You are on page 1of 26

DEM'DEN HTEM'E KLK Yrd. Do. Dr.

Abdurrahman KASAPOLU Elinizdeki kitabn olumas ve sizlere ulamas iin ilgi ve alaka gsteren herkese teekkr ederiz. ZC YAYINLARI Kur'n'a Psikolojik Yneli Serisi: 5 stanbul, 1997 Birinci Bask Telif Eserleri Kanunu gereince bu eserin btn basm haklar ZC Yaynlarna aittir. zinsiz ksmen veya tamamen oaltlp yaynlanamaz. ZC YAYINLARI Halclar Cad. Okumuadam Sk. No: 18 Fatih - stanbul Tel.:(0212)635 79 20-21 Yayn Sorumlusu Ahmet ZC Sayfa Dzeni ve Tashih zci Yaynlar Yayn - Datm Sorumlusu A. Vahap ZTRK Kapak Murat Dizgi ve Mizanpaj Trdav ISBN NO: 975-96204-6-4 NDEKLER nsz..... 9 GR.......... '............................11 DEM (AS)....... 14 DEM'N K OLU........ 21 NUH .......... 24 HUD-SALH........... 29 BRAHM - SMAL........ 31 LUT.......... 40 YUSUF.......... 42 UAYB....... '..........49 EYYB........ 52 MUS........ 54 DVUD....... 63 SLEYMAN.... 67 YUNUS........ 70 ZEKERYYA - YAHYA...... 73 S.... 75 SONU...... 79 DPNOTLAR...... 80 BBLYOGRAFYA..... 91 DEM'DEN HTEM'E KLK ss 9. NSZ Kssalar, Kur'an'da hacim ynnden byk yer igal etmelerine ramen, mslmanlar bu Kur'an metinlerinden ayn oranda faydalanamamlardr. Kssalardan ders ve ibretler karlmas ynnde pek ok almalar yaplm, fakat bunlar kssalarda ykl bulunan mesajlar derinlemesine ve st dzeyde yanstamamlardr. Baz limler ise, salt doal "merak igdlerinin" ardna taklp kalmlardr. Kssalarn bandaki, sonundaki ve ortalarndaki boluklar merak edip, bu eilimlerini tatmin etmek iin de israiliyata ynelmilerdir. Eer bu boluklar doldurmaya ihtiya olsayd ya Kur'an bizzat kendisi ya da Snnet bunu doldururdu. Oysa kssalarda sunulan kesitlerde ykl bulunan mesajlar bulup ortaya karmalar ve mslmanlarn hizmetine sunmalar gerekirdi. Biz bu almamzda kssalardan daha fazla yararrlanma ynnde, farkl bir alm ortaya koyma abas ierisinde olduk. Kiilik psikolojisi asndan peygamberleri ve onlarn kavimleri ile olan ilikilerini deerlendirmeye altk. 10; Aratrmamz ele ald bu problemi kesin bir neticeye balam olduunu iddia etmemekle birlikte, konuya yeni ve farkl bir bak as getirmesi ynnden ilktir, orjinaldir.

Kur'an kssalarna, kiilik psikolojisi asndan yapm olduumuz bu yaklam denemesinin bu konuda yaplabilecek daha ciddi atlmlara vesile olmasn diliyorum. 30.06.1997 DARENDE 11 GR Kiilik, psikolojide kapsam en geni konulardan birisidir. Bu ve benzeri durumlar onun tarifini girift hale getirmektedir. Psikologlarn zerinde anlatklar tek bir kiilik tarifi yoktur. Biz yine de yaplan formel tanmlardan birisine yer vermeyi gerekli gryoruz. Kiilik "bireye zg duygu, dnce ve davranlarn rgtlenip btnlemesi" (1) biiminde tanmlanabilir. Kiiliin alt tabakasnda fizyolojik gdler, temel eilimler, heyecansal ve duygusal hisler yer alr. Bunlar her insanda doutan var olan, her ne olursa olsun doyum arayan ve elemden kaan genel niteliklerdir. Sz konusu bu elemanlar ayn zamanda i ve d faktrlerin etkisiyle kontrol altna alnmaya, belli bir kalba sokulmaya msait yapdadrlar. Alk, susuzluk, cinsellik gibi fizyolojik gdler genellikle beden dokusunun canl kalmas iin gerekli olan ihtiyalardan teekkl eder. Ayrca insanda fizyolojik ihtiyalar aan, manev kiilii korumaya ve gelitirmeye ynelik, 12 stnlk, saldrganlk, gven, sahibolma, zvarlk-tan memnuniyetsizlik, toplumsal ilgi, estetik, yaratclk gibi temel eilimler vardr. Kiiliin st tabakasn oluturan elemanlar ve kiiliin ileyii u ekildedir: Kiiliin st tabakasnda deerler alan bulunur. Deerlerin bilgisinin mutlak ve nih kayna dindir. Deerlerin ardndaki balayc, ykmllk ykleyen g ise ilh otoritedir. Ayrca deerlerin bilgisi konusunda toplumun ve bireysel saduyunun (vicdann) seicilii; bu iki gcn otoritesi gzard edilemez. Fakat bu iki potansiyel tek balarna yeterli olamazlar. Her ikisinin de ilh deerlerin bilgisine uymas, ilh otoriteye itibar etmesi gereklidir. nsan, deerlerin bilgisine ularken zihnini kullanr. Herhangi bir deerler manzumesine iman ederken, bu deerlerin ardndaki otoriteye itaat ederken, kiiliin alt tabakasn st tabakann buyruklar dorultusunda ekillendirirken irade faktr srekli bu eylemlere elik eder. Alt ben'in snrsz, sorumsuz gd ve eilimlerini st benin buyruklar dorultusunda kontrol altna almaya alrken enerji sarfetmeye aba, gayret denilmektedir. Eer bireyin eilimleri, bilinli ve iradeli bir ekilde deer yarglarna uygun olarak ekillenmiyorsa, "gnah" olgusu kendini gsterir. te biz zet olarak aktardmz bu kiilik yapsn ve ileyii peygamberlerin hayatnda gzlemlemeye alacaz. Hangi peygamberin ahsnda hangi kiilik 13 elemanlarnn, hangi ynlerinin vurgulanmak istendiini bulmaya gayret gstereceiz. Adem, Nuh, Hd, Salih, brahim, Lt, Yusuf, uayb, Eyyb, Ms, Dvd, Sleyman, Ynus, Zekeriyy, s peygamberlerin ve onlarn kavimlerinin hayatlarndan alnan kesitlerde kiilik ve kiiliin ileyiine ynelik hususlara eilmeye alacaz. sve-i hasene olan, huluk- azm zere bulunan Hz. Muhammed'i bu aratrmaya dahil etmedik. nk O'nun ahlk (kiilii) Kur'an'd. Ve O'nun kiilii bize kadar ulaan sahih Snnetiydi. Dolaysyla bu sahada kapsaml ve ok boyutlu, hatta mstakil bir aratrma yaplmas ihtiyac kendini gsteriyordu. Biz de dem peygamberden Hz. Muhammed'e kadar olan peygamberlerin kssalarn konu edindik. Belirttiimiz nedenle Hz. Muhammed'i bu almamzda ilemedik. 14; DEM'DEN HTEM'E KLK 15 DEM (AS) lgili yetler dikkatlice incelendiinde Kur'an'da kssas anlatlan dem (as) genel manada insan trn sembolize eder. nsan tanmnn yapld Adem kssasn anlatan yetlerde sembolik bir dil kullanld gze arpar. Bu sembollerin ardnda insanla ilgili gereklerin donelerinin sakl olduunu

farkederiz. "Kur'an kssalarndaki dem'in karakteri ve kiilii btn zellikleri ve btn hatlaryla bir.' insan' canlandrmaktadr." (2) "Bir zamanlar Rabbin, meleklere: - Ben yeryznde bir halife yaratacam demiti. (Melekler): .- Orada bozgunculuk yapacak, kan dkecek birisini mi yaratacaksn? Oysa biz seni verek tebih ediyor ve seni takdis ediyoruz, dediler. (Rabb'in meleklere): - Ben sizin bilmediklerinizi bilirim, dedi." (3) Yce Allah'n "halife" diye isimlendirdii varlk hakknda meleklerin bilebildii iki zellie dikkat ekiliyor. Bozgunculuk ve kan dkclk. "Kan dkclk saldrganlk eitlerinden birisidir." (4) Halife olarak yaratlan varlk ayn zamanda bir zrriyete sahip olup onun soyundan gelenler, yeryznde bozgunculuk yapacaklar, birbirlerine hased edecekler ve bylece birbirlerini ldreceklerdir. (5) Kan dkcln yani saldrganlk eiliminin altnda hased, birbirini ekememezlik, rekabet gibi eilimlerin olduu gzlenmektedir. nsanlar "sahibolma", "stn gelme" gibi eilimlerin tesiriyle birbirlerine kar hased eder, kskanlk duygular beslerler. Ademolunda var olan bu zelliklere ise bir baka yet k tutar: "Verdii eylerle sizi imtihan etmesi iin sizleri yeryznn halifeleri klan ve sizi derece bakmndan birbirinizden stn yapan O'dur." (6) "Yeryznn halifeleri" Allah'n kendilerine vermi olduu eylerle sahibiyet eilimlerine karlk bulurlarken, stnlk ynnden aralarnda bulunan derece farkllklar da "aalk duygusu ve stn gelme" eilimin temelini oluturur. Bu ynyle bu yet, yukardaki yetin bir almdr. Dolaysyla sz konusu yetlerde insan kiiliinin alt tabakasn oluturan temel eilimlerden bahsedildiini syleyebiliriz. Saldrganlk, gven, stnlk, sahibolma gibi eilimler kiiliin alt tabakasnda yer alrlar. Yce Allah meleklere: "Ben sizin bilmediklerinizi bilirim" derken, onlarn halife olarak yaratlan varl tanma konusunda eksik bilgiye sahibolduklarna iaret eder. 16 Yani insann kiilik yaps ve onun ileyii sadece birtakm eilimlerden ibaret deildir. Mesel insan kiiliinin ileyiinde zihinsel mekanizma nemli fonksiyonlar icra eder: "Allah Adem'e isimlerin tmn retti, sonra onlar meleklere arzedip: - Haydi doru iseniz onlarn isimlerini bana syleyin, dedi. Dediler ki: - (Ya Rab!) Sen her trl eksiklikten mnezzehsin. Senin bize rettiklerinden baka bizim bir bilgimiz; yoktur. phesiz sen bilensin, hakimsin. (Allah) dedi ki: - Ey dem, bunlara onlarn isimlerini haber ver. Adem, isimleri onlara haber verince (Allah meleklere): - Ben size, gklerin ve yerin gayblerini bilirim, sizin akladnz ve iinizde gizlediklerinizi de bilirim, dememi miydim, dedi." (7) Allah insana tasavvur edebilen, anlalabilir, duyularla alglanabilen, zihinde canlandrlabilen, zerinde tahminde bulunabilen eyleri kavrama ve belleme kabiliyeti vermitir. (8) nsann her trl ediminde zihinsel faaliyet ie karr. zellikle insanlarn inandklar deerler, toplumdan edindikleri normlar bir dizi zihinsel aba neticesinde 17 insan benliinde yer edinirler. Zihinsel kabiliyetinin yannda insan ayn zamanda irde sahibi bir varlktr. nsan ne melekler gibi srf itaat eder ne de eytan gibi isyan. Adem'in irde sahibi bir varlk oluunun "melek" ve "eytan" olgusuyla birlikte anlatlmas olduka dikkat ekicidir. Melekler bal bulunduklar otoriteye kar isyan etme gibi bir tercihe sahip deillerdir. Allah'n huzurundan kovulduktan sonra iblis'in de Allah'a isyan etme davran dnda baka bir seim yapma hakk kalmamtr. (9) Fakat Allah, "Ey Adem, sen ve ein cennette yerlein, ondan dilediiniz yerde bol bol yeyin, ama u aaca yaklamayn, yoksa zalimlerden olursunuz." (10) buyurarak onu tercihinde serbest brakr. rdesini, bal bulunduu otoritenin

