You are on page 1of 35

DURKHEMDAN GIDDENSA POZTVST SOSYOLOJ

Yldz AKPOLAT*
zet: Bu almann konusunu, sosyolojinin bilim olabilmesi iin elzem bir role sahip olan Durkheimn Sosyolojik Yntemin Kurallar adl eseri ile bu eserden yaklak bir asr sonra Giddens tarafndan yazlan Sosyolojik Yntemin Yeni Kurallar adl eserinin karlatrlmas, oluturmaktadr. Pozitivist-holistik sosyoloji kendinden sonra gelen Anlamac-aksiyonel sosyolojik yaklamlarn eletirileri ile kendini yeniden nasl biimlendirdiinin yks sunulmaktadr. Pozitivist sosyoloji hem ontosunu tanmlama biimine hem epistemolojisine hem de metodolojisine yaplan eletirileri ksmen kabul ederek var olan toplumsal koullara ve bilim anlayna binaen, kendisini yeniden tanmlayarak, paradigmasn yeniden dzenleyerek bir sosyoloji yaklam olarak devam etme abasndadr. Artk znelerin yap zerindeki etkisini toptan reddetmemekte, aratrc zneyi toplumsal konumu itibariyle aratrd toplumdan hepten soyutlamamaktadr. Giddens, Markstan yola karak yap-zne dialektiinde pozitivist sosyolojiyi yeniden yaplandrma abasndadr. Anahtar Kelimeler: Pozitivist sosyoloji, anlamac sosyoloji, zne, yap, epistemoloji.

I. Giri Bilindii zere, sosyoloji kendini bilim statsne pozitivizm ile karmtr. Bu ilevi ise laykyla (Comteu gelitirerek) Durkheim Sosyolojik Yntemin Kurallarnda ( ilk basm 1895) yerine getirmitir. Hem sosyolojinin konusunu, ontosunu (ontoloji) hem bilinen nesne ile bilen zne arasndaki ilikiyi ve sosyolojinin bilim olarak neliini (epistemoloji) hem de bu ontodan bilginin nasl istihra edileceini (metodoloji) tanmlamtr. Ancak sosyolojik dnce ilk halinden (pozitivizm) sonra bu halin eletirilmesi ile geliimine (anlamac sosyoloji) devam etmi ve nihayetinde, imdiki halde, hem ontolojisi hem de metodolojisi Giddensn Yeni Sosyolojik Yntemin Kurallar (ilk basm 1979) ile son haline kavumutur. Deien sosyolojik dncenin kendisi mi yoksa pozitivist sosyolojik dnce mi olduuna karar vermek zorlu bir aba oldu. Bu abada Hegelin urak nosyonu yol gsterici olmutur. Urak, Geistn ilerleyiinin, kendini amlamasnn her bir merhalesidir (bkz. Hegel, Hukuk Felsefesinin Temel prensipleri, 2004). Geist her bir urakta hem kendine yabanclamakta hem kendini amlamakta hem de yetkinlemektedir. Geist her bir urakta deimekte ve yetkinlemektedir. Onun antitezleri kendinin bir grnmdr, sadece. te sosyolojik dnce, balangtaki hali olan, pozitivist sosyoloji gibi deildir. Yorumsamac sosyolojiler uranda hem yetkinlemekte hem de deimektedir. te bu alma Trk sosyoloji geleneinden gelen birinin bu sreci anlama ve tantlama urasdr. Aynlklar ve farkllklaryla sosyolojinin deiimini,
*

