You are on page 1of 170

Clive Cussler _ Mavi Altn (Blue Gold) Mavi Altn ALTIN KTAPLAR YAYINEV KTABIN ORJNAL ADI YAYIN

HAKLARI BLUE GOLD CLIVE CUSSLER KESM Telif Haklar Ajans ALTIN KTAPLAR YAYINEV ve TCARET A.. Bu kitabn her trl yayn haklar Fikir ve Sanat Eserleri Yasas gereince ALTIN KTAPLAR YAYINEV ve TCARET A..'ye aittir. BASKI 1. BASIM / UBAT 2002 AKDENZ YAYINCILIK A.. Matbaaclar Sitesi No: 83 Baclar - STANBUL ISBN 975 - 21 - 0226 - 3 ALTIN KTAPLAR YAYINEV Cell Ferdi Gkay Sok. Nebiolu han Caalolu - stanbul Tel: (0212) 513 63 65 - 526 80 12 520 62 46-513 65 18 Faks: (0212) 526 80 11 www.altinkitaplar.com.tr info @altinkitaplar.com.tr CLIE CUSSLER ve Paul Kemprecos MAU ALTIN

TRKES FSUN DORUKER Yazarn Yaynevimizden kan Kitaplar: KR DALI GRDAP EYTAN DENZ KISKA SAHRADA AYAK SESLER MAV VURGUN OK DALGASI KKREYEN DENZ YILAN ATLANTS BULUNDU BUZDAGI ENKAZ BATIK

GR So Paulo Havaliman, Brezilya, 1991 ifte turbo motorunun gl bir itiiyle uak havalanarak So Paulo semalarna doru ykseldi. Gney Amerika'nn en byk kentinin zerinde hzla gzden kaybolan Learjet ksa srede on bin metre ykseklie eriti. Saatte be yz mil sratle kuzeybatya yneldi. Arkaya dnk koltukta oturan Profesr Francesca Cabral, pencereden pamuk ynlarn andran bulutlara bakarken yaad kentin enerjisini ve kirli hava ykl sokaklarn imdiden zlediini dnyordu. Kar taraftaki koltuktan gelen ksk bir horultu, gen kadn dald dncelerden uzaklatrd. Bumburuuk takm elbisesiyle horuldayarak uyuyan orta yal adama bakarken, babasnn Phillipo Rodriques'i niin kendisine koruma olarak setiini merak etti. antasndan kard dosyay ap, Kahire'de Uluslararas evre-bilimciler Konferans'nda yapaca konumann kenarna notlar almaya balad. Konuma metnini defalarca gzden geirmiti, ama ok dzenli olmak karakterinin bir parasyd. Francesca baarl bir mhendis ve saygn bir profesrd, ama erkeklerin egemenliindeki bir toplumda ve i alannda bir kadnn kusursuzluktan te olmas bekleniyordu. Szckler birbirine karyordu. Bir gece nce ge saatlere dek bavulunu toplam ve bilimsel raporlarn bir araya getirmiti. Uyuya-mayacak kadar heyecanlyd. imdiyse uyuyan korumaya gptayla ba- 7 kp biraz kestirmeye karar verdi. Konuma metnini bir yana brakp, koltuun arkasn iyice yatrarak gzlerini yumdu. Ninni gibi gelen motorlarn uultusuna kendini kaptrp, uykuya dald. Dler birbirini izledi. Francesca denizin zerinde tpk bir denizanas gibi, yumuak dalgalarla kprdayarak dolanyordu. Sonunda bir dalga onu tepelere

karp kontrolden km bir asansr gibi suya brakana dek zevkli bir duygu yaamt. Bir anda gzlerini at ve evresine baknd. Sanki biri yreini avulam gibi garip bir duyguya kaplvermiti. Ama her ey olaan grnyordu. Antonio Carlos Jo-bim'in ok dokunakl "One Note Samba" adl paras ua dolduru-yordu. Phillipo hl uyuyordu. Bir terslik olduu duygusundan syrlamamt. ne eilip uyuyan adamn omzunu hafife sarst. "Phillipo, a gzlerini." Korumann eli derhal belindeki tabancasna gitti ve bir silkinite uyand. Karsnda Francesca'y grnce rahatlad. "Sinyora, ok zgnm," dedi esneyerek. "Uyuyakalmm." "Ben de uyudum," dedi kadn ve bir eyleri dinlemesine sustu. "Bir terslik var gibi." "Ne demek istiyorsunuz?" Francesca endieyle gld. "Bilmiyorum." Phillipo gecenin yarsnda kars hrszlarn tkrtsn duymu bir erkein bilgi ifadesiyle glmseyerek elini okad. "Gidip bakaym." Yerinden kalkp gerindi ve kokpitin kapsn tklatt. Kap alnca ban ieri uzatt. Francesca mrltl konumalar ve kahkaha seslerini duydu. Geri dndnde glmsyordu. "Pilotlar her eyin yolunda olduunu sylyorlar sinyora." Francesca adama teekkr edip koltuuna yerleti ve derin bir soluk ald. Aptal bir korkuya kaplmt. ki yl sren yorucu almalarn ardndan adeta beynini ten kyma makinesinden kurtulmak fikri bir bakma onu rktyordu. Gnlerce, gecelerce zerinde alt proje, onu neredeyse eritmi, sosyal yaamn yok etmiti. Baklar uan arka tarafndaki kanapeye taklnca, metal bavulunun hl yastklarn altnda gvende olup olmadn kontrol etme drtsne g- 8 lkle engel oldu. Bavulundan, Pandora'nn Kutusu'nun tam tersine ald zaman ktlk yerine iyi eyler ortaya dklecekti. Bulular milyonlarca insana salk ve zenginlik getirecek, dnya bir daha eskisi gibi olmayacakt. Phillipo ona bir ie portakal suyu getirdi. Francesca tantklar ksack sre iinde yakn korumasndan holanmaya baladn dnerek teekkr etti. Buruuk kahverengi takm elbisesi, seyrelmi kr salar, ince byklar ve yuvarlak gzlkleriyle Phillipo rahata dalgn bir akademisyen olarak alglanabilirdi. Bylesine utanga, acemi tavrlarn kusursuzlatrmak iin yllardr altn elbette Francesca bilemezdi. Rengi solmu duvar kd gibi bulunduu ortamlarda kendini adeta grnmez hale getirme yeteneinden dolay Brezilya Gizli Ser-visi'nin en iyi elemanlarndan biriydi. Francesca'nn babas onu zellikle semiti. lk balarda gen kadn bir yakn korumayla yolculuk yapma fikrine iddetle kar kmt. Bir bebek bakcsna gereksinim duymayacak yaa gelmiti. Ama sonunda babasnn, evresini saracak yakkl servet avclar dnda gerek endieleri olduunu anlaynca kabul etmiti. Ailesinin serveti olmadan bile Francesca erkeklerin ilgisini kolayca ekebilirdi. Koyu renk tenli ve sal insanlarn lkesinde hemen gze arpan bir kadnd. Simsiyah, badem gzleri, upuzun kirpikleri ve kusursuz dudaklar Japon kkenli bykbabasndan miras kalmt. Alman bykannesinden ise ak kahverengi salarn, uzun boyunu ve T-fon'lara'* zg inatln simgesi olan keskin hatl enesini almt. Biimli vcudu ise Brezilya'da yaamasndan ileri geliyordu. Brezilyal kadnlarn bedenleri lkenin ulusal dans samba iin biimlendirilmiti. Francesca da ilerinin gerginliinden kurtulmak iin devam ettii jimnastik salonunda bedeninin doal gzelliini gelitirmiti. Japon imparatorluu mantar eklinde iki bulut altnda yok oluver-diinde bykbabas dk dereceli bir diplomatt. 3rezilya' i kalm, kendisi gibi birdenbire iini yitirivermi olan nc Reich'in bykelisinin kzyla evlenmi, Brezilya vatandalna gemi ve ilk ak olan bahesiyle uramaya balamt. Bahe dzenleme irketinin varsl " Cermen. - 9 -

kp biraz kestirmeye karar verdi. Konuma metnini bir yana brakp, koltuun arkasn iyice yatrarak gzlerini yumdu. Ninni gibi gelen motorlarn uultusuna kendini kaptrp, uykuya dald. Dler birbirini izledi. Francesca denizin zerinde tpk bir denizanas gibi, yumuak dalgalarla kprdayarak dolanyordu. Sonunda bir dalga onu tepelere karp kontrolden km bir asansr gibi suya brakana dek zevkli bir duygu yaamt. Bir anda gzlerini at ve evresine baknd. Sanki biri yreini avulam gibi garip bir duyguya kaplvermiti. Ama her ey olaan grnyordu. Antonio Carlos Jo-bim'in ok dokunakl "One Note Samba" adl paras ua dolduru-yordu. Phillipo hl uyuyordu. Bir terslik olduu duygusundan syrlamamt. ne eilip uyuyan adamn omzunu hafife sarst. "Phillipo, a gzlerini." Korumann eli derhal belindeki tabancasna gitti ve bir silkinite uyand. Karsnda Francesca'y grnce rahatlad. "Sinyora, ok zgnm," dedi esneyerek. "Uyuyakalmm." "Ben de uyudum," dedi kadn ve bir eyleri dinlercesine sustu. "Bir terslik var gibi." "Ne demek istiyorsunuz?" Francesca endieyle gld. "Bilmiyorum." Phillipo gecenin yarsnda kars hrszlarn tkrtsn duymu bir erkein bilgi ifadesiyle glmseyerek elini okad. "Gidip bakaym." Yerinden kalkp gerindi ve kokpitin kapsn tklatt. Kap alnca ban ieri uzatt. Francesca mrltl konumalar ve kahkaha seslerini duydu. Geri dndnde glmsyordu. "Pilotlar her eyin yolunda olduunu sylyorlar sinyora." Francesca adama teekkr edip koltuuna yerleti ve derin bir soluk ald. Aptal bir korkuya kaplmt. ki yl sren yorucu almalarn ardndan adeta beynini ten kyma makinesinden kurtulmak fikri bir bakma onu rktyordu. Gnlerce, gecelerce zerinde alt proje, onu neredeyse eritmi, sosyal yaamn yok etmiti. Baklar uan arka tarafndaki kanapeye taklnca, metal bavulunun hl yastklarn altnda gvende olup olmadn kontrol etme drtsne g- 8 lkle engel oldu. Bavulundan, Pandora'nn Kutusu'nun tam tersine ald zaman ktlk yerine iyi eyler ortaya dklecekti. Bulular milyonlarca insana salk ve zenginlik getirecek, dnya bir daha eskisi gibi olmayacakt. Phillipo ona bir ie portakal suyu getirdi. Francesca tantklar ksack sre iinde yakn korumasndan holanmaya baladn dnerek teekkr etti. Buruuk kahverengi takm elbisesi, seyrelmi kr salar, ince byklar ve yuvarlak gzlkleriyle Phillipo rahata dalgn bir akademisyen olarak alglanabilirdi. Bylesine utanga, acenri tavrlarn kusursuzlatrmak iin yllardr altn elbette Francesca bilemezdi. Rengi solmu duvar kd gibi bulunduu ortamlarda kendini adeta grnmez hale getirme yeteneinden dolay Brezilya Gizli Ser-visi'nin en iyi elemanlarndan biriydi. Francesca'nn babas onu zellikle semiti. lk balarda gen kadn bir yakn korumayla yolculuk yapma fikrine iddetle kar kmt. Bir bebek bakcsna gereksinim duymayacak yaa gelmiti. Ama sonunda babasnn, evresini saracak yakkl servet avclar dnda gerek endieleri olduunu anlaynca kabul etmiti. Ailesinin serveti olmadan bile Francesca erkeklerin ilgisini kolayca ekebilirdi. Koyu renk tenli ve sal insanlarn lkesinde hemen gze arpan bir kadnd. Simsiyah, badem gzleri, upuzun kirpikleri ve kusursuz dudaklar Japon kkenli bykbabasndan miras kalmt. Alman bykannesinden ise ak kahverengi salarn, uzun boyunu ve T-fon'laran zg inatln simgesi olan keskin hatl enesini almt. Biimli vcudu ise Brezilya'da yaamasndan ileri geliyordu. Brezilyal kadnlarn bedenleri lkenin ulusal dans samba iin biimlendirilmiti. Francesca da ilerinin gerginliinden kurtulmak iin devam ettii jimnastik salonunda bedeninin doal gzelliini gelitirmiti. Japon imparatorluu mantar eklinde iki bulut altnda yok oluver-diinde bykbabas dk dereceli bir diplomatt. 3rezilya' > kalm, kendisi gibi birdenbire iini yitirivermi olan nc Reich'in bykelisinin kzyla

evlenmi, Brezilya vatandalna gemi ve ilk ak olan bahesiyle uramaya balamt. Bahe dzenleme irketinin varsl <"> Cermen. - 9 ve gllere hizmet verebilecei So Paulo'ya yerlemiti. Hkmetin ve ordunun etkili kiileriyle yakn ilikiler gelitirmiti. Olu, yani Fran-cesca'nn babas bu balantlar kullanarak Ticaret Bakanl'nda yksek bir konuma rahata yerlemiti. Francesca'nn annesi ise iyi bir ev hanm ve anne olabilmek uruna akademik kariyerini bir yana brakm olan parlak bir mhendislik rencisiydi. Geri kararndan pimanlk duyduunu hibir zaman aa vurmamt, ama kz onun admlarn izlemeye balaynca ok mutlu olmutu. Birlemi Milletler grevlileriyle birlikte Kahire'ye gitmek iin yola kaca New York'a kadar kendi irket uayla gitmesi iin babas srar etmiti. Francesca ksa sre iin bile olsa Amerika'ya tekrar gideceine seviniyor, bir an nce ulamak iin sabrszlanyordu. Kaliforni-ya'daki Stanford niversitesi'nde geirdii yllar tatl anlar olarak kalmt. Pencereden dar baknca nerede olduklarn bir trl kestire-medi. So Paulo'dan ayrldktan sonra pilotlar uu konusunda bilgi vermemilerdi. Francesca yerinden kalkp kokpite yneldi. "Bom dia serhores. Nerede olduumuzu ve daha ne kadar uacamz merak etmitim." Kaptan pilot Riordan, ksack kesilmi saman rengi sal, Teksas aksanl bir Amerikalyd. Francesca onu daha nce hi grmemiti ama ard sylenemezdi. Riordan'n yabanc olmas da artc deildi. Geri uak zel bir irkete aitti ama yerel bir havayolunun pilotlarn kullanyordu. "Eyii gunlar," dedi kaptan arpk bir glle yarm yamalak Porte-kizcesiyle. "Sizi bilgilendirmediimiz zgnm kk hanm. Uyuduunuzu grnce, rahatsz etmek istemedik." Gelimi kaslar halter almalarna dkn olduunu gsteren iri yapl Brezilyal yardmc pilota gz krpt. Yardmc pilot gzlerini Francesca'nn bedeninde dolatrrken srtt. Gen kadn kendini bir muzurluk yapmaya hazrlanan iki yaramaz ocua raslam gibi hissediyordu. "Tarifeye gre durumumuz nedir?" "eey Venezella zerindeyiz. Yaklak saat sonra Miami'de olmamz gerekiyor. Yakt alrken biraz dinleneceiz ve saat sonra da New York'a inmi olacaz." - 10 Francesca'nn baklar pilotlarn nlerindeki ekranlara taklmt. lgilendiini gren yardmc pilot bu gzel kadn etkileme frsatn karmak istemedi. "Bu uak o kadar akll ki, kendi kendine uarken, biz ekranda futbol ma izleyebiliyoruz," dedi tm dilerini gsteren bir glmseyile. "Carlos'un sizi kandrmasna izin vermeyin," dedi kaptan. "Bu grdnz elektronik uu gereleridir. Ekranlar daha nce kullandmz aygtlarn yerini ald." "Teekkrler," dedi Francesca kibarca. Baka bir ekran iaret etti. "Bu pusula m?" "Sim, sim," dedi yardmc pilot yeterince iyi bir retmen olduuna inanarak. "yleyse niin dmdz kuzeye doru gittiimizi gsteriyor?" diye sordu gen kadn kalarn atarak. "Miami'ye doru daha batya umamz gerekmez mi?" ki erkek bakt. "yi bir gzlemcisiniz sinyora," dedi Teksas'l. "Kesinlikle haklsnz. Ama havada iki nokta arasndaki en ksa yol bazen dz bir izgi deildir. Dnyann yuvarlaklyla balantldr. rnein Amerika'dan Avrupa'ya uarken en ksa yol olduka ykselip, byk bir kavis izmektir. Ayrca Kba'nn hava sahasna da dikkat etmek zorundayz. htiyar Fidel'i kzdrmak istemeyiz." Yine gz krpp srtt. Francesca ban sallad. "Bana zaman ayrdnz iin teekkr ederim beyler. Beni bilgilendirdiniz. Sizi iinizle ba baa brakaym." "Rica ederim efendim. Ne zaman isterseniz." Koltuuna dnerken Francesca fkeden kpryordu. Aptallar Yoksa onun salak olduunu mu dnmlerdi? Dnyann yuvarlakl ile balantlym!

"Dediim gibi her ey yolunda, deil mi?" diye sordu Phillipo gzlerini okuduu dergiden ayrarak. Francesca eilip alak, kesin bir sesle konumaya balad. "Hayr, her ey yolunda deil. Bence bu uak doru rotay izlemiyor." Pusulada grdklerini aktard. "Uyurken bir gariplik hissettim. Sanrm yn deitirirlerken uan dndn hissettim." - 11 "Belki yanlyorsunuz." "Belki ama sanmyorum." "Pilotlardan bir aklama istediniz mi?" "Evet. Bana dnyann yuvarlaklndan dolay iki nokta arasndaki en ksa mesafenin dz bir izgi olmad konusunda sama sapan bir yk anlattlar." Phillipo bu aklamaya ararak kalarn kaldrd ama yine de ikna olmamt. "Bilemeyeceim..." Francesca baka tutarszlklar da anmsyordu. "Uaa geldikleri zaman esas pilotlarn yerini alacaklarn sylediklerini anmsyor musun?" "Evet. Esas pilotlarn baka bir greve gnderildiklerini sylediler. Bir iyilik yaparak onlarn yerlerini almlar." Francesca ban sallad. "Garip. Bu konuyu niin atlar? Sanki sorabileceim tm sorulardan daha ilk banda kurtulmak istiyorlard. Ama niin?" "Rota izlemesini biraz bilirim," dedi Phillipo dnceli bir sesle. "Gidip bir bakaym." Ar admlarla kokpite doru ilerledi. Konuma ve glme sesleri duyuldu ve birka dakika sonra dudaklarnda bir glmseme ile geri dnd. Yerine otururken gl siliniverdi. "Kokpitte orijinal uu plann gsteren bir aygt var. Ama ekrandaki mavi izgiyi izlemiyoruz. Pusula konusunda da haklsnz. Doru yolda deiliz." "Tanr akna neler oluyor Phillipo?" Yzne ciddi bir ifade yerleti. "Babanzn size sylemedii bir ey var." "Anlamadm." Phillipo kokpitin kapal kapsna bakt. "Bir eyler duymu. Sizin ciddi bir tehlike altnda olduunuza inanmyordu ama yardma gereksinim duyduunuz takdirde benim yaknnzda olmam isteyecek kadar kayglyd." "Bana kalrsa ikimizin de yardma ihtiyac var." "Sim sinyora. Ama kendimize ancak biz yardm edebiliriz." "Silahnz var m?" diye sordu Francesca birdenbire. - 12 "Elbette." Bylesine gzel ve kltrl bir kadndan gelen bu soru adeta onu elendirmiti. "Onlar vurmam ister misiniz?" "Bunu demek -elbette istemem," dedi gen kadn zntyle. "Baka bir fikriniz var m?" "Bir silah yalnzca karnzdakini vurmak iin deildir," dedi Philli-po. "insanlar korkutmak, yapmak istemediklerini yapmaya zorlamak iin de kullanlabilir." "Ua doru yola dndrmeye zorlamak gibi mi?" "Umarm sinyora. Kokpite gideceim. Onlara kibarca bizi en yakn havaalanna indirmelerini syleyeceim. Bunun sizin isteiniz olduunu bildireceim. Eer reddederlerse, silahm karp kullanmak istemediimi syleyeceim." "Ama kullanamazsnz" dedi Francesca ani bir korkuya kaplarak. "Bu ykseklikte uan gvdesinde bir delik alacak olursa, kabin basnc der ve birka saniye iinde hepimiz lrz." "yi bir nokta. Bu durum onlarn korkusunu arttracaktr." Uzanp kadnn elini tuttu. "Size gzkulak olacama babanza sz verdim sinyora." Sanki iinde bulunduklar durumu deitirecekmi gibi ban sallad. "Ya yanlyorsam? Ya bunlar grevlerini yapan masum pilotlarsa?" "Kolay," diyerek omzunu silktl Phillipo. "Telsizle haberleiriz, en yakn alana ineriz, polis arrz, olaylar aratrrz ve sonra yolumuza devam ederiz." Konumalar yarda kesildi. Kokpitin kaps ald ve kaptan pilot alak tavana ban arpmamak iin eilerek kabine girdi. "Bize anlattn fkra ok gzeldi," dedi arpk srtyla. "Baka fkra biliyor musun?" "zgnm, sinyor," dedi Phillipo.

"yleyse bir tane ben size anlataym," dedi pilot. Yar kapal gzleri Riordan'a uykulu bir ifade veriyordu ama elini arkaya atp kemerin-deki tabancay ekerken hi de uyukluyor gibi deildi. "Silahn ver," dedi Phillipo'ya bakarak. "Ar ol." Phillipo ceketini ap, omzuna asl klfn grnmesini salad ve parmaklarnn ucuyla silahn yerinden kard. Pilot tabancay kemerine soktu. - 13 "Teekkrler, amigo. Bir profesyonelle i yapmak her zaman iin iyidir." Koltuun koluna oturup bo eliyle bir sigara yakt. "Arkadamla konuuyorduk ve belki de sizlerin bizimle biraz uraacanz dndk. kinci kez kokpite gelince bizi kontrol ettiinizi anladk. Yani yanl anlama olmamas iin her eyi aklamaya karar verdik." "Kaptan Riordan neler oluyor?" diye atld Francesca. "Bizi nereye gtryorsunuz?" "Sizin zeki olduunuzu sylemilerdi," dedi kaptan pilot. "Bizim arkada uak hakknda vnmemeliydi." Sigarann dumann burnundan fledi. "Haklsnz. Miami'ye gitmiyoruz. Trinidad'a doru yol alyoruz." "Trinidad m?" "Gzel bir yer olduunu duymutum." "Hibir ey anlamyorum." "te byle sinyorita. Sizi alanda bir karlama komitesi bekleyecek. Kim olduklarn sakn sormayn nk bilmiyorum. Yalnzca sizi oraya gtrmek iin bizi kiraladlar. Aslnda tereyandan kl eker gibi olup bitecekti. Size mekanik bir sorun ktn ve inmemiz gerektiini syleyecektik." "teki pilotlara ne oldu?" diye sordu Phillipo. "Bir kaza geirdiler," diyerek omzunu silkti Riordan. Sigarasn yere atp sndrd. "Durum byle bayan. Siz uslu durursanz, her ey yolunda gidecek. Sana gelince cavaleiro, patronlarnla ban derde girecei iin zgnm. imdi ikinizi de balayabilirim ama bu ua uuramayacanza gre, bir yaramazlk yapmaya kalkacanz sanmyorum. Bir ey daha var. Hadi ahbap kalk ve arkan dn." stnn aranacan sanan Phillipo itiraz etmeden yerinden kalkt. Francesca'nn uyars ok ge kald. Tabancann gm renkli kabzas bir kavis izerek yakn korumann sa kulann stne indi. Darbenin sesini adamn yere derken att lk bastrd. Francesca yerinden frlad. "Bunu niye yaptn?" diye kar kt. "Silahn aldn. Sana zarar veremezdi." "zgnm bayan. Kendimi gvenceye almam gerektiine inanrm." Riordan yerde yatan adam bir patates uvalym gibi zerinden atlad. "Kafasnda oluan bir atlak, bir adamn ban derde sokmasn nler. Duvarda ilkyardm kutusu var. Herhalde siz onu tedavi edene dek inmi oluruz." Elini kasketine gtrp selam verdi ve kokpite girip kapy kapatt. Francesca adamn yanna diz kp kuma peeteleri maden suyuyla slatt ve yarasn temizledi. Kanama duruncaya kadar yarann zerine bastrd. Alnndaki kesik yere antiseptik srd ve bir peeteye buz koyup imesini nlemek iin bann yan tarafna yerletirdi. Bunlar yaparken bir yandan da bulmacay zmeye alyordu. Fidye iin karld fikrini aklndan silmiti. Ancak Francesca'nn almalaryla ilgilenen biri bunca zahmete girebilirdi. stelik bu lgnca plan kuran her kimse, hazrlad raporla da yetinmemiti. Eer raporu ele geirmek isteseydi, laboratuvara girebilir ya da havalimannda bavulunu alabilirdi. Anlalan Francesca'nn bulgularn kendilerine anlatmasn istiyorlard. Yapt alma ylesine farkl, ylesine gizliydi ki, fen bilimleri normlarna uymadndan, imdiye dek kimsenin aklna gelmemiti. Olup bitenlerin hibir anlam yoktu! Bir iki gn sonra almalarnn sonucunu tm dnya lkelerine bedava olarak verecekti. Patent istemiyordu. Telif hakk peinde deildi. Hibir karl yoktu. Benlii fkeyle dolup tayordu. Bu acmasz insanlar, milyonlarn durumunu dzeltmesine engel oluyorlard. Phillipo inledi. Kendine geliyordu. Gzlerini krpt ve odaklamaya alt. "yi misin?" diye sordu Francesca.

"ok fazla ar hissettiime gre yayor olmalym. Oturmama yardm edin ltfen." Francesca omuzlarndan tutup, srtn koltua dayayp oturacak kadar dzelmesine yardm etti. Bardan bir ie rom ap dudaklarna yaklatrd. Phillipo bir yudum iti, midesinde durup durmayacan kontrol etti ve tekrar iti. Kusmadn fark edince glmsedi. "yileeceim. Teekkr ederim." Francesca gzlklerini uzatt. "Korkarm sana vurduklar zaman, gzln krlm." "Camlar numaral deil. Gzlk olmadan rahata grebiliyorum," diyerek koltuun zerine att. Gen kadnn yzne dikilen baklar - 15 hi de korkan birinin baklarna benzemiyordu. Sonra kokpitin kapsna bakt. "Ne kadar zaman baygn kaldm?" "Yaklak yirmi dakika." "yi, daha zaman var demektir." "Ne iin zaman var?" Elini ayak bileine doru uzatp ksa namlulu bir silah kard. "Eer dostumuz bana ba ars ektirmek iin acele etmeseydi, bunu da bulabilirdi," dedi ac bir glle. Phillipo artk bir yakn korumadan ok, dalgn bir profesr andran buruuk giysili adam deildi. Francesca'nn kapld rahatlama duygusu gerei anmsaynca yok oldu. "Ne yapabilirsin ki? Onlarda en az iki silah var ve biz bu ua uuramayz." "zr dilerim Sinyora Cabral. Size her eyi aklamamtm." Neredeyse sululuk duyarm gibi ekledi. "Gizli servise katlmadan nce Brezilya Hava Kuvvetleri'nde grev yaptm sylemeyi unuttum galiba. Ltfen ayaa kalkmama yardm edin." Francesca'nn dili tutuldu. Bu adam apkasndan baka tavanlar da karacak myd? Titreyen bacaklarnn zerinde dorulmasna yardmc olmak iin elini uzatt. Bir an sonra yepyeni bir g ve azim bedenini sard. Adam emirlerine herkesin itaat etmesine alkn bir tavrla, "Size ne yapacanz syleyene dek burada kaln," dedi. Kokpite doru gidip kapy at. Kaptan omzunun stnden bakt. "Hey bak, yaayan ller lkesinden kim kp gelmi. Sanrm sana yeterince sert vurmadm." "kinci frsatn olmayacak," dedi Phillipo. Silahn namlusunu Tek-sas'lnn kulann arkasna cann yakacak kadar serte vurdu. "Eer iinizden birini ldrrsem, teki yine de bu ua uurabilir. Kim lmek istiyor?" "Tanrm, silahn aldn sylemitin!" dedi Carlos. "Hafzan pek zayfm, cavaliero," dedi pilot sakin bir sesle. "Bizi vurursan, kim uuracak?" "Ben uururum cavaliero. zgnm pilot brvemi yanmda getir-medim. Szme gvenmek zorundasnz." Riordan ban evirince, korumann yzndeki souk gl fark etti. - 16 "Bir profesyonelle i yapmak konusunda sylediklerimi geri alyorum," dedi Riordan. "imdi ne olacak ahbap?" "iki silah da ver bana. Teker teker." Phillipo pilot' n uzatt iki silah kapya yaklam olan Frances-ca'ya verdi. "Yerinden kalk," diye emretti kabine doru gerileyerek. "Yavaa." Riordan yardmc pilotla gz gze geldi ve bedeniyle glgeleyerek eliyle bir hareket yapt. Yardmc pilot anladn belirtmek iin usulca gz krpt. Kaptan pilot grnmeyen bir tasmayla ekiliyormu gibi Philli-po'nun ardndan kabine girdi. "Gidip yzkoyun divana yatman istiyorum," dedi Phillipo silah adamn gsnden ayrmadan. "yi. Ben de biraz kestirmeyi dnyordum," dedi pilot. "ok naziksin dorusu." Francesca iki erkein geebilmesi iin yol verdi. Phillipo ndeki koltuklarn birinin altndan birka p torbas karmasn syledi. Bunlar kullanarak

kaptan pilotu balayacakt. Riordan tehlike yaratmayacak konuma gelince de, yalnzca yardmc pilotla baa kmas gerekecekti. Uan ii yaklak drt metreydi. Adamn gemesi iin Phillipo kenara ekilmek zorunda kald. Bu kk kabinde herhangi bir oyuna kalkmamas iin uyarrken, yakn mesafeden ate ettii takdirde skalamasnn olanaksz olduunu da belirtti. Riordan ban sallayarak kabinin arka tarafna doru yrd. Yardmc pilot ua sola doru yatrrken aralarnda birka santim boluk vard. Geri Riordan bu hareketi bekliyordu ama ne zaman gerekleeceini ya da ne denli iddetli olacan tahmin edememiti. Dengesini kaybedip bir koltuun zerine ylrken, kafasn blmenin kenarna arpt. Phillipo'nun ayaklar yerden kesildi ve kabin boyunca uup, Ri-ordan'n zerine kapakland. Pilot sa elini kullanp iri yumruunu yakn korumann enesine indirdi. Phillipo'nun gzlerinin nnde yldzlar akt ve neredeyse baylyordu, ama silahn elinden brakmamay baard. Riordan tekrar yumruk atmak iin harekete geince, dirseiyle savuturdu. - 17 Mavi Altn / F: 2 Her ikisi de dvmeyi sokaklarda renmiti. Phillipo, trnaklarn Riordan'n gzlerine sokmaya alrken pilot da elinin kenarn diledi. Phillipo dizini pilotun kasna tm gcyle indirdi. Adamn az alnca kafasn ani bir hareketle ne eip burnunun zerine vurdu ve kemiini krd. Bu noktada kavgann galibi saylabilirdi ama yardmc pilot ayn anda ua serte saa dndrd. ki erkek kar taraftaki koltuun zerine savruldu. imdi Amerikal stteydi. Phillipo, tabancann namlusuyla pilotun kafasna vurmay denedi ama Riordan iki eliyle bileinden kavrayp, ynn deitirdi. Phillipo ok glyd ama bylesine bir saldrya kar koyacak kadar baarl deildi. Silahn namlusu midesine doru indi. Pilot iki eliyle silah tutmu, parmaklarndan syrmaya abalyordu. Phillipo silahna sahip kmaya alt. Neredeyse baaryordu, ama Riordan'n burnundan akan kan eline bulap tutmasn gletirdi. Pilot son bir abayla tabancay avucundan almay baard ve tetii ekti. Bouk bir ses kt ve mermi gsne saplanrken Phillipo'nun bedeni bir an kaslp gevedi. Yardmc pilot ua doru dzeye getirdi. Riordan ayaa kalkt ve kokpite doru sendeleyerek yrmeye balad. Bir terslik olduunu hissederek geri dnd. Ardnda brakt tabanca yakn korumann gsne dayal duruyordu. Phillipo ate edebilmek iin silah sabit tutmaya abalyordu. Riordan yaral bir gergedan gibi saldrd. Tetik ekildi. lk mermi omzuna sapland ama hzn kesmeye yetmedi. Phillipo'nun beyni ld ama parma tetii iki kez daha ekti. kinci mermi Riordan'n kalbine isabet edip annda ldrd. ncs ise bambaka bir yne gitti, daha kaptan pilotun bedeni yere ylmadan, Phillipo'nun elindeki tabanca parmaklarnn arasndan kayp dt. Kabinin bir tarafnda balayp teki tarafnda devam eden mcadele ancak birka saniye srmt. Koltuklarn arasna savrulan Fran-cesca, kanlar iindeki pilot, kokpite doru giderken yerinden kprdamamt. Kurun sesleriyle olduu yerde biraz daha bzlmt. Dikkatle ban koltuklarn arasndan uzatnca pilotun hareketsiz yatan bedenini grd. Phillipo'nun yanna srnerek gitti ve kanl par- 18 maklarnn arasndan kayan silah alp kokpit kapsna doru dnd. Korkuya kaplmayacak kadar fkelenmiti ve fkesi birdenbire oka dnt. Yardmc pilotun kafas nne dmt ve ancak emniyet kemeri bal olduundan koltuunda oturuyordu. Kabinle kokpit arasndaki blmede bir delik alm ve kurun pilot koltuunun arkaln da delip gemiti. Phillipo'nun nc at. Francesca adam yerinde dorulttu ve inlemesi henz hayatta olduunu kantlad. "Konuabiliyor musun?" Carlos'un gzleri yuvalarnda dnd ve bouk bir sesle, "Evet," dedi. "yi. Kurun sana isabet etti ama ldrc bir yara aldn sanmyorum," diye yalan syledi Francesca. "imdi kanamay durdururum." ilkyardm kutusuyla geri dnerken, bir acil servisin travma birimine gereksinimi olduunu dnyordu. Yardmc pilotun srtndan yere akan kann oluturduu glc grnce neredeyse baylacakt. Srtna yerletirdii sarg bezleri bir

anda kpkrmz kesildi ama belki de kan kaybn bir lde azaltt. Bunu anlayabilmek olanakszd. Tek bildii, adamn lmekte olduuydu. Korkulu gzlerle ekranlara bakarken, tek kurtulu umudunun, adm adm lme yaklaan adam olduunu fark edip adeta dondu kald. Onu hayatta tutmaya abalamak zorundayd. Rom iesini getirip yardmc pilotun dudaklarna yaklatrd. ki bir yandan enesinden akyordu ama boazna giden birka yudum bile ksrmesine neden oldu. Biraz daha rom istedi. Yksek alkol solgun yanaklarna renk verirken, donuk gzlerine de yaamn canll geri geldi. Francesca dudaklarn adamn kulana yaklatrd. "Bunu uurmak zorundasn," dedi sakin bir sesle. "Tek ansmz bu." Bylesine gzel bir kadnn bu kadar yaknnda durmas Carlos'a gereken enerjiyi vermi gibiydi. Donuklam baklar canland. Ban sallayarak titreyen elini doruca Rio'daki trafik kontrolne bal olan telsize gtrd. Francesca kaptan pilot koltuuna oturup kulakl tak- 19 t. Trafik kontrolrnn sesi duyuldu. Carlos ona bakarak gzleriyle yardm diledi. Francesca konumaya balayp iinde bulunduklar durumu anlatt. "Ne yapmamz nerirsiniz?" Dehet verici bir sessizlikten sonra ses tekrar duyuldu. "Derhal Caracas'a ynelin." "Caracas ok uzak," diye hrldad Carlos, konuabilecek enerjiyi toplaynca. "Daha yakn bir yer olmal." Birka sessiz dakika daha geti. "Caracas dnda, bulunduunuz noktadan yaklak iki yz mil uzakta kk bir pist var. Aletle ini yapamazsnz ama hava mkemmel. Ulaabilir misiniz?" "Evet," dedi Francesca. Yardmc pilot gcnn son krntlaryla San Pedro'daki alann uluslararas tanm kodunu uu bilgisayarna girdi ve verilere dayanarak uak dne geti. Carlos'un dudaklarnda uuk bir gl dolat. "Size bu uan kendi kendine utuunu sylememi miydim, sinyora?" Uykusunda konuurmu gibi bir hali vard. Kan kaybndan zayf dt belliydi. Ksa bir sre sonra herhalde kendinden geecekti. ' "Kimin uurduu umurumda deil," dedi Francesca serte. "Yalnzca bizi yere indir yeter." Carlos ban sallad ve yedi yz metreye inmek iin bilgisayara otomatik ini emrini verdi. Uak ar ar bulutlardan syrld ve yeil ayrlar grnd. Topra grmek Francesca'y hem rahatlatm, hem de rktmt. Carlos birdenbire bedeninden elektrik akm gemi gibi titreyince, gen kadnn korkusu biraz daha artt. Yardmc pilot kadnn elini smsk tuttu. "San Pedro'ya kadar gidemeyiz," dedi Carlos slak bir tkrd gibi kan bir sesle. "Gitmek zorundasn," dedi Francesca. "Olanaksz." "Lanet olsun Carlos, sen ve arkadan bamz bu derde soktu. imdi de sen bizi buradan kurtaracaksn." Bo bir glle bakt yzne. "Ne yapacaksnz sinyora, beni vuracak msnz?" - 20 Francesca'nn gzleri alev alev parlyordu. "Eer bu ua yere in-diremezsen, vurmu olmam yeleyeceksin." Carlos ban sallad. "Acil ini yapacaz. Tek ansmz bu. Bir yer bulun." Kokpitin penceresinden yamur ormanlarnn yeillii grnyordu. Aalarn tepesine bakarken, Francesca snrsz bir brokoli tarlasnn stnden geiyorlarm duygusuna kapld. Gzleriyle yeil rty bir kez daha tarad. Umutsuz bir durum. Bir dakika. Gne parlak bir yzeyden yansyordu. "u ne?" diye sorup iaret etti. Carlos otomatik pilotu devreden karp kontrol ele ald ve bir elaleden yansyan gnein klarna doru dndrd. Kysnda sar ve kahverengi tarlalarn yer ald, kvrm kvrm akan bir dere grnd. Neredeyse otomatik hareketlerle uaa kumanda eden Carlos, aadaki akln zerine ulat ve saa dnmek zere ua otuz derece yatrd. Kanat flaplarn

aarak sert bir sa dnle inie hazrland. Alt yz metrede uuyorlar ve inmeye hazrlanyorlard. Hz azaltmak iin flaplar tmyle at. "ok alak," diye homurdand. Aalarn tepeleri hzla yaklayordu. Umarszlktan doan insanst bir gle uzanp gaz kolunu itti ve kazand gle uak ykselmeye balad. Gitgide netliini yitiren baklaryla son inii nasl yapacan hesaplamaya abalad. Neredeyse bir posta pulu byklnde gzken minicik, eri br bir tarlaya ineceklerdi. Saatte yz altm mille uuyorlard. Srat ok yksekti. Grtlandan bouk bir hrlt ykseldi. Ba omzuna doru dt. Azndan kan fkrd. Direksiyonu smsk tutan parmaklar artk ie yaramaz bir biimde kvrlmt. Son dakikalarda ua kontrol edebilmesi yeteneklerinin bir gsterisiydi. Kk uak dengesini bozmadan, dmdz yere indi ve topraa deince, suyun stnde kaydrlan bir ta gibi birka kez zplad. Gvdesi topraa dokunduu anda metallerin l neredeyse kulaklar sar ediyordu. Uakla toprak arasndaki srtnme biraz olsun yavalatmt ama yine de saatte yz milden daha hzl gidiyor ve - 21 gvdesi bir pU||u/ ba gibi topra yaryordu. Kanatlar krld, yakt tanklar patlac)|. terenin bir kvrmna doru ilerlerken ardnda siyah ve turuncu ren A e ;fr alev topu brakt. Otlarla Ka A , s#t topran yerini derenin kysndaki yumuak amur almasayd, uggn gvdesi herhalde parampara olacakt. Kanatlar ayrlm, v-e beyaz gvdesi amur iinde kalm uak, batakla gmlmeye 3| san dev bir solucana benziyordu. amurun zerinde de biraz Kay A v sarslarak durdu. Ani durula uu aygtlarnn olduu panele clOrLJ .avrulan Francesca ban arparak bayld. Yanan otl A nn hrts, dere suyunun krts ve scak metalin dokunduu sudan y Iselen buharn tslamas dnda bir ses duyulmuyordu. ok gen~ieden ormann iinden hayaletleri andran glgeler belirdi. Tpk durri;3n |<dar sessiz, uan paralanm gvdesine yaklatlar. - 22 I San Diego, Kaliforniya, 2001 Pasifik kysnda Encinitas'n batsnda, San Diego'daki tm yelkenli ve motorlu tekneleri kapsayan filonun en grkemli teknesi olan Nepenthe demir atm, hafif hafif sallanyordu. nce zarif izgileriyle, bir mzrak gibi uzanan pruvas, genileyen kyla altm be metrelik Nepenthe, ince beyaz porselenden yaplm gibiydi. Kusursuz biimi ve parlak boyasyla Kaliforniya gneinin altnda gz alyordu. Bandan kna kadar rengrenk bayraklar esintide sallanyordu. Uuan balonlar ara sra iplerinden kurtuluyor ve masmavi ge ykseliyordu. Yatn olduka geni, ngiliz mparatorluk stili salonunda bir yayl alglar drtls, tam ortadaki kaln bacakl maun masann evresine toplanp ktlktan kmasna, pte, beluga havyar ve karides tkman, siyahlara brnm Hollywood nllerine, iko politikaclara, yakkl televizyon sunucularna Vivaldi'den bir para almaktayd. Darda, gnein 'stt gvertede, tekerlekli sandalyelerinde oturan ya da koltuk deneklerine dayanan ocuklar temiz havay ilerine ekerek sosisli sandvilerini ve hamburgerlerini kemiriyorlard. Yanlarnda ise bir ana tavuu andran elli yalarnda gzel bir kadn vard. Gloria Ekhart'n biimli dudaklarn ve peygamber iei mavisi gzlerini, filmlerini ya da televizyondaki dizilerini izlemi olan herkes yakndan tanrd. nl aktristin tm hayranlar gvertede tekerlekli sandalyesiyle dolaan illi yzl gzel kz Elsie'yi de tanyorlard. Ekhart hretinin zirvesindeyken servetini ve zamann kendi kzna benzeyen - 23 ocuklara yardmc olmak iin mesleini brakmt. Salonda Dom Pe-rignon ampanyalarn yudumlayan varlkl konuklara biraz sonra Ek-hart Vakf iin czdanlarna davranmalar sylenecekti. Halkla ilikiler konusunu iyi bilen Ekhart, bu nedenle dzenleyecei parti iin Nepenthe yatn kiralamt. 1930 ylnda Glasgow'daki G.L. Watson Tersanesi'nden suya indiinde, denizlere alm en zarif motorlu yatlardan biri olarak kabul edilmiti. lk sahibi olan ngiliz soylusu, btn bir gece sren

poker oyununda yatn, kumara, uzun sreli partilere ve ya kk artist adaylarna dknl ile tannan bir Hollywood yapmcsna yitirmiti. Birka kez yatla pek yakndan ilgilenmeyen yeni sahiplerin ellerinden getikten sonra balk teknesi olarak kullanlmaya balamt ve sonunda l balk ve yem kokulary-la dolu olarak bir kalafat yerine terk edilmiti. Silicon Vadisi zenginlerinden biri tarafndan kurtarlnca da, tekneyi bugnk haline getirmek iin harcanan milyonlarca dolar geri alabilmek iin Ekhart'n vakf yararna verdii partiler gibi etkinliklere kiralanmaya balamt. Mavi blazer ceketinin st cebinde resmi yar hakemi olduunu gsteren bir arma bulunan adam drbnn Pasifik Okyanusu'nun yeil boluuna dikmiti. Gzlerini ovalayp drbn tekrar yerletirdi. ok uzaklarda yeil suyun mavi gkle birletii noktada incecik beyaz dumanlar seilebiliyordu. Drbn indirip zerine bir plastik trompet yerletirilmi olan basnl kutuyu eline ald ve dmesine bast. Honk... honk... honk... Klaksonun sesi, denizin zerinde iftleme l atan bir erkek kazn sesi gibi yankland. Tekneler sinyali duydu. Zillerin, anlarn, slklarn grlts ortala yayld ve a martlarn haykrlarn bastrd. Yzlerce izleyici heyecanla drbnlerini, kameralarn ellerine ald. Yolcular bir yandan tekine geerken tekneler tehlikeli bir biimde sallanmaya balad. Nepenthe'nin salonunda tknanlar son lokmalarn yutup ellerinde ampanya kadehleriyle dar ktlar. Elleriyle gzlerini glgeleyip, incecik dumanlarn horoz kuyruklar gibi kalnlamasn izlemeye baladlar. Rzgrlar fkeli bir ar srsnn vzltsn tar gibiydi. Nepenthe'\n yaklak yz metre zerinde uan helikopterdeki iriyar talyan fotoraf Carlo Pozzi, pilotun omzuna dokunup kuzey- 24 baty iaret etti. Suyun yzeyi grnmeyen bir sabanla srlyormu gibi birbirine kout beyaz izlerle blnmt. Pozzi emniyet kemerini kontrol etti, helikopterin kenarndaki kntya basp yirmi be kiloluk televizyon kamerasn omzuna yerletirdi. Deneyimli bir durula bedenini kamlayan rzgra kar koyup, kamerann gl merceini yaklaan izgilere dorulttu. Kameray soldan saa evirerek dnyann drtbir kesindeki izleyicilere denizde derin izler brakarak ilerleyen yar teknelerinin genel bir grntsn sundu ve grubun eyrek mil kadar nnde giden iki tekneye zoom yapt. Son srat ilerleyen teknelerin on be metrelik gvdeleri adeta yerekiminden kurtulmak iin abalyordu. En ndeki tekne parlak krmzya boyanmt ve yz metre kadar ardndan gelen ise bir altn klesini andryordu. Suyun zerinde gezmek yerine daha ok yldz savalarnda kullanlacak aralara benziyorlard. Dz gvdeli katamaran-larn burunlar bak gibi sivrilirken, motor blmelerinin st aerodinamik kanatlarla rtlmt. Gvdelerin gerisine doru birbirinin ei, F-16 kokpiti tipinde iki kumanda yeri oturtulmutu. Krmz teknenin sa tarafndaki kokpitte, gneten yanm yznde kararl bir ifadeyle oturan Kurt Austin, sekiz tonluk tekne beton sertliindeki suya vururken kendini darbelere kar hazrlamaya abalyordu. Kara tatlarndan farkl olarak teknenin bu darbeleri emecek amortisrleri yoktu. Her darbe teknenin gvdesinden geip Austin'i bacaklarndan dilerine kadar sarsyordu. Geni omuzlarna, gl kol kaslarna ve yz kiloluk bedenini koltua balayan be-noktal emniyet kemerine karn, kendini Michael Jordan'n srd bir basket topu gibi hissediyordu. Bir seksen be boyundaki kasl bedeninin tm gcn, ellerini kontrol aygtlar zerinde sabit tutmak ve tekneyi suyun yznde inanlmaz bir hzla kaydran turbo motorlara hz veren pedala basan sol ayan kmldatmamak iin harcyordu. Sol tarafta oturan Jose 'Joe' Zavala, direksiyonun zerine aban-mt. Eldivenli elleriyle smsk tuttuu siyah direksiyon, tekneyi doru ynde tutmaya yeterli olmayacak kadar kk gibi grnyordu. Tekneyi ynetmek yerine adeta hedefe kilitlenmek zorunda kaldn hissediyordu. Dudaklar kslm, renkli pleksiglas vizrn ardndan rz- 25 gr ya da dalga yksekliindeki deimeleri grebilmek iin dikkatle nne diktii iri kahverengi gzlerinin her zamanki duygusal baklar yok olmutu.

Teknenin burnunun srekli olarak inip kalkmas iini biraz daha gletiriyordu. Austin teknenin hareketlerini oturduu iskemleden denetim altnda tutmaya alrken, Zavala da ykselen ve alalan dalgalar elindeki direksiyondan hissediyordu. Austin iki kumanda merkezinin arasndaki iletiimi salayan mikrofondan seslendi. "Hzmz nedir?" Zavala dijital gstergeye bakt. "Bir yirmi iki." Baklar GPS aygtn ve pusulay dolat. "Tam rotadayz." Austin saatine bir gz atp sa bacana tutturulmu emaya bakt. Yz altm millik yar San Diego'da balyor, Santa Catalina Ada-s'nn evresinde iki keskin dn yapyor ve balang noktasna dnerken sahillerdeki binlerce izleyiciye soluk kesen grntler sergiliyordu. Son dne her an girebilirlerdi. Damlacklarla slanm camdan dar bakarken sa tarafa sralanm direkleri grd. Yelkenli tekneler! zleyicilerin oluturduu filo ak sularda geni bir yer tutuyordu. zleyicileri geince Sahil Koruma teknesinin yannda bekledii dn amandrasna ulaacaklar ve son etaba gireceklerdi. Sa omzunun stnden geriye doru bir bak atnca altn rengi tekneden yansyan fark etti. "Bir otuza kacaz," dedi Austin. Direksiyondan gelen sert darbeler dalga yksekliinin arttn gsteriyordu. Suyun zerindeki beyaz noktacklar inceleyen Zavala, rzgrn hzlandn anlamt. "kmal myz bilmiyorum," diye bard Zavala motorlarn sesini bastrmak iin. "Dalgalar artyor gibi. Ali Baba nerede?" "Neredeyse arka cebimize girecek." "imdi bir oyuna kalkmas lgnlk olur. Bence geride kalp imdiye dek yaptmz gibi dalgalarla boumay bize brakmal ve son etapta hzn arttrmal. Deniz ve rzgr kolayca kestirilemiyor." "Ali kaybetmekten holanmaz." Zavala homurdand. "Pekl. stersen bir yirmi bee k. Belki biraz geriler." - 26 Austin parmak ularyla dmelere dokundu ve hzlandklarn hissetti. Bir sre sonra Zavala'nn sesi duyuldu. "Bir yirmi yedi yapyoruz. yi gibi grnyor." Altn rengi tekne bir an geride kald ve aray amamak iin hzland. Austin yan tarafna siyah harflerle yazlm Flying Carpet (Uan Hal) adn rahata okuyabiliyordu. Kumanda merkezinde oturan kiinin yz renkli camdan grnmyordu ama sakall, Omar Sharif benzeri gen adamn aznn kulaklarnda olduundan emindi. Dubai'li bir otel imparatorunun olu olan Ali Bin Said, dnyann en tehlikeli sporlarndan biri olan Class 1 Offshore motorlu tekne yarlarnn en sert rakiplerinden biriydi. Bir yl nce Dubai Duty Free Grand Prix yarnda neredeyse Austin'i yenmeyi baaracakt ve kendi bahesinde yar yitirmek zellikle ar gelmiti. Ali Carpet adl teknesinin ikiz Lamborghini motorlarn glendirmiti. Geri Red Ink de baz gelimelerle birka mil daha hz kazanabiliyordu ama Austin, Ali'nin teknesinin kendisine en yakn rakip olduunu biliyordu. Yar ncesi brifingde Ali akac bir sesle, Austin'i, teknesinin yolundaki dalgalar etkisiz hale getirmek iin Ulusal Sualt ve Denizcilik Kurumu'nu greve armakla sulamt. NUMA'nn zel Grevler Ekibi bakan olarak Austin, koskoca kuruluun tm olanaklarn istedii gibi kullanabilirdi. Ama on birinci yzyln banda ngiltere ve skandinavya kralln birlikte yrten Byk Canute'un roln stlenmek istemedi. Ali'yi yalnzca stn motor gcyle deil, NUMA'da birlikte alt arkadayla tam bir ekip almas sergileyerek yendi. Koyu renk cildi, dmdz arkaya tarad kaln siyah salaryla Za-vala, Acapulco'nun lks otellerinden birinin mdr gibi grnyordu. Dudaklarndaki hi deimeyen glmseme, lise yllarnda ortasklet boksr olarak kazand ve NUMA grevlerinin keskinletirdii azmini glgeliyordu. Arkada canls, tatl dilli bir gemi mhendisi olan Zava-la, binlerce saat helikopter, kk jet uaklar ve turbo motorlu hava tatlar kullandktan sonra rahata bir yar

teknesinin kokpitine otura-biliyordu. Austin'le birlikte ince ayarl bir motorun hi amaz parala- 27 rym gibi alp, hakem yeil start bayran kaldrd anda yarn kontroln eline alyordu. Yara en ideal yerde balamlar ve start izgisini saatte yz otuz mil hzla gemilerdi. Teknelerin tm balama noktasndan son hzla frlamt, iki zorlu rakipleri daha birinci turda motorlarn patlatm, bir tanesi belki de yarn en tehlikeli noktas olan birinci dn amandrasnda takla atm ve dier tekneler iki liderin ardnda kalmt. Dier-'eri sanki yapkan kda taklm uamayan sineklermi gibi Red Ink yanlarndan geip gitmiti. Yalnzca Flying Carpet onun hzna eriebiliyordu. Catalina Adas'ndaki ilk dnte Zavala tekneyi amandraya ok yakn geirmeyi baarp Ali'nin teknesini aktan gemeye zorlamt. O dakikadan bu yana Flying Carpet onlar yakalamaya abalyordu. imdiyse adeta kanatlanm gibi neredeyse Red Ink'e yaklamt. Austin, Ali'nin daha sert denizde daha iyi alan kk pervaneyi taktrdn biliyor ve kendi teknesindeki sakin sularda baarl olan byk pervaneyi deitirmi olmay istiyordu. Anlalan Ali hava raporuna kulak vermek yerine nsezilerine daha fazla gvenmiti. "Hz biraz daha ykseltiyorum!" diye bard Austin. "u anda bir krk yapyoruz," diye haykrd Zavala. "Rzgr kt. Eer yavalamazsak havalanrz." Austin de yksek hzn riskli olduunu biliyordu. Katamaran suyun zerinde neredeyse hi srtnme direnci grmeden uar gibiydi. Dalgalarn stnden amalarna yardmc olan tekne dizayn ayn zamanda rzgrn gvdenin altna girip uurtma gibi havalanmasna ve daha kts takla atmasna yol aabilirdi. Flying Carpet gitgide yaklayordu. Austin'in parmaklar dmelere hafife dokundu. Kaybetmekten nefret ederdi. Hrnlyla birlikte suyun altndaki mercanlar artran gzlerinin rengini ve futbolcu fiziini babasndan almt. Bir gn bu huyu lmne neden olacakt ama bugn deil. Hz biraz azaltt. Bu manevra belki yaamlarn kurtarabilirdi. Beyaz kpkl bir metrelik bir dalga burnun sol tarafndan yaklarken neredeyse stlerine atlayacak gibi grnyordu. Zavala dalgaA S nn geliini grd, kurtulmak iin dua etti ama zamanlamann yanl olduunu da fark etti. Dalga bir kedinin penesi gibi katamarnn bir tarafn yakalad ve Red Ink dnerek havaya frlad. Zavala inanlmaz bir refleksle, buzda kayan bir arabann srcs gibi direksiyonu dn ynne evirdi. Tekne yan olarak suya dald, kokpitler bir an dalgann altnda kald ve biraz sendeleyip dzeldi. Ali nce hzn kesti, nndeki teknedekilerin iyi olduunu fark edince tedbiri elden brakp motorlara gaz verdi. Biti izgisine Austin'den olabildiince nde ulamak istiyordu. Deneyimli yar arkada Hank Smith'in tlerini kulakard edip, teknesini snrna kadar zorlad. Teknenin kndan ykselen sular bir horoz kuyruu gibi yzlerce metre havaya fkrd ve ifte pervane denizin yzeyinde geni ve derin izler brakt. "zgnm," diye seslendi Zavala. "Dalgaya yakalandk." "yi kurtulduk. kincilie oynayalm." Austin dmelere bast ve motorlar adeta lk atarak ndeki teknenin peine takld. Helikopterdeki talyan haberci ndeki teknelerin yer deitirdiini fark etmiti. Helikopter geni bir daire izerek tekrar yarlarn zerine geldi. Pozzi izleyicilerin nnden yldrm gibi geen teknenin San Diego'ya ynelmeden nce son amandray dnn kameraya almak istiyordu. En iyi kareyi saptamak iin dikkatle aaya baknca, suyun yznde kk dalgalarn byk, siyahms bir nesneye arptn grd. Bir k oyunu mu? Yoo hayr, kesinlikle orada bir ey vard. Pilota seslenip aasn iaret etti. "Nedir bu?" dedi pilot. Pozzi kameray ayarlayp zoom yapt. "Bir balena," dedi objektiften grnen nesneye bakarak. "Tanr akna, ngilizce konu."

"Nasl diyorsunuz? Bir balina." "yle mi?" dedi pilot. "Herhalde g ediyordur. Endielenme. Teknelerin grltsn duyunca suya dalacaktr." - 29 "Hayr," diyerek ban sallad Carlo. "Sanrm lm. Hi kprdamyor." Pilot daha iyi grebilmek iin helikopteri biraz dndrd. "Haklsn. Bir tane daha var. , yoo hayr drt tane saydm. Lanet olsun! Her delikten bir tane daha kyor." Derhal telsizi altrd. "San Diego Sahil Gvenlik. Yar alanndaki helikopterden aryorum. Acil durum\" Telsizden bir ses duyuldu. "Cabrillo Burnu Sahil Gvenlik. Devam edin." "Yar rotasnda balinalar var." "Balina m?" "Belki, belki de bir dzine. Sanrm lmler." "Tamam," dedi telsizci, "amandradaki tekneye kontrol etmesini syleyeceim." "ok ge," dedi pilot. "Yar durdurmak zorundasnz." Gergin bir sessizlikten sonra tekrar telsizcinin sesi duyuldu. "Tamam. Deneyeceiz." Bir dakika sonra merkezden gelen emirle Sahil Gvenlik teknesi dn amandrasndan ayrld ve turuncu renkli iaret fiekleri mavi ge doru ykselmeye balad. Ali ne fiekleri ne de ok ge olana dek tam yolunun zerindeki gri nesneyi fark etti. Direksiyonu evirip birincisiden syrld, ikincisini birka santim farkla atlatt ama ncden kurtulamad. Tekne dengesini yitirirken Hank'e gaz kesmesini haykrd. Hank'in parmaklar dmelere dokundu, suyun zerinde kayan tekne sakinleti. Ne var ki l balinaya arpt anda Flying Carpet hl elli mil hzla gidiyordu. Balinann iri gvdesi devasa bir balon gibi patlad. Tekne bir tarafna yatt, alabora oldu ve bir mucize gerekletirip tekrar dzeldi. Balarndaki kasklar Ali ile Hank'in nemli yaralar almalarn nlemiti. Kara bir sisin ardndan hareket eder gibi Ali direksiyona uzanp tekneyi dndrmeye alt, ama dmen hareket etmedi. Hank Smith kumanda aygtlarnn zerine ylm oturuyordu. Nepenthe'rin kaptanyla gvertede sohbet eden Gloria Ekhart korkuluun kenarndan eilip sordu. "zr dilerim kaptan. u altn sars tekne ne yapyor?" - 30 Flying Carpet yumruklardan sersemlemi, srtn dayayabilecei bir ke arayan boksr gibi sendeliyordu. Sonra suyun yzeyinde doruldu, hz kazand ve yatn tam ortasn hedefleyerek zerine gelmeye balad. Kaptan teknenin ynn deitirmesini bekledi. Panie kapldn belli etmeden gzel aktrisin yanndan ayrld ve kemerinden telsizini kard. Beynindeki bilgisayar altn renkli teknenin ne zaman yata arpacan hesaplamaya balamt. "Kaptan konuuyor," diye bard telsize. "Gemiyi derhal hareket ettirin!" "imdi mi efendim? Yar bitmeden mi?" "Sar msn? Derhal demir al ve gemiyi hareket ettir. imdi." "Nereye efendim?" Kurtulabilmeleri iin ok ufak da olsa bir olaslk vard ama geminin arks sanki yirmi soru yarmasna katlm gibi davranyordu. "leri doru," diye bard kaptan panikleyerek. "Yalnzca hareket ettir." Bu emri verirken bile ok ge kaldnn farkndayd. Yar teknesi yolun yarsna kadar gelmiti. Kaptan ocuklar yatn teki tarafna gtrmeye alt. Belki birka tanesi kurtulabilirdi. Yatn ahap gvdesi parampara olacak, yakt alev alev akacak ve birka dakika iinde denizin dibini boylayacaklard. Kk bir kzn tekerlekli sandalyesini gvertenin teki tarafna doru gtrrken, orada bulunanlara aynsn yapmalarn haykrd. Tepki gsteremeyecek kadar donup kalm olan Ekhart gzlerini bir torpido gibi stlerine gelen altn rengi tekneden ayramyordu. Elinden gelen tek hareketi yapp kolunu kk kznn zayf omuzlarna sarp smsk gsne bastrd. - 31 2 Ali'nin teknesinin kontrolden kmas Austin'i hi artmad ama kazann olu biimini tam olarak zemedi. Flying Carpet kpkl dalgaya sert bir biimde

dalm, ismine uyum gstererek bir taraf tekinden daha yksek olarak havalanmt. Alak bir rampada iki tekerleinin zerinde giden akrobasi arabasna benzemiti. Birka tekne boyu mesafeyi adeta havada uarak alm, sular yararak denizin iinde bir an gzden kaybolmu ve tekrar yzeye kmt. Austin ile Zavala yz milin biraz altnda giderken gerideki gruptan epey ilerde olduklarn, deiken dalga ve rzgrla baa kacak kadar da yava ilerlediklerinin farkndaydlar. Denizin yzeyi kk ve orta byklkte dalgalarla kaplanmt, bir ksm dierlerinden daha uzundu ve ounluu beyaz kpkler iindeydi. Belki Beaufort leine gre deniz 12 kuvvetinde saylmazd ama grmezlikten de gelinemezdi. Tekneye takla attrabilecek ani dalgalara dikkat ederek ilerlemeyi srdrdler. Zavala Red Ink'e geni bir daire izdirdikten sonra yardma gereksinimi olup olmadn anlamak iin Ali'nin teknesine doru dndrmt. Bir dalgann tepesinden ap teki tarafa inerlerken, yar teknesinden daha uzun, gri renkli bir nesneye arpmamak iin ani bir hareketle yn deitirdi. Kurun renkli nesnelerin arasndan adeta sla-lom yaparak getiler. "Balinalar!" diye bard Zavala heyecanla. "Sanki her taraf kaplamlar." - 32 Austin hz yarya drd. Baka bir l balinann yaknndan geerken, yavrusu olabilecek byklkte bir baln daha hareketsiz yattn grdler. "Gri balinalar," dedi Austin aknlkla. "Neredeyse srnn tamam burada." "Hi de salkl grnmyorlar," dedi Zavala. "Bizim salmz da tehlikeye atyorlar," dedi Austin hz drrken. "Buras bir mayn tarlasna benziyor." Ali'nin teknesi amaszca dalgalarn arasnda gezinirken pervanesi bota dnyordu. Birden ba ykseldi, k taraf batt ve uskur suya deince, Flying Carpet, av kpeklerinin peine takld bir tavan gibi yerinden frlad. Birdenbire hz kazand, dalgann zerine kt ve izleyici teknelerine doru yneldi. "Macho hombreV dedi Zavala hayranlkla. "Balinaya arpp syrlyor ve hayranlaryla tokalamaya gidiyor." Austin de Ali'nin halk selamlamaya gittiini dnyordu. Tekne altn bir ok gibi ak suyun zerinde tam hedefe kilitlenmi gibi uuyordu. Flying Carpet'm rotasn gzyle izen Austin, izleyici teknelerinin arasnda duran byk beyaz bir yatn ortasna doru ilerlediini hesaplad. Beyaz teknenin zarif izgileri eski, lks bir yat olduunu gsteriyordu. Gemi mhendislerinin zarafetle ilevsellii ahap gvdede nasl birletirdiklerini hayranlkla izledi. Baklarn tekrar Ali'nin teknesine evirince, daha da hz kazanp hi amayan bir izgide ilerlediini grd. Niin durmuyor ya da dnmyor? Austin yar teknesinin gvdesinin ok salam olduunu biliyordu ama uskurlar ve balantlar ortaya kmt. Eer balant erilmise, uskurlar kilitlenmi olabilirdi. yleyse? Kumanda mekanizmas kilitlenmi bile olsa, yapacaklar tek ey, motoru durdurmak olacakt. Eer yardmcs bunu yapamyorsa, yarn srcs elle kumanda edilen bir kol yardmyla motorlar durdurabilirdi. Tekne bir balinaya arparak kt bir darbe almt ama havalanp tekrar suya indii zaman yedii darbe daha da ktyd. Adeta betona arpm etkisi yapmt. Kasklarna ve emniyet kemerlerine karn Ali ve arkada iyice sarslm ya - 33 Mavi Altn / F: 3 da hareket yeteneklerini yitirmi olabilirdi. Tekrar yata baknca gvertedeki ocuklar fark etti. Aman Tanrm ocuklar! Yatn ii ocuklarla doluydu. Gvertede hareketlilik balad. Yar teknesinin stlerine doru geldiini grmlerdi. Yat demir alyordu ama korkun bir arpmadan kurtulabilmek iin kanatlanmas gerekirdi. "arpacak!" dedi Zavala korkudan arm bir sesle. Austin'in parmaklar adeta kendiliinden hareket etti ve dmelere dokununca, motorlar kkreyen Red Irk, bir ar tarafndan sokulmu bir yar at gibi ne frlad. Ani hareket Zavala'y habersiz yakalad ama direksiyonu smsk tutup, lgn gibi yatn zerine giden tekneye ynlendirdi. Birbirlerinin aklndan geenleri okuma yetenekleri katldklar birok NUMA grevinde hayatta

kalmalarn salamt. Austin biraz daha gaz verdi. Katamaran dalgalarn stne trmanp ak denizde hzla kaymaya balad. Flying Carpet'dan iki kat hzl gidiyor, belirli bir ayla yol alyorlard. Birka saniye sonra buluacaklard. "Rotay paralel tut ve yanna yakla," dedi Austin. "Ben seslenince onu sancak tarafna it." Austin'in beyni bir kenti aydnlatmaya yetecek kadar elektrik enerjisiyle yklyd. Red Ink bir dalgay yandan ald, havaland ve sert bir dle suya indi. Yat ar ar hareket ediyordu. Belki arpma noktasndan bir deiiklik olabilirdi ama fazla anslar yoktu. ki yar teknesi imdi yan yanayd. Zavala tm yeteneklerini sergileyip, yatn yaratt dalgalara karn Red lnk'\ olabildiince yaklatrd. Flying Carpet'\ biraz getiler ve onun hzna uyum gstermek iin gaz kestiler. Aralarnda ancak birka metre vard. Austin dnme ile hareket etme arasndaki bolukta yalnzca refleksleriyle kumanda ediyordu. Drt gl motorun kulaklar sar eden grlts mantkl dnme giriimlerine engel oluyordu. Adeta tekneyle birlemi, kaslar elie karm, pistonlarn millerin bir paras olmutu. Tekneler ezamanl hareket etmiyor, biri ykselirken, dieri alalyordu. Austin, Red Ink'in hzn ylesine ayarlad ki, birlikte yzen iki yunus gibi hareket etmeye baladlar. - 34 Yukar. Aa. Yukar. "imdi!" diye haykrd. ki teknenin arasnda ancak birka santim kalmt. Zavala direksiyonu saa krd. Son derece zor bir manevrayd. ok keskin dnerse gvdeler birbirine taklr ve belki de lmcl bir kucaklamayla havalanabilirlerdi. Tekneler birbirine arpp ayrlrken metal gvdelerin l duyuldu. Zavala kendi teknesini tekrar yaklatrd ve yerinde tuttu. Direksiyon ellerinden kamak iin rpnr gibiydi. Austin gaz verince motorlarn grlts dayanlmaz bir dzeye kt. Tekneler tekrar arpt. ok gl bir boay yola getirmeye benziyordu. Sonunda Flying Carpet ileri doru ivmesini yitirmeye balad ve saa doru dnd. Bir kez daha birbirlerinden ayrldlar. Oyuna iyice snan Zavala tekneleri tekrar arptrd. Aralarndaki a biraz daha geniledi. "Geri ka Joe!" Ali'nin teknesi yatn kn syran bir rotaya girdi ve izleyici teknelerine doru atld. Tekneler rzgrda uuan kuru yapraklar gibi dalmaya balad. Ali'nin teknesine birka kez arptktan sonra Red Ink'in bilardo masasndaki bir top gibi yolundan sapacan biliyordu Austin. Carpef'n rotasn deitirmek iin ne kadar uramalar gerektiini hesaplayamamt. imdi ise kendi teknesi hareket halindeki yata doru ilerliyordu ve arpmalarna birka saniye kalmt. Gvertedeki insanlarn korku dolu yzlerini grebiliyordu. Yat yetmi be mil hzla yol alyordu. Motorlar sustursa bile, Zavala ile birlikte Austin'i de eski yatn gvdesinden kazmalar gerekecekti. "imdi ne olacak?" diye haykrd Zavala. "Rotay bozma," diye bard Austin. Zavala iinden bir kfr savurdu. Austin'in kendilerini kt durumlardan kurtarma yeteneine gveniyordu ama bazen ortann davranlar hi de mantkl gibi gelmiyordu. Eer Zavala bu emrin intihar etmek anlamna geldiini dndyse bile, belli etmedi. gdleri direksiyonu evirip ansn denemesini sylerken, tam karlarndaki alt- 35 m be metrelik beyaz yat sanki yalnzca bir serapm gibi davranp, rotay bozmamak iin elinden geleni yapt. Darbeye kar kendini hazrlamak iin dilerini skp kaslarn gerdi. "Dal," diye emretti Austin. "Ban e. Dalgaya dalacam." Ban eip motorlara tam gaz verdi ve kanatklarla panjurlar kapatt. Bir teknenin, bir dalgay ap sonrakinin iine dt zaman oluan bu olaydan genelde kanmak gerekirdi. Dalgaya dalmann en kt biimine denizalt ad verilirdi, nk tekne son hzla dalgaya girince adeta bir denizalt oluverirdi.

imdiyse Austin bu sonutan kanmak yerine olumasn hesaplyordu. Yar teknesi keskin bir ayla burun st dalgaya girip bir porsuk gibi derine doru inerken soluunu tuttu. Kndaki motorlarn tm gcyle Red Ink, su st arac olmaktan kp bir denizaltya dnmt. Tekne hareket eden yatn altndan geti ama stnde yeterince mesafe olmadndan kumanda merkezlerinin kokpitleri paraland. nsan rperten slak bir gmbrt duyuldu. Yatn uskurlar balarnn ancak birka santim zerindeydi. Sonra katamaran yatn altndan tmyle geip teki yandan suyun yzeyine kt. ok byk ve krmz bir uan balk gibi suyu yararak havaya frlad ve motorlar morumsu bir bulut savurarak durdu. Teknenin gvdesi fillerin arlna dayanacak biimde ina edilmiti ama kokpitler daha zayft. Kumanda merkezlerinin pleksiglas stleri tmyle paraland. Tekne dalgalarla sarslrken oturduklar yere su dolmaya balad. Zavala yakkl, yank tenli yznde akn bir ifadeyle, azna dolan suyu pskrtp, "yi misin?" diye sordu. Austin kaskn karnca, neredeyse beyaz gibi grnen sar salar ortaya kt. Yatn pervanelerinin teknenin zerinde at izlere baknca lmden kl pay dndklerini fark etti. "imdilik canllarn dn-yasndaym," diye yantlad. "Ama sanrm Red Ink bir sualt teknesi olarak ina edilmemiti." Zavala suyun beline kadar ykseldiini hissetti. "Gemiyi terk etme zaman geldi." "Bunu bir emir olarak kabul et," dedi Austin emniyet kemerini aarken. Birlikte suya atladlar. Yarlara katlmak isteyenlerin derin suda - 36 yzme snavndan gemeleri artt. Daha Red Ink tmyle suya gmlmeden bir tekne yaklap onlar denizden kard. "Altn renkli tekneye ne oldu?" diye sordu Austin, kendilerini kurtaran teknenin orta yal pipolu sahibine. Adam herhalde yar izlemek iin San Diego'dan gelmi ve umduundan fazlasna tank olmutu. Piposuyla uzaklar iaret etti. "te orada. Herif tekneyi izleyicilerin arasndan geirdi. tekilere arpmamay nasl baardn bilmiyorum." "Onlara yaklaabilir miyiz?" "Sakncas yok," dedi adam dmeni Austin'e brakrken. Birka dakika sonra Flying Carpet'a yaklatlar. Kokpitlerin kapaklar akt. Ali'nin ban arpt yerden kan akyordu ve Hank de akamdan kalmaln atlatmaya abalayan bir ayya gibi grnyordu. "Yaral msnz?" diye seslendi Austin. "Hayr," diye yantlad Ali ama salk durumundan pek emin gibi grnmyordu. "Neler oldu?' "Bir balinaya arptnz." "Neye arptk?" Austin'in ciddi ifadesini grnce Ali'nin surat asld. "Sanrm yar kazanamadk," dedi zntyle. "Kendini kt hissetme," dedi Austin. "En azndan teknen denizin dibinde yatmyor." "zgnm," dedi Ali ve aklna gelen bir fikirle yz aydnland. "Yani sen de kazanamadn." "Tam tersine," dedi Austin. "Drdmz de yaayan en ansl insanlar olma dln kazandk." Ali bayla onaylad. "Allah'a kr," dedi ve bir saniye sonra bayld. - 37 3 Venezella Yamur Ormanlar Aalarn dallar gnein klarn engellediinden, durgun glcn siyah suyu olduundan daha derin grnyordu. Gamay Morgan-Trout, keke Venezella hkmetinin insan yiyen Orinoco timsahlarn vahi doaya sald haberini okumam olsaydm diye dnerek ince bedenini suya brakt. Biimli bacaklarnn gl darbeleriyle cehennem karanlnn iinde kayboldu. La Brea, Kaliforniya'daki katran ukurlarna gmlen tarih ncesi yaratklar da ayn duygulara kaplmt diye geirdi iinden. Stingray video kamerasnn ifte halojen lambasn yakp dibe doru yzd. Hafif akntyla sallanan spana andran bitkilerin zerinden geerken kalalarna bir eyin dediini hissetti.

Korkudan ok fkeye kaplarak arkaya dnerken eli kemerine takl bana uzanmt. Yzndeki maskeden ancak birka santim uzakta pembe tombul bir suratn ortasnda minik kara gzler ve uzun bir burun grnyordu. Baln burnu azarlayan bir parmak gibi ileri geri gidiyordu. Gamay elini ban knndan ekip, baln burnunu teye itti. "Biraz dikkatli ol!" Szckler hava borusundan grltl baloncuklar olarak boald. nce az dosta bir glmseme ile alnca keskin dili bir palyao suratna benzedi. Sonra nehir yunusu olduu yerde dnp aadan yukarya bakmaya balad. - 38 Gamay glnce kahkahas bir yanardan patlama ncesi homurtular gibi kt. Parmayla su yzne kmasna yardmc olacak dengeleme aygtnn vanasna bast ve birka saniye iinde kutudan frlayan yayl oyuncak gibi durgun yzeye ulat. imi hava balonuna yaslanp dilerinin arasndaki azl kard ve glmeye balad. Paul Trout metrelik ime Bombard botun iinde biraz ilerde oturuyordu. yi bir dalg yardmcs grevini stlenerek karsnn suyun altndaki hareketlerini hava baloncuklarndan izlemiti. Bir anda onu karsnda nee iinde grnce armt. Takmad yakn gzlklerinin zerinden bakarm gibi klasik pozuyla ban emi ona bakyordu. "yi misin sen?" diye sordu iri ela gzlerini krparak. "ok iyiyim," dedi Gamay ama iyi olmad belliydi. Paul'n yzndeki akn ifade kahkahalarn biraz daha arttrd ve su yutunca ksrmeye balad. Kahkahadan glerken boulmak fikri aklna gelince glmesi daha da fazlalat. Dalg aygtnn azln tekrar dilerinin arasna yerletirdi ve Paul ime botu yaklatrp elini uzatt, "iyi olduundan emin misin?" "Evet iyiyim." Kendini toplad ve azl kard. Islak bir kpek gibi birka kez ksrd. "Bota ksam iyi olacak." ime botun kenarna tutunup dalma ara gerecini uzatt ve Paul aaya eilip karsnn altm kiloluk bedenini kolayca yukar kard. Taba rengi ortu, omzunda apoletleriyle askeri tip gmlei ve geni kenarl poplin apkasyla Victoria dneminin Kifler Kulb'nden kam birine benziyordu. Boynunda, Adem elmasnn altnda tropik bir kelebek gibi duran nesne ise takmay ok sevdii papyonlarndan biriydi. Bir petemaln resmi giysi sayld, Venezella'nn yamur ormanlarnn derinliklerinde bile giyimine zen gstermeyi ihmal etmezdi. Gz alc giyim tarz, Cape Cod'daki balklk gnlerinden kalma ldrc fiziksel gcn maskeliyordu. Avularndaki nasrlar yok olmutu ama balk kasalarn tamakla edindii kaslar, jilet gibi tlenmi giysilerin altnda varln srdrd gibi bir doksan belik bedenini en iyi ne ekilde kullanacan da ok iyi biliyordu. "Derinlik lei suyun yalnzca on metre olduunu gsterdiine gre, ar neenin nedeni herhalde nitrojen fazlasndan kaynaklana-maz," dedi her zamanki analizci yaklamyla. - 39 Gamay omuzlarna kadar inern koyu krmz salarndaki tokay kard. Zaten salarnn renginden dolayl, arap uzman olan babas, Beaujolals araplarnn imal edildlij zmlerin cinsini ona ad olarak vermiti. "Konuyu derinliine anlayan bir gzlemcisin hayatm," dedi Gamay salarnn suyunu aktrken. "Sinsice hareket ettiimi sandm anda birinin bana sinsilik ettiini gccirdm iin glyordum." Paul gzlerini krpt. "ok rahatladm. Her ey aka anlalyor. Sinsilik etmek bana kalrsa..." Gamay gzel bir glle yantladi- "u Cyrano denilen yunus arkamdan yaklap beni burnuyla djrtt." "Onu sulu bulamam," derkern Gruche Mao<' artran bir biimde kalarn kaldrm karsnn Vcudunu szyordu. "Annem beni papyon takp, Siglann ortadan ayran erkekler konusunda uyarmt."

"Sana hi Lauren Hutton'a benzedii sylemi miydim?" dedi Paul hayali bir purodan bir nefes ; ekerek. "Ayrca n dilerinin arasnda seksi bir boluk olan kadnlar n bana ok ekici geldiini biliyor muydun?" "Bahse girerim bunlar grdrn tm kzlara sylyorsun," dedi Gamay sesine Mae VVest'i andran bir boukluk katarak. "Buna karlk Cyrano'nun sevgiyle dolu dokunu; undan bilimsel bir sonu kardm." "Yani burun fetiin mi var?" Ciddi bir tavrla kalarn kaldrlp Kocasna bakt. "Hayr, belki olabilir ama konu farkl. Nehir yunusla rnfl tZlu sularda yaayan akrabalarna oranla daha ilkel dzeyde gelitiklerini rendim. Ama buna karn onlar da zeki, oyun oynamaln seviyor ve gl bir mizah duygular var." "Eer rengin pembe ve gri ol A ayc'. yzgelerinin ucunda aka parmaa benzeyen uzantlar bulurr-say A 1. kafan da ekli bozulmu bir kavuna benzeseydi, senin de gl l bir mizah duygusuna gereksinimin olurdu." "Bir derin deniz jeolouna gr<-~e pk de kt bir biyolojik gzlem saylmaz." - 4K-0"Yardmc olabildiime sevindim." Bu kez kocasn dudaklarndan pt. "Burada olmana gerekten ok seviniyorum. stelik nehrin profilini karmak iin bilgisayarda az m uratn. Aslnda iyi bir deiiklik oldu. Bir bakma eve dneceimiz iin zlyorum." Paul evresindeki dinginlie bakt. "Dorusu ben de holandm. Buras bir ortaa katedraline benziyor. Geri ilerinden bazlarnn karmla bu kadar yakn olmasn sevmiyorum ama hayvanlar da olduka elenceliydi." "Cyrano ile aramzda yalnzca platonik bir iliki var," dedi Gamay kibirli bir ifadeyle enesini havaya dikerek. "Ona bir kyak yapmam istedii iin dikkatimi ekmeye alyordu." "Kyak m?" "Bir balk vermemi istiyor." Krekle botun kenarna vurunca, bulunduklar glcn nehre kart yerde bir hareketlenme oldu ve pembemsi-gri renkli, srtnda uzun bir solunga olan yunus bota doru yaklat, evresinde dnd ve hava deliinden aksrr gibi bir ses kard. Gamay balk paralarn suya atnca ince uzun az yzeye kt ve alkla yiyeceklere saldrd. "Yunuslarn arlara yant verdii konusundaki destans ykleri kantlam olduk. Yerel balklara av iin yardmc olduklar konusunda bize anlatlanlara inanmaya balyorum." "Ayrca kendisine yiyecek vermen iin Cyrano'nun seni ok iyi eittiini de kantlyorsun." "Doru ama bu yaratklarn aslnda tuzlu su yunuslarnn gelimelerini tamamlamam bir tr olmalar gerekiyor. Bu nedenle fiziksel geliimlerinden nce beyinlerinin gelimi olmas da bana ilgin geliyor." Birka dakika botun evresinde dolaan bal izlediler ve havann karardn fark ederek geri dnmeye karar verdiler. Gamay dal takmlarn yerletirirken, Paul dtan takma motoru altrd ve glckten ar ar akan nehre doru ilerlediler. Mrekkebi andran suyun rengi ak yeile dnverdi. Yunus da bir sre botu izledi ama baka balk verilmeyeceini anlaynca bir sava ua gibi - 41 hzla uzaklat Bir sre sonra nehrin kysndaki sk orman yerini bir akla brakt. spanyol smrge tarz beyaz boyal, dik kiremit atl evin evresine yaylm sazl daml kulbeler grnd. Kk iskeleye botu balayp eyalarn aldlar ve pelerinde gevezelik eden yar plak bir grup kzlderili ocukla birlikte beyaz eve doru yrdler. rktc grnl spanyol-Kzlderili kkenli khya kadn elindeki sprgeyi bir sava baltas gibi sallayarak ocuklar uzaklatrd. Altm yalarnda, gm rengi sal, n ilemeli beyaz bir gmlek, keten pantolon ve el yapm sandaletler giymi olan adam alma masasndaki iini brakp ayaa kalkt. Gelenleri mutlulukla karlad belli oluyordu. "Sinyor ve Sinyora Trout. Sizi grdme sevindim. Umarm almalarnz iyi gitmitir."

"ok iyi gitti Dr. Ramirez, teekkrler," dedi Gamay. "Yunuslarn davranlarnn baka noktalarn da snflandrmay baardm. Paul de nehrin bilgisayardaki model almasn tamamlad." "Benim iim ok kolayd," dedi Paul. "Amazon havzas projesindeki aratrmaclara Gamay'in buradaki almalarn bildirip LandSat uydusunu bu yne evirmelerini istemem yeterli oldu. Bilgisayardaki uram eve gidince bitirebilirim ve Gamay de bunu habitat analizleri arasnda kullanabilir." "Gideceiniz iin zgnz. Bu kadar kk bir aratrma iin NU-MA'nn bize uzmanlarn gndermesi dorusu byk bir kibarlkt." "Bu nehirler, bitki rts ve hayvan yaam olmasayd, okyanuslarda hi yaam olmazd," diye yantlad Gamay. "Teekkr ederim Sinyora Gamay. Buradaki son gecenizde sizi ok takdir ettiimi belirtmek iir zel bir yemek hazrladm." "ok naziksiniz," dedi Paul. "Hemen eyalarmz toplayalm da malzeme teknesini karmayalm." "Ben olsam acele etmem," dedi Ramirez. "Tekne her zaman gecikir." "Bize gre hava ho," diye yantlad Paul. "Sizin almalarnz hakknda daha fazla konuabiliriz." Ramirez kkrdad. "Kendimi inzivaya ekilmi birine benzetiyorum. Botanik bilimini hl eski yntemlerle srdryorum. Bitkileri ke- 42 siyorum, kurutuyorum, kyaslyorum ve hi kimsenin okumad raporlar yazyorum." Birden yz aydnland. "Bizim nehir yaratklarnn sizler kadar iyi dostlar hi olmamt." "Belki de almalarmz yunuslarn yaam blgelerinin evresel tehdit altnda olduunu gsterecektir. Bylece bu konuda baz nlemler alnabilir," dedi Gamay. Ramirez zntyle ban sallad. "Latin Amerika'da birilerinin cepleri doldurulmadka hkmet ileri ok ar yrr. ok deerli projeler bile batakla gmlp kaybolur." "Aynen bizdeki gibi. Bizim dipsiz batakla da Washington D.C. ad verilir." Yaplan akaya glerlerken khya kadn yannda bir yerliyle alma odasna girdi. Ksa boylu, tknaz vcutlu adamn zerinde yalnzca kk bir petamal vard ve kulaklarnda iri bakr halka kpeler sallanyordu. Kapkara salar alnna den kkl biiminde kesilmi, kalar tra edilmiti. Doktorla saygl bir ifadeyle konuuyordu, ama fldr fldr dnen gzleri ve heyecanl sesi nemli bir ey olduunu gsteriyordu. Eliyle srekli olarak nehri iaret ediyordu. Dr. Ramirez bir engele asl geni kenarl hasr apkasn kapt. "Anladma gre bir kanonun iinde l bir adam varm. zr dilerim ama yz millik evredeki tek hkmet temsilcisi olduumdan gidip aratrmam gerekiyor." "Biz de gelebilir miyiz?" diye sordu Gamay. "Elbette. Pek Sherlock Holmes sayamadmdan, eitimli bilimcilerin grlerini her zaman almak isterim. Belki ilgin gelebilir. Bu bey, lenin bir hayalet ruh olduunu sylyor." Konuklarnn akn baklarn fark ederek ekledi. "Daha sonra aklarm." Evden kp hzl admlarla kulbelerin arasndan nehrin kysna doru yrdler. Kyn erkekleri sessizlik iinde kyda toplanmt. ocuklar babalarnn bacaklarnn arasndan olup biteni grmeye alyordu. Kadnlar geride bekleiyordu. Dr. Ramirez yaklanca toplanan kalabalk araland. skeleye aa gvdesinden yaplma olduka ssl bir kano balyd. Gvdesi beyaza boyal kanonun burnu maviydi ve yan tarafnda da mavi bir bant vard. - 43 inde gen bir kzlderili srtst yatyordu. Kydeki dier kzlde-rililer gibi zerinde kk bir petemal vard ve kapkara salar kkl kesilmiti. Ama benzerlikler burada bitiyordu. Kyn erkekleri kt ruhlarn krmz rengi gremediine inandklarndan kk elmack kemiklerini krmzya boyuyor ve bedenlerine krmz dvme yapyorlard. len adamn burnu ve enesi ak mavi boyalyd ve ayn renk kollarndan aaya kadar devam ediyordu. Bedeninin geri kalan ise bembeyaz boyalyd. Dr. Ramirez zerine doru eilince, cesedin gsnde dolaan yeil sinekler glgesinden rkp havaland ve yusyuvarlak bir yara izi ortaya kt. Paul soluunu tuttu. "Bir kurun yarasna benziyor."

"Sanrm haklsnz," dedi Dr. Ramirez ciddi bir ifadeyle. "imdiye dek grdm mzrak ya da ok yaralarna hi benzemiyor." Dnp ky halkyla konutu ve sonra sylenenleri Trout'lara aktard. "Dediklerine gre nehirde balk tutarlarken kano gelmi. Renginden hayalet ruhlara ait olduunu anladklar iin ok korkmular. Bo gibi grnd iin yanna yaklamlar ve iindeki cesedi grnce nehir boyunca gitmesi iin koyvermeyi dnmler. Sonra da doru drst bir cenaze treni dzenlemedikleri iin ruhunun geri gelip kendilerini rahatsz edecei akllarna gelmi. Ve kanoyu buraya ekip sorunu benim bama atmlar." "Niin bu... hayalet ruhtan korkuyorlar?" diye sordu Gamay. Doktor gr bynn ucuyla oynad. "Bu beyin mensup olduu Chulo Kabilesi'nin Byk elale'nin tesinde yaad syleniyor. Yerliler onlarn sislerden doan hayaletler olduuna inanyorlar. Onlarn blgesine gidenlerin hibiri geri dnmyor." Eliyle kanoyu iaret etti. "Ama gryorsunuz ite, bu adam da tpk bizler gibi et ve kemikten yaplm." Kanoya doru eilip yzlm hayvan derisinden yaplm antay ald. Sanki eline bir torba dolusu kara veba alm gibi kyller hemen geriledi. Doktor yerlilerden biriyle spanyolca konumaya balad ve adamn konutuka heyecanland grld. Ramirez ani bir biimde konumay kesip Trout'lara dnd'"\ "Bu adamdan korkuyorlar." Gerekten de kyn erkekleri ailelerinin yan- 44 na doru gerilemeye balamt. "Eer yardm ederseniz kanoyu sahile ekebiliriz. Bir mezar kazmalar iin ikna ettim ama kendi mezarlklarna gmmek istemiyorlar. Nehrin br kysna zaten hi kimse ayak basmyor. aman onlara adamn ruhunun gezmesini nlemek iin mezarnn evresine yeterli sayda totem yerletireceini syledi." Glmseyerek devam etti. "Mezarn bu kadar yakn olmas amann gcne g katacak. Yapt byler tutmazsa, len adamn ruhunun geri geldiini ileri srebilir. Kanoyu nehir boyunca gnderirsek, ruhu da onu izleyecektir." Paul gzlerini kanonun ince iiliinden ayramyordu. "Bylesine harika bir tekne rneinden vazgemek ok kt. Yine de bar korumak zorundayz." birlikte kanoyu kyya ektiler ve Ramirez bulduu bir battaniye ile cesedi rtt. Ak az deri backlarla balanm, golf torbas byklndeki antay ald. "Belki de iindekiler hayaletimiz hakknda bize bilgi verecektir," diyerek eve doru yrmeye balad. alma odasna girip antay uzun ktphane masasna yerletirdiler. Ramirez backlar ap dikkatle iine bakt. "Dikkatli olmalyz. Baz kabileler zehirli oklar ve ok atan borular kullanrlar." antay ters evirince birka kk torba masaya dkld. Torbalardan birini ap iinden kard parlak metal diski Gamay'e uzatt. "Anladm kadaryla biyolog olmadan nce arkeoloji okumusunuz. Belki de bunun ne olduunu bilirsiniz." Gamay kalarn atarak ince dz, yuvarlak nesneyi inceledi. "Bir ayna m? Anlalan gzelliine dknlk yalnzca kadnlara zg deil." Paul aynay karsnn elinden alp arka tarafndaki iaretleri incelerken yznde bir glmseme dolat. "ocukken benim de buna benzer bir aynam vard. Bu bir iaret verme aynas. Bakn burada noktalar ve izgiler var. Geri bildiim Mors alfabelerine benzemiyor ama pek de kt saylmaz. u minik ekilleri gryor musunuz? Temel bir ifre var. Bir tarafa koan insan ekli gel demek. teki yana koar ise git demek sanrm. Burada da yerde yatan bir ekil var." "Olduun yerde kal olabilir," diye atld Gamay. "Bence de. Ellerinde mzrak tutan iki adam ise savamak iin bana katl anlamna gelebilir. Minik adamla hayvan da avclk olabilir. Neredeyse bir cep telefonu kadar kullanl." - 45 "Daha da iyi saylr," dedi Gamay. "Pile gereksinimi yok ve kullandn her dakika iin para demiyorsun." Paul baka bir torbay ap aamayacan sorunca Ramirez hemen onaylad. "Balklk malzemeleri," dedi Trout. "Metal ineler, misina. una bakn." lkel grnml bir metal kerpeteni inceliyordu. "Sanrm bunu ineleri karmak iin kullanyor."

