydi. Kutsal kiilerdiniz ikiniz hepimiz iin, ama imdiki Hans o kadar farkl ki Ben bunu daha ok sevdim," diyerek uzand ve adam uzun uzun pt. "Her ey deiiyor," diyerek kadna sarld Hans. O da yeniden adamn yanna uzanp ban omuzuna koydu. "Olaylar deiiyor, koullar deiiyor. Onlarla birlikte insanlar da deiiyor. stesen de hibir ey ayn kalamyor." "Seninki ok farkl ama. Sonra bu okuduun kitaplar? Tevrat, Sleyman Peygamber, Davud'un Krall... Eski bir Alman subay iin pek olaan eyler olmasa gerek." "Bilmediim ok eyin olduunu grdm," dedi Hans kadn biraz daha kendine ekerek. "Sonra bir takm balantlar var. Neler dndn anlayamyorum. Anlayabildiklerime de ya inanamyor, ya da inanmak istemiyorum. nceleri bir Hintli olduun iin sana verilen o byk sorumluluun altndan kalkp kalkamayacan dnmtm. Biliyor musun?" "Yaa?" dedi ndra. "Ben de sana Nazi diye kfretmemek iin kendimi zor tutmutum biraz nce. " "Ama imdi nc bir kiiden sz eder gibi konuabiliyorum artk kendi hakkmda."

Son Antlama - Can Eryml

202

"Babil'de sessiz, sakin, istenileni tartmadan yapan, sorun zen biriydin. Sen ilgilenince iler dzgn giderdi, ama burada bir derebeyi, kk bir kral olmusun. gndr buradaym. Geri onun iki gn bu odada geti, ama grdklerim akna evirdi beni. Btn bu zenginlik, bu debdebe Duymutum da, bu kadarn beklemiyordum dorusu. Bu yzden mi Babil'in koyduu kurallara kar geliyorsun? Artk bamszlaabileceini falan m dnyorsun yoksa?" "Kk ndra yle mi dnyor?" "nce adm doru syle; Pathummal benim adm. Benny kolay olsun diye ndra deyiverince herkes yle sylemeye balad, ama sen dorusunu syle. Pathummal, bir tanrann ad." "Pathummal, Pathummal," diyerek kadnn bann tepesini pt Hans. Adama bakarak glmsedi o da. "lk ardmda neden gelmemitin?" "Benim de bir sr iim, iinden kmaya altm sorunlarm vard," diye nce kar kt kadn, ama bir sre dndkten sonra, "Peki, madem her eyi ak ak konuuyoruz, syleyeyim. Evet, ekindim Hans," dedi. "Seninle birlikte hareket ediyormu gibi grnp Babil'i karma almak istemedim." "Biliyordum. Aslnda bu kez kendiliinden geliin artt beni." "Merak," diyerek gld Pathummal. "Kadnca bir merak. Duyduklarm gzlerimle grmek istedim. ki gndr seni kutlamakta olduumu fark etmedin mi?" Glp uzun uzun ptler. "Haydi kalkalm artk," dedi Hans. "Sen yanmda yattka o kutlamalar geliyor aklma." "O koca haremine nasl yettiini merak ediyordum ben de," dedi Pathummal alayc bir tonda. Adamn yanndan kalkp yatan kenarna oturdu. "O harem baka konu," dedi Hans. "Seninle farkl. Sen benim eitim, adamsn. Kokun, davranlarn, konuman benim gibi. Jimmy'nin adasna o kadnlar toplamasndan hi holanmamtm, inanr msn? Kadn olsun da, nasl olursa olsun diyemem ben." Pathummal inanmadn belli ederek glmeye balad. Hans da ona glmseyerek bakarken yataktan kalktlar.

Son Antlama - Can Eryml

203

"Ben de kendime bir harem kursam nasl olur diye aklmdan geirirdim, ama benimki dte kalrken sen onu uygulamsn. Oysa senin kadar bana da gerekirmi yle bir hizmet. Deil mi? ki gndr grdn gibi" "Seni kandrmaya almyorum Pathummal," dedi Hans ciddi ciddi. Bir ey daha syleyecekti, ama vazgeti. Sonra, "Ben banyoya gidiyorum. Sen de gelecek misin?" diyerek yrd. "ki gn de orada harcarz biz," deyip zerindeki bornozu karp ayaklarnn dibine brakt kadn. Sonra glerek koup adamn srtna ata biner gibi zplad. "Olursa olsun! Ne yapalm?" Hans srtnda Pathummal ile kapsnda akn bakl iki cariyenin bekledii banyoya doru zplayarak koarken, "Ben de senin byle biri olduunu bilmiyordum," dedi.

***
Mag-lev arabay tepede durdurdu Hans. Her tarafta zeytin aalar vard. nlerinde tek bana duran byk itlembik aacnn altna renkli yastklar olan kocaman bir divan kurulmutu. evresi hallarla denmi, zeri bir tenteyle rtlmt. Silahl nbetiler bekliyordu iki yannda. Hans arabadan inen Pathummal'i elini tutarak oraya gtrd. Tam nlerindeki alak duvarn altnda uzanan vadinin tesinde kurulmu olan kasaba olduu gibi ayaklarnn altndayd. "te buras benim yerim," dedi Hans. "Her eyi grebilirsin bu tepeden." "nanlmaz. ok gzel!" dedi kadn, heyecanla Hans'n elini skarken. Parlak gnein altndaki sar kumtandan yaplm kasaba vadinin kar yamacyla srtnda, evresini saran surlarn iinde kundaa sarlm bir bebek gibi yatyordu. "Benimki bunun yannda ky kalr. Nasl becerdin bu kadarn?" diye sordu, ama adam bir ey sylemeden onu arkadaki divana ekti. Birlikte oturdular. "Dur daha! Asl anlatmak istediklerimi anlatmadm sana," dedi Hans. Eliyle iaret ederek yanlarndaki nbetileri uzaklatrd ve

Son Antlama - Can Eryml

204

kadna doru eilip neredeyse fsldayarak, "ok tuhaf eyler oluyor Pathummal," dedi. "Kaderci biri deilim. Hatta Tanryla ilgim bile olduka zayftr. Benim iin o, Big Bang denilen byk patlamaya neden olan, ncesindeki bir gtr yalnzca. Aristoteles'in dedii gibi, bir 'lk Hareket Ettirici'dir. Ondan sonras tmyle kendi bana gelien bir evrimdir. Dne kadar kaderlerimizi kendimizin yazdna, her 'imdi' noktasndan sonra olaylar bizim deitirdiimize inanrdm, ama burada olanlar ile olmular arasndaki baz garip balantlar beni kukuya drd." "Ne gibi garip balantlar Hans? Sylediklerinde olduka ciddisin galiba," dedi kadn adama iyice yaklaarak. Merakla bakyordu ona. "Bizim u birlikteliimizden balayalm istersen." "Ne var bizim birlikteliimizde?" "Ben ilikimizin byle olacan nceden biliyordum. Yani benim ilk ardmda gelmeyip, sonra kendiliinden geleceini... Kaderimde senin olduunu anlamtm. Onu snamak iin zellikle direnmeye karar vermitim aramzda olacaklara, ama sen benimle olmak istedin. O kadar gzel, o kadar da itendin ki, sanki ilk grdm andan beri seni istemiim de, kendime bile syleyememiim gibi geldi. Bylendim. Bile bile kararlatrdklarmn tam tersini yaptm." "Ama istemeye istemeye diyemezsin, deil mi?" "Sakn alnma ama, olur mu? Seni zmek iin sylemiyorum bunlar. Olacak ne ise, o oluyor diyorum yalnzca." "Ne demek bu? Bilmece mi?" "Hem de nasl Farknda olmayabilirsin, ama Seba Kraliesi Belks' oynuyorsun sen," dedi Hans. Uzun sren bir sessizliin iinde birbirlerine baktlar. "Onun yksn biliyor musun?" "ok az," dedi Pathummal ban sallayarak. "Sen de Sleyman m oluyorsun bu durumda?" "Evet sevgilim. Hem de uzun zamanda beri. O tuhaf dediim ilikiler ok nceden kurulmaya balam. Ben daha Almanya'dayken, hatta domadan nce izilmi burada yaayacaklarm. Babam Birinci Dnya Savanda dou cephesinde Ruslara kar savamt. 1914'deki

Son Antlama - Can Eryml

205

Tannenberg zaferinden sonra ona bir madalya verip Berlin'e izne gndermiler. Geliini kutlamak isteyen bir arkada onu evine yemee alm. Sonra babam Genelkurmaya atanm, o arkada da dou cephesine. Ve adam orada lm. Babam onun dul kalan karyla evlenmi, sonra da ben olmuum. Anlyor musun?" Hibir ey sylemeden ona bakyordu kadn. Bir tepki gstermemiti. "Babamn o adamn douya atanmasnda ne etkisi oldu bilmiyorum, ama kral Davut komutan Uriya'y cephede zellikle ne srp ldrtm ve dul kalan kars Bat-eba'y kendine alm. O ikisinden de Sleyman olmu." "Ve bugn de buradasn," dedi Pathummal, eliyle kenti gstererek. "Zamann iinden John diye biri kp seni ald ve buraya frlatt. Hem de Kuds'e Kralie Belks da kalkp sana geldi." Zorla glmsemeye alyordu. "Hristiyan Etopyallar Belks'n bir Hintli olduunu syler, biliyor musun?" "Hayr!" diyerek doruldu kadn. Bu kez rkm gibi bakyordu adama. "yle mi?" "Etkilenmeye baladn galiba," dedi Hans hafife glerek. "Baz eyler, ne kadar tersini yapmaya alsam da, tarihte olduu gibi oluyor. Oysa John ile birlikte kinci Dnya Savann akn deitirebilmitik. Burada ne olduunu anlamadm bir oyunun piyonlaryz sanki hepimiz." "Dininizin ayrntlarn senin kadar bilmiyorum, ama ben bile Be'lerin ikolatayla karpuz yedikleri iin Babil'den kovulmalarna ok armtm." "Ben kendime Sleyman diyecek adam mym?" diye sordu Hans. Kadn yantlamad onu. "Ama dikkatli baknca bir takm ayrntlarn benim yaamma tpatp uyduunu grdm. Haydi diyelim ki, babamn olay bir rastlantyd. Ya buras?" "Buras?" dedi Pathummal nlerinde yatan kasabaya bakarak. "Buraya gelmeyi ben semedim. John yazd hepimizi bir yerlere. Biliyorsun. Niye beni buraya da, seni Yemen'e yazd? Sen mi istedin

Son Antlama - Can Eryml

206

oraya gitmeyi?" Kadn 'hayr' anlamnda ban sallad. "Biz niye altnc etabn sonunda Babil halkn on iki ayr blgeye dattk? Bu yedinci etapta niye Babillilerin on iki tane yerleimi var? Niye on bir, ya da on tane deil de, tam on iki tane?" "Niye?" "Tanrnn korumasna ald braniler de on iki kabile imi," dedi Hans. "lk kez Davut o kabileleri birletirip bir krallk kurmu. Alt keli denilen Davut yldz aslnda on iki kelidir, dikkat edersen." "Eee?" "Yani sras biraz deiiyor belki, ama bildiimiz gemi adm adm yineleniyor. Bildiin bir filmi yeniden izler gibi." "Evet. Be'lerin olayn ben de yaadm, ama hl anlayamyorum seni." "Bir Hintli olduun iin." "Bir Hintli olduum iin," dedi Pathummal de yavaa. Dnyordu. "Olaylara bu gzle baknca gelecekten rkmeye baladm." "Neden?" "Biraz sonra," diyerek arkada bekleyenlerden birine iaret etti Hans. Adam gitti ve aacn yannda duran soutucunun iinden bir tepsi alarak yanlarna geldi. Onu divann zerine, aralarna brakp eski yerine dnd. ki ucunda aslan kafalar olan, drt yksek ayakl, altn bir tepsi idi o. zerinde gene altn zarflar iinde iki cam bardakta pembe renkli ikiler, ortasnda da iinde eitli meyvalarn olduu cam bir tabak vard. Souk olduklar zerlerinin hemen buulanmasndan belliydi. Hans eliyle iaret edince Pathummal bardaklardan birini ald. "Hepsi kendi retimimiz," dedi kendisi de br barda alrken. "Hepsi mi?" "Bardak, tabak, tepsi, meyvalar, bu iki, hatta u arkadaki buzdolab hepsini burada kendimiz yapyoruz. Babil'den gelirken getirdiklerim yalnzca bu araba, bir uak, bir helikopter, telefonlar, silahlar, falan Sleyman'n da benimkilere benzer eyleri olduunu

Son Antlama - Can Eryml

207

okuduka rendim. Meerse o da cinlerle konuur, her trl hayvann dilini bilir, canl, cansz btn varlklara sz geirirmi. Uan bir de taht varm. Ben dardan ok farkl m grnyorum sence?" "Ben benim kymde, ok zorda kalmadka, halkm gibi yaamaya altm. Bilge biri olarak gryorlar beni. Sen ok farkl davranmsn," diyerek elindeki bardaktan bir yudum ald. "Hmm, nefis!" dedi ikiyi aznda uzunca tutup yuttuktan sonra. "Ne bu?" "Can-suyu diyorum ben ona," diyerek ikisinden bir yudum ald Hans da. "Bu meyvalardan elde ediyoruz onu." Bir yudum daha ald ve arkasna yasland. "Keke bu zamann insanlar olsaydk da, geri dnmek zorunda olmasaydk. Bazen o kadar hakl buluyorum ki bizim o gen mimar." "Kimi?" diye sordu Pathummal, ikisinden bir yudum daha alrken. "George'u," dedi Hans. "Hani kardeiyle birlikte halkn arasna gizlenip beinci etapta kalmt ya?" "Aaa, evet. Marilyn'in ok houna gitmiti, ama bana tanazi gibi gelmiti. Yunanca 'kolay lm' demektir o, biliyor musun? nsan yaamndan da, zamanndan da o kadar kolay vazgememeli." "Hi de deil. Kim bilir insan kendi setii ada ne kadar mutlu yaar. Sk sk dnyorum onu. Geride kalnca piman oldu mu acaba diye. Olmutur mutlaka. Alt, bildii eyleri zlemitir, ama kendi setii, ya da seildii o tarihsel rol ynetmi onu da." "Hangi tarihsel rol?" "Musa rol," dedi Hans. Bir sre susarak kadnn sylediini sindirmesini bekledi. "Ama dur, sana nce Musa'y anlataym," dedi sonra. "Pek ok kii, bu arada Freud da, o brani peygamberinin bir Msrl olduunu ileri srer. Firavun II. Ramses, ya da Amenotep'in zamannda yaam bir Aton dini rahibi olduunu dnrler. brahim gibi dnyada ilk kez tektanrcl savunduu iin ok nemlidir o din. Firavun Amenotep, 'Amon honut' anlamna gelen adn deitirip, kendine 'Aton'un ycelii' demek olan Akhenaton dedirtmi ve Msr'daki dier btn tanrlar yasaklayp, Gne Tanrs Aton'u tektanr yapm. Ama on yedi yllk iktidarndan sonra lnce, eski Msr dinine bal rahipler onun o dinini kaldrlp atm, Firavunu da

Son Antlama - Can Eryml

208

kfir sayp lanetlenerek aforoz etmi. Btn dier tanrlarla birlikte eski batanr Amon da yeniden zgrlne kavumu. 'Amin' szcnn ondan geldiini dnyorum. Milyarlarca insan bilmeden dualarnn sonunda o Msr tanrsnn adn sylyor hl. Bu arada Musa hrsl, sinirli ve hrn biriymi. nand tektanrc din yasaklannca, kalkp snr boylarnda yaayan kk bir toplulua gitmi. Bence dedikleri gibi Msrl bir grevliyi ldrd iin deil, o dinin rahibi olarak aforoza urad iin kam Msr'dan." "Ve branilere snm. yle mi?" "Evet. vey aabeyi Harun'la birlikte nceden tandklar o insanlarn yanna gitmiler. Sonuta Musa onlarn ba olmu ve halk tektanrnn yoluna arm. Kabul edip gelenleri snnet ederek kutsam. zellikle o snnet geleneinin eski Msr'dan geldiini sylyorlar. Bu arada bizim George da snnetliymi, biliyor musun? Ama nereden bileceksin," diyerek gld. "Ayrca Musa gzel konuamayan biriymi. branice bile bilmediini sylyor bazlar. Halkyla aabeyi araclyla konuurmu. George ile kardeinin durumunu biliyorsun. Sonra Musa'y annesi bir sepet iinde Nil'e brakt, firavunun kars bulup bytt onu, diye anlatlr yks. George'u da ocuklar olmayan bir kar-koca yetimhaneden alm, ama sonra naslsa kendi ocuklar Ronald olmu." "Biraz ara ver, ne olur! Seni izlemekten yoruldum." "George biz ayrldktan sonra Babil'deki bir grup insan baka bir yere gmeye ikna etmi. Nasl, biliyor musun?" diye sordu Hans. Kadn dikkatle ona bakyordu. "Onlar cennete gtrme sz vererek." "Cennet bizim Babil deil miymi?" "Hayr, Anadolu yarmadasnn gneyindeki ukurova imi onun syledii yer. Askerliini oradaki bir NATO ssnde yapm bizimki. Mezopotamya gibi iki nehir var orada da, Seyhan ile Ceyhan. stelik br taraf gibi bataklk deil, son derece verimli bir ova. Onunla birlikte gen insanlar ben bu etapta buldum, biliyor musun? Dolarken bir baktm, 'cennet' gibi bir anlam olan Adana adnda bir ky, bizim koyduumuz kurallarla yaayan, iveleri biraz deimi de olsa bizim rettiimiz dili konuan insanlar Zaten ilk grte anlalyordu evredekilerden farklar. 'Cork'un Soyu' diyorlard kendilerine. Benim

Son Antlama - Can Eryml

209

kim olduumu anlaynca bakanlar tahta bir kutu getirip nme koydu ve, 'Cork'un Sand' dedi. En ok deer verdikleri eydi o. inden George'un gnl, vasiyeti ve bize yazd bir mektup kt." "Yaa?" dedi Pathummal. "Vasiyetinde tabutunun saklanmasn istedii maarann yerini sylemi. Olur da bir gn onu bulursak, kemiklerini annesinin Alabama'daki mezarnn yanna gmmemizi rica etmi. Birikmi maalaryla tazminatlarnn da, eer verirsek, annesine hastalnda bakan kadna gnderilmesini yazm. Syledii maaradaki tabutta, ba ve gvdesiyle iki para bulduk onu. Belli ki birileriyle arasnda bir olay km. O konuda hibir ey yazmam gnlne. Ben, Musa iin dendii gibi, onun da halk tarafndan ldrldne inanyorum." "Annesini o kadar ok seviyorsa neden kalkp bizimle buralara gelmi?" "Annesi henz lm bize katlmaya karar verdiinde. Sanrm ok sevdii birinin artk olmad zamandan kam. Musa'da da ar bir anne sevgisi sz konusu. Kadnn ad Yoheved imi. Tanr'nn Musa'ya bildirdii ad da YHVH diye yazlan drt harftir ve Yehova diye okunur. Bu benzerlik sana ne dndrtyor?" Pathummal gene bir ey sylemedi. Hans boalm bardan tepsiye brakrken, "Mektubunda da bize sitem etmi," dedi yavaa. "Yoksa gene mi o konu?" "Evet. O ayklananlara yaplanlar yznden bizi sulam," dedi Hans. Esmer kadn bir ey sylemeden nne bakarak dnyordu. Rahatsz olmutu.

***
Eksi-8000'den sonra ellier yl arayla gittikleri birinci (Eksi-7950), ikinci (Eksi-7900) ve nc (Eksi-7850) etaplarda her ey neredeyse tam planladklar gibi gelimiti. Babil halk kendilerine verilen 'oaln' buyruu ile 'bakalaryla karmayn' uyarsna uymu, beklenildii hzda oalp hedeflenen sayya ulamt. Drdnc etaba, yani Eksi-

Son Antlama - Can Eryml

210

7800'e geldiklerinde, bazlarnda bir takm yapsal bozulmalar olduunu grm, o bir ka kiiyi yanlarna almlard. Beinci (Eksi7750) etapta ise tam bir bozgunla karlamlard. Neredeyse tarumar olmutu kent. nsanlardaki yapsal bozukluklar hi beklemedikleri kadar artm, ayrca halk eitli gruplara blnmt. kavgalar, doudan gelen l halklarnn saldrlar ve tarlalarn baklamamasnn neden olduu ktlklar yznden bir ksm Babil'i terk etmi, bazlar gittikleri yerlerdekilerle karm, ok az retildii gibi ayr durabilmiti. Tm proje neredeyse gme gitmek zereydi. nce kente yerlemi yabanc zorbalar, silahlarn alarak bir daha gelmemeleri iin uaklarla uzak yerlere srmlerdi. Sonra evreye dalm Babil soyundan olanlar bulup, kentin yars ykk surlarnn dna kurduklar adrlara toplamlard. Oradaki karantinada Dr. Gani'nin ekibi tek tek incelemiti her birini. Uygun bulunanlar yeniden Babil'e alnmt, ama adrlara getirilenlerin ok az idi onlar. Ackl bir iti yaptklar. Gruplar birbirinden ayrm, aileleri paralam, ocuklar ana-babalarndan koparmlar, kente alnmaya uygun bulunmayanlar uzaktaki bir vadiye gtrmlerdi. Gene de, duyduklar sayg ve korkuyla karlarnda boynu bkk kalm, kar kan olmamt, ama o korkulu ayklama hepsini derinden etkilemiti. O acmasz ayklamann nedeni, evrede herkesten ayr yaayan ve ucubelerden oluan baz kk gruplarn bulunmu olmasyd. Onlar da Babil soyundand ve bozulmann o ekilde giderek artacann kantlaryd. O dejenerasyonun n mutlaka alnmalyd. Babil'in iinde kalanlarn hepsine 'yeniden yaplanma as' yapmlard, ama dierleri iin yaplacak bir ey yoktu. Tam o ayrdklarn ne yapacaklarn tartrken, yeil cinlilerin onlarn tamamn yok ettii haberi bomba gibi dmt toplantnn ortasna. Haberi getiren Frederick, o zavall yaratklar iin yaamann ac ekmek demek olduunu ve bir gelecek umutlar olmadn gren adamlarnn onlar zehirli gazla ldrdklerini sylemiti. Sonra o ucubelerin cesetlerini koyduklar maaray bir bomba ile ykmak isteyince, sarsntnn vadideki su toplama settini yktn, oraya topladklar dierlerinin de o kaza ile boulduunu anlatmt. Her ne kadar Frederick o iin kendinden habersiz yapldn sylediyse de,

Son Antlama - Can Eryml

211

Kurul onu kendi bana i yapmakla sulam, yazl bir ihtarla yetkilerinin kslmasna, ilgili yeil cinlilerin de zel bir mahkemede yarglanmak zere gzaltna alnmasna karar vermiti. Ama balarn George'un ektii baz kiiler, 'itlaf' karar verdiler diye Dr. Gani ile Frederick'i ve onlara sahip kyor diye de Kurul'u sulamt. Onlara gre, yaplmas gereken o ayklananlarn ksrlatrlarak yaamlarnn kendiliinden sona ermesinin salanmasyken, Kurul bir cinayet ebekesi gibi almt. O beinci etabn sonunda Babil'de ellerinde kalan nfus bakmndan neredeyse baa dnmlerdi. Yeniden dzenledikleri ky setikleri bir kurulun ynetimine brakp giderlerken, George kardeiyle birlikte halkn arasna gizlenip orada kalmt. Altnc (Eksi7700) etapta her eyin normal seyrinde gittii grlm, ancak bu kez btn yumurtalar bir sepete koymamak iin Babillilerin daha kk kolonilere blnmesine karar vermilerdi. Irak, Suriye, Msr, Yemen, Girit, Orta Anadolu, Kafkasya, Kuzey talya, spanya, Orta Avrupa ve ndus seilmiti o yerlemelerin kurulmas iin. Bir de Babil olacakt doal olarak. Nfuslar azalaca iin gszleeceklerini dnerek balarna birer danman atanacak, onlar da yapacaklar gzlemlerle kolonilerin gelimesini deerlendirecekti. te imdi de Hans bu yedinci (Eksi-7650) etapta George'un g ettirdii insanlar bulduunu sylyordu.

***
"Yaplanlarn bir soykrm olduunu syleyip bizi knam," diye srdrd Hans, Pathummal uzun sre bir ey sylemeyince. Eliyle arkada bekleyen adamna bir daha iaret etti. Soutucunun zerinde duran bir kutuyu alarak yanlarna geldi adam. Hans kutuyu ondan alp Pathummal'in kucana koydu. Merakla bakan kadna yalnzca ban sallad. zeri oymal tahta kutunun kapan birlikte atlar. inde bir defter, baz katlar, George'un babasndan kaldn bildikleri cep saati, gzlkleri ve krk bir dnce band vard. Pathummal parmaklarnn ucuyla dokundu onlara. Hans uzanp kutudaki bir zarf ald ve iinden szn ettii mektubu kard. "Yaptmz ii Lut

Son Antlama - Can Eryml

212

Peygamber zamannda Sodom ve Gomorra'nn oluk ocuk demeden yok edilmesine benzetmi. 'Bir tane bile masum bebek yok muydu o kentlerde?' diye sormu. 'Hi normal cinsel iliki yoksa bebekler nasl oluyordu? O bebekler sodomiyle nasl sulandlar da Tanr tarafndan ldrldler?' demi. Bizim o su bendini bilinli olarak yktmz, ldrmekten zevk alan sapk caniler olduumuzu, elimizdeki zavalllara kar zehirli gazlar, bombalar kullanmann iimizdeki vahetten kaynaklandn sylemi. Bizimle ayn havay solumamak iin Babil'i terk ettiini ve ldrdmz o masumlar adna hepimizi lanetlediini yazm." "Benzer eyleri Kurul'da da sylemiti," dedi Pathummal. "Ne byk fke bu." "Bizim sama sapan, zalim Tanr'mz sevmiyormu. Kendini tanrlara kar gelen Prometheus'a benzetip Goethe'nin bir iirini koymu. Bak!" diyerek mektubu kadna verdi. Bir sre ona gz gezdiren Pathummal iiri yksek sesle okudu. "Sen yoksa beni Yaamaktan bkar m sandn? Kaar llere gider mi sandn Amyor diye d tomurcuklar? Bak, ite yerli yerimdeyim! nsanlar yetitiriyorum bana benzer. Btn bir kuak benim gibi Aclara katlanacak, alayacak, Glecek, sevinecek Ve aldr etmeyecek sana Benim gibi." "Ama gene de insanlarn Musa gibi bizden kard," dedi Hans. "Babil'de kendisine inanan kim vardysa alp, taa ukurova'ya gtrm." "Biraz bytmyor musun Hans?"

Son Antlama - Can Eryml

213

"Hayr yavrum. Biz ayrldktan sonra eline geen bir kant da eklemi mektubuna. Frederick'in el yazsyla adamlarna gnderdii notu" diyerek kadna zarfn iinden kard kk bir kat parasn uzatt. 'Yok edin!' yazyordu zerinde yalnzca. Ne bir ad, ne bir imza vard onda. "nanamyorum," diyerek iini ekti kadn. "Bu yzden mi Frederick'e bu etapta iten el ektirildi?" "Evet," dedi Hans ban sallayarak. "Ben o Cork'un Soyu'nu alp buraya getirdim. srailoullarnn kayp on kabilesi" "Dur biraz Hans!" diyerek ayaa kalkt kadn. "Bir Hintli olduum iin anlattklarn zor anlyor olabilirim, ama ya George bilinli olarak Musa roln oynadysa? Kendini Prometheus'a benzetmi olsa da" "Peki ya onun dndakiler?" diyerek onun szn kesti Hans. "Tamam, George bilinli olarak Musa'y oynad, diyelim. Ya ben? Ben de Sleyman roln m yaktrdm kendime? Direnmek istememe karn kendimi gneyden gelen bir dilberle ayn yatakta buluyor, ikinci gn ona ak oluyorum. Sen de bile bile Belks' m oynuyorsun?" "Hayr. Nasl olur? Ben kendime bir rol seecek kadar bilgili deilim ki bu oyunda. kimizinki tamam da, George'dan emin deilim ben. Bir de o kalabalk haremin orada dururken bana ak olduuna" "Peki, George biraz kenarda dursun bakalm. Srekli o harem konusunu deiyorsun. Gel, neden ona kar olduumu konualm." "Yapma Hans! Aralarnda ne kadar mutlu olduunu grdm. Belki de srf o yzden, yani bilinaltmdaki kzgnlkla ifal ettim seni. imdeki yirminci yzyl kadnn, daha dorusu militan bir feministin duygularyla" "Keke benim mutluluu tek kadnda arayan biri olduuma inanabilsen. O haremin nedeni benim deien politik tavrm." Pathummal glerek bakt ona. "Biz Eksi-8000 dnyasnn dar bir diliminden rnekler topladk. Sonra onlar bir yerlerde konserve ederek saklamaya kalktk. Hl da ayn eyi yapmaya alyoruz. Oysa oray kalkndrmaya gitmitik biz. Setiklerimize yakn, daha baka topluluklar da vard. Niye onlar da adam etmeye uramadk? Bu kapal toplum kskanlmz nereye kadar srecek? Kurul'da bunu

Son Antlama - Can Eryml

214

sorduum zaman kimse yantlamamt beni. Biliyorsun. Elimizi zerlerinden ektiimiz anda brleriyle karmayacaklar m? Beinci etapta nasl bulduk onlar?" "Doktor'un nerisi geldi aklma," dedi Pathummal. "Babil'in dndaki herkesi ldrrsek kt rklarla karm olmaz, demiti." "Biliyorum," diyerek ban sallad adam. "Tam Doktor'a yakan bir neriydi o. Benim dediim ise tam tersi. Herkese yaymak Eski bir Nazi subay olan ben, saf bir rkn kurulmasna, hem de projenin tm amac o iken, kar kyorum yani." "Hareme neden kar olduuna gelmedin daha." "evredeki dier topluluklar bizimkiyle akraba yapmak iin. Yalnz kendime deil, insanlarma da ayn hakk tandm. Geri deiik kabilelerin kadnlarndan doan ocuklar, babalarnn lmnden sonra birbirlerine debilir, btnletirmek isterken bsbtn dman edebiliriz onlar. Gene de zamanla bir federasyona dneceini umuyorum kurulan bu birliin. Bizimkiler ok kzyorlar bana, ama dokunmuyorlar. Neden? Merakla sonucu bekliyorlar da ondan. Buradaki bu refah biliyorlar. Bunun tnelin ucundaki k olduunun farkndalar. Ama ne kadar hakl olursam olaym, beni bu kadar serbest brakmamalar, bir an nce durdurmalar gerekirdi. Ne de olsa projeye aykr i yapyorum." "Ama durdurmadlar seni." "Sleyman'da da ayn ey olmu. branilerin kapal bir toplum olarak kalmasn istememi o da. Hatta yabanclar rahat yaayabilsin diye onlarn tapnaklarn bile yaptrm Kuds'te. Bizim anladmz anlamda bir tr geri bu deyimler bizim zamanmzn rnleri ama bir evrensellik, bir ok ulusluluk fikrini oluturmaya alm. Komularyla bar yapm. Uluslararas ticaret yapabilmek iin uluslarn birbirleriyle bark olmalar gerektiini anlam. Kurduu devlet dzeni bile ticarete gre yaplanm. branilerin geleneksel on iki kabileye blnmln gz nne almadan lkeyi on iki blgeye ayrm, ama her birinin bana eski kabile eflerini deil, kendi valilerini koymu. Her blgeyi yln bir aynda devlete kar ykmllklerini yerine getirmek zorunda brakm."

Son Antlama - Can Eryml

215

"On iki eyalet yani," diyerek divandaki yerine oturdu Pathummal. "Ben Sleyman' falan bilmezdim buraya geldiimde. imdi de kendimle ters dmek pahasna, onun yaptklarn yapyorum. nce kendi kolonilerimiz arasnda bir al-veri balatmay nerdim. Biliyorsun. Sonra, 'Niye evrelerindekilerle de ilikiye girip yuvarlanan bir kartopu gibi bymesin attmz tohum?' dedim. Kurul nerimi kabul etmeyince, kendi bama yaptm. Biraz evrensel olmay gze alnca ortaya kan gryorsun. Sleyman'n da o yzden bir ara tanrsyla aras bozulmu meer." "Ben senin yanndaym Hans," dedi Pathummal. "Ama dier on kii deil. Bak ite! Oluan benzerliklerden biri de bu saylar. On ve iki Sleyman'n lmnden sonra kurduu devlet dalm. Kuzeydeki on kabile srail devletini, gneydeki iki kabile de Yahuda devletini kurmu. Bu kadarla kalsa iyi. in ucu ok eskilere dayanyor. Sleyman'n o haremi taa Smerlerden kalma bir kavram. Kutsal evlilik" "O ne?" "oban tanr Tammuz her k banda lr, her bahar yeniden doarm. Onun o diriliini halk orjiler, cinsel cmblerle kutlar, kral da barahibe ile herkesin nnde sevierek katlrm o kutlamaya. Biri tanr, biri tanra roln oynarm. Aslnda erkek tahl simgeler, kadn olan tarlaya tohumunu ekermi. Onun iin de lp lp dirilmesi gerekirmi. lr de dirilmezse Tammuz gibi tanrlar, ama yerine bir kurban ldrlrse, lmesine gerek kalmaz, kral olur. te tanr-krallar byle domu. Sleyman' da halk o inanla peygamber yapm olmal. Onu tanrlatramazlard, nk tanrlar tekti. Tevrat'ta Sleyman'a ait denilen Neideler Neidesi ak sak bir dille o sevimeleri anlatr. Bir din kitabnda ne aryor byle bir ak iiri diye ok armtm. Benim haremim de ayn kutsal evliliin uzants. lerde beni de tanr saymalarndan ekiniyorum aslnda." "Yapma o zaman." "Diyorum ya, bir ekilde bir yerlere srkleniyoruz. stemesek de Geenlerde bir kitapta Ouspensky adl bir filozofun, 'zaman ve yaam sonsuz yinelenmelerden oluur,' dediini okudum. rnein 1000

Son Antlama - Can Eryml

216

ylnda doup 1050 ylnda len biri, yeniden 1000 ylnda doar ve her eyi yeni batan yaarm. Aristoteles de zaman okunun dairesel gittiini dnrm. braniler, Msrllar, ranllar, Hintliler yeniden doua inanmakla hep paylam bu fikri. Ben de, 'yoksa zaman insan psikolojisinin bir aynas m?' diye dnmeye baladm. Bilincimiz srekli 'imdi'ye odaklanm olduu iin nasl trenin penceresinden baknca darnn hareket ettiini sanyorsak 'Zaman sonsuz deil de, hi yok mu acaba?' diye yazdm John'a gnderdiim mektupta." "Belki seninki deildir, ama benim kafam karmakark etmeyi becerdin Hans." "Neden? Her ey o kadar ak ki Srekli ayn eyleri yayoruz biz de. Yunanllarda Titan denilen devler varm. Msr'da dev kahramanlar Smerlerde tanr Diamat devlerden bir ordu kurmu." "Hindistan'da Danava'lar, Seylan'da Rakasa'lar" diyerek araya girdi Pathummal. "Dnyann bir devin bedeninin paralanmasyla olutuuna inanr Hintliler." "Tevrat'ta da Nefilim'ler, yani iri adamlar var. Sonra Alman, skandinav, Maya ve nka'lardaki devler Homer'in anlatt o tek gzl Kiklop'lar Yok mu onlar bizim Eksi-20,000'imizde?" "Var," dedi Pathummal. "Bizim destanlarda bir de devlerle insanlarn savalar var. Onlar da olacak m demek istiyorsun?" "Bilmiyorum," diyerek ayaa kalkt Hans. Pathummal de divandan kalkt ve birlikte bir aatan brne duvarn nnde yrmeye baladlar. "Bana biilen kaderle Davut olu Sleyman oldum. Nereden bilebilirdim yaayacaklarmn tarih iinde byle bir izi olacan? Ama bundan sonraki sekizinci etapta ben olmayacam. Bunun ardndan gelecek rol istemiyorum." "Hangi rol?" "sa Mesih roln," dedi Hans durup kadna bakarak. "sa'nn soyunu da Davud'a dayandrrlar. brani ulusuyla anlama yapm olan bir tanry, btn insanln tanrs yapmaya alan bir Yahudi idi aslnda sa. Herkesin gnahn yklenerek insanl kurtarmak zere Tanr ile yeni bir anlama yaparak bir kabile tanrsn evrenselletirmiti. Bundan sonraki etapta beni armha gerecekler.

Son Antlama - Can Eryml

217

Bilmeden bu tenteyi koyduum imdi olduumuz bu yer ne imi biliyor musun?" Pathummal soran baklarla bakt ona. "Gethsemani Bahesi. 'Zeytin presi' demek. Hristiyanlarca kutsal saylr, nk sa arkadalaryla yedii son yemekten sonra buraya gelip dua etmi. Romallar onu tam burada tutuklayp armha germeye gtrmler. Dierleri aalarn arasna kam." "Bizden kimse yapmaz onu sana." "Yoo, yanl anlama. Korktuumdan sylemiyorum bunu. Aslnda sa'nn yks de bence gidip Smerlere dayanyor. Oradaki tapnaklarnda rahibeler tanr adna fuhu yaptklar iin kutsal saylr, ama dourduklar babalar belli olmayan ocuklar tanrnn ocuklar kabul edildii iin hemen ldrlrm. Meryem de mabede adanm ve orada yetimi bir kzm. Bir ekilde gebe kalnca gidip ocuunu o cra Beytlehem kynde, hayvanlarn yemlendii bir maarada dourmas, aklma ocuunun Tanr'nn olu diye ldrlmesinden korktuunu getiriyor. Ama sa byynce 'Ben Tanr'nn oluyum,' diye ortalkta dolamaya balaynca, ge de olsa lmne neden oluyor o i. Dmanlarnn onu ldrmek istemesi kadar, dostlarnn ldkten sonra dirildiine inanmas da Smerlerin o Tammuz inancndan geliyor besbelli." Hans duvarn nne gidip durdu. nndeki kente bakyordu. "Bir de sa olmak istemiyorum. Oyun bitsin artk. Belki de buradan ayrlmak zor geliyor bana. ok fazla benim oldu buras. Baka nereye yurt diyebilirim? Yklan Almanya'ya m? Deniz olan Sahra'ya m? Yoksa Sina'nn ucundaki Babil'e mi? Buraya. Buraya. Cork en dorusunu yapt," dedi iini ekerek. "Hele bir de yanmda sen olursan" "Bilemiyorum Sleyman. Dnmem gerek." "Sen dne dur!" dedi Hans glerek. "Kader seni benimle balayp Belks yapt bile. Yalnzca ikimizin birlii kalacak gelecee. Kuzeydeki srail devletini Asurlar yknca onu oluturan on kabile dier toplumlarn iinde eriyip gitmi. brleri de yle olacak. srailin on yitik kabilesi gibi silinip gidecek her biri tarihten. Biz de dnyaya alp insanlara karacaz." "Senin senaryona gre olacaklar deitirme olanamz zaten yok. Bir tr kadercilii anlatyorsun batan beri."

Son Antlama - Can Eryml

218

"Biz neden ellier yllk etaplar koyduk kendimize?" diye sordu Hans. "Jimmy'nin takvimini kolay olsun diye" "Evet. Tevrat'ta da 'Yubil' denen ve elli ylda bir gelen bir yl varm. Borlarn silinip klelerin zgr brakld 'Azatlk ve Sevin Yl' imi o. Babilliler de bizim her elli ylda bir geleceimizi biliyor. te sana Yubil. Sonra Cork'un Soyunu buraya getirince biz Levi'ler, onlar Kohen'ler oldu." "O ne?" "Levioullar srail kabilelerinden ayr bir topluluk. Kim olduklar tam bilinmiyor. Her kabileye toprak verilirken onlara verilmemi, ama her istedikleri yere gidip yerleebilme haklar varm. Musa bir Levioluymu rnein. Aabeyi Harun'un soyundan gelenler Kohen'leri, yani khin denilen rahipler snfn oluturmu. Odysse ekibinden gelen dokuz kiiyiz burada. Bize Leviler gibi uzak bir sayg gsteriyor insanlar, ama Cork'un Soyunu Kohen'ler gibi dnsel liderleri olarak kabul ettiler." "Size rakip mi oldular yani?" "Yoo, hayr. ki grubun farkl yeri var. Jimmy ile Doktor'da olduu gibi." "Bu kadar ok ey bilmenden gerekten etkilendim Hans. Belki de ben bu konular bilmiyorum diye. Ben de sana Hint tanrlarn sorsam" "Belki bilirim. Sor bakalm. Sleyman'n bir zellii de bilgeliiymi nk," diyerek gld Hans. "Ama bunlar Hans'n bildikleri mi, Sleyman'nkiler mi, ite onu bilemiyorum." Pathummal de gld onunla birlikte. "Aklma bir ey taklyor," dedi biraz sonra. "Acaba sen yani Kuds'te olduun iin olaylar byle yorumlaman tarihi daha nce burada yaam kk bir topluluun yks ile kstlaman Anlatamyorum. Tanrsallk ok yce bir eydir. Onu bu anlattn basit, ilkel yklerle snrlayamazsn." "Anlyorum seni. Bence de yle. Baz benzerlikleri iaret ettim ben yalnzca. Hem anlattklarm kk bir ulusun ykleri deildi. Onlar da

Son Antlama - Can Eryml

219

kendilerinden nce yaayanlardan alm hepsini. Uygarlk dediimiz ey Smerlerle balyor. M.. 4000 yllarnda Mezopotamya'da Tarm iin sulama kanallar, dericilik, dokumaclk, metal ileme, duvarclk, anak-mlek, sonra ticaret, yollar ve tekerlek onlarla, birdenbire kyor ortaya. Bu arada yaz ve matematik Ticaret iin gerekli nk o ikisi. Mallar doru sayp szlemeler yapmak iin. Sanat, edebiyat ve hukuk geliiyor. Yasalar, dualar, tbbn balangc saylan byler tabletlere geirilmi. branilerin ilk peygamberi brahim M.. 2000'lerde yaam bir Mezopotamyal. Ve Smer yasalar zamanla Eski Ahit'in yasalar olmu. 'O yasalar Musa'ya gerekten baka bir tanr tarafndan yazdrlmsa, tanr ama'tan armtr onlar,' (*) derler. Bilinen pek ok sylencenin ilk anlatmlar Smer tabletlerinde varm. Yaratl gibi, tufan gibi" "O tufan olay ne Hans?" "nceleri onun Mezopotamya'daki nehirlerin taknlar olduunu dnrdm. nsanlarn sel basknlarndan kamak iin o yksek ziguratlar yaptklarna, nehir kenarlarna duvarlar rp, kanallarla bataklklar kuruttuklarna inanrdm. Smerler nce sular kaosunun dzene sokulduunu anlatr nk. Babilliler de Nuh'un gemisini anlatrken daha ok bir yapnn boyutlarn verir. braniler olduu gibi Tevrat'a alvermi onlar. Ama ben imdi ona, daha eskiden kalma, ok daha byk bir korkunun neden olduunu dnyorum. M.. 10,000'lerde son buzul a bitmi. Bu ne demek, biliyor musun yavrum? Dnyadaki denizler yaklak yz metre ykselmi. Eskiden kara olan pek ok ada ve ky sular altnda kalm. Kurtulmak iin yaknlardaki tepelere kanlar bile boulmu olmal. Asl tufan bana sorarsan o idi. Srf yamurla olacak i deil nk o kadar." "Anlyorum." "Sonra" dedi Hans, bir sre dnerek. "Irak'taki eski Larsa kentinde 'Smer Krallar Listesi'nin olduu bir tablet bulunmu. Tufandan nceki sekiz kraln ad yazlym orada. Tevrat'ta da var o soyaac listeleri. Bizde beinci etapta su bendinin yklna kadar ka kurul bakan olmutu?"