Y.Do.Dr., Atatrk niversitesi, Fen Edebiyat Fakltesi, Sosyoloji ABD

yetkinlemesini deiirken ayn kalabilmesinin servenini anlama abasdr, sadece, ve her bir yorum eletiriye aktr. Pozitivist sosyoloji, sosyolojik dncenin bilim anlaynn ilk k yeridir; sosyolojik dnce ve bilim anlay, imdi yorumsamac uraktan geerek kendine dnmekte ancak daha yetkin olarak. Sosyolojik dnce ve bilim anlaynn kendisi, tabiri caiz ise, Geist olarak ele alnrsa ilk k yeri pozitivist sosyolojidir (tez), ikinci urak yorumsamaclk (antitez), nc son urak (sentez) ile sosyoloji kendi zerine dnerken artk daha yetkindir.. Bu son urak Giddensn verdii ad ile Aklayc Yorumsamaclktr. Aklayc Yorumsamaclk hem sosyolojik dncenin son ura hem de en yetkin halidir. te bu almann konusu, sosyolojinin yorumsamaclk ile kendini nasl yetkinletirdiinin servenidir. Bu alma kendini yntemsel olarak yle merulatrmaktadr: Hermeneutik Daire kavramn Giddens, Gadamerden alarak kendi sosyolojisine deitirerek ikin hale getirir. Hermeneutik daire hem toplumun ontosunu kurarken aktrlerin bavurduu hem de bu ontoyu anlamas iin aratrmacnn bavurduu arasal bir nosyondur. z olarak, insanlarn tekini anlarken ve aratrmacnn farkl olan bir anlam erevesine nfuz ederken kendi birikimleri ile tekinin birikimleri arasnda yaratc bir iliki kurabilmesidir. Anlamn karlkl olarak olumasn salayandr. Bu alma; bylesi bir hermeneutik daire ile hareket etmektedir veya bunun bilincindedir, kendi bilgi birikimim ile sosyolojinin servenini ilk ve son urak itibariyle anlama giriiminin bir sonucudur. Hlasa snrllklarn bilen bir alma kaygs gdlmektedir. almann genel plannda, pozitivizmi ve sosyolojiyi nve halinde anlamak iin Auguste Comteun (1798-1857) eserleri balang olarak kabul edilmitir. Pozitivizmin, bir felsefe, bir ideoloji, bir sosyolojik bilim anlaynn, ilk nvesi olarak Auguste Comtea baklmtr. Sonra sosyolojiyi bilim olarak, yetkinletiren Durkeimn (1858-1917) Sosyolojik Yntemin Kurallar ele alnmtr. Bu eser sosyolojinin bilimlemesinin bir gstergesidir. Ayn zamanda Comteun bilim olarak adn koymasndan daha fazla eyi onun fikirlerini gelitirerek gerekletirmitir. Ve son urak, Anthony Giddensn Sosyolojik Yntemin Yeni Kurallar adl eseri pozitivizmin sreklilikleri, farkllklar ve sosyolojik dnce ve bilimin yetkinlemesi erevesinde ele alnmtr. II. Bir Doa Bilim Felsefesi, Sosyolojinin lk Bilimsel Prosedr, Muhafazakarlaan Burjuvann deolojisi ve nc Ahit Olarak Pozitivizm: Comteun Bir Meta-Teori Olarak Pozitivizmi nas Pozitivizm bu drt ayakta ve birbirine yaslanan bir dizgesel dnme pratii olarak ele alnacaktr. Pozitivizm ncelikle bir doa bilim felsefesi olarak kendini tanmlamtr. Bu doa bilim felsefesinin dayand doa felsefesi yani doa tasarm ise doal fenomenlerin basitten karmaa doru giden, aralarnda hem sreklilik hem farkllk olan hem mekanik hem organik evren anlaylarnn bir arada olduu bir tasarmdr. Doa fenomenlerinin hiyerarik bir sralamas sz konusudur. Comte ilerde amlanaca gibi Kantn felsefeye yasaklad varlk nedir? sorusunu bilim iin yasaklar. Bu yzden doal fenomenin i doas nedir? sorusunu sormaz, doal fenomenler aras ilikiye younlar (Comte, 2001;78). Bir

54

anlamda bilimlerin Kantdr. Nitekim doal fenomenler aras iliki doal kanunlardr. Temel bilimlerin konusu da bu doal kanunlardr. Doal fenomenler hem aynlk hem de farkllk gsterirler. Ayndrlar bu yzden tek bir doa bilimi olan pozitivizmin emsiyesi altnda birlemelidirler. Farkldrlar ki, bu farkllk bazen nicel bazen nitel olabilmektedir. Bu yzden de zel teknikleri olan zel bilim dallar tarafndan incelenmelidir. Comteun dnce dizgesinde okluk, farkllk ve birlik, aynlk arasnda gel-gitler bu tanmlamalarn srekli etkisi dikkat ekmektedir. okluk iinde birliin kayna hem insan zihni hem de dnyann kendisidir. Comteta ayrca hem dzen hem ilerleme bir aradadr. Onun dncesi farkl dnce kamplarnn (aydnlanma ve muhafazakarlk) bir meta-teorisi gibidir. Ki, pozitivizmin bu zellii onun yetkin ve son hali olan Giddensta tekrar ortaya kacaktr. Pozitivizmin beklide ilk elden sreklilik tespiti bu mete-teori olma zelliidir. Comte pozitif kavramn iki temel anlamda kullanr: menfinin (aydnlanma felsefesi-metafizik felsefe) karsnda olumlu, tamamlayc yeni dzenin yapcs ve ispatl. Giddensn bu almada kullanlan ana eserinin alt bal bu anlamda ilgi ekicidir: Yorumcu Sosyolojilerin Pozitif Eletirisi. Comte ve Giddensn temel kayglar kendilerinden nce sylenmi olan yapc ve tamamlayc tarzda eletirerek kendi dnsel formlarn oluturmaktr. Pozitivizm muhafazakarlaan burjuvann ideolojisi olarak da ele alnacaktr. Aydnlanma felsefesi devrimci burjuvann gelecek tasarmn vermesi itibariyle topya, pozitivizm ise devirmi ve artk iktidar koltuunda oturan burjuvann kendi iktidarn korumak adna yasland ilkeleri aknlatrc bir ideolojidir. Burada topya ve ideoloji kavramlar Mannheimn bu kavramlara ykledii anlamlar erevesinde tanmlanmaktadr (bkz. Mannheim, 2004). Mannheim, topyay var olan dzenden holanmayanlarn gelecek topisi olarak, ideolojiyi ise iktidardakinin kendi dzeninin-topinin ilkelerini aknlatrp yeni devrimci glerden muaf klma teorisi olarak tanmlar. Bu anlamda pozitivizm, tanr kanunlarnn yerine doa kanunlarn koyarak ve bunun ispatl olduunu hayal rn olmadn syleyerek, toplumun kanunlar da doa kanunlar gibi insana dsal olduuna gre insan tarafndan deitirilemezdir diyerek, burjuva dzenini yeni devrimci g olan ii snfnn devrimci mdahalesinden korumu olacaktr. Pozitivizmin ideoloji olarak misyonu budur. Comteun bilimlerin birlii ilkesi ile sosyolojiyi son doa bilimi olarak tanmlamasnn ideolojik arka plannn bu kayg oluturur. Pozitivizm ayn zamanda nc ahittir. Eski ahit (Yahudilik) ve Yeni ahit (Hristiyanlk) ile ortak ilkesi bakasn sev dsturudur. Bakasn sevmek, Pozitivist lmihalin (ilk basm 1854) temel ilkesidir. Bu ilke Durkheimn ahlak ve alturist insan kavramlar ile de rtr. Comtea gre batnn hastal zihinsel anaridir. nanlarda, fikirlerde birlik salanmadka toplumsal birlik ve dzen salanamayacaktr. O halde ilk elden yaplmas gereken inanlar itibariyle zihinsel bir dzen getirmektir. Mannheimn da dikkatimizi ektii zere batda zihinsel birliin ontolojik temeli olan Tanr fikrinin sarslmas ile batda fikirsel birlik bozulmutur (2004; 41). Ve bundan sonra bat dncesi bu birlii tayin iin yeni temel arayna girmitir. Kant bu temeli epistemoloji (evrensel insan akl) ile ina etmeye almtr. te Comte da bu abann iinde bilgiye bir sosyolojik temel bulmaya alr. Bu temel, insanlk fikridir. nsanlk, Katolikteki tanrnn yerini

