You are on page 1of 47

Bu kitap, Patates Bask Ekibi tarafndan tek kopya olarak, Beyazt Devlet Ktphanesi Grme Engelliler blmnde kullanlmak

zere grmeyen okuyucularn yararlanabilecei hale dntrlmtr. Bu alma Patates Bask'nn sz konusu kamu hizmetine destek salamak amac ile gnll olarak yrtt bir faaliyettir. MUSA lyua olohov Trkesi Tekin Taymaz Kapak Resmi Vincent Van Gogh (Ayrnt) Kapak Tasarm Erdem Balc Grafik Uygulama Ali Fuat ahin Dizgi Yeryz Yaynevi Bask Kozan Ofset - Ankara 384 19 67 I.Basm, Yeryz Yaynevi, 1996 Yeryz Yaynevi Salk 2. Sokak No: 65/7 Yeniehir / ANKARA Tel : 431 92 68 Faks : 431 69 39 (Yeryz, Akad Ltd.'in kuruluudur.) ISBN 975-7056-20-0 olohov Trkesi: Tekin Taymaz Yeryz yaynevi b "y (Pokrovski Emek Fakltesi'ne adanmtr.) lk nce ikisi vard. Birisi byk ve kemikten yaplmt; soylu ve titiz bir yz vard; ar bir parfm kokusu yaymaktayd. Dieri kk, tahtadan yaplm, krmz kumala sslenmiti. ncs, mavi renkliydi ve metalden yaplmt. Sadece nceki gn getirilmiti. i sabah temizliini yaptktan sonra, sigara imek istedi. Cebinden ttn tabakasn kard. Kibirlice dnd burnuna kaldrd, ttnden sararm parmaklaryla, pencerenin kenarna koydu tabakay ve seslendi: "Anna pantalonumu diktin mi? Dmelerden birini kay-ttim." '. 5 Mavi dme, kk metalik ayaklaryla, cesaretle nlad: "Merhaba yoldalar..." Krmz dme mahzun glmsedi, kemik olan, kibirli bir yz ifadesi taknd. Hepsi de iinin evinin penceresinin kenarna yanyana dizilmilerdi, konumalar kolayd. "Gerekten, centilmenler, nasl canl kaldm anlayamyorum." Kemik dme soylu tavrlarla konumaya balad. "Paavra kokusu, daha dorusu kyl kokusu bir kabus ile az nce muhteem bir paltoda yayordum. Sahibim eski gnlerde byk bir imalatyd, ama imdi mutemetlik yapyor. Daima yetecek kadar paras oldu. Defterini sk sk silerken fsldard: "Bitireceim gizli poliside beni skyorlar." Parmaklaryla trampet alar gibi yapard. Geceleri, ou zamanlar, k bir arabacnn srd arabayla dansze giderdik, paralar zerine dkerdi. Sonra caddelerde uzun turlar atardk. Bir keresinde gazinodan ok uzak deillerdi, "Benimle gel" diye fsldad kadn, beni tuttu, onu kapya doru gtrd. "Beni sua tevik ediyorsun," diye korkuyla bard adamm. Kadnn elinde kaldm. Adam tokatladktan sonra beni yere att. Birok servenden sonra kendimi burada buldum. Ne derseniz deyin, Ama pis kokulu kylnn pantalonunu sslemek bana hi ekici gelmiyor. Ciddi ciddi intihar etmeyi dnyorum. "Evet, ak byk bir ey! dedi krmz dme. "Bir zamanlar kzl savaa katldk. Mermiler yanmdan slk alarak geti. Perekop'ta, bir kazak klc beni ikiye ayrd, ama tamamen deil. O gnler tatl bir rya gibi gelip geti. Sonra sessizlik geldi... Kzl komiserim, matematik ve dier konulan alrken, apkasnn altnda terlemeye balad. Ama gen bir bayan daktilocuyla dost olmutu. Her eyi ona gitti. Beni tutan ipler iyice incelmiti ve Kzl Komiserin yz de iyice sa6 rarmit. Eline alp bana baktnda ipi grd ama atmad, kej derle iini ekti ve mrldanarak Troki'yi savundu." "Burjuva ideolojisi," dedi metal dme alayc glmseyerek. "Buraya geliim daha basit oldu. Emek Fakltesinde okuyan bir Gen komnistin pantalonundaydm." Kemik dme, dudaklarnn kelerini aaya kvrd; krmz dme skntdan pembeye dnd. Sahibim," diyerek devam etti metal dme. "Kabark sal, atk kalyd ama neeli gzleri vard. ok alrd. Ders almadnda garda hamallk yapard. Btn gn Gen Muhafz arksn sylerdi. Harcamalarn sadece temel gereksinmelerine indirgemiti. Bir ift yeni pantalon satn ald, onlarla birlikte beni de. Yalnz bu pantolonu kulland sylenemez. Dier be delikanlyla birlikte kullanrd.

Gen ve kuvvetliydiler, parfm deil, genlik ve diren kokarlard. Kabark sal, hep okuyordu. Sk sk blge komitesinde konumalar yapard. Uygun bir ifade bulamadnda, pantalonunu e-kitirirdi. Bunu yapard, nk gbek diye bir ey yoktu. Orada komnizmin kokusuyla iyice slanrdm; inann bana, kendimi ok iyi ve lgn gibi hissederdim. ocuklar bir gn eve sknt ve kederle geldiler. Tarihsel Maddecilik kitabn almlar, Genlik Gerei'ne abone olmulard, paralar kalmamt. Bir - iki saat sessizce oturup d- ndler. Sonra kabark sal, beni sevgiyle ekitirdi ve cokuyla konutu: "Emek Fakltesi'ndeki almalarmz m tamamlayalm yoksa yeni pantolon mu alalm? Haydi ocuklar, gidelim ve onlar pazarda satalm. Mthi bir neeyle pan-talonlar topland. Ama bu arada ben orada kaldm. Yarm saat sonra, hepsi yere uzanm Tarihsel Maddecilik' okuyorlard, Yata n altnda yatarken, dndm: "Er ya da ge gvenilir sava bir komnist gelecek ve kabark sal delikanl gibi bana deer verecek..." "Evet, elbette..." diyen kemik dme kekeledi. Ama metal dme, bir kk grmeyle yere bakt ve komularna arkasn dnd. LYUA 1923 Her ey ay avnda balad. Darya, hl ormanda odun paralyordu. Sk bir alln iine girdi; kendini ay ininde hissetti. Yal Darya, kvrak zekalyd. Kk olunu kyde brakmt. Ayaklarnn gc yettiince kye kotu. Trofim Nikiti'in kulbesine doru hzla yrd. "Evin reisi sen misin?" "Evet." '-.. . .' : "Ay ini buldum... Onu ldr ve bir parasn bana ver!" Trofim Nikiti, onu aadan yukarya, yukardan aaya szd, kukuyla konutu: 9 "Dinlenmeyeceksen, bize gster payn al!" Hemen hazrlanp yola koyuldular. Darya nde, Trofim Ni-kiti'le olu arkada. anslar ktyd. Koca karnl bir ay ininden dar knca arp kaldlar, rastgele ate ettiler; ama ya ansszlktan ya da baka bir nedenden ay kat. Trofim Ni-kiti eski tfeini, tekrar ate eder mi diye dnerek kontrol etti ve temizledi. lya'ya srtarak bakt ve sonunda konutu: "Hayvan karmamalyz. Geceyi ormanda geireceiz." Ertesi sabah, batya doru giden ayy grdler, karn zerinde izleri aka belliydi. Trofim ve olu iki gn kadar dolatlar. Souk ve alkla yzyze geldiler. Yiyecek stoklarn ikinci gn bitirmilerdi. nc gnden sonra kk bir aklkta ayy buldular. Trofim Nikiti ilk kez konutu, yz kiloluk enkaz kontrol eden oluna bakarak: "Ama daha kuvvetli olmalsn olum! Evlendiim zamanki gibi deilim. Yalanyorum, dermanszm. Hayvan tayamayacam galiba, isteimi de kaybettim, ok sulu gzl oldum. Bak, aynn yavrusu var, karnnda..." lya, kanl ban kara saplad, alnna den salarn geriye atarak dnd: "imdi balyor..." yle de oldu.^Annesinin, babasnn ayn eyleri srekli konumadklar bir gn bile gemiyordu: "Evlen, evlenmelisin! Zaman geiyor, annen almak iin olduka yal, annene yardm edecek gen bir kza ihtiyacmz var." lya, sobann banda oturdu, dinledi, ta ki drdrlar sabrn tarana dek. Srt antasna testere koydu, baltasn ve dier marangozluk aletlerini toplad, yolculuk iin hazrlanmaya balad. Ama yolculuu batan sona rastgele olmayacakt. 10 Moskova Krsal Endstri Atlyeleri'nde alan amcas Yefim'in yanna gitmeyi planlamt. Annesinin drdr hi durmuyordu: "Sana bir kz buldum, sevgili lya. Gzel ve tam sana gre, halis sulu elma. Tarlada alabilir, misafirleri ho konumasyla elendirir. Hemen nian yapmalyz, yoksa bir bakas onu senden alabilir." Bu konumalar delikanlnn kendisini daha kt hissetmesine neden oldu. Evlenme dncesinden nefret ediyordu. Gerei sylemek gerekirse kendi kynde ya da evredeki kylerde, holand bir kz da yoktu. Ailesinin, bakkaln kzn istediklerini rendiinde salar diken diken oldu. Ertesi sabah, kahvaltdan sonra, ailesine hoakaln diyerek mmkn olduu kadar abuk istasyona gitti. Annesi arkasndan alad. Babas gr kalarn atarak kzgn ve ac bir sesle: ' '. ' "lya kapdan ktn an, artk yoksun! Sakn eve geri -dnme. Gryorum ki gen komnistlerden etkilenmisin; daima onlarla tanrszlarla birlikte ol. Eh, imdi yaamn istediin gibi kurabilirsin, senin iin elimden baka bir ey gelmez," dedi ve kapy olunun arkasndan kapad. Pencereden, uzun admlarla yryen lya'ya bakt. Olu yryordu dimdik ve geni omuzluydu. II

Kasabayla, Moskova'nn karlatrlacak bir yan yoktu. lya, ilk zamanlar her araba kornasnda dehete dt; gk11 grlts gibi geldi. Zamanla trafie alt. Amcas Yefim, marangoz olarak alyordu. lya, bir gece iini olduka ge brakt, sar gzl sokak lambalarnn aydnlatt ssz yollarda evine doru yrmeye balad. Yolunu ksaltmak iin ara sokaklara sapt. Bu srada, bouk bir lk, yere vurulan ayak ve bir tokat sesi duydu. Admlarn hzlandrd, karanla dald: Nemli bir duvarn yannda, Astragan yakal bir palto giymi sarho domuzun biri, bir kadn dvyor, kesik kesik mrldanyordu: "imdi, izin ver sevgilim... Yamz o kadar da nemli deil, Mutluluk zaman..." lya, astragan yakalnn nnde kzl earpl; gzleri ya, dehet ve korkuyla dolu gen kz grd. Sarhoa doru srad, yakasndan tuttu, gevek vcudu, grltyle duvara vurdu. Adam inledi, duygusuz kz gzleriyle lya'ya bakt; dmanca, hain bir bakla karlat, dnd ve komaya alt. Sendeledi. De kalka gzden koy-boldu. Kzl earpl, eski deri ceketli kz lyann koluna skca yapt: "Teekkr ederim, yolda. ok teekkrler." lya ayakkablarnn ucuna skntyla bakarak sordu; "O sarho hayvan beni iple balamaya alt, Daha nce hi grmemitim..." Adresinin yazl olduu kat parasn lya'nn eline sktrd, meydana doru yrrken tekrarlayp durdu: "Gel, grelim, ne zaman bo olursan yolda. ok memnun olurum..." 12 ....'. III lya, olaydan sonraki cumartesi, kz grmeye gitti. Alt kat kt, eski psk kapdaki ismi okudu: Anna Bodrukina. Durdu, kap kolunu karanln iinde hissetti, kapy hafife tklatt. kapy aan Anna, gzlerinde tanyamamann getirdii bir a-knlkta bir sre bekledi. Ardndan, anmsaynca glmsedi: "eri gel, ltfen!" lya ekine ekine, bir sandalyenin kysna liti, odaya gz gezdirdi. Kzn arka arkaya gelen sorularn, devrik cmlelerle yantlad: "Kostrama'lym... Marangozum. Moskovaya almaya geldim... Yirmi bir yandaym." Ama dindar bir kzla evlenmemek iin evden katn azndan kard. Anna ban arkaya atarak .glmeye balad ve |ekrar anlatmas iin yalvard: "Yine anlat bana; haydi anlat!" lya, Anna'nn glmekten krm, rkek yzne baknca, o da glmekten kendini alamad. Acemice el kol hareketleriyle, uzun yksn ayrntlaryla anlatt: Konumalarn, genlik ve bahar dolu kahkahalarla sslediler. lya, Anna'y sk sk ziyarete balad. Duvar kad kapl kk odada, Lenin portresi duvardan onlara bakyordu. Mesai bitiminde kendisini ok iyi hisseden lya, yine Anna'ya gitti, birlikte oturdular, Lenin hikayeleri dinledi lya, gzlerine bakarak; gzleri ak gkma-visiyle gri karmyd. Moskova sokaklar baharn gelmesiyle iek at. Bir gn, iten sonra doru Anna'ya yolland. Aletlerini kapnn nnde brakt, kapy vuracakken, tandk bir elyazsyla yazlm notu grd: "Bir ay yokum. ivanova- Vaznesensk ehrindeyim l Merdivenden inerken, karanla bo bo bakt. Yrei boalmt. Geri dnene kadar ka gn geeceini hesaplad. Geli gn yaklatka sabrszl artmaya balad. O cuma, ie gitmedi, kahvalty bile dnmedi, sabah ilk yapt ey, tandk kk sokaa doru yola dmek oldu. ieklerin kokusuyla cotu. Gzleri fldr fldr, her gidip gelen krmz earply izledi. leden sonra onu sokan banda grnce, duygularn kontrol edemeden, ona doru komaya balad... IV Artk, akamlarn onunla, ya onun odasnda, ya da Gen Komnistler'in Lokali'nde geiyordu. nna, ona okuma yazmay iyice retti. Kalem tutan parmaklar kavak yapra gibi titredi, kadn zerine lekeler dkld; Anna'nn krmz ear-byla yzn sard, bana sanki balyozla vuruluyormu gibi bir ar girdi, akaklar zonklad. Kalem, parmaklarnn arasnda oynad; kocaman, eri br harfler izdi, kat zerinde yollarn buldular. lya'nn gzleri buuland, sislendi. Yaklak bir ay sonra, Gen Komnistler Birlii'ne ye olmak iin Parti Blge Sekreterlii'nin ilgili birimine dileke verdi. lk defa dileke yazmt; rendeden srayan aa kymklar gibi, eri br izgilerle... Bir hafta sonra, akam zeri lokal binasnn nnde bulutular. Arma neeyle nlayan bir sesle kutlad: "Hogeldin yolda lya, Gen Komnist!" ' 14 V "Haydi ilya, saat iki. Eve gitme vakti." "Biraz bekle. Yoksa yeterince uyumaya zaman kalmayacandan m korkuyorsun?" "ki gecedir yeterince uyuyamadm Gider misin lya?" "Sokaklar ok amurlu, Pansiyon sahibem." "Btn gece dardasn, gerekli gereksiz kapy atrp, kapattryorsun bana," diye szlanmaya balar.

"O zaman eve daha erken dnebilirsin, geceyarsna kadar burada oturamazsn." "Belki yapabilirim... Belki bana bir ke bulabilirsin, geceyi geirmek iin?" Anna masadan kalkt, a arkasn dnd, kalarn hafife atarak lya'nn karsnda durdu. lya imdi beni dinle... Benimle kalmaya niyetliysen aklndan kar! Geenlerde de anlatmaya altm. Evli olduumu sylemeliyim. Eim drt ay iin Ivanova-Voznesensk'te; bir ka gnlne yanna gideceim." lya'nn dudaklar titredi: "Sen... evrimiydin?" "Evet. Bir Gen Komnistle. Daha nce sylemediim iin zr dilerim." lya iki hafta ie gitmedi. Kederli ve zgn bir yzle yatandan kmad. Sonra ayaklarn sryerek yrd, parmaklaryla testeresine dokundu. Garip, alayl ve zorlama bir glmseme yzne yayld. Parti birimine uradnda dier delikanllar sordu: "Ne bcei srd seni? Yryen l gibisin, lya. Benzin niye solmu?" 15 Lokalin giriinde birim sekreterine rastlad: "Sen misin lya?" "Evet." '.'' '. "Uzun zamandr yoktun, nerelerdeydin?" "Hastaydm... Bam aryordu." "Dinle, Bilimsel Tarm Kursu'nda sana yer ayrld. Gider misin?" "Ama sadece okuyup yazabilirim... Ya dier eyler?" "Meraklanma, hazrlk snf olacak." Bir hafta sonra akam zeri, arkasndan adyla arldn, duyduunda, iten km, kursa gidiyordu. "ilya!." Arkasna bakt. Anna, ona doru glmseyerek kouyordu. lya'nn elini itenlikle skt. "Eee, naslsn bakalm? Kursa gittiini duydum." "dare ediyorum... Evet, kursa gidiyorum. Okuma yazma rettiin iin saol." Yanyana yrdler. Krmz earba bu kadar yakn olmaktan ba dnd. "Ya dier yaran, dzeltebildin mi?" "Dnya da her eit yarann nasl dzeltileceini renmeye alyorum, bunun iin de..." Elini sallad, aletlerini sa omzundan sol omzuna ald. Tebessm ederek, ar ve sakar bil yryle yryp, gitti. 1925 TEST (Dvinsk eyaletinin bir kasabasndan nemsiz bir olay) 16 "Doru anmsyorsam, yolda Titukov, eskiden parti ye-siydiniz!" Gen Komnistler ile komitesi sekreteri, karsnda oturan adama bu soruyu yneltti. Adam, moda olan paltolardan giymekteydi; doygun gzleri, gz ukurlarna gmlmt. Titukov, kuma yapranm sandalyede kprdand ve belli belirsiz mrldand: "Hm, evet... gryorsunuz ben... ee... biraz ticaret iin gitmitim, ve gryorsunuz... szn z, kendi talebimle partiden azledildim." "Peki, size sylemek istediim u: Partinin Blge rgt Sekreteri, Pokuyasev, eyalet merkezine sizinle ayn arabada gidecek. Tarm Fuarna gnderiliyor. Kiisel olarak onu ya-'..' ' . ' 17 kndan tanrm. Eski bir parti yesi olarak bizim iin bir ey yapmanz istiyorum. Birlikte gideceksiniz ya, sanrm siz N.E.P. insan olmaya zeniyorsunuz (bunun iin ideal birine benziyorsunuz); gvenini kazanmaya aln. Yava yava Gen Komnist hareketine bakn ve komnist inanlarnn neler olduunu kefedin. Onunla samimi konumaya aln, eyalet merkezine ulanca, bana yazarak sonucu bildirin." "Bir eit kk siyasal test," dedi Titukov, kaln boynunun zerindeki ban sallayarak, glmsedi. Sekreter^ kapya doru giden Titukov'un arkasndan seslendi: "Gvenle vardnzda mutlaka yazn." Seyahat, geceleyin balamt; yollar amur iindeydi... Pokuyasev uzun ayaklarn kenardan sarktarak araba gcrtsnda uyuyordu. Glgeler, kemikli, illi yznde gezinmekteydi. Titukov bu yze bakarak dnceli dnceli oturuyordu. antasndan biraz ekmek, sosis, salatalk kard ve grltl biimde yemeye balad, Pokuyasev, tavan uykusunda rahatsz oldu. Kalkt Titukov'un yanna oturdu ve gzn ihtiyar atn klsz, lekeli sarsna dikti. Yolculuk iin yiyecek almay unutmutu. Titukov azndakileri yutar gibi sordu. "Fuara m?" "Evet." . " ' . ' "Hmm, aptalca bir i. Halkn yeterli yiyecei yok. Fuara gidip sadece dnrler." Pokuyasev gnlszce yantlad. "iftilere biraz bir ey getirecektir." "Sesler bile aptalca geliyor bana."

Pokuyasev bir ayan uzatt, yorum yapmad. "Gereksinim duyulmayan eyler ina ediyorlar, gereksiz 18 <gereksiz... rnein, al u Gen Komnistler'i. Basit holiganlar. ok gemeden kapanacaktr zaten..." "Dilini fazla uzatma! Bu tr konuma bana bela aabilir." "Hkmette deilim ama, onlar durdurabilirim. Gen Ko-mnistler'in yaramaz kimseler olduuna dair uyarlar kaleme aldm... Hainler, Allahszlar!" blge merkezinin klarnn grnmesiyle yol aydnland, fakat Titukov sosisini yemeye devam etti; Allahsz Gen komnistlere lanetler ve tehditler savurmaya devam etti. "imdi bir hava filosu kurma dnceleri varm, Sefiller iyi bir daya hakediyorlar..." Bouk bir sesle Pokuyasev'e dokundurmalarda bulundu yine. "Ve btn patronlar..." Yol bitince szn tamamlayamad. Pokuyasev doruldu, tek szck etmeden yol arkadann beline hantalca vurdu. Araba mola yerine geldi,Titukov, dncelerini, rktme-' den renmeye alt; ama kandrlm sekreter, ar ar solukland, uzun bacaklarn ap Titukov'a vurmaya balad. Homurtular ve inlemeler geldi ekilsiz vcutlar ynndan. "Blge... sekreteri... sordu bana... bir aka olarak." Titukov bouk sesle mrldand; ama yant sadece, kzgn brmeler ve sesler olarak geldi... "Kesinlikle ok gvenilir bir gen," diye yazd Titukov blge merkezine. "Ama.." amurlu paltosuna sarnd, yaral dizine dokundu ve titreyen dudaklaryla fsldad, "Ama...." Gzlnn krk camna zntyle bakt, morarm burnuna elindeki kalemle dokundu, umutsuz bir jestle, mektubu bitirdi: "Hepsi bu kadar, gven iinde geldim." 19 K KOCALI KADIN Ormann iinden geip dalan tepeleri aan telgraf direkleri geni bir alana yaylmt: Kaabovka, Ataman ve Rogazika. inde dikenler yetimi kuru dere yatan izleyerek kk bir ky olan Kaalovka'ya ulalabilirdi. Alak daml, kk evler, Kaalovka Kollektif iftlii'nin binalarna kadar dizilmiti. Areni Kilukvin, kollektif iftliin mdr, ayaklar ak, vcudu ne doru eik ayakta durmaktayd. Rzgar, gmleini havalandrd, ter taneleri alnndan, burnunun zerine damlad. Yannda, kll ellerini gzlerine siper etmi yal Artiom vard; da sanlarnn yuvalarn, tepeciklerin tesinde, kara, elde20 memi topraktaki parltl kesekleri paralayarak sren traktr seyrediyordu. Sabahtan beri on bir dnm tarla srlmt: lk denemeleriydi bu. Areni, boaznda bir kuruluk hissetti. Traktrn arkasndaki saban, srlecek alann sonuna ulancaya dein izledi. Ardndan, kurumu dudaklarn yalad, arkadana seslendi: "Nasl makine ama, Artiom Baba?" Yal adam, przl saban izinde tkezlemi gibi homurdand, inledi. Bir para kahverengi topra nasrl elinde ezdi, avcuna bakt ve Arseni'ye dnd. Eski apkasn karp tarlaya frlatt. "Sylediklerin iin ylesine utandm ki! Elli yl kzle altm, kz de benimle... Gndz srersin, gece hayvan beslersin, uyku yz gremezsin hi... Sadece kn bo zamann olur... Ama onu ne yapaym ki?" Yal adam kamsyla traktr iaret etti, elini skntyla sallad, apkasn bana yerletirdi ve arkasna bakmadan ekip gitti. Gne, gece olsun diye, antik tepenin ardnda kayboldu. Bahar glgeleri bozkr sard. Traktr srcs koltuundan atlad, eliyle yzndeki beyaz tozu sildi. "Akam yemei vakti! Eve git, Areni Andrevi. Kadnlar imdi inekleri samtr, bana biraz lk st getirebilirsin." Areni, msr tarlasn geerek, kye doru yrd. Yokuu trmanmaya balamken, kan gcrtsyla beraber kzgn bir kadn sesi duydu. "Yaah! Kahrolas! Ne yapacam size, sizi gidi pisler! Yaah!" Yol kenarndaki tmsekler, akam iyiyle slanmt. Kanya kzler kouluydu. Terli srtlarndan buular kyordu. 21 . Ufak tefek bir kadn, umutsuzca onlarn evresinde dolanp, duruyordu. Areni, yanna yaklaarak, seslendi: "Merhaba, bayan!" . "krler olsun, Areni Andreyevi!" Arseni'yi scak bir heyecan dalgas sard, dizlerini titretti. "Anna sensin deil mi?!" "Elbette benim, baka kim olabilirdi ki? Bu kzlerin ii bitmi. Hareket bile edemiyorlar, zavalllar." "Nereden geliyorsun?"' "Deirmenden. avdar ykledik. Ama bu kzleri yrtemiyorum ki! .

Areni, bir rpda paltosunu karp, kza verdi. Glerek: "Yrtebilirsem dlm ne olacak?" dedi kzn gzlerine bakmaya alarak. Ama kz gzlerini kard, earbn dzelterek. "Yardm edin, sa akna! Ge kalyorum..." Areni yirmi yedi yanda, gl, kuvvetli biriydi; Alt uval tepeye kadar tad, aaya geri dnd. Soluklanarak, kanya bindi. "Peki, durumun nasl? kocandan haber yok mu henz?" "Denizar lkelerden gelen Kazaklar, Wrangel'in Tu-retina'da ldn sylediler." "Ne yapmay planlyorsun?" "Aynen devam... Eh, artk gitmeliyim, ok ge kaldm. Yardmn iin teekkrler, Areni Andreyevi." "Teekkrlere paltonu brakma!" Arseni'nin dudaklarna bir glmseme yayld; bir an sessiz kald, sonra eildi, sol eliyle kzn beyaz earpl ban kav22 rad, dudaklarn dudaklarna bastrd. Titriyorlard, dler; Areni, elinin sert nasrlaryla kzn yanan actarak izdi. Kz lgna dnd; earbn dzelterek soluk solua bard: "Seni pis hayvan! Utanmazn birisin." "Niin? Niye tartyoruz?" dedi Areni alak sesle. "nk, ben evli bir kadnm. Utan verici. Gitde, buna gz yumacak baka bir kadn bul!.." Kadn, kzlerin dizginlerini serte ekti, yola koyulduunda, alamakl bir sesle haykrd: "Sizi gidi kpekler! Hepinizin Sadece bir dncesi var!.. | Yahh, kahrolascalar!" Meyve baheleri pembe, beyaz ieklere brnd; evreye ar bir koku yayld. Genen yldan kalma rk, kflenmi otlar, sandklardan dkld; Geceyi eki bir koku sard; Ka-alovka glnde kurbaalar kat; kazlar, ak nameleriyle tsladlar, glden buular ykseldi... Gnler ok keyifli geiyordu. Mdr Areni, yreinde tatl bir yaz neesi duyumsad. imdi bir traktrleri vard. Ama yrei de yaralyd. Onun iin yaamn ok az anlam olabilirdi. almann nc gn krk itin kenarna oturdu. Kadnlar, nceki gnk olay zerine yorum yaparak yanndan getiler. Kollektif iftliin delikanllar, hem yzne, hem de arkasna bakarak haince gz krptlar, gldler. Areni, kadn yalnz grebilse, geen sonbahar kendisini terkettiinden beri neler hissettiini anlatrd. kisi trmkla harmanda, koyu renkli avdar ynlarm toplamlard. Ne i, ne de dnyadaki baka bir ey artk Areni'y e zevk vermiyordu. "Merhaba, Anna Sergevna." "Merhaba, Areni Andreyevi." 23 ' ' ' ' "Sana bir ka ey sylemek istiyorum." Arna, nln kzgnlkla buruturarak dnd: "Bakalarnn nnde nasl davranacan bilmen gerekir! Tarlann ortasnda ne tr bir konuma yapabiliriz seninle?... Hem de btn kadnlarn gzleri nnde! Utan verici..." "Ama, ne olursa olsun, konumamz gerek!" "Vaktim yok, inek msr tarlasna doru gidiyor." "Bekle! Akam zeri aalarn oraya gel! ok nemli!.." Anna, ban sallad, arkasna bakmadan yrd. Aalar, dallan birbiriyle ayrlmaz biimde sarlm, gkyzne ykseliyor; her yana yaylm brtlenler yryenlerin ayaklarna dolanyordu. Bldrcnlar, gece aalarda toplandlar, sonra ardarda imenlerin zerindeki bceklere doru utular. Areni, karanlk iyice kene kadar bekledi. Ayak seslerini iittiinde, parmaklan meye balamt: Ceketine daha sk sarnd. "Bugn seninle konutuum iin kzdn m? Kzma Anna!" "Kocam buralarda olmad iin, bunlar oluyor." "Peki, sana olduka ciddi bir ey sylemek istiyorum... Dul kadnsn, kaynpederinin de sana ihtiyac yok... Beni kocala kabul eder misin? Sana iyi bakarm... yi de sorun ne, sen acayip bir yaratksn. Neden burnunu ekiyorsun? Senin sorunun br kadnlarla... Kocan geri dnerse, benimle kal diye seni zorlamam... stersen geri dnebilirsin." Anna, Arseni'nin yanna, nemli topraa oturdu. Bam nne edi. Gzyle, topraa grnmez ekiller izdi, bozdu, yine izdi. Areni, kollaryla ekingen kadn kucaklad; alayacandan, lk atp, adn syleyeceinden korktu. Tarlada yap24 t gibi. Ama Anna'nn gzlerine baktnda, earbnn glgedeki yznde kurumu gzyalarnn izlerini grd, glmsedi: "Anna, herkese syleyelim... Beraber gidelim, imzay basalm, kollektif iftlie katl, bizimle birlikte al. Bu sefil yaam daha ne kadar srdreceksin?" Kuraklk. Kular rkerek kat. Trpanlar bir baheden dierine inanlmaz bir halde altlar. nsanlar otlar bimeselerdi, kkler kemirilecekti. Avdikin deresinin tesinde kollektif iftliin traktr ve ekin bime makinesi alyordu. Gn tozlu, bir o kadar da scakt. Kuru saman ynlar btn bozkr kaplamt. Gne, akam yemei vakti olduunu gsterdi: Areni trmn brakt, gmleindeki tozlan silkeledi, du almaya gitti. Kendisine doru gelen kars Anna'y grd. Bir mil kadar yryp geldiini dnd. alanlara yemek getirmiti. Arseni'nin yanna geldi ve heyecanla:

"Yorgun grnyorsun, Anna?" dedi. "Hayr, ok deil. Scaktan belki." .Birlikte bir aacn altna oturdular. Areni, Anna'nn elini, trmk kullanmaktan nasrlam eliyle okad, glmseme-siyle cesaretlendi. Akam, Verandada bulutuklarnda, Anna dmekten korkarak, parmakl skca kavrad. Beyaz dudaklarndan szckler zor dkld: "Areni sevgilim... Kocam... Turetciha'dan mektup yollam... Eve dneceini yazyor." Birazck mutluluktan sonra hayalkrkl... Kaalovka ky serbest iftilerinin buday, son baana kadar hastalktan yand. Kavrulmu, kahverengi tarlalarn zerinde hibir ses duyulmad: Gerei sylemek gerekirse, baak25 larn ii dolmamt bile. Sadece kuru saplar vard; rzgarda bo bo sallanyordu baaklar. Ama, kollektif iftliin btn yl rzgar alan karayolu boyundaki, tabelas kmsenen Deneme Alan'ndaki budaylar, bir atn srtn bkecek kadar ard. Byle olabileceini kim syleyebilir di ki! Bahar yamuru Kaalovka tarlalarna dtnde, kollektif iftliin tohumlan yeni yeni filizlenmiti. Karaalovkal fare gzl zengin ifti Yakurov (Oniki ift kz, atlar, buharl bime makinesi vard. Ylk bir tavrla, sapsar dilerini gsterip, avdar rengi sakalyla oynayarak, konumutu. "Tanr, ah, gerei grr... Kimler O'nun hizmetine girdi ve sa Gerei'ni okudu ki yamur yasn. Ama kollektif iftlie gerekten iyi yad. Fazlasyla! Dedikleri gibi, Tanrsz gnler uzak deil." Bir ok ey daha sylemiti yol boyunca, orman geride brakrken. Glyle gbei sallanmt: "Deneme alan! Sonbahar ne olacam gsterecek!" Traktr, topra derince kazd, altst etti; ama br kyller, dedelerinin yapt gibi mmkn olduunca iyi topra gagaladlar. Kyn erkekleri birlikte, dnm bana yaklak sekiz l toplayabilirken, kollektif iftlikte krk l topland. Kskanlklarn bastrarak gldler: "Bahelerdeki ormanlar ihmal edilebilir..." Ama, bir eyll gn kyller bir toplant yapt ve ardndan kollektif iftlie gittiler. Ekinle dolu silolarn everesinde, grltyle tarttlar; traktrn evresinde dolandlar, nasrl elleriyle dokunarak kontrol edermi gibi homurdandlar. Gerek bir ifti olan Artiom, yanlarndan ayrld. Arseni'yi yanna arp, mrldand. Ttn kokulu sakalm mdrn kulana yaklatrarak: "Kk bir ricamz olacak, Areni Andreyevi. Bize bir iyi26 lik yapn, hepimizi kolektif iftliinize aln. Toplam yirmi aileyiz, hepsi yoksul." Areni, neeyle yal adama ban sallad: Kollektif iftiler, i kmasn beklemeye koyuldular. Kuraklk ylyd, komu kasaba ve kylerde de rn ktl vard. Dilenciler gruplar halinde karayolundan, Kaalovka ormann geride brakarak getiler. Kye sapanlar da oldu; inleyen sesler binalarn dnda yankland: "sa akna..." Bir pencerenin sineklii hzla ald, sakall kafa, gneten yanm sokaa bakt ve havlar gibi bard: "Efendice gidin, yabanclar, yoksa kpekleri zerinize salarm! Kollektif urada gidin onlara sorun! Buraya onlar, hkmet yerletirdi, sizi beslesinler!" Dilenciler, hergn, birer ikier kollektif iftliin kopsn andrdlar. Areni, bronz yanaklarn drerek, ellerini umutsuzca sallad: "Sizin iin ne yapabilirim ki? Her yer dolu. Hem kendimizi, hem de sizi besleyenleyiz." Kollektif iftlik kadnlar, ar gibi, endieli bir uultuyla Areni hakknda dedikodu yapyorlard. Bunun olaan sonucu olarak Areni ve dier erkekler, kadnlar brakarak harman yerine gittiler. Kadnlar geici konak yeri olarak yaplan barakaya giren erkekleri izlediler. Btn gn madeni, dzensiz sesler, geni mutfak penceresinden darya yayld. Bazen yal Artiom, aceleyle dar kyor, bkknlkla tkrp,bouk sesiyle haykryordu: "Bu kadnlarda i yok!.. Onlara emirler ver, Areni. Bir grup yal adam getirdiler. Onlara yemek piiriyorlar. Dier sekiz az iin de buday kaynatsnlar." 27 : "Onlar asl sen idare etmelisin, yal Artiom!" diyerek glmsedi Areni... Kollektif iftliin yeleri, ksa srede iki katna kt. ocuk says da artt. Bazlar harman bitirmeye, bazlar atlarla saban srmeye alrken, dierleri okulu ina etmekle urayorlard. Sabahn ilk ndan, gecenin koyu karanlna dek, kol-lektifin avlusu karnca yuvas gibiydi. Bir makine, sundurmada almaya balad. Elektrik lambas sar k demetleriyle ortal aydnlatt. Koalovka'nn zerinde duran boynuzlu ay donuklat. Kk, mavimsi ve gereksiz grnd. Anna, iki haftadr alyordu. Dier alt kadnla birlikte inekleri Sad, buzalar ayrd, sonra yatmaya gitti. Uyku yava yava zerine kyordu. Ban yastktan hafife kaldrd, dnd. Arseni'nin dzenli soluk allarn dinleyerek, gemii ve kollektif iftlikteki imdiki yaam dnd; Sonra derin bir uykuya dald. Btn gn, gkyz gri bulutlarla kapl kald. Zaman zaman imek akt.

