You are on page 1of 227

MURATHAN MUNGAN AYNALI KIRK ODA ::::::::::::::::: Murathan Mungan 21 Nisan 1955 stanbul doumlu.

. Ankara niversitesi Dil ve Tarih-Corafya Fakltesi Tiyatro Blm'n bitirdi. lkin eitli dergi ve gazetelerde yazlan ve iirleriyle grnen yazarn ilk kitab 1980'de yaymlanan Mahmud ile Yezida'dr. Daha ok iirleri (Sahtiyan, Yaz Geer, Omayra), hikayeleri (Cenk Hikayeleri, Krk Oda, Kaf Dann n), oyunlar (Taziye, Bir Garip Orhan Veli, Geyikler Lanetler) ile tannan Murathan Mungan ayn zamanda radyo oyunu, film senaryosu ve ark sz yazd. eitli alanlara dalm yirmi yllk almalarndan yapt zel bir semeyi Murathan'95 de toplad. iirlerinden yaplan bir seme Krte'ye evrildi: Li Rojhilate Dile Min ("Kalbimin Dousunda"). Dnya edebiyatndan resim konulu ykleri bir araya getirdii Ressamn Szlemesi adl bir sekisi yaymland. Metis Yaynlar, yazarn kitaplatrd btn almalar bir klliyat olarak yaymlyor. ::::::::::::::::: indekiler ALCE HARKALAR DYARINDA AYNALI PASTANE GECE ELBSES Ne zaman iime biraz fazla baksam, ykseklik korkum depreir... ::::::::::::::::: ALICE HARKALAR DYARINDA Naim Dilmener iin Bu hikayede bahsi geen ahs ve hadiselerin hakikatle hibir alakas yoktur. Benzerliklerse sadece birer tesadften ibarettir. Ve btn tesadfler gibi kanlmazdr. DOMA BYME TEXASLI ALICE STAR, PUSLU BR SONBAHAR sabah evinden kap bu boucu tara kasabasn byk kentlere balayan anayollardan birine ktnda, btn yaz scaklarnn, btn sinek ve vantilatr vzltlarnn geri dnmemecesine ardnda kaldndan emindi artk. Evden kamalar hanidir ciddiyetini yitirmi, can skc bir tekdzelikte yinelenen anlamsz bir oyuna dnmt. Her seferinde, "gnn koullarna" ve "hayatn artlarna" yenik dyor ve yine her seferinde, en azndan son gndr azna lokma koymam bir halde gerisin geri evin yolunu tutmak zorunda kalyordu. Bu yzden yaptklar, bakalarnn

gznde bir yeniyetme marklndan baka bir anlam tamyordu epeydir. Eyleminin gerekliine bu kez olsun inandrmak iin, sonuna kadar gitmekten baka yolu yoktu. O son da, o yol da nndeydi imdi. Biraz daha cesaret istiyordu, hepsi bu. Bylelikle, o eski, efsanevi "Asi Kz" imgesine, bu imgenin kararl dnszlne yeniden kavuabilirdi. Bindii otobsn penceresinden gemie bakp geride braktklaryla elinde kalanlarn dkmn yapmaya yreini yokladnda; Texas'n ssz llerine benzeyen ii bo ocukluk grntlerine, boucu bir yalnzlktan baka hibir ey olmayan anlarna daldnda, on sekizini yeni bitirmiti. ncekilerden farkl olarak bu kez zerinde ispat edilmi bir "rtn" hakl gvenini tayordu. Ve bu seferkinin ncekilere hi benzemediini bir tek kendi biliyordu. Yol sevinci ile gemii boaltmann sszl yreinde yer deitirerek duygularn belirsizletirirken, nndeki yolun neler vaat ettiini bilmemekle birlikte, emin olduu tek ey, gerekten ne pahasna olursa olsun, artk bir daha geri dnmeyeceiydi. Alice iin bu, yeni bir yaam zleminden, evden kan anlamlandrma gayretinden, herhangi bir seenek arayndan ok bir var olu sorunuydu. Artk bir var olu sorunu... Nitekim yle oldu. Alice Star bir daha Texas'a hi dnmedi. Bu kez baarmt. Bunu yllar sonra bir kez daha dnecekti; kat o gnn btn ayrntlar, bindii, daha dorusu iine ekildii o garip aracn metalik penceresinden uzayn usuz boluuna baktnda, ayn belirsizlik duygusuyla yoklayacakt iini; hem de tam her ey yoluna girmiken... On sekizlik Alice'in yreiyse on ne takl kalmt. Kilise korosundaki pazar ayinlerine takl kalmt sesi. lk flrtnn "Dancing" kapsnda onu yzst brakarak baka bir kzla kt zamanlardand yzndeki balamasz hzn. Uzak baklarndaki derin ksknlk, meydan okuyan bir umarszla dnmt zamanla. Her acy ciklet ineyerek karlayan ve bir omuz silkmesiyle geitiren kzlardan biri olmutu sonunda. Baka trl ayakta ve hayatta kalnamayacan renmiti nk. Camlarna harfleri eksilmi neonlarn yansd benzinlikler, bakmsz kafeler, arada bir ekilen bira sifonunun tekdze sesi, araba mezarlndaki metal hurda, patlak tekerlekler, teneke kutular, havann scana bulam kekre ttn kokusu gibi, bir Amerikalya hemen "Bat"y artracak ssz ayrntlar sinmiti yznn anlamna, davranlarna... Yaam boyunca doup byd yeri kendinde tayanlardand. Bir daha dnmedii yurdunun iklimi, efsanesinin de gizi oldu. Ondaki gizil vahilikte her Amerikalya imdi unuttuklar sert ve acmasz gemii artran bir ey vard. Eski kovboy filmlerinde, sigara reklamlarnn ekildii vadilerde ve bir de bu kadnn yznde olan bir ey... Nitekim yllar sonra, Alice Star, Amerika ve dnya iin bir "mit" haline geldiinde, onun mitolojisini gelerine ayrtran okbilmi eletirmenler, her konuda kl krk yaran uzmanlar, her eyi bir baka eyle aklayan sosyal aratrmaclar, yznn ikonografisini okurken, bu noktalar zerinde hassasiyetle duruyor ve sonu gelmeyen yorumlar yapyorlard. Dnya kurulal beri, kimsenin bana --en azndan bu kadar aikar olarak-- gelmeyen o tuhaf hadise vuku bulduundaysa, bana gelenlerin, yznn bir kaderi olduu konusunda hemen herkes hemfikirdi. lkin Amerika'nn gemiindeki, sonra Hristiyanlk tarihindeki ikonografik gelenei iermekle kalmayan yznn agzl anlam, bunlarla yetinmeyip

daha da telere, uzayn derinliklerine uzanm ve sonunda da belasn bulmutu. Olan bitenin tek aklamas buydu. En azndan biroklarna gre. Ban pencereden alp her durakta krkl kaplar "tsslayarak" alp kapanan bu imen yeili otobsn iindekileri seyretmeye koyuldu. Sanki bu otobs bir filmde grmt, bu sahneyi; hatta sanki kendi de bir filmin iindeydi. (Sinemalar! Boucu tara kentlerinin dnyaya alan byl ufuklar... dnyann her yerinde...) Tenhayd otobsn ii. Kendinden baka birka yolcu daha vard. Onlara bakarken, evden kaan insan says ne kadar az, diye dnerek hayfland. Az sonra, her otobs yolcusunun ille de bir kaak olmasnn gerekmediini, pekala seyahat ediyor olabileceklerini hatrlad, kendi kendine mahcup oldu. Daha sonra, yan srada oturan bir kovboy iliti gzne. Oturuunda, yayld geni ayrlar tayordu. Halinde, duruunda, srlarn otlatld da ba meralarn hatrlatan bir ey vard. Ayaklarnn dibinde kk bir srt antas duruyor, banda eprimi geni bir apkayla pencereden dar bakarak eski "country" arklarn slkla alyordu. Yzndeki ocuksu saflkta, gelecee duyduu noksansz gven okunuyordu. Erkeklere zg, ou kez karl olmayan bn bir gvendi bu. Hi susmuyor kovboy. Belli ki yreinde byk umutlarla, byk kentte yeni bir yaam arayacak kendine. Tam da, ben bu sahneyi bir filmde grmtm, dedirtecek cinsten bir grntyd Alice'in seyrine dald. Saklanmaya deer bir an gibi bu erkek yzn ve onu evreleyen ayrntlar ezberlemeye alyor. (Yol hatras... Uzaklar iin yol hatras...) Ayn anda, ayn yola, birbirinden habersiz km iki yol arkada imdi onlar. Belki tanmayacaklar bile, ya da yllar sonra bir rastlant sonucu karlatklarnda, biri dierini ve bugn hatrlayacak. Bu biri, belli ki kovboy olmayacak; Alice'in farknda bile deil nk, onun iin dndklerinin, kurduu yknn de tabii. Erkeklere zg, ou kez karl olan bir duyarszlktan ve ilgisizlikten kaynaklanyor bu hali. Belki de bu yzden, Alice, anszn, bu kovboyun byk kentlerde harcanp gideceine, hibir umudunu gerekletirmeden savrulup kaybolacana karar veriyor. Ayrntlar fark etmeyen bu kaytsz yzn karar anlarn ve nne kan frsatlar deerlendiremeyeceini, sradan bir gece yars kovboyu olarak byk kent arklarnn dililerinde tlp gideceini dnyor. Texasllar da zamannda Alice iin benzer eyler dnmler, uzun yllar ondan bir ses kmadn grnce de, dndklerinin doruluuna hkmedip onun Amerika ktasnn usuz bucakszlnda yitip gittiine inanmlard. Bir ara Massachusetts Teknoloji Enstits'nde okuyan ve terr dzeyinde bir igzar olarak nam salm bulunan Sam Morris, Alice'in bir porno yldz olduunu, ucuz seks filmlerinde oynadn sylediinde de kimse inanmamt ona. Bu inanszlkta, elbette Alice'in kiiliine, ahlakna bu ii yaktramamak gibi bir kayg deil, dpedz onun bu ii bile kvramayacak kadar beceriksiz olduu dncesi yatyordu. Ayrca o tombul, ksa boylu, sivilceli kzn dzmesini seyretmek iin kimsenin para demeyeceini de dnyorlard. ok da haksz saylmazlard aslnda; Alice gerekten hibir flrtnn gnden fazla srmedii zamanlarnda, tombul, ksa boylu, sivilceli ve olduka sevimsiz bir kzd. Yalnz, vcudunun ounlukla giysi altnda sakl kalmak durumunda olan kimi yerleri gzeldi. rnein, daha sonra btn dnya erkeklerinin hayranln kazanacak olan gbei... Gbeini zellikle akta brakan ve adeta simgesi haline gelen o ksack tirtleri, "Alice tirtleri" olarak dnya modasna damgasn vurduunda, gbei gzel herhangi bir taral kzn artk sakl kalma olasl ortadan kalkm oluyordu. Ayrca, yle geliigzel

alp salmad iin bir trl gsteremedii srt, omuzlar, mermer gibi przsz ve duru; teniyse dalalelerinin tayapraklar gibiydi. Bacaklarnn dzgnlne gelince, bu, o zamanlar dahi biliniyor, konuuluyordu. Onun hakknda ok atp tutanlar bile, biraz ileri gittiklerini dndklerinde, "Ama, bacaklar kusursuz dorusu," derlerdi. Bir sandvi ya da hamburgerle n geitirdii uzun alk yllarnda fazla kilolarn atm, formunu bulmutu. Boyuna gelince: Elbette hrete kavuunca boyu uzamad, ama bu kez de ksa boylu, ufak tefek kadnlar dnyann gzdesi oldular. Sam Morris, sylediklerinin doruluuna inandrmak iin ok didindi, ok urat. Bunu kiisel bir onur sorunu haline getirip btn kasabay bezdirdi. Texas'n o kavurucu le gnei altnda bile, kap kap gezip srarl pazarlamaclar gibi, eik nlerinden bir trl ayrlmak bilmeden, Alice'in eskisi gibi iman olmadn, ayrca epey gzellemi bulunduunu, bu iten para kazanmay hak etmi bir hale bile geldiini anlatt durdu. Btn bu iddialarna karn, gene de kimseyi inandramad, sonunda o da derin bir hakk yenmilik duygusu iinde burulmu ve herkese ksm olarak, srarlarndan vazgeip kesine ekildi. Kimileri, onu aka yalanclkla suluyor, kimileriyse benzetmi olabileceini sylyorlard. Bu, Sam Morris'i daha da ileden karyor; kendinin de herkes gibi yanlm olabilecei, yalanclkla sulanmasndan ok daha korkun bir hakaret olarak grnyordu gzne. Alice Star'n dnyay kasp kavuran bir pop yldz olmasndan birka yl sonra, en az Sam Morris kadar igzar bir gazeteci, Alice Star'n hret olmadan nce, seks filmleri eviren bir porno yldz olduunu belgeleriyle birlikte dnya kamuoyunun dikkatine sunduunda, btn Texasllar, Sam Morris'in bir zamanlar doruyu sylemi olduunu, herhangi bir sradan geree inanr gibi kabullendiler, ama artk hibir nemi kalmadndan zerinde durmadlar bile. Alice, zaten ne zamandr dnyann gndemindeydi. Herkes gibi Texasllar da Alice'in gemiini unutmaya hazrdlar. Ahlak kimi itirazlarn stelemesi halindeyse, aln insanlara her eyi yaptrabilecei grnde birleiyorlard. Hem buras Amerika'yd. zgrlkler lkesi! Sam Morris, bu gecikmi haklln tadn karamad iin, fkesinden hibir ey yitirmedii gibi, eskisinden daha ok insanlardan nefret ederek iyice iine gmld. Teknolojiyle daha fazla ilgilenmeye balad ve kendini uandairelere, uzaydan gelenleri aratrmaya adad. Yalnz, dnya ilerine ksmeden nce, kasabadaki birka nian bozulmas, boanma, iten kovulma ve kimi ufak tefek salon kavgalarnn ortaya kmasnda, Sam Morris'in aratrmac ruhunun nemli bir pay olduu sylentileri yaygnlat. Birka yl sonra uandaireler grdn iddia etmeye baladndaysa --ki bir keresinde bu nedenle televizyon ekranlarna km ve kendisini inanmaz gzlerle szen, beton suratl bir sunucunun manidar sorularn, kendinden gemi bir halde byk bir cokuyla yantlamt-insanlar artk onu, yzlerinde saklamaya bile almadklar hafif arpk bir tebessmle dinliyorlard. Uzayllarn, cn alaca gn beklemekten baka bir ey kalmamt ona. ... Geni gzenekli sarkk yanaklar, etli kaln dudaklarn da birlikte aa ekiyor; hemen her zaman birtakm dolgun sivilceleri barndran iri burnu, geni yzn iki ayr kara parasymasna acmaszca ikiye blyor, bu da yetmiyormu gibi, kaln keli enesinin yardmyla, bir yandan da adeta ne doru iteliyordu. Zaten olmayan alnn iyice bastran beyaz kepinin altndan, gecenin

ileri saatlerinde, sarholarn, "Sa! Hayr, diken! Yok yok, al!" diye bahse tututuklar, hibir canllk belirtisi tamayan talihsiz salar fkrrd. Hep bembeyaz nlk giyerdi. Temiz kadnd; i amarlarna varana dek tlerdi. Onun bu hali altrd Kafe'nin bakmszln aklamay zorlatryordu. O koca kasabada hi kimse, onun yzn gldren herhangi bir ey hatrlamyordu. Bu somurtuk yz, her zaman bezgin bir kpeinkini andrmt. ocukluundan beri "Kpek Kathy" diye anlmas bouna deildi elbet. Alice, annesinin irkinliine hibir zaman akl erdirememiti. Artk "irkin" demenin bile yetersiz kald, btn tanmlarn dna taan, btn kategorileri altst eden bambaka bir umutsuzluk noktasyd bu yzn vard yer. Her seferinde yeniden armadan almak ok gt Kpek Kathy'nin irkinliine. Annesi, Alice'in yaamnda gene de ok nemli bir figrd. Hemen herkesin annesiyle kurduu ilikiden farkl bir eydi bu, ve tabii eitli nedenleri vard. En bata geleni, Alice'in btn yaam boyunca, annesinin aslnda vey annesi olduuna dein sonsuz inancyd. Kendini tutamayp, "Anne, sen vey anne misin?" diye sorduunda henz drt yandayd. Ardndan btn gen kzl boyunca, bu "ac hakikatin" bir sarholuk annda babasnn dudaklarndan dklvermesini bekledi. Hemen her zaman krktk sarho gezen babasnn, byle bo bulunaca bir ann yakalamak iin, ardnda az gezip dolamad. Zavall ihtiyarcksa, kznn ilgisini, kendine duyduu sevgiye ve kollama duygusuna yordu. Kukusuz bir baba iin ok hayrl saylacak bir yanl anlamayd bu. Nitekim Alice, bu nedenle, ka kez babasnn ban eitli belalardan kurtard; daha sonraki yoksulluk ve sefalet gnlerinde en umutsuz zamanlarda bile, bir k yolu bulmak konusundaki yeteneini, en artc durumlarn ortasnda bile hi yitirmedii saduyusunu ve dinginliini, babasnn peinde geirdii o umutsuz gnlerde edinmi olsa gerek. Alice'in annesini bunca kabullenemeyii, onun irkinliinden ok, akl almaz kaytszlyla ilgiliydi. Annesiyle ilikisine ait kk bir holuk, kk bir sevecenlik, karlkl oynadklar gizli, sevimli bir oyun, bir incelik an, ad konmam ama her iki tarafn da yreinde saklad sessiz bir szleme, hibir ey, hibir ey hatrlamyordu. Zaten Alice, hibir zaman annesinin herhangi bir konuda ne hissetmi olduunu anlayamad. Bu kilitli surat, galiba yalnzca Alice'e deil, koca yeryznde hi kimseye hibir ey sylemiyordu. Buruuk gzkapaklar, gzlerinin yarsna dek sarkyor, altndan da hibir k, hibir parlt barndrmayan elik mavisi gzbebekleri inanlmaz bir kaytszlkla dimdik bakyordu. Sanki bu dnyada hibir ey ona demiyor, ona ilimiyordu. Alice, sonunda annesinin neler hissettiini kendi de bilmeyen tuhaf bir yaratk olduuna karar verdi. Bu, onu ok rahatlatmt. Annesinin yalnz onunla deil, hi kimseyle bir kprs yoktu. Anlalmaz bir kadnd. Anlalmak gibi bir derdi de yoktu. Belki de bu yzden bu kadar rahatt. Bata kendi olmak zere, dnyadaki hemen her eyden sonsuza dek vazgemiti sanki. te yandan zekas ve ibilirlii, yadsnamaz bir gereklikti. Tutumluluu da. Hemen hi konumaz, konutuundaysa en az sayda szckle idare ederdi. Bunlar ounlukla, "Hayr", "Asla", "Unut", "Evet" gibi kesin ve tartma pay brakmayan yantlar; "Belki", "Bakalm" gibi kendi iine gelen belirsizlikler, ya da "Olmaz!", "Kes be!" gibi bildirim kipleriydi. Allahn terk ettii ln ortasnda bana bela almadan kafe iletmek, o uzun yol srcleri ve kzgn kovboylarla ba etmek kolay i deildi elbet. Kathy'nin evresine yayd, Alice'in de bir trl dna kamad mthi bir ekim alan olduu tartlmazd; sanki her eyi onun onaylamas gerekiyormu gibi bir kan uyandrr, ya da her eyi ona onaylatmak

gerekiyormu gibi bir kanya insanlar kendiliinden kaplrlard. Duygularmzla sululuumuz arasndaki o amaz iliki henz kefedilmemi olduundan, bu aksi kadnn btn lanetliine karn byle bir stnlk kurmu olmasn kimse anlamyordu. Dardan bakldndaysa, ksaca, sessizliini bir otoriteye dntrm, denebilirdi onun iin. Texas'n ortasnda bakmsz bir kafede tezgahta durur; sarholar ve eski hatralar, uzun mcadeleleri, araylar, yitirilmi umutlar, vazgeileri, kavgalar, hayatlar byk bir ilgisizlikle dinler; can skldka da kirli bir bezle tezgah silerdi. Arada bir ban kaldrp tezgahn zerinde duran televizyona ayn ilgisizlikle gz atard. Bir kavga ktndaysa --ki bizzat kendileri oktan birer kamyona dnm olan o irikym kamyon srcleri arasnda sklkla kard-- nerede mdahale edeceini ok iyi bilir, sonu alamayacan kestirdii yersiz mdahalelerle otoritesini sarsmazd. Babasysa, gerek kendi adna, gerek ailesi adna, gerek atalar adna, gerekse de btn Amerika adna konuurdu. Ayakl bir Amerika tarihi halindeki bu adam konumaya ehvet derecesinde dknd. kinci kadehte balad uzun ve hamasi sylevleri gn aarrken, szmasyla birlikte son bulurdu. Arada bir tutan ve dinmeyen alama krizleriyle birlikte kesintiye uramamsa tabii... Bu arada, kimi zamanlar uykudayken de konumay srdrd olurdu. Annesinin yrede dinlemedii tek sarho babasyd. Kafede iki bile verilmezdi ona. Onun ayak altnda dolamasn istemezdi Kathy. Kasabann dnda, camlarna hep slak klar yansyan bir benzinlikte alrd koca Ralph. Kopkoyu renkler ve dumanl izgilerle sonsuza dek uzayan ufuk, sanki dnyann yaradlna kadar geri giderdi. Batya zg o vahi ve melankolik gzelliin btnyle ortaya kt, rzgarlarn kanyonlarda slk ald gnbatmlar insann iine dokunurdu. ok hznl bir yerdi. Orada zaman zaman sebepsiz yere burnu szlard insann. Krk yllk gemii adna onu orada, o benzinlikte tuttuklarndan, bu yzden kovmadklarndan emindi Alice. Ka kez onun yznden yangn tehlikesi atlatmlard. Byle durumlarda bile, hi oral olmamt Kathy, her eyi oluruna brakmt. Kathy, irkinliinin cezasn ilkin kendine, sonra ailesine, sonra da kasabaya fazlasyla detti. Alice'in hretinin ilerledii yllarda, bu demeden gazeteciler de paylarn fazlasyla aldlar. Azndan tek sz kmyordu kadnn. O yrtk ve yapkan Amerikal gazetecilerin yedi cihana neler syletmi en kan kzl bile kelime alamyordu kadnn azndan. Alice kimi zaman uzaktan seyrederdi annesini. Ona yardma gittii kimi gnler, bir an, zamann ve mekann dna kar, sanki bir bakasym gibi, her eye yabanc gzlerle bakma oyunu oynard. Hibir zaman ufack bir yaknlk olsun duymad, hemen hi konumayan bu iri memeli, irkin ve tombul kadn, deil annesi, hibir eyi olamayacak kadar uzak gelirdi ona. Hissettii bu yabancl ona aklayabilecek, bildii tek tanm, onun vey annesi olmasyd. Babasna bunu syletememi olmas bile, bu konudaki inancn deitiremedi. Koca Ralph ise, hep bir gn buralardan ekip gideceini, bir daha hi geri dnmeyeceini, izini kaybettireceini sylerdi. Hep byk dler kurar; konumalarnda, sonunda mutlaka eitli hayat dersleri kartlan mesellere yer verirdi. Eskilere ait ttn ve toz kokan maceralar, birbiri uruna len erkeklerin dostluklar zerine lmsz hikayeler anlatr; altn ya da petrol ararken kaybolmu hayatlardan, onuru incindikten sonra buralardan giden ve bir daha hi geri dnmeyen, atndan baka hibir eyi olmayan yalnz kahramanlardan sz ederdi. Arada bir az mzkasyla artk hi kimsenin hatrlamad hznl

bozkr arklar alard. Galiba Koca Ralph'in hayatta yapabildii en gzel eydi bu. Onun sylediklerini ciddiye almazd Kathy. Krk yldr ayn eyleri syleyip durduunu, ve dediklerinin hibirini yapamadan buralarda geberip gideceini sylerdi. Bunu herkesten daha iyi bilirdi. Umutsuz ve oyunsuz insanlarn sahip olduu, amaz bir gereklik duygusu vard Kathy'nin. Acmaszlnn gc buradan geliyordu. Alice'in dnp de ardna baktnda, ailesine ve gemiteki yaamna dein anmsad eyler bunlard ite. Var oluunun temeline dein d krklklar... sevin vermeyen bulank resimler... Alice'in evden katktan sonra, uzun ve skntl yllar geirdii dorudur, hatta fazlasyla dorudur. Dikkafall, ahane tembellii, yersiz alnganlklar, abuk sklmas, dankl, sebatszl ve sk sk deien tutkular yznden, ilkin kendine, sonra en yaknlarndan balayarak evresindeki herkese hayat cehennem ettii de dorudur. Bu yzden hibir ite diki tutturamam, balad hibir eyi srdrememitir. En uzun yapt i, bulaklktr. nk bulak ykarken, bir eit ruhsal arnma duyduunu kendi de syler. Hala bugn bile onu en ok sakinletiren eyin, kprm deterjan olmas biraz garip karlanabilir elbet, ama insanlarn alkanlklarndan kolay kopamadklar dnlnce, bu da "anlalr" bir ey olup kar. Garsonluk, satclk, sirkte yer gstericilii, konu mankenlii, pastanede kasiyerlik, hayvan bakcl gibi ok eitli ilere girip km ve bunlarn sonunda, her naslsa "yazar" olmayp arkc olmu, ard sra evirdii filmlerle stelik adn bir de iyi oyuncuya karmasn bilmitir. Btn bu i deitirmeleri srasnda kentten kente savrulmu, hemen hemen Amerika'da grmedii yer kalmamtr. Gezip tozduu yerlerin yan yana bititirilmesinden rahatlkla az noksanl bir Amerika haritas elde edilebilir. Bir ara "serseriliin iiri" diye bir ey tutturmu, bu iir uruna bana gelmedik i, uramadk bela kalmamtr. Bu anlamda dnyann en pahal airlerinden biri olduu da dorudur. Her grd film nerede geiyorsa orada yaamak gibi bir huy edinmi, filmin getii yerleri kefetmek gibi kimseye pek yarar dokunmayan bir merakn ard sra oradan oraya savrulmutur. Yllar sonra Alice'in ocukluuna dein malzeme toplamak gibi beyhude bir amala Texas'a gelen gen bir gazeteci, priten grnl, okbilmi kap komusunun, szde hogrl ama yukardan bakan bir edayla, "Alice'ciin btn hatas seyrettii filmlere fazla inanmasyd," demesi zerine ok sinirlenmi ve kadn fena halde halayarak, "nand da haksz m kt peki? te koskoca Alice Star oldu. Sizse hala burada, bu boktan kasabada tavuk besliyor ve bahenizdeki otlar ayklayarak yalanyorsunuz," demitir. Alice'in yllarca bunca ufak ite srterek zaman yitirmesinin nedeni --ki hemen hi kimseyi inandrmayacak kadar gerektir-arkcl ge kefetmi olmasyd. Arada bir usul sesle arklar sylerdi, o kadar. ark syleyerek para kazanabilecei aklnn ucundan bile gememiti. O gne dek onca arky ezbere bildiinin, ok iyi bir sese ve kulaa sahip olduunun neredeyse ayrdnda bile deildi. Mzik kendisinden habersiz gelip yerlemiti ona. Babasnn az mzkasyla ald ezgileri anmsar, ilenirdi yalnzca. Bu alandaki yeteneini ve olanaklarn kabullenmekte epey glk ekti Alice. Bu konuda hi hayal kurmam, kendine hibir yatrmda bulunmamt. Neredeyse kendiliinden kagelen tatsz bir srprizdi bu. Eer gnn birinde uyuturucu mptelas melez sevgilisi, u arada bir syleyiverdii arklardan birine denk gelmeseydi ve Alice'i para kazanmak iin bu ie zorlamasayd,

belki de daha uzun yllar hi kimse Alice Star diye birini tanmayacakt. Nitekim Alice, ilk 45'liklerinden birini bu eski sevgilisine adamtr: Her baarl kadnn ardnda akn bir erkek vardr adl bu ironik arkda kendiyle dalga geer. Alice, bunca yl niye zaman yitirmi olduunu soranlar, "Hep u Allahn belas kilise korosu yznden," diye yantlamtr. "Hayat da, mzii de zehir ettiler bana. Yllar yl mzik denilince, o sefil kilise korosunu, papazlarn ard arkas kesilmeyen azarlamalarn, i kyan ilahileri, srekli terleyen domuzcua benzeyen ocuklar, mendilli ve apkal karanlk kasaba kadnlarn, o tozlu kilise yolunu ve o berbat pazar gnlerini hatrlardm ve her seferinde iim sonsuz bir skntyla daralrd. Gemiimdeki her ey gibi mzii de gmmtm; onun, kendimi gerekletirmek iin bir olanak olduunu anlamam yllarm ald. Bu yzden, sizlere ocukken fark edilmek iin sylediim arklardan, kanma ileyen mzik ateinden, kurduum arkclk dlerinden, harlklarm biriktirip aldm ilk mzik aletinden, arkadalarmla kurduumuz ilk mzik topluluundan, arkc olmak iin yana tutua getiim tutkunun dikenli yollarndan ne yazk ki sz edemeyeceim. Yirmi yl urap serseri, iki yln sonundaysa arkc oldum. Hepsi bu." Bir plak firmasnn ajanln yapan Eddie d'Ascanto, onu, ilk kez kendi de ad kadar manasz bir yer olan Beyaz Tavan diskoteinde dinleyinceye kadar, Alice Star belini biraz dorultmu, borlarn demi, deri ceketlerinin ve lame oraplarnn saysn "eser miktarda" artrm ve uyuturucu dkn sevgilisinin "temel ihtiya maddelerini" nispeten daha rahat karlayan bir yaam dzeyine ancak erimiti. Byk umutlar ve beklentileri yoktu arkclktan. Szn tam anlamyla bu sayede geinip gidiyordu yalnzca. Porno film evirmekten her bakmdan daha iyi bir i olduu kesindi. Ama o Allahn belas Eddie d'Ascanto'ya rastlayncaya dek srd bu huzuru. Btn baarl Amerikallar gibi talyan asll olup My Fair Lady'yi yirmi kez seyrettii iin mi, yoksa baka nedenden mi bilinmez, "menajerlik" kurumuna gereinden fazla inanan; ecinsel olmad halde, ince bir giysi beenisine sahip ender erkeklerden biri olan ve birlikte altklar ileriki yllarda, birbirinden ilgin ve arpc bulularyla Alice'e rahat ve huzur yz gstermeyen Eddie d'Ascanto karsna kp da, onu, Amerika'daki binlerce arkcdan biri olmadna inandrana kadar byleydi bu; ve o sonu gelmeyen ilgin bulularn gerekletirmek iin gnde yirmi alt saat altrmaya balayncaya dek srd mtevaz yaam. Alice, ark syleyip para kazanmaya bir eit avanta gzyle bakyordu. Alklar, parltl giysiler houna gidiyordu, o kadar. Eddie'den sonras ise Alice iin bir yeniden doutu. Btn dank meraklar, tutku eitleri, birbirinden ok farkl alanlara savrulmu ilgisi, giderek tek bir yerde, tek bir noktada toplanmt imdi. Yaamnda ilk kez bir eyi deniyordu: Bir ite sebat etmeyi. Gece gndz hi durmadan alyor, yllar ile arasndaki a kapatmaya urayordu. lk 45'lii ktktan hafta sonra btn umutlarnn bo bir hayal olduuna inanmaya balamt ki, plak firmas ikinci bir plak iin Alice Star' yeniden stdyoya soktu. Sonu eskisinden parlak deildi. Alice Star ad hala kimselere tandk gelmiyordu. Eddie d'Ascanto'nun yrtc gayretleriyle gerekleen nc ve drdnc plaklar da sonucu deitirmedi; bu sonuncular yz plaklk listelerin alt sralarn biraz zorlar gibi olduysa da, ardndan gelen byk dalgalarn grltsnde silinip gitti, daha sonra da kesin bir sessizlie gmldler. Alice, bu kez gerekten her eyin bittiine inanyordu, hatta bu sefer eski iini bile bulamayacan dnyordu. O boktan kulpler iin bile, plak sahibi olmasa da, umut vaat eden sradan, iddiasz bir arkc, yenilmi,

burnu srtlm plak sahibi bir arkcdan ok daha nemliydi. Sradan Amerikalnn, kendisine baarszl hatrlatan hibir eye tahamml yoktu. Umudundan, inancndan, hevesinden ve Alice de dahil olmak zere herkesin sinirini bozan azminden hibir ey yitirmeyen Eddie d'Ascanto'ya gre son ans, bir uzunalard. Yapmc firmay buna ikna etmek, Eddie iin bile hayli uzun zaman aldysa da, sonunda kazanan tabii ki gene o oldu. lk uzunalarn hazrlklar baladnda, her ikisi de son kartlarn oynadklarn biliyorlard. Gece gndz demeden aralksz allan on drt ay sonucunda karlan bir uzunalarla, yeni bir 45'lik, Alice'e ansn btn kaplarn sonuna dek at. Baarmlard. Yitirilmi Zamann Ardnda adl bu plak nc haftann sonunda Bilboard Listeleri'nde 1 numaraya yerlemiti ve on alt hafta boyunca yerini kimseye kaptrmad. imdi btn Amerika ve btn dnya Alice Star dinliyordu. Arada bir ban kaldrp tezgahn zerindeki televizyondan kzn seyreden Kpek Kathy'nin yznden glmseme demenin bile abart saylabilecei glmsemeye benzer belli belirsiz bir ey geiyordu. Btn bu olan bitenin gerek olduuna inanmak iin, bir da evine kapand Alice ve tam be hafta boyunca, yzn, Eddie dahil hi kimseye gstermedi. Baarsn hazmetmeye, olanlar anlamaya alt. Geldii yer konusunda ok hazrlkszd. Bir star olmann, dorukta yaamann ve bu yeni hayatn getirecei olas sorunlarn zerine kafa yordu. Gelecei iin d kurdu, kararlar ald. Yalnz kolay hazmedemedii bir ey vard: O da eski plaklarnn hibir ey olmam gibi gelip liste balarna kurulmasyd. En ok buna kzyor, halkn bu gecikmi ilgisine fkeleniyordu. Hemen her syleisinde bundan sz etmeden duramyordu. Gazeteciler de Alice'in her syleisinde laf dndp dolatrp buraya getirmesinden bkmlard. Hibir ilginlii kalmamt artk bu konunun. Neyin hesabn soruyordu bu kadn? Madem bu kadar seveceklerdi, daha nce niye hi fark etmemilerdi plaklarn? Niye o zaman sahip kmamlard kendisine? Ya da uzunalar yapma ans verilmeseydi ne olacakt peki? gibi artk bir anlam kalmad gibi, muhatab da olmayan gecikmi hesaplarn ardna dyordu. Bu konudan her sz ediinde sanki atlatt bir kazann dier olaslklaryla yzleerek yeniden ve yeniden dehete kaplr gibiydi. Art arda verdii konserler, dnyann bir ucuna dek uzanan byk dnya turnesi, sat rekorlar kran plaklar, video klipleri, Alice'e dnyann her yerinde milyonlarca hayran kazandrmt. Btn bunlara ramen, Alice bu sorularndan vazgemedi. Amerikallarn bu konudan hayli skldklarn, gazetecilerinse fazlasyla bktklarn sezinleyen Alice bu konuda eski srarn srdrmeyip unutmu gibi grndyse de, en son kt Japonya turnesi srasnda, Amerika'dan uzaklam olmann getirdii yersiz bir rahatla fazla kaplarak, Japon televizyonlarna ve gazetelerine neredeyse baka hibir ey sylemedi. stelik bunu, insanla ait ok temel bir srr ifa ediyormuasna derin bir sitemle yapyordu. Onun bu konudaki tutturukluunu ve inadn en iyi anlayan ne yazk ki, Sam Morris'ti. Alice'i ok iyi anlyordu Sam, zamannda ona da inanmamlard. Oh olsundu! Bu rnek olayn, hem Alice'den cn aldn dnyor, hem de bu rnek sayesinde Alice'le zdeleebiliyordu. Bu cad, Texas' terk edip gitmiti ama, bir trl Sam Morris'in hayatndan kmyordu. "Modern Amerikan Toplumunun Krmz Balkl Kz" diye anlmasna yol aan bandaki krmz beresi, gbeini akta brakan tirtleri, bir sluba dntrd rkl, abuk sabukluktan bir izgi yaratan giysileri, ilgin taklaryla btn dnyada milyonlarca gen kz tarafndan taklit edilen ada bir efsaneydi

imdiden. Bu arada Kamelyal Kadn'n ada uyarlamasnda oynad. ki mzikalde rol ald. Beverley Hills'deki muhteem villasnda gnlerini geiriyor, bir zamanlar filmlerde grp de paraszlktan gidemedii Amerika dndaki yerleri geziyordu. Avrupa bakentlerinden balayan yolculuu, tropikal ormanlardan, Tibet dalarna varana dek geni bir corafyaya alyor, lgn gibi para harcyordu. Tepesini attran bir ey oldu mu da, dosdoru mutfaa giriyor. kprte kprte bulak ykyordu. Babasnn ihmali yznden yanan benzinlik iin ykl bir tazminat demek gibi, uyuturucu mptelas eski, melez sevgilisinin kefaletle tahliye edilmesi iin gerekli paray annda karlamak gibi hatrinaslklardan da hi geri durmuyordu. Kathy, bunca yllk yaama koullarn ve alkanlklarn bir anda deitiremeyeceini belirterek, kznn her trl yardm nerisini geri evirmiti. Alice bir kez daha annesini anlamakta glk ekiyordu. ... Her ey ok sakin balamt o gn. Gzel bir yaz gnyd. Pamuk aklnda bulutlar, masmavi bir gkyz ve btn sradanlyla yan parlak bir gne... Parklarda sere serpe gnelenenler, havuzlara ayak sarktanlar... Hibir zel iareti yoktu o gnn. Bir sredir konserlerine ara vermi, seyircilerinden uzak kalm olan Alice Star, Afrika'daki alar yararna dzenlenen bir konserle LA Stadyumu'nda muhteem bir kalabalk nnde yeniden hayranlarnn karsna kacakt. Hayranlar onu ok zlemiti. Uydu araclyla dnyann hemen her yerinde naklen yaymlanacakt bu konser. Btn dnya onu ok zlemiti. Alice Star, bu konser iin yepyeni paralar ve yepyeni giysiler hazrlamt. "Image-maker"larnn uzun sreli almalar sonucunda karar verdikleri yepyeni bir "imajla" kacakt hayranlarnn karsna. Eddie d'Ascanto ise, ABD tarihi iin bile inanlmaz boyutta saylabilecek byk bir tantm kampanyas balatmt. Aylar ncesinden tutturulmu tansiyon giderek trmanyor, herkes byk bir heyecanla bu konseri konuuyor, bu konseri bekliyordu. Konserin yaplaca stadyumun etraf gnler ncesinden Alice Star hayranlar tarafndan epeevre kuatlmt. Konser gn gelip attndaysa, stadyumda maheri bir kalabalk vard ve stadyumun evresini, ieri giremeyen fkeli bir seyirci kalabal sarmt. Biletler haftalar ncesinden tkenmiti. ddial bir al, parlak bir gsteri, yksek kalitede bir ses ve k dzeni eliinde frtna gibi balad konser. Alice Star, ilk arksyla sahne aldnda, btn stadyum inliyordu. Ka aydr gerilm bir yay btn iddetiyle boanyordu imdi. Sonradan dnldnde, konserin ilk arksnn szleri alabildiine ironik kayordu: Bir gece yars, bir yldz kayarsa senin baktn gkyznden... Konserin ilk yars, artk hemen her konserde grlen ve olaan saylagelen taknlklar saymazsak, ve bu taknlklarn her Alice Star konserinde grlen biraz daha fazlasn saymazsak, olaysz geti, bile denebilir. Tek olay, Alice Star'n kendisiydi. Seyircilerini ve hayranlarn ok zlemi dinamit gibi bir Alice Star vard sahnede; yay gibiydi, zpkn gibiydi, fermuar gibiydi, havai fiek gibiydi, su gibiydi, ate gibiydi ve birok gzel ey gibiydi; hnzr ve hznl, apkn ve romantikti; tam bir sahne hayvanyd; yeni imajyla, yeni salaryla, yeni paralaryla tkenmeyen bir enerji ve cokuyla, olaanst bir performansla gerekten unutulmaz bir konser veriyordu. Bir trajedi arball iinde, ancak bir zencinin kartabilecei seslerle syledii blues hznndeki

paralardan, bir insann deil, ancak bir uzay aygtnn kartabilecei seslerle syledii en sert ritmli, makine hznda paralara varana dek yaylan geni bir repertuar izliyordu. Ayn anda sahnenin her yerinde birden bitiyor, bir arkcdan ok bir gzbacya benziyordu. kinci yarnn ortalarna dek konser hep ayn havada srd. Bir konserden ok, bir mucizenin gereklemesine benzesin istemiti bu konser; yle de oluyordu. Alice Star, yeni albmnn paralarn arka arkaya seslendirmeye baladnda, dnya soluunu tutmu, Alice Star'n bu yepyeni ve muhteem arklarn dinliyordu. Tam, albmn hit paras olan Bu ada hanet ve Baka ada Sadakat'i sylemeye baladnda, baz seyirciler arasnda, gkyznde parlak kl, ok hzl hareket eden, portakal renkli yuvarlak bir cismin grld sylentisi yaylmaya balad. Bu sylentileri ciddiye alarak arada bir gzlerini gkyzne evirmeden duramayanlar, bir sre sonra portakal renginde yuvarlak bir cismin sahiden hzla byyerek ve gkyznde eitli zikzaklar izerek stadyuma doru yaklatn grdler. Birdenbire lklar ykselmeye balad. Byk ounluk, doal olarak bunu gsterinin bir paras sand. Konserin bandan beri byk bir hayranlkla izlenen, Eddie d'Ascanto'nun Hollywood'un en baba "Special Effect"trlerine hazrlatt eitli gsteriler, bu numaraya da ok msaitti nk. En hafifinden lazer nlar bile yepyeni bir gsteri grameriyle kullanlmt bu konserde. Bu nlarn imza atmadklar tek bir yer, tek bir yzey, tek bir boluk kalmamt. Sahne stnde insanlar anszn kayboluyor, rnein, solosunun tam ortasndayken basgitarist kaybolup ardndan bolua gerilmi bir telin zerinde korkusuz bir canbaz gibi bitiyor; arknn ortasnda yer yarlyor, davulcu iine dyor, az sonra hnzr bir aman gibi baka bir kede hibir ey olmam gibi belirerek baget sallyordu. Danslar, birbirlerinin gvdelerinin iinden geerek bolua karyor, bir gz krpm zaman sonrasndaysa, stelik giysi deitirmi olarak yeniden ortaya kyor ve kaldklar yerden danslarn srdryorlard. Tm gsteri neredeyse gzbaclk zerine kurulmutu. Oysa o tuhaf cisim, o portakal rengi cisim yaklatka bunun dpedz bir uandaire olduu grld. Tpk amatrlerin ektii o soluk siyah beyaz fotoraflarda, ya da filmlerde grdmz gibi bir uandaire... Ama o kadar smarlama bir hali vard ki, herkesin onu yapma bir uandaire olarak gsterinin bir paras sanmasndan daha doal bir ey olamazd. Grnd anda herkesi akna eviren bu uandaire, sonra gelip stadyumun tepesinde asl kald; sanki herkes onu grsn ister gibi ve btn kameralara poz verir gibi bir sre havada, stadyumun tepesinde ylece asl kalp bekledikten sonra, rengi ald, giderek gri, mavi bir k tozanna dnt. Cama benzer yzeyinden grimsi-mavimsi bir aydnlk dar tayor, ayn zamanda aracn iini de aydnlatarak grnr klyordu. Geri bir tr storlu pencerelerle evrelenmi i yzeyinde fazla bir ey grnmyordu ama, ayn anda btn dnyada televizyon kanallarnda milyonlarca insan tarafndan seyrediliyordu. Az sonra uandaireden sahneye bir demet tl gibi dklen sarmal bir k huzmesi indi, ilahi bir nur gibi yarak ve hzla Alice Star' kuatarak iine ald. Sonra da o tozanl n demeti, adeta saydam bir asansre dnerek, Alice'i yukarya ekmeye balad. Alice Star'n ykselirken iyice aknlaan yznde, o gne kadar kimsenin grmedii, hayli alka denebilecek bn bir mutluluk ifadesi vard. Belli ki, kendi de gsterinin bu yanndan habersizdi ve ona da tam bir srpriz olmutu bu... Yava yava ge doru ykselirken ulvi duygulara kaplarak, Hazreti

sa'nn da ge aarken benzer eyler hissettiini dnyor, bu benzerlikten tr, kendine derin bir mutluluk ve onur pay karyordu. stelik kabul etmek gerekir ki, bu durumda seyircisi onunkinden ok daha fazlayd. Alice'in mucizesi, onunkinden ok daha fazla bir tank kadrosu nnde gereklemi ve hibir itiraz kaldrr yan brakmamt. Her ey byk bir aknlk ve hayranlk dalgas iinde birka dakika iinde olup bitti. Ik asansr, Alice'i uandairenin iine ekti ve kaplar kapandktan sonra, uandaire anszn bir imek hzyla uzaklaarak gkyznn karanlnda kayboldu. Herkes bylenmi gzlerle seyrettikleri bu gsterinin ilk aknln atlattktan sonra lgn gibi alklamaya balad. Bir yandan da, Alice Star' bir n demetine sararak sahnenin ortasndan hp diye alp bir uandaire iine eken, bugne kadar grlmemi bu tekniin nasl salanabildii zerine, olur olmaz akllar yrtyor; hayranlktan bylenmi, kendinden gemi bir biimde bara ara tartyorlard. lk oku atlatan Eddie d'Ascanto, sahnenin ortasna frlam, san ban yoluyor, gvenlik glerine, korumalara emirler yadryor, ama kimse onu dinlemiyordu; dinleyenlerse ne olduunu, ne yapmalar gerektiini hi bilemiyorlard. nk kimse, ne olduunu anlamad gibi, ne yaplmas gerektii konusunda da fikir sahibi deildi. Byle bir ey daha nce hi olmamt. Bilmedikleri bir durumla kar karyaydlar; nceden sahip olmadklar bir deneyime gereksinim duyuyorlard. Sahne nndeki ve sahne arkasndaki yzlerce koruma grevlisi, ellerini kollarn kavuturmu, mesleki onurlar incinmi olarak biraz akn, biraz ks baknp duruyorlard. Eddie d'Ascanto, bana toplanan kameralara dnp Alice Star'n uzayl yaratklar tarafndan bir uandaireye adeta vantuzla ekilir gibi alnarak karldn boula boula anlatyor ve btn dnyadan onu bulmalar iin yardm istiyordu. Afrika'daki alar ya da Amerika'daki toklar, ama birileri mutlaka Alice'i bulmal ve u lanet olas konser tamamlanmalyd! Sahne zerindeki herkes en az onun kadar akn olmakla birlikte, Eddie d'Ascanto'nun canhra feryatlar da gsterinin bir paras sayldndan, lgn alklar sryordu. Arann biraz uzadn, bu numarann artk skc olmaya baladn dnenler, bir sre sonra "Alice! Alice!" diye tempolu alklarla Alice Star' yeniden sahneye armaya baladlar. Eddie d'Ascanto'nun btn yrtnmalar sonusuz kalyor, Alice Star'n sahiden karlm olduuna kimse inanmak istemiyordu. Bu konudaki her aklama giriimi, gsterinin bir paras saylyor, her seferinde yeniden alk alyordu; iyice umutsuz bir durumdu bu. Bu arada st dzey devlet grevlileri, bu samasapan numaray biraz daha uzatrlarsa, lkenin ve dnyann esenlii adna, bu tr sorumsuz reklam oyunlarna kalkarak kamuoyunda panik yarattklar gerekesiyle haklarnda dava aacaklarn duyurdular. CIA'nin ve FBI'n birbirlerine rakip rakip bakan siyah ve lacivert takm elbiseli, karanlk suratl bir sr bir sr adamlar hemen olay mahalline gelerek duruma el koydular. Uzunca bir sre, karanlk ve canhra feryatlarla kendini oradan oraya arpa arpa ortal birbirine katm olan Eddie d'Ascanto bile, sonunda yorulmu, derin bir yeis ve aresizlie gmlerek bir koltua km, hatta ylmt. Btn bu koullar altnda, Alice Star'n bilinmeyen bir gezegenden gelen uzayl yaratklar tarafndan bir uandaire marifetiyle sahiden karldnn anlalmas ve bunun bir "realite" olarak kabul edilmesi epey zaman ald. Dnya tarihi bir anda, bir gecede deimiti. Btn dnyann, btn kameralarn, yzlerce televizyon kanalnn gzleri

nnde ve milyonlarca insann tanklnda, Alice Star sugtrmez bir biimde karlmt. Anlamayanlar iin bir kez daha syleniyordu: nl pop yldz Alice Star, bilinmeyen bir gezegenden dnyaya gelen bir uandaire tarafndan karlm ve mehule karmt. Ka yllk btn o uzaydan geldiler gittiler efsanesi, baka gezegenlerde hayat var m, yok mu? tartmalar, uzayllara ilikin irili ufakl her eit sylenti, hibir tartmaya yer brakmayacak bir biimde, herkesin gz nnde cereyan eden apak bir olayla kesinleerek noktalanmt. Bu bilgi artk herkesindi. imdi yeni bir tarih balyordu. Ertesi sabah dnya, ayn dnya olmayacakt, bu belliydi. Sam Morris, oturduu koltuktan, yznde tpk Alice Star'n ge ykselirkenki yzne benzeyen alk bir mutluluk ifadesiyle hipnotize edilmi gibi, hi kmldamadan saatlerdir televizyon ekranna bakyordu. Hem Alice Star takntsn, hem uandaire takntsn birletiren bu mutlu olayn sentez gc karsnda duyduu hayranlk ve mutluluktan fel olmutu. Yzndeki o sa'y grm ifadeyle, ulvi bir hayranlkla, televizyon ekranna ivilenmi gibi bakyor, birinin gelip onu oradan, o armhtan indirmesini bekliyordu. te sonunda uzaydan gelmiler ve bir tek olayla onun btn intikamlarn birden almlard. Hem Alice, hem uzayllar olmak zere sz konusu her iki taraf da tanm olmann getirdii akrabala benzer bir duyguyla, kendine bu olaydan fazladan bir pay karyor; kendini, her eyi nceden grm, biraz ermi, biraz aziz, biraz yalva gibi hissediyor; rahatszlk nedeniyle nikahta bulunamayan bir uzak akraba burukluu iinde, orada, aralarnda bulunamadna zlyor, yzne yapp kalm ve bir trl toparlayamad yal bir srtla saatlerdir glmseyip duruyordu. (Ne yazk ki, o yal glmseme hep kalacakt yznde. Yz o olacakt.) Gzlerini ekrandan ayrmadan televizyon karsnda geirecei uzun saatler ite byle balamt Sam Morris'in. Komular onu yle buluncaya kadar... Televizyonun karsnda gerildii armhtan indirinceye kadar... Sonralar televizyon bandan kalkt kimi ender zamanlar ise, gkyzne evirdii hassas teleskopunun banda geirecek, uzayllardan kendisine gnderecekleri zel bir iaret, bir sinyal bekleyecekti. Alice'in karldnn herkes tarafndan anlalmasndan ve devletin resmi organlarnca dorulanmasndan ksa bir sre sonraysa, Alice Star'a olan nefreti yeniden dirilmiti. O, orackta bekleyip dururken, yllarn uzayllar aratrmaya bunca adamken, onlar, usuz bucaksz uzayn kim bilir ka k yl uzaklktaki en karanlk derinliklerinden gelip bula bula o smkl porno kzn bulup karmlar, dpedz Sam'in hakkn yemilerdi. Bir kez daha hakk yenmiti. Bu kadar da olmazd! Allah bilir, o pornocu kz, uzayllara hibir zaman inanmamt bile! Hatta belki de uzayllarla, uzayla uraanlarla alay bile etmiti! Onlar gene de bu erefi kendine deil, o kahrolas pornocu kza balamlard! Dnyann adaletine inanmad gibi, uzayn adaletine de inanmyordu artk. Alice Star, gene karsna hayatn gerekletirmede bir engel figr olarak kmt Sam Morris'in. Yeniden ilk gnk kadar nefret ediyordu ondan. Kznn uzayllarca karlmas zerine, kapsna yeniden bek bek ylan yapkan gazetecilerin srarl sorularna Kpek Kathy'nin verdii yantsa, her zamanki gibi son derece ksa ve zlyd:

Panie kaplmaya gerek yok! Ben Alice'i bilirim. O her seferinde eve dner. Sylemek bile fazla: Kpek Kathy'ye bir drdnc cmleyi hi kimse syletemedi. ... Alice Star, ne kadar olduunu bilemedii, ona, hem ok uzun, hem ok ksa gelen bir zaman sonra, neredeyse btn yllarn bir kez daha yaam olmann yorgunluuyla gzlerini at. Btn yaamnn byk bir hzla gzlerinin nnden getii, her duygusunu neredeyse ilk gnk iddetiyle alglad o belirsiz zaman parasndan sonra, gzlerini hafife araladnda, tuhaf bir berraklk iindeydi. Bir alg berrakl... Hem uyuturulmu, hem uyarlm gibiydi. Ge ykselirken yava yava bulanan her ey, bu tuhaf araca admn att anda, bsbtn silinmi, bilincini tamamen yitirmi, bilmedii bir uyku eidiyle uyumutu. Kulanda nereden geldii belli olmayan, bolukta tl gibi dalan, yumuak, sevecen bir ses, Korkmaynz, diyordu. Sakn korkmaynz! Panie kaplacak bir ey yok. Biz dostuz. Konuumuzsunuz. imdi size bir ine yapld. Sakinleeceksiniz. Vcudunuz, sinirleriniz diren kazanacak. Hasar grmeyeceksiniz. Asla kayglanmaynz. Alice Star, bana gelenin ne olduunu anlamadan kendini kaybetmiti. Kendinden geerken bir yandan da, Bir oyun mu bu? diye dnyordu. Btn bu olanlar bir gsteri srprizi olmaktan kmt. akaysa da tatszlamt. Eddie d'Ascanto bile bu kadarn yapamazd. Kendine gelir gibi olduunda, bir koltuktayd, yumuack bir koltukta, karsnda gm nml bir ekran vard. Ekranda tandk bir yz grd ilkin. Kim olduunu karamad birden, yalnzca tandk biri olduunu biliyordu onun. Dnd, anmsamaya alt, bocalad, sonra ocuka bir kahkaha att, sesi kendine yabanc geldi. Sesi yllar ncesine gitmiti. Birdenbire tand onu. Kovboydu bu, yllar nceki kovboy. Otobste yandaki srada oturan gece yars kovboyuydu bu. i szlad. Biri lm gibi ii szlad. Ne olmutu acaba ona? Byk kent tm myd onu? Kendi Alice Star olurken, o ne olmutu? Hayatnda arl olan onca insan varken, neden yllardr aklna bile gelmeyen, bilincinin derinliklerine oktan gmlp gitmi olan bu yz grmt imdi? nsan bilinci ne tuhaft! Sahibinden bile sakladklaryla, sahibine bitmek tkenmek bilmeyen oyunlar oynuyordu. Anszn hayretle fark etti ki, karsndaki ekran, bilinaltn yanstyor; gemii, dleri, aklndan geenler yansyor ekrana... Ne dnse onu gruyordu karsnda, byk bir hzla birbirinin iinden geerek, birbirinin nn keserek akp gidiyordu grntler... Bu, ona tuhaf bir g veriyordu, bir eit katlanma gc... Tamamyla kendine geldiindeyse ekrandaki grntler btnyle silindi. Derin bir sessizlik duyuluyordu yalnzca. Derin bir imdiki zaman duygusu. Derin bir huzur. Yllar nce, ok yllar nce, kck bir kz ocuuyken grd Arzn Merkezine Seyahat filmini anmsad. Arzn merkezine yolculuk yapanlar, yolculuklarnn sonunda, orada, arzn merkezinde derin bir sessizlik ve huzur iinde, dnyann en derin uykusunu uyuduklarndan sz ederlerdi. O sahneyi hi unutmamt. Uykusuzluk ektii bol bunalml gen kzlk yllar boyunca, uykusunun ska kat, uyumaya alp da bir trl beceremedii o uzun ve karanlk geceler boyunca, hep o filmi, arzn merkezindeki o derin sessizlii ve huzuru hayal eder, koyun saymaktan ok daha insani bulduu bu hayalin

ardna taklarak uyumaya alrd. te imdi daha nceden hi bilmedii bir sessizlik ve bilmedii bir huzur eidiyle kar karyayd u an. Bu derin sessizlik ve huzur havas, o filmi ve unutamad o sahneyi hatrlatt ona. Grd btn filmler gerek oluyordu. Malikanesine zel bir teknolojiyle yaptrd ses ve k geirmez oksijen odas bile ne bu kadar sessizdi, ne bu kadar huzur dolu... Steril bir serinlik hakimdi havaya. Gzleri etraf tarad. Kimse yoktu ortalkta. Hi kimse grnmyordu. Yalnzca bombo metalik duvarlar ve uzayn usuzluuna alan geni bir pencere. Pencereden dar baktnda, kalbi birdenbire heyecanla arpmaya balad. kinci tandk: Uzaydan ekilmi resimlerinden tand dnyayd bu! eitli atlaslardaki resimlerinden tand, mavi bir portakal gibi duran dnyayd bu, hznl grnyordu ve hzla ondan uzaklayorlard. Gerisinde de usuz uzay ve binlerce yldzn bolua salan ... Yllar nceki evden kalarnda otobsn arka camndan geride brakt kasabann kaybolan grntsne bakmaya benzemiyordu bu. Seyrettii btn uzay filmleri gerek olmutu ite sonunda; dnyay bitirmi, imdi uzayda geen filmlerin getii yerlere yolculua kmt. nsanolunun milyonlarca yllk servenini tek bana yaamaya balamt. Bir d bile bu kadar gerek olamazd! Oturmakta olduu koltuun kolluklarn smsk kavrad, sonra etini skt, acy duydu. Bunun bir uzaygemisi olduuna inanmaktan baka aresi kalmamt. Bu gerei de, dnyaya ait sradan bir gerek gibi kolaylkla kabullenmiti. Belli ki, yaptklar inenin, her eyi byle skunetle kabullenmesinde bir etkisi olmu, onu sakinletirmi, tepkilerini yalnlatrmt. Nitekim gzlerini ap evresine baknmaya balamasndan ksa bir sre sonra --sanki bu zaman ona zellikle tanmlard-- metalik duvarlarn birinde usulca bir kap ald; gri-mavi bir aydnln eiinde anszn beliren yakkl, vaak gibi ksk gzl bir adam yumuak baklarla ona bakyordu. Gzlerinde ate vard, tutku vard ve bu ta buradan bile grlyordu. Bu, Alice'in kadnca bir gven duymasna neden oldu. Otuz yalarndayd; uzun boylu, geni omuzlu, sedef tenli ve simsiyah salyd. Siyah bir takm elbise giymiti. Blazer ceket. Prlts uzaktan gz alan ltl kol dmeleri. Tropikal blge erkeklerine zg bir lts vard teninin. nsanda arzu uyandryordu. Bol yldzl, simli, baharatl yaz geceleri ve usuz kumsallar hatrlatyordu. Duvar kendiliinden kapand ve adam olaanst bir erkeksi zarafetle Alice'e doru yrmeye balad. Alice, srtnn boydan boya rperdiini, omuriliine kadar titrediini hissetti. Adam, buulu bir sesle adyla seslendi Alice'e. Tam istedii gibi bir erkek sesiydi bu: Tok ve buulu... ncelikle, uzaygemimize ho geldiniz, dedi. Size baz aklamalar yapmak durumunda olduumu biliyorum. lkin unu bilmeniz gerek: Dostlar arasndasnz. Konuumuzsunuz. Zarar grmeyeceksiniz. Telalanmanz ya da korkmanz iin hibir neden yok. Dnyanz Votoroqxqua gezegeninden gelerek ziyaret eden kk apta bir uzaygemisindesiniz. Gezegenimize doru yola km bulunuyoruz, dilediiniz zaman dnyaya geri gtrleceksiniz. Bundan hibir kukunuz olmasn. Ben sizin bir hayrannzm. Koyu bir hayrannzm, demek daha doru olacak. Hem fizik olarak, hem ruhen bnyenizin alk olmad, olaand bir durum iinde bulunduunuz gz nne alnarak size yattrc bir ine yapld. Silvpuoquaxan diye bir sv. Bir tr adrenalin ve beyin svs dengesi salyor. Gvdenizin tepkilerini ve reflekslerinizi ayarlayacak bu ine. Sizin iin doal koullarn salanmasn salayacak. Konserim yarm kald, dedi Alice. te grdnz gibi ine sonularn vermeye balam bile. Gayet dnyasal kayglarla konuuyorsunuz.

Seyirciler ben yeniden sahneye kmadan asla boaltmazlar stadyumu. Biliyorum, dedi uzayl adam. Nefis bir konserdi, izledim. Ama u anda uzaydayz. Ve hzla dnyanzn iinde bulunduu gkada takmndan uzaklayoruz. Dilimizi iyi konuuyorsunuz, dedi Alice. Evet, birka dnya dilini de ayn mkemmellikte konuurum, dedi uzayl adam. Yalnz Trkeyle ilgili baz sorunlarm var. Zaten kimin yok ki? Trke ne demek? dedi Alice. Bir dil, dedi uzayl adam. Bir dnya dili. Dnyaya ilk kez yllar nce Trkiye'de inmitim. Urfa'da. Harran blgesinde. Dolaysyla bozuk bir Trke-rendim. lk kez bir yabanc gezegende rendiim bir dil olduu iin de, dzeltmekte hayli glk ekiyorum. Dnyay bizden daha iyi tanyorsunuz, dedi Alice. Hep yle olur, dedi uzayl adam. Ayrca deneyimlerime dayanarak unu rahatlkla syleyebilirim ki, sradan bir Amerikalnn dnyada bildii tek lke, gene Amerika'dr. Sonra da ekledi: Kendimi tantmadm. Adm, Adam. Adam m? diye akn sordu Alice. Evet, Adam. ronik deil mi? Sizin atalarnzdan birinin adn tamam. Adm ok seviyorum, bizi bir biimde yaknlatryor. Alice, Adam onun yanna iyice yaklatnda ve skmak iin elini uzattnda bu ksk bakl adamn gzlerinin lacivert olduunu grd ve bu onun ok houna gitti. ok ksa yaanm bir tereddt anndan sonra, elini uzatrken: lk kez bir uzaylnn elini skyorum, dedi. O kadar emin olmayn, dedi Adam. Dnya uzayllarla kaynyor. oumuz tatillerimizi dnyada geiriyoruz. Alice, en kahkahalarndan birini att. Btn o kafay uzaya takm kaklarn syledikleri doruydu demek! Kendini gvende hissettiinden iyice emin olduktan sonra da sordu: Neden buradaym? Neden ben, Allahm neden ben? Hem de konserin tam ortasndayken? Konserin sonuna yaklamtk, dedi Adam. Zamanlamaya zen gsterdiimi sanyorum. Teekkr ederim, dedi Alice. Ama bu bilgi, gene de fkeli kalabal yattrmaya yetmeyecektir. Bakn, dedi Adam. Geride braktklarnz sonra konuuruz. Dilerseniz nce bir eyler ielim. urada sakin sakin oturalm ve size gereken aklamalar yapmama izin verin. Her eyi konumak iin yeterince zamanmz var, merak etmeyin.

Btn bu scak atmosfer, yumuak k, buulu bir sesle sylenmi bu yattrc szler, Alice'in kendini bir uzaygemisinde deil de, btn Amerika'ya tepeden bakan New York'taki koca bir gkdelenin en st katnda yaayan gvenilir bir dostunun evinde, rahat bir kanepede oturuyormu gibi hissetmesine neden oldu. Korkacak, heyecanlanacak hibir ey yoktu ortada. En azndan yle grnyordu. Dnyann heyecanlar tkenmi, uzayn derinliklerinin heyecan da dnyadakiler kadar tandk gelmeye balamt birden. imdi, sakin sakin ayakkablarn karacak, ayaklarn uzatacak ve karsndakine, "Hadi bana bir eyler anlat," diyecekti neredeyse. Adam, dier bir duvara doru yrd. ok gzel yryordu. Gvdesini ok gzel tayordu. Gvdesini kaslarna tatan hantallardan deil, iskeletine tatan, yere salam basan erkeklerdendi. Alice, i geirerek bakt ardndan. Ardndan uzun uzun bakaca bir erkee rastlamayal ne ok olmutu. yle sakin sakin oturup bir erkein ardndan bakmann mutluluunu unutal ne ok olmutu. Onca hayhuy arasnda, gndeliin olaan mucizelerini iyiden iyiye unutmutu. Bunu hatrlamak iin, bir uzaygemisine ekilmeyi beklemesine hayfland. Bir erkekte onu en tahrik eden ey, gzel bir yryle, biimli, dar kalalard. Erkeksi zarafet dedikleri, ne g elde edilen bir ey Tanrm! ounlukla erkekler, ya cinsiyetsiz bir yumuakla sahip oluyor, ya da dpedz bir hayvan kesiliyorlar. Amerikal kadnlarn byk yzdesi gibi bir erkein kalalaryla fazla ilgileniyordu Alice de... Adam, gene duvarlarn birinde kendiliinden alan, bozark bir kla aydnlatlm bir blmede beliren ii eitli renkte svlarla dolu cam benzeri ieler arasndan birini ald ve "Likr sevdiinizi biliyorum," dedi. "Ama dilerseniz bu kez daha sert bir iki verebilirim." Alice aknln gizleyemedi. Hakkmda her eyi biliyorsunuz, dedi. Kendine gizemli bir hava vererek dudak bkt Adam, Alice'in gzlerinin iine bakarak: Kim bilir, belki bir dnyaldan bile daha fazlasn biliyorumdur, dedi. Eski, ama etkileyici baklar vard adamn. Klasikler lmez, diye geirdi iinden Alice. Klasik numaralar kendilerini fazlasyla ele veirler, ama hi lmezler. Ben gene de likr ieyim, dedi. Neli olsun? diye sordu Adam. Ahududu, dedi Alice. Adam glmsedi. Ahududu likr zerine bir oyun vard deil mi? Evet, vard. Ama tam da byle bir anda hatrlatlmas hi ho deil dorusu, dedi. ki yal bunak kadn, eve ardklar konuklarn her seferinde ikram ettikleri ahududu likryle zehirlerlerdi deil mi? O oyunun getii yere de gitmitim. Tanrm neresiydi oras? Hani, bahesinde koca koca aalar olan? Filmi de yaplmt. Elini aklatt: Cary Grant?! Adam glmseyerek ban sallad. Ben, ayrca ok yllar nce bir Trk televizyonunda oyun olarak da seyretmitim, dedi ve elinde kadehlerle gelip yeniden Alice'in yanna oturdu. Alice, Demek Trkiye'de geen bir film hi seyretmemiim, dedi. Yoksa oraya da giderdim. Belki bir gn birlikte gideriz, dedi Adam.

Kadeh tokutururken gz gze geldiklerinde Alice yllardr duymad derinlikte bir balang duygusu ald. Sanki yllardr kapal tutulan kilitli kaplar ald. Serin ve rpertici bir rzgar... ok beklemi bir rzgar... Eikteydi. Bir ba dnmesi, bir korku, bir perti, bir sevin, bir tansma, bir alama istei birbirine dolanarak sarmal bir biimde iinden byk bir hzla geti; ardnda kvlcm yumaklar brakarak... Elindeki kadeh bir masal iksiri duygusu veriyordu ona. lk yudumdan sonra her ey bakalaacakt sanki. yi ya da kt, ama mutlaka bakalaacakt. Adam'n yannda duyduu kayna belirsiz o kr gvene ramen, ilk yudumu ekinerek ald azna Alice. Bir sre aznda tuttu, dilinin zerinde gezdirdi, tad ok gzel ve tandkt. Masaln gerisine de vard... Pencereden dar bakt bir an. Bunalp skldnda --ki son zamanlarda ok sk oluyordu bu-- hep bir yerlere kap gitmeyi dlyordu. Kendi iin yeryznde yle bir yer kalm gibi... ok uzaklara... bilmedii uzaklara... kendisini kimsenin tanmayaca uzaklara. O uzaklar nndeydi ite. Milyonlarca k hz uzaklk nndeydi ite! Alayc bir glmseme kendiliinden gelip yerleti yzne. Adam ona bakyordu. Niye glmsyorsunuz? Hii! ok mahcup bir glmseyiiniz var biliyor musunuz? Hala mahcup kalabilen bir glmseyi. Bu size masum bir gizem veriyor. Yzmle ilgili o kadar ok ey yazld ki, inann u sylediklerinizin beni heyecanlandrmasn isterdim. imdi yzm brakp neden buradaym onu konualm. Uzun yllardan beri sizi izliyorum. Durun durun, kafam kart, beni nereden izliyorsunuz? Gezegenimizden. Ben sizin gezegeninizde ne aryorum? Dnyadaki btn kanallar uydularmz aracyla izliyoruz. Bu teknoloji sizin iin ok artc olmamal. Sizin uygarlnz da belirli bir lde uydu kullanmay, hatta bununla belirli bir mesafeye kadar ulamay kefetmi. Bakn, biz sizden ok daha gelikin bir uygarlktan ve teknolojiden geliyoruz, bunu tahmin etmi olsanz gerek. Dnyay uzun yllardr gzlyor, inceliyoruz. nk hemen hemen ayn yaplardayz. Aramzda artc benzerlikler var. Bu mmkn m? Yani farkl iki gezegen, kim bilir aramzda ka milyon k hz fark vardr. Birden Alice kendini, "k hz, mk hz" diye bilmi bilmi konuurken yakalyor, kendine glyor. Havaya girmi bile. Benim kafam pek basmaz byle eylere ama, gene de ordan burdan duyduklarma gre birbirinin ei iki gezegen olasl ok zayf deil mi? Adam da glmsyor Alice'e: Uzay da insanlar gibidir, farkllklar aynlklarndan kaynaklanr. Kafam kartryorsunuz!

Kartracak bir ey yok. Dnya uzun yllardan beri gzlemimiz altnda. Hemen her yaptnzdan haberdarz. Sizi yakndan izliyoruz; sizi anlamaya, sizin gelime erinizi hesaplamaya alyoruz. ok daha ileri bir uygarlk olduumuz iin, sizin hibir kaynanza gereksinimimiz yok. Tarihi inceler gibi inceliyoruz sizleri. Amacmz size zarar vermek ya da gelimenizi ynlendirmek deil, yalnzca anlamaya, kavramaya almak. Olaslklarnz hesaplamak! Ne kadar iyi niyetlisiniz! Sadece iyi niyetli deilim, ayn zamanda am. Adam, lacivert gzlerinin olanca prlts ve derinliiyle bakyor Alice'e. Alice bir an duralyor. Havaya sylenmi bu szn onunla ne kadar ilgisi var bilemiyor. Yrei, yllardr kullanmad btn yanlaryla harekete geiyor, onu bir masaln ardna taklmaya srklyor, dier yandan Alice Star olarak edindii kurun geirmez, rselenmez, zrhl kimlii direniyor, btn kudreti ve kuvvetiyle tutuyor iini. Rya ile gereklik duygusu arasnda bir trapezde, bir tel stnde bir an sallanyor... Tkezleyecek gibi oluyor, bu baka ve bu sze bir yant verme gerei duyuyor. Bolua dmek ve sonsuza kadar kaybolmak korkusuyla kendine geliyor. Sonra yeniden tel zerindeki dengesini salyor. Susuyor. Bir ey sylemiyor. Zrh ve yardma ard akl sakinlemesini salyor; bunda belki de u anda damarlarnda gezinen o adn renemedii svnn da bir etkisi vardr. Durumuna yabanclamay deniyor; bir bakasnn servenini izler gibi tarafsz gzlerle uzaktan bakmay, bu yolla sakinlemeyi, bir olaanlk duygusu edinmeyi deniyor. Hani yllar nce kimi zamanlar annesine bakarken yapt gibi. Oysa gene de bir televizyon setinde hissediyor kendini Alice. Hollywood teknolojisi kendiyle alay ediyor gibi... Yapkan gll, sevimsiz bir televizyon sunucusu, arsz espriler yaparak olmadk bir anda, birdenbire ortaya kverecek ve "Bu bir kamera akasyd sayn seyirciler ve Alice Star' da sonunda tuzamza drdk," diyecek gibi geliyor. Btn bu olan biten karsnda adn hemen koyamad, tuhaf bir gvensizlik ve burukluk duyuyor. Bu, galiba biraz da, u ana kadar grdklerinden edindii izlenime gre, uzayllarn hayal glerinin de, dnyallarnkini aamam olmas karsnda duyduu hayal krklyla ilgili. Eer byleyse, yalnzca dnya deil, uzay da umutsuz bir durumda olmal. Tamam, kafal, be gzl, kt makyajl, ucuz bteyle ekilmi uzayl yaratklarla karlamas gerekmezdi belki ama, bu kadar birebirlik de ok can skc! imdi, bu koullarda nasl gvensin u an btn ekiciliiyle karsnda duran, sesiyle, bakyla, glyle, yryyle iini titreten bu adama? Sonunda, herhangi bir dnyal gibi stszn biri kmayacan kim garanti edebilir? Belki de yanl bir kanya varmt, Adam'n sz ettii u aynlklar ve farkllklar teorisi haklyd ve Alice'in u an duyduu burukluk, yalnzca, bakalarnca ok vld iin byk bir beklentiyle seyredilen, byle seyredildiinde de pek beenilmeyen bir filmin karsnda duyulan hayal krklndan daha fazla bir ey deil. Dnyann kendine bile tahamml etmesi bunca glemiken, bir eine, bir benzerine nasl katlanacak? Grmedii bir film olsun istiyordu artk, yalnzca grmedii mekanlara gidiyor olmak yetmiyordu ona. Bir kadn olarak Alice ile, bir star olarak Alice arasndaki blnmeyi, yarlmay dnyada da duyuyor, iini yaamasna engel oluturan "genel hal" karsnda ou kez yenik dyor, ve her seferinde kalbine sz geirerek, zaaflarm denetleyebiliyor, hibir riski gze almadan, kendini bir imaj olarak yaamay srdryordu.

Maskesinin zamanla tm varln ele geirmi olduunu ise, imdi dnyadan bunca hzla uzaklarken, bir uzaygemisinin iinde bile kanrtc bir keskinlikle anlyor, dehete kaplyordu. Maskeyi hep istedii zaman karabilecei bir ey olarak dnmt. Maskenin yzn ele geirebilecei olasln aklna getirmemiti bile. Maske, zamanla yzne ilemi olabilirdi. Kendini kendi elinden karmt belki de... Seks oyunlaryla kalbinin boluklarn oyalamt bunca zaman. Kalbini esirgeyen insanlar, kzaa ektikleri kalplerinin, tatilden ne zaman dneceini kendileri de bilemezler. stelik bu dn bazen bir uzaygemisiyle bile olabilir. Alice byle dncelere dalmken, yeniden duvardaki kap alyor ve sarn bir kadn beliriyor. Batan aa siyah ve prltl bir metal giysi var zerinde. Daha dorusu sanki zerinde bir giysi yok da, gvdesi byleymi gibi. Birdenbire ortalkta bir kadnn belirmesiyle birlikte Alice huzursuzlanyor. Byle zamanlarda hibir kadn, hangi nedenle olursa olsun ortaya kan ikinci bir kadnn varlna tahamml edemez, Alice Star bile olsa bu... Hibir kadn bu lde bir gven duygusuna sahip deildir nk. Erkeklerin en byk gcdr bu. Arkasnda iki bin yllk bir gemi yatar. Sarn kadn, fiziiyle son derece elien geya admlarna benzeyen ksa aralkl, yumuak ve kt admlarla kendilerine yaklayor. Mat bir ten, l balklar gibi bakan ifadesiz ama renkli gzler, ksa kesik hareketler ve btn bu zelliklerle son derece elien, gsten gelen yumuack, efkat dolu bir ses... lkin Alice'e, Merhaba, diyor. Alice'e bu ses de tandk geliyor. Sanki ok yaknda bir zaman, bir yerlerde duymutu bu sesi. Kula nlyor. Sarnn ortaya kmasyla birlikte, Alice'in yznde beliren pek de ho olmayan bu ifade deiikliinin farkna varan Adam, bir aklama yapma gerei duyuyor. ZTteSQ kabin robotudur. Sizi ieri o ald. nenizi o yapt. Adam'n sesinde kuru bir aklamadan fazlas var; sanki, merak etme, senin iin bir tehlike sz konusu deil, o yalnzca bir robot, der gibi... Alice, bu iletiyi alm olmann getirdii rahatlamayla geveyecek gibi oluyorsa da, duygularnn dardan asla fark edilmemesi gerektiini dnyor. Hatta, aksine doal grnmeye alyor. Yani grnmeye almas en zor durumlardan biri... yani en usta oyuncuda bile yetenek zorlayan bir an... Adam, ZTteSQ iin, iki yz doksan drt yandadr, diyor. Hi gstermiyor deil mi? Alice, hem Adam'a, hem ZTteSQ'ya glmsyor. yle sahiden, sorsalar en fazla otuz, derim. Zaman her yerde ayn gemiyor, diyor Adam. ZTteSQ, Adam'a: Bana verdiiniz zamana gre dnyaya bir aklama yapma noktanz geldi, dedikten sonra Alice'e dnp bileine uzanyor: zninizle. Bileiniz baklma durumunda. Alice, bu yumuak sesin her sylediini yapacak kadar kendini gvende hissediyor. Yllardr o kpek suratl anasndan alamad ne varsa, bu kadnn sesinde sakl sanki... ZTteSQ, Alice'in nabzna bakar gibi tutuyor bileklerini, kendi bileinde anszn ortaya

kveren bir aletin zerinde eitli gstergeler beliriyor ve hzla birbiri ardna akmaya balyor. Robot ZTteSQ, bir sre o gstergeleri okuduktan sonra, yisiniz, diyor. Salamsnz. Olaan fizik. Yatm ruh. organlarnzn titreimleri uygun. Kas frekanslarnz bakml. Duygularnz diyagonal ama kesiim gstermiyor. Refleksleriniz normal eri seyrediyor. Bilinaltnzsa biraz karm durumda. Alice akn baknyor. Bu sarn metalin, yle yar doktor, yar falc gibi konuurken, stelik tam da ak olmak zeresiniz, aman dikkat edin! demesinden korkuyor. Neyse daha fazla bir ey sylemeden, geldii gibi sessizce gzden kayboluyor ZTteSQ. Hayatmdaki en ilgin check-up bu. Bilmediiniz bir gezegene ait bir uandairede, yle yolda giderken bir robota check-up yaptrmak! imdi ok moda! Amerika hastaneleri out! Uandaire shhiye bl in! Adam'la birlikte glyorlar. Mizahnz hi yitirmemeniz ok iyi, diyor. En byk salk belirtisi budur. Tam dndm gibi ktnz! Lirik ve akac. Sonra yerinden kalkyor. imdi bana birka dakika izin vermenizi istiyorum. Beni nemli bir grev bekliyor imdi: Dnyaya bir aklama yapacam. Gereken aklamay... Sonra eliyle ekran gstererek, sterseniz siz de buradan izleyebilirsiniz, diyor. Ekrann bir kez daha gndeme gelmesiyle belli belirsiz huzursuzlanan Alice, hemen atlyor: Umarm btn dnyaya benim bilinaltm naklen yaymlamayacaksnzdr. Bunca yllk kariyerim mahvolur inann. stelik yayn haklarn tek bana ele geiremedii iin, bir sr kanal durduk yerde bana dman kesilir. Adam, tam karken, Hayr, diyor. Yalnzca sizi nasl kardm anlatacam. Sonra da btn yzn kaplayan aydnlk bir glle gzden kayboluyor. Karlmak! Bunu hi byle dnmemiti Alice. Ama doru terim buydu: Karlmt. Geip o yumuak koltua, ekrann karsna oturuyor. Hemen sonra ilk grnt geliyor. Bildik kanallarn birinde arada bir gzne arpan aptal bir dizi. En crtlak renkli dekorlarla kurulmu bir oturma odas. Orta snf Amerikan ailesi. Ylk komedyenler. Konserve kahkahalar. Konserve hayatlar. Grnt hzlanyor, ard ardna btn Amerika kanallar ve dnya kanallar seilemeyecek bir hzla aktktan sonra birdenbire przsz bir netlikle Adam'n grnts beliriyor ekranda. Yumuak, ll bir glmseyile hafife bayla selam verdikten sonra, mikrofonda daha tok ve daha buulu kan sesiyle konumaya balyor: ... yi akamlar dnya, u an dnyann btn televizyon kanallarnda ayn anda yayna girmi bulunuyoruz. Konuma sresi boyunca,

dnyadaki btn istasyonlarn yaynlar, tarafmzdan kilitlenmitir ve biz zene kadar kilitli kalacaktr. Araya girmek iin bouna teknolojinizi zorlamayn! Ayrca uzun bir konuma olmayacaktr bu ve btn dnya dillerine annda evrilecektir. Sizi, en yaygn ve en hzl bir biimde bilgilendirmek iin bu yola bavurmak zorunda kaldk. Anlayla karlayacanz umuyoruz. Buras Votoroqxqua gezegenine ait Eaio adl uzaygemisi, ben gemi kaptan Adam Eaio. Bu akam, Dnya gezegeni-Amerika ktas, LA yerel saatiyle saat tam 24.00'te nl pop yldz Alice Star, konser vermekte olduu LA Stadyumu'ndan, bize ait bir uzaygemisi tarafndan, kla vakumlanarak karlmtr. u anda gezegenimiz olan Votoroqxqua'ya doru hzla yol almaktayz. Merak edilecek bir durum yoktur. Gezegeninize ynelik herhangi bir saldr, bir kt niyet, bir tehdit ya da tehlike sz konusu deildir. Ayrca Alice Star hayranlarnn ve sevenlerinin panie kaplmasn gerektirecek herhangi olumsuz bir durum yoktur ve asla sz konusu olamaz. Alice Star'n salk durumu iyidir. Emin ellerdedir. u anda ahududu likr imektedir. Kendisine hibir zarar verilmeyecek; hibir biimde maddi ya da manevi bir hasar grmeyecek, diledii zaman da dnyaya geri dnmesi salanacaktr. Bu konuda hi kimsenin kukusu olmamaldr. Niye karldna gelince... Bunu aklamak gerekten ok g... Burada biraz duralar gibi oluyor Adam. Sanki yz akyor, duygulanyor, mahcup bir ifade yerleiyor yzne, sanki sylenmesi g eyleri sona saklam gibi, sanki yapaca konumay son anda unutmu da, imdi yeni szckler aryormu gibi bocalayarak, yeniden balyor konumaya: ok basit bir nedenle aslnda. Hatta fazla kiisel bir nedenle. Birok dnyalnn beni anlayacan, hatta belki hak bile vereceini sanyorum. Alice'in kendi de bilmiyor niye karldn. Bunu btn dnyallar gibi, Alice de u anda renecek. Alice, beni dinlediini biliyorum, u anda uzaygemisinin salonundaki ekrandan eminim beni izliyorsun. Alice seni kardm, nk seni seviyorum. Alice seni seviyorum. Alice seni ok seviyorum. Alice seni hibir dnyalnn sevemeyecei kadar seviyorum. Seni ne zamandr derin bir tutku, sarsc bir ihtiras, byk bir akla seviyorum. Seni eksilmeyen bir arzu, yalanmayan bir yenilik, lmsz bir iddetle seviyorum. Seni hi snmeyen bir ate, hep uuldayan bir vadi, dinmeyen bir yara, susmayan bir nehir, btn zamanlarda esen bir rzgar gibi seviyorum. Aramzda milyarlarca yl k hz uzaklk da olsa; aramzda gezegenler, gkadalar, kara delikler de olsa; aramzda yaayan ya da l milyarlarca yldzn ya da evrenin usuz ve dilsiz karanl, sonsuz sessizlii de olsa seviyorum. Sana duyduum ak artk tek bama tayamayacam anlaynca, karmaya karar verdim seni. Sana duyduum akla artk tek bama ba edemeyeceimi anlaynca karmaya karar verdim. Seni, btn bunlar dnyaya haykrmak iin kardm. Sonunda her sevgili, akn gnn birinde btn dnyaya haykrmak ister. te imdi ben de milyarlarca dnyalnn nnde sana olan akm haykryorum. Bana bir frsat tanman istiyorum. Bana bir ans vermeni. Beni tanmaya, anlamaya zaman ayrman istiyorum. Beni sevmeni istiyorum.

Seni, kendimi sana sevdimek iin kardm. En azndan bu kadar ok sevdikten sonra bunu denemeye hakkm olduunu dndm. Bu karar vermek kolay olmad. Kendi iimde ar hesaplamalar yaadm. Dnya zamanyla ok yllar nce ilk kez dnyaya, douda, Trkiye'de, Harran blgesinde, Urfa'da bir kyde inmitim. Kz karmann ne demek olduunu, orada, o kylerde grdm ben. Yoksul sevdallar sevdikleri ve bir trl kavuamadklar kzlar sonunda karrlard. Kendilerini sevdiklerine anlatmann bir yoluydu bu. Sevdiklerini gstermenin... aresizliin... Gze alma gcnn... Kavumann... Ben de seni kardm ama, eer sevmezsen beni Alice, bunu baaramazsam eer, seni yeniden dnyaya geri gtreceim. Benim iin ok zor olacak ama, bak herkesin nnde sz veriyorum: Geri gtreceim! Sev beni Alice, n'olur sev beni! Bana bir ans tan, bir frsat ver, seni kimsenin mutlu edemeyecei kadar mutlu edeceim. Bunu biliyorum, bir yemin gibi biliyorum! Sana yalnzca bir hayat deil, bir masal, bir rya vaat ediyorum! ki ayr gezegenden yepyeni bir dnya var edeceimize inanyorum. kimize bir dnya! Bak, u anda beni seyreden milyarlarca dnyalnn tankl nnde akmn btn kudretiyle sz veriyorum sana. Biliyorum, btn szler yavan, btn szcklerin ii boalm, btn anlamlar kullanlm, btn anlar uucu; kelimeye dklen her duygu, kendiliinden souk bir klie oluveriyor; hibir szck, duygularma da, yreime de yetmiyor; anlatabildiklerimle deil, anlatamadklarmla karnda durmak iin kardm seni, aresizliimi grmen iin kardm; yalnzlm anlaman iin; beni yreinle anla, gzlerinle dinle diye... beni kendi kelimelerinle gr diye. Seni ak uruna kardm. Ak uruna. Hepsi bu ite! Susuyor Adam. Biraz duralyor, soluklanyor. Konutuka dalan yzn, giderek ocuklam sesini toparlyor. Konumasna daha serinkanl devam etmesi gerektiini biliyor ve yle srdryor: Bu arada unu da belirtmeliyim ki, bu kz karma hadisesiyle gezegenimin hibir resmi ilikisi yoktur; onlardan tamamyla habersiz, kiisel bir eylemdir bu. Ynetimi bana ait olan bir uzaygemisinin ve benim nceden programladm robotlarn yardmyla gerekletirdim bu eylemi. Gemimi, bal bulunduu uzay filosundan ve frlama rampasndan, yetkililerden izinsiz olarak ayrarak ktm bu kiisel yolculua. Btn sorumluluk bana aittir. Kaptanlk grevimi ve yetkilerimi kiisel duygularma alet ettim, bunun bir su olduunu ve benim de bu suu ilemi biri olarak gezegenim ynetimince en ar biimde cezalandrlacam biliyorum. Ama zlerek syleyeyim ki, hi piman deilim. Alice uruna verilecek her cezaya hazrm. Hibir pimanlk duymuyorum; O, u anda burada, benim gemimde, benim yanmda. Beni hi sevmese bile, akm karlksz kalsa bile, bana onunla yan yana gemi birka zaman paras kalacak. Btn mrme yetecek birka zaman paras... Bunun iin bile deerdi. nann Alice uruna ayn suu bin kere daha ilemem gerekse, hi dnmeden, hi pimanlk duymadan, bin kere daha ilerim. Duygularmn yol at felaketler yalnzca bununla da bitmiyor, biliyorum. Gezegenimiz Votoroqxqua'nn bal bulunduu gkada takmndaki btn yldzlarn bal bulunduu Yksek Ynetim Merkezi'nin Genel Yasalar'n da, Kefedilmi Yldzlar Birlii'nin Evrensel Evren Yasalar'n da ihlal ettiimi biliyorum. Dnyallarn, uzaydaki dier gezegenlerle ve oradaki canllarla temasa gemeye henz hazr olmadklarn da biliyorum. Dnyallarn

henz ne kendi gereklerine, ne uzayn gereklerine hazr olmadklarn da biliyorum. Bu konuda dier yksek uygarlk gezegenlerinin ortak bir karar olduunu, ve benim bu temel yasa ineyen giriimimle, bu karar geersizletirerek evrenin nemli bir parasnda karklklara yol atm da biliyorum. Ka gezegeni birden dnyaya kar zor durumda braktm da biliyorum. Ama ak sz konusu olduunda bilmek yetmiyor, bilmek deitirmiyor, ak kendi yasalarn istiyor sizden. Btn bu hazr olmadklar erken bilgilenmeyle, kafas iyice karm dnyallar da zor durumda braktmn bilincindeyim ama, ne yapabilirdim? Ak olmutum. Deli gibi ak olmutum. Ayrca Afrika'daki alara ekmek lazm, uzayl masallar deil, bunu da biliyorum ama, ak bilin dinlemiyor. Akn kendine zg bir bilinci ve o tuhaf bilincin kendince yasalar var. Tarife gelmeyen yasalar. Emirleri o veriyor. Onlar burada tartacak deilim. Biraz danm, biraz sakarm, ak sz konusu olduunda daha da sakarm, bunu da biliyorum. Ama ne yapabilirim? Ben buyum. Bu konuda Uzay Birleik Kta Sahas'nn verecei ve uygulayaca btn cezalara razym. Kabul edilsin ya da edilmesin, btn bu olan biten iin verilecek tek bir cevabm var: Ak. Hepsi bu. Ben Alice'e ak oldum. Kimseye olmadm kadar oldum. Dnya televizyonlarn seyrederken oldum. Byle bir su ilendiinde, akn arlatrc nedenleri ne kadar hafifletici neden saylr, bilmiyorum. Suun takdirini bakalarna brakyorum. Sayn dnyallar, sevgili dnyallar, konumam bitirmeden nce son bir uyarda bulunmak istiyorum size: Bu konuma, pek yle grnmese de ok ciddi bir konumadr. Ben de ok ciddiyim. Buna inann. Aranzda, bir televizyon kanalnn izlenme orann artrmak iin bulduu ucuz bir numarayla kar karya olduunu dnenler varsa, ki mutlaka vardr; nk kendini herkesten daha zeki, daha klyutmaz zanneden byleleri her zaman, her yerde vardr; ite onlar fena halde yanlyorlar. Byle dnerek, herkesi aptal, kendilerini uyank sanmaya devam edebilirler. Ama bu sefer olsun boa vakit kaybetmesinler. Ne yazk ki, bu sefer her ey gerek ve ben ok ciddiyim. Gezegeninizin sahip olduu en byk star benim tarafmdan karld, ben bir uzaylym ve bana inanmaktan baka hibir ansnz yok! Ey dnyallar! Orson Welles'in bir radyo oyununda kulland bir bulula deil, ciddi bir uzaygemisiyle kar karyasnz. Tekrar ediyorum: Bu, bir televizyon akas deildir! Bir reklam kampanyas ise asla deildir! Konseri kesmek durumunda kaldm iin btn Alice Star hayranlarndan zr diliyorum; biliyorum, ne zamandr siz bu konseri bekliyordunuz, ama unutmayn ki, ben de bu an bekliyordum. kisinin ayn zamana denk gelmesi tamamen bir tesadf eseridir. Ve btn tesadfler gibi kanlmazdr. Bu konseri izleyen uzaydaki dier gezegenlerden, kendi gezegenimdeki Alice Star hayranlarndan ve Alice Star'n gerek sahibi siz dnyallardan bir kez daha zr diliyor ve son olarak Alice'e sesleniyorum: Btn bunlar senin iindi Alice! Alice seni seviyorum! ... Herkes televizyon karsndayd. Yalnz Amerika'da deil, dnyann

birok yerinde televizyonlarnn karsnda ok olmu kalabaln kendine gelmesi epey zaman ald. sa, yeniden yeryzne dnse, ancak bu kadar kyamet koparrd, daha fazla deil. Suya den bir tan etrafnda oluturduu halkalarn dalga dalga yaylmas gibi, her yeri kaplayarak giderek genileyen, byyen sahici bir ok dalgas sard drt bir yan; ve dairelerin en dndakinin, dnyann ok uzak bir kesinde bir yere arpmasyla birlikte, okyanustan ykselen bir dalga gibi her eyi aarak patlayan d, btn dnyaya dald. Ortak bir sanr deilse grdkleri, ortak bir cinnetti; delirmenin eiindeydiler. Uzayn gerei bir anda dnyay ok kltm, anlamn daraltm, dahas savunmasz brakmt. Ay'a ilk kez ayak basan insanolunun serveninden ok daha ilgin bir ortak yayn yaanyordu imdi dnyadaki btn televizyonlarn banda. Uzayn kefine kan insanolunun ilk adm kadar masum bir hayret deildi bu seferki; uzaydan dnyaya baslan bilinmezin ilk adm, ilk ayayd bu, bilinmezdi, kestirilemezdi, tehlike miydi? yabanc myd? Korkunun eitleri vardr: Karanlk ve bilinmez bir yere, sizin ilk kez girerken duyduunuz korku ile, siz karanlkta uyurken, savunmaszken, bilinmeyen bir yabanc gcn, evinize adm atmas karsnda duyulan korku ayn deildir. Bu kez korku, sizin gze aldnz bir servenin korkusu deil, gafil avlandnz bir ann korkusudur, ve ite bu seferki tam da yleydi. Btn bu olan biteni bu denli trajik boyuta ekmeden ve bir var olu sorunu haline getirmeden yaayanlar da vard kukusuz. zellikle Amerika sokaklarnda... Bunu dnyann bir kurtulu iareti olarak grenler bir bayram sevinci yayordu. Yllardr gzleri teleskoplarnda gkyz gzleyerek, bkmadan usanmadan gnderdikleri radyo sinyallerine karlk bekleyerek geiren, bu konuda kitaplar yazm, brorler basm, bildiriler datm, ad deliye km bir dolu insan, nihayet uzaydan bekledikleriyle hasret gidermenin, kucaklamann, el skmann cokusunu yaamaya hazrlanyordu. Alice'in salnn yerinde olduu haberi, herkesi bir lde rahatlatm, gerginlikleri biraz olsun gidermiti. Bu, ayn zamanda dnyallar iin de bir eit gvence demekti. yle ya, demek ki uzayllar kt adamlar deillerdi, dnyay istila etmeyeceklerdi; stelik Alice'i karan adam da, dorusu efendi bir ocua benziyordu. Gerek hayat hibir zaman bir Uzay Yolu dizisi deildi. O diziyi yllardr seyretmekle birlikte, zaten kimse inanmamt ona; uzayllar srekli fena kiiler olarak gsteren o samalklara... Gene de dnya bir anda altst olmutu. Yzlerce yl sonra, dnyann, kzn boynuzlar zerinde olmadn anlamann aknln yeniden yayordu insanolu. Berlin Duvar ykldktan sonra her ey olabilir, diye dnyordu kimileri. Bunun, o olayla bir ilgisi var myd acaba? Yakkl bir haber sunucusundan hi de farkl olmayan o uzayl adamn, o gzkara an aklamalarndan sonra, dnya lkeleri yeniden kendi kanallarna, kendi yaynlarna dnd. Btn dnya bir an durmayan, kesilmeyen, hzl ve derin bir iletiim ana gmld: Teleksler, fakslar, telefonlar, elektronik postalar ve bir sr balantyla dnya birbiriyle konuuyordu. Yksek sesle ve yksek teknolojiyle ortak bir sanr grmediyse eer, yepyeni bir var oluu biiminin eiine gelmiti dnya. Btn NASA alanlar gece yars ibana arldlar. Btn uzay aratrmaclar iin yepyeni bir milatt bugn. Evinden kz karlm Amerika, o kzgnlkla neredeyse uandairenin ardndan yeni bir fze gnderecekti uzaya. Papa'dan bir aklama yapmasn isteyen

Katolikler, Vatikan Saray'nn nne ylmlar, ellerindeki mumlarn aydnlatmaya yetmedii karanlk ve kaygl yzlerle bekleip duruyorlard. Kalabal frsat bilen kimi gruplar da, "Krtaja Hayr" gsterisi yapyorlard. Mslman dnya, ilkin btn bunlarn, Hollywood stdyolarnda gerekletirilen bir emperyalizm numaras olduunu syleyerek kesin bir kar tavr koydu; ardndan bir sre sonra, btn bu olanlarn Kur'anda ok nceden haber verilmi olduunu iddia etti. Alice'in tahmin ettii gibi, dalmam ve kolay kolay da dalacaa benzemeyen LA Stadyumu'ndaki kalabalk, sahnenin iki yanna yerletirilmi dev ekranlardan seyrettii naklen yayna karn, uzayl an aklamalarnn da, gsterinin bir paras olup olmad konusunda kukulara sahipti. Kimileri, yarm kalan konseri, byle bir numarayla kapama kurnazlna gittikleri iin, byk bir kzgnlkla organizasyondan sorumlu kiileri yuhalamaya balad. Ardndan irili ufakl iddet gsterileri patlak verdi. Gvenlik Gleri olaylara mdahale etti. Ambulanslar vzr vzr dnmeye, siren sesleri evreyi n n ttrmeye, kameralar, ezilen, kriz geiren, aylp baylan yamulmu hayran grntlerini, dnyann btn ajanslarna ard ardna gemeye balad. Sonuta btn dnyann inand bu yayna, "stadyum kalabal" inanmak istemiyordu. Konseri dzenleyenlerin bir numaras deilse eer, ieri giremeyenlerin bir oyunu, diye niteliyorlard. Btn bu maheri patrt grlt arasnda, kulisteki televizyon ekrannn banda toplanan sahne arkas kalabal iinde, ilk aylan, tabii ki, Eddie d'Ascanto oldu. lk aknl, ilk oku atlatm, isterik kahkahalar atarak kendine gelmeye balamt. Milyonlarca dolar verseydik bile byle bir reklam yaptramazdk, ilk sz oldu. Keke onun yannda olsaydm imdi. Umarm ileri kartrmaz, dedi. Bilirsiniz, Alice kendinden gl insanlarn yannda hep aknlar. Plak irketi sahibi Henry Coskini'nin ters ters bakmasyla kendini toplama ihtiyac hissetti: Ben Alice'e bir zarar geleceini sanmyorum, baksanza olan srlsklam ak, dedi. Plak irketi sahibi Henry Coskini, en yumuak, en grm geirmi sesi ve en sakin tonuyla azarlad Eddie d'Ascanto'yu: Bir kadn star iin en byk tehlike, ona srlsklam ak olan bir adamdr, dedi. Dnyann neresinde olursa olsun, byledir bu. Kald ki, bugnden sonra renmi bulunuyoruz ki, yalnzca dnyann deil, uzayn da neresinde olursa olsun, bu gerek deimiyormu. Alice Star'n bal bulunduu ajansn sahibi olan Gerald Busch, Alice Star'n o ad duyulmadk gezegende bu kadar tannm olduuna gre, plaklarnn, kasetlerinin, arklarnn telif haklar gibi bir durumun sz konusu olduunu, gnn heyecan iinde bunun gzden karlmamas gerektiini anmsatt. Btn bir dnya tarihine damgasn basacak bu byk olay srasnda, herkes birbirine girmiken, koca dnyada kendini en abuk toparlayan "kurulu", grld gibi, Alice Star'n kulisi olmutu. Gsteri dnyasnn gerei, her gerei, yeniden gsteriye dntrmek deil miydi? Olaydan birka saat sonra Eddie d'Ascanto, Amerika'nn en byk televizyon kanallarnn ekranlarnda ard ardna boy gstermeye balamt bile. Ekranlardan uzayn derinliklerine sesleniyor,

Alice'le ve Alice'i karan Adam Eaio ile temas kurmaya alyor, Adam Eaio'ya irin ve sevimli gzkmek ve onu kendiyle konumaya ikna etmek iin elinden gelen her eyi yapyordu. Oysa bu yaynlar, sanlann aksine, ne Alice Star, ne Adam Eaio tarafndan seyredilmiyor, yalnzca, derin bir sessizlikle alan kimi makineler tarafndan uzaygemisinin hafza kaydna alnyordu. O srada Alice de, Adam da ok meguldler. ZTteSQ ise, o srada bir baka gezegenin kanallarnda yaymlanan robotlarn kendi kendilerine mineral onarmlar zerine bir belgesel seyrediyordu. Eddie d'Ascanto'nun bir de nerisi vard: Alice Star ile Adam Eaio'nun barollerini paylatklar bir Steven Spielberg filmiyle bu muhteem olay talandrmak gerektiini dnyordu. ki gezegen arasnda bir ortakyapm da olabilirdi bu. Yapmclarn insanst gayretleriyle, Alice Star'n btn CD'leri ve kasetleri daha o gece yeni basklara giriyor, onunla ilgili kitaplar, albmler bask stne bask yapyor, zeri Seni Seviyoruz Alice ya da Alice Eve Dn! yazl afiler, posterler bir gecede her yeri kaplyordu. Alice ile ilgili olarak, ancak Noellerde ya da Bakanlk Seimleri srasnda grlecek lde byk ve kapsaml bir kampanya balamt. Ertesi sabah dnya, artk ayn dnya deildi. "Romeo ile Juliet" hikayesinin uzay ana uyarlanm bu yeni eitlemesi, ka milyon yllk dnya tarihinin var oluunu bir gece iinde tehdit eder olmutu. imdi ne olacakt? sa'nn da aslnda bir uzayl olduu syleniyordu. Kiliseler suskundu. Papa bu konuda henz bir aklama yapmamt. Ancak nc Dnya Sava sonras duyulabilecek bir burukluk vard kimi insanlarda. Btn yanllar ve noksanlaryla da olsa dnya, bizim dnyamzd. Uzayllar bize karmasnd. Biz, onu daha yaanlas, daha gzel bir yer haline getirebiliriz gene de, yeter ki, uzayllar iilerimize karmasnlar! Hem onlarn iyi niyetli olduklar ne malumdu? Byle her ak olduklar starmz karmaya balarlarsa bu iin sonu ne olurdu? Kiisel mutsuzluklarn, ancak toplumsal felaketlerle yattrabilen kimileriyse, uzayllarn yol aaca felaketlere bel balam, umut ve heyecanla eitli kyamet sahneleri bekliyorlard. Dnya, kaygl kalabalklar ile neeli kalabalklar diye kendiliinden ikiye ayrlmt. Neeli kalabalk, hibir uzaylnn, dnyay, nasl olsa dnyallar kadar rezil edemeyeceini dnerek, korkulacak bir ey olmadn sylyordu. Hatta, belki dnyann drt bir yann saran savalara, evre kirliliine, delinen ozon tabakasna, enflasyona ve AIDS'e, bu gibi bir sr eye uzayllar are bulurdu. Uzayda "gay"ler var myd? Bata San Francisco olmak zere, birok dnya kentinin sokaklar, bu kez de, uzayl "gay"ler tarafndan karlmay bekleyen "gay"lerin oluturduklar uzun konvoylarn lgn yrylerine ve gsterilerine tank oluyordu. Btn dnyaya hitaben yapt konumasndaki scaklk ve itenlik etkisini gstermi, Adam Eaio, bir gece iinde, hem herkesin sevgilisi, hem de Alice Star kadar nl biri olup kvermiti. Hemen herkes Adam Eaio'nun yapt konumadan ok etkilenmiti. Dnyann gizemiyle, uzayn derinlikleri arasndaki souk bilinmezi ve karanlk korkular; baka gezegenlere, baka hayatlara, baka var olulara kar duyulan korku ve kayglar, ancak akla ilgili szckler yumuatabilir, tabilirdi. Adam Eaio ite bunu baarmt. Dnyann bildii, ET'den sonraki en sevimli

uzaylyd. "Gnn Yorumcular"na gre, Beyazsaray, Adam Eaio'nun Amerikan vatandalna kabul edilmesine "scak bakyordu". Adam Eaio'un resimleri ve posterleri kap kap satmaya balamt. Alice'den bile daha poplerdi u an ve neredeyse onu glgede brakmt. Posterlerinin altnda koca koca harflerle En Romantik Ak yazyordu. Temiz yzl, aydnlk gll, ksk bakl, gizemli ve batan karc Adam Eaio, bir anda dnyadaki btn gen kzlarn ve "gay"lerin sevgilisi olmutu. Hayranlar, uzaydan gelen beyaz atl prenslerine, giydikleri tirtlerde yle sesleniyorlard: Adam, beni de kar! Alice Star'n karldnn ertesi gn, yani 21 Temmuz 1999 tarihli gazeteler, nl Fransz mneccim ve hekim Nostradamus'un (Doumu: 1503, lm: 1566) bundan ka yzyl nce, ta 1555'teki bir kehanetinin gereklemi olduunu manetlere karyordu: 1999 ylnn Temmuz aynda gkyznden byk ve korkun bir hkmdar inecek ve dnyann btn kaderi deiecek. te bu kehanet gerek olmutu; kehanetin iaret ettii hkmdarsa, Adam Eaio'ydu! Sra dnyann kaderinin deimesini beklemeye kalmt, ki dnyallarn buna ok ihtiyac vard dorusu. Alice Star zerine yazlan kitaplardan sonra En ok Satanlar Listesi'ne, birdenbire Nostradamus'un kehanetleriyle, bunlar zerine yaplan yorumlama kitaplar girdi. ... Adam, yeniden uzaygemisinin salonuna, Alice'in yanna dndnde, nasl karlanacandan pek emin deildi. Salona girdiinde, Alice'in arkas dnkt. Ekrann karsndaki koltukta, yz ekrana dnk ve boalm ekrann o yeilimsi, mat grnts karsnda neredeyse bir heykel kmltszlyla, hi ses karmadan ylece oturuyordu. Yorumlanamaz bir sessizlikti bu. Kukulu, kaygl ve ar admlarla ona doru yaklarken dnyordu; yapt aklamalarla belli ki, gen kadnn ruhunda frtnalar kopartm, hatta belki de korkutmutu. Bazlarnn ok sevilmekten nasl korktuklarna, kendilerine ak olanlardan lmn glgesinden kaar gibi katklarna son zamanlarda ska tank olmutu. Ama Alice'in u sessizliinin ne anlama geldiini bilemiyordu, belki de gerek, Alice'e fazla gelmiti. Baz gerekler insanlara fazla gelir. Ya da baz insanlara gerek fazla gelir. Olamaz myd? Kendi karlnda bu denli duygusal, kiisel bir neden deil de, gezegenleraras nemli bir neden bulunmasn yeleyebilirdi, ya da kendi mesleine ilikin bir gerekei daha kabul edilebilir bulabilirdi. Adam yaklarken, Alice o heykel sessizliini koruyor, hala dnmyordu ardna. Yanna varmadan usulca seslendi ona: Alice! Yant alamad. Usul admlarla yaklamasn srdrd. Yzn grmek istiyordu onun. Belki o zaman anlayacakt. Koltuun nne gelip durdu, Alice'e bakt. Alice alyordu. Ayn heykel kmltszl iinde bylenmi gzler, sabit nazarlarla snm ekrana bakyor ve sessizce alyordu. Alamak denemezdi buna, gzyalar sanki ondan habersiz kendiliinden szlyordu. Adam'n yan bana kadar geldiini biliyor, ama ban kaldrp da ona bakmyordu bile. Adam, Alice'in yalnzca sessizliinin deil, gzyalarnn da ne anlama geldiini tam olarak bilemiyor, ondan btn bunlar aklayabilecek bir davran, bir iaret bekliyordu.