55

alacak ve yeni dzenin garantr olacaktr. Comte, De Maistre ve Bonald gibi Fransz muhafazakarlara hayran olarak, Katolikliin organik dzenine hayrandr. Zaten insanln dncesinin (Hegelin Geistna karlk gelir) tarihsel evriminde iki dnsel safha vardr. Katolilik dnce-teoloji ve pozitivizm aradaki metafizik dnce (aydnlanma) ara aamadr. Bu iki dnce sistemi organik bir dzen getirirken ara dnce sadece ykmtr, yeni bir dzen kuramayacak kadar eletireldir. Muhafazakar esinleyicisi De Maistre Fransz Devriminin (aydnlanmann pratii) sadece ykc bir terr getirdiini sylemektedir. Hatta devrimi sala ve iyilie kart olarak tanmlar ( De Maistre, 2003; 83, ilk basm 1797). Tanr buyruu gibi doa kanunu da tartlmayacak olandr, bylece ona inanlacak bylece hem zihinsel hem de toplumsal dzen yeniden salanacaktr. Sosyolojiden murad da zaten yeni toplum dzeni iin bilimsel bir siyaset salamaktr. Mspet bilim yani mspet sosyoloji mspet siyaset iin sadece bir aratr. Pozitif sosyoloji toplumsal deimeyi dizginlemek istemektedir. Bunu ise yeni bir din ile gerekletirmek ister. Bu din ve yeni dzen kendine Katolik Hristiyanl rnek alacaktr. Onun gibi manevi ve dnyevi iktidar ayracaktr. Katoliklik siyasi bir dehadr. Sosyoloji vahi kapitalizmin dzeni tehdit etmesine karlk grev ahlak ve komunu sev dsturu ile hem kapitalist snfn ihtiraslarn dizginleyecek hem de ii snfna dev duygusu, ahlak alayarak onun yeni dzeni bozmas nnde engel tekil edecektir. Buradaki din misyonu Durkheimn din adam misyonu ile rtr (bkz. Durkheim, ntihar, 1992). Kapitalist burjuva dzeni burjuva lehine korunacaktr. Pozitist insanlk dininin misyonu budur. Eski ve Yeni Ahit gibi nc Ahit de kle bir snf iin tesis edilmektedir. imdi bu tespitlerimizi amlayarak, Comteun ifadesi ile ispatlayalm, pozitifletirelim. Comte, Pozitif Felsefe Dersleri (ilk basm 1830-1842 aras alt cilt) adl eseri ile kendi evinde vermi olduu konferanslar kitaplatrr. Maalesef bu eserin alt cildi Mehmet Servet tarafndan Trkeye evrilmesine ramen baslmamtr. Bu derslerin ilk ve ikinci ciltleri Trkeye evrilerek baslmtr. Birde Fndkolu, Levi-Bruhln Comteun dncesi zerine yazd eseri (ilk basm 1900) Trkeye evirmitir. Comteun Pozitivizmin lmihali (lk basm 1852)) de Trkede mevcuttur. Ancak Comteun bir dier nemli eseri Mspet Siyasete (ilk basm 1851-1854 drt cilt) Trkede rastlanmamtr. Her ne kadar Dnyada ikinci kurulan Sosyoloji blm bize aittir desek de, sosyolojinin ilk eserlerinin Trkede eksik bulunmas manidardr. Bu almada Trkede bulunan eserler kullanlmtr. Comte, Pozitif Felsefenin ilk dersinde felsefe kelimesini Aristonun ona ykledii anlam erevesinde; insan kavramlarnn genel statsn inceleyen disiplin olarak tanmladn ifade etmektedir (2001; 29). Bu tanmdan anlald zere Comte, felsefeyi insan aklnn rettii kavramlar zerine bir self-refleksiyon pratii olarak ele almaktadr. Kavramlar hayatn insani yorumu olduuna gre Nietzschenin dedii gibi felsefe yorumun yorumudur. Comte Kanttan farkl olarak soyut insan aklnn nasl bildiini deil, klli nefs olan insanln akln, zihinsel rnlerinden yola karak tarihsel srete anlamaya koyulmaktadr. Pozitif felsefe ise, gzlemlenebilinen olgular nesne edinen bir dnceler dzeninde teorileri dnmeye dayanan zel bir felsefe olarak tanmlanmaktadr (Comte, 2001; 30).