(*) Sommel Reinach, Orphus

Son Antlama - Can Eryml

220

"Yedi," dedi Pathummal biraz dndkten sonra. "yi dn," dedi Hans. Kadn parmaklaryla sayd bu kez ve, "Yedi," dedi bir kez daha. "Evet, nk aradaki geici bakan saymyorsun. Babil'in ilk bakan Adem-ki idi, ama bir ara onu ameliyat etmeniz gerekmi, yerine Adem-Alt bakmt." "ok ksa srmt ama onun o ayrl. ay m ne?" "Olsun. Geriye gtrdmzde sa sakal kesilmi olduu iin olduka yadrgamt halk onu." "Yani?" dedi Pathummal. Hans onun nnde durup cebinden bir defter kard. "Tevrat'ta Adem'in soyunu sayan iki tane liste var. Kafam ok kurcalad, ama sonunda zdm sanrm onun neden iki tane olduunu. Bu yabanc adlardan sklabilirsin belki, ama dinle bak! Birinci listede tufana kadar yedi kii saylyor; Adem, Kain, Hanok, rad, Mehuyael, Metuael ve Lamek. kinci listede ise dokuz kii var; Adem, it, Eno, Kenan, Mahalelel, Yared, Hanok, Metuelah ve Lamek." "Ortalamasn m almamz gerekiyor?" "Hayr, ama iki listede de sekiz kii var aslnda," diyerek gld Hans. "Yedi kiilik ilk listeye Adem-Alt'y da eklersek sekiz ediyor. Tamam m? br liste Adem, it, Eno diye balyor. Adem 'krmz topraktan gelen adam' demek. Eno da branice 'adam' demekmi. Eer Adem ile Eno ayn kii, yani bizim trasz-tral Adem-ki'miz ise, it aradaki o geici bakan oluyor. Bu durumda ikinci listede de sekiz kii oluyor. Deil mi? Sonra oradaki Kain ile Kenan, Mehuyael ile Mahalelel, rad ile Yared, Metuael ile Metuelah ayn kiiler olmal. Yalnz bir yer deiiklii hl kafam kurcalyor. Hanok birinci listede nc, ikinci listede beinci srada iken, Mehuyael onun tersi yerlerde." "Basit bir sralama hatas olamaz m?" "Hayr, sanmyorum. Daha zemediim bir ey var orada. Sonra o kiilerin yalar... her biri neredeyse dokuz yzer yl yaam. Adem'den tufana kadar 1,656 yl gemi," dedi Hans. Elindeki deftere

Son Antlama - Can Eryml

221

bakarak dnyordu. "Tufan 1,656'nc ylda olmu. Nuh'un dedesi Metuael de o yl lm. Nuh onu yanna almayp boulmasna gz yummu olmal, nk Tanr Nuh'la birlikte yalnzca karsnn, olunun ve onlarn karlarnn gemiye binmesine izin vermi. Dier herkes yok edilmi." "Belki gerekten uzun yaamlardr, ama dokuz yzer yl ok geldi bana," dedi kadn. "Sen ne diyorsun o ie?" "nsanlarn en byk d, biliyorsun, ok yaamak, hatta lmemektir. Yalanmay durdurma konusunda ngiltere'de yaptm almalar yznden bu projeye semiler beni. Babil'de ya ortalamasn yz yla kadar kardk. Yalandka vcuttaki ekerin fazlas karamelleip, hatal hcreler oluturmaya balyor. Yalanma sonucu lm o yzden oluyor. Onu engellemeye kalknca beinci etapta bulduumuz o ucubelere neden olduk. Ancak organlarn hepsi ayn oranda yalanmyor. Bazlar daha abuk eskidii iin deitirmek gerekiyor, ama Doktor'un organ bulma konusundaki tavr hem vahice, hem de hi gereksizdi. nk onlarn yapaylar olabilecei gibi, baz zel yetitirilmi hayvanlardan da elde edilebilir. Bir 'iftlik-laboratuar' o ii zebilir. Hatta 2100'de laboratuarda insan kk hcrelerinin yapldn rendik. Otomobil yedek paras yapar gibi istenilen hcre, doku, ya da organ retilebiliyorlard. Daha sonra belki btn bir insan bile yapacaklar." "Ben o adam kadar ldrmeye susam birini savata bile grmedim, ama baarm baksana. Kapsnda binlerce insan sradaym. Kasasnda da milyarlarca dolar" "Baarnn ne olduunu ayrca tartalm istersen. lerde lanetle anlacak birine hibir koulda baarl diyemezsin. Genetik, gen-etik kadar nemli deil bence. Doktor ite onu atlad. Her neyse, belki ilerde insanlar drt yz yana kadar yaatabilecek tp, ama biz imdilik salkl bir ekilde yz elli yl buldurmay hedefledik. Dokuz yz yl ok fazla." "Tevrat'ta Tanr'nn tufandan nce insan mrn yz yirmi yla indirdiini yazyor. O da m sizin karlatnz zorluklarla karlamt yoksa? O tufanla m yok etti kendi bozuk retimlerini?"

Son Antlama - Can Eryml

222

"Onu bilmek senin iin, ama dnyorum da, bizler Babil'lilere gre ok uzun mrlyz," dedi Pathummal. "Hatta lmszz. Onu mu sylemiler yoksa?" Bir sre karlkl baktlar. Sonra yerinden kalkt. Adamn yanndan geip duvara doru yrd ve biraz geriden kardaki kente bakt. "Sarah Babilcede 'Bab-ili' adnn 'Tanrnn Kaps' anlamna geldiini sylemiti. Bizim Odysse bir Bab-ili deil mi sence?" "Elbette yle," diyerek gld Hans. "Hem de Tanrlarn Kaps." Kadnn yanna gidip elini tuttu. "Sen de benim gibi dnmeye baladn sonunda Belks Sultan. O dediin Bab-ili'dekiler kerpiten bir kule kurmaya kalknca Tanr aa inip, nedense kulenin yaplmasn durdurmu. Sonra da birbirlerini anlamasnlar diye dillerini kartrp dnyann her tarafna datm insanlar. Sanrm gebe branilerin o byk kenti grnce duyduklar aknl anlatyor bu yk. Onca kalabalk, anlayamadklar eitli diller, koca koca yaplar" "braniler neyin nesi Hans?" "Gney llerinden Mezopotamya'ya gelen bir Sami boyu. Bilinen ilk efleri brahim M.. 2000'lerde ailesiyle Ur kentinden ayrlp, kuzeydeki Harran'a gitmi. Oras Ay Tanrs Sin'in hac merkeziymi o zaman. Sonra gneye, Filistin'e gelmi. Burada kuraklk olunca Msr'a gidip hayvanclk yaparak zenginlemi. Bir sre sonra ailenin bir ksm onunla Filistin'e geri dnm. Musa da M.. 1300'lerde Msr'da kalanlar alp buraya getirmek zere yola karm. O zamanlardan beri varln srdrebilen tek ulus onlar. Bunda kendilerini 'Tanr'nn setii kavim' olarak grmelerinin etkisi ok ak. O megalomani birliklerini ayakta tutmu, ama komularn da onlara dman etmi. Herkesten stn olduklarna inanmalar insanln iinde yalnz brakm onlar. br dnyadaki cenneti kazanmay umarken kendilerini bu dnyada 'Gehenna' dedikleri cehenneme kapatmlar. Tarihleri boyunca herkes tarafndan sopalanmlar. Gelen vurmu, giden vurmu. Dua etmenin anlam tarihlerine alamaktr onlarda." Hans bir sre susarak kasabasna bakt. "Korkuyorum Pathummal. Benim Kuds'mn kaderi de ayn olacak diye ok zlyorum." "Bilmiyorum," diyerek iini ekti kadn. "Ama aklma takld. Anlattna gre bizim Cork, brahim olmuyor mu? Sen hep Musa demitin onun iin."

Son Antlama - Can Eryml

223

"Ben de dndm onu," dedi Hans. "brahim, 'bu topraklar bize tanr tarafndan sz verildi,' diyerek insanlarn buralara getirmi. Musa da Msr'dan kard halka, onlar iinden bal ile st akan, cennet gibi bir yere gtrecei szn vermi. Geri George da 'ukurova'nn zaman tarafndan kendilerine ayrldn,' sylemi, ama srail ulusunu yaratan kii Musa olduu iin yaktrdm ben ona Musa'l." "branilere Tanrnn sz verdii topraklar buras mym?" diye sordu Pathummal evresine dudaklar bkk bakarken. Hans yalnzca ban sallad. "O verimli Mezopotamya'dan, ya da Nil kylarndan kalkp niye l bir gln evresindeki bu ssz le geldiklerini pek anlayamadm. Buraya niye cennet dendiini de Cork insanlar gerekten lden alp yemyeil bir ovaya gtrm. Verdii sz tutmu o, ama bunlar? Niye buras? 'Ball-stl' diye insanlar kandrmak niye?" "Biz de bakalaryla karmasnlar diye inzivaya sokmadk m insanlarmz? Onlarnki de bir karantinayd belki. Hem kimse kimseyi kandrmyor. Ar koyarsan ball, koyun koyarsan stl olur her yer. Benim Kuds'm yle bir yer olmam m sence? Bir de bizimkiler grse buray." "Daha ne kadar srecek onlarla arandaki soukluk?" "Bilmiyorum yavrum. Bu sana anlattm her eyi oturup yazdm, ama postayla gndermek istemiyorum onlara onu. Gerginlii trmandrmamn anlam yok. Bak, konuunca sen nasl ikna oldun. Gidip anlataym diyorum. Kurul beni dinlerse dinler, dinlemezse kendi bilir. Olaylarn sonuta nasl olsa benim dediim gibi olacandan o kadar eminim ki kadercilik bildiimiz bir tarihi yeniden yazmak iin bu kadar zahmete girmeye ne gerek vard, sonucuna geliyoruz ama... Anlyor musun beni?" "Evet. Yani, anladm sanyorum." "brleri de gelip baksn. Ta devrinden topladmz insanlarn ocuklar bromda nasl bilgisayar kullanyor, atlyedeki otomobilleri, hatta ua nasl onaryor. Onlar grnce kuytu kuytu yerlerde insan konserveleri kurmann anlamszl kendiliinden anlalyor. Ben gelecein toplumunu yaptm burada," dedi ve bir sre susarak

Son Antlama - Can Eryml

224

evresine bakt Hans. "Beinci etaptaki zlmeyi bir daha yaatmak istemiyorum ben bunlara." Kadn ona bir ey sylemedi. kisi de farkl eyler dnerek baka yerlere baktlar. "Ne dnyorsun?" diye sordu Hans. "stersen Kurul'u benim orada bir toplantya aralm nce." "Olabilir ama..." "nce dedim. Sonra gene gelip grsnler buray. Artk sana Sleyman demeyeceim. Sen sa olmusun bile. Seni armha bizimkilerin akmasndan korkuyorum. Btn bunlar konutuktan sonra seninle yattm iin kendimden utanmaya baladm." "Samalama!" dedi Hans glerek. "Utanyormu! Ben de seni gene eve mi, yoksa ofise mi gtrsem, diye dnyordum. Sleyman olarak kalmak istediimi sylemitim sana." "Ofisine gidelim. Senin btnn tanmak istiyorum. Biraz nce insann bir byk kaderinin, bir de kendi yazd kk kaderinin olduunu dndm. Doduunda hazr bulup deitiremeyeceklerin ve istersen deitirebilecein eyler var. Senin bir Alman ve erkek olarak o zamanda doman, John'un gelip Rommel'i ararken seni bulmas, alp buraya getirmesi Byk kaderini sana o balad. Eer John olmasayd sen orada sradan bir asker olarak kalacak, belki de lp gidecektin. Ama burada yaptklarn senin kk kaderin. Sorumluluk srf sana ait. John burada yaptklarna hi karmad. Neden? Sanrm seni destekliyor o da." "Biliyorum Pathummal," dedi Hans. "Emin deilim." O srada arkada bekleyen adam ar admlarla yaklaarak elindeki telefonu ona uzatt. "Evet," diyerek bir sre dinledi ve, "Yaaa? Geliyorum," diyerek aleti yardmcsna geri verdi. "Ofise gidiyoruz," dedi sonra kadna. Ses tonu deimiti. "Hemen helikopterimi arn!" Adam bayla onaylayp yanlarndan ayrlrken, Hans kadn kolundan tutup kydaki duvara gtrd. "Bak u ndeki st dzeltilmi tepede beyaz yuvarlak bir yap var. Yannda da bitmemi byk bir tane," diyerek parmayla kar yamata, surlarn iindeki kocaman dzlk bir alan gsterdi. "Evet."

Son Antlama - Can Eryml

225

"Beyaz benim ofisim. Yanndakini de, dier koloni temsilcilerinin gelip alaca bir merkez olarak yaptryordum. birlii ve barn kalbi orada atsn diye." "Ne gzel," dedi Pathummal. "Hemen gidip bromu aaym orada." "Gzel mi?" derken garip bir ekilde gld Hans. Gzleri dolu dolu olmutu. Derin derin iini ekti. "Biraz nce orada bir cinayet ilenmi. stelik ben onun da olacan biliyordum." "Neden? Ne olmu?" dedi Pathummal ararak. "Mimar arkadamz ldrmler. Alnan onca nleme, korumaya karn hem de" "Neden ama?" "Oras Sleyman'n Tapna'nn olduu yer," dedi Hans yavaa. Belli etmemeye alsa da sesi titriyordu. "Onu yapan iilerin ilk masonlar olduunu syler masonlar. Balarnda Hiram Abif adl bir usta varm. Gya yle gzel bir yapy yapabilmesindeki gizleri renmek iin adamlar onu ldrm. Gereken aamalardan gemeden bilgiyi hemen edinmek isteyen bilgisizlii anlatmak istiyorlarm bu ykyle. Bana kalrsa ok daha ncelere ait bir gelenek o. Yamyamlk dnemlerinden falan kalma. Eskiden becerikli kiileri kesip yermi kabileleri, onlardaki beceri brlerine de gesin diye. Ara sra kan akll adamlar da byle yok ettikleri iin yz binlerce yl gelimemi insanlk." Kadna arkasn dnerek gzlerini sildi. "Aslnda gerek biriymi o Hiram. Sleyman'n dostu bir Fenikeli, Sur kentinin kral. Yapm ileri iin ona malzeme ve adam salarm. Kzldeniz'deki seferleri birlikte yapmlar." Kadn Hans'a yaklap, bir ey sylemeden arkasndan sarld. "Sleyman bir ok yap yapma iine girimi," diye srdrd konumasn Hans, kadnn ellerini tutarak. "srailliler daha nce yalnz ynetici, rahip, ya da sava olurken, Kenanl iiler gibi o 'aalk iler'de almak zorunda kalmlar. kardklar tatszlklarla Sleyman'a srekli ba ars olmular. Belki de ona dokunamadklar iin Hiram' ldrmlerdi. Bir gzda gibi." Bir kez daha gzlerini sildi. "Bizim o mimar arkada da masondu. Burada kalp yerlemeyi falan dnyor, olmadk gzellikte bir dnya kurduumuzu sylyordu. Aptal romantik! Gzele kar

Son Antlama - Can Eryml

226

insanlarn gsterdii direnci unutmu. Bar'n yapsna bizde de kan bulat sonunda. Aslnda, biliyor musun, 'Bar Kenti' demekmi Yerualayim, ama hi bar yz grmemi. Bu zerinde durduumuz Zeytin Da ile kentin surlar arasnda, nmzde uzanan bu Kidron Vadisi kyamet gn insanlar Son Yargya aracak borularn tecei kutsal yermi. Surlarn solunda, Kidron'la balanan vadinin ad 'Ge Ben Hinnom.' Yani Gehenna, yani cehennem kisinin kesitii yer de Davud'un kurduu kentmi. Su kuyular var orada. Btn bu grdn yamalar burada gmlmek isteyen Yahudi, Hristiyan ve Mslman mezarlaryla dolmu zamanla. Yaarken bark olmayanlar birlikte yattklar lmde bulmular bar. Salaklar!" "Gerekten ok zc," dedi Pathummal. Birlikte divana dndler. zerlerindeki aaca inip kalkan kular izleyip, rzgrn sesini dinlediler uzun bir sre. "Ben masonlar ada bir dernek sanrdm. O kadar eski olduklarn bilmiyordum," diyerek konuyu deitirmeye alt kadn. "Deiller aslnda. Fransz Devrimini yapan burjuvalarn gizli rgt o... 18. yzyl ortaada katedralleri yapan ta ustalarnn loncalarnn devam... Sleyman'a gre olduka yeniler, ama Hiram'dan tr oldu bu i bugn. Bazen btn bu olaylarn gerekliinden kukuya dyorum. Biliyor musun? Ya hepsi koca bir palavraysa? Ya Musa da, Davut da, Sleyman da hi olmadlarsa?" "Nereden kardn imdi bunu?" "Geenlerde Sarah bana bir gazete haberi gnderdi. Rolf Krauss adl bir arkeolog, 'srail diye bir yer yok!' diyordu orada. Biliyorum, imdiye kadar anlattklarmn tam tersini sylyorum imdi sana, ama dinle bak! Hakknda pek fazla ey bilinmeyen Firavun Amenmesse'yi yirmi yl boyunca aratrm o Krauss. Onun M.. 1203'de babasn tahttan indirdiini, ardndan lkenin yllarca i savalarla alkalandn bulmu. Krauss o firavunu kiminle zdeletiriyordu dersin?" "Musa ile olmasn?" "Bravo! Ama bir firavunun brani peygamberi olduunu, onlar tanrnn sz verdii topraklara gtrme sz vererek Msr'dan kardn dnmek ok artc, deil mi? stelik Krauss bu grn Heidelberg niversitesi'nde eski Msr ve Tevrat

Son Antlama - Can Eryml

227

uzmanlarnn nnde aklam ve Der Spiegel dergisi onun bu savn 'rtlemez' bulmu." "Doru olabilir mi? Ama sanmyorum." "Neden olmasn? Baka arkeologlarn dediklerine de uyuyor. Belki de branilerin Msr'dan o nl klar sonradan uydurulmu bir ykdr. Ne Frat'tan Akdeniz'e kadar uzanan Davut'un Krall oldu, kck bir ky vard nk Davut'un. Ne de Sleyman'nki... srailoullar onlara sz verilen bu topraklar kitaplarnda anlatld gibi savaarak ele geirmemi. Tarihlerini Tevrat'a dayandrmak isteyen srailli arkeologlar bu konuda hi kant bulamyormu. Tam tersi, o devirde bar olduunu kantlyorlarm yaptklar kazlarla. Krauss Tevrat iin, 'Edebiyat, ama iyi edebiyat,' demi." "Bu dediin gerek olsa dnyada bomba gibi patlar, doru diye bilinen pek ok ey deiirdi." "Yoo. Hi de deil. nsanlar inan ufuklar iinden bakar dnyaya. Herkes grmek istedii eyi grr. Tersini dnmek bile istemez. Gerekler bomba gibi patlamaz yani. Yava yava, insanlar deil, kuaklar deiir. Bazen yzyllar bulur basit bir gerein anlatlmas. Yoo, hayr! Hem koskoca bir ikoludur din. 'Dnyann en krl sektrdr.' (*) Paralar, balar, fonlar, miraslar, vakflar, arsalar, pay senetleri, borsalar dnyann en zengin devletinin Vatikan olduunu duymutum. zin verirler mi gereklere? O Krauss gibilerin nasl ortaya ktna, Der Spiegel'in o haberi nasl haber yaptna ardm." "Belki de btn bunlar bizim dlerimizdedir," dedi Pathummal. "Odysse bizi bir dler dnyasna ekmi olamaz m? Hepimiz bir takm sanal dnyalara srklendik belki. Evet, bizler gereiz. Etimiz, kemiimizle... George da, senin mimar arkadan da gerekten ld, ama neden bir bilgisayar oyununun iine ekilmi gerek oyuncular olmayalm hepimiz?" "Hi dnmemitim bunu," dedi Hans. Kadna dnm, ciddi baklarla inceliyordu onu. Ellerini uzatp onu omuzlarndan tuttu ve, "Seni neden sevmem gerektiinin yant bu ite," deyip kendine ekerek dudaklarn pt.

(*) Osman Blkba

Son Antlama - Can Eryml

228

"O kadar martma beni," diyerek karlk verdi Pathummal. "Yani sonunda memleketteki yalnz yatamda uyanabilirim. Seni yitirdiime ok zlrm ama. Sen bir yerlerde gereksin nk." Bir kez daha ptler. "Hangi d lkesine kaarsan ka, gelip seni bulabilmeyi isterdim." "Senden kaan kim, deli kadn?" dedi Hans. Yaklaan bir uultuyu duyup ayaa kalktlar ve arabay braktklar yerin nndeki akla doru yrdler.

229

9.

Gelecek zlemlerimizden kuruludur. Baka neden olacak? Amin Maalouf

"Eveeet," diyerek arkasna yasland John. Sazlardan rlm koltuu gcrdayarak yayland. Hans'n masadaki bilgisayarn yardmyla anlatt yks bitmi, Zeytin Dandan grlen Kuds grnts yeil k kresinin iinde donmutu. Mozart'n 40. Senfonisi neeli bir akkanlkla hurma aalarnn altndaki suskun glgelikte yaylmaktayd. Bir sre sessizliin iinde daha da belirginleen mzikle ba baa kaldlar. "Ne zoru vard Mozart'n bylesine gzellikleri dnmek iin?" diyerek masann evresinde oturanlarda srayla gzlerini gezdirdi John. Bir konuma ortam yaratmaya alyordu, ama kimse bir ey sylemedi. Hans ile yanndaki Pathummal, Toshiki, Edwards, Sarah, nne dalgn baklarla bakan Marilyn, Ali ve gzlerini gkyzne evirmi Benny sanki dnyann bu uzak kesindeki byl vaha ile onunla hi ama hi ilgisi olamayan mziin bys arasna skp kalm gibiydi. Aslnda hepsinin akl biraz nce Hans'n anlattklarna taklyd hl. "Kim zorlad onu, deil mi?" diye sordu John, konuyu bir sre daha mzikte tutmak isteiyle. Yalnz Hans hafife glmseyerek ban sallad. John'un konuyu Mozart'tan kendisine ve Kuds'e kaydrmaya altn anlamt. Onunkilerle Mozart'n yaptklarn kyaslayarak destek vermeye mi alyordu acaba? "Neden herkes gibi sradan yaamad da, iindeki gzellikleri bizimle paylaabilmek iin o kadar rpnd?" diye srdrd John. "Bunlarn her birini yreinden skp insanlara verdike cannn tkendiini grmyor muydu?" "Neden btn gzellikleri yalnz onun yreine koymu Tanr?" diye sordu Ali. "Neden daha adil datmam?" John glmseyerek ban sallad ona.

Son Antlama - Can Eryml

230

"Bu anlattklarn yaamak iin zorun neydi be lomo?" (*) dedi Benny Hans'a, eliyle bilgisayardaki yeil grnty iaret ederek. "Zaten kark olan kafalarmz iyice kartrp, bildiklerimizi altst etmeye ne hakkn vard?" dedi Marilyn azarlayan, hrn bir ses tonuyla. Hepsi dnp ona bakt, ama kimse bir ey sylemedi. Bu konumalar srasnda geriye ekilmi olan mzik, ne kp her yan saran scaklk gibi doldurdu gene glgelii. Pathummal'in istei zerine yaplan bu toplant iin hepsi sabah erkenden kendi sorumluluk blgelerinden onun Hadramut Vadisi'ndeki bu kyne gelmiti. Jimmy'nin katlmasn John istememi, Noko'yu da Odysse'nin bandan ayrmayp Babil'de brakmt. Bir araya gelen grup uzun sre grmemiliin zlemiyle, ama belli bir tedirginlikle selamlamt. Hans hi zaman geirmeden hepsini bilgisayarn durduu masann evresine toplam ve tartmalar sonraya brakmak amacyla yksn anlatan dosyay amt. Hibir ey sylemeden izlemilerdi onun yeniden yazd o gemii. "Evet. Artk beni sulamaya balayabilirsiniz," dedi Hans Marilyn'e bakarak. "Neden?" diye sordu John. Hans ona bakt. "Bu kadar ilgin bir olay aktardn diye seni niye sulayalm?" "Benim Jimmy'den, Doktor'dan ne farkm var? Ya da Cork'tan? Ben de onlar gibi kendimce doru bildiimi yaptm, benden istediiniz eyi deil. Olaylarn akna karmama karar almtk, ama tam tersine, ilerine girip ynlendirdim onlar. Benim Kuds'm, beinci etapta bulduumuz o bozguna uram Babil gibi bir ey oldu. nsanlarm dardakilerle kart. imdi Pathu yani ndra'nn oradaki saf Babil soyunu ayklayp, uygun olmayanlar surlarn dna atmas gerekecek. Frederick de gelip o rk elmalar" "Frederick'lere, George'lara doyduk artk Hans," dedi John serte, onun o sitemli konumasn keserek. "Onlar bir daha olmayacak. ndra senin Kuds'ndeki biyolojik karmn bir raporunu hazrlayacak yalnzca."

(*) lomo, Sleyman'n branicesi.

Son Antlama - Can Eryml

231

"O yok edilenler dierleriyle kart iin deil, yapsal snrlarn zorladmz iin olumutu," diyerek Hans'n elini tuttu Pathummal. Adam da kadnn parmaklarn dudaklarna gtrerek pt, ama sanki yaptnn farknda deildi. Baklar nndeki grntye taklyd. "Biliyoruz ndra," dedi John yalnzca. "Eski bir sava sulusu olmasan Yahudilie imrendiini dneceim," dedi Benny. Kimse onun aka m yaptn, ciddi mi olduunu anlayamad. "Ama bu kez surlarn dndakilerden olmaktansa, iindekilerden olmay setiini gryorum. Aramza ho geldin dostum. alm!" diyerek elini tokalamak zere Hans'a uzatt. Hans hafife glmseyerek ona uzand. "Senin kakllerini uzatp Sarah'a aslmayacan anlad da, onun iin bu kadar rahat bu bozuk surat," dedi Toshiki Hans'a. Hans bir kahkaha att bu kez. "Belki de kskanmas gerek," dedi Sarah Hans'a. "mreniyorum, gpta ediyorum, kskanyorum seni. Yerinde olamaya nasl zendim bilemezsin. Ne kadar ansl olduunu biliyor musun ndra? Yani Belks Hanm? Ya sen ne kadarnn farkndasn yaamakta olduun mutluluun lomo? Sanrm ok aznn" "Neler dndn bize kim syleyecek?" diye sordu Marilyn serte araya girerek. "Herkes bir alklama havasna girdi, ama birilerinin bize baz eyleri aklamas gerek. Btn bunlar glnp geilecek, sradan eyler mi sizce? Tylerim diken diken oldu, ellerim, kollarm, hatta ruhum uyutu, ama siz 'alom'lar, 'ne kadar anslsn ndra'larla geitiriyorsunuz olay. Neler oluyor? Biz neyin iine dtk?" "Eskiden neyin iindeysek, gene onun iindeyiz sevgilim," dedi Ali sakin bir ekilde. "Dnknden farkl bir yerde deiliz. Ruhun daha nce neden uyumad da imdi" derken uzanp onun elini tutmak istedi. "Lanet olsun!" diye bard Marilyn elini ondan kararak. "Bktm! br tarafta kendimi kapana skm sanrdm, ama tavadan atee atlamm meer. Yetti artk! Korkuyorum. ok korkuyorum. Anlyor musunuz beni?" Gzleri akmayan yalarla dolmutu. Onlar titreyen elleriyle sildi.

Son Antlama - Can Eryml

232

"Hans da srklendii rolden korkuyor Marilyn," dedi Pathummal yavaa. "Ben de hatta herkes galiba. Senin de korkman o kadar doal ki" Marilyn karsnda oturan Pathummal'e bakp zorla glmsemeye alt. "Bugn bilmiyoruz ama, bir gn mutlaka ne olduunu anlayacaz," dedi John. "in bandan beri hepimizin ayn atein iinde olduumuzu sen de biliyordun. Bir takm garipliklere hazrlkl olduunu sanyordum." "Batan beri olaslk vard zaten Marilyn," dedi Benny. "Odysse her canl gibi lverse, ya olduumuz yerde ve zamanda kalacaktk. Ya burada, ama 1963'de bulacaktk kendimizi. Ya da atomlarmza ayrlp dalacaktk." "Ne kadar gzel. ok yardmc oldun. Teekkrler Benny," dedi Marilyn. "Hepinizin nasl bu kadar rahat olabildiinizi anlamyorum." "Baka ne yapalm gzelim?" dedi Benny ona doru eilerek. "Her ey o kadar gzel ki, gerek olup olmamas bile nemli deil bence. Burada olmasaydm Sarah' bulup ak olmayacak, br tarafta bir kz gibi yaayp, mutluluun ne olduunu bilmeden geberip gidecektim. Yaamak yaadnn farknda olmakm. Ben onun farkna burada vardm. Evet, ndra'nn bu ky Hans'n orada yaptklar her birimizin kendi kolonilerimizde yaptklarmz sanki bize ait olmayan yerlerdeymiiz hissini veriyor bazen bana da, ama hepsi inanlmaz gzel. Atomlarmza ayrlacaksak ayrlrz be yahu! Bu i olmasayd imdiye kadar lp gitmi olacaktk belki. Burada olduumuz iin hl yayor olabiliriz." "yle mi sanyorsun?" dedi Marilyn sinirle. br taraftaki o kendini ldrme olayndan sz edilmesini sevmiyor, istemiyordu. "Sarah size bir gazete haberi gsterdi diye" "Kimse seni inelemiyor Norma," (*) dedi Ali, Marilyn'i sakinletirmeye alarak. "Bu kadar alngan olmana gerek yok. Bak, ne gzel bir yerdeyiz. Ayrca konuacamz bir sr ey birikti. Epeydir grmedik birbirimizi." Marilyn ona kzm gibi bakarak bir sre sustu. Sonra,

(*) Norma Jean Mortenson, Marilyn Monroe'nun asl ad.

Son Antlama - Can Eryml

233

"Anlamyorsunuz beni, kiisel deil benim endielerim," dedi yavaa. "Martinik Adas'nda bir volkan patlam bir zaman. Otuz bin kiilik bir kasaba iindekilerle birlikte yok olmu. Yalnz bir kii kurtulmu. Kim, biliyor musunuz? Hapishanede idama mahkum bir sulu..." Bir sre susarak brlerine bakt. "Kader diyorsak, adalet diyorsak bu ne oluyor? Yaamay bir tek o katil mi hak ediyordu Tanr'nn gznde? Yoksa biz mi bir takm eyleri yanl yorumluyoruz?" "Cork da Sodom ve Gomorra konusunu tartmt mektubunda," dedi Hans. Marilyn ona ban sallad. "Sanrm ne olduunu zamanla anlayacaz. Ya da hi anlayamayacaz." Kimse uzun sre bir ey sylemedi. O srada kyn halk, sanki bir iaret verilmi gibi evlerinden, sokak aralarndan karak onlarn olduu aaln nnde toplanmaya, hi ses karmadan yakc gnein altnda beklemeye balad. Kadnlarla erkekler ayn bej rengi entarilerden giymilerdi. Yalnz balarnda farkl rtler vard. Erkeklerinki gene bej iken, kadnlarnki rengarenkti. "Neden toplanyorlar byle?" diye sordu Sarah Pathummal'e. "Sizi ok merak ediyorlar. Ayrca birlikte kahvalt edeceiz birazdan." "Meraklar gneten glym," dedi Benny. "Biz burada glgede bunalrken" "Onlarn en gller olduunu unutma," dedi Pathummal. Gergin konuyu deitiren o hareketlilie sevindii belliydi. "ok gzel yapmsn buray ndra," dedi Edwards. "Babylon News'da kan resimler tam anlatmyordu olan. ok daha ilgin. Egzotik diyesim geliyor ama, daha ok bir masal lkesi kokusu var." "Teekkr ederim Eddy," dedi Pathummal. "Bizlerle birlikte buraya gnderdiiniz barakalarda yaayamad halkm. Ben de gidip bizim zamanmzdaki Yemen'de ne olduuna baktm. Denenmi, burann iklimine daha uygun yaplm olmalyd oras. Tam burada olan ibam kentinde u dokuz, on katl kerpi apartmanlarn ayns vard. evresi tarlalar, hurma ve incir baheleriyle doluydu. Ben bir tek fazladan,

Son Antlama - Can Eryml

234

gneydeki okyanustan gelen yamur bulutlarnn sularnn boa gitmemesi iin, u aadaki seti yaptrp sulu tarm balattm. Sellerin nn alnp sulama kanallar yaplnca btn bu Hadramut Vadisi cennete dnverdi. Muz, hurma, kahve, ipek bcei yetitirmek iin dut aalar diktik. Buraya zel akgnlk, mrrsafi aalar vard zaten. Onlar adam edip ila ve parfm yapmada kullanmaya baladk. lde kei srlerimiz var, ama asl antilop besliyoruz. Burann scana daha uygunlar. Burunlarndan aldklar havay soutarak ilerine eken bir sistemleri var. Bylece scak hava beyinlerinin dzgn almasn engellemiyor. Keke insanlarmzda da olsayd yle bir dzenek. Sonra dalarda altn bulduk, denizden de inci karyoruz. Gneyde kk bir liman, bir de tersane kurduk. Yaptmz gemilerle Afrika'ya, Hindistan'a, hatta in'e kadar gidip geldiler. Btn bunlar yaparken bana verilen erevenin iinde kalmaya gayret ettim," dedi John'a bakarak. "Ben bir ey demedim," dedi John ve glmseyerek teslim olur gibi ellerini kaldrd. "retimlerinin fazlasn gnderecek bir yerler bulmalydk," dedi Pathummal de glmseyerek. "Onun iin Kuds'e gittim. Orada Hans'n yaptklarn grmeden nce halkm artmamak iin mag-lev arabamla kiisel eyalarm bile kullanmamaya almtm. Onlar gibi ata, deveye biniyordum nce. ben de. Kendi kendilerine kar yeterli olabilmeliydiler Sonra dardakilere kendilerini

koruyabilmeliydiler, ama bu kk topluluu farkl meslek gruplarna ayrmadm. Herkes hem ifti, hem asker, hem de ynetici oldu. imdilik kadn, erkeiyle herkes her ii yapabiliyor. Gebe ve yeni doum yapm kadnlar ayr tutuyoruz yalnz. Onlar da, bakma gerek duyan tm ocuklara bakyor." "Sen de olduka farkl bir dzen kurmusun burada," dedi Ali. "Ne denir buna?" "Bildiimiz adlarn ne nemi var?" dedi Pathummal. "Aslanlarda da yavrulara btn diiler bakar, ama dzenlerinin bir ad yoktur." "deolojileri kastederek sylememitim onu," dedi Ali. "Kuralszlk houma gitti."

Son Antlama - Can Eryml

235

"Yoo," dedi Pathummal. "Bizimkinin de kendi iinde kurallar var. Burada bir tek cinayet ilenmedi bugne kadar, hem de herkesin silahl olmasna karn. Burada kavga olmuyor mu sanyorsunuz? Kan gvdeyi gtrmeliydi, ama yle olmad." "Senin varln yeter," dedi Benny. "Sen balarnda olduka ekinirler." "Batan beri benim gideceimi biliyorlar. Onun iin bana ok baml olmalarn istemedim. Belli baarlar gsteren kiiler ynetim kuruluna seiliyor. O kurul ayn zamanda mahkeme grevini de gryor. Kiiler en fazla iki kez seilebiliyor oraya, sonra benim gibi oy hakk olmayan danmanlar oluyorlar." "Herkesin her ii yapmasn nasl isteyebilirsin?" diye sordu Edwards. "Yapamayan olur. Ya da ne bileyim biri adam ldrmek istemedii iin askerlik yapmak istemezse, rnein?" "Yapmaz o zaman," dedi Pathummal. "Herkesin kendini nasl kullandracan seme hakk var." "Yani isterse kendini kullandrmama hakk da var demektir bu," diye srdrd Edwards. "Ya baz ileri hi kimse yapmak istemezse? Pislii kim toplar o zaman? Devlet o tr sahipsiz ilerin yaplmas iin gerekir. Orman yasasnda gller nasl olsa istediklerini yapar, ama zellikle zayflarn haklarn gzeten bir otorite olmal. brnn ucu anariye gider." "Kimseye tembel olma hakk verilmiyor burada Eddy. nsanlara eitli i seenekleri sunuluyor. Onlar da kendilerine uygun olan seiyor. Dediin pis iler de nbetlee yaplyor. Fazla serbest bulabilirsiniz dzenimizi, ama batan konulmam olsa da kurallar onun iinde kendiliinden oluuyor. Bir eyin kt olduunu ille tepedeki birinin sylemesi gerekmiyor. Bir davrann insanlarn zararna olduunu herkes hemen gryor ve onu yapmamak bir kural oluveriyor. Geerlilii kantlannca da yazya geiriliyor. Buna belki 'kendiliinden ynetim' diyebilirsiniz." "Benim hl aklm basmad. yilikle ktlk insann iinde bir aradadr ndra," dedi Edwards. "Sen insanlar zgr braknca iyi olduklarn sylyorsun. Bakasna ac vermekten zevk alan sapklarn olmayacan nasl garanti ediyorsun?"

Son Antlama - Can Eryml

236

"Hemen dlanyor yleleri." "Ya zamanla senin iyi dediklerin dlanmaya balarsa? Sineklerin Tanrs'ndaki (*) gibi, gl olan taraf ktler olursa?" "Olmayacan umuyorum," dedi Pathummal inatla. "Ktlk geici bir durumdur. Yok edicidir. yilik ise yapcdr. Birileri bunu kavrayp nlemleri alr, nk insanlarn yaam kalc klmalar, varolularn srdrmeleri gerekir. Varolmak igdseldir, sreklidir. Yok etmek gibi anlk deildir. Burada kavgalara karanlarn bir sre iin silahlarn almaya baladlar. Silahsz kalmak en byk onursuzluk oluverdi. Ne hapis, ne ksas gerekti. Ailelerini koruma hakkndan yoksun olmak en ar ceza sayld. Biri buna dayanamayp aramzdan ayrld rnein. Baka biri dardan bir kz sevmi. Evlenmek iin izin istedi, ama kurullar 'karmama' kuralna uyup ona izin vermedi. O da entarisini karp kzn kabilesine gitti. Olanlar bu gibi eyler ite." "Herkesin birbirinin ne yaptn izledii byle kk yerlerde bu tr kurallar geerli olabilir ndra, ama ya toplum biraz daha byynce ne olacak?" diye sordu Benny, eliyle nlerinde toplanm olan kalabal gstererek. O srada insanlarn yanna alt deveden oluan bir kervan yanat. Sar-kahverengi doa ile ayn renkteki hayvanlarn zerlerinde renkli uvallar vard. "Bakn, u ndeki apartmann st katndaki beyaz boyal yer benim kaldm daire," dedi Pathummal eliyle iaret ederek. Gsterdii yerde salam, ssl ahap kaplar olan ve birbirine bitiik ykselen apartmanlar vard. amurla svanm olduklar iin doayla ayn renkteydi onlar da. Yalnz baz pencerenin evresi beyaz kire badana ile boyanmt. "Yanndaki de Kurul'un toplant ve alma odalar. evreleri sve gibi boyal olan dier pencereler baz kiilerin evleri. Kurul nemli sayd her olaynn kahramanna dl olarak, evinin bir penceresinin evresini beyaza boyama izni veriyor. O seimin bir n koulu yok. Herkesin ok sevdii bir arky besteleyen biri de seildi, kervanyla ilk kez Hindistan'a gidip gelen de." "Benny de onu sylyor," dedi Ali. "Toplum kk olduu iin ynetimin koyduu kurallar uygulanabiliyor, ama bir gn denetlenemeyecek bykle gelecek buras. O zaman da hak
(*) Sineklerin Tanrs, William Golding

Son Antlama - Can Eryml

237

etmeden kazanmak isteyenlere gn doacak. Parayla soyluluk satn alan burjuvalar vard, biliyorsundur. Zamanla kalabalkta kaynayp gider ayplar. Kurulun semesini beklemeden penceresini boyayan torunu bile gerek dll zannedebilir." "Kurul tarafndan seilmeyen biri kzp, penceresini izinsiz boyamt. Ertesi gn tm boyalar kaznd. Bir tek o adamn svesi beyaz kald. O zaman kendisi skt o srd boyalar." "O kadar yklenmeyin kadncaza," dedi Sarah. "nemli olan sonutur. Daha bir tek cinayet ilenmemi burada. Bal bana bir gsterge o. Seni kutlarm ndra. Bir kadn cephesine dntrmek istemezdim olay, ama ok zgnletirmisin olay." "Teekkr ederim," dedi Pathummal utanarak. Gerekten rahatlamt. "Beni rkten Hans ile ilikisi," dedi Marilyn. "Yani Sleyman ile Belks olmalar." "Nedeni ok ak," dedi Hans ona. "Ekonomi... biriken art deerler bir ekilde deerlendirilmeli. evremizdeki rgtsz ilkel topluluklarla bir dereceye kadar iliki kurabildik. Geriye kolonilerimizin kendi aralarnda alveri yapmalar kalyor." "Yani tek yol Belks'n Sleyman' bulmas myd?" dedi Marilyn. "Neden bizlerden biriyle deil de, Hint asll bu Yemenliyle yaptn o ii?" "retimin nnn almas gerekti," dedi Pathummal Marilyn'e, tartmay yeniden bilinmezlere tamamak iin. "Suyun nne bir set yapp biriktirebiliyorsun onu, ama yetitirdiin muzun fazlasn ne yaparsn? Sonra, 'niye o kadar ok muz yetitiresin?' gibi tehlikeli bir soru kar ortaya. ryecek bir mal iin neden rpnsnlar? 'Niye retelim?' dediler mi, alkanlklar bir tembeller kyne evirir buray." "yle olmutu," dedi Sarah. "retimin tamam devletin elindeyken Sovyetler Birlii, Amerika'nn verdii budayla karnn doyurabiliyordu. Kuzey Kore ynetimi de halkn lm orucuna mahkum etmiti. nsanlara yetki verilmemiti. Hata yapmamak iin i yapmyordu kimse. Herkesin olunca hi kimsenin olmamt yani iler."

Son Antlama - Can Eryml

238

"Halkm 'bana ne' havasna girmemeliydi," dedi Pathummal, Sarah'a glmseyerek. "nce bir izgi o, kendiliinden ynetimle bo vermiliin aras. Biliyorum. Onun iin kolonilerimiz arasnda alverii balatmalyz. Belki daha bakalarn da kurmalyz baka yerlerde. Bymenin yaratt bir zorunluluk o. Gneyde bir liman kurma fikri halkmn isteiydi. Kervanlar karp evreyi kefetmeyi de onlar istedi. Bir tanesi gittii yerden daha yeni dnd, bakn." "Hans ile grnce kafandaki sorulara yant buldun," dedi John. "Evet," dedi Pathummal. "yle oldu." "stelik yaamn nmze ok ender kard frsat yakalamsnz orada. Ak" dedi Sarah. "Ak denilen o uucu buhar tutabilmisiniz. Kutluyorum sizi," diyerek ikisine eliyle pck gnderdi. "Teekkr ederim," dedi Hans. Pathummal ise ban nne eerek kzard yalnzca. "Ben de skalamadnz mutluluk adna kutlarm sizi dostlar," dedi Benny. "Ama yaptklarnz ve yapmak istedikleriniz iin daha ok kutlarm." O srada nlerinde bekleen kalabalk dalgaland ve iki yana alp drt kiinin tad byk bir tepsiye yol at. inden dumanlar kyordu. "Sonunda kahvaltmz geliyor," diye aklad Pathummal. Masann zerindeki bilgisayar alp yandaki kk sehpann zerine brakt. "Kahvalt edeceimizi sylemitin, ama unuttunuz sanmaya balamtm," dedi Toshiki. "O getirdikleri ne?" "Nane, muz ve et ile yaplan zel bir brek. Buraya geldiimiz gn kutlamak iin ylda bir kez yapyorlard onu, ama bugn sizin iin de yapmak istediler." "Bizi ne olarak biliyorlar?" diye sordu Edwards. "Zamandan gelen insanlar olduunuzu," dedi Pathummal. "Kuds'ten dndkten sonra oturup her eyi anlattm onlara. Sonraki kuaklar bir takm aslsz ykler uydurmasn diye, anlattklarm bir deftere yazp ynetim odasndaki kasaya kaldrdlar. Gerei

Son Antlama - Can Eryml

239

renince ok rahatladlar, biliyor musunuz? Ben saklamaya altka, inadna bir sr soru birikmi meer kafalarnda." "Bu da bir yol," dedi Ali. Gzlerini dnceli baklarla masaya braklan byk tepsiye dikmiti. "Solomon Efendi'ninki de" Hans bir ey sylemedi ona. Gnete bekleenler yava yava palmiyelerin glgesine gemeye ve grup grup aalarn altna oturmaya balad. nlerine serdikleri rtlerden onlarn da kahvaltya katlacaklar anlalyordu. Bir grup kadn ellerindeki srahilerden masaya braktklar bardaklara stms bir iecek koymaya balad. Arkalarndan gelen baka bir grup da portakal suyu renginde baka bir iecek datyordu. Bir adam uzun bir bakla tepsideki brei kesmeye balaynca, ilgin kokusu daha belirginleerek her yan sard. Heyecanl bir uultu ykseldi o zaman aalarn altnda oturanlardan. Herkese ne kadar ackm olduunu dndrtyordu o koku. Brek paralar preslenmi palmiye yapraklarndan yaplm tabaklara konulup, nce masadakilerden balanarak datlmaya baland. "Bunlar ne?" diye sordu Marilyn, nndeki iki barda iaret ederek. "Beyaz mayalandrlm deve st. br de evredeki otlar ve meyvalardan retilen bir karm. St brekle birlikte, brn de yemek zerine ieceksiniz." "ok gzelmi," dedi John brekten ilk lokmay aldktan sonra. Yemekleri bitene kadar havadan sudan konutular. Mzik sustuunda glgelii hummal bir sessizlik sard. Bir sre, birbirlerine sessizce iaret ederek, karlkl ten iki blbl dinlediler. "Sabah sabah byle bir eyi bu kadar keyifle yiyeceimi syleselerdi inanmazdm," diyerek arkasna yasland Sarah. Bir elindeki meyve suyunu yudumlarken br eliyle karnn okuyordu. "Bu derebeyi yaamlarn brakp nasl dneceiz bakalm," dedi Ali. "Cork'u her geen gn biraz daha iyi anlyorum. Onun kyne Adana, senin buraya Aden demenizi de yeryz cennetleri" diye ekledi sonra dalgn dalgn. "Bizi biz yapan, kendimize ait bir dnya var br tarafta," dedi

Son Antlama - Can Eryml

240

Benny. Durup brlerine bakt bir sre. "Ben doduum zamana dnmek zorunda hissediyorum kendimi." "Ya ben de kendi zamanma dnmek istersem?" diye sordu Sarah. Benny ararak bakt, ama bir ey sylemedi ona. Baklarn Pathummal'e evirdi kadn. "lomo'nun Belks iin bin tane kk yaptrtt sylenir. Biliyor muydun?" Pathummal 'hayr' anlamnda ban sallad. "Hans ile kurmay nerdiiniz koloniler olmasn onlar?" "Gene mi o benzerlikler," dedi Marilyn sinirlenerek. Ayaa kalkt ve hurmalkta kimsenin olmad uzak bir keye yrd. Sulama kanalndan su ien bir antilobun biraz uzanda yere oturup aadaki gl seyretmeye balad. Hayvan ban kaldrm ona bakyordu, ama kamamt. "Marilyn'in nesi var?" diye sordu Benny. "Bilmiyorum," dedi Ali iini ekerek. "Epeydir grmyoruz. Bana da almyor. Annesinin, anneannesinin durumlar geliyor aklma. Ruhsal bozukluklar kaltsal olur." "Gene uyuturucuya falan balam olmasn?" dedi Benny. Ali bir ey sylemedi. "Sanmyorum, ama bir sre Babil'e dinlenmeye alalm onu," dedi John. "Eddy sen onun nesi olduunu anlamaya alsan?" "Olur ama, ona hissettirmeden yapmal o ii," dedi Edwards. "Buradan onunla birlikte Irak'taki kolonisine gidebilirim." "Belki de tam tersi," dedi Hans. "Eer yaayacaklarmz baz gemilere benzeyecekse, Marilyn yeniden kendini ldrecei bir bunalma srkleniyor olamaz m? Ali ile ilikisi, bu ilgin proje, hava deiiklikleri bunalmn bir sre ertelemi olabilir. Acaba bunu ona bu aklkla sylersek gzn aar myz?" "Biraz nce Sleyman'la bile bile direnemediini sylemedin mi sen?" dedi Ali. Hans ban sallad. kisi birbirine uzun uzun bakt. "Ya o da kendini ldrmeye direnemeyecekse?" Gzleri dolmu, sesi titremiti. "Bana brakn siz onu," dedi Edwards. "Ben ilgilenirim onunla." "Haydi kalkn! Marilyn'i de alp gl kysna gidelim," dedi

Son Antlama - Can Eryml

241

Pathummal konuyu datmak iin ayaa kalkarak. "Orada gzel bir yerimiz daha var." Dierleri de ayakland. "Yalnz sizi nce bizimkilerle tantrmak istiyorum." Eliyle birilerine iaret etti. Aalarn altnda oturanlardan be kii ayaa kalkp yanlarna geldi. "Ynetim Kurulu'muzun bakan ve yeleri," dedi Pathummal gelenleri tantmak iin. kisi kadn, erkekti. Aralarndan beyaz sakall, esmer bir adam ne kt. "Bakan Adenen," diye tantt onu Pathummal. Aalarn altnda oturan herkes ayaa kalkp, o be kiinin arkasna toplanmaya balamt. "Ho geldiniz," dedi Bakan Adenen tok bir sesle. "Geliinizle bizi ok mutlu ettiniz. Sizi tanmaktan onur duyduk. Btn iyilikler zerinize olsun!" Sonra srayla hepsinin elini skt ve arkaya, brlerinin yanna ekildi. Ellerini nnde kavuturarak saygyla beklemeye balad. "Btn iyilikler sizin de zerinize olsun," dedi John da, onlar bayla selamlayarak. "Bize gsterdiiniz konukseverlik iin ayrca teekkr ederiz. Bu gzel ky, verimli baheler ve onurlu yaamnz iin hepinizi ayr ayr kutlar, salk ve mutluluklar dileriz. Evlerinizden sevin hi eksilmesin." "Sevin hi eksilmesin!" dedi Adenen de. ki grup selam vererek birbirinden ayrld. Halk Aden'in iine dalrken, dierleri Marilyn'i alp Pathummal'in peinden aadaki gle indi. Kydaki drt hurma aacnn arasna gerilmi bir tentenin altndaki minderlere oturdular. evreleri renk renk iek sakslaryla donatlmt. nlerinde uzanan su gnein altnda l l parlyordu. Biraz tedeki ahap iskeleye bir ka kaykla, bycek bir tekne balanmt. "Ne gzel bir yer buras," dedi Sarah. "Kayklar da var." "Gle balk atmtk," dedi Pathummal. "Bazen a atmaya karken beni de alyorlar." "Ne gzel," diyerek kayklara doru yrd Marilyn. Edwards arkasndan giderek kendi bandaki apkay onun bana koydu ve koluna girip onunla birlikte yrd. Dierleri arkalarndan bakarak sessizce izledi onlar.

