You are on page 1of 170

T.

C ANKARA N VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TS FELSEFE (S STEMAT K FELSEFE VE MANTIK) ANA B L M DALI

BERTOLT BRECHT N VE GEORGY LUKACSIN GEREK L K ANLAYI LARINDA MODERN SANATIN NEL

Yksek Lisans Tezi

Canan YARAR

Ankara 2010

T.C ANKARA N VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TS FELSEFE (S STEMAT K FELSEFE VE MANTIK) ANA B L M DALI

BERTOLT BRECHT N VE GEORGY LUKACSIN GEREK L K ANLAYI LARINDA MODERN SANATIN NEL

Yksek Lisans Tezi

Canan YARAR

Tez Dan man Do. Dr. Erdal CENG Z

Anakara 2010

T.C ANKARA N VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TS FELSEFE (S STEMAT K FELSEFE VE MANTIK) ANA B L M DALI

BERTOLT BRECHT N VE GEORGY LUKACSIN GEREK L K ANLAYI LARINDA MODERN SANATIN NEL

Yksek Lisans Tezi

Canan YARAR

Tez Dan man: Do. Dr. Erdal CENG Z

Tez Jrisi yeleri Ad ve Soyad


.................................................................... .................................................................... .................................................................... .................................................................... .................................................................... ....................................................................

mzas
........................................ ........................................ ........................................ ......................................... ......................................... .........................................

Tez Snav Tarihi ..................................

TE EKKR

ncelikle, Georgy Lukacs tanmamda ve bu al mann her a amasnda benden yardmlarn eksik etmeyen tez dan manm Do.Dr. Erdal Cengize, yine Brechti tanma ve derslerine katlma ansn sunan sevgili hocam Do.Dr Sreyya Karacabeye ve e itim srecimdeki tm hocalarma; deste ini hi esirgemeyen ve hep yanmda olan Sengn Acar, Taner Rumeli, Tu em Altu enol, Ay egl ayl, Nalan Gre , Velican Demirel, Cihan

Ercan ve yakn arkada larma; aileme, maddi-manevi desteklerini esirgemeyen, ablam Ye im im ek ve Ferhat im eke, ara trmalarmda ve al malarmda hep yanmda olan .Mahir Kalaylo lu ve Yasemin Akise, son olarak da taze umudum Gne te ekkrler. im eke sonsuz

Ya amak, izler brakmaktr.


W.Benjamin

TE EKKR............i NDEK LER..ii G R .1 I. BLM AR STOTELES N POET KA YAPITINDA DRAMIN GENEL YAPISI5 1.1. Taklit (Mimesis) esi......... 6 1.2. Tragedyada yk ve Karakterin Temel Nitelikleri..... 10 1.3. Katharsis (Arnma).. 13 1.4. Aristotelesi Dramatik Yapnn Krlmas... 18 1.5. Klasik Dramatik Yapnn Krlmasnda Avangard Dnem. 33 2. BLM BERTOLT BRECHT VE EP K-D YALEKT K T YATRO .41 2.1. Bilimsel Tiyatro ve E lendirme Unsuru.......52 2.2. Aristotelesi Dram Anlay na Kar Epik-Diyalektik Tiyatro 54 2.3 Katharsise Kar Yabancla trma............................56 2.4. Yabancla trma Unsurlar....69 2.4.1. Kesintiye U ratma-Episodik Anlatm....69 2.4.2 .Oyuncu ve Seyircinin Durumu...76 2.4.3. Tarihselle tirme .82 3.BLM GEORGY LUKACSIN B L N VE BTNLK KAVRAMLARI TEMEL NDE KAP TAL ZM VE MODERN SANAT ELE T R S .85 3.1. Tarih ve Snf Bilincinde eyle me ve Proletaryann Bilinci: Ortodoks Marksizm ve Burjuva D ncesinin Ele tirisi...86 3.2. eyle me Analizi...91 3.3. Proletarya ve Snf Bilinci.........96 3.4. Lukacsn Gerekilik Perspektifiden Modern Sanata Yakla m.98 3.5. G.Lukacsn Esteti inde Btnlk Kavram Ba lamnda Mimesis ve Katharsis Kavramlarnn ncelenmesi...........102 3.5.1. Esteti in Temel Bir Olgusu Olarak al ma Kavramnn Lukacs Ba lamnda ncelenmesi.....103 3.5.2. Mimesis.........107 3.5.3. D la ma ve D la mann Geri Alnmas Olarak selle tirme Ba lamnda Sanatn levi120 3.5.4. Katharsis.124 SONU BRECHT-LUKACS TARTI MASI.137 SONU.........154 ZET.........165

ABSTRACT167 KAYNAKA.169

GR

Platonun, Devlet1inde, etik de erleri nceleyen bir yakla mla sanat bir tehlike olarak belirlemesi kar snda, Aristoteles, ruhu arndrc bir etki olarak yeni bir dram anlay geli tirmi ve bu dram anlay Antik Roma, Ortaa ve Rnesans dnemleri boyunca farkl yorumlarla varl n srdrm tr. Aristoteles2 iin insan ruhunda co ku aracl yla ahlaki duygularn uyandrlmas asl odak noktasdr. Bu co kunun anlam, etik ya amn ta ycs olan ruhun bir etkilenimidir ki, bu bir anlamda etik ve estetik arasnda kpr niteli i ta maktadr. yknme aracl yla a a kan, toplumsal olarak ortak bir duygu retimidir. Bu retimdeki ama, toplumsal co kularn erdemli yetilere dn trlmesidir. Aristotelesin tragedya merkezinde geli tirdi i, belli bir uzunlukta, sebep-sonu ili kisine dayal, btnlk temelindeki dram anlay zellikle on sekizinci yzylda sanatn neli i problemi zerinden sorgulanmaya ba lanm tr. Bu klasik dramatik yapnn krlmas ba lamnda Avangardlar anlayabilmek, kabaca o dneme kadar ya anan tarihsel olaylar ve klasik dram anlay nn nasl ekillendi ini grmeksizin pek mmkn olmayacaktr. Brechtten sz aabilmek iin, ncelikle Avangarlarla ba layan bu krl srecini aktarmak uygun olacaktr. D avurumcu eler ta yan ilk oyunlarnn tesinde, yeni olana yapt vurgu temelinde modern sanata yakla m ve zellikle o zamana kadarki btnlk aray nn tersine, hakikate ula abilmenin paralara ayrmakla mmkn olabilece i d ncesiyle ve kathartik bir etki yerine seyirciyi yadrgatmak, (belirli bir mesafeyi korumak anlamnda) yabancla trma kuramyla ve tm bunlarn toplam olarak farkl bir epik tiyatro yakla myla Brechti kendi oyunlarndan rnekler e li inde anlamaya al mak Lukacsla olan tart masn kavramak iin bize yardmc olacaktr. te yandan Lukacs tanmak, biraz
1 2

Platon, Devlet, Sosyal Yaynlar, eviren: Hseyin Demirhan, stanbul, 2002, IV. Kitap. Aristoteles, Poetika, Remzi Kitabevi, eviren: smail Tunal, stanbul, 2002, s. 27- 29.

daha uzun bir yol izlememizi gerekli klacaktr. Bunun en temel sebebi, Lukacsn politik anlamda eylemselli in ve de i im gsteren safla malarn ierisinde olmas ve buna ba l olarak da pek ok dnemden gemesi, onu anlayabilmek iin zorlayc gzkmektedir; ancak ben bu al mann rotas ba lamnda Lukacs, birincisi Tarih ve Snf Bilinci izle inde, zellikle eyle me kavramna yapt vurgu merkezinde sunmaya al aca m. kincisi, hem Lukacsn klasik sanattaki srarn anlamakta ve modern sanat ele tirilerini zmleyebilmek adna esteti e ili kin d ncelerini sunmaya al aca m. Bu yolda, Hegele de inmeden geip gitmek mmkn olmayacaktr. Btnlk, Dolaym, D la trma gibi kavramlarn tannmasnda ve zellikle Biim- erik, Teori-Pratik, Etik-Estetik gibi kar tlarn birli i d ncelerini dile getirmesi ba lamnda Lukacsn Hegel temelli d ncelerini anlayabilmek, Hegelin idealist bir temelde Tinin kendini bir tanma alan-dura olarak sanata yakla mn serilmemekle mmkn olacaktr. Lukacs bu etkile imini Marksist bir yorumla ve idealist dzlemden Tinin yerine i i snfn geirerek geli tirecektir. Hegel ile d nsel farkllklarnn en ak biimini Estetik3 yaptlarnda a a kmaktadr.4 Hegelin sanat, tarihsel ilerleyi te, maddenin zamanla kaybolup, tinin dilde anlatma kavu tu u Romantik Sanata do ru evrili ine ba lad ve sanatn gerekle mesini de herhangi bir sanat biiminde de il, kendini a arak felsefeye dn mnde yatt n belirtmesi kar snda, Lukacs, d ncenin bu mutlak de erini reddeder.
mutlak olan anlatdr, ve Yunan sanatnn a amalarnn ilk taslaklar bile, ncl olarak anlatma ncelik verir felsefede ise, ku kusuz, katksz d ncenin stnl , , kesinlikle bir biim olasl olarak anlatm ortadan kaldrmasyla llr ve de erlendirilir.5

Buna gre, Lukacs iin yalnzca sanat, mimesis yardmyla grnen dnya kar sna nesnelle tirilmi bir kar grnm koyabilir. Bu nesnelle tirme en temel drts ise

al mada kendini a a vurur.

3 4

Lukacs, Estetik I (1999), Estetik II (1992), Estetik III (2001), Payel Yaynlar, stabul. Jameson, Marksizm ve Biim, YKY, eviren: Mehmet H. Do an, stanbul, 2006. 5 Jameson, a.g.e., s. 153,154.

nsan do al de i tirerek ona stnlk sa lar. al ma do aln de i mesidir. Do a zerinde by gcn kullanmay da tasarlar insan. By yolu ile nesneleri de i tirmeyi, onlara yeni biimler vermeyi kurar. Gereklikte al ma neyse, insan kafasndaki bu tasarlama da odur. Ta ba langtan beri bycdr insan6

Brecht ve Lukacs arasndaki gerginli in temeli neye dayanmaktadr peki? Bu soru bu al mann merkezi noktasdr. Son genel bir ba lk altnda, bu tart mann en temel vurgusu olarak Lukacsn sanattaki tm yeniliki akmlar, gere in paralanmasna ynelik btnl bozan yaplar bakmndan ve bu paralanm lk ierisinde yabancla ma olgusuna da bir sreklilik katmalar ba lamnda ele tirisi kar snda Brechtin sanat mimesisin tesinde, retim ve diyalektik sre ba lamnda ele alarak gere i anlayabilmenin, bu gere i paralayabilmekle ve paral bir anlatmla mmkn olabilece i ynndeki temel kar tlklarndan yola klmaktadr. Bu yola koyulu ta amacm Lukacs ve Brecht arasndaki bu kar tl n anlamn zellikle Lukacsn Estetik lemesi, a da Gerekili in Anlam, Avrupa Gerekili i gibi olgun Marksist dnemindeki eserleri etrafnda ve Brechtin temel oyunlar ile derinle tirebilmek, bu kar tl a ili kin temel yakla mlar sunabilmek olacaktr. kisi de estetik alannda Marksizmi temele alan bu iki d nr arasnda bir ba kurmak mmkn de il midir? Bir ba ka adan, Brechti, zellikle politik bir tiyatro anlay na dayal olarak, Lukacsn ele tirdi i di er modern yakla mlardan farkl klacak bir yan yok mudur? Bu soru kula a yzeysel bir zorlay gibi gelse de, okumalarmda bu kaskat bir kar tlk gibi sunulan iki Marksist yakla m arasnda, d nsel anlamda ayn yolda pek ok kez kesi tiklerine rastlad mdan, bu kesi imleri de sunmaya al aca m. Bu arada belirtmeliyim ki Brechtten de bir d nr olarak sz etmem, felsefe alanndan Brechte ynelmemdeki en nemli itici glerden biridir; nk onu ayr klan, politik tiyatro dzleminde, tiyatroyu felsefi ili ki zerinden sorgulamas ve eylemselle tirmesidir.

Fischer, Sanatn Gereklili i, Payel Yaynevi, stanbul, 1995, s. 17.

Onun iirlerini, fragmanlarn, yklerini, oyunlarn bir btn olarak d nd nzde, anlamsaln yeniden dn m iin u ra an bir yazarn, in a halinde sundu u bir yaz alan alr nnze.7

Ba ta da vurgulamaya al t m gibi, bu al mann temel amac, en genel anlamyla, felsefi bir yakla mla pratik bir alan arasnda Lukacs ve Brecht temelinde bir ba da m yakalayabilmek, sanatta gerekilik tart malarnn temel kar tlklarndan saylan bu iki isim arasndaki at k ve benzerlikleri daha geni bir yapda sunabilmek ve gnmzde sanathayat arasndaki ba n, bir ba ka deyi le aktaran-almlayc arasndaki ili kinin nasl yanlsamann tesindeki eli kilere dair o gerekli i yakalayabilece ine ili kin bir sorgulamaya kap aabilmektir.
Sanat evresindeki dnyaya kar romantik bir ayaklanma iinde de ildir artk. Ne var ki benle toplum arasndaki denge de hibir zaman dural de ildir; bu denge srekli at malar ve eli melerle sk sk yeniden kurulmak zorundadr.8

7 8

Karacabey, Brechtten Sonra, De ki Basm yaym, Ankara, 2009, s. 14. Fischer, 1995, s. 111.

1. BLM

AR STOTELES N POET KA YAPITINDA DRAMIN GENEL YAPISI

Aristotelesin tragedya zelinde sanat bir btnlk ierisinde tanmlay , klasik dram anlay nn temellendirilmesinde etkili olmu , sonrasnda geli im gsteren sanat biimlerinde izler ta maya devam etmi ve yirminci yzylda, sanattaki biim-ierik, geekilik, sanatn i levi gibi pek ok tart mann merkezi olarak varl n korumu tur. Aristotelesin sanat anlay , onun genel felsefesi erevesinde d nlmelidir. Platondan farkl olarak, sanata toplum iinde nemli bir yer vermi , zellikle tragedya sanatnn sa duyuya ters d meyece ini ve sanatsal heyecanlarn bireyleri olumsuz ynde etkilemeyece ini, tersine olumlu bir ruh sa altm sa layaca n ortaya koymaya al m tr. zellikle iyi olann gzel olarak kabul grd Grek felsefesine ba l olarak, Aristotelesin estetik yakla m da, etik erevesinde ekillenmektedir. Ayrca sanatn do ay idealize etmesi ba lamnda mimesis betimlemesinde grrz ki, sanat bir anlamda bir tamamlanma ve bir yknmedir. Sanatta olgusal dnyaya bir yknme olan imgesel bir dnya yaratlr. 9 Sanatn kkenini, insann ya amn srdrebilmesi iin giri ti i bir sava tan farkl olarak, yknme igds e li inde, zanaatkrlk zerinden insan elinin gcnde ve

ayrcalkl nda bulan Aristotelese gre, sanat, do ann bir tr tamamlan dr. nsan di er
9

Copleston, Felsefe Tarihi: Aristoteles, dea yaynlar, eviren: Aziz Yardml, stanbul, 1997, s. 95.

canllardan ayran ve bilginin bir kayna olarak sanat, eylerdeki ideal-evrensel olana ynelir. Bu ynyle de olan oldu u gibi aktaran tarih kar snda sanat, maddi olan ile biimsel olann btnselli ine yneliktir.

1.1. Taklit (Mimesis) esi Platon,10 sanatn, duyularla alglanan gere i taklit ederek, asl gerek olandan daha da uzakla t n belirtir. Ona gre, ki i ya ad felaketler kar snda ekti i ac sonrasnda kendini ve duygularn bir biimde kontrol altna alabilir. air ise, bu duygular bastrmak bir yana, k krtr, besler ve ki inin ruhunu gsz ve isyankar klar. Bylelikle yksek-aklsal olann yerine, d k-duyusal olan geirir. Aristoteles ise, k krtlan korku ve acma gibi duygularn k krtlmasnn nedeni, bu duygularn sonradan yat trlabilmesinin

sa lanmasnda grr. Bu yolla, bu duygularn tedirgin edici yan tasfiye edilmi olur ki bu bir ba lamda duyusal bir tedavidir. Aristotelesin mimesis szc ne verdi i anlam, gereklik alglarndaki ayrm temelinde Platonununkinden farkldr. Aristoteleste d ncenin konusu, grnen varl n tesindeki idea (a knsal kavram) de il, varl n kendisi ve olu umudur. Varlk srekli olarak geli erek son varl a- Entelekheia-, tanrsal olana eri mek ister. Sanat, soyut gzellik ideasna, gzel olan somut varlklardan giderek varr. Bu yzden dnyasal gereklerden kopmaz, onlara dnktr.11 Aristoteleste tz, madde ile formun zlmez bir birle imidir. Bir eyin maddesi, ona anlam ve ama veren bir eylemsellik, bir form kazand nda oldu u ey olur. Ba ka bir deyi le Aristoteles, Platondaki ayrks idealar tasarm yerine, maddenin dinamik bir ilkesi olarak idealar, hareket ettirici g olarak ikinle tirir. Saf bir potansiyel halindeki madde, saf edimsellikle yani formla btnle erek kusursuzlu a do ru yol alr. Bu
10 11

Platon, 2002, X.Kitap. ener, Dnden Bugne Tiyatro D ncesi, Dost Kitabevi Yaynlar, Ankara, 2006, s. 28.

edimselle tirme sreci, saf maddeden saf forma gei , eylerin kusursuzlu a meyledi lerinin temelidir. Kusursuzluk dnyas zlemdir, maddeyi son formuna do ru geli tiren bir harekettir.12 Arsitotelesin mimesis olarak sanat anlay nn temelinde, insan-do a ili kisi yatmaktadr. Do a, bir bitmi lik ierisinde potansiyel bir grnm de il, az nce szn etti imiz bir edimselliktir. Dolaysyla taklit etmek, bir kopyadan ok, olmas gerekene yneliktir. Do ann tzsel olana do ru edimselli inde, kusursuzlu u yakalamadaki ba arszlklarnda, sanat eylerin yaratc ilkesini yeniden yaratmak13 anlamnda devreye girer. Bylelikle sanat, bir anlamda do ann kusurlarnn kapatcs, dzelticisidir. Buna gre, mimesisin temelinde, sanatn do ay basit bir yknmesi ya da onu yeniden sunmas de il, gerekle menin, edimselle menin ierimi yer almaktadr. Sanat eylerdeki bu ideal, evrensel eye ynelir. Tarih ve tragedya arasndaki kar la trmasnda Aristoteles, tarihin olmu olan, tragedyann ise olabilecek olan anlatt n belirtir. Bu ba lamda, deal Olan, yani form-madde

btnselli ini yakalamaya ynelik geli tirdi i sanat anlay temelinde, Aristoteles iin tragedya, tarihten daha felsefi ve daha st bir u ra tr.
nk iir, daha ok genel olan, tarihse tek olan anlatr. Genel olan deyince de, olaslk ya da zorunluluk yasalarna gre, belli zellikteki bir ki inin byle ya da yle konu mamasn, byle ya da yle eylemde bulunmasn anlyoruz. 14

Aristoteles iin, her insann eylemi, en stn iyili i yani mutlulu u ama edinir. Tm haz ve tutkularn ll ya anmas anlamnda, eylemli bir ekilde eyleyen, ba kalarnn farkndal iin de il, kendisi iin bu edimi gerekle tiren bir insann, rasyonel ruhun erdemli ya am ise, mutlulu un en st dseyidir. Bu ba lamda da tragedya, insann bu rasyonel ruhunun en yksek amaca yani mutlulu a do ru eylemlerinin bir taklididir.
tragedya mutlulu u arayan insann rasyonel ruhunun eylemlerini-al kanlklara dn en tutkularn- yani erdemli davran larn taklit eder.15
12 13

Boal, Ezilenlerin Tiyatrosu, Bo azii niversitesi Yaynevi, stanbul, 2003, s. 11. Boal, a.g.e., s. 12. 14 Aristoteles, 2002, s. 30.

Mimesis, olana , gizilgc gerekle tirme ba lamnda, potansiyelinden syrlm varlk anlamnda, energiann ierildi i bir etkinliktir. Tragedya bu edimselle me srecinde, insann rasyonel ruhsal eylemlerine ynelir ki bunlar; yetiler, tutkular ve al kanlklardr. Bu ba lamda tragedya, devlet sistemini ve ehir devletinin yasal dzenini korumay nceler, insann a rlklardan uzak erdemli davran larna ynelik hareketlerini hedef edinir. Platondan farkl olarak sanata, iyi yurtta lardan olu an bir devlet sisteminin btnleyeni olarak bakan Aristoteles, mimesisi de gerekli i oldu u gibi aktarmak anlamndan kararak ona bireyi entelektel bir arnmaya-ideale ta yan etkin bir i lev kazandrr. Buna gre, sanat, do aya ya da tanrya yknr, ondan esinlenir, ancak taklit etmekten ok kendi yaratc etkinli ini de ierecek biimde zerk, ba msz bir nesne ortaya koyar, ya am taklit ederken, ya amn genel-evrensel ve tipik yann, akla uygun ve olas olan ele almaktadr. Bylelikle taklit (mimesis), yalnzca olana de il, olmas gerekene ynelimlidir. Olmas gereken ise, gere in zerinde d nlen eydir. Byle bir ey

gereklikten daha stn ve ideal bir nitelik ta maktadr. Bu ba lamda mimesis ideal olana ynelir:
Kaba mimetizmden bir realist ve materyalist sanat gr kt halde, Aristotelesin mimesisi olmas-lazm gelene kadar geni leten gr nden bir idealizm do uyor.16

Sanaty byle yanstmac bir eyleme gtren ey hakknda Aristoteles, iir sanatnn varolu unda, insan do asnda temellenen iki temel nedenden sz eder17: 1- Taklit itepisi; bu, insanlarda do u tan vardr ve insanlar ilk bilgilerini taklit yoluyla elde ederler. Bylelikle taklit Aristoteles tarafndan insan do asna dhil edilir ve bilginin kayna olarak konumlanr.

15 16

Boal, a.g.e., s. 15. Tunal, Grek Estetiki, Remzi Kitabevi, stanbul, 1996, s. 107. 17 Aristoteles, 2002, s. 16.

2- Btn taklit rnleri kar snda ho lanma.18 Bu ho lanma insan iin karakteristiktir ve temelinde renme yer alr. Bu ho lanma, hem sanaty hem almlaycy ve hem de eser asndan pek ok eyi ieren dinamik bir ho lanmadr. Aristoteles mimesisi amlarken, eylemden yola kar. Bu eylem, insann d devinimi oldu u kadar i devinimini (karakter, tutku) de iermektedir. Mimesisin dinamik yapsn anlamada mythos (olaylarn sistemli bir biimde dzenleni i) nem ta r. Poetika bu anlamda bir tr kurulu , olay rglerini ekillendirme olarak tanmlay halidir.19 Bylelikle mimesis bir tr etkinlik, dinamik bir sretir, ll bir dile ba l olarak, zellikle tragedyalarda ark ve gsteri ile desteklenen ritim ile eylemin taklidi-temsilidir. Aristotelesin mimesis

anlay ndaki dinamik yapy amlarken nemli bir noktay belirtmek gerekir: ncelik, temsilin nasl gerekle tirildi inden ok, neyin temsil edildi ine, karakter ve

d ncelere verilir. Bylelikle eylem, tragedyann en temel ilkesi ve amac niteli indedir. Bu anlamda mimesis bir kopyadan ok, eylemin taklidi ile olaylarn dzenleni ini birbirine tamamlayan bir yapdadr.
Taklit ya da temsil, bir ey retiyor olmas yani zellikle olay rgle tirme yoluyla olaylar dzenliyor olmas nedeniyle bir mimetik etkinliktir. Byle olunca da bir anda mimesisin Platoncu kullanmndan karz 20

Sanat taklit ederken, gere e uygunluk, tipiklik, genel ve evrensellik erevesinde, gere in inandrc ve ideal biiminin yanstlmasn hedeflemektedir. Bu ba lamda taklit, sanatn yaratclk i levini de kapsamaktadr.

Aristoteles, a.g.e. Ricoeur, Zaman ve Anlat: Bir; Zaman Olayrgs l Mimesis, YKY, evirenler: Mehmet Rifat-Sema Rifat, stanbul, 2007. 20 Ricoeur, a.g.e., s. 76.
19

18

1.2. Tragedyada yk ve Karakterin Temel Nitelikleri Poetikann k noktas, dram sanatn di er sanatlardan ayrmaktr. Sonrasnda bu ayrm, tragedya ve epik iir kar la trmasna do ru evrilir. Tragedya, ahlaksal bakmdan a r ba l, ba ve sonu olan, buna gre belirli bir geli im izgisine ba l, belli bir uzunlu a sahip eylemin taklididir.21 Sanata gzelle tirilmi bir dili vardr ve bu adan salt bir yk de ildir. Bir eylemin taklidi oldu undan, karakter ve d nce bakmndan belli bir zellikte olmas gereken eylem halindeki ki ilerce temsil edilir. En nemli olgu, olaylarn birbirine uygun bir biimde ba lanmasdr.
Tragedya, ki ilerin de il, tersine onlarn eylemlerinin, mutluluk ve felaket iinde geen bir hayatn taklididir. Mutluluk ve felaket eyleme dayanr; hayatmzn son ere i ise, eylemdir.22

Tragedyann yk, karakter, d nce, dil ve mzik eleri bir btnlk ta maktadr, tamamlanm ve btnl olan bir eylemin taklididir sz konusu olan. Btn ise; ba , sonu ve ortas olan eydir. Olaylarn birbirini izleyi i olaslk ilkesine gredir. Bu bakmdan oyuncuda aranmas gereken temel nitelik uygunluk ve inandrclk olarak betimlenir. Oyuncuda aranan inandrclk niteli i, oyuncularn hayatta varolabilecek insanlara benzemesi anlamndadr.
rne in cesaret gibi erke e zg bir karakter, kadn iin hi de uygun de ildir; nk genel olarak byle bir karaktere (cesaret) kadnda al lmam tr23

Taklidin ierdi i eylemler, belli bir uzunlu u olan, ba layp bitmi , tamamlanm olan ve bu nedenle de bir btnl e sahip eylemlerdir. ykdeki bu birlik ve organik btnlk, tiyatro tarihine hareket (eylem) birli i24 olarak gemi tir. Olaylarn birbirini olaslk ya da zorunluluk kurallarna gre izlemesini, rastlantsal olana yer verilmeyi ini ierir. Byle bir
21 22

Aristoteles, 2002 Aristoteles, a.g.e., s. 24. 23 ener, 2006, s. 29. 24 ener, a.g.e., s. 33.

10

neden-sonu ba lants ierisinde, her olay kendinden sonra gelen olayn zorunlu nedeni ve de kendinden nce gelen olayn zorunlu sonucudur. Bu ba lamda episodik (paral) anlatm, birlik ilkesine aykrdr; nk neden-sonu ili kisinden yoksun, tragedyadan daha uzun ve e itli durumlarn i lendi i bir anlatm biimidir.
Tragedya yky, gne in do u u ve bat arasnda geen zaman iinde tamamlamaya al r25

Eylemde birli in yan sra, zamansal snrlama da nem ta maktadr. Btnlk, olaslk ve zorunluluk zmlemesi, Paul Ricoeur26e gre zamansal de il, mantksal bir zmlemedir. Btnn, ba , ortas ve sonu olan bir ey olarak belirlenmesi iirsel anlatmda bir de er kazanabilir. Btn kavramnn zmlenmesinde, tesadfe yer yoktur, zorunluluk ya da olaslk ko ullarna uygunluk aranr. Ayn durum tragedyadaki uzunluk belirlemesinde de grlmektedir. Eylemin ancak olay rgs iinde bir snr vardr. Bunlar, gerekte eylemin zellikleri de il, tragedyann dzenleni inin etkileridir. Aristotelese gre, birbiri ardna gelen olaylar gere e benzemez, bir olayn br olayn nedeni olmas, nedensel ba ise gere e benzer olandr. Bylelikle grrz ki, olay rgsnn genelli i, bir tr dzenleni tir; tikelden tmeli, olaylarn ardarda gelmesi yerine, zorunluyu ve gere e benzeri ortaya karmaktr. Bu dzenleyi tir ki, tamamlanm l ve btnl sa lar27:
Eylemin yaps, d taki rastlantsal olaylara de il de eylem ii ba a dayand nda olay rgs bu tr tmeller retir Mimesisin ayrc bir niteli i, mythosun iinde onun anlat, yk zelli iyle de il de tutarllk zelli iyle ilgilenmesidir. Onun edimi daha ba langta tmelle tirici bir edim olacaktr.28

25 26

Aristoteles, 2002, s. 21. Ricoeur, 2007. 27 Ricoeur, a.g.e 28 Ricoeur, a.g.e., s. 89.

11

Tragedyada olaylarn mutluluktan felakete ya da felaketten mutlulu a dn t noktaya Baht dn (Peripeteie), oyun ki isinin bu dn alglamasna ise Tannma (Anagnorisis) denmektedir.29 Baht Dn ve Tannma, olaslk ve zorunluluk yasalarna ba l olarak daha nceden meydana gelmi olaylardan geli melidir. Baht Dn , hareketin tam tersi ynnde geli mesi, Tannma ise bilgisizlikten bilgiye gei ba lamnda felsefi bir anlam ta maktadr, yazgdaki geri dn sz bir krlmadr.
rne in Oidipusda oban, sevindirici bir haber vermek, onu annesiyle ilgili korkulardan kurtarmak iin Oidipusa gelir. Ama Oidipusun gemi ini rten rty kaldrmakla sa d nd nn tam tersi bir etki yapar.30

Tragedyada kahraman Baht Dn n, mutluluktan zntye do ru ya ar. Ancak bu ak , kahramann bir kusurunun sonucunda de il, bir hata sonucu gerekle melidir. yle ki, bu hata ya da zayflk seyirciyle bulu tu u ilk anda d manlk ya da nefret duygularn uyandrmayacak, seyircinin anlay la kar lamas sz konusu olacaktr. Tragedyalarn merkezindeki kader olgusunun temelinde de, karakterin erdem yoksunlu una de il bu hata ve bir tr bilmeden eyleme durumuna gnderim yer almaktadr.
daha sonra teatral, iirsel sreler yoluyla yok edilebilmeleri iin, kusurlu davran ve hatann kabul edilebilir bir tarzda sunulmas gerekir.31

Byle bir izlek, Baht Dn ve Tannmaya ba l eylem; korku ve acma duygularnn uyanmasyla, almlayan katharsise gtren elerdir. Aristoteles iin, iyi bir tragedya karma k olay dizisinden ve bahtn mutluluktan felakete srklenmesinden olu ur.

29 30

Aristoteles, 2002, s. 33. Aristoteles, a.g.e., s. 34. 31 Boal, 2003, s. 27.

12

1.3. Katharsis (Arnma) Eski Yunanda bir hekimlik terimi olarak, zararl maddelerin vcuttan atlmas anlamnda kullanlan Katharsis szc n, do rudan sanata uygulayan Aristoteles olmu tur.
Tragedyann devi, uyandrd acma ve korku duygularyla ruhu temizlemektir.32 tutkulardan

Buna gre, sanatn de eri, seyirden kaynaklanan estetik bir ho nutluktan ok, ahlaki adan arnmada kendini a a vurmaktadr. Sanatn grevi, yalnzca estetik bir haz retmek de il, daha ok ahlaki bir duruluk yaratmaktr. Bu, zellikle oyun ki ilerinde, karakterlerin davran larnn iyilik zerinden de erlendirilmesinde gzlenebilmektedir. Burada iyilik, ahlaksal bir nitelik ta r:
Bir insann konu mas ve hareket tarz ne e itten olursa olsun, belli bir istem ynn gsteriyorsa, o insann karakteri vardr; e er bu istem yn ahlak bakmndan iyi ise, o insann karakteri ahlak bakmndan iyidir.33

Poetikada katharsis, korku ve acma gibi ruha zararl heyecanlar uyarmak ve onlar bo altarak rahatlamak anlamna gelmektedir. Acma, korku, kendinden geme ruhu etkiler, sanat aracl yla bu duygular nce uyarlr ve sonunda artlp dinginli e ula trlr. Bu sreci anlamada, ncesinde betimledi imiz tragedyann temel zellikleri aklayc niteliktedir. Katharsis, ahlaksal bir amaca hizmet etmekten ok, ki iyi zararl ve bencil heyecanlarndan arndrarak, onu, gndelik ya amn tesinde, de i meyen kaderi zerinde d ndrerek toplum ahlakn gzetir, insan evrensel olana yneltir.

33

Aristoteles, a.g.e., s. 43.

13

iir sanat, ozanlarn karakterlerine uygun olarak iki yn alr; zira a r ba l ve soylu karakterli ozanlar, ahlaka iyi ve soylu ki ilerin iyi ve soylu eylemlerini taklit ederler; hafifme rep karakterli ozanlar ise, baya yaratl taki insanlarn eylemlerini taklit ederler.34

Aristotelesin estetik d ncelerinde, etiki mi politik olan m nceledi i olduka geni perspektifli bir tart ma yaratm tr. Bu tart malarn hepsine de inmek konumuz erevesinde mmkn de ildir elbette, ancak esas ak a dnmeden nce, Augusto Boal35in Aristoteles ele tirisine de inmek, hem bu al mann ak nda ska de inilecek olan sanatpolitika ba lamna bir gnderim niteli i ta yacak, hem de belirtti imiz tart malara dair fikir verici olacaktr. Tiyatronun zorunlu olarak politik oldu unu gstermeyi amalayan Boal, tiyatroyu politikadan ayrmaya al anlarn bu kendi tutumlarnn da politik oldu unu savunur. Onlarn yakla mlarn, Aristotelesin tragedya sisteminin aslnda baskc politik bir sistem oldu unu gstererek rtmeye al r.
Tragedya, insann a rlklardan uzak, erdemli davran ndan- ki bu erdemli davran n yce iyisi adalet, en byk ifadesi Anayasadr- olu an mutlulu unu arama srecinde, rasyonel ruhunun eylemlerini, al kanlklara dn m tutkularn taklit eder.36

Klelik anlay nn hakim oldu u Atina demokrasisi kar snda Boale gre, Aristotelesin sz etti i adalet, soyut ilkeleri bir yana brakarak, somut olan gerekli in kendisinden yola kar ve var olan bu e itsizlik durumunun dn trlmesi olasl n gz nnde tutmaz. Bu e itsizli in temeli olarak da Boal, yalnzca st snflarn yapt kanunlara uymaya dayal bir mutluluk anlay nn kuruculu uyla, Aristotelesin tragedya anlay nn baskc i levini ne srer. Elbette tragedyann estetik i levleri de sz konusudur; ancak en temelinde tragedyann esas hedefi katharsisi sa lamaktr.

34 35

Aristoteles, 2002, s. 17. Boal, 2003, s. 22-38. 36 Aristotelesten aktaran, Boal, a.g.e., s. 23.

14

Bylelikle tragedyann topluma sunulu biiminin d grnm demokratiktir; ancak trajik-kahraman figryle ieri i aristokratiktir. Ona gre duygularn bastrmaya ynelik poetik ve politik bir sistemdir. Ancak kleli in ve snfsal ayrlklarn hkm srd Atina toplumunda, herkes sitemden e it ekilde memnun kalmamaktadr; ama, onlarn e it ekilde bu sistem kar snda edilgin ve uyumlu hale gelmeleridir. Sonu olarak; seyirci katharsis aracl yla, karhama korku ve acma duygularyla ba lanr, Onunla arasnda bir zde lik kurar. Yasalara uymak yoluyla, mutlulu u yakalamaya ynelik erdemli bir ya am yolunda, hatalar dzelmek sanatn ve tragedyann arndrc yannn bir grevidir.
Btn niteliksel ve niceliksel zellikleriyle tragedya, hedefledi i etkinin, katharsisin bir i levi olarak var olur. Tragedyann btn birlik kurallar bu kavram etrafnda yaplanm tr. Bu kavram, tragedya sisteminin merkezi, z ve temel amacdr. Fakat bu maalesef ayn zamanda en tart mal kavramdr. Katharsis dzeltmedir: neyi dzeltir? Katharsis arndrmadr: neyi arndrr.37

Boalin bu sert ele tirilerinin yan sra Aristotelesi katharsisin politik ya da ahlaki temellerden uzak oldu una dair pek ok yorum da yer almaktadr; ancak Boali bu denli hararetlendiren, Onun sanat ve politika ili kisinin iieli ini sunma ve seyirciyi hakim ideolojik bastrmalar kar sndaki pasif konumundan karma iste idir denilebilir. Boal, byle bir arndrmann, nefret, kskanlk, tanrlara ibadet vb. konulardan de il de, merkezde korku ve acma duygularndan ba lamasnn nedenini sorgular. Ona gre, korku ve acma duygular kendilerini kahramanda de il, seyircide a a karmaktadr. Seyirci kahramana bu duygular aracl yla ba lanr. nk Aristotelesin dedi i gibi, kendimize benzeyen bir karakterin ba na, hak edilmemi bir ey gelir.38 Tbbi bir metafor olarak katharsis, acma ve korku duygularnn daha hafif dozlarda verilmesiyle39, rahatszl n tedavi edilmesi, bu duygularn bo altmdr. Tragedyann harekete

37 38

Boal, 2003, s. 26. Boal, 2003,s. 29. 39 Carlson, Tiyatro Teorileri, De ki Yanynevi, Ankara, 2007, s. 18.

15

geirdi i bu duygular tamamen ortadan kaldrlmaz sadece geici bir sre iin yat trlrlar, bylece sistem normal ak na dnebilir. Sahne, ki inin tatmin edilmesi gereken drtlerinin zararsz bir biimde bo altlmas iin uygun bir ortam olu turur. Bu bo altm gerek hayatta oldu undan daha korkusuz bir biimde gerekle tirilir.40 Genel olarak kabul gren ahlaki anlamda ise, yok etmeden ok safla trma anlam ta r. Hem sanat hem de ahlak, tutkulardaki a rlk ya da eksiklik yerine ikisinin ortasn hedeflemelidir:
Erdemin eylemlerle ve etkilenimlerle ilgili oldu una baklrsa, her eylemi ve her etkilenimi de haz ya da ac izliyorsa, erdem hazlarla ve aclarla ilgili olsa gerek. Bunlar aracl yla verilen cezalar da bunu gsteriyor; nk cezalar bir tr tedavidir, tedaviler de do al yaplar gere i kar t eylerden olu ur.41

Aristoteles korku ve acma hakknda Retorikte aklayc bir betimleme geli tirir. Acma, daha ok ktl e u rayana kar hissetti imiz bir duygudur. zellikle bu ktl n bizi ve yaknlarmz tehlikeye sokma ihtimali kar snda acma duyarz. Tehlikeli durum bize yakla t nda acma duygusu korkuya dn r. Bu anlamda acma ve korku birbiriyle i iedir. Retorikteki u szleri, tragedyann i levini ve korku ve acmaya ba l katharsisi daha iyi anlamamzda ipucu niteli indedir:
dinleyicilerin korkutulmas gerekti inde, hatip, gerekten bir tehlike iinde olduklarn hissettirmelidir onlara; byle bir eyin kendilerinden daha gl insanlarn ba na da geldi ini, umulmadk kimseler tarafndan, umulmadk bir ekilde ve umulmadk bir zamanda kendileri gibi ki ilerin ba na da geliyor oldu unu gstererek yapar bunu.42

Aristotelesin katharsis ve mimesis eleri merkezinde geli tirdi i dram anlay ve tragedyada betimledi i olaylarn dzenlenmesine dair olu turdu u ereve, sonrasnda klasik dramn geli imine kaynaklk etmekle birlikte, sanatn i levine dair pek ok tart mann da temelini olu turacaktr.

40 41

Boal, 2003. Aristoteles, 1998, s. 27. 42 Aristoteles, Retorik, eviren: Mehmet H. Do an, YKY, stanbul, 2001, s. 119.

16

1.4. Aristotelesi Dramatik Yapnn Krlmas Rnesansla birlikte olu maya ba layan, Klasik Dramn yapsndaki krlmann ba langc olarak Tarihsel Avangard dnemi gsterilmektedir.43 Dramatik yapdaki bu krlmalar dnya algsndaki de i imlere ve bu de i imlerin sanatsal dnemlerdeki evrimine ba lamak mmkndr. Rnesans dnemi sanatnda, toplumda hala ya ayan, kahramanlk, cesaret, sadakat gibi, bireyin yceltildi i, soylulara zg de erlerin i lendi i grlmektedir. Antik dnemin ykleri kullanlmaya devam ederken, biimsel ba llk da srmektedir. On yedinci ve on sekizinci yzyllarda, krallk otoritesinin glendi i, tarm ve ticarete dayal ekonomik atlm ierisindeki Fransa ve ngilterede, sanatta klasik akmn tohumlar atlm ve yaygnlk kazanmaya ba lam tr. Bylelikle kilise basksnn izlerinden syrlma abasnda sanat, kilise ile bir g dengesine girmi olan sarayn denetimi altna girmi tir; artk saray soylularnn ve aydnlarn hizmetindeki sanat, yasal dzeni korumakla ve bu dzenin de er yarglarn, yerle ik ahlak anlay n ve din kurallarn yceltmekle ykmldr. Bu dnemde, ticari ve ekonomik ilerlemenin yan sra, bilimsel ve felsefi dn mler de hakim sanat anlay nda etkilerini gstermi lerdir. Galilei, Pascal, Newton, Keppler gibi isimlerin do a bilimlerine ynelik al malaryla, gzlem ve deneye dayal empirist yakla mlarn geli mesi; zellikle Descartesle birlikte akla yaplan vurgu ve evrene ili kin bilgiye ula mada insan aklna gvenin merkeze alnmas gibi d nsel atlmlar, yansmalarn sanat alannda da gstermi tir. Bu geli im, heyecanlarn, tutkularn yanltcl ve tm bunlarn gerisinde aklsal bir dzenin varl anlay n hakim klm tr.

43

Karacabey, Modern Sonras Tiyatro ve Heiner Mler, De ki Yaynevi, Ankara, 2006.

17

Klasik akmn ana ilkelerine ba l kalnmakla birlikte, on sekizinci yzylda, zellikle ekonomideki liberal geli imin bir yanks olarak, sanatta yeni beklentiler ortaya km tr. Rnesansta filizlenen, sarayn himayesinde, soylulara ynelik sanatsal retimin yerine, glenen orta snfla birlikte, kltrde yeni de erler ve yeni bir be eni anlay yaratma e ilimi kendini gstermi tir. Soylu be enisinin kalplar krlmaya yz tutmu , sanatta gnlk olaylara ve sradan ki ilere yer verilmeye ba lanm tr. Ayrca bu dnemde rne in Voltaire gibi baz d nrlerin, Tanrya ili kin sorgulay laryla, bireyin dinsel ve ahlaksal belirlenmi li i yerine, kendi hayatna ili kin sorumluluklar, eylemselli i ve yn veri i vurgulanm tr. Kazan sava mndan arnma, erdemli bir duru , yaln ve ll bir ya am, aclara katlanabilmek gibi ahlaki de erler n plana km tr. Do a yasalarnn toplumsal ili kilere ve insan davran larna getirdi i snr kar snda, duygu ve heyecanlara da yer almas gereklili i do mu tur. Fransz Devrimi ve Alman idealizmi ile on sekizinci yzylda filizlenen Romantizm, klasik biim kurallarna, akln merkezili ine kar km , yanstlmas gereken gerekli i tanrsal bir gereklik olarak yorumlam tr. Klasik akmdaki yalnlk, metinde belli bir uzunlu un gzetilmesi; eylemde, zamanda ve mekanda birlik kural yerine, sanatnn ya amn eli kisini tanmas, bu eli kiyi dengeleyerek uyumlu bir btnlk iinde sunmas beklenir hale gelmi tir. Bu d nce en byk krlma noktasdr denilebilir; nk Klasik akmn tek biimci snrlamasna kar lk bu dengeli kar tlk anlay yla, farkl biimlerin yan yanal fikri geli im gstermi tir. Kahramanlarn etin ya amlar temelinde, ahlaki ve iyi olana dair bir yceltmenin yerine, iyi ile ktnn, gzel ve irkinin yan yanal ortaya konmaya ba lanm tr. Romantik Sanat ba at olarak ele alan ve varl a ili kin, kar tlarn birli i ilkesi temelinde diyalektik d nceyi geli tiren Hegele gre, sanat, ahlaki bir reticili e sahip de ildir, sanatn amac kendisidir, bunun yannda o, tin iin, bizim seyrimiz iindir.

18

Bir sanat eseri, amac kendisinde bulunan ve kendisi d nda bir eye gnderimde bulunmayan bir btndr. Fakat bu, sanat rnn bir do a rn gibi tamamen kendisine kapal bir btn haline getirmez.44

Romantik sanatn merkezinde, duyusal bir etkile imin gzetilmesi, d gcnn n plana alnmas yatar. Grrz ki bylesi bir kltrel geli imin temelinde, yine toplumsal bir olgu, burjuvann glenmesi ile Fransz Devriminde beliren zgrlk, e itlik, ulusuluk gibi de erler ve devrime olan inancn beraberinde, bireyin merkeze alnmas ve yceltilmesi yer almaktadr. Bu anlamda Romantizm, geli en kapitalist toplumdaki eli melerin, felsefe ve sanattaki yansmas niteli indedir.
Genel zenginli i payla may uman, ama bu sre iinde ezilip lmekten korkan, bir yandan yeni olanaklar zleyen, br yandan da eski dzenin ast-st sralamasnn gvenli inden kurtulamayan, gzleri hem yeni bir gelece e, hem de eski gzel gnlere zlemle evrik olan kk burjuva snf toplumsal eli menin somut bir rne ini ortaya koyarken Romantik tutumun belirsizli i kanlmaz bir nitelikti.45

Dnemin en temel ynelimlerinden biri de, lkeler aras sava larn etkisinde glenen ulusuluk anlay nn sanatta kendini gstermesidir. Bu tutum, Antik Yunan hayranl na bir son veri i, dinsel olana ynelimi, Hristiyan de erlerin temele alnmasn da beraberinde getirmi tir. D nsel devinimindeki en nemli atlm ise, zellikle Alman idealist d ncesinin geli imiyle birlikte, sanatn tarihsellikle ili kilendirilmesi ve dnemselle tirilmesidir. Burada Hegelin felsefi yakla mnn sanata dair yansmasndan sz ama gereklili i do maktadr; nk Onun sanat biimlerini dnemsel olarak ele al ve idealist tutumu, Romantik bak n temel elerini anlamada ve srecin krlma notas zelli ini kavramada nem ta maktadr: Hegelin Estetik zerine Dersleri, sanata ve sanatn biimlerine dair, diyalektik bir evrimle menin d nsel geli imi niteli indedir. Bu yakla m ayn zamanda bir gzel teorisi46 sunmaktadr. Schellingle birlikte sanat, gzele yneliminde do a merkezli anlay ndan
Altu , Hegel Esteti inde Sanat ve Sanat Biimleri, Bayku Felsefe Yazlar Dergisi, Say:2, Mays: 2008, s. 229. 45 Fischer, 1995, s. 53. 46 Fischer, a.g.e, s. 221.
44

19

karak, yalnzca sanat eserini temele almaya ba lam tr. Bu d nce, zneden ba msz do adaki gzellik anlay ndan syrlnan ve zne iin geerli olan bir sanat anlay yla yo rulur. Hegel47e gre, Kanttan farkl olarak, gzel, znenin ba lants iinde de il, nesnelere ait bir karakter olarak, sanat eserinin kendisinde bulunur. Gzel, varlktaki aklsall n, tinin grn e kmasnn ilk u ra dr. Hegel iin mantksal idea, grn e kmam olan akl, dnyada somut bir varlk olarak grn e geldi inde, yani

edimselle ti inde, insan eylemleriyle cisimle ti inde, tindir artk. Bu cisimle tirme, kavramna uygun gereklik halini ald nda ideal olur. Sanatn temeli, yalnzca onun konusuieri i olan varolu ta de il; onu grn e dn tren, anlam saklayan gereksiz ayrntlar eleyen, seen, ayklayan sanatnn ruhsal ediminde ve tinsel biimde sakldr. Bunun iin artk, Sanat yapt, varolu u idealle tirerek onun hakikatini a a vurmaktr.48 Hegel iin; sanatsal grn , zn gr e kmas ba lamnda derin bir anlamsallktr. Sanat eserindeki dolaysz seyir, duyusallk, bu dolayszl n tesindeki anlamsall a, yani bir ieri e i aret eder. Bu ierik bir anlam ve ama; duyusal biim ise bu ieri in grn , a a kmasdr. Hegel iin, mantk dizgesinde oldu u gibi, bu ikili in de mkemmel uyumu, ideal olan sanattr. Bu anlamda, sanatn ere i, kavram ile duyulur olan bir birlik haline getirebilmektir. znellik olarak ierik-anlam, kendi ba na soyutlu undan kendisini grnr klarak kar ki, bu da sanat eserinin biimsel yndr. Bylelikle sanat eserinde, znel ve isel olan nesnelle erek, yani dolaymlanarak ieri ini a a karr; bu yolla tin duyusal olanda kendisini yeniden ke feder. Hegele gre sanatn ierik ile biimin ideal uyumuna yolculu u tarihseldir; e itli tarihsel ve kltrel dnemler ierisindeki ilerlemelerle ko uttur. Bu ba lamda, ierik ve biimin farkl ba lantlarna gre farkl sanat biimleri a a kmaktadr. Bu anlay , Romantik akmda belli ki ilerce kabul edilen, a kn-tanrsal bir gerekli e do ru evrimle me
47 48

Hegel, Estetik, Payel Yaynlar, evirenler: Taylan Altu -Hakk Hnler, stanbul, 1994, s. 32. Bumin, Hegeli Okumak, Kabalc Yaynevi, 1993.