Alice doruldu, oturduu koltuktan yavaa kalkt, Adam'n karsna geip durdu, hala yzne bakamyordu, ban yavaa kaldrp kaybolmu bir ocuun szl baklaryla Adam'n gzlerinin iine ok ksa bir an baktktan sonra, hkrarak kendini onun kollarna brakt. Artk hangi duvarlardan nasl kaplar alp da, onun gl kollarnda tanarak nerelere getiini; geilen yerdeki belirsiz bir duvarn iinden, adeta vahi doann el dememi bir blgesinde, beklenmedik bir anda, rnein bir dan burnunu dndklerinde, anszn karlarna bir mucize gibi kveren dev bir elaleden dklen sularn yaratt sarholua benzer bir biimde grkemle nlerine alveren bir yataa kendilerini nasl braktklarn; elaleler gibi zerlerine dklveren ipek kadar yumuak, saten kadar kaygan araflarn arasnda nasl yuvarlanp kaybolduklarn; Adam'n yumuak bir kor gibi iin iin tutuan etli, kaln dudaklarnn arasnda soluunun nasl kesildiini, btn varlnn i eker gibi nasl ta derinlerinden ekiliverdiini; bu arada btn btne yitirilmi bir zaman ve mekan duygusu eliinde, nasl ve ne zaman soyunup dkndklerini ve btn hayat boyunca hi tatmad derin zevkleri, lgnlklar, sarholuklar, bir ayin, bir by, bir tansma gibi, byk patlamalarda grlen derin aydnlanmalar ve sonrasnn zifiri krl iinde neredeyse hatrlamyor; olan biteni dndnde, sanki ok ncelere ait zaman paralarndaki olaylarn kk akmlarla para para aydnlanan uzak, puslu, bulank varl, daha ok bir sezie benzeyen bir duygu eliinde kayp grntler gibi belli belirsiz diriliyordu... Sanki bir bakasnn grd ryada kaybolmutu. Uzun, yorucu, en derin uurumlar tadnda ba dndrc bir tanma olmutu. Gvdelerin bulumasyla ruhlarnn bulumasn bugne dein bilmedii bir "olu", bir "hal" biiminde kavramt imdi; seviirken kendini, cisminden bamszlam; varln tamamen zgrlemi hissediyordu. Varl ve ruhu sanki serbest kalmt. Gvdesini ardnda brakarak dierinin gvdesine gemi, bir sre o olmu ve oradan da bilmedikleri bir bolua birlikte szlmlerdi. Salt bir sevime ayini deil, sanki yepyeni bir var olu biimiydi. Yeni bir "olma" biimi. Alice, btn varln sevierek yeniden ele geirmi, btn benliini sevierek yeniden kazanm gibiydi. Btnlenmi, tamamlanmt. Artk tam bir insand. Kimselere kolay kolay ksmet olmayacak byle bir servenin, "bir uzaygemisinde sevimenin", hayal gcne fazladan katt bir ey olamazd bu, yalnzca bu olamazd; bu, fantezinin sahibini ele geiren kendince bys de deildi. Bir gereklikti. Bal bana bir gereklik. Bir baka boyuttu. Farkl alg kaplarndan geerek kt baka bir aklkt. Orada varlk baka trl grnmt ona. st ste ka kez orgazm olduunu anmsamyordu artk. Yaad orgazm, zppe kadn dergilerinin konu ktlna dtke, sayfalarnda yapkan bir sakz yavanlnda inedikleri orgazmdan ok farklyd. Orgazmn, yalnzca bedensel bir doyum deil; ayn zamanda gvdenin anlam zerine bir keif olduunu grmt. Adeta biyolojisini amak gibi bir eydi bu. Her kadnn, kendinde hep sakl kalan kadnlnn gizine ulamak; bir tlsm kullanarak ya da bir tlsm yneterek bu gizi ap kapamay renmek ve bunu srekli klmak gibi bir eydi. Varlnn o gne kadar kendine bile yabanc kalm en cra kelerine varasya sarsla sarsla ilerlemi; baz anlarda artk hi geri dnemeyeceini dnd halde, ilerlemeyi srdrmt. Vard yerdeki kendini ele geirmeyi kafaya koymutu. Sonunda, sanki

ten deitirmi, gvde yenilemiti. Bu yzden, yalnzca bir sevime, diye adlandramyordu olanlar. Derin bir aydnlanma deneyimiydi ayn zamanda. Seviirken hissettikleri, salt gvdeyle ya da ruhla deil, dpedz varlkla ilgiliydi... Seks kadar, felsefenin kaplar da almt gzlerinin nnde... Ayn bedende ikinci kez yaratlm gibiydi. nanlmaz bir yakkllk ve ekicilikteki bu adam, sevmekten ok, derin bir tapnma duygusu uyandrmt onda. Salt bir ak deil, sanki yeni bir dine, yeni bir peygambere balanmann getirdii bir tapnmayd bu. Btn varln silkeleyerek, btn gemiiyle ve gemiten getirdikleriyle deerek, yepyeni bir gnlle, yeni bir tanrya, yeni bir peygambere, yeni bir dine balanr gibi balanmt Adam'a. Erkekleri her zaman ok sevmi, onlara gereinden fazla dkn olmu, gereinden fazla hogr gstermi, bu yzden de gereinden fazla mutsuz olmu Alice iin, bu sefer, karsndaki, bir erkekten ok daha fazla bir eydi. Erkekleri hep, kendinin "erkeklere olan zaafyla" sevmiti bugne kadar, oysa bu kez "erkekliin mucizesiyle" kar karyayd ve bu mucize duygusuyla seviyordu. Bugne kadar hi tanmad ve bu kez yeni olan ey, bu duyguydu ite. Daha nce de, birok kereler ak olmutu; hatta uzunca bir sredir, bir daha ak olamayacak kadar iinin kaadn, artk bir duygu profesyoneli olduunu dnyordu ama, bu kez bir mucize gereklemiti. Bir erkek mucizesi! Nicedir aktan midini kesmi olan, hemen herkes iin geriye kalan tek imkan yani... Bir mucize! Onun da bu dnyadan deil, baka bir gezegenden olmas, belki de iini eskitmek pahasna iini yaamaktan korkmam, kalpleri hrpalanm, duygular rselenmi btn yorgun kadnlar iin ac bir ironiydi. Ve gnn birinde ancak bir mucize... Alice'in hayatnda ilk olan buydu, yeni olan buydu; ncekilerden de, nceki duygularndan da farkl olan buydu. Taptaze bir balang duygusu, hi de az ey deil! Onunla yaad her ey, alatacak kadar gzel ve dokunakl, gerek olamayacak kadar saf ve kusursuzdu. Btn bu ulvi ve semai duygular bir yana, doruyu sylemek gerekirse, Alice'in hayat boyunca okad en gzel erkek teni, pt en gzel erkek duda, srd en gzel erkek kas, koklad en gzel erkek kokusu ve sylemek zorundaym ki, emdii en gzel erkek sikiydi. Alice, Adam'n kollar arasnda, o gne kadar hi tanmad derin bir huzur ve o gne kadar hi bilmedii derin bir mutluluk iinde uyuyup kalm buldu kendini. Onun efkatli ve gl kollarnn arasnda sanki yz yldr arad gveni, noksansz bulmu gibi yatyor; yllarca da tepe gezip deli deli aladktan sonra, nihayet arayp bulduu yatakta kendini dinlendiren uysal ve kendinden emin bir nehir gibi akyordu. Onun gsndeydi; koltukaltnn erkek kokusuyla ttslenmi; onun bir st bebeinin masumluu iinde derin ve sessiz soluk alp verilerini dinliyor, kalbinin atlarn duyuyor; btn bunlar, tarifsiz bir huzur duygusuyla dolduruyordu iini... Artk lebilirdi. Bundan te bir mutluluk snr ya da bir mutluluk tarifi kalmamt onun iin. Artk lebilirdi. Duygular eitli sfatlar ya da benzetmelerle tanmlanabilir olmaktan km, adeta mutlak deerler dzeyinde som bir btnlk kazanmt. Sevdii adamn kollar arasnda, sevime sonrasnda duyduu o derin uurum huzuruyla ksa ksa, kesik kesik ama derin uykulara dalp kt. Dlerinden birinde, kendini yllar

nceki o filmde, arzn merkezinde uyurken grd. O uykuya nihayet kavumutu. Glmseyerek uyand. Uzayn usuz bucakszlnda, bir uandaire iinde grd dte, kendini arzn merkezinde uyurken grmeyi, ironik ve komik buldu. New York'ta bir gkdelenin on yedinci katnda bir yer yatanda uyumak gibiydi byle bir ey. Byle bir iir mi okumutu? Byle bir ark m vard? imdi hatrlamyordu. Hayat dolu, elenceli ve akacyd bu rya. Kendini bu ryaya brakt. Az sonra, ZTteSQ'nun sesi, belli ki duvarlarn birinde gml olan ses verici bir aygtn derinliklerinden, daha da metaliklemi olarak duyulduunda bana gelenleri hatrlad. Evinde deildi. Bir uzaygemisi tarafndan karlmt. Bir bilinmeyene doru gidiyordu. Dahas srlsklam ak olmutu. ZTteSQ, Votoroqxqua'ya yaklayoruz efendim, diyordu. Yrnge belirlenim verdi. ni plan salama kanallarnda, ynelim kapaklar devrede. Basn vakumlar ayrtrlyor. Inmlar geerlilie sokuldu. Ik kesimi izleniyor, fzyonlar ak, dedi. Televizyondaki uzay dizilerindeki diyaloglar anmsad Alice. Grnte hibir ey ifade etmeyen ama, izleyicide daha ileri bir teknolojiye, daha ileri bir uygarln gndeliine aitmi hissi veren szler... Kulaa ho ve inandrc geliyor, hatta ilerin yolunda gittiine dair bir gven veriyordu. Kimi zaman hi anlamadmz eyleri, hayatta da inandrc bulmuyor muyduk? stelik kendi aralarnda, kendi dillerinde konumak varken, onun varlna hrmeten, onun anlayabilecei bir dilde konuma inceliini gstermeleri de ok etkileyici bir davrant dorusu. nce dnceli, ok zarif biriydi Adam, ve galiba artk onun sevgilisiydi. Gzlerini atnda, Adam' yatt yerde dirsekleri zerinde dorulmu, uykudan iyice kslm gzlerinin arasndan, kendisini efkat ve hayranlkla seyrederken buldu. i parlad. Gnee uyanm gibiydi. Sevinten alayacak gibi oldu. Ka yldr byle uyanmamt. Dzt hibir erkekle ayn yatakta uyanmaya tahamml kalmayal ka yl olmutu? Dudaklarna konan bir pck, szsz bir merhaba... Ve ayn derinlikte Alice'e bakmay srdren, tropiklerde bir gnbatm gibi yan okyanus laciverdi gzler... Birden hi konumam olduklarn fark etti, onun ekrandaki konumasndan, u ana kadar azlarn ap da birbirlerine tek kelime etmemiler, kendilerini btnyle gvdelerinin diline ve tenin ifade gcne brakmlard. Televizyondaki konumasndan sonraki en kk an bile, sanki bin yldr beklenen sonsuz bir kehanetin imdi gerekleen tufan gibi yaanmt. Hem ok romantik, hem ok komik; hem yrek yakclkta bir derinlii olan bir benzersizlik, hem de ampanya kp gibi uucu ve hafif... bir pop masal gibiydi her ey. Alice'e de ok yakyordu bu. Onun ruhu da byleydi ite! ok komik ve ok ackl! En derin hznler, ie kapanlar ve vazgeilerden sonra, hayata penelerini geiren alabildiine tutkulu bir yaama sevinci! Alice buydu ite! Belki bu yzden herkes bu kadar ok seviyordu onu. Yalnzlnn, btn insanln yazgsna kolaylkla paylatrlabilirlii, bu kadar popler klyordu onu. Bir pop masal: Dnyada bulamad erkei uzayda bulmak ve u yaadklarnn inanlmazl!.. Hala konumuyor, tutkuyla birbirlerine bakmay srdryorlard. Adam, dncelerini okumu gibi, lk sz sen syle, dedi. Sen syledin bile, dedi Alice. Peki, sen ne syleyeceksin?

Ben de seni seviyorum. Adam'n dudaklarndaki yumuak ate, yeniden Alice'in dudaklarn tututurdu. Doruyu sylemek gerekirse, bir kadn olarak hayli reelli bir mazisi vard; hayatna giren bir dolu erkek bir yana, ardnda brakt onca gnahtan, yllardr toplata toplata bitiremedii onca porno filmden sonra, nasl oluyor da ilk pmenin heyecann imdi yeniden ayn acemilikte duyabiliyordu? Nasl mmkn olabiliyordu bu? imdi bir pckle delicesine arpan bu yrek, nasl hi yanmam gibi olabiliyordu? Teni nasl oluyor da bunca zaman sonra mahcubiyeti bu kadar gzel hatrlayabiliyordu? Bir sredir hep yeniden gen olmay, bir yeniyetme olmay dlyordu. Masumiyeti geri istiyordu. inin kaadn, heyecanlarn yitirdiini dnyordu. Yaamndaki tek heyecan kayna olarak, neredeyse yalnzca meslek heyecanlar kalmt. Erkeklerle de, genel olarak dnyayla da ilikisi, nicedir ustalkl bir profesyonellie dnmt. Hayatndaki btn ilikilerde, kurallar kendiliinden ileyen, sas, yavan ve ayrm gzetmeyen bir halkla ilikiler performans gsteriyor, her eyi, ama her eyi bir protokol ilikisi gibi yayordu. Belki de bu yzden, sarsak ve acemi olmak istiyordu yeniden. ini rzgarlara vermek istiyordu. Kann tazelemek istiyordu. Hatalarn ve tkezlemelerini zlemiti. Serserilik gnlerini zlemiti. Milyonlarca dolarlk bir servetin zerinde otururken, yrtk "blue-jean" giymenin hibir sahicilii yoktu, olmuyordu. lgnlklar bile btn doalln yitirmi, renilebilir ve retilebilir bir hale gelmiti. Tpk bir meslek gibi, bilgisi kolaylkla bakalarna aktarlabilir bir ey olmutu... Her davran, renilmi, edinilmi, allmt. Kendinin, kendine sunabilecei hibir srprizi kalmamt. Ne yapsa, kendini taklit ediyormu gibi geliyordu ona. Bir insan olarak da, bir sanat olarak da kendinin taklidi olmak, en byk korkusuydu. Ve bir sredir bu korkunun penesinde kvranyordu. stedii o eyi, o varln yeniden ele geirme duygusunu, benliini ve kimliini yenilemeyi, hibir "Image-maker"n yapamayacan ok iyi biliyordu. Her ey iinin dmndeydi. te imdi btn o zledii tazelii, yenilii ve acemilii, derin bir dirili duygusu iinde, ruhunun kendine ancak imdi grnen en uzak kelerinde, sa kklerinde, trnak diplerinde, vcudunun btn gzeneklerinde duyuyordu. Yepyeni bir bahar uyan iindeydi. Dallarna su yryordu. Yalnzca ak olmam, ayn zamanda iini yeniden kazanmt. Sahiden bir erkek deil, bir mucizeydi bu adam. Sahiden dnyada bylesi yoktu! Bu duygular iinde kalkt yataktan. Kalkm, toparlanm, giyinmilerdi. Yeniden salona ktklarnda, Komuta Merkezi'ni grmek ister misin? diye sordu Adam. Yaknlamalar tamamlanm imdi, konuuna ev gezdirir gibi uandairenin iini gezdirmek itiyordu anlalan. Sevinerek kabul etti Alice. Ne de olsa bir kediydi. Yeni grd bir yerin her kesini kefetmeden rahat etmez, yerinde oturamaz, kendini tam olarak gvende hissedemezdi. Alice'in yerini artk bildii duvardaki o malum kap ald, bindiler, kapanmasyla birlikte almas bir oldu. Hibir ey hissetmemiti Alice. Oysa imdi bambaka bir yerdeydiler. Belli ki ykselmilerdi. Komuta Merkezi'ydi buras. Bir daire biimindeydi.

Her yan camd, oradan uzay btn usuzluuyla grlyordu. Burada ZTteSQ ile birlikte kadn ve erkek bedenlerinde yaplm birka robot daha vard. Artk onlar tanyabiliyordu. Matlklar ve ilk bakta fark edilmese de, sonrasnda almlanan hareketlerindeki bir tr kesik kesiklik onlar ayr ve tannr klyordu. Glmseyerek onlar selamlad. Onlar da saygl bir biimde, Ho geldiniz, dediler. Alice'le fazla ilgilenmeyip hemen ilerine dndler. ZTteSQ'dan daha mattlar. Daha canszdlar. Belli ki teknik ekiptiler ve ok meguldler. Btn o yabanc robotlarn arasnda, ZTteSQ, bizim kz duygusu veriyordu Alice'e. Tanln getirdii bir yaknlk duygusuyla, ZTteSQ ile gz gz geldiklerinde, gz krpt ona Alice. Bu, ayn takmdanz, anlamna geliyordu. Adam, ilerine gmlen robotlar iaret ederek, fsltyla, seni bir sr sessiz harfle tek tek tantrmayaym istersen, dedi. Karlkl hnzrca glmsediler. Alice iinden, una bak hele, sevgili olduk da, imdi aramzda robot ekitirmeye bile baladk, diye geirdi iinden. Komuta Merkezi olduka sade saylrd gene de. Etrafta hibir eye benzetemedii birtakm tuhaf ara gereler vard, ama bu, onun iin hibir ey demek deildi. Dnya turneleri srasnda, ard sra oradan oraya srklenen TIR'lar dolusu aratan ne daha fazla tandkt, ne daha fazla yabanc... eitli dme boylarnda yanp snen klar ve kontrol panelleri, onun iin, bir uzaygemisinde olduklarna dair yeterince inandrc kantlard. Az sonra Adam, baz panelleri iaret ederek, robotlarla nihayet kendi dillerinde konumaya baladnda, ilk kez tuhaf bir yabanclk duydu Alice. Ak olduu Uzakdoulu bir erkein ard sra giden Batl bir kadnn, erkein lkesinde yaad derin yalnzln anlatld filmlerdeki o onmaz yabancl, yreinin ok derinlerinde bir yerde duydu. Burnu szlad. Gzleri doldu. Sanki o zamanlar, o filmleri yeterince anlamam, yeterince hissetmemi, hatta hakszlk bile etmiti. Alice'e bir eyler olduunu anlayan Adam'n ona sarlarak, byk bir sahiplenile omuzunu kavray ve yalnzca bir ana deil, bir yzyla glmseyen gzleri abucak yattrd onu. Byk uzaklklara, byk zamanlara yetecek kadar glmseyebiliyordu bu gzler. Bunun zerine o da, her eye kar koyabilecek, her eyle ba edebilecek salamlkta derin bir g hissetti kendinde. Son kez evden katnda, varlnn kendine bile yabanc ok diplerde bir yerde duyduu o derin g, imdi yeniden yoklamt onu. Ya da sakl varln yeniden duyurmutu. Kaybolmadn bilmek iyiydi. Bu duyguyu tanyordu. Bu duyguya gveniyordu. Onu bu iddette hissetmeyeli ka yl gemiti kim bilir? Bunu anlaynca, yersiz olduunu bildii halde, o sevinle evresindeki o "bir sr sessiz harfe" glmseyerek yeniden selam verdi. u anda iine deil, uzaya bakmalyd oysa. Ne de olsa ilk kez uzaya bu kadar yakndan bakyordu. Her ey elinin altndayd sanki. Ay'a adm atanlardan da, uzay boluunda gezinen dier astronotlardan, kozmonotlardan da ok daha ileri gitmiti uzayn boluunda; hatta bu kadar uzaa giden belki de ilk dnyalyd. Bu ayrcaln keyfini srmeli, tadn karmalyd. Hatta uzay hakknda Adam'a daha birok ey sorabilir, dnyada kimselerin bilmedii uzaya ait bir dolu gerei renebilirdi. Dnyay buradan grebiliyor muyuz? diye sordu Adam'a.

Ardmzda kald, dedi Adam. Buradan glkle grnr artk. Evden hi bu kadar uzaklamamt Alice. Bir an ok fazla ileri gittii hissine kapld. Ormanda kaybolmu btn masal kzlarn dnd. Peki sizin gezegeniniz hangisi? te u, diye ilerideki ltl yldz topunu iaret etti Adam. Eve yaklayoruz. Geleceimi biliyorlar m? dedi Alice. renmilerdir. Biliyor musun? Hayli heyecanlym. ok doal, ama unutma yannda ben varm. Bunu bana sk sk hatrlat e mi? dedi Alice. Adam, bu szn barndrd imay anladn belirtircesine efkatle ban sallad. Yeniden birbirine kilitlenen gzlerle, ksa ve anlaml bir bakmadan sonra, tutkuyla ptler. Alice, yle sessiz, belki dipten, belki onun aklnn kaydedemeyecei bir hzda giden bu tuhaf aracn penceresinden, uzayn derinliine dalm bakarken; uzayn usuzluundaki silik varln, hilii, dnyay, hayatn anlamn, tarihi, zamanlar, imdi nnde birdenbire alan bu yepyeni kapdan geerken; bu bilinmezliin sonsuz derinlii iinde yeniden ve yeniden konumlamaya alarak dnd. Sonsuz bir ba dnmesi iindeydi. Bir kuyudan aa srekli dyor gibiydi. Ufak tefek bir dnyal kzn kaldramayaca kadar ok ey grmt bir gecede. Ve hayatnda hi yaamad derinlikte bir karlama, bir ak, bir btnleme yaamt. Gvdesini yeniden kazanmt sanki. Varln yeniden kazanmt. Bundan byle Adam'sz olamayacan, hi olamayacan biliyordu. Belki varl zgrlemiti ama, hayat tutsak alnmt. Adam'sz bir hayat olamayacan, neredeyse bin yldan beri bildii genlerine yazlm bir bilgi gibi, gvdesini denetleyen bir refleks gibi, soluk alp vermek gibi kendiliinden biliyordu. Bunca yldr bamlln her eidinden bunca korkmuken, imdi, btn varln ele geiren ak bamllnn onu avularnn arasna aldn fark ediyordu. Kendi hayat Adam'a kilitlenmiti ve galiba yapacak bir ey de yoktu. Konuyu sapland bu varolusal boyuttan kararak hafifletmek istedi: Yllardr arad bir erkek deil, bir mucizeymi meer. Meer, onun iin bulamyormu. te imdi bulmu imkansz. aknl, imkanszla karlaldnda ne yapacan bilememekten kaynaklanyormu aslnda. Ve ne olursa olsun hi kaybetmek niyetinde deilmi. Byle yalnlatrlm duygular ve daha gndelik szlerle neelendirmek istedi iini. Kendini byle daha iyi hissetti. O yle dalm gitmiken, Adam'n, yeniden kendine derin bir sevecenlikle glmseyen gzlerle baktn fark edince, onun, kafasndan geenleri okuyup okumadndan bir kez daha kukuland. Kaygya kapld. Eer byle bir yetenei varsa, dndklerine dikkat etmeliydi! Bir an Adam'n gzlerinin iine kukuyla bakt. Sorsa myd acaba? Her eyi birden soramazd geri. Ne de

olsa kainatn neresinde olurlarsa olsunlar, erkek erkekti ve erkekler ok soru sorulmasndan holanmazlard. Bunu dnd anda, panie kaplarak birdenbire: u yldzn ad ne? diye sordu. Geri bu da soruydu ama, ne de olsa tehlikesiz bir soruydu. ... Herhangi bir uan, dnyadaki herhangi bir piste iniinden hi de farkl deildi uandairenin alana inmesi, her ey ok daha fazla hzlyd, hepsi bu. nie getiklerinde, pencereden bakarken zel olarak bir ey sylemeyen binlerce k grmt bir anda; aracn, gezegendeki dev bir metropol kente indii duygusu almt yalnzca. Bir de, bunun herhangi bir seyahat deil, ok zel bir deneyim olduunu bilmenin fazladan heyecann yayordu. Adam, inie getiklerini sylediinde, birdenbire ok heyecanlanmt; bu, ne zamandr tand, bildii deil, aksine unuttuu, ama ok uzun yllar sonra imdi hatrlar gibi hissettii gemie ait bir heyecan duygusuydu. Henz hi kimse deilken duyduu, bir eit gvensizlikten kaynaklanan, yllar ncesine ait, daha ham, daha gen, daha amatr bir heyecan duygusu... ocukluunun getii yerlere gitmek gibi... Ama, artk ok nemli olmu birinin, yllar sonra byd yerlere kartma yapar gibi gidii deil de, hala hi kimse olarak gidii gibi... Belli belirsiz bir yeniklik duygusuyla... Dnyann uzun bir sredir ona verdii byk ALICE STAR imgesinden tamamen soyunmu olarak... Kendini yeniden rlplak, btn dnyaya kar bir ocuk kadar savunmasz, korunmasz hissettii gnlerdeki gibi bir ruh hali iindeydi, uandairenin kapaklar, kendi iin tamamen bir gizem olan o gezegenin yzeyine doru ar ar aldnda... nnde birdenbire bitiveren merdivenleri --heyecann ne kadar denetlemeye alrsa alsn-- titreyen admlarla inerken, dnyadaki herhangi bir havaalanna inmediini, ve kendini, hi akla gelmeyecek ok eitli srprizlerin bekleyebileceini biliyordu. Hazrlkl olmalyd. Byle bir durumda "hazrlkl olmak" ne demekse? Normalde ok korkmas, panie, hatta dehete kaplmas gerekirken, iini karmakark eden btn bu duygulara karn, belki de yanndaki adamn gven veren varlndan, g alayan desteinden tr, kendini, bir baka gezegenin tehlikelerle dolu bilinmedik yzeyinde deil de, eitli badirelerin atlatld uzun ve seilmi bir yolculuun sonunda nihayet gelinmi bulunan, sevdii adamn anayurdunda, kocasnn baba ocanda hissediyordu. Ancak gnll bir srgnn hissedebilecei, ak, fedakarlk ve kahramanlk gibi grkemle ykl duygular dolduruyordu iini. Sanki karlmam da, kendi rzasyla gelmiti buraya; bir ak uruna gnll olarak srmt kendini, uzayn usuz derinliklerindeki bu bilinmez gezegene; sanki uzun ve frtnal bir akn sonunda, byk bir zveriyle, her eyi sonsuza dek ardnda brakarak, ak olduu uzayl bir adamn peine taklarak kendi isteiyle gelmiti ta buralara... Belki de bu nedenle, nedenini bilmeksizin kendiyle gurur bile duyuyordu. Sanki o bir ak kahramanyd. Ve imdi sevdii adamn gezegenini kefetmeye ve fethetmeye gelmiti sra. Adam'a kar birdenbire duyduu bu derin ak, iinde bunca yldr sakl kalm, kefedilmeyi bekleyen nice duygu ve duyarln anszn ortaya kmasna yarad gibi, bu olayda hibir biimde sz konusu edilemeyecek olan ve Alice'in de neredeyse yllardr hi kullanmam olduu "zveri" duygusunu bile hatrlamasna neden olmutu.

Geri, zveri gibi bir duyguyu hatrlamasn anlalr klabilecek herhangi bir durum sz konusu deildi ama, ne nemi var, bunca i zenginlemesi srasnda, dier duygularn yan sra o da aradan kvermiti. Kendine gld. Adam'a kar duyduu akn harc vard artk btn duygularnda, btn dncelerinde, btn hareketlerinde... Duygularnn onda uyandrd yle bir salamlk, bir tamlk, bir btnlk duygusu vard ki, herkese ve her eye sonsuz bir kar koyma gc buluyordu kendinde. Byle bir duyguyu, yllardr hi hissetmemi olduunu, hatta belki de doduundan beri hi byle bir duygu tamam olduunu, hatta eksik domu varlnn, bunca yldr arad dier yarsn imdi bularak, ancak imdi btnlendiini dnyordu. Ya ak buydu, ya da btn bu hissettikleri, aktan ok daha fazla bir ey olduu halde, o, bu konuya ilikin olarak szck daarcndaki tek bildii szck olan "ak"la karlyordu btn bunlar. Durumun olaandl, alldk bildik herhangi bir kadn-erkek ilikisine benzemiyor oluu, akas, "erkek tarafnn" bir uzayl oluu, bu konudaki adlandrmay da, verecei hkm de belirsizletiriyor, belki de geersizletiriyordu, ama ne nemi vard? Bu duygu, ne olmu olursa olsun, neden olmu olursa olsun, ona iyi geliyordu. Varl bakalam, salamlam, btnlenmi, sonunda kendini ele geirmiti. Uandairenin kapsnda bekledii srada, btn bu duygular, dnceler inanlmaz bir hzla iinden akp giderken dnp yan banda duran sevgilisinin derin bir efkatle glmseyen gzlerinin iine bakt, ne zaman ona baksa, yakt tazeleniyordu sanki. Kan deiiyordu. Gzleri yenileniyordu. Belki de ak buydu. Adn koymaktan korkuyordu yalnzca. Yllardr unuttuu iin, yaad bu mucizeyi, aklnn gndelik mantkla kirlenmi yan, dnyaya ve insanlk hallerinden birine ait olmayan bir tr uzay gerekliiyle aklamaya zorluyordu onu. Bu yzden de, iinde olup bitenler iin arad genel kabul grm btn tanmlar yetersiz, tanm araylar sonusuz kalyordu. yle ya, uzay yabancyd, bilinmezdi, tehlikeydi. Ak da yle. Belki, ak da uzaydan gelmiti dnyaya. Onu sk sk bu kadar kolay ve abuk yitirdiimize gre... Uzayn fizii karsnda bizim tanmlarmzn dayankll ne olabilir ve hangi zaman kuramnda yan yana durabilir ki? Belki uzay da, ak gibi yaratlan bir eydir. rnein hangi uzayn aknl ve sarholuu u zerimdeki? Uzayda bulunmu olmamdan tr m byleyim, yoksa beraberliimizin yaratt uzayda mym? Hem adn ak koysa ne olacakt, koymasa ne olacakt? Herkesin ak dedii ey, ne kadar birbirine benziyordu ki zaten! Ayrca ne nemi vard! Szcklerin ya da adlandrmalarn ne nemi vard, kalbin btn yaadklarnn yannda? Niye bu kadar kendime kapandm? diye geirdi aklndan. Neden bu kadar didikliyorum kendimi? Oysa az sonra kaplar alacak ve ben yeni bir gezegene adm atacam. Aktan m korkuyorum, bu yeni gezegenden mi? Ya da her ikisinden mi? Ak, her seferinde yeni bir gezegen demek deil mi zaten? kisi de olabilirdi. kisinden tr de olabilirdi. Bilinmeyen bir gezegenin varl karsnda duyduu igdsel korku ya da rknty, iine biraz fazla bakarak dengelemeye, kendini korumaya alyor da olabilirdi. Bu tr kendini koruma gdsyle ie kapanm olmas, bu durumda ok anlalabilir bir ey elbet, ama o, hi yle biri deildi ki... Alice'in hayatta ve ayakta kalabilmek iin bildii bir tek ey vard: ok fazla iine bakmamaya, iini kurcalamamaya alrd. Yaarken her eyi biraz oluruna brakrd.

Bir tr kolayclk ya da sorunlardan kamak olduunu bilirdi bunun. Zaten bunun iin kaard. Her zaman derdi: Ne zaman iime biraz fazla baksam ykseklik korkum depreir. Az sonra kaplar ald, Adam'la birlikte merdivenleri indi. Votoroqxqua gezegenine admn att anda, bu adam ok sevdiinden baka hibir eyin bir nemi ve anlam olmadn dnyordu. Keskin bir bilinle biliyordu. Gezegenin yzeyine att o ilk admla, yaamn yitireceini, bir anda yok oluvereceini bile bilse, o adm hi ekinmeden atabileceini, yreinin bugne kadar hi inmedii derinliklerinden ykselen bir ses kadar biliyordu. Bu masaln sonuna kadar gitmeye kararlyd. Nihayet Votoroqxqua'da, bir havaalan olarak dnlebilecek, zemini cams bir kp andran, tuhaf bir maddeden yaplm gibi duran geni bir dzle indiklerinde ve karlarnda rktc bir grkemle duran dev bir cam balona yneldiklerinde, alandaki dev klarn ardna alarak saklad karanlklarn iinden birdenbire ortaya karak patlayan flalar, gazeteciler ve bir anda evresini kuatan insan kalabal, Alice'i ok artt. Bu bilinmedik gezegenden kendince bekledii srpriz, hi de byle bir srpriz deildi kukusuz. Buradaki karlanmasnn, dnyada turneye kt herhangi bir bakentteki karlanmasndan bir fark olmadn hayretle grd. Hem alkanln kolayclnda duyulan tandk bir zafer duygusunu, hem de hayal gcnn rselendii bir burukluu ayn anda duydu. Adn bile doru drst syleyemedii, hakknda hibir ey bilmedii bu yabanc gezegene ait ilk grd eyin, bu kadar tand, bu kadar bildii, artk biraz da bkt bir "manzara" olmas tadn kard. Byle olmamas gerekirdi, diye geirdi iinden. Hayal krkl bundand. Binlerce kez yinelenmi, tekdzelemi; hanidir alt, kanksad, bkt, btn ileyiini ve kurgusunu ok iyi bildii, kendisi iin hibir fazladan heyecan ve yenilii kalmam sradan grntlerdi bunlar. Her gittii yerde zaten yllardr byle karlanyordu. Nankrlk etmemesi gerektiini dnd gene de, ne de olsa buras, bir Japonya deildi elbet, bambaka bir gezegendi; bu hayran kalabalnn onun iin farkl bir anlam olmalyd. Huysuzluk etmenin, kapris yapmann ne yeriydi, ne sras! Uzayn derinliklerinde bambaka bir gezegende bunca hayran toplam bir sanat olmak, herkesin baaraca bir ey deildi. Bunun keyfini yaamal, tadn karmalyd. Grntnn "tandkl", bulunduu uzay parasn unutturmutu ona, hatrlaynca gerekten heyecanland. Buras ne Paris'ti, ne Frankfurt, ne Londra, ne Viyana, ne Roma. Buras Votoroqxqua gezegeniydi. Birdenbire gezegenin adn syleyebildiine sevindi. O kadar da zor deilmi demek, diye geirdi iinden, imdi de robot kzn adn hatrlamaya alyordu. Anlalan, btn havaalan hayranlar tarafndan kuatlmt, kim bilir ne zamandr bekliyorlard onu, polislerin oluturduu etten duvarlarn ardnda barikatlar amak iin rpnan, lklar atan, baran, aran, ellerindeki Alice Star posterlerini ve eitli yazlar yazlm pankartlar sallayarak hep bir azdan onun arklarn haykran binlerce kii vard. Btn alan, gvenlik grevlilerinin bir zincir gibi birbirlerine smsk kenetlenmesiyle oluturduklar, geit vermeyen etten bir duvarla kuatlmt. Korumann salamlna ve tekniine hayranlk duymadan edemedi Alice. Bu grdkleri karsnda tuhaf bir ikileme dt: Hem derin bir gven duydu her eye kar, hem de derin bir yalnzlk ve terk edilmilik... Havaalannn bir kenarnda duran dev bir ekrandan LA'daki bu geceki konser yaymlanyordu. Karlmadan nce syledii son arknn grntleriydi bunlar, nitekim az sonra

beliren uandaire ve ardndan Alice'in ge ykselmesi de grnd ekranda, belli ki Alice'e bir karlama olarak dnlmt bu numara. Adam'n kollar arasnda iki yanndaki kalabal yararak yrrken, bir yandan da gzucuyla karln seyrediyordu. Ge ykselirkenki yzndeki o alk ifade, sinirine dokundu. Yznn hibir zaman byle bir ifadesi olmamt onun. Bn bn glmseyip duruyordu o k demetinin iinde. Eddie d'Ascanto olsa, bu sahneleri hemen makaslatrd tabii... Byle zamanlarda Eddie'yi aramasn da ne yapsnd peki? Ho, byle anlar olmasa, Eddie'nin varln hatrlamak isteyecei kuku gtrrd ya... Yllardr yaad her an, didikleyici baklaryla gzden geirmi ve her seferinde onaylamaz bir ifadeyle yz buruturup durmutu o Allahn belas! Bu arada asl dikkatini eken ey, evresindeki hemen her eyin 1940'lar Amerikas gibi olmasyd; adamlar, kadnlar, giysiler, apkalar, fotoraflarn kullandklar flal makineler, ayakkablar; 1940'lardaki bir Hollywood setinden hibir fark yoktu grdklerinin. Bu gelikin uygarln, bu ileri gezegenin, dnya Amerikasnn 1940'larnda kalm olmasnn nasl bir anlam ve aklamas vard acaba? Ciddi ve derin bir kukuya kapld Alice; iinde bir an yeniden, Hollywood stdyolar yapm aalk bir numarayla kar karya olduu kukusu uyand. Hele dnyay bunca izleyen, seyreden, her eyini bilen bir gezegen nasl oluyor da hala, 1940'lar gibi giyinip kuanp davranabiliyordu? Adam'n pantolon paasndaki dubleler, pantolon asklar, blazer ceketinin kesimi, gmlek yakas, kol dmeleri, imdi gzlerinin nnde bambaka bir anlam kazanmt; nostaljik bir modann izgilerini tadklarndan tr deil, dpedz o dnem giysileri olduklar iin yleydiler demek. Kendini bir an iin, daha ileri bir uygarla ait bir gezegene gelmi gibi deil de, zaman iinde gemie nlanm gibi hissetti. Adam'la ba baa kalr kalmaz bu konuyu konumal, kukularn gidermeliydi. Btn bunlar, o elensin diye yaplm olamazd herhalde. Bunca masraf, bunca dekor, bunca kostm, bunca rk aksesuar, bu kalabalk figran kadrosu, srf Alice'in 1940'lar merakna bir irinlik olsun diye hazrlanm bir gsteri olamazd herhalde! Btn gezegen bu kadar lgn olamazd! Ya da olabilir miydi? Belki imdi ona, pahal ya da gereksiz grnen akalar, onlar iin yalnzca masum birer kk elenceydi. Nasl ki, dnyada da zenginlikten gz dnm, nasl eleneceini bilemeyen, en olmadk elenceler iin havaya milyonlarca dolar savurup saan, lgnlk doyumsuzu bir sr kak zengin varsa, pekala burada da olabilirdi. Belki de, burada herkes ok zengindi. Acaba herkes, Adam gibi biraz lgn myd? Bu gezegende bunca gzel kz dururken, sen tut, milyonlarca k hz uzaklktaki bir gezegenden kz karp getir! Bu olay, kendi gururunu okuyordu elbet, ama gene de olacak i deildi tabii. Herkes biraz Adam gibiyse ne yapard? Birdenbire bu gezegen, ilk defa olmak zere, biraz gvensiz bir yer olarak grnd gzne. O cam balona doru ilerliyorlar. evrelerini kuatan kalabalkta birtakm adamlar eilmi, ancak zel ve gizli bir eyler sylendiinde taknlan kaygl yzlerle Adam'a bir eyler sylyorlar, Adam'n yznden de kaygl bir ifade geiyor, o da onlara bir eyler sylyor. Konutuklarn anlamamakla birlikte pek ho bir ey konumadklar kesin. Hatta Adam biraz sinirli gibi. Alice, Adam'n ekranda yapt konumay hatrlayarak kayglanyor. Kendini kard iin, emirlere kar geldii iin, gezegenleri zor durumda brakt iin, Adam'n gzaltna alnacan, hatta belki tutuklanacan dnyor. Bu gezegende yapayalnz kalmak, Adam'sz kalmak dncesi rpertiyor onu. Admlar birbirine

dolayor. Adam, nemli bir ey yok, dercesine hafife kollarn skyor Alice'in. Alice hafife glmsemeye alyor. Cam balona iyice yaklatklarnda, birtakm adamlar hemen ne geiyorlar, girite baz kabinler var, kendi ekseni etrafnda dnen kaplarla birbirlerine balanyor bu kabinler. Kaplardan geiyorlar, ileriye deil de yanlamasna, bylelikle yalnzca birinden deil, btn kabinlerden birden geerek girilmi olunuyor cam balona. En son kabin, zemini pullarla kapl gibi duran, tuhaf parltlarla ldayan, granit dokulu, kumlu bir zemine kartyor onlar. Begen bir oda buras. Sisli, tozanl ok uuk bir pembe rengi hakim. Drt duvar kf yeili likenlerle ve gzeneklerle kapl, ok hzl hareket eden bir k btn gzenekleri srayla ve byk bir hzla geziyor. Belli gzeneklere geldiinde kk bir sesle bipliyor ve ayn hzla devam ediyor. Gene ne geen birileri, bu kez de begen odann beinci duvarn boydan boya kaplayan akordeon benzeri bir kre girmesi iin yol veriyorlar Alice'e, hep birlikte krn iinden geiyorlar. Bir canl gibi soluk alp veren krn mortesi benzeri nlarla aydnlanan havas, sanki ilerini okuyor. Alice, lunaparkta korku tnelinden geer gibi hissediyor kendini. Acaba imdi ne kacak? acaba imdi ne olacak? Korktuunda syledii bir ocuk arks geiyor iinden. Krkten ktklarnda eitli koridorlar birbirine balayan dev tpler kyor karlarna. Bu kez de o tplerin iinden geiyorlar. rili ufakl o effaf tpler yeraltna giriyor, yerstne kyor; bazlarnn ilerinde, belli ki bir yerden bir yere tanan, ileri tuhaf birtakm maddelerle, sktrlm gazlarla, rengarenk svlarla dolu daha ince, daha kk tpler var. Belli ki, her yeri bir a gibi saryor bu tpler. Hzla ktklar aklk alanda, anszn kimi kk vagonlar ve raylar beliriyor; raylar, zerinden vagonlar gelip geen sabit bir unsur olarak deil de, vagonla birlikte ayn anda ortaya kan, ama vagonun bir uzants da olmayan, vagonun belirmesiyle birlikte zeminde anszn beliren ve vagonun zerinde ilerlemesiyle sreklilik kazanan, vagon geip gittikten sonraysa yeniden zemine gmlerek kaybolan, hareketli bir unsur olarak grnyor. ki kiilik, kiilik, drt kiilik ve daha byk kalabalklar iin ok eitli renklerde, ok eitli boylarda ve biimlerde vagonlar var; ortak zellikleri ok sevimli olmalar, ok elenceli grnmeleri, varlklaryla o souk cam balonun iini stvermeleri; ayn anda yollar birbirleriyle hi kesimeden, hi arpmadan fakat ok byk bir hzla vzr vzr gidip geliyorlar. Birdenbire, bu gezegende trafik sorununun tamamyla zlm olduunu fark eden Alice'in, biraz olsun morali dzeliyor. Yoksa, onca yolu 1940'larn Amerikasnda yaamak iin tepip gelmi olacakt ki; bunun hi de ho bir ey olmadn sanrm herkes kabul eder. Hayranlkla kefettii, ona ikinci byk aknln yaatan eyse, kimi vagonlarn renkleriyle ilgili... Baz vagonlarn renklerinin dnyada hi var olmam renkler olduunu grerek ok heyecanlanyor. Doada olmayan renkler bunlar. Yllar sonra gzleri alan bir kr, renklerle karlatnda ne dnrse, Alice de, gzlerinin ilk kez grm olduu bu yepyeni renkler karsnda hayranlk dolu, byleyici bir aknla kaplyor. O renklerde eiti bereler, apkalar, tirtler, bstiyerler, jartiyerler, ceketler, antalar, oraplar, izmeler, tirtler dnyor hemen. Birdenbire kendini onlarn iinde gryor; yrrken, ark sylerken, poz verirken; mutlu oluyor. Tam da ona yakacak bir yenilik: Dnyada kefedilmemi renkler iinde olmak! Ne byk skse! Bu elbiseyi nereden aldn? Bu montu nereden buldun?

Bu modeli kim izdi? Bu etei kime diktirdin? Bu izmeleri nereden getirdin? gibi kt niyetli ve amal sorularn yannda, Bu rengi nereden buldun? sorusunun yantnn hi kimse tarafndan verilemeyeceini bilmenin mutlak egemenlii! Ne byk zevk! Ne ba dndrc yenilik! Neyse ki, cam balonun iinin, Alice'in, daha ileri bir uygarlk ve teknoloji beklentilerini karlayan, hibirini anlamad iin kendinde gven uyandran u laboratuvar grntsnn, 1940 Amerikasyla hi ilgisi olmay iyiye iaret, ama u giysiler, u apkalar ve btn u rklk ne olacak? Koca gezegen, bir tek moda alannda geri kalm olamaz ya... Adam, Alice'in her eye masum bir hayretle bakan akn baklarndaki ocuka teslimiyeti gzucuyla szyor. Adam'n baklarnda derin bir sevgi, sevecenlik ve kollama duygusu var. Bulunduklar bu cam balon, varolarda zel bir blge gibi, ya da byk, modern, gelikin, ok amal bir alveri merkezi... Belki de burann, havaalannn alveri merkezidir. Tpler imdi gemekte olduklar yerde de, eitli boylara blnerek oalyor, yeraltna giriyor, yeryzne kyor. Adan bir doku oluturuyor. Sanki yrmyorlar da, zerinde durduklar zemin onlar bir yere tayor. Hem de hibir denge sorunu yaratmakszn, herhangi bir sarsntya yol amakszn, herhangi bir hareketlerini engellemeksizin. Az sonra, bir yerde durduklarn hissetti Alice, nlerinde bir kap ald; bir eit asansr onlar, her yandan ii grnen tuhaf bir aracn iine brakt. Ve anszn yeniden ykseldiler. Neydi btn bunlar? dedi Alice. Olaan gvenlik nlemleri, salk denetiminden getik bu arada. Gezegenler aras herhangi bir yolculuk srasnda bulaabilecek olas btn virslere kar baklk sistemimiz yeniden onarld. ok zel gazlarla zel dulardan getik, fark etmedin bile. ndiimiz alan, ok steril bir karantinadr. Yalnzca bilinen canl trlerinin deil, bilgisayarlarmzn hesaplama yntemleriyle varlklarn tasarlayabildii olas canllarn bile tayabilecekleri virslere kar bir dizi nleme sahiptir. Aslna bakacak olursan, bizim gezegenimiz btnyle bir karantinadr. Tam bir salk paranoyas iindedir. Srf bu paranoyalar yznden, birok hastal tamamen ortadan kaldrmay baardlar. Byle giderse yarm yzyl iinde lmszl bile elde edecekler. Bak, imdi kente giriyoruz. nce bir du yapmak istersin, diye dndm. Sonra da istersen gece bir yerlere kar, bir eyler yeriz, ya da bu ilk geceyi evimizde geiririz. Evimiz? lk oul szck, stelik ev iin? Yreini heyecanlandran bu ortaklk, ayn zamanda uzayn hi bilmedii bir derinliinde, nasl bir yer olduunu bilmedii bir gezegende, evimiz diyebilecei bir yer iin gl bir mizah uzakl da tayordu. Bu szden sonra konumadlar ama, birbirlerine glmsediler. Birbirlerini anlyorlard. Alice, Adam'n kendi iin syledii sz, o da Adam iin aynen yineleyebilirdi: Lirik ve akac. Alice Star'n tuhaf bir gereklik duygusu vard. Zamannda, zellikle de ocukluunda, ok yoksulluk ve sknt ektikten sonra paraya, ne ve toplumsal bir statye kavuan insanlarda grlen trden kat bir gereklik duygusuydu bu. ok erken yalarda, daha ocuk bile olmadan, hayatn kaskat gerekleriyle oyunsuz

ve akasz bir biimde yz yze gelmi insanlarda grlen cinsten bir eit gereklik duygusu... Kendine pek itiraf edemiyordu ama, onun, bu yann anasndan, Kpek Kathy'den ald sylenebilirdi. Eskiden annesinde kzd birok eyin, imdi zaman zaman kendinde de ortaya kmasndan tr, sahici bir mutsuzluk duyuyordu Alice. Kendini ka kez tam da annesi gibi davranrken yakalam, bunun zerine kendine ar cezalar vermi, ba edemeyince de grmezden gelmeye balamt. Birok ana-kz arasnda grlen, huy ve karakterin bu sessiz devir teslim treni, yazgnn ileyii gerei, kendiliinden gerekleiveriyordu ite. Demek ki, Alice de zamanla, Asi Kz'lktan, hesaplarn doru yapan, salamc Amerikan kadnlna yatay gei yapmt. in kts, bunu kendine bile aktrmadan yapmt. Bu yzden de, kendini kandrmakta baarsz, ya da kendine yalan sylemek konusunda beceriksiz olduu kimi durumlarda, kendini gafil avlad oluyor, byle olunca da, tabii iyi olmuyor, ne de olsa kendi gzndeki "imaj" sarslyordu. Kendi kendine zeletiriler yapt kimi "vicdan muhasebesi seanslarnda", annesine benzemek konusundaki btn bu deiimden, genlerini deil, kazand paray sorumlu tutard. Belki de, Ahlakm para bozdu benim, derdi. Ben, serseriyken byle deildim. Eddie d'Ascanto ise, byle kritik zamanlar iin ok kullanl olduuna inand pratik cmlelerle yantlard onu: Para bal bana bir ahlaktr. Sonra da gzlerini ksarak, ban manal manal sallard. Tartacak deildi. Hele Eddie d'Ascanto'yla! yle ya da byle, sonunda sevmedii o insanlardan biri olup kmt ite. Ayaklar yere salam basard bu tr insanlarn. Doru zamanlarda emsiye ve eldiven tar, gzlkleriniyse hi kaybetmezlerdi. Yanllkla bakalarnn anahtarlarn almazlard. Zor zamanlar iin kenarda hep biraz paralar olurdu. Hesap pusulalarndaki "ufak bir yanllk" ilk onlarn gzne arpard. Gndelik tek gereklikti. Gndelik gereklie bunca teslim olu, beklenmediin srprizlerinden, hayal gcnn kalkaca riskli oyunlardan korurdu onlar. ok salamc olurlard. Btn olaslklarn hesaplayamadklar hibir ie kalkmazlard. Srf bu yzden, tuhaf bir biimde ou kez, Alice'i, hayal gc ktlyla sulard sinemaclar. Anlatlan bir yk, okumas iin verilen bir senaryo hakknda, Hi de gereki deil, derdi sk sk... Gndelik hayatta da ok kulland bir szd bu: Gereki deil. Gerek deil! imdiyse btn bu olup bitenler karsnda hibir geerlilii kalmamt sylediklerinin. Gerek ve gereklik ondan cn fazlasyla almt. Karlmas da, ak olmas da... ve bana gelen btn bu garip olaylar da, sonuta gerekliin zaferi deil de neydi? Al sana, ite imdi her ey ok gerekiydi! Ne yaparsn, uzayn bu noktasndan da gerek byle grnyordu ite! Kendini, dnyadayken birok kez, birok insana, birok senariste, birok projeye hakszlk yapm hissediyordu u anda. Baz senaryolar, bu yzden geri evirmiti. Gerekesi birounda hemen hemen hep aynyd: Hi gereki deil, hayatta byle eyler olmaz! Sen hi byle bir kadn grdn m? Hangi kadn byle yapar? Bak Alice, diyordu kimi senaristler, Sen kendini btn bir kadnlk m sanyorsun? Kadnln da bin trl hali var. Olsun, diyordu. Ben yle olmayabilirim ama, bugne kadar byle bir kadn tanmadm da, grmedim de... Akan sular duruyordu tabii... Gene byle bir gn, Alice'in gereklik ve gerekilik tartmalaryla burnundan getirdii ynetmenlerden biri, hangi kadnn ne yapp ne yapmayaca konusunda ucu buca kaybedilmi bir tartmada,

Alice'den artk midini iyice kestii bir anda sinirlenerek: Bak Alice, demiti. Sorun ne biliyor musun? Senin tandn, bildiini sylediin kadnlar var ya, ite onlar, seyirciye hi cazip gelmiyorlar. O kadar yalnkat, tekdze, hesap ve skclar ki, anladm kadaryla sadece seyircilere deil, erkeklere de cazip gelmiyorlar. stelik bir Alice Star olmadklar iin pek bir anslar da yok ne yazk ki... O tandn kadnlara syle, yle yapmasnlar. Seyirciler, gereklerle deil hayallerle ilgileniyor, niye anlamamakta srar ediyorsun? Bizim iimiz bu! nsanlar, gndelik gereklerin kapanna kstrmak deil, onlara hayal kurdurmak! Kolaylkla tahmin edilebilecei gibi, Alice, o ynetmenle bir daha hi almad. Gereklikle ilgili bu derin taknts, kendine mi, dnyaya m ynelik bir gvensizlikti, bilinmez ama, "serseriliin iiri" diye tutturup her eyini cmerte savurduu ilkgenlik yllarnda olmasa bile, sonrasndaki uzun yllarda Alice'i byle duygular ynetiyordu ite. Hayatta burnunun srtld yerler, hayallerini de andrm olsa gerekti. Ayn gereklik duygusu nedeniyle, film setlerinde, ynetmenlere en ok sorun karan yan buydu; kendi rolnn iinde ok fazla kilitli kalamyor, yaama duyduu o derin gvensizlik, onu yeniden rolnn dna, kendi varlnn iine ekiyor, canlandrd rol kiiliinden kp panik halinde yeniden Alice Star oluyordu. Hangi filmde, hangi karakteri canlandrrsa canlandrsn, oyununun bir annda, kendine dnerek yeniden kendisi oluyor; baka biri olmak zere kt o filmsel yolculukta, uzun sre bir bakas olarak kalamyordu. Canlandrd rol kiiliinin ruhu ve serveni iinde kaybolup gideceini ve belki de bir daha hi geri dnemeyeceini dnyor, belki de bundan korkuyordu. Bir daha hi geri dnememekten. Artk bir bakas olmaktan. Alice Star'n filmlerinin, bu yzden ekim sreleri hep uzun olmu ve her defasnda yz binlerce metre film harcanmtr. Herkesin ok beendii oyunculuundaki o oyun srekliliini ve rol btnln alabilmek iin, yapm grevlileri, trnaklarn kemirip, salarn balarn yolarken yz binlerce metre film harcanmtr. Alice Star' sevmeyenlerin, Onun iin harcanan filmlerle, rahatlkla birka Hollywood filmi daha ekilebilir, demesi bouna deildir. Uzun sre rolnn iinde kilitli kalamamas, bir can simidine tutunur gibi her seferinde yeniden hayata tutunarak, sudan kar gibi rolnn iinden karak kendi kimliine dnmesi, ynetmenleri de, yapmclar da, rol arkadalarn da hep yormu, zm, bktrmtr. Son zamanlarda Alice Star'n karsnda oynayacak adam bulmak, biraz da bundan tr iyice zorlamtr. Btn bu gereksiz tekrarlar ve yeniden ekimler srasnda, kendi yetkinleirken, karsndaki oyuncular inie geerek aptan ve formdan dyorlard nk. imdiyse btn rpnlar karlksz kald iin, belki de ilk kez kendini rolne emanet etmeye balamt. Yeni bir Alice rolne. Bu bir gereklik, ben bir baka gezegendeyim ve ak oldum, btn bunlarla yaamaktan baka yapacak hibir ey yok, deyip duruyordu kendi kendine... Artk ben buyum ve benim hayatm da bu. Ben bir masalda kayboldum. Ve bu masal uzayda geiyor. Cam balondan ktktan sonra, bol kl uzun ve geni yollar, sk sk ayaklar yerden kesilen iki kiilik tuhaf bir metalik umayan dairenin iinde hzla geerek, New York'taki gkdelenler benzeri binalarn younlukta olduu bir blgede, hatta belki de orann bile en yksek gkdelenlerinden birinin nnde durdular. Bir fanusa benzeyen girite, otomatik olarak alp kapanan dev

cam kaplardan geerek asansre bindiler. Gndelik hayatn, Amerika'dakine biraz olsun benziyor oluu, bir lde iini rahatlatt Alice'in. Hi olmazsa bu konularda uyum sorunum fazla olmaz, diye iinden geiriyordu ki, bo bulunup, Kanc kat? diye soracak oldu. Biraz yukarda oturuyorum, dedi Adam. Drt yz drdnc katta. Uyum denilen eyin, o kadar da kolay salanmadn bilmeliydi Alice. Umarm elektrikler kesilmiyordur, dedi. Karlkl glmsemekten baka yapacak bir ey yoktu. Onlar da yle yaptlar. ... Adam'n evinin kapsndan ieri adm att anda iinde uyanan duygular, dnyada bir daha duymasna artk pek imkan kalmam tazelikte duygulard. ok saftlar, masumdular. Hi yenilmemitiler. Bir kez Alice Star olduktan sonra, dnyadaki hibir eve byle giremezdi artk. Bu ans kalmamt orada. Bu gezegendeyse sahiden baka biri olmutu. Ayn mr iinde, ona tannm ikinci bir kimlik, ikinci bir hayat olana gibiydi bu. Her zaman bir bakas olmay istemiti. Bir bakas... Kendine hi yetmemiti. Hibir zaman... Alice Star olduktan sonra bile, bu kez de bir bakas olmay istemiti. Aslnda bu gezegende bile, bir Alice Star olduunu, ona u an iin unutturan bu el dememi duyarlk, bu youn masumiyet, bu yenilenme tutkusu, gcn nereden alyordu? Sanki evden son kandan sonra hibir ey olmam, hibir ey yaamam, yrei hi izilmemi, ruhu hi hrpalanmam gibi dorudan bu eve adm atmt. Hayata imdi balyordu. Bu gezegene kar duyduu o derin yabanclktan tr olabilirdi bu. Adam'n kiiliindeki o bozulmam saflktan tr olabilirdi bu. Bu gezegenle, akn bir tek kendi iin yaratt gezegenin, birbirlerinin evresinde dnmesinin yaratt o byl ekimden tr olabilirdi bu. Ve sanki imdi, her zaman hayalini kurduu tam anlamyla yepyeni, tertemiz bir sayfa alyordu hayatnda. Sanki btn hayat, hayallerine ulamasn engelleyen kirli ve karanlk bir gemiten, tutarsz karalamalardan, boa gitmi msveddelerden ibaretti ve ondan ancak burada ve imdi kurtulabiliyordu. Kapnn eiinde durdu. Kapya dikkatle bakma ve ona dokunma ihtiyac hissetti. Bu kapnn, herhangi bir kap olmayp btn hayat iin alan bir kap, yeni bir hayatn kaps olduunu btn varlyla hissediyordu. Bundan byle varlnn ta derinliklerine yerleecek ve iinden bir daha hi kmayacak var olua ilikin ok temel bir gerein, btn benliine ar ar yerletiini, kendini yeniden biimlendirdiini, ayn Alice'ten bambaka biri yaptn dnyordu. Bir efsane kapsyd nnde alan. Kendi masalna buradan geerek giriyordu. Eve kk bir antre'yle giriliyordu. Bu efsane kapsnn ardna dek almasyla birlikte grd manzara dorusu pek iini amad. Dahas artt: Asklk, emsiyelik, boy aynas, ayakkablk, ekecek, rafta ayr renk ftr apka. Dnyann herhangi bir lkesinde, sradan bir orta snf aile evinin "balangcyla" artc, dahas irkiltici bir benzerlik gsteriyordu grdkleri. Salona gemeleriyle birlikte, aknl iyice artt Alice'in; tam anlamyla

bir 1960'lar dekorasyonuyla kar karyayd. Sanki bir evi deil de, dekorasyon fuarnda 1960'lar pavyonunu geziyordu. Sivri ulu, cilal ahap kolluklaryla koltuklar, krmz vinylexten kanepe, pelu yastklar, formika bfe, cam biblolar, zerlerine plastik aksesuarlarn serpitirildii formika sehpalar, bir yn naylon vr zvr. Duvarlarda feci aplikler ve yaldz ereveli yalboya tablolar: Ak denizde kprm dalgalarla bouan bir sarho gemi ile iekli bcekli krlarn ortasnda uzak bir kulbe, bacas dumanl falan... Salonun ortasnda kalakalyor Alice. Birdenbire, sanki bu gezegen, dnya tarihinin eitli dnemlerinden alnm paralarn yan yana bititirilmesinden olumu bir "patchwork" olarak gzkyor gzne. Daha da anlalmaz olan, btn bu birbirini tutmayan paralardan oluan bu tuhaf dekorun iinde, Adam'n her ey ok doalm gibi, ayn rahatlk ve kendine gvenle geziyor oluuydu. Bu byk salonun bir duvarnn neredeyse tamamn kaplayan, bu zelliiyle de salona azck rasathane havas veren byk, geni bir pencere, gkyznn usuzluuna bakyordu. Pencere camnn zel bir kalnl ve hemen fark edilen tuhaf bir berrakl vard. Ne 1960'larda, ne de imdilerde dnyada byle bir cam olmadn bilmek, bir kez daha bir Hollywood akasna kapld paniine kaplan Alice'e, yeniden yabanc bir gezegende olduu duygusunun gvenini verdi. Adam, Alice'in aknln keyifle izliyordu. Alice'i camn nnde gezegenin gecesine bakarken, ensesine kondurduu bir pckle brakp ieriye, yatak odasna geti. Ben u eyalarm brakaym, dedi. Rahatna bak, istersen bir iki koy kendine, buras artk senin evin. Alice dnp glmsedi ona. Her ey dnyadaki gibiydi. Ve bu adam ok, ama ok seviyordu. Kente inanlmaz bir ykseklikten bakyor u an. Ev yerine bir uakta oturmak gibi bir ey bu. Gkyzne hi bu kadar komu olmamt... Pencerenin nnde gkyzne dalyor iyice. ok yldzl bir gkyz bu. Dnyann hibir yerinden bu kadar ok yldz grnmez. ok parlak, ok inanlmazlar, dnyadan grnenlerden, ya da dnyadan bakldndaki grnlerinden farkl olarak sanki daha irili ufakllar. Dnyadan farkl olarak, yalnzca bir k olarak deil, ayn zamanda bir hacim olarak da grlyorlar. Yabanc bir gezegen bu. Yldzlar yabanc bir gkyz. Yldzlar yabanc bir gkyznn karsnda akn, kederli, hznl, karmakark, bilmedii bir geceye bakp duruyor imdi Alice. Bu gezegenin ilk olarak gecesiyle tanyor. Tuhaf bir rpertiyle doluyor ii. Bir yere geceyle balamak duygusu... karanlk serven... Dalp gittii bu yldzlar her eyin dnda, sonsuz bir kaytszlkla varlklarn srdryorlar. Onlardan biri de dnya olmal. Uzakta, ok uzakta snk bir nokta, clz bir gz krpm belki de dnya, bu duygu iini burkuyor Alice'in. imdi, btn bu yldz kalabalnn iinde hangisi olduu bile belli olmayan, binlerce gezegen arasnda yalnzca kck bir nokta olan dnyadan seyretmiti buray. lk kez aynann te yanndan kendine, kendi yzne bakar gibi. Dnyadayken, pencereden baktmda, grdm o uzak, o binlerce snk yldzdan birindeyim u an. Gerein yarlmas iin, aynann te yzne gemek gerekiyor belki. Dnyaya gz krpyor Alice. Nereden koptuu belli olmayan bir tek damla gzlerinden szlyor elinde olmakszn. Ne zaman iimde bir dnya bitse bu duyguyu yaardm, bu o ite, diyor. Tam da bu.

Ban gkyznden alp bu kez de, kentin, bir gkdelenin drt yz drdnc katndan grnen gece manzarasna dalyor Alice, en az gkyz kadar parlak, bol kl bir kent. Burada nasl uyuyorlar acaba, diyor, nasl uyuyabiliyorlar? New York'tan bile kl bu ehirde, ne gece ne karanlk sz konusu olabilirmi gibi... Alak gkdelenlerin tepelerindeki havaalanlarna, onlara kalkp inen eitli tama aralarna; bir gkdelenden dierine hareket eden bir eit teleferii andran gkyz vagonlarna bakakalyor; tpk o cam balonda olduu gibi, teleferik benzeri o vagonlarn tutunduu raylar da onlarla birlikte ortaya kp onlar geip gittikten sonra ortadan kayboluyor. Gkdelenlerin dyzeylerinde de vzr vzr inip kan, bol kl asansrler var. Havada da en az yerdeki kadar ilek bir trafik var. Bir yerden bir yere gitmek iin, her seferinde drt yz drt kat inip klmasnn gerekmediini bilmek iin rahatlatyor Alice'in. Besbelli artk iinde yaayaca bu gkdelenin tepesinde de bir havaalan ile birinden dierine ileyen yle vagonlar var. Hatta belki de insanlar, gnlerce yere inmeye bile gerek duymadan, bir binadan dierine gezip duruyorlardr. ocuka bir hayranlk ve heyecanla seyrettii bu manzaradan sonra, dnp de salona baktnda, btn o 1960 mobilyalar yeniden pek zavall grnyor gzne. Bir kez daha akl almyor. Alice'in ilk yorgun gecesinin ardndan gezegende geirdii ilk gn, onun iin byl bir deneyimdi. Ama bu byl deneyimden nce, Adam'n bir gemi geniliindeki yatanda geirdii bu gezegendeki ilk gecesinin de bal bana bir byl deneyim olduunu sylemeden gemeyelim. "Yorgun gece" sznn ieriini dolduran ey, kabul edersiniz ki, yalnzca yol yorgunluu deildi. Olaanst bir kahvaltyd yaptklar. Yatakta kahvalt! Alice'in en sevdii ey. Tam bir kahvalt dkn olan Alice'in, Adam'n yataa getirdii dev tepsiyi grdnde ilk syledii: Beni niye daha nce karmadn? oldu. yi bir kahvalt uruna btn evreni gezegen gezegen gezebilirim. Kahvalt sonrasnda, Alice'i bir srpriz bekliyordu. Koridorun ucundaki gkdelenin dyzey asansrne alan ktan, gkdelendeki laboratuvar merkezine indiler. Gkdelen dalarnn arasndan binlerce cam ve elikten szlerek iniyorlard aaya. Metalik ve steril bir grne sahip bu dev laboratuvardaki hemen her ey, beyaz, gri ve pembeydi. Az sonra kimi robotlar, Alice'i, ses geirmeyen ve hibir n szmad ldrc karanlktaki bir yaltm odasna soktular. Adam da yanndayd ve elini tutuyordu; hibir ey sylemiyor, yalnzca hnzrca glmsyordu. Alice, bir kez daha arzn merkezindeki o derin uykuyu anmsad. Robotlar zen ve dikkatle, kollarna, eline, gsne, kafasna, gzkapaklarna, yanaklarna, akaklarna, burnunun iki yanna tl uuculuunda incecik teller yerletirmeye baladlar. Belli ki bir operasyona hazrlanyordu Alice. Adam ise inatla hibir ey sylemeden glmsemesini srdryordu. Alice, bu kk tellerle, titreimli metalik ipliklerle, adeta bir ala kaplandktan sonra, ilkin kulaklarna kulaklk, ardndan da gzne sngersi bir yumuaklkta kr karanl bir bant takld. Adam elini usulca brakt. Hibir ey grmyor, iitmiyordu, az sonra yava yava hissetmemeye de balad. Yar uyur, yar uyank tuhaf bir noktada, bir geitte asl kald. Hi deimeyen srekli bir ara durumdu bu. Yava yava kulaklktan dklen szcklere, seslere, tnlara brakt kendini...

Alice gzlerini tanmad bir odada; serin, yumuak bir yatakta at. Etraf ok gzel iek kokuyordu. Adam, kapnn yannda duvara yaslanm, efkat dolu gzlerle ona bakyor, belli ki uyanmasn bekliyordu, dudaklarnn ucunda hafife arplm hnzr bir tebessm vard; yzne zaman zaman gizli bir kycln ekiciliini katan bir glmseyiti bu. Ve Alice onun, bu glmseyiine tek kelimeyle "kuduruyordu". Naslsn? dedi Adam. yi uyudun mu? yiyim, dedi Alice. yi uyudum galiba. Nerdeyim? Buras neresi? Saat ka? Ne oldu? Ne zaman geldim buraya? Adam, yznde ayn glmseyile, bir ey sylemeden ona bakmay srdryordu. Alice birdenbire durdu. Az ak kald. Ellerini dudaklarna gtrd, inanmaz gzlerle ilkin Adam'a, sonra evresine bakt. Konuuyorum, dedi. Evet, dedi Adam. Konuuyorsun. Sylediklerimi de anlyorsun. Alice glmeye balad. Bilmediim bir dilde konuuyorum. Nasl oldu, nece bu? Adam, yataa doru yaklarken: Artk bizim gezegenimizin dilini konuuyorsun, dedi. Alice kahkahalarla glmeye balad. Harika bir ey bu! Harika bir ey! Bu kadar abuk mu? Biliyor musun, hep Japonca renmek istemiimdir. Agzllk etme, dedi Adam. Baz aksan sorunlarn olacak, nce onlar dzeltmeye bak. stersen sonra bir gn Japonca da renirsin. Nasl oldu btn bunlar? Beyninin kullanmadn kimi dil hcrelerine transfer yoluyla gerekletirilen bir teknik bu. lkin dilin yaps, kurgusu, ileyi biimi ykleniyor. Dilin kendi mant, aritmetii yerletiriliyor. Sonra szckler, kavramlar, terimler. Vurgu ve tonlama iin de, dil kaslarn ynlendiren yapay bir bellek kullanm deposu alyor. Ama sonuta dili yaaman gerekiyor. Kendi deneyimlerinle yerletirmen. Gndelikte kullanman. Ufak tefek eyler yani, bunlar en ksa zamanda halledersin. En nemlisi, bu dil senin sesinle gzelleiyor. Harika bir ey bu Adam! Sana ok teekkr ederim, ok incesin. Geceleri pencereden bakp yldzlarla konuan yalnz bir kadn olman istemedim. Gzleri yaaryor Alice'in. Sevdii erkein ardndan Uzakdoulara gitmi hibir kadnn kendisi kadar ansl olmadn dnyor. Adam, evrendeki btn dillerde "seni seviyorum" nasl deniyor? diyor Alice, bunun zerine uzun uzun pyorlar.

Alice'in Votoroqxqua gezegenindeki bundan sonraki gnleri balangta ok renkli, ok elenceli geti. Tahmin edersiniz ki, yapacak ok i vard. Kim olsa her eyi ok merak eder, her eyi renmek isterdi elbet; ama buna Alice'in o kedi merakn, ok kolay eitlenebilen ilgi oburluunu ve amaz inadn eklerseniz, iin ok daha iinden klmaz bir hale gelecei tartlmaz. stelik bu kez, banda onu hizaya sokacak bir Eddie d'Ascanto da yoktu. Alice, o gezegendeki nne inanmakta hala glk ekiyordu. Birka televizyon program yapt, birka basn toplants dzenledi, birka byk toplantya katld. Kendini, bir gezegen olarak dnyann, uzayn dier uygarlklarna alnda ok nemli bir kilit figr olarak grmeye balamt. Geri bu konuda, ne uzayla ilgili bir almas, ne de arkcl ile bir baars sz konusuydu; dpedz bir an krlne borluydu buradaki varln. Ama pekala Adam kendine deil de, bir baka arkcya ak olabilirdi. Ama o, Alice'i semiti. Bu da ona, bu hakk veriyordu ite. Alice, bu sre ierisinde hem Votoroqxqua, hem dnyayla ilgili olarak birok ey rendi. yle ki Adam, Alice'in bu bitmek tkenmek bilmeyen meraklar ve ynelimleri karsnda, sk sk ona "bir kavram ve bir olgu olarak zaman"dan ve insan mrnn snrl oluundan sz etmek gereklilii duyuyordu. Bu tartmalar snmeye yz tutunca da, bu kez de insan beyninin hacmi, algnn snrlar ya da insan kimyas konusunda uyarmak zorunda kalyordu onu. Tabii btn bunlar byk bir incelikle yapmaya, her eye karn Alice'i krmamaya zen gsteriyordu. Ama milyarlarca yllk yldzlarn tarihlerini ve balangcndan itibaren dnyada neler olup bittiini byk bir oburlukla ve de bir rpda renivermek isteyen Alice'in yldrc sorularn yantlamak, srarlar karsnda direnmek ve onun bu konudaki sonsuz itahn doyurmak olaanst g bir iti. Sonunda Adam, bir gezegen olarak dnyaya ilikin hayli zengin bir ariv at Alice'in gzleri nne. Yan sra bir de anlama yapt: Bu zengin arivlerde, grmemesi, bilmemesi gereken eyler mevcuttu, birok eyin gezegenler aras gizler kapsamna girdiini; ayrca gene birok eyin, onun algsnn ok ok stnde bir malzeme barndrdn, bunlarla ilikilenmenin kendisi iin de ciddi bir tehlike olabileceini syledi. Ruh ve akl saln zorlayan, kimyasn bozabilecek, benliinin dalmasna yol aabilecek engin bir genilikten, alg tesi bir usuzluktan sz ediyordu. Derin aratrmalara dalarak kt byle bir yolculuktan sa olarak geri dnemeyebilirdi. nsan fizii, btn gerei ve gereklikleri henz alglayamazd. Adam btn bunlar, Alice'e byk bir nezaket ve kollama duygusuyla sylemeye alsa da, Alice gene de bu szlere iin iin alnyor, keye sktn hissettii kimi durumlarda, kadnca bir kurnazlkla ok alnm grnerek, bir erkekle bir kadn arasnda hibir eyin gizli kalmamas gerekir, diye sitemli konumalar yapyordu. Btn bu numaralar Adam'a skmyordu tabii. Ama Alice de baka numara bilmiyordu, n'apsn? Meraklaryla ilgili bu tr snrlayc engeller ve yasaklarla karlamak, Alice'in hi houna gitmedi tabii, ama Adam'n dn vermez tavr ve kararll karsnda geri adm atmaktan baka are de bulamad. Baz ariv kanallarn Alice'in kullanmna kilitledi Adam; bilgisayarlardan kimi dosyalar ayklad; baz trde bilgileri dolam d tuttu; st gizlilikte bilgiler barndran Siyah Kayt ad verilen kutuyla, Mor Balant giri kanallarn

tkad; ancak Alice'in bilmesinde saknca olmayacan dnd baz malzemeleri kullanma ak brakt. Evin bilgi odasnda gerek kiisel arivin, gerekse genel kullanma ak gezegen merkez ss arivinin, gerekse de dier gezegenlere ait bilgilerin de yklendii gezegenler aras ilikiler arivinin kanallarna nasl girip kacan, onlardan yararlanma yollarn gsterdi. Aslnda ok yalnlatrlm bir dzenekle kar karyayd. Birka komut dmesi, birok eye yetiyordu; hatta ou kez bir dmeye basmak bile gerekmiyor, Alice'in sesine ifrelenmi uygulayclar Alice'in szl komutlarn kendiliinden yerine getiriyorlard; apraz ekran taramas, evrimli ve ezamanlamal aray klavuzlarnn ynlendirilmesi gibi biraz daha teknik konulara girildiinde zorlandysa da, bunlara da abuk alt. Bylenmiti Alice. Tam anlamyla bylenmiti. Ve o gnden sonraki gnlerini, yani Adam'la sevimedii zamanlarn, ariv banda geirdi. Btn dnya tarihi neredeyse kare kare Votoroqxqua gezegeninin ariv kaytlarnda bulunuyordu. Milyonlarca dosya, milyarlarca kart, katrilyonlarca ip, btn dnya tarihiyle ilgili sonsuz bilgiler barnyordu bu arivin iinde. Dnyadaki bilim insanlarnn yllarca byk zahmetler, emekler, olanakszlklar, zveriler ve harcamalarla edinmeye altklar bilgiler iin, yalnzca baz dmelere basmak, baz ifreleri amak, baz dosyalar ekrana armak yetiyordu burada. Bir eit bilgi edinme sarholuuna kaplmt Alice, btn insanlk tarihini bir rpda renivermenin sarholuuydu bu. Elinin altnda byleyici bir oyuncak vard. stelik bulunduu gezegenden dnyay ok daha merak eder olmutu. Ayrca bulunduu bu yerden de, dnya, iinde yaarken barndrd gizden bambaka bir giz olarak gzkmeye balamt kendisine. Dnya, burada baka trl bir derinlik kazanmt onun iin. Bambaka bir anlam. Amerika'dan gremedii dnyay buradan gryordu. Salt burada sahip olduu bilgi daarnn zenginlii, elinin altndaki imkanlarn kkrtclyla ilgili deildi bu, daha ok bir bak derinliine ulamakla ilgiliydi. Neredeyse, tanrsal bir koltukta oturuyor ve btn zamanlar bir arada gryordu. Btn bir tarihe, istedii zaman girip kabiliyor, tarihin btn dnemlerinde elini kolunu sallaya sallaya gezinebiliyordu. Alice, birdenbire anlad ki, btn hayatn, bir iskelet olana kadar bu koltukta, dnya tarihine ait bu belgeselleri seyrederek geirebilir. Votoroqxqua'nn dnyadan ok daha gen bir gezegen olduunu rendi Alice. Zaman iinde gidip gelebilen kameralarla ekilmi ve arivlenmi filmler ona dnya tarihinden eitli manzaralar gsteriyordu. rnein en merak ettii ey, sa ile Meryem'di. Onlar grmek istiyordu. Adam, bunlara izin vermedi. Ama Kleopatra'y, Jan Dark', Msr piramitlerinin ina ediliini, Kristof Kolomb'un Amerika'y kefini, Aztek mparatoru Montezuma'y, Saba Melikesi Belks' seyretti. Neron'un Roma'y yak hayal edildii kadar grkemli deildi. Kayp uygarlk Atlantis'e ilikin sorular cevapsz kald. Nuh'un Gemisi'nin nerede olduu da kesin bir suskunlukla karland. Bu arada yaam olduunu sand birok tarihi kiinin, aslnda hi yaamam olduklarn renmek zd onu, dnyaya olan btn gvenini sarst. Titanik'in batn seyretmeyi yrei kaldrmad. Amerika i savana bakamad. Antik Yunan'da yamalara kurulmu tiyatrolarda birka Sofokles oyunu seyretti. Van Gogh'u resim yaparken izlemek bal bana bir zevkti. Byk Ekim Devrimi srasnda Moskova sokaklarn grd. Sodom ve Gomore, hi de anlatldklar gibi

deildi, hatta imdiyle karlatrldnda pek masum kentlerdi. Napolyon sahiden ok irkin bir adamd. Tarih ncesi dinozorlarn kendilerini grd, ama nasl yok olduklarna ilikin merak da karlksz kald. Mona Lisa'nn gerekte bir erkek olduunu grmekse, bu konudaki yaygn bir dedikodunun dorulanmasndan te bir anlam tamad onun iin. Haklarnda ecinsel olduklar ya da ecinsel ilikilerde bulunduklar sylentisi yaylm, bir zamanlar Alice'in de ok beenerek i geirdii kimi Hollywood nls erkeklerin mazilerini taradnda, yazklanarak, dnyann bu konuda aslnda ne kadar az ey bildiini grd... Onun iin en nemlisiyse, byk idol Marilyn Monroe'yu gndelik hayatnda grmekti, yani hi evirmedii filmlerinde... Kendi hayatnn filminde. Alice bir gn dayanamayp sordu: Adam, bilebildiim kadaryla, sinemann varl, tamamyla bir gz kusuru zerine kurulu; hani u gzn on alt kareyi belirli bir hzla akarken grdnde hareket ediyormu gibi grme yanlsamasna. Siz ok daha ileri bir uygarlk olduunuza gre, bu gz kusurunu dzeltmeye niye yanamadnz? Yant ok basit, dedi Adam, sinemadan vazgeemediimiz iin. Unuttun mu, sinema yedinci sanat! Kimin gc sanat yok etmeye yeter? Alice, bu szlerin herhangi bir sinema yllnda, sinemann anlamnn ve insanlk iin neminin anlatld bir yazda, bir epigraf olarak ok gzel, ok ho durabileceini, ama bu cevabn kendisini hi mi hi kesmediini dnd. Alice'in yzndeki tatmin olmam ifade zerine, Adam konumasn srdrmek zorunda kald: Hem on alt kareyi ayn hzda aktnda bile tek tek ve hareketsiz olarak grmemezi salayan merceklere, optik aygtlara da sahibiz. Onlarla baktnda sinema sanat lyor, hibir film yerinden kmldamyor. Byle bir ey olsun ister misin? Gzlerimizdeki rya tamamen silinsin ister misin? Srf sinema ak uruna, gzlerdeki bu sevimli kusuru korumu olabilirlerdi belki, ama bunun yan sra, birok hastaln adn bile duymamlard. rnein o gezegende hi veba, verem, kolera ve ADS olmamt. Benzer tarihleri farkl srelerle yaadklar iin, olaslk farklar eitleniyordu. Adam'n aklamalarnda ska yer alan "Aynlk ve Farkllk" kuramn pek anlayamyordu dorusu Alice. Dnyadayken yeterince eitim almam olduuna imdi ok hayflanyordu. Alice'in en sevdii kaytlardan biri, Adam'n yllar nce dnyaya yapt ilk gezilerle ilgiliydi. Bu filmleri, Adam'n uzun ve ayrntl aklamalar eliinde, onunla birlikte seyretmekten byk bir zevk duyuyordu. Bylelikle Alice'in hayatna, Harran, Urfa, Trkiye, Krtler, Trkler gibi szckler girdi. Toprak davas, kz karma, kan davas, namus davas gibi kavramlarla, hi bilmedii treler ve trenlerle tant. Zaman zaman da Harran'n eski alarna, eski zamanlarna, binlerce yllk tarihine ait gemi filmlerine baktlar. Sonra imdisine. Adam Eaidnun, Krt giysileri iindeki halini ok sevdi Alice. Ona bu yerel giysileri ok yaktrd. atlam topraklarn stnde ufka doru at sren Adam'; Ayl gecelerde ykk kervansarayn duvarlarna yaslanarak uyuyan Adam'; Yars topraa gmlm harabelerin, gnbatmnda kzl topraa vuran koyu glgelerinin stnde, sanki sonsuzlua

glmsyormu gibi dolaan Adam' her seferinde bambaka biriymi gibi yeniden ve yeniden sevdi. Dnyann bu az bilinen ya da hi bilinmeyen kesine ait grntleri, milyonlarca k hz uzaklktaki yabanc bir gezegende, bir albm kartrr gibi grmek tuhaf bir hzn verdi Alice'e. Ayn gezegenin iinde bile, birbirine milyonlarca k hz uzaklkta olan yerler, insanlar ve kaderler olduunu dnd. Bir gn Adam'la birlikte oralara gitmeyi kararlatrdlar. Alice iin, Adam'n ocukluunu sevmek gibi bir eydi Harran'daki gnleri... Harran, Adam'n dnyadaki ocukluuydu ve mutlaka oraya birlikte gitmelilerdi. Ak, sevdiiniz kiinin mazisini de ele geirmenizi ister sizden. "Ak, birlikte yaanmam zamanlar da ele geirmek ister." Bir zamanlar, bir yazarn, sevgilisinin memleketine birlikte yaptklar geziyi anlatan bir yksnde okumutu byle bir eyi. Onu anmsad. yi yazlm ykler hibir zaman kaybolmuyorlar; uzaya dalyor ve bir bakasnn hatras olarak kullanlmay bekliyorlar yalnzca. Btn bunlar olurken, Adam, baz gnler kaygl olmakla birlikte, Alice'e fazla bir ey sylemiyordu. Yarglanacakt, ama nedense yumuak davranyorlard. Uzay arac elinden alnm, grevlerinden uzaklatrlm, komuta yetkilerine el konulmu, zorunlu izne karlmt. Yumuak davranyorlar, derkenki sesindeki tedirginlikten, bu yumuak davrann, pek doal bir ey olmadn ve bunun Adam' rktm olduunu sezdi. Sonrasndaysa Alice'e bir ey yanstmamaya zen gsterdi Adam. Bir eyler yolunda gitmiyordu ama, yaknda her ey dzelecek, gibi bir havas vard. Adam'n bu konuda konumaktan rahatsz olduunu gren Alice de fazla zerine varmad onun. Oluruna brakt. Katld toplantlar, televizyon programlar, srdrdkleri gndelik hayat sanki her eyi olaanlatrmt. Durum kabullenilmi grnyordu. Adam da sanki zamanla balanacak, hafif bir cezayla atlatacakt. Oysa birka gn sonra, bir gece Adam eve dnmedi, Alice ok merakland. Sesli yazl her trl iletiim kaydna ve kanalna girerek arayabilecei yerleri arad. Hibir yerden doyurucu bir yant alamad. Adam'n ok zel durumlarda kendisine ulaabilmesi iin brakt sinyallerin ifresini denedi, hibir eyden sonu alamyordu. Meraktan delirmek zereydi. Adam, hemen her konuda olduu gibi bu konuda da ok dikkatliydi. Onu hi habersiz brakmazd. Alice, merak ve kayglar iinde kendini odalardan odalara savurup dururken, sabaha kar, ileri bir saatte, birdenbire robot ZTteSQ bir hayalet gibi belirdi koridorda. Onun byle evin iinde anszn bitivermesiyle sinirleri zaten boalm olan Alice'in d patlad. Canhra bir lk att. Gezegene geldiinden beri hi grmemiti onu. Bir gece sabaha kar sessiz sedasz birdenbire koridorda bitivermiti ve imdi kendisine glmsyordu. Korkmayn, meraklanmayn, diyordu. O gsten gelen efkat dolu yattrc sesiyle, Merak edecek bir ey yok. Her zamanki gibi yz de, sesi de fazladan bir zellik yanstmyordu. Yalnz biraz daha hzl ve hareketli olduu dikkatini ekti Alice'in. Ltfen sakin olun! Size gereken aklamalar yaplacak. Alice'e doru hzla yaklamasyla, herhangi bir ey sylemesine frsat vermeden ine yapmas bir oldu. ne yapmak, sizin kimyanza en uygun yntem, bu ineyi tanyorsunuz, Silvpuoquaxan inesi. Hibir zarar grmeyeceksiniz, yalnzca sizi yattrmam gerekiyor. Alice, hemen kaytszlamt, o kadar ki daha ine bedeninden kopmadan tamamyla uyumutu, kendisine ine yapldn gryor ve hibir ey hissetmiyor, hibir ey yapamyordu. Yalnzca sayklayan gzlerle kendini seyrediyor, kendisine yaplan kaytszca

izliyordu. Kendi teni bir bakasnnm gibiydi imdi. Direncini, kar koyma gcn btnyle yitirdi. Hemen iki robot daha geldi koridorun dier ucundan. Alice'i kucaklayp, ZTteSQ ile birlikte koridorda ilerlemeye baladlar. Koridorun sonundaki gkdelenin dyzey asansrne balantl ka doru ilerliyorlard. k kaplar kapandnda tam ii gemek zereydi ki, iinden bir ey drtt onu ve insanst bir gayretle gzlerini aarak, asansrn say gstergesine bakt, eer aa iniliyorsa kalyor demekti, yukar klyorsa gidiyor... Bunu niye byle dndn bilmiyordu. Byle dnmesini gerektirecek hibir bilgiye sahip deildi nceden. Yalnzca bir histi bu. ok gl bir his. Gl bir nsezinin, kesinlenmi bir bilgiden ok daha fazla sonu verdii olur. Bu kez de yle oldu. Gkdelenin stndeki uu pistine kmakta olduklarn anlad. Rakamlar ykseliyordu. Gkdelenin tepesine vardklarnda, uu pistinde alr durumda bir uandaire onu bekliyordu. Her eyi anlamt, geri gtrlyordu. Adam, Adam, Adam diye sayklyordu iinden. Adam nerede? Uyuturulmu kannn damarlarnda koyulaarak, ar ar da olsa aktn hissetti bir an. Gerisini grmese de olurdu. Kendini kaybetti. Gzlerini atnda gene uandairenin salonunda ve o ekrann karsndayd. Etrafta kimse yoktu. Tehditkar bir sessizlik hakimdi havaya bu kez. Ekran akt, Votoroqxqua televizyon kanallarndan birinin programlar yaymlanyordu. Adam'dan hi ses yoktu. Neredeydi acaba? Ne olmutu? Duygusuz bir merakla aklndan geiyordu bunlar. Ac ve kaygy, bir duygu olarak deil, daha ok bir bilgi olarak hissediyordu u an. inin szladn hissetmiyor, yalnzca iinin szladn biliyordu, duygular ve tepkileri alnmt elinden, iine sz geiremiyordu. Geri dnyordu ve yannda Adam yoktu. Az sonra Haberler balad kanalda. "Votoroqxqua Birleik Haber A", gnn nemli haberlerini veriyordu. kinci haber kendisiyle ilgiliydi. Alice, inenin etkisine karn duyabilecei en derin aknl ve deheti yaad. Bu akamst Adam Eaio ile Alice Star, byk bir veda partisi vermiler, gezegendeki arkadalar ve dostlar tarafndan byk bir sevgiyle dnya gezegenine uurlanmlard. Az sonra, grntler dmeye balad szlerin stne. Partiden ampanya hafifliinde grntler veriyorlard: Alice ve Adam neeyle dans ediyor, akalayor, uzun ayakl kadehlerle birbirlerinin elinden iki iiyorlard. lkin jpon eteklerini savura savura dans eden Alice, ardndan siyah saten eldivenlerini karp havalara frlatyor; gzyalar iinde verdii demelerde, Votoroqxqua'da geirdii mutlu gnlerden sz ediyor; ardndan sevgilisinin kolunda etrafa glckler ve gnn ansna imza datyordu. Son olarak uandairenin kaps kapanmadan, kucaklarnda veda iekleriyle, her ikisi birlikte el sallyorlard geride kalanlara... Yeniden grnen sunucu, iftin dnyada ok kalmayp, dier gkada takmlarn gezeceklerinden sz ediyordu. Alice, ok korktu, hayat boyunca hi korkmad kadar korktu. Btn bu grntler yaland. Bu gsterilenlerin hibiri olmamt. leri teknikle yaplm birer bilgisayar yalanyd hepsi. Ne parti vard ortada, ne veda... Bilgisayar hileleriyle elde ettikleri sanal grntlerle, btn gezegene yalan sylemiler, kendisini de apar topar bir uandairenin iine tkp yola karmlard ve ne olaca mehuld. Gezegendeki herkes; bu yalan seyretmi ve tabii gerek sanmt. Nasl olmasn? Btn grntlerde kendi yz, kendi sesi vard. Adam vard. Kayboluuna ilikin hibir kukuya yer brakmayacak kesinlikte bir zmd bu. Ekran yalan!

Elde edilen grntler ve elde edilen seslerle sylenen byk yalanlar! Bu kurguyu, bu grntleri seyreden hi kimse, bunlarn yalan olduunu dnemezdi tabii. Evet, bundan daha iyi bir zm olamazd. Grntlerle gerei rtmlerdi. Sahte grntlerle gerek gerei... Herkesin gz nnde dnyadan karlan Alice, gene herkesin gz nnde bu kez de Votoroqxqua gezegeninden uurlanmt. Ekranlar tankt. Az sonra dier haberlere geildiinde, ekran kendiliinden karard; belli ki, seyretmesini istedikleri eyi seyrettirmilerdi, fazlasna gerek yoktu. Snm ekrann karsnda yle dalgn, boalm bir sre kalakald. Alayamayacan biliyordu. ini tkamlard. Ama yznde giderek derinleen hzn bir nc gz gibi gryordu. Hep o ardndaki kap alacak ve o derin glmseyile Adam birdenbire ortaya kacak sanyordu; te yandan, iinde ok gl bir duygu, acmasz bir nsezi, bunun asla olmayacan sylyordu ona. Bir daha asla! Kimi nseziler, gerein bilgisinden daha kesindirler. Zulm kadar kesin. Hala ok sessizdi ortalk. Pencereden dar baktnda, hzla ilerlediklerini gryordu. Adam neredeydi? u anda bundan daha ok bilmek isteyecei hibir ey yoktu, hibir ey... Bilgi odasnda, o ariv kaytlar arasnda geirdii saatleri dndnde, yzne kederli bir glmseyi yayld; bazen bir insann nerede olduunu ve ne yaptn bilmek, btn bir insanlk tarihini bilmekten bile daha nem tayabiliyormu meer... Dnyann en nemli sorusu, birinin u an nerede, nasl, kimlerle olduu olabiliyormu... Az sonra ekran yava yava gm nml dalgalar ve sinyallerle renklendi. Bir hazrlk ncesi gibi yatay, dikey, verev izgiler, diyagonal eriler geip durdu ekrandan. Ardndan tuhaf bir bulanklk belirdi. Sis dalmas gibi bir bulanklk. Bu ekran tanyordu Alice, ilk olarak kendi aynas olarak grnmt ona, bilincinin iinden getii ayna... Canlanm bellei... Gzlerini atnda ilk grd ey... Hem sis hem yzey olan bir ey... Berrak bir mavilik diyebilecei sv bir gaz kmldyor ekranda, ardndan kaln bulutlara, onlarn o kesin, koyu beyazlna dnerek, birdenbire boyutlu bir hal alyor. Herhangi bir optik aracn yardm olmakszn, iki boyutlu bir ekran boyutlu olarak gryor Alice. Ykseklik ve geniliin yan sra derinlik de diriliyor grntde. Birden uzak, buruk, tekrarlanmaz bir hatra gibi, Adam'la sinema ve gz kusuru zerine konutuklarn anmsyor. Bunlar konuurken Adam'n yzndeki o ocuk saflndaki ifade geliyor gzlerinin nne. Baz anlarda yzn ald bir ifade, sevenin belleinde sonsuzlar, insan o ifadeyi her eyden ok daha fazla zler. O yzn sahibiyle gnn birinde darldktan, ayrldktan, hatta ondan nefret ettikten sonra bile, o ifadeyi zler. Bir andr o, ama btn zamanlara siner. imdi onun, o halini srarla canlandrmaya alyor gzlerinin nnde. Ekrann, bir an iin de olsa, gene bilinaltn yanstacan uman Alice, bir kez daha deniyor, bir kez daha, bir kez daha... Hi olmazsa ekranda onu, o ifadeyle grebilse, hayr bu kez bellei dirilmiyor ekranda. Dne bkle srekli biim deitiren boyutlu bulutsu izgiler, ilkin sakinleiyor, ardndan eitli renklerde noktalarla Alice iin daha kolay almlanabilir bir biim kazanyor. Alice, bu duygular iinde gzleri, ekrana ivilenmi bakarken, birdenbire ekrandaki bu sv gazn, bir grnt deil, bir varlk olduunu dehetle fark ediyor. Birinin varl. Bir tr canl bu.