Earb bann zerinde dalgalanan Anna, kuruyan amarlar toplamaya gitti. Nemli rzgar yzne vurdu. Tahl ambarna yneldiinde aniden bir imek parlad, uzad, atal-lat, kyn biraz yaknna bir yere dt. Anna, korkuyla kt, ha kard, duvalar mrldand. Ayaa kalkp arkasna baktnda, iftliin kapsndan, bir arabann girdiini grd. Arabann iinde yamurluklu bir adam vard. Adam arkaya yaslanm, beyaz dilerini gstererek glyordu. Anna'ya bard: "Sorun nedir, bayan? lyas peygamber korkusu mu bu?" Anna eteini dzeltti; amarlar yere brakp kzgnlkla bard: 28 "Sat yapmak iin dilerini gstermene gerek yok. Alveri yapacak kimse yok burada." Yamurluklu adam arabadan indi, yryerek Anna'mn yanma geldi, sarsak bir glmsemeyle: "Kt huylu birisin grdm kadaryla. Ama, kzman iin bir neden yok. Ha kararak kendini imekten korumay dnmyor musun? Hem de kollektif bir iftlikte yayorsun," dedi sitemle ve yine sarsak glmsemesiyle parlak dilerini gsterdi. Bu onur krc glmseme, Anna'y etkilemi gibiydi. Her nedense utandn hissetti. zr diler gibi karlk verdi: "Uzun zaman olmad..." "O halde, o kadar kt deil." adam sonra verandann ba-samaklarna gitti, apkasn kard,oturdu. Anna, amar toplama iini bitirdi, aceleyle kulbesine geri dnd; eri girdiinde, yabancnn, Arseni'yle oturduunu ~t lordu. Kocas: "Kasabadan gelen, retmen! Btn cahil insanlar oku-acak," dedi. . retmen, glmseyen parlak gzleriyle Anna'ya bakt kadn yine utandn hissetti. abucak amar sepetini boaltp dar kt. O akam, yemee balamadan nce, Areni, Anna'ya: "Yarn akam yemeinden sonra gidersin, harfleri -renirsin. Adn yazarsn. Topu topu yirmi kii var okuma yazma bilmeyen. Dersler lokalde." "ok utanrm. Areni, sevgilim... O kadar da gen deilim." "Cahil olmak daha utan verici." Bylece, ertesi gn, Anna lokale gitti. Uzun masa ren29 ilerle evriliydi. Yal Artiom esneyen az, terli alnyla oturuyordu. Darya Hl rgs elinde, brleri gibi dersi dinliyordu. Kap her gcrdadnda herkes dnp bakyor, sonra yine masaya eiliyorlard, Anna, sessizce pencereye doru gitti, masann kesindeki yere oturdu. Ertesi gn daha dikkatli dinledi, cesaretle kadna arpk urpuk da olsa bir 'B' yazd. Her gn biraz daha fazla istekle lokale srklenir oldu. Yemekten sonra aceleyle, elinde alfabe, koturdu. Bu arada masann evresinde deiiklikler olmaya balad. Yeni renciler geldi. Yal Artiom, hafiften kfretti, dirsekleriyle itekledi. Darya Hala da masann sa kenarna doru kaymak zorunda kald. Lokal, akamdan karanlk iyice kene kadar, insan se-seleriyle capcanlyd. Alt pencereli, geni bir oda, lokale tahsis edildi. Kzl kuma rtl bir masa portrelerin, yazlarn asld keye konuldu. En sonunda yal Artiom, Darya Hala'y masadan att; kadn da gidip pencerenin kenarna oturdu. Odann ii scakt. Gne merakla pencerelerden ieriyi gzetliyordu. Parlak bir sinek vzldayarak, cama arpt. Odaya sessizlik hakimdi. Yal Artiom, kalemini srd, yazyormu gibi dudaklarn bzd. Hava, yerli ttn ve soan kokusundan arlamt. Anna'nn sanda, solunda oturanlar, kendisini sktrp, drtklediler. Yannda oturan Marta'nn drt kk ocuu vard. Onlar yetimhaneden almt. Anna'nm gzleri, sakince harfleri izledi. Ter, burnundan szarak st dudana damlad; yeniyle sildi ve srarc sineklerin konmasna izin vermedi. Bu srada dudaklarn szcklere gre biimlendirdi. Anna'nm yrei hzl hzl atyordu. Bugn ilk defa bir 30 szc tam olarak okumutu: Bir harf yazd, sonra ikincisini, ncsn ve bir szck olumaya balad. Yanndakini drtt: ' "Bak ne yazdm, Tarm Emekisi." retmen, tebeirle tahtaya vurdu: "Sessiz olun! inizden okuyun. imdi, Artiom baba, bize bugnk dersi oku!" Yal adam, avularn masann zerindeki alfabeye bastrarak boazn temizledi: "U-n-u-m-u-z." Marta kahkahasn tutamad, eliyle azn kapatt. Yal adam, kzgnlkla yan yan bakt, tekrar okudu: "U-nu-muz iyi-dir." Ellerini kederle sallad: "Syle bana, Tanr akna, nasl olacak bu?" Kitabna dnd, Martaya fsldad: "Hayr, sevgili kadnm, yalanyorum. Genken dnm buday durmakszn bierdim, hem de soluk bile almadan... Ya imdi? Nasl olduumu gryorsun, okumakla bitkin dtm. Kany yoku yukar eksem, ancak byle soluk solua kalrm." Anna iini seviyordu; hem mutfa hem de hayvanlar. Harman yerinde makine takrdad, alanlar ok meguld. Areni, budaylarn klklarn ve tozlarn savurdu; ama len mutfaa geldi, Anna'ya seslendi:

"En gl kadnlardan birisin sen; git ve harmandaki ilere bir el at, senden sonra Marta'y gnderirim." Areni, Anna'nm, saman ynnn zerine kmasna yardm ederken, hafife arkasna vurdu ve gld: "Peki, koca memelim, biraz abuk ol!" Kadnnn kokusunu iine ekerek, vcudunu iyice gerdi, sonunda Anna, y31 nn tepesine kt. Areni aadan saman atmaya balad. Annann evresi hemen doldu, nce dizleri, sonra beli gzden kayboldu. Gzn Annaya diken Areni bard: "Hey, ne yapyorsun yukarda! Uyuyor musun? Seni al diye kardm oraya!" Anna, imdi dzenli almaktayd; gemii unutmu, hzn koybolmutu. lk kocas geri dnerse ne olacan merak etmeyi brakmt. Yaz, abucak geti, gitti... Sonbahar, kol-lektif iftlie geldi, att. ocuklar her sabah, babo dolanp, koan taylar gibi topuklarn kaldrarak okula kotular. Ama ardndan, tel tel buz tutmu bir sonbahar gn, Anna'nm kocas kayndan tuttuu bir kpekle kageldi. Verandaya doru yrrken, topuklarn serte yere vuruyordu. Kapy at, bir an durdu, hibir ey sylemedi. Uzun, esmer vcudu ve eski asker paltosyla sadece ayakta durdu; ksa konutu: "Senin iin geldim, Anna. Hazrlan!" dedi. Anna, oraya buraya, sandktan yataa kotu, hissiz parmaklaryla bir eyi brakp, dierini ald. Klk aln omuzlarna rtt, gzleri Arseni'den kocasna kayd. Dudaklarn zor aarak konutu: "Gelmiyorum." "Gelmiyor musun?... Grrz bakalm! Omuzlarn sil-kerek, garip garip glmsedi, kapy nazike kapatarak kt gitti. Uzun, deiken sonbahar boyunca Anna, sk sk rahatszland. Yz solgunlat, belki hastalktan, belki de dnmekten... Bir Cumartesi gn akam zeri, Anna ve dier kadnlar inekleri sadlar, dadalar ayrdlar, ala doru sr32 dler. Anna, bir hayvann eksik olduunu grd ve eksik hayvan aramaya kt. Kuru yapraklar ezerek bozkra doru yrd. Benekli buzay, eski ykk bir mezarlkta, yosunlu halar kk mezarlar arasnda otlarken buldu. Gzleri karanla altktan sonra, buzay gtrd. Bir hendee ulatnda oturdu, ellerini gsne bastrd, yreinin hzl atlarn dinledi. Endie ve huzursuzluk duydu. Zorlukla kalkt, bezgin ama mitle, dudaklarnn kenarnda bir glmsemeyle yoluna devam etti. Bahedeki aalar yapraksz kalmt. Rzgar kavaklarn plak dallar arasndan esiyordu. Yrrken, allktan birinin yoluna ktn grd. "Sen misin Anna?" Eski kocasn sesinden tand. Adam, yanna geldi, kollarn iyice at: "Alt yl birlikte yaadmz nasl da unuttun?... Askerin dul kars olunca, akln bsbtn m kaybettin? Ah, seni iffetsiz kadn!" Anna dnyordu: "imdi bana vuracak, demir peneli asker botlaryla tekmeleyecek, tamda birlikte yaarken yapt gibi." Ancak adam, umulmadk biimde, amurun iine dizlerinin zerine kt, ellerini Anna'ya doru uzatt: "Anna, sevgilim, ne yazk! Seni sevmedim mi? Kk bir ocuk gibi sana bakmadm m? Annem sana kfrettii zaman, ona sylediim pis szc hatrlamyor musun? Ya akmz? Kafamda tek bir dnceyle, uzaklardan geldim: Seni grmek... Ama sen... ah..." Zorlukla ayaklarnn zerine dikildi, arkasna bakmaszn dikenli allklara doru yrd. Bir an geri dnd ve bouk bir sesle haykrd: 33 Karsnn sesine benzemeyen bouk yabanc bir ses karlk verdi: "Tanr akna!.. Brak beni, kocama gideyim. Beni aryor... Bana ve ocuuma bakacak... Areni Andreyevi, bana kar kma, engel olma! Her ne olursa olsun, seni ter-kedeceim; beni fazla sevme, ne olur." "Ele avuca gelene kadar ocuu besledin, imdi de gidiyorsun; seni zorlamyorum... ama olumu sana vermem. Drt yl boyunca Sovyetler iin savatm, birok yaralar aldm. Ama kocan bir hayvan, Wrangel'den geldi... Olumu alrsa kendisine kle yapacaktr. Bunu istemiyorum." Anna, Arseniye doru yrd, scak nefesi yzne vurdu: "ocuumu bana vermeyecek misin?" "Vermeyeceim." "Vermeyecek misin?" Arseni'nin yrei kzgnlktan tat. Birlikte yaadklar onca ay boyunca ilk kez yumruklarn skt. Annann nefretle yanan gzlerinin ortasna vurmak geldi iinden. Ama kendisini tuttu, yavaa konutu: "yi bak, Anna!" Akam yemeinden sonra Anna, ocuu emzirdi. Ardndan earbn bana rtt, avluya kt. Uzun sre geri dnmedi. Areni sundurmada oturdu, koum takmlarn tamir etti. Kap gcrts duydu. Ban evirmeden, her admn takip etti. Anna beie gitti, ocuun altn deitirdi, birey sylemeden yataa gitti. Sonra Areni de yanna uzand. Bir sre uyu-yamad, dnp durdu, karsnn kesik soluklarn dinledi, yreinin yorulduunu

hissetti. Uyku, etkisi altna almaya balad, geceyarsna doru uyudu. Anna'nn horozlar tmeden kedi sessizliiyle yataktan kalktn iitmedi. Anna yak36 madan giyindi, ocuu alna sard, kapy gcrdatmadan dar kt. Anna, eski kocasyla bir ay akn sre yaad. lk gnlerde rkek bir mutluluk yaad, nadiren kollektif iftlikteki lutlu yaamn gizli gzyalaryla and. Ama ok gemeden kaynpederi haince sylenmeye balad: "Eve bin pis haspay getirdin... Evimizde komn yaamnn cokusu yoktu. Arsz tembel orospuyu bamza getirdin. Yapabilecein en byk ktl yaptn." lk gnlerde kocas nazik davrand; ama aydnlk gnleri; karanlk, kaba, gcnn zerinde i yaprnann izlemesi ok sr-ledi. Kocas, tarladaki btn ileri onun bana yd, ken-iiside sk sk kyn d mahallesindeki, yasad votka re-|icisi Luka'ya gitti. Eve sarho gelip, duvarlar kirletti, yerlere kustu. Kendine gelene kadar sundurmaya yaylp kald. ki i-;sini kafasna dikti, kaak votkay ortala pskrtt, sonra ol-3uu yerde yatt. "Gerekten, nesin, sen Anna? Hi bir eysin, hem de cahil, 3nemsiz. Ya biz? Biz dnyay grdk, darda bulundum, harika eyler biliyorum. Gerekten, senin gibi bir kadn niye kar diye aldm ki? Pardon! Herhangi bir generalin kz da bana gelirdi. Hi olmazsa subaylarn.... Ne anlatyorum ki sana? Nasl olsa anlamazsn... Kzl domuz darda ok yaasa belki ger-fek insanlar bulabilir." Oturduu yerde uyuklamaya balad. Sabah uyandnda atlak sesiyle grledi: "Kar! Botlarm kar. ylikten nasibini almam, seni ve piini beslediim iin bana minnet duymalsn. Burnunu ekme. Kamnn tadn m merak ediyorsun? Bekle... ya da getir, imdi tadna bak!' 37 Ilk, bulutlu bir ubat gn, ky polisi, evin kk penceresine vurdu: "Ev sahipleri evde mi?" "eri gelin, evdeyiz." eri giren polis, cebinden kalem ve kat kard, masann zerine koydu. "Birazdan kyde toplant var. Bizim gibilerle, herkese bildiriyorum, imza alyorum. Adnzn karsn imzalayn." Anna masaya gitti, kad imzalad. Kocas aknlkla kalarm kaldrd: "Yazmay nerede rendin?" "Kollektif iftlikte." Adam baka bir ey demedi, polisin arkasndan kapy kapatt, sitemli konutu: "Gideceim, u Sovyet aptallarn dinleyeceim, sen hayvana bak Anna! Sakn dar saman verme; dediimi yapmadn grrsem karmam. Alkanln deitir.... Kn bitmesine hl iki ay var. Ama samanln yars boald." Glkle soludu, elini kuzu derisi ceketine bastrd, kaln kalarnn altndan kt kt bakt. Anna, sobann banda bir an duruksad, ardandan kocasna dnd: "Belki bende giderim... Seninle toplantya." "Nereye?" "Toplantya" "Ne iin?" "Dinlemeye." Kocasnn yanaklar yava yava kzard, dudaklar tit-.remeye balad; sa eliyle duvara vurdu, yatan zerinde asl kamy ald. 38 "Ne yapmak istiyorsun seni gidi babo orospu! Btn kyn gznde kocan utan verici duruma m dreceksin? Komnist hilelerini kafandan ne zaman karp atacaksn?" Dilerini gcrdatt, yumruklarn skt, stne yrd. "Sen sadece bir... bir... sana gsteririm, kahrolasca, patlayasca! Baka bir ey demem sana!" "Ama sevgilim, kadnlar da gidiyor toplantya..." "Kapa eneni, orospu! Alkanlklarna beni alet etme! Toplantya kocalar olmadan giden kadnlar, rzgarda kuyruk sallamaya giderler. Ne gzel fikir! Sen de git toplantya!" Bu ar hakaret karsnda Anna titredi, sarard. Titreyen bouk bir sesle: "Beni insan olarak grmyor musun?" "Ksrak, at deildir; kadn da insan!" "Amakollektifte..." "Sen ve piin kollektifin ekmeini ok yemediniz ama ya benimkini? Omzumda oturuyorsunuz, beni dinleyeceksiniz," diye bard. Ama Anna, yanaklarnn solduunu, kannn, damarlarndan yreine aktn hissetti; dilerini skarak konutu: "Sen, kendince beni inandrmtn, bana merhamet gstereceine sz vermitin. Peki ya imdi verdiin szler nerede?" "Burada!" diye haykrd, kadnn gsne bir yumruk att. Anna, sendeledi, geriledi; lk atp kocasnn ellerine yapiti. Ama kocas salarndan yakalad, kfrederek iddetle karnn tekmeledi. Kadn yere dt; soluksuz az ak kald. 39 Korkun bir acyla gzlerini kapatt bir an. Atnda kocasnn zerine eilmi, nefret dolu buruuk yzn grd: "Al sana! Al sana, sen... holanmadn m? Ah, seni pis orospu! Benimle farkl dansedeceksin! Al sana... al!"

Her darbe, kadnn hareketsiz, kvrlm vcudunu amalad, darbeler sklat, karnm tekmeledi. Gslerini, elleriyle kapatt yzn, gmlei terden slanana, ayaklar yorulana kadar tekmeledi.Sonra iki iesini ald, bana dikti, avluya kt. Sokak kapsnn yannda durdu; bir an dnd, sonra komu avlunun eskimi itlerine bakt, Luka'nn kaak imalathanesine doru yrd. Anna, akama kadar yerde yatt. Hava kararrken, kaynpederi ieri girdi; botlarnn ucuyla vurdu, yksek sesle bard: "Hey, kalk artk! Yalandan yattn ok iyi biliyoruz! Kocan parmayla biraz serte dokunmu, sen de kendini byle yere atmsn! Sovyetlere ko ikayet et... Kalk, kalkmyor musun? Yoksa i yapmay sevmiyor musun?" Adam mutfaa gidip, ayan serte yere vurdu. "Drt kiiye yetecek yemek hazrla! Amma i!" Ah, baz insanlarn akl! Gzlerin iti uyumaktan." Adam stn deitirdi, hayvanlara bakmaya gitti. An-nann ocuu kprdanmaya balad, alad. Dizleri titreyerek ocuun yanna ulat. Az kumla kark kan doluydu. atlak dudaklaryla tkrd, azn zorlukla aarak: "Zavall km..." Kyn tesinde, karlarn eridii tepede akam geceyle bu40 lutu. Bir ka sar k noktas, kyde parlad. Rzgar, ar yank gbre kokusunu sokaklara yayd. Anna'nn kocas, akam yemeinden nce eve geldi. Kendini yataa att, homurdand: "Anna! Botlarm!.." Hemen szd, kald. Horlayarak, yastn salyasyla slatt. Anna, kaynpederinin sobayla megul olmasn bekledi, ocuunu kapt gibi dar kotu. Bir an durdu, hzla atan yreini dinledi. Gece, kyn zerine kt. atlardan sular damlyor, gbre ynlarndan buular ykseliyordu. ocuunu gsne bastrd. Sulu kara basa basa yrd. Gle geldi, kenarnda yrd bir sre, gln gkmavili buzu laciverte dnmt. Gln evresindeki aalarn budanmam dallan, rzgarda hrdanyordu. Anna'nn ii rperdi. Aya ince buzu krarak ukura girdi, kt. ukurun evresinde buz tutmu hayvan trleri kmeler halinde birikmiti. ocuunu daha sk gsne bastrd, deliin kara r-ktclne bakt, dizlerinin zerinde yrd. Aniden aln iindeki ocuk alamaya balad. Anna bir an utand. Atlad, arkasna bakmadan kollektif iftlie doru komaya balad. Oradaydlar, kla beraber sararm kaplar. Sundurmadan dinamonun tandk homurtusunu iitti. Nasl gelebildiine hayret ederek, veranda boyunca yrd; hole alan kap gcrdad, yrei her adm atnda daha hzl arpmaya balad. Soldaki nc kapya vurdu. Karlk gelmedi. Daha kuvvetli vudu. Birisi kapya geldi. Ald. Anna cam gibi gzleriyle Arseni'yi grd; solgun yz, yorgun bedeniyle kapnn kenarna dayanabildi. . 41 Areni, Atina'y kollarnda tayarak yataa gtrd, ocuu ald, beie yatrd. Beik iki aydr botu. Mutfaa kotu, st stt sonra olunun kk imi ayan ve Anna'nn yzn pt. "Sizi almaya bu yzden gelmedim... Kollektife geri dneceinizi biliyordum; sonunda geri geldiniz ite... 1925 42 ' Luin eyalet merkezi, uzun zamandr kirli bir kar tabakasyla kaplyd; en son gelen hilebazlar parlak, elik renkli yeni bir elbise giydirmilerdi. Bacalardan, ince ince dumanlar ttyordu. Gkyz griydi. Evlerin d cepheleri isten grnmez olmutu. Sadece nehrin br yannda, Don kys tepelerinin srtlar temiz ve ak grnyordu, orman ise ini mrekkebiyle izilmi gibi uzanyordu. Halkevinde, Sovyet Eyalet Kongresi vard. Henz balamt. Parti Blge Komitesi Sekreteri, uluslararas durum zerine bir rapor sunuyordu. Delegeler, sralarda oturuyor, konumay kzl bantl apkalar, dz kyl kasketleri, kulaklkh 43 avc apkalar, ksa koyun derisi ceketlerin arkasndan seyrediyorlard. Koyu bir sessizlik vard. Ara sra bir iki ksrk sesi duyuluyordu. Sakall yoktu, bykl ya da byksz erkekler sinekkayd tralyd. Sekreter, emberlayn'n notunu okudu. Arka sralardan bir ses geldi: "Havlamasn durduralm!" , Bakan, barda srahiye vurdu: "Dzeni bozmayalm..." Yarm'saatlik arada rapor tartld. Giriteki kl tablalar sigara izmariti doldu. Benzer tonda kkremeye benzer sesler duydum. Acaba Maydanikov'un sesi miydi? Komularma doru, yolumu aarak yrdm. Maydanikov gelecek dnem iin Pieskai Sovyeti Bakan seilmiti. Kazaklardan oluan kk bir grup tarafndan evrilmiti. Onlardan en genci, gsterilisi, yeni Budioni kuma bal giyeni, konuuyordu: "Ve vuruacaz..." "Ama kuyruumuzu bktler..." "Ama son defasnda ne oldu?" "Onlarn teknii var, karde" "nsansz teknik, Kazak binicisi olmayan ata benzer."

"Ama onlarda da insan ktl yok, deil mi?" Maydanikov yine konumaya balad. Sesi iyi kalite araba ya gibi, ince ve yumuakt. "Bu kadar yeter! Yanl dnyorsunuz yoldalar. Sava gelirse, bizi vurmaz!.. imdi, bir saniye! Bitirmeme izin verin. Hasat yaparsam, buday boaltabilirsiniz. Ama imdi dinleyin: 1915 ylnda, Alman Sava srasnda askere alndm. nc ordudaydm. Birliimiz Kamenska Eyaleti'nden cep44 heye doru gnderildi. Bizi, sekizinci acemi birliine eklediler ve onlarla birlikte yrye getik. Savatan paymza deni laldk. Stir'den uzak deildik, ama atlarmzdan ayr dm-Stk. Silahlarmzn ucundaki snglerle vagonlara doldurulduk, Spiyadeye dndk sonunda. Vurutuk...Siperlerde ve dier yerlerde. Ama en ok siperlerde. Btn ylmz tozun, amurun iinde geirdik. Drt ay ilasz, yardmsz... Her yanmz bit iard. Biraz sefilliimizden, biraz da ykanmadmz iin. Bit [yarat trl trlyd: sefillikten doanlar tyszd, ama pis-likten ortaya kanlar kapkara ve bcek kadar iriydiler. Hepsini biz besliyorduk. Gmleklerimizi karr, yere yayardk; trnakla ezdiimizde sadece kan lekesi kalrd geriye. Bitleri sopalarla ezdik. O kadar oktular ki. Gmleklerimizde kmeler halinde gezinirlerdi. Ama vurumaya gittik. Ne iin, nasl ve kimler iin ol-duunu bilen yoktu. Bakalarnn piirdii otsuyu orbalarn yudumlardk. Bu bir yldan sonra zlemle doldum. lm ve baka bir ey yok. Atma zldm, onu aylarca gremedim. Nasl baktklarn merak ediyordum. Geride braktm ailemin, evimin ne durumda olduunu da bilemiyordum. Ama ana sorun halk -ben de onlardan biriydim- lmle yzyze miydi? Tam bilemedik. 1916'da cepheden yirmi be mil kadar geriye ekildik. Takviye kuvvetler birliimize ulat, hemen hepsi ihtiyar adamlard. Sakallan gbeklerine inmi bir sr ihtiyar... Ancak mola verdiimizde atlarmz grebiliyorduk. Ardndan bomba! Karargahtan, birliimizin cephe hattna hareket iin emir geldi. Asker arasnda isyana benzer bir hareketlenme oldu. Siperlerin iine girip, amura bulanmak, lmle birarada bulunmak istemiyorlard. 45 Yzba Diba,bize uzun bir aklama yapt. Ama ben, kada not yazdm kalabaln arasndan frlattm: 'Zataliniz, sava uzun uzun anlattnz. Deiik dilleri konuan insanlarn birbirleriyle nasl savatklarn anlattnz. Ama gidip te, nasl kendi halkmzla vuruabiliriz? Notu okuyunca yz deiti, bir ey diyemedi. Bir ey ok eski olabilirdi; eski sisteme gre eitilmilerdi. Ama dier syledii ey, bize gre ok aptalca grnd; Aktif askerlikte ypranmlard. Gerek uydu aslnda: nsan askeri birlikte duygularn kaybettii yllarda, salladnz trpandan daha hzl bir hale gelir. Saldr iin manevra yaptk. Drt makineli tfeimiz ve bir zrhl aracmz vard. Saldrya geecektik. Birlikte ya da karlkl olduunda, Kuban Kazaklarndan oluan bir mfrezeyi ve Kalmuklara benzeyen bir baka mfrezeden oluan iki birlii kuattk. ok berbat bir i kardeler, iki bataryamz aalarn arkasnda kuatmaya hazrland; ama birlik orman iindeki aklk alanda duruyordu, adamlar mrldanmaya balamt. Subaylara, adamlar ikna etmeye ve onlar kazanmaya altlar, ama hl ayakta duruyor ve mrldanyorlard. "Yzbam emir ver, kllarmz knndan karalm, trs kaldrp atlarmz, saldralm..." "Kubanlar da gitti." Askerler tfeklerini atelemeye baladlar. ounu gruplar halinde devirdiler ve tekrar mrldanmaya baladlar. Ama kanm, dudaklarm tuzla yanana kadar kaynad. Herhangi birini bu kargaann ortasna nasl srebilirdim? Hayatmn bir blmn harcadm bu yerde, da san gibimi yaamalydm? Drt nala giderken, birliimizden Filiminov adl Kazan, klcnn tersiyle, yz fke dolu bir askere vurduunu grdm. Ardndan adamn yz iti, kan fkrd, yere yld. Bu gen askerin nasl korktuunu grdm. Batan 46 aa rperdim; kontrolm kaybedi, atm onlara doru srdm. "At onu, Filiminov!" dedim. Bana doru kaldrd. Belki korkuturum diye klcm ektim. Tekrar "At onu!" dedim. "Yoksa Tanr adna seni keserim." Omzundaki silah kard. Klcm boazna dayadm. Sanki dar torbasym gibi... Ama o yaayan bir insand. Onu bu dnyadan gnderdim... eytann bile anlatmakta zorluk ekecei o kadar ok ey oldu ki. Kuban Kazaklar bu srada bize ate etmeye baladlar. iek bozuu yzl biri bize doru atyla saldrya geti ama bizim askerler silahlarn kaptklar gibi kar atee baladlar, svarilerde katld bu atee. Ne kadar attmz bir bilseniz. O blgeden geri ekildik. lk nce cephe gerisine gnderildik. Ama daha soluklanmadan, kendimizi Karpatlarda bulduk; orada pantolonlarmzdaki bitleri temizlemeye dahi vakit bulamadk. Telgraf telleri boyunca, her gece yrdk. Ne bir ses ne bir soluk'tu aldmz emir. Bizden yz fit kadar uzaktaki Avusturya siperlerine doru dndk. Btn gn bamz kaldramadk. Ne uyku ne dinlenme! Cinayet bu! Bu siperlerde birlikte kucak kucaa yaadmz lm, "nasl gelecek," diye dnyordum. Avusturyallarla konumaya baladm. Askerleri bizim dile benzer bir dille konuuyordu. Bazen baryorlard: "Baym, ne iin savayorsunuz?" Biz de karlk veriyorduk: "Ya siz ne iin savayorsunuz?" Aramzda mesafe olduundan herhangi bir karara Yaramyorduk. Sonra yle dndm: imdi gerekten birlikte olabilsek, ko-nuabilsek, her eyi zeriz! Ama byle bir olaslk hi yoktu. kzler gibi dikenli tellerle birbirimizden ayrlmtk; Avusturyallar da bizimle ayn durumdayd. Bu topraklara srlmtk. Ortak bir dil bulabilirdik. 47