56

Pozitif felsefe bir doa felsefesidir daha dorusu bir doa bilim felsefesidir. Comte, insanln aklnn/zihninin tarih boyunca doal fenomenleri aklama biimlerinin rnleri olan teorik almalar pozitif felsefenin olgular/nesneleri olarak ele alr. Bylece zihnin kendisi zihnin rettii nesneler dolaym ile bilinecektir (Comte, 2001; 48-49). Bu olgusal bilmedir. Comte, Descartesan ilimlerin usul birlii fikrini alsa da onun kartezyen dualizm fikrini ve bundan mtevellit psikolojinin iebak yntemini eletirir. Zihin hem gzleyen hem de gzlenen ya da hem dnen hem de dnlen olamaz. Ona gre zihin nce insann deil insanln zihnidir. Ve insanln zihni ancak onun nesnel/olgusal retimleri olan teoriler ile bilinebilir. Pozitivizmin olgusall da burada yatar. Marksn materyalist tarihiliinin yerini olgusal tarihilik alr. Marks insan toplumlarnn tarihini insann emeinin rn olan maddi retim aralar ile takip eder. Marksa gre insan ancak kendini emeinin rn olan nesnede tanr. Kendinde bilin yoktur (Hegel eletirisi), eyler ile insan kendinin bilincine varr (bkz. Marks, 2003 ayrca Marks-Engels 2004). Comte iin insanln dnsel evrimi insan zihninin kendisinin aratrlmas ile deil tarih boyunca insanln aklnn ortak rn ve bu klli akln olgular olan teoriler ile bilinebilir. Tarihin dinamosu insanln aklnn doay aklama biiminin deiimidir. Pozitivizm Kartezyen dualizme kardr ancak zne nesne ayrmna nem verir. nceleyen hem insan akl hem de incelenen insan akl olamaz (insan aklnn hem zne hem nesne olmas, insan aklnn yarlmas) ancak inceleyen insan akl incelenen ise insanln ortak aklnn rn teoriler/olgulam zihin olabilir. Comte Pozitif Felsefe ile, tek bir ynteme bal farkl bilimlerin genelliklerinin (yasa) somut incelemesini kast ettiini beyan eder (2001;30). Pozitivizmin ilk ilkesi olgulara dayal yani ispatlanabilir, dier ilkesi zne nesne ayrm ise bir dier ilkesi yntem birlii ilkesidir. Yntem birlii ilkesi, aslnda, doal olaylarn, olgular olarak ele alnmas, gzlemlenerek onlar hakknda yasalara ulalmas yani tmevarmc akl yrtme tarz ile anlamldr. Yoksa her farkl doal fenomenin kendine zgnl erevesinde aratrma teknii bakadr. Olgusal olan dtan gzlemlenebilir olandr. Comte, Pozitif Felsefe derslerinin amalarn yle tayin eder; nsan zihninin yasalarnn rasyonel kefi, eitimin gzden geirilmesi, zel bilimlerin katks, toplumu yeniden rgtlemek, tm fenomenlerin tek bir yasa ile aklamann imkanszl (2001; 31). Pozitivizm her yerde birlik arar ve bu birlii ispatlamann yolunu arar. Pozitivizmin temel saytllar; zihinlerin birlii, insanln birlii, doann ve doa bilimlerinin birlii, yntemsel birlik. Pozitivizm yklan tanr birliinin yerine insanln birliini koymay amalar. Comteun pozitivizmi aslnda modernliin karanlk yzn yani otoriterlii ve totaliterlii temsil eder. zgrlk modernliin bir yz ise aklclatrma yani zorunluluk dier yzdr. Bylece yeni bir organik dzen salanacaktr. Comte iftiharla insan zihninin temel yasasn bulduunu beyan eder; hal yasas: teolojik aamada insan zihni doay doa st (tanr) ile, metafizik aamada doay soyut-akli (apriori) yasalar ile, pozitif aamada ise doay bilim ile aklar (2001; 32). lk ve son aama asldr dieri ise sadece kprdr (Comte, 1822, akt., levi-Bruhl, 1970; 27-28). hal yasas trn, bireyin, toplumsal evrimin ve tarihin yasasdr. Pozitivist yntemde, insan zihni teorileri, olgular ile gzlem ve deney ile oluturmaldr ancak teorisiz gzlemin bir manas da