Srekli devinen, biim ve renk deitiren bir canl. Ne insan, ne robot, bambaka bir ey. Ekran yardmyla kendisiyle ilikiye girmeye alyorlar. ... Belli belirsiz seilecekmi, bir siluet olarak ortaya kacakm gibi grnen o sv gaz ktlesinin biraz olsun durallk kazand bir anda, ekrann iinden berrak bir ses, Alice'e sesleniyor: Alice Star, size son bir aklama yapmamz gerektiini biliyoruz. Bilmeniz gereken eyler var, bu sizin en doal hakknz. Syleyeceklerimiz, sizin alg snrlarnza, sizin dilinize, sizin szcklerinize gre ayklanm, daraltlmtr. ndirgenmi bir bilgi halkas bu ama, sizin iin yeterli ve temel sorularnz karlayc nitelikte, bundan bir kukunuz olmasn. lkin sondan balayalm: Votoroqxqua gezegenindeki zorunlu geziniz artk sona eriyor. u anda dnyaya geri gnderilmek zere yola karlm bulunuyorsunuz. Geri dnnzle ilgili dnyaya gerekli aklamalar yaplacak; esenlik iinde indirileceksiniz. Orada sizi karlayacaklar. Herkes iin en iyi zmn bu olduunu dnyoruz. Alice, azn amaya alyor, dudaklar binlerce ton arlnda sanki, azn aamyor ama, aklndan geirip soramad soru, ekranda yantn buluyor hemen: Adam' soruyorsunuz, merak etmeyin, onu da aklayacaz. Belirli bir sralama iinde btn sorularnzn cevabn bulacaksnz, acele etmeden, bizi skunetle dinleyin. Ekranda grdnz eyin, i ie gemi eitli ekiller olmayp bir varlk olduunu hissettiniz. Evet, biz ok ileri bir uygarla ait varlklarz. Sizin alg boyutlarnz iinde grnmemiz, sizler tarafndan almlanmamz neredeyse olanaksz. Sizin anladnz anlamda birer cisim deiliz nk. Bizim gezegenimizdeki ben ile biz bile, sizin gezegeninizdeki ben ve bizle ayn kavramlar deil. Ben, sizin anladnz anlamda bir ben deilim zaten, kendimi ben diye tanmlamam, sizin anlamanz iin kolaylatrlm bir ifre yalnzca. Sizin anladnz anlamda ben yoktur, bir btnn dalp toplanan paralar vardr, deiken genelgeer paralar, srekli dnerek kendi var oluunu yeniler ve srekli klar. Zaten hibir galakside sizin aynnz, tpknz olmaz, olamaz. Bu siz dnyallarn iednk ve benmerkezci fantezisi yalnzca; evrendeki dier gezegenleri, kendinizin bir yansmas olarak grmeniz, kr bir kibirden kaynaklanyor. Bizim bilebildiimiz, varln saptayabildiimiz ve tanmlayabildiimiz gkadalar ierisinde sizin bir benzerinize biz rastlamadk ama, Byk Boluk Erisi ya da Karanln Hortumu diye tanmladmz evrenin bize hem ok uzak, hem ok kapal noktalarnda, katrilyonda bir gibi bir olaslkla, oluumunun organik koullar birebir gereklemi olduu varsayldnda, sizin ayn ve tpknz olan canllar bulunabilir. Ama verdiimiz u yzdeye bakldnda, bunun ne denli az bir olaslk olduunu anlarsnz. Alice gene azn aacak gibi oluyor. Yant annda geliyor ekrandan: Yok yok, hemen itiraz etmeyin, Ama Adam? diyorsunuz, ama Votoroqxqua'da grdm insanlar, diyorsunuz; aklayacam, bekleyiniz; byle bir giri yapmamzn, size bu bilgileri vermemizin nedeni de bu zaten. ncesinde sylemem gereken eyler var. Sizin gezegeninize ok uzaz. Dier birok gezegen gibi sizin

gezegeninizi de yakndan inceleyebilmemiz, olas gelecek kuramlar gelitirmemiz, evrim erilerini izleyebilmemiz iin bir benzerini yaratmamz gerekti. Tpatp olmasa da bir benzerini. Bu tr stn nitelikteki deneysel almalar iin, bir eit byle kobay gezegenler yaratyoruz. te Votoroxqxua da bunlardan biri. Adam Eaio'nun yesi olduu bu gezegen de, birok benzeri gibi tamamen bir uydurmadr, bizim gezegenimiz tarafndan uydurulmu bir hayaldir, tam bir sanal gereklik rneidir, ama onlar bu gerei bilmiyorlar. Kendilerini gerek sanyorlar. Bizim deneylerimizi kendi hayatlar sanyorlar. Ve sizin zamannzla birka yzyldr, kendi varlklarn sanal bir gereklik olarak deil, organik bir uzay gereklii olarak yayorlar. Dolaysyla bu gezegeni oluturan bu canllar, sizin sandnz gibi organik insanlar olmayp organik olmayan varlklar, androidlerdir. Asln anlamak iin retilmi kopyalar yani. Riskle yklenmi bu androidlerle ok riskli, tehlikeli deneylere de kalklabiliyor. Olaan bir srele lmyorlar, imha ediliyorlar. Kendileri de belirli bir teknolojiye gelebilecek kadar bir evrim gsterdiler, ama kendi gizlerini ele geiremediler. Bir sredir, bu konuda bir kukunun olumamas iin stn aba gsteriyoruz. Belki de, bu konudaki youn dikkatimiz, bizi dier baz konularda dikkatsiz klm olabilir. rnein sizin konunuzda... Bu boyutta bir lgnl biz de tahmin etmedik dorusu. Bu konuya tekrar dneceiz. Grdnz gibi, teknolojik olarak ok ey retebiliyorlar, rnein, ok gelikin robotlar yapabiliyorlar, gerektiinde onlar da robotlarn onaryor, dntryor ya da imha edebiliyorlar. Bambaka bir teknikle robotlar oaltabiliyorlar ama, kendilerinin de, aslnda bizler iin birer robot olduklarn bilmiyorlar. Bunun renilmesi halinde, btn gezegeni imha etmemiz gerekir ki, bunu imdilik hi istemiyoruz. Bir sredir onlara, akn kimyas zerine bir deney uyguluyoruz. Gezegeninizin gemi yzyllarnda ortaya km eitli ak biimlerini anlamaya alyoruz; beyin blmeleri, salg bezleri, organizmann duygu enerjisi... nsan kimyas zerine gelitirdiimiz bu deneylerle birlikte anszn, Votoroqxqua gezegeninde, bizim bile beklemediimiz bir lde, salgn bir hastalk gibi ortaya kmaya balad ak. Birok android deli gibi ak olmaya balad. Ak arklar, ak filmleri, ak edebiyat istila etti btn gezegeni. Dnya kanallarna ok sk girmeye, birok film izlemeye, birok ark dinlemeye baladlar. Ak, bizim iin yalnzca bir anlama nesnesi, sizin eitli duygularnzn fiziksel, kimyasal kaynaklarna ilikin testler bunlar. Ama bu deneylerde fazla ileri gidildi anladmz kadaryla, olaylar bizim denetimimizden kt. Bu lgnln en tehlikelisini ise Adam Eaio yaad. Tuttu bir dnyalya ak oldu, bununla da kalmad, sizi kard, stelik bunu btn dnyaya kar byk bir gsterile yapt, henz aamasn tamamlamam dnya ilk kez dardan gelen bir uyarcyla, birdenbire uzayn derinliiyle yzleti. Gezegeniniz, uzayn gereine de, bilgisine de sahip deil henz; bu yzden deneylerimiz srasnda tahmin edilememi bir sznt, milyarlarca ylda bir grlebilen kk bir sznt sonucu, bizim denetimimiz dnda, ak uzayn derinliklerine yaylarak yol ald, oradan da sizin gezegeninize kadar ulat. Dnyann gizli c, diyebiliriz belki buna, ondan alp denemeye kalktmz akn kendisiyle arpt bizi. Deneylerimizde milyarda bir grlebilen kk bir dikkatsizlikle, sizin zlmenize neden olduk belki, ama bu ok kk bir olasln gerekleebilmesi yedeinde, sizin iin bir baka umudu da barndryor olabilir: Belki de bu tr bir sznt sizin gezegeninizin bir tpksna da baka bir yerde yol am olabilir. Katrilyonda bir de olsa, evrenin uzak bir yerinde sizin gezegeninize

benzer ikinci bir gezegen vardr ve orada tam da aradnz gibi bir Adam Eaio yayor olabilir. Ekran gene sustu. Aklamalarmdan anlam olduunuzu umuyorum: Adam Eaio, bir insan deildi, organik bir canl da deildi, bir androiddi, ve artk sylemek zorundaym ki, iledii suun cezas gerei imha edildi. O artk yok. Alice ilk kez olmak zere azn aabildi, gl olmasa da bir lk att. Gzlerinden ila aclnda yalar fkrd. Yok artk o, yok artk o, yok, yok, diye durmadan sylenip duruyordu iinden. Ekrandaki sessizlik srd. Bekledi. Alice'in iindeki rmak biraz olsun susar gibi olduunda, Bunu yapmaya mecburduk, dedi ekran. Alice, bundan sonrasn dinlemese de olurdu artk. Beni de imha edin, diye seslendi iinden, Beni de imha edin, ne olur beni de yok edin! Dncelerinin okunduunu biliyordu artk. Azn amaya almyordu bile. Sayklar gibi, Beni de imha edin n'olur! deyip duruyordu. Buna hakkmz yok, dedi ekran. Siz bir canlsnz, canl bir varlksnz, buna hakkmz yok. Hibir canl yok edilemez. Ama Adam? Adam? O bir androiddi. Kendi de bilmiyordu bunu, ama yleydi. Bir vida gibi, bir somun gibi dnn. O gezegendeki herkesin bir android olduunu syledim size, unuttunuz mu? Onlar kendilerine yklenenleri yayorlar yalnzca. nsanolu rnek alnarak yaplm canllar onlar. Bunu bilmiyorlar, anlamyor musunuz? Bilmemeleri de gerekiyor. nk almalarmz sryor. Herkes bir dier gcn elinde oyuncak, yle mi? dedi Alice. Herkes bir dierinin robotu mu? Ne biim evren bu? Ekran gene sustu. Grnt kendi ekseni etrafnda kvrlp bklp duruyor. Dnyaya gelip giden birinin, bir kimyasal deney sonucunu byle yaayabileceini, biz de hi tahmin etmemitik inann; biz de kendi llerimizde bir aknlk yaadk. Ama, imdi kimi ok basit, ok yaln bir eyi hesaplayamam olduumuzu gryoruz. Bazen geriye dnp baktmzda, en basit eylerin hesap d kalabildiklerini grrz, btn gelikinliimize karn, bizim iin de geerli bu, evren ite budur: Rastlant ile Dzenin atmas. Sizi rahatlatacaksa eer, buna, sizi pusuda bekleyen kader, diyelim. Keke Adam Eaio, Votoroqxqua'l bir android deil de, California'l bir gen olsayd Sevgili Alice. Ya da bir dnyal verebilseydi Adam'n size verdiklerini. Sizin ak dediiniz eyi kendi gezegeninizde bulabilseydiniz keke. Yarattmz androidlerle ve onlara insani duygular, davranlar, tepkiler ykleyerek btn bir gezegeni laboratuvar olarak kullandmz syledim az nce, bu projede grevli kendi arkadalarmz da, ar bir biimde cezalandrldlar; ceza olarak, varlklarn btnlemekten alkonuldular bir sre, eksik paralar olarak yaayacaklar cezalar bitene kadar, kimse onlara bir parasn vermeyecek, hibir btnle kavuamayacaklar. Bu bizim iin ok nemli bir ceza. Eminim bu da size yabanc geliyordur. Bylelikle onlarn da, sizinkine benzer bir ac yaayacaklarn bilmenizi isterim. Size gelince, sizin duygularnzla oynadk, bunun insan bnyesi iin ne ifade ettiini biliyoruz, hasar grdnz, varlnz yara ald; gerekten zr dileriz, elimizden daha fazla bir ey gelmiyor, sizi dnyaya, kendi koullarnza, kendi yaamnza iade

ediyoruz. Yalnz son bir sorun var: Zayf bnyenizin bir mr boyu kaldramayaca kadar uzay gereiyle yklenmi durumdasnz. Ayrca Adam Eaio yznden ok ac ektiinizin de farkndayz. Bundan sonraki yaamnzn sal iin, dnyadan karlnzdan itibaren btn yaadklarnz bilincinizden silmeyi neriyoruz. Hayr, diyor gene iinden. Hayr. Hayr. Ekran bir sre susuyor. Bunu size hi danmadan yapabilirdik, bir dnn. Az nce size yapm olduum btn aklamalarn bir nedeni vard: Bu da sizin bilin katmanlarnz rahatlatmak iindi. O katmanlarda kapal kalm belirsizlikleri gidererek, bilinaltnzda daha sonra rahatszlklara yol aabilecek tkanmalara neden olmamak iindi. Eer size hibir aklama yapmadan bilin kaytlarnz silseydik, ktlk etmi olurduk size; ki yaadklarnza ilikin btn bu ucu ak kalm bilgiler, belirsizlikler benliinizin derinliklerine ileyerek, bir kapal devre oluturacak, biz bilincinizin kaytlarn sildikten sonra bile, varlnz iin tehlikeli ve karanlk bir ekim alan haline gelerek, yaadnz srece sizi huzursuz edecekti. imdi btn bu bilgiler, bir biimde kendi kendine katlanarak kazand aklamalarla sfrland, ama bu gezegende yaadklarnz bir insan iin, olaanst deneyimler; bu yaadklarnzdan sonra, bu bilgilerle dnyada rahat edemezsiniz artk. stelik dnyanz bu gezegende btn yaam olduklarnz, grdklerinizi bilmek isteyecektir hakl olarak. Sizi sorgulamak isteyeceklerdir. Dnyann uzay iletiiminde basamak atlayacak noktaya gelmediini dnyor bal bulunduumuz gezegenler birlii; dnya henz evrimini tamamlamam durumda. Seilmemi bir amala gereklemi bulunan bu karlamay sonuna kadar gtrmek istemiyoruz, dnyann uzaya bu nedenle ve birdenbire almasn istemiyoruz elbet. Size gelince, ok fazla bilgi ve birikimle yklenmi bulunuyorsunuz; size, katlanma gcnz bir sre iin artracak kimyasal bir ilem uyguland ama, biliyoruz belleiniz ve aklnz sapasalam. Bir sre sonra yaadklarnz, size ar gelerek bnyenizi zehirlemeye balayabilir. Ruhunuz hastalanabilir. Uzayda yaadklarnz, dnyada tayamaz hale gelebilirsiniz. Sizinle milyarlarca yl sonrasnn bir uygarlndan bir varlk olarak ilikiye girmi bulunuyoruz, ama evrimsel erimiz bizi yan yana getiremez bir daha. Bu yardm imdi kabul edin. Sizden olduu gibi, dnyadan da zr diliyoruz. Alice, kafasn toparlamaya alyor, dncelerini berraklatrmaya, isteklerini ak bir biimde ifade etmeye alyor: Hala bir seme ansm varsa eer, gezegenlerinize ve uzayda grdklerime ait btn bilgileri, btn rendiklerimi, her eyi, her eyi silebilirsiniz, ama karlnda bir tek ey istiyorum sizden, bir tek Adam'n hatrasn brakn bana. Bunu almayn benden. Brakn, Adam bende yaasn. nsan bunun iin yaar. Bir tek bunun iin, bir byk akn hatras iin. Ama ok ac ekeceksiniz. Siz ryalarnn gerekletiini gren ender ansllardan birisiniz. Bunu yitirmi olmak, varlnzn katlanamayaca bir ac ykleyecek size. Btn hayatnz bir sanal gerekliin hatras uruna iptal etmeye kalkyorsunuz. Olsun, razym. Hem sanal gerek dediiniz nedir ki, Adam sanal olabilir, ama ak gerekti, hem o bile sanal olsa ne fark eder? Btn o mucize gzeli gnleri yaadm ben. Kollaryla sard beni, gsnde uyuttu, akn btn kelimelerini verdi bana. Hayallerimden bir hayat yapt. tesinin bir anlam yok ki benim

iin... Adam, ister canl olsun, ister android, isterse bambaka bir ey, hi nemli deil, o benim sevgilimdi ve ben, onun bende yaamasn istiyorum. Bir tek bunu istiyorum sizden. Adam'n hatrasn almayn benden. Ben lp gittikten sonra Adam da olmayacak ki zaten. Onu hatrlayacak hi kimse olmayacak ki... Benim zavall kk mrme san bir hayal olacak yalnzca. Ekran her zamankiden daha uzun susuyor. Sizi hi anlamyoruz diyor, ekran. Gene susuyor. Adam demek, bu gezegen demek ama, diyor ekran. Adam'n btn hatras bu gezegenle ilgili. Dilerseniz her eyi silin, diyor Alice, sterseniz, dnyadaki belleimi de silin, btn yaam olduklarm silin, bir tek Adam'n hatrasn istiyorum, her eyi unutmu ama yalnzca Adam' hatrlayan bir yar deli olarak yaamaya razym ben. Gryorsunuz ki, ak ve kimyasn anlamak iin koskoca bir gezegen yaratmamz bouna deilmi, diyor ekran. Sizden milyarlarca yl ileride bir gezegendeyiz ve sizin bizden isteklerinizi anlamak karsnda aciz kalyoruz. Bizim iin bile byk saylabilecek bir g harcyoruz sizi anlamak iin. Umarm haklsnzdr. Bu arada unu syleyeyim, u anda dnyaya dnnze ait bir aklama yaplyor. u an herkes dnnz renmi bulunuyor. Alice, dnyaya dndkten sonra bu konuda hibir ey konuamayacan biliyordu, dili ve bellei alnacakt elinden, anlar alnacakt, ne Msr piramitlerinin nasl yapldn anlatabilecekti, ne de o cam balondaki renkli vagonlar... neci kadn ZTteSQ'nun taklidini yapamayacakt kimseye. Mona Lisa'y herkes gene kadn sanacakt. Biliyordu, bir sre youn bir biimde herkesin oda olacak, bktrc, usandrc sorularla zehirlenmi bir hayat yaayacakt; bir ermiin, bir yalvacn katland bir ile gibi yaayacakt zerindeki youn ilgi ve basky; bunlara katlanabilirdi, iinden tr belli bir bakl vard zaten. Uzun sorgulamalara tabi tutulacak, durmadan yinelenen hep ayn sorularla karlaacakt, sonunda herkes onun uzayda bilincinin silinmi olduuna, hibir ey hatrlamadna karar vererek yakasn brakacakt; o da her eyin sakinletii, normale dnd, hatta biraz unutulduu bir zamanda, bir gece yars bir uaa atlad gibi okyanus geecek, Trkiye'ye, Harran'a gidecekti. Biliyordu, Votoroqxqua en iyi oradan grnrd. Adam Eaio'nun ocukluu, onu, orada bekleyecekti. Dnyadaki ocukluu. Onun hatralarnn izini srmeye adayacakt yaamnn geri kalann. Ne yaparlarsa yapsnlar, bilincinin derinliklerinden Adam'a ilikin grntleri silemeyeceklerdi. Gidip Harran'a yerleecekti ve bir daha hi kimse haber alamayacakt ondan. Orada, o gizemli topraklarda, gece yarlar yars yklm harabelerde, Adam'la buluacakt, fsldayarak konuacaklard ay nn aydnlnda, harabelerin herkesten uzak bir kesinde bir tek onlar konuacaklard kimsenin konuamadklarn; kimse duymayacakt ne konutuklarn, kimse bilmeyecekti; bir tek onlar ve gece olacakt koskoca yeryznde. Bir de kumlarn sl... Alice ve Adam srgn edildikleri yeryznde, sndklar Harran'n dilsiz varlnda, uykusu uzun o harabelerde, geceleri yldzlar seyrederek el ele uyuyacaklard. Orada. O harabelerde. Btn gemi aklarn hayaletleriyle birlikte. Bir tek onlar. orak topraa dayadklar kulaklarnda yeryz nlarken deliler gibi

sevieceklerdi. Kyller, gene o deli Amerikal kadn geziyor harabelerin orada, diyeceklerdi, gene yldzlarla konuuyor. Dnyann uzayla ilgili hayalleri Alice ile birlikte snecekti. Belki yzyl sonra, uzayllar belki baka trl bir iliki kuracaklard dnyayla ama, Alice o zaman artk yaamyor olacakt. Ekran yeniden hareketlendi. Alice Star imdi buradan gnderdiimiz bir nm dalgasyla birlikte bilin kaytlarnz silinmeye balanacak, dedi ekran. Zaman ve mekandan soyutlanm bir Adam Eaio hayali brakyoruz sizde. Onu dilediiniz gibi yorumlayabilir, yaayabilirsiniz bundan byle. Az sonra Alice, anszn uyandrldnda hzla unutulan bir ryann iinden geiyormuasna belirsiz uuculuklar ardnda brakarak bir tr aylmaya doru ilerledi. lkin ekran giderek iki boyutlu bir hal almaya balad; izgiler glgelere, biimler hibir ey sylemeyen belirsiz lekelere dnt, ardndan da tamamyla snd. imdi bo bir ekrand yalnzca. Alice onun karsndaki koltukta, bo bir uval gibi oturur durumda buldu kendini. Alice'in en yakn zamana ait anmsad ey, az nce LA Stadyumu'nda sahnede ark sylyor olduuydu. Pencereden baktnda masmavi bir portakal gibi glmseyen dnyay grd. Uzaydan ekilmi fotoraflarndaki gibiydi dnya. Alice'in dnyaya dnd sralarda, Alice'in karlnn zerinden dnya zamanyla birka yl gemiti. Ve imdi dnyaya dnnn televizyonlarda aklanmas snm heyecan yeniden diriltti. Yeniden ayn heyecan dalgas sard btn dnyay. Texas'n kk bir kasabasndaki kk bir iftlikte, afacan bir olan ocuu, avaz kt kadar bararak, darda odun yaran babasna sesleniyordu: Baba, baba! Ko gel bak, televizyondaki adam ayn sana benziyor! Sanki senmisin gibi baba! Sanki senmisin gibi! Dnyaya yaplacak ikinci bir aklamay, gene Adam Eaio grntsyle yapmay doru bulmamlar, Alice'in anlar iinde bellek kaytlarna den ilk insan grntsyle biraz oynayarak elde ettikleri birine sundurmulard bu haberi. Bu kii, byk kentte btn umutlar tldkten sonra yeniden kasabasna dnen ve hayatnn geri kalann bir ifti olarak geirmeye karar veren, o gece yars kovboyundan bakas deildi. Alice'in geri dn haberini tezgahnn bandaki televizyondan renen annesi Kpek Kathy'nin ilk sz, Ben size dememi miydim, Alice her zaman eve dner, demek oldu. Kpek Kathy hayatnda ilk kez glmsyordu. 1985-1995 ::::::::::::::::: AYNALI PASTANE KASADA OTURUYORDU BTN GN. TULARI, TULARIN ZERNDEK rakamlar, uzun, biimli trnaklarn, trnaklarnn yan cilasn gryordu en ok. Tulara basmaktan trnaklarnn cilasnn biraz daha andn gryordu. Bu, ona mrn dndryordu,

bir mr olduunu; akp giden zaman... inin ona sunduu alabildiine gndelik, sradan ve baya bu rnekte yaamna ilikin bir "metafor" buluyordu. Hayat: Anan trnak cilas... Sen istediin kadar tulara bas dur! Zaman hibir ey olmadan geiyor! Kasada oturuyordu btn gn. Btn dnyay buradan gryordu. Bunlarla gryordu. Ona, dnyay bunlar salyordu. Geriye dnya kalmyordu oysa, geriye hibir ey kalmyordu, olsun. Baka bir hayat bilmiyordu. Kasa ona emanetti. Patronlarn gvenini kazanmt. zellikle para konusunda ok titiz, ok dikkatliydiler; baka eylere fazla karmazlard. stelik fazladan herhangi bir ey yapmadan kazanmt onlarn gvenini. Olduu gibi davranmt yalnzca, kendi gibi, her zamanki gibi, kimseyi bir eye inandrmaya, ikna etmeye almadan. Hayatta da byleydi. Fazladan gayret gstermeye hi inanmazd. Yaamn akn hi zorlamazd. Her eyi zamann akna brakmakta kendiliinden kazanlm bir ustala sahipti. Belki de bu yzden kazanmt gvenlerini. Yaamda birok eyi, belki de bu yzden yitirdii gibi... Kasann tam karsna den duvar, boydan boya aynayd. Yaldzl ayna. Bu yzden ad Aynal Pastane'ye kmt burann. Herkes pastanenin kendi adn brakm, "Aynal Pastane" demeye balamt.. Kimi zaman aynadaki pasl beneklerle usuzlaan kendi derinliine dalar giderdi. Dudaklarn kprdatmadan uzun uzun konuurdu, kendiyle konuurdu. Daha ok yeni sevgililer, ke-bucak kaama yapan iftler gelirdi pastaneye. Gzlerden rak masalara, tenha kelere ekilir, birbirlerinin azlarnn iine derek mrl mrl konuur, cilveleir, pr, koklar giderlerdi. Oturduu yerden hepsine hikayeler uydurur, gelecekler kurar, ilikilerini kendi kafasnda yeniden yazard. Evlensin istedii iftler olurdu, mutlu olsunlar, mr boyu hi ayrlmasnlar istedii iftler olurdu, kavgalarna tank olduu iftler olurdu, ayrldklarna ok zld iftler olurdu, evliliklerinden memlekete zarar geleceini dnd, her davranlarna "sinir olduu" burnubyk iftler olurdu. Daha grr grmez uzun srmeyeceini anlad ilikiler olurdu. Epeydir ortalkta grnmedikten sonra, bir gn yalnz bana kp gelen birinin, nedense anlarnn izini srdn dnr, onunla birlikte ilenir, hznlenirdi. Kasann banda ve akn merkezinde oturduunu dnrd. Bir eski a masalcs gibi aklara hikayeci olduunu dnrd. Sezgilerini ve gzlemlerini nemserdi. Mterilerle zel ahbaplklar, yaknlklar kurmamaya zen gsterirdi. Patronlarn temel ilkesiydi zaten bu. Her mteriyi ilk kez gryormu gibi yapacaksnz, diyorlard; yle yapacaksnz ki, rahat girip ksn buraya. Kendini hesap vermek mecburiyetinde hissetmesin, diyorlard. ounun kars vardr; babas, aabeyi vardr. Onlar tanmadnz dnmelerini salayn. lk defa gryormu gibi yapn. Bylece, kaamaklar konusunda ileri rahat eder. Gven duyarlar. Unutma, insanlar kandrlmak ister! Ama, onun mterilere kar gsterdii bu kaytszlk, patronlarnn gnln ho etmekten ok, kendi ie kapanndan kaynaklanyordu. Buraya gelenler, tpk film kahramanlar gibi, yalnzca maceralarn seyrettii insanlar olmal ve yle kalmalydlar; onlara ilikin kimi meraklarn nasl olsa kendi hayal gcnn tamamladn dnyordu. Herkes onun hayal ettii kadar kalmalyd. Onlarn gerek hikayelerini yklenmek istemiyordu. Onlar, kendine ait szcklerle konuturuyor, kendine ait szcklerle tanmlyordu. Onlarn kendi szcklerini, kendi azlarndan duymak istemiyordu. Burada bir kuyudayd ve bol yldzl bir gkyzne bakarak hayal kuruyordu. Dt kuyuyu ancak

kendi masallar anlamlandrabilirdi. ocukken aile albmlerindeki lmlerin resimlerini yan yana koyar, onlar konutururmu. imdiyse, yaayan, karsnda duran, gzlerinin nndeki bu insanlar konuturuyor; burada, u pas benekli aynalara vuran masalarn soluk yanssnda, sihirli hikayelerden bir dnya kurmay reniyordu. Koca bir dnya. Hep ilk aklarn taze heyecanlarn duyan gen sevgililer deildi gelenler tabii. Her gelilerinde yanlarndakini deitiren macera dkn hzl apknlar, kart zamparalar, film yldzlarndan aldklar pozlara kendini fazla kaptrm, salar bolca srlm briyantinden yal yal parlayan, etrafa kt kt srtan gen adamlar gelirdi. Sonra para karl altn dnd kzlar... Bu kzlar balangta daha kt giysilerle, daha bakmsz bir halde gelir; ireti oturur, sulu gzlerle etrafa baknr, bir fincan ay istemeye bile ekinirler; bir sre sonra, yanlarndaki erkekler deimeye; stleri balar toparlanmaya; salarnn rengi almaya balar; ilk geldiklerindeki ekingenliklerini atarlar zerlerinden, garsonu baka trl armaya balarlar; seslerine bir genilik gelir, elleri kollar serbestler, hatta yava yava kstahlarlar; kendilerini savunmay renmilerdir, giderek yrtklarlar; eer "mesleklerinde" ilerlemilerse, yeniden alakgnll ve kibar grnmeyi, etrafa iyi muamele etmeyi, gler yzl ve nazik davranmay, alak sesle konumay ve kendinden emin olmay renirler. Artk tehlikeyi am demektir bunlar. Parann her eyi satn ald gvenli ve vaat edilmi topraklardadrlar imdi. Byle bir izgisi vardr kaderlerinin. Bir sre sonra ise, artk hi gelmez olurlar. Kimi daha iyi yerlere ykseldii, kimi tutunamayp daha kt yerlere dt iin. Onun iin onlarn hikayeleri burada biter. Gerisi baka yerdedir, baka tanklklar gerektirir. Baka szler... Kasann altndaki kendi "ahsi eyalarn" koyduu ekmecede her zaman bulundurduu miz ciltli, sayfalar dalm szlkte bundan sonras iin szck yoktur. Yalnzca bo sayfalar... Aliye ise bu kasann bandan hi kalkmaz. Kasann tesini dnmek de istemez. Kasa, onun iin gvenli bir yaamn snrdr. nnden geen kurbanlar ve kahramanlar ona demesin ister. Onun ban bekledii eyin, rakamlar ve kelimeler olmas gerektiini dnr. Srlar uuklam aynann pas benekli yzeyinden hzla gelip geen grntlere gmlp kaybolan hikayelerin ardna dmek istemez. Orada brakr. Hibirinin hikayesinde yol almaz. Ortaokul sralarndaki acemi, sarsak kenar mahalle aklarn saymazsak eer, kendi sevgilisi olmad hi. Ticaret lisesindeyken zaten pek parlak bir renci deildi, kendini gen yata bu kasann banda buldu. Ya kkt ama, az paraya alacak ok gvenli bir kz bulmutu patronlar. Onu hemen ie aldlar. Sanki btn hayat bu kasann banda gemiti. "Aynal Pastane"nin aynasndan grmt btn dnyay. O kadarn ise gzel anlatyordu. Bir masalc gibi yaamaya kar hibir yetenei yokken, szckler ve hayallerle kurduu dnya, ve kurduu bu dnya iinde birer masal kahramanna dnen, grd btn bu insanlar, onun grnmez varlnda derin derin soluk alyor, keskin hatlarla izilmi capcanl karakterlere dnyor, kendilerinden habersiz bir ikinci hayat yayorlard. Bu da Aliye'nin katlanma gcn artryordu. Epey uzun bir sre byle srd bu. Ta ki, o, bir gn o kasann bandan kalkmaya karar verene kadar.

Kendi masaln yaamaya karar verene kadar. ... Pastanenin camnda ne zaman yz bitse rperirdi. Muhabbet tellal, demilerdi onun iin, daha kabaca, Pezevenktir, diyenler de olmutu. Ermeni pezevenk. Bir de komik ad vard. Ad deil de, daha ok lakab. Adn glgeleyen, hatta oktan unutturmu olan bir lakap. Bylelerinin gerek ad ldklerinde renilir ancak. Cenaze ilemleri yaplrken, gmlrken... Bembeyaz takm elbise giyerdi. Hafif, tiril tiril ketenler. Tavana benzerdi. Dudaklar da tavan gibiydi. Bir tek burnu beyaz olan, sivri topuklu, siyah mokasen ayakkablar; kstekli saatini takt parlak krmz bir yelek; bazen iinden ikinci bir tavan kacan umduran eski bir apka; bazen k bir baston. Yamurlu havalarda ise bir kara melek emsiyesi... Dindiinde bambaka bir hayat balatacak olan byl, uzun yamurlar... nce dili taraklarla sk skya taranm, seyrelmi salar, her zaman yal yal parlar; kokusunun iyi mi, kt m olduuna kolay karar verilemeyen tuhaf bir esans srerdi. Sk sk yelek cebinden gsterili bir hareketle kard kstekli saatine bakar, bir giz onaylyormu gibi mphem baklarla ban sallard. Hep acelesi varm gibi grnmesine karn, sanki ok kiinin bilmedii ama kendinin yllar nce kefettii bir yavaln tadn karyordu. Sanki zamann geiine ait kimsenin bilmedii eyler biliyordu. Aliye, onu pastanenin camndan kendisini uzun uzun seyrederken yakalamt bir gn. Kapya km, eri gelsenize, demiti, Buras pastane, umuma ak bir yer, ne diye camda durup ieri bakyorsunuz, baka zamanlarda hi mi ieri girmiyorsunuz sanki? Glmsemiti adam, bunun zerine ieri girmi, ikolatal pasta, ptibr ve ay istemiti. Byklarnn krna bulam pasta krntlarn, bembeyaz, kolah bir mendille ve manidar hareketlerle silmiti. Kibar bir beydi. Eski zamanlarn rengini veriyordu girdii her yere. Pastane kapandktan sonra evine dnmek iin dolmu durana giderken de, duraa kadar uzaktan takip etmiti Aliye'yi. Mahcup olmutu. Bir adam tarafndan takip edilmek!.. stelik adam kendi iin hayli yal saylrd. Hayal kurdurmazd byleleri. Bu srada birdenbire dehetle fark etti ki, trnaklarna bulam rakamlar, birer birer yola dyor... O rakamlar yerden toplayarak antasna koyuyor, eilip kalkarken terliyor, tam bitti derken, gznden kam birka rakam gene trnaklarnn arasndan yere dyor. O adamn arkasnda olduunu bilirken, srekli eilip kalkmas ve yere den rakamlar toplayarak antasna doldurmas, bsbtn mahcup etmiti kendini. Parlakln yitirerek kararrcasna matlaan trnak cilas pul pul dklyordu rakamlar yerden kazrken. Getii yerlere kadns bir sululuun izlerini brakyordu. Yalnz ardndaki adam deil, btn stanbul kendine bakyormu gibi geliyordu. Grmedii gzlerin ayplayan baklarn hissediyordu zerinde. Kalabalklarn izleyen ve gzetleyen harl soluunu ensesinde duyuyordu. Eilip kalkarken ok terlemi olduundan, antasndan mendilini karp yzn sildi. Yz silindi. Artk tanyamazd onu. Baka bir kadn sanrd. Nitekim yle oldu. Yzndeki izini kaybettirdi adama. Onu baka bir kadn sanp yanndan geip gitti adam... Gizlendii bir bakasnn dudaklarnda glmsedi bu duruma. Dolmua bindi acele acele... Dolmuun arka koltuunda skk

oturdu. Yanndaki adamn dizi dizine dedi. Yz geri geldi yzne. Kzarmak iin geldi. Gzleri yalarla dolu olarak geldi. nde oturan, kabark sal, fazla bakml ve hrn kadn, arkasna dnerek, Neden alyorsunuz kzm? dedi, Ve neden dizinizin, adamn dizine demesine izin veriyorsunuz? Bakn, yreinizin arpntsndan araba sallanyor. Yz daha ok kzard. Mendili kpkrmz oldu. Aslnda otobse binmeliydim, diye geirdi iinden. Rezil oldum! Her ayn ilk on gn dolmua, geri kalan gnleri otobse biniyordu akam dnlerinde. Otobslerde korkum oalyor. nsanlar oalyor. Skntm oalyor. Dolmularda beni tanyanlar oalyor. Herkes pastanede altm biliyor. Ya da ben yle sanyorum. Pastaneye gelen herkesi aklmda tutmaya alyorum. Aklmda tutmaya alyorum ki, baka bir yerde karma ktklarnda, armayaym, nasl davranmam gerektiini bileyim. Bazen, nemli birine nemsiz biriymi, bazen de, nemsiz birine nemli biriymi gibi davranyor, insanlar artyorum. Hatam anladmda kendim de zlyorum bu duruma. Byle yapmamalym. Patronlar paralarn, mteriler hikayelerini gveniyorlar bana. Bense, kelimelerle paralar, hikayelerle gvenleri, insanlarla trnak cilasn kartrr oldum. Keke baka bir i bulsaydm... Ama bu i falmda kt. Evet, doruydu, falnda kmt. Baka bir i bulamazd. Bu ii, ona, bir yazar bulmutu. Kendi de isiz olan bir yazar bulmutu. Aliye'nin, ailesinin geimine katkda bulunmas gerekiyordu. Ticaret lisesini g bela bitirmiti, ksa srelerle birka ie girmi km, hibir yerde diki tutturamamt. Bazlarndan kendi isteiyle ayrlm, bazlarndan kovulmutu. Mahalleye yeni bir yazar tanm, dediler. Gen bir adam. Bir yandan romanlar, hikayeler yazyor, bir yandan falclk yapyormu. Daha dorusu, paraszlktan falclk yapyormu. Ona git, bazlarndan kendi hayat hikayelerini alyor, karlnda onlara gelecek veriyormu. Mahallelinin dediine baklrsa, nice deme falcdan daha iyi gryormu gelecei. Yazarn evi, mahallenin ana caddeye yakn yerinde, Kamer Hatun Camii'nin karsna dyordu. ok byk bir yatak odas vard. Eski psk eyalarla denmiti. Eskicilerden ucuza kapatlm eyalard bunlar. arap rengi, sim ili bir yorgan yz, btn oday tmaya yetiyordu. Duvarlar pul pul yordu yansmasndan. Aa kabuu rengi eski bir konsolun zerinde iki karpuz lamba eski zamanlarn btn grkemiyle yor, gemii aydnlatyordu. Duvarlardaki klahl apliklerin duvara vuran kat yan rengindeydi. Yank karemela duygusu veriyordu duvarlara. Odann, kemer kesimli, ierlekli iki byk penceresi, n sradaki ana caddeye bakan apartmanlarn arka avlusuna bakyordu. O iki byk pencereye --paraszlktan-- Topaac'nda oturan ve ok gzel bir kadn olan bir hanm arkadandan ald, eski, naylon banyo perdeleri asmt. Bunu birka kez srarla tekrar etmiti. Kendine acmaktan ok, belli ki unutulmasn, iyice akllarda kalsn, diye yapyordu bunu. Ayrntlara tapyordu bu yazar. Beyaz zerine mavi puanlar vard banyo perdelerinin. Uzaktan naylon olduklar hi anlalmyordu. Bu da yazarn hem houna gidiyor, hem de kzyordu. Herkes keten perde sanyor, diyordu. mgenin yanl anlalmas ite. Sanatta hep bamza gelen ey! Aliye, byle kark szleri anlamasa da, yazarn btn bunlar aslnda kendi kendine sylediini seziyor, orada bulunuunun hi olmazsa bu ie yaradn dnerek, ban sallamak zorunluluu duyuyordu. Ne de olsa falna bakacakt. lgisiz grnerek onu

kzdrmak istemiyordu. Kendi kendine konuanlarn en ok kzdklar eyin, bakalarnn kaytszl olduunu renmiti. Yazar, kalkp kahve yapt; kahvenin kokusu Aliye'nin btn gemiini kamatrp odaya tad. Kahve falna bakyordu yazar. Gen, yakkl bir adamd, hlyal gzleri vard. Yazardan ok, eski zaman artistlerine benziyordu. Baklar ok uzaklarda kalmt. Hayatn bir daha yerine koyamayaca bir eyi yitirmiti sanki; imdi kelimelerle onarmaya alt ok eskiden kalm bir krgnlk vard baklarnda. Yazdklarn kimse okumuyordu. Kitaplarn bastramyordu. Hakknn yendiini dnyor, ama gene de yazmaktan ylmyordu. Ve en nemlisi ok paraszd. Yatak odasna banyo perdeleri takmt, yalnzca Topaac'nn deil, stanbul'un da en gzel kadn olan arkadann verdii eski naylon perdeler... kendi tekrar tekrar sylemiti... iri mavi puantiye... Yalnzca yazarlk yapmak iin, dzenli olarak bir ite almak istemiyor, bir ite almad iin de para kazanamyor, sonuta, paraszlktan mahallelinin falna bakyordu. Yazarla ok benziyor, diyordu, hi zorluk ekmiyorum. Aliye'nin btn gemiini bildi. Aa, nereden bildin, nereden bildin! dedi, Aliye. Valla her bir dediin kyor! Yazar, Aliye'yi sevmiti, hem falna uzun uzun bakyordu, hem de, Bana kt bir ey gelsin istemem, diyordu. Saf kzsn. Masumsun. Kzlarn masum kalmas ok zordur. Hepsi be yana kalmadan kadn olurlar. Entrika renmek zorundadrlar. Fitne fesat renmek zorundadrlar. Kadnlk, hayalleri temiz kalm kzlarn, ilerinin kirlenmesi demektir. Aliye, Yazar'n uzun ve karmak cmleleri karsnda zorlanyorsa da belli etmemeye alyordu. aryorsun, dedi Yazar. Aliye heyecanla ban sallad. Kalk, perdeleri a, avluya bak, dedi Aliye'ye. Aliye, avluyu o zaman grd. Ne gryorsun? diye sordu Yazar. Kar apartmann giri katnda bir Rum aile, badanas oktan dklm, duvarlar kirli bir oturma odasnda, muamba rtl bir masann bana toplanmlar, plak bir ampuln altnda neredeyse kmldamadan oturuyorlar; kirli sar, donuk bir resim; yal bir kadn, yal bir adam, onlardan daha gen grnl iki tane yal daha... yoksul deildiler belki, ama grnlerinde derin bir yoksulluk vard. Paralarn hibir ey iin harcamamlard. O odadaki kimse mutlu olmamt. Dinibtndler belli. Tam karlarna den duvardaki nie gml sa ile Meryem'in nnde mum yanyordu. Muamba rtyle kapl masada, geni bir tabak, iinde iki yeil elma ve bir cam bardak iindeki bulank suda takma diler grnyordu. Oturma odalarnn camlar pusluydu. Daha dorusu kirliydi. Yllarn kiri. Benek benek pas tutmutu camlar. Sabahlar ok erken kalkyor, en yallar ve en kamburlar, avluya kp ieri odun tayordu. ok erken kalktm baz sabahlar onlar seyrederim. O plak ampul, yaz-k, gece-gndz hep yanar, hi sndrmezler. Korkuyorlar, bir eyden korkuyorlar. O plak ampul onlar korur sanyorlar. Ya da korktuklarn plak gzle grmek istiyorlar. Grdn m onlar? dedi Yazar. Evet, dedi Aliye. Grdm.

te falnda onlar kt, onlarn yannda almaya balayacaksn. Faln uzaa gitmedi. Grnlerine aldrma, aslnda zengin insanlar onlar. Gvensizler yalnzca. Bak odunla snyorlar. Avlu onlarn. Odunla ykl. Sonra bir bir sayd: Baca kopmu iskemleler, ii sklm ahap ereveler, hasr erimi sandalyeler, yrtk naylon leenler, krk aynalar, kopuk pervazlar, dibi delinmi inko kaplar, krk kpler, vazolar, akm kilimler, paras kopmu biblolar, tek gzl kaptan drbnleri, yrtk yelpazeler, bir sr vr zvr, hibir eyi atmyorlar, avluya yyorlar. st ste istif edilmi onca odun, onlarn o byk ini sobalar iin, kn sobann grlts buradan bile duyulur; ok rler, btn k rler, avluda serelere ekmek ufalar, bir kucak odun alr, yeniden ieri kaarlar. Onlarn pastaneleri var, Aynal Pastane. Hi duydun mu bu ad? Aliye, bilmiyorum anlamnda ban iki yana sallad. Kasiyer aryorlar. Kimseye gvenmiyorlar. Sana gvenecekler. Yarn onlara gideceksin, seni ie alacaklar. Sen gvenilir bir insansn. Aliye ok sevindi. Peki evlenecek miyim, diye aceleyle sordu Aliye. Her fal ancak bir iyi haber kaldrr, dedi Yazar. Peki, dedi Aliye. Borcum ne kadar? Borcun yok, dedi Yazar. lk maandan bana bir top kat alrsn, ben de ona bir hikaye yazarm, hatta belki senin hikayeni yazarm. Aliye utanga glmsedi: Beni kim okur ki, dedi. yle deme, dedi Yazar. Hi belli olmaz. Neleri okuyorlar! Aynal Pastane'nin aynasna dikkat et, dedi Yazar. En gvenilmez hikayeler, aynalara fazla bakanlarn bandan geer. Ama hesabn kuvvetli senin, rakamlarla aran iyi. Hayallerin seni fazla kkrttnda, hemen toplama-karma yap, iyi gelir, dnyaya dnersin. Aliye, perdeyi kapatrken, ilk maamla bir top kat almasam da, perde alsam size, olmaz m, dedi. Perdeye yazamam ki, dedi yazar. Hem onlar, bir arkadamn eski banyo perdesi, sylemi miydim? zerindeki mavi puantiyeler dikkatini ekti, deil mi? Gnn birinde yazdklarmdan bir perde ekeceim hayatma. Herkes kat stne yazlanlar benim hayatm sanacak, ben de hayatm saklam olacam bylelikle. Saklanmann en iyi yolu fazla grnmektir, biliyor musun? Herkes seni grdn sanr, sen de rahat edersin. Kasada oturan kz gibi! Herkes kasadaki kz grr, ama kimse tanmaz. Biliyor musunuz, sylediklerinizden bir ey anlamyorum, dedi Aliye, aslnda anlamak istiyorum, ama kark konuuyorsunuz. Bu da benim kendi falm, dedi Yazar. Kendime yazdm falm. Byle kyor, ne yapaym? Yanl anlamayn, dedi Aliye, Karklar, ama iimi durultuyorlar, k vurmu su gibi, houma gidiyorlar yani... O zaman anlamay bo ver, dedi Yazar. Bu sylediklerin anlamaktan ok daha iyi. Hadi imdi fincann iine su dk, dedi Yazar, yoksa faln kmaz. Aliye, dediini yapt, kurumaya yz tutmu telve, suda gl yapraklar gibi zld. Bak faln tat, dedi Yazar. Kucana kaderin akyor. Yazarn dedii gibi oldu. Aliye'yi ie aldlar.

Aliye, bir sre sonra onlara bir yazar-falc tanyp tanmadklarn sordu. Hi duymamlard bile. Gvensiz bir yzle dudak bktler. Yazar'n evine bir kez daha gitti. Bir top beyaz kat gtrd ona. Sayenizde iim oldu, dedi. Ne gzel, belki benim de bir hikayem olur, dedi Yazar. Bir yardmm dokunacak olursa, ekinmeyin arn beni, dedi Aliye. Evim, sokak aada. Bulak, amar falan ilerine de yardm ederim, yani isterseniz... Kahve itiler birlikte. Ama yazar bu kez fal bakmad. Dalgn gzleri uzaklara ekilmiti. Aliye'nin getirdii bir top kad alp arkada bir odaya gtrd; kap aralndan ierinin tavana kadar tepeleme top top katla dolu olduunu gren Aliye ok korktu. Ve grdklerini hi kimseye sylemedi. Hem falc, hem yazar olan birinin, tekinsiz olmas ok normaldi. Faln beklemeye balad. ... Kederli bir oturuu var kasann banda. Byk bir garda kaybolmu da, oturduu tahta srada bulunmay bekler gibi... rkmeyi bile unutmu, sahiplerini bekleyen dalgn bir kz ocuu gibi... Bir zamandr gzlerinin snm, baklar matlam, hrkasnn gevemi ilikleri dme tutmamaya balam, omuzlar kkn, ylece oturuyor kasann banda; yznden sevincin glgesi tamamen silinmek zere... Bazen, patronlardan biri gelip ne sert, ne yumuak olmayan bir sesle, "Kambur oturma," diyorlar. "Kambur oturma," demek, ayn zamanda, "gler yzl, canl ol; mterilere glck dat" demek. Btn bunlar, kendi bezginliklerinden hi umulmayacak bir eviklik ve gle sylyorlar. Mutluluun ya da honutluun deil, kanksamln getirdii bir g bu. Artk hibir eyi sorgulamamann, hibir yenilik ummamann kazanlm bilgisiyle, her seferinde ayn davranlar, kendiliinden ve abasz olarak yineleyebilmenin gcne sahipler. Bu yzden ayakta ve hayatta kalabildiler ka yangndan, ka talandan gemi Beyolu'nun u zorlu, kanl ve kirli tarihinde. Aliye, uyarlar zerine hemen gvdesini dikletirip sahte bir canllk ediniyor, bu da onu birka saat daha idare ediyor. Baz akamlar, iten ktnda, btn gn oturmaktan gvdesine yerleen geveklii zerinden atabilmek iin, daha ok yorulmak pahasna da olsa, eve kadar yryor. Hele havada tmeyen, ama rperten bir serinlik varsa, bu, daha da iyi geliyor ona; yeniden diriliyor. Patronlarn her uyarsnda ne kadar toparlansa da, gene de srtna sz geiremiyor; birka saat sonra yeniden kyor omuzlar, kamburlayor. inde eitli pastalarn, tatllarn bulunduu, n yzeyi bombeli cam vitrine dalm, belirsiz hayaller kuruyor gene. Iklar iinde yzen cam vitrine daldka, filmlerden bildii, l l, neeli, mutlu bulvarlaryla uzak ecnebi dnya ehirlerinin canl, hareketli kalabalklar arasnda kaybolduunu dlyor. Kim bilir, hangi uzak lkenin kl bir akamstnde, banda geni kenarl, zarif bir apka, zerinde k bir kyafet, eli kolu fiyonk ambalajl paketlerle doluyken, durup bir pastane vitrininden ieri bakyor ve birdenbire ii zengin pasta eitleriyle dolu bu cam vitrini gryor, itah ac bu grnt ieri davet ediyor onu. Her seferinde ieri girecek gibi olduunda, silkiniyor hayallerinden. Belki de ieride kendini bulmaktan, kasadaki kzla yer deitirmekten korkuyor. Kasadaki kzsa, yeniden dalyor n yzeyi

bombeli cam vitrinin grntsne: Kremal pastalar, tepesi karl yksek dalara benzetiyor; zerlerinde koyu erbetler gezdirildii iin, verniklenmiesine parlayan, rengarenk meyvelerle bezenmi kk pastacklar, uzaklardan atlm sevin dolu kartpostallar gibi, dier pastalarn arasna kark dizilmi kk eklerleri, Bykada aklarnda, siste bala km esmer kayklara benzetiyor. Yank ekerlerin ltsyla parlayan gne rengi meyveli tatllar, egzotik lkelerde scak bir yaz leden sonrasn, kzgn kumsalda neeli lklarla kouturaca gnleri hayal ettiriyor. Kremas pembe kpklerle kat kat dklen, grnleri, dn yemei sonrasn dndren frambuazl pastalardan sonra, ssl katlar iine oturtulmu yeil incirlerin, portakal kabuklarnn armlar, yerini, yeni uyanm baharn kr grntlerine brakyor; gnlerin yoksulluunu unutturan ak romanlarnn hlyal sayfalar arasnda kaybolduu o esiz kr grntlerine... Oysa burada olduunu biliyor. Burada yalanmaktan, zamanla burann bir paras olarak, derisi yrtlm koltuklara, cilas umu sandalyelere, yol yol akm duvar katlarna, artk hibir eyin aartamad beyaz koyulam ay fincanlarna, beklemekten mukavvas kabarm pasta kutularna karp kaybolmaktan korkuyor. Akamstnn bu saatinde, dumanl bir k iinde yzen dalgn bir gemi gibi pastane. Havann kararmas ile sokak lambalarnn henz yaklmad o ksa zaman parasnn kaytsz karanlnda, biraz kulak kabartsa, pastanenin caml vitrinine arpp dalan kpkl dalgalaryla ak deniz arklarn duyacak sanki; az sonra l l kara grnecek ve yumuak, huzurlu iklimi, canl yaantsyla onu bekleyen hareketli bir liman ehrine, yepyeni bir diyara ayak basacak. Gemiden inip karann ilerine doru uzun bir yolculua kacak. Yeni, yepyeni bir hayata... Yukarlara trmanan hafif eimli yollardan sk aal tepelere doru karken, ruhuna iyi gelen, hayallerini dorulayan hafif bir esinti ban dndrecek... Ama, gemi devam ediyor. Henz kara uzakta. Pastanenin bir duvarn boydan boya kaplayan sisli aynann iinde, birdenbire zerinde yzlerce mum ampul yanan dev bir avize beliriveriyor. Byk bir geminin gsterili yemek salonunun tavannda asl duran angrtl bu dev avize, azgn dalgalara tutulmu gemiyle birlikte bir saa, bir sola sallanp duruyor. Dumanl bir k iinde hafif hafif yalpalayarak yzen pastane, hznl bir dalgnlkla siste yol alrken, anszn sokak lambalar yanyor. Avize snyor. Deniz susuyor. Kasann tuuna dokunmasyla birlikte, bir "nn" sesiyle alan ekmeceden para st dyor. lkin boalan aynaya, ardndan krlan trnana fkeyle bakyor. Byle zamanlarda dnya her zamankinden daha i grnyor gzne. Krlan her trnak paras, hayatndan bir parann daha eksildiini sylyor ona. Aynadaki angrtl avizenin yerini alan sokaktaki havagaz lambalarnn lgn , burada, bu ehirde, bu pastanede, bu hayatta leceini; hibir eyin gelecee yetmediini, yetmeyeceini umutsuzca sylyor. e girdii ilk gnlerin cokusunu, bezginlik alm oktan. Pastanenin her kesini ezberlemi artk. lk bakta fark edilmeyen en ufak ayrntlara, gzden kaan lekelere, zamann ve zensizliin kemirdii, andrd, erittii btn ky bucak izlerine varasya her yeri, her keyi biliyor. Hangi koltuun derisinin azck yrtlm olduunu, hangi masann bacann hafif dingildediini, hangi duvarda ka tane izik bulunduunu; rengi akm, yol yol kabarm duvar katlarn, kenarlar gevremi ereveleri,

aras alm, ahab tarazlanm lambrileri, her eyi ayn anda ve hep birden grebiliyor artk. Dnya ekimi krema ve vanilya kokuyor. Buras, ne zamandr, onun iin tlsmn yitirmi, heyecann tketmi bir yer. Erken geldii kimi sabahlar, henz hi kimse yokken, ya da iten ge kt baz akamlar, btn mteriler gitmiken, hznl bir yalnzlk kyor pastaneye. Her kesini bildii, btn gn kasasnda oturduu bir yer gibi deil de, bambaka bir yer gibi gzkyor gzne. Neredeyse fiziksel bir ac veriyor bu ona. Btn gn iilen sigaralarn kaln duman havada asl kalm sanki. Btn gn oray dolduran insanlar, bir daha geri dnmeyecek, dnp de, orada unuttuklar sigaralarnn, akmaklarnn, yarm braktklar ay fincanlarnn yannda, yarm braktklar hikayelerini tamamlamayacaklarm gibi. Btn gn pastanede uuldayan fsltlar, konumalar; glmeler artk kimselerin ulaamayaca bir yerlere kam gibi. apkalardan, mantolardan, paltolardan, emsiyelerden boalm portmantoyu; bo sandalyeleri, koltuklar, masalar, yabanc bir gzle gryor. Kalabalk insan topluluklar iin dzenlenmi pastane, lokanta, sinema gibi geni mekanlarn, insansz hallerinin yaratt boluk, yalnz kendinin deil, dnyann yalnzlna da dein kkl duygular uyandryor iinde. Pastanenin sszlyla birlikte btn dnya boalm oluyor sanki. Sahipsiz kalm, ksz grnl btn bu solgun eya, byk yalnzl daha da vurguluyor. Kim tarafndan, nerenin, niye, niin terk edildiini bilmedii, ama derin, usuz bucaksz bir braklmlk, sonsuz bir kimsesizlikle iinin szlad anlar bunlar. Dnya, sanki var olmak iin deil, kaybolmak iin bulunduumuz bir yer. Kendine ne olduunu hi anlamad, iindeki alkantlarla ba edemedii, ad koyamad bu eit kark duygular yenmek iin, izinli olduu kimi gnler, tuhaf ama, baka pastanelere oturmaya gidiyor; bylelikle, boalm, sszlam dnyay yeniden kalabalklarla doldurarak, hayata olan inancn tazelemeye alyor. Her zaman bir yabanc gibi yrd, hep bir yanl yapmaktan, bakalarnn gznde kk dmekten ya da gln olmaktan korktuu stiklal Caddesi'nde tek bana yrrken, Emek Han'n altndaki, ad "profiterol" tatlsyla zdeleen Luka Zigoridis'in "nci Pastanesi"ne giriyor rnein. Hala stanbul'un en iyi profiteroln yapan bu pastanede, dipte, her yeri gren kedeki kk, yuvarlak masay seiyor, arkalksz bir iskemleye oturup, bir yandan etrafa gzatp, te yandan kk lokmalarla tatlsn yerken, btn pastaneler arasnda bir tr akrabalk olduunu dnmeye; bu kalabalkta kendi varln zel olarak hissedebilecei, kendini yalnzlndan kurtaracak bir ortaklk duygusu bulmaya ya da yaratmaya alyor. Olmuyor. Ne yese, azndaki pas tad gitmiyor. Beyolu'na kmann, Beyolu'nda almaya balamann bir hayat kurtardna inanlan aa, yoksul mahallelerin birinde byd o. Beyolu demenin, uzak klar demek olduu mahallelerden geldi. Eskiden, ne zaman Beyolu'na, Taksim'e ksa, hep bu kl dkkanlarn, gsterili maazalarn birinde alaca mutlu gnleri hayal eder, o gnlerden kendine aydnlk bir gelecek kurard. Yalnzca bir geim kaps deil, ayn zamanda bural olmann, burann yerlisi olmann bir yoluydu bu onun iin. Kendine en uygun iin, tezgahtarlk olduunu dnr; btn gn, eitli ve gzel eyalar arasnda bulunmann, onlara dokunmann, onlar dzenlemenin, birbirinden ilgin insanlarla tanmann onu hi skmayacana inanrd. Bir tek bu pastanede almak bile, her dkkann, her maazann bir sre sonra btn tlsmn yitirerek,

benzer bir yalnzlk duygusu uyandracan anlamasna yetmiti. Hepsi, bir sre sonra, bir eit hapishane olsa gerekti. O ssl maazalarn vitrin camlarnn iki yakas arasnda, iki ayr dnya olduunu renmiti artk. Bu da onu, gelecee ynelik olarak iyice umutsuz klm, balangtaki btn o iten, scakkanl, canayakn halleri tamamen uup gitmediyse de, baz anlarda kulland, etkisi hesaplanm temkinli davranlara dnmt. Kendine aka ifade edememekle birlikte, almann karlnda verdii eyin, yalnzca emek ve zaman olmadn, aslnda almaya karlk, insann btn hayatn verdiini dnyor Aliye. Bunu ok zalimce ve vahice buluyor. Kazandklar para ayn olmasa da, patronlar da, oraya ayn zaman veriyorlar. Akam olduunda, yorgunluklar birbirine ok benziyor. Ayrca kazanc hibir eye yetmiyor Aliye'nin. Beyolu, batan karc grnyle ihtiyalarn bsbtn kkrtyor, stelik srekli yeni ihtiyalar yaratarak daha ok mutsuz olmasna neden oluyor. Vitrinler, dman aynas. Keke i bulmak midiyle deil de, koca bulmak midiyle fal tutmu olsaydm, diye geiriyor iinden. almann bir gelecek demek olmadna iyiden iyiye inanmaya balad gnlerin birinde yeniden rastlad o beyaz takm elbiseli, parlak krmz yelekli, kstekli saatli muhabbet tellalna. Birdenbire adn hatrlad. Ad Mutik'ti. Hibir anlam yoktu. Belki bir addan bozularak tretilmiti, belki yalnzca bir yaktrma... Belli ki, adamn da iine gelmi; bu lakap, asl kimliini saklamada kendine bir kolaylk salamt. Ne zamandr grmyordu onu. Neredeyse unutmutu bile. O akamdan sonra, birka kez daha pastaneye gelmi, ayn eyleri smarlam, Aliye'ye yakn davranm, onunla konumaya alm, yz bulamaynca ekip gitmi, bir daha da ortalarda grnmemiti. Onca zaman sonra, bir anda arkasnda bitivermi, hem korkutmu, hem Aliye'nin iine dt o zor durum dnlrse, sevindirmiti de... Eli ekmek tutal, ailesi eskisi kadar sklamyordu onu. zinli olduu gnlerin ounu, evde birka para ie yardm ettikten sonra, hem kendinin, hem evin dar ilerini grmek zere sokakta geiriyor, akam etmeden de geri dnmyordu. zinli olduu o gnlerin birinde, Tnel'de Ermeni bir madamn ilettii bir orap dkkanna gitmiti ilk; Tnel'in, Tepeba'nn, Galata'nn oralarda, karanlk yzl eski binalarn arasnda, kt serin sokaklarda amaszca dolamay seviyordu Aliye; azck tombulca bacaklarn gergin gsteren siyah oraplar seviyordu; oraplarn hep ayn maazadan alyor, kam oraplarn da hep ayn yerde ektiriyordu. Hem siyah oraplarn ka, kendini daha ok belli ediyordu. Her seferinde yeni oraba para m dayanr? Bir yerin devaml mterisi olmann salad kk olanaklar deerlendirmeyi erken yata renmiti. Bir eit yoksulluk bilgisiydi bu. Balkpazar civarnda ucuza peynir alaca yerleri bilmek de, Msr ars'ndaki aktarlarn beklemi baharatlar ucuza elden kardklar zaman kollamak da, bu hayat bilgisine dahildi. Aliye'nin, Beyolu'nun yal Hristiyan kadnlar gibi hep siyah oraplar giymekteki srar, Ermeni Madam'n houna gitmiti. Canayakn bulduu bu "tpt kz"n ilerini ucuza yapyor, alverilerinde kolaylk gsteriyordu. Buna karlk Aliye, onu birka kez pastaneye davet etmi, Madam da bir keresinde, zenle giyinmi, sslenmi olarak ve yanna kendi yalarnda,

pek bakml bir bayan arkadan alarak, Aliye'nin davetine icabet etmiti. Bu gibi durumlarda, pastalarn bir eidini messesenin ikram sayan patronlar, indirimli fiyat uygular, hesab da haftalndan keserlerdi. Bir sre sonra, Aliye'nin pek gelen gideninin olmadn grnce, ondan hi almamaya baladlar. orapdan ktktan sonra, daha ok gelinlik giymi mankenlerin durduu vitrinlere hlyal gzlerle uzun uzun bakm, birka korseci, eldivenci, apkac, antacnn nnde oyalanm, sonra da kendini, Sainte-Marie Draperis Kilisesi'nin basamaklarnda bulmutu. Orann serin loluu, kuytu dinginlii, mumlarn dolgun alevi, iindeki tedirgin duygular yattryor, nedenini bilmedii huzursuzluuna iyi geliyordu. Kilisenin tahta sralarna oturmu, uzun uzun i geirmiti. Aliye, hakknda yanl eyler dnlmesini istemedii iin, kiliseleri gezdiini herkesten saklar, kimsenin bilmesini istemezdi. Sainte-Marie Draperis Kilisesi'nin zemini, sokan zemininden epey aada olduu iin, basamaklarla inilirdi oraya. Aliye'nin ok houna giderdi bu. Bir mahzenin ta kapan kaldrr gibi, birdenbire yol ortasnda, gizemli bir kapak aralanveriyor, bambaka bir diyara yolculuk balyordu sanki. Bylelikle, kendinin olmayan byl bir mekana ve hayata ar ar iniyor, bakalayordu. Baz mekanlar, masallar vaat ederdi. Kiliseden ktktan sonra, camlarna, yaldzl, ssl harflerle ad yazlm parfmeri dkkanna uramt. Kuyruu uzatlm marur harfler, dkkann adnn iine alnd, bitki, iek desenleriyle bezeli gsterili ereveye bir sarmak gibi dolanyor, maazann dar taan kokusunun sahibi olduklar sansn uyandrarak, k vurduka parlayan yaldzlaryla yoldan geenleri ieri aryorlard. Aliye, ilkin vitrinin nnde uzun uzun duralam, ac mor, koyu krmz, parlak siyah, brokar ya da kadife zemin rtleri zerine zenli bir danklkla yerletirilmi, birbirinden gzalc ielere dalp gitmiti. Grmeyeli, yeni eitler geldii anlalyordu. Bu maazay pek seviyordu Aliye. En gzel, en koyu, en hafif, en ar, en uucu, en kalc, en yakc kokular burada, Beyolu'nun bu eski triyatsnda satlyordu. Yalnz stanbul'un deil, dnyann btn iekleri, bitkileri, otlar, ttsleri burada kokuyordu sanki. Dou'nun buhuruyla, Bat'nn esans burada buluup birbirlerine sarmalanarak yeniden dnyaya dalyorlard. Ne zaman bu maazaya girse, gereinden uzun kalr, orada bulunuunu uzatacak bahaneler yaratr, kendinden sonra gelenlere srarla srasn vererek, orada geirecei zaman uzatmaya bakard. Beyolu'nun dkkan nlerinin kokusu, ou kez ierinin ne dkkan olduunu sylerdi. rnein, Aynal Pastane'nin n, vanilya kokard. Pastanenin kapsna taan vanilya kokusu, pastanede alan herkesin zerine sinmiti neredeyse. Kendi de, patronlar da, iiler de, iin iin vanilya kokarlard. almaya balad ilk gnler, pastanenin zerine sinen bu kokusunu sevmiti teninde; hafif tombul havasna pek yakyor, onu pembe bir tabebek yapyordu sanki. Sevmeye, sevilmeye, koklanmaya, okanmaya, kollarda uyutulmaya benzer duygular artryordu. Bir sre sonra, tenine sinmi bu kokudan ii bulanmaya balad Aliye'nin, bu yal, i kyc kokudan kurtulmak iin, akamlar eve dndnde giysilerini balkonda havalandryor, ii azalm limonlarla, kollarn, gerdann, boynunu, ensesini uzun uzun ovuyor, bu yapkan vanilya kokusunu teninden almaya alyordu. Gzel kokular her zaman sevmiti geri, ama parfmlere kyasya dknl

asl byle balad. Pahal kokulara gnl vermiti bir kez. Pastaneye giren her kadn, neredeyse kokusundan tanr olmutu. Dnemin btn moda kokularn bilir, hepsinin ielerini tanrd. Duyduu kokuyla birlikte, o kokunun iesi gzlerinin nnde kendiliinden canlanverirdi. Eczahanelerde doldurulan ucuz kolonyalardan srnenleri kmser, onlara aksi davranma hakkn kendinde grrd. Bu parfmeri dkkannn mdavimi olmas da, o zamanlara rastlar. Oysa paras ancak ucuz, abucak havaya karan uucu kokulara yetiyordu. stelik bunlar kadnlarda sk rastlanr kokulard. lk olarak kendine, kesesine uygun, avuca sacak kadar kk, sevimli, kaln camdan, yaprak desen kabartmal, ince azl, kapa leylak rengi bir kk ie satn almt. Bylelikle, zaman zaman ak satlan parfmlerden onu doldurtabiliyor, byle kk alverilerle heves gidererek, iini yattrabiliyordu. Daha sonra sahip olduu ikinci parfm iesiyse, pek kkt, daha dorusu bir ie demek ne kadar doruydu, bu bile phe gtrr! Sonuta, minyatr olarak bir kadn baca biiminde yaplm, cam bir tpt bu. Baldr ksmna, zeri iekli krmz bir fiyonga bant yaptrlm, bandn kenar, krem rengi frfrl dantelalarla zenginletirilmiti. Fiyongann gbeindeyse katmerli bir gl duruyordu. Ayak ksmna da, ojeli boyalarla, gsterili, parlak krmz renkli, yksek keli, kenar kelebek fiyonglu pek ssl bir ayakkab resmedilmiti. Belli ki, hoppa bir kadnn, hatta bir varyete yldznn bacayd bu! Bir kralie tacyla talandrlm olan ucundaki mantar ksm, ayn zamanda kapak vazifesi gryor, bu mantara gml cam ubuk, bacan, yani ienin iinde uzuyor, kokunun iinde dinlenmi oluyordu. Pek krlgan, pek zarif, irin bir eydi. Patronlardan biri, gnn birinde bu iecii antasndan karp kralie tac kapakl ince cam ubuu, st dudayla burnu arasnda zenle gezdirerek, iindeki pek keskin bir rayihay, uzun uzun soluyarak iine ekmi, bu arada Aliye'de grmeye pek alk olmad, akn bir coku ve ocuka bir sevin karsnda, kendini tutamayp kendince bir ycegnlllk gstererek, bu minyatr ieyi ona armaan etmiti. Krmamasn, kaybetmemesini sk skya tembih etmekle kalmam, sonraki gnlerde de, belli ki, merak ettiinden deil, ya pimanlndan, ya da bir iyilii sk sk hatrlatmann gereiyle, ikide bir ieyi ne yaptn sorup durmutu. te bir de zaman zaman bu minyatr ieyi doldurtuyordu Aliye. Hepsi bu kadar! Bunca koku merakna kar, kokularla ilikisi yalnzca bu kadard. Dnyann btn kokularn iki kk iecie sdryordu. O gn de, antasnda kk yaprak desenli kabartma iesi vard, ne zamandr ii boalm, bir trl eli varp da doldurtamamt, imdi kendi iin artrd parann bir ksmyla, bu ieyi doldurtabilirdi artk. Evin ya da kendisinin eksiklerinden bin bir zahmetle artrd parayla, ara ara kendine byle dller verdii olur, gnln enlendirirdi. Bu dnceyle ieri girdi. Birka kadn vard ieride. Paral olduklar, yalnzca stlerinden balarndan anlalmasa bile, durularndan, rahatlklarndan, konuurkenki seslerinin geniliinden anlalyordu. Kald ki, stleri balar, gzden kaacak gibi deildi. Balarnda brolu apkalar, stlerinde yakas luvr krk dpiyesler, ayaklarnda ipek oraplar, alak keli pek kibar ayakkablar... Dkkann kalabalkl, ona, etrafa uzun uzun bakp incelemesine gereken zaman salad. Kimi zaman izin alarak, kimi zaman kaamak, kaln kesme cam tezgahn zerine denemeye braklm birka ie kokuyu, sa, sol bileklerinde, boynunun sol ve sa yanlarnda, kulakmemelerinde,

burun altnda teker teker denemesi iin gereken zaman salad. Kadnlarn mklpesentlii, bir frsat kollayan Aliye'ye yaram, ne zamandr dkkann nnde beklediine demiti. Sonunda, hepsi birer ikier ie koku alp ktklarnda, epey bunalm olan dkkan sahibinin yzne geni, aydnlk bir glmseme yaylm, bu da, Aliye'nin oradaki fazladan varln mazur grmesine yetmiti. Adam, kadnlarn tezgahn zerine yaydklar ieleri toplayp ilkin kutularna, oradan da raflarna yerletirirken, Aliye, antasndan kartt o yaprak desen kabartmal kk ieyi, krlgan ve alakgnll bir edayla uzatarak, dkkan sahibinden bunu "Paris Gecesi" ile doldurmasn rica etti. Aliye'nin yz, aniden ve iddetle deierek dudaklar kalp biiminde boyanm pandomima yldzlarnn ifadesine benzer bir hal ald. Kilise meleklerinden, sessiz filmlerin kahreden gzellerine varana dek birok ifade, yznn yelpazesine ayn anda dalp yayld. Adam, Aliye'nin anszn deien yznn bu yumuak ve ekingen glmseyii karsnda, neredeyse gizli bir emri uygular gibi, fazla dnmeksizin yapt ii yarm brakarak ardna dnd, "Paris Gecesi" aranmaya balad; tam bu srada, Aliye'nin, inanlmaz bir hz ve el abukluuyla, az nceki kadnlarn tezgah zerine yaydklar ielerden birini kapmasyla antasna atmas bir oldu. O srada, az nce gnderildi yerden geri dnen gen irisi tezgahtar, birdenbire maazaya girdi; olay grm, hi ses karmayarak duruma erken mdahale etmek istememi, Aliye'nin hesab demesini beklemiti. Aliye, biraz daha oyalanm, hem patronun, hem tezgahtarn kendisini grmediklerinden emin olduktan sonra, tam maazadan kacakken, o gen irisi bodur tezgahtar, patronuna, kurnazln ve uyankln kantlama olana sunan bu ahane frsat karmamann gayretiyle, gsterili bir biimde atlp artistik hareketlerle Aliye'nin kolunu smsk kavram, antasn zorla ap iinden ieyi bulup kartmt. Her ey bir anda olup bitmiti. Aliye'nin dizlerinin ba zlm, korkudan titremeye balam, baylacak gibi olmutu. Azn am, konumak istiyordu ama, dilinden btn szckler boalmt, bir tek szck bile diline gelmiyor, yalnzca tarazlanm sesi titreyip duruyor, gzlerine yryen yalar geri iirmeye alyordu. te tam bu srada, neredeyse bir film hilesi gibi, anszn dkkann kapsnda belirmiti Mutik, ilkin Aliye'yi, gen irisi tezgahtarn kaln penelerinden tek bir hareketle kurtarm, ardndan, ortada ciddi bir yanl anlama olduuna, aslnda hayli varlkl olan gen hanmn dalgnlna karlk, ona byk ayp edildiine dair uzun ve adal cmlelerle dkkan sahibini inandrm, sonra da o k beyaz ceketinin i cebinden kard domuz derisinden yaplma, kaln, tok czdandaki mor banknotlar, sihirbaz parma hareketlerle gstere gstere ekip kararak, o ienin parasn dedii yetmiyormu gibi, Aliye'ye, iki ie koku daha alm, kendine de bir tp "Necip Bey" briyantiniyle, erkekler iin bir kutu pirin pudras ve bir ie yz kremi sardrmt. leride kt bir hatra olacak bu fena hadiseden hakl olarak fazlasyla mteessir olduu iin, aknln ve zntsn zerinden kolay kolay atamayacan syledii Aliye'nin, bileklerini kolonyalarla ovmu, iine "Nevrolcemal" damlatt gvercin beyaz bir mendili, ona uzun uzun koklatm, bylelikle ferahlamasn salamaya almt. Btn bunlar yaparken Mutik'in kendi kendine ok elendiini gren Aliye'ye, bu gsterili oyuna katlmaktan baka yapacak bir ey kalmyordu. Byk bir yanl anlamann kurban olarak hakszla uram zengin bir ailenin, ili, rkek ve marazi kz rolne kendini fazlasyla kaptrm, hkrp duruyordu. Dkkandan ktklarnda, dkkan sahibi de, gen irisi bodur

tezgahtar da, eine ancak vodvillerde rastlanr kabalkta bir yaclkla, ellerini ovutura ovutura arka arkaya zrler dilemi, neredeyse temenna edercesine yerlere kadar eilerek, dkkanlarna gene eref vermelerini istirham etmilerdi. Bu gln sahneler boyunca, arkalarnda, bir tek Beyolu'ndaki Gloria Sinemas'nn sessiz filmler piyanistinin mzii eksikti sanki. Bir suta tanmlard. Aralarnda bakalarnn bilmedii bir srrn gl ba vard imdi. Mutik'in yannda kendini gvende hissetmiti Aliye. Ka zamandr unuttuu bir duyguydu bu. Mutik'in, Aliye'ye syleyebilecei eylere, Aliye'nin bir yan ne zamandr hazrd zaten. Onu buna hazrlayan, deneyimleri ya da dnceleri deil, tersine iinin neredeyse kendiliinden boalarak kurumaya yz tutmu olmasyd. Onun hayal krkl, yaanan eylerin sonularndan deil, hi yaamamaktan olumutu. Olaylarn zaman iinde deitirdii insanlarla, olayszln grnmez deiimlerle sinsice deitirdii insanlar ayrt etmekte maharet sahibiydi Mutik. Bu konuda amaz bir sezgisi vard. Aliye'nin taze kalm bir beklemilii vard. Kan bayatlamadan umutlar yer deitirebilirdi. Mutik, bunu ona salayabilirdi. Btn gn banda oturduu kasa, sanki hzla akp giden zamann da hesabn tutmu ve Aliye'nin yolunu, Mutik'e karmt. ... Yrye yrye Tepeba'na inmiler, bir ak hava bahesinde oturmular, imdi, puslu bir akamstnde demir grisi gzken durgun Hali'e bakarak tuhaf bir sknt iinde aylarn iiyorlard. Yllar iinde birbirini eskitmi, konuacaklarn tketmi bir baba kza benziyorlard uzaktan. Hafif serinceydi hava; Aliye biraz yordu ama, iyi geliyordu bu rperiler ona; kendini, srekli iinde yaad o derin uyuukluktan biraz olsun ekip karan bu rperiler, bedeninin farkna varmasna, varln hissetmesine yaryordu. Souk, yaadn duyuruyordu ona. Hep yle olmutu. Ne zaman se, kendini fark ederdi. ocukluu hi snmayan evlerde gemiti. Ama ocukluk, her eye karn gelecekten bir eyler ummaktr; birbirlerine bir arm zincirine bal olarak, souk, ocukluunu; ocukluk, gelecek duygusunu diriltiyordu. ocukluu ok gerilerde kalmt; imdi Hali'in donuk bysne kaplm, sessizce aylarn iiyorlard, Aliye, az nceki tatsz olayn utancyla, hala Mutik'in gzlerinin iine bakamyor, sandalyesinde ireti oturuyordu. Aliye'nin suskunluuna saygl bir sessizlikle katlan Mutik, neden sonra uzanp hafife elini tuttu onun; amar sodasndan kabarm ellerini gizli bir mahcubiyetle kucana indirdi Aliye. Rahat olsana, dedi Mutik. Benden ekinmene gerek yok. Biz bizeyiz burada. Kimse yok. Kimse bir ey grmedi. Hi kimse bir ey bilmiyor. Alt taraf bir parfm iesi! Benim yanmdasn, emniyettesin! Her bakmdan emniyette! Ban hafife iki yana sallayarak, Yoo, bir eyim yok, rahatm, dedi Aliye. Oysa, az nce yaadklarn yeni idrak ediyor, eer Mutik ortaya kp onu kurtarmam olsayd, olabilecek ihtimalleri dnp

iin iin dehete kaplyordu. nan olsun hi mhim deil, dedi Mutik. Herkesin bana gelebilir byle eyler. Bu dnyann sonu demek deildir. Hem biliyor musun, aslnda hibir ey, dnyann sonu deildir. Birdenbire ortaya kmanza pek ardm, dedi Aliye. Hibir ey birdenbire ortaya kmaz, dedi Mutik. Ben bile! Her ey, herkes kendi kendine birikir. Hem artk bana, "sen" diye hitap et, ben de sana "sen" diyeyim, aramzda resmiyet olmasn. Peki, dedi Aliye. Hali, kendi kendine tten gm srl bir ayna gibiydi, eilip baksa, imdiden akama karm yzn grecekti sanki; gm boynuzlaryla hem uzakta, hem kucandayd Hali, sanki istese iine debilirdi. Baka bir tarihin sularna kmak iin kaybolabilirdi. Ne zamandr seni takip ediyordum, dedi Mutik. Bu zaman zarfnda her yaptn grdm. Aliye, yzne "Peki, ne grdn?" der gibi bakt. Mesela, kasadan ka kere para aldn grdm, dedi. Ama her hafta ba yerine koyuyordum aldm. Bazen de koymuyordun, dedi Mutik. Aliye ses karmad. ok sklyorum orada, ok bunalyorum. Sadece ihtiyatan deil yani. Biliyorum, dedi Mutik. Sen de her eyi biliyorsun, dedi Aliye. im bu, dedi Mutik. Peki, iin ne? diye sordu Aliye. nsan tanmak, dedi Mutik. Bakma sen, hi de grnd kadar kolay deildir. Bir sre sessizlik oldu. kisinin de can konumak istemedi. Ardndan Mutik, imdi istersen, gzel bir akam yemei yiyelim seninle, biraz i konualm, dedi. Aliye ard: Ne ii? diye sordu. ite, dedi Mutik. Aliye'nin abucak parlayan hevesi snd. Btn iler ayn, dedi. Bak, gensin gzelsin aynal kzm, dedi Mutik. Birdenbire iinde kabaran kayna belirsiz bir skntnn yol at, bastrmaya alt usul bir fkeyle, Ve evlenmek istiyorum,

diye szn kesti Aliye. Bunu da biliyor muydun? Kimse benimle evlenmek istemiyor. Bunu da biliyor muydun? Tabii yukar mahalledeki sobacnn iman ve a olu hari. Ha, bir de kedeki kartonpiyercinin yannda alan, elimsiz, sska ocuk! Beni kimseler istemezken, niye gen ve gzel diyorsun bana? Hislerimle mi oynamak istiyorsun? Gen ve gzelsin nk, dedi Mutik. Ama sen bilmiyorsun. Gzellik baka gzlere retilir, sen "Ben gzelim," der gibi durursan hayatta, herkes seni gzel grr, ama sen kendi gzelliini tamaktan aciz durursan, herkes pheye der. Gzellik, eit eittir. Kimi gzellikler grlr, kimileri gsterilir, kimileri saklanr, kimileri kabul ettirilir. Her eyden nce sen, kendi gzelliinin hangisi olduuna karar vermelisin. Aliye'nin szlerinden etkilendiini gren Mutik, ayn yumuak tonla ekledi: Sz uzatmann gerei yok. Bence kt yola dmelisin. Sanki bir yerlerde mzik ykseldi. Havaya gerilimli bir titreim yayld. Aliye, aknlkla azn aacak gibi oldu ama, Mutik, konumasna izin vermeden srdrd: Kt yolda iyi para kazanrsn, gelecek kurarsn, kendi paran sayarsn, bakalarnnkini deil; dnyaln yaptnda kene ekilir, gnlne gre yaar, istersen gnlne gre bir koca bile alabilirsin kendine. Aliye, byle beklenmedik durumlar iin biriktirdii szler iinden, "Ben byle bir hayat iin yetitirilmedim"i bulup kard. Sen de kendi kendini yetitirirsin. Bak imdiki btn genler parasz, dedi. Btn gen ve yakkl adamlar, parasz ve bedbahtlar; btn irkin, iman ve kel adamlarsa zengin. Bunlardan hangisiyle evleneceksin? Zengin ailelerin ocuklar, oullarna, zengin kz bakyorlar, senin gibilerini deil. Biri bana ak olamaz m? dedi. Olur tabii, dedi Mutik. O kadar vaktin var m? Durup yllar yl bekleyecek kadar vaktin? Hayat geiyor... Hem ak dediin nedir senin iin? Bir airin ylesine syledii bir laf: "Biri gelse beni olduum gibi sevse!" Benim iin budur ak! Gzel sz. Ama syleyen de biliyor, kimsenin kimseyi olduu gibi sevemeyeceini. Binde bir ihtimaldir gelir seni bulur, ya da bulmaz, ihtimal zerine hayat yaanmaz kupa kzm, bu kumardr; hayatla kumar oynamak, zenginlerin iidir, fakirlerin deil; fakirler, salamc olmak zorundadr. Szlerimi yanl anlama sakn, sen gzel olmadndan deil, kader, uygun bir adam karna karmadndan, evinde kurur gidersin; ya da gn gelir, bir zamanlar yz evirdiklerine mecbur kalrsn; iin, ok beklemi srahi sular gibi rr, deil bakasna, kendine bile hayrn dokunmaz! Ben, sana binde bir ihtimalden deil, binde bin ihtimalden sz ediyorum elmas kesimli kzm. O zaman btn erkekler senin olacak, bakalarnn hikayelerini yaayabileceksin. Evlerinde oturup koca bekleyerek minder rten kzlarn hikayelerini de sen yaayacaksn; fildii kulelerde salarn tarayan ufuk gzl

prenseslerin de... Hem etini satmak, btn gn kasa banda kendini ve iini rtmekten daha zor deildir inan. Her iin kendine gre yorgunluklar vardr elbet. Et dediin abuk dinlendirilir. Ruhu dinlendirmekse imkanszdr. Donarak lmek gibidir ruhun rmesi, iin iin eksilirsin, yava yava uyuursun, hibir ey hissetmemeye balarsn, sonra sen uykuya daldn sandnda, lmsndr aslnda. lm olduunu bile bilmemektir bu. Bak, u meydanlar, caddeler, sokaklar, lm ruhlaryla yryen insanlarla dolu! u l halleriyle ne de aceleciler! Hayatta yetiecekleri hibir ey kalmad halde, hep bir yerlere yetimeye alyorlar! Ne hazin manzara! Beni dinle, zaman kaybediyorsun; gen ve gzelsin. Bunun kymetini bil! Tabiatn sana verdiini kaderin ellerine teslim etme! Bu lafm sakn unutma! Tabiat ile kader arasnda kaybolup gitme! Hayr, hayr, bana gre bir hayat deil; bunlar siz sylememi olun, ben duymam olaym; en iyisi hi konumam olalm, dedi Aliye. Unutalm, unutalm, belki baka yerde, baka ie girerim hem, belli mi olur? Hayat bu... abuk abuk konuup sustu Aliye. Yznde somurtuk bir ifade asl kald. Laflarn gereinden hzl syleyerek, kendisine ayrlan zaman kt kullanm bir piyes kahraman gibi erken suspus olmutu. Mutik hemen balamad sze. Sylediklerine inanmaz gzlerle Aliye'nin yzne bakt bir sre. Onun kendisini tartmasna zaman tand. Sonra, Bu sylediklerine sen de inanmyorsun, dedi. Okumu bir kz olduundan deil, ama can skntsndan renmisin hayata dair baz eyleri. Ham dnceler kuvvetli olsalar bile, yeterince dayankl deillerdir perili kzm. Bilirim, can skntsnn da kendine gre bir ilmi vardr, iyi kullanrsan retici olabilir. Ama, eteinden drdn bu krntlarla ormanda yolunu bulamazsn. Bundan byle, senin bir yol gstericiye ihtiyacn var. Bak, ikine ila katmyorum, seni evlenmek vaadiyle de kandrmyorum; sadece pazarlk ediyorum seninle. Kt yol iin bir davetiye veriyorum sana. Ben, sana bir gelecek veriyorum. Yepyeni bir hayat hikayesi. Peki ne karl? diye sordu Aliye. Birdenbire klyutmaz bir eda taknm, kann biri kendiliinden havaya kalkmt. Komisyon karl, dedi Mutik. Ben de bu ii "Hilal-i Ahmer" yararna yapmyorum herhalde... Sen de, ben de para kazanacaz. Bir anlama bu. artlar ok sarih olan bir anlama. Hibir zorlama ve cebir yok! Bir zaman sonra, yeni bir hayat hikayesine hazr olduunda, kendin dilediin artlarla feshedersin bu anlamay. Bak, benim elimde ok gzel kzlar var, dedi Mutik. Piyasann en gzel kzlar. yle szde kzlar deil. Btn zengin ve kibar mteriler, bu yzden beni arayp sorarlar; bunun iin bana, zevkime, seimlerime gvenirler. Ben, onlar yanltmam. Ben, bir kalite vadederim. Ben stanbul'un, Beyolu'nun, ili'nin, Nianta'nn yatak odasnn kapsnda durup bilet kesen adamm. Sadece stanbul da deil, btn Trkiye'de tanrlar beni. Anadolu'dan stanbul'a gelip giden btn zengin ve zevk sahibi adamlarda kartvizitim vardr. Btn o vakti az, paras bol adamlar, buraya gelir gelmez beni ararlar. Fazla vakitleri yoktur. Btn mesele, hayatn ok abuk getiini kavramakta yatar saat bakl kzm. Hayat, yalnzca zaman kullanma bilgisidir, baka bir ey deil!

Sonra cebinden bir deste perili fotoraf kard, onlar bir iskambil destesi gibi karyordu. O kardka, fotoraflarn zerindeki yzler de hzla deiiyor, fotoraflardaki her kz, birdenbire bir bakas oluveriyordu. Pembe tozanl, gm simli, uucu ryalarn Beyolu melekleri, karbeyaz kanatlaryla bir karttan dierine masal hznda konup kalkarak her pozda baka bir hikayenin kapsn aralyorlard. Bak bu kzlara, dedi. Her zevke hitap eden birbirinden gzel, ok eitli kzlar var elimde, onlarn gittii yollar, benim avucumun iine bir kader fal gibi izili, her biri ortak bir kaderin hikayelerini kendi hayatlaryla zenginletiriyor, bunlarn hepsi para kazanyor, hepsinin keyfi yerinde, hepsinin bankada ahsi hesab var, mcevheri, altn, krk, st ba... En mutena semtlerde oturuyorlar. En muteber mekanlarda grnyorlar. Mal mlk almak iin sktlar m, avans veriyorum; hibirinin ba, hibir ey iin armyor; ben, bir glge gibi devaml arkalarndaym onlarn, balar derde girmesin diye, polise para yediriyorum, hatrl mterilerim sayesinde bana da bir zarar gelmiyor; herkes beni ve ne i yaptm biliyor elbet, kimse dokunamyor bana, ben bir iadamym nk, anlyor musun? Bak, ne diyorum sana: Mterilerim, yle it kopuk ksm deil, hatrl kiiler, bir kadna bir gonca gibi davranacak, el stnde tutacak kiiler; seni pamuklara yatracak kiiler; inan hepsinin en az senin kadar kaybedecek eyi vardr hayatta, ad azlara dsn istemez hibiri, hepsi cemiyet iinde iyi bir mevkiide bulunan, itibar sahibi, gvenilir kiilerdir; hepsi aile sahibidir. Hepsinin oluu ocuu vardr. Korkarlar. Bu cihetlerden iin rahat olsun! Onlarn senden tek istedikleri, akamlar evlerine dndklerinde, yoksul ve skc yatak odalarna katlanabilmek iin ihtiya duyduklar kuvveti kazandrmandr, bu da senin gibi gzel bir kz iin ok ey deildir. Birazck saf elence, birazck zararsz oyun ve hile, kaamak yapmann sulu keyfi, ihtiyarlk gnleri iin dayankl birka hatra ve gnahn o kar konulmaz lezzeti... Ya bir gren duyan olursa? Ya ailemden biri reniverirse? Bakn bu taze, kt yola dm! derlerse, iffetime dil uzatrlarsa, ahlaksz derlerse bana? Ahlak da parayla alnr, pireli kzm dedi Mutik. Parann satn alamayaca hibir ey yoktur dnyada. Zamanla reneceksin bunu da. Sadece, az para, ok para vardr ve baz durumlar iin paran kmayabilir, hepsi bu! Kt yol, dedikleri sahiden kt yol mudur? Yol dediin nedir ki, geer gidersin rzgarl kzm. Yol deil, yolculuktur nemli olan. Nasl yolculuk ettiindir, nerede durduun, nerede mola verdiin, ne zaman yoluna devam ettiin, hangi sapaklar kullandn, hangi dnemeleri aldn, ne zaman yavalayp ne zaman hzlandndr. Kiminle yolculuk ettiin de nemlidir elbet, yoluna kanlara ne yaptndr, kimleri yoldan kardndr, yolunu kesenlere bitiin kaderdir. Bak, stanbul'un, Beyolu'nun her yerine kapanlar konulmutur. nsanlar, fareler gibi bu kapanlara yakalanrlar. Kapan dediysem, hain bir tuzak sanma, herkes birbirinin aresizliinin kapandr. Birinin vcudu, dierinin parasn tuzaa drr. Ya da tersi olur. Birinin imkanlar, dierinin hayallerini. Herkes birbirinin aresizliini kullanr aslnda. Kapana kstrdn sandnn kapanna kslm olduunu anlarsn kimi zaman. nan, hayatn, ders vermeye bile vakti yoktur! "Hayat dersi" dedikleri, i iten gemeden bunlarn farkna varmaktr yalnzca. Hem unutma, bazen kt bir yol, insan, iyi bir sona ulatrabilir.

Hem benim yolculukta bam dner, dedi Aliye. abuk geer, alrsn, dedi Mutik. Bu ite ban deil, kuyruunu dik tutmaya bak asl! Hem, ben bakireyim, dedi Aliye. Biliyorum, dedi Mutik. Sen de her eyi biliyorsun, dedi Aliye. Syledim ya, iim bu, dedi Mutik. Zaten bu yzden ilk mterimiz belli bile. Kim, kim? diye sordu Aliye. Aliye'nin sevinle parlayan heyecan, Mutik'i bile artmt. Sana talip olan mstakbel bir koca adayndan deil, bir mteriden sz ediyorum hlyal kzm. Her erkekten ksmet uman bu kabil toy heyecanlarn yenmeyi ren! Kim olduuna gelince: Bir gazete patronu. Hatrl biri. Mehur ve rabtal. Kei sakall, monokl gzlkl, ksa boylu, tknaz bir adam. Yznde ar, koyu, tedirgin glgeler var, ama onlara aldrma sen; onlar, evresinde yaayanlar karartacak bulutlardr, senin gibi gecelik ilikileri deil. Bakirelere dkn. Benden yalnzca bakire ister. Her gtrdm bakire iin dolgun bahi alrm. Ben, onun bakire avcsym. Beni ou kez yoksul kenar mahallelere bunun iin gnderir. Terzi yannda alan kzlarn ardna onun iin taklrm, i k fabrika nlerinde onun iin beklerim. Clz ampullerin aydnlatt rutubetli atlyelerin pencerelerini onun namna gzler dururum. Baklar vitrin camlarndan telerde kalm tezgahtar kzlarn hlyalarn onun iin takibe alrm. Benim, btn bu zorlu mesailerimin karln en iyi, en cmert ekilde der. Bir de, ilk gece hatras kanl araf koleksiyonu vardr. Her arafin stne gnn tarihini yazdrp dolaplara kaldrtr. Dolap dediysem, yle iki kapl, kapl gardrop deil, st ste dizili ince kesimli ekmecelerin gml bulunduu duvarlar boyu dolap! Yerde kl rengi bir taban hals. Tepeden aydnlatan souk, gri bir k. Morg gibi ayn. Dn, yalnzca bu dolaplar koymak iin bir ev alm. Her odas, btn duvarlar dolap olan bir ev. Anlayacan neresinden baksan, eksantrik, ok zengin ve hatrl bir adam. Mebuslar, bakanlar aznn iine bakar. O kadar gazete, mecmua kartr, kolay m? Yazdraca birka satrla ka kiiyi bir kalemde harcayabilir! Bir dn! Emrinde alan bir Rum doktor var Tnel taraflarnda, ona gideceiz ilk; doktor, seni muayene edip bakire olup olmadna bakacak, sonra onun verdii bakire raporunu alp otele yle gideceiz; otel dediysem, szn gelii, sen saray hayal et! Kendi gzleriyle yetinmez bir de doktor raporu ister, gvendii, yeminlisi olan bir doktor, kandrlmaya kar ald bir tedbirdir bu, dolaba kaldrmadan nce arafn stne ilitirecek bu raporu da. Her ey kaytl kuyutlu olsun ister. Ne de olsa gazetecilik, babadan gemi ona. lk gecelerden, kanl araflardan bir kilitli tarih gmer o morg ekmecelerine. ok ey yaadm, ok ey grdm. nsan, benim yama gelince, hibir eyi yarglamamay, hibir eye armamay reniyor. Bu fantezinin yalnzca bu adam iin bir ey ifade ettiini sanrdm, sonradan rendim ki, meer bakirelii bozulan kzlardan bazlar, zaman zaman oraya gidip, o lgn, souk n altnda durur, kendi araflarnn kilitli olduu ekmecelerin banda dalgn ve kederli saatler geirerek,

gemii dnrlermi. Tuhaf ey dorusu! Adam da buna, anlayla izin verirmi. Bunun hznl ve insani bir ey olduunu sylyor. Birlikte ilenmi bir suun hatras, dedi bana bir seferinde. Seksin kendisi bir sutur, dedi. Ben, sua kendi stilimi veriyorum. Pahal ve lks bir su. Gryorsun ya, zenginler, her eit suu, bir tren gibi yaayabilme lksne sahiptirler. Belki de bu yzden, mazi dediimiz ey, yalnzca zenginlerin gemiidir. Fakirlerin tarihi yoktur. Sadece zengin olmu fakirler, tarihten tarih satn alabilirler. Senin de bir tarihin olmal. O araf bankasnda bir ekmece sahibi olmak, az ey deil inan. Bu ilk tecrbe, seni bir zaman refah iinde yaatacak kadar para brakr sana. O parayla stne bana ekidzen verirsin. lerini haline yoluna koyarsn. Adamdan ekinmen iin hibir sebep yok. Yalnzca bir kere yatar, kzln bozar ve seni unutur. Bir daha asla yatmaz. Bu, senin iin iyi bir balangtr; numaralar gstermen, iveler, cilveler yapman, acemiliini saklaman gerekmez. Olduun gibi grnecein, seni yormayacak bir iliki... Belki gnn birinde, seni olduun gibi sevecek birini de bulursun; imdi bunu dnme! Bu adamn seni beenip beenmemesi sz konusu deildir, onun iin, bakire olman yeterlidir. Normal zamanlarda yzne bakmayaca nice irkin, clz, iman, arpk urpuk kzla srf bakire olduu iin yatp kalkm olduunu ben biliyorum. Bu, onun balca tutkusu. Kzlk bozmann keyfini yaamann yan sra, btn bakirelerin hayatndaki ilk erkek hatras olmak ister. Bu, her kz iin iyi bir hatra olmayabilir ama, kuvvetli bir hatra olduu kesindir. O da bunu ister zaten. Kuvvetli bir hatra olmay. Yatt bakirelerden bir tekiyle bile olsun, sonradan ilikisini srdrd grlmemitir. Bakireler, onun iin tek gecedir. lk ve tek gece. Hepsi o kadar. Sence de tuhaf deil mi? Ama seks tuhaftr zaten, seksin hibir aklamas yoktur. Seks de lm kadar bilinmezdir aslnda. Fakat, insanlar nedense onun hakknda lm hakknda bildiklerinden daha fazla ey bildiklerini zannederler. Seks, bir gayya kuyusudur. Bunu hi unutma! Sekste hibir eyi aklamaya kalkma, yalnzca kabul et. Kolaylk ekersin. Hayallerini sekse emanet etmeye kalkma sakn, abucak krlrlar. Seks, yle uzun boylu hayaller kaldrmaz, snrl bir eydir. Snrl fantezilerle idare edilebilecek dar bir alandr. Azl apknlarn, donjuanlarn, erkek delisi kadnlarn ya da azgn olanlarn ve de nenfomanlarn ta derinden bildikleri temel bir gerektir bu. Alann dar olduunu bildikleri iin, kadroyu geni tutarlar. ok e deitirerek seksin mrn uzatmaya bakarlar. Seks, srrn orgazmda saklar. Ksa mrl bir yceliktir o. Orgazm, bir iarettir: Sekse dayanan her eyin sresinin bir orgazm kadar ksa sreli olduunu sylemeye alr. Orgazm, sadece seksin deil, insan hayatnn da gizli bir iaretidir. Yaamak zevkinin de, tpk orgazm gibi, ne kadar ksa srdn hatrlatmaya alr insanoluna. Mutik, Aliye'nin, sesini karmamakla birlikte, szlerini tartmaya baladn fark etmiti. yle fundalklarn glgesinde dalgn masallar dinlerken, bir yandan papatyadan talar, kolyeler yapan kk bir kz ocuu gibi durmasna karn, gzlerinde tavan krmzs akmlar yakalamt. Demek, birbirlerine benzeyen yanlar vard; bu, iyiye iaretti. Her masalda kaybolanla, yol gsterenin birbirine benzeyen yanlarnn olmas iyiydi. Bu, masal hayat yapan eydi. Ya da tersi. Aliye'nin dolgun bir diilikle kslm gzleri zerine yeniden sze balad Mutik: Bak, btn kadnlarn ortak bir yanlgs vardr. Hepsi de dier kadnlardan farkl olduklarn zannederler. Kendilerinde olup

da dier kadnlarda olmayan bir eye sahip olduklarn dnrler. Bu yzden de, baka kadnlarn yaadklarna pek kulak asmazlar, bakalarnn tecrbelerinden bir ey renmezler; her biri, her eyi, dierlerinin yaadklarna aldrmakszn, bir de kendileri denemek, bir de kendileri snamak ister. Bunun sonucunda, uradklar kanlmaz yenilgi karsnda, durumu enayilikleriyle deil, talihsizlikleriyle aklamay tercih ederler. Sen yle yapma! Sende olup da dier kadnlarda olmayan hibir ey yok erbetli kzm! Bu zengin gazeteci, senin kzln bozdu diye, seninle evlenecek deil, bunu aklna bile getirme sakn, bu adamn metresi olabileceini de umma; metresleri, ok nceden bu yola dm nl arkclar, film yldzlar, sosyete kadnlar falandr; koluna takp ona buna gsteri yapabilecei cinsten kadnlar yani. Orada baka bir sahann kaideleri geerlidir. Sabah uyandnda, dolgun bir cretin dnda hibir ey mit etme! Anlald m? Seni, bir bakasndan daha fazla beenmi, ya da senden daha fazla memnun kalm olsa bile, bu, asla benimle anlat fiyatn zerinde bir paray avucuna sktraca ihtimalini dourmaz. Sakn, kendini byle snamaya kalkma. Haksz yere gven kaybna urarsn. Kendine gvenini bu gibi yersiz durumlarda snamaya kalkma. Kendin iin yanltc olur. zgvenini yitirmi kadnlarn ou, kendilerine gvenlerini yanl durumlarda snamaya kalktklar iin bozguna uram kadnlardr. Boylarnn lsn aldktan sonra da, bir daha asla iflah olmazlar! Bu yzden ortalk, bir kolu kopmu kadnla dolu. Diine gre av se, ava gre di edinemezsin! ddial olmak iyi bir eydir ama, tehlikelidir de... Erkeklerin iddialar pek uluorta, pek gz nndedir, bu yzden ok abuk kazanr, pek abuk kaybederler; kadnlarn her eyleri gibi, iddialar da sinsidir. Hatta, kimi zaman kendilerinden bile saklamay becerirler. Kazanamayacan aikar olan hibir eyde iddial olma! Yalnzca iddian kaybetmekle kalmazsn; daha nemli bir eyi kaybedersin: Bakalarnn gzndeki kredini... Bir tek iddia bile kaybetsen, insanlar, btn bir hayatnn yalan ve gsteri olduunu dnmeye balarlar. Aliye, birdenbire bu sz yamurunun altnda kaldn, bilinmedik bir gelecee srklendiini hissetti. Peki, ben neyim ki? diye sahici bir hayretle sordu. Senin ne olduun deil, ne olacan nemli. Kendini bir yldz gibi dn! Herkesin sana hayran olmasn salamalsn! Hayranlkta iki kart vardr: Sadakat ve ihanet. kisi de sahibine eit uzaklktadr. Hayran olanlar, hayranlklarn srdrmek iin, her frsatta ikisinin de falna bakarlar. Her seferinde onlara, senin hakknda yanlmam olduklarn kendilerine ispat etme ans ve frsat tanmalsn! Kaybettiin iddialar grp sana ihanete karar verirlerse, ite o zaman iin bitti demektir. lkin nefret, sonra da daha acmasz, kaytszlkla cezalandrrlar seni. Bunun sonucunda, seni ta bandan beri bir hi olduuna inandrrlar. Her zaman bu kadar ok, bu kadar uzun, bu kadar kalabalk konumam! Btn bu alk olmadn eyleri, sana byle tane tane, ak ak sylememin nedeni de bu zaten. Ancak her eyi aka konuursak, iyi birer ortak olabiliriz. Aklk isteyen bir i yapyoruz. Aramzdaki her ey, bir bardak su kadar sade olmal. Yoksa ne olacak? Herkes, herkesi kandrabilir. Kimse sonuna kadar enayi deildir, gnn birinde uyanr. Bense, dnyann en eski meslei etrafnda dnen bir i yapyorum, bizim iimiz vur ka ii deil, gvenilir bir firma ahlakna ve srekliliine sahip olmak durumundaym. Sadece ahlakmn deil, mesleimin de gereini yapyorum anlayacan. Sen de mesleinin gereklerini yapacaksn.

Unutma, bir tek ahlak vardr: Meslek ahlak. Her eyi kaybedebilirsin ama, onu asla! Sen benim iin de, kendin iin de bir sermayesin. Seni en iyi, en verimli, en uzun mrl olacak biimde kullanacaz. Herkes kymetini kendi bier, bakasndan beklemez. Senin iin doru hikaye alacaz, senin iin doru grntleri kiralayacaz, senin iin zaman doru ve tutumlu harcayacaz. Senden srekli para getiren, zaman kazandran, gelecee alan bir efsane yaratacaz. lene kadar bu ii yapamazsn; hayat ne kadar ardan alrsan al, bir gzn saatte olmaldr. Kendini bir Klkedisi gibi dn! Vaktinden nce dnmen gerekir kendine setiin balang noktasna. lml bir varlk olan insann, hayattan alaca en byk intikam, zaman en iyi biimde kullanmay renmektir. nk, bu konuda hayat hep hile yapar. Mesleinin btn inceliklerini renmelisin. Dnyann en eski, en kazanl, en zor ticareti, zevk ticaretidir. Zevk dedikleri ey, ok nankrdr nk. abuk deiir, abuk geer. Dnyay kazanrken, btn bir hayat kaybedebilirsin. Kt fahielerin ou, erkeklere yalnzca etlerini satarlar; halbuki et dedikleri, ok abuk rr, sen erkeklere rya satmaya bak! Erkekler rya gremez nk. Erkeklerin ou rya krdr. Rya, erkeklerin gznden alnmtr, onlarn gzleri, sahip olmak, elde etmek, mlk edinmek, fethetmek, rekabet, hrs, yar iinde oraklap kurumutur. Evdeki kadn, erkein kaderidir, ryas deil; sen, o erkeklerin ryas olmaya bak! Unutma: Yaattn rya kadar yaarsn! Sen artk bir rya kahramansn. Kimseyi ryasndan uyandrmamaya bak, yoksa yok olursun! Ben, sana devaml akl vereceim elbette, ama koyma aklla adm yol ancak gidilir. Sen de iinin btn inceliklerini en kk teferruatna kadar renmeye bakacaksn; hatta, kendi iin konusunda beni bilgilendirmeye balayacak kadar, kendi tariflerini getirecek, tecrbelerinin tahlilini yapacak, yaadklarndan salam dersler karacak kadar iine vakf olacaksn. Beni bile artmay dene. Amacn bu olmal. Beni bir gn artmak! Ancak o zaman en iyi olursun! Bir sredir aralksz konuan Mutik, derin bir soluk alp birdenbire sustu. Sanki rzgarda sayfalar uuan bir kitap birdenbire kapanm oldu. Susmasyla birlikte, yznn btn ifadesi bir anda boald, hatlar silindi, anlam utu, heykelsi bir kesinlik ve suskunluk kazand. Neredeyse katlm, talamt. Mutik'in konumasndan bir hayli etkilendii belli olan Aliye'nin yzndeyse, snen direncinin son dumanlar, yklan duvarlarn son birka tulas kalmt yalnzca. Mutik'in ani sessizlii zerine, havada asl kalm boluun tedirginliini duydu Aliye, bir eyler sylemek ihtiyac hissetti: Gene de ok ekiniyorum, dedi. Tannmaktan, bilinmekten, ailemin renmesinden, mahallelimin bilmesinden ekiniyorum. Aliye'nin gemii kulaklarnda uulduyordu. Korkma! Hibir eyden ekinme! Herkes sen ne kadarn istiyorsan o kadarn bilecek. Ailen, zamanla onlara aktacan krekle paradan sonra, artk hibir ey bilmek istemeyecektir. Hi merak etme, hep byle olur bu! Hem sadece iinde yaadmz bu zaman iinde gezmeyeceiz ki seninle, gemi zamanlara da gideceiz, gemi zamanlarn adamlaryla da tantracam seni; hem gemi zamanlarn adamlar, bu zamana gelemezler, onlar orada kalr, iimiz bitince biz bu tarafa geeriz. Orada seni tanyacak

birinin kmas imkanszdr. En iyi av sahas, gemitir zaten. Gemite lm yoktur. Eer gemite kalmay bir eit lm saymazsak tabii. Peki, gemie nasl geeceiz? diye sordu Aliye. Benim iin, gemi ya da gelecek yoktur, dedi Mutik, Ben zamanszm. Sesimde yz yllk bir Beyolu cini saklanyor. Sana gelince, ok kolay. Aynal Pastane'nin duvarnda boydan boya koskoca bir ayna var ya, ite onun iinden geeceksin yeni hayatna. Zamanlar birbirine balayan en iyi yol, aynadr; btn iyi ve salam yolculuklara aynann iinden geerek klr. Her insann kendine yapt ilk yolculuk, ayna yoluyla olmutur. Her gen kz ve kadn, kendini ayna yoluyla kefeder, ayna yoluyla yeniden ekillendirir ya da deitirir. Herkes kendi yolculuunun srrn kendi aynasna srlar. nsan, kendine tuttuu aynayla yolunu bulur. Ayna, yzmzn uultusudur. Peki nasl olacak bu, yani aynann iinden gemek? diye heyecandan titreyen bir sesle sordu Aliye. Sanki, daha nceden seyrettiini bildii birine, kendini tutamayp filmin sonunu soruyordu. Senin kader aynan orada, altn yerde. Bir zamandr bir su ban bekler gibi pastanedeki o yaldzl aynann ban bekliyorsun, her gn o aynayla yzleiyorsun, can skntlarn ona dkyorsun, o aynann iinden gryorsun dnyay, o aynann sana gsterdikleriyle yeniden bakyorsun masalar, koltuklar, sandalyeler, hikayeler dolusu insana. Sen farknda olmasan da, bunca zaman iinde ayna retmitir sana reteceini. Kendini aynaya brak sen! Aynann yollarna, zamanlarna, maceralarna gven! Sen, yalnzca istekli ve kararl olarak ve yarlmaktan korkmayarak, ona doru dosdoru yrmene bak, aynann grnmez duvar bir anda iine alacaktr seni, ben de orada olacam o srada, sana yol gstereceim, gerisi aynann iklimine kalm artk. Ondan sonra artk hangi diyara karr bizi, bilinmez. Bence, iin en keyifli yan da budur zaten. Setiin kaderin hikayelerini beklemek. Sylenenlerden nefesi kesilmiti Aliye'nin, mesinin dinmesine karn, varln dipdiri hissetmeye devam ediyordu. Gzlerindeki hlyal tl hafife aralanm, baklarndaki dalgn pus dinmiti. Gzbebekleri dolgunlam, dnya, baka tr bir berraklk kazanmt onun iin. lk kez geldii ecnebi bir memleketin, sokaklarna, binalarna, insanlarna taptaze, yepyeni gzlerle bakar gibi bakmaya balad etrafna; eya, nceden tanmad bir derinlie kavumutu sanki... Masadan kalkp, ay bahesini geride brakp, yeniden stiklal Caddesi'ne ktlar; Aliye, Mutik'le birlikte yrmekten hem tedirgindi, hem sulu bir zevk duyuyordu. Kendini ilk kez, hem kendi, hem bir bakasym gibi hissediyordu. Kendini bir tek kii sanrken birdenbire oalmt. Mutik, dncelerini okumuasna aklad: Herkes, bir bakas olmak ister aslnda, dedi. Bunu sakn unutma! Bu yzden kimse kendisi kalamaz. Btn romanlar, hikayeler, piyesler, filmler bunun iindir; insana bir bakas olma imkan sunmak iin. Tnel'e doru yrmeye baladklarnda, olan biteni bir dzene sokmas iin, eksik bir halkann tamamlanmas gerekiyormu gibi, Yalnz, son bir ey soracam sana, dedi Aliye. Sor, dedi Mutik. Hem yazar, hem falc olan birini tanyor musun?

Mutik, bir an dnd, sonra ban iki yana sallayarak, Hayr, dedi. Hi duymadm. Aliye, Mutik'in yantndaki itenlie inand; yeniden yrmeye devam ettiler. Aznavur Pasaj'n, Hacapulos Pasaj'n getiler. Elhamra Sinemas'nn oralarda, gz vitrin de grd bir eye takld Aliye'nin. Durup baktlar. Birdenbire vitrin camnn btn yzeyini kaplayan koskocaman bir kedi yz, Aliye'ye glmsemeye balad. Ardndan cam dalgaland, iine den ta dibe ektikten sonra, halkalanm yzeyini durultan bir su gibi dindi, dzleti. Ayn eyi grp grmediini anlamak iin, hzla dnp Mutik'in yzne bakan Aliye, onun her eyden habersiz grnen yznde, cevap yerine geebilecek olaand bir ey bulamad. Yan banda durmu, sessizce vitrine bakyordu yalnz. Dnya iinde grnmeyen bir dnyann ilk iaretlerini almaya baladn dnd Aliye. Mutik haklyd, hibir ey birdenbire olmuyor, kendi kendine birikiyordu demek. Bu yolculuk da, ok nce balam olmalyd. Yrye yrye Kalivrusi'nin, Karlman Pasaj'nn, Turkuvaz'n, Markiz'in, Narmanl Han'n, Suriye Pasaj'ndaki Santral Sinemas'nn nnden geip Drt Mevsim Lokantas'na geldiler. Hem sanki yllar gemi, hem imdi akam olmutu. Pahal ve gzel parfmlerin kaln bulutu, daha kapda, caml sahanlkta karlyordu girenleri. Lokantann iindeki yumuak k, her eyi soylu izgilerle glgelendiriyor; pahal porselen takmlar, ay parlaklndaki gm atal bak takmlar, bembeyaz kolal rtler, aslan ayakl masalar, yksek arkalkl oymal sandalyeler, kabartma desenli duvar katlar, sar sar yan pirin apliklerden kurulu bu soylu ve sessiz dnyann ortasnda, alak sesle konuarak yemek yiyen bu kibar insanlar, kayna belirsiz bir gven uyandryordu Aliye'de. Sanki burada hi kt bir ey olamazd. Her ey gven altna alnmt. Tek sorun, buraya layk olmakt yalnzca. Bunu baarmaya almalyd. Aliye'nin nne uzatlan mnde, adn hi bilmedii bir sr yemek ad, yabanc lke adlar gibi alt alta sralanmt. Bu adlar hibir ey sylemiyordu ona. Gznn nne hibir ey getirmiyorlard. Mutik, mnye yle bir gz attktan sonra, Aliye'nin yzndeki, herkesten gizlemeye alt aknl seyretti. Ne yemek istediini sordu. Aliye, Siz ne yerseniz, ben de ondan, diye kestirme bir cevap verdi. Bylelikle, yemek listesindeki tanmad yemek adlar arasnda kaybolmaktan kurtulmay umdu. Mutik, gene de ona listedeki belli bal yemekleri tantt, listelerden korkmamas gerektiini syledi; bunlarn hepsini bir gnde deil ama, zaman iinde yava yava reneceini, cann skmamas gerektiini ekledikten sonra, ikisi adna yemekleri seti. Bu kez de, ana yeni drd bir tazenin gzn kamatrmaya alan kart bir zampara ile yeni bir hayatn eiinden rpererek adm atan bir kenar mahalle gzeli gibi grnyorlard uzaktan. Mutik, Aliye'nin erefine bir ie Fransz ampanyas atrd. Aliye, ilkin ampanyay, ardndan beyaz arab tatt. Yemekler, tekerlekli arabalarda, gm parltl tepsiler iinde,

ll bir nezaketle glmseyen, tertemiz, bembeyaz giysili garsonlar tarafndan zenle servis ediliyordu. Aliye, nne konan ssl yemee bir sre yabanc gzlerle bakt, ne olduunu anlamaya alt; gzucuyla izledii Mutik'in katl peetesini aarak kucana yayn, ataln ban eline aln aynen taklit etti, ardndan atalnn ucuyla yemeinden ilk lokmasn ald. Byl bir tad vard yemein. Hem ilekli pasta, hem krema, hem hindi kzartmas, hem portakal reeli, hem muz tadndayd. Ba dndren rayihas, insan uzak diyarlara gtryordu. Boalan arap kadehlerinden sonra, yanaklarn al basm, gzleri szlmeye balamt, diline hafif bir pelteklik gelmiti ki, Mutik buna sevindi. Erkeklerin, kadnlarda bu tr kk ve sevimli kusrlara bayldn biliyordu. akas yaplabilecek cinsten bu kabil kk kusurlar, erkeklerin himaye etme duygularn glendiriyordu. Son olarak, iinde alev alev bir eylerin yand, akml ltlarla parlayan dev bir gm tepsi geldi masaya. Mutik, ceketinin cebinden kard ipekli mendilini bir ty gibi alevlerin stne brakt, szlerek inen ve alevlerin stn rten mendili, ayn anda hzla geri ekerken, parlayan flan gzlerini ald Aliye'nin. Gzel bir poz daha, dedi fotoraf. Ne oldu? dedi Aliye. Neredeyiz? Fotoraf ektiriyoruz, dedi Mutik. Stdyodayz. Anlamaz gzlerle akn akn makineye bakt Aliye. Glmserken, bir yandan srarla soruyordu: Neredeyiz? Ne oluyor? "Foto Sreyya"dayz, dedi Mutik. lk fotoraflarn ektiriyoruz senin; uzun yllar ceketimin i cebinde glmseyeceksin sen de dier stanbul gzelleri gibi. imdiden tarih oluyorsun Aliye Hanm. Bak, burada, yllar nce bu "Drt Mevsim Lokantas"nn yerinde duran, "Foto Sreyya"dayz ite. Bu gzel buluma iin, buradan daha uygun bir yer olamaz, diye dndm. Btn zamanlar i ie gemitir Beyolu'nda. Hatralarn kamamasdr bu. Hadi imdi, verdiin son bir pozda Beyolu iin glmse! Beyolu'nu anarken, bir gn seni de anacak olan btn o fani insanlar iin glmse! Zamann pek abuk getiini dnerek glmse! Aliye glmsedi. Zaman glmsedi. Fla snd. Tepsinin zerine gm bir kapak kapatld. evredeki masalar yava yava boalyor, ierisi tenhalayordu. Tatllarn yerken Aliye, sarho olmaya baladn, uykusunun geldiini, kendini birdenbire ok yorgun hissettiini, bu yeni hayatnda ne olursa olsun, ne yaarsa yaasn, bir gn balad yere geri dnerek, evlenmesi, bir yuva kurmas gerektiini dnd. Bir yerlerde onu bekleyen bir erkek mutlaka olmalyd. Dnya bu kadar ssz olamazd. Drt Mevsim'den ktklarnda hava iyice serinlemiti. Gene de Aliye yrmek, biraz almak, zerine sinen puslu havay rzgara vermek istiyordu. Yolda, neredeyse hi konumadlar. Mutik, onu ilk kez o gece, evine, kapsnn nne kadar brakt.

