You are on page 1of 172

NSZ

1968 UAK R YENLE TEKNS E DERN

Sayn meslektalarmz, Dnyann olduu gibi havacln da ortak dili ngilizcedir. Uak teknisyenlerinin mesleki baarsnda en nemli kurallardan biri ngilizceye hakim olmaktr. Son yllarda lkemizde oluan uak teknisyeni a nedeniyle ngilizceye yeteri kadar nem verilmemektedir. Uak Teknisyenleri Dernei (UTED) Ynetim Kurulu olarak bu durumu dikkate alp daha nce derneimiz tarafmzdan birok kez yaymlanm olan Teknik ngilizce Szln gzden geirilmi haliyle tekrar bastrdk. Hedefimiz, uak teknisyeni olma yolunda adm adm ilerleyen renciler bata olmak zere, meslei fiilen uygulamaya balam gen meslektalarmzn ve tm UTED yelerinin bu yndeki ihtiyacna cevap vermektir. UTED Teknik ngilizce Szlk; Teknik Eitmenler Osman Ate, Mehmet Gmen, Murat Demirci ve Ergin Esi ile Teknik ngilizce retmeni Elif Erozann zverili almalarnn bir eseridir. Emekleri iin kendilerine bir kez daha teekkr ederiz.

Sayglarmzla, 27. Dnem UTED Ynetim Kurulu 15 Kasm 2011 1

A
A length of A set of Abandon, to Abbreviate, to Abbreviation Abnormal Abort, to Aborted take off About : Bir para : Bir grup, set : Brakmak, vazgemek : Ksaltmak : Ksaltma : Anormal, uygun olmayan : Baarszlkla bitmek, yarda kesmek/durdurmak : Kalktan nce uutan vazgeme : 1- Hakknda, -e dair : 2- Takriben : 3- evresinde, etrafnda : 4- Yaknda, civarnda : 5- Her yerinde : Yukarsna, yukarsnda; yksek; daha ok; daha fazla : Yukarda bahsedilen : Andrmak, yemek : Anma : Andrc, andran : Anszn, birdenbire : Yokluk, bulunmama : Tam, mutlak, kesin : Mutlaka, kesinlikle : Emmek, sourmak, absorbe etmek : Dayanmak, dokunmak, bitiik olmak : vmelenmek, hzlanmak : Hzlandrma, sratin artmas, hzlanma : Hzlanmay, ivmelenmeyi len cihaz, aksekerometre 2

Above Above mentioned Abrade, to Abrasion Abrasive Abruptly Absence Absolute Absolutely Absorb, to Abut, to Accelerate, to Acceleration Accelerometer

Accept, to Acceptable Access Access door Access panel Access platform Accessible Accessory gearbox Accident Accidental Accommodate, to Accomplish, to According to Accumulate, to Accuracy Accurate Achieve, to Acidified Acknowledge, to Acorn tube Acquire, to Acquired Acquisition Acrid Across Action Activate, to Activation Active Activity Actual Actutate, to

: Kabul etmek, onaylamak, almak : Kabul edilebilir, uygun : Eriim, ulama : Ulam kapa : Ulam paneli : Ulam platformu, sehpa : Yaklalabilir, girilebilir, ulalabilir : Dili kutusu : Kaza : Kazara, istemeden : Salamak, temin etmek, yerletirmek : Tamamlamak, yapmak : -e gre : Birikmek, ylmak, toplamak : Kesinlik, doruluk : Doru, kesin, tam : Gerekletirmek, yapmak, baarmak : Asitli, asitlenmi : Onaylamak, kabul etmek : Akorn lamba : Kazanmak, elde etmek, edinmek : Kazanlm, belirli : Kazanma, edinme, belirleme : Keskin, tehlikeli : Bir yanndan teki yanna : Hareket : Harekete geirmek, etkili hale getirmek : Harekete geme, tesirini gsterme : Aktif, faal : , etkinlik, aktivite : Esas, gerek, asl : altrmak 3

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Actuating Adapt, to Add, to Addition Additional Address, to Adequate Adhere, to Adherent Adhesive Adjacent Adjoin, to Adjust, to Adjustable Adjustable access platform Adjustment Adjustment cap Adjustment screw Admit, to Adopt, to Advance, to Advanced Adversely Advisable Advise, to Aerodrome Aerodynamic Aerology Affect, to Aft

: Harekete geiren, altran : Adapte etmek, uyarlamak : lave etmek, eklemek : Ekleme, ilave etme, ilave, ek : Fazladan, ekstra, ilave olarak : Bahsetmek : Yeterli, uygun : Yapmak, tutmak : Yapk, bal : Yapkan, yapc : ok yakn, bitiik komu : Bitiik olmak : Ayarlamak : Ayarlanabilir : Ayarlanabilir ulam platformu : Ayar, ayarlama, dzeltme : Ayar kepi (kapa) : Ayar vidas : Kabul etmek, izin vermek : Kabul etmek, benimsemek, kullanmak : lerlemek : leri : Zararna, olumsuz olarak : Tavsiye edilir, uygun : Tavsiye etmek : Hava meydan : Aerodinamik, hareket halindeki hava ya da gazla ilgili : Hava bilimi : Tesir etmek, dokunmak : Arka, geri, arka taraf 4

After Again Against Aggravate, to Agitate, to Agitation Agree, to Aid Aileron Aim Aim, to Air Air brake Air carrier Air conditioning Airborne Aircraft Aircraft maintenance mechanic Airfield Airflow Airframe Airspace Airspeed Airstair Airstream Airworthy Aisle Alert, to Align with, to

: Sonra : Tekrar : 1- Karlatrarak : 2- -e kar : Ktletirmek, iddetlendirmek : Sallamak, alkalamak : Sallama, alkalama : Badamak, uymak : Yardm : Uan saa sola yatn salayan uu kumanda yzeyi : Hedef, ama, gaye : Hedefe doru evirmek : Hava : Hava freni : Havayolu irketi : Havann artlandrlmas, havalandrma : Havada, uan : Uak, hava tat : Uak bakm teknisyeni, mekanik : Hava meydan (askeri) : Hava akm : Gvde : Hava sahas : Hava srati, havaya nazaran srat : Merdiven : Hava akm : Uua elverili : Koridor : Alarm vermek, uyarmak, bildirmek : Ayn hizaya koymak, ayn eksene getirmek 5

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Align, to

Alike All Allocate, to Allow, to Allowable Alloy Alone Along Alphanumerics Also Alter, to Alternate Alternately Alternative Current ( AC) Although Altimeter Altitude Aluminum, aliminium Always Ambient pressure Ambient temperature Amendment Ammeter Among

: 1- Karlatrmak : 2- Navigasyonda IRU iin eylem-boylam bilgilerinin girilebilmesi iin ilemi balatmak : Benzer, ayn : Btn, tm : Tahsis etmek, ayrmak : Brakmak, msaade etmek, izin vermek : Kabul edilebilir, izin verilebilir : Alam : Tek bana, yalnz, sadece : Boyunca : Harf ve rakamlardan oluan dizi : - de, -da ayn zamanda : Deitirmek, deimek : Yedek, yerini alabilen : Srayla : Alternatif akn, dalgal akm : Ramen, karn : Uan yerden yksekliini gsteren alet, altimetre : Ykseklik, irtifa : Alminyum : Her zaman, daima : Ortam basnc : Ortam scakl : Dzeltme, deiiklik : Ampermetre, akm miktarn len alet : Aralarnda, arasnda 6

Amount Amplification Amplify, to (amplified, amplified) Angle Angle of attack Annotate, to Annotation Annual Annunciate, to Annunciator panel Anomaly Answer Answer, to Antenna Antenna tilt angle Anticipate, to Anti-clock wise Anti-icing Anti-skid Anti-skid brake Any Any (no) longer than Apart Aperture Apparent

: Miktar : Bytme, glendirme, zayf sinyallerin deerini ykseltme : Bytmek, geniletmek, kuvvetlendirmek : A : Hcum as, uak ekseni ile hava filelerinin ak dorultusu arasndaki a : Aklayc notlar koymak : Not : Yllk : Bildirmek : Arza uyar paneli : Anormallik : Cevap : Cevap vermek : Anten : Anten eim as : Beklemek, ummak, tahmin etmek : Saatin ters ynnde : Buzlanmay nleme : Kaymay nleyen, kaymaya kar : Tekerlekleri kazklatmadan ve kaydrmadan hzn dren fren : 1- Hi : 2- Herhangi : - den daha fazla sre deil : Ayr : Aklk, delik : Ak, grlebilir, meydanda olan 7

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Appear, to Applicable Apply, to Approach Approach, to Appropriate Approve, to Approved Approximately Apron Arc Area Arm ARMED position Arming Around Arrange, to Arrest, to Arrival Arrive, to Arrow Article Articulate Articulate to Artificial As As a rule As follows As necessary

: Ortaya kmak, grnmek : Uygun, uygulanabilir : 1- Vermek, uygulamak : 2 - Srmek : Yaklama, inie geme : Yaklamak : Uygun : Onaylamak : Onaylanm : Yaklak, yaklak olarak : Terminalin ya da hangarn karsnda bulunan uak park alan : Yay, kavis : Blge, yer : Kol : (letme) Hazr durum : Hazr duruma sokma : evresinde, etrafnda : Dzenlemek, ayarlamak : Durdurmak, tutmak : Geli, var : Gelmek, varmak : Ok : Nesne, ey, madde : Mafsall, dzenli bir ekilde birbirine bal : Mafsal ile birletirmek : Yapay, suni : 1- . olduundan , - den dolay, nk : 2- Gibi : Genellikle, ounlukla : Aadaki gibi : Gerektii ekilde, gerektii gibi 8

Ascend, to Ascent Ashtray Aside Aspect ratio Assemble, to Assembly Assess, to Assign, to Assigned Assist, to Associated Associated with Assure, to Asterisk Asymmetric At a time At least At once At regular intervals Attach, to Attachment point Attack, to Attain, to Attempt Attempt, to Attention Attitude

: Yukar kmak, ykselmek : Ykselme : Kl tablas : Bir yana, bir tarafa : Grnt oran, grnt boyutu, ereve oran : Birletirmek bir araya getirmek, kurmak, monte etmek : Montaj, kurma, bir araya getirme : Deerlendirmek : 1- Tahsis etmek, ayrmak : 2- Atamak, tayin etmek : Ayrlm, tahsis edilmi : Yardm etmek, desteklemek : lgili : ile ilgili, ilikili; bal : Emin olmak, temin etmek, salamak : Yldz iareti (*) : Asimetrik, simetrik olmayan : Bir seferde : En az : Derhal, hemen : Dzenli aralklarla : Balamak, tutturmak : Balant noktas : 1- Saldrmak, hcum etmek : 2- Zarar vermek : Ulamak, erimek : Deneme, giriim : Denemek, girimek : Dikkat, ilgi : Konum, durum, pozisyon 9

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Audible Aural warning Authority Authorization to Automatic Direction Finder (ADF) Automatic Volume Control (AVC ) Auxiliary Auxiliary Power Unit (APU) Available Average Aviation Avionics Avoid, to Away Axis Axle Axle sleeve Azimuth

: itilebilir, duyulabilir : Sesli ikaz : Otorite, yetki, makam : zin vermek, yetki vermek : Otomatik yn bulucu : Otomatik ses kontrol : Yedek, yardmc : Yardmc g kayna : Mevcut, hazr, elde mevcut, msait : Ortalama : Havaclk : Havaclk elektronii : nne gemek, meydan vermemek, saknmak, kanmak : Uzaa, uzakta, bir yana : Eksen : Aks, dingil : Aks kovan : Azimut, gk kresinin herhangi bir noktas ile gney yn arasndaki a, gney as

10

B
Back Back of Back off, to Back up, to Background lighting Backing Backlash Backlash of controls Backlash play : Arka, geri, tekrar : Arkas, arkasnda, arkasna : Gevetmek : Desteklemek, yedeklemek : Arka panel aydnlatmas : Yardm, arka kma, arka, arkalk, destek : iddetli geri itme, makinede boluk veya salg, lakalk : Kumandalarn oynakl : Kumanda boluu (Kumandalar bu boluk ierisinde oynatlrsa kumanda hareketi meydana gelmez.) : Arka taraf : Yedek, destek : Geriye doru : Bakteri : Kt : aret, alamet, rozet : Blme plakas : Balans, denge : Dengelemek, eit hale getirmek : Bilye, kre, top : 1- Balans denge ayarl : 2- Ayar rezistans, akm dengelemek zere dizayn edilmi bir devre eleman : Bilyeli tip : Yat, uan bir kanadnn dier kanada gre alak ya da daha yksek olduu pozisyon : Yat as 11

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Backside Back-up Backward Bacteria Bad (ly) worse, worst Badge Baffle plate Balance Balance, to Ball Balast

Ballytpe Bank

Bank angle

Bank, to Bar Bare Barrel Barrel roll Barrier cream Base Base plate Base, to Basic Basically Basin Battery Battery operated Battery powered Bay Bayonet pin Be provided, to Be subjected to, to Be, to (is, are, was, were) Beacon

: (Uakta) Bir tarafa yatmak : 1- Basn l birimi : 2- ubuk, denek, kol, demir : plak, yzey katman veya korumas olan : Varil, f : Uuta uan ekseni zerinde tam bir devir yapmas : Koruyucu krem : 1- Taban, alt (ksm), dip : 2- s : Taban levhas : Temel almak, referans almak, kullanmak : Esas, temel : Temel olarak, esasnda : Lavabo, leen : Batarya, ak, pil : Batarya ile alan : Batarya ile alan, bataryadan beslenen : Blme, iki kiri veya dikme aras : Kavrama pimi, balama somunu pimi : Bulunmak, olmak : Maruz kalmak, maruz braklmak : Olmak, varolmak : Bir uaa klavuzluk etmek ya da ua ynlendirmek amacyla k, elektrik sinyali ya da baka uyarma trleri yayan istasyon, radyo, far : Havaalanlarndaki iaret lambalar : Damak, ufak yuvarlak cisim, boncuk : 1- Kiri : 2- Ik, n, huzme 12

Beacon lights Bead Beam

Beam antenna Beam deflection tube Bear, to (bore, borne) Bearing Bearing alignment Because Because of Become, to (became, become) Before Begin, to (began, begun ) Beginning Behind Bell Bell cutout switch Bellcrank Belly Belly fairing Belly landing Belong, to Below Belt Belt conveyor Belt drive Bench Bench drill Bench RPM Bench vice Bend

: Huzme anteni : Huzme saptrmal tp : Tamak : Yatk, rulman : Yata istikametine koymak, ayar yapmak : nk, -den dolay : Yznden, -den dolay : Hale gelmek, dnmek, olmak : nce , -den nce : Balamak : Balang, kaynak : Arkasnda : Zil, an : Zil kesme, susturma switchi : Hareketin ynn deitirmek iin kullanlan manivela, kol : Gbek : Koltuk (gvde alt) kaportas : ni takmlarn kullanmayarak, gvde zerine ini : Ait olmak : Aa, aada, aasnda, altnda : Kay, kemer : Kayl konveyr : Kayla hareket ettirme, dndrme : Tezgah, sra, oturma sras, bank : Masa matkab : Deneme devir says : Tezgah mengenesi : Bklm kvrk ksm 13

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Bend, to (bent, bent) Bending Beneath Bent Beside Besides Best Better Between Bevel Bevel gear

Beverage Beware, to Beyond Bezel BITE Test Bias Biaxial Big Binary Bind, to (bound, bound) Binding Bit

: Kvrmak, bkmek : Eilme, bklme, eme, bkme : Aasna, altna, aasnda, altnda : Eilim, meyil, eri, bkk : Yannda, yanna : Ayrca : En iyi : -den daha iyi : Arasnda : Dik al olmayan, eim, erilik : Konik dili (Bir iftin kendisine paralel olmayan dier bir aft dndrmesini salar.) : ecek, merubat : Dikkat etmek, saknmak, kanmak : tesinde, daha fazla, daha ileride : Faeta, kenar, knt : Dahili sistem testi : 1- Verev, ivli, meyilli : 2- (Elektrikte) Bayas, ngerilim : ki eksenli : Byk : kili : Balamak, tutturmak : ki madeni cismin fiziksel olarak balanmas : 1- Matkap ucu, alet ucu : 2- (Bilgisayarda) Bit, ikili say sisteminde bir birim : Jet motorunda kademeleri oluturan dner paralardan her biri, pal 14

Blade

Blank off, to

Blank out, to Blank, to Blanket Blast Bleed (off ), to Blend, to Blind cap Blind plug Blister Blistering Block time

Block, to Blockage Blocked Blot, to Blow, to (blew, blown) Blower Blunt Blunted Boarding Body Bolt Bolt, to Bond

: Szdrmazln salanmas amac ile tapa, conta, bostik vb. maddeler uygulamak : ptal etmek : Kapak ile kapatmak : Battaniye : Sert rzgar saana : Kanamak, (basn, gaz) boalmak, kamak, boaltmak, karmak : Kartrmak, harmanlamak : Kr balk : Kr tapa : Kabart : Kabarma : Uan kalk srasnda takozlarn alnd andan inite park edip takoz konduu ana kadar geen zaman : nn kapatmak, tkanmak : Tkanma : Tkal : Kurulamak, kurutmak : Hava vermek, fkrtmak : Fan, vantilatr, hava akmn salayan cihaz, fleyici : Kr, keskin olmayan : Kr, keskin olmayan : Uaa binme : Gvde, vcut : Cvata : Cvatalamak : 1- Elektriksel irtibat : 2- Kimyasal madde kullanarak yaptrma 15

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Bond, to

Bonding Bonnet Boost

Boost, to Bore Both Both and Bottle Bottom Bottom, to Brake Brake temperature monitoring system Brake, to Branch Branch, to Breadth Break

: 1- Elektriksel irtibat salamak, elektrik balants kurmak : 2- Kimyasal madde kullanarak yaptrmak : 1- Balant : 2- Tutturma, yaptrma : 1- Balk, balk eklindeki kapak : 2- Arabann motor kaportas : 1- Manifold basnc : 2- Basnc arttrma, zengin karm verme : tmek, desteklemek, ykseltmek, arttrmak, voltaj ykseltmek : Delik, oyuk, ap : Her ikisi, her iki : Hem hem de : Tp : En alt, taban, dip : Demek, ulamak : Fren : Fren ss kontrol sistemi : Fren yapmak, frenlemek : Dal, kol, blm : Ayr ynlere, blmlere ayrlmak; dalmak; blnmek : Genilik : 1- atlak, krk : 2- Aralk, aklk : 3- Ara, paydos : 4- Ani dme, kesilme : Bozulmak 16

Break down, to

Break off, to Break, to (broke, broken) Breakdown Breath Breathe, to Bridge Brief Briefcase Bright (brighter, brigtest) Brightness Brilliance Bring, to (brought, brought) Briskly Broad Broadcast Broadcast, to Brush Brush on, to Brush, to Bubble Build Build in, to Build, to (built, built) Built-in Bulge Bulkhead Bump, to

: Krlp ayrlmak : 1- Krmak : 2- (Elektrik) Devreyi bozmak, kapatmak : (Makine) Bozulma, durma : Nefes, soluk : Solumak, nefes almak : Kpr : Ksa : anta, evrak antas : Parlak : Daha parlak, en parlak : Parlaklk : Parlaklk : Getirmek : abuk : Geni, enli : Yayn : Radyo ile yaynlamak : Fra : Frayla srmek : Fralamak : Baloncuk : Yap : Dahil etmek : 1- na etmek : 2- Monte etmek, paralar bir araya getirmek : Dahili, gmme (dolap vs.) : knt, ikinlik : Duvar : arpmak, vurmak 17

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Burn Burn, to Burst, to (burst, burst) Busbar Busy But Butt Butt, to

Button By

By means of By use of By way of Bypass Bypass, to

: Yank : Yanmak : 1- Patlamak : 2- Yarlmak, ayrlmak : Elektrik gc datm ubuu/hatt : Megul : 1- Fakat, ama : 2- Hari : Herhangi bir eyin enli ucu veya sap, f : 1- Bitimek, bititirmek : 2- Dedirmek, demek : 3- Kafasn vurmak : Dme, buton : 1- Tarafndan : 2- le, vastasyla : 3- Yannda, yaknnda, : Yoluyla, vastasyla : Yoluyla, kullanarak : Yoluyla, vastasyla : Atlama, dolatrma, aama hatt : Bir devreyi, bir eyin iinden geirmek yerine o eyi atlayacak eklide deitirmek.