57

yoktur. Srf kat empisizm manaszdr. Teori ve gzlem birlikte olmaldr (Comte, 2001; 35) Comteun ynteminin ana erevesi, her yntemde olduu gibi, akl yrtme tarzdr (bkz. elebi; 1996). Ancak hipotez olmadan tek bana gzlem ve deney verilerinin anlamsz olduunu beyan etmesi onun akl yrtme tarznda hem tmdengelimci hem de tmevarmc olduunu, gsterir. Comtea gre fenomenleri ilkelere balamazsak onlara hakim olamayz (2001;35). Burada Comteun neden olgular aras iliki olan yasann peinde olduunu anlayabiliriz. Onun pozitivizminin amac ilgili fenomenlere/olgulara hakim olmaktr. O halde Bacon takip etmektedir: Bilmek Yapmaktr. Habermas bir ekilde, pozitivizm insann doaya hkmetme ilgisinin yani teknik ilginin bilgisidir (bkz. Habermas; 1997). Zaten Comte, doa bilimlerinin doay bilme ve bilerek ona hkmetme baarsnn cazibesi ile toplum zerine bir doa bilimi tesis ederek toplum zerinde de hkmetme abas ile motive olmaktadr. Ancak bu hkmetme keyfi olmayacaktr. Keyfi ve apriori mdahale (Fransz devrimi) baty anariye srklemitir. nsan ve devlet toplumun kanunlarn bilmedii iin toplum kargaa halindedir. Toplumun doal yasalarn bilerek insan aklnn ve devletin keyfi mdahalesinin de n alnacaktr. Bu husus Fransz muhafazakarlar ve Durkheim ile paylat bir dier noktadr. Pozitivist sosyoloji ve Fransz muhafazakar dnce arasnda sreklilik vardr (Nisbet, 1966; 12-13). Muhafazakar dnce ile pozitivist sosyolojinin yakn diyalounun nedeni her ikisinde de organik dzen araydr. Bununla birlikte muhafazakarlar geriye dn ister Comte ve Durkheim ise geriye dnn imkanszlnda yeni dzeni pozitifletirilmi Katoliklik ile yeniden tesis etmek isterler. deolojik olarak aristokrasinin ideolojisi (muhafazakarlk) ile muhafazakarlaan burjuvann ideolojisi olan pozitivizm arasndaki yaknlk ise, bir snfn kendi dzenini koruma noktasnda belli ekilde dnmesi olarak aklanabilir. Ayn yaknlk farkl snflarn dnme biimleri olsa da, devrimci burjuvann topyas (aydnlanma felsefesi) ile devrimci ii snfnn dnme biimi olan Marksizm arasnda grlr. Nitekim Marksizm aydnlanmann has evladdr. Her ikisinde de var olan dzeni eletirme nosyonu vardr. Comtea gre doann bir pozitif yasas olsa bu, Newtonn yerekim yasas olabilir (2001; 38). Burada ilgi ekici bir nokta vardr. Newton mekanik evren tasarmnn banisidir. Mekanik evren tasarm doal eylerin dardan bir kuvvet (doal yasa) ile hareket ettiini saytllar. Oysa Comte kolektif organizma olan toplumun/insanln gai illet (kant) ilkesine bal olduunu syler. Bu ilkeye gre, eyler kendi i amalar ile hareket eder. Yani organizmalardaki paralar/organlarn varlk nedeni btnln uyumudur. Kollektif organizma olan toplum bir konsenssdr (Comte, Dersler IV, akt, Levi-Bruhl, 1970; 130). Dardan mdahaleye izin vermez. imdi Comte hem mekanik evren tasarmnn dardan hareket ettirici nedenini (yerekimi yasas) bir pozitif yasa sayar ve ayn zamanda toplumlarn dier organizmalar gibi, dtan deil, i ama ile var olduunu syler. Burada Comteun ikili evren anlay ile karlayoruz. norganikten organik fenomenlere geerken aslnda tek doal fenomen fikri almaktadr. Organik dnyada artk inorganik doann mekanizm yasas deil i yasa yani parann btn iinde anlaml olduu ve organizmann kapall devreye girmektedir. Comte neden byle bir manevra yapmaktadr? nk bize gre, ideolojisi onu belirler. Bu

58

belirlemeye gre, toplum zerinde insan aklnn ya da modern devletin etkisini snrlandrarak toplumsal deiimi dizginlemek. Bununla birlikte mekanizm klk deitirerek gene devam eder. Bu klk deitirme neyin dsal ve kimin dnda olduu ile ilgilidir. Toplumlar kapal ve uyumlu btnlkler olarak ona dsal olan insan aklnn apriori yasalar ile modern-kapitalist-aydnlanmac devletin yasalarndan muaf tutulurken, toplum organizmas insann dnda tasarmlanr ve toplum kanunlar da insan dardan belirler, noktasnda toplumsal mekanizm insan zerinde belirleyici yaplr. Yani toplum insan dardan belirler. Bu pozitivist sosyolojinin ontolojik ilkesini Durkheim formlletirecektir. Comteun bilim snflamasnda (bkz. Comte, 1964-66; 213-214), matematik ile balar ve sosyoloji ile son bulur. Matematik bir bilim olarak dier doa bilimlerinin bir arac konumunda ele alnr. Doa bilimleri ise temel bir ayrmla, inorganik (Astronomi, Fizik, Kimya) ve organik (Biyoloji ve Sosyoloji) olarak ikiye ayrlr. Comteun bilim snflamas mant evrimseldir. Doal fenomenler ve onlar ile ilgili temel doa bilimleri basitten karmaa doru ilerler. Bu mantk evrimin mantdr. Olgular nce basit ve amorf sonra zamanla girift ve organik btnleik yaplar olarak sralanr. En basit olgular inceleyen bilimler en nce en karmak olan sosyal fenomenleri inceleyen ise en son doa bilimidir. Sosyal fenomenlerin karmaklnn nedeni, insana en yakn bu yzden de en ok mdahaleye ak olmasdr. Comtea gre, Pozitif felsefe, insan zihninin yasalarn gzlem ile bulacaktr. nsan zihni statik ve dinamik olarak incelenmelidir. Ki, M. de Blainvillenin Karlatrmal genel Anatomi lkeleri adl kitapta canl organizmalarn statik ve dinamik incelenmesi gerei bildirilmektedir ( Comte, 2001; 47). Comte doa bilimlerini ve sosyal fenomenleri, ki, bu fenomenler zihinseldir, temel bilimi olan sosyolojinin bu iki trde incelenmesini nerir. Tm teoriler aslnda mantksal olgulardr. Mantksal yasalar bu olgularn gzlemlenmesi ortaya kabilir. Pozitif felsefenin sonular: zihnin yasalarn ortaya koyar, eitimi gzden geirir, pozitif bilimin geliimine yardmc olur, aratrma nesnesinin tekliini (doa) ortaya koyar ve bu itibarla yntem birliini ve ayn zamanda konularn zorluk derecesinden kaynakl zel teknikleri gnna karr ve son olarak ise uygar uluslarn krizine son verir (Comte, 2001; 51-55). Comtea gre dnceler dnyay ynetmektedir. Bat uygarlnn krizinin kayna dnsel anaridir (2001; 55) te pozitif felsefenin nihai hedefi dnsel birlik salayarak toplumlara dzen getirmektir. Onun felsefesi ve sosyolojisi mspet siyaset iin sadece bir aratr. Comte, Fransz toplumunda 18. ve 19. yylarda yaanan krizi toplumsal snflar aras bir iktidar savam olarak alglamaz. dealist bir yaklam benimser. Katolik inancnn yklmas ile zihinsel buhran yaanmaktadr. Tanr yasalarnn yerine tartmadan uzak pozitif doa bilimin yasalar konduunda zihinler huzura erecek ve toplum dzene girecektir. Grld zere bilgi sosyolojisi temelli bir siyaset sosyolojisi yapmaktan kanmaktadr. Pozitivizm, ortaada Katolik kilisesinin gerekletirdii organik dzeni yeniden tesis edecektir. Bu anlamda pozitivizm sekler bir Katolik anlay olarak okunabilir. Onun tanrs artk insanlktr. Comtea gre, bu felsefe insan trne egemen olunca devrimci bunalm sona erecektir (2001;57). Pozitif felsefe hem doa