Ertesi gn iin el skp szletiler. lk o gece kark, uzun, heyecan ve macera dolu, iyi mi kt m olduuna karar veremedii bir rya grd Aliye. Ryasnda, ryasnda kaybolmu bir kz ocuunun ryasn gryor, uyanmak istediindeyse, o kayp kz ocuu bir trl bulunamad iin, kilitli kald onun ryasndan bir trl dar kamyordu. Her uyannda, uyannn, aslnda srmekte olan ryann bir paras olduunu anlayarak yeniden umutsuzlua kaplyordu. Rya iinde rya iinde rya iinde ryalarn sabahnda uyandnda, nasl uyandn hatrlamyordu. Yznde kendinin olmayan bir mahmurluk vard. ... Birlikte stanbul'u gezmeye baladlar. Yalnz stanbul'u deil, sanki btn bir hayat geziyorlard. Yalnz imdiki zaman deil, btn zamanlar geziyorlard. Mutik, Aliye'nin iyiden iyiye gvenini kazanmaya balam; Aliye, kendini, onun yol gstericiliine brakmt. Yamurlu bir leden sonra, stiklal Caddesi'nde, Saray Sinemas'nn locasndalar imdi. Salon yar yarya bo. lgn apliklerden yaylan yorgun, sar bir k aydnlatyor ortal. Duvar lekelerine benzeyen bu gnlsz, clz klarn yaratt, insana yalnzlk duygusu veren, bu biraz hznl, biraz bezgin hava, sanki az sonra balayacak olan filmle birlikte dalverecek ve hayattan ok daha canl, ok daha hakiki grnen film, bu skntl bekleyii unutturuverecekmi gibi... Az sonra sinema salonu tamamen kararyor, makarann sayklamaya benzer ilk titrek grntleri, yerini parlak, gz kamatrc bir a brakyor. Ad, pek alk olmadklar uzunlukta tuhaf bir ecnebi film seyrediyorlar. Filmin bir sahnesinde, ad Prenses Gradisca olan krmz balkl bir kadn, jigolosunun tecavz ettii, filmin Antigone adl esas kzna unlar sylyor: "an arm masallar vardr. Kimi zaman da insanlar yklenemeyecekleri ya da srdremeyecekleri masallar yaamaya kalkrlar. Masallarn kadrosu sanld kadar kalabalk deildir. Orada ancak birka kiiye yer vardr. rnein, beni dnn. Ben, Prens'le evlenmek yerine, btn umutlar iinde rm bir kzkurusu olarak orada, o kk tara kasabasnda bir jandarma subayyla evlenip btn hayatm o bozkrda rtebilirdim. Ama yle olmad. Olabilirdi de. Bu yalnzca bir ans iidir Antigone. Bir rastlant, bir zamanlama... rnein sen de kendi masaln terk ettin. nsanlarn imrendikleri bakaldran bir kadn kahraman olabilecekken, bunlar tepip baka bir ey olmak istedin. Baka hayatlarn masaln teneffs etmek, o iklimlerde yaamak kolay deildir. Kk roller yabanclar iindir Antigone. Sen kendini kendi masalndan srgn ettikten sonra, hibir masal yurt tutamazsn. Hem Prenses olmak hibir ey demek deil. Bazen ben bile dnrm, acaba o kk tara kasabasnda m kalsaydm? diye. Bilmediim, belki hibir zaman bilemeyeceim bir ey bu. Ayrca bilmediim, ve belki hibir zaman bilemeyeceim birok ey var hayatm hakknda... rnein Superman'in beni sevip sevmediini

hibir zaman renemeyeceim. Parayla tutulmu birinin konumunu yitirmek korkusundan tr deil bu. Yalan syleme olaslndan, ya da suskunluundan da deil. nk bazen parayla tutulmu biriyle de byk aklar yaanabilir. nsan sahiden sevebilir. zel bir corafyann da kendine zg aklar, sevinleri, kurallar vardr. Sylemeye altm ey, daha kkl, daha temel bir ey. Bunlarn adn ben de her zaman veremiyorum. Zaman zaman bir imek akm sre iinde bilincimi yalayp geiyorlar. Masallar da sahiciliini yitirmeye balad, yapaylat, sahteleti. Sanki onlar da ryorlar, iimiz gibi, gvdemiz gibi. Sentetik masallar yayoruz artk. Btn oyunlarda naylon tad var. Belki de ta eskiden beri byledi bu; ama biz farknda deildik. Her neyse kafam sorularla dopdolu. Yalandka, olgunlatka, yantlarm deil de, sorularm oalyor. Ne tuhaf! Nedense btn bunlar bilmeni istedim. Bunlar seninle konumak istedim. nk sen de artk bir kadnsn. Ve dlerinin bakentine doru yol alyorsun. Oraya vardnda bir d gurbetisi olman istemem. Tecavze uram bir kadn hi olmazsa bunu renmi olmaldr. Herkesin ahlak serveti kadardr Antigone; tez elden servet yapmaya bak." Aliye'nin gzleri doluyor bu uzun szlerden. Tam olarak anlamad, ama cann yakan, yreinde bir yere deen szler bunlar. Ne syleyeceini bilemiyor, Mutik'e dnp, Beni niye getirdin bu filme? diyor. Sylenenlerden ders alaym diye mi? Bu srada perdede ban kaldryor Antigone. Yzn basm illerin bsbtn bytt, oaltt o masum hayretle, "Hep sizin gibi olmak istedim," diyor Prenses Gradisca'ya. "Hep sizin gibi." Belli ki, sylenenleri hi anlamam, hi dinlememi Antigone; yalnzca hayallerinin esiri olarak dinlemi, gzelliine ve macerasna hayran olduu, ad Prenses Gradisca olan bu kadn. Aliye, onun bnln cezalandrmak ister gibi, dnp Mutik'e, kzn illerine Krem vtal'n iyi geleceini sylyor. stanbul'un ortasnda Beyolu'nun Rebul Eczanesi'nde bile bulunan bu krem, koskoca Avrupa ehirlerinde yok mudur sanki? diyor. Mutik glmsyor. Aliye, orada olsayd, Prenses Gradisca'nn szlerini anlayacan, onun tembihlerine gre davranacan dnyor. Ama bu kez de, Antigone'nin, aslnda niye ona bu kadar hayran olduunu, onun gibi olmak istediini anlamakta glk ekiyor. Haklsn, diyor Mutik. Baka masallarn kadnlarnn birbirlerinden renecek fazla bir eyleri yoktur. Baz kadnlar arasnda kadn olmann yetmedii byk uzaklklar vardr. Aliye, hepsinin birbirinden deerli olduunu dnd btn bu szleri bir gn anlayabilmeyi umuyor. Daha dorusu, iinde bir yerlerin, bu szlerin nemini anladn, ama henz btn derinliiyle kavrayamadn dnyor. Szleri kavratan eyin, yalnzca akl ya da zeka olmayp ou kez tecrbeler olduunu; kendi kt daarcnnsa bunlara yetmediini kabul ediyor. Hayalini kurmad bir gelecein bir yerlerde kendisini beklediini ilk kez bu denli derinden duyuyor. Mutik, Aliye'nin dncelerini okumu gibi, kadnlar, gelecee yalnzca hayallerle hazrlanrlar, diyor. Yani ok abuk boa kan eylerle. Gelecek iin biraz gerek biriktir tl masal kzm.

Hibir gelecek sanld kadar uzak deildir. O yzden de gemie benzer. Ama, yine de eski bir masaln syledii gibi: Btn kzlar gnn birinde kralie olmak ister! Belki de masal yollar bu yzden ayndr ve bu yzden srekli birbirine dolar. Yeniden filme dnyorlar. Film, hi kmldamam onlar kaldklar yerde bekliyor. Aliye, Mutik'in btn szlerini aklnda tutamayacan, ama o szlere ilikin duygular saklayabilmeyi umuyor. Doru saklanm duygularn, salam fikirler kadar yol gsterici olduuna inanyor. Birden perdedeki sesler bouklayor, azlar boa alp kapanrken, hareketler arlayor, makineden kurtulan film eridinin rpna benzeyen boa dnnn sesi dolduruyor sinemay. Ardndan i bir k perdeyi aydnlatyor. Erken uyandrlm bir rya duygusu kalyor seyircilerde. Dnp birbirlerine bakyorlar. Serin havalarn sabahlarnda, scak yataklarndan kalkp oda ssna ktklarndakine benzer bir rperi saryor hepsini. lerinden birka, belki de ryalarn hayattan daha balamasz olduunu dnyor. Sinemadan ktklarnda, yamur azalm, hava iyice serinlemi; stiklal Caddesi zerindeki Petrograd Pastanesi'nde oturuyorlar bir sre. Uzaktan grnleri, pek seyrek gren, birbirlerine syleyecek sz olmayan iki uzak akrabann, Beyolu'nda bir akamzeri zorunlu beraberliine benziyor. Petrograd Pastanesi'nde her zaman servis yapan Beyaz Rus kadn, her zamanki donuk yzyle geziniyor masalarn arasnda. Dnyay olduu gibi kabul etmi, heyecanlarn oktan tketmi, sevinlerini ya da kederlerini kendinden bile saklamay renmi, hayattan bezgin, ama iinde enerjik kadnlardan olduu belli; sessizce siparileri alyor. Aliye, Mutik'in yanndayken, erkeklerin kendine baka gzlerle baktn fark ediyor. Daha nceden tanmad, yabanc baklar bunlar. Bu baklarn houna gidip gitmediini bilmiyor; filmlerden bildii, ehre yeni gelmi yabancya ilgi duyan yerli halkn merakl baklarna benziyor. Bu yabanclkta hayat iin yeni olan bir ey var. Bu da, ona sonrasnda ne olacan bilmedii tuhaf bir beklenti heyecan veriyor. Sanki hayatnn gizli ipliklerinden biri yavaa ekilmi, ardndan orap sk gibi gelecek baka ihtimalleri usulca sezdiriyor. lk kez o zaman Mutik'in kendine nerdii ie ok da yabanc olmayan bir yann kefediyor: Merak. Yabanc gvdelere, yabanc hikayelere, yabanc hayatlara duyduu derin merak. Gvdeyi rperten eyin, yalnzca esinti ya da souk deil, kimi zaman da merak olabileceini dnyor. Merakn uyandrd kar konulmaz heyecan ve kk kalp arpntlar, sabah serinlii gibi diri tutuyor insan. Aliye, anszn yzne yaylan hem masum, hem eytani bir glmsemeyle bu merakl yann hnzrca fark ediyor; kendini ok gl hissediyor birdenbire. O andan sonra, artk ba edemeyecei hibir ey yokmu gibi, ii, kaynan bilemedii bir gle doluyor. Bunun, ba dnmesi gibi, bir anlk geici bir duygu deil, nne alan yeni bir hayatn temel duygusu olmasn umuyor. Kpkl kara birasndan iri bir yudum yuvarlyor, birann dudaklarnn iki yanna brakt kpkleri, dilinin itahl ve abuk hareketleriyle yalayarak az kenarlarndan alyor. Kendine ilikin bir giz gibi, kendindeki itah derinden fark ediyor. Erkek gvdeleriyle kendi arasndaki byk uzakln hzla kapandn, sanki imdi gzlerini yumsa, onlardan birinin tuzlu tenine dokunabileceini duyumsuyor.

inde byk bir hzla kk salan, imdilik sarslmaz grnen o gven duygusuyla, birdenbire gznn takld, masalar arasnda dolaarak servis yapan o Beyaz Rus garson kadn kmsediini fark ediyor. Kadnlarn gl olduu anlarda, ilk kmsedikleri eyin, dier kadnlar olduunu anlyor. Mutik'in sinemada syledii masaldaki sz anmsyor: Btn kzlar gnn birinde kralie olmak ister! Ve eklemek istiyor: Hibir memlekette iki kralie birden olmaz! Yzne, kendisine bile yabanc gelen geni bir glmseme yaylyor ve birasndan iri bir yudum daha alyor. zerinde gezen yabanc gzlerin, dudaklarnn kenarnda kalan bira kpklerinde olduunun farknda imdi ve bunun, onlarn susuzluunu artrdn biliyor. u an dudaklarnn kvrmyla gamzesi arasnda duran minicik bir bira kpnn nasl bir gc olduunu erkeklerin gznden okumann stnlk duygusuyla kadnln tadyor. Film eridi yeniden makineye taklyor. Hareketler eski hzna ve temposuna; alp kapanan azlar, eski szlerine yeniden kavuuyor; film kald yerden devam ediyor. knca, Petrograd Pastanesi'ne gidelim, diyor Mutik. Ses karmyor Aliye, perdedeki gemiyi, nereden grm olabileceini dnyor; geminin balo salonundaki avize tandk geliyor. ... Birlikte birka an edinmenin, gven duygusunu nasl glendirdiini iyi biliyor Mutik. Bu yzden, birka gndr birlikte geziyorlar. Uzun yolculuklar besleyen eyin kk yolculuklar olduunu anlatyor Aliye'ye. Yol arkadal, dnyann en zor arkadalklarndan biridir, diyor. Ka kii yol arkada kalabilir hayatta, bir dnsene! Aliye dnemiyor. O kadar gen ki, gzleri fazla uzaa bakamyor. O gn, Eyp srtlarnda gezerlerken, iki yannda uzun selvi aalarnn dizili olduu, yma talarla rl alak bir duvarla evrelenmi eski bir mezarln yanndan geiyorlar. Gemiin ve imdinin iek kokularnn yanndan geiyorlar. Eski ve uzun ezan seslerinin yanndan geiyorlar. Eskiden, sevdiklerini uzaa gndermeye kyamayan mahallelilerin lleriyle koyun koyuna yattklar alakgnll mahalle mezarlklarnn yanndan geiyorlar. O iki yan, aralarndan salkm saak otlarn boy verdii yma talarla rl, iki yan uzun selvilerin koyu glgeleriyle ve yabani otlarn babo yeilliiyle kuatlm, Boaz'n tuzlu rzgarlarn saklayan sk aal koruluklara doru kvrla kvrla trmanan o dar patika yoldan, eski llerin yeni hayatlarnn yanndan geiyorlar. lmn Mslman huzurunun yanndan geiyorlar. Yolun sonuna doru, hafif eimli bir tepecii aarken, birdenbire eski bir stanbul prensesinin masal kyor karlarna. Konuan mezard bu masal. Yamurlardan sonra topra kabarm taze bahar kokan bu mezarn yanndan ne zaman geseniz, topran derinliklerinden gelen bir ses duyulurdu; alak sesle,

ama hi susmadan, kendi masaln anlatan l bir prensesin sesiydi bu. ok kulland halde anlamn hi yitirmemi szckler kullanyordu. Yz yl uyuduktan sonra, bir prensin hayat pcyle uyandrlm ve ondan sonra da hi susmam bir prensesin, kadnlnn uzun uykusundan uyanm, uyandrlm bir prensesin hi dinmeyen sesi, bir yeralt nehri gibi uulduyordu. Uyandrlm prenseslerin ryalarn gren bu mezardan btn dnyaya yorgun sesleniini srdryordu. Tarih kadar yorgun bir sesti bu. Bin yldr gizemlere, tlsmlara, bylere, efsanelere sarmaklar gibi dolaarak yaam stanbullularn, artk alt, kanksad, sonunda zamanszla ulam nice gndelik tansktan biriydi bu, yolu oraya den her kim, bu mezarn yanndan gese, bir an soluklanr, ldkten sonra bile hazin masaln terk etmeyen bu talihsiz prensese kulak verir, onu btn kalbiyle dinler, duyduklarndan kendi hayat iin gerekenleri renmeye alr, sonra urad bu masaldan payna deni alp kendi yoluna giderdi. "... Yz yldr hi konumadm, hep bekledim, karanlkta bekledim, yalnzlkta bekledim, yalnzlmda bekledim. Kitaplar okudum, filmler seyrettim, dnceler gelitirdim. Hayatma dein sahneler yazdm, sahneler tasarladm, bunlar canlandrmak istedim, mit ettim, d kurdum, gelecek biriktirdim. Erteledim, erteledim. Yz yldr hi konumadm, hi konuamadm. Hi kimseyle konuamadm. KMSE. KMSE. KMSE. Kim, kimin kimsesi olabiliyor ki sevgili Prensim? Herkes nnde sonunda kendi kendinin kimsesi oluyor. Hi kimse yoktu ki zaten, nasl olabilirdi hem? Btn evremi uykunun kunda sarmken, sarmalamken? Dlerimin sessizliinde yaadm. Dlerimin sessizliini, sessizliin karabasann, nasl anlatabilirdim size? Uucu grntler ve byk bir sessizlik ierisinde ayak srdm bunca yl. Tek bir szck, tek bir szck bile etmeden, dlerimin sessizliinde yaadm. Tek bir szck, tek bir, tek..." Mezarn zerinde karncalar titreen kelimeler gibi geziniyorlar. "Ryann bittii yerde balayan bir masal yok mudur Prensim? nsanlarn uyankken de sevildii masallar... Biliyorum hi sevmeyeceksiniz beni, belki kendi ykmm hazrlyorum srekli konuarak, hi susmayarak. tiyorum sizi, yanma yaklatrmyorum. Bylelikle sizi kendimden uzak tutuyorum, size szcklerden bir orman ryorum; gene sevesiniz diye belki, hi sevmeyesiniz diye belki. Konuarak kendimi bouyorum, sizi bouyorum, beraberliimizi bouyorum. Oysa, ince, iyi yrekli biriyim, sevmek ve sevilmek istiyorum. Belki de durulurum zamanla, tlsmsz, bysz sevin beni n'olur. Hatalarm, zaaflarm, kusurlarmla sevin. Masalmn arl altnda ezilmi yreimden imdiye dein uydurulmam olduu iin hi kimsenin bilmedii bir sevgi karmak istiyorum. Size btn gemiimi, btn gemii, btn yaadklarm bir rpda anlatmak istiyorum. lgi duymadm erkee kar feminist, ilgi duyduum erkee kar kle olabilirim. amzn ideal kadnlarndan biri olabilirim. Sevmek istiyorum ama sevmeyi renmek istiyorum nce. Ne ki bir dil saana altndaym imdi. Szckler azmdan kay kayveriyorlar. Onlara tutunarak yayorum belki de. Yalnzlmdan

kurtulmak iin konuuyorum. O korkun sessizlii (hani dlerimin) unutmak iin konuuyorum. Hogrn beni Prensim, biliyorsunuz u yz yllk aray kapatmak zorundaym. Sevseniz de, sevmeseniz de beni konuacam, susana kadar konuacam. Hibir g beni konumaktan alkoyamaz artk. Hibir g. Bo da olsa, dolu da olsa, kelimeler, kelimeler, kelimeler" Aliye ve Mutik, daha iyi duyabilmek iin, mezarn zerine edikleri balarn hafife kaldryor, soran gzlerle birbirlerinin yznde bir tepki aryor, sonra da saygl bir sessizlikle birbirlerine hibir ey sylemeden, ellerindeki ay gibi avkyan, kalay ltsn hi yitirmemi bakr marapalardan prensesin mezarnn ve kelimelerinin zerine su dkyorlar. Bcek seslerinin, ar vzltlarnn bozamad ayn saygl sessizlikte yerlerinden kalkyor, hi konumadan kendi masallarnn atalland yol azna doru yrmeye devam ediyorlar. Onlara, giderek koyulaan, kuruni renge dnmeye balayan, onlar yrdke, gkyznde alalan iki top bulut elik ediyor. Bir sre sonra tepenin ardnda tamamen gzden yitiyorlar. Arkalarnda sahipsiz kalm bir manzara, eksiksiz bir hzn brakarak... Stler hldyor. Gk koyu. Prensesin toprak stne vuran kelimeleri. Karncalar. Yamur. Zaman. Herkes iin zaman. Hangi yol az, hangi kararlar iin gereken zaman tanr ki? Zaman yalnzca geer. ... Mevsimlerin ok abuk, ok hzl getii, meleklerin souk deniz arklar syledii kuzeyde, gri ve uzak bir lke varm bir zamanlar... nsanlar, renkten, ktan, srprizlerden ve mucizelerden yoksun, kuru hayatlar yaarlarm. Herkesin hayat, olaanst skc, i karartc, bunaltcym. Bu yzden insanlar, ancak kendilerine masallar satn alarak srdrebiliyorlarm yaamlarn. Gndelik hayatn glklerine, ancak bu masallar sayesinde katlanabiliyorlarm. Kimi masallarsa kiralkm; baz yerler elden dme masallar satyormu. Paras olanlar, pahal ve yeni masallar alrken, yoksullar, ou kez rehin karl kullanlm masallar kiralayabiliyorlarm ancak. Baz insanlar, tayamayacaklar masallar alyor, sonra bu masallarn altnda kalarak heba olup gidiyorlarm. ok onarlm masallar, yrtk skk yerleri onarldktan sonra yeniden kullanlr hale getirilen masallar, dayankl masallarm. Masallarda kaybolmaktan korkanlar iin en uygun masallar bunlarm. ehrin biraz dnda, krlarn balad ykk surlarn eteklerinde, her mevsim kirli ve karanlk bir su gibi akan kanala yakn bir yerde, kanatl kapsndan bin bir glkle girilen eski, khne bir yapnn zerindeki byk tabelada "Kiralk Masallar" yazyormu. O yredeki herkes masallarn buradan alrm aslnda; en iyi, en gzel, en dayankl masallar burada bulunurmu. Bu binann bir de yasz bekisi varm. Adn kimse bilmezmi, bilenler

de zamanla unutmular zaten; ondan sz amak iin, "Masal Bekisi" demek yeterliymi. Masal Bekisi, kimseleri sokmazm masal evine. O ehirde her eyin bir evi varm, "Oyun Evi" gibi; "Hatra Evi" gibi, "Rya Evi" gibi. Yoksullar ve kimsesizler; yalvara yakara Masal Bekisi'nin vicdanna seslenerek, elden dme bir masal parasna sahip olmaya alsalar da, ya da bir masal krpntsndan byk bir hayat umsalar da Masal Bekisi, ok kat ve dn vermez bir kiiymi. Bir l kadar kaytsz bir yzle kapnn nnde dimdik durur, buz gibi baklarla karlksz brakrm bu eit istekleri. Acma duygusundan bunca yoksun oluunu eletirenlere, Ban beklediim masallarn bana szmalarna izin verseydim, bunca yl srdrebilir miydim bu ii, dermi. Geceleri, kanal boyu gezerek, uykusuzluk eken A'ya acm bir tek. O gne dek yzlerce insan onca yalvarm yakarmken, bir tek ona acm. Niye? diye sorma. Byle eylerin aklamas yoktur. Hayat her eyi gerekelendirmez, masallar niye gerekelendirsin? Hayatn bir plan yoktur. Varsa da, bizim hayatlarmz ve seimlerimizi aan bir plan olmal bu, akl erdiremeyiz, bo yere zaman yitirmeyelim. A'nn uzun ve karanlk gecelerini kanal boyunda geirmesi, o kirli ve karanlk sulara i geirerek uzun uzun bakmas, hibir ey sylemeksizin dalgn gzlerle Masal Evi'nin evresinde mahzun mahzun dolamas, nedense Masal Bekisi'nin iinde bir yerlere dokunmu. Bir gece onu Masal Evi'nin iine buyur ederek ne istediini sormu. A, dierleri gibi bildik masallarn peinde deilmi. ok yaln bir sorunun yantn bulabilecei tek bir masal istiyormu yalnzca. Kimsenin "Hayr" diyemeyecei biri olmak mmkn mdr? diye sormu A. Hayr, demi Masal Bekisi. Dnyann en gzeli bile olsan m? Evet, dnyann en gzeli bile olsan, demi Masal Bekisi. Kald ki, dnyann en gzeli diye bir ey yoktur. Ama dnyann en gzeline kim hayr diyebilir? diye srar etmi A. Her zaman biri vardr, demi Masal Bekisi. Hayat da bu yzden hayattr zaten. Bu hesap edilemeyen "hayr"lar yznden. A, Ben hep kimsenin hayr diyemeyecei biri olmak istedim, demi. O zaman gir de gr, demi Masal Bekisi, onu bir masaln iine alm. Ama nceden gerekli btn uyarlarda bulunmu: Bak dikkatli ol, bu masal kendin istedin, ama gnn birinde masalnda kilitli kalabilirsin, demi. Geri bu tehlike, btn masallar iin vardr ama, bu gibi masallarda daha da oktur, ona gre dikkatli olmalsn. Benim de ok canm sklyor burada, ban

beklediim bunca masal yordu beni. Ben de seninle birlikte geleceim. Masaln iinde, her seferinde baka bir kimlikle karna kacam, yazg dnmlerinde sana yiyeceini, ieceini ben vereceim, ite o zamanlarda deieceksin, demi. Hep ayn kalmak iin ok abuk yer deitirmek gerekir. Bunu masaln iindeyken kendin de greceksin zaten. Merak etme, ben yannda olacam. Masalnda teklediin zamanlarda karna kacam. Btn yapacan, tam zamannda masaln terk etmektir, yoksa hem masalnda kilitli kalrsn, hem de yapayalnz. Gnn birinde ortadan yok olursam, bil ki lmmdr. Hadi, imdi al u zml keki ve limonatay da masala balayalm, diye glmseyerek elindekileri ona uzatm. A, ilkin zml kekten koca bir lokma srm, ardndan iinde bir nane dal yzen zencefilli limonatasn imi ve birdenbire kendini bir masaln iinde bulmu. Masaln ikliminden tanm. Anszn, kalabalk bir akamst barnda, yeni bir bedende, harika bir kadn olarak bir mucize gibi belirmi. Girdii her yeri fetheden o meum rya gzellerinden biri olarak anszn kvermi ortaya; herkesin soluu kesilmi onu grnce, herkes dnp dnp hayranlk ve arzu dolu baklarla bakyor, gzlerini bir trl alamyorlarm ondan, bylece, kendini ilkin bakalarnn gzlerinde grm; nasl biri haline geldiini ok merak etmi ve herkesten sonra grm kendini. Ayna olmadan insann kendisini tanyamayacan dehetle fark etmi. Sonunda kalabal yararak ilerledii barn aynasna vuran yanssn grnce, soluu kesilmi; ne zamandr hayalini kurduu, ancak masallarda rastlanan, gzellii btn zamanlara yaylan kadnlardan biri olarak, aynada kendi karsnda ylece duruyor, kurban fark tanmayan ldren baklarla bakyormu. Herkes evresini sarm; erkekler, unutulmaz ak filmlerinde olduu gibi, sigarasn yakmak iin akmak yartryor; herkes ona iltifatlar ediyor, onun dikkatini ekmeye, bir anlk da olsa ilgisini toplamaya alyormu; hepsi de ok yakkl, ok ho, ok ekici, bakml erkeklermi; A, ilerinden hangisi seeceine bir trl karar veremiyormu. Kendi masalm bam dndrd, herhalde ondan byleyim, diye geiriyormu iinden. Bir sre sonra, ilerinden birinde karar klarak km bardan, ama akl dierlerinde kalm, ertesi akamlarsa, dierleri iin gelmi bara ve her seferinde ayn ey olmu; kiminle ksa, akl bir dierinde kalyor, kendini yeterince mutlu ve doyumlu hissetmiyormu. Ksa bir sre sonra, onlarn ilgilerinden de, varlklarndan da abucak sklr olmaya balam. Elde ettii her erkekten, daha bardan kmadan vazgetiini, gecenin kendisi iin daha imdiden bittiini duyumsar olmu. Bir akam, barn uzak bir kesinde, kt dip masalardan birinde oturan ve dierlerinin tersine, ona hi ilgi gstermeyen gen bir adam dikkatini ekmi A'nn; gen adamn yanna sokulmu, gzelliinin verdii cret ve kstahlkla, adamn yzne sigarasndan kaln bir duman fleyip buulu baklarla szdkten sonra, Neden benimle ilgilenmiyorsunuz? diye sormu. Gen adam glmsemi. O kadar gzel glmsemi ki, A, hem bu glmseyie sevdalanabileceini, hem de bu glmseyile reddedildiini anlam. Bunu bir yant olarak kabul etmemi tabii, gen adam kkrtmaya alm: Yoksa kadnlardan holanmyor musunuz? Ayn yumuak glmseyile, Hayr, demi gen adam. Kadnlardan holanyorum, hem de ok... yleyse neden benimle ilgilenmiyorsunuz? demi A. Bakn, burada herkes evremde pervane

kesilmi dnp duruyor, siz niye byle kaytszsnz? Yoksa, benim ilgimi ekmek iin mi byle yapyorsunuz? Eer yleyse, yani bu bir taktikse, baardnz demektir, bakn yannzdaym ve ben sizin ayanza gelmi oldum. Hayr, bu bir taktik falan deil, demi gen adam. Yalnzca ilgimi ekmiyorsunuz, hepsi o kadar. Yoksa beni yeterince gen ve gzel bulmuyor musunuz? diye byyen bir hayretle sormu A. Tersine ok gzel ve gen bir kadnsnz, btn erkeklerin ilgisini ekmeniz normal. Peki yleyse, sizin ilginizi neden ekmiyorum? diye srar etmi A. Yant ok basit demi, gen adam. Gen ve gzelsiniz tabii; sorun da bu ya zaten, benim iin fazla gzelsiniz. Kusursuzsunuz, oysa ben kusurlu gzelliklerden holanrm. Bakn, ben yirmi be yandaym ama, benim houma gidenler, krk yan stnde olan, hafif tombul kadnlardr. Onlar iin deli olurum. A, ilkin arm, gen adamn yzne inanmaz gzlerle bakm, gen adamn yznden ciddi olduunu anlam, Masal Bekisi'nin daha masaln banda ne demek istediini kendisine kavratmakta aceleci davrandn dnm, ama yine de o anda, onun ilgisini, peinde koan erkekler deil, glmseyiiyle akln bandan alan bu gen adam ekiyormu ve ancak bir masalla edindii bu kusursuz gzelliin, kendisiyle bu gen adam arasnda ciddi bir engel oluturduunu grm. Hayat boyunca onu yneten reddedilmek korkusunun gerek olduu bu gerekd durum, onu bsbtn kkrtm. ini tartm. Ne pahasna olursa olsun, bu gen adam istediini fark etmi, zaten onun byle bir masal istemesinin nedeni de, yaam boyunca reddedilmek duygusu zerine oynad o byk kumarm. O an, her eyden vazgeip gen adamn istedii gibi bir kadn olmaya karar vermi. Bunun zerine, barmenle gz gze gelmi, barmeni hemen gzlerinden tanm, Masal Bekisi'ymi bu. Bana hemen zel bir yiyecek ve zel iecek verin, diye imada bulunmu barmene. Barmen, ona, uzun ayakl kristal bir kadeh iinde tropikal bitkilerin gne ndaki yansmalarn tayan rengarenk bir ikiyle, kenarlar tropikal bitkilerle desenlenmi geni bir tabak iinde hindistancevizli ufak ptifrler sunmu. Hemen bir ptifr yiyip serin ikisinden iri bir yudum aldktan sonra, kendini yepyeni bir bedende bulmu. Birdenbire, barda yalnz bana oturup ikisini yudumlarken, urad onca hayal krklna karn, dna srld dnyadan medet umarcasna, umutsuz gzlerle etrafa baknp duran, belli ki kalbi hayaller ve iyiliklerle dolu, krk yan stnde hafif tombul bir kadn oluvermi. Grnnde, arzu uyandrmaktan ok, acma uyandran hazin bir yan varm. zerinde, soluk renkli, geni yakal, mercan dmeli, eski moda bir giysi varm; elbisesiyle ayn kumatan yaplma, altn suyuna batrlm iri tokal kemeri, gbeini iyice ortaya karyormu. Ksa bacaklarndan tr, bar taburesinin madeni ayaklna yetimekte zorland ayaklarndaki, taban mantarl, ucu ak, apraz atkl iddial ayakkablar pek rk kamakla kalmyor, tombul parmaklarna gizlenmi bcek gzleri gibi bakan nariei rengi ojelenmi ayak trnaklarna rktc bir hava veriyormu. Bara oturmaktan ok, tnemi gibi ireti bir hali varm. Ama, gene de az sonra, onu fark eden gen adam, oturduu uzak keden kalkarak, yanna gelmi ve onunla yakndan ilgilenmeye balam. Bunun zerine, A'nn keyfi yerine gelmi, o gzel glmseyiinin yan sra, yumuack gzlerle bakan, ok ho, ok tatl bir adamm, onunla gzel vakitler geirebileceini, mutlu olacan imdiden hissedebiliyormu; yalnz, o gece, onunla birlikte bardan karken, evresindeki dier adamlarn ilgisinin eksikliini duymaktan da kendini alamam; yetmiyormu gibi, gen yakkl bir adamla, krk yan gemi, hafif tombul bir kadnn beraberliinde

hazin bir yan bulduklarn gizlemeyen apak baklarla bakyorlarm arkalarndan. Kendini aalanm hissederek km bardan. Kendi gibi gekince ve tombul birini nasl olup da sevebildiine inanamad gen adama ynelmi fkesi; yolda, yok yere bir tartma karp hrsn aldktan sonra sakinleebilmi. Gen adamn kollarnda gerekten gzel bir gece geirmi ama, gen adam, bu sefer de kendini o haliyle sevdii iin, kk grmeye balam; kendini sevmeyen birinin, bakalarnn kendini sevebileceine olan inanszln ve umutsuzluunu bylelikle yakndan tanm; hem sonra, ona kimse yetmiyormu, o, btn dnyay istiyormu, btn dnyann hayranln, ilgisini; kendine ancak yle inanabilirmi; kendi gznde varln ancak yle onaylayabilirmi, sonraki gnlerde, birlikte olduu bu gen adamdan da, iki insann yalnzca kendi iine kapanm mutluluundaki ksrlktan da abuk sklm. Gnn birinde, bir gece kulbne yalnz gidecek olmu, krk yan gemi hafif tombul bir kadna kimsenin ilgi gstermeyecei, ortalkta genlik ve dirim fkran insanlarn kaynat, yksek sesle mzik alnan, dans pistinden insanlarn eksik olmad hareketli bir kulpm buras, herkesin gz gen ve diri bedenlerdeymi; o yaa ve o kilolara gelmi kadnlarn ounun hayatnda zaten biri varm. Bunu gven altna alm olmann rahatl ve birok eyden vazgemenin kaytszlyla, yiyip iip eleniyorlarm onlar. evrede ok gzel, ok bakml gen kzlar varm gerekten. Kimse dnp bakmyormu bile A'ya. Yanndan geenler bile, o kalabalkta srtnmemek iin, kendilerini zenle geri ekerek, geip gidiyorlarm yanndan. Btn bunlar A'nn pek arna gitmi, mutsuzluktan ikiyi biraz fazla karmaya balam, koyu ve kaln bir yalnzln kapanna kstrldn hissetmi, iyice hrnlam, aksilemi, bir sredir gzne kestirdii gen ve gzel bir adamn yanna gitmi, adamla neredeyse zorla tanm, A'nn srarl ve giderek saldrganlaan tutumu stne, A'y parasna gvenen, zengin ve kstah bir kadn sanan gen adam, ona bir jigolo olmadn aklamak zorunda hissetmi kendini; byle anlald iin ok zlen A, bu kez de srarla gen adama, ne tip kzlardan holandn sormu. O gen adam da, gen ve sarn kzlardan holandn, zellikle yeil gzllere zaaf olduunu ve artk kendisini rahat brakmasn, gecenin herkes iin ksa olduunu sylemi. Gururu hayli incinmi olarak gen adamn yanndan kalkan A, dosdoru tuvalete gitmi, tuvaletin kapsnda durup, herkese mendil verip, kolonya tutan yal kadn birdenbire gzlerinden tanm, Masal Bekisi'ymi bu. Bir kat mendil ve kolonyann yan sra, ona, kk bir ay barda iinde koyu ve karanlk bir mayi ile iinde eitli otlarn ve baharlarn bulunduu kk bir rek uzatm. A, hemen rekten iri bir para srarak yutarcasna yemi, ardndan o kk ay bardandaki koyu ve karanlk mayii kafasna dikerek, hepsini bir kerede imi, birdenbire tuvaletten gen, sarn, yeil gzl bir afet olarak km dar. ri gslerini iyice ortaya karan, vcudunu smsk saran mini bir jarse giysinin altndan grnen yank tenli dzgn bacaklaryla, dolgun ve sk kalalarn savura savura, salam ve emin admlarla bara doru ilerlerken, yeniden sava alanna dnen dii bir cengaveri andryormu. Az nceki gen adam, onu grnce vurgun yemie dnm ama, A, ancak uzun bir sre ardnda koturduktan sonra tanmaya yanam ve gene uzun nazlardan, cilvelerden sonra, onunla birlikte olmu. Kendini yeniden reddedilememenin gvenli topraklarnda hissederken, bir sre daha byle, sarn ve yeil gzl bir afet olarak yaamaya karar vermi.

Bir baka akam, deniz kenarnda bir balk lokantasnda, yan masada oturan lacivert gzl, siyah sal, beyaz tenli, gldnde inci gibi dileri ortaya kan gen bir adamda kalm akl. Adamdan ok holanmasna karn, adam ylesine ilgisizmi ki, dnp bakmyormu bile, sonunda tanmay baarm ama, adamn kaytszl ve ilgisizlii sryormu. Yz bulamaynca, Yoksa siz de, orta yal kadnlardan m holanyorsunuz? diye kztrmaya alm adam. Adamsa, A'nn srarlar karsnda dayanamayp, st ste zrler dileyerek, sarnlardan hi holanmadn, esmerlere, hatta daha koyu tenli kadnlara bayldn, yaam boyunca sarn bir kadnla flrt bile etmediini sylemek zorunda kalm. Bunun zerine, lokantann bulunduu sahilde kaykta oturan, lokantaya taze balk getiren yal balk gzne ilimi A'nn, uzaktan bile gzlerinden tanm Masal Bekisi'ni, hemen yanna gitmi; balk, ona, ekmek arasnda bilmedii bir balk uzatm; lokantada yediklerinden ok farkl bir balkm bu, yannda da bakr bir marapa iinde sar-beyaz renkli, ekimsi-tatl tuhaf bir iecek sunmu; bunun zerine A, masaya gen, iri gzl, gr kirpikli, dalga dalga salar incecik belini dven, kahve esmeri bir dilber olarak geri dnm. Baharatl teninde l gecelerinin yldzlar yormu. Adam, bir sre gzn alamam A'dan. A ise onu hi grmyormu gibi yapm. Ama sonunda adamn zekice kurlar, tatl srarlar karsnda, onunla da mutlu geceler geirmi. Ondan sonraki gnlerde, uzun sreli ilikilerden kanr olmaya, can kimi ekerse, tam da o kiinin istedii gibi biri olarak yaamaya, srekli ten ve gvde deitirerek, btn dnyay elde etmeye balam. Hep arzulanyor, hi reddedilmiyor, herkes tarafndan beeniliyor, hep ardndan kouluyor, hi znt ekmiyor, can yanmyor, hep glp eleniyormu. Ama, doyurduu gvdenin, kendi gvdesi olmadn iin iin bilmenin ezikliini bir trl atamyormu stnden. Btn bunlarn kendisini gerekte tatmin etmediini, bir sredir, kendisini "biri" gibi hissetmediini dnmeye balam. Artk kimse onu tanmyormu, nk yle biri yokmu. Her seferinde aynadaki yabanc yzleri kendisi sanmaktan yorulmu. Rzgarl bir sonbahar gn, sahil boyunda bir bankta tek bana oturarak hznl gzlerle denizi seyreden gen bir adam, ta uzaktan dikkatini ekmi A'nn; gidip yanna oturmu ve o gen adamn, o gne kadar grd en gzel, en ekici, en vazgeilmez adam olduuna karar vermi; kendini ne zamandr yorgun hissediyormu artk, gvercin gmlei deitirir gibi srekli deitirdii gvdelerin ve hatralarn arl varm zerinde, tam da bu gen adamn istedii gibi biri olup bundan byle hayatnn sonuna kadar yle kalabileceini, yreinin yemini bozulmam en salam yerinde hissetmi. Hlyal gzleri varm gen adamn, bakt denizin dalgalarna benziyormu, baktka onlar da dalgalanyormu. Gen adamn kendisinden holanmadn hemen anlam oysa, her zamanki taktikleriyle onu demeye, zevklerini renmeye alm. A, byle durumlarda, iinde bulunduu gvdeyi terk edeceini bildiinden, srarc ve yapkan olmaktan asla ekinmiyormu artk; onun iin nemli olan ulamak istedii o kiinin nasl birinden holand bilgisini ele geirmekmi yalnzca. Nitekim bankta oturarak denizi seyreden gen adam da bir sre sonra, A'nn srarc ve yapkan tavrlarndan sklarak, ona, kendisini rahat brakmasn, nk, kadnlardan deil, erkeklerden holandn sylemi. stelik, orta ya gekin, kel, gbekli ve mavi gzl erkeklerden holanyormu, el parmaklarnn kaln ve boumlu olmas ve boumlarnda da mutlaka

hafife kllar olmas gerekiyormu. A, izin isteyip arabuk yanndan uzaklam gen adamn; ileride, otobs duranda duran, gene gzlerinden tanyp Masal Bekisi olduunu anlad, ay ve simidin yan sra, bilet ve jeton satan, bezgin grnl adamn yanna sokulmu, bir bilet istemi, geri dnsz bir bilet, ayrca ay ve simit alm ondan ve zaman yitirmeden, gen adamn yanna tam onun istedii biri olarak dnm. Az nce yanna oturan o grltc kadndan sklan gen adam, tam da yerinden kalkmak zereymi ki, kendisine yaklaan orta ya gekin, kel, gbekli, mavi gzl adam grnce heyecanla gerisin geri oturmu. ok gzel gnler geirmiler birlikte, ok mutlu olmu, sonra gen adam gnn birinde onu, hibir ey sylemeden terk etmi, baka bir orta ya gekin, kel, gbekli, mavi gzl ve ellerinin parmaklar iri boumlu ve boumlarnn zeri hafife kll bir adamn ardndan baka bir ehre gitmi. lecek kadar ac ektii gnler yaam. Aylar boyunca ehir ehir gezerek izini srd delikanly hibir yerde bulamam ve gnn birinde masalnda kilitli kaldn anlam. Kimsenin ilgi duymad, orta ya hayli gekin, daha kel, daha gbekli, daha mavi gzl ve ellerinin parmaklar daha iri boumlu, boumlarnn zeri daha kll bir adam olarak srdrmeye balam hayatnn geri kalan gnlerini. Birdenbire btn masallarn dna srldn anlam. Hala gittii her yerde, umutsuzlukla Masal Bekisi'ni arayp duruyormu; onun, gnn birinde birdenbire karsna kaca gn bekleye bekleye daha da yalanm. Gzleri artk iyi seemedii iin, her grd kiiyi Masal Bekisi sanyor, bu yzden nne konan her yiyecei, iecei dnmeden yiyip imeye balad iin de, gn gnden daha ok kilo alyor, lesiye imanlyormu. Oburluun birok eidi olduunu ve btn eitlerinin insan kmaza srklediini anladnda, her ey iin ok gemi. O mutsuz ve karanlk gnlerde, lmemek iin umutsuzluk iinde rpnrken, yaz yazmay, yazyla hayaller kurmay kefetmi; yazya ve edebiyata snmay, kalp sanclarn byle dindirmeyi renmi. Tutkuyla yazmaya balam. Srkleyici ak romanlar yazyormu. Romanlarnda kendini hep ok gen, ok gzel, ok cazip, kimsenin reddedemedii, asla "Hayr" diyemedii bir gen kadn olarak anlatyormu. Adlar, grnleri, aa be yukar yalar ve fizikleri deise de, o kadnlar hi deimiyormu. Hepsi de kendisiymi aslnda. Yaz yoluyla bir kadn gvdesini giyiniyormu. Masal Bekisi ise bir daha ortalarda gzkmemi. Btn aramalarna karn, karsna bir daha hi kmam. A, onun ldn dnmeye balam. Kim bilir, belki de lmemitir, yalnzca A'y eskisi gibi sevmedii iin ortaya kmam olabilir. Ya da bizim bilemediimiz baka bir neden vardr. Her neyse bunun artk bir nemi yok. Bu masaldan karlmas gereken kssa, A'nn yapaca tek ey, doru yerde, doru zamanda, doru insanla karlamakt, olabilir. Belki de bunlarn hepsi bo! Doru masal olmad gibi, doru yer, doru zaman, doru kii, diye de bir ey yoktur. Var olu, hepten bir yanllktr belki de. Hepimiz samasapan tesadflerin esiri olan hayatlar yayor ve bu hayatlarn altnda bir dzen aryor olabiliriz. Sonuta, bize

kelimeler ve hikayeler kalyor yalnzca. Hatralarla pimanlklar saymyoruz bile... Masal bittiinde, Aliye'nin yz iyice boalmt. Bu kadar m? diye sordu Mutik'e. Daha ne olsun? dedi Mutik. Ar bir masalm bu! Hi hafif masallar bilmez misin sen? Hafif olan tek ey hayattr pamuk kzm, dedi Mutik. Peki, bu masaldan ne anlamam gerekiyor? diye sordu Aliye. Birok ey ama, ncelikle, masaln zamannda terk etmeyi, dedi Mutik. Sakn Masal Bekisi'ne kabahat bulmaya kalkma! Kendi masalndan gzleri kamam kiiler iindir bu masal. Kamama ile krleme arasndaysa, nemsiz bir ton fark vardr yalnzca. Bunu sana kim syledi? dedi Aliye. Masal Bekisi, dedi Mutik ve glmsedi. ... Aynal Pastane'de bulutuklarnda, akamzeriydi. Aliye'nin ayaklarnda Mutik'in armaan olan bir ift izme vard. Sabun kpymesine hafifti izmeler, yumuack bir deriden yaplmlard, tatl bir lklkla sard ayaklarnda sanki hibir ey yokmu hissi veriyorlard. Aliye'yi daha uzun boylu gsteriyor, yryne gergin bir zarafet, grnne alakgnll bir vekar katyordu. Belli bir rengi yoktu, ii boken, tuhaf bir toprak rengi grnmekle birlikte, aslnda yrdke bast yerin rengini alyordu. Aliye, bunu fark ettiinde ok heyecanlanmt. Uzun yol iin en dayankls, uzun konlu izmelerdir, demiti Mutik. Birlikte kacaklar yeni hayat yolunu ima edercesine, yznde gizli bir tebessmle sylemiti bunu. Aliye, henz bir karara varmam olduunu ima edercesine, boalm bir yzle dinledii bu szleri anlamazdan gelmiti. Mutik o akamzeri, her zamanki masasna oturmu, her zamanki gibi ikolatal pastasn, kk ptifrlerini yiyor; incecik porselen fincanda, zerinde dumanlar tten, demli, kokulu ayn yudumluyor; byklarnn krna bulam pasta krntlarn bembeyaz, kolal bir mendille, zarif ve manidar hareketlerle siliyor; arada bir de gzucuyla Aliye'ye bakyordu. Yznde, kimselerin duymad uzak sesleri dinliyormu gibi esrarengiz bir ifade vard. Byle durumlarda, Zaman kulaklarm nlatyor, derdi. Aliye, az nce haftaln almt ve patronlarna ii brakacan, brakmak zorunda olduunu nasl syleyeceini bir trl bilemiyordu. Bir zr cmlesi olarak, iinden, yalnzca, ok ani oldu, her ey ok ani oldu, szleri geiyordu. Uzun bir yolculua kyorum, diyelim. Bu cmlenin hem kabul edilebilir olduunu dnyor, hem de nedenlerine gizem kazandran soylu bir hava verdiini dnyordu. Bir roman cmlesine benziyordu nk:

"Uzun bir yolculua kyorum, diyelim." Kasasnn banda oturan Aliye'yle, her zamanki masasnda oturan Mutik, arada bir gz gze geldike tedirgin ve kaamak baklarla birbirlerini tartyor, sessizce konuuyorlard. kisi de vaktin geldiini biliyordu. Geciktirilecek, ertelenecek bir ey kalmamt. Eikteydiler. Masal eiklerinde zaman dard. Ar bir ey vard havada. Yalnzca Aynal Pastane'nin deil, onun bulunduu binann, caddenin, semtin, blgenin, kentin, lkenin, ktann deil, sanki kk, boazn, denizin derinliklerinin, yerkabuunun bile altna, dnyann ekirdeine uzanan, balang zamanlarna ait kadim bir atein usul usul topraktan tten soluu havay arlatryor, olacaklara yn vermeye alyordu. Sanki dengelerin yer deitirme zamanyd. Bunu, bir tek masallar grnr klard. Kader dediimiz ey, insan hayatnn gizi zlmemi fizik kanunlaryd belki de. Pastanenin iinde top gibi asl kalmt bu ar hava. Eyay glgelendiriyor, her eye tuhaf bir bulanklk veriyor, insanlarn en gndelik, en olaan davranlarna bile garip bir yabanclk kazandryordu. Her ey ok yavam, her ey ok ar oluyormu, her ey inandrclktan ok uzakm gibi... Sanki her ey, artk baka bir alemin hzna gerek duyuyordu. Mutik, birdenbire kararl bir biimde yerinden kalkt. Hibir ey sylemeden dosdoru aynaya yrd. Kasasnn banda, oturduu yerde telalanan Aliye, kalp arpntlar iinde hayretle bylenmi baklarla izliyordu onu. Bir an durdu, omuzunun zerinden ardna bakt Mutik. Bayla hafife bir hareket yaparak, aynay iaret etti. "Gidiyoruz," demekti bu. Aliye, Herkesin iinde mi? dedi. Mutik, Her ey, herkesin iinde olur, dedi. Sorun, yalnzca grmeyi kabul etmek sorunudur. Biraz daha konusaydk keke, dedi Aliye. Neyi? dedi Mutik. Konuacak ne kald ki? Her eyi konumadk m? Hadi korkaklk etme! lk adm, yalnzca ilk adm, gerisi kendiliinden gelir. Bak, ayna seni bekliyor. Aynalarn da zaman vardr. Kimse kaderinin aynasn kstrmemelidir. Yoksa kendine srlanr kalrsn. Aynalar almaz olur seni. Gene de istediim zaman geri dnebilirim, deil mi? Bu mmkn, deil mi? Mutik bir an durdu. Aliye'nin gzlerinin iine, bir hipnotizmacnn, tesiri uykuya kadar giden kuvvetli baklaryla bakt. Evet, dnebilirsin tabii. Geri dn olmaya yol yoktur. Merak etme, ayaklarnn aresine bakanlar, balarnn da aresine bakarlar! Ardndan Mutik ayn hzla yoluna devam ederek, bir gz krpmnda aynann iinden geti. Her ey pek arabuktu. Ayna azck sislenir gibi olmu, Aliye donup kalmt. Mutik imdi aynann iindeydi; az tede durarak ardna dnm, glmseyen gzlerle ona bakyor, onu bekliyordu. Aliye, pastanedekilerin yznde, olan biteni grdklerine ilikin bir hayret ifadesi, bir aknlk belirtisi arad; oysa, kimse bir ey fark etmemi, herkes

kendi havasnda sohbetini srdryordu. Aliye, aynann iinde grd Mutik'in bir yansma olmadnn bakalar tarafndan da fark edilmesini istedi. u an aynada grnen, pastanenin iindeki birinin yansmas deildi; dpedz aynann iinde biri vard ve bunun bakalarnca grlmemi olmasn anlayamyordu. Yaadklarnn bir tan yoktu! Bilmedii bir kaybolu eidiydi bu. Dnyaya olan gvenini bir kez daha yitirmiti. Mutik, aynann iinden seslendi: Brak dnyann gzlerini, dilini, nedenlerini ardnda. abuk ol. Ardmdan gel. Her eye ge kalyoruz. Yelek cebinden kard kstekli saatine kaygl gzlerle birka kez bakt. Sihirli cmle buydu aslnda: Her eye ge kalyoruz. lmller iin en sihirli cmle. Aliye, aynann iinden seslenen Mutik'in sesinin de bakalarnca duyulmam olduunu hayretle fark etti. Mucizeler dilsizdi demek. Bunun iin grlmyorlard. Demek, Aynal Pastane'nin aynasnn, grdklerinden ve gsterdiklerinden bamsz bir hayat, esrar, srlar vard ve her zaman buradakilerin gzlerinden bir eyleri saklamt. u an eiine geldii iin, ayna, gizinin kapsn aralamt Aliye'ye. Birdenbire, imdi kalkp dosdoru aynann iine doru yrmezse, bunu hibir zaman yapamayacan, bunun bir karar an olduunu anlad; daha fazla dnmeden yerinden frlad; eline, yalnzca sapndan smsk tuttuu, sdrabildii kadaryla iine gemiini koyduu siyah antasn ve rzgarl havalarda ya da denizin ortasnda kaybolmamas iin bana takt krmz beresini alarak kararl admlarla aynaya doru yrd. Mutik'in baklar ve duruu, aynann te yannda alabildiine gven vericiydi. Elini uzatm, efkatle glmsyor, onu bekliyordu. Bir kap azna yrr gibi dosdoru yrd aynaya. Sadece, aynaya ok yaklat anda arpma igdsyle gzlerini yumdu, o kadar. Aynann iinden nasl getiini anlamamt bile, bir anda aynann iinden gemi ve kendini baka bir iklimde buluvermiti. Havadaki arlk dalm, yerini taze, temiz kr havasna brakmt. Dnp ardna baktnda, aynann te tarafnda brakt pastanenin, kaln bir sigara duman iinde yzen masalarn ve insanlarn yava yava kldn, giderek gzden kaybolduunu grd. Sanki bir kuyunun iinde yol alyordu ve geride brakt kuyunun azndaki pastane, yava yava siliniyor, yerini puslu bir belirsizlie, yamur ncesinin skntl gkyzne brakyordu. Gemiin bu boucu havasn geride brakp nndeki taze, temiz kr havasn solumaya devam etti. ini yoklad. Pimanlk duymuyordu. Belirsiz bir gelecek, her eyi belli bir gemiten ok daha iyi ve mit vericiydi. Mutik, n sra konumadan hzl admlarla ilerliyor, Aliye ise ona yetimeye alyordu. Uzun admlarla dnemeleri almaya baladnda, uykusunun geldiini, alk olmad bu havann onu arptn hissediyor, ama yrmekten kendini alkoyamyordu. Yorgunluunu yalnzca hissediyor, ama yaamyordu. Geni, salam admlarla neredeyse sekerek yryordu Mutik'in ardndan. Birdenbire kendisine yol aldran eyin, ayandaki izmeler

olduunu anlad. Bunun zerine kede, ok dall, bilge grnl ulu bir aacn dibinde, anszn glmseyen bir kedi belirdi, kediyi hemen tand; daha nce stiklal Caddesi'ndenki bir maazann vitrininde aniden grnp kaybolan kediydi bu. Aliye'nin izmelerine tandk gzlerle bakarak glmsyordu. Sonra havada glmsemesini asl brakarak, kuyruunun ucundan balayarak yava yava kayboldu. Kedi tamamen kaybolduktan sonra bile glmsemesi bir sre ylece havada asl kald; izmelerini tmay srdrd. Otelin penceresinden btn stanbul grnyordu neredeyse. Her yer k kt. Pencereden grnen u kentin, ka yldr iinde yaad kent olduuna inanmas neredeyse imkanszd. Her ey ehre nereden baktnza balyd. izmelerini yatan kenarna kard. araf bana kadar ekti. Beklemeye balad. ... ne ii oyal dantellerin yeni atlm pamuklar gibi kabarp ahap eyay bulutlar gibi rtt, konsollarda yanan iri kalpakl lambalarn yumuak glgelerinin, snen akamstn ve zaman syledii bir vakit, yksek tavanl, geni yatak odasnda her zaman munis kediler gibi gmld, pencere kenarndaki kulakl berjer koltuunda, bir zamanlar amar sodasndan kabarm ellerini, pastane kasasnda oturduu zamanlarda erik moruna dnmeye balayan dirseklerini, imdi en pahal ve hassas kremlerle ovarak zamandan geri almaya alrken, te yandan, gene erkeklerden, kadnlardan, hayattan, zamandan, seksten ve paradan sz eden Mutik'i olanca dikkatiyle dinliyor Aliye. Sesinde yz yllk bir Beyolu cini saklanan Mutik, usul usul, tane tane, sayfalarn ar ar evirdii bir kitab, lezzetle okur gibi, ayn yumuak tonla, ahenkli bir sesle, her zamanki gece derslerini srdryor. Aliye'nin berjer koltuunun nndeki geni akaju sehpann zeri, rengarenk, eit eit yelpazelerle dolu. Yelpazelerini ve yzn deniyor. Aliye'nin yelpazeleri yalnzca yznde deil, nicedir dillerde geziyor. Baklarn derinletirmek, gzlerindeki akmlara, kvlcmlara vurgu yapmak istediinde, elinin kk, ama kesin bir hareketiyle, yznde anszn kader katlar gibi yle bir alveren, zerinde guvala yaplm siyahl, krmzl, morlu, sarl Uzakdou ieklerinin yer ald gsterili yelpazesiyle yzn gzlerine kadar rter, gene elinin kk ama kesin bir hareketiyle havada hzl ve hafif bir eri izdikten sonra kat kat toplanm olarak kapanan yelpazenin fildii ubuunu avucuna hafife vurduunda da, bu kez son szlerine bir vurgu ve kesinlik kazandrm olurdu. Ayrntlar onun iin imalard. Ve erkekler, imal konuan kadnlardan holanyorlard. Her anlama ekilebilecek bulank szleri, manal baklarla desteklediinizde, her eyi sylemi

saylyordunuz. Belki gndelik hayatlarnda karlarndan, daha ak, daha sade, daha kesin szler istiyorlard ama, gnl elendirdikleri kadnlardan, oktan mazide kalm ilkgenlik heyecanlarn yeniden canlandracak, gemiin toy hatralarn diriltecek; iinde cilvelerin, nazlarn, edalarn, imalarn, kkrtc kk ekimelerin olduu szler ve davranlar bekliyorlard. Bayatlam kalplerinde eski anlara benzeyen yeni heyecanlara ihtiyalar vard. Bunlar evdeki karlar salayamazd artk onlara. Bir gece, bir iki masasnda, dekolte giysilerinin akta brakt diri omuzlarn arzulu kollaryla doladklar, azlarna mevye verir ya da parmaklarnn ucuyla kuruyemi yedirirken, lmsz bir akn yzne, sonsuz sevgilinin umman usuzluundaki gzlerine bakarcasna, belirsiz bir gelecein midini tayan yeni delikanllar gibi akla, inanla, apknlkla, hlyal hlyal bakabilecekleri, o gece, her eyine yrekten inanabilecekleri, hem bir gecelik ve ayn zamanda sonsuz ve lmsz olan bir kadn istiyorlard. Ertesi gn, gnleri olmayan bir kadn. Erkeklerin ou, sonsuz sevgili yanlsamasn byle konyordu. Belki de elerini aldatmak deildi amalar; onlar, yalnzca eski heyecanlarn hatrlamaya alyorlard. Gelecek vaadi olmayan heyecanlar, artk yalnzca kaamak yapmann tadna mahkum edilmiti. Sabahlar geceye ilikin hatrladklarysa, genellikle, "Akam gene accayip imiiz abi! ki byk devirmiiz de haberimiz olmam," gibi kalb km yavan szler oluyor; bir yandan sodal ayranlarla, geceden kalan ilerindeki alkol yangnn dindirmeye urarken, gecenin duygulu anlarnn ruhlarn rpertmesine izin vermemek iin, grltl grltl geiriyorlard. ubuu mineli sedef yelpazesini yzne ap kapyor. Evet, ite byle, diyor Mutik. Tam da byle. Yznden imek gemi gibi olmal. Az nce yelpazenin ardnda bir an iin grd ifadeyi yeniden yakalamak arzusuyla dnp dnp bakmal erkek. Baklarnn arkasna saklanmay renmelisin. Yelpazeler bunun iindir, yzn saklarken, gzlerini konutururlar. Yelpazeler, gzler yalan sylemez, diyenleri kandrmak iindir; onlara en byk ispat sunuyormu gibi yaparken, en byk yalan syler. Yelpaze demek, yalan demektir. Kadnlarn en mhim silahlarndan biridir yelpaze, iyi kullanmaya bak! Bir masalda, yelpazenin ne zaman alacan, ne zaman katlanacan en iyi kadnlar bilir; ne zaman peri, ne zaman cad olacan bilen kadnlar. Dierlerinin ad bile gemez zaten. Aptal grnmek, sanld kadar kolay deildir, ince ayar ister. Bu ayar her erkekte farkl tutturmak gerekir. Erkeklerin, sormaktan en ok holandklar soru, "Beni anlyor musun?"dur. Anlalmayacak matah olduklarndan deil. Erkeklerin en mhim dertlerinden biridir bu; onlar hi kimsenin anlamadn dnrler, onlar hi kimsenin anlayamayacana inanmak isterler. Beni kimse anlayamaz, derler. Beni bugne kadar kimse anlamad, derler. Beni zmek kolay deildir kzm, derler. Kendilerini zm kolay olmayan zorlu bir bilmece gibi sunmaya baylrlar. ok derin bir adam olduklarn, herkesten ok farkl olduklarn, kimselere benzemediklerini dnrler. Halbuki sen, be tanesini tandnda, hepsini birden tanm gibi olursun; hepsinin birbirinin ayn olduunu, en azndan kendilerini biricik ve benzersiz sanmalarnn bile nasl ayn olduunu fark edersin. Hadi, adnca syleyelim, bu iin filozofluudur bu.

Bu kez de ubuu krpnt elmaslarla ssl, zerinde, gagalarnda filizi yeil dallar tayan, mavi, turkuaz kularn uutuu, pembe-kahverengi akayklarn at yelpazesiyle yzn glgelendiriyor Aliye. Bak, byle de ok gzel! Onlara, Seni anlyorum, derken bile baklarn sathta kalsn, sakn erkeklerin gzlerinin iine iine bakma, onlar anlamak, onlar grmek iin bakma, erkekler grlmekten holanmazlar. Kendileri de bilirler zayf varlklar olduklarn, en azndan ilerinin bir yan bilir. nsann iinde olup da, zaman zaman su yzne vurmayan hibir yan yoktur nk. Onlarn gzlerinin iine bir tek artla bakabilirsin ancak: O da baygn baygn bakarsan... Batan karmak iin ksk gzlerle bak, arzuyla tututuran keskin baklarla bak, yrek yakan uh nazarlarla bak, ama sakn yreklerini grmek, dncelerini okumak, akllarndan geenleri anlamak iin bakma! Kendisine byle baklmasndan holanacak tek bir erkek bile yoktur u koca dnyada! Tam tersine, senin gzlerinin iine baktnda, senden daha akll olduunu, sana her yalan syleyebileceini, stelik her durumda, buna seni inandrabileceini grmek ister. Onlara bu gveni vermelisin timsah-gzl kzm. Aliye, btn yelpazeleri indiriyor yznden. Szsz bir soruyu, Mutik'e dimdik bakan yelpazesiz gzlerle soruyor. Glmsyor Mutik. Pekala, ok istiyorsan syleyeyim; onlar gren baklarn, srtn sana dndkleri ana sakla, arkalarndan istediin gibi bakabilirsin, hem de uzun uzun... te kadnln zirvesidir bu! Erkein ardndan cierine kadar bakmay rendiin zaman, ite o zaman, srtn kimse yere getiremez artk. Skp almsndr hayatn elinden her eyi. Bu yollar senindir! ... Ayaklarnda, ylan derisi ayakkablar; banda vualet apkas; kolunda ift sapl lezar antas, ellerinde dantel eldivenleriyle, salam admlarla giriyor Park Otel'den ieri. Ufak tefek bir kadn olmasna karn, vcudunu smsk saran koyu renk dpiyes, ona bir azamet kazandryor. Yryndeki kendine gven, baklarndaki dolgun dirilik, yzndeki ll tebessm, bambaka bir hayat hikayesi ve mazi dndryor ona bakanlara. Byle durumlarda, kolaylkla, eski, kkl bir stanbul ailesinin iyi eitim alm, en azndan birka dil bilen, Avrupa grm kz sanlabiliyor. Diledii yerde, diledii zamansa, her eit zevkin ve sapknln, en kk bir sorumluluk duyulmadan yaanabilecei, yatakta rahatlkla her eyi yapabileceiniz haz ve ehvet dkn baya bir kadn halini alabiliyor. Erkeklerin ne istediini anlamas, birka dakikasn alyor artk. Mterisini tand anda, deri deitiriyor. te tam o anda, mteri, birdenbire onun btn hayallerini ve fantezilerini gerekletirebilecei, yllardr arad kadn olduunu dnyor. Baarsnn srr da burada sakl. eitli defalarda, nme konan iki ya da pasta taba, beni annda deitirir, diye anlatmak istedii buydu Aliye'nin. Ksa zamanda baard bir eydi bu durum. Bylelikle, dilediinde, sonradan grme zenginler iin, bir trl ulaamadklar soylu ve kltrl yksek evrenin rahatlkla eriebilecekleri kadn olabiliyor; soylu, zengin ya da kltrl evrenin fanteziye ve cinsel oyunlara susam erkekleri iinse, her eit bayal kolaylkla

yaayabilecekleri lks ve adi bir fahie... Aliye, sanki grnmeyen eski bir Japon paravanasyla geziyor ortalkta, zerinde yksek karl dalar, kiraz iekleri ve dalgn tavuskular olan, dou kadar uzak o zifirsiyah paravann arkasnda, her eit oyun, her eit rol iin, kadnln btn aksesuarlaryla hazr bir halde, dnyann maceraya ve heyecana susam btn erkeklerini bekliyor. Aliye'ye bakarak, nsan, iksir kadar itah da deitirir, diyor Mutik. Aliye'ye ne zaman baksa, onun hakknda hi yanlmam olduunu dnyor. Asl nemlisi, diyor Mutik, Ne istediini bilmeyen erkeklerin, gerekte ne istediklerini onlardan nce bilmektir. Onlara, kendini buldurmaktr. Kadnlkta varlacak zirvelerden biridir bu cinsrl kzm. Aliye, Mutik'in her szn, en eski bilgelik kitaplarnn ulu hikmetleri gibi aklnda tutmaya, zmsemeye, hayata aktarmaya, deneyimlerinin ieriine katarak kendini zenginletirmeye alyor. Bazlarnn hayat szlerde sakldr. Onlardan biri olduunu biliyor. Elindeki gsterili kadehten, iine azck alkol katlm, gnbatmnda, renkleri sihirli iksirler gibi alkantlarla yan meyve kokteylini yudumlayarak Park Otel'in terasndan huzurlu gzlerle Boaz' seyrediyor Aliye. Dnya eskisinden daha geni gzkyor gzne. Her ey olmas gerektii gibi... Her yer ulalabilir, her ey ok daha kolay gibi... Parann gc, insan, dnyann yerlisi klyor. Aklnda bu dncelerle, dnp teekkr eder gibi glmsyor Mutik'e. Mutik, byle zamanlarda hep baka bir yere bakmay tercih ediyor. Aralarndaki sze dklmeyen bu sessiz anlar her ikisi de ok seviyor ve birbirlerine bundan hi sz etmiyorlar. Aliye, o gn, bir ift dantelli eldiven unutuyor Park Otel'in terasndaki masada. Btn aramalara karn bir trl bulunamyor. Ksa srm bir sonbahardan sonra, erken bastrm k serinlii insan tatl tatl rpertiyor... Havada kar kokusu var. Masaya dirseklerini dayam. Baparmaklar oyulu krkl eldivenlerinden akta kalan baparmaklar, srekli birbirinin evresinde dnerek halkalar yapyor. Tokatlyan'n n tarafndaki, kk, yuvarlak, koyu yeil mermer masalar olan pastane ksmnda oturuyor; nlerinde boalm fincanlar, okunmu gazeteler, dalgn gzlerle pencereden dary, gelip geenleri seyrediyorlar. Aliye, Mutik'i sahiden dinliyorsa, btn ezberle renenlerde olduu ve imdi yapt gibi, dikkatle baka bir yere bakar, Mutik'in szlerini hafzasna kazmaya alrd; dinlemedii, ama dinliyormu gibi grnmek istedii zamanlardaysa, yznde asl kalm profesyonel bir glmsemeyle Mutik'in gzlerinin iine tatl tatl bakard. Mutik, Aliye'nin bu numarasn anladndan beri, ne zaman nemli bir ey syleyecek olsa, ona: Ben konuurken baka yere bak! demeye balamt. Ortadaki byk kapdan ieri giren, Beyolu'nun nl erkek terzisi Piliyuris'in elinden km olduu dikiminden belli, ngiliz kumandan koyu renk takm elbise iinde asil ve zarif olmaya alan, kalantor grnl tknaz beyin kendilerine doru yaklamasyla

birlikte, oturduklar masadan ayaklanyor, Tokatlyan'n arka tarafna, kolalanm beyaz rtl masalarn, geni koltuklarn ve rahat iskemlelerin bulunduu lokanta blmne geiyorlar. Yemei burada yemeye karar vermiler. Belki bu gece, burada, otelin yukardaki odalarndan birinde kalrlar. Bir mddet sonra Mutik, bir kadeh ikisini yudumladktan sonra, ikisini ba baa brakarak, geceye, dier hikayelere karacaktr. ou kez olan budur. Yemekten sonra kalantor grnl bey, msaade isteyip purosunu yakarken, Aliye maal gm azlyla, incecik sarlm, o hafif, nane kokulu Avrupa sigaralardan yakyor. Karanfil krmzsna boyanm slak dudaklarnn arasndan, adamn yzne iveyle fledii yuvarlak halkalar biimindeki dumanlar, btn geceyi imdiden sylyor. Adam yutkunuyor. Aliye, maal gm azln, o gece, Tokatlyan'daki masada, "Christophle" atal baklarn yannda unutuyor. Btn aramalara karn bir trl bulunamyor. Nisuaz'da oturuyorlar. ou zaman u an orada bulunmayan birilerini ekitiren, kimi zaman da birbirleriyle dalaarak uzun saatler geiren, ulsuz airler, gzleri hep kendine dnk edipler, dalgn muharrirler oturuyor evredeki masalarda. Yksek sesle birbirlerine hikayelerini, denemelerini, iirlerini okuyor; son okuduklar kitaplardan, yeni kan dergilerden, bata Paris olmak zere Avrupa merkezlerindeki sanat hadiselerinden, yeni yazmakta olduklar eserlerinden, eski aklarndan, yeni sevgililerinden sz ediyorlar. Hepsinin cepleri umutla katlanm yazl katlarla dolu. O katlardan bir mit, bir hayat, bir gelecek bekliyorlar. Hepsinin gelecee kilitlenmi gzleri, uzak hayallerle balanm. Her biri, daha imdiden edebiyat tarihinde kendine bir yer ayrmaya, gelecek iin yer tutmaya alyor. Her biri, bir dierinin vg dolu yreklendirici gzel bir szne bunca muhtaken, ou zaman bir dierinden, bir tek gzel sz esirgiyor. Bakalarndan bekledikleri incelikleri, zarafetleri, gzellikleri, bakalarna sunmaya gleri yetmiyor. lk zamanlar ilerinden ou, Aliye'yle ilgilenmeye kalkm, onunla yaanacak olan muhtemelen hayli frtnal bir aktan, Parisli meslektalarnn hikayelerine benzer kuvvette bir macera kabileceini ummusa da, Aliye'nin bir tek dakikasn bile nasl rakamlara tahvil esas zerine yaadn grdkleri, dahas kabullendikleri andan itibaren, beyhude gayretlerden, mitsiz teebbslerden vazgeerek onu kendi haline brakmlard. Neredeyse artk onun Nisuaz'daki varln grmyor, daha salona girdii anda, genizleri yakan parfm kokusunu duymuyorlard bile. Aliye'nin ssl szlere, ftr apkalarn glgeledii gnlelen baklara, ho iltifatlara, gsterili jestlere, ayna karsnda allm pozlara, abucak havaya karan iirlere kaptracak bir tek gecesi bile yok! Onun zaman yok. Onun gecesi ipek. O, yalnzca kozasn ryor. Hem de byk bir hzla... Darda saydams buularla tten klar, akamlar erken inmeye balayan gz sonunu sylerken, Aliye ile Mutik, cam kenarndaki masalarn birinde oturuyor, yalnzca insanlarn, hayatlarn deil, zamann da geiini hznle seyrediyorlar. Nisuaz'da akam oluyor.

Mutik, her zamanki gibi sesinde en ufak bir buyurgan tn bile olmadan, alak sesle, gecede uuan Acem tl inceliinde yumuak bir masal anlatr gibi gece derslerini srdryor: Bir adam, ou zaman, yatakta karsna yapamad eyler iin seninle birlikte olur. Dolaysyla, yatakta zengin bir programn, parlak srprizler paketin olmal gl lokumlu kzm. yle erkekler vardr ki, seni de, kendini de alaltarak tatmin olur ancak. Seksin rezil bir ey olduunu dnenlerdir bunlar. Seks onlar iin kirli, pis bir eydir. Gizli sakl kelerde utanarak yaplmas gereken, yaptktan sonra da tiksinilmesi ve hemen unutulmas gereken bir ey! Anneleri gibi kadnlarla evlendikleri iin, hakiki seksi hibir zaman yaayamazlar, sakn hibirine kaplmayasn! Bunlar gvdesi ikiye blnm erkeklerdir. Tenleriyle, ruhlar lene kadar btnlenemeyecektir bir daha. Toplumun ikiyzl ve karanlk kaidelerinin lanetini tamaya gnll kurbanlardr bunlar. Senin yapacan ey, asla bu erkeklerin tenleriyle ruhlarn btnlemeye almak olmamal. Brak paralandklar gibi yaasnlar! Sana yalnzca durumu bilip ona gre davranmak der. stelik durumun hi farknda deilmisin gibi yapmak da cabasdr. Aifteliin en zor yan, bildiklerini susmakta, sezdiklerini saklamakta yatar. Aptal fahieler niye harcanrlar? Aptal olduklar, akllar bir eye ermedii, herkese kandklar, hayat ve insanlar hakknda pek az ey bildikleri iin mi? Hayr, o zaten pek azck bildiklerini, sk sk dile getirdikleri, o pek sfli hayat bilgisi krntlarn uluorta sap savurduklar iin harcanr giderler. Sessizliin gcn bilmezler. ok istismar edilmi olabilirler. ok kandrlm olabilirler. Zamannda ok kullanlm insanlarda grlen kullanlma korkusu, ne kadar uyank olmaya alrlarsa alsnlar, onlar daha da kullanlr hale getirmekten te bir ie yaramaz. nsan koruyan ey, gerginlikler deil, esnekliklerdir. Yerinde dikkatler, abartsz nlemler, seni her eyden daha iyi korur! Szletikleri beylerin gelmesiyle birlikte, Nisuaz'n caddeden geenlerce grlmeyen arka tarafna geiyorlar. O gn masada zerine adnn baharfi ilenmi gm akman unutuyor. Btn aramalara karn bir trl bulunamyor. Yaz scaklar bastrmadan, beyaz keten klflar geirilmi valizlerle Bykada'ya, Splendid Otel'de dinlenmeye gidiyor. Ev tutmak istemiyorum. Evin zahmetleriyle uraamam! Hem btn yaz fazla gelir. Skldm m dnebilmeliyim. Etekleri dantel garnitrlerle zenginletirilmi, Bursa ipeinden yok inceliinde beyaz malahlar giyinmi, elinde dantelli emsiyesi, vapurun ak tarafnda oturarak, akln arlatran eyleri rzgara veriyor; kimsesiz gnlerin ay ve simitini ekiyor can. Bir trl syleyemiyor. Byle durumlarda gerek zenginlerin ne yapacaklarn tahmin etmeye alyor. Nitekim abuk sklyor Bykada'dan. skelenin sol tarafnda yer alan Faraon Lokantas'nda ou kez tek bana yedii akam yemeklerinden, dnp dolap Saat Meydan'na geldii sabah yrylerinden, Dilburnu'ndaki amasz babo gezilerden, Aya Yorgi Kilisesi'ndeki sessiz saatlerden, Byktur yolundaki fayton sefalarndan, Anadolu Klb'ndeki dedikodusu bol ikindi aylarndan, Yrk Ali Plaj'ndaki cilvelemelerden, genliini, ada otellerinde hizmetle geirmi, Hotel Des Etrangers, Giacomo Hotel, Hotel Calypso anlarn anlata anlata bitiremeyen arap dkn bunak Rum'dan abuk sklyor. Dnerken o bembeyaz

keten klfl valizlerinden birini adada unutuyor. Btn aramalara karn bir trl bulunamyor. zerindeki, bulut pembesi, gk mavisi soluk lekelerle renklendirilmi krep saten geceliinin geni etekleri, uzand kanepeden sular gibi dklyor. Tarn rengi cilalanm deme tahtalar, ortadaki byk taban halsnn evresine, lts gzalan kaln konturlar ekiyor. Souk k gecelerinde, ocukluun btn souk gecelerinin hncn almak istercesine, yalnzca byk gbekli camndan grnen alevlerin bile byk salonlar stmaya yetecei, grl grl yanan mavi-beyaz iekli ini sobann hemen yan bandaki rulo yastkl kanepeye uzanarak, bir yandan koyu arap krmzs rulo yastn srmal psklleriyle oynuyor, bir yandan da scaktan al al olmu yanaklar ve baygn gzleriyle bir k masal dinler gibi Mutik'i dinliyor. ocukluunun soba zerlerinde patlayan kestanelerin trts eliinde, mandalina, portakal kabuklarnn kokusu geliyor burnuna. Kendini yormadan almay renmelisin masal-uykulu kzm, kendine fazla yklenme, ama bana kalrsa, hibir geceni de bo geirme! Yalandnda, yeterince yalnz geirecein gecen olacak zaten. Dilediin kadar dinlenir, gemii dnr, kitap okur, hayvan besler, ieklerine bakar, bahende toprak apalarsn. Yallkta zaman hatralarla geer. Unutma! Gvdenin dirilii, zaman tnelinden hzla geiyor. Zaman, gvdemizi ruhumuzdan nce ypratr, hatta ou kere, ruhu ypratmay, gvdenin ksknlne brakr. imdi senin zamannn tnelindeyiz. Senin gvdenin macerasn katediyoruz. Herkese, ylesine edilmi bo bir laf gibi gelir ama, hayat sahiden bir masaldr. zerinde tl inceliinde buharlar tten, altnsuyu nakl incecik porselen fincandan kokulu, demli ayn ar ar yudumlarken sylyor bunlar. Aliye'nin gzleri sobada, bu yzden kendisini dikkatle dinlediini biliyor. Buharlanm camlardaki buzsu lt, Fransz ii dantel tllerin ardndan bile gzalyor. Mutik, yerinden kalkp srma pskll, arap rengi ar kadife perdeleri ekip yeniden koltuuna dnyor. Kucanda, miz ciltli, parlak katl kapanda pembe-beyaz katmerli gllerin at bir ak kitabn ak unutarak, rulo yastkl kanepesinde uyuyakalyor Aliye. Ryasnda kendini ak denizde, dalgalarn hafif hafif sallad sal byklndeki st yazl ak bir sayfann zerinde, bir yandan glkle ayakta durmaya, te yandan gkyzne yazlm bir kitab, gneten gzlerini ksarak okumaya alrken buluyor. Okumaya balamadan nce anlamn bildii her szcn, daha okuduu anda anlamn yitirdiini, yaznnsa zlp daldn, harflerin eriyerek sulara kartn gryor. Ter iinde srlsklam uyandnda, kendini onca zorlamasna karn ryasn bir trl hatrlayamyor. Niye hibir ryann sonunu getiremiyorum? diye kendi kendine mrldanrken uyanyor. Bu sobay bu kadar yakmamak gerek, diyor Mutik. Btn bir maziyi stamazsn! Taksim Meydan'nn hemen yan banda, cadde stndeki

Cafe Boulevard'dalar. zeri parlak renkli tropikal yapraklarla desenlenmi, orman yeili jarse minderlerin deli olduu hasr koltuklara yaslanm, uzun kadehlerde "Irish Coffee" iiyor, bara tnemi erkek kalabalnn zerlerindeki srarl baklarn hissetmiyormu gibi yapyorlar. Masalarn tepesine yerletirilmi bambu lambalarn sk rgsnden szlen krmz, mor, sar, mavi, turuncu klar yzlerine gizemli glgeler, alak sesli konumalarna mphem bir hava katyor. Aliye'nin yzndeki sr kadar kapal ifade, baka zamanlarda son derece sradan saylabilecek, kadehindeki krepon emsiyeyi parmak ularyla evirme hareketine fazladan bir esrar katarak, uzaktan bakan birine bile, asl o hareketi yaparken dndklerini merak etme duygusu veriyor. Aliye'nin, her kadnn sahip olamad melekelerinden biri de bu. Her hareketinin arkasnda, bir erkein kefetmesi gereken baka bir esrar bulunduu duygusu uyandrarak, manidar tutulmu ufak bir hareketle, o esrar perdesini azck aralayp erkeklerin ilgisini her seferinde kendi zerine ekmeyi baaryor. Aliye'nin hnzrlnn farknda olan Mutik, durumdan memnun, konumasnda buna ilikin kk dokundurmalara da yer vererek srdryor: Yanndaki erkein bbrlenmesine msaade etmelisin mknats topu kzm. Senin ekimine kaplp kalmalar kadar, senden kopamamalar da mhimdir nk. Bak, bazlar arpc kadnlardr. Erkekler bunlara grr grmez arplrlar. Yazk ki, erkein bir kere arpldktan sonra, aylnca hemen vazgeebilecei kadnlar da bunlarn arasndan kar. ou arptyla kalr anlayacan. Bazlar ise, gzellii demlendike grlen kadnlardr. Grr grmez kimse arplmaz bunlara, ama baktka sevdalanrlar. nsann kanna yava yava yaylrlar. Bunlar daha makbuldr tabii. Sana gelince: Sen, en makbulsn. Hem arpc gzellerdensin, hem baktka demlenenlerden. Senden kurtulu yoktur. Kendini kimseye ispat etmene gerek yok. ini geni tut, ferah ol. Kendi tabiatn yaaman yeterlidir. Erkee stnlk taslama. Kendinden emin ol. Brak erkek yannda rahat etsin. Onun kendini vmesini hayranlkla dinlemelisin; onu, kendi anlattklarna inandrmalsn; o, yannda heyecanl heyecanl bir eyler anlatrken, kk kesik kahkahalar atmal, hayret nidalar kullanmalsn. ncir ekirdeini doldurmayacak en sfli eyleri, byk bir itahla kpre kpre anlattklarnda bile, sakn armay unutma. Erkekler aran kadnlar severler. Akll bir kadn artmak o kadar zordur ki, bu yzden onlara fazla bulamazlar; akll kadnn kokusunu yz metreden alr, ondan uzak dururlar. Dier kadnlardan ne kadar farkl, ne kadar yksek, ne kadar kaliteli olduunu anlatmak iin, sakn akl katn kullanmaya kalkma, kaybedersin; sayglarn kazanabilirsin belki, ama arzularn, dolaysyla czdanlarn kaybedersin. Her zaman iyi ve mspet duygularla ayrlmallar ki yanndan, her defasnda bir sonras iin buluma ansn olsun ve bu bulumada her eyin fiyatnn hzla arttndan, hayatn ok pahallatndan sz aarak konumaya balayabilesin. Bylesi fazla belli etmek olur, diye dnme sakn! En belli etmen gereken ey budur. Erkekler para yedirmeye baylrlar. Paray da bunun iin kazanrlar zaten. yle laf hi dolatrmadan kk imalarla hemen konuya girebilirsin. Onlar da bilir, senin onlarla paralar iin birlikte olduunu. Seni ancak parayla elde tutabileceklerini. Arkadalarnn yanndayken, onun, sana ald hediyeleri, gezdirdii yerleri, yiyip itiklerini saymana baylrlar. Onlarn derdi kadnlarla deil, birbirleriyledir nk.

ou, byle eyleri arkadalar duysun, Helal olsun ulan bizimkine! desinler diye yaparlar zaten. Zavall varlklar byle byle bir ahsiyet kazanr ufuksuz gzlerinde. Bylelikle, bu alemde, Hovarda erkek, diye anlr olmay arzularlar. Hepsi iin en nemli ey, bakalarnn gzlerindeki "kredileridir". Sen, bir erkei ne kadar hzla soyup soana evirirsen, dierleri de ayn hzla sraya girer. Unutma, senden asl bekledikleri, annelerinden grdkleri iyilikler deil, ktln renkli srprizleridir. yilik skcdr. abuk biter. Gece indiinde, Mutik'in cebinde, bardaki uzun favorili, drt dme ceketli, dm kaln atlm verev desen kravatl, valye yzkl birka adamn gsterili kartvizitleri vard. Cafe Boulevard'dan kalkp, stiklal Caddesi'ne doru yryp Beyolu'nun geceye bir ahtapot gibi yaylan tandk kollarnda kayboluyorlar. Aliye, kalkarken kuyruu tal gzlklerinden birini unutuyor masada. Btn aramalara karn bir trl bulunamyor. Srtnda, dekoltesi iddial muare taftadan bir elbise, boynunda akarsu gerdanlk, kulaklarnda glkpeler, ayanda zarif rugan iskarpinlerle, Pera Palas'taki bollerin, ampanyalarn su gibi akt grkemli bir baloya katld zifirsiyah gecenin ortasnda, o sivri topuklu zarif rugan iskarpinlerin tekini, yrek arpntlar iinde kaarcasna ayrld Pera Palas'n merdiven basamaklarnda ayandan drveriyor. Bir daha bulan olmuyor o ayakkab tekini. Btn aramalara karn bir trl bulunamyor. Bir aya plak dnyor evine. Masaln kaybetmi bir klkedisi gibi, ertesi gn diye bir ey olmadn anlyor. Kalbini hatrlyor. Hayatnda kaybettii baz eyleri kalbinde kaybetmediini anlyor. Mutik, Sylemitim, diyor. Bu, iin senin; Hayatn deil! Kalbinin kilidini sakn bir daha gevetmeye kalkma! Masallarn aran kadnlar bedbaht olurlar! Hayatnn prensinin karna kaca masal bu deil! Sen, onu Pera Palas'taki bir gecede yitirmedin ki orada bulasn! Kimse bir gecede yitirilmez, bir gecede bulunamayaca gibi. Unutma hakiki erkek, yzlerce erkekten meydana gelir. Zaten bir zaman sonra, yzlerce erkein sana verdiini, bir tek erkekten beklemeyecek kadar olgunlam olacaksn sen de... Bence, bu durumun tadn karmalsn. Bir kadnn arad o bir tek erkek, her zaman iin hayali bir varlktr. Hi olmamtr. Bir erkek, birok erkekten meydana gelir. O da yalnzca bir tasavvurdur. Beyhude bir tasavvur! Anlayacan, erkek diye bir ey yoktur bulut bakl kzm. Erkeklik, yalnzca bir durumdur. Bir kiinin varlyla deil, ancak birounun varlyla salanabilecek olan mitsiz bir durum! Her erkekte, aradn erkein yalnzca bir parasn bulursun. Gerek bir kadn iin, gerek bir erkek, Allah gibidir, her yerdedir ve hibir yerdedir. Ak da budur zaten! Baka bir ey deil. Aramaktan vazge, demiyorum, bulmaktan vazge melek-oklu kzm! Mutik gittikten sonra, Aliye, gzlerine inmi iki top bulutu dkemeden sabaha kadar ylece oturuyor. Gnler her eyi solgunlatrr. Aclar diner, an olurlar bir gn. Aliye'ye de yle oldu. Bonmare vitrinlerine bakmak, krmz ipek perdeli localarda oturmak, Talk Kahvesi'nden denizi seyretmek,

krmz tramvaylara binmek, Krepen Pasaj'nda bir tek atmak, Turkuaz Lokali'nde, Moskovit Lokantas'nda, Kristal Bar'da, Rejans'ta grnmek, yazlk sinemalarda illzyonistlerin hokus pokus gsterilerini izlemek, ou, solgun yzl i hanlarnn birinci katnda yer alan krk evlerinde, kvrck astraganlar ya da srt krkleri endam aynalarnda prova etmek, Sreyya Plaj'nda deniz heykeliyle bakarak gnelenmek, Olyon'dan, Kaluvrisi'den alveri etmek, operetler, rvler, igan mzikleri arasnda oradan oraya srklenmek, Pera Palas'n basamaklarnda ayandan drp kaybettii ayakkab tekini unutturdu Aliye'ye. Oyalanmay rendi. nsanlar oyalanrlar, alrlar, unuturlar. Gnler her eyi soldurur. Her ey bir gn an olur. lgncasna bir hayat, dolu dolu geceler, k akml yaldzl gnler... Her ey, bir filmin, hareketli bir mzik eliinde birbiri stne binen zincirleme grntlerle, "neeli gnler" anlatt sahneler gibi l l, capcanl... yle ki, her gece baka bir elence yerine gidilen, her gn baka bir yerden alveri edilen, iki gn st ste ayn yerde yemek yenmeyen bu parlak gnlerin ba dndrc hznda mutlu mu, mutsuz mu; iyi mi, kt m olduunu anlayacak zaman bile yok Aliye'nin. Masalnn rzgarna kaplm gidiyor. Gnleri dolu dolu geiyor Aliye'nin. Beyolu'nda yeni alm olan gzellik salonu Pelbar'a dzenli olarak devam ediyor. Salarn elbette zidor'a yaptryor. stanbul'un nl pedikrcs Bonnii'ye abone olmutur; el ve ayak parmaklarn emmekten holanan itahl erkekler iin, sk sk el ve ayak trnaklarn dzelttirmektedir. Sk sk deien erkeklerin kollarnda, eitli lokallerde, Beyolu'nun dans okullarnda rendii admlarla Viyana valsleri admlamaktadr. Daha ok Pilsen, Nektar ve Mnih biralarn, rak imesi gerektiinde de Dimitropulo'nun sakzl raksn sevmektedir. Aliye'nin gen gzleri balangta fazla uza gremiyordu. Onun iin hayat, devam gelecek hafta kacak olan mecmua fasiklleri gibi tane taneydi. Kald ki, Mutik, stanbul'un i ie gemi zamanlarndan rd kk mucize oyunlar yaratarak, iyice gzlerini kamatryordu Aliye'nin. rnein, oktan yklp yerine bambaka bir bina dikilmi bir gemi zaman kafeantanndan, birdenbire gnmz sinemalarndan birinin fuayesine kartveriyordu Aliye'yi. oktan yklp zerinden yol geen bir bonmare maazasnda alveri ediyor; imdilerde, bir i hannn yerini ald eski bir dancing'te gnn moda danslarn yapan stanbullulara alk tutuyorlard. Hem Moulen Rouge'u, hem Atlas Sinemas'n, hem ark Tiyatrosu'nu, hem Tokatlyan' ayn yerde ayn gn yaamak kolay deildi. Beyolu'nun btn zamanlar gvdelerinde seiriyordu. Zamandan sarhotular. Gnler her eyi solgunlatrd. Her ey bir gn an oldu.

ift kapl ve her kaps ift kilitli yatak odasnda duran, her gecenin sonunda, yanna giderek rtsn kaldrp ba baa kald, Sirkeci'nin kt arka sokaklarndaki Yahudi esnafndan birinden ald gsterili bir kasas var. Pahal mcevherlerinin, altn taklarnn, hisse senetlerinin yan sra, belli bir miktara ulatnda bankaya gtrp yatrd paralarn saklad bir kasas... k bir Cadillac direksiyonuna, daha ok da gemi dmenine benzeyen, yuvarlak metali l l parlayan ar dnen bir kolu var kapanda. ifreyle alyor kasa. ifresi hayatnn en byk srr. Mutik bile bilmiyor. Evine hi misafir kabul etmiyor. Kasann st, yoksul dm Beyaz Rus soylulardan yok fiyatna alnm, azck eprimi, srma pskll, ilemeli, kaln bir alla rtlm. Bir tek o kasann banda kendini gvenli hissediyor Aliye. Grnmez bir fotoraf makinesine poz verircesine, anlamndan boalm bir yzle, belli bir noktaya dikilip kalm dalgn baklarla, dirseini dayad kasann banda, bir eli akanda neredeyse kmldamadan, hibir ey dnmeden, dakikalarca ylece duruyor. Btn duygularn yerine geebilecek tek bir duygu buluyor iinde: Gven. Bu da ona imdilik yetiyor. Ne zaman, biraz fazla hayallere kaplacak olsa, bir zamanlar falna bakan o gen yazarn tembihini tutuyor, toplama karma yapyor. yi geliyor bu ona. Ayaklar yere basyor. Hesabnn kuvvetli olmas, dnyada kaybolmayacana dair inancn pekitiriyor. kindi ayn daha ok Lebon'da "alyor"; ounlukla ili'de, Nianta'nda oturan, gen ve yakkl sevgilileriyle bulumak iin, Beyolu civarnda garsoniyer tutmu olan btn o ktlk kumkumas zengin kadnlarn; tazeliinden baka gzellii olmayan, gnl irkini, kt ruhlu zengin kzlarn, bir yandan ikindi aylarn ierken, bir yandan da, Aliye ne yaparsa yapsn, kendilerinden biri olmadn yzne vuran kmseyici baklarna, ona bakarak manal manal fsldamalarna aldrmaz grnmeyi renmi; iri porselen fincanlardan sade bir vekarla ayn yudumlarken, Lebon'da, Markiz'de ve benzeri yerlerde bulunmakta, en az onlar kadar hakk olduunu dnyor. Ne de olsa, Aliye'nin hesap pusulalarn da, bu kadnlarn, kzlarn, kocalar, babalar dyor. Mutik, serzenite bulunur gibi, bir sredir sinirli hareketlerle yakas volanl ipek bluzunu dzeltip duran Aliye'nin szn kesiyor: nce elini ek yakandan! nsanlara, ne yaparlarsa yapsnlar, seni kzdramayacaklar, seni incitemeyecekleri intiban vermelisin. Serinlii ren! Unutma bir byk yazarn dedii gibi, en iyi intikam ekli, kaytszlktr. Hibir eyi izzetinefis meselesi haline getirme! Bu, profesyonel bir meslektir, her meslek gibi riskleri vardr, meslek hatalar olabilir. Unutma, bu da dierleri gibi bir i, sen sadece iini yapyorsun; sana, senin ahsna yaplm bir ey yok ortada; bu bir rol, bir yanllk olsa bile, oynadn rol gerei bir yanllk olmutur, hepsi bu! Byle bakmazsan, dayanamaz, daha ikinci perdenin ortasnda kaar gidersin rzgarl kzm. Sakn kendini bakalarnn insafna emanet etme! Mahvolursun! Kendine de, onlara da zaman tan. nsanlara gvenme, gveneceksen onlarn hafzalarna gven! Hafzalar ok unutkandr nk. Sana da alacaklar. Unuta unuta alacaklar. Bu memlekette bir tek eye gvenebilirsin: Unutkanla! u ngiliz centilmeni taklidi heriflerin, Fransz madamas taklidi kadnlarn, u zppe mekteplilerin, u pastane kibarlarnn afra tafralarna bakma sen! Altlarn biraz kazsan, hepsinin altndan

ne cifeler kar! Yzlerine yerletirmeye altklar kilise vitraylarndan ezber edilmi u marur ikon baklarna aldanmayasn! Btn ikonlar tanryla gz gzeymi gibidir. Senin zehir al baklarnsa, yalnzca erkee ayarl olmal. O baklar bir erkein kanna karmak iin bakmal yalnzca. Senin iin erkeklerle. Buradaki kokoz karlara ispat etmek mecburiyetinde olduun hibir ey yok! Unutma, sen sadece iini yapyorsun. Hadi ayn i de kalkalm artk. imize bakalm! Dnya seni bekliyor! Kalktklarnda, sehpada timsah derisinden yaplma kk el antasn unutuyor Aliye. Btn aramalara karn bir trl bulunamyor. Moda Deniz Hamam'nda, kskan gzlerin, kem baklarn hmna uram mayosunu unutuyor. Florya Plaj'nda boyunu olduundan uzun gsteren hasr keli plaj takunyalarn. Kafeantanlarn birounda saysz yelpazesini. Sandalye arkalklarna asl ka el antas, eitli kahvehanelerin, birahanelerin kayp hatralarna kart oktan. Dem sofralarnda kristal kahkahalar savurduktan sonra, azck uzanverdii atlas deli divanlarda, iine Hasan ya da kufe marka kolonyalarn serpildii ka lavanta kokulu mendil, sktrldklar minder aralarndan yoklua kartlar. Yabanc yatak odalarnn ahab karark komodinlerinin stnde, gmrah salarn glkle zapteden sra prlantal taraklar kald. Dalgn ve hznl gzlerle sularna dald nilferler am havuz kenarlarndan kalkp mahzun bir roman kahraman gibi glgesine yrd sonbahar kameriyelerinde, omuzlarndan drd ka Suriye al bakalarnn hatralar iinde kaybolup gitti. Sesinde sakl vaatlerle arklar syledii, ekingen bakl iki masalarnda, zeri mineli ya da sedef ilemeli nice enfiye kutusu, baka zamanlarn kokularna kart. Boaz postasn yapmakta olan, 27 baca numaral yandan arkl Sahilbent gemisinde, her defasnda baka biriyle el ele tutuup huu iinde mehtap seyrederken, rpna rpna uuarak sonunda rzgara kaptrd earplar, ka Boaz akntsna bayrak oldu. Mesirelerde unuttuu fildii ya da abanoz sapl emsiyeleri ka yabanc yamur savuturdu. Kim bilir, hangi lavabolarn sabunluklarnda unuttuu nice yzk, ka parmakta ka el, ka kader deitirdi? Otel aynalarnn nnde unutulmu onca kokulu pudra, kuyruklu srme iesi, say say bitmez nice sant... Hepsi de kazanlm bir hayatn saysz kayplarydlar. Btn aramalara karn hibiri bulunamyor. Eyann kuatt dnya, byle biri hi olmam gibi yapyor. Eya uruna deitirilmi hayatlardan ilkin eya ekiliyor. Neden her gittiin yerde bir paran brakyorsun Aliye? diye hznl bir merakla soruyor Mutik. Aliye, bilmedii ama diplerde, ta iinde hissettii bir cevab neredeyse kendiliinden veriyor: Bilmem, zaten para paraym ya, belki ondandr; belki de kaybolmayaym, diyedir... Bir zamanlar buralardan ben de getim, demek iindir... Ormanda kaybolmamak iindir. Hatra olmak iindir... Bizden nian veren bir sr brakmak iindir... Ne bileyim, byle eylerdendir herhalde!.. Unutma, bana zaman sen rettin! Umarm bir gn yaval da renirsin, diyor Mutik. Hzda

kaybettiklerini, yavalkta bulursun. ... Bir gn, Mutik, dedi Aliye. Ne ok ey biliyorsun, kadnlar hakknda, erkekler hakknda, seks hakknda, ama seni hibir kadnla birlikte grmedim bugne kadar. Neden? Osmanbey'de Cafe Bonjour'daydlar. Her gn bir yenisi alan pasajlarn, i hanlarnn, hamburgercilerin, plaklarn, butiklerin, sinemalarn kuatt, gnn gzde buluma mekanlarndan biri olan Bonjour'da. Kapal, yad yaacak sinsi bir eyll havas... Caddeden akan arabalara, kardan karya telal admlarla gemeye alanlara dalmlard tam, Aliye bu soruyu apansz sorduunda. Bu soruyu bana bunca zaman niye sormam olduunu merak eder dururdum ben de inan ki! dedi Mutik. Bak, gryor musun, sen bile seks yapmay yaktramamsn bana. Demek ki, kafann bir yerinde, beni ve seks yapmay yan yana koyamamsn. Cevab ok basit aslnda: Ben bir asekselim. Anlamadn deil mi? Yani bunca yllk hayatmda bir kere bile cinsel ilikiye girmedim. Seksin hibir eidini yaamadm. Hibir kadn arzulamadm, hibir gvdeye ilgi duymadm. Bir muhabbet tellal iin, kaderin cilvesi saylabilecek ho bir tenakuz, masalmza yakan k bir eliki, deil mi? Aliye'nin aknlktan byyen gzleri, onu daha da elendirdi. Sanki bu da onun zevkiydi. Hala hibir ey anlamam, Nasl yani? dedi Aliye. ok basit, dedi. Cinsellik ihtiyac hissetmiyorum. Bu ne byk zgrlktr bilemezsin. Dnsene, insanlarn byk bir ksmnn hayatn mahveden ey, cinsellik deil midir? Dnya nfusunun tamamna yakn byk bir ksm, her gn bir hastalk gibi cinselliin penesinde kvranyor. Bu bakmdan ben, kendimi ok ansl sayyorum. Zaten, iki insann birbirinin bu kadar ok iine girmesi houma gitmiyor dorusu. Bir kere, k ve zarif bulmuyorum. Aliye'nin azn bile kapatamayan aknl karsnda, iyice elenmeye, ne zamandr bekledii bu "itiraf annn" tadn karmaya balamt Mutik. En bata, seksin kendisini irkin buluyorum. nsanlar iin gerek bir yk. Beyhude bir gayret! Bir angarya! Bo bir hamallk! Neresinden baksan, irkin bir amelelik! Hele o seksten gz dnm insanlar yok mu? Yarabbi, ne irkin bir oburluk eidi! Ne hayaszlk! Birbirlerinin iine girmekteki srarlarn, bu uurda gze aldklarn, katlandklarn dndke, insanlk adna utan duyuyorum! nsanlarn bakalarnn yannda yapamad pek az ey vardr. Dn, seks yapmaktan o kadar ok utanyorlar ki, bunu bakalarnn yannda yapamyorlar. Aliye, aknlktan sessizlemiti, aklna hi baka soru gelmiyor ama, Mutik'in aklamalarn srdrmesini istiyordu. Hem seks birok eye engeldir, diye srdrd Mutik. Erkeklerin ou, bu yzden kadnlarla arkada olmay baaramazlar. Tandm birok erkek, ancak kuu kalkmamaya baladktan

sonra, kadnlar anlamay, onlarla nispeten daha eit ilikiler kurmay renmitir. Ne hazin bir kazan! Cinsellik, aslnda insanln en byk belasdr. Birok insan, hayata ok daha fazla faydal olabilecekken, srf bu yzden btn vaktini ve enerjisini seks dedikleri beyhude bir ama uruna harcayp gider. Yllardr aknln verdii gl bir merakla u cinsellik dedikleri gayya kuyusunu anlamaya alyorum. Beni bu ite feylesof yapan ey, zengin tecrbelerim deil, olsa olsa gzlemlerimdir. Geri, gzlemlerimin biraz kyc ve insafsz olduunu ben de kabul ediyorum ama, iin iinde olmamann getirdii avantajlar da gzard etmemek lazm. Bazen insanlar hi yaamadklar eyleri, dierlerinden daha iyi gzlerler. Ben, seksin doasn kavradm nk. Nedir peki seksin doas? diye dirilmi bir merakla sordu Aliye. ok basit, dedi Mutik. Seksin doas falan yoktur. nsanlarn bir trl kabul edemedikleri ey de budur zaten. Yok yere, seksin doayla ilikisini arayp duruyorlar. Birok insan, can skld iin seks yapar. Birok insan, yalnzlndan seks yoluyla kurtulacan sanr. Yalnzlktan kurtulmak mmknm gibi! Seks o kadar kt bir illettir ki, ok iyi yaptn zaman, yetinmezsin, cann bir daha, bir daha ister. Kt yaptnda da, bu olmad, belki bundan sonraki daha iyi olur, diye bir daha, bir daha yaparsn. Yani seksten kurtulu yoktur. Tam bir babelasdr! ldrmeyen bir veba eididir, bulaa bulaa oalr. Dnyay hibir ey deil, seks ldrecek! ok iyi seks yapanlar, en anssz olanlardr. nk, onlar o kadar ustalamlardr ki, kendilerine gre bir e bulmakta glk ekerler. Bu yzden btn dnyay denemeye kalkarlar. Dnyann en eski meslei niye fahieliktir, sanyorsun? nsanlar niye en ok cinsellik hakknda yalan sylerler, sanyorsun? nsanlarn en byk nyarglar da, cinsellik hakkndadr. En byk srlarn da, ikiyzllklerini de cinsellie saklamlardr. Dnyada hala en byk para seksten kazanlyor. nsanlar o kadar zavall ki, aa be yukar hemen herkes bu konuda yalan syledii ve ikiyzl olduu halde, yzyllardr zina, fuhu, aldatma, sadakat falan tartyorlar! Dnya kurulal beri, en byk yasaklar seks hakkndadr. Ne drt kitap, ne krk peygamber seksle ba edemedi. nk seks ne yazk ki, var oluumuzdur. Var oluumuz kadar anlamsz ve aklanamazdr. Mutik, hzn alamamt, konutuka alarak trmanan bir fke tonu seziliyordu sesinde, sonunda, Tek kelimeyle, seks samadr canm, diye balad szlerini. Aliye, Mutik'in felsefesinden ok iin gnlk ve pratik ynleriyle ilgiliydi hala. Peki, senin cann hi ekmiyor mu yani? dedi. Hani bu kadar biliyorsun, ediyorsun, gryorsun, elinin altnda bu kadar gzel kz var. Aliye'nin naif ve gereki sorusuyla mizah duygusunu yeniden kazanyor Mutik. Beni anlamakta glk ekiyorsun deil mi? Ama haklsn. Aseksellik gerektii kadar bilinmiyor, stelik ne yazk ki, gerektii kadar taraftar toplayabilecek bir konu da deil. Daha batan malup bir durumdayz. Hibir zaman iktidar olamayacamz biliyorum. u anda yeryznde ok kk ve nemsiz bir aznlk olabiliriz; ama ben gene de bir gn saymzn artacana, yava

yava byyp gleneceimize inanyorum. Dnyann bu kepaze hali byle devam edemez! Soruma cevap vermedin, diye srar ediyor Aliye. Hayr, ekmiyor, diyor Mutik. Canm, kadn madn, seks meks ekmiyor. nan aklma bile gelmiyorlar. Yaptm iin, gzmde, ne bileyim, ttn ya da gazete satmaktan pek fark yok. Bu da bir i yalnzca. Aliye, hala inanmaz gzlerle bakmay srdryor, Mutik'ten daha inandrc aklamalar bekliyor. Sonunda, aknlktan ak kalm azn kapatmay baaran Aliye, Ne tuhaf? dedi. Meer seni hi tanmamm! Bunu duyduuma sevindim, dedi Mutik. Demek, daha benden sklmadn anlamna gelir bu. Artk yeter bu kadar, benim hakkmda ok gevezelik ettik, hem bak, kapda mterin grnd bile ball kzm! Hadi bakalm, laf bitti, imdi i vakti: Seks yapmaya gidiyorsun! Aliye, oturduu yerden dorulurken iini ekti: Aman Mutik, dedi. nsanda itah m braktn? ... Her eyden ok bulunan bir evi oldu sonunda. Bir masal evi kadar zengin, ok kapl, ok odal, ok eyal bir evi. Gardrobu azna kadar giysilerle, tilki ya da vizon yakal mantolarla, kuzgun kanad arml pelerinlerle, birbirinden nadide krklerle, eit eit, model model apkalarla dolu. Top top kumalar, dantela garnitrl volanl etekler, vatkal dpiyesler, yanardner ipekliler, yrrken dalga dalga kpren ifon sabahlklar, gecelikler, kamir desenli, ilemeli allar; askl, asksz, yrtmal, yrtmasz, uzun gece tuvaletleri; balinalar geirilerek kabartlm etekler, dantelli, dantelsiz jponlar; bazen omuzlarn ve kollarn rtmede, bazen de yaka dekoltesi ak tuvaletlerde gerdan kapatmada tamamlayc olarak kulland, dokusuna gm pullar, altn simler serpitirilmi rengarenk Acem tlleri, ipek ve saten i amarlar, ipek oraplar, a dokulu dikili oraplar, yazlk, klk, kymetli deriden onca iskarpin, saymakla bitmeyecek daha nice aksesuar, nice sant... Evi, k ve pahal eyalarla deli. eitli kelerdeki konsol ve sehpa zerlerine yerletirilmi pembe, sar glgelikli, ipek pskll abajurlarn, ok kollu kesme billur avizelerin yumuak klarla aydnlatt yksek tavanl, geni, ferah salonunda, grkemli saray kaplar gibi duran gsterili bfeleri, Fransz yemek takmlar, Bohemya kristalleri, yumurta kabuu inceliinde porselen in vazolar, Saksonya biblolar; ilerinde eit eit phtlam ev likrleri duran, markal kristal ieleri, gm atalbak takmlaryla dolu... Taban, insana, her an bir masala doru kanatlanp uacakm hissi veren, cennet yeili yapraklarla desenlenmi ate rengi Acem halsyla kapl bir ark Kesi bile var. Salonun, yan camla kapl cumbasna yerletirilmi, ipek stne altn sim ilemeli

kuty yastklarla beslenmi, geni, ferah sedirin nndeki gne sars tun tepsinin stnde, billur karafakiler iinde bekleyen dinlenmi, sakzl ya da dz raklar; altn, gm tabakalar iinde eitli markalarda sigaralar; zeri mineli, sedefli enfiye kutular; telkari ilemeli gm zarflar iinde duran soan zar inceliinde kahve fincanlar ve kehribar azlkl, gm bal bir ift nargile, her an hizmete hazr durumda bin bir gece masallarnn konuklarn beklemekte... Gene de btn bunlarn arasnda yitirilmi bir yarnla ba baa kaldn dnyor Aliye. Ryasnda tkenmi birinin, yarnlar da dnlerine benziyor. Gndelik hayatta ne kadar salamc olurlarsa olsunlar, ryalarn, yaamlarndan ok daha gl duyumsayan hayalperest insanlarn deimez kaderini yayor. Bir eit tkenie benzeyen kaderini... Yapt onca toplama-karma handiyse boa gidiyor. Ne zaman Beyolu'nda yrrken, Hristaki Pasaj'nn nnden gese, ban kaldrp kemerli giri alnlnn tam ortasna yerletirilmi oymal saate bakyor. Zaman anlamaya alyor. Bir ey olmuyor. Alnln iki yanndaki kabartma deniz klahlarndan dklen meyveler, ta kesildikleri yerde dklmeye devam ediyorlar. Onlar dklmeye devam ederken, Hristaki Pasaj, birdenbire iek Pasaj oluyor. Bir de, ad 'yle balayan eyalardan yapt zel bir koleksiyonu var: anak, mlek, atal, ak, anta, izme, aydanlk, akmak... Zaman onlarla nnlyor! Toplad yetmiyormu gibi, koleksiyonundaki btn paralarn, tek tek resimlerini ektirmek istiyor Aliye. Resimlerin, gnn birinde onlar dalmaktan koruyacaklarn sanyor. Foto Febs bu isteine aryor. Eyay bir arada tutan eyin fotoraf ekilemiyor. Albmler byle sylyor. Bunlar olurken, ksa zamanda hemen her eit zengin grd gzleri Aliye'nin. Sava zengini tccarlar, mirasyediler, hacaalar, ihtilal zengini patronlar. Vagon ticareti, ttn ticareti yapanlardan eker, ya, tuz, gaz karaborsas vurguncularna; ila fabrikatrlerinden petrol krallarna, celeplerden demir tccarlarna, inaat kapkalarndan silah ve esrar satclarna varana kadar her eit zenginin koynuna ve hayatna girdi. Beyolu'nun btn zamanlarn grd, yaad. Gn gnden itahn kaybetmiti. Dnyay can ekmiyordu artk. Garden Bar gecelerinde kahkahalar asl kald. Holivut tebessml erkekler ve kadnlar arasnda Taksim Bahesi'nde, Turkuaz Lokali'nde tangolar admlad, valsler dnd. Rak masalarnda kdemler alp Asmal Mescit meyhanelerinde kadehler nlatt. Nektar ve Luxembourg Birahanesi'ndekiler, onun dudaklarnn kenarlarnda brakt minik bira kpklerine bakarak yutkundular. Dn mehul bir kzcazken, birdenbire mhim ve tannm bir Beyolu ahsiyeti olmann saltanatn hakkyla yaad. Bir zamanlar, mahcub ve ekingen bir edayla, vitrinlerine bile gzucuyla bakabildii maazalarn, dkkanlarn, bonmarelerin,

kafelerin, barlarn, birahanelerin, lokantalarn, restaurantlarn, otellerin imdi herkesin nnde hrmetle eildii hatrl bir mterisi olmutu. Mhim otellerin dansl ay partilerine katlyor, mhim ahsiyetlerin balolarna, davetlerine arlyor, en nemlisi eliliklerden bile mhim mevkilerde tan ve ahbaplar ediniyordu. imdi, bir yere girdiinde, herkes onun geldiini, ilkin kokusundan anlyor. Kendinden nce, ince bir buhur gibi tterek nden giden efsunlu rayihas duyuluyor. Umumi bir yere girerken, omuzunun tek hareketiyle zerindeki mantosunu, pelerinini ya da aln aa indirerek gsterili bir vekarla "antre yapan"; btn baklar stndeyken, tahtna yerleir gibi arkasna byk bir gvenle yaslanarak oturan, bacak bacak stne atp bir kolu sandalye ya da koltuk arkalna takl olarak, dnyaya ve insanlara yksek ve usuz bir balkondan bakyormuasna marur gzlerle bakan, ou zaman kalp eklinde boyad karanfil krmzs dudaklarnn ucuna decekmi gibi hafife yerletirdii incecik sigaralardan derin nefesler ekip koyu, kaln dumanlar savuran bu ba dndrc kadn, daha dne kadar titrek, ekingen admlarla, yalnzca Beyolu'nda deil, dnyada da kaybolmu gibi yryen o rkek kz ocuu deildi sanki. Ardnda kendinden ller brakarak ilerleyenlerin yolunu katederek buralara kadar gelmiti. Ve belki de insan hayat iin en nemli eyi, gereklik duygusunu yitirmiti. Btn yaadklar ba dndrc bir ryaya benzerken, gerekliini hissettii tek ey, "para"yd. Kimi zaman, bir alveri ya da berber sonrasnda Hatay Kahvesi'nde yorgunluk ay ierken, kimi zaman Degstasyon'da iek Pasaj'na girip kanlar seyrederek, hafif bir le yemei yerken, ya da Fransz Konsolosluu'nun bitiiindeki Mavi Ke'de ayakst birasn yudumlarken, Beyolu'nun gzlerinin nnde an be an bakalatn gryordu. Srekli, durgunluk hza, hz durgunlua dnerek zamann getiini, etin durdurulamazln, hayallerin uuculuunu ve hatralarn iddetini sylyordu. Her girdii yerden ktnda, zalimce deimi baka bir stanbul dikiliyordu karsna. Nereye gitse hikayesi ardndan geliyordu. Ya da o hikayesini srklyordu. Ka zamandr, oturduu kahvenin, pastanenin ya da lokantann pus benekli, tozanl camlarndan, Beyolu'na artk baka gzlerle bakyor, evresinde olup biten her eyi, zaman d gzlerle inceliyor; gzlerinin nnden akp giden hayata ait canl grntleri, yllar sonra baklan eski bir albmde, sahipleri oktan lm soluk fotoraflara benzetiyor, bunlarda gndeliin olaan akndan ok, lme ait bir esrarn sakl iaretlerini buluyordu. Bir sredir kendini hibir yerin yerlisi gibi hissetmiyor, kendini hibir yere aitmi gibi duymuyordu. Gen kzlk zamanlarndaki yoksulluun, gvensizliin tedirginliini, imdi nedenini ve niyesini anlamad, ama penesinde kvrand var oluuna ilikin daha derin bir yalnzln tedirginlii almt. Bir srgne benzetiyordu hayatn. Yalnzca mekandan deil, zamandan da soyutlanm, srgn edilmi gibiydi. stanbul'da imdiki zaman bile, hep gemiin kaln glgeleri iinde her eyin zerini rtyor. stanbul'dan bile eski olan Beyolu'ndaysa, gemiin glgeleri arasnda yaamak kanlmaz. Belki de bu yzden, btn yzyllarn bir arada yaand ve her yzyln ayn lde yabanc olduu Beyolu'nda insanlar ok

ruhluydular. Bunun iin macera, tehlike ve mit oktu. Bunun iindi byk yalnzlklar. Beyolu, hem stanbul'du, hem deildi; tpk stanbul'un da, hem Trkiye olup hem olmamas gibi... Beyolu'nda en byk tehlike, insann kendisiydi. Her zaman byle olmutu. Kimse kendini inzivada kefetmez. nsan kendisiyle ancak byk kalabalklarda karlar. nzivalarsa dnler iindir. Kalabalklarda kendiyle karlap kaybolanlarn, yenilenlerin dkm gnleri iin. Ilk akamzerleri, stiklal Caddesi'nde yrrken, ban kaldrp bakt ou kagir olan binalarn pencere alnlklarnda, maltatandan yaplm evlerin kararm cephelerinde, insan yzl kabartmalarnda, bitkisel sslemelerin yer ald frezlerde, gemiin gzleriyle baka baka yrmenin byk yorgunluunu hissediyor Aliye. Bu geni zamanl yorgunluk, kimseyi iinde yaad zamanla ba baa brakmyor. Farknda olsun ya da olmasn, Beyolu'nda yryen herkesin, bina cephelerindeki koca stunlar, kirileri, kat kat ykselen o koca yaplar balarnda tayan karyaditler, kabartma heykeller kadar yorgun olmas bundandr. Gemiin btn izlerini tayan o eski ve hametli yaplar, kapal havalarda biraz daha ask suratl ve balamasz gelirdi Aliye'ye. Rzgara sevdal emsiyeler, her an kendilerini tutan ellerin sahipleriyle birlikte havalanp stanbul semalarnda baka zamanlara uacaklarm gibi olurdu. Maazalarn vitrin klar yamurda iyice gszleirdi. Arabalarn ounun rengi siyaht; ou zaman koum demirlerine ocuklarn asld boynuzlu tramvaylar, hi umulmadk bir anda birdenbire kverirlerdi ortala ve mevsim ne olursa olsun, havay enlendirirlerdi. Yrek hafiflerdi. Aliye'nin yz, tramvaylar seyrettii dalgn pastane camlarnda kalrd. Yoldan geen hikayeleri dinlerdi, bir zamanlar kasasnn banda otururken pastane mterilerine uydurduu gemi zaman tayan hikayeler gibi hikayeler yazard nnden akp giden yzlere... O gne kadar tanmad, bilmedii bir umutsuzluk eidinin usul usul kendini ele geirdiini hissediyordu. Gelecek de gemi kadar gszletiinde, umutsuzluk balyordu. Bir zamandr, btn randevularn tehir etmeye balamt Aliye. evresini her an muhasara altna almaya alan o kranta beylerden uzak duruyor, daha ok gndzleri olmak zere tek bana ve gayesiz dolayordu. Biraz kendiyle kalmaya, dnmeye, iini yoklamaya ihtiyac vard. Hayat tatil ettim, diyordu glmseyerek. Bir ryada gibi Aliye. Ama ac eken bir rya bu. Ryada olduu iin acsn hissetmiyor; yalnzca biliyor. Vedalar gibi seyrediyor hayat, Beyolu'nu, insanlar... Hayatn dna srlm insanlarn baklarndaki ksknln o tuhaf berraklyla bakyor. Aliye'nin, dilediinde birdenbire matlaan, donuk, kunt baklar, smsk kendine kapanr, kar tarafn duygularn okumasna asla izin vermezdi. Bir sredir baklarnn kilitledii yzne bu kapal, geit vermez ifade yerlemiti; iinde bilmedii eyler oluyordu. Gn gnden her eye kar ilgisi azalm, hayata olan itahn iyiden iyiye kaybetmiti. Kk elenceler icat etmede eskisi kadar usta deildi. Mutlulukla ilgili kurallar bir trl anmsayamyordu. Bir parfm daha almann, bir yelpaze daha edinmenin, bfeye bir biblo daha yerletirmenin anlamlar tkenmeye; her ey gzlerinin nnde kararmaya balamt. Belki de, kendince dnyay elde etmi ve sonunda dnyada elde etmeye deer bir ey olmadna karar vermiti. Sanki btn bunlar neredeyse

kendisinden habersiz olup bitivermiti iinde de, imdi bunu nasl syleyeceinin yollarn bulmaya alyordu. Kendini yeniden Sainte-Marie Draperis Kilisesi'nin merdivenlerinden inerken, ya da Sainte Antuan'n, kendini bambaka dnyalara gtren serin usuzluundaki tahta sralarda otururken buldu. Mum yakarken artk dilek tutmayacak kadar caymt hayattan. Gelecek umdurmayan bir gemi... hem gemii hem gelecei yamalanm bir imdiki zaman... Tam ortadayd... Galiba kaybolmutu. O gnlerde ziyaret etti Tnel tarafndaki araf morgunu. lk gecesini satt gazete patronunun l ekmecelerinin birinde yatp duran kanl arafnn banda, o da kendinden ncekiler gibi, o donuk n altnda balang noktasnn anlamn anlamaya alt. Etinin paraya, parann geree dntn ve parann, hayat yneten tek gerek olmasnn kapal iktisadn, gndelik gereklik iinde kendince kavramaya alt. Bu kapal iktisadn bys, gnn birinde, yoksulluu zenginlikle deitirebiliyor, ama yoksullarn, yoksullukta olumu gereklik duygusunu, gzn ta bandan zenginlikte am insanlarn gereklik duygusuyla bir trl deitiremiyordu. Bu anlamda snf atlanmyordu. Yoksul doanlar, ne kadar zengin olsalar da, bu anlamda hep yoksul kalyorlard. Korkular, kayglar, hala yoksulluun bilgisini ve renmelerini tayordu. Yarlmt. Her yer onundu belki, ama o her yere yabancyd. Baz geceler, kendisini, eski yoksul evlerinde kuru zeytinle kahvalt ettii sabahlarnda bulduu ryalar, her eyden ok daha gerek geliyordu kendisine ve sanki asl sabahlar, bir ryaya uyanyordu. Yeni tand Topaac'ndaki geni apartman dairesinin arka tarafnda, aylandz, manolya ve elma aalarnn olduu sakl baheye bakan cam kenarna yerletirdii, ince uzun bacakl, kk tablal, masif grgen okuma masasna oturup, Hayatmdan bir eya yaptm dnyorum, diye yazyordu, bir zamandr tutmaya balad defterlerden birine. Yldz oktan snd hayatmn. Ben hi byle dnmemitim hayat. Neden korktuumu bile bilmiyorum! Yazarken tutulduka, yardm uman gzlerle elindeki "Dora" marka eski dolmakalemine bakyordu. Adn ok seviyordu dolmakalemin: Dora. Gnce tutmaya baladndan beri, szckleri sevmeyi renmiti. Eyalarn adlar bile kendilerinden daha gzeldi. Son zamanlarda kendini iyiden iyiye kitaplara vermiti bir de. Bo zamanlarnda ak romanlar okuyor: "Ak Budur", "Aka Davet", "Kadnlarn Saadeti", "Parka Bakan Pencere", "Kader izgisi", "Asrn Kadn", "Aka Tapan Kadn", "htiras Meltemleri", "Parisli Kadn", "Aka Dn" gibi kitaplar, baucundaki kitap rafn sslyor. Parlak katlarla kaplanm, miz ciltli, gzel grnl, kaln, gsterili kitaplar bunlar; onlarn sayfalarn kartrmak, onlar kucanda zarafetle tutmak, onlar okurken dalgn ve hisli grnmek, kendini bu sayfalarn rzgarna brakarak uzak hayallere kaplmak houna gidiyor Aliye'nin. Eksik olan hayatnn onlarla tamamlandn dnyor. Bir zaman nceydi. Nicedir unuttuu, iinde kilitli kalm duygular uyandran biriyle, bir rastlant sonucu tanm, neredeyse gizli gizli bulumaya balamt onunla. Klrengi bir sonbahar balangc, inceden bir yamur yaarken, Olivio Geidi'nde bir apartman saann altnda liseli kaak aklar gibi pmlerdi.