"Daha ilgin bir ey var," dedi Gamay baka bir antadan kard nesneyi gstererek, iki kk yuvarlak ahap erevenin iine koyu renk, saydam cama benzer bir eyler yerletirilmiti. plikten yaplma halkalarn kulaklarna yerletirdi. "Gne gzl." Ramirez de aratrmaya katlp baka bir torbay at. Yaklak on be santim boyunda su kabandan yaplma bir ieyi karp tahta tpasn at. "la olabilir mi? Alkol gibi kokuyor." ie benzeri nesnenin altndan, tahta bir sapa bal dz bir ta paras, dnen bir arkn zerinde minik bir tekerlek ve minik ahap bir tas sarkyordu. Paul dnceli gzlerle inceledi ve Ramirez'in elinden ald. Minik tasa ienin iindeki svdan koydu, ahap tekerlei evirdi ve taa srtnnce kvlcmlar kt. Tasn iindeki sv hemen alev ald. "te byle," dedi mutlulukla. "Belki de dnyann ilk Bic marka akma. Kamp atei yakmak iin de kullanlabilir." Daha ilgin nesneler de kt ortaya. Bir torbann iindeki bitkileri Ramirez ila olarak tanmlad ve bazlarn hi grmediini ekledi. Baka bir torbada iki ucu sivri, dz metal bir cisim vard ve bir tasn iindeki suya braklnca olduu yerde dnp kuzeyi gsteriyordu. Bambu silindirin iinden baknca sekiz kat byten bir teleskopik byte ortaya kt. nce ahap bir muhafazann iine katlanan kk bir bak buldular. Son olarak da bir araba amortisrn andran birbiri stne sarlm metallerden yaplma bir yay ellerine geti. Yayn ekme ipi de ince metal kabloydu. Yamur ormanlarnda grmeyi tahmin edeceiniz ilkel yaylara hi benzemiyordu. Ramirez elini cilal metalin stnde gezdirdi. "inanlmaz," dedi. "Hi byle bir ey grmemitim. Ky halknn kulland yaylar kaba iple gerilen tahtalardan oluuyor." "Bu adam bunlar yapmay nereden renmi?" dedi Paul kafasn kayarak. "nemli olan cisimlerin kendileri deil, retildikleri maddeler. Bunlar nereden buldu?" diye ekledi Gamay. Sessizlik iinde masann evresinde durdular. "Daha nemli bir soru var," dedi Ramirez ciddi bir sesle. "Onu kim ldrd?" "Doru," dedi Gamay. "Tad malzemelerin teknik zelliklerinden ylesine etkilendik ki, bunlarn bir lye ait olduklarn unuttuk." "Kimin ldrebilecei hakknda fikriniz var m?" diye sordu Paul. Ramirez'in kalarna kara bir bulut indi. "Kaak avclar. Ormanlar yakanlar ve aalar kesenler. Son olarak da ila iin kullanlmak zere deerli bitkileri toplayanlar ortaya kt. Yollarna kan herkesi ldrebilirler." "Yalnz bir kzlderili nasl bir tehdit oluturmu olabilir?" diye sordu Gamay. Ramirez omzunu silkti. "Sanrm bir cinayet soruturmasna ncelikle cesetten balamak gerekir," dedi Gamay. "Bunu nereden duydun?" diye atld Paul. "Belki de bir dedektif romannda okudum." "yi bir fikir. Gidip cesede tekrar bakalm." Nehir kysna inip cesedin zerindeki battaniyeyi kaldrdlar. Paul l adam yzst evirdi. Srtndaki kk yara Kurunun buradan girdiini gsteriyordu. Boynundaki oymal madalyon kolyeyi kard. Madalyonun bir yznde ellerini ne doru uzatm avularndan bir eyler aktr gibi duran, kanatl bir kadn vard. Gamay izgilerin Paris'in yeniden douunu tanmlayan Msr kabartmalarn artrdn syledi. Paul adamn omuzlarndaki krmzms izlere yakndan bakt. "Sanki krbalanm gibi grnyor," diyerek tekrar srtst evirdi. "u garip yara izine bakn." Kzlderili gencin karnnn alt tarafndaki ince soluk izgiyi iaret etti. "Neredeyse apandisitinin alndn syleyeceim." - 47 Mezar kazan iki adam yanlarna geldi. Ba rengrenk tylerle ssl olan aman mezarn hazr olduunu bildirdi. Paul battaniyeyi adamn zerine rtt ve Gamay ime botun dmenine geip, arkasna balanan mavi-beyaz kanoyu teki kyya ekti. Paul ile Ramirez cesedi birka yz metre ierde kazlan mezara tayp gmdler. aman evresine eitli tavuk kemikleri yerletirdi ve bu noktann

artk tabu olduunu ciddi bir sesle ilan etti. Sonra kanoyu nehrin ortasna kadar getirip akntyla srklenmesi iin serbest braktlar. Paul son yolculuuna kan mavi-beyaz teknenin ardndan bakarak, "Nereye kadar gider?" dedi. "lerde alayan var. Eer sazlara taklmaz ya da kayalara arpp paralanmazsa, denize kadar gidebilir." "Ave atque vale," dedi Paul Trout eski Romallarn lleri selamlamak iin kullandklar szckleri yineleyerek. "Selam ve elveda." Nehrin kysn trmanrken Ramirez'in aya slak amurda kayd. "yi misiniz?" diye sordu Gamay. Ramirez acyla yzn buruturdu. "te bakn kt ruhlar almaya balad bile. Herhalde bileim burkuldu. Hemen souk bir kompres koyarm ama yrmek iin yardmnza ihtiyacm var." Trout'larn yardmyla eve kadar topallayarak yrd ve cinayeti blge yetkililerine bildireceini syledi. Yant almay beklemiyordu. Bu lkedekilerin ou hl en iyi kzlderilinin, l bir kzlderili olduuna inanyordu. "Her neyse, olan oldu artk. imdi drt gzle akam yemeini bekliyorum." Trout'lar du yapp dinlenmek iin odalarna ekildiler. Ramirez atdaki depoda toplanan yamur suyuyla alan bir du sistemi gelitirmiti. Gamay'in aklnn hl kzlderili gente olduu belliydi. Kurulanrken, "Alplerde bulunan Buz Adam anmsyor musun?" diye sordu. ipek bornozunu giyen Paul ellerini ensesinde kenetleyerek yataa uzanmt. "Elbette. Ta Devri'nden kalma adam buzullarn iinde donmutu. Ne olmu?" "Yannda bulunan malzemelere bakarak onun yaam biimini tahmin edebilmilerdi. Buradaki kzlderililer de Ta Devri dzeyinde ya- 48 yorlar. Ama mavi suratl dostumuz bu kalba uymuyor. Bunlar yapmay nasl rendi? Eer bu cisimleri Buz Adam'n yannda bulmu olsaydk, tm gazetelerin manetlerine yansrd. 'Buz Adam Bic akmak Kullanyor' szcklerini grr gibi oluyorum." "Belki de Popular Mecharics dergisine abone olmutur." "Belki yannda Boy's Life dergisini de alyordur, ama her ay verilen bilgiler nda bu cisimleri yapacak gelimi metalleri nereden buluyor?" "Belki Dr. Ramirez bizi aydnlatabilir," dedi Paul pencereden dar bakarak. "Umarm ackmsndr." I "Karnm zil alyor. Niye sordun?" "Sra balanm bir tapir tayan birka yerli grdm de." n Asya ve Afrika'nn tropikal blgelerinde yaayan iki metre uzunluunda, ksa hortumlu bir hayvan. - 49 Mavi Altn / F: 4 4 Austin, San Diego deniz ssnn maarams byk binasnn geni kapsndan ieri girerken, geni treylerler zerine yatrlm devasa yaratn gvdelerinden ykselen koku burnuna doldu. Kapnn yannda nbet tutan gen denizci, geni omuzlu, garip beyaz sal adamn geliini grnce, sivil giysili bir subay olduunu dnmt. Austin kendini tantmak iin yaklarken deniz eri hemen selam akt. "Deniz eri Cummings, efendim. Bunu kullanmak istersiniz herhalde," diyerek Austin'e kendi taktna benzeyen bir maske uzatt. " organlarn karmaya baladklarndan bu yana koku dayanlmaz bir hale geldi." Austin teekkr edip maskeyi takarken bylesine kt bir greve getirilmek iin bu denizcinin kimin ayana bastn merak etti. Maskenin parfml dezenfektan ar kokuyu tmyle kesmiyor ama kusma tepkisine engel oluyordu. "Elimizde neler var?" diye sordu Austin. "Bir anne, bir baba ve bir de bebek balina," dedi denizci. "Onlar buraya getirmek ne kadar zor oldu." Denizcinin kesinlikle abartmadn dnd Austin. Son saymda on drt l balina olduu ortaya kmt ve bunlardan kurtulmann sivil rgtler arasndaki atmalar olmadan bile ok g bir i olaca belliydi. Olay yerine varan ilk devlet kuruluu olan Sahil Gvenlik, balinalarn deniz trafii asndan

yaratt tehlikeyi dnerek ak denize ekmeyi ve ate ederek dibe batrmay planlad. Televizyon ekranlarn- 50 daki dramatik grntlerin ardndan ayaa kalkan hayvan haklar savunucular, Los Angeles kenti tm halkyla birlikte Pasifik Okyanu-su'na srklense herhalde bu kadar fkelenmezlerdi. Hemen yant bekliyorlard. evre Koruma Kuruluu da kendi korumalar altnda bulunan balinalarn nasl ldn merak ediyordu. San Diego kenti koskocaman, kt kokulu cesetlerin plajlara, ma-rinalara, yallara ve sahil otellerine kadar gelebilecei korkusuna kaplmt. Blediye bakannn balant kurduu blge milletvekili, Deniz Kuvvetleri Deerlendirme Komitesi'nde grevli olduundan inanlmaz bir hzla orta noktaya varld. balina otopsi iin sahile getirilecek, dierleri ise deniz kuvvetlerinin hedef tatbikat iin ak denize ekilecekti. Greenpeace hemen itiraz etti ama kendi filosunu toplayp harekete geene dek balinalar deniz topularnn atei altnda parampara olup dibi boyladlar. Bu arada bir ak deniz rmorkr balinay sahile ekti ve donanmann vinleriyle bo bir depoya gtrldler. Kaliforniya'nn eitli niversitelerinden gelen memeli hayvanlar uzmanlar hemen almaya baladlar. stlerinde yamurluklar, izmeleri ve eldivenleriyle, teknisyenler cesetlerin zerinde byk sar bcekler gibi dolayorlard. balinann kafas gvdesinden ayrld, beyin dokular incelenmek zere laboratuvar masalarna yerletirildi. "Tipik bir beyin ameliyat saylmaz, deil mi?" dedi Austin deponun metal duvarlarnda yanklanan elektrikli testerelerin sesini dinlerken. "Hayr efendim," dedi deniz eri. "Bittii zaman ok sevineceim." "Umarm abuk biter." Austin bylesine i karartc bir manzaray izlemek iin oteldeki rahat odasn niin brakp geldiini merak etti. Yar bu biimde bitme-seydi, kazansa da kaybetse de, u anda teki yarlarla birlikte ampanya iiyor ve gzel kelebekler gibi yarlarn evresinde dolanan harika kadnlarla gnl elendiriyor olacakt. Geri ampanyalar patlatlmt ama Ali ve Austin'in bandan geenlerden dolay kutlamalar snk kalmt. Ali bir kolunda italyan manken, dierinde Fransz gzeliyle gelmiti, ama yine de mutlu gibi grnmyordu. Austin ona yakn za- 51 ' ]&.T.C.F. JCOTTH ANBM manda tekrar kendisiyle yarmay umduunu syleyince gen Arabn yz biraz olsun glmt. Zavala, kadnlarn bayld bir erkek olarak nn yine korumu, yarlarn evresinde dolananlarn arasndan bir kumral gzeli kapvermiti. Geirdikleri kazann tm ayrntlarn anlatacana sz verince gzel kadn onunla birlikte yemee kmay kabul etmiti. Austin partide yeterince kaldn dnerek Red Ink'in sahibine telefon etmek zere ayrlmt. Babas zaten bu telefonu bekliyordu. Yarn finalini televizyondan izledii iin olunun iyi olduunu ama teknenin denizin dibini boyladn biliyordu. Zengin bir iadam olan baba Austin, Seattle'da yerleik bir batk gemi kurtarma irketinin sahibiydi. "zlme," dedi oluna. "Daha iyisini ina ederiz. Belki bu kez bir periskop da takarz." Sevgi dolu bir sesle gereksiz ayrntlarna girerek yeniyetmelik anda bir akam, Mustang arabasnn amurluunu gerterek eve dndn anmsatt. Genellikle Grand Prix yarlarnn ou Avrupa sularnda yaplyordu ama Austin'in babas, Amerikan denizlerinde yarlar kazanacak Amerikan yapm bir tekne ina etmek istemiti. Olunun denizin dibine yollad teknenin dizayn ve inas neredeyse bir servete mal olduundan Red Ink adn vermi ve bulabilecei en iyi teknik ekibi toplamt, "ie balamann zaman geldi," dedi her zamanki ak szll-yle. "Bu heriflere Amerikan mal paralar, Amerikan teknik bilgisi ve Amerikal bir kaptanla neler yaplabileceini gstecek bir tekne ortaya karacaz. Kaptan da sen olacaksn." Bir dizi sponsor bulmu ve onlarn parasal desteiyle nemli bir yarn Amerika'da yaplmasn salamt. Yar dzenleyenler Amerikal izleyicilerin

potansiyelinden yararlanmak iin istekli olduklarn belirtince SoCal Grand Prix yar ksa bir sre iinde geree dnmt. Austin eleme yarlarna katlabilmek iin baz grevlere gidemeyeceini syleyince NUMA Bakan Amiral James Sandecker, homur-danm ve yar srasnda yaralanabileceim sylemiti. Bunun zerine Austin tm tehlikelerine karn kendisine verilen baz grevlerle kyasland zaman tekne yarlarnn bir kanoda krek ekmek kadar - 52 kolay olduunu belirtmiti. Son kozunu da amiralin vatanseverlik duygularn uyandrarak oynamt. Sonunda Sandecker isteini kabul etmi ve Amerikallarn dnyann en iyi yarlaryla rekabet edebileceini kantlamasna izin vermiti. Austin babasyla konutuktan sonra tekrar partiye dnd. Yapay elenceden ok abuk skld ve kendisine teekkr etmek isteyen Gloria Ekhart tarafndan /Vepenf/e'ye davet edilince sevindi. Ekhart'n scakl ve gzellii karsnda adeta bylendi. Tokalatklar zaman kadn elini uzun sre brakmad. Sohbet ederlerken gzleriyle birbirlerine ilgi mesajlar gnderdiler. Austin bir an iin sinema ve televizyon ekranlarnda hayranlkla izledii bir kadnla iliki kurmak fantazisine bile kapld. Ama gerekleemeyecek bir dt. Ekhart defalarca zr dileyerek ocuklarn isteklerini yerine getirmeye kotu. ansl bir gnnde olmadna karar veren Austin otele dnp NUMA'daki meslektalarnn ve dostlarnn telefonlarn yantlad. Akam yemeini odasna getirtti ve yarn grntlerini izlemeye balad. Televizyon kanallar ar ekimle tekrarlar defalarca yaynladlar. Austin'in en fazla ilgisini eken nokta ise l balinalarn akbetiydi. Bir haberci balinann deniz ssnde incelemeye alnacan syledi. Austin hem meraklanm, hem de sklmt. Duyduklarna ve grdklerine gre balinalarn zerinde hangi nedenle ldklerini belirten bir iz yoktu. Bu durumun akla kavuamamas babasnn teknesini yitirmekten daha fazla zyordu. Otopsi bitmek zereydi. Austin deniz erine NUMA grevlisi olduunu belirten kartn bir yetkiliye iletmesini syledi. Denizci yannda krk yalarnda, ak renk sal, otopsi giysilerinden syrld halde maskesini karmam biriyle dnd. "Bay Austin," dedi adam elini uzatarak. "Ben, evre Koruma Kuruluundan Jason VVitherell. Sizinle tantma ok sevindim. NUMA'nn bu konuyla ilgilenmesi ok gzel. Belki sizin kaynaklarnzdan yararlanmak isteyebiliriz." "Her zaman evre Koruma Kuruluu'na yardma hazrz," dedi Austin. "Ben u anda zel olarak ilgileniyorum. Balinalar ortaya kt anda ben de yaryordum." - 53 "Yarn grntlerini izledim," diye gld VVtherell. "nanlmaz bir manevra yaptnz. Tekneniz iin zldm dorusu." "Teekkrler. lm nedenini bulup bulmadnz merak ediyordum." "Elbette, balinalar GerBil nedeniyle ldler." "Anlamadm?" VVtherell srtt. "GerBil. Gerekten Bilinmiyor." Austin sabrla glmsedi. Patologlarn akl saln koruyabilmek iin garip bir mizah duygusu gelitirdiklerini biliyordu. "Tahmin de bulunabilir misiniz?" "imdiye dek yaptmz aratrmada travma ya da zehirlenme kant bulamadk. Dokularda da virs taramas yaptk. imdilik negatif. Balinalardan biri, telden rlme bir balk ana yakalanm ama beslenmesini engellemedii gibi lmcl bir etki de yaratmam." "Yani imdilik lm nedeni konusunda hibir fikriniz yok." "Yoo, nasl ldklerini biliyoruz. Boulmular. Akcierlerinin grd zarardan zatrree olmular. Akcierleri iddetli bir s kaynandan hasar grm gibi." "Is kayna m? Anladmdan emin deilim." "yle syleyeyim, i organlar adeta pimi ve derilerinde de kabarcklar km." "Bunun sebebi ne olabilir?" "GerBil," diyerek omzunu silkti VVtherell.

Austin bir sre bu yant dnd. "lm nedenini bilmiyorsanz bile, lm zamann biliyor musunuz?" "Kesin olarak saptamak zor. Isya maruz kalmalar belki ilk anda ldrc olmayabilir. lmeden nce gnlerce hastalanm ve sahil boyunca ilerlemeyi srdrm olabilirler. Belki yavrular daha fazla etkilenmitir ve bykler de onlar beklemek zorunda kalmtr. Yar yerinde su yzne ktklarnda, gvdelerinin ne kadar srede rdn ve rme gazlarnn onlar ne kadar sre iinde iirdiini hesaplamak gerekir." "Yani eer bu hesaplamayla geri gidebilirseniz, yaklak olarak ne zaman ldklerini saptayabilirsinz. Tabii yaptklar yolu, beslenme s- 54 relerini ve denizin akntlarn da hesaba katmak gerekir," diyerek ban sallad. "Balinalarn bize nereden geldiklerini syleyememeleri ok kt." Witherell kkrdad. "Bize bilgi vermediklerini kim sylyot? Gelin size gstereyim." Gvdelerin durduu treylerlerin ve hortumlarla yerdeki kan temizleyen teknisyenlerin arasndan yrdler. l balinalara bu kadar yaklanca koku bir eki gibi insana vuruyordu ama VVtherell etkilenmemi gibi grnyordu. "Bu erkek balina," dedi birinci gvdenin yannda durarak. "Niin gri balina dediklerini gryorsunuz. Doal olarak der,leh koyu renk ama stlerine yapan midyelerin ve beyaz bceklerin oluturduu lekeler grnyor. Gvdesi biraz kesilip brildi. lk > glere gre boyu on drt metreydi." Bir sonraki treylerin zerinde ilk balinann minyatr yatyordu. "Bu erkek yavru ancak birka ay nce dnyaya gelmi. Baka yavrular da vard ama ayn dii balinaya it olup olmadklarn bilmiyoruz." Sonuncu treylerin yannda durdular. "Dii balina erkeinden daha byk. Tpk tekiler gibi lmcl bir darbe ya da kanama izi grnmyor. Burada sizi ilgilendirecek bir ey var." Meslektandan bir bak alp, treylere trmand ve balinann solungacnn zerine eildi. Bir dakika sonra yere atlayp plastik ve metalden yaplm drt ke bir paket uzatt. "Bir verici mi?" diye sordu Austin. "Bu kz uydu yoluyla izleniyordu. Kimin kontrolnde olduunu bulursanz, ne zaman nerede bulunduunu size syleyebilir." "Siz bir dahisiniz Bay VVtherell." "Yoo, yalnzca sizin gibi grevini yapmaya alan bir devlet memuruyum," diyerek vericiyi avucuna ald. "Bunu size veremem ama arkasnda bir telefon numaras yazl." Austin numaray defterine yazd ve yardmlarndan dolay patologa teekkr etti. Kapya doru giderlerken Austin sordu. "Bu balinay nasl setiniz?" "ans eseri. Donanmaya farkl balinay semelerini syledim ve sanrm biri benim isteime kulak verdi." "Acaba bu srdeki dier l balinalara da otopsi yaplsayd lm nedeni bulunabilir miydi?" "Sanmyorum," dedi Witherell donuk bir sesle. "Hepsinin ayn nedenle lm olmas gerekir. tekileri incelemek iin artk ok ge. Anladm kadaryla Donanma onlarn iini bitirince, bir tabak sushi yapacak kadar kk bir paralar bile kalmam." Yine garip otopsi mizah. Austin yzndeki maskeyi bir p kutusuna atarken, bir zamanlar denizlerin grkemli yaratklar olan balinalarn i karartc kalntlarna son kez bakt. Witherell ile deniz eri Cum-mings'e teekkr edip, temiz gece havasna kt. Kt kokular cierlerinden ve beyninden silmek istercesine derin derin soluk ald. Limanda bir uak gemisinin bir ehri andran klar yanyordu. Otele dnp lobiye girince, acele hareket etmesine karn zerindeki lm kokusunu alan birka alann ve konuun yzn buruturmasna engel olamad. Odasna kp giysilerini kirli amar torbasna tkt, du yapp giyindi ve rahat bir koltua yerleip vericinin zerindeki numaray evirdi. Tahmin ettii gibi karsna elektronik yant servisi kt. Hkmet herhalde ak denizlerde dolaan bir balina iin telefonun ve vericinin bana bir grevli oturtup maa demeyecekti. Birilerinin yant vermesi birka gn srebilirdi. Mesaj brakmadan Washington yaknndaki NUMA merkezinin yirmi drt saat alan santralini arayp

isteini bildirdi. Yarm saat sonra telefon ald. "Bay Austin? Benim adm Wanda Perelli. ileri Bakanl'na bal alyorum. NUMA'dan arayp sizin benimle grmek istediinizi sylediler. nemli olduunu da eklediler." "Evet. Aradnz iin teekkrler. Sizi evinizde rahatsz ettiim iin zgnm. Kaliforniya aklarndaki gri balinalar duydunuz mu?" "Evet. Numaram nereden bulduunuzu merak ediyordum." "Dii balinann solungacna takl olan vericinin zerindeydi." "Aman Tanrm, onun ad Daisy idi. yldr onu denetliyordum. Neredeyse akraba gibi olmutuk." "Bunu duyduuma zldm. Toplam olarak on drt balina vard. Otopsi iin rasgele seilenlerden biriydi." - 56 Wanda derin derin iini ekti. "Korkun bir habe,. Gri balinalar koruma altna almak iin epey altk ve saylar artmaya balamt. lm konusundaki raporlar bekliyoruz." "Biraz nce otopsiden geldim. Bir virs ya da kimyasal madde izi yok. Balinalar iddetli sdan kaynaklanan cier hasarndan lm. Hi byle bir ey duydunuz mu?" "Hayr. Hi duymadm. Is kaynann ne olduunu bilen var m?" "Henz yok. Son zamanlarda balinalarn nereden getiini renirsem, olay daha kolay aydnlatabiliriz diye dndm." "Daisy'nin srsn yakndan izliyorum. G yollar ok artc. Gidi dn olarak on bin mil yapyorlar. Yaz boyunca Arktik Deni-zi'nde besleniyorlar, sonra Pasifik kysndan Baja Kaliforniya, Meksi-ka'daki yavrulama glcklerine dnyorlar. Kasm, aralk aylarnda yola kp, ertesi yln balarnda oraya varyorlar. Hamile diiler srye nclk ediyor ve yetikin erkeklerle teki yavrular ya tek ya da ikierli sralar halinde onlar izliyor. Kyya olduka yakn bulunuyorlar. Mart aynda kuzeye doru dnmeye balyorlar. Yavrular olan diiler nisan ayna kadar bekliyor. Kuzeye giderken yine kyya yakn yol alyorlar. ok ar hareket edip, saatte ortalama on mil hzla ilerliyorlar." "Tekne yarndan nce bir brifing verildi. Balinalara dikkat etmemiz sylendi ama yar tarihi son srnn geiinden sonraya braklmt. Hi kimse blgede balina olduunu bilmiyordu." "Aklma yalnzca birka tanesinin srden ayrlp, geride kalm olaca geliyor. Belki yavrulardan biri hastaland ve bazlar iyileene dek onu bekledi." "Patolog da ayn tahminde bulundu. zledikleri g yolunu biliyor musunuz?" "Evet. Dizst bilgisayarnz var m?" "Onsuz hi dolamam." "yi. Bana e-posta adresinizi verin. Veri tabanna girip tm bilgileri size k hzyla gnderirim." "Teekkr ederim. Daha iyi bir servis alamazdm dorusu." "NUMA'dan herhangi bir yardm istediimiz zaman, herhalde bana borcunuzu dersiniz." - 57 "Kiisel olarak beni arayn ve elimizden gelini yaparz." "Teekkrler. Aman Tanrm, hl Daisy olduuna inanamyorum." Austin almac yerine brakp dizst bilgisayarn telefona balad ve on be dakika sonra e-posta dosyasn anca, Amerika'nn bat sahillerini, Kanada'y ve Alaska'y gsteren bir harita belirdi. Noktalardan oluan bir izgi Chukchi Denizi'nden, Bering Denizi'ne, Kuzey Amerika kylarn izleyerek, bir parma andran Baja Yarmadas'na doru iniyordu. Haritann zerinde "Balinalarn Genel G Yolu" yazlyd. Dosyada ayrca belirli balina srleri hakknda da ayrntl bilgiler vard. Austin 'Daisy' adna ulaana dek ekranda dolat ve at dosya Daisy'nin srsnn g yolunu gsterdi. Sr srekli olarak ilerlemi ve Baja Sahili'nde Tijuana'nn gneyinde duraklamt. Daha sonra tekrar kuzeye doru yola km ama daha ar ilerlemeye balamt. Bir noktada ynlerini kaybetmi gibi

halkalar izmilerdi. Austin balinalarn San Diego aklarna ulaana dek izledikleri zorunluyu rotay inceledi. Balinalarla ilgili dosyay kapatp baka siteleri ekrana ard ve birka dakika sonra koltuuna gmlp parmaklarn birbirine vurmaya balad. Balinalar belirli bir noktaya ulaana dek olaan biimde g ediyordu. Ve sonra bir eyler deimiti. Ne yapmas gerektiini dnrken kapnn nnde birinin varln hissetti. Zavala. "Bu kadar erken mi dndn?" "Evet, ona hasta oda arkadamla ilgilenmem gerektiini syledim." Austin ard. "Bugn ban bir yere arpmadn, di mi?" "Bir teknenin altndan gemenin olaand bir deneyim olduunu itiraf etmeliyim. Denizde izlenecek gzergh kurallarna artk bambaka bir k altnda bakacam." "yleyse ben kendimi ok iyi hissediyorum yani kz arkadana tekrar geri dnebilirsin." Zavala kendini kanapeye att. "Biliyor musun Kurt, bazen insann kendini frenlemesi gerekiyor." Austin arkadann her zamanki cinsel drtlerinden syrlm bir kopyas olup olmadn merak etti. "Tm kalbimle onaylyorum," dedi dikkatli bir sesle. "imdi bana gerek nedenini syle." - 58 S "Zavala'nn kurallarn ykmaya alt. Evli kadnlarla iliki kurmam." "Evli olduunu nereden rendin?" | "Kocas syledi." h "yle mi? riyar biri miydi?" "Bir imento kamyonundan biraz ufakt." "Bu durumda kendini frenlemen yerinde bir karar olmu." Joe Zavala ban sallad ve, "Ama o kadar da gzeldi ki," diyerek iini ekti. "Sen neler yaptn?" "Balinalarn otopsisini izledim." "Ben de kt zaman geirenin yalnzca kendim olduunu sanyordum. San Diego'da yaplacak daha elenceli eyler olmal." "Bundan eminim ama u balinalarn lm nedenini merak ediyordum." "Nedenini buldular m?" "Cierlerinin yksek sdan hasar grdn ve zatrreeden ldklerini sylediler." "Garip," dedi Zavala. "Bence de. Bilgisayardaki haritaya bak. Meteoroloji uydusu araclyla aldm. Okyanusun s haritasn gsteriyor. Baja aklarndaki kk krmz lekeyi gryor musun? Ani bir s deiiklii yaanm." "Yani u balinalarn snan sudan geince hastalandklarn m sylyorsun?" "Belki. Ama ben daha ok bu s deiikliinin nedenini merak ediyorum." "Galiba snrn gneyine doru bir gezi yapmamz nereceksin." "Bir tercmana gereksinimim olacak. Paul ile Gamay daha birka gn Arlington'a dnmeyecekler." Zavala, "No problemo. Meksikal kklerimle temas kesmemek benim iin ok nemli aslnda," diyerek yerinden kalkp kapya doru yrd. "Nereye gidiyorsun?" diye sordu Austin. "Gece yeni balyor, iki tane ok yakkl, herkesin peinden kotuu bekr erkek, otel odasnda oturmu l balinalardan ve scak su- 59 lardan sz ediyor. Bence salkl deil, amigo. Geerken lobide ok gzel bir kadn grdm. Bir dosta ihtiyac var gibi grnyordu." "Kadnlardan vazgetiini sanmtm." "Aldm yarann yaratt geici bir hayal krklyd yalnzca. Ayr-ca sanrm bu hanmn bir de arkada var," dedi Zavala. "Ve salonda harika caz alyorlar." Austin hzl tekneler ve gzel kadnlardan sonra en ok caz mziinden zevk alrd. Misket limonlu bir kadeh tekila da fena olmazd. Bu arada kadnlarn dostluunu da hesaba katmak gerekirdi. Srtarak dizst bilgisayarn kapatt. - 60 5

"Yemeinizi beendiniz mi?" diye sordu Dr. Ramirez. Paul ile Gamay baktlar. "Harika" dedi Gamay. Gerekten ok beenmiti. Donanma tarihisi ve gurme St. Julien Perlmutter'a bu egzotik yemekten sz edecekti. ncecik, beyaz et dilimleri yerel baharatlarla tadlandrlm, yannda koyu bir et sosu ve taze tatl patatesle servis yaplmt. ecek olarak ok ho bir ili arab almt. Aman Tanrm, Gamay o kadar uzun sre yamur ormanlarnda kalmt ki, anlalan kzarm tapir etini sevmeye balamt. Herhalde bundan sonra maymun eti denemek isteyecekti. Paul her zamanki Yankee dobralyla yantlad. "Ayn fikirdeyim. Harika. Yerlilerin ormann bu garip grnml yaratn tadklarn grnce, hi bu kadar lezzetli olacan dnmemitik." Ramirez yznde akn bir ifadeyle ataln brakt. "Yaratk m? Orman m? Korkarm hibir ey anlamadm." "Tapir," dedi Gamay duraksayarak ve tabana bir gz att. Ramirez bir an bakakald, byklar oynad ve okulu bir kahkaha att. Peetesiyle dudaklarn sildi. "Sandnz ki..." Kahkahas bir trl sona ermiyordu. "zr dilerim. Kt bir ev sahibiyim. Konuklarmla neredeyse dalga geiyorum. Ama emin olun bu yediiniz, avdan dnenlerin tadklar hayvan deil. Bu ziyafet iin komu kyden bir domuz satn aldm." Yzn buruturdu. "Tapir mi? Tadnn nasl olacan hayal bile edemiyorum. Belki de ok lezzetlidir." - 61 Ramirez arap doldurup kadehini kaldrd. "Sizleri ok zleyeceim dostlarm. Dostluunuz harikayd ve bu masann evresinde epey gzel sohbetler yaptk." "Teekkr ederiz," dedi Gamay. "Bizim iin de byleyici bir frsatt. Ama bize gre en heyecanl gn, bugnd." "Ah evet, u zavall kzlderili." Paul ban sallad. "Yanndaki aletlerin bylesine gelimi olmas hl aklmdan kmyor." Ramirez ellerini at. "Sislerin nsanlar gizemli bir kabiledir." "Onlar hakknda ne biliyorsunuz?" diye sordu Gamay bilimsel me-nka kaplarak. Scripps Okyanus Bilimleri Enstits'nden deniz biyologu olarak diplomasn almadan nce deniz arkeolojisi eitimi grm ve Kuzey Karolina niversitesi'ndeki almalar srasnda antropoloji derslerine katlmt. Ramirez bir yudum arap iip, takdirle ban edi ve dncelerini sraya koyarken gzlerini bolua dikti. Telle kapl pencerelerden milyonlarca farkl tropik bcein vzlts ieri doluyor ve bir yamur orman yks iin uygun bir fon oluturuyordu. Bir sre dnp konumaya balad. "ncelikle unu aklnzdan karmayn. u kck uygarlk snrlar iinde gazl frnmz ve elektrik jeneratrmz kullanyoruz ama birka yl nce bile ormann bu kesimlerine geldiimiz takdirde birka dakika iinde ldrleceimiz kesindi. iddete eilimli kzlderililer burada yayordu. Kafatas avcl ve yamyamlk sradan olgulard. ster Tanr'nn szlerini tayan bir misyoner, isterseniz hayvan postu peinde bir avc olun, yabanclarn tm ldrlmeleri gereken kiiler olarak kabul ediliyordu. Ancak ok ksa bir sre nce bu insanlar ehliletirildi." "Chulo Kabilesi dnda," diye atld Gamay. "Doru. Onlar uygarlamak yerine, ormann ilerine ekilmeyi yelediler. tiraf etmem gerekir ki, burada bulunduum yla oranla, bugn onlar hakknda daha fazla bilgi edindim. Hatta bu kabilenin gerekten var olduundan kukulanmaya balamtm. Bu konuda efsanelerle gerekleri birbirinden ayrmak gerekir. teki kzlderililer Byk elale'nin te yanndaki ormana girmiyorlar. Chulo topraklarna - 62 girenlerin bir daha geri dnmediklerini sylyorlar. Bugn grdnz gibi gerekten korkuyorlar. Bilinen gerekler bunlar." I "Ya efsaneler nedir?" diye sordu Gamay. "Kendilerini grnmez hale getiriyorlar," dedi Ramirez glmseyerek. "Uabiliyorlar. Somut cisimlerin iinden geebiliyorlar. nsano-luyla kyasland zaman hayaletlere ya da ruhlara daha fazla benziyorlar. Sradan

silahlar onlar ldrmyor." "Ama bugn grdmz kurun yaras bu efsaneyi ortadan kaldrd," dedi Paul. j "yle gibi grnyor," diye kabul etti Ramirez. "Daha ilgin baka bir yk var. Anladm kadaryla bu kabile anaerkil. Balarnda bir kadn var. Daha dorusu bir tanra." "Bir Amazon mu?" diye sordu Gamay. Yant olarak Ramirez cebinden l olarak bulduklar kzlderilinin boynundaki madalyonu kard. "Belki de kanatl tanramzn resmidir. Sylendiine gre kabilesini ok iyi koruyormu ve intikam korkun-mu." Paul madalyonu alp dikkatle inceledi. "Tanra veya deil ama bugn grdmz yerliyi korumay becerememi." Yal adamn yz karard. "Evet ama ayn zamanda..." "Bir terslik mi var?" diye sordu Gamay. "Baz kayglarm var. Kydeki adamlardan biri gelip, ormanda huzursuzluun baladndan sz etti." "Nasl bir huzursuzluk?" diye sordu Paul. "Bilmiyormu. Yalnzca ldrlen kzlderiliyle balantl olduunu renmi." "Balants neymi?" diye atld Gamay. "Tam olarak bilmiyorum," dedi ve duraklad Ramirez. "Bu ormanda her dakika canllar lyor. Bcekler, kular, hayvanlar bitip tkenmeyen bir yaam sava iinde birbirini ldryor ama bu kanl kargaann da belirli bir dzeni var," gzleri biraz daha koyulam gibiydi. "Korkarm bu kzlderilinin ldrlmesi bu dengeyi bozdu." "Belki de Amazon tanra intikam almaya hazrlanyordur," dedi Paul madalyonu uzatrken. - 63 Ramirez madalyonu karsndakini hipnotize etmek ister gibi sallamaya balad. "Bilimle uraan biri olarak gereklerle ilgilenmek zorundaym. Orada birinin elinde bir silahla dolat ve kullanmaktan ekinmedii gerei var. Ya bu kzlderili kendi topraklarnn dna kt ya da eli silahl adam bu topraklara izinsizce girdi." "Bu adamn kim olabilecei konusunda hi fikriniz var m?" diye sordu Gamay. "Belki. Lastik endstrisi hakknda bilginiz var m?" Trout'lar balarn sallad. "Yz yl ncesine kadar kauuk aalar yalnzca Amazon ormanlarnda yaard. Sonra bir ingiliz bilim adam tohumlarndan ald ve dou blgesinde byk plantasyonlar oluturdu. imdi de ayn ey yaanyor. Bugn cenaze treninde bizimle birlikte bulunan aman belki kt ruhlar kovmak konusunda biraz sahtekrlk yapyor ama yamur ormanlarndaki bitkilerin ila olarak deerlerini ok iyi biliyor. Buraya gelip kendini bilim adam olarak tantanlar aslnda ilasal deeri olan bitkileri arayan korsanlardr. Ellerindeki patentleri ila firmalarna satyorlar. Bazlar da dorudan doruya bu firmalar adna alyor. Her iki ekilde de irketler servet sahibi olurken, bu bilgilere sahip olan yerliler akta kalyor. Daha kts buraya gelip bu biktileri alp gtrnler de var." "Yani sizce bu 'korsanlar' kzlderiliye ikence yapp ldrm olabilir mi?" diye sordu Paul. "Olabilir. in iinde milyonlarca dolar olunca, zavall bir kzlderili-nin yaam hibir anlam tamaz. Ama onu niye ldrdn bilmiyorum. Belki kzlderili grmemesi gereken bir eyi grd. Bitkilerin srlarn kuaklar boyunca orman insanlar kendilerine saklamtr." "Hi kimse bu korsanlar durdurmaya almyor mu?" dedi Gamay. "Byk bir sorun bu. Bazen hkmet yetkilileri de ila firmalaryla birlikte alyor. Kazan ok yksek. Hkmetler yerli halka pek nem vermiyor. Yalnzca yerlilerin bitkiler hakkndaki bilgilerini en fazla paray bastrana nasl satabileceklerini dnyorlar." "Yani bu korsanlk srp gidiyor?" - 64 -

"Pek deil. niversiteler korsanlar denetlemek iin gerek bilim adamlarndan oluan gruplar gnderiyorlar. Hem bitkiler zerinde aratrma yapyorlar, hem de kzlderililerle konuup, baz sorular soran yabanclarn gelip gelmediini aratryorlar. Brezilya'daki komularmz bu genetik kaynak hrszln mahkeme yoluyla durdurmaya alt. Bir bilim adamn yerlilerden bilgi almak ve kzlderililerin ila yapmakta kulland tohumlarn, aa kabuklarnn katalounu hazrlamakla suladlar." "Byle bir davay aabilmek ok zor," dedi Paul. "Haklsnz. Brezilya ayrca biyo-farkllklar koruma altna almak iin yasalar karmaya alt iin biraz ilerleme kaydediyor saylrz. Ama pek fazla deil. Aratrmalara milyarlarca dolar yatran ila firmalarndan sz ediyoruz. Glerimizin eit olduu sylenemez." Gamay aklna geleni sordu. "Sizin niversite de bu konuyla ilgileniyor mu?" "Evet," dedi Ramirez. "Ara sra aratrmaclar geliyor ama srekli olarak korsanlar kovalayacak para yok." Geri Gamay'in bekledii yant deildi ama srar etmedi. "Keke yapabileceimiz bir ey olsayd." "Aslnda var," dedi Ramirez glmseyerek. "Sizden bir ricam olacak. Ama ltfen kendinizi zorunlu hissetmeyin." "Syleyin bakalm," dedi Paul tatl bir sesle. "Pekl. Buradan birka saat uzakta nehrin kysnda baka bir yerleim yeri var. Orada yaayan Hollandalnn telsizi yok. Belki bir Chulo'nun ldrldn duymutur ama yine de bu haberin ona ulatrlmas gerekiyor." Ramirez bacan uzatt. Bilei kaln bir bandajla sarlmt. "Zorlukla yryebiliyorum. Krldn sanmyorum ama kt bir biimde burkuldu. Benim yerime oraya gidip gitmeyeceinizi dnyordum. abucak gidip gelebilirsiniz." "Ya malzeme teknesi ne olacak?" diye sordu Gamay. "Tahmin ettiimiz gibi yarn ge saatte gelecek. Geceyi de burada geirir. Tekne yola kmadan nce dnm olursunuz." "Niin yapmayalm," dedi Gamay ve kocasnn garip ifadesini fark edince sustu. "Tabii eer Paul de onaylarsa." - 65 Mavi Altn / F: 5 "ey..." "zr dilerim galiba nerim bir aile sorununa yol ayor." "Yoo hayr," diye atld Paul. "Yalnzca New England'da yetitiim iin daha tedbirli davranyorum. Elbette size yardm etmek isteriz." "Harika. Hemen adamlarm sizin iin malzeme hazrlar ve tekneye benzin koyar. Bylece sizin ime bottan daha abuk gidersiniz. Benim tekneyle ayn gn iinde gidip gelebilirsiniz." "Kyde yalnzca aa gvdelerinden oyulmu kanolarn bulunduunu sanyordum," dedi Gamay. Ramirez glmsedi. "Benim ihtiyalarmn byk bir ksmn kanolar karlyor ama ara sra daha hzl ulam aralar gerekiyor." Gamay omzunu silkti. "u Hollandal dediiniz adamdan biraz sz eder misiniz?" "Dieter aslnda Almandr. Yerli bir kadnla evli bir tccardr. Ara sra buraya gelir, ama genellikle ayda bir kez bir adamn elinde listeyle gnderir ve biz de bunu malzeme teknesine bildiririz. Bence pek de iyi bir adam saylmaz yine de olas tehlikeleri ona bildirmek gerekir." Ramirez duraklad. "Aslnda bunu yapmak zorunda deilsiniz. Sizler maceraperest deil bilim adamsnz ve konunun sinizle balants yok. zellikle de gzel Sinyora Trout ile balants yok." "Bence bunu halledebiliriz," dedi Gamay neeli gzlerle kocasna bakarak. Kabadayla kalkmamt ama NUMA zel Grev Ekibi'nin bir yesi olarak Paul ile birlikte saysz tehlikeli greve gnderilmiti. ok ekici bir kadn olmasna karn Gamay pek de nazl bir iek saylmazd. Doduu Racine, Wisconsin'de ocukluk yllarn erkek ocuklarla birlikte geirmi ve daha sonralar ayn rahatlkla yetikin erkeklerle iliki kurmutu. "yleyse anlatk. Tatlmz yedikten sonra birer kadeh brendi ieriz ve gne doarken kalkabilmek iin erkenden yatarz." Ksa bir sre sonra odalarna dndler ve Gamay kocasna sordu. "Dr. Ramirez'e yardm konusunda niin tereddt ettin?"

"Baz nedenleri var. ncelikle bu kk yolculuun bizim NUMA iin yaptmz ile hibir ilgisi olmadn sylemeliyim." - 66 Paul kafasna doru frlatlan yastktan syrlmay baard. "Ne zamandan beri NUMA kural kitabna harfi harfine uyum gsteriyorsun?" diye sordu Gamay. "Tpk senin gibi, iime geldii zamanlar. Kurallar belki biraz esnettim ama asla kar kmadm." | "yleyse kurallar biraz esnetip nehrin okyanusun bir paras olduunu ve burada bulunan bir cesedin NUMA'nn zel Grev Ekibi tarafndan incelenmesi gerektiini syleyelim. Bu ekibin bakalarnn ilgilenmek istemedii konular aratrmak iin kurulduunu anmsatmama gerek var m?" "Kt bir pazarlama konumas deil ama ikna etme yeteneine bu kadar gvenme. Eer sen nermeseydin, ilgilenmemiz gerektiini ben syleyecektim. Ayn gereksiz nedenlere dayanarak tabii. Bir insann cinayet ileyip paasn kurtarmasndan hi holanmam." "Ben de. Aratrmaya nereden balayacamz hakknda fikrin var m?" "Bunu buldum bile. Cape Cod'a zg ketum tavrlarm seni yanltmasn." ' "Kesinlikle yanltmaz, hayatm." "lk soruna dnersek, duraksamamn nedeni aknlm idi. Ra-mirez bu tekneden ilk kez sz etti. Bize aa oyma kanolar kulland izlenimini verdi. Bizim u ime botun ne kadar harika olduu konusunda sylediklerini anmsyor musun? Bir gn evrede dolanrken bir kulbenin iinde hava teknesi grdm." Gamay bir dirseine dayanarak doruldu. "Bir hava teknesi mi? Niye bundan sz etmedi ki?" "Yant belli. Kimsenin bunu renmesini istemiyor. Sanrm dostumuz Ramirez grndnden daha karmak bir insan." "Bende de ayn izlenimi uyandrd. Bizim gibi bilimsel aylaklar tehlikeli bir yolculua karmak konusunda galiba fazlaca kurnazlk etti. Yaammz yalnzca nehir yunuslarn saymakla geirmediimizi tahmin etmesi iin ona zel Grev Ekibi'nden yeterince sz ettik. Sanrm NMA'y bu olayn iine ekmek istiyor." "Bak, kendimizi ona teslim etmi bulunuyoruz ama niin bylesine Makyavelce davrandn anlamyorum." - 67 "Bir fikrim var," dedi Gamay. "niversitedeki baz bilim adamlarnn biyoloji polisleri gibi davrandn syledi. O da belirli bir niversiteye bal. ma ettikleriyle arasnda balant kurmamz istemedi." "Ben de dikkat ettim," dedi Paul yataa uzanp gzlerini kaparken. "Yani sence Ramirez bir botaniki roln yapan bir biyo-polis mi?" "Bence anlaml," dedi Gamay ve dnmeye balad. "tiraf etmem gerekir ki, bu konuyu aratrmak istememin temel nedeni u k-zlderilinin antasnda bulduumuz gereler. lkel bir yaam sren bir yerlinin bylesine yksek teknoloji rnlerine nasl sahip olduunu merak ediyorum." Yatan teki yanndan dzgn soluk seslerinden baka bir ses gelmedi. Paul istedii anda uykuya dalma becerisini ie komutu. Gamay ban sallayarak rty stne ekti ve uyumaya alt. Gnele birlikte uyanacaklard ve herhalde ok uzun bir gn olacakt. 6 Meksikal gmrk kulbenin penceresinden eilip beyaz Ford kamyonetteki iki erkee bakt. Eski ortlar, tirtler giyip Foster Grant gzlkleri takan adamlarn balarndaki beysbol keplerinde yem dkknlarnn logolar okunuyordu. "Ziyaret nedeniniz?" diye sordu gmrk direksiyonda oturan iri yapl adama. Src parmayla arkadaki oltalar ve dier gereleri iaret etti. "Bala kacaz." "Keke ben de sizinle gelebilseydim," dedi gmrk glmseyerek ve Tijuana'ya doru gitmeleri iin izin verdi. Gmrkten geince yolcu koltuunda oturan Zavala sordu. "Niin Spies Like Us filmindeki gibi davranyoruz? NUMA kimliklerimizi gstermemiz yeterliydi." Austin srtt. "Bylesi daha elenceli." "Temiz yzl grndmzden terrist ya da uyuturucu kaaks sanmadklar iin anslyz."

"Klk deitirme uzmanlar olduumuzu dnmeyi yeliyorum," dedi Austin ve arkadana bakarak devam etti. "Bu arada umarm Amerikan pasaportun yanndadr. Meksika'da taklp kalman istemem." "Sorun yok. Bir Zavala snr ilk kez gizlice gemiyor." - 69 Zavala'nn ailesi doup bydkleri Morales, Meksika'dan 1960'h yllarda Rio Grande Nehri'ni ap gemiti. stelik annesi o tarihte yedi aylk hamileydi, ama bu yeni doacak bebeiyle El Norte'de yepye. ni bir yaama balama kararn etkilemesine izin vermemiti. Santa Fe, New Mexico'ya yerlemiler ve Zavala orada dnyaya gelmiti, iyi bir marangoz ve ahap oymacs olan babasnn sanat kentte gzel evler ina etmek isteyen zenginler tarafndan kefedilmiti. Ayn nemli kiiler yeil kart almasna ve daha sonra vatandala gemesine de yardmc olmulard. Kiralk aralarn Meksika'ya girmesi yasak olduundan kamyoneti Red Ink'in destek ekibinden dn almlard. San Diego'dan gneye doru inip Meksika ve Amerika'nn tipik bir karm saylan Chula Vista adl snr kasabasndan gemilerdi. lkeye girince Tijuana'nn gitgide yaylan varolarnn dndan dolanp Baja Kaliforniya Yarmadas boyunca uzanan MEX 1 ya da Carretera Transpeninsula karayoluna ktlar. Hediyelik eya dkknlar, moteller, taco mutfaklaryla dolu El Rosarita ksa bir sre sonra arkalarnda kald. Karayolu ekili tarlalar, sol tarafta plak tepeler ve Todos Los Santos diye bilenen zmrt yeili koyun arasnda ilerlemeye balad. Tijuana'dan ayrldktan yaklak bir saat sonra Ensenada'ya dndler. Austin bu tatil ve balk kasabasn Newport-Ensenada yarlarna katld zaman tanmt. Yarn gayriresmi biti noktas Hussong's Cantina adl zemini saman kapl kt bir bard. Yeni karayolu, cepleri ikin turistleri getirmeden nce, Baja Kaliforniya Norte gerek snr saylyordu. En nl olduu dnemde Hussong's Cantina'nn mteri kitlesini, yrenin renkli kiileri, denizciler, balklar ve Ensenada'nn, sekiz yz mil uzunluundaki Baja Yarmadas'nn en ucunda yer alan La Paz kentinden nceki son uygarlk noktas olduunu bilen araba yarlar oluturuyordu. stelik Hussong's, tpk Virgin Adalar'ndaki Foxy's ya da Key West'deki Capt'n Tony's gibi dnya yznde yaayan herkesin bildii, efsanelemi barlardan biriydi. Bara girince Austin, tekilann su gibi akt, polislerin bar ile hapishane arasnda adeta bir yolcu servisi ilettii eski gzel gnleri anmsayacak gibi grnen yal bar kelebeklerini grnce ok memnun oldu. - 70 Bir masaya oturup huevos rancheros smarladlar. "Tam bana gre/1 dedi Zavala ataln yada pimi yumurta ile salsaya daldrrken. Austin geldiinden beri barn zerinde duran, zgn ifadeli geyik kafasn inceliyordu. Bu cins bir geyiin Meksika'ya nasl geldiini merak ederek baklarn, masaya yaydklar Baja haritasyla suyun ssn gsteren uydu fotoraflarna evirdi, "ite uraya gideceiz," dedi haritada bir noktay iaret ederek. "Is deiiklii en ok bu koyun yaknnda belirginleiyor." Zavala itahla yemeini bitirdi ve elindeki Meksika rehberini at. "Burada yazdna gre ballena gris ya da gri balinalar aralk ile mart aylar arasnda iftlemek ve yavrularn dnyaya getirmek iin Baja yaknna geliyorlarm. Balinalar ortalama yirmi be ton arlnday-m ve uzunluklar ile on alt metre arasnda deiiyormu. iftleme srasnda bir erkek balina dii balinay yerinde tutarken, baka bir erkek..." Yzn buruturarak konuyu deitirdi. "Bu ksm atlasam daha iyi olacak. Gri balinalarn soyu avlanma nedeniyle neredeyse tkenmi ama 1947 ylnda korunma altna alnm." Biraz duraklayp sordu. "Bir ey soracam. Denizde yzen her eye sayg duyduunu biliyorum ama senin balinalara ilgi gstereceini sanmazdm. Niin bu kadar ilgileniyorsun? Niin bu konuyu evre Koruma Kuruluu'na ya da Balk ve Yabanl Yaam Dernei'ne brakmyorsun?" "yi bir soru. Babamn teknesinin denizin dibini boylamasyla biten olaylar zincirini neyin balattn renmek istiyorum diyebilirim. Ama tam olarak zemediim baka bir nedeni daha var." Austin'in gzlerine dnceli bir ifade yerleti. "rktc dallarm anmsatyor bana. Hani bilirsin ite. Suyun altnda yzersin, her ey yolunda gibi grnr ve birdenbire ensendeki tyler

dikenleir, raiden buz keser ve yalnz olmadn konusunda kt bir duyguya kaplrsn. Birinin seni gzetlediini hissedersin. zellikle a birinin." "Elbette," dedi Zavala dnceli bir sesle. "Aslnda bu kadarla da kalmaz. Genellikle okyanuslarn en byk, en kt, en a kpekbal-nn ardmdan geldiini aklmdan geiririm." ataln tekrar tabandaki yumurtaya daldrd. "Ama arkama baknca hibir ey olmadn ya da Parmam boyunda kt gzlerle bana bakan bir golyan balnn yzdn grrm." - 71 "Denizler gizem doludur," dedi Austin dalgn bir bakla. "Bu bir bulmaca m?" "Bir bakma. Joseph Conrad'dan bir alnt. 'Denizler asla dei, mez ve yaptklar insanolugun tm sylemlerine karn gizem dolu-dur'." Austin parmayla haritaya dokundu. "Balinalar her gn lyor Bazlarn doal nedenlerle yitiriyoruz. Bir ksm balklarn alarna taklyor, teknelerle arpyor ya da baz insanlar zehirli atklar denize atmann doru olduuna inandklarndan onlar zehirliyoruz." Bir an duraklayp devam etti. "Ama bunlarn lm saydklarmla uyumlu deil. nsanlar ie karmad zaman bile doa daima dzenin dna kar, srekli olarak yeni ayarlamalar yapar. Ama bir kargaa olmaz. yi bir caz orkestrasnn yapt emprovizasyonlar gibidir. rnein Ahmad Jamal piyano solo yapar, kendince alar ve daha sonra ritm sazlarla buluur." Uzun bir kahkaha att. "Sylediklerimin bir anlam yok." "Senin caz koleksiyonunu grdm unutma Kurt. imdi sen burada kt bir nota olduunu ileri sryorsun." "Daha dorusu evrensel bir uyumazlk var." Biraz daha dnp devam etti. "Senin benzetmen daha uygun dt. Sanki grnmeyen noktada alktan gz dnm, kt bir kpekbal dolayor." Zavala bo taban itti. "Bizim oralarda syledikleri gibi, ava kmann en iyi zaman balklarn a olduu zamandr." "Senin lde bydn biliyorum amigo," dedi Austin yerinden kalkarak. "Ama dediine de katlyorum. Hadi gidip balk tutalm." Ensenada'dan ayrlp anayola ktlar ve gneye dndler. Tpk Tljuana'da olduu gibi otellerle dkknlar seyrelip kayboldu ve karayolu iki eritli bir yola dnt. Maneadero'yu geince karayolunu brakp, tarlalarn oraya buraya serpitirilmi iftlik evlerinin ve eski misyonerlik binalarnn arasndan geen ara yollara sapp sisle kapl tepelerin denize kadar indii ssz sahile yaklatlar. Zavala haritay kontrol etti. "Neredeyse geldik saylr. Hemen u kenin ardnda." Austin neyle karlaacan tahmin edemiyordu. Yine de viraj alnca karlarnda, Baja Tortilla lrketi'ne ulatklarn spanyolca ve ngilizce bildiren tabelay grnce ard. Kamyoneti kenara ekip - 72 gresine baknd. Tabelann ardndaki iki taraf aalkl upuzun dz-gn yol byk bir binann nnde son buluyordu. . Austin direksiyona yaslanp Foster Grant gzlklerini alnna kal-jrd. "Doru yerde olduumuzdan emin misin?" j Zavala haritay uzatt. "Buras olmal." | "Galiba bir hi uruna bunca yolu geldik." | "Belki de deil," dedi Zavala. "Yediimiz huevos rancheros harikayd ve ben yeni bir Hussong's Cantina tirt aldm." i Austin'in gzleri ksld. "Rastlantlar beni kukulandrr. Tabelada 'Ho geldiniz' yazyor. Buraya kadar geldiimize gre, bakalm nasl karlanacaz." t Aalkl yola girip, konuklar iin ayrlm park yerine ulatlar. Oluklu alminyum ina edilmi, spanyol stili eik atl, kerpi cephesinde ssl bir kaps olan binann nnde Kaliforniya plakal arabalar ve birka turist otobs vard. Pien msrn kokusu kamyonetin ak camlarndan ieri doldu. ; "eytanca bir gizleme plan," dedi Zavala. "Ben de 'balinalar ldren insanlar size ho geldin diyor' yazl bir neon tabela greceimi dnmemitim zaten." "Keke silahlarmz yanmzda olsayd," dedi Zavala yapay bir ciddiyetle. "Vahi bir tortillann sana ne zaman saldracan tahmin edemezsin. Duyduuma gre adamn birine Nogales'de bir kymal tortilla saldrm..." i. "Dnte anlatrsn," diyerek arabadan indi Austin ve koyu renk ahap oymal kapya doru yrd.

Beyaz badanal antreye girdiler. Gen bir Meksikal kadn gle yzle onlar karlad. "Buenos dias," dedi gen kadn. "anslsnz. Tortilla fabrikasnn turu imdi balyor. Gezi teknesinden gelen gruba dahil misiniz?" Austin glmemeye alarak, "Kendi bamza geldik. Yoldan geerken tabelay grdk," dedi. Gen kadn tekrar glmsedi ve ounluunu, aksanlarndan Orta-bat eyaletlerinden gelme olduklar anlalan yal Amerikallarn oluturduu gruba katlmalarn syledi. Ayn zamanda rehber grevini stlenerek konuklar frn blmne gtrd. - 73 "Meksika'da msr hayat demekti ve yzyllar boyunca hem kzl, derililerin, hem de spanyol yerleimcilerin ana besin kayna olmutu." Msr uvallarnn tclere boaltld blmden getiler. "Yllarca insanlar tortillalar evlerinde piirdiler. Msr un haline gelene dek ezdiler, suyla kartrp hamur yaptlar, oklavayla ap teker teker kzarttlar. Meksika'da ve zellikle Amerika'da tortilla iin talepler artnca bu endstri olutu. Bylelikle retim merkezimizi daha retken ve salkl bir dzeye kartmay baardk." teki ziyaretilerin ard sra yrrken Austin alak sesle sordu. "Eer Meksika tortillalar iin en byk talep Amerika'dan geliyorsa, bu fabrika niin snra yakn deil? Niin yolu uzatyorlar." "yi bir soru," dedi Zavala. "Meksika'daki tortilla endstrisi hkmetle yakn ilikileri olan iadamlarnn tekelindedir. Milyar dolarlk bir endstridir. Bu kadar gneyde bir noktada fabrika kursan bile niin denize yakn olmak istersin? Lks bir otel iin ideal bir yer ama byle bir iletmenin burada olmas gerekir mi?" Rehberle birlikte dakikada yzlerce tortilla reten hamur makinelerinin yanndan getiler. Makinelerden yryen bantlarn zerine dklen dz yuvarlak ekmekleri bembeyaz nlkl ve plastik boneli iiler kontrol ediyordu. Paketleme ve datm blmne gelirken, bir kapnn zerindeki spanyolca yaz Austin'in dikkatini ekti. "Yalnzca iiler mi yazyor?" diye sordu. Joe bayla onaylad. "Burritolar ve enchiladalar hakknda yeterince bilgi aldm," diyerek kap kolunu oynatt. Kilitli deildi. "Biraz evreye baknacam." Arkadann iriyar grnmne ve beyazms salarna bakan Zavala, "Bir casus olarak yetenekli olabilirsin ama burada alanlara pek benzemiyorsun. Koridorlarda dolaan dev boyutlu bir gringo'ya oranla ben daha az dikkat ekerim," dedi. yi bir noktaya parmak basmt. "Pekl dola bakalm. Dikkatli ol. Seninle turun sonunda buluuruz. Eer rehber sorarsa, tuvalete gittiini sylerim," dedi Austin. Zavala gz krpp kapdan ieri dald. Herhangi bir terslikte ekiciliini kullanarak paasn kurtaracandan emindi ve ano'yu ararken - 74 kaybolduu konusunda bir bahane hazrlamt bile. Uzak ucunda elik bir kapdan baka hibir pencere bile olmayan upuzun bir koridorda buldu kendini. Koridoru geip kulan kapya dayad. Ses duymaynca kap kolunu evirdi ama kilitliydi. . Cebinden deiiklie uram svire ordu aksn kard. Dorusunu isterseniz, aknn iindekiler, hrszlk gereleri olarak dnyann birok yerinde tutuklanmasna neden olabilirdi. Makas, trp, konserve aaca gibi standart gerelerin yerini neredeyse tm kilitleri aabilecek ilingir aletleri almt. Drdnc deneyite kilidi at. Kapnn ardnda biraz eimli olarak giden bir koridor vard ve birincisinden farkl olarak bu koridora bir sr kap alyordu. Yalnzca soyunma dolaplarnn bulunduu odann kaps kilitli deildi. Dolaplarn kilitleri salam gibi grnyordu ama eer zaman olsayd hepsini aabilirdi. Saatine baknca turun biraz sonra biteceini anmsad. Kar duvardaki raflarda dikkatle katlanm beyaz nlkler duruyordu. Bir nl srtna geirerek malzeme dolabnda bulduu bir klipsli dosyay eline ald. Tekrar koridora kp karsndaki kapy amay denedi. Bu da kilitliydi ama birka denemeden sonra ald.

Kapnn ardnda byk bir odaya bakan yksek bir platform vard. Platformdan ayrlan darack yollar yatay ve dikey borulardan oluan an zerinden geiyordu. Makinelerin alak sesli homurtusu kulana geldi ama sesin k noktasn kefedemedi. Basamaklardan aaya inince borularn zeminden ykselip dik ayla duvardan dar ktklarn grd. Herhalde tortilla fabrikasnn su sistemini oluturuyordu. Odann dier tarafndaki kap kilitli deildi. Dikkatle anca okyanustan gelen serin rzgr yzn yalad. aknlkla olduu yerde kald. Yaklak yz metre aadaki koya bakan bir uurumun kenarndaki kk platformda duruyordu. Manzara o kadar gzeldi ki buraya bir fabrika yerine niin bir otel ina etmediklerini bir kez daha dnd. Fabrikann kenarnda durduu kntnn ardnda olduunu tahmin etti ama bulunduu yerden grmesi olanakszd. Aaya baknca beyaz kpkl dalgalarn kayalara arptn grd. Platformun ucundaki kapnn ardnda aa ya da yukar giden basamaklar yoktu. ok garip. Kapdan birka metre sonra madeni bir ray denize doru inip suyun iinde gzden kayboluyordu. - 75 Raylar gzyle izleyince evresindeki suyun renginin daha koyu olduunu fark etti. Belki de kayalarn zerindeki yosunlar suyun rengini koyultmutu. Su bir anda dalgaland ve yumurtaya benzeyen, byk, parlak bir cisim yukar doru trmanmaya balad. Elbette. Bu ray bir asansr iin yaplmt. Yumurta srekli ykseliyordu ve birka saniye iinde platforma ulaacakt. Zavala borularn bulunduu odaya dalp kapy birka santim aralk brakt. Koyu renk cam ya da plastikten yaplm yumurta platformun kenarnda durunca, kaps ald ve beyaz nlkl iki erkek indi. Zavala kendini merdivenlere att ve birka saniye iinde malzeme odasna ulat. zerindeki nl karp dikkatle katlad ve hzl admlarla koridoru geip frn blmne ulat. Halka ak olan yere geri dnn kimse fark etmedi. Austin'in turla birlikte ilerledii yne doru yrd. Yaklatn gren rehber akn ve biraz da tedirgin gzlerle ona bakt. "Bano 'yu aryordum." Gen kadnn yanaklar kzard. "Oh tabii, yolu gstereyim." Konuklarn dikkatini ekmek iin ellerini rpt. "Turumuz bitmek zere," diyerek herkese bir torba tortilla datt ve giri blmne gtrd. Arabalar ve tur otobsleri yola karken Austin ile Zavala bulgularn karlatrdlar. "Yz ifadene baklrsa kk gezintin ok yararl olmu." "Bir ey buldum ama ne olduunu bilmiyorum," diyerek grdklerini anlatt. "Suyun altnda gizlediklerine gre ne yaptklarn kimsenin grmesini istemiyorlar," dedi Austin. "Gel biraz dolaalm." Fabrika binasnn yanndan denize doru yrdler ve uurumdan yz metre nce karlarna yksek dikenli teller kt. "Okyanusu buradan gremeyeceiz," dedi Zavala. "Bakalm belki koyun teki tarafna geebiliriz." Kamyonete binip yola ktlar. Denize doru inen birka patika vard ama dikenli teller geii nlyordu. Vazgemeye karar verdikleri anda elinde bir balk oltas ve balk dolu bir sepetle denizden onlara doru yryen bir adamla karlatlar. Zavala adama seslenip denize nasl ulaabileceklerini sordu. Onlarn tortilla fabrikasyla balantl olduklarn dnen adam nce ekingen davrand ama Zavala czdanndan yirmi dolar karnca, yz gld ve dikenli tellerin arasnda srnerek geilebilecek bir yer olduunu syledi. Omuzlarna kadar ykselen allarn arasndaki patikadan onlar geirip, tel rgnn bir yerini iaret etti ve ganimetini smsk tutarak ekip gitti. Tellerin bir ksm yksee kaldrlm ve toprakta bir oyuk almt. Zavala aralktan kolayca srnd ve Austin'in gemesi iin telleri tuttu. allarn arasndaki patikay izleyip kayalarn kenarna ulatlar. Kapal koyun en gney ucundaki kntdaydlar. Eimi daha yumuak olan yamata balklarn gidi geliiyle bir patika almt. Ama NUMA grevlilerini manzara daha fazla ilgilendiriyordu. Bu adan baknca, koyu renkli madeni bina bir Conan filmindeki rktc dekorlar andryordu. Austin drbnyle binay inceledi ve yamacn bir ucuna evirdi. Zavala'nn anlatt asansr rayndan gne klar yansyordu. Baklaryla

koyun giriindeki kayalara arpan dalgalardan fabrika binasna kadar her taraf tarad. "ok zekice," dedi glerek. "Eer byk bir yapy burada gizlemeye kalkrsan, u bizim balk dostumuz gibi herkes bundan sz eder. Ama herkesin gz nnde bir fabrika kurup, her gn insanlar gezmeye davet edersen, her trl karanlk ilerin iin inanlmaz bir paravan oluturursun." Zavala drbn alp kardaki kayalar gzden geirdi. "Niin su geirmez bir asansr yaplr ki?" "Yantn bilmiyorum. Ama sanrm grebileceimiz her eyi grdk." Binann evresinde ya da kayalarn stnde dolaan birilerini grmek umuduyla birka dakika daha oyalandlar ve tepelerinden uan deniz kularndan baka hareket eden bir canlya rastlamadlar. Biraz sonra telin altndaki oyuktan dier tarafa getiler. Zavala yolu gsteren balkya asansr ya da koyda bakaca gariplikler grp grmediini sormak istiyordu ama paray alan adam ortadan kaybolmutu. Kamyonete atlayp kuzeye dndler. Austin hi konumadan arabay sryordu. Zavala eski deneyimlerine dayanarak arkadann bir plan oluturmaya altn ve akln- 77 da her eyi dzene sokunca ayrntlaryla anlatacan biliyordu. Ense-nada'ya yaklarken Austin sordu. "NUMA hl San Diego yaknlarn-daki deneylerini srdryor mu?" "Bildiim kadaryla evet. Aslnda yartan sonra deneylerin nasl gittiini soracaktm." Austin ban sallad ve yol boyunca eski maceralarndan, Meksi-ka'daki genlik yaramazlklarndan sz ettiler. Snrdaki trafik bir smklbcek hzyla ilerliyordu. Zaman kazanmak iin NUMA kimliklerini gsterip yldrm hzyla geip gittiler. San Diego'ya ulanca krfeze doru gidip kent marinasna vardlar. Dzinelerce yelkenli ve motorlu teknelerin bal olduu iskelelerden geip daha byk gemiler iin ayrlan blme gelince, kt burunlu, yeilimsimavi gvdesinde byk harflerle 'NUMA' yazan yaklak otuz metrelik tekneyi grdler. Gvertede dolanan bir tayfaya kaptann yerinde olup olmadn sorunca kaptan kprsne karldlar ve baz haritalar inceleyen ince yapl, esmer tenli bir adamla karlatlar. Jim Contos NUMA filosunun en yetenekli kaptanlarndan biriydi. Tarpon Springs'de snger avcl yapan bir babann olu olarak dnyaya gelmiti ve yrmeye baladndan bu yana teknelerin zerindeydi. "Kurt, Joe," dedi Contos geni glmsemeyle. "Ne kadar gzel bir srpriz! evrede olduunuzu duymutum ama Sea Robin'i onurlandracanz tahmin etmemitim. Neler yapyorsunuz?" Zavala'ya bakarak devam etti. "En azndan senin neler yaptn biliyorum." Zavala'nn dudaklar kendine zg uuk glmseyile bkld. "Dn Krt'le birlikte offshore yarna katldk." Kaptann kalar atld. "Hey, teknenizin bana gelenleri duydum ve gerekten zldm." "Teekkrler," dedi Austin. "O halde len gri balinalar da duydun?" "Duydum. ok garip bir yk. Hangi nedenle ldklerini biliyor musunuz?" "Belki senin yardmnla renebiliriz." "Elbette, elimden geleni yaparm." "Sea Robin ile kk tekneyi alp snrn gneyinde biraz dalmak istiyoruz." ! Contos glmeye balad. "Byk bir iyilik isterken, dalga gemiyordunuz anlalan." Bir an dnp omzunu silkti. "Niin olmasn? Buradaki deneyleri bitirmi saylrz. Meksika sularnda almak iin szl bir izin almak benim iin yeterli." Austin ban sallayp hemen NUMA'y arad. Cep telefonuyla birka dakika konuup almac Contos'a uzatt. Kaptan biraz dinledi, birka soru sordu ve telefonu kapatt. "Gneye gidiyoruz gibi grnyor. Gunn onaylad." Rudi Gunn NUMA'nn VVashington'daki harekt mdryd. "En fazla iki gn. Sizleri tekrar ie gndermek iin hemen geri aryor. Ama bir ey var. Bu kadar ksa srede Meksika hkmetinden olur alamayacamz sylyor." "Eer biri kp sorarsa, rotamz ardmz syleriz," dedi Austin masum bir ifade taknarak.

Contos glerek kaptan kprsndeki klar ve gstergeleri iaret etti. "Bu gemideki bunca elektronik aygttan sonra birilerini inandrmak epey zor olur. Belki Sea Robin irkin saylr ama dnyada neler olup bittiini gayet iyi takip eder. Eer tekneyi sorgularlarsa ileri Bakanl'nn sorunu halletmesini isteriz. Ne zaman yola kmay dnyorsunuz?" "Eyamz toplayp en ksa zamanda geri dneriz. Gerisi sana kalm." "Yarn sabah saat yedide yola karz," diyerek dnd ve tayfalara gerekli emirleri vermeye balad. Arabaya doru yrrlerken Austin arkadana Contos'un ne demek istediini sordu. "Birka kez ayn kadn paylatk," dedi Zavala omzunu silkerek. "Bakent evresinde iliki kurmadn bir tek kadn yok mu?" Zavala bir an dnd. "Yalnzca first leydi. Bildiin gibi evli kadnlarla iliki kurmam." "Bunu duyduuma sevindim," dedi Austin direksiyona geerken. "Ama eer boanrsa, dnebilirim..." Austin kamyoneti altrd. "Sanrm Nogales'de bir burritonun saldrsna urayan adamn yksn anlatmann tam zaman." - 79 7 Bulutsuz maviliin iinde koyu yeil bir McDonnell Douglas helikopter, Squaw Dalar'nn kayalk tepelerini ap, Tahoe Gl'nn durgun sularna alald ve rkm bir yusufuk gibi Kaliforniya sahiline yneldi. Bir an olduu yerde duraklayarak amlarn arasndaki beton piste indi. Pervanesi durmak zereyken neredeyse fil byklnde bir Chevy Suburban yanat. Helikopterle ayn koyu yeil renkte niforma giymi olan src arabadan kt ve inen yolcuyu selamlad. "Bu taraftan Kongre yesi Kinkaid," diyerek yolcunun elindeki ufak valizi ald. Arabaya binip ormann iindeki asfalt yola saptlar ve birka dakika sonra San Simeon'daki nl Hearst atosunun ahap rneini andran yapnn nnde durdular. Akamst gnei kuleleri, duvarlar gerekd bir siluete dntrmt. Evin ahap kaplamalar iin herhalde bir orman dolusu aa kesilmiti. katl ana binann evresini aralarnda balantlar bulunan eitli byklklerde yine ahap binalar sarmt. Kongre yesi Kinkaid, "Buras Mormon Tapnaklarmdan bile daha byk," diye mrldand. "Valhalla'ya ho geldiniz,"r) dedi src ifadesiz bir sesle, n skandinav mitolojisinde, kahramanlarn ruhlarnn iinde yaad tanr Odin'in saray- 80 Arabay evin nne park edip, konuun valizini ald ve geni basamaklardan, bir bowling salonu byklndeki verandadan geip, tm duvarlar koyu renk ahap kapl daha da byk hole girdiler. Yine koyu renk ahap kapl birka koridordan geip, Gotik kemer tarznda, kabartmal dkme demir kaplara ulatlar. "Valizinizi odanza gtrrm efendim. Sizi bekliyorlar. Oturacanz yerde adnzn yazl olduunu greceksiniz." Src duvardaki zile basnca ift kanatl kap sessizce ald. Kinkaid ieri girdi ve kap ardndan kapanrken soluunu tuttu. Koskocaman, yksek tavanl bir odadayd. Byk oday yine byk boyutlu bir minenin alevleri ve duvarlar ssleyen savarken insanlarn karlkl olarak birbirlerini paraladklar dnemlerin ldrc gereleri olan zrhlar, mzraklar, sava baltalar, kllar, bayraklar arasna serpitirilmi mealeler aydnlatyordu. Odann tam ortasndaki cismin yannda lmcl gereler nemini yitirir gibiydi. Yirmi be metre uzunluunda, mee gvdesi ba ve k tarafnda yuvarlatlarak ykseltilmi bir Viking gemisi vard karsnda. Tek bir deri yelken esecek rzgr bekler gibiydi. Arkaya yakn dik bir rampa, gverte boyunca uzanan masaya ulamay salyordu. Vietnam Sava'na donanma subay olarak katlm olan Kinkaid, bylesine rktc ortamlardan ekinecek biri deildi. Kararl bir ifadeyle enesini ne kartp, rampay trmand. Masann evresinde merakla kendisine bakan yaklak iki dzine erkek vard. Son bo iskemleye oturup dierlerine bakt. Sa

tarafnda oturan konukla tam konumaya balayacakken, holn sonundaki ift kanatl kap ald. eri giren kadn, mealelerin titrek nda uzun bacaklaryla mesafeyi yutarcasna yryp gemiye yaklat. Darack yeil giysisi atletik bedenini olduu gibi gzler nne seriyordu ama en etkileyici yn uzun boyuydu. Neredeyse iki metreyi geiyordu. Kadnn yz ve vcudu kusursuzdu ama ancak bir buzda kadar gzel ve souktu. Gney Kutbu'ndaki buzlarn arasndan frlama benziyordu. Sar salar bann arkasnda smsk bir topuz biiminde toplanm, mermeri ardran cildi ve buz mavisi iri gzleri ortaya karlmt. Gverteye kp masaya yaklat. artacak kadar yumuak bir - 81 Mavi Altn / F: 6 sesle konuklar teker teker simleriyle karlad ve geldikleri iin teekkr etti. Sra kongre yesine gelince kusursuz gzleriyle adamn sert hatl yzne bakt ve elini adeta bir mengene gibi skt. Sonra masann bandaki yksek arkalkl koltuuna yerleti. Souk olduu kadar ekici glmseyiiyle konuklarna bakt. "yi gnler beyler," derken sesi baarl bir konumacnn tonuna yaklamt. "Adm Brynhild Sigurd. Hi kukusuz burasnn nasl bir yer olduunu merak ediyorsunuz. Valhalla benim hem evim, hem de brom ama ayn zamanda skandinav kklerimin bir sergisi. Ana bina bir Viking salonunun bytlm biimidir. teki yaplar ise brolar, konuk odalar, spor salonu ve ilkel skandinav sanatlar koleksiyonumun sergilendii salon olarak kullanlmaktadr." Bir kan kaldrarak devam etti. "Umarm hibiriniz deniz tutmasndan rahatsz olmazsnz." Glmelerin bitmesini bekleyip konumasn srdrd. "Bu gemi Gogstad Viking gemisinin bir kopyasdr. Yalnzca bir sahne dekoru deildir; benim olanaksz olanlarn bile ele geirilebileceine olan inancm simgeler. Biiminin fonksiyonel gzelliine hayran olduum gibi, bana srekli olarak Vikinglerin maceraperest ve korkusuz olmadklar takdirde denizleri aamayacaklarn anmsatt iin ina ettirdim. Belki da onlarn ruhu burada verilecek kararlar etkileyecektir." Bir an susup devam etti. "Herhalde sizleri niin davet ettiimi merak ediyorsunuz." Sert bir ses kadnn konumasn kesti. "Bana kalrsa, bizlere ya da kendi setiimiz bir hayr kurumuna elli bin dolar vermeyi vaat etmeniz bu davete katlmamzda etkili oldu," dedi Kongre yesi Kinkaid. "Ben bu paray doum kusurlar zerinde aratrma yapan bir kuruma baladm." "Drstlnzle tanndnz dnnce, daha baka trl davranmanz beklemezdim dorusu." Kinkaid homurdanarak arkasna yasland. "Sznz kestiim iin beni balayn. Ltfen ey... ilgin konumanza devam edin." "Teekkr ederim," dedi Brynhild. "Beyler siz lkenin drtbir kesinden geldiniz ve eitli giriimleri temsil ediyorsunuz. Aranzda politikaclar, brokratlar, akademisyenler, lobiciler ve mhendisler var. Sizler - 82 ve ben bir tek noktada birbirimizi balyz. Su. Bugnlerde ktln snrna gelmi olan bir madde. lke tarihinin en byk kuraklyla kar karya olduumuzu herkes biliyor. yle deil mi Profesr Dearborn? Bir iklim bilimcisi olarak ltfen bize durumu biraz aklar msnz?" "Memnuniyetle," dedi orta yal adam. Kendisine sz verilmesine arm gibiydi. Parmaklarn seyrelmi ak renk salarnn arasnda dolatrd. "Bu lkenin orta blmnde ve Arizona'dan Florida'ya kadar olan gney kesiminde orta ile iddetli dereceler arasnda kuraklk yaanyor. Yani birbirine komu olan krk sekiz eyaletin drtte birinde bu durum sz konusu. Herhalde daha da ktye gidecektir. Ayrca Gller Yresi'nde de su dzeyi imdiye dek llm olan en dk dzeyde. Byk boyutlarda bir kuraklk yaamamz sz konusudur. Onlarca yl srecek bir mega kuraklk her an dnlmelidir." Masann evresinden mrltlar ykseldi. Brynhild nnde duran ahap kutuyu ap elini soktu ve kum taneciklerinin uzun parmaklarnn arasndan akp gitmesine izin verdi. "Parti sona erdi beyler. nmzde kurak, tozlu bir gelecek var."

"Her eye karn Bayan Brynhild," dedi bir Nevada'l. "Bize yeni bir ey sylemiyorsunuz. Vegas'n durumu ok kt olacak. Los Angeles ile Phoenix'in de farkl olaca dnlmyor." Gen kadn sessizce alklarcasna ellerini bititirdi. "Haklsnz. Ama eer sizlere kentlerimizi kurtarmann bir yolu olduunu sylersem?" | "Bunu duymak isterim," dedi Nevada'l. Brynhild kutunun kapan szlerine g katarcasna kapatt. "lk adm imdiden atld. ounuzun bildii gibi kongre Colorado Nehri sularnn datm zerinde zel denetim olmasna izin verdi." Kinkaid masaya doru eildi. "Herhalde biliyorsunuz Bayan Sigurd, ben bu neriye kar kmtm." "Neyse ki taraftar toplayamadnz. Eer bu yasa kabul edilmeseydi, bat blgesinin sonu felaket olacakt. Barajlarda ancak iki yl yetecek kadar su var. Bu miktar bitince Kaliforniya'nn byk bir blmn, Arizona'y, Colorado'yu, New Mexico'yu, Utah' ve Wyoming'i boaltmak zorunda kalabilirdik." - 83 "Washington'daki sersemlere sylediklerimi yineleyeceim. Hoover Baraj'n zelletirmek su kaynaklarn arttrmayacaktr." "Konu bu deil. Sorun suyun kayna deil, datm. Sularn byk bir ksm doru kullanlmyor. Hkmet sbvansiyonuna son vermek ve suyun datmn zel sektre brakmak, boa aktlmamasnn birinci nedeni olacaktr. Boa harcamak hibir zaman kr getirmez." "Yine de temel savm ileri sryorum," dedi Kinkaid. "Su kadar nemli bir madde, kamuoyuna hesap verecek konumda olmayan irketlerin eline braklmamaldr." "Kamuoyunun elinde bir frsat vard, bundan yararlanmay beceremedi. imdi ise suyun bedeli arz ve talep durumuna gre saptanacak. Pazar ekonomisi geerli olacak. Yalnzca paray verebilecek olanlar suyu alabilecek." "Ben de grmelerde aynsn syledim. Zengin kentler refaha ularken, yoksul topluluklar susuzluktan lecek." Brynhild boyun emedi. "Ne olacak? Suyun eski sistemde olduu gibi kamu irketleri tarafndan datldn dnn. Sonunda nehirler kuruyacak. Bat blgesi bir toz anana dnecek. Nevada'l konuun dedii gibi Los Angeles, Phoenix ve Denver hayalet kentler haline gelecek. Las Vegas'n bo kumarhanelerinin arasnda byyecek yabanl kadife ieklerini gznzn nne getirin. Ekonomik bir felaket yaanacak. Sermaye piyayas kecek. Wall Street size srtn dnecek. Parasal gc yitirmenin anlam Washington'da da g kayb demektir. Bayndrlk hizmetlerinin paras lkenin baka blgelerine akacak." Yaanacak felaketleri ard ardna sralayp konumasn srdrd. "Bat blgelerinin halk sanki Gazap zmleri'den frlam gibi yeni 'Oki'ler olacaklar. Ancak Vaat Edilen Topraklar'a doru batya gidecekleri yerde ailelerini Lexus ve Mercedes arabalarna bindirip douya ynelecekler." Etkili sesine alayc bir ifade ekleyerek, "Zaten kalabalk olan dou sahilinin, binlerce, milyonlarca isiz batlnn mahallelerine akn etmesine nasl bir tepki gstereceini kendinize sorun," dedi. Szlerinin etkisini arttrmak iin sustu. "Oklahoma halknn bizi kanatlarnn altna almay reddetmesi ilgin olmaz m?" "Onlar sulamam," dedi Gney Kalifomiya'l bir inaat. "Tpk Kaliforniya halknn bykbabam karlad gibi silahlar, eteler ve yollara kuracaklar barikatlarla bizi karlayacaklardr." Arizona'l bir ifti ac ac glmsedi. "Eer siz Kaliforniya'lar bu kadar agzl olmasaydnz, herkese yetecek kadar suyumuz olurdu." Bir anda herkes hep bir azdan konumaya balad. Brynhild birka dakika tartmann srmesine izin vererek parmaklarn masaya vurdu. "u andaki sonusuz tartma, onlarca yldr su konusunda yaplan mnakaalardan hi de farkl deil. Eski gnlerde iftiler su kullanma hakk nedeniyle birbirini vuruyordu. Bugn ise silahnz dava amak. zelletirme bu kavgalara son verecektir. Kendi aramzdaki atmalara son vermeliyiz." Alk sesleri salonda yankland. "Bravo," dedi Kinkaid. "Gzel konuma yeteneinizi alklyorum ama zamannz boa harcyorsunuz. Kongreden bu konuyu tekrar gzden geirmesini isteyeceim."

"Bu, bir hata olabilir." Kinkaid st rtl tehditi fark etmeyecek kadar heyecanlyd. "Hi sanmyorum. Colorado Nehri datm sistemini ellerinde tutan zel irketlerin bu berbat yasay etkilemek iin yz binlerce dolar harcadn gvenilir kaynaklardan rendim." K' "Aldnz bilgi doru deil. Milyonlar harcadk." "Milyonlar m? Siz mi?" "Kii olarak deil, benim irketim, szn ettiiniz irketlerin zerindeki kalkandr." "ok ardm. Yani Colorado Nehri sizin denetiminizde mi?" "Daha dorusu salt bu amala kurulmu tzel bir irketin denetiminde." "Samalk! Bunlar bana sylediinize inanamyorum." "Yaplan hibir ilem yasad deildir." "Los Angeles'de kent su departman Owens Vadisi Nehri'ni ald zaman da byle demilerdi." "Beni destekliyorsunuz. Bu konu yeni deil. Los Angeles suyun denetimini komularndan almak iin uzmanlar, avukatlar ve arazi yat- 85 rmclarndan oluan bir ordu gnderip ln ortasndaki en byk, en zengin ve en gl kent olmay baard." Profesr Dearborn sze kart. "zr dilerim ama ben de kongre yesiyle ayn fikirdeyim. Los Angeles olay su emperyalizminin klasik bir rneidir. Eer syledikleriniz gerekse, suyu tekelinize almak iin altyap oluturuyorsunuz demektir." "Bir senaryo anlataym Dr. Dearborn. Diyelim ki kuraklk sryor. Colorado Nehri talepleri karlayamyor. Kentler susuzluktan lyor. Artk su hakkn tartan avukatlarn yerine eski gnlerde olduu gibi kuyularn banda silahlar konuacaktr. Bunu dnn. Susuzluktan kvranan insan topluluklar sokaklarda yetkililere saldracaktr. Dzen tmyle yklacaktr. Bir kyaslama yaplrsa Watts Ayaklanmas okul ocuklarnn bir kavgas gibi grnecektir." Dearborn kendinden gemi gibi ban sallad. "Haklsnz," derken huzursuzluu belli oluyordu. "Ama eer beni balarsanz... bunlar doru gibi grnmyor." Brynhild hemen yantlad. "Bu bir yaam sava profesr. Kendi irademizle ya yaayacaz ya da leceiz." Kinkaid profesr savunmaya kalkt. "Yapay senaryolarla aklnz kartrmasna izin vermeyin Profesr Dearborn." "Anlalan sizin fikrinizi deitirmenizi salayamadm." Kinkaid ayaa kalkt. "Hayr. Ama ne yaptnz syleyeyim. Bu konuyu komitenin nne bir kez daha getirmem iin bana gerekli fitili verdiniz. Tekellemeye kar harekete geilmesi beni artmaz. Colorado Nehri yasasna olumlu oy veren meslektalarmn tm sistemin bir tek irket tarafndan ynetileceini rendikleri zaman fikirlerini deitireceklerine bahse bile girerim." "Bunu duyduuma zldm," dedi Brynhild. "Sizinle iim bittii zaman ok daha fazla zleceksiniz. imdi bu lunaparknzdan ayrlmak istiyorum." Gen kadn zgn gzlerle ona bakt. Kendisine kar kullanld zaman bile gce hayranlk duyuyordu. "Pekl," diyerek kemerine takl telsize bir eyler syledi. "Valizinizi indirip helikopteri hazrlamalar birka dakika srecek." - 86 Salonun kaps ald ve daha nce Kinkaid'e elik etmi olan adam grnd. Onlar dar knca Brynhild dier konuklarna dnd. "Belki bazlarnz bu kurakl bir felaket olarak gryor ama ayn zamanda bizlere bir altn frsat sunuyor. Colorado Nehri planmzn yalnzca bir paras. lkenin ok eitli blgelerindeki su sistemlerinin denetimini ele geirmekteyiz. Hepiniz kendi toplumlarnznda bizim amalarmzn baarya ulamas iin etkili olabilecek konumlardasnz. Bu odada bulunan herkes, belki de hayal edemeyecei kadar byk dllere sahip olacaktr. Ayn zamanda herkesin iyilii iin de alm olacaksnz." Gzleriyle masann evresinde oturanlar tarad. "Gitmek isteyen varsa, imdi gidebilir. Yalnzca bu toplant hakknda sessiz kalmanz rica edeceim."