emrettii deerlere gre mi kullanacak, yoksa gd ve eilimlerinin sesine mi kulak verecek? Bylece dem'in "eilimleri denenmi" (11) olacak. Eilimlerini snrsz, sorumsuz bir ekilde mi doyuracak, yoksa bal olduu otoritenin buyurduu deer yarglarna gre mi ekillendirecek? Ebedilik aac, yok olmayan bir mlk, (12) melek olmak, ebed kalanlardan olmak (13) gibi olgularla sembolize edilen beer eilimlerin snrsz istekleriyle, ilh otoritenin buyurduu snrlayc deer yarglarna uyma arasnda bir tercih yapmak durumunda kalan dem irdesini eilimlerinin snrsz istekleri ynnde kullanr. Bir yanda deerler, bir yanda eilimlerin snrsz doyum aray; bir 18 yanda sperego, dier yanda alt benlik. te bu noktada kiiliin ileyii ile ilgili bir baka olgu kar karmza: aba (cehd. gayret). Herhangi bir tutum ve ynelite st benlik, balanlan otorite deer yarglarna uygun tercihler yapmay ngrrken, insann gd ve eilimleri bamsz ve snrsz doyum arar. Bu iki zt etki arasnda irdenin kendini zorlamas, deerlere uyma konusunda aba gstermesi, gayret sarfetmesi lzmdr. dem nce ilh otoriteyi ve onun ngrd deer yarglarn kabul etmi fakat bunlara uyma konusunda yeterli sabr ve kararll gsterememitir. "Andolsun biz, daha nce de Adem'e ahid vermitik. Ne var ki o (ahdi) unuttu. Onda sabr ve kararllk da bulamadk." (14) Allah'n Adem'e "ahid vermesi" ona emir vermesi, onu bireylerle grevlendirmesi (15) Adem'in de bu deer yarglarn kabul etmesi, ilh otoriteyi benimsemesi anlamna gelir. Ne var ki, ilh otoritenin buyruklaryla gd ve eilimlerinin snrsz istekleri arasnda bir atma yaam, speregonun buyruklarn deta unutmu, gd ve eilimlerini kontrol altna almada gerekli sabr ve kararll gsterememitir. dem kendisine verilen grevi aklna getirememi, bu konu kalbinde iyice yer etmemi ve kendine hakim olamamtr. Bylece "unutma" olgusu meydana gelmitir. Kendisine verilen emri terketmitir. (16) Verilen emri yerine getirmede kararllk ve sebat gsterememitir. (17) 19 Grlyor ki, peygamberler de kendi ilerinde mcdele vermek, nefislerinden gelen drtlere katlanmak zorunda olan insanlardr. Bu i mcadelede devaml olarak hakikat ve fazilet ar basmtr. Eer peygamberler kendi ilerinde dahi mcdele veren kimseler olmasaydlar insanlara rneklik edemezlerdi. (18) nsann eilimleri ya deer yarglarnn ngrd ekilde doyurulur ya da doyurulmaz. Eer bireyin eilimleri deer yarglarna uymuyor, deerlerin kayna olan otoriteye itaat etmiyorsa iki durum sz konusudur: Hata veya gnah. nanlan deerleri inemek, snrlar amak iradeli ve bilinli olma gibi sorumluluu gerektiren unsurlarn katlmyla meydana gelmise bu gnah olarak nitelendirilir. Gnah sebebiyle kii kendisinin ilh otorite tarafndan mahkum edildiini hisseder. Sknt ve bunalma der. Su ve hatasn itiraf ederek bunlar telfi etmek cihetine gider. nsan kiiliinin ileyii srasnda her zaman meydana gelme olasl bulunan gnah olgusu Adem'in ahsnda u ekilde belirtilir: "Derken eytan irkin yerlerini kendilerine gstermek iin onlara vesvese verdi ve 'Rabb'iniz, srf melek olursunuz diye sizi bu aatan menetti, baka bir sebepten deil' dedi. Ve onlara: 'Ben gerekten size t verenlerdenim' diye yemin etti. Bylece onlar hile ile aldatt. Aacn meyvesini taddklarnda irkin yerleri kendilerine grnd. Cennet yapraklarndan st ste yamayp zerlerine 20 rtmeye baladlar. Rableri onlara: - Ben sizi o aatan menetmedim mi ve eytan size apak bir dmandr demedim mi? diye nida etti. Adem'le ei dediler ki: - Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eer bizi balamaz ve bize acmazsan mutlaka ziyana urayanlardan oluruz." (19) "Sonunda eytan onun akln kartrp: - Ey Adem! Sana ebedilik aacn ve eskimeyen bir saltanat gstereyim mi? dedi.

Bunun zerine ondan yediler. Bylece kendilerine kt yerleri grnd. stlerini cennet yapra ile rtmeye altlar. Adem Rabbine asi olup yolunu ard. Sonra Rabbi onu sekin kld; tevbesini kabul etti ve doru yola yneltti." (20) Adem'in itaatsizlii onun zgr iradesini, ona verilen seim gcn ortaya koyan hususlardan birisidir. Allah'n ona garanti ettii zgrln bir semboldr. taatsizlik, emirler ve yasaklar (deerler) manzumesine uygun dmeyen tutum ve davrann meydana gelmesidir. Adem'in davran tutarl (deer yarglarna uygun) olmayp aksine su tekil ettii iin isyan olarak nitelenmitir. Su ve gnah tutarlln (deer yarglarna uygun 21 davrann) zdddr. (21) Adem suunu itiraf etmi (22) gnahta ve isyanda srar etmemitir. Kssann bu blmnde insann duygusal ynlerinden birine de iaret vardr. "Kt yerlerinin kendilerine grnmesi, cennet yapra ile rtnmeye almalar" ftr utanma duygusunu sembolize eden ifadelerdir. nsandaki doal utanma duygusunun ilk belirtisi, bakalar nnde mahrem yerleri aldnda doal olarak iinde duymu olduu utanma hissidir. (23) nsan faaliyete srkleyen, davranlarna etkide bulunan motivlerden birisi de eytandr. eytan, insann kendi benliindeki eilimleri deil, insann dnda ona yabanc ve dman bir varlktr. Gtmesi, drtmesi, duyurmas, kuruntu vermesi, vaadda bulunmas, korku salmas, hilesi, ayak kaydrmas, unutturmas, ssl gstermesi, azdrmas, ara bozmas, telkinde bulunmas, fitnesi, zendirmesi, kkrtmasyla insanlar iyilikten alkoyarken, ktle tevik eder. Bat kkenli gnmz psikolojisinin konular arasnda yer almayan eytan Adem kssasnda insana olan yaknlyla gze arpan bir motivdir. Adem'in ki Olu: Kur'an Adem'in szkonusu oullarnn isimlerini vermez. Konunun anlatmyla karlaan kii bu olay anlamada herhangi bir glkle karlamasn diye, 22 yaygnlk kazanm, ok bilinen "Kabil" ve "Habil" adlarn kullanma ihtiyacn hissettik. Kssalar anlatlan bu iki kiinin Adem'in z oullar olmadklarn ileri srenler olmutur. Mfessirlerin byk ounluu ise, bu kiilerin Adem'in z ocuklar olduunu kabul ederler. (24) "Ey Muhammed! Onlara Adem'in iki olunun kssasn hakkyla oku: Onlarn her ikisi de birer kurban kesmi, birinin kurban kabul olunmu dierininki kabul olunmamt." (25) Kurban, kendisi sayesinde Yce Allah'a yaklamaya arac olan, sebep tekil eden, vasta rol oynayan boazlanm hayvan, sadaka ve benzeri eydir. (26) Sunulan kurban kiinin sunu yapt otoriteye kar iinde besledii inan ve ball, onun otoriteye verdii deeri ifa- de eder. Bir baka ynyle otoritenin o kimse zerindeki gcn ve tesirini ifade eder. Kabul edilmeyen kurban zaten kurban deildir. Dolaysyla kurban kabul edilmeyen karde ilh otoriteye kar ilgisiz, konulan deer yarglarna kar kaytsz ve duyarszdr. Kurban kabul edilen karde ise "takva sahibi", "lemlerin Rabbi olan Allah'tan korkan" bir kimsedir. lh otoriteye kar kmaktan, ilh deerlerin snrna taan davranlarda bulunmaktan kendini saknmaya almaktadr. "Kurban kabul olunmayan, dierine: "Mutlaka seni ldreceim" demiti. Kurban kabul olunan da yle demiti: "Allah, ancak takva sahiplerinin kurbann kabul eder. Yemin olsun ki sen, beni ldrmek iin elini bana uzatsan da, ben seni ldrmek iin elimi sana uzatmayacam. phesiz ben, lemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarm." (27) Habil Allah'n otoritesini kendisi zerinde kontrol edici, balayc bir g olarak kabul ettii iin, kiilii ilh deerler ynnde gelime gstermitir. Kabil ise kendisini hibir deer ve snr tanmayan eilimlerin kucana brakm, "nefsi" ne isterse onu yapmtr: "Bunun zerine kurban kabul edilmeyenin nefsi kendisini kardeini ldrmeye tevik etti ve ldrd. Bu yzden de kaybedenlerden oldu." (28) Nefsi, kardeini ldrmeyi ona kolay gsterdi, bu konuda ona izin verip nn at. (29) Saldrganlk eiliminin etkisiyle hibir deere uymakszn ve otoriteye tabi olmakszn kardeini ldrd. "Derken Allah, kardeinin cesedini nasl gmeceini ona gstermek iin

yeri eeleyen bir karga gnderdi. Yazklar olsun bana, u karga kadar olup da kardeimin cesedini gmmekten aciz miyim? dedi ve pimanlk duyanlardan oldu." (30) Ne var ki bu pimanlk, tevbe eden bir kiinin pimanl deildi. Su iledikten sonra pimanlk duyup tevbe eden, Allah'tan balanma dileyen kimse hatasn tamir etmeye almaktadr. Kabil'in byle bir aba ierisine girdii grlmemektedir. 24 NUH Nuh kssasnda insann kiiliine ilikin olarak anlatlan belirgin izgilerden birisi stnlk eilimidir. O kendi toplumunu dine davet edince yle bir karla muhatap olmutu: "Seni ancak bizim gibi bir beer olarak gryoruz. imizden sana, basit grl en dk kimselerin tabi olduunu gryoruz. Sizin bizden bir stnlnz de grmyoruz." (31) Onlar mal, makam, nfuz (sosyal stat) sahibi olmay stnln ls (32) sayyorlard. Nuh'un etrafnda toplanan kimseleri fakir, toplumsal stats olmayan, dk mesleklerde alan ayak takm olarak deerlendiriyorlard. (33) Kendilerinin koymu olduklar llere gre stnln kendilerinde olduunu kabul ediyorlard. Nihayet bu byklenme en ileri bir noktaya ulat. "Nuh, yle dedi: Rabbim! Kavmimi gece gndz ylmadan imana davet ettim... Dorusu ben balaman iin onlar ne zaman imana davet ettiysem, onlar parmaklarn kulaklarna tkadlar, beni grmemek iin elbiselerine hrndler, inkrlarnda srar ettiler ve byklendike 25 byktendiler." (34) yette "istikbran" masdarmn getirilmi olmas byklenmenin ileri derecelere varm olduunu ifde eder. (35) Nuh kavmi byklenme eiliminin etkisi altnda o kadar fazla kald ki, Nuh'un kendilerini imana davet etmesini bile, onun stnlk elde etme abas ierisinde olduu ynnde algladlar. Nuh'u stnlk salamaya almakla itham ettiler. "Bunun zerine kavminin ileri gelenleri, yle dediler: Bu sizin gibi beerden baka bir ey deildir. zerinizde stnlk salamak istiyor." (36) Kssada zerinde bu derece fazla durulan, Nuh kavminin hayatndan aktarlan deiik kesitlerle sunulan stnlk eilimi, insan benliinde var olan temel gdlerden birisidir. nemsizlik, deersizlik, yetersizlik duygusundan kurtulup stnlk elde etme arzusu, prestij ve saygnlk salama istei, stat kazanma meyli, evresinde hakimiyet kurma meyli eklinde kendisini belli eder. "stnlk eilimi" kusursuzluk abas, kudret abas olarak isimlendirilmitir. Her insanda kusursuzluk abasnn, yukar doru ykselme eiliminin var olduu bireysel psikoloji tarafndan kabul edilmitir. Doutan mevcut olduu kabul edilen bu eilimin somut bir ekli yoktur. Deiik bireylerde deiik ekillerine rastlanabilmektedir. (37) Nuh, kavmini dine davet ederken izledii metotta 26 onlarn temel gven eilimlerini hedef alr, korku duygularn harekete geirmeye alr. "Dorusu Biz, Nuh'u kavmine peygamber olarak , gnderdik. O, kavmine: phesiz ben sizin iin apak bir uyarcym. Ancak Allah'a ibadet edin. Ben, sizin iin can yakc bir gnn azabndan korkarm dedi." (38) Nuh kendisini uyarc (nezr) olarak takdim ediyor. Nezir: Dman karsnda bir topluluu uyaran habercidir. (39) Ayetteki uyar tebir (mjdeleme) olarak deil inzr (korkutma) olarak gelmitir. nk Nuh'un bu uyars salt bir korkutma uyarsdr. (40) Onlara azabn kanlmaz sonucunu ve bundan kurtuluun yolunu hatrlatyor. (41) "Can yakc bir gnn azabndan korkarm" diyen Nuh, daveti srasnda korku unsurunu aka kullanyor. Bu durum "havf' kavramyla ifde ediliyor. Havf ise, "gven duygusunu kaybetmek" (42) anlamna gelir. Nuh'un davet metodunda korku unsurunu kullan birka yette daha geer. (43) Sonunda Nuh, gven kayna olarak Allah' nerir. "Ey kavmim! Aranzda bulunmam ve Allah'n yetlerini hatrlatmam size ar geliyorsa bilin ki ben, sadece Allah'a gvenmekteyim." (44) yetteki "tevekkl" lfz gven (45) olarak yorumlanmtr.