Son Antlama - Can Eryml

242

"Marilyn yokken syleyeyim," dedi Sarah bir sre sonra. "Sorularmzn yantlar acaba yaadmz tarihsel zorunluluklar olabilir mi? Biz mi zorluyoruz yoksa bir takm benzerlikleri? Nil'in kysna yerletirdiimiz halkyla Benny Msr uygarln yeniden balatyor. Ben Girit Adasnda ana kralie olarak Minos uygarln yeniden kurmuyor muyum? Niye Girit'i setik de, Korsika, ya da Sicilya'y deil? Cork niye Musa'y oynad? Marilyn'in Dicle ile Frat arasnda Smerleri yapmaktan baka ne ans var? Sonra Babil'imiz Adem'lerle Havva'larmz Frederick'in yaptklar Jimmy ve Doktor'unkiler Bunlar baka trl olamayaca iin mi daha nce de yle olmutu? Ne dersiniz?" evresindekilere bakt, ama kimse yantlamad onu. "Hans, Musa'nn gerekten var olup olmadn tartt biraz nce," dedi Ali. "Ben size onun yksnn bir baka trlsn anlataym. nemli bir bilim adam (*) eski Msr'da bir firavunun bir grup czzamly lkenin dna attn ortaya karm. Onlarn srlmelerini denetlemesi iin de balarna Mos adnda Msrl bir din adamn atam. Musa'nn branice bilmediini Hans da syledi. Onun o insanlar niye krk yl llerde dolatrd da anlalyor bununla." "Haydi hayrls!" dedi Benny. "Surlarn iindeki sekinler iken, lkeden utlanan czamllara dtk. Daha neler gelecek bamza bakalm." "Berlin Kraliyet Kitaplnn mdrym onu syleyen," dedi Ali. "Sarah hakl galiba. Bu i ille byle olmal," dedi Toshiki. "Ancak byle olabilecei iin, byle oluyor olaylar. Baka trl olma olasl yok. Ya sfr, ya bir Yani Benny neden Nil kysna yerletiyse, ilk Msrllar da onun iin oraya yerlemilerdi. Sarah'n Girit ya da Korsika'da olmas fark etmez, o bir ada uygarl balatyor. Ve o yerlerdeki koullar, bizden ncekileri zorlad gibi bizi de zorluyor." "Ben atalarmn diye, bir takm oban yklerini kutsal saymay oktan braktm," dedi Benny. "Einstein gibi inanmayan bir dindarm ben. nanmam iin bana 'Tanr'y grdm,' diyen bir peygamber yetmiyor. Ben de grmeliyim onu. Yalnz Hans'n yksyle biraz kukuya dtm. Bir Nazinin lomo'lua trmanmas..."
(*) Karl Richard Lepsius (1810-1884), Eski Msr uygarl uzman ve modern bilimsel arkeolojinin kurucularndan.

Son Antlama - Can Eryml

243

"Yani?" diye sordu Hans. "Eer gerekten lomo'yu oynuyor olsaydn, onu bize anlatmaya gelmezdin," dedi Benny. "Cork gibi kapatrdn kepenklerini ve ierde bir kral olarak yaardn. Ama sen onu bize atn. Bizimle paylamak istediin kukularn var. Hayr, sen o deilsin. Sen bildiimiz Hans'sn." Bir sre Hans'a bakarak sustu. "Benim aklma baka bir ey takld," dedi Sarah. "Yanllk bizim Odysse'de olmasn? 2100'den teye gidemedi, biliyorsunuz. Ya gemie gidilerde de yani Eksi-8000'ler, 20,000'ler gerek mi bakalm? Ya sandmz kadar akll deil, ya da baka trl bir mantkla alyorsa? brani takvimine gre insan M.. 3761'de yaratlm. Mayalara gre ise M.. 3113'de. Eer ikisi de ayn tarihi sylyorsa" "Aradaki farktan onun matematiini zecek bir katsay elde edebilirsek" diye araya girdi Benny. "Belki dorudan Maya matematiiyle yapmalydk hesaplarmz. Bilmiyorum. Onlarn o ikili, l takvim arklar, yirmilik dzenleri Belki o zaman her ey normale dner." "Basit bir ilem hatasndan sz eder gibisin," dedi Ali. "Yaptmz her ey tpatp eskiye benzemiyor ki." Benny dnceli baklarla ban sallad. "Ama gene de dnelim yle bir olasl." "Bu toplantya Jimmy'yi armadmn farkndasnz arkadalar," dedi John. "Onun Odysse'yi ynettiini bile dnyorum bazen. Bizim iin hazrlad programlarn iine neler gizlediini bilmiyoruz. Odysse bir gn bizi deil, yalnz onu dinlemeye balayabilir. Srf oyun olsun diye de yapabilir onu." "Noko ile ben ona eklenen her yeni program inceliyoruz," diye kar kt Toshiki. "Odysse'de bilinen tm" "Bilinen" dedi John. "Yani bizim bildiklerimiz Biz eli baltal yamyamlar gibiyiz onun gznde." "O kadar deil John," dedi Sarah. "Sizin, Odysse'yi yapan insanlar olarak, ok farkl bir yeriniz var onda. Hem sonra kendisinin iinde olduu bir gemiyi batracak kadar enayi deildir o."

Son Antlama - Can Eryml

244

"Yoo, epeydir etten, kemikten insanlarz biz onun iin," dedi Ali. "Hatta iimizden biri onun kz arkadana el bile koydu." "Verelim Sarah' da kurtulalm o zaman," dedi Benny. "Belki de onu istiyordur," diye srdrd Ali. "Yani btn bu Tevrat ykleri neden onun Sarah'a olan akn ilan etme biimi olmasn? Jimmy hasta bir ocuk bence," diyerek biraz uzakta duran Marilyn ile Edwards'a bakt. "Ben onun adasna gittim arkadalar," dedi John. "Bir Walt Disney filminin iine dtm sanki. D gc ile zeknn birlemesi mthiti. Hele o yeraltndaki saray" "Bizi bir tuzaa m srklediini sylemek istiyorsun John?" diye sordu Pathummal. "Ne evet, ne hayr," diye yantlad John onu. "Senin projen nasl gidiyor Ali?" diye sordu Sarah. "ok merak ediyorum, ama tylerim diken diken oluyor oras aklma gelince." "Grdn filmlerin etkisindesin de ondan," dedi Ali. "Ben oradan ne kadar zor ayrldm bilemezsin. Bana ak olan pullu bir devim var orada. Hepsi ocuklarm gibi oldu, hibiri irkin gelmiyor bana. Bizim gibi deiller, o kadar. yi ki Babil projesiyle snrl brakmadk bu olay da, Lanka'y yapma yrekliliini gsterdik. Tevrat'ta Nefilim'lere 'iri adamlar' deyip gemiler. Demek ki kendilerinkinden farkl bir projenin olduunu biliyor, ama ieriini tam bilmiyorlarm. Bir baka dnya oldu. D gcnn bile tesine geti oras." "Demek ki oray da bir an nce grmemiz gerekiyor," dedi Edwards. Marilyn ile birlikte iek sakslarnn yanna gelmilerdi. Konuulanlar duyduklar belliydi. "Bizden farkl neler yaptnz orada?" diye sordu Marilyn, minderlerden birine, Ali'nin yanna otururken. "Yz yirmi yl olan insan yaam snrn aacaz galiba," dedi Ali. "Hcrenin yalanmasn durdurmay becerdik." "Ali bu mthi bir" diye atld Pathummal heyecanla. "Dur, hemen heyecanlanma!" dedi Ali onun szn keserek.

Son Antlama - Can Eryml

245

"Laboratuar ortamnda henz o. Asl nemlisi, o ii canllarn kendi kendine yapabilmeleri." Bir sre susarak brlerine bakt. "Sonra bazlarnn beyinlerini zel elektrotlarla bilgisayar gibi programlayabiliyoruz. Bir fizikinin kafasndaki bilgileri silip, istersek kemanc yapabiliyoruz rnein onu." "Vay!" dedi Benny. "Evet," dedi Ali yalnzca. evresine bakp bir sre sustu. "Baz arkadalarmz sanal bedenler zerinde alyor. Her trl deney onlarn zerinde yaplacak ve yedek para deposu olacaklar. Gz, kulak gibi paralar yaam boyu bozulmayaca garantisiyle deitirebileceiz. Srada eskiyen beyinlerin yenileriyle deitirilmesi var." Gene sustu. "Baka?" diye sordu Edwards heyecanla. "Baka baka" dedi Ali yavaa. "Baz mikroskobik doktor robotlar yaptk. Damarlardan gidip hastalkl hcreleri tamir ediyor, edemezlerse yok ediyorlar. Ama projemizin amac byle tek tek bulular deil, biliyorsunuz. Onlarn btnln salamalyz. Onun iin daha yolun bandaymz gibi geliyor bize." "Bir nerim var," dedi Benny. "Odysse henz czlam ekmeden, ya da elimizdeki bu bilgi birikimi bir aksilie kurban gitmeden, ortak bir ariv kuralm. Ayrca koloni koloni dolamadan brlerindeki gelimeleri izleyebilelim." "Kolonilerin, birbirinden etkilenmeden, kendi balarna gelimesini grmekti ama," diyerek kar kt Edwards. "O ama doru muymu?" diye sordu Toshiki ona. "Bana artk yle gibi gelmiyor." "Gizli tutmak kaydyla, bizler o bilgilere uzanabilir olmalyz," dedi Sarah. "Koloniler bir daha birleemeyecekleri kadar farkllamamal zamanla. Elli yllk etaplarda ok nemli deiiklikler olmaz sanyordum, ama olanlar duyduka korkmaya baladm. Bilgiden bir zarar gelmez. Hepimiz bilelim yaplanlar." "Henz ge kalm deiliz, ama bundan sonraki zaman bouna harcamayalm," dedi Benny. "Yaptklarmz birbirini desteklemezse

Son Antlama - Can Eryml

246

makasn aras alr. Sarah hakl. Kopmalar balar. Biz zaman kendi malmz sanyoruz, ama deil. Kronos'un hl o. Geriye dnp deitiremiyoruz yaplanlar. Olan olmu oluyor." "Anladm kadaryla, sen o ie karsn Ed," dedi John yal adama. "Ben kolonilerin bir sre daha gelimelerini kendi balarna srdrmeleri gerektiine inanyorum," dedi Edwards. "Hi olmazsa elli yllk, yz yllk bir, iki etapta daha ama Sarah'n bilgileri gizli tutarak paylalmas nerisine kar kmam." "Yani kolonileraras ibirliini uygulamaya koymayalm m?" diye sordu John. "Bence erken," dedi Edwards. "En azndan bu etabn sonundaki gelimeleri grdkten sonra tartalm onu." "Ge kalrz, ama dediin gibi olsun," dedi Hans. "Arivi de Kuds'te sizin iin yaptm yapya koyabiliriz." "Hayr Hans," dedi John. "ok dolatmz yerlerde olmasn o." "Anlyorum," dedi Hans, biraz dndkten sonra. "Piramitlere saklayalm," dedi Sarah. "Onlarn ona benzer amalar iin yapldn syleyenler olmutu." "Onlar da ok ayak altnda, gz nnde," dedi John. "Srekli aratrlyorlar." "Neden senin Timbuktu'daki o maarana koymayalm?" diye sordu Hans. "Olabilir. Bak o olabilir!" dedi John. "Art-1943'n Afrika'sna kar olan var m?" "Jimmy'ye hissettirmeden nasl gideceksiniz oraya?" diye sordu Marilyn. "Eksi-20,000 zerinden aktarma yaparsak gizleyebiliriz sanrm," dedi Toshiki. "Sen yle san!" dedi Benny. "Hepimiz iin sz konusu olan bir gerilikten sz ediyorsun galiba," dedi Toshiki. Alnmt.

Son Antlama - Can Eryml

247

"Arkadalar, neden konumamz glde tekneyle gezerken srdrmyoruz?" diye araya girdi Marilyn. Yerinden kalkt ve Toshiki'nin yanna gidip elini omuzuna koydu. Adam ona bakp glmsedi ve omuzundaki eli okad. "Ne gzel olur," dedi Sarah da ayaa kalkp ellerini rparak. "Hop, hop! nce u ariv iini bir yoluna koyalm," dedi Benny. "Birilerinin gidip o maaray dzenlemesi gerekmiyor mu?" "Ben giderim," dedi John. "Ben de," dedi Hans da. "Hayr!" dedi Toshiki. "Kalabalk olursanz gizleyemeyiz gidiinizi." "Gizleyebileceimizi sanmyorum zaten," dedi Hans. "Ben Jimmy olsaydm, daha iin banda hepinizi ayr ayr izleyecek bir dzenek kurardm. Kimsenin arkamdan dolanp bana bir hainlik yapmasn beklemezdim. Bugnk gvenliimizi bile, aslnda ne lde gvenli olduunu bilmesek de, o ocua borluyuz. Kzdrmayalm onu. Zaten bir kez saf deitirdi, bir daha deitiriverir." "O kadar gvenilmez buluyorsan, neden srekli yanmzda tamak istiyorsun, anlamyorum," dedi Benny. "Bunca eyi biz onsuz ama ben syledim diye imdi kskanlk dersiniz onun iin bo verin. Aln yannza pi kurusunu." "O arivin bir kopyasn Eksi-20,000'e de koyalm," dedi Ali. "Birinde bir aksilik olursa br elimizde kalr." "Bakalarnn eline geme olasln da arttrm oluruz, ama kabul," dedi Hans. "Aslnda btn kolonilerimizi insanlarn olmad bo bir dnyaya gtrebiliriz hl," dedi Toshiki. "Daha nce tartmtk bunlar," dedi Edwards. "O bo dnya dediiniz yer Lanka ite. Herkes neden iin ortasnda projeye kuku duymaya balad, anlamyorum." "Oluan kopukluktan rahatsz olmaya baladk galiba Eddy," dedi Pathummal. "Ayr ayr yerlere srklenmekten korkuyoruz."

Son Antlama - Can Eryml

248

"O kadar korkmanza gerek yok ndra," dedi Edwards. "Her i tasarladmz gibi gidiyor imdilik." "Bu arada bizde de baz gelimeler var," dedi John. "Benny ile 'asimetrik ayrlk' denilen bir olay zerinde almaya baladk. Eer zebilirsek, evrende istediimiz ne varsa tutup, istemediklerimizi ayklama gcne kavuacaz. Babil'de istenmeyen genleri nasl aykladysak, uzaydaki galaksileri de yle ayklayabileceiz. Projemizin nerelere uzandn gryor musunuz?" "Bunu bilebilmek iin her eyi yapar br taraftaki arsz pezevenkler," dedi Benny. "Galaksiler nasl ayklanr?" diye sordu Pathummal. "Belki de koca koca uygarlklar klonlayabilir, istediimiz evrene gnderebiliriz. Yani teorik olarak imdilik tamam m?" "Tamam gibi," dedi Pathummal. "Byle anlatnca her ey kolay grnyor da" rktc, ok rktc," dedi Marilyn ayaa kalkarak. "Tanrnn iine karmaya baladk." Sonra yanlarndan ayrlp gle doru yrd ve kyda durup gzlerini ileriye dikti. Artk ak sarya boyamad kestane rengi salar gnete alev alev yanyordu. Onun arkasndan bakarak uzun sre konumad dierleri. "Kim ne derse desin," diyerek suskunluu Ali bozdu, "yaptk biz bu ii, ama Marilyn dindar yaklamyla kavrayamyor olay." "Projemizi yeniden tanmlamann zaman oktan gelmi," dedi Hans Edwards'a. "Ben gene de nce, ayrdmz Babil soyunu birbiriyle tantrp ilikiye geirelim, derim," dedi Pathummal. "Arkamzda terkedilmi kk kk koloniler yerine bir a brakrsak d dnyaya kar kendilerini daha kolay koruyabilirler. Ayrca bizim arkamzdaki asl g onlar olacak. Kolonileraras ilikinin kurallarn belirleyip" "Ona da biz yapmayalm artk," diyerek Pathummal'in szn kesti Sarah. "Kendi kurullar karar versin nasl bir ibirlii olacana. Eddy'nin kar k, ilerine ok fazla kartmz iin sanrm." Yal adam ban sallayarak onaylad Sarah'. "nlerine her trl bilgi kondu. Bundan sonrasn tanrlardan beklemesinler artk."

Son Antlama - Can Eryml

249

"Ayrca tanrlara gerek olmadn batan bilirlerse," dedi Ali, "bizim gibi uzun uzun din savalar yapmaz, yaadmz onca anlamszl yaamazlar." "Bilseler bile o anlamszlklar bunlar da yaayacak," dedi Edwards. "Biz cadln olmadn bile bile dnya kadar insan cad diye yaktk. Din savalar din uruna yaplmaz ki. Bakn, din adna savaanlarnn hepsi nasl zenginleir. Burada da olacak yleleri." "Doktor, Janet, Jimmy, " dedi Pathummal yavaa. "Onlar birer tanr oldu." "Jimmy'nin," diye srdrd Edwards, "bizim dzenin iine ne gibi saatli bombalar koyduunu bilmiyorum, ama bize gerekli olduunu dnyorum. Keke bu toplantda o da olsayd. Hans'a katlyorum. Onu kzdrmayalm. Her eyi ak ak anlatalm, hatta ondan niye kukulandmz bile. Ne yitiririz? Yapacan zaten yapacak olduktan sonra? Belki utanr da bizi aldatmaz biz yle yaparsak. Beni bile projeden karabilirsiniz, ama o mutlaka yanmzda olsun." "Ben de yle dnyorum," dedi Toshiki. "Drstlmz snyor. Ona almamz bekliyor sanyorum." "Ben bir de Odysse'yi bir salk taramasndan geirmek istiyorum," dedi Ali. "Btn bu gelimelerin onu nasl yorduunu bilmiyoruz. Onun iin yardmn isteyeceim ndra." "Ne gzel," dedi Pathummal. "Gene eskisi gibi birlikte alyoruz." "Haydi o zaman," diyerek oturduu yerden kalkt John. Ellerini rpt ve, "Neden ksa bir gl gezintisi yapmyoruz? Marilyn," diye seslenerek onu eliyle ard. Sarah'n yanna gidip, "Nasl zledim yle bir saat hi dnmeden bombo baknmay, bilemezsin," dedi kadnn koluna girip onunla birlikte Marilyn'e doru yrrken.

250

10.

Yldzlara brnp oturacaz Sonsuza dek, Yenerek lm, kaderi ve seni Ey zaman! John Milton

Pathummal Babil'deki toplant salonunun en arkasna sralanm koltuklardan birinde tek bana oturuyordu. Toplantnn banda, uzun masada bir araya gelen on iki koloni bakannn yan sra, Odysse Kurulu da dinleyici olarak orada onunla birlikteydi. Bakanlarn kararlarn zgrce alabilmeleri iin biraz nce salondan ayrlmlard. Sarah ile Marilyn, gene krmz ve beyaz giysileri iinde, eskiden olduu gibi, masann iki ucunda oturumu ynetmekteydi. Byle bir toplantya katlyor olmakla sabah ne kadar heyecanlyd koloniciler. Nasl heyecanlanmasnlard? Birbirleriyle daha bu sabah tantrlmlar, varlklarn duyduklar akrabalarn ilk kez grmlerdi. Ne kadar benziyorlard birbirlerine. ou bakr tenli, koyu renk sal, ak renk gzlyd. Ayrca hepsinin ilk yurtd gezisi idi bu. stelik anavatanlar Babil'e getirilmilerdi. Hepsinden nemlisi Odysse Kurulunun tamam da oradayd. Yedinci etabn sonu olan Eksi-7650 ylnda, Babil dnda birbirlerinden ayr yaam olduklar elli yllk dnemin deerlendirmesini yapacaklard. Pathummal'in gz yan duvarda asl olan dnya haritasna kayd. zerine yaptrlm on iki krmz etiket, Odysse Kurulu'nun kendi 'eski dnya'larna yaydklar kolonileri gsteriyordu. Bundan sonra olacaklara oralardan gelen temsilciler karar verecekti. Lanka da sar bir etiketle iaretlenmi, ama orada bir deneme istasyonu olduu sylenmiti yalnzca. Ali, toplantnn alndan hemen sonra Eksi-

Son Antlama - Can Eryml

251

20,000'ine dnm, Toshiki ile Noko, Odysse'nin bandan hi ayrlmamlard. Zaten halk olmayan, bir tr Levilerdi onlar. John'un oturumu aarken yapt konumay dnd Pathummal. Kurul'da aldklar karara gre, toplantya getirilenlere Babil'in tarihini aka o anlatacak, olanlar en yetkili azdan duymu olacakt onlar da. Zaman yolculuundan balayarak, Babil'de yaplan almalar ve oluturulan toplumunun bandan geenleri anlatmt srayla. Sonra beinci etapta neden olunan lmler yznden yaanan aclarn sorumluluunu Kurul olarak stlenmiti. Szleri hl kulaklarndayd. "Yeterince olgunlap glendiiniz iin artk darya almanzda bir saknca grmyoruz. ncelikle birbirinizle yeniden tanp, ilikilerinizi glendirmenizi umuyoruz. nk sizler bir btnn paralarsnz," demiti John. "Siz Babil soyundan geliyorsunuz." Tyleri yeniden diken diken oldu kadnn. Temsilciler o anlatlanlarn byk blmn zaten biliyordu, ama o masals yknn ne kadarn kavrayabilmilerdi? Ya da ierdii gizli tehlikeleri? Pathummal bundan sonra olacaklar dnmekten kendini alamyordu. Evet, onlar stn olan bir btnn paralaryd, ama dnya kendileri gibi olmayanlarla doluydu. Dierlerine kar nasl davranacaklard? Babil kllar kendi aralarnda nasl olsa bir ibirliine girerdi. Hem ayn dili konuuyorlard, hem de ayn mantkla dnmeleri retilmiti onlara. Ya brleri? Dardan bunlarn durumuna azlar sulanarak bakan, her biri farkl dil konuan rgtsz kabileler, topluluklar, 'maymunumsu' ynlar ne olacakt? Babil soyunu bo bir dnyaya tamay o nermiti ok nceleri. O i yaplsayd ii daha rahat olacakt, ama onun o nerisine karlk Doktor, ki henz Odysse Kurul'unun yesiydi o zamanlar ve daha projenin bandaydlar, baka bir neriyle tartmay ok farkl yerlere tamt. Dnyadaki dier insanmslar yok ederek safralarn atlacan, kuru kalabalktan kurtulup, geriye zayflarla karma tehlikesi olmayan sekinlerin kalacan sylemiti. Hindistan' yok edecek bir bomba atlsa dnyann hibir ey yitirmeyeceini, Gandi, ya da sfr bulan Hintlinin olmayacan, ama sfrn nasl olsa bir gn bulunacan sylemiti. Hem de Pathummal'in gzlerinin iine baka baka. Onun zerine atlp yzn gzn paralamamak iin kendini zor tutmutu o gn. Deil nerisine

Son Antlama - Can Eryml

252

katlmak, onunla ayn safta olmay bile dnemezdi, ama ayn dnyada iki tr insan oluturmakla iyi etmedikleri kukusunu hl iinde tayordu. Ne yazk ki Belki de bir Hintli olduu iin bu kadar duyarlyd. Kastlarn, aa rkn ne demek olduunu herkesten iyi o biliyordu. Kendisi en st snf olan Brahman bir aileden geliyordu geri, ama srf bir Hintli olduu iin uyuz uyuz ngilizlerle yarabilmesine bile izin verilmemiti ou yerde. 'Dnyada pek bir ey deimezmi. Th sana! Lanet olas herif!' Ve sonunda Kurul neriyi evrimsel gelimeye aykr bularak, Babil soyunu baka bir dnyaya tama fikrini reddetmiti. Ona bir tepki olarak Sanki Babil'de yaptklar sradan bir evrimmi gibi "Balarna ne geleceini biliyorum. Hindistan'da olduu gibi burada da birileri kp, alt snftan olmann bir erdem olduunu vaaz edecek brlerine," demiti Pathummal, bu toplantdan bir gn nceki Kurul toplantsnda konuyu yeniden gndeme getirerek. "Bu yaamlarnda uslu durup dzene bakaldrmazlarsa, gelecek yaamlarnda daha st snftan biri olarak doacaklarn syleyecekler dardakilere. nk insanlar buna inandramazlarsa, yeni Marx'larn, Mao'larn kp 'bakaldrn,' diyeceini bilecekler. Snflar yaratarak ya byk kavgalarn kmasna, ya da kalabalklarn uyuturularak kleletirilmesine anak tutuyorsunuz. Baka bir yol brakmyorsunuz dardakilere. Oralarda kendiliinden gz alacaklarn vay haline! Benim dtm gibi bir kszln iinde bulacak zavalllar kendilerini. Ne grdkleri gerei kimseye anlatabilecek, ne de artk aldatlmaya boyun eebilecekler. Olduum bu yere gelene kadar en sradan basamaklar ne zorluklarla atm dnemezsiniz. Tuzunuz kuru sizlerin. Kusura bakmayn, ama ben kendimi doal olarak brlerinden sayyorum. Oralarda doacak br ndra'lara ok zlyorum." Yreini saran o skmlk duygusundan kurtulamyordu bir trl. 'Yaamdaki baarnn mutlu olmak olduunu' sylemiti birisi. Dne kadar doru bulduu bu dnce nasl da yavan geliyordu imdi ona. Afyonunu srekli bulabilen keler gibi kendini mutlu olduuna kandrabilenlere ne mutluydu! Doru! O doru zamanda, doru yerde olmak gibi bir ans yakalayp buralara gelebilmiti. Belki ondan ok

Son Antlama - Can Eryml

253

daha baarl olabilecekler vard, ama Odysse grubuna o seilmiti. stelik bir Hintli olmasna karn Seilmesinin nc koulu daha nceki baarlar, yani doru kii de olmasyd. Ve imdi bir tanra gibiydi. Yaamdan daha baka ne isteyebilirdi? yi de, mutlu muydu? Yaplanlarn tesini dnen biri olduu iin mutlu olamyordu. Hayr! nsann kendini at bir an geliyordu. O eik aldktan sonra artk kiiselliin nemi kalmyor, mutluluk yalnz senin olmaktan kyordu. 'Biz bu insanlara ne yapyoruz?' diye sorduundan beri bu dipsiz girdapta dnp duruyordu. O tr sorular sormann arl, sevin getiren bir sorumluluk deildi. Herkesin iinde yapayalnz brakyordu insan. Hans ile? Evet, onunla mutlu olmutu. Hem de ok mutlu olmutu. Kuds ve Aden'de birlikte olduklar o iki ksa dnemde, kendi yumuak kadns kiiliine dnmt. Kafasndaki byk byk sorularn endielerinden syrlp, zledii kk Pathummal olmutu yeniden. Erkeini saran bir koza gibi hissetmiti kendini. inde bytmt sevgisini. Daha nceleri Hans' eriilmeyecek kadar ulu biri olarak grse de, ak adamn onca bykln sarabilecek enginlie ulatrmt onu. ok sevmiti, aralarnda geen tartmalara karn hl da ok seviyordu, ama artk o ilk sevime gnlerindeki kadar mutlu olamyordu onunla da. Grnrde deien bir ey yoktu. Yalnzca o kendi kiisellik eiini amt. Yetmez miydi? Eliyle karnn okad. Daha hi kimse bilmiyordu orada baka bir cann olduunu. O mu armt o eii ona, yoksa Aden'dekiler mi? Belki hepsi birden nndekilere srayla bakt. Masann yakn ucunda oturan Marilyn her eyin aksaksz yrmesi iin nasl rpnmt bu toplanty dzenlerlerken. ok mutlu grnyordu. Son zamanlardaki hrnlndan kurtulmu gibiydi. Yeniden Babil'de olmaktan holand belliydi. Elli yllk son etabn bitmesine en ok o sevinmiti. Onun arkada brakt, Dicle kysnda ykseke bir tepeye kurduu kyn hi zlemeyeceini dnmt Pathummal, ama en gzel oday kendi halknn temsilcisine ayrdn ararak grmt bu sabah. Sarah onu Babil'in kurucusu, Yunanllarn Semiramis dedii, Asur kraliesi Sammu-ramat'a benzetmiti. Gya bir tanrann kzym o, ama ailesi nedense terk etmi. Gene o kutsal fuhu ocuklarndan biri

Son Antlama - Can Eryml

254

galiba? Bir oban bulup yanna alncaya kadar kumrular tarafndan beslenmi. Marilyn yetimhanelerde ve yabanc ailelerin yannda geen ocukluunu aklna getirmek istemediinden olsa gerek, ykye ilgi gstermemi, artk kimsenin roln oynamak istemediini sylemiti arkadana. Masann br ucunda oturan Sarah ise gene eski Sarah't. Mutlulukla baar her zamanki gibi i ieydi onda. Ruhundaki barklk ynetiyordu onu. Koloni bakanlar aralarnda kuracaklar ilikinin temellerini atyor, ortak anayasalarn oluturacak kavramlar tartyorlard. Bu toplantnn ne kadar nemli olduunun farkndayd hepsi. Girit'in esmer, kvrck sal, mavi gzl temsilcisi gndemin ilk maddesi olan, 'Bireyin topluma, toplumun bireye kar sorumluluklar' konusundaki dncelerini aklamaktayd. Kendi halknn temsilcisi Adenen'e bakt. Buraya gelirken zel olarak diktirttii beyaz entarisinin iinde ne kadar yakklyd. tra olmu, kokular srm, brlerine bir sr armaan getirmiti. Kibarm benim! Glmseyerek, 'Ben de bunu yaparsam' diye geirdi aklndan, ama o ksa kr sakall koca adam ocuu gibi grmekten alkoyamyordu kendini. Burann da iinden geldii dnya kadar iren olmamas umudu ise incecik bir pamuk ipliine balyd.

***
"Yani burada oluturduumuz her eyi terk etmemizi mi neriyorsun?" diye atlmt dnk toplantda Hans, Pathummal yeniden o bo bir dnyaya tanma nerisini getirince. "Evet," demiti Pathummal, ban sallayarak. "Gelecek kuaklarn mutlu yaamas iin ok mu byk bir bedel istiyorum?" "Olmaz yle ey!" diyerek ayaa kalkmt Hans. "Btn bu abalar verilen bunca emek Nereden kardn imdi bunu?" "Beni ok rahatsz ediyor," demiti Pathummal yalnzca. "Hintli olduun iin" demiti Hans, ama arkasn getirmeyip susmutu.

Son Antlama - Can Eryml

255

"Evet," demiti Pathummal uzun sren bir sessizlikten sonra. "Haklsn." "Galiba taa Darwin'e geri dnmemiz gerekecek," diye srdrmt Hans szn serte, yeniden yerine otururken. "Bak kzm, doal ayklanma ile senin 'brleri' dediklerinin yetersiz olanlar kendiliinden eriyip gidecek zamanla. Bizim zamanmzda da aklllaraptallar, hrsllar-gztoklar, zenginler-yoksullar yok muydu? Akllhrsllar paralar kazanp st sralara ykselirken, aptallar alt sralarda srnmyor muydu? Baban varlkl biri olduu iin tp okuyup doktor olmadn m sen? ngiltere'ye nasl gittin? Akll ve hrsl olduun iin de buralara kadar gelmedin mi?" "Ayn sorun Eksi-20,000'de de var," diyerek araya girmiti Ali, Sleyman'la Belks'n byyecek gibi grnen kavgasn nlemek iin. "Bizim orada da o iki snfllk olacak. Hatta belki , drt" "Ayn ey deil," demiti Pathummal. "Ayn trden deil senin oradakiler. Burada birbirleriyle konuuyor, ilikiye giriyor, ocuk bile douruyorlar." "Doru. Bana ak olan devimden bir ocuum olamaz benim," diyerek glmt Ali. "Ben de karym o ie," demiti Edwards, "ama evrim izgisine aykr bulduum iin. Eksi-8000 tarihini ok zel taramalardan sonra semi, istenilen nitelikteki insanlar baka bir dnemde bulamayacamz iin o zamana gitmitik. Yaptmz ey, yalnzca, kendiliinden giden bir evrimin ynn deitirmekti. O yzden attmz maya tuttu. Alp steril bir laboratuara da koyabilirdik bu insanlar, ama yapmadk. Onlar bu dnyann rnleri nk. Bana Lanka'y rnek gstermeyin. Orada yaplanlar henz kendiliinden geliimi yaamad. Ne olacan bilmiyoruz." Pathummal bir ey sylemeden bakmt ona. indeki tartma istei azalmt. "Ben oluturulan evrim izgisinden ok umutluyum," demiti Sarah. "imdiki bu kk koloniler gelecekteki dnya devletinin ekirdekleri olacak. Bizimkilerle ndra'nn 'brleri' zaten karp birleecek zaman iinde. O korkulan ayrlklarn hibiri kalmayacak."

Son Antlama - Can Eryml

256

"Ben gitmekten yanaym," demiti Marilyn. "O yeni yerde buradaki samalklarn hibiri olmaz. Sil batan" Pathummal ona glmseyerek bakmt. "Hatta yaptklarnzdan korkmasam gider Lanka'ya yerleirdim. Ya da, birazck sevsem, gidip Janet'le birlikte Tanr'y arardm." "Giderek ona benzemeye baladn zaten," demiti Ali Marilyn'e serte. "Oturun oturduunuz yerde," diyerek onlarn kavgasnn arasna girmeye almt bu kez Toshiki. "Odysse o tanma ykn tayamaz. Bo yere tartyoruz. Onu riske atamayz." "steyen istedii yere gitsin," demiti Hans, "Ben halkmla burada kalrm. Cork gibi" "Olmaz yle ey," demiti John serte. "Kimse kendi yoluna ekip gidemez. Cork bir kaakt. Proje d i yapt. Aramzdan ayrlmak isteyenler eker gider. Biz burada ortak hedeflerimizi tartyoruz." "Anlald," diyerek ayaa kalkmt Hans. "Ya o, ya bu! yle mi?" deyip yrm, ama toplant odasndan karken geri dnp, "Ben odamdaym," demiti John'a. "Buraya kadarm," demiti Pathummal onun ardndan, krgn bir sesle. "Baka bir yerde Sleyman olamayacan sanyor galiba." Alamamak iin kendini zor tutuyordu. "Biraz zaman verelim ona ndra," demiti John, kadn yattrmaya alan sakin bir sesle. "Ama senin u konuyu kesin bir karara balayalm imdi. Babil soyunu bo bir dnyaya tamaktan yana olanlar?" Pathummal ile Marilyn kaldrmt ellerini. "Hi olmazsa Amerika'ya tayalm onlar," demiti Marilyn, ama kimse o neriye ne bir yant vermi, ne de bir tepki gstermiti. "Anlald," demiti John, Pathummal'e bakarak. "Deil mi?"

***

Son Antlama - Can Eryml

257

Aden'deki o toplantnn ardndan hep birlikte Lanka'ya gitmilerdi. Bir doktor olduu iin, oradakiler onu dierleri kadar rktmese de, o zamana kadar edindii kulaktan dolma bilgiler farkl duygular oluturmutu iinde. Ali'nin anlattklaryla kendilerini greceklerine hazrladklarn sanmt dierleri de, ama oraya vardklar anda dilleri tutulmutu hepsinin. Bambaka bir dnyada bulmulard kendilerini. Lanka Ekibi, ya da kendi deyimleriyle 'Yeni Canl Mimarlar' batan yaratmt oradaki tm 'yaratklar.' Gerekten yepyeniydiler. nanlmaz, soluk kesici, bir manyak rejisrn dlerinden kmasna rktcydler. nsana benzemiyorlard. Uzun suratl, koca kafal, pullu derili, patlak gzl bir tr insana en yakn oland. Onlarn da boylar metrenin zerindeydi. Daha uzun boylu bir tre iki ayak zerinde dururken kendisini desteklemesi iin iri bir kuyruk eklenmiti. Kimileri ayaklarn daire eklinde savurarak yryor, kimi adm atarken zplyordu. Ayaklar yerinde elleri olan, kafalar karnlarnda, koca rmcek-adamlar beyaz karnca geni eklendii iin aa yiyenler bitki geni eklendii iin gne yla fotosentez yapanlar yalnz sya deil, radyasyona da direnli kabuksu ciltler ift gzkapaklar itii oksijeni karacierinde dntrp havadan soluk almayanlar denizlerde ayaklar yerine yunus kuyruklaryla yzenler srtlarnda kanatlar olup uan ku-adamlar balon gibi bo gvdeleriyle srekli havada yaayanlar Ali'nin onlar gtrd bir laboratuarda yedek organlar yetitiriliyordu. Bir takm tavalarn, kavanozlarn iinde yetitirilen bbrek, kalp, karacier, akcier, pankreas, oradakilerin deyimiyle 'malzeme,' gerektiinde iek toplar gibi alnveriyormu oradan. Ali baz ilk tasarmlarn daralarak yok olmaya baladn sylemiti. Daha imdiden, drt kez sradklar yzer yllk etabn sonunda, yani Eksi19,600'de iki ana tr yok olmu bile. Ali'nin en ok zerinde durduu ksmlar beyinleriydi. Bazlar bellek asndan ancak bilgisayarlarla kyaslanabiliyor, stelik onlar gibi programlanyormu da. Odysse'den sonra grlebilecek en gelimi makinalarm onlar. te yandan ok da duygusallard. Kurul yelerine verdikleri 'ho geldiniz' konserinde, daha ok yeni olan aclaryla len birinin ardndan syledikleri at ounun gzlerini yaartmt.

Son Antlama - Can Eryml

258

O 'yaratk'larn dnda, belli amalar iin retilen baz zel trler de vard. Bakteri boyundan balayp, fil byklne ulaan pler rnein. Be metre boyunda bir krkayak, engebeleri paletli bir tanktan daha kolay ap, bir tren vagonunun ykn tamt gzlerinin nnde. Programlandklar maddeleri bulup topluyor ve bir yere depoluyorlarm, ama henz denetlemenin yolunu bulamadklar iin laboratuardan karlmamt byk bir ksm. Bir karrlarsa p olmayan plastik ve metallerin de sonu gelmi demekti nk. yle bir kazann neden olaca zarar, alt ay iinde uygar bir dnyada kullanlabilir hibir ey brakmamak demekti. Orada, biraz da yaadklar aknlk ve rkntden, Lanka projesinin kapsamn biraz daraltma karar almlard. Yeni tasarmlarn sonu yoktu nk ve ancak Kurul'dan izin alnanlar retilmeliydi. O paralayc pler derhal yok edilmeli, toplayclar bir denetim mekanizmas eklenerek kalmalyd. Sonra giderek saldrgan davranlar gstermeye balam bir grup ksrlatrlmal, beklenen genetik daralma ynnde, ilerde yok olaca belli trlere daha fazla yatrm yaplmamalyd. O akam orada yedikleri yemek de olaanst gzeldi. Oraya zg rnlerle yaplm yiyeceklerin konduu masa bir sanat eseri gibi sslenmi, dzenlemeyi bozmamak iin uzun sre yemeklere uzanamamlard. Buruk bir ekilde glmsedi Pathummal. Yemek salonunun penceresinden kendilerine yalvararak bakan Adem-Be'in ackl yz gelmiti aklna. zin verilince yanlarna arlan kar-koca Be'ler sevinle, her birinin elini iki elleriyle tutup, saygyla nlerinde eilerek skmlard. Sessizce akan gzyalarn silmilerdi ara ara. O yemekte onlara yalnz o ikisi hizmet etmiti. Bir ara yalnz kaldklarnda, Ali ile kendi ok zel konularn da konumulard. "Kendime ait bir proje yapmadmn farkndaym," demiti Ali. "Bir heykeli yalnz kendisi iin biimlendirir insan. Sonra birilerinin onun iin 'irkin,' ya da 'kt' demesi bile aralarna giremez. O onun olmutur artk. Burada ben, hem kendimle tek banaln, hem de sizlerle birlikteliin mutluluunu duyuyorum. Ama Marilyn o heykelci mutluluunu yakalayamad. Farknda msn? Bizlerleyken ne kadar

Son Antlama - Can Eryml

259

mutlu, yalnz kaldnda ise ne kadar karamsar. Ne yapabilirim onun iin bilemiyorum." O da ona, daha Hans'la bile konumad duygularn amt. Hans' ok sevdiini, ama birbirlerinin sahibi olamayacak kadar kendi ilerine ait olduklarn sylemiti. Bir bahe iinde, mutlu ocuklarla dolu, yeil panjurlu bir yuva kurmay dnemezdi onunla. kisinin de ayr hedefleri vard. Bu da onu mutsuzlua mahkum ediyordu. Marilyn de kendi setii mutsuzluunu yaamak durumundayd. Onun yannda olabilmek iin Ali Lanka projesini yarda brakabilir miydi? Oysa bazlar krallklarndan vazgemilerdi sevdikleri kadnla olabilmek iin. Ali ona uzun uzun bakarak susmu, sonra da, "Haklsn galiba. Biz mutsuz olmay seiyoruz," demiti. Pathummal akln nndekilere vermeye alt. Girit temsilcisi szlerini bitirmemiti daha. Ne bekliyordu burada? Kalmasnn nedeni, Adenen'in gelitirdikleri dzeni yeterince savunamayaca endiesi mi idi? Hibir eye karmyor, ama iini kurtlar kemiriyordu. Hazrlanmakta olan anayasaya kendi dorularnn da girmesini, en azndan onlara aykr olmamasn istiyordu. Saatine bakt. Yarm saat sonra Odysse'nin salk taramasn yapacaklard. Ondan nce John'u bulup, Lanka ile ilgili aklna gelen bir konuyu konumak istiyordu. Tam o srada kapnn camndan John'un koridordan getiini grd. 'Telepati bu ite!' diye dnerek yerinden kalkt ve ayaklarnn ucuna basarak darya kt. Sonra hzl hzl yryerek John'a yetiti, uzanp koluna girdi.