18

C
Cabin Cabin attendant Cabin window shade Cable Cadmium plated Cage Calculate, to Calculation Calibrated dial Calibration Call button Call, to Calorie Cam Cambered Cancel, to Canted Cap Cap nut Cap, to Capability Capacity Captain Captain panel Captains control stand Capture Carburize, to Carcass ply Card Cardboard : Kabin : Kabin memuru, hostes : Gnelik, kabin perdesi : Kablo : Kadmiyum kaplama : Kafes : Hesaplamak : Hesap : Derecelendirilmi kadran/gsterge : Kalibrasyon, ayarlama : arma butonu : 1- armak : 2- Telefonla aramak : Kalori : Kam : D bkey, kavisli, hafif bkk : ptal etmek : Eimli : Kapak : apkal, kapal somun : Kep ile kapatmak : Kapasite, g, imkan : Kapasite : Kaptan : Kaptan pilotun paneli : Pedestal : Yakalanma, kilitlenme : Karbonlanmak : Karkas kat : Kart : Kaln karton, mukavva 19

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Cardinal number Careful Carefully Carriage Carrier Carry out, to Carry, to (carried, carried) Cartridge Carve, to Case Casing Cast iron Casting Castle nut Catch, to (caught, caught) Category Cathode Ray Tube (CRT) Cause Cause, to Caution Cautious Cavity Cease, to Ceiling Cement Center fuel tank

: Asl say, sayma says (1, 2, 3, 4 gibi) : Dikkatli : Dikkatlice, dikkatli ekilde : Tama, nakliye, araba : Tayc : Yapmak : Tamak : Kartu : 1- Kesmek : 2- Oymak : Kutu, muhafaza, kasa : Kasa : Dkme demir, pik demir : Dkm : entikli somun, tal somun : Yakalamak, tutmak, yetitirmek : Kategori, snf : indeki elektronlar (katot nlar) floresan ekranda grnt oluturan elektron tp : Sebep : Neden olmak, sebebiyet vermek, yol amak : kaz (i ve malzeme iin) : Dikkatli, tedbirli : Boluk : Durmak, sona ermek : Tavan : imentolamak, yetitirmek : Merkez yakt tank 20

Center of gravity Center, centre Center, to Center-groove tire Centerline Center-rib tire Central Centrifugal Certain Certificate Certified Certify, to (certified, certified) Chafe, to Chain Chalk Chamber Chamfer Chamfer, to Chance Change Change, to Channel Chapping Chapter Characteristic Characterize, to Charge Charge, to Charged Charging

: Arlk merkezi : Merkez, orta : Merkezlemek, ortalamak : Merkez oluklu lastik : Merkez hatt, pist orta hatt : Merkez kuakl lastik : Merkezi, santral : Santrifj, merkezka : Belirli : Sertifika, belge : Onayl, tasdikli, yetkili : Onaylamak, tasdik etmek : Ovuturmak, srterek andrmak, ovarak stmak : Zincir : Tebeir : Oda : Oluk, yiv : Oluv amak, yiv amak : htimal, olaslk : Deiiklik : Deitirmek, deimek, evirmek : Kanal, oluk : atlama : Blm : zellik : Tanmlamak, nitelemek : cret, yk, grev, arj : Yklemek, doldurmak, arj etmek : Ykl : Ykleme, doldurma, arj etme 21

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Chart Charter, to Chase, to Chaser Chassis Cheap Check Check list Check valve Check, to Chemical Chevron cutting Chief pilot Chill, to Chilly Chip to Chipping Chisel Chloride Chlorinated water Chock Choice Choke, to Choose, to (chose, chosen) Chop, to Chord Chrome Chrome plating Chunk Chunking

: Tablo, grafik : Kiralamak, tutmak : Oluk amak, oymak : Di ama ba, keski : asi, ereve : Ucuz : Kontrol : Kontrol listesi : Check valfi, bir yne aka izin veren aksi yne ak : Kontrol etmek : Kimyasal : Zikzak kesilme : Ba pilot, kaptan : Soumak, soutmak : Souk, serin : Yontmak, entmek : Kk paralar halinde yontulma : Keski, iskarpela : Klorr : Klorlu su : Takoz : Seim : Tkamak, bomak : Semek : Kesmek, paralamak : Kiri : Krom : Krom kaplama : ri para : ri paralar halinde kopma 22

Circle Circle, to Circuit Circuit breaker Circuit diagram Circular Circulate, to Circulation Circulation of air Circumference Circumferential Circumstance Claim, to Clamp Clamp circuit Clamping ring Clarify, to (clarified, clarified) Clasp, to Classification Classify, to (classified, classified) Clay Clean Clean, to Cleaning agent Clear Clear of Clear up, to Clearance Cleared for push-back

: Daire, ember : Etrafn evirmek, kuatmak : Devre : Sigorta, devre kesici : Devre emas : Dairesel yuvarlk : Dolamak : Dolam, devir, sirklasyon : Hava sirklasyonu : evre, ember : evreye ait, evresel : Durum, koul : Talep etmek, hak iddia etmek : Kelepe : Bloke devresi, kenetleme devresi : Kelepe halkas : Artmak, temizlemek : Tutturmak, kenetlemek : Snflandrma, tasnif : Snflandrmak, tasnif etmek : Balk, kil : Temiz : Temizlemek : Temizleme maddesi : Ak, serbest, net : Temizlenmi, - den uzak : Dzenlemek, toparlamak, temizlemek : 1- Aralk, klerans : 2- zin : Push-back serbest 23

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Clench, to Click Climate Climb Climb, to Cling, to (clung, clung) Clinometer Clip, to Clipper (clipping circuit) Clock Clockwise Clog, to Clogged Clogging Close Close up, to Close, to Closed Closure Cloth Clothes Clothing Cloud Cluster Clutch, to Coarse Coat, to Coating Coaxial cable

: Skmak, sktrmak : Tk, t sesi : klim : Trmanma, ykselme : Trmanmak, ykselmek : Yapmak, brakmamak : Klinometre, eimler : 1- Tutturmak, ilitirmek : 2- Kesmek : Kesici devre, krpc devre : Saat : Saat ynnde : Tkamak, tkanmak, engel olmak : Tkal, tkanm : Tkanma : Yakn : Kapatmak, bitirmek : Kapatmak, kapanmak : Kapal : Kapanma : Bez : Giysi, elbise : Giysi : Bulut : Grup, kme, demet : Kavramak : Kaba, iri : Kaplamak, rtmek : Kaplama (boya, astar, cila, vs.) : Koaksiyel kablo 24

Cock Coherence Coil Cold Cold start Collapse, to Collect, to Collected Collide, to Collision Color, colour Column Combination Combine, to Combined Combustion Combustion chamber Come into contact, to Come into view, to Come on, to Come, to (came, come) Comfort Comfortable Command Command, to Commence, to Commercial Commercially available Common

: Musluk valfi : Birbirini tutma, yapma : Bobin, sarg : Souk : Kuru, yaktsz start : Kapatmak : Toplamak, biriktirmek : Toplanm, birikmi : arpmak, arpmak : arpma : Renk : Kolon : Kombinasyon, bileim, karm : Birletirmek, birlemek : Kombine, birlemi : Yanma : Yanma odas, ateleme odas : Temas etmek : Grnmek : 1- Yanmak : 2- almak : Gelmek : Rahatlk, konfor : Rahat, konforlu : Komut : Kumanda etmek, emir vermek : Balamak : Ticari : Piyasada satlan : Genel, mterek, ortak 25

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Commonly Communicate, to Communication Company Compare, to Comparison Compartment Compass Compensate, to Competent Compile, to Complementary Complete Complete, to Completely Completion Complex Complicated Complimentary Comply with, to Compose, to Composed of Compound Compress, to Compressed air Compression Comprise, to Compute, to Concave Conceal, to

: Genellikle : letiim kurmak, haberlemek, iletmek : Muhabere, iletiim : irket : Karlatrmak, mukayese etmek : Karlatrma, kyas : Blm, blme, kompartman : Pusula : 1- Telafi etmek, karlamak : 2- Dengelemek, eitlemek : Yeterli, kabiliyetli, yetkili : Toplayp bir araya getirmek, derleyip toplamak : Tamamlayc : Tam : Tamamlamak : Tamamen : Tamamlama, tamamlanma : Karmak : Karmak, anlalmas g : Hediye olarak, bedava : Uymak, yerine getirmek : Meydana getirmek, oluturmak : -den ibaret : Bileim : Sktrmak, skmak, tazyik etmek : Sktrlm/tazyikli hava : Sktrma : Kapsamak, iermek, ihtiva etmek : Hesaplamak : bkey, konkav : Gizlemek, saklamak, rtmek 26

Concentrated Concerning Conclude, to Conclusion Concrete Concurrently Condensation Condense, to Condenser Condition Conditioned air Conduct, to Conductive Conductivity Conductor Conduit Cone Confidence test Configuration Confine, to Confirm, to Confirmation Conform, to Confuse, to Connect, to Connection Connector Consecutive Consequence Consider, to

: Konsantre : lgili olarak, hakknda : Bitirmek, sonulandrmak : Sonu, son : 1- Somut, kesin : 2- Beton : Ayn zamanda : Younlama : Younlatrmak : Kondensr, younlatrc cihaz : art, durum : artlandrlm hava : 1- Yapmak, yrtmek, idare etmek : 2- letmek, geirmek : letken, iletici : letkenlik : letken madde : Telleri muhafaza eden boru, kanal : Koni : Gvenilirlik testi : Durum, konum : Snrlamak, kuatmak : Teyit etmek, doruluunu onaylamak : Onay, tasdik, dorulama : Uymak : Kartrmak, artmak, akln kartrmak : Balamak, birletirmek, tutturmak : Balant : Konektr, balant eleman : Art arda gelen, ardk : Sonu : Dikkate almak, hesaba katmak, saymak, kabul etmek 27

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Consideration Considered Consist of, to Consistent Constant Constant Speed Drive Constitute, to Construct, to Construction Consumable material Consume, to Consumption Contact Contact resistance Contain, to Contained to Container Contaminan Contaminate, to Contaminated Contamination Content Continue, to Continuity Continuous Continuously Contract, to Contribute, to Control cabin

: nem : Saylr, nitelendirilir : Dikkate almak, hesaba katmak, saymak, kabul etmek : Tutarl : Sabit : Uak jeneratrnn devrini sabit tutan cihaz : Meydana getirmek, kurmak, tesis etmek : Yapmak, ina etmek, kurmak : Yap : Sarf madde : Tketmek, sarf etmek : Tketim, sarfiyat : rtibat, temas : Temas direnci : ermek, kapsamak, ihtiva etmek : ile snrl, iinde : Konteyner, kap : Kirlilie sebep olan madde, kirletici madde : Kirletmek : Kirli, kirlenmi : Kirlenme : erik : Devam etmek : Devamllk, sreklilik : Srekli : Srekli olarak, devaml : Bzlmek, klmek, ksalmak : Katkda bulunmak : Uu kompartman, kokpit 28

Control column Control stand panel Control surface Control wheel Control, to Convenience Convenient Conventional Conversion Convert, to Convey, to Conveyor Cool Cool, to Cooler Cooperation Copilot Copper Cord Cord body Core Corner Correct Correct, to Corrective Correctly Correspond, to Corresponding Corrode, to

: Kumanda lvyesi : Pedestal : Kumanda yzeyi : Kumanda volan : Kumada etmek kontrol altnda tutmak : Uygunluk, rahatlk : Uygun, elverili : Klasik, geleneksel : Deime, deitirme : Deitirmek, dntrmek : Tamak, nakletmek : Konveyr, yk tayc : Souk : Soutmak, soumak : Soutucu : birlii : Yardmc pilot : Bakr : p, sicim, tel, erit, kablo : Lastik i ksm : 1- , z : 2- Motorun scak ksm : Ke : Doru, dzgn : Dzeltmek : Dzeltici : Gerektii gibi, doru olarak, dzgn bir ekilde : Uymak, uygun gelmek : lgili : rmek, anmak, paslanmak, korozyona uramak 29

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Corroded Corrosive Corrugated Corrugation Cotton Count, to Counter Counteract, to Counterbalance, to Counterbore, to Counterclockwise Countersink, to Counterweight Country Couple, to Coupling Course Course line Cove Cover Cover, to Covering Cowling Crab Crack Crane Crankshaft Crash-proof Crayon Create, to Crest

: Korozyona uram, anm, paslanm : Paslandrc, andrc : Oluklu : Oluk, yiv : Pamuk : Saymak, hesaplamak : Saya : Kar koymak, nlemek : Denkletirmek, eit kuvvetle kar koymak : Hava amak : Saatin ters ynnde : Hava amak : Denge arl : lke : Birletirmek, balamak : Kavrama, balama : Kurs, yol, gzergah : Haritada uulacak yolu gsteren hat : 1- Girinti, ukur, oyuntu : 2- Koy, krfezcik : Kaplama, rt, kapak : rtmek, kaplamak, kapamak : rt, rtme : Motor kaportas : Kk vin : atlak : Vin : Krank mili : Darbe ve arpmaya dayankl : Renkli tebeir : Yapmak, yaratmak, -e yol amak : Uu ekibi, uu mrettabat 30

Crewmember Crimp Critical Crooked Cross Cross, to Cruise

Crush Cumulative Cure, to Current Current density Current feed Curtail, to Curtain Curve Curved Customer Customs Cut, to (cut, cut ) Cutoff Cutout

Cycle Cylinder Daily

: Mrettebat, uu ekibi eleman : Kvrm, dalga : Kritik, ok nemli : Eri, arpk : apraz, kart : 1- aprazlamak : 2- Kardan karya gemek : Dz uu, uak ve uu koullar iin en uygun srat ve ykseklikteki uu : Bask, ezme : Birikerek oalan, toplanan kmlatif : 1- Sertlemek, kurumak : 2- yiletirmek, tedavi etmek : 1- Yrrlkte olan, mevcut : 2- Akm, cereyan : Akm younluu : Akmla beslenme : Kesmek, ksaltmak : Perde : Eri, kavis : Eri, kavisli : Mteri : Gmrk : Kesmek, kesilmek : Durdurucu, ak kesici : 1- Otomatik devre kesici, cereyan kesen alet : 2- Oyuk, blme : Devir : Silindir : Gnlk 31

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

D
Damage Damage, to Damaged Damp Danger Dangerous Dark Darkness Dash Date Daylight Deactivate, to Dead Dead engine Dead wire Deaerate, to Deaeration Debris Decay, to Decelerate, to Decelerating electrode Deceleration Dechlorinate, to Decibel Decide, to Decimal Decision Declare, to Decline, to Decoder : Hasar, zarar : Zarar vermek, hasarlamak : Hasarl : Nem, rutubet : Tehlike : Tehlikeli : Karanlk, koyu : Karanlk : izgi (-) iareti : Tarih : Gn , gndz : almaz duruma getirmek, ayrmak : l, bozuk : Uu esnasnda duran motor : Akmsz tel : Havasn gidermek, havasn almak : Svdan havay alma, ayrma ilemi : Dknt istemeyen madde, enkaz : Bozmak, rtmek, bozulmak, rmek : Yavalamak, hz azaltmak, hz azalmak : Yavalatc elektrot : Hz azalmas, yavalama : Klorunu gidermek, klorsuzlatrmak : Ses iddetini lme birimi : Karar vermek : Ondalk, onlu : Karar : Beyan etmek, ilan etmek, bildirmek : 1- Sapmak : 2- Azalmak, dmek : Kod zc 32

Decontaminate, to Decrease Decrease, to Decrement De-energize, to Deep Default Defect Defective Deficiency Define, to Definite Definition Deflate, to Deflated Deflated tyre/tire Deflect, to Deflection Deformed Defuel, to Defueling Degeneration Degradation Degrease, to Degree Degree centigrade Degree of saturation De-icing system,

: Temizlemek, zararl maddelerden arndrmak : D, azalma : Azaltmak, drmek, azalmak, dmek : Azalma, eksilme : Gc/enerjiyi kesmek : Derin : 1- hmal : 2- Yokluk, hazr bulamay : Hata, kusur, arza : Hatal, eksik, arzal : Eksiklik, noksanlk, kusur : Tanmlamak, tarif etmek : Kesin, belirli : Tanm : ndirmek, bir eyin havasn almak/karmak : nik, snk : nik lastik, havasz lastik : Saptrmak, evirmek, sapmak, dnmek : Sapma, dnme, yn deitirme : Deforme, hasarl : Yakt boaltmak : Yaktn uaktan geri alnmas, boaltlmas : Bozulma, yozlama : Anma : Yan gidermek : Derece : Celsius derecesi : Doyma derecesi/noktas

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

33

de-icer Delay Delay, to Delayed Delete, to Deleted Delicate Delimit, to Deliver, to Delivery Demand Demand, to Demolish, to Demonstrate, to Demount, to Denote, to Dense Density Dent Deny, to (denied, denied) Depart, to Department Departure Depend on, to Dependable Depending on Depict, to Deplete, to Depletion Depreciation

: Olutuktan sonra buzlanmay gideren sistem : Gecikme, tehir : Ertelemek, tehir etmek : Gecikmeli : Silmek, karmak : karlm, silinmi : Hassas : Snrlamak, tahdit etmek : Teslim etmek, gtrmek, datmak : Teslim, datm : stek, talep : stemek, talep etmek : Ykmak, yok etmek : Gstermek, kantlamak, gsteri yapmak : Skmek, yerinden kartmak : Belirtmek, gstermek : Youn, koyu : Younluk : Ufak ukur veya knt, entik, di : Reddetmek, inkar etmek : Yola kmak, gitmek, ayrlmak : Blm : Kalk, gidi : Bal olmak : Gvenilir : Bal olarak : Gstermek, resmetmek : Tketmek, bitirmek, boaltmak : Tketme, bitirme : Anma, deer azalmas, amortisman 34

Depress, to Depressurization Depressurized Depth Derive, to Descent, to Descent Description Deselect, to Deserve, to Design Design, to Designate, to Designated Designation Desirable Desire, to Desired Despite Destination Destroy, to Destructive Detach, to Detached Detail Detailed Detect, to Detection Detection range Detector Detent

: Basmak, bastrmak : Basn azalmas, basncn alma : Basnc alnm, boaltlm : Derinlik : karmak, elde etmek : Alalmak, aa inmek : Alalma : Tanm, tarif : ptal etmek, brakmak : Hak etmek, layk olmak : 1- Model : 2- Tasarm, plan : Yapmak, planlamak : Belirtmek, gstermek : Ayarlanm, belirlenmi : Belirleme : stenilir, arzu edilir : stemek, arzu etmek : stenen, gerekli : -e ramen, -e karn : Var yeri, varlacak yer, hedef : Yok etmek, mahvetmek : Zararl, ykc : Ayrmak, skmek : Ayrlm, sklm : Detay, ayrnt : Detayl, ayrntl : Bulmak, hissetmek : Hissetme : Hissetme alan : Dedektr, hissedici : Tetik, mandal 35

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Detergent Deteriorate Determine, to Detonate, to Detonation Detrimental Develop, to Development Deviate, to Deviation Deviation ratio Device Devise, to Dew Dew point Diagnosis Diagonal Dial

Dial, to

Diameter Diamond shaped Die

: Deterjan : Ktlemek, ktye gitmek : Belirlemek, saptamak, gstermek, karar vermek : Patlamak, patlatmak : Patlama : Zararl : 1- Gelimek, bymek, gelitirmek : 2- Banyo etmek (film) : Geliim : Sapmak, ayrlmak : Sapma, uaktaki manyetik alanlarn neden olduu pusula hatas : Sapma oran : Cihaz : 1- Planlamak, kurmak : 2- Bulmak : iy : Younlama noktas : Tan, tehis : apraz : Kadran; cihazn hangi frekans, hz arama vs.ye ayarladn gsteren panel veya gsterge : 1- Kadran ile lmek, gstermek : 2- Telefon numaralarn evirmek, tulamak : ap : Baklava biiminde : 1- Kalp, matris, metal ve dier maddeleri ekillendirmek iin kullanlan alet 36

Die, to Dielectric Differ (from), to Difference Different Differentiate, to Difficult Diffuse, to Digit Digital Digital Flight Data Recorder (DFDR) Dilute, to Dim Dimension Diminish, to Dip, to Dipping Direct Direct Current (DC) Direct, to Direction Directional gyro Dirt Dirty Disadvantage

: 2- Lokma, delik veya yiv amak iin kullanlan kesici alet : lmek, sona ermek : Elektrii iletmeyen, geirmeyen madde, yaltkan : Farkl olmak : Fark : Farkl, ayr, deiik : Ayrt etmek, ayrmak : Zor, g : Yaymak, datmak, yaylmak, dalmak : Rakam : Dijital, saysal : Uu bilgilerini kaydeden cihaz, kara kutu : Seyreltmek : Donuk, mat : Boyut, ebat, l : Azaltmak, eksiltmek : Daldrmak, batrmak : 1- Daldrma, batrma : 2- Boyama : Dorudan, direkt : Doru akm : 1- Dorultmak, yneltmek, evirmek : 2- Ynetmek : Yn, taraf : Uan saa sola yatay dzlemdeki hareketini (ivmelenmesini) hisseden gyro : Kir, pislik, toz, toprak : Pis, kirli : Dezavantaj, aleyhine olan durum 37

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Disagree light Disagree, to Disagreement Disappear, to Disapprove, to Disassemble Disassembly Discard, to Discern, to Discharge Discharge lights Discharge, to Disclose, to Discoloration Disconnect, to Disconnected Discontinue, to Discontinuity Discover, to Discrepancy Discriminate, to Disengage, to Disinfect, to Disinfectant Disk drive Diskette Dislocate, to Dislodge, to Dismantle, to Disparity

: Uyumsuzluk lambas : Ayn fikirde olmamak, uyumamak, uymamak : Uyumsuzluk : Gzden kaybolmak : Uygun grmemek, onaylamamak : Skmek, paralara ayrmak : Paralara, ksmlara ayrma; skme : Atmak : Fark etmek, ayrt etmek : Boaltma : Boald lambalar : Boaltmak, dearj etmek, aktmak : Bildirmek, sylemek : Solma, rengi deime : Balantsn kesmek, ayrmak, ayrlmak : Ayrlm : Kesmek, devam etmemek, durmak : Sreksizlik, devamszlk, kesik olma : Kefetmek, bulmak : Fark, ayrlk, uyumsuzluk : Ayrmak, ayrm yapmak : Balantsn kesmek, balants kesilmek, ayrmak, serbest brakmak : Dezenfekte etmek : Dezenfektan : Disket src : Disket : Yerinden karmak : Yerinden karmak : Skmek, paralara ayrmak : Fark 38

Dispatch, despatch Dispatch, to Disperse, to Displace, to Displaced Display Display unit Display, to Disposable Disprove, to Dissipate, to Dissolve, to Distance Distance Measuring Equipment (DME) Distant Distinct Distill, to Distinct Distinction Distribute, to Distribution District Disturb, to Disturbance Divert, to Diverty Divide, to Division Do, to (did, done)

: Gnderme, sevk etme : Sevk etmek, gndermek : Datmak, yaymak : Yerinden kartmak, yerini deitirmek : Yeri deitirilmi : Grnt : Grnt nitesi, ekran : Gstermek, grlecek ekilde yerletirmek : Bir defa kullanlp atlan malzeme : Yanl olduunu kantlamak : Datmak, yok etmek, gidermek : Eritmek, erimek, zmek : Mesafe uzaklk : Mesafe lme tehizat, uuta uzakl gsteren sistem : Uzak, uzakta : Ar, farkl : Damtmak : Ayr, farkl : Bozulma : Datmak, vermek : Dalm, datm : Blge : Rahatsz etmek, dzenini bozmak : Dzensizlik, arza : Baka yne evirmek, saptrmak : Uan gidecei meydan yerine baka bir meydana inmesi : Blmek, ayrmak : Blm, blnme : Yapmak 39

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Dolly Domain Dome Domestic Domestic flight Dominant Door Door latch Dope Dot Double Dovetail Dowel Dowel pin Down Downstream Drag Drag, to Drain outlet Drain, to Draining Draw, to (drew, drawn)