Ve tarihten insanla bir gven sembol: Gemi. Allah'n gemisi, snaklarn en gvenlisi; Allah'n elisi Nuh'un gemisi, koruyucularn en emniyetlisi. nsan 27 doutan getirdii gven gereksiniminin drtsyle, zellikle kendini tehlikede hissettii, tehditle karlat anlarda gvenilir bir snak arar. Kimileri bir daa snarak korunur, kimilerinin koruyucusu da Allah'tr. Gven duygusunun niha kaynan Allah olarak grenlerin semboldr Nuh'un gemisi. "Gemi, onlarla dalar gibi ykselen dalgalar stnde seyrediyordu. O srada Nuh, gemiden ayr bir yerde bulunan oluna: Ey olum! Bizimle beraber gemiye bin. Kfirlerle beraber olma, diye seslendi. Olu: Beni sudan koruyacak bir daa snacam dedi. Nuh: Bugn Allah'n esirgedii hari, onun hkmnden koruyacak hibir ey yoktur, dedi. Nihayet oulla baba arasna bir dalga girdi. Bylece oul boulanlardan oldu." (46) Nuh, oluna tek koruyucunun dnda da ve benzer koruyucularn hi birinin onu koruyamayacan belirtiyor. O koruyucu da Allah'n kendilerine rahmet ettii kimselerin yeri yani gemidir. (47) Nuh kssasnda stnlk ve gven eiliminin yannda toplumsal ilgi eiliminin de n plana ktn grrz. Toplumsal ilgi insanda doutan vardr. Bunun gelitirilmesi ocuk hayata baladktan ve biraz yol aldktan sonra salanabilir. Toplumsal ilginin anlam sanlandan daha derindir. "Esas olarak btnle birlemi gibi hissetmek demektir." (48) Nuh'a iman edenler, gemiye binmi ayn idealler etrafnda 28 birleip btnleerek bir topluluk oluturmulardr. Sosyal yapy birbirine balayan en gl ba inan badr. nan bann btn balardan daha metin olduu saptanmtr. Toplumsal eilim soy ba ve benzer pek ok balar eklinde kendini gsterir. Fakat inan ba dierlerinin hepsinin stnde yer alr. Nuh, soy bann etkisiyle oluna kar eilim gsterir. Fakat ayn inanc paylamamalar aralarndaki ilginin sabitlemesine engel olur. "Nuh, Rabbine nida ederek: Ey Rabbim! phesiz ki olum ailemdendi... dedi. Allah yle dedi: "Ey Nuh! O senin ailenden deildir. nk o, iyi olmayan bir amel sahibidir." (49) Soy bakmndan senin ailenden olsa bile, sana iman eden ve uyanlar topluluundan deildir. (50) Mmin ile kfir arasnda dostluk ilikisi (ilgi, sempati) yoktur.(51) Nuh'un gemisi, ayn zamanda toplumsal birlikteliin semboldr. Ayn inanc paylaanlar, ayn at altnda biraraya gelmilerdir. 29 HUD - SALH Hd ve Salih peygamberlerin kssalarnda insann estetik eilimine dair bulgulara rastlarz. Estetik eilimi artran ipularna birka kez deinilmesinin tesadf olmad kanaatindeyiz. n ettikleri haber verilen bina ve yaplar barnma ihtiyacn karlamakla kalmayp insann estetik duygusuna da hitab edermi. "Siz, her tepeye bir bina kurup onunla elenir misiniz? Dnyda ebed kalacanz umarak salam kkler mi in edersiniz?" (52) Yapm olduklar binalar grkemli grnleriyle gelip geenleri elendiren (estetik heyecan uyandran) birer almet gibiymi. (53) Yine Hud'un kavmi Kur'an'da "imd" sahibi (54) olarak nitelenmitir. md "grkemli, yksek bina" (55) demektir. Salih peygamberin kavmi de Hd'un kavmi gibi benzer trde yaplar in etmekle tannrlar. "Sevin ve maharetle dalar yontarak evler yapmaya devam edebilecekmisiniz? (56) yette geen "ferihn" ifadesi, maharetle, ustalkl, zarif ve ince bir 30; biimde, hayran brakc, zevk ve holanma hissi uyandran (57) gibi manalara gelir. te Semd kavmi bu kabiliyet, eilim ve duygular ierisinde yani estetik eilimleri dorultusunda mimar eserler meydana getirmilerdir. Semd kavminin estetik eilimlerinin gelimi olduu hususu birka Kur'an yetine daha konu olmutur. (58) Fakat bu alandaki baarlar onlarn gururlanmasna, marmasna, kibirlenmesine neden olmutur. Oysa insan estetik eilimi sayesinde gerek ve esiz: sanatnn, "cemal" sfatnn sahibinin Yce Allah olduunu O'nun yaratt esiz kinata bakarak anlamaya almalyd.

Gnmzde bir ilim dal olarak "estetik" gzellik olgusu erevesinde insanlarn ulam bulunduklar evrensel normlar kefetmek iin urar. Btn insanlarda doutan estetik heyecan bulunduu kabul edilir. Fakat gzellik anlay kiinin yana, kltrne, yaad sosyal evreye, ald eitime, benimsedii inan ve dnya grne, sanat telkkisine gre eitlilik ve farkllk arzeder. (59) Hd ve Salih peygamberin kssalarnda dier baz temel eilimlere dair veriler bulunmakla birlikte, estetik eilimin daha fazla n plana kt neticesine ulam bulunuyoruz. 31 BRAHM SMAL Kur'an, brahim'i mkemmel bir kiilik modeli olarak sunar. Onun hayatndan aktarm olduu kesitlerle ideal bir kiiliin portresini karmay hedefler. "brahim ve beraberindekilerde, sizin iin gzel bir rnek vardr." (60) rneklii ifde eden "sve" kelimesi kudve (uyulacak model) (61) taklit edilen, vlm haslet (huy, tabiat, zellik) (62) gibi anlamlar ierir. Dolaysyla "sve"nin msbet bir kiilik modeli manasna geldiini sylemek yerinde olur. brahim de sahibolduu msbet kiilii ile insanla model olarak sunulmutur. "Yaknen iman edenlerden olsun diye brahim'e, gklerin ve yerin muhteem mlkn ylece gsteriyor-duk. Kendisini gece brynce, bir yldz grd. Ve: te benim Rabbim budur dedi. Yldz kaybolunca da: Ben kaybolup gidenleri sevmem dedi. Ay' doarken grnce: Benim Rabbim budur dedi. O da kaybolunca: Eer Rabbim, beni doru yola sevketmeseydi. yemin olsun ki, sapk kavimden olurdum, dedi. Gnei doarken grnce: Benim Rabbim budur, bu daha byktr dedi. O da kaybolunca 32 dedi ki: Ey kavmim! Ben, sizin ortak kotuunuz eylerden uzam. phesiz ki ben, hakka eilerek yzm gkleri ve yeri yaratana evirdim. Ben, Allah'a ortak koanlardan deilim." (63) brahim'in gk cisimleri hakknda "Benim Rabbim budur" eklindeki ifadesi eitli ekillerde yorumlanmtr. brahim, bu sz kklnde ocukluk anda iken sylemitir. Ya da kavminin inanlarn onlarn huzurunda taklit eder gibi (kavminin inancn sahneleyen bir oyuncu gibi) onlara kant gstermek istemitir. Veya bu tr varlklarn Rab olmasn inkr eder bir tarzda "bu mu benim Rabbim" demek istemitir. (64) "Bu mu?" diyerek onlarla alay etmek istemitir. (65) Her ne ekilde yorumlanrsa yorumlansn, anlalan o ki, brahim gk cisimlerini Rab edinmemitir. Fakat brahim'in hayatndan aktarlan bu kesitte verilmek istenen mesaj bununla snrl deildir. Kssann szkonusu blmnde Rab kavramnn drt defa zikredilmesi tesadf olarak deerlendirilemez. kez gk cisimlerinin rablndan, sonunda Allah'n Rab oluundan bahsedilmitir. "Rab" kavramnn ifde ettii manalardan birisi de udur: stnlk, efendilik, bakanlk, szn geirmek. (66) Yani Rab otoritesine, emir ve yasak koyma yetkisine sahip olduuna inanlan varlktr. Meseleye kiilik asndan yaklatmzda Rab, kiiliin st tabakasnda yer edinir. Sper-ego ad verilen alan igal eder. -Emreder, yasaklar, deerler ve normlar kor, insan zerinde yaptrm gcne sahiptir. te brahim kssasnn bu blmnde kiiliin sperego ad verilen alannda Allah'n otoritesinin hakim olmas, O'nun deerlerinin yrrlkte bulunmas gerektii konusu vurgulanmaktadr. brahim'in kavmi ise gk cisimlerini, putlar Rab edinmilerdi. O'nun byle bir topluluk ierisinde yaad hem yetlerden hem de "tarih gereklerden" anlalmaktadr. brahim'in hayatndan sunulan kesitlerden birisi de udur: "brahim yle dedi: Hayr sizin Rabbiniz, gklerin ve yerin Rabbidir. Onlar O yaratmtr. Ben de buna ehadet edenlerdenim. Allah'a yemin ederim ki, siz dnp gittikten sonra putlarnza mutlaka bir tuzak kuracam. Nihayet brahim btn putlar parampara etti. Ancak ilerinden byn salam brakt. Belki ona mracaat ederler diye. Kavmi: lhlarmza bunu kim yapt? Muhakkak o zalimlerden biri olmal dediler. Bazlar: brahim denilen bir gencin onlara dil uzattn iitmitik dediler. Bunun zerine kavmin ileri gelenleri: yleyse onu insanlarn gzleri nne getirin. Olur da ahitlik eder dediler. brahim'i getirdiklerinde: lhlarmza bunu sen mi yaptn ey brahim? dediler.

brahim: Bilakis, onlar u bykleri krm olmal. Sorun onlara eer konuuyorlarsa? dedi. Kendilerine gelip ilerinden: Aslnda siz zalimsiniz? dediler. Sonra mahcubiyetlerinden 34 balarn nlerine ediler. Bunlarn konumayacan elbette sen biliyorsun dediler. brahim: O halde siz Allah' brakp size hibir fayda ve zarar vermeyen putlara m tapyorsunuz. Yuf olsun size ve Allah'tan baka taptklarnza. Hi aklnz kullanmaz msnz? dedi." (67) Bu yet grubunda kiilik asndan nem arzeden bir kelime var, 64. ayetteki "enfsihim" kelimesi. Bu kavrama en salkl manay Zemaher yklemektedir: "el-Fikre-tu's-Sliha" (68) yani saduyu, vicdan. Hibir d tesir altnda kalmadan vicdanlarnn sesine kulak vermek suretiyle ulatklar yarg sonucu inanlarnn doru, faydal, iyi, gzel olmad kanaatine vardlar. brahim onlarn vicdanlarn uyarmay yeniden srdrd. Faydas ve zarar dokunmayan putlara taptklarna dikkat ekti. Oysa vicdan fayday ve zarar, doruyu ve yanl, iyiyi ve kty birbirinden ayrmay salk verir. Kiilik btnl ierisinde, '"doru" ve "yanl" kararlarnn kaynan tekil eden st-ben'de vicdan da yer alr. Fakat Kur'an'n hitabettii vicdan, baka klavuzu olmayacak ekilde braklm vicdan deildir. Kavmi brahim'in cevabn deerlendirince, kendilerini kimin krdn bile sylemeye g yetiremeyen putlar ilh edindiklerinden dolay hatal olduklarn fark ettiler. Fakat hemen sonra tekrar eski sapklklarna dndler. (69) Bir an iin uyarlabilen vicdan, ilevini yerine getiremeden, sonu alamadan yeniden devre d kald. Ancak, vicdann uyarlmas zihinsel faaliyetten ayr dnlemez. brahim'in kavmi ile gerekletirmi olduu diyalogda mthi bir zihinsel efor gze arpar. Bylece vicdann uyanna zemin hazrlanr. "Hi aklnz kullanmaz msnz?" diyen brahim, salkl bir zihinsel ileyie duyulan ihtiyaca dikkat eker. Zihinsel faaliyet, st-ben'e hakim olan otoriteyi tanma ve onun buyurduu deerlerin bilgisine ulama yolunda rol alan en nemli aracdr. Nuh kssasnda babann oluna duyduu eilim ve gsterdii ilgi, bu kez olun babaya ilgisi eklinde takdim edilir. (70) Yalnzlktan ka ve toplumsal ilgi smail'in de rol ald sahnede daha belirgin bir ekilde kendini gsterir. "Ey Rabbimiz! Soyumdan bazlarn, muharrem ve mukaddes "Evin yanndaki orak vadiye, namaz klmalar iin yerletirdim. Rabbimiz! nsanlarn kalblerini onlara meylettir. Onlar meyvelerle rzklandr ki kretsinler." (71) brahim, olu smail'i (72) orak vadiye brakr. smail'in yalnzlk ihtiyac ierisine girecei, toplumsal ilgiye gereksinim duyaca muhakkaktr. Onun bu doal eilimi karlansn diye brahim, "insanlarn kalblerini onlara meylettir" diye Allah'a dua eder. nsanlarn "evkle, sevgiyle". (73) "zlem ve hasretle"*. (74) "ilgiyle" (75) onlara koup gelmesini, ynelmesini ister. 35 nsann tek bana yaamas biimindeki somut yalnzln dnda; kendi toplum grubuna yabanclama, evresi tarafndan dlanma, kiinin kendi seimiyle evresiyle o'an ilikilerini asgariye indirmesi, insann kendisini kimsesiz ve anlalmam hissetmesi gibi birbirinden ok farkl yalnzlk trnden sz edilmektedir. Yalnzln vermi olduu acdan dolay, insanlar bu duyguyla yzlemekten kanrlar. Yeni domu bir bebek annesinin scak ve sevecen ilgisiyle geliir. ocukluk dneminde dier insanlarla birlikte ortak etkinliklere katlma, arkada edinme, evresinden kabul grme eilimi gsterir. Yetikinlik anda ise, daha st seviyede dostluk ve yaknlk ilikileri arayna girerler. (76) Yalnzlktan kurtulma ve sosyal ilgi kurma aamasnda insann en yaknnda kendi soyundan kimseler vardr. Veya ncelikle onlar arar insan. Nitekim brahim: "Rab-bim! Bana slihlerden bir evlt ihsan et." diye dua eder." (77) "Yalandm srada, bana smail'i, sonra shak' veren Allah'a hamdolsun." (78) der. Baba oul ilikisi, toplumsal ilginin en zgn, en scak ve gl olandr. Eer bir de insan yallk anda, ocuu olmaktan midini kestii bir anda oul