Dudaklarna yeniden bir gen kzn rkeklii gelmiti. O lk, yumuack pme sonrasnda, dudaklarn birbirlerinden ekerlerken, durup uzun uzadya birbirlerinin dudaklarna, gzlerine bakmlar, bu pmenin tadndaki fark anlamaya almlard. Sonra baka bir gn, Tnel'de, Narmanl Han'n avlusunda, kedisi len Yahudi Madam'n zntsn hafifletmek iin yeni bir yavru kedi bakmaya gittiklerinde, Aliye kendiliinden aaca yasland bir an, birdenbire gen adamn ar gvdesini zerinde hissetmi, bocalamt. orab kamt o sra. Bu bile ok houna gitmiti. Orada acemice sktrlrken, orabnn kamas, sanki ona masumiyetini, erden gnlerini iade etmi; henz yaamad bir gelecein tamamyla yitirilmemi olduu yanlsamasn uyandrmt. Bilmedii bir ey, iini taze bir gle dolduruyor, yepyeni heyecanlar duyuruyor, bilmedii scaklkta tonlarla hayatn renklendirerek bakalatryor, dnyay farkl klyordu. Bir zamandr sabahlar yataktan erken gelmi baharlar gibi kalkyor, gnlerin her eyden bamsz neesini kefediyordu. "Byle bir kadn olduunu bilmiyordum" cmlesine kadar sren birka kk saadet paras. Hepsi bu! Okuduu romanlara benzeyen birka dar zaman paras... "Reca ederim artk birbirimizi aramayalm." Elinde ftr apkasnn kenarlarn sinirli hareketlerle evirip dururken, demir kadar souk bir sesle ve merhametsiz gzlerle sylemiti bunu. Artk kendisi iin bile "O Kadn" olduunu anlamt. Sahiden dn yolu var myd? Byle durumlarda eskisi kadar ii armyordu artk. "Byle bir kadn olduunu bilmiyordum" cmlesi, bir zamandr eline almad kitaplarna yeniden dndrmt onu. Ak bile deilken yaad, ayrlk niye bunca cann yakyor, niye byle derin bir sz brakyordu iinde, artk yalnzca bunu anlamaya alyordu. Onca erkek arasnda yalnzca birka, yreinde, ta diplerde bir yerlere dokunmu; o da, her seferinde bunlardan kamay ve bu kabil maceralarn muhtemel tehlikelerinden uzak durmay ustalkla baarmt. Her eyi askya alm, ksesine tutulduu birka kiiyle olan ilikisi zerine dnmeyi de, duygularn tartmay da bol zamanl yallk gnlerine erteleyerek, kendini gndeliin zalim akna brakmt. Pera Palas'n basamaklarnda yitirdii ayakkab tekinin, Olivio Geidi'ndeki pcklerin lk ve yumuak tadnn ve benzeri birka krk hatrann, akamstlerinin azalan nda dalgn gzlerle oturaca yallk gnlerinin pencere nlerinde kendisini beklediini biliyordu. imdi kalbin sras deildi. Bir yaamad hayatlar anlatan duygu dolu ak romanlar vard, bir de irili ufakl parfm ieleri! Billur ielerde dinlenen kokular deil, zamand sanki. Bir blm banyosundaki koca dolapta, bir blm de arka taraftaki kk sandk odasnndaki oymal raflarda duruyordu. Sandk odasndaki, ou boalm parfm ielerinin uucu, havai kokular, st ste ylm onca eyann arlatrd kaln havay datyor, eyadaki beklemiliin, umutsuzluun eve szmasna izin vermiyordu. Mutsuz anlarn uucu klan ba dndrc kokularla, zaman hafifletmeyi renmiti. Onun iin parfm ielerinin her biri, Aleaddin'in Sihirli Lambas'yd. Kapaklar ald anda dnya kolaylayordu. Banyodaki

kanatl pencerelerinde bzgl beyaz tller olan caml ceviz dolabn ii, boalm irili ufakl parfm ieleriyle azna dek dolu. Hibirini atmaya kyamyor. Yaadklarn elden karmak gibi geliyor bu ona. Cilas krmzya yakn tutulmu gl aacndan yaplma, ince bacakl Girit ii tuvalet masasnn zeri de sra sra kristal esans ve parfm ieleri, fsfs pskll, puslu cam ielerle kapl. Bir koku kadar uucu olmak istiyor Aliye. En keskin rayihalarn bile ancak kendi zamanlarnda kalc olduklarn biliyor. Bolca srnmesine, onca elibol dknmesine karn, ne zaman gemie gese, ilk yitirdii eyin zerindeki koku olduunu gryor. Gemi, bir ecza dolab kadar temiz ve "steril". Gemiteki hibir eyin deitirilemezlii, lme yakn bir kesinlik kazandryor yaadklarna. Gemie hi dokunulamyor. Hatra, zalim kudretini dokunulmazlndan alyor. Tek tek kiilerin hayatlar, Mutik'in deyimiyle, birer masala benzese de, hayatn kendisi bir oyuna benziyor. Mutik'le birlikte ne zaman gemite bir gne adm atsalar, birdenbire zerinde kaybolan kokular bunlar dndryor ona. Hayat diye setii eyin, kendisine hi hayat hakk tanmayan i ie gemi bir oyunlar zinciri olduunu, iine girip kt hibir hayatn kendi kokusunu tamadn gryor. O, hep hayatna giren eitli erkekler karsnda, tek gzl denizci drbnlerinden grlen bir masal kiisi gibi, kimi zaman byyerek, kimi zaman klerek, ama srekli olarak onlarn hayallerine, arzularna, isteklerine gre, boy, biim ve kiilik deitirerek varln srdrebiliyor. Kadn olmann anlamnn tam da bu demek olduunu derin bir yoksulluk ve aresizlik duygusu iinde anlyor. Sanki yzlerce erkekle evlenmi, yzlerce ocuk dourmu; yzlerce evin oturma odasnda, yatak odasnda, mutfanda, banyosunda eskimi, mr tketmi; yzlerce kez dul, yetim ve yalnz kalm bir kadn gibi anlyor. Hayata ait konularda derin dncelere dalp kendine ait mhim keiflerle dnd bu eit aydnlanma anlarnda, bir zamanlar Mutik'in ettii szler kulaklarnda yeniden yank buluyor. O dememi miydi, "Btn erkekler senin olacak, bakalarnn hikayelerini yaayabileceksin. Evlerinde oturup koca bekleyerek minder rten kzlarn hikayelerini de sen yaayacaksn; fildii kulelerde salarn tarayan ufuk gzl prenseslerin de..." O zamanlar zerinde hi durmad bu szler imdi anlamn buluyor; szlerin anlamn kavratan eyin, deneyimler olduunu btn derinliiyle imdi kavryor ancak. Deneyimlerse, byk lde, kaybetmekle kazanlyor. Gm sahibi olmayanlar, gmn karardn bilmez, demiti Sryani Kuyumcu. Onlar gm hep ay kadar parlak sanrlar. Kapal ar'daki, her zaman alveri ettii Mardinli Sryani kuyumcunun, sade bir zevkin hakim olduu, alak tavanl, gsterisiz dkkannda, telkariler, savatlar arasndayd. Kendi deyiiyle, Mardin'den bir dava seyahati sebebiyle, ksa bir mddet iin stanbul'a gelmi olan, Ali adnda Arap asll gen bir avukatla, o dkkanda tanm, ikisini de kuatan gl bir ekimin etkisiyle bir sre kaamak bakmlar; dkkandan ayr ayr ktklar halde, az ileride buluup bir muhallebiciye gitmiler; aralarnda bir trl zlemeyen tuhaf bir gerginliin yaratt tutukluk iinde, daha ok gndelik, sradan, rastgele eylerden konumular, elleri

ellerine demi, hatta Aliye, neredeyse, bir erkek bulmaktan ok, ikizini bulduu duygusuna kaplm, yarn akam mutlaka arayacan syleyen ate gzl gen adamsa, ne ertesi gece, ne de sonrasnda onu bir daha aramamt. Son zamanlarda hep gzlerinin nnde gmler gibi yan o szlerini hatrlyor kuyumcunun. oktandr unuttuu o ate gzl gen avukat hatrlyor. Gmler, ay aydnlnda, Ali'nin yaanmam ansn tyor. Birini zler gibi deil ama, hayatnn bir yerini yaamam gibi ii szlyor. Hissettiklerinin, gm sahibi olduktan sonra, gmlerin de karardn renmek ve buna almakla ilgili bir ey olduunu dnyor. Hayatlarn hi yaamam insanlarla, hayatlarn ok yaayarak savurup gitmi insanlar, gnn birinde ayn yere kyorlar. Kaderlerinde esrarl bir ortaklk, umutsuzluklarnda youn bir benzerlik var. Yaadklar ya da yaamadklar ne olursa olsun, gnn birinde, hayat ve dnya, ayn biimde boalveriyor gzlerinin nnde. Ayr ayr yrdkleri yollarn sonunda, ayn yere varyorlar. Umutsuzluun gnbatm renkleriyle bezenmi usuz taraasna... Ayn yolu yrmeyi srdrmekle artk baka bir yola sapmann hibir nem tamad o kr noktaya... Gmlerim kararmaya balad, diye yazyor defterine Aliye. Gmlerim kararmaya balaynca anladm. Anlamak istemediim kadar anladm. Ay kadar anladm. Sonra, Mutik'in eski bir masala atfta bulunduu baka bir szn hatrlyor: "Btn kzlar gnn birinde kralie olmak ister!" Oysa bu szn arka yznde sylenen ok daha nemli: "Sen kraln dnde grd eylerden birisin. Sen de gerek olmadn biliyorsun." Hangi kralie gerektir ki? Kralieler, Krallarn aynasdr yalnzca. Kral, aynaya baktnda kendini, gcn, iktidarn grmek ister. Kadnlar, bu yzden hep ayna karsndadrlar, bu yzden aynann iine dmek isterler. Krallar kendilerine baksnlar diye. Kadnlarn can bu yzden aynalarda sakldr. Varlklarn zr diler gibi sulu duygularla kvranarak yaayan, ancak sevilirlerse dnya tarafndan balanacaklarn dnen, btn o bedbaht kadnlarn, o dipsiz sevilme ve efkat ihtiyac, sonuta esaretleri oluyor: "Btn kzlar gnn birinde kralie olmak ister!" Aliye, kulaklarnda yanklanp duran Mutik'in bu sznn ansyla bulanm dncelerin ortasnda, Mutik'e dnerek, Bize yolumuzu artan ey, masallar deil de daha ok masallardan aklmzda kalanlar galiba, diyor, snm bir Beyolu gecesindeki tenha ve koyu glgelerin havay arlatrd Valori Lokantas'ndan kp birdenbire, saten siyah lk geceden mucizeler umduran ltl bir serinlikteki Lalezar Kulp'teki denize alan geni pencerelerinde havaifieklerin patlad yldz baskn bambaka bir geceye ktklarnda... Elle tutulmayan, ama baka bir dnya fsldayan zerindeki vahi kokuyu derin derin soluyor Aliye: "Courage". Gnn kokusu. Denizin derinliklerinden su yzne ktnda, havay iine

dolu dolu ekenler gibi soluyor yeniden kavutuu vahi kokusunu... Kokular ona iinde yaanlan zaman sylyor. Kokular insan yeni heveslerin peine takar. Mutik'in, Lalezar'n barnda tantrd gen ve apkn bir iadam, yznde mstehzi bir ifadeyle kulana eilip usulca: "Gece kraliesi siz misiniz?" diyor. Eski bir masalda, zamann unutturduu bir mantk boluu gibi glmsyor Aliye. Kralielerin anavatan gecelerdir, diyor. Yalnz dikkat edin, bir kralieye ak olmak, erkein ruhunu rtr. kisinin de gzlerinden karlkl meydan okumann kl parlaklndaki lts geiyor. O gece de yle geiyor. Deimeyen tek ey sabahlar. Sabah hep ayn ekilde oluyor. lkin bir bolua uyandn hissetmenin yavanl, ardndan bir bak gibi hatrlanan gndelik mutsuzluklar... ok gemedi adn bir trl koyamad bu sarsntl gnlerin stnden. Aliye, bir gece anszn, Dnmek istiyorum, dedi Mutik'e. Mutik, kendi eseri olmayan apansz durumlardan rkerdi; gene yle oldu. Karlman Maazas'nn yaknlarndaki Valori Lokantas'ndaydlar. Uzun, siyah, tenha, snm, yoksul grnl bir Beyolu gecesiydi. Mutik, ilkin Aliye'nin iinde bulunduklar gemi zamann bu snk gecesinden geri dnmek istediini sand. Hayr, yle deil, tamamyla dnmek istiyorum, dedi Aliye. nce yanl anladn dnd Mutik; inanmaz gzlerle bakt Aliye'nin yznde, nceden tanmad bir yorgunluk vard. Boyalar akm bir yorgunluk. Ayn yorgunlukla srdrd Aliye: Artk kendi hayatma dnmek istiyorum, orada braktm hayatma. Aynann teki tarafna. "Kendi hayatm" sz, fazla iddial bir laf deil mi sence? Kimin kendi hayat var ki? Kim sahiden hayatn yayor ki? Brak laf oyunlarn Mutik, dedi Aliye. Ne demek istediimi anladn! Dnmek istiyorum. Hem de en ksa zamanda. Peki neden? diye sordu Mutik. Ayn yerde kalabilmek iin ok fazla kotum, dedi Aliye. Farknda deil misin? Yorgunum, ok yorgunum. Gvdemdeki bakalarndan yoruldum. Anlamalydm, dedi Mutik. Daha nce anlamalydm. Th! Bir yerde dalm olmalym! O araf morgunu ziyaret etmek istediinde anlamalydm. Hayret! Hi yapmazdm.

Senin bir hatan yok ki! Hep eksik olan bir ey vard hayatmda. Eksiksiz hayat yoktur ki, tenha kzm! Hayatn fazla gelen tek yan kendisidir. Keke diyorum bazen, keke hi gemeseydim aynann bu yanna, keke orada kalp bambaka bir hayat kursaydm, kurabilseydim. Son zamanlarda o kadar ok "keke" demeye baladm ki, mutsuzluumu bile byle anladm. Hangi hayatn "keke"si yoktur ki, dumanl kzm? Her hayatn dnemelerinde en az birka "keke" vardr mutlaka. Hayat da budur zaten. Onca ey yaadn, hala hayat baka bir ey sanyorsun! Sen, bir hayat deil, bir hayali aryorsun. Uzak bile olmayan ihtimalleri. Olabilir. Dediin gibidir belki, ama onu burada bulmadm da kesin! Senin aradn hibir yerde yok ki! Geri dnmekle bulabileceini mi sanyorsun? Dndnde kaldn yerden geri giyebilecein, portmantoda asl durup seni bekleyen bir manto deil ki hayat! Orada seni neyin beklediini, orada neyi bulacan sanyorsun? Belki hibir ey bulamayacam ama, mit edeceim. Bak, burada midimi yitirdim ben. Yeniden mit etmeyi yaamak istiyorum belki. Kim bilir? Hem sen dememi miydin, istediin zaman bu anlamay feshedersin, diye. Ben de yle yapyorum ite. Anlamay feshediyorum. Bence zaman geldi. Bir yerlerde alan bir saat iitiyorum. Bana vakti sylyor. Masalm terk etme zamanm geldi. Evet, yle demitim tabii, istediin zaman geri dnebilirsin demitim; gene de sen bilirsin, ben zerime den vazife gerei, seni kalman iin ikna etmeye alyorum sadece, srar etmiyorum. Kimse masaln o kadar kolay terk edemez. Ayrca, bu geri dn yolculuu iin ne kadar salamsn, bilmiyorum. stesinden gelirim, merak etme. Salamm. Yalnzca mitsizlerde bulunan bir yrek salaml benimki! Aldm yollar geri dnerken bacaklarmn beni ekebileceine inanyorum. Bir sre daha sessiz kalyorlar. Aradaki ya farkn dert etmemi, nice zaman dayandktan sonra, birdenbire ayrlk karar vermi, birbirlerine saygsn deil ama, muhabbetini yitirmi bir kar kocaya benziyorlar uzaktan. Bacak bacak stne atm, volanl etekleri ayak bileklerine kadar inmi, apraz atkl, yksek keli iskarpinlerine dalm baklar Aliye'nin, sann bukleleriyle oynuyor bir yandan. ini dinliyor bu kez. Boynundaki krkn boncuk gzl tilkisi, Mutik'e alaycl glmsyor sanki. Neden sonra Aliye, bir ey aklarcasna deil, daha ok iini dker gibi anlatmaya balyor: Yabancym Mutik. Hangi zamana gidersek gidelim, yabancym. Hangi erkekle beraber olursam olaym, yabancym. Kendime yabancym. Vcuduma, alkanlklarma, zevklerime yabancym. Ben kimim? Bakalarnn dlerinin bir parasym yalnzca. Bir uzuyor, bir ksalyorum. Devler arasnda cce, cceler

arasnda dev oluyorum. Btn kelimeler azma byk geliyor. Mnlerde yazan yemek adlarnn hepsini rendim belki, ama sahiden konuuyor muyum, bilmiyorum. Konuma bile bir oyundur, demitin bir keresinde. Doru, bak ne zamandr senin gibi konuuyorum. Ancak masallarda insanlar byle konuurlar. Bilmediim bir utan eidi kalmad neredeyse. Hepsini denedim. Btn ahlaklarm yitirdim. Bir tek meslek ahlakm kald. Her ey senin dediin, senin istediin gibi oldu. Tabiat ile kader arasnda kaybolmadm. Ama gene de kayboldum. Belki de sahiden yledir. Dnya var olmak iin deil, kaybolmak iindir. Ben artk kimim, bilmiyorum! Kendimi, kendimde kaybettim. Para para daldm hayatlara ve imdi artk paralar btnden ar ekiyor. Zaman bana sen rettin Mutik. Zamann nasl getiini biliyorum artk. Benim iin perde kapanmadan sahneyi terk etmek istiyorum. Bir piyes kahramannn latlar tkenmemeli. Benimse tkendi. Ne kimseye sylemek istediim tek bir kelime, ne de kimseden duymak istediim bir tek sz kald. Hayatmn geri kalan ksmn, baka bir piyeste, baka bir sahnede, mmknse gerilerde, gze batmayan bir yerlerde duran, silik, dilsiz bir kahraman gibi devam ettirmek isterim. Bir mucizeydi yaadm, ama sonu iyi biten mucize var mdr, bilmiyorum. Aliye'nin anlattklar karsnda kapld yeise benzer puslu dalgnlktan glkle kan Mutik, Beni artyorsun, diyor. Sesinde hayal krklna uram olmann gl aknl var. Seni artabilecek eyler yapmaya aslnda ta banda balamtm, ta ilk gnlerde... Hatrlyor musun, kzlm verdiim o gazete patronunu? Senin btn anlattklarna ramen, sabahna bana dolgun bir bahi vermi, yle uurlamt beni. O zaman sylememitim sana. Sonra da bir nemi kalmad. Daha o ilk gn inanmtm farkl biri olduuma. Dolgun bir kahkaha patlatyor Mutik. Helal olsun, diyor, sahiden yaman kzmsn! Demek daha ilk gn atlattn beni ha! Ne diyeyim, helal olsun! Sonra birdenbire mahzunlaan bir yzle soruyor: Demek bu kadar ciddisin Aliye? Demek dneceksin. Beni gerekten arttn! Evet, ciddiyim Mutik. Hi olmadm kadar ciddiyim. Bunun zerine susuyor Mutik. ine kapanyor. Hatrlar msn, gemie ilk gittiimizde, Kimi gryorsun? diye sormutun bana. Ben de, Hi kimseyi, demitim. Sen de, Ne keskin gzlerin var senin, demek hi kimseyi grebiliyorsun, demitin. O halde artk herkesi grebilirsin! Bu bilmeceli konumalarna glmekten kimseyi grememitim uzun sre. Oyunlar ne zaman ac verir Mutik? Kelimeler, ne zaman insann azna byk gelir? Hayaller ne zaman ufalanr? Oyunlar ne zaman hznleri artk saklamaz olur? Yollar ne zaman tkenir? Erkekler, yalnzca yalanrlar, oysa neden kadnlarn teni, giysiler gibi eskir? Seks ne zaman satlmaz? Cevab, kendisine byk gelen sorular nerede deitirilir? Belki de en mhim sual en sade olandr her zaman: nsan nerede yenilir? Mutik, ban kaldrp uzun zamandr bakmad gzlerle, yeniden tanmak ister gibi bakyor Aliye'ye. O bakarken zaman geiyor.

Divan Oteli'nin pastanesinde oturuyorlar. Baz hikayeler insann bana gelir, tpk bir kaza gibi; insan baz hikayelere hazrlksz yakalanr; baz hikayeler iinse, insann iinin hazr olmas gerekir. Bir de alnm kararlarn hikayeleri vardr. Dn olmayan hikayelerdir bunlar. nsan kendi hikayesinin nasl bir hikaye olacana doru karar vermelidir. Sonra yamura, doluya tutulur gibi tutulduumuz hikayeler vardr; bir de apansz mucizeler... nsan en ok bunu ister ama, sonu iyi biten mucize var mdr, ben de bilmiyorum Aliye. Geen gn bana bunu sormutun deil mi? diyor Mutik. Evet, hayatm boyunca, en ok mucize dlediimi fark ettim nk. Bu, biraz da mutluluktan ya da mucizeden ne anladna bal pembeyldztozu kzm! Biliyorsun. Benim tangomun ad: htiras! Evet, bu da ileri ok zorlatryor. Aliye, boynundan kayp duran rnarn umutsuzca dzeltirken, yznn ifadesini bir anda deitiren Mutik, Dnmekte kararl msn? diye soruyor. Onu hazrlksz yakalarsa, kararn deitirebileceini umuyor olmal. Aliye dnsz baklarla ban "evet" anlamnda sallyor. Mutik uzun zaman sessiz kalyor. Bu uzun sessizlik houna gitmiyor Aliye'nin. stediin zaman dnebilirsin, demitin, diyor. Sesinde saklamaya alt bir kaygyla birlikte, rtl bir hesap sorma tonu var. Mutik, bir heykel donukluuyla, kaytsz sessizliini koruyor. Yoksa yalan m sylemitin bana? Konusana, yalan myd? Biliyorsun, sana hi yalan sylemedim Aliye, hibir zaman, diyor Mutik. Anlamamz bunu gerektiriyordu nk. Yalnz balangta, yola kmadan nce sylediim bir tek yalan vard, bunun dnda hibir yalan sylemedim sana. Uzaktan bir gong sesi vuruyor. Bir tek yalan m? Evet, bir tek yalan syledim. Bir byk yalan. Ne yazk ki, o bir tek yalan da btn dorularn stn rtyordu. Neymi o? diye merakn ve kzgnln bastrmaya alt bir sesle soruyor Aliye. Hibir zaman geri dn yoktur! Ama, bu her ey demek! Bir gong sesi daha vuruyor.

Evet, yle. "Btn dorularn zerini rten bir tek yalan," derken bunu kastetmitim ben de. Gereklik dedikleri budur zaten: Bir byk yalann btn dorular rtmesi! Hibir yol yok mu? Tek bir yol bile yok mu? Yol vardr elbet, ama o yoldan geecek olan sen, ayn kii deilsin ki artk. Kimse kt yolda kendisi kalmaz. Yol insan bakalatrr. Bunca zaman iinde bunu anlam olduunu sanyordum. Aliye bir an durup iini tartyor, i ekip fkesini bastryor. Her zaman yapt gibi, duygularn anlamay sonraya brakyor. Sakin grnmeye alarak, Mutik'e dnyor yeniden: Gene de beni o bir tek yolun bana gtrmeni istiyorum senden. Son bir defa benim iin bir ey yap ve beni o yolun bana gtr! Zannederim, bunu istemeye hakkm vardr senden. lk kez gitmek istediim bir yolu biliyorum. Madem bu benim masalm, brak ben bitireyim. Mutik itiraz etmiyor. Yola kyorlar. Giderek inen bir akamstnn koyu kzl glgeleri dnyay kuatrken, sessizlik iinde yol aldklar, bakr krmzs sonbahar yapraklarnn hafif bir esintiyle kendilerine ince hrtlarla elik ettii, ksa sren gl bir yamurun ardnda brakt slak toprak kokusunun gz sonunu syledii, tekinsiz renklerle lekelenmi, bozarm bir gn altnda uzun, tenha, engebeli bir yolun sonunda, koyu glgeli bir yol azna gelip duruyorlar. Masallarn atalland yol azlarndan biri bu. Aliye, ayaklarndan izmelerini karyor. Topraa brakyor. izmeler hemen topraa karyor. Kuruni glgelerin iyice grnmez kld nndeki belirsiz yolu kestirmeye alyor. Bundan sonrasn tek bana gideceksin, benim yolum buraya kadar, diyor Mutik. Ancak buraya kadar elik edebilirim sana. Bundan sonras senin iin artk. Her eyin gnlnce olmasn mit ederim. ok yol aldn, umarm gene de geri dnebilirsin. Kimsenin baaramadn belki sen baarrsn, diyor. El skyorlar, birbirlerine ksz gzlerle bakan, belki de ancak yllar sonra yeniden bir araya gelebilecek, imdiyse birbirlerinden ayrlmaya mecbur iki mahzun ocua benziyorlar uzaktan. Grnlerindeki keder her eyi balatyor. Aliye, uzanp yanaklarndan pyor onu. Bunca zaman olduu halde, Mutik'in srd esansn kokusunun hala iyi mi, kt m olduuna dair bir karara varamam olduunu dnyor. Onu, arkadaln her eye ramen zleyeceini dnyor. Zorunlu ayrlklarn bile mutlusunun olmadn biliyor. Mutik, yelek cebinden kard kstekli saatine bakyor telal baklarla. Eyvah, ge kalyorum, diyor. ok ge kalyorum! Birdenbire deiiyor, ciddileiyor, omuzlar dikleiyor, az nceki duygular siliniyor yznden. Ardna dnp acele admlarla yrmeye baladndaysa, daha imdiden Aliye'yi unuttuunu, baka hayatlara ve hikayelere doru yola ktn dndryor.

Aliye, eski, tandk bir i ksknlyle, Benden ayrlan herkes ne de abuk eski hayatna dnyor, diye geiriyor iinden. Demir pas, kf yeili, rm yaprak kahverengisi, daha ok yksek tavanl, karanlk, yal bir tnele benzeyen, ucu belirsiz bir yolda, insann iine ileyen sinsi bir serinliin, uursuz bir sessizliin iinde yryor bir zaman. Yol giderek kirli ya kvamnda koyulayor, tavan duygusu veren belirsiz, isli bir gk paras alalp katlayor, her yan iyice tekinsiz bir lolua ekiliyor; ekimi, beklemi kokularn arasndan geiyor; bir zaman sonra, ileride kayna belirsiz, lekeli bir k noktas beliriyor, giderek byyen pus benekli, karark bir gms lt gzn alyor; biraz daha ilerlediinde de, bunun Aynal Pastane'nin aynasnn arka yz olduunu gryor Aliye. Heyecanlanyor, seviniyor, son bir gayretle admlarn glendirerek hzl admlarla ilerliyor, grnt iyice seiklemeye balyor. Pastanenin ii, lambri duvarlar, masalar, koltuklar, sandalyeleri, sehpalar, onlarn stndeki ay, kahve fincanlar, pasta tabaklar, atal baklar, sigara tabakalar, akmaklar, okunmu gazeteler, dergiler, masalarda oturan kiiler iyiden iyiye seilmeye, tannmaya balyor. Buras daha nce aynann iinden getii yer. Baardn dnyor; sevin ve gururla doluyor birden. Her ey neredeyse brakt gibi, aynann tam arkasna geldiinde, derin bir soluk alp iini glendirerek, daha nce rendii gibi aynann iinden gemeye alyor. Aynann srl yzeyine doru yekindiinde, aynann almadn, alp kendisini iine almadn aknlkla gryor; geri ekilip bir kez daha deniyor; daha ilk hamlesinde aynann sert yzeyi geri frlatyor onu. Aln kanyor. Pastanenin iindekilerin dikkatini ekmek iin, ilkin hafif hafif kap tklatr gibi parmak ularyla vuruyor; sonra elik kadar sert, su kadar saydam bir duvar gibi duran aynay, hrs ve fke iinde yumruklamaya, tekmelemeye balyor; giderek artan bir mitsizlik ve aresizlikle sesleniyor, baryor; kimse duymuyor onu, herkes kendi aralarnda konumaya, glmeye devam ediyor; ayana abuk garsonlar servis yapyor, kasann banda yznde bambaka zamanlar tayan bir kz oturmu, pastane sahiplerinden ikisi yzlerinde ayn profesyonel glmseyile ara ara ortalkta grnp kayboluyorlar. Sesi kslana kadar barp haykryor Aliye, kimse duymuyor onu, sesini kimseye duyuramyor. Aynal Pastane'nin aynasnn arka yzne btn gzlerden uzak srlanp kalyor. Az sonra, elinde domuz derisi k bir anta tayan; uzun, siyah pardsl gen bir adamn, aydnlk bir gven iinde, kendinden emin admlarla pastaneden ieri girdiini, ayn kararl admlarla aynaya doru yaklatn gryor, bir an ayna karsnda durup kendini gzden geiren gen adam, ilkin salarn, sonra boyunban dzeltiyor; balksrt ceketinin yakalarn elinin tersiyle silkiyor; biraz daha eilse, gz gze gelecekler Aliye'yle. Bu yz bir yerlerden tandk geliyor ama, karamyor. Geip aynann hemen sol yanndaki masaya ayn gven iinde yaylarak oturuyor gen adam. Telal ve sevinli admlarla masasna seirten, belli ki gen adam grdne pek sevinmi, gzleri akmak akmak parlayan garsona siparilerini iletiyor. Garson, kahvesini getirdii anda, fincan eline almasyla birlikte, Aliye birdenbire tanyor; bu yakkl adam, bir zamanlar falna bakan gen yazardan bakas deil! Eski bir tan grmenin mutluluuyla yeniden heyecanlanyor, son bir mitle yekinip

kalp arpntlar iinde ayaa kalkyor kt yerden, yeniden sesi ve yumruklar gleniyor. Yeniden aynay yumruklamaya, barp armaya balyor. Oysa, gen adam da dierleri gibi duymuyor onu. Gene kimseye sesini duyuramyor. Kollarnda, bacaklarnda, sesinde derman tkeniyor. Biraz sonra, arka masalardan kalkan iki gen kz, heyecanl ve ekingen admlarla, gen adamn oturduu masaya yaklaarak, yzlerinde hayranlk dolu bir ifadeyle, heyecanl heyecanl bir eyler anlatmaya balyorlar ona. Gen adam, yznde mutlu, sevecen, dikkat dolu bir ifadeyle dinliyor onlar; daha sonra, ellerindeki kitaplar imzalamas iin kendisine uzattklarnda, yznde ayn sevecen ve mesafeli ifadeyi koruyarak, kitaplarn imzalyor. Aliye'nin ii birdenbire aydnlanyor, seviniyor, Demek artk kitaplarn bastrabiliyor, diye geiriyor iinden, demek artk tannm bir yazar olmu! Yazar, imzalad kitaplar, masann kenarna doru hafife iterken, Aliye ban yana eerek, yazarn ve kitabn adn okuyor: Sinan Saraolu, Aynal Pastane. (1986) (1997-1999) ::::::::::::::::: GECE ELBSES Karanlk aretler KESES YIRTILMADAN, TORBA NDE, STELK KORDONU BOYNUNA dolanm olduu iin, yar boulmu bir durumda domu Ali. Ebe lk la kesesini yrtm, suyunu aktm, bakm onunla da bitmiyor, kordon boynuna smsk dolanm, boulmak zere, bu kez de daha yrtc lklarla kordonu koparp alm boynundan; ebenin bu canhra lklar zaten g koullarda, ok zor ve stelik ilk kez doum yapan annenin daha ok korkmasna neden olmu. engelinden kurtulmu tahta panjurlarn pencereleri dvd, yamurlu, frtnal, kasrgal bir gecenin ileri bir saatinde, dokuz odal evin btn odalar, kubbeli salonlar, yksek tavanl geitleri, kilerleri, avlular, ayvanlar, akallar gibi ulurken, byle durumlarda dnyann her yerinde kesilen elektrikler orada da kesildii iin, az sayda mum, ok sayda insann yzn kukulu glgeler, isli fIsltlar gibi aydnlatrken, annesinin sklaan doum sanclar zerine, salk ocandaki ebe, memlekete izine gittiinden, uzak mahallelerin birindeki evinden glkle bulunup getirtilen, stelik halk arasnda ad pek tekin anlmayan cinli ebenin insanst gayretleriyle, saatler sonra domu Ali. Telal takunya sesleri, avlUnun te yanndaki mutfaktan leen leen scak sular tam gece boyu; sanclar iinde kvranan gelinin korkular, kukular yattrlaca yerde, o leenlerde kaln buharlarla krmz krmz tten kanl bezler, ona gsterile gsterile sklyor, sular uzun uzun szdrlyor, btn bunlar her seferinde karanlk bir ayin gibi yineleniyormu. Buharlana buharlana azalan bezlerden sonra, sonunda kesesini yrtmlar, kordonunu kesmiler; mumlanm pazenle kaplanarak iyice muhafaza edildii halde, hala yank ot ve tohum kokan muskalarla

kundaklayp, drt bir yann nazarlarla, uurlarla ssledikleri beiine yatrp, gn gece mosmor bir et paras olarak hrltlar iinde yaam mcadelesi veren Ali'nin ban beklemiler. Halalar barp duruyormu. Karanlk etekleri yerleri sprrken, yksek kubbeli ayvanlarda, derin avlularda yanklanp duruyormu sesleri: "Bu yabanc kadn bir lanet dourdu, uursuzluk dourdu, gnah dourdu!.." Halalarnn bu bar arlarna daha sonraki ocukluk yllarnda tiryakisi olduu Teksas, Tommiks gibi izgi romanlarda bir karlk bulacakt: "Uursuz bayku lklar..." Ne zaman evin iinde halalarnn lklar duyulsa, bir izgi roman karesi iinde konuma balonlar uuurdu gzlerinin nnde: "Uursuz bayku lklar..." nc gnn sonunda, dedesi kulana ezan okuyarak adn vermi: Ali. Scak yaz geceleri ak havada avlulara kurulmu tahtlara serilen beyaz cibinlikli yataklarda, klar soba balarnda, ya da herkesin etrafnda toplap ayaklarn uzatarak snd byk mangallarn zerine rtlen kaln yorganlarn altnda, her mevsim mahmur le uykular iin uzand ve her zaman mis gibi sabun kokan keten rtl sedirlerde, ou kez balarn iki yana ackl ackl sallayarak ezgili ezgili konuan karanlk suratl halalar tarafndan eski alarda geen bir korku hikayesi gibi anlatlan, doumuna ait bu ilk hikaye, ocukluu boyunca kendini bir sulu gibi hissetmesine, kendinde gizlenmi bir ktlk aramasna neden olmutur. O da dierleri gibi, doumunda karanlk bir iaret, sonular sonradan ortaya kacak kt bir esrar arayp durmutur. Sonralar, yrede her zaman yaygn bir biimde kabul grm olan, "kesesiyle" doan ocuun, ileride ailesine, ocana bet-bereket tayan, seilmi, kutlu bir kii olacann iareti sayan kyl inanlarndan, kimi zaman ak, kimi zaman sakl bir gururla sz edildiyse de, ruhunun derinliklerinde yanklanp duran, doumunda duyduu dnyaya ilikin o ilk canhra lklarn karanlk ansn, Ali'nin kulaklarndan hibir ey silememitir. Kulakcinleri, onu ilk ziyarete geldiinde, kulaklarnn dier insanlarnkinden farkl duyduunu ona sylediklerinde, yllardr iinde bir kuku olarak tadnn dorulanmasndan duyduu sevin, onun ikinci doumu olmutu sanki. ... "Bir hikayenin nerede bittiini bilmek nemlidir. nsanlar ite bunu bilemezler; hikayenin nerede bittiini. ou zaman bilemezler... Btn ykmlarn, mutsuzluklarn, zntlerin esrar buradadr. nsanlarn hayatlarn hikayeler ynetir aslnda. Onlar, kendileri ya da kaderleri ynetir zannederler. Kader denilen ey, inandmz hikayelerin amaz seyridir yalnzca. Duyduklar, dinledikleri, grdkleri, okuduklar, inandklar hikayelerin amaz seyri... Hayatlarn hikayelere benzetmeye altklar iin mutsuz olurlar. Hikayelere inanrlar nk. Hikayeleri hayatn kendisi zannederler. Btn hayatmz hikayelerle kuatlmken, inanmayp da ne yapsn zavallcklar? Btn kutsal kitaplar bile hikayelerle doludur. Tanr yeryzne hikaye biiminde grnmtr."

Deer vermedii dnceler, houna gitmeyen grler karsnda, anlatlan herhangi bir eye ikna olmadnda, ya da ileri srlenlere inanmadnda, dedesinin en ok kulland sz, "Bo hikaye"ydi. Elinin tersiyle bir hareket yapar ve "Bo hikaye," derdi. "Bunlar bo hikaye." Ali'nin ocukluu boyunca merak ettii eylerden biri, dedesinin "dolu hikaye" diyebilecei hikayelerin nasl olduuydu. Ama dedesi, hayat boyunca, hemen her eye, "Bo hikaye," dedi. "Ya lm?" diye sorduklarndaysa, "Onu lnce anlayacaz," derdi. "Belki de hi anlamayacaz. ldmz bile anlamayacaz. Yalnzca yok olacaz. Ardmzda kalanlar, bizim ldkten sonra ruh ya da baka bir ey olarak yaadmz dnecekler. Onlar lmn hayat var sanyorlar. Belki lmn kendine gre de olsa bir hayat yoktur. lm, kendini de lmtr belki..." Annesi, "ocuun kafasn ok kartryor u baban! Syledikleri hibir gre, hibir dine uymuyor, samasapan eyler! Muska yazar gibi konuuyor. Tabiattaki her eyden bir hurafe gibi sz ediyor. Biz ne retiyoruz ocua, baban neler anlatyor? Bak, sonra sylemedi deme, baban sonunda bu ocuu kendisi gibi meczup edecek!" ocukluu boyunca, hem en byk elencesi, hem en byk korkusu dedesi oldu. Tuhaf bir yalyd. O zamanlar, dedesi bin yandaym gibi gelirdi Ali'ye. Dnyann btn zamanlarn yaam gibi gelirdi. Onun ya yoktu sanki, ya da masal yanda bir adamd. Syledii tuhaf szler byle dndrrd. Yal olmasna karn evikti. Kuru dal gibiydi kollar, bacaklar, gvdesi. Kemikleri ve nefesi kuvvetliydi. Btn mumlar bir anda sndrrd. Yatrlara, ziyaretlere gittiklerinde, ilkin, yanmakta olan btn mumlar bir nefeste sndrr, sonra onlar tek tek yeniden yakard. Bu yaptnn herhangi bir inana smadn, niye byle yaptn sorduklarnda, kaytszca unlar sylerdi: "Zamann dileklerine atei yeniden bulduruyorum. Baz umutlar baka zamanlarndr." Kimse bir ey anlamazd sylediklerinden, yine de sylediklerinin bir hikmeti olduuna inanrlard. Aalara kar oturur, gnler boyu aalardan inmezdi dedesi. Ali'ye, "Dnya aalardan baka trl grnyor," derdi. "nsan aatayken dnyaya kyamyor. nsanlar keke aalardan hi inmeselerdi. Ama ben artk ok yalym. Geceleri souk oluyor." Ali'nin babas, onun iin, "Bir gn hayattan cayd, sonra byle oldu," derdi. Ali sorard: "Hayattan caymak ne demek?" "Byynce anlarsn," derlerdi. Byd. Anlad. Dedesi ldkten sonra, Ali dedesini ok zledi. ocukluu boyunca hep, bir gn dedesinin "Dolu hikaye" diyebilecei bir ey yazabilmenin hayalini kurmutu, sanki dedesinin lmyle, kendi hikayesi de yarm kald. Halalar, "Babamz byle deildi," derlerdi hep bir azdan. Zaten ounlukla hep bir azdan konuurlard. Katlanm kattan kesilerek yan yana oaltlm kat bebekler gibi birbirinin

ayn olan bu kadnlar, yllar yl yan yana yaamaktan, hep ayn kelimelerlerle dnr, ayn kelimelerle konuur hale gelmilerdi; birinin kald yerden dieri, konumay aynen ve rahatlkla srdrebilirdi. Balar hep ayn anda arrd; zaten srekli balar arr, alnlarn ve kaln kalarn kaplayan ayn karanlk atklardan atarlard. Yzlerinde szl bir ifadeyle hep uuna uuna gezerlerdi ev ilerinde, ayvan tenhalarnda, kiler kuytularnda. Karnlar hep ayn anda ackr, canlar ayn anda, ayn eyi ekerdi. Ve her gece hepsi ayn ryay grrlerdi: "Sakallar gsne kadar inmi, bembeyaz mintanlar iinde, yeil bir at srtnda bir ermi bana doru yaklat ve..." Babalarnn imdiki halinden honut olmayan halalar srekli aklarlard: "Babamz hi byle deildi. Bir eyhin yatrnda tam gn gece uyuyakalm, uyandktan sonra bir daha hi eskisi gibi olmad. Uyanp eve dndnde artk byle olmutu." Ackl gzlerle baktklar, "byle olan" babalar, az tede kendi alemine dalm, konuulanlar dinlememeyi oktan renmi, aydnlk yznde asl kalm, hi deimeyen glmseyile, dnyay am baklarla dalgn dalgn dnyaya bakard. Dedesi, ona, dnyann ikinci hali gibi grnmt hep. Dnya iinde bir baka dnya olabileceini dndrmt. Kimi zaman ok aklbanda laflar eden, kimi zaman bir ocuk gibi samasapan konuan bu yal adam, sylenenleri iine geldii gibi anlamakta da ustalamt. Can nasl isterse yle biri oluyordu. Bazen bir ermi, bazen bir air, bazen bir bilge, bazen bir ocuk, bazen bir meczup gibi konuuyor, bir dedii bir dediini tutmuyordu. Kendini tutarlln btn ykmlerinden kurtarm, sorumluluun btn zincirlerinden boanm, edindii bu zgrlkle de aklna estii gibi yaayan biri olup kmt. nsanlar, bazen byk bir ciddiyetle kulak verseler de, kimi zaman alayc yaklasalar da, aslnda ona kar, korkuyla kark tuhaf bir ekingenlik duyuyorlard. Tekin deildi. Krklara karmt. Ne yapaca belli olmazd. Fazla bulamamakta, uzak durmakta hayr vard. "Ben kafamdaki zamanda yayorum," demiti bir keresinde. "Keke onu daha nce kefetseydim. Kafamdaki zaman." Ali, dedesini hep glmseyerek ve hayranlkla dinlerdi. Ona zenip "Ailemiz" balkl okul devinde, "Biz byk bir aileyiz. Yzlerce halam vardr. Hepsi ayn elbiseyi giyer. Sesleri mutfakta tenekeden kar. Dedem uzak bir cindir. Evin iinde gezer. Ama her zaman kmaz ortaya. Ben de slak dler grrm. Kuyumuzun suyundan galiba. Annem 'Yurttalk Bilgisi' kitabnda resimdir. Babam bir meslektir. Davavekilidir. Evde hi babaanne yoktur. Hepsi mezarlkta oturur. Ailemiz saklambatr," diye yazmt. retmeninin, bu devi, kaygl bir yz ve derin endielerle annesine iletmesi zerine evde byk bir kavga kmt: "Ben sana sylemitim," diye bas bas baryordu annesi. Halalarnn aknlktan gzleri kslm, sesleri kmaz olmutu. Yabanc gelinin boynu damar damar olmu, o uursuz mavi gzleri yana kaym bir halde, ulumaya benzer bir sesle kendinden gemi, barp duruyordu: "Bacak kadar ocuu da kendine benzetti. dev diye u yazdna bak Allahakna! Ben, 'Yurttalk Bilgisi'nde bir resimmiim, sen de bir davavekili!" Bu son szde, olunun durumundan yeterince kayglanmayan babaya bir dokundurma vard: nk o, kendini bir "avukat" olarak gryordu. Oysa avukat deil, yalnzca bir davavekiliydi. Hukuk bitirmemiti. Avukat bulunmad zamanlarn Mardin'inde davavekillii "sertifikas" alm,

ardndan davalara girmeye balamt. Oysa imdi zaman deimi, artk gen nesilden Hukuk Fakltesi mezunu, kendi deyileriyle, "zmba gibi" avukatlar yetimi ve memleketleri olan Mardin'de, hatrl ailelerinin desteiyle birer yazhane aarak eskilerle acmaszca rekabete girimilerdi ve en azndan balangta fazla belli etmeseler de, ncekileri kmsyor, kendilerine "subay", davavekillerine "astsubay" muamelesi yapyorlard. Bu da, haliyle arlarna gidiyordu ncekilerin. Yani davavekillerinin. Ne de olsa, onlarn da bunca yllk zengin tecrbeleri ve birikimleri vard. Gerine gerine kendilerine "avukat" diyen o dnk ocuklar, isteseler bir kalemde siler atarlard en zor davalarda. Bu tecrbesiz tfllar karsnda kendilerini birer yal kurt gibi gren btn o eski kuak davavekilleri, bir an nce, onlarla kar karya gelecekleri, bu mektep ocuklarna meydan okumalarna, boylarnn lsn almalarna imkan verecek dili davalar bekliyorlard. Davavekili babas, olunun da kendini, bazlar gibi bir davavekili olarak grdn, onun "Ailemiz" balkl devi sayesinde bylelikle renmi oldu. erlediyse de pek belli etmedi. Cumhuriyet lklerine sk skya bal annenin sinirlerinin yatmasn bekledi. Oysa o sinirler kolay kolay yatacaa benzemiyordu. u benzetmeye bak! diyordu: Ailemiz saklambatr! Ne demekse? Hem niye, hep ben ebe oluyorum? Dedesinin boynunu ieri gmerek, mrl mrl kitap okumas ok houna gidiyordu Ali'nin. Dedesi kendinden gemi bir biimde, kendi hayal alemine gmlm kitap okurken seyretmek houna gidiyordu. Dedesinin yaprak yeili bir kuma parasyla kaln ereveli gzlnn camlarn ar ar siliini, alt dudana yaptra yaptra slatt buruuk, esmer, uzun parmaklarnn, sayfalar ar ar eviriini seyretmek houna gidiyordu. Dedesi, okurken bazen glmsyor, bazen kederleniyor, bazen de okuduu kitaplarla yksek sesle konuuyordu. Bir keresinde, okumakta olduu kitaptan hiddete kaplm, bir insanla kavga eder gibi, byk bir kavgaya tutumu, titreyen parmaklaryla kitabn sayfalarn uzun uzun tehdit etmiti. Sonra da Ali, dedesinin kitab paralayacan dnrken, o, hibir ey olmam gibi kaldrp dolaptaki yerine koymutu. Pencere nndeki geni sedirinde, ileri tok tutulmu uzun yastklara yaslanarak ya da sedef kakmal rahlesinin banda iki bklm olarak okurdu kitaplar. Halalar, dedesinin Kur'an dndaki kitaplar da rahleye koyarak okumasna nedense ierliyorlard. ok imrendii halde, dedesinin okuduu kitaplar okuyamyordu Ali. Hepsi Arapayd onlarn. Arapa yaznn sadan sola yazlyor olmasn hi anlamyor, ama bunu byl buluyordu. Arapay byl buluyordu. Uzun sre Arapa yazyla yalnzca byler, dualar ve muskalar yazlr zannetmiti. Ali'nin anlamad kelimeler, zemedii iaretler ve esrarl ekiller ieren bu yaznn kendi bana bir by gc olduuna inanmt. Baka dillerde de dua edilebileceini, baka dillerde de muska yazlabileceini rendiinde ok armt. O, yalnzca Arapayla dua edilir, by yaplr sanyordu. Sanki Arapa grlen ryalar bile bambakayd, oysa ev ahalisinin tersine o da annesi gibi ryalarn Trke gryordu. Annesi, onu bu konuda teselli ediyordu: Sen ryalarn Trke grdn iin okulda harfleri kolay reniyorsun. Dedesinin, babasnn ve byle nemli kararlarn alnmas srasnda yzlerinde ta gibi bir ifadeyle duvar dibinde sra sra duran halalarnn arzusu zerine, Kur'an kursuna gnderildiinde, en ok dedesinin okuduu kitaplar, artk kendinin de okuyabileceini

dnerek sevinmiti. Kur'an kursuna baladnda, bu karara iddetle kar kan annesi, bir hafta hasta yatt, onun da halalar gibi ba ard, o da bana atk att; yalnz onun atks, halalarnn tersine iekli tlbenttendi. Byk bir ihanete uramasna, gnlerce szl ve ks bir ifadeyle, bata Ali olmak zere herkese slak slak bakt. lk baladnda, btn bir yaz boyunca her gn gitti Kur'an kursuna, "mektepler aldnda"daysa yalnzca cumartesileri. Annesi, hi olmazsa bu artn kabul ettirmiti. Kur'an kursunda byk baar gstermi, ksa zamanda Arapa yazmay, okumay skmt. Ezbere bildii dualarn says artmt. Ama Ali ok hrslyd, bunlarla yetinmiyordu. Artk hatim indirmek, yasin okumak, hatta Ulu Camii'de sala verip, yank yank mevlit okumak istiyordu. Cumalar da babasyla hi sektirmeden ehidiye Camii'nde cuma namazlarn eda ediyordu. Gnne gre, bu namazlara dedesi bazen geliyor, bazen gelmiyordu. O gelmedii bazenlerde, dedesi, omuzlarn silkerek, "Bugn mslman deilim," diyordu. "Kimseyi kandrmak iimden gelmiyor." Halalarnn, dedesine ilikin en ok ve en sk kullandklar cmle: "Bizi elaleme rezil etti!"ydi. Halalarnn dnyada en ekindikleri, en korktuklar ey, elaleme rezil olmakt. Koca dnyada bir halalar vard, bir de "elalem". Baz zamanlar dedesinin gnlerce ortalklardan kaybolduu, kimselere gzkmedii oluyordu. Gnlerce sonra, her seferinde de baka bir tan altndan kp geliyordu. Bu kaybolularn ilk zamanlar evi byk bir tela ve yeis kaplarken, zamanla buna da alld, artk kimse eskisi gibi ard sra avare olmuyordu onun. Byk ayazlar yapan, dona kesen karaklarda, kimi geceler gidip, ar hamamlarnda klhanlarda yatyordu. Bunu renen halalar, gene lk la kanat rpyorlard avlularda, ayvanlarda: "Bizi elaleme rezil etti! Bizim gibi byk bir ailenin olu, yetim tellaklar gibi klhanlarda yatyor! yi ki annemiz bugnleri grmedi!" Hep bir azdan sylenen buradaki "annemiz"le kastedilen, her eyleri tpatp ayn halalar arasnda en nemli ayrlkt. nk halalarn hibirinin annesi ayn deildi. Hepsi de ayr kadnlarn kzlaryd. Yaam boyunca saysz kadn alan dede, olan ocuu sahibi olana kadar evlenip durmutu. Allahtan hibir kars uzun yaamam, birbiri ardndan lenler, bylelikle her seferinde, bir "drdncye" yer amlard. Bunun sonucunda, bir ev dolusu kz ocuu sahibi olmutu. Son kars, ona bir olan ocuu dourduktan sonra, dier kadnlarn aksine, nispet yapar gibi uzun yllar gerine gerine yaam, olan anas olmann keyfini ve saltanatn srm; hatta stanbullara bile gezmeye gitmiti. Ali, gene de babaannesine yetiememi, onu hi tanmamt. Ali iin, o, yalnzca duvardaki resimdi. Mardin'in tek fotorafs olan Sryani fotorafnn rtutan tannmaz ettii bir yzle duvarlarn birinde halalarndan biri gibi asl duruyordu. Dedesi, yedi kere hacca gitmi; evinin kaps, yedi kere trbe yeili renkle erevelenmi, ieklendirilmiti. Adet olduu zre, hacca gidip gelenlerin kaps trbe yeiline boyanarak hane sahibinin hacl cmle aleme duyurulur; bylelikle kap nnden geenler, o evin bir hac evi olduunu bilirdi. Bu kaplarn hepsi Kabe'ye bakard.

Ali'nin dedesi, btn hayat boyunca ticaretle urat, sessiz, sakin bir yaam srd. Her zaman ie dnk bir yaps vard; ok alr, tutumlu yaar, derin dnr, az konuur, konutuunda da zl ve gzel szler sylerdi. Her durumda kullanlabilecek ok sayda veciz sz bilirdi. Herkesten sayg grrd. Her konuya biraz mizahi yaklaan bir yan, hnzrcasna muzip bir bak vard. ll, terbiyeliydi. Edep erkan bilir, latife etmeyi severdi. Zaman iinde, babasndan kalan servete servet, arazilerine araziler katarak ileri iyice bytt. Kyler ald, kyler satt. Her devir deiikliinde karlarn korumasn bildi. Her zaman iktidar partilerine, hkmetlere yakn oldu. ktidar olacak partiyi sezmek konusunda, hassas bir burnu ve salam hesap bilgisi vard. Destekledii parti, mutlaka o yl seimleri kazanarak iktidar olurdu. Hrslyd, agzlyd, herkesin parasnda, malnda mlknde gz vard. Herkesin parasnn mutlaka kendisinden alnan bir frsatla kazanlm olduunu dnr, bundan tr derin bir hakk yenmilik duygusu iinde, kendinden baka servet yapm herkese fena ierlerdi. Dnyadaki btn paralar o kazanmak istiyordu nk. karlarna dokunulduunda, bambaka biri kesilir, sonsuz bir kaytszlkla zalimleirdi. Alacakllarna kar acmaszd. htilafa dt kylerin ve kyllerin burnundan getirir, topraklarn ellerinden alr, ilkin rnlerini, yetmedi mi, kylerini yaktrr, jandarmalara bastrr, daha kzd m da, ekyaya vurdururdu. 40'l yllarda da, 50'li yllarda da, 60'l yllarda da, hep o kazand. Krtleri, Araplarn doal dman sayar, Ankarallardan ekinir, onlarla iyi geinmeye alrd. Trk demezdi, Arap ya da Krt olmayan herkes, ona gre, Ankaralyd. Ayrca, Ankara'nn memurlarn ve askerlerini ho tutmak gerektiini bilirdi. Mardin'den seilecek her mebus ya da senatr adaynn onun onayna ihtiyac vard. Ka kyn reyi onun ellerinde, bir ift szndeydi. Bunlarn dnda, "kendi halinde zararsz bir adam" diyebileceiniz kadar sade, alakgnll; ttnden, gmten ve haldan anlayan; bitki ve iek yetitirmekten, ut ve kanun dinlemekten, Arapa arklar ve gazeller sylemekten holanan ince ruhlu bir insand. Fakirlere yardm etmekten, dilencilere sadaka datmaktan, a-yoksul giydirmekten, eme, hayrat yaptrmaktan holanrd. Her ramazan avlularda kazanlarla pien yemekler, frnlar dolusu pideler ve embusekler yoksullara, yetimlere, kimsesizlere datlr, hayrdualar alnrd. slam uruna, kafirlerin eziyetlerine katlanan mminlerin hikayelerini dinlerken, gzleri nemlenir; halk hikayelerinin bir trl birbirlerine kavuamayan aklarnn ektikleri cefalar karsnda gzyalarn tutamazd. Ak, lde kaybolmak, diye tanmlard. Ona gre dnyann en iyi hikayeleri, sonunda, lde akndan kaybolanlarn hikayeleriydi. Bu yzden Ali, ocukluu boyunca, ak lde kaybolmak sand. Yalnzca kendinin kulland ve yalnzca Arap istasyonlarn dinledii kuvvetli bir radyosu vard. Ali'nin birka kere o radyoya dokunmasna izin vermi, ona uzak istasyonlarda alan dokunakl Arapa arklar dinletmiti. O arklarn buraya ok uzak bir yerlerde sylendiini bilmek Ali'yi kederlendirmiti. Yalandnda ve btn karlar ldnde, dnya nimetlerine srtn dnm, artk hibir eyde gz kalmam, dnyann fani ve tali yklerinden kurtulmu, kendini iyiden iyiye okumaya, dnmeye ve tabiata vermiti. Ali, ncesini bilmedii dedesini ite o zamanlarnda tanyp sevdi. Halalarnn dediine baklrsa, nl bir eyhin yatrnda

gn gece uyuyakaldktan sonra bambaka biri olarak Mardin'e dnm, bu yar meczup haliyle herkesi artm ve ondan sonra da bir daha hi eskisi gibi olmam, cinler tarafndan alnarak, artk krklara karm olduu sylenen Mardin erafndan cennetmekan Hac Zeyneddin Efendi'yi, ite o zamanlarnda tanyp sevdi Ali; bir ocuun btn mrne yaylan sevgisiyle sevdi. Okul dnlerinde eve girer girmez, ilkin dedesini sorard: "Dedem nerede?" Dede otada yoksa, bu soruyu, sanki o lm de yasn tutuyor, kt haberi bir trl syleyemiyormu gibi duran halalar, balarn her anlama gelebilecek bir biimde iki yana umutsuzca sallayarak cevaplandryormu gibi yaparak, kayg ve merak yaratmaktan pek holanrlard. Ali'nin babas da akamlar eve geliinde, ortalklarda gremedii babasn, kendince bulduu bir sevimlilikle karsna sorard: "Babam gene fsnda m?" Ali'nin babas, babasnn lgnlklaryla ba edemeyince, onu Diyojen'e benzeterek durumu hafifletmeye; tarihten seilmi byle "mmtaz" bir rnekle, babasna, hogrlebilecei sevimli ve saygn bir kimlik kazandrmaya almt. zellikle de zaman zaman, daha dorusu sk sk mahcup dt karsna kar. Karsna kalrsa, btn bu irin gsterme gayretlerine karn, kaynpederinin bir Diyojen olmadn bilecek kadar akl ve tecrbesi vard ok kr! Kocasnn tarihten medet ummas beyhudeydi. Ona gre, kaynpederi, bir zrdeliydi, o kadar! Eitiminin, aile iinde ciddi sorunlara ve kamplamalara yol atn fark eden Ali, ksa zaman iinde hem derslerinde baar gstererek annesini memnun etmeyi, hem de Kur'an kurslarn hi aksatmayarak halalarnn gzne girmeyi akl etti. Evin iindeki sessiz frtna diner gibi oldu. Karlkl g gsterileri bitti. En azndan bu konuyla ilgili olanlar. Eitimin, ikiye blnm ailedeki taraflardan birine benzemek demek olduunu ilk byle anlad Ali. Her iki taraf da Ali, kendilerine benzesin istiyordu. Evin iinde tam merkezde durduunun byle ayrmna vard. O, bir kavakta duruyor ve birok ey onun etrafnda dnyordu. Bunu bilmenin ona bir tr g kazandrdn fark etti. Aile iindeki herkes, onu kazanmak, onu kendi yanna ekmek, kendisine benzetmek istiyordu, bir tek dedesi hari. Dedesinin umurunda bile deildi. O da en ok dedesini seviyordu tabii. Evde, sokakta hemen herkesin Arapa konutuu bir ehirde, Arap bir ailenin ocuu olarak dnyaya gelen Ali'nin okulda niye Trke okumak, yazmak ve konumak zorunda kalnn yantn, "Anadil" szcnde sakl buldu. Ali'nin annesi, Mardinlilerin deyiiyle "yabancyd", "Trkt" ve dolaysyla anadilinde konumak ve yazmaktan uzun sre bunu anlad Ali. Halalar, onun btn sureleri ve ayetleri sular seller gibi ezberden okuduunu grdke, onunla gurur duyuyor, her durum iin hazrda nemli nemli bekleyen gzleri, byle zamanlarda daha da sulanarak, sevin ve gururlarn alaya alaya belli ediyorlard. Ali, onlarn, sevindiklerinde de, zldklerinde de, ardklarnda da, heyecanlandklarnda da alamalarna ok aryordu. Her eit duyguyu, her seferinde bir tek biimde ifade ediyorlard: Alayarak...

Ne zaman kendi alamaya kalksa, "Erkekler alamaz!" diye azarlanyordu. Erkeklere yasaklanan alamann, halalarna bu kadar serbest olmasn hi adil bulmuyordu. Ali, hastaland zamanlarda grd ki ev iindeki hkmranl bsbtn pekiiyor. Herkes evresinde pervane oluyor. Bunun zerine can istedike hastalanmaya balayarak, ev iindeki herkesin peinde nasl kouturduunu grmek istedi. Grd de. Numarasnn anlalmaya balamas zerine daha ince teknikler gelitirdi. rnein ateinin ykselmesi iin tebeir yutmay rendi. Okula gitmek istemedii zamanlarda, tebeir yutarak ateini ykseltir, hayli "teatral" inleme ahlama numaralaryla yataklara der, gene ev iinde ard sra kouturan, hasta yatann baucunda dnenip duran insanlarla, sultan olmann keyfini srerdi. Ali'nin hastalanmalar, doumundaki karanlk iaretleri hatra getirdii iin, herkeste kt bir kehanetin gereklemesine ilikin uursuz korkular diriliyor, yardm dileyen gzlerle bolua bakarcasna birbirlerine bakp duruyorlard. Ali, hasta rol yapmay seviyordu ayrca. Aslnda rol yapmay seviyordu. Rol yapmak, gerek hayattan ok daha elenceliydi. Ayrca hasta rol yapmakta kendince incelikler buluyordu. nsan lme, ilgi grmeye ve sinemaya yaklatran bir ey vard hasta numaras yapmakta. Hem bylelikle seyrettii filmleri yaam oluyordu. Byle durumlarda en ciddi itirazlar boucu bir kukuculua sahip olan annesinden geliyordu; Ali'nin okula gitmemek iin numara yaptn, martlmak istediini sylyor, onu bencillik, sorumsuzluk, suistimalcilik ve benzeri eylerle suluyordu. in kts, Ali'nin numaracl konusunda ou kez hakl olmakla birlikte, bunu dierlerine anlatmakta glk ekiyordu. Ali, annesinin kendi yznden bu duruma dtn biliyor, annesinin hem hakl, hem aresiz olduu byle zamanlardaki yalnzlamasna acyor, ama bir yandan bunu hak ettiini dnmekten kendini alamyordu. Annesinin hakl kmalarnda bile irkin bir yan vard. Ali'ye gre annesi hakl olmay hak etmeyen bir kadnd. Zaman zaman sahiden hastaland da oluyordu tabii. te bu gerek hastalanmalarndan birinde, gerek sayklamalar, gerek yksek ate ve gerek bir hummayla gnlerce baygn yatt. Bazen bir an iin gzlerini ayor, evresindekileri tanr gibi oluyor, hasta olduunun bilincine varyor, dile gelebildii birka saniyelik zamanlarda su ya da ayran istiyor, sonra yeniden baygnlna gmlyordu. O hummal gecelerin birinde, birdenbire, gzlerini derin ve sakin bir uykudan uyanm gibi, tazelenmi baklarla at. Gecenin hayli ileri bir saati olmalyd. Evdeki herkes uykudayd. Salondaki duvar saatinin tiktaklarndan baka hibir ey duyulmuyordu. Uzak odalardaki halalarnn karanlk solumalar, horultular bile belli belirsiz duyuluyordu. Yatanda doruldu. Ayana terliklerini geirdi. Odasndan kt; salonu, ayvan geip avluya kt. Avludaki kuyunun bana vard. Az yldzl bir geceydi. Grnen yldzlar da usul fsltlarla, sayklar gibi ksk klarla yanp snyorlard. Kuyunun azna kapatlan tahta kapan zerindeki ta kaldrp yere koyduktan sonra, tahta kapa kulpundan tutup kaldrd, usulca yere koydu. Birka yldz kaamak baklarla kuyunun dibindeki suyu tverdiler. Dizlerinin zerine kp, dirseklerini kuyunun azna dayayp aaya, kuyunun iine eildi Ali; kuyuda yaadna inand

Kuyu Cini'ne seslendi. Kendini kt durumda, yalnz, umutsuz, zgn, hakk yenmi, birine ierlemi, arkadana kzm, dnyaya ksm olduu zamanlarda yapt gibi kuyudaki cinle konumaya balad. Seninle konumaya geldim ey Kuyu Cini, dedi. Sesi nazl kyordu. Ka gndr hasta yatyorum, biliyor musun? Konuamyorum, gzlerimi bile aamyorum, kelimeleri dilimden koparp almlar sanki, niye ses vermiyorsun? Niye konumuyorsun? N'olur konu benimle! Kimse konumuyor benimle. Herkes kendiyle, kendi iiyle konuuyor. Yalnzm, ksm, herkese ksm, hastaym, belki leceim. Konu benimle! Burnunu ekmeye balad. Dokunsalar alayacakt. Suyun yzeyi rperir gibi dalgaland, ardndan lacivert karas dalgacklarla alkaland. Ve sonra derinlerden, tok ve gl bir ses duyuldu: Yanna geliyorum Ali, dedi Kuyu Cini. ekil kuyunun azndan! Ali, dorulup geriledi. Gzlerini bylenmi gibi kuyunun azna dikerek beklemeye balad. lkin sar gzkt kuyunun aznda, sonra ba ve ardndan birdenbire ortaya kverdi. Kuyudan kan cinin zerinden szlen sular birka saniye iinde kuruyuverdiler. Daha nceleri fsltlarla gizli gizli konutuu, kalbini at Kuyu Cini'ni ilk kez karsnda byle capcanl gryordu Ali. ok heyecanland, kalbi hzl hzl arpmaya balad. lk kez grnmeyen bir eyi gryor, yoktan var olan biriyle konuuyordu. Kuyu Cini, Bu avlu senin iin ok souk, hastalanabilirsin, dedi Ali'ye. Hadi yatana dnelim. Seni yatana yatrp zerini rteyim. Sonra da elini tutmak istedi. Ali ilkin ekindiyse de, tutukluunu yenerek elini uzatt Kuyu Cini'ne. Yumuak, gvenli, scakt avucunun ii. Hayat yeniler gibi tutuyordu elini Ali'nin. Yeni uyanm bir rzgar gibi tutuyordu. Usul ve kk admlarla, avluyu, ayvan, salonu geerek Ali'nin odasna geldiler. Ali'yi yatana yatrd. zerini rtmeden nce, koynundan kard bir incir yaprana, gene koynundan kard divit bir kalemle ince, slsl bir yazyla dualar yazd. Yapran zerinde Ali'nin ok sevdii Arapa yazlar ve byler vard imdi. Mahir elleri vard Kuyu Cini'nin, ince uzun parmaklar vard, bilei kvrakt. Ali, bylenmi gzlerle izliyordu onu. zerindeki yazlar incitmekten ekinircesine yapra fleyerek gsne yerletirdi Ali'nin. Ilk, saaltc bir soluun tenini yumuattn hissetti Ali, hlamur gibi koktu gs. Gz bahelerinin skun ve huzurunu duydu iinde. Derin derin i geirdi. Yapra, Ali'nin gsne yerletirirken, dedi ki: Bu kuyunun ciniyim ben, seninle uzaktan akraba oluyoruz, seni koruyorum, seni saklyorum, kalbinin derinliklerinde iyi bir ocuksun, iinde birka kii birden yayor, herkesin iinde birka kii birden yaamaz. Dnyada sanldndan ok daha fazla insan var, ama bedenler az; baz bedenlerde birka kii birden oturuyor. Kendini bu yapraa brak, bu yapran senin teninde yaamasna; bu yaprak gsne, tenine, oradan gvdene ve ruhuna yaylacak, sende biriken btn hastal ve ktl deitirecek, sabahna hibir eyin kalmayacak, taptaze gzlerle aacaksn gzlerini, ykanm gibi, uzun ve dinlendirici bir uykudan uyanm gibi. Haydi imdi yum gzlerini, brak kendini yapran solumasna, brak yaprak teninde kmldasn; ruhunu, soluunu, gcn versin sana. Ali sabahna yle uyand, taptaze gzlerle ve uzun ve dinlendirici

bir uykudan uyanm gibi. Gece neler olduunu birden anmsayamad, ama bir eyler olmutu, biri yeni uyandrlm bir rzgar gibi elinden tutmutu, birka saniye sonra da tatl bir heyecanla birlikte Kuyu Cini'nin ans dverdi gzlerinin nne. Rya grm olmalyd. Onun sylediklerini blk prk anmsamaya alt. Kuyudan kan cini, gzlerinin nne getirmeye alt, daha ok masal filmlerinde seyrettii, "Ali Baba ve Krk Haramiler" gibi filmlerde seyrettii cinlere benziyordu. Banda kocaman, gsterili bir sar vard, alacal renkler tayan simli yeleinin arasndan kll ve esmer gs grlyordu. Uzun ve geni dalgal bir alvar vard altnda; beline kzl, parlak bir atlastan kaln bir kuak dolamt; sevimli ve rktcyd. Birdenbire artk iyiletiini hatrlad, yatandan frlayp evdekilere iyiletiini haber vermeye ve grd ryay anlatmaya karar verdi. Tam yerinden dorulup zerindeki yorgan syracakken, gsnde bir hlt duydu. Bir ey kmldar gibi olmutu. Elini gsne soktu; pijamasnn ve atletinin altnda, kaln, etli, geni bir incir yapra duruyordu. Yapra karp yakndan bakt. Scaktan solmutu, imdiden kurumaya yztutmu damarlarnn arasnda, erimi bir yaznn, grnmez harflerin, belli belirsiz glgeleri seiliyordu yalnzca. Yapraa derinliini veren eydi bu. Elinde yaprakla kalakald. Gzleri hayretle byd. O anda hi kimseye, hibir ey sylememesi gerektiini anlad. Avluya ktnda, Ali'nin sarkp dmesinden korktuklar iin, kuyunun azndaki tahta kapan zerine konmu olan ar tan yerinde durduunu grd. Rya sand gerekle, gerek sand rya arasnda kalakalmt. Gzle grlmez ryalar olmal bunlar, dedi. Belki de benim deil, yapran ryasyd bu. Rya da, yaprak da ayn dnya iinde yaayabiliyorlard demek. Gzlerimiz btn ryalar birden gremiyordu. Dn gece bana gelenler, ailesinde hi kimsenin kabul etmeyecei bir eydi. Hele annesinin... Ali kabul etti ve susmay rendi. ... Hala ve ocuklar Ali'nin evlenmeyi baarabilmi iki halasndan biri, gnn birinde yannda iki ocuuyla birlikte kocasndan boanmak zere kageldi. Kz, Ali'den bir ya byk, olansa bir ya kkt. Evdeki herkes, kskanl ve huysuzluuyla nl Ali'nin, evdeki bu yeni durum ve ocuklar yznden herkese hayat zindan edeceini sanrken, hi de dndkleri gibi olmad. Ali bir eit elence, oyun gibi yaamaya balad evdeki bu yenilii. Bunda en byk pay, ocuklarn daha eve geldiklerinin ilk gn, onun "prensliini" kaytsz artsz tanm olmalar ve buna gre davranmalaryd kukusuz. Birbirlerinde kefettikleri ilk eyse, cinsel fantezileri oldu. kinci neden de, cinsellie ikin eylerin balatc gcyd herhalde. nn de cinsellie duyduklar merak, ilgi bykt ve de yarm prk duyduklarndan her eit deneyime ak, zengin bir hayal gc edinmilerdi.

Bir keresinde, kendilerini anahtar deliinden seyreden en kk halay sust yakalayan annesi, Ali'nin duymasna bile aldr etmeksizin, byk bir grltyle kendi deyiiyle "bu sefih rezaleti" eve duyurmakta hibir saknca grmemi, Ali de annesiyle babasnn masumiyetinden duyduu kukunun doruland bu olayla birlikte, kendini dlanm ve aldatlm hissetmi, onlardan hep intikam almay dlemiti. Eve gelen bu ocuklarla birlikte, intikamn gerekletirecek eler bulmu oldu. Ali ve hala ocuklarnn kendi aralarnda kurduklar cinsel oyunlar, evdekilere kar en byk gizleri oldu; bu, onlara bir gizli tarikat ya da ete olma duygusu veriyor, gcn sululuktan alan bir dayanma salyordu. Yaptklarnn byklerce bilinmemesi gerektiini bir biimde biliyorlard. Gizliliin ve sululuun siyah zevkini kefetmilerdi. Herkesin gznn iine baka baka oyun oynuyor, herkesi aldattklarn dnerek ks ks glyorlard. Kendilerinden esirgenen bir dnyann gizlerini kefettiklerini, dier taraf olan byklerden saklamalar gerektiinin haince farkndaydlar tabii. Aldatmann sinsi tebessmyle bakyorlard evin byklerine. Byk evin avlular, ayvanlar, odalar, sofalar, kilerlerin dolambacnda bykleriyle oynadklar bir saklambat bu. Kimse onlar sobeleyemiyordu. Kendi aralarnda da canavarca eleniyorlard. Her seferinde ilerinden birini kurban seiyor, onu kk drecek trl eitli oyunlar kefetmekte gecikmiyorlard ve her seferinde deien kurban, aalandka dierlerine daha derin duygularla balanyordu. Hkmedilmenin de, hkmetmenin de oyunlarnn ve kurallarnn iinden geerek, deiik kiiliklerin maskelerini ve duygularn yayorlard. Srasyla esir, cariye, emir, kral, hkmdar oluyorlard. Oyunlarn kimi zaman kapandklar kilerden evin iine tayan ve gizlerinin renilmesi tehlikesini barndrd iin daha heyecan veren baz simgesel oyunlar uyduruyorlard: de iaretparmaklarn, birbirlerinin gtlerinin iine sokuyor, actana kadar kurcalyor, sonra o parma havada tutarak, sokak aralarnda hacya satan kolonyaclar gibi barp duruyorlard. Kimse onlarn oyunlarndan bir ey anlamyor, ama onlarn niye bu kadar elendiklerine bir anlam veremedikleri ipe sapa gelmez bu oyunlar, aralarnda kabilecek her trl kavga ve grltye ye tuttuklarndan ses karmyorlard. Bazen kilere, bazen kilerin bitiiindeki yar karanlk odaya kapanyor, kapnn tahta kanatlarnn demir engelini indirdikten sonra, tabii ki, arl daha ok yatak sahneleri olan evcilik oyunlar oynuyor, srayla birbirlerinin kar-kocas oluyorlard; hatta hala kz bile ou zaman Ali'nin kocas oluyor, Ali'nin poposunu tokatlyor, memelerini skyor, kalalarn sryor, ayaklarn ptryor, san ekiyor, cann yakyordu. Ali de halasnn kznn amna tkryor, imdikliyor, trnaklaryla kazmaya alyordu. Ali srekli omuzlarna, kollarna, gbeine, srtna "saat yaptryordu". Dilenen yerin geride brakt yuvarlak izi saate benzeterek "saat yapmak" deniyordu; genellikle saat taklan bilee yaplan bu izlere Ali'nin hemen her yerinde rastlamak mmknd. Koca olmaktan ok abuk sklyordu Ali. Hala kz, szle szle kars olmaya altnda tiksiniyordu ondan. kisinin de kars olmak istiyordu. Bunu kendi sylemeden, tekiler istesin diye bekliyordu. Kimi zaman ilerinden birinin ellerini ayaklarn balyor, ayak tabanlarn gdklayarak ya da koltukaltlarn yalayarak glmekten katlr hale getiriyor, dakikalarca yalvartyorlard. Byle durumlarda, bazen ikisi, ncy ieride bal brakp darya, avluya ya da ayvana kp oynuyor, onun orada aresiz bir durumda bal bulunduunu, onlar beklemekten baka bir ey yapamayacan

bilmekten byk bir heyecan ve g duyuyor, iktidar kefediyorlard. Yumuak anlar da oluyordu tabii. Birbirleriyle pyor, seviiyor, birbirlerine her yerlerini gsteriyorlard. "Sikimek" diye bir eyin varlndan haberdardlar elbet. Ama hala oluyla, Ali'nin kar-kocalnn gereklemesi iin gereken eyin, klerin birbirinin iine girmesi demek olduunu dndklerinden, terleye terleye birbirlerinin kn i ie geirmeye alyor, bunu baarabildikleri lde sikitiklerine inanyorlard. Evcilik oyununda Ali, srekli kadn oluyor, hep alta yatyor, bundan byk bir zevk duyuyordu. Ali zerinde bir varln arln hissettiinde, btn iddetiyle ruhunu da hissediyordu. Evdeki hi kimse, en by henz ilkokula balamam olan bu ocuklarn, byle gelikin bir cinsellik dnyalar olabileceini varsaymadndan, bu sessiz oyunlarndan kukulanmyordu. Ali'nin kukucu annesi bile. Halasnn boanmak zere stelik yannda iki ocukla eve dn, dier halalar tarafndan "elaleme rezil olduk!" yaygaras ve lklaryla karlanm; evlenmemi halalar, bir kez daha kendi hayatlarnn dorulamasn yapm olmann sinsi zevkini tatmlard. Bu duygu ilerinde eskimeye balaynca, bu kez de kz kardelerinin haline acmaya, onun iin gzya dkmeye baladlar. Zengin bir ky aas olan koca, kaynpederine olan hrmeti ve davavekili olan kaynna olan korkuyla kark saygsndan tr, fazla ses karmam, karsnn kararn deitirmekte zor kullanmaya kalkmamt. Ayrca karsnn kendinden ayrlmas iin hakl gerekeleri olduunu kalbinin bir yeri de biliyordu elbet. kiciydi, kt adamd, az kokuyordu ve daha nemlisi, ailesinde hi kimse, ne annesi, ne kz kardeleri, ne de karde karlar onu hi sevmemiler, aralarna almamlard. lkin gnlerce, sonra haftalarca, daha sonra da aylarca gzya dken halann, btn bu gzyalarn, mahvolan genliine, yklan yuvasna, ayrld kocasna yordular bata. Oysa, bu gzyalar bir sre sonra neden ve sahip deitirmiti ve de kimse bunun farknda deildi. Ama, bu deiikliin hangi noktada baladn kimse bilemedi. Yeni boanm halann, kocasnn kyn brakp Mardin'e, baba evine geldikten bir sre sonra, uzun boylu, yakkl, geni omuzlu, siyah sal, yeil gzl bir yzbaya sevdalanm olduu ortaya kt. Bu gerei, Mardin'in tek kadn kuafrnden renen Ali'nin annesi, aileye ait her olumsuz eyi rendiinde yapt gibi, byk bir gsterile btn aileye duyurmakta hibir saknca grmedi; hatta bundan sinsi bir zevk ald aka grlyordu. Aile erefini be paralk etmekle sulanan hala, ilkin dier kz kardelerinden srayla dayak yedi, ardndan Ali'nin babas, akam eve geldiinde, onu herkesin iinde tokatlad. Azndan burnundan kan gelen halay teselli etmek grevi, Ali'nin annesine dt. Ali'nin annesi, ailenin halay dlamasyla birlikte, yalnzlaan halaya hemen kol kanat gererek sahip kt. Bunca zamandr bu bekar yzbann, kendilerinden biriyle evlenecei hayalini kuran ve eitli nedenlerle kuafre sk gelen baz gekin kzlar, bu gizli ilikinin duyularak, gerein abucak ortaya kmasnda etkili olmulard. Yzbann tayini kmt, baka bir yere gidecekti, herkes elini abuk tutmalyd ve o kk tara ehrinde umutlar bozkr kadar abuk bozaryordu. Kimse kendi hayalini, bir bakasnn hayalinin karatmasna izin veremezdi. Halann gece yarlarna kadar pencere kenarna oturup bozkra daln, eski gnlerin hayalini kurmak sananlar, feci bir biimde yanlm olduklarn, yzbann tam da o saatlerde evin nnde bir aa bir yukar dolaarak, cigara stne cigara itiini ok sonra rendiler.

O sabah hi unutmad Ali. lkin uzak ve belirsiz fsltlar biiminde kulana gelen sesler, onu uykusundan uyandrmaya yetmiti, ok uzaktan belli belirsiz nal sesleri duyuyordu. Grd bir ryann iindeki seslerin, kendisinin uyandn fark etmediklerinden devam etmekte olduunu dnd ilkin. O uyanm ama sesler uyanmamt sanki. Rzgarn sesine, kpren bir solua, bir yelenin savruluuna karan bu sesler, onu uykusunun iinden alm, sonra da pencereye doru ekmiti. Ali dar bakt. Bombotu cadde. Kimsecikler yoktu. Yakn kylerden, Rimil'den, Kabale'den eek srtnda bakr stllar, bakralar iinde arya, pazara yourt tayan kyller bile gemiyordu henz. Bozkrn ufuk izgisi kzarmamt bile. Ryadaki sislere benzeyen puslu, bozark bir aydnlk vard yalnzca. Birdenbire Mardin'in tek caddesinde, sabah iyiyle parldayan asfalt yolun zerinde bembeyaz yelesiyle rzgar gibi ilerleyen, zerinde binicisi olmayan plak bir atn kpre kpre bu tarafa doru yaklamakta olduunu grd. Bir masaldan, bir efsaneden kam gibiydi bu rya beyaz at ve sabahn o saatinde hi kimsenin olmad caddede nal sesleri yanklanyordu. Geldi ve birdenbire Alilerin avlusunun nnde durdu. Ali, atla gz gze geldi. Onun bir rya olmadn grd atn gzlerinde. Birdenbire kendi evlerinin avlusundan, elinde ilemeli, kk bir bohayla bir karalt halinde halasnn atn zerine atladn, daha dorusu bir mendil gibi szldn grd; atn srtna dtkten sonra da dizginini kapt gibi topuklayarak hzla uzaklat. Hepsi birka dakika iinde olup bitmiti. Belki daha da ksa. Srlsklam olmutu terden. Grdklerine inanamamt. Halasnn ok iyi at bindiini, kydeki btn erkekleri ardnda brakarak yartn biliyordu. Gene de gzleri ak bir rya grm olduunu dnmeyi yeleyerek yatana dnd. Atn ve srtnda gtrd halasnn gzden kaybolmasyla birlikte kulandaki sesler de dinmiti. Sabr edici bir sessizlik hkm sryordu ortalkta. Sabahna, halalarnn ev ilerinde yanklanan uursuz bayku lklaryla uyand. Halas, yzbaya kamt. Zaten nceki evlililiini de kimse istememi, ama bu erkek delisi kza sz dinletememilerdi. Dier halalar, evlenmemi olmann faydalarna byle zamanlarda daha ok inanyorlard. Ali, ben grdm dedi, beyaz bir atn srtna atlad gibi utu gitti. Bir mendil gibi szld. Bu benzetmeyi ok sevmiti. Yineleyip duruyordu. Ali'nin uydurduuna inandlar. Onu byle bir zamanda bile, ilgi toplamak uruna yalanlar sylemek, hikayeler uydurmakla sulayarak azarlad annesi. Gene bencillik, sorumsuzluk, suistimalcilik gibi szlerle Ali'ye barp ard. Ali, annesine yalnzca kt kt bakmakla yetindi. O gn herkes yzbann kr atnn katn konutu Mardin'de. Bu sylenti btn ehri gezip evlerine kadar ulatnda, evdeki herkes dnp tekinsiz gzlerle Ali'ye bakt. Ali'yse bu sefer hibir eyin farknda deilmi gibi yapt.

Birka gn sonra halasnn eski kocas olan karanlk yzl, yanaklarn kaplayan kllarn, gzlerinin altna kadar yrm olduu adam, ocuklarn almak zere bir hmla eve geldi; gzlerinde kvlcmlar akyor, azndan kpkler sayordu. Dier halalar boynu bkk, sulu sulu otururken, annesi lk la adamla tartyordu. Adam da srekli "Yengeh anm! Yengeh anm!" diye fke iinde bir eyler anlatmaya abalyordu. Annesinin boyun damarlar gene mavi mavi kabarm, yanaklarn, pene pene al basmt; byle zamanlarda sesi normal zamanlarda kullanmad tiz bir perdeden yrtlr gibi kyordu. Babalar, okullarndan ve yeni hayatlarndan kopararak yeniden kye gtrd ocuklar. Ali de, ocuklar da ok aladlar. Sanki hep birden ksz kalmlard. Birka yl sonra hala olunun kydeki bataklkta boulduu haberi geldi. Ali, bu arada, iki erkein sikimesinin kendilerinin yapt gibi olmadn renmi, ama bunu onunla konumaya frsat olmamt. lkokula balad o yl, bir sabah, okulun nnde bir ocuun dierine, "Gtn sikerim ulan!" diye bardn duyduunda, birdenbire her ey aydnlanmt. Zaten klerin birbirinin iine girmesi ok zor oluyordu. Ayrca, ok kzd bir keresinde, onun Bankas kumbarasn saklayarak, annesinden dayak yemesini salam, bunun iin sonradan ok zlmt; bunu itiraf etmeye ve bunun iin zr dilemeye ok ihtiyac vard. Bu dilei de olmamt. Onun bataklkta boulmu olmas, Ali'nin zntsn de, utancn da artrmt. Daha on ndeyken, babasnn zoruyla kendinden yirmi be ya byk zengin bir aayla evlendirilen hala kznnsa, evlendikten birka ay sonra, kendini bir aacn dalna ast haberi geldi. Ali, ilk cinsel fantezileriyle lm arasnda belli belirsiz, sinsi bir ba kurdu. Oyunlar grlmt. Cezalandrlmlard. Sra kendisindeydi. Gene bir sabah, kulanda onu uykusundan alan seslerle pencereye kotu. Cadde gene yle bombotu, az sonra caddenin te ucunda kpren yeleleriyle o rya beyaz at grnd. Yzbann atyd bu. Halasn karan at. Koa kpre buraya doru geliyordu. Halasnn dndn dnd Ali; nk gene byle bir sabah, herkes uykudayken, gene bu atn srtna bir mendil gibi szlerek kanatlanp gitmiti. At, avlunun saa altnda durdu. Yeniden atla gz gze gelmek istedi; bu, sanki bir eyin kantlanmas olacakt, ama at, bu tarafa bakmyor, gzlerini karrcasna ban ne eiyordu. Soluk soluayd, kan ter iindeydi, belli ki, uzaklardan gelmi, ok yorulmutu; boncuk boncuk terlemiti, her damlas buradan bile seilebiliyordu. Dizlerini krd at, evin altna ykld, ban asfalta dayayp soluya soluya can verdi. Ali donmu kalmt. Kimseye bir ey sylemedi. Bu kez grdnn bir rya olmadn biliyordu. Sabah uyandnda zgn ve kt grnyordu. Okula gitmeyeceini syledi. Hastayd gene. Evdekilerin, Neyin var? gibi sorularn karlksz brakyor, omuz silkmekle yetiniyordu. Annesinin edepsizlie varan srarlar karsnda, Bugn bir ey olacak, dedi. nemli bir ey! Belki bir haber gelecek, onu bekliyorum, dedi. Annesinin itirazlar ve srarlar srnce, bilgi vermekten

ok bu bilginin yarataca gerilimle annesini cezalandrmak ister gibi: Kt bir haber! dedi. Halalar ayn anda iaret parmaklarn dilerinin arasna gtrerek korkuyla "Hii!" dediler. Kahvalt srasnda bekledii ey oldu. Bir telefon geldi. Telefonu balayan PTT'deki santral memuresi kz, uzak bir Anadolu kasabasndan arandklarn syledi. Arayan yzbayd. Halasnn o sabah ld haberini verdi. Halka tamamlanmt. Katktan sonra ailenin reddettii hala da cezasn ekmiti imdi. Ali aktan, sevmekten, sevimekten, sikimekten bir kez daha korktu, korktu, korktu. ... Ali'nin k Ali'nin yeni yeni yrmeye balad zamanlarda balad ilkin, sonra da bir alkanla dnt. Aile iindeki herkes kayglanmt. lk annesi fark etti Ali'nin kndeki kzarklklar; elini bir trl orasndan ekmiyor, srekli kyle oynuyor, sk sk sinirli bir halde kopartacakm gibi ekitirip duruyordu. Annesi balangta tatl tatl, kayglar arttka giderek sertleen bir tutumla Ali'nini elini oradan ekmesi iin uyarp duruyordu olunu. Ali ise, bazen sz dinlermi gibi yapyor, bazen annesinden korkup sahiden sz dinliyor, ama bo kald ilk frsatta, yeniden kn tutup kopartr gibi ekitirmeye balyordu. Bir sredir evdeki herkesin gz, Ali'nin elinde ve kndeydi. Halalar bir are olarak, yeniden altn balamay nerdilerse de, annesi, Yok daha neler! diyerek, bilgi bir edayla, bunun ocuk iin ok daha kt olacan, ileride psikolojik bozukluklara yol aacan syledi. Bylesi atall durumlarda, ocuk eitimi konusunda grmcelerinden daha ada ve anlayl olduunu kantlamak, hatta onlar eitmek durumunda hissediyordu kendini. Zorla yaptrmaktan deil, her zaman gzellikle sylemekten yanayd. Ama, Ali'nin ocukluu boyunca yakndan bildii gibi, annesinin zorluk ve gzellik tanmlar sk sk birbirine karyordu. Sonuta yle ya da byle hibir nlem yarar salamyor, Ali her seferinde yeniden kne yapyor, neredeyse kendinden gemi bir biimde ekitirip duruyordu. Bu durumdan kendine ve ailesinin apknlyla nl erkeklerine pay karan Dede, Karmayn ocua, diyordu. Belli ki, istemiyor. Sonradan bana ne belalar aacan imdiden seziyor olmal, kerata! Doktorlarn clz tavsiyeleri de para etmeyince, krk ylda bir de olsa grmcelerinin aklna uyarak, Ali'yi ailesinde emsiler bulunan, yar meczup bir falc kadna gstermeyi kabul etti Ali'nin annesi. emsiler, Mardin'in ok eski bir kavmiydi. ok eskiden aka gnee taparlarken, byk bir blm Sryanilii setikten ya da slama szmak zorunda kaldktan sonra, gnee tapmaktan vazgemilerse de, eski inanlarn btnyle terk etmemi, tersine, gne kltyle ilgili kimi trenleri ve inanlar yeni dinlerine szdrarak yaatm, Hristiyanln ya da slamn kurallaryla, eski inanlar arasnda melez gei alanlar yaratarak geleneklerini byk lde srdrmlerdi.

emsilerin bir zamanlar gnee taptklar zamanla unutulmu, herhangi bir byk airet, bir byk aile ad gibi anlmaya balamt. Kalenin eteklerindeki dar sokaklarn birinde, bahesinde incas aalar bulunan, asma ardakl, yars toprak altnda kalan bir evdi falcnn evi. Kilerindeki kuruyemilerin rayihas sarmt drt bir yan. Douya bakan duvarnda, gnein doarken n szdran bir yark vard. Gnein douuna bir sayg ifadesiydi bu. Ali'nin annesi, ayn eyi Deyrlzefaran Manastr'nn zindannda da grm olduunu anmsad. Yarn bulunduu duvarn nne bakr bir tas iinde su konmu, yere temiz bir kilim serilmiti. ri kehribar taneleriyle iine kvrlm bir tespih duruyordu kilimin ve tasn yan banda. emsi falc, daha Ali'yi grr grmez, Eyvah, dedi. Bu ocuk bir nceki hayatnda kalm. Bakn arlatran bir gemii var. Kendinin hi hatrlamad, ruhununsa hi unutamad bir gemi! Annesi ve halalar, akn, sylenenlerden hibir ey anlamam, uzun uzun bakakaldlar. Bir nceki hayatnda kalm bu ocuk; ruhu, unutmann sularnda ykanmadan gelmi; daha nceleri de st ste birka kere kadn olarak gelmi dnyaya, imdi uyamyor bu yeni haline. Bu k kendinde istemiyor. Son geliinde gz iyice arkada kalm bunun, gen ve yakkl bir adamda kalm, geen sefer kavuamamlar garipler, imdi onu bulmak zere yeniden dnm dnyaya. Ama erkek olarak geldii iin, ona kavuamayacan ruhu biliyor, kn istemiyor. Yazk, ok sevmi adam, ruhu ona kilitlenmi, hi beklemedii bir anda aniden lm, gz arkada kalm. Ruhu yatmam. inde byk frtnalar var. Frtnal bir havada yolunu ararak yanl rahme dm, sonra gene frtnal bir havada erkek olduunu anlayp lerek yeniden geri dnmeye alrken bin bir zahmetle zorla dourtulmu... Yazk, sonu gene unutmann sularnda bitecek bu garibin! Ali'nin annesi, kapt gibi ocuunu kendini eve dar att. O atlak grmcelerinin akllarna uyup yle yar meczup haclara, hocalara, falclara gittii iin kendine ok kzd. Ama devletin doktorlar, fen ve tp adamlar da bir are bulmamam, onu haclara, hocalara, falclara muhta etmilerdi. O hrsla, salk dispanserine, hastaneye st ste telefon edip avaz avaz bard! Telefona kan salk memurlar, doktorlar, kendilerine niye byle barldn hi anlamadklar gibi, byle hanmefendi bir kadndan hi beklenmeyecek bir biimde, kadnn sk sk, k! k! Ali'nin k! gibi szler ettiini duyar gibi oldular. Ali, ileriki yllarda, annesinin, Ali'nin ocukluuna ilikin en sevimli olay buymu gibi, zellikle yeni tantklar insanlarn yannda srekli bunu anlatp durmasndan ok ikayeti olacak, hele hele ocukluun kalntlarndan kiilie ait nemli ipular bulmaya hevesli psikoloji merakllarnn yannda anlam daha da plaklaan bu olaylar, annesinin byk bir saknmaszlkla, her ocuun bandan geen dnyann en masum ocukluk anlarym gibi anlatmasndan derin huzursuzluklar duyacakt. Annesinin anlattklar bununla da kalmyordu, Ali, faklte yllarnda ne zaman yeni bir kzla tansa, annesi, Ali'nin ocukken kz olmaya nasl hevesli olduundan, evdeki kumalardan, havlulardan kendisine nasl etekler, elbiseler yaptndan, hatta bir keresinde komu kzna msamere iin diktirilmi olan kat kat etekli jponlu beyaz elbiseyi srarla giymeye kalknca, nasl elbisenin dikilerini patlattndan, bunun zerine elbisesi yrtlan kzn hkra hkra nasl aladndan, Ali'nin zaten ocukluu boyunca kz

ocuklar alatp durduundan, zellikle de uzun sa rgl kzlar ok kskandndan, onlar alatana kadar salarn ekitirip durduundan, bununla da yetinmeyip anneleri tarafndan bohalarda saklanan sa rklerini alp alp atee attndan, afacan her olan ocuunun bandan geen olaan hikayelermi gibi anlatyordu. Psikolojiyle ilgilenen arkadalar, bu anlatlanlar zerine, Ali'ye tuhaf tuhaf bakmaya balarlarken, Ali, btn bunlar olanca sevimlilii ve tontonluuyla, kendinden gemi bir iyi niyetle saf ve masum bir biimde anlatan annesinin yzne dehetle bakyor, ne zaman susacan merak ediyordu. ... Goblen Defter zeri goblen ili byk bir defterdi. Annesinin, elini bol tutarak hazrlad pastalar, poaalar, kurabiyeler, brekler, rekler, tatllarla donatlm masann zerinde, meyve sularyla dolu bardaklar, buz gibi souk gazozlar, eitli kuruyemiler ve mevyelerle dolu kaseler diziliydi. Halalarn pek bir anlam veremedii, ama hibir eye karmadan, olan bitene asla katlmadan, onaylamaz gzlerle dudak bkerek izledikleri bu doum gn partisinde, bir de dizi dizi mumlar yaklnca, tiz perdeden itiraz sesleri ykseldi. Zaten bandan beri onaylamadklar, ama byklk gsterip ses karmadklar gavur icad bu elencede, yle kilisedeki gibi dizi dizi mumlar yakarak, evin betini-bereketini karacaklarn, Mslman evlerinde mumlarn ancak elektrik kesildii zaman yaklabileceini sylediler. Bunun zerine Ali, babasnn sesine benzeyen bir ses taknarak: Uzatmayn, dedi. Yatrlarda, ziyaretlerde, eyhlerin dergahlarnda da mumlar yaklmyor mu sanki? Halalar, Ali'nin itiraz kaldrmaz bu k karsnda diyecek bir ey bulamamann hrsyla homurdandlar. Ali galip kt byle durumlarda hep yapt gibi, eklemeden edemedi: Ayrca unutmayn ki, elektrii de Mslmanlar deil, Hristiyanlar bulmutur. Halalar ne zaman bir uygarlk nimetinden sz etmeye kalksa Ali, onun "gavur icad" olduunu hatrlatmay zevk sayar. Daha ok yabanclarn ocuklar, memur ocuklar falan arlmt. Snfndan ve mahalleden arkadalar da vard. Genellikle pek uyduruk armaanlar getirmilerdi. Birka arkada da tam sinemaya gidecekken, yolda vazgemi, dier arkadalarnn akllarna uyarak ylesine gelmilerdi; bu yzden armaan falan getirmedikleri gibi, yalnzca yiyip ime ksmna katldklar kutlamay alayc gzlerle kmseyerek izliyorlard. Baz arkadalar, kskanlklarn kaytszlklaryla belli ettiler. Ortada hi nemli bir ey yokmu gibi davrandlar. En ok da, di tabibinin ekememezliiyle nl, koyun gzl, iman olu, gya ondan yanaym gibi yaparak, dierlerini kkrtyordu. Ali, her ne kadar kendini ryasna kaptrsa da, olan biten her eyin farkndayd. Onlarn, byle yerli filmlerden alnm sahnelerle, zengin ailenin mark ocuunun doum gn partisi verme hevesini aalamak istediklerini anlad. Anlamam gibi yapt. Giderken ceplerini tka basa kuruyemi ve kurabiyeyle doldurmalarna ses karmad.