Bir sabah uyandmzda, nbeti bard: "Bakn ocuklar, hayvann biri tellerimize taklm." Hasat zamanndaki kargalar gibi haykran Avusturyal'nn lklarn iittik. Bam biraz kaldrdm, tam karmda bir geyik, grdm. Bilirsiniz atall boynuzlu Ren Geyii'ni. Boynuzlarna tel dolanmt. Solumuzdaki blgede youn atma devam ediyordu. Ate, hayvan siperlerin arasndaki dikenli tel dolu blgeye yneltmiti. Avusturyallar bard: "Baylar, hayvan kurtarn; ate etmeyeceiz." Paltoma iyice sarndm, gsmn zerinde slndm. Kar siperlere baktm, sadece balarm grdm.Hayvann yanna vardmda ahland, daha ok doland tellere. Dier Kazak yardma geldi. Ama yapacak bir ey yoktu, bizi yanna bile yaklatrmyordu. Silahsz olarak bize doru koup gelen Avusturyallar grdm, birisinin elinde tel makas vard. Bu olay konumak iin bir frsat oldu. Birlik komutanmzda yanmza geldi, son Avusturyaly hedefledi ya adam arkama alarak, kapattm nn. Subaylarmz partiyi yarda kestirmediler, Avusturyallar siperlerimize misafir olarak getirdik. Birisiyle konumaya baladm ama ne onlarn dilinde, ne kendi dilimizde tek bir szck syleyemedim, gzyalarn ok ey anlatt. Avusturyalnn biriyle yanyana durduk, ok gen deildi; kzl salyd. arjr kutusunun zerine oturttum, konutuk: "Bak baym, sen ve ben dmanz. Nasl dman olduk, biz akrabayz. Ellerimizdeki nasrlara bak." Ne demek istediimi anlayamad, ama yreiyle anladn grdm. Elindeki nasrlar trmaladm. Ban edi: "Evet, biliyorum, katlyorum," der gibiydi. Bir grup Kazak ve Avusturya askeri evremize topland. "Baylar!" dedim. "Size bir ey olmasn istemiyoruz ve siz de bize dokunmak istemiyorsunuz! Hadi, u 48 savaa son verelim." Bir szck bile anlamadan benimle ayn dnce de olduunu hissettim. Sonra vedalatk. Siperlerine giderken aklad: "Aramzda Rusa bilen biri var." Sonra biz de gittik. Birliimizin tamam kar siperlere gitti. Subaylar tel rgleri kaldrtt. Rusa bilen bir ek vard aralarnda. Avusturyal arkadala konutum, ek tercme etti. Daha nce sylediklerimi tekrarladm, dman deil, akraba olduumuzu syledim. Yine elindeki nasrlar trnamla kazdm, srtna vurdum. Bu arada ek konutu: "Ben de emekiyim, ilingirim ve sizinle tamamen ayn dncedeyim." Ona unu syledim: "Savaa son verelim, kardeler. Pis bir i bu. Snglerimizi knlarna sokalm ve birbirimize kar kullanmayalm." Bu szlerim onu gzyalarna bodu. Karsn ve ocuunu evde braktn, savan bitmesi gerektiini anlatt. Hep beraber bardk. Ama onlarn subay aramzda yznde hnzr bir glmsemeyle, hindi gibi kabararak dolayordu. Domuz herif! Dost olduk, birlikte arap itik. Hepimiz iin ortak bir dil bulmutuk, ne sylersem syleyeyim anlalacakt, yorumcuya gerek kalmadan. Konutuk, aladk, birbirimize sarldk. "Siperlerimize geri dndmzde silahm bir keye attm, amurun iinde yrdm ve Avusturyal arkadalarma tekrar ate etmeyeceime dair Tanr'ya yemin ettim; ilingire, iiye, kylye... Ayn gece siperleri terkettik; Savelko kynden ok uzak olmayan bir yerde silahszdk. Ama ok gemeden Devrim oldu, Petersburg'ta ki arla ilgilendiler!.." "Bir dakika," dedi miferli gen Kazak Budioni'nin szn keserek: "Hayvana ne olduunu anlatmadnz." "Hayvan m? Kurtardk. Gzden kaybolana kadar drtnala gidiini izledik. Boynuzlarnda bir ka para tel vadi. Ama her eyin son noktas bu hayvan deildi. Burada insanlar ayn dili 49 konuuyordu, ama imdi yeniden mrldanmaya baladnz "Sava, sava," Savan ne olduunu biliyoruz: kar karya geldiimizde nasrlar nasrlara vurduk, konumaya baladk." Salonda birisi zili alarak bard:"Delege yoldalar, ltfen ieri!" . . Kap ald, konumalarn grlts arasnda, delegeler tekrar salona doldular. YUFKA YREKL 1927, 50 "Goazni'de deitir." Bileti, bir bilet kesti, pencereden verdi. gnat Uakov bileti dikkatlice paltosunun yan cebine koydu, sigara imek iin sahanla yrd. Kalabalk, vagon kaplarna kouturdu; yan yola geen lokomotif, manevra yaparak durdu, keskin keskin ddk ttrd. Son vagonla birlikte sinyal yand, biri dnda. Tayc blm de bir fenerin yla aydnland; bir kadn sesi duyuldu: "Ama memur bey, anlay gstermelisiniz. Kfenin tamam otuz kiloyu gemez." "Yardm edemem, bayan! Rusa anlamyor musunuz? 51 Onuncu defadr sylyorum, anlamyorsunuz. Kfede pa. ketiniz var. Hepsini ykleyenleyiz." "Ama yk trenini bekleyecek zamanm yok," Uakov, son vagona bindiinde, memurun da bindiini, fenerle iaret verdiini grd. Daha fazla tartma olmadan kap kapand. Vagonun iindeki hava, sigara dumanyla mavimsi bir hal almt. Yeni boyanm duvarlar yal boya kokuyordu; ranzalardan gelen ucuz sigara kokusu, nefes kesiyordu; birisinin kirli orab pis bir koku yaymaktayd. st ranzalarda yatan biri, horlayarak uyuyordu; aadakiler, sigara iip alak sesle sohbet ediyorlard. stteki rahat ranzalardaki Uakov, bir sigara daha yakt; ban kaldrd, istasyonun geride kalan zayf klarn grd. Trenin bacasndan kan kvlcmlar, portakal renkli kelebekler gibi rpnd, yol boyundaki aalar zaman zaman aydnland.

Tekerleklerin tekdze grlts, uykusunu getirdi. Aada birisi, monoton sesiyle, geen yln harmann ve yn fiyatlarn konuuyordu. Uakov sigarasn sndrd, paltosunu zerine rtt, uyuklamaya balad. Bir - iki saat sonra seslerle uyand. Birisi, rahatsz edici tandk bir sesle ark tonunda syleniyordu: "Dedemiz Yeremil, Bir sr ku yakalad, ok kuu oldu. ki kuu kald, Sonra yine oald! ve sonunda en byk ku kald! " Adam ellerini ritmik hareketlerle arparak sylyordu. Kk ocuk kendinden geerek gld. ark bittiinde, ocuk srarla l bast: 52 "Baba, hadi..." Ardndan szckler yine, hayal gibi Uakov'un kulaklarna ulat: "Dedemiz Yeremil, Bir sr ku yakalad..." Uakov, gzlerini amadan dinledi, sesi tanmaya alt; karamad, btn tandklarm gznn nne getirdi, yan unutulmu sesler geldi aklna. Belleini zorlad. Gzlerini at; gemici apkal, uzun kollu birinin kucandaki kvrck sal, gl yanakl iki yandaki kz ocuunu hoplattn grd. Gemici, arky sylerken glmsyordu; irilii ellerinden belliydi. Bayan gemicinin apkasnn altndan siyah sa grnyordu ama yzn kucandaki kz rtyordu. Uakov, bir sre, kz yorulmadan hoplatan kollan seyretti; ardndan k-srd, ayaklarn ranzadan aaya sarktt. "Tamam, daha fazla olmasn, Tamara bebeim," dedi gemici. "Hoakal deme zaman. Bak, amcay da rahatsz ettik, uslu dur yoksa seni dver!" Ranzasndan inmesine yardm etti. Uakov gemiciyi dikkatlice szd, gz kapaklarn aknlkla kaldrarak: "Vladimir, sen misin?" "Tanrm!.... Bu ne beklenmedik buluma." Kucaklap, ptler. Arkalarna yaslanp, glmsediler; gemici, samimice Uakov'un elini tuttu, uzun uzun bakt, ban sallad: "Aynsn! Hi deimemisin! Sadece uzam ve kilo almsn. Dn bakalm! Birbirimizi 1917'den beri grmyoruz. O zaman daha ocuktun." Kar ranzada oturan gen kadn, olanlar ilgiyle izliyordu. 53 Gemici i skntlaryla rahatsz gibiydi. Bu; sesine yapay, doal olmayan bir renk veriyordu. Uakov'a, souk souk bakt: "Anmsyorum da... Ayn ene, ayn gzler. Hi deimemisin! Babanla artc bir benzerliin var. Tpk ona benziyorsun! Tanrm, ka yl sonra birbirimizi grebildik?.. Sekiz!" "Evet, uzun zaman..." "Ama daha sizi tantrmadm m? Bu, - Kadna dnd -kuzenim, gnat Uakov. Ve bu..." - Gemici tiyatro oyuncusuymu gibi ve abartlm bir jestle kadm gstererek, "Ailem," dedi. ocuu yine kucana ald, yksek sesle gld. Kadn, Uakov'a elini uzatt, skntl bir glmsemeyle, gemiciye sitem ederek: "Ama niye yanl bilgi veriyorsun?" Uakov, kadnn elini skt; kadnn ince, zp souk eli, elini tt, kuzenine dnd: "Nereden gelip, nereye gidiyorsun?" "Gemici argosuyla, apay tarttm ve Moskova'ya kursa gidiyorum. Ama benim hakkmda sonra konuuruz. Naslsn, ne yapyorsun? Nerede alyorsun? Amca ve hala iyi mi? Elbette amca onlarla meguldr, eski gnlerdeki gibi." "Teekkrler. yiler. Babam anlarla urayor. Bizim eyaletteki Gen Komnistler Eyalet Komitesi'nde alyorum. Tatile girdik bir haftalna Moskova'ya gidiyorum. "Ykseliyrsn ufak ufak. Byksn, gnat! Ne zamandr Gen Komnistsin?" "1920'denberi." "Parti yesisin, elbette!" 54 "Aday." "Yaa!" Uakov, sigarasn kard, uyuyan ocukla annesine bakt: "Koridorun sonuna gidip, sigara ielim," dedi. Haydi gidelim o zaman! Karlatmza o kadar sevindim ki! nanlmas ok zor, yemin ederim." Gemici, Uakov'un srtna dosta vurarak sessizce gld. atk kaslaryla Uakov kapya yrd. Koridorun sonunda, sigaralarn yaktlar. Uakov, kuzenine bakmadan sordu:

"Beyazlarn kar-istihbarat servisinde altn m?" Gemici, sahte bir glle elini Uakov'un omzuna koydu: "Nedir bu? Sorgu mu?" "Karlk ver, soruma!" "Tamam. Evet... Eskiden." "Kendi adn m kullanyorsun imdi?' "Hayr!" Bir iki dakika sren sessizlikten sonra, Uakov: "Nerde alyorsun imdi? Hangi gemide?" "Ticari bir gemide, limanda alyorum. in asln sylemek gerekirse kuru gemiciyim. Baz nedenlerden kuzeyden buraya geldim. Niin soruyorsun?" "nk gizli polis, GPU seni aryor." "Peme!" "Evet kuzen! Dediim gibi!" "Boa iz sryorlar! Sekiz yldr lkede yoktum! Neden aryorlar ki?" "Btn o yllarda evde olup olmadn kontrol ettiler. 55 Bana bile sordular. Kars, - istihbaratta .altn bilmiyordum Bir ara bir arpmada ldn sylentileri kt. Gnll r duyla geri ekildiinizde, 192Tin balaryd. Gizli polis seni" beyazlarn kahraman olarak aramaya balayana kadar ok' dn sanyorduk." Uakov, gzn kuzenine dikerek, kzgnlkla glmsedi Gemici, pencereye doru dumanlar fledi. Kk, siyah gz,' erinde hainlik; dudaklarnda ak bir glmseme vard. "Anlat bana," dedi Uakov. "Kar istihbarata nasl girdin? Neler yaptn Mskevka'da? Ya Boleviklerle balantlar var diye yirmi kiiyi Astrdn doru mu?" Parmaklaryla camda trampet alp uygun szckleri bulmaya alarak yava yava karlk verdi: "Nasl istersen yle anla... 1917 sonuna kadar ne siyasi dnceler ne de elikiler vard kafamda. Yzlerce yarm akll insandan biriydim. Ne Boleviklerden, ne de Beyazlardan holandm. Alman cephesinden birliimizden bir grup askerle Ros-tov'a dndk, Novoerkas'taki yoldamn yanna gittim, orada Gnll Ordu'ya tatildim. Sonradan bana ters geldi. Milliyeti duygularm kabarnca Kornilov'a katldm... Bir atmada yaralandm, iyileince kar - istihbarat servisinde i istedim." "Boleviklere kar aktif savatm doru deil! Piyadeydim. MakevKa'daki kylleri astrdm da doru deil! Kazaklar ast onlar Bundan sonras olaan yk. Sonunda tek ve blnmez savunucularna olan btn inancm yitirdim Btn pisliklerini grdm ve gemii brakmaya karar verdim Beyazlar, Krm'dan geri ekildiinde, geride kaldm. Gerek adm aklayamazdm, beni vururlard... Bu yzden gemiimi gizledim. ok zor gnlerdi. sonra limanda almaya baladm-gzel bir kzla tantm, evlendim. Grdn gibi, kz babasym. Mutluyum; alyorum,.Partisizim ve tm yreimle 56 . ideallerinize sempati duyuyorum." Gemici, kuzenine bakarak: "Gemiini beni sktryor... Bana inanacan umuyorum. Gemii sildim, drst bir ite alyorum. Bana bir iyilik yap, artk daha fazla soru sorma..." "Hatalsn" dedi Uakov ban sinirlice sallayarak: "Seni rapor edeceim." "Ksacas, bana ihanet etmeye niyetlisin?" "Ssl ifadeleri brak! Herhangi drst birinin yapmas gerekeni yapacam." "Karm ve ocuum?..." "Hibir ey gemite yaptklarm unutturamaz!" "Ignat! Birlikte nasl bydmz hatrlyor musun? Senden yalydm. Annen sana gz kulak olmam isterdi. Srck yuvalarn nasl bozduumuzu hatrlyor musun? ok duyarl, yufka yrekliydin o zaman. Yavru kular topladmda, alardn. Ama imdi ok farklsn. Tamam, gelecek istasyonda beni rapor et." Biraz sustuktan sonra tekrar balad: "Ama anladna eminim. Oh, Tanrm! Bir kzm var... Alktan lecek. Eer ben..." Elleriyle yzn kapad, sarslmaya balad. Uakov, hzla kompartmana geri dnd, pencerenin kenarna oturdu. "Nasl davranmalym? Belki gerekten deiti..., "Uyuyan ocua bakt. Belki ocuk iftirayla yaayacak... Kt bir durum... Sakin olabilirmiyim ki?" Bir iki dakika sonra kuzeni geldi. Uyuyan ocua eildi, ban okad; Uakov arkasn dnd. Gemici, baz belgeleri beyaz ceketinden paltosuna ald. Uakov: 57 "Biraz dar kalm," dedi. Acele etti; adeta kotu. Kuzeni, onu izledi. Pencere kenarnda durdular. "Dinle Vladimir... Bir ey sylememeye karar verdim." "Teekkr ederim..." "Umarm baka bir ey daha sylemezsin?"

"Teekkr ederim, gnat. Biliyordum, hainlik yapmayacan. Bensiz ailem alktan lrd, sen ve halkmdan baka kimsem yok. Ne annem babam, ne de karm." "Bu kadar yeter! Kompartmana geri dn, bir iki dakika sonra istasyona giriyoruz!" "Sen git. Ben tuvalete gidip, yzm ykayacam. ocuk gibi aladm; ok utandm. Yzm sarard. Karma bir ey syleme!" "Oldu, tamam." Uakov kompartmana geri dnd, ban dikti. Tren bir ka dakika durdu; sonra tekerlekler yine gcrdamaya balad, giderek hzland. ocuk uyand, annesini rahatsz etti. Kadn doruldu, Uakov'a sordu; "Kuzeniniz nerede?" "Vladimir yzn ykamak istedi. Biraz ba aryormu." Yaklak on dakika geti; Vladimir'den hibir iaret yoktu. Uakov, ne olduuna bakmaya gitti; Tuvalet botu, koridorda da kimse yoktu. aknlk iinde kompartmana geri dnd. "Kocanz birey almaya gndermediniz deil mi?" dedi. Uakov kadna "Belki de istasyonda treni kard." "Kocam m, ne kocas?" "Ne demek, ne kocas?" "Kimden sz ediyorsunuz?" 58 Tuhaf! Kuzenim Vladimir'den szediyorum. Kadn, biran Uakov'a garip garip bakt, sonra glmeye balad: "Kuzeninizin kars olduum konusunda ciddi olamazsnz?" "Ne diyorsunuz siz?" Kadn omuzlarn silkerek, glmsedi: "Kuzeninizin akasna inandnz, galiba! ok aptalca bir aka!.. Niin bana yle bakyorsunuz? "Ama... Ama kznz...'baba'dedi ona?" "Peki, olay u: Kuzeniniz vagona girer girmez kzmla oynamaya balad, akalat. ocuklarn yabanclarla nasl abucak kaynatklarm bilirsiniz. Babasyla kuzeniniz arasnda benzerlik bulup, ona baba demeye balad. Kuzeniniz ve ben olduka gldk buna." "Ama zr dilerim... Benimle olduka ciddi konuuyordunuz." Kadn gzn Uakov'a dikerek: "Size sonradan gerei sylemedi mi? Kocam Moskova'da alyor; biz de ona gidiyoruz." Konuyu kapatarak, dnd. Ama Uakov,phelenmiti. Tekrar tuvalete gitmeye karar verdi. Girince, lavabonun zerine ilitirilmi yazl bir kat grd. abucak kad ald ve yazy okumaya balad: "yiliine teekkrler, Ignat. ocukluk gnlerindeki gibi yufka yreklisin. Ama aile numaram kefetmenden nce trenden ayrlm olacam sanyorum. Kadndan phelenme. Gerek kocas Moskova'da bir ite alyor. Tekrar teekkrler. Belki baka bir zaman grrz. Olay iin beni affet. 59 Dargn bir kurdum ben.bu zamanda banana bile gvenmeyeceksin biliyordum kuzenini yalnz brak.kabul et vs. uakov notu tekrar okudu.yan yan tuvaletten kt.yarm saat sonra tren,istasyonda indi vegpu ulatrma blm memurlarnn giydii ahududu renkli apkal birini grnce ona doru yrd. 1927 ZULM 60 Boy atmam baaklar, ayaklar altnda inendi. Scak rzgar doudan bozkra doru esti; gkyz kapkara oldu. imenler kavruldu, yol boyunca gri bir renge brndler.. Toprak gnete kavruldu. Topran st atlad; atlaklar, sussuzluktan kurumu insan dudaklar gibi kr kr oldu ve derinliklerden gelen tuzlar yzeye kt. Karadeniz'den bozkra koturan atlar, demir nallaryla imenleri ezdiler. Dubrovin halk, sadece harman zaman iin yaard. Ypranm umutlaryla beklediler, gzlerini gkyznn parlak mavisine dikerek. Yakc gne, budaylarn baaklarnn klklarna dikti gzn 61 Umutlar ekinlerle birlikte yand. Daha Austos aynda lahanalar, prasalar toplamaya baladlar; bir gzel oturup ye. diler; bir avu unla kartrp ok gzel yemekler yaptlar. Kutsal Bakire gnnden nce, Stefan, yorgunluktan bitkin halde, kzleri tarlaya gtrd, sabana srd hayvanlar; di-lerini acyla skarak atlam dudaklarn yalad; sabann sapn sessizce kavrad. O hafta on iki dnm toprak srd; saban izleri topran zerinde yzeysel zayf izikler oluturdu. Ayrk otlaryla dolu tarlada zayf, bklm parmaklaryla elinden geleni yapt. Stepan, merhametsiz topraa tm emeini harcad. Evinde ans dahil, beslenecek sekiz az vard. Olunun ocuklar, sava srasnda ldrlmt. Bu nedenle tek bana kalmt; elli yllk bedeni almaktan bklmt.Topra srp bi-tirdikten sonra ikinci ift kzn de satt. Daha dorusu, yz kilo temizlenmemi budayla takas etti. kran gnnden sonraki gnlerden birinde, Ky Sovyeti bakan'nn anonsu duyuldu: Tohumluk toplanacak. Sonbahara doru, merkezden belgeler gelecek, o zaman toplayacaz. Henz topran srmemi olan varsa, hemen srsn. Gerekirse dileriyle topra kemirsin, ama topra altst etsin!"

Btn bunlar numara, tohum falan yok!" dedi Kazaklar. Ama dikkat etmeliyiz. Belki olur, numara falan yoktur." Bizden alrlar, ama i vermeye gelince..." Stepan, umut ve hasretle kendi kendine eziyet ektirdi. nand, inanamad, ne yapacan bilemedi. sonbahar geti. Ky karla kapland. plak aalar karn zerinde eri br kara izgiler olarak kald. Peki, tohumlar nerede kald?" Stepan gide gide bakan usandrmt. 62 Bakan, elini kzgn bir ekilde sallad: "Bana yklenme, Stepan Prokofi! Henz bize emir gelmedi?" "Gelecei de yok zaten. Beklemeyin. Halk, lmden baka bir ey dnemez oldu. Umutlarmz yokettiniz... Kpee kemik gsterir gibi umutlandrdnz." Stepan yumruklarn iyice skt. "Kahrolsunlar, orospu ocuklar! ehirlerde ekmein en iyisini yiyorlar, yklsnlar!..." "Daha fazla konuma, Stepan Prokofi, seni ieri atarm!" "Peh!" Stepan, hissettiklerini sylemek iin elini sallad kaytszca. Sovyet brosundan koca gvdesini dar zor tad Hasta bir boa gibiydi. Keli omuzlar, eskimi ceketini zorluyordu. Yrtk, izgili pantolonu, bklm dizlerinin evresinde dalgalanyordu. Yeilimsi tortuyu kzl sakalndan sildi. A karnyla ve kzgn baklarla uzaklara bakt; kocaman gvdesine uymayan bir utan hissetti; Yerdeki aa parasna ayayla vurdu. Eve gitti; sedire uzand. eri giren kars bard: "Srlara bir baksana! Yatp duruyorsun orada, da san!" "Varvara, srlara bak!" "Kz darda ne yaptn!" "Kz botlarm kar ayamdan!" Varvara, on be - on alt yalarnda gen bir kzd. Dedesinin botlarn ayandan kard, ardndan srlara bakmaya gitti. Stepan uzanm yatarken, kapal gz kapaklar titredi, gzleri yand. ini ekti, homurdand. Skc dnceleri, brakp aklna neeli eyler getirmeye alt. Ama akam yedei vakti gelince masann bana oturdu. Torunlarna bakt; 63 masann banda asl duran iskelet gibiydiler. Torunlarnn en! k, Timoka, yandayd. Yznde utanga bir glmsemeyle, tasn iinde yzen patates parasn yakalamaya al-yordu. Stepan, torununun alnna elindeki kakla vurdu: "Avlanmay brak!" dedi. Kyde insanlar birer birer ldler. Yedikleri ekmek, aalardaki kurtlar gibi ilerine iledi. Bir gece byk bir iskntsyla rahatsz! oldu. Tohum ekilmesi gereken srlm topraklara hibir ey eke-memiti Stepan. Hayvan fiyatlar sudan ucuzdu. Bir inee yz seksen ya da iki yz yirmi l avdar vermekteydiler. Hem de temizlenmemi, yabani ot dolu. Kyde yine tohum datlaca sylentisi kt; ama yine dedikodudan ibaretti. Sonbahar sonunda! gneyden esen rzgar gibi abucak geiverdi. Bahar yak-: latnda yeniden kt sylentiler. Bir akam, ynetim kurulu toplantsnda, Sovyet bakam aklad: "Belgeler geldi," dedi ve ekledi: "sterseniz, yarn tohumlar getirmek iin gidebilirsiniz. Gryorsunuz ya, bizi unutmadlar..." dedi ve szn bitirmeden kalkt. Eyalet merkezi, kyden yzlerce mil uzaktayd. Kyller hemen hazrlanmaya baladlar. Erkekler atlar abucak yola hazrladlar. Kanlar uzun bir sra oluturdu. Stepan'n yol arkada gen, kuvvetli bir Kazak Afonka'yd. Gece boyunca, sadece yirmi, yirmi be mil yol aldlar. kzleri yavalad, adn atmakta zorlandlar, brleri yamuldu. Stepan, yol boyunca yrd; kzlerin geri dn yolculuu iin glerinin tamam tkenmeyecekti bylece... Ay ykseldii sralarda, akta gecelediler. Ertesi sabahn ge saatlerinde eyalet merkezine ulatlar. Ambarn evresinde kzm atlar, tepiiyor ve kiniyorlar; kzler bryorlard. Byk ka64 labalkta payna denle urayordu. leden sonra toza bulanm bir grevli, cmbarn kapsnda bard: "Dubrovin'liler, buraya gelin! Bakannz nerede?" Bakan ortaya karak, "Burada" dedi. "Alma emriniz var m?" "Evet, var." . . Erkenden gelen kazaklar koumlar vurmulard hayranlara. Stepan ve Afonka kapnn sanda almaya baladlar.Ataman apkal iri bir Kazak, deri ceketenin zerindeki cbbesini sallayarak geldi; bandan skca tutmaya alt kzne yalvard: "Oynamadan dur! Oynama, seni eytan! imdi, rahat dur!" "Kenara ekil, arkada!" dedi Stepan." "Kann dndrebilirsin deil mi?" "Nereye dndrebiliriz ki? Dingilleri krdk." "Kann u' yana itekle," diye bard Afonka. "Dosdoru yola gir; kar srasna girer gibi gir. Gel buraya, yrekli!" Kazak, inat kzne yumruuyla vurdu; hayvan, kanl gzlerini dndrerek, boyunduruunda sallad.

"Hadi gelin artk!" Memur haykrd, kapnn yannda ayakta dururken. Stepan, kzn hzla yrterek, memurlarn yanna ilk o ulat. Altn renkli buday seli demir borulardan akarak uvaln iine dmeye balad. Ilk toz kokusu iinde ve neeyle nefes nefese kaldlar. uvaln kenarlarn aarak kaldrdlar; memurun dklm baday botlarnn altnda ezmesine ve ilgisizliine aknlkla baktlar. "Tamam!" dedi memur. "Yedi yz elli l." Stepan, kollarn zorlayarak ar uval kaldrmaya urat, 65 eski gnlerdeki gibi. Ve aniden dizlerinde kontrol edemedii bir titreme hissetti; sendeledi; bir an kararsz kald; topallad, ardndan kapya dayand. "Sen bana brak! Kaldrma!" Kazak evredeki kalabal yararak konutu. "i bitik, zavall yal arkada!" "Barutu bitmi!" "Yere otur, yoksa deceksin!" "Ho-ho-ho!" "uvaln dkte toplayalm. Tam bana gre." kz kapya doru sren kazak, uvaln yklenmesinde Stepan'a yardm etti. Afonka geri dndnde meydana doru yola koyuldular. Akam karanl kyordu... "Git ve birine pansiyon sor!" Afonka, souktan donmu bir ekilde, mrldand. "Ama niin gitmiyoruz ki?" dedi Stepan. "Sakaln var, Prokofi. Daha yakkl grnyorsun." Stepan, sokak boyunca yryordu; ama hibir evde sorusuna olumlu karlk alamad: "Sizin gibi hergn bir sr kii kapmz alyor..." "Burada yer yok!Azna kadar dolu!" "Geceyi sokakta geirin." Solgun dudaklarn zorlukla aan Stepan yalvard: "eri aln bizi. Birlikte de uzanrz. Hi Hristiyanlk duygusu yok mu sizde?" "Bugn, Hristiyanlar olmadan da yaarz, teneke plakamz var!" . "Baka yere git, ihtiyar," diyerek kovdular. 66 Son avluya geldiinde, masum kze kamsn hrsla vurdu. "Afonka! Geceyi parmaklklar arasnda geireceiz herhalde, bu ok ak." "Evlerini drt kelerinden atee verelim. nsan deil bunlar, kurt. Kn ortasnda kar stnde yalamayz!" Meydanda, hayvanlarn koum takmlarn kardlar, uvallarn zerine uzandlar trenlerin grltsn dinleyerek. Meydanda, fazlasyla grlt vard. Bir ka gen Kazak, uzaktaki bir kannn evresine toplanm, ark sylyorlard. Aralarndan biri, bouk ama gl sesiyle arkya balad: "Gen kazaklar at binmeye gittiler, Askerden, eve doru..." Dierleri, souun ve rzgarn przlendirdii sesleriyle nakarat tekrarladlar: "Omuzlar apoletti. , Gsleri madalyal..." arky dinleyen Stepan, el yordamyla kavrad sakca doldurduu uval; kapal gzlerinin nne, srd topran siyah izleri geldi ve tombul tohumlar avulayp serptiini grd. Gece yars, kuzeyden sert ve ac bir rzgar esti. Kar, Moskova'dan gelen kamyonlarn farlarnda ldad; sonra karanlk geldi yine. Karayolu buzland souktan. Ambardan kan toz bulutu kasabann zerinde bir hayalet gibi duruyordu. kzler, itlere dayanarak birbirlerine sokuldular; ardndan, kan rzgar, ambarn zerindeki toz bulutunu datt. Telgraf telleri, gece boyunca inleyip durdular. Gecenin ge bir vakti, iri bir ku ambarn damna grltyle indiinde, Stepan uyand. Uyumu bacaklarn sallad 67 kandan aaya. kzler, kradan bembeyaz olmulard. Yanyana yatyor, ar ar soluyorlard; kanlar simsiyah, dndrlm tnazlar gibi grnyordu. Evsiz kpekler, souktan kmlerdi. Stepan, Afonka'y uyandrd; koumlar taktlar gn aarmadan. Karanlk alrken, kasabay geride brakp trmanmaya baladlar. Tren kasabadan geti bu arada. Afonka Stepan'n yanndayd, kamasn arkalarnda kalan evlere sallad: "Brn bakalm, kahrolas aygrlar! Yzlerce ton yk slklersiniz, hi zorlanmazsnz. Ama biz sadece yedi yz l ykledik, canmz kyor. kznz de yok. Bir de benim sadaki kze bakn! yanda!" "Vursanz, hayvan dner, size gbre fkrtmaya balar. Hadi yryn! Seni ssl gen bayan!" Feri snm nezleli gzlerini dndrerek krbacn hzla savurdu, ayaklarnn kanda deil de havada olduunu hissetti. Gndz vakti Olka Roga kyne ulatlar. Halk, bayramlklarn giymi sokaklarda toplanyordu. Ancak, o zaman Stepan, gnn pazar olduunu hatrlad; kany kiliseye doru srd. "Kanlarla u tepeyi aamayacaz. Bak yol buz tutmu," dedi Stepan. "yle grnyor!" Afonka da ayn dncedeydi. "Evet buzlu. Ama kar yok." "uvallar tepeye kadar karacak kk bir kan tutmalyz."