sahibi olursa...! Btn gd ve eilimlerini Allah'n koymu olduu deerlere uydurmaya kararl olan brahim "toplumsal ilgi eilimi" konusunda etin bir imtihandan geirilir. Benliindeki eilimin doal drts ile Allah'n koymu olduu deerlere uyma arasnda zor bir seim yapmak durumundadr. 37 Doal olarak byk ilgi ve sevgi besledii olunu, Allah'n koymu olduu deerler ve buyruklar uyarnca kurban etmek; gd ve eilimlerini Allah'n otoritesi karsnda feda etmek suretiyle imtihan edilmektedir. Ayn durum oul iin de sz konusudur. Deerler dorultusunda o da cann kurban etmek (feda etmek)le kar karyadr. Neticede hem baba hem de olu, ne pahasna olursa olsun deerler dorultusunda bir seim yapm, inandklar otoriteye olan ballklarn ispat etmilerdir. Kiiliin alt benlii st benlikten gelen mesajlar dorultusunda ekillenmitir. brahim ve olu smail'in st benliinde hakim olan otorite Allah, var olan deerler de Allah'n buyruklaryd. "ocuk onun yannda koma ana eriince brahim ona: "Yavrum dedi, ben uykuda gryorum ki ben seni kesiyorum; dn bak, ne dersin?" ocuk: "Babacm, sana emredileni yap, inallah beni sabredenlerden bulacaksn" dedi. kisi de bylece Allah'n emrine teslim olup brahim kurban etmek iin ocuu aln zerine yknca, Biz ona: "brahim" diye nledik. "Sen ryay doruladn, ite biz gzel davrananlar byle mkfatlandrrz. Gerekten bu apak bir snav idi. Ve fidye olarak ona byk bir kurbanlk verdik. Sonra gelenler arasnda ona iyi bir n braktk." (79) Peygamberlerin ryalar vahiydir, tpk uyankken gelen vahiyler gibi. (80) Bu iletiim yoluyla brahim'e ilh otoriteden bir emir gelir. mrnn son demlerinde kendisine bahedilen olunu kurban etmesi istenir. Bir yanda 38 evlt sevgisi, dier yanda iman ettii otoritenin buyruu. Alt ben ile st ben kar karya... Ayn durum oul iin de szkonusudur. Sonuta ikisi de Allah'n emrine uydular, boyun ediler. (81) Alt ben'in tutumunu st ben'den gelen buyruk belirledi. "brahim ryay dorulad." Yani kararllk gsterdi ve emirleri yerine getirmek iin harekete geti. (82) Ve bir sembol: Kurban. Nefsi dine kurban etmek. Gd ve eilimleri st benlie hakim olan otoritenin koyduu deerlere uymaya zorlamak ve itaat ettirmek. Ayn sembol, benzer konuda Adem'in iki olunun kssasnda da yanstlmtr. nsanln ortak sembollerindendir kurban. Allah brahim'e olunun fidyesi olarak bir kurban verecek, "kurban" bu konuda insanlk iin bir arketip olacaktr. yette geen "sonra gelenler arasnda ona iyi bir n braktk" ifdesi, brahim'den sonra gelecek olan dier milletlerin (83) hafzalarnda brahim'in kiiliinden izler bulunabileceine iaret ediyor olabilir. Bu mesajn zellikle de "kurban" arketipi aracl ile insan topluluklarna iletilmi olabileceini dnyoruz. st ben emrettii iin gd ve eilimlerin snrsz isteklerini st ben'in buyruu dorultusunda kontrol altna almay ifade eden, st ben'e hakim olan otoritenin rzas iin alt-ben'i fedkrlk etmeye zorlama manasna gelen "kurban" arketip'i her ada, her toplumda farkl ekillerde olsa bile varolagelmitir. Cari Gustav Jung, kiiliin oluumunda arketiplerin nemli rol oynadn ileri srer. Arketip, ilk rnek (prototip) anlamndadr. Arketipler evrensel olup her insann ayn arketip imgelerine sahip olduu ileri srlmtr. Sadece bireyin gemii deil, insan trnn gemiinin ruhsal yapda iz brakt iddia edilir. Tarihsel sre ierisinde birtakm imgeler kuaklar boyu kaltm yoluyla aktarlm psikolojik dokumuza ilemitir. Bu imgeler karsnda insanlar, atalarnn gstermi olduu tepkinin benzerini gsterirler. Sihir, kahraman, dev, toprak ana, ate, rmak gibi imgeler arketip olarak kabul edilirler. (84) Ylan imgesi insanda nasl korku tepkisi uyandryorsa, kurban imgesi de inanlan ve sayg duyulan otoriteye ve onun buyruklarna itaati ve derin ball ifade eder. Buraya kadar nakletmi olduumuz belirgin kiilik izgilerinin yannda, brahim kssasnda kiilik balamnda deerlendirilebilecek baka yansmalar da mevcuttur.

40 LUT nsann fizyolojik gdlerinden birisidir cinsel gd. Lt kssasnda arlkl olarak cinsel gdnn doyurulmasnda bavurulan sapkn yollardan birisi olan homoseksellik zerinde durulur. Ecinsellik, kiinin kar cinsten birisine kar cinsel istek duyup onunla cinsel ilikiye girmesidir. Ruh saln bozar, kiilii ykc rol oynar. "Lt'u da gnderdik. Kavmine dedi ki: "Siz, sizden nce lemlerden hi kimsenin yapmad bir fuha gidiyorsunuz. Siz kadnlar brakp erkeklere gidiyorsunuz..." (85) Ecinsel sapmann "fuhu" diye nitelenmesi, normal insan tabiatnn ondan tiksinti duyacan belirtir. Bir kimsenin ona yeltenmesi, tabiatnn bozukluunu ifade eder. (86) "lemlerin iinde erkeklere mi gidiyorsunuz? Ve Rabbinizin sizin iin yaratt elerinizi brakyorsunuz? Siz snr aan bir kavimsiniz." (87) Yani kadnlarla deil de. erkeklerle mi cinsel ilikide bulunuyorsunuz? (88) Erkein cinsel eilimi yneltecei tr, kadn cinsidir. Allah, insan byle yaratmtr. (89) Oysa Lut kavmi cinsel gd konusunda meru snrlar aan (90) bir tavr ortaya koymutur. 41 "Lt'u da gnderdik. Kavmine dedi ki: "Siz, sizden nce dnyada hi kimsenin yapmad fuhu mu yapyorsunuz? Siz kadnlar brakp erkeklere ehvetle gidiyorsunuz ha! Dorusu siz, israf (ar) bir kavimsiniz!" (91) Siz, baka herhangi bir motiv olmakszn srf cinsel gdnz tatmin etmek iin bunu yapyorsunuz. nsan cinsel eilime gtren soyunu devam ettirme gibi pek ok motiv-ler vardr. te bu yzden cinsel gdy tatmin konusunda meru snrlar ap, meru olmayana yeltenmek suretiyle ar gitmilerdir. (92) Cinsel gdye dair doal ilerliin temelden bozulmas anlamna gelen ecinsellik, zellikle cinsel gd asndan normal kiilik gelitirmenin nndeki engellerden biri saylr. 42 43 YUSUF Her insann varoluunda eksiklik duygusu bulunur. Toplumsal normlar asndan eksiklik, arzu edilmeyen bir durumdur. Bu duygu meydana getirmi olduu honutsuzlua ramen yaanmas kanlmaz bir gerekliktir. stelik insan, yaamn devam ettirebilmek geliebilmek iin eksiklik duygusunun gdlemesinden faydalanr. nk eksikliin farkedilmesi insan iin motivasyon sebebidir. Normal eksiklik duygusundan farkl olan "deersizlik duygusu" ise, insann kendisini dier insanlardan daha deersiz bir varlk olarak alglamas anlamna gelir. Deersizlik duygular yaayan kii, karsnda deersizlik duygularna kapld kimselere ynelik bilin d bir dmanlk da yaar. (93) Hayat ini ve klarla dolu olan Yusuf,' yaad her dalgalanmada kendisini deersizlik duygusuna kaptrmadan baarl bir kiilik portresi izmitir. Daha balangta kendilerini deersizlik duygusunun kucanda bulan Yusuf un kardeleri ise, en sonunda mutedil izgiye gelebilmilerdir. "Hani bir zaman Yusuf, babasna: "Babacm demiti, ben ryada on bir yldz, gnei ve ay grdm, bunlarn bana secde ettiklerini grdm" demiti. Babas Yakub: "Yavrum, dedi, ryan kardelerine anlatma sonra sana bir tuzak kurarlar. nk eytan, insana apak bir dmandr. Bylece Rabb'in seni seecek ve sana ryada grlen olaylarn yorumunu retecek, sana ve Yakub soyuna nimetini tamamlayacaktr." (94) Allah, Yusuf'u dier kullardan farkl olarak sekin klacaktr. (95) Onu peygamberlik iin seecek, ona her iki dnyada da stnlk ihsan edecektir. (96) Bu delleti byk olan ryada iaret edildii gibi, eref, onur, stnlk, saygnlk, prestij, rtbe asndan Yusuf'a ayr bir deer verecektir. (97) "Kardeleri demilerdi ki: "Yusuf ve z kardei, babamza bizden daha sevgilidir. Oysa biz bir cemaatiz. Ba-bamz ak bir yanllk iindedir!" (98) Allah'n Yusuf'a vermi olduu deerle doru orantl olarak babas Yakub da o derece fazla ilgi ve sevgi gsterir. Yusuf'a verilen deer karsnda kardeleri deersizlik duygusuna kaplrlar. Kendilerinin daha deerli, dolaysyla babalarnn sevgisine daha lyk kimseler olduklarn iddia ederler. "okluk ve

fayda salama bakmndan biz Yusuf ve z kardeinden daha stn (deerli) olmamza ramen babamz, o ikisine sevgi gstererek daha fazla deer veriyor." (99) derler. Allah, Ysuf'a vermi olduu nimetlerle ona deer atfetmitir. Yusuf'un kardeleri ise, kendi gzlerinde kendilerini daha deerli buluyorlard. Allah'n Yusuf'a verdii deeri 44 ya takdir edemiyorlar ya da bunu kabullenemiyor, hazme-demiyorlard. . Byle bir durum karsnda Yusuf'a kar dmanlk, saldrganlk eilimine yneli gsteriyor, hi olmazsa Yusuf'u deer verilen biri olmaktan uzaklatrmak istiyorlard: "Yusuf'u ldrn ya da onu bir yere brakn da babamzn yz yalnz bize kalsn! Ondan sonra da Allah'a tevbe eder, iyi bir topluluk olursunuz! lerinden bir szc: ''Yusuf'u ldrmeyin onu kuyunun dibine atn, kervanlardan biri onu alp gtrsn; eer yapacaksanz byle yapn" dedi. (100) "Sevgi" bir tr heyecandr, duygudur. Deersizlik duygusu ise temel eilimlerden birisidir. Yakub'un Yusuf'a sevgiyle yaklamas ona verdii deerin yansmasdr. Allah Yusuf'un deerini ykselttii iin onu daha ok sevmektedir. Yusuf'un kardelerini bu derece ileden karan baba-oul arasndaki basit bir sevgi heyecan deil, bu sevginin asl nedeni olan deer vermedir. Yani Yakub, Yusuf'a fazla deer veriyor. Dier kardeler de deersizlik duygusuna kaplyorlar. Bu duygunun insana yaptrmayaca ey yoktur. Babalarnn kendilerine deer vermesinden emin olabilmek iin Yusuf'un ortadan kaldrlmas gerektiini dnyorlar. Neticede Yusuf'un deerini drecek bir plan yrrle koyuyorlar. Plan gerei Yusuf'u bir kuyuya atyorlar ve tam bekledikleri gibi yolcular Yusuf'u alp gtryorlar, kle olarak satyorlar. Yusuf'un toplumsal stats dyor, hr bir insan iken klelik statsne iniyor yani bir anlamda deer kaybediyor. (101) Bu safhayla birlikte Yusuf'un "deersizlik duygusu" konusunda imtihan balyor. nce kle olarak satlmasyla stat kaybna urar. Fakat kle de olsa bulunduu yerde belli bir konuma sahipti: "Bylece biz Ysuf'a o yerde gzel bir imkn verdik." (102) Mfessirler Yusuf'a verilen gzel imkan "meliklik" makam (103) olarak yorumlamlarsa da bu durum olaylarn akna uygun dmez. Yusuf'a verilen imkn "azizin evinde ona verilen imkandr." Kle de olsa azizin Yusuf'a deer verdiini gryoruz: "Msr'da onu satn alan aziz karsna: "Ona iyi bak, belki bize yarar dokunur, ya da onu evlt ediniriz" dedi." (105) Ardndan azizin kars Yusuf'a cinsel iliki teklif eder. Yusuf buna yanamaz. Kadn da iffetime saldrd diye Yusuf'a su isnad etmeye alr. Ve haksz yere zindana kapatlmakla cezalandrlr. nce klelik, sonra da haksz yere zindana atlma. Sahibolduu staty de kaybeden Yusuf iyiden iyiye deer kaybna urar. stelik haksz yere. "Kadn dedi ki: "te siz beni bunun iin knyorsunuz! Andolsun ben kendisinden murd almak istedim de o, iffetinden tr beni reddetti. Ama kendisine emrettiimi yapmazsa, elbette zindana atlacak ve alalanlardan olacaktr." (106) Hrszlarla, katillerle, kaaklarla birlikte (107) alaklardan (108) saylacaktr. Alalanlardan olmak deer ve stat kaybndan baka bir ey deildir. Yusuf bu konumda uzun mddet zindanda kalr. 46 Zaman iinde gelien olaylar Yusuf'u yeniden stn bir mevkiye getirir. Toplum ierisinde saygn, itibarl, kendisine deer verilen bir kii olur. "Kral: "Onu bana getirin dedi, onu kendime zel dost yapaym!" Kendisiyle konuup ondaki olgunluu grnce Yusuf'a: "Sen dedi, artk bugn yanmzda mevki sahibi, gvenilir bir kimsesin. Yusuf Kral'a: "Beni lkenin hazineleri stne bakan yap. nk ben (onlar) iyi korur, ynetmesini iyi bilirim" dedi. Bylece biz Yusuf'a o lkede iktidar verdik..." (109) Servenin sonunda kardeleri bile Yusuf'un stnln itiraf ettiler, belki de daha nce iine dm olduklar deersizlik duygusundan kurtuldular. Deersizlik duygusunun drtmesiyle ilemi olduklar hatadan dolay piman oldular. "Vallahi dediler, Allah seni bizden stn kld. Dorusu biz su ilemitik!" (110) Kii varoluunun getirdii sorunlara gvenli ve gereki bir biimde yaklaabildii oranda gvensizlik duygusu yaamaz. Yenilgiyi de baar gibi