Drawing Drench, to Dress out, to Dribble, to Dried Drift

: Tekerlekli kriko, ar komponentleri tamak ve kaldrmak iin kullanlan ara : Manyetik alan : Kubbe, kubbe ekli verilmi : Yerli, dahili, i : hat uu : Baskn, dominant : Kap, kapak : Kap mandal : Macun : Nokta, benek : ift, iki : Krlang kuyruu, geme kurtaz : Tespit pimi : Saplama, merkezleme pimi : Aa, aaya, aada : Sistem k : Uan havada ilerlemesine kar havann gsterdii diren, geri srkleme : ekmek, srklemek : Boaltma hatt k : Boaltmak (sv) : Boaltma : 1- ekmek srklemek : 2- ine ekmek, emmek : 3- izmek, resmetmek : izim, ema : Islatmak, svya batrmak : Gidermek, karmak : Damlamak, damlatmak : Kuru, kurutulmu : Uuta esas ba ile yol arasnda 40

Drift, to Drill, to Drink, to (drank, drunk) Drinkable Drip, to Driplesstick

rzgarn neden olduu fark : (Rzgarn veya akntnn etkisiyle) Srklenmek : Matkapla delmek, delik amak : mek : ilebilir : Damlamak, damlatmak : Tanktaki yakt miktarn bulmaya yarayan derecelendirilmi ubuk, aktmasz ekme ubuu : ekme ubuu, tanktaki yakt miktarn bulmaya yarayan aktmal ekme ubuu : Srmek, altrmak : Sarkmak, kmek : Dme, d : Dmek, drmek : Kuru : Kuru (yaktsz) start : Kurutmak, kurulamak, kurumak : ift, ikili : Geni apl boru, dak : Yznden, sebebiyle : Donuk, mat, soluk : Dilsiz, sessiz : Yardmc anten, yapay anten : Uuta uan ini arln azaltmak iin tanktaki yaktn boaltlmasn salayan valf : Boaltmak, atmak : Dayankllk, salamlk 41

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Dripstick Drive, to (drove, driven) Droop, to Drop Drop, to Dry Dry motor Dry, to (dried, dried) Dual Duct Due to Dull Dumb Dummy antenna Dump valve

Dump, to Durability

Durable Duration During Dust Dust cap Dust cover Dustfree Dustproof Duty Dye, to

: Dayankl, salam : Sre : Sresince, esnasnda, boyunca, srasnda : Toz : Toz kapa : Toz koruyucu kapak, cihaz kaplayan metal koruyucu : Temiz, tozsuz : Toz geirmez : Grev, gmrk vergisi : Boyamak

42

E
Each Ear Ear plug Early Earth Ease, to Easily East Easy Eat, to (ate, eaten) Eccentric Eddy Edge current Edge Edge thickness Edible Effect Effective Effectivity Efficiency Efficient Effort Either Either or Eject, to Elapse, to Elapsed time Elasticity Elbow Elbow fitting Electrical bond : Her bir, her biri : Kulak : Kulak tkac : Erken : Yerkre, dnya, toprak, yer : Hafifletmek, dindirmek, kolaylatrmak : Kolayca : Dou : Kolay, basit : Yemek : D merkezli, eksantrik : Girdap, anafor : Endksiyon akm : Kenar : Kenar kalnl : Yenebilir : Sonu, etki : Etkili, geerli : Uygulanabilir, geerlilik : Verim, randman : Verimli, etkili, yeterli : G, gayret, aba : kisinden biri : Ya.. ya da, veya : Dar atmak, frlatmak : Gemek (zaman) : Geen zaman : Esneklik, elastikiyet : Dirsek : Dirsek eklindeki balant eleman : Elektrik irtibat 43

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Electrical circuit Electrical harness Electrical network Electrician Electricity Electronic access door Element Elevate, to Elevator

: Elektrik devresi : Elektrik donanm : Elektrik ebekesi : Elektrik teknisyeni : Elektrik : Elektronik kompartman kapa : Element, ge, unsur : Ykseltmek, kaldrmak : Uan kuyruunda bulunan ve burun aa yukar hareketini salayan ana kumanda yzeyi, elevatr : Elemek, atmak, kartmak : Uzatmak : Baka yerde : kmak, yaylmak : Gmmek, iine koymak : Ortaya kmak : Acil durum, tehlike hali : Zmpara : Yayma, emisyon : Yaymak, dar vermek, gndermek : Kuyruk takm : vermek, altrmak, grevlendirmek : alan, ii : veren : Bo : Boaltmak : Yolda giderken, sefer halinde : Mmkn klmak, izin vermek : Kuatmak, evrelemek : Kapsamak, iine almak, evresini sarmak 44

Eliminate, to Elongate, to Elsewhere Emanate, to Embed, to Emerge, to Emergency Emery Emission Emit, to Empennage Employ, to Employee Employer Empty Empty, to En route Enable, to Encircle, to Enclose, to

Encounter, to Encourage, to End End, to Endanger, to Endless Endurance

Endure, to Energize, to Engage, to Engagement Engine Engine core Engine nacelle Engine out Engine pylon Engine test cell Engineer Engrave, to Enhance Enlarge, to Enormous Enough Enrich, to

Ensure, to

: Karlamak, rastlamak : Cesaretlendirmek, tevik etmek : 1- Son, biti : 2- U : Bitmek, sona ermek : Tehlike yaratmak : Sonsuz : 1- Bir uan belirli bir yakt miktar ile uabilecei toplam sre, havada kal sresi : 2- Sabr, dayanma : Dayanmak, ekmek, katlanmak : Enerji vermek, g vermek : Birbirine geirmek, birbirine gemek, i ie gemek : Devreye girme : Motor : Motorun scak ksm : Motor kaportas : Motorun durmas, almamas : Motorun baland yer : Motor deneme tesisi : Mhendis, teknisyen, makinist : Oymak : Arttrmak, oalmak : Geniletmek, bytmek : ok iri, byk, mthi : Yeterli : Zenginletirmek, yakt-hava karm orann zenginletirmek (yakt artarken havay attrmayarak) : Emin olmak, garantiye almak, salamak, temin etmek 45

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Entail, to Enter, to Entering Entertainment Entire Entirely Entrance Entrust, to Entry Entryway Enumerate, to Envelop, to Environment Equal Equalize, to Equation Equipment Equipment cooling Equipped with Equivalent Erase, to Err, to Error Escape, to Especially Essential Establish, to Estimate, to Estimated Time of Arrival (ETA) Etch, to

: Gerektirmek, zorunlu klmak : Girmek : Giri : Elence, elencelik : Btn, tm, tam : Tamamen : Giri : Emanet etmek : Girme, giri : Giri : Sralamak, belirtmek : Sarmak, kuatmak : evre, iinde bulunan artlar : Eit, denk : Eitlemek : Eitlik, denklem : Ekipman, tehizat, malzeme : Cihaz soutulmas : le donanm : Muadil, eit, karlk gelen : Silmek : Yanlmak, hata yapmak : Hata, yanlg : Kamak : Bilhassa, zellikle : Gerekli, esas : 1- Kurmak, tesis etmek : 2- Saplamak, tespit etmek : Tahmin etmek, hesaplamak : Tahmini var zaman : Asitle yakmak, andrmak 46

Evacuate, to Evacuation Evaluate, to Evaluation Evaporate, to Even Even number Evenly Event Eventually Every Evidence Evident Exact Examination Examine for, to Examine, to Example Exceed, to Excel, to Excellent Except for Exception Excess Excessive Excitation Excite, to Exclude, to Excluding Execute, to Exercise, to

: Boaltmak, tahliye etmek : Tahliye, boaltma : Deerlendirmek : Deerlendirme : Buharlamak : 1- -de, da, hatta, bile : 2- Dz, eit : ift say : Eit olarak, dengeli ekilde : Olay : Neticede, sonunda : Her, her bir : Kant, delil : Ak, belli, ortada : Tam, doru, kesin : Muayene, yoklama : (Bir eyi bulmak amacyla) incelemek : ncelemek, tetkik etmek : rnek : Gemek, amak : Gemek, stn olmak : Mkemmel, ok iyi : Dnda, haricinde, hari : stisna : Fazla, ar : Ar : Uyarm, uyarma : Harekete geirmek : Kabul etmemek, dahil etmemek : Hari : Uygulamak, yrtmek : Uygulamak 47

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Exert, to Exhale, to Exhaust Gas Temperature (EGT) Exhaust, to Exhaustive Exist, to Exit Exit, to Expand, to Expansion Expect, to Expel, to Expense Expensive Experience Experiment Expert Expire, to Explain, to Explanation Explanatory Explicit Explode, to Explore, to Explosion Explosive Export, to Expose, to Exposed

: Kullanmak, uygulamak : Dar vermek (soluk), buhar karmak : Egzoz gaz k scakl : Boaltmak : Geni, ayrntl : Var olmak : k yeri : kmak : Geniletmek, yaymak : Genileme, yaylma, genleme : Beklemek, ummak : Atmak : Masraf, gider : Pahal : Deneyim : Deney : Uzman : Bitmek, sona ermek : Aklamak : Aklama, izah : Aklayc : Ak, belirgin, net : Patlamak : Kefetmek, aratrmak : Patlama : Patlayc, patlayarak : hra etmek : 1- Maruz brakmak, kar karya getirmek : 2- Amak, meydana koymak, gstermek : 1- Ak, meydanda : 2- Uzatmak, devam etmek 48

Extended Extension Extension and retraction test Extensive Extent Exterior External External power Extinguish, to Extract, to Extraction fan Extreme Extrude, to Exude, to Eye

: Alm, ak, uzam, darda (buton vs.) : Alma, ama : Al-ver testi : Geni yaygn : 1- Boy, uzunluk : 2- l derece : D, hari : D, harici : Harici g : Sndrmek, snmek : Skmek, karmak, almak : Vantilatr : Ar, son derece : Skmak, karmak : Szmak, akmak, yaylmak : Gz

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

49

F
Fabric Fabricate, to Face Face shield Facilitate, to Facilities Facility : 1- Kuma, bez : 2- Yap, at : mal etmek, yapmak : Yz, yzey : (Yz iin) Siper, koruyucu : Kolaylatrmak : Vasta, imkan, bina, tesisat : 1- Kolaylk : 2- Beceri, ustalk : 3- zel bir i iin yaplm bina : Gerek, olgu : Fabrika : Ortadan kaybolmak, yok olmak, snmek : Yava yava grnmek, grnr olmak, almak : Yava yava gzden kaybolmak, kararmak : Solmak, rengi atmak : Arzaya kar emniyetli, arzalara kar otomatik tertibat olan mekanizma : Yetersiz olmak, baarsz olmak, baarszlkla sonulanmak, arzalanmak, bozulmak : Arzal : Arzal, baarszlk : Donuk, mat, soluk : Kaplama, kaporta : Olduka : Dmek, azalmak : Yanl, hatal : Bilinen, tannan : Fan kasas 50

Fact Factory Fade away, to Fade in, to Fade out, to Fade, to Fail safe Fail, to

Failed Failure Faint Fairing Fairly Fall, to (fell, fallen) False Familiar Fan case

Fan cowl Fan cowl door Fan duct cowl Fan engine

Far Fast Fasten, to Fastener

Fatal Fatigue Faucet Fault Faulty Favorable, favourable FD Engage logic Fear, to Feasible Feather edge Feature Federal Aviation Administration (FAA) Federal Aviation Regulations (FARs) Fee Feeble Feed line Feed, to (fed, fed)

: Fan kaportas : Fan kaporta kapa : Fan kaportas : Motor gcnn byk blmnn en ndeki geni apl fandan elde edildii motor tipi : Uzak : Sratli, hzl, abuk : Balamak : Balayan ey; perin, cvata gibi iki nesneyi birbirine balamak iin kullanlan alet : ldrc : Metal yorulmas : Musluk : Arza : Hatal, arzal : Olumlu, uygun : FDnin devreye girebilmesi iin gerekli artlar : Korkmak, endie etmek : Yaplabilir, mmkn, uygun : Kolay bklen ok ince sivri u : zellik, vasf : Federal Havaclk daresi : Federal Havaclk Ynetmelikleri : cret : Zayf, gsz, kuvvetsiz : Beslenme hatt : Doyurmak, beslemek 51

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Feedback Feel, to (felt, felt) Female connector Fence Ferrous Ferrule Ferry

Fetch, to Field Field elevation Figure Filament File File, to Fill connection Fill valve Fill, to Filling Fillister Film Filter cartridges Filter clogging light Filter, to Filthy Fin Finally

: Geribesleme, deien konumu bildirme : Hissetmek : Dii balant eleman : ift parmaklk : Demirden oluan, demirli : Demir halka, yksk : Uan ticari olmayan uua gitmesi, uan yolcusuz ve yksz yalnz kendi ekibiyle umas : Gidip getirmek : Alan, meydan, havameydan : Bir meydann deniz seviyesinden ykseklii : ekil, biim : Lamba teli, flaman : 1- Ee : 2- Dosya : 1- Eelemek, ee ile dzeltmek : 2- Dosyalamak : kmal balants : kmal valfi : Doldurmak : Doldurma : Oluk rendesi, oluk : Tabaka, kat : Filtre eleman (szge) : Filtre tkal lambas : Szmek, filtreden geirmek : Pis, kirli : Uan dikey stabilizeri : Sonunda, nihayet 52

Find, to (found, found) Fine Finger Finish, to Fire Fire extinguisher Fire handle

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Fireproof Firm Firmly First First aid First officer Fit, to Fitted to Fitting Fix, to Fixed Fixtures Flabby Flag Flake Flaked Flaking

: Bulmak : Gzel, iyi kaliteli : Parmak : Bitirmek, tamamlamak, bitmek, sona ermek : Ate, yangn : Yangn sndrc : Motorda yangn kmas halinde motoru durdurup motora giden yakt, hidrolii, pnmatii ve elektrii kesen ana kol ya da buton : Atee dayankl, yanmaz : 1- Firma, irket : 2- Sk, salam, sert : Skca : lk, nce : lkyardm : Yardmc pilot : Uymak, uygun olmak : Tutturulmu, balanm : Balant : 1- Sabitletirmek, dzenlemek : 2- Tamir etmek : Sabit, oynamaz, bal, belirlenmi : Sabit eya : Gevek, sarkk : Bayrak : nce tabaka, ince para, pul : Pul pul olmu, pul halinde ayrlp dm : Pul pul dklme 53

Flame Flame out Flammable Flange Flare out, to Flare, to Flash, to Flashlight Flat Flat spot Flaw Fleet Flexible Flicker, to Flight Flight altitude Flight attendant (F/A) Flight control Flight crew Flight data recorder Flight deck Flight kit Flight path Flip flop Float, to Floating point format Flood, to

: Alev : Alev snmesi, almakta olan motorun kendiliinden durmas : Yanc, abuk tutuan : Flan, kenar, oturma yzeyi : Geniletmek : Birden alev almak : Yanp snmek : El feneri : 1- Dz : 2- Havasz, patlak (lastik) : Lastik di veya dililerinin anmas sonucu dzlemi, bezi km blge : Kusur, defo : Filo : Esnek, bklebilir : Titremek, titremek : Uu : Uu ykseklii : Uu grevlisi, hostes : Uu kumandas : Uu mrettebat : Kara kutu : Uu kompartman, kokpit : Uu tehizat/donanm : Uu pateni : ki durumlu : 1- Yzmek, svnn stnde durmak : 2- Havada szlmek, umak : Ondalkl gsterim biimi : Sel basmak, su basmak 54

Floodlight Floor Floppy disk Flow Flow, to Fluctuate, to Fluctuation Fluid Flush, to Flute Flutter Flux Flux density Fly, to (flew, flown) Foam Focus, to Fog Foggy Fold, to Folding type seat Follow, to Following Foolproofing Foot For Forbid, to (forbade, forbidden) Force

: Aydnlatma lambas : Taban, zemin : Disket : Ak : Akmak : Dalgalanmak, inip kmak, azalp oalmak : Dalgalanma : Akkan sv : Ykamak, temizlemek, fla etmek : Oluk, yiv : Titremek, sallamak, kanat sarsnts : Aknt, ak, cereyan, ak : Ak younluu : Uurmak, umak : Kpk : Odaklamak : Sis : Sisli : Katlamak : Katlanan koltuk : Takip etmek, izlemek : Aadaki, mteakip : Gvenilir, kusursuz : 1- Ayak : 2- 0.3048 m : 1- in : 2- Sresince (zaman), -dr : Yasaklamak : G, kuvvet 55

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Force, to Forearm Forecast Forecast, to Foreign object Foreign Object Damage (FOD) Forget, to (forgot, forgotten) Form, to Formal Format, to Formation Former Fortnight Forward Foul, to Fouled Found, to Four-wheel Fraction Fractional Fragile Fragment Frame Framework Frayed Free Free from

: Zorlamak, sktrmak, itmek : Dirsekle bilek aras : Hava tahmini : Tahmin etmek : Yabanc madde : Yabanc cisim hasar : Unutmak : Oluturmak, biim vermek : Resmi, biimsel : Formatlamak, ekil vermek, dzenlemek : Oluum, formasyon : nceki, eski : Onbe gn, iki hafta : n, ileri, ne doru : Dokunmak, arpmak : Kirli, tkal : Kurmak, yapmak : Drt tekerlekli : Kk para, blm, ksm : ok kk, nemsiz : Krlabilir eya, malzeme : Para : Uan gvde yapsna ekil salayan d ember : Ana yap iskeleti, iskelet, at : Anm : 1- Serbest, zgr : 2- Bedava, parasz : -sz, -den uzak, arnm 56

Freedom Freeze, to (froze, frozen) Freezing Freezing point Freezing weather Freight Freighter Frequency Frequency meter Frequent Frequently Fresh Fresh air Friction Fringe area From Front Front spar Frost, to Frozen Fuel Fuel boost pump Fuel on board (FOB) Fuel pressure Fulfill, to Full Full turn Fully Fumes Function

: zgrlk, serbestlik, arnma : Donmak, dondurmak : Donma : Donma noktas : Dondurucu hava : Yk, kargo : Kargo ua, yk gemisi : Frekans : Frekansmetre : Yaygn, olaan : Sk sk : Taze : Temiz hava : Srtnme : Kenar blge : -den, -dan, -den beri : n, n taraf : n spar (duvar) : Donmak, buzlanmak : Donmu : Yakt : Yakt yardmc pompas : Uaktaki mevcut yakt miktar : Yakt basnc : Yerine getirmek, yapmak : Dolu, tam : Tam dn : Tamamyla : Duman, buhar, gaz : lev, grev 57

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Fundamental Furnish, to Further Furthermore Fuse Fuse, to Fuselage Fusion Futile Future

: 1- Kural, temel : 2- Esas, temel : 1- Salamak, tedarik etmek : 2- Demek : 1- Daha fazla, daha ileri : 2- Baka, bir baka, bundan baka : Bundan baka, ayrca : Sigorta : Eriyip birbiriyle kaynamak, yapmak : Uak gvdesi : Kaynama, fzyon : Bo, faydasz : Gelecek, ilerideki bir zamanda

58

G
Gage, gauge Gain, to Galley Gang Gap Gasket Gasoline Gate Gear Gear hydraulic system Gearbox General Generalize, to Generate, to Generation Generous Gentle Gently Genuine Get access, to Get, to (got, got) Give up, to Give, to (gave, given) Glance, to Glass Glaze, to Glide Glide slope : Gsterge, saat : Kazanmak, elde etmek : Uaktaki yiyecek, ieceklerin konulup hazrland blm, mutfak : Ekip, takm, posta, grup : Boluk, aralk : Conta : Yakt, benzin : Kap, yolcu giri kaps : 1- Dili : 2- ni takm (Landing gear) : ni takm hidrolik sistemi : Dili kutusu : Genel : Genelletirmek : Vermek, salamak, retmek : Kuak, nesil : Cmert, bereketli, verimli : Kibar, nazik, yumuak : Yavaa, hafife : Gerek, hakiki : Erimek, ulam salamak : Elde etmek, almak : Brakmak, vazgemek : Vermek : Gz atmak, bakmak : 1- Cam : 2- Bardak : Srlamak, cilalamak : Szlme, alalma : Szl as 59

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Globe Glossy Gloves Glow Glow, to Glue Go around Go by, to Go off, to Go, to (went, gone) Goggles Good Goods Govern, to Governor Grade, to Gradient Gradually Graduation Grasp, to Gravity Gravity draining Gravity filling Grease Green Grey Grind, to (ground, ground) Grip, to Groove

: Kre : Parlak : Eldiven : Kzl k, parlaklk : Kzmak, akkorlamak : Tutkal, yaptrc : Uan initen vazgeip pas gemesi : Gemek : Devam etmek : 1- Gitmek, uzanmak : 2- lemek, almak : Koruyucu gzlk, maske : yi, uygun : Eya, malzeme, madde : Ynetmek, idare etmek, ynlendirmek : Reglatr, dzenleyici : Derecelendirmek, snflandrmak : Eim, meyil : Kademeli olarak, derece derece : 1- Derecelere ayrma : 2- Mezuniyet : Tutmak, kavramak : Yerekimi, arlk : Kendi arlyla boaltma : Kendi arlyla ikmal : Ya, gres : Yeil : Gri : tmek, ufalamak, talamak : Smsk tutmak, kavramak : Oluk 60

1968

Groove cracking Gross weight Ground Ground door opening handle Ground roll Ground safety Ground service network Ground station Ground, to Grounding Grounding-plate Group, to Grow, to (grew, grown) Growth Guard, to Guess, to Guide, to Gush out, to Gust of wind Guy Gyro

: Oluk atlamas, di gibi krlmas : Uan kargo da dahil toplam arl, brt arlk : Yer, toprak, zemin : Yerde kapak ama kolu : Tekerleklerin dnmesi : Yer emniyeti : Yer servis ebekesi : Yer istasyonu : Topraklamak : Topraklama : Topraklama (oturma) yzeyi, ase yzeyi : Bir grupta toplamak : Bymek, gelimek, artmak, oalmak : reme, oluma, byme : Korumak, beklemek, nlem almak : Tahmin etmek : Yol gstermek, rehberlik etmek, idare etmek : Fkrmak : Rzgar sratinin artmas, ani rzgar : Gergi teli : Cayro