20

ve ykselme anlamnda sanatn ele aln dr ki bu d nce Alman idealizminde temellenmi tir.
Romantizme gre, sanatn tarihsel geli imi nceden belirlenmi yasalara ve dzenlemelere uygun olarak gerekle mektedir. Bu yasalar ve dzenlemeler evrenseldir. Tanrsal akln kendi bilincine varmas biiminde geli ir. Bu geli me somut varlklarn Tanrsal olana ula mak zere geirdikleri de i im ve geli ime ko uttur Hegele gre ya am, mkemmel olana do ru geli mektedir. Sanat da toplumun bu tarihsel geli imine ko ut olarak ve onun evrensel yasalarna uyarak geli mektedir.49

Hegel bu tarihsel geli ime ba l olarak, sanat biimlerini; Sembolik, Klasik ve Romantik sanat olarak belirlemektedir. Tinin kendini a a vurdu u ilk sanat biimi, zellikle Hint ve Msr sanatlarnn geli im gsterdi i Sembolik sanattr. Bu alanda Hegel, mimari yapy rnek gsterir. Bu dnem, duyusal olan ve tinin kar tl ierisinde, bir ima edi evresidir; tin henz tam bir somutluk kazanamam tr. Zihin, tinsel olan a a karma abasnda tam uygun bir nesnelle me yolu bulamad ndan, ak bir ifade yerine semboln ima edi ine ba vurur. Bu a ama, tinin duyusal olanda kendini ama, tanma ve birlik haline gelme abasnn ilk a amasdr.
Sembolik ekil kusurludur, nk bu ekil ierisinde dea, yalnzca belirlenimsiz veya soyut biimde belirlenimli olarak bilince sunulur ve bu sebepten dolay da anlamn ve eklin kar lkll daima kusurludur ve bizzat tamamen soyut kalmak zorundadr.50

Klasik sanat bu kusuru kapatr, bunu da tanrsal olan insanbiimci bir biimde ifade etmesiyle ba arr. Antik Yunan sanatnda insanlara benzeyen tanrlar anlay , tini somut olarak sunmaktadr. Hegele gre, Antik Yunan tanrlar, soyut ve anla lmaz de il, tam da bu insanbiimci halleri ile somut ve kendini belirleyen bireylerdir. Antik Yunan mitolojilerinde gzlemlenen Olympos tanrlarnn gc, tinin do a kar sndaki zgrl nn bir ifadesidir. Tanrsal olan, yce bir g olmaktan, belirsiz olmaktan kar ve insanbiimci bir sunumda grlebilir klnr. Bylelikle tin somut zgl iinde tannr. Hegele gre, Klasik sanattaki bu somut ierik, tanrsal olan ile insani olann birli idir ve bu birlik de insan bedeninde uygun
49 50

ener, 2006, s. 146. Hegel, 1994, s. 77.

21

grnmne kavu ur. Antik dnemin tanrlar Tin ile nesnenin bir birle imi olarak insani bir yapda tasarland ndan, sanat da bu insanbiimcili e do ru ilerlemektedir; bunun yansmas zellikle Antik dnem heykellerinde grlmektedir.
te bundan trdr ki, klasik sanatta, insan bedeni, ilahi olann do al varolu u saylmakla; fenomenal grn ancak ekilde idealle tirir. Salt duyusal olann kusurlarndan ve fenomenal dnyann olumsal (rastlantsal) sonlulu undan arndrlr.51

Tanrlarn bu estetik sunumunda, insann do a tarafndan snrlanm lklar, eksiklikleri atlarak tinsel olan vurgulanmaya al lnr. Bylelikle heykel sanatnda tine bir biim, bir beden verilmi ve grnr klnm tr. Bu nesnelle tirmede, ruh-beden, kavram-gereklik btnl , yani sanatn ideali ierilmektedir. Ancak, Hegel, Antik dnemin bu Klasik sanat idealini, tinin kendisini duyusal insan biimselli inde tand , henz kendini bir tin olarak bilememesi ynnden eksikli ve geici bulmaktadr. Burada tinsel olan insanilikle snrlandrlm tr. Antik dnem dram sanatnda, insani eylemleri ierisindeki tanrlarn hibiri, her eyin z olan mutlak ile e de er

de ildirler. Bu mutlak g, bu tanrlarn zerinde, onlarn da tabi olduklar bir yazg halini alm tr. Kendine yeterlik anlamndaki birlik ilkesi, yazgsal bir anla mazlkla kar ka ya gelerek bir eli ki olu turmaktadr. Bu durumun temelinde, tanrlarn tikeller olarak varolu lar yatmaktadr. Klasik sanatn krl noktas buradadr; tikeller olarak varolu lar ierisinde tanrlarn bir birli e, mutlak bir tek tanr anlay na gei leri zorunlulu u a a kar. Antik Yunann dini, estetik bir dindir; bylelikle zorunlu olarak duyumsal ve bireyselli i beraberinde getirmektedir. Tanrlarn sergilenmesiyle, insani olanla bir ba kurulmu tur; ancak bu grsellik, kavramn evrenselli ini perdelemi tir. Biim ve madde arasndaki bu uzla m, dolaymszlk ve duyumsal ba lamda kalr. Tanrnn kavramna
Altu , Hegel Esteti inde Sanat ve Sanat Biimleri Klasik Sanat ve Romantik Sanat-II, Bayku Felsefe Yazlar Dergisi, Say:5, Kasm: 2009, s. 134.
51

22

ula maktan ok, bir seyir sz konusudur. Bylelikle Klasik sanatta tinin insanbiimci belirleni i, pek ok tragedyada gzlemlendi i gibi bilincin yazg tarafndan snrlanm l n beraberinde getirir. Tin, artk insan biimli bu gzel tanr figrlerinde huzur ve skun bulmaz olur ve kendi iselli ine (sonsuz znelli ine) geri ekilir.52 Klasik idealde sonlu bir znellik anlay nda takl kalan tinin, sonsuz znellik olarak kendi hakikatine eri mesi, Romantik akma yol aan bir ilerlemeyi de beraberinde getirmi tir. Ancak, tinin kedi sonsuz znelli ine bu ykseli i sanatta de il, Hristiyanl n ortaya kmasyla gerekle ir.53 Bylelikle artk sanat mutla a ili kin sz sahipli inden syrlr; artk tek ve grnmez olan tanr, kendini estetik bir betimlemeyle ifade etme gere i duymaz. Sanat ve dinin bu ayrm ile hakikate ili kin btnsel bir bilgi olarak Hristiyanlk, romantik sanatn dayana haline gelir.
Hegel, Yunanllara verdi i byk de ere kar n, Bat sanatnn tarihini, ve genellikle tarihi, biimlerin bir ykseli i olarak grr; tinin hala yakalanp madde iine, Asur ve Msr tanrlarnn acayip biimleri iine hapsedildi i Do u sanatnn sembolik biimlerinden, tinin uygun anlatmn katksz insani figrde buldu u Yunanistann klasik biimleri yoluyla, maddenin yava yava kaybolup katksz tinin dilde anlatma ula t a da dnyann Romantik sanatna do ru bir ykseli tir bu.54

Romantik sanat, ieri ini estetik bir sunum iinde yaratmaz, onun ieri i, dini duyguda yatmaktadr ve romantik sanat da, zaten mevcut olan bu ieri in sanatsal bir biimidir. Klasik sanat, gzeli yaratabilmede ideal olan yakalayamam sa da, tinin geli imi Romantik sanatta hayat bulur. Tinin bu ilerleyi i, d sal duyusal grn ten kendi iselli ine bir dn dr. Bu srete, klasik idealin biim-ierik zde li i paralanr. Bylelikle Romantik sanat, Sembolik sanatta oldu u gibi duyusal sunumdan kendi ieri ine ekilir. Bu durumun temel nedeni ise, imdi duyusal olann tini ifadesindeki yetersizli idir. Romantik sanat, tinsel ile duyusaln, ierik ve biimin, Klasik sanatta oldu u gibi ideal birli ini sunmaktansa, bu btnl n tesindeki bir tinselli e ynelir. Hegel iin resim sanat,
52 53

Altu , a.g.e., s. 141. Bumin, 1993. 54 Jameson, 2006, s. 153.

23

znellik ilkesine en uygun d en sanattr; duyusal olandan tinsel olana ykseli in ilk basama niteli indedir. I k ve rengi kullanmak suretiyle ayrntlar eksiksiz biimde betimleyen resim, duygunun ve znel iselli in derinli ini bir bak ta, bir ehrede yakalamamz sa lar. Hegel Grek heykelinde byle b ir znel isellik ifadesini bulamad mz belirtir.55Romantik resim sanatnda Tanr bilincin bir nesnesi de ildir, yaratc olarak, bir ba ka olarak kalr ki bylelikle insan znelli inin Tanr ile olan ili kisi ortaya konulur. Hegel, zellikle Hollanda resim sanatna gndelik ve ky hayatn yalnzca taklitsel olarak sunmakla kalmayp, betimlemelerdeki canll ve ideann duyusal ifade bulmas anlamnda vurguda bulunmaktadr. Bu ba lamda, Romantizmde sanatn evrimle mesi tarihsel ko ullar ierisinde gerekle mektedir. Bu evrimci gr , zellikle Klasik sanat klt kar snda, romantizmin zorunlu bir geli imin, tarihsel srecin ileri bir a amas oldu unu ortaya koymak iin geli tirilmi tir. Klasik dnemin do aya aklla yakla mna kar n, romantik bak do ann gizemli bir z oldu unu ve bu znde aklla de il esin yoluyla, d gc ile kavranabilece i d ncesinden yola km tr. Hegele gre, bu estetik biimlerine ili kin tarihselle tirmede, Romantik sanat, en mkemmel biim de ildir. Biim ile maddenin mkemmel birli ine, Klasik Yunanda ula lm ve onunla birlikte kaybolup gitmi tir. Tinin kendine ykselmesi-ekilmesi ile d sal olandan uzakla t Romantik Sanat formu ile Klasik Sanattaki btnle me de ortadan kalkm tr. Duyulmaycy (alcy), edilgen konumundan karan Hegelci idealist sanat yakla m, sonrasnda Frankfut Okulunu56 olduka etkilemi tir.57 dealizm-materyalizm

55

Altu , 2009, s. 150.

56

Frankfurt Okulu: Almanyada 1923 ylnda kurulan ve sosyoloji, siyaset bilim, psikanaliz, tarih, estetik, felsefe, mzikoloji gibi farkl disiplinlerden insanlar bir araya getiren Toplumsal Ara trma Enstits`nn bir d nce akm olarak ifade edilmesidir. Okulun genel yakla m biimi ele tirel teori olarak adlandrlmaktadr.

24

eki mesi kar snda, bu ikilemi a maya ynelik, Marx ve Hegelin ucu kapal-tamamlanm diyalektik anlay lar yerine; ucu ak, srekli olumsuzlamaya ili kin, negatif diyalektik anlay yla, zellikle Adorno ve Horkheimer ekseninde, bir tr zde sizli i-indirgenemezli i temele alan Frankfurt Okulunun belirgin abas; tikel olana, iinde varoldu u toplumsal yap (btn) ierisinde, zgr bir hareket alan sa lamak ve bu toplumsal yapnn bireyler ve snflar (tikel) zerindeki egemenli ini krabilmektir.58 Sanat var olan biimleri yadsmas anlamnda, bir olumsuzlama, bir ele tiri olarak ele alan Adorno iin de, Hegelde oldu u gibi biim verme ierik kazandrmakla zde tir.59 Bu biim verme etkinli indeki yadsyclk, verili olana yeni bir dzen kazandrr.
sanat, sanatsal biim dzeyinde, mevcut dnyaya kar t olmasyla ve bu dnyaya yardma ve onu ekillendirmeye hazr olmasyla, niteliksel olarak farkl bir varlk haline gelir.60

Adornonun estetik yakla m, Hegel temelli olmakla birlikte, O, negatif diyalektik anlay erevesinde, Hegelde tarihselle tirilen sanat biimlerinde, hi birinin di erinden daha stn bir konumda olmad n ifade eder.
Negatif Diyalektik, bir yandan verili olann a lmas drtsn srekli iinde ta rken, bir yandan da, alternatif bir mutlak kurgu iermez. Ancak diyalektik, Adorno'nun syledi i gibi, mutlak olan d nebilmemizi sa lar. Aslnda varolmayan, kuramsal olarak varolmas mmkn olmayan bir mutlak ile verili olan arasndaki ili kiyi ancak diyalektik kurabilir. Bu da verili, ko ullu olandan hareketle bir ko ulsuz, yani mutlak olan d nme diyalekti idir.61

Bu bak asyla Adorno, Avangard sanat, kapitalist toplumdaki yabancla mann tarihsel adan zorunlu ve olanakl tek ifadesi olarak de erlendirir. Bylelikle, Avangard sanat, Klasik ya da Romantik sanat biimlerini lt alarak de erlendirmek yanl olacaktr.62
57 58

Bumin, 1993. Jay, Diyalektik mgelem, Belge Yaynlar, Trkesi: nsal Oskay, 2005, stanbul. 59 Adorno, "Art, Society, Aesthetics", Aesthetic Theory, Routledge & Kegan Paul, London 1984, Lenhardt, s. 1-22. eviren: Taylan Altu , Sinemasal, Dokuz Eyll niversitesi, Gzel Sanatlar Fakltesi, Sinema TV Blm yayn, Sanat, Toplum, Estetik, Say:1, 1998. 60 Adorno, a.g.e. 61 Dellalo lu, Bir Giri : Adorno Yz Ya nda, Cogito, Say: 36, Adorno: Kitle, Melankoli, Felsefe, Y.K.Y, 2005, stanbul, s. 1. 62 Brger, Brger, Avangard Kuram, leti im Yaynlar, eviren: Erol zbek, stanbul, 2004,

25

Adorno, zne ve nesne arasndaki bu gemi ikili e dair Hegelci sentez anlay yerine, srekli bir olumsuzlamann yarataca anlamsal bir geni leme ve bitmeyen bir aray tan sz etmektedir. Hegel felsefesinde de ele tirdi i basit bir zde lik yerine, d nsel kar tlklarn, olumsuzlama ynnde snrlarna dek gitmek, d nceyi zgrle tirici anahtardr Adornoya gre.
D nmn hapishane duvarlarn krmak iin temel stratejisi diyalektiktir-ancak, zihinsel sentezlere yap p kalmak yerine, kendi kavramsal aralarnn yetersizli inin ve uyumsuzlu unun farkna vararak kendi hedefini negatif bir anlamda takip eden bir diyalektiktir.63

Olumsuzlamaya dayal negatif diyalekti e ili kin, Marcuse64un betimelemeleri de ilgi ekicidir: zne-Nesne arasndaki negatif diyalektik, sanat ile gereklik arasnda da mevcuttur. Estetik alanda bu durum, sanatn, gereklik kar sndaki zerkli i olarak kar mza kmaktadr. Sanat gerek-d dr; o, kurgusal bir gerektir. Onun bu gerek-d l bir eksiklik durumunu nitelemez; tekinin temsilidir. Bu kurgusal dnya, gnlk gereklikten ok daha fazla hakikat iermektedir; gnlk gereklik, belirlenmi likleriyle, yabancla masyla, kurumsal ili kileriyle, yanlsamal bir zgrlk anlay yla aldatc bir gerekliktir. Bu nedenle de eyler, kurgusal bir dnyada gerekte olabilecekleri haliyle temsil edilmektedirler. Estetik dnyas gereklikle eli ir; bu kastl bir eli kidir. Sanat, gerek olan tanmlamak iin verili olann egemenli ini kran bir gtr. Estetik biim sayesinde

gerekle en bu kopu la, sanatn kurgusal dnyas gerek olarak grnr. Esteti in biim yasasna gre, sanatta ierilmi gereklik; yceltilmi , ieri i stilize edilmi , yeniden

dzenlenmi bir gerekliktir. Sanat, yabancla m bir topluma ikinci bir yabancla ma uygulayarak, sanatnn kendisini, yabancla m olan bu toplumdan soyutlamasn, iinde

s. 21-23. 63 Dallmayr, Grngbilim ve Ele tirel Kuram: Adorno, eviren: Emre Ba e, Frankfurt Okulu, Do uBat , Editr: Emre Ba e, Ankara, 2006, s. 248 64 Marcuse, Kar devrim ve syan, eviren: Grol Konca, Volkan Ersoy, Ara Yaynlar, stanbul, 1991.

26

sadece sanat hakikatinin yer ald gerek-d bir evren yaratmasna olanak tanr. Bu anlamda sanat, egemen ideolojiyi geersiz klar; toplumun ieri ine kar t bir biim geli tirir. Marcuse65 iin, sanat dnyay kavrar; ula t duyusal dolayszlk, tek ba na yapta ki isel anlamndan daha o unu kazandrabilecek bir sentezin yaplanmasn gerektirir: nesnelerin yerle ik dzeni ve bu dzenden zgrle me. Her iki dzeyde de nesneler, tarihsel olan ile genel olan arasnda etkile irler. Varolan dnyadan farkl; ama bu dnyadan tretilmi bir nesne dnyas kurulur. Bylelikle sanat yapt hem bu dnyaya aittir ve hem de de ildir. Frankfurt Okulunun genel estetik anlay na paralel olarak, Marcuse66e gre sanat, bir gerekli i, bir deneyimi, bir zorunlulu u anlatr ve bunlar, devrimin zsel bile enleridirler. Bu gr yle Marcuse, Marxist esteti in temel anlay n, yani sanatn ideoloji olarak ele alnmasn ve sanatn snf zerine vurgusunu ele tirmektedir. Marcuse iin, tarihsel

materyalizm, znellik roln aklamad nda, kaba materyalizm halini almaktadr. Bylelikle, bireylerin znelli i, bilinalt alanlar snf bilincine indirgenmektedir. Marcuse ise, devrimin temelinin, kktenci bir de i im iin; bireylerin znelliklerinde, us ve tutkularnda, amalarnda kklenmesi gerekti ini vurgulamaktadr. Oysa Marksist kuramda znellik, nesnellik iinde eritilmi tir. Bylelikle Marksist anlay , bireysel bilincin ieri ini ve devrim iin znel gc paranteze alm tr. Bu geli ime znelli in bir "burjuva kavram" olarak yorumu katkda bulunmu tur.
Olumlama ile olumsuzlama, haz ile ac, yksek kltr ile maddi kltr arasndaki bu gerilim olmad nda, artk yapt olann, olabilece in diyalektik birli ini sa layamad nda, sanat hakikatini yitirmi , kendini yitirmi olur. Bu gerilim ve burjuva sanatnn ele tirel, olumsuzlayc, a kn zellikleri-burjuva kar t zellikleritam da estetik biimdedir.67

Bireylerin tarihlerinin eylemsel beliri leri snfsal durumlar tarafndan belirlense bile, yazglar, kar la malarnn, tutkularnn, sevin ve zntlerinin zemini olamaz. Burada snf
65

66
67

Dellalo lu, Frankfurt Okulunda Sanat ve Toplum, Say Yaynlar, stanbul, 2007, s. 85. Marcuse, Estetik Boyut, dea Yaynlar, eviren: Aziz Yardml, stanbul, 1997, s.10. Marcuse, 1991, s. 84.

27

erevesi bozulur; znellik kedini bireylerin bu i tarihinde olu turmaktadr. Bu sevgi ve nefret; umut ve umutsuzluk, sevin ve znt her ne kadar da ruhbilim alanna kolaylkla srlebildilerse de; Marcusea gre, bunlar retici gler olmasalar da her insan iin belirleyici olgusallklardr. znelli e kar bu tutum, estetikte kendini, gerekili in ilerici sanat modeli olarak ye lenmesi; romantizmin yalnzca gerici olarak karalanmas; "yozla m " sanatn yadsnmas, bir yaptn estetik niteliklerinin snf ideolojileri ile de erlendirilmesi biiminde ortaya koymu tur. Estetik biim, verili bir ieri in, kendi iinde kapsanan bir btne dn trlmesinin sonucudur: bir iire, oyuna, romana vb. Bylelikle de yapt, de i meyen o olgusallk srecinin d na karlr; Marcuseun deyi iyle kendine zg bir imgelem ve gereklik kazanr. Bu dn m dilin, algnn ve belle in yeniden ekillenmesiyle olu ur. Marcusea gre, bylece olgusall n z, yani insan ve do ann bastrlm olan gizlilikleri ortaya serilir; bu,

olumlama-olumsuzlama ikileminin zn dr; yani sanat yapt, olgusall sularkenolumsuzlarken, onun zn yeniden ortaya koyar. Bylelikle sanatn ele tirel ve devrimci yan estetik biimle a a kmaktadr.
Bir sanat yapt ieri i (e.d. toplumsal ko ullarn "do ru" sunulu u) dolaysyla de il, "ar" biimi dolaysyla da de il, ama ieri in biim olmas yoluyla asl ya da gerektir.68

Tarihsel olarak pek ok tart malar ve de i ik yakla mlar iinde barndran Gerekilik akm, do alc e ilim ve toplumcu gerekilik olarak bir blnme ya ar. Do alc yakla mda insan; bir do a paras, madde olarak ele alnr ve bilimsel olarak incelenirken, toplumcu gereki yakla m, toplumsal ili kilere ynelir, insan toplumsal ili kileri ierisinde karma k bir btn olarak ele alr. Burada, do alcl n insana egemen olan do a yasalarna yneliminin yerine, toplumsal yasalar ve btnn dzeni gzetildi i grlr.

68

Marcuse, a.g.e., s. 19.

28

Toplumcu gerekili i, kendi iindeki ayr malar ba lamnda bir yntem olarak grmektense, bir tutum olarak ele alan Ernst Fischer69, toplumcu sanatnn emeki snfnn tarihsel gr do rultusunda, eli kilerin diyalekti i devamll nda insann geli me yetene ine inancn vurgular.
Sanat, emeki snfnda, kapitalizmi yenecek, snfsz bir toplumu geli tirecek, tek de ilse bile, ba lca g kayna n grr. Ba ka bir deyi le, toplumcu sanat byme srecinde olan toplumcu dzenle kendi arasnda kkl bir zde lik kurar; br yandan, az ok nemli olan burjuva sanatlar ve yazarlar, stn burjuva snf ile olan ba larn ister istemez koparrlar.70

Do alc yakla m, bir anlamda burjuva snfnn ayrcalklarn ve ynetici konumunu korumak adna, devrimci gemi ten uzakla masna kar bir tepki, bir tr tiksinti niteli indedir. rne in ba langta Zola, bilimsel roman anlay erevesinde, evresel etmenlere ba l edilgin bir canl olarak insan ele alm , pek ok eserinde toplumsal durumu her anlamda sergilemi ; ancak bireysel, siyasal bir yarglama srecinden uzak durmu tur. Do alclk, toplumsal ko ullar bilimsel olarak ele almakta; ancak bu ko ullar eli kileri ierisinde diyalektik bir biimde de il, de i mez bir ya anan an olarak sergilemektedir. Btnsel bak as, yerini, toplumsal ko ullara dair anlarn, para grntlerin bir serimine brakm , umutsuz bir anlamszl a kap aralam tr. Yabancla ma d ncesinin bir yansmas olarak; insan, var olan ko ullarn yalnzca bir nesnesi, gzlemlenen ve serimlenen bir dene i niteli indedir.
Hegele gre do alclk sanatn esas ilgisi de ildir. Kendi do all bakmndan d sal grn sanatn zsel bir karakteristi ini olu tursa bile, yine de verilmi do a dnyas, sanata kural sa lamaz ve d sal grn lerin salt d sal olarak taklidi sanatn amac olamaz.71

Bu ilerleyi te, gereki-do alc tiyatro anlay nn snrlar a nmaya ba lar. Tiyatronun toplumsal sorumlulu u anlay ve somut ya am gere i yerine, tinsel olana, soyut olana,

69 70

Fischer, a.g.e, s.110-111. Fischer, a.g.e., s. 111. 71 Altu , 2008, s. 229.

29

biimin merkeze alnmasna do ru bir hareketlenme belirir. Empirist bir izgide somut gere i temele alan pozitivist anlay kar snda, Romantik akmn bir uzants niteli inde, d gc ve sezginin nemi zerinde durulmaya ba lanr. Sanatta bu kar gereki akmlarn belirlene gelmesindeki bir ba ka sebep de, orta snfa ynelik bir sanat anlay nn geli mesiyle birlikte ortaya bir piyasa sanatnn kmasdr. Sanatlar byle bir atlm kar snda, seyirci ile btnle meyi amalayan bir yakla mdan koparak, kendi evrelerine kapanmaya ba larlar. Bylelikle orta snfn be enisi ve aydn sanatnn kendi be eni ltleri arasndaki fark alr ve sanatn toplumla olan ba zayflar.

1.5. Klasik Dramatik Yapnn Krlmasnda Avangard Dnem

Burjuva toplumuyla birlikte sanatn zerk bir stat kazanmas, saf estetik kayglar do rultusunda toplumsal ili kilerden uzakla mas, hayat-sanat arasndaki ba n kopmas, Avangard hareketleri tetikleyen en temel nedendir. Ya anan a n tarihsel ko ullarna paralel olarak, Freud ve Marksizm etkisinde ya anan bir tr paralanm lk-yabancla ma duygusu ile birlikte, bu yabancla mann bir gn bir btnl e eri ebilece i, a labilece i, insann yitirdi i btnl geri alabilece i d ncesi do mu tur. Fransz Devriminin miras ve burjuva d ncesinin temel yap ta larndan olan aklc sreleri a mak, insanlara ihtiya duyduklar bilgiyi vermemek ve bu anlamda, bir ey anlatmaya dnk ileti imi, diyalogu ykmak, temel ynelimlerdir. Bu, bir anlamda, olgusall a srt dn tr. Psikanalizin geli mesiyle Freudun uygarlk ve haz zmlemesine ba l burjuva ele tirisi ve ryalar zerine yapt yorumlarla, bir bilin-d na yneli sz konusu olmu tur. Bu dn mn tetikleyici felsefi tohumlarndan biri de, Nietzschenin grelilik ve us-d drtlerin ynetti i bir ey olarak insan do as fikirlerinin yan sra, sanata bilimsel ve aklc

yakla mn, sanat evrensel olann ifadesinden uzakla trd , mitsel olan yok etti i savdr.

30

Burada, en byk isten tehlikesinde, kurtarc, ifa bilgisine sahip byc olarak yakla r sanat; yalnzca o krabilir, varolu un korkunlu u ya da samal hakkndaki tiksinti d ncesini, kendini ya att tasarmlarda; bunlar korkun olann sanatsal itaat altna aln olarak yce olan ve sama olandan duyulan tiksintinin sanatsal bo almas olarak komik olandr.72

Tm bu abalar, gerekli e-olgusall a ili kin ba ka trl bir alglay ke fedebilmeye yneliktir. Bir bakma, rne in srrealistlerde gzlemledi imiz imgeye, kendili indenli e eri me tutkusudur. Bireysel edimin sorunla mas, birey ve nesnel dnya arasndaki at ma (bireyin kendini gerekle tirme isteminin nesnel dnya tarafndan olumsuzlanmas sonucu, kendini evreleyen ko ullar altnda aresiz bir bene dn m), bu etkilerin genel bir tanmn olu turmaktadr. Modernin ilk i aretleri olarak, dnya ile bireyin arasndaki at mann bitimsiz hale geli i, bireyin abalarnn bir sonuca eri emedi i, znel isteklerinin yabancla m nesnel dnyada bir anlamnn olmay ynndeki d nce ak ,

Romantiklerin metinlerinde kendini gstermeye ba lar. Dramdaki radikal de i imler ve tam bir kopu ise, zne ile nesne arasnda ba kurmaya dayal diyalogun i levini yitirmesi, klasik dramn ve onun temsil gibi niteliklerinin tam anlamyla reddedilmesi ve dile dair gvensizlik erevesinde geli en Avangard hareketle belirginle mi tir. Dramatik aralardan kopu uzakla ma, karakterin btnl n yitirmesiyle gerekle ecektir. Dramatik yapnn organik btnl n paralamaya ynelik bu giri imler, nedensel ba lantya dayal, kapal ve birlikli oyunlarn yerini, episodlardan, rya sahnelerinden olu an oyunlarn almasyla ilerler. Bylelikle Avangard metinlerin temel niteli i, dilin, znenin ve anlamn krlmas, paralanmasdr. Bu srete pek ok akm farkl yakla mlaryla kendini gstermeye ba lam tr. rne in Ftrizm (Gelecekilik), geli en makinele me, sanatn da bu makine a na uygun zellikler ta mas ilkesine sarlm tr. Makinele menin temelindeki hzllk d ncesinden hareket eden ftristler, bildirgelerinde, bu srete a a kan saldrganl n, sava iste ini

72

Nietzsche, Tragedyann Do u u, thaki Yaynlar, stanbul, 2005, 7. Blm, s. 58.

31

uyandrd n ve sava n da devingen bir eylem oldu unu savunmu lardr. Bu yakla m en belirgin rne ini tiyatroda, sahnenin bir makine gibi kurgulanmas ve oyunculuktaki devingen de i imde kendini gstermi tir. Dnemin en arpc akmlarndan biri, Dadaizmle ba layan Srrealist

(Gerekstclk) yakla mdr. Tam anlamyla gereki sanat anlay na bir kar k olarak Dadaizm, sava n gbe indeki dnyaya kar duyulan inanszl n bir l niteli indedir. Dzensizlik ve uyumsuzluk olarak tasarlanan yakla mlaryla Dadaistlerin eylemleri, yerle ik de er yarglarn ve akl sorgulamaya yneliktir. Dnyann bu paralanm l kar sndaki sanat anlay da, uyumsuzlu u, btnszl ve paralanm l dile getirecektir. Byle bir yakla m erevesinde, srrealist e ilim srtn dnd gerekli e kar zelikle Freudun da etkisinde bilinaltna ynelir. Ftrizmden ayr olarak, makinele me basks kar snda bir zgrle me, bilinaltnn paral ve tutarsz grnmnn ardndaki btnl e ula ma abasdr sz konusudur. Ussal olanla bilinaltnn bu karma k yapsnn btnl e kavu turulmas abasnda, geleneksel de er yarglarndan

soyundurulmaya al lan insann yannda, toplumsal bir de i im de gzetilmi , snfsal ayrmlarn ortadan kalkmas, ki inin kendini yeniden yaratmas, aklsal ve d sel ikilemin btnle mesi ve zgrle mesi ile ko ut grlm tr. Tm bu d ncelerle Srrealizm, fanteziyi, imgelemi, ola and n kullanarak byms bir yaratma ynelir. Gelensel olandan kopu , beraberinde, ilkel olann karma asna ve d sel olana ynelik, szcklerin anlamlarndan koparlarak geli igzel kullanlmas, a r mlarla birbirine kar t durumlarn yaratlmasn getirmi tir.

32

Hii bir hareket olan, Batnn yerle mi tm kurallarna kar kan, yazn ayaklar altna alan, Bat ekinini hie sayan bir hareket olarak dadaclkla uzla mlar yerle bir etmek d ncesi ne kar Dadac grubun hibir nemi ve varlk nedenleri olmayan yerleri gezmeleri, yararsz olan eyleri yceltmeleri, isteyerek sama eylemlere kalkmalar resmi ekinin kar snda bir tutum izlemeleri, trel de erler ve gelenekler adna kimi yazarlarn ycelttikleri yerlerin d ndaki yerlere ilgi duymalar yaygnlk kazanr.73

Bilinaltnn sorgulanmasna ynelik al malarda, zellikle Antonin Artaud74un kyc tiyatro anlay ilgin niteliktedir. Kyc tiyatroda acnn kayna bilinaltdr ve bu bilinaltndaki gizli drtler, heyecanlar, bysel bir biimde a a karlacaktr. Uygarl n emberinde sk p kalm , huzursuz insan, gerekeler gsterilmeksizin, d ten ve imgelemden yararlanlarak sergilenecektir. Bu tiyatroda insann gizli su i leme zevki, erotik takntlar, ilkelli i, karabasanlar, hatta insan yiyicili i d lanacaktr. Hem de yle yalandan de il, gerekten ya anm asna d a vurulacaktr.75 Bu dnemde beliren yaznsal alandaki yntem de i imi de ilgi ekicidir. Kolaj ve alntlarla dnyaya ili kin alg, bir sreksizlik ve eksiklik sunulur. Aragonun al malarnda bu sreksizli i ve kopuklu u grmek mmkndr. Asl konunun kesintiye u ratlmas, metnin sreklili ini ortadan kaldrr. Zamanlarn i ie gemesi ya da donukla trlmas yoluyla izgisellik a lr. Burada da vurgu, paralanm bir bilincin btnsel bir konuyu aktarma u ra ndan uzakla t na, bu paralanm l n biimsel de i imle verilmeye al ld na yneliktir.76
Sreksiz, kopuk, eksiltili, ak yani okura kendi imgelemiyle tamamlama ve kurma i inin d t bu yaz, dnyay bir eksiklik ilkesine gre dzenler.77

D avurumculuk (Ekspresyonizm), Gereki-do alc tiyatro anlay na ve piyasa oyunlarna kar bir ba ka ba kaldrdr. En belirgin niteli i, sanatnn kendi isel, soyut duygularn,

73 74

Aktulum, Kopuk Yapt-Kopuk Yaz, teki Yaynlar, Ankara, 2002, s. 45. Artaud, Tiyatro ve kizi, YKY, eviren: Bahadr Glmez, stanbul, 1993. 75 ener, 2006, s. 246. 76 Aktulum, 2002. 77 Karacabey, 2006, s. 79.

33

heyecan ve tutkularn ifade etmesinin ncelenmesidir. Psikanaliz biliminin geli imine dayanarak, d ler, i drtler, ruh hastalklar gibi konulara yer verilmi ve her trl ahlaksal, aklsal ve biimsel kstlamalara kar klm tr. Yeni bir insanl n mmkn olup olmad sorusu merkezdedir. Di er akmlarda yok edilmeye al lan zne, geleneksel btnselli inden yoksun bir zlmeyle d avurulmaktadr. Zaman ve mekann belirleyicili i, olaylarn neden-sonu ba lants yerin, e zamanl sunuma brakm tr. D , imge ve gereklik; imdi, gemi ve gelece in i ieli i sz konusudur. Tm bu yakla mlaryla ve biimsel aray laryla Avangard akm, hem sanat eserinin ba ml oldu u da tm aygtna ve hem de sanatn burjuva toplumundaki saf estetik amalaryla, toplumsal ili kilerden kopuk, zerklik statsne kar kmaktadr. Avangardlarn kar ktklar burjuva sanatn Marcuse78 yle yorumlamaktadr: burjuva toplumunda, gndelik hayatta kar lanamayan insani ihtiyalar, sanatta kar lanabilir durumdadr; nk sanat hayat prati inden uzaktr. Sanat, ideal bir toplumsal dzen tasarlar ancak bu iyi dzen imgesini bir yanlsama olarak kurmacada gerekle tirir ve bylelikle de mevcut olan toplumsal dzenin de i imine ynelik glerin basksn azaltr, bu gleri d nsel bir alana hapseder. Marcuse79ye gre toplumsal srece bu uzaklk hem bir zgrlk barndrr ancak hem de her hangi bir ere e hizmet etmeyi engeller. Avangardistlerin sanat hayata dhil etme abalar bu anlamda bir eli ki barndrmaktadr. u sebepledir ki, sanatn toplumsal pratik kar sndaki bu zgrl , gerekli e dair ele tirel yakla m iin gerekli bir mesafesel duru tur; oysa hayat prati inin iinde eriyen bir sanat, onu ele tirme yetisini de yitirecektir. Walter Benjamin ise, Avangard sanatn a a k n, aurann kaybolmas ile aklamaktadr. Burada aura dinsel anlamnn d nda, yapt ve almlayan aras bir ili kiye
78 79

Dellalo lu, 2007, s. 85-87. Jay, 2005, s. 119.

34

gnderimde bulunmaktadr. 80 Rnesans dneminde olu um gsteren bu ili kinin temelinde teknik yolla yeniden retimin olmad bir defalk ve sahicilik unsuru yatmaktadr. Ortaa n dinsel sanatndaki kolektif almlama, burjuvazinin olu umuyla sanat sanat iindir anlay yla zerkle mi , sanat dinin yerini alm ve almlama da bireyselle mi tir. Byle bir dnemin sanatnda auradan sz etmek mmkndr. Tarihsel Avangardlar dneminde, geli mi teknik aralarn kullanm ile sanat eseri bu tekrarlanamazlk zelli ini yitirmi tir.
Sanat yaptnn teknik yoldan yeniden-retilebilirli i, dnya tarihinde ilk kez yapt kutsal trenlerin asala olmaktan zgr klmaktadr.81

Sanatsal retimdeki bu hakikilik ltnn ortadan kalkmasyla birlikte, sanatn toplumsal i levinde de byk bir de i im sz konusu olacaktr; artk sanatn kutsal niteli i yerini, sanatn politik temellerde de erlendirilmesine brakacaktr. Benjamin sanatsal retimlerin amacnn d na ta t n, Dadaizm zerine ele tirisi ile ortaya koymaktadr. Dadaizm sinemann bu gn yaratt etkileri, resim sanatnn aralar ile retmeye al m tr; ancak d ncenin derinle mesi de il da lmasna ynelik

al malarnda, eserlerinin tefekkr konusu olarak de erlendirilmesini nlemeye al rken, onlarn ticari olarak de erlendirilmesinin nne geememi lerdir. Bir sre sonra Dadaistler de kitlesel hayranlar edinmi lerdir. Bunun yannda, Benjamine gre Dadaistler, burjuvazinin yozla m srecinde toplumsal olann d na d m derin d nme eylemini, zerine biletler ve d meler yap trdklar tablolarla, ba aryla paralam lardr. Duchampn seri retim nesnelerini imzalayp sergilere gndererek bireysel retim kategorisini olumsuzlamas, dnemin temel ere ini belirtir niteliktedir. Eserin bireyselli ini, varl n o tekil sanatya borlu oldu unu belgelemek amacn ta yan imza, her trl bireysel yaratclk iddialarn alaya almak zere, rastgele seilen seri retim nesnelerinin zerine atlr. Duchampn
Brger, 2004, s.71-79. Benjamin, Pasajlar, Tekni in Olanaklaryla Yeniden retilebildi i a da Sanat Yapt, YKY, eviren: Ahmet Cemal, stanbul, 2009, s. 58.
81 80

35

provokasyonu, imzann eserin niteli inden daha nemli sayld sanat piyasasnn maskesini d rmekle kalmaz, burjuva toplumunda sanatn, bireyi sanat eserinin reticisi kabul eden ilkesini de radikal bir ekilde sorgular.82 Burjuvazinin, zerk sanat eserinin bireysel retim ilkesine kar bir olumsuzlamadr bu. uyandrmaktr.
Dadaclarn byle yollarla eri tikleri hedef, yaratlarn atmosferini acmasz bir biimde ykmaktr; bylece, bu yaratlarn stne retim aralaryla bu yenidenretimin utan damgas baslm olur.83

Dadaistlerin temel amac, kamunun fkesini

ncesinde insan a ran sanat eseri, Dadaclarla birlikte izleyiciye arpan bir mermiye dn r. Bu nedenle de Dadaistler zellikle sinemaya ynelmi lerdir. Bir tuvalin kar snda derin bir d nceye dalan almlayc, kendisini a r mlarn ak na brakr. Oysa sinema perdesinde bir sahneye ili kin grnt yerini hemen bir ba kasna brakr. zleyici kendisini a r mlarn etkisine brakamadan, grntdeki bir de i im bu tefekkr kesintiye u ratr. Yine Benjaminin anlamsal btnl n bozulmas ba lamndaki alegori yorumu, Avangard yaptlara uygulanabilir niteliktedir. Btnl nden koparlan paralarn birle tirilmesi ve yeni bir anlam olu turulmasyla, nesne do al anlamn yitirir ve yoruma ba lanr. Denilebilir ki Avangardlardaki organik yaptlarn paralanmasna ynelik montaj ve kolaj tekni i, alegorinin unsurlarn barndrr niteliktedir.
Organik yaptn reticisi olan sanatlar malzemelerini ya amsal bir eyler olarak i lerler, somut ya am durumlarndan olu an anlama malzeme uygundur.84

Bu dnemde dilsel ve grsel olann n plana karlmasyla gereklikten uzakla maya dair retimler zellikle Simgeci akmda kendini gsterir. Diyalogun ortadan kalkt oyunlarda, iirin i levsizli i sz konusudur; dil bir anlatmn de il yalnzca sezdirmenin aracdr. Bu dnemin nemli oyun yazarlarndan Maeterlickin oyunlarnda bilind na yolculuk ve akln

82 83

Brger, 2004, s. 108. Benjamin, 2009, s. 74. 84 Karacabey, 2006, s. 31, Peter Brger, 2004, s. 97den alnt olarak.

36

yerine kavranlamaz olann konulmas sz konusudur. Oyunlarn genelinde krlk ve bir bekleyi vurgulanmaktadr.
HT YAR: Ne yapsalar gelecekler. Ben de gryorum imdi. ayrlar arasnda ilerliyorlar Her adm attka yakla yorlar; felaket iki saatten beri gittike byyor Felaket hedefini bulmu , ona do ru yryor. Yorulmak bilmez ve hedefinden a maz85

Modern sonras tiyatro metinlerindeki Klasik dram ve temsil anlay ndan kopu un kayna olarak grlebilecek olan Avangard dnem; dramatik yapnn btnselli inin paralanmas, biim-ierik ili kisi ve gerekilik zerine yaplan tart malarn anla lmasnda nem ta maktadr. Avangard dnemle birlikte kendini gsteren sanattaki bu ieriksel ve biimsel de i imlere de inmemin temel amac; bir yandan, Brechtin kendisinin de ilk dneminde zellikle d avurumculuk etkisinde eserler vermi olmas ve di er yandan da sonrasnda grece imiz, Lukacsn bu yeniliki yakla mlara kar getirdi i ele tirileri kavrayabilmek ve ba lantlar yakalayabilmektir.

85

Maeterlinck, Evin i, Maarif Vekaleti Devlet Konservatuvar Ne riyat 1, DTCF Ktphanesi, stanbul, 1958, s. 9.

37

2.BLM

BERTOLT BRECHT VE EP K-D YALEKT K T YATRO

Birinci Dnya Sava sonrasnda Almanyada, politik sorunlara ynelim, tiyatro sanat zerinde de etki gstermi ve seyirci merkezli tiyatro d ncesinin do masn sa lam tr. Ama, seyircinin de d nce srecine sokulmasdr ve bu amala sahne tekni inde yeni bulu lar ne srlm tr. Erwin Piscatorla birlikte, anlatm olanaklar geli tirilmi , tiyatronun biim ve tekni inde byk de i imler ya anm tr. Bylelikle Piscator, politik tiyatro, epik tiyatro, belgesel tiyatro, total tiyatro kavramlarn geli tirmi tir.86
Piscator alk tan ok tart ma istemektedir, seyircileri siyasal kararlar alabilecek duruma getirmek amacn ta maktadr. Seyircisinden ya am srecini etkili bir mdahaleye ynelik bir karar koparmaya al maktadr. Bylelikle estetik bak as politik bak alarnn buyru una verilmi tir.87

Brechtin estetik yakla m siyasal bir sorumluluk stlenmekle birlikte, bu nosyon, Psicatorun politik tiyatrosundaki gibi seyirciye siyasal bir gr benimsetme amacn de il, sorunlu durumun tarihselle tirilmesi ve bu durumun de i ebilirli ine dair izlenim uyandrmaya yneliktir.88 Bir yanda, Sovyet deneyimi evresinde, snf karlar do rultusunda, de erlerin evrenselle tirilmesi ba lamnda reel sosyalist bir sanat anlay , te yanda ise Avrupada geli im gsteren Bat Marksizminin Stalinist deneyimi olumsuzlayan, kat determinizme kar sanatn nc yann vurgulamaya al an estetik tutumu kar snda

ener, 2003, s. 254. Brecht, Epik Tiyatro, Trkesi: Kamuran ipal, Cem Kltr Yaynlar, stanbul, 1997, s. 75-76. 88 Brecht and Carl Richard Mueller, On the Experimental Theatre, Published by: The Mit Press, The Tulane Drama Review, No.1, pp 2-17,1961, 10/10/2010.
87

86

38

Brecht, Avangard akmnn da temel ncllerinden syrlarak kendi epik-diyalektik tiyatro anlay n ortaya koymaya al m tr.
Tarihsel avangardlarn ykc hamlelerinin ortasnda, bir yangn yerine dnm Avrupada, midin ve mitsizli in en a r ularnda ya am olan Brecht kendi a da larnn metafizik bir hili e alan protestolarn, materyalist bir retimselli in sahnesel kavran yla kar larken, sre olarak tiyatro fikrini, sre olarak tarih fikriyle i ie geirmi ti.89

Gelenekten bir kopu olarak bireyci bir yakla m eksenindeki modernizmin, hem bireycili in hem de gelene in sorgulanmas ba lamnda geli en postmodernist dalgalanmada, tiyatro kuram ve uygulamas ba lamnda Brechtin gncelli i sk sk sorgulanagelmi tir. Brechtin ortaya koydu u eli kiler esteti i90, kendi rencileri tarafndan bile estetik alanda tepki grm , yeni bir toplumun farkl bir estetik yakla ma gereksinimleri zerinde durulmu tur. Bu yakla mn temelinde, esteti e artk toplumu de i tirmeye ynelik bir ara olarak gereksinilmedi i ve bu yzden zgr bir alan olarak ilerletilmesi gerekti i d ncesi yatmaktadr. Genel olarak Brechtin evresinden sz edilir: D avurumcu bir etkide, znelci ve nihilist yakla myla erken dnemi, ardndan daha aklc ve davran bir evre ve son olarak da birinci ve ikinci evrenin bir sentezi olarak olgun dnemi. Bu dnemselle tirmelere ba l olarak oyunlar da retici, politik ya da reten oyunlar gibi pek ok sfatlandrlmaya tabi tutulmu tur. Elizabeth Wright, bu snflandrmada Lehrstck( reti oyunlar) teriminin nemi zerinde durmaktadr. Bu terim Brechtin hem kuramsal hem de pratik bir uygulamac olarak grlmesinde byk nem ta maktadr; nk Lehrstck, yalnzca retmekle de il ayn zamanda almlaycnn zihinsel aktifli ini de ieren renme eyleminin bir sentezi niteli indedir.

89 90

Karacabey, 2009, s. 13. Kesting, Tarihte ve a mzda Epik Tiyatro, Adam Yaynlar, eviren: Ylmaz Onay, stanbul, 1985, s. 29 .

39

retme ve renmenin i ieli ine vurgu yapan d ncelere ba lanabilecek reti oyunu, dnyay de i tirmek iin yola kanlarn eylemlerine odakland ndan birincil dzlemde politik bir retme/ renme deneyiminin in as olarak okunabilir.91

Seyirci ve oyuncu ayrmnn korundu u Epik model, Lehrstck ile bu ayrmn ortadan kalkt burjuva tiyatrosundan tam bir kopu olarak, diyalektik devrimci bir praxise do ru ilerler. Bu ba lamda Epik, diyalekti in bir n a amas niteli indedir.
Hepsi de bir ekilde amatr olan oyuncular, sanat toplumsal bir uygulama, toplumsal olarak retken bir davran deneyine dn trmek amacyla srekli de i tirilebilen komnal bir set metnini tekrar tekrar al arak hem gzlemeyi hem de rol yapmay gerektiren ikili bir rol stlenir92.