Armaanlardan biri zeri goblen ili bir defterdi. Ali, bu defteri gizemli buldu. Daha nce, byle zeri kuma kapl, el yapm bir defter grmemiti hi. Kaln, gzel, parlak katlar vard iinde, srtlar iyice irilenmi, smsk yaptrlmt cildine; arasnda da kald yeri bulmasna yardm edecek, kzl renkli parlak kurdeladan bir erit vard. Armaan getiren arkadann, orta sonda okuyan aabeyinin elii dersinde dev olarak yapt bir defterdi bu. zerindeki gobleni de ablalarndan biri ilemiti. ok emek verilmiti belli. Gzel iekler, renkli yapraklar ve ne olduunu bilmedii anlaml, gzel ekiller vard zerinde. Gzellik, Ali'yi her zaman heyecanlandryordu. Kadn dnyasnn, kadn emeinin ve kadn zevkinin, gzellie ok daha yakn olduunu biliyor; kendini, onlarn dnyasna ok daha yakn hissediyordu. Goblenin zerine ilenmi bu ekillerin ne olduu, ne ifade ettii pek anlalmyordu ama, gzeldiler; bu kadar da Ali'ye yetiyordu; parmak ularn onlarn zerinde gezdirmek, onlara dokunmak, onlar hissetmek, onlardan heyecan duymak gzeldi. Ayrca arkadann aabeyinin ok becerikli olduunu, elinin her ie yatkn olduunu biliyordu. Damarl elleri, koca koca parmaklar vard. Beceri, erkek iiydi ve kendine has bir gc ve Ali'de belli belirsiz bir cinsel heyecan uyandran esrar vard. Byleleri, musluk tamir edebilir, soba kurabilir, araba paras deitirebilirlerdi. Arkadann aabeyi de, okuldan artakalan zamanlarnda, naylon oyuncaklarn iini alyla doldurup biblolar yapyor, sonra onlar rengarenk boyayp cilalayarak, Aa ar'daki dkkanlara satyordu. Tahta evler, arabalar, rengarenk uurtmalar da yapyordu. Onun yapt uurtmalarn hem talar, hem ipleri ok salam oluyordu. Kalenin eteklerindeki sert mizal rzgarlarn paralayamad salamlkta, hem gzel, hem dayankl uurtmalard bunlar. Hem bir seferinde bahesinde top oynamaya gittikleri ortaokulun tuvaletinde ierken, kn grmt onun. Nedenini anlamad bir heyecan duymu, gzleri iri iri almt. Bir kn zamanla bu kadar byyebileceini hi dnmemiti. Byynce herkesinki yle mi oluyor, diye aknlkla i geirmi, gzlerini birka kere yumarak, grdn, gzlerinin arkasna saklamaya almt. Unutmak istemedii eyleri, gzlerinin arkasna saklamak istedii durumlarda byle yapard. Demek byk kler byle kaln iiyordu. Birka kez yutkundu. O byk kl ocuun yapt defter, imdi elinin altndayd. Defterin gzelliine, kaamak gzledii o ann hatras ayr bir heyecan katyordu. Annesi, yarm az, byle ssl psl bir defterin bir erkek ocua armaan olarak getirilmesinin pek uygun olmadn geveledi; halalar grdklerinden zaten pek bir ey anlamyor, ayn onaylamaz ve katlmsz gzlerle ylece bakmay srdryorlard. Ali'ye bu defteri ne yapaca soruldu. Okul defteri olamayaca akt. O anda o da bilmiyordu, Bilmem, belki ileride hatra defteri yaparm, dedi ve kaldrp masasnn ekmecesine koydu. irkin, ama zeki kzlardan biri, "Hatra Defteri" olmaz, kilidi yok bunun, dedi. O zaman ben de kilitsiz hatralar defteri yaparm, dedi Ali. Sama bir tekerlemeye gler gibi, hep birlikte gltler. Ali, uzun sre kullanmad o defteri. Yazmaya kyamyordu.

Yalnzca arada bir karp iini kartryor, sayfalarn, srtn, kapan okuyor; bo sayfalarnda belirsiz hayallerle geziniyor, sonra yeniden yerine, ekmecesine kaldryordu. Sonra birdenbire ortalklarda grlmeye balad bu goblen defter. Zaman zaman Ali'nin, o defteri ap byk bir ciddiyet ve zenle iine bir eyler yaptrdn grdler. yle uzun boylu ilgilenmediler yine de. Daha dorusu bu konuya en fazla ilgi gsterebilecek olan annesi bile hi oral olmuyor --tam da o sralar, kendinin dndaki her eye tuhaf bir kaytszlk kazanmaya balamasnn ilk zamanlaryd-- Ali, yap yap parmaklar havada, sayfalar dirsekleriyle ezerken, o, ok telere, artk ulaamayacan dnd bir uzakla bakyordu. Ali'nin, neredeyse herkeste merak uyandrmak istercesine, imal davranlarla iine bir eyler yaptrp ardndan gsterili bir gizem havas estirerek ekmecesine kilitledii, kimi zaman da gya bir dalgnlk sonucu ortalkta unutmu gibi yapt bu defter, Ali, ne kadar esrarengiz tavrlar taknrsa taknsn, umduu, bekledii ilgiyi grmyordu gene de. Defterden yapt tuzan iine kimse dmyordu. Oysa bir zamandr defterin sayfalarna gazetelerden kesilmi eitli kuprler yaptrmaya balamt ve imdi bu defterin, annesi ve babas tarafndan mutlaka grlmesini istiyordu. Daha ok da babas tarafndan. nk asl karar o verecekti. Onlara sylemeye alt her eyi, bu defter bir bana syleyebilirdi. Hibir zaman, hi kimseye asla syleyemeyeceklerini, Ali'nin yerine konumu olacakt. Kuprlerin hepsi de erkekken ameliyatla kadn olmu olan kiilere ilikin, gazetelerden kesilmi haberlerden oluuyordu. Ali, bylenmi gibi byk bir dikkat ve heyecanla, yutkuna yutkuna okuduu bu haberlere ilikin kuprleri, ilk zamanlar yalnzca birer gazete kesii olarak ekmecesinde tutuyorken, sonralar o goblen deftere yaptrmay akl etmiti. nk, daha ilk okuduu haberle birlikte, kadn olmak istediini anlamt. "Hrriyet" gazetesinde okuduu o ilk haber, hayat hakknda nnde alan aydnlk bir pencere gibi, iindeki boluu gidermi, hayallerini amalandrm, btn geleceini, olmak istediini ona gstermiti. mkansz mmkn klan bu tr bir operasyonun, btn bir hayatn ve geleceini deitireceini seziyordu. Ameliyatla kadn olan bir ngiliz erkee ilikin okuduu o ilk haber, saygn bir aile byne albmde ayrlan en deerli yer gibi, ba sayfalara zenle yaptrlm, fotorafn etrafna renkli kalemlerle bitki ve iek ssleri yaplmt. Tuhaftr, her eyden gereksiz sonular karan o kukucu, merakl annesi bile, Ali'nin defterine kar kaytsz kald; o kadar ki, Ali, btn bu sonu vermeyen abalarnn sonunda, onlarn aldklar bir karar gerei, mahsus byle davrandklarndan kukulanmaya balad. Aslnda, ta bandan beri, Ali'nin ne demek istediini anlam, ama kendi aralarnda uursuz bir anlamaya vararak, onun bu arsn ldrc bir kaytszlkla karlksz brakarak, cezalandrma yoluna gitmi olabilirlerdi. Ali, artk ok ak bir biimde kadn olmak istediini biliyordu. Annesi, babas, Ali'nin durumunu anlasnlar, onu kendi elleriyle ameliyat ettirsinler ve Ali, hayatnn geri kalann bir kadn olarak yaasn istiyordu. Bunu kendine ve aynalara yksek sesle sylemeye balamt. Her gece kadn olduu zaman alaca ad --ki ok sk deiiyordu-- evlenecei adam --ayn sklkla olmasa bile o da deiiyordu-- kendine kuraca hayat --ki yalnzca ayrntlar deiiyordu-- hakknda zengin ve renkli hlyalara dalyordu. Ansiklopedilere bakyor, insan anatomisi hakknda bilgi sahibi olmaya alyordu. Kadn vcudunun gizlerine ansiklopedi sayfalarnda ermeye balamt. Gecikmek istemiyordu. Vcudunun tylenmesini, bacaklarnn,

gslerinin kllanmasn, sesinin kalnlamasn istemiyordu. Buna tahamml edemeyeceini biliyordu. Kendini yle grmeye dayanamayacakt. Ne de olsa, ocuk bedeni kadn bedenine yaknd, henz tam bir erkek saylmazd, ama bu saf ve temiz ocuk bedeni, kadn bedenine yakn klan btn bu zellikler, kllar, tylerle lekelenip kirlenmeden bu ameliyat mutlaka olmalyd. Kendini yle grmeye tahamml edemezdi, lrd. Annesiyle babasnn ldrc kaytszl, gndelik davranlarnda daha ileri gitmesine yol at. Onlarn, byle bir ey yokmu gibi davranmalarna hibir anlam veremiyor, onlarn, kendisini anlamasn abuklatrmak iin yeni areler dnmek zorunda kalyordu. Artk ayr eve kmlard, hizmetiler yarm gn alyor, her gece kalmyorlard, bu da onun oyunlarna imkan tanyan bir durumdu. Gizli gizli kalarn almaya, hafif hafif dudaklarn, yanaklarn renklendirmeye balad. Akam yemeinden sonra, annesiyle babasnn, o sonsuz "piti partileri" srasnda, onlara ay-kahve servisi yaparken, kendine havlulardan, rtlerden yapt, kendi deyiiyle "stun gibi bacaklarn" ortaya karan mini etekler giyiyor, o yle ortalklarda krta krta rpnrken, her ey ok normalmi gibi davranan annesiyle babas, sonsuz bir kaytszlkla birbirleriyle dalaa dalaa piti oynamay srdryorlard. Ali, belki de bu konuya ynelik bir suskunluk karar alndn ve bu sessiz duvar delemeyeceini anlad. Annesi de, babas da Ali'nin srarlar karsnda, birka kez defteri kaytsz gzlerle kartrp yerine koyduklarnda da bundan emin oldu. Kimseye bu konuda hibir ey sylemedi. Tylerinin kmasndan ok korkuyordu. Tylerinin kmas her eyin bitmesi demekti ona gre. Bu kanya nereden kapld belli deildi, ama tyler kendini erkek olmann karanlna kilitleyecek sonsuz iaretler gibi vcudunda belirdiinde her eyin bittiini anlayacakt. Okul dnlerinde, ev devini aceleyle tamamlayp akam yemeini abuk abuk yedikten sonra, hemen odasna kapanarak yatana gmlyor, yorgan bana ekerek, grd filmler kadar heyecanl, maceral, ackl hayallere dalyordu. Gereklere katlanamyordu. Gn na katlanamyordu. Kimseyle konumuyor, kendini dierlerinin gzlerinden saklyordu. Ka kez babas gelmi, yorgan bandan ekerek, Yzn grelim olum, ne zamandr gremiyoruz, demiti. Kadn olduunda alaca ad, giyecei elbiseler, evlenecei adam, deyecei ev, kacaklar seyahatler yorgann altnda saklanyordu. Babas yorgan biraz daha amay akl edebilse, orada saklanan her eyi grebilecekti. Ona duyurmamaya alarak, Yadr, ie kapank olur bu yalarda, diye fsldayorlard kap arkalarnda. Oysa Ali her zaman en ok fsltlar duydu. Defterin bulunduu ekmeceden sesler duydu ilkin. Bu sesleri kendinden baka kimsenin duymadn fark ettiinde dehete kapld. zellikle geceleri ekmecenin iinden sesler geliyordu. Bilmedii bir dilde konuuyorlard. lkin erkek sesleri duyuyor; konumasnn ortasnda ses yava yava deierek inceliyor ve kadn sesi olarak kmaya balyordu. Kulana kilitlenmi o her zamanki seslerden sand ilkin. Bir gece korkularn ve kukularn yenip ekmeceyi at, ekmeceden ykselen sesler ilkin yere, halnn zerine dklmeye, ardndan oday, salonu doldurmaya balad. Kilitli kalm sesleri, kilitli kalm cinler gibi kapatldklar

yerden kurtardn dnrken, btn evi sesler basmaya balad. Defteri at, sayfalarn silkeledi, sesler durulur, diner, biter sand; oysa konumalarn hep bir azdan ve daha ak seik bir biimde srdryorlard. Defteri masann zerine koyup sayfa sayfa at, konuanlar gazete haberlerinde fotoraflar bulunan kiilerdi. imdi herkes sakin sakin srasn bekliyor, sras geldike konuuyor, kendi hikayesini anlatyor, sonra da saygl bir biimde susuyor, sz bir dierine brakyordu. Ali dehetle fark etti ki, hi anlamad dillerde yaplan konumalar bile hi zorlanmadan anlayabiliyor. Bunun nasl mmkn olduunu bilmiyordu ama, konuulanlar rahatlkla anlyor, anlatlan hayat hikayelerini ilgiyle dinliyordu. Bakalarna sylemeye kalkrsa, kimsenin buna inanmayacan biliyordu. Herkes delirdiini dnecekti. Ancak yazarlarn byle bir eye haklar vard. Belki ileride yazar olur ve gnn birinde byle bir hikaye yazarsa, herkes tarafndan hem bir fantezi sanlr, hem de ilgiyle okunurdu. Dedesi bile, "Bo hikaye," demezdi. Sayfalar ar ar evirdike, sesler azalmaya, giderek uzaklamaya balad. Fotoraflar sakinlemi, konumalar yatmt; sesler btn btne kesildiinde, arzn merkezindeki kadar kesin bir sessizlik kaplad ortal. Seyrettii bir filmde, arzn merkezi, dnyann en sakin yeri, diye anlatlyordu. Buna inanmt. yle bir yerde uyumak istiyordu. Kulanda hibir sesin olmad bir yerde. O geceden sonra artk her gece yatmadan, sayfalarn havalandrmaya balad defterin. Annesinin, babasnn ve haftann baz geceleri kk odada yatan hizmetinin hibir ey duymam olmalarna ok aryor, evdekilerin usul usul delirmeye baladn, hibir eyin farknda olamayacak kadar akllarn kaybettiklerini dnyordu. Bu olan byle sessizleir, iine kapanr, her akam hava kararr kararmaz yataa girmeye devam ederse, korkarm, onu bir doktora gstermemiz gerekecek, diye kayglarn dile getiriyordu babas. Bu, hi normal deil! Ali, "normal" sznden nefret ediyordu. Normal sz kendisini dpedz tehdit eden bir eydi. Ona hibir ey anlatmyordu bu szck. Annesi, inelemekten ok, sahici bir kaygyla, Dedesine benzeyecek diye dm kopuyor vallahi! diye szn kesiyor babasnn. Annesiyle babasnn seslerinin arasna, baka insanlarn sesleri karyor, dnyann sesleri birbirinin iine giriyor, szckler eriyor, anlamlar klk deitiriyordu. nsann kiiliinin seste sakl olduunu biliyordu. nsan ele veren sesiydi. nsanlar seslerinden tanyordu. Sesini duymad hi kimse hakknda hibir fikri olmuyordu. nsanlar, her eylerini gizleyebiliyor, ama seslerini gizleyemiyorlard. nsanlar, yzlerinden, baklarndan deil, seslerinden, seslerindeki tnlardan, kvrmlardan, bkmlerden, dalgalanmalardan tanyordu. nsann iine kapatlm, kilitlenmi her ey, sesin kvrmlar, bkmleri arasndan dar szyor, kendini ele veriyordu. Baz kapatlm sesler, sahibinin kendi iinde boulmu olduunu sylyordu. Baz sesler kat kat, bazlar teneke

gibi kyor, her biri, sahibinin bir korkusunu ele veriyordu. Ruhun aynas saylan gzler bile, ruh konusunda yalan syleyebilirdi ama, insann, ruhunu en iyi yanstan ey, sesiydi. Szler yalan syleyebilirdi, ama ses asla! Ailesinin kendisini ameliyat ettireceinden iyiden iyiye umudunu kesmeye balamt artk. Yeni kurduu hayallerde, evden kap, alp, para biriktirip kendisi ameliyat olacakt. Sonra da gelip ellerini pp onlarla baracakt. Belki de evlenecei adamla birlikte gelirlerdi. Kapda, son model lks bir otomobil durur, iinden ok gzel bir kadnla, ok yakkl bir adam kol kola iner, eve doru yrrlerken, pencereler alr, ve sonunda herkes birbirini affeder! Ama btn bunlar vcudu tylenmeye balamadan olmalyd. Yoksa ok ge olurdu. lkin dudann stnde ince, sar tyler belirmeye balad. Grdnde deliriyordu. Erkeklie adm atan sesindeki ilk atlaktan sonra, gnlerce hi kimseyle konumad. Yatana giriyor, yorgan bana kadar ekiyor, kimse azndan tek kelime bile alamyordu. Sonunda Ali'yi, Adana'ya bir ruh doktoruna gtrdler. Doktor, gnlerdir bir trl konuturamad Ali'yi, hrsndan delirip tokatlamaya balaynca, yanaklarn tututuran bu sert ve gl erkek elinin altnda Ali, ilk kez sarsla sarsla boald. Bunun hep bir ryada olacan sylemilerdi. Ama ryalar gerek olmuyordu. Hayatla yetinmeyi renmeye balamalyd artk. ... Yoksullarn Tarikat Yeni eve, yeni bir hizmeti almak gerekti. Bunun zerine, haftada gn temizlie gelen bir gz kr kadnn yetikin kzn yatl almaya karar verdiler. Ad, Sakine'ydi. On n gemiti. Serpilmi, gelimi, gl kuvvetli bir kzd. Aydnlk bir gl, dolgun dudaklar vard. Gld m, btn dileriyle glyor, gzleri izgi oluyordu. Kaln kal, gr kirpikli; iri, badem gzlyd. Ali'nin annesi, her zaman yapt gibi, kocasndan kskand onu. Daha nce, kzn annesini de kr gzne ramen kskanmt. Kskanmak, her koul altnda, kar konulmaz bir duygu olarak iinde yayordu onun. O, neredeyse kskanmak iin yaratlm bir kadnd. lk balarda kz sevmedi Ali. Ho, kim olsa sevmeyecekti. Bu, bandan belliydi. Trl huysuzluklarla burnundan getirdi kzn. Sakine, ne kadar Ali'nin suyuna gitmeye alrsa alsn, o, gene de canndan bezdiriyordu kz. Baz hafta sonlar birlikte sinemaya gidiyorlar, "aile yeri"nde oturuyorlard. ki kii olduklar halde, bazen drt kiilik loca paras

deyerek loca tutuyorlar, uzun klahlarda ekerli leblebiler yiyor, st ste buz gibi souk gazozlar iiyorlard. Kz, Trkan oray'a, Ali de Hlya Koyiit'e hayrand. Bu yzden aralarnda srekli bir ekime vard. Melodram filmlerinin vazgeilmez adlar olan bu iki artist, daha ok kadnlar ikiye blen kyasya bir rekabet iindeydiler. Ve Ali ile kz arasnda bu yzden sk sk ateli tartmalar, hatta daha ok Ali'nin barp armasyla sonulanan kavgalar kyordu. Ali, Sakine'yi alatmadan hibir kavgay bitiremiyordu. Bir kavgann sonulanmas demek, taraflardan birinin alamaya balamasyd ona gre. Ali, Trkan oray iin: O, hizmeti tipli, diyordu; sen onun iin beeniyorsun onu. Hlya Koyiit ise evin kz tipli. Ali, Sakine'ye o hafta seyrettii filme gre, bazen "kt kalpli zengin kzlar" gibi kt, bazen "iyi kalpli zengin kzlar" gibi iyi davranrd. Kzd, fkelendii zamanlardaysa, kza annesinin bir hizmeti, babasnn bir hamal olduunu hatrlatarak galip kmaya alr; bundan tr ou zaman znt ve pimanlk duyar, kimi zaman da hi oral olmazd. "Benim babam avukat, senin baban hammal!" Bu ac ve ar szler kza hem znt veriyor, hem onun da "kendi filmlerini" evirmesine olanak tanyordu; ac gerekleri yzne arpan bu szler zerine, kz da filmlerde grd gibi, ilkin elleriyle yzn kapatarak hkrmaya balyor, ardndan yatt odaya koarak, kendini yataklarn stne yzkoyun atarak, hkra hkra alyordu. Bir sre sonra gzkapaklar i i, yznde ks bir ifadeyle, gya zntsn kimse anlamasn diye saklyormu gibi, sakin ve kaytsz grnmeye alarak, boynu bkk bir halde ortalara kyor, btn bu imal hareketlerle Ali'nin annesinin bsbtn meraklanarak, "Ne oldu kzm sana byle, syle bir ey mi oldu, bir ey mi diyen oldu sana?" demesini salyordu. O da deien durumlara gre, kimi zaman ya Ali'yi ele vererek onun azar iitmesini salyor, ya da hibir ey sylemeyip bu kez de her eyi iine atan fedakar kz rolnn hakkn vermeye alyordu. Sakine'nin, Ali'den birka ya byk erkek kardei bir sre sonra evin ar pazar ileri iin tutulduunda, Ali bu kez de onu hi sevmedi. Ali'yi kzdrd bir gn, Ali, gene sinirlenip ablasna yapt gibi ocua da, "Benim babam avukat, senin baban bir hammal!" diye bardnda, ocuk kaytsz gzlerle dinlemi, sonra "N'olmu yani!" deyip omuz silkmiti. Ali, bu szlerin ocuk zerinde hibir etkisinin olmadn grnce, ilkin arm, sonra hayranlk duymutu. Bu, Ali'nin bilmedii bir gt. Hibir ey olmamt ona. Sokak ocuklarna hibir ey olmuyordu. Akamna ryasnda, ocuun kn, kendi knn iine sokmaya alrken grd. Bir daha ne ona, ne kza annelerinin hizmeti, babalarnn bir hamal oluuna ait tek bir sz bile etmedi. Nedenini bilmedii bir ey, onu utandrm, elinden silahn almt. Yeni evlerinin mutfak penceresi, askeri klann arkasna bakyordu. Aralarnda, yank otlarn, clz yeertilerin yer ald, hafife engebeli geni bir arazi vard, geride, hzn veren kararm duvarlarn zerinde ykselen ierlekli pencereleri demir parmaklkl koca kla binas, sonra da o tel rgler... Geceleri, baz yank sesli erler, yrek paralayan bir ililikle trkler, uzun havalar sylyorlard. Kapatldklar koularn yksek pencerelerinden dalga dalga dar taan bu sesler, havada bir tl gibi dalarak, Alilerin evine kadar ulayordu. Bu yank sesler, bu dokunakl trkler, Ali'nin cann yakyor, iinde hi tanmad szl duygular uyandryordu. Baz trkleri ilk byle duydu, byle rendi Ali. Dinlerken en ok hznlendii trk de: "u uzun gecenin

gecesi olsam//Slada bir evin bacas olsam//Dediler ki: Nazl yarin pek hasta//Banda okuyan hocas olsam"d. Bu trky ne zaman duysa, birdenbire gzleri dolar; nedenini, niyesini bilmedii bir hasret duygusuyla burnunun direi szlar; konuacak olsa sesi titrerdi. O geceyi hi unutmad Ali. ok scak bir gnn akamyd. nsan hibir ey yapmad halde perian eden, halkn, "scak yorgunluu" dedii yorgunluktan bitkin dm olarak, balkona atlm simli minderlere serilmi; o yaz gecesinin belli belirsiz serinliinden yarar umarak, "karnn klar" dedikleri Suriye'nin parldayp duran klarn seyre dalmlard. Birok evin damnn gece elencesiydi bu klar. Karda grnen, Suriye'nin snr kasabas olan Kaml'nn klaryd. Tuhaf bir hzn veriyordu o klar Ali'ye. Baka yerlerde baka hayatlar olduu duygusunu glendiriyordu. Orann baka bir lke olduunu, bayrann baka bir bayrak, parasnn baka bir para olduunu; orada da eitli insanlar yaadn ve baka baka hayatlarn srdn biliyordu. Bu, onda iini derinletiren, kendini dnya zerinde yalnzlatran, belirsiz, tuhaf duygular uyandryordu. kisi de yorgunluktan bitkin, o uzak klarn ekimine kaplm, kendi ilerine dnm olarak, ara ara esen ince bir rzgarn tad serinlikle birlikte i ekerek, kendi dnyalarna gmlm, mahzun ve dalgn bir bitkinlik iindeydiler. Sakine, birdenbire gsten gelen yumuak, scak bir sesle, Suriye'deki akrabalarndan sz etmeye balad. Onlar uzun zamandr grmemi, ok zlemiti. Hep bayramlarn birinde gideceini ummu, ama ka bayram getii halde hibirinde gidememiti. Kolay gidip gelemiyorlard, snrda ok glk kartyorlard yoksullara. Bir de her zaman paralar yetimiyordu tabii. Sonra simli am gecelerinden, havuzlu bahelerdeki arkl gecelerden sz etti. Kz, birdenbire Ali'ye iini gstermiti. Ali, yorgunluunu unutmu, tazelenmi bir dikkatle dinliyordu kz, birdenbire insanlarda arad eyin tam da bu olduunu anlad. nsanlarn iini grmek istiyordu o. Duygularn tanmak, hikayelerini dinlemek, dlerini paylamak, dncelerini renmek istiyordu. Herkesin birbirine yalan attn, pozlar takndn, numaralar yaptn, iindiini, bbrlendiini biliyordu. Herkes, her ey, ne zamandr hep mahsusuktanm, yalancktanm gibi geliyordu Ali'ye; ama byle bir gece vakti, byle diz dize oturup byle ili eyler anlatmaksa, gerek ve gzeldi. Sakine anlattka, huysuzluklarnn dindiini, kzgnlklarnn durulduunu, iinin sakinletiini fark etti. Sakine de, o haylaz, yaramaz Ali'nin kelimeler ve hikayeler karsnda aciz dtn, kendiliinden teslim olduunu grd. Yzne bir bebek masumiyeti geldiini, bir melek safiyeti iinde kendisini dinlediini grd; bunun zerine anlattklarn ssleyerek eitlendirmeye balad. Anlattka genileyen bir yelpazede, gnler, geceler sren bir yolculua ktlar. Gece anlattklarn, gndz anlattklar izledi; hikayeleri, masallaryla Ali'yi durdurduunu, onu sakinletirdiini, onun zerinde bir g kurduunu anlad. D gc zengin bir kzd, renkli, arpc ykler anlatp duruyordu Ali'ye. O kra sessizliiyle gnee komu evlerin serin ayvanlarnda oturup btn ufkun yalnzca bir bozkr olduu o takentte insanlar birbirlerinin masallarn dinliyor, birbirlerinin masallarna inanyorlard. Scan hibir eyi, hatta zaman bile kmldatmad o kzgn lezerlerinde; ya da bol yldzl gecelerin, damlara, avlulara serilmi bitiik yataklarnda fsldaan masallar btn uzaklklar yakn ediyordu, btn dleri gerek. Sonunda Ali'yi yenecek silah bulmutu. Masallar, ne kadar olaanst, ne kadar inandrclktan uzak olursa, Ali o kadar inanyordu. Her eit uydurukluk Ali'yi kandrmyordu tabii. nce bir ayar gerekiyordu bunun

iin. Bu konuda her seferinde baarl olamyordu ama, Ali'nin nelerden holandn, neler istediini anlamt artk. Sama sapan eylere deil ama, kendi iinde bir tr tutarllk ve mantk salaml tayan olaanstlklere inanyordu o. Anlatt hikayeler, zamanla tavsamaya, bildii masallar tkenmeye balad Sakine'nin; uydurduklarnn da eskisi kadar Ali'nin ilgisini ekmediini grd. Ali yeniden huysuzlanmaya, aksilenmeye balamt. stelik bu kez eskisinden de fazla sorun karr olmaya balamt. Vardklar bu yetinmezlik noktasnda, artk daha fazlasnn yaplmas gerektiini dnd Sakine. Artk bir masaln anlatcs ya da dinleyicisi olmann, onlara yetmediinin bir biimde farkna varmt, bundan sonrasnda dpedz bir masaln iinde yer almal, o masaln kahraman olmalydlar. Ama nasl? Ali'nin gizlilie olan merakn biliyordu. Elindeki tek ipucu buydu. Sancl araylarla geen gnlerden sonra, bir gece, her ey dilinin ucuna neredeyse kendiliinden geldi. Ali'nin bir gece yars uyanp onu yatanda bulamamas ile balad her ey. Sakine'nin nerede olduunu merak etmi, etrafa baknm, beklemi, beklemi, sonra da uyuyakalmt; ertesi gn Ali, ona nerede olduunu sorduunda, ilkin hatrlamaya alm, uykusu kat iin byle zamanlarda hep yapt gibi, balkonun karanlk bir kesine bzlp karnn klarn seyretmeye daldn syleyecei yerde, merak uyandrc bir glmseyile ban ne eerek manidar bir biimde susmutu. Ali'nin btn sktrmalarna, "Uzak bir yerdeydim", "ok gizli", "Sana syleyemem," gibi Ali'nin merakn bsbtn gcklayc kaamak yantlar vermiti. Btn gn peinde dolanan Ali'yi hem merak iinde, hem de yantsz braktktan sonra, ertesi gece birdenbire dilinin ucuna neredeyse kendiliinden gelen renkli szlerle kayboluunun masals gizini at ona. lkin gizlilii glendirici btn yeminleri ettirdi Ali'ye. Anlatt her eyin aralarnda kalacana dair, kimseye hibir ey sylemeyeceine dair bilebildii btn yeminleri ettirdi. Ali'yi daha da heyecanlandran, merakna by katan eylerdi bunlar. O anda tutabilecei ya da tutamayaca btn yeminleri etmeye dnden razyd. Yeter ki olan bitenleri renebilsin! Bunun zerine gizini verdi ona: Gizli bir tarikattan olduunu, bu tarikat eyhinin Suriye'de yaadn, tarikattan olan bir kiinin baz doast gler edindiini, rnein geceleri bir gzkrpmnda dnyann teki ucuna gidebileceini, grnmez olabileceini anlatp bunlardan kimseye sz etmemesini istedi. Geceleri dnyay geziyordu. stanbul, Arabistan lleri, simli Badat geceleri, Avrupa'nn filmlerde grdmz bakentleri... lk sz: Ben bir tarikatn yesiyim, demek oldu. Byk bir itiraf sahnesiydi bu. Bunu senden baka kimse bilmiyor. Ali ok heyecanland, soluu kesilecek gibi oldu. Tarikatn ne olduunu yarm kulak biliyordu. Ama bu tarikatn, ne tr bir tarikat olduunu, ona, Sakine aklad. Sadece Mslmanlar girebiliyordu bu tarikata. Kalbi temiz olanlar, ktlk bilmeyenler. Allah korkusunu bilenler. Geceleri geziyorlard. Herkes uykudayken tarikat cinlerinin grnmez yardmlaryla dnyann teki ucuna kadar bir gz krpmlk zamanda gidip gelebiliyorlard. te o senin beni yatamda gremediin gece am'a gitmitim. Akrabalarm grmeye. Herkes uykudayd, uyurken seyrettim onlar, ocuklarn st almt, rttm, alnlarndan ptm, mutfaa girip bir tencere dolusu gzel bir yemek yaptm onlara; sabah uyandklarnda, Kim yapt bu yemei? diye ok aracaklar; samdan ince

bir tutam kesip amcaolumun yastnn zerine braktm. Sabahna belki bulur, belki bulamaz. Artk o, onun kalbine kalm. Kzn anlattklarndan rperen Ali'nin gzlerinden yalar szlmeye balamt kendiliinden. Neden konumadn onlarla? dedi. Tarikatn kanunlarna gre yasaktr bu, dedi. Ancak zel olarak izin aldmz durumlarda konuabiliriz. Bu da ok az olur. Yoksa tarikatn gizlilii kalmaz. Ben, beni grnmez klan kutsal kanunlar grnr klamam ki! Ben aciz bir kulum! Ali, Ben de girmek istiyorum bu tarikata, dedi. Sakine ses karmad. N'olur beni de al! Benim elimde deil ki, dedi Sakine. Ali'nin gzlerinde derin bir aresizlik ve mutsuzluk vard. Acd ona, dnp Ali'nin gzlerindeki yalar, elinin tersiyle sildi. Ban, "hayr" anlamna gelebilecek bir biimde iki yana sallad. Hem aresizlik iinde bakyor, hem glmsyordu, Olmaz Ali, ben ok isterim ama, olmaz. Neden? dedi Ali. Ama neden? Bu tarikat, yoksullarn tarikat nk, dedi Sakine. Zenginler ve onlarn ocuklar giremez. Siz gndz gzyle paranzla gidebiliyorsunuz her yere, biz yoksullar gidemeyiz. Bize gecenin gizli yollar aktr bir tek. Bir gz krpmnda gider geliriz. Ama her yoksul insan iyi insan deil ki, diye itiraz edecek oldu Ali. yle dedi kz, Her yoksul iyi deil tabii. Tarikatn emirlerini yerine getirenler, kalbi temiz olanlar, bakalar iin iyilik dnenler, Allah korkusu tayanlar... Kt kalpli yoksullar giremezler bu tarikata, dedi. Her kalbin misafiri olan duygular ayrdr, dedi. Baz kalplerde merhamet oturmaz. Ktlk, baz kalplerin ev sahibidir. Hayal krkl, baz kalplerde kirac durur. Hayal krkl ne demek? diye sordu Ali. Kalbe den glgedir, dedi Sakine. Hem kt, hem yoksul olanlar, hem bu dnyada, hem teki dnyada cezalandrlm insanlardr. Tarikat, kendine mrit olarak, yalnzca iyi yrekli saf ve temiz yoksullar seer. Keke ben de yoksul olsaydm, dedi Ali. Kalbim iyi ama, babam zengin! lk defa sahiden yoksul olmak istiyordu. Ali, Sakine'ye kar byk bir kskanlk duydu. Bir tek onun girebildii bu tarikat kapsnn dnda kald iin, kendini ksz ve unutulmu hissetti. Keke, keke ben de yoksul olsaydm, dedi. Yoksulluun kskanlacak bir yan olduunu hi bilmezdim. Belki bir dahaki sefere, dedi Sakine. Nasl bir dahaki sefere? diye sordu Ali. lp yeniden dnyaya baka biri olarak geldiinde, belki bu kez yoksul olarak dnersin dnya toprana. Ali, byle bir eyi daha nce hi duymamt. Demek, lm hi yok, dedi. Hi yok, dedi kz. lm stmz deitirdiimiz bir yerdir. Ali, tarikattan sz etmeye balamasyla birlikte, kzn da tpk dedesi gibi konumaya baladn fark edip ok heyecanland. Gizliliin, insan sradanlktan kurtaran, gndeliin kirinden ykayarak ycelten bir yan vard demek. Btn gn itip kakt bu hizmeti kz bile, gizliliin siyahna brnd andan itibaren bir ermi gibi konumaya balamt. Ondan sonraki gnler ve geceler kzn anlatt geziler doldurdu nceki masallarn, hikayelerin yerini. Sakine, sk sk, dn gece yle bir yere gittim, unu grdm, bunu grdm, diye anlatmaya balyor, renkli ayrntlarla sslenmi, masal tadnda uzun maceralar anlatyordu. Ali'nin ilgisini ekeceini bildii kiileri ve yerleri seiyordu. Dn gece, stanbul'a, Hlya Koyiit'in evine gittim, diye balyordu bir gn. Ali ok heyecanlanyordu. En sevdii artistti o! Ne yapyordu? Ne yapyordu? diye heyecanla soruyordu. Parasn nereye saklyor, biliyor musun, yastnn iine, ok gzel pamuklu bir yast var, onu ap, paralarn iine saklayp dikiyor. Niye bankaya yatrmyor? diye sordu Ali. Koskoca artist! Hangi bankaya gitse, onun parasn kabul ederler. Annesinden saklyor, dedi Sakine. Annesi agzl bir kadna benziyor. Kzn btn paralarn elinden almak istiyor. Hem sana bir ey syleyeyim mi, kz elinden

kaacak diye evlenmesine bile izin vermiyor onun. Ka kere gzmn nnde kavga ettiler! Ali bsbtn heyecanlanyor: Ben anlamtm zaten, diyor. Yoksa Ediz Hun'la evlenecektiler, deil mi? Ahh, keke onlar evlendirebilsen Sakine. O kadar sevaba girerdin ki! Ben ne yapabilirim ki, seyretmekten baka, diyor Sakine. Yoksullar yalnzca seyrederler. Tarikatn cinlerinden yardm istesen! Baz mecmualarda fotoraflarn grd Hlya Koyiit'in iman ve zalim annesinden imdi daha ok nefret ediyor. Ali, baz geceler yatana yattktan sonra, uyumamak iin gzn bile krpmamaya alyor; bylelikle Sakine'nin birdenbire yok olduu o esrarengiz ana tank olmak istiyor; ieri alnmad ancak kapsnn nnde durduu gecenin te yanna geie, hi olmazsa bu kadarna tank olmak istiyor. Onu yatanda bulamayaca bir anda gitmi olduunu grmek, ve kendine fazla gelen bu gerei gzleriyle dorulayarak kabullenmek istiyor. Ama her seferinde, beklemekten yorgun dm gzleri kendiliinden kapanyor, uyku sessiz sedasz kucana alyor onu. Keke ben de yoksul olsaydm, diyor aynalara; bak o, her gece ne gzel geziyor. Bense burada hapis gibiyim, bu scaklarda, bu souklarda uyuyamyorum bile. Sakine'yle konumad zamanlar aynalarla konuuyor. Ali: Neden artk bir eyler anlatmyorsun bana? dedi. Geceleri artk gezmiyor musun, yoksa benden saklamaya m baladn gezdiklerini? Yoksa kzgn msn bana? Ceza m veriyorsun? Sakine'nin aslnda sevinli olup da, zgn grnmeye alt bir gnd; Ali'yi bir keye ekerek, artk hibir yere gidemiyorum da ondan, dedi. Niye gidemiyorsun peki? Beni tarikattan attlar! Gelin gidiyorum Suriye'ye. Beni verecekleri adam zengin bir adam. Artk yoksul olmayacam. Biliyorsun bu yoksullarn tarikatyd. Artk onlarn arasnda yerim yok. Sen bu adam istiyor musun peki? diye sordu Ali. Tanmyorum ki! dedi Sakine. Ben bir resimle evleniyorum. Sadece bir resmini gsterdiler bana. Peki, niye kar kmyorsun? Hani filmlerdeki kzlar gibi. Sakine iini ekiyor. Beni amcamoluna vereceklerini sanyordum ama, orada baka biriyle nianlamlar onu. Zengin bir kzla. Artk fark etmez. imdi tek avuntum Suriye'ye gitmek! Hayallerin hepsi birden gerek olmuyor Ali. Bazlarndan vazgemek gerekiyor. Bu konuma iini szlatmt Ali'nin, sonraki gnlerde ona ok iyi davranmaya balad. Geri sonrasnda, sas, saman gibi yavan gnler geirdi Ali. Masallar bitmiti. Gndzleri parlamayan kelimeler azn actyordu. Sakine'yse bir misafir gibiydi artk. Annesi bile, gidecek diye az i yaptryordu ona. Seni ok zleyeceim, diyordu Ali'ye. Keke okuma yazma bilseydim. Sana mektup yazardm. Aralarnda, ayn masalda kaybolmu olmann gl ba vard, hibir akrabalk bann salayamayaca bir eydi bu. Szckleri ve masallar bir tarikat kardelii gibi yaamlard. Birka ay sonra, on beine geldiinde, Suriye'ye gelin gitti Sakine, annesi de yanlarndan ayrld iin, bir daha hi haber alnamad ondan. Ali'nin kendini u koca dnyada yapayalnz hissettii, avluyu yldzlarn bast baharat kokulu baz yaz gecelerinde, mahzun gzlerle Suriye'nin klarna dalp gitmiken, bir zamanlar birlikte baktklar bu uzak klarn bir yerinde imdi Sakine'nin olduunu dnmek Ali'ye bsbtn hzn veriyor, yalnzln artryor, iini szlatyordu. Ne zaman o klara dalp Sakine'yi dnse,

kladaki erlerin syledii o yank trklerden biri, kendiliinden dudaklarndan dklveriyordu: "u uzun gecenin gecesi olsam... Slada bir evin bacas olsam..." ... Gzlerdeki Arzu Her ey birlikte seyrettikleri filmleri evde canlandrmalaryla, sevdikleri artistleri taklit etmeleriyle balamt. Evde zellikle kimse olmad zamanlarda, Ali'nin annesiyle babasnn ev ziyaretlerine gittikleri kimi erken inmi akamlarda, birlikte seyrettikleri o unutulmaz film sahnelerini evde karlkl canlandrmakla balayan oyunlar, giderek her trl cinsel fanteziyi birbirlerinin stnde denedikleri tutkulu ve gizli ayinlere dnt. Sakine'nin tarikat masallarndan sonra kendilerine ikinci bir gizlilik alan yaratmlard. Bu oyunlar srasnda yaptklarnn ayp eyler olduunu biliyor, dier zamanlarda kendi aralarnda bile, bunlardan hi sz etmiyor, dile getirmeleri gerektiindeyse, yaptklarn, "tuzlamak" diye adlandryorlard. Hi kimseye bir ey ifade etmeyen, hibir imas ve bys olmayan, kendilerini utandrmayan sradan bir szckt; oysa, tuzlamak, dedikleri eyin iinde, byklerin akl bile edemeyecei birok ey vard. lkin, Ali, Sakine'nin, bir erkek gvdesini merak ettiini anlam; bir erkei rlplak grmek ve dokunmak arzusuyla tututuunu hissetmiti. Bu merakn gidermek iin, elinin altnda ne yazk ki, Ali'nin kavruk, elimsiz bedeni vard yalnzca. Ali, aslnda halasnn ocuklaryla yaptklarnn benzerlerini, Sakine ve kardeiyle de yapmak istiyordu. Sakine'nin kardeine duyduu gizli fke, ondan alma yolu olarak, srekli yatakta ona bir eyler yapmak arzusu biiminde ortaya kyordu ama, bunu hibir zaman dile getiremeyeceini biliyor; bir mucizenin bu hayallerini mmkn klacak bir raslanty, ona kendiliinden armaan etmesini bekliyordu. Sakine'yi bir kadn olarak grmekten ok, bir oyuncu olarak gryordu; meraklarn gideren, kurduu hayalleri gerekletirmede ona yardm eden bir oyuncu. Ayrca kzn dudann stndeki sar tyler houna gidiyor, kaln dudaklarnn stndeki incecik byk glgesi Ali'yi heyecanlandryordu. Sonunda her ey, bir oyun, bir aka gibi balayp ocuklara zg bir hzla kendiliinden skn etti. Birbirlerini rlplak grdler. Birbirlerini uzun uzun merakla ellediler. Ali, henz sertlemeyen kn Sakine'nin orasnda gezdiriyordu. Sakine'nin en byk korkusu, kzlnn bozulmas, ya da hamile kalmakt. Ali, onu biraz daha fazla tuzlarsa, hamile kalabileceini zannediyordu. Ali, onun kendisini amcaoluna sakladn anlamt. "Kzln bozulmas" deyii, yabancs deildi. Donunu indirdii Sakine'nin tyl organn yakndan inceledi, Sakine'nin orasnda kvrck tyler vard. Dudaklarn aralad, elleriyle gerip parmaklaryla actana kadar ayrp iine, pembe deliinin boluuna bakt. O bolukta cevabn bilmedii bir eyin saklandn hissediyordu. Bir keresinde Sakine'ye deliinin boluunun annesinin gz gibi kr olduunu syledi. Birka gn ks kaldlar. Oysa Sakine'nin en ok houna giden ey, orasn ptrmekti. Ali de pyordu. Tyl olmas houna gidiyor, bir cinsel organ gibi grmekten ok, tyl bir oyuncak gibi, seviyor, pyor, okuyordu. Ama Sakine, Ali'yi istedii kadar orasnda tutamyordu. Bir sre sonra, Ali'yi istedii zaman koynuna alabilmesi iin gereken eyin, ona kocalk yapmak olduunu anladnda, salarn

bir kyl kasketinin iine toplamaya, dudann stndeki byk glgesini kalemle koyultmaya, kollarn iki yana aa aa yryp bkn hallerle cigara ier gibi yapmaya, sonra da bir kan havaya kaldrarak o cigara dumanlarn havaya flermi numaralarna balad. Btn bunlarn sonucunda, Ali'yi oyunun iine kolayca ekerek, istedii zaman orasn ptrp sevdirmeyi ve istedii kadar koynunda tutmay baaryordu. Onun uzun entarilerini, renkli, alacal giysilerini de ok kskanyordu Ali. Sakine, kendi pek istemese de, annesinin ve ailesinin zoruyla Krtlere zg yerel kyl giysileriyle geziyordu. Baz zel gnlerde, Ali'nin annesi, Sakine'yi konuklarnn karsna, Cumhuriyet lklerine yarar bir biimde ada kadn kyafetleriyle karmak gerekliliinden sz ederek, ailesini ikna ediyor, baz eskilerini bozdurup Sakine'nin zerine uyduruyorlard. Sakine, bu durumdan ok memnundu. Bylelikle, zaman zaman "hanm" gibi giyinmi oluyor, kendini filmlerdeki artistlerle kyaslama olana buluyordu. Ali, Sakine'nin, annesinin giysileriyle, annesinden bir kk tane daha olarak ortalarda dolamasndan ok, kendi parlak, rengarenk, yerel giysileri iinde dolamasn yeliyor, onun bu yeni halini pek gln buluyordu. Sonralar oyunlarna, Sakine'nin bu yerel giysilerini de almaya baladlar. Sakine, elence olsun diye, bir keresinde kendi giysilerini Ali'ye giydirmi, Ali, o giysilerle evin iinde dolam, annesi babas bile, onun bu haline ok glm, ailecek pek elenmilerdi. Ali'ye bakp bakp karlkl glyor, onun bu msamereye km masum grnen gln haliyle pek eleniyorlard. Ali, ailesinin neye neelendiinden habersiz, evin iinde o giysilerle, bir aa bir yukar koturuyor, kendini bir trl ayna nlerinden alamyor, kendini bu halde pek beeniyordu. Ama, evde kimselerin olmad kimi zamanlar, Ali'nin bu giysileri giymeye devam ettiini kimse bilmiyordu. Banda rengarenk atks, yerleri spren i eteklii, simli kol azlar, bu alacal renkler, iinde kaybolup gittii bu hltl kumalar gzn alyordu Ali'nin. Bu kumalar, dokular ve renkler, onu bylyor, ona bambaka bir dnya vaat ediyordu. Aslnda o hep yle giyinmek, yle dolamak istiyordu. Ali'ye gre erkeklerin giysileri, ok sradan, ok renksizdi; btn gzel eyleri kadnlar giyiniyorlard. Gene byle evde yalnz olduklar, yaz scaklarnn henz bastrmad, ama kendini yava yava hissettirdii bir gn, le uykusuna yatrlan Ali uyuyamam, uzun sre odasndan kmam, kaln, tok katl resim-i defterlerine lapa lapa karl; kmr gzl, havu burunlu kardan adaml k resimleri izmi, bir sre radyo dinlemi, ardndan can skld iin, mutfakta olduunu bildii Sakine'nin yanna gitmeye karar vermiti. Avluyu gemi, usulca mutfan eiine varmt ki, klann arkasna bakan mutfak penceresinden, Sakine'nin kardaki erlerle cilveletiini grd. lk duygusu, amansz bir kskanlk olmutu. Birdenbire parlayarak iini alev gibi yalayan bu kskanlk, Sakine'yi bakalarndan kskanmaktan ok, oyun d braklm olmaktan kaynaklanyordu. Srt kapya dnk duran, Ali tarafndan gzlendiinden habersiz olan Sakine, bula ardan alarak, gzucuyla nameli nameli askerleri szyor, askerlerin yaptklar hareketlere, omuzlarn ksarak saklamaya alt iveli gllerle karlk veriyor; ardndan da karlkl iaretlemelere kadar vardryorlard ii. Ali'nin hibir biimde darda braklmaya tahamml yoktu. Tepeden trnaa titriyordu. Birden Sakine'yi

deil ama, erleri kskandn fark etti. Byk bir grltyle mutfaa girdi, gzleri akmak akmakt. Sakine, ne zamandr Ali'yi ilk kez bu denli fkeli grmt. Kk bir canavara dnmt. Annesi gibi bym gzlerle, boyun damarlarn iire iire, aznn kenarnda biriken tkrklerle kpkler sayordu. lkin grdklerini annesine babasna sylemekle, ardndan kovdurmakla tehdit etti kz. ok korkmutu Sakine, Ali'yi yattrmaya, ikna etmeye, yaptklarnn hibir ey demek olmadn anlatmaya altysa da, Ali'nin fkesi bir trl yatmak bilmiyordu. Birdenbire hayvani bir gdyle, Ali'yi kzdran eyi sezdi. Bunlarla alay ediyorum aslnda, dedi. ok aptallar! Bana kzacana, sen de alay etsene onlarla! Hadi seni de kz gibi giydirelim de kendin gr, dedi. Aptallara bir ders vermi oluruz! Onlarn aklyla oynarz, biraz elenir, gleriz! Ali'nin gzlerindeki bu yeni parltyla birlikte, doru yere dokunmu olduunu anlad. Giyinip kuanp sslendikten sonra Sakine'nin durduu mutfak penceresinde durdu Ali. Karda tane er vard, tel rglerin oradaki alak bir duvarn ardndaydlar; nbet tutuyorlard galiba. Ali'yi sahiden kz zannetmilerdi; erken geliip serpilmi Krt kzlarndan biri olduunu dnm, pencerede grnmesiyle birlikte, hepsi birden dnp dikkatle, alc gzlerle bakmlard ona. Ali, o zamana kadar hi tanmad bir duyguyla tepeden trnaa rperdi. Kendisine ynelen o ift tutkulu gzde, arzuyla bakan erkek gzlerinin tututurucu kvlcmn kefetti. Sahiden Ali'yi kz zannetmiler, onunla da cilvelemeye balamlard. Glyor, gz krpyor, el sallyor, iaretler yapyorlard. Hepsinin gzlerinde Ali'nin sonularn bilemedii tutkulu parltlar vard. Bir anda dnyann geri kalannn anlam boalmt Ali'nin gznde. Ne oyunlar, ne klklar, srlar, yasaklar deildi nemli olan. Ali, birdenbire hayatnda en ok istedii eyin, kendisine byle baklmas olduunu hissetti. Gzlerdeki arzuyu kefetmiti. O arzuyu yeniden uyandrmak iin her eyi yapabilirdi bundan byle. nk, hayatta en ok bunu istiyordu artk, ona byle baklmasn... akacktan giydii bu entarilerin, ona gerek bir hayat, hatta daha fazlasn vaat ettiini anlad. O gne dein sezdii, hissettii, adn koyamad eyin, ne olduunu, parl parl parldayan o ift gzde grd arzuyla birlikte anlamt. O, gzlerdeki arzuyu istiyordu, bunun iin ne yapmak gerekiyorsa, onu yapacakt... ... rtl Aynalar Ali'nin anmsad en eski "kendisi", daha kck bir ocukken byk salondaki yaldzl duvar aynasnn iinde grd grntsyd. Aklnda ilk kalan, belleinde diriliini hep koruyan kendine ait en eski grntyd bu. Kumral sa buklelerine, pembe pembe parlayan yanaklarna, slak ve aralk duran krmz dudaklarna, akn ve kl baklarn glgeleyen uzun kirpiklerine varana dek her ayrntsn ok iyi anmsyor. nk, o an ok iyi anmsyor. Aynadaki yanssn tutmak iin elini uzattnda, grd eyin kendisi olduunu anlamas zerine, iinden kopan ve uzaklaan bir eyin onda yaratt boluu, ve acya benzeyen o kopu duygusunu ok iyi anmsyor. Aynadaki yanssn tutmak iin elini uzatt an, grdnn kendisi olduunu anlamas zerine, "Aa, bu benim!" diye armasn ok iyi anmsyor. Bir tek

anmsamad, kimin kucanda olduu. Brmck dokulu, krkbeyaz rengi gmleinin, minik sedef dmelerinin zl yakasndan gs grndne gre, havalarn souk olmad bir mevsim olmal. Aynann her yannn ayn almadna baklrsa, gndz aydnlnda da deiller, n ayna yzeyindeki dalmndan tuhaf bir matlk kalm aklnda. Aynann iinde kl tek alan, kendi yz, ne uzanan yumuk elleri ve gvdesi, bir de kucanda olduu kiinin kendini tutan kolu, eli. Gerisi kaln dumanl bir koyuluk... Pusunu yllarca koruyan bir belirsizlik... Annesine o gn, o an anmsatmaya alt zamanlar, annesinin inanszca dudak bkmelerini anmsyor bir de; O zamanlar konuamyordun ki! Yok bir de, "Aa, bu benim," diyecekmi! Hem bir lokmack ocuk, nereden anlayacakm aynadakinin kim olduunu, ne olduunu?.. Ne zaman bu konuyu asa, ayn kmseyici inanszlk!.. Ayna karsndaki bu en eski ansnda onu yapayalnz brakan, dahas anlattklarna, anmsadklarna inanmayan annesine ve dierlerine kar gizli bir kin biriktirmeye balyor. Ayna karsnda yalnz ve korunmasz brakldn dnyor. Sonraki yllarnda da, yalnzlkla kin; gizlilikle kin arasnda bir iliki olduunu dnmeye balamt. Kin, baz insanlarn ikinci hayatyd; abuk grlebilen basit eitlerinin dnda, insann, saklanmay, gizlenmeyi en iyi bilen duygusuydu. Aynalar da btn gizler gibi kindard. ocukluu boyunca, ev iinde bir eya, bir nesne olmaktan te bir anlam tayan, adeta nemli bir varlk olan aynann, neredeyse bal bana bir kimlii, bir kiilii, rktc bir arl vard. Ali'yi aynada ilk byleyen ey, aynann insan gsterebilme gc olmutu. Salt bu yzden aynann bal bana bir ruh tadna, kendi bana bir varlk olduuna inanyordu. Mucizevi bir eyi gerekletiriyordu ayna: nsan, kendisine gsteriyordu. Doa bile bu kadarn yapamyordu. Herhangi bir su birikintisinden, ya da bir cam parasndan ok daha kesin izgilerle insann kendisini ortaya karyor, bir kiiden bir tane daha meydana getiriyordu. ok kkken seyrettii, ok eski zamanlarda geen tarihi bir filmde, bir gen kz, sevgilisiyle bulumaya gitmeden nce, salarn taramak iin bir su kpne bakarken grdnde ok armt. Annesi, Ali'ye aynann o zamanlar bulunmam olduunu sylediinde de, aknl artmt. Aynann insanlk kadar eski olmadn bilmek, dnyaya ilikin bir hayal krkl yaratt onda. Elektriin ve otomobilin ok eskiden beri olmadn biliyordu ama, aynann da teki birok ey gibi sonradan bulunmu olmas, iindeki bir gven kaynan sarsm oldu; ayna ncesi insanlarnn kendilerini hi tanmadan lp gitmi olduklar yolunda bir yazklanma duygusu uyand. Kendilerini hep bakalarna m tarif ettiriyorlard? Birikmi sular, aynalar kadar doru sylemez ki! Kendilerinin nasl biri olduklarn bilmeden yaayp lyorlard demek! Kiisel tarihlerinin ok nemli bir paras kayp btn o insanlar iin acma duydu. Evde namaz klanlarn ilk yaptklar ey, evin duvarlarnda asl duran fotoraflarn, resimlerin ve aynalarn zerini rtmekti. Yzler, suretler, levhalar, aynalar gnaht. Duvarlardaki ou aile byklerine ait eski fotoraflarn da, kendi tabutunu bir devenin srtnda tayan Hz. Ali levhasnn da, krk bacayla dnyann btn yollarnda olan ahmeran levhasnn da, ge kanatlanan Burak levhasnn da, kurban edilmeye gzleri balanan smail levhasnn da ve dier kaln ereveli aynalarn da srayla tek tek stleri rtlrd. rtl aynalarn gerisinde bir hayat olduuna inanrd Ali. Ayna, hep duvarn iinde bir baka dnyayd;

baka bir dnyaya alan yolun banda bir delik, bir kovuk... D grmenin gizli geidi... Masal kaps... Aynann rtlmesiyle birlikte, sanki duvardaki hayat kapatlm olur; odann boyutlar azalr, dnya klrd. st rtlen aynann kendiyle kaldnda, ne yaptn merak ederdi Ali. Aynalarn kendi balarna bir hayatlar olduundan emindi. Aynalar gsterdikleri kadar saklyorlard da... Namazdan sonra bazen rtleri zerinde unutulmu kalrd duvarlardaki fotoraflarn, levhalarn, aynalarn. Btn bir hayat rtlm gibi gelirdi Ali'ye. Dnyann koskocaman bir unutkanlktan yaplma olduunu dnrd. Aynay hep ok sevdi Ali. Daha kck bir ocukken bile, bir trl aynalarn nnden alamyorlard onu. Halalar, aynaya ok bakan insanlarn gnn birinde delireceini syleyerek korkutmaya alyorlard Ali'yi. Aynaya uzun uzun bakmak ayn zamanda ok gnaht. Bir akrabalarnn, delirdii iin, evin ahrna zincirlemi olduklar kzlarnn, aynalara ok bakt iin akln karm olduunu sylyorlard. Ali, kz, tahta perdelerin arasndan seyretmiti bir kez; merdivenlerinde mealelerle dolalan o byk malikanenin giri katnda yer alan ahrn ortasndaki bir tahta diree zincirlenmiti, az burnu kpkler iindeydi, gzlerini bir noktaya dikmi, apakl bir sesle, dokunakl Arapa arklar sylyor, i ekip duruyordu. Grdklerinden ok etkilenmi olan Ali, zntsnden gnlerce uyuyamad, ne zaman gzlerini kapasa, gznn nne diree balanm olan o kzn ackl hali geldi; dokunakl bir sesle syledii o hazin ark, uursuz bir nlama gibi kulaklarndan gitmedi bir sre. Bu yzden halalarnn Ali'yi aynadan uzaklatrmak iin syledii, O kz aynalara ok bakt iin delirip byle oldu, sen de ok bakarsan, onun gibi olursun, szleri etkili oldu; bir sre aynalardan uzak durdu Ali. Aynalarla kaamak baklarla iliki kurdu. Ev iinde aynaya ilikin konumalar nedense hi tkenmezdi. Aynann krlmasnn, insan hayat iin bir iaret olduu dnlrd. Ayna zerine dua okumak gnaht. Geceleri aynaya baklmazd. Baklrsa, insana kendinin deil gecenin yz grnrm. Ayna, insan bakalatrr, derlerdi. Aynalarn da insanlar gibi zamanlar vard, baz aynalar kilitli kaldklar zamanlar gsterirlerdi yalnzca, bu yzden bakan yanltrlard. Aynaya ok bakan bir kzn, hibir zaman iyi bir gelin olamayaca, kocasn ve gelin gittii aileyi mutlu edemeyecei sylenirdi. Arkas kulu aynalar arka ceplerinde tayan erkekler ise, sadece salarn tararlard onda. Aynaya ilikin sylenenler bununla da kalmazd. Ayna, bal bana bir efsaneydi. ncelikle aynann bulunuunun bir eytan ii olduundan dem vurulurdu. Allah da kullarn snamak, onun eytan iine kanp kanmayacaklarn anlamak iin, aynalar yok etmemi, varlklarna msaade etmiti. Ayna birok sakl ve uursuz ey iin bir kovuktu. Aynalara karanlk cinlerin saklandn, trl ktlkler eviren bu cinlerin geceleri ortaya karak, ortal kartrp durduklarn sylerlerdi. Baz kayp hazinelerin aynalarn derinliklerinde yattndan, baz lmcl srlarn aynalara gizlendiklerinden sz ederlerdi. Hatta baz ller bile, bir zamanlar ok baktklar aynalarn derinliklerinden yze vurup imdinin insanlaryla her an gz gze gelebilirlerdi. Aynalar kendilerine bakan yzleri hi unutmazlar, onlar, kimselerin gremeyecei derinliklerinde saklarlard. Yzleri saklatan ey, yzn kendisi deil, baklardr. Gze derinliini veren bak, aynalara da suretini verir. Bu yzden eskiden lmlerin baz baklar kaybolmaz, gnn birinde suyun yzne vuran batklar gibi, bir gn anszn aynann yzne vuruverirdi. Ayna bilinmez bir korku nesnesiydi,

aynann yaratc bir gc vard ve tek yaradann Allah olduu slamda, dier yaratclar gibi, ayna da tekinsiz bulunuyor, lanete ve yasaa uruyordu. Biri ldnde nefesine tutulan aynann yzeyi buharlanmadnda, ayna, lm oluyordu. Ali, kr halasnn yalnz bana namaz kld kimi zamanlar, elleriyle duvarlar yoklaya yoklaya resimlerin ve aynalarn zerini rttn grerek rkmt baz kereler, hatta bir keresinde, odann iindeki varln hissettirmeden usulca gidip aynann zerindeki rty sessizce ekip alm, halasnn ne yapacan grmek istemiti. Bir sre oturduu yerde havay koklar gibi ban yukar dikerek ylece duran kr hala, sonra yerinden kalkm, duvarlar yeniden yoklam, yere den rty, aynann zerine yeniden rttkten sonra dnp namazn klmaya balamt. Ali, kr halasnn grmeyen gzlerinden de, aynadan da rkm, halasnn grmeyen gzleriyle ayna arasnda, kendini darda brakan bir tr gizli balant olduunu dnmt. Krler de, aynalar da tekin deildi. Birka kez gene gizlice kr halann yzne ayna tutmu, arkasna geip onun yzn aynada grmeye almt. Sanki aynadaki yz, halann kendi yznn saklad btn gizleri bir kerede ele verecekti. Bir baka gn, babasnn Suriye'den getirdii fotoraf makinesiyle kr halasnn gizlice fotorafn ekmiti. Bunu niye yaptn bilmiyordu. Filmleri "tab edilmek" zere gtrd Sryani fotorafnn, baz resimlerin kmadn sylemesi zerine de, rknts iyice artmt. Bir gn, byk halas, kim bilir hangi nedenle, Ayna yzmzden ok, gremeyeceimiz yerlerimize bakmak iindir, dedikten sonra Ali, akl edip aynada gtne bakmaya balad. Ayna, ona gtn gsteren gvenilir bir yardmcyd. Bu kadar ok sevdii kalalarnn her zaman gremeyecei bir yerinde olmas cann skyordu. Diri yuvarlaklarn, kk, pembe deliini, kimselere syleyemedii bir giz gibi aynayla paylayordu. Sk sk ayna karsna geip gizli gizli gtne bakmaya, iaretparmann yava yava iinde kayboluunu seyretmeye byle balad. Hafife can acrken, aynann yzeyi de rperiyordu sanki. Baz kadnlarn evden kmadan nce, aynal odalarn kapsn kilitlediklerinden, bylelikle, beklenmeyen ve tekin olmayan durumlara kar korunmu olduklarndan sz ediyorlard. Ayna tekrardr, diyorlard. Ayna oaltr. Allahtan baka oaltanlar tekin deildir. Ayna gibi durgun sular bu yzden tekin deildir; derindir ve boar insan. Krlm aynann bir parasna bakmak da gnaht, byle yapanlarn hayat paralanr, bir daha btnlenmezdi. Bu yzden bir ayna krldnda krk paralarn hi bakmadan bir kovaya toplayp hemen atmak gerekti. Ali'nin ev iinde gizli gizli ayna krmas ve her birine uzun uzun bakarak kendini paralara datmaya almas bunu rendikten sonradr. Bylelikle yzlerce filmde oynayan artistler gibi, kendini baka baka hayatlara dattna inanyordu. Ali, ilkin salondaki yaldz ereveli aynada, seyrettii filmlerin taklidini yapt, akllardan kmayan sahnelerini ayna karsnda tekrarlamaktan byk bir zevk duyuyordu. Ayna, onu kendi oyunculuuna, oyunculuk yeteneine inandrmt. O da o byk artistler gibi, her rol baaryla canlandrabiliyor, kolaylkla gzyalarna boulup hkra hkra alarken, birdenbire iten gelen sahici kahkahalarla katla katla glebiliyordu. stedii zaman burun kanatlarn titretebiliyor, alnna "afak attrabiliyor", kt

adamlar gibi sa yanana sinirli bir tik oturtabiliyor, kt kadnlar gibi manal biimde tek kan havaya kaldrabiliyordu. Filmlerin nemli sahnelerindeki gerein renildii andaki, aknlk, hayret, znt, sevin ya da meydan okuma ifadelerini bir anda yzne yerletirebiliyor ve her seferinde kendini ok beeniyordu. Salonun kapsn kilitliyor, bir sre sonra onun ayna karsnda film evirdiini anlayan halalarnn canhra barlar ve srarl yumruklar sonucunda, kzarm gzlerle onlara kapy amak zorunda kalyor, yeteneini ve geleceini engelleyen halalarnn yzne sitem, krgnlk ve nefretle bakyordu. Zaman zaman banyodaki aynann karsna geerek, gzleri dalana, alaana kadar uzun uzun aynaya bakyordu. Birka kez aynada grd yz, kendine btnyle yabanclaana kadar dald olmu, aynada bambaka birinin yzyle karlatnda kapld duygunun dehetiyle irkilerek kendine gelmi, delirdiini dnerek korkuyla geri kamt. Gerekten de byle dalp dalp bakt birka keresinde aynadaki yzn kendisine deil, bir bakasna ait olduunu hissetmi, derin bir yabanclama duygusuyla, aynadaki bugne kadar "benim" sand yz, byk bir tarafszlkla incelemiti. Aynada grd kiinin kendi olmadna inanmt. O ksa sren derin dalgnlk zamanlarnda sanki hapsedildii gvdenin dna szlerek, tutsak edildii yabanc bedeni dardan gryor, sonra yeniden kovuuna dner gibi gvdeye geri dnerek, onu, yeniden "ben" diye sahipleniyordu. Bylelikle gvdenin alabilir olduunu anlyor, gvdenin bir eit hapishane olduunun farkna varyordu. Var oluuna ve hayatna ait dnceler gelitirmesine neden olan bu esiz deneyimleri ona ayna salyordu. Ayna bir gizdi. Giz tutuyordu. Suret tutuyordu. Sureti bir giz gibi tutuyordu. Aynadaki yzn kendisi olmadn anlad ilk seferinde, Kendimin bir bakas olduunu anladm, szleri kendiliinden dudaklarndan dklvermi; hi dnmeden edilmi bu szlerin ba dndrc derinlii, dipsiz bir kuyunun tekinsiz burgac gibi gzn korkutmu, onu, gze alamayaca bir macerann eiinde olduu duygusuyla gerisin geri savurmutu. Kimi zaman dudaklarndan kendiliinden apansz dklveren szler, onu korkutmaya balamt artk. Dier ocuklara benzemediini bir sredir biliyordu. Bu bilgi ona ac veriyordu. Aynalarda kendi yznden, arkadalarnn arasnda da kendi varlndan kopuyordu. Tekin olmayan yeteneklerinin farkndayd. Kendi hakkndaki temel bilgisizlii ise, onu kendine kar iyice yabanc klyordu. Hayat karsndaki rkntsne, bir de kendi hakkndaki rknts ekleniyor; rkt, korktuu byle durumlarda, dnya karsnda ardna saklanabilecei hibir ey kalmam oluyordu. Bir ayna bile. Ali'nin salondaki yaldzl ereveli aynadan sonra en sevdii ikinci ayna, annesinin makyaj masasnn arkasndaki kanatl aynayd. Kanatlar sonuna dek aldnda tek yzey olan bu aynann iki kanad hafife ne ekildiinde, alar krlan aynada ban ve yzn yan taraflar da grlebiliyordu. Birbirine yansyan grntler, bu bakml aynalarda sonsuza dek oalyordu. Ali'nin ayna karsnda oynad sevdii oyunlardan biri de, krlm alarla bir simetri kazanan bu aynalar karsnda, san solunu kartrdndan, yznn sol yann tutmak isterken, sa yann; sa kulan tutmak isterken sol kulan tutmas gibi garipliklere yol aarak kendini gldren deneylerdi. Aynadaki yzleri, bedeninin komutlarn artabiliyordu. Bu ona gvde ile bilin

arasnda kesintili de olsa kopuun yaand bir ara blgede seyahat ettii duygusu veriyordu. Yanlara alan iki kanat, gereinde ortada sabit duran parann zerine kapanarak ayna bir dkkan kepengi gibi tamamyla kapanabiliyordu. Annesinin rujlarn, pudralarn, allklarn, gz kalemlerini, farlarn, rimellerini ilk denedii yer, ite bu aynal masa oldu. Annesi, bazen bu aynalarn stne tllerden rt rterdi, bunlar aynay saklamaktan ok, stlerini sslemek, onlara kadns bir hafiflik vermek amac tard. Balolara giderken annesi bu masada uzun uzun hazrlanr, sslenir pslenir yle kard. Annesi gittikten sonra masa da, ayna da, rujlar, kalemler, farlar, rimeller de Ali'ye kalrd. Evde braklan Klkedisi olurdu kendi masalnda. Yllar yl o aynal tuvalet masasnn banda bycsn bekledi. ... Dr. Renaud Paris Krmz bir gecelik ve sabahlk, srekli ovulduundan pirin kulplar her zaman yan, kaplar geni kanatl formika gardropta, dipte, kede asl duruyordu. Takmdlar: Gecelik ie, sabahlksa dna giyiliyordu. Gz kamatran kpkl bir krmzyd; uuan tller, yumuak alevler gibiydi; yrrken dalgalanarak havada eriler iziyordu; kol azlarnda ve derin dekolteli yakasnda kat kat siyah gupr dantel vard. Kkrtcyd. Yalnzca krmz ve siyaht. Ona dokunmak bile Ali'yi bylyordu. Dokunduka ellerinden, avularndan kayan bu uucu gzelliin kendine bir biimde yasak olduunu; bunlar giymenin, bunlara brnmenin, bunlarla btnlemenin uzana srldn diplerde bir yerde karanlk bir bilgi olarak biliyordu. Dnyann blnmlklerinden biriydi bu da. Annesinin baz hafif gecelerinde o gecelii giydiini, sabahlar da odasndan srtnda o sabahlkla kl glckler datarak, dnyaya fetih duygusuyla alan tazelenmi bir yzle ktn gryordu. Annesini bile bakalatryordu stndekiler. Bir rya gzellii ve uzakl iinde yerleri spren o gecelii ve sabahl grdke, teni tutuuyor, bilebildii btn adlandrmalardan uzak yakc bir arzu tepeden trnaa btn gvdesini kamatryor; annesi, bu giysiler iinde zalimce ortalkta dolanrken, ona kar hem korkuyla kark bir hayranlk ve sayg duyuyor, hem kendinden alnm bir imkann iaretleri olarak grd ve ondan ok daha fazla hak ettiini dnd bu giysiler yznden, annesine kar aka itiraf edemedii kkl bir dmanlk bytyordu. Evde hi kimsenin olmad baz zamanlar, kavurucu bir yasak ve gnah tutkusuyla tutuarak, gizlice o gecelii ve sabahl giymeye ve kendini ayna karsnda hlyal gzlerle uzun uzun seyretmeye byle balad. Hibir zaman kendisine hibir ey ifade etmemi olan o elimsiz, kavruk gvdesinin, bu giysilerle birlikte bakalatn, neredeyse bir grkem ve albeni kazandn byle kefetti. Giysilerin ve sslerin kendiliinden sahip olduklar bir g ve tlsm vard. Ali, benliinin, bedeninde deil, bu giysilerde sakl olduunu acyla anlad. Bu yzden bir sre sonra, bu giysiler olmadan kendini nemsiz, deersiz ve rlplak hissetmeye balad.

Annesi, bezdirici ve grltc srarlaryla, yatak odasna dnemin modasna uygun olarak stanbul'dan zel olarak getirtilmi olan formika yatak odas takm aldrtm, st ste gsterili birka kabul gn yaparak, bu takm neredeyse btn Mardin'e tehir etmiti. O yatak odas takm iinde Ali iin en gzde para, tuvalet masasyd. Onun nne kilise mihrabna ker gibi oturan Ali, evde kimsenin olmad her frsatta ibadete benzer bir duyguyla boyanp sslenip giyiniyor ve ayna karsnda esrik saatler geiriyordu. Baz pazarlar, Hac Zeyneddin Efendi'den devralnan, Sryani cemaatiyle iyi ilikiler kurmaya ve gelitirmeye zen gsteren aile geleneine uygun olarak davranan babasnn srarlaryla gittikleri Krmz Kilise'deki, ya da Mikin Kap tarafndaki Krklar Kilisesi'ndeki ayinlerde yaptklar gibi, mihrabn nnde diz ker gibi, aynann nndeki pufa oturup dizleri tuvalet masasna dediinde, ayn uhrevi hazz ve titreyii duyuyordu. Kendine ait olmayan bir dinde dua edercesine, kendine ait olmadn bildii bir cinsiyetin gndelik ritelinin gereklerini yerine getiriyordu. Hem yasan, hem dinin kutsal seirmesini duyuyordu ruhunda ve bedeninde. Byle zamanlarda kendisine, ikonlardan, tasvirlerden tand gklerde uan bir melek kadar saydam ve mucizevi grnen bedeni, dnyadaki nemsiz varlndan kurtulmu olarak dinsel bir anlam ve deer kazanyordu. Dnya, erkekti ve ruhunu kirletiyordu. ne oyas danteller zerine zenle yerletirilmi eili makyaj malzemelerinin durduu tuvalet masasnn zeri, Ali iin, kilisede mihrabn nndeyken duyduu uhrevi rperiler uyandran kutsal bir sunak yeri gibiydi: Suriye'den alnm, eker pembesiyle somon rengi aras fsfsl parfm iesi, kapa klahta dondurmay anmsatan kolonya iesi, geni azl krem kavanozu ve iine her eyin konabilecei kapakl bir kutu olmak zere drt paradan oluan cam takm ba kede duruyordu; ayrca Scherk losyon, Creme Puff, Tokalon, Havilland tpleri, Pertev kremleri, krmznn eitli tonlarnda rujlar, eitli gz kalemleri, 'eye liner'lar, sk sk topaklanan rimel fralar, gm telkari ii bir pudra kutusu, Midyatl Sryani kuyumcularn usta elinden kma dallarna kpelerin asld, yzklerin takld minyatr bir gm aa, ac mor renginde kadife zemin zerine gm kabaralarla bezenmi hazine sand biiminde bir mcevher kutusu, ta pudralar, kirpik maas, sa maas gibi dokunmakla bile Ali'nin iinde mucize duygusu uyandran by nesneleri... Kzlarla daha iyi arkadalk kuruyordu Ali ve arkada olduu kzlarn ou kendinden yaa bykt. PTT'de santral memuresi olarak alan, ya kk olduundan, ancak Ali'nin babasnn kartt mahkeme kararyla ya bytlerek ie alnm olan, ailecek grtkleri iin, evlerine rahatlkla girip kan Oya da bunlardan biriydi. Fazla gr ve fazla bukleli salar, kk yzn iyice saklyor, bir tek gldnde, yz herkese grlebilen bir ifade kazanm oluyordu; Bu durum Ali'de nedense cann skan ama bir trl adn koyamad gvensizlie benzeyen belirsiz bir duygu uyandryordu. Kadnlarn ounun, salarn yzlerine dkerek duygularn sakladklarn kefetmiti Ali. Gene de samimi olmulard onunla, hatta Oya, holand ocuun adnn ilkin baharfini vermi, bir zaman sonra da hepsini sylemiti. Kendilerince gizlerini vermilerdi birbirlerine. Herkesin, her eyin gz nnde olduu kapal tara ehirlerinde, eitli gizler, hem arkadalk, hem dmanlk demekti.

Ali, ocukluu boyunca, uzun zaman ok samimi olduktan sonra, gnn birinde, gizlerini ele vererek birbirlerine dman olan arkadalara tank olacakt. Dmanlk, gizin doasnda vard belki de... Gizini veren her kii, belki daha o anda istemeden dman oluyordu. Ali ise, kendi giziyle kavruluyor, kimselere veremiyor, bu yzden kendi dmann da iinde bytyordu. Telefonlar manyetoluydu; konumak istediiniz numaray karnza kan santral memuresine sylerdiniz, o da sizi ilgili numaraya balard. Kapkara, kocaman, byk grltlerle alan, evin byk salonundaki duvarlardan birindeki takann iinde adeta gml duran gsterili bir telefonlar vard. Evdeki her eyann zerini rten annesi, telefonu da dantelli bir rtyle rtmt. Santralde grevli olduu saatlerde Oya kar karsna, Ali, arayaca yerden nce onunla konuur; kendilerince, ocuka ve zararsz dedikodular yaparlard. Oya'nn konumas, ehrin dier abonelerinin telefonlar nedeniyle sk sk kesilir; Oya, Ali'yi hatta tutarken, dier aboneleri yantlar, onlar istedikleri numaralara balard. Asl bu konumalar dinlemek ok houna giderdi Ali'nin. Kendisinin varlndan habersiz kiilerin konumalarna kulak kabartmaktan tuhaf bir haz duyar; kendinin gizlice bakalarnn hayatna bir casus gibi szm olduunu dnrd. Yalnzca ehirii deil, ehirleraras grmeleri de dinlerdi. Dier ehirlerdeki insanlarla yaplan konumalara bambaka bir ilgiyle kulak kabartr; varlnn, kstrld bu ehirden uzaklaarak, ok daha geni bir corafyaya yayldn duyar; genileyen bu dnyadan ba dnmesine benzer bir duyguyla baka trl heyecanlanrd. Seslerini duyduu insanlar gzlerinin nnde canlandrr, onlar hakknda hayaller ve ykler kurar, onlar konuurken, yutkunup dururdu. Gzleriyle deil, kulaklaryla grdn ite o zaman anlamt Ali. Oya, ilkin Ali'nin bu merakn ve ilgisini anlam, dolaysyla her zaman yapt gibi, gerektiinde ona kar kulland bir silah haline getirmiti. Anlamt ki Ali'nin hayal kurmasna ve oyun oynamasna izin verdiin srece, sahip olduu herhangi bir eyi elinden alman iten bile deildir. Ali'nin eve ald mecmualar, fotoromanlar, hademe gnderip aldrtr, ondan nce okurdu. PTT binas ile Alilerin evi birbirine ok yakn olduu iin, Oya, bu mesafe yaknlndan fazlasyla yararlanr, sk sk, zellikle yemek saatlerine denk getirdii ziyaretlerde bulunurdu. Ali'nin can ok sklyordu; bir aralar bunun iin doktor doktor gezdirmilerdi Ali'yi. Diyarbakr'a, Antep'e, Adana'ya, sonunda Ankara'ya bile gtrmlerdi. Bir trl dinmeyen ldrc bir can sknts vard; Oya ile oyalanmas bu yzden holarna bile gidiyordu. Ali, srekli oyun oynamak istiyor; oyun oynamad zamanlar, varln hissedemiyor, yaamadn dnyordu. Oyun oynamak, Ali'nin hayata katlanmasn kolaylatryordu. Bir zamanlar Sakine'yle oynad oyunlar, Oya'yla da oynamak istiyordu. Annesinin yeni sabahlklarn, geceliklerini ve tuvaletlerini birlikte denemeye baladklarnda, bu olanan kaps hafife aralanr gibi olmutu. Bir keresinde Oya'ya annesinin geceliini giydirmi, kendi de sabahl giyerek ayna karsnda yan yana poz vermiler, sonra yerleri spren etekleriyle saraylarn gezen kralieler gibi dolanp durmulard evin iinde. Ondan sonraki gnlerde, zaman zaman byle sslenip psleniyor, gelecee bakar gibi bakyorlard aynalara. Her ey grdkleri filmlerdeki gibi

olsun istiyorlard. Oyunlarn ounun byklerden sakl kalmas gerektiini bilen btn ocuklar gibi, hi kimseye sz etmiyorlard bunlardan. Giydikleri elbiselerle kendilerini hayran hayran szerek, byle ayna karlarnda yan yana endam ettikleri bir gn, Oya, Evlendiim zaman, bu elbisenin aynsndan aldracam kendime, dediinde, Ali, Oya'ya kar, derin bir kin ve intikam duygusuyla dolduunu fark etti. Birdenbire yan yana durularndaki yalan grd. Bunca zaman birlikte giydikleri bir oyunu, bir tek sz rlplak soyuvermiti. Oyunlarndaki bu gizlilii ayn biimde yaamadklarn, onun asla Oya gibi byle bir gelecei olmayacan ve btn bunlarn kendisi iin yalnzca bir ocukluk oyunu olarak kalacan, daha imdiden bu duygunun btn zamanlarn yaamasna derinden hissetti. Kalbi kskanlk ve ktlkle doldu. Derin bir umutsuzluk iinde, kendini aldatlm, terk edilmi, ihanete uram hissetti. lk frsatta Oya'nn cann yakacan bir beddua gibi derinden biliyordu imdi. Ali, ayn zamanda yetikinlerin dnyasn unutabilecek kadar gl olduunun ayrdna vard. Oysa, Oya, yetikinlerin dnyasndan biri gibi kallee oyununa szm, neesini kirletmiti onun. Yetikinlerin dnyasna adanm bedeniyle, o dnyaya aday biri olarak Ali'nin kutsal oyununa ihanet etmiti. Ali, kendi oyununun srgnde bir yer olduunu, hibir gelecek vaat etmediini, kendini bir de Oya'nn gzleriyle grmeye altnda anlad. ls karlm ayal-boyal yz ve kadn klna girmi elimsiz, kavruk bedeni, Oya'nn hafif kmseyici, alayc baklar altnda ezilirken, kendinin nasl biri olduunu, birdenbire Oya'nn acmasz gzleriyle grd. Bu, onu hem kendine, hem Oya'ya dman etmeye yetti. O gn adn koymam, en azndan byle koymam bile olsa, btn hayatna yaylacak bir kader gibi kararlatrlm olan, ikisinin ayna karsndaki o temel grnts, onun iin birdenbire anlalr deilse bile, kavranr olmutu: Bundan byle, kadnlardan hem iddetle nefret edecek, hem de en iyi arkadalar kadnlar olacakt. Gene byle uzun bir yaz gn, Ali'nin annesi bir kabul gnne gittiinde, tuvalet masasna oturmu, yanaklar pudralanm, gzlere 'eye-liner' ekilmi, gzkapaklar tozanl farlarla renklendirilmi, kan krmzs rujla dudaklar kaln kaln boyanm, elmackkemiklerine koyu koyu fondtenler srmlerdi. Her zaman tuvalet masasnn zerinde ba kede duran, Ali'ye, Aleaddin'in sihirli lambas kadar tlsml grnen, kavanoza benzeyen fsfsl parfm iesinden stlerine balarna bolca koku boca etmilerdi; iledikleri gnahlar yetmezmi gibi, annesinin "Gelincik" kutusundan birer de sigara yakarak uh baklar, ksk gzlerle birbirlerinin yzlerine kaln dumanlar flemilerdi. Ardndan parfmn havaya fazla sinen kokusunu ve sigara dumann datmak iin, pencereleri am, koyu, kaln bir duman gibi odaya km ar yaz havasn yelpazelemilerdi. Annesinin, Suriye'den getirdii ucu ipek pskll, zerinde tavuskularnn renk renk kanat at dantelli siyah yelpazesi, yaka dekoltesindeki siyah gupr dantellerle neredeyse birrnek oluyor, bu da Ali'nin zevkini okuyordu. Pikapta gnn sevilen aranjman plaklar alyor; zellikle Nee Karabcek, Semiramis Pekkan arklar dinliyor, filmlerden rendikleri pozlar, srayla ayna karsnda deneyerek, eteklerini savura savura dans ediyor, alan arklara dudak kmldatarak o arklar kendileri sylyormu gibi yapyorlard. Kendilerinden getikleri bu coumlu grntnn bir annda, ikisi birden savurup durduklar iin, hangisinin kolu ya da etei dediyse bilinmez, Dr. Renaud Paris'nin yz rengini bir hayli koyultan sv

fondten iesini arpp yere devirmilerdi. Halnn zerine der dmez krlp paralanan ienin iindeki kurumu kan rengi koyu sv, onlarn dehetle donakalm gzlerinin nnde her yere hzla dalarak yaylmaya balamt. Hareketsiz ylece duruyorlard; bir tek biten plan zerinde boa dnp duran pikabn kolunun czrtl sesi oday doldurmutu imdi. Yvk svysa, halnn zerinde hzla yaylmay srdryordu. kisi de panikle birbirlerine dndklerinde, ilk grdkleri ey, birbirlerine nefretle baktklar oldu. Sanki birlikte bir cinayet ilemiler, sonrasnda kapldklar pimanlk ve sululuk duygular, her birini, sorumlu tuttuu dierine kar fke ve kin duymasna neden olmutu. Ardndan her ikisi de, hi konumadan byk bir panikle ellerine geirdikleri bezlerle lgnlar gibi haly silmeye baladlar; ilkin her bulduklar bezle haldaki lekeleri karmaya alm, altka da daha ok etrafa svatrmlard. Birdenbire odadaki her ey kurumu kan rengine yakn bir kahverengiye dnmt. Biraz sakinleir gibi olduklarnda, su kaynatp sabunlu scak sularla ar ar silmeyi akl ettiler. Gene de annesinin, yatak odasna modern eyalar aldrdktan sonra, burun kvrarak kaldrtt dededen kalma Acem halsnn yerine serdii bu Isparta halsnn yznde, makyaj iyi silinmemi karanlk bir oyunun lekeleri duruyordu. Cam krklarn acele acele toplayp p tenekesine atmlard. Krlan ie, oyunu ve byy bozmu, tlsm datmt. Asla bir daha eskisi gibi olamayacaklarn biliyorlard. zerlerindeki arabuk karp gecelikle sabahl dolaptaki yerlerine asm, sulu ocuklarn tela ve paniiyle, her eyi defalarca gzden geirerek, ortal toplamaya kalkm, beklenmedik bir felaketle uyandklar daha bir saat nceki elenceli, renkli ryadan sonra imdi bsbtn mutsuz olmulard. Yalnzca ie deil, yanlsamalar da paralanm, birbirlerinin ve kendilerinin ihanete dnk gereiyle yz yze kalmlard. Sanki o an, evin iine doluan sokan sesleri daha fazla duyulur olmaya balamt. Ali, annesinin ok kzacandan, gizlerinin ortaya kacandan, her eyi anlayacandan kukuya kapld. Kulanda belirsiz sesler duymaya balad, kendisine ne yapmas gerektiini sylyorlard, ama Ali ok korkuyor, sinek kovalar gibi sesleri kovalayarak, kendine sylenenleri anlamasn gletiriyordu. Fazla heyecanland, ok korktuu, derin hayallere dald zamanlarda kulana gelen seslerdi bunlar. Yumuak ve ezgili fsltlard ama, Ali gene de korkuyordu. Oya'y yolcu ettikten sonra, o saatte babasn orada bulacandan emin olduu ehir Lokali'ne soluk solua koturmu, ackl bir yz ifadesiyle, uydurduu yalana babasn inandrmaya alarak ondan yardm istemiti: Gya son zamanlarda ok yorulan annesi sevinsin diye, etrafn tozunu alrken, eli, tuvalet masasnn zerindeki ielerden birine arpp yere drm, yere den ie krlarak haly lekelemiti. Geri uzun uzun silmiti ama, gene de birazck leke kalmt. Arkadalaryla oturmu sohbet eden babas, glmseyen bir yzle, heyecandan her eyin srasn kartrarak soluk solua anlatan Ali'yi dinledikten sonra, Cann sa olsun olum, yenisini alrz, ben annenle konuurum, gibi yreine sular serpen cmleleri byk bir rahatlkla bir kerede syleyip masadaki arkadalarna, yarm kalm sohbetine dnmt. Her eyin bu kadar hafif ve kolay olmas, ilk ferahlk duygusu getikten sonra Ali'yi daha da korkutmutu. Hafif ve kolay eylerden korkuyordu. Yaam ar bir eydi. stekler ar ar gerekleiyor, aksilikler ar ar gideriliyor, gnahlar ar ar deniyordu.

Gene de eve dndnde, ii biraz olsun rahatlamt. Annesinin nasl bir dzen merakls olduunu bildiinden, her eyi yeniden gzden geirdi. Btn ayrntlar kollayan, her eyi en ince noktasna dek hesaplayan dikkatli ve titiz biri olduunu bilirdi. Zaten annesinin eyalarn gizlice kullanrken, btn bu engelleri, ancak tpk annesi gibi dnerek aabiliyor, oyunlarn ancak byle mmkn klabiliyordu. rnein, btn asklar azlar iednk asarken, bazen ilerinden birini, srf hizmetileri tuzaa drmek iin da doru asarak imtihan ettiini bildiinden, ask azlarna dikkat ederdi. Kimi elbiseleri naylonlara geirirken, naylonun kenarn hep ie kvrrken, ilerinden birini "yem" olsun diye da kvrrd. Grmcelerinin ve hizmetilerin meraklarna ve kt niyetlerine kar yllar yl, "mahremim" dedii gardrobunu bu yntemlerle korumu, kusurunu yakalad kiiyi, herkesin iinde gsterili bir biimde yzlemekten hi geri durmamt. Ali, onlarn asklarndan karlm, hatta giyilmi olduklar anlalmasn diye, her eyi byk bir dikkat ve titizlikle yerine getirir, hibir iz ve iaret brakmamaya byk zen gsterirdi. Bu yzden annesini atlatmak iin rendii her ey, annesinin yalnzca giysilerini deil, ruhunu da giyinmesine neden oldu. Yllar yl annesinde kzd ya da nefret ettii hemen her eyi, kendisinde yakalamaya balad ilk genlik yllarnda, ac ve fkeyle anlayacakt bunu. Yalnzca elbiselerini deil, tepeden trnaa annesini giyinmiti. En ok, annesinin siyah payetli ve pul ili, geni gs dekoltesi olan, vcudu smsk saran, bele oturan, sa yannda baldra kadar yrtmac olan ince askl gece elbisesindeydi gz. Onu giymeye ise bir trl cesaret edemiyordu, buulu buulu parldayan zm karas pullar vard, onlarn dklmesinden korkuyordu, gzden kaan bir tek pul tanesi onu ele vermeye yeterdi. Gece gibi yordu onlar. Sanki yalnzca bir gece elbisesi deil, ayn zamanda gecenin elbisesiydi. --plak msn? --zerimde geceden baka bir ey yok! --Demek gecenin elbisesi zerinde. --Evet. --kar onu. --Gel sen kar. --karrsam k olur. --Olsun. --Olursa bedenim kalmaz geriye. --O zaman gece elbisesiyle gel! Kulaklarnda bir masaldan kam gibi yanklanp duran bu szler, onu gnaha ve geceye arp duruyordu. Annesi, bu pul pul, l l, gece gzeli elbiseyi, 29 Ekim Cumhuriyet Balosu'nda, 14 Mart Tp Balosu'nda, Hukukular Balosu'nda,

Ylba Balolarnda; Orduevi'nde, Halkevi'nde, eitli derneklerin eitli nedenlerle dzenledii balolarda giyip durdu. Her seferinde pullar biraz eksilmi gibi gelirdi Ali'ye. Annesi bir yerlerde baka hayatlar brakm gibi gelirdi. Baloya gidiyoruz, derlerdi. Bu tlsml cmle, onu, o boz, scak, kunt talarla kendine kapanm tara ehrinden alp birdenbire usuz bir masal dnyasna srklerdi. Balo! Renkli masal kitaplarnn tlsml szc! Bir yerlerden kp gelecek masal prenslerini umduran sihirli dnya! Ali'nin, kimi zaman kendisinin de gtrld hibir baloda, karsna yle biri kmad. Gece elbisesi gardroptaki ayn yerinde asl durdu hep. O, sihirli deneinin bir dokunuuyla kendinden lmsz gzellikte bir kadn yaratacak perisini bekleyen bir klkedisi olarak, gitmedii, gtrlmedii balolarn gecelerini hayalleriyle deitirdi. Kendine masallar yazmaya balad. O olaydan sonra, Oya da artk eski dzende gelip gitmez olmutu. Her grdnde Oya'nn memelerinin hzla bydn fark ediyordu yalnzca. Bedeni, adand yetikinler dnyasna hzla hazrlanyordu demek. Ayrca boyu yatlarna gre zaten uzun olan Oya'nn, memeleri bydke kamburu da bymt. Salar, zaten bask ve dar olan alnn, kk yzn; ie ken omuzlar ise, memelerini daha ok saklyordu. Ali'nin Oya'ya bakan gzleri deimiti. Oya'ya baktka, onun hep bir eyler saklayan biri olduunu dnmeye balamt. O gn bir daha hi konumadlar. Ama o gnn ans, koyu bir glge gibi hep aralarnda asl durdu. kisi de ayna karlarnda oynadklar oyunun, ikisi iin ayn anlam tamadnn bilincine bir kazayla, sua benzeyen bir kazayla varmlard. Su ortakl, oyun ortaklklarn bozmutu. renildii takdirde, ayn sua, ayn cezay almayacaklarn bildikleri bu durum, birinin kz, birinin erkek ocuu olmasnn kuru, gndelik ve sradan bilgisine, derin bir ayrlklk duygusu kazandrmt. Bir daha asla ayn olamazlard. Bir zaman sonra, bir le sonras, okul dnnde Ali, annesini, salondaki divanlarn birinde, pencereye srtn dnm, hi kmldamadan oturuyor buldu. nmekte olan gnn son klar, clz salarn tututurmu, yzne kaln, koyu bir glge drmt. Yznde donuk bir ifadeyle gzlerini belirsiz bir noktaya dikmi, omuzlar km, tehlikeli bir skunet iinde, neredeyse kmldamadan ylece oturuyordu. Annesinin yznde ona ait olmayan bir ifade vard. Ali kaygland. Anne, diye seslendi, Anne, neyin var? Bir ey mi oldu? Annesi ilkin, St tat, dedi. Atein stnde unutmuum, taar tabii. St bu! Tamaz m? Taar. Ali'nin hibir anlam veremedii bu szlerden sonra, ayn ses tonu ve ayn sadelikle devam etti: Baban da, Oya'y gtnden sikmi. Dn akam yatakta anlatt bana. Meer btn telefonlarmz dinlermi kaltak!