"Sen o ii ayarla, tohumla deme yaparz." Sekiz, dokuz kyl, pazar leden sonrasnn rehavetinde, iftlik avlusunun dndaki direklere dayanm, ayiei e68kirdeklerini ayklyorlard. Stepan yanlarna gitti, apkasn kard: "Merhabalar," dedi. "Merhaba." Yal, krl sakall olan cevap vermiti. Tepeye kadar yk tamak iin bize kan kiralayabilir misiniz? Yolda bir ey yok gibi ama buzlu... Kanlarmz... "Hm!" Yal adam, sakallaryla oynayarak tersledi. "deme yaparz. Yardm edin, sa akna!" "Atmz y ok!" "Ama, burada skp kalacak myz?" Stepan umutsuz bir jestle yalvard adeta. "Biz bir ey yapamayz." Tavanderili apkas olan baka ir adam ilgisizce karlk vermiti. Aralarnda bir iki dakikalk sessizlik oldu. Afonka da yak-.t, alak bir sesle: "Bu iyilii bize yapn," dedi. "Yapamayz. Hayvanlarnz biraz daha zorlayn." ri yapl, iyi kalite deri yelekli bir delikanl, Stepan'n arkasnda durdu, omzunun zerinden bard: "Sana sylyorum, baba; sen ve ben dvelim. Beni ye-ersen, tepeye kadar tanm; ama yenemezsen yapmam... Eh, ne diyorsun bakalm? Gri gzlerini oynatarak, glmsedi. Stepan, glmseyen genci yukardan aaya szd. ap-.sn dmesin diye tuttu. "ok elenceli olacan dnyorsunuz deil mi? Kardeler bakalarnn sorunlar bizi zmez." Gen, gzkapaklarn apkasna doru kaldrarak gld, "Hadi balayalm," dedi. ,69 Stepa, eldivenlerini ekip kard, yeleini kard rakibinin omuzlarn gzleriyle kontrol etti. Stepan, "Hazr msn?" dedi. Gen, "imden bir ses kolay olacan sylyor," karln verdi. Birbirlerini bellerinden kavradlar. Gen parmaklaryla Stepan' krmz kuann altndan kavrayarak itekledi, neeli bir ekilde, yavaa dndler, birbirlerinin kuvvetini denediler. Stepan, omuzlarm ileri karp, rakibinin gsne bastrd. Gen de ayayla, Stepan'n direncini krmak iin itekledi. drt kez dndler. Stepan; salkl, iyi beslenmi gencin kendisinden kuvvetli olduunu hissetti; mcadeleyi kazanmak iin umutsuzca direndiini dnd. Aniden, ok abuk hareket etti: sol dizi bkld, aaya savruldu, ba donmu yere acyarak arpt. Stepan'n ayaklar srtt, Gen zerinden utu, yere ok kt dt. Stepan srayp ayaa kalkmaya urat eski genlik gnlerindeki gibi; ama bacaklar bu isteini reddetti. Gen, ayaklarnn arkasnda, tepesindeydi. At nallarndan dklm kara, gencin omuzlarn bastrd. evrelerini saranlar, grltl kahkahalarla glerek eldivenli ellerini rptlar. Stepan apkasndaki amuru silerek i ekti: "On ya gen olsaydm, ben sana gsterirdim..." "Tamam baba, ykn yokuun tepesine kadar tayacam, kazandn!" Tohumlar byk bir kanya yklediler. Stepan'la green gen, iyi beslenmi at balad. Stepan ve Afonka'ya dnerek: "Beni izleyin," dedi. 70 l Tohumlar, kyden mil uzaktaki tepeye aktarmlard. Yolun buras tekerlek izlerinden oluan oyuklarla doluydu. kzler ar ar yola koyuldular. zleri parlayan buzun zerinde kald. Kye ulamalarna yirmi mil kala, Stepan konutu: "Mola verelim Afonka. Hava kararacak geceyi burada geirdim..." "Durmak iin neden yok, zaten hayvanlarn hi yemi kalmad. kzler biraz fazla yorulacaklar o kadar." Gece olduunda devlet ormanna ulatlar. Bir sr yldz siyah gkyznde parlyordu. Gece, donduruyordu. Stepan kany sryordu. Bir vadiye geldiler. Karanlktan kan bir adam yollarn kesti. "Gelen kimdir?" diye bard yabanc. "Biz Dubrovinliyiz, eyalet merkezinden dnyoruz!" dedi Stepan endieyle Afonka'ya bakarak. "Dur!" ^"Kimdir onu syleyen?" "Dur,ben diyorum!.." Yzn gizlemi, ay nda elindeki silah parlayan adam farkeden Stepan'n kalbi titredi. Yan tarafa baktnda, drt atn ektii byk bir arabann durduunu grd. Cppeli bir adam yanlarna gelerek silahn dorulttu: "Boaltn!" "Bu nasl aka? Stepan kansna hafife dayanarak inledi. "Size boaltn dedim!" ki adam da arabadan indi, botlar karlar gcrtdatt. Adamlardan biri bard: "Vur ona!" 71 Tabancann kabzasyla Stepan'n krk apkasna vurdu; Stepan dizlerinin zerine dt. "Boaltn," dedi cppeli adam, tabancasn Stepan'n azna dayayarak.

"Tohumluk buday... Kardeler.. Deerli kardeler... Ah!" Stepan yere yld; donmu yerde elleri buz kesti. Arabadan inen adamlardan biri, elindeki av tfeiyle Afon-ka'nn yanna geldi. "Olduun yere uzan, gzetlemeye alma!" At arabas, kanlarn yanna yanat. ki adam, tohum uvallarn kaldrarak, kandan at arabasna yklediler. Cppeli Adam da Stepan'n banda durdu byklarnn kenarnda pis bir glmsemeyle. kzler, kan boalnca yrmeye baladlar. Afonka, hl yerde yatan Stepan'n yanna gitti. "Tut, tut, gidiyorlar..." Tekerlekler yolun zerinde takrdad. Azndaki kan yutan Stepan, ayaa kalkt; uzaklap giden arabann siyah siluetini seyretti. Bir iki dakika sonra vadide yanklanan bir silah sesi duyuldu. "Ne pis ans!" Bouk sesiyle ellerini sallayarak l bast: "Felaket bu!" Donuk, sabit bir bakla ayn mavimsi, buzlu na bakan Stepan olduu yerde yavaa dnd. Afonka, omuzlarn drm, seyrediyordu. Geen k grd bir eyi anmsad: Bahede bir kurt vurmutu; gzleri akmak akmakt. Stepan'n imdi yapt gibi kurtta karn iinde gml arka ayaklarnn zerine kp, dne dne can ekimi ve sessizce lmt. 72 Ekim dnemi, btn ky ahalisi tohum ekmeye gitti. Stepan, verandasnda oturdu. e km gzleriyle dnyay, topra lgnca kucaklad. Btn bir hafta solgun yzyle sessizce oturdu. Geri dnnde feryat figan alayan ailesi, onun bu durumu karsnda sessiz kald. Korkuyla sallanan ban, amaszca kzl sa-kallaryla oynayan ellerini seyrettiler. Stepan, Paskalyadan iki hafta nceki pazar gn Ataman kyne ilk ziyaretini yapt: Bozkr, sisle kaplyd. Bir tavan yavrusu al kalntlarn altst edip yiyecek aramaktyd. Bir ka kk bulut, gkyznde srklenerek hilal eklini alm ayn nn kapatt. Ayn klar kalburdan geiyormu gibi zayflad, yol yol oldu. Tarlasnda biraz durdu, Ataman kynn altnda olduunu grd. Tepenin biraz ilerisinde kuvvetliyken srd tarlas uzanyordu. Yabani otlar, saban izlerinin arasnda bym, siyah topran rengine dnmlerdi. Stepan, kyn evresini zorlukla dolat, ceset gibi duran siyah bulutlara bakt. Ba yukarda bir sre durdu, ardndan i ekti, bakt. Ahlar bouk bir inlemeye dnt. Ondan sonra hemen her gece ayn yere gitti, kimseye sezdirmeden. Tepeyi getii sralarda, gmleini buruturdu saban izleri iinde uzanan tarlasnda rzgar, yabani otlarn yaprak ve ieklerini sallyordu. Kutsal Pazar'dan nceki gnlerde bozkrdaki otlar biiliyordu. Stepan ve Afonka ot bime iini birlikte yapmaya karar verdiler. Bozkra doru yollandlar. Ama daha ilk gece Stepann kezleri otlanrken yollarn arp kayboldular. Her derede, ukurda, avare avare dolaarak, btn blgeyi, enine boyuna tarayan Stepan arkasna bakmadan kapda durdu: '73 "Ukrayna taraflarna doru gideceim," dedi "Belki oralarda bulurum." "Biraz ekmek al yol iin," dedi yal kars merakla. "Deliriyorum!" dedi Stepan,kalarn. atarak. Dar kt elindeki ubukla oyanayarak. Kyn dnda Afonka'yla karlat. "Ukrayna tarafna gidiyor musun Stepan?" "yle bir dncem var." "Peki, kzlerini bulmanda tanr yardmcn olsun, isa seni komun." "Trpan bozkrda braktm; geri geldiimde devam ederim." Afonka arkasndan seslendi. Stepan dosdoru yola ilerledi. Gndz gzyle Aa Yab-lonovska kyne ulat, asker arkadann evine gitti. zntlerini paylatlar. Birlikte st itiler ve yoluna devam etti. Yolda karlat insanlar durdurup hep ayn soruyu sordu: "Yolunuz zerinde kzler grdnz m? Biri krk boynuzlu, ikiside krmzmtrak kahverengi." "Hayr, grmedik." "Grmedik." Tarif ettiin trden hayvanlara hi rastlamadm." Yol boyunca araylarna devam etti; sopasn yere vurarak atlak dudaklarn imi diliyle yalad. Akam saatleri yaklarken, saman yklenmi bir araba grd. Samanlarn tepesinde keten elbiseli, ba ak, yalarnda bir ocuk oturuyordu. Keten pantolonlu, hasr apkal bir adam da atn yannda duruyordu. Stepan yanlarna yaklat, "yi gnler," dedi. 74 Adam, apkasnn kenarn isteksizce kaldrarak, bakt. "kz gr..." Stepan sze balad ama ksa kesti. Kan beynine srad; kalp krizi geirir gibi yanaklar beyazlat. Hasr apkann altndaki yz ok iyi tanmt. Uykusuz gecelerin karanlnda akan imeklerin aydnlat yz, gzlerinin nndeydi. Hasr apkann altndan bakan yorgun gzleri, ince kll sakallar, yar ak dudaklar; sar, nikotin renkli seyrek dileri... "Aha! Kader bizi yine karlatrd!" apkann altndaki yz nce sarard soldu; sarlk nce yanaklarnda younlat, enesine ve ardndanda dudaklarna ulat.

"Kim olduumu tahmin ettin mi?" dedi ve bir sre bekledi Stepan,.. "Ne... Ne istiyorsun? Seni daha nce hi grmedim!" "Grmedin mi? Geen k ki tohumlar?" "Ben deilim... Sanrm yanln var!" Stepan, sivri ulu dirgeni saman ynndan kard, eline ald. Adam birdenbire terli atnn ayaklarnn yanna kt; ellerini tozlu yere koyarak, olduu yere oturdu; gzlerini Stepan'a dikti: "Karm ld... Kk olumdan baka herkesi kaybettim..." korku dolu bir tonda konutu parmaklarn arabaya vurarak. "Ne yaptn tohumlar?" Stepan kzgn bir sesle sormutu. Adam pantolonuna aptal aptal bakp, paasyla oynayarak: "Baba, atm al... Tohuma ihtiyacm vard... Atm al. sa akna! Aramzda bir ey olmasn... Ltfen..." Kekeleyerek, hzl hzl konutu, eliyle tozlar kartrd.. "Bana yanl yaptn! Topram imdi bombo yatyor, iyi mi? Alktan lyorduk... Ot yemekten itik! yi mi?" Stepan yava yava adama yaklaarak baryordu. . 75 "Karm ld gitti... Kadn hastal... Olum var... Geen ay yan doldur... Affet beni, baba! Biraz insaf!.. Tohumlarnz geri veririm!" lm korkusuyla ban edi, samalamaya balad dili dehetle dolayordu. "Tanr korusun!" Stepan; ha kard, i ekti. "Evime gtrrm... zlmene gerek yok." "Eve saman tamadm... Ah! iftliim mahvolacak.... Nasl?..." Stepan dirgeni kaldrd, bir an bann zerinde tuttu; ardndan, kulaklarnda bir gmbrdeme hissetti, inleyerek sivri ular yumuak bedene saplad; yaral beden kvrand... Stepan bir avu dolusu saman yerde yatan solgun yze frlattktan sonra arabaya trmand, ocuu alp kollaryla sard. Arabadan uzaklap bozkra doru yrd. Uzakta, kyn klar parlamaya balad. Titreyen ocuu gsne bastrd, kulana fsldad: "Sakin ol, kk olan! Sakin! imdi... Dur, yoksa seni kurt kapar! Dur!" Ama ocuk gzlerini yuvarlayarak, kollarndan kurtulmaya alt; feryad, durgun, sessiz, gkmavisi glgeli bozkrda yankland: "Baba... Baba... Baba!" 1925/1926 76 DON BLGES GIDA KOMTES Don Blgesi Gda Komiser Yardmcs Yolda Putsin'in Talihsiz Maceralar. Ben, Ignat Pititsin, Provatorov eyaletinden. Kazak kkenliyim. Belimde bir tabanca, iki el bombas; omzumda bir tfek, ceplerim arjr dolu, elbette arjrlerde kurun... Pan-talonum srekli aaya kayd iin, belimden iple balamak zorunda kaldm. Gzlerim ok keskindir, ama ok tuhaf bakarm. Baklarmdan kadnlar ok korkar. Bylesi kadnlardan bir tanesi geenlerde yanma gelip unlar syledi: "gnat, gzlerin hayvan gzne benziyor! Onlara baktnda derinlik bulamazsn !" Bu sorunum dnda her ey benim iin olduka iyiydi. Sesim biraz boukayd, topran altndan geliyormu gibi. 77 1920 ylnn baharnda, Pravatorov'da yakn arkadam Goldin, tahl topluyordu. Ayn konumdaydk, kt bir delikanl deildi, ama, biraz barut gibiydi, biraz da kurnaz saylabilirdi. Birok yerden tahl topladm. Yanmda Kazak delikanllarla tahl toplamaya giderdim. zellikle zengin olanlara hemen ltimatomu verirdim. Eh, elbette hi merhamet gstermezdim, belimdeki tabancama gvenir, sert sesle konuurdum: "Bu otomatikte on kurun var. Seni on kere ldrebilirim. On kezde gmebilirim. Hadi tahllar getir!" "ok gzel" dedi. "Zorlama, kabul... Getireceim." Ama Goldin, daima benden daha ok tahl toplard, kimiz de ayn saygy grrdk. Goldin iffetlilii iin, bir kza gsterilen sayg gibi beklerdi. Bense, bana sayg gstermeleri iin uramazdm! Dosdoru biriydim, kfretmeye baladmda, dilerimi biraz gsterdiimde, herkes benim pozlarma glerdi, gen Kazaklar hemen tahllar toparlar, balarn benim gibi sallayarak "Ptitsinimizin arks tarlakuunun arks gibi," derlerdi. Beni yle arrlard: Tarla kuu. Eh, tamam! Vioenka eyaletindeki General Sekretiyov'a, - Gney cephesindeki Dokuzuncu Ordu'ya - gda topluyorduk. okta ilerlemitik, bizi durduran bir eyde yoktu. Kursk eyaletine ulatk. Biraz varmadan nce, oradaki yetkililerin topladklar yz binlerle ifade ediliyordu, ama biz gittikten sonra toplanan miktar iki yz binlere kt. Bu srada, Goldin'de ok urayordu. Gzel bir sabah uyandnda kendini yumurtadan yeni km civciv gibi hissetti: imdi, Gney cephesindeki Orduya gda salayan komisyonun tam yetkili sorumlusu olmutu. Sadk genlerimle, Kursk eyaletinde dar ve avdar topladk. Goldin beni bir kenara ekti ve usulca: "Fitilsin, sen ok zalimsin halk boyunduruk altna girmeye zorluyorsun. Tuhaf bir arkadasn, hibir eyinde geveklik 78 yok..." Boyunduruun ne olduunu gerekten bilmiyordum, ama iradesiz olmadm kesindi. "Bak imdi," dedi Goldin. "Biraz daha anlayl olmalsn." Ama ona unu syledim: "Ekim Devriminde, Kremi in'i nasl ele

geirdiimizi biliyor musun? "Evet, biliyorum!" "unu da biliyor musun?" dedim, "Kremiine saldrdmzda, bir kurunu karnma yerletirdiler ve orada kan yumurtas gibi dnmeye baladm." "Biliyorum" dedi. "Karnndaki kurundan dolay sana byk hrmetimiz var." \ "Tamam, karnmdaki kuruna zlmene gerek yok. Baka bir yerimden de vurulabilir, kan kaybndan gidebilirdim. Ama, sen daha ok cephedeki savalarmz iin zlmelisin, onlar a brakmamalyz." "Gidebilirsin" dedi ban sallayarak. Belkide cephedekiler iin zlmeye balamt, ya da baka bir ey? Geri dndm, tahl toplamaya gittim. yle sk bir ekilde tahl topladm ki, arp kaldk. Bu arada Goldin, Saratov'a atand. Bir hafta sonra telgraf geldi: "Saratov'daki Don Gda Komitesi'ne gel, yerimi al: Saratov Eyaleti Gda Komiseri: Goldin." Tamamd. Saratov'a yk vagonuyla gitmeye karar verdim. Kendimi bitlerden aykladm. stasyondaki hamama girdim kendimi kurtardm, oturup baya gldm. Daha sonra yk trenine bindim. Saratovaya ulatm, Goldin'ide, Don Gda Komitesini de bulamadm. "Neredeler?" diye sordum ve kendi kendime konutum. "Goldin, komiser olarak Tambov'a gnderilmitir, Komitede onunla. Tamam. Ama nasl?" bana "Don Yrtme Komitesi'ne gitmelisin, belki orada bulursun," dediler. "Nerede bu?" "Rusya Otel'de" "Tamam," deyip oraya doru yrdm. "Don Yrtme komitesi burada m?" diye sordum. "Evet, ikinci 79 kat, ii' numara." Yukar ktm, kapya vurdum: "Girebilir miyim?" "Ltfen girin." inde iki kii olan kk odaya gjr_ dim. Birisi esmer, ksa sakall bir sivildi, dieriyse daktilonun banda oturan tpt gen bir kadnd. "zr dilerim, galiba yanl numara." Odadan bir adm geri ktm. "Ama siz Don Yrtme Komitesi misiniz?" "Evet biziz" dedi. "Ben, bakan Medvediyev, bu bayan da yardmcm." "Ama ,ben" dedim "Ignat Fitilsin, Don Gda Komitesinden. Beni duydunuz mu? Hayr? Ne yazk? ok dk seviyede yayorsunuz Yolda Medvediyev. Medvediyev omuzlarn silkti: "Katlyorum, ama yardm yok. Zplamadan yksek bir yere ulaamazsnz." "Don Gda Komitemizin nerede olduunu bilmiyor musunuz?" diye sordum. "En ufak bir fikrim yok" dedikten sonra, bo sandalyeye oturmaya davet etti. Elbette oturdum. Don Gda Komitesinin, Tarnbou ehrine gitmi gibi grndn anlattm. Medvediyev olduka neeliydi. "Demeyin! ok sevindim! Tambou'da Gda Komitesi, Penzada Toprak Blm var, idare yeride Tula. Ama ordu nerede? Parmaklarn geriye bkt, sayd, tpt gen bayana sordu: "Syle bana, askeri blmmz nerede?" Ama kadn sadece glmseyerek: "Hayal edemiyorum!" dedi. nsan yz grmediklerinden, beni grnce ok sevindiler. ay verdiler ya, ekeri unuttular. Kzmaya baladm "zr dilerim, iki bardaktan fazla imem." rktler, ayma eker yetitirdiler, ama serte syledim: "Tambou'a mektup yazmalym." Tambou'a gittiimde bizim ocuklar buldum, Beyanlar geri ekilmeye baladktan sonra, biz yani Don Gda Komitesi Pos-tov'a gnderilmitik. Goldin'in dedii gibi bu ilerde ufuk ok genitir, Sibiryaya gidebilirim. Tabii yardmcsda... Gittikten sonra on tane yardmc deimiti. Sra bana geliyordu. Son yardmc da ka80 tktan sonra sabrszca beklemeye koyuldum. Don Gda Ko-mitesi'nin "Ba Komiseri olma yolundaydm. Dndm, Ras-tov'a ularsam... ki vagonumuz vard: birisi tamamen insan dolu, dieride kitap. Ayrlmamzdan nce Moskova, bize gazeteler ve kitaplar yollamt. Tsaritsin'e doru yola koyulduk. Beyazlar yolumuzun zerindeki kpy uurmulard. Destekleri boyunca dier yandan yrdk. Bir istasyona geldik, kamyonlar teslim aldk. Ancak onlar hareket ettirecek bir ey yoktu. Makine bile... imdi, ne yapabilirdik? Dndk, tandk, sonunda vagonun tamponuna iki kz ve bir deve balayp yola ktk. . Ben, elbette, devenin hrgleri arasnda oturuyordum, scak ve yumuakt. Her naslsa blgedeki btn kprlerden getik. Bununla birlikte, iki gn sonra kendimi kt hissettim. Srtmdan yaralanmtm. lm bana bakyordu. Delikanllar bir kyde kalmam, daha sonra gelmemi, ya da kamyona gememi istediler. Tamamda, ac beni dermansz brakmt. Demiryolundan fazla uzak olmayan bir kye tadlar beni, kyllerden, bir kadnla konutular: "yi bak, teyze; sonra sana para veririz," dediler. Ama bu dul kadn Sibiryadan dnen? srgnlerdendi. Yaklak elli yalarnda, salkl bir aifteydi. Yz bir kadnn deilde beyaz benekli bir atn yz gibiydi. Kocaman burun delikleri, a gzleri vard. Delikanllar gittikten sonra nakarata balad: "Hayat ok skc, yalnz yayorum; sen iyileebilirsin asker. Evleniriz tarlalar da srersin. Kocam geen yl ld, ama bana koca bir meyva bahesi brakt." "Ne kocaman bahesi! Bana bunlarn ne faydas var," di81 yerek kendimi yataa attm. Yal cad ayn nakaratla beni sinirlendirdi:

"Yaza evlenir miyiz?" "Evlenelim" dedim. "Seni benekli inek, kuzuyu kes ve beni besle, yoksa seninle evlenmem." Kuzu kesti, beni besledi. Bilinsizce yattm, bol bol et yedim. Ama beni Sibirya gelenei gen erkei olarak adlandrmaya balad. "Ah benim gen erkeim, Tanr, annemi seviyor! Byle ceset gibi uyumaya devam edersen, ancak bir bitin yapabileceini yaparm." Yz kilonun zerinde olmalyd. Kuzusunun birini yedim ya, ikincisini kesmek istemedi. "Ne!" dedim, "Seni iko yal aifte, istemiyor musun? Beslenmezsem nasl iyi olabileceimi dnyorsun?" "Bugn bir kuzu budu getiriyorum. Sadece be kuzu kald." "Sen ve kuzularn geberin" dedim. "Defolup gideceim." Hazrlanmam ve yola kmam bir gnm ald. Bizimkileri Rostov'un dnda yakaladm. Rostov'a ulatmda, bizimkileri brakp, bakann yanna ktm. "Merhaba," dedim. "Biz, Don Blgesi Gda Komiserlii yesiyiz." Bakan gzlklerini kard, sildi, sildi. En sonunda sordu. "Hasta deilsiniz ya yolda?" "Hayr" dedim. "Gayet iyiyim." "Nereden geldiniz?" "stasyondan" "Ama Don Gda Komiserlii ne ki?" diye sordu. Rengi deierek; "Eminim aka yapyorsunuz?" "aka bunun neresinde?" dedim "Kursk'tan geldim. Bunlar da Don Gda Komitesinin belgeleri." Cebimden kardm, masasna attm. "Kitaplar da, delikanllarla birlikte istasyonda." "Moskova Sokana gidin," dedi ve bunlar gerek Don Gda Komiserine verin. Alt haftadr alyor. Ama sizi tanmyorum." Tepem att, gmleimle oynadm. Delikanllarla istasyondan Moskova sokana gittik. "Don Gda Komiserliinin binas bu mu? "Evet" Tanrya kr! Be katl sradan bir bina, ayiei 82 tohumlar gibi birok insan var. tpt gen bayanlar daktilo kullanyor. Abaksler atrdyor. Salarm diken diken oldu. eri girdim komisere burada oturmaya hakk olmadn syledim. Ama sakin bir glmsemeyle karlk verdi: "Alt aydr, yolda olmalsnz, sizi bekleyerek almalara devam ediyoruz. Ajanmz olarak Salsk eyaletine gidin" dedi. Tabii ki kzmtm. Ellerim brmde kalakalmt. "Herhangi bir eitim grmemi insan da kalem ve mrekkeple katlarn imzalayabilir. Siz ve yardmclarnz, uzun trnakl tpt gen bayanlar! Her yeriniz toz doluncaya kadar tahl ambarlarna trmanabilirsiniz!" diyerek kp gittim. Bu kalmkafalyla ne yapabilirdim ki? Asla anlamayacakt. Ama ciddi dncelere daldm: Bu eyalette iler ktye gidiyordu. Balarnda yumuak sesli, okumu bir adam vard! Bu cins bir komiser ne yapabilirdi ki? Ta gibi insanlar kibar kibar konuupta nasl ikna edebilirsin? Bir eyler yapmalydm. Muhasebecilerimiz, uzun trnakl gen bayanlarmz yoktu. Yoktu ama ok i yaptk. 1923-1925 83 KOLAK, ISIRGANLAR VE DERLER imdi bakn... Bence halkn yargs... Ykc faliyetlerde bulunan zengin iftilere uygulanan bu yasay toplantda akladm. Ama ben, imdi srganlar ve dierlerinin durumuna aklk getirmenizi istiyorum... Sanrm, Sovyet hkmeti ynetiminde halk, byle bir anlama yapmaz. nemli nokta uras: Eer ki insanlar ktye girmiyorsa. Ama ya kadnlar! Bundan sonra yaam daha kt olacak, inan bana! Baharda Nastyamz kye dnd. Maden blgesinde yayordu, ama imdi gen dnmt. Eteklerinin ucunda eytan srklerdi. .84 Bir gn muhtarmz Steka, beni grmeye geldi. El sktktan sonra: "Nastya'nn madenlerden geri dndn biliyorsun, Fin-dot. Salarn ksack kestirmi, krmz earp balam." Eh, krmz earp giysin ya da giymesin bana ne. Ya teki yaptna ne demeli? Salarn byle ksack kestirmek bir kadn iin utan verici. Ama, muhtar devam etmeyince ben sormak zorunda kaldm: "Sizi ziyarete mi geldi, ne oldu?" "Evet, ziyaret..." dedi. "Kadnlarmz sr haline getiriyor, aralarnda birlik kurma almalarna balam. Gzlerinizdeki ba kaldrn, kendinize bakn! Parman kadnna uzatsan, hemen kuyruk takacaklar, seni orospu ocuu diyecekler ve doru kpek kulbesine koyacaklar." Konudan konuya atlaya atlaya konutuk, en sonunda yorum yapt: Eyalet gidecek... Fiodot Belgesi varm. eytan biliyorya eyalete gidecek kadn komitesi, u bu. Benim hatrm iin. "Senin hatrn iin Stepan. Ama benim iin g olacak. Tarlada ok megul olduumuz iin, bota atmz yok." "Ltfen" dedi. "Ona bir at ver." Nastya kulbemize geldi. Ksack salarn grmemek iin . gzlerimi yere evirdim. Ksrayla bozkra doru gitti. Sylemeliyim ki ksram gerek bir ingene olarak domutu. Kotuunda zelzele olurdu. gn giderdi de bir ey olmazd. Ksaca her eyde yardmc olurdu bana! Ka kere baltann sapyla dvdm, bilmiyorum... Ama ok zgnm. Nastya ve sevgili karm kafa kafaya vermi konuuyorlard: "Kocan sana vurur mu?" diye sordu Nastya. Benim aptal kadn, dosdoru syler: 85 "Evet..." ok gemeden Nastya ksra geri getirdiinde sordu: "Karn niin dvyorsun?" "taat iin. Dvmezsen, ktye gider. Kadn at gibidir, dvmezsen, hareket etmez."

"At dvmeye bile hakkn yok. Kald ki karn..." Bana ders vermeye balad. Bu ksa konumadan sonra, arabaya bindik. Yalnz ok kurnazd: Krbac yanma almadm. Adm adm gidiyorduk, o kadar yava gidiyorduk ki, krlacak eyalar bile tayabilirdik. "Biraz hzlansak," dedi Nastya. "Ksra kbalamazsam, nasl hzla gidebiliriz?" Bir ey sylemeden, sadece dudaklarn bzd. Tam istediim gibi sakin sakin oturmaktayd. Arabann arkasna getim, uyuklamaya baladm. Ksrak, aptal deil di ya, durdu. nanr msnz, Nastya bir avu saman ald, ksran nne geti, gdklad gdklad. En az on iki mil vard eyalete. Sabah olmutu fakat biz hl ulaamamtk. Nastya alyordu. Bana alak diye bard. "stersen anak de, ama beni frna koymaya kalkma," dedim. Geri dn yolunda hiddetten lgna dndm. Hemen hemen telgraf direi kalnlnda bir odunu paraladm ksran ayaklarn temizlerken: "Eitlik istiyordun ya? Burada, al ite," dedim. Avluya girdiimizde, karma bardm: "Ksran koumlarn kar, seni yal... ve-..." "Patron deilsin," diye serte karlk verdi ve kayboldu. Ardndan koturdum, sandan yakaladm... Ama sonra ne oldu! Kesinlikle irkin bir durum! Eskiden benden korkard, g86 zn aamazd. Ama imdi, her nedense, sakalmdan ekti, garip szcklerle adlandrd beni. Hemde ocuklarmn nnde! Evlilik yanda kzm var, benim. Karm olduka kuvvetlidir, beni kolayca ezebilir. Deliine giren ylan gibi srnerek yanndan uzaklatm. Tm bunlar ksa sal Aiftenin, Nastya'nn marifetleriydi. Bu olaydan sonra aramzda i sava balad ve aptal karmla aramzda kavgasz, grltsz birgn bile gemedi. lerde bylece gme gitti. Ve bir Pazar, eyalarn toplayp yanma ocuklar da alarak gitti. Eski toprakaasnn ahrlarna yerlemiti. Bir zamanlar, kymzde bir toprakaas yaard. Kzllarn korkusundan, scak lkelere utu gitti. Okumu insanlar, "Denizar yerlerde srcklar ve toprak aalan iin iyi bir yaam vardr," derler. Evini yaktk, ama ahrlara dokunulmad. Tuladan yaplmlard ve zemin iyiydi. Uan karm gitti ve bu ahrlara yerleti. Tek bama kalmtm. Sabah inei samaya ktm, kahrolas, bana yardmc bile olmad. Tm yollan denedim, ama aileden biri olduumun farkna varmad! Ayaklarn baladm. "Doru dur," dedim. "Seni eytan kulakl, sinirime dokunma, kt yaparm!" Kovay karnnn altna srdm, memelerini skmaya baladm, ayam sallad ve, koca gzleriyle bana garip garip bakt. Aniden sert bir k yapt, kenara savruldum. lm geldi aklma! Gzlerimi diktim, apkam yerden aldm, yine memesini ekitirmeye baladm. St, kovann dna fkrd. Her yanm sland. Bir ey gremiyordum, Kovay ve her eyi brakarak, gzlerim kapal temizlemek iin dar kotum. nann bana, kydeki yaamm tepetaklak oldu. 87 Be alt gn sonra, komum Anisim karsn azarlamt. Akama yalnz kald. Bir sre sonra onunda topukladm ve ahrda yaayan aptal karma katlmaya kotuu duyuldu. Daha sonraki gnlerde, Stekann kars ve baldznnda ahrda yaayanlarn yanna gittiklerini duyduk. Ardndan iki kadn da onlara katld. Sekiz kadn, hibir ey yapmadan orada yayorlard. Bu arada biz ve tarlalarmz perian olduk. Ya yemeden imeden tarlada alacaktk, ya da almay brakp yemeyi tercih edecektik. Erkekler, bir akam evin dnda toplanp dertlerimizi konutuk; ben yle dedim: "Kardeler, bu ikenceye daha ne kadar dayanabileceiz? Hadi ahrlara gidelim, hepsini alp, evlerimize geri dnelim." Hazrlandk, yola ktk. Steka'mn birliimize komutan olmasn istedik, ama kavgac, hrn bir mizaca sahip olduu gibi gerekelerle, bu neriyi kabul etmedi. "Ben," dedi, "taze bir gndz sefasym ve ok kavgacym. Gerekten bu ie uygun deilim. Ama sen, Fiodot, Sovyet rejimi iin kann akttn, bunun yannda, yznde Kolak yz gibi, sen bu ie ok uygunsun." Ahra giderken konutum: "Herhangi bir rezaletten kanalm, ne olursa olsun temsilci olarak onlarn yanna gideyim, evlerine geri dnmeleri gerektiini anlataym, bar ilan edelim. itten atlayp, ahra doru yaklatm. ok gemeden, kap ald, Stekann kars bana doru geldi: "Ne diye geldin, kan emici?" Azm amaya frsat bulamadan, kadnlar beni yakaladlar, ahrn etrafnda srklemeye baladlar. Sonra evremi sardlar, yal karm bara ara, konumaya balad. 88 "Ne iin geldin buraya, alak herif" Yreimin tm iyi niyetiyle karlk verdim: "Oyunu durduralam, hanmlar. Af.:." Daha szlerimi bitirmeden, Anisimin kars beni yumruklamaya balad: "Btn yaammz boyunca kz gibi davrandnz bize, dvdnz, svdnz, imdi gelmi, ne istiyorsunuz. Oh, ne ala! nce kendinizi affedin, biz drst kadnlarz!" Bacaklarmn arasnda sznt balad, kadn brlerine dnd: "Bununla ne yapalm, aknts iin?" Yreim hzla arpt. imdi, bu pis aiftelerin arasnda, bu utanla.