hayatn doal bir paras olarak deerlendirdii iin kar karya geldii artlardan ve kendisi ile ilgili gereklerden kamaz. Gerek i dnyasndan gelen aresizlik hissi, gerekse dardan zorlayan etkenler karsnda yapc abalar gelitirmesini bilir. Kendisinin ve dier insanlarn ortak zelliklerine ve amalarna uygun deer yarglarna sahip olduu iin tutarl bir kiilik ortaya koyar. (111) Yusuf'a verilen "hkm ve ilim", Allah'n otoritesine olan ball (113) deersizlik duygusuna kaplmasna neden olabilecek artlarda ona destek olmu, stnlk eiliminin taknla yol aabilecei durumlarda onu dizginlemitir. Kardeleri ise gd ve eilimleriyle hareket etmiler, alt-ben'in snrsz isteklerine kulak vermilerdir. Onlarn bu halini babalar Yakup dile getirirken yle der: "Herhalde nefisleriniz sizi aldatp kt bir ie srkledi." (114) Yani nefsiniz bunu yapmay size kolaylatrd, gznzde basitletirdi. (115) Yusuf kssasnda kiilik asndan nem arzeden bir dier husus da cinsel gdnn kontrol altna alnmasdr. Cinsel gd, fizyolojik gdlerin en nemlilerindendir. Yusuf, cinsel gdnn kontrol altna alnmas ve deer yarglarnn, sosyal normlarn meru snrlarn amamas ynnde gelitirdii mkemmel kiilikle insanla model olmutur. En zor, kritik anlarda bile kendisini cinsel gdnn drtsne brakmam, st-ben'in sesine kulak vererek, ilh otoriteden g alarak, deer yargs olarak izilen snrlarn dna kmamtr. Cinsel gdnn snrsz doyum arayyla st ben'in buyurucu gc kar karya geldiinde st-ben galip gelmitir. "Yusuf'un evinde kald kadn, onun nefsinden murd almak istedi ve kaplar kilitleyip: "Haydi gelsene!" dedi. Yusuf: '"Allah'a snrm dedi. efendim bana gzel bakt. Zalimler iflah olmazlar!"" artlar ylesine uygun bir durum arzediyor ki. Yusufun kadnla cinsel ilikiye girmesi 48 iin her ey hazr ve cinsel ilikiye girmesini engelleyecek hi bir g yok. Fakat Yusuf'un st-ben'ine hakim olan ilh otorite ve otoritenin buyurduu deerler bu cinsel ilikiye mni oluyor. "Andolsun, kadn onu arzu etmiti, eer Rabbinin doruyu gsteren delilini grmeseydi o da onu arzu etmiti. Bylece biz ktl ve fuhu ondan evirmek istedik; nk o, ihlsa erdirilmi kullarmzdandr." (116) Onlardan her biri insan doasnn ve yaratl kanununun bir gerei olarak cinsel adan birbirine eilim duydu. Fakat Yusuf bizzat irdesini kullanarak bu ie niyet etmedi. (117) Yusuf eer kadna kar ilgi duymayacak biri olmasayd, dier insanlara rnek olamazd. Alt-ben cinsel eilim gsterdi, fakat deer yarglarna uymad iin st-ben derhal devreye girdi. Yusuf'un st-ben'i ok salamd, kaypak deildi. lh otoriteyi ve onun buyurduu deerleri kabul ve itaatta son derece samimi ve ihlslyd. Alt ben, st ben tarafndan kontrol altna alnmazsa snrsz doyum arar. Bu da deerler asndan ktle davetiye karr. Eer iyinin ktnn lsn koyan ve bunlar buyuran bir st ben varsa kiilik deerler dorultusunda gerekleir. "Ben nefsimi temize karamam. nk nefis, daima ktl emredicidir. Meer Rabb'imin esirgedii bir nefis ola..." (118) Doas gerei nefis (alt ben) ehvetlere, arzulara eilim duyar. Fakat esirgedii nefsi Allah bu durumda korur. (119) UAYB zellikle bireysel mlkiyet duygusunun oluumunda sahibiyet eiliminin nemli bir rol vardr. Mlkiyet, g ve iktidar salad iin mlk sahibi olma ve snrsz servet edinme abalar insanlarn en ok ilgi duyduu hususlar olmutur. nsan, kendisine kar salad iin alma, hizmet ya da mal retme ynnde gdlenir. Ekonomik retime katlarak retim sonucundan en yksek pay almak iin gayret sarfeder. Ekonomik adan, dar boyutlarda bu eilime "kar drts" ad verilir. kar drtsnn sadece ekonomik alanla snrl olmad da kabul edilir. (120) karc kimseler kurnaz, iten pazarlkl, bakalaryla ilikilerinde kendi karlarn n planda tutarlar. (121) uayb'n kavmi hibir deer tanmadan kar drtsnn etkisiyle kazan yollarnn kendileri iin snrsz olduu dncesiyle hareket ediyordu. uayb

ise, kar drtsnn babo braklmamas, belli deer yarglar uyarnca kontrol altna alnmas ynnde telkinlerde bulunuyordu. 50 "Medyen'e de kardeleri uayb' gnderdik: "Ey kavmim, dedi. Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan baka tanrnz, yoktur. Size Rabbinizden ak bir delil geldi. ly ve tarty tam yapn, insanlarn eyalarn eksik vermeyin, dzelttikten sonra yeryznde bozgunculuk yapmayn..." (122) Medyen halk genelde ticaretle urard. l ve tartda (ticar her trl alverite) hakka riyet etmezlerdi. Ticret mal, eyas kusurlu, defolu olurdu. Ya da malzemeden karrlard. Mal sahibine hile yaparlar ya da mal asl kymetinden daha farklym gibi gstermeye alrlard. (123) "Eyke halk da gnderilen elileri yalanlad. uayb, onlara demiti ki: "Allah'n azabndan korunmaz msnz... Allah'tan korkun ve bana itaat edin... ly tam yapn, eksiltenlerden olmayn, doru terazi ile tartn, insanlarn haklarn ksmayn..." (124) Eyke halk kar drtsnn motivasyonu ile snrsz ve sorumsuz bir hareket alanna sahipti. uayb onlarn bu konuda Allah'n otoritesinden saknmalarm ve O'nun koyduu deer yarglarna uymalarn salk verir. Yani st-ben'lerine Allah'n hkmetmesini ve O'nun deerlerinin st-ben'e hkim olmasn ister. Oysa Medyen halk kar gdsn snrszca doyurmaktan yanayd. Ve bu konuda koyduu kurallarla st-ben'lerine hkmetmek isteyen ilh otoriteye kar kyorlard. "Ey uayb. dediler, senin namazn m sana, babalarmzn tapt eylerden yahut mallarmz zerinde dilediimizi 51 yapmaktan vazgememizi emrediyor?" (125) Yani sana namaz emreden otorite mi, bizim kar gdmzn hangi deerlere gre ekillenmesine karyor. 52 EYYB nsan bazen iinde yaad artlardan kamak ister. Skntl bir yaay eklinin neden olduu huzursuzluktan kurtulmay arzular, rahata kavuma eilimi gsterir. Ac dolu bir yaantnn yerine haz ve nee verici bir hayat yaama amac gder. Bu ruh hali "zvarlktan memnuniyetsizlik duygusu" olarak ifade edilir. (126) Sabrszlk, sz-konusu memnuniyetsizlii ifade eden kavramlardan birisidir. "Eyyb'u da an. O, Rabbine: "Bu dert bana dokundu, sen merhametlilerin en merhametlisisin, diye dua etmiti. Biz onun duasn kabul ettik, kendisine bulaan derdi kaldrdk; ona tarafmzdan bir rahmet ve ibdet edenler iin bir t olarak ailesini ve onlarla beraber bir katn daha verdik." (127) Eyyb'e dokunan dert hakknda eitli grler ileri srlmtr. (128) Bu dert bedene isabet eden hastalk olabilecei gibi her trl zarar da olabilir. (129) Ksacas Eyyub, z varlktan memnun olmama gibi bir durumla kar karya kalmtr. Bu istenmedik durumdan kurtulmay, kendisine sknt veren, dert olan durum ve artlarn deimesini istemektedir. Fakat Eyyb'n tutum ve dncesinde herhangi bir taknlk, isyan, barp arp szlanma grlmemektedir. Allah'a olan gveni, O'na dayanmas, derdinin giderilmesi iin O'ndan yardm istemesi, dertten kaynaklanan fiziksel ve ruhsal aclara katlanmaya almas, iinde bulunduu artlar olduu gibi kabullenmesi Eyyb'u rnek bir kiilik olarak n plana karmtr. "Gerekten biz onu sabreden bir kul bulmutuk. Ne gzel kuldu. O daima bize bavururdu." (130) 53 MUS nsanda sknet ve i huzurunun salanm olmas gvenlik ihtiyacnn salanm olduunu gsterir. Kendisine gvenen, iinde bulunduu ortamda korku duymayan, endie etmeyen, her trl tehlikeden uzak olduuna inanabilen bir insan kolay kolay i huzurunu kaybetmez. Gvenliin tehlikeye dt anlarda ise, korku, kayg, endie gibi duygu ve heyecanlar belirir. Musa kssasnda arlkl olarak, gerek hayattan alnm deiik kesitler halinde temel gven ve gvensizlik eilimine ilikin veriler yer alr. stelik o

kadar sk ve deiik grntler halinde tekrarlanr ki, Kur'an'n en uzun kssas sanki sadece bu konuyu iliyor izlenimi uyandrr. Musa'nn iinde yaad toplumun banda bulunan Firavun ynetimdeki otoritesini byk lde gven duygusuna dayandryordu. Halka korku salarak onlarda gvensizlik duygusu yaratyor, ve bylece otoritesini salama alyordu. 54 "Firavun, o yerde ululand (zorbala kalkt), halkn eitli gruplara bld. Onlardan bir zmreyi zayflatyor, oullarn kesiyor, kadnlarn sa brakyordu." (131) Halkta korku, kayg, endie meydana getirerek onlar sindiriyor, tepkisizletiriyordu. Kendisini gvensizlik ierisinde hisseden halkn kontrol altna alnmas, onlar zerinde otorite kurulmas kolaylayordu. Firavun ve hanedannn btn bu abalarnn temelinde aslnda kendi gvenliklerinin tehlikeye decei korkusu yatyordu. Dorusu korktuklar balarna gelecekti: "Ve onlar o yerde (Msr'da ve am'da) hkim klalm, Firavun'a, Hmn'a ve askerlerine, onlardan (yani srail oullar yznden balarna gelmesinden) korktuklar eyi gsterelim." (132) Ms doduunda Musa'nn annesi gvensizlik duygusu yaamaktadr. ocuunun geleceinden endie etmekte, korku heyecanlar ierisinde kvranmaktadr. "Musa'nn annesine: "O ocuunu emzir, bana bir ey gelmesinden korkuyorsan (bir sandk iinde) onu denize brak, korkma, zlme biz onu tekrar sana geri vereceiz ve onu elilerden yapacaz" diye vahyettik." (133) Annelik igdsnn de tesiriyle ocuu hakknda ar derecede gvensizlik kaygs yaayan birisidir Musa'nn annesi. Genlik alarnda Musa bir kiinin lmne sebep olacak ve sululuk duygusuyla birlikte ilk defa cidd bir ekilde gvensizlik kaygs ierisine decektir. 56 "ehirde korku iinde (sonucu) gzetleyerek sabahlad... ehrin ucundan bir adam koarak geldi: "Ey Musa, dedi, ileri gelenler seni ldrmek iin aralarnda konuuyorlar. Sen (buradan) k git... Ms, etraf kollayarak korka korka oradan kt: "Rabbim, beni u zalim kavimden kurtar" dedi. Musa'nn bu hali, gvensizlik yaayan ve gven aray ierisinde olan kiinin halinden baka bir ey deildir. Musa Medyen'e gitmi, orada karlat kzlarn babasna bandan geenleri anlatnca, kzlarn babalar ona artk gvensizlik duygusu yaamasna gerek olmadn sylemitir: "Korkma, o zalim kavimden kurtuldun."(134) Ms kutsal Tuv vadisinde ilh kelma muhatap olur. Bu diyalogta Musa gven duygusu konusunda denenir. "Sa elindeki nedir ey Ms? Musa dedi: "O, as'mdr. Ona dayanyorum ve onunla davarma yaprak silkeliyorum, onda benim daha birok ihtiyalarm var. Allah buyurdu: "Yere at onu ey Ms!" Ms att, bir de ne grsn o, koan kocaman bir ylan! Allah: "Al onu, dedi, korkma biz onu yine ilk durumuna sokacaz." (135) s ylana dnnce korku ve rperti uyandryor. Gvensizlik kaygs ba gsteriyor. Ve Musa'ya korkmamas, gvensizlik kaygsndan kurtulmas tleniyor. Ms, tebli grevinin en cidd, en kritik safhasnda = 57 bir kez daha temel gvensizlik duygusuyla yzyze geliyor. "Firavun'a gidin, nk o azd. Ona yumuak sz syleyin, belki t alr veya korkar. Dediler ki: "Rabbimiz, onun bize taknlk etmesinden yahut iyice azmasndan korkuyoruz." "Korkmayn dedi; ben sizinle beraberim, iitir ve grrm." (136) Musa'nn yaad toplumda sihir de gvensizlik kaygs yaratan faktrlerden birisi olarak yer alyordu. Ms ile lkenin sihirbazlar kar karya gelmiler ve halkn huzurunda rekabete tutumulard. Sihirbazlar: "(Hnerlerini ortaya) atnca, insanlarn gzlerini bylediler, onlar rkttler..." (137) Yine korku, yine kayg yani gvensizlik... Ms bile bu durumdan etkilendi. "Bu yzden Musa, iinde bir korku duydu. (Biz kendisine): "Korkma dedik, stn gelecek sensin, sen." (138) Sihirbazlar iman ettikleri zaman, Firavun gvensizlik kaygs uyandrmak suretiyle onlar geri dndrmeye, vazgeilmeye alt.