Sonra sessizce divan rtsndeki iplikleri toplad, ar ar yerinden kalkp ayaklarn srye srye salondan kt. Ali, bir sre ayakta hibir yere kmldamadan olduu yerde ylece kalakald, az sonra annesinin ardndan gittiinde, onu dalgn bir kaytszlk iinde, mutfakta sakin sakin st ierken buldu. Demek Oya, hem gizini, hem de babasn paylamt onunla, imdi tam merkezde duruyordu; buna katlanamazd. stelik annesine de ihanet etmiti. Oysa, ona hep "Teyzeciim, teyzeciim," derdi! O gnden sonra, her gece yatanda, Oya'y ortadan kaldrma planlar yapmaya balad. Onu ele verecek bir eyler yapmann hayallerini kurdu. Oya'nn aile iinde herkesle ayr ayr paylat gizleri vard demek. Acaba o 'Dr. Renaud Paris' iesini krdklar gn, babasyla hi konumular myd? Babas her eyi biliyor muydu? Oya bu yaptklarn mutlaka demeliydi. Ama nasl? Bitmeyen intikam hayalleri kurmaya balad. Oya'nn mahvolmas gerekiyordu. Zamanla kendi hayallerinden de, fkesinden de skld; sonra bir gn fark etti ki, hafzas unutmasa da, kalbi ktlk dilemek konusunda srarc deil! Kuyu Cini, o gece, ona doruyu sylemi. Bunun zerine, annesinin en ok kulland beddua olan, "Allahndan bulsun," szyle yetindi. Ali, kinsiz bir hafzas olduunu dnmeye balad. Uzun bir sre telefondan, onun gml bulunduu takadan uzak durdu. Ama gene de, "Meer btn telefonlarmz dinlermi!" cmlesi onu rpertmeye devam etti. Arkasndaki hikaye ne olursa olsun, tek bana rktc bir yan vard bu cmlenin; belki bu yzden, bu cmlenin arkasn renmekten uzak durdu. lkokula balad yln daha ilk gnlerinde, bir sabah, okulun nnde bir ocuun, dierine, "Gtn sikerim ulan!" diye bardnda duyduu aknlk, imdi babasndan ve Oya'dan ne kadar irenirse irensin, Oya'nn gtnden sikilmi olmasna ilikin cmlenin yarataca olas etkiyi hafifletmiti. Bu, artk zlm bir gizdi onun iin ama, Oya'nn dinledii telefonlar, btn bir hayata yaylan ok daha ypratc meraklar ve gizler barndryordu. Aylar sonra, bir akamst, okul dn eve geldiinde, misafir odasnda Oya'y hibir ey olmam gibi, annesinin elini perken grd. Annesi, Ali'yi grnce sevinle: Sana bir mjdemiz var Ali, dedi. Biliyor musun, Oya evleniyormu! Hem de bir mhendisle! Ali, annesinin nemlenmi gzlerindeki sevincin sahici bir sevin olduunu grd ve bata annesi olmak zere, herkesten, her eyden bir kez daha korktu, korktu, korktu. ... Hamamn Gzleri Bir ipin kuyuya brakl gibi, halalarnn birbirlerinin ellerinden tutarak, evlerinin avlusundaki o derin kuyuya kendilerini braktklarn, ardndan kuyunun dipsiz burgacna kaplarak, birer birer kaybolduklarn dnyordu Ali. Dahas, tutkulu bir kehanet gibi gryordu. Daha nce tank

olduu uursuz bir ann srekli tekrarlanp duran yorucu hatras gibi; gz akken ya da kapalyken, ok beklemi, ok dinlenmi koyu bir lanetle ar kilidinden zlp boalan pasl zincir halkalarna benzeyen bir dizi lm hikayesinin imek hzyla parlayp snen resimlerini art arda gryor, yoruluyordu. Hibirinin yz, suyun yzne vurmamt. Kuyu hibir aldn geri vermiyordu. Birdenbire, teker teker lmeye balamt halalar. Sanki birbirlerinin srasn beklemiler gibi, ipi ilk tutup kendini kuyuya brakan haladan sonra, srayla birer birer eksilmilerdi, dokuz odal byk evin, yksek tavanl odalarndan, kubbeli salonlarndan, lo kl sofalarndan, kuytu kilerlerinden, geni avlularndan, serin ayvanlarndan, btn bunlar birbirine balayan kemerli geeneklerinden... birer birer eksilmilerdi... lk len halann eceliyle lmeyip gecenin bir yarsnda, elinde beyaz, oyal bir mendille kendini kuyuya brakndan sonra, nedenini hi anlamadklar, bilemedikleri bu seilmi lm, hemen hepsi birbirine benzeyen btn halalarnn hayatna pusu kurmu tehlikeli bir giz haline geldi. Sanki, onun neden ldn bilmedikleri srece, kendileri de neden yaadklar konusunda salam bir bilgi sahibi olamayacak ve kendilerini bekleyen kaderi bilemeyeceklerdi. Her yeni lmle, birbirine katlanarak derinleen aclar ve birbirine katlanarak byyen gsterili trenlerle, her lenin hatrasna uzun uzun yas tutuyordu ardnda kalanlar. Hi lmeyecekmi gibi yalanm olan Hac Zeyneddin Efendi'nin apansz lmnden sonra, Ali'nin babasnn, karsn ve olunu yanna alarak ayr eve kmas, halalar iin son darbe olmutu. O byk ailenin, ipi kopmu tespih taneleri gibi salarak sonsuza dek dalp kaybolduunu dnyor, aile ocann temel direi olan hayattaki tek erkek kardelerinin, hibir zaman balamayacaklar bu sorumsuz davrann, kendileriyle bir trl yldz barmam, onlarla hibir zaman geinememi olan yabanc gelinlerinin fitnesi, hilesi, bitmeyen kini ve dmanlyla aklyorlard. Sonunda baarm, ailenin temel direini alm, biricik erkeklerini ellerinden almt bu uursuz mavi gzl ve uursuz mavi boyunlu yabanc gelin! Balarna gelmi bu byk felaketi, Mardin'in byk ailelerinin, eve yabanc gelin getirmek isteyen btn erkeklerine ibret olsun diye, kap kap gezip bada kurduklar minderlerde, sedirlerde, cumbal pencerelerde, mangal balarnda, geni divanlarda dizlerini dve dve, atl seslerle uuna uuna anlatyorlard. Ali ise, halasnn intiharn, Kuyu Cini'nin kendisinden intikamna yordu; szn tutmayan Ali'nin, eski dede evini terk ediini, onu kuyusuyla ba baa yalnz brakn cezalandrmak istemi, bu yzden Ali'ye bir iaret olarak, halasn koynuna, karanlk sularna ekmi olmalyd. Sanki Ali, o eski eve, avludaki o kuyunun bana geri dnerse, yeniden yzn o kuyunun karanlk sularna brakrsa, artk lmler de olmayacakt. Ali, yzn esirgedii iin byle olmutu. Ali, o kuyunun rehiniydi. Ailesinin btn kadnlarnn hayatlar ve kaderleri, Ali'nin ellerindeydi. Ali, suretini kuyunun sularnda oaltmad iin, ailesinin kadnlar birer birer lyordu. Ali ise, baka bir evin hayatna kaarak, onlar yzst brakm, kaderlerine terk etmiti. Bir ara Ali'nin babas da, yalnz kalan kz kardelerine acyarak, eve geri dnmeyi aklndan geirdiyse de, bunu dile getirmeye almasyla birlikte, Ali'nin annesi, yanarda stmasna tutulmu mavi topraklar gibi titrek

ciyaklamalaryla yeri g inletmi, Ben lm kokan o kuyulu evde bir dakika bile oturmam artk, diyerek bu konuya son noktay koymutu. Yava yava halalar da, kardelerinden mit kesmeye, kadere boyun eerek o evde yalnz leceklerini bilmenin acsna raz gelmeye baladlar. Kimi gnler, eski baba evini ziyarete gelen kardelerinin, akam yemeine kalmamasna, ya da ziyaretlerini ksa tutmasna, onda vicdan azab uyandracan umduklar ackl haller taknp, nemli ve sitemli gzlerle bakp, dertli dertli boyun bkerek karlk verdiler. Halalar, kardelerinin lmnden sonra, avludaki kuyu suyunun iilmesini yasakladlar. Ali'nin babasnn kuyuyu kapatma nerisini bir sre aralarnda tarttktan sonra, bunun iyi bir dnce olmadna karar verdiler ve tam tersine, evin iinde kardelerininin ruhunu gezdirmek amacyla, kuyudan kova kova ektikleri suyla, yaz-k demeden her gn ev ykamaya baladlar. Nitekim o k, ilerinden biri, iddetli souk algnlndan ld. Ali, evin iinde gizli bir dman gibi sinsice gezinen kuyu suyunun, evdekileri teker teker kuyunun iine ekmeye baladn dnyor, ev iindeki arasz lmleri buna yoruyordu. Her gittiinde, kuyudan tanan her kova suya, saknml gzlerle, bu gizli dmann bir paras olarak esrarengiz bir korkuyla bakyordu. Halalarnn baz perembe gnleri, bin bir yaygara ve grltyle atlas bohalarn, ipekli kuamlarn, mor kadife zemin zerine kabaral hamam sandklarn, gm saakl hamam takunyalarn, srmal pekirlerini; dvme bakr hamam taslarnn, gm ibriklerin konduu zeri kakma nakl, pirin kulplu byk sandklarn denkletirip; evde bin bir zenle sarlm dolmalarn, kymal, peynirli ya da otlu breklerin, etli, sebzeli, nohutlu yemeklerin konduu bakr tencerelerin, kuhanelerin ve mevsim meyvelerinin byk bir zenle tek tek yerletirildii sepetlerin ve kuru zm, kuru incir, kuru dut, eker leblebi, fndk, fstk, gzbara gibi yemilerin sarld oyal mendillerin; ayklanm narlarn ve taze cevizlerin konduu kaselerin, eit eit tatl tepsilerinin yklenilip hamama gidilerindeki elenceli kaybolua benzemiyordu evin iinden birer birer eksilileri... O zamanlar, evde alanlarn, yolda uzun ve karanlk bir kuyruk oluturan halalarn ard sra tadklar yk fazlaca tutulmu bu tencereler, tepsiler, sepetler, bohalar, sandklarla, ar iindeki Emir Hamam'na gitmekten ok, sanki Halep'e gitmekte olan bir kervana yetimeye alan telal bir halleri vard. Sanki yalnzca bir kervana deil, bir hayata yetimeye alyorlard. Evde bin bir zenle hazrlanarak hamama tanan bunca yemek yetmiyormu gibi, hamamn karsndaki Srmal Frn'a embusekler, abugannular, etli ekmekler, yumurtal pideler smarlanr, btn bu yiyecekler, aile ereflerine uygun gsterili bir biimde hamamdaki herkese ikram edildikten sonra, artanlar, akam yemeinde yemeleri iin, hamam alanlarna, hamamn bitiiindeki ar kapsnda bekleen Krt hamallara ve yoksul dilencilere datlrd. Eve dnleri, byk ve grkemli bir yolculuk sonrasnn yorgunluuna benzer bir grltyle kutlanr; btn gn olan bitenleri sanki hi bilmeyen birine anlatr gibi, ayn heyecanla yeniden birbirlerine anlatr, kendilerince byle grkemli bir yolculuun, renksiz hayatlarn enlendiren olaylarla ykl anlaryla ilerini glendirmi olurlard. Hepsinin yznde hamam sonrasnn aarml olurdu. Ev ile ar iindeki Emir Hamam arasndaki birka yz metreden, birka hayatlk hikaye karr, bu hikayelein bir blmn hemen tketir; bir blmn, puslanm pencere camlarndan, zerini beyaz lekelenmemi kaln karlarn kaplad usuz bucaksz ovaya bakarken, i ekilerin altnda dillendirilmeyi

bekleyen hatralar olarak, uzun ve souk klarn soba ba, mangal ba sohbetlerine saklarlard. Darda duyulan, damlardan, avlulardan sokaa kar kreyenlerin krek sesleri, kendine zg tartmyla, bu hikayelere kendi mziini verirdi. Sca ldrc yazlar, ldrc k ayazlar izlerdi. Ali, defterine yle yazdn hatrlar hep: Kara iklimi. Yazlar scak ve kurak, klar souk ve yal. Mevsimler bu cmleyi ona hi unutturmad. Daha kk olduu zamanlarda, halalar, annesinin, hamamda bin bir trl pislik olur, mikrop kapar, hasta olur; kim bilir, kimler, nelerle, nasl ykanyor, gibi tonu yksek tutturulmu, sonu gelmez itirazlarna karn, inat ve srarla, Ali'yi de yanlar sra hamama gtrr, Ali'nin byk kubbenin cam gzlerinden szlen k demetlerinin altnda, gbektanda yapt yaramazlklara, kurnadan kurnaya tutturduu oyunlara, crtlak crtlak syledii grltc arklara ses karmazlard. Hamam kubbesinin cam gzleri, halalarnn sk sk kullandklar, "Allahn gzleri her yerdedir," cmlesini hatrlatyordu ona. O, her eyi grr, bilir, diyerek, Ali'yi srekli hataya, kusura ve gnaha kar tembihliyorlard. Ali'nin "Peki, Allah'n gzleri ne renk?" diye sormas zerine, bir daha onunla benzetmelerle konumamak gerektiine karar verdiler. Bu ocuk, her eyi ok dz anlyor, bu huyu aynen annesine ekmi, dediler. Her zaman olduu gibi, Ali'nin btn iyi huylarnn kendilerine, btn kt huylarnn annesine ekmi olduu konusunda hemfikirdiler. Oysa, Ali'nin trl kehanetleri karsnda, Allah, Araplarn gzlerine verdii ryadan vermi bu ocua da, diye vnrken, yarm gzle de annesine bakarak laf arparlard. Bir zaman sonra Ali'nin kavruk ocuk bedeninde bile yetikin bir erkek vehmeden hamamdaki dier kadnlarn, Ali'nin bydn ve artk onu kadnlar hamamna getirmemeleri gerektiini sylemeye balamalar zerine, onlar da Ali'nin sahiden bym olduuna hkmedip bundan byle evde ykanmas gerektiini kararlatrdlar. Bu karara en ok annesi sevindi tabii. Babas, hamama gitmekten holanmad iin, onu erkekler hamamna gtrecek kimse yoktu. Ali'nin bundan byle artk yalnzca evde ykanmas sz konusuydu. Ali'yi ykamay vazife edinen en byk hala, insan ykamaktan ok, halamaya yarayacak scaklktaki kaynar sular, Ali'nin ciyaklamalarna hi aldrmadan kafasndan aa tas tas boca ederdi. Ona gre kirin kabarmas ve kese tutmas iin, su, vcudun dayanabildii en yksek scaklkta olmal, Ali de tam bir erkek gibi, suyun kaynar scaklna alana kadar dilerini skmay renmeliydi. Ne de olsa erkeklik, her trl meakkate dayankl olmay mecbur klard. Hem hayatn zorluklar karsnda, bu scak sularn laf m edilirdi? Her hamam gn, Ali'nin canhra itirazlaryla her seferinde kazana bir tas souk su daha eklenerek ltlmaya allsa da, su katlanlr ve makul bir scakla ulatnda, zaten Ali'nin banyosu da tamamlanm olurdu. Halasnn temizlik adna yapt gaddarlklar bununla da kalmazd. Ykarken, srekli Ali'nin gzlerine sabun karan, derisini soyarcasna keseleyen, sa diplerini kt trnaklaryla, kan oturtana kadar kazyan; kurumaya brakldklar kzgn damlarda yazn gneini ierek yamulmu ta katlndaki yeil sabunlarla ovuturduu ban, saa sola pek hoyrata savurduundan iyice serseme dnm Ali'nin, halasyla yaad bu uzun hamam fasllar, gerek bir ikenceye dnmt. Gene de bedenine yaplan bu ezadan tuhaf bir biimde zevk duyuyordu Ali. Ten acs, ruhunu daha iyi hissetmesine yaryordu. Teninden kurtulmaya benzer bir uuculukla, gvdesinden arnan ruhu, kopup ge ayormu, btn bu ikenceler, onun, tertemiz ve masmavi gklerde saf ve temiz meleklerle bulumasn salyormu

gibi geliyordu. Bu yzden olsa gerek, banyo sonrasnda, smsk tutulmu havlularla kundaklanr gibi sarp sarmalanp uzandrld divanda, zerine rtlen mis gibi sabun ve lavanta kokan keten rtler altnda, yeniden doar gibi dinlenirken, neredeyse kendinden bamsz uyuklayan elimsiz gvdesi, bir ac ekme ayini sonrasnn balanm dinginlii ve gnahlarnn kefaretini demenin huzuru iinde oluyordu. Bir keresinde, gene halasyla birlikte yaptklar bir banyo srasnda, Ali, yere melmi, her zamanki gibi gayretli gayretli ban kopartrcasna ovuturan halasnn, hafife zlm petamalinin altndan sarkarak yere deen sarms bir iplii almak zere uzanp ekitirdiinde, halasnn ciyaklamas zerine, onun petamalinden sarkm bir iplik paras deil, halasna, halasnn "orasna" ait bir ey olduunu anlayp ok armt. Ardndan tuhaf bir mide bulants duymu, kapanmam bir yaraya dokunmu gibi hissetmiti kendini. Tabii, halasyla birlikte yaptklar son banyo oldu bu. Daha sonraki gnler, kap arkalarnda gllerek yaplan konumalardan kulana arpan fsltlardan anlad kadaryla, bir kadn gvdesine ait olarak henz bilmemesi gereken eylerin Ali'den saknlmas konusunda ailenin gr birliine vardn gsteriyordu. O gnden sonra Ali'nin ykanmasn babasna emanet ettiler ama, babasnn ne yazk ki, batan savma bir i yaptna, ocuu, banyodan ou kez doru drst ykamadan kirli kirli kardna zntyle karar verdiklerinde, Ali kendi kendine ykanmay, ban ka kere sabunlayacana kendi karar vermeyi, ykanmaya balarken okuduu dualar atlaya atlaya ksa kesmeyi, daha nemlisi, suyu istedii scaklkta tutmay rendi. Banyoda biraz fazla kald m, hemen arpntlar balayan, soluu tkanan, bu yzden hibir zaman banyoda be dakikadan fazla kalamad iin, Ali'yi hibir zaman ykayamam olan annesi, talihinin kendisini darda brakt bu durumdan tr, byk bir hakszla uradn dnyor, ne zaman banyo gn gelse, kendini hi iyi hissetmiyordu. Ali ieride ykanrken, yerli yersiz banyoya girip, Bir eye ihtiyacn var m, bir ey istiyor musun olum? diye sorarak, btnyle kendi dnda gelien bu durumu bir lde kendi denetimi altna almaya almsa da, Ali banyonun kapsn ieriden kilitleyerek annesini kudurtmay erken kefettii iin, bu hevesi de ksa zamanda kursanda kalmt. Kamasndan ve lmesinden nceki gnlerden bir gn, halasn, annesiyle evin byk kubbeli salonunun cumbasndaki divanda fsr fsr konuup glrken buldu Ali. Sabahn ok erken bir saatinde, olanca aydnlyla yan camlara baklrsa, bir yaz sabah olmal... kisi de mahmurluklarn zerlerinden tam olarak atamamlarsa da, eteklerinde, ters evrilerek tabana kapatlm kahve fincanlar duran pfr pfr sabahlklarnn iinde, neeli sabahn gr na boulmu pencere nndeki sedirde mutlu kediler gibi ylece oturuyorlar. lkin, Ali'yi fark etmiyor, divan minderlerine iyice gmlerek, omuzlarn ksm bir halde, birbirlerine iyice sokulmu olarak, ellerinde tuttuklar bir tomar fotorafa bakarak alak sesli glmelerini srdryorlar. Ali'yi fark edince, glmelerini hemen toparlayamasalar bile, fotoraflar abucak saklamaya almalar Ali'nin gznden kamyor. Ali, kendinden saklanan eyin, hemen gvdeye ve cinsellie ilikin bir ey olduunu dnyor. Her gizin, cinsellie ilikin bir yan olduu hakknda derin bir sezgiye, daha o yalarda bile neredeyse kendiliinden sahip. Ailelerin en ok gvdeyi sakladn bir biimde biliyor. Annesinin, kocasnn ceketinin cebini kartrrken bulduu, sonra da gizlice halasna gsterirken Ali'ye

yakaland bu fotoraflar, elbette Ali de grmek isteyince, ocuklar yle bakamaz her resme, diyor annesi. Halas ekliyor ve dzeltiyor: ocuklar bakamaz yle ayp resimlere, diyor. Resimlerinin mahiyetinin halas tarafndan gereksiz biimde aklanmas zerine tedirgin olan annesi, bunun zerine, bunun bir zaman sorunu olduunu belirtmek gerei duyuyor: Byynce bakarsn! Hatta byynce de bakmasan iyi edersin! Israr ve dayatmalar karsnda her ikisinin yanlp ya da yenilip fotoraflar kendisine gsterecekleri ann kapannn banda bir sre bekleyen Ali, daha sonra umudu kesip, ikisinin bo bir annda fotoraflar ele geirmeyi tasarlyor. Sindii kede pusuda bekliyor. Pencere bsbtn a boulmu; gne, taban halsnn saaklarna kadar yrmt; uzun uzun birbirlerinin fallarna bakm, sonra gndelik bo gevezeliklere dalmlard. Annesinin, halalar iinde yaknlk kurabildii tek halas buydu, ne yazk ki, o da erken kam, erken lmt. O anki mutluluklarnda, sabah gneinin gr kadar, yatak odalarnn, gvdelerin gizlerine ait bir eyleri, bakalarnn hikayeleri ve resimleri zerinden paylamann yaknl vard. Gndeliin duvarn, byk lde, cinsellie ait yasaklarn, sularn, srlarn, gnahlarn grnmez harc ryordu. Her ikisi de, bir sre aralarnda gidip geldikten sonra, son olarak halasnn sabahlnn cebinde kalm fotoraflar unutmua benziyorlard. Daha sonra halas, odasna giderken, ardndan gelen Ali'yi fark etmise de, grmezden gelmi, hafife aralk brakt kapdan Ali'nin kendisini grmesini salam, cebinde fotoraflarn durduu sabahln srtndan karp yerine asarken, fotoraflar tek tek sayp omuzunun zerinden, ksk gzlerle belirsiz bir bolua glmsemiti. Nice sonra Ali, halasnn ldn rendiinde, nedense ilk bu glmseyii hatrlamt. Halasnn odadan kmasyla birlikte, kapnn aralndan szlerek ieri giren ve hemen sabahla uzanp fotoraflar ele geiren Ali, ilkin resimlerin renkli ve capcanl oluuyla heyecanlanm, bir kadn ve bir erkein, bembeyaz arafl, kocaman yastkl byk bir yatakta yaptklar ok eitli eylerden oluan bu bir dizi resim karsnda heyecandan dili tutulmutu. lk kez bir erkein sikinin bir kadnn iinde yarya kadar gmlp kaybolduunu grm, kaln, pembe sikin damarl grn, onu ok etkilemi, boaz kurumu, heyecandan srekli yutkunmaya balamt. Aklnda iyi kalsn, her grmek istediinde ayn canllkta gzlerinin nne gelsin diye, gzlerini aa kapaya o resimleri, tek tek beynine naketmeye almt. Aklnda hep, yars, srt bize dnk, sa topuzlu bir kadnn iinde kaybolmu, kaln, pembe sikin fotorafta ok net bir biimde grlen damar kald. Yazlar ksa kollu gmlek giydiklerinde, baz erkeklerin kollarnda ve pazularnda belirgin bir biimde grlen kabarm damarlarn onu neden heyecanlandrdn anlad. Btn bir var oluun ve hayatn o damarn iinde sakl olduunu dnd. O gnden sonra gzlerini, belirsiz bir arzuyla her yumduunda, o damarn iinde atan grltsn duydu. O damar, onun da iinde atmalyd. Halasnn ocuklaryla oynad btn o cinsel oyunlarda eksik olan ey buydu ite: inde atan bir damar grlts...

Grd ilk cinsel iliki resimleriydi bunlar, bir yetikin erkee ait sikin kalkm halini ilk kez o fotoraflarda grmt. Kendi nnde cansz, l, kk bir et paras gibi duran, byklerin kimi tatsz akalarnda "bamya" diye takldklar o sevimsiz eyi kopartrcasna ekitirip durdu. Kendi nndeki bu l et parasn istemiyordu. Ali, kendi sikini deil, bakalarnn sikini istiyordu. Bir keresinde, sabahn erken saatinde, Ali, derin uykularda uyurken, odasna gizlice szlerek, Ali'nin odasn, annesiyle babasnn yatak odasna balayan ara kapnn anahtar deliinden soluunu tutarak ieriyi gzetleyen en kk halas, annesi tarafndan yakalanm; yakalanmasyla birlikte, annesinin lk la evi ayaa kaldrmas bir olmutu. Hep pheleniyordum! diye bas bas baryordu annesi. Hep pheleniyordum zaten! Hep bizi seyrediyordu bu sapk kz! Bir de dindar geinir utanmaz arlanmaz! Annesi, aile fertlerinden birini uygunsuz biimde yakalama frsat bulduu bylesi durumlarda yapt gibi, byk grltlerle tadn kara kara olay bir "nmayie" dntrmeyi baarmt. Halalar, en kk kz kardelerini, gelinlerinin lklarna brakmadan, evire evire dverek, yzn yol yol crnaklayp, salarn tutam tutam yolarak cezalandrmakla birlikte, btn bir gece torbaya girmi gibi, sabah sabah "o ii" yapan erkek kardelerine ve gelinlerine de su pay kardlar ve onlar da aka aypladlar. Sonraki gnlerde, gelinlerini, kendi aralarnda ve yakn akraba evresinde, "dek dkn" olmakla suladlar. Kardelerinin bir zamanki halsizliinin, mecalsizliinin, renksizliinin nedeni, hep o dek dkn yabanc gelindi demek! Belli ki, soluk aldrmyordu zavall kardelerine! Annesinin lklar ve en kk halasnn barlaryla uyand o sabah, anszn birbirine zt ve ayn oranda gl duygularn basknna urayan Ali'nin, akl ve kalbi iyice karmt: Kendisi az tede olanca masumiyetiyle her eyden habersiz uyurken, odasnn, en kk halas tarafndan gizlice kullanlarak bir sua ortak edilmi olmasnn hakszlna, annesiyle babasnn da meer gizli gizli o ii yaptklarn renmi olmann hayal krkl eklenmiti. Azn her atnda Kur'andan bir kutlu sz syleyen, sann bir telini bile kimseye gstermeden srekli ba bal dolaan, yaz k, en kaln, en uzun, en bol elbiselerle bedenini belirsizletiren, her zaman, her yerde, herkese rnek gsterilen iffet ve namus timsali en kk halann, sabahn krnde anahtar deliine gz dayayan bu irkin merak da, Ali'nin kadnlarn cinsellikten uzak iffetli dnyasna olan kayna belirsiz gvenini temelinden sarsmt. Demek, kadnlar da erkekler kadar gnahkard. Ama insanlar arasnda en byk eitlii gnah salyordu galiba. Anne-babasnn da, halasnn da gizlerini rendii o sabah, ne zamandr adn bilmedii bir nedenden tr duyduu derin sululuktan kurtulmu, bilmeden kendini affetmiti. Ali, aile hayatlarnda en byk yalan ve ikiyzllklerin cinsellik hakknda olduunu byle byle anlad. Bu konuda hemen herkes bir casus kadar ikiyzlyd ve hangi ailenin iini biraz kurcalasanz, cinnet gibi saklanm hayatlar, hibir zaman dile dklmemi kapal ilikiler ve sr kadar karanlk deneyimler vard. Cinsellik sz konusu olduunda, kimse tekin deildi. Herkes ayn derecede gvenilmezdi. Gnahn, yasan, karanln ve cezann gkyz olduu bu zulm bol ailelerde bile her an, her ey olabilirdi.

Mardin'e yeni atandnda, Ali'nin annesinin "Gurbet elde sahip kmak gerekir," diyerek gereinden fazla sahip kt zmirli Franszca retmenini anmsyordu. Zayf, orta yaa gelmekte olan bir kadnd. Ali'nin aklnda mavi-gri gzleri, etkileyici, gl baklar kalm. Her zaman ksa kesilmi koyu kestane salarnn evreledii solgun bir yz, dalgnlat zamanlar kendiliinden davuran bir krlganl vard. Ama genellikle hep sert bir ses tonuyla konuur, kat cmleler kurar, sanki herkesin retmeniymi gibi davranrd. Srekli olarak, evresine nasl bir etin ceviz olduunu bildirmek ihtiyac iindeydi; baz durumlarda yzne kazandrmaya alt muzip bir ifade eliinde, hafif efelenerek, "Ne de olsa biz Erefpaa kzyz" cmlesini azndan drmezdi. Bir hayr derneinin, civar kasabalara dzenledii bir gezi srasnda, kalabalk bir kadnlar topluluuyla, annesiyle birlikte Cizre'ye gitmilerdi. Hem bir eit piknik yapacaklard, hem de Cizre'de bir hocay ziyaret edeceklerdi. Yrede nam alm yrm olan bu hoca, Dicle cinlerinin yardmyla su falna bakyordu. Ali'nin annesi bile, Hoca hakknda anlatlanlarn ve fallarnn kehanet kudreti hakkndaki sylentilerin etkisinde kalarak yumuam, gya arkadalarnn srarn kramam gibi yaparak, falna baktrmt o gn. Oysa, Atatrk lkleriyle yetitirilmi Cumhuriyet ocuklarnn byle batl eylere asla yz vermemeleri ve mspet bilimlerden amamalar gerektiini sylerdi hep. Onlar, bu mahrumiyet blgesinin cahil insanlarna rnek olmal, douya, batnn ve medeniyetin kutsal me'alesini tamalydlar. Onlarn hepsi birer Feride'ydi. Ali'nin annesinin en sevdii benzetmeydi bu: Feride! O gn, bu konudaki uzun nutuklarndan caym, Hoca'nn ard sra girdii, kapsnda Zerdt atei krmzs, cennet ba yeili naklarla bezenmi Krt kilimi asl olan karanlk bir kmbette uzun uzun kalm ve herkesi meraklandrmt. Dar ktnda, yzn al basm, gzbebekleri irilemi, her heyecanlandnda olduu gibi, boyun damarlar kabar kabar imiti. Hoca'nn hemen her eyi bildiini, ama bir kz olmad halde, nedense srarla kzndan sz ettiini, kzn ok frtnal ve zor bir hayatn beklediini sylemi, syledikleri arasnda bir tek buna bir anlam verememiti. Ali'nin annesinin, Hoca karsnda yumuamasna karn, Erefpaal Franszca retmeni, dn vermez bir tavrla bu konudaki kararlln srdrd gibi, Ali'nin annesinin, bu konudaki direncinin krlm olmasna da ierleyerek, hurafeler, fallar, frkler ve byler hakknda sert bir kar konuma yapm, byle batl inanlar karsnda Cumhuriyet'in lklerinin mealesi dorultusunda yetitirilmi retmenlerin birer Feride gibi rnek olmas gerektiine dein imal szlerle annesine laf dokundurmu, giderek tizleen bir sesle, mspet bilimler hakknda sk bir nutuk ekerek herkesin tadn tuzunu karmt. stelik, herkesin, boncuk boncuk terleyip srekli olarak bir eliyle, bulutlar halinde gezen kpek dili mor sinekleri kovalamaya alt srada yapyordu bu hararetli konumalar. Kuytuluk bir glgede, kaln asma yapraklaryla kapl ardan altnda bile kavurucu gnein kzgnl hissediliyordu. Baygn iek kokular geliyordu Cizre'nin uzak bahelerinden. Sessizlii bile katlatran bu ldrc yaz scanda bir damar grlts gibi Dicle'nin sakin sesi duyuluyordu. Hoca, ardan altnda, arkas nakl byk yastklarla beslenmi geni sedirine kurulmu oturuyor, arada bir iinde irili ufakl buz paracklarnn yzd bakr bir tastan ayran ierek serinliyor, aznn kysna, bembeyaz sakallarna bulaan ayran kpklerini sol elinin tersiyle aldktan sonra, artk neredeyse dudaklarnn doal hareketine dnm

mrltl dualarla, uzaktan, birbiri ard ardna akan bal taneleriymi hissi veren kehribar tespihini ar ar eviriyordu. ardan altnda, az tede yayk yayan, scan ve sinein ilimedii bir adamn, arada bir bakr gmlere kprte kprte boaltt ayran, ergen bir kz tarafndan konuklar arasnda dolatrlarak, herkesin arzusuna gre marapalara, taslara ya da cam bardaklara aktarlyordu. Ali, trene ve oyuna benzeyen her eyden holand gibi, bundan da holanmt. Adamn sessizlii de, kendini adar gibi iine verii de; ince kemikli kzn, bir ceylan gibi ll ve rkek hareketleri de, bu ayinin bir parasyd sanki. Adamn da, kzn da gzleri dikkat ekici gzellikteydi. Elindeki gmle konuklarn arasnda ayran dolatran kz, Trke konuamasa bile, kaln, gr kirpiklerin glgeledii iri gzleriyle konuuyordu. Krtlerin, gzlerinin gzelliine, her eyi gzleriyle anlatabilme gcne ad konmam bir hayranlk duyuyordu Ali. Onlar, gzlerdeki arzuyu da, korkuyu da ayn gzellikte anlatabiliyorlard. Uzanp kendisine uzatlan ayran bu duygularla, kzla gz gze gelmeye alarak ald. Franszca retmeni, konumalarnn kimseleri pek etkilemediini grdke, daha aksilemi, giderek daha yksek sesle ve sulayc bir tonla, bu kez Hoca'y, kadnlarn duygularn istismar etmekle ve arlatanlkla sulayarak zehirli oklarn ona yneltmiti. Bata sakin grnmeye alan Hoca'nn, bir sre sonra sinirleri bozulmu, belli ki, hi alk olmad byle bir durumda ne yapacan kestirememi, ama gzle grlr biimde elleri titremeye balamt. Ali'nin gzleri, Hoca'nn parmaklarnn arasnda eskisinden daha hzl akan tespih tanelerindeydi imdi. O ana kadar hep bir dervi edasyla, bir bilge gibi davranan Hoca'nn iine fkenin gazab yrm, gzbebeklerinde sivri akmlar belirmi, bastrmaya alt bir hnla, anszn nndeki su tasn uzatarak, retmen Hanm'dan, sa elini tasa daldrmasn istemiti, onun duraksamas karsnda da, bu kez yumuatmaya alt bir sesle rica etmiti. Hoca'nn ne yaptn anlamaya alan retmen Hanm, biraz duraladktan sonra, kararl bir hareketle sa elini suya daldrp meydan okuyan bir ifadeyle gzlerini Hoca'nn yzne dikip, Hoca'nn szlerini beklemeye balamt. Hoca'nn kendine kurduu tuza, boa karacan, onun maskesini dreceini dnyor olmalyd. Hoca, nndeki su tasna hibir ey sylemeden bir sre baktktan sonra, stersen ieride bakalm kzm, diyerek kmbeti iaret ettiinde, retmen Hanm, Hoca'y rktm olduunu dnerek, imdiden kendini galibi sayd bu oyunu herkesin gz nnde srdrmek, zaferi herkesin iinde tatmak istemiti. Gerek yok, demiti. Nasl olsa inanmyorum! Hoca, Ama syleyeceklerim houna gitmeyebilir, dedi. Hoca'nn bocaladn dnen retmen Hanm'n yz aydnlanmt. Hoca Efendi'yi mat ederek, buradaki btn kadnlara iyi bir ders vermi olacakt. Sol ka kendiliinden havaya kalkm, Hoca'ya aka meydan okuyan bir tavr taknmt. "Vurun Kahpeye!" diyerek, Aliye retmene ilk ta frlatan kt imamn yz bir anda gelip oturmu gibiydi karsnda duran u Hoca Efendi'nin yzne. Bu yzden kini artt retmen Hanm'n; sesinin tonu daha da sertleti. Nasl olsa bo szler syleyeceksiniz, dedi. Bana bunlar yutturamazsnz Hoca Efendi! Foyalarnz ortaya kacak! Hileniz hurdanz ortaya dklecek! Hoca'nn yz seirdi. Kendini aalanm hissediyordu. Gururunun talar iini sarsyordu. Yrede herkes tarafndan neredeyse bir evliya gibi davranlan Hoca, hi alk olmad bu durumdan tr, kendinde, nceden tanmad lav iddetinde bir fke seline kapld. Peki, dedi, Gnah benden gitti. Tam yldr nianlsn, deil mi?

retmen Hanm'n yznden hibir ey gemedi. Yzn ifadesiz klmak konusunda kararlyd. Hoca srdrd: Uzun tutmusun nian. ok uzun tutmusun. Gene durdu, bekledi. retmen Hanm'n yzn yoklad. O ise hi yant vermiyor, domuzuna domuzuna bakmay srdryordu. retmen Hanm, Bakn, dedi, Parmamda nian yz var, bunu bilmek iin falc ya da hoca olmak gerekmez. Ya sylediim vakit, dedi Hoca. Yani yllk vakit? Hakkmda bunu renmek zor bir i deil! Beni tanyan herkes yldr nianl olduumu bilir. Artk kzgnln saklamaya gerek duymayan Hoca, zembereinden boalr gibi, neredeyse hi soluk almadan ard ardna saymaya balad: Uzun vakittir nianlsn, nk korkuyorsun, dedi. Evlenmekten korkuyorsun. ok korkuyorsun. Her eyin dn gecesi ortaya kmasndan korkuyorsun! Niye korktuunu syleyeyim mi? nk kz deilsin. Gerdek gecesi kz kmamaktan korkuyorsun! Sen daha gen bir kzken, evli bir adamla beraber olmusun, kirletmi seni, nce arkadan kullanm, daha sonra da kzln bozmu. Bir zaman srm bu. Adamn ad, Sabri deil mi? naat gibi bir ey! Ne karsn boam, ne seni alm. Ortada brakm. Bir daha zmir'e hi dnmemisin. zmir senin aznda kalm. imek hznda sylenmi bu szlerden sonra, bak keskinliinde bir sessizlikte kendinden korkarak durdu, dudaklarnn kysnda birikmi tkrk kpklerini, kendini cezalandrmak arzusuyla serte ald. retmen Hanm'n yzne kaygyla bakt. Kendini muzaffer hissetmedii belliydi. Eyvah! dedi. Eyvah! Nefsime yenildim! Gnaha girdim! fkeme yenik dtm! Allahm ben ne yaptm? Beni gnaha soktunuz! Kudretimi ktye kullandm! Tvbe etmeliyim! Tvbeler etmeliyim! Allahm ne olur affet beni! Aniden yandan umulmayacak bir eviklikle oturduu divandan frlayp kmbete girdi, kapand, o gn baka kimsenin falna bakmad gibi, daha sonralar da uzunca bir sre kimselerin falna bakmad renildi. retmen Hanm'n yz, bombardman altnda kalan bir kale duvar gibi darmadan olmu, kale duvarnn ilk iddetle dklen talarndan sonra geriye kalan bir enkaz gibi boalm baklar yznde asl kalmt. Fel olmu gibi hi sesini karmam, yol boyunca da konumam, dier kadnlarn manidar baklarn karlksz brakm, fsr fsr konumalarn duymazdan gelmi, Mardin'e dndkten sonra, Ali'nin annesi de dahil olmak zere kimselerle grmemi, bir-iki ay iinde de, daha douda, daha mahrumiyet blgesi olan bir yere tayinini karttrmt. Bir daha da Erefpaaldan hibir haber alnamad. Balarda, alak sesle, Ondan bir haber var m? diye soranlar da zamanla azald. O da hikayelerindeki ahs kadrosu, hem ok dar, hem ok geni olan tarann btn gelge kahramanlar gibi unutuldu gitti. ffet sz konusu olduunda, herkesten ok namus bekisi geinen Ali'nin annesi, bu olaydan sonra, balarda ok kzd retmen Hanm'n arkasndan, Demek ki gene de drst bir kadnm, dedi. Hoca'y yalanlamad, sustu, skut ikrardan gelir, manasnda sessiz kald, diyerek, Mardin'e yeni geldiinde verdii destein pek de boa olmadna, kendini ve bakalarn ikna etmeye alt. Savunmasnn lsn kard kimi durumlardaysa, erefli bir Trk kadn gibi gene de malubiyeti vekarla kabul etti, gibi fazla ileri gitmi ssl cmleler kurmaktan kendini alamyordu. Annesi, hibir durumda, hibir konuda kendini hibir eyden alkoyamyordu zaten. Onun sorunu, ileri gitmekti, hep ileri gitmek!

Bu olay, Ali'yi ok etkiledi. Ali, ilerideki yllarnda hemen herkesin yzne baktnda, onlarn byle fallarn okuyabilen, herkesin cinsel dnyasna ait ikiyzllklerini, yalanlarn, gizlerini ortaya karabilen doast bir gc olsun ok istedi. nsanlar birbirlerini en ok cinsellie ait sularla suluyor, en ok o konuda yalan sylyor, en ok o konuda iftira ediyorlard. Namus uruna kzlar ldrlyor; kendini asanlar, kuyuya atanlar oluyordu. Cinsellik, herkesin cinnetiydi. Herkes karanlk arzularn, kuytu kilerlerde saklyor, yalanlarn ise avlulara, gn na karyordu. nsanlarn kilerlerdeki yzleriyle, avlulardaki yzleri ayn deildi. Cinsellik, insan ruhunu ve gvdesini ikiye blyordu. Herkes blnm akllar ve yreklerle yayor; eksik ruhlarla, eksik gvdelerle hibir hayat btnlenemiyordu. Ergen bir delikanl olduunda, kendi bana hamama gitmek istediinde, ailesinin iddetle kar knda, ona hamamlarda karanlk emelli erkekler arasnda neler dnd ima edildiinde, ocukluk anlarnn belirsiz buharlar arasnda anmsad gemi yzler, karanlk tutkularn dirili hayaletleriyle yer deitiriyordu. plaklk, ter, karanlk, kuytu, tenha, kir ve glge, neredeyse bir cinnet gibi bastrlm btn bir hayat, topyekn bir halde yalnzca cinsellii iaret ediyor; insanlar, btn hayatlarn bu iaretin glgesinde korku ve titreme altnda geiriyorlard. Her gn nnden defalarca getikleri, cadde zerindeki Emir Hamam, onun iin btnyle yasak blge, uzaklar kadar gizemli bir hayal alemiydi; hamamn her nnden geiinde, vcudunda rperiler gezinir, ocukluk anlarnn buharyla yeni gller gibi terlerdi. Hamamn gzlerinin neler grdn hibir zaman bilemeyecekti. Hamamn az tesinde, srtlarnda zel tama giysileri ve palanlar olan, ounluunu Mardin'in kylerinden gelen topraksz, yoksul Krtlerin oluturduu hamallarn baklarnda karanlk sorular, kukulu glgeler ve belirsiz niyetler okunurdu. Bir sredir ailesinin hibir sznden dar kamyordu. st ste geirdii birka sinir krizi, kendi kendinden korkmasna neden olmutu. Hkra hkra alamakla balayp nbet titremeleriyle sren sinir krizleri srasnda, avular kilitleniyor, aznn iki yannda salyal kpkler birikiyordu. Yeni bir yeni krizle artk bir daha geri dnemeyecei bir noktaya kadar delirmekten korkmutu. Yznde belli bir ifadeyi asl tutabilmeyi baarrsa, delirmesini engelleyebileceini dnerek, yzn belli bir ifadede kilitli tutmaya alyordu. Byle zamanlarda yz, dedesinin nedensiz bir glmsemenin asl kald, hibir duygusunu dar vermeyen yzne benziyordu. Annesi, Ali'nin geirdii sinir krizlerini, babasna kar bir silah olarak kullanmaya kalkt durumlarda, babas Ali'nin sinir krizlerine inanmadn, onun numara yaptn sylyor, Bununki edepsizlik hastal hanm, edepsizlik hastal! Ayn o deli halalarna ekmi! diyerek, yznde merhametsiz ve alayc bir ifadeyle, aznda kpklerle yerlerde tepinen olunu, ayaklarnn ucuyla drtyordu. Annesi de, zaman zaman Ali'nin sinir krizlerinin numara olup olmadndan kukulanyor, onun, ocukken okula gitmemek iin yapt hasta numaralarn hatrlyordu. Ali bile kendinden kukulanyor, sahiden hasta olup olmadn Kulakcinlerine soruyor, ancak onlarn syledii yattrc szlerle kendisine geliyordu.

Davavekili olan babas, ald kimi davalar iin, sk sk civar ehirleri, kasabalar, kyleri, mezralar geziyor; bu gezileri srasnda ou kez, beraberinde karsn ve Ali'yi de gtryor. Daha ok, evde oturmaktan, hayal kurmaktan, mecmua bakmaktan holand halde, her zaman biraz hastalkl, biraz mzmz, biraz sinirli bir ocuk olan Ali'yi, evde yalnz brakmayp gittikleri yerlere onu da srklyorlar. Ali, gittikleri yerler iinde en ok Diyarbakr' seviyor. Bir keresinde, ehrin, zamann isiyle kararm rme ta duvarl dar sokaklarnda gezerken, birdenbire arkas geni bir klhan avlusuyla evrelenmi olan Melik Ahmet Hamam'na kyor yollar. Avlu kapsndan ieri giriyorlar. Hamam klhannn geni avlusuna yan yana dizilmi geni tepsilerde, lde gne tutmas gibi yan un kurabiyeleri, bir masal ann rpertir gibi gz alyor. Yan yana duran tepsilere dizilmi gne tozu kvamnda un kurabiyeleri, gzlerini, dilini, geleceini kamatryor. Gzleriyle, tepsileri teker teker izleyerek, sonunda klhan avlusunu, alak basamaklarla hamamn kubbesinin bulunduu dama balayan geni sekili merdivenin balangcna ulayor baklar. Birka basamak yukarda, kendi yalarnda bir erkek ocuu oturuyor. Yaprak yeili gzlerinin bulutlu dallar ta buradan grlebiliyor. Merdiven sekisinin balangcnda ayakta duran beyaz giysiler iindeki yal adamsa, nnde duran tepsideki kurumu kurabiyelerden alp zenle yediriyor torununa. Beraberliklerinde, Ali'nin bilmedii, tanmad tlsml bir yaknlk, dokunakl bir efkat var. Dedenin parmak ularndan torunun, slak, diri, krmz dudaklarna akan, bir hayat gibi devredilen bir efkat... Ali, birden kendi dedesini hatrlyor. Onun kendine dnk, kat, kaytsz halinden sonra, btn dikkatini, sevgisini ve efkatini torununa veren, verebilen bu yal adam, dedesi gibi babasnda da eksik olan eyi, acmasz bir plaklkla hatrlatyor Ali'ye: efkat. Babasnn, kendisi mahkemedeyken, birka saatliine emanet ettii dava sahiplerinden birinin olu olan adamn elinden kurtulup, dede ile torunun yanlarna sokuluyor. Onlarn yaknnda durarak, o srdan pay almay umuyor. O yaklatka, hamamn kubbesi, kubbesindeki cam gzler, grdklerini Ali'ye de syleyecekmi gibi berraklap byyor. Hamamn kubbesindeki cam gzlerden ieriye, hem plak hem sakl bir dnyann kuytu gizlerine bakmak istiyor Ali. Sokaklarn giyinikliiyle, hamamlarn soyunukluu arasndaki dolaysz, dorudan ilikiyi, ad koyamad bir duygu, bir ruh hali, neredeyse bir var olu bilgisi olarak, kk yreinden umulmayacak arpntlarla yayor. Yanlarna vardnda, ocuu iaret ederek, Ad ne? diye soruyor dedesine. Kk lokmalarla kurabiye yedirdii torununu, nedense, Pio! Pio diye seviyor dede. Dede yamacna kadar geldii halde, grmedii, birdenbire yan banda bitiveren, stnn bann zenine karn, gene de ksz grnen bu ehirli ocua dnp glmsyor. Dedenin gzleri de, torununki gibi koyu yaprak yeili. Kuruyken de, slakm gibi kuvvetle parlayan kaln yaprak yeili... kisinin de gzlerinde ayn dallar... nsanlar akraba eden eyin gzleri olduunu dnyor Ali. Ad sahiden Pio mu?

Dede, tam syleyecekken susup gzbebeklerinde yp duran zeki, muzip akmlarla bu kez de oyun yapar gibi glmsyor. Kendi dedesi gibi glmsyor, aalarda kalan dedesi gibi. Ne zaman dedesini dnse, dedesi, aa dallarnn arasndan Ali'ye glmsyor. Kendi dedesinin yz siliniyor. Hayr, diyor, dede, Hayr, ad Pio deil, asl ad Mehmet, ben, ona Pio diyorum. Peki niye Pio diyorsunuz? Hem Pio ne demek? diye soruyor. Duymadn m hi? Bilmiyor musun? diyor dede. Hayr, bilmiyorum. Pio, Krtede, yavru kedi demek. Bunun zerine, Mehmet ilk kez glmsyor. Hem kendisi olarak, hem pio olarak glmsyor. Ali, kendini bir baka ailenin ocuu gibi hissediyor birdenbire; artk bundan byle daha gvenli, daha korunakl bir aile halkasna dahil olduunu, bir dedesi, bir kardei, bir kedisi olduunu, artk kimsenin onu incitemeyeceini dnyor. O kurabiyelerden bir tane de benim azma verir misin dede? diyor Ali. Kendi sesine kendi kula yabanc geliyor. Dede, tlsm esmeri parmak ularnda yan sevgi ve efkatle, torununa uzatt gibi, Ali'ye de bir kurabiye uzatyor, azn kocaman ayor Ali, tam kurabiye dudaklarna dedii srada uyand; bu sayfada uyand, kendini bir hikaye yazarken buldu. Bir bakas olarak buldu. Bir bakasnn ansnn iine, kuyusuna dmt. Katta uyand, bir baka ryaya uyand. Hayatn yazan kalem bakasnn elindeydi. Mehmet, neredesin? dedi. Ben her eyi hatrlyorum. Ya sen, baka trl m hatrlyorsun? O le scan. O klhan avlusunu. Kk bir ocuktum. Hamamn gzlerinden aa bakyordum. Hamamlar bana yasakt. Sen yoktun. Kimse yoktu. Kimse yok, diyordu. Nereden de uydurdun? Ne o kedi, ne o ocuk, ne hamam, ne gzler, ne ben. Ben, kendimi nerede kaybettim de, imdi bu ryada uyanyorum? Hem, ben bu kimsesiz ryada ne aryorum? stelik bu rya, benim ryam bile deil. Bir bakasnn ryas. Ben niye her seferinde bir bakasnn ryasn gryorum? Bir insan, kendi ryasn grene kadar yllarca bakalarnn ryalarn grr, diyor bir Kulakcini, yanks bu sayfalara kadar ulaan bir sesle... Yoksa bir hayattan birka hayat nasl yaplr? Yazarak bakalarn affedebilirsin belki, ama asl kendini affet! Asl kendini affet! Kendini affet! Affet! Bu yank, sayfalarn arasnda bir hamamn kubbesinde yanklanr gibi yankyp duruyor.

Hangi hamamda uyuyakaldysan, git orada uyandr kendini sokaklarndan. plakl bilmeyen nasl kendisi gibi giyinir ki? Hayr efendim, hayr, diyor annesi gene yrtlan sesiyle. Hi de yle olmamt, ne mnasebet! Her eyi yanl hatrlyorsun! Maksat bizi sulamak! Zaten hep yle yapyorsun! Diyarbakr'n o dolak sokaklarnda kaybolmutun, bir adam bulmu seni, sen alayp barp aryormuun, hamamn klhannn orada bulmular seni, biz sonradan yetitik tabii. Her yerde seni aryorduk, hayr efendim, biz seni arda unutmadk! Ne ben, ne baban, seni arnn orta yerinde unutup da brakp gitmedik! Yanl hatrlyorsun! Oturduumuz yerde sen kayboldun, elimi brakp bir yerlere svp hlyalara dalmsn gene. Sana hep elimi brakma derdim hatrlyor musun? Sen kvrm kvrm kvranr, elimden kurtulmaya bakardn. Seni zaptedeceim diye, yllarca elim piik iinde gezdim senin yznden. Evet, orada duruyorduk, bir an dalm olmalym, eh ne de olsa ben de insanm, yoksa elin elimdeydi, o ara dizimin dibinde oturuyordun, ne zaman kalktn, ne zaman kayboldun, hatrlamyorum bile. Bebek deildin ya, koca bir ocuk saylrdn gene de. Ne zaman aklma gelse ter basar! Allahm ne gnd o! Seni bulana kadar aklm karyordum. Her yeri aradk, her yeri, seni bulana kadar kahrolduk. Kaybolmutun. Hamamn arkasndaki avluda alamaktan bitkin dm ylece duruyordun. Bizi grdnde tanmadn bizi. Ne beni, ne baban tanmadn. Baka birinin ocuu gibi bakmtn bize. Avlusunda ne senin anlattn dede vard, ne ocuk, ne de un kurabiyeleri... Bombotu avlu. Avlunun kesine istif edilmi, kararm odun ynlarndan baka hibir ey yoktu. Peki, ya bu azmdaki tat nerden? diyor Ali. Dilimdeki bu kurabiye kamamas nerden? ... Annenin Can Yoldal Byle zamanlarda yaz ekirgelerinin, crcr bceklerinin seslerine kararak kafasn bulandran, gaipten gelen soluk, uucu sesleriyle ara ara konuan Kulakcinleri bile susmu... Annesinin bandaki kurutma makinesinin cam miferi, scak havayla uuldayp dururken, kendi miferinde t yok! Oyun olsun diye orada; akacktan... Hem askercilik, hem kadnclk oynuyor. Kovuuna yerleir gibi mutlulukla yerlemi oraya, o cam miferin iine. Ksa pantolonlu; pantolonu dmesin diye kareli gmleinin stnden ask takm annesi. Ellerini, dizlerinin arasnda sktrm, bulunduu yerden son derece honut, muzip muzip bakyor. Bir resmin iinden bakar gibi bakyor. Bu eit durumlarda, annesiyle yan yanalklarnda zel bir ortaklk buluyor. Babasyla hibir zaman kuramad bir ortaklk. rnein, babasyla kahvedeykenki yan yanalklar byle olmuyor. Orada yabanc gibi duruyor. Babasna deil de duruma yabanc gibi. Bilmedii bir eyin tehdidi altnda hissediyor kendini, kapanyor. Oysa annesinin yannda gene bilmedii bir eyin gvenini duyuyor, rahatlyor. Mardin'de alan ilk kadn kuafrndeler. Ad, ilkin "en Bayan Kuafr" olarak dnlmken, Mardin gibi "mutaassp" bir vilayette, "en" sfatnn kadnlar iin hafif bulunaca kaygsyla, sonradan "Mnevver Bayan Kuafr"nde karar klnm.

Bylelikle salon, hem sahibinin adn tam oluyor; hem de "mnevver kadnlara" atfta bulunarak bir saygnlk kazanmas amalanyor. Bu irin fikrin sahibi, elbette Ali'nin annesi. Kabul gnlerinde gnlerce bu konuuluyor. Ali'nin annesi, herkesten zekasna aferin bekliyor. Annesinin Ali'ye verdii tlerin balcalarndan biri: nsan aferin duymak iin yaar! Ali, evde ve okulda btn aferinleri toplamak istiyor. Sol kesinde, dalgal, gr salar arkalara doru fazlaca kabartlm, krmz, dolgun dudakl, inci dili, herhalde arbal grnsn diye atk kal izilmi irice bir kadn bann durduu, serin bir soluk yeil zemin zerine, evreleri sar bordrlerle glgelendirilmi kiraz krmzs parlaklnda iri harflerle "Mnevver Bayan Kuafr" yazl tabelann alklarla akld gn, Ali'nin annesinin gzleri dolu dolu oluyor. ehrin terakki etmesinde orbada tuzu olduunu dnerek kvanyor, gs kabaryor. Elindeki mendille gzlerinin nemini alrken, titreyen bir sesle, "Vatann her sathna tanm medeniyet me'alesi" eklinde cmleler kuruyor. stanbullara kadar gidip, onca kurs grm, elindekini avucundakini bu kuafr salonuna yatrm Mnevver Hanm'sa, hayli kaygl; yanl bir i yapp yapmam olduundan emin deil. Mardin gibi bir yerde, byle bir salon amann ncln yapm olmaktan hem gurur duyuyor, hem de ehrin muhafazakar yapsndan tr, mitsizlie kapld oluyor; ilk gnlerde, nasl bir yer acaba, diye merak edip gelenlerin, ayaklarn hemen kestiklerinden dem vuruyor. u dnler de olmasa, iyice sinek avlayacak dkkan! Btn gn bo bo elektrik yaktndan yaknyor. ki bayram arasnda isizlikten neredeyse kapatacaklard canm salonu. Ali'nin annesi ise, srekli moral veriyor ona. Her zamanki gibi ehrin mnevver kadnlarnn bu ie nclk etmesi gerektiini sylyor, Mardin'in ileri gelen ailelerinin kadnlarn, kzlarn tevik etmek gerektiini anlatyor. Zenginler daima yeniliklere aktr, diyor. Muhafazakar olanlar, daima fakirlerdir. Zenginler yapacak ey ararlar nk. Zenginlerin vakti vardr. Senin mterilerin zengin ve mstesna aileler olacaktr, eh biraz da orta halliler... Sryani cemaatinin kadnlarn da yeniliklere tevik etmek lazm. Asker elerini saymyorum, onlarn nasl olsa orduevleri var. Mnevver kadnlarsa ayr bahis. Onlar her ite olduu gibi, bu ite de halka rehber olacaklardr. Mesela, kabul gnlerinin saysn artrmak gerekiyor, kabul gnlerine salar yapl gelmeyen kadnlara biraz sitem edilirse, iyi neticeler alnr. Sonra balolar da ok mhim! Belediye Reisi'nin kars, Ar Ceza Reisi'nin kars, Lise Mdr'nn kars, Nafia Mdr'nn kars, Noter'in kars, Mal Mdr'nn kars, Defterdar'n kars, Maarif Mdr'nn kars, eitli retmenler ve retmen eleri, srasyla, Mardin'in tek caddesinin kaleye yakn ucundaki, bir kuleye klr gibi klan dik basamakl "Mnevver Bayan Kuafr"nn, geni pencereleri sonsuza alr gibi ovaya bakan salonunda, hem aynaya, hem ta Suriye snrna kadar masal gibi uzayan ufka dalp yaz rzgarnda dalgal ekinler gibi kabararak sonsuz hayallere benzeyen salarn taratyor, kendilerini bekleyen puslu dlerin, uzak arklarn arsna hazrlanyorlar. Pantolonu uzuyor. Gmlei izgili. Asks duruyor. imdi annesinin de, kendinin de ellerinde birer mecmua: Annesi, "Hayat", kendisi, "Ses" okuyor. Annesinin bir gz dergide, bir yandan kadnlarla ene yartrrken, iri delikli, kaln, metal bigudilerle sarlm salarnn kurumasn bekliyor. ok scak oldu, diyerek, Ali'nin deyiiyle, "cam miferin" zerindeki s dmesini

ikide bir kstrp atryor. Annesi scaa hi dayanamyor. Scaa bu kadar dayanksz birinin, Mardin gibi uzun ve ldrc yazlar olan bir ehre gelin gelmesi, kaderin tokad gibi. Srekli terleyen annesinin, yaz k elinden mendil dmyor. Ali, annesinin koltukaltlarndan hi eksilmeyen nemli halkalardan ireniyor. Byle durumlarda Ali'ye sarlacak gibi olduunda, Ali, Islakken bana sarlma, diye alap kayor. Az sonra, sanda ve solundaki kurutma makineleri boalyor; drt sandalyeden oluan srada yalnz kalyor annesi; evresini boaltan kadnlarn imdi ayna nnde salar taranyor; Mnevver Hanm'n, stanbul'dan gelmi bir yardmcs var artk. Ali, bu ehirde herkes gnn birinde stanbul'a gitmek isterken, stanbullu bir kadnn buralara neden gelmi olabileceini, bu uzun macerann ardndaki hikayeyi merak ediyor. Annesi bile bilmiyor bunu. Bu kadnn, yolu Mardin'e kadar den sakl hikayesini dnmeye alt her seferinde, nedense hep Erefpaal Franszca retmeni geliyor aklna. Eski masallarn ounda rastlanan lde kaybolan insanlar gibi, baz insanlarn Anadolu ehirlerinin tozlu hayatlarnda ve usuz yollarnda kaybolup gittiini, byk ehirlerde braktklar yaknlarnn, onlardan bir daha hi haber alamadklarn dnp ileniyor. Oya'nn ona dinlettii ehirleraras telefonlarda hayal ettii uzak hayatlarn ans iini buruyor. Ali, annesinin, zaman zaman kendi kendine konutuunu, ilk kez o gn, o kuafr salonunda, o ok grltl kurutma makinesinin altnda, ifadesi boalm bir yzle kederli bir yalnzlk iinde otururken, birdenbire yksek sesle kendi kendine bir eyler sylediinde fark ediyor. Mnevver Hanm da, dier kadnlar da, onun dediklerini duymamakla birlikte, nce kendilerine seslendiini sanm, bandaki kasktan tr sesini kontrol edemediini dnerek glmlerdi. Ne de olsa byle eyler sk sk oluyordu. Oysa Ali, zaman zaman evde de buna benzer sahneler yaandn anmsayp, annesinin mrltlarna bugne dein gereken dikkati gstermemi olduunu anlayarak hayflanyor. Kadnlarn glmeleri zerine, yakalanmlk duygusu iinde hemen kendini toparlayan annesinin, evde kendini byle kolayna toparlayamadn fark ettiinde de kaygs byyor. nk o gn, annesinin, kurutma makinesinin grlts altnda syledii szler, sonradan gnlerce yankyor kulaklarnda: Kendi z kz kardeini bile sikmi benim kocam! Bu szler zerine dehet ve merakla bakt annesinin yznde, bu szn arlna ait herhangi bir duygu belirtisi gremiyor. Yz, iine den ta yuttuktan sonra, halkalarn hzla durultup, yeniden dzleen durgun su gibi szn ettikten sonra, hibir ey sylememiesine, gndelik, olaan anlatmna kapanyor. Annesinin de kendisi ve dedesi gibi, tuhaf sesler duyup onlarla konumaya baladn dnerek, bunun ne demek olduunu bilmenin, o tandk, o incitici yalnzlndan kurtaran sevincini belli belirsiz hissetse de aslnda rkyor bu durumdan. Bunun, bir uzaklama, bir kopma olduunu biliyor. Annesi, onun iin dnyann kabuu gibi, ileri gittiinde, ona, "Dur!" diyen biri; o kabuk da krlrsa, nereye szacan bilemiyor. Burada, bu takentte, hibir eyin oyalayamad bu hi gemeyen zaman, gvdeyi hissizletiren ldrc scaklar, drt yan kuatan dilsiz talar, eeklerin nal seslerinin takrtsnn hi eksik olmad kirli sokaklar, en ufak su damlasnn bile kimi zaman huzur, kimi zaman korkuyla byd yksek tavanl ayvanlar, kt sofalar, pencereleri hibir ey sylemeyen dilsiz evleri, evleri ve sokaklar

birbirine balayan karanlk abbaralar, sinek bulutlarnn eksik olmad tutumu ot kokan sarscak gkyzn kaplayan o byk, o sonsuz can skntsnn sahibi olan kayna grnmez seslerin giderek btn dnyay kapladn dnyor. Gze grnmeyen tehlikeli sesler ynetiyor dnyann akn. Kulakcinleri, gvdelerimizi rehin alarak, olaylara ve kaderlere yn veriyor. nsanlarn dnyay gzleriyle deil, kulaklaryla grmesi gerektiini, gzlerin aldatc olduunu, asl sesleri duymak gerektiini dnyor. Btn bunlar dnrken, yznde, olmayan varlklarn ifadesinin belirdiini hissederek, onlar grmek iin aynalara kouyor. Aynalar bo. Yz hibir ey sylemiyor. Gnler, hibir oyunca olmayan kederli bir yalnzlk iinde geiyor. Berberden geldikleri gnn gecesi, elinde beyaz bir mendille yatana kapanp hkra hkra alyor. Annesi, Bu ocua ne oluyor hi anlamyorum, diyor. Durduk yerde alamaya balyor. Avlunun bir ucunda, gecenin kendine bile karanlk bir yerinde, bir zamanlar Sakine'nin, Suriye'nin uzak klarn seyretmek iin sindii kede, annesinin inler gibi konuan sesini duymutu bir keresinde. O gece hi uyuyamam, uuan tllerle, geni yaprakl dallarn odasnn duvarnda yer deitirip duran glgelerinden korkuya kaplarak, yatt yerden annesine birka kez kaygyla seslenmi, karlk alamaynca da yatanda bulamad annesini aramaya kt avlunun kr kesinde, onun, gzlerden saklanan clz sesini duymutu. Babasnn gene evde olmad, muhtemelen ehir Lokali'nde, ehrin ileri gelenleriyle memleket meseleleri konuup, hayat zerine bo felsefeler yaparak, art arda raklar devirdii benzer gecelerden biri olmalyd. lkin, annesinin orada bir misafiriyle konutuunu sanan Ali, annesine grnmemek iin bir sre sindii yerde kmldamadan sessizce beklemi, annesi o kadar konutuu halde, kar taraftan hibir ses kmadn grnce, annesinin aslnda tek bana olduunu ve karanlkta kendi kendiyle konutuunu anlayarak iyice rkmt. En ufak bir k parasnn bile lekelemedii som karanla gzlerini ksarak uzun uzun bakt halde, hibir ey grememi, yzn gremedii, ne yaptn bilemedii annesinin karanlkta boulmu sesi karsnda, kendini bsbtn bir yabanc gibi hissetmiti. Annesi, dizinin dibinde oturan birine anlatr gibi anlatyordu: stanbul'a gittiklerinde, kendi z annesiyle de alakas olmu. Kendi syledi. ip iip anlatyor. Oda karanlk oluyor. Uykuda konuur gibi anlatyor. Her eyi eksiksiz anlatsn diye ses karmadan dinliyorum. Bir otel odasndalarm. Mevsim km. ok soukmu. Annesi mi, bunu yatana arm, o mu yp annesinin yatana girmi, orasn kartryorum. Ama yorgann hafife kaldrlarak birinden birinin ieri szldn kendim grm gibi hatrlyorum. Kadnn tek olu. Ak gibi bir ey oluna. Allahtan, ben evlendikten sonra ok yaamad. Boatrd beni. Ya da ldrtrd. Hi sesim kmazd nceleri. Barp armay ge rendim ben. Balarda ok ezdiler beni. Buraya gelin geldiimde, tek kelime konumuyorlard benimle. Bana kt kt bakp, kendi aralarnda Arapa konuup duruyorlard. Sinsi sinsi alay ediyorlard ardmdan. Btn ev halk dilsiz duvarlar gibi bakyordu bana. Yabanc gelinim diye, Trk'm diye nefret ediyorlard benden. Irkmz kart, diye alap duruyordu karanlk yzl grmcelerim. Ruhlar gibi karanlk atklar atp, ev ev

gezip beni ekitiriyorlard. Hizmetiler bile surat asyordu. En kutsal vazife bildiim retmenlik mesleimi bile icra ettirmediler bana. Bizim gibi byk bir ailenin gelini alamaz, diye ekip ald kocam beni mektep hayatmdan. Mesleimi sndrdler. Hayatm sndrdler. Kadnlm sndrdler. Kendisi stanbul'un karanlk bir otel odasnn knda, z annesini sikerken, ben burada rdm kaldm. Geri benden ok nce olmu bu olay. Ama olsun. Hatras hepimize yetti. ok tatlyd, dedi. Bir daha asla byle bir heyecan yaamadm, dedi. Karanlkta birbirimizin yzn grmyorduk, dedi. Hem yabancydk, hem kim olduumuzu ok iyi biliyorduk, dedi. Fsldar gibi sikitik, dedi. Hibir eyden deil, kalbimizin arpntsndan sarslyordu yatak, dedi. ok tatlyd, insann anasnn amc gibi tatls yokmu, dedi. Dn! diyordu bana. nsann kt delie yeniden girmesi ne harika, ne mthi bir ey! Ben, z kars yannda yatarken bunlar diyordu bana. Sanki ben hi kimseymiim gibi konuuyordu benimle. Ertesi sabah birbirlerinin yzne hi bakamamlar. Bana anlatt gecelerin sabahnda da biz, birbirimizin yzne hi bakamyorduk. Kimselere hibir ey syleyemiyordum. Kimse inanmayacakt ki bana. Herkes delirdiimi, aklm kardm sanacakt. Kime ne anlatabilirdim ki? Dillerini bilmiyordum. Yapayalnzdm. Kimsesizdim. aresizdim. Yabancydm. Bir tek can yoldam bile yoktu. Duyuyor musun beni Ali? Orada msn? Ali'nin birdenbire d kopuyor, soluu tkanyor. Duvarn kesine sinip bzt yerden kamyor dar, gs korkuyla inip kalkyor. Buz gibi souk terler boanyor her yanndan. Ayazda kalm gibi yor. Dileri takrdayacak ve orada olduu halde cevap vermedii anlalacak diye, enesini skp dudaklarn kemiriyor. imdi en ok, ne zaman herhangi bir eyden korkacak olsa, koa koa yanna gidip kanatlarnn altna snd annesinden korkuyor. Sabahna, kendini yatanda bir ceset kadar souk ve kaskat bulduunda, geceden hatrlad her eyin kt bir rya olmasn istiyor. stelik evin gndelik hali, olaan sesleri, annesinin yz, dnyann her gnk tandk resimleri, buna inandrrken, Ali, hibir eyin rya olmadn biliyor. Daha sonra, kahvaltda yumurtasnn fazla pimi olduunu syleyerek lgnlar gibi alamaya balyor. Bu srada, halalar teker teker lmeye devam ediyorlar. Hepsi de lrken, ayn vasiyette bulunuyorlar Ali'ye: Unutma, sen ailemizin tek erkek ocuusun, zrriyetimizin kaderi, soyumuzun gelecei senin elinde; ok ocuk yap, her bir olunu mezarmza getirip uzun uzun alat. Alamazlarsa, imdikleyerek alat. Merak etme, biz hepsinin sesini duyarz. Ruhlarn kulaklar lmez. Onlar her eyi duyarlar. u ufuk kadar kzl topraklarn altnda istirahate ekilen muzdarip ruhlarmz, ancak yle huzura kavuur, lm uykumuzu ancak yle uyuruz. Sen bizim tek geleceimizsin Ali! Bizi geleceksiz koma! Ali, ocukluundan beri, kpkrmz edene kadar ekitirip durmay adet edindii, ok ocuk yapacak yoksul kne hznle bakyor. kn halalarna verip, hemen stanbul'a kamay hayal ediyor. Ali'nin can sknts dinmek bilmiyor. Diyarbakr'a indikleri her seferinde, Demir Otel'de kalyorlar. Demir Otel, ehrin doru drst tek oteli. Meydanlarn, arlarn byk lde ya ehre mal almaya gelmi, ya hasta getirmi

olan alvarl, poili kyllerin, rtkan seyyar satclarn, bezgin grnl yk tayclarnn; her geene mitsiz gzlerle baknan isizlerin doldurduu ehrin, amurlu, kirli sokaklarndan getikten sonra, birdenbire Demir Otel, daha kapsndan girildii anda, medeni ve konforlu grn, zellikle yaz scaklarndaki serinliiyle, insana az nce iinden getii sokaklar unutturup, bir byk ehirde olduu duygusu veriyor. Ali, otelin kapsndan girdii her seferinde, kendini, bir masal kapsndan geer gibi, Diyarbakr'n bakmsz, yoksul sokaklarndan geip, birdenbire filmlerden tand stanbul'un byk otellerinden birine km gibi hissediyor. Ali, baz hafta sonlar stanbul'dan gelen bir i adamn gryor otelin lobisinde; burann insanlarna hi benzemeyen beyaz tenli, ak renk gzl, arkaya doru dzgn taranm gr salar olan babas yandaki bu yakkl adamn ocuu olmak istiyor. O, Ali'yi ykasn, ban incitmeden ovsun, iek kokulu havlularla kurulasn, i amarlarn ve ince ubuklu pijamasn zenle giydirsin, yatann rtsn asn, iine beraber girsinler, onu gsnde saklayarak, "olu! olu!" diye sevsin, salarn okasn, alnn, yanaklarn, dudaklarn perek uyutsun istiyor, sonra da Ali'nin ryasndan kalkan, ardnda ate dilli bulutlar, pembe tozanlar brakan, gr saakl, rengarenk bir uan halya binerek, stanbul'a gitsinler ve orada sonsuza kadar mutlu yaasnlar istiyor. Ali, bir sredir, babasnn zbabas, annesinin zannesi olmadna inanyor. Halalarn kandrmak istemiyor. Onlara acyor. ok tane olu bile olsa, onlarn hepsini hala mezarlarnn banda srasyla alatsa bile, bu ailenin bir gelecei olmayacan seziyor. Bu ailenin gelecei aalarda kalacak. Adam, otel lobisinde hangi koltua otursa, Ali sessizce adamn karsndaki koltua geip duygularn ve davranlarn belli etmemeye alan kaamak baklarla izliyor onu; btn isteklerini iinden konuan bir sesle iletiyor; adamn da, Ali'yi iiyle duyduunu, szlerini biriktirdiini ve bir gn cevap vereceini dnerek, ehlalaan baklar ve slak dudaklarla bolua glmsyor. Onun yandaki bir ocuun glmseyii deil bu; ama kimse bunu ayrt edecek kadar dikkatli bakmyor ona. Neredeyse yzne yaptrlm gibi duran, slak, kaygan, dalgn bir glmseyi bu. Dikkatle bakan birini kolaylkla rktebilecek olan tekinsiz bir glmseyi... Ali her hafta sonu, Diyarbakr'a, Demir Otel'e gitmeleri iin srar ediyor evde. Btn bir haftay, otel lobisinde oturan o adam grmek arzusuyla geiriyor. Akamlar yatanda hep onu dnyor. Ali'nin srarlar ve dayatmalar sonu verdike, annesi ok kzyor Ali'ye. Baban, senin iin gitmiyor ki oraya akllm, diyor. Benim iin gidiyoruz, diye vnyor Ali. Ne zaman inatlasalar, annesi, babasnn deyiiyle, "ocukla bir oluyor". Sen yle san, diyor annesi. Senin gnln olsun diye gitmiyor ite! leri iin de gitmiyor. Ali, annesini en ok kzdran dudak bken yzyle, Ne iin gidiyoruz peki? diye soruyor. Otelde alan bir garson iin gidiyor. Hani orta boylu, iri gzl, hafif tknaz, dalgal sal... Ali'nin gzlerinin nne, elinde tepsiyle hep ii dolu bardaklar tayan garson geliyor. Ali'ye hatrlatana kadar srarla tarifini srdren annesi, babasnn, o garsonla neler yaptklarn, ikisinin birbirlerine neler yaptklarn, Ali'ye tane tane anlatyor. Babas, otele yalnz indii zamanlar, geceleri odasna alyormu garsonu, birlikte gittikleri zamanlardaysa, amarhanenin yannda kk bir oda varm, herkes yattktan sonra, gizlice oraya giriyorlarm. Annesi anlatrken Ali'nin hayalinde hi grmedii o kk

oda birdenbire btn ayrntlaryla canlanyor; bu, ona ortak olduu bir gizin sululuunu duyuruyor. Sanki babas kendinin deil, olunun kirliliini yayor. Onun adna yaadklaryla, onun nn tkyor. Anlattklarndan Ali'nin urad bozgunu, zntsn grmek, annesini sakinletiriveriyor; oluyla itimekten vazgeip ona yeniden merhamet duymaya balamasyla birlikte, yeniden en ana haliyle onu teselli etmeyi stleniyor, ana oul hkrklar iinde birbirlerine sarlarak, annesinin deyiiyle, "kt kaderlerine" alyorlar. Ali, Trk filmlerindeki ocuk yldzn, annesiyle kucaklaarak hkra hkra alad bu eit sahneleri, kendi hayatnda canlandrma imkan sunan bu anlar seviyor. te yandan, bu acy, bu utanc, bu znty tamaktan nefret ediyor. Alamaktan, hkrmaktan, iini ekmekten nefret ediyor. Kendini bildi bileli btn ocukluunun acyla ykl olduunu, acy sevmezse, acy sevmeyi renmezse, hibir eye katlanamayacan, bu korkun byklkteki acyla para para olacan seziyor. Peki, btn bunlara kim sebep? Babas m, annesi mi? Her eyi yapan babas. Tamam. Ya, annesi neden, olan biten her eyi, henz ilkokula giden bir ocua anlatyor? Kimden nefret edeceine karar vermesi gerekiyor. kisinin arasnda kalyor. Bilemiyor. Sevgisi gibi nefreti de blnyor. Birine duyduu sevgiyle, tekine duyduu nefreti yaptrarak eksik btnler meydana getiriyor. Aslnda, her eyi bir kerecik olsun babasna sormak istiyor. Hibir ey soramyor. Babasna hibir ey soramadn, soramayacan, babasyla hibir zaman hibir eyi konuamayacan biliyor. Btn hayat boyunca, babasyla konumas gereken her eyi, annesinin zerinden konuacan, bir kader gibi buna mahkum olduunu duyumsuyor. Ne zaman babasna kar gelecek olsa, babasnn atlan kalar, fkeyle sarkan alt duda, her an yzne bir tokat olarak inecek gibi titreyen elleri geliyor gzlerinin nne. Cayyor. Babasnn, Demir Otel'in garsonuyla yaptklarnn, kendisinin hala ocuklaryla yaptklarndan farkl olmadn, ama gene de kendilerinin ocuk ve masum, babasyla garsonun ise, byk, kirli ve gnahkar olduklarn dnyor. Annesi, bunlar anlatrken, kendisi, iddetli bir itiraf ihtiyac iinde, annesinin bunca ayplad eyleri, kendisinin de hala ocuklaryla birlikte yaptklarn, ama o zaman ok kk olduklarn sylemek istiyor. Bununla, hem babasn korumak, hem annesini zmek, hem babasyla bir olup annesinden zr dilemek, hem de herkesten intikam almak istiyor. Her eye karn, halasnn ocuklaryla yaad oyunlarn, bir ocukluk olduunu, byynce yaplamayacak eyler olduunu sanyordu. ocukken yaplr sand eylerle byynce yaplacak eyler, imdi kafasnda karmakark oluyor. Birbirinin iine geerek alkanan btn bu duygular, ruhunun duvarlarna, isli, yal lekeler gibi yapan karmakark izler brakyor. Bu izler, ne bymesine izin veriyor, ne ocuk kalmasn salyor. Annesinin dinmek bilmeyen gzyalar, arka arkaya slatt mendiller, srekli terleyen koltukaltlar, hi kesilmeyen hkrklar, sesindeki nezleli i ekiler, derin bir szyla iine iliyor Ali'nin; yrei daralyor, gnahtan, acdan ve sululuktan lecek gibi oluyor. Annesine, o adam, lobide oturan stanbullu adam anlatmak iin lesiye bir arzu duyuyor. Ama hibir ey syleyemiyor. Annesinin btn anlattklarna karn, ona bir tek kelime bile syleyemiyor; hibir ey anlatamyor. Annesine borlu, hep borlu kalyor; ona kar nefretle kark bir minnet duyuyor. nk, Ali iin minnet, ayn zamanda nefret demek. Kime minnet

duyacak gibi olsa, ayn zamanda ondan nefret etmeye baladn ayrmsyor. Annesi, ona hi kimseden duyamayaca srlar anlatrken, Ali'nin btn srlarn karartyor. Ali her eyi iine kilitliyor. Sanki btn dnya Ali'nin iine saklanyor. Babasna hibir ey soramad iin, onunla hibir eyi konuamad iin, o hafta sonu, Demir Otel'e bir daha asla gitmek istemediini syleyip, avludaki souk talarn zerine yatarak, iddetli bir sinir krizi geiriyor. Bylelikle, annesinin ektii zntlere bir son vermek, babasnn Demir Otel'e gitmesini engellemek ve kendi nefretini yaamak istiyor. Eve arlan doktorun yapt ineler, ancak gece yarsna doru sakinletiriyor onu. enesini, avularn kimseler aamyor. Bir sre okula gidemiyor. Yemek yiyemiyor. Devaml kusuyor. Geceleri yataa girdiinde, kn skmay reniyor. Deliini smsk skarsa, byle bir ey hi olmayacak, hi kimse zlmeyecek diye yorgun dene kadar kn skarak fsldaya fsldaya uyuyor. Herkesin normal bir insan bedeninde olup yalnzca kendisinin bir "k delii" olarak ortalkta gezdii karanlk ryalar gryor bazen; herkes ona bakp alay ederken, ter, korku ve utanla uyanyor. Ertesi sabah, gece grd ryay, aslnda herkesin kendisiyle birlikte grm olduunu, ama onu utandrmamak iin bundan sz etmediklerini dnerek kimselerin yzne bakamyor. Bazen, ruhlarn birbirine demeden yaad, bedenli olmann ancak utan verici bir ey olduu, btn gvdelerin ald, imdikine benzemeyen bambaka bir dnyada, kendisinin de bedenli olduu iin herkesten zr dileyerek ortalkta utan ve aresizlik iinde gezdii skntl ryalar gryor. Kimi zaman btn bu karabasanlardan yorgun dp mutluluk ryalar grd de oluyor: Kilise ikonlarndaki meleklere kart, bedeninden kurtulup gkyznde, mavilik, ty, hafiflik olarak uutuu ryalar bunlar. Derin bir i huzuru, dingin bir glmseyi iinde bolukta yzyor. Saf mutluluun sessizliiyle, uzaklarda alan bir kilise orgunun ilahi sesi birbirine uyum iinde kararak ruhunu arndryor. Baka bir ryasnda da, Demir Otel'in lobisinde oturan yakkl adam, o garsonla birlikte otelin amarhanesinde gryor. Garson, Mardin'deki Baklar ars'ndan ald uzun ve kara bir bakla defalarca baklayarak ldryor adam; sonra stanbul'a kamak isterken, otobs terminalinde yakalanyor ama, mahkemede, garsonun savunmasn babas stleniyor. Bunun zerine Ali, abucak byyp, "davavekili" babasnn karsna hukuk diplomal bir "avukat" olarak kp, onu yenmek istiyor. Byyp bymediini, babasn yenip yenemediini uyannca hatrlamyor. Demir Otel'i, oradaki adam ve garsonu unutmay seiyor bir sre sonra. Oya'y da byle unutmutu. Acya katlanmak iin acy sevmeyi kefettii gibi, nefrete katlanmak iin de unutmay reniyor. Unutuun boluunda gemii sszlatrmay seiyor. Gemi, hatrlamadklarmzla daha ok gemitir. Unuttuklarmz kadar, unutmay setiklerimizle de biimlenir geleceimiz. Artk yetikinler dnyasna hazrlanmas gerektiini anlad gnlerin birinde, gemi ve gelecek zerine, Kulakcinlerinin kulaklarna brakt babo szleri kekeleyerek anmsamaya alrken, dudaklarndan dklen bu eit gzel szlere kendi de hayret ediyor. Ot nasl byrse yle byyor iinde gelecek... Ruhunun baka alarla ykl olduunu biliyor... Biliyor, ocukluun yalnz bysn... Bymenin vazgemek demek olduunu anlyor... Tekrarlanmaktan sar olmu uultusu gemiin, kulaklarnda cinler nlyor... ok kkken, bir gn dedesi, Kediler kulaklaryla grrler, dediinde anlamt kendisinin de kedilere

benzediini. Kedilerden ok korkuyor... Onlarn o tekinsiz yetenekleriyle her eyimizi bildiklerini hissediyor. Yetikinler dnyasnn zalim oyunlar, ocukluun oyunlarndan tandk geliyor; dolaysyla rkt bu deil; galiba, daha ok byk oyunlarnn geri dnszlnden rkyor. ocuklar geri dnebilirler, vazgeebilirler, oyun bozabilirler, byyene kadar her eyi kaybedebilirler, kazanacaklar bir gelecek olduunu dnerek, geliigzel bir umursamazlk iinde birok oyuna girip kabilirler. Onlarn zamanlar vardr. Byklerinse zamanlar yoktur. ocuk oyunlarnda zaman bu yzden elenceli bir aka, byk oyunlarndaysa ackl ve zalim bir kaderdir. Dnyann oyunlarna ve sonularna katlanabilmek iin acy sevmeye, herkesi affetmeye, her eyi unutmaya alyor. Ktln gc karsnda, aresizliin iyiliine snmaya alyor. indeki btn tkeye, kine, ksknle karn, dnyann iyilie ayrd btn aferinleri almaya alyor. Onca yl iinde, annesinin ancak birka akrabas misafir geliyor evlerine. Onlara, Mardin'de yazlarn ok scak olduu sylendiinden, ilkbahara denk getiriyorlar gelilerini. Tam yaz ncesine. Mardin'in en gzel mevsimine. Znnar balarnn incir yeilliine, Ferdovs'un karpuz serinliine. Daysnn gle yzl iman karsn hatrlyor; geliinden gn sonra, onun bir akamst, avlunun ahap parmaklarna dayanp gizli gizli aladn gren Ali, kendini gstermeden ieri kap, annesine haber vermiti. Annesi, Ali'yi yanlarndan uzaklatrp, onunla konumaya almt. Bir sre hkrklarn iine gme gme alayp annesinin srarl sorularn karlksz brakarak suskunluunu koruyan yenge, neden sonra, alak sesle, kesik kesik konumu, Ali, sakland yerden yengenin arada bir ykselen alamalaryla boulan szlerinin bir blmn duymu, bir blmn duyamamt. Ertesi gn, alelacele bavulunu hazrlayp akam otobsyle memleketine apar topar geri dnmt yenge. Ali, byk bir kszlk duymutu bundan. Nedenini tam olarak bilmemekle birlikte, Sakine'nin gidiine benzetmiti yengenin gidiini. Kesin bir unutua benziyordu nk. Geen yaz tatilinde, annesiyle birlikte birka haftalna onlara Adyaman'a gittiklerinde, aalarna salncak kurduklar geni bahelerinde nasl elendiklerini, dalndan toplad meyvelerin daman imdi bile kamatran tozlu tadn anmsyor. Bunlarn bir daha tekrarlanamayacan, bu anlarn hibir gelecei olmayacan seziyor. Sanki her ey kirlenerek byyor. Bymekteki kiri gryor. Annesi, yengenin gidiine dair hibir ey sylememi, gnlerce surat asarak, zehirli bir sessizlik iinde dolamt evin iinde. Sonra bir gn, babasnn valinin aln yapan ya gekince kadnla da ilikisi olduunu renmesi zerine, byk bir fkeyle patladnda, kapal kaplar ardnda kopan bart atlardan, o gn avluda duyamad eksik kalan szleri de duymu oldu Ali. Babas, "hi utanmadan arlanmadan" yengeye sarkntlk etmiti. Kadn ok zlp alam ve apar topar kamt. Annesinin dayanacak gc kalmamt artk. Babasnn yznden kimselerle gremez olmutu. Hibir akrabasn gnl rahatlyla yanna aramyor, yatl misafirlerden korkuyordu. Hep byle yapyordu. Btn dnyaya sarkntlk ediyordu. Herkeste gz vard. Nasl babasnn herkesin parasnda pulunda gz varsa, onun da herkesin karsnda kznda gz vard. Hi utanp sklmyordu. Daha geen k, kendi z daysnn kk gelinine gz koyduu iin day oluyla bir dnde birbirlerine girmiler, karlkl silahlar ekilmi, dn sahipleri bile onlar ayramam,

herkese rezil kepaze olmulard. Yalanmaya baladka iyice delirmi, akl tamamen belden aasna kaymt. Ankara'dan, stanbul'dan getirttii trl irenliklerle dolu ak sak kitaplar okuduu yetmiyormu gibi, o kitaplar ortada brakmaktan da hi ekinmiyordu. Btn bunlar uzun lanetler gibi sayan annesi, sonunda ulumaya benzer bir alama tutturmu, kapy arpp kan babasysa, eve gece yars ok sarho olarak dnm, Ali'nin uyank olduunu fark etmemi, bir sre salonda oturup karanlkta sigara iip sessiz sessiz alamt. Babasnn tanmad btn ynleri karanlktayd Ali iin. imdi olduu gibi hep karanlktayd. Babasnn byle karanlkta sessiz sessiz alamas iine dokunmutu Ali'nin. Babasna acmal myd, bilmiyordu. Galiba, her alayana duyduu merhametten, babasnn da nasibine o gece bir eyler dt. Hem bir aile olduklarn, hem de hibir aileye benzemediklerini dnmeye balamt Ali. Dier ailelerin hi de byle olmadklarn gryordu. Evet, dier "normal aileler" gibi deildi onlar. Ya da dierleri de, herkesten, her eylerini saklyorlard. Her ey, karanlk ve kirli bir cinnet rtsnn altnda btn gzlerden saklanyordu. Yalnzca aileler deil, dnya da grld gibi deildi belki. Bu yzden zamanla ilerleyen bir biimde, insanlarn yzlerine dikkatli dikkatli bakmaya, o yzlerin arkasnda yatanlar, okumaya, grmeye, anlamaya alt Ali; bu dikkatli, bu delici baklardan rahatsz olan insanlar, bir sre sonra kaygyla sormak zorunda kalyorlard hep: Niye yle bakyorsun Ali? Nasl baktn bilmeyen Ali, o baklar hi bozmadan aynaya tamaya, insanlara nasl baktn grmeye alyordu. Aynalar botu. Yz hibir ey sylemiyordu. ok kk yatan beri, hep sorulmamas gereken tehlikeli sorular soruyordu; sua ve kkrtcla fazlasyla eilimli grlmt. devleri abuk sabuk cmlelerle doluydu. Balarda zekasna, erken bymesine verilmiti btn bunlar. Sonralarysa, gizli bir deliliin balangc olarak grlmt. O herkese nasl baktn bilemese de, herkesin ona baknda, dier ocuklara yneltmedikleri, yalnzca Ali'nin payna den, derin bir kuku ve gvensizlik vard. Kulaklarnn gcnn farkna vardnda, sesleri duymamaya, duyduklarn anlamamaya alyor, sinek kovalar gibi kovalayp duruyordu sesleri kulaklarndan. Kimi zaman iinin kuyusunda yank bulan bu sesleri, sonsuz bir can skntsyla bomaya, bu yabanc topraklarda, bu yabanc insanlar arasnda, bu yabanc bedende anladklarn azaltarak, sorularn ksarak skunet bulmaya alyordu. inin seslerini, dnyann seslerine feda ediyordu. Sanki sonsuz bir kuyuya dyor ve bu sesler ona dnn srmekte olduunu hissettiriyordu. Sen kimseye benzemeye alma! Kendi kendine benzemeye al. Kendi kendine benzemeyecek olursan, aynalar grmez olur seni, seni hi kimse tanyamaz. Zaman benim isteklerimi yapmyor. Zaman istediim hibir eyi yapmyor. Artk her saat banda dnyaya yeniden bakmak zorunda kalyorum. Dnya sahiden anlamak iin midir, bilmiyorum. Geirdii bir sinir krizi sonrasnda, halsizlik, bitkinlik ve ateler

iinde yataa dyor; ertesi gn, gecenin ileri bir saatinde aniden gzlerini atnda, kederli bir yorgunlukla baucunda bekleyen annesiyle gz gze geliyor. Sanki seyredildiini anlam gibi uyanyor Ali. Birdenbire ok zaman geip gemediini dnyor. Ali byle zamanlarda en ok zamandan korkuyor. Sanki o uyurken, dnyann btn zamanlar gemi ve Ali'nin asla yetiemeyecei bir zamana uyanm olmaktan korkuyor. Ali'nin gzlerini amas zerine, annesinin yz ayn yorgunlukta bir sevin dalgasyla aydnlanyor. Glmsyor Ali'ye. Gz gzeler. Ali'nin ilk sorusu: Bunlar niye anlatyorsun bana? oluyor. Annesi anlamyor. Neleri? diyor. Ali'nin uykusundan kurtulamadn, grd ryann izini srdn sanyor. Babamn yaptklarn, diyor Ali. Ben daha kk bir ocuum. Niye bana her eyi anlatyorsun? Annesinin yz boalyor birden. Ali'ye neler yapm olabileceini bir an iin fark ediyor sanki. Sonra hemen toparlanp, savunmaya geiyor. Sen benim yalnzca olum deil, can yoldamsn, unuttun mu? Burada senden baka kimsem yok ki Ali, senden baka kime derdimi yanaym? Gene de, Ali'nin bunca ate iinde yatt hasta yatandan bu soruyla uyanm olmas, dipte bir yerine dokunuyor annesinin; verdii yant hakll konusunda kendini de ikna etmeye yetmiyor besbelli, ama savunmasn srdryor. Tek bildii eyi yani. Benim neler ektiimi anlaman istiyorum, yoksa delireceim. Burada benden baka herkesin srda var. Benim tek srdamsa sensin. Sen benim her eyimsin. Seni kendime can yolda bildim de, kt m ettim? Ali, bu szlerin kendisini asla ikna etmediini belli eden gzlerle annesine bakmay srdryor. Bu konu ikisi iin de kapanmyor. Bir okul dn, sobann etrafndaki hasr rgl 'krsiyye' denilen alak sandalyelere oturmu, mangalda kzlenmi patates yiyorlar. Gnlerdir sren kapal hava, hi dinmeyen yamur herkesin sinirlerini bozmu. Ali'nin bir sredir, gzlerinin iine iine bakmasndan gocunan, sulayc nazarlarndan yorulan annesi, dndrp dolatrd sz, babasna getirip yeniden yaknp alamaya baladnda, Ali bir byk adam sakinliiyle, Niye boanmyorsun anne? diye soruyor. Madem bunlar oluyor, niye boanmyorsun? Ali'nin bu byk adam hali, annesinin sinirlerine dokunuyor. Ali ne zaman byle yapsa, kendini ufalanm gibi hissediyor; eziklik duyuyor, fkeleniyor. Aralarnda yeniden kurulmas gereken denge gerei, Ali'ye henz bir ocuk olduunu hatrlatrcasna, Senin iin, diyor annesi, Her eye senin iin katlanyorum. Senin yznden bu aclar ekiyorum. Sen ne olursun, diye dnyorum. Seni burada, bunlarn eline brakamam, yanmda gtrmeme de izin vermezler. Sen ne olacaksn? Sen, beni dnme, diyor Ali. Nasl dnmem? diyor annesi. O halde dn, diyor Ali, Dn ve her eyi anlatma! Ben, senin iin bunca eye katlanrken, sana derdimi amam m zoruna gidiyor? diye fkeyle soruyor annesi. Seni, kendime can yolda bildim de, kt m ettim? Sen de onlarn ocuusun tabii! Hepiniz aynsnz! Ali, annesine zehirli bir nefretle bakyor. Yamurun, sobann ve annesinin alama sesi i ie geiyor. Ali, buralardan kap gidemedii srece, btn bunlar sevmesi gerektiini, sevmezse hibir eye alamayacan, katlanamayacan dnyor. Bir sre sonra yorulup sakinleiyor annesi. Derin

derin i geirdikten sonra, en serinkanl sesiyle, alr gibi deil de gndelik olaylardan sz eder gibi yeniden anlatmaya balyor: Allahm, ne biim bir yer buras, btn erkekler birbirlerini yapyorlar. Benzincilerin olu, kendi evlerinin atsnda, frncnn ran yaparken yakalanm. Bakomiserin kars anlatt gnnde. Gece yars btn aileyi karakola armlar. Her hafta kalenin eteklerine bir ocuu kaldrp yapyorlarm; sinemalarda, hamamlarda, abbaralarda herkes birbirini yapyormu. Delireceim Allahm, nasl bir yerdeyim ben? Ben nereye geldim? Bak, sen yle yapma diye, sen bu irenliklerden tiksin diye, sen nefret et diye anlatyorum bunlar. Delirmek zereyim, hep iime ata ata byle oldum. Hep sustum. Yllarca sustum. Halann kendisi anlatmt bana, kocasndan daha boanmad, yzbay tanmad zamanlarda olmu bu olay: Amcasnn evine yatya gittii bir yaz gecesi, kendi amcas, pez amcas, koynuna girmeye kalkyor bunun, havalar ok scak olduundan, avluda, tahtlarda yatyorlarm, tahtn etraf beyaz cibinlikle kapl olduundan, kimse kimseyi grmyor tabii. Herkes uyuduktan sonra, amcas usulca gelip, koynuna giriyor bunun; amcasn koynundan atana kadar neler ektiini bizzat kendisi anlatmt bana. Allah olunu da bu yzden dlsz brakm amcasnn. Hakl da kt. Bak de hala ocuksuz geziyorlar ortalkta. Burada herkes birbirinin koynuna giriyor; erkek kadn herkes birbirinin koynuna... Delirmek zereyim Allahm! Ne biim bir yer buras? Ben, neler ekiyorum, kimse bilmiyor! Bir de bana niye anlatyorsun diyorsun, sana anlatmayaym da, kime anlataym? Seni kendime can yolda bildim de, kt m ettim? O kadar sinir hapn ben bouna m alyorum? Ali'nin canhra lyla szlerini yarda kesiyor annesi: Nasl yaktn elini? diyor. Sen ne yaptn olum? Nasl yaptn? Sobaya yapm elin! Eli sarg iinde, yz camlarda, gene kyleri, kasabalar, civar ehirleri geziyorlar. Akam dn, Harran gneinin kzll, uykusu uzun harabelere vururken, yars yklm surlarn orada, beyaz tenli, ksa boylu, ak giyimli yabanc bir kadn gryor Ali. Tuhaf bir kadn. Grnnde dnyad bir olaanstlk var; kadnn varlnn yan parlakl, ta arabann camlarna kadar vurup gz alyor. Ali, harabelerin zerinde birdenbire bir masal kahraman gibi bitiveren bu kadnn varlndan kapld heyecanla, Kim bu kadn? diye soruyor arabadakilere. Bir zamandr hemen hemen hi konumayan Ali'nin, arada bir sorduu sorular, dnyayla henz btn balarn yitirmemi olmasnn bir kant saylarak, her seferinde gzle grlr bir sevinle yantlanyor. Arabadaki dava sahibi kyllerden biri, Ha, o mu? diyor, Amerikal kadn o. Cinlere karmtr, lakin kimseye bir zarar yoktur. Kendi halinde bir deli. Gece gndz harabelerin orada dolar, topra dinler, yldzlarla konuur, sevgilisini arar. Kimse bulamaz ona, geceleri topraa dayar kulan, gzlerini yldzlara verir. Birini bekler. Belli, birini ok sevmi, uruna akln vermi. Kimse bilmez burda, bu harabelerde ne ii var, kimi arar? Allahn ii ite! Amerikal kadn, harabelere trmann srdrrken, arkalarnda brakyorlar onu. Ali, arabann arka camndan, gzden kaybolana kadar bir sre daha Amerikal kadn seyrediyor. Gerek akn byle olmas gerektiini dnyor. Delirene kadar! lde kaybolana kadar! Babas eskisinden daha ok iiyor. Annesi eskisinden daha

ok kendi kendiyle konuuyor. Ali, eskisinden daha ok alama krizleri geiriyor. Babas, karsnn delirdiini sylyor. Annesi, kocasnn delirdiini sylyor. Annesiyle babas Ali'nin delirdiini sylyorlar. Ali'nin gzlerinin nne, akrabalarnn ahrnda bir diree bal arklar syleyen o deli kz geliyor. Amerikal kadnn aslnda delirmediini, onunkinin kimsenin ulaamad bir ak olduunu dnyor. Amerikal kadnn hikayesinin "bo hikaye" olmadn, Ali'nin de kime olduunu bilmedii bir akla, tpk Amerikal kadn gibi dopdolu olduunu, gnn birinde onun gibi delireceini dnyor. Sana inanmyorum, diyor annesine. Hibir anlattna inanmyorum. Hepsini uyduruyorsun! Hayatnda hibir zaman yalan sylemediiyle vnen annesini, en ok kzdran ey bu. Tutamyor kendini, Ali'ye bir tokat akediyor. Ben senin iin katlanyorum bu rezilliklere, bu scaklara, bu eziyetlere, diyor. Senin yaptna bak! Nankr! Kimse kymetimi bilmeyecek, hi kimse! Ardndan hngr hngr alamaya balyor. Yeniden sinir haplarndan yutuyor. Bir sre sessiz durduktan sonra, annesini teselli etmek, gene Ali'ye dyor. Birka gn sonra, bir gece yars, annesinin sessizce uyandrp, yatandan kaldrd Ali'nin uykulu gzleri, annesinin srarla dudaklarnda tuttuu iaretparmanda; hi ses karmadan, sessiz admlarla avluyu geiyorlar; ehrin hemen hemen btn evlerinde olduu gibi, mutfak, banyo ve tuvalet avlunun dnda. Gvdenin btn ihtiyalar ev ilerinin dna srlm. Banyodan su sesi geliyor, ahap kapnn tahta aralklarndan dar k ve buhar szyor. Annesi, geni anahtar deliinden ieriyi gzetlemesini iaret ediyor Ali'ye. Ali, ne greceini bilmiyor, korkuyor; babas var ieride, bunu biliyor, bundan emin, babas olmas gerekiyor, sonra biri daha, aklna ilk gelen valinin aln yapan o iman kadn; kalbi hzla arpmaya balyor. erideki ikinci bir kiinin varl hissediliyor. Kim olduu anlalmasa bile, bir kol, bir bacak, bir srt, yer deitiren gvde paralar, ieride ikinci bir kiinin varlna iaret ediyor. Kalbi, ktlk ve kskanlkla, kime olduunu bilmedii dipsiz bir nefret ve delice bir merakla doluyor. Babasnn sarholuunu biliyor. ok sarho olduu geceler, ge saatlerde banyo yaptn biliyor. Annesine dnp, "Kim" diye soran baklarla bakyor. Annesi, parman dudaklarndan ekmeden, belirsiz bir biimde kafasn iki yana sallayarak, Ali'nin ban yeniden anahtar deliine gtryor. Ali, gzn dayad delikten bakarken, hem her eyi grmek, hem hibir ey grmemek istiyor. Sanki grecekleri bundan sonraki hayatn deitirecek eyler olacak ve o henz hibirine hazr deil. te yandan, bir eyleri kesin olarak grrse, duygularn da kesinletirecek. Yeniden avluyu geri dnp sofay geiyorlar, annesi Ali'yi yatana yatrrken, Grdn iyi oldu, diyor, artk bana inanrsn, kendi gzlerinle grdn. Yalan sylemediimi anladn, diyor. Kimdi o? diye soruyor Ali. Dmanmz, diyor annesi. kimizin de dman: Ahmet. Ali'ye bu isim ilk an hibir ey sylemiyor. Annesine, anlamam gzlerle bakarken,

annesi ekliyor: Hani matbaada alan. Babasnn amca ocuklarndan birinin matbaas var. Ayn zamanda yerel bir gazete karyorlar. te o matbaada alan gen ocuk Ahmet. Birka kez evlerine gelip gitmi, ar-pazar ilerine bakmt. Ali'nin yznden Ahmet'i hatrladn anlayan annesi srdryor: Gya srtn keselesin diye ieri alyormu ocuu, ama birbirlerini yapyorlar. Biliyorum. Yoksa koca adamla, gen bir ocuun beraber banyoda ileri ne? Gya ok sarhomu da srtn keseleyemiyormu, ben de banyoya giremiyorum ya, ondanm. Bir sr palavra! Yutmadm tabii! Biraz sktrnca, her eyi anlatt. Neyse, iyi oldu grdn. Benim hibir zaman yalan sylemediimi grdn. Babann ne mal olduunu gr! Onlarn m ocuu olacaksn, benim mi, kendin karar ver! Ali, ben hibir ey grmedim, diyor. Hibir ey grlmyordu. Her yer dumand. Biraz kol, biraz srt grdm, o kadar. Annesinin boyun damarlar kabaryor, ylan slna benzeyen bir sesle: Yalanc! diyor. Sen de onlarn olusun. Onlara ekmisin. Onlar gibi olacaksn! Ali, onlar gibi olmak istemiyor. Ali hi kimse gibi olmak istemiyor. Ali bambaka biri olmak istiyor. Daha sonraki gnlerde, Ahmet bir daha evlerine hi gelmiyor. Ali'ye bir sre kimse banyo yaptramyor. Annesi, Ali'nin gizlice okumaya balad, babasnn ak sak kitaplarn sobada yakp duruyor. Gnler karanlk sayfal bir kitap gibi ar ve skntl geiyor. Ev iinden hi eksilmeyen sonu gelmez kavgalarla, kmltsz bir benzerlik iinde, birbirinin ayn geen gnler uzayp bir hayat oluyor. Annesinin buradaki yalnzlnda, kendi yalnzlna benzeyen bir yan bulduka, ona duyduu yaknlk ve sevgi derinleiyor; ona sahip kmak, onu btnyle stlenmek istiyor. Ama annesi, Ali'nin bu duygusunun uzun sre yaamasna izin vermeyip, onun cann skacak bir eyler yapmakta gecikmiyor; byle zamanlarda Ali, annesine daha byk bir fke ve kzgnlk duyuyor; kzgnlna sebep olduu yetmiyormu gibi, bytp beslemeye alt sevgisini de engellediini dnerek, onu en ok kzdracak eyleri yapmamak iin artk bir neden gremiyor. rnein, ancak, kavruk ve elimsiz bedeniyle Ali'nin sabildii merdiven altndaki bolua saklanp, "stiklal Mar"n, Arapa szlerle okumaya balyor. Ali'ye eriemeyen anne, ldrm bir halde, tavan sprgeleriyle merdiven altn drterek Ali'yi karmaya alyor. Ali, artk birka saatinin orada geeceinden emin olarak intikamnn keyfini srmeye alrken, Elbet, iin gelir senin, diyor annesi. Elimden kurtulduunu sanma! Annesi daha bunu dedii anda Ali'nin ii geliyor. fkeden gz dnm doktor, onu tokatladndan beri, kefettii gece mutluluu ise, otuzbir ekmek. Eliyle deil, yzkoyun yatarak sa bileine srtnerek boalyor. kyle dorudan ilikiye girmekten holanmyor nk, bu yzden hep oturarak iiyor. Ayrca, gece yatana yatar yatmaz deil de, sabah ezan okunurken uyanp sululuk duygular iinde otuzbir ekmekten daha ok zevk alyor; bylelikle gnahlarnn ve intikamlarnn saysn artrarak, ok daha byk cezalarla dllendirileceini dnd bakaldrsn, isyann, byk lanetlerle kutsanm bir kurban gibi yayor. Onu kstran dnyadan tek k yolunun, ancak gnah ilemekle mmkn olabileceini dnyor. Bu konuda

gcnn sonuna kadar gitmeye yetip yetmeyeceini bilemiyor. Abdestsiz namaz klyor. Ramazanda, otuzbir ekmi bedeninin tuttuu orucun saylmayacan bile bile hem otuzbir ekiyor, hem oru tutuyor. Gvdenin gze grndnden ok daha fazla yer kapladn, baka bir aleme tatn, gze grndnden ok daha fazla sr sakladn dnyor. Gvdeleri gsteren ayna, dili gstermiyor. Arapa szleri Trke, Trke szleri Arapa olarak yazp, aynaya tutuyor. Aynadaki szcklerin ve cmleye benzeyen ekillerin, hibir ey sylememesi, anlamdan azat edilmi bir hayat yayor olmas, onu ok elendiriyor. Bunun kendi z dili olduunu dnyor. Kulakcinlerinin hzna eriemedii fsltlar, dedesinin anlam baka dnyalarda sakl sayrl szleri, halalarnn dua ile lanet arasnda gidip gelen karanlk mrltlar, babasnn alayc azarlar, annesinin ulumalar arasnda aynalarda sessiz glmseyen z dili... Kendi suskunluu, iine glmseyen aynalar gibi, yeryzne kelime olarak gzkmemi btn kelimeleri iine glmsyor. Gze grnmeyen cinler, nasl gze grnmezlerse, kelimeler de yle... Onlar, yalnzca havay kaplyor, aynayla aramzdaki boluu kapatyorlar. O zaman kimse aynasndan kopamyor. Dnya btnleniyor. Hibir gerek, var olmak iin dierini yok etmiyor. imiz, dnya olduundan, dnya iimizi ldrmyor. Annesi soruyor: Bu tuhaf katlar, bu tuhaf szler de ne demek oluyor? Ev devlerini yapsana! Ali iinden, Bunlar ev devi ite, diyor. Benim ev devlerim. Annesinin bir zamandr yznde dalgn bir karanlk var. Bugne kadar annesinde grmeye hi alk olmad vazgemiliin karanl bu. Kendi kendiyle bile konumaya mecali kalmam, iine bzlm kilitli dudaklaryla omuzlar kkn, kendi bkkn, terliklerinin sesi kadar gidip geliyor evin iinde. Bir gn ncesinden alnm havular ertesi sabah gazete katlarna sararak avludaki p tenekesine dkp duruyor. Bir sredir neredeyse her gn byle bu. Ali, bir anlam veremiyor buna. Bir sabah, p tenekesinin banda yakalad annesine soruyor: Elindekiler ne? Bir an durduktan sonra, Hii, havu, diyor annesi. Niye atyorsun? Gene bir sre dnp, Bozuldular, diyor. Her gn havu dkyorsun pe, her gn m bozuluyorlar? Ali'nin yzne ksa bir sreliine dirilmi baklarla baktktan sonra, Bo ver, diyor annesi. Bo ver, mhim deil. lk kez oluyor bu. Annesi ilk kez ona bir ey anlatmayp yryp gidiyor. Annesinin bile anlatmak istemedii bu eyin ne olabilecei, Ali'yi iyice kkrtyor. Ertesi sabah sorusunu srarla yinelediinde, syleyip sylememekte ektii kararszl yeterince belli ettikten sonra, Ali'nin srarlar karsnda sylyormu gibi yaparak, yznde beliren fkenin, kzgnln, hncn, nefretin dirilttii kl bir ktlkle: Babann yznden atyoruz, diyor. Hepsi kirleniyor nk. Sonra susup, Ali'nin yzne, gerisini anlamasn uman baklarla bakyor. Ali anlamayp, bo bo bakmasn srdryor. Nasl, diyor, hi anlamadm. Annesi, elindeki gazete tomarn aralayp havular gsteriyor. Bak, diyor. Havularn ular sence de kirli deil mi? Baban delirdi, diyorum, inanmyorsun, her geen gn yeni adetler karyor, akamlar yatakta kyle oynarken, bir yandan

da bunlar sokuyor kendisine, yeni zevkiymi bu. Ali, szn sonunu dinleyemeden p tenekesinin banda kusmaya balyor. Annesi, aniden geri ekilirken, elindeki gazete kadna sarl havular yere, avlunun ta zeminine dalyor. Ali'nin kusmas artyor. Gnlerce sryor kusmas. Bulutlarn hemen eteinde, gkyzne yakn bir kaleye kurulmu olan ehre, kar, havada fazla dalmadan, seyrelmeden, azalmadan, yaprak kalnlnda dipdiri der. Birdenbire, byk klarda kaln karlarla kapl avlulara, okul bahesine yaptklar kardan adamlara burun niyetine gmdkleri o masum havularn ans kirleniyor, ocukluk neelerini bir bir elinden alan yetikinler dnyasna duyduu fke ve kzgnlk byyor; onu en ok inciten eyin bu olduunu ayrmsyor: O yetikinler dnyasna adanmaktan kaarken, ocukluunun oyunlarn, anlarn kirleterek gaddarca bytmeye alyorlar onu. lalar, inelerle glkle atlatt kusma nbetleri, ok sonraki gnlerin birinde, babasnn adamlarndan birinin kendisini Antep'te gtrd bir randevuevinde yeniden balyor. Artk ergen bir erkek ocuu saylyor, babasnn arkadalaryla yapt konumalarda, Ali'nin artk kadn vcuduyla tanmasnn zamannn geldiine, erkeklie adm atmasnn gerekliliine karar veriliyor. Gen, gzel, temiz, halden anlayan, iini bilen bir kadn olsun, istemiler. Babas, oluyla yzgz olmak istemiyor. Tylerini nasl almas gerektiini bile bakas retmiti ona. Hibir ey konuamad olunun cinsel hayatnn balangcn da adamlarndan birinin ibilirliine emanet ederek, onu, Antep'in yaz k glgeler iinde olan, yksek duvarl, dar sokaklarndan birindeki avlusu sakslardan geilmeyen bir evine yollatyor. Ali, bu karanlk deneyime hazr olup olmadn bile anlamadan, kendini bir akam orada, yabanc yzlerin ortasnda yemek yerken buluyor. Kaamak baklar, kk ellemelerle birlikte yenmi bir akam yemeinde, geveyip rahatlamak, g ve cesaret bulmak iin iilmi bir iki kadeh rakdan sonra, tam ortasna gsterili bir taht gibi, yerlere kadar dklen sim nakl krmz rt, kanavie nakl dolgun yastklarla sslenmi aynal pirin bir karyolann kurulduu ssl yatak odasna srt svazlanarak yollanyor. Srt dnk olduu halde arkasndakilerin, kirli bir tebessmle glen arpk yzlerini gryor. Titreyen ellerle gmleinin dmelerini zmeye alrken, iini kemiren baarszlk korkusu, sonrasnda arkadalarna nasl anlatacann daha imdiden yaplan gizli provas, rkntl bir bekleyi ve belirsizlik iinde acemice soyunmaya alt iin, kendisine ok uzun gelen dakikalardan sonra, filmlerden renilmi uh pozlarla, yataa uzanm kendini bekleyen kadna, titremesini bastramad bacaklarla ilerleyip daha ok ylr gibi zerine uzanyor. Kadnn, kendisine ayrlan bacaklarnn arasnda, Sakine'nin ansn yardma ararak ilerliyor; kadnn azck ikin gbeinin altnda, karanlk, kvrck, sk tyler arasnda, tekin olmayan bir orman hayvan gibi kirli pheler uyandran, vcutta alm bir yara, kanl bir biftek gibi duran, vcudun belirsiz derinliklerinden eki kokular szdran, am dedikleri bu karanlk bolua daha fazla bakamyor. Kadnn nndeki i eti kapamaya yetmeyen morarm dudaklarn altndan kopacakm gibi sarkp duran bzk et paracklarna dokunamayacan, onlar okayamayacan, sevemeyeceini seziyor. Birdenbire yataktan dorulup halnn zerine kusmaya balyor.

ok itii iin byle olduu syleniyor evdekilere. Bir dahaki sefere erteleniyor. Yol boyu hi konumadan, utan iinde dnyorlar Mardin'e. Babasnn adam, baarszlktan kendine pay biip eksikleniyor. Kimselerin yzne bakamyorlar. Ali'nin yeniden kusma nbetleri, titremeleri, herkesten kap yatana saklanmalar, dnyadan kopup hayal alemine dalmalar balyor. Ali'yi yeniden doktorlara tamaya balyorlar. Diyarbakr, Elaz, Antep, Urfa, Adana, Ankara'da eitli doktorlar tarafndan muayene edilen Ali, en sonunda Adana'ya yeni gelmi, modern metotlar denedii sylenen bir doktorun ellerine teslim ediliyor. Ali'ye eitli testler uygulayan doktor, sonunda annesiyle zel olarak konumak istiyor. Annesi kaygdan iine bzm bir yzle doktoru dinlemeye hazrlanyor. Hanmefendi, maalesef olunuz normal deil efenim, diyor Doktor. Annesinin yz biraz daha iine buruuyor. Doktor, sesini temizleyip, gzln dzeltip, yzne tarafszlna ve ikna edici olduuna inand tartlmaz bir ifade beendikten sonra, artan bir ciddiyetle kald yerden srdryor: Efenim, elbette her Trk ailesi, evladnn bir Mustafa Kemal olmasn ister ama, maalesef herkesin evlad bir Mustafa Kemal olamaz! Maalesef, demin de sylediim gibi, sizin olunuz normal deil, hem de hi deil! Fikrimi soracak olursanz, olunuzun hi vakit kaybetmeden hemen tedavi edilmesi gerekiyor. Yeise ve mitsizlie kaplmanz iin bir sebep yok. Malumaliniz, fen ve tp ilmi hayli ilerlemi bulunuyor. Henz lme are bulamamsa bile, birok hastal malup etmede, terakki etmi olduu muhakkaktr. Asrmzda, birok hastaln tedavisi, tp iin artk mhim olmayan bir realite haline gelmitir. Doktor'un soluk almak iin verdii kk aradan yararlanan Ali'nin annesi atlveriyor: Doktor Bey, n'olur bana gerei syleyin, olumun nesi var? Doktor, nasl syleyeceini bilemiyormu gibi dudaklarn bztryor, derin bir soluk aldktan sonra, Cinsel sapma balangc diyebiliriz hanmefendi, diyor. Annesi, duymaktan en ok korktuu ey, sanki kelimelere dklnce gerek olmu gibi, parmaklarn srarak "Hiii!" diye ardn getiremedii clz bir lk atyor. Gzlerine iri taneli yalar yryor, alelacele kucanda duran ift sapl anta alp, iinden karlan kenarlar ine oyal ili mendille, hzl hzl dklen gzyalar abuk abuk siliniyor. Annesinin gsterdii tela, zntsndeki gsterii gayret, doktora bile fazla gelmi olmal ki, Hanmefendi, diyor, Ac hakikatleri kabul etmek, ebeveynlerin nazarnda her zaman iin mkl bir hadisedir, elbette bunu takdir ediyorum, lakin hassaten yannz sra getirmi olduunuz u ili ssl defter, bu hakikate bir nebze olsun k drm olmal. Hangi erkek evlat, daha ilkokul sralarnda iken, erkekken ameliyat yoluyla kadn olmu ahslarn gazete haberlerini kesip biriktirir? Doktorun sesindeki sitem ve serzeni zerine, suland hissine kaplan Ali'nin annesinin, gzyalar da, hkrklar da artyor. Kusura bakmayn doktor bey, ana yrei ite! diyor. Hibir ey iin ge kalm saylmayz. Bu hususta, iki eit tedavi metodu mevcuttur. Psikanalist metot dediimiz ilki, uzun ve meakkatli bir yoldur; haftalar, aylar, hatta yllar srebilir; bu zaman zarfnda, hastay da, ebeveynlerini de yorar, zer, ypratr.