***
Odysse'nin uzay-zaman giriimi yeil krenin iindeki dnn srdryordu. "Daha fazla srdrmemize gerek var m?" diye sordu Toshiki. "Bence ok iyi." "Bence de," dedi Ali arkasna yaslanarak. "Eksi-19,600 ile balantda kk bir fark oldu," dedi Benny. "Oraya bir kez daha balansana Noko." Kadn istenilen zamana

Son Antlama - Can Eryml

260

balandnda, Benny numaratrdeki sayya bakp bir takm hesaplar yapt. Sonra ban olumsuzca sallad. Surat aslmt. "Bir enayilik var bu ite," dedi. "Ne oldu?" diye sordu Pathummal. "imdiye kadar her balantda hep ayn zamana giderdi," dedi Benny ona. "imdi baland zamanlar hafife deitiriyor. Ben bu Odysse piinin samanyolunun uzay iindeki hareketini de gz nne alarak, en doru evrensel zamana gre kendini ayarlamaya altn dnyordum. Tam bu frlamann hepimizden akll ve salkl olduunu syleyecektim ki" "Deil miymi?" diye sordu Ali kukuyla. "Deil galiba," dedi Benny, "ama neden yle yaptn anlayamadm." "Ben o gidilerden srekli kukuluydum zaten," dedi John da. "Numaratr ayn zaman gsterdiinde bile baz ufak farkllklar oluyordu. Son kez, Hans ile arivi gtrmek iin 1943'e gittiimizde bilmiyorum belki de yanlyorumdur ama sanki tam oradan ayrldmz zamana geri dnmemiiz gibi gelmiti bana. Bu kez hava bulutlu idi rnein." "O benim de dikkatimi ekmiti," dedi Hans. "Hey! Neler yapyorsunuz orada?" diyen Jimmy'nin sesi geldi o srada bilgisayardan. "Odysse'nin salk taramasn yapyorduk," diye yantlad Noko onu. "Naslm?" "yi. yi. ok iyi," dedi Toshiki, hafif kukuyla. "Bok, ok iyi!" dedi Jimmy. "O ok bilmi Benny'niz de gremedi mi olanlar?" "Neyi?" diye sordu Toshiki. "ff! Odysse'nin sapmalar verdiini anlayamadnz m yahu?" "Evet. Anladk. Hem de Benny" diyordu ki Toshiki,

Son Antlama - Can Eryml

261

"Dur Toshy!" diye szn kesti Benny onun. "Jimmy, ne bok yiyor u Odysse?" diye seslendi bilgisayara. "br taraftan ekmeye baladlar," dedi Jimmy. "Korkarm yaknda Odysse yalnz bizim olmaktan kacak." "Kimse bir ey yapamaz. Odysse bizde," dedi Benny ona. "Sen yle san!" dedi Jimmy. "Yoksa Doktor bu sabah beni arayp da, kendilerine katlmam istemezdi." "Onlar kim Jimmy?" diye sordu John sakin bir sesle. "Onlar ite," dedi Jimmy. "Sizin, bizim dmzdakiler." "Jimmy derhal buraya gel!" dedi John ona, ayn sakin tonda. "Orada tek bana olman houma gitmiyor." "Evet. Kaldr o gzel kn da gel," dedi Benny de. "Birlikte daha kolay nleriz o putlarn evirmeye alt dmenleri." "Geldim. Geldim. Zrlama!" derken Odysse'nin yannda belirdi Jimmy. Bandaki band kararak masann zerine brakt. zerinde gene uzun, krmz, bol bir entari vard. Bu kez salar ok ksa kesilmi ve renk renk boyanmt. Bo bir koltua oturdu. "Odysse'yi ele geirmeye alyorlar. Bir delik bulup iine szmalarna bakar. Burada duruyor olsa da, onlarn olur bu alet. Sapmalarn farkna vardnz demek." "yle oldu," dedi Benny homurdanarak. "Sahi Sarah nerede?" diye sordu Jimmy ona dnp glerek. Benny onu yantlamad. "O da burada," dedi John yavaa. "Koloni temsilcilerinin toplantsn ynetiyor." "Sen ne buldun Jimmy?" diye sordu sonra. "Odysse'nin verdii sapmalar baz ynleri iaret ediyor," dedi Jimmy ciddileerek. "Uzay-zaman bir ka noktadan da doru bklyor. Sanrm Doktor istedii g birliini oluturdu." "Kimlerle?" diye sordu Pathummal. "Art-2100'deki kolonilerle Ay, L-4, L-5" dedi Jimmy elini havada sallayarak.

Son Antlama - Can Eryml

262

"Dur bir dakika!" dedi John. Sesine hafif bir heyecan eklenmiti. "imdi btn dnyay istemesinler?" "Ya da btn uzay," dedi Jimmy. "Bu enayi dnyay ne yapsnlar?" "Hangi uzay?" diye sordu Ali. "Uzay uzayn," dedi Jimmy sabrszca. "Bizim zamanmzn kafasyla dnmeye alsanza yahu! Siz 'dnya kld' diyorsunuz. Bize gre gne sistemi ok kld. Ay hemen uras. L4 ile L-5 o yolun bile yarsnda. Mars'a gidilip gelindi. Yarna kalmaz orada da bir koloni kurulur. Brakn artk dnya merkezli olmay. Doktor ii sizden abuk anlad ve oradakilerle ilikiye geti. Kopek!" dedi yzn buruturarak. "O'Hara onu Doktor'la dnemiyorum ama Doktor Odysse'yi anlatarak kim bilir nasl etkilemitir onlar. nlerinde ok byk ufuklar var. Yeni dnyalar yeni zamanlar daha dorusu hepsi Her eyi yeniden var edebilirler." "Doktor ile birlikte olabiliyorsa O'Hara da ayn bokun soyudur," dedi Benny. "nce bir fark var yalnz aralarnda," dedi Jimmy. "L-4' Gnein ocuklar kurdu. Janet de onlarn bakan. Ona ok byk sayg duyuyorlar. Tanrdan yeni mesaj getirdiini sylese onu peygamber yaparlar. O'Hara o palavray yutmaz, ama en azndan Janet'in varln grmezden gelemez." "Senaryo giderek heyecanlanyor," dedi Ali. "Anlamaya baladn galiba," dedi Jimmy ona bakp ban sallayarak. "O'Hara kendi halkn L-4'n iinde hibir ey yapmadan uzun sre tutamaz. Yan banda delibozuk bir Kopek, arkasnda ipten kazktan kurtulmularn Ay kolonisi, nnde karman orman bir dnya stelik karsna Odysse gibi bir olanak sunan Doktor kmken Yoo, onun iin bulunmaz bir frsat bu." "Ayrca O'Hara Kopek'le neden kapsn?" dedi Benny. "Kopek de burnunun dibindeki bir adamn ayr kalmasna izin vermez," diye ekledi Jimmy. "Bu arada Janet'in arsyla dnyada baz gruplar birlemeye balad. Hibir ynetime bal olmadan yaayacaklar yerlerde toplanyorlar. nanc, kkeni ne olursa olsun...

Son Antlama - Can Eryml

263

Gney

Amerika'nn

Pampa

dzlklerinde,

Afrika'nn

eitli

yerlerinde Onlarn da bizim dostumuz olmayacaklarndan emin olabilirsiniz." "Bir sava kokusu alyorum," dedi Hans. "Ne kadar ayr kalmaya alrsak alalm, biz de onun iine ekileceiz. Hepsinin ele geirmek istedii en gl silah bizde nk." Yerinden kalkp odann iinde dolamaya balad. Bir sre hepsi onu izledi, ama kimse bir ey sylemedi. "Haklsn," dedi sonra John yavaa. "Bu odann iine bir sr yabancnn balarnda bantlarla doluup, bizi ldrmelerini bekleyemeyiz." "Hem de binlercesinin," dedi Jimmy. "Her an" "Edwards, Jimmy, Hans, siz olas taraflarn askeri glerinin bir listesini karmaya aln. Kimin ne kadar silah var, ne yapabilir, falan," dedi John. "yle bir listeyi ben de Savunma Bakanmdan istemitim. Sanrm raporu hazrdr," dedi Jimmy. "Noko, Daydream'den General Alan Jenkins'i arayp ona 'pembe patlcan,' dersen buraya gnderir onu." "Elbette Jimmy," derken gld Noko. "Pembe patlcan, yle mi?" Jimmy ban sallarken odadakiler de Noko'yla birlikte glmsedi.

***
"Grmeyeli Ne kadar oldu John?" diye sordu Bakan Kennedy odann kapsn kapatrken. John'un bu soruya ardn grnce glerek, "ok affedersin, sizin iin zamann ne kadar kartn unuttum. Yani bizim iin... yani siz gittiinizden beri" dedi. Sonra gene gld ve, "Srekli samalyorum, deil mi?" diyerek Edwards'a dnd. "Naslsn eski dost? Bu geliiniz ok ani oldu. Bir Babylon News gndermek yerine kendiniz geldiinize gre, farkl bir durum olmal."

Son Antlama - Can Eryml

264

"Haklsnz Bakanm," dedi John yavaa. Ne o, ne de Edwards glmt. "Evet," diyerek tek kiilik bir koltua oturdu Kennedy ve brlerinin de oturmasn bekledi. John'un istei zerine, Bakann alma odasnn yanndaki kk odaya ekilmilerdi. Olanlar anlatrken John'u dikkatle dinledi. Hi konumad. nce giderek ciddilemi, sonuna doru da surat aslmt. Parmaklaryla koltuun kollarn skyor, dudaklarn sryordu. John szn bitirince, "imdi Dr. Hopkins nerede?" diye sordu. "Bilmiyoruz," dedi John. "L-5'te olduunu sanyoruz." "Zamann dnda bile olabilir," diye ekledi Edwards. "Her ey ok kart Jack." Kennedy bir ey sylemeden ayaa kalkt ve baheye bakan pencerenin nne giderek uzun uzun darya bakt. Biraz sonra John da yerinden kalkp onun yanna gitti. Birlikte, konumadan darya baktlar. Edwards arkasna yaslanp gzlerini tavana evirdi. "ime bir sknt bast," dedi Kennedy, ban evirmeden. "Bizim de," dedi John ban sallayarak. "Ne kadar inanlmaz eyler yayoruz," dedi Kennedy yeniden odaya dnerek. "Gnderdiiniz her bilgi beni artyor, rktyordu, ama iin buralara varacan ummamtm dorusu. Kendimi soukkanl biri sanyordum. lmm bile sradan bir polisiye filmi gibi izlemitim, ama imdi tylerim diken diken oldu. Korkmaya baladm. Kba krizi, souk sava, yaadmz bu gnlerin sorunlar ne kadar yerel kald sizinkilerin yannda." Bir sre sustu. "Arkadalar nasl? Sevgili kurtarcm ne yapyor?" diye sordu sonra. "Sarah iyi," dedi John. "Marilyn'le birlikte Kolonileraras Anayasa Komisyonu'nun toplantsn yrtyor." Susup Bakann tepkisine bakt. Kennedy duygularn ele vermemeye alan sakin bir sesle, "O nasl?" diye sordu. "O da iyi," dedi John ksaca. Ayrntlara girmek istememiti ama, " aylk gebeymi," dedi Edwards. Bakann asl onu sormak istediini biliyordu.

Son Antlama - Can Eryml

265

"Yaa? ok sevindim," dedi Kennedy, Edwards'a dnerek. "Pek ok kiiyi tutukladk biz de burada," diyerek konuyu deitirdi hemen. "Olacak bir suikast uruna o kadarna gerek var myd bilmiyorum, ama bizimkiler ii sonuna kadar gtrmeye kararl." "Yaa? Senin lm kararn verenlere kadar uzanabileceklerini mi sanyorlar yani? Sizi neden ldrmek istediklerini hi dndnz m Jack? Bence siz de kendi ilikilerinizi bir gzden geirmelisiniz," dedi Edwards. Kennedy ona anlamsz bir bakla bakt. "Sarah bize yalnz kardeinle senin ldrldn anlatmad. Bir dnemin perspektifi vard onun yksnde. O suikastlarn neden pe pee yapldn, niye sizin ailenizin devre d braklmaya alldn konumalsnz." "Sen ok deimisin Ed," dedi Kennedy. "Tanmasam senin de o iin iinde olduunu dneceim. Elindeki o alete mi gveniyorsun bu kadar?" Edwards dnce bandn ona uzatt. br onu almaynca ortadaki sehpann zerine brakarak, "Yalnz sizin, lkemin ve insanln iyiliini dnyorum," dedi. "Baka hibir beklentimin olmayacan dnmen gerekirdi. O kadar yakn dost bilirdim seni. Baz eyleri evrendeki yalakalar syleyemez sana, ama ben zorunluyum. Haklsn deitim. leim byd. Dar bir ereveden bakamyorum artk olaylara." Susarak karsndakini inceledi bir sre. Kennedy de taklm baklarla ona bakyordu. Edwards konumasn srdrd. "Politik ve toplumsal nemli deiimler balattn. lerde btn dnyay etkileyecek demokratik bir dzen oluturmaya alyorsun. Deimek istemeyenlerin zerine gzkara bir ekilde gidiyorsun. Bunlar bence ok iyi eyler. Srf bunlar iin baarl olman tm yreimle istiyorum. Onun iin nce canl kalmalsn. Aldn Katolik aile eitiminden dolay kaderci bakabilirsin olaylara, ama yetkin yokken koruma subaynn ald nlemleri deitirip Dallas'ta st ak bir arabayla gezme lksne sahip deilsin rnein. Zeki bir insansn. Yaptklarnn pek ok kiinin iine gelmeyeceini, dmanlarnn artacan, bir sr dalavereyle karlaacan dnm olmalydn. Ayakta salam durmalsn, ama bastn yer hem kaygan, hem de rk." "Ne yeri o?" diye sordu Kennedy, sesindeki krlmaya balam sertlikle.

Son Antlama - Can Eryml

266

"Bilmiyor musun?" dedi Edwards ona alayc bir tonda. Sonra John'a dnd. "Amerikan devleti kinci Dnya Sava'nda Sicilya'ya yapt kartma ncesinden beri Mafya ile i ie. Savata dmann cephe gerisini kertmek iin kurulan ibirliinin bedeli, yasad bir takm adamlarn bu lkede yaptklarna gz yummakla, kumarhanelerin, fuhuun, esrar datmnn zerine gitmemekle dendi. Bazlar (*) devletin radikal zenci hareketini mafyaya esrar sattrarak krdn bile syledi." Yal adam yeniden Kennedy'ye dnd. "Tarihimiz boyunca onlara en ok bulaan kii sen oldun Jack. Kardein Bob da seni izliyor. Castro'yu kumarhaneciler istedi diye devirmek istediniz. pten kazktan kurtulmu bir sr haydutla dzenlediiniz o Domuzlar Krfezi karmas tam bir fiyaskoydu. Kba'y onlara verme pazarl yaptn. Mafyann sana kar, kz bulmasna kadar vardrdn ii. Gizlemeye bile gerek grmyorsun yaptklarn. Seni, dedikleri gibi mafya deil, onlardan kurtulmak isteyen devlet ldrtt. nk o mafya-devlet ibirliini sen yrtyorsun. ktidardan kolayca da drlemezsin. Gen, akll, yrekli, halkna umutlar vermi birisin. Ardndan kardein senden boalan yeri doldurmak isteyecek. Devletin temizlenmesi iin ikinizin de yok edilmesi gerekiyor. O da ancak mafyavari bir yolla olur. Eer bu ilikilerinizi gzden geirmezseniz gene ldrlmeniz gerekecek Jack. Onun iin sana tarih okuman, hem de senden sonraki Amerika ve dnya tarihini ok dikkatli okuman neririm." Uzun bir suskunluk izledi Edwards'n szlerini. "Buras iin bu kadar konuma yeter sanrm," diyerek geldi ve eski yerine oturdu John. "Biz sizinle asl baka eyleri konumaya gelmitik." "Sizi dinliyorum," dedi Kennedy, ama Edwards'n sehpaya brakt dnce bandn alm, dalgn dalgn inceliyordu. Sonra onu yerine koyup ikisine bakt. "Aklmza Art-2100 Dnya'snn liderleri ile grmek geldi," dedi John. "Gelmeden nce karlkl askeri gleri inceledik," dedi Edwards. "O dnyann hi ans yok brlerinin karsnda. Birlikler arasnda

(*) Louis Farrakhan, Nation of Islam'n lideri

Son Antlama - Can Eryml

267

salam balar olumam. Daha da artyor stelik blnmeler. Janet'in arsyla Silahlarnn ou L-4, ya da L-5'te. Enerjilerinin tamamn uzaydan salyorlar. Uydulardakiler 'pf' dese, soluklar kesilecek. Dmannn acmasna kalm kabuksuz kaplumbaa gibiler." "Onlarla grnce Odysse'nin varln herkese aklam olmayacak myz?" diye sordu Kennedy. "Bir onlar kald bilmeyen. Bilmemesi gereken herkes biliyor zaten," dedi John. "Biz onlara gre ok ilkeliz, ama glerimizi birletirebiliriz. Odysse en byk silahmz. Gerisi balta, mzrak, ok saylr." "Ortak dman olan iki tarafz," dedi Edwards yerinden kalkarak. "Geri uydulardakiler de bizim torunlarmz ama" "Olas bir atmada bizim ne yerimiz olabilir?" diye sordu Kennedy. "Biz de tarttk onu kendi aramzda," dedi John. "Ayrca olmal m? Benny, oradaki kavgaya hi karmamamz nerdi rnein. Kabuumuza ekilip, Odysse'nin savunmasn glendirmemiz gerektiini syledi. Marilyn, hangi aklmzla onlarn iine burnumuzu sokacamz sordu. Hans, L-4'tekilerin uzaya yaylmak istemelerine ne hakla kar durabiliriz, dedi. L-5'teki durum da, oradaki halkn zgr seiminin sonucu. Tamam, ok tandk, bildik bir durum ve sonunun ne olaca imdiden belli, ama onu onlar istemi. Aadaki dnya da kendi seimleri dorultusunda yayor. brlerinin nnde bir yem yalnzca. Asl istedikleri Odysse. nnde sonunda bize dnecekler. Biz o dnyayla kendi gcmz arttrmak iin ibirlii yapabiliriz. Teknoloji alabiliriz onlardan. te yandan, eer 2100 dnyas o kadar gszse nedeni biz olmalyz. Bizim bugnk hatalarmz" "Uzun tartmalar sonucu Kurul'umuz, Art-2100'den teknoloji edinme ve dnyay tepelerindeki yamyamlara kar yalnz brakmama karar ald," dedi Edwards. Kurul'un ald bu karar neren o idi. Sanki Kennedy'ye bir haber iletmiyor, bir buyruk dikte ediyordu. "Hem kendimizi korumak, hem de Hitler adna insanlktan zr dilemek iin Doktor'la Kopek'i durdurmaya karar verdik. Sarah'n deyimiyle, 'Kazanmak iin hakl olmak yetmez, kazanmak gerekir,' Jack." "Katlyorum reneceimiz size," her dedi ey Kennedy bizi ok yavaa. fazla "Gelecekten zenginletirecek.

Son Antlama - Can Eryml

268

Edineceklerimizin de bir bedeli olacak elbette. Belki bir sava Ancak bu durumu benim hkmetime, halkma ve dnyaya anlatmam gerekir. Baka dnyalarla ibirliine girmeden nce buradaki iti kaka bir son vermeliyiz. Babil kolonileri birleebiliyorlarsa, biz neden yapamayalm onu burada?" "nmzdeki gnlerin kolay gemeyecei belli," dedi Edwards. "Dostlar bile zorluk karacak." "Vatikan gibi," dedi Kennedy iini ekerek. "Bilselerdi sizin projenizin daha batan durdurulmasn isterlerdi." "sterler miydi, istediler mi?" diye sordu Edwards kukuyla. "Geenlerde Papann zel temsilcisi bir Kardinal gizlice geldi. Sanrm kulaklarna bir eyler alnm. Azm aramak istedi, ama bir Katolik olarak gzlerinin iine baka baka yalan syledim. kna oldu mu, bilmiyorum. Gittikten sonra, Prometheus'la eytan karlatrdm kendimde. Ben Tanr'y aldatan bir hain miydim, yoksa insanl kurtaran bir kahraman m? Bilemedim. Bu konular kendimle tartrsam inancmn zedeleneceinden korkuyorum hl." "Zedeleneceini dnyorsanz inancnz zaten zedelenmitir," dedi John. Kennedy uzun uzun ikisine bakt ve, "Nereden balayacaz bu durumda?" diye sordu. "Dnya Birlii rgt'nn Bakanyla grmeye Art-2100'e gidebiliriz," dedi John.

***
En st katta, zerlerini saran manyetik rtnn altndaki bahedeydiler. Gne nlar bir ekilde krlarak ieri giriyordu. Ak mavi bir aydnlk doldurmutu iersini. Tropik bahenin ortasndaki cam masann uzun tarafna kii oturmutu. Biri ksa, beyaz sal, yalca bir kadn; biri mavi gzl, esmer, orta yal bir adam, br de iman, gzlkl, kvrck, uzun sal gen biriydi. Ortadaki kr sal, mavi gzl melez Dnya Birlii rgt'nn Bakan Kip Alwar idi. ki yanna danmanlar Diana Field ile Win Dawson'u almt. 'Prenses' diye tantrlan yal kadn Sarah'n tandyd. Gen olan da

Son Antlama - Can Eryml

269

Jimmy'nin niversitede retmeni idi ve bu toplantya zel olarak arlmlard. Arkalarnda iki koruma grevlisi, parlak, siyah giysileri iinde ayakta duruyordu. Ellerini bellerindeki kemerlere koymulard, ama zerlerinde silah yoktu. Yzlerini rten koyu renk cam baln iinden nereye baktklar belli olmuyordu. Masann br uzun tarafna ou gemiten gelen kiiler sralanmt. Ortada Bakan Kennedy vard. Bir tarafnda John, Hans, Jimmy ve Sarah, br tarafnda da Edwards, A.B.D. Hava Kuvvetleri Komutan Orgeneral Marcus Rosenthal, Ali ve Hank Sawana oturmutu. Hank, Ali'nin Eksi-19,600'den getirdii, ok uzun boylu, pullu cildi olan bir strateji uzmanyd. "Ho geldiniz dostlar. Sanrm bu inanlmaz toplanty balatabiliriz artk," dedi Kip Alwar.

***
Art-2100'deki o toplantda, ilgili yer ve zamanlardan gelecek delegelerle derhal bir 'Zamanlararas Deerlendirme Toplants' yaplmas kararlatrlm, onun iin en uygun yerin Eksi-7650 tarihindeki Babil olduunda grne varlmt. Yani Odysse'nin olduu yer Gene Marilyn ile Sarah'n dzenleyecei toplantya Prof. Edwards'n bakanlk etmesi uygun bulunmutu. Bu arada Babil'de, koloni temsilcileri yaptklar uzun toplantlarla anayasa taslann byk ksmn belirlemiti. Ortak bir hukuk sistemi ve para biriminin oluturulmas kararlatrdklar ilk kural olmutu. Ardndan, yerletirildikleri yeri beenmeyenlerin oralarda kalmak zorunda olmad, kendi seecekleri yere tanabilecekleri ve diledikleri yerlerde de yeni koloniler kurabilecekleri kabul edilmiti. Ancak birbirleriyle toprak yznden atmamalar iin bu tanmalar ortak bir komisyon onaylayacak, onun iin koloninin nfusu, yerin corafyas ve olanaklar, retilebilecek rnler gz nne alnacakt. Koloniler Birlii'nin srekli bir bakan ile iki yardmcs olacak, bunlar temsilciler arasndan be yllna seilecek, br dokuz temsilci ise birliin Senato'sunu oluturacakt. Bir de tm koloni kurullarnn katld Meclis'leri olacakt. 'st Ev' ve 'Alt Ev' demilerdi onlara.

Son Antlama - Can Eryml

270

O toplantnn hemen ardndan balayan Birinci Zamanlararas Deerlendirme Toplants'na, Odysse Kurul'unun yan sra, Babil'de bulunan st Ev de katlyordu. Dardan, nce 1963'den General Rosenthal'in bakanlndaki grup, arkasndan Art-2100'den biri Dnya Birlii'ni, biri de Daydream Cumhuriyeti'ni temsil eden iki ayr grup gelmi, Noko'nun en son aktard ise be kiilik Lanka ekibi olmutu. Yeni gelenlere Sarah nce Babil'i gezdirmi, Toshiki ile Noko Odysse'yi tantm, Pathummal Babil projesini anlatmt. Ali ile Hank da tm katlanlara Lanka'da yaplanlar bir rneiyle aklamt. Daha sonra Jimmy Doktor'un yaptklarn ksaca zetlemi, John da son gelimeleri ve olas tehlikeleri sralamt. Evet, Odysse henz brleri tarafndan ele geirilmemiti, ancak oluturulan zaman tnellerinin sonsuza kadar korunamayaca da akt. Her an beklenmeyen birileri oralardan ieri girebilir, kimseye yaama hakk brakmadan, zaman ele geirebilirdi. lk gnn sonunda dzenlenen toplu yemekte pe pee gelen sorular yantlanarak akllarda kalan kukular silinmeye allmt. ekinilenin tersine, gruplar birbirlerine hzla uyum salam, kendi ilerine kapanp kalmamt. stenen birliktelik havas beklenenden abuk gelmiti. Hatta ilerleyen gnlerde Babil bir de bir aka sahne olmu, 1963'n ekip ba General Rosenthal ile Art-2100'den 'Prenses' Diana Field arasndaki yaknlama dostluk snrlarn ok ksa zamanda amt. 2100'den gelen herkes General'in adn tarihten biliyordu. Prenses'in anlattna gre, dnyadaki yeniden yerleim hareketleri ve uzaya alma projesini o ynetmi, btn o gelgit hareketinin en az zararla atlatlmasn salamt. Ay kolonisi ile L4, L-5 istasyonlar Rosenthal zamannda kurulmaya balanm, dnyadan oralara yaplan gleri o dzenlemiti. Ve ikinci gnn akam Prenses kendini, hakknda anlatlanlar aknlkla dinleyen General'in kollarna brakmt. nc gnn sabah birinin ad Romeo, brnnki Juliet olmutu. Kaldklar dairenin kapsna 'Dolce Verona' yazmt birisi. kisinin ocuka glmeleri, gz gze, el ele dolamalar herkesi neelendirirken, yaknlamann dmn zen ifreyi bu genlere yakr sevda salamt.

Son Antlama - Can Eryml

271

Ama o nc gnn akam Doktor'dan gelen ksa mesaj, olumu byl havay datvermiti. Odysse'nin k kresinden, beyaz sal sakall, beyaz giysili, yz salkl bir gne yanyla parldayan Doktor, dorudan John'a seslenerek, Babil'de oluturulmaya allan gruplamay izlediklerini, bu tr abalara hi gerek olmadn, isterse onu Alwar'n yerine Dnya Birlii rgt Bakan yapabileceini sylemi, ayrntya girmedii gibi, ne Kopek, ne de O'Hara'dan sz etmiti. Ortal saran heyecan dalgas iinde epey tartld elbette bu mesaj. Ali onun dpedz, hem de adi ve ocuka bir kandrmaca olduunu syleyip Doktor'a kzd. Edwards, onunla Kopek'in arasnn alm olabileceini, Doktor'un kendine yeni bir destek aradn sanyordu. Benny, 'o put herifin' her yaplan dardan izlediini, ama oluan birliktelikten ekindii iin kilit durumdaki John'u aradan ekip almaya altn syledi. Jimmy'ye gre de, Doktor onlarn att her adm izliyor, kendi megaloman tavr iinde, soluunun enselerinde olduunu oradakilere gstermek istiyordu. Hank ile General de ona katlarak, mesajn daha toplant sonulanmadan gnderilme nedeninin katlanlarn akllarn kartrp korkutmak olduunu belirttiler. Prenses, Doktor'un John'u Babil'den ayrarak tek bana yutmak istediine inanmt. Kesinlikle bir yere gitmesini istemiyordu. Grntl grmede bile bana bir i aabilirdi. John btn bu sylenenlerin doru olabileceini, ama iinde hl kk bir umut tadn, daha dorusu tamak zorunda olduunu syledi. Olas bir atmann nne geebilme ansn denemeden brakmamak iin Doktor'la bir kez daha grlmesi gerekiyordu. Ve John tm katlmclarn nnde, Kennedy ve Alwar ile grntl bir toplant yapt. John'un Doktor ile konumasna karar verildi.

***
Noko Odysse'nin belirledii 'zaman d' adresle balant kurduunda, Doktor yannda iki kiiyle grntye geldi. Biri olduka yal, ama din, krmz yzl, beyaz sal, kahverengi bir cppe

Son Antlama - Can Eryml

272

giymi bir adam, dieri hibir belirgin zellii olmayan, ksa sal, esmer, siyah bir tulum giymi, orta yal bir kadnd. John'un cisimlenmeyip grnt olarak kalmas zerine, "Elini skmadan sana nasl 'ho geldin' diyebilirim John?" diye sordu Doktor, yznde glmseme saylacak bir burumayla. 'Elimi skamaynca, grtlam da skamyorsun, deil mi?' diye dnd John, ama yalnzca glmsemekle yetindi. "Bu gvensizlik dengesiz bir ocuun" diyordu ki Doktor, "Sahtekarlk yapamayacak kadar iyi tanyoruz birbirimizi Jeff," diyerek szn kesti John onun. "yisi mi dorudan konuya girelim. Ne istiyorsun?" "Her eyi bilen sen, benim ne isteyeceimi de biliyor olmalsn. Niye soruyorsun ki?" "Senin azndan duymak iin. Belki benim dndmden daha azn istersin." "Her zamanki gibi, bana hakszlk yapyorsun John. Bir kenara atp dladn, deersiz bir sr insann nnde kavga ettin benimle. imdi olduum yere beni sen gnderdin, ama olayn buralara varacan dnmemitin, deil mi?" "Ne yapmak istiyorsun?" diye sordu John. "Hepimizin bir zaman tuza iinde olduunu, bir aksilik olursa hep birlikte yok olacamz biliyorsun. Hepsini ele geirmeye alrken onun nazik dengesini bozabilirsin. Yoksa senin olmayan bir eyin bakalarna da yaramamas m amacn?" "Beni clerle korkutmaya alma John. Eskiden byle hatalar yapmazdn. Belli ki doldurua geliyorsun. Her neyse, benim sana nerim ak. Gel Art-2100 dnyasnn ba ol. Birlikte alalm. Bizimle birlikte sen de kurallarn koy. Belki o berbat dnyay kurtarma ansn olsun." "Karlnda?" "Odysse'nin nnde bir iskemle," dedi Doktor. John kendini tutamayp yksek sesle gld. "Glme!" dedi Doktor, sesini ykselterek. "Sana onurum zerine sz veriyorum, hibir projene dokunmayacaz. lerine kesinlikle karmayacaz."

Son Antlama - Can Eryml

273

"Kimlere ne szler verdin bilmiyorum, ama dnyaya sahip olmann tesinde, zamana hkmedebiliyor olmak mthi, deil mi Jeff? Ama ne yazk ki, o hl elinde deil." "Eee?" dedi Doktor alayla. "Seni Odysse'nin nne, ifresini zecek ifreyi yerletirin diye mi oturtalm? Zaman dndaki adresini zamann iine oturtabilmen iin mi?" "D gcne hayranm John," diyerek szn kesti Doktor onun. "Evet, dediklerinin hepsi olas, ama hibiri doru deil. Anlaamayacamz belli. Onun iin daha fazla uzatmayalm bu konuyu. Sen benden ne istiyorsun? Ne iin geldin? 2100 sana yetmemi anlalan, ama srf bunu sylemek iin katlanm olamazsn bu zahmete." "Bizim tarafta, senin de iinde olduun bir gelecee umutla bakan bir tek ben kaldm Jeff. ler daha fazla atallanmadan, sende kk bir hogr kald m diye bakmaya geldim. Bulamazsam dnp, 'Hepinizin en saf benmiim. zr dilerim,' diyeceim bizimkilere. Ve i olacana varacak." "ler hep olacana varr zaten John. Varmad olmamtr. Ama sen bizimle olursan baka" "Nesi baka? Benim size katlmamla neyin deieceine inandr beni ltfen. Seni kendi ellerimle oturturum Odysse'nin bana. Benim iin, bizim atmamzdan zarar grecek insanlar nemli, projenin benim kalmas deil. Aclar, lmler, ykmlar olmasn. Geri seni ilgilendirmez bunlar" "Onun iin 'Gel!' diyorum ya sana. O Alwar salana gvenip bize cephe alma. Dnyay o duruma onun gibi zavalllar drd. Seninle glenir oras." "Btn kavramlarmz ne kadar farkl Jeff. Ben dnyann gl olmasn deil, yaanabilecek mutlu bir yer olmasn isterim. Gl olmak isteyen sensin." "Ben sana tam tamna istediin eyi, insanlarn zarar grmemesini neriyorum. Gel, koru onlar. Yok olmak zere olan yaam ayaa

Son Antlama - Can Eryml

274

kaldr, yaanacak bir yer yap u dnyay. Her eyin hassas bir denge iinde olduunu, dnya olmazsa bizim de olmayacamz ben de biliyorum. Ne yapp yapp onu yaatmak zorundayz. Yani senin gelmeni kendim iin istiyorum. Anladn m John? imdi inandn m?" "Bunlarn ne kadar senin fikrin? Birlikte olduun kiiler adna nereye kadar sz verebilirsin?" diye sordu John. "Seni ne kadar zgr brakp, szn ne kadar geerli sayarlar? Hi emin deilim." "Hepimiz sonuna kadar zgrz," dedi Doktor. "Ortaklk haklarnn nerede balayp, nerede biteceini bilecek kiileriz hepimiz." "yle szde zgrlk olmaz," diyerek burun kvrd John. "stemedikleri bir eyi yaptnda u yanndakilerin seni durdurma, tutuklama, hatta ldrme yetkileri yok mu?" diye sordu. Yanndaki iki kiide hibir tepki olmad, ama Doktor ksa bir sre duraklad. "Her arkadan yannda dier ikisinin temsilcisi var," dedi sonra. "Bu konumamz kendi taraflarna rapor etmek iin..." "Evet! Gven kavramna pek smayan bir gardiyanlar sistemi. Bir sre geerli olur, ama fazla uzun srmez. Toplayacanz ganimeti bile paylaamazsnz siz. Birbirinize dersiniz. Bak, Doktor! Benim de sana bir nerim var. Kabul edeceini pek sanmyorum ama Gel, yanna almak istediin herkesle birlikte bo bir dnyaya gnderelim seni." "Bir tr srgn, yle mi?" "Olur mu hi? ster bir tatil diye dn, ister dnyay kendi isteine gre yeniden yapma nerisi diye. Keke biri bana nerseydi byle bir eyi. Yorulmadn m, doymadn m daha?" "Sen bir ocuksun John," diyerek gld Doktor. "Ben sana ne neriyorum, sen bana ne Yoo, teekkr ederim. Ben Odysse'yi istiyorum. Farkndaysan bize hayr demiyor artk. Kokumuzu tanyan uslu bir kpek gibi oldu. Sra sizin kokunuza dman yapmaya geldi onu. Koyduunuz btn tuzaklarla siz darda kalacaksnz yaknda." "Arkadalarnn onu sana kuzu kuzu brakacaklarn hi sanmam," dedi John. O srada grntye kzl sal Frederick Ericsson girdi. Gelip Doktor'un arkasnda ayakta durdu. Alwar'n muhafzlarnnki gibi

Son Antlama - Can Eryml

275

siyah, parlak, beli kemerli giysiden vard zerinde, ama balk takmamt. Sert baklarla John'u szyordu. Onun arkasndan, John'un akn baklar altnda, Bakan Kennedy ile Bakan Alwar girdi grntye. Oturan kiinin arkasna geip, Frederick'in iki yannda durdular. "Ben inanmayacan kadar glym John," dedi Doktor. "nat etme! Gel, sen de katl bize."

276

11.

Ayaa kalk! Uyumak iin nmzde sonsuzluk var. mer Hayyam

Zamanlararas ekipler John'un Doktor'la yapt grmenin ardndan yeniden bir araya gelmi, Edwards o konuda genel grme amt. lk sz bir aklama yapacan belirten Lanka szcs Hank Sawana ald. Ona gre kck kalan krsye tutunmak iin iyice eilip, kendilerinin insan yapm bir tr olduunu, kltrlerini onlardan aldklarn, ancak farkl olduklarn syleyerek balad konumasna. nsanlarla bir ekilde 'uzaktan akraba' idiler ve henz tamamlanmam bir evrim srecini yayorlard. Kendilerinin varlk nedeni olan insanlara kran duyuyorlard, ama bu durum onlarn klesi olmalarn gerektirmiyordu. Bunlar syledikten sonra bir sre susarak salondakilere bakt. "Bu nedenle Lanka Ynetim Kurulu, insanlar arasndaki olas bir savaa karmama karar alrken topluluumuzun genel eilimini gz nne alm oldu. Ancak bireyleri de istedikleri tarafta yer alabilmeleri konusunda serbest brakt," dedi kimi zaman tizleen, kimi zaman kalnlaan, kendine zg sesiyle. Salonda uzun bir suskunluk oldu. "Bunun zerine burada bulunan drt arkadamla ben sizlere katlma karar vererek Babil'e geldik. Bizler kiisel olarak, zor durumlarnda bizi yapan insanlarn yannda olma gereine inanyoruz." Ksa sren bir duraklamadan sonra bazlarndan tedirgin bir alk ald bu szleri. Tam krsden inmek zereyken arkalardan bir kadn, "Kar tarafa katlmak isteyenler de olabilir mi?" diye sordu. Sarah idi o. "Evet," dedi Hank krsde kalarak. "Biz Lanka'dan ayrlncaya kadar dierlerine katlmak isteyen kmamt, ama kimse kmayacak demek deildir bu."

Son Antlama - Can Eryml

277

"Peki hak m bu imdi?" diye seslendi Marilyn de. "Bazlarnzn onlar yapanlarn karsnda yer almas doru mu?" "Bizim inancmz bireysel zgrlklerin her eyin zerinde olduudur, sayn bayan," dedi Hank. "Bizi yapmanzn bedelini bu be kii buraya gelerek demek istedik. Ayn zamanda bizlerden size kar olacaklarn bedellerini demek iin de buradayz. Bazlar br takma katlmakla insanla olan grevlerini o ekilde yerine getirebileceini dnebilir. O onlarn karar ve seimi olacaktr," diyerek kocaman admlaryla krsden indi. Onun zerine salonda nce bir uultu oldu, sonra hep bir azdan bir tartma balad. Edwards ellerini rparak herkesi susturmak istedi. "Arkadalar, arkadalar," dedi yksek sesle. "nce szcler toplumlarnn grn belirtsin, tartmalara sonra geelim. Tarih srasyla sra Eksi-7650 Babil szcsnde. Buyurun sayn Deray." Krsye gelen kii, bu arada st Ev'in Bakan seilmi olan, Hakon Deray idi. Koloni temsilcileri, kendilerini Babil soyundan saydklar iin, ilk bakan olma hakkn Babil temsilcisine vermiti. Herkesi bayla selamladktan sonra, "Bu toplantnn hepimizin tarihlerine ksaca 'Babil Bulumas' olarak gemesini nerdi bir arkadamz," diyerek balad konumasna. "Garip, ama bir araya gelen farkl zamanlardan topluluklarnn tarihleri bundan sonra ayn olaylar yazmaya balayacak. Oysa ne 1963, ne de 2100'den gelenler tarih kitaplarnda byle bir toplanty okumulard. Eksi'den gelen Lanka'llarla bizler de bu olay yeni yayoruz. Tek balarmza olsaydk yaammz bir boyutta akp gidecek, byle bir paradoksun farknda olmayacaktk. zel olarak bizler bu durumumuza ya ok uzun srecek bir evrimle ulaacak, ya da hi ulaamayacaktk. Zamanlarn aarak gelen ve bizimkini balatan kiilere biz de kranz sayn Sawana, ancak geleceklerinden endie ediyoruz." Bir sre durup kendisini dinleyenlere bakt. "Aramzda zamanlararas sorunlara nereye kadar karma hakkmzn olduunu tarttk. nmzde iki tane gelecek rnei olduunu grdk; szcs bir asker olan kavgac bir 1963 ve kendi uydular tarafndan yok edilmeye direnemeyen bar bir 2100. Hayr efendim! Biz onlar gibi olmak istemiyoruz. Bunu bize siz rettiniz. Size benzemememiz iin yaptnz bizi. Henz

Son Antlama - Can Eryml

278

deiliz, ama sizlerden daha gl ve mutlu olmak zorundayz. O amala, en byk yol gstericimiz gelecein tarihinden alacamz dersler olacak." "Bravo," dedi Pathummal yavaa, ama salon ok sessiz olduu iin herkes tarafndan duyuldu sesi. "te yandan bizi bu toplantya ararak sizlerle eit oy hakk tandnz," dedi Hakon Pathummal'e glmseyerek. "Oysa sizin iin yapmamz gerekenleri sylemeniz yeterliydi. nanmasak bile isteklerinize direnemezdik, ama siz bizimle kar kabileceimiz bir tartmaya girmeyi kabul ettiniz. te srf bu yzden, yani insanln bu kez yaam daha fazla hak etmesine katkda bulunabilmek dileiyle, yannzda olmaya karar verdik. Henz oluumunun banda olan evrimimiz belki bundan ok zarar grecek, ama kendimizi sonu kt bitmeye ynelmi bir insanlk yksn dzeltmeye adamak istiyoruz. O zaman ocuklarmzn kendi geleceklerine daha valyece bir gururla bakacaklarna inanyoruz. Kendi barl inanlarmza ve ayrca gcn kesinlikle kar tarafta olmasna karn, bir sava durumunda yannzda olacaz. Bakanlarnz bile kalmam olsa da" Hakon krsnn yanndaki masada oturan Edwards' bayla selamlayarak dnd ve ar ar yryerek Senato'sunun yeleri arasndaki yerine oturdu. Salondakiler suskun ve skntl bir ekilde beklemeye balad. "1963'n szcs sayn General Rosenthal," dedi Edwards. "Baylar," diyerek szlerine balad, "ve bayanlar," diyerek Prenses'i selamlad General. Herkes iin ksa bir glme aras yaratmt bu tavr. "Onlardan biri oldum, ama arkadamz bana gene de 'asker' diyerek hakaret etti," diye srdrd konumasn glerek. Salondakiler bir kez daha glt, nk zerinde niforma deil, Babillilerin giydii turuncu klima kumatan bir tulum vard. Sonra yz gibi sesi de ciddileti. "Biz 1963 ylnn A.B.D. lkesi adna buradayz. Biraz nce izlediimiz grnt Bakanmzn taraf deitirdiini dndrtyor hepimize, ama kiiler deil, ilkeler nemlidir. Orada grdmz eyin ne olduunu tam olarak bilmesem de, diplomatlarmzn u sralarda

Son Antlama - Can Eryml

279

dnyann dier uluslarna buradaki durumu anlatmakta olduunu biliyorum. O lkelerin byk ounluunun yanmzda olacandan adm gibi eminim. Keke burada onlar adna da konuuyor olsaydm, ama az kald. Srdrmekte olduumuz bu toplantnn dnyamzdaki yanks, lkeler arasndaki ksr ekimeleri, insanlk asndan daha geni bir ufukla deitirecek. Bunu grebilmek iin bir falc olmam gerekmiyor. En azndan bize yle bir yarar olacak burada yaanan gerginliin. Umarm sava olmadan atlatabiliriz nmzdeki bu badireyi. Evet bir askerim, ama savalarda kazananlarn bile ne kadar byk bedeller dediini bilecek kadar tarih okudum. imdilik bir tek lke olarak ve teknolojimizin zavallln kabul ederek tm gcmz komutanza vermeye hazrz. Bizler ocuklarmzn, dnyay yok olma aamasna getirmi ana-babalarndan utanmamasn ve bu mavi topun mutlu yaanabilecek bir yer olabileceini grmelerini istiyoruz," diyerek krsden indi ve Prenses'in yanndaki yerine dnd. Art-2100'n szcln Jimmy Prenses'e brakmt. Sra kendisine geldii iin Edwards'a bakarak yerinden kalkp ar admlarla krsye yrd yal kadn. O da General gibi turuncu bir klima tulum giymi ve sanki daha gzellemiti. "Dostlarm," dedi yavaa. "Bizim sorunumuzmu gibi grnen bir anlamazl insanln sorunu olarak grp yanmzda olma sz veren herkese teekkr ediyorum. Bu ilgin yolculukta, Dnya Birlii rgt olarak bizim de bir sava kmamas iin aba gstereceimizden emin olabilirsiniz. Olas bir savan buralara kadar uzanp uzanmayacan bilemiyorum, ama biz orada topun azndayz. Bir yangnda nce oras yanacak diye deil, bir lk peinde olduumuzdan bar iin abalyoruz. Umarm baarrz, nk her ne kadar admz Dnya Birlii ise de, dnya tam bir birlik iinde deil orada da. Bize ilettiiniz bilgileri Genel Kurul'umuzda tartrken, Doktor Hopkins'in isteinin hemen yerine getirilmesini isteyenler olmutu. yle yaplsaym Kopek bize ilimezmi. Uydulardakilerin istedii yalnzca Odysse imi ve onu ele geirmek iin bizi rehin alarak sizi korkutmaya alyorlarm. Ayrca Odysse gerekten de insanln mal olmalym. Niye baz ne id belirsiz kiilerin elinde, bylesine tehlikeli bir silah olarak kalsnm ki?