UAK TEKNSYENLER DERNE

61

H
Habit Half (plural: halves) Halt, to Hammer Hamper, to Hand Hand crank Handicap Handle Handle, to Handy Hang, to (hung, hung) Haphazard Happen, to Harbor, harbour Hard Harden, to Harmful Harmless Harness Harsh Haste Have, to (had, had) Hazard Hazardous Head Head, to Headed into Heading : Alkanlk : Yarm, bir eyin yars : Durmak, durdurmak : eki : Engel olmak, engellemek : El : Dndrme kolu : Dezavantaj, engel : Kol, tutama, sap : Ele almak, kullanmak : Kullanl, pratik : Asmak, aslmak, asl durmak : Rastgele, gelii gzel : Olmak : Liman, snak, barnak : 1- Sert, kat : 2- G, zor : Sertletirmek, katlatrmak : Zararl : Zararsz : Donanm : Sert : Acele, tela : Sahip olmak, almak : Tehlike : Tehlikeli : Ba : 1- Bata olmak, nde gelmek : 2- Ynelmek, yneltmek : Ba (burnu) bir tarafa evrili : Ba, uan esas yn 62

Headset Heap Hear, to (heard, heard) Heat Heat dissipation Heat, to Heater Heavy Heavy rainfall Height Helical Helmet Help Help, to Here Hesitate, to Hexadecimal Hexagonal Hide, to (hid, hidden) High High altitude High winds Hijack, to Hinge Hinged Hit Hit, to (hit, hit) Hoist Hoist, to Hold, to (held, held)

: Telsiz konumas iin kullanlan balk : Yn, kme : Duymak, iitmek : Is, scaklk, hararet : Is kayb : Istmak : Istc : Ar : iddetli ya : Ykseklik : Helezoni, sarmal : Kask, balk : Yardm : Yardm etmek : Burada, buraya : Tereddt etmek, duraksamak : Onaltl : Altgen : Saklamak, gizlemek : Yksek : Yksek irtifa, 10 bin metrenin zeri : Kuvvetli rzgar : Uak karmak, silah zoruyla gasbetmek : Mentee : Menteeli, menteelenmi : Vurma, vuru, darbe : Vurmak, arpmak : Yk asansr, vin : Yukar kaldrmak, yukar karmak : Tutmak, mevcut durumu muhafaza etmek, devam ettirmek 63

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Holding pattern

Hole Hollow Hook Hope, to Horizon Horizontal Hose Hot Hour Housing Hover, to However Hub Hubcup Huge Hum Humid Humidity Hurricane Hurry, to (hurried, hurried) Hurt, to (hurt, hurt) Hybrid Hydraulic fluid container Hydraulic ground power cart Hydraulic pump Hydraulic return line

: Havaalanna ini izni bekleyen uaklarn izledikleri belirli yol, bekleme paterni : Delik, oyuk : Bo, oyuk, ukur : Kanca : Umut etmek, ummak, beklemek : Ufuk : Yatay : Hortum : Scak : Saat : Yuva, yer : Havada belli bir noktada durmak, sallanp durmak : Bununla birlikte, ama, fakat : Tekerlek merkezi, gbek : Jant kapa, balk kapa : ok byk, kocaman : Uultu, grlt : Nemli, rutubetli : Rutubet : Kasrga, bora : Acele etmek : ncitmek, actmak, yaralamak : Melez : Hidrolik sv kab : Hidrolik sistem servis arac : Hidrolik pompas : Hidrolik dn hatt 64

I
Ice burn Ice formation Ice foundation Ice protection Icing Identical Identification Identification card Identification ring Identify, to (identified, identified) Idle Idler Idling If If not Ignitable Igniter Ignition Ignition plug Ignore, to Ill Illegible Illicit Illuminate, to Illustrate, to Image Imaginary Immaculate Immaterial : Islak pistten dolay anma : Buz oluumu : Buz oluumu : Buzlanmadan korunma, buzlanmay nleme : Buzlanma : Ayn : Tanmlama, kimlik : Tantma kart : Tanmlama/kimlik halkas, etiket : Tantmak, belirtmek : Rlanti : Ara tekerlei, kasnak : Boa alma, bota altrma : Eer, ise : Deilse, yoksa : Yanc : Ateleme bujisi, ateleyici : Ateleme : Buji : Aldrmamak, nem vermemek : Hasta, kt, fena : Okunmaz : Yasaya aykr, yasad : Aydnlatmak : Resimle gstermek, aklamak : Grnt : Hayali, sanal : Lekesiz, kusursuz : nemsiz 65

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Immature Immediately Immelmann turn

Immense Immerse, to Imminence Immobile Immobilize, to Immovable Immune Impact Impair, to Impart, to Impartial Impartible Impatient Impede, to Impel, to Impeller Impenetrable Imperceptible Imperfect Imperil, to Impervious Implement Implement, to Imply, to (implied, implied)

: Olgunlamam : Hemen, derhal : Uan yarm luping yaptktan sonra yarm tono yaparak yatay vaziyete gelerek ykseklik kazanmas : Ucu buca olmayan, kocaman : ine batrmak, daldrmak : Yaknlk, yaknlama : Hareketsiz, devinimsiz : Tespit etmek, yerinde tutmak, hareketini nlemek : Kmldamayan, hareketsiz : Bak, muaf : Darbe, arpma, etki : Bozmak, zarar vermek : 1- Vermek, katmak : 2- Bildirmek, sylemek : Tarafsz, yansz : Blnemez : Sabrsz : Engel olmak : Zorlamak, sevk etmek : (Pompa vb. iindeki) Pervane, pal : Girilemez, nfuz edilemez : Hissedilmez, fark edilmez : Kusurlu, hatal : Tehlikeye sokmak : Su ya da hava geirmez, szdrmaz : Alet : Tamamlamak, yapmak, yerine getirmek : 1- Anlamna gelmek : 2- ermek, kapsamak 66

Import, to Impose, to Impossible Impracticable Impregnate, to Impression Improve, to Improvement Impulse Impulse turbine Impurity In accordance with In addition to In approach In case of In concern with In conjunction with In front of In good condition In operation In position In progress In proportion to In proximity to In the event of In turn In view Inaccessible Inaccuracy Inadequate Inadvertently Inapplicable

: thal etmek, yurtdndan getirmek : Zorla benimsetmek, empoze etmek : Olanaksz, imkansz : Yaplamaz, uygulanamaz : (yice) Islatmak : Etki, izlenim : Gelitirmek, ilerletmek : lerleme, gelime : Darbe, vuru : arpma etkili trbin : Kirlilik, pislik : Uygun olarak, -e gre : Ek olarak, yan sra : Yakn, inie yaklamada : Halinde, durumunda : lgili olarak : .ile beraber/birlikte : nnde : yi durumda : alr durumda, faal : Yerinde, gerekli konumda : Devam etmekte : Orantl olarak : Yaknnda : Halinde, durumunda : Srayla : Grnr : Ulalamaz : Yanllk, hata : Yetersiz : Kastsz olarak : Uygulanamaz 67

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Inboard In-bound Incandescent light Inch Incidence Incident Incipient Inclination Incline, to Inclined Inclinometer Include, to Included Including Inclusive Incombustible Income Incomplete Inconel Inconspicuous Inconvenience Incorporate, to Incorrect Incorrectly Increase Increase, to Increment Incur, to Indeed Indefinite

: taraf : stasyona yaklamak (uu) : Akkor telli lamba : n (2.54 cm) : sabet, etki alan : Olay : Yeni balam : Eilim, eim : Emek, eilmek, yatmak, meyletmek : Eimli : Eim leri : Dahil etmek, kapsamak : Dahil : Dahil, kapsayarak : ine alan, dahil : Yanmaz : Gelir, kazan : Eksik, tamamlanmam : Paslanmaz elie benzer, syla sertletirilemeyen krom-demir alam : Gze arpmayan, nemsiz : Rahatszlk, elverisiz olma : Birletirmek, katmak, birlemek : Yanl : Yanl olarak : Art : Artmak, oalmak, artrmak : Artma, art, oalma : Sebep olmak, -den kaynaklanmak, maruz olmak : Gerekten : Belirsiz, snrsz, sonsuz 68

Indent Indentation Independent Independently Index Index by title Index by type number Indicate, to Indication Indicator Indifference Indifferent Indirect Individual

Individual air outlet Induce, to Induction Induction coil Induction current Ineffective Inefficient Inert Inertia Inertial Reference System (IRS) Inevitable

: entik : Girinti, ukur : Bamsz : Ayr olarak, bamsz olarak : 1- aret, gsterge : 2- Dizin, indeks : Balklara gre sralama : Tip numaralarna gre sralama : Gstermek, belirlemek, iaret etmek : ndikasyon, gsterme : ndikatr, gsterge : lgisizlik, kaytszlk : lgisiz, ntr : Dolayl, indirekt : 1- Tek, ayr : 2- Bireysel, ferdi : 3- ahs, fert, birey : Manika : 1- kna etmek, sevk etmek, neden olmak : 2- ndklemek : ndkleme, indksiyon : ndksiyon bobini : ndkleme akm, indkleme yoluyla elde edilen elektrik akm : Etkisiz : Etkisiz, verimsiz : Hareketsiz, etkisiz : Atalet, devinimsizlik : Uan dnya zerindeki konumunu ve yerini gsteren sistem : Kanlmaz 69

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Inextricable Inextricably Infallible Inferior Infiltrate, to Infinite Infinity Inflame, to Inflammable Inflate, to In flight fuel dumping Influence Influence, to Inform, to Information Infraction Infrequent Infuse, to Infusion Ingest, to Ingot Ingrain, to Ingredient Inhale, to Inherent Inhibit, to Inhibitor Initial Initiate, to Inject, to

: Kark, iinden klmaz : inden klmaz biimde : Yanlmaz, gvenilir : Aa, alt, ikinci derecede olan : eri szmak, szlmek : Sonsuz, snrsz : Sonsuzluk, snrszlk : Tutumak, alev almak : Yanc, tutuur, alev alr : iirmek (lastik), hava ya da bir baka gazla ikmal etmek : Uuta yakt havada boaltma : Etki : Etkilemek : Haber vermek, bildirmek, sylemek : Bilgi, bildirme, haber : Bozma, ihlal : Seyrek, nadir : Dkmek, aktmak, demlemek : ine dkme ya da aktma, demleme, kartrma, katma : ine ekmek : Kle, ktk : Yer etmek, yerlemek : Karm oluturan madde, iindeki : Nefes almak, soumak : Doal, doasnda olan : Engellemek, yasaklamak : nhibitr, yavalatc : lk, nceki : Balatmak : Enjekte etmek, iine katmak 70

Injection pressure Injury Ink Inlet Inlet chamber Inlet duct In line Inner Innocent Innovate, to Innovation Innumerable Inoperative In-phase Input Inquire, to Inquiry Inscribe, to Insert, to In service measurements Inside Insight Insignificant Insist, to Inspect, to Inspection Inspector Install, to Installation Installed

: Enjeksiyon basnc : Yararlanma, zarar : Mrekkep : Giri, az : Emme odas : Emme borusu : Srada, ayn hizada : erideki, i : Masum, zararsz : Yenilik getirmek, deiiklik yapmak : Yenilik, deiiklik : Saysz : lemeyen, bozuk : E fazl : Girdi, bilgi : Sormak, bilgi almak : Soruturma, aratrma : Yazmak, kaydetmek : Sokmak, yerletirmek : Servis lmleri, servis deerleri : inde, iindeki : Kavrama, kavray : nemsiz : Israr etmek : Dikkatlice gzden geirmek, kontrol etmek, denetlemek : Yoklama, kontrol, muayene : Kontrol eden kii, mfetti : Yerletirmek, takmak : Takma, yerletirme : Yerletirilmi 71

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Instance Instant Instantaneous Instead of Instruct, to Instructions Instructor Instrument Instrument Landing System (ILS) Insufficient Insulate, to Insulation Insulation resistance Insure, to Intact Intake Intake stroke Integer Integral Integrate, to Integrated Drive Generator (IDG)

: rnek : Hemen olan, acil : Anlk, ani : Yerine : 1- retmek, eitmek : 2- Emir vermek, talimat vermek : Talimat : Eitmen : Alet : Aletli ini sistemi : Yetersiz : Yaltmak, izole etmek : Yaltm, izolasyon : ki iletkeni ayran yaltkan maddenin elektrik direnci : Sigorta etmek, salama balamak : Bozulmam, tam, eksiksiz : Giri, az, emme : Emme zaman : Tamsay, btn : Tam, btn, integral : Tamamlamak, btnlemek : Dili grubu ve retici blm tek bir komponent iinde olan ve uak motorundan ald dnyle elektrik reten jeneratr : ntegralleyici devre : Doluluk, tam olma : Tasarlamak, niyet etmek : Hzlandrc, glendirici elektrot 72

Integrating circuit Integrity Intend, to Intensifier electrode

Intensity Intentional Intercept, to Interceptor Interchangeable Intercom system Interconnect, to Interelectrode capacitance Interest, to Interface Interfere, to Interference Interior Interlaced scanning Interlayer insulation Interline, to Interlock, to Intermediate Intermission Intermit, to Intermittent Intermodulation Internal Interphone Interpret, to Interpretation Interregnum Interrelate, to

: 1- iddet, younluk : 2- Parlaklk : Kastl : Durdurmak, kesmek, engellemek : Avc ua : Birbiriyle deitirilebilir, birbirinin yerine geebilir : Dahili konuma sistemi : Birbirine balamak : Elektrotlar aras geirgenlik, kapasitans : lgilenmek, ilgilendirmek : Arayzey, bir nitenin dierleriyle ilikisi : Karmak, mdahale etmek, engellemek : Mdahale : : Aralkl tanma : tabakann (katn) izolasyonu : Orta astar koymak : Birbirine kenetlemek, balamak, kilitlemek : Orta, arada bulunan, ortadaki : Ara, aralk : Ara vermek, durmak, bir sre kesilmek : Aralkl, kesik kesik, srekli olmayan : ntermodlasyon, arakiplenim : Dahili : Dahili telefon sistemi : Yorumlamak, anlamn aklamak : Yorumlama, yorum, aklama : Ara, aralk : Birbiriyle alakal olmak 73

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Interrelated Interrogate, to Interrupt, to Intersect, to Intersection Interval Into Intricate Introduce, to Introduction Invalid Invaluable Invent, to Invention Inventory Inverse voltage Invert, to Inverter Investigate, to Invisible Invoice Invoke, to Involve, to Involved in Iodine Iodize, to Ionize, to Ionosphere Iron out, to

: Karlkl, ilikili, birbiriyle alakal : Sorguya ekmek : Kesmek, ara vermek : Kesimek, kesmek : Kesime, kavak : Aralk (zaman olarak) : ine, iine doru : Girift, anlalmas g, kark : 1- Ortaya karmak, ortaya koymak : 2- ine katmak : Giri : Geersiz, hkmsz : ok deerli : cat etmek, bulmak : cat, bulu : Envanter, saym izelgesi, ayrntl gsterge : Ters voltaj : Tersine evirmek : nverter, doru akm (DC) alternatif akma (AC) eviren cihaz : Aratrmak, incelemek : Grnmez : Fatura : Bavurmak : Kartrmak : Alakas olmak, karm bulmak : yot : yotlamak : yonlara ayrmak, iyonize etmek : yonosfer : Ortadan kaldrmak, gidermek 74

Irregular Irrigate, to Irritant Isolate, to Isolation Issue, to Item

Itemize, to

: Dzensiz, kuralsz : Ykamak : Tahri edici : Ayrmak, balanty kesmek : Ayrma : Yaynlamak, karmak : 1- Para : 2- Bakmlarda uakla ilgili arzalarn ve cevaplarnn yazld kat : Ayrntlar ile yazmak

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

75

J
Jack up, to Jacking Jag Jagged Jam, to Jam nut Jar, to Jaw clutch Jelly Jerk, to Jerking Jerry can Jettison, to Job set up Job set up information Joggle Join, to Joint Jolt, to Journal Journey Jump, to : Jaka almak, krikoyla kaldrmak : Jaka almak : Sivri u, di, entik : Kertikli, dili : Sktrmak, tkamak, skmak, tutukluk yapmak : Sktrma somunu, kontra somun : Sarsmak, titremek : eneli kavrama : Pelte, jle : Birdenbire ekmek, atmak, frlatmak : Aniden, birdenbire : Yakt tamak iin kullalan 5 galonluk konteyner, kap : Uu esnasnda uaktan eya, yk atmak : e hazrlk : Grev hazrlk bilgisi : Geme, bir parann dierinin stne gemesini salayan metal dirsek : Birlemek, birletirmek, katlmak : Birleme yeri : Sarsmak : aft yata : Yolculuk, seyahat : Sramak, atlamak, zplamak 76

Jumper Junction Just Justify, to (justified, justified) Juxtaposition

: Geici olarak kullanlan elektrik balant teli : Birleme, bitime, iki iletkenin veya devrenin birletii nokta : 1- Henz, imdi : 2- Yalnz, sadece : Dorulamak, hakl karmak : Bitiiklik, bitime, yan yana koyma

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

77

K
Keep away, to Keep off, to Keep, to (kept, kept) Key, to Keyboard Kind Kink Kit Knee Knife edge Knob Knock, to Knot : Uzak durmak, uzak tutmak : Uzak durmak, uzak kalmak, yaklatrmamak : 1- Muhafaza etmek, tutmak : 2- Salamak : 1- Kilitlemek : 2- Vericiyi altrmak, devreye sokmak : Klavye : eit, tr, cins : Telin dolamas, bklmesi : Takm, alet takm, set : Diz : Bak gibi keskin kenarl elik veya dier sert maddeler : Switch, dme : Vurmak, arpmak : 1- Hz birimi, saatte bir deniz mili (1852 m/saat) : 2- Dm : Bilmek : Bilgi : Bilinen, beklenen : Boum, mafsal : Trtkl

Know, to (knew, known) Knowledge Known Knuckle Knurled

78

L
Label Label, to Lack Lack, to Ladder Laminate, to Land Land, to Landing Landing gear Landing gear bay Landing gear well Landing gear wheel Landing roll : Etiket, tag : Etiketlemek : Olmay, eksiklik : -den yoksun olmak : Merdiven : Yaprak haline getirmek, ince tabaka haline getirmek : Toprak, lke : Yere inmek : ni : ni takm : ni takm blm : ni takm yuvas : ni takm tekerlei : ni rulesi, tekerleklerin piste konduu noktadan uan pisti terk ettii noktaya kadar olan mesafe : Dil, lisan : Katlamak, katlanmak, zerine koymak : Geni, byk : Son, sonuncu : Devam etmek : Mandal kilidi : Mandallamak : Ge, gecikmi : Sonra : Yanal, yana doru : Yana doru : Enlem : ki eyden sonuncusu, son sylenen : Kafes, rg 79

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Language Lap, to Large Last Last, to Latch Latch, to Late Later Lateral Laterally Latitude Latter Lattice

Launch, to Lavatory Lavatory doors Law Lay, to (laid, laid) Layer Layout Leach, to Leachable Lead Lead, to (led, led) Leading Leading edge Leak Leak proof Leakage Lean, to Leap, to Learn, to Leave, to (left, left) Ledge Lee Lee side Left Left hand side Left handed Leg Legal Legend Legible Legitimate Length

: 1- Ua uu iin brakma : 2- Balatmak (yeni i) : Tuvalet : Tuvalet kaplar : Kanun, yasa, kural, kaide : Yatrmak, koymak, yaymak : Tabaka : Plan : Szmek, filtreden geirmek : Filtre edilebilir : U, kablo : Yol gstermek, idare etmek : Bata gelen, en nemli : Hcum kenar, n kenar : Sznt, kaak : Szdrmaz : Sznt, kaak : Dayanmak, yana atmak, eilmek : Sramak, atlamak : renmek : Brakmak, ayrlmak : Raf gibi dz knt : Muhafazal taraf, rzgardan korunan taraf : Rzgar alt : Sol : Sol, sol taraf : Solak : Bacak : Yasal : Ikl yaz : Okunakl : Yasal, meru : Uzunluk 80

Less than Lessen, to Let, to (let, let) Level Level, to Lever Liability Liable License, license License, to Lid Lie, to (lay, lain) Life Life vest Lifetime Lift, to Light Light to (lit, lit) Lighting, to Lightly Like Like, to Likely Likewise Limb Limit Limit, to Limitation Limited Line Line maintenance Linear Linen

: -den az : Azaltmak, azalmak : zin vermek, brakmak, beklemek : Seviye : Dzeltmek, ayn seviyede getirmek : Levye, kol : Sorumluluk : Sorumlu : Lisans, ehliyet, izin, ruhsat : zin vermek, ruhsat vermek : Kapak : Yatmak, uzanmak : Hayat, yaam : Can yelei : Hayat sresi, mr boyu : Kaldrmak : Lamba, k : Aydnlatmak : Hafifletmek, ykn azaltmak : Hafife : Gibi, benzer : Holanmak, sevmek : Olas, muhtemel : Ayn ekilde, bunun gibi : Dairesel d kenar : Snr, limit : Kstlamak, snrlamak : Snr, snrlandrma : Snrl, kstl : Hat : Hat bakm : Lineer, dorusal, izgisel : Keten, keten rg 81

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Linger, to Link Link, to Linkage Lint free Liquid List, to Listen, to Live Live, to Load Load, to Lobe Local Local time Localize, to Localizer Locate, to Location Lock, to Locked Locking device Lockwire Lockwire, to Logbook Logic Logical Long Long distance Long range Long term

: Gitmemek, oyalanmak : Ba, balant : Birbirine balamak, birletirmek : Balant : Tiftiksiz : Sv, akc, akkan : Listesini yapmak, listeye geirmek : Dinlemek : Canl, elektrikli, akm geen : Yaamak, hayatta olmak : Yk : Yklemek, doldurmak : Yuvarlaka ksm : Yerel, blgesel : Yerel saat : Yerini belirlemek, saptamak : ILSnin inite son yaklama iin pistin merkez hattn gsteren elektronik ksm : 1- Yerletirmek, koymak : 2- Yerini bulmak, tespit etmek : Yer, yerleim : Kilitlemek, kilitlenmek : Kilitli : Kilitleme aygt : Emniyet teli : Emniyet teliyle balamak : Yaplan ilerin kaydedildii defter : Mantk : Mantkl, mantksal : Uzun : Uzun mesafe : Uzun menzilli : Uzun vadeli 82

Longitude Longitudinal Look for, to Look, to Loop Loose Loosely Loosen, to Lose, to (lost, lost) Loss Loud Loudness Loudspeaker Low Low pressure light Lower Lower, to LRU
(Line Replaceable Unit)