59

bilimlerini hem de toplumu homojenletirecektir. Comtea gre, yntem birlii zihinlerin egdml almas dolays ile insan toplumunu oluturan insanlarn zihinsel birlii iin kanlmazdr. Bylece yntem birlii ilkesinin siyasi bir nemi olduu ortaya kmaktadr. Pozitivist yntemin akl yrtme tarz tektir o da olgulardan yola karak olgular aras iliki olan yasalar bulmaktr. Ancak teorisiz gzlem anlamsz olduu iin faraziye yani hipotez arttr (Comte, Dersler cilt: IV, 2001; 94). Teknikler ise bilim dalnn kendi olgusuna gre deiebilmektedir. Ancak tm teknikler olgularn dndan bilgi toplanmas esasna dayanr. Gzlem, deney, kataloglama, snflama ve tarihsel olabilirler. Pozitivist yasa bizim olgular kestirmemize saik olmaldr (Comte, Dersler 37, 2001; 101). yleyse pozitif bilimin amac, olgularn gelecekteki durumunu tahmin edip onlara egemen olmamz salamaktr. Gene siyasi bir ama gdlmektedir. Comte zaten bilimsel almalarnn beere fayda salamasna (siyasi) dnk olduunu itiraf etmektedir (Comte, 1819, akt. Levi-Bruhl, 1970; 8). Comtea gre, bilimlerin ilerlemesi iin teorik ve pratik bilim ayrm gerekmektedir. Aslnda Katolik siyasetin hikmeti burada gizlidir. Katolik inancn dnyevi ve ruhani (Sezarn hakk Sezara sann hakk saya) dnyay ayrmas hem toplum rgtlenmesi hem de bilimlerin geliimi itibariyle temel nemdedir. Siyasi iktidar ayrm ilkesi, aydnlanmac-modern devletin ruhani alan yutmasna gsterilen muhafazakar tepkinin bir uzantsdr. Aydnlanmac devlet devrim sonras kard yasalar ile Katolik kilisenin toplum iindeki etkisini azaltmay amalyordu. Ancak muhafazakarlar iin bu dnyevi iktidarn toplum zerinde totalletirici bir uygulamasdr. Muhafazakarlar iki dnyay ayrarak moral demokrasi fikrini gelitirmeye almlardr. Comte iin ise bilimsel olarak teoripratik ayrm sosyoloji ve siyaset ayrmna denk dmektedir. Bu bilimsel ayrmn siyasi getirisi ise devletin topluma mdahalesinin, sosyolojinin bulduu toplumun doal yasalar ile snrlandrlmasdr. Ayn fikri sonra Durkheimda da izleyeceiz. Pozitivist sosyoloji siyasete bilimsel bir temel hazrlamann gayreti ile tesis edilmektedir. Anlamac sosyolojinin banisi Weber deer olgusu ve deer yargs ayrm dsturu ile bilim ve siyaseti ayrmaya alrken pozitif sosyoloji tam ters bir istikameti devam ettirmektedir. Bu itibarla pozitif sosyolojinin objektiflik iddias ile pozitif siyasetin topluma rgtleyici deer alamas arasnda eliki vardr. Pozitivizm kendi iinde yarlmaktadr. Comte amacnn, bilimsel olarak zihinleri dzenlemek siyasi olarak da devlete pratik siyasetin temelini gstermek olduunu belirtir (1881, akt. Levi-Bruhl, 1970; 9). Devlete ilmi siyaseti reterek, devleti snrlandrmak. Comte modern-isel insan kstlamas anlaynn bir ortadr. Kant, Tanrnn yerine insann akln koyarak, insan snrlandrr. Rousseau, ortak irade (Durkheimn kolektif bilincinin atas) nosyonu ile insan snrlandrr. Comte ise doal yasa ile insan snrlandrr. nsan doann bir paras olduuna gre, insann doal yasalar, ki, bu yasalar toplumun yasalardr, ile snrlandrlmas doaldr. Her nde de ortak olan insan kendi ile (akl, iradesi, doal yasas) snrlandrmaktr. Bylece modernliin zgrlk ve zorunluluk ular birletirilmeye allmaktadr (Modernliin iki ucu iin bkz. Touraine, 2000). Comte, teolojik tasarma metafizik tasarm (aydnlanma felsefesi) kadar saldrmaz. Nitekim teolojik dnme biimi insann teori retme ve toplumsal