Son Antlama - Can Eryml

280

"Bata aznlkta olan bu gr yava yava taraftarlarn arttrmaya balamt. Durum neredeyse ortada idi ki, kararn oylanmasna geilmek zereyken Alwar salonunun kaplarn kapattrd ve herkesi tek tek dar alarak DNA kimlik testi yaptrtt. Bu testler Kurul'umuzdaki diplomatlarn te birinin estetik ameliyatlarla asl yelerin yerine geirilmi sahte kiiler olduunu ortaya kard. ou uydulardan gnderilmiti. Durumun anlalmas zerine gerek yelerin neredeyse tamam Alwar'n nerisini onaylayarak, tm gcmz bu toplantda oluacak otoritenin hizmetine verme ynnde oy kulland. Alwar'n politik bir baarsyd bu. Sava kart olan birliimize, gerekirse kendi uydularmzla savaa hazr olduumuzu ilan ettirmiti. "Evet dostlarm, sava kart olmak, biraz nce konuan Hakon Deray arkadamzn dedii gibi, kendi yok oluumuza direnememek anlamna geliyor. Biz ne 1963 kadar sava iinde yorulduk, ne de Kopek kadar saldrganlaabiliriz. Biz insanln tarihi boyunca zledii bar ve zgrlk dnyasn gerekletirdik orada. Bedel olarak dirensizliimiz kt nmze. Ama karmza dikilenlerin kiiliklerine bir bakn ltfen! Kopek'i biliyorsunuz. Doktor'u siz anlattnz. Neyi savunduu anlalamayan Janet onunla birleen Mehdi Abbas evrelerine ezik, horlanm, umutsuz kim varsa topluyorlar. te yanlmz burada. Biz bir bar dnyasnn kiisel zgrlklerini tayabilen bireylerden oluacan sanmtk. zgrlklerden rahatsz olanlar hemen kar tarafa kotu. Bir kalabaln paras olup, herkes gibi ortalama kalmak isteyenler onlarn yannda topland. Doktorlara sorarsanz bir kiilik bozukluudur bu. Yoksa insanlar neden gidip de, 'Ben sizin belanz olmak istiyorum,' diyen Kopek'e, 'Ne olur ol!' diye oy verir? Bizim hatamz bu oldu ite. Yaamn kendi iinde varolan ikilemi atladk. Bizim gzel ve doru dediimize, bir tepki olarak irkin ve yanl diyecekleri gz ard ettik. "Bizim onlar karsnda gsz olduumuzu sylyorsunuz, ama bunu sylerken sizin lnz de silahorluk. Ne var ki Tanr her zaman iyilerin yanndadr. Bakn! Bizim karmza zamann iinden birilerini kard ve onlara, 'Sizi kurtarmak istiyoruz,' dedirtti. brahim Peygamber'in olunu kurban ederken gkten bir ko indirmesi gibi bir

Son Antlama - Can Eryml

281

mucize onun sizi bize gndermesi. Evet, bizler kimseye kar koyamayz, nk silahszz. Gvenebileceimiz tek ey, bu toplantya katlanlarn btn zamanlarn en sekin kiileri olmas. Bu kadar akl hibir zaman bir araya gelmemiti. Bunun salayaca sinerjinin umuda ynelmekten baka ansnn olmadna inanyorum. Onun iin, buyurun gelin ve bizi kurtarn. Biz sizin hepinizin zledii barz." Alklar arasnda krsden inerek yerine dnd Prenses. "Arkadalar," diyerek ellerini kaldrd Edwards. Salon giderek sessizleti. "Hepimizin gelecekten yalnzca bar bekledii grlyor. Onun iin zaman yitirmeden, teknik ve askeri konularda almalar yapmak zere komisyonlar oluturup, kendimize bir plan hazrlamamz gerekiyor. Ancak sizlere u anda salona giren baz konuklarmz olduunu bildirmek istiyorum." Herkes arkasna dnp kapya bakt. John ve Toshiki'nin arasnda Bakan Kennedy ile Bakan Alwar duruyordu. Birlikte yava yava ne doru yrdler. Ksa sren bir sessizliin ardndan delegeler ayaa kalkarak onlar iddetle alklamaya balad.

***
O gnn gecesi John drt hanmla Babil'deki hastanenin terasna kmt. Prenses, Pathummal, Marilyn ve Sarah oturduklar masada bir arap iesini amaya alan John'u izliyordu. Iklar yakmamlard. Aysz bir geceydi, ama evrenin aydnl birbirlerini grmelerine yetiyordu. Grmelere ara verildiinde, John'un nerisiyle bir ie arap ve be bardak alp kimseye bir ey sylemeden yldzlarn altna kamlard. John arab bardaklara dattktan sonra kendininkini alp kaldrd ve, "Bara ve mutlulua," dedi. "Mutlulua," dedi Pathummal. "Bara," dedi Sarah. "Gzelliklere," dedi Prenses de. Sonra Marilyn'e dnerek, "Siz benim en sevdiim kiilerden biri olduunuzu bilmiyorsunuz. Bir sizin,

Son Antlama - Can Eryml

282

bir de Chaplin'in yeri ok zeldir bende. Sizi doru kullanamadklarn, bitikleri aptal sarn tipi yerine, oyun gcnzdeki duyarllkla mzikallere yatknlnz ortaya karsalard ok farkl olacanz dnmmdr hep. Burada yaptklarnz grdkten sonra ne kadar hakl olduumu anladm. Siz, o bize tantlan Marilyn deilsiniz." "ok teekkr ederim Prenses," dedi Marilyn, kadehini zel olarak onunkine vurarak. "Ne gzel szler... marklk olmasn diye, kimseye syleyememitim dncelerimi imdiye kadar. Teekkr ederim. Yzyllar sonrasna kalm olmak ho bir ey, ama o defter kapand benim iin. Yaammn amac buras oldu." "Buras buras baka ok etkileyici," diye srdrd Prenses, brlerine bakarak. "Brakn duyduklarm, grdklerime bile inanamadm daha. Olaanst garip kkrtc... Kolonilerin her biri birbirinden ilgin. Sonra oluturduklar federasyon ne syleyeceimi bilemiyorum. Lanka bal bana bir olay. Sizce bu grdklerimizin arkasnda gerekten ne var John?" "Tanr dememi bekliyorsanz diyemeyeceim Prenses. Onu bulamadk henz. Bilemediimiz ok ey var daha." "Umarz btn bu younluu kaldrabilir bizim zavall Odysse," dedi Sarah. "O olaslk da var, deil mi?" diye sordu Prenses. "Her an," dedi Marilyn, iini ekerek. "O zaman ne yaparz?" diye sordu Prenses. Kimse yantlamad onu. "Anlyorum," dedi onun zerine yal kadn. "Aslnda anlamyorum. Niye hep tarihte olan eylerin benzerlerini yaadnz bir trl anlayamadm. Sizler de farkndasnz, ama olaylarn oluuna engel olamyorsunuz. yle deil mi Belks Hanm?" "H?" dedi Pathummal, dncelerinden syrlmaya alarak. "Yaa, evet. Hele hele Hans'n bir brani kraln oynamasna ne demeli?" "Sizin bir Hintli olmanz gibi mi?" diye sordu Prenses. "Onunki daha ironik," dedi Pathummal ve glmseyerek ban sallad. "Yemen'de benim yaptklarm daha nce Belks'n yapm

Son Antlama - Can Eryml

283

olduunu sonradan rendim. Okuyup aratrnca Evet, doal koullar herkese ayn eyi yaptrrd belki, ama niye ben, deil mi?" Prenses bayla onaylad onu. "Size baz baka benzerliklerden sz etmemi ister misiniz?" diye sordu Marilyn'e bakarak. O 'devam et' anlamnda gzlerini kapatp at ve elindeki arap kadehini bir yudumda iti. Pathummal dierlerinin soran baklar zerine, "Hint Mitolojisi," diye ekledi. "Bana hep ok kark gelmitir o," dedi Sarah. "Fazla kalabalk" "Evet haklsn, dardan biraz kalabalk grnr. Krk bin kadar tanr ile tanra vardr Hindistan'da, ama hepsi bir yerde birleir. Her eyin kayna, 'mutlak' demek olan Brahman'dr. O bir sr tanr, aslnda o tek gcn farkl kiilikleridir. Bir bakma tektanrclktr Brahmanclk. Brahma olup yaratr, Vinu olup korur, iva olup yok eder rnein." "Oraya da bulatmz m syleyeceksin yoksa?" diye sordu Marilyn. "Yeni yeni baz eyler nceleri bu kadar benzerlik yoktu. Son zamanlarda" diyerek bir sre sustu Pathummal. Marilyn ona glmseyerek ban sallaynca ii rahatlad. "Yani u uydular ve dnya bir eyler bir yerlere oturmaya balad." "lgin," dedi Prenses. arap iesine uzanp boalan bardan doldurdu. ieyi ondan almak isteyen John'a el iaretiyle engel oldu. Sonra br bardaklarn eksiklerini tamamlad. "Bizde Mahabharata adl bir destanda," dedi Pathummal arabndan bir yudum alarak, "bir sava anlatlr. 'Eitilmilerin byk iiri' demektir o. Karde ocuklarndan treyen Pandava ve Kuruidi ailelerinin sava Sonuncusu Kuruksetra ovasnda, M.. 1000 ylnda olur." "Btn bu yer adlar ve tarihler o sava gerek mi yapyor?" dedi Sarah. "lyada'nn gerekten Troya savan anlatt gibi?" "Nasl yorumlarsanz," dedi Pathummal omuzlarn silkerek. "Pandava'lar tanrlar tarafndan korunur. O ailenin prenslerinden Arcuna tanr Krina'nn dostudur ve girdii savalarda onun ok yardmn grr. Destandaki nl bir iir, ikisinin lm ve ruhg

Son Antlama - Can Eryml

284

konularndaki grlerini anlatr. Yeniden dou inannn en temel anlatmdr o. Her neyse tanrlarla olan ilikisi yznden Arcuna'ya 'insan yzl tanr' da denir. Bir ara onlardan gksel silahlar alr ve tanrlar kral ndra'nn arabasyla uzaya giderek cinlerle savar." "imdi de cinler kt karmza," dedi Marilyn, "hem de Frederick uzaydayken." "Neyse ki tanrlar Arcuna'nn yanndaym," dedi Sarah glerek. "Asl olan o olduu iin sonunda o kazanr. Merak etme!" diyerek kadehini Mariyn'e kaldrd. "Arcuna tanrnn arabasyla gkyznde yzlerce hava tatnn inip kalkt, kendi evresinde dnen bir uyduya gider," diye srdrd Pathummal szlerinin zerine basarak. "Brahma tarafndan iki kadn cin iin yaplm bir kent vardr onun iinde." Susup elleriyle gkyzn iaret etti. "O iki kadn kentlerini o kadar iyi savunuyorlarm ki, tanrlar bile sokulamyormu yanlarna. Arcuna bir mermi atarak oray yerle bir eder. Sa kalan cinler ykntnn iinde sava inatla srdrr, ama sonunda hepsi yok edilir." "Demedim mi ben sana?" dedi Sarah Marilyn'e. Gltler. "Arcuna dnyada Kuruidi'lerle savarken, ona yardm etmek isteyen ndra, dier tanrlar yanna alp uan arabasyla gelir. Bu arada gksel tanrlar otuz be tane imi. Biz aadaki toplanty tam bu kadar kiiyle yapyoruz. Farknda msnz?" "Aaa, iim skt," dedi Prenses. "ok bilmek ne ktym." "Daha durun bakalm," dedi Marilyn ona. "Eee?" dedi sonra Pathummal'a, ama o susarak nn gzlerinde dolatrd gzlerini. "Tanr da Cebrail'e, dnek meleklerden oluan eytan'n ordusuyla savamasn buyurmutu," dedi Sarah. Onun da ardndan bir sre sustular. "Arcuna'ya ne olmu sonra?" diye sordu John. "Dmanlarn yendikten sonra, yaamaktan bkt iin ndra'nn cenneti Svarga'ya ekilmi." "dl olarak oraya alnmtr o," dedi Marilyn. "Hanok da lmemi, Tanr tarafndan gkyzne alnmt." Bayla onu onaylad Prenses.

Son Antlama - Can Eryml

285

Baka kimse bir ey sylemeyince birbirlerine ve yldzlara bakarak araplarn itiler. "Evet Prenses," dedi bir sre sonra John. "imdi siz de nmzdeki baz olaylarn sylencelerle benzerliini biliyorsunuz. stemediiniz bir eyin olmasna nasl engel olacaksnz bakalm." "Haklsn John," dedi Prenses. "O anlatlan savaa engel olamayacam galiba, ama gene de olabilmek iin elimden gelen her eyi yapacam." "Ben de hanmefendi. Ben de," dedi John iini ekerek. "Ama baksanza, aadaki toplant askeri bir yaplanmaya doru gidiyor. Karmzdakilerin Odysse'ye el koymasna savamadan nasl engel olabileceimizi bulamadm ben daha." O srada hoparlrden toplantnn nc oturumunun balamak zere olduu bildirildi. "Bu kk kaamamz bu kadarm hanmlar," dedi John ayaa kalkarak. "imdi son bir bar ata olarak, L-4 ve L-5'e birer eli gndermeyi nereceim." "yi olur John," dedi Prenses, onun koluna girip asansre doru giderlerken.

***
Herkes mthi heyecanlyd. General Rosenthal'i L-5'e gtren gemi adm adm nndeki uyduya yaklayordu. Yaynlad boyutlu grnt toplant odasndaki bir duvar doldurmutu. Her saniye giderek byyen, hibir ilgin yan olmayan uydu byk bir su deposuna benziyordu. D gne panolaryla kaplyd. Ancak ekseni evresinde dnen o karanlk silindirin evresini saran manyetik kalkann klarnn srekli deimesi ok etkileyiciydi. Bidonun bykl, alan bir hangar kapsndan kan karlama gemisinin onun yannda ne kadar kk kaldklar grlnce anlald. Dnya gemisi kendi bana koruma kalkann aamayaca iin onlar tarafndan ieri alnacakt. Birlikte o ak hangar kapsndan girip bir rhtma yanatlar. eri girerken hafif bir parazit duymulard. Rosenthal bir taramadan

Son Antlama - Can Eryml

286

getikleri notunu dt grntnn altndaki blme. Girdikleri ambar olaanst byklkteydi. Kendilerini karlayan gemilerden belki yzlerce, daha byklerinden krk, elli tane, ok byklerinden de on tane kadar vard ierde. "Bu grntler inceleniyor mu?" diye sordu Alwar yanndaki iman danmanna. "Evet," dedi Win Dawson. "Hem de ayr grup tarafndan. Daha sonra birbiriyle karlatracaklar bulgularn." Alwar ban sallamakla yetindi. "Kopek'in bize grnt alma izni vereceini sanmyordum," dedi John. "Her eylerini gzlerimizin nne sermeleri biraz garip deil mi sizce?" "Manyetik kalkanlarnn alamayacana gveniyorlar," dedi Jimmy. Bu arada grntler deiti. kiilik dnyal ekiple onlar rhtmda karlayan grup, nlerinde yukar doru kvrlan hortum gibi bir koridorun sonundaki kl kapya doru gidiyordu. Yaklatklarnda kap kendiliinden ald ve dnyallar ieri girdi. Onlar getirenler darda kalmt. Kap arkalarndan kapand. Bir salona girmilerdi. Saa ve sola sralanm er sra krmz koltukta yirmiye yakn kii oturuyordu. Yer ve duvarlar bile krmz hal ve kumalarla kaplanmt. Tam karlarndaki yksek krsde be kii, onlarn da arkasnda daha yksek bir krs ile karanlkta kalan bir koltuk vard. O srada o koltuun arkasndaki kap ald ve ieriye birileri girdi. Tavandaki klar da yanmt. Kopek idi gelen. Yannda kahverengi cppeli bir adam ve beyaz klima tulumlu bir kadn vard. Kopek koltua oturdu. brleri iki yannda ayakta durdu. "Ho geldiniz Dnyallar," dedi Kopek kaln, etkileyici bir sesle. Dnya ekibinin oturaca bir yer yoktu. Belli ki zellikle ayakta braklmlard. "Ho olmasn dileriz," dedi Rosenthal. "Bizler buraya, Birinci Zamanlararas Deerlendirme Toplants'nn mesajn size iletmek iin gelmi bulunuyoruz. Ben"

Son Antlama - Can Eryml

287

"Hepinizi tanyoruz General," diyerek onun szn kesti Kopek. "Doktor Hopkins ve dier kolonilerle kurduunuz g birliinin dnyaya kar taknd dmanca tavrdan vazgemesini istiyoruz," dedi Rosenthal serte. "Sizi, iinde yalnz sizin olacanz bir baka zaman boyutuna tamay neriyoruz." "Ya kabul etmezsek?" "O sizin bileceiniz i." "Elbette biz bileceiz," dedi Kopek de sertleerek. "Size nasl gvenelim? Bizi bir kda getirmeyeceinizi ne bilelim? Sizin geri dnp dnememeniz nasl bizim isteimize balysa..." "Onu gze almtk," dedi Rosenthal. "Size bu mesaj grnt olarak da iletebilirdik, ama gveninizi salamak iin kalkp kendimiz geldik. Ayrca Bakan Alwar, siz gnderilirken yannzda olmak iin gnll oldu." "ok gzel," diyerek gld Kopek. "Yani bir adam gzden kararak bizi banzdan defedeceksiniz, yle mi? ok ucuza gittiimizi dnmyor musunuz?" Sesi birden sertleti gene. "Bize koul dikte edecek durumda deilsiniz General. nerinizi o ekilde kabul etmiyoruz, ama bize zaman makinanzdan bir balant verirseniz isteyeceimiz boyuta kendimiz gideriz. O zaman gerekten kurtulursunuz bizden." "Biz size nasl gveneceiz?" "Gvenmek zorundasnz, yoksa dnyanz ok zarar grecek." "Bizi kmsyor, sizden geri olduumuzu dnyorsunuz, ama zaman makinasyla istediimiz aa gider, sizinkilerden ok gelimi silahlarla donatabiliriz dnyay. Siz daha parmanz bile kprdatamadan stersek buraya hi gelmemi bile olabiliriz." "Bu ocuka blfleri brakn General! Zamanda 2100'den daha ileri gidemediinizi biliyoruz. Yalannzla size gvenmememiz gerektiini kantladnz. Bu tr klar brakn da, bize istediimizi verin. Onu salamak iin sizi bir sre konuk edeceiz burada." "Bizler zel olarak Odysse hakknda bir ey bilmeyenlerden seildik. Bouna uramayn."

Son Antlama - Can Eryml

288

"ok zekisiniz, ama tarihteki nl General Rosenthal ayamza kadar gelmiken ansmz denememiz gerekir. Belki sizden ummadmz baka eyler renir, deneyimlerinizden yararlanrz," dedi Kopek ve General'in gndermekte olduu grnt birden silindi. Babil'de o konumalar izleyenler birbirlerine bakt. "Kendinden ok emin grnyordu," dedi Alwar. "Generale ne yapacaklar?" diye sordu Kennedy. "Bellek taramas," dedi Prenses. "Umarm," diye ekledi sonra. Sesi skntlyd. "imdi de ndra'nn gnderdii grntlere geiyorum," dedi Jimmy uzun sren bir sessizliin arkasndan. Bu kez baka bir uydu kar duvarn nnde yava yava bymeye balad. O silindirin boyu daha ksa, ap daha bykt ve iman bir peynir kutusuna benziyordu. Alt, st antenler, gne panelleri ve dier bir sr aygtla doluydu. Onun da evresini manyetik alan klar sarmt. Birden uydunun tepesindeki ynn iinden yeil bir k parlad ve doruca dnya gemisinin zerine dt. Bir erkek sesi, "Motorlarnz durdurun. Sizi ieriye biz ekeceiz," dedi. stenen yapld. "brlerine gre teknikleri farkl," dedi Kennedy. "kisi farkl dnya," dedi Sarah. "Yerekimiyle, yaama biimiyle, insanyla" "Gelecee baklaryla" diye ekledi Prenses. "Bar savunmak gerekirmi. Gsz glye yem oluyor. Yem durumunda olan biziz. Dnyay pembe bir cennet yapma fikri doru bir topya deilmi." "Sen de deimeye baladn Prenses," dedi kvrck sal Win Dawson. "Haklsn Win. Her neyse" diyerek nlerindeki grnty iaret edip sustu. Karlarnda dnyal ekibinin alnd oda vard. ki uzun duvar boyunca onar tane koltuk sralanmt ve hepsi kahverengi cppeli adamlar, kadnlarla doluydu. Ksa duvarlarn nlerine de er koltuk konmutu. Pathummal ile iki yardmcs nlerindeki koltuklara

Son Antlama - Can Eryml

289

oturdular. Dierleriyle aralarnda manyetik bir perde olduu silik yansmalardan belliydi. O srada kar duvardaki kap ald ve ieriye kii girdi. Onlar da nlerindeki bo koltuklara oturdular. Ortadaki cppeli, beyaz sal adam Kevin O'Hara idi. Bayla konuklarn selamlad. ki yanndaki farkl giyimli kiiler de Doktor ile Kopek'in adamlar olmalyd. "Ho geldiniz Dnyallar," dedi O'Hara. Sesi przsz, net ve etkileyiciydi. inde olduklar oda da sade, abartsz ve yeteri kadard. Her ey ve her yer gri idi ve olmas gerekenden lotu. Gri oda, kahverengi giysiler... "Ho bulduk sayn Eli," dedi Pathummal. "Size deiik zamanlardaki dnyalardan selam getirdik. Ayrca srmekte olan Birinci Zamanlararas Deerlendirme Toplants'nn bir kararn size iletmekle grevlendirildik. Belki izliyorsunuzdur onu." "Gelip kendinizin anlatmas ho bir davran oldu," dedi O'Hara. Grnt biraz daha silikleip parlad, ama kesilmedi. "Dnyaya dman bir birlie katlmanz tarafmzdan iyi karlanmad," diye srdrd Pathummal konumasn. "Kutsal bir misyon anlayyla yaama baktnz biliyoruz. Size kar hibir nyargmzn olmadn bilmelisiniz. Ancak Doktor Hopkins ve Bay Kopek ile ortaklnz, hakknzdaki olumlu fikirlerimizi ters ynde etkiliyor. Onlarn saldrgan tutumlar" "Ortaklarmz hakknda daha dikkatli konumanz neririm," dedi O'Hara. "Yoksa grmemizi kesmek zorunda kalabiliriz." "Bizim onlara kar olduumuzu bilmelisiniz," dedi Pathummal, yal adamn gzdana aldrmadan. "kisine yaptmz neriyi size de getirdik. Toplumunuzu buradan, bir uygarlk olumam olmas kouluyla, istediiniz zamana gnderebiliriz." "Anlyorum," dedi O'Hara yalnzca. Sakin sakin Pathummal'a bakyordu. "Evrene zek ekmeyi dndnze gre," dedi Pathummal, "size bulabileceiniz en gzel olana sunduumuzu sanyoruz. O ii biz de yaptk ve bo bir dnyada on iki koloni kurduk."

Son Antlama - Can Eryml

290

"On ," dedi O'Hara. "Evet," dedi Pathummal glerek. "Birisi ok farkl olsa da, yle. Haklsnz. Dilerseniz size kolonilerimizle ilgili her trl bilgiyi de ak yreklilikle verebiliriz." "Teekkr ederim Dr. Gani," dedi O'Hara. "Gerekten iten olduunuz belli. Sizinle gr alveriinde bulunabilmeyi biz de ok isterdik. Ancak iinde olduumuz bu uzay ortam iinde yaammz srdrebilmenin temel kural ibirlii ve gvendir. Burada dier kolonilerle dayanma iinde olmak zorundayz. Sizlerle savamaya can atmyoruz, ama kader ortaklarmz da karnzda yalnz brakamayz." "Sizi anlyorum diyemem, ama anlamaya alyorum sayn Eli. Siz ve Doktor Hopkins" Pathummal szn bitirmedi. Bir sre ikisi birbirini szd. "O beyefendi bize yepyeni bir ufuk at," dedi O'Hara. "statlarmz kutsal bir saygyla anyor ve nmze atklar soylu yolda sevgiyle yryoruz. O yolda deimekten korkmuyor, hatta deimemiz gerektiine inanyoruz. Doktor Hopkins bizim iin o deiimin anahtar oldu." "O anahtarla amay umduunuz kaplar bsbtn kilitlemezsiniz umarm." "Mesajnz aldk hanmefendi," dedi O'Hara. "imdi izin verirseniz arkadalarmz beyninizi tarayp sylediklerinizle sylemediklerinizi karlatracak. Ondan sonra geri gnderileceksiniz." Onun bu szlerinden sonra grnt kesildi. "Ne bok i u beyin tarama numaras be?" diyerek yerinden kalkt Benny. "Onlara kar hibir srrmz kalmayacak," dedi Kennedy. "Onlar oraya gndermekle doru mu ettik?" dedi Alwar da. "Kopek ne kadar saldrgan ve kstaht." "Ne demek istedi?" diye sordu John mrldanr gibi. "Garip biri bu O'Hara. Kopek'e benzemiyor. br tam beklediim gibi kt, ama bu... sonra grnt neden yle?"

Son Antlama - Can Eryml

291

"Bilmiyorum," dedi Jimmy dnceli bir ekilde. "Bu grnty ben de incelemek istiyorum," dedi Win Dawson. Jimmy ile baktlar. "O'Hara Doktor'a yaslanm sanki," dedi Kennedy. "O da Odysse'yi istiyor." "Hayr. Sanki baka bir ey" dedi John. "O tuhaf szler bilemiyorum. Anlayamadm." "Giderek daha ok boka batyoruz," dedi Benny. Hafife ksren Prenses'e dnp, "Affedersiniz ama, adn sylesek de sylemesek de, bir boka battmz kesin hanmefendi," diye ekledi. "Size kzmadm gen dostum. Aslnda ben de azm bozmak zereyim," dedi Prenses fkeyle. "O'Hara'dan biraz umutluydum, ama gryorum ki onu da kskvrak yakalamlar. Haklsnz Bay Bernstein. O dediiniz eye iyice batm durumdayz." "Sizleri o dnyadan gvenli bir yere almamz gerekecek," dedi John, Alwar ile Prenses'e. "Gerektiinde Babil'e tamak isteyeceiniz kiilerin bir listesini verin bize. Orada tehlikeye ok aksnz." "Yoo! Biz yerimizde kalmak zorundayz," diye John'a kar kt Alwar. "Belki orada daha korunakl bir yere geeriz ama" "Durun bir dakika," dedi Jimmy heyecanla. "L-5'ten yeni grntler geliyor." Susup duvardaki karl grntye bakarak beklediler. Uzunca bir sre sonra General Rosenthal'in gemisinin yeniden uydunun dnda olduu grld. Geri dnyordu. Yoo, hedefi dnya deil, uzaydaki Gne Enerji stasyonlarndan biriydi. Jimmy gemi ile iletiim kurmaya altysa da bir yant alamad. Hzla istasyona gidiyordu. Derhal durmalar ya da ynlerini deitirmeleri gerekiyordu yoksa ok ge Ve gemi istasyona arpt. kisi korkun bir alev topuna dnerek patlad. Grnt bir sre boluktaki yangn gsterdikten sonra kesildi. "Hanmlar, beyler," dedi John, "grdnz gibi sava balam bulunuyor." Salondaki sessizlik yaamakta olduklar hznle daha da koyulat. O srada karanlklar iindeki New York belirdi nlerinde. zgrlk heykeli ay altnda elindeki mealeyi tutuyor, yalnzca

Son Antlama - Can Eryml

292

denizdeki gemilerin klar parlyordu. Ardndan pe pee Amerika ktasnn karanlkta kalm br byk kentlerine ait grntler gelmeye balad; Los Angeles, Rio de Janeiro, Montreal... Onlarn ardndan Kopek'in glen yz belirdi nlerinde. "Ne kadar kararl olduumuzu gryorsunuz," dedi alayla. "Dnyanz besleyen br istasyonlara imdilik dokunmayacaz, ama zor anlayan kiiler olduunuz iin bir ka uyar daha yapacaz size." Kopek'in grnts yerini ayr yapnn grntlerine brakt. "Soldaki Dnya Birlii rgt'nn merkezi," diye aklad Prenses. "Ortadaki Birlikleraras Ekonomi Koordinatrl, ncs Gvenlik rgt Genel Merkezi." kinci ve nc grntler bir anda byk patlamalarla alevli birer toz bulutuna dnt. Bir sre sonra onlarn yerine iki yeni grnt geldi; Florida'daki Disney World ile Paris'teki Lafayette alveri merkezi. Onlar da, iindeki hibir eyden habersiz kalabalklarla birlikte, herkesin akn baklar altnda patlad. Ardndan, biri Kuala Lumpur, biri de Tokyo'da olan iki gkdelen grnd. "Sadist hayvan," diye bard Prenses. Dierleri ne yapacan bilemeden ya ayaa frlam, ya da oturduu yerde fkeyle kvranyordu. Son iki yap da patlarken Kopek'in sesi duyuldu. "u anda dnyanzda alt nemli merkez yok edildi. Alwar korkann ofisinde olmadn biliyoruz, ama bizimle anlama yapacak bir yeri olsun diye imdilik oraya dokunmuyoruz. Grdnz gibi, istediimizi vermekten baka ansnz yok. Bizimle ba edemezsiniz. Sizler birer hisiniz."

***
Odysse'nin nnde Benny, Jimmy, Toshiki ve Noko baz hesaplar inceliyor, John, Ali, Kennedy, Alwar ve Prenses de arkalarndaki masada oturuyordu. "Olmuyor," dedi Jimmy skntyla arkasna yaslanarak. "Art-2100'n tesine kesinlikle geemiyor bu alet. Ne yaparsak yapalm." "Zorlamayalm onu," dedi Ali. "Odysse bir tkanrsa her ey yatar."

Son Antlama - Can Eryml

293

"Aptal fzelerimizle onlarn nnde ne komik kalacaz," dedi Kennedy. "Bakalm askeri kurulda ne yapacak bizimkiler," dedi John ona. Bir sre ikisi birbirlerine bakarak sustu. John sonra Japon kar-kocaya dnd ve, "Sizin lkenizde de gneli bir tarikat varm. Bize onun hakknda bilgi bulabilir misiniz?" diye sordu. "Kutsal Ik," dedi Noko. "Evet, o!" dedi John. "Biliyorsun galiba." "Genken" dedi Noko, ama gerisini getirmeyip sustu. "ocuksu bir heyecand," dedi sonra biraz utanarak. "Gizli bir rgtn yesi olmak, ifreler, paralolar," derken elleriyle baz iaretler yapt, "herkesten farkl bir kimliinin olmas" "Sen elinle ne yaptn yle?" dedi John Noko'ya heyecanla. Herkes onlar izliyordu. "Bu mu?" diyerek elleriyle biraz nce yapt iaretleri bir daha yapt Noko. "Evet," dedi John. "O'Hara da byle bir ey yapmt." "Ben-Bir-Kutsal-Gne-Iym, demektir bu," dedi Noko ayn iareti bir daha yaparak. "Sradan bir el hareketi gibi gelir bilmeyene." "Noko, sen de O'Hara ile yaplan u grmeyi bir incelesene," dedi John kadna. "Olur John," dedi Noko. O srada kap ald ve ieri Hans ile Win Dawson girdi. Masadaki bo birer koltua oturdular. "Neler yapabildik?" diye sordu Prenses onlara. "Neler mi?" dedi Hans yal kadna dnceli bir ekilde bakarak. "nce birliklerin i gvenlik rgtlerinden askeri personel seip bir ordu oluturduk. Sonra gerekli ara, gere ve silahn retimine getik, ama hibir eye yetmeyecek yapacaklarmz." "Uydulardan gelen grntleri bir ok kez inceledik. Bir sonu alamadk," dedi Win Dawson. "Oralara casuslar sokmamz gerekiyor."

Son Antlama - Can Eryml

294

"Bizim Gvenlik rgtmz" dedi Alwar. "Ne yazk ki, basz ve ynetimsiz kald," dedi Hans. "Elemanlarn toparlamak ok zaman alacak. Dnyanzda hemen hemen hibir ey doru drst almyor. Bu arada o uydular koruyan manyetik kalkanlar devreden karamazsak, hibir silah ie yaramaz. L'lere giremeyeceimizi anlaynca biz de Ay'daki koloniye yneldik. Oraya szabilirsek, uydular iin retilen hammaddelerden baz ipular edinebileceimizi sanyoruz. Belki oradan brlerine de geebiliriz. Bir de Ay'n karanlk yznde bir s kurmay planladk." "Ona engel olmazlar m?" diye sordu Alwar. "Odysse..." dedi Hans ellerini aarak. "Orada daha kimsenin olmad bir zamana gidip ssmz kurar, bu zamanda gider yerleiriz iine. O ss kurmak iin Daydream Cumhuriyeti Savunma Bakan General Alan Jenkins gnll oldu. Ben ve Babil'den Hakon Deray ona lojistik destek vererek yardmc olabiliriz. Ayrca Lanka'dan Hank Sawana'y da Saldr Grubunun bana getirmeyi neriyoruz. Onaynz bekliyoruz." "Odysse'yi izleyebiliyorsa yaptklarnz anlamayacaklar m?" diye sordu Kennedy. "Lanka zerinden giderek gizleyebileceimizi sanyoruz," dedi Hans. "Bir kez Jimmy'yi bile atlatmtk." "Umarz Jimmy kadar aptallardr," dedi Jimmy ona. "Neyi bilip, neyi bilmediklerini kim bilebilir?" "Bir de Teknik Komiteyi bizimle daha uyumlu almas iin uyarmanz istiyoruz," diye ekledi Hans. "Silah retimimize hi yardmc olmadklar gibi, normal almalarmza bile kstek oluyorlar." "O komitenin bakan olarak sulanan benim aslnda," dedi Win Dawson, yerinde dorularak. "Askeri Komite srf bir eyler yapyor olmak iin elimizdeki tm kaynaklar bir takm ilkel silahlarn retimine ayrmak istiyor." "Hayr. Sava kart olduklar iin karlar bize," dedi Hans sesini ykselterek. "Onlara kalsa biz hibir ey yapmadan oturup, beylerin

Son Antlama - Can Eryml

295

mkemmeli

bulmalarn

bekleyeceiz.

Kaldrsanza

koruyucu

kalkanlar! Hayr, beceremediler, ama silah yapmada kullanrz diye gndelik teknolojiyi bile saklyorlar bizden. Baz bilgileri resmen almak zorunda kaldk." "Bu neredeyse bir ihanet sulamasna dnt," diye bararak ayaa kalkt Win. "Yerinize oturun Bay Dawson," dedi John yavaa. Win Hans'a bakarak yerine oturdu. "Kaynaklarmzn nasl kullanlacan brakn Ekonomik Komite dnsn. Siz yalnzca iinizi yapp teknik bilgi aktarn isteyenlere. Baka bir ey var m Hans?" "Evet. Her trl haberlemenin bizim araclmzla yaplmasn istiyoruz. Onun dndaki her trl grme dmana bilgi szdrma olarak deerlendirilmelidir." "Bu kadar samalk deil mi artk?" dedi Win elini masaya vurarak. "Bu sansr deil de nedir? Nerede kald bireyin" "Bu bir sava beyefendi," dedi Hans ayn ekilde sesini ykselterek. "Oyun deil. Hem de sizi korumak zere yaplan bir sava. Bu nerdiimiz eyi sizin istemeniz, dmana gnderilen sinyalleri bize ynlendirecek aletleri kendiliinizden getirmeniz gerekirdi. Ama siz nedense her konuda bize kar kmay ilke edindiniz." "Hibir sava ahlakszl hakl klmak iin yaplamaz. Siz onu yapyorsunuz. Ben burada ne aryorum, bilemiyorum," diyerek bir kez daha ayaa kalkt Win. "Hibir yere gidemezsiniz Bay Dawson," dedi John ona. "Yerinize oturun." "Ne o? Tutuklu muyum?" diye sordu Win, alayc bir ekilde. "Sava durumu nedeniyle sizin kadar bilgili birini babo brakamayz," dedi John. "Durumunuzu ne olarak adlandrrsanz adlandrn, buradan ayrlamazsnz. Sayn Alwar, bu koullar altnda sizden yeni bir Teknik Komite bakan belirlemenizi istemek durumundaym." "Yapma John!" diyerek araya girdi Jimmy. "Win'e ben kefilim. Yklenmeyin ona bu kadar."

Son Antlama - Can Eryml

296

"Gerekten bu kadar krc olmanz gerekmiyor Prof. Bach," dedi Alwar da. "sterseniz yana ekilip sizi kranlar seyredebiliriz sayn Bakan," dedi John.

***
Ayn karanlk tarafnda, yeraltna kurulan ssn bir odasnda, General Jenkins krsdeydi. nndeki koltuklarda on kadar subay ile John, Hans ve Hank oturuyordu. Jenkins'in sa tarafnda ayn boyutlu bir grnts belirdi. "Beyler, ssmz bir haftadr kullanlabilir durumadr." Jenkins konutuka grnt deierek ssn iini gstermeye balad. "Yeni gelenler iin ksaca aklayaym, yerin iki yz metre altnda bulunuyoruz. Bin kiiyi barndrabilme olanann yan sra, ierdekilere ay yetecek oksijen ve su stoklarmz bulunmaktadr. Ayrca sudan ve solunan havadan oksijen elde etmekte, geri dnm nitemizle pek ok eyi yeniden kullanlabilir duruma getirmekteyiz. Dn devreye alnan radyoaktif filtrelerimiz yznden sizleri bugn buraya gnl rahatlyla arabildik. Silah ve cephane depolarmz ile uak hangarlarmz gene yeraltnda, ama gvenlik nedeniyle bizden biraz uzakta bulunuyorlar." "Haberleme zleme Birimimiz de burada alyor," diye ekledi Hans. "O i nasl gidiyor?" diye sordu John. Hans yant vermesi iin Jenkins'e bakt. "On milyon sinyali bir anda analiz edebiliyor, baz haberlemeleri kesip, deitiriyor, bazlarnn yalnzca ynn saptryoruz. Kendi mesajlarmz dmann eline gemeden istediimiz yere ulayor. Ksacas yakn uzaydaki tm haberleme bizim tekelimizde. rnein, biraz nce aldm bir haberi sizlere iletmek istiyorum. Bu ssn kuruluunda byk emei geen Hakon Deray arkadamz bu sabah Ay Kolonisi Ynetimiyle gizlice grm." John Hans'a bakt. Hans

Son Antlama - Can Eryml

297

olumlu anlamda ban sallad. Jenkins konumasn, yannda beliren aydnlk yzdeki koloni yerleimini iaret ederek srdrd. "Kolonilerinin bu savaa kesinlikle karmak istemediini sylemiler. Ak hedef durumunda olduklar iin, bir taraf tutmalar durumunda brleri tarafndan saldrya urayp yok edileceklerini biliyorlar. Tarafsz kalmalarna izin vermemiz ve savatan sonra onlara zerklik tanmamz kouluyla ieriye gizlice girmemize raz olmular. Bir grup arkadamz u srada oradaki mal varlnn ve retimin bir envanterini karyor." "ok gzel," dedi John. "Ama Ay Kolonisi'nin bizimle ilikiye getiini L-5'in rendiinden kukuluyuz," diye srdrd Jenkins. "Orada dnyaya hammadde reten baz nitelere sabotaj yapmlar. Gerekirse biz de orada bir takm sabotajlara giriebiliriz." "Bir taraftan onlar, bir taraftan biz, Ay Kolonisini bitiririz," dedi Hank. "yi ki savaa girmiyorlar da yok olmuyorlar." Jenkins bir sre konumadan ona bakt ve, "Uydularn enerji hammaddelerinin retimini durdurabiliriz en azndan," dedi. "Enerjileri olmazsa manyetik kalkanlarn altramazlar." Bu arada Ay Kolonisi'nin saldrya uram birimlerinin grntleri arka arkaya geliyordu. Birden krsde krmz bir k srekli yanp snmeye balad. Bir sre kulakln dinleyen Jenkins, "L-5 sava uaklarndan biri bize teslim olmak zere geliyormu," dedi. "Bizimkiler onu korumaya alm, ama hl tehlikeli blgedelermi. Pilot, General Rosenthal'in de o uakta olduunu sylemi." "Hemen sevinmeye balamayalm, ama bu beklediimiz mucize olabilir," diyerek yerinden kalkt Hans. "Nasl olmu?" diye sordu Jenkins'e. "Bilmiyorum. Gelen bilgi bu kadar." "Buraya varmalar ne kadar srer?" "Sanrm yirmi dakika," dedi Jenkins, biraz dndkten sonra. "Bir nlem olarak o ua bo bir hangara indirin," dedi Hans. "Pilot ile General'i de hemen birbirinden ayrn."

298

12.

Kim adam etti beni? Gller gls Zaman Ve n sonu gelmeyen Kader, deil mi? Onlar deil mi Senin de, benim de efendilerimiz? Goethe

Ay ssndeki grnt odasnda John ile Hans yakn uzayda yaplmakta olan hava savalarn izliyorlard. Vurulan, paralanan, ate topuna dnen uaklarn arkasnda bazen dnya, bazen ay, bazen de dier uydular oluyordu. "Bu tr ne ok film evrildi biliyor musun?" diye sordu John. Hans yalnzca ban sallad. "Yoo, senin bildiklerinden sonra Btn bunlar yeniden izliyor gibiyim. Oyuncak uaklar, karton maketler, film hileleri, garip garip uzayl tipler yeil kk adamlar... nsanlar bu tr olaylara inanmaya o kadar hazrm ki, Orson Welles'in bir radyo oyununda Marsllarn saldrd haberini gerek sanp paniklemiti halk." "Duymutum. Savatan nceydi o." "ou palavrayd, ama bunlar gerek. nsann kan donuyor baktka. Herhalde Azrail de byle izliyordur dnyay." "Sava savatr John. Eskisi de, yenisi de ayn. Sonuta insanlar insanlar ldryor, aralar paralanyor, kentler yok oluyor. Geenlerde Leo Buscaglia'nn bir szn okumutum; 'lm ancak hi yaamamlar korkutur,' diyordu. O kadar ok tehlike geti bamdan, ama ben gene de korkuyorum. Ya sen...?"

Son Antlama - Can Eryml

299

"Eve'den sonra kendi adma korkmadm galiba, ama imdi u oyuncak gibi dnyadaki insanlar adna..." "Yalnz lmde korkunun olmad daha doru galiba," diyerek bir sre dalgn dalgn nndeki sava izledi Hans. "Doktor'un nerede olduunu bulamadlar daha deil mi?" diye sordu sonra. "Hayr, ama ben onun dnyada olduunu sanyorum." "Nerede?" diye sordu Hans. Bu arada nlerindeki grnty deitirdi. Kocaman bir dnya haritas belirdi kar duvarda. "Nerede o lanet olas herif?" diye sordu bir daha. "Yapt u dnyaya bak!" Haritada saldrya urayan, bombalanan, yanan, savalan yerler krmz kl noktalarla iaretlenmiti. Tm dnya kzamk karm gibi kpkrmz idi neredeyse. L-5'ten yaplan n saldrlarnn yan sra, Mehdi Abbas'la Janet'in intihar saldrlar yapan mritlerinin sabotajlaryd pek ou. Kutuplardaki meteoroloji istasyonlarndan, yamur ormanlarna, llerdeki kuyulardan, denizalt aratrma nitelerine kadar her yere yaylmt eylem alanlar. Kendilerinin de iinde yaadklar dnyay mahvediyordu adamlar. Patronlarnn o dnyay istemedii yok ettirmelerinden belliydi. "Orta Amerika'da olabilir mi?" dedi John. Hans'n merakla bakmas zerine, "Yalnzca bir his benimki," diye ekledi. "Onu dnnce aklma Mayalarn tyl ylan tanrs Quetzalcoatl geliyor da... bir arm... ama eer dndm gibi oradaki o Art-100'de kendine bir kara delik hazrladysa zaman onun iin gemiyordur. Bizimki ise son hzla geiyor. Her ey bittikten sonra ortaya kar ve" O srada kap alnarak ald ve rengarenk entarilerinden birini giymi olan Jimmy, kollarndan tutan iki gvenlik grevlisiyle birlikte ieri girdi. John ile Hans' grnce, "Syleyin unlara da braksnlar artk beni," diye seslendi. "Bir Cumhurbakann tuttuklarn bilmiyor mu bunlar?" "Bilmeseler seni yanmza kadar getirirler miydi?" dedi Hans ona. Eliyle grevlilere iaret etti. Onlar da Jimmy'yi brakp yanlarndan ayrld. "Ne oldu Jimmy?" diye sordu John. "Neden geldin? Hani kimseye izin"

Son Antlama - Can Eryml

300

"ok, ok, ama ok gizli," dedi ve sustu Jimmy. "John, Hans" diyerek ban ikisinin bann arasna sokup fsldayarak, "Noko O'Hara'nn mesajn zd," dedi. "Neyi ne mesajn zd?" diye sordu John. Jimmy eliyle onun azn kapatt ve gene fsldayarak, "O'Hara'dan aldmz mesajnn iinde gizli bir mesaj daha varm," dedi. "Neee?" dedi Hans Jimmy'nin kulana neredeyse bararak. "Bunu size baka trl iletebilir miydim?" dedi Jimmy. "Buras gvenli mi?" "Evet, evet. Anlat sen," dedi Hans Jimmy'ye sabrszca. "Noko mesajda bir enayilik olduunu sezmi. Hepimiz izledik, ama ite o Kutsal Zpktlar'dan olmak gerekiyormu onu anlayabilmek iin." "Janet de anlamtr o zaman onu," dedi John. "En byk zpkt o deil mi?" "Sanmyorum, nk Noko mesaj Odysse'de alt uzay-zaman boyutuna bld. Onlardan birine gizlenmi br mesaj. O karlanmalar, siliklemelerden herkes bir eyler dndn anlayabilir, ama bulabilmesi iin mutlaka bir Odysse'sinin olmas gerekir. Ayrca bulmak yetmedi, aabilmek iin zerine srayla kendi tarikatnn drt ayr ifre zc anahtarn uygulad Noko. Almad. Sonra ikierli, erli dzenlemeler yapt, gene olmad. En sonunda drdn st ste uygulamay denedi bizim yerden bitme zeka kp. Ve bingo! Btn o parazitler baka bir O'Hara'ya dnt." Biraz susarak brlerine bakt. "Adam bizim nerimizi kabul ediyor beyler," diye fsldad sonra sevinle. "Neyimizi kabul ediyor?" diye sordu John. Anlamadndan deil, ardndan sormutu onu. "Onlar istedikleri zamana gnderme nerimizi," dedi Jimmy. "Bizimle savamak istemediklerini, katlmaya zorlandklar g birliinden bir beklentilerinin olmadn sylemi. Amalarn byle dmanca bir ortamda gerekletiremeyeceklerini, uzay boluunu

Son Antlama - Can Eryml

301

bar bir bilinle doldurabilmek iin yardmmz beklediklerini anlatm." "ok ilgin," dedi John. "ok gzel, ok artc Demek ki O'Hara Odysse'nin ne olduunu ok iyi biliyor. O mesaj onunla zebileceimizi dndne gre" "Onu getirdin mi?" diye sordu Hans. "Deli misin sen?" dedi Jimmy ona ararak bakp. "nanmyorsan gider bakarsn!" "Tamam, tamam, baka?" diye sordu Hans onunla tartmamak iin. O srada krsde alan telefonu alp dinledikten sonra, "Generali getiren uak inmi" diye aklad. "Rosenthal'i brakt m Kopek?" diye sordu Jimmy. Bu kez arma sras ondayd. "Bilmiyoruz," dedi John ayaa kalkarken. "Haydi sen de gel bizimle." Hans nde, dar, metal koridorlardan geerek beyaza boyanm bir blme geldiler. Nbetilerin at kapdan kk bir odaya girdiler. erisi olduka kalabalkt. Hank, Jenkins ve revir personelinin dnda Prenses de oradayd. Rosenthal bir camn arkasndaki kk bir blmede, bedenini saran bir koltukta tek bana, yar yatar durumdayd. ndeki camn sa tarafnda, ierdeki kiinin salk taramasnn yapldn gsteren bir takm ekiller, grafikler, yazlar vard ve srekli deiiyordu. "Ho geldiniz General. Bize ne olduunu anlatr msnz?" diye sordu Hans. "Belleimi tarayp beni bir yere hapsetmilerdi," dedi Rosenthal. "Ama sonra o pilot geldi ve beni buraya kard." "Sizi neden karm olabilir?" diye sordu Hans. "Benim uzaktan akrabamm. Onun ad da Rosenthal. Ailesini zor durumdan kurtarp L-5'e tanmalarn salamm. Ayrca Kopek'e karym. Dnyaya 'anavatan' diyor, 'patron'unun yaratt vaheti hak etmediini sylyordu."