: Boylam : Uzunlamasna, boyuna : Aramak : Bakmak : Lup, hat : Gevek : Gevek olarak : Gevetmek : Kaybetmek : Kayp, kaybetme : Yksek (ses), grltl : Grlt, ses ykseklii : Hoparlr : Dk : Dk basnl ikaz lambas : Aa, alt : 1- ndirmek : 2- ni takmlarn amak : Hatta deitirilebilen cihaz : Yalama maddesi, ya, gres : Yalamak : Yalama : Yalama, gresleme : ans, talih : Balant noktas olarak kullanlan knt, uzant, pabu : Bagaj : Ilk : Ik veren : Parlak, kl : Para, kme, topak, yumru : Akcier 83

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Lubricant Lubricate, to Lubricating Lubrication Luck Lug Luggage Lukewarm Luminary Luminous Lump Lungs

M
Mach Magnet Magnetic pole Magnetic tape Magnetize, to Magneto ignition Magnifier Magnify, to (magnified, magnified) Magnitude Mail Mail, to Main Main gear Main gear ground lock assembly Mainly Maintain, to Maintenance Maintenance facility Maintenance personnel Major Majority Make certain, to Make sure, to : Uan hznn uulan ortamdaki ses hzna oran : Mknats : Manyetik kutup : Manyetik bant : Mknatslamak : Manyetolu ateleme : Byte

: Bytmek : Byklk : Posta : Postalamak : Ana, esas : Ana ini takm : Ana ini takm akta kilitleme mekanizmas : Esas olarak : Mevcut durumu muhafaza etmek, tutmak, salamak : Bakm : Bakm merkezi : Bakm personeli : Esas, nemli : ounluk : Emin olmak, temin etmek, tahkik etmek, kesinlik kazandrmak : Emin olmak, tahkik etmek, temin etmek 84

Make up, to Make, to (made, made) Male connector Malfunction Malleable Mallet Man power Manage, to Mandatory Man hour Manifold Manipulate, to Manner Manoeuver Manoeuver, to Manual control Manufacture, to Manufacturer Many Map Mar, to Marble Margin Marginal Mark Mark, to Mass Massive Master caution light

: Oluturmak, meydana getirmek : Yapmak, meydana getirmek : Erkek balant eleman : Arza : Dvlebilir : Tokmak, eki : nsan gc : Ynetmek, idare etmek, baarmak, becermek : Zorunlu, gerekli : Bir insann bir saatlik almas, adam/saat : Basnl sv ya da gazn kollara dald port, manifold : dare etmek, ynlendirmek, elle iletmek : Tarz, biim, tavr : Manevra : Manevra yapmak : Elle (manuel) kumanda : retmek, imal etmek : retici, imalat firma : ok, ou, birou : Harita : Bozmak, zarar vermek, eklini bozmak : Mermer : Snr, kenar, boluk : Kenarda olan : aret : aretlemek, gstermek : Yn, ktle, youn : Ar, kaln, yekpare : nemli arzalar ikaz eden lamba, ana ikaz lambas 85

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Master switch Master warning light Mat Match, to Mate, to Material Mating surfaces Matter Mature, to Maximize, to Maximum Mean Mean value Mean, to Meaning Means Meanwhile Measurable Measure, to Measurement Measuring Mechanic Mechanically operated Mechanism Medical Medium range

: Ana alter, sistemdeki tm devrelere giden elektrik gcn kontrol eden switch : ok nemli arzalar ikaz eden lamba : Hasr, paspas : Birbirine uydurmak, e olmak, uymak : Birletirmek, balamak, birbirine geirmek : Malzeme : Temas eden yzeyler : 1- Madde, cisim : 2- Mesele, sorun, konu : Olmak, olgunlamak, vadesi gelmek : Maksimuma karmak, getirmek : En ok, en yksek, azami : Orta, ortalama, iki eyin ortas : Ortalama deer : Anlamna gelmek, demek olmak, demek istemek : Anlam : Yol, ara, yntem : Bu arada : llr, llebilir : lmek : l, lme : lm, lme : Mekanik, teknisyen : Mekanik olarak alan : Mekanizma, makine dzeni, makineyi oluturan btn ksmlar : Tbbi : Orta menzilli 86

Meet, to (met, met) Meeting Melt, to Melting point Member Memory Mend, to Mental Mentality Mention, to Mercury Merely Merge, to Meridian Merit Merit, to Mesh

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Message slot Metallic Meter, to Metering valve Meticulous Microwave Middle Mike (sl.) Mild Milibar

: Karlamak, yerine getirmek, yapmak : Toplant, buluma : Erimek, eritmek : Erime noktas : ye : Hafza, bellek : Onarmak, tamir etmek : Zihinsel, aklsal : Anlay, dnce : Sylemek, bahsetmek, -den sz etmek : Cva : Sadece, yalnz : ine karmak, birlemek, iine kartrmak : Meridyen : Deer : Hak etmek, demek : 1- Dili arknn dilerinin birbirine gemesi : 2- n karedeki atk zg says : Mesaj ksm/blm : Metalik, madeni : lmek : Sv akn ynlendiren bir eit kumanda valfi : Titiz, ok dikkatli : Mikrodalga : Orta : Mikrofon : Yumuak, lml, zayf : Barn binde biri 87

Mill, to Milling machine Mingle, to Minimal Minimize, to Minimum Minimum enroute altitude Minor Minority Minus Minute Mirror Misalign, to Misalignment Miscellaneous Mislead, to (misled, misled) Miss, to

: tmek, frezelemek, ilemek : Freze makinesi : Kartrmak, karmak : En az, en kk, en aa : Asgariye indirmek, mmkn olduu kadar azaltmak : En kk miktar, asgari : Uu srasndaki asgari ykseklik : Daha kk, daha az, nemi az : Aznlk : Eksi (-) : Dakika : Ayna : Yanl ayarlamak : Yanl ayarlama : eitli, muhtelif : Yanltmak, yanl bilgi vermek : 1- Karmak, yetiememek (Otobs, uak, ders) : 2- zlemek, aramak : 3- Anlamamak, kavramamak : Kayp, eksik, olmayan : Pus, duman : Yanl, hata : Yanl yerde kullanmak, kt kullanmak : Birbirine kartrmak, karmak : Kark, karma : Karm, kartrma : Hareket eden, gezici : Herhangi bir eyin modeli 88

Missing Mist Mistake Misuse, to Mix, to Mixed Mixture Mobile Mock up

Mode selector switch Moderate Modernize, to Modification Modify, to (modified, modified) Modulate, to Modulation Moisture Moment Momentarily Momentary Momentum

: Mod seme anahtar : 1- Orta, vasat : 2- Ilml, ll : Yeniletirmek, adalatrmak : Deiiklik, modifikasyon : Deitirmek : Modle etmek, dalga uzunluu ve frekansn deitirmek, ayarlamak : Deitirme, ayarlama : Nem, rutubet : An, ok ksa zaman : Ksa bir sre iin, geici : Bir anlk, geici : Moment, devinirlik, hareket eden bir cismin ktle ve hznn arpmyla elde edilen hareket miktar : zlemek, kontrol etmek : Yekpare, tek para : Tekdze, monoton : Muson : Ay, yln on iki blmnden her biri : Ay : (Ua) Balamak, sabitlemek : Daha ok, daha fazla : -den daha fazla : stelik, bundan baka : Sabah : Mors alfabesi : En ok, en fazla : ounlukla, genellikle : Hareket, devinim 89

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Monitor, to Monolithic Monotonous Monsoon Month Moon Moor, to More More than Moreover Morning Morse code Most Mostly Motion

Motivate, to Motor, to Motoring Mould, to Mount Mount, to Mouth Move in and out, to Move, to Movement Moving Much Mud Muffler Multi Multi functional Multiple Multiple circuit Multiplexing

Multiplication Multiply, to (multiplied, multiplied) Mute Mutual

: Sevk etmek, harekete geirmek, motive etmek : (Motor) altrmak : Start d sebepler iin motoru starterlarla dndrmek : Kalba dkmek, biimlendirmek : Yuva : Monte etmek, tutturmak : Az : leri geri hareket etmek : 1- Hareket etmek/ettirmek : 2- Konumuna getirmek : Hareket : Hareketli, hareket eden : ok, epey, hayli : amur, balk : Susturucu : ok : ok ilevli, ok fonksiyonlu : ok blml, eitli : ok safhal devre : Sinyali oaltma, bir sinyalle birden fazla k salama, bir hattan birden fazla sinyal gnderme : oalma, oaltma, arpma

: oaltmak, arttrmak, arpmak : Sessiz : Karlkl, iki tarafl, ortak, mterek

90

N
Nacelle Nail Nail, to Name Name, to Narrow Narrow, to National Native Natural Nature Naught Nautical Navigate, to Navigation Navy Near Nearly Neat Necessary Necessitate, to Neck Need, to Needle Neglect, to Negligent Negotiate, to Neighbouring : Motoru rten ve iine alan ksm, kaporta : 1- ivi : 2- Trnak : ivilemek : sim, ad : sim vermek, adlandrmak, belirtmek : Dar : Daraltmak, snrlamak : Ulusal, milli : Yerli : Doal : Doa, tabiat, nitelik : Hibir ey, hi, sfr : Denizcilie ait : Gidip gelmek, deniz yolculuu yapmak : Sefer, seyrsefer : Donanma, Deniz Kuvvetleri : Yakn : Hemen hemen, neredeyse : Temiz, derli toplu : Gerekli : Gerektirmek : 1- Boyun : 2- Kaplarda aza yakn dar ksm : htiyac olmak, gereksinim duymak : 1- ne : 2- bre : hmal etmek, aldrmamak : Kaytsz, ilgisiz : Grmek : Yakn, komu 91

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Neither Neither nor Net Network Neutral Neutralize, to Never New News Next Next to Night Nil Nippers Nipple

No longer Node Noise Noise (no) Nomenclature Non stop Nonabrasive Non-mandatory Nonmetallic Nonsmoker Noon Normally North Nose

: Hibiri : Nene de : A : ebeke : Ntr, sfr durumda : Etkisiz hale getirmek : Asla, hi : Yeni : Haber, bilgi : En yakn, sonraki : Yanna, yannda : Gece : Hi, sfr : Pense, kerpeten, kska : Nipel, iki balant parasn birbirine eklemekte, balamakta kullanlan ara para : Artk, daha fazla deil : Dm, boum : Grlt : Sessiz, grltsz : Terminoloji, terimler dizini : Devaml, srekli, duraklamadan : Baka bir yzeye srldnde anmayan : Mecburi, gerekli olmayan : Metalik olmayan : Sigara imeyen : le : Normal olarak : Kuzey : Burun, uan n ksm 92

Nose gear Nose gear ground downlock assembly Nose gear lockpin Nose landing gear Not applicable Notch Note Note, to Nothing Notice Notification Notify, to (notified, notified) Now Nowadays Noxious Null Number Number, to Numeric Numerical Numerous Nut

: Burun ini takm : Burun ini takmn kilitleme mekanizmas : Burun ini takm kilit pimi : Burun ini takm : Uygulanamaz, uygun deil : Kertik, entik : Not : Kaydetmek : Hibir ey : Uyar, bildiri : Bildirme, bildiri : Bildirmek, haber vermek : imdi : Bu gnlerde : Zararl, tehlikeli : Deersiz, sfr : Say, rakam, adet : Saymak, numaralamak : Saysal : Saysal : ok, ok sayda, saysz : Cvata somunu, vida somunu

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

93

O
Obey, to Object Object, to Objection Objectionable Objective Obligation Obligatory Oblong Observance Observation Observe, to Observer Obsolete Obstacle Obstruct, to Obstruction Obtain, to Obvious Occasion Occasionally Occupation Occupied Occupy, to Occurrence Octal Odd Odor, odour Off : taat etmek, uymak : Nesne, madde : tiraz etmek : tiraz, kusur, saknca, engel : Mide bulandrc, ho olmayan : Objektif, mercek, yansz, tarafsz : Zorunluluk, grev : Zorunlu : Dikdrtgen eklinde, boyu eninden uzun : Yerine getirme, yapma : Dikkatli bakma, gzlem : 1- Uymak, yerine getirmek : 2- zlemek : Gzlemci : Eskimi, artk kullanlmayan : Engel : Tkamak, kapamak, engel olmak : Engel, tkanklk : Salamak, almak : Belli, ak, apak : Frsat, elverili durum : Ara sra, bazen : Meslek, i : Megul, dolu : Meydana gelmek, olmak : Olay, meydana kma : Sekizli : 1- Tek (say) : 2- Acayip, tuhaf : Koku : Kapal 94

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Off scale reading Off course correction Off course signal Offer up, to Offer, to Officer Official duty Offset, to Offset Ohmmeter Oil can Oil cooler bypass valve Oil foam Oil proof Oil strainer Oil sump Oil tank filling port Oil transfer housing Oil free Oleo strut Oleopneumatic Omission Omit, to Omnidirectional On On top Once Once more One after the other One hole mounting One way

: leksiz okuma : Rota dzeltme : Rotadan sapma sinyali : Koymak, takmak, yerletirmek : Teklif etmek, nermek : Memur, grevli : Resmi hizmet, grev : Dengelemek, denkletirmek : Dirsek, dz, knt : Ohmmetre, direnler : Yadanlk : Ya soutucunun bypass valfi : Ya kp : Ya szdrmaz, ya geirmez : Ya filtresi, ya szgeci : Ya haznesi, alt ya karteri : Ya tank ikmal az : Ya aktarma blm : Yasz : Hidrolik dikme : Haval-yal : Dahil etmeme, karma, atlama : Brakmak, atlamak, ihmal etmek : Yneltmez, her yne, her ynde : alr durumda : stnde, zerinde : Bir defa, bir kez : Bir defadan fazla : Birinin ardndan br : Tek delikli balant : Tek ynl seyahat, tek yn 95

One shot multivibrator Only Opaque Open Open circuit voltage Open line Open tread splice Open, to Open end wrench Opening Operable Operate, to Operating altitude Operating life Operation Operational test Operative Opinion Opponent Opportunity Oppose, to Opposite Opposition Optic warning Optical Optimum Option Optional Or

: Tek adml multivibratr : Bir tek, sadece : effaf olmayan, opak : Ak : Ak devre gerilimi : Ak hat : Lastik di veya dilerinin yarlmas : Amak, almak : Ak azl anahtar : Aklk, a, az : allabilir, altrlabilir durumda : almak, altrmak, ilemek : Uu ykseklii : alma mr : lem, alma, altrma : alma, ilem testi : alan, alr durumda : Dnce, fikir : Kar, zt : Frsat, uygun zaman : Kar koymak, direnmek : Aksi, zt : Ztlk, kartlk : Ikl, grsel ikaz : Optikle ilgili, gzle veya k vastasyla ileyen : En iyi, en uygun : 1- Seme, tercih : 2- Bir deme yapmadan balant yapmak : stee bal : Veya, ya da 96

Oral test Order Order, to

Ordinal numbers Ordinary Ore Organize, to Orient, to Orifice Origin Original carrier frequency Originate, to O-ring seal Orthicon Oscillate, to Oscillation Oscillograph tube Other Other than Otherwise Ounce Out of adjustment Out of order Outage Outboard Outboard flap Outbound

: Szl, snav : 1- Sra, dizi, dzen : 2- Emir : 1- Dzenlemek : 2- Emretmek : 3- Ismarlamak, sipari etmek : Sra saylar (birinci, ikinci, ncgibi) : Sradan, olaan : Maden cevheri, metal : Dzenlemek : Ynlendirmek : Dar kanal, snrlayc, azaltc : Balang, kaynak : zgn tama frekans : kmak, kaynaklanmak : O kesitli conta, yuvarlak conta : Alc tp (televizyon) : Salnm yapmak : Salnm, titreim : Elektrik akmndaki titreimleri kaydeden alet : Dier, baka : -den baka : Aksi takdirde, yoksa : Ons, 28.349 gram : Ayarsz, ayar d : Arzal, hizmet d : Hizmet d kalma, ilememe : D taraf : D flap : stasyondan uzaklamak (uu) 97

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Outdoor antenna Outer Outermost Outflow safety valve Outlet Outlet case Outlet chamber Outline Outlook Out of phase Output Outside Outstanding Oven Over Over the full travel Over voltage Overall Overcast, to Overcome, to (overcame, overcome) Overflow Overhaul Overhead panel Overheat Overlap Overload Overnight check Overnight stay Override, to (overrode, overriden)

: Harici anten, d anten : Dtaki, dardaki : En dtaki : Darya ak veren emniyet valfi : k, k yeri : Tahliye blm : Tahliye odas : Ana hat, kroki, taslak : Genel grn, grnm : Faz d, iki dalgann ayn zamanda ayn noktadan gemedii durum : k, kan, kt : D, taraf : nemli, nde gelen : Frn : Ar, fazla : Maksimum hareketini amak : Ar voltaj : Ayrntl, geni kapsaml, tm, toplam : Karartmak : stesinden gelmek, aresini bulmak : Tama : Byk bakm, revizyon : Ba st paneli : Ar snma : Tama : Ar yk : Konaklama bakm : Geceleme, konaklama : Otomatik sistemi mekanik altrmak, tepelemek 98

Overrule, to Overrun Overrunning clutch Overshoot, to (overshot, overshot) Oversize Overspeed Overtime Overturn, to Owe, to Own, to OWS Oxide coated filament Oxygen cylinder

: ptal etmek, geersiz klmak : Pist sonu emniyet sahas, pistin ucundaki emniyet uzants : Serbest tekerlek kavramas : ok hzl gidip karmak, geip gitmek, pist dna karmak : Fazla geni, fazla byk : Ar hz : Fazla mesai, fazla alma : Altst etmek, evirmek : Borcu olmak : Sahip olmak : Ocean Weather Station : Oksit kapl filaman : Oksijen tp

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

99

P
Pack, to Package Packed snow Packing Page Paint Paint, to Pair Pale Pallet : Paketlemek, sarmak, kaplamak : Paket, ambalaj : Youn kar : 1- Conta : 2- Ambalaj : Sayfa : Boya : Boyamak : ift : Solgun, mat : Kargonun ykleme ve boaltlmasn kolaylatrmak iin altna yerletirilen metal platform : Palet kilidi : Kat : Parat : Paragraf : Paralel beslenme : Parametre : Parazit srklenme, hava aknn yzey ve ekille srtnmesinden doan geri srklenme : Park freni kolu : Ksm, para : Para numaras : Ksmi : Ksmen : Katlmak : Parack, tanecik : zellikle, bilhassa : Ayrlma 100

Pallet lock Paper Parachute Paragraph Parallel feed Parameter Parasite drag

Parking brake lever Part Part number Partial Partially Participate, to Particle Particularly Parting

Partition Partly Pass, to Passage Passenger Passenger cabin Passivate, to Passport Past Paste, to Patch Path Pattern Pause, to Pavement Pawl

Pay attention, to Pay, to (paid, paid) Payload

Payment Peak Peak power Pedestal Peel, to Peeled rib

: Ayrmak, blmek : Ksmen : Gemek : Geit, yol : Yolcu : Yolcu kompartman, kabin : Pasifletirmek : Pasaport : Gemi : Yaptrmak : Yama : Yol : 1- Patern, ekil : 2- Uu yolu : Duraklamak, ara : Zemin, kaldrm : Bir yne harekete izin veren ve aksi ynde hareketi engelleyen mekanik stop, tespit mandal : Dikkat etmek : demek : Uaa yakt alndktan sonra uan kaldrabilecei yolcu ve kargo dahil yk miktar : deme : Zirve, bir eyin en yksek noktas, en youn : Maksimum g : ki pilot koltuu arasndaki panel : Kabuunu soymak, soyulmak, pul pul dklmek : Soyulmu kuak 101

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Peen, to Penalty Pending Pendulum Penetrate, to People Per Per hour Perceive Percent Perceptible Percolate, to Percussion Perfect Perforate, to Perforated Perforation Perform, to Performance Performance penalty Perhaps Peril Periodically Peripheral Periphery Perish, to Permanent Permeability

: ekile dvmek, ekile ezmek : Ceza : Kararlatrlmam, muallakta olan, askda olan : Sarka : ine girmek, szmak, iine ilemek, iine girip yaylmak : nsanlar : 1- Bana, her bir iin : 2- -e gre : Saatte : Alglamak, kavramak, anlamak : Yzde (%) : Alglanabilir, anlalabilir : Szmek : Vurma, arpma : Kusursuz, eksiksiz, mkemmel : Delmek, delik amak : Delikli : Delik, delme : Yapmak, yerine getirmek : leme, alma, randman : G azalmas : Belki : Tehlike : Dzenli aralklarla, periyodik olarak : evresel : evre : 1- Yok olmak : 2- rmek, bozulmak : Srekli, daimi : Geirgenlik 102

Permeable Permissible Permit, to Permitted Perpendicular Perpetual Persist, to Person Personnel Perspex Pertain, to Phase Phillips head Phillips screwdriver Physical Pick, to Picket, to Pickle, to Picture Piece Pierce, to Pile, to Pillar Pilot action Pin Pinch, to Pioneer, to Pit Pitch action

: Geirgen : zin verilebilir : zin vermek, msaade etmek, imkan vermek : zin verilmi, onaylanm : Dikey, dey : Kalc, srekli, daimi : 1- Israr etmek, inat etmek : 2- Srp gitmek, devam etmek : Kii : Personel : Bir tr sert plastik : -e ait olma, ile ilgili olmak, uygun olmak : Aama, safha, evre, faz : Yldz bal : Yldz tornavida : 1- Maddi, maddeye yakn : 2- Fiziksel, fiziki : Seip almak : Ua balamak, sabitlemek : Asitle temizlemek : Resim : Para : Delmek, delip gemek : Ymak, kmelemek, biriktirmek : Direk, stun, kolon : Pilot mdahalesi : Pim : Sktrmak, kstrmak : nclk etmek : ukur, oyuk : Uan burnunun aa yukar hareketi, yunuslama 103

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Pitot static system

Pivot, to Placard

Placard, to Place Place, to Placement Plain Planet Plank, to Planned Plant Plate Pledge, to Plenty Plexiglas Pliable Pliers Plot Plug Plumber Plumbing Plunge, to

: Airspeed indikatrleri, altimetreler ve vertical speed indikatrleri iin basn sistemi : Mil zerinde dnmek, eksen etrafnda dnmek : Etiket, plakart; uakla, almayla veya komponentle ilgili uaa yerletirilen not : Etiketlemek, plakartlamak : Yer, blge : 1- Yerletirmek, koymak : 2- Konuma vs. getirmek : Yerletirme : Dz, sade : Gezegen : Kalas demek, tahta kaplamak : Planl, planlanm : 1- Bitki : 2- Fabrika, tesis : Levha, plaka, kaplama : Gvence vermek, taahht etmek : ok, bol, okluk : Cama benzer bir plastik eidi, uak camlarnda kullanlan plastik madde : Bklr, bklgen, esnek : Kerpeten : Plan, kroki, taslak : 1- Tka, tpa : 2- Fi : Su tesisats : Su tesisat, boru yerletirme ii : Daldrmak, batrmak 104