artl refleks esas zerine kurulu ikinci metot ise, ksa ve kat'i olmakla birlikte, ac vericidir; bunun iin muvafakatnz gerekmektedir. Benim temaylm, ebeveyn olarak msaade ederseniz, olunuzu bu ikinci metot olan elektrik cereyan tedavisine tabii tutmaktr. Biliyorum, ad kulaa pek ho gelmiyor ama, gene de en iyisi budur. ok can yanacak m doktor? Elektrik cereyan tedavisinin bu ekli, tp ilminde henz inkiaf etmekte olan yeni bir metottur. Balangta, messif ve meakkatli bir yol olmakla beraber, kat'i ve mspet netice verir. Filhakika, belki olunuz balangta bir nebze strap duyacaktr, lakin onun birka seanslk strabna karlk, kendisinin ve ailesinin hayat boyu saadeti mevzuubahistir. Hem unutmaynz ki, bizim Trk doktorlar olarak terakki etmemiz de, bu kabil yeni metotlar tatbikata koymakla mmkn olacandan, tarafmzdan bilhassa tercih edilmektedir. Bu vesileyle, hem olunuzun tedavisine, hem memleketimizde tbbn terakki etmesine mhim bir yardmda bulunmu olacaksnz Hanmefendi. Peki ne kadar sryor bu, bu ey ite... Mesela, neler yapyorsunuz? Hastann iyileme emarelerine bal olarak, daha imdiden bu ameliyenin birka seans devam edeceini syleyebilirim size. Maalesef, bu sinsi hastal bir kerede tedavi etmemiz mmkn deildir. Ali evladmza verilecek olan elektrik cereyan srasnda, size telaffuz edemeyeceim baz resimler ve ekiller gsterecek, ya da ona baz hayallerini, ryalarn, arzularn anlattracaz, her resimle birlikte mahdut tutulmu miktarda elektrik vereceiz. Her elektrikle beraber, bu resimler uur altna ac kayna olarak nakolacak, bu vesileyle bundan sonra hayat boyu, bu kabil resimlerin ihtiva ettii bu kabil mnasebetlerden her zaman tiksinti ve nefret duyacaktr. Az evvel sylediim gibi, metodun bu sahadaki tatbikat dnya sathnda henz yeni olmakla beraber, tesirinden asla phe duyulmamaktadr. Keke, hepimizin evlad bir Mustafa Kemal olsayd hanmefendi, ama Allah bu byk ltfu, bir tek Zbeyde Hanm'a bahetmitir. Sakn zlmeyiniz. Tbbn ve Allah'n yardmyla, Ali evladmz en ksa zaman zarfnda normale dndreceiz. Ali, ilk elektrik akmyla birlikte, hayatnn filmlerinin bobin bobin yandn etinde duyar gibi oldu. Titremeye balad. Dili tutuldu. enesi kilitlendi. Btn bedeninin uyutuunu hissediyordu. Gzlerini ak tutan bantlardan tr, gzlerini yumamyor, kirpiklerini krptramyor, titrek nlarla kardaki perdeye yanstlan resimleri seyre zorlanyordu. Belleinin kendine bile yabanc nice cra yerinden frlayan yzlerce grnt, ard arda skn ederek, bakmaya zorland resimlerin zerini rtyordu. Kulakcinleri, kulaklarn terk etmi, esrik fsltlarnn yerini, yank elektrik kokusunun czrtl dansna brakmlard. Yatt yerde, uyku ncesi, dualar mrl mrl tekrarlayarak ezberini salamlatrr ve ou kez bir duann yarm kalm yerinde uykuya dalard. imdi btn o geceler boyu ezber ettii dualar hzla iinden okuyordu; ne kadar hzla okursa, bu ikence o kadar abuk sona erecekti sanki: "hdinnassratelmstakiymvesratellezine enamtealeyhimgayrlmadubialeyhimveladdalinamin" Dualarn hemen ardndan, okul avlusunda okuduklar ant geliyordu: "Trkm, doruyum, alkanm, yasam..." Dedesinin havaya dalp boluu byleyen szlerinin ans, her yerin stn rtsn isterken, btn dualar, antlar, szler, art arda verilen

elekrik akmlaryla birlikte burutu. stemedii kadar ok eyi birden hatrlad. Sanki hepsi son bir defa btn canllklaryla hatrlanacak ve sonra hepsi birden unutuun ssz boluunda, sonsuza kadar kaybolup gideceklerdi. Bir trl unutamadklaryla, oktan unutup gittikleri yer deitirdi. Kendisine gsterilen resimlerle, kendi grd resimler yer deitirdi. Hamamn gzleriyle gremedii her eyi birden grd. Erlerin trks cayr cayr yand. Sakine'nin gelin gittii, Suriye'nin uzak klar, patlayan ampuller gibi tek tek snd. Grd ryalar, sanki artk bir daha hi uyumayacakm gibi, acdan hibir eye bakamayan yorgun gzlerine son bir kez grnp, ardndan kayboldular. Doktorun, onu tokatlamasyla birlikte, Dr. Renaud Paris iesi zerine patlad. Halasnn ocuklar, Demir Otel'deki adam, tad azndan bir trl gitmek bilmeyen un kurabiyeleri, her ey, azn, gzn, ruhunu, etini acyla buruturmaya balad. Vcuduna verilen elektrik akm giderek artyordu. Kulakcinleri susmu, hibir ey sylemez olmulard. Btn bu olup bitenleri, saklandklar bir keden kaytsz bir sessizlik iinde seyrediyor olmalydlar. Sanki cam miferin altnda sca ok alm bir uultuya teslim edilmiti. Kapld burgata hzla kendinin etrafnda dnyordu. Halalarnn uursuz bayku lklar eliinde, halas usul usul kendini kuyuya brakrken, kendinden geip bayld. Baylrken, onun cann asl yakan eyin, doktorlarn sonradan itiraf ettikleri gibi, ls fazla karlm cereyan olmayp, anasnn babasnn kendisini byle bir ikenceye emanet eden elleri olduunu anlamt. Kendisini, dnyadaki hemen her eye yabanclatran, bir l kadar souk ve plak bu bilgiyle, bundan byle yeni ve baka bir insan olacan sezdi. Annesiyle babasnn kendisine ihanette gelebilecekleri en u noktayd buras. Artk anlayaca bir ey kalmamt. Hayat devam edebilirdi. Tedaviden sonra biraz durgunlat ama, pek dzeldi, diyordu, annesi, Artk eskisi gibi zmyor bizi, sakin bir ocuk oldu. Bizim iin neler uydurmu olduunu bir bilseniz! Doktorlarn bile az bir kar ak kalm! Pek sessiz, pek sakin, pek dalgn bir ocuk olmu, diyordu grenler. Ate gibi bir ocuktu kkken, niye byle oldu, akama kadar ke yast gibi ylece duruyor koltukta, Allah'n ii herhalde! ocukluundan beri, az biraz maraziydi. Deli deli bakard hep, bilmez misiniz? Dier ocuklara hi benzemezdi, diyordu dierleri. Annesi sabah nereye koyuyorsa, akamna oradan alyor. Geen gn pencere kenarnda unutmu. Annesi gelene kadar ylece durmu, diyorlar. Normal mi yani imdi bu? diyordu bir dierleri. Ali hibir ey demiyordu. Ali ne sylenirse onu yapyordu. Kulakcinlerinin hepsi lmt. Ali yalnzlk ekiyordu. Dalp gittii ovann usuz derinliine, bozkrn dingin renklerine gzlerini brakyor, hibir ey dnmemenin hafifliine ulamaya alyor, ocukluunda sk gittikleri Znnar balarnn

yumuak, koyu, glgeli yeilliini, Ferdovs'un havuzuna akan suyun sakin sesini dlyor, bu soluk imgelerle huzur buluyordu. Hayattaki son halas da ldnde, son vasiyetini etmi, o da dierleri gibi, Ali'den mezarlarnn banda alatacaklar bir olan ocuu istemi, Ali ona da ayn sz vermiti. Babasnnsa, hayatta en byk vasiyeti, olunun avukat olmasyd. Ali, avukat olup, davavekili olan babasnn intikamn almalyd. Yazhanesi hazrd, hukuk kitaplar hazrd, en nemlisi babasnn ona brakt erefli isim hazrd. Ali, sahibi oktan lm hayatn, eitli vasiyetlerin yerine getirildii bir sahne olarak dnmeye balamt. Okulda baarszd; her yl ikmale kalyor, her yaz retmen tutuluyordu. Bu yzden artk yazlar bir yerlere gidemez olmulard. leri eskisi gibi iyi gitmediinden olsa gerek, gelecee ynelik tela artmt babasnn; gene Ali'ye avukat olmas, kendi yerini almas, evlenip oluk ocua karp, erefli aile adn srdrmesini ili ili vasiyet ettii gnlerin birinde, daha sznn ortasnda, yznden balayp aa doru inen fel hareketsiz brakt babasn. Bunlar onun azndan kan son szleriydi. Bu yzden Ali, onlar ilahi bir iaret bildi. Babann gzleri bolukta sabit bir noktaya, yz yalnzca tek bir anlama kilitlendi; konuamaz oldu, yalnzca garip sesler, kimi zaman kopuk heceler karabiliyordu artk; vcudunun sol tarafn hi kmldatamyor, sa tarafn ise glkle hareket ettirebiliyordu. Ali, babasna artk hibir ey soramayacan, onunla hibir ey konuamayacan, her eyin yoklua benzeyen belirsiz ve karanlk bir bilinmezlik ukuruna atlm olduunu derin bir aresizlik iinde anlamt. Ali'nin babas iin beklettii btn kelimeler, iinde kilitli, koynunda gml kald. Artk hibir kelime iine glmsemiyordu. Babas da, Ali kadar dilsizdi imdi. Babasnn fel olmasyla birlikte, annesi, zgrlne kavumutu sanki. Artk her dediini yapacak, sznden hi kmayacak, her eyiyle ona baml olan bir kocas vard elinin altnda; sanki yllardr bu an beklemi, gnn birinde adaletin yerini bulaca bu ilahi ana hazrlanmt. Yllardr kavgalar, frtnalar kopan evde, imdi huzurlu bir sessizlik hkm sryordu; gndelik hayat iinde salam bir denge kurulmu, sanki her ey belli bir rutin iinde yerli yerine oturmutu. Felli bir adama bakmann zorlukluklarndan, glklerinden yaknmak yle dursun, yllardr arad huzuru, saadeti sanki imdi yakalam gibi davranan Ali'nin annesi, bu durumu adeta bir dl gibi yayordu. Kocasnn her trl bakm bir bana stleniyor, ona elleriyle yemeini yediriyor, dizlerine battaniyesini rtyor, akamlar gnbatmnda avluya kartyor, artk kendisini hibir biimde zemeyeceini bildii bu adam, ancak imdi btn kalbiyle sevebiliyordu. ki gnde bir eve arlan berber, kocasn tra ederken, o, yznde duru, sevecen, fkelerinden ve krgnlklarndan ykanm bir ifadeyle, derin bir skunet iinde uzak bir an gibi kocasn seyrediyordu. Bir zaman sonra, bir okul dnnde Ali, annesinin yllardr herkesten saklad karanlk ve kirli srrn da bir tesadfle kefetmi oldu. Bo geen dersler yznden okuldan erken dnd bir gn, Ali'nin geldiini fark etmeyen anne, kocasna yemeini yedirirken, bir yandan dzgn bir Arapayla, ona gnlk olaylardan sz ediyor, onu bunu ekitirerek dedikodu yapyordu. Ali'nin geldiini, Arapa konuan annesini duyduunda, dehete benzer bir aknlkla kapda kalakaldn, oturduu yerde gren babasnn, duygularn ifade etmeye zorlad gzlerinde, Ali'nin aknln ve rkntsn paylatn sylemeye alan belli belirsiz

bir parlt vard. Belki de bu parlt zerine, birdenbire arkasn dnp Ali'yi eikte gren annesi, ilkin bocaladysa da, Ali'nin bir sredir orada olduunu ve her eyi duyduunu anlayp, ii pikinlie ve akaya vurmaya alt; bunca zaman sonra birdenbire Arapa konumas ok da nemli bir ey deilmi gibi, Aman canm, hem sen hep istemez miydin Arapa renmemi, zaman iinde kendiliinden renivermiim ite, diyerek geitirmeye kalkt. Ali, yllardr hemen her eyi anlatan, iinde hibir ey tutamayan, hi susmayan annesinin, kendine dilden bir sr yapm olmasn anlamakta glk ekiyor, bu gerei Ali'den saklam olmasn, kendisine yaplm bir ihanet olarak gryordu. hanet sz konusu olduunda, insanlarn srprizleri bitmiyordu. Demek, yllar yl, sinsi sinsi Arapa renmi, kimseye rendiini belli etmeden, herkesi bir casus gibi dinlemi, kendisi hakknda sylenen her eyden haberdar olup, kendini korumaya alm, stelik btn bunlar, bunca zaman saklamay ustalkla baarmt. imdi, kendinden baka bakacak kimsesi kalmam bu aresiz adama, kaytsz bir duvar gibi karsnda duran bu ifadesi boalm yze kar, gnl rahatlyla Arapa konumann tadn karyor, konumaya alk olmad iin, baz szckleri yanl telaffuz ettiinde, ya da yanl bir szck setiini fark ettiinde, kendi hatasna yksek sesle glerek, kendiyle dalga geerek, bunlar kocasnn gzlerinin iine baka baka, onun dilsiz tanklnda yapmann zalim keyfini sryordu. Arapay bir tek kocasna ayrmt. Yllardr, hizmetileri, grmcelerini, komularn Arapa bilen kulaklarla gizli gizli dinlemenin, hakknda konuulanlardan haberdar olmann stnln yaamt. Arapa bildiinin anlalm olmasnn, ev iinde artk bir nemi kalmamt. Ali'yle olsun, evdeki alanlarla olsun, eskisi gibi Trke konumakta kararl grnyordu. Sonunda, Ali liseyi bitirdi. Sinir krizleri ve sar'a benzeri nbetler gibi eitli hastalklar nedeniyle, askerlik muayenesinde re ayrld iin askerlik engeli ortadan kalkmt; annesinin onayyla zengin bir aileden, eli yz dzgn "lise mezunu" bir kz beendiler ona; hemen sz kesildi; ailesinin her dediini yapmaya hazr, yetikinler dnyasna adanm kilitli gvdesi, ailenin geleceine kurulmutu artk. Aile, Ali'nin stanbul Hukuk Fakltesi'ni bitirdiinin haftasnda yeniden dnd Mardin'e. Ali'nin iki olu da, halalarn mezarlarnn banda imdiklenerek alatlm, alamalar uzun uzun halalarn ruhlarna dinlettirilmiti. Ali'nin avukatlk stajn tamamlamasnn haftasna da, babasnn tabelas indirilip, Ali'nin "Avukat" tabelas akld yazhane duvarna. O gn, zel bir gnd. Btn Mardin halk tabelann aklma trenine davet edilmi, aile erefine uygun olarak kurbanlar kesilip fakir fukaraya yemekler ve hediyeler datlm; Ali'nin dizleri battaniyeyle rtl babasn bir koltukla tayp ba keye oturtmulard. Kendi "Davavekili" tabelas, asl olduu yerden indirilip, olunun "Avukat" tabelas akldnda, herkes, yzne gzne inanlmaz bir canllk ve ifade gelen felli babann, birdenbire ayaklanp yryeceini, oluna sarlp kucaklaacan, konuacan, hatta eski gnlerdeki gibi nutuklar ekeceini sanmt. Ali'nin annesi, mikrofon yerletirilmi krsye km, konumasna,

vatann her sathna tanan medeniyet me'alesinden sz ederek balam, titremesine mani olamad heyecanl bir sesle yapt uzun konumas, gzyalar, hkrklar ve alklarla sk sk kesilmiti. Sonunda, her zaman yapt gibi, kendini konumasnn hararetine fazlaca kaptrp, Ben yalnzca gelininiz deil, ayn zamanda kardeiniz, bacnzm da, ben de bir yerde Mardin'liyim, ben bir Feride'yim, hepimiz birer Feride'yiz, gibi muhatabn arm, balamndan kopmu szlerle kendi konumasnn iinde kaybolmutu. Vatana, millete byle bir evlat yetitirdiim iin, duyduum engin saadeti, ehitlerin kanyla sulanm aziz vatanmzn, tarihi erefle altn sayfalara yazlm olan Mardin gklerine haykrmak istiyorum. Evet, evet, haykrmak istemekle kalmyor, haykryor, haykryorum! diyerek konumasn tamamladnda, zellikle Lise Mdr ve zel ricayla oraya arlm bulunan Vali tarafndan hararetle kutlanmt. Tabelannn ilk ivisini Ali'ye aktrdlar: Avukat Ali Zeyneddinolu. Bu, bir hayat demekti. Artk btn hayat bu tabelann glgesinde geecekti. ... Aynadaki Dalgnlk AL, ANSIZIN TM HAYATI BOYUNCA, BU FISILTILARIN KULAKLARINI doldurmu olduunu fark etti. Yllar yl herkesin kula byle iitir sanmt. Bakalarnn gzlerinden kendini onca saklayan dnya, gizlerini onun kulana cmerte fsldam, ama o, bunlar anlamakta ve ayrmakta her seferinde ayn baary gsterememi; dnya kulaklarnda nlayp durmutu. Kapy dikkatle kapatp yatan kenarna oturduktan sonra, her zamanki gibi, ilkin yatak odasnn sessizliini dinledi. Kimi zaman kulaklar, btn seslerden boalr, dnya onun iin huzurlu bir yer olurdu. Hemen her evde grlen ortak ayrntlaryla birbirinin benzeri olan yatak odalarnn mahrem bir sessizlii olduunu biliyor ve kendine gre bir huzuru olan bu sessizlii seviyordu. Her yatak odas, ayn zamanda barndrd sakl tarihler nedeniyle, Ali'de, bir gizem derinlii, lmle ilikili kutsal mekanlarda duyulan sayg ve merakla kark gl duygular uyandrrd. Gene yle oldu. Uzun uzun dinledii, ruhuna szan bu sessizlikle birlikte, camilerdeki, kiliselerdeki gibi neredeyse "uhrevi" diyebilecei bir duygu, bilinmez bir gle doldurdu iini. Hareketlerine kendiliinden trensi bir hava gelmiti. Gkyznn usuz maviliinde karbeyaz kanatlaryla szlerek uan melekler eliinde dorulur gibi, saygl bir sessizlikle usulca yerinden kalkt, u an kendisini seyreden bakalar varmasna, msamere duygusu tayan gsterili hareketlerle gardroba yneldi; zerinde yabanc gzlerin varln hissediyor ama, temsilin doas gerei gya onlar grmyormu gibi yapyordu. Sinirli yaps ve zayf bnyesi nedeniyle, ocukluu boyunca, beden eitimi faaliyetlerinde yer alamad gibi, ok istedii halde okul msamerelerine de kamamt. Bunlar her anmsadnda, tazeliini hi yitirmemi bir fkeyle, gemiindeki herkese yeniden hn duyuyordu. Halalar, Ali'nin gemiteki herhangi bir olay, her hatrlaynda,

o zaman duyduu fke ve kzgnl, ayn tazeliiyle yeniden retebilen bu yann, btn kt huylarn ald annesine benzetir, bu konuda imalarla yetinmez, bundan hi holanmadklarn arpc szlerle belli ederlerdi. Formika kaplamas bir iki yerinden kabarp kalkt, birok yerinden izildii halde, annesinden kalan bu eski gardrobu deitirmemiti. Yalnzca annesinden kalan her eyi yaatma sadakatinden kaynaklanmyordu bu davran, ayn zamanda btn ocukluunun bu gardropta kilitli kaldna dair kkl bir inanc vard. Ayn trensi dikkati ve zeni koruyarak marur bir edayla kapsn at gardrobun. Her zamanki gibi, kede, en dipte, naylon korumas iinde asl duran, siyah payetli gece elbisesini, cilas azalm ahap asksndan ald. Dnyaya ynelik dikkatlerini seyrelterek kendilerine younlaan din adamlarnn, byclerin, gzbaclarn, falclarn, kahinlerin esrikliine benzer bir hal gelmiti zerine. Kutsal bir ayin ncesinde, ayin giysisini giyerken, ar ar imgesini de kuanan bir aman gibi, ya da unutulmu dinlerin rahiplerinin, anlamn tam olarak bilemediimiz trensi davranlaryla giydi elbiseyi. Bu elbiseyi giyebilmek, ona, yllardr ayn zamanda kilolarn koruma dikkatini de kazandrmt. Benzer bir dikkati, gece elbisesinin siyah payetlerini, pullarn korumakta da gstermiti. Yllardr neredeyse tek bir pulu bile eksilmemiti bu gece elbisesinin, sanki bir tek pulu bile dse, ryas eksilecek, artk hayatta bile olmayan annesi, olunun bu elbiseyi, yllardr gizli gizli giydiini renecek ve mezarndan geri dnecekti. lmlere duyulan sululuun daha derin olduunu biliyordu Ali. Vcudunu smsk saran elbisenin yakasn, eteini dzelttikten sonra, alml hareketlerle aynann karsna geti. Kendini tepeden trnaa szerken, gzleri hayranlk parltlaryla tututu, baklar alev ald. Yava yava elbisenin gcn de giyindi; gvdesini kvlcmlandran siyah pul payetlerin tenine ilediini, kanna kartn sihirli rperilerle duyumsad. Damarlar kan deitiriyor, usul usul baka biri olmaya baladn biliyordu. Epeydir biliyordu: Bir insann kendini en iyi hissettii zamanlar, kendini, baka biriymi gibi hissettii zamanlardr. Kiinin kendinden en memnun olduu anlardr bunlar. Kimse kendini ok fazla kendiymi gibi hissettiinde iyi deildir, olamaz, diye aklndan geen bu szleri, kendisine fsldadn dnd Kulakcinlerinin soluu, kulaklarn kzartan bir yakclkla tterek, ate rengine dnen yzne yryordu. Aynann dibine kadar bak, diyordu Kulakcinleri. Aynann sular bulanklap duruluncaya, derinlik boyutu ortaya kncaya kadar bak. Usuz bir bolua bakar gibi, hibir yeri grmeden bak. Gzlerine hibir ey smayana kadar bak! Fsltlara karm bu szler kulana bir kurun gibi akp eriyene kadar aynada kendiyle uzun sre gz gze kald. Kulakcinlerinin byl szlerini, kutsal mrldanlarn, kendinden gemi szlerle tekrarlad; gzleri yava yava bulanklat, baklar odak kaybna urad. Grn sakin, ruhu esrikti. Aynadaki grntsnn bulandn, bakalatn, yava yava baka birinin biimini almaya baladn ilkin fark etmedi; bunun, kapld hayallerin, hlyalarn yaratt sanrl bir grnt olduunu, bu grntnn sahip olduu gl gerekliin de kendisini yanlttn sand. Zaman zaman bu eit sanrlara, hayallere yol aan aynadaki dalgnla, srtnda bu me'um gece elbisesiyle ayna karsnda geirdii uzun saatlerden tr yabanc deildi. Oysa ncekilere benzemeyen canllktaki bu grntnn, ok daha fazla gerek olmas, birdenbire rktt onu, aynaya yapm kmldamadan

duran gerek kadar canl bu hayalden, kendini sarsarak kurtulmaya alrsa, yeniden kendi bildii, tand gerek grntsn bulacan umdu. Dalgnlna kapld aynada hibir ey deimiyordu oysa. Baklarn yeniden odaklamaya altnda da, aynadaki grnt aynyd. Kendini yanltan eyin, gzleri olmadn anlad. Bu kez de, kendi oyununa fazla kapldn, aklyla birlikte, gnlnn de bulanm olduunu dnd; geirdii kimi ateli hastalklarda yaad deneyimlerden biliyordu ki, kimi sanrlar, kendilerini gerek sandracak kadar inat olur, gznnden bir trl gitmek bilmeden, kendilerini tekrarlayp dururlard; bu hayal de, onlardan biri olmalyd, nk aynadaki suret, hibir kukuya yer brakmayacak biimde yabanc bir kadna aitti. Hayallerindeki gibi bir kadna; hayat boyunca hep byle bir kadn olmay arzulam, yllar yl bunun dn kurmutu. Kendinden dalgal uzun gr salar omuzlarna dklen, uzun boylu, uzun bacakl, salam atl, ince belli, geni omuzlu, yayla gsl, duru tenli, renkli gzl; etli ve biimli dudaklar her glmsediinde davetkar kvrmlarla gamzelenen bir kadna... Hatta, gzbebeklerinin hep mhr kadar iri olup aknn az olmasn isterdi, ki onlar da yleydi; eitli renklerin beneklendii gzbebeklerinde, bakan tututuran prltlar yanp snyordu. te bu kadn imdi aynada, tam karsnda duruyordu. Karsnda yalnzca baka biri yoktu, ayn zamanda, geride bambaka bir yatak odasnn eyalar, ayrntlar gzkyordu. Aynaya yansyan yatak odas, kendi yatak odas deildi. Kapld tlsmn onu baka bir hayata kardn bir trl kabullenemiyordu. ocukken, bir keresinde gezmeye gittikleri Derik balarnda, scaktan bunalm, aalar arasnda dolanrken, birdenbire kara bir ylanla kar karya kalmt; hi beklemedii bir anda karsnda bitiveren ylann azn ap tslayarak titreen dilini gsterdiini anmsyordu. Bir sre mknatslanm gibi ylanla gz gze kalm, onun kzgn soluunu duymu, korkudan kmldayamamt bile. Sanki ylan onu efsunlam, davranlarn elinden almt. u an gene yle olmutu ite. Ali'yle gz gze kalp bir sre baktktan sonra, slk alarak aniden uzaklaan ylan, otlarn arasnda, gzn kolay alglayamayaca bir hzla srklenir gibi kayarak kaybolmutu. Hemen sonrasnda, soluk solua anlatt bu olay, azck inanmaz gzlerle dinleyen halalarnn kalbi en zehirli olan, Ylann gzleri mavi miydi peki? diyerek annesini ima etmi, ardndan dier kadnlarla birlikte glmlerdi. Byle zamanlarda, annesine hep sahip kmak isterdi. O an sesini karamasa bile, bunu unutmaz, baka bir zaman, baka bir nedenle halalarndan intikamn mutlaka alrd. Bakalarndan farkl olduunu ok erken anlayan her ocuk gibi, kin tutmay da erken yata renmiti. Yllar nce ylann karsnda kapld o byl hareketsizlie kaplmt imdi, inanmaz gzlerle aynadaki grnty szmeye devam ediyor ve az ncekinin tersi duygularla, sanki kmldarsa, aynadaki hayalin de o ylan gibi uzaklap kayboluvermesinden korkuyordu. Birdenbire bu grntnn iinde kilitli kalmay her eyden ok istediini dnd. Bu onun hayaliydi. Ayna ona iini am, hayallerinin gereine sokmutu. Neden sonra bunu anlamak iin, kendisine deil de aynaya dokunma gereksinimine kapld. Hala bunun bir yanlsama olaca kukusundan bir trl kurtulamyordu nk. Sanki ona ancak

aynann yzeyi gerei syleyebilirdi. Parmak ularnda duyaca o metalsi soukluk, sertlik, kesinlik, birdenbire onu dnyann ve hayatn gereine iade edecek, kapld geri dnsz grnen bu ryadan bir anda uyandrverecekti. Aynaya dokunmaya altnda, dehetle aynann yerinde olmadn grd, ayna yzeyinin bulunmas gereken yerde yalnzca serin bir hava boluu vard ve eli aynada belirsiz bir yzeyin iinden kayarak te yana gemiti. Korkarak aynann iinde ilerledi, ilkin iki elini, iki kolunu, ban, vcudunun st ksmn geirdi ve sonra btnyle teki tarafa kt. Baka bir yatak odasyd buras. Az tede, zeri byk yastklarla beslenmi, daha ok bir kralie tahtna benzeyen etraf tllerle evrelenmi geni bir yatak bulunuyordu. Yatak bann iki ucunda gsterili komodinler, zerlerinde de ipek pskll, apkal gece lambalar duruyordu. Geceleyin yatld belliydi. Yorgan yana atlm, araf burumu, yatak rtsnn yars yere inmiti. Dnp ardna baktnda, aynadaki boluun kapanm olduunu, srl yzeyinin yeniden kadn grntsn yansttn grd, zerinde ayn gece elbisesi vard ve geride demin aynadan grd, imdi iinde olduu odann ayrntlar grlyordu. Aynann nnde, zeri tklm tk makyaj malzemeleriyle ve birka para incik boncukla dolu eker pembesi renginde gsterili bir tuvalet masas duruyordu. Bir masal gerek olmu, kendini olaanst gzellikte bir kadn olarak, baka bir bedende, baka bir yerde, baka bir yatak odasnda bulmutu, bu kadna ve bu hayata ait hibir ey hatrlamyordu oysa; btn bunlar bir tek eye iaret ediyordu: Delirmi olmalyd. Btn bu yaadklarnn, kapld cinnetin lanetli hayallerinden baka bir ey olmadn, ama artk kendisinin de bu hayaller tarafndan esir alnd bir cinnetin iinde kaybolduunu, hatta u an, etrafnda, onun deli gzlerinin gremedii, ama onu gren insanlarn, ona, teselli bulmaz ackl gzlerle baktklar bir odada kilit altna alndn dnyordu. Yatak odasnn kendine zg ok ho bir kokusu vard gene de. Parfmlerin, kremlerin, pudralarn, losyonlarn, giysilere ve eyalara sinmi duman kalnlndaki kokusu, gzle grlmez bir gzellik bulutu yaratyordu havada. akna dnmt. Eyaya bakt, hibiri tandk gelmiyordu. Hepsini ilk kez grdnden emindi. Ne yapmas gerektiini bilmiyordu, bana gelenleri dnmeye, anlamaya alt; bir ipucu bulmak midiyle, yatan baucundaki komodinin gzlerini kartrd, bir ey aryordu, bir iz, bir iaret... En st ekmecede, bilezikler, yzkler, bir dizi inci kolye, birka kol saati ve benzeri vr zvr arasnda bir nfus hviyet czdan buldu. Heyecan ve telala kartrd sayfalar arasnda hemen buldu aradn. Vesikalk fotoraftan kendini tand. Aynadaki kadnd bu. Aliye Suzan. Ad buydu demek: Aliye Suzan. Yeniden aynaya bakt. Emin olmak istiyordu. Sonra birka banka czdan, bir miktar para, isim listesi kabark siyah deriden sayfalar kabarm bir telefon defteri. Gs heyecanla inip kalkyordu. imdi hem sahibi, hem casusu olduu bu yabanc hayatn btn gizlerine bir an nce ermek istiyordu. Sonra daha nce hi akl etmediine kendi de ararak birdenbire elini nne att. Eline hibir ey gelmedi. Emin olmak iin elbisenin zerinden tekrar arand. Her zaman eline gelen siki imdi yoktu yerinde. Taaklar yoktu. Bir cinnete kaplmasna, ilkin klodunu syrp att bacaklarndan, (klodunun siyah dantelden olmas yeni bir heyecan uyandrd onda) ardndan zerini yrtar gibi soyunmaya balad. rlplak kalmt, dehetle nne bakt, dmdzd n, orada her eyden habersiz am duruyordu. Avulad, hafif kabark, pembe dudakl, biimli, hep hayal ettii gibi yumuak ve kzla alan bir tonda tylerin arasnda her eyden habersiz sakin bir gven iinde bir am duruyordu

nnde. Hayatta en ok sahip olmak istedii ey! Heyecandan kalbi duracak gibiydi. O buruuk et parasndan kurtulduuna inanamyordu. Gslerine bakt, brtlen gibiydi gs ular. Dimdikti. En ufak bir sarkma belirtisi gstermiyor, tersine yumuak eimli pembe izgilerle diri ve yuvarlak hatlar oluturuyorlard. Teninde en ufak bir prz yoktu. Kalalar yuvarlak ve alacak lde diriydi. Otuz yalarnda bir kadn olmalyd. Ellerini salarnn iinden geirdi, dolgun telleri vard salarnn, salkl, canl parlyorlard; sonra ban iki yana sallayarak savurdu onlar. Bir daha, bir daha savurdu. Odann iinde rlplakt ve ayakta durmu, bir saa, bir sola sa atarak, salarn iki yana savurup duruyordu. Salar omuzlarn, srtn dvyor, bu ona mthi bir zevk veriyordu. Kadnlnn ilk ayininin sarholuunu yayordu. Kalalarn, baldrlarn, srtn, gbeini, vcudunun her yerini, aynann karsnda inanmaz gzlerle tekrar tekrar gzden geirdi. Heyecandan srekli dudaklar kuruyor, komodinin zerindeki azna ine oyas dantel rtlm billur srahiden, yanndaki cam tabanda ayn dantelin ei olan bardaa, nesnelerin gerekliine, evresini kuatan dnyann doruluuna inanmak istercesine su boaltyordu. tii suyun grtlandan geiini aynadan seyrederek, varln, yaadklarnn gerekliini onaylamak istiyor, sonra yeniden kendini yataa atarak, her yerini delice bir hayranlkla elliyor, seviyor, okuyordu; cann yakarcasna etini imdikliyor, grd ryadan uyanmak istiyordu. Duyduu sevinte ldrya benzer bir yan vard, yreinin atlar bedenini yormutu. Yataa uzand, eline ald gm ereveli kk bir aynada bir doum gn pastasnn itah uyandrcln tayan amn seyretmeye, onu okamaya, sevmeye balad, nemlenmi pembe dudaklarn aralayp parman hafife iine kaydrd. Zevkten gzleri kayd. Daha nce hi bilmedii bu zevki uzatmak istedi, ikinci parman yedekleyip biraz daha ilerlediinde, hafif bir can acsyla birlikte ald heyecan, ban dndrd onun, elleri srlsklamd. Baylacak gibi oldu. Aniden duyduu bir ses zerine, dikkat kesilip dardaki sesleri dinledi. Sabah olmalyd. Darda, biri fazla grlt karmamaya alr gibi hareket ediyordu. Sonra usul admlarla kapya yaklaan terlik sesleri duyunca korku ve panie kaplarak, abucak yataa girdi, yorgan bana kadar ekip beklemeye balad. Salar yastn zerine savrulup yaylmt. Onlar eliyle dzeltmek istiyor, ama kmldayamyordu. Ancak bir kadnn duyabilecei bu sknty bile sevdi. Kapnn tokma dnd, kap sessizce ald; ufak tefek gen bir kadn girdi ieri. Uyur taklidi yapan aralk gzlerle gen kadnn hareketlerini izliyordu Aliye. Yataa sokulan gen kadn, srahinin rtsnn alm olduunu grnce, birdenbire dnp dikkatle Aliye'nin yzne bakt ve uyanm olduunu fark etti. Hanmefendi, dedi. Uyanmsnz! nanmaz bir sesle syledi bunu. krler olsun Allaha! Gzlerinizi amsnz. Ah hanmefendi, bizleri ok korkuttunuz! Naslsnz, daha iyisiniz deil mi? Gen kadnn sesindeki sevin ve efkat, gven uyandrmt Aliye'de, panii dinmiti. Azck nazl bir sesle, Neredeyim ben? dedi. Evinizdesiniz.

Buras neresi? Eviniz, hanmefendi. Gen kadnn sesine birdenbire kayg inmiti. Benim evim mi? Sizin eviniz tabii. Topaac'ndaki eviniz. Senin adn ne? Sdka, hanmefendi. Tanmadnz m beni? Aliye'nin bo gzlerle kendisine baktn grnce srdrme ihtiyac hisseti: Yannzda alyorum ya. Ne oldu bana Sdka? Hatrlamyorsunuz deil mi hanmefendi? Birdenbire karsna bir frsat ktn hissetti: Hatrlamamak! Hayr, anlamnda ban iki yana sallad. Bir kaza geirdiniz. Bir trafik kazas. Feci bir kaza. Boaz yolunda, Saryer'den dnerken, gece yars. ok ikiliymisiniz hanmefendi. Ah hanmefendi, hi sz dinlemiyorsunuz ki! Allah korumu sizi! Ka kere ikiliyken araba kullanmamanz tembih ettiler ama! Her neyse, kr kurtuldunuz ya, verilmi sadakanz varm. Sahi, hibir ey hatrlamyor musunuz? Her ey ok sisli, dedi Aliye. Bir sre uzaklarda bir yere dalgn dalgn bakt. ekti. Dinlenmek istiyorum. Size gazeteleri getireyim mi? Sevindi. Getir tabii, dedi. Sanki iinde bulunduu durumu akla kavuturacak her eyi gazetelerde bulacakt. Ha sahi, kazaya ait gazete haberlerinin hepsini kesip saklamtm, belki grmek istersiniz diye. Cemiyet haberlerini de kesip saklamay severdiniz ya... Sdka'nn gzlerinden iyilik okunuyordu. Bunlar, hanmna yaranmak isteinden ok, sahiden onu sevindirmek niyetiyle yapt belliydi. Getir, dedi Aliye. Ne varsa getir. Her eyi bilmek, renmek istiyorum. Ama nce kahvalt hazrlayaym size. nden bir kahve getir bana. Bir de portakal suyu. Hemen hanmefendi. Ah krler olsun Allaha, kendinize geldiniz ya, ne isterseniz isteyin benden hanmcm. u Sdka iyi bir kz olmal, diye geirdi iinden. Ayana abuktu. Gitmesiyle gelmesi bir oldu. Getirdii gazetelere

tek tek bakt. stanbul sosyetesinin mehur ve renkli simalarndan Aliye Suzan, gece ge saat, Boaz'dan dnerken Tarabya'da, hafif alkoll (!) bir vaziyetteyken, azami sr'atte kulland, nariei rengi 57 model Chevrolet marka arabas, Tarabya'da yoldan karak denize umu, Boaz'n sularna gmlm, otomobilin direksiyonunda oturan Aliye Suzan, ans ve tesadf eseri, mutlak ve kat'i bir lmden kurtulmutu. Kazaya ahitlik edenler, neredeyse bir intihar teebbs karsndaym gibi nakletmilerdi hadiseyi. Arabann iinde Aliye Suzan'dan bakasnn olmamas da ayr bir ans eseriydi. Sadme sonucu kendini kaybeden Aliye Suzan, n cam paralanan arabadan dar frlayarak, otomobille birlikte sulara gmlmekten kurtulmu, mutlak bir lmden dnmt. Aliye Suzan'n boynunu dolayan ate rengi ipekli earbn, son sr'at giden arabannn ak olan camndan rzgara kaplp uuarak yol kenarndaki aalarn dallarna dolanm olmas, mhim bir teferruat olarak istisnasz btn haberlerde ayn kymette yer alyordu. Aliye, birdenbire earb hatrlar gibi oldu. Acem tlyd galiba, dedi. leden sonra ziyaretine gelen doktor, Aliye'nin, geici ve ksmi bir hafza kaybna uram olduunu syleyerek, evresindekilerden anlay, sabr ve metanet beklediini syledi. Her sorusuna ok normalmi gibi cevap verilmesini ve her eyi ona hi sklmadan uzun uzun btn teferruatyla anlatmak gerekliliinden sz etti. Zahmetli bir iti, ama hastann hafzas yerine gelene kadar kanlmazd. Aliye, akamna kalmadan kendisi hakknda bilmesi gereken birok eyi biliyordu. Aile albmleri, mektup desteleri, baz gnlkler, an ve yolculuk defterleri elinin altndayd. Yabanc gzlerle kendi hayatn didik didik etmeye balamt. inde rpertili bir sevin vard; evresindekiler bunu, hayata dnme sevinci sandlar. Geceleri gene de erken yatmalsmz hanmefendi, demiti doktor giderken. Doktorun kaygyla atlan kalar ve sesindeki ima, Aliye'nin gece hayatndan holanan biri olduuna iaret ediyordu. Oysa, Aliye Suzan, o gece kadnln yaamak istiyordu. Bunca yl bekledii kadnln... zeri hayli kalabalk olan tuvalet masasnn bana geti. Masann zerindeki her nesneyi, tek tek inceliyor; ielerin, tplerin zerlerini dikkat ve merakla okuyor, yksek sesle hepsini tek tek sayyordu. Sanki onlara tek tek gereken zen ve dikkati gsterirse, hepsi sahiden kendinin olacak, kendi hayatna nfuz edecekti: Sa maas, beyaz sedefli ruj, plastik krepe tara, ok eitli toka ve firketeler, kadife ve saten kurdeleler, eye liner, acbadem st, Dr. Renaud Paris krem, d yaldz rengi Vera gz kalemi, tapudra Creme puff, Scherk losyon, Quenn's Net Spray, arandnda hemen bulunabilecekleri bir dankla serpitirilmi olarak na kacaklar karanlk geceyi bekliyorlard. Doktora, Evet, dedii halde, ofre arabay hazrlamasn syleyip kendini fazla yormamak ve geceyi uzun tutmamak kaydyla abucak hazrlanp dar kt, telefon defterindeki imdi kendine hi tandk gelmeyen adlardan bir sreliine uzak durmak, onlar aramadan nce biraz olsun kendine gelmek istiyordu, bu yzden adeti olmad halde yalnz kt evden, akam yemeini darda tek bana yedi, can istiridye ekmiti, iki kadeh de

ampanya iti, ardndan Kulp Reat'a gitti. Kulp havasn daha bulmamt. Her zamanki gibi, Mario Cavacetti orkestras alyor, ili sesiyle Renzo Bonaverri sylyordu. Kulbn, siyah-krmz dekoru, verev izgilerle, yanss paralanm aynal duvarlar, yumuak, glgeli , onda gemiine ilikin ok canl hatralar uyandrmasa da, imek akm kadar ksa sren parlak armlarla baz grntler diriltmiti. Doktorun dedii gibi, kendini yormadan gemiini hatrlamaya almalyd. Kendine sz verdii zere, geceyi uzun tutmad. Kulpte tant gen, yakkl ve kibar bir adam, fazla dnmeksizin alp evine getirdi. Heyecanlar iindeydi. Hayatnda ilk kez sikilecekti. Bunu ok istiyordu. Bir kadn olup sikilmek, en byk arzusuydu ve ite imdi gerek olacakt. Aynaya baktka, ona, Hayr, diyebilecek bir erkein dnlemeyeceini biliyor ve bu gecikmi kadnln dln bir an nce almak istiyordu. Bu yzden n sevimeyi bile fazla uzatmam, gen adamdan bir an nce iine girmesini istemiti. Yataa girer girmez elini, denetleyemedii bir itahla adamn nne atm, avucuna gelen eyin, umduundan ok daha byk olmas, heyecann artrarak, onu daha da sabrsz klmt. Yllardr, hayalini kurduu, iini hazrlad byk ak ve ehvet sahnelerinin, bir an nce balayp gerek olmasndan baka bir dncesi yoktu. Zevkten ve acdan dudaklarna dilerini geirecei, araf trnaklayp yastklar sraca, derin iniltilerle ahlayp vahlayaca o ehvet dolu dakikalar byk bir hazla beklemeye balamt. Gzlerinde bunca yl kr bir yemin gibi kilitli kalm bu sahnelerin gereklemesiyle birlikte, gzleri hayallerinden ykanp hayat zgrlne kavuacakt sanki. Dnya onun iin ilk kez gerek bir yer olacakt. Sabaha kadar alkoydu adam. Sabaha kadar kendini defalarca siktirdi. Hibir ey deil, ancak amnn acs, onu gerekliine inandrmt. Sabah uyandnda, kendini btnyle Aliye Suzan olarak bulmu ve hakkndaki btn kukular dinmiti. Ondan sonraki gnlerde de, hayatndaki sis hzla dalacak, kayp paralar yerini bulacak, hatralarndaki yzler hafzasna yeniden gelip yerleecek, hayat kald yerden ayn hzyla srecekti. Aliye Suzan, otuz yalarnda, btn stanbul sosyetesini ardnda koturan, gen, zengin ve dul bir kadnd. ok gen yata yapt ve sonu hsranla biten evliliinden sonra, kendi gnln kaptrmasa da, birok ak edinmi ve bir daha hi evlenmemiti; hem baba tarafndan zengindi, hem de kocas ykl bir servet brakarak boanmt kendisinden. Ayrldktan sonra, Aliye ile ayn ehirde yaayamayacana kanaat getiren kalbi krk koca, kap svire'ye yerlemiti. Orada yeniden evlendiyse de, Aliye'yi hala unutamad syleniyordu. Aliye ise imdi hayatn yayordu. stelik, gayet hzl bir hayatt yaad. Klar Topaac'ndaki evde, yazlar Kandilli'deki yalsnda geiriyor, ylda birka kez Avrupa'ya gidiyor, yaz k yzyor, bol bol tatil yapyor, mzik dinliyor --ok zengin bir plak koleksiyonu vard-- kitap okuyor, hayatn tadn karyordu. Aliye, ertesi gece, Sdka'nn zenle hazrlad hafif bir akam yemei yedikten sonra erkenden yatt; tam uyumak zereydi ki, aynann yzeyinde havaya mknats tozu gibi dalan dumans bir lt belirdi; bu tlsml lt, onu, yatt yerden kaldrm, ayaklandrp kendine doru ekmiti; sanki parlak bir yaz gecesinde, bir kuyuya den keskin bir ay gibi yansyordu aynann yzeyi; halkacklarla dalgalanp alkalanan dipsiz bir kuyuya benzeyen aynann byl ekimine kaplm olarak, ona doru ilerledi; bir uyurgezer hali vard zerinde, ryada konuur gibi

yryordu, iitilmez fsltlar onu aryor, kendi iine ekiyordu sanki; aynann on ikisi gelmiti, aynalarn zaman da kendine greydi, aynalar saatinde imdi gecenin on ikisiydi ve baka dnyalara dalm her ayna kahramannn, artk dnme vakti gelmiti. Nereye dnecekti, nereye gitmesi gerekiyordu, bunlar hi bilmiyor, yalnzca dipte bir damar uultusu gibi, baka bir hayatn ruhunda seiren varln sezinliyordu. Aynann te tarafnda onu bekleyen, ne olduunu bilmedii, ama kuvvetle sezdii bambaka bir hayat vard. Bambaka birinin hayat; o hayat, Aliye'den yardm umuyordu. Aynann karsnda, iinin dinmesini beklercesine durup bir sre bekledi Aliye, sularn durulmasn bekledi. Yzeyi dalgalandran halkacklarn durulmasn, buradaki anlarn bilmedii uzaklara tamasn, Kulakcinlerinin fsltlarna uyarak syledii bys uzaklardan gelen birka szcn harekete geirdii aynann, ar ar katmanlarn aralayan yzeyi, gzler nndeki grnmez kaplarn hzla aarak, birer birer baka bir aleme aldlar. Gzlerini yznn derinliklerine odaklayarak oradan kendi iine ald. Gzkrpm bir anda aynann iinden geerek teki tarafa kt. Yeniden Mardin'de, Avukat Ali Zeyneddinoullar'nn evinin yatak odasnda, aynann karsnda esnerken buldu kendini. Ali, yle stnda ubuklu pijamalaryla, yataktan yeni km bir halde, aynann nnde akn akn duruyordu. Sa ba darmadand, uykusunu alamamt, terliinin tekini bulamyordu, erkenden mahkemede olmasn gerektiren nemli davalar vard, daha tra olmas, kahvalt etmesi falan gerekiyordu. Evde yalnz olduunu, karsnn ve ocuklarnn daha Midyat'tan dnmemi olduklarn hatrlad. Sryanilerin paskalya yortusu nedeniyle Midyat'taki ahbaplarnn yanna gitmiler, gitmiken de birka gn kalmak istemilerdi. Bugn dnyor olmalydlar. Evliliinin daha ilk yllarnda, karsyla yatak odalarn ayrmlar, bu da en ok Ali'nin iine gelmiti. Mardin gibi, aile deerlerine fazlasyla saygl, mutaassp bir yerde hibir biimde anlalmayacak ve ho karlanmayacak olan bu durumu, Ali'nin, zaman zaman uykusunda bile depreen sinir buhranlaryla, titreme nbetleriyle aklamlard. yle zamanlarda Ali, kendisini kaybettii iin, ne yapaca hi belli olmuyordu, geri byle bir ey olmamt ama, yle bir anda, Allah kotusun (!) karsna bile bir zarar verebilir, diye dnerek byle bir tedbire gitmilerdi. Ali, nedenini hi anlamad yorgunluuna, danklna karn, gene de gzle grlr bir biimde keyifli ve zindeydi o sabah. Tra oldu, ou kez yapt gibi yzn ykamakla yetinmeyip banyo yapt, gene enmeyip, hizmetilerin gelmesini beklemeden mkellef bir kahvalt hazrlad kendine. Mahkemelerine tam saatinde yetiti. Onu her zaman ask suratl ve sinirli grmeye alm olan mbairler, zabt katibeleri, hakimler ve savclar ok ardlar. Kars da, ocuklar da Midyat'tan dndkten sonra, karlarnda, koca olarak da, baba olarak da bambaka bir Ali bulmulard. Ali'nin btn tedirginlikleri, huysuzluklar, hrnlklar gitmi; sakinlemi, yumuamt; sert ve krc hareketlerinden eser kalmamt. ou kez yapt gibi, havadan nem kaparak yersiz alnganlklar gstermiyor, tersine dnyaya artk bilgece bir hogryle glmsyordu. Hibir zaman sahip olmad bir mizah

duygusu kazanmt. Akamlar, yemek sofrasnda, ocuklaryla akalamaya, karsna ho szler sylemeye, evde alanlara taklmaya, zaman zaman onlarn gnln almaya ve en nemlisi kendiyle dalga gemeye balamt. Savc ve hakimler bile, Ali'deki bu deiiklikten hayli etkilenmie benziyorlard. Nitekim, nobranl ve ketumluuyla mehur Ar Ceza Reisi bile, bir keresinde enesini tutamayp, Size sihirli bir denek demi Ali Bey, btn lzumsuz teferruatlarnzdan kurtulmusunuz, demiti. Savunmalarnza bir berraklk geldi ki sormayn! Son savunmalarnzn her biri, bir sanat aheseri! Ali, kimi zaman iyi niyetli bir aknlkla, kimi zaman inelemek amacyla sylenmi bu kabil szlerin zerinde durmuyor, duruma uygun lml cevaplar vererek, glmseyip geitiriyordu. Ali'nin ruhu hafiflemiti sanki. Kendindeki kimi karanlk yklerden kurtulmu, ruhu salaha ermiti. Bilenler, dedesinin zamannda bir eyhin tekkesinde uyuyakalp bambaka biri olarak dnmesine nazire olarak, Ali Bey, acaba hangi eyhin yatrnda geceledi de yzne nur geldi? diye soruyorlard birbirlerine. Gerekten de zaman zaman yznde, tpk dedesinin yznde olduu gibi, gzleri ve baklar uzaklara ekilmi, mtebessim bir ifade beliriyor; yznde, ancak meczuplarda ve evliyalarda grlen, gndelik kayglarndan azade, dnya d bir huzur ve saadet okunuyordu. Dedesiyle arasndaki bu benzerlii, Ali'nin dedesini, duvardaki resminden tanyan kars bile fark etmiti. Kendini tamamyla olaylarn gidiine, hayatn akna brakmt Ali, her eyi ho yanlaryla grmeye alyordu; yersiz gerginliklerinden kurtulmu, kaslmalar gitmiti; ocukluundan beri zaman zaman geirdii sinir krizlerinden, aylp baylma nbetlerinden, azndan kpkler getiren seirmelerden, titremelerden eser kalmamt. Ba ars haplar, sinir haplar, uyku haplar, mide kaslmalar, srt arlar, iddetli kanmalar iin ald btn o samasapan haplar, nicedir ekmecelerde bayatlamaya balamt. Herkes, btn bu deiiklikler iin, Ali'den bir aklama bekliyordu. O, bir aklama yapncaya kadar, her dakika merakl gzlerle hayatn ve davranlarn didik didik edecek, kendileri iin cevap yerine geebilecek herhangi bir ey bulana kadar, belli ki, peini brakmayacaklard. Bunun zerine, en eski ama, en kesin sonucu veren zm buldu: Aalardaydm, dedi. Dedemin mezarnn bana diktiimiz aata yattm gn gece. Her gece, ryalarm evliyalar, ermiler, eyhler ziyaret etti. Meer dedem kutlu bir kiiymi. Bouna deilmi o halleri. Dedemle konutum. Bana dnyay aklad. Meer dnyada hibir ey iin zlmeye demezmi! dedi. Bunu duyan Ar Ceza Reisi: Bunun iin, gn gece aata yatmas gerekmezdi, diye tepki gsterdi; Bana sorsayd, ben de bu kadarn sylerdim kendisine. Ali, bu kabil eylere hurafe gzyle bakan, tabiatta vuk'u bulan her hadisenin ilmi bir izah olduunu dnen, Bat medeniyeti alm, ilim irfan sahibi tara mnevverlerine, tahsilli kiilere, byk altndan, bunun bir latife, boinanlarla grgr geen bir oyun olduunu ima ediyor, te yandan dierlerinin, kendisini ermilerle irtibat kurmu bir kutlu kii gibi grmesine hi ses karmayarak, bunun kendisine salad zgrlk alanndan ve kazandrd saygnlktan honutluk duyuyordu. Annesi, onun bu hallerini grse ne derdi diye, iin iin elenmekten de kendini alamyor, halalarnn deyimiyle "Me'aleci Feride"yi mezarnda

kzdrdn dnyordu. Bir yanda, annesini, babasn honut etmek iin, ka yllk zahmetle giyindii kenarlar krmz-yeil eritli, uzun etekli, siyah avukat cppesi, mahkeme koridorlarnda vekarla yrdke, an ve erefle dalgalanyor, te yandan ryalarna ermilerin konuk geldii Ortadou'nun tlsml aalarna trmanarak, ruhlar aleminde ten ve gvde deitiriyordu. Yarlmadan yaanmyordu bu topraklarda. Kendiyle barmann en iyi yoluysa, elikileriyle barmakt galiba. Daha nemlisi Ali, karsnn ve ocuklarnn Midyat'ta olduu o gn gece boyunca nereye kaybolmu olduuna dair, bir aklama getirmi oldu. Ortadan kaybolduunda, kimsenin aklna, dedesinin mezarnn bandaki aaca bakmak gelmemiti tabii. Kars, Her ey biz Midyat'tayken olmu, diyordu. Ermiler gelip kolundan tutup yatandan kaldrmlar bizimkini; dedesinin mezarnn bana gtrm, okuyup flemiler. Bouna deil, ben de orada tuhaf bir rya grmtm. Bizim Ali sk aal bir ormann orta yerinde yanlamasna yanlamasna yryordu; byle upuzun, dimdik bir yol, o gittike yol, daha da uzuyormu gya... gibi her bir sahnesinde budalaca manalar vehmettii birbirinden skc bir dolu ayrnty, u uca ekleyerek kardakinin dinleyip dinlemediine bakmakszn, uzun uzun anlatyordu. Ali'nin karsnn, grdn iddia ettii, her dinleyeni esneten keramet dolu ryalarn, btn Mardin'e anlatmaktaki srarnda, daha ok kocasndan geri kalmamak kaygs ve keramet vehmedilen kocasna layk olmak gayreti seziliyordu. Her ey zamanla duruldu. Ali, baz gnler ve geceler, aynann karsna geiyor, kendini yznn dehlizlerine brakyor, aynadaki dalgnla kaplp gidiyordu, Kulakcinleri onu ziyarete geliyordu; o, srtnda siyah gece elbisesiyle kendini seyrederken, birdenbire kendini aynann te yannda buluyor, Topaac'nda Aliye Suzan'n o renkli ve zevkli hayatn yayordu. Btn bunlar neredeyse bir gz krpmnda, dnya zamanyla llemeyecek ksalktaki hzlarda olmaya balamt. Kimse ne Ali'nin, ne Aliye'nin yokluunu fark etmiyordu. Ali'nin yokluu fark edilse bile, stne varldnda, byk altndan glmseyerek, Bir yerlerdeydim ite, fazla kartrmayn, diye imal konuuyor, manal manal glmsyordu. evresindekiler, onun kaybolduu zamanlarda ermilerle bulutuuna inanyordu. Ali, ardna gizlendii bulanklkta kendini daha gvenli hissediyor, buna ilikin ak ya da rtk btn sorular, yantsz brakyor, ne evet, ne hayr, diyordu. Gerekten hibir ey hatrlamyordu. Onun iin, ayna karsnda kapld dalgnlklar, akamlar, sade kahvesini iip gazetelerini, mecmualarn okurken, ban dayad kulakl berjer koltuunda, iinin geip uyuyakalmasndan farkszd. Bylelikle ksa bir zaman sonra, Mardin'de Ali, stanbul'da Aliye olarak yaamaya balamt. Mardin'deki erkek varl, bu durumdan tr hibir ey hatrlamaz, hissetmezken, stanbul'daki kadn varl, belli belirsiz bir baka hayatn rperileriyle titriyor, ayn anda iki bedende birden yaayan tedirgin bir ruhun kmazlaryla, iddetli sarsntlar geiriyordu. Zaman zaman gzleri akken grlen gndz ryalar kvamnda, imek akm ksalnda ve parlaklndaki grntlerde, kendini, kendi olarak deil, bir bakas olarak, baka bir hayatn iinde gryor, stelik ok canl fotoraflar tayan bu hayat, hibir ey hatrlamamasna karn, ona ok tandk geliyordu. Daha bir ann bile sabitleyemeden, grndkleri hzla kaybolan bu grntler, hafzasnda

hibir iz, hibir iaret brakmadan kr bir karanla gmlp gidiyorlard. Onu yakndan tanyanlar, Aliye'deki bu deiiklii, kazadan sonraki tutarszlklarna, depreen lm korkusuna yordular. Kolay deildi. Ne de olsa lmden dnmt. En nemlisi hafzas yerine gelmiti ya, gerisinin nemi yoktu... Aliye Suzan'n iyileir iyilemez, kendini hzla gece hayatnn kollarna atn, herkes hastal srasnda her eyden uzak kalmasna yordu. Her akam dar kyor; akam yemeklerini mutlaka birileriyle darda yiyor, at'da Sevin Tevs'ten caz arklar dinliyor, Karavan'da striptiz seyrediyor ve mutlaka Club 12'de noktalanan bu uzun tutulmu gecelerin hemen hibirinde evine yalnz dnmyordu. Bu renkli, hzl, lgn gecelerin ardnda, ok daha derin bir susuzluun ve hasretin yattndan kendi de habersizdi. Neredeyse varlndan bamsz bir susuzluu gidermeye, amansz bir hasreti dindirmeye altn kendi de bilmiyordu. Aliye'deki deiiklikleri, yalnzca geirdii trafik kazasyla aklamak olanakszd. Yllardr st ste deitirdii onca sevgiliden sonra birdenbire nereden kt belirsiz, o gne dein hi hissetmedii iddetli bir duygu, iindeki bolua gelip yerlemi, btn varln ele geirmiti. Zaman zaman kime olduunu bilmedii bir hasretle dalp dalp gidiyor; gzleri kendiliinden nemleniyor, nedensiz mahzunlayordu. Yllardr anlamad "melal" szcnn ne anlama geldiini imdi anlamt. Bunca yl, gzellii ve kalpsizliiyle nam salm, ok can yakm olan Aliye Suzan, hayatnda ilk kez, iddetle ak ihtiyac duyuyordu. Ne zamandr kimseyi iddetle istemediini, kimseye derin bir arzu duymadn fark etmi, bunu bir eit yorgunlukla, iinin boalmasyla aklamaya balamt. Oysa, imdi birdenbire, iini bir esrar duygusu sarmt; gnn birinde karsna kacak birinin, hayatnn btn hikayesini deitireceini dlyor; biri iin ok zel olmak ve o birinin de kendisi iin ayn lde zel olmasn istiyor, elinde olmakszn srekli bunun hayalini kuruyordu. Bir yerlerde yaadndan emin olduu, varln kuvvetle hissettii, ama hi tanmad, yzn hi grmedii biri iin hasret duyuyor, burnunun direi szlyor, kimi zaman gzleri doluyordu. Eskiden duyup getii nice ak arks bile, birdenbire hi olmam birinin hatras yerine gemiti. Onun bir gn karsna kaca byl ann beklentisi, zaman rperten bir iddetle btn hayatn doldurmaya balamt. Biri olmadan olunan ak stmasna tutulmutu. Kalbini aka ak tutmu, yaamnda birka kez sevmi ve ona yeniden susam insanlara tandk gelen bu duygu, onun bsbtn yabancsyd; dolaysyla deneyimlerin kazandrd i hazrlklarndan da yoksundu. Bunca yl kalpsizliiyle savunduu bedeni, imdi hemen her tehlikeye ak savunmasz bir ocuk gibi, iinden ve imtihanndan geecei ak emberini aryordu. ok gemeden de o ate emberinin tam ortasna dt. Otuzlu yalarn btn grkemiyle yaayan Aliye Suzan'n hikayesi de byle balam oldu. stanbul'un gzde mekanlarndan Club 12'nin kimi zengin ve hatrl mterileri iin zel bir servisi vard. Sahne nndeki kimi masalar, gelsinler ya da gelmesinler, onlar iin bo tutulurdu. rnein, bakirelere dknlyle tannan, monokl gzlkl, kei sakall nl bir gazete patronunun ya da ad sabun, temizlik tozu

gibi rnlerle markalam nl bir fabrikatrn kendilerine ayrlm olan "hususi" masalar kimselere verilmez, ge saatlere kadar onlar ya da onlarn zel konuklar beklenir dururdu. O gece, o masalarn birinde tek bana oturan, temiz yzl, dalgn bakl, yakkl bir gen adam dikkatini ekti Aliye Suzan'n. Grr grmez adamn yabanc olduunu dnmt; bunu ona dndren, adamn bal rengi salar, ak, duru teni deildi yalnzca. Duruu, oturuu, hali, tavr, hep birden yabanc olduunu belli ediyordu. Bir de gen adamn yznde, gnn birinde biri tarafndan okunmay bekleyen uzak bir esrarn hikayesi saklanyordu. Sahnede Marino Marini orkestras alyor, kulbn deimez solisti Renata, gizemli ve bouk sesiyle ak arklar sylyordu. Kendine her zamanki gibi, gerilerde, kuytu bir masa semiti Aliye Suzan. Her yere hakim bir noktadan bakmaktan, herkesi biraz uzaktan izlemekten holanr, fazla gze batmamak isterdi. Bulunduu hemen her yerde biraz geride durmak isteyiinde, fazlasyla gsterili bir kadn olduunu bilmenin gveni vard elbet; nasl olsa grleceinden emindi ve mesafeli durmann, gzelliine ayrca gizemli bir ekicilik kattn da bilirdi. Oysa, imdi masada tek bana oturan u gen adam farknda bile deildi onun. Zaman zaman hibir yere taklmayan baklarla salonu yle bir taryor, sonra dikkatini yeniden sahneye, arkcya veriyordu. Aliye Suzan, gen adamn bu tutumunun, baklaryla insanlar rahatsz etmemek nezaketinden ok, fazlasyla kendine dnk yapda biri olmasyla ilgili olduunu dnd. Yakkll ilahlarla yaran erkeklerde grlen genel bir zellikti bu. Kendilerine bakmaktan dnyay gremezdi byleleri. Nitekim, Aliye Suzan'n, kendinden baka hemen her eye kaytsz grnen gen adamn dikkatini ekme abalar da sonusuz kald. Adam, masada yalnzd, kimseyi bekler grnmyor, daha nemlisi etrafla ilgilenmiyor, tek bana elenmekte kararl olduu anlalyordu. nnde buz kovas iinde ampanyas duruyordu, onun da, kendisi gibi ampanya imesi houna gitmiti Aliye Suzan'n. Bu eit kk ortaklklar, gelecee giden yolu kolaylatrrd. Az sonra istedii bilgiler kulana fsldanmaya balanmt. Adam gerekten yabancyd, talyand, gazeteciydi, nl gazete patronunun misafiri olarak, onun masasn igal etmiti. imdilik Pera Palas'ta kalyordu ama, yapt bir aratrma nedeniyle, bir sreliine stanbul'a yerleecei, bunun iin bir ev tutaca syleniyordu. Adamn ilgisizliinin, kaytszlnn kendisini fazlasyla kkrttn fark eden Aliye, bu durumun kendisini bsbtn bylemesine ve duygularn istemedii kadar trmandrmasna izin vermemek iin, bir an nce adamla tanmak ve durumu normalletirmek gerektiine karar verdi ve gen adama ilikin bu bilgileri kendisine byk bir itahla aktaran sosyete kuu Huber'den bu tanmay salamasn istedi. Aliye Suzan'a neredeyse marazi bir hayranlkla bal olan, bu yzden de arkadandan ok, "femme de chambre" gibi ardnda dolaan Huber, Aliye Suzan'n isteklerini emir telakki ederdi ama, tam bu srada beklenmedik bir ey oldu. Grr grmez yabanc olduuna hkmedilebilecek kadar sska ve uzun boylu gen, sarn bir kadn, hzl admlarla masasna gelerek gen adam kaldrd ve birlikte apar topar ktlar. Gen adam, oturduu srece, ne saatine, ne kapya, ne etrafa bakmt. Birini bekler gibi bir hali de yoktu. Gene de kzn geldiine armamt. Bu durum, Aliye Suzan'n, adamn kzla ilikisinin mahiyetini anlamasn zorlatrm, cann skmt. Karlamalar bir rastlant olmasa gerekti. nk, kz etrafa yle bir baknp dorudan adamn masasna ynelmiti; adam da, onu grnce hemen ayaa kalkm, el skm ve kulpten birlikte kmlard. Adamn sevgilisi ya da flrt olabilir miydi? Grne

baklrsa, aralarndaki daha mesafeli bir iliki olmalyd. En yaklak karsama, kzn bir nedenle adam almaya geldiiydi. Belki de adamn hibir eyi olmayp yalnzca gezisini organize eden grevlilerden biriydi, Aliye Suzan'a gre, zaten her haliye sekreter tipli bir kzd. Yine de bu karsamalarn doruluundan emin olamyordu. Birdenbire, iinin kskanlk ve aresizlikle dolduunu ve hi alk olmad bu duygularn, i dengesini bozarak onu kt ettiini hissetti. Kzn geliiyle birlikte ayaa kalkan gen adamn grnndeki grkemden Aliye Suzan'n ba dnd. Tahmin ettii gibi, uzun boylu, uzun bacakl, geni omuzlu, sportmen grnlyd; kulbn glgeli, lo nda, stelik izgileri belirsizletiren koyu takm elbisesinin altnda bile dirim fkran salkl, gl bedeni hissediliyor; dahas arzu uyandryordu. Aliye Suzan elinde olmakszn yutkunduunu fark etti. Adamn gitmesiyle birlikte, tad tuzu kat. Neesi snd. Gece, onun iin, o an bitmiti. Kendisini, beyaz atl prensinin yolu, bakas tarafndan kesilip karlm mahzun bir prenses gibi aresiz ve hakk yenmi hissediyordu. Etrafa olan btn ilgisini kaybetti. Birdenbire ii ksmt. Hrnlat, aksileti ve iddetli ba arlar iinde evine dnp kendini yataa att. Ortada bir yar olmad halde, kendini ar bir biimde yenilmi, hatta bozguna uram hissediyordu. Yenilgi, hi tanmad, alk olmad, kabul edemedii bir duyguydu. stelik, adamla tanmay bile becerememi, onu kazanmak iin herhangi bir ey yapmasna frsat kalmadan, saf d braklmt. Sabah uyandnda Ali, kendini niye bu kadar kt hissettiini anlamad, stelik dn, uzun zamandr sren zor ve etrefil bir dava kazanm, akam ehir Lokali'nde bunu birka kadeh ierek, byk bir nee iinde kutlamt. Yllar yl azna ikinin bir damlasn dahi koymam Ali'nin, bir zamandr baz akamlar eitli vesilelerle birka tek parlatmas, etrafndakilerce artk pek yadrganmayan deien onca huyunun yanna sessizce yazlm yeni bir adetiydi. Belki de, fazla kardm, dedi. Ne de olsa adetim deil, belki ly kardm. Bam atlayacak neredeyse! Ne oldu bana? ki gece sonrayd ki, sosyete kuu Huber, eitli entrikalar deneyip, Aliye Suzan ile talyan gazeteciyi, Club 12'de ayn masada buluturacak "organizasyonu" salamay baard. Bylelikle, her eye bir raslantym havas verilmi olacakt. Aliye Suzan, geceye, cenk meydanna kan bir cengaver gibi zenle hazrlanm olmakla birlikte, iddiasn gzlerden saklamay beceren, heyecann ve merakn hi belli etmeyen doal davranlar iindeydi; iinde kopan frtnalara karn sakin grnyordu; ll bir makyaj yapmt, taklar abartszd; grnne, inceden inceye hazrlanm gibi deil de, sanki her zamanki hali byleymi hissi veren sade bir klk egemendi. Masadaki herkesle eit lde ilgileniyor, adnn Massimo olduunu rendii talyan gazeteciye, scak ama mesafeli davranyordu; gereinden fazla ilgi gstermedii gibi, neredeyse ok da nemsemiyormu grnyordu. Doall, sahici deil, edinilmi bir doallkt; gerekte profesyonel bir vekarla durumu idare ediyor, bu arada iin iin Massimo'yu tartyordu. Huber, ona ve onun bu profesyonelliine bir kez daha hayranlk duymaktan kendini alamad gibi, eilip kulana sylemeden de duramad. Aliye Suzan, gzbebeklerinde hnzrca parltlarla, ll bir tebessmle karlk verdi ona. Bu glmseyiinin ardnda, Ah, bir de iimi bilsen, havas seziliyordu.

Gene Huber tarafndan renilen, uzun boylu sska sarnn gerekten konsolos sekreterlerinden biri olduu bilgisi ayrca iini rahatlatmt. Bir ara Massimo, onu dansa kaldrp salam bir tutula, gl kollarnn arasna aldnda, o zamana kadar bir biimde koruduu hakimiyetini yitirecek gibi olmu, gzleri kendiliinden kaym, kuyruksokumuna kadar rpermi, ardndan btn bedenini hafif bir titreme almt. Yemek boyunca, hissettiinden ok daha fazla gvenli grnm, ama gen adamn kollarnn arasna almasyla birlikte, nianls tarafndan ilk kez dansa kaldrlan mutaassp mahalle kzlar gibi sakarlavermiti. inde, bugne kadar rendikleriyle, imdi hissettiklerinden oluan birbirine kart iki g, ayn anda ve ayn iddette harekete gemi, onu iki ayr kutba ekmeye balamt. Alk olmad ikilemlerle iinin alkalandn duyuyordu. Massimo, ll ve saygl bir uzaklkla tutmutu onu kollarnn arasnda, bir ara bir eyler sylemek iin kulana eildiinde, Massimo'nun yakc soluu, boynunu, kulakmemelerini, sa diplerini rpertmiti. Gen adamn srm olduu gayet hafif, uucu, tenis kortlarnn yeil ve serin havasn artran kokusu, genzini doldurdu Aliye Suzan'n. Beklenmedik anlarda bir erkein parfmnn duyulmasnn kendine zg bir ehveti olduunu bilirdi, ama bu sefer, bu kokunun iinde, baskn biimde adamn teninin kokusu da vard. Daha dorusu, srnd koku, adamn teninin kokusunun daha ok ortaya karyordu sanki. Aliye Suzan, Massimo ile yaadi gerilimin, ncekilere hi benzemediini; bu sefer, gnn gzde "playboylaryla" giritii hzl maceralardan, kk ve zararsz apknlklardan, gcn ve ynetimin kendisinde olduu tehlikesiz flrtlerden bambaka bir eyin kendisini beklediini anlamt. Massimo'ya olan ilgisi arttka, g yitirdiini, iinin o gne kadar hi bilmedii, tanmad bir teslimiyetle dolmakta olduunu fark etti. Teslimiyet. Evet, doru szck buydu: Teslimiyet. "Bana istediin her eyi yapabilirsin," demekti bu. Ve Aliye Suzan bunu sylemek istiyordu. inde yllarca kapal kalm yakc bir sr gibi iddetle bunu sylemek istiyordu. Bugne kadar hi bilmedii, kendisi iin taze ve yeni bir duyguydu bu. Bir eit teslimiyet, bir eit klece boyun ei hissediyordu Massimo'ya kar. Sanki daha azna Massimo raz olsa bile, o olmayacakt. Bu duygularn kendi iine, zne ait olmadn, neredeyse dardan damarlarna rnga edilmek suretiyle aktarldn dnyordu. Btn bunlar, hem fazlasyla gerekti, hem de o lde yabancyd ona. Kendini tanyamyordu. Aliye, bir duygunun, insan nasl deitirdiine, deitirebildiine, ilk kez bu lde tank oluyor, an be an bakalatn hissediyordu. Demek duygularmz, sahip olduumuz gereklii de deitirebiliyordu. Dans bitmeden, daha Massimo'nun kollarndayken, ona srlsklam ak olduunu kendine itiraf etmekten baka bir aresi olmadn anlad. Akt bu. Ondan karmay baard, yakar, tapnma ve aresizlik okunan birka baknda, yaral bir hayvann baklar vard ve onun yannda, hibir erkein yannda olmad kadar sessizleiyordu, sanki btn szckler kullanm deerini ve gcn yitiriyordu. Sanki konusa, hissettiklerini dillendirmeye kalksa, ii azalacakt. O gece, tek baars, Massimo onu evine braktnda, bir kahve imek iin olsun, yukarya armamay becerebilmek oldu. Bunu nasl yapabildiine kendi de ard ama, ona bunu yaptran

ey, bir ilikide kazanan taraf olmak iin herhangi bir strateji ya da taktik uygulama dncesi deil, birdenbire iinde beliren kendisine bu kadar yabanc bir duygunun varlna kar duyduu korku ve gvensizlikti. Apansz ortaya kan bu duygularn, gelecei iin bir biimde tehdit oluturduunu hissediyordu. Duygular, dnceleri, istekleri ve kararlar konusunda, hem kendine hem bakalarna kar, her zaman srprizsiz biri olmutu. Ne istedii, ne istemedii, her zaman iin fazlasyla belli olan biri olmu, karar ve tutum gerektiren konularda her seferinde skc bir tutarllk gstermiti. imdiyse, ilk kez iinden ve kendisinden korkuyordu. zerinde yeterince dnlmemi, tartlmam, snanmam, kendisi iin yepyeni olan bu duygularla nasl ba edeceini bilemiyor, kendini bu kadar acemi ve toy hissederek balayaca bir ilikide, denetimini yitirip her eyi kar tarafn ellerine teslim etmekten korkuyordu. Bugne kadar btn rendiklerinin, o pek vnd hayat tecrbelerinin, ilk kez ak olmann acemiliine bir faydas olmayacan sezmi, imdi yalnz kalarak, zorlama bir skunetle, iini toplamaya, dncelerini sralamaya alyordu. Massimo, onu bir anda silahsz ve rlplak brakmt. Hi kimse karsnda plaklk duymamt bugne kadar. Bir kadn iin bu kertede gvensizliin ne demek olduunu ilk kez anlyordu. Hatrlad kadaryla plaklk benzeri bir duyguyu, son olarak ocukluunda, annesine kar duymutu. abuk byyen ocuklardan biri olduu iin de, plakl uzun srmemi, erken giyinivermiti. Massimo, onu evine brakp gittikten sonraysa, kararszlklar, ikilemler ve pimanlklar iinde kvranarak sabaha kadar uyuyamad. Ak olmann nasl bir ey olduu zerine yeniden dnmeye ihtiyac vard. Birka kez, ak sand duygularn kendisini nasl yanlttn gemiteki baz deneyimlerinden biliyordu. Ak filmlerine ve romanlarna zenerek, duygularna yklenmi, zorlama duygular ve onlarn zorunlu kld klielerle yaanm birka ilikiyi, ksa bir sreliine de olsa ak sanm, hibir iddeti olmayan, etkisini bunca abuk yitiren duygularn ak olmadna karar vermesiyse, fazla zamann almamt. Sonrasnda, ak olmaya uygun bir bnyesi olmadn kabullenmi, heyecanlarla yetinmenin kendisine daha uygun olduuna karar vermiti. Kendisini hibir ilikiye tam olarak veremiyordu. Hayatna giren erkeklerin ou, iliki bitimlerinde onu, sevgisizlik ve akszlkla sulam, ardndan gizli ilenler yadrmlard. Kalbini kimse ele geirememiti. Ona kalrsa, erkeklerin hazmedemedikleri de buydu aslnda. Ne kadar "birlikte" olurlarsa olsunlar, o, hep fethedilememi bir kale olarak kalyordu erkeklerin gznde ve hatralarnda. Oysa Aliye Suzan iin, erkekler de, mzik gibi, dans gibi yalnzca bir elenceydi. Erkeklere bak, ou erkein kadnlara bakndan farkl deildi, galiba erkeklerin houna gitmeyen de buydu; kendilerine ait olduunu dndkleri bir hakkn, bir kadn tarafndan, stelik bu kadar iyi kullanlmas, kafalarndaki rol dalmna uygun dmyordu. Massimo'ya kadar byleydi bu. Massimo, iinin btn denklemlerini bir anda deitirmiti. Kendisinde hibir gemii, hatras ve hazrl olmayan bu duygunun, btn benliine hakim olmasyla birlikte yaanabileceklerden rkyor, birdenbire ortaya kan bu akn iindeki varlna almaya alyordu. Massimo'nun, Etrskl atalarndan kalma keskin profili, bir casus kadar souk olmasna karn, ona gene de bir "Latin Lover"

havas veriyordu. Her zaman yar slak duran, yanak ukurlarnda kkrtc kvrmlarla gamzelenen etli dudaklar, keskin hatl, ince kemikli yzne bir ocuk masumiyeti ve safl kazandryor; gzlerini glgeleyen gr kirpikleri, baklarna fazladan bir esrar kazandryor, duygularn saklamasn kolaylatryordu. Aliye Suzan, ne zaman gzlerini yumsa, karsnda Massimo'nun yz beliriyordu. Kendini, her yann Massimo'nun hayalinin kaplam olduu ka olmayan bir byk tuzakta hissediyordu. Massimo'nun hayali, kimi zaman sabah gnei gibi iini styor, kimi zaman k gnei gibi kendisini mitsiz bir aydnla srklyordu. Massimo, gneti ve Aliye Suzan, kimi sabahlar uzak camilerden duyulan sabah ezanlaryla uyanp balkona kyor, Massimo'yu dnyor, birlikte kuracaklar bir gelecek dlyordu. Bir Dou masalnda kaybolmu bir yabancnn yznn hikayesinde saklad esrarn ardna dm bir masalcnn yolculuuna hazrlanyordu. Akn bir yolculuk olduunu anlamt. Tarabya'da, Palet Restaurant'ta, ilk kez stanbullulara tantlacak olan "paella yemei" akamna kalabalk bir grup olarak katldklarnda, Huber, ne yapp edip ikisini yan yana oturtmay baarmt. Aliye Suzan, kendini geen seferki kadar gl hissetmemekle birlikte, gene de ilgisini ll bir tutum iinde saklamay becerdi. Massimo, koyu krem rengi keten takm elbisesi iinde bir rya kahraman gibi tebessm ediyor, adeta yordu. Sk dmlenmi, dore desenli, safran rengi bir boyunba takmt. Aliye Suzan, onu grr grmez, hayatta en ok istedii eyin Massimo olduunu bir kez daha anlad. Sanki hayatndaki btn erkekler ve ardnda brakt yllar boyunca, farknda olmadan hep Massimo'yu beklemi, kendini ona hazrlamt ve btn hayat Massimo iin yaplm bir provayd. Massimo da, Aliye Suzan'a bu gece ok daha yakn ve scak davranyor, ounun ilgisine karn dier kadnlarla pek ilgilenmiyordu bile. Bunun kendi kuruntusu olup olmadndan emin olmak iin, tuvalette Huber'i sktrd Aliye Suzan. Senden bakasna bakt yok, samalama! dedi Huber. Dikkat etmiyor musun, koca masada bir tek seninle konuuyor neredeyse. Ama hi ataa gemiyor, dedi Aliye Suzan. Aman bilmez misin, Avrupal erkekleri, kadna doymutur bunlar, yle grr grmez a kurt misali saldrmazlar bizimkiler gibi, dedi Huber. Massimo'nun talyan olduunu unutuyorsun, dedi Aliye Suzan. Kadnlar sz konusu olduunda talyanlar, hangi kt'adan olduklarn unuturlar! Daha iyi ya, azck cilve yap, bir eyler ima et. Aman, ben mi reteceim sana ne yapacan? Gene de ilk hareket ondan gelsin diye bekliyorum. Belki ekiniyordur, dedi Huber, Bakma sen, bu kadar yakkl erkekler aslnda ekingen olurlar; senden ne kadar holansa da, iin iin byle muhteem bir kadnn kendisine yzvermeyeceinden korkuyordur. Kendi gzndeki kredisi dsn istemiyordur. Hem, sen de pek gnll grnmyorsun dorusu.

Daha nasl gnll grneyim kuzum, kucana oturacak halim yok ya! Bana kalrsa, ikiniz de ayn sebepten ekingen davranyorsunuz. O senden ekiniyor, sen ondan ilk hareketi bekliyorsun. Bence biraz daha pas ver. O zaman grelim bakalm, ne olacak? Tuvaletin kapsnn alp birilerinin gelmesiyle birlikte, pudriyerlerini katlayp antalarna koydular, ayna karsndan ekilip, dar ktlar, masalarna dndler. Bir dava iin iki gnlne Bingl'e gitmi olan Ali, Mardin'e dnnde, evrak antasnn iinden kan pudriyerin oraya nasl girmi olduuna akl erdiremediyse de, zerinde fazla durmad; pudriyeri, kars grmeden ortadan kaldrp, hayatndaki dier muammalar gibi, bunu da bilinmezler hanesine yazarak, yeniden gndelik hayatnn hayhuyuna dnd. Meslek hayatnda ok parlak bir dnem yayordu, kavgal olduu birok hakimle aras dzelmi, karsyla sorunlar byk lde zmlenmiti; ocuklaryla da aras iyiydi. stne stlk, sal hi olmad kadar yerindeydi. Dzenli ve iyi uyuyordu. Kalp arpntlarndan, nefes darlklarndan, sebepsiz skntlarndan, kant krizlerinden eser kalmamt. Daha ne isterdi ki insan? Evrak antasnn iine nereden girdii belli olmayan bir pudriyer yznden durduk yerde hayatn karartamazd. Otel odasnda benden nce kalm bir bayan mterinin olmal, ben de dalgnlkla alp antaya atm olmalym, diyerek, kendi iin yeterli ve ikna edici olan bir aklama yapt. Ayrca kimseye bir ey sylemek zorunda da deilim. Ortadan kaldrmadan nce, son bir kez koklad pudrann kokusu tuhaf biimde tandk geldi ona. Karsndan bildii ya da zamannda annesinin kullandklarndan kalm bir hatra deildi bu; stanbul'a gidilerinin birinde, Kapalar'da, Sryani kuyumcunun dkkannda tant o kadn artryordu. Zaman zaman aklna den, tamamlamaktan korkup kat yarm kalm o macerada, hayatna ilikin bir eyi skalam olduu dncesi, hibir zaman yakasn brakmamt Ali'nin. Belki yaansa oktan bitmi olacak olan o ey, belki de bu yzden iinde hi bitmemi, kimi zaman, imdi olduu gibi, bir kokunun hatrasna saklanarak karsna kp durmutu. Kimi zaman yaanmam eylerin hatras, yaanm eylerin hatrasndan ok daha gl ve derin izler brakyordu. Belki de, karlarla kapl Bingl'de, tenha bir otelin, sar bir ampuln aydnlatt kt bir odasnda, kim bilir hangi vesileyle yolu Bingl'e dm stanbullu mahzun bir kadnn dalgnlkla unuttuu bir pudriyer, yanllkla Mardin'e kadar gelerek bambaka bir hikayenin armlarna karm, iindeki kaderi yeniden uyandrmt. Herkes bir yerde bir eyasn unutur mutlaka, dedi Ali ve elindeki pudriyeri bir gazete kadna sarp pe att. Birka gndr Massimo'dan hi ses kmyor, Aliye Suzan da kendini eve kapatm bir halde, btn gn gzleri telefonda, ondan telefon bekliyordu. Ona ulaabildii birka yer vard, srarla ansn deniyor, ama gene de ona ulaamyordu. Birka arkadayla birlikte, Eyp'te kahve imeye gittikleri gn, kr kahvesinde tahta masalarn birinde grd Massimo'yu; yannda kvrck sal, zeytin tenli, ak renk gzl bir delikanl

oturuyor, sakin bir hava iinde kahvelerini iip sohbet ediyorlard. Massimo'nun yz d Aliye'yi grnce, mahcup bir ifadeyle arkadan tantrd, gzlerinde parlak klar yanan bir Rum delikanl, inci gibi dileriyle scack glmsedi. Delikanlnn, Aliye Suzan' grr grmez gzlerinde kvlcmlanan arzu prltlar, Aliye'nin, kendisini Massimo'ya kar daha gvenli hissetmesini salad. Yorgo, konsolosluktan, dedi Massimo. Bana, stanbul'u tantyor. Hi ses kmyor senden, diye sitemle sordu Aliye Suzan. Kusura bakma, ilerim ok youn, arayamadm seni. Ama aklmdasn. Merak ettim, dedi. ok merak ettim. Birdenbire yok oldun. Hatta belki gitmitir artk, diye dnmeye balamtm. Yok canm ne gitmesi? dedi Massimo. Daha buradaym. Hem gitmeden aramaz mym? Bari bu sefer arasn ok uzatma, dedi Aliye Suzan. Her neyse, imdi senin de benim de yanmda arkadalarmz var. Onlarn yanna dnmek zorundaym, buraya ben davet ettim onlar. Ha sahi, akama ne yapyorsun? Yemee gelsene bana, yeni plaklarm var, hem biraz sohbet etmi oluruz. Maalesef bu akam megulm. Amerika'dan gelen gazetecilerle nemli bir yemek var, dedi Massimo. Peki ya yarn akam? dedi Aliye Suzan. Massimo bir an duralad, yznden bir glge geti, Aliye Suzan'n yznde geri evrilmeyecek bir ifade vard. Olur, gelirim, dedi. Ertesi gn erkenden kalkp hi adeti olmad halde, Sdka'yla birlikte, kendi de girdi mutfaa. Dnorbas, czbz kfte, domatesli makarna, obansalatas, patates presi, spanak presi, trl, mcver, topik, hnkarbeendi, humus, muska brei, dereotlu cack, zeytinyal taze fasulye, zeytinyal prasa, revani, kabak tatls yapld. Sdka, Bu kadar ok yemei kim yiyecek hanmefendi? dedike, yerli mutfan daha baka hangi rneklerine yer verilebilir, diye dnyor, Biz sofraya koyalm da, isteyen istedii kadar alsn, diye inandrc olmayan batan savma yantlar veriyordu. Oysa btn bunlarn yer ald sofrada, istedii kadar alacak olan, yalnzca bir kiiydi. Elindeki kak kabn iindeki sosu kartrrken telefonun ziliyle kalakald. Birdenbire, arayann Massimo olabileceini ve akam yemeini iptal etmek isteyebileceini dnerek telefona bakmak istemedi. Salondan Sdka'nn sesi duyuluyordu, neeli neeli konutuuna baklrsa, ortada ters bir durum yoktu ama, Massimo'ya kar kendini byle gvensiz ve gergin hissetmesi houna gitmedi. Kendini birkez daha yakalamt. Sdka, mutfaa dndnde, arayan u yazar arkadanz, dedi, sizin banyo perdelerini asm pencerelerine, pek gzel durmular, teekkr ediyor.

Srtnda dekoltesi azck geni tutulmu, siyah zemin zerine mor, ac krmz, siklamen, yavruaz, turkuaz renkli irili ufakl ieklerin, dank dzen serpitirildii desende ipekli bir elbiseyle kapy atnda, Massimo'nun yzn dev bir iek buketi rtyordu. Aliye Suzan, sabahtan beri defalarca tarad gmrah salarn, azck kabartarak dalga dalga omuzlarna brakm, papatya pudrasyla ovduu teni, imdi "Courage"n lsn bol tuttuu baskn, kkrtc kokusuna kalmt. Gsnde akarsu gerdanlk ve kulaklarnda salkm kpeler vard. Dier karlamalarndan farkl olarak, sade bir klk yerine, bu kez iddiasn daha grnr klma yoluna gitmiti. Sabahtan beri buz kovasnda bekletilmi raklar sofraya getirdiinde, kendisine yabanc heyecanlar iinde, gen bir kzn rperilerini duyuyordu. Pikapta, Mina'nn, Ornella Vanoni'nin arklar alyor, minede kuru odunlar trdyordu. Vazolar, Sabuncakis'ten getirtilmi, ba dndrc kokularyla evin iinde bir kr havas estiren rengarenk ieklerle doluydu; masada, sehpalarda dolgun alevli mumlar yanyor, btn bunlar roman sayfalarndan, film karelerinden alnma tutkulu bir ak gecesi havas yaratyordu. Aliye Suzan, gece boyunca, kendi llerini zorlayarak, Massimo'ya duyduu ilgiyi ve yaknl belli etmi, onun bu atakl karsnda, Massimo'nun hafife geri ekildiini grerek birdenbire durgunlamt. Hayal krkl iinde, nerede hata yaptn bulmaya alyordu. Ataklnn, pervaszlk lsne varm olabilecei, bunun da Massimo tarafndan ho karlanmad kukusuyla birdenbire ekingenlemi, kafasn kartran sorularn arad yantlar zamanda gizliymi gibi nedeni belirsiz bir duyguyla, salondaki ayakl saate, kaamak gzlerle bakmaya balamt. Kahvelerini imek iin kanepeye oturduklarnda, ikinin artrd cesaretle snrlarn zorlayan Aliye Suzan, bir an kendini tutamayp arzuyla Massimo'nun dudaklarna uzanm, ama Massimo'nun dudaklarnn buz soukluu, btn cesaretini krm, bu kez onu kesin olarak durdurmutu. Aliye Suzan' bir biimde incittiini dnen Massimo, bir zaman sonra kollarn onun omuzlarna dolayarak, japone kollu giysisinin plak brakt omuz balarn okam, yanaklarna, boynuna birka kaamak pck kondurarak, gnln almaya alm, gene de ileri gitmekten dikkatle kanmt. Uzunca bir sre, manidar biimde sessiz kalan Aliye Suzan, birdenbire dnp, Hayatnda biri var, deil mi? diye sorduunda, Massimo, ilkin duralam, gzlerini karm, sonra da ses karmadan, "evet" anlamnda ban sallamakla yetinmiti. Aliye Suzan iin o an her ey bitmiti. Hayatnda biri olabileceini nasl da dnmemiti! Belki de bu gerekle yz yze gelmemek iin, bugne kadar aklna bile getirmemiti bunu; kendisine hile yapmt. imdi her ey baka bir bir k altnda grnyordu. Arada biri vard ve belli ki, Aliye Suzan'n varl, sevgilisine sadk kalmak konusunda kararl olan Massimo'yu ikileme srklyor, o da bunun iin Aliye'den uzak durmaya alyordu. Yoksa zaman zaman yaknlamasnn, sonra birdenbire geri ekilmesinin baka

ne anlam olabilirdi ki? Aliye Suzan gibi bir kadna fazla kar koyamayarak, arzularna yenileceini ve sonradan yaayaca pimanlk duygularnn iini ok hrpalayacan dnm olmalyd. Belki de, btn bu zaman zarfnda Aliye yznden derin bir ikilem yaam ve bunu ona hi yanstmamt. Massimo, konuan, duygularn ele veren biri deildi. Yzndeki dalgn bulutlarn ardnda neler olup bittii kolay anlalmyordu. Birden bu kadar zamandr, onun adna dnp durmaktan yorgun dtn fark etti Aliye Suzan; Massimo'nun davranlarndan elde ettii kk ipularyla, onun duygularn, dncelerini yorumlama, anlama yoluna gitmiti; stelik bunda her seferinde baarl olduu da sylenemezdi. Her eyi yeniden gzden geirmeli, onu kazanmak iin mcadele etmeli miydi? Neden sonra alak bir ses, ama kararl bir tonla, Beni anlayacan umuyorum, dedi Massimo. Dudaklarnn buzuna, sesinin kararl serinlii eklenmiti. Sahiden yapacak bir ey yok gibiydi. Gcn toplamas, Massimo'dan hibir biimde vazgeemeyeceini anlamas ve onu kazanmak iin mcadele etmeye karar vermesi, her an deien birbirine zt kararlar ve duygularla, keder ve kahr iinde geirdii birka gnn ald. Bu gnler boyunca Huber, yanndan hi ayrlmam, ona destek olmu, moral vermi, telkinlerde bulunmutu. Kendini yeniden Massimo ile karlaabilecek kadar gl hissettii gn beklemi ve o gc bulduuna inandnda, onu yeniden aramt. Her zamanki gibi eitli grmeler nedeniyle srekli darda olan Massimo'yu yerinde bulamamt. Bilmedii, onu aramaya karar verdii o gnn, tam da Massimo'nun doum gn olduuydu; ona ulamak iin arad arkadalarndan biri sylemiti bunu ona. Massimo'nun bir grme iin darda olduunu, ama akamst eve dneceini, onu saat 17.00'den sonra evde bulabileceini sylemiti. Massimo'nun ksa bir sre nce, Tnel taraflarnda, geen yzyldan kalma karark yzl, eski bir apartmanda, yksek tavanl, ok odal bir apartman dairesi tutmu olduunu biliyordu. Evine, yataktan, koltuktan nce pikap ve radyo alm olduuna herkes glmt. Massimo'yu arad gnn ayn zamanda onun doum gn olmasndaki mutlu rastlantnn, kaderin bir iareti olduuna hkmetmi, elinde Sabuncakis'ten yaptrd koca bir bahar dal buketiyle, koltuunun altnda bir ie Fransz ampanyas olduu halde, grkemli apartmann, geni sahanlklarla birbirine balanan basamaklarn karken, her eyin asl imdi baladn, bahar sarholuuna benzer bir mutlulukla, iine nereden yrdn bilmedii tazelenmi bir umutla dnmt. Geleceini ona haber vermemi, ani bir kararla srpriz yapmak istemiti. Bu, sanki her eyi ok daha doallatracak, ok daha iten klacakt. Bu sefer, daha scak, daha dosta davranarak, Massimo'nun kendiyle ilgili btn dncelerini renmek ve sonra da kararlarn etkilemek istiyordu. Aklna koymutu: Onu kazanmak iin her eyi yapacakt. ift kanatl kapsnn kanatlarndan birinin zerinde, kurgulu zil vard, kelebeini saa sola evirerek birka kez ald. eride, dipte bir yerden mzik sesi geliyordu. Apartman girii, yandan olduuna gre, salon dipte, sokaa bakan taraftayd ve mzik sesi de oradan geliyor olmalyd. Kulak kabarttysa da, alan mziin ne olduunu tanyamamt; mzik sesinin, zil sesini bastrdn

dnp bir sre srarla ald halde, kap almam, neden sonra koridorda belli belirsiz duyulan ayak sesinin ardndan, yarm aralanan kapda zerinde bornozla Massimo belirmiti. Hazrlksz yakaland belliydi, yzndeki ifade, srarl bir satcya, ya da inat bir kapcya ayarlanm gibiydi. Terli mi, slak m olduu ilk bakta anlalmyordu; sann peremleri alnna yapmt, kuan bile tam balayamad srtndaki bornoz, Massimo'nun banyoda olduu iin, kapy amakta gecikmi olduunu dndrmt. Kendini, kendi srprizinin hikayesine fazlasyla kaptrm olan Aliye Suzan, elindeki bahar dal buketini "Happy Birthday!" diyerek uzattnda, Massimo, kapy tamamen ap buketi almak durumunda kalm, tam bu srada, geride, havlusunu beline dolam, yar slak bir halde, banyodan kp yatak odasna girerken, bir an koridorda durup Aliye Suzan'a kirli bir tebessmle glen Yorgo'yu grmt. Bunlarn hepsi birka saniye iinde olup bitmi, ama grd resim, her eyi anlamasna yetmiti. Koridora adm att an, alan mzii tanmt: Tavernalarda ska alnan Rumca bir arkyd bu. Yz umutu sanki. Varl erimiti. Eti yanm, kmrlemiti, kavurucu o ilk acdan sonra, imdi hibir ey hissetmiyor gibiydi. Massimo boalan baklarla bakt Aliye Suzan'a. lk kez duygularn ele veren baklarla bakyor; bu baklar, her eyi aka sylyordu. Aliye Suzan, geri dnp basamaklar koar adm inmeye balamadan nce, glkle toparlayabildii hrltl bir sesle, Misafirin olduunu dnmemitim, af edersin, diyebilmiti ancak. Yalnzca doum gnn kutlamak istemitim. Massimo, hzl admlarla basamaklar inip uzaklaan Aliye Suzan'n ardndan apartman sahanlna seslendi: Seni incitmek istememitim. Cevap olarak, aada, kapanan d kapnn sesi duyuldu. Bu son karlamalar oldu. Aliye Suzan, eve dnmedi, uyumu bir haldeydi, kendisini, babo bir gcn ynetimine brakm gibiydi. Fener'e kadar amaszca srd otomobilini. Pencereler akt, Boaz'n iyot ve yosun kokan tuzlu rzgar dolutu otomobilin iine. Genzini yakan bu koku, hem ayltyordu onu, hem uyuukluunu artryordu. Boaz bitti. Yol bitti. Dn yolunda, Saryer'de durdu, az bilinen sala bir meyhanede az mezeli bir iki sofras kurdurdu. Nereye gideceini bilemez bir haldeyken, bu meyhaneyi birden hatrlayabildiine kendisi de ard. Yllar nce gelmiti buraya. Belli ki, yakn tarihin ansn tayan bir yer istememi, tandk kiileri grebilme ihtimalinin neredeyse imkansz olduu bir yer semiti. zerleri, desenli muambalarla kapl tahta masalarn en dibindekine, cam kenarna oturdu. Tozlu camlardan kirli bir kr ve bir para deniz grnyordu. Meyhane neredeyse bo saylrd. Dolu olan bir iki masa vard yalnzca, gndzden imeye balam ve kendi dnyalarna erken kapanm etrafa ilgisiz birka sarho, o, yanlarndan geerken, yle bir bakm, sonra yorumsuz gzlerle yeniden kendi aralarndaki yksek sesli tartmaya dnmlerdi. Rak syledi. Ne dneceini bilmez bir haldeydi; hem btn dnyayla konumak, hem sonsuza dek susmak istiyordu. Mezelere dokunmad bile. Kendinden geercesine imeye balad.

Bir an nce, delicesine sarho olmak ve kendini kaybetmek istiyordu. Sarholuun denetimsizliine ihtiyac vard. Sanki, en doru karar o zaman verecekti. Kendini, bir melodram filminin, meyhaneciye srekli ayn arky aldran, dibe vurmu, zavall, dkn bir kahraman gibi hissediyor, kendine acyarak, kendini kk drerek, kendini hrpalayarak art arda devirdii rak kadehlerinin hznda yasn tutuyordu. i bugne kadar hi bilmedii bir acyla paralanmt. Yalnzca ikiden deil, kahrndan da abucak sarho oldu. Kendi kendine konumaya balam, alamaktan gzleri acyacak kadar kurumu, dili damana yapm, ayakta duracak hali kalmamt. En son hatrlad grntler, sallana sallana otomobiline binmeye alrken, kendisine engel olmak isteyen meyhane alanlaryla ititii, son sr'at araba kulland sahil yolunda gzn alan otomobil farlar, ard arkas kesilmeyen klakson sesleri ve son olarak, Tarabya'ya varmadan yolda, boynundan zlp pencereden uuarak aa dallarna dolanan Acem tl earbnn rzgarda bayrak gibi dalgalan ve ardndan Boaz'n sularna uarken, yaadnn gerek mi, rya m olduunu ayrt etmek iin, son bir gayretle dikkatini toplamaya alt o birka saniyede, btn hayat bir film eridi gibi hzla gzlerinin nnden geerken, bu hayatn kendisine ait olmadn fark etmesi oldu. Film eridindeki kii, kendisi deildi. Ge kalmt. Aliye Suzan'n lm, stanbul sosyetesi iin gerek bir kayp oldu. Btn gazeteler bu kazadan sz ediyordu. stanbul sosyetesinin mehur ve renkli simalarndan Aliye Suzan, gece ge saat, Boaz'dan dnerken Tarabya'da, hafif alkoll (!) bir vaziyetteyken, azami sr'atte kulland, nariei rengi 57 model Chevrolet marka arabas, Tarabya'da yoldan karak denize umu, Boaz'n sularna gmlm, otomobilin direksiyonunda oturan Aliye Suzan kurtulamamt. Kazaya ahitlik edenler, neredeyse bir intihar karsndaym gibi nakletmilerdi hadiseyi. Arabann iinde Aliye Suzan'dan bakasnn olmamas bir ans eseriydi. Sadme sonucu kendini kaybeden Aliye Suzan otomobille birlikte sulara gmlmt. Gen ve gzel bir kadnn lm, her zaman en iyi konu olduu sylenir; btn gazeteler bu kazay gnlerce yazd durdu; her yerde bu konuuldu. Hatta, Aliye Suzan'n lmnn bir kaza m, bir intihar m olduu uzun uzadya tartld. Maddi, manevi grnr hibir sorunu olmayan, btn gzellii ve hametiyle, otuzlu yalarnn saltanatn sren bu ahane kadnn, hibir neden yokken, durduk yerde intihar edebileceine kimse ihtimal vermiyordu; viraj dnemeyip denize umu olmas ok daha akla yaknd; te yandan, baz grg ahitleri, cinnet geirir gibi kulland otomobili, neredeyse bilerek denize srdn sylyorlard. Aliye Suzan, ardnda, lmnn gerek nedeninin hibir zaman bilinemeyeceinde ortak bir karara varm kukulu bir kalabalk brakarak, srrn Boaz'n sularna gmd. Ayn Boaz'a bakan Aiyan Kabristan'nda defnedildi. Aliye'nin lmyle birlikte hayatnn btn snen, Aliye'nin ld gn, en az on yl birden yalanan Huber, Aliye Suzan'n byle isteyeceini dnerek, kesin bir suskunlua gmld ve kimseye hibir eyden sz etmedi. Kimse, ayn gece, yurdun birbirinden kilometrelerce uzak olan iki ucunda cereyan eden bu iki olay arasnda bir koutluk kurmad

elbet, ama ilgin olan, Aliye Suzan'n ld gece, Mardin'de Avukat Ali Zeyneddinolu'nun ardnda hibir iz brakmadan esrarengiz bir biimde ortadan kaybolmasyd. O gece, ev halkna "yi geceler" diledikten sonra, uyumak iin, kendi odasna ekilmi ve sabahna ortadan kaybolmutu. Kars, her sabah erkenden kalkp avludaki ve talktaki iekleri sulamay kendisine i edinmi kocasnn, o sabah kalkmam olduunu grnce, hastalanm olabileceini dnerek meraklanm, ilkin odasnn kapsn alm, ses alamayp ieri girdiindeyse, yatanda ve odasnda olmadn grmt. Yatan zerinde ubuklu pijamalar, katl olarak olduu gibi duruyordu. Evin d kapsnn kol demiriyse zerindeydi. Yani, d kap, ieriden engellenmiti. Bu, kapnn hi almam ve o sabah kimsenin evden dar kmam olduunu gsteriyordu. ocuklar hala uyuyorlard. Hizmetiler henz gelmemiti ve kocasnn evin iinde kaybolmasnn hibir mantkl aklamas yoktu. Kocasnn yatak odasnda grnte hibir fevkaladelik yoktu; tuhaf olan tek ey, kocasnn odasnda, orta yerinden atlayarak paralar etrafa salan aynann nnde, Ali Zeyneddinolu'nun merhum annesine ait siyah payetli gece elbisesinin adeta bir ceset gibi yatyor olmasyd. Gardroptaki asksndan alnp muhafaza edildii naylondan kartlan gece elbisesinin aynann nnde, boylu boyunca, bir ceset gibi yatyor olmasna kimse bir anlam veremedi. Bu durum, ne kadar tuhaf olsa da, Ali Zeyneddinolu'nun kayboluundaki esrara ait bir iaret olarak yorumlanmaktan uzak bulundu. En fazla baz kadnlar, Demek annesi yanna arm, demekle yetindiler. Gnlerce aranmasna karn, Ali Zeyneddinolu'ndan hibir ses kmad. lkin mahalli gazetelere haber oldu, sonra ulusal basnda yer almaya balad. ok eitli tahminlerde bulunulup, eitli senaryolar retildi. lk akla gelenler, daha dnyevi aklamalar barndryordu --annesi yaasayd hi kukusuz byle isterdi-ve bu aklamalarn ou, mesleine ilikin varsaymlar ieriyordu. rnein, son zamanlarda st ste kazand nemli davalar nedeniyle, birok gl dman kazanmt. Kimselerin bakmaya cesaret edemedii ihtilafl byk arazi davalarna bakmaya balam; yllardr mahkemeleri sren, ylan hikayesine dnm birok davay hzla sonulandrmay baarmt. Kazand her davayla birlikte, kar tarafn hatrl ve gl aalar, kanl intikam yeminleri iiyor, en gzkara adamlarn zerine salarak dn olmayan tehditler savuruyorlard. Bunlardan biri tarafndan karlarak ldrlm, sonra da cesedinin bir yere atlm olabilecei, akla en yakn ihtimaldi. Byle olsayd, dpedz ortaya kmasalar da, bununla vnmekten kendini alamayacak ve mutlaka bir biimde bunun duyulmasn salayacak olan dman aalardan hala bir ses kmyor oluu ise, bu gl ihtimali geersiz klyordu. Kald ki, dnyevi ve polisiye btn varsaymlar, d kaps ieriden engellenmi bir evden bir gece yars kayboluunu aklamakta yetersiz kalyordu. Sokaa plak kmas mmkn deildi herhalde. Kaybolduunda, ubuklu pijamas yatan zerindeydi, btn giysileri dolapta asl duruyordu ve ayakkablarnn hepsi yerli yerindeydi. Gnler, haftalar geiyor ama, hibir biimde Ali Zeyneddinolu'nun izine rastlanmyor, l ya da diri ondan hibir haber alnamyordu. Doumunda karanlk bir iaret olan Ali'nin, lm de, ardnda ayn biimde karanlk bir iaret brakmt. Dnyevi olmayan aklamalar, kantlanamasa da, btn dnyevi olmayan aklamalarda olduu gibi, kendi iinde mthi bir mantk tutarll tayordu. Biroklar, ermi bir kii olan Ali

Zeyneddinolu'nun, teki alemle sk ilikiler kurduuna ve gn geldii iin, onlar tarafndan bir vazife iin alnm olabileceine, dahas btn bunlarn aslnda geride brakt herkes iin bir iaret olduuna karar verdiler. Polis, asker, savc, jandarma, devlet iin olmasa da, onlar iin dava oktan kapanmt. nemli olan bu olaydan gereken dersi karabilmekti. Bir daha kendisinden hibir haber alnamayan ve aylar sren uzun aramalardan sonra artk kendisinden tamamyla mit kesilen Ali Zeyneddinolu'nun adna ve ansna, aile kabristannda dedesinin mezarnn yanna sembolik olarak bir mezar ta dikildi. Bugn hala baz geceler, Ali'nin dedesiyle birlikte Mardin kalesinin arkasndaki eski incas balarnn bulunduu aalarda el ele dolatklar sylenir. Ve onlarn zerinde grldkleri aalarn kesilmesinin uursuzluk getireceine inanlr. 1995-1999 :::::::::::::::::

You might also like