Son Antlama - Can Eryml

302

"Size ok kolay gelmedi mi bu kanz?" diye nc soruyu da gene Hans sordu. O srada odaya giren bir doktor onun kulana bir eyler syleyip eline bir kat verdi. Notu incelerken herkes susup ona bakt. Sonra o elindeki kad Rosenthal'e gstererek, "Sizi o pilottan ayrmakla ok doru yapmz General," dedi. "Onun canl bir bomba olduunu biliyor muydunuz?" "Yoksa General de mi?" diye atld Jimmy heyecanla. "Hayr, hayr," dedi notu getiren doktor nlerindeki cam gstererek. "General'in yle bir durumu yok." "Liderlerin yanlarna konulan o ikier kii gibi," dedi Hans. "Gerekirse uzaktan patlatlacak birer Demokles'in klc... ya da kendi taraflarna her olay annda aktaran canl kameralar O pilot da o amala iimize sokulmu olabilir. Sizi kararak aramza kolayca girebilirdi. Bomba olmaktan baka zellikleri de vardr belki." "Haklsn Hans," dedi Rosenthal, "ama o canl bir bomba olduunu zaten biliyor. Kendi durumunu bana yola kmadan sylemiti. Tm savalar iin uygulanan standart bir ilemmi o." "imdiye kadar patlamadna gre, buraya grevli gelmi olmal," dedi John, Hans'a bakarak. "Yoksa katn anladklar anda patlatrlard onu." "Uydunun dnda belli bir sre kalabiliyorlarm," dedi Rosenthal. "O sre dolmadan geri dnmeleri gerekiyormu. Burada zaten fazla kalamaz. Kana kartrlan bir svym o bomba, temizlenmesi de olanakszm." "Gene de temizlemeyi bir deneyelim onun kann," dedi Prenses. "Ua inceletiyor musunuz?" diye sordu Hans birden Jenkins'e. "Ondaki o manyetik kalkan geebilen aygt mutlaka elde etmemiz gerek." Jenkins Hank'a bakt. "Bizimkiler inceliyor," dedi Hank. "Bir patlama olursa biz daha dayanklyz." O srada Rosenthal boulur gibi bir ses kararak titremeye balad. Gzlerinin beyaz dnm, az sonuna kadar almt. rpnyor, ama bal olduu iin koltuktan kurtulamyordu. n camdaki

Son Antlama - Can Eryml

303

gstergelerin tm krmzya dnmt ve korkun bir hzla deiiyordu. "Bellei kendi kendine siliniyor," dedi doktor telala. "Ne oluyor byle?" "Patlamasn?" dedi Jimmy korkuyla. "Hepiniz dar kn!" diye bard doktor. "Ben kalyorum," dedi Prenses. Dudaklarn srarak bir ierde kvranan adama, bir gstergelerdeki baz yerlere dokunarak yeni dzenlemeler yapmaya alan doktora bakyordu. Yapabilecei hibir ey olmamasnn zavalll yznden okunuyordu. "Hank sen uaa git!" dedi Hans odadan karlarken. "Ben pilot ile grmeye gidiyorum. Jenkins sen de ss sava durumuna sok!"

***
John ile Hans gene grntdeki arpmalar izliyordu.

Heyecandan bir yere oturamamlard. Uzaydan bile yer yer yand grlen dnya yuvarlann nnde uaklar birbirine kyasya saldryordu. Hepsinin iinde zellikle bir tanesi ok nemliydi onlar iin. Be dnya uann korumaya alt, Rosenthal'i Ay ss'ne getiren uak, imdi L-5'e geri dnyordu. "Neden Hank da gidiyor?" diye sordu John. "Ua manyetik kalkandan geiren aygt aamadlar," dedi Hans. "Bozup eldekinden de olmaktan ekindik. Hank pilotu alp bu ans kullanmak istedi. Kimseye haber vermeden gitmelerine ben izin verdim." "Ya pilot bu arada patlarsa, demek istemitim. Hank" dedi John. "Onu darbeye dayankl cam bir blmeye koyduk," dedi Hans yalnzca. John, gzleri o uakta ban sallad. Sava gemilerinin toplarnn nlar parlyor, dokunduklarn patlatp, sar-krmz bir ate topuna dntryordu. "Ayrca onun orada olduunu bilirlerse tutsak almak iin ldrmezler diye dndm. Ne de olsa bizim Lanka projemiz o."

Son Antlama - Can Eryml

304

"Hans," dedi John ve bir sre durdu. "Eer bu savata yenilir, ya da birimize bir ey olursa sonra syleyemem belki... seni tandm iin ok mutluyum." Hans ok ard. Yzne garip bir glmseme yayld. "Ne neden syledin imdi bunu? Ne diyeceimi ardm," diye kekeleyerek John'a bakt. "Ben de ayn eyi yapardm. Neyse ok iyi savayorlar," diyerek konuyu gene sregelen savaa evirdi John. O srada Hank' korumakla grevli uaklardan biri turuncu bir buluta dnt. "Zaten az olan bizimkilerin teker teker havaya utuklarn grdke iim daralyor. Bir mucize gerekiyor bize." "Korku," dedi Hans. "Senin de arkanda Azrail gibi bir Kopek bekleseydi, sen de onlar gibi lmne savardn. Bak! Bizimkiler kalkana ne kadar yaklat." John farknda olmadan orta parmaklarn iaret parmaklarnn zerine kvrd. Hank'n iinde olduu, zerinde LD-25 yazan uak aradaki boluklardan geip, zerine yaan n selinden kamaya alarak kl duvara yaklat yaklat deydi yarsna kadar iine girdi veee topunu ateledi. Uydunun ortasndaki kk, yuvarlak bir tmsei hedef almt. Ufak bir patlama oldu orada. Uak bu arada btnyle kalkann iine girdi. Ayn noktaya pe pee ate etmeye balad. Kovandan kan arlar gibi bir sr sava gemisi uydudan dar frlad. O srada LD-25'in srekli ate ettii tmsek mthi bir patlamayla havaya utu. Gzleri yakacak kadar parlak ve beyaz bir k dalgas her yeri aydnlatt. Kopan paralar uzayda her yana savruldu. Patlamann etkisiyle uydunun yaknndaki uaklar, bu arada LD-25 de, epey telere savruldu. Ve L-5'i saran kalkann kl duvar yok oldu. Hans hemen krsdeki mikrofona uzanarak, "Tm dnya sava gemileri, dikkat!" diye seslendi. "Derhal L-5'e saldrn! Bu krmz kodlu bir duyurudur! Yineliyorum, bu krmz kodlu bir duyurudur! Derhal L-5'e saldrn!" "Gzlerime inanamyorum," dedi John. L-5'in neredeyse drtte biri yok olmutu. Ortasndan srlm kapkara bir salam gibiydi karanln iinde. Btn klar snm, dn gariplemi, dzensiz bir yalpalamaya dnmt.

Son Antlama - Can Eryml

305

"Hank hasar raporu ver!" diye bard Hans sonra nndeki mikrofona. "Hasarn bildir Hank!" Hibir yant alamad karlnda. LD-25 amasz bir ekilde salnyor ve giderek onlardan uzaklayordu. L-5'in evresi birbirleriyle savaan dnya ve uydu gemileriyle dolmutu. Yedekte bekletilen bir filo da Ay ssnden kalkm sava alanna doru gidiyordu. Ortalk bir sr hurda ve dkntden geilmiyordu. Uaklar birbiri ardna patlyor, uzay onlarn turuncu klaryla aydnlanyordu. L-5'in ambarlarndan bir sr uak dar frlyordu hl. Bu arada Hans, LD-25'in rotasn dzelterek Ay ssne doru dndn grp sevinle John'a gsterdi. "Dnyorum," diyen Hank'n zayf sesini duydular. "Pilot ld. Ben yaralym. Uakta hi hava kalmad. Bakalm geri gelebilecek miyim?" Ac ac glmseyerek John'a dnd Hans. Gzlerinde dklmeyen yalar vard. "Biliyor musun, bu savan byle biteceini ndra bize anlatmt," dedi John, titrek bir sesle. "ok zledim onu da," diyerek arkasn dnp elleriyle gzlerini sildi Hans. "Syle de sana Arcuna'y anlatsn," dedi John, onun omuzuna vurarak.

***
LD-25 numaral uak bo bir hangara alndktan sonra, kaps ancak dardan zorlanarak alabildi. erisi irenti. Pilotun iinde olduu cam blme krlmamt, ama ii silme kan, et ve kemik paralar ile kaplanmt. Yanm pislik kokusu gibi ok garip bir koku sarmt her yeri. Baygn bulduklar Hank' darya sedye ile karp, Lanka'dan getirtilen operatrlere teslim ettiler. Yaklak saat sren ameliyat srasnda, bir ka kez Lanka ile balant kurulmas gerekti. L-5'in evresindeki arpmalar daha bir on saat kadar srd. Uydularna dnme ans kalmayan dman uaklar genellikle intihar saldrlaryla kendilerini yok ediyor, ya da pilotlarn patlamasyla saf

Son Antlama - Can Eryml

306

d kalyorlard. Sayca okluklar bu ekilde yava yava eridi. Daha sonra uydunun iine inen sava, orada da on be saat kadar srd. Her duvarn arkas ile her odann dve dve alnmas gerekti. Sonunda, ou oluk ocuk olan, yaklak bir milyon kiinin sa kald uydu dnyal glere teslim oldu. Kopek ile ynetiminden kimseyi bulamadlar tutsaklar arasnda. llerin arasnda da yoklard. Her tarafa bir kez daha baktlar. Yoklard. Buhar olmulard sanki. Bu arada L-5 halkndan geriye kalanlarn, artk yaanamaz durumda olan uydudan bir an nce L-4'e, Ay Kolonisine ve dnyaya gtrlmeleri gerekiyordu. Yaam sistemlerinin ou yok olmu, ierdeki havann byk ksm uzaya dalmt. Oksijen retim nitelerinden pek az devredeydi. Hans o tanmalar dzenlemek ve uydunun yeniden kullanlabilmesi iin gereken almalar balatmak zere L-5'e gitti.

***
"arpmalar imdilik durdu," dedi John grntdeki Alwar ile Kennedy'ye. Jimmy ile birlikte, o ikisine hem O'Hara'nn mesajn iletmi, hem de olanlar anlatmlard. "Bakalm nasl olacak?" dedi Alwar. "Dnyada neredeyse kullanlabilir hibir ey kalmad. yi ki sizler vardnz da" "Bizimle ilgili bir melaneti yok etmek iin geldiimizi dnn," dedi John. "Basit bir vg deildi sylediim," dedi Alwar. "Biz btn yaam sistemlerimizi makinalara, bilgisayarlara, robotlara devredip kenara ekilmiiz. Bir enerji kesintisi tm aralarmz devre d brakt. Sizin getirdiiniz insanla kullanlan aralar olmasayd, teslim olmaktan baka bir ey yapamazdk. Uygarlamak insann elini kolunu balamaksa, oturup yeniden dnmek gerekir, demek istemitim." "Bizim o ilkel malzemeleri sizinkiler adam etmeseydi hibir yararmz olmazd," dedi Kennedy. "Gene de ucuz kurtulduk saylr." "Odysse'yi bir ele geirselerdi grrdnz siz gnnz," dedi Jimmy. "L-4 akll davrand da, kimse dokunmad ona, ama benim Daydream'imde ta stnde ta brakmadlar."

Son Antlama - Can Eryml

307

"Onu demek istemitim," dedi Kennedy. "Erkenden sevinmeye balamayn beyler," dedi John. "Daha sava bitmedi. Kopek ile Doktor'u bulamadk henz." Dnceli baklarla bir sre birbirlerini izlediler. "O'Hara ile iletiim kurar kurmaz gene size dneceiz." Selamlaarak haberlemeye son verdiler. John Jimmy ile sessizce bakrken ieri Jenkins girdi ve, "kiniz de buradasnz. yi," diyerek yanlarna geldi. "Benden niye sakladnz?" diye serte sordu John'a. "O gemiyi Hank resmen benden ald. Bu gvensizliin nedeni nedir?" "Sen bir askersin Jenkins," dedi John. "Baz konularn gizlilik dereceleri olduunu bizden daha iyi bilirsin. Gvenmesek seni bu ssn bana getirir" "Hayr gvenmiyorsunuz," dedi Jenkins sesini ykselterek. "Jimmy yznden gven duymuyorsunuz bana. Onu komik bir ocuk olarak gryor, yaptklarna oyun diye bakyorsunuz. Ben de o ocua kaplanm emekli bir askerim. Verilen buyruklar uygularm yalnzca. yle deil mi?" "Kimseye bir ey sylenmedi," diyerek araya girdi Jimmy. "Arkadalar inisiyatif kullanm. John ile ben bile sonradan rendik olay. Gene de bu baar hepimizin." "Sama!" dedi Jenkins. "Btn baarlar size yazlyor. Biz fikrimizi sylemeye kalknca susturuluyoruz. Asker dediin dnmez nk, bir robottur." "Bu tartma burada bitsin!" dedi John Jenkins'e serte. Kapnn yanndaki iki grevli yanlarna geldi. "kabilirsin Jenkins," dedi Jimmy de Savunma Bakanna. Jenkins iki grevlinin arasnda arkasna baka baka toplant odasndan kt.

***
Aralarna Noko'yu alm olan John ile Jimmy'nin karsnda, Alwar, Kennedy ve O'Hara'nn grnts vard bu kez. Yal adamn sa kolunun cppesinin altnda askda olduu belliydi. Yznde de yer yer

Son Antlama - Can Eryml

308

morluklar, ilikler vard. Noko ona bir takm el iaretleri yaparak selam verdi. Yal adam sol eliyle benzer iaretler yaparak ona karlk verdikten sonra brlerini bayla selamlad. "Ho geldiniz sayn Eli," dedi John. "Naslsnz?" "ok teekkr ederim sayn Profesr," dedi O'Hara. "L-5'in size teslim olmas zerine, bizim yanmzdaki temsilcisi kendini patlatt. deerli arkadamz ld, bazlar da yaraland. Ben de biraz etkilendim," diyerek sa kolunu iaret etti. "Gemi olsun," dedi Alwar. O'Hara bir ba iaretiyle teekkr etti ona. "Bu kadarla kurtulabilmeniz bir ans dorusu," dedi Kennedy. "Gerekten yle sayn Bakan," dedi O'Hara ona dnp. "Bildiim kadaryla siz benzer bir olaydan sa kamamtnz. Ama eer Doktor'un temsilcisi de kendini patlatsayd hibirimiz kurtulamazdk. O teslim olmay setii iin bir zincirleme reaksiyon olmad. Tanrnn korumasyla imdi burada sizlerle birlikteyim." Bir sre sustuktan sonra, "ifreyi sizin zdnz anlyorum benim sevgili n kzm," dedi Noko'ya. "Size onun iin ayrca teekkr ederim. stn bir zeka rnei gsterdiniz." "Sizinki de ok ustaca idi sayn Eli," dedi Noko. Utancndan yz kzarmt ve nne bakyordu. "Arkadalarmz Kopek ve ekibini L-5'te bulamad sayn Eli," diyerek uzamaya balayan sessizlie son verdi John. "O patlamayla yok olmu olabilirler mi?" "Olabilir," dedi O'Hara, ama bir sre dndkten sonra, "olmayabilir de," diye ekledi. "Emin olmak iin mikroskobik tarama yaptrmalsnz orada. Uydunun havaya uan ksmnda idiyseler bile, hcrelerinin izini bir yerlerde bulunabilir. Aklma gelen baka bir olaslk, patlamadan hemen nce Doktor'un onlar yanna alm olmasdr." "Nereye?" diye atld Alwar. "Doktor size de bir ka yolu nermi olmal, diye dnyorum." "Hayr efendim, nerede olduklarn bilmiyorum," dedi O'Hara

Son Antlama - Can Eryml

309

yavaa. "Sizinle savaa girmediimiz iin bizi farkl tutmular anlalan." "zr dilerim sayn Eli," diyerek araya girdi John. "Sizi bulur bulmaz sorgulamaya baladmz dnmeyin. nerimizi kabul edip savaa katlmamakla, baarmza ok byk bir katkda bulunduunuzu unutamayz. Onun iin en bata, kiiliinizde tm L-4 halkna teekkrlerimizi sunmak istiyoruz." "Sayn stadm," dedi O'Hara John'a dnerek. "Bir bar nerisi gnderme inceliini gsterdiiniz iin asl biz size teekkr borluyuz. Milyonlarca kiinin ld bir sava l, bir ka yaralyla atlatma olana verdiniz bize. Uzayda kesien iki izgi gibi olduk. Her birimizin kendine ait farkl gelecek beklentileri var. nerinizi kabul edip buralar terk etmekle, sizinle bir daha karlamamay kesinletirmi oluyoruz. Bizi baka bir zamana gndermeniz bizim iin yeterli. Kefinize sahip olma peinde hi deiliz." "Neden?" diye sordu Jimmy. "lkelerinize mi uymuyor?" "Tam yle deil ocuum," dedi O'Hara ona bakp. "Ahlaki gelmeseydi hi kullanmazdk onu. ok byk bir keifte bulunduunuzun, fizikte bir r atnzn, insanl yepyeni ufuklara tadnzn farkndayz. Bizim onu kullanmamz, Tanrnn sunduu bir armaan kabul etmektir yalnzca. Ancak zamana sahip olmay gerekten istemiyoruz. Biz evrene yaylmak istiyoruz. inde yaratlm olduumuz bu evrene Tanr bizim burada olmamz istedi nk. nsan gelitike uzay kld. Uzay klnce zamann ufku byd. O byklk iinde tanrsallkla insanln snrn kendimize gre doru izmek istiyoruz. Tsiolkovsky'nin dedii gibi biz de, dnyann insanlarn beii olduuna, ama sonsuza kadar beikte yaanmayacana inanyoruz. nk yaam bir tek gezegene hapsedilemeyecek kadar deerlidir. Giderek uzaya dalan insanlar birbirinden kopup farkllarm. Olsun! Tek merkezli sistemlerin uygarlmza ne zararlar verdiini hepimiz ok iyi biliyoruz. Burada bir referandum yaptk. Halkmzn % 92'si bo bir dnyaya tanmay kabul etti. stemeyen % 8'in de diledii yerlere gitmelerini salayacaz. Baka yerlerden bize katlmay isteyeceklere de kapmz ak tutacaz bu sre iinde."

Son Antlama - Can Eryml

310

"Dindar biri olmama karn, sizi gerekten anlayamyorum sayn Eli," dedi Kennedy. "Evrene yaylmay istiyorsunuz, ama zamana hayr! Oysa ikisini de Tanr yaratt. Bir eliki deil mi sylediiniz? Sonra, bylesine nemli bir gelimeye arkanz nasl dnebiliyorsunuz? L-4'n imdiki halk zaman yolculuunun yapldn biliyor. Bugn merak etmiyor olabilirler, ama ilerde de mi etmeyecekler? ocuklarnz sizin kadar kaytsz kalabilecek mi? Sylenceye dnp, daha tehlikeli olmaz m o bilgi zamanla? Srf zamandan reneceklerimiz iin bu servenin iindeyiz biz. imdiden edindiklerimiz bile yeter gsterdiimiz tm abaya. Gelecee bakarak n tkal yollarda stelemenin anlamszln grdk en azndan." "O da bizim dindar tarafmz sayn Bakan," dedi O'Hara glmseyerek. "Tanrdan kopmaktan ekiniyorlar," diyerek araya girdi Noko, ekingen sesiyle. Hepsi dnp ona bakt. "Tanr kendi yaratt zamann iindedir. Zaman yoksa, Tanr yoktur. Zaman farklysa, Tanr da farkldr." Bunun bir tarikat bilgisi olduu akt. "Evet n kzm," dedi O'Hara, ona sevecen baklarla bakarak. "Biz burada zamanla oynadmz iin Tanr'y dejenere etmi olduk," diye srdrd Noko. "Odysse'yi kullanarak Odysse'nin olmad bir zamana gitmeleri, zaman orada tek para olaca iin, Tanrnn tartlmaz birliini bir kez daha salayacak." O'Hara ban sallayarak ve glmseyerek Noko'ya bakyordu. "Her yerde senin gibi nlarn olduunu bilmek bizim en byk kvancmz kzm," dedi o szn bitirince. "Biraz nce isteyen herkesin size katlabileceini sylediniz sayn Eli," dedi Alwar. "Janet Hopkins ile Mehdi Abbas da olabilir mi onlar arasnda? Hatta isterse Doktor Hopkins de?" "Neden olmasn sayn Bakan?" dedi O'Hara. "Tanr'nn kullarnn dier kullar tarafndan hibir ekilde kstlanmamas gerektiine inanrz biz. Kural koyma hakk yalnz O'nundur. Biz saydnz o kiilerle bir ibirliine giremedik, nk onlar kendi kurallaryla gelip Tanr'nn bizim iin oluturduu gc ele geirmek istediler. Misyonumuzla ilgili gibi grnyorlard, zellikle hanmefendi, ama

Son Antlama - Can Eryml

311

dncelerimize hi sayg duymadklar ksa srede ortaya kt. Oysa Kopek'e deil de, birazck bize yakn olsalard bu sava hi kmazd. Evet sayn Bakan, buradan ayrlncaya kadar kapmz bizim gibi dnen herkese ak tutmak istiyoruz. Sevgi ve bar adna" "Grlerinize sayg duyuyorum," dedi John uzun sren bir sessizliin ardndan. "Sizi anladm da sanyorum, ama hak verdiim anlamna gelmiyor bu. Vermem de gerekmiyor zaten. Gandi, demokrasinin ayn ekilde dnenlerin bir araya gelmesi olmadn, farkllarn bir arada yaayabilmesi olduunu sylemiti. Dediiniz gibi, keke uzayda karlaan izgiler olmasaydk. Keke burada kalsaydnz da birlikte farkllklarmz yaayabilseydik, ama n kznz Bayan Noko Yamagata'y bizim eitliliimize kattnz bir armaan olarak kabul edeceimizi bilin ltfen." "ok gzel konuuyorsunuz "Teekkr stat," dedi O'Hara John'a glmseyerek. ederim. Giderken zleceimizi

syleyemem, ama sizleri ok zleyeceimizi bilin sizler de. Doktor ile hanmnn nerede olduunu bilmiyoruz. Odysse ile kurduu balant dolaysyla sizi de bir anlamda kendi byk riskinin iinde tutuyor. sterseniz size Odysse'ye dardan yaplan balantlarn nasl kesileceini gsterebiliriz. stemediiniz her eyi kendi dnza hapsetmi olursunuz." "Vay!" diye bir lk att Jimmy. "Onunla," dedi John da, "bizden isteyeceiniz her eyin bedelini demi olursunuz sayn Eli." "Size teslim olan temsilcisi kanalyla Doktor'a ulaamaz myz?" diye sordu Alwar. "Ne yazk ki hayr sayn Bakan. Yalnzca kendi mesajlarn gnderebiliyordu o. Bir sr aynaya arptrlan bir grnt gibi Milyonlarca olaslk iinde hangisinin doru rota olduu bilinmeden doru adres bulunamaz, ama o kii zerinde alrken Doktor'un sizin aranzdaki temsilcisini tespit ettik." "Yaa?" dedi John kukuyla. "Kimmi?" diye atld Jimmy.

Son Antlama - Can Eryml

312

"Aydaki ssnzn komutan General Jenkins," dedi O'Hara sz fazla uzatmadan. "Dediimiz yntemi Odysse'ye uygulaynca onun darya bir huni gibi uzandn greceksiniz siz de." "Teekkr ederiz," dedi John Jimmy'ye bakarak. "Bu bilgi bizim iin gerekten ok deerli." Cannn ne kadar skldn belli etmek istemese de, sesinin titremesine engel olamamt. "Bir de, bizi gnderdikten sonra bizimle olan balantnz koparmanz rica edeceim sizden stadm," dedi O'Hara. "Bunun iin bana sz vermeniz yeterli." "Nasl isterseniz," dedi John yalnzca. "Dr. Gani ile, ortamn koullarndan dolay, yeterince ilgilenememitik. Onu ok ilgilendirecek baz almalarmz var. Hank Sawana ile birlikte, nk onu da zel olarak kutlamak istiyoruz, bizi ziyaret etmelerini rica etsem, ok ey mi istemi olurum?" "Dr. Gani'nin isteinizi seve seve kabul edeceinden eminim, ama Hank arkadamz ar yaral sayn Eli. Ne zaman dzelip ayaa kalkabileceini bilemiyoruz. Gene de arnz ileteceim. Ancak Dr. Gani ile Dr. Kalender, Hank'n arkadalarndan biriyle yannza hemen gelebilir." "ok, ok teekkr ederim stadm," dedi O'Hara. Sevincini gizleyememi, belki de John'un gsterdii aklk karsnda gizlemeye gerek grmemiti. "Aka sylemek gerekirse, Dr. Kalender'in Lanka'da yaptklar misyonumuzun ncil'i olmak durumunda. nk insanlarn genetik yapsn deitirmeden uzaya alamayacamz biliyoruz. Ne bedenlerimiz, ne de psikolojimiz oradaki deiik ortamlara uygun. Evrene zeky ancak farkl bedenlerde, olduklar dnyalarda yaayabilecek canllar biiminde ekebiliriz. Sizin orada edindiiniz bilgileri istemeyi aklmdan bile geiremezken, siz onu altn bir tepsi iinde nmze koyuyorsunuz. Sizleri tandma gerekten ok memnun oldum. Umarm her ey sizin dilediiniz gibi olur." "Sizin de sayn Eli," dedi John. "Hoa kaln dostum," dedi Alwar. "Gle gle sayn Eli," dedi Kennedy.

Son Antlama - Can Eryml

313

"br tarafta grmek zere babacm," dedi Jimmy de. "Hoa kaln," dedi O'Hara, her birini ayr ayr selamlayarak. "Hoa kal kk n kzm," dedi sonra Noko'ya dnp. Sol eliyle bir takm iaretler yapt ona. Noko da benzerlerini yaparak yantlad onu. Ve O'Hara'nn grnts yava yava silindi. Onun biraz nce olduu bo yere uzun sre dalgn dalgn baktlar. "Gle gle arkada," dedi John yavaa. "yi yolculuklar. Seni zleyeceim." Sonra brlerine dnerek, "O'Hara'y yeni bir Musa olarak yolcu ettiimizin farknda msnz?" diye ekledi. "Halkn yanna katp" "Gerekten ama birini aramzda braktlar," dedi Jimmy, Noko'ya bakarak. "Onlara bu kadar yakn olacan hi ummazdm. ok ho!" "Benim yerim kocamn ve sizlerin yan," dedi kadn kesin bir sesle yavaa. "Tamam, tamam," dedi Jimmy ellerini kaldrp korkmu gibi yaparak. "Neden gitmedin diye sormadm." John da Noko'ya bakyordu. Onu kendi bana biri olarak deil, Odysse'nin bir paras gibi grmt hep. Yoo, hayr! Hep sevmiti o sessiz kadn, ama onun da dedii gibi, yeri hep Toshiki'nin arkasnda olmutu. ou zaman o sanki hi yokmu gibi davranmlar, o da kendini ortaya atacak davranlarda bulunmamt. Ona yeni bir gzle bakarken kadnlk, kiilik, egoizm, kapris gibi kavramlar geti aklndan. Evde de byle miydi acaba? Kocas ne derse yapan, hibir szne kar kmayan, kutsal kle gibi bir kadn Karsn ne ok zlediine kayd dncesi. Artk ok daha dingin ve telasz dnebiliyordu onu. Gzlerinin nnde beliren ltl gzleri epeydir yreini actmyordu. Acya ve alnyazsna kar iinde younlaan fke yerini yava yava farkl bir sevgiye brakmt. Yaarken sevdiinden daha farkl bir sevgiyle seviyordu sanki artk onu. Glmseyerek elini uzatp grntdeki karsnn yanan okad. O da sanki John'un eli gerek deil de, kendisi gibi bir grntym gibi, pembeleen yanan ona uzatt. "Zaman dejenere etmek sizi rahatsz etmedi mi Bayan Yamagata?" diye sordu Alwar, John'un dncelerinin arasna girerek. "Yeriniz kocanzn yan olabilir, ama onu Odysse ile bizzat siz kurcalyorsunuz."

Son Antlama - Can Eryml

314

"Gemile imdiyi kartrmayn sayn Alwar," dedi Noko, yz kzararak. "Odysse ile yaayan birinin deimeden kalabileceini nasl dnebilirsiniz?" "Sizi sulamak iin sylememitim," dedi Alwar, zr diler gibi. "Ama tanynca ben bile etkilendim O'Hara'dan. Sanrm siz de yle Profesr Bach." John ban sallayarak onaylad onu. Bir sre birbirlerine baktlar. "Her neyse... ben bu arada herkesi bir araya getirecek bir Bar Treni dzenlemeyi dndm. Ne dersiniz?" "ok iyi olur ama" dedi Kennedy dnceli bir ekilde. "Ben daha amn insanlarnn bu konuda nasl davranacaklarn bilmiyorum. Bir takm yeni tartmalara m yol alacak, yoksa iinde yaadmz it dalan yok edecek ortak bir ama m bulunmu olacak? Emin deilim." "Sanrm her sava gibi bu sonuncusu da insanlara ksa bir sre ders olacak," dedi John ona. "Dmanln ne boyutlara varabileceinin en lgn rneklerinden birini yaadk burada. Hem de hi gerei yokken" "Keke ben de sizin kadar emin olabilseydim," dedi Kennedy iini ekerek. "Keke ben de"

***
Odada yalnz kalnca bilgisayarda kendi adna gelmi ve 'ok Gizli' olarak kodlanm bir notun olduunu fark etti John. ifresini girerek at mesaj ksackt; 'General Jenkins'i odasnda kendini ldrm olarak bulduk.' Notu Dr. Hardy ve Temen Roberts adl tanmad iki kii imzalamt. Arkasna yaslanarak gzlerini tavana dikti. 'Doruymu,' diye geirdi aklndan. 'Yarglarmz ne kadar greceli. General'i L-5'ten karan pilot doru yolu semi bir kahraman oluyor da, Doktor'a bilgi ileten kiiyi hain diye damgalyoruz hemen. Ben de Win Dawson'dan kukulanmtm, meer Jenkins kisi de Jimmy'nin adam idi. Dawson'u bana kar savunmu, Jenkins'i savunmamt. O'Hara onun adn syleyince kzmtm. Demek ki kar taraf

Son Antlama - Can Eryml

315

asndan olduka doru bir seimmi Jenkins. Ne sorunu vard acaba? Ordudan baaryla emekli olmu, kk ama nemli bir cumhuriyetinin bakan idi. Ne nermilerdi de, durumunu, adn, hatta yaamn riske atarak yle bir ihaneti kabul etmiti? ok tuhaf! Hl insanlarn inanlar dorultusunda bir taraf seebileceini dnmyorum. Ya da kazanmak iin glnn yannda olmak istemesini Sanki herkes bizim tarafmzda olmak zorundaym gibi... Megalomani bu, baka bir ey deil.' 'Gemii ve ailesi aratrlsn!' diye bir not dp Jimmy ile Hans'a gnderdi o gelen mesaj. Sonra i haberlemeden revire, Rosenthal'in odasna baland. Adam o kk odadaki koltukta uyuyor, Prenses de yanndaki bir sandalyeye oturmu onu izliyordu. "Durumu nasl Prenses?" diye sordu yavaa, kadn rktmemek iin. O baklarn yavaa yatan adamdan John'un grntsne evirdi ve glmsemeye alarak, "yi," dedi, ama sesindeki hzn gizleyememiti. "Her dakika daha iyiye gidiyor. Bellek yenilenmesi %20'lere ulat. Daha ne kadarnn yenilenebileceini bilmiyor doktorlar. Geri imdiye kadar olan da yetermi kendine yeni bir yaam kurmasna, ama ilem sryor. Bakalm nereye kadar" "Grdm kadaryla kendini iine adamsn Bayan Nightingale," dedi John onu biraz neelendirmek iin. "Ne o? Baka bir i mi vard?" diye sordu Prenses. "Yoo, hayr!" dedi John. "Yalnzca sevginin gcn kutlamak istemitim." Ona ne Jenkins'i, ne de O'Hara ile grtklerini anlatt. Nasl olsa zaman gelince her eyi renecekti. "Seni ok seviyorum John," dedi Prenses glmseyerek. "Teekkr ederim." "Bir ey deil Kralie. Ben de seni ok seviyorum. Ona iyi bak!" diyerek grnty deitirdi. Bu kez revirde Hank'n odas belirdi nnde. Koca adam bir ka tanesinin birletirilmesiyle yaplm byk bir yatan iinde oturmu, yanndaki doktorlarla konuuyordu. Beklediinden daha iyi grmt onu. "Ziyareti kabul ediyor musunuz?" diye sordu.

Son Antlama - Can Eryml

316

"ok sevinirim John," dedi Hank sol elini kaldrarak. "Ben iyiyim. Merak etmeyin!" "ok hzl bir gelime gsteriyor efendim," dedi doktorlardan biri heyecanla. Lanka'dan gelenlerden deildi o. "Kskanlacak kadar abuk yeniliyor kendini. nanlmaz! Harika!" "ok gzel," dedi John ona. "O zaman sana ksaca, O'Hara ile konuup bar yaptmz syleyebilirim Hank. Onlar bize bir takm bilgiler verecek, biz de onlar gemi zamanda bo bir dnyaya gndereceiz. Gitmeden nce ndra ve seninle grmek istedi." "yle mi?" diye sordu Hank ilgiyle. "Neden?" "Sanrm hem seni merak ediyor, hem de kutlamak istiyor. Bilmiyorsun belki, ama sen her yerde gnn adamsn. Ne gn yzyllarn kahraman oldun. Kazandmz bu zaferi o pilotla sana borluyuz. ok iyiydin dostum. Sana herkesten nce ben teekkr etmek istedim." "Teekkre gerek yok. Ben grevimi yaptm, demem gerekiyor, deil mi?" diyerek glmeye alt Hank. "ey yani giderim... sevinirim," dedi ama, akl bir eye taklm gibiydi. "Ne o Hank? Cann skan bir ey mi var?" "Yoo, hayr," dedi Hank ve bir sre nne bakarak sustu. "Ama ben de... onlarla birlikte gitmek istiyorum." "Ne ne neden? Nereden kt imdi bu?" "imdi kmad John. Epeydir dnyordum. Lanka ok kark bir yer. Siz elinizi ektiiniz anda ok gaddar bir kavga yaanacak. Baz trler hepten yok olacak. Ama eer O'Hara ile gidersem, o bo yerde kendi soyumu oluturabilirim. Cork ok haklyd John. Benim de kahramanm o." "Yaaa?" dedi John. "Yaad yeri beenmeyip baka cennetler peinde koan ilk kii o deildi. Sen de sonuncu olmayacaksn. O gittiin yerin cennet olmadn anlaynca ne yapacaksn?" Durup Hank'a bakt, ama o soruyu duymam gibi nne bakmay srdrd. "Biz de bu sava younluundan kurtulur kurtulmaz, Lanka'da bir arada yaayamayacak trleri farkl zamanlara datmay, iin bana da seni getirmeyi dnyorduk. "

Son Antlama - Can Eryml

317

"O sizin projeniz John. Ali ok iyi yapar onu. Eminim. Ben O'hara ile gitmek istiyorum. Bir soyun atas olarak kendi yurdumu kurmak, trm yayma misyonunu balatmay dnyorum." "O gideceiniz zamanda insanlarla seninkiler iki farkl tr oluturmayacak m? Orada da bir ayklanma-kalma, ya da en azndan bir stnlk kavgas olmayacak m?" "Olmayacan umuyorum dostum. nk bizim trmzn dnda, bar gerekten isteyenlerin bir tek onlar olduunu grdm. ki farkl trn birbirini etkilemesiyle daha mutlu bir dnya kurulacana inanyorum." "Biz de bu savatan yeterince ders aldk Hank." "Umarm haklsndr John. Umarm brleri de almtr senin 'aldk' dediin dersleri. Geri sizin bir ders almanz zaten gerekmiyordu. Bar okulundan diplomalydnz siz. Asl ders almas gerekenlerse hl ortada yok. Deil mi? Onlarn neden olduu bu yknty adam etme ii de size kald." "Gitmekte kararlsn galiba," dedi John. Hank yalnzca glmseyerek ban sallad. "ndra ile L-4'e giderken, sana Mahabbarata Savalarn anlatmasn iste. Olur mu sevgili Arcuna?" Bir sre susarak koca adamn iri, siyah gzlerine bakt. "Sana yreimin en iten duygularyla baarlar dilerim. Sizi ok merak edeceiz, ama haberleemeyeceiz. nk O'Hara balantnn kesilmesini istedi." "Hakl. Gemilerin yaklmas gerekir. Ben de sizi merak edeceim." "Seni imdiden zlemeye baladm be Hank." "Bir ara gel de, sava ve bar hakknda yazdm bir iiri okuyaym sana." "Tamam koca romantik. Tamam," dedi John. Ona bakarken, yannda patlayan pilotu dnd. Uaktaki o iren koku geldi aklna. i kalkt. 'Nasl dayand onca oka?' diye aklndan geirdi ama, 'Ruhu da kendi kadar salam,' diye yantlad kendini. Daha sonra Ay Kolonisini arayp Hakon Deray ile grt. nce ynetimi stlenmesi konusunda gsterdii sorumluluktan dolay onu

Son Antlama - Can Eryml

318

kutlayp teekkr etti. O'Hara ile yaptklar grmeyi zetledi sonra. Ardndan oradaki durum hakknda bilgi ald. Yaplmas gerekenler konusunda nerilerini sorduunda Hakon, karanlk yzdeki ssn aydnlk yzdeki koloninin bir paras yaplmasn, ikisinin yeraltndan bir tnelle birbirine balanarak, zerk bir kurul tarafndan ynetilmesi gerektiini syledi. Nfusu arttrlmal, onun iin L-5'ten tanan gmenler orada kalmaya zendirilmeli, koloni ikinci snflktan bir ekilde kurtarlmalyd. John ondan nerilerini bir taslak olarak hazrlayp, yaplacak ilk Odysse Kurulu toplantsna getirmesini istedi. "Alwar'n dzenleyecei Bar Treninde, hem Ay', hem de Babil'i temsil edeceksin bu durumda," dedi sonra. Hakon dnceli bir ekilde ban sallayp, "Doktor ne olacak?" diye sordu. "Henz bilmiyoruz. Odysse'yi daha iyi korumaya alacaz." Hakon dudaklarn buruturarak John'a bakt, ama bir ey sylemedi.

***
John, Benny ve Jimmy, Odysse'nin odasnda, Pathummal'in L-4'ten getirmi olduu bilgi kristallerine bakyordu. Toshiki ile Noko ortadaki masann br tarafndayd ve hibiri oturmamt. "Bu lanet olas fitilleri Odysse'nin kna sokmak zorunda olmak houma gitmiyor," dedi Benny. "Sradan bir bilgisayar deil ki, bizim tek varlk nedenimiz o." "Ka kez kontrol edildi, kimse bir ey bulamad," dedi Jimmy. "Lanka'da, Win'in laboratuarnda... Toshiki ile Noko da inceledi. Hepsi bunlarn bizim iin bir hazine deerinde olduunu sylyor." "Bizim tarafn iyi niyetinden eminim," dedi Benny, "ama kabul etmek zorundayz ki, O'Hara hepimizden akll. Teknolojik olarak bizden ok ileri o manastr frlamas. Hibirimizin akamayaca bir virs sokuturmu olamazlar m bunlarn iine? Ne zaman harekete geeceini bilemeyeceimiz saatli bir bomba kendi ileri bittikten sonra gmm! Neden olmasn? Herif mesajn Kopek'le Janet'in

Son Antlama - Can Eryml

319

gzlerinin iine baka baka gndermiti bize. Bu kez atlatmas gerekenlerse bir takm zamanlararas yumuakalar" "Ne yapalm o zaman?" diye sordu Jimmy. "Kullanmayalm m bunlar?" "Benimki yalnzca ktmser bir varsaym," dedi Benny. "Haklsn," dedi John. "Hepimiz senin kukularn paylayoruz. Odysse'yi korumak zorunda olduumuzu da biliyoruz." "Odysse'yi kullanacaklar, ama karlar ona," dedi Benny. "O dndryor beni. Burasn, o kirletti diye terk ediyorlar. Bizim konumuzu da bizden iyi biliyor herifler. Postalarken bir yanllk yapmayalm diye eksiklerimizi tamamlyorlar. Herkes kontrol etmi. Kim o herkes? Win Dawson eittir Jimmy. Yani o ne biliyorsa, Jimmy kanalyla biz de ayn eyleri biliyoruz. Lanka derseniz tmyle bizim bildiklerimiz zerine kuruldu. Toshiki ile Noko da biziz. Onun iin, 'Kristaller temizmi,' demeyin bana. Ama gryorum ki, bir tek ben kntlk yapyorum. Ne diyeyim? Umarm yanlyorumdur." "Bu kararn oybirliiyle kmasn istiyorum Benny," dedi John. "O zaman iiniz ok zor," dedi Benny yzn ekiterek. "O kadar da zor deil," dedi Jimmy ona. "Eer bu kristallerde bir virs varsa, zamanlararas ayna simetrisi oluturarak onu yok edebiliriz. Geri deneme olanamz yok, ama simetriler arasndaki en kk farkll Odysse hemen yakalar. Ayrca onlar kendileri gitmek istiyor. Balanty keserek geri dn kapsn kapatyorlar." "Ben ne diyorum, sen ne diyorsun," dedi Benny Jimmy'ye. "Benim kukum ilkesel."