Plunger Plus Ply Ply separation Pneumatic Pocket Point Point at, to Point, to Pointer Poisonous Polar current Polarity Polarize, to Pole Police, to Polish, to Polished Poor Pop out, to Popped Popular Pore Port Port side Portable

: Pompa pistonu, dalma pistonu : Art (+) : Kat, katmer : Kat ayrlmas : Pnmatik, hava basnc ile ileyen, haval : 1- Cep : 2- ukur, boluk : Nokta : evirmek, dorultmak : aret etmek, gstermek : bre : Zehirli : Polarizasyon akm : Bir mknatsn kutuplar gibi ekme veya itme zelliklerine sahip olma : Bir nn titreimlerini belirli bir yne evirmek, kutuplamak : Kutup, mknatsn ular : Kontrol altnda tutmak, kontrol etmek, denetlemek : Cilalamak, parlatmak : Cilal, parlatlm : Yetersiz : Atmak, dar kmak : Atk, darda : Tutulan, yaygn, popler : Metal yzeyindeki kk delik, aklk; gzenek : 1- Liman : 2- Giri yeri; buhar, gaz, su yolu : Uan kendi cephesine gre sol taraf : Tanabilen 105

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Portable tester Portion Pose, to Position Position, to Positive Possess, to Possibility Possible Post flight Postpone, to Potable Potent Potential Pound Pound per Square Inch (PSI) Pour, to Power Power supply Power, to Practicable Practical PrePrecarious Precaution Precede, to Precious Precipitation Precise

: Portatif test aleti : Ksm : Ortaya karmak : Pozisyon, konum, durum : Konumuna getirmek, yerletirmek, pozisyonlandrmak : Pozitif, olumlu : Sahip olmak : Olaslk : Olas : Tamamlanmam, en son uu : Ertelemek : ilebilir : Gl, kuvvetli : Potansiyel, mmkn, olas : ngiliz arlk birimi (453 g) : n kareye isabet eden pound cinsinden basn : Dkmek, aktmak, dklmek : G : G kayna : altrmak, enerjilendirmek : Yaplabilir, kullanl, elverili : Pratik, kullanl, uygulamal : nce, n : Gvenilmez, tehlikeli : nceden alnan tedbir, nlem : -den nce gelmek : Deerli, kymetli : Ya, ya miktar : Kesin, tam 106

Precisely Precision Preclude, to Preconditioning Predetermine, to Predicate, to Predict, to Prefer, to Preferably Preformed packing Preliminary Preparation Prepare, to Preselect, to Presence Present Present position entering Present, to Preserve, to Preset, to Press, to Pressure Pressure bulkhead Pressure filling Pressurized Pressurize, to Presume, to Pretend, to Prevail, to Prevailing wind

: Kesinlikle : Kesinlik, doruluk : Engel olmak, nne gemek : Sinyali ilemeden nce n bir ilemden geirme, n dzenleme : nceden belirlemek : Dorulamak, teyit etmek : nceden bildirmek, haber vermek : Tercih etmek : Tercihen : zel conta : lk, n : Hazrlk : Hazrlamak, hazrlanmak : nceden semek, kurmak : Varlk, hazr bulunma, var olma : Mevcut, var : Koordinatlarn pilot tarafndan girilmesi : Sunmak, takdim etmek, vermek : Korumak, saklamak, muhafaza etmek : nceden ayarlamak : Basmak : Basn : Basn duvar/blmesi : Basnl ikmal : Basnl, basnlandrlm : Basnlandrmak : Saymak, varsaymak : -m gibi yapmak : Hakim olmak, yaygn olmak, etkili olmak : En sk esen rzgar, hakim rzgar 107

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Prevent, to Preventive maintenance Previous Primary Primary flight control surfaces Prime Primer Principal Principle Print, to Prior to Priority Probability Probable Procedure Proceed, to Process Process, to Produce, to Producer Product Production Profession Progress Progressive Prohibit, to Prominent Promote, to Prompt

: nlemek, engellemek : nleyici, koruyucu bakm : nceki : Ana, esas : Ana uu kumanda yzeyleri : Esas, balca : Astar, boya : Esas, ba : Prensip, ilke : Basmak, yaynlamak : nce : ncelik : Olaslk, ihtimal : Olas, muhtemel : lem sras, prosedr : Devam etmek, balamak : Sre, ilem : zel ileme tabi tutmak, ilemek, ilemden geirmek : Meydana getirmek, retmek : retici : rn : retim, imal : Meslek, i : lerleme, gelime : lerleyen : Yasaklamak, engel olmak : kk, kntl : lerletmek, arttrmak : abuk, hemen olan, hazr 108

Proof Propagate, to Propel, to Propeller Proper Properly Proportion Proportional Proposal Propulsion Propulsive Protect, to Protection Protective Protruding Prove, to Provide, to Provided, providing Provisional Proximity Publish, to Pull away, to Pull, to Pulsate, to Pulse Pulverize, to Pump Pump, to Punctual

: 1- Kant, delil : 2- Dayankl, geirmez : retmek, oaltmak : tmek, ileri doru srmek : Pervane : Uygun : Doru olarak, dzgn bir ekilde, gerektii gibi, uygun ekilde : Orant, oran : Orantl : neri, teklif : tici g, altrc g : tici, altrc : Korumak : Koruma : Koruyucu : Darda : Kantlamak : Salamak, tedarik etmek : artyla, ayet, ancak : Geici : Yaknlk : Yaynlamak, basmak : Ayrmak, ekip ayrmak : ekmek : Titremek, atmak : Sinyal : 1- Ezmek, toz haline getirmek : 2- Pskrtmek : Pompa : Pompalamak : Dakik 109

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Puncture Purchase, to Pure Purge, to Purifier Purify, to (purified, purified) Purpose Purser Push down, to Push, to Push-pull cable Push to test light Put away, to Put in position, to Put into, to Put on, to Put, to (put, put)

: Delinme : Satn almak : Saf, katksz : Temizlemek, atmak : Artc, temizleyici : Artmak, temizlemek : Ama, maksat : Kabin amiri : Aa itmek : tmek, bastrmak : tip ekerek ift ynl hareket ileten kablo : zerine bastrarak faal olup olmad kontrol edilen lamba : Bir tarafa koymak : Yerletirmek, yerine koymak : ine koymak : 1- Uygulamak : 2- Giymek, takmak : Koymak

110

Q
Quadruple Qualification Qualified Quality Quantify, to (quantified, quantified) Quantity Quarter Quench, to Questionable Quick Quick Attack Detach (QAD) Quick connection Quicksilver Quicescent Quiet Quit, to Quite Quota Quote, to : Drt kat, drt misli : Vasf, kalifikasyon, art : Vasfl, ehliyetli : Kalite

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

: Belirlemek, lmek : Miktar : eyrek, drtte bir : Sndrmek, dindirmek, su ile soutmak : Kesin olmayan, pheli : abuk, hzl, sratli : abuk ve kolayca zlp balanabilen balant ekli : abuk sklp taklabilen birletirme ekli : Cva : Devinimsiz, hareketsiz : Sessiz, sakin, hareketsiz : Brakmak, vazgemek, terk etmek : Olduka, epey : Hisse, pay, kontenjan, kota : Bahsetmek, aktarmak

111

R
Race Rack Racon Radar approach control Radial Radiant Radiate, to Radioactive Radius Raft Rag Rail Rain repellent Rainfall Raise, to Rake Ram air effect Ramp Random Range Rank Rapidly Ratchet : Yuva, yatak : Raf : Radar beacon : Radarla yaklama kontrol : Radyal, merkezden kenarlara doru : In yayan, s yayan : In yaymak : Radyoaktif, radyasyon yayc : Yarap : 1- Sal : 2- Yn, byk miktar : stp, bez paras : 1- Korkuluk, trabzan : 2- Ray : Kokpit n camlarndan yamurun hemen akp gitmesine yardmc olan zel sv : Ya, saanak : Kaldrmak, ykseltmek : Basn sensr : arpan hava etkisi : Rampa, apron veya hangar yaknnda uan park edildii yer : Rastgele, tesadfi : Alan, mesafe, menzil : Sra, rtbe, derece : Hzla, sratle : ark mandal, arkn bir yne dnmesine izin veren fakat geri hareketini engelleyen mekanizma : Oran, derece 112

Rate

Rather Rating Ratio Raw Raw material Ray Reach, to Reaction Read back, to Read, to (read, read) Readable Readily Reading Reading light Ready Real Ream, to Rear Rear spar Reason Reasonable Recall, to Receive, to Receiver Recently Receptacle Recess Reciprocal Reciprocate, to

: Tercihen, -den ise : Dereceleme, snflama : Oran : 1- Ham, ilenmemi : 2- i, pimemi : Hammadde : In : Ulamak, erimek, varmak : Tepki, reaksiyon, kar koyma : Tekrar okumak : 1- Okumak : 2- Gstermek, iaret etmek : Okunakl : Kolayca, hemen, annda : Gstergenin kaydettii lm, deer : Okuma lambas : Hazr : Gerek, hakiki : Geniletmek (delik) : Arka, geri : Arka spar (duvar) : Neden, sebep : Makul, mantkl, akla uygun : 1- Geri armak : 2- Anmsamak, hatrlamak : Almak : Alc : Son gnlerde, son zamanlarda : Elektrik prizi, giri yuvas : Girinti, boluk, yuva : Karlkl, iki tarafl : Karlkl hareket etmek 113

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Reciprocating motion Recirculation Reckoning Reclaim, to Recline, to Recognize, to Recommend, to Recommended Reconcile, to Recondition, to Reconnect, to Record Record, to Recover, to Recovery Rectangle Rectification Rectifier Rectify, to (rectified, rectified) Red Reduce, to Reduction Redundant Re-energize, to Refer, to Reference Reference value

: leri geri hareket : Devridaim : Hesaplama, sayma : 1- Boaltmak, geri almak : 2- Yeniden kullanlabilir duruma getirmek : Dayanmak, yaslanmak : Tanmak, farkna varmak : Tavsiye etmek : Tavsiye edilen, nerilen : Uzlatrmak : Yenilemek, revizyondan geirmek : Yeniden balamak : Kayt : Kaydetmek : Geri almak, geri kazanmak, iyilemek : Geri kazanma, dzeltme, iyileme : Dikdrtgen : Dzeltme, tahsis : Alternatif akm doru akma eviren cihaz : 1- Dzeltmek, doru hale getirmek : 2- Alternatif akm doru akma evirmek : Krmz : Azaltmak, drmek : Azaltma, azalma : Fazla, gereksiz : Yeniden enerji vermek : 1- Bavurmak, bakmak : 2- Adlandrmak : Referans : Referans deer 114

Referenced procedures Refill, to Refine, to Reflect, to Reflection Refrain, to Refresh, to Refuel, to Refuse, to Regenerate, to Region Regional Register Register, to Registration Regular Regulate, to Regulation Reinforce, to Reinforcement cords Reinsert, to Reject, to Related Relation Relative Relay Relay, to Release, to Relevant

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

: lgili prosedrler, referans olarak verilen ilemler : Tekrar doldurmak : Artmak, rafine etmek : Yanstmak, yansmak : Yansma : Kendini tutmak, kanmak, saknmak : Canlandrmak, tazelemek, serinletmek : Yakt ikmal etmek : Reddetmek, kabul etmemek : Yenilemek, yeniden oluturmak : Blge, mntka, etraf : Blgesel : Sicil, kayt : Kaydetmek, tescil etmek : Kayt : Dzenli, kurall : Ayarlamak, dzenlemek : 1- Dzenleme, tanzim : 2- Kural, ynetmelik : Kuvvetlendirmek, takviye etmek : Takviye kablolar : Tekrar sokmak : Reddetmek, atmak : lgili, bal : lgi, iliki : likin, bal, izafi, greceli : Rle : Nakletmek, gndermek : Serbest brakmak, kurtarmak : lgili 115

Reliability Reliable Relief valve

Relieve, to Relocate, to Reluctance Rely on, to Remain, to Remaining Remarkable Remarks Remedy Remember, to Remnant Remote Remote control Removable Removal Remove, to

Render, to Renew, to Repair Repair, to Repeat, to Repel, to Repetitive

: Gvenilirlik : Gvenilir : Basn emniyet valfi, sistemi fazla basntan korumak iin kullanlan emniyet valfi : Dindirmek, hafifletmek, azaltmak, boaltmak : Yeniden yerletirmek : Manyetik diren : Gvenmek, itimat etmek : Kalmak, arta kalmak : Arta kalan, artan : Dikkate deer : Aklamalar, notlar : are, zm : Hatrlamak : Artk, geri kalan ey, kalnt : Uzak : Uzaktan kumanda : Sklebilir : Skme, ayrma, karma : 1- Skmek, karmak : 2- Gidermek, yok etmek : 3- Atmak, uzaklatrmak : 4- Boaltmak : Vermek, teslim etmek : Yenilemek : Tamir : Tamir etmek : Yeniden yapmak, tekrarlamak : tmek, geriye atmak : Tekrarlamal 116

Replace, to

Replacement Replenish, to Reply Reply, to Report Report, to Represent, to Representative Request Request, to Require, to Required Requirement Requisite Rescue, to Research Reserve, to Reservoir Reset, to Residual Residue Resist, to Resistance Resistant Resolution Resource Respectively

: 1- Deitirmek : 2- Tekrar yerine koymak : 3- Yerini almak : Deitirme : Tekrar doldurmak : Cevap : Cevap vermek, karlk vermek : Rapor : Rapor etmek, bildirmek : 1- Gstermek, tasvir etmek : 2- Temsil etmek : Temsilci : stek, talep : stemek, rica etmek : Gerektirmek, istemek : Gerekli, istenen : Gereksinim, art : Gerekli, zorunlu : Kurtarmak : Aratrma : Ayrmak, saklamak, korumak, tahsis etmek : Depo : Yeniden ayarlamak, tekrar yerine koymak : Artk, artakalan : Kalnt, artk : Dayanmak, direnmek, kar koymak : Diren, resistans : Dayankl, direnli : zme, ayrma : Kaynak : (Cmlede ortaya kt) Srayla 117

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Respiration Respond, to Response Responsibility Responsible Restore, to Restrain, to Restriction Result Result in, to Retain, to Retainer Retard, to Retarded Retract, to Retractable Retraction Retrievable Retrieve, to Return Return, to Reusable Reveal, to Reverse Reverse, to Review, to Revise, to Revision

: Solunum, nefes alma : Cevap vermek, karlk vermek : Cevap, tepki : Sorumluluk : Sorumlu : Eski haline getirmek : Snrlandrmak : Snrlama, kstlama, azaltma : Sonu : 1- Sonulandrmak, meydana gelmek : 2- Sebep olmak : Tutmak, alkoymak, elinde bulundurmak : Tutan, alkoyan : Yavalatmak, geciktirmek : Gecikmi, gecikmeli : Geri ekmek, toplamak, kapatmak, ieri ekmek : Toplanr, geri alnabilir : Toplama, ieri ekme : Tekrar ele geirilebilir, kazanlabilir, tekrar yerine getirilebilir : Tekrar ele geirmek, tekrar kazanmak veya dzeltmek : Dn : Dnmek : Tekrar kullanlabilir : Aa vurmak, gstermek : Ters, aksi, arka : Ters evirmek : Yeniden incelemek : Dzeltmek, revizyon yapmak, deitirmek : Dzeltme, revizyon 118

Revolution Revolve, to Rewind, to Rewrite, to Rib

Rib undercutting Ribbon Ringing Right Right angle Right hand side Rigid Rim Rime Ring Rinse, to Ripped Ripple Rise, to (rose, risen) Risk Rivet, to Riveted Road Robust Rock, to Roll action Roll out Roll, to

: Dnme, devir : Dnmek, dndrmek, evirmek : Geri sarmak : Tekrar yazmak :1- Kuak, di : 2- Uak yapsn oluturan yapsal elemanlardan biri : Kuak ayrlmas : erit : Ayar, uan ve uu kumandalarnn son ayar : 1- Sa : 2- Doru : Dik a : Sa taraf : Sert, kat, dik : Kenar, knt, jant : Kra : Halka : Durulamak : Yrtlm, paralanm, hasarl : Hafif dalgalanma : Ykseltmek, artmak : Risk, olaslk : Perinlemek : Perinli, perinlenmi : Yol : Salam, kuvvetli, kaba : Sallamak, sarsmak, sallanmak : Uan saa sola yat hareketi : Uan initen sonra pistte koturmas : Yuvarlamak, evirmek, sarmak 119

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Roller Rope Rotary Rotate, to Rotation Rough Roughness Round Round off, to Route Routinely Row Rub, to Rubber Rudder

Rugged Rule Rule, to Run, to (ran, run)

Running (water) Runway Rupture Rush, to Rust

: Silindir, makar : p, halat : Dnen, dner : Bir eksen zerinde dnmek : Rotasyon, yn belirleme : Przl, prtkl, kaba, sert : Kabalk, sertlik : 1- Yuvarlak : 2- Etrafnda : 1- Yuvarlak yapmak : 2- Yuvarlamak, tamamlamak (say) : Rota, yol : Rutin olarak : Sra, dizi : Ovalamak : Latik kauuk : Uan saa sola ynn deitirmek iin kullanlan kuyruktaki uu kumanda yzeyi : Arzal, przl, engebeli : Kural, kaide : Ynetmek, idare etmek : 1- Komak : 2- almak, ilemek, altrmak, iletmek : Akan : Pist, kouyolu : Krlma, kopma : Acele etmek, komak : Pas

120

S
Sack Sacrifice, to Sacrificial corrosion : Torba, uval : Feda etmek, gzden karmak : Yzeyin kendisinden daha dk derecede metalle kapland bir korozyondan koruma metodu : Emniyetli, gvenli, emin : Emniyet, gvenlik : Emniyet kemeri : Emniyet kelepeleri : Emniyet halkas : Emniyet a : Emniyet tedbirleri : Emniyet band : Emniyet valfi; fazla, istenmeyen basnc kendiliinden dar braklan valf : Emniyete almak : Bel vermek, sarkmak : Yangndan, kazadan vs. kurtarmak : Ayn : rnek, numune : Zmparalamak : Zmpara : Uydu : Yeterli, tatmin edici : Doyma durumuna getirmek, doymak : Doyma : Kurtarmak, korumak, saklamak : Testere : Demek, sylemek, bildirmek 121

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Safe Safetied Safety belt Safety clips Safety collar Safety net Safety precautions Safety strap Safety valve

Safety, to (safetied, safetied) Sag, to Salvage, to Same Sample Sand, to Sandpaper Satellite Satisfactory Saturate, to Saturation Save, to Saw Say, to (said, said)

Scaffolding Scale Scaling Scan Scan, to Scatter, to Scavenge Scavenge pump Scavenge, to Schedule, to Scheduled Scheduled flight Schematically Scientist Scissors Scoop Scope

Scorch, to Score Scoring Scour, to Scramble, to Scrap Scrap, to

: skele, zerine klarak almalar kolaylatran iskele : lek, l : Seviyelendirme, sinyal seviyesini dzenleme : Tarama : Taramak, tarama yapmak : Samak, datmak : Bir blgeden istenmeyen maddeleri atma, uzaklatrma : Emi pompas : Sprmek, temizlemek : Program yapmak, programa koymak, programlamak : Programlanan, programlanm olan : Tarifeli sefer : ematik olarak : Bilimadam : Makas : Spatl, kepe : 1- Osiloskop : 2- Alan, faaliyet alan : 3- Konu : Hafife yakmak, alazlamak, kurutmak : entik, izgi : izilme, entikleme : Ovalamak, temizlemek, srterek kazmak, ykamak : Kartrmak, sinyal ya da dalgay deitirmek : Para, dknt, krpnt : Paralamak, hurdaya karmak 122

Scraper Scratched Screen Screen grid Screw Screw in, to Screw, to Screwdriver Scriber Scroll, to Scrub, to Scrutinize, to Scuff, to Sea level Seal Seal cap Seal, to Sealant Sealed Sealed area Seam Seamless Sear, to Search, to Seat Seat belt Seat, to Second Secondary Section Sector

: Raspa, spatula, kazyc : izilmi, syrlm : Ekran : Ekran zgaras : Vida : Vidalamak, evirerek sokmak : Vidalamak, evirerek sktrmak : Tornavida : izecek, iaretleme aleti : (Ekranda) Grnt kaydetme : Fralayarak temizlemek, ovmak : yice incelemek : Sryerek andrmak, srtmek : Deniz seviyesi : Conta : Conta kapak, szdrmaz kapak : Contalamak : Dolgu macunu, bostik : Contalanm, contal : Contal ksm : Balant yeri, ek yeri : Kaynaksz, lehimsiz : Kurutmak, hafife yakmak : Aramak, aratrmak : Koltuk, oturma yeri : Emniyet kemeri : Yerletirmek, yerlemek : 1- Saniye : 2- kinci : kincil, ikinci derecede, yardmc : Blm : Sektr 123

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Secure, to Secured Security Sediment See, to (saw, seen) Seek, to (sought, sought) Seem, to Seep, to Seepage Segment Seize, to

: Emniyete almak, smsk kapamak, balamak : Emniyetli, emniyete alnm : Gvenlik, emniyet : Tortu, kelti : Grmek, bakmak, anlamak : Aramak, aratrmak : Grnmek, gibi grnmek : Szmak, szlmek, szdrmak : Sznt : Para, dilim, blm : 1- Yakalamak, kavramak : 2- Sklk, scaklk ya da yaszlktan dolay yapmak : Tutma, kazklama : Semek, seip ayrmak : Seilmi : Seim, seme : Selektr, seici : Kendinden yapan : Bamsz, mstakil : Aikar, kendinden aklayc : Yar, ksmen : Yar iletken : Yollamak, gndermek : Verici, depo veya tank iindeki sv seviyesinin deimesi durumunda pilot panelindeki indikatre sinyal gnderen ve tanktaki sv miktarn gsteren bir l aleti 124

Seizure Select, to Selected Selection Selector Self-adhesive Self-contained Self-explanatory SemiSemi conductor Send, to (sent, sent) Sender