Szn at mz bu diyalektik sre, grnmeyen toplumsal ili kilerdeki eli kileri a a karr; bu eli kilerse birbirinin kar t iki farkl durum de il, ayn eyin eli en ynlerinin bir serimi, toplumsal-tarihsel ko ullarn ifadeleridir. Klasik dramdaki gibi bir birlik aray bo bir abadr Brechte gre; nk zaten tam da bu uyum-birlik-btnlk d ncesi, ekonomik belirlenimi, toplumsal snflar ve bunun getirisi olan ya amn iindeki insani durumun eli kilerini rten egemen bir sylemdir. Siyasal amal tiyatro d ncesi, Brechtin epik-diyalektik tiyatro kuram ile yeni bir anlatma kavu mu tur.93 Bu kuramn temel sorunsal, sanatn i levi zerinedir:

Benjamin sanat eserinin aurasn (atmosferini) yitirmesi, ya amn ve zelde de siyasetin estetize edili i durumunun diyalektik olarak kar tn da do uraca n belirtir ki bu, ya amn estetize edilmesine kar lk esteti in politize edilmesidir. Bylelikle sanat politika temeline oturtulmu tur. Bu kar t duru taki ama, gndelik ya amn gerekli i kar snda, belirli bir ele tirel mesafede kalabilmeyi olanakl klacak zerkli in sanatta yaratlmasdr. Bu zerklik, yine Frankfurt Okulu yelerinden Horkheimer ve Adornonun d ncelerinde, genel-tikel ili kisi erevesinde, tikelin genelin hegemonyasndan
91 92

Karacabey, Beckett ve Estetik ok, Tiyatro Ara trmalar Dergisi, 2007, s.47. Wright, Postmodern Brecht, Dost Kitabevi Yaynlar, Ankara, 1998, s. 32. 93 Benjamin, 2009, s. 106-109.

40

kurtulabilece i ve geneli de de i ime zorlayabilece i ontolojik zerkli i zerinden ele alnm tr. Belirtmek gerekir ki, Adorno, Horkheimer ve Marcuseun esteti e ili kin yakla mlarnn temelinde, al malarnn yo unluklu merkezi olan, ele tirileri yer almaktadr. Bu ele tirinin derinli ine girmemiz mmkn olmamakla birlikte, burada temel rahatszl n, yabancla mann hakim oldu u kapitalist sistemde, ideolojik yanlsamann ortasnda bireyin ve genel olarak toplumun durumuna ili kin bir de erlendirmeler btn oldu unu belirtmek gerekir. Bu de erlendirmelerin estetik boyutu ve Frankfurt Okulunun kendi bnyesindeki fikir ayrlklarnn odak noktas ise, byle bir srete sanatn i levine ili kindir. Marcuse, kltr endstrisi ba lamnda; toplumsal eli kilerin yok edilmesi, ii bo bir zgrlk ve bireysellik yaratlmasna dair, Tek Boyutlu nsan d ncesini geli tirir: Bugn, ierisinde bulunulan yanlsamann yansmas olarak zgrl n, insani yetilerden arnm bir yalan oldu unu grmek zordur. Bu zgrlk sylemi, tek boyutlu d nce ve davran kalb iin etkili bir isteklendirme aracdr. Oysaki Marcusea gre, ileri endstriyel toplumda; rahat, akla yakn, przsz, demokratik bir zgrszlk hkm srmektedir. Bu zgrszl n akla yatknl , bask rejiminin temel ideolojik karakteridir. Bu bakmdan tek boyutluluk kavram modern insan iin sz konusu olan ontolojik dram ifade eder. Teknolojinin bu tahakkmne kar lk, bireyin sessiz edilgin durumu, onu eyleyen de il, bir ey_nesne_ haline getirmektedir.94 Bu d ncelerini, esteti in bir olumsuzlama, bir topik alan olmas ba lamnda geni letmektedir.
Estetik fenomen olarak, sanatn ele tirel i levi kendini bozguna u ratcdr. Sanatn biime ba ll nn kendisi sanatta zgrlkszl n yadsnmasn geersiz klar. Yadsnabilmek iin, zgrlkszlk sanat al masnda olgusallk grn ile temsil edilmelidir. Bu grn esi (show, Schein [=grn , yanlsama]) temsil edilen olgusall zorunlu olarak estetik lnler altna getirir ve bylece onu terrnden 95 yoksun brakr.

kltr endstrisi

94 95

Marcuse, a.g.e., s. 11, 12, 13. Marcuse, Eros ve Uygarlk, dea Yaynlar, eviren.:Aziz Yardml, stanbul, 1998, s. 112, 113.

41

Sanat hem kar kmak hem uzla maktr; hem basklanm n anmsanmas hem de yeniden basklamaktr. Marcuse ilk bak ta bize eli kili gelen bu durumu yle amlandrr; bireyler bylelikle basklanm olan, estetik olarak biimlendirilmi olanda grrler; bundan haz duyarlar. Sanat; bylesi bir olgusall a kar imgelemin diretmesi, d leme dn mesi ve bylelikle olgusal rntye kar igdleri basksz gerekle mede kendini gsterir. Sanat bu ikircimli yolla, basklanm olann neli ini ve geri dn n anlatr; uzla may yadsyarak varl n korur. Adorno96 ise, toplumda sanatn yerinin ve i levinin belirsiz hale gelmi olmasnn nedenini, byk bir yaylm gsteren devrimci sanat anlay nn, aslnda byk bir daralmaya do ru gitmesi olarak de erlendirir.
Sanatsal eylerin durmadan artan says, yeni tabularn anaforu iine ekiliyordu ve sanatlar, yeni kazanlm zgrlklerinden zevk almaktan ok, yapmakta olduklar ey iin her yerde bir takm varsaylm temeller arama yar iindeydiler.97

Marksist bir yakla mla Adorno98 iin, kkeninde toplumsal e itsizli in yer al ; ancak bu yann maniple edildi i bir kltr anlay itenliksizdir. Kapitalist ilerleyi in bir getirisi olarak, zihinsel emek ile bedensel eme in birbirinden koparlmas; beraberinde, maddi olandan ayr, pratik ba lantlardan yaltlm , elitist bir kltr anlay yla, ona kar t olarak, btnsel bir ya amn ba lantlarn ieren kltr anlay n do urmu tur. Bu ayrmn ortadan kalkmas gerekmektedir; ancak zm, varolan kltrn ierisinde mmkn

gzkmemektedir.
Bu nedenledir ki, diyalektik bir kltr teorisi bir yandan kltr ve maddi hayat arasnda varoldu u sylenen soyut ikili kar tl a; bir yandan da, en az bunun kadar soyut, bu ikisinin farkl eyler oldu unun grmezden gelinmesine yz vermemek zorundayd.99

Adorno, "Art, Society, Aesthetics", Aesthetic Theory, Routledge & Kegan Paul, London 1984, Eng Tr. C. Lenhardt, s. 1-22. eviren: Taylan Altu , Sinemasal, Dokuz Eyll niversitesi, Gzel Sanatlar Fakltesi, Sinema TV Blm yayn, Sanat, Toplum, Estetik, Say:1, 1998, s. 1-3. 97 Adorno, a.g.e., s. 1. 98 Jay, Adorno, Der Yaynevi, eviren: nsal Oskay, stanbul, 2001, s. 155,156. 99 Jay, a.g.e., s. 156.

96

42

Adorno, kltr btnyle, totalitenin ideolojik bir yansmasna indirgeyen yakla mlar ele tirir. Buna gre, bu yakla mlar, kltr salt bir ideolojiyle zde le tirirken, yksek sanatn ele tirel abalarn gz ard etmektedirler.
Di er bir deyi le, elit kltr anlay ndaki ele tirel enerjinin antropolojik anlamdaki kltrn ideolojik i levine kar harekete gemesi; bu arada da, antropolojik anlamdaki kltrn progressve itkilerinin (impulses) elit anlamdaki kltrn tutucu etkilerine (implications) kar konumlandrlmas gerekmektedir. 100

Esteti e ili kin bu d ncelerini, ikin ve a kn ele tiri d nceleri zerinden ilerletir. Marx101a gre; z-ele tiri, toplumsal sistemin ierisinden yrtlr. Din kurumu ierisindeki sisteme ikin ele tiri, di er ba ka d nceler adna belli dinsel d ncelerin ele tirisidir.102 z ele tiri ise, sistemin kendisine, kurumlara yneliktir. birbirleriyle at an dini d nceler arasna uzaklk koymay ngrmektedir. Ama bu uzaklk aslnda daha radikal bir ele tirinin, din kurumunun kendisine ynelmi bir ele tirinin sonucudur. Bylelikle sisteme ikin ve a kn ele tiri, sanat alanna aktarlr. Brger103, tarihsel Avangard dnemin, sanatn toplumdaki konumuna, retim ve da tm ili kileriyle sanat kurumun kendisine kar bir isyan niteli iyle, sanatn bir z-ele tiri evresi oldu unu belirtir.
Kurum ve ieri in k , burjuva toplumunda sanatn varl n toplumsal i levsizlik olarak a a karr ve bylece sanatn z ele tirisini provoke eder. Bu z ele tiriyi pratik yollarla elde etmi olmak, tarihi avangardn hneridir.104

Adornoya gre, burjuva-kapitalist sistemin etkisinde krlmalara u ram kltrel zgrle ici potansiyeli kurtarmak, ancak ikin ve a kn ele tirinin birlikte yrtlece i karma k bir

Jay, a.g.e., s. 157-158 * Basit anlamdaki kltr hayatn, yksek kltrn olumlu eleri aracl ile ele tirmeli; yksek kltrn sradan insanlar hor gren ve bu gnk hayat de i tirmemeyi stlenmi yanlarn da, onun temelini neyin olu turdu u gstererek etkisiz klmal 101 Brger, 2004, s. 41-43. 102 Brger,a.g.e., Estetik Kategorilerin Tarihselli i. 103 Brger, a.g.e. 104 Brger, a.g.e.

100

43

ynteme ba ldr.105 Bununla beraber, yirminci yzyln ortalarnda bylesi ikin ele tiri yapabilme yetene i, tehdit altndadr.106 Genel olarak ideolojiler, toplumun, problematik bir toplumsal durumun varl n alglayabiliyor olmalar halinde, bu durumun haklla trlmas iin olu turulmaktadr. Ancak Adornoya gre, zellikle Nazi deneyiminin bir getirisi olarak, ideolojinin ieri i ciddiye alnmamaya, bir gdmleme arac olarak grlmeye ba lanm tr. Bylelikle, ideolojinin, kendisini haklla trma gayreti ile kendisini yerine koymaya al t gereklik arasndaki bo luk kaybolmu tur. Bylelikle, ikin ele tiri iin gerekli bir haklla trma ile realite arasndaki gerilim ortadan kalkm , kltrel pratiklerce maskelenmi tir. Bu durum, Frankfurt Okulunun, sanat toplumsal ili kilerin tesinde, a kn bir g olarak konumlandrmasnn bir almdr.
nk, e er bugnn btn (toplumu) tmyle hakiki olmaktan uzaksa, gerekten ele tirel bir teoriye destek olabilecek a knc bir noktann ya da mevzilerin 107 bugnk btnn d nda bir yerlerde aranp bulunabilmesi gerekmektedir.

Frankfurt Okulunun, ele tirilerine daha yeterli bir a knsal nokta bulma yolundaki aray lar Adornoyu tatmin edememi tir. nk Ona gre, ncesinde de belirtti imiz gibi, ne ikin ne de a kn ele tiri tek ba na yeterli olmayacaktr.108 Basit anlamyla kltr ele tirisini, ideolojik i levi ile ba lantsnda irdeleyen Adorno109, diyalektik ele tiri kavramn geli tirir.
Diyalektik ele tiriyi kltr ele tirisinden ayran ey ise, onun kltr ele tirmeyi kltrn yadsnarak a lp tamamlanmasna kadar vardrmasdr.110

Ele tirel yakla mda, yalnzca kitle kltrnde maniple edilmi bilinten yola kmak yetersizdir, a a karlmas gereken, bilincin bu durumundan faydalanan, daha derindeki

105 106

Jay, 2001, s. 59, 60. Jay, a.g.e., s. 60. 107 Jay, a.g.e., s. 159 108 Adorno, Prisms, MIT Press, 1983, s. 31. 109 Adornonun, Kltr Ele tirisi ve deoloji ile ilgili yorumlar iin bkz. Adorno, Edebiyat Yazlar, Kltr Ele tirisi ve Toplum, Metis Yaynclk, stanbul, 2008, s. 159-179. 110 Adorno, a.g.e., s. 172.

44

ynelimlerin

neli i,

dolaymla trlm

toplumsal

ili kilerin

teorik

bakmdan

anlamsallklardr.
Kitlelerin iinde ya ad ve o altmakta oldu u kitle kltrne Adornonun duydu u kar tlk, kitlelere yukardan ve grnmeden empoze edilmi ; tmyle birbirinden kopuk, birbiriyle uyumsuz elerden yaplm sentetik bir ala m olu undand.111

Adornonun estetik d ncelerini ve kitle kltr ele tirisini, ya ad dnemde, teknolojik ilerlemelerin, Nazi kltrnn ve Amerikan popler kltrn (1940) etkileri ba lamnda de erlendirmek gerekir. Bu dnemde, ayn zamanda bir ba ka muhalif yakla m, proletaryann kltrel abasn Adorno bir d krkl olarak nitelendirir. Benjamin ve Brecht ile giri ti i fikir dala nn temeli, Adornonun, modern teknolojinin ve aralarnn olanaklar ile bir kitle sanat yaratma abalarna olan inanszl dr. O, bylesi bir kltrel dnemde, topyan izlerin varl na inanmamaktadr. Bu nedenle, kltr feti izminin ortasnda, bu kitleden yeni bir olu um-umut beklemek bo unadr.
Adornoya gre, Gramscinin daha sonraki gnlerde savunac cinsten olu um halinde bir kar hegemonyann; ya da yllar sonra Habermasn savunaca yenidencanlandrlm bir kamusal hayat alannn bugnk kltr endstrisinin retti i bilincin total eyselle mesi dneminde ortaya kp bunlara meydan okuyabilmesi olacak ey de ildi.112

Bu anlatmdan da karsayabilece imiz gibi, Adorno, Benjaminin ileri srd teknolojik ilerlemenin zgrle tirici potansiyeli gr ne hibir zaman katlmam tr. Brechtiyen bir etkiye Benjamin113 de ileri srd , radyo, televizyon, film vb. yeni teknolojilerin, politik ba lamda zgrle tirici kullanm d ncesine kar t olarak Adorno114, modern toplumda asl gdmleyici roln artk ideolojide de il, bu teknolojik tahakkmde (kitle ileti im aralar) yatt n bildirmektedir.

Jay, 2001, s. 164. Jay, a.g.e., s. 165. 113 Benjamin, Brechti Anlamak,retici Olarak Yazar, Metis Yaynlar, stanbul, 2000. 114 Adorno, Culture Industry Reconsidered, Translated by Anson G. Rabinbach, New German Critique 1975.
112

111

45

Bu yakla m farkll , zellikle Benjaminin Tekni in Olanaklaryla Yeniden retilebildi i a da Sanat Yapt115 adl al mas zerine, aralarnda byk bir tart maya neden olmu tur. Benjamin, estetik retimde aurann kaybolu u ve yerini teknolojik yenidenretimin almasn olumlu ve umutlu de erlendirirken, ayn zamanda bu durumun politik ba lamda ilerici bir kitle sanatna yol alaca n savunmaktadr. Adorno ise, belirli bir toplulu a ynelen byle komnite yakla mn ilericilikten uzak olu unda srarldr. Ba msz sanat al malarndaki, teknik yasalarn kendi i dinamikleri ve geli imi ok daha gereki bir zgrle tirici potansiyel ta maktadr. Ba ka bir biimde ifade edecek olursak, Adornoya gre, sanatn klt i levinden ba mszla arak kazand zgrlk, ba langta insanlk d ncesine dayanmaktayd; ancak, insanlk idealine ba l bu kurucu unsurlar glerini kaybetti inde, toplumsal insanilik azald nda, sanat da zerkli ini yitirmeye ba lam tr.116 Sanata yeniden toplumsal bir rol vermekle, sanatn zndeki ku kular -bizzat sanatta ifadesini bulan ku kulardr bunlaryat trmaya al mann hibir anlam yoktur.117 Bu tr abalar bo unadr. Bu anlamda, sanatn yeniden retilebilirlik a nda i levsel olarak nasl kullanlabilece i Benjamin ve Adorno arasnda tart malara yol am tr. Benjamin118, Brechtin yeni kitle ileti im aralarnn oldu u gibi kullanlmayp, proleter ileti imin karlarna uygun biimde i levsel olarak dn trlmesi gerekti ine ili kin d ncelerini payla maktadr.119 Halesini yitirmi sanat, zamansal tankl n

kaybetmi ve gelene inden koparlm tr. Bu kopu onu, i levsel olarak bir dn mn arac konumuna getirmi tir. Bu ba lamda, politize edilmi bir sanat eseri artk bir yetene in a a vurulu u de ildir, daha ok o yetene in ne ynde kullanlaca na dair i levsel bir retimdir.

115 116

Benjamin, 2009. Adorno, Horkheimer, Aydnlanmann Diyalekti i, Kabalc Yaynevi, stanbul, 2010. 117 Adorno, 1975. 118 Benjamin, 2000. 119 Holub, Antonio Gramsci: Beyond Marxism and Postmodernism, Routledge, 1992, s. 75.

46

Bir eserin zamannn toplumsal ili kileri kar sndaki konumu nedir?den nce onlarn ierisindeki konumu nedir? sorusunu sormak isterim. Bu soru, eserin, zamannn edebi retim ili kileri ierisindeki i levine ili kindir.120

Brecht, varolann srdrlmesine hizmet eden ticari tiyatro kar snda bir de i imi gzetir. Bylelikle sanatn nasl konumlandrlaca na dair teorik tart malarn a nda, bilgisini prati e dker. Bilimin yararlarn tekeline alan burjuva kar snda, Brechtin hedefi, renme ve retme srecinin i ieli inde teknolojik geli meyi ve bilimsel bilgiyi, basit bir e lencelik olarak de il, kolektif olarak retimden alnacak bir zevk halinde i leyebilmektir.
Epik tiyatro bir nedeni olmadka d nmeyen ilgili ki ilere ynelir. Bu deyim d nme yetilerini ko ula ba l kullanan kitleler iin geerlidir. Brecht bu kitleleri hibir zaman gzden uzak tutmam tr121

Epik tiyatro, bu gne dek de i tirilmeden kalan ve Benjaminin deyimiyle, bir aygta sahip oldu unu zannederken ona hizmet eden, sahne-izleyici, ynetmen-oyuncu aras ili kileri temelden de i tirme amacndadr. Sahne ve izleyici aras ili kide, sahne artk dnyay sergileyen byl bir alan, izleyiciler de bir tr hipnoz etkisine sokulmaya al lan edilgen ki iler de illerdir.
Seyirci artk, talepleri kar lanmas gereken ilgili ki iler toplulu udurOyuncusu iin ynetmen artk yaratmas gereken etkiye ili kin komutlar de il, kar snda tavr alaca tezler getiren biri, ynetmeni iin oyuncu rolle zde le mesi gereken bir takliti de il, onun dkmn yapmak zorunda olan bir grevlidir. 122

120 121

Benjamin, a.g.e., s. 100. Benjamin, a.g.e , s. 28-29. 122 Benjamin, a.g.e., s. 16.

47

2.1. Bilimsel Tiyatro ve E lendirme Unsuru Brechte gre, toplumu ve insanlar aras ili kileri maddeci diyalektik asndan inceleyen, modern dnemin sanat olmas gerekti ini d nd Epik tiyatro, bilim a nn tiyatrosudur.123
Me-ti yle dedi: nsanlarn yararna ve zararna pek ok bulu yaplyor. nsanlarn yararna olan bulu lara bask uygulanyor, tekiler ise yreklendiriliyor. Biri, yllarca snmeyecek bir lamba buldu unda, bu bulu lamba yapmclarnca satn alnyor. Satn almann amac ise bundan byle bu tr lambalarn yaplmas de il, yaplmasnn nlenmesi. Biri yaktn fiyatn ykselten bir bulu ortaya atp da yoksullarn evlerini karanl a gmd nde ise, bu bulu , gerekle tirilmek zere satn alnyor.124

Brecht, insanlarn do a gcn faydac bir biimde kendi yararna kullanmas kar snda, toplumu yneten yasalar ve ili kileri bilmediklerini, bunun en temel nedenininse hkim burjuva ideolojisinin byle bilimsel bir incelemesinin karlarn zedelemesinden endi e etmesi oldu unu belirtir. Bylelikle, yeni d nme biiminin ve teknik ilerlemenin burjuva tekelindeki i leyi i, insanlar daha ok blmekte, ili kiler dolaymszl n yitirmekte, retimdeki art lar, burjuvann do ay ve insanlar smrsne ba l olarak yoksullu un daha da ykselmesine, gittike retimin ok byk bir blmnn sava lar iin ykm aralar yaratmasna sebep olmaktadr125:
nsanlar bir zamanlar nceden kestirilemeyen do a afetlerinin kar snda ne durumda idiyseler, bu gn de kendi giri imlerinin kar snda yle duruyorlar. Bir egemenli e dn trd ykseli ini bilime borlu olan, bu dn trmeyi bilimin yararlarn tekeline alarak gerekle tiren burjuva, bilimsel bak ynnn kendi giri imlerine evrilmesi durumunda egemenli in son bulaca n iyi biliyor.126

123 124

Brecht, 1997. Brecht, Me-Ti, Mitos Yaynlar, eviren: Ahmet Cemal, stanbul, 1994, s. 25, 26. 125 Cesaret Ana oyunu bunun en gzel rne idir. Brecht, Btn Oyunlar Cilt:8, Mitos Boyut Yaynlar, stanbul, 1999. 126 Brecht, Tiyatro in Kk Organon, Mitos-Boyut Yaynlar, Trkesi: Ahmet Cemal, stanbul, 2005, s. 18.

48

Brechtin bilimsel tiyatro anlay ile hedefledi i, bu bilgisizli in a lmas, insanlarn ya amlarn kolayla trabilmek adna, gere in do ru ve etkili bir biimde sunulmasdr. Brecht, genel olarak sanatlarn yaratma zgrl adna, esinlenme ba lamnda sezgisel bilgiyi bilimsel bilgiye ye tuttuklarn, oysa bu tavrn insann d nmekten uzakla mas anlamna geldi ini ileri srmektedir. Ya ad tarihsel ko ullar ierisinde ve vurgulamaya al t politik hedefler ba lamnda d nld nde, Brechtin tiyatroyu bir deney alan olarak grmesi ve ele tirel, bylelikle de de i im amac gden bir bilimsel tiyatro yakla mn neden olu turmaya al t daha iyi kavranabilir. Burada zellikle Aristotelesi dramatik yapnn en temel niteliklerinden birinin, Avrupa tiyatro gelene i zerinden ele tirisine rastlar grnmekteyiz; nk Aristoteleste de grd mz ve genel olarak tm Grek felsefesinde ve estetik anlay nda yaygn bir kan olan, gzel olann iyi olmas olgusu, Brechtin bilimsel bilgi anlay kar snda estetik terimler olarak kalrlar.
Epik tiyatro, geleneksel tiyatroda oldu u gibi, sarslmaz hakikatler arasnda aresiz kalan insana duyulan acma ve ahlaki arnma dzeyinde kalmaz. Eski tiyatronun kasvet ve sknt iinde dayatt ahlak dersi ile katlanma yerine, epik tiyatro, ne e ve e lence iinde fke ve de i imi nerir.127

Bylece Brecht, geleneksel de erlendirmenin do ruluk ve yanl lk irdelemesinden ok, bu iyilik-gzellik aras uyumdan sz etti ini, bununsa bilimsel bir belirlenim olmad n belirtir. Ayn biimde, tanrsal inanlara yaslanan sanat da, sanat bilimden ayrmaktadr. Bu uzak duru un temelinde, bilimsel veriler kar snda sanatnn zgrlk alann yitirme endi esinin yer ald sylenebilir Brecht bu bilim a nn tiyatrosunda e lendirmenin nemi zerinde durmaktadr. Tiyatro, insanlar arasnda geen, aktarlm ya da kurgu rn olaylara ili kin canl betimlemelerin e lendirme amacyla olu turulmasdr.128 Epik tiyatronun e lendirici

Bal, Bertolt Brechtin Epik Tiyatro Kuramnn Felsefi Bir Yorumu, Bayku Felsefe Yazlar Dergisi, say:4, Haziran 2009, s. 140. 128 Brecht, 2005, s. 19.

127

49

unsurlar zerinde dururken, a da burjuva sanatn, yk anlatma ustal na dayanarak, seyirciyi oyalamakta oldu u ynnde ele tirir. Buna ba l olarak canll n yitirmi bu seyirci kitlesi zevk alamamaktadr. O, a da tiyatrodan, usun deviniminden ve ya amn diyalekti ini alglamaktan do an zevke dayal daha gl bir e lence beklemektedir. Bu, retici durumda olmaktan tat almaktr ayn zamanda. Epik tiyatro seyircisi, yabancla trma unsurlaryla adeta drtlmekte, koltu unda miskin bir ruhsal ayin ya ayamamaktadr; ancak bu ayn sre, a rmaya, sorgulamaya ve ke fetmeye ynelik bir haz srecidir. Brechtin epik tiyatro anlay nda reticilik-e lendirme ili kisi bir kar tlk de il, iielik olarak ele alnmakta, e lendirme, yadrgatma ve bilinlendirmenin bir arac olarak en temele oturtulmaktadr:
nsann belirli biimde tannabilece ine ili kin basit gere i grmek bir zafer duygusu yaratr; dahas, bir kerede ve btnyle asla tannamayaca , kolaylkla tketilemeyece i, geli ebilme kapasitesine ili kin pek ok olana iinde barndrp, gizledi i gere ini fark etmek de mutluluk verir.129

129

Benjamin, 2000, s. 27.

50

2.2. Aristotelesi Dram Anlay na Kar Epik-Diyalektik Tiyatro En ba ndan beri Marksist kuram tiyatro d ncesinin oda nda tutan Brecht, epikdiyalektik tiyatro anlay ile burjuva toplumunda rtk-sakl eli kileri a a karmay hedeflemi , bylelikle geleneksel tiyatroya kar ele tirel bir tavr alm tr.
Byk binalarda, yapay k ya muru altnda Suskun kalabalk nnde, tiyatro yapan Siz sanatlar, arada bir de Sokakta geen tiyatroyu arayn Hani u, binlerce kez, sradan, gnde Ama yle de canl, dnyadan, insanlarn Birlikte ya ay ndan kaynakl, Sokakta geen tiyatro i te130

Bir nceki blmde, Brechtin epik-diyalektik tiyatro anlay na giri niteli indeki anlatya ba l olarak, bu yeni tiyatro anlay nn temelinde, seyircinin de retim srecine katlmasn sa lamaya ynelik, bir anlamda politik saylabilecek d nce yer almaktadr. Burjuva ideolojisiyle birlikte, dolayszl n yitiren ve en nemlisi de rtk bir hal alan retim sreci ve reticinin rnnden uzakla mas ba lamnda Brechtte en nemli vurgu, seyircinin retime dahil olmasn sa lamaktr ki bu ayn zamanda yukarda sralayageldi imiz ele tirel ve de i ime ynelik bilimsel tiyatro anlay nn da nn aacak bir olanaktr. Brechtin diyalektik ynteminde yabancla trma ile ba ve egemen sylemi krma yolunda, Somut-Soyut-Somut131 tekni i nem ta r: lk somut, bizim gereklik kar snda edilgin, grnen yzeysel ili kileri alglayabildi imiz a amadr. kinci a ama olarak soyut, varolan ili ki ile zerimizde kurulan egemen bak n d na kmak, onlara farkl ve yabancla trc bir mesafeden bakmaktr. Son evre ise, varolan ili kilere daha farkl bir bak getirir, grnenin tesindeki gerekli e eri ilir.

130

Boal, 2003, s. 99, Bertolt Brecht, Btn iirleri C.2, eviren: Ylmaz Onay, Mitos Boyut Yaynlar, stanbul, 2002, s. 241-243den alnt olarak. 131 Arslan, Ya ama Sanatna Brechtin Katks: Diyalektik, Hegemonya ve Yabancla trma Kuram, Praksis(1), 2001.

51

Aristotelesi karakter ta mayan bir yaptta, sahnelenen olaylar asla kanlmaz bir yazgnn d avurumlar gibi bir araya toplanmaz; bu yazgnn eline braklmaz insan ve aresiz durumda gsterilmez. Tersine, byle bir yazg byte altna alnp maskesi d rlr, insanlar tarafndan uyduruldu u ortaya konur. Bu nedenle, Brechtin kuramn amlamak ve temel de i imleri sergileyebilmede ilk adm olarak, Epik tiyatro d ncesinin en temel vurgusunun, Aristotelesi dram anlay ndaki mimesis ve katharsise dayanan bir tr arndrma anlay na kar t olarak, yabancla maya kar yabancla trma etkisinin serimlenmesi nem ta yacaktr.

2.3. Katharsise Kar Yabancla trma Aristotelesin Poetikada tragedyann i levine ili kin katharsis anlay , Brecht e gre tehlikeli bir kavramdr. Katharsis, seyircinin sahnedeki karakterlerle kurdu u bir tr duygu-ya ant birli idir. Bylelikle seyirci, dramatik izgide geli en olay rgsne kendini kaptrmaktadr.
Bu insanlar, gl bir abayla btn kaslarn-e er byk bir bitkinlik sonucu gev ememi lerse- germi gibidirler. Aralarnda hemen hibir ileti im yoktur; beraberlikleri, uyuyan bir sr insann beraberli i gibidir Gzleri elbet aktr, ama grmezler, yalnzca bak larn dikerler; tpk duymamalar, yalnzca kulak kabartmalar gibi.132

Oyun tekni i gnmzde hala, seyircinin ruhsal arnmasn sa lama zerine kurulur. Seyircisiyle, oyuncusuyla ve kullanlan tekniklerdeki de i imlerle Brechtin hedefledi i, kapitalizmle birlikte geli en yabancla ma ve yanl bilincin gerisinde, sakl-rtk olan a a karmaktr. Brecht, ilk bak ta kavranmas mmkn olmayan toplumsal anlam, mesel yani yorumlama-analiz aracl yla, hem oyuncularn hem de seyircilerin metne teslim olmadan belirli bir mesafeden sorgulayp alglayabilmesini arzular. Bunu yaparken de, seyircide gerekle ecek bilinlenmeyi gzetmektedir.

132

Brecht, 2005, s. 18.

52

Temel amac, kapitalist hegemonyay krma ve sosyalist bir ili ki biimini kurma yolunda bilin kazandrmak oldu u iin, amaca hizmet etti i mddete kullanlan biimler ve yntemler her zaman de i ebilir.133

Bu ba lamda Brechtin istedi i, bilineni yineleyen realist bir yakla mn yerine, seyirci ile canl bir ili ki ere inde dinamik bir gereki yakla mdr. Dnemin gerekilik tart malarnda, ierik mi biim mi nceldir? sorunlar yrngesinde dnenip duranlar kar snda Brecht, gerekili i bir biim olarak de il bir tavr olarak benimser. Bu yle bir tavrdr ki, yanlsamann gerisindeki hakikate ynelik bir aray la seyirciyi drter, onu mdahale eden ve ettiren bir zne olarak ele alr. Burada nemli olan biim ve ieri in uyumudur, bir ieri in tart masdr sunulan. Byle bir izlek ekseninde Brecht, diyalektik tiyatro anlay nn temelini yabancla trma-yadrgatma zerinden geli tirir, yabancla trma efektlerinden yararlanarak seyircisini a rtr, onlar al k olduklar neden-sonu dzleminde ilerleyen olay rgsnden koparr. Peki nedir bu yabancla trma?
Hegemonik ideolojiye maruz kalm olan izleyicinin normal eddetti i ili ki biimlerinin ba ka bir ba lamda anormal oldu unun gsterilmesi sonucunda ortaya kan bo luk, izleyenin varolan sorgulamas ve ona kar bir bilin geli tirmesi iin zemin hazrlayacaktr.134

Seyircide

etkin

bir

ilgi

uyandrabilmek,

tandk

olann

peki tirilmesiyle

de il,

yadrgatlmasyla mmkn olacaktr. Seyirciyi bir bak n, bir a r n nesnesi konumundan karmak, dnyay bir ayna grnts olarak ele alan metin anlay na kar , dnyann de i ebilir, yanlsamal ynn vurgulamaktr amalanan.135 Yapsalc bir yakla mla, zneyi eski merkezi yerinden eden, tarihin ve - nesnel bir bilgiden sz edilecekse- bilginin znesiz bir sre oldu unu vurgulayan Althusser136 iin de sanat ve zelde tiyatro, d nce ve

Arslan, 2001, s. 61. Arslan, a.g.e., s. 67. 135 Angela Curran, Brechts Criticisms of Aristotles Aesthetics of Tragedy, Published by: Blackwell Publishing on behalf of The American Society for Aesthetics, The Journal of Aesthetics and Art Criticism, pp 167-184, 2001, 8/10/2010. 136 Althusser, Sanat zerine Yazlar, thaki Yaynevi, evirenler: Alp Tmertekin-Zhre lkgelen, stanbul, 2004, s. 95, 96.
134

133

53

davran btnl ierisinde ideolojik olann bir sunumudur. Bu ba lamda, seyircinin tiyatroda grmeye geldi i kendisidir. Tiyatro, seyircilerin kendilerine bakmak zere kar sna getikleri, kendilerini grp grntleriyle tan ktklar bir aynadr.137 Brecht ise tam da byle bir tatmin duygusuna kar n, seyirciye, grnen nesnelli in ardndaki durumlar serilmeyerek bir a knlk yaratmak amacn ta t. O, tiyatroyu, bilinmeyenin, daha do rusu grlemeyenin a a kt retimsel bir sre olarak ele almaktadr ki sonunda alnan zevk, oyunun ve tehlikeli durumlarn bitmi li inden de il, bu grme, aykma srecine ait bir tat almadr. Seyircinin durumuna ili kin bu noktada, ideolojik i lev gere i tiyatroda seyirci iin temel olann, bilinenin grlp tannmas oldu unu bildiren Althusser, bu ili kiyi bir tr tan kma olarak ele alr. Kendisinden ku ku duyan insan, tiyatroda o ku ku ile yola kmakta ve sonunda her eyin dzelmesiyle zevk alr. Buna gre Halk tiyatroya geldi i zaman, sonunda tpatp yle! diyebilme umudu iinde gelir.138
Bylelikle izleyicinin rntgenci bak sembolik bir gze dn r: Blnm znelli ini kabul etmeye ve kendisinin de bir para nesne, bir para zne oldu unu gstermeye zorlanr.139

Yabancla mann a labilmesi yolunda, al ldk olan yabancla trmann sa lanabilmesinde, Brecht tm ara ve tekniklerden yararlanr. Burjuva sanat, somut gerekli in oldu u gibi sunulmas anlamnda yanstma kuramn, toplumsal sreleri ve grnenin gerisindeki rtk sreleri grmede yetersizdir. Bu ba lamda Brechtiyen epik tiyatro, insan ili kilerinin yapsn, somut ve alglanan d gerekli in gerisindeki nedenleri ara trmaktadr ki, bu da Marksist-diyalektik kuramn Onun tiyatro anlay ndaki yerini gsterir niteliktedir.

137 138

Althusser, a.g.e., 2004, s. 96. Althusser , a.g.e., s. 97. 139 Wright, Postmodern Brecht, Dost Kitabevi Yaynlar, Ankara, 1998, s. 71.

54

Brecht, retim alet ve biimlerinin ilerici-yani retim aralarnn zgrle tirilmesine ynelmi ; yani snf mcadelesine hizmet eden- entelektellerce anla ld biimde dn trlmesini tanmlamak iin i levsel dn trme deyimini icat etmi tir. Entelektellere, retim aygtn ayn zamanda olabildi i lde sosyalizm ynnde de i tirmeksizin donatmalar eklindeki kapsaml talebi ynelten de o olmu tur.140

Bu ere in gerekle mesi, hkim sanat anlay ndaki nesnel bak n yerine, gerekli e ku kuyla yakla lmasna ve yeniden de erlendirilebilmesine ba ldr. Epik tiyatroda seyirci ve karakterin durumlar i levselle tirilir ve bu yolla seyirci-sahne ve izleyici arasndaki mesafe kapanr. Bu al maya ili kin, neden Brecht? trnden bir soru kar snda verilebilecek bir yant niteli inde, burada nemle zerinde durmak istedi im, yabancla trma kuramnn felsefi boyutudur.
Brechtin tiyatrosu bir praxis tiyatrosu de ildir ;Brechtin tiyatrosunun yeni olan yan, yeni bir tiyatro prati idir.141

Brechtin epik-diyalektik tiyatrosu, felsefi ve bilimsel d ncelerinin pratik bir uygulamas grnmndedir. Onun zamanna kadar sregelen, soyut ve gerekst bir dzlemde geli im gsteren yabancla trma, Brechtte yerini, somut durumlar zerinden nesnelerin beklenmedik konumlardaki sergileni ine ve seyircinin btn al kanlklarn ku kuyla gzlemlemesine ynelik bir abaya brakm tr. Marxn iste i Brechtte temellerini bulur niteliktedir, yalnzca dnyay yorumlamak de il, ayn zamanda onu de i tirmeye ynelik retimsel, felsefi ve bilimsel bir tiyatro anlay .
Brecht tiyatrosunun ba lba na zgn bir yan da, byle bir felsefe tiyatrosunun, uygulamaya asla st dzeyde bir aydn tavryla girmemesi, tam tersine kendini, tiyatro sanatnn gerektirdi i biimle ve Brechtin srekli vurgulad gibi e lendirici niteliklerle ortaya koymasdr.142

140 141

Benjamin, 2000, s. 106. Althusser, 2004, s. 61. 142 Kesting, 1985, s. 76.

55

Aristotelesi dram anlay na ba l mimesis ve bu mimetik etki sonucu a a kan katharsis sreci kar snda Brecht, bilgiye ynelik haz duygusunu, bu tr bir yanstmann ve buna ba l arnmann (katharsis) kar sna koyar. Brecht, bir tr bilmenin ve bilginin metaya indirgenmeksizin ke finin hazzndan sz etmektedir. Bu yolda Brecht tiyatrosunun temel yap ta olumsuzlamadr. Dolaysyla dnyann olumsuzlanmas ayn zamanda bu dnyann ifadesi olan dram anlay nn da olumsuzlanmas olacaktr. Yine de burada nemli bir ayrm belirtmek gerekir ki, Brecht esteti ini Aristotelesi esteti in bir kar t olarak ele almamak gerekir. Aristoteles kendi toplumsal ko ullar ve tarihsel ba lam iinde estetik kltrn ilk olu um biiminden ilerlerken, Brecht, Aristotelesi bu yakla m, Marxn iererek a ma prensibi zerinden, dn me dayal bir geli im srecine evirmektedir.
Bu ilkeye gre, diyalektik bir ele tiri biimi herhangi bir bak asn ve bu bak asndan ortaya konan rnleri red ve inkar etmez, bunun yerine onlar zmser, kendi varolu unda ve bilgisinde ta yarak a ar143

rne in Aristotelesi dram anlay nda taklidin amlanmasnda, bilmenin ve bilmeye ynelik ho lanmann etkisinde sz edilmektedir ki, Brechtte de bilmeye ynelik haz zerinde durulmakta ve bu noktada bir uzla m ortaya kmaktadr; ancak Aristotelesin tragedyann zde le me alann snrlamasyla anla ma bozulur. Brechtin hedefindeki seyircinin sanat yapt kar snda taknd tavr, yeryzndeki glklerin yine yeryznde zmn amalayan btnyle zgr ve ele tirel tutum, katharsis iin bir temel olu turmaktan uzaktr. Eylemlerin korku ve acma duygusu uyandrmas ynnde yanstlmas gereklili i ve seyircilerde buna dayal bir yknme yaratlmas amacnda zde le meye dayal katharsis anlay yerine Brecht, yabancla trma yntemi temelinde bir mesafe koymann nemini vurgulamaktadr.

143

Arslan, Ya ama Sanatna Brechtin Katks: Diyalektik, Hegemonya ve Yabancla trma Kuram, Praksis (1), 2001, s.60.

56

Brecht iin Y-etkisi nesneyi de il, gerekli i de i tirmeye yarayan bir aratr. Burjuva kapitalizminin ardndaki gereklik etkilerini yok eden toplumsal bir aratr. Nesne bu gne kadar ideoloji tarafndan arptlm tr: Brechtin pe inde oldu u ey, seyirciyi k krtarak onlarn, arptlm insanlar ve nesneler retmeye devam eden toplumsal gerekli i

de i tirmeye ynlendirmektir. Bir anlamda Brecht, bir kar tlk yerine bir tr senteze ynelmektedir. Bylelikle Avangard dnemde grd m,z btn aralarn kullanlabilirli ine ynelik e ilime, Brechtte de rastlarz. zde le meye tmyle yz evirmeyen Epik tiyatro, ayn zamanda, ele tiri ve zde le menin ya anmas ba lamnda bir bakma sentez niteli i ta maktadr.
oyunun merkezi kendi iinde de il, d nda olacak, oyunda kahraman kalmayacak, oyunda her eyin hazr bulundu u, her eyin zetlendi i bir sahne gemeyecek, klasik at ma sahnesi olmayacak.144

Arslan145, Brechtin yabancla trma kuram ile hegemonya arasnda bir ba kurmaktadr. Snfl toplumlarda retim ili kileri olarak z ve bu ili kilerin eli kili grn leri olarak biim arasndaki ba lant, hegemonya ile yeniden ve yeniden kurulmaktadr. Kapitalist toplumdaki do al ve de i mez grnmdeki maddi ili kileri, yeni retim biimleriyle a maya ynelik olarak Brecht, bu normalli in evrensel olmay n, tarihsel sreteki bir ili ki biimi oldu unu, onu yadrgatarak ve seyircide a knlk yaratarak, yabancla maya dayal ili kileri ve olaylar tm eli kileriyle geni bir perspektiften sunarak ortaya koymakta ve bir tr kar hegemonya olu turmaktadr.
Bir sanatnn hegemonyay te hir edip krabilmesi iin kendisinin arkasnda (yani d nda varsayd ) bir gruhun maruz kald n d nd ideolojik hastalklar tespit etmesi de il, kendi ya amna nfuz eden hegemonik ili kileri a a karabilmesi ve bunlarla mcadele edebilmen in aralarn sunabilmesi gereklidir. Ancak bylelikle kar -hegemonya olu turma mcadelesi (olarak Yabancla trma etkisi), organik aydnn ya am tarzdr.146

144 145

Althusser, 2004, s. 92. Arslan, 2001, s. 65-67. 146 Arslan, a.g.e., s. 67.

57

Yabancla trma, a da toplumlara ili kin, meta feti izmine dayal Marksist yabancla ma etkisinde yitip giden insana dair anlamlar ortaya karmaya yneliktir. Marx, yabancla ma ile toplumlara hkim ekonomi-politi in yasalar arasndaki ba lantlar, meta feti izmi zerinden dile getirmi tir. Epik-diyalektik tiyatro anlay ile Brecht, ideolojik arptmalarn ve rtlenlerin gerisindeki toplumsal yasalar ve insann toplumsal ko ullarca belirlenmi yapsn verirken, sergilenen durumlarn tarihselle tirilmesiyle, ba ka olanaklarn varl ndan, insann seimleriyle ve bilinlenme sreciyle bu ko ullar de i tirebilece inden sz etmektedir. Gerekli in rtlmedi i ve gerisindeki eli kili grntlerin bilince kt bir halde ya anmakta oldu u durumlarda, onun ayrca anla lmasn, fark edilmesini sa lama gere i bulunmad ndan, Aristotelesi etkilerin kullanlmasnn da nerilebilece ini belirtir ki bu, Onun esas amacnn, bir kar k tan ok, tiyatroda, dnyay yalnzca yorumlamak yerine onu de i tirmeye ynelik bir anlay n a a kabilmesini ve bunun iin de eski ya da yeni her tr araca ba vurulabilmesini sa lamaktr.147 Toplumcu dnya gr ne ilk admlardan biri olan Mahagonny Kentinin Ykseli i ve D
148

(1928-1929)nde Brecht; somut politik bir durumu, kapitalist dnyann zn

yanstmaya al m tr. Bu oyunda tam da, yukarda betimlemeye al t mz, grnen ve grnenin ardndaki gerekli e-eli kili yaplara ili kin bir durum ortaya konmaktadr. Parann hkmetti i bir ya amla, insancl bir ya am arasndaki at ma, sabkalnn bir tuzak kent kurma fikri zerinden geli meye ba lar. Hemen bir sonraki sahnede ehre gelen kzlar (Jenny ve di er alt kz), insann para iin her eyi yapmak zorunda kalmasna (toplumsal ko ullar) bir rneklendirmedir. Giderek kentin kurulu u haberi byk kentlere ula trlr ki, burada erkeklerin koral szleriyle kente dair sylenen szler, kazancn ve smrnn en nemli yollarndan biri olan reklama bir tr gnderimdir. ehir tantlr ve

147

rne in, Carrar Anann Silahlar, tek bir yerde geen ve Aristotelesi gerilim dzleminde yazlm tek oyunudur. Ama ele tirel bir uzaklk yaratmaktan ok, bir duyguda lk sa lamaktr. 148 Mahagonnynin Brecht iin bir ba ka nemi ise, zellikle Epik Tiyatro kitabnda zerinde durmu oldu u gibi, operada gerek bir yenili in rne idir.

58

kentlerden ehre akn ba lar. Nihayetinde a ayarclar olarak ehre gelen emekileri grrz. Bu a ayarclar, Begbick adl irket tarafndan kar lanr, sermayelerle yani kadnlarla tan trlr. Diyebiliriz ki, satn alnrlar. Ayn ekilde bunlardan Paul ve Jenny arasnda filizlenen a k da, klasik dramatik yapy bozar, eli kileri, sevgi ve para arasndaki ili kide, bir tr i pazarl olarak sunulur:
Bir gn dayam tk srtmz duvara. Bir adamla konu mu tuk undan bundan. A ktan sze ba lam tk. Kalmaynca para kalmad a kn anlam.149

Bu emekilerden Paul, eli kileri, gerek-d

aras durumu grmemizde etkin bir rol

oynamaya ba lar. Mahagonnyden ho nut de ildir artk. Bu, ko ullar ve zgrlk arasnda sk p kalm insann durumuna bir gnderim niteli indedir. Bylelikle insan do as ve ona aykr toplumsal ko ullarn at masn grrz. Para ve ona ba l zgrlk d leriyle kurulan kent, kasrga haberiyle sarslr. Kasrga burada kyamet gn fikrini hatrlatmaktadr; ya am ve kader, do a ve toplum aras eli kileri gzlemleriz. Kyamet anndan sonras geli en olaylarda, gerek ile ideal, parann gc ile insann gc gibi eli kilerin serimlenmesine rastlarz ki, sonunda bu eli kiler, bu parac dzende Pauln paraszl nn, onu lme srklemesine varr. Mahkemede r vet veremedi i iin mahkum olmas, adalet ve para ili kisine vurguda bulunur. Paul lme gnderilirken, bylesi bir dzende ilahi bir adaletin olmad n (Tanrsal dzen- nsani Dzen eli kisi) anlar. Pauln lmnn ardndan

Mahagonnyde yry ler ba lar. Anla lr ki bu sava tan para galip km , yenik d en insan olmu tur: Hi kimseye fayda yok kimseden150.
Evet, Mahagonny kenti tasarmyla da ylece bir durum konuyor ortaya ve Beckettde, onescoda bunun esas tutum oldu u akla geliyor gene, fakat temelli bir ayrm var: Brechtin k noktas somut bir politik durumdur ( kendisi sylyor bunu) ve amac da somut politktir151

149 150

Brecht, Mahagonny Kentinin Ykseli i ve D , Boyut Yaynlar, stanbul, 1988 s. 47. Brecht, a.g.e., s. 94. 151 Kesting, 1985, s. 84.