Konuklar baktlar. Huzursuzca kprdandlar ama hibiri gitme frsatndan yararlanmaya kalkmad. Hatta Dearborn bile. Birdenbire garsonlar ieri girdi ve masaya birka srahi su ile herkesin nne birer bardak brakt. i Brynhild konuklarna bakarak sze balad. "Los Angeles'a suyu getiren kii William Mulholland idi. Owens Vadisi'ni iaret etti ve, 'te orada, gidin aln,'" dedi. Garsonlar iaret alm gibi bardaklara su doldurup dar ktlar. Brynhild bardan kaldrd. "te orada. Aln." Dudaklarn bardaa gtrp byk bir yudum iti. Konuklar garip bir ayin geleneini yerine getiriyormu gibi onun izinden gittiler. "Pekl," dedi kadn. "imdi bundan sonraki adma gelelim. Evlerinize gidip haber bekleyeceksiniz. Sizden bir ey istendii zaman, sorgusuz sualsiz yerine getireceksiniz. Bu toplantda olup bitenler hi kimseye aktarlmayacak. Hatta buraya geldiinizi bile anlatmayacaksnz." Teker teker yzlerini inceledi. "Eer baka bir soru yoksa," derken ses tonu tartmann sona erdiini belirtiyordu. "Ltfen keyfinize bakn. On dakika sonra yemek salonunda yemek servisi yaplacak. Be yldzl bir aba getirttiim iin memnun kalacanz umuyorum. Yemekten sonra Las Vegas'dan gelen bir grup gsteri yapacak ve odalarnza gtrleceksiniz. Yarn sabah kahvaltdan sonra buraya geli - 87 sranza gre ayrlacaksnz. Sizlerle tam bir ay sonraki toplantda g. receiz." Szn bitirince masadan kalkt, salonu geip ift kanatl kapdan dar kt. Uzun bir koridorun sonundaki odaya girdi. ki erkek ellerini arkalarnda balam, bacaklar ayrk, kprdamadan durmu, kara gzleriyle bir duvar boyunca uzanan ekranlara bakyorlard. Bir rnek siyah deri ceket giymi olan tek yumurta ikizleriydiler. Ayn tknaz gvdelere, kk elmack kemiklerine, slak saman rengi salara ve koyu renk atk kalara sahiptiler. "Konuklarmz hakknda ne dnyorsunuz?" dedi Brynhild alayc bir sesle. "Bu solucanlar grevlerini yapp topra gevetecekler mi?" Akllarnda yalnzca bir tek konu olan ikiz kardeler bu benzetmeden hibir ey anlamadlar. Sadaki ikiz Dou Avrupa aksanyla sze balad. "Hangisini ortadan..." "...kaldrmamz istiyorsunuz?" diye bitirdi cmleyi soldaki ikiz. Tekdze sesleri de birbirinin eiydi. Brynhild memnunlukla glmsedi. Melo ve Radko Kradzik kardeleri, Lahey'deki mahkemeye insanla kar su ilemekle sulayarak karmaya abalayan NATO glerinin elinden kurtarrken yerinde bir karar verdiine bir kez daha inand. kizler klasik anlamda psikopatt ve Bosna sava olmasayd bile insanla kar su ileyeceklerdi. Paramiliter olmalar, milliyetilik adna iledikleri cinayet, tecavz ve ikence sularna biraz olsun ya-sallk getiriyordu. Bu canavarlarn ana rahminden domu olmalarna inanmak bile zordu ama nasl baarmlarsa, birbirlerinin dncelerini okuma yeteneklerini gelitirmilerdi. Ayr bedenlerde yaayan ayn insan gibiydiler. Aralarnda szl bir iletiim kurmaya gerek duymadklarndan daha da tehlikeli oluyorlard. Brynhild onlar birbirinden ayrt etme giriimlerinden vazgemiti. "Sizce kimlerin ortadan kaldrlmas gerekir?" kizlerden biri adeta ikence etmek iin yaratlm gibi grnen, peneyi andran parmaklarn uzatp videonun dmesine bast. tekisi mavi giysili bir erkei iaret etti. "unun," dedi ikisi bir azdan. - 88 "Kongre yesi Kinkaid mi?" ' "Evet bu adam..." "... sizin anlattklarnzdan holanmad." "Bakalar da var m?" Video biraz daha geri alnd ve tekrar iaret ettiler. "Profesr Dearborn mu? ok yazk olacak ama sanrm sizin igdleriniz ok gl. Vicdanyla hesaplamak isteyen birilerini aramzda bulunduramayz. Pekl, onun hesabn da grn. Elinizden geldiince dikkat ekmeyin. Uzun

vadeli planlarmz grmek zere ok yaknda bir ynetim kurulu toplants yapacam. O tarihe kadar her eyin hallolmasn istiyorum. u sersemlerin on yl nce Brezilya'daki ii yzlerine gzlerine bulatrmalarna benzeyen bir tek hata bile kabul etmem." Odadan kp ikizleri yalnz brakt. Adamlar akam yemei iin a gzlerle akvaryumun iindeki en iman bal semeye alan bir kedinin ifadesiyle kprdamadan ekrana bakyorlard. - 89 8 Dr. Ramirez iskeleden el sallayp, iyi yolculuklar dilediinden bu yana nehrin manzaras pek az deimiti. Hava teknesi kvrm kvrm giden, koyu yeil sularn zerinde kayarcasna ilerliyordu. Nehrin iki kysndaki sk aalar, ormann bitmek bilmeyen gece karanl ile arasnda bir duvar oluturur gibiydi, bir noktada birikintiler yolu tkadndan durmak zorunda kaldlar. Uak motorunun beyni karncalandran homurtusunun kesilmesi ikisine de iyi geldi. Birbirine girmi ktklere ve dallara ipler balayp skkl zdler. Yaptklar i epey zaman aldndan, aatan duvar seyrelip kydaki aklklar ve ekili tarlalar grnmeye baladnda akamst olmutu. Sonra birdenbire orman bitti ve saz kulbeler grnd. Paul motorun hzn kesti ve teknenin dz burnunu amurlu kyya sralanm aa gvdesinden oyulma kanolarn arasna soktu, istedii noktaya yerleince moturu durdurdu. Bandaki NUMA yazl beysbol kepini karp yelpazelendi. "nsanlar nerede?" Dr. Ramirez'in bulunduu yerde grltyle gnlk ilerini yapan yerlilerle kyaslaynca, burann sessizlii garip gelmiti. Terk edilmi gibi grnyordu. Yalnzca baca deliklerinden kan gri duman ksa bir sre ncesine kadar kulbelerde birilerinin bulunduunu gsteriyordu. "ok garip," dedi Gamay. "Sanki veba salgn var." 90 Paul malzeme kutusunu ap, srt antasn kard. Dr. Ramlrez uZun namlulu Colt tabancay almalar iin srar etmiti. Ar hareketlerle antay ayaklarnn arasna yerletirdi, elini sokup klf at ve kabzann gven verici sertliini avucunda hissetti. "Beni veba endielendirmiyor," dedi alak sesle, sessiz kulbelere bakarak. "Kanonun iindeki l kzlderiliyi dnyorum." Paul'n antada ne aradn fark eden Gamay de ayn kaygya kaplmt. "Tekneden indikten sonra geri dnmemiz belki de zor olur," dedi usulca. "Birka dakika daha bekleyelim ve bakalm neler olacak." Paul onaylad. "Belki siesta yapyorlardr. Hadi onlar uyandralm." Ellerini azna gtrp olanca sesiyle, "Merhaba!" diye bard. Tek yant sesinin yanks oldu. Bir kez daha denedi. Hibir ey kprdamad. Gamay glmeye balad. "Byle bir sesi duymadklarna gre uykular ok derin olmal." "rktc," diyerek ban sallad Paul. "Burada oturmak ok skc. Ben gidip bir bakacam. Beni korur musun?" ; "Bir elim tabancada dieri kontak anahtarnda olacak. Kahramanlk yapmaya kalkma." "Beni tanrsn. Bir sorunla karlarsam, koup gelirim." Paul Trout yerinden kalkt ve gverteye kt. Karsnn kendisini koruyacandan emindi. Racine kasabasnda byrken babas Ga-may'e ate etmesini retmiti ve her cins silah ustalkla kullanabiliyordu. Paul onun bir kum piresini, sraynn ortasndayken gznden vurabileceinden emindi. Kulbeleri tekrar gzden geirip kyya atlad ve olduu yerde kald. En byk kulbenin karanlk giriinde bir hareket grr gibi olmutu. Sanki biri kapnn kenarndan bakm ve gzden kaybolmutu. Bir kez daha ayn grnty yakalad. Birka saniye sonra bir adam ortaya kp el sallad. Selamlamak iin seslendi ve nehre doru yrmeye balad. Kyya gelince durup terden srlsklam olmu ipek bir mendille slak yzn kurulad. ri yapl bir adamd ve geni kenarl hasr apkasnn yksek tepesi boyunu daha da uzun gsteriyordu. Bol kesimli beyaz pamuklu pantolonunun beline naylon bir ip geirilmiti. Uzun

kollu beyaz gmlei ise boynuna kadar ilikliydi. Gne sol g. zndeki tek gzln camnda parlyordu. "Merhaba," dedi hafif bir aksanl sesle. "Yamur ormannn pa. ris'ine ho geldiniz." Paul adamn arkasndaki harap kulbelere bakt. "Eyfel Kulesi nerede?" "Ha ha ha. Eyfel kulesi ha. Harika! te urada Zafer Ant'ndan pek uzakta deil." Nemli scakta uzun bir nehir yolculuu yaptktan sonra Paul'n uzun sre laf yartrmaya kalkacak hali yoktu. "Hollandal diye bilinen birini aryoruz." Adam apkasn karnca tam tepesi tra edilmi karmakark beyaz salar ortaya kt. "Emrenizdeyim. Ama ben Hollandal deilim," diyerek gld. "Yedi yl nce buraya geldiim zaman 'Deutsch' olduumu sylemitim ama herkes 'Dutch' anlad. Ben Almanm. Adm Dieter von Hoffman." "Ben de Paul Trout ve bu da, karm Gamay." Hoffman tek gzln ayarlayp gen kadna bakt. "Gzel bir hanm iin gzel bir isim," dedi kibarca. "Gzel olsun olmasn, buraya beyaz kadnlar pek sk gelmez." Paul kyn niin bu kadar sessiz olduunu sorunca Dieter'in etli dudaklar sarkt. "Kyllere saklanmalarn ben nerdim. Yabanclara kar tedbirli davranmak iyidir. Sizin dost olduunuzu grnce ortaya kacaklardr." Yine anlamsz glmsemesi yzne yerleti. "Yoksul kymze geli nedeninizi sorabilir miyim?" "Dr. Ramirez gelmemizi istedi. Biz NUMA yani Ulusal Sualt ve Denizcilik Kurumu'nda alyoruz," dedi Gamay. "Nehir yunuslar zerinde alma yapyorduk ve Dr. Ramirez'in yannda kalyorduk. O da sizi ziyaret etmemizi istedi." "Ormann telegraf sisteminden Amerikal bir bilim adam iftin buralarda olduunu duymutum. Ama bizleri ziyaret ederek onurlandracanz hi aklma gelmemiti. Dostumuz Dr. Ramirez son gnlerde nasl?" "Kendisi gelmek istiyordu ama bileini burktuu iin yola kamad." - 92 "ok kt. Onu grmek ho olurdu. ok uzun zamandr bir tek konuum bile olmad ama bu kt bir ev sahibi olduum anlamna gelmez. Herhalde terlemi ve susamsnzdr." Paul ile Gamay, pekl ama dikkatli ol, diyen baklarla birbirlerine baktlar ve tekneden ayrldlar. inde tabancann durduu antay Gamay omzuna ast. Ve yarm daire biiminde dizilmi kulbelere doru yrdler. Dieter anlamadklar bir dilde seslenince kulbelerden kzlderili erkekler, kadnlar ve ocuklar kt. rkek bir tavrla adeta hazr ol vaziyetinde durdular. Dieter bir emir daha verince ilerinin bana gittiler. Paul ile Gamay bir kez daha baktlar. Dieter bu kyde insanlarla konumuyor, emrediyordu. En byk kulbeden yirmili yalarnda ba ne eik bir kadn kt. stlerinde yalnz kk birer petemal olan dier kadnlardan farkl olarak biimli bedeni makine dokumas bir kumala batan aaya rtlmt. Dieter homurtulu bir sesle emredince, kulbeye girip gzden kayboldu. Byk kulbenin nnde drt direin tad saz kapl sundurma, ktklerden yaplm bir masayla tabureleri gneten koruyordu. Dieter konuklarna iaret etti ve taburelerden birine oturup hasr apkasn kard. Ter iindeki ban mendiliyle kurulad ve kulbenin ak kapsna doru seslendi. Kadn elindeki tepside dallardan oyulmu fincanla yanlarna geldi. Fincanlar masaya brakp birka adm geride saygyla ba ne eik bekledi. Dieter fincann havaya kaldrd. "Yeni dostlarla tanmann erefine." Fincann iinden bir tkrd duyuldu. "Haklsnz," dedi Dieter. "Buzlarn harika sesini duyuyorsunuz. Benzinle alan bir buz makinesine sahip olmam salayan ada bilim harikalarna teekkr edebilirsiniz. Bu kara derili Ademler ve Havvalar gibi yaamaya hi gerek yok." Bardan yarsn bir dikite iti. Paul ile Gamay ufak yudumlarla tadna baktlar ve hem souk, hem de alkol derecesi yksek serinletici bir iecek olduuna karar verdiler. Gamay evresine baknd. "Dr. Ramirez sizin ticaret yaptnz syledi. Ne gibi mallar satyorsunuz?"

"Yabanclar iin buras ok yoksul bir yerleim yerine benzer ama bu ilkel insanlar son derece gelimi sanat eserleri retebiliyorlar rnlerini hediyelik eya dkknlar gibi yerlere gndermelerinde araclk yapyorum." Kyn yoksulluuna baklrsa aracnn aslan payn kapt belli diye dnd Gamay. evresine dikkatle baknr gibi davrand ve sordu. "Ayrca sizin evli olduunuzu da duyduk. Karnz burada deil mi?" Paul gln elindeki fincanla gizlemeye alt. Gamay yerli kadnn Dieter'in kars olduunu pekl anlam ve adamn ona davranlarndan holanmamt. Dieter'in yanaklar kzard ve kadn ard. "Bu Tessa." Gamay ayaa kalkp elini uzatt. Kadn bir an aknlkla yzne bakt, kararsz kald ve uzatlan eli skt. "Seninle tantma sevindim. Benim adm Gamay ve bu da kocam Paul." Tessa'nn esmer yznde bir gln glgesi dolat. Dieter'in daha sonra acsn karsndan karacan hisseden Gamay ii fazla uzatmadan ban sallayp yerine oturdu. Yerli kadn biraz nce durduu yere geriledi. Dieter huzursuzluunu yapay bir glle rtt. "Ben sizin sorularnz yantladma gre... artk bu zorlu yolculuu niin yaptnz anlatr msnz?" Paul masaya doru eildi ve var olmayan gzlklerinin zerinden adamn yzne bakt. "Nehirden, ktkten oyulmu bir kanonun iinde bir kzlderili cesedi geldi." Dieter ellerini at. "Yamur ormanlar tehlikeli bir yerdir ve burada yaayanlar vahilikten ancak bir kuak sonradr. zlerek sylyorum ama l kzlderililere olduka sk rastlanr." "Ama bu farklyd," diye yantlad Paul. "Tabancayla vurulmutu." "Vurulmu mu?" "Dahas da var. Chulo Kabilesi'ne mensuptu." "Bu i ok ciddi," dedi Dieter gerdann oynatarak. "Hayalet ruhlarla balantl her ey sorun demektir." "Dr. Ramirez bu kabilenin banda bir kadn olduunu sylemiti," dedi Gamay. - 94 ; "Yaa, demek efsaneleri duydunuz. ok renkli, di mi? Ben de bir efsanevi tanra-efin varln duydum ama onunla tanma onuruna ulaamadm." "Bu kabilenin yeleriyle hi karlatnz m?" diye sordu Gamay. "Hi karlamadm ama baz ykler var tabii..." "Nasl ykler bunlar Bay von Hoffman?" "Sylentilere gre Chulo Kabilesi Tanr'nn Eli'nin te yannda yayormu. Yani biraz tedeki Byk elale'ye yerliler bu ad takm. Yan yana akan be elale dev parmaklar andryormu. elaleye ok fazla yaklaan yerliler ortalktan kaybolmu." "Ormann tehlikeli olduunu sylemitiniz." "Evet aslnda bir hayvann saldrsna uram ya da zehirli bir ylan tarafndan srlm olabilirler. Ya da belki yollarn kaybetmilerdir." "Ya yerli olmayanlar?" "Ara sra servet kazanmak amacyla buraya gelenler olur. Onlara konukseverliimi gsteririm, yaadmz evre konusunda bildiklerimi anlatrm ve Chulo topraklarndan uzak durmalar iin uyarrm." Ellerini ykar gibi ovuturarak devam etti. " ayr grup benim uyarlarma kulak asmad ve hepsi de tek bir iz brakmadan kayboldu. Yetkililere haber verdim ama herkes aalarn yuttuu insanlar bulmann olanakszln bilir." "Bu gruplarn arasnda ila sanayiinde kullanlacak bitkileri arayanlar da var myd?" diye sordu Paul. "Bildiim kadaryla ilalar, kauuk, kereste, hazineler, yitik kentler gibi her eyi aramak iin gelirler. lerinden ok az bana srlarn aar ve ben de fazla soru sormam." Dieter anlatrken Tessa sessizce elini kaldrp gkyzn iaret etti. Adam sonunda bu hareketi ve Trout'larn merakl baklarn fark etti. Bir an yz sertleti ve kaypak gl tekrar ortaya kt. "Grdnz gibi Tessa en ok, ksa bir sre nce bitki rnekleri almak iin buraya gelen bir grubun etkisi altnda kald. Gelenler aa tepelerinden kolayca

amak iin kk bir zeplin kullanyorlard. tiraf ederim ki yerliler gibi ben de araca hayran kaldm." "Kimdi bunlar?" diye sordu Gamay. - 95 "Yalnzca bir Fransz firmasn temsil ettiklerini biliyorum. Fransz-larn ne kadar ketum olduklarn bilirsiniz." "Onlara ne oldu?" "Hibir fikrim yok. erlere doru gittiklerini duydum. Belki de Chulo Kabilesi onlar ele gerdi ve yedi." Ortaya att bu fikre kahkahalarla gld. "Buraya geli nedeninize dnersek, beni uyardnz iin ok teekkr ederim, ama artk ormann ne kadar tehlikeli olduunu grdnze gre Dr. Ramirez'e teekkrlerimle birlikte geri dneceinizi sanyorum." Gamay gitgide alalan leden sonra gneine bakt. Tropik kuakta gnein adeta bir giyotin hzyla indiini biliyorlard. "Geri dn yolu iin olduka ge," dedi Gamay. "Sen ne dersin Paul?" "Gece karanlnda nehri gemek ok tehlikeli olabilir." Dieter nce kalarn att ve sonu alamayacan anlaynca tekrar glmsedi. "yleyse bu gece konuum olursunuz. yi bir uyku ektikten sonra yarn sabah erkenden yola karsnz." Gamay sylenenleri yarm kulak duydu. Tessa'nn ba artk ne eik deildi. rilemi gzleriyle dimdik Gamay'in yzne bakarak belli belirsiz ban sallad. Paul de b hareketi fark etti. ikram ettii iki ve gece kalacak bir yer salad iin Dieter'e teekkr edip, tekneden baz eyalarn alacaklarn sylediler. Nehre doru yrrlerken sanki evrelerinde grnmeyen bir g alan varm gibi yerliler geriye ekiliyordu. Gamay motorun yan kontrol ediyormu gibi davrand. "Tessa'y grdn m?" diye sordu. "Bizi uyaryordu." "Gzlerindeki korkuyu okumamak olanaksz," dedi Paul ya ubuunu inceleyerek. "Sence ne yapmamz gerekir?" "Fazla seeneimiz yok. Geceyi bu Mutlu Kamp'ta geirmek iin can atmyorum ama biraz nce aka yapmyordum. Bu nehri karanlkta gemeye almak lgnlk olur. Bir nerin var m?" "Evet var," dedi Gamay, gitgide kararan kta, nehrin stnde uan kartal byklndeki yarasaya bakarak. "Ayn zamanda uyumamamz neriyorum." - 96 9 Austin Baja'nn mavi-yeil sularnda minik denizaltyla dolanrken, balinalarn gn filme alan bir National Geographic kamerasnn, bir anda karsnda dev bir izmeyi andran aracn zerindeki adam grnce nasl bir tepki vereceini dnd. Eski bir spor arabann arka koltuunda oturan bir yolcu gibi minik teknenin dnda otururken, su geirmeyen kokpitin iindeki Joe'nun ban ve omuzlarn bilgisayar ekrannn mavi nda grebiliyordu. Zavala'nn metalik sesi Austin'in kulaklnda duyuldu. "Orada havalar nasl?" Austin kokpitin pleksiglas tavanna vurdu ve eliyle gayet iyi olduunu bildiren iaret yapt. "Harika. Kas gcyle hareket etmekten ok daha kolay." Zavala gld. "Contos bunu duyunca ok sevinecek." Sea Robin'in kaptan, onlara mini denizalty gsterirken yz gururla ldamt. Deneme amal ina edilen mini denizalt harika bir arat. Kullanan kii kuru ve basnc ayarlanm iki buuk metre uzunluundaki kabinde bir otomobil srcs gibi ayaklarn uzatp otura-biliyordu. Minyatr kabinin kenarlarnda iki duba ve arkasnda hava tenklaryla drt itici roket vard. Austin parmaklarn kabinin kubbe biimli saydam tavannda dolatrrken, "ok ardm, bu nesne gerekten eski bir izmeye benziyor," demiti. - 97 Mavi Altn / F: 7 "Sizin iin Kzl Ekim'i ayarlamaya altm," dedi Contos. "Ama imdilik Sean Connery kullanyormu." NUMA alanlarnn yksek teknoloji ieren aralarla aralarnda kiisel balar oluturduunu bilen Austin akllca davranp susmutu Bir ara ne kadar irkin olursa, aradaki ba o kadar gl oluyordu Mini denizaltnn ana paralarnn

birletirildii Kaliforniya aklarnda deney dallar yapldn bildiini aklayarak Contos'u utandrmak istemedi. zel Grev Ekibi iin byle bir ara tasarlam ve Zavala da dizayn etmiti. NUMA'nn elinde daha hzl hareket eden ve daha derine dalabilen aralar vard ama Austin bir tekne ya da helikopterle kolayca tanabilecek salam, kk bir ara istemiti. Dikkati ekmemek iin de olabildiince basit bir biime getirilmesi iin srar etmiti. Geri taslaklar kt zerinde grmt ama son halini ilk kez gryordu. Yetenekli bir gemi mhendisi olan Zavala insanl ve insansz alan birok denizalt aracnn inasnda almt. Bu ara iin, macera gezileri dzenleyen Zegrahm DeepSea Voyages adl irkete Phil Nuyt-ten tarafndan dizayn edilen mini denizaltdan esinlenmi ama gcn ve eriimini arttrd gibi ok gelimi deney gereleriyle donatmt. Kabindeki aletleri kullanarak okyanustaki her damla suyun hangi nehirden ya da buzuldan geldiini saptayabileceini iddia ediyordu. Aratrma arac olarak kullanlacak mini denizaltya nceleri Deep-See ad verilmiti ama Amiral Sandecker bunu duyunca yaplan szck oyununu beenmemiti. Maketi grd zaman, "ocukluumda giydiim, brogan dediimiz kaba izmeleri andryor," diye srtm ve yeni ad olan Brogan kullanlmaya balanmt. NUMA gemisi San Diego'dan Meksika sularna kadar sahilden uzak kalmaya zen gstererek gelmiti. Ensenada'ya varnca da sahili izlemeye balamt. Birka balk teknesinin ve gezinti gemisinin yanndan geip Austin ile Zavala'nn daha nce karadan inceledikleri kapal koya yarm mil yaklanca Austin gl drbnyle tortilla fabrikasn izlemeye balamt. Srad bir ey grnmyordu. Koyun giriindeki byk tabelalar tehlikeli kayalar haber veriyordu. Bu uyarlar desteklemek iin koyun azna amandralar sralanmt. - 98 Sea Robin koyu geip bir girintiye gizlendi ve demir atlrken Zavala mini denizaltya binip son kontrollerini yapt. Kubbe tavan kapannca kesinlikle su geirmez hale geliyordu ve kendi hava kayna almaya balyordu. Zavala'nn zerinde ort ve yeni mor renkli Hus-song's tirt vard. Suyun iinde yolculuk yapacak olan Austin ise dalg giysisini zerine geirip yedek hava tankn takmt. Brogan'n stne trmanp paletlerini dubalara dayad ve araca bal emniyet kemerini takt. Kubbe tavan skca kapatld. aret verince bir vin mini denizalty havaya kaldrp suya indirdi. Austin vince takl balar zd ve dalmas iin Zavala'ya iaret etti. Birka saniye iinde hava kabarcklar saarak denizin iine daldlar. Akyle alan itici roketler tiz bir homurtuyla almaya balaynca Zavala ak denize doru dmen krd. Mini denizalt keskin kenarl slak kayalarn evresinden dolanp kapal koyun darack azna yaklat. On iki metre derinlikte, be deniz mili hzla gidiyorlar, rotalarn izmek iin Austin'in gzlemleriyle birlikte denizaltnn kontrol gerelerinden yararlanyorlard. Suyun direncini azaltmak iin Austin ban emiti. Bu yolculuun en fazla houna giden yan rzgrla savrulan konfetiler gibi evrelerinde dnp duran parlak renkli balk srleriydi. stelik balklarn varl suyun hl canllarn yaamasna uygun olduunu gsteriyordu. Ancak ufak tefek bir insana oranla ok daha iri ve salam yaradll olan balina srsnn lmne yol aan bilinmeyen gcn varln unutmamt. Geri mini denizaltnn zerindeki alclar otomatik olarak evresindeki sudan rnekler alp test ediyordu ama koullarn sala zararl olduu saptand zaman ok ge olacann da farkndayd. "Koyun azna yaklayoruz. Tam ortasndan gireceiz," dedi Zavala. "ki tarafta geni boluklar kalacak. Sancak tarafnda bir uyar amandrasnn ipi var." Austin saa baknca yzeyden dibe doru inen ipi grd. "Grdm. Garip bir ey fark ettin mi?" "Evet," dedi Zavala ipin yanndan geerken. "amandrann altnda kaya filan yok." - 99 "Bir ie Cuervo birasna bahse girerim ki uyarlarn tm sahte."

"Bira tamam ama bahsi kabul etmem. Birileri insanlar buradan uzak tutmaya alyor." "Aka belli oluyor. Bu nesne nasl gidiyor?" "Koydan denize akan sudan biraz etkileniyor ama yine de Belt-way'de araba srmekten daha kolay," dedi Zavala, Washington ile lkenin geri kalann corafi ve siyasi olarak ayran karayolundan sz ederek. "Tpk bir... o-oo." "Ne oldu?" "Sonarda baz yansmalar grnyor. Birok nokta var. Yaklak elli metre ilerde. Yolculuun dinginliiyle Austin biraz gevemeye balamt. Bir an iin pusu kurmu bekleyen sualt nbetileri canland gzlerinin nnde. "Dalglar olabilir mi?" "Sonar iaretleri ok kk. ok az kprt var." Maviliin tesini grebilmek iin Austin gzlerini zorlad. leriyi dnerek sordu. "Buradan aceleyle kmamz gerekirse Brogan'n azami hz ne kadar?" "Pedal kkleyince yedi deniz miline kabilir. stelik yatay deil dikey yolculuklar iin tasarland. Ayrca epey ekstra ykmz var." "Geri dnnce zayflama kulbne katlrm," dedi Austin. "ok ar git ama her an geri dnmeye hazr ol." Hz yarya drdler ve birka dakika sonra dipten yzeye ve her iki yana duvar gibi uzanan koyu renk cisimler belirdi. Balklar. "Galiba bir a var," dedi Austin. "Taklmadan nce duralm." Brogan yavalayp durdu ve olduu yerde kald. Bann stnden kara bir cisim geerken Austin igdsel olarak eildi. Geri kpekbal orada ancak birka saniye kald ama beyaz gzn grp, uzunluunun iki metre olduunu tahmin etmesine yetti. A avcnn az ald ve kuyruk yzgecinin gl bir darbesiyle uzaklamadan nce bir baln yarsn tek lokmada yutuverdi. Olanlar Zavala da grmt. "Kurt iyi misin?" diye bard. - 100 Austin gld. "Evet iyiyim. Endielenme. Karsndaki ak bfede bir sr taze balk varken, sert bir insan eti inemekle uramaya-caktr." "Bunu dediine sevindim nk baz dostlarn da akam yemeine davet etmi gibi grnyor." Birka kpekbal daha yaklat, aa takl balklar kopard ve mini denizaltdan ekinerek uzaklat. Mndeki en itah ac yemekleri semek yerine karnlarn doyurmak iin lgncasna atlm yapar gibiydiler. nce delikli aa, eitli boyutlarda, biimlerde, trlerde yzlerce balk yakalanmt. Bir ksm hl yayor ve kurtulmak iin umarszca rpnarak kpekbalklarnn dikkatini ekiyordu. Bazlarnn ise yalnzca kafalar kalmt geriye. Klklar ise daha baka balklarn bir zamanlar burada bulunduunu gsteriyordu. "A denetleyen kimse yok," dedi Austin. "Belki bizim gibi merakllar uzak tutmak iin germilerdir." "Sanmyorum," dedi Austin. "A tek kat iplikten yaplm. Bir trnak makasyla bile kesebilirsin. Arasnda elektrik kablosu yok. Yani alarm sistemi filan grnmyor." "Anlamadm dorusu." "Biraz dnelim. Bu koyun iinde her ne varsa, bir balina srsn ldrd. Eer yrede yaayanlar yzlerce l balk grrlerse soru sormaya balayabilirler. Baja Tortilla reticileri dikkati ekmek istemiyorlar. Yani canl balklar darda, lleri ierde tutmak iin bu a germi olabilirler." "Mantkl," dedi Zavala. "imdi ne yapyoruz?" "lerleyelim." Zavala'nn parmaklar mini denizaltnn hareketlerini denetleyen bilgisayar ekrannda dolat. Brogan'n nndeki iki mekanik kol ald ve uzanp aa yaklat. Ucundaki peneler a yakalayp, sahnenin perdesini iki yana aan bir aktr gibi paralad. rmenin eitli aamalarnda bulunan bir yn balk drtbir yana dald.

bitince Zavala mekanik kollar kapatt ve motora hz verdi. Alan delikten koya girdiler. On metrelik gr mesafesi, koya girip kayalarn keskin kenarlarnda paralanp dalan yosunlardan dolay ya_101- V'TX'r A nt fOTOrBA**** riya inmiti. Arac adeta yrme hzna indiren Zavala ke bastonlu bir kre benzetiyordu. Karlarndaki kocaman deyse stne kana dek grmediler. Mini denizalt yine durdT , A "Bu nedir?" diye sordu Zavala.' fl Yzeyden szan k byk boyutlarda bir yapy aydn tuJ Austin'in hesabna gre yz metre uzunluunda, on metre ae 129. de, iki ucu sivriltilmi metal nesne drt kaln ayak zerine otur, , !9' tu. Denizin dibine uzanan ayaklar kutuya benzer bir eylerin araS gizlenmi gibiydi. , AA "Ya byk metal bir rmcek ya da suya batm bir UFO," de* Austin hayretle. "Her neyse, biraz daha yakndan bakalm." Austin'in talimatyla Zavala aracn ynn deitirdi ve ne olduunu anlayamadklar nesnenin evresinde gidebildikleri kadar dolatlar. Denizin dibindeki kaya kntlarna dayand noktalar dnda kusursuz bir yuvarlakl vard. "Hayret edilecek bir ey! Yksek s alglamalar okuyorum." "Scakl ben dalg giysilerinin iinde bile hissediyorum. Biri termostat ykseltti galiba." H "Aletler snn derinlerden geldiini gsteriyor. Belki de destek ayaklarnn iinden cereyan geiyordur. Tehlikeli bir durum yok. imdilik." "Sen unu park et, ben gidip yakndan bakaym." Mini denizalt usulca dibe yaklat ve dubalarn stnde durdu Austin emniyet kemerini zerken on be dakika sonra yanp sne" yakmasn syledi. Yzerek yaklat garip yap, tepesindeki yuvarlak pencere d* da tmyle metalden oluturulmu ve mat yeile boyanmt-den grlebilmesi olduka zordu. Yapnn zerine kp pene* ieri bakt. JM erde makineler ve borulardan oluan bir a vard. Beyaz lekli erkekler gayet iyi aydnlatlm maarams bolukta dolajr* d. Austin makinelerin grevini tahmin etmeye alrken daha A celedii scak su kaynaklarn dnd ama bir sonuca vara AA merine bal su geirmez kameray karp aadaki sahneyi - 102 in tmn kaydetmeye karar v/ererek cismin zerinden , grdk eri tekrar altrrken gzucuyHa bir hareket sezdi. yjksel'P ka A donup kald. Zavala'nn Aanlatt yumurta biimli ldU9Uzeyden aaya iniyordu. Raylarm zerinde kayp, suyun 3Sansr y yapinn kayalara en yakn ncoktasndaki yuvarlak bir jeri girdi. Tekrar kameray altrrrken Zavala'nn sesi duyU'dCok acele buraya gel! Suyun ss nerdey/se tavana vuracak." ^vala'nn sesindeki srar alglamamas olanakszd. "Geliyorum!" Austin gl bacak darbeleriyle aradaki rmesafeyi yutarcasna a- zavala s ykselmesinden sz ederken ;aka yapmyordu. Dalg giysisi iinde terden srlsklam olmutu. Bir (daha stakoz halamaya tvbe etti. abuk ol," dedi Zavala. "Is ler ldrm gibi!" Brogan'n gm renkli karanln iiinde parlad. Austin uzanp dengeleyici mekanizmann zerindeki kk feneri yakt. Brogan ona yaklat. Scaklk biraz daha artmt. Austtin hareket halindeki mini denizaltnn kubbesine tutundu ve emniyet kemerini takt. Son hzla kapal koyun azna doru harekete getiler.. "Bir terslik var Kurt! Bu nesnenin iinden alarm sesleri geliyor," diye} haykrd Zavala. Birka dakika sonra Austin yksek ve bouk bir grjlt duydu. Omzunun stnden baknca metal yapnn bir alev topuma dntn grd. Cehennem atei yakn evresindeki tm canlllar bir anda kl etti. Yksek sl gaZ borulardan tortilla fabrikasna doru ykseldi. Pazar gn de!krnin b lmasl iyi bir rastlant|ydl- Ama Brogan bu kadar ansl tPti,'' B'r ok da,gasna yakaland ve zerimde duran Austin'le birlik-19 taWa att. yet kemA 9rnmeyen bir katr tarafndan iiftelendiini sand. Emni-Aeredeyse a''dl Ve bacaklarn' kollann salleayarak ne doru frlad, aa taklm Sonsuza dek perende att ve ecer koyun azn kapatan nce ayakASaydl' Pasifik Okyanusu'nun orta:sna dek gidebilirdi. Aa 1u9u takdirde & arpmas ans1

olduunu gsteriyordu. Bayla vur-du Austm la' bynU klrlabilirdi- A9 gerildi v<e tekrar eski haline dn-Panla atlan bir ta gibi yerinden frlad. - 103 zerine doru gelen mini denizaltnn tam karsna kt. Denizaltnn kubbesi patlamt ve Zavala iinde deildi. Austin dizlerini enesine kadar ekip kollaryla sard. Bir arabann n camna arpan bcek gibi ezileceini dnrken denizalt olduu yerde dnd ve tam bann zerinden geti. Dubalardan biri omzuna srtnce, ac veren darbeyi hissetti. Art arda gelen ok dalgalaryla hz kesildi ve mini denizaltnn ard sra atld. Brogan a paralayp gemi ve artk Austin'i durduracak bir engel kalmamt. gdsel bir hareketle kolunu uzatp hava borusunu yakalad ve azln dilerinin arasna kstrp derin bir soluk ald. Hava tank hl alyordu. Paralanan hortumlardan birinin arpt maskesinin cam atlayarak rmcek ana dnmt. Maskenin paralanmas yznn paralanmasndan elbette daha iyiydi! e yaramayan maskeyi kard, suyun iinde dikildi ve dnd. Bir an nce yzeye kmas gerekiyordu ama Zavala olmadan gidemezdi. Bir kez daha deneyecekti. Ar ar olduu yerde dnd. Maske olmaynca gr bulanklamt ama mor bir leke gzne arpt. Zavala denizin dibinden bir iki metre yukarda duruyor, azndan hava kabarcklar kyordu. Austin hava hortumunun azln Zavala'nn dudaklarnn arasna sokarken doru noktay bulup bulmadndan emin deildi. imdiye dek kulland irade gc beynine arpan fkeli dalgalarn etkisiyle eriyor gibiydi. Uzanp arlk kemerini zd ve ykseklik dengeleme aygtn altran vanay at. Yeni bir patlama sesi duyduunu sand ve bayld. - 104 10 Paul Trout kulbenin kapsnda bir totem kadar hareketsiz durmu evreyi gzlyor ve dinliyordu. Saatlerdir gzlerini karanla dikmi, gecenin ritminde oluabilecek en kk deiiklii alglamaya alyordu. Gnein batmasyla birlikte rzgrn dinmesini ve glgelerin, yaklan atelerin yaratt sahte gnbatmlarna karmasn izlemiti. Ortalkta dolaan son birka yerli de ask suratl hayaletler gibi kulbelerine ekilince, ara sra duyulan bouk bir bebek alamasndan baka ses kalmamt. Kyn ne denli salksz bir yer olduunu dnyordu. Sanki Gamay ile birlikte veba kurbanlarnn kouuna dmlerdi. Hollandal kendi kulbesinin en yaknndaki kulbede yaayan aileyi dar atm ve Ritz Oteli'nin kapcsn anmsatan bir hareketle Trout'lar ieri dav A t etmiti. Lo kulbeye saz duvarlardan k szyordu. Soluk alnabilecek temiz havann girdii sylenemezdi. Zemin toprakt ve direklere asl birka haman dnda eya olarak iki ilkel tabure ve bir aacn Kknden elde edilmi ekmek kesme tahtas vard. Boucu scak ve ilkel eyalar Trout' telalandrmamt. Daha ok Gamay ile birlikte bir kapana ksldklar duygusundan rahatsz oluyordu. Cape Cod'lu bir balk olan babasndan kalma bir alkanlkla burnunu kvrd. Babasn afak ncesi karanlkta iskelenin ucuna doru yryp ihtiyar bir av kpei gibi havay koklarken hayal ediyordu. ou zaman, "Fevkalade, hadi bala kalm," dedi. Ama baz sabah- 105 lar havay koklar ve bir tek laf bile etmeden kahveye giderdi. Yal Tro-ut'un koku alma duygusunun gc konusundaki tm kukular gzel bir sabah kendisi kahveye gidip, denize alan alt balk hi beklenmedik bir frtnada kaybolunca ortadan kalkmt. Babas daha sonralar o sabah kt bir koku aldn aklayacakt. Denizden ok uzakta, Venezella'nn yamur ormanlarnn ortasnda olmasna karn Paul de ayn duyguya kaplmt. Etraf ok fazla sessizdi. nsanlarn burada yaadn gsteren ne bir konuma ne de ksrk sesi vard. Hava kararmadan nce yerleim yerinin tm ayrntlarn belleine adeta fotoraf gibi kazmt. Ky halknn gece olunca ortadan kaybolduuna inanacakt neredeyse. eri girip bir hamakta yatan karsna eildi. Gamay parmaklarnn ucuyla usul usul yzne dokundu. "Uyumuyordum, dnyordum." "Ne hakknda?"

Gamay dorulup bacaklarn aaya sarktt. "Dostumuz Uan Hollandalya hi gvenmiyorum. Ona dokunmay hi istemem ama uzaklara savurmak geliyor iimden." "Ayn duygular paylayorum. Galiba biri bizi gzetliyor," diyerek kapya doru bakt. "Bu kulbe bana stakoz sepetlerini anmsatyor. eri girince k yolu ancak tencereye dorudur. Geceyi teknede geirmemizi neriyorum." "Be yldzl odamzdan ayrlmak istemesem de, her an gitmeye hazrm. Bir sorum var. Biri bizi gzetlerken, nasl gidebileceiz?" "ok basit. Arka kapdan karz." "Son baktmda arka kap yoktu." "Sanrm Yankee'lerin yaratcln hi duymadn," dedi Paul kendini beenmi bir sesle. "Eer beklersen, zekm ie koabilirim." Bir av ban klfndan kard ve kulbenin arka tarafna yaklat. Yere melip yirmi santimlik ba sazlarn arasna sokup kesmeye balad. Sazlarn hrts ok zor duyuluyordu ama kendini emniyete almak iin, ba, hi tanmad bir orman yaratnn l duyulduka kullanmaya zen gsterdi. Birka dakika iinde arka duvarda doksan santimlik bir aklk oluturmay baard. Kulbenin kapsna gidip Ga- 106 may'i kolundan tuttu. Gen kadn alan delikten nce ban karp evreye bir gz att ve bir anda dar kt. Paul'n basketiyi andran gvdesi bir saniye sonra onu izledi. Kulbenin arkasnda durup bceklerin ve kularn seslerini dinlediler. Gamay daha nceden kulbelerin arkasndan nehre doru inen bir patikay fark etmiti. Sert toprakta alan yolu zor da olsa grdler. Gamay ne geti ve ksa srede kulbelerden uzaklatlar. Nehrin kysndan ykselen rk bitkilerin slak kokusu burunlarna doldu. amurlu sahilde yrrken hava teknesinin pervanesini fark ettiler. Di-eter'in tekneye bir nbeti dikmi olabileceini dnerek durdular ve Paul suya bir aklta att. Suyun sesi glgelerin arasnda bekleyen birinin ortaya kmasna yol amad. Tekneye binip sabahn ilk klarnda yola kmak iin hazrlk yaptlar. Paul bir can yeleini bann altna yerletirip gverteye uzand. Gamay dmenin nndeki koltua oturup gzetleme grevini stlendi. Paul gzlerini kapad ama scak hava ve dolaan bcekler rahata uyumasn engelledi. Sonunda yorgunluktan bitkin dt ve derin bir uykuya dald. Uykusunun arasnda Gamay'in ok uzaklardan kendisine seslendiini duydu. Gz kapaklarna k vuruyordu. Gzlerini krptrd ve karsn titrek sar kta yerinde otururken grd. Hava teknesinin yanna yanaan ktkten oyma kanoda jilet keskinliinde mzraklar ve palalarla donanm korkutucu grnl k-zlderililer vard. Ellerindeki mealelerin alevleri bronz rengi bedenle-rindeki ve suratlarndaki krmz boyalar aydnlatyordu. Siyah kklleri tra edilmi kalarna kadar iniyordu. Kzlderililerin stlerinde yalnzca kk petemallar vard ama ilerinden biri stnde New York Yankees takmnn logosu bulunan bir kep giymiti. Paul adamn elindeki tfee bakt. Yankee'lerden nefret etmek iin baka bir neden daha diye geirdi iinden. Paul Trout srtarak, "Meraba," dedi. Yzlerindeki kat ifade hi deimedi. Tfekli adam onlara tekneden kmalarn iaret etti. Kyya knca yerliler evrelerini sard. Yankees takm taraftar, tfeiyle ky iaret etti ve mealeli grupla birlikte yamatan yukar trmandlar. "zgnm Paul," diye fsldad Gamay. "Bir anda ortaya kverdiler." - 107 "Senin hatan deildi. Ben tehlikenin karadan geleceini dQn. mtm." "Ben de. Onlara niin glmsedin?" "Yapacak baka bir ey aklma gelmedi." "Galiba Dieter sandmzdan daha akll," dedi Gamay kskanlk dolu bir sesle. "Sanmyorum. Bak." Kulbelerin nndeki akla yaklarken mealelerin nda korkudan yz solmu Dieter'i grdler. evresini saran kzlderililerin mzraklarnn ucu gbeinden ancak birka santim uzaktayd. Yznden ter damlyordu ama elleri havada olduundan kurulamas olanakszd. Yeterince derdi yokmu gibi iki beyaz adam da ellerindeki tabancalar onun kalbine dorultmulard. stlerinde bir rnek bol pantolonlar, uzun kollu tirtler ve yksek konlu izmeler vard.

Elektrik tamircilerinin kulland geni kemerlerinden metal tutturgalar sallanyordu. Bir tanesi iriyar, bakmsz, sakal tra olmas gerekir gibi grnyordu. teki ise ksa boylu, ince yapl, kobra ylann andran baklyd. Kzlderililerin efi gibi grnen adam Colt tabancay ona uzatt. Kt bakl gzleriyle bir an Trout'lar inceledi ve Hollandalya dnd. "te kuryelerin burada Dieter," dedi ngilizceyi Fransz aksanyla konuarak. "Beni aldatmaya kalktn hl inkr edecek misin?" Dieter biraz daha terledi ve damlacklar yznden bir elale gibi akmaya balad. "Tanr adna yemin ederim ki onlar ilk kez bu sabah grdm Victor. Buraya gelip, bir kzlderilinin ldn ve ciddi sorunlarn kabilecei konusunda beni uyarmak iin Ramirez'in kendilerini gnderdiini sylediler." Sar renkli gzlerine kurnaz bir ifade yerleti. "Onlara inanmadm ve gzetleyebileceim bir kulbeye yerletirdim." "Evet aldn olaanst nlemler dikkatimi ekti," dedi Victor tiksindiini gizlemeye gerek duymadan. Sonra Trout'lara dnd. "Kimsiniz siz?" "Benim adm Paul Trout. Bu da karm Gamay. Dr. Ramirez ile birlikte nehir yunuslar projesi zerinde aratrma yapyorduk." "Buraya niin geldiniz? Nehrin bu kesiminde yunus filan yok." - 108 "Doru," dedi Paul. "Bir kanonun iinde l bir kzlderili bulduk, pr. Ramirez baz sorunlarn kabileceini dnp bu ky uyarmamz istedi." "Niin kendisi gelmedi?" "Bileini burktuu iin yryemiyordu. Ayrca yamur ormann grmek istedik." "ok iyi," diyerek Colt tabancay gsterdi Fransz. "Bu da bilimsel aratrmalarnzn bir paras m?" "Hayr, Dr. Ramirez'in silah. Herhangi bir tehlikeye kar yanmza almamz iin srar etti. Bu duruma baknca hakl olduunu anlyorum." Victor gld. "yknz o kadar aptalca ki, gerek olabilir." Gamay'i batan aaya szd. "Gamay kk Franszca olan, pek sk rastlanmayan bir isim." Victor'n cazibeyi fark ettii yerde Gamay de zamparal alglamt, ama dengeyi korumak iin diiliini kullanmaktan kanacak deildi. "Gemite tantm Fransz erkekleri imdiye dek kendilerini tantm olurlard." "Ah, kabalm hogrn. Herhalde buradaki domuzlarla iliki kurmann sonucu olmal." Tabancann namlusu burnunun altnda dolarken Dieter irkildi. "Adm Victor Arnaud. Bu da yardmcm Ca.lo," diyerek sesi kmayan arkadan iaret etti. "Yamur ormanlarndaki ok seyrek bulunan biyolojik deeri olan bitkileri toplamak iin bir Avrupa karteli adna alyoruz." "Yani Dr. Ramirez gibi sizler de botaniki misiniz?" "Hayr," diyerek ban sallad. "Bu noktada bu i botanikiler iin ok yorucu. Biyolojiden anlarz ama biz bilim adamlarnn incelemesi iin rnekler toplayan nc grup saylrz. Bizler yolu atktan sonra onlar da gelecek." "Yani ila sanayiinde kullanlacak bitkileri aryorsunuz?" dedi Paul. "Belki yle de denebilir," dedi Arnaud. "Kanser iin gelitirilecek yeni bir tedavi biiminin bamzn zerindeki bu inanlmaz hazinenin iinde bulunabilecei gizli bir sr deil." Parmayla uzun burnuna ve dudaklarna dokundu. "Biz ncelikle parfm endstrisi iin kokular ve gda sektrnde kullanlmak iin tat arttrclar aryoruz. la yaplabile- 109 cek bitkilere rastlamamz da iyi olur tabii. Venezella hkmetinden izin aldk ve aratrmamz tmyle yasalara uygundur." Paul'n baklar yzleri boyal, korkun grnml kzlderililerin silahlarn ve korkudan d patlam gibi grnen Dieter'in stnde dolat. Bu orman haydutlarnn yasal bir ey yaptna bir an iin bile inanmamt. ok soru sorarak Arnaud'u kzdrmak istemiyordu ama merakn hi gstermezse garipseneceinin de farkndayd. "Eer bilimsel bir aratrma ekibi iin ok fazla silahl olduunuzu sylersem, herhalde armazsnz." "Elbette," dedi Arnaud aldrmaz gibi davranarak. "Ramirez'in korkusu bo deildi. Bu ormann ne kadar tehlikeli olduunu gryorsunuz. l bir adam kendi gzlerinizle grdnz." Dudaklar ironik bir glle kvrld. "Herhalde bu zavall yaratkla aramzdaki ilikiyi merak ediyorsunuz," dedi Dieter'i

kastederek. "Biyolojik rnekler toplamamza yardmc olmalar iin kydeki adamlarn bize dn verdi. Orman herkesden daha iyi tanyorlar. Tabii ona iyi bir cret dyoruz." Paul srtt. "Galiba Bay von Hoffman' iten atmay dnyorsunuz." "yi bir nedeni var. Sizin kurye olmadnz konusunda syledikleriniz doru olsa bile, Dieter'in bize ait baz eyleri ald gereini deitirmez. la, gda ve parfm endstrisi iin deeri milyonlar hatta milyarlar eden son derece pahal bir bitkiyi aryorduk. ncelenmesi iin bulduumuz rnekleri Avrupa'ya gtrecektik. Yerliler bu bitkiyi onlarca yldr kullanyor ama parfm yapmyorlar." "Galiba sorununuzu zdnz," diye sze kart Gamay. "Hem rnekler, hem de Dieter elinizde." "Keke bu kadar basit olsayd," dedi Arnaud sinirli bir sesle. "Evet bu domuz elimizde ama ok deerli rnekler kayboldu." "Anlayamadm." "Bu bitkinin varln yerlilerden rendik ama hibiri yerini bulmay baaramad. Ormann ayak baslmam yerlerine kadar gittik ve sizin daha sonra l olarak bulduunuz kzlderiliyle karlatk. Elinde bu bitkiden vard. Bitkiyi bulduu yeri bize gstermesi iin para vermeyi nerdik ama reddetti. Fikrini deitireceini umarak bir sre konuk olarak yanmzda tuttuk. - 110 Paul kzlderilinin bedenindeki krba izlerini anmsad. "Ve konumaynca da onu vurdunuz." "Yoo, hi de o kadar basit deil. Daha dorusu onu canl tutabilmek iin elimizden geleni yaptk. Dieter'in grevi onu konuk olarak arlamak ve rnekleri koruma altna almakt. Ama bir gece sarho olup adamn kamasna gz yumdu. Zavall adam bir kano alarken vuruldu. rnekleri de beraberinde gtrdn dnyoruz. Eer gtrdyse, cesedi bulunca onlar da bulmanz gerekirdi." "Bu bitki neye benziyordu?" diye sordu Paul. "Aslnda hi de gsterili deildi. Sivri ulu, kk yapraklarnn krmz damarlar var. Bu nedenle ona kan yapra diyorlar." "Kzlderilinin antasn inceledik," dedi Paul. "Kk bir torbann iinde ila olarak kullanlan baz bitkiler vard ama tarif ettiinize benzeyen bir yaprak grmedik." "Yani," dedi Arnaud ve Dieter'e dnd. "Sen kzlderilinin bitkiyle birlikte gittiini syledin. imdi kim doruyu sylyor?" "Neden sz ettiklerini bilmiyorum," diye kendini savundu Dieter. "Kzlderili antasnn iindekilerle birlikte gitti." "Hi sanmyorum," dedi Arnaud alak sesle. "Eer bu adamlar bitki rnekleri bulmu olsalard buraya gelip bylesine salaka davranmazlard. Sanrm bizim aradmz rnekler sende." Elindeki silahn emniyetini at. "Eer nerede olduunu sylemezsen, seni ldreceim." "Bu takdirde aradn asla bulamazsn Arnaud," dedi Dieter biraz kar koymaya abalayarak. Zamanlamas ok ktyd. Arnaud'un oyun oynayacak durumda olmad belliydi. "Doru ama seni ldrmeden nce buradaki suratlar boyal dostlarmn eline brakrm. Senin derini tpk bir maymun derisi gibi yzmekten hi kanmazlar." Dieter'in kzarm yz bir anda soluverdi. "Sana sylemeyeceim demek istemedim. Yalnzca pazarlk etmek istediimi anlatmaya altm." "Ne yazk ki pazarlk etme frsatn artk kardn. Ben bu olaydan skldm. Senden de bktm." Namluyu Dieter'in dudaklarna dayad. "Yalan syleyen dilinden bktm." - 111 nanlmaz bir grlt koptu ve Dieter'in yznn alt ksm patlamayla birlikte yok oluverdi. Gzndeki tek gzlk yerinden frlad elektrikli testereyle kesilen bir aacn d gibi srtst yere yuvarland. Fransz namlusundan dumanlar kan tabancay Paul'e evirdi. "Size gelince, doru syleyip sylemediinizi bilmiyorum, igdlerim gerei sylediinize iaret ediyor. Bu domuzu ziyarete gelmi olmanz kt bir ans. Kiisel bir ey

deil ama burada olup bitenlerin haberini bakalarna yaymanza izin veremem." zntyle ban sallad. "Emin olun gzel karnz hi ac ekmeyecek." Paul, Franszdan k yllar kadar ilerdeydi. Dieter'in ldrlmesine armt ama Arnaud'un bu davrannn Gamay ile kendisi iin ne anlam tadn hemen alglamt. Tank braklmayacakt. Uzun bedeni ve ar hareketleri aldatcyd. Gerektii zaman ok hzl hareket edebilirdi. Kol kaslarn gerip Arnaud'un bileini bkmeye hazrland. En iyi olaslkla belki kendisi kurunu yiyecekti ama karmaadan yararlanan Gamay kaabilecekti. En kts ise birlikte lmeleri olacakt. Arnaud'un parma tetiin zerinde gerilirken Paul atlmaya hazrland. Tam bu srada Yankees logolu kep giyen kzlderili yar inler gibi bir ses kard, elindeki tfek yere dt, gzleri gsnden kan en az otuz santim uzunluundaki kahverengi okun sapna takld. Dikenli ucu kpkrmzyd. Oku tutmaya abalad ama kanlar iinde kalp Dieter'in cesedinin yanna yld. Baka bir kzlderili, "Chulo!" diye haykrd. Ses azndan kt anda bir ok bedenine sapland. Arkadalar rktc bir ekilde barmaya baladlar. "Chulo! Chulo!" Ulumay andran bir ses ykseldi ve allarn arasndan ma-vi-beyaz boyal bir surat grnd. Ardndan bir tane daha. Birka saniye iinde maskeyi andran yzler evrelerinde beliriverdi. Oklar havada uutu. Birka kzlderili daha yere yuvarland. Mealeler korkuyla oraya buraya frlatld. Karanlk ve karmaann arasnda Paul kolunu uzatp Gamay'ln bileini yakalad ve girdii oktan uyandrd. Balarn eerek ayn d- 112 nceyle nehre doru komaya baladlar. Tekneye bin. Aceleyle koarken glgelerin arasndan nlerine kan ince yapl birine arptlar. "Durun!" dedi kadn kesin bir sesle. Dieter'in kars Tessa'yd konuan. "Tekneye gidiyoruz," dedi Gamay. "Bizimle gel." "Hayr," diyerek nehri iaret etti. "Bakn!" Tadklar mealelerin nda dzinelerce mavi yzl adamn byk kanolarla sahile yaklatklarn grdler. Kadn Gamay'in kolundan ekti. "Bu yol daha gvenli." Trout'lar kulbelerin arasndan geirdi ve karanlk ormana daldlar. allar, dikenler bacaklarn ve yzlerini izdi. Uluma sesi gitgide hafifledi. Belki de dnyann merkezine ulamlard. En az o kadar scak ve karanlkt. "Bizi nereye gtryorsun?" diye sordu Gamay soluk almak iin duraklayarak. "imdi duramayz. Chulo'lar geliyor." Gerekten de garip sava naralar glenmeye balad. Dieter'in karsnn ardndan bir sre yrdkten sonra durdular. evrelerindeki aalarn boylar en az otuz metreydi. Aalarn arasndan szlen ay nda Tessa'nn yz zorlukla seiliyordu. Eliyle yukary iaret edince Trout'lar gzlerini aalarn tepesine kaldrd. Karanln arasndan gm-grisi gkyz grlyordu. Kadn onlarn aknln anlad ve sanki kr ocuklara bir ey retiyormu gibi avularn ap l ylanlar artran bir ey yerletirdi. Kaln naylon ipler. Paul hemen Arnaud ile arkadann takt geni kemerleri ve Dieter'in zeplin hakknda sylediklerini anmsad. Aceleyle ipi Gamay'in ince beline balad. Gen kadn teki ipe tutunup ykselmeye balad. Paul evresine baknd. Dieter'in kars ortadan kaybolmutu. Kendi balarna kalmlard. "Devam et," diye seslendi. "Hemen arkandan geliyorum." Baka bir ipi beline balad ve gl kollaryla trmanmaya balad. Soluklarnn sesinden Gamay'in biraz ilerde olduunu duyabiliyordu. Aadan garip bartlar geldi. Chulo'larn mealeleri grnd. Havaya attklar mealeler daireler izerek snen kuyruklu yldz- 113 Mavi Altn / F: 8 lar gibi yere dt. Gamay ile Paul kzlderililerin kullandklar allm, tan uzun oklara kolayca hedef olabileceklerini dndkleri halde trmanmay srdrdler.

Oklarn eriebilecei mesafeyi atklarn varsayarak aaya baknca iki kzlderilinin yukarya trmandn grdler. Elbette, diye geirdi iinden Paul. Trmanma iplerinin says herhalde ikiden fazlayd. "Ben tepeye ulatm," diye seslendi Gamay. Paul trmanmay srdrd ve karsnn yardmyla bir insan bileinden daha kaln olan dala kmay baard. Bir stteki dala uzannca eli dzgn kauuu andran bir yzeye dokundu. Yarm ayn soluk aa tepelerindeki sis nedeniyle bouklamt ama aalarn zerinde duran byk bir rmcek an andran halatlar ve platformu seebildi. Mkemmel bir platform olmas gerekiyordu ama hayranlk duymay daha sonraya brakmaya karar verdi. Aadan kesik soluk sesleri yaklayordu. Paul belindeki av ban arad ama Colt tabancay alan kzlderilinin onu da aldn anmsad. Gamay haykrarak balarnn zerinde sallanan kk zeplini iaret etti. Ayaklarnn dibindeki dallar atrdad. Chulo'lar ile aralarnda ancak birka saniye kalmt. Paul kendini trmanma ipinden uzaklatrd ve zeplini balayan halata ulaana dek zorlukla yumuak an zerinde yrd. Halat ekip Gamay'in yolcularn oturaca sepete trmanabilecei kadar zeplini aaya indirdi. Karsnn arlyla sepet alalnca da kendisi binecekti. "Bu nesneleri kullanmasn biliyor musun?" diye sordu Gamay. "Pek zor olmamal. Bir tekne gibi dn, ilk yapacan i palamar zmek olmal." Gamay ocukluunda Byk Gller'de yelkenli tekneler kullandndan, inanmasa bile bu benzetme gven verici gibi geldi. Birlikte alarak teki halatlar da zdler. Zeplin bir an duraklad ve ar ar aalarn stnde ykseldi. Aaya baknca glgelerin iplere doru atldn grdler ama zepline ulamalar artk olanakszd. Drtbiryana uzanan sisli vadilerin zerinde ykselirken, kendilerini rzgra kaplm bir iek tohumu gibi hissettiler ve bir tehlikeyi geride brakp bir bakasna doru gitmekte olup olmadklarn dndler. - 114 11 "Sinyor? Sinyor!" Austin gzlerini krptrarak anca, meinlemi yanaklarnda beyaz sakallar ve dileri dklm, balkabana oyulmu bir surat gibi az kulaklarnda glmseyen birini grd. Bir gn nce Zavala ile birlikte yamacn stnde karlatklar balkyd. Austin ahap bir teknede, bann altnda bir halat yumayla srtst yatyordu. Hl zerinde dalg giysisi vard ama dalma gereleri karlmt. Eklem yerleri ard ve kaygan balklarn zerine uzand iin zorlukla dirseklerine dayanarak doruldu. Birinci balkya dilerindeki boluklara kadar tpatp benzeyen baka bir adam teknenin teki ucunda Zavala'nn yannda duruyordu. Her zaman zenle taranm olan salar dalmt, giysilerinden sular damlyordu. akn bir hali vard ama uyankt. "yi misin?" diye seslendi Austin. Bir balk Zavala'nn kucana srad. Dikkatle kuyruundan yakalayp dierlerinin yanna att. "Krk kemiim filan yok. Ama bir topun azndan frlatlmann ne olduunu bilmiyordum. Sen naslsn?" "Biraz arm, szm var," diyerek Austin nce omuzlarndaki kaslar sonra bacaklarn ovuturdu. "Sanki otomatik araba ykama makinesinden gemi gibiyim ve kulamda srekli alan bir telefon sesi var." "Sesin su altnda kullandmz telsizden gelir gibi. Neler olduunu biliyor musun? Seni Brogan'a almak iin yaklarken kyamet koptu." - 115 "Su altnda bir patlama oldu," diyerek ayna gibi dmdz duran deri-ze bakt. Tekne kapal koyun aznda duruyordu. Sea Robin grnrde yoktu. Austin nedenini anlamad. Contos ve tayfalarnn patlamay duymu olmalar gerekiyordu. Niin aratrmak iin gelmemilerdi? Tekrar balarna geleni dnmeye balad. "Buraya nasl geldiimizi dostlarmza sorar msn?"

Zavala balklarla spanyolca konutu. Bir tanesi inanlmaz bir hzla konuurken kardei ban sallayarak onaylyordu. Zavala teekkr edip anlattklarn ngilizceye evirdi. "Bu adamn ad Juan. Dn bizi yamata grdn anmsyor. teki de kardei Pedro. Balk tutarlarken bouk bir patlama sesi duymular ve koyun iindeki suyun kprdn grmler." "Si, si la bufadora," diye atld Juan. Sesin ykselmesini iaret eden bir orkestra efi gibi kollarn havaya kaldrd. "Ne anlatmaya alyor?" dedi Austin. "Duyduu sesin Ensenada aklarnda frtna koptuu zaman sularn kayalara arpp kard patlama sesine benzediini sylyor. Ama bu kez ok daha yksekmi. Tortilla fabrikasnn altndaki kayalar darmadan olmu. Byk dalgalar nedeniyle tekne neredeyse alabora oluyormu. Sonra biz sudan kmz. Fazla bym iki sardalye bal gibi bizi tekneye ekmiler. Ve ite buradayz." Austin baklarn denizde dolatrd. "Sea Robin'i grmler mi?" "Daha nce bir gemi grmler. Anlattklarna gre Sea Robin olmal. Koyun teki tarafna gemi ve bir daha grmemiler." Austin, Kaptan Contos ve tayfalar iin endielenmeye balad. "Bize yaptklar iyilikler iin dostlarmza teekkr et ve koyun teki tarafna gtrp gtremeyeceklerini sor." Zavala bu istei aktarnca balk eski Mercury dtan takma motoru mavi bir duman salarak altrd. Astml bir msr patlatma makinesi gibi ksren motor tekneyi kolayca dmdz denizde hareket ettirdi. Burnu geince Sea Robin'in niin yerinden ayrlamadn anladlar. NUMA teknesinin uzun bir sre hibir yere gidecek durumu yoktu. Gvertede kaya paralarndan ve erpten ufak bir tepe olumu, tekne sancak tarafna doru yatmt. K gvertesindeki vinler - 116 grilip bklmt. Geminin te yanndaki kayalarn yznde heyelan sonras sar katmanlar ortaya kmt. Tayfalar ellerinde krekler ve koldemirleriyle talar kenardan denize yuvarlyor, daha byk paralar bir forklitfle kaldrmaya abalyorlard. Juan balk teknesini NUMA gemisinin yanna yanatrd. Contos korkuluktan aaya bakt. Sanki bir kmr madeninden km gibi elleri ve yz kirden kararmt. Austin ellerini azna gtrp seslendi. "Yaral filan var m?" "Birka syrk ve kesik var," diye bard Contos. "Tanrya kr k gvertesi botu. Koydan gelen bir patlama sesi duyduk ve aratrma iin girmeye karar verdik. Daha demir almadan nce yamatan aaya kayalar tepemize indi. Siz ikiniz hangi cehennemdeydiniz?" "Makyajn beendim," dedi Austin. "Yoksa Estee Lauder marka m?" diye atld Joe. Contos burnundaki lekeyi silmeye alrken biraz daha bulatrd. "akalarnza baklrsa salnz yerinde. Elenceniz bitince neler olup bittiini bana da anlatr msnz?" "Duyduunuz grlt su altndaki bir patlamadan kaynakland," dedi Joe. Contos hayretle ban sallad. "Burada bir volkanik patlama olacan hi duymamtm. Patlamann kayna neydi?" "imdilik, yalnzca merkezinin suyun altndaki bir yap olduunu syleyebiliriz," dedi Austin. Kaptan bo gzlerle ona bakt. "Daha sonra aklarz," dedi Austin sar katmanlar grnen kayalara bakarak. "Patlama nedeniyle kayalar dt." Contos kalarn att ve aklna yeni gelen bir fikirle sordu. "Hey, Brogan' ne yaptnz?" Austin ile Zavala kurabiye kavanozunu krm iki yaramaz ocuk gibi birbirine bakt. Denizcilerin felaketleri zerine ekenlere verdikleri isim gibi kendilerinin de birer Jonah olup olmadklarn merak ettiler. ki gn iinde iki ara yitirmiti. "Yitirdik," dedi Austin. "zgnm. Yapacak bir ey yoktu. Juan ile Pedro bizi sudan kardlar."

"Tantmza sevindim," dedi Contos glmseyerek bakan balklara. "u arada bir ey yapamayz herhalde. NUMA'nn bana yeni bir ara ina etmesi gerekecek." - 117 Austin gzlerini Sea Robin'in eik gvdesinde dolatrd. "Gemi epey yana yatm gibi. Batma tehlikesi var m?" "Sanrm yok. imdilik su almyor. Yola knca neler olup bittiini daha iyi anlayacaz. En ok gverte ve st yap hasar grd. Vinler artk ie yaramaz. Forkliftle byk paralar kaldrabiliriz. Meksika sularnda ne aradmz aklamak istemediimiz iin yardm armadk." "Koyu aratracak zamanmz var m?" Contos omzunun stnden atlmas gereken kayalara bakt. "Elbette. imiz bitince yola kacaz." Zavala balklara kendilerini koya geri gtrmelerini syledi. Bu istek iki kardein arasnda scak bir tartma balatt. Pedro garip patlamalarn yaand, daha garip adamlarn sudan kt lanetli yere geri dnmek istemiyordu. Eve gitmek istediini aka sylyordu ama kardei srar ediyordu. Tekne burnu dnp koya yaklanca tortilla fabrikasndan dumanlarn ykseldiini grdler. Tpk Sea Robin'in tepesindeki yama gibi fabrikann arkasndaki kaya yzeyi de patlamayla paralanmt. Yuvarlanan kayalar ray zerinde hareket eden asansr de alp gtrmt. Balk teknesi suyun yzeyindeki sprntlerin ve l balklarn arasndan kendine bir yol at. Austin'le Zavala bir kovayla sudaki erimi plastik ve yanm kt paralarn topladlar. Kk bir metal parasnn TWA Havayollar'na ait uan Lockerbie, skoya'da dmesine neden olan patlamann gizemini zmeye yaradn dnerek en minik paracklar bile toplamaya zen gsteriyorlard. Yaptklar i skc ve yorucuydu ama ksa zamanda dln aldlar. Zavala suyun iinde yarm metre uzunluunda, on be santim apnda metal bir silindir buldu. Austin metala kaznm seri numarasn ve reticinin adn okumay baard. Joe tepenin zerindeki hareketlilie dikkatini ekti. Kayalarn zerinde insanlar dolayordu. Austin yerel yetkililerin sorularn yantlamak istemedii gibi balklar da geminin yanna dnmeye can atyorlard. Sea Robin'e yaklarken gvertenin neredeyse temizlenmi olduunu grdler. Gemi normal duruunu alm gibiydi. Austin kaptan- 118 dan bor alp balklara yardmlarnn karln demeye alt fakat ;l<j karde para kabul etmedi. Juan onlara tellerin arasndaki delii gstermenin karlnda para alabileceini ama insanlar denizden kurtarmann bir vicdan borcu olduunu anlatt. Austin bir an dnp bir armaan vermeye karar verdi. Contos'la grp bir sre sonra hizmet d kalacak ama kusursuz alan bir dtan takma tekne mo-turunu iki kardee armaan ettiler. Geminin motorlar altrld ve ar ar ak denize ktlar. Contos rotay kuzeye evirdi. Tam zamannda yola kmlard. Onlar yol alrken koyu yeil renkli bir helikopter kageldi ve kapal koyun stnde birka kez dnerek geldii gibi kuzeye ynelip gzden kayboldu. Ensenada aklarndan gneye doru son hzla giden bir Meksika sahil gvenlik teknesine rastladklarnda dier teknelerin arasna karmlard. Sea Robin gvenli bir biimde yoluna devam ederken, Austin ile Zavala du yapp kuru giysilere hrndler ve kaptan kknde Contos ile bulutular. Taze kahve onlar bekliyordu. "Pekl beyler," dedi Contos kahveleri doldururken. "Grne gre bir komando operasyonu iin yola kardnz bu geminin kaptan olarak, neler olup bittiini bana anlatmalsnz." Austin koyu kahveden bir yudum alnca hi bu kadar lezzetli bir ey imediini dnd. "Bu patlama bizim iin de bir srpriz oldu. Temel grevimiz ok basitti. u balinalar ldren snn kaynan aratrmak istiyorduk ve galiba da bulduk." Suyun altndaki garip yapy, koyun azndaki sahte uyar amandralarn, balk an ve suyun yksek ssn anlatt. Sonra sz Joe'ya brakt. Patlama ncesindeki son dakikalar anlatrken Zavala sanki grnmeyen bir direksiyon tutarm gibi parmaklarn kvrd.

"Her ey yolunda giderken, yksek snn suyun altndaki garip cisimden kaynaklandn fark ettik. Austin daha yakndan bakmak iin ayrlnca ben de Brogan' dibe oturttum. Is gstergeleri ldrmaya balaynca, geri dnmesini syledim." Austin de belleini zorlad. "Seslendiin zaman o yapnn zerindeki pencereden ieri bakyordum. inde insanlar ve makineler vard. Hemen sana doru geldim ve patlama oldu." - 119 "Yapnn iinin borularla dolu olduunu syledin," dedi Zavala "Herhalde bir ksm yksek basnl tayclard ve potansiyel bir patlama nedeni olabilirlerdi." "Bilmiyorum. Belki borularn yapsnda bir hata vard ama son derece gelimi bir ie benziyordu. Basn birikimini nlemek iin gvenlik vanalar ve kapatclar yerletirmi olmalar gerekir. Grdm kadaryla olaand bir ey yoktu. Hi kimse panik iinde gibi davran-myordu. Bir terslik belirtisi yoktu." "Su ssnn ykselmesini nasl aklyorsun?" "yi bir soru. Uydu fotoraflar koyun iindeki sularda snn ilk kez ykselmediini gsterdiine gre, belki de patlamayla dorudan doruya bir balants yok." Austin elindeki plastik torbay ap metal silindiri kard. "Bunu suyun stnde yzerken bulduk. Ne olduu konusunda bir fikrin var m?" Contos cismi inceledi ve ban sallad. "Washington'a dnnce, reticiyi bulmaya alrm." "Sanrm igdlerin doru sylemi Kurt. Hatrlyor musun, Hus-song'dayken, kt bir eyin bizi gzetlediini hissettiini sylemitin." Austin'in mercan rengi gzleri sertleti. "Eer doru hatrlarsan baka bir gzlemimi daha belirtmitim." "Neydi o?" "Karanlklarda bizi gzetleyen ey her neyse, ok a olduunu da sylemitim." "Siz ikiniz adam korkutuyorsunuz," dedi Contos. "Sanki Godzil-la'dan sz eder gibisiniz." Austin yantlamad. Beyninde dnp duran sorularn yantlarn denizin maviyeil sularnda bulabilecekmi gibi gzlerini dalgalar yaran teknenin burnuna dikti. - 120 12 Tanr'nn Eli Zeplin yamur ormanlarnn zerinden ucu sivri bir Japon feneri gibi szlrken, sosisi andran blmeden kan ikiz alevlerin ma-vi-turuncu klar yanp snyordu. Ara sra duyulan bir stc homurtusu dnda, hava tatnn varl yalnzca ayn ve yldzlarn nnden geen glgesinden belli oluyordu. Geri Paul ile Gamay bunu scak havayla uan bir zeplin olarak dnmlerdi ama temelinde rzgrla hareket eden bir scak hava balonuyla, motorlu bir hava tat karm akll bir arat. Scak hava vericileri arac ykseltiyordu ama rzgrn estii ynde gitmek zorunda kalan balonlardan farkl olarak, bir motoru vard ve istenilen rotada yol alabiliyordu. Bir zeplinin daha aerodinamik izgileri eski gnlerde zarf diye bilinen geleneksel armut biimli hava yastnn yerini almt. Zarf ise sert bir balon iskeleti yerine, iindeki havann basncyla biimini koruyordu. Trout'lar alminyum iskeletli gondoln nndeki rahat koltuklarda emniyet kemerlerini takm yan yana oturuyorlard. Tam altndan baknca, zeplin ok byk grnyordu. Polyester kumatan yaplma balonun uzunluu otuz metre, ykseklii ise bunun yars kadard. Ynlendirmek iin arkasnda bir dmeni ve dengeyi salamak iin byk kaln kanatklar vard. Yolcu koltuklarnn arkasndaki ift vurulu Rotex elektrikli motoru altran yakt tanklar ve yatay ilerlemeyi salayan kollu pervane bulunuyordu. - 121 Paul le Gamay srayla hava tatnn gstergelerine almaya altlar. Daha nceleri de balonla utuklarndan scak havayla alan tatlara alktlar ve bu aracn kullanm olduka kolayd. Bir ayak pedal, balona giden scak havay salayan paslanmaz elik ocaklar denetliyordu. nlerindeki konsolda ancak yarm

dzine kadar gsterge vard. Zeplini gvenli bir ykseklik olan yedi yz metrede srekli olarak tutabilmek iin gzlerini altimetreden ayrmyorlard. imdiye dek umak iin yakt tanklarndan birini harcamlar ve artk yedek yaktla yol alyorlard. Elektrik motorunu kullanmak iin gn n beklediklerinden, pervaneyle umalarn salayacak bolca yaktlar vard. Douda inci grisi bir parlaklk gn doumunun yaklatn mjdeledi. Biraz sonra gkyz gl kurusu rengine brnd. Gne ykselince bile gr mesafesi sisin etkisiyle pek fazlalamad. Aalarn tepesinden ykselen buhar gn rengini alnca, ufka kadar kzlms bir sis bulutu uzand. Paul zeplini kullanrken Gamay koltuklarn arasndaki kutuyu kartrd. "Kahvalt zaman," dedi neeli bir sesle. "Benim yumurtam az pisin," diye yantlad Paul. "Jambon iyi kzarm ve ekmeklerin kenarlar biraz yank olsun." Gamay kahvalt biskvilerini uzatt. "Yaban mersini ile ahududu arasnda seim yapabilirsin." "yleyse oda servisini araym," diyerek Paul telsizi at ama parazitten baka bir ses duyulmad. "Neyse, yabanmersini tadnda olann alaym." Gamay biskvi paketiyle bir ie lk soda uzatt. "Evet olaand bir gece geirdik." "Haklsn. Acmasz biyoloji korsanlaryla atmak, soukkanllkla ilenen bir cinayete tank olmak, vahi kzlderililerden kamak gerekten olaand saylr." "Yaammz Tessa'ya borluyuz. Niin Dieter'le birlikte olduunu merak ediyorum." "Erkekler konusunda hatal karar veren ilk kadn deil. Eer sen de bir balknn olu yerine bir avukat ya da bir doktorla evlenseydin, imdi burada olacana, evinin bahesindeki havuzda yzebilirdin." - 122 "Ne kadar skc," dedi Gamay biskvisini yerken. "Bay Balknn Olu, nerede olduumuz hakknda fikriniz var m?" Paul ban sallad. "Keke babam burada olsayd. Biz elektronik aygtlarla i yapmaya balamadan nce, eski usulleri kullanarak ynn bulmay renmiti." "Pusuladan ne haber?" "Eer baz iaretler yoksa, hi yarar olmaz. Bu taraf dou olmal," diyerek gnei iaret etti. "Hollandalnn yeri Ramirez'in kynn gneybatsndayd," dedi Gamay. "Ya biz bu nesneyi kuzeydouya gtryorsak?" Paul kafasn kad. "Bu araca bindiimiz zaman nerede bulunduumuzdan emin olsaydk, bu i kolay olurdu. Dn gece hafif bir esinti vard. Bizi ne kadar itmi olacan bilmiyorum. ok byk bir fark yaratabilir ve scak hava fleyicileri iin kstl yaktmz kald. Doru karar vermek zorundayz. Motorun depolar dolu ama irtifa kaybedersek, ileri doru gitmemizin bir anlam kalmaz." Gamay yeil bir denizi andran ormana bakt. "Gerekten ok gzel." "Az pimi yumurta ve yannda jambon kadar gzel deil." Kocasna bir biskvi daha uzatt. "Biraz hayal gcn kullan." "Kullanyorum. Bu arac ormann iine nasl soktuklarn dnyorum. Uarak gelmi olabilirler ama emin deilim, nk tm malzemelerini ve yedek yakt tayacak kadar byk deil. Bana kalrsa bulduumuz yerin yaknndan havalandrdlar." Gamay kendince bir mantk yrterek, "Karada yol olmadna gre, herhalde nehir yoluyla geldiler," dedi. "Eer nehri ya da ona karan bir aya bulursak, Dr. Ramirez'in kampna kadar yolumuzu bulabiliriz. Belki biraz daha ykselirsek, ormann daha geni bir ksmn grebiliriz." "Harika," dedi Paul ve balona hava veren pedala bast. Istclar bouk bir ses kard ve ksa bir duraklamadan sonra zeplin ykselmeye balad. Bu arada gnein scakl sisi datmaya balamt. Yeil aa denizi, farkl aa gruplar gibi seilmeye balad. Bazlarnn tepelerinde aan kzlms iekler mercan adalarn andryordu. - 123 -

Bin metreye knca Gamay gzlerini ksarak gnee doru bakt "Orada bir ey gryorum." Paul motoru altrd ve kablolar yneten direksiyonu evirip zeplinin ynn deitirdi. Su soutmal motor sessizce mrldanrken zeplin hareketlendi ve saatte on mil hzla ilerlemeye balad. Gamay bulduu drbn gzne yaklatrm nereye gittiklerini kestirmeye alyordu. "nanlr gibi deil," dedi sis alrken. "Ne gryorsun?" Bir an sessiz kald ve hayranlk dolu bir sesle yantlad. "Tanr'nn Eli." Paul duraklad. Geceleyin pek uyumadndan ok abuk algla-yamyordu. "u Hollandalnn szn ettii Byk elale mi?" Gamay ban sallad. "Bu mesafeden bile harika grnyor." Paul hz artrrken gstergelerde bir gariplik hissetti. Zeplin komutlarna yant vermiyor gibiydi. Aaya doru baknca gondola bal iplerden sarkan krmz gen bir cisim grd. "Hey, bir konuumuz var." Gamay drbn indirip Paul'n bakn izledi. "Cankurtaran salna benziyor. Kauuk borularla evrelenmi ve ortasnda a var. Herhalde aa tepelerinin zerinden insanlar ve malzemeleri yere indirmek iin kullanyorlard." "Mantkl bir aklama gibi geliyor. Aalara taklmamas iin dikkat etmeliyiz," Nereye gittiklerini grmek iin ban kaldrnca omuriliinde buz gibi bir eyin dolatn hissetti. Ormann iinden byk bir basamak gibi ykselen tepeye yaklayorlard. Ormandan kan bir dere, tam karlarnda kayalarn arasndan akan be elalenin oluturduu vadiye doru akyordu. Beyaz sularda parlayan gne, zerrecikleri bir kuyumcunun parmaklar arasndan dklen prlantalara dntrmt. ok yksekten akan suyun insan aldatan ar ekimli bir inii vard. Dik kayalarn dibindeki glden dklen binlerce litrelik suyun gcnden oluan sis benzeri kaln bir bulut ykseliyordu. - 124 "Bu elale ile kyaslaynca Niagara, uysal bir rmaa benziyor," dedi Paul. "Bunca suyun akp gittii bir yer olmal," dedi Gamay gln evre sini inceleyerek. "Paul, ite orada! Nehri gryorum. Glden dar akyor. Btn yapacamz onu izlemek." "Eer bir benzin istasyonu bulabilirsek elbette," dedi Paul yakt gstergesine bakarak. "Biraz sonra yere doru szleceiz." "Yine de ileri doru gidebiliriz. Olabildiince nehre yakla. Bu nesneyi brakp sal alrz." Paul suyun iine inip inemeyeceklerini hesaplamaya alt. Balonun iinde kalan hava belki hemen batmalarn nleyebilirdi ama yzlerce metrekare kuman katlanmas byk bir tehlike olutururdu. Zeplin suya demeden terk etmeleri ve sal tek para halinde indirmeye almalar gerekiyordu. Ancak bylece ormandan kabilirlerdi. Tahminlerini ve plann karsna aktard. "Bence yere demeden nce sal ayrmalyz yoksa onu yitirebiliriz." Gamay aaya bakt. kesinden kaln naylon iplerle tutturulmutu. H "Malzeme kutusunda bir isvire ordu aks var." Paul aknn keskinliini parmayla denedi ve ortunun cebine att. "Sen kullan ve olabildiince suya yaklamaya al. Ben saln iplerini keseceim." "Sonra bu nesneyi durdururum ve tekneyi terk edip yzmeye balarz," dedi Gamay. "Bir iki demek kadar kolay," dedi Paul srtarak. Gamay direksiyonu eline ald ve zeplini ar ar elaleden uzaklatrd. Glden ykselen sisin iinde gne klar yzlerce gkkua yaratmt. Bunun iyi bir iaret olduunu umuyordu. Paul kenarndan darya knca arlndan gondoln dengesi bozuldu. On metre kadar aada sarkan krmz gene bakp gondoln arka tarafna geti ve saln sol arka ucuna bal ipi kesti. Sonra dier tarafa geip sa arkadaki ipi de kesip ayrd. Gondola

yalnzca sivri ucundaki iplerle bal kalan sal rzgrda sallanmaya balad. Gamay stc pedalna hafife basarak, nehre yakn bir noktay hedefledi ve zeplini ar ar aaya doru indirdi. Bu lgn plannn ie yarayacan dnmeye balamt. Istc tank boalnca iyimserlii bir anda yok oldu. yz metre ykseklikte yakt bitmiti. Zeplinin davranlarnda ani bir deiiklik olmad. Scak hava balonun biimini korurken, pervane dar bir ayla ilerlemesine yardmc oluyordu. Yz elli metreye inince durum deiiverdi. Balonun iindeki hava sourken, ini as dikleti. Balon basnc dnce, ekli bozuldu ve burun ksmnda bir knt oldu. Zeplin rm bir domates biimini alarak sola yatt. Paul, Gamay'in biraz nnde aada alyordu. ki ipi kesmi sonuncusunu kesmeye balamt. Kendine fazla gvendiinden, gondoln erevesini tutmaktan vazgetii anda zeplin yn deitirdi. Ani hareketi beklemeyen Paul dengesini yitirip yuvarland. Gamay umarszca bir lk att. Gondol sarsld ve burnu aaya indi. Gamay kenardan aaya doru baknca Paul'n saln ipine tutunmaya altn grd. Rzgrda sallanan ip, bir salncak gibi gidip geliyordu. Zeplinin ne doru kay neredeyse durmutu. Gamay nce eklini yitiren balona ve tekrar gondoln altna bakt. Paul tutunuyordu. Zeplin suya dt zaman altnda kalmak istemediinden ipi kesip yaklak yirmi metreden suya atlad. Yzeye kt anda cankurtaran sal da sular havalandrarak gln zerine indi. Gamay artk bedeninde dolaan adrenalin ile hareket ediyordu. Emniyet kemerini zd, gondoln kenarna trmand ve derin bir soluk alp kendini aaya brakt. Bulunduu yer sarslmasna ve hzla suya doru alalmasna karn kusursuz bir atlayla gle doru szld. Bu atlayla Olimpiyat'larda en yksek puan alrd. ne uzatt kollaryla suya arpt, derine doru indi ve gl kulalarla prl prl parlayan yzeye kt. Ayn anda zeplinin cankurtaran salnn zerine dtn grd. - 126 Sal, metrelerce kuman arlyla suya gmlrken, eve dn yolunda kullanma umutlarn da beraberinde gtrd. Gamay ncelikle Paul iin endielendi ve gremedii halde sesini duyunca inanlmaz bir rahatlama duydu. Gondoln arlyla suya gmlen balon sal da dibe doru ekti. Batan zeplinin teki tarafnda Paul'n kafasn grd. Birbirlerine doru yzp orta noktada bulutular. Birka dakika hayranlkla elaleye baktlar ve suyun itme gcnden yararlanp uzaktaki kyya doru zmeye baladlar. - 127 13 FBI zel Ajan Mlguel Gomez, bir greiyi andran iri bedeniyle arkasna yaslanp ellerini bann ardnda kenetledi ve masann teki tarafnda oturan iki erkee aknlkla bakt. "Enrico Pedralez'i grmek istediinize gre, herhalde tortillay ok seviyorsunuz." "Tortillalar bo verelim," dedi Austin. "Yalnzca Pedralez'e birka soru sormak istiyoruz." "Olanaksz," dedi ajan donuk bir sesle. Szlerinin etkisini arttrmak iin bir yandan ban sallyordu. Kuzm gibi kapkara gzleri, zgn ve bitkin bir ifadeye brnmt. "Anlamyorum," dedi Austin sabrszln belirten bir sesle. "Sekreterinden randevu alrsnz, gidip konuursunuz. Herhangi bir iadam gibi." "Bu ifti herhangi bir iadam deildir." "ifti mi? Tarmla uratn bilmiyordum." Gomez iri dilerini gsteren glne engel olamad. "Tarmla uramak da denebilir. Snrn te yannda birka iftlikte gmlm cesetlerin arandn duydunuz mu?" "Elbette," dedi Austin. "Btn gazetelere yansmt. Bulunan dzinelerle cesedin, uyuturucu ii yapanlar tarafndan ldrld ileri srlyordu." "Bu operasyon iin Meksikallarn lkeye girmesine izin verdikleri birka FBI ajanndan biriydim. Bu iftliklerin sahibi Enrico ya da onun adna alanlard."

teki iskemlede oturan Zavala sze kart. "Yani tortilla kralnn uyuturucu kaaks m olduunu sylyorsunuz?" Gomez masaya doru eilip parmaklaryla sayd. "Uyuturucu, kdn satcl, gasp, antaj, adam karma sosyal sigorta sahtekrl, hrszlk, kamuoyunu huzursuz etmek, istediinizi sayabilirsiniz. Onun organizasyonu, elindeki btn yumurtalar ayn sepete koymayan dier holdinglere benziyor. Kt ocuklar ipularn Wall Stre-et'ten alyorlar. Bugnlerde eitlilik yaratmak Meksika Mafyas iin en gzde tanm." "Mafya," diye yineledi Austin. "Kk bir sorun yaratabilir." "Hi de kk saylmaz," dedi Gomez. "Meksika Mafyas'nn yannda Sicilyallar kilise korosu gibi kalyor. Eski Cosa Nostra adam vurur ama ailesine el srmez. Rus mafyas yoldan kan birinin karsn ve ocuklarn da temizler ama bunu i gerei yapar. Meksikallar iinse konu kiiselleir. Yollarna kan herkes onlarn machismo'sunu tehdit eder. Enrico dmanlarn yalnzca ldrmekle kalmayp, akrabalar ve dostlaryla birlikte toz zerreceine evirir." "Uyarnz iin teekkrler," dedi Austin anlatlanlardan korkmayarak. "imdi de bize onunla nasl grebileceimizi syleyin." Gomez gevrek bir kahkaha att. NUMA kimliklerini gstererek brosuna girdiklerinden bu yanamerakla iki erkei inceliyordu. Bu kuruluun NASA'nn sualtnda alan biimi olduunu duymutu. Ne var ki Austin ile Zavala okyanus bilimcilerin herkese bilinen tanmna hi uymuyordu. Bronz tenli, mavi-yeil gzl, bembeyaz sal adam geni omuzlaryla duvarlar ykabilecek gibi grnyordu. Arkada ise gle yzlyd, alak sesle konuuyordu ama yzne bir maske takp eline bir kl verdiiniz anda artist seimi yapan her ynetmen onu Zorro rolnde oynatmak iin can atard. "Pekl beyler," dedi Gomez yenilgiyi kabul ederek. "ntihar ede-ne yardmc olmak, yasalara aykr olduundan, neler olup bittiini ba-na anlatrsanz, kendimi daha iyi hissedeceim. Meksikal bir haydu-tL>n sahip olduu bir tortilla fabrikasyla NUMA niin ilgileniyor." "Pedralez'in Baja Kaliforniya'daki fabrikasnn arkasndaki koyda, suyun altnda bir patlama oldu. Bu konuda bir ey bilip bilmediini - 129 Mavi Altn / F: 9 sormak istiyoruz. Biz FBI deiliz. Baz yantlar arayan bilimsel bir kuru luuz." "nemli deil. Ona gre tm kamu alanlar dmandr. Onun iiyle ilgili sorular sormak saldrganca bir yaklam olarak grlr. Daha nemsiz nedenlerle adam ldrd olmutur." "Bakn Ajan Gomez, biz lgnlk yapmak iin kendimizi ortaya atmyoruz," dedi Austin. "nce baka yollar denedik. Meksika polis, patlamann buhar borularndan kaynaklandn sylyor. Dosya kapanm. Fabrika sahibinin bize anlatacak bir eyleri olabileceini dnerek Ticaret Bakanl'n aradk. Kem km ettiler ve fabrikann Enri-co'ya ait olduunu, San Diego'daki broda alan Gomez adnda biriyle grmemizi sylediler. Yani sizinle. imdi bundan sonraki adm atmak istiyoruz. Enrico'nun Amerika'da bir brosu var m?" "Asla snr gemez. Derhal kendisini enseleyeceimizi bilir." "yleyse biz ona gideriz." "Kolay deil. Pedralez eskiden Meksika federal polisinde alyordu ve polis memurlarnn yarsna maa dyor. Onu korurlar ve tm muhbirleri, rakipleri ya da ban derde sokabilecek herkesi onun avucuna teslim ederler." Gomez masann kilitli ekmecesinden iki kaln dosya kard. "Bir tanesi Enrico'nun kirli ileriyle, dieri ise yasal ileriyle ilgili. Kara paray bir yerlerde aklamak zorunda olduundan Meksika-Amerika snrnn iki yannda yasal irketler kurmu ya da satn alm. Tortilla ii en nemlisi. Amerika pazar alp snrn bu tarafndaki insanlar tortilla yemeye baladndan bu yana geliri milyonlarca dolar deerine ulat. Bu ii birka irket elinde tutuyor. Eer bana inanmyorsanz, gittiiniz marketin raflarna bakn. Enrico ie karabilmek iin hkmetiyle olan ilikilerini kulland ve evresine rvet datt." Dosyalar konuklarna doru itti. "Bunlar brodan karamazsnz ama isterseniz okuyabilirsiniz."

Austin ona teekkr edip dosyalarla birlikte kk toplant salonuna geti. Zavala'yla karlkl masaya yerleince ona yasal ilerle ilgili dosyay uzatp, ilgin bir ey gzne arpnca haber vermesini syledi ve kendisi de teki dosyay incelemeye balad. Grecei adam biraz olsun tanmaya alyordu. Okuduka adamdan daha az - 130 Holandn hissetti. Bu kadar ok ktln bir tek bedende topla-nabilecei hi aklna gelmemiti. Enrico yzlerce cinayetten sorumluydu ve bunlarn hepsi korkun bir biimde ilenmiti. Zavala'nn se-slni duyunca okumaya ara verdii iin sevindi. | "Buldum," dedi Zavala ve birka kd kartrd. "Tortilla fabrikas hakknda inceleme raporlar var. Birka yl nce fabrikay satn alm. FBI buraya bir gz atm ama kukulu bir ey bulunamam. Bizim yaptmz gibi bir tur atmlar ama benim kk gezintimi yapmamlar. Rapora gre yasad bir ey bulunmuyormu." I "Sualtndaki yapdan sz edilmiyor mu?" Zavala kalarn att. "Yoo, bir tek kelime bile yok." * "Hi armadm. O nesneyi gece karanlnda denizden getirmi olabilirler." "Doru gibi. Sendeki dosyadan ne haber? Bir eyler renebildin mi?" "Evet, berbat bir herif. Ama yine de onunla konumak zorundayz." "Gomez olanaksz olduunu syledi. Bir fikrin var m?" "Olabilir," diyerek dosyadan kard bir sayfay Zavala'ya uzatt. "Hobilerinin listesi var. arap, kadn, yar atlar, kumar gibi sradan konular. Ama bir ey dikkatimi ekti." i; Zavala hemen fark etti. "Antika silah koleksiyonu yapyor. Tandm birini anmsatt bana." Austin glmsedi. Dello tabancalar koleksiyonu yapyordu. Po-tomac Nehri zerindeki tekne evinin duvarlar lm makinelerinin en gzel rnekleriyle sslyd. ok deerli olanlar ise bir kasada saklyordu. lkenin en iyi koleksiyonlarndan birine sahipti. "Yartan bir gn nce aldm silahlar anmsyor musun? ok iyi bir ift tabanca ama bendekilerin ei. Baka bir koleksiyoncu ile takas etmeyi planlamtm." "Ne demek istediini anlar gibiyim. Bunlarn satlk olduunu Enri-co'ya nasl duyuracaksn?" "Her satcnn mallarla koleksiyoncular gecikmeden buluturabil-nrek iin bir mteri listesi vardr. Srad bir parann ne zaman orta- 131 ya kacan ya da satcnn bunu ne kadar zaman senin iin elinde tutacan bilemezsin. Birka satcy arayp tabancalar ok acele e|. den karmak istediimi sylerim. ok zor durumda kalm numaras yaparm. Bir dalavereci zor durumda olan birini aldatmak frsatn hi karmaz." "Ya Enrico'da da ayn silahlardan varsa?" "Olduka seyrek ortaya kyor. Ama eer ei varsa belki benim gibi takas etmek iin isteyebilir. nemli olan onunla konumak iin bir frsat yaratmak. Her eye karn onlar grmek, ellemek isteyecektir. Tm koleksiyoncular byle davranr." "Bir satcya birden fazla isim vermeyen mterinin bavurduunu varsayalm. Hangisinin Enrico olduunu nereden anlayacaz?" "Snrn kuzeyine gemediini biliyoruz. Anlama yapmak iin beni Meksika'ya ard zaman kim olduunu anlarz." Dosyalar Gomez'e iade edip yaptklar plan anlattlar. "Belki ie yarar belki yaramaz. Ama ok tehlikeli. Onunla karla-sanz bile, konuacann garantisi yok." "Bu olasl da dndk." Gomez bayla onaylad. "Bakn sizin gibi iyi insanlarn bana bir ey gelmesinden nefret ederim. Sizi aka koruyamam nk Meksikallar kendi topraklarnda dolanan gringo polislerden hi holatnmaz-lar. Eer sizi ldrrse, yaamnn birka peso'dan fazla etmeyeceini ona kesinlikle hatrlatrm." "Teekkrler Ajan Gomez. Miraslarm buna sevinecektir."