Sense Sense, to Sensible Sensitive Sensitivity Sensor Separate Separate, to Separately Separation Sequence Sequential Serial number Series Series circuit Series connection Serious Serrate, to Serrated Serrated plate Serve, to Service bulletin Service, to Serviceable Servicing Servo Servo tab Set for, to

: Duyu, duyum : Hissetmek, sezmek : Fark edilir, hissedilir : Hassas, duyarl : Hassasiyet, duyarllk : Sensr : Ayr : Ayrmak : Ayr ayr, ayr olarak : Ayrlma : Sra, dizi : Seri oluturan, ardk : Seri numaras : Seri, dizi, sra : Seri devre : Seri balant : Ciddi, nemli : Trtllamak : Girintili, kntl, trtkl : Kurt dili : 1- Hizmet vermek : 2- Yardmc olmak, yardm etmek : Servis blteni, retici firma tarafndan yaynlanan bilgi : Bakmak, bakmn yapmak, ileyecek hale koymak : Kullanlabilir, alabilir : kmal, doldurma : Servo, yardmc : Kumanda yzeyinin firar kenarna tutturulmu ayarlanabilir tab : Ayarlamak 125

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Set up, to Set, to (set, set)

Setting Setting knob Settle, to

Sever, to Several Severe Shackle Shade Shadow Shaft Shake out, to Shake, to (shook, shaken) Shank Shape Shape, to Share, to Sharp Sharpen, to Sharpness Shatter, to Shave, to

: 1- Balamak, neden olmak : 2- Monte etmek, kurmak : 1- Kurmak, set etmek : 2- Saptamak, belirlemek : 3- konumuna/pozisyonuna getirmek : Ayar : Ayar dmesi : 1- Yerlemek, yerletirmek, sabit hale getirmek : 2- kmek, szlmek : 3- Halletmek, zmek, bir karara balamak : Kesmek, kesilmek : Birok, ok : iddetli, ciddi, sert, kat : Kelepe, balant demiri : Ton (renk) : Glge, karalt : aft, mil : Silkmek, silkip atmak : Sallamak, alkalamak : Cvata gvdesi, cvata sap : ekil, biim : ekil vermek : Paylamak, ortaklaa kullanmak : Keskin, sivri : Bilemek, keskinletirmek, sivriltmek : Keskinlik : Krmak, paralamak : 1- Tra etmek, kazmak : 2- Soymak, yzmek, rendelemek 126

Shear pin Shear, to Shears Sheath Sheer

Sheer, to Sheet Sheet metal Shelf Shell Shield Shielded cable Shift Shift, to Shim Shimmy Shine, to (shone, shone) Ship, to Shipment Shock absorber Shock strut Shop Shore up, to Short Short circuit

: Gerektiinde kopararak hasarn yaylmasn nlemeye yarayan emniyet pimi : Kesmek, makaslamak : Byk makas : Klf, kesici aralarn kab, mahfaza : 1- Saf, katksz : 2- Dik, sarp : 3- Hafif ve effaf : Rotadan sapmak, yolundan ayrlmak : 1- Sac, levha : 2- Tabaka, kat yapra : Metal levha, sac : Raf : Kabuk : Kalkan, koruyucu ey, siper : Korumal kablo : 1- Deime, deitirme : 2- Vardiya, posta : Deitirmek : im, ara/ayar sac : Esneme, titreme, uak tekerleinde meydana gelen ani ve sert titreim : Parlamak, parlatmak : Gemi ile tamak, yklemek : Ykleme, yklenen eya, kargo : Amortisr, ini takm, amortisr dikmesi : Dikme : Atlye : Desteklemek : Ksa : Ksa devre 127

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Short wave Shortage Shorten, to Shot effect Shotpeening Shoulder Shovel Show up, to Show, to (showed, shown) Shrink, to (shrank, shrunk) Shrinkproof Shunt circuit Shunt, to Shut down, to Shut off, to Shut, to (shut, shut) Shutdown Shutoff Shut off valve Shutter Shuttle Shuttle bus Shuttle valve Side Side slip

: Ksa dalga, 60 metreden ksa olan radyo dalgalar : Eksiklik : Ksaltmak, azaltmak : Yanardner grnm, anjan efekti : Pskrtmeli sertletirme : Omuz, destek : Krek, kepe : Gzkmek, meydana kmak, ortaya kmak : Grnmek, gstermek : Klmek, ekmek, bzlmek : ekmez, klmez : Paralel devre : Paralel balamak, nt yapmak, yerini deitirmek : Durdurmak, durmak : Kesmek, durdurmak, kapatmak : Kapanmak, kapatmak : Kapal, kapanma, durma : Kesme, kapama : Kesme kapama valfi : Obtratr, k kesici panjur : Mekik : ki nokta arasnda sefer yapan otobs : Mekik valf, ift yollu valf : Kenar, yan taraf : Yana kayma, uan dnerken aa ve ieri doru kaymas 128

Side stick

Side tone Sidewalk Sidewall Sift, to Sight Sight gage Sight glass Sign Sign, to Signal Signature Significance Significant Silence Silence, to Silencer Silent Silica

Silver Silver plated Similar Simple Simplicity

: A320, A340 tipi uaklarda pilotun yan tarafnda bulunan (pitch ve roll) kumanda kolu, joystick : Yan ses, sesin aksetmesi : Kaldrm : 1- Yan duvar : 2- Lastik yana : Elemek, elekten geirmek, ayklamak : Grme, gr : Sv seviye veya miktarn gsteren effaf gsterge : Deponun dna yerletirilmi sv seviye gstergesi : Belirti, iaret, emare : mzalamak : Sinyal : mza : nem : nemli : Sessizlik, ses karmama : Susturmak, sessizletirmek : Susturucu; grlty nlemeye, azaltmaya yarayan alet : Sessiz, grltsz : Silis, kum, akmakta, kuvars gibi silisyumun oksijenli biliimlerine verilen ad : Gm : Gm kaplama : Benzer : Basit, kolay : Basitlik, sadelik 129

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Simplify, to Simply Simulate, to Simultaneously Since Singe, to Single Single ended Single-engine aircaft Sink Sink, to (sank, sunk) Sinter, to Site Situation Size Sizeable, sizable Sketch Skid burn Skid, to Skill Skilled Skin Skin dehydration Skin friction Skin distance

Skip, to

: Basitletirmek, kolaylatrmak, sadeletirmek : Sadece : Taklit etmek : Ayn anda : 1- olduundan, -den dolay, nk : 2- -den beri : Hafife yakmak, ularn yakmak : Tek : Tek ulu : Tek motorlu uak : Lavabo : Batmak, ar ar inmek, dalmak : Katlamak, katlatrmak : Yer, mevki, mahal : Konum, durum, hal : Boyut, ebat, l : Olduka byk : Taslak, kroki : Kaymadan dolay anma : Yana kaymak, dar doru kaymak : Beceri, yetenek : Vasfl, usta : 1- Deri, cilt : 2- Uan d kaplamas : Derinin kurumas : Yzey srtnmesi : Atlama mesafesi, vericinin yansyan dalgann yere ilk ulat noktaya olan uzakl : Atlamak, sramak, bir eyden baka bir yere gemek 130

Skirt Sky Skywave Sky-bridge Slack Slacken, to Slam acceleration

Slant Slant, to Slantwise Slash Slat Slave Slave station Sledge hammer Sleek Sleeve Slice Slice, to Slide Slide, to Sliding Slight Slightly Slim

: Kenar : Gkyz, hava, gk : Gkdalgas, iyonosfer dalgas, radyo dalgasnn iyonosferden yansyan ksm : Terminalde yolcu krnn hareket eden ksm : Gevek, ar hareket eden : Gevetmek, serbest brakmak : G kontrol kolunun ok hzl olarak ileri itildii uygun olmayan motor altrlmas : Meyil, eim : Yana yatmak, eilmek : Meyilli olarak : 1- Uzun, kesik : 2- (/) iareti : Uan hcum kenarndaki hareketli kumanda yzeyi : Baml birim : Baml istasyon : Balyoz : Parlak : Kovan : Dilim, para : Dilimlemek, doramak : Kayma, kay, kaylan yer, kaydrak : Kaymak, kaydrmak : Kayan, srme : Az, nemsiz : 1- Az : 2- Yavaa : nce, zayf 131

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Sling

Slip, to Slippery Slit, to Slope Slope angle Slope, to Slot Slow Slow down, to Sludge Sluggish Slush Small Smash, to Smear, to Smell, to Smoke Smoke detector Smooth Smooth, to Smoothing Smother type Smother, to Smoulder, to Snag

: Motor taklrken ya da sklrken desteklemek iin kullanlan kaldrma balants/ba : Kaymak, kaydrmak : Kaygan : Uzunluuna kesmek, boylamasna kesmek : Eim, a : Eim as : Meyilli olmak, eim verdirmek : Yark, delik, yiv : Yava : Yavalamak, yavalatmak, hzn drmek : Yapkan ya da sulu amur, tortu, kirli ya birikimi : Ar, ar hareket eden, hareketsiz : Sulu, amur : Kk, ufak : Paralamak, krmak : Srmek, svamak : Kokmak, koklamak : Duman : Duman hissederek ikaz veren cihaz : Dzgn, przsz : Dzeltmek, dzlemek : Dzletme : Kapatlm, iinde hava sirklasyonu olmayan : Dumana veya toza bomak, bastrmak, saklamak : in iin yanmak, alevsiz yanmak : Engel, mani 132

Snag, to Snap Snap, to Sniff, to Snow Snub Snug Snug, to Soak, to Soap Soar, to Socket Soft Soften, to Soil Soil, to Solar Solder Solder, to Soldering Solenoid Solid Solid state Solidify, to (solidified, solidified) Soluble Solution Solve, to Solvent container Some Somehow Sometimes

: Yakalamak, taklmak : t sesi : Kopmak, krmak : Koklamak : Kar : Birden durma : Kuytu, kt havaya kar korunmal : Kapal yere snmak : Islatmak : Sabun : Szlmek, motoru altrmadan umak : Priz, soket : Yumuak : Yumuatmak : Toprak : Kirletmek, kirlenmek : Gne ile ilgili : Lehim : Lehimlemek : Lehimleme : Solenoit, sarmal bobin : Kat : Yar iletken : Katlatrmak, salamlatrmak : znr, zlebilir, eriyen : Solsyon, eriyik, mayi : zmek : Solvent kab : Baz, birka : Her naslsa : Bazen, ara sra 133

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Sonar

Sonic Soon Sort Sort, to Sound Sound waves Sound, to Source South Space Space, to Spacer Spalling Span Spanner Spanwise Spar Spare Spare part Sparingly Spark Spark plug Spatula Speak, to (spoke, spoken) Speaker Special Species

: Sonar, deniz radar, deniz iinde ses veren eylerin yerini ortaya karmaya yarayan aygt : Sesle ilgili : Yaknda, birazdan : eit, tr : Tasnif etmek, snflamak : Ses : Ses dalgalar : tmek, ses karmak : Kaynak : Gney : Uzay, boluk : Ara vermek, aralk brakmak : Ara levhas, ara halkas : Kabarp dklme, pul pul dklme : 1- Mesafe, kar : 2- Kanat ular arasndaki mesafe : Somun anahtar, iki azl anahtar : Kanadn bir ucundan dier ucuna : Uak kanadnn ana yapsal eleman : Yedek : Yedek para : Tutumlu olarak, tedbirli ekilde : Kvlcm : Buji : Spatula : Konumak, sylemek : Hoparlr : zel : Tr, eit 134

Specific Specific gravity Specification Specifications Specified Specify, to (specified, specified) Specimen Spectrum Speed Speed brake

: 1- Kesin, ak, belli : 2- zel, kendine zg : zgl arlk : Belirtme, ayrntlaryla tanmlama, zellik : artname : Verilen, belirtilen : Aka belirtmek, nitelendirmek : rnek, numune : Tayf : Hz : Hz freni, uan hzn kesmek iin kullanlan kanatlarn stndeki kumanda yzeyi : Ik hz : Ses hz : Hzl, abuk : Harcamak, tketmek, sarf etmek : Kre : Kresel, yuvarlak : Dklmek : Dklme, dklen : Dnmek : Mil, eksen : Sramak : ki ucu birbirine ekleme : aft knts, kama : Yivli mil : Blnm, ayrlm : Ayrc dak : Ayrmak, blmek 135

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Speed of light Speed of sound Speedy Spend, to (spent, spent) Sphere Spherical Spill, to Spillage Spin, to Spindle Splash, to Splice Spline Spline shaft Split Split duct Split, to (split, split)

Spoil, to Spoiler

Sponge Spool Spot Spotlight Spray, to Spread, to (spread, spread) Spreading Spring Spring tension Spring loaded Sprinkle, to Spur Spurious Squall Square Square root Squash, to Squawk Squeeze, to Squelch circuit Squelch, to Stability Stabilize, to Stable

: Bozmak, zarar vermek : Spoyler, kanatlarn zerindeki hava akn datarak/bozarak kaldrma kuvvetini azaltan kumanda yzeyi : Snger : Bobin, yumak : 1- Yer, blge, mahal : 2- Benek, nokta, leke : Projektr, far : Pskrtmek : Yaymak : Yaylma : Yay : Yay gerilimi : Yay ykl : Serpmek, pskrtmek : Payanda, destek : Sahte, yanl : Bora, saanak : Kare : Karekk : Ezmek, skmak, sktrmak : nce ses : Skmak, sktrmak : Sinyal alnana kadar ses kn brakmayan haberleme alcs devresi : Susturmak, bastrmak : Duraanlk, sabitlik : Sabit hale getirmek (gelmek), dengelemek, dengelenmek : Sabit, istikrarl, dengeli 136

Stack Stack, to Staff Stage Stagger Stagnant Stagnation Stagnation point

: Yn, kme : Ymak, kmelemek : Personel, kadro : Safha, aama, kademe : Kanat kademelenmesi, dekalaj : Durgun, akmaz : Durgunluk : Kanat hcum kenar zerinde hava aknn (yzeyin stne ve altna) ayrld nokta : Hava aknn yzeye srtnmesinden kaynaklanan scaklk : Leke, boya : Kirletmek, lekelemek : Paslanmaz, lekesiz : Paslanmaz elik : Merdiven : Uan havada tutunabilme yeteneini kaybetmesi : Damga, mhr, pul : Damgalamak, mhrlemek : Park yeri : Durmak : Standart, belli bir tip : Standartlatrmak : Yedek, hazrda bekleyen : Kart ynde hareket eden ayn frekanstaki iki dalgann sonucu olarak bir anten veya transmisyon hattnda oluan hareketsiz dalgalar 137

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Stagnation temperature Stain Stain, to Stainless Stainless steel Stair Stall Stamp Stamp, to Stand Stand, to (stood, stood) Standard Standardize, to Standby Standing waves

Starboard side Starch Start Start lever Start up, to Start, to Starter State State, to Statement Static Static grounding Static port

Station

Station, to Stationary Statistics Stator Status Stay, to Steady Steam Steel

: Uan sa taraf : Sertlik, katlk : Harekete geme, alma : Motorun ilk almasnda yakt ak ve atelemeyi balatan kol : Yerde uak motorunun altrlmas : altrmak, balatmak, balamak : Motoru altrmak iin ilk dn hareketini veren komponent : Durum : Belirtmek : fade, beyan : Statik, duraan : Topraklama : Airspeed indikatr, altimetre ve vertical speed indikatrn altrmak iin statik hava basncnn elde edildii uak gvdesindeki giriler : 1- stasyon, havaliman : 2- Mevki, yer : 3- Uan yapsal olarak blmlere ayrlmasn kolaylatran numaralandrma tarz : Yerletirmek, koymak : Yerinde duran, sabit, hareket etmeyen : statik : Stator, elektrik motorunun hareketsiz ksm : Durum : Kalmak : Sabit, deimez : Buhar, istim : elik 138

Steep Steer, to Steering Stem Stencil Step Step-down autotransformer

: Dik, sarp : Dmenle idare etmek, rota vermek, ynlendirmek : Ynlendirme, uaa yerde yn verme, dmen : Gvde, sap : ablon, kalp : Adm, basamak : Gelen elektrik voltajn belli bir aralkta drerek elektriki beslenmeyi salayan transformatr : Portatif merdiven : Sopa, ubuk : Yapmak, yaptrmak : Yapkan : Sert, kat, bklmez : Sertletirici, katlatrc, uan d kaplamasna takviye amacyla tutturulan yapsal eleman : Bomak, bastrmak, sndrmek : Hareketsiz, durgun, sakin : Durgun hava : Uyarmak, tevik etmek, harekete geirmek, arttrmak : Kartrmak : Diki, ilmik : Stok, mevcut mal : Atee kmr atmak : Ksa kalk ve ini : Ta 139

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Stepladder Stick Stick, to (stuck, stuck) Sticky Stiff Stiffener

Stifle, to Still Still-air Stimulate, to Stir, to Stich Stock Stoke, to STOL (Short Take-off and Landing) Stone

Stop, to Storage Store, to Storm Stout Stove Stow, to Stowed Straight Straighten, to Strain Strain, to Strainer Strange Strap Straw Stray Streak Stream Streamlined

Strength Stress Stretch Strict Strike, to (struck, struck) String Stringent

: Durmak, durdurmak : 1- Saklama, depolama : 2- Bilgi saklama ksm, bellek, hafza : Saklamak, depolamak, bir yerde tutmak : Frtna : Salam, gl : Soba, stc : Yuvasn yerletirmek, toplamak : Kapal, toplu : Dz, doru, direkt : Dorultmak, dzeltmek, dik duruma getirmek : Gerginlik, gerilim : Germek, zorlamak : Szge, filtre : Garip, tuhaf, yabanc : Kay, erit, bant : Kam, ubuk : Parazit, czrt : Yol, izgi, ubuk : Akm, ak : Hava veya suya minimum diren gsteren ekil, hava akmna uyumlu yap, akmsal : G, kuvvet : Bask, vurgu, gerginlik, stres : Germek, uzatmak : Sert, kat, deimez : arpmak, vurmak : Ba, erit, tel : Sert, sk, iddetli 140

Stringer Strip Strip, to Stripe Strobe light Stroke Strong Structural Structure Strut Stud Sturdy Stylus Sub Subdivide, to Subject Subject, to Submerge, to Submit, to Subsequent Subsidiary Subsonic Substance Substantial Substitute for, to Substitution Subtask Subtract, to Succeed, to

: Kiri, uak yapsnda kullanlan bir yapsal eleman : erit, dizi : karmak, mahrum etmek : ubuk, dizgi : Hzla tekrarlanan elektronik fla : Darbe, vuru : Kuvvetli, salam : Yapsal : Yap : Dikme : Saplama, vida, balksz cvata : Kuvvetli, dayankl : Sivri ulu yazma ve iaretleme aleti : 1- Alt, altnda : 2- kincil, yan : Bir kez daha blmek : Konu : Maruz kalmak : Batmak, su altnda kalmak : Raz olmak, uymak, itaat etmek : Sonra gelen, sonraki : Yardmc, ek : Ses hzndan daha az hzla giden : Madde, cisim : Kat, dayankl : Yerine koymak : Yer deitirme : kincil (yan) i : karmak : 1- Baarmak : 2- zlemek, arkasndan gelmek 141

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Successful Successfully Succession Successive Such Such as Suction Suction line Sudden Suddenly Suffice, to Sufficient Suffocate, to Suggest, to Suggestion Suit, to Suitable Sum Summary Summit Sump Sun Sun gear Sunrise Sunset Super high frequency (shf ) Supercharge, to Superficial Superimpose, to Superior

: Baarl : Baaryla : Yerini alma, yerine geme : Ard ardna gelen, birbirini izleyen, ardl : yle : rneingibi : Emme : Emme hatt : Ani, birdenbire : Aniden : Yetmek, kafi gelmek : Yeterli : Bomak, tkamak : nermek : neri, tavsiye : Uymak, uygun olmak : Uygun : Toplam : zet, ksa : Zirve, doruk : Hazne : Gne : Sistemde dier dililerin etrafnda dnd merkez dili : Gndoumu, gnein domas : Gnbatm, gnein batmas : 300-30.000 MHz aras frekans : Ar beslemek : Yzeysel : st ste koymak, zerine koymak : stn, daha yksek, st 142

Supersede, to Supersonic Supersonic speed Supervise, to Supervision Supervisor Supplement Supplement, to Supplementary Supply Supply, to (supplied, supplied) Support Support equipment Support tube clamps Support, to Suppose, to Supposition Suppress, to Sure Surface Surge Surplus Surround, to Surrounding Survive, to Suspect, to Suspend, to Suspension

: Yerine gemek : Sesten hzla : Mach 1.2-5.0 aras : Denetlemek, tefti etmek : Denetleme : Deneti, gzlemci, ef : lave, ek : lave etmek, eklemek : Btnleyici, tamamlayan : 1- Temin salama, besleme : 2- Kaynak : Salamak, vermek, beslemek : Destek : Destek tehizat : Destek tp kelepeleri : Desteklemek : Farz etmek, sanmak : Varsaym, tahmin : Bastrmak, sindirmek, nlemek : Emin, kesin, mutlak : Yzey : Dalga, alkalanma : Fazlalk, artan : Etrafn sarmak, kuatmak, evirmek : Etrafndaki, evredeki : Hayatta kalmak, yaamay srdrmek : phelenmek, kukulanmak : 1- Geici olarak durdurmak, ertelemek : 2- Asmak : Sspansiyon, asma, aslma 143

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Sustain, to

Swage, to Swallow, to Swap Swap, to Sweep Sweep, to (swept, swept) Swift Swing Switch guard Switching Swivel, to Symbol Symmetric Symptom Synchronization Synchronize, to

: 1- Maruz kalmak : 2- Tutmak, dmesine engel olmak, destek olmak : Birbirine bastrmak, kalba basmak, basklamak : Yutmak, emmek : Dei toku : Dei toku etmek, deitirmek : Elektron nn crtde yatay sapmas : Sprmek : abuk, hzl : Sallama, sallan : Anahtar koruyucu : Bir durumdan baka bir duruma gei : Mil etrafnda dnmek : Simge, sembol : Simetrik : Belirli : Ezamanllk, birden fazla sinyalin, cihazn ayn anda/noktada almas : Senkronize etmek, ayn zamanda meydana gelmek, birlikte hareket etmek ve ilemek