***
Belki de Kopek'in kendine ayrd iin ykmad Dnya Birlii rgt'nn merkezindeki byk toplant salonu son koltuuna kadar doluydu. Duvarlarn, yerin, tavann ve koltuklarn renginden dolay 'Eflatun Salon' denirdi oraya. Iklardan olumu hareketli bir dnya haritasnn nndeki uzun krsde Alwar ile Danmanlar Kurulu'nun

Son Antlama - Can Eryml

320

on sekiz yesi oturuyordu. Prenses ile Win Dawson da aralarndayd. Salonun ilk sra koltuu koyu krmz demeleriyle dierlerinden ayryd ve gnn onur konuklarna ayrlmlard. Savata yararlk gstermi kiiler veya onlarn yaknlar idi oradakiler. Herkesten uzun boyuyla en sol-ndeki koltukta katlanm gibi oturan Hank ile balayan sra, LD-25 numaral uan iinde patlayan pilot Dan Rosenthal'in sekiz yandaki kz Helen ve yannda asker niformas iinde oturan General Rosenthal ile sryordu. Salonun iki yanna baka salonlarn boyutlu grntleri sralanmt. Alwar'n krssne gre soldaki duvarda , kardakinde bir, sadakinde de gene grnt vard. Soldaki ilk grnt 1963'n Birlemi Uluslar Genel Kurul salonununki idi ve tklm tklm doluydu. Hatta koridorda biri sedyede, biri de tekerlekli iskemlede iki hasta vard. Tm lkeler kral, bakan, ya da babakanlar dzeyinde temsil ediliyordu. En nde be srekli ye lkenin temsilcileri vard. Ortada John F. Kennedy, solunda Mao Tse-Tung ve Harold MacMillan, sanda da Charles de Gaulle ile Nikita Kruev oturuyordu. Sanki btn o souk sava, nkleer dalama ve kamplamalar onlar yapmyormu gibi son derece masum grnyorlard. Geri Mao ile Kruev'i yan yana oturtamamlard ama olsun. Onun yannda L-4'n gri salonunun grnts vard. O'Hara ile Seilmiler kahverengi cppeleriyle o bycek oday doldurmutu. Bu kez sanki biraz daha aydnlk gibi idi oras ve iindekiler aka glmsyordu. ncs Ay Kolonisi'nin grnts idi. Koloni'nin eski Ynetim Kurulu yeleri ile o kurula atanm eit saydaki yeni ye bir masann iki yanna karlkl sralanmt. Savaa karmadklar iin eskilerin de kurulda kalmasn neren Hakon masann kar ucunda oturuyordu. Alwar'n tam karsndaki duvarda ise, yaral L-5'in uzayda yalpalayan grnts vard. O karanlk ve paralanm bidon korku saarak uzayn souk karanl iinde dnyordu. Oras adna hibir temsilci yoktu. Eflatun salonun sa tarafndaki ilk grntde, nde Odysse Kurulu yer almt. Benny, Hans, Ali, Toshiki, Noko, Edwards, Jimmy, Pathummal, Sarah ve Marilyn ortalarna John'u alarak ilk sradaki

Son Antlama - Can Eryml

321

koltuklardayd. Hemen arkalarnda Babil Koloniler Birlii'nin Bakan ve Senatrleri, onlarn da arkasnda on iki koloninin Ynetim Kurulu yeleri toplanmt. John'un hemen arkasnda oturan Hakon Deray ayn anda hem orada, hem de karlarndaki Ay Kolonisi'nin grntsnde yer almt. Biraz dikkat edince bu farkl yerlerde grnme olaynn onunla snrl olmad grlyordu. Zaman yolculuklarna katlm kiilerin bazlar bir ka yerde birden bulunuyordu. Prof. Edwards da hem 1963'n salonunda, hem de John'un yannda idi rnein. Sonra Ali, Jimmy gibi dierleri Bu teknii Toshiki ile Win Dawson gelitirmiti, ama Odysse'yi bu ustalkla kullanmak Noko'nun becerisiydi. Sadaki grntlerin ortasnda Lanka temsilcilerininki vard. Aralarnda kck kalan Ali'nin olduu o grup, birbirine benzemeyen farkl trden olumutu. nsanlardan ayrdedilmek iin kendilerine 'lanklar' diyen trler kendi ilerinde bir arada oturmular, birlikteliklerine de Uluslar Birlii Konseyi demilerdi. Birbirlerini ayr trler olarak deil de, ayr uluslar gibi grmeleri sevindiriciydi. Hank O'Hara'nn peinden bouna m gidiyordu? Yoksa kendi servenci ruhunun rzgar m neden oluyordu o yolculua? Hank onlarn arasnda yoktu. Yalnz Alwar'n Eflatun Salonunda yer almak istemiti. Lanka Konsey'ine Ali'nin yannda oturan kars Jar Sawana bakanlk ediyordu. Sonuncusu Daydream Cumhuriyeti Senatosu'nun inanlmaz grnts idi. Balarnda Jimmy ile arkadalar Joe Near ile Jack Mercy'nin olduu grupta kimler yoktu ki Julius Sezar, Cengiz Han, Byk skender, Perikles, Hannibal, Attila, II. Ramses ve Kleopatra gibi nl liderlerin yansra Sokrates, Herakleitos, Arkhimedes, Buda, Konfys, Zerdt, Dante, Milton, Shakespeare, Leonardo da Vinci gibi pek ok tandk kii klima kumatan giysileri iinde 2100 adna oradayd. Yz kiilik salonlarnn tamam dolu idi onlarn da. Ve btn o grntler toplantya katlan her zaman diliminde canl olarak yaynlanyor, o gne dek yaplan bu en byk yayn yaklak onbe milyar insan ile lank izliyordu. A konumasn, yerinde ayaa kalkarak Alwar yapt. Zamanlararas kapnn almasndan duyduu mutluluu belirterek balad szlerine. Ancak onun nlerine at mthi ufukta insanlarn

Son Antlama - Can Eryml

322

evrenin gizini zmekle uraacaklarna, hogrszlk ve hrsn neden olduu bir savata bou bouna pek ok eyin yitirildiini syledi. Kendi dnyalarnn ekonomik deerinin %60'nn yok olduunu ve tm sistemlerinin alamaz duruma geldiini, kazanlan bar gemiten gelip yanlarnda yer alma yrekliliini gsteren atalarna borlu olduklarn anlatarak srdrd konumasn. Zamanlararas ibirliinin baars olan bu zaferden alnacak pek ok dersin olduunu ekledi sonra. Bir zeletiri yapmak gerekirse, uygarlklarnn insan gz ard etmi olduunu, bir ksm hzla geliirken byk ounluun olayn dnda kaldn ve giderek makasn arasnn aldn yeni fark etmilerdi. Mehdi Abbas o toplum dna itilmilerin oban olmu, ilerindeki fkeyi patlama noktasna getirip ktlerin hizmetine sunmutu. Geri yaplan her savatan sonra yeterince ders ald sanlan insanln bir sre sonra yeni bir savaa kalktn, ama kendilerinin hl bir umut tadn, savalarn artk yaplamaz klnmasnn yollarnn bulunmas gerektiini belirtti. Kimseyi darda brakmadan tm insanl iine alacak yeni bir program yaplmal, daha dorusu yeni bir oyun tarz bulunmalyd. Bunun iin Dnya Birliine bal bir Ekonomik Gvenlik Konseyi oluturmay dnyorlard. Bu konsey elde edilen tm deerlerin herkese ulamasn salamalyd. nk onlara gre, dnyaya sahip olunmas bilginin yaylma oranna balyd. Deerler bilgi ile oluuyordu. Bu kez de bu ii beceremezlerse gelecek kuaklar onlar yaadklarndan ders almayan ahmaklar srs olarak sulamaktan ekinmeyecekti. Son bir ka gn iinde len bir milyara yakn insann savalar tarihinin son kurbanlar olmasn diledi. Son olarak kendi saflarnda savaa katlanlar adna John Bach, John Kennedy, Jimmy Ocean, Hakon Deray ile Hank Sawana'ya ve tarafsz kalarak onlara dolayl yardm etmi olan Kevin O'Hara'ya ayr ayr teekkr etti. Hank'tan sz ederken ona 'titan' demesi btn gruplarn koca lank alklamasna neden oldu. Alwar'n arkasndan sz alan Kennedy konumasna, savalarn artk yaplamaz klnmas konusuna yrekten katldn syleyerek balad. Zamanlararas barn tek tek her dnemdeki bartan daha nemli olduunu syleyip, kazanlan zaferi bar kk balklarn birleerek kpekbalklarn yenmesine benzetti. Silah glerinin

Son Antlama - Can Eryml

323

yetersiz olmasna karn hakllklarna olan inanlar onlara bu yolu amt. Alwar'a bakarak, bu son savatan kendi zamanlarnn baz dersler aldn belirtti. Daha nce A.B.D. ile S.S.C.B. arasnda oluturulmak istenen tm bar abalarna karn, iki lke ordularnn iki kez kar karya geldiini anmsatt. Bir kez Berlin'de, bir kez de Kba'da sava kmasna ramak kalmt. Oralarda kacak nkleer savalarn tm insanlar etkileyeceini herkes biliyordu, ama gene de n alnamamt gelimelerin. Ancak bu kez, yani bir hafta nce, 5.Austos.1963'de ngiltere, A.B.D. ve S.S.C.B. arasnda Moskova'da, Nkleer Denemeleri Yasaklama Antlamas imzalandn aklad. Geen bir hafta gibi ksa srede yzden fazla devletin o antlamaya imza koyduunu, Fransa ve in gibi henz imzalamayan lkelerin de katlmyla olayn dnyasal bir oybirliine dnmesini beklediklerini ekledi, Mao Tse-Tung'a bakarak. O iki elini yana aarak glmsedi yalnzca. Daha sonra sz alan O'Hara, bir veda konumas yaptn syleyerek szlerine balad. Kendinden nceki konumaclarn bar zlemiyle dolu szlerine Daydream Cumhuriyeti Senatosu'ndaki nl savalarn bile kar kmayacan sanyordu. Ancak gene o salonda olan Herakleitos'un dedii gibi, iinde sava gizleyen bar diyalektiin zn oluturuyordu. Dolaysyla ikisi her zaman birlikte ve i ie olacakt. O yzden kendileri, barla birlikte varolup savan yerine geecek baka bir unsur arayp bulmulard; o da bar evrene yayma savayd. Onu yaamlarnn amac yaparak srekli kldklarn anlatt. Bar isteyenler de savan yerine onun gibi srekli bir ama koymak zorundayd. Odysse'nin onlarla ilikisini kesecei konusunda sz verenlerden kukular yoktu, ama ilerde Odysse'yi izinsiz kurcalayan baz torunlar olursa, karlarnda gerek barn iek am olduu, evrene yaylm bir btn lke bulacaklarn syleyerek szlerini tamamlad. Son sz alan John konumasna, gidenlere baar dileklerini sunarak balad. Yaam iindeki gelimenin elikilerde yattn, leceini bile bile L-5'ten kaan pilot Rosenthal'in gnlnn dnyada, L-5'i yok eden Hank'n gnlnn de O'Hara'nn dlerindeki cennette olduunu syledi. Bu eliki gibi grnen eitliliinin aslnda kltrel

Son Antlama - Can Eryml

324

bir erginlie aldn, O'Hara her ne kadar inanmasa da, asl elikinin kendi iimizde olduunu, bizi onun yaptn, nereye gidilirse gidilsin kendimizi de yanmzda tayacamz iin ondan kurtuluun olmadn anlatt. Ayrca o elikinin bir itici g olduunu, rnein bu bar kalc klma abalarn Doktor Hopkins ile Kopek'in kard savaa borlu olduklarn syledi. Onlar henz bulamadklarn, ama artk korkmalarna gerek kalmadn, yalnzca burada bulunamadklar iin onlar adna zldn syleyip, "Keke onlar da aramzda olsalard bugn," diyerek bitirdi szlerini. Ondan sonra sava kahramanlarnn dllendirilmesine geildi. Hank'n, madalyasn takmas iin Alwar'n nnde yere diz kmesi herkesi gldrd. Patlayan pilotun kz Helen'in babasnn madalyasn alrken alamas pek ok gzde yaa neden oldu. Ayn kk kzn Rosenthal'in elini tutarak madalyasn almaya gtrmesi de ou kiiyi hznlendirdi. O trene arlm olanlarn hepsine madalya ve nianlar alklarla verildikten sonra, L-5'in kar duvardaki grnts silindi. Yerine 300 kiilik bir orkestra ile 300 kiilik bir koro geldi. Herkes oturduu yerde o tarafa dnd. Iklar biraz ksld ve Hank'n savabar konulu iiri zerine L-4'te bestelenen koral eser seslendirildi. Yaplan mzik ve arkasnda yer alan sava grntleri tyleri diken diken edecek kadar etkili idi. Gsteri patlayan bir L-5'in iine derek bitti en sonunda. Tm gruplar sahnedekileri uzun bir sre ayakta alklad. Sonra, nce orkestra ve koronun grnts yok oldu, ardndan srayla dierleri. Kendi kk zamanlarnn iinde hi olmadklar kadar youn bir yalnz braklmlk duygusu iine dtler. Oysa, eskiden olduu gibi, kendi kalabalklar arasndayd her biri. "Her halde onlar da bizim imdi dinlediimiz sessizlii dinliyordur," dedi Benny yannda oturan John'a, uzun sren bir suskunluun ardndan.

325

13.

Zavall insanolu, sen Tanr'y kendinde tayorsun. Dido Sotiriyu

Odysse'nin yeil k kresinde o zamana kadar grmedikleri bir karmaa vard. Sanki uzayda k hzyla gidiyorlarm, ya da evrenin iine ekiliyormu, daha dorusu dyorlarm gibi bir grnty ileri szlerek izliyorlard. "Ne kadar kald?" diye sordu Benny. "28 dakika 16 saniye," diye yantlad Noko onu. Odann karanlnda Odysse'nin o bulankl nnde oturanlar aydnlatyordu. John, Benny, Ali, Jimmy ile balarnda birer dnce band olan Toshiki ve Noko, dier zamanlar adna da Jar, Hakon, Win ve Edwards idi onlar. "Nasl gidiyor?"diye yavaa sordu John, yannda oturan Noko'ya. "Hi bir sapma olmad imdiye kadar," dedi kadn. "Srekli yeil aralktayz." "in bu kadar dzgn gitmesini, Hank' vermek pahasna aldmz o kristallere borluyuz," dedi Toshiki, Benny'ye bakarak. "Hank' biz vermedik," dedi Jar. Gizleyemedii bir fke sesini iyice tizletirmiti. "O kendi gitti. Ayrca gidip gitmediklerini de bilmiyoruz. Siz yle sylyorsunuz." "Odysse yle sylyor," dedi Noko. "Biliyorum, biliyorum," dedi Jar ona. "Hepsini biliyorum. Gnderme ileminden sonra syrma program devreye girecek. nce L-4 ile ilikimiz kesilecek, sonra dier zaman tnelleriyle." "Umarz," dedi Benny. "Birazdan ne olduunu greceiz." Sesi olduka skntlyd.

Son Antlama - Can Eryml

326

"Eer Doktor bir kara delikte hi zaman geirmeden bekliyorsa," dedi Edwards, "ne olup bittiini anlayncaya kadar iini bitirebilir miyiz?" Dierleri ona bakt. "Yani onlarn oradaki bir annda biz ok ey yapabiliyorsak, karlarna gibi grnen o olay bize alr. Onlar bir nlem alncaya kadar skp atarz hepsini Odysse'den." "Ben onlardan korkmuyorum," dedi Benny yzn buruturarak. "Odysse'den ekiniyorum. Zamann uzunluu, ksal fark etmez. Hepsi onun zaten." Edwards bir ey sylemeden bakt ona. "26 dakika kald," dedi Noko. "Ne olacan 26 dakika sonra greceiz," dedi John. Onun da sesinde saklayamad bir sknt vard. Ban Odysse'den teye evirdi. En arkada tek bana oturan Jar'n gzlerinden iki damla yan szldn grd. ard. Lanklarn alamayacan dnmt nedense. 'Hank'n yaptn yapar mydm ben?' diye dnd. 'Arkamda beni bu kadar seven bir kadn brakp, dnmemek zere ekip gider miydim? Hayr, yapmazdm sanrm yani herhalde. Sevgi ar bir ey. Sevdin mi, kendinden ar basar karndaki. Ben nasl brakp giderdim Eve'i? u an bile sahip olduum her eyi onun iin terk edebilirim. Btn bunlar Odysse'yi Evet, ama bu kadn da yapmad o ii. O kadar sevmesine karn erkeinin peinden gitmedi.' Gzlerini kapatp karsn dnmeye alt. nnde bir sr eski grnt uutu, ama Eve yoktu aralarnda. Kendini zorlad. Hayr! Yzn gzlerinin nne getiremiyordu onun. Krdaki komasn, evlendikleri gn ettikleri dans, ok sevdii askl pembe elbisesini, spagetti kartrn, hatta salarn tarayn bile grebiliyordu da, yz aklna gelmiyordu. Telala gzlerini aarak Jar'a zlemle bakt. En azndan alayabilmek isterdi. Yerinden kalkt. Orada oturup Odysse'ye bakmaktan baka bir ey yapamyor, kendilerini bou bouna geriyorlard. Kalan o dakikalar nasl olsa geecekti. Hi gemedii, durduu olmamt onlarn. "Benimle kat oynamak isteyen var m?" diye sordu. Zorla glt evresindekiler, ama kimse yerinden kalkmad. Odann kar tarafna yryp srtn duvara dayad. Odysse ile nndekileri oradan izlemeye balad.

***

Son Antlama - Can Eryml

327

Her ey umduklar gibi gitmi, L-4' olduu yerde brakarak, iindekileri hibir aksilik kmadan Eksi-30,000'e gndermilerdi. dakikadr Ganj Vadisinde idi O'Hara ile halk. Gnderme ileminin ardndan Odysse kendini formatlayp bir daha ulalmamak zere onlar kendi uzay-zaman giriiminden syrmt. Eksi-30,000'de bir sre oyalanan syrma ilemi aradaki zaman hzla tarayarak gelmi ve Eksi-20,000'de ar ar ilemeye balamt bu kez. "Lanka'y da kurban vermesek bari tanrlara," dedi Ali. "Bir aksilik olursa, ilemi durdurarak kurtarabilir miyiz onlar? Yoksa i iten gemi mi olur?" "Lanka'ya ok gidilip gelindi," dedi Toshiki. "En ksa tneli brakp dierlerini yok edecek." "Onlar hepimiz biliyoruz bozuk surat," dedi Benny sinirle. "Sussana!" "Benny sana ne olu" diyecek oldu Win. "Sen de sus!" dedi Benny ona da ve Odysse'ye doru eildi. "Eksi20,000'i yitirirsek biz kalr" derken sustu ve nndeki numaratre bakt. Syrma ilemi Eksi-20,000'i geip yeniden hzla ilerlemeye balaynca tuttuu soluunu brakp, "mydk bilmiyorum," diye tamamlad szn. Lanka uzay-zaman giriiminden silinmemiti. Benny neredeyse neeli bir sesle, "Aramza ho geldiniz Jar," dedi arkadaki dev kadna. "Yeniden ho geldiniz." Gitti ve oturan kadnn pullu yanan pt. "Ho bulduk," dedi Jar ona glmseyerek. "Ben sistemden kopmayacamzdan zaten emindim." "Eksi-8000'leri kolay syrd. imdi burada, Eksi-7650'de oyalanyor," dedi Toshiki. "ok normal," dedi John yanlarna gelerek. "Buras da en ok kullanlan yerlerden biri." Sesi olduka ciddiydi gene. "Sonra Odysse'nin kendisi de burada." Uzun sren bir sessizlik oldu. "Bu ii atlatalm hepinize birer eker vereceim," dedi Benny. "Bonkr Yahudi," dedi Jimmy. Herkes glmser gibi oldu. Uzun bir sessizlik daha

Son Antlama - Can Eryml

328

"Girit'teki koloni yok oldu," diye bard Noko telala. "Ne oluyor?" diyerek onun yanna kotu Benny. "Bilmiyorum," dedi Noko. Odysse ile ilgileniyordu. "Sanki atomlar zlp dald." "Sarah neredeydi?" diye sordu John. "Marilyn ve ndra ile birlikte Msr'a gideceklerdi," dedi Benny abuk abuk. "Neden Lanka'da deil de, burada oldu?" diye sordu sonra. "Sanki isel bir ey" dedi Noko. "Odysse'yle ilgili gibi" "Durdurun ilemi!" diye seslendi Benny. "Hayr!" dedi Noko. "Girit'ten bir tepki ald Odysse. Doktor oradayd galiba." "Ya da kendi olduu boyuta oradan gemi olabilir," dedi John. "lemi durdurun!" dedi Benny bir kez daha bararak. "Her eyi yok edeceksiniz." "Hayr!" diye bard John da. "Sakn yapma Noko! Zaman durdur! Tam Girit'in yok olduu ana geri dn ve zaman durdur!" Noko hzla Odysse'ye yneldi. Ik kresindeki uzay-zaman giriimi birden klerek parlak bir noktaya dnt ve odadaki herkes birer karalt olarak kald. "Ne oldu?" diye sordu Hakon ekinerek. "Biz de bir kara delie ekildik," dedi John. "Eer tahminim doruysa yani Odysse tam yerine indiyse ilem srd iin onlar burada yakalayabiliriz sanyorum." "Geride braktklarmz ne oldu?" diye sordu Ali. "Onlar bir daha nasl bulacaz?" "Onlar yitirmedik, merak etme!" dedi John. "Zaman yeniden altrnca ktmz ana geri dneceiz." "Umarm," dedi Benny Ali'ye, sert ve kskn bir sesle. "Eer buradan kmay baarabilirsek Bir daha hi dnemeyebiliriz yani onlara aslanm."

Son Antlama - Can Eryml

329

"Tartacak zamanmz yoktu Benny," dedi John. "Onlar buralarda bir yerlerde olmal. Syrma ilemi olduklar yere gelince, kendilerini korumak iin Girit'i ne atp, bizi kandrmak istediler. Eer ilemi durdursaydk onlar kendi elimizle korumu olurduk. Onlar dardan bizim Odysse'mizin iinde gizlenebiliyor, hatta ilemlerimizi ynlendirebiliyorsa, biz ok daha iyisini yapabilmeliyiz. En azndan bir kara delie girip kma riskini gslemeliyiz." "Biz imdi bir kara delikte miyiz?" diye sordu Jar. John ile Jimmy balarn salladlar. "Bu odann dnda ne var?" "Babil," dedi John. "Yalnzca Babil." "Buraya hapsolduk," dedi Benny. "brleri bir yerlerde, ama Sarah'n sevgili Girit'i pt diye yok oldu." Kimse bir ey sylemedi ona. "Sonsuza dek... o o ite o bir Atlantis oldu. Kzldeniz'de mavna batrma iine Atlantis adn koymutuk. Ne komik!" "Dierleri de gitmi olabilir mi?" diye sordu Edwards. "Belki de Babil tek bana kalmtr. brlerini bakamyoruz ki." "Her eyi anlayacaz," dedi John. "Kimse panik yapmasn." "Sen kimseye sormadan cart diye alteri indir," diye bard Benny ona, "sonra da gel, 'panik yapmayn' de." Odann br ucuna doru yrd, biraz durduktan sonra, "Lanet olsun!" diyerek odadan kt. "O yaygarac herif gittiine gre daha rahat dnebiliriz imdi," dedi Jimmy. "Panie gerek yok. Haklsn John. Ayrca yaptn i son derece doruydu. Sanrm onlarla ayn kara delikteyiz imdi. br koloniler de," dedi Edwards'a dnerek, "braktmz yerde hibir ey olmam gibi kendi gnlerini yayor. Geri dnemezsek yaamlarn bizsiz srdrecekler. O kadar." "Ne kadar basitmi," dedi Edwards, yzn buruturarak. "Kendisi burada yalanmyor, Sarah orada yalanyor, diye kzd belki de Benny," dedi Hakon. "Giderse yal bir Sarah bulacak diye?" "Keke yle olsa," dedi Jimmy. "Zaten Sarah'a gre kartt, biraz dengelenmi olur yalar." "imdi ne yapacaz?" diye sordu Ali.

Son Antlama - Can Eryml

330

"nce u Benny'ye bir seslenin de, o da burada olsun," dedi John. Hakon yavaa yerinden kalkp dar kt. "Odysse'ye mekanda bir pencere ap tarama yaptralm. Girit'ten gittilerse olduklar yere uzanan tneli o ekilde bulabiliriz." "Evet, haklsn," dedi Win ona katlp. "Odysse onun zamanla balantsn koruyabilir," dedi Toshiki de. "Ne kadar kark her ey," dedi Edwards yerinden kalkarak. "Ben eskisine gre bir fark gremiyorum, ama siz neler konuuyorsunuz." O srada Benny ile Hakon ieri girdi. "Gel Benny!" dedi John. "Odysse'ye bir" "Hemen boyutlu bir mekan penceresi aalm," dedi Benny onun szn keserek. "Ama zamandan kopuk olmasn. Nereye srklendiimizi bilemeyiz yoksa." "Biz de tam onu konuuyorduk," dedi John ve ban Noko'ya sallad. Jimmy ile Win de kadnn yanna geldi. "Hi denenmedi bu i, deil mi?" diye sordu Jar. "imdiye kadar denenmi neyi yaptk?" diye sordu Jimmy ona. "Sen bile bir ilksin." "Evet, ama," dedi Jar, "kolunu bacan koparyormuuz gibi dnmesin. Ne de olsa bir makine nce tnellerini kopardk. Bir de boyutlarn tralarsak" "Biraz nce hi tartmadan tek boyuta indi," dedi Noko ona. Kimse baka bir ey sylemeyince John bayla Noko'ya bir kez daha iaret etti. Hepsi soluunu tutarak kadnn kk parmaklarn, hi gerei yokken, dnce bandna basn izledi. Havada duran kk parlak nokta yava yava byrken oda da soluk bir ekilde aydnlanmaya balad. Yeil k kresi bo olarak ortaya kt. "Anlad," dedi Noko sevinle. "Bizi gene utandrmad." Bir sre sonra nlerinde baz ekiller belirmeye balad, ama sonra birden karland yeil kre. "Olmuyor mu?" diye sordu Jar, Benny'ye. "Galiba," dedi Benny, gzlerini nndeki k kresinden ayrmadan. "Buralarda dolam olmallar."

Son Antlama - Can Eryml

331

"Syrma ilemi de yeniden balad galiba," dedi Edwards. "Evet," dedi Win, saylarn olduu sa alt keye bakarak. "Zaman yeniden devreye girdi. Eksi-2000'lerdeyiz u anda. Sfra doru gidiyor. Onlar aryor." "Sfrda durup bebek sa'y kucaklamak isterdim," dedi Ali. "Doumunu kutsamaya gelen ranl magiler gibi," dedi Edwards. "Ama onu Nasra'da kk bir ocuk olarak bulabilirsin ancak. M..12 ile M..4 aras bir tarihte domu nk." "Sakn durma!" diye seslendi Benny Noko'ya. "Bu arada size, Odysse'nin yorgunluk belirtileri gstermeye baladn sylemek zorundaym arkadalar," dedi Ali. "Az kald diye dile getirmek istemiyordum ama onu biraz dinlendirmemiz gerekebilir." "Hey! Bakn! Bir eyler oluyor," dedi Jimmy heyecanla. Kredeki karlanmann iinde baz grntler belirmeye balamt. Yava yava sivri bir yap bir piramit merdivenli bir piramit bir piramidin tepesi geldi grntye. Giderek netleti ve Orta Amerika'dakilere benzeyenlerden biri kt ortaya. Tepedeki tatan odann nnde birileri vard. O hareketsiz grntye bakp, "Doktor bu!" diye bard Ali. Biraz sonra gerekten bir grup insann ortasnda uzun beyaz sa, sakalyla Doktor belirdi. Bir tarafnda kars Janet, br tarafnda Kopek, arkasnda da bakalar vard. Kzl salarndan Frederick'i tandlar nce. Bazlarnda Kopek gibi krmz klima kumatan giysiler vard. Ekibi olmalyd onlar. Janet'in arkasnda Mehdi Abbas olmas gereken uzun siyah sakall, byklar ksa kesilmi, sarkl biriyle plak, iri yar bir ka adam duruyordu. Hepsinin banda birer dnce band vard. Bu donmu aile fotorafnn iine biraz sonra ormann sesleri girmeye balaynca kiiler de hareket etmeye balad. "Beyaz tyl pezevenk ylan," dedi Benny dileri arasndan. "Buldun onu John." "Evet, bizi buldun John," dedii duyuldu Doktor'un. "Kutlarm seni." Sesi uzaktan geliyor, ama anlalyordu.

Son Antlama - Can Eryml

332

"Art-100'deyiz,"

dedi

Jimmy.

"Onun

orada

ne

yaptn

sormutunuz. Bilememitim. Buyurun, kendiniz sorun." John uzanp Toshiki ile Noko'nun balarndaki dnce bantlarn ald ve masaya brakt. Sonra Noko'nun kulana bir eyler syledi. Kadn nndeki panelde baz dmelere basarak kumanday dnce bandndan panele aktard. Ardndan baz ilemler daha yapt. John'a bakarak bayla iaret verdi. "Ne yaparsan yap, bir ie yaramayacak John," diye seslendi Doktor. "Sana ne olacan syleyeyim. Eer bize dokunmaya kalkarsanz hepimiz birer virs olup Odysse'nin iine dalacaz. Bizden kurtulmak iin kullandnz o syrma ilemini bir ykm programna dntreceiz. Girit ne yapabileceimizin bir rneiydi. Nerede imdi o?" "O bir ka saniye nceydi Doktor," dedi John. "Siz kendinizi zamana kapatmtnz, biz de biraz nce sizi olduunuz mekana kilitledik. Merak etmeyin, klnza dokunmayacaz, ama siz de olduunuz yerden ayrlamayacaksnz." Doktor bir eliyle alnndaki banda bastrarak kendini zorlad. Bir ara yok oldu, ama sonra gene grnd. "Hibir yere gidemiyorsun, deil mi? O piramitten grebildiiniz evreye hapsoldunuz. Syrma ilemi bitince olduunuz yerde tek banza kalacaksnz," diyerek gld. O bunlar sylerken piramidin tepesindekiler bir yok oluyor, bir grnyor, hepsi olduklar yerden kmann yollarn aryor, ama hemen geri dnyorlard. "Hem sonra hepinizin ayn yere toplanmas ne kadar iyi olmu," diye srdrd John. "Byle bir ahmaklk yapacanz, krk yl dnsem aklma gelmezdi, ama yapmsnz. Btn zamanlarn en byk terr rgt, mafyas, organ hrszlar, din bezirganlar, arszlar, aklllar, zekileri sizler kendi yaptnz o ta kapana skp kaldnz. stesek ayarlayamazdk bylesini. Girit'i yok etmekle bizi erken uyardn Jeff. Sizden bu kadar pe pee, sama sapan hatalar beklemediim iin hep bir hinlik aryordum yaptklarnzda, ama yokmu. Koskoca bir palavraymsnz hepiniz. Srnn olduunuz yerde." Piramidin tepesindekiler korkun hrnlamt. ldrm gibi baryor, kfrediyor, yerlerinde duramyorlard. Kopek nn am penisini gsteriyor, Janet yumruklarn sallyor, Mehdi belindeki

Son Antlama - Can Eryml

333

tabancay karm karsndaki grntye ate ediyordu. lerinde bir tek Doktor olduka sakindi. Ellerini iki yana ap brlerini susturdu ve, "Bizimle birlikte burada neleri de hapsettiini biliyor musun John?" diye sordu. "Bu piramidin ii silme altn ve mcevher dolu." "Ne iinize yarayacak onlar?" dedi John glerek. "Altn tasa kan kusmak oldu sizinki. Tanrlar, tanralar olmak istiyordunuz. Aln!" "Ayrca Kopek size evrenin formln verebilir. Buna o kadar kolay hayr diyeceini sanmyorum." "O bulduysa, biz de buluruz bir gn. Sizinle hibir eyin pazarln yapmayacaz." "yle mi sanyorsun?" dedi Doktor ve karsna bayla bir iaret yapt. Janet yana ekildi. Arkasnda aralanan kalabaln iinden, iki plak Maya savasnn kollarndan tutarak serte ne srkledii Eve kt. John karsnn o iki zbandut tarafndan itilip kakldn grnce ne diyeceini bilemedi. Eve de yalnzca yalvaran gzlerle bakyordu ona. Yznde ve kollarnda yer yer morluklar, dudaklarnda kan izleri vard. 'Ne yapmlar ona? Yoksa benim dlerimi mi kullanyorlar?' diye dnd John. Banda dnce band yoktu, ama gene de Karsndakiler kazanabilmek iin her eyi yapabilirdi. Hibir kural yoktu onlar iin. Gzlerinde biriken yalara engel olamyordu. Gr bulanm, slak bir perdenin arkasnda kalmt kars. "Onlarla sakn pazarlk etmeyin!" diyerek dnd ve hzla odadan kt. Noko baz dmelere bast. Toshiki eilip onun kulana bir eyler syledi. Noko ban sallad ve baz dmelere daha bast. Benny de eilip kadnn kulana bir ey syledi. Kadn yalnzca ban sallad ona. nce ekrandan gelen sesler kesildi, ardndan grnt dondu ve gene karlanmaya balad. Eve yok olmutu hepsinden nce, sonra dierleri eridi o karlarn arasnda. "En inanlmaz bu idi," dedi Edwards yorgun bir sesle. "Tylerim diken diken oldu. Ben John'un yanna gidiyorum," diyerek dar kt. "Oldu mu Noko?" diye sordu Benny.

Son Antlama - Can Eryml

334

"Bilmiyorum," dedi o, ban evirmeden. "Tm syrma ilemi bitmeden bilemeyiz." "O zaman aramzda kalsn," dedi Toshiki. "Bouna umutlandrmayalm onu." "uradan bir an nce kalm artk," dedi Benny. "O putlar tktk o delie ya"

***
"Bir eyler yapp 1963 ile Art-2100' gvenceye almalyz," dedi John. Gzleri kzarmt. Odysse'nin yeil kresinde uzay-zaman giriimi gene eskisi gibi dnyor, herkes sessizce tarih kutusundaki rakamlarn deimesini izliyordu. Art-1000'i yeni gemilerdi. "Birer koruma kalkan oluturabilir miyiz, diye dnyordum ben de," dedi Win. "Olabilir mi?" diye sordu Ali. "O zaman niye daha nce" "O kara delikteyken aklma geldi," dedi Win. "Gene de emin deilim." "Odysse'ye ek yk getirecekse kar karm. Haberin olsun," dedi Ali. "Yeni yeni zrtapozluklara kalkacanza elimizden kaan Girit'i nasl geri alabiliriz, diye dnsenize biraz," dedi Benny. "O uup giderken sen bir eyler yapsaydn ya!" dedi Jimmy ona. "imdi ne bok yemeye?" "Jimmy, ltfen!" dedi John yavaa. "zr dilerim," dedi Benny, ondan beklenmeyen bir uysallkla. "Niyetim hibir eye engel olmak deil. Girit'i yitirmemizle brlerini korumak arasnda bir iliki olmal, diye dnmtm yalnzca. Eer onun nasl" "Haklsn Benny," diye atld Win. Eliyle Jimmy'ye iaret etti ve hep birlikte baz hesaplara daldlar. Tarih kutusundaki rakam Art-1900'e yaklarken oluturduklar yeni ilemi, John'un onayyla, Odysse'ye yklediler.

Son Antlama - Can Eryml

335

"Bu iten ne kadar eminsiniz?" diye sordu Edwards. "Greceiz," kutusundayd. "Bu syrma ilemi bizi tek boyutlu brakyor. Farknda msnz?" diye sordu Jar. "Yani biraz nce dall bir aa gibiydik. imdi gemile gelecek tek izgi oldu." "Evet, haklsn," dedi John. "Tek gemi, tek gelecek eskisi gibi" "zldm," dedi Jar. "zgrlmz yitirdik gibi geliyor bana." "1963' getik," diyerek araya girdi Noko sevinle. "Onlar da bizimle kald." "Oluyor bu i! Yaasn!" diye bard Jimmy. "Odysse ok yoruldu John," diye seslendi Ali. "lemi biraz durduramaz myz?" "Hayr Ali, durduramayz. Ne oldu? Biraz daha dayanamaz m?" "Bilmiyorum. Biraz dinlenirse belki ama" dedi Ali kukuyla. "Bir takm isel deimeler oluyor. Odysse baz uzantlarn kendisi koparyor. yle mi Toshy?" "Kendisi mi koparyor, dardan m kartrlyor, anlayamadm, ama dediin doru. Odysse tekliyor," dedi Toshiki karsna bakarak. Noko da bayla onaylad onu. "Yani?" diye sordu Edwards. "Doktor olmasn?" dedi Hakon. "Odysse'ye szm olabilirler mi?" "Onlar orada kald," dedi Noko kendinden emin bir ekilde. "Oradan kabilmeleri iin kendilerine yeni bir Odysse yapmalar gerekir." "karlarsa hell olsun," dedi Jimmy. "Size bir ey sylemek istiyorum arkadalar," dedi Jar. "Eer Odysse'ye bir ey olursa ben burada tek bama kalrm. Bir ie de yaramyorum. Beni Lanka'ya geri gnderin. yle bir durumda bizimkilerin yannda olmu olurum." dedi Win yavaa. Hepsinin gzleri tarih

Son Antlama - Can Eryml

336

"Olabilir," dedi Toshiki. John dierlerine bakarak nndeki masadan bir dnce band ald ve Jar'n bana takt. Uzanp, eilmi olan kadn iki yanandan perek, "Hoa kal Jar," dedi. "Umarm bu gerek bir veda deildir de, gene grrz." Dierleri de gelip kadnla vedalat John'un ardndan. "Ayn eyi ben de dnm, ama dile getirememitim," dedi Win kadna sarlrken. "Sen gene insanlarnn arasndasn," dedi Jar ona. Win bayla onaylad. "Her eyin en iyisini dilerim sizler iin dostlarm. Bizi yapmanzn bedeli olmasa da ok teekkr ederim." "Haydi gle gle Jar," dedi Ali. "Gideceksen oyalanma!" Jar elini kaldrp onlar selamlarken yok oluverdi. "ok dokunakl," derken sesi alamaklyd. "imdi bizimleydi, ama artk yok. lm gibi lm gibi de deil Orada olduklarn ve yaadklarn biliyoruz." "ok dokunakl gerekten," dedi Jimmy, "ama bu atlara ne gerek var? Ben kendi zamanma gidebilecek miyim bakalm." "Aslnda sizlerin de yapabilecek fazla bir eyiniz kalmad," dedi John, Jimmy ile Win'e. "Bence sizler de gidebilirsiniz. Hatta sen de Eddy Odysse nasl Toshy?" "O isel deiimler kk kk patlamalara dnt," dedi Toshiki. "Hayr," diye kar kt Jimmy. "Hele u son aamada da burada olalm da" John masadan tane daha dnce band alp onlara datt ve, "Sizi kovmamz gerekiyor galiba," dedi. "Ne kadar zamannn kaldn bilmiyoruz. Buradaki varlnz da Odysse'yi yoruyor olabilir. zerindeki yk azaltm oluruz." steksizce ellerinde tuttuklar bantlar zorla Jimmy, Win ve Edwards'n balarna takt. "Hoa kaln. Bar ve mutluluk sizlerle olsun," diyerek sarld hepsine teker teker. Ardndan odada bir karklk oldu ve herkes birbirine sarlmaya balad. "Bize atnz ufuk iin teekkrler," dedi Edwards. "Odysse salna kavuuncaya kadar hoa kaln," dedi Jimmy. "Gle gle ulan frlama," dedi Benny, onu kendine ekip sarlarak. "Yaptn her ey iin teekkrler."

Son Antlama - Can Eryml

337

"Toda raba, (*) dostum," dedi Jimmy ona. Sonra brlerine dnp, "Hoa kaln. Beni unutmayn," derken gzleri doluydu. Win iki elini sallad. Ve nn yok oluunu uzun bir sessizlik izledi. "Herkes gitti yalnz kaldk meyhanede, diye bir ark vardr bizde," dedi Ali. Kalanlar ona bakt, ama kimse bir ey sylemedi. Yeil loluktaki suskunluk bir sre daha srd. "imdi nasl?" diye sordu John Ali'ye. "Ayn," dedi Ali. "Umarm bu vartay bu kadarla atlatr bizim kocaolan." Sesinde sylediine inanmayan bir titreklik vard. "Ne kadar kibardn yle Jimmy'ye kar," dedi sonra Benny'ye, konuyu deitirip neeli olmaya alarak. "Ne yapsaydm?" dedi Benny dalgn dalgn. "Ya bu patlamalar srer de, Odysse kendini bir daha toparlayamazsa? yle bir durumda ben nerede olmak isterim? Gidenler kendi zamanlarna gittiler. 1963 m, Msr'daki mi benim zamanm?" "Her ey bitmi gibi konuma byle," dedi Ali, "Odysse aslan gibi olacak bu vartay atlatnca." "Belki," dedi Benny iini ekerek. "Ama sonra ne olacak? Yani yaplacak ne kald? Galiba yoruldum artk Ali. Her eyi yaptk. Her eye doydum. yle Sarah ile Nil kysndaki kolonime ekilip, hurma aalar altnda onunla ba baa" "Hans geldi aklma," dedi Ali. "Hans ile ndra sanrm onlar ne yapacaklarn dnmyorlardr. Yollar o kadar belli ki" "Belks'n bulan Sleyman baka ne istesin?" dedi John. Gzleri akmayan yalarla dolmutu. Kimse bir ey sylemedi. "Ya ite byle," dedi sonra, kendine gelir gibi evresine baknarak. "Beni kskandrp durmayn," dedi Ali, sesini neeli olmaya zorlayarak. "Benim gzeller gzeli Jar'm kim bilir ne yapyordur imdi." Gltler. "Yahu Marilyn'den nce aklma o geldi, baksanza." "Odysse Art-2100'e gelmeden, u 1943'teki maaraya gidip, son gelimelerin belgelerini de oradaki arive koysam, diye dnyorum ben de," dedi John.

(*) Toda Raba; (branice) ok teekkrler.

Son Antlama - Can Eryml

338

"Bizden biri de gidebilir," dedi Hakon. "Siz burada kaln." "Hayr, hemen dnerim," dedi John. "Sen Babil'e gereklisin, brleri de Odysse'ye." "O zaman bir an nce git de gel John," dedi Ali. "Ben de bir ey isteyebilir miyim?" diye araya girdi Hakon. "Elbette," dedi John. "ey" dedi o ekinerek. "Ben de sizinle gidebilir miyim?" "Nereye?" diye sordu John. armt. "Biraz nce Hank' dndm," dedi Hakon. "Karsn bile almadan gitti o, ama ben ailemle gitmek istiyorum efendim." "Neden Hakon? Bunu neden istediini anlayamadm." "Sizlerle birlikte altktan, o sava ve btn bunlar yaadktan sonra burada kalmak istemiyorum. Beni ailemle 1943'e gtrn, sizin oradaki adamnz olaym. Orada yaptklarnz ok gzel geldi bana. Cennet gibidir herhalde." "Dnyada cennetin olmadn renemedin mi sen daha?" diye sordu Ali. "Oradaki maaraya bir beki gerekmiyor mu?" diye sordu Hakon, steleyerek. "Hayr," dedi Ali. "Bakalarnn dikkatini ekersiniz." "Herkes neden bir yerlere gitmek istiyorsa, Hakon da onun iin oraya gitmek istiyor Ali," dedi Benny. "Cork" dedi sonra ellerini aarak. "Her eyi o balatt." "Bizlerden birinin orada olmas benim iimi rahatlatr Hakon," dedi John. "Hele o birisi sen olursan ama Babil ne olacak?" "Buras tamam efendim," dedi Hakon ona. "Ne olduu da, nelerin olaca da belli. Bilinmeyen, hesaplanmayan bir ey kalmad burada, ama oras yle deil. Bo, bakir, yaplacak ok eyin olduu kark bir zaman oras. Siz de oradan..." Susarak John'a bakt. "zr dilerim efendim. Sizin yapamadnz ben yaparm demek istemiyorum, ama orada yaplabilecekler yarm kalm gibi geliyor bana."

Son Antlama - Can Eryml

339

"Seni anlyorum Hakon," dedi John. "Hemen git. Kimleri alacaksan al da, gel." "Ba stne efendim. ok teekkr ederim. ok, ok teekkr ederim," derken Hakon John'un iki eline sarlm sallyordu. "abuk ol ama," diye seslendi Toshiki ona.