"Elimden gelenin en iyisi bu. Bir eyler dnrm. Ne zaman buluacanz bana bildirin." Tokalatlar ve NUMA grevlileri otele dnd. Austin srt antasndan koyu kahverengi ahap kutuyu karp silahlardan birini eline ald. "Benim koleksiyonumdaki paralarn neredeyse ayns. Napol-yon'un Msr seferi srasnda Boutet adl bir silah yapmcs tarafndan retilmiti. Sfenks ile piramidleri namluya ilemi. Herhalde bir ngiliz beyefendi iin imal etti." In altna tutup inceledi. "Kabzann ucu Avrupa Ktas'nda moda olan sivri ke yerine yuvarlatlm. Ama yivleri tipik Fransz stili olarak ok oluklu." Silah yeil uha kapl kutuya yer- 132 letirdi. "Herhangi bir koleksiyoncu iin kar konulmaz bir yem olacaktr." Austin tand satclarn listesini tarad ve birka tanesini arad, grtesi gn San Diego'dan ayrlmak zorunda olduundan belki de zararna bile satabilecei izlenimini vermeye zen gsterdi. En iyi bahanelerin geree yakn olanlar olduunu biliyordu. Teknesinin battn ve faturalarn demek iin nakit paraya gereksinimi olduunu anlatt. Sonra Zavala'yla oturup eitli olaslklara nasl tepki gstermeleri gerektiini gzden geirdiler. Silahlar satmak istediini haber vermesinin zerinden bir saat gemeden Latham adnda, karanlk bir hreti olan, tilki kadar kurnaz bir satcdan telefon geldi. "Silahlarnz iin hevesli bir mterim var," dedi Latham heyecanl bir sesle. "Yakndan ilgileniyor ve mmkn olduunca abuk grmek istiyor. Bugn kendisiyle Tijuana'da buluabilir misiniz? Pek uzak saylmaz." Austin baparmayla iaret parman birletirip Zavala'ya doru kaldrd. Bingo. "Sorun yok. Nerede bulumamz istiyor?" Satc ona snrn Amerika tarafnda park etmesini ve yaya kprsnden karya gemesini syledi. Elindeki silah kutusu kimliini tantmak iin yeterli olacakt. Austin iki saat sonra orada olacan syleyip telefonu kapatt ve konutuklarn Zavala'ya aktard. "Ya seni bizim yardm edemeyeceimiz bir yere gtrrse? Hani u insanlar gmd iftliklerden birine giderseniz?" diye sordu Zavala. i "O zaman yalnzca silahlardan sz ederim ve eer ilgileniyorsa satarm. En azndan onu yakndan grm olurum." Gomez'i araynca ajann bir ekip oluturduu ortaya kt. Adamlar Austin'i uzaktan izleyecekti ama yaknlamalar olanakszd nk Pedralez onun izlenmediinden emin olmak isteyecekti. Birka dakika sonra iki arkada dn aldklar kamyonetle bir kez daha gneye doru yola ktlar. Zavala, Austin'i Amerika tarafnda indirip Meksika'ya geti. Yirmi dakika sonra Austin koltuunun altnda silah kutusuyla yaya kprsndeydi. Kprnn sonuna gelirken imanca, orta Val, ucuz bir takm elbise giymi bir adam yanna yaklat. - 133 "Bay Austeen mi?" "Evet benim." Adam federal polis rozetini gsterdi. "Tadnz deerli mallar iin size elik edeceiz," dedi srtarak. "efin emri. Tijuana'da bir sr kt insan var." Koyu mavi arabaya doru yol gsterdi ve arka kapy at. Austin binerken gzleriyle park yerini tarad ama Zavala grnrde yoktu. Geri arkada gze arparsa hayal krklna urard ama yine de kendisini koruduunu bildii takdirde daha iyi hissedecekti. Araba Tijuana trafiine dald ve birbirine bitiik gecekondu mahallelerinin arasndan getiler. Src yoldan geen bir kadna laf atarken Austin arkay kontrol etti. Arkalarndaki tek ara eski bir sar taksiydi. Polis arabas penceresiz bir binann nnde durdu. Yeil cephe boyas bir makineli tfekle taranm gibi delik deikti. Eski taksi yanlarndan geip gitti. Austin arabadan inip paslanm bir Corona bira tabelasnn yannda durdu ve ieri girmesinin iyi bir fikir olup olmadn dnd. Kuruni gri bir Mercedes keyi dnd ve kaldrmn kenarna yanat. Kafasnda bir ofr apkas olan sert grnml bir gen arabadan inip sessizce kapy at. Austin bindi ve yola ktlar.

Araba varolar ardnda brakp orta snf mahalleye girdi ve baheli bir kafenin nnde durdu. Gen bir Meksikal kapy ap Abstin'i bir masada tek bana oturan adamn yanna gtrd. Adam elini uzatp glmsedi. "Ltfen oturun Bay Austin. Benim adm Enrico Pedralez." Austin ktln simgesi hatta bir canavar denilebilecek birinin bu kadar sradan grnmesine armt. Ellili yalarndaki Enrico taba rengi ince pantolon ve ksa kollu beyaz gmlek giymiti. Turistik maazalarda sombrero ya da battaniye satan birine benziyordu. Salar siyaht ve by da siyaha boyanm gibi duruyordu. Yzkler, bilezikler ve boynundaki zincirle epey altn tar gibiydi. Bir garson iki uzun bardakla souk meyve suyu servisi yapt. Austin bir yudum iip evresine baknd. ki masada birbiriyle sohbet etmeyen iriyar sekiz adam oturuyordu. Austin'e bakmyormu gibi davranyorlard ama gzucuyla baknca hepsinin gznn stnde oldu- 134 unu fark etti. Bay Pedralez halkn arasnda belki biraz kendini beenmi gibi grnyordu ama iini ansa brakmad belliydi. "Bu kadar ksa srede beni grmeye geldiiniz iin ok teekkr ederim Bay Austin. Umarm sorun olmamtr." ngilizceyi belirsiz bir aksanla konuuyordu. "Hi sorun olmad. Potansiyel bir mteriyle bu kadar abuk karlamak houma gitti. Yarn San Diego'dan ayrlyorum." "Sinyor Latham sizin tekne yarna katlm olduunuzu syledi." "Ne yazk ki kaybedenlerden biriyim. Teknem batt." "ok yazk," dedi Pedralez ve gne gzln karrken, a gzleri silah kutusuna kayd. Hevesle avularn birbirine srtt. "Grebilir miyim?" "Elbette." Austin kutunun kilidini ap kapan kaldrd. "Gerekten harika," dedi Pedralez gerek bir uzman heyecanyla. Tabancalardan birini eline alp masada oturan bir adama dorulttu. Adam irkilerek glmsedi. Sonra uyuturucu kral parman yalanm namlu zerinde gezdirdi. "Boutet imzal. Hi kukusuz zengin bir lord iin ngiliz stilinde retilmi." "Ben de byle dndm." "Tahmin ettiim gibi iilii kusursuz." Dikkatle yerine yerletirdi ve abartl bir biimde iini ekti. "Ne yazk ki bende de benzer bir ift var." "yle mi, ey." Austin urad hayal krkln gizlemeye alr gibi davrand. Kutuyu kapatrken, Pedralez elini tuttu. "Belki yine de sizinle i yapabiliriz. Bunlar yakn bir dostuma armaan etmek isterim. Fiyat dndnz m?" "Evet," dedi Austin umursamaz bir sesle. Gomez'in kendisini korumak konusunda sylediklerinin gerek olduunu umarak evresine baknd ve devam etti. "Biraz bilgi istiyorum." Meksikalnn gzleri ksld. "Anlayamadm," dedi dikkatli bir sesle. "Buralarda toprak ya da bina almak istiyorum. Baja'da bir tortilla fabrikas var. Duyduuma gre ok ucuza satlkm." "Yanlyorsunuz," dedi Pedralez souk bir sesle. Parmaklarn k-'atnca yakn masalarda oturan adamlar dikkat kesildi. "Kimsiniz siz?" "Sizinkinden ok daha byk bir organizasyonu temsil ediyorum." - 135 "Polis misiniz? FBI m?" "Hayr. Ulusal Sualt ve Denizcilik Kurumu'ndan bir okyanus bilim-iiyim. Fabrikanzn yaknndaki bir patlamay aratryorum. Bana vereceiniz bilgi karlnda bu tabancalar armaan edebilirim." Yzndeki glmseyi kaybolurken Enrico'nun dudaklar rktc bir srtla kvrlmt. "Beni aptal m sanyorsunuz? Bu adamlar, garsonlar, ah, hepsi benim yanmda alyor. Hi iz brakmadan ortadan kaybolabilirsiniz. Sizin buraya adm atmadnza hepsi yemin eder. Sizin pistolas benim umurumda m sanki?" dedi aalayc bir tavrla. "Dzinelerle var bende." Austin baklarn yznden ayrmad. "Bay Pedralez bir koleksiyoncu olarak bu eski silahlara niin ilgi duyduunuzu bana anlatr msnz?" Meksikal bunu duyunca neelenmi gibiydi. Gzlerindeki kt prlt biraz azald ama snn dt sylenemezdi.

"Bunlar gc ve g elde edilen aralar simgeler. Ayn zamanda da bir kadn bedeni kadar gzeldirler." "yi bir tanm." "Ya sizin iin anlam nedir?" "Kusursuz iiliklerine olan hayranlmn yan sra bana yaamn ve kaderin rastlantlarla deiebileceini anmsatr. Zamanndan &nce ekilen bir tetik. Fazla aceleyle nian alnan bir tabanca. Yaamsal nem tayan bir organn birka santim yaknndan geen bir kurun. En lmcl biimde silah ekmenin ansl ynn temsil eder." Bu yant Meksikalnn ilgisini ekmiti. "Kendinizi benim ellerime brakrken herhalde ok ansl olduunuzu dnyordunuz Bay Austin." "Hi de deil. Sohbet edebileceinizi varsayarak geldim." "Bir kumar oynadnz. Cesaretinizi alklyorum. Ama ne yazk ki ansl gnnzde deilsiniz. Kaybettiniz," dedi souk bir sesle. "Kim olduunuz ya da neyi temsil ettiiniz umurumda deil. lm kartn desteden siz ektiniz." Parmaklarn klatnca masalarda oturanlar yerlerinden kalkp yaklamaya baladlar. Austin, kendinden daha kurnaz avclarn arasnda kalm bir tilki olduu duygusuna kaplmt. - 136 Susturucusuz egzoz borusunun kulaklar yrtan homurtusuyla eski psk sar taksi lokantann nnde fren yapt. Src aaya indiinde eski damal taksi hl anm amortisrlerinin zerinde yaylanyordu. Hussong's tirtnn zerine giydii kirli ceketinin dnda, aynal cam gzlklerin ardndan bakan src inanlmaz derecede Joe Zavala'ya benziyordu. Kaldrmda durup belirgin aksanl bir ngilizceyle seslendi. "Taksi aran oldu mu?" Enrico'nun adamlarndan biri yanna yaklap ispanyolca homurdand. Zavala avaz avaz barrken haydutun omzunun zerinden ieriye bakarak, "Bir Amerikaly aryorum," dedi. "avu Alvin York adnda biri." Adam szlerinin etkisini artrmak iin avucunu Zavala'nn gsne dayad. "Pekl, pekl! Lanet olas gringolar." Arabasna atlayp ardnda morumsu bir egzoz duman brakarak gzden kayboldu. Haydut dnp arkadalarna gld. Austin rahat bir soluk alp gzlerini alak atlarda gezdirdi ve glmsedi. Zavala pek iyi gizlemese de etkileyici bir mesaj vermiti. avu York, Birinci Dnya Sava'nda esir ald Alman askerleriyle n kazanp, Onur Madalyas sahibi olan keskin bir niancyd. "Elenceli bir adam di mi Bay Austin?" "ok elendirici." "yi. Ben imdi gitmeliyim. Adios Bay Austin. Ne yazk ki bir daha karlaamayacaz." "Durun." Meksikal sanki gmleindeki bir toz taneciiymi gibi Austin'e aalayc bir ifadeyle bakt. "Yerinizde olsaydm, kmldamazdm. Bir keskin niancnn hede-findesiniz. Yanl bir hareket yaparsanz, kafanz olgun bir kavun gibi patlar. Bana inanmyorsanz u atya bakn, bir de tekine." - 137 Pedralez bir peygamber devesi gibi kafasn evirip atlara bakt farkl yerde konulanm keskin nianclar gizlenmek iin gayret etmiyordu. Tekrar yerine oturdu. "Bana kalrsa, siz kaderin gcne fazla gvenmiyorsunuz. Ne istiyorsunuz?" "Yalnzca Baja tortilla fabrikasnn kime ait olduunu renmek istiyorum." "Fabrikann sahibi benim. ok kazanl bir i." "Ya koydaki sualtndaki nesne nedir? Bu konuda ne biliyorsunuz?" "Ben ok megul bir adamm Bay Austin. Size yky anlatacam ve ayrlacaz. ki yl nce San Diego'dan bir avukat bana geldi. Bir nerisi vard. Birileri bir fabrika ina etmek istiyordu. Binay onlar yapacak, iin kazanc benim olacakt. Baz koullar vard. Gzlerden uzak olacakt ve suyun kenarnda bulunacakt." "Ben suyun iindeki yapy renmek istiyorum."

"Bilmiyorum. Byk bir gemi geldi. Nbetiler vard. Koyun iine bir ey getirip bilinli olarak hatrdlar. Fabrikaya baz balantlar yapld. nsanlar gelip gitti. Hi soru sormadm." "Patlama hakknda ne biliyorsunuz?" Omzunu silkti. "Daha sonra biri arayp endielenmememi syledi. Zararm karlayacaklard. Btn bildiim bu kadar. Polis de aldr etmiyor." "Bu anlamay yapan avukatn ad ne?" "Francis Xavier Hanley. Artk gitmeliyim. Btn bildiklerimi anlattm." "Evet biliyorum, ok megul bir adamsnz." Pedralez elini sallaynca adamlar kaldrma kadar yrmesi iin bir koridor oluturdular. Mercedes birdenbire ortaya kt ve kaps ald. Adamlar Mercedes'in nndeki ve arkasndaki iki Jeep Chero-kee'ye daldlar. "Bay Pedralez," diye seslendi Austin. "Anlama anlamadr. Silahlar unuttunuz." - 138 Enrico neesiz bir glle yantlad. "Sizde kalsn," dedi ve birka kelime daha ekledi. Arka koltua yerleip kapy ekti ve araba son hzla ilerledi. Austin'in terlemesinin tek nedeni havann scakl deildi. Eski psk taksi kaldrma yanat ve korna ald. Austin sa koltua oturup hayretle evresine baknd. "Bu dknty nereden buldun?" "Ajan Gomez benim iin ayarlayacak kadar kibarlk gsterdi. Motoru harika ve dostlarmza senin nerede olduunu bildirebileceim her trl telsiz donanm var. Vazgemek istemiyor gibiyim. Bay Pedralez bir eyler syledi mi?" Austin silah kutusunu gsterdi. "Tijuana'ya ikinci kez geldiimde bu silahlar doldurmay ihmal etmememi syledi." - 139 14 Manzarann gzellii ylesine soluk kesiciydi ki, Paul Trout bir an iin, balarnn dertte olduunu unuttu. Glden yedi metre kadar yukarda bir kayann kntsna oturup, uzun bacaklarn sallandrm, her taraf birden grebilmek iin ban evirip duruyordu. elalelerin tepesini grmek iin ban iyice geriye atmak zorundayd. Yzlerce metre ykselen buharn iindeki su taneciklerine gne klar vurduka, elalelerin tepesinde bir dizi gkkua olumaktayd. Grlts tam gaz alan yz lokomotifin sesini andryordu. Geri dindar bir adam deildi, ama eer Tanr'nn Eli diye bir ey varsa, ite karsnda dfcru-yordu. Bir inleme sesiyle kendine geldi. "Ne yapyorsun?" diye sordu Ga-may esneyerek. Bir aacn glgesine uzanmt. "Bir otel ina etmek iin burasnn ne kadar gzel olduunu dnyordum." "Off," diyerek yzn buruturdu. Dorulup yzndeki ter damlacklarn kurulad. "Havalandrma sistemi koymay sakn unutma." Bir saat nce ksa sreli yamur yam ve gne intikam alrca-sna tekrar parlamt. Bulunduklar yer aalarn, allarn glgesin-deydi ama boucu nemden kamann bir yolu yoktu. Bir sre uyuduktan sonra ilk uyanan Paul olmutu. "Sana biraz su getireyim," dedi Paul ve bir palmiye yapran bardak gibi kvrp gle indi. Salarna taklan allar ayklayan Gamay'e - 140 uzatt zaman yars dklmt. Gen kadn birazn iip, mutlulukla gzlerini yumdu ve kalann kocasna uzatt. "Teekkrler, baya serinledim. Su kaynamza bir dalp kmamn sence bir sakncas yoktur umarm." Gle dalarak gl kulalarla ilerledi. Paul de yanna gitmeye hazrlanrken, rman k noktasndaki bir hareket dikkatini ekti. Uyarmak iin seslendi ama elalenin grltsnden Gamay'in duymas olanakszd. Yar yryp, yar derek gle inip suya atlad ve srtst yatan Gamay'e yaklap tirtnden ekti. nce irkilen gen kadn glmeye balad. "Hey, oyun zaman deil." "Sus," dedi Paul. "Kyya dn. Acele et." Sesindeki srar anlamamak olanakszd. Gamay tek kelime etmeden kyya yzerken Paul de ardndan geliyordu. Kayann stne trmanmaya kalknca kolundan tutup allarn arasna ekti. Parman dudana gtrp gl iaret etti.

Gamay gzlerini ksp yapraklarn arasndan slak kreklerden yansyan gne n fark etti. Chulo Kabilesi. Paul drt kanonun gle girdiini grmt. Tek sra halinde biraz nce Gamay'in yzd noktaya doru gidiyorlard. Her birinde kzlderili vard. kisi krek ekerken ncs yayn kucana yerletirmi elinde de tfeini tutuyordu. Belirli bir hedefe doru ilerliyorlard ve gzetlendiklerinin farknda deildiler. Saklandklar yere ylesine yakn getiler ki kaslarnn zerindeki ter damlacklar bile aka grld. Gl sessizce atlar ve bir sre sonra sisin iinde kayboldular. "yi bir kaybolma gsterisi," dedi Paul yanaklarn iirerek. "Niin onlara Sisin nsanlar dendiini imdi anladk." ki metreye yaklaan boyunun yaratt avantaj kullanarak Paul, arkadan gelen baka kano olup olmadn kontrol etti. "Kimseler yok. Buradan gitmenin yolunu bulmalyz. svire ordu aks hl yanmda. Belki ktklerden bir sal yapp sarmaklarla balayabiliriz." Gamay gzlerini sis dalgalarna dikmiti. "Daha iyi bir fikrim var," dedi ve duraklad. "Ama biraz tehlikeli olabilir." - 141 "Biraz tehlikeli mi?" diye gld Paul. "Beyninin nasl altn ok iyi bildiimi sakn unutma. Herhalde bu adamlar izleyip bir kano almamz nereceksin." "Niin olmasn. Bak, buras onlarn evi yani byle bir ey beklemezler. aky ne kadar byk bir beceriyle kullandn biliyorum ama yine de ikimizi birlikte nehir boyunca, batmadan ve bu tiplerle bir daha karlamadan kimbilir ka kilometre tamas gereken bir sal ina edebileceimizi dnemiyorum. Bir hava teknesiyle gelmek bile ok zordu. Bu kanolarla gnboyu krek ekiyor olamazlar. Kyda bir yere ekmeleri gerekir. Onlar buluruz, hava kararana dek bekleriz ve typ gideriz. Bahse girerim bir kanonun kaybolduunu bile fark etmezler." Paul'n iri ela gzlerine neeli bir ifade yerleti. "Bu nerinin gerisinde bilimsel merakn izlerini gryor muyum yoksa?" "Pekl, itiraf ediyorum yalnzca kap kurtulmann tesinde de bir eyler dnyorum. Yksek teknoloji kullanan bu kabileyi ve beyaz tanray merak etmediini sakn syleme bana." "Acaba yiyecek bir eyleri var mdr diye dnyordum," dedi Paul midesini ovuturarak. Bir ot parasn kemirmeye balamt. "Dorusunu istersen, bamz ciddi olarak dertte ve fazla seeneimiz yok. Nerede olduumuzu bilmediimiz gibi buradan nasl kurtulacamz da bilmiyoruz. Hi malzememiz yok. Senin de sylediin gitft buras onlarn topra. Yabanc bir yerde dolaan ziyaretileriz. Biraz keif yapmamz neriyorum. Ar ar ilerleriz ve eer durum ok tehlikeli gibi grnrse, kaarz." "Kabul edildi," dedi Gamay. "Yiyecek konusuna gelince, kularn uradaki alnn meyvelerini yediklerini grdm. Etrafta l kular olmadna gre, herhalde zehirli deildir. "yleyse biz de bu meyveleri yeriz," dedi Paul. "Pek de kt olamazlar." Ama yanlyordu. Meyveler ylesine acyd ki, azn yzn buruturmadan bir tekini bile yemek olanakszd. Trout'lar bo midelerle gln kysnda yrmeye baladlar. Bir yerde amur batakla dnnce, yukarya trmandlar ve bir patikaya rastgeldiler. Kenarndaki allarn bym olmas uzun sredir kullanlmadn gsteriyordu. - 142 Yine de dikkatle ilerlerken, karlarna biri kt takdirde allarn arana gizlenmeye hazrlkl oldular. Bir kilometre kadar yrdkten sonra, glden ykselen sisin, organa bir sis makinesinden salan buhar gibi yayld noktaya ulatlar. Yapraklar yamurla slanm gibiydi ve elalenin grlts yzlerce davulun sesini andryordu. Kendi grltlerinin bu sesin arasnda kaybolaca gibi yaklaan bir ordunun da duyulmayacann farkndaydlar. Hava serinlerken ylesine nemli bir hal almt ki, rme-mek iin elleriyle burunlarn kapattlar. Gr mesafesi ancak bir iki metre olduundan, patikay kaybetmemek iin balarn iyice ne ediler. Birdenbire kendilerini ormann dnda buldular. Eer hayaller lkesinde dolaan yolcular gibi inanlmaz gzellikte bir vadiye rastlayacaklarn dndlerse,

hayal krklna uradlar. Sisin te yanndaki orman hi de farkl deildi. Patika artk gl izlemiyor, herhalde kanolarn geldii derenin yan sra ilerliyordu. Birka dakika sonra Gamay durup ban sallad. "Bu kk derenin sence bir gariplii var m?" Paul derenin kysna yaklat. "Doal olamayacak kadar dzgn. Sanki biri daha nceden var olan bir derenin ve batakln yerini kazma krek kullanarak deitirmi." "Ben de yle dnyordum," dedi Gamay yrmeye balarken. "Dediim gibi Chulo Kabilesi gerekten ok ilgin." Saatlerce yrdler. Palmiye yapraklarndan apka yaptlar ve sk sk durup dereden su itiler. Bir noktada sanak yamurun dinmesini beklediler. Patika genileyip yumuak toprakta plak ayak izlerine rastlaynca, biraz daha dikkatli davranmaya baladlar. Kendi aralarnda tartp bir sre daha dere boyunca gitmeye ve hava kararncaya dek ormanda saklanmaya karar verdiler. Yorgunluktan baygn decek hale gelmilerdi ve enerjilerini toplamalar gerekiyordu. Bir sre sonra sa tarafta ormann iinden gelen, ta denmi bir patikayla karlatlar. Gamay'in aklna Maya ya da nka uygarlklarnn brakt yollar geldi. Eski Romallarn nl Appia Yolu'ndan pek farkl deildi. Meraka kaplarak ta deli yolda be dakika kadar y- 143 rdler. Aalarn arasndan grlen bir parlt biraz daha ilerlemeleri-ne neden oldu. Ta deli patika genileyip yaklak on be metre apnda bir daireye ulat. Buras da ta deliydi ve tam ortasnda byk bir cisim duruyordu. kisi birden, "nanmyorum," dedi. Kk jet ua iki para halindeydi. Burnu hi bozulmamt ama yolcu kabini neredeyse yok olmutu. yi durumda grnen kuyruk ksm kokpitin hemen arkasna yaklatrlnca, uak ksa, tknaz bir grnt kazanmt. Geri boyas eskimi ve solmutu ama beklenenin aksine sarmaklar ya da mantarlarla kaplanmamt. Kokpitin atlak pencerelerinden ieri bakarken iskeletler greceklerini dnyorlard ama koltuklar botu. Kokpitin tam nndeki ukurda kller ve kk hayvanlarn yanm kemik paralar gze arpyordu. nsan boyutlarnda oymal totemler daire biimindeki akl evrelemiti. Koyu renk aatan yaplan her totemin ssleri birbirinden farklyd ama hepsinin zerinde ellerini gsnde kavuturmu kanatl bir kadn heykeli vard. l kzlderilinin boynundaki madalyonun bir tarafnda da ayn figr grmlerdi. "Bir tapnaa benziyor," diye fsldad Gamay ve kllerin bulunduu ukura yaklat. "Herhalde kurbanlarn burada yakyorlar. Genellikle kk hayvanlarn kemikleri var." "Biraz olsun gven veriyor," dedi Paul ve nce gnee sonra saatine bakt. "Ua bir gne saati grevini yklenecek biimde yerletirmiler. Stonehenge'deki gksel takvimi belirten i ie gemi halkalar artryor." Gamay elini uan burnuna dayad. "Mavi-beyaz renkler sana da tandk geliyor mu?" "Haklsn. Chulo Kabilesi'nin ulusal renkleri." Srt ormana dnk duran Paul'n arkasna doru bakan Gamay'in gzleri irileti. "Bu uak, buradaki tek mavi-beyaz renkli nesne deil." Paul geriye doru baknca, aalarn arasndan yzleri ve bedenleri gkyznn ve kemiklerin rengine boyanm yirmi kadar kzlderili- 144 nin ortaya ktn grd. Ua grnce tedbirli davranmay unuttuu ;in kendine kfretti. Hayalet olduklar konusundaki hretlerine uygun bir biimde kzlderililer evrelerini sard. Kaacak bir yer yoktu. Paul ile Gamay kapana kslmlard. Kzlderililer mzraklarn havada tutarak yaklatlar ve garip bir ekilde emberde bir boluk yarattlar. lerinden bir tanesi mzrayla aradan gemelerini iaret etti. Trout'lar birbirlerine gven vermek iin baktlar ve iki yana dizilen kzlderililerin arasndan, sanki eref ktasnn nnden

geermi gibi tapnaktan ayrlp nehrin kenarndaki patikay izlemeye baladlar. Patika genileyerek bir yol biimini ald ve kazklarla evrili bir hendee ulat. Arasndan bir kamyon geecek kadar geni kapya doru yrdler. Uzaktan baknca kapnn iki yanndaki ahap direklerin zerinde yuvarlak nesneler grlyordu. Biraz daha yaklanca Gamay kocasnn elini skt. "Paul bak." Paul karsnn baklarn izledi, "Lanet olsun." Direklerin tepesindeki yuvarlaklar insan kafalaryd. Suratlar gnete pimi elma gibi kararmt, kular ve bcekler tarafndan didik-lenmiti ama yine de Dieter'in yz hatlarn semek olasyd. Artk g-lmsemiyordu. Arnaud ile sessiz yardmcs Carlo da glmsemiyor-du. Drdnc kafa bir kzlderiliye aitti. Paul onu bandaki New York Yankees takmnn logosunu tayan kepinden tand. Kapy ve rktc dekoru arkalarnda braktlar. Tahta itin ardnda nehre doru sralanm saz kulbeler vard. Kadnlar ya da ocuklar grnmyordu. Muhafzlar mzraklarn indirmi, yaylarnn iplerini gevetmiti ve bedenlerini kullanarak Trout'larn aptalca bir oyuna kalkmalarn nlyorlard. "Su arkna bak," dedi Paul, "New England'da bizim de vard." Nehirden ayrlan su ahap oluklardan geerek bir tekerlei dndryordu. Daha yakndan i.celeme frsatlar olmad. Muhafzlar onlar kyn ortasndaki bir yapya doru gtrdler. teki kulbelerden en az drt kat daha bykt ve duvarlar saz yerine kilden yaplmt. Ak byk bir aza benzeyen giri kapsnn nnde durdular. Kapnn - 145 Mavi Altn / F: 10 zerinde bir jet motorunun pervanesi aslyd. Kzlderililer mzraklarm bir kenara brakp yere yattlar ve burunlarn topraa dedirdiler. "imdi ne olacak?" dedi Gamay korkun grnml adamlarn birdenbire uysallamas karsnda ararak. "Kamay nermem. metre bile gitmeden bizi vururlar. Sanrm ieri girmemizi istiyorlar. nce siz buyrun hanmefendi." "Birlikte gireriz." El ele kapdan geip lo bir odaya girdiler. ki kk odann nnden geip, byk bir salona ulatlar. Kulbenin uzak kesinde tavanda alan bir delikten szan n altnda oturan birinin bulunduu grlyordu. Oturan kii kolunu kaldrp yaklamalarn iaret etti. Salonun zemini daha nce grdkleri kulbelerden farkl olarak toprak deil ahapt. Bir uak koltuundan yaplma tahtn zerinde oturan kiinin yank tenli biimli bacaklar dnda kalan gvdesi, ancak bir karabasandan kacak kadar korkun, mavi-beyaz oval bir maskenin ardnda gizlenmiti. Maskenin iri gzleri ve sivri kpekbal dilerini artran az vard. Trout'lar ne yapacaklarn bilmeden garip maskenin karsnda durdular. Sonra iki el ortaya kt ve maskeyi kenara ekti. "ff ok scak," dedi irkin maskenin arkasnda oturan gzel kadn ngilizce olarak. Maskeyi brakp ban yana edi ve srayla yzlerine bakt. "Bay ve Bayan Trout deil mi?" aknln zerinden ilk atan Gamay oldu. "simlerimizi nereden biliyorsunuz?" "Biz Beyaz Tanralar her eyi grr ve biliriz." Karsndakilerin aknlnn arttn grnce kahkahalarla gld. "Ne kadar kt bir ev sahibiyim, konuklarmla dalga geiyorum." Clmseyerek ellerini rpt. Trout'lar bir srpriz daha bekliyordu. Tahtn arkasndaki boncuk perde hrdayarak araland ve Dieter'in kars Tessa dar kt. - 146 15 Francis Xavier Hanley'nin hukuk brosu San Diego Liman'na bakan mavi cam kulenin on ikinci katndayd. Austin ile Zavala hole alan asansrden inip gen ve gzel sekretere isimlerini sylediler. Gen kadn dahili konuma aygtnn dmesine bast ve mrltl bir grmeden sonra parlak bir glle ieri girmelerini syledi.

Krmz yzl, iriyar bedeni zamanla gevemi grnml bir adam onlar kapda karlad. Kendini Hanley olarak tantp oturmalarn iaret etti. Byk maun alma masasnn ardndaki dner koltua iri gvdesini yerletirip, parmaklarn bititirdi ve kaza balanm bir ift keiyi inceleyen kurt gibi konuklarn szd. Tijuana'dan geri dnnce Austin avukatn brosunu arayp randevu istemiti. Arkadayla birlikte piyasada 'birka milyon' kazandklar ve bir yerlere yatrm yapmak istedikleri yksn anlatmt. Avukat hemen randevu vermiti. Adamn gzlerindeki yrtc baklar yemi yuttuunu gsteriyordu. "Hemen konuya girmeyi yelerim," dedi Hanley. "Telefonda bana d lkelere yatrm yapmak istediinizi sylemitiniz." "ncelikle Meksika'y dnyoruz," diye aklad Zavala. Avukatn zerinde ok pahal koyu gri parlak bir takm elbise vard. Tombul parmaklarndaki prlantalarla altnlarn arl Titaric'i batrmaya yetecek gibi grnyordu. Ne var ki dnyann tm terzileri bar fedaisi bedenini saklamaya yetmezdi. Taklar tm szleriyle hareketlerine ilemi olan kabal gizleyemiyordu. NUMA grevlilerinin ze- 147 rinde kot pantolonlar, tirtler ve rzgrlklar vard. Spor giyim tarz zenle seilmiti. Kaliforniya'da milyoner gibi giyinenler aslnda varlkl olmayanlard. Hanley, Zavala'nn Latin Amerikal grntsne aldand. "Doru adrese geldiniz," dedi neeyle. Cazibesini gstermek istercesine glmsedi ama dolgun yzndeki V biimli az iko bir akbabaya benzemesine neden olmutu. "Aklnzda belirli bir blge var m?" "Tortillay severiz," dedi Austin ciddi bir ifadeyle. Avukatn krmz suratnda bir inanmazlk ifadesi dolat. "zr dilerim anlayamadm," dedi doru duyduundan emin olmayarak. "Tortillay bilirsiniz," dedi Austin parmaklaryla yuvarlak kk ekmeklerin eklini izerek. "Duyduumuza gre bu sektr hzla geliiyor-mu.-' Hanley kendini toparlayp yantlad. "Gerekten yle. Yiyecek endstrisinin en hzl gelien sektr." Austin eer avukata amurdan kurabiye yapmak istediklerini syleseler bile ayn yant alacaklarndan emindi. Zavala'yla birlikte Pedra-lez'in iddetli bir tepki gstermesine neden olan dorudan konuya girme yaklamn uygulamaya karar vermilerdi. Zavala glmseyerek sze kart. "Baja Kaliforniya Yarmada-s'nda, Ensenada yaknlarnda ucuz fiyata satlk bir tortilla fabrikas olduunu duyduk." Hanley'nin gzleri gr kalarnn altnda iyice ksld. "Bunu nereden duydunuz?" diye homurdand. "Oradan buradan duyduk." Zavala'nn dudaklar gizemli bir glmseyile kvrlmt. "zgnm beyler, Baja'daki bir tortilla fabrikasyla hi balantm yok." Zavala arkadana dnd. "O fabrikayla balants olmadn syledi." Austin omzunu silkti. "Bu yantnza ok ardk. Enrico Pedralez fabrikay ok yakndan bildiinizi sylemiti. Bize sizin adnz verdi ve bu anlamay sizin salam olduunuzu syledi." Meksikal mafya babasnn adndan sz edilince, Hanley'nin savunma sistemi alarma geti, iki yabancya kar nasl bir yaklam sr- 148 drrnesi gerektiinden emin olamad. Karlaabilecei tehdit unsurlarn aceleyle aklndan geirdi: polis, gelir vergi dairesi, eyalet brokratlar... Bu adamlar bu snflandrmalarn hibirine uymuyorlard. Saldrya gemeye karar verdi. "Sizlerden herhangi bir kimlik grebilir miyim?" "Gereksiz," dedi Austin. "Bu takdirde eer bromu iki saniye iinde terk etmezseniz, sizi ben dar atacam." Austin yerinden kalkmaya almad. "Deneyebilirsiniz," dedi buz gibi bir sesle. "Ama hi tavsiye etmem. Meksikal dostlarnz aramanzn da yarar olmaz."

Korkutmaya almann yararl olmadn gren Hanley telefona uzand. "Polis aracam." "Hazr telefonu amken niin bal olduunuz baroyu da aramyorsunuz?" dedi Austin. "Baro yelerinden birinin nl bir Meksikal mafya babasyla anlama yaptn duymaktan memnun olacaklardr sanrm. Duvarda asl duran avukatlk belgeniz ancak zerinde yazl olduu kt kadar deerli olacaktr." Hanley elini geri ekip karsnda oturanlara dikkatle bakt. "Beyler, kimsiniz siz? ,A "Baja'daki fabrika hakknda biraz bilgi almak isteyen iki kiiyiz." Avukat konuklarn tanmlamakta zorluk ekiyordu. Atletik yaplar, gneten yanm yzleriyle sahil serserilerine benziyorlard ama gler yzl tavrlarnn ardnda garip bir sertlik olduunu da seziyordu. "Elinizde belirli yetkiler olsa bile, size yardm edemem," dedi sonunda. "Bu konudaki tm grmeler mteri-avukat ilikisinin gizlilii altndadr." "Haklsnz," dedi Austin. "Ama ayn zamanda bilinen bir suluyla karanlk bir anlama yaptnz iin hapse girebileceiniz gereini de biliyorsunuz." Hanley'nin dudaklar sahte bir glle araland. "Pekl siz kazandnz. Bildiklerimi anlatacam. Ama bir uzlama yapalm. Bu araziyle neden ilgilendiinizi bana syleyin. Bylesi daha drste olur." "Doru," dedi Austin. "Ama bu dnya bu kadar drst deildir." Mercan yeili gzleri Hanley'nin yzne dikilmiti. "Sizi biraz rahatlata- 149 ym. Karanlk anlamalarnz bizi ilgilendirmiyor. Baja'daki iin anlamasn kimin adna yaptnz sylerseniz, belki bizi bir daha grmezsiniz." Hanley ban sallayarak masann zerindeki kutudan bir puro kard ama konuklarna ikram etmedi. Puroyu yakp dumann onlara doru savurdu. "ki yl kadar nce Sacramento'dan bir komisyoncu beni arad. Snrn gneyindeki balantlarm duymutu ve riski olmad gibi kolayca halledilecek bir i iin en ideal arac olduuma karar vermiti." "Bu neriyi reddedemezdiniz." "Elbette. Ama dikkatli davrandm. Kaliforniya'da yaayan herkesin bir ke dnme plan vardr. Enrico'yla balantm olduunu Biliyordu. Adamn resmi bir grevli olmadndan emin olmak zorundaydm. zel bir dedektif tuttum. Yasal bir i yapyordu." Sahtekr bir avukatn drstlk konusunda endielenmesi karsnda Austin hafife glmsedi. "Sizden ne yapmanz istedi?" "Temsil ettii kiiler Baja'da arazi almak istiyordu. Issz bir noktada, kyya yakn bir yer aryorlard. Ayrca benim tm belgelerle ilgilenmemi ve Meksika'da i kurmann tm brokratik engellerini amam istiyordu." "Baja Tortillas." "Evet. Bu fabrikann gerek sahibinin bir Meksikal olmasrf istiyordu. Bylece ilerin kolaylaacan dnyordu. Anahtar teslimi bir i olacakt. Fabrikann plann izip kendi iilerini gnderdi. Mterileri ancak inaat bittikten sonra fabrikayla ilgileneceklerdi ama fabrikann alma biimine karmayacaklard. Enrico'nun krn yarsn alabileceini ve be yl sonra tmyle fabrikaya sahip olabileceini sylediler." "Bylesine pahal bir yatrma giren birinin bu kadar cmert davranmas sizi kukulandrmad m?" "Bu gibi sorular sormadm iin yksek cret alrm." "Anlalan dostlarnz bir paravan iletme peinde kouyordu," dedi Zavala. "Aynsn ben de dndm. Japonlar sahile yakn bir tuz fabrikas kurmak istedikleri zaman bir dizi sorunla karlamlard. Balina av- 150 clar Meksika hkmetini kkrtmt. Japonlarn bana gelenleri bildikleri iin, ayn sorunlarla karlamamak iin byle davrandklarn varsaydm." "Bu komisyoncu kimdi?" "Ad Jones idi. Evet gerek adyd," diye ekledi Hanley konuklarnn kukulu ifadelerini grnce. "irket alm satmlarnda uzmanlam bir patand." "Kimi temsil ediyordu?" "Bunu bana hi sylemedi."

Austin masaya doru eildi, "Bizimle dalga gemeyin Bay Hanley. Tedbirli bir insansnz. Tuttuunuz zel dedektif bu adam iyice aratrm olmal." Hanley omzunu silkti. "Niin inkr edeyim? Mterileri bir dizi irket a ardnda kimliklerini gizlemeye almlard." "almlard dediniz. Kim bunlar?" "Ancak Mulholland Group adna kadar ulaabildim. Byk lekli hidrolik projeler yrten irketlerle balants olan bir holding." "Baka ne biliyorsunuz?" "Hepsi bu kadar." Hanley bileindeki Cartier saate bir gz att. "zin verirseniz, imdi gerek bir mteriyle randevum var." "Bu komisyoncunun adresini ve telefon numarasn istiyoruz." "Yarar olmaz. Birka hafta nce ld. Arabas da yolunda uuruma yuvarland." Hanley'nin arkasndaki tavana kadar ykselen pencereye bakan Austin'in gzleri, limann zerinde dnp duran helikoptere taklmt. Her seferinde biraz daha yaklayordu. Srad lm haberini alnca dikkatini tekrar avukata verdi. "Bu adam hakknda bildiiniz her eyi renmek istiyoruz. Dosyanz da grmek isteriz tabii." Hanley kalarn att. Sknt veren bu adamlarla iinin bittiini sanyordu. "Orijinal dosyay veremem. Fotokopi ektiririm. Birka saat srebilir." "Sakncas yok. ki saat sonra tekrar gelebiliriz." Hanley'nin aln biraz daha krt sonra glmsedi ve masadan kalkp konuklarn kapya kadar geirdi. - 151 D.T.C.r. I KSTPHAtlMiJ. Asansre binince Austin, "Hiram Yaeger'i arayalm. Hanley herhalde bize verecei belgeleri sansrden geirecektir, onun iin u Mulholland Group'u kendi olanaklarmzla da aratralm," dedi. Hiram Yaeger, NU-MA'nn bilgisayar uzmanyd. Max adn verdii, onuncu katta kurulu bil-gisayar sistemi dnyann her tarafndaki kaynaklardan edindii bilgilerle usuz bucaksz bir veri tabanna sahipti ve baka veri tabanlarna izinsizce girmesi sradan bir olayd. Binann giriinden Gney Kaliforniya gneine ktlar. Zavala bir taksi evirmek iin kaldrmn kenarna doru yrrken, tam tepelerinden byk bir uultu geldi. Yeil bir helikopter sokan stnde cam binadan yaklak otuz metre akta duruyordu. teki yayalar gibi merakla helikoptere baktlar ve birdenbire Austin anmsad. "Geri dnmeliyiz," diyerek Zavala'nn kolundan ekti. Zavala bir kez daha helikoptere bakp Austin'in ardndan dner kapya atld. Kaps ak asansre binip avukatn brosunun kat dmesine bastlar. Yar yolda bouk bir grlt duyuldu ve asansr silkelendi. Austin bir kat aada asansr durdurdu ve merakl gzlerle bakanlarn arasndan merdivene doru kotu. Merdiveni insann genzini yakan kara bir duman sarmt. Austin st kata alan kapya dokundu ve teki tarafta iddetli bir yangn olupj. olmadn bilmediinden yalnzca birka santim aralad. Duman biraz daha artt. Kapy geebilecekleri kadar ap, elleri ve dizleri zerinde giri holne kadar ilerlediler. Yangn sndrme sistemi harekete getiinden srlsklam oldular. Sekreter masann yanndaki halya ylmt. "Hanley nasl?" diye haykrd Joe. Bronun kapsndan duman s-ordu. "Bo ver. Gitmitir." Sekreter kz merdivene kadar tayp alt kata indirdiler. Birka dakikalk yapay solunumdan sonra kendine geldi. Biraz sonra itfaiyeciler geldi ve kz salk ekiplerine teslim ettiler. Elektrik kesilirse kapal kalacaklarn tahmin ettiklerinden asansre binmek yerine merdivenden inmeyi yelediler. Bu arada gelen polislar binay boaltyordu. Darda bekleen kalabala kartlar ama yapacaklar baka bir ey olmadn anlayp birka blok yrdkten sonra bir taksi evirdiler. - 152 Kimlik kartndaki isminden Senegalli olduu anlalan src, isle kapl yzlerine bakt. "Orada mydnz? imdi radyodan duydum. Bir patlama olmu." Zavala taksinin arka camndan binann dndaki kalabala've trafii durdurup itfaiyenin almas iin yol amaya abalayan polislere bakt.

Yzndeki isi silip Austin'e sordu. "Byle bir ey olacan nereden bildin?" "Bilmiyordum. Ama Hanley ile konuurken limann zerinde dnp duran helikopteri fark ettim." "Ben de grdm ama dikkat etmedim. Trafik helikopteri olduunu varsaydm." "nce ben de byle dndm. Ama daha yakndan grnce, beynimde bir imek akt. Tortilla fabrikasndaki patlamadan sonra da bu ya da buna ok benzeyen bir helikopter oralarda dolamt." "Anmsyorum. Koyu yeildi. Koyun zerinde dnd ve ekip gitti." Zavala bilmecenin anlamn dnd. "u helikopterin sahibi herhalde kesin olarak Hanley'den kurtulmak istiyordu." "Hanley'nin olduka kt dostlar vard." "Acaba Enrico mu yapt?" "Olabilir. Hanley ile konuacamz biliyordu. Onu arayp geleceimizi sylemediine ok ardm dorusu." "Ben de bu anlamaya nayak olan Bay Jones'u dnyordum," dedi Zavala dnceli bir sesle. "Belki o da susturuldu." "Daha iyi bir ipucu olmadka Enrico kuramna uygun gibi grnyor." Otele dndkleri zaman daha iyi bir ipucu ortaya kt. Austin du yaparken Zavala televizyonu at. Kameralar sokakta 1 faiye aralarn ve camlardan ykselen duman gsteriyordu. tfaiye szcs birka kiinin duman zehirlenmesi nedeniyle tedavi edildiini ama yalnzca bir tek ceset olduunu aklad. len kiinin yaknlarna haber verildikten sonra kimlii aklanacakt. Patlamann nedeni henz bilinmiyordu. Haber sona erdi ve Zavala tam televizyonu kapatacakken ekranda tandk bir yz belirdi. "Kurt bunu izlemelisin," diye seslendi. - 153 Austin haberi izlemek iin tam zamannda geldi. "Bir son dakika haberi veriyoruz. Meksika mafyasnn uyuturucu ileriyle urat iddia edilen Enrico Pedralez bugn Tijuana'da arabasndaki bir patlama sonucu yaamn yitirdi. Yakn korumalar olduklar varsaylan iki kii daha ayn patlamada yaamlarn yitirdi." Sunucu Pedralez'in yasalara aykr ilerinin listesini sayp dkmeye balad. "Yeil helikopterin sahipleri galiba hibir ii yarm brakmak istemiyor," dedi Austin. alan telefona Zavala yant verdi. Birka dakika dinledi ve, "Rica ederim," diyerek kapatt. "Arayan FBI Ajan Miguel Gomez'di." "Ne istiyormu?" Zavala'nn dudaklar ac bir glle kvrld. "ini kolaylatrdmz iin teekkr etmek istediini syledi." - 154 16 Brynhild Sigurd, usuz bucaksz imparatorluunu Valhalla adn verdii Viking binasnn kulesindeki brosundan ynetiyordu. Pence-resiz oda, kusursuzlua en fazla yaklaan geometrik ekil olan daire biimindeydi. Bembeyaz boyal duvarlarda bir tek ss ya da tablo yoktu. Dnyann drtbir yanna dalan ileriyle balant kurmak iin beyaz plastik bir konsln zerindeki telefon ve dz bir ekran monitr yeterliydi. Yaz k odann scakl alt derecede tutuluyordu. Bu kartal yuvasna girmesine izin verilen birka kii, kendini buzdolabna girmi gibi hissediyordu ama ona ok rahat geliyordu. Minnesota'da ssz bir iftlikte byrken souk havay sevmeyi, dondurucu souklarn saflndan zevk almay renmiti. Yanaklarn actan buz gibi havaya aldr etmeden saatlerce yldzlarn altnda kayak yapmt. Boyu uzayp bedeni glendike, kendisini garip biri olarak kabul eden, 'kk adamlar' diye tanmlad insanlardan uzaklamaya balamt. Avrupa'da okurken, derslere pek sk girmedii halde doutan gelen zeksyla ok parlak bir renci olmutu. Sak-lanamayp, bakalarnn merakl baklarn ekmek zorunda kald zamanlarsa fkesinin krkledii hrs biraz daha artm ve benliin-deki megalomanyann tohumlar yeermeye balamt. Telefonun uzaktan konuma aygtna doru sesleniyordu, "Colorado Nehri yasasnn kmasn desteklediiniz iin teekkr ederim Senatr Barnes. Kullandnz oy nedeniyle, zellikle kardeinizin ir-

keti planladmz ilerin anlamalarn yaptka eyaletiniz ok kazanl kacaktr. nerilerimden yararlandnz umarm." "Evet efendim. Yararlandm, ok teekkr ederim. kar atmasndan kanmak zorundaydm elbette ve kardeimle aramz ok iyi-dir. Ne demek istediimi anlyorsunuz tabii." "Anlyorum Senatr. Bakan'la konutunuz mu?" "Bakan'n yardmcsyla hemen imdi grtm. Beyaz Saray, bizim oyladmz zelletirme yasasna kar kan tm nergeleri veto edecek. Bakan zel sektrn, ister hapishaneleri ynetmek, ister sosyal sigortay denetlemek isterse suyu datmak olsun, her eyi kamu sektrnden daha iyi yapabileceine inanyor." "Kinkaid'in nergesinin nasl bir destei vard?" "Birka bamsz oyu vard, ciddi bir ey yoktu. Kinkaid'in geirdii kaza ok ktyd dorusu. Her zaman ondan holanmmdr. Ama herkesi harekete geirmek iin ortada olmayacana gre, yasaya kar klmas artk olanaksz." "Harika. teki zelletirme yasa nergelerinin durumu nasl?" "Onlar da geer. Tm lkede kamunun elindeki su datm ebekelerinin zelletirildiini ksa zamanda greceksiniz." "Yani bir sorun kmayacak?" "Belki bir tane. En byk sorunu benim eyaletimin bakentindeki gnlk gazetenin editr yaratyor. Kyametleri koparyor ve korkarm baz karklklara neden olacak." Brynhild editrn adn sordu ve senatrn yantn belleine kaydetti. alma masasnn zerinde kt kalem yoktu. Her eyi belleinde biriktiriyordu. "Bu arada Senatr Barnes, sizin yeniden seilme kampanyanza yaplan ba yeterli miydi?" "Evet efendim, zellikle rakiplerim olmad dnlrse, ok cmert bir bat. nsann savaa harcayacak parasnn okluu, kar-sndakileri caydryor." Telefon konsolunda krmz bir k yanp snmeye balad. "Tekrar grrz, senatr, iyi gnler." Brynhild bir dmeye bast ve duvarda alan kapdan Kradzik kardeler her zamanki siyah deri giysileriyle ieri girdiler. - 156 "Eee?" dedi Brynhild. ince dudaklar birbirinin ei metalik gllerle geniledi. "Meksikal ifti ve... "...avukat emrettiiniz gibi temizlendi." "Sorun var m?" Balarn salladlar. "Yetkililer iftinin lm konusunda pek fazla zaman harcamayacaklar," dedi kadn. "Avukatn dmanlar vard. imdi baka konulara bakalm. Meksika'daki iyerimizdeki patlamayla balantl baz gelimeler oldu." Ekrana dokununca iki resim belirdi. Gvenlik kamerasnn ektii bir fotorafta Austin ile Zavala tortilla fabrikasnn giriinde grlyordu. teki resimde ise Ensenada yaknlarnda duran Sea Robin adl teknenin gvertesi grlyorlard. Brynhild'in baklar gmi beyaz sal, geni omuzlu adamdan koyu renk sal yakkl adama dnd. "Bunlar tanyor musunuz?" Kardeler omuzlarn silkti. "Bu Kurt Austin. NUMA'nn zel Grev Ekibi efi. Bu da ekip yesi Joe Zavala." "Onlar ne zaman..." ("... ortadan kaldrabiliriz?" Odann ss sanki birka derece daha dt. "Eer Baja'daki iletmenin yok edilmesinden sorumlu bulunurlarsa, bunun bedelini yaamlaryla deyecekler. Ama imdi deil. zlmesi gereken nemsiz bir sorun var." Onlara gazete editrnn adn verdi. "Hepsi bu kadar. Gidebilirsiniz." Kardeler yakalamalar gereken bir kemiin peinden koan kpekler gibi aceleyle dar knca Brynhild yine yalnz kald. Uzun bir sre Baja'daki iletmeyi dnd. Tm almalar boa gitmiti. Daha da kts katalizr kayna

patlamada yok olmutu. Nefret dolu baklarn ekrandaki iki erkein yzne dikerek oturdu. "Kk insanlar," diye homardand. Elini oynatnca ekrandaki resimler silindi. - 157 17 Paul Trout duu tekrar ap alma biimini bilimsel bir hayranlkla izledi. Ahap borudan geen su ii boaltlm bir sukabana alan deliklerden akyor ve basit tahta vana ak hzn kontrol ediyordu. Akan su tahta deli zemindeki bir delikten kayboluyordu. Ahap du kabininden kp pamuklu bir havluyla kuruland ve bir baka havluya sarnp, kil lambalarla aydnlatlan yandaki odaya geti. Gamay bir platformun zerine yerletirilmi ot ilteye uzanmt. Havlusunu bedenine sarp, koyu kzl salarn rm, eski Roma kadnlarn artran bir grnmde ahap ksedeki meyvelerin tadna bakyordu. Upuzun bedeninde komik bir manzara oluturan havlusuyla karsnda duran Paul'e bakt. "Bunlar iin ne diyorsun doann olu?" "Uygar dnya denilen yerde bundan daha berbat su tesisatlar grmtm." "Su tesisatnn gelimiliinin uygarln bir ls olduunu biliyor muydn?" "Yerlilerin kestikleri kafalar sivri direklerin tepesine asmak gibi uygarlk d alkanlklarna bir ey diyemem ama bu ky adeta bir mucize. u duvarlarn iiliine bir bak," diyerek elini beyaz boyal duvarda dolatrd. "Soracak milyonlarca sorum var. Ev sahibimizden haber aldn m?" "Tessa'y gnderip, biz biraz dinlendikten sonra grmek istediini bildirdi. apkadan kan tavan konusuna gelince. Chulo Kabile-si'nin Dieter'in karsn kardn dnmtm." - 158 Tanra hibir aklama yapmamt. Konuklarn isimleriyle karlayp, Tessa'y ortaya kardktan sonra, "Ltfen sabrl olun. Zaman gelince her eyi aklayacam," demiti. Ellerini rpnca perdenin arkasndan kan plak gsl iki yerli kadn Trout'lar kendilerine ayrlan odaya gtrm, duun nasl altn gstermi ve bir kse meyve brakp kmt. "Bir beyaz tanraya itaat etmemiz gerektiini biliyorum," dedi Paul karsnn yanna otururken. "Onun hakknda ne dnyorsun?" "Aka grlenlere bir bakalm," diyerek Gamay vard sonular parmaklarnda sayd. "Bu yrede yetimemi, ingilizceyi hafif bir aksanla konuuyor. ok akll. Dost canls. Yredeki meyveleri ok iyi tanyor. u kk sar meyvelerin tadna bak. zerine tarn serpilmi portakal tadnda." Paul erik byklndeki meyveyi azna att ve ayn fikirde olduunu belirtti. Yataa uzannca ayaklar darda kald. Niyetleri biraz dinlenmekti ama gnein altnda yaptklar uzun yolculuktan iyice yorulup, duun etkisiyle gevediklerinden uykuya daldlar. Gzlerini anca bir kzlderili kadnn yerde bada kurup oturduunu grdler. Konuklarn uyandn fark eden kadn sessizce dar kt. Masann zerinde, du yaparlarken ortadan kaybolan giysileri, ykanp tlenmi olarak duruyordu. Paul saatine bakt. saat uyumulard. Yemek kokusunu alnca aceleyle giyindiler. Tessa yanlarn* gelip izlemelerini iaret etti. Bir koridordan geip byk odaya girdiler. Tam ortasnda koyu renk ahap bir masa ve kuma kapl tabure vard. Bir kzlderili kadn, buhar tavana ykselen borularla ekilen seramik bir ocan zerindeki kil tencereleri kartryordu. plak ayakl beyaz tanrann geliini bileklerindeki metal bilezikler ve halhallar haber verdi. Boynunda l kzlderilininkine benzeyen bir madalyon aslyd. zerinde gneten yanm bedenini saran iki paral jaguar derisi bir giysi vard. Gzleri Doulular andryordu ve elmack kemikleri kkt. Gneten iyice alm sar salar geriye doru taranm ve n taraf yerli kadnlar gibi kkl kesilmiti. Masadaki yerini ald ve, "Dinlenmi grnyorsunuz," dedi. - 159 -

"Duun ok yarar oldu," dedi Gamay. "Harika bir sistem," diye ekledi Paul. "New England'da yetimi biri olarak Yankee'lere zg yaratclnzdan ok etkilendim." "Gerekletirdiim ilk projelerimden biriydi, teekkr ederim. Basnc koruyabilmek iin su bir yeldeirmeni tarafndan depoya dolduruluyor. Ayrca duvarlarn iinden geip, en scak havada bile burasn serin tutan havalandrma sistemini altryor. Elimdeki malzemelere gre, oluturabileceim en kusursuz havalandrma sistemiydi." Konuklarnn merakl baklarn fark ederek ekledi, "nce yemek yiyelim, sonra konuuruz." A mavi-beyaz tabaklarda servis edilen yeil salatayla, etli sebzeli gveci masaya getirdi. Gamay ile Paul yiyeceklere ve hafif alkoll ikilerine dalnca sorular unutuldu. Tatl olarak ekerli kekler sunuldu. Tanra doymayacakm gibi yiyen konuklarna elenerek bakyordu. Tabaklar kaldrlnca, "Artk yemein bedelini deme zamannz geldi," diyerek glmsedi. "Son on ylda d dnyada neler olup bittiini anlatn bana." "Byle bir ziyafet iin ok kk bir bedel," dedi Paul. "Sorularm bitince belki byle dnmeyeceksiniz, isterseniz bilim konusuyla balayalm. Son on yl iinde byk ya da kk ne gibi gelimeler oldu?" Srayla sz alarak bilgisayarlardaki gelimeleri, internet kullanmnn yaygnlamasn, kablosuz iletiimi, uzay yolculuklarndaki yenilikleri, Hubble teleskobunu, insansz uzay aralarn, okyanus bilimi dalnda NUMA'nn keiflerini ve tptaki gelimeleri anlattlar. Tanra enesini ellerine dayam ilgiyle dinliyordu. Ara sra sorduu sorular bilimle balants olduu izlenimini veriyordu ama genellikle afyon dumanlarn iine eken bir uyuturucu bamlsnn dalgn baklaryla dinliyordu. "imdi de biraz siyasetten sz edin." Belleklerindeki tm bilgileri aktrdlar: Amerika bakannn politik gr, Rusya ile ilikiler, Krfez Sava, Balkanlar'daki alkantlar, kuraklklar, alklar, terrist eylemler, Avrupa Birlii. Tanra Brezilya'nn durumunu sordu ve demokrasiye dndn renince memnun oldu. - 160 Filmlerden, tiyatrolardan, mzikten, sanattan ve tannan baz isimlerin lmlerinden sz ettiler. Paul ile Gamay bile son on yln ne kadar dolu getiini alglayp ard. Konumaktan neredeyse eneleri armt. "Kanser konusundan ne haber? Bir tedavi bulundu mu?" "Ne yazk ki hayr." "Ya temiz su? Bir ok lke iin hl byk bir sorun mu?" "Her zamankinden daha kt. Nfus artarken kirlilik de artyor." zntyle ban sallad. "Hem de nasl," dedi dalgn bir sesle. "O kadar ok eyi karmm ki. Annemle babamn hl sa olup olmadklarn bile bilmiyorum. zellikle annemi ok zlyorum." Gzpna-rnda beliren bir damla ya peetesiyle kurulad. "Sizi srekli konuturduum iin zr dilerim ama d dnyayla balantnz olmadan, ormann iinden her eyden uzak yaamann ne demek olduunu anlayamazsnz. ok nazik ve sabrl davrandnz. imdi ben ykm anlatacam." ay servisi yaplmasn istedi ve yalnz kalabilmeleri iin yemek yapan yerli kadn odadan gnderdi. "Benim adm Francesca Cabral," diye sze balad. Bir saat boyunca ailesinden balayp Brezilya ve Amerika'daki eitimi ile uak kazasna kadar geen yaamn ilgiyle dinlediler. "Kazadan bir tek ben kurtuldum," dedi Francesca. "Yardmc pilot haydutun tekiydi ama ne yapmas gerektiini biliyordu. Uak nehrin yaknndaki batakla kayd. amur yzey, inii yavalatt ve yangn kmasn nledi. Gzlerimi kzlderililerin beni tam olduklar bir kulbede atm. Vcudum yara bere indeydi, her tarafm aryordu ve sa bacam krlmt. Bildiiniz gibi yamur ormanlarnn ila bitkileri ok gldr. Bacamdaki kr yerletirdiler, eitli merhemlerle arm azaltp beni tedavi ettiler. Daha sonra uan kabile efinin kulbesinin zerine dp lmesine neden olduunu rendim. Bana kar dmanlk beslemediler. Tam tersine ok iyi davrandlar." "Sizi Tanra yaptlar," dedi Gamay. "Nedeni anlayabilirsiniz. Chulo Kabilesi beyaz insanlarn katliamndan kurtulmak iin ok uzun sre nce ormann ilerine ekilmi. Tm dnyayla ilikileri

kesilmi. Sonra gklerden iniverdim. nsanlar denetim altnda tutabilmek iin tanrlarn byle davranmalar beklenir. Eski efin - 161 Mavi Altn / F: 11 tanrlar kzdrm olduuna karar verdiler. Onlarn dinlerinin odak nokta-s oldum." "Bir kargo tarikat m?" dedi Gamay. "kinci Dnya Sava'nda, ilk kez havadaki uaklar gren yerliler tapnmak iin kopyalarn yapmlard," dedi Paul. "Evet," diye atld Gamay. "Tanrlar ldrm Olmal adl filmi anmsyor musunuz? Bir uaktan atlan kola iesi dinsel adan sayg gr-meye balam ve bir dizi soruna yol amt." "Tam stne bastnz," dedi Francesca. "Ellerine gerek bir uak geen yerlilerin nasl tepki vereceklerini bir dnsenize." "Ortasnda uan durduu tapnan anlam bylece ortaya kyor." Francesca ban sallad. "Uan paralarn oraya kadar tayp bir araya getirmek konusunda ellerinden geleni yaptlar. Bir tr 'Tanrlarn Arabas' diyebiliriz. Tanrlarn kabileye fkelenmemesini salamak iin ara sra bir hayvan kurban ediyoruz." "Uak mavi-beyaz," dedi Gamay. "Yerlilerde bedenlerini ayn renk-jiify bovvorlar Rl ? hlr rri A tlnrvh rri:9" ~=u cntriamict keu unlan korucuuna inanyorlar." "Tessa'nn burada ne ii var?" "Tessa yar-Chulo saylr. Annesi bir baskn srasnda baka bir kabile tarafndan karlm ve bir Avrupal erkee satlm. O kii de Tessa'nn babas olmu. Kabile iinde bir atma srasnda adam ldrlnce Tessa da Dieter'in mal olmu. Chulo Kabilesi'nin varln bilen ve Tessa ile kk yata evlenen Dieter, hem kabile tarafndan kabul edileceini, hem de kaakln yapt ila bitkilere daha kolay ulaacan dnm." "Peki niin Dieter'le kalm?" "Baka seenei olmadna inanm. Dieter ona srekli olarak melez olduunu, safkan olmadn, toplumdan dlandn sylemi." "Ya cesedini bulduumuz kzlderili?" "Tessa annesinin dnyaya getirdii ilk ocuk deilmi. Burada yaayan bir vey kardei vard. Ailesini bulmaya karar verip, elalenin te yannda keif gezilerine kyordu. Annesinin ldn ama Tessa - 162 adndaki kzkardeinin hayatta olduunu rendi. Onu geri getirmek ;in gitti. Chulo Kabilesi aile onuruna ok deer verir. Dieter ile ibirlii yapan bitki korsanlar onu yakalam. Kan yapran bulduu yeri gstermesini istemiler." i' "Arnaud bu bitkiden sz etmiti." "Uak kazasndan sonra beni tedavi eden mucize bitkilerden biri. Kabile onu kutsal olarak kabul ediyor. Nerede bulduunu sylemeye yanamaynca ona ikence yapmlar ve kamaya kalknca ldrmler. Cesedini siz buldunuz. Dieter de bitki rneini alm. Tessa'nn kardeini aramalar iin bir keif kolu gnderdim. Tessa ile karlatklar zaman, o da buraya gelmeye alyormu, her eyi anlatm. Olup bitenleri bize haber vermesini syleyerek onu tekrar Dieter'in yanna gnderdim. Sonra hi beklenmedik bir anda siz ortaya ktnz. Tessa sizi uyarmaya alt, ie yaramaynca kamanza yardmc oldu. Ya da yardmc olabildiini sand. Birdenbire karmza ktnz." "En azndan tek para halindeyiz. Dieter ve dostlar iin bunu syleyemeyeceim." sss odasnn duvarlarnda asm oan Koy yaamn anlatan elii dokumalara bakt. "Kesik kafalar bu dekora uymayacandan, kyn dna yerletirmelerini syledim." "Karlama komitesinden de siz mi sorumlusunuz?" 1 "Ah tabii. Utuunuz koskocaman turuncu-mavi balonun ok gze battn itiraf etmelisiniz. Adamlar sizin neredeyse elaleye utuunuzu rapor ettiler. Sizi grdkleri zaman uzaktan gzetlemelerini ama zarar vermemelerini emrettim. Yere indiiniz anda sizi izlemeye baladlar. Bu tarafa ynelmeniz beni ok artt. Yolunuzu kaybetmi olamazdnz."

"Bir kanoyu dn alabileceimizi dnmtk." | "Bu ne cret! Byle bir ansnz olafmazd. Bu insanlarn ok hakl bir hreti var. Sizi kilometrelerce izlediler. Bazen onlarn gerekten hayalet olduklarn dnyorum. teki kzlderililerin syledii gibi organn iinde sis gibi yok oluyorlar." Paul, Francesca'nn yksn dnyordu. "Niin biri ua ve sizi karmak istemi olabilir?" - 163 o! i :0 i: CO E CD .- CD o nj > X3 ta < 73 CD O o "Evet." "Sk bir macera olmal." "Hi sormayn." "Haklsnz. zr dilemem gerekir nk gazetelerde NUMA'nn deniz altndaki baz aratrmalar ile ilgili okuduum makaleler dnda, kuruluunuz hakknda fazla bilgim yok." "Belki ikimiz de karlkl olarak birbirimizin iini daha iyi renebiliriz. Ben de Paul E. Garber Koruma, Onarma ve Depolama Kuruluu hakknda pek bilgili saylmam. Web siteniz sizin antika uaklar restore ettiinizi aklyor." "Bu dediiniz buzdann yalnzca tepesi," dedi Miller kapy iaret ederek. "Gelin sizi gezdireyim." Austin'i dar kard ve alak tavanl, geni srg kapl bir dizi birbirinin ei binann nnden geirirken anlatmay srdrd. "Paul Garber'in bir uak hastas olmas bizler iin iyi bir frsatt. ocukluunda Orville Wright'in dnyann ilk askeri uayla uuunu izlemi. Daha sonralar Smithsonian iin almaya balam ve Ulusal Havaclk Mzesi'nin kurulmasna nemli katklar olmu. Hava Kuvvetleri ve Donanma, kinci Dnya Sava'nn kazanlmasnda rol oynayan uaklar ve drdkleri baz dman uaklarn toplam. Bunlardan kurtulmak istedikleri zaman Garber blgeyi havadan aratrm ve burada devlete ait doksan bin metrekarelik araziyi kefetmi. Merkezde otuz iki bina var." Byke binalardan birinin nnde durdular. "Buras On Numaral Bina, uaklar onardmz atelye." "Yaptnz iin rneklerini web sitenizde grdm." "Belki beni de grdnz. Yllarca Seattle'de Boeing firmasnda proje yneticisi olarak altm, ama aslen Virginia'l olduumdan, buraya gelme frsat karma knca karmadm. Her zaman birka projeyi birden yrtrz. imdi bir Hawker Hurricane uann onarmn bitiriyoruz. Baz yedek para sorunlarndan dolay alma epey uzad. Ayrca Hiroima'ya atom bombasn atan Enola Gay adl B29'un gvdesini de onaryoruz. Bir de kuma gvdesini boyadmz, Pitt'in zel 'Little Stinker' adnda ift kanatl bir uamz var. Yalnzca uaklarla uramyoruz. Elimizden bir Rus mal yerden havaya atlan roket, e- 166 itii uak motorlar ve hatta Close Encounters adl filmde kullanlan uzay gemisi modeli de geti. Dnerken onlara da bir gz atabiliriz." "Sevinirim. Derleme bir koleksiyona benziyor." "Elbette. Bir sergi iin dnyann drtbir yanndan topladmz uaklar var. bina yalnzca onarlm uaklarn sergilenmesine ayrld. Onarlmas iin bu nesnelerin iyi bir yks olmas gerekiyor. Ya tarihsel ya da teknolojik adan ilgi ekici bir ynleri ya da trlerinin en son rnei olmalar gerekiyor. Sizin ilgilendiiniz rnek burada." Depo gibi kullanlan binaya girdiler. Bir utan dier bir uca uzanan metal raflarn zerinde eitli byklklerde, karton kutular sralanmt. "Onarma ve korumann yan sra depolama da bizim nc en nemli iimiz," diye aklad

Miller. "Elimizin altnda yz elliden fazla uak ve tonlarca malzeme var. Burada ise genellikle yedek paralar bulunuyor." Bir bilgisayar ktsn okuyup ardnda Austin ile birlikte raflardan birine doru yrmeye balad. "Aradnz nasl buluyorsunuz?" diye sordu Austin aknlkla. Miller gld, "Sandnz kadar zor deil. Dnyadaki her uan tm nemli paralarnn zerinde bir iaret vardr. Seri numaralarnn, kayt numaralarnn ya da harf ifrelerinin kaytlar var. te istediiniz bu." aksyla karton kutunun yapkan bantn at ve iinden yaklak elli santim uzunluunda metal bir silindir kard. Austin bunun Kaliforniya'dan gnderdii cisim olduunu dnd ama yzeyi parlakt ve zerinde izikler yoktu. "Bize gnderdiiniz parann ei," diyerek Austin'in gnderdii silindiri de kutudan kard. "Seri numaralarna bakarak bunlar eletirdik. Birincisi yedee alnp paralara ayrlan bir uaa ait. Bu nedenle ok iyi durumda." Silindiri Austin'e uzatt. teki gibi bu da alminyumdan yaplmt ve birka kilo arlndayd. "Ne iin kullanlyormu?" "Su ve hava geirmeyen bir saklama kutusu. Bu uak hi hizmete alnmadndan kutu yepyeni kalm. Sizin gnderdiiniz silindirin iini 'nceledik ama delikten giren deniz suyu, iinde bulunan bilmediimiz - 167 maddenin, kalntlarn etkilemi. Ama bu cisimlerin hangi uaklara ait olduunu syleyebiliriz." "Her eyin yarar olur." Miller ban sallad. "Northrop uan kanatlarn hi duydunuz mu?" "Elbette resimlerini grmtm. Delta-kanat biimindeki uaklarn ilk rnekleriydi." "Jack Northrop da zamannn ilersinde olan bir adamd. Casus bombardman ve sava uaklarna bakarsanz, nemli admlar attn grrsnz." "Uan kanatlarn bu silindirlerle balants nedir?" "Her ikisi de bu tip uaklardan geldi. Sakncas yoksa bunu nerede bulduunuzu syleyebilir misiniz?" "Baja Kaliforniya aklarnda suyun iinde bulundu." "Hmmmm. Bizim u hayalet uan gizemli yksn biraz daha derinletiriyor." "Hayalet mi?" Miller silindirleri yan yana rafn zerine koydu. "Bizim silindir, savatan sonra hurdaya karlan bir uaa aitti. zerindeki numaralardan retim srecine kadar geriye gidebiliriz." st iziklerle dolu silindire dokundu. "Bunun zerindeki numaralar ise kaytlarmzdaki hibir uaa uyum gstermiyor. Yani var olmayan bir uaktan geliyor." "Nasl olabilir? Bir hata m var?" "Olabilir ama deil. Bir tahminde bulunursam, hkmetin bir uak yaplmas ama hi kimsenin bunu bilmemesi iin emir verdiini syleyebilirim." "Uan tipi konusunda ayrnt verebilir misiniz?" Miller dikkatle silindirleri kutuya yerletirip bantlad. "Gelin biraz yryelim." 20 Numaral Bina, uaklar, bombalar ve uak paralaryla tklm tklm doluydu. Tek kiilik, arkaya dnk geni kanatl, garip biimli bir uan nnde durdular. ki pervanesi arkaya doru bakyordu. "Bu N1-M yani Jack Northrop'un ilk projesi. Uan kanadn srtnme yaratan motor yuvas ve kuyruk gibi paralar olmadan da uabileceini kantlamak istemiti." - 168 Austin uan evresinde dolat. "Boyutlar bytlm bir bo-omerang andryor." "Northrop buna Jeep adn verdi. 1940 ylnda deney iin uan bir model olarak ina etti. Deneyler srasnda bir dizi sorun yaand ama Northrop'un Hava Kuvvetlerini B-35 bombardman ua ina etmeye ikna edecek kadar baarl bir performans sergiledi." "ok ilgin ama bu silindirle ne ilikisi var?" "Northrop bu modeli kullanarak General Hap Arnold' bombardman ua boyutlarna ulaana dek, daha byk uan kanatlar yapmak iin ikna etti.

Savatan sonra itici pervanelerle alan B-35 tipini jet motorlu model olan B49 serisine evirdiler. Bu uak kaytlara gemi tm hz ve mesafe rekorlarn krd. Sekiz jet motoru vard ve krk bin fitte, saatte drt yz mil hzla uuyordu. Uaklardan birinin deney uuu srasnda dmesine karn, Hava Kuvvetleri eitli gvde biimlerinde otuz uak siparii verdi. Pilotlar bu ua sevmilerdi. Bombardman uandan ok avc ua kadar hareketli olduunu sylyorlard. 1949 ylnda, sipariini verdikten birka ay sonra Hava Kuvvetleri uan kanat programn iptal etti ve daha dk dzeyde bir model olan B-36 tipine dnd. Alt motorlu bir uan kanat hayatta kald ve daha sonra paralara ayrld. Elimizdeki silindir ite bu uaktan geldi. Sizin silindir ise baka bir bombardman uana ait." "Var olmayan uaa ait yani." Miller bayla onaylad. "Almanya teslim olduktan sonra bir sr lgnlk yaand. Souk sava hz kazand. nsanlar yataklarnn altnda komnistler grmeye baladlar. Bir sr gizli olaylar yaand. Ruslar bomba yaptktan sonra bizim hkmet iyice ktye gitti. Bana kalrsa sizin silindirin ait olduu ua belirli bir grev iin ina ettiler ve kimseye bu konuda bir ey sylemediler." "Nasl bir grev?" "Bilmiyorum ama bir tahminde bulunabilirim." "Her tahmine am dostum." Miller gld. "Northrop bombardman ua radara yakalanmayan ilk 'stealth' yani casus uakt. O yllarda radarlar hl ilkeldi ve uan ince silueti ok zor fark edilebiliyordu. 1948'de bir uan kanad - 169 Pasifik Okyanusu'na gtrdler ve San Francisco Krfezi'nin gneyin, deki Half Moon Koyu'nda Sahil Gvenlik radarna doru saatte be yz mille dz bir rotada uurdular. Neredeyse tam tepesine gelene dek radar ua gremedi." "Dman topraklarna gizlice girip kmak istendii zaman ok yararl bir zellik olmal." "Ben de byle tahmin ediyorum ama bunu destekleyecek kantlarm yok." "Uan bana ne gelmi olabilir?" "Radara kolayca yakalanmasa bile, vurulup drlm olabilir. Ama bence tekiler gibi hurdaya karlm ya da deney uuu srasnda dm olabilir. O tarihte hl dizaynndaki bir sorunu zmeye alyorlard." "Bu olaslklarn hibiri bu uan bir parasnn Meksika aklarnda denizde bulunmasn aklamaya yetmiyor." Miller omzunu silkti. "Belki kaytlarda bir eyler bulabilirim," diye nerdi Austin. "yi anslar. Savatan sonra yaanan lgnlklardan sz etmitim. Hava Kuvvetleri uan kanatlar iin verdii son siparii iptal ettikten sonra fabrikaya gidip retilmekte olan tm uaklar kesip paralad ve hurda metal olarak alp gtrd. Smithsonian Enstits'nn bir tanesini sergilemek iin yapt tm bavurular reddedildi. Ayrca tm paralarn ve boyalarn imha edilmesi istendi. Uan kanatlarn tm resmi kaytlar, iddialara gre Truman'n emriyle 'kayboldu'." "Herkesin iine bylesi geldi demek," diyerek Austin gzlerini uan kanada dikti. Sanki bilmecenin yantlar aerodinamik gvdede yatyordu ama tpk karsndaki uak gibi kendi dnceleri de yerden kalkmay reddediyordu. "Neyse yardmnza teekkrler," dedi sonunda. "kmaz sokaa geldik saylr." "Keke daha fazla yardim edebilseydim," dedi Miller. "Bir nerim var. ok kk bir olaslk. Deney pilotlarndan birinin dul kars yaknlarda oturuyor. Bir gn kocas hakknda bilgi istemek iin buraya geldi. Pilot uan kanatlardan birinin deney uuu srasnda lm. Kars da ocuklarna ve torunlarna brakmak iin bir an defteri oluturuyor- 170 du. Ona baz resimler verince ok sevindi. Belki kocas ona bir eyler anlatm olabilir. Belki bizim kayp uaktan haberi yoktur ama sylentiler her zaman vardr." Austin saatine bakt. NUMA'daki brosuna leden nce dnmeyi tasarlamamt. "pucuna teekkrler. Bakalm kadn bulabilecek miyim?"

Konuk salonuna dndler ve kadnn adyla adresini aradlar. Kocasnn adna enstitye byk bir ba yapmt. Miller'a teekkr eden Austin, VVashington'u evreleyen banliylerden gneye, manzarann daha da krsallat yne dnd. Arka sokaklardan birinde iki katl, byk evi buldu. nnde bir araba duruyordu. Austin kapy alnca, elli yalarnda atletik yapl bir erkek at. "Ben Bayan Phyllis Martin'i aryorum. Doru adrese mi geldim." "Evet buras Martin ailesinin evi. Ama korkarm biraz ge kaldnz. Annem birka hafta nce ld." "Bunu duyduuma ok zldm," dedi Austin. "Umarm sizi rahatsz etmedim." "Yoo hayr. Ben oluyum, Buzz Martin. Evin iindekilerle ilgileniyorum. Belki size yardmc olabilirim." "Belki. Ben NUMA yani Ulusal Sualt ve Denizcilik Kurumu'nda alyorum. Uan kanat denilen antika uaklar hakknda aratrma yapyorum ve annenizin belki de babanz hakknda konuabileceini umuyordum." 1 "NUMA okyanus bilimleriyle ilgili deil mi?" "Evet doru ama bu konunun da NUMA'nn almalaryla balants var." Buzz Martin uzun uzun yzne bakt, "Aslnda rahatsz etmiyorsunuz. Sizinle konumak isterim. Verandadaki sallanan koltua oturun. Ben bodrumu temizliyordum, biraz temiz hava iyi gelecektir. Bir srahi buzlu ay hazrlamtm." Eve girip iinde buzlarn tkrdad iki uzun bardakla dnd. Karlkl koltuklara yerleince Martin byk baheyi glgeleyen mee aalarna bakt. "Burada doup bydm ama i ve aile hayatnn sorunlar nedeniyle son zamanlarda pek sk gelemedim. Baltimore'da hava taksi ser- 171 vsi iletiyorum." kisinden bir yudum alp sordu. "Benim hakkmda bu kadar bilgi yeter. Babamla ilgili ne anlatabilirim?" "Kulland uan kanatla ilgili gizemi zmeye yarayacak anmsadnz her eyi anlatn." Martin'in yz bir sokak lambas gibi ldad. Ellerini rpt. "Aha! Bir gn gizlilik rtsnn kalkacan biliyordum." "Gizlilik rts m?" "Evet," dedi ac bir sesle. "Babam ve sahte uak kazasyla ilgili." Austin ne kadar az konuursa o kadar ok ey reneceini sezmiti. "Bildiklerinizi anlatn." "zr dilerim," dedi Martin iini ekerek. "Bu konuyu yllardr dnyorum." Ayaa kalkp veranda boyunca yrd. Yz acyla bu-rumutu. Duygularna hkim olabilmek iin derin soluklar ald. Sonra kollarn gsnde kavuturup korkulua oturdu ve yksn anlatmaya balad. "Babam 1949'da ld. Annemin anlattna gre, yeni uan kanatlardan birini deniyormu. Dizaynnda baz hatalar varm ve srekli olarak deiiklikler yaplyormu. Bir uu srasnda iddia edildiine gore >-'< tak!~ ?tr . : .: ; oei! yedi yandaydm." "Sizin iin ok ac olmal." "ok kktm," dedi Martin omzunu silkerek. "Hava Kuvvetleri komutanlarnn, Bakan'n mesajlar gndermesi bana ok heyecan vermiti. Zaten babam pek sk grmezdim. Sava srasnda evden hep uzaktayd." Bir an duraklayp devam etti. "Daha dorusu onun gerekten lmediini kefedince ok sarsldm." "Yani babanzn o kazada lmediini mi sylyorsunuz?" "Arlington Mezarl'nda onu grdm zaman son derece salkl bir grnm vard." "Yani tabutun iinde grdnz zaman m?" "Hayr. Cenaze trenini uzaktan izliyordu." Austin ne aradn bilmeden Martin'in yzn inceledi. Bunaklk belirtisi gremeyince sordu. "Bunu dinlemek isterim." Martin neeyle gld. "Birinin bu szleri sylemesini krk yldr bekliyordum." Aklndan geenler, grnmeyen bir ekranda oynayan - 172 \

bir sahneymi gibi gzlerini bolua dikmiti. "En kk ayrntlarn bile anmsyorum. Yaz mevsiminin ilk gnlerindendi ve ard kular kouturuyordu. Gne nn Hava Kuvvetleri subaylarnn niforma dmelerinde nasl yansdn, topran, yeni biilmi imlerin nasl koktuunu anmsyorum. Tabutun yannda annemin elini tutmu duruyordum. Hava scak ve gmleimin yakas ok sk olduundan sklmtm. Rahip tekdze sesiyle konutuka konuuyordu. Herkesin gz onun zerindeydi." Anlarna dalarken derin bir soluk ald. "Bir hareket belki de bir ku dikkatimi ekti ve kalabaln te yanna baktm. Aalarn arkasndan bir adam kt. Koyu renk giysiliydi. Yzn gremeyeceim kadar uzaktayd, ama kesinlikle yanlm olamazdm. Babamn tek ayak zerinde hafif arpk garip bir duruu vard. Futboldan kalma eski yara izi vard." "Ne yapyordu?" "Hibir ey. Yalnzca orada duruyordu. Bana baktn biliyordum. Sonra sa elini sanki sallayacakm gibi hafife kaldrd. Yanna iki adam geldi. Konutular. Mnakaa eder gibiydiler. Ve hep birlikte git^nnprnn Hj A A stnl f A nk~mRK RRriim nnn jhm! SL " A A t Mi M k/JI liUi ;1 I UbUi mii w w m> i = = dan emin misiniz?" "Evet. ylesine emindim ki cenaze treninden sonra grdklerimi anneme anlattm. Annem alad. O gzyalarn unutamadm ve bu konuyu bir daha amadm. Annem ok gen olduundan tekrar evlendi. vey babam iyi bir adamd. Baarl bir iadamyd ve gzel bir yaam srdler. Yllarca mutlu oldular." Martin gld. "Ama ben babamn oluydum. Annem beni vazgeirmeye alt ama pilot oldum. Bu konu beynimi hep kurcalad. Baz soruturmalar yaptm ama sonu alamadm. Gerein asla ortaya kmayacana inandm. Sonra siz karma ktnz ve sorular sordunuz." "Babanzn ii hakknda neler biliyorsunuz?" "Deneyimli bir pilottu. Hava Kuvvetleri'nde grevliyken, North-rop'un uan kanatlar ina etmek zere kurduu Avion irketi tarafndan ie alnmt. Birok kaza atlatt. Uan kanat harika bir kavramd ama eldeki malzemeler ve o yllarn bilgisiyle, ilk rnekleri uurmak tehlikeli bir meslekti. Bu nedenle ua dnce kimse hayret etmedi." - 173 - 174 "Geri ok kktnz ama onun syledii baz eyleri anmsyor musunuz?" "Pek deil. Annem bana onun bu nesnelerle umay ok sevdiini ve bunlarn havaclk konusunda bir devrim yaratacan sylediini anlatt. Verilen grevlere heyecanla gidiyordu. Bir keresinde iki hafta grnmedi. letiim kurulamyordu, acil bir durum dnda ulamak olanakszd. Eve dnnce annem gneten yanm teni hakknda bir eyler sylemi. Babam da kar yanndan sz etmi ama ne demek istediini aklamam." "Hibir belge, bir gnlk filan brakmad m?" "Bildiim kadaryla hayr. lmnden sonra Hava Kuvvetleri'nden birilerinin evimize geldiini anmsyorum. Babamn yazdklarn alm olabilirler. Anlattklarmn size yarar oldu mu?" Austin, Garber Kuruluu'nda Fred Miller ile erken casus uak teknolojisi konusundaki sohbetini dnd. "Sanrm babanz kuzeyde gerekletirilecek gizli bir grev iin eitimden geiyordu." "Bunlar elli yl nce yaand. Niin hl gizli tutuluyor?" "Srlarn kendilerini gereklilik snrlarnn tesinde hakl karma yollar vardr." Martin glgeli baheye bakt. "En kts de bunca yldr babamn hayatta olabileceini dnmek," dnp Austin'e bakt. "Belki hl ya-yordur. Herhalde seksen yalarnda olmal." "Olabilir. Yani yknn gerek ynn bilen biri var demektir." "Gerein ortaya kmasn ok istiyorum Bay Austin. Bana yardm eder misiniz?" "Elimden geleni yaparm." Biraz daha sohbet ettiler ve ayrlrken birbirlerine telefon numaralarn verdiler. Austin herhangi bir ey rendii takdirde arayacana yemin etti ve Washington'a doru yola kt. yi bir dedektif gibi kaplar alm, yollar

arnlamt ama bu bulmaca sradan yntemlerle zlemeyecek kadar karmak ve eskiydi. Artk NUMA'nn bilgisayar dahisi Hiram Yaeger'i grme zaman gelmiti. 19 Kzlderili ky, kent planlamaclnn hayranlk uyandran bir rneiydi. Saz kulbeleri birbirine balayan sert toprak yollarda dolarken Trout'lar neredeyse yanlarnda jaguar derisi bikini giymi gizemli beyaz tanra ve bir zel jetin mavi-beyaz renklerine boyanm silahl alt koruma olduunu unutacaklard. Francesca grubun bandayd. ki yannda yer alan savalar saygyla bir mzrak boyu uzaktan yryorlard. Kyn ortasndaki byk kuyunun banda durdular. Kzlderili kadnlar mleklerine su doldururken, plak ocuklar annelerinin bacaklar arasnda neeyle kovalamaca oynuyorlard. Francesca gururla glmsedi. "Burada grdnz tm gelimeler karmak bir projenin paralardr," dedi elleriyle iaret ederek. "Bu projeyi sanki So Paulo kentine yeni bir altyap ina eder gibi planladm. Toprak kazlmadan nce aylarca alp, her eyi yerli yerine oturttum, malzemelerin, igcnn datmn bile yaptm. Tahta borular, vanalar, tesisat paralar retmek iin gerekli olan zel ara gereleri yapabilmek iin gnlerce altm. Ayn zamanda kyn av ve hasat ilerine sekte vurmadan bu ilemleri yrtmek zorunda kaldm." "nanlmaz," dedi Gamay dzenli bir biimde yaylm kulbelere bakarak. Dieter'in imparatorluunun sefaleti ve Dr. Ramirez'in kynn greceli uygarl ile kyaslamaktan da kendini alamamt. "Gerekten inanlmaz," diye yineledi. - 175 "Teekkr ederim ama n hazrlklar yaptktan sonra, tei gerek-letirmek grnd kadar zor olmad. En nemli konu akar suyu salamakt. Uygar dnya dediimiz yerde olduu kadar birada da su yaam iin ok nemlidir. Nehrin yatan deitirmek iin kaz ekipleri oluturdum. Tm projelerde olduu gibi burada da baz sorunlar kt. Krek malzemecileri kendilerinden ok acele i istediimizden ve bu nedenle kalitenin dtnden yakndlar." Glerek devam etti. "ok elenceliydi. Glden su ekebilmek iin bir kanal atk. Akar suyu saladktan sonra kuyulara datmak kolay oldu. Buday deirmeni zamann snavndan gemi temel bir teknoloji rnyd." "Yaptnz su deirmeni New England'n eski sanayi kasabalarnda grdklerim kadar gzel," dedi Paul, tek arabalk garaj byklndeki kulbenin nnde durarak. "Ama beni en fazla etkileyen u tuvaletlerin su tesisat oldu. Benim bydm yrede yirminci yzylda bile evlerin dndaki tuvalet yerleri kullanlyordu." "Ben de halka ak tuvaletlerle gurur duyuyorum," dedi Francesca. "Suyu tuzdan artma projemin gn n grmeyeceini sonunda kendime itiraf edince, tm abalarm bu vahilerin yaamn gelitirmeye ynlendirdim. Ta Devri dzeyinde yayorlard. Salk asndan acnacak durumdaydlar. Annelerin doum yaparken lmesi sra-danlamt. Bebek lmlerinin oran inanlmazd. Yetikinler ise yamur ormanlarnda yaayan tm parazitlerin hedefi olmutu. Geleneksel ila bitkileri yeterli olmuyordu. Gerekli biimde beslenmiyorlard. Temiz su kayna yaratmak yalnzca insanlar hastalklardan korumaya deil ayn zamanda salkl yaamalarn salayacak rnleri ekip bimelerine de yardmc oldu." "Yeteneklerinizin tp dalna da uzanp uzanmadn merak ediyorduk," dedi Gamay. "Tessa'nn kardeinin bedeninde garip bir yara izi vard." Francesca neeli bir ocuk gibi ellerini rpt. "Evet apandisit ameliyat! Eer ie el koymasaydm lecekti. Aldm eitim ilkyardm ile snrlyd. Chulo Kabilesi'nin farmakoloji bilgisine teekkr borluyum. Uzun borularla attklar oklarn ularn bir bitkinin zne daldryorlar. Bununla avlayacaklar hayvanlar bayltyorlar ama kk bir miktar bi- 176 Ie bir insan iin yeterli oluyor. Bitkinin zn bir palmiye yaprana srp lokal anestezi gibi kullandm. Ameliyat yerini diktiim iplik ise mikroplara kar diren gsteren baka bir bitkinin lifleriydi. Ban ucunu oluturan obsidiyen ta herhangi bir bistriden daha keskin. Yani yksek teknoloji rn hibir ey kullanmadk."