59

Brechtte yabancla trma d ncesi, yanl yorumlara yol amamas asndan, temel amac erevesinde d nlmelidir. Bu ama, kapitalist toplumun ideolojisinin gizli syleminin ardndaki gerekli i a a karmak ve sosyalist bir ili ki kurma yolunda bir bilinlendirme sreci yaratabilmektir:
Tiyatro seyirciyi esriklik durumuna sokmaya, yanlsamalara brakmaya, ona dnyay unutturmaya, onu kaderiyle uzla trmaya kalkmayacak, dnyay ona sunacaktr.152

Brechtin farkl yakla m tam da bu noktada yatmaktadr. Gerekili i, do alclk ve yanstma temelinde ele alan hkim sanat anlay na kar n Brecht, tarihi yapan znenin varolan geekli e mdahale etmesi ba lamnda, mdahaleci bir sanat anlay ndan, yine sabit bir insan do asn tanmlamaya dnk birey merkezli burjuva d ncesine kar t olarak da ,toplumsal ili kileri ierisinde tutarl olamayacak olan birey anlay ndan sz etmektedir.
DRAMATURG: Gerekilik, son kesinli iyle ortaya koymak istemez gere i: gerekte yer alm olan konu malarn kesintisiz kopyasn vermekten ve her ne pahasna olursa olsun ya amla kar trlmaktan kanr. Buna kar lk, gere i daha derinlemesine kavramak ister.153

Burada ak ierisinde Brecht ynnde bir mola vermek iste indeyim. Brechtte zneye bak asnn amlanmas, Onun sanat anlay nn derinlemesine anla lmasnda ve Lukacs kar snda sonuna dek savundu u, hep yeni olana do ru yol almay kavramada yardmc olacaktr. Yirminci yzyln nc sanatnda, bedenin hatrlatlmasna ve zgrle tirilmesine ynelik yeni bir dil aray nda, bedensel dile vurgu ve jest olarak dilin yeniden yaplandrlmas, geleneksel anlama yneltilen ele tiri ba lamnda kendinde ve mutlak bir hakikate ynelik bir dil yerine, anlamsal retime dayal bir dile ynelim, dil ve d nce arasndaki birli in, yeni d ncelere alabilme yolundaki bir zlmn iermektedir.
Dil ku kusu iki u raktan olu mu tur, ilkinde dil yetisinin bilinci olu turucu, yaplandrc zelli i, ikincisinde de dilsel etkinin egemen hegemonya biimlerinin
152 153

Brecht, 1997, s. 85. Brecht, Hurda Alm, Gnebakan Yaynlar, Trkesi: Ya ar lksava , stanbul, 1977, s. 335-336.

60

bire yanss, bir kopyas olma zelli i ele tirilir. Dil, bilinci yaplandran bir gizemle tirmeyse ve daha da kts hegemonik ili kileri kopyalayan bir etkiyse, onu do al bir ara olarak ele almak imknszla acaktr.154

Bylelikle dilin gerekli i, retimine ili kin bu gr ler, modern edebiyatn dilin anlam gnderiminin krlmasna, ileti imin ve diyalogun ortadan kaldrlmasna ynelik pek ok al maya ynelmesinde, dilin sorunsalla trlmasnda temel olu turmaktadr. Brechtte jest, yaz dilinin donuklu unu zndrr, ona bedensellikle birlikte

eylemsellik de kazandrr. Bylelikle Brecht dilin bu problematikle tirildi i dnemin iinden kar; ancak avangardlardan farkl olarak, politik bir izgide dilin ileti imsel boyutundan vazgemez. Brechtin oyunlarnda ele ald bedenler, eli kili, paralanm ki ilerdir. Burjuva birey anlay ndan ve bedeni tamamlanm bir btnlk olarak gren bir yapnn krlmas ynnde Brecht, zneyi paralanm bir anlatm ierisinde sunar. Bay Puntila ve U a Matti155 oyununda varlkl toprak sahibi Bay Puntila, bu eli kili ki ilik tanm iin en bariz rneklerdendir: Sarho luk halinde son derece normal ve scak davran lar sergiler, btn parasn da tr. Ayk ve esrik nbetlerinde ise anlamszca zalim bir ki ili e brnr. U ak Matti ise efendisinin bu ini li k l ruh hali kar snda bunalm tr. ste i iyi bir i szle mesidir. Yabancla trma unsuru, Mattiye Puntilann kz Eva ile evlenmesi teklif edildi inde a a kar. Klasik dramatik yapdaki ezen-ezilen, kadn-erkek ili kisindeki i leyi bozulur. Burada evlenme iste i Evadadr, Matti ise Evann kendine uygun bir e olup olamayaca n snayandr.
MATT : Karaliyende bir iftlikte al m tm, iftli in efendisi rgatm eskiden. Papz iftli e geldi inde, kadn kocasn bal a gnderirdi; byk toplantlarda da sobann arkasnda oturur fala bakard adamca z Bu duruma d mek istemem Bayan Eva.156

154 155

Karacabey, 2009, s. 54. Brecht, Btn Oyunlar Cilt:9, Mitos Boyut Yaynlar, stanbul, 2000. 156 Brecht, a.g.e., s.103.

61

Oyunun ieri inin kendini en ak biimde gsterdi i sahne ise, Wright157n da belirtti i gibi, Bay Puntilann u a Mattiden, ona ne kadar gzel bir lkede ya ad n gsterebilmek iin kendisine bir da yapmasn istedi i sahnedir. Sandalyelerin yanna de erli e yalarn da

eklendi i Hatel Da ndan bakld nda, toprak a as Bay Puntilann u a Mattiye do a diye anlatt , kendi zenginli idir.
MATT : Sahi ne gryorum? PUNT LA: Tarlalar be! Tarlalar gryorsun, gznn alabildi i kadar tarla! Hele o sulak toprak, o bataklk, ya l ya ldr topra , inekleri braksam yonca tarlasna gnde kez st alrdm, ya ekinler?...158

Matti bu ideolojik manzarada kaybolmaz, i i brakr. Lukacs Brechtle en ok kar t duruma getiren unsur, bu paralanm znelerin sunumudur. Brecht tamamlanm bir znelli in yerine, olmakta ve olu makta olan bir

dinamizmi aktarmak ister. Bu, ayn zamanda, insana do al bir do a yklenmesi, ki ili in mitle tirilmesi kar snda, tarihselli in hatrlatlmasdr. Bay Puntila le U a Mattide de, yalnzca at maya de il, at mann tarihin tannmasnn da nemine yaplan vurgu gzlenmektedir. Bylelikle, paralanm lk ve eli kili ilerleyi , zde lik ve de i mezlik inancnn tam kar t olarak bize insann, tarihsel ko ullar ve ayn olmayan zaman dilimlerinde dn ebilece i d ncesinin kapsn aralar.
Ki ili in sreklili i bir mittir, dolaysyla artzamanl bir ak iinde de i mez zlerden sz edi , tarihsel ak n e zamanl bir biimde anla lmasdr. Ki ilik klt, tpk teki do alla trmalar gibi, diyalektik d bir tarih algsnn iinde olu ur ve bir takm de erleri sonsuz klarak, sonsuzlu u, sonlandrr.159

Daha nce bahsetti imiz reti oyunlarnn temelinde de birey mitinden kurtulmann rnekleri grlmektedir. Brecht, insann lmnden do umuna de i meyen yorumundan kurtulma iste indedir.

157 158

Wright, 1998. Brecht, 2000, s. 187. 159 Karacabey, 2009, s. 113.

62

her trl temsilden kurtulmak gerekir, Tanr ya da merhamet, iyilik a rs, hibiri, imdiye kadar insancl bir toplum kurma yolunda ba arl olamam tr, ancak hepsi reddedildi inde, yceltilen insanl n bo bir alm oldu u kavrand nda, insan, sulu oldu unu ve iddetten muaf olmad n kabul etti inde, beden, yzyllardr ona i kence eden btn dinsel ve dnyevi al kanlklardan kurtulmay, varolu un negatifli iyle yzle erek, mmkn hale getirebilir.160

Bylelikle Epik-Diyalektik tiyatro, bilin-d na ya da metafizik olana de il, toplumun karma k yapsna ve toplumsal ili kilerin eli kili yapsn aklamaya ynelir. Burada gzetilen, seyircinin de, oyuncunun da d nce srecine katlmasn ve bilinlenme srecini ya amasn sa lamaktr: zetlersek, bireyi merkeze alan burjuva d ncesi kar snda epik tiyatro, toplumsal ili kileri, gnn ko ullarn tarihsel bir zmleme olarak ele almakta, gerekli in bir tr bilimsel incelemesi olarak, tarihsel geli imi gstermektedir. Bu amalar hedefleyen, politik ve toplumsal bir tiyatronun olu turulabilmesi, Aristotelesi dram anlay nn ve klasik akl yrtmenin a lmasn gerekli klmaktadr. En temel nedenler olarak, Aristotelesi dramdaki gibi, zamansal olarak snrl, ideal bir btnl n, tanmlanm bir insan mitinin sunumu yerine, Epik-diyalektik tiyatroda, toplumsal ve siyasal ba lamda dnyann karma k bir portresinin sunulmasnn hedeflenmesi gsterilebilir. Bunun iin de, yoruma ba l retici ve e itici, bilimsel ve nesnel bir tiyatroya gereksinim vardr, bu da Brecht iin en ak biimiyle epik-diyalektik tiyatrodur. Can alc nokta, Marksist bir dizgeden yola karak retim ili kilerini a a serebilme amacnda, tketiciyi, yani allmayan, retim srecine dhil edebilmektir.

160

Karacabey, a.g.e., s. 115.

63

2.4. Yabancla trma Unsurlar 2.4.1. Kesintiye U ratma-Episodik Anlatm Grnenin ve zmsenmi olan yanlsamann tesindeki gere i kurcalayan Brecht, onu durumlar halinde a a karr. Toplumsal ili kilerden olu an yapt, do alm asna de il, ola an d grlmeli, olaylarn ardndaki anlamlar ke fedilmelidir ki bu da mesel al mas161 olarak adlandrlan yorumlamaya ba ldr. Bunun sa lanabilmesi episodik anlatmla mmkndr. Geleneksel tiyatrodaki yorum anlay , ynetmen ba lamnda i lerken, epik tiyatroda ekipsel ve deneysel bir al ma olarak kar mza kmaktadr.
Oyuncusu iin ynetmen artk yaratmas gereken etkiye ili kin komutlar de il, kar snda tavr alaca tezler getiren biri, ynetmeni iin oyuncu rolle zde le mesi gereken bit takliti de il, onun dkmn yapmak zorunda olan bir grevlidir.162

Bylesi bir ekip al mas, ayn zamanda ekibin tmnn metne kar mesafeli tutumunu gzetmektedir. Bylelikle mesel, eserin ilk bak ta grlemeyen toplumsal anlamdr. Epik tiyatro, Aristotelesin belirli bir uzunlukla snrlad , zorunluluk yasalar erevesinde neden-sonu ba lantsnda ilerleyen ve genellikle de olmas gerekene ili kin gelece e dair olaylarn, uyumlu bir btnl olarak grd tragedyay kar snda yceltti i, episodik anlatma sahiptir. Karma k ve ard sra birbirini izleyen bir kurgu yerine, her blm, her para kendi episodik de erini ta maldr. Ayn anda ortaya kan birok olay, hep beraber gsterilebilir. Olaylar, konuya ili kindir ve bylelikle konu zenginle tirilir. Ayrca episodik anlatm herhangi bir ge kal durumunda, durumu yakalamakta ve o durumdan sonulara varma olana vermektedir.
Do alm ve de i mezmi gibi grnen toplumsal yaplar, epik tiyatroda do al olmayan malzemeler olarak gsterilirler ve toplumsal ili kiler adna i lenebilir bir konuma getirilirler. Bu amaca uygun yntem ise, kurgusal montajdr. Bu yntem aracl yla gncel bir davran , biraz do al d olur, bylece gncel itici gler de kendi do allklarn yitirirler ve i lenebilir konuma gelirler.163
161 162

Parkan, Brecht Esteti i ve Sinema, Donki ot Yaynlar, stanbul, 2004, s. 52. Benjamin, 2000, s. 16. 163 Bal, 2009, s. 142.

64

Dramatik tiyatro, dz bir izgi zerinde kesintisiz anlatm ile seyircinin ilgisini oyunun sonu zerinde toplar ki, bu doruk noktasnda olaylar zme ula rken, seyirci de katharsisi ya ar. Byle bir anlatm, seyircide zihinsel bir sorgulay srecine ve buna ba l ele tirel tavr almaya izin vermez. Seyirciyle oyun ve oyuncu aras bir birliktelik yoktur. Epik tiyatroda, seyirci de az nce sz etti imiz ekip al masna, oyun srecine dhil edilmekte, aktifle tirilmektedir. Bu nedenle, seyircinin dikkati, oyunun yry zerine ekilmektedir. Bunu sa layabilmek iin, dramatik anlatmn yerine, Avangard kaynakl paral-montaj tekni iyle geli tirilen, olaylarn sramal bir ekilde yol ald bir anlatm tercih edilir. Bu yolla olay kesintiye u ratlr. Bylesi bir aralk, hem oyuncu ve de hem de seyircinin en ba ndan beri sz edilen metinle arasna mesafe koymas, ele tirel bir tavr alabilmesi ve d nebilmesi iin gereklidir. Brechtin epik yakla mn farkl klan bir ba ka ynelim de, kendisinin bir tiyatro bilincini seyircide de yaratabilmek adna, gereklikteki durumlar deney sahasna sokmasdr. Durumlar ise bylesi bir deneysel srecin sonunda ortaya kt ndan, seyircide bir zmseme ve i rahatl de il, bir tr a rtma durumu meydana gelmektedir ki, bu da seyirciyi bir yanlsamann iine almak de il, durumla seyirci arasna bir mesafe koymaktr. a ran ki ide bir ilgi uyanacaktr, bylelikle seyircide ele tirel bak olu abilecek ve iinde kayboldu u gereklik yanlsamasna d ardan baktrabilecektir.
Dramatik Tiyatro seyircisi yle der: Evet, bunu ben de ya adm. Ben de byleyim.Eh do al bir ey.-Ve hep byle olacak bu -Her ey ne kadar da do al.-A layanla a lyor, glenle glyor insan! Epik Tiyatro seyircisi ise yle syler: Bak, bunu d nmemi tim i te!-Ama yle de yapar m adam!- ok garip, ok garip, inanlr gibi de il!... her ey ne kadar da a rtc!-A layann durumuna glyor, glenin durumuna a lyor insan.164

Byle bir sanat yakla mnda, yine Aristoteleste grd mz ideal btnsellik anlay da krlmaktadr. Her sahne bir di er sahne iin de il, kendisi iin vardr. Organik bir btnlk ve ilerleyi in yerine, montaj tekni ine dayal sramal oyun anlay getirilmi , bylelikle de
164

Brecht, a.g.e., s. 31.

65

evrimsel bir zorunlulu a ba l olay ak , ideolojik olann zorunlulu u ve do all anlay n krma yolunda terk edilmi tir.
Duchampn nesneleri yapt kavramn sorgulayarak olu turur, ayrntda ise gerekle e montajdr ve klasik sanatn kendi tekil varolu unda btnn grntsn ta ma iddiasn stlenmez, tmyle ortadan kaldrr. Nesnenin bu biimde sunumu, onu herhangi bir eyin anlatmnn arac olmaktan uzakla tracaktr.165

Tm bu zelliklere paralel olarak, dramatik olu umda, oyun sonunun katharsise de ba l olarak doruk noktas olmasna kar n, Brechtte oyunun sonunun ne oldu unu, her bir durumun anlatmnda oldu u gibi, anlatc tarafndan, o unlukla oyunun ba ndan sylenmekte, bylelikle seyircinin ilgisi sahnelenen durumlara ekilmektedir. rne in Cesaret Anada, avu ve rtkann, Cesaret Anann o ullarn orduya almaya al tklar sahnede, Cesaret Anann ocuklarnn gelece ini okumas figrnden yararlanlr: Cesaret Ana, kz Kattrin ve iki o lunun falna bakar. zerine ha izilmi k t paralarn avu un mi ferine doldurur ve ocuklarna ektirir. de siyah hal ka t paralarn ekerler. Bu simgeselle tirme, n de lmn bekledi ini gsterir. Bylelikle, hem fal unsuruyla oyun kesintiye u ratlr, hem de oyunun sonu artk bellidir. Seyirci, oyunun sonuna odaklanmak yerine, ocuklar lme gtren ko ullarn a a k kar snda a knlkla birlikte gelen sorgulama srecine girerler. Ayrca iki o lunu ve ardndan da kzn sava a kurban veren Cesaret Anann oyun bitiminde, sava ta ticareti simgeleyen arabasn alp ayn yolda devam etme ynelimi, normalle tirilen bak amzda a knlk yaratr, seyirci iinde yer ald srelere uzaktan bakar ve sorgulamaya ba lar. Aristoteleste kendini gsteren, belirli bir biime sahip, snrl ve uyumlu, gzel merkezli estetik anlay yerini, ondokuzuncu yzyln modernist hareketlenmeleriyle birlikte, btn bu de erlerin yapszla trld bir tr ok ya antsna brakm tr. Modern sanatta

165

Karacabey, 2007, s. 100.

66

estetik aralarn yan yana getirilmesiyle yaratlan bu ok etkisi, bir tr anlamszlk, metafizik mutla n ardnda brakt bo yere166 i aret etmektedir. Klasik dramn ilerleyi indeki merak unsuru Brechtte seyircinin dikkatinin durumlar ve bu durumlarda sergilenen bireysel seimlerin de i kesi zerinde yo unla abilsin diye, her bir epizodun bir anlatc tarafndan bildirilmesi ve ba lklandrlmas ile ortadan kaldrlr. Onun yaratmaya al t soru i areti, bilinen nesnelli in tesindeki grmeye, ideolojik olan kar snda belirli bir mesafe koymaya ve sorgulamaya yneliktir. Seyirci izledi i durumlar sorgularken ayn zamanda kendini ve toplumsal olan kurcalama ynelecektir. Bu ba lamda, sanat yaptn ayn zamanda bir retim ve tketim nesnesi olarak gren Brecht, sanatn neli ine ili kin bir sorgulamada toplumsal ili kilerin ncelli ini savunmaktadr. Brechtin, yalnzca nesnelerin de il, insanlarn da iinde bulunduklar retim ili kileri ile yeniden retildi i ynndeki d ncesinin en belirgin i lendi i oyunlarndan biri Adam Adamdr167
(Mann ist Mann - 1918,1926)dr. Oyun, bir hamal olan Galy Gayin karsyla srdrd

tatminkar ya am grntsyle alr. Galy Gay uygun fiyata balk almaya pazara do ru yola kar, bu yola k onun bireyselli ini kaybedece i ve bir toplulu un yesi olarak yeni bir kimli e brnece i bir srece do ru bir ak tr ayn zamanda. Drt sarho ngiliz askerlerinden biri,bir evden iki alarken sann bir ksmn kaybeder. Kafasndaki kellik onun suunu a a vuracaktr. Galy Gay suun ortaya kmamas iin, iki ve puro kar l nda askeri yoklamada bu askerin yerine gemeyi kabul eder. Askerler kendilerinden biri, topluluklarnn bir yesi olmasnn ona kazan sa layaca ynnde ikna ederler. Bu ikna, insan kimli inin de i ebilirli i, znebilirli i fikrinin amlan dr. Eve balkla dnmesi gerekirken, ihtiyac olmad halde hyar alan, bu ve bunun gibi pek ok rnekte gzlendi i gibi hayr demesini bilmeyen Gay, Jeraiah Jiptir artk.

166 167

Karacabey, a.g.e., s. 149. Brecht, Btn Oyunlar Cilt: 2, Mitos Boyut Yaynlar, stanbul, 2006.

67

GALY GAY: Adam olanlarn birine byle kk iyilikler yapvermesinden hibir zarar gelmez. Bakn i te ya amak ve ya atmak Ayrca u dnyada mesele zaten arada bir kk bir balon uurup, ba kalarnn yi ak amlar demesi gibi, Jeraiah Jip deyivermek, onlarn istedi i gibi biri oluvermekmi , ok da kolay.168

Bundan sonras bir paralama ve monte etme halinde, bir insann da bir nesne gibi dn trlebilmesinin yannda ayn zamanda her eyin rne dn trld ve bylelikle yklendi i de erin, alnp-satlabilirli inin d nda bir de erinin olmad na dair durumlarn sergilenmesidir. Brecht, Fil Baldr ba l yla, oyun iinde oyunla bu durumu kantlar. ki askerin canlandrd sahte fili satmak zere kandrlan Gay, m teri kar snda bunun gerek bir fil oldu unu savunmaya ba lar. Bu kantlama abasnda Brechtin diyalektik anlay nn ve abasnn tm unsurlarn grmek mmkndr. Ortaya bir tez atlm tr ve bunun kantlanmas, araya sokulan ark ve dizelerle adm adm aklanyor. Bylelikle seyirci olaya dalp gitmek yerine, bir kitabn yapraklarn eviren bir okuyucu169 gibi olanlar yorumlamaya ynlendiriliyor.
GALY GAY: Ey Galy Gay, bu sabah kk bir balk almaya ktn, imdi elinde kocaman bir fil, yarn ne olacak kim bilir. Sen paran almaya bak, tesinden sana ne. B R ASKER: Bunun fil oldu undan hala ku kulu musun? GALY GAY: Satn alnd na gre hibir ku kum yok.170

Sonunda, bir askerde bulunmas gereken tm davran ve al kanlklaryla bir sava ya dn en Galy Gay, karsn bile tanmaz hale gelir. Bu, a rlmaya dayal kimliksel var olu tur. Kitle ierisinde a rlan ve o toplulu un dili ile var olmaya ba layan, kimlik kazanan ve belirli bir sitem ierisinde retilen insan durumunun sergilenmesidir. Brecht, iinde ya anlan ko ullarn kendilerini ortaya koyar. Bu yakla m, durumlarn birbiriyle diyalektik bir yzle mesidir. Adam Adamdr; insann yeni bir z kabullenmeye ynelik halinin ve toplumsal eli kilerin sunumudur.

168 169

Brecht, a.g.e., s. 330. Brecht, 1997, s. 82. 170 Brecht, 2006, s. 348-349.

68

Burada epik-diyalektik tiyatronun insan tanmaya ili kin verdi i haz sz konusudur. nsann kolaylkla tketilemeyen, geli ebilmeye ynelik pek ok olana iinde barndran ynlerini ke fetmenin verdi i bir keyiftir bu. Byle bir yakla m, kapitalizmin mekanik, dirensiz ve eylemsiz birey tanmnn, grnen nesnelli in sabit ve ezeli-ebedi yapsna ili kin yanlsamann, bireyin de i ebilirli i zerinden yklmas abasdr.
nsann evresi tarafndan, evresinin de insan tarafndan de i tirilebilmesi, yani insann sonular yaratabilmesi de bir haz kayna dr.171

Bu anlamda, Brecht tiyatrosunun en temel yan, insan ili kilerine e ilmesi ve insan farkl ynleriyle betimleme u ra dr. nsan tanmlayan toplumsal ili kilerin de i ebilirli i zerine vurgusuyla Brecht, geleneksel anlay ta de i mez gerek ve kaderi kar snda aresiz kalan insan profiline kar lk, a larn ve zamann geicili i temelinde insann iinde ya ad ko ullarn da de i tirilebilir oldu unu belirterek, ele tirel bir tutumla bireyi eylemselli e davet eder. Oyunlarnn diyalektik yan, znenin gerekli i dondurulmu , foto raf suretinde grd do alc-pasifize hale kar n, varolan ili kilere dahil oldu u, katlmc ve mdahaleci halinin, sabit bir insan do as tanmlama pe indeki burjuva yakla mn krmasdr. Bylelikle mdahale, tarihi yapan znenin varolan ili ki biimlerine dahil olmas ve tarihsel srecin bir bile eni olarak kendini var etmesidir.
Toplumsal ili kilerin bir bile imi olan birey, kapitalist toplumda tutarl bir yapya sahip olamaz. Bu anlamda tutarl bir birey egosu tasavvur eden ve bireyleri, toplumsal ili kilerden soyutlayp belirli de i mez sfatlarn (iyi-kt, aptal-zeki vs.) snrlar iine sk tran burjuva dnya gr ve sanat diyalektik bak asna sahip olamaz.172

Tarihsel Avangard hareketlerin temelinde, zellikle Artaudun Vah et tiyatrosunda rastlad mz ok etkisi, Brechtte, bir edimsellik, bilinsel ve toplumsal bir uyan

yaratabilme zerinden geli tirilir ve anlamlandrlr. Bu ba lamda Brecht, anlamszl n

171 172

Benjamin, 2000, s. 27. Arslan, 2001, s. 62.

69

estetik yapsna de il, somut olann kavranabilmesi ve de i tirilebilmesi yolunda bir anlamsall a do ru, farkl bir perspektiften kendi yabancla trma kuramn geli tirmi tir.

3.4.2. Oyuncu ve Seyircinin Durumu Brecht tiyatrosunda oyuncunun yerini anlayabilmek Gestus kavramndan yola karak mmkn olacaktr. Gestus, bir anlamda oyuna dair retim srecinde mesel ile anlatmaya al t mz etmenlerin oyunculuk dzlemindeki yeridir. Buna gre, olaylarn toplumsal anlam niteli indeki meselin aktarlmasnda sz de il, toplumsal bir anlama gnderimi olan davran n plandadr. Burada davran , taklit olarak bir szn ifadesi anlamnda de il, szn ardndaki grnmeyen anlam gsterecek davran anlamnda

gestustur. Dil ve jest, d ncenin ifadesidir ve gndelik ya amda her ikisi de uyumlu bir grnmdedirler; nk gndelik grnm, snfsal konumu, toplumsal ve ideolojik ili kileri saklamaktadr. te epik tiyatroda bu grnmeyen eli kilerin ve toplumsal ili kilerin a a

karlmasnn estetik arac gestustur. Dille jest arasndaki uyumsuzluk toplumsal gestusu verir.173 Gestusa dayanan epik tiyatro, insanlarn davran n yneten toplumsal yasalar grnr klmaya al r, bu anlamda prati e yneliktir. nsann ekonomi-politik ko ullara ba mll nn yannda, ayn zamanda bu ko ullar de i tirebilme gcne de sahip oldu u sergilenmektedir. Bylelikle seyirci, insan davran larn bu toplumsal ko ullar ba lamndan grme ve ele tirme imkanna kavu ur. Eylemin kesintiye u ratlmas, oyunun temelindeki yky ortadan kaldrmaz.
nsanlarn kar lkl ili kilerinin betimlenmesiyle olu turulan gestuslar, bu ili kilerin ba land bir btnlk olarak ykye i aret ederler. Bylece, olaylarn iinde olan insan nasl bir evreyle ku atld n, neleri ele tirip de i tirebilece ini bu ykden yola karak fark eder.174

173 174

Parkan, a.g.e., s. 58. Bal, 2009, s. 144.

70

Brecht, gestus temelindeki bu yeni tiyatro anlay n geli tirirken, oyuncunun konumu da klasik anlay tan ayrlmaktadr. Epik tiyatro, belirli ki ileri sahnede canlandrp davran larn sergilerken zde le meye de tmyle srt evirmez, ancak bunu yaparken, seyircileri bir yanlsamaya sevk etmeyi amalamazlar. Epik tiyatronun bir ba ka ve en nemli yaps anlatmsal olmasdr. Brecht bunu Epik Tiyatroda k eba tiyatrosu rneklemesiyle amlar:
Bir trafik kazasna tank olan biri, kazann nasl meydana geldi ini bir toplulu a anlatr. Tan n evresindekiler belki kazay grmemi lerdir, belki tank gibi d nmemektedirler ya da kazay grm lerdir de, onu anlatcdan bir ba ka trl alglam lardr. Asl sorun, anlatcnn ta t kullanan ya da ta t altnda kalan ki inin veya her ikisinin davran n o trl vermesidir ki, evresindekiler kaza zerinde bir yargya varabilsinler.175

Anlatc, ayn zamanda hem seyirci ve durum arasndaki uzakl hem de d nme srecini sa lamada bir aratr burada ve ayn zamanda yabancla trmann da nemli bir unsurudur. Anlatc, sanat olmak zorunda de ildir. evresindekilerin dikkatini ekecek bir ki ilik de i tirme yetene i, anlatm ve amac bozabilir. Bylelikle anlatc, insan gnlk ya amndan alp daha yce-olmas gerek- bir ortam iine176 srklemez, telkin verici de ildir. Bu rnekleme ayn zamanda Brechtin epik tiyatro modelini de verir niteliktedir. Anlat bu ba lamda bir tr yineleme, geride kalan bir olayn tekrar niteli indedir. Jestler, duyularla dolaysz alglanabilir olma ynnde birer gstergedir. Yalnzca oyuncunun hareketleri de il, sahnedeki tm unsurlar jest niteli i ta yabilir. Brecht tiyatrosunda zellikle jestin nemi zerinde duran Benjamin177e gre, ki inin eylemsel hareketleri ne kadar ok kesintiye u ratlrsa, o kadar ok jest ortaya kacaktr. Bylelikle durumlarn bir temsili de il, a a karlmasdr sz konusu olan.

Brecht, 1997, s. 5. Aristotelesin tragedyadan sz ederken, olan de il, olmas gerekeni anlatmas gereklili inin hatrlanmas, ayrmsal noktalar grmeye de yardmc olacaktr. 177 Benjamin, 2000, s. 30-32.
176

175

71

Bir aile kavgas, aniden ieriye bir yabancnn girdi i bir kavga. Anne kzna frlatmak zere bronz bir bst alm , baba ise polis a rmak zere pencereyi am tr. Tam bu anda yabanc kapda grnr. Yani yabanc, bir durumla kar kar yadr. Ancak yle bir bak as vardr ki, oradan bakld nda burjuva ya amnn daha ola an manzaralar bile bu karma adan pek de farkl grnmez.178

Bu anlamda oyuncunun bedeni sunuma ynelik bir materyal olmakla birlikte, bu durum Brechtte bedenin saf bir arasalla trlmas de ildir.
Ancak Brecht, bedeni ara olarak olu turmann tehlikesiz olmad n syler, bedenin sadece bir nesne de il sanatn znesi de olmas gerekti ine dikkat ekerek, al masnn kendine zg diyalekti ine vurgu yapar.179

Epik tiyatroda, oyundan aklamaya dolaysz bir gei sz konusudur, anlatc frsat buldu u yerde yanslamasna ara verip aklamalara giri ir. Tm bu al malarn en temelinde, epikdiyalektik tiyatroda, metnin retiminin vurgulanmas yer almaktadr ve seyirciye metnin bu retken yapsn sunabilmek iin e itli tekniklerden yararlanlmaktadr. Epik tiyatronun korolar, projeksiyonla sunulan belgeleri yine bu trden bir mesafe koyma ve seyircilerin klasik dramati e dnk seyir hallerini krmak amacn ta maktadr.
nce, tiyatroyu seyircilerin kafasnda var olan tiyatro ideolojisine gre ba ka bir yere oturtmak gerek. Bunun iin de, tiyatronun tiyatro oldu unu, sadece tiyatro oldu unu, ya am olmad n gstermek gerek. Sahnenin salonun bir uzantsn, seyircilerin kar sna yapay yolla dikilmi bir sahne oldu unu gstermek gerek180

Epik tiyatroda oyuncu seyircilerin yargya varabilmelerine ynelik oynar. Seyirci yeri geldi inde oyuncuyu ele tirip, onu dzeltebilir. Tm bu sylediklerimiz erevesinde, Aristotelesi dramn, zellikle mutluluktan felakete srklenen(baht dnmleri), uygunluk, benzeyi ve tutarllk nitelikleriyle ku atlan trajik kahramann yerini, epik tiyatroda bilge ki i alr. Bu bilge ki i, zerinde toplumun eli kilerinin sergilendi i, diyalekti in uyguland ki idir.

178 179

Benjamin, a.g.e., s. 31. Karacabey, 2009, s. 43. 180 Althusser, 2004, s. 91.

72

Anlatm yoluyla sunulan ideolojiler, ya am kar snda rr ve acma ve korku duygular yznden bu yap ierisinde erime durumundan uzakla trlan seyirci, bu ideolojileri ele tirerek, ya am kar snda gereki duygulara, d ncelere ve eylemlere ynelir.181

Brechtin nlem182 oyunu, kahramann yoklu una ve alntlanmasna ili kin ak bir rnek sergilemektedir: Devrim ncesi inde geen oyun, bir kadn ve erkekten olu an komnist provokatrlerin, aralarndaki Gen Yolda vurmak zorunda kaldklar nleme ili kindir. Gen yolda , oyun iinde oyun mant yla ve hem almlaycda hem de oyuncuda gerekli mesafe koyu un ya antlanabilmesi adna, provokatrlerin aralarnda dn ml olarak gsterdikleri bir roldr. Gen Yolda aklnn sesini dinlemeyerek devrimci sorumlulu unu yerine getiremez, bir hamala yardm etmek u runa kendini ele verir.
Ondan beklenen ise, tek bir hamaln durumunu te his etmek de il, bastrlm bir snf olarak btn hamallarn durumunu anlamaktr.183

Kendileri iin al an o unluk tarafndan smrlen aznl n durumunda, zm, ko ullarn kendisini dn trebilmek, o unlu un bu durumun farkndal na eri ebilmesini

sa lamaktr. Eme inin efendisinin, varl nn bir ko ulu oldu unu gremeyen ve bu yolda eyleyemeyen Gen Yolda cezalandrlr. nlem oyunun politik ieri i, devrimci hareket tarihine ili kindir. Bir seim temelinde ekillenen metin, devrimci iddeti me ru kld ynnde ele tirilere u ram olsa da, oyunu ele tirel bir bak asndan irdeleyenler iin, Brecht ortaya bir yarg koymaktan ok, kar t iki argman ve onun savunucularn yzyze getirmektedir. Oyun, bireysel- insani de erlerle, kolektif varolu arasndaki uzla maz bir ikili e i aret etmektedir.Brechtin oyunu, genelde kabul edildi i gibi bireye kar toplulu un sorununu de il, topluluk iindeki

181 182

Parkan, 2004, s. 67. Brecht, nlem (1930), Mitos Boyut Yaynlar, Trkesi: Ycel Erten, stanbul, 1998. 183 Wright, 1998, s.34.

73

bireyin sorununu tart r.184

Bir yanda kurallar izilmi bir grevin gerektirdikleri ve

zorunluluklar, di er yanda ise bu zorunluluklar kar snda insani durumun sergilendi i bir tr uzla lamazlk durumudur sz konusu olan.
GEN YOLDA : yani klasikler sefaletin hemen ortadan kaldrlmasndan ve sefalet eken insanlara derhal yardm edilmesinden yana de il, yle mi? AJ TATR: Hayr. GEN YOLDA : O zaman klasikler hibir boka yaramyor demektir ver ben de onlar yrtar atarm; nk ya ayan insan b ryor ve onun sefaleti retinin damn ba na ykyor. Bu nedenle imdi eyleme geiyorum, imdi ve hemen; nk ben b ryorum ve retinin damn ba n a ykyorum.185

Bu ba lamda oyun, Aristotelesin acmann arndrcl d ncesi kar snda, acmann edilgen ve eylemsizli ine dair bir gnderimi de a arak, acma ve akl kar kar ya getirilmekte ve eylemsellik ba lamnda iki seenek olarak sunulmaktadr. Bylelikle Brecht Aristotelesteki acma duygusunu bir kenara itelemez, ona dn trc bir g katar. yle ki, Gen Yolda sefalet iindeki hamallara kar acma duygusunun itkisiyle bir kurtarma eylemine ynelir. Duygularyla hareket eden Gen Yolda kar snda akl seen ajitatrlerin tekil de il, toplumsal bir sorunu zmeye ynelimleridir i lenen.
nlemde, ba msz benlik (self), hem bir burjuva yanlsamas olarak, hem de bir cinayetinki kadar derin bir ahlaki sorumluluk olarak sunulur.186

Brechtin nlemde ve genel olarak epik-diyalektik tiyatro anlay nda hedefledi i, Marksist bir yakla mla snfsz toplum ere i yolunda, seyircinin bilinsel etkinli ini edilgen halinden kurtarabilmektir. Elbette dramatik yapnn atrdamas ve yabancla trmaya ynelik tekniklerin geli tirilmesi Brechtle ba lamam tr; fakat Onun hala gncel kalabilmesi ve yaplagelen tart malarn oda ndakini yerini korumasndaki en nemli faktrlerden biri, rne in Avangardlardaki ok etkisinin seyircide belli bir etkinli i uyandrmadan uzak olu una kar n, Brechtin seyirciyi ortaya konulan bir durum kar snda zihinsel kurcalamaya ve sonuca dair d nsel bir srece srkleme hedefidir. Bylelikle seyirci ve metin arasndaki
184 185

Wright, a.g.e., s.135. Brecht, 1998, s. 235. 186 Fuchs, Karakterin lm, Modernizmden Sonra Tiyatro, Dost Yaynlar, Ankara, 2003, s. 53.

74

uzla msal ili ki paraland nda, tarihsel srele ve seeneklerle kurulan uzla msallk da paralanacak, hem sanatsal ve hem de ideolojik bir retimsellik sreci kendini gsterecektir.
Onu acmann tuza na d memesi iin uyaran ajitatrlere kar n acmay srdren Gen Yolda , Brechtin Aristocu olmayan bir tiyatronun ta yc olarak d nd acmann ele tirisinin, acmann, dn rtc bir g olarak kullanabilece i d ncesinin iinde yer alr. 187

yleyse Brecht bu retimsel tiyatro anlay nda oyuncusundan ne beklemektedir? Yabancla trma efektinde oyuncunun i levi bellidir: Oyuncu bir anlatc bir gsterimcidir. Sahnede hipnotik ve bysel olann

engellenebilmesinin bir yolu da, seyircinin oradal nn farkndal dr ki, oyuncu seyircinin kendisiyle zde le mesini bu yollarla engeller. Oyuncu, yalnzca olaylarn olu biimiyle de il, rol ki isinin olaylar kar sndaki tavrn da kavramas gerekir. Ayrca rol ki isinin durum ve davran n, zorunlu ve daimi bir davran olarak de il, ba ka davran biimlerinin de varolabilece ini seyirciye gstermeye ynelik aba harcamaldr. Syledi i szler, bir alntnn seyirciye aktarlmas niteli ini ta maldr. Tm bu d ncelerin temelinde, insan do asnn toplumsal bir giri imle de i tirilebilir ynlerini seyirciye sunma amac vardr. Bu zamana dek sregelmi insann do u tan byle olu u ve de i mezli i ortadan kaldrlmaldr. Tek bir eylemi sahneye koydu u halde, bu eylemin kendisinin tam tersi de dhil olmak zere birok alternatiften seim yapmay ierdi ini dolayl olarak sezdirmelidir. Btn eylemler bir seimin sonucudur ve ideolojik olarak gizlenebilecek pek ok alternatif vardr188 szleriyle Brecht, seme sorumlulu unu seyircinin kendi zerine alma vaktinin geldi ini bildirmektedir.

187 188

Fuchs, a.g.e., s. 52. Wright, 1998, s. 45.

75

3.4.3. Tarihselle tirme Tarihselle tirme, mesel al masyla a a kan toplumsal anlamn tarihsel boyutunu vermenin bir aracdr. Bu yolla gncel-al ldk olan, belirli bir tarihselli in rn halini alr. Ya anan toplumsal ann de i tirilemez, mutlak yan ve gncellik ierisine batm seyircinin eylemsizli i silinir, ele tirilebilir ve de i tirilebilir olu u a a kar. Olaylarn tarihsel olaylarm gibi sunulmas, davran larn geici, tarihsel ak srecinde a lm ya da

a labilecek bir davran oldu una dairdir. Bylelikle oyuncu, ya ad zamann olay ve davran larna belli bir uzaklktan bakabilir.
Tarihselle tirmeyle gncel olann, gncel olmaktan karlarak, belirli bir tarihi momentin rn oldu u sergilenebilir. Bylece, gncel olann mutlakl tart mal hale getirilerek, gncellik iinde bo ulmu ve ona aktif olarak mdahale olanaklarn yitirmi seyirci, gncelli in d ndan bir bak asna sahip olarak, ya anan toplumsal ann mutlak olmad n, ele tirilebilirli ini ve de i tirilebilirli ini kavrar.189

Geleneksel tiyatro, do ay ve grnen gerekli i evrensel, de i mez ve mutlak kabul etmektedir. Oysa epik tiyatro do ay, ko ullara ba l olarak de i mekte olan olarak ele alr ki bu tutumu insan zerine d ncelerinde de geerlidir. rne in bu ba lam, her ikisi de tarihsellik zerinde titizlikle duran Lukacs ve Brecht arasndaki gerginli in merkezi kmazlarndandr. Lukacs hararetle, Balzac ve Tolstoy isimleri evresinde klasik sanat vurgusundan vazgemezken, popler bir ilericilik aray ndan sz etmekte ve bu sanatn neli ini tam olarak amlamamaktadr. te yandan d avurumcu yapdan syrlarak Avangard sanatn sonusuzlu una-hedefsizli ine dair Lukacsla ortak gr leri payla an Brecht, de i imi ve tarihsel gerekli i gzeterek, her tr tekni i (montaj, kolay, yabancla trma vb.) kullanarak, retici bir sanat ortaya karabilme ere indedir. Bylelikle, Lukacs Avrupa edebiyatnn kendi istedi i dar bir ksmn ele alarak ve savunarak, tarihin de ok dar bir ksmn incelemi olur.

189

Parkan, 2004, s. 65.

76

Lukacs modernist edebiyat, i monolog ya da montaj gibi fragmanla trlmaya dayanan teknikleri kulland iin formalizmle sularken de, edebiyatn kendisindeki de i imleri oktan a m ve edebiyatta de i iklikler yaplmasna yol am bulunan tarihsel realiteyi de grmezden gelmekteydi.190

Materyalist bir felsefi gr erevesinde, epik tiyatro insann tarih iindeki de i imini gstermek ve dnyay de i tirme olanaklarn ara trmak amacndadr. Epik tiyatro gere i insanla ma sreleri olarak grmektedir; bu gere e akl ve mantk gz ile bakmakta, insann pek ok olasl iinde barndran eli kili bir bile im oldu unu ve bu olaslklarn harekete gemesiyle de i ti ini grmektedir.191 Bylelikle epik tiyatroda insann yazgsnn toplumsal ko ullar ba lamnda de i ebilece i inanc ortaya kar ki bu da, klasik dramn kaderci gr ne bir kar k tr. Aristoteleste bu yazgya ba l karakterin baht dn mnn trajik etkisinin yerini, karakterin olanakll almaktadr. Aristotelesi karakter ta mayan bir yaptta, sahnelenen olaylar asla kanlmaz bir yazgnn d avurumlar gibi bir araya toplanmaz, bu yazgnn eline braklmaz insan ve aresiz durumda gsterilmez. Tersine, byle bir yazg byte altna alnp maskesi d rlr, insanlar tarafndan uyduruldu u ortaya konur.

E. Bloch-G.Lukacs, B. Brecht-W.Benjamin, T.Adorno, Estetik ve Politika, Alkm Yaynlar, eviren: nsal Oskay, stanbul, 2006, s. 124. 191 ener, 2003, s. 274.

190

77

3.BLM

GEORGY

LUKACSIN

B L N

VE

BTNLK

KAVRAMLARI

TEMEL NDE KAP TAL ZM VE MODERN SANAT ELE T R S

Bu blmdeki anlatma gemeden nce, zellikle belirtilmeyi istedi im bir nokta, Lukacs anlama abalarmda Onun dnemsel de i imlerinin192, fikirlerini kavrayabilmekte kimi zaman glk yaratt dr. Ancak Lukacs, bu dnemsel ayrmlar bakmndan kendi zamannda pek ok ele tiriye maruz kalm olsa da, bu olgudan yola karak Ona nyarg ile yakla mak yerine, ya ad sreteki tarihsel ve toplumsal de i imlerin ierisindeki konumunu gzetmek, Onu anlayabilmekte ok daha yardmc bir yakla m olacaktr. Bu blmn ak nda ise, al mamn amac do rultusunda, ncelikle Lukacsn, zellikle idealist olmas bakmndan byk ele tirilerin merkezi olmu olan Tarih ve Snf Bilinci193 eseri ba lamnda; btnlk, kapitalizm bilin ve eyle eme kavramlarn a a kavu turmak, bu do rultuda da, onun Marksizme yneldi i (olgunluk) yllarndaki eserleri zerinden, estetik anlay na yol almak mmkn olacaktr. Sonrasnda kendisinin de olduka idealist buldu u bu eserinde eyle me kavram, modern sanata ve buna ba l olarak da Brechte ele tirilerini temellendirici niteliktedir. Bu dneminde, tarihin zgrle mesine do ru bir btnlk anlay merkezinde, Hegelin tarih teorisinin Marksist bir yorumu sz konusudur. zellikle Tarih ve Snf Bilincinde

192

Lukacsn tarihsel ilerlemeleri ve dnemleri iin bkz., Uslu, Marxa Giden Yol, Chiviyazlar Yaynlar, stanbul, 2006, Keamey, Modern Movements in European Philosophy, Georg Lukacs, Published by: Manchester University Press, 1993, Lichtheim, George Lukacs, lya Yaynlar, eviren: Zeki Algn, zmir, 2003. 193 Lukacs, Tarih ve Snf Bilinci, Belge Yaynlar, stanbul, 2006.

78

grece imiz temel d nce, tarihin znesi ve nesnesinin zde olmasdr ki bu, toplumsaltarihsel gerekli i anlayabilmenin de tek yoludur.

3.1. Tarih ve Snf Bilincinde eyle me ve Proletaryann Bilinci: Ortodoks Marksizm ve Burjuva D ncesinin Ele tirisi Ortodoks Marksizmin yirminci yzyldaki anlam, Marxn ve Engelsin yaptlarna ba l kalmak adna, evrimci-pozitivist bir Marksizm anlay nn savunulmasdr. Bu anlamda, kapitalizmin i leyi yasalar, do ann de i mez yasalar erevesinde de erlendirilir.

Kapitalizmin geli mesiyle, toplumda mutlak yoksulla ma sreci ba layacak, bylece devrimci dinamikler ve proletarya geli im gsterecek ve sonunda da kapitalist geli menin do al yasalar toplumu kanlmaz olarak devrime gtrecektir. Bu Marksizm yorumunda, toplumsal ili kilerin nesnellik tarafndan belirlenmesi sz konusudur. nsan iradesinden ba msz do a yasalarna ba l ili kiler, toplumsal geli menin merkezidir, zne ise ikincil konumdadr. Lukacs, bu kaba Marksizm yorumunu kabul etmez. Bu kar k n temelinde ise, Alman felsefesinden, zellikle Hegelin kaynaklarndan beslenmi olmas yer almaktadr. Temelde geli tirdi i kavramsal ereveyi Marksizmle yo urmaya al m tr. Ahlaki Bir Sorun Olarak Bol evizm194 ve arkasndan Leninle tan masna ba l olarak bu makaledeki d ncelerini de i tirdi i Taktik ve Etik makaleleri bu erevede rnek gsterilebilir. Byle bir ynelimle Lukacs, Tarih ve Snf Bilincinin k noktas olan kendi Ortodoks Marksizm tanmn ortaya koyar. Farkl bir kavramsal ereveyi, zerinde zellikle vurguda bulundu u gibi, Marx herhangi bir anlamda dzeltmeden, Marksizmle bulu turmaya al m tr. Amac, Marxn tarihsel-diyalektik ynteminin zn, do ru bir

194

Demokrasinin taktik bir ara olup olmad na dair, etik idealizm erevesinde bir sorgulama ve ele tiridir. Lukacsn bu makaledeki tutumu bir dini yakla m olarak grlmektedir. Lukacs burjuvaziyi nefret, proletaryay sevgi zerinden amlamaktadr. Taktik ve Etik ise tam bir Bol evik tavr taknd , snfsz toplum sorununu ahlaki-etik bir bak asyla ele ald makalesidir.

79

biimde anlamak ve uygulamaktr. Sorun, bir yntem sorunudur. Toplumun anla lmasn bir yntem sorunu olarak grrken, tahlili yapann znelli i de gz nnde bulundurulur ve bylece toplumsal olgularn, do ann de i mez kanunlarna, nesnelli in yasasna ba l olarak grlmemesi mmkn klnr.195 Belirtmek gerekir ki, Lukacs, bu amacna ra men, daha nce de de indi im gibi, ya ad dnemdeki alkantl politik ortam ve deneyimledi i pratiklerden yola klarak, Marksist evreden kimilerince Ortodoks olarak, kimilerince revizyonist ve bazlarna gre de Hegelyen e ilimde takl kalm olarak de erlendirilmi tir.196 Lukacsa gre anlam, ne gerek objektif dnyaya kar , insan-zne tarafndan yaratlan bir eydir (ki bu Kantn a kn idealizm gr dr), ne de anlam, do al nedenselli in anonim yasalar tarafndan belirlenen bir eydir. kisinin de tersine anlam, insan praxisi ve bilinci iin bir potansiyeldir. Objektif bilimin izole edilmi olgularyla, znel bilincin imgeleri ve fikirleri arasnda keskin bir ayrm yaparak, idealistler ve pozitivistler, gerek dnyay olu turan dinamik dn m e ilimlerinin hakkn vermekten mahrumdurlar ve bu ynyle de birbirlerine benzerler. Bylece kaderci biimde verili oldu u varsaylan kapitalist sistemin olgularyla ba ba a kalrz. Bunun sonucunda gereklik, toplumsal de i im ve devrim iin gerekli olan insan potansiyelinden artlm olur.197 Byle bir ynelimle, burjuva d ncesinde toplumsal olgular birbirinden ayrk, yaltk, birbiriyle ili kisiz, dolaymszca ele alnmaktadr. Bu ideoloji erevesinde, ksmi sorunlar ve zgl durumlar, toplumun di er sorunlarndan ba lantsz d nlmektedir. Oysa Marksist btnlkl bir bak asyla, tm ksmi ve tekil olgular, diyalektik srecin -btnn- birer u ra olarak kavranmaktadr.