"Ben size izin vermeden ona inandnz ha? O, size by reten bynzdr. yleyse ben de sizin ellerinizi ve ayaklarnz apraz keseceim ve sizi hurma dallarna asacam..." (139) Firavun bylece hem sihirbazlar vazgeirebileceini umuyor, hem de halk arasnda ! meydana gelebilecek uyan sindirmeye alyordu. 58 srail oullarnn Msr'dan karlarken yaadklar tablo gvensizlikten gvene geii simgeler. "(Firavun ve adamlar), gne doarken onlarn ardna dtler. ki topluluk (yaklap) birbirini grnce Musa'nn adamlar: "te yakalandk" dediler." (140) Korku, kayg, tel, endie ve panik ierisinde kaldlar. Tehlike anlar almaya balad. Herkesin gvensizlik kaygs yaad bir anda olanlar oldu. "Musa'ya: "Deneini denize vur!" diye vahyettik. Vurunca deniz yarld. Her blm kocaman bir da gibi oldu. Musa'y ve beraberinde olanlar tamamen kurtardk." (141) Tehlikeden kurtulmak korkunun, kaygnn yerini gvenin almas demektir. srail oullar gvensizlik ve gven duygularn pepee yaamlardr. Nitekim o esnada Allah, Musa'nn korkmamasn, endie etmemesini (142), yani gvensizlik kaygs yaamamasn istemitir. srail oullar Msr'a oranla daha gvenli bir topraa ayak bastklarnda ilk ciddi imtihanlaryla yz yze gelirler. "Ms kavmine demiti ki: "Ey kavmim, Allah'n size yazd Kutsal Topraa girin, arkanza dnmeyin, yoksa kaybedersiniz!" Dediler ki: "Ey Ms, orada zorba bir millet var. Onlar oradan kmadka asla oraya girmeyiz. Eer karlarsa, o zaman oraya gireriz. Allah'tan korkanlardan, Allah'n nimet verdii iki adam dedi ki: 59 "Onlarn zerine kapdan girin, eer kapdan girerseniz, muhakkak ki siz galip gelirsiniz. Haydi eer inanyorsanz. Allah'a gvenin!" (143) Musa kavmine "arkanza dnmeyin" derken zorbalar karsnda rkeklik ve korkaklk gstererek, yenilgiye uram bir ekilde geri dnmeyin demek istiyordu. (144) srail oullar gvensizlik kaygsyla Musa'nn emirlerini yerine getirmemekte diretirken, ilerinden iki adam Allah'a gvenmeleri gerektiini sylyordu. Sper-ego, insann gd ve eilimlerine yn veren kiilik tabakasdr. yle ya da byle kiiliin bu st tabakasna hkmeden bir otorite ve deerler manzumesi bulunur. Gd ve ynsemeeri sper-egonun buyruklarna gre ekillenir. Speregoya eklini, biimini veren g din, toplum, vicdan ve bunlarn eitli versiyonlardr. Musa'nn yaad Msr toplumunda insanlarn sper-egosunu karizmatik lider Firavun'un otoritesi, atalardan miras olarak alnan kemiklemi toplumsal normlar ve bunlar temsil eden eitli semboller ekillendiriyordu. Firavunlarn hakimiyeti altnda geirdikleri uzun klelik yllar sresince srail oullar Msrllarn kltrnden derinden derine etkilenmilerdi. Msr'dan ayrldktan sonra bile hayatlarna bulam olan kt tesirlerden kendilerini kurtaramamlard. (145) st-ben'lerine hitab eden bir tanr istemeye baladlar. Otorite olarak Allah' ve onun deerlerini unutur oldular. 60 "srail oullarn denizden geirdik, kendilerine mahsus birtakm putlara tapan bir kavme rastladlar: "Ey Ms, dediler, (bak) bunlarn nasl tanrlar var, bize de yle bir tanr yap!" Ms dedi: "...Allah sizi lemlere stn yapm iken size Allah'tan baka bir tanr m arayalm?" srail oullarnn stben'ini doldurmak zere Ms'ya ilh deerlerin bilgisi verildi. Ms da sz konusu deerleri kavmine iletti ve onlardan bu deerlere uymalarn istedi. "te ve her eyi aklamasna dair ne varsa hepsini Ms iin levhalara yazdk: "Bunlar kuvvetle tut, kavmine de emret, bunlarn en gzelini tutsunlar." (146) "O (levhalardaki) yazda Rablerinden korkanlar iin bir yol gsterme ve rahmet vard." (147) ''Yol gsterme", hak olan (deerlerin bilgisini) aklama; "rahmet", iyi, gzel olan (deerlere) motive etme szkonusuydu. (148)

Fakat Musa'nn kavmi bulduklar ilk frsatta eski alkanlklarnn tesiriyle st-ben'lerindeki boluu dolduracak potansiyeli kendileri yaratmaya kalkt: "Ms kavmi, kendisinin Rabbi ile mlakata gitmesinden sonra kendilerinin zinet takmlarndan yaplm brmesi olan bir buza heykelini tanr diye benimsediler." (149) Tanrlarn baka ekilde deil de buza olarak tasarlam olmalar srail oullarnn, Msrllarn buzaya tapclndan etkilenmi olduklarn gsterir. (150) Geri srail oullar daha sonra yaptklarndan piman olacak Allah'tan balanma dileyeceklerdir. (151) Zamanla Musa'nn tebli ve eitim 61 faaliyetleri meyvesini vererek ideal bir topluluk oluturmay baaracaktr. "Musa kavmi iinde dorulukla hakka gtren ve hak ile adalet yapan bir topluluk da vardr." (152) Bu yet "toplumsal unsurun normlaryla birlikte st-ben zerinde etkili olduuna iaret eder. Toplum da insanlar motive eden, deer ve normlar koyan bir g mesabesindedir. "Dorulukla hakka gtren bir topluluk" ideal kiilik asndan st-ben'de yerlemesi istenen bir potansiyeldir. nsanda duyusal uyarlmay hedef alan bir gdnn varlndan sz edilir. Zamanla ayn duygusal durumdan bkan kii, farkl bir uyarc kurulumu aray ierisine girer. Bu ekilde ifade edilmeye allan gd hakknda "merak" terimi kullanlr. (153) nsanlarn spor olaylarn, magazin haberlerini nasl takip ettiklerini, macera ve keif gezilerini dndmzde, onlar bu tr faaliyete sevkeden merak eilimiyle karlarz. nsandaki merak eilimini artran bir kesite rastlyoruz, Ms kssasnda. Kssada Musa'y dayanlmaz bir renme, bilme merak ierisinde buluyoruz. Btn uyarlara ramen merakn giderme konusunda tam bir sabrszlk rnei sergiliyor. "Orada kullarmzdan bir kul buldular ki, biz ona katmzdan bir rahmet vermitik ve ona katmzdan bir ilim retmitik. Ms ona: "Sana retilenden, bana bir bilgi retmen iin sana tbi olabilir iniyim?" dedi. O da: "Sen 62 benimle beraber bulunmaa sabredemezsin." dedi." (154) Musa, kendisine ilim verilen kul ile beraberken o kii, bindikleri gemiyi deliverdi, ardndan rastladklar bir ocuu ldrd, sonra da gittikleri bir yerde onlara yemek vermeyen insanlardan birisine ait, yklmak zere olan duvar onard. Grnrde akla ters den bu olaylara Ms itiraz etti. Fakat kendisine ilim verilen kul ilerin iyzn Musa'ya haber verince Musa'nn merak son buldu. (155) Snrsz bilme merakna ramen, snrl bilme imknna sahip bulunan insan, olumlu kiilik gelitirebilmek iin g ve kabiliyetlerinin snrlarn bilmeli, bu eilimini doyururken tutarszla dmemelidir. 63 DAVUD Psikoloji literatrndeki "yaratclk", yoktan var etme anlamnn dnda mecaz bir ierii ifde etmek iin kullanlan bir kavramdr. Kiinin bir tr bireim yapma yeteneine dellet eder. "Kiinin eski bilgi ve yaantlarna dayanarak yeni nesne ve dnler ortaya koymas olayna" (156) yaratma denir. Yaratc faaliyetin meyvesi sadece soyut "dn'lerden ibaret deildir. Ara ve gere gibi somut eyler de yaratlabilir. Tarihe gz attmzda insanln balangtan bugne kadar birok dnler, ara ve gereler yaratt grlr. Hmanistik yaklam, insanlarn yaratc ifade iin kayda deer glerle dnyaya geldii grn savunur. (157) Kur'an, Davud'un ahsnda insann yaratclk kabiliyetine dikkat eker. "Ona, sizi savan iddetinden korumak iin zrh yapmay retmitik. Ama siz krediyor musunuz ki?" (158) 64 = Allah, onu demiri ileyip kullanmada usta yapm, zellikle korunma amacyla zrh yapma sanatn ona retmitir. (159) "Ona, geni zrhlar yap, dokumasn ll yap... diye demiri yumuattk." (160) O da demire istedii ekli verebiliyordu. (161) Davud'un yaratcl maddeye ekil vermeyle snrl deildi. Sese ritim ve ahenk kazandrmak, nameler sylemek, onun yaratclk alanlarndan birisiydi. (162)

Dvud kssasnn ilgin kesitlerinden birisi de udur: "Sana davaclarn haberi geldi mi? Hani odasnn duvarna trmanmlard. Davud'un yanna girmilerdi de (Dvud) onlardan korkmutu. "Korkma dediler biz iki davacyz. Birimiz tekinin hakkna saldrd. imdi sen aramzda hak ile hkmet, zulmetme. Bizi yolun ortasna (adalete) gtr. Bu kardeimin doksan dokuz koyunu var. Benimse bir tek koyunum var. Byle iken "Onu da bana ver" dedi ve konumada bana ar bast." Dvud dedi ki: "And , olsun o, senin koyununu kendi koyunlarna katmay istemekle sana zulmetmitir. Zten mallarn birbirine kartran ortaklarn ou birbirine zulmederler." (163) Davud'a sorulan soru karsnda tarafsz olan herkes objektif bir ekilde Davud'un verdii cevab verirdi. Gerek toplumsal vicdan gerekse bireysel saduyu derhal ayl sonuca ular. Bozulmam ve hibir tesir altnda kalmayan vicdan iyi, doru, hakl olandan yana karar alr. Ama kiinin gd ve eilimleri, dier d motivler vicdann ilk ve salkl ileyiine 65 engel olurlar. nsan vicdannn sesi ile gd ve eilimlerin snrsz istekleri arasnda bir atma yaar. Aslnda vicdann syledikleri dorudur ama, gd ve eilimlerin snrsz doyum istekleri kar konulmaz bir gtr. Geri insan bakalar hakknda, kendisinin dnda birisi iin karar vermek durumunda kalrsa vicdan kendiliinden iyi, doru, hak olan karara intikal eder. Ama kendisi ile ilgili, stelik gd ve eilimlerinin snrsz isteklerine uygun dmeyen bir durumu vicdan onaylamsa, i atma yaamaya balar. Acaba vicdanmn sesini mi dinlesem, yoksa arzularm m snrsz bir ekilde doyursam. , alt ben'in arzusuna braklsa hi bir zaman doksan dokuz koyunun yannda yznc koyuna sahip olmak istemiyorum demez. Hakl haksz, her ne ekilde olursa olsun o koyunun da sahibi olmak ister. Sahibolma igds doymak bilmeyen bir agzlle sahiptir. Ama haksz yolla doyurulmak isteyen bir sahibolma eilimine ilk kar kan vicdandr. Bunun yannda st ben'de yer alan dier otorite ve deerlerdir. st ben'de benimsenen deerler bazen alt ben'e sz geiremez. nsan'n st ben'i sz konusu deerlerin iyi, |, gzel, doru ve hak olduunu bilir ama, gd ve eilimlirine yenilerek kendisine buyrulan deerlere aykr seimler yapar. Mesel, bakalar ile ilgili bir mesele sorulduunda, insan derhal deer yarglarnn gereini ne srer. Fakat kendisiyle ilgili bir durum szkonusu olunca... te Davud, stben'in sesine kulak vererek, kardeinin 66 hakk olan bir koyuna haksz yere sahip olmak isteyen dier kiiyi haksz buluyor. Sembolik anlatmn szkonusu olduu kanaatini tadmz bu kssada Davud, dvllarn davas hakknda vermi olduu karardan sonra sbjektif gzlem yoluyla, otokontrol yaparak derhal kendi benliine yneliyor. Kendi st-ben'i ile alt-ben'i arasndaki ileyii gzetim altna alyor. "Dvud, kendisini denediimizi sand." (164) ifadesi onun kendi benliine yneldiini, tutum ve davranlarn denetlemeye altn gsterir. 67 SLEYMAN nsanln var oluundan bu yana insanlar arasnda g dengesi ya da dengesizlii szkonusu olmutur. Bireyler arasnda her zaman bir eitsizlik kendini gstermitir. Ynetme-ynetilme, denetleme-denetlenme, sz sahibi olma, baml ya da bamsz olamama gibi hususlara ilikin nitelik ve nicelik asndan bir tr gllk gereksinimi insanlar her zaman motive etmitir. (165) Sleyman, kapsaml bir ilim, her eyden bolca pay, insanlardan, cinlerden, kulardan bir ordu, ksacas ondan sonra hi kimseye nasip olmayacak bir mlk (saltanat) sahibi olarak g gereksinimi konusunda mkemmel bir kiilik modeli olarak sunulmutur. O, sahip olduu gle gcne g katmak, gszler zerinde bask kurmak, onlar kmsemek, byklendike byklenmek, gl olmann verdii imknlardan snrsz ve sorumsuzca faydalanmak gibi olumsuzlua dmemitir. Hepsinden de te, bu gcn gerek sahibinin Allah olduu bilincini