"Keke ayn eyi muhafzlarnzn tad silahlar iin de syleye-bilseydim," dedi Paul savalarn ksa mzraklarnn elik ularna bakarak. Ayrca hepsinin elinde bir yay ve uzun oklar vard. "Bu yaylar ve oklar uaktan alnan alminyumdan yapld. Ksa yaylar ormanda daha kolay tanyor ve biiminden dolay oklar daha uzaa kadar gidiyor." "Eer Arnaud ile adamlar yayor olsalard, oklarn ne denli etkili olduunu bize anlatrlard," dedi Paul. "Bu adamlar iin gerekten zgnm ama kendi kaderlerini kendileri izdiler. Chulo Kabilesi aslnda kalabalk deildir ve her zaman dvmek yerine kamay yelemilerdir. Evet dmanlarnn kafa derilerini yzerler ya da etlerini yerler ama baskn yapp birilerini ele geirmelerine pek sk rastlanmaz. Rahatsz edilmemeyi yelerler. Beyazlar onlar ormann ilerine doru srmler. Byk elale'nin te yanna geince gvenlikte olacaklarn dnmler, ama beyaz soyguncular onlara bask yapmay srdrm. Eer savunma sistemlerini gelitirmelerine yardm etmeseydim, yok olabilirlerdi." "Kyn yerleim biimi ilgimi ekti," dedi Gamay. "Eski dnemlerin surlarla evrili kentlerini anmsatt." "ok dikkatlisiniz. Tahta itin bu yanna geen biri kendini hi de rahat hissetmeyecektir. Kyn ii pusu kurmak iin ideal yerler olan kmaz sokaklarla doludur." "Ama eer kye gelenlerin amac sizi kurtarmaksa?" dedi Paul. "Bu hazrlklar yenilgiye yol amaz m?" "Kurtarlma umudumdan vazgeeli ok oluyor. Babam herhalde arama ekiplerinin tm orman gzden geirdiklerinden emin oldu. Sanrm sonunda ldme inand ve bir bakma onun asndan iyi oldu. Uak kazasnda kii ld ve benim yzmden kabile efi de yaamn yitirdi. Daha fazla lmlerden sorumlu olmak istemezdim." - 177 Mavi Altn / F: 12 "ok ironik," dedi Gamay. "Bu insanlar iin ne kadar fazla ey ya. parsanz, sizi serbest brakmalar o kadar zor olacaktr." "Doru ama bir tanra gibi davranp gnden gne imanlamaktan baka bir ey yapmasaydm, yine de beni esir gibi tutacaklard. Burada bulunduum srece, onlarn yaamn gelitirmek iin yeteneklerimi kullanmamak bence gnah olurdu. Sonunda beyaz insanlar gelince, Chulo'larn uygarln etkisine kar koymak iin savamak yerine bilgilerini kullanacaklarn umuyorum. Ne yazk ki bu arada kabilenin ldrme igdlerini pek fazla denetleyemiyorum. Arnaud ile arkadalar dmanca amalarn sergileyince, kaderlerine boyun emek zorunda kaldlar. Onlar kurtarmak iin yapacak bir eyim yoktu. Sizin durumunuz farklyd. Ormanda ylesine umarsz grnyordu-nuz ki, sizi imdiye dek bir tehdit unsuru olarak dnmediler." Gamay'in kulaklar dikildi. "Tehdit unsuru mu?" "Korkmu gibi grnmemeye dikkat edin," dedi Francesca. Dudaklarnda dolaan neeli gle karn gzleri ok ciddiydi. "Ne konutuumuzu anlamyorlar ama baz eyleri hissediyorlar." Yangn musluu grevi yapan bir su borusunun nnde durup ilevini anlattktan sonra tekrar yrmeye balad. "Kayglanyorlar. Sizin kusurlu tanrlar olduunuzu dnyorlar." "Eer bizi nemsemiyorlarsa, niin kayglanyorlar?" diye sordu Gamay. "Beni, geldiim gibi gkyzne geri gtrmek iin burada bulunduunuzu dnyorlar." "Bunu mu sylediler size?" "Sylemelerine gerek yok. Bu insanlar ok yakndan tanyorum. Ayrca Tessa baz fsltlar duymu. Sizleri yakmaktan sz ediyorlar. Bedenlerinizden kacak dumann sizi tekrar gkyzne gtreceine ve sorunun bylece zmleneceine inanyorlar." Paul yan gzle muhafzlara bakt ama ifadesiz yzlerinde bir deiiklik fark edemedi. "Onlarn mantyla tartmaya giremem ama bu davran sorunu yalnzca onlar ilgilendirir, bizim iin deil." - 178 -

, "Ayn fikirdeyim. Bu nedenle bir an nce buradan kamak zorundayz. Benimle gelin. Saray muhafzlarnn omzumuzun stnden bakmadklar bir yerde bu plan daha rahat konuabiliriz." Ormann iinden tapnaa giden ta deli yola geldiler. Frances-ca ardnda Trout'larla tam ortasnda uan durduu akla yrd ve uan burnuna bakan tahta banka oturdu. Gamay ile Paul ta zemine bada kurdular. "Yalnz kalabilmek iin buraya gelirim. Benden baka yalnzca rahiplerin tapnaa girmesine izin var. Savalar ormann iinden bizim hareketlerimizi gzetleyeceklerdir ama ka planmz burada yapabiliriz." Gamay savalarn bir anda gzden kaybolduu ormana doru bakt. "Umarm iyi bir plannz vardr, nk bizim hibir nerimiz yok." "lk bandaki igdlerinizde haklydnz. Yalnzca nehir yoluyla kaabiliriz. Kanal ve nehirden geip gle ulap ana nehre alabiliriz. Orman yoluyla asla kaamayz. Bizi her an yakalayabilirler ya da yolumuzu kaybedebiliriz." "Sizin adamlarn nasl krek ektiklerini grdm," dedi Paul. "Onlar durumu fark etmeden ok nce yola km olmalyz." "Aramzda birka saat olacaktr. Ama onlar ok gldr ve iyi krek ekerler. Biz yorulmaya balarken, onlar g kazanacaktr." "Bizi ele geirdikleri takdirde ne yaparlar?" diye sordu Paul. "Kuramsal olarak yani." "Hibir kurama gerek yok," dedi Francesca. "Bizi ldrrler." "Sizi yani tanray da m?" Francesca ban sallad. "Onlar terk etmem, korkarm benim konumumda bir d olarak grlecektir. Benim kafam da sizinkilerle birlikte kyn giriindeki direklere aslacaktr." Paul farknda olmadan ensesini ovuturdu. Birdenbire yalnz olmadklarn fark ettiler. Bir kzlderili ardnda silahl sekiz savayla akla geldi. Tipik Chulo erkeklerinden birka santim daha uzundu ve kabileye zgn bask yz hatlarnn yerine profili eski Romallar andryordu. Kasl bedeni mavi-beyaz yerine kr- 179 mzya boyanmt. Francesca'ya yaklap konuurken ara sra elleriyle Trout'lar iaret ediyordu. Francesca saldrya hazrlanan bir kobra gibi gerildi ve keskin bir sesle szn kesti. Adam bir an ona bakt ve hafife ban edi. Yanndakiler de onu taklit etti. Birka adm gerilediler ve dnp tapnaktan ayrldlar. Arkalarndan bakan Francesca'nn gzleri alevliydi. "yi deil." "Kim bunlar?" dedi Gamay. "Uzun boylusu uak kazasnda len eski efin olu. Ona Vizigot Kral Alaric'in adn verdim. ok zeki ve doutan lider yaradlldr ama zorbala eilimi var. Beni tahtmdan indirmeye karar verip yanna birka isyanc toplam. Yasak olan tapnaa ayak basmas daha da kstahlatn gsteriyor. Sizin geliinizin yaratt sorunlardan yararlanmaya alyor. Saraya dnmeliyiz." Tapnaktan ayrlrken aalarn arasndaki muhafzlar yerlerini ald. Francesca hzl admlarla yrmeye balad ve birka dakikada kye ulatlar. itin iinde bir farkllk gze arpyordu. Kzlderili erkekler gruplar halinde duruyorlard. Gruplarn yanlarndan geerken baklarn kardlar. Artk yzlerinde dosta glmsemeler yoktu. Sarayn nnde tam ortalarnda Alaric'in durduu yaklak yirmi silahl sava toplanmt. Francesca el sallaynca ask suratlarla yol verdiler ama Gamay ellerinden geldiince ar kanl davrandklarn sezdi. Tessa onlar kapnn iinde karlad. Gzleri korkudan irilemi-ti. Bir dakika kadar Francesca ile kendi dillerinde konuular ve beyaz tanra konuulanlar Trout'lara tercme etti. "Rahipler karar verdi. Sabahleyin ldrleceksiniz. Gece boyunca cesaretlerini toplayacaklar ve sizi yakmak iin ateler hazrlayacaklar." Gamay'in dudaklar ksld. "Mangal partisine kalamayacamz iin zgnz. Eer bize en yakndaki kanoyu gsterirseniz, hemen gitmek istiyoruz." "Olanaksz! imdi be metre bile uzaklaamazsnz." "yleyse ne yapacaz?" Francesca tahtna oturdu ve gzlerini odann kapsna dikti. "Bekleyeceiz."

- 180 20 Antika gemi sanki grnmeyen kablolarla aslm gibi bolukta duruyor, rmcek an andran incecik mavi klarn oluturduu gverteleri ve gvdesi aka grlyordu. Koskocaman drtgen yelkenleri almt ve direklerin tepesinde bayraklar esintiyle sallanr gibiydi. Hiram Yaeger arkasna yaslanp at nal biimindeki konsolun nndeki platformda oluan sanal imgeyi inceledi. "Bu harika bir ey Max. Ama ayrntlarn biraz daha keskinlemesi gerekiyor." Duvarlara yerletirilmi bir dzine hoparlrden yumuak bir kadn sesi yankland. "Benden yalnzca bir taslak istemitin, Hiram." Sesinde hafif bir huysuzluk belirtisi vard. "Haklsn Max," dedi Yaeger. "Aslnda sen istediimden fazlasn bile yaptn. Ama imdi bitmi haline ne kadar yaklaabileceimizi merak ediyorum." "Tamam," dedi kadn sesi. Geminin gvdesi ektoplazmadan kan bir hayalet gibi somutlat. Gvdesi batan ka uzayp giden oymalarn yaldzyla parlad. Ya-eger'in gzleri burundaki Kral Edgar'n ahap heykeline takld. Atnn nallarnn altnda yendii yedi hkmdarn bedeni vard ve tra edilen sakallar pelerininin eteklerini sslyordu. Sonra Olimpus Da'nn tanrlarn betimleyen panelleri ve arka taraftaki ncil'den alnma figrleri inceledi. Ayrntlarn tm kusursuzdu. "Harika!" dedi Yaeger. "Resmin tamamn programladn bana sylememitin. imdi yalnzca birka yunusa gereksinimimiz var." - 181 Hemen geminin altnda sanal bir deniz olutu ve bir ift yunus ba tarafn anda dolanmaya balad. Yunuslarn sesleri oday dol-dururken, boyutlu imaj ar ar dnmeye balad. Yaeger ellerini rpt ve neeli bir ocuk gibi glmeye balad. "Max sen harikasn." "Olmam gerekir," dedi kadn sesi. "Beni sen yarattn." Yaeger bylesine byk boyutlu bir aratrma sistemini yaratmakla kalmayp, kendi sesini de programlamt ama kendi kendine konumaktan holanmadndan sesini Max'in azndan kacak kadn sesiyle deitirmiti. Sonunda bilgisayar sistemi kendiliinden dii bir karakter kazanmt. "ltifat edildike her eyi yapabilirsin," dedi Yaeger. "Teekkr ederim. Eer iin bittiyse biraz dinlenip devrelerimi soutmak istiyorum. Hologramlar her zaman beni ok yoruyor." Max'in abartmaya yatkn olduunu ve yaratt gemi hologramnn devrelerindeki kapasitenin ok kk bir parasn kullandn Yaeger biliyordu. Ama kendi sesinin kadn tonunu programlarken, takdir edilmek gibi baz insani deerleri de iin iine katmt. Elini sallad ve gz-ap kapayana dek, gemi, dalgal deniz ve srayan yunuslar yok oluverdi. Yaeger alk sesini duyup ban evirince kapnn nnde duran Austin'i grd. "Merhaba Kurt," diyerek srtt. "Gel otur." "Gzel bir gsteriydi," dedi Austin yanndaki iskemleye yerleirken. "Kaybolma an bile hotu. David Copperfield'in bu kadar byk bir ngiliz gemisini senin kadar kolay kaybedeceini sanmyorum." Yaeger gerek bir sihirbazd ama silindir apkayla denek yerine, bilgisayarlar kullanyordu. zenli bir gsterisizlikle stne geirdii kot pantolonu, ceketi ve dz beyaz tirtyle hi de bir sihirbaza benzemiyordu. Ayandaki kovboy izmeleri de olduka eskiydi. Yine de NUMA binasnn onuncu katna yaylan usuz bucaksz bilgisayar ana tpk bir sihirbaz gibi hkmediyordu. Ulusal Sualt ve Denizcilik Kurumu okyanus bilimi konusunda neredeyse eldeki tm verileri ve bunlarla balants olan dier bilim dallarnn bilgilerini de ayn at altnda topluyordu. - 182 "Bu bir ey deil," dedi ocuka bir neeyle, incecik burnuna oturttuu metal ereveli gzlklerinin ardnda gri gzlerinden heyecan okunuyordu. "Max ile birlikte senin iin hazrladmz armaan gr bir de." "Sabrszlanyorum. Bu gemi Sovereign of the Seas deil miydi?"

"Doru. I. Charles'n emriyle 1637'de denize indirildi. O dnemde yaplan en byk gemilerden biriydi." "Anmsadm kadaryla st yaps ok ard. Charles'n kafas kesildikten sonra, geminin st gvertesi de kesilmiti." "Deiiklikleri daha sonra ekleyeceim, bu yeni program her niversitenin deniz arkeolojisi blmlerine yardmc olacak. Max yzlerce eski geminin listesini kard. Gemilerin planlarn, yapmclarn taslaklarn, llerini, tarihlerini yani hakknda bildiimiz her eyi bilgisayarlara veriyoruz. Max de bunlar holografik bir imge biimine getiriyor. Bilgimizin yetersiz olduu durumlarda bile eksik ayrntlar tamamlayabiliyor. Max, ltfen Kurt'e bize verdii malzemeyle ilgili neler bulduunu anlatr msn?" Platformun ardndaki dev ekranda gzel bir kadn yz belirdi. Dudaklar tatl bir glle aralanmt. "Bay Austin iin her zaman kahve molasndan vazgeebilirim," dedi apkn bir sesle. Platformun zerindeki bolukta mavi lazer klar dolamaya balad ve yldrm hzyla, tek bir drtgen yelkeni bulunan uzun bir gemi ina ediliverdi. "Hadi gel," diyerek Yaeger ayaa kalkp platforma kt. Bir an iin Austin'in gr bulanklat. Netletii zaman birlikte gvertede durmu yukar doru dnen burun kntsna bakyorlard. Gvdenin kenarlar ahap kalkanlarla sslyd. "Programn yeni aamas. Artk kaytlarmzdaki gemileri grmekle yetinmeyip, gvertelerinde dolaabileceksin. Hareket ettiin zaman sanal perspektif de deiecek. Dizayn basit olduundan bunu oluturmak ok kolayd. "Yani Gogstad gemisinin gvertesinde durduumu syleyebilirim." "Doru. Norve'de M.S. 700 ile 1000 yllar arasnda ina edilmi. Yirmi alt metre uzunluundayd ve daha sonra kullanlan aalara - 183 oranla ok ar olan meeden ina edilmiti. u anda yar yarya kltlm modelini gryorsun." "ok gzel," dedi Austin. "Ama sana verdiim malzemelerle arasnda ne balant var?" "Bulduklarm gstereceim sana." Parlak klarn arasndan bilgisayar konsoluna dndler. "Mulholland Group hakknda veri toplamak zor olmad," dedi Yaeger. "u len avukat dostunun sana anlatt gibi irket hidrolik projelerle ilgileniyor. Biraz soruturunca Gogstad adyla bilinen bir holdinge bal olduunu rendim. Ana irketin logosu u anda karnda grdn gemi." Hologram yok oldu ve geminin daha stilize bir grnts monitrde belirdi. "Devamn da anlat." "Max'e Gogstad ile biraz ilgilenmesini syledim. irket hakknda fazla bilgi edinemedim ama anladm kadaryla eitli konularla ilgilenen koskocaman uluslararas bir kurulu. Bankaclk, mhendislik, fi-nans yatrm, inaat." Austin'e bir bilgisayar disketi uzatt. "Bulduklarm burada. artc bir eyler yok. Denemeye devam edeceim." "Teekkrler Hiram. Bunu gzden geireceim. Bu arada senden ve Max'den baka bir ricam olacak." Garber Center'a yapt ziyareti ve pilotun olundan rendiklerini anlatt. "Bu uan gerekten ina edilip edilmediini ve pilotun bana ne geldiini renmek istiyorum." Max hemen ilgilendi. Uan kanat diye bilinen tatn fotoraf ekranda belirdi. "Bu resim Smithsonian Enstits dosyalarnda bulunan, havalanan son Northrop uan kanad olan YB-49A numaral uaa ait," dedi bilgisayarn tatl sesi. "u gemiler gibi bunu da boyutlu yapabilirim." "imdilik bu yeterli. Silindirin zerindeki numaralar YB-49B diye tanmlanan uaa aitti." Fotorafn yerini bir izim ald. "Bu grdnz YB-49B," dedi Max. "kisinin arasnda ne fark var, Max?" "Mhendisler, bomba atlrken rahatsz eden titreim sorununu halletmiler. Ayrca nceki modele oranla daha hzl ve daha uzun menzilli. Ama asla ina edilmedi." - 184 -

Austin, Max ile tartmamas gerektiini biliyordu. Sesini karmadan ekrana yansyan performans ve istatistik verilerini okudu. Bir nokta dikkatini ekti. "Bir dakika. Biraz geri git. Bak orada hznn saatte be yz yirmi be mil olduu syleniyor. Eer deney uuu yaplmadysa, hzn nereden biliyorlard?" 1 "Hesaplama olabilir mi?" diye ekledi Yaeger. "Belki ama hesaplama olduunu belirten bir not yok." "Haklsn. Uu koullarn sanal olarak oluturucak Max gibi akll makineler olmadndan, o yllarda deneyler yapmak zorundaydlar." "ltifatna teekkrler ama aka grlen bir noktay belirtiyorsun," dedi Max. "Kurt iyi bir noktaya iaret ediyor, Hiram. Siz konuurken ben biraz aratrdm ve dizayn edildii halde ina edilmeyen tm uaklarn hzlarnn hesaplama olarak belirtildiini grdm. Bunun dnda tabii." Yaeger da tartmamas gerektiini biliyordu. "yleyse belki bu uak bir zamanlar var olmutu. Ama sonunda ne oldu?" "imdilik belki bu kadarna eriebiliyoruz," dedi Austin. "North-rop'un ve Hava Kuvvetleri'nin kaytlar kayboldu. Max acaba pilot Frank Martin hakknda bize neler syleyebilir?" "Ksa bir aratrma m yoksa kapsaml bir alma m istiyorsun?" diye sordu Max, "Aralarnda ne fark var?" "Ksa aratrma srasnda Pentagon'un silahl kuvvetler kaytlarna girip, orduya katlm olan sa ya da l herkesin adn karabilirim. Kapsaml aratrmada ise Pentagon'un gizli dosyalarna ulaabilirim. Ulusal Gvenlik Konseyi, FBI ve CIA dosyalarn aratrrm." "Teknik bir soru olacak ama bu veri tabanlarna gizlice girmek yasad deil mi?" "ok irkin bir laf," dedi Max. "yle de diyebiliriz; biraz dedikodu yapmak iin dostlarm olan baz bilgisayar sistemlerini ziyaret ediyorum." "yleyse istediin gibi ziyaret edebilirsin," dedi Austin. "lgin," dedi Max ksa bir sre sonra. "Bir sr kapy amaya altm ama Harry hepsini smsk kilitlemi." - 185 "Harry kim? Baka bir bilgisayar m?" diye sordu Yaeger. "Hayr sersem, Harry Truman." Austin kafasn kad. "Yani bu pilotla ilgili dosyalarn tm Ba-kan'n emriyle kapatlm demek mi istiyorsun?" "Doru. Bay Martin hakkndaki birka temel bilgi dnda her ey gizli tutuluyor." Max beklenmedik bir biimde duraklad. "ok garip. Bir iz buldum. Sanki biri kilitli olan bir kapy aralad. Aradnz adam burada." Ekranda Hava Kuvvetleri niformal gen bir erkek resmi belirdi. "New York eyaletinde Cooperstown yaknnda yayor." "Hl yayor mu?' "Bu noktada bir eliki var. Pentagon 1949'da bir uak kazasnda ldn sylyor. Yeni gelen bilgi ise tam tersini ileri sryor." "Bir hata olabilir mi?" "Hi armam. nsanlar hata yapabilir. Ben yapmam." "Telefon numaras var m?" "Hayr ama adresini buldum." Konsolun kenarndaki delikten bir kt kt. aknln zerinden atamayan Austin kttaki isim ve adres sanki silinip yok olacak mrekkeple yazlm gibi dikkatle bakt. Kd katlayp cebine yerletirdi. "Hiram ve Max, size ok teekkr ederim. ok yardmc oldunuz." Kapya doru yrmeye balad. "Nereye gidiyorsun?" diye sordu Yaeger. "Cooperstown. Belki de Beysbol hretler Salonu'na girebilmek iin elimdeki tek frsat bu." - 186 21 Potomac Nehri kysnda Langley, Virginia'daki CIA merkezinin stihbarat Servisi'nde, bir analizci bilgisayarna neler olduunu dnyordu. J. Barrett Browning adl Dou Avrupa uzman yerinden kalkp yan taraftaki masay ayran blmenin kenarndan seslendi.

"Hey Jack, ok garip bir eye gz atacak zamann var m?" Soluk yzl adam iaretledii Rus gazetesini bir yana brakp gzlerini ovuturdu. "Seks, cinayet ve biraz daha seks. Rus basnndan daha garip ne olabilir ki?" dedi Nixon dneminin karanlk gnlerinden sonra ClA'ye katlm saygn bir evirmen olan John Rowland. "Sanki Amerikan bulvar gazetelerinin hormon konusundaki yazdklarna benziyor. Neredeyse traktr retim istatistiklerini zleyeceim." Yerinden kalkp Browning'in masasna yaklat. "Sorun nedir gen adam?" "Bilgisayarmdaki u lgn mesaj," diyerek Browning ban sallad. "Sovyetler Birlii hakknda baz tarihi belgelere gz atyordum, birdenbire ekranda beliriverdi." Roland eilip okudu: "TEMZLK PROTOKOL AIRI TARAFGRLKLE HAREKETE GERLD." Rowland krlam sakaln ekitirdi. "Ar tarafgirlik mi? Kimse byle laflar etmiyor artk." "Ne demek bu?" "Bir rtmece, dolayl anlatm. Souk Sava ve Vietnam yllarndan kalma. Birinin ldrlmesinden sz ediyor." - 187 "Nee?" "Size Yale niversitesi'nde hibir ey retmiyorlar m?" diye srtt Rowland. "Temizlik birinin suikast sonucu ldrlmesi demektir. Tam James Bond'a yakan bir laf." "Anladm," diyerek evresine baknd Barrett. "Bakalm deerli meslektalarmzdan hangisi bu akay yapt." Derin dncelere dalan Rowland yantlamad. Browning'in iskemlesine oturup mesajn sonundaki alt izili dosya numarasn inceledi. Giri tuuna basnca bir dizi rakam belirdi. "Eer bir akaysa, muhteem," diye mrldand. "kinci Dnya Sa-va'ndan sonra Allan Dulles'n tekilatn banda olduu dnemden bu yana kimse bu gibi ifreleri kullanmyor." Rowland bilgisayara bask emri verdi ve kda dklen mesaj alp kendi yerine dnerken Browning de ardndan geldi. Ksa bir telefon grmesi yapp ifreyi kendi bilgisayarna girdi ve tulara dokundu. "Bunu ifre zme blmndeki bir dostuma gnderiyorum. ok eski bir ifre. Bugn kullandmz programlar uygulayarak birka dakikada zebilir." "Sence nereden gelmi olabilir?" diye sordu Browning. "Mesaj ekranda belirdii zaman ne okuyordun?" "Ariv malzemeleri. Diplomatik raporlar. Silahl Kuvvetler komitesinde olan bir senatrn yardmcs istemiti. Herhalde savunma btesini ykseltebilmek iin Sovyetler'in davran biimlerindeki baz modelleri renmek istiyordu." "Bu raporlarn ierii neydi?" "Saha ajanlarndan mdre gnderilmiti. Sovyetler'in nkleer aratrmalarnda A gelimelerle ilgiliydi. Clinton'n gizliliinin kaldrlmasn emrettii eski dosyalardan biriydi." "lgin. Yani ierii bir zamanlar yalnzca en st dzeydekilerin bilgisine sunulmu." "Mantkl gibi geliyor ama bu protokol ii de ne oluyor ki?" Rowland iini ekti. "Benim gibi yal sava atlarn ayra saldklar zaman tekilatn neler yapacan ok merak ediyorum. Eski, gizli operasyon gnlerinde bu protokollerin nasl ilediini anlataym sana. - 188 jlk nce en st dzeyde, yani CIA bakan, Ulusal Gvenlik Konseyi, genel kurmay bakan arasnda bir politika saptanr ve imzalanr. nkr edebilmesi iin ak kap braklarak, Bakan'a resmen bilgi verilmez. Bu politika belirli tehdit ya da tehditlere kar nasl davranlmas gerektiini belirler. Bylece protokol hazrlanm olur. Sonra da yaplacak iler eitli emirler biimine ayrlr." "Anlaml. Bylece bu emri yerine getirenler yalnzca kendilerine den ksmn renirler. Gizlilik ilkesi bozulmam olur."

"Aha, galiba yanl bile olsa, size yine de bir eyler retmiler. Castro'yu devirmek ya da ran-kontra gibi lgn planlar da ayn biimde yaplmt ve sonunda ellerine yzlerine bulatrdlar." "yleyse niin bir PROTOKOL hazrlarlar?" "En nemli nedeni, tepedeki adamlarn sorumluluktan kamasn salamaktr. Genellikle bir PROTOKOL atlacak en ciddi admlar iin hazrlanr. Bu dosyada biz bir siyasi suikastten sz ediyoruz. Hafife alnmamas gerekir. Devletleri ynetenlerin baka devletleri ynetenlerin ya da kendi hkmetleri iindeki baz kiilerin lmne yol aacak planlar yapmamalar gerekir. Kt rnek olurlar. Bu nedenle emirlerin eitli dzeyleri olur. Parmak izi braklmamas bylece salanr. Emirleri verenlere ulamak olanakszdr. Bir emrin sonuna dek gerekletirilmesi iin nceden saptanm koullarn olumas gerekir." "Nkleer bombalar iin kullandklar emniyet sistemine benziyor. Dmeye baslmas iin birka aama gerekiyor ve son dakikaya kadar vazgeme olasl vardr." "Bunun gibi bir ey. Baka bir rnek daha vereyim. Bir tehdit oluur. Bir el tabancay tutar. Tehdit biraz daha byr. Baka bir el tabancay doldurur. Tehdit fazlalar. nc el tabancann emniyetini aar. Sonra tetik ekilir ve tehdit unsuru ortadan kalkar. Tabancann atele-nebilmesi iin tm bu etki-tepki admlarnn atlmas gerekir." Browning ban sallad. "Neler anlattn anlyorum ama bu mnasebetsiz eyin benim bilgisayarma nasl girdiini zemiyorum." "Belki de grnd kadar esrarengiz deildir." Rowland zamannn ounu gazeteleri okumak ve analiz etmek gibi skc bir ile geirdiinden, zeksn kullanmasna neden olan bir frsat yakaladna seviniyordu. Arkasna yaslanp gzlerini tavana dikti. - 189 "Herhalde bu protokol o dnemde kda yazld d. Ama gerekletirilmedi. Sonra tekilat kt kalemA^6 a*r1-dnd. Protokol de veri tabanna alnd. Harekete qec A bl9Sayara lenmesi gereken mekanizmalar ellenmediinden yiar h 'n tetik' u yerde durdu. Tekilat bakanna derhal bilgi verilrnA"03 'du" ama dosyalarn gizlilii kaldrldndan bilgisayar yalnzca'..AN birinin okumas gereken bir dosyay sradan bir analizcinin T A elbette bilemezdi." "Harika," dedi Browning. "imdi de elli yllk bir protokol nevh harekete geirdiini bulmamz gerekiyor. Dn de ayn dosyalar ok" yordum ama bu mesaj yoktu." "Demek ki protokol son yirmi drt saat iinde harekete geirildi Bir dakika..." E-posta yanp snd. Rowland mesaj ald. "Sevgili Rowland. Gnderdiin mesaj burada. Bir dahaki sefere daha zor bir eyler gnder." Ekranda, "Temizlik ii yaplacak," szckleri okunuyordu. "Tetikiden gelen ifreli yant," dedi Rowland. Browning ban sallad. "Bu zavall herifin kim olduunu merak ediyorum." "Bence gemi iin kayglanmamza gerek yok. Ben gelecei dnyorum." "Hadi Jack, bu protokol elli yl nce imzalanm. Tetiki ile kurban da dahil olmak zere bilenlerin tm oktan lm olmal." "Belki," dedi Rowland. "Belki de lmediler." Erkandaki szckleri iaret etti. "Bu yant imdi geldi. Yani tetiki ile kurban yayor-azndan imdilik." "Ne demek istiyorsun?" d| br Rowland telefona uzanrken her zamanki gle yznde c , ifade vard. adrTl atda"Mdr bu emri geri almadna gre, bundan sonraki n[ed, cak. Yani cinayet. Elini kaldrp Browning'in soru sormasn A "Ltfen beni bakana balayn," dedi almaca doru ba3'rarsltly0rdu-ok nemli," derken sesi belki de ilk kez duygularm ya "ok fazla nemli!" - 190 22 Zavala, Hanley'nin brosunun bulunduu binaya dnd za-~an yangn sndrlm, itfaiyeciler sular boaltyordu. NUMA kimliini kullanan tak polis barikatn at ve kundaklk konusunu aratran azmann bur rnuna doru sallayp aceleyle czdanna tkt. Okyanus bilimleri federa -a| kuruluundan

birinin San Diego'daki bir felaket sahne-snde ne ii o olduunu aklamak istemiyordu. Connor: ng adndaki aratrmac tanklarn kendisine tepede dolaan ve patlamadan nce garip bir ktan sz ettiklerini inatt. Yine v A g patlamann ieriden olma olasln gz ard etmiyor-avala o qnu SU|ayamazd. Ne de olsa her gn silahl bir helikopter Dego'd , u- A . , , M u Qak bir hanna saldrmazd. jj A HFJ* kadnn durumu nasl?" diye sordu Zavala. "Duyduuma AAAABAmi," dedi Connors. "Yangn balamadan nce birileri ZavalaA ,karm'' A A E T ! dama teekkr etti ve bir taksi evirmek iin bir blok kayah bir For' Elini kalclrdl9nda zerinde hibir iaret bulunmayan si'3rd. fbi ajC A tam nnde durdu. Direksiyonda Ajan Miguel Gomez Gome2 e 9 , , , P kapy at ve Zavala arabaya bindi. '9nte geidc-5 grm geirmi bakyla ona bakt. "Sen ve arkadan 3lrka saar bizden bu yana olaylar epey kzt, broma gelmenizden 9n <je sonra ifti ve dolandrc avukat havaya utu. Niin birPAha kalmyorsunuz? Meksika mafyasnn tm ve yakn - 191 dostlar kendilerini yok edecektir. Ben de isiz kalr ma gider." 1,11 Ve ok da Zavala gld. "Tijuana'da bizleri kolladn iin teekk" "Snrdan keskin nianc ekibini geirirken uluslararas 1 gze aldm iin belki Tanr adna neler olup bittiini bapS' -'rskanda: a ""uana anlat I "Keke bilseydim," diyerek omzunu silkti Zavala "pch n' nasl oldu?" aralez olay, "Zrhl arabasyla Tijuana'nn tehlikeli bir cemti olan Col l rJi ra'dan geiyormu. Yakn korumalar ndeki ve arkadaki arabS m. nce ndeki ara isabet alm. Bir saniye sonra Pedralez'in bas patlam. Bu aralar neredeyse bir tanka benzedii im gl J silah kullanm olmallar. nc aracn srcs hemen U dn yapm ve kap kurtulmu." "Bir tanksavar roketi bu ii yapabilir." Gomez koyu, aratrc baklarn Zavala'ya dikti. "Meksika polisi bir ara sokakta sve mal Gustav tanksavar roketinin doldurucusunu buldu." "Yani sveliler Meksikal uyuturucu krallarna m saldryor." "Keke. Dnya silah pazarnda bunlar bulunuyor. Belki de ezmesi kutularnn yannda hediye olarak datyorlard. Bu silah omzuna yerletirip ate edebilirsin. Dediklerine gre iki kii olunca bir dakikada alt el ate edilebilirmi. Hanley konusunda ne biliyorsun?" "Kurt ile birlikte binadan ktmz anda tepede dolaan yeil W helikopter grdk. eri girip asansrle yukar karken patlama Baz tanklar bir k grmler. Bir roketatar kullanlm olabilir, A "Bir dalavereci avukat temizlemek iin hi roket kullanlr m A da avukatlara zg bir espri oldu dorusu." "Hanley'nin gldn sanmyorum." nc1A "O herifin mizah duygusu zaten yoktu. Gereinden fazlao9nun ^4 lanmaktan sz etmeli. Bunca zahmete girdiine gre, bl[sAed| ve t* sinlikle ldnden emin olmak istemi gibi grnyor, A an duraklad. "Siz niin geri dndnz?" ,, grdk "Kurt tepedeki helikopterin Baja'daki patlamadan son helikoptere benzediini dnd." - 192 Iltenleyile konutunuz, deil mi?" N"1 fabrikasn sorduk. Sacremento'lu bir komisyoncu-Ona10 A paravan bir iletme kurmak isteyen mterisi adna . n Meksika kljrmu olduunu anlatt. Hanley de onlar Pedralez .Adiiyle . " Aoncunun ad, neymi?" Jones Vaktini harcama. Adam lm." Gomez srtt. "Sakn syleme. Adamn arabas havaya utu demek." Bir uurumdan aaya kaym. Kaza olduu ileri srlyor." Koyu mavi takm elbiseli bir adam yaklap arabann camn tklat- fbi ajan ban sallayp Zavala'ya bakt.

"Beni ieri aryorlar. Te-- 35! kesmeyelim," diyerek spanyolca olarak devam etti. "Biz Meksi-.5 -Amerikal ac biberlerin birbirinden kopmamas gerekir." Kesinlikle," diye yantlad Zavala. "Ben VVashington'a dnyorum, vardm edebileceim bir ey olursa beni NUMA merkezinden arayabilirsin." Zavala bir noktaya kadar Gomez'e gerekleri sylemiti ama -anley'nln anlatt Mulholland Group'dan bilinli olarak sz etmemi-: FBI n elinde arama izniyle kapya dayanacan pek sanmyordu, 3ma Vne de ajann soruturmasn daha da karmak bir duruma gerekten kanmt. Otele dnnce Los Angeles bilinmeyen numara-' 1 arayp Mulholland Group'un kendisine verilen numarasn kontrol 3revnel' S6Sli b'r sekreter broya nasl ulaabileceini anlatt. Otel ,,aV!er arac|lyla bir araba kiralad ve ok gemeden Los Ange-b A 901 yola kt. yakn meskd Bulvar'ndan ayrlnca kendini Kaliforniya'nn birbirine Aye ardnd" A 'yer' bloklarnn arasnda buluverdi. Baja'daki patla-A'AacaAd Hanley ile Pedralez'in garip lmlerinden sonra neyle ; ysc dkkn,d3n em'n de9ildi' ama bir Pizza Hut ile bir Staples krta->Ce oidukn-, arasndaki ihannda bulunan gzel deli broyu g-Lobi ardlJ1 laf alabil'rn? aydln,lktl- Telefonda ona yolu tarif eden sekreter-"n k'2 irket h k n Lat'n ekicill9ini kullanmak zorunda kalmad, a kmda sorduu sorular yantlad, bir sr bror - 193 Mavi Altn / F: 13 verdi ve hidrolik mhendislik konusunda herhangi bir ' kendilerini aramasn tembih etti. Zavala arabasna aid kati ekmeyen cephesine bakarak bundan sonra ne v 'P b'nannk-ini dnrken cep telefonu ald. Austin NUMA merkPmaS'9erekt!' sundan aryordu. ~ lndeki bro. "Bir eyler bulabildin mi?" diye sordu Kurt. "u anda Mulholland Group irketinin nnde oturuyoru ' Zavala ve bulduklarn anlatt. Austin de Garber merkezine yareti, Buzz Martin ile sohbetini ve Max'in bulgularn aktard yaph,*J "Bana oranla epey ilerlemisin," dedi Zavala. "imdilik hepsi kmaz sokak gibi grnyor. leden sonra Nev York'a gidip u pilotun yksn aydnlatmaya alacam. Sen de Los Angeles'dayken biraz Gogstad' aratr." Ertesi gn VVashington'da buluup neler bulduklarn karlatrmaya karar verdiler. Zavala bilinmeyen numaralardan Los Angeles Times gazetesinin telefonunu rendi ve haber odasn balatp Randy Cohen ile grmek istediini syledi. Birka dakika sonra ocuk sesli biri karsna kt. "Joe Zavala, bu ne srpriz! Naslsn?" "yiyim teekkrler. Mississippi'nin batsndaki en iyi aratrmac gazeteci nasllar acaba?" "Tekila ierek gnein douunu izlediimiz gnlerden geriye ka lan kstl saydaki beyin hcremi kullanp bir eyler yapmaya alyorum. Sen hl NUMA'y yzdryor musun?" * jH "Dorusunu istersen NUMA'nn bir ii iin buradaym ve ba dmc olup A olamayacan merak ediyorum." H "Eski bir okul arkadam iin her zaman elimden gelem hazrm." "Beni mutlu ettin, Randy. Kaliforniya merkezli bir rke hal kknda bilgi istiyorum. Gogstad Holding diye bir ey duydun mu QejqeA Telefonun ucundaki ses bir sre sustu ve sonun Gogstad m dedin?" "Evet doru," diyerek Zavala irket ismini artryor mu?" hecelediBir ey16 - 194 A A A

maradan ara," dedi Cohen ve telefonu kapatt. Zavala Ben'?U "Szn kestiim iin zr dilerim," dedi Cohen. "imdi raf aradl'mdan konuuyoruz. Sen neredesin?" Atelefon11 nduU SQy|eyjnce semti tanyan Cohen biraz iler-Zavala tarjf etti zavala ikinci espresso kahvesini ierken Cohen :ekl AQeni bir glle yanna gelip elini skt. er gHr r'ka grnyorsun, Joe. Hi deimemisin." .C de yle," derken Zavala gerei yanstyordu. Cohen kolej tesinde birlikte altklar yllarda olduu gibi grnyordu. Geri -"az kilo alm ve kara sakalnn arasnda beyazlar grnyordu, ama dev bir vin gibi yryordu ve gzlklerinin ardndan mavi gzleri Jn heyecanla parlyordu. Cohen byk bir fincan stl kahve smarlayp Zavala'y dierlerden uzakta bir masaya gtrd. Bir yudum iip kahveye on numara verdiini syledi ve ne eilip alak sesle sordu. "Syle bana eski jst, NUMA niin Gogstad ile ilgileniyor?" San Diego aklarnda l olarak bulunan balina srsn her-js duydun." Cohen bayla onaylad. "lm nedenini aratrdk ve 3aJa Yarmadas'nda bir iletmenin almalarndan kaynakland sofuna vardk. Mulholland Group ile aralarnda bir balant vard, Aogstad ise ana irket." Cohen'in gzleri ksld. "Nasl bir iletme?" "Sakn glme. Bir tortilla fabrikas." irketle ilgili olan hibir eye glmem." 'an onlar tanyorsun?" D,r yldr GyaknciAn- Onun iin sen araynca ok ardm. Neredeyse sarlan' .9stad'1 aratran bir ekibin iindeyim. Yaz dizisine 'Su Kor-vereceiz." Bunian'1A Kaptan Kidd ile sona erdiini sanyordum." Buvkr yaptlklarn Kidd hayal bile edemezdi." . anseZinMSllbalad,n?" r.2T,n etkiieye anetlere kmad halde sradan vatandalarn ya-jJCna defalarc A 'rket ortakllklarn aratryorduk. Ayn belirsiz "nnerastlav=Ca rastlad|k- Sanki karlarn zerinde art arda ayn ayak 'ayanavc gibiydik." - 195 "zler Gogstad'a aitti." _ Cohen ban sallad. "Ortaya karmamz aylar s d" yalnzca bir ksmn grebiliyoruz. Gogstad devasa bA Veiab0nA rulu. Milyarlarca dolar deerinde ve belki de tarihin yazdA3 bir k-pndaki en byk holding." : 31 dnya j. "Geri Wall Street Journal gazetesini her gn okumad " J ederim ama eer senin dediin kadar bykse adn niinVjSAB ma da hayret ediyorum." "Kendini kt hissetme. Anlamalarn gizli tutmak iin mlAl harcyorlar. Paravan irketler kullanyorlar, kapal kaplar ardada rmeler yapyorlar, aklna gelebilecek her trl hileye bavuruyor Tanr'ya kr bilgisayarlar var! Bulgularmz bir Corafi Bilgi Sistemi programna girdik. Bu sistem veri tabanndaki bilgileri harita zerinde iaretliyor. Polisler de ete balantlarn zmek iin ayn sistemi kullanyor. Sonunda Gogstad'n dnyann drtbir kesindeki irketlerini gsteren tablolar elde ettik." "Bu sper irketin sahibi kim?" "Dizginlerin bir tek kiinin elinde olduundan eminiz. Kadnn ao Brynhild Sigurd." apknlk konusunda hakl bir hreti olan Zavala'nn kulaklar br kadn ismi geince derhal dikildi. "Bana biraz Bayan Sigurd'dan sz et" "Syleyebileceim pek bir ey yok. Geri en tepede olmay hal ediyor ama Fortune dergisinin en gl kadnlar listesine hi ginn skandinav kkenli bir ailenin Amerika'da doan kz olduunu, A pa'da eitim grdn ve daha sonra Mulholland Group ad irket kurduunu biliyoruz." "Ben biraz nce oradaydm. Keke u hanmla grme de bulunsaydm." A h| Kirrv "Yarar olmazd. irketin bakan olarak ad geiyor ama a se onu grmyor." ndanA "Yine de bu irketi tam olarak zdm diyemem, tn holland Yolu zerinde yer almyor." )ie bir P Cohen sabrla glmsedi. "Owens Vadisi skandal m duydun mu?" - 196 0S Angeles'in su datm sistemiyle ilgiliydi." Sanrm L-0 AA jnanmak olduka zor ama 1920'lerde Los Angeles 'D9ru.Aasabasyd. Bymek iin suya gereksinimi

vard. En kk bir o jkj yz mj| kuzeydeki Owens Vadisi'ndeydi. Los Aonsukayn altndan su yrtp, nehrin suyunu satn almak iin AiigeleS-SH di Vadide yaayanlar ne olduunu fark ettiklerinde i i-3,am gon erA A Angeles'a doru akmaya balamt." f A , Owens Vadisi'ne ne oldu?" Kurudu," diyerek eytanca glmsedi. "Vergi verenlerin parasn -dedikleri suyun byk bir ksm kente deil San Fernando Vadisi'ne Yrenin birka iadam oradan ok ucuza arazi ald. Su gelince fi-,ar tavana vurdu ve speklatrler milyonlar kazand. Bu ii kotaran . 3 rin ad William Mulholland idi." ok ilgin. Peki, Mulholland Group irketiyle Gogstad arasnda nasl bir balant var?" Gogstad holdingin ekirdei Mulholland irketiydi. Artk ana ir-<et iin mhendislik hizmeti veren bir yan kurulu biiminde alyor." Gogstad tam olarak ne yapyor?" "ilk nceleri petrol hatlar, enerji ve inaat irketlerine ortak oldu-3' Daha sonra finans yatrma, sigortaya ve medyaya da girdiler. Son 'a yldr yalnzca bir tek rn zerinde younlatlar: Mavi Altn." Ben altnn yalnzca on drt ayarn tanrm." Lhen nndeki su bardan kaldrd, A a n mavi altn su mu?" cyk br barda9| sanki ''nde arap varm gibi a tuttu ve ok fAh 'ti' "Su artlk dogal bir hak gibi tanmlanmyor. Doal 29staddn yksek cretlerle satlan bir mal durumuna geldi. ~ ; yz ey, Akan'n S sektrnde en nde gelen ismi. Alt ktaya yayl-;sseierini Sat su irketlerinin denetimini elinde tutacak miktarda Att|klar en 0ng a.'yor ve iki yz milyondan fazla insana su datyor, "necl'sten nprrr, ' adlm Colorado Nehri'nin zelletirilmesi yasasnn "BAonudmae.Slni sa9'amakt." m Bat ve gun lr ?eyler okumutum. Biraz bilgi ver." n'dir- imdiye h t! eyaletlerinin en nemli su kayna Colorado ek datm sistemi federal hkmetin elindeydi ve - 197 hem eyaletler, hem de kentlerle ibirlii yaparak b" ettiler ve insanlara su tadlar. Bu yasayla denetim k bara' den alnp zel irketlere devredildi." ' ukrretn
o o

"Bu gnlerde zelletirme ok sk grlen bir olgu R i neleri bile zel irketler iletiyor. Su datm sistemini nir A hap'sl sinler?" n denee% "te bu iddia ile yasa geirildi. Eyaletler yllardr su hakk 3 vayor. Davalara tonlarca para harcand. zelletirme tarafls bu durumun sona ereceini sylyorlar. Sular daha verimli birfaS de datlacak. Yatrmclar byk gelimelerin parasal ykn mj lamak zorunda kalacaklar. Yasann gemesini salayan baka bi"1* sur da kuraklkt. Kentlerin suyu bitmek zere ve halk korkuya kapik*' "Gogstad bu iin neresinde?" "Yaplan dzenlemeye gre Colorado Nehri sistemi birlikte alan bir dizi irket tarafndan denetlenecek." "Yani kazan aralarnda paylatrlacak m?" "Ana fikir buydu. nemli olan nokta ise Gogstad'n bu irketler-tmnn gizli sahibi olmas." "Yani sonunda Gogstad, Colorado Nehri'ni ele geirdi?" Cohen ban sallad. "lkenin drtbir yannda ayn ii daha kk apta yapyorlard. Alaska'dan buzul suyu almak iin anlamalar yaptlar. Kuzey eyaletlerinin nemli su kaynaklarnn bulunduu Kana-da'ya kadar da uzandlar. British Colombia'daki su kaynaklarnn denetimini ele geirdiler. ok gemeden kuzeydeki Byk Gller, Gog tad'n baraj glleri durumuna gelecek." Zavala alak sesle slk ald. "rktc bir durum ama eko A gcn daha az sayda insann elinde toplanmas anlamna g selleme kavramyla uyumlu." ieeii "Elbette. Beensek de beenmesek de, bir lkennkL!3|,ara uf kaynana sahip olmak tmyle yasal. Ama Gogstad m "I madan oynamas ok korkutucu." "Ne demek istiyorsun?" A oto'A"

"Sana bir rnek vereyim. Kongre yesi Jeremy Km a A kongrf Nehri yasa tasarsnn gememesi iin elinden 9elenl " j yasay iptal ettirmekle tehdit etti. Ve bir kazada ld. - 198 - insan kazalarda lyor. B'rS hinden bir dnya haritas karp m; asaya yayd. Zor GazeteC' la sze balad. "u krmz kareleri gryor musun? AjLa Dzinelerle var. ad'n ald yerler mi? 'G kma evet. Gogstad ii bytrken, toak.:a lkelerde suyu "B'r heri'denetleyen irketler ya da belediyellerle kar karya kal-5k'den zaman rakipler Gogstad'a kar ktlar. Satm alnan blgeler-: -a A p irket alanlarnn bana gelenleri billgiscuyarda karlatres Grdn her krmz noktada irket hiyerarisi iinde birileri - nle sonulanan 'kazalara' urad. Bazen st d z ey yneticiler ortadan kayboluverdi." 'Gogstad ya sokak etelerinin yntemlerini uygujluyor ya da ok ansl." "Bunu da sen bul. Son on yl iinde Fransa, jtalya, ngiltere ve Gney Amerika'daki ulusal su irketlerini bnyesineA katt. Sfar Trek filmin-:e- Borg adl uzayllar artryor. Hani teki trle ri kendi iine e-^ p yok edenler. Asya ve Gney Afrika'da da su Ihaklar satn ald." Co-"en soluk almadan konumaktan yorulmu gibi 'dura.klad. Gzleri kat kapsna takld. eriye ocuklu bir kadnn girdliini arnce rastlad. Zavala bir kan kaldrd ama konumad. Ozur dilerim," dedi Cohen. "Bu i beni paranoyak yapt." C'razck Paranoya insan sal iin yararldr arkada." Cnh loa cyy A ydldlun eUK.aaa. de belki de'tkrar.fslt|y|a konumaya balad. "Bizim haber blmn-edim. sl r kstebek var- Bu nedenle cep telefomumdan araman t*sm0ar;l' blr hareketle kayla oynamaya batlad. "Gazetede NeS.,k'eryaanyr" Tam " AuVor. BlnarJtanimlayam|yrum- Bazen dosyalar braktn srada "Btn bunia3 yabanclar dolayor. Garip garip b. akyorlar." - . "inimle binayal etmediinden emin misin?" beiiimJ ahanlar da bunu fark etti. Lane*t olsun. Sinirli ol- 199 "Neredeyse bana bile bulaacak." "yi, senin de biraz kayglanman istiyorum. Gogstad'n amacna ulamasn engelleyecek olanlar ortadan kaldrmak konusunda tereddt etmeyeceini sanyorum." "Amac nedir?" "Dnyann temiz su kaynaklarnn tmn ellerinde tutmak istiyorlar." Zavala bir sre dnd. "Byk bir hedef bu. Kuzey Amerika ve Avrupa'da yaptklar olduka etkileyici ama nasl olur da bir irket tm dnyann temiz su kaynaklarna el koyabilir?" "Dndn kadar zor deil. Temiz su, dnyann toplam su kaynaklarnn ancak yzde birini oluturuyor. Geri kalan ya deniz suyu ya da buzullarn ve topran altndaki sular. Sularn byk ounluu kullanlamayacak kadar kirli ve dnyann gereksinimi gn getike artyor." "Ama suyun byk bir ksmn hl farkl insanlar ya da hkmetler denetlemiyor mu?" "Artk deil. Gogstad temiz su kayna bulunca, datmn stlenmek iin neri yapyor ve bir sr vaatte bulunuyor. Bir ayan kapdan ieri sokunca da rvet vermek, gasp etmek gibi yntemlerle zelletiriyor. Son be yl iinde zelletirme iini inanlmaz bir biimde hzlandrd. Yeni uluslararas ticaret anlamalarna gre lkeler kendi sularna sahip olamyorlar ve bu durumda Gogstad'n iine yaryor. Tanr akna Joe, Owens Vadisi ii yineleniyor ama bu kez dnya apnda gerekleiyor!" "Senin u mega irket, byk bir ahtapota benziyor."

"Biraz kalplam da olsa, gzel bir benzetme." Cohen cebinden krmz bir kalem karp haritann zerine izgiler ve oklar izdi. "Ahtapotun kollar burada. Sular Kanada ve Alaska'dan in'e akacak. s-koya ve Avusturya'dan Afrika ile Ortadou'ya gidecek. Asya'ya su ihra etmek iin Avustralya baz anlamalar yapt bile. Yzeyden baknca ok eitli irketler gzkyor. Ama Gogstad her eyi paravan kurulularyla ynetiyor." "Bunca suyu nasl tamay dnyorlar?" "Gogstad irketlerinden biri milyonlarca litre suyu okyanus an tayabilecek, dev boyutlarda torbalar retecek bir teknoloji gelitirdi. - 200 Gogstad tersanelerinde su ya da yakt tayabilecek elli bin grostonluk tankerler ina ediliyor." "Bunlarn hepsi ok pahal iler." "Dediklerine gre su paray grnce yukar doru akyormu. Mteriler her fiyat demeye hazr. Belki toz ananda yaamn srdrmeye alan zavalllarn susuzluunu gidermeyecektir ama zaten ou, havay ve suyu en fazla kirleten yksek teknoloji sahibi olanlara ayrlacak." "nanlr gibi deil." "Sk dur Joe, daha tamamn duymadn," diyerek Cohen haritada Kuzey Amerika'y iaret etti. "En byk pazar burada. Gogstad'n Ka-nada'nn su kaynaklarn kontrol ettiini sylemitim. Yaptklar plana gre, Hudson Krfezi'nden tonlarca su Byk Gller araclyla Amerika'nn Gne Kua eyaletlerine aktarlacak." Parman Alaska'ya doru oynatt. "Kaliforniya ve dier l eyaletleri neredeyse Colorado Nehri'ni kuruttuundan, baka bir plan da Yukon'dan buzul suyu alp bir dizi barajlar ve gletler sistemiyle bat eyaletlerine gtrmeyi kapsyor. British Columbia'nn onda birini seller basacak, doal kaynaklar ve insan yaam nemli lde zarar grecek. Yeni hidroelektrik santraller byk lde enerji biriktirecek. Bil bakalm bunca enerji ve inaattan kim kazanl kacak." "Galiba yantn biliyorum." "Elbette. Milyarlar kazanacaklar! Bylesine yararsz ilerin projeleri yllardr yaplyordu. Son derece pahal ve verdii zarar ok yksek olduundan hibir ilerleme grlmyordu ama imdi gl bir destek bulunca ii gelitirme olaslklar var." "Yine mi Gogstad?" i "imdi anladn," dedi Cohen. Gitgide heyecanlanyordu. "Artk karlarnda muhalefet edecek kimse kalmad. Gogstad bir sr gazete ve televizyon kanalna da sahip olduundan koparacaklar yaygaray bastrmak kolay olmayacak. Siyasi adan inanlmaz lde destekleri var. Ynetim kurullarnda eski bakanlar, babakanlar, dileri bakanlar oturuyor. Onlarla savamak olanaksz. Bu lde siyasal ve Parasal gcn, sokak etesi yntemleri kullanmaktan ekinmeyen bi- 201 rinin eline verildiini dnrsen, benim niin korktuumu anlayabilirsin." Bir an durup soluk ald. Heyecandan yz kzarmt. "Bu pislii ok uzun zamandr yakndan izliyorum. Neredeyse sinir krizi geireceim, ilk kez birine anlatp iimi boaltabildim." Zavala bayla onaylad. "Hazrladn yk ne kadar erken yaynlanrsa o kadar iyi olacak. Ne zaman balamay dnyorsunuz?" "Yaknda. Son ayrntlar yerletiriyoruz. Gogstad'n niin bu kadar ok sayda sper tanker ina ettiini renmeye alyoruz." "Ktalar arasnda su tamak iin yaptklar planlara uygun gibi grnyor." "Evet, Alaska'dan buzul suyu tamay planladklarn biliyoruz ama yine de saylar ok fazla. u anda var olan pazara in'i eklesen bile tankerlerin says yine de ok yksek." "Bir gemi ina etmek uzun sren bir itir. Belki nceden hazr olmak istiyorlar. Zaman gelene dek tankerleri bir kenarda bekletecek-lerdir." "Bir gariplik var. Bu gemiler depolanm gibi durmuyor. Her tankerin Kaptan ve tayfalar var. Alaska aklarnda bir ey bekler gibi duruyorlar ." "Neyi bekliyorlar?" "te biz de bunu renmek istiyoruz." "Bir terslik var," diye mrldand Zavala.

"Benim iyi koku alan gazeteci burnum da aynsn sylyor." Zavala biraz nce szn ettikleri ahtapotun kollarndan biri omzuna dokunmu gibi rperdi. Austin ile denizin dibindeki grnmeyen korkulardan sz ettikleri konumay anmsad. Her zamanki gibi Kurt'n nsezileri isabetliydi. Zavala'nn nsezileri de mavi dalgalarn arasnda koskocaman a bir yaratn evresini gzleyerek beklemekte olduunu sylyordu. Bu yaratn ad Gogstad idi. - 202 23 On drt yandaki kz Katherine'in atnn zerinde yaklamasn izleyen CIA Bakan Ervvin LeGrand gururla glmsyordu. Kk kz aaya atlad ve birincilik dln babasna uzatt. "Bu senin bron iin baba," dedi masmavi gzleri heyecanla parlayarak. "Dnyann en iyi babas olduun iin. nk sen Val'i benim iin aldn ve ok pahal binicilik derslerinin parasn dedin." LeGrand kupay ald ve kolunu kznn omzuna atarken, Katherine'in annesine ne kadar benzediini dnd. "Teekkr ederim Katie ama patronun kim olduunu Valiant'a retmek iin bu kadar ok alan ben deildim. Bu kupay yalnzca dn olarak alrm. Herkese hava attktan sonra senin teki kupalarnn yanna yerletirilecek." LeGrand'n gururuna biraz sululuk duygusu karmt. Geri kznn derslerinin parasn dyordu, ama yllardr ilk kez, katld bir msabakay izliyordu. Kulbn fotorafs yanlarna yaklat ve baba kzn atla birlikte resimlerini ekti. LeGrand kameraya glmserken tabloyu tamamlamak iin karsnn hayatta olmasn ne kadar istediini dnd. Katie atn ahra gtrrken, LeGrand, gzalc olmayan ama son derece zeki asistan Hester Leonard ile sohbet ederek yrmeye balad. Basnda kan haberlerde LeGrand gerek drstl gerekse on altnc bakana benzerlii nedeniyle bazen sakalsz Lincoln olarak anlyordu. Uzun boylu ve irkin saylabilen bir adamd ama yz hatlarna - 203 kaznm karakterini okurken yanlmak olanakszd. Dnyann en byk haberalma rgtn ynetirken doruluu ve drstlyle n yapmt. Televizyonun ve atlak seslerin olmad baka bir dnemde yaasayd, rahata bakan aday olabilirdi. Leonard'n telefonu ald ve kadn duraksayarak LeGrand'a dnd. "Sizi Langley'den aryorlar efendim." Kendisine bir dakika bile rahat verilmedii konusunda homurdanan LeGrand telefonu almaya davranmad. "McLean'de bulunduum iki saat boyunca son derece nemli bir ey olmadka rahatsz edilmemek istediimi sylememi miydim?" "Arayan John Rowland ve olk nemli olduunu sylyor." "Rowland m? Bu durumda..." Telefonu kulana gtrd. "Merhaba John," derken glmsemeye balad. "zr dilemene gerek yok. Sana iyi bir haber vereceim. Katie bugnk msabakada birincilii kazand... Teekkrler. imdi anlat bakalm, Katie'nin yaamnn en deerli dakikalarnda araya girecek kadar nemli olan sorun nedir?" Dinlerken kalar atld. "Hayr, byle bir ey hi duymadm... Evet elbette... beni broda bekle." Telefonu yardmcsna uzatt ve elindeki kupaya bakarak ban sallad. "ofre syle hemen gelip beni ahrlardan alsn. Hemen Lang-ley'e gitmek zorundayz. Sonra broyu ara ve John Rowland'a istedii her konuda yardmc olmalarn syle. Kzma veda edip kendimi balatmak zorundaym. Herhalde bir at daha almak zorunda kalacam." Doruca kznn yanna gitti. Yirmi dakika sonra siyah limuzin CIA merkezinin nnde durdu. LeGrand uzun bacaklaryla hzl hzl yryerek binaya girdi. Kapda kendisini karlayan asistanndan ald dosyay asansrde inceledi. Brosunda John Rowland yannda analizci meslekta Browning olarak tantrd sinirli bir gen adamla bekliyordu. Rowland ile LeGrand iki eski dost gibi tokalatlar. Yllar nce ikisi de tekilatta ayn dzeyde almlard. Ama LeGrand'n siyas hrs merdivenin tepesine ykselmesine yardmc olmutu. Rowland ise yeni yetien analizcilere

yol gsteren biri olarak bulunduu yerde mutluydu. Birok kez patronunu hayvan pisliine basmaktan kurtard iin LeGrand'n ona olan gveni sonsuzdu. - 204 I "Veri tabanndan aldklarn imdi okudum. Senin fikrin ne?" Rowland zaman yitirmeden yorumunu aktard. "Yani bu i durdurulamaz m?" diye sordu LeGrand. "Protokol harekete geirildi. Temizlik ilemi sonuna dek srdrlecek." "Lanet olsun! im bittii zaman bir sr kafa kesilmi olacak. Hedef kim?" Rowland bir kt uzatt. LeGrand zerinde yazan ismi okuyunca yz soluverdi. "Gizli Servis'i ara. Meclis bakanna kar bir suikast plann rendiimizi anlat. Derhal koruma altna alnmal. Aman Tanrm. Byle bir eyin nasl olutuunu bana kimse anlatmayacak m?" "Tm ayrntlara ulaabilmek iin biraz daha kartrmamz gerekecek," dedi Rowland. "Yalnzca Ulusal Sualt ve Denizcilik Kurumu'ndan tm haberalma birimlerine st ste gelen bavurularn protokol harekete geirdiini biliyoruz." "NUMA m? Kapld heyecandan adeta evresinde bir elektrik frtnas olumutu. Yumruunu olanca gcyle masaya indirince kalemler etrafa sald. En yaknnda duran yardmcsna bard. "Bana James Sandecker'i bulun." - 205 24 "Albany'ye varmamza yirmi dakika kald," dedi Buzz Martin. Austin ift motorlu Piper Seneca marka uan camndan dar bakt. Baltimore'dan yola karlarken gr mesafesi ok iyiydi. Neredeyse Hudson Nehri'ndeki teknelerin isimleri bile okunabiliyordu. "Beni gtrdn iin bir kez daha teekkr ederim. Genellikle bu gibi ilerde ortam Zavala srclk yapar ama u anda hl Kaliforniya'da." Martin eliyle her ey yolunda iareti yapt. "Aslnda benim sana teekkr etmem gerekir. Ben olmadan da buraya kendi olanaklarnla gelebileceinden eminim." "Belki ama bencillik etmediimi de syleyemem. Baban tanyabilmek iin sana gereksinimim var." Martin batda kalan Catskill Dalar'na bakt. "Bunca yldan sonra onu tanyacamdan emin deilim. ok deimi olabilir." Gle yznde bir bulut dolat. "Seni oraya gtrmemi sylediinden bu yana, babama ne diyeceimi dnyorum. Onu kucaklamal mym yoksa yumruklamal mym bilmiyorum." "lk olarak elini skabilirsin. Yllardr grmediin babana yumruk sallamak ailenin bir araya gelmesi iin iyi bir balang saylmaz." "Haklsr. ama ona kzmaktan kendimi alamyorum. Bunca yl nce annemle beni niin terk ettiini, gizlendiini ve bizleri ldne inandrdn bana anlatmasn istiyorum. Annemin lmesi bir bakma - 206 iyi oldu. Eski kafal bir kadnd ve ilk kocas yaarken bir kez daha evlenmi olmak yreine inmesine yol aabilirdi," derken sesi boukla-tj "Umarm alamaya balamam." Mikrofonu alp Albany kontrol kulesinden ini talimat istedi. Birka dakika sonra yere indiler. Mteri kalabal olmadndan kiralk araba bulmalar kolay oldu ve ksa sre sonra drt ekerli bir Pathfinder ile kentten ayrldlar. Austin alak tepelerin, iftliklerin arasndan geen 88 numaral karayolundan, gneybatya Binghamton'a yneldi ve Albany'den ayrldktan yaklak bir saat sonra karayolundan kp kuzeye, ana caddesi bir Frank Capra filminden frlama benzeyen Cooperstovvn'a doru ilerlediler. Kasabay arkalarnda brakp, kvrlarak giden iki eritli ky yoluna saptlar. Leatherstocking (Deriorap) ykleriyle nl yazar James Fenimore Cooper'in yaad yerlerden geiyorlard ve yk kahraman Havvkeye' (ahingz) kzlderili dostlaryla birlikte ormanlk vadilerde dolarken hayal etmek ok kolayd. Yol aldka evler ve kyler azalmaya balad. Dnyann bu yresinde herhalde ineklerin says insanlardan daha fazlayd. Ellerinde bir harita olsa bile aradklar yeri bulmalar olduka zordu. Austin bir benzin istasyonuna girdi ve Buzz yol sormak iin dkkna gitti. Dndnde ok heyecanlanmt.

"erdeki ihtiyar, Bucky Martin'i yllardr tandn syledi, 'iyi adamdr. Yalnzl sever' dedi. Bu yoldan yarm mil kadar gidip sola dneceiz. iftlik be mil kadar sonraym." Sanki asfalt dkmek sonradan birilerinin aklna gelmi gibi yol iyice daralp eri br bir hal ald. Birbiri ardna sralanan iftlikler ve ormanlar arasnda neredeyse iftliin giriini karyorlard. Alminyum posta kutusunun zerinde ne kap numaras ne de isim vard. Posta kutusunun yanndan ormann iine doru toprak bir yol uzanyordu. Evi anayoldan gizleyen aalarn arasndan ilerlediler ve bir sre sonra orman yerini inek srlerinin otlad ayrlara brakt. Sonunda yoldan yaklak yarm mil ierdeki iftlik evine ulatlar. ki katl ev, aile iftliini ynetebilmek iin kuan bir arada yaad dnemde ina edilmiti. Ssl pencereler ve vitraylar ev sahibi- 207 nin bu zevklerini sergileyecek kadar iyi para kazandn gsteriyordu. Evin arkasnda inekler iin krmz bir dam, bir tahl ambar ve iki atn bal olduu bir ahr vard. Olduka yeni saylabilecek bir kamyonet baheye park edilmiti. Austin daire izen yolu izleyip evin nne yanat. Kimse onlar karlamak iin dar kmad. Pencerelerden merakla bakan biri grnmyordu. "stersen nce ben gideyim," diye nerdi Austin, "ikiniz karlamadan nce, ben onu biraz hazrlarsam belki daha iyi olur." "ok iyi," dedi Buzz. "Ben cesaretimi yitirir gibiyim." Austin n kapya yaklap birka kez tklatt. Kimse yant vermedi. Kapnn eski tip zilini almas da bir yant getirmedi. Arkaya dnp Martin'in grmesi iin elleriyle iaret etti. Verandadan indi ve evin arkasndaki ahra doru yrd. Kulana gelen tek ses tavuklarn gdaklamas ve bir domuzun homurtusuydu. Ahrn kaps akt. eri girerken dnyann her yerindeki ahrlarn ayn gbre, saman ve hayvan kokusuna sahip olduunu aklndan geirdi. Blmesinin nnden getii bir at belki kendisine eker vereceini dleyerek kinedi ama Martin ortalkta grnmyordu. Austin seslendi ve yant alamaynca arka kapdan dar kt. Yiyecek getirdiini dnen domuzlar ve tavuklar kmesin nne yaklat. Gkte tek bana bir atmaca uuyordu. Austin geri dnp tekrar ahra girdi. "Yardmc olabilir miyim?" Karsnda bir erkein siluetini grd. "Bay Martin mi?" diye sordu Austin. "Evet benim. Sen kimsin?" dedi adam. "Biraz yksek sesle konu evlat. Eskisi kadar iyi duyamyorum." Adam birka adm yaklat. Ksa boylu tknaz oluna oranla iriyar, kaslar gelimi bir adamd. Traktr reklamlarnda resmi kullanlabilirdi. Taba rengi gmlekle pantolon giymiti. Ayanda kaln tabanl izmeler vard. Caterpillar logosu tayan kirli bir kep kar beyaz salarn rtyordu. Derin izgilerle dolu yz gneten kararmt. Krlam kalarnn altndan mavi gzleri grnyordu. Kendine iyi bakt belli olan adamn yetmi ya da seksen yanda olduunu tahmin etti. Bir puronun dibini kemiriyordu. - 208 i ; "Benim adm Kurt Austin. Ulusal Sualt ve Denizcilik Kurumu'nda alyorum." "Size nasl yardmc olabilirim, Bay Austin?" "Ellilerin sonunda deney pilotu olarak grev yapan Bucky Martin'i aryorum. Siz misiniz?" Mavi gzler gizli bir akaya gler gibi parlad. "Evet benim." Austin hemen konuya girip ihtiyar adama olunun geldiini syleyip sylememeyi aklndan geirdi. "Yalnz m geldin?" dedi Martin. Garip soru Austin'in beyninde alarm zillerinin almasna yol at. Bu adamda bir terslik vard. htiyar yant beklemeden dar kt, kiralk arabaya bakt ve grdnden tatmin olmu gibi purosunu yere atp topuuyla ezdi ve tekrar ahra girdi. Austin bu arada Buzz'n nerede olduunu dnyordu.

"Bu kadar kuru saman olunca, sigaralara ok dikkat etmek gerekir," diye srtt adam. "Nasl buldun beni?" "Baz eski hkmet dosyalarn kartrrken adresiniz karmza kt. Ne zamandan beri bu iftlikte yayorsunuz?" Martin iini ekti. "Ezelden beri gibi geliyor evlat, belki de gerekten yledir. Topra ileyip, hayvanlara baktka, eski gnlerde insanlarn niye bir an nce iftliklerini terk ettiklerini daha kolay anlyorsun. ler ok ar. Neyse galiba grevim sona erdi gibi ama seni bu kadar abuk beklemiyordum." Austin armt. "Beni bekliyor muydunuz?" Martin yana doru bir adm atp, bir at blmesinin kapsndan ieri uzand ve ald ifteyi Austin'in gsne doru nianlad. "Protokoln ngrd gibi biri beni telefonla arad. Yerinde olsaydm hi kprdamazdm. Gzlerim eskisi kadar iyi grmyor ama u anda seni rahata seebiliyorum." Austin gzlerini tfein siyah namlusuna dikti. "Kazara patlamasna neden olmadan unu aaya indirsen iyi olacak." "zgnm evlat, bunu yapamam," dedi Martin. "Sakn saman ynna sapl duran yabay almaya kalkma, daha bir adm atmadan seni ikiye blerim. Dediim gibi kurallar ben deil u prokotol saptyor." - 209 Mavi Altn / F: 14 "Neden sz ettiini hl anlamadm." "Elbette anlamazsn. Bu protokol herhalde daha sen dnyaya gelmeden nce hazrland. Herhalde seni ldrmeden nce, konunun ne olduunu anlatmamda bir saknca yoktur." Austin'in kalp atlar hzland. Savunmasz kalmt. Yapabilecei tek ey zaman kazanmaya almakt. "Sanrm byk bir hata yapyorsun." "Hata filan yok. Onun iin burada ne aradn sordum. Birka yumurta almak iin gelen bir turisti vurmak istemem. Ama Martin'i aryor olman, beni durdurmaya alacan gsterir." "Ne iin durduracam?" "Anlamam yerine getirmeme engel olacaksn." "Bir anlama filan bilmiyorum ama acaba bana Martin olmadn m sylemek istiyorsun." "Elbette deilim. Onu ok uzun zaman nce ldrdm." "Niin? Yalnzca bir deney pilotuydu." "Kiisel bir nedeni yoktu. Tpk senin lmnde olduu gibi. kinci Dnya Sava'nda Vahi Bili Donovan ile birlikte OSS (Stratejik Hizmetler Sen/isi) kuruluunda altm. Bugn tanmladklar gibi bir tetikiydim. Savatan sonra birka grev daha yaptm ve emekliye ayrlmak istediimi syledim. Patron bunu yapmama izin vermedi. ok fazla ey biliyordum. Sonunda bir uzlama yaptk. Bir grev daha vereceklerdi bana. Tek sorun bu grevin ne zaman yerine getirileceini bilmemeleriydi. Be ay ya da be yl sonra olabilirdi." Glerek devam etti. "Hi kimse ve zellikle ben bu kadar uzun sreceini tahmin edemedik." Austin yal adamn ifti aksanndan uzaklatn fark etti. "Kimi ldrecektin?" "Hkmetin byk bir srr vard kimsenin bilmesini istemiyorlard. Kurduklar sistem birinin ortaya kp ok fazla soru sorduu takdirde protokoln harekete gemesini salayacakt. Zekice bir pland. Avm bana gelecekti. Beni bu ssz iftlie yerletirdiler. Sen soru sormaya balaynca, bir dizi emir verildi. Bu aamalardan biri sana benim yerimi syleyecekti. Sonuncu emir ise bana meclis bakann ldrmek - 210 Konusundaki protokoln geerli olduunu bildirecekti. Anlalan meclis bakan hkmetin srrn renmiti ve evreye anlatacakt." "Szn ettiin protokol elli yl ncesine dayanyor. ldrmen gereken kongre yesi yllar nce zaten ld." "nemli deil," dedi adam ban sallayarak. "Ben emirleri yerine getiriyorum, iin ac taraf bu srrn ok eski olmas ve artk hibirinin neminin kalmamas." Yine yal bir ifti gibi konumaya balarken mavi gzleri

sertleti. "Geldiine sevindim evlat. Bunu yaptktan sonra resmen emekli olacam." Tfek tekrar gsne doru ykselince Austin kulaklar sar edecek patlamaya hazrland. radesiyle merminin gs kafesini paralamasn nlemek istercesine mide kaslarn gerdi. Eer dnecek zaman olsayd, lmden klpay kurtulduu saysz grev sonrasnda, yar sar, yar kr seksenlik bir adamn elinde lmenin ne kadar gln olduu konusunda yorum yapabilirdi. Bir anda Martin'in arkasnda biri belirdi. Buzz gelmiti, ihtiyarn gzleri Austin'in yz ifadesinin deitiini grecek kadar keskindi. Arkasn dnd anda Buzz haykrd. "Sen babam deilsin!" ihtiyarn bedeni Buzz'un tfei grmesini ilk anda engellemiti ama baklar adamn yznden elindeki silaha evrildi. ifti tfeini omzuna yaslad ama aradan geen yllar reflekslerini yavalatmt. Austin'in bir saniye iinde karar vermesi gerekiyordu. Kafasn ne eip fkeli bir boa gibi ihtiyara arkadan saldrabilirdi. Yeterli zaman yok diye karar verdi. "Martin!" diye haykrd ve ayn anda saman ynndaki yabay kapt. ifti yzn dnnce cirit atar gibi yabay frlatt. Martin'in silah tutan koluna nian almt ama ihtiyar adam stne gelen yabaya doru bir adm atnca sivri ular kalbine ve cierlerine sapland. Acyla barrken namlusu tavana evrili tfek patlad. Ahrdaki at huysuz-land ve blmesinin duvarlarn ykmak istercesine tekmelemeye balad. Tfek Martin'in elinden kayd. Gzleri yuvalarnda dnd ve tahta zemine dt. Austin gerekli olmad halde alkanlkla tfei uzaa itti. Buzz bir an iin geirdii oktan donup kalmt ama kendini toplad ve yerde yatan adamn yanna diz kt. Yzn grebilmek iin adam evirdi. Buzz bir sre yzn inceledi ve alak sesle konuup Austin'i rahatlatt. "Hayr kesinlikle babam deil. ncelikle boyu ok uzun. Babam da benim gibi tknazd. Yz de hi benzemiyor. Tanr akna kim bu adam." "Kendini Martin olarak tantt ama gerek ad deildi. Gerek adn bilmiyorum." "Niin seni ya da ikimizi ldrmek istiyordu?" "Aslnda bilmiyordu. Bir zamanlar Almanlarn kulland bombalara benziyordu. Bomba ekibi fitilini skmeye alrken patlard. Bu arada senin arabada bekleyeceini sanmtm." "Denedim ama sonra kp dolamak istedim. Evin arkasnda da kimseyi gremeyince seni aramak iin ahra geldim." "Geldiine sevindim," dedi Austin ve dikkatle dinledi. "Galiba bir ses duydum." Yerde yatan adama son kez bakt. "Mutlu bir emeklilik yaam dilerim Bucky," diyerek kapya doru yrd. Buzz da ardndan baheye kt ve tepesinde mavi yanp snen siyah-beyaz bir arabann ormann iinden gelip bir toz bulutu arasnda kapnn nnde durduunu grdler. Arabann kapsnda byk harflerle ERF yazyordu. Mavi niformal iki erkek indi. Biri ir'yar ve genti, dieri ise ince, uzun ve kr salyd. Gen adam eli tabancasnn klfnda onlara yaklat. Rozeti erif yardmcs olduunu gsteriyordu. "Hanginiz Austin'siniz?" "Benim," dedi Kurt. Herhalde kaamak bir yant almaya kendini hazrlamt ki, ne diyeceini bilemedi. Yalca olan yardmcsn kenara itti. "Ben erif Hastings. Bucky Martin'i grdnz m?" "Ahrda," dedi Austin. erif yardmcs ahra girdi ve birka dakika sonra bembeyaz bir yzle kt. "Tanrm," diyerek silahn ekmeye alt. "htiyar Bucky lm. Kalbine bir yaba saplanm. Bunu hanginiz yapt?" - 213 Hastings yardmcsn sakinletirmek iin iaret etti ve cinayet masasn arad. "Bay Austin bana neler olup bittiini anlatabilir misiniz?" "Martin yannda duran tfeiyle bizi ldrmek istedi. Onu ldrmek zorunda kaldm. Aslnda engellemeye alyordum, ama sonu farkl oldu."

j[ "Teekkrler ama ben olup biten her eyi renmek istemitim. Beni Washington'dan aradlar." i "VVashington'dan m?" W "Evet. nce valinin brosundan arayp beklememi sylediler ve sonra u manyak Amiral Sandecker'e baladlar. Amiral bana Austin adl adamnn yaamnn tehlikede olduunu, derhal Martin'in iftliine gitmemi yoksa orada bir cinayet ileneceini syledi. Birinin ldrleceini nereden bildiini sorunca, aptalca sorular sormaktan vazgeip derhal yola kmazsam gbeime yeni bir delik daha aacan syledi." Srtarak devam etti. "Sanrm haklym." Dnp Buzz'a bakt. "Senin adn ne?" "Buzz Martin." erif aknlkla gzlerini krptrd. "len kiiyle bir akrabaln var m?" Austin ile Martin bu soruya nasl bir yant vereceklerinden emin olmayarak baktlar. i Sonunda Austin ban sallad. "Umarm bol vaktiniz vardr erif, nk ok uzun bir yk olacak." - 203 25 Davullar bir saattir durmamacasna alyordu. nce tek bir davul bir insann kalp atlarnn hzyla almaya balam ve sonra tekiler de ona katlmt. Tempo hzlanrken geri planda tekdze bir ark duyuluyordu. Francesca ellerini arkasnda kavuturmu, ban ne emi taht salonunda kafese kapatlm bir aslan gibi dolanyordu. Tahtn yannda oturan Trout'lar onun konumasn bekliyorlard. Tessa bir kez daha ortadan kaybolmutu. Kapda bir hareketlilik oldu ve birka saniye sonra Francesca'nn iki gen hizmetisi odaya dalp kendilerini yere atarak heyecanla konumaya baladlar. Gen yerli kadnlar yumuak sesiyle sakinleti-ren Francesca usulca onlar yerden kaldrd, karmakark salarn eliyle geriye doru tarad ve srayla anlattklarn dinledikten sonra uak paralarndan yaplma iki bilezik alp kollarna takt. Alnlarndan pp gnderdi. "Olaylar beklediimden daha hzl geliiyor. Kadnlarn anlattna gre Alaric tm kabileyi bize kar harekete gemeye kkrtm." Gamay kalarn att. "Saraynza giremeyeceklerini sanmtm." "Her zaman Alaric'in zeki olduunu syledim. Psikolojik bask yapmak iin hizmetilerimi gnderip planlarn bana aktard. Davullar o aldryor." Eliyle tavan iaret etti. "Sarayn duvarlar kerpi ama tavan saz kapl. Burasn atee verecekler. Gerek tanrlarn kllerden ykseleceini iddia ediyor. Eer alevlerden kurtulmak iin dar kaarsak, sahtekr olduumuzu ilan edeceiz ve bizi ldrecekler." - 214 "Gerekten de kralielerine zarar verirler mi?" "Kraliyet ailesinin daha nce de gzden dtn unuttunuz mu? sko Kraliesi Mary ya da Anne Boleyn'i bir dnn." "Anlyorum. Peki ne yapacaz?" dedi Gamay. i "Kaacaz. Hazr msnz?" "Giysilerimiz srtmzda olduuna gre her an hazrz demektir," dedi Paul. "Ama dardaki huzursuz kalabaln arasndan nasl geeceiz?" "Birka tane beyaz tanra hilem kald geriye. ok iyi, Tessa geldi." Yerli kadn bir glge kadar sessiz ortaya kt. Anadilinde bir eyler syleyince Francesca ban sallad. Tessa tahtn evresindeki yanan mealelerden birini eline ald. "Dr. Paul ltfen Tessa'ya yardm eder misiniz?" dedi Francesca. Paul kadn belinden tutup havaya kaldrd. Bir ty kadar hafifti. Tessa mealeyi kerpi duvarn saz damla birletii noktaya yaklatrd. Birka saniye sonra alev tavana ulat. Baka bir mealeyle ayn ilemi kar duvarda tekrarladlar. "Kundaklamay yeteneklerim arasnda saymyorum ama bu kez onlar geciktirmek bize zaman kazandracaktr," dedi Francesca ve taht salonuna bakt. "Elveda," dedi kimseye hitap etmeden. "Bir bakma kralie olmay zleyeceim." Tessa'ya dnd ve hararetli bir sesle konutular. Francesca iini ekti. "Gryor musunuz? Halkm hep bana kar geliyor. Tessa'ya burada kalmasn emrettim ama bizimle birlikte gelmek iin srar ediyor. Daha fazla mnakaa edecek zamanm yok. Benimle gelin."

Francesca'nn ardndan lo koridorlar geip yatak odasna ulatlar. Yatan zerindeki iki bez anta Tessa'nn niin kaybolduunu anlatyordu. Kamak iin hazrlk yapmt. Francesca dolaptan eski alminyum antasn karp sapn omzuna yerletirdi. Bez antalardan birini Paul'e dierini Gamay'e uzatrken iinde yiyecek, malzeme ve "birka teberi" bulunduunu syledi. Gamay penceresiz odaya baknd. "imdi nereye gideceiz?" Davul sesleri bouklamt ama tempo biraz daha hzlanmt. "Elbette nce du alacaz," dedi Francesca. - 215 Bir mealenin aleviyle kk bir kil lambay yakt ve du kabinine girip zemin tahtalarn ekince drtgen bir aklk ortaya kt. "Bir merdiven var. Ama ok diktir. Dikkatli olun." tekilerin ktan yararlanabilmesi iin nce kendisi indi. Duun suyunu aktan akl kapl bolukta duruyorlard. Karanla doru uzanan bir gei vard. "zr dilerim Dr. Paul ama sizin kadar uzun boylu birini beklemiyordum. Bu tneli yllardr kazyoruz ve topra azar azar gizlice dar karyoruz. Tnel yllar nce nehrin sularn baka yne evirmek iin kazdrdm kapal hendee ulayor." Paul kafasn arpmamaya zen gsterirken, yar yryerek, yar emekleyerek tneli getiler. Zemin ve duvarlar dzeltilmi, tavan belirli aralklarla yerletirilen direklerle salamlatrlmt. Darack yerde dumandan boulmamak iin Francesca lambay sndrd ve karanlkta ilerlemeye baladlar. Yirmi metre kadar sonra tnel bir a yapp daha geni bir tnele baland. "Buras suyun gemesi iin alan kanal," dedi Francesca alak sesle. "Sessiz olmalyz. Tnel topran yalnzca yarm metre kadar altnda ve Chulo'larn kulaklar ok keskindir." Francesca, Tessa'nn len vey kardeinin zerinde bulunan ilkel akmaa benzeyen bir alet kullanarak tekrar lambay yakp ne geti. Ar ar ilerlediler ve on be dakika sonra tnel sona erdi. Francesca eliyle Paul' yanna ard. antasndan kard kk krekle toprak duvar kazmaya balad ve sonunda krek sert bir yere arpt. "Gcnze ihtiyacm var, Dr. Paul. u kapa itin. Nehirde kimse yok sanyorum ama yine de dikkatli olun." Paul'e yer amak iin birka adm geriledi. Omzunu kapaa dayayp gerildi ve basky arttrnca tahta kapak yerinden oynad. Biraz daha itti ve yuvarlak kapak birka santim araland. Bir gzyle aralktan baknca suyu grd. Son bir darbeyle kapa at. Otla kapl bir toprak tepeye almt kapak. Paul dar karak dierlerinin de kmasna yardm etti. Serin karanlk tnelden scak gne na knca adeta ok geirip kstebek gibi gzlerini yumdular. Paul kapa tekrar kapatt. tekiler kapan zerindeki otlar dzeltirken yzkoyun srnp setin kenarndan bakt. - 216 karartc dekorlu tahta it biraz geride kalm ve tnel itin altndan gemiti. itin ardndan siyah bir duman ykseliyordu. Cvldayan bir ku srsnn sesi alnd kulana. Dikkatle dinleyince insan sesleri olduunu anlad. tekilerin yanna dnd. "Grdm kadaryla kralie kzartmas yapyorlar," dedi srtarak ve Francesca'ya dnp ekledi. "Sakn kundaklk konusunda yetenekli olmadnz sylemeyin bana." Francesca eliyle nehrin kysndan kendisini izlemelerini iaret ederek yantlad. Adeta melerek ilerlediler ve birka dakika sonra yan yana duran bir dzine aatan oyma kanoya ulatlar. ki tanesini suya indirdiler ve Paul dierlerini batrmay dnd ama gvdeleri ok kalnd. "Kimsede elektrikli testere var m?" diye sordu Paul. "Bir balta bile iimi grr." Francesca antasndan az kapal bir anak kard ve nehir kenarnda bulduu dz bir tala iindeki siyahms-sar macunu teki kanolara srd ve atee verdi. Yal maddeyi srd yerler bir anda alev ald. "Rum atei," diye aklad. "Buradaki aalardan toplanan reineyle yaplyor. Napalmdan daha fazla yanar. Suyla sndrmeye alld zaman alevler yaylr."

Trout'lar kanolar saran alevlere baktlar. Sabotaj yararl olacakt ama yerliler teknelerinin yandn anlaynca nehrin kysn takip eden patikadan ilerleyeceklerdi. Gamay ile Francesca bir kanoya binerken, Paul ile Tessa ikincisine yerleti. Nehrin ortasna doru gelip olanca gleriyle kreklere asldlar. Bir saat sonra su iip, biraz dinlenmek iin kyya ektiler ve tekrar yola ktlar. Nehrin akntsna doru krek ekmekten avular su toplamaya balad. Francesca sihirbaz apkasn andran antasndan kard merhemi uzatt ve srnce ellerindeki acnn getiini fark ettiler. Hava kararmadan nce kyden olabildiince uzaklaabilmek iin aralksz yol aldlar. Hava kararnca nehirde ilerlemek gleti ve sonunda olanaksz-lat. Kanolar sazlara ve s yerlerde kumlara saplanmaya balad. - 217 ok yorulduklar halde Ilerleyemediklerini fark ettiler ve sahile yanap kurutulmu et ve meyveyle karnlarn doyurdular. Kanolar pek rahat bir yatak olmadndan, sabahn ilk gri klarn grnce sevindiler. Uykulu gzler ve kaslm eklemleriyle tekrar yola ktlar. Davullarn sesi onlara hz verip arlarn unutturuyordu. rktc ses ormanda yanklanp sanki her yerden yaklar gibiydi. Nehirden ykselen sisin arasnda kanolar suyun zerinde kayar gibi gidiyordu. Geri sis Chulo'larn grmesini engelliyordu, ama engellere taklmamak iin dikkatli davranmak zorundaydlar. Ykselen gne sis perdesini saydamlatrd. nlerindeki nehri daha iyi grmeye balaynca, davullarn sesi uzaklarda kalana dek son hzla kreklere asldlar. Durmaya cesaret edemeden bir saat kadar daha yol aldlar. Biraz sonra farkl bir ses alnd kulaklarna. Gamay ban bir yana eip uyard. "Dinleyin." Uzaktan sanki ormann iinden bir tren geiyormu gibi bouk bir uultu geliyordu. Kyden ayrldndan bu yana ciddi ifadesi deimeyen Frances-ca'nn yznde uuk bir glmseme dolat. "Tanr'nn Eli bizi aryor." Ne kadar yorgun ve a olduklarn, oturmaktan popolarnn hissiz-letiini unutup kreklerini yeni bir enerjiyle suya daldrdlar. Uultu biraz ykseldi, ama bir nehir kuunun uuunu artran ve donk diye sona eren baka bir sesi bastrmaya yetmedi. Paul inanmazlkla bakt. Kanonun yan tarafnda bir metre boyunda bir ok vard. Birka santim yukar gelseydi, kaburgalarn paralayacakt. Gzlerini kyya evirince aalarn arasnda kouturan ma-vi-beyaz boyal insanlar grd. Sava naralar havaya ykseldi. "Saldrya uradk!" diye bard Paul gereksiz yere. evrelerindeki suya den oklardan korkan Francesca ile Gamay iyice eilip olanca gleriyle kreklere asldlar. Kanolar bir anda oklarn menzilinden uzaklat. Onlar kovalayanlar nehrin kysndaki patikay izleyerek gitgide yaklayorlard. Bir noktada patika ormann iine doru dnyordu ve yerliler kanolara ok atabilmek iin sk allarla uramak zorunda kaldlar. Defalarca denediler ama her seferinde kanolar biraz daha uzak- 218 latlar. Francesca'nn retimine katkda bulunduu yksek teknoloji ieren silahlarn bile bir snr vard. Ama ksa bir sre sonra bu kedi-fare oyununun avclarn lehine dnecei aka belliydi. Krekiler yorgunluktan baygn decek gibiydi. Artk ayn ritmi tutturarak krek ekemiyorlard. Bir adm daha ilerleyemeyeceklerini dndkleri anda nehri arkalarnda brakp gle ulatlar. Hangi noktada bulunduklarn kestirmek ve bir plan yapmak iin bir an durakladlar. Gln ak suyundan son hzla geip, ana nehre balanan ayaa ulamak zorundaydlar. Byk nehrin kysndaki sk orman onlar Chulo'larn oklarndan koruyabilirdi. Basit plann ie yarayacana inanarak tekrar kreklerini suya daldrdlar ve elaleyle gln kysnn ortasnda kalmaya zen gsterdiler. Be elaleden dklen tonlarca suyun gk grltsn andran sesini hayallerinde canlandrmak bile olanakszd. Dklen sularn gle indii noktadan ykselen damlacklarn oluturduu bulut neredeyse birbirlerini grmelerini engelliyordu. Paul burada

bir otel ina etmek fikrinden vazgetiini ilk frsatta Gamay'e sylemeye karar verdi. Sisin arasndan gln ortasna doru gelirlerken drt ift gz sk aalarn arasndan ana nehrin balangcn grmeye alyordu. ndeki kanoda bulunan Gamay kreiyle kyy iaret etti. "te orada, gryorum. Aalarn seyreldii yerde. Lanet olsun..." Gamay'i korkutan manzaray hemen grdler. Nehirden gelen kanoda mavi-beyaz boyal yerliler vard. "Avdan dnyorlar," dedi Francesca gnee kar gzlerini ksp bakarak. "Kyde olmadklarndan bizim katmz bilemezler. Beni hl kralieleri olarak dnrler. Blf yapmaya alacam. Doruca stlerine gidelim." Gamay ile Paul kayglarn bir yana brakp kanolarn burunlarn yeni gelenlere doru evirdiler. Avclar hibir dmanlk belirtisi gstermedii gibi, ilerinden birka tanesi el sallad. Kydan haykrlar duyuldu. Alaric ile adamlar ormandan km avdan gelenleri aryorlard. Kanolar bir an duraklad ve kyya yaklat. Topraa dedikleri anda avclar iinden kartan savalar kanolara atladlar. - 219 Kamaya abalayanlar bir anlk duraklamadan yararlanp deliler gibi nehrin azna doru krek ekiyorlard ama kovalayanlar hzla yaklat. "Nehre ulaamayz!" diye bard Gamay. "Yolumuzu kesecekler." "Belki onlar sisin iinde kaybedebiliriz," diye yantlad Paul. Gamay kanonun burnunu elaleye doru evirdi. Paul ile Tessa da onlar izledi. elaleye yaklarken sular dalgaland. Kzlderililer inatla pelerinden geliyorlard. Gleri ve becerileriyle aray hzla kapatyorlard. elaleye yaklanca sisin iinde kaldlar ama biraz daha gittikleri takdirde parampara olacaklar belliydi. Paul suyun sesini bastrarak bard. "Francesca, sihirli antandan yardma gereksinimimiz var." Francesca ban sallad. Tessa da ary duymutu. "Bende bir ey var," diyerek ayann dibinde duran antay uzatt. Paul elini soktu ve parmaklar sert bir cisme dokundu. .9 mm'lik bir tabanca kard. "Bu nereden kt?" diye sordu hayretle. "Dieter'in silahyd." Paul nce yaklaan kanolara, sonra elalelere bakt. Pek fazla seenei yoktu. Francesca'nn eski halkna zarar vermemesi konusundaki ricalarna karn eytanla mavi sular arasnda skp kalmlard. Oklar yamaya balad. Paul baka arjr olup olmadn anlamak iin tekrar torbaya bakt ve bir GlobalStar uydu telefonu kard. Dieter herhalde mterileriyle iletiim kurmak iin kullanyordu. Bir an telefona bakt ve nemini kavraynca neeyle bard. Gamay biraz yaklanca telefonu grd. "alyor mu?" Paul dmeye bast ve telefonun altn grnce Gamay'e uzatt. "Bir dene bakalm. Ben de u herifleri korkutmaya alacam." Gamay bir numara tulad ve tandk bir ses karsna kt. "Kurt!" diye bard Gamay. "Benim." "Gamay? Sizin iin endieleniyorduk. yi misiniz?" Yaklaan kanolara bakp glkle yutkundu. "Bamz byk dertte demek bile yeterli deil." Suyun sesini bastrmak iin haykrarak ko- 220 numak zorundayd. "Konuamyorum. Bir GlobalStar telefonla aryorum. Yerimizi bulabilir misin?" i Trak! Paul'n att mermi Alaric'in kanosunun burnuna sapland ama yavalamasn salamad. "Silah sesi miydi?" "Paul ate ediyor." "Bunca grlt arasnda seni ok zor duyuyorum. Bir dakika bekle." Saniyeler yllar gibi geti. Gamay hayale kaplmyordu. Bulunduklar yer saptansa bile birilerinin kurtarmaya gelmesi gnler srebilirdi. Ama en azndan balarna ne geldiini Austin biliyordu artk. Austin'in gven veren sakin sesi duyuldu. "Yerinizi bulduk."