Uslu, 2006, s. 118. Maslov, Lukacs Man-Centered Aesthetics, Philosophy and Phenomenological Research, pp.542-552, Published by: Internetional Phenomenological Research. 197 Keamey, 1993.
196

195

80

Olgulara korkusuzca, hayale kaplmadan bakmak, her gerek Marksistin kutsal grevi olabilir; ama gerek bir Marksist iin daima, tek tek olgulardan ya da e ilimlerden daha gerek ve dolaysyla daha nemli bir ey vardr: btn srecin gerekli i, sosyal geli menin btnl .198

zne olarak btn anlay , modern toplumlarda snflar tarafndan temsil edilmektedir.199 Lukacsa gre, Marksizmi burjuva d ncesinden ayran temel zellik, ekonomik olgularn tarihin aklanmasnda ncel olmas de il, Marksizmin btne ynelik bu bak asdr:
Toplumun gerekli ine bir snf ancak eylemleriyle nfuz edebilir ve onu btnyle de i tirebilir. O nedenle, snfsal gr asndan kaynaklanan ele tiri btnlk ve anlay asndan kaynaklanyor aslnda ve teori ile prati in birli ini bylelikle sa lyor. Bu ele tiri paralanmaz bir diyalektik btn iinde ayn nedenle hem neden hem sonutur, tarihsel srecin ayn zamanda hem yansmas hem de motorudur.200

Burjuva d ncesindeki di er bir problem, seme i lemine ba vurulmakszn, tm olgularn dolayszlklar iinde gerek olarak kabul edilmesidir. Bilimsel addedilen bu yntem, olgularn temelindeki tarihselli i de gz ard etmektedir:
burjuvazide olu an sahte bilincin kendi kendini aldat tarz, tm diyalektik eli kilerde, btn nesnel sahtecilik ve hiyanetlerde burjuvazinin kendi snfsal durumuyla uyum halindedir201

Diyalektik yntem ise, olgular-aras ili kileri tarihsel sre ierisinde ele almaktadr. Bylelikle burjuva ideolojisinin yaltk olgularna kar , bu olgular tarihsel-diyalektik bir i leyi e ba l klar. Bu yolla diyalekti in temel elerinden dolaym kategorisi anlam kazanm olur. Lukacsn diyalektik ynteme vurgusu ve bu ba lamda burjuva yanlsamasn ortaya koyma abas, eyle me tezine ba ldr. Brechtte oldu u gibi Lukacsta da, toplumsal olgulara burjuva d ncesince atfedilen ele tiriden yoksun konumu a mak iin, ekonomik,

198

Lukacs, Leninin D ncesi: Devrimin Gncelli i, Belge Yaynlar, Trkesi: Ragp Zarakolu, stanbul, 1998, s. 17. 199 Uslu, 2006, s. 121. 200 Lukacs, 2006, s. 101. 201 Lukacs, a.g.e., s. 138.

81

toplumsal ve kltrel alann ele tiriye tabi tutulmas anlay ba lamnda, olgularn tarihselle tirilmesi merkezi nem ta maktadr.
F LOZOF: Yanlsamay yaratmakta ba arszl a u rad nz zaman ele tiriye anak tutarsnz. Aslnda size ba l bir ey bu, ipnozu ba arszl a u rayan bir ipnotizmac gibi.202

Tarih ve Snf Bilinci, kapitalizmle birlikte meta ili kilerine ba l olarak beliren eyle me analizi ve proletaryann bilinci erevesinde, kapitalizm ele tirisi oda nda geli im gstermektedir. Buna gre Lukacs, ncelikle Kapitalizm ncesi toplumsal durumu betimler: Kapitalizm ncesi toplumlar karakterize eden en nemli zelliklerden biri, ekonomik elerin, siyasi ve dini elerle i ie gemi li idir. Ekonomik smr, siyasal bask ve dini otorite birbirinden ayrlmaz biimde ba ldr. Devlet, toplumdaki iktisadi egemenli in bir dolaym de il, dolaysz olarak bu egemenli in kendisidir. Ekonomik egemenlikle siyasal egemenli in, kamusal alan ve zel alann ayr mas henz gerekle memi , ekonomi d egemenlik yneticilere, d sal bir st iktidar biimi olan devlete devredilmemi tir. te yandan insanlar-aras ili kilerin do al bir temele oturdu u varsaylr. rne in feodal toplumda serflik do al bir durum olarak grlr. Dolaysyla da serf olarak do an ki inin bu konumunu de i tirmesi beklenmez, do a kanunlarnn getirdi i zorunlulu un topluma hkim oldu u d nlr. Ayrca, Feodal yaplarda, toplumun snflara blnm l yalnzca ekonomik ltlere ba l de ildir. Bir snfn di erine stnl n belirleyen eler arasnda, kan ba , geleneksel ayrcalklar, feodal beyle olan bire bir ili kiler de bulunmaktadr. Snfsal blnm l e ra men kapitalizm ncesi toplum genel olarak ele alnd nda bir ekonomik btnlk olu turur:
Kapitalizm-ncesi bir toplumda snf karlar tam bir (ekonomik) berraklk iinde hibir zaman su yzne kmad , daha do rusu bu olanakszlk kapitalizm ncesi bir toplumun do asnda yer ald iindir ki toplumun, kastlara, zmrelere vb. gre in a edilmi olmas, ekonomik elerin, toplumun nesnel ekonomik yaps iinde siyasal, dinsel vb. elerle birbirinden zlmez ekilde birle mi olmasn da birlikte getiriyor.203
202 203

Brecht, 1977, s. 39. Lukacs, 2006, s. 120.

82

Kapitalist toplumda ise insanlar aras ili kiler znr. Hukuk, devlet ve idare gibi yaplar rasyonelle ir. Soyutlama-Rasyonelle tirmeyle birlikte bu yaplar, hareketsiz ve tanmlanm yaplar halini alrlar. Bu durum toplumsal ili kilere de yansr. Rasyonelle meye ba l olarak insan, yalnz ve di er insanlardan uzak bir bireydir artk. Bu yaltk bireyler arasnda her hangi bir dayan ma yle dursun, ili kiler srekli bir mcadele zerine kurulur. Burjuva d ncesinin temel sylemlerinden bireysel zgrlk, bu dayan ma yoklu u ve srekli mcadeleye dayanmaktadr. Byle bir bireysel zgrlk, di er bireylerin rakibi olan ve teki bireylerin zgr olmamasndan g alan bir bireyin zgrl dr. Lukacs, kapitalizmin bu yaltk birey anlay n, mutlak bir veri olarak kabul etmez. Aristoteles temelinde, insann toplumsal bir varlk oldu unu vurgular. Buna paralel olarak, daha sonra de inece imiz gibi, modern sanatta bireyin yalnzl trnden varolu sal sorunlarn temele alnd yaptlar, bu kapitalist arkn bir paras olarak de erlendirmektedir
aka anla lyor ki yeni ortaya kan insan, kapitalizmin yapay olarak yalnzla trd , egoist bir burjuva birey olmaldr ve onun bilinci, yani eyleminin ve bilgisinin kayna Robinson C rusoenun bilinci gibi bireysel ve yalnzla trlm bir bilintir204

Onun en belirgin felsefi derdi, insann bu soyut yaltkl ndan uzakla trlarak tarihselli i/toplumsal btnl iinde ele alnmasdr. Lukacsa gre, znellik ve Nesnellik arasndaki ba kopararak, toplumsal fenomenleri znel etkenden ba msz, nesnel yasalara tabi olarak grmenin kayna nda kapitalizmin ve rasyonelle menin bir boyutu yatmaktadr: eyle me.

204

Lukacs, a.g.e., s. 219.

83

3.2. eyle me Analizi Lukacs eyle me analizini Marxn meta feti izmi d ncesi temelinde

geli tirmi tir. Marxa gre205, insan, al masyla, do ann sa lad maddenin biimini, kendisine yararl olacak ekilde de i tirir. Meta, retimin de i im aracl yla rgtlenmesinde, rnlerin ald biimdir. Metalarn mistik zelli i, onlarn kullanm de erlerinden do maz. Byle bir sistemde, rnler retildikten sonra onlar ba ka ki ilere satma gcne sahip olan belli ki ilerin mlkdrler. Farkl rnlere sahip olan ki iler, rnlerini de i tirdikleri bir pazarlk srecinde birbirleriyle kar kar ya gelirler. yleyse metann, bir insann gereksinimine ynelik Kullanm De eri ve de i imde di er metalara hkmetme gcne yani de i tirilebilme gcne sahip De i im De eri olmak zere iki tr de er a a kar. Meta feti izminin kayna da bu de i im de eriyle ilgilidir. Bir kapitalist, emek gc ve retim aralar satn almak iin kulland belli miktarda para ile retime ba lar. Ortaya kan rn, ba langta harcad ndan daha fazla miktarda paraya satar, aradaki fark, artk de erdir. Bylelikle i i, belli bir cret kar l nda emek gcn satabiliyor olmak iin, art rn, art de er retmek durumundadr. iye, yalnzca

ya amas (nk ertesi gn yine al acak birine ihtiya vardr) iin gerekli olan rn verilir, art-de ere ise el konulur. Dolaysyla, art-de erin nasl retildi i, kimler tarafndan nasl el konuldu u ve sonra neye dn t meselesi, belli bir anda belirli bir toplumsal yapnn niteli ini gsterir k,i bu durum, eme in metala mas srecidir. Marx, insan eme i rnlerinin, onlar yaratan insanlardan ayrlm olarak, ba msz ve denetlenemeyen byle bir gereklik olarak grnmeye ba lamasn, metalarn feti izmi olarak
205

Marx, Kapital I, Kapitalist retimin Ele tirel Bir Tahlili, eviren: Alaattin Bilgi, Ankara, 2004, Meta Feti izmi.

84

adlandrr. Bundan byle meta retimi, reticilere, kendi ararlnda bir ili ki olarak de il, emek rnleri arasnda kurulan, toplumsal bir ili ki olarak grnr. Nesnelerin ardndaki recilerin eme i (retim sreci) kaybolur. Meta feti izmi, bu metalarn ardndaki eme i saklar. Lukacs, Marxtaki meta feti izminden yola karak, kavram geni letir ve eyle me analizi erevesinde, meta feti izminin znel boyutuna da dikkati ekerek, bilinteki yabancla madan sz eder: Modern kapitalizmi karakterize eden ekonomik ve toplumsal ko ullar ba lca etkilerini, hem nesnel hem de znel dzlemlerde, insan ili kilerinin eyle mesinde gsterir. Metann evrenselli i, insan eme inin hem znellik, hem de nesnellik dzleminde soyutlanmasna yol aar. Nesnel dzlemdedir; nk insanlararas belirli bir ili ki tarz, onlarn mdahale etme kapasitelerinden alkonmu gibi grnen ve belirli yasalarn

gdmnde i leyen bir toplumsal nitelik kazanr. bu yasalar insanlarn kar snda artk kendi kendine al an, yani insanlarn ba a kamayacaklar kuvvetler eklinde yer alyor.206 znel dzlemdedir; nk insan, al ma sreciyle olan ili kisi ve bu sreteki davran lar bakmndan, bu srecin gerek znesi olmaktan kar. nsann retim eylemi, insann kendisine kar da nesnelle ir, meta haline gelir, yani toplumdaki do a yasalarnn insana yabanc olan nesnelli ine boyun e iyor ve bu faaliyet, bu meta ekliyle kendi hareketlerini insandan ba msz olarak yrtmek zorunda kalyor, tpk ihtiyalarn tatmininde kullanlan ve meta- ey haline gelmi bir mal gibi.207 Metann feti ist karakteri, insanlar-aras ili kinin bir meta, bir ey niteli i

kazanmasna, dnyann bir eyler dnyas haline gelmesine sebep olur. nsan eme i de bu genelle mi meta retimi ba lamnda genelle ir ve insana yabancla r. Ayn biimde bu eyle me ile birlikte, insan bilincinin zelliklerinin, ki inin organik birli inin bir parasn olu turdu u kabul edilmez, bylelikle insanlarn kendileri de bu eyle meye tabi olurlar.
206 207

Lukacs, 2006, s. 158. Lukacs, a.g.e., s. 158.

85

Ayn biimde Modern felsefenin do u u da, bilincin bu eyle mi yaps ile aklanr. Kapitalizmin getirdi i rasyonalizm, felsefenin ele tirel konumlan n mmkn klm tr. Modern Rasyonalizm, fenomenlerin kavranabilir, ngrlebilir niteli ine vurguda

bulunurken, bu rasyonel yakla m bir irrasyonallikle kar la r; Kantn d ncesinde bilinen nesnelerin kar sna, bilinemeyen nesneler (numenal) konulur. Bylece modern-ele tirel felsefe, kavramsal kar tlklar zmek yerine, znenin mdahalesinden soyutlanm do a kanunlarnn belirleyicili inde bir btnlk yakla myla, kimi nesnelerin bilinemez niteli ini mutlakla trr. Lukacsa gre, ancak bu modern rasyonalizmin irrasyonel snrlarnn tesine geerek, dnyay btnlkl, somut ve anlaml bir ekilde kavramak mmkn hale gelebilir. Felsefe tarihinde bu ynde bir a ma gerekle tirense, Hegel olmu tur:
Bu geli melerin her bakmdan doruk noktasn temsil eden Hegel de sz konusu zneyi en ciddi ekilde ara trm bulunuyor. Onun ke fedebildi i biz, bilindi i zere evrensel akl-ruhtur (Weltgeist) ya da daha do rusu, onun somut biimleri olarak her halkn akl-ruhu (Volksgeist).208

Hegel, dnyann somut btnl nn anla labilir bir sre oldu unu ileri srm tr209. Bu btnlk, somut ve btnsel tarih srecidir. Bylece Hegelin geli tirdi i diyalektik yntemden yola karak, eyle menin sonucu olan ayrk-yaltk fenomenler, gereklikte birer paras olduklar btnlkle, iinde ortaya ktklar tarihsel srele ili kileri temelinde de erlendirilirler. Byle bir kavray la, eyle mi dnyann blnm l ve bu dnyadaki ikiliklerin (zne-nesne) mutlak niteli i a lm olunur.210
Hayatn yzeydeki grnmn yalnzca dolaymsz alglamalarla deneyimlemekle kalnrsa, bu grnm bulank, blntlere ayrlm , dzensiz ve kavranmas olanaksz bir ey olarak kalr.211

208 209

Lukacs, 2006, s. 233. Hegel, Tarihte Akl, Kabalc Yaynevi, eviren: nay Szer, stanbul, 1995. 210 Lukacs, 2006, Burjuva D ncesinde Antinomiler. 211 E. Bloch-G.Lukacs, B. Brecht-W.Benjamin, T.Adorno, 2006, s. 76.

86

Kapitalizmde hkm sren bu genel eyle me sonucunda, zne ile nesne arasnda derin bir uurum olu turmu tur. Byle bir erevede mmkn olan tek eylem biimi, gzlemleme faaliyetidir, tpk Brechtin klasik dramn kathartik etkisindeki bireyi tarif edi indeki gibi:
Bu insanlar, gl bir abayla btn kaslarn germi gibidirler. Aralarnda hemen hibir ileti im yoktur; beraberlikleri, uyuyan bir sr insann beraberli i gibidir; ama sanki tedirgin ryalara dalm lardr, nk, halk arasnda karabasan grenler iin sylendi i zere, srt st yatmaktadrlar. Gzleri elbet aktr ama grmezler, yalnzca bak larn dikerler; tpk duymamalar yalnzca kulak kabartmalar gibi. 212

Dn trclkten uzak bu edilgin faaliyet biimine hapsolmu olan burjuva d ncesi, teori ile pratik arasnda hibir ba lant kuramaz. al ma srecinin rasyonelle tirilmesiyle, i inin retti i rnn btnyle olan ili kisi de paralanm olur. Harcad emek, kendini mekanik olarak tekrarlayan bir i leve indirgenir. Bu mekanik hal, Charly Chaplinin Modern Zamanlar ( Modern Times, 1936) filminde, bir fabrikada durmakszn vidalar skmak gibi monoton bir i te, delicesine al trlan, retim bandnn ba ndaki i inin, bu tempoya ayak uydurmakta zorland ruhsal knt deneyiminin grntlerini akla getirir niteliktedir.

212

Brecht, 2005, s. 35.

87

3.3. Proletarya ve Snf Bilinci Lukacs, materyalist bir diyalekti in devrimci bir diyalektik oldu u kansndan yola karak, teori ve prati in birli ini vurgular. Teorinin pratik z, yine teoriden, yntemden yola karak geli tirilmelidir. Teori ve prati in birli inin mmkn olabilmesi iin insan toplumsal bir varlk oldu unun bilincine varmaldr:
Proletaryann snfl toplumu battal etmeden kendini bir snf olarak kurtarmas imknsz oldu u iindir ki onun bilinci, yani insanl n tarihindeki son snf bilinci, bir yandan toplumun yapsn a a uygun ve denk d melidir, te yandan da teori ve prati in giderek daha iten btnl haline gelmelidir.213

nsann kendisinin toplumsal ve tarihsel srecin zde zne-nesnesi oldu unu kavramas iin gerekli artlar, ncesinde grd mz gibi feodal toplumda henz olu mam tr. Feodal toplumda insanlar-aras ili kiler do al bir nitelik ta maya devam etmektedir. Byle bir durumun gerekle mesi proletaryann tarihte ortaya kmasyla olanakl hale gelmi tir. Buna gre, kendi kendini anlamas ayn zamanda tm toplumu anlamas demek olan, kendi bilgisinin hem znesi hem de nesnesi olan snf, proletaryadr.
PAUL: Parisin i i snf, ekseriyetle iyi insanlardr ok parti yesi var, ama bunlarn ok az gerek devrimci. Bunun sebebi de al ma artlar. Hi mola yok. Yneticiler retimi artrmak iin byle yapyorlar. Bylece i inin kendine ayracak zaman olmuyor. Bylece ya amlar da; al , ye, uyu ve yine al dngsnden kamyor. Dayanlmaz bir durum. 214

eyle me fenomeninin bir sonucu olarak, i ilerin ki ili inde bir blnme meydana gelir.

bir yandan meta hareketinin bir esidir ve kendi eme ini yine kendi znel tercihi, zgr iradesi do rultusunda satt varsaylr. Di er yandan ise toplumsal ili ki birer ey haline gelmi , her ey nicelik cinsinden hesap edilmeye ba lanm tr. bir ey haline getiren bu sreten kurtulamamaktadr:
213 214

i de emek gcn bir meta,

Lukacs, a.g.e., s. 139. Godard, 1966.

88

Bilin bylece ya eylerin yapsna kendisinin hibir ekilde mdahale edemeyece i o yasalara uyumlu hareketi izleyen tamamyla pasif bir seyirci haline geliyor ya da kendini, eylerin kendinden hibir anlam ta mayan hareketine kendi-znel-keyfine gre sorgulayp hkmeden bir g olarak gryor.215

zne-Nesne blnm l , bylece i ilere eli kili bir konum yklemektedir:

inin emek

gc, eyle mi dnyada meta mbadelesinin bir paras olarak, metalarn-nesnelerin arasnda yer alr; ancak yine de blnm lk nedeniyle kendi konumunun, nesneler dnyas iindeki konumunun bilincine varma imkanna sahiptir. Tarih ve Snf Bilinci ne ynelik pek ok ele tirel al mada, eyle me analizinde, i inin bu konumunun eli ik niteli i tart lmakta, i inin nesne konumundan, eyle meden kurtulabilmesi iin gerekli bilin sramasn nasl gerekle tirece i sorunu tart lmaktadr. Bu belirlemeler, Lukacsn Mesihi bir yakla ma sahip oldu u ve idealist tutumundan syrlamad ynnde de erlendirmelere varr.216 Bu ele tirilerin yan sra, Lukacsn, btnlk ve evrensellik kavramlarnn soyut de erlendirmeleri kar snda, bu sorunu, toplumsal gereklikle ili ki ba lamnda, somut bir duruma dn trm olmas nemli bir ayrcalktr.217 Buradan yle bir sonuca varmamz mmkn gzkmektedir: Marxta toplumsal ko ullar do rultusunda evrilen ve kapitalist toplumun ko ullarnn iflasyla devrimsel srece eri en bilin ile eli ki ve ko ullar arasnda, bir neden-etki ba lants (ko ullardan dolay) sz konusuyken, Lukacsta, i i snf, ko ullardan dolay bilinlenmez, eyle menin sonucu olarak, gerekli in ve dnyann zaman-a r ve de i tirilemez grnm nedeniyle, ko ullara ra men, bir bilinlenme sz konusudur. Proletarya, kapitalizmin eli kilerinin, srekli krizinin bir rndr. Ancak toplumsal btnlk iindeki konumunun farkna vararak eyleme geer ve mcadele ettike de bu konumunu tanr. Gerek Bilin; belli bir snfn pratik limitleri iinde bir bireyin ya da grubun aktel z farkndal dr. Olanakl Bilin ise; bir snfn tarihsel gereklerinin
215 216

Sayba l, Siyaset Biliminde Temel Yakla mlar, Birey Toplum Yaynlar, Ankara, 1985, s. 147. Bkz. Sayba l, a.g.e., 1985. 217 Jameson, 2006, s.174.

89

nesnel imkanlarna dnk, kolektif bilincidir.218 Proletaryann praxisi, gerek ve olanakl bilinci bir araya getirir ve bylece ideolojinin yanl bilincini a ar ve sosyal-toplumsal btnl n (totalite) diyalektik bilincine do ru hareket eder.

3.4. Lukacsn Gerekilik Perspektifinden Sanata Yakla m Ya anan tarihi olaylar ve iki dnya sava nn bunalm, Marksizme yeni bir yorum getirmek ba lamnda Bat Marksizminin do masn sa lam tr. Bir yandan I.Dnya sava nn ve Rus devriminin etkisi altndaki d nrler, di er yandan fa izmi en derinden deneyimlemi olan, ba ta Almanya olmak zere pek ok lkenin d nrleri farkl bir Marksist yorumunu do urmaya al m lardr. Stalinizm ve fa izm arasndaki bu gergin dnemde, siyasi pratikten yapsal olarak kopu larla birlikte, siyaset ve d nceyi yani teori-pratik btnl temele alan Klasik Marksist gelene in kar snda, farkl bir Marksist olu umu hedefleyen Toplumsal Ara trma Enstits 1923 ylnda, C.Grnberg tarafndan kurulur. Elbette bu kurulu bnyesinde, Lukacs, Krocsh, Gramci gibi siyasi ya amda olduka aktif, devrimci kitle hareketlerine do rudan katlan ve parti nderleri yeler vardr; ancak yukarda de inmeye al t mz siyasi pratiklikten uzakla ma, zellikle Horkheimer tarafndan Adorno ve Marcuse ekseninde toplanan yeni olu umun temel d ncesi halini alm tr. Perry Anderson219 bu uzakla mann temel nedenlerinden biri olarak Enstitnn 1933te Nazi iktidarnca srgn edilmesiyle ve Amerikaya ta nmasyla ba lantl oldu unu belirtmektedir.
Bu g, kurumun sosyalizme en azndan biimsel ynden ba l olan kitlesel bir i i snf hareketinden de, sa lam bir Marksist gelenekten de yoksun bir ortama gtrm tr. Enstit bu haliyle yeni evresinde srekli olarak yerli burjuva dzenine ayak uydurma yoluna srklenmi , pozitivist nitelikteki sosyoloji ara trmalarna ynelmi tir.220

218 219

Lukacs, 2006, s. 153-165. Anderson, Bat Marksizmi zerine D nceler, Birikim Yaynlar, eviren: Blent Aksoy, stanbul, 2007. 220 Anderson, a.g.e, s. 65.

90

Bu d nceler ekseninde, daha nceki blmlerde de, zellikle negatif diyalektik ve kitle kltr ele tirileri ba lamnda de erlendirdi imiz Frankfurt Okulunca, sanat kategorileri ve gndelik dnyann alan birbirine indirgenemez bir biimde yorumlanm tr. Temele alnan sknt, znenin retimine yabancla m l ndan- eyle meden ileri gelmektedir. Bu eli ki srdke toplumsal btnlk de sa lanamayacaktr. Sanat, bu btnl n korundu u tek s naktr. Bylelikle Platon ve Aristotelesten beri sregelen yanstma teorisine kar Frankfurt Okulu yelerince bir itiraz belirir. Sanat artk toplumsal gerekli i anlatmayacak, onu yanstmaya al mayacak, ona yol gsterecektir. Buna gre, toplumsal gereklik ve sanat yapt ontolojik bir kar tlk iinde bulunurlar.221 Sanat artk eylemsel bir alan de il, toplumsal gereklik ierisinde snrl bir blgedeki gerekli i ve btnselli i ta yan rnek bir alandr. Sanat yapt, toplumsal gerekli in d nda bir grn tr ve bir grn olarak da toplumsal blnm lkten, arpklktan uzaktr. Frankfurt Okulu bu d ncelere dayanarak, sanatn bu potansiyelini modernizmde grmektedirler. Bunu da, sanat, yabancla m toplumdan kendini soyutlayan sanatnn, hayali bir evren yaratt , ikincil bir yabancla ma olarak tanmlayarak geli tirirler. Burada, Frankfurt Okulunun genel estetik yakla mna yeniden dnmemin temel amac, gerekilik ve modern sanat de erlendirmelerinin tarihsel arka planna ve fikir fakllklarnn nedenselli ine vurguda bulunmaktr. Bu al mann ekseni, Brecht ve Lukacsn sanat anlay larndaki paralellikleri ve farkllklar zmlemeye ynelik olmakla birlikte, dnemin di er tart malarna da gnderimde bulunmak, anlamsal bir zenginlik kazandracaktr. Lukacs, Marcuse, Adorno ve Horkheimerdan, siyasal ya amdaki etkinli ine de ba l olarak. Btnlk d ncesi, teori-pratik birli ine yapt vurgu ve tm bu eli kilerin btnl n, yanstmac bir sanat anlay zerinden geli tirmesi bakmndan ve zellikle de

221

Dellalo lu, 2007, s. 58.

91

modern sanat olduka sert bir dille ele tirmesi ba lamnda ayrlmaktadr. zellikle, Frankfurt Okulunun, genel olarak negatif diyalektikten222 yana tutumlar, belirli bir zde lik ve btnsellik yolunda, Hegelyen sentezi iinde barndran diyalektik anlay yla Lukacs kendilerinden ayran en temel izgidir. Di er Bat Marksistleri ve Frankfurt yelerinden farkl olarak, Lukacs, Korcsh, Benjamin ve Gramsci ile birlikte, I.Dnya Sava nn siyasi ya ants iinde ya da sava daha bitmeden ba gsteren Rus Devriminin etkisi altnda yeti mi kimseler olduklarndan, siyasi prati e daha yaknlardr ve bu durum estetik anlay larna da yansm tr. Adornoya gre, yansma kuram ilkesine ba ll yla Lukacs iin, gerekli e ancak deneysel gereklik taklit edilerek varlabilir. Bu nedenle modernizmi, gerekli in arptlm grmektedir.
Gereki sunum tarz iin anlatm olana ancak, insan ya amnn somut, bireysel kar la trmalara ve dramlara gre kavranabilece i, ya amla ilgili temeldeki bir genel hakikatin bireysel yk, bireysel olaylar rgs aracl yla anlatlabilece i tarihsel anlarda mevcuttur. Ama bu trl anlar modern a larda nispeten seyrekle mi tir; ya am, sonsuz bir bekleyi , ideal olann devaml bir hayal krkl olarak hissedilir223

biimleri olarak

Buna ba l olarak, Lukacs, sanatsal biimi, toplumsal ieri in bir trevi olarak grmekte ve estetikte biim esinin, sanatsal retimdeki olanaksal roln ke fedememekte, bylelikle de biimin ba msz tarihsel geli imini kabul etmemektedir. Adornoya gre ise, sanat yaptnn retimi, znenin nesnel dnyay zmseyip iselle tirme derecesinde kavrayabilmesine; ancak bunu, estetik biimin kendi yasalarna uygun bir tarzda yapabilmesine ba ldr. Bu srelerden geerek retilmi sanat, sonrasnda gere e kar tlk konumu kazanmakta ve gere e ele tirel bir tutumla bakmaya ba lamaktadr.
zerklik, sanatn yrrlkten kaldrlamaz bir yndr. Sanata yeniden toplumsal bir rol vermekle, sanatn zndeki ku kular -bizzat sanatta ifadesini bulan ku kulardr bunlar- yat trmaya al mann hibir anlam yoktur. Bu tr abalar bo unadr.224
222 223

B.k.z., s. 34-38. Jameson, 2006, s. 175. 224 Adorno, 1984, s. 1.

92

Olumsuzlama ve ele tirel bak anlamnda, Adorno ve Brechtin yaknla tklar sylenebilir; ancak Brecht, tam da Adornonun zellikle uzak durdu u toplumsal ve siyasal pratik ba lamndan sanat ve sanatsal retimi ele almaktadr. Brecht iin sanat, biimsel yeniliklere do ru ilerlemedi i, yeni bak alar geli tirmedi i srece kamusal alanda da bir yenile me ve ilerleme sz konusu olamaz. Marksist bir yakla mla, retim yalnzca tketimin nesnesini de il ama ayn zamanda tketimin biimini de yaratmaktadr. Lukacs iin, Aristoteles ve onu izleyen gereki estetik d nce gelene inde oldu u gibi, sanat, bir eylemin taklit edilmesidir. Hegel etkisinde, nesnel idealist bir d nceyle olu turdu uRoman Kuram225nda Lukacs, mimesisin gereki tarzn diyalektikle tirir ve buna ba l olarak, z ve ya am arasndaki mimetik ili kinin, eski Yunann estetik biimlerinde temelleni ini-kkleni ini ve sonrasndaki geli imini ara trr. lerleyen yllarnda Lukacs, Roman Kuramn, devrimci bir sabrszl n yanl de erlendirmeleri olarak grse de, mimesise ve Yenia n romanna ili kin nemli betimlemelerde bulunmu tur. Sonraki ve daha Marksist diyebilece imiz eserlerinin merkezinde ise modern sanat ve do alcl ele tirisi yo unluk kazanm tr. Bu ele tirileri kavrayabilmek ve zellikle Brecht tart masnn yolunu aabilmek adna Lukacsn esteti e ili kin d ncelerini mimesis ve katharsis ba lamnda incelemek amlayc olacaktr.

225

Lukacs, Roman Kuram, Metis Yaynlar, eviren: Cem Soydemir, stanbul, 2003.

93

3.5. G.Lukacsn Esteti inde Btnlk Kavram Ba lamnda Mimesis ve Katharsis Kavramlarnn ncelenmesi

Lukacs, esteti e ili ki d ncelerini, bilindi i gibi Marksist bir izgide geli tirmeye al r. Mimesis ve katharsis d ncelerinin temelini de bu izgi do rultusunda insan etkinli i zerinden amlar.
Marksa gre, insan, genellikle bir eylem varl dr. nsann bu eylemlili i, bu etkinli i, i-tepisel-hayvansal bir etkinlik de ildir. nsan, nesneleri, gereksinmelerine gre, de i tirir, onlar kendine uydurur ve onlar retir. Bu, bir i , al ma ve eylem etkinli idir.226

nsann bir eylem varl olmas, onun toplumsall nn ve tarihselli inin kkenidir. Bu eylem sreci, en temelde insann gereksinimleri do rultusunda nesneyi de i tirme srecidir. Bylelikle insansal eylem, bir do a paras olarak belli bir nesneye ynelir, onu de i tir ve ona insansal bir nitelik sa lar. Bu yolla do a kategorilerinin d na kan nesne, insansaltoplumsal bir nitelik kazanr.
nsan eyleminde insan gereksinmeleri, insann insan olarak sahip oldu u yetiler, zeka, akl, duygu, alg,vb. ksacas, insann zne ait gler somutla r. Bu somutla ma iinde ortaya kan gereklik, artk bu glerin kar l olan do al nesneler olmayp, insansal bir de er ve nitelik kazanm olan bir gerekliktir.227

226 227

Tunal, Marksist Estetik, Altn Kitaplar Yaynevi, stanbul, 1993, s. 28. Tunal, a.g.e., s. 108.

94

3.5.1. Esteti in Temel Bir Olgusu Olarak al ma Kavramnn Lukacs Ba lamnda ncelenmesi Bu d nceleri temelinde Lukacs, Estetikin ilk cildinde mimesise ili kin d ncelerini, al ma kavram erevesinde geli tirmeye ba lamaktadr. Yansmaya ili kin olarak nesnelle tirmenin temelini, al ma zerinden kurar. al ma ile insan yalnz do al olanda bir biim de i ikli ine yol amaz, o do al olan ierisinde ayn zamanda, alma olu umunun sonunda a a kan ve bu olu umun ncesinde d nsel olarak var olan amacn gerekle tirir. al mada ortaya kan nesnelle tirme, yalnzca bu al mann rnnde de il, al mann olu umunda da belirginle mektedir. Ancak bu nesnelle menin yaps, sanat ve bilimce ortaya konan yanstmann ok daha yo un dura anl nn tersine, de i ebilir niteliktedir. Her bireysel al ma olu umunda, var olan geleneklerden ayrlmak, yeniyi denemek, ya da ko ullara gre onu de i tirerek eskiye dnmeye ili kin en azndan soyut bir olanak vardr. al mann gerek z, kendi kendine var olan varl ve olu u gzlemlemek, gerekelerine inmek ve ondan yararlanmaktr.
Daha ilk insann ara yapmad , ama yalnzca belirli biimlerde ta lar eline ald ve bunlar kullandktan sonra frlatp att dnemlerde bile insano lu, hangi ta larn sertlik, biim vb. asndan ne gibi eylemler iin elveri li oldu una ili kin bir takm gzlemler yapm olmaldr.228

Buradan u sonucu karmaktadr Lukacs: nsann, bu pek ok saydaki ta arasndan kendine uygun olan semesi. nsann kendisinden ba msz olarak var olan bir d dnyada,

eyleyebilmek, var olabilmek ve tehlikelerden korunabilmek adna, bu kendinden ba msz olan dnyann derinliklerine inmek ve gzlemler yaprak bu evreyi a ma zorunlulu unun bilincinde oldu unun bir gstergesidir. Tam da bu nedenledir ki, Lukacsa gre nesnelle tirmenin temeli, toplum ve birey aras byle bir ili kiye, varolabilme bilincine

228

Lukacs, Estetik 1, Payel Yaynlar, eviren: Ahmet Cemal, stanbul, 1999, s. 45.

95

yneliktir. Tm bu srecin sonucu olarak, insan asnda nem ta yan nokta, eyleri alglama yetene inin al ma deneyleri yoluyla nitel olarak de i mesi, geni lemesi, derinle mesidir. Lukacsn mimesise ili kin amlamalarnn temelinde al madan sz etmesi, Hegelin zellikle kle-efendi diyalekti ini betimlerken, zbilin kavramna dayal olarak, al ma zerine vurgulamalarn hatrlatr niteliktedir. Hegel bu ili kide al may, klenin, nesnenin zerkli i ile yz yze kalmas, onu de i tirip, dn me u ratmas ve o rnde kendini grmesi, bylelikle de rnyle birlikte evrilmesi sreci olarak geli tirmektedir. al mann insan insanla trmaya gtrmesi anlamndaki bu gr ilk kez Hegel tarafndan savunulmu ve estetik zerine d ncelerinde de etkisini gstermi tir: Sanatnn yetene i ve dehas kendi iinde do al bir eye sahip olsa bile, yine de bu e, znde, d nceyle, retim tarz zerine d nmle, ve retim prati i ve becerisiyle geli tirilmeye gerek duyar. Teknik beceri, esinlenmeyle elde edilmez, ama d nmle, abayla ve pratikle kazanlr. 229 Ancak Lukacsa gre bu gr Hegeldeki idealist snrlardan tr, soyut ve tinsel bir dzeyde kalarak verimli bir biimde sergilenememi tir. Bu ba lamda rne in Hegel, sanat ve sanatn kategorilerini, Tinin tarihsel serveninde, grn te var olan, nitel bir yenilik getirmeyecek bir devinim230, geli imini tamamlam bir evre olarak nitelemektedir. Lukacs ise al may ve buna ba l olarak esteti i, insan ve toplum aras ili kilere dayal tarihsel bir sre olarak de erlendirmektedir.
nsann edimlerinin do u u, e itilmesi ve geli mesi, ancak al mann geli mesi, evre zerinde egemenlik kurulmas ve insann de i ime u ramasyla kar lkl bir ili ki kuruldu u takdirde, byle bir ba lam iinde anla labilir.231

229 230

Hegel, 1994, s. 27. Lukacs, 1999, s.143. 231 Lukacs, ag.e., s. 147.

96

Lukacs, bu yndeki aklamalarn Marx temel alarak geli tirir. Buna gre, insann ba langta sanat duyusu ta d n savunan gr lere kar lk Marx, bu yeteneklerin ve bu duyarl n nesnelerinin tarihsel bir geli menin ak ierisinde olu tu unu gstermektedir.232
Burjuva tarihselcili i en ok insan anla nn (zekasnn) tarihsel bir geli imini tanr; Marks ise zellikle be duyumuzun geli mesinin, dnya tarihinin bu gne de in uzanan geli mesin in sonucu oldu unu nemle vurgular.233

Temel ya am belirtilerinin bu nesnel ve znel geli imi ise, al ma etkinli inin geli iminin bir rndr. Bylelikle Lukacs iin de sanatn olu um tarihi, be duyunun dnya tarihi

ierisindeki geli mesi erevesinde ele alnabilir ki, buna gre estetik ilkenin temeli, insanl n toplumsal-tarihsel geli mesinin bir sonucu olmaktadr. Bu ba lamdan, Lukacsn estetik d ncelerini betimlerken, ilkel toplumlardan ba layarak bir geli im izgisini izlemesi ile Marx ve Engelsin en ilkel toplumlara dair ilgileri arasnda bir benzerlik kurabiliriz.
Onlarn bu ilgilerinin nedeni, binyllardr snfl toplumlarda ya amaya al m insanlarn, bu ko ullanma d nda d nemez hale gelmelerinin etkilerine kar , insanl n bir zamanlar snfsz toplumda varolduklarnn kantlanmas, snf ayrmnn insanlkla birlikte ba layan ezeli bir kategori olmayp somut tarihi geli me iinde ortaya kan bir belirlenme oldu unu kantlamakt.234

Lukacs da, en insani olan al ma sreci erevesinde, ilkel toplumlardaki ihtiyalara ynelik eylemsellikten, estetik olana ynelik bir tarihsel geli imi i lemeye al r. Aristoteles ve Platon sonrasnda, varlk kar snda bilincin nceli ini, yani varl n bilin tarafndan retildi ini kantlamak adna, zellikle Berkeley, Hume, Kant ve Husserlde grd mz gibi yanstma esi yadsnm tr. Bylelikle modern idealizmde dogmatik bir gizemlilik, yaln aklc aklamaya ye tutulmu tur. Bunun bir sonucu olarak da, rne in insanlarn ve hayvanlarn oyunlarn irdeleyen modern kuramlar en nemli noktada taklm lardr.
232 233

Marksist D nce Szl , Sanat, leti im Yaynlar, stanbul, 2005. Lukacs, 1999, s. 149. 234 Belge, Marksist Estetik, Christopher Caudwell zerine Bir nceleme, Birikim Yaynlar, stanbul, 1997, s. 128.

97

Lukacsa gre bu sorunun temelinde insan ve hayvan arasndaki ayrmlarn ara trlmasnda, al mann gz nnde tutulmamas yer almaktadr. al mann

byk nemi, temelini insanl n geli mesinde bulmaktadr. En geli mi hayvanlarn ya am biimlerinin bile e ilim asndan dura an nitelikte olmasna kar n, insano lunun durmakszn de i en konumlara uymas zorunlulu u nemli bir vurgu noktasdr.

3.5.2. Mimesis Lukacs iin estetik yanstmann-mimesisin nesnesi, toplum ile do a arasndaki metabolizmann yanstlmasdr. Buna gre, gerekli in sanat yoluyla yeniden yaratlmas, genellikle ve de o unlukla belli bir toplumun belli bir zaman paras ierisindeki retim ili kilerini, insanlar arasnda var olan ve kayna n da bu retim ko ullarnda bulan ba ntlar sergiler. Bu metabolizma, tek tek bireyin insan tr ile ve bu trn geli mesiyle ba ntsn iermektedir. Nesnel adan, gerekli in olgularnn yanstlmasnn, ya amn korunmas iin kesinlikle zorunlu olmasn Lukacs, zellikle ilkel dnemdeki bysel inanlardan yola karak amlamaktadr. znel adan, nesnel gereklik kar snda, denenmi olan tepki biimlerinin yanslanmas, canllarn varlklarn srdrme sava nda becerilerini

geli tirmelerini, saptamalarn ve belli ko ullar altnda daha st dzeylere karmalarn sa lar. Bu anlamda, gerekli in, en azndan kaba izgileriyle, yakla k nitelikte bilince uygun kavranmas, insann varolu unun en ilkel evresinde de gerekle mi olmaldr. Yoksa bu canllar varlklarn ne koruyabilir, ne de geli tirebilirlerdi. Bu ba lamda Lukacs, estetik biimlemeyi bir zbilin tanmlamas erevesinde geli tirir. zbilinlilik, bir yandan insann somut evresi ierisinde kendinden emin olarak

98

ayakta durabilmesini, te yandan da bir bilincin (ve bilincin temeli olan varl n), kendine ynelik z tinsel gcyle aydnlanmasn dile getirir.235

zbilincin nesnesi, insann somut evresi, toplum ierisindeki insan, do a ile toplum arasnda hi ku kusuz retim ili kilerinin aracl yla gerekle tirilen metabolizmadr; ama bunlarn hepsi gnlk insann bak asndan ya anr. Ba ka bir deyi le, her sanatsal eylemin ardnda u soru gizlidir: Bu dnya ne lde gerekten insann olan bir dnyadr ve insano lu bu dnyay ne lde insanl na yara an bir dnya olarak onaylayabilir? Gnlk ya amda istekler ve bu isteklerin gerekle tirilmesi, o srada sz konusu olan birey zerinde odaklanm tr. Ba ka deyi le bu istekler bir yandan o bireyin gerek ve tikel bireysel varolu unda do ar, te yandan da somut-ki isel isteklerin, gerek ve edimsel kar lanmas ere ine yneliktir. Sanatsal biimleme de, ilk olarak bu ortamda do ar. By dnemindeki insanlarn sslenmesi, ilkel dans ve arklar, temelini, toplumsal ya da somut bir insann ki isel iste inde bulmaktadr. Ayn ekilde, byye ba l dinsel yakla mdaki gerek ya da d sel gerekle tirme, bireyin somut bir toplumun yesi olarak, iste ine dayanmaktadr. Bylelikle Lukacs, yanstlan gerekli in seimindeki znel zyapy serimlemeye al maktadr. Varolu un ilkel evresinde, canllarn varlklarn koruyabilmeleri ve geli ebilmeleri, yakla k bir nitelikte de olsa, gerekli i, bilince uygun kavramaktan gemektedir. nsann seiminin temelinde, insann ya amndaki ilgi alanlar ve yarar ilkesi bulunmaktadr ki bu, insann znel amacnn gerekle mesine yneliktir. Bunlar, d nmenin, deneyler toplamnn, ko ullu tepkelerinin saptanmasnn vb. sonular olarak belirginle ir. Szn etti imiz seim, en azndan nemli olann belli noktalarna de inmezse, insann znel amacnn gerekle mesi olasl tmyle ortadan kalkar. Bu durumda insan ya ba arszl a u rayacak, ya da nesnel gerekli e daha uygun bir seim yapmak zorunda kalacaktr.

235

Lukacs, 1999, s. 156.

99

doyuma do ru ilerleyen eksik bir eydir. Bu anlamda, ieri in ba langta znel, tamamen isel bir ey oldu unu, onun kar snda ise nesnel olann durdu unu syleyebiliriz. Bu, znel olann nesnelle tirilmesi talebine yol aar.236

Lukacs bu durumu estetik alanndaki seime do ru geni letir. Sorun, soyut olan evrenselibtn, somut olarak anlatabilmek sorunudur. a da Gerekili in Anlam237 adl eserinde Lukacs, sanata dair bu seimi,

perspektif kavram ile tanmlamaktadr. Nesnel bakmdan perspektif belli bir tarihsel geli imdeki ana akmlara i aret eder. znel bakmdan, bu akmlarn varl n ve mahiyetini kavramak demektir. 238 Buna gre perspektif, sanat eserinin ynn ve zn belirlemekte, anlatm belli bir dzene sokmaktadr ve bylelikle de nemli ile nemsizin ayrm yaplm olmaktadr.
Ki ilerin geli me do rultusunu da, yalnz geli mede nemli olan zelliklerin betimlenmesini sa layarak, perspektif duygusu sergiler. Perspektif Molierede ya da Yunanllarda oldu u gibi, ne lde ak seik olursa, yaplan seme de o lde tutumlu ve arpc olur.239

Bu seimi Murat Belge, ayklama-soyma analojisi240 olarak betimlemektedir. Bu betimlemesinin temelinde ise, Descartesn bu dnyay bilemeye ili kin yakla m ile, Lukacsnki arasnda bir ba lant kurarak gerekle tirir. Buna gre Descates, rne in bir balmumunun stld nda, ikincil nitelikleri de i se de, balmumunu balmumu yapan bir znn oldu unu ve insann zihninin de bu ze eri ti inde, balmumunun bilgisine eri ebilece ini dile getirmektedir. Belge, bu rnek zerinden Lukacsn sanat anlay na geer. Lukacsa gre simetrik bir tarihi geli menin evreleri olarak dnemlerin bir z vardr. Sanatnn bu dnemin zne eri ebilmesi iin de fazlalklar ayklamas gerekir.
Sanat nemli olan tutmak, nemsizi atmaktr kendi ba na alnd nda olduka soyut bir tanmdr bu. Bu tanm daha olumlu bir amala kullanmak istiyorsak, sanatnn seimine yn veren znel ilke konusunu daha iyi aydnlatmamz, belli bir
236 237

Hegel, 1994, s. 96. Lukacs, a da Gerekili in Anlam, eviren: Cevat apan, Payel Yaynlar, stanbul, 2000. 238 Moran, Edebiyat Kuramlar Ve Ele tiri, leti im Yaynlar, stanbul, 1999, s. 58. 239 Moran, a.g.e., s. 38. 240 Belge, 1997, s. 251-252-253.

100

sanatnn seti i verilerle sanatsal nesnellik arasndaki yaknl ve uzakl ara trmamz gerekir. Bunlardan ikincisi birincisinin dolaysz bir sonucu de ildir; sanatnn seimine yn veren itenlik derecesi, yo unluk ve alglama gc hibir zaman bir nesnellik gvencesi ya da ls de ildir. Ne var ki; bu iki ilke arasnda kanlmaz bir kar tlk grmek de yanl tr. Elbette znel amala nesnel sonu arasnda bir ayrlk vardr. Fakat beklenmedik ve akld bir ey, iki metafizik varlk arasndaki bir ayrlk de ildir. Bu daha ok, yaratc znelli i geli tiren, bu znelli in gnn dnyasyla kar la masn-ya da o dnya ile uzla masn dile getiren diyalektik srecin bir zelli idir. 241

Ayklamaya ynelin bu estetik giri im, Hegelde de karakteristik olarak tanmlanmaktadr. Karakteristik; zgl bir duygu, durum, olay, eylem, birey olarak bir ierik ve bu ieri in sunulma tarz ve biimini ierir.
Dramatik bir eserde ieri i olu turan bir eylem bulunmaktadr; dram bu eylemin nasl olup bitti ini gstermelidir. nsanlar konu maya katlrlar, yemek yerler, uyurlar vb. Ancak btn bunlarn arasnda, asl ierik olan zgl eylemle dolaymsz biimde ba lants olmayan her ey d ta braklmaldr, yle ki o ierikte hibir ey anlamsz kalmasn. Karakteristik ilkesine gre, grn e ve znde tek ba na bu ieri in ifadesine ait olan ey d nda sanat eserine hibir ey girmemelidir. Hibir ey yararsz ve gereksiz olmamaldr. 242

Sonralar da sk sk de inece imiz gibi, Lukacs, natralist (do alc) yakla m bu ayklamay yapmayp, eserlerini y nla ayrntya bo duklarndan ele tirmekte, bu nedenle de eserlerinde evrensel olann a a kamad n vurgulamaktadr.
sanatnn yapmas gereken, fenomenleri a arak z yakalamaktr. Bunu somut evrensel olan tipi yaratarak gerekle tirir. 243

Lukacsn bu d nceleri do rultusunda, tip olarak niteledi i, evrensel olan yanstan somutluktur. Ki inin tipikli i, ki inin bu belirgin yannn, toplumda mevcut nesnel glerce belirlenmi li idir. Toplumdaki de i ik dzeyler ve yaplar birer ayna gibi birbirlerini ve dnemin toplumsal zn yansttklar iin, sanatnn yapmas gereken ey de, btn bu yansmalar

241

Lukacs, 1999, s. 176, 5 numaral dipnotundan alnt, Lukacs, a da Gerekili in Anlam, eviren: Cevat apan, Payel Yaynlar, stanbul, 1975, s. 60. 242 Hegel, 1994, s. 18. 243 Belge, a.g.e., s. 253.