60

birlie ulama amalarn karlamtr (Levi-Bruhl, 1970; 31-32). Pozitivizm de teolojinin yani Katolik dncenin bu iki amacn, ki, bunlar metafizik ile yklmtr, yeniden tesis edecektir. Teoloji ile insan zihninin tarihi dialektii de balamtr. Comteun tarih felsefesinin dinamosu insan zihni onun hareketi ise tpk Geistn olduu gibi dialektiktir. nsan zihni dialektik tarihsel evrimi gibi gene kendine dnecektir. Ki, bu dn aynnn farkllamas ile gerekleecektir o da pozitivist aamadr. Comte esinleyicisi olan muhafazakarlar gibi aydnlanma felsefesinin bireyciliine ve soyut insan akl ilkesine saldrr. Ona gre, insan insanlktan (toplumdan) yola karak anlalr. Akln gayesi kendisi olamaz. Akl/zihni/zekay idare eden ilke sevgidir. Ve akln amac eylemdir. nsan akl (burada akl, klli nefs olan insanln akldr) eylemek iin dnr (Levi-Bruhl, 1970; 87). sann sevgi dsturu pozitivizmin temel ilkelerinden biri olarak karmza kmaktadr. Comte, sosyolojiyi biyolojiden yola karak kurar. Biyoloji ve sosyolojinin konusu ayndr; organizma ve kolektif organizma. Doada inorganik dnyadan organik dnyaya geildiinde ncekinde olmayan yeni kavramlar karmza kmaktadr. Bu kavramlar; konsenss, hiyerari, evre, varlk artlar, statik halin dinamie gemesi, organ ilev ilikisidir. Tek bana organik parann anlam yoktur, para btn organizma iinde anlamldr. O halde organik dnyay anlamak iin btnden yola klmaldr. Her organizma evresine uyum salar. Hayatn art bu uyumdur (Comte Dersler cilt: III ve IV, akt. Levi-Bruhl, 1970, 132-133). Comteun daha nce belirtildii gibi birden organik dnya ile evren tasarm mekanikten organik evrene geer. Bu evrenin ayrt edici ilkesi i amalardr. Bu ama ise btnn varlnn korunmasdr. Bunun ideolojik okunuu, toplum organizmasnn dardan devletin deil de kendi i yasalar ile belirlenmesidir. Comte iin insan ile hayvann srekliliini ve farklln gstermek elzemdir. nsan ile hayvan arasndaki farkllk zeka ve dil veya igd deil insann tanr fikri ve din olgusunu gelitirebilmesidir (Comte, Mspet Siyaset II, Dersler cilt: V., akt. Levi-Bruhl, 1970; 62 ve 102). Yani insan, insanl bir araya getirecek zihinsel ve toplumsal birlii salad iin hayvandan farkllamtr. Bu farkllklar sosyal fenomeni aklayan bilimin biyoloji deil de sosyoloji olmasnn saikidir. Sosyoloji, sosyal hadiseler aras ilikilerin yasasn ina ederek, ahlak ve siyasetin prensiplerini ortaya karacaktr. Sosyolojiyi bir temel ve doa bilimi yapan yasa ynelimli olmasdr. Yoksa inceledii olgular dierlerinden fakldr, ki, bunlar zihinsel olgulardr, bu olgularn alt snr biyolojidir. Ancak doa bilimlerinin yntemini paylaacaktr. Comte, sosyolojiyi hem zgn klmann hem de bir temel yani doa bilimi yapmann peindedir. Comte sosyolojiyi ina ederken Montesquie ve Condorceti kranla anar. nk bu aydnlanmac dnrler toplumu ve onun tarihini tanr yasalar ile deil zgn toplum yasalar ile ele almaktadrlar (Comte, Dersler cilt: IV, akt. Lev-Bruhl, 1970; 172). Comte iin sosyolojiyi farkl klan nesillerin birbiri zerinde yapt tesirdir. Ki, bu tesir ancak sosyolojiye has olan usul tarihsel yntem ile bilinebilir (Comte, Dersler cilt:IV, akt. Levi-Bruhl, 1970; 176). Comte, sosyal olgular iin bir dereceye kadar deneyi mmkn grr. Bu da sosyal patoloji incelemesidir. htilal anlar sosyal patoloji anlardr. Sosyoloji bu hal ile normal halin farklln incelerken deneyi kullanabilir