"ok iyi. Kapatmak zorundaym!" dedi Gamay ve tam tepesinden bir ok geerken ban edi. Gamay ile Paul krek ekmediinden kanolarn yan taraflar dalgalara doru kaymt. Kreklerini suya daldrp yn deitirdiler. Tehlikeli bir biimde sallanmalarna karn sise iyice gmlmek amacyla elalelere biraz daha yaklatlar. Kzlderililer bir an duraksadlar ama sonun yaklatn fark edince garip sava naralarna tekrar baladlar. Okular kanolarn burnunda diz kmlerdi. stedikleri anda ayaa kalkp umarsz avlarn ok yamuruna tutabilirlerdi. Paul'n sabr tat. Tabancay kaldrp Alaric'e nian ald. Liderlerini ldrd takdirde dierlerinin kaacan varsayyordu. Francesca bir lk att. Ate etmesini engellemeye altn dnd ama beyaz tanra elalenin zerinde bir noktay iaret ediyordu. Byk bir bcei andran cisim elaleyi geti, gkkuaklarnn ve sisin arasndan alalp, gln otuz metre kadar yukarsnda durdu. Bir an sonra iyice alalarak savalarn kanolarnn zerinden geti. Okular yaylarn brakt ve kreklere aslp deliler gibi kyya doru ilerlemeye altlar. Paul silah indirip Gamay'e glmsedi. Gln ortasndaki durgun suya doru krek ektiler. Helikopter gln evresini doland ve tam stlerinde durdu. Yan kapdan gr kr by ve glen gzleriyle Dr. Ra-mirez eilip el sallad. - 221 Telefon ald, arayan Austin idi. "Gamay, sen ve Paul iyi misiniz?" "yiyiz," diye gld gen kadn rahatlayarak. "Taksi gnderdiin iin sa ol. Ama bunu nasl baardn anlatmalsn. Kurt Austin iin bile ok zor bir i." "Daha sonra anlatrm. Yarn grrz. Buraya dnmek zorundasnz. almaya hazr olun." Helikopterden bir merdiven indirildi. Ramirez trmanmas iin Francesca'ya iaret etti. Bir an duraklayp en alt basama yakalad ve beyaz bir tanraya yakan edayla on yl nce indii gkyzne doru trmanmaya balad. - 222 26 Sandy Wheeler, tam Honda Civic arabasna binerken tanmad biri yanna yaklap aksanl bir ingilizceyle Los Angeles Times gazetesinin ilan servisine nasl gidileceini sordu. Gen kadn igdsel olarak antasna smsk sarlp evresine baknd. Gazetenin garajnda bakalarnn da bulunduunu fark edince rahatlad. Los Angeles'da bydnden garip tiplere alkt, ama son zamanlarda zerinde -lt u lgn su yksyle diken stnde yaar gibiydi ve antasn-daki sedef kabzal ,22'lik tabancas bile yeterince gven vermiyordu. Bu yabanc ise, silahn kabzasn azndaki metal dilerle ineyecek birine benziyordu. Wheeler'in gazetecilere zg bir bakta insan tanma yetenei vard ve karsndakinin Yabanl Hayat Koruma Dernei iin bile kt biri olduunu anlamt. Aa yukar ayn boydaydlar ve eer adamn biraz boynu olsa, daha uzun boylu grnecekti. Buzdolab paralarndan olumu izlenimini veren tknaz gl vcuduna gre koyu yeil eofman birka beden kk gibi duruyordu. Yuvarlak, srtkan surat ve kirli sar salaryla Maurice Sendak'n Yabanl eylerin Olduu Yer adl romanndaki canavarlarndan birine benziyordu. Ama daha irkindi. Sandy'yi en fazla korkutan adamn gzleriydi. risleri ylesine koyu renkti ki gzbebekleri grlmyordu. Adama yolu tarif edip, arabasna bindi ve hemen kaplar kilitledi. Davrannn ne kadar sevimsiz grndne aldr etmedi. Park etti- 223 i yerden geri geri karken yabanc ilan servisine gitmek iin acele etmiyor gibiydi. Olduu yerde durmu mermer kadar sert gzleriyle onu izliyordu. Otuz yalarnda, uzun kumral sal, jogging ve jimnastik yaparak biimli vcudunu koruyan bir kadnd. Gk mavisi iri gzleri, sert hatl esmer yzyle olduka ekici saylrd. Aratrma ekibine katlmadan nce polis muhabiri olarak altndan, duygusal nasrlar edinmiti ve ne yapacan bilirdi. Kolayca

rkmezdi ama bu herif dn patlatmt. Grnmnden de te bir eyler vard. evresinde mezarlk duygusu uyandryordu. Dikiz aynasndan bakp adamn orada olmadn grnce ard. Gelge biri, diye dnd. Farkna varmadan yanna yaklamasna izin verdii iin kendine kzd. Bu kentte byrken her an evresini kollamay alkanlk edinmiti. Ne var ki lanet olas su yksne tm dikkatini topladndan, tetikte olmay ihmal etmiti. Cohen birka gn sonra yky yaynlayacaklarna sz vermiti ama bu tarih bile yeterince erken gibi gelmiyordu. Bilgisayar disketlerini eve gtrmekten bkmt. Ama Cohen onlar gazetede brakmaktan ekiniyordu. Her akam bilgisayarlardaki dosyalar diskete ekiyor ve ana bellei temizliyordu. Sabahlar da tekrar yklyordu. Sandy onu paranoyak davranlar nedeniyle sulamyordu. Bu yknn zel bir yan vard. Pulitzer dl'n almaktan sz ediyorlard. Cohen'in ynetimindeki muhabir konunun ayr ynlerini irdeliyordu. Sandy, Mulholland Group ve gizemli patronu Brynhild Sigurd zerinde alrken dier ikisi yurtiinde satn aldklar haklar ve yurtd balantlarn inceliyorlard. Bir mali mavir ve bir avukatla da gryorlard. Bu konunun gizlilii neredeyse Manhattan Projesi'nden daha fazlayd. Gazetenin editr yky biliyordu ama kapsamndan habersizdi. Gen kadn iini ekti. Birka gn sonra yaynlanmaya balaynca Maui Adas'na uzun bir tatil iin gidebilirdi. Garajdan kp Culver City'deki evine yneldi. Alveri merkezine urayp bir ie Kaliforniya Zinfandel arab ald. Son ayrntlar grmek iin akama Cohen gelecekti ve Sandy makarna piirmeye sz vermiti. Kasaya para derken, kapnn dndan markete bakan biri dikkatini ekti. Metal dili garip yaratk glmsyordu. Bu bir rastlant - 224 olamazd. Kesinlikle onu izlemiti. fkeli gzlerle adamn yzne bakp sert admlarla arabasna doru yrd. nce tabancasn antasndan karp kemerine takt ve Cohen'e telefon etti. Allmn dnda bir ey olduu zaman haber vermesini tembih etmiti. Cohen'i yerinde bulamaynca, telesekreterine evine gitmekte olduunu ve birisinin kendisini izledii mesajn brakt. Arabay altrp ar ar otoparktan kt ve trafik klar tam krmzya dnerken kavaktan karya geti. Ardndan gelen arabalarn tm kta durdu. Mahalleyi iyi tandndan birka motelin otoparkndan geti ve ara sokaklardan dolanp evine ulat. Yoldayken kalbi deliler gibi atyordu, ama gvenlik iinde olduuna inand apartmana varnca nabz normale dnd. Zili alarak be katl apartmann otomatik kapsn ap asansrle drdnc kata kt. Hole ayak bast anda neredeyse elindeki paketleri dryordu. Garip grnl adam dudaklarnda lgn bir glmsemeyle holn bir kesinden ona bakyordu. Sandy'nin sabr tat. Paketlerini yere brakp tabancasn ekti ve nian ald. "Eer yaklarsan, seni havaya uururum." Adam kprdamad. Yalnzca glmsemesi biraz daha geniledi. Buraya kendisinden nce nasl ulaabildiini merak etti. Elbette. Adresini biliyordu. Adamdan kurtulmak iin yollarda zikzak izerken, o doruca evine gelmiti. Ama apartmana nasl girebildiini aklayam-yordu. Yetersiz gvenlik konusunda yneticilerle konumas gerekecekti. Belki bu konuda bir haber bile hazrlayabilirdi. Silahn indirmeden antasndan anahtarn kard, kapy at ve aceleyle girip kapatt. Sonunda emniyetteydi. Tabancasn sehpann zerine brakp kapy kilitleyerek zinciri takt. Gzetleme deliinden dar baknca adamn sanki bir bakkal ra gibi elinde paketlerle durduunu grd. Gzetleme deliinin merceklerinde yz biraz daha gariplemiti. Ne kadar da yzszd. Sandy az dolusu kfretti. Bu kez Cohen'i aramayacakt. Doruca polisi arayp birinin kendisini izlediini bildirecekti. Birdenbire yalnz olmad duygusuna kapld. Arkasn dnnce korkudan donakalp inanmaz gzlerle bakt. - 225 Mavi Altn / F: 15 Metal dili adam tam karsndayd. Olanaksz. Darda holde ol-mas gerekiyordu. Ve yantn bir anda buldu. kizler.

zm ok ge gelmiti. Sandy kapya doru gerilerken adam ar ar ona yaklat. Gzleri siyah inciler gibi parlyordu. Telefonda Cohen'in sesi lgn gibiydi. "Tanr akna Joe, bir saattir seni aryorum!" "zr dilerim, yoktum," dedi Zavala. "Ne oldu?" "Sandy yok oldu. Herifler onu ele geirmi olmal." "Bir dakika, sakin ol," dedi Zavala sakinletirmeye alarak. "Sandy' nin ve u heriflerin kim olduunu syle bana. Batan bala." "Tamam, tamam," dedi Cohen. Bir an susup kendini toplad ve her zamanki haliyle konumaya balad ama yine de kapld panik sesinden belli oluyordu. "Garip bir duyguya kaplarak gazeteye gittim. Yararlandmz tm malzemeler yok olmutu. Hepsini kilitli bir kasada saklyorduk. Bombotu." "Kasay kim aabilir?" "Yalnzca ekip yeleri. Hepsi salam ocuklardr. Ancak biri kafalarna bir silah dayarsa kasay aarlar. Aman Tanrm," dedi Cohen szlerinin gerek anlamn alglaynca. Zavala arkadann yine paniklediini hissetti. "Bundan sonra ne oldu?" Cohen derin bir soluk alp yantlad. "Tamam, peki. Sonra bilgisayar disketlerini kontrol ettim. Hepsi botu. Onlar aabilmek iin bir ifreye gereksinim var aslnda. Ekipteki herkes bunu biliyordu. Her akam tm bilgileri baka disketlere ekiyorduk. Srayla hepimiz evlerimize gtryorduk. Bugn sra Sandy Wheeler adl muhabir arkadatayd. Evinin yaknndaki bir otoparktan arayp, telesekreterime birinin kendisini izlediini bildiren bir mesaj brakm. Bu gece birlikte yemek yiyip, yknn ilk blmnn son ayrntlarn gzden geirecektik. Mesajn alnca onu aradm. Evde kimse yoktu. Doruca evine geldim- 226 gana anahtar vermiti. Yiyecek paketleri masann zerinde ve arap iesi de iindeydi. Sandy arab her zaman zel araplna koyar. Bu konuda ok titizdir." "Kendisi yok muydu?" f "Yoktu. Oradan hemen katm." Zavala'nn aklna bir fikir geldi. "Ya ekibindeki dier muhabirler?" "Onlar da aradm. Yant alamadm. Ne yapacam imdi?" Cohen herhalde nce Sandy'nin evine gidip arabuk ayrlmakla yaamn kurtarmt. Yaz dizisini hazrlayan ekibi ele geirmeye alanlar belki daha nce ona da uramlard ama tekrar gelebilirlerdi. "Nereden aryorsun? Bir mzik sesi duyuyorum." "Sandy'nin evinin yaknnda bir bardaym," dedi Cohen korkusundan syrlmak iin glmeye alarak. "Birinin beni izlediini varsayp, kalabalk bir yerde olmam gerektiini dndm." "eri girerken seni izleyen oldu mu?" "Sanmyorum. Burada motosikletli genler var. Hemen gze arparlard." "Beni be dakika sonra arayabilir misin?" "Tamam ama ok gecikme. Uzun boylu bir travesti bana gz koymu gibi." Zavala, Gomez'in verdii numaray evirdi ve nc alta ajan karsna kt. "Los Angeles'taym," dedi Zavala selamlamaya gerek duymadan. "Bir sre ortalkta gzkmemesi gereken bir dostum var. Yardm edebilir misin? imdi bir ey sorma ama sz veriyorum tm ayrntlar sana anlatacam." "Bu konunun senin burada kovaladn ile balants var m?" "Daha fazlas da var. Ak davranamadn iin zgnm. Yardm eder misin?" Gomez bir an duraklayp yantlad. "Inglevvood'da gvenli bir evimiz var. imdi evin bekisini arayp bir paket beklemesini sylerim," diyerek adresi tarif etti. "Teekkrler, sonra grrz." . "Umarm," dedi Gomez. - 227 Zavala kapatt anda telefonu ald. Cohen'e Gomez'den ald adresi verip bir taksiyle gitmesini syledi. "Araban brak," diye uyard. "Bir verici yerletirmi olabilirler."

"Doru. Hi aklma gelmemiti. Bu iin ok byk olduunu biliyordum. Zavall Sandy ve dierleri. Kendimi onlardan sorumlu hissediyorum." "Yapabilecein bir ey yoktu Randy. Kimlerle dans ettiini biliniyordun ki." "Neler olup bitiyor?" "lk grmemizde sylediklerin tmyle doruydu," dedi Zavala. "Mavi Altn." - 228 27 Siyah lastik top yalnzca bir grnt gibiydi ama Sandecker nerede zplayacan hesaplad ve hafif ahap raketi bir ylann dili gibi uzatp topu sert bir vurula sa duvara frlatt. LeGrand hamle yapt ama topun dnn yanl hesapladndan raketi ancak havay dvd. "Son puand sanrm," dedi Sandecker, zplayan topu becerikli bir hareketle kaparken. Sandecker salkl yaam fanatiiydi ve beslenmesine dikkat ettii gibi srekli koup, arlk altndan daha gen, daha iri yapl adamlar rahata yenebiliyordu. Ayaklarn am, raketi dirseine dayal duruyordu. Alnnda bir tek ter damlas bile yoktu. Ne kzl sann ne de ate krmzs kei sakalnn bir tek teli havalanmt. Buna karlk LeGrand ter iindeydi. Koruyan gzln karp yzn kurularken Sandecker ile ma yapmaktan niin vazgemi olduunu anmsad. CIA bakan geri amiralden daha uzun ve glyd, ama ma yapmak iin squash salonuna her giriinde bunun gten ok bir strateji oyunu olduunu bir kez daha anlyordu. Normal koullar altnda amiralin teklifini reddederdi ama bu kez New York'daki olaydan bir gn sonra arad iin kabul etmek zorunda kalmt. "Kulpte bir kort ayarladm," demiti Sandecker neeli bir sesle. "u kk siyah topla biraz oynamak istemez misin?" Neeli sese karn bunun adeta bir emir olduundan LeGrand'n hi kukusu yoktu. Sabah randevularn iptal edip, Watergate binasndan spor malzemelerini alm ve kulpte Sandecker ile bulumutu. - 229 Amiralin zerinde dikileri sar yaldz eritlerle ssl lacivert bir eof. man vard. Bu spor giysinin iinde bile onu eski gnlerin bir sava gemisinin gvertesinde dolap, yelkenlerin almas ya da bir korsan gemisine borda edilmesi iin emirler yadrrken hayal etmek ok kolayd. NUMA'y da ayn biimde ynetiyordu. Bir gzyle oluan deiiklikleri izlerken, teki gz muhaliflerinin zerinde dolayordu, iyi bir komutan gibi tayfalarnn yaamyla yakndan ilgileniyordu. Austin'in sama bir istihbarat plan nedeniyle tehlikede olduunu renince kopard kyametin yannda Krakatoa yanardann patlamas solda sfr kalrd. ClA'in iin iinde olmas tepkisinin iddetini biraz daha artrmt. Geri LeGrand'dan holanrd ama kendi grne gre tekilat fazla pohpohlanmt ve gereinden yksek bir bteye sahipti. CIA bakann kt bir durumda brakacan anlad zaman, bunu fkesini karmak iin iyi bir frsat olarak deerlendirdi. Sandecker da siyasi hilelerden uzak deildi. Daha dorusu bu konuda ok yetenekliydi. En yararl yeteneklerinden biri fkesinin nne geebilmesi ya da istediini elde etmek iin kullanabilmesiydi. fkesinin hedefi olanlar, iddetli duygusunun ardnda onun genellikle sakin ve bazen de neeli bir insan olduunu dnemezlerdi. Sandecker bu yeteneinden ok yararlanyordu. Her iki siyasi partinin liderleri ona danrd. Senatrler ve kongre yeleri onunla dostluk kurabilmek iin ellerinden geleni yapard. Kabine yeleri Sandecker arad zaman telefonun derhal balanmas iin adamlarna talimat verirdi. LeGrand, New York'ta yaananlar konusunda sululuk duygusuna kapldndan amiralin davetini hemen kabul etmiti. i tatlya balamak iin squash kortunda yenilmeyi gze alabilirdi. Sandecker'in onu glmseyerek karlamas ve ma boyunca bu olaydan hi sz etmemesi ok artt. Hatta meyve suyu smarlamay bile nerdi. "Ma teklifimi bu kadar abuk kabul ettiin iin teekkrler," dedi Sandecker nl timsah glyle. LeGrand papaya suyunu ierken yantlad. "Bir gn seni yeneceim." - 230 -

"Biraz backhand vurularn gelitirmelisin," dedi Sandecker. "Bu arada hazr seni bulmuken, adamm Austin'i olas bir tehlikeden kurtardn iin teekkr etmek isterim." LeGrand tahmin ettii kadar kt olmayacan dnd bir an. Sandecker glmseyerek devam etti. "Daha abuk olay yerine ulaacak birini bulamaman ok yazk oldu. Belki de oradaki adamn kurtarabilirdin." LeGrand iin iin homurdand. Sandecker'in kendisini bir kukla gibi parmanda oynatacan fark etmiti. "Bylesine kt bir olay yaand iin ok zgnm. lk banda sorunun ne kadar ciddi olduu belli deildi. Son derece karmak bir durumdu." "Ben de yle duydum," dedi Sandecker stnde durmadan. "Bak ne diyeceim Erwin, imdilik OSS tarafndan kurulan ve CIA tarafndan gerekletirilen bir grevin ters tepip neredeyse NUMA zel Grev Ekibi efinin lmne yol atn ve masum bir vatanda ile meclis bakannn yaamn tehlikeye atm olduunu unutacam." "ok naziksin James," diye yantlad LeGrand. Sandecker bayla onaylad. "Bu okul ocuklarna zg casusluk oyununun ayrntlar NUMA'nn duvarlarnn dna kmayacak." "Tekilat dnceli davranndan dolay seni takdir ediyor," dedi LeGrand. "Ama tmyle bu konudan syrlm deilsin," dedi amiral kzl kalarn atarak. "Verdiim sze karlk bu olayn tm ayrntlarn renmek istiyorum." Bir bedel demesi gerektiini biliyordu LeGrand. Sandecker ile her zaman byle olmutu. Elindeki kartlar amaya karar verdi. "Olayn hesabn sormakta yerden ge kadar haklsn." "Bence de," dedi Sandecker. "Bu kadar ksa bir srede yky bir araya getirebilmek ok zor anra olup bitenleri anlatmaya alacam." "Bu kez olup bitmeyenleri demek daha doru olacak." LeGrand soluk bir glle sze balad. "kinci Dnya Sava'nn sna ermesi bu yknn balang noktasn oluturuyor. Almanya - 231 yenilince mttefik devletlerin oluturduu koalisyon dald. Churchili Demir Perde'den sz eden konumasn yapt ve souk savan ilk admlar atld. Elinde bomba olan tek lke durumundaki ABD henz rahatt. Sovyetler kendi rettikleri nkleer bombay patlatnca bu rahatlk sona erdi ve silahlanma yar balad. Hidrojen bombasn icat ederek biz ileriye getik. Ama Ruslar ok yaknmzdayd ve eitlii salamalar an meselesiydi. Bildiin gibi hidrojen bombasnn patlamas iin farkl bir ilem gerekir." "Termonkleer bomba atomlarn ayrmas yerine kaynamas ilemine dayanyor," dedi Sandecker. Nkleer denizaltlarda grev yaptndan atom fiziine yabanc deildi. "Atomlar ayrlaca yerde birbirine balanyor." LeGrand bayla onaylad. "Hidrojen atomuyla helyum atomu kaynar. Enerji yaratmak iin gne ve yldzlar da ayn lemden yararlanr. Sovyetler'in en nemli atom kaynatrma laboratuvarnn Sibirya'da olduu renilince, bizim hkmetin iinde sabotaj yapma laflar dolamaya balad. Mihver devletlerin yenilmesinden sonra insanlar gururlanmay srdryorlar ve Norve'deki ar-su fabrikasna yaplan komando basknndan nostaljik bir biimde sz ediyorlard. Bu grevi anmsyorsun herhalde." "Yani Almanlarn atom bombas yapabilmesi iin gerekli olan izotoplar reten fabrikadan sz ediyorsun," dedi Sandecker. "Doru bildin. Bu baskn Almanlarn almalarn ertelemiti." "Ama Sibirya'ya, benzer bir komando baskn yapmak ok daha zor olurdu." "Daha dorusu, olanakszd," dedi LeGrand. "Norve'de ulam daha kolay olduu ve vatanseverler de yardm ettii halde bu baskn bile ok g koullarda yaplmt. Bu arada baka grler de vard." Olaylara kresel bir prespektiften bakmay yeleyen Sandecker kendi grlerini aklad. "Norve baskn srasnda Almanya mttefiklerle sava halindeydi. SSCB ile ABD dmanlklarn henz ilan etmemiti. Her iki taraf da ordularnn karlamamasna zen gsteriyordu. Bir Sovyet laboratuvarna baskn dzenlemek, gz ard edilmeyecek bir sava ilan olarak kabul edilirdi."

"Haklsn. Ruslarn New Mexico'dakl bir laboratuvar yok etmelerinden farksz olmazd. Hemen silahlar konuurdu." Sandecker siyasi adan sorun yaratan olaylar zmleme konusunda pek de bilgisiz deildi. "Belki bir baskn yapmak olasyd, ama hibir iz brakmadan kimsenin aralayamayaca bir sr perdesi ardnda gereklemesi gerekirdi." LeGrand onaylad. "Durum kendisine anlatlnca bakan da aynsn sylemiti." "Verilmesi g bir karar." "Doru ama onlar sradan insanlar deildiler. Tarihin tand en byk askeri gc oluturup birka ktada ve denizde iki nemli dman acmaszca yenmeyi baarmlard. Ama tm becerileri ve kararllklar bunu yapmalarna yetmiyordu. anslar yaver gitti ve birbiriyle balants olmayan iki gelime akp onlara yolu gsterdi. Gelimelerin birincisi uan kanat diye bilinen uaklarn ortaya kyd. Dizaynnda baz sorunlar vard, ama hi beklenmedik bir zellik bu uaklar ok cazip hale getirmiti. Casus uak teknolojisi. Uan ince yaps ve dz yzeyi gerekli koullar saland takdirde radarlara yakalanmadan umasn salyordu." "Galiba Ruslarn radarlarndan sz ediyorsun," dedi Sandecker. LeGrand gizemli bir glle yantlad. "ddialara gre retim aamasnda olanlar da dahil olmak zere tm uan kanatlar Hava Kuvvetleri tarafndan paralara ayrlm. Ama bakan biraz deiiklie uratlm bir modelinin gizlice retilmesi iin yeil k yakm. Bu uan hz ve menzili ncekilere oranla ok daha yksekti. Ksacas radarlara yakalanmadan Sibirya'ya girip kmak iin bir olaslk belirmiti." "Deneyimlerime gre Ruslar aptal deildir," dedi Sandecker. "Eer bir laboratuvarlar havaya uurulsayd, bunun ardnda Amerika'nn olduunu tahmin ederlerdi." "Hi kukusuz. Bu nedenle denklemin ikinci blm ok nemliydi. Bu da anasazyumun kefiydi. Los Alamos'daki almalarn bir yan rnyd. Bu maddeyi bulan bilim adam ayn zamanda amatr bir antropologtu ve tarihte gneybatda yaam olan eski Pueblo kltr ok ilgisini ekiyordu. Bu nedenle bulduu maddeye Anasazi uygarl- 233 nn adn verdi. Maddenin ok ilgin zellikleri arasnda en dikkati eken hidrojen atomunu belirsiz yollarla etkilemeseydi. Eer anasaz-yum gizlice bir Sovyet silah fabrikasna sokulabilirse, atomlar birletirme aratrmalarn karmakark edebilirdi. Hesaplara gre bomba yapma projeleri birka yl ertelenecekti. Bu arada ABD ktalararas fze atan bir sistemle donanmasn gelitirip Sovyetler'in kendisini yakalayamayaca kadar ileri gidecekti. Yaplan plan paratlerle bomba atmay ieriyordu. Bombalar patlaynca ilerindeki sv madde labora-tuvarn havalandrma sistemine dolacakt. Bu madde insanlar asndan su kadar zararszd. Saldrya urayanlar ok ksa sreli, garip bir gk grlts duymu olacaklard." "Tam olarak nokta ateine benzemiyor." "Deildi zaten. Dedikleri gibi umutsuz zamanlarda umutsuz admlar atlr." "Ya eer uak mekanik bir nedenle dse ne olacakt?" "Bu olaslk da hesaba katlmt. Kazadan kurtulanlarn konumas istenmiyordu. Uu ekibine parat verilmemiti. Aslnda bu uaktan paratle atlamak olanakszd. Frlatlan pilot koltuklar henz icat edilmemiti ve kokpit tehlike annda alacak biimde deildi. Eer uan enkaz bulunursa, bir deney uann rotasn ard iddia edilebilirdi." "Uu ekibi bunu biliyor muydu?" "Gnlller hata olmayacana yrekten inanan insanlard." "Plann yrmemesi ok fena," dedi Sandecker. "Tam tersine. Bu grev byk bir baaryla tamamland." "Nasl olur? Anmsadm kadaryla Sovyetler bizden hemen sonra bir hidrojen bombas rettiler." "Haklsn. lk termonkleer bombay 1953'de, yani Amerika'dan iki yl sonra patlattlar. Gurur ve kibir hakknda sylediklerimi unutma. Bizimkiler Stalin gibi cahil bir kylnn kendilerini atlatabileceini akllarna bile getirmediler. Ama Stalin herkesten kukulanrd. Bizim Op-penheimer'la ayn ii

yapan Igor Kurchatov adl bilim adamna Ural Dalar'nda bir hidrojen aratrma laboratuvar daha kurmasn emretti. Aratrma baaryla sonuland. Stalin, Sibirya'daki laboratuvarn al- 234 malarndan bilinli olarak sonu alnamadna inand ve orada grevli olanlarn tmn ldrtt." "Ural Dalar'na bir baskn dzenlenmemesi beni artt." "Bir baskn planland ama gerekletirilmedi. Belki ok tehlikeli olduu dnlmt belki de uan kanadn zmlenemeyen baz teknik sorunlar vard." "Bu uak ne oldu?" "Kargosuyla birlikte bir hangara kapatld. Uan kalkt Alaska Havaalan terk edildi. Burada alanlar dnyann drtbir yanna datld. Hibiri operasyonun tmn bilmiyordu. Neredeyse her ey bitti diyebiliriz." "Neredeyse. Yani geriye bir protokol ve pilotun ldrlmesi kald demek istiyorsun." LeGrand iskemlesinde huzursuzlukla kprdand. "Daha fazlas da var. Aslnda uu ekibinin tm ldrld," dedi alak sesle. "Onlar grevi ve hedefi yakndan bilen, siyasetle ilgisi olmayan kiilerdi. Drt adam ld. Ailelerine kazada ldkleri sylendi. Drd de Arlington Mezarl'na askeri trenle gmld." "yi bir jest." LeGrand grtlan temizledi. "Tekilatta her eyi temiz tutmak iin ne kadar abaladm biliyorsun. Bazen bir pislik katmann kaldryorum ve altndan daha fazlas kyor. Ne yazk ki yaptmz iyi ilerin oundan, bilinen nedenlerden dolay hi kimsenin haberi olmuyor. Ama haberalma rgtnn yapt baz ilerden gurur duymak olanaksz. Bu zc olay da bunlardan biriydi." "Austin kendi bulgularn bana anlatt. Pilot Arlington'da kendi cenaze trenini izlemi ve anladm kadaryla olu onu grm." "Son kez karsn ve olunu grmek iin srar etmi. Yaam boyunca koruma altnda olaca kendisine sylenmi. Ama bu yalnzca bir aldatmacaym. Koruma altna alndktan ksa bir sre sonra koruyucusu tarafndan ldrlm." "Hani New York'un kuzeyinde yaayan u adam." "Doru." Sandecker'in mavi gzleri sertleti. "Katil iin zlemiyorum. Aklmzn bamza geldiinin sylendii bir yata soukkanllkla adam l- 235 dryor. Rahatlkla Austin'i ldrecekti. Bu protokoln temel nedeni nedir? Uu ekibini ldrmek yetmedi mi?" "Bu greve karar veren byklerimiz srrn ortaya kmasn kesinlikle nlemeye almlar. Ortaya kt takdirde yeni bir savan balayacan dnmler. O dnemde Sovyetler'le ilikilerimiz yeterince ktyd. Bu protokol srrn ortaya dklmesi iin yaplacak herhangi bir giriime tepki olarak hazrlanm. Tm casuslarn lke dndan geleceini dnmler. Amerikan kongresinden byle bir tehdit geleceini akllarna getirmemiler. Aslnda gereksiz bir nlemdi. Meclis bakan yeniden seilemedi ve aklad srlar kimse dinlemedi. Herhalde protokol hazrlarken, braktklar maynn izlerini srmeye kalkan birinin suratna patlayacan varsaydlar. Elli yl sonra bile tehlike yaratacan hi dnmediler." Sandecker arkasna yaslanp parmaklarn bititirdi. "Yani bir grup mao kovboy tarafndan hazrlanan bu antika plan neredeyse benim adamm ldryordu. Anladm kadaryla tetiki gitmeye hazrlanp, bavullarn toplarken bir tfek ile patlayclar da koymu. Kendine gre bir emekliye ayrlma partisi dzenlemi. Amerikan kamuoyuna, dedikleri vergilerin demokrasi adna ne gibi sama sapan ilerde kullanldn aklayamamamz ok kt." "Byk bir hata olur. Bu konu hl ok hassas. Rusya'nn nkleer silahlarn azaltmasn salamak iin ok mcadele ettik. Eer bu yk ortaya yaylrsa, Amerika'nn gvenilecek bir lke olmadn syleyen milliyetilerin eline koz verilmi olur." "Nasl olsa byle dneceklerdir," dedi Sandecker kuru bir sesle. "Deneyimlerime dayanarak gl insanlarn en ok utan verici bir durumda

kalmaktan korktuklarn syleyebilirim." Glmseyerek devam etti. "Umarm masumlara pusu kurmu bekleyen baka protokoller yoktur." Szleri rtl bir tehdit saylabilirdi. "Byle bir olasl nlemek iin bilgisayarlarmzdaki tm dosyalarn aratrlmas iin emir verdim," dedi LeGrand. "Artk srpriz yok." Sandecker, "Umarm," diye karlk verdi. - 236 28 Austin fincana Jamaican Blue Mountain kahvesi doldurup bir yudum iti ve masasnn stnde duran alminyum silindiri eline ald. Sanki bir kristal kreymi gibi avucunda tutup izik iindeki dbkey yzeyine bakt. Elindeki cisim hibir srrn aklamyor yalnzca bronzlam yz hatlarn ve beyaz salarn garip bir grnmle yanstyordu. Silindiri bir kenara brakp masaya yaylm Alaska haritasna dnd. Buraya birka kez gitmiti ve ellinci eyaletin usuz bucaksz topraklar her seferinde onu hayrete drmt. Dnyann en engebeli blgelerinden birinde eski bir uan kanat ss aramak herhalde Malibu Pla-j'nda bir tek kum tanesi aramaya benzeyecekti. stelik bu ssn merakl gzlerden uzak bir yerde ina edilmi olmas da ii biraz daha gletiriyordu. Parmayla Kutup Dairesi'nde kalan Barrovv'dan Kenai Yar-madas'na kadar indi. Bir fikir gelitirmeye balarken telefon ald. Gzlerini haritadan ayrmadan almac kaldrnca Sandecker'in sesi duyuldu. "Kurt, odama kadar gelir misin?" "Biraz sonra gelsem olur mu Amiral?" dedi Austin dncelerini bozmamaya alarak. "Elbette Kurt," dedi Sandecker hogrl bir sesle. "Be dakika yeterli mi?" Austin'in dnceleri gneten kavrulmu bir iek gibi soldu. Sandecker kar konulmaz bir g gibiydi. Amiralin beyni farkl bir hz boyutunda altndan, zamanlama duygusu da snrlyd. - 237 "iki dakikada oradaym." "Harika. Gelince memnun olacaksn." Sandecker'in onuncu kattaki byk brosuna girerken, NUMA bakann Savata Gney Ordusu'nun kulland abluka yaran bir gemiden kalma ambar kapandan yaplm masasnn banda bulacan dnyordu. Ama Amiral ziyaretiler iin ayrlm rahat deri koltuklardan birinde oturuyor ve arkas kapya dnk oturan bir kadnla sohbet ediyordu. Gs cebine altn iplikle gemi palar ilenmi lacivert ceketiyle ayaa kalkp Austin'i karlad. "Geldiin iin teekkr ederim Kurt. Tanman istediim biri var." Kadn ayaa kalknca Austin'in Alaska bulmacasyla ilgili dnceleri uup gitti. Uzun boylu, zayf kadnn Avrasyallara zg kk elmack kemikleri ve badem biimi gzleri vard. Egzotik grnmne karn arap rengi uzun bir tayyr giymiti. Bann arkasnda smsk rlm koyu sar salar krek kemiklerine kadar iniyordu. Grnmnde doal gzelliin tesinde bir ey vard. Kraliyet ailesinin bireylerini andran dimdik duruuna karlk elini skmak iin yaklarken bir panterin kvrakln sergiliyordu. Altn noktacklarn ldad koyu kahverengi gzleri tropik bir atele parlyordu. Belki Austin yalnzca hayal ediyordu ama parfm, ok uzaklarda alnan davullarn gmbrtsn artrr gibiydi. Birdenbire kadnn kim olduunu anlad. "Siz Dr. Cabral olmalsnz." Kedi mrltsyla yantlasa bile Austin armayacakt. "Beni grmeye geldiiniz iin teekkr ederim Bay Austin," dedi kadn alak, tatl bir sesle. "Umarm nemli bir iinizi yarda kesmedim. Amiral Sandec-ker'e, yardmlarnzdan dolay size kiisel olarak teekkr etmek istediimi syledim." "Rica ederim. Ama iin zor ynlerini Gamay ile Paul baard. Ben yalnzca telefona yant verip birka dmeye bastm." "ok alakgnllsnz Bay Austin," dedi kadn buz kalplarn bile eritebilecek kadar scak bir glmseyile. "Eer hemen harekete gemeseydiniz, benimle birlikte meslektalarnzn kafalar da bu rahat odadan binlerce kilometre uzakta bir ky sslyor olacakt."

Sandecker aralarna girip Francesca'y koltuuna oturttu. "imdi Dr. Cabral, bize yknz batan sona anlatmanz istememizin bir sakncas yoktur umarm." "Kesinlikle yok. Bamdan geenleri anlatmann bana yarar dokunuyor ve ayrca unuttuum baz ayrntlar anmsamam salyor." Austin'e oturmasn iaret eden Sandecker masasnn arkasndaki iskemleye yerleti ve gnde on tane itii zel yapm purolardan birini yakt. Francesca'nn uan karlmas, dmesi, lmle burun buruna gelmesi ve beyaz bir tanra olarak kabul edilmesinin yksn soluklarn tutarak dinlediler. Chulo Kabilesi'nin yararlanmas iin kyde yaptklarn byk bir gururla anlatt. Trout'larn gelii, lgn kama plan ve helikopterle kurtarlmalaryla yk sona erdi. "Byleyici," dedi Sandecker. "Gerekten byleyici. Arkadanz Tessa ne oldu?" "Dr. Ramirez'in yannda kald. la bitkiler konusundaki bilgisi doktorun almalarna yardmc olacak. Ailemle telefonla grtm ve eve dnmemi istediler ama So Paulo'nun toplum hayatna katlmadan nce biraz dinlenmek iin Amerika'da kalmaya karar verdim. Ayrca on yl nce yarda kesilen iimi bitirmeye kesin kararlym." Sandecker, Francesca'nn inat yzn inceledi. "Ben gemiin yalnzca bugn deil, yarn olduuna da inanyorum. Karldnz uak yolculuuna kmanzn nedenini anlatrsanz, ileride olacaklar belki daha kolay tahmin edebiliriz." Francesca zamann gerisini grebiliyormu gibi baklarn uzaklara dikerek sze balad. "Her ey ocukluk yllarma dayanyor. ok kk yata zel bir aileden geldiimi fark ettim. nsan korkutan gecekondu mahalleleri olan bir kentte yaadm biliyordum. Byyp evremi dolanca yaadm kentin dnyann ufak bir rnei olduunu grdm. Ayn yerde hem zenginler, hem de yoksullar yayordu. Zengin ve fakir lkeler arasndaki tek farkn dnyann en bol sunduu kaynak yani su olduunu rendim. Temiz su gelimeyi kolaylatrr. Su olmaynca yiyecek bulamazsnz. Yiyecek olmaynca da, ne yaama ne de yaam dzeyini ykseltme istei olur. Petrolle zenginleen lkeler bile gelirlerinin byk bir ksmn su satn almaya ya da ret- 239 meye harcyorlar. Musluu anca suyun akmasn doal karlyoruz ama her zaman byle olmayacak. Su iin yaplan yarlar imde daha fazla nem kazand." "ABD su savalarna hi de yabanc deil," dedi Sandecker. "Eski gnlerde su haklar iin alan savalar yaplrd." "Bunlarn hepsi gelecekte karlaacamz sorunlarn yannda hi kalr," dedi Francesca karamsar bir sesle. "Bu yzylda savalar eskiden olduu gibi petrol nedeniyle deil su nedeniyle kacak. Durum gitgide umutsuzlayor. Dnyann suyu, artan nfusa yeterli deil. ki bin yl nce dnyann nfusu bugnknn yzde kadard ama suyun miktar bugne kadar hi artmad. inde bulunduumuz kuraklk dnemi gibi baka kuraklklar da kanlmaz olacak ve talep ile kirlilik artt srece daha da ktleecek. Baz lke topraklarnda su kalmaynca, kresel bir mlteci krizi yaanacak. On milyonlarca insan uluslararas snrlar zorlayacak. evre mahvolacak, atmalar kacak, yaam standartlar decek." Bir an durup devam etti. "Okyanusla ilgilenen insanlar olarak kara mizah grmelisiniz. zerinde yaadmz gezegenin te ikisi suyla kapl ama byk apta bir susuzluk bizi bekliyor." "Su, su, her yer su ama iecek bir damla yok," dedi Austin, Samu-el Taylor Coleridge'in iirinden alnt yaparak. "Doru. Ama keke Eski Denizci'nin elinde sihirli bir denek olsayd ve bir kova deniz suyunu ime suyu yapabilseydi." "Gemisi kurtulabilirdi." "imdi bu benzetmeyi milyonlarca kova su iin kullanabilirsiniz." "Kresel su krizi biter," dedi Austin. "Dnya nfusunun yaklak yzde yetmii okyanuslarn yetmi kilometre yaknnda yayor." "Doru," derken Francesca'nn karamsarl azalyordu. "Yani bana elinizde byle bir sihirli denek olduunu mu sylyorsunuz?" "Onun kadar yararl bir ey var. Deniz suyunu tuzdan arndrmak iin devrim yaratacak bir yntem gelitirdim."

"Tuzdan arndrmann yeni bir kavram olmadn eminim biliyorsunuz," dedi Sandecker. - 240 Francesca ban sallad. "Deniz suyunun tuzdan arndrlmas eski Yunanllara kadar gider. Dnyann eitli yerlerinde ve zellikle Ortadou'da tuzdan arndrma fabrikalar kuruldu. ok eitli yntemler var ama hepsi ok pahal. Ben doktora tezimde tmyle yepyeni bir yntem sundum. Btn eski yntemleri bir kenara attm. Hedefim ie yarayan ve ucuz bir yntem yaratp kuru topraktan para kazanmaya alan yoksul iftiye kadar ulamakt. Bunun anlamn bir dnn. Su neredeyse bedavaya gelecek. ller uygarln merkezleri olacak." "stenmeyen sonular da hesaba kattnz sanrm," dedi Sandecker. "Ucuz su gelimeye ve nfus artna destek olurken bunlarn getirdii kirliliin de artmasna neden olacaktr." "Bu noktay ok uzun dndm Amiral Sandecker ama teki seenekler daha da ktyd. Bir lkenin gelitirdiim yntemi kullanmasna izin vermeden nce, dzenli bir gelime gstermesini nkoul yapabilirim." "Yani deneylerinizin baarl olduunu anlyoruz," dedi Austin. "ok baarlyd. Tuzdan arndrma ileminin bir maketini uluslararas bir konferansa gtryordum. Bir ucundan koyduunuz deniz suyu, teki ucundan ime suyu olarak kyor. Ayrca enerji retiyor ve ok az ya da hi atk brakmyor." "Byle bir ilem herhalde milyonlarca dolar deerindedir." "Hi kukusuz. Beni inanlmaz derecede zengin edecek baz neriler aldm ama bu yntemi dnyaya bedelsiz olarak sunmaya karar verdim." "ok cmerte davranmsnz. neriler aldnz sylediniz. Yani birileri sizin deneylerinizi ve planlarnz biliyor muydu?" "Konferansa katlmak iin Birlemi Milletler'le temas kurunca, her ey sr olmaktan kt." Bir an duraklayp devam etti. "Beni artan bir nokta var. Kullandm yntemi bilenlerin says olduka yksekti. Beni karanlar bu yntemi kullanp para kazanmaya kalktklar takdirde kimlikleri kolayca ortaya kard." "Baka bir olaslk daha var," dedi Austin. "Belki onlar sizin almanz alp rafa kaldracak ve tm dnyadan gizleyeceklerdi." "Ama insanln yararna olacak byk bir hizmeti kim gizlemek ister ki?" - 241 Mavi Altn / F: 16 "Belki hatrlayacak yata deilsiniz," dedi dikkatle dinleyen Sandecker. "Yllar nce bir mucidin suyla alan bir araba motoru rettii ykleri dolamt. Ayrntlar nemli deil, iddialara gre petrol irketleri bu almay satn alm ve kazanlarn yitirmemek iin ortadan yok etmi. Geri ykler sonradan kmt ama ne demek istediimi anladnz m?" "Yoksul lkelerin ucuz suya kavumasn kim engellemek ister?" "Bizim aratrmalarmz size gre biraz daha ileride Dr. Cabral. Size kuramsal bir soru soraym. Dnyann tm temiz suyunu denetiminiz altnda tuttuunuzu varsayalm. Birdenbire herkese ucuz fiyatla su datan birini karnzda grrseniz, ne yaparsnz?" "Benim yntemimin sizin su tekeli konusundaki kuramsal sorunuza son verir. Ama tartlmas gereken bir nokta var. Bir insann dnyann suyunu kendi elinde tutabilmesi olanakszdr." Sandecker ile Austin gz gze geldiler. "Son on yl iinde ok byk deiiklikler yaand Dr. Cabral," diyerek sz ald Austin. "Daha sonra size hepsini anlatrz ama Gogs-tad Holding adl okuluslu bir kuruluun dnyann tm temiz suyunun datmn neredeyse ele geirmek zere olduunu rendik." "Olamaz!" "Keke." Francesca'nn gzleri sertleti. "yleyse beni karmak isteyenler bu Gogstad irketiydi. Sonunda yaammdan on yl aldlar." "Somut bir kantmz yok," dedi Austin. "Ama bu yn gsteren ikincil kantlar var. Syleyin bana anasazyum ad verilen bir maddeyi biliyor musunuz?"

aknlktan Francesca'nn az ak kald. Kendini toplayp sordu, "Siz NUMA alanlarnn bilmedii bir ey yok mu?" "Sylemeye utanyorum ama ok var. Bu maddenin yalnzca hidrojen atomunu garip biimlerde etkilediini biliyoruz." "En nemli zellii budur. Olduka karmak bir balants vardr. Bu madde benim tuzdan arndrma ilemimin ekirdeini oluturuyordu. Bunun varln ok az kii bilir. ok ender rastlanr." "Siz nereden rendiniz?" - 242 "Bir rastlant sonucu. Los Alamos'da alm eski bir bilim adamnn yazd, unutulmu bir makaleyi okudum. Var olan arndrma yntemlerini gelitirmek yerine, molekl ve hatta nkleer dzeyde balayarak almak istiyordum. Makaleyi yazan bilim adamyla temas kurdum. Niin istediimi anlatnca elinde pek az miktarda bulunan ana-sazyumu bana vermeyi kabul etti." "Niin bu kadar ender bulunuyor?" "eitli nedenleri var. Ekonomik bir kullanm alan olmadndan, hi talep yok. Ayrca arndrma ilemi olduka karmak. En nemli kayna Afrika'nn srekli sava halinde olan bir blgesinde bulunuyor. Benim elimde yaptm modeli altracak kadar vard. Dnya lkelerine tm kaynaklarn bir araya getirip, pilot projeler balatacak kadar anasazyum retmelerini nerecektim. Hep birlikte alnca, ksa zamanda bu maddeden nemli miktarlar elde edebilirdik." "Gogstad, Meksika kylarnda bir iletme altryordu. Korkun bir patlamayla yok oldu." Austin balinalarn lmnden balayarak her eyi zetledi. Patlamadan sonra bulduu ilgin silindirden yola karak uan kanada nasl ulatn anlatt. Sandecker souk sava srasnda Sibirya'ya yaplan basknn ayrntlarn ekledi. "nanlmaz bir yk. Balinalara ok zldm," dedi Francesca zgn bir sesle. "Benim kullandm yntemin yaratt s enerjiye dntrlebilir. Ama bu madde deiken zelliklere sahip olduundan belirli koullar altnda gl bir patlayc nitelii kazanabilir. Herhalde bu insanlar benim tuzdan arndrma yntemimi kullanyorlard ve bu maddenin deikenliinden habersizdiler. Ama anasazyumu nereden bulmu olabilirler." "Bunu bilmiyoruz," dedi Austin. "Byk bir kaynak olduunu varsayyoruz ama tam olarak yerini bilmiyoruz." "Aratrmalarm srdrebilmem iin bunu bulmak zorundayz," diye srar etti Francesca. "Bu kaynan bulunmasnn daha nemli bir nedeni var," diye atld Sandecker. "Benim aratrmamdan daha nemli bir neden olabileceini sanmyorum," dedi Francesca kendini savunurcasna. - 243 "Biraz bekleyin Dr. Cabral. Eer Gogstad planlarnda baarl olursa, sizin aratrmanzn bir anlam kalmaz. Dnyann suyunu elinde tutan biri, dnyay da eline geirmi demektir." "Sanki kresel stnlkten sz eder gibisiniz Amiral Sandecker." "Niin olmasn? Napolyon ile Hitler bunu baaramad, nk stnl yalnzca silah zoruyla elde etmeye altlar. kisi de ellerinde daha byk sopalar bulunanlara kar dvmek zorunda kald." Purosundan derin bir nefes ekip dumann seyretti. "Kresellemeye kar kanlarn, Dnya Ticaret Kuruluu'na, Uluslararas Para Fonu'na itiraz edenlerin bildikleri bir ey var. Tehlike bu kurulularn kendisinde deil, ama artk bir kiinin ekonomik sektr zerinde tmyle denetim kurmas gitgide kolaylayor." "Bir cins kresel Al Capone mu?" dedi Austin. "Baz benzerlikler var. Al Capone rakiplerini yok etmek konusunda ok acmaszd ve organizasyon yetenei stnd. Ekonomik gc ona siyasi nfuz salamt. Kaak iki sat ise asla suyla kyaslana-maz. Dnya su olmadan yaayamaz. Suyun akn kontrol edenler en st siyasi gce sahip olacaklardr. Azndan kacak bir szckle sizi ve lkenizi susuzluktan lmeye mahkm edecek birine nasl kar durabilirsiniz? Bu nedenle Dr. Cabral, ncelikle ilgilenilmesi gereken konular olduunu sylyorum."

"Haklsnz Amiral Sandecker," dedi Francesca. "Eer u Gogstad anasazyumun kaynan bulursa, benim almalarm da kontrol altna alacaktr." "Zek ve gzelliin bir arada bulunmas ne kadar ho," dedi Sandecker ak bir hayranlkla. "Gen hanm benim korkularm dile getirdi. Yani Gogstad'dan nce bu kayna bulmak zorundayz." "Siz aradnzda yerini tam olarak nasl saptayacam dnyordum. Biraz yardma gereksinimim var," dedi Austin. "Sorun deil. NUMA'nn tm kaynaklarndan yararlanabilirsin. Eer bizim elimizdekiler yeterli olmazsa, bakalarndan buluruz." "Bana kalrsa Joe ile birlikte bir an nce Alaska'ya doru yola kmalyz." - 244 i "Son hzla Yukon'a gitmeden nce grmemiz gereken bir nokta daha var. Joe'nun gazeteci arkadann szn ettii tankerler beni kayglandrd. Sen ne dnyorsun?" "En azndan Gogstad'n Alaska'dan ihtiya duyulan noktalara su tamaya hazrlandn dnyorum. in'e su tanmasndan sz ediliyor." "Belki," dedi Sandecker ikna olmayarak. "Rudi Gunn ile konuurum. Belki Yaeger'la birlikte bu srr aydnlatabilirler. Joe ile sen u uan kanad ararken, onlar da tankerler konusunda aratrma yaparlar." Austin ayaa kalkt. "Yarn sabah ie balarz," diyerek Frances-ca'nn elini skt. "Size yolu gstereyim, Dr. Cabral." "Teekkr ederim ama ltfen bana Francesca deyin," dedi gen kadn asansre doru yrrlerken. "Siz de bana Kurt derseniz anlarz. Syleyin bana Kore mi, Tayland m, italyan m yoksa basit Amerikan mutfan m seversiniz?" I "Anlayamadm." "Kimse size sylemedi mi?" dedi Austin sahte bir aknlkla. "Austin kurtarma paketinin bir paras da akam yemeidir. Umarm reddetmezsiniz. Bugnden sonra ne kadar sreyle balina ya ve mors pirzolasyla karnm doyuracam bilmiyorum." "yleyse davetinizi kabul etmekten mutlu olurum. Saat yedi uygun mu?" "Gayet iyi. Alaska yolculuu iin gerekli hazrlklar yapacak zamanm kalacak." "Saat yedide grrz. Bildiiniz gibi Trout'larn evinde kalyorum. Ayrca Kore yemeklerini severim." NUMA binasnn giriindeki deniz yeili zeminden ykselen koskocaman krenin yannda vedalatlar. Yksek tavanl lobinin duvarlarndan sular akyor, egzotik deniz hayvanlarnn dolat akvaryumlar gze arpyordu. Austin drdnc kattaki odasna dnd ve Zavala'y arayp Sandecker ile yapt grmeyi anlatt. Trout'larn Georgetown semtindeki evine ulat zaman Francesca yemee kmaya hazrd. Austin birka dakika Paul ve Gamay ile - 245 sohbet ettikten sonra Alexandria'da gsterisiz bir binadaki en sevdii Kore lokantasna doru yola ktlar. Austin belogi denilen ve masada kzartlan ince biftek dilimlerinden yemelerini nerdi. Genellikle bunu ok severdi, ama bu akam Francesca'ya bakmakla ylesine meguld ki yemein tadn bile alamad. Gen kadnn zerindeki talanm kot elbisenin ak mavi rengi, esmer tenine ve gnein klarn iine hapsetmi gibi parlayan uzun salarna ok yakmt. Austin iin, uygar bir ortamda basit bir yemekten mthi keyif alan bu kltrl ve gzel kadn, vahi kzlderi-liler arasnda beyaz bir tanra gibi yaam biri olarak grebilmek ok zordu. Francesca ok rahat grnyordu, yemek ubuklarn beceriksizce kulland iin birlikte glyorlard ama Austin ilk karlatklar anda kapld izlenimden syrlamamt. Uygarlk cilasna karn yamur ormanlar kanna ilemi gibiydi. Hareketlerinin kedilere zg zarafetinde ve koyu renk gzlerinin dikkatli baklarnda bunu okuyordu. Bu zellikleri Austin'i adeta bylemiti ve Alaska'dan dnnce Francesca ile daha sk grmeye karar verdi. te bu nedenle erken saatte ayrlmak zor gelmiti ama yola kmadan nce yapaca ok i vard. Trout'larn evinin nnde ayrlrlarken, dnnde tekrar kendisiyle grmek isteyip istemediini sordu. "Teekr ederim, ok sevinirim," dedi gen kadn. "Bir sre daha VVashington'da kalmay planlyorum ve umarm birbirimizi daha yakndan tanma olana buluruz."

"Yaknda grmek zere," dedi Austin. "Randevunun yeri ve zaman daha sonra belli olacak." Francesca glmseyerek dudaklarna bir pck kondurdu. "Anlatk." - 246 29 Sandecker'in desteiyle Austin kolayca bir NUMA jeti ayarlad ve turkuvaz rengi, saatte be yz mil hz yapan Cessna Citation Ultra, Anchorage'a doru yola kmadan nce Salt Lake City'ye yakt almak iin indi. Btn gece sren yolculuktan sonra, yerli halkn Los Ancho-rage dedii Alaska'nn en byk kentinin dndaki Chugach Dalar'n aydnlatan gnn ilk klarn grdler. Birka dakika sonra son durak olan Nome kentine doru havalandlar. NUMA jeti Anchorage'dan kalknca, Zavala elinde dumanlar ttn iki fincan kahveyle geldi. Austin koltuklarn arasndaki masaya yayd haritay inceliyordu. Dikkatini zellikle Bering Boaz'nn tesindeki eski SSCB'ne doru uzanan, adeta sklm bir yumrua benzeyen kara parasna vermiti. Karsndaki koltua yerleen Zavala, kahvesini ierken pencereden aadaki usuz bucaksz topraklar seyrediyordu. Beyaz bulutlarn arasndan nehirlerin evreledii kara dalar ve sk ormanlar rahata grlyordu. "Buras ok byk bir yer," dedi tembel bir sesle. "Nome'dan sonra nereye gideceimiz hakknda fikrin var m?" Austin arkasna yaslanp, ellerini ensesinde kenetledi ve gzlerini bolua dikti. Geni az ac bir glle kvrld. "Az ok evet diyebilirim." Zavala ortann gizemli davranmaya almadn biliyordu. Austin srprizlerden holanmazd. Zaman olursa bir adm atmadan nce - 247 tm bilgileri gzden geirirdi. Zavala aasn iaret etti. "Seni artmayacandan eminim ama aada ok yer var gibi grnyor." "Son duyduuma gre yaklak alt yz mil kareymi. Yapmamz gereken iin gln biliyorum. NUMA'dan emekli oluncaya dek buray arayabilir ve hibir ey bulamayabiliriz." Derin bir dnceye dalarak kalarn att. "Bu nedenle bilmediklerimizden deil, bildiklerimizden geriye doru gitmeye karar verdim." Ne demek istediini Zavala hemen anlad. "Hedefin Sovyetler Bir-lii'nde olduunu biliyoruz." Parmayla Alaska'nn kuzeybat kysndan eski dnemlerde Asya ktasna karadan bal olup, imdi kesik parmaklar gibi uzanan blgeyi iaret etti. "Uan kanadn menzili ne kadard?" "Saatte yaklak be yz mil hzla yol ald zaman bin mil kadard. Byle bir grev iin yakt tanklarnn azna kadar doldurulmu olduunu varsayyorum." "Havada yakt alma olasl da vard." "Bunu da hesaba kattm ama dikkati ekmemek iin operasyonu olabildiince basit ve ksa tutmay yelediklerini dnyorum." Austin elindeki kalemle Barrovv'dan Yukon Deltas'na doru bir kavis izdi. Zavala alak sesle slk ald. "Hedeften bin mil kadar teden balayan bir yolculuktan sz ediyorsun. Aratrmamz gereken yerler fazlasyla geni bir alan kapsyor." "Hatta baz eyaletlerden bile daha byk. Yani bir tahminde bulundum. Bizim gizli iler eviren dostlarmz bu lgn plan olabildiince gizli tutmak istiyorlard. Yeni bir s ina etmek hem pahalya patlayacak, hem de zaman alacakt. Daha da nemlisi dikkatleri de ekecek olmasyd." Zavala parmaklarn aklatt. "Var olan bir ss kullandlar." Austin bayla onaylad. "kinci Dnya Sava'nda Japonlarn istila edecei korkusuyla Alaska'nn neredeyse her tarafnda uu pistleri ve silah depolar yaplmt. Haritann zerindeki krmz noktalar ikinci Dnya Sava'ndan kalma uu pistlerini gsteriyor." Zavala bir an dnd. "Ya kullandklar pist gizli ina edilmise?" - 248 "En azndan imdiye dek gizliydi," dedi Austin kalemiyle Nome kenti evresine geni bir daire izerek. "Bence aradmz burada bulacaz. Ama itiraf etmem gerekir ki, tm hesaplamalara karn, yine de kumar oynar gibiyiz."

Zavala haritay incelerken dudaklar her zamanki glyle kvrlyordu. "Doru yrede bulunduumuzdan nasl emin olabilirsin? Bu uak ok farkl bir yerden havalanm olabilir." "Bir hayalet bana biraz yardm etti," diyerek ceketinin cebinden kk bir defter kard. Kahverengi cildi anmt ama zerindeki 'ABD Hava Kuvvetleri' yazsyla altna mrekkeple yazlm isim rahata okunabiliyordu. Defteri Zavala'ya uzatt. "Uan kanad son kez havalandran pilotun yani Buzz Martin'in babasnn gnl." Zavala neeyle gld. "Sen aslnda sihirbaz olmalymsn. Bir apkadan bir tavan ancak bu kadar iyi karabilirdin." "Bu tavan benim kucama atlad. Sandecker, LeGrand ile grtkten sonra CIA biraz aratrd ve Martin'in zel eyalarn buldu. Herhalde kendilerini zan altnda brakacak kantlardan bir an nce kurtulmak istiyorlard ve her eyi dikkatle gzden geirmediler. Buzz bu defteri babasnn niformasnn cebinde bulmu. nemli notlar ierebileceini dnerek Washington'dan ayrlmadan nce bana verdi." Zavala kenarlar kvrlan sayfalar kartrd. "Takip edebileceimiz ayrntl bir harita gremiyorum." "Kolay olacan dnmemitin, deil mi?" Austin defteri alp iaretledii sayfay at. "Martin iyi bir askerdi, dk enelerin gemileri batrdn biliyordu. Gnln byk bir ksmnda karsn ve olunu ne kadar zlediini anlatyor ama araya da baz bilgiler ekliyor. Bak sana u paragraf okuyacam: "Sevgili karm Phyllis ve olum Buzz. Belki bir gn bu gnl okuyacaksnz. No-Name'e doru giderken bo vaktim ok olduundan bu gnl yazmaya baladm. Eer omzu kalabalklar not aldm bilselerdi beni kaynar suda halarlard. Bu grev neredeyse Manhattan Projesi'nden bile daha gizli. Casuslarn bana sk sk hatrlattklar gibi ben yalnzca emirleri yerine getiren, soru sormayan aptal bir pilotum. Bazen kendimi bir esir gibi hissediyorum. - 249 tabancasyla Zavala'nn dakikada yzlerce mermi atabilen Ingram makineli tabancas vard. Issz kuzey lkesinde bylesine ldrc bir silah ne yapacan sorduunda Zavala boz aylar hakknda bir eyler mrldanmt. Zavala kontrollerin bana geti ve Maule sahili izleyerek kuzeydouya doru yol almaya balad. Saatte yz yetmi be mil hzla alaktan uuyorlard. Geri hava bulutluydu ama Nome'un nl yamuru yoktu. Austin aradklarna benzeyen bir yeri iaret edince Zavala birka kez zerinde dnyor ve sonra grdkleri yerleri haritada karalyorlard. Uak kayalk sahilde kilometreleri yuttuka, ava kmann verdii heyecan yava yava eridi. Issz topraklarda yalnzca incecik akan dereler ve eriyen karlarn oluturduu s gller grlyordu. Austin'in vakit geirmek iin okuduu Robert Service'in iirlerini, Zavala da spanyolcaya eviriyordu. Ama 'Dan McGrevv'un Vuruluu' adl iir bile yaptklar iin tekdzeliini hafifletmeye yetmedi. Zavala'nn her zamanki gler yz donuklamaya balad. "imdiye dek papaan gagalar, gvercin gagalar ve hatta bir kaplumbaa gagas bile grdk ama kartala hi rastlamadk," diye homardand. Austin haritada karalad blmlere bakt. Sahilin dolalmas gereken uzun bir kesimi vard. "Dolamamz gereken daha ok yer var. Ben devam etmeye taraftarm. Sen ne dersin?" "Ben iyiyim ama ksa bir sre sonra uan yakta gereksinimi olacak." "Biraz nce balk kampna benzer bir yerden getik. Bizim ihtiyar Betsy'yi doldururken, orada yemek molas vermeye ne dersin?" Zavala uaa geni bir daire izdirerek yant verdi. Biraz nce zerinden getikleri nehre ulatlar ve on dakika kadar gidince kontrplaktan yaplma kulbeleri grdler. Nehrin zerinde iki deniz ua vard. Zavala suyun durgun bir noktasn hedefleyip neredeyse kusursuz bir ini yaparak ua eski iskeleye yanatrd. Yuvarlak yz dolunay anmsatan gen bir adam onlar grp balamalar iin halat att. "Tinook Ky'ne ho geldiniz. Nfusu yz altm yedi kiidir ve ou akrabadr," dedi gen adam yeni yam karn zerinde yansyan gne kadar parlak bir glle. "Benim adm Mike Tinook."

Tinook her yerden uzak kyne gkten birka yabancnn inmesine aarm gibi grnmyordu. lke ok byk olduundan Alaska halk kahvalt etmek iin yzlerce kilometre uzaa gitmeye alknd. Belki de Anchorage kenti dnda insanlarla temas kurma olana iyice azaldndan herkes bunca yolu gze alyordu. Ayrca burada yaayanlar yeni biriyle tantktan be dakika sonra kuzeye nasl gelip yerletiklerinin yksn anlatmaya balarlard. Mike da bu kyde bydn, Anchorage'da uak teknisyeni olarak altktan sonra eve dndn anlatt. Austin de Ulusal Sualt ve Denizcilik Kurumu'nda altklarn syledi. "Sizin kamu grevlisi olduunuzu tahmin etmitim," dedi Tinook bilgi bir edayla. "Avc ya da petrolc olamayacak kadar temiz giyimliydiniz ve turist olamayacak kadar da zgvenli grnyordunuz. Birka yl nce de bir NUMA ekibi gelmiti. Chukchi Denizi'nde alma yaptlar. Gece yars Gneinin lkesi'ne sizi getiren nedir?" "Bir cins jeolojik aratrma yapyoruz ama itiraf etmem gerekir ki, pek baarl olamadk," dedi Austin. "Suya doru uzanan bir kara parasn aryoruz. Bir kartal gagasn andryormu." Tinook ban sallad. "u grdnz benim uam. Bala kmadm ya da ren geyii srsyle ilgilenmediim zaman, ben de epey uarm ama bu tanm bana hibir ey ifade etmedi. Hadi dkkna gelin. Haritaya bakarz." Kontrplak binann gcrdayan merdivenini trmandlar. Alaska'ya zg manav, eczane, nalbur, hediyelik eya ve yabanl yaam donanm satan bir yerdi. Mteriler bcek ilacndan, konserve gdalara, kar motosikleti paralarndan videolara kadar her eyi bulabilirdi. Tinook blgenin duvara tutturulmu haritasna bakt. "Yok. Kartal gagasna benzeyen bir yer yok." Kafasn kayarak devam etti. "Belki de Clarence ile konumanz iyi olur." "Clarence kim?" "Bykbabam. Eskiden ok dolard ve konuklardan ok holanr." Austin'in baklar dalgnlat. Tekrar havalanmak iin sabrszlanyordu. Tinook'u incitmeden kurtulmak iin bir yol ararken, tezghn ar- 253 kasndaki duvarda asl duran bir tfek dikkatini ekti. Yakndan bakmak iin yaklat. kinci Dnya Sava'nda Amerikal piyadelerin kulland M1 karabina tfeiydi bu. Daha nce de benzerlerini grmt ama bu tfek yepyeni gibi duruyordu. "Bu tfek sizin mi?" diye sordu Tinook'a. "Bykbabam verdi ama avlanmak iin kendi tfeimi kullanyorum. Uzun bir yks var. Clarence ile konumak istemediinizden emin misiniz? Belki deecek bir eyler anlatr." Zavala arkadann ilgilendiini fark etti. "Bir sre daha dinlenmek isterim dorusu. En azndan eve dnerken havann kararmas diye bir endiemiz yok." Gn yirmi iki saatten fazla srdnden, gne teknik olarak battktan sonra bile gece ancak ksack bir gnbatm sresi oluyordu. Mike onlar baka kulbelerin sraland, ablak yzl ocuklarn oynad, husky cinsi kpeklerin uyuklad, gnete kurutulan krmz somon bal dilimlerinin asld amurlu sokaklardan geirdi ve benzerlerinden daha kk bir kulbenin kapsn tklatt. eriden bir ses girmelerini syledi. Odun atei ve kamp ocanda pien yemein kokusuyla dolmu tek odal eve girdiler. Bir kesinde ranza ve stnde krmz-beyaz kareli muambann serili olduu bir masa vard. Buzullar kadar yal gibi grnen bir adam masann nnde oturmu on be santim boyunda ahap bir kutup aysn boyuyordu. Daha nceden boyanm kurtlar ve kartallar da bir kenara sralanmt. "Dede, bu adamlar sizin tfeinizin yksn dinlemek istiyor." Koyu renk, ekik gzlerden zek fkryordu ve binlerce krkln kaplad yz aydnlanverdi. Clarence koyu renk ereveli gzlk takyordu ve gr gm rengi salar yandan ayrlmt. Dudaklar neredeyse tm enesini kaplayan bir glle geniledi. Seksen yalarnda gibi grnmesine karn ellerini skarken, bir deniz aslanyla boutuu takdirde yere ykacak kadar gl olduu belliydi.

Yine de bu gl bedenden kan ses, rzgrla uuan kar tanecikleri kadar yumuakt. "Ben dkkna dnmek zorundaym. Siz gelene kadar uaa yakt doldururum," dedi torun Tinook. - 254 "Bunlar Anchorage'daki hediyelik eya dkknlar iin yapyorum," dedi yal adam boyalarn ve kutup aysn bir kenara iterek. "Geldiinize ok sevindim. Tam yemek zaman." Konuklarnn itirazlarna aldr etmeden, krk dkk iskemleleri iaret etti ve st aac desenli, kenarlar atlak kaselere tenceredeki yemei doldurdu. Alnn kt olmadn kantlamak istercesine kan daldrd. "Nasl buldunuz?" Austin ile Zavala kararszca tadna baktlar ve beendiklerini sylediler. Yal adam zevkle glmsedi. "Ren geyii eti mi?" Adam p kovasna eilip Dinty Moore marka hazr gve konservesi kutusunu kard. "Mike iyi bir ocuktur," dedi Clarence. "Yemek piirmekle uramamam iin karsyla birlikte bana byle eyler alp getirir. Karm ldkten sonra yalnz kaldm iin endieleniyorlar. Konuklardan holanrm ama sizleri de skmak istemem dorusu." Austin odaya bir gz att. Duvarlar ilkel zpknlar ve Eskimo yresel sanatnn rnleriyle sslenmiti. Korkun grnl bir mors maskesinin yanna Norman Rockwell imzal, dii koltuunda oturan kk ocuk tablosu aslyd. Aile fotoraflarnn ounda ihtiyarn kars olduunu sand tknaz, gzel bir kadn vard. Bu dekora uymayan tek ey, bir keye yerletirilmi olan bilgisayard. Dede Tinook, Austin'in baklarn fark etti. "Elenceli bir alet. Uydu antenimiz var ve ocuklar dnyay buradan reniyor. Makinenin bana oturup herkesle konuabildiim iin hi yalnz kalmyorum." Austin, Clarence'n srekli szlanan enesi dk biri olmadna karar verdi. Onunla konumamak iin bahane uydurmaya kalkt iin zlyordu. "Eer sakncas yoksa, yknz dinlemek isteriz." Dede Tinook tabandaki gveci bitirdi ve kaseleri lavabonun iine yerletirip tekrar yerine oturdu. Anlatacaklarn anmsamas zormu gibi gzlerini kst ama konumaya balaynca, birok kez tekrarlad belli oldu. "Yllar nce bir gn ava kmtm. Bol miktarda somon ve alaba-ik vard. Tuzak kurulacak tilkiler dolard. Ren geyii srleri gezerdi. - 255 Her zaman avdan eli dolu dnerdim. Kk sandalmn motoru ok iyiydi. Beni her yere tard. Av uzun srerse bazen eve dnmek iin ge olurdu ve eski uu pistinin orada birka gece kalrdm.'*' Austin arkadana bakt. Alaska ad bilinmeyen yzlerce uu pis-tiyle doluydu. "Bu uu pisti neredeydi?" "Kuzeye doru. Byk Sava'tan kalmayd. O zamanlar Rusya'ya uak gnderirlerken ara durak olarak kullanrlard. Zeplinler le denizal-tlar ararlard. Fazla bir ey kalmamt. Ama iinde ate yakp snabileceim ve eve dn zaman gelene dek avladklarm saklayabileceim bir kulbe vard." "Ne zamand bu?" "Herhalde elli yl nceydi. Hafzam artk eskisi gibi deil. Ama bana artk oraya gitmemem gerektiini sylediklerini hatrlyorum." "Kim syledi?" "Aylarca orada kimseyi grmedim. Sonra bir gn tam bir alabalk kzartrken, bir uak geldi ve iki adam indi. Sert bakl iki beyaz adamd. Rozetlerini gsterip hkmetin adamlar olduklarn syleyip orada ne yaptm sordular. Onlara balk ikram edince, biraz daha iyi davranmaya baladlar. Hava ssnde gizli bir i yaplacan ve oraya bir daha ayak basmamam sylediler. Ama getireceim taze balk ve av etlerini satn alacaklard. Bir tanesi av hayvanlarn daha kolay vurabilmem iin grdnz tfei verdi bana. Onlara bir sre balk ve et gtrdm ama uu pistine kadar gitmedim. Hep beni yar yolda karladlar." "Hi uak grdnz m?"

"Elbette, bir sr uak geldi gitti. Bir gn avlanrken yzlerce nehrin grltsn andran bir ses duydum. Uak bu ky kadar bykt ve ekli ok farklyd." "Neye benziyordu?" Yal adam duvara yaklap bir zpkn indirdi. Parmayla keskin metal ucuna dokundu. "Buna benziyordu." Austin'in baklar yznden hi ayrlmad. "Bu adamlara ne kadar zaman et gtrdnz?" - 256 "Herhalde alt ay kadar. Bir gn gelip artk et istemediklerini sylediler. Uu pistinden uzak durmam tembih ettiler. Bir mayna basmam istemiyorlard. Tfein bende kalabileceini de sylediler. Sonra aceleyle ekip gittiler." "Kartal gagasn andran bir yerde bulunan eski bir uu pistini aryoruz ama bulamyoruz," dedi Zavala. "Ah tabii, buras eskiden yleydi. Buz ve rzgr karann eklini deitirdi. Yazn nehirlerin suyu adeta sel gibi topraa yaylyor. Artk eskisi gibi grnmyor. Haritanz var m?" Kurt cebinden haritay karp at. Dede Tinook, parmayla kurunkalemle karalanm bir noktay iaret etti. "Tam buras." "Herhalde zerinden getik ve gremedik," dedi Zavala. "u adamlar size adlarn sylediler mi?" diye sordu Austin. "Elbette. Adlarnn Hewy ile Dewy olduunu sylediler. Zavala gld. "Sanrm Lewy ok meguld." htiyar adam omzunu silkti. "Anchorage'da ticaret gemilerinde alrken Donald Duck ykleri okumutum, onlar herhalde beni her gn balina ya yiyen birine benzettiler. Ben de fikirlerini deitirmeye almadm." "almamanz iyi olmu." "Dediim gibi geri iyi dost olmutuk ama ok acmasz insanlard. Savatan sonra eski piste tekrar gittim. Maynlardan beni korkutmak iin sz ettiklerini dndm. Oras sanki bir eyi zehirlemiler ve rmesi iin brakmlar gibi kokuyordu." Bir an susup dnd. "Belki siz bana aklarsnz. Hep merak ettiim bir nokta var. Bu byk sr neydi? Japonlarla savamyorduk. Sava sona ermiti." "Baz insanlar savamadan yaayamaz," diye yantlad Austin. "Bir sava bitince baka birini bulurlar." "Bana delilik gibi geliyor ama ne diyebilirim ki? Neyse bunlar yllar nceydi. imdi siz niin oraya gitmek istiyorsunuz?" Austin yaamnda ilk kez ne diyeceini bilemedi. Gogstad'n ele 9eirip dnya apnda bir kargaa yaratmasndan nce, anasazyum adl garip maddeyi bulmalarnn ne kadar nemli olduunu anlatabilir- 257 Mavi Altn / F: 17 I

s *
o o

" k li T . VP s di. Ama buraya geliinin temel nedeninin daha farkl olduunu hissediyordu. Buzz Martin'in babasnn yks adeta benliine kazlm ve doru yanl konusundaki duygularn altst etmiti.

"Bir zamanlar babasnn cenazesine gitmi bir ocuk vard ama babas henz lmemiti," diyebildi ancak. Austin ok aka anlalan bir yant vermi gibi ihtiyar adam ciddiyetle ban sallad. Bu arada Austin'in beyni kendilerini bekleyen greve taklmt. "yknz bizimle paylatnz iin ok teekkr ederiz," diyerek ayaa kalkt. "Yemek iin de teekkrler." "Bekleyin," dedi Clarence. Tahtadan oyduu biblolara bakp iki tanesini onlara uzatt. "Bunlar aln. Ay gc, kurt ise kurnazl simgeler." Austin ile Zavala yal adama cmert armaan iin teekkr ettiler. "Oraya nasl gidileceini size syledikten sonra, ans getirecek bir eyler verince kendimi daha iyi hissettim. Eski uu pistine gidince ansa ihtiya duyacanz hissediyorum." - 258 30 Durgun suyun aynay andran yzeyinde insan kr edercesine yansyan gne, ilk geilerinde Kartal Gagas'n grmelerini engellemiti. Armut biimi koya doru uzanan suyun altnda kalm kara parasnn yalnzca hilal eklindeki kayalklar grnyordu. Zavala uan asn deitirince, suyun altnda General MacArthur'un burnuna benzeyen bir kara uzants belirdi. Austin baparman kaldrp Tamam bulduk iaretini verdi ve yere inmelerini yine parmak iaretiyle bildirdi. Zavala ua aaya indirdi ve karann zerinde yaklak iki yz fitte umaya balad. Denize uzanan kara paras bir milden biraz daha uzundu, eni ise ancak boyunun yars kadard. S sularn oluturduu bataklk rzgrn ve buzlanmann etkisiyle uzantnn eski eklini iyice bozmutu. "Bakalm u buzultalara ne kadar yaklaabileceksin," dedi Austin, yarmadann anakarayla birletii noktadaki alak buzul tepeciklerini iaret ederek. Zavala NUMA logolu kepinin kenarna selam akarcasna dokundu. "Dert deil. Bu bebek bir topluinenin bana bile inebilir. Kusursuz bir ini iin hazr ol." Austin ortann uu konusundaki yeteneine gveniyordu. Za-vala imdiye dek her trl hava tatyla yzlerce saat umutu. Ama ara sra izgi roman kahraman kpek Snoopy'nin kulbesini, Birinci - 259 ' L % i i N II Dnya Sava'nda kullanlan Sopwith Camel uaklarndan biri sand dleri anmsamyor deildi. Zavala inecei yeri bir kez daha gzden geirip, uan hzn drrken Austin bu dnceyi beyninden uzaklatrd. Uak tam yere konacakken, ayaklarnn altndan bir grlt duyuldu ve yrtlan bir metal sesi kulaklarna alnd. Uak lunaparktaki aralardan biriymi gibi salland. ki arkada gerilen emniyet kemerleriyle oyuncak bebek gibi koltuklarnn arkalna doru itildiler. Olduu yerde dnen uak arpk bir ayla durdu. Zavala'nn soluu kesilmiti, ama moturu susturmay baard. Pervane durmadan nceki son turunu atarken Austin hl kafasnn omuzlarna bal olup olmadn kontrol etti. "Eer bu kusursuz bir ini ise, sert ini nasl olur merak ediyorum. Topluine bana ne oldu?" Zavala kepini ve ayna caml gzlklerini dzeltti. "zgnm," dedi allmam bir alakgnlllkle. "Galiba topluineleri imdi biraz daha byk yapyorlar." Austin ban sallayp uan grd hasar kontrol etmeyi nerdi. Suya inmeyi salayan dubalara ayak basnca yerel karlama komitesiyle burun buruna geldiler. Akbaba byklndeki insan kanna susam Alaska sivrisinekleri hemen kokpite snmalarn gerektirdi. Tm bedenlerine sinek kovucu ila srp tekrar dar ktlar. Yaklak elli santimlik suya girip, sa taraftaki yrtlm metal paraya baktlar. "Ua kiraladmz irkete bir aklama yapmak zorunda kalacaz, ama tekrar havalanacandan emin olabilirsin," dedi Zavala. ndikleri yeri dolamaya balad ve birka dakika sonra seslendi. "Hey, una bakar msn?"

Austin yaklap suyun iindeki metal diree bakt. Tepesi kopmu direin iinden bakr elektrik telleri sarkyordu. "Tebrikler," dedi Austin. "Galiba pist klarnn yerini buldun." "Zavala'nn hedefi bulma igdleri asla yanlmaz," dedi Joe sanki pist na bilinli olarak arpm gibi. Biraz daha araynca, tepesindeki lamba salam duran baka bir k daha buldu. Austin evresine baknp nerede bulunduunu saptamaya alt-Gizli bir uu pisti iin bu ssz blgenin niin seildii aka belliydi260 Arazi neredeyse bir uak gemisi kadar dz olduundan tesviyeye gerek olmamt. Uzaktaki tepelerde, gnein altnda danteli andran dereler, pisti gizleyen gle doluyordu. antalarn srtlayp eyrek mil kadar uzaktaki tepeye doru yrmeye baladlar. Geri izmeleri ayaklarnn kuru kalmasn salyordu, ama dalgalar su geirmeyen Gore-Tex pantolonlarna kadar ykseliyordu. Hava scaklnn on iki derece olduuna memnundular. Su gitgide slat, yumuak amura dnt ve erimeyen karlarla topraa ayak basp gelinciklerin, dnieklerinin ve idemlerin arasnda yrmeye baladlar. Grdkleri pist klar dz bir izgi biiminde tepeye doru uzanyordu. Bir noktada durup batakln zerinde koyu bir duman bulutu gibi uan deniz rdei srsn izlediler. Allmam sessizlikte kendilerini adeta baka bir gezegende dolar gibi hissediyorlard. Topraktan dik bir ayla ykselen geni bir tepeye rastladlar. Ovalimsi tepenin st bir talyan ekmei gibi yuvarlakt. Tepeyi kaplayan otlarn arasndan yosun balam kayalar grlyordu. Dier tepelerden birka yz metre uzakta tek bana duran bu ykselti Austin'e garip geldi ve bu gzlemini Zavala'ya aktard. "Bu ykselti dnda arazinin ne kadar dz olduunu gryor musun?" ' "Eer bir jeolog olsaydm, bundan bir anlam karabilirdim." "Ben u pist klarn dnyordum. Tepenin bu yzeyine doru sralanmlar." Otlarn arasndan grlen bir kaya yzeyine dikkatle bakt ve elini srd. svire ordu aksnn geni ban kayaya srtnce incecik bir katman syrld. Elindeki maddeye dikkatle bakt ve srtarak Zavala'ya uzatt. "Boya," dedi Zavala hayretle. Austin'in bann ortaya kard Parlak yzeye dokundu. "Sac levha ve cvatalar var. Bu nesneyi gizlemek iin birileri epey uram olmal." Austin birka adm gerileyip tepenin stne bakt. "Clarence Tino-ok'un eski bir balon ssnden sz ettiini anmsyorum. Belki de bunun altnda bir hangar vardr." - 261 "Anlaml gibi geliyor ve var olan bir uu pistinin kullanld konusundaki kuramlarmza uyuyor. Bundan sonraki soru, ieri nasl gireceimiz hakknda." "stersen 'al susam al' de ve en iyisini umut et." Zavala geriye ekilip Ali Baba ve Krk Haramiler adl masaln nl szlerini tekrarlad. Hibir tepki grmeyince aynsn spanyolca olarak syledi. "Bildiin baka sihirli szckler var m?" diye sordu. "Tm repertuvarm bu kadar," diyerek omzunu silkti Austin. Hangarn arkasna geince buz tabakasnn iinde, eski metal barakalarn temellerini grdler. plk olarak kullanlan bir yerde paslanm teneke kutular ve krk ieler gze arpyordu ama ieri nasl girileceini gsteren bir iaret yoktu. Zavala kelimenin tam anlamyla giri yerine dt. Arkadandan birka adm nde yryen Austin bir haykr duydu. Geriye baknca Joe'nun sanki toprak onu yutmu gibi ortadan kaybolduunu fark etti. Bu olasl teyit edercesine, yerin altndan Zavala'nn anadilinde ettii kfrler kulana geldi. Dikkatle geri dnnce ortan otlarn gizledii bir delikten aaya dm olduunu grd. Austin bu ukuru grmeden yanndan geip gitmiti. "yi misin?" diye seslendi. Joe homurdanarak, "Evet, bu delii rten otlar beni biraz korudu. Hadi aaya gel. Birka basamak var," dedi. Austin iki buuk metre derinliindeki ukura indi. Joe biraz aralanm ar elik kapnn nnde duruyordu.

"Sakn syleme," dedi Austin. "Zavala'nn hi amayan yn bulma igds." "Baka ne olabilir ki?" Austin cebinden kk ama gl bir halojen fener kard. Omzuyla itekleyince kap sonunda ald. Ardnda Zavala'yla birlikte ieri girdi. Byk bir mozolenin havalandrma sisteminin tam karsnda duruyorlarm gibi souk ve pis kokulu hava suratlarna arpt. Fenerin nda beton duvarlar ve tavan, ierisini erimeyen buzullara kar pek iyi korumayan ve sanki souu biraz daha arttran bir koridor grdler. Yakalarn enselerine kaldrp yrmeye baladlar. - 262 Yeraltndaki barakann ana koridoruna birka kap alyordu, paslanm karyolalar ve rm ilteler odalardan birinin yatmak iin kullanldna iaret ediyordu. Daha ileride bir mutfakla kiler vard. Sonuncu kap ise haberleme odasna alyordu. "Aceleyle gitmiler," dedi Zavala. Parampara olmu telsizler ve dier gereler sanki bir balyoz saldrsna uram gibiydi. Koridorda yrrken zeminde geni bir delik grdler. zerindeki madeni zgara paslanmt. Austin aaya doru tuttu. "Belki de havalandrma ya da stma sistemiydi." "Clarence Tinook'un maynlar hakknda sylediklerini dnyordum," dedi Zavala. "Bunun avclar ve balklar rktmek iin uydurulmu bir yk olduunu umut edelim," dedi Austin. Koridorun sonundaki birka basamak yine elik bir kapda son buluyordu. Hangarn altnda bulunduklarn tahmin ettiler. Bubi tuzaklar hakknda sylediklerine kendisi de pek fazla inanmayan Austin, derin bir soluk alp kapy at. Hava bir anda deiivermiti. Beton yapya oranla souk biraz azalm gibiydi ve kf kokuyordu. Benzin, ya ve snm metal kokular havann arln rtyordu. Kapnn sa tarafndaki alterin zerinde "Jeneratr" yazlyd. Austin bayla iaret edince, Joe alteri indirdi. nce hibir ey olmad, sonra karanln iinde bir t sesi duyuldu ve bir motor isteksizce ksrrek almaya balad. Tavandaki klar canlannca byk yapay maarann ii aydnland. Zavala konuamayacak kadar armt. Sahnenin tam ortasnda bir skandinav efsanesinden frlama benzeyen siyah kanatl bir intikam melei duruyordu. Enli bir palay andran uaa yaklap gvdenin arkasndaki dikey kanada elini srd. "Harika," diye fsldad ok gzel bir kadndan sz edercesine. "Bu nesnelerin resmini grm, hakknda yazlanlar okumutum ama bu kadar gzel olacan hayal bile edememitim." Austin yanna gelip geni alminyum cisme bakt. "Biz ya bir Ya-rasa ni'ne girdik ya da hayalet uan kanad bulduk." - 263 Zavala gvdenin altna girdi. "Bu uaklar hakknda epey ey okudum. Pervaneden jet motoruna geince dengeyi salamak iin bu kanatklar sonradan eklenmi. Kanat akl yaklak elli yedi metre." "Bir futbol sahasnn yars demek bu," dedi Austin. Zavala ban sallayarak onaylad. "nden arkaya uzunluu yalnzca on yedi metre olduu halde o dnemde ina edilen en byk uakt. u jet motorlarna bak. lk nce sekiz motoru da gvdeye yerletirmilerdi. ki tanesini kanatlarn altna alp yakt tanklarn byttler. Senin menzili uzatmak iin deiiklik yapld konusundaki szlerini teyit ediyor." Uan burnuna doru yrdler. Bu adan baknca aerodinamik izgileri daha da etkileyiciydi. Geri arl iki yz tondan fazlayd ama l ini takmlar zerinde rahata dengede durabiliyordu. "Jack Nornthrop bu hanmefendiyi tasarlarken inanlmaz bir eyler dnm," diye yantlad Austin. "Haklsn. u incecik siluete bir bak. Radarda yansma yaratacak bir yzeyi bile yok. stelik casus uaklar gibi siyaha boyamlar. Gel iine girelim," dedi Zavala hevesle. Uan karnndaki merdiveni ve ksa bir rampay trmandlar. Tpk grnm gibi kokpit de allmn dndayd. Zavala dner pilot koltuuna oturup pleksiglas kubbenin iinde bir metre kadar ykseltmek iin kenarndaki el pompasn

kulland. Kanadn tam ortasnn biraz solunda kalan motor kapann arasndan bakt. Kumanda aletleri kaptan pilotla biraz daha aada oturan yardmc pilot koltuklarnn arasna yerletirilmiti. Motorun hzn ayarlayan dmeler Donanma'nn Catalina tipi uan teknelerinde olduu gibi tavandan sarkyordu. "Gr alan harika," dedi Zavala. "Adeta bir sava uanda oturur gibisin." Sa taraftaki yardmc pilot koltuunda oturan Austin camdan darya bakt ve Zavala kontrol aletlerini incelerken uan geri kalann dolamaya karar verdi. Yardmc pilotun metre kadar gerisindeki uu mhendisinin koltuu arkaya bakyordu ve nndeki konsola yerletirilmi gstergelerin says olduka etkileyiciydi. Dary grmesi olanakszd. Austin bu yerleim biiminin biraz kt olduunu d- 264 pnd, ama uzun uular iin hazrlanm ranzalar, tuvaleti ve mutfa grnce hayran kald. Bombacnn koltuuna oturup dar bakarken ssz Sibirya zerinde utuunu hayal etti. Sonra srnerek bomba yuvalarna girdi. Kokpite dndnde Zavala hl elleri aletlerin zerinde oturuyordu. "Arkada bir eyler buldun mu?" : "nemli olan bulmadklarm," dedi Austin. "Bomba yuvalar bo." "Bomba kutular yok mu?" "Su balonu bile yok," diyerek glmsedi. "u ihtiyar kza k olduk galiba." Zavala srtt. "lk grte ak denebilir. Yal kadnlar hep bana ekici gelmitir. Sana bir ey gstereyim. Bu bebekte hl hayat var." Parmaklar alet konsolunda dolat. nlerindeki gstergelerin klar yand. "Yakt tanklar dolu ve havalanmaya hazr," dedi Austin byk bir aknlkla. Zavala bayla onaylad. "Herhalde jeneratre bal. Bunun havalanmamas iin hibir neden yok. Buras souk ve kuru, ayrca bu kamp terk edinceye dek ona ok iyi bakmlar." | "Kamptan sz edince, gel biraz dolaalm." Zavala isteksizce kokpitten kt. Uaktan inip hangar gezdiler. Bu uaa en iyi biimde hizmet verilmek zere hazrland belliydi. Hemen yaknnda hidrolik kaldralar, krikolar, deney malzemeleri, yakt ve ya pompalar sralanmt. Joe duvara aslm aletlere hayranlkla bakt. Neredeyse bir cerrahn aletleri kadar temiz ve zenle yerletirilmilerdi. Austin bir deponun kapsn ap baknd ve Zavala'ya seslendi. Yerden tavana kadar Baja aklarnda yzerken bulduklar silindire benzeyen, stleri prl prl parlayan silindirler sralanmt. Austin dikkatle bir tanesini alp tartt, "Benim brodaki bo silindire oranla ok daha ar." "Anasazyum mu var?" "Austin'in hi amayan hedefe var igds," diyerek glmsedi. "Aslnda bunu bulmak iin bunca yolu geldiimizi itiraf etmek zorundasn." - 265 "Herhalde. Ama Martin'in u uaa niin k olduunu da anlayabiliyorum." "Umarm onunki gibi lmcl ekiciliini bize gstermez. Bundan sonra ne yapacamza karar vermeliyiz." Zavala depodaki silindirlere bakt. "Bunlar tamak iin Maule'den daha byk bir uak gerekir." "Uzun bir gn oldu. Hadi Nome'a geri dnelim. Destek kuvvet arrz. Geldiimiz yoldan geri dnmeye pek merakl deilim. Bakalm baka bir kap daha var m." Tekrar uan kanadn nne geldiler. Uan burnu uu pistine bakacak biimde hangarn geni duvarna doru evrilmiti. Darya almas gereken kapyla oynadlar ama bitkilerle kaplanm olduundan kprdamad. Duvarn byk bir blm tpk bir garaj kaps gibi aa yukar alp kapanyordu. Austin zerinde "Kap" yazan bir alter grnce jeneratr konusundaki anslarn anmsayp indirdi. Motor uultusu hangar doldurdu ve metalin metale srtmesinin yaratt gcrtlar duyuldu. Dardaki bitkiler almasn engelliyordu ama sonunda ar kap bunlardan kurtuldu ve tmyle ald. Saat gece yarsna yaklayordu, gne batmak zereydi ve tundra blgesine gri bir k yaylmt. Dar kp evrelerine baktlar. Buzz Martin'in babasnn, gizlendii delik diye adlandrd hangarda duran uaa son kez bakarlarken garip bir sesle irkildiler. Byk bir helikopter yrtc bir hayvan gibi gkten aaya szlyordu.