101

yeniden kendisinde yanstabilecek tipi bulmaktr. Lukacs burada yaplan tip kategorisi yoluyla tarihi, bireyde ikin klmakta, yani karakter ve olaylardaki tmel ile tikel olan birbirine ba lamaya al maktadr.
244

Tipik olan kavrayabilen yazar, kendi ideolojisi ne

olursa olsun gereki demektir, nk de i menin dinami ini sa layan tarihi gleri sezmi ve anlam tr.245 Esteti i, gerekli in zn yanstmaya ynelik bir somutla trma olarak gren Lukacs iin byle bir sanat, yzeyde olan de il, belli bir dnemde, o yzeyin altndaki tarihi anlamn zn, somut ki i ve olaylarla ortaya serebilecek olan ki idir.
Karaktere canl ilgiyi veren yanlca bu tr ok-yanllktr. Ayn zamanda bu tamlk, tek bir ki ide yo unla m olarak grnmek zorundadr karakter, insan yre inin en de i ken elerine girmeli, bu eler ierisinde olmal, kendisini eksiksiz bir biimde bunlarla doldurmal ve de ayn zamanda bunlarn ierisinde durup kalmamal; ama daha ziyade karakterin bu ilgilerinin, amalarnn, niteliklerinin, zelliklerinin bu btnl ierisinde kendinde bir araya toplanm ve bir arada tutulmu olan znelli i korumaldr.246

Lukacsa gre, grng ve z ayn lde nesnel gerekli in etkenlerini olu turmaktadr. Buna gre Lukacs, hem duyusal grnglerde bir gereklik gren empirist ve pozitivist yakla mn, hem de zde grnglerden ayr metafizik bir varlk gren idealizmin yanl yola sapm olduklarn belirtir. D ncelerinde a rtc olmayan bir biimde ska Hegelyen etkiyi grd mz Lukacs247, grng ve z aras diyalektik ili kiyi amlamada da Hegeli rnek gstermektedir. Hegele gre248, grng ve z, nesnel gerekli in birbirine diyalektik olarak sk biimde ba l etkenleridir. Sanat eserinde grn -biim; zn, yani tinin a a kmasdr. Bu grn e kma, z somut olarak mevcut klmaktr. Bylelikle sanat eserinin dolayszca sundu u ey, bize, bu dolayszl n tesindeki bir anlam-ieri i i aret etmektedir.

Bozkurt, Sanat ve Estetik Kuramlar, Asa Yaynlar, Bursa, 2004, s. 254 Moran, 1999, s. 56. 246 Hegel, 1994, s. 237. 247 Rieser, The Aesthetic Theory Of Social Realism, Published by: Blackwell Publishing on behalf of The American Society for Aesthetics, The Journal of Aestetics and Art Criticism, pp. 237-24. 248 Hegel, a.g.e. .
245

244

102

Bylelikle sanat, ierisinde duyusal olan ile tinsel olann (hakikatin) bir zde li e, ideale do ru ilerledi i bir btndr.
Sanat, kendi kendisini ifade eden bir etkinlik olarak, ierisinde ideann duyusal ekle ikin hale geldi i ideal bir btn olur. Sanat eserinde, duyusal ekil ile idea, idealde ba da maya do ru yol alr. Ba langtaki ayrm a lr, tinsel ierik ile duyusal ekil, sanatsal btnlk ierisinde birbirlerinden yaltlamaz bir hale gelirler.249

Lukacs iin, Hegelin de de indi i gibi, varlk, ze do ru bir devinim niteli indedir. Burada Lukacs, ayn zamanda al madaki dinamikli i de temele alarak, yansmann dinamik bir srece ili kin oldu unu nitelemekte ve yanstmann srf bir kopya olma teorisini ele tirmektedir.
Gzn a tabakasnda gerekli in fotokopi benzeri grntleri saptanabilir; ama gnlk insann kar mza kan ve btnsel gerekli e ait paralar kar snda tepki gsterdi i en yaln ve ilkel gnlk ya amda bile, alglanan gereklik kopyalar gerekte fotokopi de ildir.250

nsan iin, dnyann bu fotokopi hali, ancak foto rafn bulunmas ve foto raf tekni inin geli mesiyle ortaya km tr ki bu evre, insanbiimcilikten olduka uzak bir evredir. Oysa Lukacs, yanstma kuramnda, insan ve toplum arasndaki dinamik bir metabolizmaya i aret etmekte, belli bir anlatm, insanlarn birlikte ya amasna dair bir anlam, belirli bir seimi, yani insanbiimle tirmeyi vurgulamaktadr. Lukacs daha ilkel ve bysel zamana ait sava , hasat gibi olaylarn, yknme yolu ile canlandrlmasndaki sentezini, gereklik ierisinde da nk bir halde bulunan etkenlerin bir araya toplanmasn, varlmak istenen amacn znn aka vurgulanmasn, rastlantlarn ayklanmasn, bylesi bir btn olu turan paralarn mekanik birer fotokopi olmadklarna dair rneklendirmektedir. Tersi bir durumda, bylesi bir btnn olu turulabilmesi yksek bir abay gerektirece i gibi, bu tr bir sentezin yaplmad mekanik bir btnlk, insan iin anla lmaz bir nitelik ta yacaktr. Bylelikle de bu tr olu umlarn, gnlk ya am ierisinde

249 250

Hegel, a.g.e., s. 41. Lukacs, a.g.e., s. 182.

103

erken dnemde belirmesi ve bunlarn, derin, uyandrc etkisi, belirli bir arndrmay gerekli klmaktadr. Bu anlamda bir takm bysel etkiler yaratmay amalayan yknmelerle, gerekli in yknmeci-sanatsal biimleri uzun sre ayn yolu izlemi lerdir Burada bir kez daha, Lukacsn do alc yakla m ele tirisiyle kar la rz. Buna gre do alclk, bu z ve grng kar tl n silme e ilimindedir. Ancak ya amn dolaysz yzeyine yakla myla ve ze ynelik tm yanstma kategorilerinden ayrlma abasna kar lk do alclk da, nesnel gerekli in fotokopisi niteli indeki yanstmay gerekle tiremez Lukacsa gre.
Btnn yaps da, her sanat yapt gibi seim ilkesine, baz eyleri karp atma, vurgulama vb. gibi ilkelere dayanr- bu ilkeler her zamanki kadar ince elenip sk dokunmakszn uygulanabilir; ama bunun yan sra tek ba na her ayr etkende foto rafla yanstmay a an bir biim de i ikli ini saptayabilme olana vardr.251

Bu ba lamda, estetik yanstma, dolaysz var olan gerekli in salt bir yanstlmas de ildir. Ayn ekilde estetik yanstma eylemi, yalnzca grnglerin ierdi i nemli eleri semez, estetik biimde yanstlan nesne kar snda olumlu ya da olumsuz bir tutum al sz

konusudur. Burada gerekli in nesnel biimde yeniden yaratlmasna znel bir mdahale grmek yanl olacaktr. Yalnzca estetik alannda temel nesne (do a ile metabolizma ili kisi ierisindeki toplum), zbilinci i leyen bir zne ile ba nt kurarak, yeniden yaratma ile tutum almann, nesnellikle yan tutmann e zamanll n ierir.1 Bu iki etkenin e zamanll her sanat yaptnn tarihselli ini olu turmaktadr. Sanat, tm evrelerinde toplumsal bir grngdr. Bir kez daha yinelemek gerekirse, sanatn nesnesi, insanlarn toplumsal varolu larnn temelidir. Ba ka bir deyi le, do a ile metabolizma ierisindeki toplumdur. Bu toplum, do al olarak retim ili kileriyle, insanlar arasnda retim ili kilerinin yn verdi i ili kilerle belirlenir. Bu tr toplumsal-genel nitelikte bir nesnenin, salt tikellikte direnen bir znellik tarafndan uygun biimde yanstlmas olas

251

Lukacs, a.g.e., s. 184 .

104

de ildir. Bylelikle yanstma, yaln alglamalarn dolayszl nn tesine geerek, grng ve z diyalekti ini (bu arada ba ka diyalektik eli kileri), bunlarn nesnel adan gerek ba lamlarn, d dnyann yalnzca edilgin nitelikte alnmasyla elde edilebilecek olandan ok daha iyi belirtebilmekte, bunlara ok daha ileri lde yakla abilmektedir. nsann geli mesi ancak uygulamayla, al mayla sa lanabilir. Bunlarn gerekle mesi de yine gerekli in daha do ru ve daha zengin biimde yanstlmasna ba ldr.252 Sanatla by arasndaki ili kiye de estetik al malarnda geni bir yer ayran Lukacs iin, bu ikisi arasndaki temel ortak ilke, her ikisinin de insanbiimci bir zyap ta masdr. Ancak din ve by ile estetik yanstma arasndaki kar tlk, kendisini gerekli e dair kurgulamalarda gstermektedir. Buna gre, gerekli in yanstlan kopyasn yanstma olarak kavramak, esteti in zndedir. Oysa gerek by, gerekse din, yanstmalarn dizgesine bir gereklik, nesnel bir gereklik tanr ve bu gerekli e inanlmasn ister. Estetik yanstma, bir sanat yapt olarak belirginle irken, bysel ya da dinsel nitelikte her trl yanstma ile a kn bir gereklik arasnda ba lant kurulmaktadr. Bu ba lamda, estetik yanstmann temel yn, bu dnyaya dnkl nde kendini gstermektedir. Her bysel ya da dinsel olu umun bir teki dnya ile a kn bir gereklikle ba lantl olmasna kar n, her gerek sanat yaptnda ortak olan bu ieriktir.
nk gerekli in sanat asndan asla ba l kopyas, gerekli i yanstma asndan derine giden bir kavray , ancak bundan sonra gerekle tirilebilir; yine ancak bundan sonradr ki, yanstma ayn zamanda ierik asndan sonsuz, estetik adan ise kesin snrlar ierisinde kalmak zere bir sanat yaptna dn ebilir.253

Bu dnyaya dnkl n dolaysz anlam, yknmeci olu umun, canlandrlann uyarc etkisinin, yalnzca insann zerinde gerekle tirilecek uyandrc etkiyle, amacna tmyle ula acak olmasdr. Oysa bu dnyann tesine dnklkte, gerek dinleyici ve izleyicilerin etkilenmesi, bu erek asndan bakld nda, ikinci derecede nem ta r. Gelecekteki bir

252

Kiralyfalvi, Lukacss Views on Artistic Freedom, Published by: The Mit Press, Leonardo, no.2, pp 124-126, 1983, 10/11/2010. 253 Lukacs, a.g.e., s. 202.

105

eylemi elveri li ynde etkileyebilmek iin, ilkel a larda sava a, av vb. dans yoluyla yknlmesi buna bir rnektir.
Uyandrc ynelim, do al olarak, salt kendili inden etkinin yaratlabilmesi iin, yeniyi almaya gerek biimsel, gerekse ieriksel bakmdan hazrdr; buna kar lk a knl a ynelik ynelim, yanstmann ve betimlemenin geleneklerin do rultusunda kutsal dzeye karlm ierik ve biimlerini olabildi ince de i tirmeksizin korumak zorundadr, nk a kn gler zerinde etkin olunabilmesi, belli ieriklere ve her eyden nce ya amn yanstlmasnn ve betimlenmesinin belli biimler ierisinde gerekle tirilmesine ba l klnm tr.254

Mimesisin temeli olarak, yknmeci olu umun bir di er nemli zelli i, yo unla trmadr. En eski yknmeci olu umlarda bile, belirli olaylarn ya amda ba arya ula mas amacnda, bu belirli olaylarn canlandrlmas sz konusudur. Bu durumda, gerekte uzun bir sreci kapsayabilecek olan bir olayn, tek bir yere ve ksa bir zamana indirgenmesi sz konusu olacaktr. nsann toplumsal z ile yanstlmas olgusu, henz ilkel toplumlarda

gzlemlenmemektedir. Bireysel nitelikler, toplum iin yararl ya da zararl olmalar asndan ele alnmakta, ancak bu zelliklerin, insanlar arasndaki ili kileri nasl etkiledi inin, kamu yarar ile bir ili kisi kurulmamaktadr. Lukacs, gerek ya amda, gerekse ya amn yanstlmasnda bireysel bir karakter biimlemesine ili kin gereksinimin ilk kez, temelini bireylerle toplum arasndaki ili kilerde bulan eki melerle birlikte ortaya kt n, ba ka deyi le ok daha ge bir evrede, ilk komnizm dzeninin zlmesinden sonra kendini gsterdi ini belirtir.255 Ayn biimde, temelini bysel mimesiste bulan, ya am olaylarnn yanstlmasndaki yo unla trma, byle bir srecin ardndan, bu tr olaylarn ve tepkilerin, insanlarn tam alglayabilecekleri ya am blmleri gz nne alnarak seilmesi ve bekle tirilmesi ile gerekle tirilmi olacaktr. Bu yo unla trmada, grnglerin z, gnlk ya amn olaylarnn ak nda oldu undan daha yo un bir biimde a a kar. Bu nedenle de, grng ve z diyalekti i,
254 255

Lukacs, a.g.e., s. 218 . Kiralyfalvi, Lukacss Views on Artistic Freedom, The Mit Press, 1983, 10/11/2010.

106

gnlk ya ama zg biimini korumakla birlikte, daha kesin bir biimde grlr. Bysel amaca varmada, ksaltlm ve z gl bir biimde vurgulamaya ynelik olarak, nemli etkenleri sergileme yolunda yo unla trma ilkesi, sonrasnda ba mszla an sanatta olay rgs i levini grr. Aristoteles Poetikadan alntlarla aklad mz biimde olay rgsn, olaylarn do ru bir biimde dzenlenmesi ve bir araya getirilmesi olarak grmektedir; ancak Lukacs iin olay rgs, olaylarn yalnzca bir araya getirilmesinin ok tesindedir. Yo unla ma ve belirli bir erek ekseninde, seime ba l bir olu umdur.
zellikle bysel amalar, paralarn belli bir ere e ynelik erekbilimsel dzenlenmesini ngrr; bylece yalnzca belli snrlar ierisinde birbirini izleme birbirinden do maya, nedensel bir ba lantya dn mekle kalmaz, ama belli yo unla trmalar, duraklamalar, gerilemeler, vb. varlmak istenen erek anlamnda eklenir ve birbirinden geli ir.256

Ayn

ekilde

Lukacs

bu

yo unla trmay,

katharsis

anlay n

geli tirirken

de

vurgulamaktadr. Her estetik katharsis, zgn biimlerini ya amn kendisinde bulabilen sarsntlarn, bilinli olarak yaratlan, yo unla trlm yansmasdr. Ya amda bu sarsntlar do al olarak eylemlerin ve olaylarn ak ierisinde kendili inden ortaya kar. Bu nedenle, sanatn yol at ve katharsisten kaynaklanan bunalmn, almlaycda bu tr ya am konumlarnn ba lca izgilerini yanstt grlmektedir. Lukacs iin estetik almlama ile etkinin sonras arasndaki ba nt, zellikle katharsis etkisini anlamada nemli, ancak zerinde durulmayan noktadr. Estetik ya ant ile bu ya antnn gnlk ya amdaki sonras arasndaki ba ntnn n yarglardan uzak bir biimde amlanmas nem ta maktadr. Sanatn btn sorunlarn toplumsal sorunlar, ya da toplumsal e itimin sorunlar sayan Antika esteti i, bu sorunu ok ak bir biimde grm tr. a da estetik ise, birka istisna d nda, Antika kar snda bir gerilemeyi temsil eder niteliktedir. Bu geri kal n temelinde, estetik etkinin gerekle me srecinin bir yana braklmasnn yannda, sanatsal etkinin gerekle me biiminin toplumsal

256

Lukacs , a.g.e., s. 213.

107

neminin dolaysz olarak ele alnmas, sanatn varlk nedeninin somut toplumsal grevlerin gerekle tirilmesini kolayla tran bir ara olarak grlmesi yatmaktadr. Buna kar n

Antika esteti i, estetik ya antlarn insanlar geni lde etkileyen, kimi ko ullar altnda da onu de i ime u ratan gcn onaylam ve bununla birlikte toplumsal i levi somut ere e hizmet eden bir edim olarak da grmemi tir. Bu estetik anlay , belli sanatlarn belli bir yndeki uygulamasn, insan ya amna, buna ba l olarak da toplumsal ya ama yn veren gler arasnda grmektedir.
Sanat insanlar, belli insan tiplerinin geli mesini de nleyici ynde etkilemek iin elveri li bir aratr. Bu nedenle Aristoteles, mzi in salt duyusal haz veren etkisini, bununla hi ku kusuz derinden ba l olan, ahlaki etkiden, ba ka deyi le ruh ve karakter zerinde ekin olan etkiden ayrr. 257

Bu aklamalar, sonrasnda, belirli bir btnselli i ve z koruma ynndeki e ilimleriyle , Lukacs ve byle bir anlay na sahip olmayan Brecht arasndaki tart mann temelini anlamamzda zellikle vurgu noktalarndan biri olacaktr. Tart mann temel argmanlarna gemeden nce, gerekli in btnselli i kavramndan yola kan, gerekli in ancak bu btnlk ierisinde betimlenmesi gereklili i zerinde duran Lukacs, bu btnl n ancak paralanarak anla labilece i yolundaki gr leriyle Brechti de biimcilikle itham etti i yeniliki ama dekadan- servene dahil etmektedir.
z, orada durdu una, gerekte tek oldu una gre, zn giysisi olan biim de nceden verili bulunmaktadr. Gerekli in paralanmasyla sonulanan biimsel giri imler, i te bu yzden ele tirilmektedir.258

Lukacs, katharsisi, mimesisi amlarken serilmemeye al t mz estetik yakla mna paralel bir izgide, ierik-biim btnl temelinde ele almaktadr. Katharsis, hem belli bir yaptn sanatsal yetkinli inin nemli bir ltdr, hem de sanatn nemli olan toplumsal i levi asndan, ba ka deyi le, gnlk insann insan olarak kendini tmyle bir sanat yaptnn etkisine amasndan ve katharsisten kaynaklanan sarsnty ya amasndan sonra, ya ama dn asndan belirleyici bir ilke niteli indedir. Buna gre, sanat eserlerinde
257 258

Lukacs, 2001, s. 18. Oktay, Toplumcu Gerekili in Kaynaklar, Everest Yaynlar, stanbul, 2003, s. 115.

108

almlayc, kendisi iin yeni olan bir dnyaya gtrlmektedir. Bu dnya, artk ok ksa bir sre ierisinde yabanclk ekmeyece i bir dnyadr ki, yaptn dnya ile olan bu yaknlk olu turulmad nda, gerek bir estetik etkinin olu abilmesi mmkn olmayacaktr. Bu dnyann -ya antnn- estetik dzeye eri ebilmesi, ancak ieri in sanat yaptnn biimlerince uyandrlmasna ba ldr.
Duygu yk ne denli a r basarsa bassn, bir ieri in salt iletilmesi olgusu, biimin arac ve uyandrc i levi grmedi i srece salt bir ya am ieri i olarak kalr; bu ierik, hi ku kusuz ya amda oldu u gibi burada da e itli duygular, co kular, d nceler vb. uyandrabilir; gelgelelim btn bunlar, estetik asndan zgl nitelik ta yan ift yapllk niteli inden yoksundur.259

Lukacs iin bu nitelik, gereklikten tamamen kopmakszn gndelik ya ant dzeyinden kmay dile getirir ki bu, almlayc ile gerekli in z arasndaki kar la madr. Bu z artk, dolaysz ya amn kendisi de il, sanatsal yanstlmasdr. Burada da temel sorun, gnlk insann nesnelle meye ynelik insana (bir ba da k ortamn tmelli ine ynelik insana)260 dn mesidir. Buna gre, ya amn dolaysz ba lamndan grece uzakla an insan, dnyay btnsellik erevesinde yanstan somut ve ya ama ili kin bir bak asndan gzlemlemesine kendini tmyle ama geici olarak vermeyi amalar. Bu ili kiyi Lukacs Hegel esteti inin etkisinde d la ma ve d la mann geri alnmas olarak incelemektedir. Bu nedenle burada yeni bir ba lk altnda bu amlamasn incelememiz, alcnn estetik ya antsn ve bu ya antnn ondaki etkilerini anlamamzda yardmc olacaktr.

259 260

Lukacs, 2001, s. 11-12. Lukacs, a.g.e., s. 13.

109

3.5.3. D la ma ve D la mann Geri Alnmas Olarak selle tirme Ba lamnda Sanatn levi Lukacsn estetik d ncelerini betimlerken, ba ndan beri merkezi olan durum, insann dolaysz olarak bir do a rn olmas, do al bir varlk olmasdr. Bu ba lamda bir insan, ksmen do al glerle, ya am gleriyle donatlm , eylemde bulunan bir do al varlktr. Bu gler, insann iinde yetenekler ve igdler olarak varl n srdr. Bu igdlerinin nesneleri insann d ndadr, ancak bu nesneler onun gereksinimlerinin nesneleridir. Bylelikle, insann bedensel ve do al glerin ta ycs, gerek, nesnel bir varlk olmas, onun, ya amn ancak gerek, duyularla alglanabilen nesnelerde d la trabilece i sonucunu do urmaktadr. Lukacsn estetik alanda, btnl e ili kin d la ma ve d la mann geri alnmasna ynelik belirlemelerinin temelinde Hegelin esteti e ili kin d ncelerinin etkisinin yer ald n belirtmi tik. Buna gre, Hegel iin, do ada gzel olann eksikli i, tinin etkinli inde, bir duyu nesnesinde tin olarak kendisini gstermesinde yatmaktadr. Bylelikle tin, sanat eserinde kendisiyle kar la r, kendi rnnde- etkinli inde kendisini tanr. Tin kendisini sanatta duyusal, dinde imgesel, felsefede kavramsal olarak sunar. Bu srete yalnzca sanat, duyusal varolu u ile ideay bizlere sunabilmektedir.
Sanatn kendisinden kt tmel ve mutlak gereksinim, kkenini, insann d nen bir bilin olmasnda, yani, kendisinin ve ba ka her eyin ne oldu unu kendisinden karmasnda ve kendisinin nne koymasnda bulur. Do adaki eyler dolaymsz ve tektirler, oysa insan, tin olarak, kendisini ikiye o altr. O, do adaki eyler nasla yle vardr, ama tam da ayn lde kendisi iin vardr; o, kendisini grr, kendisine kendisini tasarmlar, d nr ve yalnzca kendisini kendi nne bu etkin biimde koyu u yznden tindir.261

nsan, d nen bir varlk olarak d nesneleri dn trerek ve bu nesnelerde kendisini tanyarak, sanat yoluyla kendisini bu edimsellikte, bu d la trmada tanr. Bylelikle tin, sanat
261

Hegel, 1994, s. 31.

110

sayesinde, sonlu ve sonsuz, duyusal ve duyust, ideal ve gereklik gibi eli en ynlerini bir btnlk haline getirir, kendi kar tnda maddede kendini a a vurur, kendisini sanat rnlerinde tanr. Lukacs, bu d la trma ili kisini de yine Marksist bir tutumla dn trr. dealist anlay n, do ay bilincin bir rn saymasna kar n, do a, bilincin d nda, bilinten ba msz olarak var olanlarn tmdr. Bu tanmlama do rultusunda do a, bilincin kar snda yer almaktadr. Bylelikle nesne Hegelin d nce-varlk zde li i temellendirmesi kar snda, insan bilincinden ba msz olarak znenin kar snda yer alan, znenin bilme abasnn konusu olan eydir. nsan bu nesneye ili kin bilgi edinme yolunda hem nesneyi hem de kendisini de i ime u ratr. nsano lunun kendini gerek trsel bir varlk olarak, ba ka deyi le insan olarak grerek devinmesi, ancak trsel glerinin tmn ortaya koymasyla yani eylemlili iyle, tarihsel bir geli imin sonucu olarak olanakldr.
nsano lu ancak nesnel dnyay i lemesiyle gerek anlamda trsel varl n ortaya koymu olur. retim, insano lunun dzenli al mayla belirlenen trsel ya amdr. Bu retim sonucunda do a, insano lunun rn ve gerekli i olarak belirir. Bundan tr al mann ve eme in ere i ve sonucu, insano lunun trsel ya amnn nesnelle mesidir. Bu nesnelle me insann kendisine bilin dzeyinde oldu u gibi yalnzca d nsel olarak de il, ama dzenli al arak bir ifte varl a kavu tuktan sonra kendi eme inin rn olan bir dnya asndan bakmasyla gerekle ir.262

Lukacsn bu belirlemesi, Marxn, Hegelin yabancla ma ile nesnelli i zde tutmasna bir kar k dr. Yabancla ma bu ili ki ile yaln bir zde lik ierisinde olmaktan uzaktr. Marx, insann yaratcl n yalnzca d nmede bulan Hegelin tersine, nesnelle me ve yabancla ma kavramlarn anlamda saymaz. Marx263a gre nesnelle me, insann yaratc gcnn rne dn mesidir. Bu yolla insan dnyay yeniden yaratr ve do al dnyann yerine kendi eme inin rn bir dnya koyar. Nesnelle tirdi ini kullanm alanna geirerek kendi emek

262 263

Lukacs, Estetik 2, eviren: Ahmet Cemal, Payel Yaynlar, stanbul, 1992, s. 107, Markstan alnt olarak. Lefebvre, Marxn Sosyolojisi, Sorun Yaynlar, stanbul, 1996.

111

gcne katar ve ondan daha stn dzeyde bir nesnelle tirmeyi gerekle tirmek iin yararlanr. Her estetik nesne, bir lde znel varlktan ba mszdr. Ancak nesne byle kavrand nda ortada estetik de il, ama yalnzca zdeksel olarak var olan bir ey vardr. Nesnenin estetik yn geerlilik kazanr kazanmaz buna uyan zne de kendili inden varolur. nk nesnenin bu kendine zg yaps, nesnel gerekli in yanstlmasnn zel bir biimi olan mimesis aracl yla, alc znede belli ya antlar uyandrmasnda belirginle ir. Lukacs264a gre, estetik yanstmada d la ma, znenin nesnel gerekli e ynelmesi, bu gerekli i btn boyutlaryla bir btnlk halinde alglamak ya da alglanabilir klmak amacyla kendini gerekli e adamas, znelli ini nesnelik ile btnle tirerek

nesnelle tirmesidir. Ayn zamanda bu d la ma, sanat yaptnn ortaya konulmas ve sanatsal etkinliklerin gerekle tirilmesi srecidir. D la mann geri aln ise, kendini d dnyaya adayarak, znelli ini nesnellik ierisinde eriten znenin, bu d la masn iselle tirmesi ve nesnelli i daha st dzeye karmak amacyla bu kez de nesnelli i znelli i ile yo urmasdr. znelli in d la masnda yitip gitmesinin ere i, nesneler dnyasnda belli bir zaman parasnda insanlk iin nemli olan bulmak ve alglanabilir klmaktr. Bu i levin temelini, nesnelerin bilinten ba msz olan kendili indenli i olu turdu undan, d dnyann estetik yoldan alnabilmesi iin nesnelerin elden geldi ince eksiksiz tam alglanmas gerekmektedir. Bu sreler ayrlmaz bir btnlk olu turmaktadr. Bu btnlktr ki, yalnzca sanatnn yaratc etkinli i iin de il, ayn zamanda yapt kar sndaki almlayc znenin etkinli i ve bu etkinliklerin estetik yanstma srecindeki ayrlmazlk ili kileri iin de sz konusudur. Ne znellik ne de nesnellik giderek ortadan kalkar; aksine daha yksek bir dzeye btnl e eri ir. Lukacsa gre kendini gerekli e ko ulsuz aday , bu gerekli i

264

Lukacs, Estetik 3, Payel Yaynlar, stanbul, 2001, s. 14-30.

112

a maya ili kin gl bir iste i de beraberinde getirmektedir. Ancak burada gerekli i a mak, bir ideale, metafizik bir alana ykselmek de il, insana uygun olan, ya am daha zl ve anlaml klan bir nesnellik dzeyine ula mak anlamn ta r.

3.5.4. Katharsis Mimesisi, uyandrma etkisi erevesinde d nd mzde, gerekli i a ma e iliminin temelinde, insan ruhunun devinime geirilmesi ve insano lunun btnselli e olan zlemi ve gereksinimi yatmaktadr. Lukacs sanata temel olan bu gereksinimi, Klopstockun iir sanatna ynelik szlerinde ak bir biimde ortaya koydu unu belirtir:
iir sanatnn z, bu sanatn dili yardmyla bildi imiz ya da varoldu unu d nd mz belli sayda nesneyi belli bir ynden gstermesidir; bu gsterme edimi ruhumuzun en soylu glerini o denli geni lde al trr ki, bu gler birbirini etkilemeye ba lar ve bu durum da btn ruhumuzun harekete gemesine neden olur.265

Bu szleri, zellikle ruhun harekete geirilmesi ba lamnda olduka aklayc bulmaktadr Lukacs. Bylesi bir gereksinim, ba lang evrelerinde nesnelle mi bir anlatmdan yoksun ve farkl ereklere yneliktir. Bu gereksinim eylemsel kayna n, toplumda, i -blmnn yapsndaki eli kilerde bulur. Bu anlamda Lukacs, estetik alannda da insano lunun btnselli e ili kin zlemini, eyle me kavram ile ba nts ierisinde, kapitalizmin bir uzants olarak, i -blmnn insan a a layc yanlarna kar n, insann btnselli ini geli tiren ve zenginle tiren niteli ini dile getirerek amlamaya al r. Kapitalizmin insan paralayc bu yan ne denli geli im gsterirse, kar t bir durumu, yani bu durumu a ma ynnde bir eylemselli i de beraberinde getirecektir. Bylelikle dile getirilen, insano lunun varl n korumaya ynelik temel gereksinimidir. nsann bu gereksinimi, gnlk ya ama dair din, hukuk ve ahlak felsefesi gibi uygulama alanlarnda kavramsalla trlarak a a karlmakta, sanatsal eylem de bu

ynelimle grn ve zn btnl n duyusallk dzeyinde ortaya koymaktadr.


265

Lukacs, 1992, s. 88.

113

abalarn bir bilin dzeyine eri mesi, ancak retici glerle bunlarn retim ko ullar iersinde kendini kabul ettirmesi, insan ki ili inin bu btnl ne ve blnmezli ine ayn zamanda hem en geni olanaklar sa lad nda, hem de o ki ili i znel adan en ak biimde tehdit etmeye ba lad nda gerekle ebilir.266

D dnya zerinde egemenlik kurmaya ynelik giri imler ba langta bysel bir niteliktedir. Zamanla etik, hukuk ve dine ili kin gereksinim kendini a a vurur. Bu ayrmla ma insann kendisinde kar tlklara yol amakla birlikte, ak bir bilinlikle olmasa da esteti e do ru bir ynelimi, grngde z aramay ve bulma abasn beraberinde getirir. Bu anlamda Lukacsa gre sanat, yaratlm olan btnselliktir. Btnselli e ynelik bu gereksinim, sanaty bireysel olandan genel olana ve dnyann dolaysz d grnmnden nesnel zne yneltmektedir. Lukacs bu d nceleri ile zellikle yeniliki akmlarn, anlk, geici ruh hallerine a r ba llkla, durumlarn ve insan ki ili inin

btnl nn nesnel tipikli ini ortadan kaldrmalarna kar kmaktadr. Tersine sanatn ve sanatnn abas, gerekli i dolaymsz, salt grnd haliyle de il, btnselli i iinde kavramak, onun nesnel zne eri mek ve derinle tirmek bylelikle de grn ile zn, biim ve ieri in btnl olarak yanstmak olmaldr. Bu ama tam da sanat dolaysz bir yanstma olmaktan kurtarmaktadr; nk bylesi bir aba gerekte sessiz ve zeri rtk olan uyandrc bir etki ile anla lr bir biimde dile getirebilir. Ya amda karma k grnmde olan bir olgu ancak bu yolla ak ve sarsc bir biimde dile getirilebilir. Bu anlatdan karsayabilece imiz, yalnzca sanatn, mimesis yoluyla ve katharsisteki yo unla trma ve uyandrma etkenleri aracl yla, gerek dnyann kar sna, nesnelle tirilmi , insana yara an ve alglanabilir bir grnm sunabildi idir. Bu yolla almlayc, bu dnyay yenilenmi duyularla ve d nce biimleriyle i dnyasna almaya yneltilmi olur. Bylelikle insann ruhunda ieriksel ve biimsel adan, bir geni leme ve zenginlik sz konusu olur. nsan kendini ya amda zorunlu olarak belli eylemlere, kararlara vb. gre ynlendirir; oysa sanat yapt kar sndaki tutumunda zellikle ya antlarn, gerekli in

266

Lukacs, a.g.e., s. 90.

114

bu tr somut grnmleriyle olan ba nts kimi zaman ertelenir. Bylece de insan kendini ki ili inin btnyle o andaki estetik izlenimine brakr ve bu etkilerin etik sonular ancak allmamann sonrasnda ortaya kabilir. Yaptn etkisi bakmndan almlayc, ya amnn tm ba lamnda ele alnmaldr. Bu anlamda o, yaptn etkisinin istedi i gibi doldurabilece i bir bo levha de ildir. O, belirli izlenilmeye, deneyimlere, ya antlara ve belirli d ncelere sahip olarak ya amdan gelen bir ki idir. Btn bu etkenler de zamana, ki inin geldi i snfn etkisine ba l olarak almlaycnn i dnyasnda belirli bir yer edinmi tir. Bu anlamda Lukacsa gre almlayc konumundaki gnlk insann, gerek anlamda bir almlaycya, yani kendini tmyle yaptn etkisine veren bir ki iye dn ebilmek iin, bu insann ruhsal ya amna etki edilmesi gerekmektedir. Bu durum Marksist estetik anlay n temelinde de yer almaktadr.
Sanat insan etkiler, sanat insan kendine do ru eker. Bunun nedeni, sanatn gerekli in yaln bir yanss, bir kopyas olmasnda de il de onda duygularn, hayal gcnn i e kar masnda bulunur. 267

Lukacs, katharsis retisinin Aristotelesteki biimi ile, tragedya merkezinde korku ve acma duygularn uyandrmaya ynelik geleneksel yapsna kar n, katharsis kavramnn kapsamnn ok daha geni oldu unu vurgular.

Katharsis, toplumsal ya amn srekli ve nemli bir esi olmasnn yan sra, gerekli in estetik aracl yla yanstlmasnn biimleyici gleri arasnda yer almaktadr.268 Ya amn iinde trajik olan ile bir benzerlik ta d ndan Katharsis, en ak biimde trajikte nesnelle mektedir. Ancak ierik bakmndan kapsam yalnzca trajik e ile snrlandrlamaz. Gnlk insann, somut bir sanat yaptnn almlaycsna, yani nesnelle meye ynelik insanna dn mesi, genel nitelikteki bir katharsis do rultusunda gerekle ir. Lukacs katharsise ynelik amlamalarnda da, estetik etkinin, insann btnl ne ynelmi li ini ve
267 268

Tunal, 1993, s. 60. Tunal, a.g.e., s. 19.

115

sonsuzlu unu vurgular. nsann ba langta sahip oldu u zgn ama bu nedenle de son derece kstl nitelikteki birlik ve btnl , yukarda de indi imiz kapitalist ele tiride de belirtti i gibi, uygarl n ilerlemesiyle birlikte gerilemektedir. te bu ba lamda sanat, ilerlemenin

beraberinde getirdi i hastalklar iyile tirme rolne sahiptir. nsanlarn sa lkl konumu, onlarn her ynde geli me olana na sahip bulunmalardr. Bu konumu, geli menin belli dnemleri, en azndan egemen snflarn bir blm iin gerekle tirmi tir; ancak, devrimci demokratik ve toplumcu nitelikteki e ilimler bu konumu tm insanlk iin istemektedir. Birey asndan tm yeteneklerin geli mesi, ya amla olan akla gelebilecek tm canl ili kiler bakmndan sz konusu olan bu ok ynllk, bir idealdir.
Her sanat yapt, her sanat tr, nesnelle meye ynelik insan hedef alr, bu noktada gerekle en birlik ve btnlk, ya amda ba ka hibir yerde rastlanamayacak denli salt ve yo un bir birlik ve btnlk olu turmasna kar n, ok ynl insann ancak bir yann gncel klabilmektedir. 269

Katharsisin neli ini serimlerken Lukacs, olumsuz denebilecek bir noktaya da de inir. Bu de ini , aslnda, sanatn insanda uyandrd etkiyi de a a karr niteliktedir. Buna gre allmayan yeni olan ile kar la t nda, yaptn- bu yenidnyann- yol at co kunun yannda, olumsuz ynde bir duyguya da srklenir. Bu duygu, sanatsal yaratda do al bir biimde kendini sergileyen bir eyi, gerekte kendi ya amnda hibir zaman alglamam olmaktan kaynaklanan bir tr yaknma, bir tr utan duygusudur. Bu, dnyaya ili kin daha nceki gzlemin, dnyann sanat yaptndan yansyan grnm aracl yla bu gzlemin ykl na ve beraberinde getirdi i znel ele tiriye ili kin bir sarsnt niteli indedir. Bu ba lamda, nceye ynelik bir sulama, Sonraya sa lanan bir destek niteli indedir ki bu destek, katharsisin en genelle tirilmi biiminin ieri ini olu turmaktadr. Bunu, almlaycnn znelli ine yeni ynler kazandrarak ve bu yolla erdemli yetilere ili kin sa lanan bir ruhsal arnma ile gerekle tirmektedir. Burada katharsis ile yaratlmak istenen etkinin, mimesisi amlarken de grd mz temel amac, Aristoteleste somut evrenseller,

269

Lukacs, 2001, s. 21.

116

yani tipler aracl yla olabilecek olann gsterilmesidir. Ancak onun tasarmlad , zamand bir evrensel dzene ve ebedi yasalara gnderimde bulunurken, Marksist teori, tarihsellik erevesinde bu soruna yakla maktadr.270 Lukacs, katharsisin etkisinin, yazarn amacndan ve yaptn ieri inden ba msz olarak, etik adan sorun yaratc olumsuz bir yne sahip olma durumuna e ilir. Bu sorunun temelinde tarihsellik ve bununla ba lantl olarak da tarihsel grecilik ve eli kililik olgusu yer almaktadr. Buna gre, toplumsal-tarihsel adan yeni ve ilerici olan, o u kez egemen etik gr lerden kopma, bundan tr de Kt anlamn ta maktadr. Buna, yeni ve ilerici olann ok eli kili biimler ierisinde ortaya kabilece ini de eklemek gerekmektedir. Bu sorun, estetik katharsis ve etik tutum arasndaki kar tl a ili kindir ki akla hemen estetik alannda Platon ve Aristetoles arasndaki Antik kar tl getirir niteliktedir.
rnek olarak Napoleon ve onun ki ili inin Rastignac, Julien Sorel ya da Raskolnikov gibi (bunlar burada somut ve gerek toplumsal konumlarn tipleri olarak alnm lardr) birbirlerinden ok de i ik tipler zerindeki etkisi gsterilebilir. Bunlarn yazglarnn yanstlmasndan kaynaklanan katharsis etkisinin kolaylkla ahlak asndan tart mal konuma, dahas salt olumsuza dn ebilece i aktr.271

Bu nokta, gerekten de nemli bir sorunu do urmaktadr. Estetik ve etik arasndaki bu kar tlk durumunda, katharsis nasl de erlendirilecektir? Lukacsa gre bu kar tlk her eyi d layc nitelikte de ildir. Antik dnemde estetik ve etik arasndaki yo un ba lant, dnya tarihinde e i bulunmayan bir konumdadr. Toplumsal-tarihsel geli imin ak nda, bireyin zel ya amyla toplum arasndaki ba , ierdi i ili kilerle birlikte karma k bir hal alr; ancak bu ba ve ili kiler ortadan kalkmaz. Lukacsa gre tersine bu ili kiler yeni ieriklerle zenginle mektedir. Ona gre, estetik katharsis ve etik tutum arasndaki bu ba dan vazgemek, yksek dzeydeki her trden sanattan da vazgemek anlamn ta yacaktr.
270 271

Belge, 1997, s. 214, 215. Lukacs, 2001, s. 28.

117

Katharsise ynelik bu sorunu da Lukacs, diyalektik ili ki ve btnlk kavram ierisinde zmler. Buna gre, katharsis ya ants; z ile grn n, ierikle biimin, estetik ile eti in, yani birbirinin kar t olan e ilimlerin btnl nn bir dile geli idir. Bu anlamda, zellikle ierik ve biim arasnda byle bir kar la mann gerekle medi i eserler Lukacs tarafndan vakit geirmeye ynelik eserler olarak de erlendirilir. Bu eserler srekli etkileri ba lamnda yalnzca srkleyici olmann ve e lendirmenin tesine geemeyeceklerdir. Bunun temel sebebi ise, bu eserlerin zaten alcda var olan deneyimleri onaylamalarndan ya da bu deneyimleri geni letmelerinden kaynaklanmaktadr. Katharsis ya ants ise, insann bak asna bir geni lik ve derinlik katmakta, kar tlklarn btnl ile yaratlan sarsnt ile bir tr ykseli i sa lamaktadr.
Ancak insanl n yazgsyla u ya da bu biimde yo un bir ba kuran bir ierik, gerekten derinlere uzanan bir verime yol aabilir; nk bildi imiz gibi, sanatsal biim, her zaman belli bir ieri in biimidir; bu ba lantnn eksik olmas durumunda ise biime ili kin en ustaca i leyi , toplumsal grevin en sadk biimde yerine getirilmesi bile byle bir zde li i sa layamaz; yalnzca geici, abuk eskiyen ve yalnzca konudan kaynaklanan bir etki do urabilir, o kadar.272

Lukacsn nemle vurgulad , sanat aracl yla ya antlanan bu sarsnt ve ykseli durumuna Hegel273de de rastlarz. Byle bir ya antlama, insan bir tutkuya olan dolaysz tutsakl ndan kurtarmakta, bu tutku halini, kendisine d sal bir ey olarak kar snda gren ve tanyan insan, benli inin bilincine varmaktadr. Bylelikle, duyusal olan ierisinden syrlamayan sanat, ayn zamanda da insan duyusal olann egemenli inden kurtarmaktadr.
insann isel durumunun szcklerle, resimlerle, sesler ve ekillerle ifadesi bir teselliden daha fazla bir eydir. Bu sebepten dolay, lmlerde ve cenazelerde, ac ifadesiyle seyredilebilsin diye, a t yakp a layan kadnlar tutmak iyi bir eski adetti. Bir insann talihsizli inin a r yk, ba sa l ifadeleriyle onun zihninin nne getirilir; hakknda ne kadar ok konu ulursa, o da onun zerinde o kadar d nmek durumunda kalr ve bu da onun acsn hafifletir.274

Bylelikle kk bir saptama yapmak mmkndr:

272 273

Lukacs, a.g.e., s. 36. Hegel, 1994, s. 55. 274 Hegel, a.g.e., s. 49.

118

Aristoteles, Hegel ve Lukacs, estetik yakla mlarnda farkl yorumlara sahip olmakla birlikte, Brechtin bir tr bilinsel eylemsizlik yaratt n d nd katharsis ya da bir ba ka deyi le, almlayc olan insann sanat eseri kar snda ya antlad bu ruhsal durumun gereklili i ve nemine ili kin ortak bir d nceye sahiptirler. Lukacs 18. ve 19. yzyl edebiyatlarn ve onlarn eserlerini yakndan incelemi bunlarn eserlerini Marksizmin szgecinden geirerek de erlendirme
275

al masnda

bulunmu tur. Bu al malar ona gre, olumlu-olumsuz her ynyle sosyalist kltr ve edebiyat tarihinin ele tirilmesi, kullanlmas, de erlendirilmesi gereken eserleri iinde yer almaktadr. Bu al mada, bu de erlendirmeleri amlamam temel amacmn d na ta acaktr; ancak nemli bir saptamay belirtmek gerekir: Lukacs'n teorik yakla mnda sreklili ini koruyan ey, Klasik gerekili e (zelde Balzac'a) olan hayranl dr. Ona gre sosyalist gerekili in nndeki alm budur. Sosyalist yazarlar 19. yzylda Klasik gerekili in eri mi oldu u, rne in roman tekni ini aynen alp yeni ierikle, sosyalist ierikle birle tirmelidirler. Bu ba lamda gerekili e ili kin yrtt tart mada sonuta yeni Klasizmden ba ka bir biim tanmayan bir tavr alm tr. Bylece, sosyalist gerekili in ieri ini tek bir biimle snrlandrp, yeni biimlere kar ele tirel bir tavr taknm tr. Marx tarih felsefesi, insan, toplumun tmnde bir btn olarak zmler. nsann evrimini, geli imin e itli dnemlerinde btnl e ula ma ya da ula amama olgusu ile birlikte d nmektedir. Toplumu yneten gizli yasalar ortaya karmaya al r ve insan, snfl toplumun sa malarndan ve da lmalarndan kurtarmaya ve insani ki ili i yeniden kurmaya al r. Bu kuramsal ve pratik perspektifler, Marks esteti in klasiklerle bir kpr kurma ve ayn

275

Lukacs, Avrupa Gerekili i, Payel Yaynlar, eviren: Mehmet H.Do an, stanbul, 1987, nsz, s. 9-29.

119

zamanda kendi a mzn yaznsal kavgalarnn kalabal nda yeni klasikler ke fetme ltn belirler.276 Lukacs iin Gerekilik, ne do alc okulun szde nesnelli idir, ne de soyut-biimci yakla mn aldatc znelli i. Gerekilik, yanl znellik ile yanl nesnellik arasnda bir orta yol de il, bu yakla mlarn yanl bir biimde ortaya atm olduklar sorularn do urdu u ikilemlere zm getiren gerek bir nc yoldur. Lukacs, bu nc yolu aklarken, yeniden tip kavramna dner. Gereki edebiyatn merkezi, hem karakterlerdeki ve hem de durumlardaki genel ve znel olan, organik bir biimde birbirine ba layan bir sentez niteli indeki, toplumsal bakmdan tm temel belirleyicilerin onda bulundu u tiptir. Tiplerdeki gizli olanaklarn almasyla, tarihsel dnemlerin snrlarn somutla tran izgilerin temsili niteli indedir. Tiplerin gereki yaratlmas keyfi bir sre de ildir.
Eksiksiz insani ki ilik kavramn insanl n zmek zorunda oldu u toplumsal ve tarihsel bir grev olarak kabul edersek; ona bu srecin en nemli dnm noktalarn onu etkileyen bir dizi etkenle birlikte betimleyecek sanat grevi olarak bakarsak ve estetik sanata amlayclk ve klavuzluk grevi yklersek, o zaman ya amn z, sistemli bir biimde daha nemli ve daha nemsiz alanlara, tiplere ve gidi yollarna k saan alanlara, karanlkta kalan alanlara blnebilir.277

Adornonun, sanatn toplumsal eylemden uzakl na ve yeniliki sanat anlay na yapt vurgu, Lukacs ile fikir at malarnn temelidir. Adornonun modern sanat anlay , yeni kavram zerinden ilerlemektedir. 278 Peki bu yeniden kastetti i nedir? Ona gre yeni, tarihsel olarak taviz vermeyen, teknik ya da ieriksel bir geli imden, geici sanat al malarndan ok, gelene i ypratmaya ynelik bir atlmdr. Kapitalist toplumun geli imi, gelenekselin d manl nda ivme kazanm tr, toplumsal ve anlamsal bir zlmedir. Bu anlamda, estetik bir kategori olarak yeninin geli imi, modernizmden nce kendini gstermeye ba lam tr. Ancak tam da bu geli im, modernin yeni kategorisine kadar, bir tr geli imi srdrme ynndeki biimsel de i ikliklerdir. Modernin iindeki
276 277

Lukacs, a.g.e., s. 12. Lukacs, 1987, s. 15. 278 Brger, 2004, s. 157-166.

120

yeni ise, gelene i paralamaya ynelmi tir. Belirtmek gerekir ki, Onun modern sanata olumlu yakla m, modern sanatn tm trlerini iermemektedir.279 Modernizme bu sekinci yakla myla, dnemin, sanat-politika ili kiselli ini kurma yolundaki hareketlenmelerinin zgrle tirici vaatlerine de ku kuyla yakla maktadr. Adornoya gre, sanatn en ok i levsizle tirildi i alan, politik bir sanat olabilme yolundaki admlardr.
Adornoya gre, ya anan ileti imsizli i saklamaktan kanmayan Beckett, Celan ya da Kafka gibi yazarlar, yalnzca bu yazarlar, sanatn ele tirel gc bakmndan gerek sanatydlar. nk Brechtin modernist didaktizminin ve Lukacsn destekledi i salkl gerekili in fark etmemi gibi grnd , znenin modern hayattaki katline 280 aclar iinde tank etme yreklili ini yalnzca bunlarn sanat gsterebilmekteydi.