imdi bile aklma geldike iim dma kyor. Utan verici bir durum. En ufak bir utanma belirtisi gstermeden beni zemine yatrdlar. Dnya Anisimova bamda durdu: "Korkma, Fiodot; seni ev ilacyla iyiletireceiz, bu sana i sokak srtkleri deilde evli kadnlar olduumuzu hatrlatr." l Onlarn ev ilalan dediklerinin, srgan otlar olduunu nasl bilebilirdim? Vahi srganlar. eytan onlarn tohumunda bymt, okta uzundular. Bir hafta adam gibi oturamadm. Karnmn zerinde yattm.... Ev ilalar her yanm kabartt. Ertesi gn ky toplants vard. Kadnlarn dvlmesi ko-' nusunda yeni bir karar alnda. Kadn Komitesine iki dnm toprak ve tohum verilmesi kararlatrld. Btn kadnlar geri geldi, benimkide. Ama bugn kpek gibi yayorum. rnein bahedeki lahanalar danalarn yediini grpte olum G-rika'ya: "Git ve onlar kar," desem Yumurcak hemen karlk veriyor: "Baba, onlar seni niin Kolak diye kzdryor?" 89 Sokakta yrrken, ocuklar arkamdan barrlar: "Kolak! Kolak! Kadnlarla Sava nasld?" Nasl bir utan, dnebilir misiniz? Btn mrm iftilikle gemiti, aniden Kolak oluvermitim. Stekann melezini de ayn adla aryorlard. Bir kpekle ayn dzeydeydim, deil mi? Hayr... Daha fazla katlanamazdm! imdi size soruyorum: Eer ben bu kadnlar savcla ikayet etmi olsaydm, halkn yargs, beni "Kolak" diye kpek ad takp hareket edenlere uygulanacak uygun bir ceza vermezmiydi? OCUK KALB 90 ki yazdr sren kuraklk, kyllerin tarlalarn kavurdu. ekilmez dou rzgar, Kazakistan bozkrlarndan eserek, msrlarn tanelerini koyu kahverengiye dndrd. Yoksul kyllerin yakc gzyalar bile hemen kurudu, gzler kuru bozkra dikilip kald. Kurakl, ktlk izledi. Alyoa ocuk, kocaman gzsz bir adamn yolsuz bozkrdan doludizgin geldiini, elleriyle her .eyi paralayp, kyleri kasabalar yktn, insanlar boduunu grd hayalinde. O an his-sedemedii mengene gibi eller tarafndan kalbi sktrld. Alyoa'nn karn ve ayaklan ikindi. Morumsu derisine parmayla dokunurdu, ilk grebileceiniz kk beyaz bir 91 gamzeydi, sonra, yava yava derisindeki oyuk kk kabarcklarla dolar, parmanzla dokunduunuzda patlar, toprak renginde uzun sren kanl bir sel olurdu. Burnu kulaklar, yanaklar ve enesinin derisi o kadar inceydi ki; kurumu vineyi andryordu. Gzleri yuvalarna ylesine derin gmlmt ki yuvalan sanki bo birer delikli. On-drt yandayd. Be aydr ekmek yiyememiti. Bedeni alktan iiyordu. Bir sabahn erken saatlerinde, yabani otlar ball kokularn salarken, arlar sar ieklerin evresinde sarholukla dolarken sisli sabah effaf esrarengizliini korurken, Alyoa, rzgarla salland, ortalkta aylak aylak dolat bir sre. itin zerine oturdu, iylerle sland. Ba needen dnmeye balad, gbek ukurunda bir ar hissetti. Ba needen dnyordu nk mavi ayaklarnn altnda, kk ve hl scak olan l bir tayn gvdesi vard. Komunun ksrann tayyd bu. Doduktan sonra dikkat etmemiler, otlakta kyn boas, karnndan boynuzlam, yerden yere vurmutu. imdiyse burada yatyor. Hl scak, kanndan buular kyordu. Ve Alyoa yanndayd, ellerini topraa vurarak gld gld. Gvdeyi kaldrmaya urat ya gc yetmedi. Eve dnd, bak ald. Geri dnp gelene kadar, kpekler yerde yatan tayn bana toplanm, paralamaya balamlard bile. Alyoann dudaklarndan bir inilti koptu. Sendeleyerek, ba sallayarak, kpekleri kovalad. Btn etleri toplad, son barsana kadar; iki seferde eve tad. leden sonra, tel tel olmu eti yiyen, kara gzl kzkar-dei ld. Annesi, yzn yere dnerek uzun sre yatt; kalktnda, yzn Alyoaya dnerek kl rengi dudaklaryla fsldad: 92 "Ayaklarndan tut..." . Kaldrdlar. Alyoa ayaklarndan, annesi kvrck sal bandan. Meyva bahesindeki bir ukura tadlar, vcudun zerine toprak attlar. Ertesi gn, komunun olu Alyoayla bilye oynamaya geldiinde, burnunu ekerek ve uzaklara bakarak konutu: "Alyoa, ksramz tayn drd, kpeklerde yedi..." Alyoa kapnn kenarna dayand ama bir ey sylemedi. "Kpekler, kzkardein Nira'y gmdnz ukuru eeleyerek karp iorganlarn yemiler..." Alyoa dnd, sessizce yrd, arkasna bakmadan. ocuk arkasndan bard: "Annern, dua etmeyen, kiliseye gitmeyen cehennemde yanacak eytan azab ekecek", diyor. Duyuyor musun, Alyoa?" Bir hafta geti. Alyoann dietleri iltihaplanmaya balad. Aln bastrmak iin aa kabuu inedi, di salland kt aznn iinde dansetti, boazna takld kald. Annesi, gn kalkmadan yatmt. "Alyoa... dar kabilir misin?... Baheden biraz st-leen topla..."

Otlar, Alyoann ayaklarn kesiyordu. Yatt yerden korkuyla dar bakt, kurumu dudaklar, yava bir sesle konutu: "Anne, oraya gidemem... Rzgar beni uurur!" Ayn gn, Alyoann ablas, - zengin komular Makarika'y bekledi. "Sebze bahesine gitmitir," diye dnd. Sar earbn gzledi, karanlk basana kadar. Sonra eve girdi, pencerenin yanna oturdu. Masay ocan yanna srkleyip zerine kt, metal kaba koyduu lahana orbasn iti, parmaklaryla tencereden bir patates paras yakalad. Yemek uykusunu getirdi, ba oca93 i n kenarnda, masann zerinde uykuya dald. Makarika tamda akam yemeinden nce dnd; salkl ama hastarullu bir kadnd. Polya'y grnce haykrd, kzn dank salarndan bir eliyle yakalad. Dier elinde yass bir demir ubuk vard, sessizce Polyann bana, yzne, bo ve sarkm gslerine vurdu. Alyoa bulunduu yerden, Makarika'nn dar ktn ve etrafna bakndm grd. Ardndan Polyay ayaklarndan srkleyerek sundurmaya kard. Polya'nn etei syrlm bana dolanmt, salar yeri sprd, zemin boyunca kanl bir iz brakt. Sazlardan sepet ren Alyoa, gzn krpmadan Ma-karika'y izledi; kadn Polyay perian etmi, ldrmt, abucak gmd, zerine toprak att. Gece meyve bahesi, srgan, dulavrat otlar ve topran iliiyle kokuyordu. O gece Alyoa meyve bahesine gitti, kk Mika pencereden, Markarika'nn gelmesini bekledi. Ay, ltlarn meyve bahesinin stne yaymaktayd. Sessizce kapya yneldi. Kpekler balandklar zincirleri akrdattlar ve homurdandlar. "Sus! Sakin ol, Serko!" Alyoa dudaklarn bzerek kpekleri sakinletirdi. Dorudan kk kapya gitmedi. Onun yerine baka bir yol bulmaya alt. Kulaklarn iyice at, ama zinciri takrdatt. Kiler kilitli deildi. Kapy at, merdivenlerden aa indi. Makarika'nn dar ktn grmemiti. Makarika yukarya kvrlm eteiyle el arabasnn zerinden aarak ortaya geldi, tekerlein nnde durdu, kilere kotu. Danklk kafasna taklmt. Alyoa, ayakta durmu, yreinin gmbrtsn dinleyerek elindeki ibrikten soluksuz st iiyordu. 94 "Ah sen... seni boabilirim! Burada ne yaptn sanyorsun, seni orospu ocuu?" Aniden Alyoa'nn elleri hareketlendi, kadnn ayaklarna saldrd. Makarika, kilerin tabanna dt. Kadn, Alyoa'y kolayca omuzlarndan yakalad. Sessizce, dudaklarn skca bzd, dar kt, ayr yoldan giderek dereye ulat, hareketsiz bedeni suyun kysndaki amura frlatt. Ertesi gn Kutsal Pazard. Makarika ho kokular sayordu. Sabahn erkenden inei sad, iek desenli bir alla ky ahalisinin arasna katld. Alyoa'nn annesini grmeye gitti. Kap sonuna kadar akt, pis odadan kadavra kokusu gelmekteydi. eri girdi. Alyoa'nn annesi yatakta yatyordu, ayaklarn toplamt, bir eliyle gzlerini ktan koruyordu. Makarika, ise bulanm ikonun nnde evkle ha kard. "Hanmefendi gibi nt yatyorsun, Anisimovna?" dedi. Yant gelmedi. Kadnn az yar akt, sinekler, yanaklarnda benekler yaptlar, vzldadlar. Makarika yataa doru yrd. "ok iyi yayorsun, bayan... Gerei yle, kulbeni satar msn. Biliyorsun, evlenecek yata kzm var, damadm olacak ama hl uykudasn neden?" t Amisimovna'nn eline dokundu. Buz gibi bir el. nledi ve l kadndan uzaklat. Ama kapda tebeirden daha beyaz bir yzle Alyoa duruyordu. Kan ve nehir balyla lekelenmiti, kapnn mandaln kapatt: "Ama ben hl canlym teyzecik... Beni ldremedin... lmeyeceim." Alacakaranlk kerken Alyoa tozlu hallar gibi kvrk kvrk yaylm sokaklarda yrd, meydana ynelerek kiliseyi 95 geti. Akasyalarn altndaki okulda, papaz grd. Kiliseden geliyordu, etli brekler, tuzlu etler tayordu srtnda. Dudaklar titredi, Bouk sesle bard: "sa akna..." "Tanr versin..." Papaz onu geride brakt, yrd, cppesinin kenarn tuttu. Nehrin aasndaki tula hangarlar ve silolar budayla doluydu. Bir bahede inko daml bir ev vard. Buras Don rnleri komitesinin otuz iki nolu toplanma noktasyd. Sahra mutfann yannda, iki tane ift tekerlekli vagon vard; gereler ve temizlenmemi sngler silolardayd. Alyoa, nbeti geriye dnene kadar bekledi, elein iine atlad (gn boyunca, budayn sar bir rmak halinde bir atlaa akarak elendiini kefetmiti.) Avularna doldurduu budaylar hrsla inemeye balad. lgisizce yedi, ama arkasnda bir ses duyunca kendine geldi: "Kim var orada" "Benim..." "Sen kimsin?" "Alyoa..." "Peki, emekleyerek dar k."

Alyoa ayan kaldrd, gzleri karard, gemesini bekledi, elleriyle yzn kapatt. Karsndakiler ayakta durdular, bu esnada nazik bir ses duyuldu: "Odama gel, Alyoa. Kavrulmu buday." Alyoa, belli belirsiz parlayan engel burnun dehetli grntsne bakakald. Glmseme kendisine kzlmadn gsteriyordu. Broya gtrdler. Toplama noktas brosunun sadaki ikinci kapsnda bir levha gze arpyordu: "Siyasi Komiser Sinitsin'in Brosu," 96 eri girdiler. Garip adam gaz lambasn yakt. Bacaklarn genie aarak sandalyeye oturdu, bir tabak kaynam msr ve yarm ie ayiei yan nazike uzatt. ocuk yerken, mimiklerini, kaslarn ve inip kan yanaklarn seyretti. Sonra bo taba gtrmek iin ald, ama ocuk siilli parmaklaryla taban kenarna skca yapt. Ban sallyordu, hkrr gibi. ' "Bana di mi biliyorsun, agzl?" "Yo, hayr kk aptal. ok fazla yersen, lrsn." Ertesi sabah Alyoa gn madan toplama brosunun avlusuna vard. Krk basamaklara oturdu. Siyasi komiser Sinitsin'in brosu'nun kapsnn alp garip adamn grnmesi iin gnein ykselmesini bekledi. Adam gelmeden nce gne tula barakalarn zerinde ykseldi. Adam, Sonunda sundurmada grnd. Burnunu ekerek: "Berbat durumdasn, Alyoa!" dedi. "Bir ey yemek istiyorum." ocuk glkle konumutu. Gzn adama dikerek. "Hemen sana lapa yapalm, ama... berbatsn Alyoa Popo vi." Alyoa, isteksizce konutu: "Makarika beni dvd, ateim ve imdide kafamda kurtuklar var." Komiser sararp sordu: "Kurtuklar m var?" "Kafada. ok kt sryorlar..." Alyoa kee baln kard, bandaki kanl iltihaplar ortaya kt, adam sendeledi. Kvranp duran bir ka boncuklu kk kurtuk grd, midesi kalknca parmakla dayand. 97 Alyoa, yz karararak konutu: "Sana ne diyorum... Tahta parasyla onlar topla, bama parafin sr... Parafin onlar ldrr deil mi?" Komiser bir ubuk ald, kvrak kurtuklar toplamaya alt, Alyoanm can yand iin, bir ayann zerinde zplamaya balad. Bylece ikisi arasnda dostluk geliti. Alyoa hergn broya gitmeye balad; hrsla yulaf lapas yedi, bitkisel ya iti. Bol bol yedi. Korkulu gzleri srekli merak iinde her eyi izledi. Otlan tesinde, yeil duvarn arkasnda dar saplan, avdarlar olgunlayordu. Baaklar byd, ileri stle doldu, Alyoa, hergn bronun atlarn otlaa gtrp getirdi. Onlar engellemedi, ama avare dolap, ukurlara dp, ac ekmelerine izin vermedi. Olgunlam avdar baaklan biil-meye hazrd, ezmeye uraarak dikkatlice tarlann iinde uzand. Arka zeri yatt, tahl baaklarn elinde ovalad, rahatsz olana kadar yedi; yumuak, gzel kokulu ve ileri bembeyaz stle doluydu. Atlar, otlatmaya gtrd bir gn keyfince srayp, zplayan kk ksra zaptemek iin biraz zaman harcad. Ksran zerindeki dikenleri toplamaya alarak temizledi. Ksrak dilerini gsterdi. Alyoay srmaya ifte atmay denedi. Alyoa kurnazd: Onu kuyruundan yakalad. "Ah, Alyoa! Kt gidiine yeter de! Benim iin almak ister misin? Bana yardm eder misin?" Yemeini veririm, bir iftte iyi cins bot bulurum sana. Alyoa ksran kuyruunu brakt ve etrafna baknd. Kyn zengin iftilerinden, Ivan Aleksiyev patikann banda durmu, glmseyerek Alyoa'ya bakyordu. 98 "Gel ve benim iin al. Olur mu? Btn ileri yapabiliriz, gerekten gzel... Stmde var, baka eylerimde..." Alyoa dnmeyi brakt; i ve yiyecek ansn yakalamt, ileri atld: "Geleceim, Ivan Aleksiyev." "Tamam, eyalarn bu akam getir." Ivan Aleksiyev dnp gitti. Solgun gmlei darlarn iinde parldad. Kemerini taktnda, plak adam giyinmiti. Alyoanm ne ailesi nede akrabas vard. Tek mal varl talaryd, annesi lmeden nce komularna kulbelerini ve avluyu satmt: Kulbe dokuz kase una, bahede budaya; ayn ekilde gitmiti. Makarika bir testi dolusu ste meyve bahesini satn almt. Alyoanm sahip olduklar, babasnn eski paltosu ve annesinin ekilsiz botlaryd. Atlar geri gtrdkten sonra, Ivan Aleksiyev'in avlusuna gitti. Evin kadn, yaz mutfandaki uvallar yere serdi, aile yere oturdu, akam yemeini yediler. Alyoanm burun delikleri yenen orbann kokusundan tkand. Sessizce aksrd, burnunu kapatt, apkasn eline ald, dnd: "Bayan en azndan yemee oturmama izin verebilirdi." Fakat durum deiikti, Kadn barp ararak ve metal tabaklara vurarak: "Bir tane daha aylak getirdin! Kazandklarndan daha hzl ierler. Tanr akna onu gnder, Aleksiyev. u zamanda buna ihtiyacmaz yok." "Kapa eneni, kadn! ki g duran var. Onlarla nasl ba-edeceini ren! Ivan Aleksiyev konutuktan sonra yeniyle sakaln silerek konumay kestirip att.

Alyoamm ilk ii, buras deildi. almaya dknln, babasndan almt. Yedi yanda oband, kzlerin kuyruunu uygun ekilde bkerdi. 99 Aleksiyevlerle gn yaad, ok alt, ustasnn bal-dzyla yeldeirmenine gitti, biilmi samanlar balya yapt. Bir atnn altnda rahat bir uyku iin kendini hazrlad. Fakat ustas, onu daha ilk gece rm ve kokumu soanlarn arasna gtrd: "Burada sigara iebileceini dnyorsan, sen orospunun memesisin. Ellerimle boynunu koparrm. Bana yakalanma!" "Sigara imem, amca!" "Tamam, o halde, dikkatli ol!" Gitti ama Alyoa uyuyamad. Ertesi gecede uy uyamad. Kollan, bacaklar tarlada almaktan ard, arkas dokununca aryacak biimde iti. Gzn hi uyku tutmad, hi gelmedi. nc gn sabahn krnde broya kotu. Gzlkl adam sundurmada, homurtular ve kahkahalarla ykanyordu. "Merhaba Alyoa, neredeydin?" "Kendimi ii olarak kiraladm." "Kime?" "Ivan Aleksiyev; kyn kysnda yaar." "Tamam arkada, bu gece gel, bu konu hakknda konualm." Hayvanlar suladktan sonra broya gitti. Komiser kitaplar altst etmi, bir eyler aryordu. "Harfleri biliyor musun, Aleksi?" "Okula gittim. Adm yazabilirim," "Benimle gel." Pasaj boyunca yrdler. Pasajn sonunda bir kap vard zerinde tebeirle: "Gen Komnistler Lokali yazlyd. Alyoa hecelemeye urat. Ama yabanc ve anlamsz geldi. Gzlkl adam ieri girdi. Alyoa utanga utanga onu izledi, kk odada portreler, kzl bayrak ve birka tandk delikanl 100 vard. Bir kitab yksek sesle okuyorlard; kap gcrdaynca gelenlere gz attlar, ardndan, masaya dinlemeye dndler. Alyoa da dinlemeye balad. Patronlarn iileri nasl ki-raladklaryla ilgili bir ey okuyorlard. Alyoa .geceyarsna kadar Lokalden ayrlamad. Uzun sre arka st yatt, uvallarn zerinde btn gece dnp durdu. Ay, kstaha, gzlerine yolluyordu tm klarn. Ivan Aleksey, Alyoaya: "Dikkat etmelisin daha sk almalsn. Tembelliini grdm an kapnn nne atarm, gidersin, sokakta lrsn." Alyoa biime ve harmana yardm etti. kze bakt. Bu arada, Ivan Aleksiyev, ellerini saakl yn kuana sokmu, pis bir srtla avluda dolap durdu. Tatil gn, komusu: "yi alyorsun, Ivan Aleksiyev," dedi. "krler olsun!" "Bilincinden bir para kaybetmedin mi?" "Ne demek istiyorsun?" "Ne mi? Davran biimin iren. Alyoay at gibi altryorsun. ldreceksin ocuu.Bu vicdannda bir yara olacak!" "Kendi iine bak komu. Gzn dikipte bakasnn avlusuna bakma. Cehenneme gidersin!" Arkasn dnd, uzun admlarla yrd. Keye geldiinde dnd, kuvvetli sar dileriyle, iddetle byn inedi Ama o an iin komusuna duyduu kzgnl kalbinin derinliine gizledi. Bu olaydan sonra, yoksul komusundan almak iin frsat kollamaya balad. Adamn zavall ineini anznda yakalad, iki gn a susuz balad. En ufak merhamet gstermeden, Alyoa'y acmaszca altrd. Alyoa gzlkl adama ikayat etmeyi dnd, ama Ivan Aleksiyev'in kendisini bulaca endiesiyle korktu. Btn bu 101 korkun geceler boyunca yast ac gzyalaryla sland. Ama ne olursa olsun her gece lokale gitti. Bir pazar gn Alyoa hava kararmadan nce, lokale gitti. Kk lokal odas ok kalabalkt, herkes elinde silah tayordu. Gzlkl adamn ift eritli mein tabancal, iinde kk bir ie varm gibi parlyordu. Al-yoay grnce glmseyerek yanna geldi: "O haydutlar eyaletimize girdiler. Aleksey eyalet merkezini de igal ederlerse, bize katlrsn, lokalimizi savunmalyz!" Alyoa btn bunlarn ne anlama geldiini sormak istedi, -ama bu kadar ok insann iindeyken, utand. Ertesi sabah dver- bier makinesini yalad. Ustann kendisine doru geldiini grd. Alyoa buz gibi oldu: Alekseyev'in kalar atkt, gelirken sakaln ekitiriyordu. Bir eylerin ktye gittii belliydi, ocuk ustasndan ekindi, vahi bir iddet geliyordu: Aleksey bime makinesinin yannda durdu: "Geceleri nereye gidiyorsun, seni kk solucan?" Alyoa karlk vermedi. Ya kutusu elinde titredi. "Nereye gidiyorsun, sana soruyorum?" "Lokale..."

"Aha, lokale ha! Ama byle bir zevkin yoktu. Seni kah-rolasca!" Ustasnn ar yumruu, salarn havalandrd, ayaklarn yerden kesti. Alyoa srtst dt. Bu seferde, srtna vurdu. Bime makinesinin yannda ylece kalakald. Gzlerinin nnde dar yapraklan uutu. "Bu merakn ne kadar srdreceksin! Devam etmezsen, eytandan temizlenirsin. Arkanda pislik brakma." Atlar bime makinesine kotu, bard: "Onlarla arkadala devam edersen, sana acmam. H102 kmet geldiinde seni de hallederler ylan soylu. Peki, oraya tekrar git ve sylediklerimi anmsa." Alyoa'nm dileri aryordu, kalbi szlad, yaam boyunca kimseye kzgnlk duymamt. Annesi sk sk sylerdi: "Ah Alyoa, lrsem, kaybolacaksn. Tavuklar seni kakalarnn altna gmerler. Sonra ne yaparsn? Baban madende byle ld... Her eyi diiyle trnayla yapt. Ama ya sen, dier delikanllardan faklsn. Hibir eyin olmadan byyorsun." Alyoa yufka yrekliydi. Ustasna, kendisine yiyeceini veren bu insana, kzma hakkn kendinde grmedi. Bir para zlmedi deil. Ustas tekrar vurmaya balad. Makineyi yalarken ya dkmt. Sonunda akam olmutu. Alyoa, iltesinin altna girdi ve ban yasta gmd. Uyandnda, hl karanlkt. Sokakta nal sesleri iitti; kapda duraksadlar. Kk kapnn zili ngrdad. Ayak seslerini ve pencereye vurulduunu iitti. "Usta!" dedi, yumuak bir ses. Alyoa dinledi; kap hzla ald, Iva Alekseyev sundurmaya kt. O ve yabanc bir sre hafif sesle konutular. "Atlar mmkn olduunca iyi beslemeliyiz," szler Al-yoa'ya kadar ulat. Ban kaldrd, eyerlenmi atlarn yannda, avluda paltolu iki adam grd. yice sakland. Ustas adamlardan biriyle harman yerine dora gitti. Bir sre sonra Aleksiyev, Alyoa'nm yanna geldi, ksk bir sesle sordu: "Uyuyor musun Alyoa?" Alyoa, hafif bir horlamayla yatyordu. Ama szleri gerginlik iinde dinledi, ban biraz kaldrd. "Benimle yaayan bir delikah var... inanlmaz..." dedi, Aleksiyev. 103 Be, on dakika sonra harman yerine alan kap gcrdad, Aleksiyev kucak dolusu samanla geri geldi. Yabanclardan birisi arkasndayd, svari klc sakrdyordu, uzun paltosunun zerinde sallanyordu. Aleksey bouk bir ses iitti: "Makinal tfekler var m?" "Nereden geldiniz?" ki kzl bl bronun bahesine yerleti... belki daha fazla. Siyasi komiserde orada..." "Yarn geceyars misafirlie davet edelim... Ormana gtrelim... Spriz yaparsak, hepsinin iini bitiririz." Atn biri kinedi. Dier paltolu adam kzgnlkla bard: "Sessiz ol, hayvan herif!" arpma, tekme, tokat sesleri duyuldu. afak domadan nceki gri karanlkta iki atl Ivan Aleksiyev'in avlusundan ayrldlar, devlet ormanna giden yola doru hzla ilerlediler. Ertesi sabah, kahvaltda, Aleksey zorla yedi, sonra ba eik oturdu. Ustas kukuyla bakt: "Niin yemiyorsun?" "Bam aryor." . Kendini oturmaya zorlad, yemek bitene kadar bekledi. Ardndan harman yerine gitti, biraz alt, ve broya doru koturdu. Siyasi Komiserin odasna frtna gibi dald, arkasndan kapy arpt, ieride ayakta durdu, elllerini arpan yreine bastrd. "Nereden byle Alyoa, frtna gibisin?" ocuk gece gelen ziyaretileri, iittii eylerin hepsini anlatt. Sinilsin tek sz karmadan dinledi. Sonunda ayaa kalkt, Alyoaya samimiyetle: "Sen burada kal," diyerek dar kt. Alyoa, yarm saat komiserin odasnda oturdu. Ya-bananlan camda kzgn kzgn vzldadlar. Avludan sesler du104 yunca pencereye kotu. Gzlkl adam iki kzl ordu askeriyle avludayd, aralarnda van Aleksiyev vard. Aleksiyev korkudan sararm, dudaklar titriyordu. "Size ne sylediler ki..." diye mrldand. "Greceiz!" Alyoa gzlkl adam daha nce hi byle grmemiti. Gzleri gzlklerinin ardndan serte parlyordu. Acele etmeden tula sundurmann kapsn at, kenarda durdu ve Ivan Aleksiyev'e serte bard: "Gir ieri!" Alyoann ustas eildi, kk yere girdi. Arkasndan kapy kapattlar. "imdi izle! Bir deil, iki deil, sonunda ara devre d kald. Sen, imdi buraya yeni ara getireceksin." Gzlkl adam elindeki silahn kabzasna vurarak akrdatt; gzlklerinin zerinden Alyoaya bakarak glmsedi. Gecenin karanl kyn zerini katran birikintisi gibi rtt. Kzl Ordu askerleri meydandaki kilisenin duvarnda bir sra halinde uzandlar. Alyoa, Komiserin yanndayd. Silah, kayna aslyd, akam nemi, hafiften slatmt.