***
Yeniden masaya dnerek dosyay toparlad John. Getirdii paketle birlikte onu kasaya koyup kilitledi. Sonra zerine byk rty rtp dnd ve kap olarak kulland delikten eilerek geti. Tuzaklarn dzenini altrarak kapy kapatt. Balnn yla geldii yoldan geri dnerek maaradan kt. Gne ok parlakt. Elleriyle gzlerini rterek bir sre durdu. Kuzeydeki tepelerin nnde denizi grdn sand gene. O parlaklk su deildi, ama duyduu bu sesler... yakc gnein altnda srekli genileyip daralan kayalar, atlayp den talar, kayan kum ynlar... Ren Cailli bunlarn lmn davulcusunun sesleri olduunu anlatmt. ln cini Raoul'un bu homurtularnn yanklar hep bir i korkusuyla dinlenirmi. Aklna Ren gelince, onu ve Heinrich Barth' nasl olup da bu 1943 ylnda Timbuktu'da bulduunu yeniden dnd. Aslnda ikisi de 1800'l yllarn insanlaryd (*). Onlar buraya ne savurmutu? Garip Her neyse eski Hakon, yeni Hasan'la iki kars ve kzlarn bu dan banda, bu rperten seslerin iinde, bunca zaman yalnz brakmt, ama hemen aaya inmek istemiyordu. Gidip yan tarafta byk bir tan zerine oturdu. Onlarn o adr burada fazla kalmt. Hem ekyalara ak hedef oluyor, hem de bilen bilmeyen herkese maaray iaret ediyordu. Hakon artk dilini Hasan'a altrsa iyi olacakt geldiklerinde adr kurarken bir Sahra Denizi lkeleri Birlii oluturmaktan sz etmiti. Buras hakknda kafa yorduu belliydi. Kylardaki sahipsiz insanlarn ibirliinin aaca yeni ufuklar, Afrika'da fakirlik ve geriliin bir

(*) Ren-Auguste Cailli (1799-1838), Heinrich Barth (1821-1865)

Son Antlama - Can Eryml

340

alnyazs olmadn kantlayacakt ona gre. Babil ve Ay'daki deneyimleri onun pek ok eyi becereceinin kantyd, ama gene de ibirlii iinde olmalydlar. Haksan ne de olsa buray onun kadar bilemezdi. John biraz daha tede, ok daha byk bir hedef koymutu kendine; Dnya Uluslar Birlii... Fizii brakp, politikaya gemek demekti bu. Yaklak bir aydr Afrika'daydlar. Anlalan korktuklar balarna gelmi, Odysse alamaz olmutu. Pek aklna getirmek istemiyordu ama, lm bile olabilirdi. Benny gibi, olduka yorgun hissediyordu o da kendini de, emekli olup kesine ekilemezdi daha. Doktor ile Kopek'i dnd. Hibir ey yapamayacaklar bir ortama hapsetmilerdi onlar. Grnmez duvarlar iine hapsolmu kck bir orman paras ve altn dan rten ta bir piramit ve o insanlar birbirini yiyecek o kadar insan o kadar vahi insan aslanlar aslanlara atm bir Roma mparatoru gibi hissediyordu kendini. Ve o kadar erkein iinde bir Janet vard kadn olarak, bir de kars... Offf!!! Kim bilir ne yapyordu imdi? Eve'i onlarn elinde brakmt. Can, cieri, pmeye kyamad yanaklar, glen gzleri ile... Eve... Eve Evelyn... Bu kez glmemi, korkarak, yalvararak, inanamyormu gibi bakmt John'a. O gzleri silemiyordu bir trl aklndan. Offf! Offf! steyince aklna getiremedii o gzel yz o alamakl baklarla kim srmt nne? Onu grd o andan beri elektrikli sandalyeye balanm bir mahkum gibi zorlanyor, ama kollaryla kaylar koparp, beynine dolan lmn nne geemiyordu. lm kendininki olsa daha kolay katlanrd belki, ama Eve idi o sandalyedeki. Onun yerine seve seve otururdu braksalard da, o burada Eve'sizlie mahkum edilmiti. lm kadar aresiz bir yalnzla... yeniden... bir kez daha kollarndaki kaylar koparamadan O grntlerin bir d olduuna kendini inandramyor kandramyordu. Hayr! Dlerinden rlen bir d deildi o. O hayvan srsnn yerinde olmalarna ramak kalmt. Eer onlar kazanm olsayd imdiye kadar oktan ldrlmlerdi. Kazanmasna kazanmlard geri, ama neyi kendi istedikleri gibi yapabildiklerini bilemiyordu. Kader mi kazanmt yoksa? Hissettii bu yorgunluk, zamanlararas yolculuklarda atomlarn bir kuyrukluyldz gibi savura

Son Antlama - Can Eryml

341

savura dolat iin olamaz myd? Etiyle, kemiiyle, dnceleriyle kendinde bir fark gremiyordu, ama ruhu karmakarkt iinde. 'Ben gerek ben miyim?' diye dnd. 'O olanlar yaadm m gerekten?' Tm dengeleri deimi, terazisinin akl kaymt. Gerekle d kartracak kadar... Hasan kendinden ne kadar emin grnyordu. Neden olmasn? O hem herkesten gl, hem de kendi istedii yer ve zamandayd. Yeni rendii Arapa'nn dnda bildii drt dil ile yolunu kendi bana bile izerdi. 'Ben onun gibi deilim. Benim olay ufkum dml. Koullanm biriyim ben," diye geirdi aklndan. Burada kaldn anladndan beri zaman zaman bir skmln bunalmn duyuyordu. Bunca zaman buralarda bouna oyalandn, arkadalarndan, Babil'den, Odysse'den bir haber bekleyerek kendini kandrmaya altn biliyordu. Gelebilecek olsalard imdiye dek oktan gelip bulmulard onu. Babil'e dnmeyi neden istiyordu? Proje daha tamamlanmad iin mi? Yoo, o zaten sonu olmayan bir projeydi. Yaam kendi bana bir projeydi. Her ey onun bir parasyd. Sevgiler, dostluklar, ihanetler, kavgalar Her yaam onlarla rlmt. Onun iinde mutlak doruya yer yoktu. Btn dorular kendilerine gre doruydu. Bunlar imdi sylyordu. Daha dne kadar, dnyada cennetin olmadn bile bile, yreinin bir kesinde hep baz srprizlerin olmasn beklemi, onlar da olmamt. Olmayacakt. Artk bu kapana kslmlk duygusundan kurtulmalyd. Buras da her yer gibi bir yer, bu zaman da zamanlardan biriydi yalnzca. Dostlaryla birlikte olamayacakt bir tek. zleyecekti onlar. Kabul, ama kars da nicedir yannda deildi. O tr yokluklar retmiti yaam ona. Bu 'rehin kaldm' duygusunu tad dnyada ne karsna, ne dostlarna gidebilirdi. Bazlar domamt bile daha. Kendisi Kanada'ya gitmeyen babas oluyla karsn Gabes'e getirirdi herhalde. Geri gidip annesi ile kk John'u bulabilirdi de, ne ie yarard o? Annesini ok zlemiti, ama ona nasl anlatrd neyin ne, kimin kim olduunu? Babas iin de ayn eyleri dnmemi miydi daha nce? 'Deitirebilecein konularda sonuna kadar abala, ama deitiremeyecein eylerin zerine gitmeme yan oktan geldi olum,' dedi kendi kendine.

Son Antlama - Can Eryml

342

Gzleri a almt. Aadakileri dnerek yerinden kalkt ve nndeki dik yamaca yuvarlanmamak iin talara tutuna tutuna inmeye balad. Byk kayann evresini dnnce kendini adrn nnde buldu, ama orada bir fakllk vard. Birileri kk kzlarn sesleri yoktu rnein. Baka sesler baka kokular Ne olduunu anlayamad. Admlarn hzlandrd. Heyecanlanmt. adrn kalkk eteinin altndan grlen minderlerde birileri oturuyordu. Neredeyse koarak adra dald. Ve olduu yerde donup kald. Soluu tkanmt. Ne bir ey diyebildi, ne bir ey dnebildi. Minderlerde oturanlar kars Eve ile John Kennedy idi. Hasan ile karlar yan tarafta ayakta duruyordu. Onu grnce Eve hemen frlad ve koarak boynuna atld. "Nerede kaldn be John?" dedi onun yanaklarn perken. John da pt onu, ama hl kendinde deildi. Etten kemikten birine sarlyordu ve Eve'in de ta kendisiydi o. "Seni beklerken zaman bir trl gemedi," diye srdrd szn kars eski aceleci konumasyla. "Sen sen sen," diye kekeleyebildi John yalnzca. Kadnn kokusunu st ste iine ekti. Gzleri dolmu alayamyor, boazna bir yumruk oturmu yutkunamyordu. "Sen nereden ktn byle?" diyebildi zorla. "Ne biim 'ho geldin' demek bu?" dedi Eve, geriye ekilip ona bakarak. Gzlerinin ii yeil yeil glyordu gene. Evet, bu Eve idi. "Ben de ho buldum eski dost," dedi yanlarna gelen Kennedy. Elini uzatmt. Tokalatlar. Kars gibi onun da zerinde klima kumatan bir elbise vard. "Ho geldiniz," dedi John sesine hakim olamaya alarak. Sol koluyla karsna sarlm, sa elini de Kennedy'ninkinden ekmemiti. Ellerinin titremesini engellemeye alyordu. "ardm. armamam gerekir, ama ok ardm. Tam kendimi sizsizlie altrmken bu... bu... kp gelmeniz... Hele sen" Karsn bir daha pt. O da onu. "Ne oldu? brleri ne oldu? Odysse?" "yle otur da anlatalm," dedi Kennedy onu minderlere doru ekerek. "Dp baylacak gibisin." Oturdular. John Eve'in elini sk sk tuttu. Gzlerini ondan alamyordu. Yanaklarna boalmasna engel

Son Antlama - Can Eryml

343

olamad yalar serbest eliyle silerken karsnn elini pt. Eve de onunkini yanana bastrarak tuttu. "Beni ok zlemisin gerekten," dedi Eve. "Tpk sizinkilerin anlatt gibi." "Bizimkiler...?" diye sordu John. "Ali, Benny, Toshiki, Noko" dedi Eve. "Haa, onlar," dedi John dalgn dalgn. Bu arada Zeliha bardak ay bir tepsiyle getirip nlerine brakt. Kennedy uzanp bir tanesini ald ve bir yudum iti. "Ooo, naneli imi," dedi sonra beeniyle. Hasan ile karlar gelip karlarna, yerdeki kilimin zerine oturdu. ocuklar durumda bir farkllk olduunu anlamlard. Biri Salima'nn, br Hasan'n kucana hi ses karmadan szld. "Siz buraya geldikten sonra" dedi Kennedy. "Ama dur, sana u ii batan anlataym. Sen Doktor'la son kez konuurken Noko ile Benny, Eve'i o piramidin tepesinden almay denemiler. Sen yokmusun o zaman onlarn yannda." "Bir gn okulda masamda alrken iim geer gibi olmutu," diye araya girdi Eve. "Sonra kendimi o garip tapnakta, tanmadm insanlarn arasnda buldum. Kt bir d grdm, uyannca hibirinin kalmayacana sandm, ama her ey son derece gerekti. 'John'un orospusu' diyorlard bana. Sonra beni o plak adamlara dvdrtt beyaz sakall olan. Hep birlikte seyrettiler." "Pislik herif! Pi kurular!" dedi John, karsnn yzndeki morluklar okarken. "Seni etkilemek iindi," dedi Kennedy. "Karn yle grnce dayanamayacan dndler, ama sen dar kmakla pazarlk anslarn yok ettin. Syrma ilemi bitince Eve'i Odysse'nin nnde bulmu bizimkiler." "Bana bir ey sylemediler," dedi John. "Emin deillerdi galiba." kisi de bayla onaylad onu. "Peki ya sen?" diye sordu Kennedy'ye. "Odysse Art-2090'larda tkanm. Ne yazk ki 2100' kurtaramam, ama henz lmedii iin ufak tefek baz balantlar yapabiliyormu. Durumu bildirmek iin Benny arad beni. Edwards da

Son Antlama - Can Eryml

344

yanmdayd o srada. Babil'den biraz nce dnm. Demokrat Parti'nin nmzdeki seimlerde ne beni, ne de kardeim Bob'u bakan aday olarak gstereceini syledi bana. Deien dnya koullarna en uygun adayn Edwards olacana karar vermi efendiler ve daha Babil'deyken onayn almlar bile onun. nce kar ktm, inanmak istemedim, hatta Edwards' Odysse'yi kullanarak altm oymakla suladm. Seimlere bamsz olarak girmeyi bile dndm, ama ok az kiinin benimle olacan anladm. Hatta biri yzme kar, 'artk devletin urlarn temizlemesi gerektiini' bile syledi. Nankr politika... Eddy, acele karar verirsem, istediim yere gnderecekti beni. O nerdii bir srgnd, ama Doktor'unkine benzemiyordu en azndan. Bir seim ans veriyordu bana. Orada kalp olanlar kenardan izlemenin benim iin onur krc olacan dnm. Haklyd. Kendi balattm bir hareketin dnda tutulacam yerde kalmamalydm. nce gelecee gitmeyi dndm. Orada ilkel biri olarak kalacam dnp vazgetim. Sonra buras geldi aklma. Senden dinlediklerim ok etkilemiti beni. Ama almaya gittiim karm benimle gelmek istemedi. ocuklaryla kalp kendi 'doru' zamann yaamak istediini syledi. Kardeime de kars benzer bir yant vermi. Ailelerimiz bile bizi yalnz brakyordu yani. Ne kadar hznl, deil mi? Bylesine terk edilmek lmden de beter biliyor musun? lm insann elinde olmayan bir durum. Bir alnyazs, ama bu Neyse, ikimizi nce Babil'e ald sizinkiler. Bobby oray grnce, baka yere gitmek istemedi. Ben de Eve'i alp buraya geldim." "1963 sensiz" dedi John. "Belki daha iyi olur," diyerek onun szn kesti Kennedy. Garip bir glmseme vard dudaklarnda. "Bu arada Fransa da antlamaya imza koydu. Kruev ile Mao aralarnda bir saldrmazlk antlamas imzalamaktan sz ediyorlard. Mao'nun kars Chiang Ching karym o yumuamaya, ama sanrm yaknda o da benim durumuma decek kendi lkesinde. Her ey alt st olurken baz eylerin deimeden kalmasn bekleyemeyiz, deil mi? Eddy, Birlemi Uluslar rgtn daha etkin bir konuma getirmekten sz ediyordu. Belki sen bile, benim yerime onun orada i banda olmasn yelersin." John'a bakarak bir sre sustu. John da sustu. Bir anlamda kabul etmek miydi o? "Eve'e

Son Antlama - Can Eryml

345

yaadklarmz, yaptklarmz anlatmaya altk," diye srdrd Kennedy, konuyu deitirerek. "Sarslmt, yaralyd, ok geiriyordu. Anlatlanlara inanamyordu. Biraz benden dolay inanr gibi oldu galiba." "ldm de br dnyaya gittim sandm," dedi Eve. "yle pat diye kim inanr o zaman yolculuklarna, lmeyen llere, yeniden yaanan kutsal kitap yklerine? Yok, Sleyman'm, Musa'ym, Arcuna'ym... Bana da bir otomobil kazasnda ldm, daha dorusu leceimi sylediler. Sen olsan inanr mydn?" John yalnzca omuzlarn silkti. "Ama sonra Odysse benden zr diledi." "Kim? Haa? Neden?" "Daha dorusu ikimizden zr diledi," diye srdrd Eve. "nce, ona yklediiniz bilgileri birletirerek projenizi kendince btnletirdiini syledi. Sizinkine tarihte olan ekliyle bir yn izmi. Benny ok kzd ona. 'Gemie benzesin diye mi Girit'in umasna izin verdin aptal herif?' diye sordu." John arkadan dnerek glmsedi. "Odysse onu dorulad. Sonra da bizden zr diledi. Senin iki kez gelip beni bulma abana o engel olmu. Meer herkese birer rol yaktrrken, sana en byn ayrm. O nedenle senin yalnz olman gerekiyormu. Tek bana bensiz" "Vay put vay!" dedi John hrsla. "Kusura bakmayn, Benny'letim biraz ama" Nereye dkeceini bilemedii fkesi gzlerinden tayordu. "Benny de aynen yle sylemiti," diyerek gld Kennedy. "Odysse, onu yaratan d gcn iin, sana teekkr etmemizi istedi. Seni ok sevmi. Bana da, beni buraya kendisinin gndermediini, ama olayn tarihin bana bitii role ok uyduunu syledi. Orada olan herkesi istedii yer ve zamana gtrdkten sonra kendisi And Dalarnda Machu Picchu'ya ekilecekmi." "Toshy ile Noko da onunla m gitmek istedi?" diye sordu John. "Evet," dedi Kennedy biraz ararak. "Nereden bildin?" "Bilmiyorum. Yalnzca bir his" Gerekten Machu Picchu ile Japon kar-kocay aklnda niye aktrdn bilemiyordu. (*)
(*) Japon gmen Alberto Fujimori, Nisan 1990'da, Peru'da bakanlk seimini kazand.

Son Antlama - Can Eryml

346

"Benny sana selam gnderdi. Eve'e kavutuun anda yannda olmay ok istermi, ama Odysse bir czlam ekerse Msr'da Sarah'yla olamazm. Onu anlayacandan eminmi." "Elbette," dedi John glmseyerek. "Hem de nasl..." Eve'in elini bir daha pt. "Marilyn de" dedi sonra Kennedy biraz zorlanarak, "Benny ile Msr'a gitmeyi seti. Ne benim, ne Ali'nin yannda olmak istedi. Geri ben bakanlk rtbemden soyunduktan sonra Ali ile yaramazdm, ama buraya biraz da o var diye Neyse, saf bir umutmu benimki. Onun ne kadar deitiini gz ard etmiim. Marilyn'in isteini duyar duymaz, Benny Odysse ile dalga gemeye balad. Onun dandik bir makine olduunu, her eyi kendinin ayarladn sandn, ama hibir... eyi... anlarsnz ite onun yapmadn syledi. Odysse istese de, istemese de, Sarah Yukar Msr'n firavunlar gibi krmzlar giyen kraliesi Haepsut olacakm, Marilyn'in de Aa Msr'n beyaz kraliesi Kleopatra. Kendisi de iki Msr' birletiren Firavun Menes olup, btn lkenin krmz-beyaz tacn giyecekmi. Bunlar syledikten sonra bir de nanik yapt ona." "Marilyn, sevgili Marilyn," dedi John yavaa. "Aslnda ne de yakr Kleopatra'lk ona, ama biliyorsunuz, kendini ylanlara sokturarak ldrmt o da. Gene ayn sona m srkleniyor yoksa bizim kz? Kimse engel olmad m ona? Ali ne yapt?" "O Lanka'ya gitmeyi seti. Oradaki projeyi srdrecekmi. Ayrlrken Marilyn'e sarl, onun bym karnn okamas, hi gremeyecei ocuuyla annesini ok zleyeceini syleyerek alamas ok dokunaklyd. Sanki Hank'n Lanka'da boalan yerinin doldurulmas gerekiyordu." "Ne garip bir yaprak dkm," dedi John. Kennedy ban sallayarak onaylad onu. "Hans ile ndra herhalde..." "Onlar zaten birlikte Kuds'telermi," dedi Eve. John'un kolunu imdirerek, "Btn bunlar bir d deil, deil mi?" diye sordu. "Bana hl yleymi gibi geliyor da." "Sen de peimden buralara srklendin. Sevecek misin bakalm," dedi John ona.

Son Antlama - Can Eryml

347

"Sklmaya zamanm olmayacak. Beni merak etme sen." "Ya sen...?" diyerek Kennedy'ye dnd John. "Benimki belli; gene politika. Ama bu kez Amerika yetmez bana. Dnyorum da, Birlemi Uluslar rgt 1945'de, savatan sonra kurulmutu. Burada da sava yeni bittiine gre" "Ama uluslar yerine daha byk birlikleri rgtleyip, dnyay bizim yaadmzdan daha barl bir ortama tamalyz," diyerek onun szn kesti John. "Alwar'n bile dleyip de yapamad dnyay kurmalyz," diyerek bu kez Kennedy atld. "Eddy de benim koltuumda ayn eye uraacak sanrm. Anladm kadaryla bu kez seninle ayn kulvarda olacaz John." "u anda dnyann iinde bulunduu bulank ortam bize ok uygun. Bu kemekein iinde yepyeni umutlar yeertmenin tam zaman. Bunca ac eken insan, bizim barla ilgili konumalarmz can kulayla dinleyecektir. Hakon burada Sahra Denizi lkeleri Birlii'ni oluturmay dnyordu. Belki onunla balanr ie. Onun iin Gabes'e, babamn yanna gidecek." "ok gzel," diyerek elini uzatt Kennedy. John onu tuttu. Hakon da elini onlarnkinin zerine koydu ve birden tokalat. "Gene eski dostlarla alacaz yani. Haa, bir de Olof Palme adnda sveli bir politikacy aramza alsak iyi olurmu. Ben ldkten sonra sren Vietnam savanda, onun Amerikan politikasna kar olduunu syledi Odysse. Savamamak iin ordudan kaan Amerikan askerlerinin snma isteklerini kabul ettii iin iki lkenin aras alm biraz, ama biz iyi anlaacakmz." "Yahu, hi akl var m sizde?" diyerek gld Eve. "Btn o Bakanlklar, Babil Beyliklerini brakp buraya gelin ve bir kez daha sfrdan balayn." "Alwar ile Jimmy yerlerinde kald, ama onlar da yklan dnyalarnda sfrdan balayacak Eve," dedi John. "Ayrca Hans Kuds'te Sleyman'lk yaparken bana bir mektup gndermiti. Zamann ve yaamn dairesel ilediini dnmeye baladn yazm, Aristo'yu

Son Antlama - Can Eryml

348

rnek vermiti. Hindulara gre, zaman ark dndke dilimler her dnte ayn noktalara gelirmi. Baz yeni dnrler (*) de bu srekli yinelemelerin szn etmi. Gya insanlar ldkten sonra gene yaamlarnn bana dner, eski yaadklarn bir daha yaarlarm. Sonsuza kadar bir daha bir daha" "Sen iyice felsefeye kaymsn John," dedi Eve. Kocasna beeniyle bakyordu. "Nasl kaymasn?" dedi Kennedy. Birbirlerine bakarak sustular. "ey Bay John," dedi onlardan biraz tede oturan Zeliha. "ey ben yani sras m bilmiyorum, ama biz de burada zgr myz?" "Elbette Zeliha. Ne demek istiyorsun?" dedi John ona dnp. "O zaman ben ben Gabes'e gitmek istemiyorum. Bayan Kennedy gibi ocuumu alp yani Hakon'un ikinci kars olarak Kusura bakma Hakon. Seni seviyorum. Salima'y da seviyorum, ama sen istediklerini yaparken eve tklp ocuk bytmek bana yetmeyecek. Burada Babil'in kurallar geerli deilse benim de isteklerim" "Nelermi onlar?" diye atld Hakon. arm, biraz da bozulmutu. "Sen hl benim karmsn." "Biz yokuz bile bu zamanda," dedi Zeliha. "Olmayan kiiler kar koca da olmaz." "Biz bal gibi varz. Ne demek oluyor bu?" "Senin gitmek istediin zel bir yer var m Zeliha?" diye sordu John kadna. Olayn bir aile kavgasna dnmesini istememiti. Zeliha'nn farkl olduunu biliyordu, ama bu kadar erken tavr koymasn beklememiti dorusu. Onlar Babil tarz bir yaama zorlayp, iki kars var diye Hakon'a Hasan deyip, Arap klna sokmutu yalnzca. Karlarndan birini boamasn m istemeliydi yoksa ondan? Grd kadaryla olay onun isteyeceklerini amt. Kocasna sylediklerinin hepsini aslnda John'a sylyordu o. 'Seni ve br karn seviyorum,' diyerek onlar aradan karmt, ama Hakon onu anlamamakta direniyordu.
(*) Emesa'l Piskopos Nemesius, (M.S. 4. yy.)

Son Antlama - Can Eryml

349

"Eer izin verirseniz ben Avrupa'ya gitmek istiyorum," dedi Zeliha John'a. "Oras berbat bir yknt bugn. Yaplacak ok i olmal." Eve uzanp onun elini tuttu. "Ama biz buras iin eitildik," dedi Hakon, sesini biraz ykselterek. "Ben zaten yalnz gitmek istiyorum. Oras iin kendimi eitmem en fazla bir aym alr." "Sen" derken sustu ve szn bitirmedi Hakon. Sonra yannda oturan br karsna dnp, "Peki sen nereye gitmek istiyorsun Salima?" diye sordu. "Ben seninle gelmek istiyorum Hasan," dedi o nne bakarak. "Benim yerim senin yann." Hakon bu sz zerine aka rahatlayp evresindekilere bakt ve, "Biz Gabes'e gidiyoruz," dedi John'a. "Ben de seni seviyorum Zeliha. Sana olan sevgimi ayrlklar eksiltmeyecek. Dilediini yapmakta zgrsn." "Teekkr ederim," dedi Zeliha. Sesinde hafif alayc bir tn vard, ama daha fazla tartmak istemedii belliydi. Sonra, "Ben hepinizi ok seviyorum. Benim ailemsiniz sizler," dedi dierlerine. "Biz bir aileyiz gerekten," dedi John glmseyerek. Kollarn ap bekledi. ki kk kz oturduklar kucaklardan kalkp sevinle glerek ona kotu. John onlar kucaklayp yanaklarn perken Eve kendine yakn olann san okad. br eli Zeliha'nnkini brakmamt. "Haydi bakalm," diyerek ocuklarla birlikte ayaa kalkt John. "Yeni bir dnya darda bizi bekliyor." "Yeni Kopek'lere, Doktor'lara izin vermeyelim burada," dedi Hakon. "Onlar hep olacak dostum. Onlar hep olacak," dedi Kennedy ayaa kalkarken. Kadnlarn bir araya gelip konumaya baladklarn grnce John'u biraz teye ekip, "Sana bir ey sormak istiyorum," dedi, brlerinin duyamayaca bir sesle. "Yoksa biz gerekten ldk m? Ne dersin?" John ona soran baklarla baknca, "Yani dnyorum da, hepimiz yaarken ya bir kaza geirdik, ya yaralandk, ya da hastalandk. Hatta ldk. Olof Palme de 1986 ylnda silahl bir saldryla lecekmi rnein. Hans savata yaralanm.

Son Antlama - Can Eryml

350

Marilyn, Eve, Bobby, ben hatta sen bile Eve lrken o arabadan sen nasl sa kmtn?" "Bilmiyorum." "Yoksa senin Odysse dediin zaman makinas, Kharon'un (*) kay myd?" "Bilmiyorum, ama ben azmda hi para bulmadm."

ZMR. 2000

"...insann insan olarak korkusu her yerde ayn..."


Can Eryml ile "Son Antlama" zerine bir rportaj
altkitap: "Son Antlama" insann ban dndrecek kadar zengin izleklere sahip bir eser. Ama bu tatl karmaann ortasnda zamana hkmetmek, zaman yenmek, gelecei kurgulamak ve gemii deitirmek ekseninde ekillenen bir ekirdek var. Bu da bir zaman makinesi yordamyla yaplyor. "Zaman Makinesi" H.G. Wells'in ayn adl 1885 tarihli eserinden bu yana oka ilenmi, neredeyse "klt" olmu bir konu. "Son Antlama"nn konuya yepyeni bir yorum getirdii ak. Her eyden nce bu zaman yolculuunu Tevrat ykleri iinde yaptryor. Ancak , bir yazar iin bu tr bir konuda kalem oynatmaya karar vermenin zel sebepleri olmal. Nasl karar verdiniz? Size bu eseri yazdran sebep nedir? C. Eryml: 'Ben, Zaman Tanrs' adl romanm, gnmzde ama eski Yunan mitolojisinin ykleri iinde dolamaktayd. Zaman tanrs Kronos'tan zamann fotorafn ekme iini alan iki arkadan, ister istemez tanrlarn sorunlar ve kavgalarna karmalar konu ediliyordu. Ve i sonunda gidip Prometheus'u kurtarmaya kalkmaya kadar varyordu. 'Son Antlama' ise, adndan anlalaca gibi, Eski Antlama olan Tevrat ykleri iinde dolayor. Evet, Tevrat'la, zellikle de Tekvin blm ile balyor yk; cennet bahesinin yaplmas, Adem'in yaplmas, eytan'n onu kandrmas, cennetten kovulma, vb. Ancak olay dier dinlere de ilimek zorunda kalyor gelitike; Budizm, Maya dini, eski Msr dini, vb. Onlar, yani tarihimizi uzaydan gelenler deil, gene biz (torunlarmz) yaptk gibi bir paradoksu ieriyor roman. Eski ve Yeni Antlamalar zerlerinde en ok konuulmu, yazlp izilmi, tartlm kitaplardr. Zaman yolculuu konusunun klt olmasndan da te. Asl o dndrd beni bu konuya dalarken. Biraz fazla aratrma yapmam gerektirdi. Onlarda sylenmemi ne olabilirdi? nsann her eyi yapabilmeye gcnn yetecei gibi bir sonu kt sonunda. ayet kavga etmemeyi, kendini yok etmemeyi becerebilirse altkitap: Her romanda olduu gibi sizin romannzn da kahramanlar var. Ama te yandan sanki tm kahramanlar ve mekanlar kapsayan tek bir kahraman var : Zaman. Zaman mefhumu ile nceki kitaplarnzda da oka uratnz gryoruz. Zaman mefhumu sizin iin ok mu nemli? C. Eryml: Haklsnz, zaman benim iin ok nemli. Hatta ba

Sylei - Can Eryml

ii

kahraman genelde o romanlarmda. nk daha henz ne olduu anlalamam bir konu, fiziin tam olarak zemedii, geometrisini anlayamad, bakir bir alan o. Mekann boyutu zld deniyor, ya zamann da baka boyutlar, ya onun da kendine has bir geometrisi varsa? Biz onlar bir gn anlayabilecek miyiz? Anlayabilirsek ne biim insanlar olacaz? Ksacas, dnyann henz kefedilmedii dnemlerde okyanuslara almann heyecann veriyor o konu bana. Beni kendine eken, bir bilinmeze almann gerektirdii yreklilik. altkitap: Eserinizi okuduktan sonra insan Tevrat' bulup okumak/yeniden okumak istei saryor. Bu ok doal; hem eserin kendisinden hem de sizin sylediklerinizden Tevrat'n bu roman yazarken bavurduunuz temel kaynak olduu anlalyor. Ancak byle bir konu, sizin de sylediiniz gibi, daha kapsaml bir aratrma gerektirir. Kitabnz okuyup meraklanacak okurlar adna soralm: Son Antlama"nn Tevrat dndaki kaynaklar nelerdir? C. Eryml: 'Son Antlama'nn genel ak Tevrat ykleri iinde gezinirken, aslnda farkl bir kurguyu oluturup, farkl bir tetikleyiciyi ne karyor; insan. Orada anlatlanlarn hepsi yalnzca Tanr tarafndan deil, biz insanlar tarafndan da yaplabilirmi meerse. Ancak insanlk gnmzdekinden biraz daha tede olabilmeli ki, fizie (zellikle zamann ileyiine) ve biyolojiye (zellikle genetie) mdahale edebilsin. Bu da roman bir anlamda bilimkurguya yaklatrrken gelecekle ilgili ngrleri de iermeye zorluyor. Gelecekte dnya nasl olacak? nsanlar nasl yaayacak? Daha imdiden dnyamzda beliren farkllama ve ayrmalar gelecekte daha farkl ortamlara tanan toplumlarda (Aydakilerde, uydularda, dier gezegenlerde ya da dnyann farkl blgelerinde) ne boyutlara varacak? Bu farkllamalar ne gibi kutuplamalar dourabilir? Btn bunlar, aslnda ayn kaynaktan klmasna karn, (hepimiz Tanzanya'daki vadiden dnyaya dalan maymunumsularn soyundan deil miyiz?) hep yaadmz ayrmalar. Hem gnmzde, hem de gemite... Onun iin roman kinci Dnya Sava ile ilgili alternatif bir tarih nermesiyle balyor. Hatta alternatif bir dnya corafyas nermesiyle de Bu roman bir lde gelecek ngrs, tarih, corafya, toplum bilimi, fizik, biyoloji gibi temel bilimleri, dinleri (yalnzca Tevrat' deil, dier belli ballarn da) ve insanln farkl kltrlerini ieriyor, ama edebiyata soyunmu biri olarak, benim asl ilgim insana. nsann ok kompleks bir yaps var. Btn o yukarda saydm alanlara (uzmanlamasna gerekten hi gerek yok) ilgi duyabildii gibi, pek ok farkll birden yaayp, dinlerin birbirinden ayrd iyi ile kty bile iinde bir arada barndrabiliyor. Asl kaynamn insan olduunu syleyebiliriz yani sizin bu sorunuza karlk. altkitap: "Son Antlama"nn zaman iinde dolaan kahramanlar kimi zaman tarihe mdahale ediyorlar. Ancak, bir ka istisna dnda her ey tarihte nasl olmusa yle olup bitiyor. Bu da lineer bir tarih anlayna ve deterministik bir bak asna gtryor bizi. Sanrz okuyucuyu Tevrat ykleri iinde bir zaman yolculuuna karma , o ykleri yeniden

Sylei - Can Eryml

iii

yaatma/kurgulama isteinden kaynaklanan kanlmaz bir sonu bu. Ne dersiniz ? C. Eryml: imdilerde 'Eer yle Olsayd' trnde alternatif tarih kitaplar yaynlanyor. Hepsi dnyamz bugnk dnya yapan, belli dnm noktalarndan yola kan alternatif tarihleri ngryor. Yani gemite belli bir zamanda belli koullarda oluan durumlar, eer yle olmasayd, hangi farkl koullarda nasl geliirdi, gibisine. Ama ne kadar farkl olurdu dnya? Yani biraz daha yukardan, olaya bir btn olarak bakarsak, insanln batan bugne geliinin yks neredeyse lineer. Bu genel akn baz tek tek drtlerle deieceine ben kiisel olarak inanmyorum. Determinizm burada balyor. Yani maymun ayaa kalkp ilk aleti kullanmaya baladktan sonra, (atom bombas da o ilk aletler snfndan) eer kendini yok etmemise, oluacak ak aa yukar belli. Belki bu i dnyada ilk canl hcrenin oluumuyla balyor. Daha maymuna falan gelmeden yani. Ondan sonraki geliim nasl olsa insana, daha dorusu dnen herhangi bir canlya uzanan bir evrim iinde olacakt. Baka bir deyile, bir dere, nne kan bir tmsek yznden o vadiye deil de, br vadiye akabilir, ama onun asl hedefi denize varmaksa, sonunda nasl olsa varr. Yani o alternatif tarihlerin (minyatr deiikliklerin) ok fazla bir etkisi olamaz asl oluumda. Varaca noktaya daha erken, ya da ge varr insanlk, ama ille de varr. Onun iin romanda baz ksa vadeli deitirmelerden sz ettim. Sonrasnda kan 'zamanlararas sava'ta da (btn yreimle onu umuyorum) insanlk kendisini yok etmiyor. altkitap: Dramatik yaplarn ve iirsel anlatmlarn gz nne alrsak dinsel metinlerin bir edebiyatnn ilgisini ekmesi artc deil. Ancak bu metinlere sk skya bal insanlarn bu konuda zel ve bazen abartl bir duyarllklarnn olduu da ortada. Dinsel bir metinden hareketle bir roman kaleme alrken bu konuda tereddtleriniz oldu mu? Karlatnz glkleri nasl atnz? C. Eryml: Dinsel bir metinden hareketle diyorsunuz, ama ben bir dindar olarak bakmadm olaya. O zaman imdiye kadar hep sylenegelmilerden olurdu benim de sylediklerim. Dindarlar bir kuyunun iinden gkyzne bakp 'tepede elli yldz var,' derler. Hunileri o kadarn alr nk. Ben yeryzne kp binlerce yldza bakmay yeledim. Ne kadar ounu grebilirsem grebileyim diye. Dindarlar birde kaldklar iin tekini anlayamazlar. Kendilerininkine sk skya tutunmak tekini grmemeyi, bilmemeyi, bir anlamda da reddetmeyi getirir. Ama kuyunun dndaki biri baz genellemeleri yapabilir. Btn nnde ak olaca iin... Farkllklarn zde deil, yalnzca tapnma biimlerinde olduunu fark edebilir. Dinsel bir metinden yola kmay, insanlk dnce tarihinin balangc onlar olduu iin setim. nk insanlar nce korkmular, sonra o korkuyu din olarak adlandrmlar. Tevrat'tan balamamn nedeni ise, dinin tanryla insan arasndaki vicdani bir hesaplama olduunu en iyi o verdii iindi. Yoksa o, kendi alanndaki ilk asla deil. Tevrat da kendinden ncekilerin, Smer'in, Asur'un, Msr'n bir birikimi. Ama hani, 'insann ilk aklna gelen dorudur,' derler ya, ite Tevrat aa yukar o. On emir. Ne

Sylei - Can Eryml

iv

diyor? 'alma, ldrme, komunun karsna sarkma' Eh, bunlar deil mi bir toplumu toplum yapp, insanlar bir arada kuzu kuzu yaatan eyler? Tanry insann iine yerletirilmi bir polis yaparak, insann ileyebilecei potansiyel ktlklere engel olan? Aslnda btn dinlerin amac da bu deil mi? Bo verin biim farkllklarna, insann insan olarak korkusu her yerde ayn. Tanzanya'daki vadide duyduu o ilk korku O hi deimedi. altkitap: Bu konuyu biraz daha aklk getirebilir misiniz? Hi tereddt yaamadnz m? C. Eryml: 'Dinsel bir metin' deyince Tevrat'n zel bir yerinin olduunu dnyorum dierleri arasnda. Mezopotamya ve Orta Dou mitolojilerini bir btn olarak derleyen bir yaps var. Hatta bir yandan Msr'a, te yandan ran ve Hindistan'a uzanan bir bak asna sahip. Btn bunlar ilk kez onda birlemi. Evet, kk bir kabilenin din kitab saylm o, ama yapt btnleyici ilem insanln o gne dek oluturduu tm dnce yapsn ieriyor bir bakma. nsanln bandan beri dnlen, 'insan nasl oldu?' 'dnya nasl oldu?' gibi sorulara kendince bir yant getiriyor. Hatta ncil ve Kuran da ondan yola kan yorumlar srdryor. Pek ok kii ve kurulu bu yorumlar yeniden kendine gre (din olarak, tarikat olarak, bilimkurgu olarak) yorumlam. Bir gezegene gidip de orada yaam balatan insanlar, ya da gruplar hakknda o kadar ok roman var ki Hatta G.Altov ve V.Juravleva'nn 'Evrenin Trks' adl romanlarnda bir gezegene giden insanlar orada resmen ncil'de anlatlan cenneti bulurlar ve hangisi daha iyi, cennet mi, dnya m, diye tartr, okuyucuyu tarttrrlar. Yani bu konu aslnda yalnzca din kitaplarnn deil, hepimizin aklna taklan bir konu. Trk ve Mslman olarak bu konuya nasl eildiim sorusuna ise, evrensel olmaya alarak diye yant verebilirim. Kendimi doumumda iinde bulduum kuyunun dna karmaya, konuya dnya insanlar gibi bakmaya alarak Olas tepkileri dnmedim, yani drst olmak gerekirse, dnmemeye altm. Sylemek istediklerimi syleyebilme zgrlm kstlamamak, daha en banda kendi kendime bir sansr koymamak, gelecekte oluacana inandm zgr dnyann bir insan olarak olaya bakabilmek iin yrekli de olmak gerektiine inanyorum. O gnler (hele bu gnlerde 'dinsel terr' sz ne kadar da moda, deil mi?) mutlaka geecek nk. Dnya, zerinde snrlar olmayan bir yer, insanlar corafi koullara gre biimlenmi byk topluluklar iinde, bir anlamda folklorik farkllklarn zgrce yaayabilen fertler olacak. Yaamak istedikleri ahlaki yapy zgrce seebilecekler. Onun iin romanmda o kadar ok ulus, daha dorusu farkl kltrlerden karakterler var. Hintlisi, Japonu, Trk, Kanadals, Alman, hatta gemiten gnmzden, gelecekten insanlar hatta hatta insan olmayanlar bile Oradaki Babil aslnda gemiin deil, gelecein toplumu. Gelecek nasl olacak? sorusuna bir yant aslnda oradaki gelimeler, srtmeler, kavgalar, savalar. Smr bitecek, varsl, yoksul fark ortadan kalkacak, dolaysyla kavga sona erecek mi? Ben ereceine inanyorum. Daha nce, 'insanlar kendi kendilerini yok

Sylei - Can Eryml

etmemise,' demitim. Kavgann srmesinin bir yok olua neden olacan gren insanln, o insan olma eiini mutlaka aacana inanmak istiyorum. Umuyorum. altkitap: Romanda bir de Trk kahramannz var. Ali Kalender. Bir biyolog. Bu kahramann milliyeti ve meslei romanda ne gibi bir grevi yerine getiriyor? aret ettii bir ey var m? Bu seiminizin zel bir sebebi mi var? C. Eryml: Romandaki Trk kahraman aslnda bir Etiyopyal, ya da Arap falan da olabilirdi. Hintli kadn da onun gibi biri aslnda. Ali'nin milliyetinin, romann yazarnn Trk olmasndan baka bir nedeni yok. (Ulusal bir imza diyelim mi? Bizden birileri de oralarda olabilir, dilei diyelim mi buna?) Neden ille geri kalm bir lkeden derseniz, oralardaki insanlarn da adam gibi yerlerde okuyunca, zor da olsa, taa tepelere kabileceini anlatmak istiyorum o karakterlerle. Benim lkem, dier geri kalmlar gibi, tkank bir yer, ama insan her yerde insan. lkenin tkankl insanlarnn nn tkayamyor bazen (dil Biret). O da bir Amerikal kadar yer aabiliyor kendine baz insani bilek grelerinde. Ancak roman Trkiye'de kurgulamak gibi ulusal bir tuzaa dmemek istedim. (Hani adamn biri stanbul'da yaayan yerli Mayk Hammer'ler yazm ya, o kadar ucuzlatamazdm olay.) Adnn, soyadnn da simgesel anlamlar var. Kalender Trke, ama ngilizce'de 'Calender' takvim anlamna geliyor. Onun btn arkadalar onu yle anlyorlardr mutlaka. Mr. Calender; Bay Takvim. Aslnda Ali Kalender, Byk Zaman anlamn ieriyor. O gittikleri zaman yani Bir biyolog olmas ise, yalnzca o ekipte yer alabilmesini salayan bir meslek dal. Fiziki, ya da bilgisayarc da olabilirdi. altkitap: Sayn Eryml, "Son Antlama" kurgusunun gcn aka hissettiren ve fantastik edebiyatn tm alt trleri ile ak veya rtk biimde dirsek temasnda olan bir eser. Bu tarifin iine dahil edilebilecek eserlerin insan unsurunu ihmal ettiklerine dair genel bir kan vardr. Oysa sizin eseriniz tm bunlarn insan unsurunu vurgulamak iin yapld izlenimini uyandrd bizde. Ne dersiniz? Sizin roman kurgusu ve fantastik edebiyat hakkndaki grleriniz nelerdir? C. Eryml: ok haklsnz. lle de bir fantastik, ya da bilimkurgu roman yazmak deildi amacm. O tarz anlatmak istediim paradoksa daha uygun bulduum iin setim yalnzca. Bildiiniz gibi, bilimkurgu romanlarda bilinmeyen, yepyeni ortamlar oluturur nce yazarlar ve olaylar onlarn iinde geliir. Ancak tmyle bilimsel verilere dayal ve olabilir olmaldr o yaratlan ortamlar. Genellikle de gelecekte geer olaylar (bilim daha ilerlemi olaca ve gemite ylesi olmad iin). Bir anlamda, bilim kadar katdr yani tutumu. (rnein baka bir gezegenin corafyasnda geen farkl yaam biimleri ama ille de biyoloji ve fizie bal olmaldr oluturulan o dnya.) Oysa fantastik romanda yazar olabildiince zgrdr. Her eyi syleyebilir. Onun tanmlad ortamda her ey olasdr. ('Zamann Bittii Yer' adl romanm katlar yerken okumay renen bir kitap kurdunun yksdr.) yle bir ey olabilir mi? Olamaz, ama yazm ite adam. Peki,

Sylei - Can Eryml

vi

'Son Antlama' bunlardan hangisine girer? Hangi tanma daha yakndr? Ursula LeGuin, "Bilimkurgu gelecein mitolojisidir," der. Sanrm bu yaklamla fanteziden uzaklayor benim romanm. Gelecekten elde edilmi bir takm olanaklarla bildiimiz, en eski yklerin iine dnlyor. Ancak tam olarak bilimkurguya da oturtamyorum dorusu ben benimkini. nk, sizin de dediiniz gibi, bu romandaki bilimkurgu eleri birer ara yalnzca. Btn o gelimilik, pt diye gemie gidebilmek iin kullanlyor. Zaten ok fazla da gelecee doru amadm olaylarn gidiini. Srf bu yzden. Amacm eskiyi, daha dorusu bildiimiz insan tartmak olduu iin. Baka bir deyi daha vardr; 'Dou toplumlar eskiye, bat toplumlar gelecee bakar. O yzden bilimkurgu batnn rndr,' derler. Sanrm benimki kendine zg bir yol seti kendine. Batnn malzemesiyle dounun bak asn iledi. 'Kendine zg' den baka bir kategoriye oturtamyorum yani 'Son Antlamay' ben. altkitap: Eserinizi Trk romanclnn tarihsel geliimi iinde hangi noktada gryorsunuz? C. Eryml: Benim romanm, yukarda saydm nedenlerden tr, Trk roman snflandrmasna girer mi? Bir arkadamn dedii gibi, 'Trk romannda d gc yoktur,' gibi byk szler sylemek istemiyorum, ama nme konulan sradanlktan syrlmaya alan bir abam olduunu syleyebilirim. Bu abamda yalnz olmadm, benim gibi bakalarnn da olduunu biliyorum. 'Son Antlama' bir Trk roman sonuta. indeki Ali Kalender karakteriyle de adn geiriyor iinde. Benim bu abamn Trk romannn bir aamas olarak grlp grlmeyeceini ise ben deil, bakalar sylesin. Gauguin'in Tahiti'de yapt resimler ne kadar Fransz resmidir? diye de ok tartlmt, ama basbaya Fransz resmidir bence onlar. Sanrm benimki de mevcutlardan farkl bir bak as yakalamaya alan bir rnek. imdi ben bu roman bir yabanc yaynevine versem, 'Trk roman' olduu iin yaynlanma ans neredeyse sfrdr. (Daha nce bama geldii iin biliyorum.) Bu bile, benim gibi, romanmn da Trk olduunun bir gstergesi deil mi? Eh, yaynlanmayacak diye de yazmayacak mydm? lkesinin tkanmlna karn, Trklerin de syleyecei eyler var. Hem de onlarn konularnda. Onlarn tarz iinde. Onlarn anlayaca dilde. Belki de srf bu nedenle, bu romann Trkiye'de nasl karlanacan ok merak ediyorum dorusu. altkitap: Eserini internet zerindeki bir yaynevinden elektronik kitap formunda yaynlatan bir yazar olarak neler hissediyorsunuz? Bu yeni yaynclk tr ve genel olarak internet hakkndaki grlerinizi alabilir miyiz? C. Eryml: Benim en ok sevdiim kent skenderiye'dir, biliyor musunuz? 'Dnyann btn bilgisini bir yerde toplamak' istiyorlard nk oradakiler. Kente gelen gemilerden ayakbast paras yerine ayakbast kitab isterlermi. nternet o olmad m? Dlerdeki skenderiye deil mi o? Dnyann btn bilgisinin biriktii yer Her yerdeki kitaplklar yava yava internete geiyor. Vatikan arivleri bile Onlar yapt, ben yapamadm diye

Sylei - Can Eryml

vii

zlmyorum, koskoca kitaplklar benim evimde de oluyor nk. Parmamn ucunda ama ben gene de biraz eskiyim galiba bunun iin. Tamam, gelecek onda. Kitaplar artk kattan olmayacak. Baz lkelerde katsz ofisler, bakanlklar olumaya balad. Bir CD aldm, iinde 5,000 kitap vard. Hem de hi bir yerde bulamayacam kadar eskiler, ama ben o CD' ye gre ta devrindenim. Kitab bildiimiz ekliyle seviyorum nk. Bir tane, bir tane Birini elime alnca okuyor, kokluyorum okumaya balamadan nce. Sertlii, ya da yumuakl, dokusu, kokusu da nemli benim iin. Onu elimde hissediyorum. Daha ok benim hissediyorum. Belki de formu bildiim bir form olduu iin Bir feti mi benim iin o? Deyin ki yle. Ne yapalm ki, ocuklarmz benim bu yaptklarm yapamayacak, ama daha ok bilgiye, hem de hepsine ulaacak. Belki benim gnde okuduum bir kitab dakikada okuyacak. Biliyorum, gelecek o, ama ben spagetti gibi biriyim. Aya gemite, gnl gelecekte olan bir sahaf Ksacas ne orada, ne de brndeyim. Beni saymayn. Ben, torunlar benim sylediklerimin kokusunu alsnlar diye abalyorum. Nasl Glgam ile Nuh'un kokusu bana kadar kalabilmise

You might also like