Adornonun sanat ve toplumsal ili kiyi, modern sanat zerinden bu de erlendirmesi kar snda, Lukacs, teori ve prati in birlikteli ini merkeze alarak, on dokuzuncu yzyln byk gerekilerinin ke fettikleri bir noktaya de inir: nsani varlklarn her eylemi ve d ncesi, ya amla, toplumsal sava mlarla yani politikayla ayrlmaz bir biimde ba ldr. nsanlar bundan kamaya al salar da, nesnel olarak eylemleri ve d nceleri yine de politikadan beslenmektedir. Asl byk gerekiler gerek insan tiplerini ke fetmek zere derinlere indike, tm insani ki ili in byk tragedyasn ortaya karmak ve modern toplumun gzleri nne sermek zorunda kalyorlard.281 Bu d ncelerindeki en byk etkinin, onun pratikle olan ba lants (parti) oldu u sylenebilir. Lukacs, bu d ncelerini, a da Gerekili in Anlamnda, Ele tirel gerekilik ve Toplumcu gerekilik zerinden yrtr: Gerekli in do ru bir ekilde bilinmesi kuram ve uygulama arasndaki al veri i de hzlandrr ve insana kendisiyle ilgili yeni bir bilin kazandrr. nsan, do as gere i, toplumsal bir hayvan olu unun kanlmazl nn bilincine varr. Gerekli in yanl sz her hangi bir

279 280

Jay, 2001, bkz. s. 177, 178. Jay, a.g.e., s. 177. 281 Lukacs, a.g.e., s. 18.

121

yansmas, kapitalizmin Marksist ele tirisine bir katk, toplumculu u kurma yolunda atlm olumlu bir admdr.
Byk realist yazarlardaki derinlik ve kapsamllk, ba arlarnn bykl ve kalcl , byk lde, anlatt olgularn hakiki nemini ne denli aklkla alglayabilmekte oldu una ba ldr.282

Gemi e ili kin olarak, toplumcu gerekili in kuramclar, estetikte gerekili in stnl n kurmak iin giri tikleri mcadelede, byk ele tirel gerekileri her zaman kendilerine yakn grm lerdir. Bunlar a da dnyadaki ilerici ve gerici glerle, hayat ve yozla ma arasndaki at may anlamamza yardm eder. Bir toplumun tam anlamyla btnl n, ne ele tirel gerekilik ne de toplumcu gerekilik yanstabilir; ama toplumcu gerekilik, toplumu, hem o andaki btnl hem de geli me izgisine gre yanstabilecek durumdadr. Bu toplumsal btn yanstma yntemi, klasik dnemin pek ok byk gereki yazarndan kalan bir mirastr. Toplumcu gerekilik byle bir btnl gerekle tirmeye ele tirel gerekili in verdi inden daha ok nem vermektedir. Lukacs, ele tirel geekilik ve toplumcu gerekilik arasndaki snrn kesin bir biimde izilmez oldu unu, kuramsal bakmdan ayrt edilebilen bu iki slubun ayn eserde bile yan yana gelebilece ini belirtir. Kapitalist dzende ele tirel gerekilik iin sosyalist bir perspektif verimli bir g kayna olabilir. Sosyalist bir toplum kurulduktan sonra sosyalist d ncelerin yaygnla masyla bu etkilerin artp sonunda her iki gerekilik anlay arasndaki ayrmn ortadan kalkaca bellidir. Bu gei sreci ise zaman alcdr:
Ele tirel gereki yazar, gittike toplumcu gerekili e yakla an perspektifler kullanmak zorunda kalacaktr. Bu da zamanla ele tirel gerekili in kuruyup gitmesine yol aacaktr. .. Geri bu olduka uzun bir sreci gerektirmektedir, fakat sonucun kanlmazl ortadadr.283

282 283

E. Bloch-G.Lukacs, B. Brecht-W.Benjamin, T.Adorno, a.g.e., 2006, s. 63. Lukacs, 2000, s. 130-131.

122

Lukacsa gre, ki inin kendini tanmasn edilgin bir tutum sanmak yanl tr. Kendini yakndan tanyan ki i ayn insan olarak kalmaz. De i imler ve gei ler de ne kadar belirsiz olursa olsun, ister istemez nitel bir srama olacaktr. Yine rne in toplumcu gerekilikle ilgili hibir zmleme, bu akm, ilk dnemlerinde etkileyen toplumsal ve yaznsal ya amdaki gerici ve yozla m eler ele alnmadka tamamlanm saylamaz. Lukacs burada bir belirleme yapar: rne in Alman d avurumculu u olmasayd, Bertolt Brecht gibi yazarlarn toplumcu yazarlara dn melerinin d nlemeyece ini belirtir. Szn etti imiz akmlara kar kan birtakm gler olmasayd, bu yazarlarn hi biri ( siyaset alannda uzun zamandr toplumcu olsalar bile) yeniliki ba langlarndan sonra birdenbire toplumcu birer yazar olarak geli emeyeceklerdi.284 Rus Devriminin daha sonra da Sovyetler Birli inde sosyalizmin kurulu unun bu yazarlar zerindeki etkisi, Lukacs byle bir yoruma gtrm tr. Bu d nceleri yorum olmakla kalamam , Ernst Blochla aralarnn almasna neden olacak d avurumculuk tart masn beraberinde getirmi tir. Lukacsa gre Avangarddan, Do alcl a ve Gerekstcl e de in uzanan edebiyatn temel e ilimi gereklikten giderek uzakla maktr. rne in Bloch285, Lukacsn btnlk durumundaki gereklik gr n klasik idealist sitemlerin bir kalnts olarak ele almakta ve Lukacsn d avurumcu sanat dekadan olarak yorumlamasn da ele tirmektedir:
Yzeyde grlen ili kileraras reel kopmalar, atlamalar ele alp i lemek; sanatndaki alglamasnda bunlardan yola karak realiteyi tasvir etmek ve yeni-olan, bu atlaklklardan, bu kopukluklardan yakalamak, bulmak isteyen bir sanat akm, onun gznde, yalnzca zentili bir amala yaplm ykclk olarak kalyor. Bu nedenle de, sanatnn yzeydeki grnmn asll n bulmak iin yapt ykm (demolition) ile dekadans bir ve ayn ey sayyor.286

284 285

Lukacs, s. 118. E. Bloch-G.Lukacs, B. Brecht-W.Benjamin, T.Adorno, 2006. 286 E. Bloch-G.Lukacs, B. Brecht-W.Benjamin, T.Adorno, a.g.e., s. 42.

123

D avurumculuk, Lukacs iin gerekten uzakla an bir soyutlamadr. yle bir soyutlamadr ki, soyut ve somutun diyalekti inden yoksun ve yzeyseldir. Gerekilikten bu uzakla n zorunlu sonucu, bir ierik yoksullu udur:
Gere in kar snda byle tavr alan yazarlar iin elbette yerle ik, geleneksel trden hibir eylem, hibir kurmaca, hibir ierik, hibir kompozisyon mmkn de ildir.287

D avurumculu un bize brakt miras henz bitip tkenmediyse, bunun nedeni, bizim daha onun zerinde durup d nmeye bile ba lamam olmamzdr288 szleriyle Bloch,

d avurumculu un gncel tart malarna ve nemine vurguda bulunurken, Lukacs iin d avurumcularn yaptlarnn gnmz sorunlar asndan syleyecek sz kalmam , zaman gemi tir. Lukacsa gre, bu akmlarn hepsindeki temel sorun, kendili indenli e ya da tepkici nyarglarla kurtulu a ula lamayaca n, aksine emperyalist kapitalizmin kendili inden geli iminin temelinde bu tepkileri reterek ykseli i bulundu unu

grememeleridir.289 Lukacsn bu d nceleri, Marxn, retim ili kilerinin olu turdu u btnsellik d ncesine ba l kalarak savundu unu d nebiliriz; ancak Oktay290n da belirtti i gibi, bir yandan, kapitalizm bylesi bir btnlk sergilememekte di er yandansa, bir sanatnn bu retim ili kilerinin btnn grmesi, bir olanakszlk do urmaktadr. Byle bir gerekilik anlay ndan yola karan Lukacs, natralizmi de, gerekli i nesnelle mi bir veri, bireysel ya da tarihsel de i imden soyut olarak ortaya koymas bakmndan ele tirir. Bylelikle dnya, bilinli insan eylemiyle de i tirilebilir olmaktan uzakla r.
Gerekte hibir yerde hareketsizlik bulunmaz... Do alcl n gerek foto rafla, gerekse yazyla ylesine (gere e) sadk kalarak yanstt ya am yzeyleri, i hareketten yoksun, l kalmaktan teye gidememi lerdir.291

Lukacs, Marksist mgelem, YeniHayat Ktphanesi, stanbul, 2004, s. 57. E. Bloch-G.Lukacs, B. Brecht-W.Benjamin, T.Adorno, 2006, s. 51, 52. 289 D avurumculuk tart masna ili kin ayrntl bilgi iin bkz., Lukacs 2004 ve E. Bloch-G.Lukacs, B. BrechtW.Benjamin, T.Adorno, 2006. 290 Oktay, 2003. 291 Lukacs, 2004, s. 53.
288

287

124

Grng ve z arasndaki diyalektik etkile im ortadan kalkar. Artk okur, dramatik bir anlatya duyusal olarak katlaca na, mekanik olarak dzenlenmi olaylarn pasif bir

gzlemcisi durumuna indirgenmektedir. Gereklik, olgusal bir do rudanlkla, deneyimleri toplumun nesnel gerekli ine ba layan dolaymlardan ayr olarak ele alnr ve bu bir tr natralist eyle tirmedir. zellikle E.Bloch ve Brechtle gerekilik ve d avurumculuk temelinde geli en tart malarnda, Bloch, Lukacsn modern sanat ele tirilerinde, gerekli i in a edebilecek, canlandracak eserlere hi de inmemesi, bu ba lamda ksmi ve kapal bir realiteyi grp kabul ediyor olmas, yaratlan her trden anlam bulankl n,

olgunla mam l ve sanatta retim adna olu turulan tm yeni teknikleri dekadans ilan etmesi ba lamnda ele tirmektedir.
Karma k ve paralanm bir dnyada ya ayan yazarn yaptnda, nesnelle en umutsuzlu u, yalnzlk durumunu, ac ekmeyi hi nemsemiyor Lukacs, bunlardaki direnmeci eleri kar -devrimci eler saymaktan ekinmiyor.292

Lukacs bu de erlendirmelerine modern sanat zerinden devam eder: Modern edebiyatta, insan yalnzdr ve bylece insann yazgs, anlaml ili kiler kuramayan bir varlk olu u, gereklikle zde le tirildi inden, soyut ve somut arasndaki ayrmn da bir anlam kalmaz ve insan soyut bir znellikle zde le tirildi inde, ki ili i de ister istemez paralanmak zorunda kalacaktr. Bu ki ili in paralanmas ayn zamanda d dnyann da paralanmasdr. nsann bu temel yalnzl , geleneksel gereki edebiyattaki ayr ayr insanlarn yalnzl ile

kar trlmamaldr. Sonuncu rnekte sz konusu olan, ki ili i ya da ya ama ko ullar yznden bir insann iinde bulundu u belirli bir durumdur.293 Bu trden bir yalnzlk her zaman btn bir topluluk ya ay nn bir paras, bir dnemidir. Lukacsn d ncelerinde, Buraya kadarki ak ta

znel idealist olarak nitelendirebilece imiz ilk dnemlerine

nazaran byk bir de i im gzlemleriz. Modern dramn geli imini Simmel etkisinde Modern

292 293

Oktay, 2003, s. 125. Lukacs, a.g.e., s. 24.

125

ncesi Toplumlar ve Modern Toplumlar ayrm zerinden sosyolojik olarak incelerken, orada da modern bireyin yalnzl na vurgusuyla kar la rz. Ancak grrz ki, zne

merkezli anlay nda ve biimin ieri e stn oldu u d ncesinde temel de i imler ya am tr. Bir ba ka nokta da geli en felsefi d ncenin ve varlkbilimin toplumsal ya am nasl etkileyece ine dairdir. ve d dnyann nesnel, diyalektik bir btn meydana getirdi ine ynelik Hegelci gr e Kierkegaard kar km ve byle bir birli i reddetmi tir. Buna gre birey, donuk ve tannmayan bir kimlik iinde ya ar. Bu felsefi gr ler ikinci dnya sava sonras yaygnla m ve bir insann grn teki eylemlerinin gerek tutumlarn yanstmad anlamna gelen gizli kimlik retisi a a km tr.294 Lukacsn modern sanata di er bir ele tirisi de, her dnemde psikopatolojiye-delilikyeni bir nem, sanatsal bir grev verilmesidir. Bu, kapitalist dzendeki skc ya antdan bir ka abas olarak belirir ve kapitalizme kar ahlaksal bir ba kaldrdr. Bu durumun en belirgin rneklerini de genel olarak Avangard akmda grmek mmkndr. Psikopatolojiye ka la a a vurulan bu kar k , soyut bir davran tr. Gerekli in reddi hibir somut ele tiriyi iermez, bir tr hili e ka tr. Anlamszlk, her hareketi glnle tirdi i gibi, sanat da do alc betimlemeye indirger. Yeniliki yazarlarn o unun dnya gr d gerekli in de i tirilemezli ini ne srd nden, insan etkinli i gsz ve anlamsz klnm tr. Gereklik anla lamyorsa, ki inin znelli i de ayn lde anla lmaz bir nitelik kazanr. Bu feti le mi dolayszlk, modernizmin ba lantsz olgular bir araya getirmesi ile vuku bulur. Lukacs bu d ncesini montaj tekni ine ba layarak amlar.
Birbirinden ayr imgelerin yan yana getirilmesi, teknik deneyimlere formalist saplantda oldu u gibi, modern Bat kltr iinde kendi yaptklarna kendi tepkisini temel alan bir sanatta, gerekili in kaybedilmesini simgeliyordu.295

294 295

Lukacs, a.g.e., s. 30-31-32-33. Lunn, Marksizm ve Modernizm, Alan Yaynlar, eviren: Yavuz Alogan, stanbul, 1995, s. 104.

126

Bylelikle ileri kapitalizmde i blm ve uzmanla mann etkisinde modernist yazarlar, geni kitlelerin toplumsal deneyimiyle ili ki kurmaktan uzaktrlar. rne in Avangard edebiyatn gerekilik anlay , znel, kar k ve paral oldu undan geni kitlelere bir ey retemez.
zgn formu iinde fotomontaj olarak montaj arpc etkilere sahiptir ve kimi zaman gl bir siyasal silah da olabilmektedir. Bununla beraber, bu tekboyutlu teknik- bir aka olarak kald nda ne kadar ba arl ve hakl olursa olsun- realiteye , ili kiler dnyasna ya da bir totaliteye biim vermeye kalk t nda, sonul etkisi, byk ve a r bir monotonluk olmaktadr.296

Lukacs, modernistleri, ileri kapitalist toplumun dolaysz yaps ve yabancla ma deneyimi kar snda, bunlarn ardndaki kaynaklar ve tarihsel gleri ara trmak yerine, ele tirel olmayan bir biimde yanstmay seip, olgularn tesine geememekle sulamaktadr. Batl entelektellerin, k dneminde akldan ve tarihsel kavray tan uzak karamsarlklar

kar snda gereki sanatn derinli i, somut ve tarihsel bir sunu tan organik bir e ilimin kmasndan olu maktadr. te yandan Lukacsa gre, Modernist edebiyat natralizmden beri akl-d bir znelcili i ya da burjuva ykseli inin mekanik pozitivizmini yanstmaktadr. Bylelikle bu formlar fa ist ideolojiye kar olmaktan ok bu ideolojiyi beslemektedirler.

296

E. Bloch-G.Lukacs, B. Brecht-W.Benjamin, T.Adorno, 2006, s. 84, 85.

127

SONU

Lukacsda sanatn i levi, zc sanat anlay ndan da karsayabilece imiz gibi btnlk ve bu btnl e dayal teleolojik tarih anlay nda yatmaktadr. Buna gre, grnenin gerisindeki z, paralanm gibi grnen dnyay, sanat btnlemeli ve btnsel bir yapda sunmaldr. Lukacsta da, Hegel ve Marxn diyalektik d ncelerinin etkisinde, tarihin zgrle mesi ba lamnda, Frankfurt Okulunun dn trmeye al t , ereksel bir sanat anlay yla kar la rz. Brecht ise, daha ok olumsuzlama isteminden yola kmakta ve O da Marksist diyalekti i temele almaktadr; ancak bir farkla ki O, Hegel etkisinden tamamen syrlm bir Maksizmi benimsemektedir. Brechte gre, her ey gizemle mi bir haldeyse, sanat bunu yanstmaldr. Ona gre, sanatnn ideal olan i aret etmesi bir anlam ta maz ve bu durum bir bilinlenme yaratmayacaktr. eli ki ancak eli kiyle, yani durumlar ve bu durumlardaki eli kileri gstererek zlecektir. Bu durumlar da, en iyi paralanarak anlatlabilir ki bu noktada Brechtin montaj tekni i nem ta maktadr: Brechtin kulland montaj, Dadaist ya da gerekstc montaj de il, kbistik montajdr297. Buna gre yabancla trma, bilinebilir ama de i ken ve ok yanl gerekli in, izleyicilileri al lm olana yabancla trarak ve bylelikle de toplumsal dnyay kavrayabilmelerine olanak sa layarak gerekle tirilir. Onun yabancla trma aygtlar, kbistlerin nesnel dnyay analitik olarak ayr trmak, saldrgan bir biimde yeniden dzenlemek ve sonra yeniden yaplandrmak iin duyduklar bilimsel arzuyu payla r.298 Bylelikle Brechtin oyunlarndaki sreksizlik ve kesintililik, geleneksel anlay n organik ve izgisel anlatlarnn pasifle tirici etkileri yerine, dnyaya aklc bir biimde mdahale etmeye te vik edici
297 298

Lunn, a.g.e., s. 155. Lunn,a.g.e, s. 155.

128

niteliktedir. Brechtte bilmeye ili kin, d nsel bir ilke olarak yaplandrlan montaj, Kafkavari melankoliyi tahrip etmeye yneliktir. Melankoliyi olu turan, hayatn grnrdeki dura anl nn ve de i mezli inin yerine, grnenin tarihselli ini, realitenin

de i tirilebilirli ini, melankolinin irrasyonelli ini gsterir. eli kileri bir btnl e eri tirme ideali kar snda taknd paralama yntemiyle, zellikle Adornonun negatif diyalektik anlay yla paralellik gsteren Brecht, politik bir sanatn yolundan giderek, d nsel temellere ve yeni olana dair iyimserli e dayal sanat yakla myla Adornodan ayrlr. Sanata byle bir i levin yklenmesinin, sanat daha da iine kapank bir hale brndrd n belirten Adorno299 iin, esas ele tirel sanatlar, iinde ya anlan dnyann ve ileti imsizlik halini alan, btnl n yitiren dilin, bu negatif grntsn sergileyenlerdir.
Beckett, Celan ya da Kafka gibi yazarlar, yalnzca bu yazarlar, sanatn ele tirel gc bakmndan gerek sanatydlar. nk Brechtin modernist didaktisizminin ve Lukacsn destekledi i sa lkl gerekili in fark etmemi gibi grnd , znenin modern hayattaki katline aclar iinde tanklk etme yreklili ini yalnzca bunlarn sanat gsterebilmekteydi.300

Sanatn politik i levini temele alan ve toplumsal ya amn eli kilerini a a karmaya al an, bunu yaparken de, Avangard dnemle ili kisi etkisinde ve ieri i sunabilme yolunda, tarihsel olan tm aralardan yararlanma yolunu seen Brecht, kendi yorumuyla olu turdu u yabancla trma tekni iyle, dolaymsz bir alglay la fark edilmeyen ba lantlarn grnmesini, realitenin hakikatini alglayabilmemizi sa lar. Gereklik, yeni bir bilme ve anlama iinde kavranr. Ayrca kulland montaj tekni i, sanatsal retimde biimi bitmi likten uzak tuttu u iin, gerekli in de bitmi olmaktan uzak bir betimleni yntemidir.
Bu nedenle, betimleyim(tasvir) ile betimlenen(tasvir edilen)arasnda; yani realite ile onun sanatsal rnndeki formu arasnda rne her bak mzda yeni yeni idrak etme olanaklar bulmamz sa lar.301
Adorno, 1984. Jay, 2001, s. 179. 301 Oskay, Kahraman Ve Tragedya Asndan Lukacs, Brecht ve Benjamin, eni Anlama-Bilme Arac Olarak Montaj Tekni i ve Melankolinin Ortadan Kaldrlmas, http://www.halksahnesi.org/incelemeler/kahraman_tragedya/kahraman_tragedya.htm, 10/05/2008, Yeni Anlama/Bilme Arac Olarak Montaj Tekni i ve Melankolinin Ortadan Kaldrlmas.
300 299

129

Gerekilik ve Modernizm ba lamnda sralanagelen pek ok tarihsel tart mann, genellikle kar t gr ler ve isimler ba lamnda ele alnmas yaygndr; ancak, temeline inildi inde, bu tart malara dair isimlerin, ya antladklarn da gz nnde tutmak ve ararlndaki paralellikleri de grebilmek, d nsel kar tlklar anlayabilmekte ve daha lml yakla abilmekte yapc bir adm olacaktr. Bu ba lamda, rne in Adorno, Avangard Sanata olumlu yakla m paralelinde, kltr endstrisi ele tirisini film zerinden yrtt de erlendirmelerinde302, montajn nemi zerinde durur. Ancak, bu ok etkisine dayal

montaja da belirli bir mesafeden yakla r. Buna gre, bir amallk ta mayan montaj al mas, salt bu teknik ve ilke ile bir amallk kazanamaz.
Bu amallk ba ka yollarla katlmas gereken bir e olmaktayd Adornoya gre. Bu yollardan birisi, filmin di er ileti im aralar ile etkile imde bulunmasyd. En nemlisi de geli kin mzikle kuraca etkile im olmaktayd.303

Genel olarak gerekilik, zeldeyse Brecht ve Lukacs arasndaki anla mazl n temel kaynaklarndan biri de, ya adklar tarihsel olaylarn onlarn d ncelerindeki geli imi ve de i imi tetiklemesidir. Brechtin Marksizmi benimsemeden nceki sava yllarnn etkisinde yazd oyunlar, sava sonras toplumsal paralanm l a dairdir. rne in ilk tiyatro eseri Baalde304 ba kalarna ve kendisine zarar veren ahlak d bir tiplemeyi, Nietzschevari elerle sunmaktadr. Baal, hibir eyin kalc olmad bir evrenin amaszl zerine kurulur. Bu dnem oyun ve iirlerinde d avurumcu etkilere rastlanmaktadr. Bu eserlerinde, do al dnya, insanlarn ektikleri aclara ve ykcl a kaytsz d man bir ortam olarak grlr. Lukacstan farkl olarak Brecht, mevcut duruma kar uyum ve organiklik gibi hibir ka -imgeye ba vurmam tr. Farkl akmlarn etkisinde, ilerleyen dnemlerinde olu turdu u

302

Adorno, Transparencies on Film (1966) , by Miriam B. Hansen, New German Critique, Published by: Duke University Press, 2010. Jay, 2001, s. 175, 176. Brecht, Btn Oyunlar Cilt: 1, Mitos Boyut Yaynlar, stanbul, 2007.

303 304

130

yeni tiyatro anlay nn ilkelerini, Marksist bir yakla mla ekillendirmi tir. Buna gre, sanat maddi eme in bir paras olarak i i snfnn karlar do rultusunda i levsel bir hale getirmeye ynelmi tir. Brecht iin modern teknikler, makinele mi ve ki isizle tirilmi a n olumlu

potansiyelleridir. Lukacs ise, bu anlay a, klasik hmanizm inanc ile gl bir kar tlk olu turmaktadr. Brechtin geleneksel ve eski olanda takl kalmayp, yeni olana ynelme d ncesinin temelinde, sava yllarnn deneyimiyle, sava ncesi normal ya antsna dn umutlarnn yok olmas yer almaktadr diyebiliriz. Dnya Brechte ykmla silinip sprlm gibi grnyordu. Yeni bir sava sonras kltr ve toplumun ok e itli imkanlar mevcut olsa da, gemi in sreklili ini sa lamak artk bir hedef de ildi. Gelenekteki kopukluk tamamlanm bir olguydu.305 Bylelikle Brecht geleneksel kltr de i tirme ve yeni bir ba lang yapma zorunlulu undan yola kar ve bu de i im drts onun btn dnemlerindeki d nce ve oyunlarna yansr. Olu um halindeki proleter dnyas, on dokuzuncu yzyln burjuva d ncesinden byk bir kopu
306

ya amaldr. Buna ba l

olarak, snf mcadelesi odakl bir anlay geli tirmi tir. Lukacs ise, proletarya kltrnn burjuva klasik hmanizmi ile sreklili ini sa lamak adna, snf mcadelesini daha az vurgulamaya ba lam tr. nceki dnemlerindeki topyac yakla mlarndan vazgeerek, liberal burjuvazi ile i ilerin olu turaca halk cephesi anlay n geli tiren Lukacs, olgun Marksist dnemi eserlerinden a da Gerekili in Anlamnda, ele tirel gerekilik ve toplumsal gerekilik aras ba lar ve gei srecini konu edinmekte, burjuva sanatnn toplumcu gerekili e katklarndan bahsetmektedir. Belirtmek gerekir ki, estetik anlay nn genelinden karsayabilece imiz gibi, Lukacsta topik olan farkl bir ba lamda de erlendirilmektedir. zellikle ilk dnem al malarnda rastlad mz etik ile ba , bu d ncelerinin temelidir.
305 306

Lunn, 1995, s. 127. Lunn, a.g.e., s. 134.

131

nsann en son etik amac topyadr, yani iinde anlamn ve ya amn bir kez daha blnmez oldu u, iinde insann ve dnyann uyumlu oldu u bir dnya. Fakat byle bir dil soyuttur, topya ise bir fikir de il, bir grndr.307

Bu ba lamda da, topik etkinli in alan soyut d nce de il, giri blmnde de de indi imiz gibi, somut anlamn kendisidir. Bu ba lamda Lukacs308, topyann kimi filozoflarca soyut bir d , hayali bir istek olarak de erlendirili ini ele tirirken, somut bir anlam yakalama ve sunabilme olana n sanatda, zellikle romanclarda bulur. Her iki Marksist d nrn kapitalizmi ele al biimleri de, ayrldklar noktalardan birini olu turmaktadr. Lukacs, genel olarak kapitalizmi toplumsal ya da ekonomik e itsizlikler dzleminden ok, estetik ve eti e ba l hmanist ve idealist bir yakla mla ele alm ve hayatn paralanm grnts kar snda uyumlu ve btnlkl bir varolu a ynelik insani zlemden sz etmi tir. zellikle ilk dnem eserlerinde bu yakla mn ruhsal boyutlarn grmek mmkndr. Ayn biimde eyle me analizinde de, kapitalizmin bir getirisi olarak i blm ve uzmanla may ki ili in ve bilincin paralanmas ynnde de erlendirmi tir. Ortodoks Marksizme yakla m da gzetildi inde, Ona gre, kapitalizmin sona ermesi, ayn zamanda ekonomik hakimiyetten kurtulu un da bir ifadesidir. te yandan Brecht, Marksizmin nesne-zne diyalekti ine odaklanrken, Marksist diyalekti i Hegel diyalekti inden ayrmaya al m tr. Lukacsn bilimsel alglay sanatsal olandan ayrd yerde, Brecht Hegelci felsefeden Materyalist bilim anlay na dayal bir ilerlemeyi gzetmektedir. Lukacstaki estetik deneyimin yerine, Brecht, sanatn, de i en bir toplumsal gerekili i gz nnde bulundurmas gereklili ine de inerek, ayn zamanda siyasal olarak yararl i levi zerinde durmu tur. Sanat imgesel bir u ra olarak gren on dokuzuncu yzyln idealist yakla mn reddederek, sanat ile bilim, retim ve toplumsal praksis arasnda ba lant kurmaya ynelmi tir. Bylelikle, insanlar edilgin klan idealist bir kltr ve etik anlay n yerine, Marksizmi bilimsel bir yntem olarak ele alm ve al malarnn oda na yerle tirmi tir. Bu
307 308

Jameson, 2006, s. 155. Lukacs, 2003.

132

ba lamda, Lukacsn ekonomik ve snfsal e itsizli i gzetmeyen yakla m kar snda Brecht, bilimsel ve ekonomik bilgiye srtn dnen, Hegelyen d ncenin etkisinde, arptlm gerekli in zn yakalayabilme abasndaki hmanist tavr ele tirir. Lukacs da, bu d nce ekseninde, gizlenmi z a a karmada, tam bir dolayszl gzetti inden, modern biimsel de i imleri, amalar ve yakla mlar ne olursa olsun a r bir biimde sulamaktadr.
Bu bakmdan, gere in btnl n paralayabilece i ve dolaysyla mevcut arptlmay peki tirebilece i varsaylan yeniliki biim bu yzden sakncal grnmektedir.309

Etiki olumlayan, trajediyi kanlmaz klan, insan etik iinde edilgin klan kapal-drama anlay nn yerini Brechtte, etik ile mcadelede, bireyin insansal potansiyellerini gerekle tirdi i bak as alr. Lukacs310 ise, klasik dramdaki trajik eye ve Hegeldeki kar tlk anlay na ba l kalr; kahraman iki kar t etik istem kar snda bir eli kiyi ya amak ve bu eli kiyi iradesiyle bir nc olacak ekilde zmlemek zorundadr. Onun kayb da kazanc da, kaderinin bir sonucudur. Onun gerekilik anlay nn temelinde, burjuva yazarlarn ilerlemeye ve demokrasiye ba ll na inanc yatmaktadr. Lukacsn ilgilendi i yazarlar, daha ok snfsal ba larn radikalce koparanlar de il, d nsel alanda devrimci demokrasi anlay na ba l kalanlardr.311 Yeni yntemler ve kurgu aralarna kar durmasnn nedenlerinden biri de burada yatmaktadr, politika alannda uzun bir gei dnemi gzetti i gibi, gerekili i de on dokuzuncu yzyln byk ilerici akmlarnn srdrlmesi olarak grmektedir. Bylelikle Brechtin yeni retim ili kileri ve tekni in olanaklar kar snda, yeni sanat aralarnn ve biimlerinin ortaya karlmas ve bunlarn ele geirilmesi ynndeki gr lerinin yerine, Lukacsta edebiyatn modern dekadan kalntlarndan temizlenmesi gerekti i d ncesine rastlarz. nk, yaznsal yaptn kendsi yo un co kulu ve heyecanl gibi grnd

309 310

Oktay, 2003, s.115. Raddattz, Georg Lukacs, Trkesi: Ender At man, Alan Yaynlar, stanbul, 1984. 311 Do u Berlinli Edebiyat bilimci Werner Mittenzweiden aktaran, Raddattz, a.g.e., s. 58.

133

zamanlarda bile, bu trl patlamalarn, daha yakndan baklnca, olaylarn ve szdeolaylarn taklitlerinden ba ka ey olmadklar, ya antnn o renksiz ak ndan gerek bir olay kaca ndan umudunu kesmi yazarn zorlamas oldu u a a kacaktr.312 Bu

d ncelerinde Lukacsla ayrldklar temel nokta, Brechtin bir btnlk kabulyle teleolojik bir tarih anlay na sahip olmamas, tersine her eyin tarihselle ip de i ti i bir srete, bir eyi evrenselle tirmenin anlamsz oldu unu d nmesidir. Lukacsta Hegel etkisinde btnlk ve z zerinden in a edilen anlay , Brechtte de i im (ko ullarn de i imi) d ncesi temelinde ilerlemektedir. Brecht313in, eski gnlerin iyi anlarna taklp kalmaktansa, kt olan yeniden yola karak ilerlemek gerekti i ilkesi, bylelikle akl a kavu mu olur. Kendisi de, de i ik yllarda ya da de i ik eklemelerle, ayn oyunu birka defa yazarak, bize de i ime nem veri inin pratik bir uygulamasn sunmu olur:
Tarihin iinde verdi imiz kavgalar, yeniden bir kez daha yitirilmek istenmiyorsa, bu kavgalar, u runda her gn tekrar tekrar mcadeleler vermemiz gerekmektedir. Gemi teki kavgalar srasnda olu mu , gemi teki yenilgiler yznden snm gibi olmu umut kvlcmlarn bugn iin canlandracak olan, gemi teki aclardan kazanlm bilgeli in, basiretin gnmzn insanna aktarlmas, kazandrlmasdr. Bu dostluk, gemi te kalm iyilerle, iyi eylerle, iyi ki ilerle yaplamayacak duruma gelmi bugnk i lerin, ya ad mz gndeki ktlerle ba lanp yaplabilmesini sa lar.314

Lukacsn Avangard ve tm yeniliki giri imler kar sndaki bir ba ka ele tirisi de, onlarn anla lamazl , kitlelere eri emezliklerine ili kin iddiasdr.
Geni halk kesimleri avant-garde edebiyattan g eri ilir olu u nedeniyle, hibir ey renememektedir.315

Brechtin, Avangard sanatn genel tutumundan, en bariz bir biimde, politik ve toplumsal bir sanat ynelimiyle ve seyircide uyandrmaya al t a knlk durumunun, kapitalizmin yaratt yanlsamac d nselli i krmaya ynelik bir alt-metne sahip olmas nedeniyle ayrld n grmemek pek mmkn gzkmemektedir. Oysa Lukacs, zellikle biimsel
312 313

Jameson, 2006, s.175. Brecht, 1997. 314 Oskay, 10/05/2008, a.g.e. 315 E. Bloch-G.Lukacs, B. Brecht-W.Benjamin, T.Adorno, 2006, s. 113.

134

eleri ve k noktas Avangard dnem olan Brechti de ele tirisinin snrlarna dahil eder; nk bu ele tirinin menzili tm yeniliki yakla mlara dairdir.
Sylediklerin yanl de il, ancak, d manca. Lukacsn a da sanat zerine syledikleri iin bir vecize byle olabilirdi. Hem bir tan hem bir yargdr; fakat yarg btn boyutuyla bir belirsizli e dayanr, nk modernist yazarn konuda ki isel bir seime sahip oldu unu ve yazgsnn tarihte iinde bulundu u ann mant yla onaylanmam oldu unu pe inen varsayar.316

Brechtin, sanat ve onun almlaycsn, bir retim sreci halinde Marksist bir tutumla ele alan ve bylelikle teori-pratik birli ine yeni bir alm getiren yakla m, bu dairlik arasndan syrlamam , sanata, tam da felsefi olan pratikle birle tirmesi ba lamnda getirdi i yenili in zgn yan, dneminin tart malar ierisinde yeterince vurgulanamam tr. Onun perspektifinden, retimsel bir sre olarak sanat, yalnzca tketim nesnesini de il, onu anlayan zneleri de yaratmaktadr. Dolaysyla sanatsal retim, varl n koruyabilmek iin, tarihsel srecin de i kenli ine kendini uydurabilmek, bylelikle de kitlelerin yeni beklentilerini kar layabilmek ve de ayn zamanda bu yeni kitleleri yaratabilmek iin kendi biimsel yapsn da dn trmek zorundadr.
Yazar, bir a a karlacak z bulunan gere i yanstmaz, tam tersine: Tpk bir fabrika i isi gibi bir rn retir. Bu retimin de ara gereci ve ko ullar vardr.317

Lukacs srarla hayata katks olabilecek bir popler ilericilikten sz etmektedir:


Siyasal ynden de kltrel ynden de, ilerleme ve demokrasi iin en byk engeller emperyalizm a ile birlikte ya anmakta oldu u iin, bu dneminin dekadan tezahrlerinin- siyasal, kltrel ve sanat alanlarnda- kl krk yararcasna dikkatle incelenmesi ve irdelenmesi gerek bir popler kltre eri mek iin klacak uzun yolun zorunlu ba lang noktasdr.318

Ayn biimde popler bir sanat tanmlamasna Brechtte de rastlanr. Onun kurgulad , ezilen o unlu a, halka ynelik, reticilerin birer gerek zneler haline dn ebilece i bir

316 317

Jameson, 2006. Oktay, 2003, s.131, 132. 318 E. Bloch-G.Lukacs, B. Brecht-W.Benjamin, T.Adorno, 2006, s. , s. 114, 115.

135

sanat anlay dr. Bu tpk Lukacs319n, proletarya ba lamnda geli tirdi i, tarihin hem znesi hem de nesnesi konumundaki bireyin durumu gibidir.
Bizim popler kavrammzn iine ald halk, tarihi geli me iinde tam roln oynamakla kalamaz, tarihi etkin bir biimde avucunun iinde tutar, hzn zorlar ve ynn belirler. Kafamzda tarihi yapan, dnyay ve kendilerini de i tiren bir halk var.320

Bylelikle Brechtin yeni retim ili kileri ve tekni in olanaklar kar snda, yeni sanat aralarnn ve biimlerinin ortaya karlmas ve bunlarn ele geirilmesi ynndeki gr lerinin yerine, Lukacsta edebiyatn modern dekadan kalntlarndan temizlenmesi gerekti i d ncesine rastlarz.
Eski yabancla trma etkileri, betimleneni izleyicinin etki alanndan btnyle uzakla trr ve betimleneni bir de i meze dn trr; yeni etkilerin ise tuhaf olan hibir yan bulunmamaktadr; yabanc olan tuhaf diye damgalayan, yalnzca bilimsellikten uzak bak asdr.321

Lukacs ve Brecht tarafndan geli tirilen her iki sanat teorisi de, bir Marksist gerekilik tanmna dayanmaktadr. Lukacs, kendi yanstma teorisindeki eli kiyi ortadan kaldrma iste inde olmasa da, onu a maya al r. Hegelyen bir tavrla z ile grng arasnda bir uyum aray ndadr. Sanat yaptnn ba ars, bu grng ve z aras eli kilerin zlmesi ve brakt etkide kendili inden birli e ula masdr. Brecht ise, z ile grngy bir birliktelik iinde birle tirmek yerine, yansma olaynn kendisindeki eli kili sreci322 gstermeye ynelir. Yani yanslar, yanstlanlarn gerisinde kalmaldr. Lukacs eli kilerin zerine snger ekmek ister323 bu nedenle de ak biim tanmaz; O, bir giri ve onu tamamlayc nitelikteki sonu blmyle gereki romann yapsnn etkisinden sz etmektedir. Bu da Aristotelesi dram anlay ndan beslenen Klasik sanatn mimetik yapsna ve btnsel kurulu a paralellik ta maktadr ki, Brechtin krmak istedi i tam da

319 320

Lukacs, 2006. E. Bloch-G.Lukacs, B. Brecht-W.Benjamin, T.Adorno, a.g.e., s. 162. 321 Brecht, 2005, s. 45. 322 Do u Berlinli Edebiyat bilimci Werner Mittenzweiden aktaran, Raddattz, 1984, s. 59. 323 Raddattz, a.g.e., s. 59.

136

bylesi bir yapdr. Bu nedenle Brecht, grng ile z arasna giren eyleri ve kar tlklar tanmaya ynelik bir gereki yakla ma sahiptir. Gereki u anlama gelir; toplumun nedensel karma alarn ke fetmek/ egemen olan bak asnn aslnda ynetenlerin bak as oldu unu sergilemek/ / geli me esini vurgulamak/ somut olan mmkn klmak324 Tpk Lukacsn eyle me analizinin zmlemesindeki eler gibi. Lukacsn sanat yaptnn nihai anlamn arnmada (Katharsis) grd yerde, Brecht bu utandrma etkisine, bu trden bir psikolojik etkile ime gvenmez. Sanat yaptnda, bir duyumsamadan ok, bir mesafe-uzaklk arar. Sanat iyi ile kt arsndaki eli kiyi idealiste gidermemeli, tersine ekonomik ko ullar ile toplumun de i imini retmelidir.325Bylelikle Lukacsn eti e dayal klasik estetik anlay ile Brechtin gerekli i sorgulamaya dnk mesafe ve yabancla trma tekni ine dayal esteti i arasndaki ayrmlar belirginle mi olur. Her ikisi isim de, Marksizmi ele al lar bakmndan benzerlik gsterirler: Brechtin Marksist bilim anlay , pozitivist yakla mdan farkl bir ele tirel, diyalektik ve tarihsel ynteme dayanmaktadr. Lukacs da Tarih ve Snf Bilincinde mekanik Ortodoks Marksizmi ele tirerek kendi Marksist anlay n ayn biimde diyalektik ve tarihsel ilkelere dayanarak olu turmu tur. Lukacs eyle me analizinden yola karak estetik d ncelerini geli tirmi , natralist ve modernist yakla mlar kapitalist toplumdaki zne-nesne kopuklu u kar snda etkisiz bulmu tur. Ayn biimde Brecht de, a da eyle meye kar , yabancla trma

efektlerini geli tirmi tir. Buna gre kapitalizm, tarihin sonsuz bir de i im olarak alglanmasn durgunluk, edilginlik ve ebedilik grntlerinin ardnda saklar. Toplumsal gereklikler ve belirlenmi olan de erler arasndaki eli kilerin alglanmasn al lm lk duygusuyla nler. te Brechtte yabancla maya kar yabancla trma, bu grnrde al lm
324 325

E. Bloch-G.Lukacs, B. Brecht-W.Benjamin, T.Adorno, 2006, s.163. Raddattz, 1984, s. 60.

137

olan, yabanc ve beklenmedik bir ey olarak gstererek eyle meyi ortadan kaldrmaya al r. Lukacs326n gerekilik anlay ise, yabancla ma srecindeki ki isel deneyimden somut olarak a a kan bir toplumsal btnl gerekli klmaktadr. Brecht, byle hmanist geleneksel tutumlarn modern toplumsal retimin gerekliklerini saklad n ve bireysel deneyimden genel tarihsel olana ula lamayaca n belirtir:
Brecht, somutla m tarihsel gler olarak tipik bireysellikler arayacak ya da duygusal karma a iindeki okura katharsis sa layacak yerde, normal ki isel deneyimlerden gizlenen kolektif toplumsal yaplarn a da dinamiklerini a a karmaya al t.327

Bir ba ka nemli olgu da, kahramana ili kin d ncelerindeki ayr konumlan lardr.328 Brecht Lukacsn biimlenmesini tamamlam karakter aray kar snda, anonim kimlik iindeki ki ilerden yola kar. Bunun temelinde, modern insann e itli ki iliklere brnerek ve durmadan devinerek de i ime ynelik potansiyeline duydu u inan vardr. Brechtin kahramanlar bu nedenle anti-hero niteliktedirler.329 Buna gre, kahramann i levi, trajik olan ya amak ve yanstmak de il, bylesi bir a da sradan insan iin rehber olabilmektir. Tarihsel determinizme ba lanm d nrlerin iyimserliklerinin yanl oldu unu

belirten Brecht iin, tarih gemi teki gibi dramatik karalarla de il, nemsiz gibi grnen karar ve davran larla de i tirilebilecektir. Bundan tr, tarihsel sre, farkl bir tarzda yeniden de erlendirilmelidir. Olanakszlklar nedeniyle trajedi ve trajik olann yerine, anti-dramatik nitelikler edinmemiz gerekmektedir. Yani, Aristotelesi dram anlay na ba l olarak, olaylarn bir kahraman erevesinde, kahramann i dnyasna ynelik ruh at malarna odakland , bylelikle de kahramanla zde le en seyircinin de, kahramann ruh at malarna dhil oldu u ve bu nedenle de olay ve kahramanlar ele tirme ve yarglama olana ndan yoksun kalmas, Brechtin tehlike olarak grd durumun amlamasdr. Esteti e ili kin d ncelerine dayanarak Hegelde, dramatik eylemi tinin yaratmasna ba l olarak, zne326 327

Lukacs, Rodney Livingstone, David Fernbach, Essays on Realism, Published by: MIT Press, 1983. Raddattz, 1984, s. 147. 328 Oskay, 10/05/2008. 329 Oskay, a.g.e.

138

merkezli bir anlay saptayan Boal330e gre, Brechtte dramatik eylemi, karakterin toplumsal ili kileri yaratmaktadr. Bunun temelinde, Brechtin Marksist bir yakla mla, toplumsal varl n toplumsal d nceyi belirlemesi ilksine ba ll yatmaktadr. Brechtte bunu en iyi rnekleyen oyun olarak, Sezuann yi nsann gsterir. Yoksul bir fahi e olan Shen-Te, ehirlerine gelen Tanrlara evini aan tek ki i olur. Tanrlarn yardmyla bir ttn dkkan aar. Ondan para isteyen kom u, akraba, arkada , kim varsa yardmlarna ko maya al r; ancak sonunda, zengin ve zalim Shui-Ta kl na brnr ve kendisini Shen-Tenin kuzeni olarak tantr. Oyunun genelinden karsanabilecek olan, iyilik ve zenginli in bir arada yrtlemedi idir. E er zengin bir insan iyi olabilseydi, kanlmaz olarak -iyili inden dolay- btn zenginli ini ihtiyac olanlara verirdi.331 Oyunlarnn genelinde grd mz bu ikili-de i imli yap, bir kez daha, Brechtin burjuva ideolojisinin dramatik yapsndaki, sabit, de i mez ve oldu u gibi ele alnan insan anlay n, sre ierisinde, de i ebilir bir varlk olarak i leyerek, bu yanlsamay krma abasn gstermektedir. Hegelyen anlay n temelinde, siyasal alanda Tinin yerine proletaryay koyan, Aristotelesi dram anlay na ba l kalarak Klasik yaptlar doruk noktasna yerle tiren Lukacsn karaktere dair tutumuna, tip kavram erevesinde

de inmeye al m tm. Onun, bilince ykledi i i lev ve sanata yakla mndaki btnlk aray ve burjuva sanatnn da, tpk devrimci demokrasi anlay nda oldu u gibi, zamanla evrilece ine olan inanc d nld nde, karaktere yakla m ve bu yakla mda Brechtle apayr konumlan lar aka ortaya kmaktadr. Lukacsn d nceleri, politik etkinli i ile do rudan ba lantl olarak dalgalanmalar gstermektedir. Ekim devrimi ncesinde, eti in siyasete stn oldu u d ncesine dayanarak Lukacs332, etik etkinli in insann isel

330 331

Boal, 2003. Boal, a.g.e., s. 91. 332 Uslu, 2006.

139

dn mne, siyasi etkinli in ise kurumsal dn me ili kin oldu unu belirtir. Hibir siyasi etkinlik insann isel mkemmelli ini sa lamaya muktedir de ildir.333 Ekim devriminin etkisiyle var olan, kurulu dzen olarak burjuva dzenini bir yana brakarak, olmas gereken i gerekle tirecek g olarak i i snfna ynelmeye ba lam tr. Bu yneliminin temelinde de eti e duydu u ilginin var oldu u, zellikle parti yesi olmasndan sonra ya ad ikilemde gzlemlenmektedir. Bu ikilemin temelinde, partiye ye oldu u ilk yllarda kaleme ald Ahlaki Bir Sorun Olarak Bol evizm334 yazs yer almaktadr. Lukacs bu yazsnda Marksn sosyolojisinden hareket eder. Proletaryann egemenli i ele geirmesi, snfsal hakimiyetin sona ermesinde yeterli bir ko ul de ildir. Ona gre, Bol evik iktidar da, basky ortadan kaldrmam , demokrasiyi taktik bir ara olarak grm lerdir. Bu nedenle, sorunun temelinde etik bir eli ki yatmaktadr.
Sorunun etik formlasyonu, dolaysyla, demokrasinin rolnn nasl anla ld nda, yani, demokrasinin, sosyalist hareketin geici bir takti i, baskc snflarn yasal olarak izin verilen fakat kanunsuz terrne kar mcadelede kullanlan faydal bir ara m, yoksa gerekten de sosyalizmin isel bir paras olarak m grld ne dayanmaktadr.335

Sonrasnda, Leninle olan sk ba nedeniyle, bu d ncelerini etik boyutundan syrmaya al sa da, burjuva demokratik devriminin dn m uzun bir gei dnemi olarak

de erlendirmektedir.336 Bu ba lamda, devrimci-burjuva-demokrasisinden vazgeemeyen Lukacs, bu tavrn, estetik alannda, zellikle de yazn alannda, burjuva ilerleyi ine inancyla korur.

333

334

Uslu, a.g.e., s. 92. Lukacs, Ahlaki Bir Sorun Olarak Bol evizm, Social Research, Vol. 44, No:3, Autumn 1977, pp.416- 424, eviri: Ergun Duman, Yaba yk, 36 (67), Temmuz-A ustos, 1991.