Helikopter suyun kenarndaki deniz uann zerinden geti, geri geldi ve biraz ileride durup olduu yerde yz altm derece dnd. n tarafndan bir k parlad ve deniz ua gzleri kr eden sar, krmz alevler arasnda patlad. Birka saniye nce bir uan bulunduu yerden artk kapkara bir duman bulutu ykseliyordu ve alevler yzlerce metre tesini aydnlatyordu. "Sanrm bu uak iin dediimiz depozitoyu geri alamayacaz," dedi Zavala. Kk uan iini bitiren helikopter burnunu hangara doru evirdi. Helikopterin geliini donup kaldklar yerden izleyen Austin ile Zavala bir anda ne kadar zavall bir durumda kaldklarn fark ettiler. - 266 Helikopter yaklarken hangarn ak kapsna doru atldlar. ki tarafndaki silahlardan alevler pskrrken, komaya alan iki arkadaa gitgide yaklaan mermiler yerdeki amuru ve suyu havalandryordu. Kendilerini ieri attlar ve Austin kapnn alterini kaldrd. Motorlarn uultusu tekrar duyuldu ve ar ar kap kapanmaya balad. Helikopter birka metre teye inmiti. Koyu yeil niformal adamlar ellerinde otomatik silahlarla yere atlayp hangara yaklatlar. Zavala makineli tabancasn deniz uanda brakmt. Austin bir anda Bowen tabancasn eline ald ve saldrganlara bir eyler anlatmak amacyla birka el ate etti. Sonra kap byk bir grltyle kapand ve silah sesleri duyulmaz oldu. "Arka kapy da kapatalm," diye yerinden frlad Austin. Koridoru koarak geip ieri girdikleri kapya ulatlar ama pasl srg almyordu. Saldrganlarn cesur olduu kadar aptal olduklarn da dnerek yatakhaneden kardklar iltelerle yerdeki havalandrma mazgaln rttler. Geri dnp hangarn kapsn skca kapattlar. Etraf sessizdi ama emniyette olmadklarn biliyorlard. Saldrganlarn uan kanada zarar vermek istemedikleri belliydi yoksa birka patlaycyla hangarn metal duvarlarn bir sardalya konservesi gibi amalar ok kolay olurdu. "Kim bunlar?" dedi Zavala soluklarn dzene sokmaya alrken. Sanki direncini hesaplyormu gibi hangarn metal duvarlarna indirilen darbelerin grlts duyuldu. Austin'in mercan yeili gzleri hangar boydan boya tarad. "Yanlmyorsam, biraz sonra reneceiz." - 267 31 Metal duvarl hangarn sanki kocaman bir anm gibi her santimetre karesinde yanklanan, kulak zarlarn adeta yrtan bir patlama sesi saldrganlarn kuatmay tamamladnn habercisiydi. Hangarn n yznde alan delikten scak metal ve yanan bitki paralar ieri dkld. Gkyz grnmeye balad, ama onlarca yldr hangar saran toprak ve bitki rts patlamann etkisini hafifletmiti. Austin alan delie bakt. "Uaa zarar vermemek iin yukarya nian alyorlar. Herhalde bizi korkutmaya alyorlar." "lerini ok iyi yapyorlar," dedi Zavala. "ok korktum." Aslnda Zavala'nn hi de korkmu bir hali yoktu. Eer kolayca panie kaplan bir insan olsayd zel Grev Ekibi'nden ok nceden istifa etmesi gerekirdi. Sakin gzlerle hangar aratrrken, kendilerine biraz olsun stnlk salayacak bir eyler bulmaya alyordu. Patlamann son yanklar azalrken, hangarn arka tarafndaki elik kapya inen darbelerin grlts geldi. "Hazrladmz tuzaa dmediler," dedi Austin. Doruca uaa koup tayabildikleri alet kutularn, koltuklar, dolaplar kapnn nne ydlar. Kurduklar barikat saldrganlar ancak birka dakika durdurabilecekti. Atein younlat n kap konusunda daha kayglydlar. Uan gvdesinin altna snrken Zavala jet motorlarna bakt. Arka taraftaki egzoz borularnn az bir kale duvarna sralanm toplar andryordu. Austin'in kolunu tuttu. - 268 "Bak Kurt, motorlar doruca arka duvara bakyor. Eer altrabi-lirsek, arka kapdan gelecek olanlar iin scak bir karlama treni dzenleyebiliriz."

Austin arka kapdaki balyoz seslerini duymuyormu gibi sakin admlarla uan altnda dolat. n tarafna geip, ellerini beline dayayp uan kanadn iyice incelip izgi halini alan burnuna ve kokpite bakt. "Hangardan kmay baarsak bile, gidebileceimiz bir yer yok. Belki daha iyi bir fikrim olabilir." Austin ile bunca zamandr birlikte alan Zavala arkadann beyninin alagelmiin dndaki alma biimini yadrgamyordu. Ne demek istediini bir anda kavrad. "Dalga geiyorsun." Austin'in baklar ok ciddiydi. "Sistemlerin altn sen syledin. Eer motorlar altrabilir-sek birka kt adam, toz toprak iinde brakp gitmek yerine niin stmak iin yakt harcayalm?" derken Zavala'nn gzlerindeki prlty fark etti. "Bu nesneyi uurmak iin can atyorsun." "Bir dizi sorun var. Motorlar almayabilir, yakt bozulmu olabilir," dedi Zavala birka istenmeyen olasl daha sralad, ama dudaklarnn yukarya doru kvrlmas bunlar hesaba katmadn gsteriyordu. Austin arkadann bugne dek ina edilmi her tip hava tatn kullanma arzusunu canlandrmt. "Kolay olmayacan biliyorum. uradaki traktrler herhalde havalanaca zaman bunu dar ekmek iin kullanlyordu. Biz ayn lkse sahip deiliz. Komaya buradan balayacaz." "Herhangi bir balang yapabilmek beni mutlu eder. Bu motorlar elli yldr almad," dedi Zavala. "Woody Allen'n filmindeki Volkswagen'i dn. Bir maarada yllarca kaldktan sonra ilk dokunuta alyordu. Zor olmayacan biliyorum." Zavala srtt. "Buna pek Volkswagen denemez ya," diye itiraz etti ama kapld heyecan bu fikri bir lm kalm meselesinin tesine gtrdn gsteriyordu. Artk bir meydan okuma gibi gryordu. "ncelikle u ihtiyar ykseltip ykseltemeyeceimize bakalm. nik lastiklerle hibir yere gidemeyiz. Hava basmalyz." - 269 "Hava hortumlar grdm ama fazla zamanmz yok." "Gvdenin altndaki iki d lastikten balar, sonra burundaki lastii iiririz. Eer zaman kalrsa i lastiklere de hava basarz." arabuk hortumu atlar ve hava basmaya baladlar. Kompresrn takrts yreklerinin arpntsndan ok farkl deildi. Austin bir an durup dinledi. Smsk kapal olduu halde arka kapdaki grltler kesilmiti. Bundan holanmad. Ara vermenin nedeni belki de kapy patlatmaya hazrlanmalaryd. Ama endielenecek zaman olmad. Hangarn n tarafndan korkun bir patlama sesi daha duyuldu. Patlamann iddetiyle yaa bulanm beton zemine yzst dtler, ilk delii bytmek iin tam altna ate edilmiti. Yanan bitkilerin duman tavana doru ykseliyordu. "Zamanmz kalmad!" diye haykrd Austin. "Bir benzincide hava basarz. Kapa ak brak. Motorlarn sesini duyar duymaz kapnn alterini indireceim. Kap alrken de uaa atlayacam." "Sakn ua jeneratre balayan kabloyu karmay unutma," dedi Zavala uaa trmanrken. Austin elini altere yaslayp bekledi. Pek fazla anslar olduuna inanmyordu, ama sava yllarndaki Amerikan mhendisliinin kendini kantlayacan umuyordu. Zavala kaptan pilot koltuuna oturup konsoldaki tanmadk gstergelere bakt. Dersini ok abuk renmesi gerekiyordu. Bir Catali-na'y nasl uurduunu anmsamaya alrken gstergelerin tmne deil, yalnzca sorunlar iaret edecek olanlara bakmaya zen gsterdi. Tm sistemler alyordu. ki koltuun arasndaki konsolda telsiz, yakt ve seyir hz gstergeleri vard. Parmaklar dmelerin zerinde gezinince gstergeler kumar makinelerinin ekranlar gibi aydnland. Soluunu tutup motorlar teker teker altrd. Trbinler bouk bir homurtuyla balayp seslerini ykselttiler. Motorlarn altndan emin olunca kapnn yannda bekleyen Austin'e el sallad. Austin eliyle onaylad.

Zavala yardmc pilot koltuuna geip motorlara giden yakt ayarlarken Austin alteri indirdi. Ykselen kapnn altndan ince bir erit biiminde gn grld. Uan altna koup kabloyu kard ve bu - 270 i iin bir kenara ayrd balv.ozla tekerleklerin takozlarn uzaa frlatt. Egzoz dumannn arasnda uaa girip kapa kapatt. Scak egzoz duman hangarn gerisine doru yayld. Herhangi bir yere skca tutturulmam olan her ey havaland, bazlar scaktan eridi. Grlt ylesine yksekti ki, dnmek bile olanakszd. nsan boan scak dumanlar hangara yayld. Austin soluk almaya alarak yardmc pilot koltuuna kt. "Artk senindir dostum." Zavala baparman kaldrarak onaylad. "Biraz pasl gibi ama ihtiyar bir kz iin hi de fena saylmaz." Gzleri ykselen kapya dikilmiti. Freni brakmadan motorlar tam gaz alana dek levyeleri itti. Eer uu ekibi tamam olsayd uu mhendisi tm motorlarn gerektii gibi alp almadn bildirebilirdi. Zavala ancak deneyimli kulaklarnn alglad seslere gvenmek zorundayd. Hepsini ayrt etmesi olanakszd ama ara vermeden ykselen homurtu iyi bir iaretti. Kap bir an taklr gibi duraklad ve tmyle ald. Freni braknca uak ne doru atld. Zavala levyeleri ne iterken, motorlarn itme gcyle uak dar doru ilerlemeye balad ve bir zafer naras att. Ama sevinci kursanda kald. Byk yeil helikopter tam yolun zerinde duruyordu, ikinci at yaptktan sonra hangardan yarm mil kadar uzaa inmiti. Koyu yeil niformal adamlar saldrya hazrlanrken uan kanat, yumurtasndan kan devasa boyutlarda kapkara bir ku gibi burnunu dar uzatt. Helikopter pilotu aracna yaslanm sigarasn tttrrken, kendine doru gelen ua fark etti. Helikoptere atlad anda acele bir karar vermesi gerekiyordu. Olduu yerde kalp paralanabilirdi. Fzelerini ya da silahlarn stne gelen uaa dorultup aceleyle at atein incecik gvdeye isabet etmesini umut edebilirdi. Ya da ykselebilirdi. Gvdeye vuran dev bir aakakan sesi Austin'in dikkatini ekti. Zavala bir motorun yerinden frladn dnmeye balamt ve arkadann, "Ate ediyorlar. Bu nesneyi uuracak msn yoksa Nome'a kadar karadan m gideceiz?" diye barmasyla rahatlad. - 271 1*3 II Gsterge panelinin allmam biimi nedeniyle Zavala tmn birden gremiyordu. Ua dz bir izgide tutabilmek iin doruca helikopterin zerine gitmeye balad. Austin'e seslenip kalk hzn bildirmesini istedi. "Krk!" diye bard Austin. ri gvdesine ve tmyle imemi lastiklerine karn uan bu kadar abuk hz kazanmas Zavala'y artmt. Burnunun ykselmemesi iin kontrol levyelerini smsk tutmak zorundayd. "Altm!" ni takmlar s gln sularna dedi ama uak hzlanmay srdrd. "Seksen!" Daha Austin'i duymadan, tekerleklerin hafiflemesi Zavala'ya kalk hzna yaklatn belirtmiti. "Yz!" Zavala ona kadar sayp direksiyonu kendine ekti. Sanal gaz pedallarna basarken ikisinin ayaklar da neredeyse dar kacakt. Byk uak adeta havaya atld. Zavala helikopterin zerinden geebileceini hesaplamt ama uan burnu havaya kalknca mavi gkten baka bir ey gremez oldu. Helikopter pilotu sonunda harekete geti ama verdii karar hatalyd. Yarasay andran dev uan kendisine yerde arpacan hesaplayp tam Zavala uan kanadn burnunu havaya diktii anda havalanmt. Beklenmedik arpmay aklna getirmeyen Zavala tm dikkatini kalka vermiti. Uan kanat ok abuk hz kazandndan, daha ar hareket eden ini takmlarna hasar vereceini dnyordu. ni takmlar daha yava hz kazanan pervaneli uaklar iin dizayn

edilmiti ve ieri ekilmesi uzun sryordu. Pilotlar bu sreyi ksaltmak iin daha uak yerden ancak birka yz metre ykselip, burnu dimdik havaya kalkk olduu srada ini takmlarn kapatyorlard. Eer bu srad manevray yapmam olsayd, arpma kanlmaz olacakt. Aralarnda yalnzca birka metre kald ve ini takmlar helikopterin pervanesine srtnnce korkun bir metal l duyuldu. Pervaneler paraland, helikopter bir an havada asl kald ve oldu- 272 u yere aklp bir alev topu haline geldi. Uan kanat darbenin iddetiyle sarsld, ama Zavala hemen kontrol altna ald ve ancak bin be yz metreye ykselince burnunu dzletirdi. Soluk almay unuttuunu fark edip yanaklarn iirip olanca havay cierlerine doldurunca bir an iin ba dnd. Austin hasar kontrol yapmasn syledi. Oturduu yerden uan burnuna doru baknca gvdedeki mermi deliklerini fark etti. Alminyum paracklar ayrlmay srdryordu ve ikinci motordan duman kmaya balamt. "Gravyer peynirine benziyor ama bu ihtiyar kz ok salam." Uan kanadn rotasn Nome'a evirdi. Fazla ykselmesine gerek olmadndan birka bin metrede uuyordu. Biraz sonra glmeye balad. "Komik olan nedir, compadrel" dedi Austin oturduu yerden telsizi kartrrken. "Alana, kurun delikleri iinde, elli yllk bir casus bombardman ua ile indiimiz zaman ne diyeceklerini merak ediyorum." "ok basit. Greve gittiimiz srada bir UFO'nun bizi kardn syleriz." Zavala ban sallad. "Bu aklama en az gerek yk kadar inanlmaz." Kurun delikleri iindeki uan kanadn Nome'a inmesi ilk Iditarod yarndan bu yana yaanan en nemli olayd. Garip ekilli, ini takmlar olmayan siyah bir uan bir kpk dalgas zerine ini yapt haberi bir orman yangn gibi yaylverdi ve kentin merakl halk havaalann doldurdu. Sandecker'i arayan Austin, bulgularn bildirip, biraz destek gce gereksinimleri olduunu aklamt. Pentagon ile temasa geen Sandecker, Bir zel Operasyon Ekibi'nin Anchorage yaknndaki Elendorf Hava ss'nde manevralara katldn rendi ve ekibe hemen Nome'a umalar bildirildi. Austin zel Operasyon Ekibi'nin lideriyle grt ve nden keif kolu olarak helikopteri gnderip, ana gcn uakla onu izlemesine karar verildi. Austin ile Zavala'nn gizli sse bir Pave Hawk helikopteriyle geri dnmeleri byk bir rastlantyd. Yirmi bir metre boyundaki Hawk, 51'inci Blge adyla bilinen son derece gizli tutulan yreyi denetleyen - 273 Mavi Altn / F: 18 helikopterin eiydi. UFO'cular Roswell, New Mexico'da dtn iddia ettikleri uzay gemisiyle iindekilerin kalntlarnn burada bulunduunu sylyorlard. Saatte yz elli mil hzla, fark edilmemek iin ok alaktan uarak sse geldiler. Suyla kapl uu pistinin zerinden geerken hareket ve titreim alclaryla karay taradlar. Hibir canl belirtisine rastlamaynca da geni daireler izdiler. kiilik uu ekibinin yan sra ar silahlarla donanm sekiz zel Operasyon grevlisi ve yolcu olarak Austin ile Zavala bulunuyordu. Bekleyi uzun srmedi. Sabit kanatl bir uak deniz tarafndan gelip ssn zerinden utu. Drt motorlu turboprop Combat Talon, her trl koul altnda zel Operasyon Ekibi'ni yere indirmek zere dizayn edilmiti. Gvdesinin altnda kara noktalar belirdi ve birka saniye iinde yirmi alt parat ald. Paratler uan kanat hangarnn arkasndaki alak tepelere indiler. Uak birinci grubu indirince, herhangi bir saldr olaslna karlk, helikopter iki yanna yerletirilmi 7.62 mm.'lik silahlaryla ate amaya hazr olarak daireler izmeyi srdrd. Ancak bundan sonra yere konup yolcularn indirecekti. Birka gergin dakika sonrasnda telsizden yerdeki grubun liderinin sesi duyuldu. "Tehlike yok. Gelebilirsiniz." Hawk deniz uann ve uan kanatla arpp den yeil helikopterin enkazlarnn zerinden geti ve geni kaps, dii koltuunda oturan bir hastann az gibi ak duran hangarn tam nne indi. M-16A1 saldr silahlar

ve el bombalaryla donanm, her biri ok gl birer lm makinesi olan kamuflaj giysili bir grup zel Operasyon askeri hangarn dnda beklerken, dierleri hangarn maaray andran i ksmn gzden geiriyordu. Helikopter yere konduu anda sekiz asker de'yan kaplardan frlayp arkadalarnn yannda yerlerini ald. Sonra iki NUMA grevlisi indi. Artk uan kanat iinde olmadndan hangar daha da byk gibi grnyordu. Hangarn iinde kalka geerken kararm ve yanm nesneler ortala salmt. Jet motorlarnn scak egzoz dumanndan arka taraftaki kapnn boyas kavrulmutu. Austin ile Zavala yank kalntlarnn arasndan geip depoya gittiler. Kap akt. Silindirler yoktu. - 274 "Bir pazar sabahndaki tekila iesi kadar bo," dedi Zavala. "Ben de bundan korkuyordum. Herhalde baka bir helikopter daha ardlar." Boucu dumandan etkilenmemek iin dar ktlar. Talon model uak, eyrek mil kadar uzakta bulduu kuru topran zerine inmekteydi. Saldryla ilgili ipular bulabilmek iin yeil helikopterin enkazna yaklatlar. inde ve evresinde kararm cesetler vard. lk grubu indirmi olan subay yanlarna gelip ellerini skt. "Bizim gelmemizi niin istediinizi anlayamadm," dedi eliyle helikopterde kalanlar iaret ederek. "Kendi banza iyi i karmsnz." "ansmz fazla zorlamak istemedik," dedi Austin. Subay glmsedi. "Buras tertemiz. nerdiiniz gibi yeraltndaki barakay da kontrol ettik. Dikkat etmemizi sylediiniz havalandrma boluunun dibinde birka ceset bulduk. Bu konuda bilginiz var m?" Austin ile Zavala aknlkla bakt. "Joe ile birlikte konuklarmz iin bir kaplan tuza kurmutuk ama ie yarayacan sanmamtk." "Elbette ie yaram. Zili almadan evinizin arka kapsndan girmemem gerektiini bana hatrlatn." "Hatrlatrm. Bo yere sizi bunca skntya soktuumuz iin zgnz," dedi Austin. "Her zaman dikkatli olmak gerekir. Atka ve Kiska'da neler olduunu bilirsiniz." Austin bayla onaylad. Japonlarn igal ettii iki adann yksn duymutu. Birinci aday ele geirmek iin Amerikan askerleri epey kayp vermi ve Kiska'ya kmak iin daha byk bir g hazrlamlard. Ancak adaya knca bir gece nce Japonlarn sessizce ekip gittiklerini grmlerdi. "Burada da ayn ey oldu. Tavuklar kmesten kat." Subay helikopterin enkazn inceleyip bir slk ald. "Kanatlarn koparmsnz diyebilirim." "Ne yazk ki, hangarda bulduumuz bir maddeyi da alp gtrmler. Her ey iin ok teekkr ederiz binbam." "Bu zevk bana ait. Manevralar da iyi ama asla insanlarn size ate etme olaslnn bulunduu grevlerin yerini tutmuyor." - 275 "Bir dahaki sefere bunu ayarlamaya gayret ederim." Subay glmsedi. "Nome'a getirdiiniz u eski bombardman uana baknca, verdiiniz sz tutan birine benzediinizi gryorum." Yaplan operasyon sonusuz kalnca Austin ile Zavala, ekiple birlikte Elendorf'a gitmeyi kabul ettiler. Oradan VVashington'a bir uak bulmalar daha kolay olacakt. Uaklar yakt almak iin Nome'a inince, Zavala cazibesini ve NUMA'nn banka hesabn kullanarak, saldrganlarn yok ettii Maule model uan sahibini yattrmaya gnll oldu. Yeni bir uak almaya sz verip, kiralama brosundan karken Austin'in ciddi bir ifadeyle yaklatn grd. Elindeki kd Zavala'ya uzatt. "imdi geldi." Zavala NUMA'dan gelen mesaj okudu. "Gamay ile Francesca karld. Paul yaral. Hemen yuvaya dnn. S." Bir tek kelime etmeden pistin ucunda bekleyen Talon'a doru komaya baladlar. - 276 32

Hastanedeki yatanda gs ve burnu bandajlar iinde yatan Paul Trout, tehlikeye kar daha uyank davranmad iin kendine svyordu. Gamay'le birlikte kafatas avclarnn oklarndan kaarken yaam mcadelesini kazanma igdleri daha keskindi, ama uygar dnya denen yere dnnce duyular krelmiti. Georgetovvn'daki evin karsnda duran minibsten kendilerini gzleyenlerin, yamur orman-larndaki yerlilerden daha vahi olabileceklerini tahmin edemezlerdi. Minibsn kapsnda Columbia Blgesi bayndrlk ilerine ait olduunu bildiren yaznn boyas hl slakt. inde ise gzetlemek iin kullanlan en gelimi elektronik aletler vard. Evin duvarlarna yerletirilen grnt ve ses alclarn yanstan ekranlarn zerine ise Kradzik kardeler eilmiti. Gzlemek ve beklemek onlara gre bir i deildi. Bosna'dayken son derece basit ve acmasz bir yntem kullanmlard. Hedeflerini kendileri seerler, gecenin ge saatinde birka kamyon dolusu paramiliter askerle kapy krp ieri girerler ve korkuya kaplan insanlar yataklarndan kaldrrlard. Erkekler hemen vurulurken, kadnlara tecavz edilip ldrlr ve ev yamalanrd. Trout'larn evine girmek bambaka bir sorun yaratmt. Geri arka sokaktayd, ama yaya ve araba trafii olduka youndu. stelik Trout'larn dnnden sonra daha da kalabalklamt. ki NUMA bilimcisinin, bir beyaz tanray bulmalar ve kana susam yerlilerin elinden kamalar tam bir macera filmini artryordu. CNN haberi ver- 277 dikten sonra bir dizi gazeteci Trout'larn peine dmt. Washington Post, New York Times gibi saygn gazetelerin ve ulusal televizyon kanallarnn muhabirlerinin yan sra, bir avu dolusu bulvar gazetesinin muhabiri de kapnn nnde birikmiti. Paul ile Gamay srayla kapya kp, biraz dinlenmek istediklerini ve tm sorular ertesi gn NUMA merkezinde yaplacak basn toplantsnda yantlayacaklarn aklyorlar ve hepsini bu kuruluun basn servisine ynlendiriyorlard. Fotoraflar evin resimlerini ekerken, televizyon kanallar haber yaynlarnda evin cephesini fon olarak kullanyorlard. Zaman iinde gelip gidenlerin says azald. Yazl ve grsel basnda yaynlanp tm dnyay artan haberler ne var ki kt niyetli kiilerin de ilgisini ekmiti. Paul st katta deneyimlerini NUMA iin rapora dkerken, Fran-cesca ile Gamay alt kattaki alma odasnda tuzdan arndrma projesini en ksa zamanda nasl hayata geirebileceklerini tartyorlard. Francesca So Paolo'ya dnn ertelediini aklaynca basnn ilgisinden uzaklaabilmesi iin Trout'lar burada kalmasn nermilerdi. Kap alnca Gamay iini ekti. Basn ordusuyla baa kma grevinde sra ondayd. En fazla srar edenler televizyonculard ve tahmin ettii gibi Gamay kapy anca elinde defteriyle bir muhabir ve kamerasn omzuna yerletirmi bir kameramanla karlat. nc adam metal bir anta ve ayakl lamba tayordu. Gamay bu heriflere def olup gitmelerini syleme drtsne kar koydu ve kendini glmsemeye zorlad. "Herhalde yarn sabah yaplacak olan basn toplantsn duymadnz." "Bizi balayn," dedi muhabir. "Kimse toplantdan sz etmedi." ok garip diye dnd Gamay. NUMA'nn halkla ilikiler blmnn basn mensuplaryla aras ok iyiydi. Kuruluun almalarndan kan hayret verici ykler hemen kendilerine aktarld iin haberciler de onlara sayg duyuyordu. zerinde ereti gibi duran giysileriyle bu herif hi de haberleri sunan salar zenle taral yakkllara benzemiyordu. Ksa boylu tknazd ve salar iyice tra edilmiti. Glmsemesine karn yznde rktc bir hava vard. stelik televizyon kanallar ne zamandan beri belirgin bir Dou Avrupa aksanyla konuan sunucular ie alyorlard? Adamn arkasndan sokaa bakar- 278 ken tepesinde anak antenler duran bir TV kamyonu greceini sand ama yalnzca bir kamu kuruluunun minibs vard. "zgnm," diyerek kapy rtmek istedi. Adamn yzndeki srt kayboldu ve ayan kapnn arasna soktu. Bu harekete aran Gamay'in kendini toplamas uzun srmedi. Adam acdan inleyene dek olanca arlyla kapya aband. Avucuyla adam suratndan itmek iin dirseini geri

ektii anda dier ikisi de kapya omuz verdiler. Gamay geriye doru itildi ve bir dizinin stne dt. Hemen ayaa frlad ama kamak ya da kar koymak iin artk ok ge kalmt. Kendine muhabir ss veren adamn elindeki tabancaya bakakald. Kameraman omzundaki makineyi yere brakp elleriyle boazna sarlarak soluksuz brakt. Sonra gen kadn duvara ylesine hzl vurdu ki, on dokuzuncu yzyldan kalma, altn yaldz ssle-meli duvar aynas dp krld. Gamay fkeye kapld. Bu aynay bulmak iin haftalarca dolam ve binlerce dolar demiti. Korkusunu bir yana brakp diziyle adamn kasna vurdu. Boazn skan eller bir an gevedi, ama saldrgan bu kez gzlerinde bir katilin bakyla tekrar stne geldi. Kendini darbeye hazrlamaya alrken muhabir klkl haykrnca saldrgan geri ekildi ve parman grtlandan geirerek yapt iareti Gamay alglad. fkeyle bakmaktan baka yapaca bir ey yoktu ama her an grtlan kesebileceini anlamt. Gamay'in nsezileri doruydu. Geri Kradzik kardeler genelde kendi balarna almay severlerdi, ama ara sra eski vatandalarndan yardm istedikleri de oluyordu. Brynhild Sigurd, Bosna'dan kamalarna yardmc olduunda, en sadk ve soukkanl on arkadalarnn kn da salamas iin srar etmilerdi. Ayn ad tayan bir Amerikan filminden esinlenerek kendilerine On iki Kt Adam adn takmlard, ama film kahramanlarnn yaptklar onlarla kyaslannca yavrukurtlarn yaramazlklar gibi kalyordu. Toplam olarak yzlerce masum insann lmnden, sakatlanmasndan, ikence grmesinden ve tecavze uramasndan sorumluydular. Dnyann drtbir kesine dalmlard, ama birka saat iinde bir araya gelip herhangi bir cinayet eylemine hazrlanabiliyorlard. Gogstad adna almaya baladklarndan bu yana ilerine drtelle sarlmlard. - 279 Aynann krldn duyan Francesca hole geldi. Takm elbiseli adam bir emir verince, tek bir adm atamadan yakaland ve Gamay'in yanna duvara yasland. nc adam elindeki metal antay ap ek yapm iki Skorpion makineli tabanca kard. Sahte muhabir giri kapsn at ve ieri biri daha girdi. Gamay ilk bakta adamn gereinden fazla bym bir da ccesine benzediini dnd. Havann scak olmasna karn, dik yakal siyah kazak, pantolon, uzun siyah deri ceket giymi ve kafasna asker apkalarn anmsatan siyah bir kep takmt. evresine baknp bir eyler syledi ve tekiler memnun olduklarn belirtmek iin srttlar. gerei dnyann her tarafn gezen Gamay, adamlarn SrpHrvat dilinde konutuklarn tahmin etti. Bir emir verince adamlarndan biri elinde Skorpion'la evin arkasna doru giden hole alan odalar kontrol etti. teki arkada st kata trmand. Deri giysili adam krk aynay inceledi ve Gamay'e dnd. "Yedi yl kt ans," dedi dudaklarnda dkmhanede retilmi kadar sert bir srtla. "Kimsiniz?" diye sordu Gamay. Soruya aldr etmedi. "Koca nerede?" Gamay kocasnn nerede olduunu bilmedii yantn verirken gerei sylyordu. Sanki gen kadnn bilmedii bir eyi biliyormu gibi ban sallayan adam kolundan tutup yzn duvara evirdi. Gamay kafasna bir darbe ya da srtna bir kurun yiyeceini dnrken sa koluna bir ine batt. Bir enjektr. Alak herifler! Ban evirince Francesca'nn koluna da ine batrldn grd. Ona yardma komak istedi, ama sa kolu hissizleti ve birka saniye iinde uyuma tm bedenine yayld. Oda dnmeye balarken, karanlk bir ukura dmekte olduu duygusuna kapld. Paul aynann dp krldn grd ve merdivenin tepesinden baknca adamn Gamay'in grtlan sktna ahit oldu. Merdivenden aaya inecei anda deri ceketli adamn ieri girdiini fark etti. alma odasna dnp yardm armak istedi ama telefon kesilmiti. Sessizce arka merdivenden mutfaa indi. Alt kattaki alma odasnda si- 280 lah vard ama oraya ancak holden geerek ulaabilirdi. Silahl adamlardan birinin st kata ktn, dierinin kendisine doru geldiini grnce tekrar mutfaa dald.

Silah olarak kullanabilecei bir ey aryordu. Geri bir sr bak vard, ama makineli tabancalara kar hibir ans olmazd. Bir tanesini tepelemeyi baarsa bile, tekiler gelip iini bitiriverirdi. Arka tarafa doru gelen adam hi grlt etmeden oyun d brakmak zorundayd. Geen yl evi dekore ederken neredeyse bir yllk maalarn mutfaa gmmlerdi. Lokanta tipi bir ocan evresine yepyeni mee dolaplar sralanmt. Tek ans kafasn vurmadan iine girebilecei souk hava odasyd. Baka bir seenei olmadndan souk hava odasna girip kapy on be santim kadar aralk brakt. Ampul skp kapnn nne yerletirdi ve bir girintiye sakland. Tam zamannda. Buzlu camdan adamn elinde silahyla mutfaa girdiini grd. Bir an durup evresine bakt ve aralk kap dikkatini ekti. Kapya yaklap dirseiyle iterek at ve ieri doru bir adm att. Yerdeki ampul tahta zeminde grltyle yuvarland. Silahn namlusu oynad ve tetii tutan parma gerildi. Sonra adeta dnya bana ykld. Dizleri gevedi ve yere yuvarland. Paul sopa yerine kulland donmu Virginia salamn yerine brakt. Saldrgann silahn alp mutfaa geerken evin iinde gvenlikte olmadklarnn farkndayd. nce mutfaktan st kata kan merdiveni kontrol etti ve teki adamn yukarda dolaan ayak seslerini duydu. Gamay ile Francesca'nn gvenliini saladktan sonra onunla ilgilenecekti. Ar ar hole doru ilerledi. Elindeki silah ona kstl bir stnlk salyordu. Seri ate ederek iki kadnn yaamn tehlikeye atamazd. Hole admn att anda dier saldrganlarn karsyla Francesca'nn yerde hareketsiz yatan bedenlerine doru eildiklerini grd. Bir anda tedbiri elden brakp onlara doru giderken, arkasndan yaklaan adam hi fark etmedi. Kaburgalarnn arasna giren ban elik soukluunu hissedip kendisine saldrana doru dnmek istedi, ama bacaklar bir anda tutmaz oldu. Yzst dnce yere arpan burnu krld. - 281 Evdekilerin arka kapdan kama olasln dnen Melo buray korurken, Paul'n souk hava odasndan ktn grmt. imdi de yerde kan gl iinde yatan adama bakp, kardeine doru yrd. "Arka kapy gzetleme fikri ok iyiydi kardeim." "yle gibi grnyor," dedi ikiz kardei yerde yatan Paul'e bakarak. "Bu herifi ne yapalm?" "Brakalm kan kaybndan lsn." "Tamam. Kadnlar arka kapdan kimseye grnmeden karabiliriz." Yukar kattaki adam ard ve baygn kadnlar arka tarafta bekleyen drt ekerli Mercedes'e yerletirip yola koyuldular. Birka dakika sonra minibs de onlarn arkasndan hareket etti. Bak yarasnn ilk oku geip ar balaynca Paul kendine geldi. Tm gcn kullanarak alma odasna kadar srnd ve cep telefonundan polisi arad. Gzlerini hastane yatanda at. Kendine svmekten yorulunca tekrar uykuya dald. Uyandnda odada birilerinin bulunduunu hissetti. Bulank gzlerle yatan yannda duran iki erkee bakp hafife glmsedi. "Niin bu kadar ge kaldnz?" "Elendorf'dan buraya gelmek iin bir sava uana otostop yapmak zorunda kaldk," dedi Austin. "Kendini nasl hissediyorsun?" "Vcudumun sa taraf fena deil ama sol tarafn sanki kzgn kerpetenlerle koparyorlar. Burnum da pek iyi saylmaz tabii." "Bak az kalsn cierine saplanyormu," dedi Austin. "Kaslarn dzelmesi biraz zaman alacak. Solak olmadn iin anslsn." "Ben de byle tahmin etmitim. Gamay ile Francesca'dan haber var m?" diye sordu korkuyla. "Halen hayatta olduklar.-n sanyoruz ama seni yaralayan herifler onlar karm." "Polis havalimanlarn, garlar aratrd," dedi Zavala. "Biz de imdi kendi aratrmamza balayacaz." Paul'n mavi gzlerindeki ac ifadesi elik gibi bir iradeye dnt. Uzun bacaklarn yataktan aaya indirdi. "Ben de sizinle geliyorum." Ani hareket ban dndrnce, mide bulants geene dek bir-

ka saniye bekledi. Kolundaki serum iesini iaret etti. "Bana biraz yardm edin. Vazgeirmeye almayn," dedi Austin'in kaygl baklarn grnce. "Yapabileceiniz en iyi ey, beni buradan karmak olacak. Umarm kat hemiresini ikna edebilirsiniz." Gerekirse Paul'n srnerek hastaneden kaacan bilecek kadar iyi tanyordu Austin. Glmseyen Zavala'ya baknca bu konuda yardmc olmayacan anlad. "Bakalm neler yapabileceim," diye omzunu silkti. "Bu arada Joe, sen de belki dostumuza hastane giysisinden daha uygun bir eyler bulabilirsin." Hemire odasna gitmek zere dar kt. - 283 33 Onuncu kattaki NUMA toplant salonundaki hava, karamsarlar konferans kadar i karartcyd. Hastaneden gelen ktmser haberlerden sonra Amiral Sandecker, Paul'n toplantya katlacan tahmin etmemiti. Zayf, uzun boylu okyanus bilimcisi neredeyse stlm bir dnere benziyordu, ama Sandecker iinden geenleri aklamad. Syleyecei hibir ey, Gamay ile Francesca'nn arama almalarna katlmasn engelleyemezdi. Sandecker ona gven vermek istercesine glmsedi ve masann evresindekilere bakt. Paul'n iskemleden debileceini hesaplayan Austin ile Zavala iki yannda oturuyordu. Ufak tefek yapl, dar omuzlu, kaln ereveli gzlkleriyle akademisyen grnm kazanan Rudi Gunn, NUMA'nn harekat mdryd ve hiyeraride amiralden bir sonraki sradayd. Sandecker saatine bakt. "Yaeger nerede?" Sesinde sabrszlk belirtisi vard. Yaeger'in kendine zg bilgisayar uzmanl NUMA'nn giyim kurallarn gevetmesine izin veriyordu, ama Sandecker'in dzenledii bir toplantya lke bakan bile gecikemezdi. zellikle bugnk kadar nemli olan bir toplant sz konusu olursa. "Birka dakika sonra gelecek," diye aklad Austin. "Konumuzla ilgili bir noktay aratrmasn istemitim ondan." Austin'in kafasnda bir dnce adeta kelebek gibi dolanp duruyordu. Alaska'dan gelince birka saat dinlenmi ve kafas almaya - 284 balamt. Toplantya giderken sanal bir an zerine bu fikir dvermi ve cep telefonundan Yaeger'i aramt. Bilgisayar dhisi, ressam kars ve yeniyetmelik andaki iki kzyla birlikte yaad Maryland'n sekin bir semtindeki evinden NUMA'ya doru gelmekteydi. Austin aklndan geenleri aktarp, Yeager'in gelitirmesini istemi ve toplantya niin ge kaldn aklayacana sz vermiti. Sandecker hemen konuya girdi. "Beyler, elimizde esrarengiz bir olay var. Bilinmeyen saldrganlar iki kadn karp, bir adam yaralad. Kurt bize bildiklerini anlatr msn?" Austin ban sallad. "Blge polisi tm ipularn aratryor. Kamu kuruluuna ait gibi grnen minibs Washington Ant'nn yaknnda terk edilmi olarak bulundu. Olaydan birka saat nce alnm ve bir tek parmak izi bile yok. Tm havaalanlar ve limanlar gzetleniyor. Paul'n yardmyla FBI ete liderinin bir resmini izdi ve nterpol araclyla datt." "Korkarm hibir sonuca ulaamayacaklar," dedi Sandecker. "Bu adamlar profesyonel. Gamay ile Dr. Cabral' bulma ii bizlere kalacak. Bildiiniz gibi Rudi grev gerei lke dndayd, olup bitenleri ona anlattm ama durumun kronolojik bir sralamasn yapmak herhalde yararl olacaktr." Austin bu soruya hazrlklyd. "Bu olay on yl nce Francesca Cab-ral'n uan karma giriimiyle balad. Uak Venezella yamur ormanlarnda dnce Francesca'nn ldn varsaydlar. On yl sonraya geliyoruz. Joe ile ben San Diego aklarnda bir l balina srsne rastladk. Balinalar Meksika'nn Baja Kaliforniya Yarmadas'ndaki bir sualt fabrikasndan kaynaklanan ar snn etkisiyle lmlerdi. Biz aratrrken bu fabrikada bir patlama oldu. Esas sahibi olan Kaliforniya'l danmanlk firmas Mulholland Group'a paravanlk yapan szde sahibi Meksikal mafya yesiyle konutum. Bu gangsterin avukat Mulhol-land'n aslnda Gogstad Holding olarak bilinen okuluslu bir kuruluun

paras olduunu dorulad. Bizimle konutuktan ksa bir sre sonra hem gangster, hem de avukat ldrld." "Olduka dikkat ekici cinayetlerdi sanrm," dedi Sandecker. "Doru. Yani yoldan geen bir arabadan ate etmediler. Cinayetler ok iyi planlanmt ve tetikiler ok gelimi silahlar kullanyorlard." - 285 "Geni kaynaklara sahip, ok iyi organize olmu katillerden sz ediyoruz yleyse," dedi Gunn. Bir dnem NUMA'da lojistik blm bakanl yaptndan herhangi bir operasyonu gerekletirmenin ne denli g olduunu ok iyi biliyordu. "Biz de ayn sonucu kardk," dedi Austin. "Byle bir organizasyonu ve gerekli kaynaklar ancak bu ynde motive edilmi byk bir irket salayabilirdi." "Gogstad m?" Austin bayla onaylad. "Gogstad adnn nemini kavram olduumdan emin deilim," dedi Gunn. "Bulabildiim tek balant irketin logosuydu. 1800'lerde ortaya karlm olan eski Viking gemisi Gogstad' gsteriyordu. Hiram'dan bu irket hakknda bir eyler bulmasn istedim. Pek fazla bilgiye ulaamadk. Hatta Max bile baz sorunlarla karlat, ama temel olarak tm dnyaya yaylm ok byk boyutlu bir holding olduunu syleyebiliriz. irketin banda Brynhild Sigurd adnda bir kadn var." "Bir kadn m?" dedi Gunn hayretle. "lgin bir isim. Brynhild, bir Valkyrie idi yani yaral kahramanlar sava meydanlarndan Valhalla'ya tayan skandinav kzlardan biriydi. Sigurd ise onun sevgilisiydj. Sizce gerek ad bu mu?" "Hakknda pek bilgimiz yok." "Mega kurulularn i konusunda acmasz davrandklarn biliyoruz," dedi Gunn ban sallayarak. "Ama imdi sokak etelerinin yntemlerini kullanan birilerinden sz ediyoruz." "yle gibi grnyor," dedi Austin ve Zavala'ya dnd. "Joe, bulgularn Rudi'ye aktarr msn?" "Ben Kaliforniya'dayken Kurt arayp Gogstad adn verdi. Los Angeles Times gazetesinde alan bir arkadamla grtm. Gogstad' ok iyi tanyordu. Daha dorusu bu kuruluu aratran bir ekibin bandayd. Su korsanlarn anlatan bir yaz dizisi hazrladklarn syledi. Gogstad'n dnyann tatl su kaynaklarn nasl ele geirdiini aklayacaklard." "Bir irketin dnyann tm suyuna el koyabilmesi bence manta smyor," dedi Gunn. - 286 "Ben de kukucu davrandm," dedi Zavala. "Ama gazeteci dostumun anlattklarna gre, pek de olanaksz deil. Gogstad'a bal irketler imdiden Colorado Nehri'nin zelletirilmesini salamlar. Her ktada su datm kamudan zel irketlere geiyor. stelik Gogstad tm rakip'erini alt etmeyi becermi. Gazeteci dostuma gre son birka yl iinde dnyann drtbir kesinde insanlar lm ya da kaybolmu. len ya da kaybolanlar ya Gogstad'a rakiptiler ya da Gogstad'n ii ele geirmesine kar kyorlard." Gunn alak sesle slk ald. "Bu yk yaynlannca, ortal kartracak." "Pek yaknda yaynlanamayacak. Gazete gereke gstermeden yky rafa kaldrd. Aratrma ekibinin yesi ortadan yok oldu ve benim dostum da gizleniyor." "Bir hata olmadndan emin misin?" diye sordu Gunn korkuyla. Zavala ar ar ban sallad. Oday derin bir sessizlik kaplad ve sonra Gunn konutu. "Yntemleri farkllk gsteriyor. lk varsaymmzn doru olduunu kabul edersek, bunca cinayet ve kargaann ardnda Gogstad'n bulunduunu dnebiliriz. Joe'ya gre imdiye dek sessizce ilerlemiler. nsanlar iz brakmadan kaybolmu ya da kaza ss verilen cinayetlerle ldrlm. Ama u Meksikal ile dalavereci avukatn ldrlmesiyle i deimi. Sanrm amiral bu cinayetleri ok dikkat ekici olarak tanmlamt." Austin gld. "Alaska'daki saldryla kyaslannca bunlara sevgi dokunuu bile diyebiliriz. Joe ile birlikte adeta bir askeri birliin saldrsna uradk." "Benim evime yaplan saldr da pek kmsenemez," diye ekledi Paul.

"Nereye varmak istediini anlar gibiyim Rudi," dedi Sandecker. "Paul, Dr. Cabral'n hayatta olduu haberini ne zaman verdiniz?" "Hemen. Dr. Ramirez bizi kurtaran helikopterden Caracas' arad. Venezella hkmeti haberi kamuoyuna duyurmakta gecikmedi. Sanrm biz daha yamur ormanlarndayken CNN yky tm dnyaya yaymt." - 287 "Bundan sonra olaylar hz kazand," dedi Sandecker. "Aka grebiliyorum. Olaylar hzlandran Dr. Cabral'la ilgili haberdi. Mezarndan geri dnm olmas tuzdan arndrma projesinin ok yaknda ilerlik kazanacan gsteriyordu. Onun bilgisi ortaya knca, tek gereksinim ilemi yrtecek maddenin bulunmasyd. Dr. Cabral bir kez daha buluunu dnyaya tantacakt. Buna kar kanlar on yl nce braktklar noktadan tekrar baladlar." "Ama bu kez baarl oldular," dedi Austin. "Pekl, Francesca'nn karlmasn bylece aklayabiliriz," dedi Paul. "Ama niin Gamay'i de kardlar?" "Bu adamlar hibir eyi ansa brakmyor," dedi Austin. "Gamay belki de ansldr. Eer ona ihtiyalar olmasayd, evdeyken ldrrlerdi. Karma olayyla ilgili neler anmsyorsun Paul?" "Eve girilerinden birka dakika sonrasn hatrlyorum. Deri giysili ete lideri tanmadm bir aksanla konuuyordu. Adamlarnn aksan daha belirgindi." Sandecker arkasna yaslanm, parmaklarn bititirmi konuulanlar dinliyordu. Birden yerinde doruldu. "Bu haydutlar kk adamlar. Biz tepedekilere ulamalyz. Gogstad' yneten Wagner'vari isimli kadn bulmalyz." "O bir hayalet," dedi Austin. "Nerede yaadn kimse bilmiyor." "in anahtar Gogstad ve o kadn," dedi Sandecker kararl bir sesle. "irket merkezinin nerede olduunu biliyor muyuz?" "New York, Washington ve Bat Kys'nda brolar var. Avrupa ve Asya'ya dalm bir dzine brolar da olabilir." "ok bal canavar gibi." "Merkezin nerede olduunu renmenin fazla yarar dokunmaz. Dardan baknca Gogstad yasal bir kurulu. Tm sulamalarmz reddedeceklerdir." Hiram Yaeger sessizce ieri girip bir iskemleye oturdu. "zr dilerim. Bu toplant iin baz aratrmalar yaptm," diyerek yzne baknca Austin sze balamas gerektiini anlad. "Hiram'n bana daha nce gsterdii bir Viking gemisinin hologramn dnyordum. Ayn gemi Gogstad'n ambleminde de yer al- 288 yor. ylesine deer verildiine gre bu geminin belirli bir nemi olmas gerektiini dndm. Hiram'dan Gogstad' biraz daha aratrmasn ve Max'in bulup kard bilgilerin derinine inmesini istedim." Yaeger bayla onaylad. "Kurt'n nerisiyle Max'e daha nce zerinde durmadm gemile ve denizcilikle ilgili baz bilgileri taramasn syledim. Tahmin edeceiniz zere tonlarca veri var. Kurt, Kaliforniya ya da Mulholland ile ilgili bir balant aramam istemiti. Max ilgin bir gazete haberi buldu. Norveli bir antika gemi dizaynn, ok zengin bir mterisi iin Gogstad gemisinin kopyasn yapmak zere Kaliforniya'ya gelmi." "Mteri kimmi?" dedi Austin. "Haberde mteri ad gemiyordu ama Norveli dizaynn bulmak zor olmad. Birka dakika nce onu aradm ve bu ii sordum. Aslnda gizli tutacana yemin etmi ama olay yllar nce olduundan, byk bir evde yaayan byk bir kadn iin bu gemiyi ina etmi olduunu sylemekte saknca grmedi." "Byk bir kadn m?" "Yani uzun boylu demek istedi. Dii bir dev. "skandinav folklorunu artryor. Ya ev naslm?" "Kaliforniya'da dalarn evreledii bir gln kysnda ada bir Viking konutuymu." "Tahoe Gl olabilir mi?" "Ben de byle dndm." "Tahoe Gl kysndaki byk bir Viking evini bulmak zor olmaz."

"Bulundu bile. Max ticari bir uyduyla balant kurdu." Yaeger uydu fotoraflarn uzatt. "Gln evresinde oteller, moteller, malikneler var ama buna benzeyen baka bir ey yok." lk resimde Tahoe Gl ok yukardan bakldndan bir su birikintisi gibi grnyordu. Baka birinde ise kamera zoom yapmt ve evreye yaylan ev ile helikopter pistinin tm ayrntlar rahata grlebiliyordu. "Bu minik kulbenin sahibi kim?" "Yerel vergi dairesinin kaytlarna girdim," diye srtt Yaeger. Eer bir kuyruu olsayd, neeyle sallayacakt. "Bir emlak irketine ait grnyor." - 289 Mavi Altn / F: 19 "Pek ie yarar bir ipucu gibi deil." "Ya buna ne dersiniz? irket Gogstad Holding'e bal." Sandecker baklarn resimlerden kaldrd. nl fkesini toplant boyunca kontrol etmeyi baarmt ama en sevdii elemanlarndan birinin karlmas, bir dierinin yaralanmas onu neredeyse ldrtacakt. Ayrca u gzel Dr. Cabral'n karlmasna da ok kzmt. Bir kez daha insanlarn yaamn kurtaracak bir bulu dnyadan gizleniyordu. "Teekkrler Hiram." Mavi gzlerinde emreden souk bir bakla evresindekilere bakt. "Pekl beyler," dedi jilet kadar keskin bir sesle. "Ne yapacamz biliyoruz." - 290 34 Francesca'y gzetleyen adamlar ya ikizdi ya da kt giden lgn bir klonlama projesinin rnleriydi. En korkutucu yanlar irenlikleri deil, sessizlikleriydi. Yatan iki tarafnda, ters evirdikleri iskemlelerin arkalklarna yaslanm oturuyorlard. Yer ccelerini andrmalarndan, deri giysi tercihlerine kadar her konuda birbirlerine tpatp benzi-yorlard. atk kalarnn altndaki kan anana dnm gzlerine, metal dilerine, psikopat suratlarnn kansz solgunluuna bakmamaya zen gsteriyordu. Onlarsa byk bir alkla gen kadna bakyorlard, ama ifadelerinde cinsellik belirtisi yoktu. Chulo yerlilerinden tand cahil vahilie hi benzemiyordu. Kan ve kemik isteyen saf bir hayvan alyd sergilenen. Garip, dairesel odann beyaz duvarlarna bakarken, rahatsz eden soukluu dnd. Odann ortasnda bir bilgisayar konsolu vard. Eyalarn ne denli byk olduklarn fark edince, bu boyutlarda koltuklarn, dk s gibi, buraya getirilenlerin kendilerini kk ve yetersiz hissetmeleri iin psikolojik bir oyun olup olmadn merak etti. Dnyann herhangi bir yerinde bulunuyor olabilirdi. Bu steril odaya nasl geldiini Francesca hi bilmiyordu. Bir -yerden bir yere tandn belli belirsiz anmsyordu. Bir ara jet motorlarnn uultusunu duyduunu sanmt, ama tekrar ila verildiinde baygnln karanlna gmlmt. Gamay da ortalkta olmad iin kayglanyordu. Koluna bir inenin battn hissetti ve canlandrc bir - 291 ila verilmi gibi bir anda kendine geldi. Gzlerini krptrrken ikizleri grd. Birka dakika boyunca kimse konumad. Kap tslayarak alnca bir kadnn ieri girip garip grnml ikizleri dar gndermesine sevindi. Francesca bir gariplikler gsterisine ya da bir Fellini filminin ekim yerine geldiini dnmeye balad. Olaandan byk eyalarn nedenini zmt. Koyu yeil niformal kadn bir devdi. Byk ka-napeye oturup tatl ama souk bir glle sordu. "yi misiniz Dr. Cab-ral?" "Gamay'e ne oldu?" "u NUMA'l arkadanz m? Odasnda rahata yatyor." "Onu grmek istiyorum." Kadn tembel bir hareketle elini uzatp ekrana dokundu ve bir yatan zerinde yan yatm Gamay belirdi. Francesca soluunu tuttu. Sonra Gamay kmldad, kalkmaya alt ve tekrar yataa dt. "Size verilen ila ona verilmedi. Birka saat daha uyuduktan sonra kendiliinden uyanacak." "iyi olduundan emin olmak iin gzmle grmek istiyorum."

"Belki daha sonra." Verdii yant uzlamac deildi. Kadn tekrar dokununca ekran karard. Francesca evresine baknd. "Buras neresi?" "Neresi olduu nemli deil." "Niin bizi buraya getirdiniz?" Kadn bu soruya aldr etmedi. "Melo ile Radko sizi korkuttu mu?" "Demin odadan kan mantar ccelerinden mi sz ediyorsunuz?" Kadn bu benzetmeye glmsedi. "Zekice bir benzetme ama zehirli mantarlara benzetmeniz daha doru olurdu. Cesur grnmeye almanza karn, korkunuzu gzlerinizden okuyorum. ok iyi. Sizi korkutmalar gerekirdi. Bosna'daki etnik temizlik kampanyas srasnda Kradzik kardeler yzlerce insan kendi elleriyle ldrdkleri gibi binlercesinin lmn de planlamlard. Bir dizi ky tmyle yok ettiler ve saysz katliam gerekletirdiler. Eer ben olmasaydm, insanla kar iledikleri sular nedeniyle Lahey'deki mahkemede sulularn blmesinde oturuyor olacaklard. lemedikleri bir tek sava suu yok. - 292 Ne vicdanlar, ne ahlak anlaylar ne de pimanlk duygular var. nsanlar sakatlamak ve ldrmek onlarn karakterinde var." Szlerinin iyice anlalmas iin bir an sustu. "Yeterince aklayabildim mi?" "Evet. Bu arada bu katilleri ie alarak kendi vicdannz olmadn da gsterdiniz." "Doru. Cinayete yatkn karakterleri nedeniyle onlar ie aldm. Bir marangozun ivi akmak iin eki satn almasndan farkl deildi. Kradzik kardeler benim ekicimdir." "nsanlar ivi deildir." "Bazlar ividir. Bazlar deildir Dr. Cabral." Francesca konuyu deitirmek istedi. "smimi nereden biliyorsunuz?" "Yaptnz almalar yllarca hayranlkla izledim Dr. Cabral. Bana kalrsa dnyann en nde gelen su mhendisi olarak hretiniz son dnemdeki beyaz tanra namyla kazandnz n kolayca glgeliyor." "Siz benim kim olduumu biliyorsunuz ama siz kimsiniz?" "Adm Brynhild Sigurd. Geri siz benden daha fazla tannyorsunuz, ama ikimiz de dnyann en deerli maddesi olan su konusunda kendi setiimiz alanlarda baarya ulatk." "Su mhendisi misiniz?" "Avrupa'nn en stn teknoloji kolejlerinde okudum. Eitimimi tamamlaynca Kaliforniya'ya tandm ve danmanlk irketimi kurdum. imdi dnyann en byk danmanlk irketinin sahibiyim." Francesca ban sallad. Su mhendislii alannda alan herkesi tanrd. "Adnz daha nce hi duymadm." "Ben bylesini yeliyorum. Her zaman perdenin arkasnda kaldm. Boyum neredeyse iki metreyi geiyor. Bu nedenle garip grnyorum ve bana oranla ok dk dzeydeki insanlarn alaylarna konu oluyorum." inde bulunduu duruma karn Francesca az da olsa empatiye kapld. "Kendi alanlarnda bir kadnn ykselmesini ekemeyen baz geri zekllarn tacizlerine ben de maruz aldm. Ama hi aldr etmedim." - 293 "Belki aldr etmeliydiniz. Uzun vadede kalabalktan uzak kalmak benim amdan ok yararl oldu. fkemi durdurulamayan bir hrs gibi kullanmasn rendim. Bir sr irketi satn alrken hep ileriye doru baktm. Ama huzurumu bozan bir sinek vard." Yine ayn souk gl. "Bu sizdiniz Dr. Cabral." "Ben asla kendimi bir sinek gibi grmedim Bayan Sigurd." "Bu tanm iin zr dilerim ama benzetmem doru. Birka yl nce dnya yzndeki tatl su talebinin, arz kat kat aacan fark ettim ve musluun zerindeki elin bana ait olmasn istedim. Bu arada sizin tuzdan arndrma konusunda devrim yaratacak buluunuzu duydum. Eer baarl olursanz, benim dikkatle hazrlanm tm planlarm havaya uacakt. Buna izin veremezdim. Size bir teklif yapmay aklmdan geirdim, ama karakterinizi tanynca, manta uymayan zverili ynnz aamayacam anladm. Bu yntemi dnyaya tantmanza engel olmaya karar verdim."

Francesca yanaklarnn sndn hissetti. Sesi tslar gibi kt. "Beni karma giriiminin ardnda siz vardnz." "Benimle birlikte almak iin ikna edebileceimi umuyordum. Buluunuzu gelitirmek iin size bir laboratuvar kuracaktm. Ne yazk ki planm doru ilemedi ve Amazon'da kayboldunuz. Herkes ldnz dnd. Sonra vahiler arasndaki maceralarnz, nasl onlarn kraliesi olduunuzu okudum. Her ikimizin de dman bir dnyada yaam mcadelesini kazanacak kiiler olduumuzu anladm." Francesca fkesini kontrol altna almay baarp ll bir sesle sordu. "Eer size vermi olsaydm, buluumu ne yapacaktnz?" "Dnyann tm tatl su kaynaklarn ele geirene dek gizli tutacaktm." "Ben ise buluumu dnyaya bedava verecektim," dedi Francesca hor gryle. "Benim amacm sdrap ekenlerin srtndan para kazanmak deil, aclarn azaltmakt." "vgye deer ama kendini yenilgiye srkleyen bir gr. lm olduunuz varsaylnca yaptnz almalar gerekletirmek iin Meksika'da bir fabrika kurdum. Bir patlamayla birlikte mahvoldu." Francesca neredeyse kahkahalarla glecekti. Patlamann nedenini biliyordu ve kadnn suratna syleme drtsne glkle engel ol- 294 du. "Pek armadm," dedi yalnzca. "Yksek basn ve syla almann baz zorluklar vardr." "Her neyse. Buradaki ana laboratuvar ilemin baka bir yn zerinde almaya balad. Sonra sizin Amazon'dan kurtulduunuzun haberi geldi. Bir kez daha ortadan kayboldunuz ama NUMA'yla balantnz biliyordum. ehire dndklerinden bu yana Trout'lar gz hapsinde tutuyoruz." "Bir kez daha zamannz boa harcamanz ok kt." "Hi sanmyorum. Yeteneklerinizi benim adma kullanmaya sizi ikna etmek iin hi de ge deil." "Eleman almak iin garip bir yntem uyguluyorsunuz, ilk seferinde beni karmaya kalktnz ve sonucunda ben on yl yamur ormanlarnda yaamak zorunda kaldm. Yine beni ilala uyutup kardnz. Sizin iin almay neden isteyeyim?" "Aratrmalarnz iin hi kimsenin veremeyecei destei salayabilirim." "Beni itenlikle destekleyen bir dzine kurulu var. Sizinle almay dnsem bile, ki bunu aklmdan geirmiyorum, ok nemli bir engel var. Tuzdan arndrma ileminin ierdii karmak molekler deiim iin ok seyrek bulunan bir madde gerekiyor." "Anasazyum kullanldn biliyorum. "Benim elimdeki stok Meksi-ka'daki patlamada yok oldu." "ok kt," dedi Francesca. "Bu madde olmadan arndrma ilemi yaplamaz. Yani bu durumda gitmeme izin verirseniz..." "Buluunuzu gerekletirmek iin yeterli miktarda anasazyuma sahip olduumu duyunca memnun olacaksnz. Dndnz duyunca, bu maddeden nemli miktarda elde ettim. Tam zamannda demek doru olacak. NUMA da ayn maddeyi alp getirmesi iin zel Grev Ekibi'nden birilerini ayn adrese gndermiti. Artk dnyann tatl su kaynaklarn elimde tutma projemi gerekletirebilirim. Planmn ne kadar mthi olduunu greceksiniz Dr. Cabral." Francesca bu iltifata sevinmi gibi davrand. "Elbette bir su mhendisi olarak bylesine byk hedefli bir giriimi merak ederim." "Dnya tarihinde grlen en olaanst kuraklk dnemlerinden birine giriyoruz. Gemite yaananlara bakacak olursak, bu kuraklk yz - 295 yl kadar srebilir. Etkileri ncelikle Afrika, in ve Ortadou'da grlecek. Avrupa da kolayca giderilemeyen bir susuzluk duygusuyla tanyor. Ben de dnyann kurumas ilemini hzlandrmaya alyorum." "Kukularm hogrn ama samalk bu." "yle mi?" dedi Brynhild glmseyerek. "Amerika da bundan kaamayacak. Gneybatnn Los Angeles, Phoenix, Las Vegas gibi byk l kentleri suyunu Colorado Nehri'nden salyor ve artk bu nehir benim denetimim altnda. Suya kavumak iin bir dizi barajlardan, gletlerden ve deitirilmi nehir yataklarndan yararlanyorlar. Su kayna aslnda pamuk ipliine bal. En kk bir engel byk felaketlere neden olabilir."

"Bir baraj filan m havaya uuracaksnz?" diye sordu Francesca panie kaplarak. "Bu kadar kaba bir davranta bulunamam. Normal su datm neredeyse krlma noktasna geldiinden, kentler zel kaynaklan gitgide daha fazla kullanmaya baladlar. Gogstad'n kukla irketleri her yerde su sistemlerini satn alyor. stediimiz zaman istediimiz yerde bir musluu evirerek susuzluk yaratabiliriz. Sonra da suyu byk kentler, yksek teknoloji merkezleri gibi bedelini deyecek gce sahip olanlara satabiliriz." "Bunu deyecek gc olmayanlar ne yapacak?" "Bat'da eski bir deyi vardr: 'Paray grnce su yukar doru akar.' Zenginler her zaman bedelini bakalarnn dedii ucuz sudan yararlandlar. Benim planma gre su artk ucuz olmayacak. Bu ie dnya apnda Avrupa'da, Asya'da, Gney Amerika'da ve Afrika'da da yapacaz. En saf biimindeki kapitalizm yaanacak. Su piyasas fiyatn belirleyecek." "Ama su asla domuz pirzolas gibi alnp satlan bir nesne deildir." "Siz yamur ormanlarnda ok uzun bir sre kaldnz. Kresellemenin anlam, iletiim, tarm, besin maddeleri ya da g kullanm tekellerinin gelitirilmesinden baka bir ey deildir. Suyu niin farkl dnelim? Yeni imzalanan uluslararas anlamalara gre hibir lke kendi suyunun sahibi deil artk. Sular daima en yksek fiyat nerenlere satlyor ve Gogstad da hep en yksek fiyat demeye hazr." - 296 "Binlerce insana su vermeyerek bu piyasadan ekilmelerine yol aacaksnz. Su alacak paras olmayan lkelerde alk ve kaos yaanacak." "Kaos bizim dostumuz olacak. Gogstad'n zayf dm hkmetleri politik adan ele geirmesinin yolunu aacak. Su konusunda da Darwin kuramlarn uygulayabilirsiniz. Yalnzca gl olanlar kazanr." Buz mavisi gzler Francesca'nn beynini oyar gibiydi. "Sakn bunu uzun boyumdan dolay benimle alay etmelerine karlk yaptm bir ey olarak dnmeyin. yapmak iin en uygun siyasi iklimin olumas gerektiine inanan bir i kadnym. ok ykl miktarlarda yatrm yaptm. Arkalarnda su torbalar ekerek suyu kaynandan mteriye tayacak tanker filosu ina etmek iin milyonlar yatrdm. Bu dakikay yllardr bekliyorum. Sizin buluunuzdan ekindiim iin imdiye dek hareket etme cesaretini gsteremedim. Benim kurduum tekeli birka hafta iinde ykabilirdiniz. Artk siz ve anasazyum benim elimde olduuna gre darbeyi indirebilirim. Birka gn iinde lkenin bats susuz kalabilir." "Olanaksz bu!" "yle mi? Greceiz bakalm. Colorado Nehri su kayna olarak grevini tamamlaynca, plann teki paralar yerlerine oturmaya balayacak. irketim dnyann drtbir kesindeki tatl su kaynaklarn denetim altnda tutuyor. Yani musluu kapatabiliriz. nce suyu biraz ksacaz ve sonra tmyle kapatacaz. Eer ikyet eden olursa, elimizdeki olanaklar erevesinde su rettiimizi syleyeceiz." "Sonularn biliyorsunuz," dedi Francesca sakin bir sesle. "Dnyann byk bir ksmn le evirmekten sz ediyorsunuz. Bu korkun olur." "Bazlar iin evet. Ama dnyann suyunu elinde tutanlar iin deil. stediimiz fiyat alabiliriz." "Umarsz toplumlardan alacaksnz. Ksa zamanda nasl bir canavar olduunuz ortaya kacak." "Tam tersine, Gogstad, ina ettiim tanker filosuyla Alaska'dan, British Columbia'dan ve Byk Gller'den suyu dnyann baka yrelerine tayacan aklayacak. Gogstad'n u gzel tankerleri kyya yananca, kahraman gibi karlanacak." - 297 "Anladm kadaryla, ou kimsenin hayal edemeyecei kadar zenginsiniz. Daha fazlasn niin istiyorsunuz?" "Uzun vadede dnyann iyilii iin olacak. Su iin savalarn kmasn nlemi olacam." "G sahibi olarak zorla kabul ettirilen bir Gogstad bar m?"

"Her zaman g gerekmeyebilir. Benim isteime boyun eenleri dllendirip, kar kanlar cezalandracam." "Kuruyup, lmelerini salayacaksnz." "Gerekirse evet. Tabii siz tuzdan arndrma ileminin bu plann neresine oturduunu merak ediyorsunuz." "lgn plannza engel olmasna izin vermeyeceinizi varsayyorum." "Tam tersine, buluunuz benim planlarmn ok nemli bir paras. Tankerlerimi sonsuza dek okyanuslarda yzdrmek istemiyorum. Dnya, kutuplardaki buzullardan suyu tayacak bir altyap ina ederken, tankerler yalnzca bu sreyi rahata amalarna yardmc olacak. le dnm usuz bucaksz tarm arazileri byk apl sulama projeleriyle yeniden canlandrlacak." "Hibir lke bunun bedelini deyemez. Uluslar iflas edecektir." "Onlar ucuza satn almak iin iyi bir frsat doacak demektir. Sonunda Cabral yntemini kullanan tuzdan arndrma fabrikalar kuracam ama rettikleri suyu yalnzca ben kontrol edeceim." "Tabii yine en yksek creti deyene satacaksnz." "Elbette. imdi size yeni nerimi aklayaym. Gereksinim duyduunuz her eye sahip olan bir laboratuvara yerletirileceksiniz." "Ya reddedersem?" "O zaman NUMA'l dostunuzu Kradzik kardelere vereceim. ok abuk ya da ok rahat lmeyecektir." "O masum bir insan. Bu konuyla hi ilgisi yok." 'Yine de gerekirse ekilenmesi dnlebilen bir ivi diyebilirim." Francesca bir an dnd. "Size gvenebileceimden nasl emin olabilirim?" - 298 "Bana gvenemezsiniz, Dr. Cabral. Hi kimseye gvenmemeniz gerektiini bilmelisiniz. Ama arkadatnzn yaamyla kyaslannca benim iin daha deerlisiniz ve bu takas yapmaya her zaman hazrm. birlii yaptnz srece, arkadanz yaayacak. Anlatk m?" Bu kadn ve parlak zeksnn karanlk derinliklerinde gelitirdii planlar Francesca'y tiksindiriyordu. Hi kukusuz Brynhild bir mega-lomanyakt ve kendisinden nceki rnekler gibi masumlarn ektii aclardan etkilenmiyordu. Francesca benliinin derinliklerindeki kaynaklar olmadan on yl boyunca vahi kafatas avclar, kan emen yarasalar, sokan bcekler ve bitkiler arasnda yaayamazd. stedii zaman en kurnazlar kadar Makyavelce davranabilirdi. Yamur ormanlarnda yaamak ona avnn peinden giden bir jaguarn sakin vahiliini kazandrmt. Kurtulduundan bu yana intikam alma arzusuyla yanp tutuuyordu. Geri hatal dndn biliyordu, ama saduyusunu yitirmemesi iin bu duygusundan destek alyordu. Bir an iin intikam aln bir yana brakt. Bu kadnn durdurulmas gerekiyordu. Glmsemesini glkle bastrp ban edi ve dokunakl bir sesle yantlad. "Siz kazandnz. lemi gelitirmenize yardm edeceim." "Anlatk. alacanz yeri gstereyim. ok etkilenecekseniz." "yi olduundan emin olmak iin nce Gamay ile konumak istiyorum." Brynhild dahili konuma sisteminin dmesine basnca koyu yeil niformal iki adam grnd. Kradzik kardeler olmamalar Francesca'y sevindirdi. "Dr. Cabral' teki konuumuza gtrn," diye emretti Brynhild. "Sonra tekrar yanma getirin," diyerek Francesca'ya dnd. "On dakikanz var. Hemen ie balamanz istiyorum." ki yannda nbetilerle Francesca karmak koridorlardan geip asansre bindi ve birka kat aaya indi. zerinde hibir iaret bulunmayan bir kapnn nnde durdular ve nbetilerden biri kilidi a-; mak iin tulara basarak ifreyi yazd. Adamlar darda beklerken Francesca kk, penceresiz odaya girdi. Gamay yatan kenarnda oturuyordu. ok fazla yumruk yemi bir boksr gibi sersemlemie - 299 benziyordu. Francesca'y grnce yz aydnland ve glmsedi. Yerinden kalkmak istedi ama bacaklar bedenini talamadndan tekrar oturdu. Francesca yanna iliip kolunu omzuna att. "yi misin?" Gamay karmakark salarn arkaya itti. "Bacaklarm titriyor ama dzeleceim. Ya sen naslsn?"

"Bana canlandrc bir ila verdiler. Bir sredir kendimdeyim. Sana yaplan ilacn etkisi de biraz sonra geecek." "Paul'e ne olduundan kimse sz etti mi? Saldrganlar geldiinde st kattayd." Francesca ban sallad. Gamay korkularn bir yana brakp sordu. "Nerede olduumuz hakknda fikrin var m?" "Yok. Ev sahibimiz sylemedi." "Yani bu rahat oda iin teekkr etmem gereken kiiyle mi konutun?" "Ad Brynhild Sigurd. Bizi karanlar onun adamlar." Gamay bir eyler sylemek istedi ama Francesca dudaklarn bzp, gzlerini soldan saa kaldrd. Gamay hemen anlad. Oday dinliyorlar ve belki de gzlyorlard. "Yalnzca birka dakikam var. Tuzdan arndrma projem konusunda Bayan Sigurd ile ibirlii yapmaya karar verdiimi bilmeni istedim. almalar sonulanncaya dek burada kalacaz. Ne kadar sreceini bilmiyorum." "Yani bizi karan kiiyle ibirlii mi yapacaksn?" "Evet," dedi Francesca enesini inat bir tavrla havaya kaldrarak. "Yaammdan on yl ormanda harcadm. Kazanabileceim epey ykl bir para var, ama bunun tesinde bulduum yntemi en dzgn biimde dnyaya tantma frsatn bana Gogstad'n vereceini dnyorum." "Bunu yapmak istediinden emin misin?" "Evet, kesinlikle eminim." Kap ald ve nbetilerden biri Francesca'ya iaret etti. Bayla onaylad ve eilip Gamay'e sarld. Sonra dorulup acele admlarla ka- 300 pya doru yrd. Tek bana kalan Gamay, neler olup bittiini dnmeye balad. Ksack bir an gz gze gelince Francesca gz krpmt. Dmanla ibirlii yaptn aklamasnn ardnda baka eyler olduunu sezinlemek Gamay'i rahatlatmt ama daha farkl endieleri de vard. Yataa uzanp gzlerini kapatt. ncelikle bedenini ve beynini dinlendirmesi gerekiyordu. Sonra buradan nasl kaabileceini dnebilirdi. - 301 35 Tahoe Gl'nn kobalt mavisi sularnn yaklak yetmi metre yukarsnda, eski tip yuvarlak paratleri andran krmz-beyaz kubbenin altnda bir adam uuyordu. Arkaya yatabilen Skyrider koltuu aadaki tekneye balyd. Austin elindeki telsize konutu. "Bir kez daha geelim Joe." Zavala arkadann talimatn duyduunu gstermek iin elini sallad ve ParaNautique vin tekneyi gln Kaliforniya tarafndaki kysna doru geni bir kavisle ar ar dndrd. Bu manevra srasnda Austin gl panoramik olarak grd. Kaliforniya-Nevada snrndaki Tahoe Gl, Sierra Nevada dalar arasnda Reno kentinin yaklak otuz be kilometre gneybatsndayd. K aylarnda tepeleri karl dalarla evrili gl, Amerika'daki en byk da glyd. Deniz seviyesinden bir buuk kilometre yksekteydi ve sularnn derinlii yaklak alt yz metreydi. Dnyann derinliklerindeki glerin oluturduu bir fay ukurunda yatan gln uzunluu otuz , genilii ise on sekiz kilometre kadard. Be yz yirmi kilometrekare yzeyinin te ikisi Kaliforniya eyaletinin snrlar iinde kalyordu. Kuzeyde sular Truckee Neh-ri'ne boalrken, gneyde ise snr izgisinde ykselen kumarhanelere doru uzanyordu. Gl kefeden ilk beyaz olan John C. Freemont bir aratrma greviyle buraya gelimiti ve VVashoe Kzlderilileri'nin 'ok su' anlamndaki kullandklar Da-ow ad ngilizce konuanlara Tahoe gibi geldiinden bu isim kullanlmaya balamt. - 302 L Gl kysnda belirli bir noktann zerinden uarken Austin dikkatini ky eridiyle gerisindeki karanlk ormana verip, resmini adeta beynine kazmaya alyordu. Hafzasna gvenemediinden kamera kullanmak isterdi ama Gogstad binalarna bylesine yakn uarken, dikkatle gzleneceini de dnmt. Kameray istenmeyen bir yne evirmek gibi gsterecei gereksiz bir ilgi yznden, aada alarm zilleri alabilirdi. Sahildeki kayalardan gle doru uzanan iskelenin zerinden geti. skeleye bir motorlu tekne balyd. Kaykhane ya da depo olduunu varsayd binann ardndan siyah kayalar dimdik ykseliyor ve sk aalarn yer ald dzlkte

son buluyordu. Sahilden birka metre ieride ormanlk arazi bir kez daha ykseliyordu. Yksek aalarn arasndan glkle seilebilen dik atlar ve kuleler Grimm'in masalla-rndaki atolar anmsatyordu. Ani bir hareketlilik dikkatini ekti. Koyu renk giysili birka adam iskelenin ucuna doru kouyordu. Ayrntlar gremeyecek kadar yksekteydi, ama gln zerinde paratle uarken ekilmi resimlerinin Gogstad aile albmne girmesi hi de artc olmazd. Zavala'nn teknesi bir mil daha gneye doru ilerlerken iskele geride kald. Gr mesafesinden knca, kendisini indirmesi iin iaret etti. Vin tekne, kk bir olann uurtmasn toplamas gibi onu ar ar aaya ekti ve koltuu suya dedi. Suyun altna kadar inmesine yol aan eski tip koltuklar kullanmadna Austin memnundu. "lgin bir eyler grdn m?" diye sordu tekneye kmasna yardm eden Zavala. "Demek istediin buysa, kapnn nnde 'ho geldiniz' yazan bir paspas yok." "Ama galiba iskelede bir karlama komitesi grdm." "kinci kez stlerinden uarken ortaya ktlar. Sk gvenlik nlemleri konusunda haklydk." Yerleim yerinin ok sk korunacan dnerek gizlice ieri girmeye almann anlamsz olacana karar vermilerdi. Aka yaplan bir hareketin en az dikkati eken olduu varsaymndan hareketle NU-MA kimlikleri ve bir deste banknotla vin tekneyi birka saatliine - 303 dn almlard. Kumarhanelere ok yakn olduklarndan mafyay aratrdklar konusundaki yaptklar imalar kolayca inanlr gibiydi. Tekneyle paratn sahibi bir haftada kazandndan daha fazla para teklif edilince, iler de pek youn olmadndan isteklerini yerine getirmiti. Zavala'yla birlikte parat ve koltuu yerletirdikten sonra Austin su geirmeyen torbadan bir resim defteriyle kalem kard. Pek iyi bir ressam olmad iin zr dileyerek havadan grdklerini izmeye balad. Yaeger'in bulduu uydu fotoraflaryla kendi izimlerini karlatrd. Yamacn stnde, iskeleden ykselen merdiven bir yaya yoluna dnyor ve gitgide genileyerek binalara doru gidiyordu. Anayoldan ayrlan baka bir yol da helikopter pistine ulayordu. "Gle bakan cepheden yaplacak bir saldr sz konusu olamaz." "Hayal krklna uradm syleyemem. Alaska'daki silahl atmay daha unutmadm," dedi Zavala. "Suyun altn grebileceimi umut etmitim. Eski gnlerde gl kristal kadar berrakt ama kylarndaki yaplanma nedeniyle yosunlar suyu bulanklatrm." Zavala baka bir fotoraf inceliyordu. NUMA merkezindeki strateji toplantsndan sonra Austin, Tahoe Gl'nn uzay fotoraflarn istemiti. Resimde su ssnn deiimleri renklerle belirtilmiti. Gln neredeyse tamam mavi olarak gsterilirken bat kysnda belirli bir nokta yksek sya iaret eden krmzya dnmt. Scak su neredeyse Gogstad iskelesinin tam altndayd. Baja Yarmadas'nn andaki s yaylmna benziyordu. "Resimler yalan sylemez," dedi Zavala. "Bir scak su kayna bulunma olasl her zaman vardr." Austin kalarn att. "Diyelim ki haklsn, Baja'da olduu gibi burada da suyun altnda bir yap var. Bir noktay anlamyorum. Tuzdan arndrma ileminden sz ediyoruz. Bu gln suyu ise tatl." "Haklsn anlamsz gibi geliyor. Ama bundan emin olmann bir tek yolu var. Hadi geri dnp bizim pakedin gelip gelmediine bakalm." Mavi sularn zerinde kayp marinaya ulatlar. Parmak gibi uzanan iskelenin ucunda ince uzun biri duruyordu. Yaralar henz tekne sarsntsna dayanmasna izin vermediinden Paul sahilde kalmt. skeleye yananca attklar halat salam eliyle kavrayp balad. - 304 I "Paketiniz geldi," dedi Paul. "Otoparkta duruyor." "ok hzl hareket etmiler," dedi Austin. "Gel gidip bakalm." Zavala'yla birlikte park yerine doru yrmeye baladlar. "Bekleyin," diye seslendi Paul. Austin gelen malzemeyi grmek iin sabrszlanyordu. "Daha sonra anlatrz sana," dedi arkaya dnp bakarak. Paul ban sallad. "Sizi uyarmaya almadm sakn sylemeyin."

Geni treyler bir kenara ekilmiti. zerindeki yk art arda duran iki araba biimindeydi. Koyu renk plastikle sarl nesneyi incelemek zere yaklarken treylerin kaps ald ve tandk biri aaya atlad. Sea Robir'in kaptan Jim Contos geni bir glle yanlarna geldi. "Oh... oh," dedi Zavala. "Jim, bu ne gzel bir srpriz," dedi Austin. "Neler oluyor Kurt?" Gl kaybolmutu. "Acil durum Jim." "Tam denizde deneme yaparken Rudi Gunn arayp SeaBus' ok acele Tahoe Gl'ne gtrmemi syleyince acil bir durum olduunu anlamtm. Kimin karlayacan grmek iin San Diego'dan buraya kadar geldim." Austin yakndaki piknik masasn gsterdi ve oturup izimleri, fotoraflar inceleyerek durum deerlendirmesi yaptlar. Contos sesini karmad, ama duyduu her ayrntyla koyu renk yz biraz daha karard. "ite byle," dedi Austin. "Oraya ulamak iin bir tek yol olduunu anlaynca, buraya en yakn sualt tatnn gnderilmesini istedik. Bu da senin deneme yaptn ara oldu ne yazk ki." "Niin Kr Oyuncu Blf yapyorsunuz?" dedi Contos, souk sava srasndaki sualt operasyonlarn anmsatarak. "Niye doruca ieri girmiyorsunuz?" "ncelikle buras Fort Knox'dan daha sk korunuyor. Araziyi evreleyen dikenli tellerin alarm sistemi, zerine doru soluunu verdiin anda zilleri aldracak kadar hassas. Srekli dolaan nbetiler var. Araziye girip kmak iin bir tek yol var. Sk ormann iinden getii gi- 305 Mavi Altn / F: 2 0 bi, ok sk korunuyor. Ar silahlarla donatp zel Timi gndersen bile, ilerinden birilerinin can yanabilir. Ayrca eer varsaymlarmzda yanlyorsak, kadnlar burada deilse ve bu tel rglerin ardndakiler yasal bir i yapyorlarsa, ne olacak?" "Ama byle olduunu sanmyorsun, di mi?" "Hayr sanmyorum." Contos glde dolaan yelkenlilere bakt ve masaya gelen Paul'e dnd. "Karnn orada olduunu mu dnyorsun?" "Evet. Ve onu dar karmaya kararlym." Paul'n askdaki koluna bakt Contos. "Baka birinin yardmna da ihtiyacnz var diyebilirim. stelik SeaBus' dostlarn tek bana indire-mez." "Onu ben dizayn ettim," dedi Zavala. "Bunu biliyorum ama test eden sen deilsin ve bu nedenle baz garipliklerini bilmiyorsun. rnein aknn alt saat dayanaca syleniyor ama drt saati ancak buluyor. Dediinize gre gideceiniz yer buradan epey uzak. Denize indireceiniz noktaya kadar nasl gtreceinizi hesapladnz m?" Austin ile Zavala glrek baktlar. "Dorusunu istersen, bir adrese teslim sistemi gelitirdik," dedi Austin. "Grmek ister misin?" Contos ban sallad ve masadan kalkp iskeleye doru yrdler. Suya yaklarken Contos'un aknl yznden okunuyordu. NU-MA'nn sanat harikas saylabilecek malzemelerini dndnden, stnde vinci bulunan yksek teknoloji rn bir tekne greceini umuyordu. Byle bir ey yoktu. "Teslim sisteminiz nerede?" diye sordu Contos. "Galiba geliyor," dedi Austin. Contos gle doru bakt ve yandan arkl eski tip gemiyi grnce gzleri falta gibi ald. Krmz, beyaz, mavi boyal tekne rzgrda uuan bayraklarla sslenmiti. "Dalga geiyorsunuz," dedi Contos. "SeaBus' suya bu nesneden mi indireceksiniz? Suyun zerinde gezen bir dn pastasna benziyor." - 306 "ok ssl. Bu ihtiyar kz her gn gl boydan boya dolayor, rtk kimse dnp ona bakmyor. Gizli bir operasyon iin ok iyi bir klf deil mi Joe?" "stelik harika bir kahvalt servisi olduunu da duymutum," dedi Zavala ciddi bir ifadeyle. Contos aknlkla yaklaan gemiye bakt ve ani bir hareketle otoparka doru yrmeye balad. "Hey kaptan nereye gidiyorsun?" diye seslendi Austin. "Treylere, banjomu alp geleceim."

- 307 36 Viking gemisinin gvertesinde duran Francesca yukar dnk zarif burnuna, uzayp giden izgilerine, boyal drtgen yelkenine bakt. Kaln ahap kaplamalarna ve yekpare omurgasna karn son derece narin grnyordu. Kemerli ats, alev alev yanan mealeleri, yksek ta duvarlar Ortaa silahlaryla bezenmi odaya baknca bu kadar gzel bir geminin bylesine irkin ve garip bir yere niin yerletirildiini merak etti. Yelkenin yannda duran Brynhild, Francesca'nn sessizliini beeni olarak alglad. "Bir bayapt deil mi? ki bin yl kadar nce bu gemiyi ina ettiklerinde skandinavlar skuta adn vermilerdi. Geri en by deildi ama en hzlsyd. Mee kaplamalarndan stp yerine kullanlan iril-mi inek kllarna kadar tm ayrntlaryla kopyasn yaptrdm. Boyu yirmi be metreden fazla, eni ise be buuk metre. Orijinali Norve'de Oslo'da bulunuyor. Daha nce yaplan bir kopyas Atlantik Okyanu-su'nu gemiti. Bu gemiyi ina ettirip buraya yerletirmek iin bunca zahmete niin girdiimi dnyorsunuz herhalde." "Bazlar eski pul koleksiyonu yapar, bazlar antika arabalar biriktirir. Herkesin zevki farkldr." "Bunun nedeni yalnzca bir koleksiyoncu kaprisi deil." Brynhild yanna gelince, Francesca yaknlktan dolay rperdi. Geri kadnn tepesinden bakan bedeni ok glyd ama yayd ktlk fiziksel boyutun tesine geer gibiydi. Elini uzatp akan bir yldrmn gcn - 308 alabilecek gibi grnyordu. "Viking ruhunu canlandrd iin bu gemiyi irketlerimin bir simgesi olarak grdm. Zamannda istediklerini elde etmesini bilenler bununla yelken amt. Sk sk buraya ilham almak iin gelirim. Sizin iin de yle olacak Dr. Cabral. Hadi gelin size alacanz yeri gstereyim." Gamay'i ziyaret ettikten sonra Francesca tekrar Brynhild'in kartal yuvasna gtrlmt. Birlikte karmak koridorlardan geerken Francesca kendini bir yolcu gemisinde dolar gibi hissetmiti. Yanlarnda nbeti yoktu ama kamak aklna bile gelmemiti. Olanaksz gibi grnmesine karn bu dev kadn alt etse bile, bir dakika iinde kendisini yok edebilirlerdi. stelik nbetilerin ok da uzakta olmadklarndan emindi. Bindikleri asansr soluk kesen bir hzla aaya indi. Kapnn ald yerde tek ray zerinde hareket eden kk bir vagon vard. Brynhild ona n tarafa gemesini iaret edip, arkada kendisi iin zel olarak yaplan koltua oturdu. Vagon iine binenlerin arlyla alyordu. Iklandrlm bir tnelden getiler. Neredeyse kontrolden kacakm gibi hzland anda bilgisayarlar bir anda hzn drd ve biraz nce ktklar odaya benzeyen bir yerde durdular. Bu odadaki asansrn saydam plastik d duvarlar yumurtay andryordu. Normal boyda drt kiinin oturaca koltuklar vard. Kap kapand, asansr karanln iine dald ve derin maviliklere doru inmeye balad. Saydam duvarlarda k ve glge oyunlarn izleyen Francesca suyun altna doru gittiklerini fark etti. Mavilik gitgide karard ve sonunda sanki bir projektrn aydnlatt yere vardlar. Kap alp dar knca Francesca gzlerine inanamad. Parlak klarla aydnlatlm, yuvarlak bir odaya gelmilerdi. Tavan da yarm daire biiminde ykseliyordu. erisi kaln borular, kablolar ve eitli boyutlarda tanklarla dolu olduundan, bykln tahmin etmek olduka zordu. Bir dzine kadar beyaz nlkl teknisyen sessizce tanklarn arasnda dolayor, bilgisayar ekranlarna bakyordu. "Evet, ne dnyorsunuz?" dedi Brynhild gurur dolu bir sesle, "inanlmaz bir yer." Sesindeki hayranlk gerekti. "Neredeyiz biz, denizin altnda m?" - 309 Dev kadn glmsedi. "te burada alacaksnz. Gelin sizi gezdireyim." Francesca'nn bilimsel beyni ilk grnteki karmaada,, bir anlam kard. Geri borular ok eitli alara dalyordu, ama bu lgnln ardnda bilime dayal bir dzen oduu belliydi. stelik hepsi sonunda odann ortasnda birleiyordu.