Geceyars, kyn dndaki mezarln yaknnda, bir kpek havlad, ardndan dierleri. Sonra nal sesleri bekleyen kzl ordu askerlerinin kulaklarna kadar geldi. Gzlkl adam dizlerinin zerinde doruldu, yolun sonuna doru bakarak, bard: "Birlik... ate!" Silahlar patlad. Duvarn arkasndan, korkun grltnn yanks geldi. Bir, iki... Alyoa silah boaldka, arjrn deitirdi, ayn bouk sesi duydu: 105 "Birlik ate!" Yolun sonunda barmalar, at iniltileri geldi. Alyoa kurunlan bann zerinde ark sylyorlarm gibi dinledi. Kurunun biri Alyoann bann , drt -santim zerinden duvara sapland, tula paralan bana sald. Sokan en sonunda birka silah sesi duyuldu. Ardndan uzaklaan atlarn nal sesleri geldi. Gzlkl adam ayaa kalkt, bard: "Beni izleyin!" Komaya baladlar. Alyoann az kurudu, yrei gsne byk gelmeye balad. Gzlkl adam l atn zerinden atlarken, yere dt. Alyoa oraya kotu, kaan iki adam grd, kulbeye girdiler, kap hzla kapand "Oradalar! kisi, u kulbeye girdi." Komiser bacaklarn ovuturarak Alyoann yanna geldi, kulbe kuatld. Kzl ordu askerleri mezarlk duvarnn yanndaki allklara mevzilendiler. Kulbenin penceresinden zerlerine kfrlerle birlikte ate ald. Atee karlk verdiler. Ardndan uzun bir sessizlik oldu. Komiser ve Alyoa yanyana mevzilenmilerdi. Saldrdan nce, karanlk yava yava dalrken, komiser ban kaldrmadan bard: "Hey, ierdekiler! Teslim olun! Yoksa el bombas ataj caz." Kulbeden iki el silah atld. Komiser eliyle iaret verdi: "Pencerelere, ate!" Bir at dalgas oldu... Bir kere daha... Tula paralar havada uutu, kulbedeki iki adam kesik kesik ate ederek, pencereden, pencereye kouyorlard. "Alyoa, sen benden ksasn; kulbeye srnerek gi106 debilirsin, el bombasn kapya at... Yoksa saatlerce burada kalacaz... imdi, bak! Bu pimi ek ve frlat. Yoksa sen lrsn." Komiser, kk bir ieye benzeyen eyi belinden karp, Alyoa'ya verdi. Alyoa yere uzand. Bann zerinden kurunlar vzldarken kulbeye yaklat. Pimi ekti, kapy nianlad. Ama kap gcrtyla, ald. Adamn biri kollarnda drt yalarnda bir kz tayordu; sabahn alacasnda beyaz gmlei aka belliydi. br adamn yrtk pantalonundan kan szyordu; kapnn mandalna yapt, saa sola baknarak durdu. "Teslim oluyoruz, Ate etmeyin. ocuu ldrrsnz." Alyoa kapya doru koan bir kadn grd; ocuun nne geldi, elleriyle sard, alamaya balad. Alyoa arkasna bakt, dizlerinin zerinde dorulan komiseri grd; Sinilsin bembeyaz araf gibiydi korkuyla evresine baknd. Alyoa ne yaplmas gerektiini kestiremedi. Dileri birbirine geti, yufka yrei szlad. Annesinin szlerini anmsad. El bombas parlak bir ie gibi yuvarland. Alyoa, elleriyle yzn kapatt. Fakat, komiser hzla Alyoa'nn yanna kotu ve el bombasn kapt gibi uzaa frlatt. Bahenin zerinde bir ate stunu ykseldi. Alyoa imek grlts iitti. Hemen sonra komiserin ln duydu. Cierlerine slfr dolduunu hissetti. Gzlerinin n kaln bir duman tabakasyla rtlmt. Bilinci tekrar yerine geldiinde gzlkl adamn yzn grd. Uykusuz gecelerden kaynakl bembeyaz olmu bu yz ve bedeni yerde grd. Ban kaldrmaya alt. Ama gs acyla yand, inlemeye balad, ardndan glmsedi. "Hl canlym.. lmedim..." 107 "'Sende lmeyeceksin, Alyoa. imdi lmemelisin. Burada, u na bak!" Komiser elindeki kart kaldrarak gsterdi, Alyoann gzlerine tuttu, okudu: "Gen komnistler Birlii yesi, Alyoa Papov..." "Anladn m, Alyoa?" "El bombas paras kalbinin kenarna isabet etmiti," dedi ocuk. "Fakat imdi seninleyiz. Ayn yolda yine yrein atmaya devam edecek... ilerin ve kyllerin iktidar iin..." Alyoann elini tuttu; sallad. Alyoa daha nce hi grmedii baz eyler grd: ki kk parlak gzya, ironik ve titrek bir glmseme. 1925 108 ARPIK YOL

Uzun zamandr, Niura kadar sakar hantal bir kz grlmemitir. Badi badi, ayaklarn yere vura vura ve uzun kollarn hantalca sallaya sallaya yrrd. Her ne zaman bir yabancyla karlasa, durur, bartsnn altndan sknt ve utangalkla evresine bakard. Ama imdi Vasili, biimli, dolgun gsl gen bir kadnn kendisine doru geldiini grd. Kadn yrrken dosdoru ilei bakyordu, dudaklarnda ho bir glmseme vard. Vasilli yzne doru lk bir bahar rzgarnn estiini hissetti. Gzleri sabitlendi 'bir an iin, sonra dnp arkasndan bakt; kadn dnene kadar gzleriyle izledi, sonra atn trsa 109 kaldrd. At su birikintisine girince sland, glmseyerek karlamalarn anmsad. Nedense Niura'nn elleri gznn nne geldi, omuzlarnn zerindeki uzun tahta sopay kavram, yeil kovalar, yry ritmine gre tngrdyordu. Bu ilk grmeden sonra, onu grmek iin hibir frsat karmad. Kasten, en uzak sokaklara bile gitti, geldi. Babasnn kulbesine giderken yolunu uzatt. Her geiinde kalbi scaklk ve neeyle dolu, ya pencere kenarnda ya da bahede grnd; atn dizginlerini ekerek yavalatt. Ayn hafta cuma gn, atn, biraz saman toplamak iin meraya srmt. Yamurdan sonraki slaklk yznden, toplamas biraz zor oldu. Tnazn bandaki Niura dikkatini ekti. Eteini toplam, elindeki ubuu sallayarak yryordu. Atn yanna srd: "Merhaba, gzelim!" "aka yapmyorsan merhaba," dedi glmseyerek. Vasili atndan indi, dizginleri eline ald. "Ne aryorsun, Niura?" "Dana kayboldu, Bu yaknda grmedin, deil mi?" "Sr biraz nce kye dnd, ama sizin danay grmedim." Torbaya koyduu ttn kard, kendine bir sigara sarmaya balad. Gazete kad parasnn kenarn yalad, kza sordu: "Ne zamandr byle salkl grnlsn, kzm? Seksek ve kumda drtta oynadn gnler ok geride kalm saylmaz. imdi, u haline bak." Niuranm glmsemeyle ksld. Hemen cevaplad: "Her ey olabilir, hayatta, Vasilli Timofevi. Seninde srck yakalamak iin, pantalonsuz bozkrda kotuun gnler ok geride kalm saylmaz. Ve imdi, umarm, ban kulbenizin kapsna vuruyrsndr." 110 "Niin evlenmedin?" Vasili bu soruyu aniden sordu ve yerli ttnn dumann arzuyla iine ekti. Niura neeyle i ekti, elini umursamaz bir jestle sallad: "Kimse gelmedi." "Ama benimle yanl m olur?" Vasili glmsemeye alarak sormutu. Fakat glmsemesi yznde dondu ve bu grnt hi de ho deildi. Aynadaki yansmasn anmsad: Yanaklar iek hastalndan dolay delik deikti, salar haydut gibi kvrckt, alnna dklyordu. "Sadece, suratn iek bozuu yoksa kt biri deilsin," dedi kz. "Yzmden imeyebilirsin," Vasilli saldryla serte ya- . ntlad. Niura biraz glmsedi, sopay sallayarak konutu: "Bu ok doru! Peki o zaman beni istiyorsan, grc gnder." Arkasn dnd, kye doru yneldi. Vasili bir sre kuru ot ynnn zerinde oturdu, kurumu yapraklar dncelere dalm bir halde avularnn arasnda ezdi. "Bana glyor mu, orospu? Yoksa glmyor mu?" diye dnd. f Nehir ve ormandan bir serinlik geldi. Yere ken sis biilmi otlar sard, imi dikenli otlar tutamad, kadn ghi l-"n ollar kucana ald. .kavan tesinde gne gece olsun diye batt, gkyz vahi bir glle ba- harland, sra sra bulutlar iek yapraklan gibi dizildi. Valisi, kzkardei ve anneyli birlikte yayordu. Kulbeleri kyn d mahallesindeydi, gsteriten uzak bir yapyd; 111 iftlikleri kkt. Btn malvarlklar bir at ve bir inekti. Vaska'nn babas yoksulluk iinde yaamt. Ve bir pazar gn, Vaska'nn annesi iek desenli aln giymiti. Oluna: "Olum, sana kar deilim ama; Niura alkan bir kz, aptalda deil... Sadece, biz yoksuluz. Babas kz sana vermez... Osip'in ne kadar inat olduunu bilirsin." Vasili botlarn ekti, bir ey sylemedi, ama yanaklar kpkrmz oldu: belki botlar sktndan, belki de baka nedenden. Annesi kuru, solgun dudaklarn alnn ucuyla sildi, ekledi: "Gideceim... Osip'i greceim. Vaska, ama grcleri kapdan kovarsa ok utanrm. Btn ky bize gler..." Bir iki dakikalk suskunluktan sonra, fsldad: "Peki tamam." "Evet, git anne," Vasili yorgun bir glmsemeyle ayaa kalkt. Elbisesinin koluyla yzn sildi. Bu hava onun iin ok scak ve bunaltcyd.

"Maln var, Osip Maksimovi, bizde alcyz," dedi Va-sili'nin annesi. " Bu yzden geldim... Ne dnyorsun?" ehirde oturan, Osip yle bir dndnde sedirin tozlar dkld, dncesini aklad: "Gryorsun, ne olduunu, Timofevna... Muhtemelen kar kmayacam... Vasili iftliimiz iin uygun bir delikanl... Sadece kzm evlendirmiyorum... Evlenmesi iin zaman henz ok erken..." "Bu durumda verdiim sknt iin zr dilerim," dedi kadn. 112 Vasili'nin annesi dudaklarn bzd, oturduu yerden kalkt, bayla Osip'i selamlad. "Sknt yok" diye yantlad. "Niin byle acele ediyorsunuz Timofevna? leden sonrasn birlikte geirebilirdik?" "Korkarm, mmkn deil. Acele eve dnmeliyim... Ho-akaln Osip Maksimovi." "Tanr seninle olsun!.. yi gnler!" dedi Vaska'nn annesi kapy kapatrken. Niura'nn annesi avludan iieri girdi. Tavada kzartlm ayiekleri gibi, sordu: "Timofevna ne istedi?" dedi Nivra'nn annesi. Osip kzgnlkla kfretti: "iekbozuu olu iin sz kesmeye gelmi. Nerede istersen bulabilirsin bu kokmu bcekleri! Kendi tahtasn yerine koysun! yi grc ama!" Elini sallad havada sallayarak, "Sorun deil!" dedi. Btn ekinler biildi. Harman yeri, dvlmemi avdar kmeleriyle pejmrde ve pasl bir grnme brnd. iftilerin harman yapmasn bekliyorlard. Bime makinelerinin taraklaryla uraan adam, bouk zorla kan bir sesle haykrd: "Buraya gelin! Buraya..." Sonbahar, yamur ve koyu sisiyle topran iine iledi. Bozkr, her sabah atn srtndaki yaralarn kabuk, balamas gibi sisle kapand. Gne, bir grnd bir kayboldu bulutlarn arasndan. Sadece ormanlar yaz scana ramen hl taze grnyorlard, bahar gibi yeil ve yumuak yapraklarn doygunlukla hrdattlar. Yamurlar birbiri ardna aralksz yad. Bu yamurlar se113 vinsiz sisi ortadan kaldrdlar. Kendileri iin iyi nedenlerle vahi kazlar batya doru utular; kuru ot ynlar olduklar yerde kald, kahverengiye dntler, hastalkl bir adama benzediler. Srlmemi topraklar erken sonbahar uykusuna daldlar. Biilen, ayrlar, parlak yeile dnd. Ama parlaklklar aldatcyd, tpk insann yzne hcum eden kan gibi, tpk insan yiyip bitiren verem gibi. Sadece Vaska, Niura'y hergn grd iin kuvvetli bir devedikeni gibi geliti, ieklendi. Ya rman kysnda ya da kydeki elencelerde bulutular. Duygulan, zn yitirmeye balad. Bir sre sonra almayda iyice brakt. Ve sonra aniden, bulutlu bir sonbahar gn, leden sonra akordion, evsiz bir enik gibi alayp, bzlrken boaz yrtld. Mzikten ve glmekten soluk solua kald. Kyn Gen Komnist grubu sekreteri Grika, Vaska'nn avlusuna koarak geldi. Vasili'yi grnce ellerini sallad ve glmsemesi, giderek btn yzne yayld. "Ne srtyorsun byle: Hazine mi buldun yoksa ne?" diye sordu Vaska ona. "Bover onlar, seni aptal! Ne hazinesi?" Grika soluklamak iin durdu, ardndan Vasili'ye atee balad: "Orduya arlma ylmz. gn iinde toplanacaz!" Fakat Vaska iin bu haber, kafasna aklan bir kazk gibi geldi. lk dncesi: "Ya Niura ne olacak?" oldu. Ban ellerinin arasna ald, kaln bir sesle sordu: "Ne sevinci byle?" Grika'nn kalar salarna kadar kalkt: '114 "yide niin olmasn? Askere gidiyoruz. Seni aptal dnyay greceiz. Gbreden baka buralarn neyi var? Fakat askerde, ders alacaz..." Vaska topuklarnn zerinde dnd, ba nnde gerisine bakmadan harman yerine gitti. O gece Vaska, Osip'in bahe itinin yanndaki bolukta Niura'y bekledi. Kz biraz ge geldi. Souktan korunmak iin babasnn paltosunu giymiti, buna ramen gece ayaznda titriyordu. Vaska gzlerine bakt, ama bir ey gremedi. Kzda onun gzlerine bakt, ama bir ey grmedi; yuvalarnda karanlk bir boluk vard. "Askere gideceim, Niura!" "Duydum." "Peki ne diyorsun? Beni bekleyecek misin? Baka biriyle evlenmeyeceksin deil mi?" Niura sessizce glmsedi; sesi ve gl tandk deildi, yabancyd. "Syledim ya sana, anneme ya da babama seninle gideceim diye bir ey diyemem. Ve ben... ama imdi deil... iki yl beklemek kolay deil. Belki orada bir kasaba kz bulursun, ben burada bakire kalmken! Bu gnlerde evrende ahmaklar yok... Baka birine sor. Belki seni beklemeye istekli bir kz bulabilirsin..." Vaska kekeleyerek, ban sinirli sinirli sallayarak uzunca bir sre yalvard. kna edemedi. Tanr adna yemin etti. Ama Niura kuru dallar gibi trdad. Tek bir szckle, terse ve katlkla yantlad: "Hayr. Hayr."

En sonunda, Vaska fkeyle soluyarak: 115 "Tamam o zaman, seni orospu! Bana gelmezsin ama, baka birine abucak gidersin. Ama, baka bir adama gitsende, elimden kaamazsn." "Ellerini krarlar, bana ulaamazsn!" "Naslsa seni alacam!" Hoakal demeden itten atlad, baheye doru yrd, yere dm sar yapraklar ayaklarnn altnda ezildi. Ertesi sabah, kuzu derisi ceketinin cebine iri bir ekmek paras koydu, annesine sylemeden torbasna biraz un dkt, ardndan ormancy sormak bahanesiyle evden ayrld. Uykusuz bir geceden sonra, ba arlat, i gzleri suland, btn vcudu acyla ama mutlulukla ard. amurlu sulardan solunarak, sundurmaya gitti. Ormanc su boaltyordu. "Beni istemisin, Vasili?" "Evet, Semyon Mikaili... Askere gitmeden nce seninle son bir kez daha ava kmak iitiyorum." Bir kova dolusu arln altnda iki blm olan ormanc Vaska'nn yanna geldi, a gzleriyle sordu: "Geen pazar bir ey buldun mu?" "Bir tavan yavrusu." Kulbeye girdiler. Ormanc kovay brakt, eski av tfeini ald. Karamsarlkla kede duran Vaska sordu: "Bir tfee ihtiyacm var... Durgun dere de tilki izleri grdm." "Sana tfek dn verebilirim, yalnz fiekleri yok." "Ben de biraz var." "O halde alabilirsin. Geri dnnde bana ura ne olduunu anlat. Hadi iyi anslar!" Glmseyen ormanc, Vaska giderken bunlar sylemiti. 116 Kyden mil uzaklktaki ormanda ki dere, sonbahar setleriyle tami dik yamalar dolmutu. Ters dnm bir aacn altndaki oyukta krmz yal balk buldu. Tam drt gn orada kald. Gndz, orman deresinin dibinde lk bir tazelik, zindelik ve sarholuk veren bir koku vard. Gece, ayn danseden klar altnda dere dipsiz grnyordu. Biryerlerden krlan dal sesleri geliyordu. Geceyarsndan sonra kk bir kurt yavrusu kardeine uludu. Derede geirdii gn boyunca, uyumu ayaklaryla gezindi. Sk dikenli kahverengi allklarn iine girdi: Portakal rengi yapraklar toplad srada derede yeil bir aknt grd. Kalbinin bir kesinde tuhaf bir ac hissetti. ok uzun zaman nehir kenarndaki fndklarn altnda gizlenmiti. Su almaya gelen kadnlar izler gibiydi. kinci gn annesini grd, kendisini ardn sand; ama atarabas sokak boyunca hzla uzaklat. Kazak src gzn yola dikerek krbacyla atma vurarak arabay hzlandrd. lk gece kuru ot ynnda uzanrken, gnn ilk klarna kadar gzn hi krpmad. Uzanm yatarken yanl yoldayken, doru yola giremeyeceini dnd. Kt ocuklarla birlikte geni yolda, iyi ya da kt yrmeliydi ve imdi herkesin kendisine kar olduunun farkna vard. Niura, kendi arkadalar - askere gidiyoruz diye akordion namelereyle ne-elenmilerdi - askere gidebilirler, gerektiinde Sovyetlerin savunmasna katlabilirlerdi. Ama Vaska'y kim savunacakt? Ormanda, ykk bir aacn altnda, avlad kurda eziyet etmiti, kyllerden birinin att kurunla lebilirdi.O, bir obann oluydu. Yoksullarn kan dkerek kurduu bir devletin ocuuydu. 117 Dou, leylak rengi bir kla gll-Jo aydnland zaman acele ederek hzla kye doru yrd. "Giderim, teslim olurum. Tutuklasmlar beni. Beni hapse atsnlar. Ama en azndan halkmn arasnda olurum. Onlarla birlikte ayakta durabilirim." Ac ate, bana doru yayld. Nehir gibi hzl akt, kotu. Ama bir an durdu. Kumluk blmn iftlik avlusu itlerinin tesinde, bacadan duman kyordu, buza da oradayda. Tyleri diken diken oldu, karncalar gibi srnerek. " yl verecekler, bana... Hayr, gitmiyorum..." keskin bir dnle tekrar ormana gitti, kararszlk ve aknlkla avclardan kaan dii bir tilki gibi. Altnc gn, evden ald un bitti. Gecenin kmesini kuru dallara basmamaya dikkat ederek, nehre doru gitti. Bir sre nehir kenarnda yrd. Kaln kumda tekerlek izleri vard. S suda yrdkten sonra Osip'in harman yerine vard. Elma aalarnn yanndaki kulbenin penceresinde k vard. Yaklat, pencereye; Niura'y grme zlemiyle byk bir ac duydu. Onunla konumak, sitemlerini yzne haykrmak istedi. Onun iin kaak olmutu, onun iin ormanda telef oluyordu. itten atlad, baheyi geti, verandaya geldi. Mandal kurcalad; kap srgl deildi. At, ieri girdi; yzne vuran scaklk ban dndrd. Niura'nn annesi, rek yapmak iin hamur youruyordu; kap sesini duyar duymaz dnd, tepsiyi kaldrp yere koydu. Osip, homurdanarak masada oturuyordu, Niura hafif bir lk atarak yatakodasna kat. "yisiniz, herhalde!" Vaska bouk bir sesle konutu. "Bizi koru Tanrm!" dedi Osip yksek sesle. 118 Vaska apkasn karmadan yatakodasna gitti. Niura yzst yatyordu, dizleri titriyordu.

"Beni grdne memnun olmadn m, Niura?" "Niin benimle konumuyorsun?" Yzkoyun yanna uzand, tfeinin dipiini yere koyarak. "Neden memnun olaym?" Fsltyla kekeledi Niura. Ellerini birbirine vurdu, gzyalarn silip yalvard: "Git, Tanr akna! Milisler eyalet merkezine ulat. Yasad votka reticilerini aratryorlar.... Seni bulacaklar... Git Vaska! Bana biraz acyorsan!" "Bana biraz merhametin var... deil mi?" Osiple kars birbirlerine bakp, yatakodasna gzlerini dikmiken, Vaska kapy arkasndan serte kapatt. Niura soluksuz mrldanrken, Vaska homurdand: "Semien'a ko... Milisler onun yanndadr. Biran nce onlar buraya getir." Niura'nn annesi, sessizce d kapy at, karanlk bir glge gibi dar szld. Vaska tkrn zorlukla yutarak, sordu: "Bana biraz yemek getir, Niura,... iki gndr bir ey yemedim." Ama kz, mutfaktan kapya vardnda, kap ald: Kap aralnda elinde lamba, annesi duruyordu. Earb yana kaym, salar alnna dklmt. Sesi bir bartdan ok la benziyordu. "Milis yoldalar, alak herif burada. Yakalayn onu! Orada!" Milisler kadnn omzunun zerinden ieri gz attlar, uzun admlarla yatak odasna yneldiler. 119 Ama Vaska, hzla tfeini kapt, lambaya vurdu, pencereye zplad. Pencereyi ap atlad. itin yanna dmt. Bir an yz soukla kavruldu. Kulbenin iinden kadn lklar, grltler geldi. eviklikle itten atlad, tfeini ald, harmana doru kotu. Arkasndan koanlar ve seslerini iitti. "Dur Vaska! Dur yoksa vururuz!" Milis Proshin'in sesini tand. Koarken silahn eline ald, savurdu, hedefsiz ateledi. Arkadan bir tabanca sesi duydu. Harman yerine ulamadan sol omzunda bir yanma hissetti. Sanki, birisi kzgn sopayla vuruyormu gibi bir duygu hissetti. Acsndan btn arjr boaltt. Yeni bir arjr takt, elma aalarnn arasnda grnen ilk karaltya tetii ekti. Proshin'in kzgn sesini ykseltiini iitti: "Kpek... karnm... yaralandm!" Irmaa doru bilnsizce kotu, souk suya atlad. kinci milis ardndan yavaa yaklat. Dndnde, adamn rzgarda uuan paltosunun kenarlarn ve elindeki tabancay grd. Kurunlar yannda vzaldad. Vaska yamac glkle trmand. Bakmak iin dndnde milis ate etti. Ardndan gmleinin dmesiz yakasna dudaklarn bastrd. Ilk, tuzlu kan bir sre emdi, sonra toprak inedi. Davetsiz bir ln boaznda ykseldiini hissetti, dileri kenetlendi. Akamn ken karllnda nehirde yrd, bir kenara uzand. Mosmor kesilen omzunda, n ak olduu iin gmlei uutu. Ac gittike artt, sol elini hareket ettirdiinde, acdan soluksuz kald. Azndan tkrkler akarak uzun zaman uzand yerde kald. Ba sarhomu. gibi, bombotu. yle ackmt ki, ba120 ylr gibi oldu. Dm yapraklan kemindi, tkrd. Tu kr -gndeki yeil kabarcklara bakt. Kadnlar, kyden, rmaa geldiler, kovalarn doldurup ykleri arlaarak geri dndler. Karanlk basmadan nce, yan patikadan kan bir kadn, nehre doru yrd. Acyla inleyen Vaska, dirseinin zerinde doruldu, soul silahn fkeyle kavrad. Gelen kadn Niura'nn annesiydi. Kabark earb gzlerinin zerine, saa doru kaymt. Aceleci grnyordu. Vaska, titreyen ellerle emniyeti at. Gzlerini ksarak dikkatlice bakt. Evet, oydu. Ak sar hrkay, kyde sadece Niura'nn annesi giyerdi. Vaska Avc dikkatiyle, kabark earpl ban at menziline girmesini bekledi. "Seni orospu. Beni ihbar etmenin cezasn vereceim..." diyerek ate etti. Kadn kovasn drd, geri dnd, barmadan komaya balad. "Kahretsin! kardm!" Sar hrka, bir kez daha, nian alannda dansetti. kinci atta Niura'nn annesi olduu yere ylp, kald. Vaska acele etmeden nehirden kt, tfeini tek eliyle kavrayp kadnn, yanna gitti. Kadnn giysisinden tandk bir koku yayld. Ardndan, alm hrkann altnda yrtk gmleini grd. Yrtktan beyaz gsnn gl krmz olan bym ba grnyordu, altnda yara vard. Kan sznts, gmlei koyu krmz vahi bir laleye evirmiti. Vaska r; rten earb kard. Gzleri, Niura'nn sabit, dorudan kendisine bakan gzleriyle karlat. Annesinin hrkasn giyip, su almaya gelmiti. 121 lksz, donup kalmt. Ardndan, toprakta hareketsiz yatan kk bedenin yanna dt. Uzunca bir sre acl bir kurt gibi uludu. Ama o arada kll Kazaklar kyden kp geldiler. En ndeki adamn yannda koan iri ve tyl kpek, Vaska'nn etrafnda dnp, durdu... Havlad, danseder gibi koturdu, Vaska'nn sakaln yalamaya alt. 1925 122 KADER 7905 Ylandn beri Rusya Komnist Partisi yesi olan E-genie Grigorevna Levitskaya'ya adanmtr.

Yukar Don blgesine savatan sonra ilkbahar olaanst bir hzla, olaanst bir enerjiyle geldi. Mart aynn sonunda Azak denizinden lk rzgarlar esmeye balad. Don nehrinin sol yakasndaki kumluk alanda iki gnde kardan eser kalmad. Kk dereler eriyen kar sularyla kabarmaya balad. Bu sular kendilerini saran buzlar krarak delice aktlar. Yollardan gei hemen hemen olanaksz hale geldi. Yollarn kapal olduu mevsimde Buknovski eyalet merkezine doru yola km bulundum. Fazla uzun bir yol deildi: Krk mil kadar... Yol arkadamla gne domadan nce yola koyulduk. yi beslenmi bir ift atmz koum kaylarn ylesine zorladlar ki, yay kirilen gibi gerginleti. Ar arabamz yol boyunca 123 zorlukla srilkleyebildiler. Zamanla tekerlekler saa doru cvk kar ve buzla kark topraa gmld. Arabay karmak iin bir saatte yakn uratk. Taze sabah havas terli at ve tekerleklerle srlen yan kokusuyla arlat. Yolun bozuk blmlerine gelince hayvanlar olaand zorlandlar, bu yzden arabadan inip yrdk. Yar erimi kar, botlarmzn altnda ezildi. Yolda yrmek yeterince zordu ama yol kysndaki buz tabakas hl katln koruyarak, gnein altnda panldyordu. Burada yrmek ok daha zordu. Yelanka Deresi'ni gemek iin onsekiz mili alt saatte yrdk. Mekhou Ky'nn yanndan geen kk derenin kenarlarnda kzlaalar sralanmt. Sadece insan alabilen dz tabanl bir botla karya gemek zorundaydk. Atlar geride braktk. Bu zamanlarda kullanpta kn banda kollektif iftlie braktmz "Willes" bizi bekliyordu. ofrle benim elimde eski ama salam jantlar vard. Yol arkadam eyalarmzla arkamzdan geliyordu. Botun dibindeki delikleri tamir etmek iin zorlu bir abaya giritik. Bu inanlmaz abann sonunda eski botumuzun tabann tamir edebildik. Nehrin kar kysna gemek bir saatimizi ald. ofr kye gitti ve Willes'le geri geldi. Botu ve krekleri arkaya ykledikten sonra ofr: "Rzgar aniden patlamazsa iki saat iinde geri dnebiliriz. Fakat daha erken ummuyorum!" dedi. Kyden biraz uzaktk, baharn bu ilk gnlerinde birini buK mak olduka zordu. Hava, sudan ve kzlaalardan gelen gzel bir kokuyla doluydu. Klopersk Bozkr'ndan olduka uzaktaydk. Hafif esen rzgar karn esaretinden kurtulan topran kokusunu evreye yaymaktayd . Nehrin kenarndaki kuma saplandk, fazla gidemedik. Aratan ktm; sigara imek istedim. Ama sa cebimdeki si124 gara paketini zorlukla arayp buldum ki d krkl, sigaralar slanmt. Nehri geerken zerimize srayan sular paketi s-latmt. Sigaralar dnecek zamanm yoktu, nehri mmkn olduunca hzl gemek zorundaydk. Ayn zamanda, bot bat-mamalyd. Ama imdi, dikkatsizliim yznden fke iindeydim. Paketi atm, sigaralar avucuma aldm, birer birer ayrdm. Gndzd ve mays bir gn iin yeterince scakt. Sigaralarn abucak kuruyacan umdum. Gnein scandan zerimdeki giysilerde kurumaya balad. Ktan sonraki gerekten en lk gn buydu. Oturacak bir kaya paras buldum. Eski askeri apkam kardm, iyice slanmt, onuda kurumaya braktm. Kyn iinden kp yola doru yryen bir adam grdmde, ok uzun zaman oturmamtm. Kk, be, alt yanda bir ocuun elinden tutuyordu. Bize doru geldiler. Uzun boylu yanmza yaklat. Bouk kaln bir sesle: "Gnaydn, karde," dedi. "Gnaydn." diyerek uzatt iri elini sktm. ocua doru eildi ve: "Amcaya, gnaydn de, olum. Baban gibi, o da ofr olmal. Sadece, sen ve ben bir kamyona bindik, o kk bir araba kullanyor." Gkyz gibi parlak, hafiften glmseyen gzleri ile, yanma geldi, elini uzatt. Nazike sktm ve sordum: "Ellerin niin bu kadar souk, yal adam? Hava olduka lk, gne var, ama sen buz kesmisin." Olan ocuka bir gvenle, dizlerime ellerini koydu, san gzkapaklarn aknlkla kaldrarak: "Niin bana yal adam diyorsun, amca? Ben sadece ocuum, buz tutmuta deilim, kartopu oynadm iin ellerim souk." 125 Arkasndaki yan dolu takm antasn kararak yanma kt. "Bu yolcu bana ok sorun kard! Ben bitkin biriyim. Admlarmz uyduramyoruz. Atla kaplumbaa gibi gzm her zaman zerinde olmal. Arkanz dndnzde su birikintilerine kouyor ya da kopard buz paralarn eker gibi emiyor. Byle yolculuklara gitmek insan ii deil, diyorum." dedi adam. Bir iki dakika sessiz kaldktan sonra sordu: "Sen ne yapyorsun, karde? Sanrm patronunu bekliyorsun." Aracn ofr olmadm anlatmann olduka zor olacan hissederek, karlk verdim: "Bekliyorum." "O kar kydan gelecek, deil mi?" "Evet." "Botun ne kadar zamanda buraya ulaacan bilmiyorsun, sanrm?" "Bir iki saatte!"

"Uzun sre. Eh, bu durumda, vaktimiz var. Hi acelem yok. Geip giderken, ofr kardeimi grdm. Birlikte sigara ieriz. Tek bana ne sigara imenin ne de lmenin hibir zevki yok. Ama iyi deilsin gibi. Sigaralar slak, deil mi? Tamam karde, kuru ttn, eitilmi at gibidir. Dnme, benim sigaradan ieriz." Haki renkli pantolonunun cebinden sigara tabakasn kard. Sigara sararken tabakann kesindeki yazy okumaya u-datm: "Sevgili askerimize, Lebendyonsk ortaokul altnc snftan bir kz renci." Sigaralarn imeye baladk, uzun zaman konumadan oturduk. ocukla nereye gittiini sormak istedim, byle kt bir mevsimde; ama daha nce o sordu: 126 "Syle bana, btn sava boyunca tekerlekler zerinde miydin?" "Hemen hemen." "Cephede mi?" "Evet." "Ben de, belimize kadar sefillik iindeydik. Sefillik daha sonra grtlamza oradan daha da yukarya kt..." Esmer koca elleriyle dizlerini sard, ne doru eildi. Gzleri unutulmaz lmlerin anlaryla alnd. almak, birine bakmak ne kadar zordu? Bu adamn gzleri yleydi. Kuru bir dal ellerinin arasna alp krd. nndeki kuma sessizce bakt, baz kark desenler izdi. Ardndan konumaya balad: "Baz zamanlar gece uyuyamazsn, bo gzlerini karanla dikip, dnrsn: "Yaam, beni neden byle ktrm braktn? Niin byle oldu? Bir trl karlk bulamazsn. Ne karanlkta ne de gnein aydnlnda... Yaadn srece bunun karl yoktur." Birden olu aklna geldi; ocua hafife vurarak, konutu: "Git ve suyla oyna, olum; yalnz dikkat et ayaklarn slatma!" Sessizce sigaramz ierken, babayla olu gizlice izledim. Bana yabanc gelen, aknlk veren bir durum vard, ocuk basit ama iyi giyimliydi, uzun ceketi ak renkli kunduz de-risindendi, kk botlarnn iinde yn oraplar vard. Hepsinde bir kadn eli, bir annenin ustal vard. Ama baba farkl grnyordu. Klksz paltosunda yer yer yank izleri dikkatsizce ve aceleyle yamanmt. Yeni askeri botlar giymekteydi, ama ince yn orab gve yenii ile delik deikti neredeyse. "Ya dul bir adam, ya da karsyla aras iyi deil," diye dndm. 127 Suya giden ocuuna baktktan sonra boazn temizldi ve konumaya balad. Kendimi tamamen dinlemeye verdim. "Yaammn ilk blm olduka sradand. Voroniz eyaletinin yerlisiyim. 1900 ylnda dodum. Birinci Dnya Sava srasnda, Kikviolze eyaletinde, Kzl Ordu saflarmdaydm. 1922'deki ktlk zaman Kuban'a kulaklar iin almaya gittim ve sonra da buralara... Fakat annem, babam ve kk kzm... ev de... hepsi alktan ld. Tamamen yalnz, tek bama ka-lakalmtm. Btn dnyay aratrsan bile bir akrabam bulamazsn. Bir tane bile... Nerede kalmtk. Evet, bir yl sonra Kuban'dan geri dndm. Kulbemi sattm ve Voroniez kasabasna gittim. Bir marangozun yannda almaya baladm, daha sonra bir fabrikaya girdim ve ilingirlii rendim. Eim yetimhanede bymt. Kimsesiz biriydi. Evlendiimizde, ok iyi bir kzd: sakin, neeli, merhametli ve zeki, bana pek benzemiyordu yani. ocukluundan beri her eyin bedelini demiti ve belkide bu karakterini etkilemiti. Onun tarafndan bakldnda her ey yolunda grnmyordu; fakat sonradan ona kendisine bakt gibi bakmamaya, dorudan yzne bakmaya baladm. Ve rendim ki, ondan daha gzel veya arzulanabilir biri yok, dnyada bile. Ve asla olmayacak..." "Yorgun argn iten eve dnerdim ve bazen eytan ya da azrail gibi olurdum. Fakat o azn ap tek szck sylemezdi bana. Kibar, sakin asla krc olmazd, olanaklar ne kadar kt olsa da gzel yemekler piirmek iin elinden geleni yapard. Ona baktnzda, kzgnlk uar giderdi; fakat kucaklamadan nce: "Affet beni sevgili Irena, ben bir hayvanm. Gryorsun ite hibir ey iyi gitmedi bugn." Bylece hemen barrdk. Kalbim huzurla dolard. Fakat sen de bilirsin ki kardeim almann ne demek olduunu. Sabahn ilk klaryla, fabrikaya giderdim ve almak ocuk oyunca gibi gelirdi. Bunun nedeni zeki bir eim ve ayn zamanda dostum olmasyd. 128 Bazan, maa gn, yoldalarla iki imeye giderdim. Ara sra yle olurdu ki evimin yolunda ayaklarm birbirine dolard, byle zamanlarda grlmek korkusu iimi doldururdu. Caddeler ok dard benim iin sokaklar sorarsanz, onlar tamamen kaybetmitim. Szn ettiim gnlerde eytani bir gcm vard ve salkl bir delikanlydm. Bir galon likr isem bile, eve daima iki ayamn, zerinde dnerdim. Aslnda yere serildiim zamanlarda olmad deil. Ama hepsinde ayn deil mi? Ne barma, arma nede rezalet oldu. Irenam sadece glmserdi ve bunu ihtiyatla yapard. Zaten sarho durumumda, sadece savunmadayd. Beni soyar ve fsldard: "Duvar tarafna yat, Andrey sevgilim, yoksa uykunda yataktan yere debilirsin." Eh, bir uval yulaf gibi yuvarlanabilirdim ve her ey gzlerimin nnde dnp durabilirdi. Yalnz, uykudayken bam nazike okadm hisseder ve benim iin zldn aka belirten nazik fsltlarn duyardm. "Sabah, ie gitmeden iki saat nce kendime gelmem iin uyandrrd beni. Bam ard zaman hibir ey yemediimi bilirdi. Bu yzden tuzlanm bir salatalk ya da benzer bir ey getirir, yanna da kk bir bardak votka koyard. "Senin iin hazrladm. Andrey, sadece bu kadar, sevgilim. " Eh, baka hangi adam byle bir davranla karlar? ip bitirdikten sonra, konumadan, sadece gzlerimle teekkr ederdim. Herhangi bir sevgili gibi onu