335 336

Lukacs, a.g.e., s. 2. Raddattz, Georg Lukacs, Alan Yaynlar, stanbul, 1984.

140

Ayn belirsizlik Marksist devrim kuramnda da grlr: Devrim, btn nesnel ko ullar olgunla ncaya kadar ortaya kmaz, ama te yandan Lenin srf isten gcyle bu ko ulu aka zorlayabilir, daha nceki orta snf devriminin srecini tamamlamasna henz zaman varken bire proleter devrimi yaratabilir. 337

Lukacsn ilgilendi i yazarlar da, d nsel ba lamda bu ilerleme anlay na ba l kalan yazarlardr. Brechtle kar kar ya kaldklar en temel sorun da budur. Brecht, yeni retim ili kilerine ve geli en teknolojiye paralel olarak, yeni sanat aralarnn ele geirilmesi ve politik ba lamda i levle tirilmesinden yanadr. Bu yorumuyla da, tart mann oda nda, Lukacsn burjuva gereki yazarlara taklp kalmasn ve modern sanat tamamen d lamasn, sanatn alann darla tran bir gerekilik anlay na takl kalmak olarak de erlendirir.338 Belirtmek gerekir ki, Brechtte339 epik tiyatronun i levi, kalpla m de er yarglar zerinden ahlak dersi vermek de ildir. nemli olan, seyircinin gere in sakl yzne ili kin bu derin bilgiyi edinirken, bir tr bilince varma durumunu ya amas ve ele tirel tavr taknabilmesidir. Karakterlerdeki de i ken yapnn gerisinde, tamamen de i ebilirli in olaylarn ok farkl olabilece ine dnk umudu te vik edece i d ncesi yer almaktadr. Brecht iin modern a da sorun, yabancla mann geleneksel bir yorumu de il, teknolojinin nasl ve kimin yararna kullanlaca sorunudur. Bu yakla myla Brecht, oyunlarnda zgrle tirici imkanlar gzlemler ve insan ya amn Lukacstaki bir zn gerekle mesi ba lamnda ereksel olarak de il, srekli bir tarihsel de i im sreci olarak grr. Hem Brecht hem de Lukacsn Marksist estetikleri, hangi edebi gelene in anti-fa ist mcadelede en iyi ekilde kullanlabilece ine yneliktir. Amalar, yabancla maya kar sava mlar ve rastlanabilecek pek ok benzer sylemleri paralellik ta maktadr; ancak onlar gerekli e bak ve estetik anlay lar bakmndan birbirlerinden ayrlmaktadrlar. Lukacs,

337 338

Jameson, 2006, s. 174. Raddattz, a.g.e. 339 Brecht, 1997.

141

Klasik Avrupa kltrnn sreklili ine derinden ba l geleneksel bir etik ve estetik hmanizmi benimserken, Brecht, yirminci yzyla uygun bir modern estetik aray iinde bilimsel bir tiyatro anlay yla ekonomik retim nosyonlarn uygulamaya al m tr. Lukacs gerekili i edebi bir tarz olarak tanmlar ve bu tarzda da tekil karakterlerin hayatlar, onlar toplumlarnn tarihsel dinamikleri iinde i leyen bir anlatda yanstlr.
Byk gereki romanlar, retrospektif (gemi e dnk) ifade sayesinde bir epik olaylar ve nesneler hiyerar isini ierir ve tekil karakterin tarihsel olarak ko ullanm dn m iinde esas ve nemli olan eyi a a karr.340

Bylelikle Engels ve Marx etkisinde Lukacs, hem tm bireyselli in ve hem de tarihsel tipikli in betimleni ini vurgulam olur. Lukacs bu d nceleri ba lamnda, sanat ve edebiyat alannda "gemi i", "miras" tmyle ve hi ayrmsz reddeden anlay lara kar kmakta ve zellikle 19. yzyl ykselen burjuvazinin sanat ve edebiyat olan gerekilikten renilecek ve rnek alnacak ok ey oldu u gr n savunmaktadr. Yazlarnda o dnemin edebiyat ve sanat evrelerinde hala etkili olan, proletaryann gemi in mirasndan alnacak hibir ey olmad , gemi te var olanlarn bir kenara itilip, yeni, "devrimci" bir sanat ve edebiyatn do mas iin "zeminin temizlenmesi" gerekti i gr lerini savunan "Proletklt" sapmasna kar mcadele etmektedir. Bu ba lamda Brechtte gemi burjuva edebiyatna yneltilen Proletklt

reddiyesinin a r bir rne ini gren Lukacs, zellikle Brechtin didaktik- retici oyunlarnn do ru bir sosyalist geekilik temeline sahip olmad n d nr. Bu nedenle Brechtin, siyasal e itim ve eylem iin bir tr bilimsel laboratuar yaratma giri imini, edebi esere bilimsel paradigmalarn yersiz bir biimde sokulmas341 olarak de erlendirir. Seyirciyi, basit empatiden uzakla trma ve onlar eylem zerinde ele tirel biimde d nmeye te vik etmeye ynelik yabancla trma, Lukacs342 iin malzemeye yapay olarak sokulmu

340 341

Lunn, 1995, s. 100. Lunn, a.g.e., s. 108. 342 Lukacs, 1975.

142

unsurlar olarak grlm tr. Sanat zerine Yazlar343nda Brecht, Lukacsn a da sanatta insana nem verilmeyi i, znel anlatlarn a rlk kazanmas gibi ele tirilerine katlmakla birlikte, Lukacsn bu insancl olmayan tekni i bir kenara itip, yzn klasik byk gereki yazarlara dnmesini ele tirmektedir. Lukacsn bu belirlemesinde, yazara d en, eski ustalara yana mak344, yava bir anlat temposunda, bireyi olaylarn merkezi konumunda i lemektir. Ancak, bunlarn nasl stesinden gelinece i bir aklamadan uzaktr ve pratikte uygulanma olaslklar yoktur. Brecht iin k yolu, iyi eskiyle de il, yeni ktyle kurulacak ba lantdr. Yaplacak olan, a da tekni i ykmak de il, onu geli tirmek, eksikliklerini kapatarak onu zenginle tirmektir. Brecht, Lukacsn on dokuzuncu yzyl edebiyatna dair yapt betimlemeye de il, onun modern sanatn gereki imkanlarnn potansiyellerini d layan kstl ve yasaklayc darlkta olu turdu u gereki modele itiraz etmektedir. O, gerekili i bir biim meselesi olarak grmez, do ruyu ifade etmenin pek ok tarz vardr. Srekli de i en bir toplumsal gerekli i a a karmak iin yeni biimsel aralara ba vuran yazarlarn, biimci olarak nitelendirilmemesi gerekti ini belirtir. Bylelikle Brechte gre, asl toplumsal ortam sanattan yeni taleplerde bulunurken, geleneksel biimlere sk skya ba ll yla Lukacsn kendisi biimcilikte takl kalmaktadr.
Kapitalizmin toplumsal realitesi XX. yzylda radikal de i imler geirmi ti. Bunun zorunlu sonucu olarak, (a da sanatdan) Balzac ya da Tolstoy tarznda tarihsel bireylik formlar yaratmas, olu turmas da beklenemezdi. Balzac ya da Tolstoyun tarzndaki ki iler yaratmaya al mak fiilen realizmden bir uzakla ma ve ka olacakt.345

Lukacsn gerekili i, bireylerin toplumsal btnn iinde yer almalarndan yola karken, modern kolektif hayat, bireyin bulundu u noktadan hareketle yaplan soyutlamalardan ilerlemektedir. Brecht, total bir evrenselle tirme kar snda, onu dn trmeye ynelik biim
343 344

Brecht, Sanat zerine Yazlar, Cem Yaynevi, eviren: Kamuran ipal, stanbul, 1997. Brecht, a.g.e., 345 E. Bloch-G.Lukacs, B. Brecht-W.Benjamin, T.Adorno, 2006, s. 125.

143

ve tekniklerin pe indedir. Brecht iin byle bir gerekli in btnl nn gsterilebilmesi, bilinli olarak yan yana getirilmi izgisel olmayan imgelerin montajyla mmkn olabilir. Tarihsel dnyay Goethe, Balzac ve Tolstoy gibi yazarlarla de il, modernistlerle payla t mzdan, yirminci yzyln ko ullarna tepki olarak geli tirilen modernist edebiyat tekniklerine ynelebilece imizi belirtmektedir.
Brechtin biimcili i, yle syler: Biimsel her ey sosyal nedenselli in izlerine yakla mamz engelledi inde uzakla lmal; sosyal nedenselli in temellerine ula mamza izin veren biimsel her eye ise yakla lmaldr. 346

Klasik sanata ba ll asndan Lukacs, modernist sanatn, yalnzca Avangardist gr leri ifade etti ini ve halka hitap etmedi ini belirtirken, Brecht de Avangard hareketleri ele tirisi ynnde, Batdaki kltrel retim ve da tm ko ullar iinde bunun geerlili ini kabul etmekle birlikte, Lukacsn kaderci sonucuna itiraz etmektedir. i snfnn, kendisi iin

sanat anlay n reddetmesine kar n, toplumun gerek mekanizmalarnn a a karlmasna yardmc olan her trl yenili i her zaman destekledi ini syler. Zamanla, sanat ile i iler aras kar lkl ve srekli gr al veri i sonrasnda, bu yenilikler anla labilecektir. Lukacs iin belli ba l btn sanat dallar bir toplumsal btnl ifade etmektedir. Bu btnlk iinde dolaysz deneyim ve tarihsel geli me arasndaki eli kinin yalnzca grn te stesinden gelinmektedir. Okur, bu btnl alglayarak, grn te paralanm , insanszla m bir dnyann yeniden btnle tirilmesini ba kas adna ya ar. Bu yeniden birle tirilmi btnlk deneyimi, almlaycnn fiilen ve moral olarak hazrlanmasna yardmc olmaktadr. Burada Lukacsn estetik yakla mnn temelinde de, bilin ve btnlk kavramlarnn yatmasnn etkisini grmek mmkndr. Tpk, siyasal dzlemde, proleterin bilinlenmesine ba lanan sre, sanatta da, almlaycnn bilincine braklmaktadr.347 Bu d nceler Lukacsn, modern sanatn ve zelde de Brechtin paral anlatmna-montaja kar

346 347

Karacabey,2009, s. 59. Kiralyfalvi, 1983, 10/11/2010.

144

tepkisini temellendirir niteliktedir. Bu anlatma dayal sanatn btnl canlandrma ere i monotonluktan teye gidemeyecektir.
Tek tek ayrntlar en alacal bulacal renklerle ldayabilirler, btn hi de i ac olmayacak biimde gridir; tpk paralar e itli renklerde gze arpsa da sokak ortasnda toplanm suyun bir pis su birikintisinden ba ka bir ey olamayaca gibi.348

Bu d nceleriyle Lukacs, sanat alannda almlaycya, btnsellik erevesinde bir tr d ardan bilincin verilmesinden sz eder niteliktedir. Bu tamamlanm , btnsellikli yapnn yanstlmasyla seyircide bir itki olu acaktr. Lukacsn Marksizm yorumuna ba l olarak, znellik ile nesnelli in, grng ve zn, birbirinden ayrlmasna yol aan burjuva toplumunun neden oldu u ideolojik arptmalar kar snda Marksizm, zne-nesne diyalekti ini, somut btnsellik gr n, btn olu turan btn paralarn tarihsel olarak dolayml niteli ini temele alan bir yntemdir. Bu yabancla ma ierisinde modern yurtsuzluk, btn insan d ncesinin

gerekle tirilebilmesiyle a labilirdir. Buna kar n Brecht ise, eli kilerin uyumlu bir biimde yaplandrlarak yorumlanmas ve izleyicide bir ruhsal bo alma duygusu yaratlmasnn, siyasal eylemi gereksiz kld ve seyirciyi edilgen bir duruma indirgedi i gr ndedir. Brecht349, bir btnlk ere i gtmeksizin, olay rgsnden ba msz tek tek durumlar, eli kileri gstermeye al r. Onun epik tiyatrosunda, hem seyirci hem de oyuncu bilinlenme srecinde etkin bireylerdir. Oyun bir geli me ve sonula ba lanarak, klasik bir de ve karmlara ba lanmaz. A a kan durumlar kar snda, izleyici belli bir mesafeden sorgulama srecine braklr.
Brecht, burjuva toplumundaki temsil biimlerini ve ola an d nce kalplarn sorgulamaktadr, olaylar tamamlanmaz, zneler tamamlanmaz. Varolu lar toplumsal olarak in a edilmi hedeflere ba ldr ve bunlar anlamak iin de seyircinin ele tirel dikkatine gerek vardr.350

348 349

Lukacs, 2004, s. 58. Brecht, 1997. 350 Karacabey, 2009, s. 59.

145

Toparlayacak olursak, z ve grnen aras eli kili yapy biimsel olarak sunmak, hem Lukacsn ve hem de Brechtin, Marksist izgideki istemleridir. Fakat Brecht, bu ili kideki krlmann, toplumsal srecin zne ait oldu unu d nerek, eli kiyi eli ki ile zmleme yolunda, bu paralanm lktan hareket eder. Kalc bir zden sz edilemeyen351 bylesi bir yapy diyalektik olarak i lemeye al an Brecht, Lukacsn dekadan buldu u yeni teknikleri, i levsel ve retimsel bulmakta, d ncelerini ya anan bu eyle me ve z-grng aras kopu ta sergilemeye al maktadr. Lukacsa gre Brecht, siyasal anlamda Marksist gzkse de estetik adan modernisttir. Burada nemli bir tespiti sunmakta fayda vardr: Brecht iin gerekilik352, toplumun karma k yapsn a a karmak, egemen snfn bak asn asll ierisinde ortaya koymak, insandan yana bir toplumu olu turabilecek bir snf asndan sorunlara bakmaktr. Bu tanmlamada Lukacs ve Brecht sylemleri arasndaki benzerlik dikkatimizi eker niteliktedir. Ayrca Brecht, varolann basit bir tasviri olarak Do alclk kar snda, gerekili in varolann tesine geme perspektifinden sz eder ki, bu da yine ayn benzerlik duygusunu uyandrmaktadr. Grrz ki, aslnda Brecht ve Lukacs arasndaki sorun, d nsel dzlemde uzla amamaktan ok, ynteme ve biime ili kindir. Sonu olarak, snf, ideoloji ve metin aras ili kileri dolayszla tran ve metni ideolojinin ve ideolojiyi de snfn rn sayan yakla m, gere in btnselli inden yola kmaktadr. Gerek bir btndr ve btnl ierisinde betimlenmelidir. Bu, gereki anlatmla mmkndr. Gere in paralanmasna ynelik biimsel giri imler, gere in btnl n bozan paral anlatm (fragman, montaj vb.), bu nedenle Lukacs tarafndan zararl ve dekadan bulunmaktadr. Bu bir k dile getirir; nk yabancla ma olgusunu sreklile tirmekte ve politik bilinci engellemektedir.353 te yandan sanat yanstmay a arak

351 352

Karacabey, a.g.e. Arslan, 2001, s. 68. 353 Kiralyfalvi, 1983.

146

Marxn temel kavramlarndan retim ve eli ki kavramlar erevesinde ilerleyen Brecht, gere i anlayabilmenin ilk ko ulunun gere i paralamak oldu unu syler.
Her a n gere i ve alglanma biimi de i ti i iin, sanatsal iletme biimlerinin de srekli de i mesini ngrr bu yakla m.354

Bu ba lamda geleneksel algy kran z de il, yeni alglama biiminin var olabilmesini sa layan biimdir. Bylelikle biimin edilgin bir e olmad da saptanm olur.355

Avangardlarla birlikte sanatn bir tepki, bir lk olarak kendini gstermesiyle, Aristotelesin klasik miras paralanmaya ba lam , sanatn neli i sorun edinilmi tir. Sonrasnda, estetik yaptlarda varl n srdrmeye devam eden Klasik Dram anlay na, yalnzca teoride de il, pratik uygulamada da en byk ele tirilerden biri B.Brecht tarafndan getirilmi tir. Bu ba lamda bu al ma, sanatn sorun edildi i, tarihsel olaylarn ve geli imlerin kar snda, nasl bir sanat? sorusu evresinde, sanatn merkeze alnd bir dnemde, gerekilik zerine yaplan bir tart may, B.Brecht ve G.Lukacs arasndaki d nsel paralelliklerden de sz ederek betimlemeye al m tr. Hem Lukacs ve hem de Brecht, Marksizmi estetik alana uygulay lar, merkeze eyle me-yabancla ma sorununu almalar bakmndan paralellik ta maktadrlar ve bu bakmdan da Gerekilik zerine yaplagelen tart malarda nemli bir yere sahiptirler. inde bulunduklar dnem, iki dnya sava arasnda, politik dzlemin ne kt ve politik d ncelerde kutupla malarn ya and buhranl zamanlardr. Tm bu srecin en zgr ifadesi olarak, ya anan-grlen kar snda, gerekli in neli ini sorgulamaya dnk bir alan olarak grlm tr sanat. Bu yzden gerekilik tart mas uzun bir dnemi iermektedir. Bu srete, rne in Frankfurt Okulunun pek ok yesinin sanat teorik dzlemde tart malar kar snda, Lukacsn teori-pratik birli ini sa lama adna, partiyle olan ili kilerinde ya ad

354 355

Oktay, 2003, s. 116. Gerek ve Biim aras ili kiye ynelik ayrnt iin, Oktay, a.g.e., s. 110.

147

mcadele356ve bu prati e dayal, etkin bir Marksist estetik kurma giri imi, te yandan Brechtin, Marksist diyalekti i do rudan bir pratik ierisinde, tiyatro zerinden kurma abas, gnmz sanatn de erlendirmede ve sorgulamada da nemli bir tarihsel arka-plandr.
Sanatla sanat olmayan arasndaki farkn, ayrmn belirsizle ti i modernist kopu , giderek sanatn artk yok edilmi blgesini, alann var etmek abasna dn r. Alan neyin dolduraca de il, alann kendisini olu turmak sorunu, kendine bo alan yaratma sorunu.357

Estetik olanla olmayan arasndaki ayrmnn ortadan kalkt , yanstlan ve aslolan(hakiki) gereklik tart malarnn oda ndaki mimesisin zld gnmzde, bir zamanlar derin bir atlak ve haykr olan Avangard isyann merkezindeki temel sorular da, Brechtin nemle vurgulad de i im (tarihsellik) anlay na ba l Marksist estetik yakla m ve felsefi vurgulamalar da, Lukacsn z yakalamaya ynelik btnlk temelindeki felsefe ve sanat zerine d nceleri de yerini, farkllklarn ortadan kalkt , snrlarn e elendi i bir ortama brakm tr artk.
D nsel bir odak, btn merkezler gibi anlamn yitirdi inde ise, hareket olarak hareketsizlik, dil olarak dilsizlik trnden iftler o alacaktr. Grn yerine kaybolu un esteti i tam da bu paradoksal manzarann uygun esteti idir.358

Modernizm sonras tiyatro anlay n ve porstmodernizmi ele alan Elinor Fuchs, zellikle Amerikadaki kltrel ortamn rneklemeleri e li inde, postmodern durumu ve tketim a n, ar pazar Olarak Tiyatro359 ba l altnda serimler. 1980 ve sonrasnda neredeyse her tr kurum ve kurulu un al veri e ynelik tutumlarn, tiyatronun tecimsel ba ll n ve teslimiyetini a knlk ve zntyle dile getirmektedir.
O eski zamanlarda, biz ocukken bilirdik ki, ya da en azndan bildi imizi sanrdk ki, kltr, piyasa iinde yer almad iin kltrdr. Ama yanlyorduk, anmsad mz btn o kurumlar, piyasaya o kadar da kar de ildi; sadece henz onun iinde yer almyorlard.360

356 357

Partiden ald ele tiriler kar snda o u zaman kendi d ncelerini partiden kopmamak adna ele tirmesi. Karacabey, 2009, s. 8. 358 Karacabey, a.g.e., s. 11. 359 Fuchs, 2003, s. 171. 360 Fuchs, a.g.e., s. 172.

148

ar pazar tiyatrosu olarak nitelendirdi i bu yeni tketim alannda, Brechtin epik-diyalektik tiyatrosundaki yabancla trma unsuru, bir tr ele tiri ve sorgulama yerine, a inal a, izleyicinin bedensel olarak eylemin iine sokulmasna do ru evrilmi tir. Bu d nceler, Marxn felsefeyi dnyay de i tirmeye ynelik olmas gereklili i ynndeki ele tirisi ile Brechtin politik olandan kaan basit bir estetik zevk halini alm mutfak tiyatrosu ele tirisi arasnda Althusserin kurdu u paralellik zerine dile getirdi i cmlelerle benzerlik ta maktadr:
Oyun yazarlar, sahneye koyanlar ve oyuncular da, sonunda, tketim amal, estetik hazz ya da mutfak zevki vb.yi amalayan tiyatro retiyorlar.361

Bu durumda, Ne yaplmaldr? sorusu kar snda yeni akmlar, yanlsama-gereklik snrnn krlmasna ili kin bir ilerleyi gsterirler. Bu ilerleyi in temel d ncesi, yanlsamalarn do al bir olu um, benli in temel bir esi olarak ele alnmasdr. Brechtin kuramnda yanlsama, sahte bir bilintir ve benlik de ba tan a a bu yanlsamalarla doludur. zellikle postmodernist sanatlar, yanlsamann do all d ncesine ba l olarak gerekli in kavranabilmesinde, yanlsamann kanlmaz oldu una i aret ederler. rne in, Althusser362 iin, sanat bilgi vermez, onun i levi sergilemektir. Sergiledi i ise ideolojinin ta kendisidir.
Evet, sanat yanlsama retmez, artk buna ihtiyac kalmam tr, bize sahicilik olarak sundu u ontik deneyimler, bizzat hayatn sundu u yanlsamalardr.363

Gerek Sanat, bize bu ideolojiye kar mesafe koymaya dayanan bir bak as sunabilen sanattr. Althusser364 bu anlay temelinde, Brechtin tiyatrodaki devrimi ile Marxn devrimi arasnda bir tr ko utluk bulur. Ona gre, Brecht, Marx teoride de il pratikte kavram tr. Brecht tiyatroyu ortadan kaldrmaz, onu oldu u gibi alr ve gemi teki ba lar skp
Althusser, 2004, s. 88. Kowsar, Althusser on Theatre, Published by: The Johns Hopkins University Press, Theatre Journal, No.4, pp 461- 474, 1983, 10/11/2010. 363 Karacabey, a.g.e., s. 9 . 364 Kowsar, a.g.e.
362 361

149

atmakszn, yeni bir uygulamaya koyar. Ayn biimde Marx da felsefeyi ortadan kaldrmaz, tm gelene inden kopmu bir felsefe retmez, oldu u haliyle o felsefe ierisinde hareket eder ve o da yeni bir uygulanma biimi sunar. Yine Althussere gre, hem Brecht hem de Marx, felsefe ve tiyatronun bilimlerle ve siyasetle derin ili kilerini anlam lardr.365 Marxn dnyay yorumlamakla yetinmek anlamnda yarglad felsefe, siyasi kayna n ve snrlarn yadsyan, tarafszca tm insanl a seslenme ere indeki utanan felsefe366dir. Brecht de, siyaset yapan ancak bunu yadsyan tiyatroyu mutfak tiyatrosu, basit estetik zevk tiyatrosu vb. nitelendirir.
Her iki safta da tam bir din, bir bylenme, bir ba dnmesi, bir uyutma, bir katksz hazlanma grrz. Felsefe, bir tketim ve teorik haz nesnesine, tiyatro bir tketim ve estetik haz nesnesine dn yor. Sonunda, felsefeciler tketime ve teorik hazza ynelik felsefeler retiyorlar. Oyun yazarlar, sahneye koyanlar ve oyuncular da, sonunda tketim amal, estetik hazz ya da mutfak zevki vb.yi amalayan tiyatro retiyorlar.367

Marxn felsefenin yeni bir uygulay a ynelik d nceleri ile Brechtin tiyatroda yeni bir praksise do ru atlm arasnda paralellik kuran Althusser, Brechtteki yabancla trma etkisini yer de i tirme olarak ele alr. En temel yer de i tirme ise, felsefe ve tiyatroda sorunlara yakla mn bak asn de i tirmektir. Bu yoldaki en nemli adm, siyasetin, felsefe ve tiyatrodaki konumunu saptayabilmektir. Tiyatro alannda bunun kar l , tiyatronun ya am olmad n gsterecek trden bir yer de i tirmedir. Bylelikle seyircinin oyunun zmne ynelik klasik kurgusu krlr. Tm bu d ncelere dayal olarak felsefe ve tiyatroyu de il, aldatmacay ortadan kaldrmak adna Althusser, tiyatro uygulamasndaki devrimin bir etkisi olarak Brechtin yabancla trma etkisini, kendisi yer de i tirme, aralk terimleriyle ifade ederek vurgular. Hem felsefede hem de tiyatroda yeni uygulamann temelinde bu yer de i tirme yatmaktadr.

365 366

Althusser, 2004, s. 87-89. Althusser, 2004, s. 88. 367 Athusser, a.g.e., s.88.

150

Bu yolla sesi bastrlan siyaset, felsefe ve sanat alanlarnda sesine yeninden kavu abilecektir. Althusserin ideoloji d ncesi e li indeki sanat yorumunun yan sra modern anlay la birlikte, ideolojinin merkezili inden phe duyulmaya ba layan yeni yakla mlar geli im gstermi tir. Bu yakla mlarn temel dayana , ideolojinin, egemen snf birle tirip glendirebilece i, ancak ynetilen alt-snflarn bilincini ele geirmede zayf ve btnlkl bir yapdan yoksun oldu udur. leri kapitalist toplumlarda hakim ideoloji anlay , kendi iinde eli kili, homojen olmayan bir yap sunar. Bununla birlikte alt-snflarn inan ve de er kodlar egemen snfn kontrol d nda biimlenmekte ve ona kar bir g olu turabilmektedir. Bylesi bir toplumsal yap, btnlkten uzak, eli kilerin merkezinde, atlaklarla dolu heterojen bir durum sergilemektedir. Alt snflarn rza gsterme halleri, ideolojik aygtlarla de il, Marksist bir tutumla, iktisadi aralarla sa lanmaktadr. Sistemin i lerli inin bir di er nedeni, ideolojik bir btnlk ve uyum de il, smrlen snflar arasndaki blnmedir. Bylelikle ynetim daima, istenen bir eyden ok, katlanlan bir ey olmu tur368. Bu yolda ilerletilen ideoloji temas, ekonomik indirgemecili e kayarak, ileri kapitalist sreci bir tr ideolojisizle tirmeye srklemesi ba lamnda makul grnmez. Byle bir ideoloji yorumu kar snda, ideolojiyi, ileri kapitalizmin her yana szan bir hali olarak de erlendiren bir ba ka yakla m da, toplumsal anlamdan ve gerekli in temsilinden sz edilemeyecek denli gerekli e duyulan bir ku ku niteli indeki nihilist yakla mdr. Bir tr anlam eksikli i ve bireylerin tkenmi li i ierisinde, ideolojinin kendine yer edinebilece i bir znellik yoktur.
Tipik yurtta , Ya asn zgrlk! diye ba ran ideoloji taraftar ta tan bir ki iden ok, zihni en az nndeki ekran kadar dz ve seme yapmakszn almlayc olan, uyu mu , bylenmi bir televizyon izleyicisidir.369

368 369

Eagleton, deoloji, Ayrnt yaynlar, ngilizceden eviren: Muttalip zcan, 2005, stanbul, s. 62. Eagleton, a.g.e., s. 66.

151

Eagleton, bu postmodern yakla m, znelli i ve ideolojinin btn biimlerini ortadan kaldran a r u bir d nce olarak ele tirir. Anlam ile anlamszlk arasnda bocalayan ileri kapitalizm, duyarl bir zneye ihtiya duymaya devam etmektedir, tketim ediminin pasif bireylerinden ayn zamanda etik ykmllklerini yerine getirmelerini beklemeye devam eder. Geleneksel ideoloji ele tirisi, yanlsama ilkesi temelinde, zneyi ne yapt n bilememe haliyle betimlerken, bir ba ka postmodern ideoloji yakla m, znenin tam da ne yapt nn farknda olarak eyledi i fikrinden yola kar. Bu yeni ideolojik zne, yanl bir bilince srklenmi bir kurban de ildir artk, ne yapt nn farknda ola ola, yine de yapan ki idir.
lk nce toplumun yapt ile syledi i arasnda bir tutarszlk ba lar; sonra, bu edimsel eli ki rasyonalize edilir; daha sonra ironik bir biimde bu rasyonalizasyonun farkna varlr ve sonuta bu kendine ironik bakmann kendisi ideolojik amalara hizmet eder hale gelir. 370

deolojiyi yalnzca ne d nd mzle ilgili yanl bilin olarak ele alan ve eylemi haklla trma yolundaki inanlarn yanlsama oldu unu belirten klasik ideoloji yakla m ya da ideolojinin sonu teorileri kar snda, ideolojinin toplumsal pratiklerimizin iine i lemi oldu unu fantezi terimiyle ortaya atan Zizek iin, ki i artk toplumsal gerek ile maske arasndaki mesafenin yani ideolojik evrenselin ardndaki tikel karn farknda olmasna farkndadr, fakat onu reddetmez. Bunun temelinde, gereklikle kurulan eylemsel ili kileri yapla tran yanlsamann- ideolojik fantezi- gzden karlmas yatmaktadr. Yanlsamann bilgiye yerle tirilen klasik biimi ile ideoloji, Zizeke gre, gnmz toplumunu ideoloji sonras bir toplum klacaktr. Oysa Ona gre yaygn ideoloji, sinizm ideolojisidir. nsanlar artk ideolojik nermeleri ciddiye almamakta ve inanmaktadrlar.

370

Eagleton, a.g.e., s. 67.

152

Sanki ge kapitalizmde szler nemli de ilmi , artk ba layc de ilmi gibidir: Edimsel glerini gittike yitiriyormu gibi grnrler; sylenen her ey genel kaytszlk iinde bo ulur gider; kral plaktr, medya da bunu davul zurnayla ilan eder, ama kimse bunu pek umursamaz- yani insanlar sanki kral plak de ilmi gibi davranmay srdrrler.371

Bylelikle ideoloji gerekli i glgeleyen bir maskenin tesinde toplumsal eylemlerimizi yaplandran bilin-d bir fantezi dzeyidir. Bylelikle bu sinik mesafe, ideolojik fantezinin gcne gzlerimizi kapamann yollarndan biridir.
Bir parkta, zerinde Yalnzca Beyazlar! yazl bir bankta otururken, kendi kendime rkl a kar oldu umu anmsatmann faydas yoktur; bu bankn stnde oturma edimimle rk ideolojiyi desteklemi ve ya atm oluyorum. deoloji, deyim yerindeyse, kafamda de il oturdu um banktadr. 372

Kapitalizmin yaratt ktmserlik a , sanattaki bu yersiz yurtsuzluk durumunu ve bir tr gelecek yoklu u d ncesini, insanlarn edimsel olarak etkide bulunamayaca tarihin ykm anlay n da beraberinde getirmi tir. Bylesi bir nedensizli in ortasnda, diyalektik d nmenin yok oldu u bir ortamda, anlam da donakalm tr.

371 372

Zizek, Krlgan Temas, Metis yaynlar, eviren: Tuncay Birkan, 2006, stanbul, s. 67. Eagleton, 2005, s. 69.

153

ZET

Bu tezin amac, Bertolt Brecht ve Georgy Lukacs arasnda gerekilik temelinde filizlenen, Klasik-Modern sanat at masna hem felsefi hem de pratik bir inceleme ile yakla arak, modernitenin a nd gnmzde sanatn neli ine ili kin bir sorgulama ortaya koyabilmek, sanat-siyaset ve felsefe ili kisine dikkat ekebilmektir. Lukacs, Hegel etkisinde, sanat olanakl olann imkanna do ru bir bilin uyarc olarak, Aristoteles etkisinde ancak ondan daha kapsaml ve daha farkl bir bak asyla, mimesis ve katharsis kavramlar temelinde ele almakta, bu anlamda da geleneksel dramatik yapnn znmesi ba lamnda ba ta Avangard dnemi ve ard sra geli im gsteren modern sanat dekadan olmakla sulamaktadr. Bu ba lamda ilk blmde, Aristotelesin Poetika ba lamnda sanata yakla mna ksaca de inilmeye al lnyor ve ardndan sanatn kendine ve sanat kurumuna dair, geleneksel dram anlay na bir kar k olarak Avangard dnem, tarihsel geli im sreciyle birlikte verilmeye; bu srecin devamnda Brechtin Avangard etkisinden de syrlarak, politik ve diyalektik, zellikle retim ili kilerine dayal epik tiyatro anlay serimlenmeye al lyor. Bu yolda, Brechtin epik-diyalektik tiyatro anlay temelinde, kathartik bir etki yerine almlaycda belirli bir sorgulamay yaratabilmek adna, bir tr mesafe koyma anlamnda, yabancla trma etkisi zerinde durulacak ve bu do rultuda bu yabancla trmann unsurlar incelenecektir. Lukacsn estetik anlay n kavrayabilmede yol ac olmas abasnda, ncelikle Onun kapitalizm ele tirisi ve eyle me analizi Tarih ve Snf Bilinci eseri temelinde verilmeye al lacaktr. Daha ok pratikle ba nts ierisinde, politik temelli incelenen Lukacsa, Estetik eseri zerinden, al ma,mimesis, katharsis, d la trma ve d la trmann geri alnmas gibi temel kavramlar ba lamnda

154

yakla larak, modern sanat ele tirisinin temeli ara trlacaktr. Son olarak Brecht ve Lukacs arasnda pek ok kayna a konu olmu tart ma, aralarndaki fikirsel yaknlklar da gzetilerek, daha geni bir bak asyla verilmeye al lacaktr.

155

ABSTRACT

This thesis aims to produce a philosophical investigation over the nature of art by focusing on the disagreement between the two significant Marxist thinkers, Bertolt Brecht and Georg Lukacs, who considerably opposed to each other in terms of what the art is and what it should be in modern times. Moving from this background, the thesis also aims to emphasize the relation of art with both politics and philosophy.

Influenced by both Hegel and Aristotle, Lukacs considers art through the concepts of mimesis and catharsis, and maintains the view that the rise of Avant-garde period and the modern art that subsequently followed it represents the decadence of classical bourgeois art. Accordingly, the first chapter of the thesis is devoted to the illustration of Aristotles view of art through his well-known opus Poetics. It is followed by the discussion, from a historical perspective, of the rise of Avant-garde period, which represents an objection not only to the traditional understanding of dram in particular but also to the art itself. The study then turns to Brecht and his concept of epic theatre, which grounds itself on a dialectical and materialist understanding of social relations of production. Moving from this dialectical view, Brecht criticizes Lukacs view of aesthetics as falling into the formalism, arguing the possibility of using any forms in aesthetic works. In this sense, the thesis aims to explain and discuss Brechts view of epic-dialectical theatre through his understanding of alienation effect(s) while the exploration of Lukacs view(s) of art and aesthetic starts with his critic of modern capitalist society and reification analysis as expressed in the History and Class Consciousness. Last but not least, the well-known debate and/or disagreement between

156

Lukacs and Brecht, which inspired many other ones among Marxist thinkers, is brought into the scene from a wider perspective, without ignoring the parallels between them.

Consequently, the thesis concludes by drawing attention to the importance of the debate between these two important Marxist figures, in terms of the way in which contemporary art and its present situation is to be considered. In other words, the thesis concludes arguing that this classical debate is not to be viewed as something outdated that may only get the concern of those who are particularly interested in the history of Marxism, rather it should be viewed as a productive debate through which one may get valuable insights when it comes to the analysis of modern art as well as on-going debates on the nature of it.

157

KAYNAKA

Adorno, Theodor, (1984), "Art, Society, Aesthetics", Aesthetic Theory, Routledge & Kegan Paul, eviren: Taylan Altu , (1998), Sinemasal, Dokuz Eyll niversitesi, Gzel Sanatlar Fakltesi, Sinema TV Blm Yayn, Sanat, Toplum, Estetik, Say:1. Adorno, Theodor, (1983), Prisms, MIT Press. Adorno, Theodor, (2008), Edebiyat Yazlar, Kltr Ele tirisi ve Toplum, Metis Yaynclk, stanbul. Adorno, Theodor, (1975), Culture Industry Reconsidered, Translated by Anson G. Rabinbach, New German Critique, 6. Adorno, Horkheimer, (2010), Aydnlanmann Diyalekti i, Kabalc Yaynevi, stanbul. Adorno, Theodor, (1966), Transparencies on Film, by Miriam B. Hansen, New German Critique, Published by: Duke University Press. Altu , Taylan,(2008), Hegel Esteti inde Sanat ve Sanat Biimleri, Bayku Felsefe Yazlar Dergisi, Say: 2. Altu , Taylan,(2009), Hegel Esteti inde Sanat ve Sanat Biimleri Klasik Sanat ve Romantik Sanat-II, Bayku Felsefe Yazlar Dergisi, Say:5. Arslan, Emre, (2001), Ya ama Sanatna Brechtin Katks: Diyalektik, Hegemonya ve Yabancla trma Kuram, Praksis(1). Althusser, Louis, (2004), Sanat zerine Yazlar, thaki Yaynevi, stanbul. Aktulum, Kubilay,(2002), Kopuk Yapt-Kopuk Yaz, teki Yaynlar, Ankara. Anderson, Perry,(2007), Bat Marksizmi zerine D nceler, Birikim Yaynlar, stanbul. Aristoteles,(2002), Poetika, Remzi Kitapevi, stanbul. Aristoteles,(1998), Nikomakhosa Etik, Ayra Yaynlar, Ankara. Aristoteles,(2001), Retorik, ,Yap Kredi Yaynlar, stanbul. Bal, Metin, (2009), Bertolt Brechtin Epik Tiyatro Kuramnn Felsefi Bir Yorumu, Bayku Felsefe Yazlar Dergisi, say:4. Belge, Murat,(1997), Marksist Estetik, Christopher Caudwell zerine Bir nceleme, Birikim Yaynlar, stanbul.

158

Bentley, Eric,(1981), The Brecht Commentaries, Grove Pres, INC., New York. Benjamin, Walter,(2000), Brechti Anlamak, Metis Yaynlar, stanbul. Benjamin, Walter,(1993), Pasajlar, Yap Kredi Yaynlar, stanbul. Brecht, Bertolt,(1982), Oyunculuk Sanat ve Dekor, Say Yaynlar, stanbul. Brecht, Bertolt,(2005), Tiyatro in Kk Organon, Mitosboyut Yaynlar, stanbul. Brecht, Bertolt,(1997), Epik Tiyatro, Cem Kltr Yaynlar, stanbul. Brecht, Bertolt, (1988), Mahagonny Kentinin Ykseli i ve D , Boyut Yaynlar, stanbul. Brecht, Bertolt, (1930), nlem, Mitos Boyut Yaynlar, Trkesi: Ycel Erten, stanbul. Brecht, Bertolt,(1977), Hurda Alm, Gnebakan Yaynlar, stanbul. Brecht, Bertolt,(1997), Sanat zerine Yazlar, Cem Yaynevi, stanbul. Brecht, Bertolt,(2001), Sosyalist Gerekilik ve Toplum, Gnebakan Yaynlar, stanbul. Brecht, Bertolt, (1994), Me-Ti, Mitos Yaynlar, eviren: Ahmet Cemal, stanbul. Brecht and Carl Richard Mueller, (1961), On the Experimental Theatre, Published by: The Mit Press, The Tulane Drama Review, No.1. Brecht, Bertolt, (2002), Btn iirleri C.2, eviren: Ylmaz Onay, Mitos Boyut Yaynlar, stanbul. Brecht, Bertolt, (2007), Btn Oyunlar Cilt: 1, Mitos Boyut Yaynlar, stanbul. Brecht, Bertolt, (2006), Btn Oyunlar Cilt: 2, Mitos Boyut Yaynlar, stanbul. Brecht, Bertolt, (1999), Btn Oyunlar Cilt:8, Mitos Boyut Yaynlar, stanbul. Brecht,Bertolt, (2000), Btn Oyunlar Cilt:9, Mitos Boyut Yaynlar, stanbul. Bumin, Tlin, (1993), Hegeli Okumak, Kabalc Yaynevi, 1993. Brger, Peter,(2004), Avangard Kuram, leti im Yaynlar, stanbul Boal, Augusto,(2003), Ezilenlerin Tiyatrosu, Bo azii niversitesi Yaynevi, stanbul. Bozkurt, Nejat,(2004), Sanat ve Estetik Kuramlar, Asa Yaynlar, Bursa. Carlson Marvin,(2007), Tiyatro Teorileri, De ki Yaynevi, Ankara. Copleston,(1997), Felsefe Tarihi: Aristoteles, dea Yaynlar, stanbul. Curran, Angela, (2001), Brechts Criticisms of Aristotles Aesthetics of Tragedy, Published by: Blackwell Publishing on behalf of The American Society for 159

Aesthetics, The Journal of Aesthetics and Art Criticism, 8/10/2010. ebi, Kerem, Ahmet,(1996), Brecht Esteti inin Perspektifi Dnya Devrimidir, Suteni Yaynlar, Ankara. Dellalo lu, Besim F.,(2007), Frankfurt Okulunda Sanat ve Toplum, Say Yaynlar, stanbul. Dellalo lu, Besim, (2005), Bir Giri : Adorno Yz Ya nda, Cogito, Say: 36, Adorno: Kitle, Melankoli, Felsefe, Yap Kredi Yaynlar. Durand, Jean-Pierre,(2008), Marksn Sosyolojisi, Birikim Yaynlar, stanbul. Dallmayr, ,(2006), Grngbilim ve Ele tirel Kuram: Adorno, Frankfurt Okulu, Do uBat , Ankara. Eagleton, Terry, (2005), deoloji, Ayrnt yaynlar, stanbul. E.Bloch-G.Lukacs B.Brecht-W.Benjamin T.Adorno,(2006), Estetik ve Politika, Alkm Yaynlar, stanbul. Fischer, Ernst, (1995), Sanatn Gereklili i, Payel Yaynevi, stanbul. Fuchs, Elinor, (2003), Karakterin lm, Modernizmden Sonra Tiyatro, Dost Yaynlar, Ankara, 2003. Godard, Jean, Luc, (1966), Erkek Di i (Masculin Feminin). Harris, Laurence, Kiernan, Miliband, Ralph, (2005), Marksist D nce Szl , leti im Yaynlar, stanbul. Hegel, Georg, Wilhelm, F., (1995), Tarihte Akl, Kabalc Yaynevi, stanbul. Hegel, Georg, Wilhelm F., (1994), Estetik, Cilt I, Payel Yaynlar, stanbul. Holub, Renate, (1992), Antonio Gramsci: Beyond Marxism and Postmodernism, Routledge. Innes, Christopher,(2004), Avant-Garde Tiyatro, Dost Yaynevi, Ankara. p iro lu, Zehra,(2009), Yzyl Sonra Brecht, Yirmidrt Yaynevi, stanbul. Jameson, Fredric,(1998), Brecht and Method, Libraryl of Congress Cataloging-in-Publication Data, British Library. Jameson, Fredric, (2006), Marksizm ve Biim, Yap Kredi Yaynlar, stanbul. Jay, Martin,(2005), Diyalektik mgelem, Belge Yaynlar, stanbul. Jay, Martin, Adorno, (2001), Der Yaynevi, stanbul. Karacabey, Sreyya,(2006), Modern Sonras Tiyatro ve Heiner Mler, De ki Yaynevi, Ankara. Karacabey, Sreyya,(2009), Brechtten Sonra, De ki Basm Yaym, Ankara. 160

Karacabey, (2007), Beckett ve Estetik ok, Tiyatro Ara trmalar Dergisi. Kiralyfalvi, Bela, (1983), Lukacss Views on Artistic Freedom, Published by: The Mit Press, Leonardo, no.2, 10/11/2010. Keamey,Richard, (1999), Modern Movements in European Philosophy, Georg Lukacs, Published by:Manchester UniversityPress. Kesting, Marianne,(1985), Tarihte ve a mzda Epik Tiyatro, Adam Yaynlar, stanbul. Kowsar, Mohammad , (1983), Althusser on Theatre, Published by: The Johns Hopkins University Press, Theatre Journal, No.4, 10/11/2010. Lefebvre, Henri,(1996), Marksn Sosyolojisi, Sorun Yaynlar, stanbul. Linchtheim, Georg,(2003), George Lukacs, lya Yaynlar, zmir. Lukacs, Georgy, (2006) Tarih ve Snf Bilinci, Belge Yaynlar, stanbul. Lukacs, Georgy,(1975), a da Gerekili in Anlam, Payel Yaynevi, stanbul. Lukacs Georgy, (2004), Marksist mgelem, Yenihayat Yaynlar, stanbul. Lukacs, Georgy,(2007), Roman Kuram, Metis Ele tiri Yaynlar, stanbul. Lukacs, Georgy,(1987), Avrupa Gerekili i, Payel Yaynevi, stanbul. Lukacs, Georgy,(1998), Leninin D ncesi: Devrimin Gncelli i, Belge Yaynlar, stanbul. Lukacs, Georgy,(1999), Estetik 1, Payel Yaynlar, stanbul. Lukacs, Georgy,(1992), Estetik 2, Payel Yaynlar, stanbul. Lukacs, Georgy,(2001), Estetik 3, Payel Yaynlar, stanbul Lukacs, Georgy, Rodney Livingstone, David Fernbach,(1983), Essays on Realism, Published by: MIT Press. Lukacs, George, (1977), Ahlaki Bir Sorun Olarak Bol evizm, Social Research, Vol. 44, No:3., Yaba yk, 36 (67), Temmuz-A ustos, 199. Lunn, Eugene,(1995), Marksizm ve Modernizm, Alan Yaynclk, stanbul. Maeterlinck, Maurice,(1958), Evin i, Maarif Vekaleti Devlet Konservatuvar Ne riyat 1, DTCF Ktphanesi, stanbul. Marks, Karl,(2004), Kapital I, Meta Feti izmi, Kapitalist retimin Ele tirel Bir Tahlili, Ankara. Marcuse, Herbert, (1991), Kar devrim ve syan, Ara Yaynlar, stanbul. Marcuse, Herbert, (1997), Estetik Boyut, dea Yaynlar, stanbul. 161

Marcuse, Herbert, (1997), Tek Boyutlu nsan, dea Yaynlar, stanbul. Marcuse, Herbert,(1998), Eros ve Uygarlk, dea Yaynlar, stanbul. Maslov, Vera, Lukacs Man-Centered Aesthetics, Philosophy and Phenomenological Research, Published by: Internetional Phenomenological Research. Moran, Berna,(1999), Edebiyat Kuramlar Ve Ele tiri, leti im Yaynlar, stanbul. Nietzsche, Friedrich, (2005),Tragedyann Do u u, thaki Yaynlar, stanbul. Oktay Ahmet,(2003), Toplumcu Gerekili in Kaynaklar, Everest Yaynlar, stanbul. Oskay, nsal, Kahraman ve Tragedya Asndan Lukacs, Brecht ve Benjamin, http://www.narteks.net/index.php?option=com., 10/05/2008. Parkan, Mutlu,(2004), Brecht Esteti i ve Sinema, Donki ot Yaynlar, stanbul. Platon, (2002), Devlet, Sosyal Yaynlar, stanbul. Raddattz, Fritz J.,(1984), Georg Lukacs, Alan Yaynlar, stanbul. Rieser, Max, The Aesthetic Theory Of Social Realism, Published by: Blackwell Publishing on behalf of The American Society for Aesthetics, The Journal of Aestetics and Art Criticism. Ricceur, Paul,(2007), Zaman ve Anlat: Bir, Zaman Olayrgs, l Mimesis, Yap Kredi Yaynlar, stanbul. Sayba l, Kemali,(1985), Siyaset Biliminde Temel Yakla mlar, Birey Toplum Yaynlar, Ankara. Savran, Glnur, Lukacs`n Felsefi Miras, 1993. ener Sevda,(2006), Dnden Bugne Tiyatro D ncesi, Dost Kitabevi Yaynlar, Ankara. Tunal, smail,(1996), Grek Estetiki, Remzi Kitabevi Yaynlar, stanbul. Tunal, smail, (1993), Marksist Estetik, Altn Kitaplar Yaynevi, stanbul. Ula , Sarp, Erk, Felsefe Szl ,(2002), Bilim ve Sanat Yaynlar, Ankara. Uslu, Ate ,(2006), Marxa giden Yol, Chiviyazlar Yaynlar, stanbul. Wright, Elizabeth,(1998), Postmodern Brecht, Dost Kitabevi Yaynlar, Ankara. Zizek, Slavoj, (2006), Krlgan Temas, Metis yaynlar, stanbul.

162

163

164

You might also like