hibir zaman kaybetmemitir. Kendisine bu gc veren sonsuz g sahibine her zaman kran hissi beslemi, asla O'na kar 68 nankr olmamtr. Nemi, Sd ve Sebe srelerinde Sleyman'a verilen gcn boyutlar konusunda olduka ayrntl haberler nakledilir. O da herkes gibi bir beerdir, g gereksinimine ihtiya duymaktadr. Fakat bu gereksinimini byk lde stben'in ngrd deerler dorultusunda kontrol altna almay baarabilmitir. Sleyman bir melek deildir, o da g gereksiniminin drtleriyle st-ben'in buyruklar arasndaki atmay yaamakta, g gereksinimini kontrol altna almak iin aba, gayret sarfetmektedir. G gereksinmesi ile ilgili en evrensel deer yargs, gc verene kran duymaktr. hsan etmi olduu gce karlk Allah, Sleyman ve Dvut'dan kretmelerini istemektedir: "Ey Dvud ailesi, kredin!" (166) Nitekim Sleyman, "Rabbim, beni, bana ve anama, babama verdiin nimete kretmee raz olacam yararl iler yapmaya sevket..." (167) diye dua eder. Sahip olduu gten bahsederken, "Allah'n bana verdii..." (168) ifadesini kullanr. Seb melikesinin taht ksa srede yanna getirilince hissettii kran duygusunu belirtmeden edemez. (169) G gereksinimi konusunda Seb melikesi, Sleyman ile benzer ynleri olan bir kiilik portresidir. Fakat st ben'lerine hkmeden otorite ve deerler farkldr. Dolaysyla bu iki portre temelde birbirine zt kiilik zelliine sahiptirler. Seb melikesinin sahip olduu gce baktmzda,' 69 "kendisine (krallarn muhta olduu) her ey verilmi ve byk bir taht var"(170)dr. Ancak, o ve halk Allah' brakp gnee tapmaktadrlar. (171) st ben'lerini Allah'tan baka otorite ve deerler ekillendirmektedir. Sleyman, onlarn st ben'lerine Allah'n otoritesi ekil versin diye onlarla diyalog kurar. Onlara gnderdii mektupta "Bana kar byklk taslamayn ve bana teslim olarak gelin." (172) diye yazar. Glerine gvenerek byklk taslamaya kalkmamalarn salk verir. Nitekim ileri gelenler Sleyman'a kar kma konusunda "Biz kuvvetliyiz, yaman savalarz..." (173) diye gr ileri sreceklerdir. Sleyman ise, glerine gvenmelerinin onlar iin yeterli olmayacan, "kendilerinin asla kar koyamayacaklar ordularla geleceini" (174) haber verir. Melike ise, gcn stnde gler, glerin stnde de hibir gcn kar koyamayaca ilhi bir g olduu inancna eriince; "Rabbim ben nefsime zulmetmiim. Artk Sleymanla beraber lemlerin Rabbi Allah'a teslim oldum, der." (175) 70 YUNUS Peygamberler melekler gibi mutlak itaat etme durumunda olan kimseler deildir. Onlar irde sahibi olup itaat edip etmeme konusunda seim yapma imknna sahiptirler. Onlar da her insan gibi alt-ben'in istekleriyle st-ben'in buyruklar arasndaki atmay yaarlar. Arlkl olarak st ben alt ben'i ekillendirdii iin peygamberler rnek kiilikler olarak n plna karlar. Peygamberler, melekler gibi itaat etmekten baka seenee sahip olmasalard insanlara rnek olamazlard. Yunus Peygamber, her insann yapabilecei gibi, z varlktan memnuniyetsizlik duygusunun etkisiyle bir an iin sabrszlk, acelecilik, mitsizlik portresi izdi. "Znnn'u da an; zira o, kavmine kzarak gitmiti, bizim kendisine g yetiremeyeceimizi sanmt." (176) Yunus "un kavmine kzarak veya krala kzarak ya da Rab-bine kzarak gittii yolunda yorumlar vardr. (177) Kavminin (inanmamakta) direnmesi, srarl ve inat bir tutum sergilemesi, bylece davetin uzam olmasndan Ynusun bkp usand sylenir. (178) O, bir an nce davetin baarya 71 ulamasn istemektedir. Baarnn gecikmesi memnuniyetsizlik yaratmaktadr. Yunus'un "kzgnl" bu memnuniyetsizlii ifade eder. zvarlktan

memnuniyetsizlik duygusu Onu acelecilie ve sabrszla gtrmtr. "Oysa sabretmesi ve Allah'n iznini beklemesi gerekirdi." (179) Allah bu konuda Yunus'un dikkatini ekebilmek iin onu sabredilmesi daha zor olan bir durumla dener. "Yunus da gnderilen elilerdendi. Bir zaman o, kap ykl bir gemiye binmiti. Gemidekilerden birinin denize atlmas iin aralarnda kura ekilmiti de, Yunus kuray kaybedip denize atlanlardan olmutu. Knanm, balk onu yutmutu. Eer Allah' tebih edenlerden olmasayd, insanlarn tekrar dirilecei kyamet gnne kadar, baln karnnda kalrd. Biz onu baln karnndan hasta bir halde orak bir sahile attk." (180) "Nihayet karanlklar iinde kalp: "Senden baka tanr yoktur. Senin nn ycedir, ben zlimlerden oldum!" diye yalvard." (181) Yunus, iddetli ve youn bir karanlkla deneniyor. Bu karanlk baln karn, denizin dibi, gecenin karanl olabilir. (182) Baln karnndan karldnda hasta bir haldeydi. Yunus'un yaad bu durum zvarlktan memnuniyetsizlik duygusu uyandrmaya yeter de artar. Bu memnuniyetsizlik duygusu, davet srasnda yaadndan ok daha ardr. Hatasn anlamas iin yeterli olmutur. Belki bir an iin alt ben'in isteine uymu, zvarlktan memnuniyetsizlik duygusunun etkisiyle grevinde sabrszlk 72 gstermi olsa bile, st ben'in sesine abucak kulak vermesini bilmi, Allah'a yalvarm, hep O'nu tebih etmitir. 73 ZEKERIYYA YAHYA Zekeriyy, Allah'tan soyunu devam ettirecek temiz kiilikli bir nesil ister. (183) Allah da Yahya adnda bir oul mjdeler. (184) Yahya adndaki oulun zelliklerine baktmzda ideal bir kiilik modeliyle karlarz. Kur'n, Yahya'nn ahsnda ideal bir kiiliin ana hatlarn izer."Ey Yahya, Kitab' kuvvetle tut" dedik ve ona ocuk iken hikmet verdik. Katmzdan bir rahmet ve temizlik de verdik, o korunan oldu." (185) "Zekeriyy mbedde durmu namaz klarken melekler ona; "Allah sana, Allah'tan bir kelimeyi dorulayc, efendi, nefsine hkim ve iyilerden bir peygamber olacak Yahya'y mjdeler." diye nlediler." (186) Allah, Yahya'nn Kitab' kuvvetle, zenle, kararllkla, sebatla tutmasn istiyor. (187) nk kitap deerlerin bilgisinin kaynadr. Kitapta yer, alan deerlerin benimsenmesi, kabul edilmesi gerektii vurgulanmaktadr. st ben'e ncelikle Kitap'ta yer alan deerler ekil vermelidir. nsan, belirli deerleri benimser ama bazen bu deerler onun kiiliine yn vermeyebilir. Fakat Yahya'ya. 74; gelince ona hikmet verildii belirtilir. Hikmet, "bilgi ve o bilgiye uygun davranmay" (188) ifde eder. Bu da Yahya'nn inand deerler dorultusunda kiilik gelitirdii manasna gelir. Yahya'nn niteliklerinden birisi de "hasr"dur. Hasr insann nefsini (gd ve eilimlerini) dizginlemesini (189) ifade eder. Yahya, alt ben'in snrsz isteklerini, st ben'in ngrd deerlere boyun edirmeyi baarmtr. Yahya ayn zamanda "temiz"dir. "Yani gnah ilememektedir." (190) nsan belli deerlere inanr, onlar benimser ama onlara uygun davranmay baaramaz. Alt benliinin eilimlerinin snrszl ar basar. Kii bir deerler manzumesine inanr, fakat baka trl davranr. te bu durum gnah olarak nitelendirilir. Yahya, gnah kirlerinden kendisini temiz tutmay baarabilmi bir kiiliktir. 75 SA Kur'an, s kssasn annesi Meryem'in doumuyla ilgili olarak sunduu bir kesitle balatr. "mran'n kars demiti ki: "Rabbim, karnmda olan tam hr olarak sana adadm, benden kabul buyur; phesiz sen iitensin, bilensin." Onu dourunca -Allah onun ne dourduunu bilirken- yine yle dedi: "Rabbim, onu kz dourdum, erkek kz gibi deildir. Ona Meryem adn verdim..." (191) mran'n karsnn byle bir ifade kullanmas, onun hznl ve zntl olduunu gsterir. Adandan dolay Rabbinden zr diler, zntsn belirtir bir tarzda konumaktadr. (192) Adak olarak sahip olduu en deerli varl Allah'a sunmak istemi, ama bu adak erkek deil de kz olunca istedii, arzulad ada sunamamann zntsne

kaplmtr. Adan erkek olmas tercih sebebidir. Bu durum erkee kadndan daha fazla deer verildiini gsterir. Oysa adanan Meryem kz olmasna ramen ok deerli bir adaktr. Kur'an bu kz adan ok deerli olduunu aka vurgulamaktadr. (193) Dolaysyla erkein kadndan stn olduu ynndeki deer yargsnn kayna 76 o gnk sosyal normlardr. mran'n kars "erkek kz gibi deildir" derken, yaam olduu toplumun deer yarglarn ortaya koyuyordu. Toplumsal otoritenin tesiri altnda byle bir anlay ifade etmiti. nsann st ben'inin ekillenmesinde toplumun, sosyal normlarn yadsnamaz bir rol vard. Allah Meryem'e babasz bir erkek ocuk vermekle toplumdaki erkein stnlne dair deer yargsn ykacakt. (194) Bylece toplumsal otoritenin ve sosyal normlarn kiilik yapsnda mutlak ve tek belirleyici faktrler olmad ortaya kacakt. Toplum, insann st-ben'inde her zaman yer alabilen bir potansiyeldir. Meryem, gebe kalnca toplumsal otoritenin gsterecei tepkiden dolay yle sylemektedir: "Keke bundan nce lseydim, unutulup gitseydim!" (195) Toplumdan utanp ekinmekte ve ayplanp knanmaktan korkmaktadr. (196) ve nitekim toplum kendi deer llerine gre Meryem'i yarglamaya balar: "... Ey Meryem dediler, sen tuhaf bir i yaptn. Ey Harun'un kz kardei, baban kt bir adam deildi, annen de fahie deildi?" (197) Bunun zerine Meryem, toplumsal otorite ve normlarn mutlak ve tek belirleyici faktr olmadn, koyduklar llerin her zaman doru, iyi, faydal olamayacan belirtmek zere sz sa'ya brakt: "Meryem, konumalar iin onu gsterdi. Dediler ki: 77 "Beikteki ocukla nasl konuuruz?" ocuk: "Ben Allah'n kuluyum, dedi, O bana kitap verdi, beni peygamber yapt. Beni bulunduum her yerde insanlara yararl kld. Sa olduum srece bana namaz klmay, zekt vermeyi emretti." (198) Toplumun da zerinde, deerleri ve normlar bildiren kitab veren, emreden, buyuran lh otorite mutlak ve birinci derecede belirleyici gtr. Deerlerin ve normlarn arkasndaki otoritenin mutlak manada Allah olmas gerektiini sa'nn ahsnda vurgulayan birok yet vardr. (199) Geri her ada dnce unsurlarnn ve bilgi esaslarnn sadece toplumsal hayatn bir rn olduunu, toplum tarafndan bireylere aktarldn ileri srenler olmutur. (200) s kssasnda toplumun tek bana deerlerin kayna ve deerlerin ardndaki otorite olamyaca, ilh kaynaktan yoksun bir deerler alannn dnlemeyecei vurgulanmaktadr. 79 SONU Genellikle peygamberlerin ve kavimlerinin hayatndan kesitler eklinde Kur'an'n sunmu olduu kssalar ok ynl amalara ilikin ilevleri yerine getirirler. Kssalarn en nemli ilevlerinden birisi ise, insann kiilik ynne dair modeller, dier bir syleyile paket programlar sunmasdr. Kssalar aracl ile nerilen kiilik modellerinin en nemli zellikleri, onlarn da temelde bir insann sahip olduu doal eilim ve potansiyellerin hepsine sahip olmalardr. nk insanlara sunulan modeller, her insann tad zellikleri tamak durumundadrlar. taat etmekten baka seenei olmayan melekler, itaat ve itaatsizlik arasnda seim yapma imknna sahip olan insana bu ynyle gerek bir model olmaktan uzaktrlar. Kur'an'n sunduu kiilik modelleri, her insann sahip olduu gd ve eilimlere sahip olan, gd ve eilimlerini st-ben'in deer ve buyruklarna uydurmak iin btn insanlar gibi aba harcayan, eksik ve hatas ok az olan ve bunlar derhal dzelten, ideal kiilii yakalamada mkemmele en yakn olan gerekletirme baars gsterebilen modellerdir. Bu aratrmann bizi ulatrd sonu, peygamberlerin olaan st, beer st varlklar olmaddr. nk olaanst bir eyin olaan olana model olmas aralarnda almas g bir mesafe meydana getirir. Peygamberlerin, insanlara rnek olmasnn nndeki en byk engel, peygamberlerin olaanst, ulalmaz kabul edilmesidir. Ulalmas imknsz olan bir eye ulamaya almak kadar anlamsz bir ey yoktur.