ptkten sonra ie giderdim. Tanr o kadar merhametli ki, sarholuumda beni knayan bir tek sz azndan kmad, oysa bana barabilirdi, aalayabil irdi." "Aralksz iki gn imitik. Dier ailelerde neler olduunu tahmin edebilirim nk kadnlar kafasz; benim kadnm gibisini asla grmedim." "Uzun zaman gemeden ocuk sahibi olmaya karar verdik. lki kk bir oland. Sonra, yllar geti ve iki kz ocuumuz 129 oldu. Bylece iki arkadalarmla yollarmz ayrld. Btn kazancm eve harcamaya balamtm. Olduka byk bir ailemiz oluyordu, bu yzden ikiye ayracak param yoktu. zin gnmde ve paydostan sonra sadece bir byk bardak bira ierdim. "1929'da makinistlie merak saldm. Motor iini rendim. Kamyon srmenin stesinden geldim. Gittike daha ilgin hale gelince, fabrikaya geri dnmek istemedim. Tekerlekler zerinde daha neeli bir hayat buldum. Bylelikle hayatmn on yl da geti, nereye gittiime dikkat etmeden. On yl getikten sonra ne mi oldu? Bunu geip giden hayatnn farknda olan bir ihtiyara sormak gerekir. O size bir eye dikkat etmediini syleyecektir. Gemi uzak ve sisli bir bozkr gibidir. Bu sabah, bozkrda yryordum, olduka berrak bir gnd; fakat on on iki mil gittim ya da gitmedim ki ortalk kaln bir sisle kapland. Ve siz burada, allklardan, meradan orman anlatamazsnz." "Bu on yl boyunca gece gndz altm, iyi para kazandm ve dierlerinden daha kt yaamadm. ocuklarm ok neeliydi: de okulda Mkemmel dir. En by, Ana-tol, matematikte o kadar iyiydi ki, Moskova gazetelerinde hakknda yaz yazld. Bilim iin byk bir nimet dendi ama bilemiyorum, karde... Beni ok gururlandrd, ok. Tamda savatan nce iki odas, kileri ve hol olan kk evimizi yaptk. Irena iki kei satn ald. Bundan baka ne isteyebilirdik ki? ocuklar stl lapa yiyorlard, bamzn zerinde bir dam vard. Giyeceimiz vard, her ey ylesine gzeldi ki. Sadece evimizde bir yanl yaptm Uak atlyesine ok yakn olan bir arsay terkettim. Eer kulbem baka bir yerde olsayd, belki yaam baka bir ynde geliirdi..." "Ve sonunda sava geldi... Sava! kinci gn askeri komiserlikten bir ar aldm. nc gnde, birliimi gitmem 130 syleniyordu.btn drt deerli varlm bana baktlar.irena anatolkzlarm nastiya ve olga.ocuklarm gerektende ok usludur.eh kzlar bir iki gz ya dkmediler deil.anatol on yedisindeydi.m gibi sadece omuzlarn silkti. Ama irenma on yedi yllk arkadalmz boyunca onu hi byle grmemitim. gitmeden nceki gece gmleimin omuz ve gzyalar yznden hi kurumad. ayn sabahta devam etti.istasyona vardmzda ona basite bakamadm yle narindiki.dudaklar gzyalaryla slanm.titriyordu salar eerbnn altnda diken diken olmutu gzleri donuk ve duygusuzdu.doru eyler dnmeyen bir insan gibi.komutanlar bizi trene bindirdi ama irena gsme kapand elleriyle boynuma skca sarld ve vcudunu bana iyice yaptrd ve yars kesilmi bir aa gibi yada bir yaprak gibi btn vcudu titriyordu.ocuklarda ona sarldlar. ayrlmak istemiyordu.dier kadnlar kocalar ve ocuklaryla konuuyorlard.fakat benimki bana smsk yapm kk bir daln yapra gibi titremekteydi ve bir tek sz etmiyodu.irenam dedimkendine dikkat et sevgilim irena sadece hoakal diyebilid.irenann her sz krk dallar gibi kyordu.Sevgilim andreciim asla gremeyeceiz sen ve ben hibir zaman bu dnyada. kalbim onunla birlikte alamaktayd.durumumuzun dierlerinden ok farkl olacan anlamt. kaynanamn evine kek yemee gitmiyordum.mahzun latm ellerimi atm ve omuzuna yavaa dokundum.benim iim nazik gibiydi ama gcmn farknda deildim.sendeledi birka adm geriledi.ardndan ellerini kaldrarak kk admlarla bana doru geldi. ona bardm hoakal dermenin yolu bumu? eh sonra tekrar gsme bastrdm.ylesine scakt ki. cmlenin ortasnda ksa bir sre duraksadve ses 131 sizlikte boaznda bir kaynama ve hrlt duydum. Duygusunu bana nakletmiti. Yzne baktmda, kkte olsa gzya gremedim, sadece l gzlerle karlatm. Bam karamsarlkla ne emi oturuyordu; elleri, havada aslyd. Belli belirsiz sarslyordu; enesi titriyordu... Dudaklar da. "Devam etme arkada, tekrar anmsama," dedim yavaa. Fakat byk olaslkla sylediklerimi duymad, uygularn bastrmak iin byk bir aba harcayarak garip bir ses tonuyla konumaya balad. "Yolunda leceim, biliyorum son saatim, lsem bile kendimi o iteklemeden dolay asla balamayacam." Uzun bir sre tekrar sessizliine gmld. Sigara sarmaya urat ama kat yrtld ve ttn dizlerine dkld. Sonunda ift kat sard, hrsla yakt ve boazn temizleyerek devam etti: "Gzyalar iinde Irena'dan ayrldm, yz ellerimin arasnda, onu ptm. Dudaklar buz gibiydi. ocuklara da ho-akaln dedikten sonra vagona doru kotum. Tren hareket halindeydi zor binebildim. imi hzn doldurdu, ailemden uzak kalmtm. Camdan sarkarak geriye baktm ve yanyana duran gzel ocuklarm grdm, el salladlar, glmsemeye altlar, fakat

yapamadlar. Irena ellerini gsne bastrmt. Tebeir gibi beyaz dudaklaryla bir eyler mrldanmaktayd, gzn krpmadan bana bakyordu. Yrd yrd... Sanki ok gl bir rzgara kar yryordu. Bu yzdendir ki belleimde hep bu haliyle kald: gsne bastrd elleri, bembeyaz dudaklar, gzyalaryla dolmu ve bym gzleri... Ryalarmda sk sk onu bu haliyle grrm... Neden iteklemitim onu? Bugn bile aklma geldiinde yreim kr bir bakla ke-siliyormu gibi olur." "Birliimiz Ukrayna'daki Biely Tserkov blgesine gnderildi. Sreceim bir kamyon verildi. Kamyonu cepheye srdm. Sava zerine konumama gerek yok; sen kendin grdn, 132 nasl bir ey olduunu biliyorsun. Ailemden sk sk mektup geldi, ama kendim sadece posta kart gnderebildim, oda ok nadiren. Her eyin iyi olduunu yazdm, savayorduk. Ama skntda deildik ve imdide geri ekiliyoruz, hepsini yazdm. Kt eyler dnmelerini istemedim. Baka ne yazabilirdim ki? ok yorucu gnlerdi, eve sk yazacak vakit yoktu. atlak sesle ark sylememeye kendimi zorladm. "Birtakm byle eyleri yenmek ok zordu. Onlar her an lebilirlerdi. Byle bir durumda ne yapabilirdik ki?... anssz kadnlar ve ocuklar... Ne kadar yazsak da cephede neler olduunu nasl bilebilirlerdi? Btn dnya onlarn omuzlarna yklenmiti, Kadnlarmzn ve ocuklarmzn onurlan onca yke karn eilmeden, bklmeden durmak zorundayd. Cephenin zorluklar skntlarm anlatan mektubu alan kadn ne yapacan bilemez durumundayken, mektup elinden kayve-riyordu, o kadar ok almasna ramen kendisini alm hissetmiyordu. Hayr! Tm bunlar bir adam iin yaplmyordu. Bir asker iindi. Her eye katlanmak, her eye boyun emek, eer gerekliyse. Fakat kadn ruhu erkeinkinden daha gelikindir, bu nedenle etee yle ssler koyabilirler, arkasndan bakldnda kadn gibi grnebilirsiniz. Ama cephede bunlara gereksinmeniz yoktu; sensizde buras vardr zaten." "Bununla beraber, bir yol boyunca ok iddetli arpmalara katlmadm. Bu zaman zarfnda iki kez yaralandm, ama hafif yaralard. Her defasnda, birincisinde kolumdan, ikincisinde bacamdan; ilkinde uaktan atlan kurunlarla, ikincisinde arapnel parasyla. Almanlar kamyonumun tepesini ve yanlarm delik deik ettiler, ama ansl gnmdeydim karde. Zaman zaman ansl olur insan; ans benim peimi hi brakmad." "1942 maysnda aptal bir ekilde esir dtm. ok hzl hareket ediyorlard ve 122 milimetrelik top bataryalarmzdan birisi cephanesiz kald. Kamyonumun da almayaca tuttu, 133 ok uratm, omuzumla itekledim, lakin almad meret. Hareket edebildiimizde sava bizim iin kt bir konuma gel- . misti. Solumuzda bir tank zerimize gelmekteydi, samzda ve ; nmzde makinal^tfek atei vard. Motor birliimizin kor ".; mutan: "Doru gitmiyor muyuz Sokolov?" dedi. Gerekte bana sormasna hi gerek yoktu. Yoldalarm : orada lrken, ne yapaca-tm a'rrm bir ekilde kendi ba- -sma ne yapabilirdim ki? "Sorun-.nedir?" dedi. "Dosdoru i-, diyorum, her ey ortada." "Peki" dedi "eri bilirsin, Bas gaza!" ;_ * "* .. : . . ' _ ' . "BastHn gaza,./O-gnk ;grbr aha nce ri byle ara kullanmam ttrn. -Patates jtartadfl bili^fduft, .byie bir . yolda cokta-dikkatli olmam gerektiini de. Bizimkilerin plak , elle savatn anmsaynca, dikkatli olmak dncesini durdurdum. Btn yolun tamamnn Alman topraklaryla kapl oll- . d da baka bir sorundu. Drt mil kadar kamyonu srdm, ' yolun kapal olduu yerlerde, derelerin, tarlalarn iine girdim. Tek amacm vadinin iindeki topu bataryamza ulamakt. Fakat... Meryem Ana! Yolun sanda ve solunda tarlaya dalm piyadelerimizi grdm. ller patlamayla ^parampara l-; * mulard'. imdi ne yapabilirdim ki? Geri dnebilir miydim? " ok zor olacakt. Topu bataryamza ulamaya bir milden daha az mesafe kalmt. Aniden ana yoldan ayrldm. Ama adamlarmza ulaamadm karde. Uzun menzilli bi; top, - yle olmal - kamyonumu vurdu. Patlama ya da baka bir ey iitmedim. Sadece kafamn iinde bir patlama oldu sanki. Gerisini ' anmsamyorum. Hibir ey anlamadan, uzun zaman uzanp ', kaldm orada, hibir dncem yoktu. Kendime geldiimde, hareket edemiyorum; bam ylesine dnyordu ki; karanlk bastnda, sol omzumda bir sarslma hissettim. Btn vcuduma yaylan bu ac beni dmann eline drd. Ayaa kalmak iin uzun zaman harcadm bu acyla. Hl anlam deilim, bana ne olmutu? Belleim tamamen gitmiti. Ama tekrar 134 uzanmaktan korkuyordum, uzanp kaldm yerde lebilirdim. Ayakta durdum ama frtnada kalm st gibi bir o yana bir bu yana sallanp durdum." "Gerekten kendime geldiimde, duygularm ve kendimi dinledim, yreim, bir ift kerpetenle sktrlyormu gibiydi; her ey dald, kendimi her yne tayabiliyordum. Kamyonum ok uzak olmayan bir yerde paralara ayrlm bir ekilde duruyordu. Sava... sava hemen arkamdayd. Nasl olacakt?" "tiraf dnmedim, ayaklarm vcudumun altndayd ama baltayla budanm gibiydim. Farkna vardmda oktan kuatlmtm ya da daha iyisini sylersek Faistlerin esiri olmutum. Byle eyler her savata olur..." "Ah karde, ho bir ey deil ne olabileceini bilememek. Eer insann bu konuda kiisel deneyimi yoksa, ne olduunu anlamas olduka zor olur." "Eh, orada yatp dururken, tank gmbrtleri duydum. Orta boy drt Alman tank son hzla beni geride brakt. Nasl uzun mrl olabilirdim ki? Motorize birliklerin geiini seyrettim; sanki resmi yryt, daha fazlas deil.

Onlar seyrettim gzmn ucuyla ve topraa daha sk yaptm, gzlerimi kapadm. Onlara bakarken kendimi berbat hissettim, yreim botlarmn altnda kald." "Gemiteki hereyi dndm srada bam kaldrdm ve biraz uzamda otomatik uzun admlarla yryen alt silahl adam, grdm. Yoldan dndklerinde onlar grdm ve bana doru geldiler. ok sessiz geldiler. "imdi," diye dndm," burada lm bana doru geliyor..." Ayaa kalktm, yatarken lmek istemiyordum. Biri duraksad ve omuz hareketiyle otomatiini omzundan eline ald. Bilirsin, insan neeli yaratktr. Telaa gerek yok, gerekten hi korku hissetmedim 135 o an. Sadece gzm dikip, baktm, dndm: "Beni kolayca vurabilir, ama amac ne? Kafamdan m, yoksa gsmden mi? Aslnda vcudumun neresinde olursa olsun delikler aldktan sonra farketmezdi." Gen biriydi kt grnml deildi, esmer; ama dudaklar ve gzleri birbirine ok yaknda. "kinci kez dnmeden beni ldrecek," dedim iimden. Haklydm! Otomatiini kaldrd, gzm dikip gzlerine baktm, bir ey sylemeden. Ama dier Alman, muhtemelen ilkinden yal, bir eyler syledi, bard, brn kenara itti ve benim yanma geldi, kendi dilinde hzl hzl bir eyler syledi. Sa kolumu kvrp bakt. Kaslarma dokundu. "O- o- o!" diyerek yolu iaret etti, tamda bat ynn. Seni gidi, sen alkan bir hayvansn! Git ve "Reich" mza boyun e! Gerek bir kocaadam olduunu ispatla, orospu ocuu!" "Ama esmerin gzleri botlarma takl kald. Bir ift gzel botum vard. "Botlarn kar," dedi. Yere oturdum Botlar kardm ve ona verdim. Elimden kapt. Dizliklerimi de zdm, onlar da verdim, gzm dikerek. Ama bir eyler haykrd, aka kfretti, yeniden otomatiini kaldrd. Dierleri gldler. Esmerin dndakiler sessizce gitti. O, bana tekrar bakt ve yola ulaana kadar iki ya da kez yine bakt. Gzleri gen bir kurdun ki gibi parlyordu. fkeyle bakt; ama niin? Onun botlarn size versem belki olabilir, ama botlar onun deildi ki. "Eh, karde, orada baka birey yoktu; yola doru yrdm. Voroniezhli kamyon ofr olarak batya doru gittim, doru hapishaneye. Yrym olduka ktyd, bir milden daha az bir mesafeyi bir saatte gidebildim. Doru gitmek istersiniz, ama bir o yana bir bu yana dnersiniz, bir sarho gibi yolun her yann dolarsnz. Bizim blkten bir ksmn grdmde ok fazla gitmemitim, hepsi esir dmt. Otomatik silahl bir dzine Alman askeri evrelerini sarmt. 136 Alman askerlerinin komutan yanma geldi, bir ey sylemeden otomatiinin dipiiyle bama vurdu. Eer dseydim beni topraa dikecekti; ama bizimkiler beni yakaladlar; aralarna aldlar, bir saat ya da daha fazla bir sre beni tadlar. Geldiimizde, birisi kulama fsldad: "Tanr akna sakn dme. Son kuvvetini kullan, yoksa seni ldrrler." Son ne-fesimdeydin, ama onu korumay baardm." "Gne ykseldiinde Almanlar konvoya takviye etmilerdi. Yirmiden fazla otamatik silahl adam bir kamyondaydlar ve olduka hzl gidiyorlard. Bizimkilerden ou kuvvetini koruyamad. Almanlar da onlar vurdu. ki kii kamaya alt, fakat Almanlar abuk farketti ki dolulnayl bir gecede, her ey, gnndaym gibi aka grlyordu... elbette onlar da vurdular. Geceyans, ou yanm bir kye ulatk. Kulesi yklm kiliseye yneldik, geceyi geirmek iin Ta zeminin zerinde perian olduk, hibirimizin paltosu yoktu, sadece kazak ve pantalonlarmz vard. Bizi koruyacak baka bir eyimiz yoktu. Bazlarmzn kaza bile yoktu, sadece pamuklu atletleri vard. Bunlarn ounluu gen tecrbesiz memurlard; sivillerden farklar olmasn diye kazaklarn karmlard. Silahl ekiplerde kazaksz adamlar vard. Hepimizin beline vurduka vurdular." "Gece ylesine yamur yad ki ok kt slandk. inde kaldmz binann ats ksmen umutu, kalan ksm da kurunlardan elek gibi olmutu. Tek bir kuru noktamz kalmad. Btn gece boyunca birbirimize sokulmak zorunda kaldk, koyunlar gibi. Geceyans bir el beni drtkledi. "Yolda yaral deilsin deil mi?" dendiini duydum. "Niin, soruyorsun karde?" diye yantladm. "Ben ordu doktoruyum, belki sana yardmm dokunabilir," diye karlk verdi. Sol omzumu aarak gsterdim, ok kt grnyordu. Bakt ve usulca "pansuman ve sarg yapalm," dedi. zerimi kardm, ince parmaklaryla 137 omuzumun zerindeki yaray pansumana balad ama canm o kadar ok yand ki, dilerimi iyice sktm: "yi bir doktor olmadn gryorum sen bir veterinersin. Byle bir yarann zerine byle bastrlr m? Hayvan herif. "Ama el yardmyla gitti ve kzgnlkla yantlad: "in sessiz olmaktr! Benimle, gzel gzel sohbet ettiini dn! Bekle, cann biraz daha yanacak." Kolumu yle tuttu ki gzlerimden imekler akt. "Sormadan edemedim: "Ne yaptn sanyorsun, seni sefil faist? Elimi paralara ayrdn ve yle ektin ki!" Sessizce g-lmsediini duydum ve unu syledi: "Ayn topraklardan olmadmzn farkndaym, ama barsever bir insan olduun belli. Peki kendini nasl hissediyorsun? Daha iyi mi? Biraz ac duyduumu itiraf ettim. Kolun krlmt, tedavi edilmeliydi, imdi iyileecek itenlikle teekkr ettim, karanlkta kayboldu, fsltsn duydum: "Yaras olan var m burada?" Bence gerek bir doktordu. Tutsak ve karanlk olsa bile o byk iine devam etti." "Bizim iin uykusuz geen bir geceydi. Dar kmamza izin vermediler; Almanlar bizi ikier ikier ayrdlar. Dindar bir arkadamz dar kmak istedi. ok urat ama baaramad, gzyalarna bouldu, "Kutsal bir yeri kirletemem," dedi. "nanan biriyim,ben bir Hristiyanm. Ne yapabilirim, kardeler?" Eh, askerlerimizin nasl olduunu bilirsin. Bazlar gld, dierleri ona kfretti, bazlar da akayla kark t verdi. Her zaman glmsyordu ama ii kt bitti: kapya vurmaya balad ve kp kamayacan sordu! Eh sadece soru sormutu!

Faistin biri kapy boydan boya tarad. Sofu adam ldrd, onunla kii daha ld. ok kt yaralanan biride gece lnce drt kii lm oldu. " "Bir anda olan bu lmler karsnda ardk kaldk, sessizce yere meldik. Pek neeli olmayan bu balangla beynimiz durdu saylr." 138 "Bununla birlikte, bir sre sonra alak sesle, fslt halinde, buradan kurtuluun arelerini konumaya baladk ve nasl yakalanmtk? Neredeydik?" "O karanlk iinde baz yoldalar ayr mfrezeden, ba-zlarda tandk kt ve bylece daha samimi konumalar balad. Birisi "Yarn lrsek, gitmeden nce, onlar komnistlere ve yahudilere barrlarsa, susturmaya urama. Elinden bir ey gelmez. Sanyor musun ki sargnn olmas senin iin ayrcalk salar? Ykanma! Ac ektirmek niyetinde deilim." "Biliyorum, sen bir komnistsin ve beni partiye katmaya urayorsun, belki buna imdi bir yant verebilirsin. " Ses, so--lumda oturan birisinden kyordu. Onun br yanndan gen bir ses yantlad: "Hep phelendiim gibi sen rk birisin Kriznov. Cahil olduunu iddia ederek zellikle partiye katlmay reddettin. Ama bir haine olabileceini asla dnmedim. Yedi yln okulda geirdin, deil mi?" "Dier adam yavaa karlk verdi: "Tamam, doru, fakat bunda ne var ki?" Bir sre hi ses gelmedi, ardnda blk komutannn sesi duyuldu:" "Bana ihanet etme, yolda Kriznov" "Ama dier adam Saftly gld. "Yoldalar" dedi cephenin dier yannda kalakalmtm. Sizin gibi yoldalarm yoktu. Bana destek olacaklara neler olabileceini iaret ettim. Postum benim iin dierlerinden daha deerlidir." "Kimse bir ey diyemedi ama bu domuzca dnceden kanm dondu. "Hayr" dedim iinden "komutanna ihanet etmene izin vermeyeceim, seni orospu ocuu. Bu kiliseye asla canl terkedemeyeceksin; bir le gibi ayaklarndan srklenerek kabilirsin ancak "en sonundan ortalk aydnlandnda, elleri bann arkasnda uzanm kzgn delikanly, onun yannda da daha esmer, koca burunlu adeleli 139 kollaryla dizlerini sarm oturan ok solgun grnl baka birini grdm. "Eh" dedim iimden" bu ocuk iman kzle baa kamayacak. Bu namussuzluu ben bitireceim." "Elimde ocua dokundum, fsltyla sordum: "Blk komutam msn?" "Evet," dedi ve ban ne edi. "Sana ihanete niyetlenir mi?" ilende yatan gsterdim. Tekrar ban edi. "Peki" dedim "Kollarn tut ki, vuramasn. Fakat abuk! Byk bir kzgnlkla hainin boazna sarldm, u ellerimle. Barma ans bile yoktu. Yanna uzandm, ellerimi ayrmadan, bir ka uzun dakika, hainin dili dar kt, hareketsiz kalnca braktm. "Bu olaydan sonra kendimi yle garip hissettim ki. Ellerimi ykamak istedim, sanki bir adam bomamtm da, sefil bir srngene dokunmutum. ldrdm ilk insand ve hemde bizim askerlerden biriydi. Fakat gerekten de bizden biri miydi? O bir haindi, alaklarn en kts. "imdi buradan ayrlalm yolda; kilise yeterince byk" "Kriznov'un syledii gibi yarn sabah kilise dna dkleceiz ve evremizi otomatik silahl faistler saracak. Sonra SS subay kendilerince tehlikeli bulduklarn ayrmaya balayacak. Bize kimin komnist, komutan veya komiser olduumuzu soracaklar. Aramzda bunlar syleyecek birini gremiyorum. Ya da baz domuzlar ihanete hazrlanyor. Yarmz komnist... Komutanlar ve komiserler... Almanlar bizden, - iki yz sava esirinden - daha kalabalk, aramzda birde yahudi var. Ruslarn de esmer ve kvrck sal. SS'ler, onlarn yanna gelip sondular, "Yahudi misin?" Delikanl, "Hayr," dedi. Gerekten de Rustu. Ama Almanlar onu dinlemediler bile." Dar k!" dediler. Olan olmutu." Zavalllarn hepsini vurdular ve geri kalanlarda kovdular. Haini bomama yardmc olan blk komutan Ponnan yolu boyunca yanmdayd. Ponnan'da ayrldk." 140 "Gryorsun karde, daha ilk gnden kama ve kendi insanmzn yanna gitme dncesi ben de vard. Ama mutlaka baardan emin olmak istedim. Poznan hapsedildiimiz yere uzakt. Uygun frsatta yoktu grnrde. Ama Poznan kampnda ansm donuverdi. Mays sonunda kampn yanndaki aala gnderildik. Savan l mahpuslar iin bulunmaz frsatt. Biroumuz zaten dizanteriden ld. Poznan topran kenar gibi yaparken etraf kolaan ettim. ki gardiyann sigara ierek, oturduklarn grdm. ncs gnein altnda kestiriyordu. Bam sapladm ve sessizce alnn arkasna srkledim... Douya doru komaya baladm." "Gardiyanlar olay anlayana kadar uzaklamalydm. Tam bilemiyorum ama ilk gn .yirmi be milden fazla kotum ve yrdm. Bir ey yemediim iin zaten bir deri bir kemik kalmtm. Bununla birlikte dlerimi kaybetmedim. gn sonra yakalandm sanrm tahrip olmu kamptan olduka uzaktaydm. Kpekler paamdan yakalad Beni yulaf tarlasnda bulmulard." "Ak blgeden, gn nda gemekten hep kork-muumdur, en yakn orman en az iki mil uzaktayd bu yzden yulaflarn arasnda saklandm Avucumla biraz yulaf tanesi soyup kardm. Birazn inedim, kalann cebime dktm. Tamda bu srada kpek havlamalar ve motor sesleri iittim. Yreim az kalsn duracakt, kpekler gittike yaknlamaktayd. yice yere yaptm ve bam ellerimle korumaya aldm, yzmn srlmasn engellemem gerekiyordu. Koarak yanma geldiler. Bir anda btn paavralarmdan syrldm. zerimdekiler paralannca rlplak kaldm. Kpekler tenimi iziyor, paralyordu. Yulaflarn iinde benimle istedikleri gibi

oynadlar, sonunda kanck itin biri peneleriyle gsme bastrd ve boazm hedefledi, ama beni paralayamad." 141 "ki Alman motorlaryla geldiler. zerimdeki ve yanmdaki kpekleri vurdular. Her yanm deri _ paras ve kanla doldu. Daha sonra plak ve kan iinde kampa tadlar. Kamaya altm bir aym hcrede;-geirdim, ama hl hayattaydm... Hl hayattaydm. "Kendime gelmem kolay olmal, karde, hl ok zor benim iin... Mahpusluu anlatmak Almanya'da dayanmak zorunda kaldmz insanlk d ikenceleri dndn zaman, btn arkada ve yoldalarn ldn anmsadmda, kamplardaki lmcl ikenceleri, kalbin gsnde durmaz, boazna kadar gelir, soluk alamazsn. Mahpus olduum iki yl boyunca birok yere gtrldm! Bu srede Almanya'nn en az yarsn-grdm. Saksonyadaydm, kum ocanda altrlyordum ve Ruhr'da maden ocaklarnda ki kamyonlarda Bauyera'dan arazi almas konusuna eilip, kendimi gelitirdim. Zamanmn ounu Turingen'de harcadm. eytan biliyor ya Almanya'nn almadm ok az blgesi kalmtr. Almanyann her blgesinde doa ok farkl ama bizim iin Almanlar her yerde ayn. Kahrolas srngenler ve asalaklar, bizi hayvanlarmzdan daha ok yediler, bitirdiler. Yumrukladlar, tekmelediler, plastik coplarla dvdler ve deiik cinste demirlerle, ellerine ne gelirse, tfek dipiklerinden ve dier tahta paralarn sz konusu bile etmiyorum. "Rus olduumuzdan bizi dvdler, nk onlara dzgn grnmyorduk kendi evremizde. Eninde sonunda leceimizi bilerek yoktan yere, dvmek iin dvyorlard, son damla kanmz aktmak ve ldrmek iin. yi ki Almanya'da hepimize yetecek kadar alev makinesi, frn yoktu. "Nerede olursak olalm, daima ayn eyleri yemekteydik: 150 gram yapay ekmek, biraz orba ve hint kiraz biras. Baz yerlerde scak su bile verilirdi, her yerde deil ama. Ne anlatyorum ki?... Kendin yargla; savatan nce 95 kilonun ze142 rincleydim, ama ilk sonbaharda 65 kilo bile geliniyordum. Bir deri bir kemikten baka bir ey deildim ve kemiklerimi tayacak gcm gerekten kalmamt. Ama yaknmadan, araba at gibi almann ne demek olduunu sen de bilirsin. "Eylln banda, Kustrin kasabasnn dndaki kamptan, yz krk iki Sovyet sava esiri Dresden'e ok uzak olmayan B-14 kampna nakledildik. O tarihte bizim gibi iki bin insan vard. Hepimiz ta krmada altrldk. Kaz, kar, kr... Elle kk paralar halinde Alman tan... Hergn en az drt metrekplk almak zorundaydk: ie bak sen, kendimizi tamaktan acizdik. Ama bunu da becerdik! Bizim dmzdakiler baka kamplara gnderildi, kampta sadece elli yedi kii kald. Ne dnyorsun, karde? yi gitmiyor mu? Btn llerimizi gmecek zamanmz bile yoktu." Kampta, Almanlarn Stalingrad nlerinde olduklar ve Sibirya'ya doru yneldikleri sylentisi yayld. Bir kt kaderden, dierine! Haberler bizi ylesine bunaltt ki, gzlerimizi yerden kaldramadk. Her eye yabanc gzlerle bakmaya baladk. Kampn gardiyanlar hergn imekteydiler, en yksek sesleriyle arklar sylyorlar ve zaferin neesini yayorlard. "Bir le vakti, almadan sonra barakamza geri dnyorduk. Yamur btn gn yamt. Her yanmz su iindeydi. Rzgarda kalm kpekler gibiydik, dilerimizin atrdamasna engel olamyorduk. Ama ne kuru elbisemiz, nede slaklar kurutacak yerimiz vard. Atk ama lecek kadar deil. O len bize yiyecek yoktu." "Islak giyeceklerimi kardm ve iviye astm. "Onlar drt metre kp istiyorlar bizden, ama bir metre kp yeterlidir" dedim. imizdeki alak adamn biri bu szleri kamp komutanna yetitirmi." "Kamp komutan, ad Mller olan bir Almand. Orta boylu, 143 din dzgn yzl ve olduka beyazd. Salar, kirpikleri, bembeyazd. Hatta gzleri bile, bazan kayveriyordu. Senin benim gibi gzel Rusa konuuyordu, hatta Volga blgesi yerlisi gibi "O"lar yuvarlyordu konuurken. Rusa kfr bile ediyordu. Bu ite ad ustayd. Bu sanat nereden renmiti, domuz? Bizi barakalarn dnda toplad, SS dizileri boyunca bir aa bir yukar yrd. Deri eldiven giymiti, eldivenindeki kurun tabaka parmaklarn korumak iindi. Yry boyunca her ikinci adamn burnuna vurarak, kan iinde brakt. O bunu "gribe kar koruyucu nlem" diye adlandrmt. Hergn ayn ey... Kampta sadece drt baraka vard. Birg. birinci barakay "hastala kar koruyucu" ekilde dzene soktu, ertesi gn ikinci ve devaml... ok dzenliydi srngen ve asla tatil yapmazd. arpmaya balamadan nce nmzde durur ve en az on da-kida bize Kfrederdi! Ama btn bunlar kendimizi daha iyi hissetmemizi salard; szckler, dil bizimdi... yerel szlerimizdi, sanki lkemizden geliyor gibiydi... Eer bunu bilseydi Rusa deil kendi dilinde kfrederdi. Arkadalardan, Moskovalyd, gerekten biri deli oluyordu. "Ne zaman kfretse" diyordu "Gzlerimi kaparm ve Moskova'da olduumu dnrm, bir meyhanede oturuyorum ve tam bira istiyorum ki birden bam dnyor." "Konumann ertesi gn bu subay beni grmek istemi. Akam, bir kpek ve iki gardiyan barakaya geldi. "Andrey So-kalov sen misin?" diye sordu. Yantladm. "Bizimle gel. Her lager Fuhrer seni istiyor" Benden ne istediini biliyordum. Beni halledecektir. Yoldalarma baktm ve "hoakalm" dedim, Hepsi ecelime gittiimi biliyordu. Yldzlara bakarak yrdm. Onlar da veda etti. "Eh, ikencenin sonuna geldin, Andrey So-lahov, 331 numara" diye dndm. Irena ve ocuklarma zldm. Ama ok gemeden geree dndm ve planlar kurmaya baladm."