144

T
Tab Table Table of contents Tabulation Tachometer Tack, to Tackle Tacky Tag Tagged Tail Tail cone Take care, to Take into account, to Take off Take off, to Take out, to Take over, to Take place, to Take, to (took, taken) Talk, to Tall Tally, to Tandem Tangle, to Tank : Uan ana kumanda yzeylerinin firar kenarlarna tutturulmu yardmc uu kumanda yzeyi : Tablo, izelge : indekiler : izelgeleme, cetvel haline koyma : Takometre, motorun devir saysn len alet : litirmek, ivi ile ilitirmek : 1- Palanga, takm : 2- Tutma, zaptetme : Yapkan (tutkal, zamk, vernik) : Etiket, teg : Etiketlenmi, iaretlenmi : Kuyruk : Kuyruk konisi : Dikkat etmek : Hesaba katmak : Havalanma (uak), kalk : 1- Havalanmak (uak) : 2- karmak (giysi) : karmak, skmek : Devralmak : Olmak, meydana gelmek : Almak : Konumak : Uzun, yksek : Saym yapmak, hesap tutmak : Birbiri ardnda, birbiri arkasna dizilmi : Dolatrmak, kartrmak : Tank, depo 145

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Tap Tap, to Tape Tape recorder Tape, to Taper Tapered Target Task Taste Taut Tax Taxi Teach, to (taught, taught) Team Tear down, to Tear, to (tore, torn) Technical Technical handling Technician Technology Tee fitting Tell, to (told, told) Temper Temper, to Temperature

: 1- Musluk : 2- Hafif vuru : Hafife vurmak : Bant, erit : Teyp, manyetik bir bant zerindeki sesleri saptayan aygt : 1- Bantlamak, eritlemek : 2- Banda almak, kaydetmek : Gittike incelme, uca doru incelme, koniklik : Konik : Hedef, ama, gaye : , grev, vazife : Tat : Sk, gergin : Vergi : Taksi, uan alandaki yollardaki hareketi : retmek : Takm : Ykmak : Yrtmak, yrtlmak : Teknik, teknikle ilgili : Uaa yaplan teknik yardm : Teknisyen : Teknoloji : T eklindeki balant : Bildirmek, sylemek : Bir maddenin sertlik derecesi : elie su vermek, sertletirmek, tav vermek : Scaklk 146

Temperature indicator Temperature sensor Template Temporarily Temporary Tend, to Tendency Tender Tense Tensile strength Tension Tent Tentative Tepid Term Terminal Terminate, to Termination Terrain Test pattern Test, to Testify, to T-handle Thaw, to Then There Thereby Therefore Thermal Thick Thickness

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

: Scaklk gstergesi : Scaklk sensr : Kalp : Geici olarak : Geici : Meyilli olmak : Eilim, meyil : Yumuak, gevek, hassas : Gergin, gerili : Gerilme direnci : Gerilme, germe, gerilim : adr, tente : Deneme niteliinde, denemelik : Ilk : Terim, kavram : Balant, u, son : Bitirmek, son vermek : Bitirme, son : Yer, arazi : Test ekli, paterni : Denemek, teste tabi tutmak : Dorulamak, teyit etmek : T eklinde kol : Eritmek, zmek (kar, buz) : Sonra : Orada, oraya : Onunla, o mnasebetle : Bu nedenle, bu yzden : Scakla ait, syla ilgili : Kaln, koyu, youn : Kalnlk 147

Thin Third occupant Thorough Thoroughly Though Thread, to Three phase Threshold Throttle Through

Throughout Throw, to (threw, thrown) Thrown tread Thru Thrust Thunder Thunderbolt Thundersquall Thunderstorm Thus Ticket Tie, to Tight Tighten, to Tilt Tilt, to Time

: nce : Mahit : Tam, eksiksiz : Tamamen : -e ramen, -d halde : Dndrmek, evirmek : fazl sistem, trifaz : Pistin yaklama ucu, ini ncesi ksm : Motora salanacak yakt-hava karmnn miktarn belirleyen valf : 1- inden, -den geerek : 2- Yoluyla : 3- -den, -e kadar, bir taraftan dier tarafa : 4- Boyunca, sresince : Boyunca, her tarafnda : Atmak, frlatmak : Dii atm lastik : -den, -e kadar, bir taraftan dier tarafa : tme kuvveti : Gk grlts : Yldrm : Frtna, gk grltl, iddetli saanak : Gk grltl frtna, oraj : Bylece, bylelikle : Bilet : Balamak : Sk, gergin : Skmak, sktrmak : Eim, meyil : Emek, eilmek : Zaman 148

Timetable Timing Tinker, to Tiny Tip Tip, to Tire sidewall Tire, tyre Tirebead seat Tissue Title Together Tolerance Tolerate, to Tone Tongs Too Too much Tool Tool box Tooth Top Top off, to Top up, to Torch Tornado Torque Torque, to

: Tarife : Zamanlama : Kabaca tamir etmek, tamircilik yapmak : Kck, minik : U, burun : 1- Hafife vurmak : 2- Emek, yana yatrmak : Lastik yan yzeyi : Lastik : Daman janta oturma yzeyi : Doku, kuma, kat mendil : 1- Balk, ad : 2- Unvan : Birlikte, beraber : Tolerans, msaade edilen hata veya fark derecesi : Tolerans gstermek : Ton, nans : Maa, kska : 1- Fazla, ok : 2- de, da : Ar, ok fazla : Alet, takm : Takm antas : Di : En st, tepe : Tamamen doldurmak : Tamamen doldurmak : El feneri : Hortum, kasrga : Tork, bkme : Torklamak, sktrmak 149

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Torsion Tortuous Total Total, to Totalizer

Touch Touch and go Touch, to Touchdown Tough Tow bar

Tow, to Toward, towards Towel disposal container Tower Towing eye

: Burulma : Eri br, dolambal : Toplam, tm, btn : Toplamak : Tm yakt tanklarndaki toplam yakt miktarn gsteren yakt miktar gstergesi : Dokunma : Ua tamamen durdurmadan yeniden kalk yapma : Demek, dokunmak : nite tekerleklerin piste ilk deii : Sert : Ua itip eken traktrle uak arasndaki balanty salayan alet, eki demiri : Ua ekmek : -e doru, tarafna doru : p kutusu : Kule : Ua hareket ettirmek iin tow barn tutturulduu/baland uak yapsndaki halka veya kanca : Zehirli : Kalnt, iz : z, yol : zlemek : Takip, izleme : ekme, ekilme, eki gc : Uaklarn havaalanna yaklarken veya ayrlrken izlemeleri gereken belirlenmi uu yolu 150

Toxic Trace Track Track, to Tracking Traction Traffic pattern

Trail, to Trailing edge Train, to Training Trajectory Tranquil Transaction Transceiver Transcribe, to Transducer

Transfer Transfer, to Transform, to Transformation Transient Transition Transitory Translate, to Translation Translucent Transmission Transmit, to Transmitter Transparent Transponder

Transport, to Transverse

: Srklemek, pei sra ekip gtrmek : Firar kenar : Eitmek, yetitirmek : Eitim : 1- Eri : 2- Yrnge : Sakin, durgun : Muamele, ilem : Alc-verici haberleme cihaz : Kopya etmek, banda kaydetmek : Mekanik hareketi elektrik enerjisine, elektrik enerjisini mekanik harekete eviren elektrikli cihaz : Geirme, tanma : Tamak, nakletmek, aktarmak : Biimini deitirmek, dntrmek : Dnm : Geici, srekli olmayan : Gei : Geici : evirmek, tercme etmek : eviri, tercme : Yar effaf, yar saydam : letme, nakletme : Vermek, iletmek, frekans gndermek : Verici, yayc : Saydam, effaf : Yerdeki radar sistemi tarafndan sorgulandnda kodlanm belli bir sinyal gnderen (alc-verici) cihaz : Tamak, nakletmek : Enine 151

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Trap, to Travel range Travel, to

Tread Tread flaking Treat, to Treatment Treble control Tremble Tremble, to Tremendous Trench Trend Trestle Triangle Trickle, to Trigger, to Trim Trim, to Trip, to Triple Trouble Trouble shooting Truck True

: Yakalamak, engel olmak : Hareket alan : 1- Hareket etmek, belli bir alanda gidip gelmek : 2- Yolculuk yapmak : Kaplanan ksm, lastiin di ve oluklardan oluan d ksm : Kaplanan ksmn pul pul dklmesi : 1- Muamele etmek, mdahale etmek : 2- Tedavi etmek, bakmak : Muamele, davran : Tedavi, bakm : Tizlik ayar : Titreme : Titremek : Kocaman, ok byk : ukur, oyuk : Yn, eilim : Sehpa : gen : Damla damla akmak, aktmak : Tetiklemek, neden olmak, balatmak : Ayar : nce ayar yapmak, trim vermek : 1- Amak, serbest brakmak : 2- Sendelemek, taklmak : kat, misli, l : Problem, arza : Arza bulma : 1- Kamyon : 2- Dikme : Doru, gerek 152

Truncate, to Trunk Trust, to Truth Try, to (tried, tried) Tuck, to Tune, to Turbulence Turbulent Turn into, to Turn off, to Turn on, to Turnbuckle Twice Twist, to Type Type rating course Type, to Typical Tyre

: Tepesini, ucunu kesmek : Gvde : Gvenmek : Gerek : Denemek, uramak, almak : Sokmak, tkmak : Ayarlamak : Trblans, alkantl hava : alkantl, frtna : -e dnmek : Kapamak : 1- Amak : 2- evirmek, dndrmek, dnmek : Germe donanm, kablo gerilimini ayarlamak iin kullanlan alet : ki kez : evirmek, dndrmek : Tip, kategori, eit : (Uak) Tip kursu : 1- Daktiloda yazmak : 2- Belirli bir kategoriye ayrmak : Tipik : Lastik

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

153

U
Ultimate Ultimately Ultrasonic Unable Unanimous Unauthorized Unbalanced Unbiased Unbind, to Unbolt, to Unburden, to Uncertain Uncomfortable Uncontrolled Uncover, to Undefined Under Undercarriage Undergo, to Underground Underline, to Underneath Underside Underspeed Understand, to (understood, understood) : 1- Son, en son : 2- En byk, en yksek : En sonunda, sonuta : Yksek frekansl (ses, titreim) : Yapamaz, gc yetmez : Uyumu olan, balak : Yetkisiz, onaysz : Dengesiz : Tarafsz, yansz : zmek, gevetmek : 1- Civatasn skmek : 2- Srgsn amak, kilidini amak : Ykten kurtarmak : Kesin olmayan, belirsiz : Rahatsz, konforsuz : Kontrol d, kontrolsz : Kapan veya rtsn amak : Tanmsz, tanmlanmam : Altnda, altna : ni takm : -e uramak, ekmek, geirmek : 1- Yeralt, toprak alt : 2- Metro : Altn izmek, vurgulamak : Altna, altnda : Alt taraf : Dk hz, gerekenin altnda hz : Anlamak, kavramak

154

Undertake, to Undertread interface Undervoltage Underwater Underwater locator beacon Undrainable fuel Underinable oil Undue Unequal Uneven Uniform Unintentional Union Unique Unit Universal Unknown Unlatch, to Unless Unload, to Unlock, to Unlocked Unnecessary Unplug Unpressurized Unreliability Unreliable

: zerine almak, stlenmek : Lastiin d yaps ile i yaps arasnda kalan yzey : Dk voltaj : Sualt : Sualt sinyal gndericisi : Boaltma ileminden sonra sistemde kalan yakt miktar : Motordan ya boaltma ileminden sonra kalan ya : Ar, ok fazla : Eit olmayan : Dzgn olmayan, eit olmayan : Ayn : Kastsz, istemeden : Balant eleman, rakor : Tek, bir tane, esiz : nite, birim : Evrensel, genel : Bilinmeyen : Almak, serbest kalmak : -medike : Yk boaltmak : Kilidini amak, kilitten kurtarmak : Kilitsiz : Gereksiz : Ayrmak, fii prizden ekmek : Basnsz : Gvenilmezlik : Gvenilmez 155

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Unroll, to Unsafe Unscrew, to Unserviceable Unshielded Unstable Unsupported Until Unusable Unused Unusual Unwanted Unwind, to Up to Update, to Uplock assembly Upon Upper Upper side Upright Upside down Upstairs Upstream Up to date Upwind Urgent Urgently Usage Use

: Amak, sargy amak : Emniyetsiz, tehlikeli : Viday skmek, vidasn kartmak, gevetmek : Hizmet d, kullanlmayan : Koruyucusuz, korumasz, muhafazasz : Dengesiz, deien, stabil olmayan : Desteksiz : -e kadar : Kullanlamaz : Kullanlmam, yeni : Olaand : stenmeyen : Sarlm bir eyi zmek, amak : -e kadar : Gncelletirmek, dzeltme ve eklemeler yapmak : Kilit mekanizmas : stnde, zerinde : st : st taraf : Dik : Ba aa, ters : st kat : Sistem girii : Gncel, zamana uygun, modern : Rzgara kar : Acil : Derhal, acil olarak : Kullan, kullanma : Kullanma, kullanm 156

Used Useful Useless User Usual Usually Utensil Utilize, to Utmost

: Kullanlm : Faydal, yararl : Faydasz, yararsz : Kullanan, kullanc : Her zamanki, normal, olaan : ounlukla, genellikle : Alet, aygt : Kullanmak : En fazla, azami

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

157

V
Vacant Valid Value Vane Vanish, to Vapor, vapour Vaporization Variable Variation Variety Variometer Various Varnish Vary, to (varied, varied) Vehicle Velocity Vendor Vent Vent hole Vent, to Ventilate, to Ventilated Ventilation Verbal Verification Verify, to (verified, verified) Versatile : Bo : Geerli : Deer : Kanat, kanatk, kk pervane : Yok olmak, gzden kaybolmak : Buhar : Buharlama, gaz haline gelme : Deiken : Deime, deiiklik : eit : Ykseklik deiikliini gsteren alet, varyometre : eitli : Cila, vernik : Deimek : Tat, ara : Srat, hz : Satc firma : Delik, hava delii : Vent delii, hava alma/boaltma delii : Dar brakmak : Havalandrmak : Havalandrlm : Vantilasyon, havalandrma : Szl, azdan : Dorulama : Dorulamak, doruluunu ispat etmek, emin olmak : ok ynl 158

Version Versus Vertical Very Vessel

Via Vibrate, to Vibrating Vibration Vice versa Vicinity View View, to Vigilance Vigorous Vinegar Violate, to Violent Visa Viscosity Vise Visible Visit, to Visual Visually Vital Vitreous Vivid color Voice

: Versiyon, model, uyarlama : -e kar : Dikey, dik : ok : 1- Kap : 2- Tekne : 3- Kanal, damar : Yolu ile, -den geerek : Titremek, sallamak : Titreimli : Titreim : Tersine : Civar, evre : Grnt : ncelemek, tetkik etmek, bakmak : Dikkat, ihtiyat : Kuvvetli, etkin : Sirke : Bozmak, inemek, uymamak : Sert, iddetli : Vize : Yapkanlk, akmazlk, adalk : Mengene : Grnr : Ziyaret etmek, tefti etmek : Grsel, grerek : Grsel olarak, gzle : ok nemli : Cams, caml : Parlak, canl renk : Ses 159

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Voice recorder Void Volatile Voltage drop Voltage rise Volume Voluntarily Vortex Vote, to Voucher Voyage

: Kokpitteki konumalar kaydeden cihaz : Bo, faydasz, geersiz : Uucu, abuk buharlaan : Voltaj dmesi : Voltaj ykselmesi : 1- Hacim : 2- Sesin az veya okluu : Gnll olarak, isteyerek : Girdap, vorteks : Oy vermek, nermek : Makbuz, belge : Seyahat, yolculuk

160

W
Wad Wad, to Wafer Waist Wait, to Walk-around check Wall Wander, to Want, to Warm Warm, to Warm up Warn, to Warning Warning horn Warning notice Warp, to Warranty Wash, to Washer Waste Watch out, to Watch, to Water extractor Water faucet Water injector Water separator Water supply hose Watertight Wave : Tomar, tka, tapa : Tka koymak, tapalamak : nce, dzgn dilim : Bel : Beklemek : Uan etrafnda dolaarak gzle yaplan kontrol : Duvar : Dolamak, gezmek : stemek, ihtiyac olmak : Scak, lk : Istmak : Isnma : Uyarmak, ikaz etmek : kaz (kullanc kiiler iin) : kaz kornas : Uyar notu : Erilmek, yamulmak : Garanti : Ykamak : Pul, rondela, yayl pul : Artk, boa giden, ziyan olan, atk, p : Dikkat etmek : zlemek, bakmak : Su ayrtrc : Su musluu : Su pskrtc : Su ayrc, su separatr : Su kayna hortumu : Szmaz, ok sk, contal : Dalga 161

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Way Weak Wear Wear, to (wore, worn) Weather Weather check Weather forecast Wedge Week Weep, to (wept, wept) Weigh, to Weight Weld, to Welding Well West Wet Wet, to Whatever Wheel Wheel bearing Wheel chock Wheel halves Wheel well When Whenever Where Where applicable Whereas Whet, to

: Yol, yn, taraf : Zayf, gsz : Anma : 1- Giymek, kullanmak : 2- Andrmak, ypratmak : Hava : Hava tahribat sonucu oluan atlak : Hava tahmini : Ksk, kama : Hafta : Szmak : 1- Arl olmak, arlnda olmak : 2- Tartmak, arln lmek : Arlk : Kaynak yapmak : Kaynak : 1- Yuva, boluk : 2- yi : Bat : Islak : Islatmak : Her ne : Tekerlek : Tekerlek yata : Takoz : Tekerlek jant yarmlar : Tekerlek yuvas : Ne zaman : Her ne zaman : Nerede, nereye : Uygulanabilir yerde : ken, halbuki : Bilemek 162

Whether Which Whichever While Whilst Whistle, to White Who Whole Wholly Why Wick Wide Width Wind Wind, to (wound, wound) Windmilling Window Window shade Windshear Windshield Windshield wiper Windily Wing Winglet Wipe up, to Wiper Wire

: Olup olmadn : Hangi, hangisi : Biri veya dieri, hangisi olursa : 1- -iken, sresince : 2- Olmakla beraber, halbuki : -iken : Islk almak, ddk almak : Beyaz : Kim : Tm, btn : Tamamen : Niin, neden : Fitil : Geni : Genilik : Rzgar : Sarmak, dolamak, kurmak (saat) : Uak pervanesinin motor almadan hava akyla dnmesi, evrilmesi : Pencere : Gnelik : Rzgar yn ve sratinin ani olarak byk oranda deimesi : n cam, siper cam : n cam silecei : Rzgarl : Kanat : Kanatk : Silip temizlemek : Silecek : Tel, kablo 163

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

Wire-lock, to Wiring Wiring diagram With With respect to Withdraw, to Withhold, to Within Without Withstand, to Witness, to Wobble, to Wonder, to Wood Woofer Work Work area Work, to Workshop Worm Worse Worst Wrap, to Wrench Wring, to (wrung, wrung) Wrinkle Wrist Write down, to (wrote, written) Wrong Wrought iron

: Emniyete almak, emniyet teliyle balamak : Elektrik balants, kablo sistemi : Elektrik balant emas : le : -e gre, esas alarak : Geri ekmek, geri almak : Tutmak, saklamak, brakmamak : inde, ierisinde : -sz, -siz : Dayanmak, kar koymak : Tank olmak : Sallanmak, yalpalanmak, titremek : armak, hayret etmek : Tahta, ahap : Alak frekans hoparlr : , alma : alma alan : almak, altrmak : Atlye : Vidann helezoni ksm, helezon dilisi : Daha kt : En kts, en kt ekilde : Sarmak, sarmalamak : ngiliz anahtar : Burmak, bkmek : Krk, buruuk : Bilek : Yazmak, not etmek, kaydetmek : Yanl : Dvme, demir 164

X-Y-Z
X-mitter (transmitter) X-ray Yard Yardstick Yaw action Yaw damper Year Yellow Yet Yield point Yield, to Yoke Zero Zinc Zone : Verici : X n, rntgen n : Yarda (0.914 metre) : Inch ve feet olarak iaretlenmi, lme ubuu : Uan saa sola dn hareketi : Uan saa sola dn hareketini kontrol eden alet : Yl : Sar : Henz, daha, hala : Esneklik snr : Vermek, teslim etmek, kabul etmek : Ba, boyunduruk : Sfr : inko : Blge, alan

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

165

LIST OF IRREGULAR VERBS


Infinitive Be Beat Become Begin Bend Bite Blow Break Bring Build Burst Buy Catch Choose Come Cut Deal Dig Do Draw Drink Drive Eat Fall Feed Feel past simple was-were beat became began bent bit blew broke brought built burst bought caught chose came cut dealt dug did drew drank drove ate fell fed felt 166 past participle been beaten become begun bent bitten blown broken brought built burst bought caught chosen come cut dealt dug done drawn drunk driven eaten fallen fed felt

LIST OF IRREGULAR VERBS


Infinitive Fight Find Fly Forbid Forget Freeze Get Give Go Grow Hang Have Hear Hide Hit Hold Hurt Keep Know Lay Lead Leave Let Lie Light Lose past simple fought found flew forbade forgot froze got gave went grew hung had heard hid hit held hurt kept knew laid led left let lay lit lost 167 past participle fought found flown forbidden forgotten frozen got given gone grown hung had heard hidden hit held hurt kept known laid led left let lain lit lost

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

LIST OF IRREGULAR VERBS


Infinitive Make Mean Meet Pay Put Read Ride Ring Rise Run Say See Seek Sell Send Set Shake Shine Shoot Show Shrink Shut Sing Sink Sit Speak past simple made meant met paid put read rode rang rose ran said saw sought sold sent set shook shone shot showed shrank shut sang sank sat spoke 168 past participle made meant met paid put read ridden rung risen run said seen sought sold sent set shaken shone shot shown shrunk shut sung sunk sat spoken

LIST OF IRREGULAR VERBS


Infinitive Spend Split Spread Spring Stand Steal Stick Sting Stink Strike Sweep Swim Swing Take Teach Tear Tell Think Throw Understand Wake Wear Win Write past simple spent split spread sprang stood stole stuck stung stank struck swept swam swung took taught tore told thought threw understood woke wore won wrote past participle spent split spread sprung stood stolen stuck stung stunk struck swept swum swung taken taught torn told thought thrown understood woken worn won written

1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

169

NOTES

170

NOTES
1968 UAK TEKNSYENLER DERNE

171

NOTES

172

You might also like