Fakat peygamberler, ideal kiilik asndan insanlar ierisinde hep zirveye en yakn isimler olmutur. Peygamberler ayrca dier insanlarn yaamad vahiy tecrbesini yaarlar. Deerlerin bilgisini dier insanlar gibi dolayl olarak deil, Allah'tan vahiy yoluyla alrlar. Bu deerleri alma ve aktarma konusunda seim haklar yoktur. Aldklar vahiyleri doru ve eksiksiz bir ekilde insanlara ulatrrlar. Onlarn dier insanlardan farkl olan yani olaanst olan ynleri budur. Peygamberleri makamlarndan indirmek, onlarn makamlarna hrmetsizlik etmek ne kadar byk hata ise, onlar ulalmaz klmak da o kadar byk hatadr. 80 DPNOTLAR 1. Mahmut TEZCAN, Kltr ve Kiilik, Ankara, 1987, s.17. 2. Seyyid KUTUB, Kur'an'da Ebed Tasvir, stanbul,1991, s.253. 3. Bakara, (2), 30. 4. Kd Nasruddn el-BEYZAV, Envru't-Tenzl ve Esrru't-Te'vl, Beyrut, 1988,1/50. 5. Muhammed bn Ali bn Muhammed e-EVKN, Fethu'1-Kadr, Beyrut, 1995,1/82. 6. En'am (6), 165. 7. Bakara (2), 31-33. 8. el-BEYZAV, a.g.e., 1/51. 9. Bakara (2), 34; A'rf (7), 13; Hicr (15), 34 10. Bakara (2), 35; A'raf (7), 19. 11. Ebu'1-A'l el-MEVDUD, Tefhmu'l-Kur'n, stanbul, 1986,1/51. 12. Th (20), 120. 13. A'rf (7), 20. 14. Th (20), 115 15. e-EVKN, a.g.e.,TII/483 16. Ebu'l-Ksm Crullah Muhammed bn mer ez-ZEMAHER, el-Kef an Hakiki Gavmizi't-Ten-zl, Beyrut, 1995,111/88. 17. el-BEYZAV, a.g.e., 11/59. 18. Fazlur RAHMAN, Ana Konularyla Kur'an, Ankara,1996, s. 160 19. A'rf (7), 20-23. 20. Th (20), 121-122. 21. Abdullah bn Ahmed en-NESEF, Medriku't-Tenzl ve Hakiku't-Te'vl, Beyrut, 1996, III/105. 22. e-evkn, a.g.e., 11/245. 23. el-MEVDUD, Tefhmu'l-Kur'an, 11/21. 24. M.Sait MEK, Kur'an Kssalarna Giri, stanbul,1993, s.217. 25. Mide (5),cx 27. 26. ez-ZEMAHER, a.g.e., 1/611; el-BEYZAV, a.g.e., 1/263; en-NESEF, a.g.e.. 1/405. 27. Mide (5), 27-28. 28. Mide (5), 30. 29. el-BEYZAV, a.g.e., 1/264. 30. Mide (5), 31. 31.Hd(ll), 27. 32. ez-ZEMAHER, a.g.e., 11/375. 33. e-EVKN, a.g.e., 11/611. 34. Nh(71), 5,6. 35. en-NESEF, a.g.e., IV/432. 36. Mminn (23), 24. 37. Alfred ADLER, Psikolojik Aktivite, stanbul, 1993, s.40-41. 38. Hd (11), 25-26. 39. Mecd'd-Dn Muhammed bn Yakb el-FRUZBD, Besira Zevi't-Temyz, Beyrut, t.s.z., V/34. 40. e-EVKN, a.g.e., 11/611. 41. el-BEYZAV, a.g.e., 1/404 42. el-FRZBD, a.g.e., 11/577. 43. Araf (7), 63; Nh (71), 1-4. 44. Yunus (10), 71. 45. el-BEYZAV, a.g.e., 1/442

46. Hd (11). 41-43 47. en-NESEF, a.g.e., 11/271. 48. ADLER, a.g.e., s.44, 48. 49. Hd (11), 45-46. 50. e-EVKN, a.g.e., 11/623 51. el-BEYZAV, a.g.e., 1/458. 52. uar (26), 128-129. 53. en-NESEF, a.g.e., III/279. 54. el-Fecr (89). 7. , 55. el-FRZBD, a.g.e., IV/99 56. uar (26), 149. 57. e-EVKN, a.g.e., IV/139. 58. A'rf (7), 74; Fecr (89), 9. 59. S.Ahmed ARVAS, Diyalektiimiz ve Estetiimiz, stanbul, tsz., s.104, 112. 60. Mmtehine (60), 4. 61. el-BEYZAV, a.g.e., 11/486. 62. e-EVKN, a.g.e., V/263. 63. En'm (6), 75-79. 64. e-EVKN, a.g.e., 11/167.' 65. en-NESEF, a.g.e., 11/30 66. Ebu'1-A'l el-MEVDUD, Kur'an'a Gre Drt Terim,stanbul, 1991, s. 35. 67. Enbiy (21), 56-57. 68. ez-ZEMAHER, a.g.e., III/122. 69. el-MEVDUD, Tefhmu'l-Kur'an, III/286. 70. Meryem (19), 41-49. 71. brahim (14), 37. 72. en-NESEF, a.g.e., 11/378. 73. el-BEYZAV, a.g.e., 1/521. 74. ez-ZEMAHER, a.g.e., 11/537. 75. e-EVKN, a.g.e., III/139. 76. Engin GENTAN, nsan Olmak, stanbul, 1995, s. 109-110. 77. Sfft (37), 100. 78. brahim (14), 39. 79. Sfft (37), 102-108. 80. en-NESEF, a.g.e., IV/40. 81. e-EVKN, a.g.e., IV/501 82. el-BEYZAV, a.g.e., 11/299. 83. e-EVKN, a.g.e., IV/503. 84. Engin GENTAN, Psikanaliz ve Sonras, stanbul,1990, s. 123-124. 85. Ankebt (29), 28-29. 86. el-BEYZAV, a.g.e., 11/208. 87. uar (26), 165-166. 88. en-NESEF, a.g.e., III/283. 89. e-EVKN, a.g.e., IV/141. 90. el-BEYZAV, a.g.e., 11/164. 91. A'rf (7), 80,81. 92. ez-ZEMAHER, a.g.e., 11/121. 93. GENTAN, nsan Olmak, s.74-76. 94. Yusuf (12), 4-6. 95. e-EVKN, a.g.e., III/8. 96. en-NESEF, a.g.e., 11/304. ' 97. ez-ZEMAHER, a.g.e., 11/427 98. Yusuf (12), 8. 99. ez-ZEMAHER, a.g.e., 11/429 100. Yusuf (12), 9-10. 101. Yusuf (12), 11-20. 102. Yusuf (12), 21. 103. ez-ZEMAHER, a.g.e., 11/436-437; en-NESEF, a.g.e., 11/310. 104. el-BEYZAV, a.g.e., 1/480. 105. Yusuf (12)21. 106. Yusuf (12), 32.

107. en-NESEF, a.g.e., 11/316. 108. el-BEYZAV, a.g.e., 1/483. 109. Yusuf (12), 54-56. 110. Yusuf (12), 91. / ' . 111. GENTAN, nsan Olmak, s. 83. 112. Yusuf (12), 22. 113. Yusuf (12), 101. 114. Yusuf (12), 18. 115. el-BEYZAV, a.g.e., 1/479. 116. Yusuf (12), 24. 117. e-EVKN, a.g.e., 111/22 118. Yusuf (12), 53. 119. el-BEYZAV, a.g.e., 1/487. 120. Alparslan US AL, Zeynep ASLAN, Davran Bilimleri, zmir, 1995, s. 196. 121. HJ. EYSENCK, Glenn WILSON, Kiiliimizi Tanyalm, stanbul, 1995, s. 103. 122. A'rf (7), 85. 123. e-EVKN, a.g.e., 11/279-280. 124. uar (26), 176-183. 125. Hd(ll), 87. 126. Halis ZG, nsann yz, Ankara, 1960, s.85. 127. Enbiy (21), 83-84. 128. e-EVKN, a.g.e., III/522. 129. en-NESEF, a.g.e., /132. 130. Sd(38), 44. 131.Kasas(28), 4. 132. Kasas (28), 6. . 133. Kasas(28), 7. 134. Kasas (28), 25. 135. Th (20), 17-21. 136. Th (20), 43-46. 137. A'rf (7), 116. 138. Th (20), 67-68. 139. Th (20) 71 140. uar (26), 60-61. 141. uan (26), 63, 65. 142. Th (20), 77. 143. Mide (5), 21-23. 144. en-NESEF, a.g.e.. 1/403. 145. el-MEVDUD, Tefhmu'l-Kur'n, 11/81. 146. A'raf (7), 145. 147. A'rf (7), 154. 148. el-BEYZAV, a.g.e., 1/362. 149. A'rf (7), 148. 150. el-MEVDUD, Tefhmu'l-Kur'n, 11/87. 151. A'rf (7), 149. 152. A'rf (7), 159. 153. Clifford T. MORGAN, Psikolojiye Giri, Ankara,1995, s. 203. 154. Kehf (18), 65-67. 155. Kehf (18), 71-82. 156. Cavit BNBAIOLU, renme Psikolojisi, Ankara,1991, s. 92. 157. Glten LGEN, Eitim Psikolojisi, Ankara, 1995, s.45. 158. Enbiy (21), 80. 159. el-MEVDUD, Tefhmu'l-Kur'n, III/292. 160. Sebe'(34), 10-11. 161. e-NESEF, a.g.e., IH/465. 162. Sd (38), 19. 163. Sd (38), 21-23. 164. Sd (38), 24. 165. USAL, a.g.e., s. 195-196 166. Sebe' (34), 13. 167. Nemi (27), 19.

168. Nemi (27), 36. 169. Nemi (27), 40. 170. Nemi (27), 24. 171. Nemi (27), 25. 172. Nemi (27), 31. 173. Nemi (27), 33. 174. Nemi (27), 37. 175. Nemi (27), 44. 176. Enbiya (21), 87. 177. e-EVKN, a.g.e., III/522-523. 178. el-BEYZAV, a.g.e., 11/77. 179. en-NESEF, a.g.e., D/133. 180. Sfft(37), 139-145. 181. Enbiy (21), 87. 182. el-BEYZAV, a.g.e.. 11/77. 183. l-i mran (3), 38. 184. Meryem (19). 7. 185. Meryem (19), 12-13. 186. l-i mran (3), 39. 187. e-EVKN, a.g.e., III/404. 188. e-EVKN, a.g.e., III/4O5. 189. el-BEYZAV, a.g.e., 1/158. 190. en-NESEF, a.g.e., /51. 191. l-i mran (3), 35-36. 192. en-NESEF, a.g.e., 1/234. 193. H mran (3), 42. 194. Meryem (19), 16-26; l-i mran (3), 45-47. 195. Meryem (19), 23. 196. el-BEYZAV, a.g.e., 11/29. 197. Meryem (19), 27-28. 198. Meryem (19), 29-31. 199. l-i mran (3), 48-49;,Mide (5), 46; Zuhruf (43), 63-64. 200. M. Abdullah DRAZ, Din ve Allah nanc, stanbul,tsz., s.170. . 91 BBLYOGRAFYA - ADLER, Alfred, Psikolojik Aktivite, Tere: Belks orak, Say Yaynlar, stanbul, 1993. - ARVAS, S. Ahmed, Diyalektiimiz ve Estetiimiz, Burak Yaynevi, stanbul, tsz. - el-BEYZAV, Kd Nsruddn, Envru't-Tenzl ve Esrru't-Te'vl, Dru'lKtbi'l-lmiyye, Beyrut, 1988. - BNBAIOLU, Cavit, renme Psikolojisi, Binbaolu Yaynlar, Ankara, 1991. - EYSENCK, H.J. WILSON, Glenn, Kiiliimizi Tanyalm, Remzi Kitabevi, stanbul, 1995. - el-FRZBD, Mecd'd-Dn Muhammed bn Yakb,Besiru Zevi't-Temyz, elMektebetu'1-lmiyye, Beyrut, tsz. GENTAN, Engin, nsman Olmak, Remzi Kitabevi, stanbul, 1995'. - GENTAN, Engin, Psikanaliz ve Sonras, Remzi Kitabevi, stanbul, 1990 - KUTUB, Seyyid. Kur'an'da Ebed Tasvir, Tere. Mehmet Yolcu, izgi Yaynlar, stanbul, 1991. - el-MEVDUD, EbuT-A'l, Tefhmu'l-Kur'n Tere. Muhammed Han Kayan ve Arkadalar, nsan Yaynlar, stanbul, 1986. - el-MEVDUD, EbuT-AT, Kur'an'a Gre Drt Terim,Tere.: Osman Cilac, smail Kaya, Beyan Yaynlar, stanbul, 1991. - MORGAN, Clifford T., Psikolojiye Giri, ev. Hsn Arc ve Arkadalar, Hacettepe . Psikoloji Blm Yaynlar, Ankara, 1995. - en-NESEF, Abdullah bn Amed, Medriku't-Tenzl ve Hakiku't-Te'vl, Dru'nNefis, Beyrut, 1996. - ZG, Halis, nsann yz, retmen Dergisi Yaynlar, Ankara, 1960. - RAHMAN, Fazlur, Ana Konularyla Kur'an, ev. Alparslan Akgen, Ankara Okulu Yaynlar, Ankara, 1996.

- e-EVKN, Muhammed bn Ali bn Muhammed, Fethu'l-Kadr, el-Mektebetu'lAsriyye, Beyrut, 1995. - MEK. M. Sait, Kur'an Kssalarna Giri, Yneli Yaynlar, stanbul, 1993. - TEZCAN, Mahmut, Kltr ve Kiilik, Bilim Yaynlar, Ankara, 1987. -USAL, Alparslan, ASLAN, Zeynep, Davran Bilimleri, Bar Yaynlar, zmir, 1995. - LGEN, Glten, Eitim Psikolojisi, Bilim Yaynlar, Ankara, 1995. - ez-ZEMAHER, Ebu'l-Ksm Crullah Muhammed bn mer, el-Kef an Hakiki Gavmizi't-Ten-zl, Dru'l-Ktbi'l-lmiyye, Beyrut, 1995. --KUR'AN'DA AHLAK PSKOLOJS Kur'n- Kerim, ahlk kurallarn emir buyurur veya yasaklarken, bu emir ve yasaklarn psikolojik ve psiko-sosyal gereklerine iaret eder. insana ahlk gzellikleri kazandrmak ve onu ahlki kusurlardan arndrmak iin Kur'an- Kerm, insann psikolojik g ve eilimlere, zaaflara sahip bir varlk olduunu daima gznnde bulundurur. Kur'an bir nazariyeler kitab deil, bir eitim ve ynetim kitabdr. Bu eitimi gerekletirmek ve ynetimi salamak iin, insana ait birtakm ruh srlar, psikolojik hakikatleri izah eder. KUR'AN'DA BADET PSKOLOJS slm'n art be deildir. Kur'an, kendisine iman eden mslmana yalnzca be tane art ileri srmez. Fakat bu be art, mslmann kiilik btnl ierisinde yle hassas bir konuma sahiptir ki, Kur'an'n insana nerdii hayatta ilgi dier btn artlara uymay, itaat etmeyi kolaylatrr. Bundan dolaydr ki, slm dini be temel art zerine kurulmu bir artlar, kurallar, deerler sistemidir.

You might also like