144 "Komutanlk evinin pencerelerinden k szyordu. Bizim iyi kulbelerimiz gibi temiz ve dzgnd. Kamp komutan ve be adam masada oturuyor, naps iip jambon iniyorlard. Masada kocaman bir naps iesi, jambon, elma, eit eit konserve vard. Bir oturuta hepsini yiyebilirdim, yle atm insan bile yiyebilirdim. Btn yiyeceklerin kokusu burnuma doldu. Biran tiksinme duydun ve gzlerimi masadan ayrdm." "Mller, yar ikili tam karmda oturuyordu ve bir elinden brne alarak silahyla oynuyordu. Bir ara gzlerini bana dikti, ylan gibi krpmadan. Hemen esas durua getim, ypranm topuklarm birbirine vurarak yksek sesle rapor ettim; "Sava mahkumu Andrey Sokolov, karnzdaym, bay komutan." "Peki, Rus Ivan drt metre kp ok mu buluyorsun?" "Evet, Bay komutan" dedim. "ok fazla." "Ama senin mezarn iin yeterli deil mi?" dedi. "Evet, Bay komutan, yeterli ve hatta kalana birini daha koyabilirsiniz." "Ayaa kalkt ve: "Sana byk bir onur vereceim; seni kendim vuracam? Bunlar sylediin iin. Ama burada deil, darda." "Nasl isterseniz" dedim. Bir an durdu, dnd, silahn masaya brakt, bir bardak naps doldurdu, bir para ekmek kopard, zerine ince bir dilim Janbon koydu ve bana uzatt: "Yarasn bakalm, Rus Ivan lmeden.....Almanlarn zaferine i," dedi." "Barda ve yiyecei aldm ama son szlerini duyunca midemde bir yanma hissettim. Kendimi dndm. "Ben bir Rus askeri olarak, Alman zaferine iebilir miyim? Nasl olsa lmeyecek miyim. Cehenneme ikinizle gidin." "Barda ve ekmei masann zerine braktm, "Konukseverliiniz iin teekkr ederim, ama imiyorum," dedim. Glmsedi, "Zaferimize imek istemiyor musun yoksa?" Bu durumda cehennem azabn ieceksin!" Ne kaybetmitim ki? 145 "Azabm ierim ve ikenceden kurtulurum," dedim. Barda yakaladm ve iki yudumda bitirdim, Ama ekmee dokunmadm; dudaklarm avularmla, kibarca sildim; "Konukseverliinize teekkrler bay komutan. Hazrm; gidelim, yapacanz yapn.1' "Ama gzn bana dikti "lmeden nce bir ey yemelisin," dedi. "lk bardaktan sonra bir ey yiyemem," dedim kinciyi doldurdu, bana verdi. kinci barda da itim ama hl ekmee dokunmadm; karamsarlm byyordu ve dndm ki "en azndan iyi bir iki, yaamdan ayrlmadan nce," "Niin yemiyorsun, Rus Ivan? Kendini zorlama" Ama "zr dilerim, Bay komutan, ikinci kadehten sonra yemem." Kalarn kaldrd, gevedi, yksek sesle glmeye balad. Almanca hzl hzl bir eyler syledi. Ardndan sylediklerimi dierlerine Almanca olarak aktard. Koltuklarn skarak glmeye baladlar. Beni farkl grdklerinin ayrmna vardm. Komutan nc kadehide doldurdu benim iin glmesini eliyle saklayarak. Onu da itim, bir para da ekmek, kalann masaya koydum. Kahrolascalara gstermek istiyordum, ben erefli ve onurlu bir insanm, ne kadar urasalarda beni kze eviremezler. "Komutan birden ciddileti, gsndeki iki demir ha dzeltti, tabancasz, masann evresini dolaarak yanma geldi. Tamam Sokolov, sen gerek bir Rus askerisin. Cesur bir askersin. Bende askerim ve deerli eylere sayglym. Bu yzden seni vuramam. Birde muzaffer ordumuz bugn Volga'ya ulam ve Stalingrad' tamamen igal etmi. Bu bizim iin byk bir zafer, bu yzden yaamn cmerte sana balyorum "Barakana geri dn, yiyecek bir eyler al." Bir dilim ekmek ve bir para Jambon verdi masadan." "Ekmei btn gcmle gsme bastrdm. Jambon sol elimdeydi, ylesine armtm ki, bu beklenmedik geri 146 dn iin teekkr bile edememitim. Kapya dndm ve yrdm, giderken dndm: "imdi srtmdan vuracaklar ve olanlar arkadalara anlatamayacam." Fakat hayr: Dar-daydm. lm yine syrp gemiti, sadece souk havay hissettim." "Komutanlk binasndan hzla ayrldm; barakaya doru yneldim. Barakaya girdim ve bilinsizce zemine oturdum. Arkadalar, karanlkta bama topland Eh, komutann brosunda bama gelenleri anmsayabildiim kadar anlattm, Ranza arkadam yiyecei paylap paylamayacamz sordu. Sesi biraz ekingendi. "Herkese eit pay" diye yantladm. In gelmesini bekledik. Ekmei elimizle bldk. Her birimize kibrit kutusu kadar dt. Her krnty deerlendirdik. Jambona gelince durum farklyd. Eh, tahmin edecein gibi, sadece du-'daklarmz dokundurduk. Hibir parasn yoketmeden onu da paylatk "Bir sre sonra, yz gl adam lam ilerinde altrlmak zere blge deitirdik. Oradan da Ruhr madenlerine gnderildik. Burada 1944 ylna kadar kaldm. Bu arada kuvvetlerimiz ve Faistler sava esirlerini horlamay brakmt. Bir gn yksek rtbeli biri bizi toplad ve sordu: "Orduda daha nce ofrlk yapan ya da bilen var m?" Bizden yedi eski ofr ne ktk. Yeni giysiler verildi ve Potsdam'a yola ktk. Vardmzda bizi deiik ilere ayrdlar. Todt irketinin bir organizasyonunda ie baladm. Bu yol yapm - ve savunma ileriyle uraan Almanlarn aptal ilerinden biriydi." "Binba rtbeli bir Alman mhendisin Opel - Admiral marka makam otomobilini kullandm. iko bir Faistti! Ksa, koca gbekli, eni ve boyu birdi ve dolgun bir kadn anmsatyordu. niformasnn yakasnda ifte nian vard. Tartmadm ama, iskeleti yz kilodan fazla bir arl tamak zo147 randayd. Lokomotif gibi oflaya puflaya yrrd. Yemee oturduunda bir trl doymak bilmezdi! Gnnn ounu inemek ve bir ieden konyak imekle geirirdi. Ara sra da masasndan bir krnt da bana derdi. Yola kacamzda sosis ve peynir hazrlatrd. Yer, ierdi. Eer kpek gibi dv-ransaydm, gln bir dnce ama

bana daha ok yiyecek atar1 di ya da dverdi. Asla elini kaldrmad bana kar: Oh, hayr, o deerinin altnda olduunun farkndayd. Yaananlar arasnda ok fark olmasada, kamp yaamyla karlatrma yaplamazd. Biraz biraz insan olmaya, kendim olmaya balamtm. Binbay iki hafta boyunca Postdam'dan Berlin'e gtrdm, getirdim. Ama cephe snrna gnderildiimde bizimkilere kar savunma almalar yapldm grdm. O zamana kadar nasl uyuduumu renememitim: Btn gece halkma,, lkeme kap btn olanlar nasl anlatabileceimi dndm." "Plotsk kentine gittik. ki yldr ilk kez toplarmzn gmbrtsn duymutum. Gznde canlandrabilir misin arkada? Kalbim nasl frlayacak gibi oldu! Evlenmeden nce, Irenayla bir bulumamzda bu sefire gelmitik, ama, bu kadar hzl deildik. Sava Plotsk'un on iki mil kadar dousundayd. ehirdeki Almanlar tm gleriyle alyorlard ve ikom daha fazla imeye balamt. Her sabah ehrin dna gidiyorduk. ikom savunma almalar iin gerekli talimatlar veriyor; gece ise tek bana imeye oturuyordu. yice iti, gzlerinin altnda ki torbalar kocaman oldu." "Tamamdr," diye dndm. "Daha fazla beklenecek zaman deil; bu benim iin en byk ans. Yoldalarmn yanma gitmekten daha iyisini de yapabilirim; iko'yu da yanmda gtrrsem halkm iin daha yararl olur," diye dndm," "Yirmi, yirmi be kiloluk ar bir para buldum, pa148 ' avralara sardm ki kullandmda hibir yer kan olmasn. Yolda da biraz telefon kablosu buldum. htiyacm olan her ey hazrd, n koltuun altna yerletirdim, Almanlara elveda demeden iki gn nce bir akam, tek .bama, yakt ikmalinden geri dnerken sarho bir Alman subaynn duvarlara tutunarak yrmeye altn grdm. Arabay durdurdum, vurduktan sonra srkledim ve niformasyla apkasn aldm. Btn ganimeti koltuun altna sakladm. "29 Haziran sabah, binbam Trosnitsa ynndeki bir kasabaya gitme emrini verdi. Oradaki kuvvetlendirme almalarn organize ediyordu. Yola koyulduk. Binba arka koltukta olduka huzurlu oturuyordu ama benim yreim kt kt atyordu. Yola kta hzl gittim, ama kasabann dnda yavaladm, arac durdurdum, yerinden frlad ve bana bakt: Arkamzdaki kamyonlar ok yava geliyordu, aramzda da bir hayli mesafe vard. Arl aldm ve arka kapy atm. ikom koltua iyice bzld. Arl kaldrdm gibi vurdum, ba sol yana dt. Bir daha vurup iyice emin olmalydm ama onu ldrmek istemedim. Canl gtrp her eyi anlatmasn istiyordum, Mein klfndan tabancasn kardm, cebime koydum, arka koltukta oturur biimde ikonun ellerini telefon kablosuyla baladm. ok hzl hareket etmeliydim. Alman niformasn sakladm yerden kardm, hemen giydim. Direksiyona getim, gaza bastm. Dnya sarslyordu nk sava ok yaknmzda devam ediyordu." "Otomobili Alman savunma mevzilerine doru srdm. Otomatik silahl adamlar silahlarn bana ynelttiler, kasten yavaladm ki binba geliyor sansnlar. Fakat atee ba-ladlar.Akas bu ynden daha ileri gitmemem gerektiini sylyorlard bana. Anlamamazlktan geldim. Gaza basarak hzm iki katna kardm. Bir gariplik olduunun farkna var. 149 dklarmda makinal tfeklerle ate etmeye baladlar. Zik- zak izerek ve yaban tavan kadar kvrak davranarak canl kalabildim. "Almanlar kzgnlkla arkamdan atee devam ettiler, bizimkiler lgna dnmt ve otomatik atlaryla bana hogeldin dediler. n cam drt yerinden deldiler, radyatr kalbura dnd. Gln kysndaki bir kte arparak durabildim. Bizimkiler koarak arabaya geldiler, kapy atm, aa topraa eildim ve ptm. Soluksuz kalmtm." "Kaza haki apoletli bir gen, - daha nce onu hi grmemitim - koarak yanma geldi ve dilerinin arasndan: "Aha, serinkanl Fritz, yoksa yolunu mu kaybettin? Alman niformasn yrttm, basmdaki apkay frlattm ve: "Sakin ol, sevgili ocuum! Voronizde'de domu birisi nasl Alman olabilir? Sava esiriydim, anladn m? Arkada bal bir domuz var. Belgeleri de al ve beni komutanna gtr." leden sonra kendimi cephe komutannn karsnda buldum. Daha nce yemek yemi, banyo yapmtm. Soru yamuruna tuttular ve yeni bir niforma verdiler. Bu yzden komutann karsna bedenim ve ruhum temiz olarak kmtm. Komutan masadan kalkt ve beni kapda karlad. "Saol asker, Almanlardan ok iyi bir hediye getirdin. Senin binba ve belgeler yirmi rapordan daha deerli... Yksek komutanla, devlet dl verilmesi iin adn yazacam." Bu szleri, samimiyeti, iimi bir tuhaf etti, dudaklarm titremeye balad dilime, sz geiremedimve zorlukla: "Tek isteim, beni yeniden cepheye gnderin," dedim." "Topraa gmlm baak demetlerini elimle kazp karmtm, kendime gelecektim. Geen iki yl boyunca insan olabilmek iin ok uramtm. te byle arkada, bu uzun zaman sresinde, ne zaman bir subayla konusam bam eik olmak zorundayd. Yoksa dayak yerdik. Faist kamplardaki eitim buydu..." 150 "Hastaneye gittiimde Irenaya mektup yazdm. Tutsaklm ve Alman binbasn nasl getirdiimi ksaca yazdm. Tanr akna birazda ocuklar gibi vnmeliydim, deil mi? Komutann, devlet dl almam iin sz verdiini de yazdm." "ki hafta, sadece yedim ve uyudum. lk bata azar azar beslediler. Doktorun dediine gre hemen ok yersem benim iin iyi olmazm. Ksa srede eski halime dndm. ki hafta sonra her eyi yiyebilecek duruma gelmitim.

Evden mektubuma cevap gelmedi: Merak etmeye baladm kabul etmeliyim. Yiyecek ruhum iin yeterli deildi uyuyamyordum, deiik ve ho olmayan dncelere daldm. Ta ki, nc hafta iinde Voroniz'ten mektup gelene kadar. Fakat, Irena'dan deildi bu, bir komumuzdan, marangoz Ivan Timofevi'tendi. Kimse byle bir mektup almasn! Uzun zaman nce, 1942 hazirannda Alman uaklarndan birinin kulbeme dtn, -Irena ve iki kzmn ieride olduunu... Onlardan bir iz bulunamadn, kulbemin yerinde kocaman bir ukur olduunu... Mektubu ilk okuyuta bitiremedim. Gzlerim karard, kalbim durdu bir an iin... Parampara olduumu sandm. Yataa uzandm, bir sre ylece kaldm, daha sonra mektubu bi-tirebildim. Komumun yazdna gre Anatole bu srada iledeydi. Kasabaya akam dnmt, ukuru grm ve ayn gece geri dnmt. Gitmeden nce komumuza cepheye gnll gideceini sylemiti. Hepsi bu kadar." "Yeniden kendime geldiimde, kulaklarm uuldamaya balad, Irenam istasyondaki haliyle anmsadm. yle ki bu dnyada bir daha asla gremeyceimizi bir kadn kalbi sy-lem'iti. Ona vurdum... Ailemiz, evimiz vard, yllarca yaamtk, bir anda daldk. Tek bama kalakalmtm. "Hepsi rya olamaz eminim. Bu karma kark yaam benim," 151 diye dndm. Esirken hemen her gece Irena ve ocuklarla konuurdum, kendimce elbette. Onlara cesaret verirdim. "Geri dneceim, sevdiklerim, benim iin zlmeyin glym, yayorum," derdim onlara. "Tekrar birlikte olacaz... ki yl llerle mi konumutum?" Bir an durdu, ardnda deiik bir tonda: "Hadi bir sigara ielim arkada, yoksa boulacan." lerideki aalarda bir aakakan grlt karmaktayd. Ilk bir rzgar, kzl.aalarn kuru ieklerini tembelce sallyordu. Bulutlar mavi gkyznde yzen beyaz kayklar gibi yer deitirip duruyordu. Ama. imdi, sinir bozucu bir sessizlik vard. Baharn byk baarsna hazrlanan, bu yaamn en eski delili, bu snrsz dnyada diye dndm, ok farkl grnd bana. Suskunluk ac vermeye balaynca sordum: "Sonra ne oldu?" "Ne mi oldu?" gnlszce yantlad. "Komutandan bir ay memleket izni aldm. Bir hafta sonra Voroniz'deydim. Eskiden ailemin .olduu yere doru yrdm. Derin ukur amurlu suyla doluydu. Hl mezarlk sessizlii vard. Ah, benim iin ok zordu arkada. im keder dolu orada bir sre durdum, sonra istasyona gittim. Bir saat bile kalamadm; ayn gn birliime geri dndm." "Fakat ay sonra, gne bulutlarn arkasndan kp yzn gstermi gibi iime k ve nee yayld: Anatole dnmt. Farkl farkl cephelerden mektup gnderdi. Adresimi komumuz Ivan Timofei'ten almt. lk nce topu eitim okulu birliindeydi. Matematikte ok baarlyd orada, dl bile almt. Okulu dereceyle bitirmiti. Cephedeydi. Yazdna gre yzbala ykselmiti ve "Krk Beinci" topu 152 bataryasnn komutanyd. Alt nian ve madalya almt. K^ sacas, tamda babas gibiydi. Diyebilirim ki, oknfi yzba ve batarya komutan; szjanaeak ne "vard ki! Her ey iyi gidiyor gibiydi! gnlerinde babas vard ve arkasndayd: Fakat bir oul iin, hele bir yzbaysa, gelecek her eye gebeydi." "Geceleri yine ihtiyarlk dlerine daldm: Sava bitmi, olumu evlendirmitim. Gen iftle birlikte yayordum. Marangozluk yapyor, torunumu kucamda hoplatyordum. Tek kelimeyle, yallk dleri. Fakat gerek kafama yle vurdu ki. K boyunca durmadan ilerlemitik, yazacak zamanm olmamt. Savan sonuna doru, Berlin'e girdiimizde Anatol'e kk bir pusula yolladm, hemen ertesi gn karln aidim. Olum farkl bir noktadan Alman bakentine gelmiti. Yani birbirimize ok yakndk. Bekleyemiyordum ama en ksa zamanda tekrar buluacaktk. Sonunda bulutuk..: Tamda Maysn onunda, Zafer gnnn sabah Anatole'um... bir Alman keskin niancs tarafndan ldrlmt." "O len zeri birliimin komutanna gittim. Komutann yerine bir bakas, vekili oturuyordu. Odaya girince, sanki ko-mutanymm gibi ayaa kalkt. "yi ki geldin Sokolov" dedi ve pencereye dnd. Elektrikle arplm gibi oldum, kt giden bir eyler olduunu hissettim. Yanma geldi ve yavaa "Cesur ol baba! Olun Yzba Sokolov, bugn bataryasnn banda ehit oldu. Benimle gelin," dedi." "Sendeledim, ama dmedim. Komutan vekilinin byk arabasna nasl bindim, ykntlar iindeki yollardan nasl getik, imdi bir rya gibi hatrlyorum. Yanyana dizilmi bir sr asker belleimde yer etti. Ama.onu imdi seni grdm gibi grdm, arkada. Yanna gittim. Uzanm yatyordu ve artk benim olum deildi. Daima glmseyen, dar omuzlu, kk bir oland ve adem elmas onu daha gl gsterirdi... Ama 153 ...-, gen, geni omuzlu, yakkl bir adam, yan kapal gzleriyle, beni tanmam gibi gzn dikmi beni szyordu. Sadece dudaklarnn kenarnda her zaman ki glmsemesi kalmt. Tek bildiim buydu zaten...Onu ptm ve geri dndm. Komutan vekili konuma yapt, olumun yoldalar ve dostlar gzyalarn tutamadlar; iime akttm gzyalar, kalbimi kavurdu.'1 "Son neemi ve umudumu yabanc Alman topranda brakmtm. Birlii oluma sayg at yapt, yoldalar uzun yolculuunda ona elik ettiler. imde bir eyler daha krld..."

"Blme geri dndmde, kendimden gemi gibiydim. Uzun Srmedi terhis oldum.. Nereye gidebilirdim? Kesinlikle Vroni'ye deil! Neresi! Uripinsk'te yaayan bir arkadam aklma geldi. Yaralandktan sonra, nceki k terhis olmutu. Bir tarihte birlikte kalmak iin beni davet etmiti. Bunlar anmsadm ve Uripinsk'e gittim." "Arkadam ve karsnn ocuu yoktu. Kasabann varolarnda kk bir evleri vard. Gazi ayl olmasna ramen, bakliyat firmasnda ofrlk yapyordu. Bende orada i buldum. Her trl mal tayorduk. Sonbaharda da buday. Ras-lantyla, kumda oynayan bir olan buldum." "Yoldan dnp kasabaya geldiimde, tek dncem bir a-yevinde bir eyler yemek, beni glendirecek bir eyler imekti. Bir gn ayevinin evresinde dolaan kk bir olan grdm. Ertesi gnde. st ba perian, yz kavun suyuyla kirlenmi ve tozlanm gibiydi. ylesine kirliydi ki dnya gibi. Fakat kk gzleri, gece yamurdan sonra parlayan yldzlar gibiydi. Sylemesi tuhaf ama, gzlerimi ondan ayramadm. ayevinin evresinde dolanyor, verilen yiyecei attryordu." "Drdnc gn, Kolhozdan yklediim budayla ayevine . 154 giden yola dndm. Kk delikanl sundurmada oturuyor, ayaklaryla tekme atyordu, kzgnlkla baktm. Bam pencereden karp bardm: "Hey Vaniya, kamyona atla; gidelim, yk boaltp geri dnelim, akam yemei yiyelim." Barmamla birlikte hemen kotu, sundurmadan atlad, kamyonun basamana srad ve merakla "Ama admn Vanya olduunu nasl bildin, day?" Gzlerini kocaman bakarak, yantm bekledi. Bu szler beni ylesine etkiledi ki." "br kapya ynledi. Kapy atm yanma oturttum ve arabay srdm. Afacand. Bir ey dnyor olmal ki birdenbire suskunlat. Uzun kirpiklerinin altndan bana bir gz att ve i ekti. El kadar ey, imdiden naslda i ekmeyi renmiti! Artk ocuk deildi! "Baban nerede Vanya?" "Cephede ld," dedi fsltyla. "Ya annen?" "Trendeydik, bombalandk, oda ld." "Nereden geliyordunuz?" Bilmiyorum, anmsamyorum." ' "Ailenden biri ya da akrabalarn yok mu?" "Yok!" "Geceleri nerede uyuyorsun?" "Neredeysem, orada." "Kzgn gzyalar iimi yakt, hemen karar verdim. "Sen ve ben, deiik yollara gitmeyelim, birbirimizi kaybetmeyelim. Benim ocuum ol." Hafiflediimi, yreimin ferahladn hissettim. Ona doru eildim ve sordum: "Vaniya, ben kimim, biliyor musun?" O sordu bu sefer, iini ekerek: "O halde siz kimsiniz?" Yava bir sesle: "Ben, senin babanm." "Tanrm, olan oldu ite!" Boynuna atld, yanaklarmdan pt, ince ama sarsla sarsla alamaya balad, srekli tekrarlad: "Sevgili babacam! Biliyordum. Beni bulacan biliyordum." "Daha uslu sarld, btn vcudu rzgarla titreen imenler gibi titremeye balad. Gzlerim doldu, bende tit155 redim... Tekerlekler nereye gidiyordu, bilmiyorum. Bu bir mucizeydi. Bir hendee yuvarlandk, motor durdu. Gzlerim duman doldu, korktum. Kk olum elimsiz vcuduyla olanca kuvvetiyle, titreyerek bana sarlmt, be on dadika ylece bekledik, Sa kolumla, incitmekten korkarak kucakladm, sol elimle kapy ap dar ktm. Yke ne olmutu? O an, ykle ilgilenecek halim yoktu. " "Kamyonu ylece braktm, yeni olumu kucakladm kollarmla, eve tadm. Kk kollaryla boynuma daha sk sarlmt, yanan - trasz yanama bastrm, srnak bir kedi gibi sryordu. Arkadam ve kars evde olmalydlar. eri girdim, akn baklar altnda "Bakn! Vaniyam buldum." Ksa bir aknlktan sonra, ocuksuz arkadalarm tela ve aceleyle yanmza geldiler. Olum boynuma skca yapm, ayrlmyordu. Nasl olduysa, sonunda ayrld. Sabunla ellerini ykadm, sandalyeye oturdum. Arkadamn kars lahana orbas doldurdu tabaa. Gzleri dolu dolu, hznle seyretti, olumun yemesini. Vaniyam, onun aladn grp yanna kotu, eteini ekitirerek sordu. "Ne alyorsun, teyze?" Baba beni ayevinin dnda buldu, herkes mutlu olmal, ama sen alyorsun," Kadn birdenbire bayld. Olduu yere yld." "Akam yemeinden sonra berber de san kestirdim, eve dndmzde ellerimle ykadm, temiz arafa sardm. Kollaryla beni sard, kucamda uykuya dald. Dikkatlice yataa uzattm ve yke bakmaya gittim. Yk boalttktan sonra kamyonu parka ektim, alverie ktm. Pantalon, gmlek, sandalet ve hasrdan bir apka satn aldm. Elbette her ey yanl boydayd ve kalitesizdi. Pansiyoncu kadn bile pantolon hakknda: "Akln bandan gitmi," dedi. "Bu scak havada ocua bunlar giydirilir mi?" sonra hemen diki makinesinin bana 156 geti, kumalar kartrd. Yarm saat geti gemedi ki, Vaniyam iin ksa kollu beyaz bir gmlek dikti. Olumun yanna uzandm ve aylardan sonra huzurlu bir uyku ektim Ne olursa olsun, gece boyunca drt kez uyandm. Her uyanmda kollarmn arasnda saak altndaki krlanglar gibi uyuyan olumu grdm, hafife de horluyordu. im sevin doldu* nasl mutlu olduumu anlatamam. Rahatsz etmemek iin; dnmemeye, hareket etmemeye uratm ama sabrszlm byd hafife vurdum, gzn ap bana baknca yle sevindim ki." Gnyana kadar tekrar tekrar uyandm, ama merakm yendim. Olumu gsme bastrdm. Kk ayaklarn okadm. Onsuz ne yapabilirdim ki. Gece boyunca uykusunda gzlersin, salarm koklarsn... Kalbin duracak gibi olur, iyicene yumuarsn. Hznle talam bir yrein olsa bile." "e giderken beraber gittik. Ama bunun iyi bir ey olmadn farkettim. Neye ihtiyacm vard? Biraz ekmek, soan ve tuz bir askere btn gn yeterdi. Ama o farklyd: Onun iin st aldm, yumurta piirdim; midesine scak a girsin istedim. im bekliyordu. Btn cesaretim krld, pansiyoncu kadnn insafna braktm olumu. Btn gn alyordu. Gecenin ge vakitlerine kadar beni bekliyordu."

"lk zamanlar ikimiz iinde zor geti, Bir keresinde akam olmadan kendimi yataa attm, ok yorucu bir gnd. Genellikle yapt gibi kk bir krlang gibi cvldad durdu. Fakat akam olunca sessizleti. "Ne dnyorsun olum?" diye sodum. Sonra gzlerini dikerek o bana sordu, "Baba deri ceketini ne yaptn?" Yaamm boyunca deri ceketim olmamt. Bu yzden bir sre kvrandm. "Voroniz'de kald" dedim. "Niin bana yle bakyorsun?" "Olum, seni Almanya da ye Polanya da aradm btn Beyaz Rusya'y yrdm ve sonunda Uripinsk'e geldim." "Ama Uripinsk Almanya'ya yakn? . 157 Evimiz Polonyaya ok uzak deil mi? Uyumadan nce btn bunlar konutuk." "Fakat deri ceketi neden sordu dersin, arkada? Hayr, ok basit bir ey deil bu. yle grnyor ki gerek babas deri ceket giymekteydi, onu hatrlad. Bu ocuun bellei yaz aydnl gibiydi: Bir an kar ve her eyi aydnlatverir. Olumun belleide yleydi. Aydnlanmaya balamt." "Belki o ve ben sonraki yl Uripinsk'te yaamaya devam edebilirdik. Fakat kasm aynda sorun kt. amurlu yolda kamyonu kullanmaya alyordum, bir kyden geerken, kamyonum kayd ve inein birine arpt. Eh, byle zamanlarda ne olduunu bilirsin; kadnlar barmaya balad, insanlar bamza topland, trafik polisi geldi. Merhamet dilendiysem de ehliyetime el koydular. nee bakt, kuyruunu kesti ve hzla vadiden aa gitti. Ehliyetimi kaybetmitim. Btn k marangozluk yaptm. Bizim blkten, ofrlk yapan bir yoldaa mektup yazdm. Birlikte almaya davet etti beni. Alt ay marangozhanede alabileceimi, bu arada yeni ehliyet alabileceimi, yazd. Kk olumla birlikte yola koyulduk." "Ama ne olursa olsun sana syleyebilirim ki, Uripinsk'te braktm inek kadar bile koamadm. Her ulatmz yerde uzun uzun oturup dinlenmek zorunda kaldm. Vaniyam biraz daha bydnde okula gndermeliydim. Bylece rahatlar ve bir eve yerleebilirdim. imdilik Rusyamzn her yann dolamaya gidiyorduk." "ocuk iin ok zor olmal," dedim. "Zaten kendisi ok yrmedi, ou zaman arkamdayd. Omuzlarma oturtarak tayordum. Ama o kendi ayaklarnn zerinde durmak yol boyunca komak istiyordu, Hibir ey olmad arkada, nasl olduysa idare ettik ite. Bilirsin, kalbim 158 teklemeye, pistonlar yavaa vurmaya balad!... Baz zamanlar dnyam dnyor, gzlerim kararyordu. yle gnlerden birinde uykumda lecek ve olum ok korkacak diye kendimi yedim bitirdim. Bir baka talihsizlik daha vard. Hemen her gece uykumda sevgili llerimi grrdm. Genellikle dikenli telin gerisindeyim, onlar zgr, dier tarafta yine dikenli tel... Irena ve ocuklarmla her eyi konuurduk. Sonra ellerimle dikenli teli paralamaya urardm. Bu arada onlar gzden kaybolurlard... ok tuhaf bir durum: gndz aklma gelmezdi byle eyler ya gece olunca, aniden uyanrdm. Uyandmda yastm gzyalaryla slanm olurdu." "Kzlaa ktklerinin yanndaki yoldan sesini iittim, sudaki aalan dar atyordu." "Bu bana yakn insan ylesine yabanc gibi geldi ki o an, kocaman elleriyle ktkleri kaldrp atyordu: "Gle gle, arkada, bol ans!" "Umarm salkla ularsnz." "Teekkrler, gel olum, bota binelim." ocuk babasnn yanma kotu, bota atlad, adamn ceketine tutundu ve yola koyuldular. "ki kimsesiz insan, iki kk kum tanesi, sava kasrgasnn benzeri grlmemi iddetiyle savrulmulard. Gelecekte onlar neler bekliyordu? Bir Rus gibi dnmek inat zmlerin insan olmak, neler getirir ki. ocuk babasnn omuzlarnda byyecek, tamamen bydnde her eyi bilmi olacak, kendi yntemiyle her eyin stesinden gelecek, anayurdu kendisini hizmete arrsa grev alacakt." Sonsuz bir hznle arkalarndan baktm. Belki her ey istedikleri gibi olmayacak. Fakat, Vaniya bir ka adm atp kk ayaklarnn zerinde durupta, gl yanaklaryla gl159 dnde aniden yumadm ama kaba bir el sanki kalbimi yrtt. Aceleyle dndm. Hayr, sadece riiyasndaki gzyalar deildi ihtiyar adamn sava boyunca iini karartan. Apakt g-nnda geldiler. Temel sorun tam ne zaman dnleceini bilmekti. Ve her eyin en nemlisi bir ocuun, kalbindeki yara deildir, belli ki yangm grmeyecek ama kt erkek gzyalar yanaklarnzdan aa szlecektir.

You might also like