"Bunlar ekirdek maddeyi etkileyen eitli koullar denetliyor," dedi Brynhild bir kontrol panelindeki yanp snen klar iaret ederek. "Suyun altndaki bu yap drt ayak zerine oturtuldu. Ayaklarn ikisinden su ieri girerken, dier ikisinden dar kyor. Bir tatl su ortamnda bulunduumuzdan ieri aldmz suya nce u tanklardaki tuzu ve deniz minerallerini katyoruz. Gerek deniz suyundan hi fark kalmyor." Odann ortasndaki metre yksekliinde, yedi metre apndaki silindir tanka doru yrdler. "Bunun iinde anasazyum olmal," dedi Francesca. "Doru bildiniz. S nplrirrlafti Francesca gstergeleri inceledi. "Soutma, elektrik akm, s denetimi ok iyi. ok yaklamsnz." "Anasazyuma yksek s, soutma ve elektrik akm uyguladk ama pek fazla baarl olamadk." "Hi armadm. Ses unsuru eksik." "Elbette. Ses titreimleri." "Doru yoldasnz ama eer bu madde teki etmenlerle birlikte belirli bir ses dalgasnn etkisine braklmazsa, ilem yrmez. Sanki bir yayl alglar drtlsnden elloyu karmak gibi dnn." "ok zekice. Bu teknie nasl ulatnz?" "Allmn dnda dnmeye ynlenerek. Bildiiniz gibi bundan nce tuzdan arndrmann yalnzca farkl yntemi kullanlyordu. Elektrodiyaliz ve ters osmoz yntemlerinde tuzu ayrmak iin elektrik verilen su zar katmanndan geiriliyordu. nc yntem olan disti-lasyonda ise gnein etkisiyle deniz suyunun buharlamas gibi su - 310 buharlatrlyordu. Her de byk apta enerji gerektirdiinden, tuzdan arndrma ileminin uygulanmas zordu. Benim yntemim suyun molekler ve atomik yapsn deitiriyor. lem srasnda enerji yaratlyor ve kendi kendini geindiriyor. Tm glerin birlemesi doru llerde olmak zorunda. Kl pay ama bile ilemin yrmesine engel olur." "Artk burasn grdnze gre, kendi yntemenizi uygulayabilmeniz ne kadar srer dersiniz?" Francesca omzunu silkti. "Bir hafta." " gn," dedi Brynhild. "Zaman niin kstl?" "Gogstad ynetim kurulu burada toplanacak. Dnyann drtbir kesinden insanlar aracam. Onlara sizin ynteminizi gstermek istiyorum. Bunu grdkten sonra hepsi evlerine gidecek ve byk planmz uygulamaya balayacaz." F'ancesoa hlr ?!n dnd "Aslnda yirmi drt saat iinde islerlik "Pazarlk yapacak konumda deilsiniz." "Farkndaym. Ama elinizdeki rehineyi brakmanz istiyorum. Ona ila verilmiti. Nerede olduunu ya da buraya nasl geldiini bilmiyor. Sizi tanmad iin banza dert aamaz. Bu sistemi iletmemi salamak iin onu rehine olarak tutuyorsunuz. lem tamamlannca, ona gereksiniminiz kalmayacak." "Anlatk," dedi Brynhild. "Siz bana tuzdan arndrlm su rneini gsterdiiniz anda onu serbest brakacam." "Sznz tutacanzn bir garantisi var m?" "Hayr yok ama sizin de baka seeneiniz yok." Francesca ban sallad. "Baz gerelere ihtiyacm var ve sorgusuz sualsiz yardm edilmesini istiyorum." "Ne isterseniz yerine getirilecek," dedi Brynhild ve teknisyenleri ard. "Dr. Cabral'n dedii her ey yaplacak, anlald m?" Bir emir daha verince baka bir teknisyen elinde eski bir alminyum antayla - 311 yaklat. Brynhild antay adamdan alp Francesca'ya uzatt. "Sanrm bu sizin. Dostlarnzn evinde bulduk. imdi gitmeliyim. Deney yapacanz zaman beni arn." Francesca ynteminin modelini tayan antasn sevgiyle okar-ken Brynhild asansre doru uzaklat. Birka dakika sonra kulenin tepesindeki odasndayd. Yar yoldayken ard Kradzik kardeler onu odasnda bekliyordu.

"Bunca yllk bekleyiten ve hayal krklklarndan sonra Cabral ynteminin bir sre sonra elimizde olacan aklamak istiyorum," dedi zafer dolu bir sesle. "Ne zaman?" diye sordu ikizlerden biri. "Yirmi drt saat iinde alr duruma gelecek." "Hayr," dedi teki ikiz, klar metal dilerinde parlarken. "Oynamak iin u kadn bize vermene daha ne kadar var?" Brynhild bunu tahmin etmeliydi. kizler ikence yapmak ve cinayet ilemek iin programlanm bilgisayarlar gibiydiler. Bulduu yntemi hayata geirdikten sonra Francesca'nn yaamn srdrmesine izin vermeye niyetli deildi. Haince dncelerinin bir nedeni Francesca'nn gzellii ve bilimsel stnlyd. Bir nedeni de kindarlyd. Brezilyal kadn zamann ve parasn boa harcamasna neden olmutu. Gamay'e kar ise zel bir dmanl yoktu. Yalnzca ilerini yarm brakmak istemezdi. Glmserken, odann soukluunu on derece daha drd. "Yaknda." - 312 37 Gece nbetisi Valhalla iskelesinin ucunda sigarasn ierken, yerini alacak arkada yaklat ve raporunu istedi. riyar eski denizci gzlerini ksarak gnein parlad gle bakp izmaritini suya att. "Kna tekme atma yarndaki tek bacakl bir adam kadar youn bir geceydi," dedi szckleri uzatan Alabama aksanyla. "Gece boyunca helikopterin biri gitti, biri geldi." Eski bir Yeil Bere birlii mensubu olan nbeti yaklaan helikoptere bakt. "Galiba baka konuklar da geliyor." "Neler oluyor?" diye sordu Alabamal. "Geceleri alp, gndzleri uyuyunca pek bir ey duyamyorum." "Toplant iin baz nemli adamlar geliyor. Tam kadro alyoruz ve gvenlik nlemleri sklatrld." Gle doru bakarak devam etti. "Yine Tahoe Queen tam zamannda geliyor." Drbnn kaldrp gln kuzey kysna doru giden yandan arkl gemiye bakt. Tahoe Queen adeta Showboat dizisinden frlam gibiydi. Vanilyal krema gibi beyaza boyanm gvdesinde birinci ve ikinci kat gvertelerini ayran mavi bir izgi vard. ki uzun bacas n taraftalyd. Gln durgun suyunda dnp gemiyi yrten arklar kpkrmzyd. st gvertenin korkuluuna aslm krmz, beyaz ve mavi flamalarla bayraklar rzgrda dalgalanyordu. "Hmm," dedi nbeti gverteyi izlerken. "Bugn pek fazla turist yok." - 313 Eer bir gn nce paratn altndan kendisini izleyen mercan yeili gzlerin yine zerinde olduunu bilseydi, herhalde bu kadar soukkanl davranamazd. st gvertede bir puro kutusu gibi uzanan kaptan kprsnde duran Austin nbetileri inceliyordu. Adamlar silahlyd ama gevek durular can sknts iinde olduklarn gsteriyordu. Dmenin bandaki Emerald Krfezi'nden gelme, deneyimli gl kaptan sordu. "Geminin hzn biraz azaltaym m?" Yandan arkl, hzdan ok rahatlk salamak iin ina edilmi, son derece irin bir yanlg gibiydi. Biraz daha yavalarsa, herhalde durur diye dnd Austin. "Ayn hzla devam edin kaptan. Bizimkini denize indirmek sorun olmayacak." skeleye tekrar baknca nbetilerden birinin ayrldn, tekinin de bir aa glgesine sndn fark etti ve biraz kestireceini umut etti. Austin kaptana elini uzatt. "birliiniz iin ok teekkr ederiz kaptan. Umarm geminizi son anda kiralayarak her zamanki mterilerinizi hayal krklna uratmadk." "Kimin bindiine dikkat bile etmeden u ihtiyar kz oradan oraya gtryorum. Ayrca gnlk tura kanlara oranla bugnk gezi daha heyecan verici." Kaptann heyecannn da bir bedeli vard tabii. Gemi iletmesi gnlk kazancn yitirmek istemediinden, czdanlar alm ve resmi bir i iin kiralanaca konusunda VVashington'dan eitli telefonlar gelmiti. "Sizi mutlu ettiimize sevindim," dedi Austin. "Gitmek zorundaym. Bizi braktktan sonra yolunuza devam edin." "Nasl geri dneceksiniz?" "Biz de bunun zerinde alyoruz," dedi Austin glerek.

Austin kaptan kprsnden kp, en alt gvertedeki geni salona indi. Sradan bir gn olsayd salonun ii harika manzaray izleyerek yiyip ien turistlerle dolu olacakt. imdiyse Paul ile Zavala'dan bakas yoktu. Zavala daha nceden kaponlu siyah dalg giysisini giymiti, Paul de elindeki listeyi kontrol ediyordu. Austin zaman yitirmeden giy- 314 sisini zerine geirdi ve Zavala ile birlikte geminin yan tarafnda, yolcularn inip bindii akla doru yrdler. Eer arka arkn zerine ahap bir platform yerletirilmemi olsayd doruca gle deceklerdi. Dayankl naylondan yaplma dubalarn ve gemi kurtarma tplerinin zerinde duran platform tonlarca arl tayabilecek gteydi. Her eyi sabahleyin alelacele bir araya getirilmiti ve platformda duran Contos byk bir hata yapp yapmadklarn kontrol ediyordu. "Nasl grnyor?" diye sordu Austin. "Huckleberry Finn'in Mississippi Nehri'nde kulland gemi kadar gzel deil," dedi Contos ban sallayarak. "Ama yine de i grr." "naat yeteneimizi onayladn iin teekkrler," dedi Zavala. "Bana bakn beyler, ltfen SeaBus' kaybetmemeye aln. zerinde deney yapacak bir ey olmaynca deney programn srdrmek ok zor," dedi Contos platformdan inerken. zerindeki koruyucu klftan knca SeaBus, iko plastik bir salama benzemiti. Florida'daki turist gezdiren denizaltdan yola klarak orta derinlikteki sularda yaplacak almalar sonrasnda elemanlar tamak amacyla ina edilmiti. Saydam gvdesi alt yolcuyla birlikte eyalarn tayacak kapasiteye sahipti. Gvdenin zerine oturduu yuvarlak kzaklarda safra, dengeleyici arlklar ve iticiler vard. Yanlarnda da ekstra safra ve hava tanklar bulunuyordu. Dndaki gereler gvdeye salam bir yuvarlak ereveyle tutturulmutu. ki kiilik kok-pit n taraftayd. Arka tarafnda ise teknenin elektrik, hidrolik ve mekanik kalbiyle, suyun iindeyken dalglarn girip kmalarn salayan blme bulunuyordu. Paul arkn zerinden kafasn uzatt. "Hedefe yaklayoruz," dedi saatine bakarak. "Dala dakika var." "Her an hazrz," dedi Austin. "Ya sen naslsn Paul?" "Bomba gibiyim," dedi arpk glmsemesiyle. Aslnda pek de iyi saylmazd. Vurdumduymaz Yankee grnmne karn, Gamay iin endieleniyor ve bu greve katlmak iin can atyordu, ama askdaki koluyla onlara ayak ba olacan da biliyordu. Austin sakin ve saduyulu birinin, bir terslik olursa, ordular ar- 315 mak iin suyun zerinde kalmasnn daha doru olacan sylerek onu ikna etmiti. Sualt aracn treylerden indirip platforma yklemek iin bir vin getirilmi ve yandan arkl gemi, liman blgesi kalabalklamadan yola kmt. Her gnk yolculuk saatine uymas iin sahilden uzak bir noktada beklemilerdi. zerindeki ar yke karn platform dalgalarla birlikte sallanyordu ve arka tarafndaki naylon dubalarn yannda duran Austin ile Zavala sarsntdan dmemek iin dikkatli davranyorlard. aret verilince dalg baklaryla naylon dubalar del-diler. lerindeki hava tslayarak boalp aracn arka ksm suya gmlnce, SeaBus' balayan ipleri zdler ve arka kapaktan ieri girip kokpite yerletiler. Platformun n taraf havaya doru kalkt ve torbalar boalnca tekrar dzelip alalmaya balad. Bylesine gelimi bir sualt arac iin olduka ilkel bir dal sistemi hazrlanmt ama ie yarad grlyordu. Platform suya girip, gemiyle birlikte ilerlerken SeaBus yzeyde kald. Yandan arklnn arkasndaki kpklerde biraz dans etti ve dalgalarn arasna gmlmeye balad. Dibe doru inerken suyun rengi mavi-yeilden mavi-siyaha dnt. Austin safralar ayarlaynca on alt metre derinlikte kaldlar. Zavala gaz kolunu itip burnunu sahile evirince akyle alan motorlarn vzlts duyuldu. Aracn yuvarlak burnuna kar gelen bir aknt olmadndan, on deniz mili hzla ilerleyebildikleri iin ansl saylrlard. Yarm saat iinde karaya kadar be millik mesafeyi alabildiler. Zavala arac ynetirken Austin de sonar ekrann inceliyordu. Kydaki kayalk yzey otuz metreden fazla dmdz aaya

iniyor ve geni bir raf gibi gle doru uzanyordu. Sonarn ekrannda iskelenin tam altnda bu kntnn zerine yerlemi byk bir cismin varl belirdi. Birka dakika sonra yukar doru baknca aydnlatmayla ldayan iskeleyi ve tayc dubalar grdler. Austin ilk izlenimlerinin doru olduunu ve nbetinin, suyun iindeki aracn yarataca dalgalar fark etmeyecek kadar can skntsna kapldn umuyordu. Austin radarla ve plak gzle yapt aratrmalar srdrrken, Zavala SeaBus' ar ar aaya doru indirdi. "Dzelt. abuk," dedi Austin. - 316 Zavala hemen harekete geti ve sualt arac a bir kpekbal gibi olduu yerde dnd. "Kaya kntsna ok mu yaklatk?" "Tam olarak deil. Biraz geri ekilip on be metre daha alalalm." SeaBus kydan uzaklat ve burnunu kaya kntsna evirdi. "Madre de Dios," dedi Zavala. "Son grdmde Astrodome hl Teksas'dayd." "Bu nesnenin iinde Dallas'l kovboy kzlar bulacan hi sanmam." "Baja'da patlamayla yok olan nesneye benziyor. tiraf etmek istemiyorum ama her zamanki gibi haklsn." "Yalnzca anslym." "Ne kadar ansn olduunu bilmiyorum. u nesnenin iine girmek zorundayz." "Niin hemen yapmyoruz? nce altna bir bakalm derim." Zavala ban sallayarak gaz kolunu ekti ve SeaBus suyun iindeki yapnn altna doru szld. Mat bir k yanstan yzeyi, yeil saydam bir maddeden yaplmt. Zavala'nn abartmasna karn, bu yapnn toprak zerinde bile bir mhendislik harikas gibi grnecei kesindi. Tpk Baja'da olduu gibi buradaki de d evresindeki drt silindir biimi ayan zerinde duruyordu. "Dardaki ayaklarda kapaklar var," dedi Austin. "Herhalde Meksi-ka'dakinde olduu gibi burada da suyu alp vermek iin kullanlyor." Zavala arac yapnn tam ortasndaki beinci ayaa yaklatrd ve ikiz projektrlerini yakt. "Burada kapak yok. u nedir acaba?" Biraz daha yaklanca silindir biimi ayan bir tarafnda ovalimsi bir girinti gze arpt. "Bir kapya benziyor ama nnde ho geldiniz diyen bir paspas yok." "Belki koymay unutmulardr," dedi Austin. "Niin aracmz park edip, komu ziyaretine gitmiyoruz?" Zavala arac destek ayann yanna indirdi ve oksijen tpleriyle suyun iinde iletiim kuracaklar kulaklklarn taktlar. Austin su geirmez torbaya byk Bowen silahn, yedek arjr ve Zavala'nn Alaska'da yitirdii makineli tfein yerine .9 mm'lik bir Glock yerletirdi. - 317 Austin sualt aracnn k odasna girip, ieri su bast ve d kapa at. Birka dakika sonra Zavala da yanndayd. Destek ayaa yzp kapnn iki yanndaki kulplara tutundular. Sa taraftaki panelde biri krmz, biri yeil iki byk dme vard. Yeil dmenin parlyordu. Bir an durakladlar. "Belki alarm sistemi alyordur," dedi Zavala arkadann dncesini de yanstarak. "Ben du bunu dnyordum. Ama niin alarm yerletirsinler? Bu mahallede pek sz filan dolamaz herhalde." "Baka seeneimiz yok," dedi Zavala. "Bas dmeye." Austin yanan dmeye bast ve eer bir alarm aldysa bile duymadlar. Silindir ayan bir blm esneyen bir az gibi ald. nce Zavala ieri doru szld ve Austin onu izledi. Bir apka kutusunu andran odaya girmilerdi. Tavandan aaya metal bir merdiven sarkyordu. Duvarda kapy atklar dmenin ei vard. Austin yine parlayan yeil dmeye basarken silahlarn bulunduu torbay drd ve torba hava odasnn kk deliinden aaya kayp gitti. "Bo ver," dedi Zavala'nn sormad soruya yant olarak. "Zamanmz yok." D kap kapannca ieride klar yand. Odann suyu abucak boald ve tepede yuvarlak bir kapak ald. imdilik varlklar saptanmamt. Uzaklardan gelen makine uultular dnda baka bir ses yoktu. Austin merdiveni trmanp kafasn delikten yukar kard. Daha byk yuvarlak bir odada buldular

kendilerini. Duvarda bir sr koyu yeil dalg giysisi aslyd. Oksijen tpleri raflara sralanmt. Byk bir dolabn iinde zel aletler grlyordu. Austin kulakln, maskesini, tpn karp uzun sapl sert elik kll bir fraya uzand. "Herhalde giri deliklerini bununla temizliyorlar. Yoksa alp kapanan yerler yosun tutar." Zavala yuvarlak duvardaki kapya yaklap baka bir krmz ve yeil dmenin bulunduu kutuyu iaret etti. "Maymunlarn yiyeceine kavumak iin dmeye basmak zorunda kaldklar zek testlerinden birindeymiim gibi geliyor." "Bence deil," dedi Austin. "Bir empanze burada bulunmayacak kadar zekidir." - 318 Austin'in iaretiyle Zavala yeil dmeye bast ve kap alnca du kabinlerinin ve raflarn sraland, drt duvarl bir odaya girdiler. Austin'in raftan ald plastik ambalajl paketin iinde sentetik ince be-f yaz kumatan dikilmi iki paral bir giysi vard. Zaman yitirmeden dalg giysilerini karp stc i amarlarnn zerine beyaz niformalar geirdiler. Gmplatin rengi salar ok dikkat ektiinden paketin iinde bir plastik bone bulan Austin memnun oldu. "Nasl grnyorum?" diye sorarken beyaz giysinin geni omuzlarna gre dikilmediini biliyordu." "Byk, tatsz beyaz bir mantar gibisin." "Ben de byle grnmek istiyordum. Hadi gidelim." Yksek kavisli tavan olan byk bir odaya girdiler. eitli kalnlk ve uzunlukta borular oradan oraya gidiyordu. Daha nce duyduklar uultu kulaklarn actacak kadar ykselmiti. Ses sanki her taraftan birden geliyordu. "Bingo," diye mrldand Austin. Zavala, "Bana Alien filmindeki bir sahneyi anmsatt," diye karlk verdi. "Keke buradakiler de baka gezegenden gelselerdi," diye ekledi Austin. Hi beklenmedik bir anda beyaz giysili bir teknisyen dikey bir borunun ardndan karlarna kverdi. Hemen kasldlar ve elleri olmayan silahlarna gitti, ama portatif bir l aleti tayan adam onlara bakmadan borularn arasnda kaybolup gitti. Odann metal bir iskele zerine kurulmu ikinci katna kmaya karar verdiler. Buradan evrelerini daha rahat gzleyebilecekler ve belki baka teknisyenlerle kar-f lamayacaklard. En yakndaki merdiveni trmanp ortaya doru yrrlerken alt katta, yaptklar ilerle ilgilenen teknisyenler balarn bile kaldrmad. Yukardan baknca fabrikann ii daha etkileyiciydi. Bal yapmayan arlarn dolat bilimkurgusal bir kovana benziyordu. "Btn gn buray aramak zorunda kalabiliriz," dedi Austin. "Bakalm bir rehber bulabilecek miyiz." ktklar merdivenden tekrar aaya inip byk bir borunun ard-\ na gizlendiler. Byk bir konsolun nnde, arkas dnk teknisyen - 319 duruyordu. ki teknisyen ilerini bitirip ayrlnca ncs v Kimsenin kendisini grp grmediini anlamak iin evresine1'2 Austin hzl admlarla konsolun nndeki kiiye yaklat ve a6 '?aAlnan nu boynuna sard. u "Ses karrsan boynunu krarm," diye homurdand ve srkl rek borunun arkasna getirdi. "Yeni rehberimizle tann." Zavala teknisyene bakakald. "Tanyorduk." Austin teknisyenin yzn kendine evirdi. Frarcesca Kadn gzlerindeki korku bir anda rahatlamaya dnd. "Burada ne isin var?" Francesca'y grme sevinci Austin'in aknlktan syrlmasn salamt. "Bir randevumuz vard, hatrladn m? Zaman ve yeri daha sonra saptanacakt." Francesca glmsemeyi baard ve biraz daha sakinleerek konutu. "Burada kalamayz. Benimle gelin." Borularn arasndan dolap iindeki plastik bir masa ve iskemle bulunan kk bir odaya girdiler. "Sessizlik iinde alabilmek iin bu oday bana vermelerini istedim. Birka dakika emniyette oluruz. Eer biri gelirse, ne yaptnz biliyormu gibi davranmaya aln," dedi ve hayretler iinde ban sallad. "Tanr akna buraya nasl geldiniz." "Otobsle," dedi Austin. "Gamay nerede?"

"Buras tuzdan arndrma nitesi. Gamay ana binada. Birinci katta, sk korunan bir odada tutuyorlar onu." "Oraya nasl gidebiliriz?" "Yolu gsteririm. Laboratuvardan yukar kan bir asansr var. Sonra bir vagon sizi tnelden geiriyor. Baka bir asansrle onun u-lunduu kata karsnz. Onu kurtarabileceinizden emin misiniz. "Deneyip greceiz," dedi Zavala uuk bir glmsemeyle. "ok tehlikeli. Ama belki bir ansnz olur. Nbetilerin dan akn. Bir toplant hazrl var. nsanlar gelmeye balama a ce harekete gemelisiniz." "Ne toplants?" diye sordu Zavala.lavana "Bilmiyorum ama ok nemli gibi grnyor. Toplant kadar bu sistemi altrmak zorundaym yoksa Gamay i ldere - 320 cesca Aanda birilerinin olup olmadn kontrol ecoesdip onlar K, -re gtrd. Austin kadnn oMc yorgun grndne 00 dikkat et- A zarm gzlerinin evresinde siysh halkalar vard. Francesssesca onla-. . anslar dileyip borularn arasrrda kayboldu. Zaman yii yitirmeden umurta biimi asansre bindiler ve Francesca'nn tarif ettijii gibi su-n altndan vagon odasna doru trmandlar. Vagona birn A inip tneli y tiier ve kendilerini bir koridorda tfculdular. Asansrn kaputps birka adm tedeydi ve zerindeki k inrrmkte olduunu gsteriyopo' ordu. ;yi mi davranacaz kt m?" cfcedi Zavala. "nce iyi davranmay deneyelim " Kap ald ve bir nbeti kt. Kukuyla iki arkadaa baktkt. "zr dilerim," dedi Zavala kibarca. "NUMA'dan gelen ki kadn nerede bulabiliriz? Grm olmalsnz. Uzun boylu, kzl sal." ' Nbeti makineli tfeini dorulturken Austin'in yumrucuu olanca gcyle midesine indi Hava karan" balona benzeyen bir S6t; ses kard ve bacaklar bkld. "iyi davranacamz sanmtm," dedi Zavala. "Bu iyi davrant," dedi Austin ve'e nbetinin kollarn tutttuttu. Zavala da ayaklarndan yakalad ve adam asansre soktular. Yukt-jkar kma dmesine bastlar ve iki kat arasmda durdurdular. Austimtin melip usulca nbetinin yanana vurdu. I <arsnda Austin'i gretren adamn gzleri birdenbire ald. "Bugn iyiliimiz stmzde. Sacna bir ans daha veriyorooruz. Kadn nerede?" Nbeti ban sallad. Ausstin zaman kaybedecek k durumda eildi. Silahn namlusunu burnunia dayaynca adamn gijzleri a aktl- "Zaman yitirmeyeceim," dedi Austin alak sesle. "Kacb A dnn birin-Cl katta olduunu biliyoruz. Eer tann yerini bize sylemezsiirsen, syle-Vecek birini buluruz. Anladn m?" Nbeti bayla onaylad, A OA ;yi," dedi Austin ve adam ensesinden tutup ayaAta kaldrd. Wct 'a St katn d9mesine bast. Kforidorda asansr beklemeyen kimse A Nbetiyi bo koridora doruuittiler. Buradaki gvenlik sistemi nasl' ?" - 321 MaviAvi Altn / F: 21 duruyordu. ki teknisyen ilerini bitirip ayrlnca ncs v Kimsenin kendisini grp grmediini anlamak iin evresine1'2 ka'dl Austin hzl admlarla konsolun mindpki kkiuo ne '3a'<na srkleyeAustin hzl admlarla konsolun nndeki kiiye yaklat ve "" nu boynuna sard. ' 9l ko'u"Ses karrsan boynunu krarm," diye homurdand ve rek borunun arkasna getirdi. "Yeni rehberimizle tann." Zavala teknisyene bakakald. "Tanyorduk." Austin teknisyenin yzn kendine evirdi. Frarcesca Kadn gzlerindeki korku bir anda rahatlamaya dnd. "Burada ne iiniz var?" Francesca'y grme sevinci Austin'in aknlktan syrlmasn salamt. "Bir randevumuz vard, hatrladn m? Zaman ve yeri daha sonra saptanacakt." Francesca glmsemeyi baard ve biraz daha sakinleerek konutu. "Burada kalamayz. Benimle gelin."

Borularn arasndan dolap iindeki plastik bir masa ve iskemle bulunan kk bir odaya girdiler. "Sessizlik iinde alabilmek iin bu oday bana vermelerini istedim. Birka dakika emniyette oluruz. Eer biri gelirse, ne yaptnz biliyormu gibi davranmaya aln," dedi ve hayretler iinde ban sallad. "Tanr akna buraya nasl geldiniz." "Otobsle," dedi Austin. "Gamay nerede?" "Buras tuzdan arndrma nitesi. Gamay ana binada. Birinci katta, sk korunan bir odada tutuyorlar onu." "Oraya nasl gidebiliriz?" "Yolu gsteririm. Laboratuvardan yukar kan bir asansr va Sonra bir vagon sizi tnelden geiriyor. Baka bir asansrle onun lunduu kata karsnz. Onu kurtarabileceinizden emin misiniz. "Deneyip greceiz," dedi Zavala uuk bir glmsemeyle. "ok tehlikeli. Ama belki bir ansnz olur. Nbetilerin A dan akn. Bir toplant hazrl var. nsanlar gelmeye balama a ce harekete gemelisiniz." "Ne toplants?" diye sordu Zavala. A iayana "Bilmiyorum ama ok nemli gibi grnyor. Toplant a'cekler-kadar bu sistemi altrmak zorundaym yoksa Gamay i o - 320 esca darda birilerinin olup olmadn kontrol edip onlar 're gtrd. Austin kadnn ok yorgun grndne dikkat et-853,1 rm gzlerinin evresinde siyah halkalar vard. Francesca onla-i anslar dileyip borularn arasnda kayboldu. Zaman yitirmeden ** rta biimi asansre bindiler ve Francesca'nn tarif ettii gibi su-" altndan vagon odasna doru trmandlar. Vagona binip tneli ctiler ve kendilerini bir koridorda buldular. Asansrn kaps birka adm tedeydi ve zerindeki k inmekte olduunu gsteriyordu, iyi mi davranacaz kt m?" dedi Zavala. nce iyi davranmay deneyelim." Kap ald ve bir nbeti kt. Kukuyla iki arkadaa bakt. "zr dilerim," dedi Zavala kibarca. "NUMA'dan gelen kadn nerede bulabiliriz? Grm olmalsnz. Uzun boylu, kzl sal." Nbeti makineli tfeini dorulturken Austin'in yumruu olanca gcyle midesine indi Hava karan balona benzeyen bir ses kard ve bacaklar bkld. "yi davranacamz sanmtm," dedi Zavala. "Bu iyi davrant," dedi Austin ve nbetinin kollarn tuttu. Zavala da ayaklarndan yakalad ve adam asansre soktular. Yukar kma dmesine bastlar ve iki kat arasnda durdurdular. Austin melip usulca nbetinin yanana vurdu. Karsnda Austin'i gren adamn gzleri birdenbire ald. "Bugn iyiliimiz stmzde. Sana bir ans daha veriyoruz. Kadn nerede?" Nbeti ban sallad. Austin zaman kaybedecek durumda eildi. Silahn namlusunu burnuna dayaynca adamn gzleri a akil- "Zaman yitirmeyeceim," dedi Austin alak sesle. "Kadnn birin-Cl A a olduunu biliyoruz. Eer tam yerini bize sylemezsen, sylemek birini buluruz. Anladn m?" Nbeti bayla onaylad. 2ay P3A dedi Austin ve adam ensesinden tutup ayaa kaldrd. Vokf9 st katn dmesine bast. Koridorda asansr bekleyen kimse jANbetiyi bo koridora doru ittiler. Buradaki gvenlik sistemi nasl?" - 321 Mavi Altn / F: 21 Adam omzunu siikti. "Nbetilerin ou yukar katta toplant iin gelen nl kiilerle ilgileniyor." Geri Austin toplantnn amacn ve buraya gelen nlleri merak ediyordu ama Gamay iin duyduu kayg daha basknd. Silah adamn srtna dayad. "Gidelim." Nbeti isteksizce koridor boyunca yrd ve ifreyle alan bir kapnn nnde durdu. Bir an ifreyi bilmediini sylemeyi aklndan geirdi ama Austin'in yznde dolaan ifadeyi grnce bu fikrinden vazgeti. ifreyi tulad ve kap ald. Oda botu. "Buras onun odas," derken endielenmiti. Nbetiyi ieri ittiler ve oday gzden geirdiler. Kk odann kaps yalnzca dardan aldna gre herhalde bir hcre olarak kullanlyordu. Zavala yataa yaklap yastn zerinden bir ey ald. "Gamay burdayd." Koyu kzl sa teli kesinlikle Gamay'e aitti. "Onu nereye gtrdler?" diye sordu Austin nbetiye.

"Bilmiyorum," dedi adam suratn asarak. "Bundan sonra syleyeceklerinin belki de son szlerin olacan dnerek konusan fena olmaz." Nbeti Austin'in gzn krpmadan ate edeceinden emindi. "u serserileri koruyacak deilim," dedi sonunda. "Kimden sz ediyorsun?" "Kradzik kardeler. Kadn byk salona gtrmlerdir." "Bu herifler kim?" "Patronun kirli ilerini yapan bir ift katil," dedi belirgin bir tiksintiyle. "Oraya nasl gideceimizi syle bize." Nbeti yolu tarif etti. Austin eer yanl adrese gndermise, tekrar kendisini ziyarete geleceklerini bildirdi. Adam odada brakp kapy kapattlar ve aceleyle asansre kotular. Kradzik kardelerin kim olduklarn bilmiyorlar ve aldr etmiyorlard. Ama emin olduklar bir nokta vard. Gamay iin kesinlikle iyi bir ey planlanmamt. - 322 38 Gogstad gemisinin gvertesindeki masann evresinde toplanan elli erkek zrhlar ve pelerinler yerine koyu renk takm elbiseler giymilerdi ama bu sahne bin yl ncesinde bir pagan kutlamasndan alnm olabilirdi. Mealelerin duvarlardaki Ortaa silahlarnn keskin kenarlarnda yansyor ve adamlarn yzlerinde titrek glgeler oluturuyordu. Bu ti-yatral etki bir rastlant deildi. Brynhild byk salonu ynetmenliini yapt geni kapsaml bir tiyatro sahnesi gibi hazrlamt. Gogstad ynetim kurulu yeleri dnyann en nde gelenleri ara-sndaydlar ve her ktann eitli lkelerinden gelmilerdi. okuluslu irketlerin yneticileri, gizli pazarlklarndan dolay baz hkmetlerden bile daha fazla g sahibi olan iadamlar, kariyerlerini kendi lkelerinin gerek yneticileri olan zengin snfa borlu bulunan gemiin ve gnmzn baz politikaclar burada toplanmt. Her renkten, her rktan insan vard ve fiziksel grnmleri ile ten renklerinin arasndaki farkllklara karn doymak bilmeyen agzllkleri onlar birbirine balyordu. Yz ifadeleri ve hareketleriyle ayn parlak cilal kendini beenmilii sergiliyorlard. Brynhild Viking gemisinin gvertesindeki masann banda yerini almt. "Ho geldiniz beyler," diye sze balad. "Bu kadar ksa srede gelebildiiniz iin teekkr ederim. Birounuzun ok uzaklardan geldiini biliyorum, ama bu yolculuu yap- 323 maya dediini greceksiniz." Yzlerine teker teker bakarken, prova edilmi gllerinin ve keskin baklarnn ardndaki hrs fark edip mutlu oldu. "Bu odada bulunan bizler, dnyann grd tm hkmetlerden ok daha gl bir kurulu olan Gogstad'n yreini ve ruhunu oluturuyoruz. Sizler yalnzca bu kuruluun en st kiileri deilsiniz, ayn zamanda tpk on ikinci yzylda Kuds'de kurulan valyeler Birlii gibi gizli bir rgtn yelerisiniz." "Moral verici gzel szlerinizi daha banda kestiim iin beni balayn ama," dedi Grimley adnda balk gzl bir ingiliz silah satcs. "Bize yeni bir ey sylemiyorsunuz. Umarm alt bin millik yolculuu bizim ne denli olaand bir grup olduumuzu aklamanz dinlemek iin yapmammdr." Brynhild glmsedi. Yalnzca ynetim kurulu yeleri onunla eit dzeyde konuabilirlerdi. "Hayr Lord Grimley. Planlarmzn inanlmaz bir hz kazandn bildirmek iin sizleri ardm." ngiliz soylusu yine de etkilenmemiti. Kt bir koku alyormu gibi uzun burnuyla havay koklad. "Balangta dnyann su kaynaklar zerindeki tekelin kurulmasnn yllar sreceini sylemitiniz. imdi sanrm bu sre aylar srecek kadar ksald, deil mi?" "Hayr Lord Grimley, ben birka gnden sz ediyorum." Masann etrafndakiler mrldanrken, Grimley'nin yzne bir yalaka gl yerleti. "Sylediklerimi unutun ve ltfen devam edin." "Memnun oldum," dedi Brynhild. "Daha nceki aylk raporlarmda planlarmzn dzgn ama ar ilerlediini bildirmitim. Her gn baka bir su kaynan satn

alyorduk ama tanker filomuzu ina etmek epey uzun srd. Okyanuslar zerinden suyu tamak iin tasarladmz dev balonlarda baz sorunlar kt. Ve son olarak da projemiz Ulusal Sualt ve Denizcilik Kurumu'nun ilgisini ekti." Howes adndaki Amerikal emlak baronu son cmlenin anlamn ilk kavrayan kii oldu, "NUMA m? Bizim varlmz nasl rendiler?" "Karmak bir yk. NUMA'nn ilgilendii ynleri aklayan ayrntl bir rapor sizlere datlacak. imdilik adamlarnn inat ve ansl olduunu sylemek yeterli." - 324 "Ciddi bir konu," dedi Amerikal. "Once gazetenin aratrmas ve imdi de bu i kt." "Ne o gazete ne de bir bakas hazrlanan yky yaynlamayacak. Yaptklar aratrmann tm kaytlar yok edildi. NUMA konusuna gelince, onlarn da safd brakldn syleyebilirim." "Yine de kayg verici bir durum," dedi Howes. "Admlarmz gizli tutabilmek iin milyonlar harcadk ama her ey bir anda aa kabilir." "Tm kalbimle size katlyorum," diye yantlad Bryhild. "Gizliliimizi korumak iin elimizden geleni yaptk. Bu boyutlarda ve srede gerekleen bir iin sonsuza dek dikkat ekmemesi olanakszdr. Faaliyetlerimizi kamuoyundan saklamak iin rdmz duvar atlamaya balad. Bir zaman sonra byle olacan tahmin ettiimden armadm, ama acele davranmamz gerektiini gsterdi bize." "Yani NUMA yznden planlarmz acilen uygulayacamz sylemek istiyorsunuz?" "Hayr. Olaylarn aknda ok ansl bir gelime oldu." Heimmler adndaki Alman banker konuyu herkesden nce kavrad. "Planlarn nemli lde hz kazanmasnn bir tek yolu olabilir," dedi kendisine canl bir tavan sunulmu bir boa ylan ifadesiyle. "Cab-ral tuzdan arndrma yntemini kusursuz hale getirdiniz." Brynhild masann evresindeki mrltlarn kesilmesini bekledi. "Daha da iyisi," dedi zafer dolu bir sesle. "Yntemi bizim iin Dr. Cab-ral gelitiriyor." "Cabral," dedi Alman. "Basndaki haberlerden hayatta olduunu duymutum ama..." "Hayatta ve sal yerinde. Anasazyum maddesi yalnzca bizim elimizde bulunduundan, Gogstad ile almay kabul etti. u anda la-boratuvarda bir gsteri iin hazrlk yapyor. Ksa bir sre sonra size bu mucizeyi gstereceim. Toplantdan nce Dr. Cabral ile grtm. Bir saat iinde hazr olabileceini syledi. Bu arada yemek salonunda sizler iin hazrlanan yiyeceklerin tadna bakabilirsiniz. Laboratuvara ulam konusunu denetlemek zorundaym, biraz sonra sizinle grrz." - 325 Yneticiler byk salondan karken, Brynhild ana binann giriine gitti. Geni verandann nne bir dizi koyu yeil araba sralanmt. Her arabann yannda bir srcyle, nbeti duruyordu. "Her ey hazr m?" diye sordu en ndeki arabann nbetisine. "Evet efendim, hazr olduklar zaman konuklar gtrebiliriz." Yeralt treni laboratuvara ulamann en kestirme yoluydu, ama kk gruplar halinde teknisyenleri getirip gtrmek iin yaplmt. Ynetim kurulu yeleri gibi daha kalabalk bir grubu arabalarla aaya indirmek daha kolayd. Brynhild hibir ii ansa brakmazd. En ndeki araca bindi ve srcye kendisini gle gtrmesini emretti. Birka dakika iinde ara, suyun kenarndaki alak tepeye ulat. Brynhild iskeleye balanan birka basama inerek ve kaykhaneye girdi. Bu bina aslnda laboratuvara giden asansrleri gizlemek iin ina edilmiti. Yumurta biimli asansrn nnden geip, yk asansrne bindi ve la-boratuvarn tam ortasna doru yrd. Kubbeli binada bir heyecan havas esiyordu. Francesca kontrol konsolunda alyordu. Brynhild'i grnce, "Ben de imdi sizi aracaktm. rnek gsteriyi tahmin ettiimden daha erken sergileyebilirim." "e yarayacandan emin misin?" "sterseniz ksa bir rnek verebilirim." Brynhild bir an dnd. "Yoo, bizim yntemin nasl ilediini grdkleri zaman yz ifadelerini incelemek istiyorum." Francesca buluunu sahiplenircesine oul konumasn duymazlktan geldi. "aracaklarna eminim."

Brynhild kemerine takl telefonla yneticilerin aaya getirilmesini emretti. Yarm saat iinde hepsi laboratuvardayd. Brynhild, Fran-cesca'y tantrnca, gzel Brezilyal bilim kadnn grenlerin arasnda beendiklerine dair mrldanmalar oldu. evresini saran sert bakl adamlara glmserken, Francesca bir su yalann evresine toplanm a srngenlere ne kadar benzediklerini dnyordu. Daha fazla para ve g sahibi olma hrslarndan dolay yaamnn on yln yamur ormanlarnda geirmi olduunu bir kez daha kendisine hatrlatmasna gerek yoktu. Chulo Kabilesi'yle yaayp kurtarlmay bekler- 326 ken, buluundan yararlanamayan belki milyonlarca insan susuzluktan lmt. Francesca bu kadar ktln bir tek odada toplanmasna hi tank olmamt, ama nefretini gizlemeyi baard. "Aranzdan ka kiinin bilimsel eitim alm olduunu bilmiyorum, ama greceklerinizin ar-I dndaki temel ilkeleri kavrayabilmek iin teknik bilgiye gerek yok. Be-| nim yntemim uygulama asndan olduka karmaktr ama kuramsal , olarak ok basittir. Tuzdan arndrma yntemleri eski Yunanllardan bu { yana uygulanmtr, fakat bu tekniklerde suyu buharlatrmak iin iitil mak, elektrikden geirmek, bir ocuun sahilde kumlar eleyerek b-I cek kabuu aramas gibi zarms incelikte elekten geirmek gibi fizik-; sel ilemler kullanlmtr. Ben, tuzlu suyun iindeki kimyasal maddele-1 rin molekler yapsn atom dzeyinde deitirmenin daha kolay ola-.j can dndm. K fadesiz suratl Alman banker atld. "Dr. Cabral sizin ynteminiz i simyaya benziyor." "ok yerinde bir benzetme. Geri simya hibir zaman amacna ulaamamt, ama kimya biliminin temelini oluturdu. Tpk simyaclar I gibi ben de belirli bir maddeyi altna eviriyordum. Bu madde mavi altnd ve dnya yzndeki tm minerallerden daha deerliydi. Bunu baarmak iin bir sihirbazn deneine ihtiyacm vard." Anasazyumun durduu tank iaret etti. "Bunun iinde bu ilemin uygulanmasn salayan katalizr var. Tuzlu su bu maddeyle temas edince, saflayor." "Bu mucizeyi ne zaman grebileceiz?" diye sordu Lord Grimley. "Bu tarafa gelirseniz," diyerek konuklar bilgisayar konsoluna gtrd. Parmaklar klavyenin zerinde dans etti. Pompalarn bouk homurtusu ve akan suyun sesi duyuldu. "Tuzlu su banzn stndeki ana borudan geliyor. u tanka dolacak. Birka dakika srer." Grubu katalizrn bulunduu tankn te yanna gtrd. Kukularn byd birka dakika boyunca konumad. Sonra bir gstergeyi kontrol edip baka bir ana boruyu iaret etti. "Bu boru tuzdan arnm suyu dar tayor. Bu deiim srasnda oluan sy hissedebilirsiniz." "Anladma gre, bu s enerji retmek iin kullanlabilecekmi," dedi Amerikal. - 327 "Doru. imdilik temiz su sy dengelemek iin gln souk suyuna karyor. Ama baz dzenekler yaplrsa ortaya kan enerji bu fabrikay altrmak iin kullanlabilir. Hatta darya satlabilecek kadar enerji de retilebilir." Ynetim kurulu yeleri arasnda mrltlar ykseldi. Adamlarn suyun yan sra ucuz enerjiden kazanacaklar milyarlarca dolar hesaplarken yaydklar agzllk duygusunu rahata alglayabiliyordu. Francesca tatl suyun getii boruya bal dikey sarmal borunun yanna gitti. Sarmal borunun ucunda bir musluk ve kt bardaklar vard. "Bu soutma nitesi sy sudan ayryor," diye aklayp bir teknisyene dnd. "Bundan nce elde edilen suyun kalitesi nasld?" "En iyi zamanda bile acyd," dedi teknisyen. Francesca musluu ap bir bardak doldurdu. Bir arap uzman gibi a tutup inceledi, tadna bakt ve hepsini iti. "Biraz lk ama imdiye dek itiim tm doal kaynak sularyla kyaslayabilirim." Brynhild ne kp bir bardak doldurdu ve iti. "Tanrlarn iksiri," dedi zafer dolu bir sesle. Yneticiler susuzluktan kvranan kzler gibi muslua atldlar. Bardaklar boaldka hayret lklar ykseldi. Herkes bir azdan konumaya balad. Sanki genlik iksiri akyormu gibi hepsi musluun banda toplanmken Brynhild, Francesca'y daha sessiz bir yere gtrd.

"Tebrikler Dr. Cabral. Ynteminizin ok baarl olduu anlalyor." "Bunu on yl nce de biliyordum," dedi Francesca. Brynhild'in dceleri gemi deil gelecee ynelikti. "Bu yntemi uygulamasn benim teknisyenlere rettiniz mi?" "Evet. Uygulamada baz deiiklikler yapmak zorunda kaldm. Biliyorsunuz buluumu kusursuz biime getirmeye ok yaklamtnz." "Yani zaman iinde kendi bamza biz de baarabilirdik, yle mi?" Francesca bir an dnd. "Sanmyorum. Sizin kullandnz yntemle benim yntemim paralel izgiler gibiydi. Ne kadar birbirlerine yaklarlarsa yaklasnlar, asla akmayacaklard. imdi ben yapaca- 328 ma sz verdiklerimi gerekletirdiime gre, sizin de verdiiniz sz tutma zamannz geldi." "Ah evet, u pazarlk," diyerek Brynhild kemerindeki telefonu at. Souk mavi gzlerini Francesca'nn gzlerine dikerek konutu. "Krad-zik kardelere syleyin NUMA'l kadn artk onlarndr." "Durun!" Francesca, Brynhild'in kasl koluna atld. "Sz verdiniz..." Brynhild daha ufak tefek kadn kolayca silkeledi. "Bana gvenilmeyeceim de sylemitim. Ynteminizi bize rettiinize gre artk arkadanz iime yaramaz." Telefonu tekrar kulana gtrd. "Ne demek istiyorsun?" diye bard. Geni alnnda frtna bulutlar belirdi. "Ne zaman?" Telefonu tekrar kemerine takt. "Sizinle daha sonra greceim," diye konumasn bitirdi ve sert bir dnle asansre doru yrd. Francesca oktan donup kalmt. Brynhild'in ihanetini alglaynca, on yl boyunca kendisine g veren ateli fke tekrar alevlendi. Eer Gamay lmse, verdii kararla yaamas daha kolay olacakt. Kararl bir ifadeyle, borularn arasna doru yrd. - 329 39 ki nbeti kendisini almaya gelince Gamay neredeyse sevinmiti. Hcre benzeri odann kapsn menteelerinden uaracak bir yntem bulamad srece kamasna olanak tanmayan bir yer olduunu anladktan sonra can skntsndan patlamt. NUMA'da birilerinin James Bond'un kullandklarnn benzeri aletler gelitirmesini isteyecekti. Ama imdilik beklemek zorundayd. Hcresinden ktktan sonra kamak iin Dir frsat kollamaktan baka ans yoktu. Nbetilerin arasnda labirenti andran koridorlardan geerken karamsarla kapld. Daha metre gitmeden yolunu kaybedecei kesindi. ki buuk metre yksekliindeki ar, bronz, ift kanatl kapnn nnde durdular. Kaplarn zerinde mitolojik sahneler ilenmiti. Genellikle kafataslar grlyordu, ama biraz deiiklik yaratmas iin devler, cceler, garip canavarlar, rktc grnml atlar, arpk urpuk aalar, eski Germen alfabesiyle yazlm iskandinav iirleri, ve tam ortada iki ucu yukar dnk yelkenli bir gemi ile evresinde bir yldrm motifi de eklenmiti. Nbetilerden biri duvardaki dmeye basnca kap sessizce ald. teki nbeti silahnn namlusuyla drterek ieri girmesini istedi. "Bu fikir bizim deil," dedi adeta zr dilercesine. Gamay kaplar kapannca, nerede olduunu anlamak iin evresine baknd. "Harika," diye mrldand. - 330 Futbol sahasndan daha byk bir salondayd. Duvarlardaki mealelerin nda oday inceledi. Tam ortada drt uzun pirin amdanla aydnlatlm, drtgen yelkeni ak, kaplardaki kabartma desene tpatp benzeyen bir gemi duruyordu. Gamay okyanus biyolou olmadan nce sualt arkeolojisi eitimi grdnden bunun bir Viking gemisinin kopyas olduunu hemen anlad. Bir mzede bulunup bulunmadn dnd. Hayr, daha ok ssl bir kilise bodrumuna benziyordu. Belki de gemi skandinavlarn geleneksel mezarlarnn grevini stlenmiti. Biraz meraktan, biraz da baka seenei olmadndan gemiye doru yrd. Gamay gemiye doru yrrken, iki ift kan anana dnm gz, glgelerin arasndan onu izliyordu. Ayn gzler, gen kadn kapatld hcrede byk bir alkla ekrandan izlemiti. Gz alc kzl salarndan ince, uzun bacaklarna kadar tm fiziksel zelliklerini ezberlerken, rntgenciliklerinde cinsel bir yn

yoktu; bu dnce ok fazla doal olurdu. Yalnzca ac vermekle ilgileniyorlard. Sahibi yutmasna izin verene kadar dln burnunun ucunda tamak zere eitilmi bir kpek gibiydiler. Gamay batan karc bir yaknlkta olduundan, sadist drtleri en st dzeye trmanmt. Hem Gamay, hem de teki kadn onlara vaat edilmiti. Brynhild laboratuvarda megul olunca, oyuncaklarn elde etmeye karar verdiler. Gamay'in byk salona getirilmesini istediler ve nbetiler isteksizce de olsa bu emri yerine getirdiler. Gogstad' koruyan ve Alaska'da olduu gibi ara sra uzaklara da uzanan kk ordunun tm dnyann en sekin birliklerinden zenle seilmi eski askerlerden oluuyordu. Aralarnda eski Fransz Lejyonu askerleri, Amerikan zel Tim grevlileri, Kzl Ordu piyadeleri, ngiliz paratleri ve dier paral askerler vard. Barakalarda yaplan akalarda Gogstad adna almak iin ordudan atlmann yeterli olduu ve hapiste geirilmeyen srenin dl olarak kabul edilmesi gerektii konuulurdu. Emir aldklar zaman ldrmek amacyla ate ederlerdi fakat kendilerini, ilerini yapan profesyoneller olarak gryorlard. Ama Kradzik kardeler farklyd. Bosna'daki katliam ve cinayet yklerini herkes duymutu ve Gogstad iin ok zel grevler stlendikleri sylentileri de vard. Ayr- 331 ca Brynhild'le yakn ilikileri de biliniyordu. Hcredeki esiri teslim etmeleri emredilince kar kmadan istenileni yaptlar. Gamay gemiye yaklarken, alan bir motor sesi kulana alnd. Ta duvarlarda yansyan grlt olaandan daha iddetliydi. Geminin sanda ve solunda farlar parlad ve ar ar ona doru yaklamaya balad. Motosikletler. Binicilerin siluetlerini grebiliyordu. Bir an kendini karayolundan gemeye alan bir geyik gibi hissetti. Motorlarn uultusu ykseldi ve iki roket gibi stne doru geldiler. Gen kadnn gzleri gidonlarn zerinde duran sivri ulu mzraklara takld. Biniciler, at stndeki valyelerin kt bir karikatr gibiydi. Mzraklar tam midesine saplanaca anda motosikletler yn deitirdi. Tekrar geri dnp ardndan yaklatlar. Dikkatle hazrlanm bir gsteri gibi yanndan getikleri anda Gamay olduu yerde dnd. Biniciler uzaklap dndler ve bir kez daha farlar avna atlamaya hazrlanan byk bir kedinin gzleri gibi parlad. Kradzik kardeler, nbetilerin araziyi kontrol etmek iin kullandklar Yamaha 250 arazi motorlarna biniyorlard. Mzraklar byk salonun ssleri arasndan alnmt. kizlerin hayal gleri geni olmadndan, kullandklar yntemler kurbanlar gen bir kz ya da yal bir erkek olsa da hi deimiyordu. Her zaman ayn forml uygulanyordu: rkt, korkut, ac ver ve ldr. Karanln iinden sol taraftan bir ses duyuldu. "Eer hzl koarsan..." Sonra sadan bir ses,"... belki seni yakalayamayz." Olanaksz, diye geirdi iinden Gamay. Seslerini duyunca evine giren metal dili geri zekllarla kar karya olduunu fark etmiti. Anlalan spor gibi kabul ettikleri ldrme oyununu biraz daha elenceli hale getirmek istiyorlard. "Sizi grmek istiyorum," diye seslendi. Yalnzca motorlarn rlantide alan sesleri duyuldu. Kradzik kardeler kurbanlarnn korkmasna ve yaamlarnn balanmas iin yalvarmasna almlard. Sorularla, zellikle savunmasz bir kadndan gelen bir soruyla nasl baa kacaklarn bilmiyorlard. Merakla biraz yaklatlar ve birka metre uzakta durdular. - 332 "Kimsin?" diye sordu Gamay. "Biz lmz," dediler bir azdan. lmn ertelenme sresi sona erdi. Motorlar uuldad ve arka tekerlekler zerinde bir an ykseldiler. n tekerlekler yere deince, yanan lastik kokusuyla ileri atldlar ve evresinde dnmeye baladlar. Gamay'in ba dnene dek olduu yerde dnmesini ve umarsz bir biimde yere yuvarlanmasn bekliyorlard. Ama o, bu oyuna katlmay reddetti. Gzlerini ileri dikip, ellerini beline koyup olduu yerde durdu. Egzoz borularndan kan duman her geilerinde yzn yalad. Kamaya almamak iin kendini zor tutuyordu. Bir saniye sonra zerine atlacaklar ve mzraklaryla bacaklarn gvdesinden ayracaklard.

Kamayacan anlaynca, biraz daha yaklatlar ve bir mzrak ucu bluzunun n tarafn deldi. Gamay midesini iine ekti. Byle olmayacakt. Zamanlamalarn bozmamak iin ll, ar admlarla yrmeye balad. Bu yeni meydan okuma karsnda keyiflenen ikizler, srayla nnden geip son anda mzraklarn geri ekmeye baladlar. Kulaklar motor uultusuyla dolarken, yrmesini srdrd. Yrmekten vazgemeyi reddetti. stedikleri anda kendisini ldreceklerini biliyordu. Bir motorun sa taraftan yaklatn duydu. Byk bir tehlikeyi gze alp, birdenbire dnd. Binici hatal bir karar verdi ve ne yapacan ard. Motosiklet olduu yerde dnd ama bu hareket biniciler arasndaki garip iletiimi bozunca, ikisi de byk bir karmaa iinde dnmeye balad. Gamay geminin kalkk burnunun altnda koarken gverteye atlamay amalamt ama kreklerin kt delikleri koruyan byk yuvarlak kalkanlar hesaba katmamt. Gemiye bu kadar yaklamasna niin izin verdiklerini anlad. Kalkanlarn zerine kesinlikle trmanamayacandan emindiler. Gverteye ulamann tek yolu geminin k tarafndaki rampay trmanmakt ve onlar da Gamay'in bunu deneyeceinden emindiler. Rampaya doru ynelince derhal nnden geip yolunu kestiler. Gamay geminin kenarndaki kalkanlardan birini alp gsne tuttu ve srtn gemiye dayad. Ayn anda ikizler dnp ellerinde mzraklarla ona - 333 yaklatlar. Ar tahtadan yaplp demirlerle salamlatrlm kalkan zayf bir kadndan ok iriyar bir skandinav erkeine gre hesaplanmt ama yine de uzun boylu, atletik yapl Gamay sol kolunu halkalarndan geirip tamay baard. Tam zamannda. Donk! ki mzrak ayn anda kalkana vurdu. Darbenin etkisiyle srt gemiye yapt ve soluu kesildi. Motorlar saa ve sola aldlar, hzla dnp geri gelmeye baladlar. Gamay kalkan yere indirip ayan dayad ve mzraklar kard. Kalkanla kyaslannca bronz ulu, ince ahap mzraklar ok hafifti. Herhalde at zerinde dvmekten ok hedefe atmak iin yaplmt. Mzraklar dimdik tutmu, kalkan koluna geirmi bekliyordu. Silahlarn yitiren kardelerin sahte bir saldrya geeceklerini dnd ama bata bir hareket hissetti ve bir zincirin ucundaki st ivili top kalkana arpt. Tm gcyle ayakta durmaya abalamasna karn, geriye doru sendeledi ve sa dizinin zerine dt. Kalkan bann zerinde tutmay baarp ikinci kardein darbesinden kendisini kcrudu ve kalkana arpan top, st tabakasn syrd. kizler mzrak yerine zrh delmek zere yaplm ar topuzlar kullanyorlard. Gamay'in ayaa kalkmasna frsat vermeden motorlar stne doru geldi ve topuzlar kalkana arpt. Kaln ahap onu ilk darbeden korudu ama ikincisinden sonra geriye deri saplarla ie yaramayan ereveden baka bir ey kalmad. Gamay bir mzrak kapt ve belirli bir ayla tuttu. Motorlar saldrya ara verip ileri geri dolamaya baladlar ve sonra saldrganlardan biri zerine doru geldi. Mzrak bir pusula inesi gibi onun zerine evrildi. Gamay soluunu tuttu. Son anda adam geri dnd. Kardei sol taraftan saldrya geti. Gamay o tarafa dnnce, sadan baka bir saldr balad. Klasik bir kanat saldrsna girimilerdi. Henz son saldrya hazr deildiler ve belki de onun tepkisini lyorlard. Motorlardan biri nnden geerken binicisi mzran menzilinin darda olduunu dnyordu. Gamay mzra saplamak yerine omzunun zerine kaldrd ve biniciye doru frlatt. Motor ok hzlyd. Gamay ok aaya nian almt. Mzrak n tekerlein ubuklarna - 334 isabet etti. Dnme gcyle mzrak paraland ama dar tekerlek sert bir ayla dnd. Motor ikiye katland ve binici gidonun zerinden utu. Motosiklet ardnda krmz ve beyaz kvlcmlar saarak yerde kayd. Gamay binicinin yere dp hareketsiz kaldn fark etti. ikinci motosiklet saldrya ara verip farn hareketsiz yatan bedene evirdi. Binici aaya indi ama daha yerde yatan kardeinin yannda diz kmeden ldn anlamt. Boynu krld anda kardeinin acsn ve korkusunu hissetmiti. nleme sesi ac dolu bir haykra dnd. Hayatta kalan Kradzik

karde bir kurt gibi ulumaya balaynca Gamay rperdi. Usulca geminin arka tarafna yanarken gverteye kt takdirde baka bir silah bulacan umut ediyordu. Binici bu hareketi fark etti ve derhal motoruna atlad. Gamay elindeki mzra ileriye doru uzatt. Saldrgan yaklat, mzrak titredi ve birbirine arpan iki metalin sesi duyuldu. Ksa sapl bir sava baltasyla mzran ucunu koparmt. Olduu yerde durup baltay iki eliyle bann zerine kaldrd. Ve Gamay'e saldrd. Gen kadn geminin kna doru atlrken, motosiklet bacaklarna arpp yere ykt. Sert zemine arpan dirseklerinden ve dizlerinden bir ac dalgas ykseldi ama endielenmesi gereken baka konular vard. Yan banda biri duruyordu. "Kardeim... ld..." Sanki ikiz kardeinin araya szckler katmasn beklemesine duraklayarak konuuyordu. "Sen ldrdn... imdi ben de seni ldreceim. Bacaklarndan... balayacam. Teker teker. Sonra kollarndan." Siyah deri pantolonu ve kolsuz yeleiyle bir cellada benziyordu. Hevesle srtnca metal dileri parlad. Gamay yerde yuvarlanp uzaklamaya abalad ama saldrgan izmesiyle ayak bileine basnca, acyla haykrd. Balta havaya kalkt anda bir vzlt duyuldu ve adam hayretle inledi. Elini bann yan tarafna saplanm ksa oka doru uzatrken, lmt bile. Kan anana dnm gzlerinin parlts snd ve yere yuvarland. Elindeki balta frlaynca Gamay yuvarlanp uzaklat. Ayak sesleri kulana alnd ve gl kollar onu yerden kaldrnca Zava- 335 la'nn tandk gln grd. Sonra Austin ortaya kt. Elinde eski bir yay vard. "yi misin?" diye sordu Austin. "yi bir deri naklinin halledemeyecei bir eyim yok." Joe'nun elindeki nbetiden dn alnm silah fark etti. "ok teekkr ederim ama elinizde bu silah varken niin William TeN'cilik oynadnz?" "Bu nesne mermi yadryor," dedi Zavala. "Kardan gelen saldry durdurmak iin harika ama keskin nianc at yapmak olduka zor, eer Kurt isabet ettiremeseydi, ate edecektim," diyerek yerde yatan adamn yanna meldi. "Aslnda bann stnde duran elmay vuracaktn." "Bir dahaki sefere daha yukar nian alrm," dedi Austin yay elinden brakrken. Gamay ikisinin yanaklarna birer pck kondurdu. "Aptalca esprilerinize dayanmak zorunda kalsam da, sizi grdme ok sevindim." Austin motosikletinin yannda yatan l ikize bakt. "Kendi bana da iyi bir i karm gibi grnyorsun." "Neredeyse beni paralayacaklard," derken kollarnn, bacaklarnn kesilecei konusunda nasl aka yapabildiine hayret etti. "Neredeyiz biz?" "Tahoe Gl'nde." "Tahoe mu? Beni nasl buldunuz?" "Francesca'y aldktan sonra anlatrz. Yryebilecek misin?" "Burdan kurtulmak iin dizlerimin zerinde srnmeye razym. Klklarnz harika," dedi beyaz giysilerine ve bonelerine bakarak. "Kapdaki nbetileri bunlarla m atlattnz?" "Nbeti filan yoktu." "Herhalde ikizlerin yaptklarndan sorumlu olmak istemediler." "Aslnda hi bilmeden buraya girdik ve arkadanla oynadn ko-valamacay kaybetmek zere olduunu grdk. Duvardan u yay aldm ve adam bir hedef haline getirmeni bekledim." Austin cesetlerden birinin silahn ald. Ordunun devam gelmeden nce, buradan gitsek nasl olur?" - 336 Gamay bayla onaylad ve iki yannda koruyucularyla kapya doru topallayarak yrmeye balad. Kap ald ve Brynhild ieri girdi. Yalnzd ama yine de rktcyd. Elleri belinde, bacaklar iki aa gvdesi gibi yana alm tam karlarnda dururken, yerde yatan cesetlere bakmad bile. "Herhalde bunlar sizin eseriniz." Austin omzunu silkti. "Ortal berbat ettiimiz iin zr dileriz."

"Onlar aptallk etti. Eer siz ldrmeseydiniz, ben ldrtecektim. Emirlerime kar geldiler ve bu kutsal yeri kirlettiler." "Yine de bugnlerde iyi bir yardmc bulmann ne kadar zor olduunu biliyorum." "Sandnz kadar zor deil. ldrmekten zevk alan insanlar bulmak hi de zor deil. Buraya nasl geldiniz?" "n kapdan girdik. Buras nedir?" "mparatorluumun kalbi ve ruhu." "Hi ortalkta grlmeyen Brynhild Sigurd olmalsnz," dedi Austin. "Doru bildiniz. Ben de sizleri tanyorum Bay Austin ve Bay Zava-la. Meksika'daki fabrikamz ziyaret ettiiniz gnden beri sizi izliyoruz. Ziyaretinizle bizleri onurlandrmanz ok dnceli bir davrant." "nemlli deil. Dekoratrnzn kim olduunu renmek isteriz. Sence kim olabilir Joe? Addams Ailesi mi yoksa Transilvanya'l dostumuz mu?" "Bence ada Munster daha yakn. Gemi biimli sehpa ok yakm." "reneceksiniz," dedi kadn. "Bu gemi gemii, bugn ve grkemli gelecei simgeliyor." Austin kahkahalarla gld. "ok uygun bir simge. Bu gemi hibir yere gitmedii gibi, sizin imparatorluunuz da yerinde sayyor." "Siz NUMA alanlar can skc olmaya baladnz." "Siz gelmeden nce ben de Joe'ya bunu sylyordum. Ziyaretimizi daha fazla uzatmayalm. Eer izin verirseniz, yolumuza gidelim. Haydi ocuklar atlara atlayn." - 337 Mavi Altn / F: 22 En nde bulunan Zavala, Brynhild'in yanndan gemek istedi. Simgesi haline gelmi olan gl alkanlkla yzne yayld. Brynhild bir hilkat garibesi olabilirdi ama yine de bir kadnd. Ne var ki nl Zavala cazibesi kadn etkilemedi. Uzanp gmleinden yakalad ve azndaki fareyi sallayan bir kedi gibi tutup olanca gcyle yere savurdu. Zavala derhal ayaa kalkt. Hangi lde ya da yata olursa olsun kadnlara kar her zaman nazikti. "Duygularnz anlyorum ama ilikimizi bitirmenin en iyi yntemi bu deil." Brynhild elinin tersiyle suratna vurarak yantlad. Joe birka adm geriye gitti ve dudann kenarndan szan kan sildi. Brynhild ikinci darbe iin sa yumruunu kaldrd. Austin derhal arkadan korumak iin atld. Gzleri kadnn ellerinde olduundan, Byrnhild klasik bir kickboks manevrasyla sol ayan uzatnca neye uradn ard. Kadnn izmesi gsne indi. Dilerini titreten bir darbeyle yere yklmadan nce inanlmaz gcn etkisiyle kaburgalarnn atladn hissetti. Austin'in dtn gren Zavala kadnlara el kaldrmama fikrinden cayd. "Kural d iki yumruk," dedi alak sesle. New York Maritime College'da okurken, profesyonel ortasklet boksr olarak harln karm ve malarn ounu nakavtla kazanmt. Kolej yllarndan bu yana kilo almasna karn, doksan kiloyu gememeyi baarmt. Bir seksene yaklaan boyu Brynhild'e otuz santimlik bir avantaj kazandryordu. Herhalde arlk olarak da Zava-la'dan yirmi be kilo fazlas vard ve bir gram bile ya dokusu yoktu. Savurduu tekme Brynhild'e, Zavala'nn ban omuzlarndan ayrmak iin sk bir sa yumruk atma avantaj salamt. Zavala'nn eski ring igdleri geri geliyordu. Yumruun geliini grp kendini geri ekti ve Brynhild'in midesine sol yumruunu indirdi. Neredeyse bilei krlyordu ama rakibinin dengesini bozmay baarmt. Kadnn savurduu sol yumruk ancak havay dvd. Zavala enesini gsne doru indirip ellerini kaldrd ve kolej gnlerinde birden fazla rakibini yere serdii l-yumruk kombinasyonuna girdi. Ardndan imek gibi sol, sa ve sol yumruklarn savurdu. - 338 San isabet ettiremedi ama sol kroesi Brynhild'in enesine oturdu. Bir an iin baklar donuklat. Zavala yaklarken bir adm geriledi ve sa yumruu tam kalbini bulup soluunu kesti. Zavala soluk almaya abalarken, gard dt ve kadnn yumruklar midesine indi. Sert mide kaslaryla yumruu karlad ve enesini hedefleyerek uzand ama att iki yumruk da boa gitti. Zavala'nn

annda gsterdii baarl tepki Brynhild'i artt ama artk rakibini tanmt ve uzun boyunun ve kollarnn verdii avantajla uzaktan saldrya geti. Stratejisini tahmin eden Zavala enesine bir aparkat yaptrmak iin yaklat ama Brynhild her seferinde uzakta kalmay baarp nakavt edici darbelerini srdrd. Zavala'nn sol gz neredeyse kapanmt ve burnu kanyordu. Uzun yumruu Brynhild'in boynunu buldu ama karlda kafasna sersemletici bir darbe ald. Kadn iri bedenine karn ortasklet boksrler kadar hzlyd. Eski boks severler, iri yapl iyi bir boksrn her zaman kendinden daha ufak tefek olan rakibini rahata yeneceini sylerlerdi. Zavala bu gerein iri yapl kadnlar iin geerli olmadn umuyordu. natla dvmeyi srdrrken, zamanlamay tmyle yitirmiti ve yumruklar boa gidiyordu. Ancak bir dakika daha dayanabilirdi. Bundan sonra Brynhild savuraca bir tekmeyle boynunu krabilirdi. Hi beklenmedik bir anda Brynhild'in gard dt. Zavala'nn yorgun refleksleri bundan yararlanmadan nce, dev kadn yere kt. Joe olduu yerde durup gzlerine dolan teri kurulad ve Gamay'in geminin kenarndaki kalkanlardan birini iki eliyle tuttuunu grd. "Bir Viking kancn yenmenin birden fazla yolu vardr," dedi gen kadn fkeli gzlerle. Bu arada Austin ayaa kalkmay baarmt. atlayan kaburgalarn tutarak arkadalarna bakt. "Umarm grndmz kadar berbat bir halde deiliz." "Burdan knca kendimi ok daha iyi hissedeceim," dedi Zavala i dudaklaryla zorlukla konuarak. "Bekle," dedi Austin etrafna baknarak. "Onlar artmak iin bir eyler yapmalyz." - 339 Hi duraksamadan geminin yanndaki mangallardan birine yaklat ve metal ayaklarndan tutup kor halindeki kmrleri gvertesine boaltt. Sonra kalkanlar atein zerine att. Kamp ateinin alevleri geminin direine doru ykselip deri yelkeni yalad. Birka saniye iinde yelken tututu. Kara, zehirli duman tavana doru ykselip salonu kaplamaya balad. i biten Austin kapya doru yrd. Salonun ii dumanla kapla-nncaya kadar kenarda beklediler. Biraz sonra ift kanatl kap ald ve nbetiler haykrlar iinde salona doldu. Temiz hava alevleri krkledi ve kara bulutlar tm salona yayld. Doruca gemiye koan nbetiler, ak kapdan frlayan kiinin farkna bile varamadlar. - 340 40 Suyun altndaki kubbeli yapnn iinde Francesca ldrmak zereydi. Bir para daha yerine oturunca plan tamamlanm olacakt. Brynhild'in aceleyle gidiinden sonra, arkadalarnn emniyette olduklarndan emin olmadka son adm atamayacan biliyordu. evresine baknd. Teknisyenler, sanki Moet ampanya iiyormu gibi ard ardna su bardaklarn yuvarlayan yneticilere yaltaklanyorlard. Parti sonsuza dek sremezdi. Her an biri, kontrol konsoluyla yeterinden fazla ilgilendiini fark edebildi. Sohbet sesleri bir anda kesilince arkasna bakan Francesca asansrden kan garip grnml kiiyi fark etti. Arkadalarnn grnts karsnda hayretler iinde kald. Adeta tannmaz haldeydiler. Ga-may topallyordu, o gzelim koyu kzl salar sanki bir yumurta rpc-syla kartrlmt, kollarnda ve bacaklarnda morarm izler vard. Austin ile Zavala'nn zerindeki beyaz giysiler kan ve isle lekelenmiti. Zavala'nn yz imiti ve tpk Temel Reis gibi bir gz krparcasna kapalyd. Kalabaln iinden yol bulup yaklatlar. Austin glmsemeyi baard. "Ge kaldmz iin zr dilerim. Yolda birka engele takldk." "Tanr'ya kr hurdasnz." Austin kolunu omzuna sard. "Kalmay dnmyoruz. Bu nesnenin altnda bir taksi bekliyor. Seni de gtrebilir miyiz?" "Yapmam gereken bir tek ey var," dedi Francesca kontrol paneline yaklap bilgisayarn klavyesine bir dizi rakam yazd. Dijital gster-

geleri inceledi ve her eyin planlad gibi yrdn grnce yanlarna dnd. "Ben hazrm." lerinden birinin ani bir cesaret gsterisine kalkmamas iin Za-vala elindeki silah Gogstad yneticilerine evirmiti. Austin ynetim kurulu yelerini merakla inceliyor ve onlar da nefret dolu baklarla karlk veriyorlard. Bir ara Grimley adl ngiliz ileri kt. Burnunu Austin'in suratna doru uzatp sordu. "Kim olduunuzu ve burda ne yaptnz renmek istiyoruz." Austin pis pis gld ve eliyle adam kemikli gsnden tekilerin arasna doru itti. "Bu palyao da kim?" diye sordu Francesca'ya. "O ve dostlar bu dnyadaki tm yanllklarn simgesidir." Amatr bir felsefeci olarak iyi ve kt kavramlar Austin'i her zaman ilgilendirmiti ama metafizik tartmalar daha sonraya kalabilirdi. ngilize aldr etmeden Francesca'nn kolunu tutup, sualt tatna inecekleri ka doru gtrd. Gamay onlar izledi. En arkadan elinde silahla Zavala geliyordu. Birka adm attklar anda yk asansrnn kaps ald ve yaklak yirmi nbeti laboratuvara dald. Derhal kaaklarn etrafn sardlar ve Zavala'nn silahn aldlar. Brynhild asansrden inince nbetiler gemesi iin yol at. Ga-may'in elindeki kalkanla temas ettiinden sar salar dalm ve soluk yz is iinde kalmt. Ama perian grnm, rktc fiziini ve ak mavi gzlerindeki kt baklar azaltmamt. fkeden titreyerek, adeta bir yldrm akacakm gibi parmayla NUMA grevlilerini iaret etti. "ldrn onlar." Olaylarn akndaki deime Gogstad yneticilerini memnun etti ve zpktlarn katledilmesini hevesle beklemeye baladlar. Nbetiler lm saan silahlarn kaldrp seri atee balayacakken Francesca arkadalarnn nne siper oldu. Beyaz tanra olarak hkm srd gnleri anmsatan gl ve etkileyici bir sesle, "Durun!" diye bard. "Yoldan ekil yoksa seni de vururlar," diye emretti Brynhild. Francesca enesini ne kard. "Hi sanmyorum." Brynhild'in boyu adeta otuz santim daha uzad. "Sen kim oluyorsun da bana kar kyorsun?" diye hrlad. - 342 Yant olarak Francesca kontrol konsoluna yaklat. Panelin klar kumar makineleri gibi yanp snyordu. Ekranda rakamlar dolayordu. Bir terslik olduu gereini grmemek olanakszd. Brynhild bir intikam melei gibi ona yaklat. "Ne yaptn sen?" "Kendin bak," diyerek Francesca yana ekildi. Brynhild ekrandaki renklere bakakald. "Neler oluyor?" "Zincirleme reaksiyonla baa kmaya abalayan aletler sinir krizi geiriyor." "Ne demek istiyorsun? Akla bana yoksa seni..." "ldrr msn? Hadi, durma. Bu reaksiyonu yalnzca ben durdurabilirim," diyerek glmsedi. "Anasazyum hakknda hi bilmediin bir nokta vard. Kendi bana brakld zaman demir cevheri kadar tehlikesizdir. Ama belirli koullar altnda kalnca, atomlar deikenlie urar." "Ne gibi koullar?" "u anda maruz kald s, g ve ses titreiminin birleimi gibi. Ben emirlerimi deitirmezsem, bu madde patlayacak." "Blf yapyorsun." "yle mi? Kendin bak. Is derecesi olaand biimde ykseldi. Hl inanmadn m? Meksika'daki fabrikada yaanan patlamay anmsa. Bu patlamadan sz ettiin zaman nedenini anlamtm. Yalnzca birka kilo anasazyum senin fabrikan havaya uurmutu. Yzlerce kilonun kritik ktle denen aralksz enerji salmasn bir dn." Brynhild konsolun evresine toplanp birinin reaksiyonu durdurmas iin baran teknisyenlere bakt. Ba teknisyen ekrandaki lgn gelimeyi bylenmi gibi izliyordu. ne ktnda aln ter iinde kalmt. "Nasl durduracamz bilmiyoruz. Bir hata yaparsak, daha ktye gidebilir."

Brynhild en yakndaki nbetinin makineli tabancasn kapt ve Gamay'e evirdi. "Eer hemen durdurmazsan arkadalarn teker teker 'drrm." "imdi blf yapan kim?" diye yantlad Francesca. "Nasl olsa ldrmeyi planlyorsun. Bu ekilde hepimiz birlikte leceiz." - 343 Brynhild'in beyaz cildi biraz daha soldu. Tabancay aaya indirdi. "Ne istediini syle bana," derken sesi fkeden gerginlemiti. "Bu insanlarn gven iinde burdan kmalarn istiyorum." Mhendislik eitimi alan Brynhild, karar vermeden nce gerekleri sraya sokmaya alknd. Eer reaksiyon durdurulmazsa oluacak patlama fabrikay yok edecekti. Bu durumu tersine evirebilecek tek kii Francesca idi. Brynhild NUMA grevlilerinin gitmesini izin verecekti. Reaksiyon durdurulunca da, nbetilere onlar yakalama emrini verecekti. Sonra da Francesca ile ilgilenecekti. Gemisinin mahvedilmesi-nin intikamn almak istiyordu ama biraz bekleyebilirdi. Bu dakikaya erimesi yllarn almt. Tabancay nbetiye geri verdi. "Kabul ama sen kalacaksn." Francesca rahatlayarak derin bir soluk alp Austin'e dnd. "Suyun iinden geldiinizi sylemitin, deil mi?" "Evet. Dalg gerelerimiz var ve sualt arac bizi laboratuvarn altnda bekliyor." "Bu yoldan gidemezsiniz," dedi Francesca. "Is dzeyi ok fazla ykseldi. Sualt aracna binmeden nce halanrsnz." "skeleye kan asansr deneriz. Orada bir tekne var." "En iyi yol bu." "Seni brakamayz." "Her ey yolunda. Onlarn iine yaradm srece, bana el srmezler." En ekici glmsemesiyle bakt. "NUMA tarafndan bir kez daha kurtarlmay bekleyeceim," diyerek Brynhild'e dnd. "Ansan-sre kadar onlara elik edeceim." "Oyun oynamak yok," diye hrlad Brynhild ve iki nbetiye onlarla birlikte gitmesini emretti. Francesca yumurta biimi asansrn kapsn aan dmeye bast. "Yaralsnz, ieri girmenize yardm edeyim." Hepsi oturunca, eilip fsltyla sordu. "Hi kimsede silah var m?" Zavala'dan makineli tabancay alan nbetiler, Austin'i eli bo grnce, silah olmadn dnmlerdi, ama Kradzik kardelerden ald tabanca hl gmleinin altnda beline sktrlm duruyordu. - 344 "Bende var," dedi Austin, "Ama ate ederek buradan kmaya almak intihar olur." "Byle bir niyetim yok. Tabancay ver ltfen." Austin isteksizce silah uzatt. Buna karlk Francesca nlnn altndan kard byk zarf ona uzatt. "Her ey burada Kurt. Gzn gibi bak." "Ne var burada?" "Dnyaya verdiin zaman ne olduunu anlarsn." Austin'i uzun uzun zlemle pt. "ok zgnm ama randevumuzu yine ertelemek zorundayz," dedi glmseyerek. Sonra tekilere dnd. "Elveda dostlarm. Her ey iin teekkr ederim." Sesindeki kesinlii anlamamak olanakszd. Austin onun kurtarlmaya niyeti olmadn birdenbire alglad. "eri gir!" diye bard ve kolundan ekmeye alt. Francesca kolayca uzaklat ve saatine bakt. "Yalnzca be dakikanz var. yi kullann." Yukar kma dmesine bast ve kap kapannca asansr bir anda gzden kayboldu. Nbetiler dikkatlerini asansre vermilerdi. Francesca nlnn altndan tabancay karp asansrn kontrol dmelerine ate etti. Ayn ilemi yk asansr iin de tekrarlad ve silah bir kenara att. Brynhild teki nbetilerle birlikte yanna koarken, duvarlardaki hoparlrlerden siren sesleri duyulmaya balad. "Ne yaptn sen?" diye bard Brynhild. "Be dakikalk uyar sireni," diye haykrd Francesca. "Reaksiyon tam yerine oturdu. Artk hibir ey onu durduramaz."

"Arkadalarnn gitmesine izin verirsem, reaksiyonu durduracan sylemitin." Francesca gld. "Yalan syledim. Hi kimseye gvenmemek gerektiini syleyen sendin," dedi Brynhild'in szlerini suratna arparak. Herkesten nce tehlikeyi sezen teknisyenler su yzeyine ayr bir borunun iinden dnerek kan acil k merdiveninden kamaya altlar. Onlarn kan gren yneticiler de pelerine takld. Korkunun etkisiyle nbetilerde disiplinden eser kalmad. Tabancalarnn kabza-laryla yneticileri itekleyerek yol amaya altlar, yol vermeyenlerin zerine ate ettiler. Merdivenlere alan kapnn nne insanlar yld. - 345 Cesetlerin zerinden atlayan nbetiler darack yerde skp kaldlar. ndekiler geit vermiyor, arkadan gelenler onlar itiyordu. Birka saniye iinde tek k yolu birbirinin zerine den insanlarla tkand. Brynhild yaratt dnyann bu kadar abuk yok olmasna bir trl inanamyordu. Tm fkesini uzaklamak iin aba gstermeyen Fran-cesca'ya ynlendirdi. Austin'in tabancasn alp zerine evirdi. "Yaptklarn iin leceksin!" diye haykrd. "Senin lgn plann nedeniyle yamur ormanna dnce, on yl nce ldm ben." Brynhild tetii kez ekti. lk iki mermi boa gitti ama ncs Francesca'nn gsne sapland. Dizleri boald, yere yld ve srt duvara dayal oturdu. Gzlerinin nne siyah bir perde inerken mutlulukla glmsedi. Ve ld. Brynhild silah atp kontrol paneline yrd ve iradesinin gcyle reaksiyonu durdurmak istercesine, umarsz baklarn ekrana dikti. S-kl yumruklarn havaya kaldrd, fke l siren sesine kart. ekirdek maddenin iindeki atomlar ve molekller birbirinden ayrlnca inanlmaz bir enerji aa kt. ten gelen basnla anasazyum tank erimeye balad. lk patlamayla Brynhild yanp kl oldu ve dev bir alev topu laboratuvar cehenneme evirdi. Scak duman asansr boluklarndan, vagon tneline ve ana binaya dolup tm koridorlara yayld ve sonunda byk salona girdi. Duman duvarlar yalayan alevler biimini ald ve Gogstad gemisinin Valhalla'nn yreinde iin iin yanan gri klleri son alevlerle yok oldu. - 346 41 Austin dtan takma Evinrude 150 model motora tam gaz verince tekne suyun yznde kaymaya balad. Surat fke ve hsrann bronz rengi bir maskesi haline gelmiti. Tekrar laboratuvara dnmek istemi, ama onlar iskeleye kartan asansr bir daha almamt. Yk asansr de almamt. Merdivenden inmeye kalknca Gamay kolundan ekitirmiti. "Yarar olmaz. Zamanmz kalmad." "Gamay'i dinle," diye atlmt Zavala. "Drt dakikadan az zaman kald." Austin onlarn hakl olduunu anlamt. Sonusuz bir kurtarma giriiminde kendisi lebilecei gibi arkadalarnn yaamn da tehlikeye atacakt. Kaykhaneden iskeleye knca, gnein altnda uyuklayan nbeti tfeini omzundan indirmeye kalkmt. Modern boksu biimlendiren, ueensberry Marki'sinin koyduu kurallar uygulayacak durumu olmayan Austin doruca nbetinin stne gitmi ve omzuy-la midesinden itekleyerek suya atmt. Tekneye bindiklerinde anahtarn takl ve yakt depolarnn dolu olduunu grdler. Motorlar hemen alt. Halat zp teknenin burnunu Nevada sahiline evirdiler. Zavala'nn bardn duyunca ban evirdi. Joe ile Gamay, bir tencerede kaynayan su gibi gln kabard yere doru bakyordu. Bouk bir homurtunun ardndan kan krmzs renkte scak sular, kasrgayla havalanr gibi yzlerce metre havaya - 347 ykseldi. Kaynar yamur damlalarna ve buhar bulutuna kar elleriyle yzlerini korudular. Bir kez daha ayn yne bakmaya cesaret edince, iskelenin yok olduunu fark ettiler. En azndan metre yksekliinde bir dalga onlara yaklayordu.

"Bu teknelerin kesinlikle batmayaca ileri srlyor," dedi Zavala gergin bir sesle. "Titanic iin de aynsn sylemilerdi," diye anmsatt Gamay. Austin dalgay batan almak iin teknenin ynn deitirdi. Suya yuvarlanacaklarn varsayarak kendilerini hazrladlar ve dalga onlar havaya kaldrp altlarndan geti. Austin bir tsunami dalgasnn karaya arpmadka pek fazla zarar vermediini anmsad ve dalgann gcnn Nevada sahiline ulamadan azalacan umut etti. Karada da bir eyler oluyordu. Austin'in paratle uarken grd ormann iindeki evlerin bulunduu yerden bir duman bulutu ykseliyordu. Onlar izlerken bulutun rengi koyulat ve kalnlat. Austin teknenin hzn kesti ve aa tepelerinden, aralarnda krmz ve sar alevlerin ykseldii kara bulutlar izlemeye koyuldu. "Gtterdammerung," diye mrldand. "Tanrlarn Alacakaranl m?" diye sordu Gamay. "Ben daha ok bir tanray dnyordum." Motorlarn homurtusu ve suyun zerinde kayan teknenin kard hrtdan baka bir ses duyulmuyordu. Sonra lgn bir baykuu andran bir ses kulaklarna geldi ve balarn evirince krmz, mavi, beyaz renklerle bezenmi bir pastann kendilerine doru yaklatn grdler. Tahoe Queen ddn bir kez daha ald. st gverteden el sallayan Paul grnd. Austin elini sallayp karlk verdi, gaz kesti ve tekneyi arkl gemiye doru evirdi. - 348 SON SZ Libya l, alt ay sonra Kyn ihtiyar bir leylek kadar zayft ve yllarca l gneinden yanp meinlemi yz ylesine krmt ki, bir baka kra yer kalmamt. Yllar sren beslenme bozukluundan aznda biri yukarda, dieri aada iki dii kalmt, ama gururla glmsemekten geri kalmyordu. Birka sar kil kulbe ve amurlu vahay belirleyen palmiyelerden oluan yerleim yerinin ortasnda dururken, herhangi bir kamu iletmesinin al kurdelesini kesen byk kent belediye bakanlarndan farkl grnmyordu. Minik ky, Giza'nn Byk Piramitlerinin batsnda, dnyann yaama en uygun olmayan noktasnda bulunuyordu. Msr ile Libya arasndaki binlerce kilometrekarelik kupkuru kumluk alanda kinci Dnya Sava'nda kalma birka panzer iskeletinden baka bir ey yoktu. Oraya buraya serpitirilmi birka yerleim yeri pek de gvenilmeyen vahalara smsk sarlmt. Bazen bu vahalar kuruyor, ekinler lyor ve kyleri alk saryordu. Yaamakla alktan lmek arasndaki bu ksrdng yzyllardr sryordu ama artk her ey deimek zereydi. yi eylerin olaca umuduyla tm ky renkli bayraklarla donatlmt. Develerin kuyruklar renkli kuma paralaryla rlmt. Birlemi Milletler'in mavi ve beyaz renklerini gsteren byk bir adr kyn meydanna kurulmutu. Ky evlerinin dnda ise bir dizi helikopter duruyordu. Birlemi Milletler'in ve birka Ortadou ve Afrika lkesinin diplomatlar adrn glgesinde bekliyordu. - 349 Kyn ihtiyar bir ln ortasnda bulunmamas gereken yapnn yanndayd. st ste yerletirilmi iki yuvarlak mermer yalaktan oluan emenin tepesinde kanatl bir kadn heykeli yer alyordu. eme yle ina edilmiti ki, su kadnn ileri doru uzanm avularndan aaya akyordu. Kyn ihtiyar hazrd. Trensel bir hareketle boynuna bal ipin ucundaki teneke marapay suya daldrd ve bir yudum iti. Disiz az biraz daha geniledi ve zayf sesiyle Arapa olarak, "Elhamdlillah," diye seslendi. Yanna gelen kyn erkekleri sanki suyun byl kayna eme deil de ellerindeki bardaklarm gibi dikkatle itiler. Kenarda bekleyen kadnlar toprak srahilerini doldurmak iin kouturdular. emenin evresinde bekleen ocuklar, annelerinin hareketini serinlemek iin bir iaret olarak yorumladlar. Bir anda yalan ii kahkahalar atan plak ocuklarla doldu. Diplomatlar ve hkmet yetkilileri adrn glgesinden kp emeye yaklatlar. Bir palmiye aacnn glgesinde NUMA zel Grevi Ekibi yeleri ve Sea Robir'in kaptan olup biteni neeyle izliyordu.

"u ihtiyarn ne dediini anladnz m?" diye sordu Zavala. "Arapa bilgim pek snrl ama sanrm yaamn en byk armaan olan suyu verdii iin Allah'a dua etti," dedi Gamay. Paul salam kolunu karsnn omzuna sard. "Francesca'nn kendi mermer heykelini grememesi ok kt. Bana beyaz tanra olarak geirdii eski gnleri anmsatt." Austin bayla onaylad. "Bana kalrsa Francesca dnp heykele bakmazd bile. Su kulesini, borular inceler, tuzdan arndrma ileminden sonra borularda bir szma olup olmadn kontrol eder ve daha baka bir blgede ayn ilemi tekrarlamaya giderdi." "Sanrm haklsn," dedi Paul. "Akdeniz pilot blge fabrikasnda Cabral ileminin ne kadar iyi altn gren teki lkeler ellerinde teneke marapalaryla koup geleceklerdir. Bahreyn ile Suudi Arabistan parasal destek vereceklerini imdiden sylediler. Ama Birlemi Milletler, Francesca'nn sana verdii planlara ek olarak yazd istee uyarak, ncelikle Afrika'nn l blgelerinden ie balamaya sz verdi." - 350 "Duyduuma gre Bat Eyaletleri'yle Meksika, Kaliforniya sahilinde fabrika ina etmek iin giriim balatmlar," dedi Austin. "Bu i, Colorado Nehri'ni biraz rahatlatr." "Bence Francesca, imdiye dek su savalar srdrenlerin, kurakln etkisinde kalan blgelere su gtrmek iin birlikte altklarn grnce ok mutlu olurdu. Yepyeni bir ibirlii ruhu dodu. Belki de insanlk iin bir umut vardr." "Ben iyimserim," dedi Austin. "BM her zamanki brokratik ilemlerini hzlandrmaya sz verdi. Kanada'da anasazyum rafine fabrikas kurmakla ok iyi bir rnek yarattlar. Francesca'nn planlar ok yalnd. Bu fabrikann ne kadar abuk ve ucuz ina edildiini grnce isteyen her lkenin ucuz suya kavuabileceini dnyorum." "ronik deil mi?" dedi Gamay. "Anasazyum, kitleleri yok etmek iin silahlarn gelitirildii Los Alamos'da ortaya kt." "Gogstad'n eline dnce de neredeyse ayn ii grecekti," dedi Austin. Havann scaklna karn Gamay rperdi. "Bazen o dev kadnn, iki tetikisinin ve korkun evinin bir d olduunu dnyorum." "Ne yazk ki hepsi gerekti ve katmz yer, Oz Bycs'nn Zmrt Kenti deildi." "Umarm kanserli bir hcre tekrar byyecei bir yere gizlenip kalmamtr." "Byle bir ans olamaz," dedi Austin. "Gogstad'n artk liderleri, bilimsel deneyimleri ve bu ii yrtecek gce sahip olan adamlar kalmad. Dnyann drtbir kesinde yaayan insanlar neredeyse suyu tmyle yitireceklerini anladlar ve su kullanma haklar zerinde kendi iradelerini gelitiriyorlar." Jim Contos bu sohbeti ilgiyle dinliyordu. "Beni davet ettiiniz iin ok teekkr ederim. En azndan iki sualt aracmn nemli bir dava uruna denizin dibini boyladn gryorum." "Bunu sylediine sevindim, Jim?" Zavala glmseyerek gmleinin cebinden bir kt karp at. "Bu yalnzca ilk taslak. Ama sonunda nasl bir ey olacan grebilirsin.' - 351 Contos'un gzleri hayranlkla byd. "Tanrm, harika bu." Zavala yzn buruturdu. "Bence gzel deil. Biimi bozulmu bir bala benziyor, ama imdiye dek ina edilenlerden ok daha hzl gidiyor, daha derine dalyor, daha fazla malzeme tayor ve daha ok mekanik ilevi var. ok geni apl testlerden gemesi gerekecek." "Ne zaman balyoruz?" diye sordu Contos. "n almalar balad bile. Smithsonian Enstits ile randevum var. Uan kanadn son pilotlarnn ansna bir ant dikecekler ve bu kampanyay halka tantmak iin birka uu yapmam istediler benden. Bu iten sonra serbest kalyorum ve deneylerde yardmc olurum." "Daha ne bekliyoruz?" dedi Gamay. "yi bir soru," diye yantlad Austin. "Francesca'nn yntemi bir kum havuzunu baheye dntrecek ama bir grup okyanus bilimci iin hi de uygun bir yer

deil." Kapsnda siyah harflerle "NUMA" yazan turkuvaz mavisi helikoptere doru yrmeye balad. "Hey, Kurt, nereye gidiyorsun?" diye seslendi Zavala. Austin dnp bakt. "Hadi," dedi bronz yznde geni bir glmsemeyle. "Gidip ayaklarmz slatacak bir yer bulalm." Clive Cussler Mavi Altn (Blue Gold)

You might also like