61

(Comte, Dersler cilt: IV, akt. Levi-Bruhl, 1970; 178). Comteun bu teknik fikrini gene ayn ama ile Durkheim, karlatrmal deney ad altnda sistemli hale getirecektir. Gzlem teknii iin nerisi aratrann-zne aratrdnn-nesne dnda olmasdr. Burada pozitif epistemolojinin temel ilkesi olan zne-nesne ayrmna iaret edilmektedir. Bu ayrm Durkheim tarafndan tamamen, Giddens tarafndan ise ksmen nerilecektir. Sosyolojiye has usul tarihsel yntemdir. Sosyoloji insanln tarihsel serveninin sosyal kanunlarn, insanln aklnn rnleri teorileri dardan gzlemleyerek ortaya karacaktr (Comte, Dersler cilt: IV, akt. Levi-Bruhl, 1970; 180). Gzlem ile sosyal evrim aamalar bir kez ortaya karldktan sonra muhtelif hadiseleri bu serilerin iine konacaktr. Tmevarm ile teori bulunacak sonra tmdengelim ile tekillikler teorinin iine konacaktr. ki akl yrtme tarz ise daha nce ifade edildii zere hipotez ile birbirine balanacaktr. Bu tarihi yntemin ruhunu tekil edecektir (Comte, Dersler cilt: IV, akt. Levi-Bruhl, 1970; 181). Sosyolojinin temel konusu, ona gre, insan doasnn ekil deitirmeden evrimletiini ortaya koymasdr (dzen iinde ilerleme). Devrim fikrine kar duruunun bir iareti ile karlayoruz. Sosyoloji klli nefs olan insanln psikolojisidir. Sosyolojiyi sosyal psikoloji gibi alglamak Durkheimn da sosyoloji anlaydr (bkz. Durkheim, 1992). Sosyoloji insanln evriminin bilimidir. Comte, sosyolojinin iki inceleme alan olduunu syler sosyal statik ve sosyal dinamik. Ana ksm sosyal dinamiktir. Sosyal statii ise Mspet siyasetin ikinci cildinde inceler (Levi-Bruhl, 1970; 186). Sosyal statiin ilkesi uyumdur (dayanma). nsan toplumu insanlardan deil ailelerden oluur ancak toplum byk bir aile demek deildir. nk toplumu byk aile gibi tasarmlamak, toplumu insann ihtiyalar ile aklamak demektir, Comte bundan saknr. Sosyal statiin banisi olan Aristo onun prensibini de formle etmitir: Grevlerin taksimi ve paralarn birlii. blm ile ayrlan toplumu bir vcut olarak birletiren hkmettir. Toplum ve hkmet fikirleri birbirinden ayrlamaz. Hkmetin ilevi, fikir, his ve ilgilerin zln engellemektir. Hkmet, btnn para zerindeki zorunlu reaksiyonudur (Comte, Mspet Siyaset II, akt. Levi-Bruhl, 1970; 187-190). imdi burada dikkati eken Hegel ve Durkheimda olduu gibi toplumun siyasi tekilat olan devleti insani ihtiyalara indirgememe kaygsdr. Bu liberal-kapitalistaydnlanmac devlet tasarmnn eletirisidir. Comte tpk Hegel gibi sivil toplumu toplumun nihai ekli olarak grmyor, toplumu toplum yapan siyasi tekilattr ve bu tekilatn grevi insann menfaatini korumak deil toplumun btnln salamaktr. Devlet btn temsil eder. Bu dnce Durkheimda tekrar karmza kacaktr, ona gre, devlet kolektif bilinci dnebilen tek kurumdur. nsan toplumunun esas zihinseldir (Durkheimda Kolektif bilin, tinsel; anlamaclarn toplum tasarm, tinsel), toplumun kurucu unsuru ise dindir (Comte, Mspet SiyasetII, akt. Levi-Bruhl. 1970; 191). Din ve tanr, kurum ve fikrinin, toplum iin kurucu ve zgn grlmesi, Durkheimda da devam edecektir.Dine gsterilen bu byk hassasiyet Fransz muhafazakarlardan pozitivist sosyolojiye akmaktadr (bkz. Nisbet, 1997). Pozitif sosyoloji bylece aydnlanmadan; ilerleme ve sekler doa kanunu fikrini ve muhafazakarlktan; dzen, toplumun ncelii ve din nosyonlarn alarak bir meta-teori pratii gelitirir. Bunu yaparken menfi

62

(metafizik-aydnlanma) olan kendi dnsel emas iinde tamamlar. Ayn dnsel pratii Giddens da devam ettirecektir. Comte sosyolojinin ana konusu olan sosyal dinamii Dersler IVde inceler. lerleme evrimseldir. Tohum halinde olann inkiafdr (insanln akl olan Geist gibi). Comte sosyolojik kanunlar ile topluma insan mdahalesi arasnda zddiyet olmadn syler. Amac sadece insan mdahalesine snr koymaktr. nsan ve siyasi otorite toplumun kanunlarn deitiremez sadece nicel olarak etki yapabilir (Comte, Dersler cilt: IV ve Mspet Siyaset IV, akt. Levi-Bruhl, 1970; 200-201). Comteun bu kaygs Durkheim ile paraleldir. Fransz devrimi tecrbesiyle, insan aklndan kan apriori ilke ile topluma dardan mdahalenin kt sonucu grlmtr. Ama, insann soyut aklndan ve devletin siyasi mdahalesinden dzeni muaf tutabilmektir. Tekrar bir bunalm ve devrim yaamamak iin toplumsal deiimi dizginleyebilmektir. Nitekim Gulbekian Komisyonunun raporunda da 19. yy. sosyolojisinin bu misyonu ifade edilmitir (bkz. Gulbekian Komisyonu, 1997). Comte realist bir bak as ile aydnlanmann ortaa dzenini ykmadn, bozulmann nce iktisadi dzlemde ortaya ktn syler. Fikirlerin tesirleri olabilmesi iin koullar uygun olmaldr. Fikirlerin tesirini abartmamaldr (Comte, Dersler cilt:V, akt. Levi-Bruhl, 1970; 212-213). Bu ifadeler hem muhafazakar dnr Hegelin minervann kuu gece uar dsturunu hem de Marksn fikirler aklamaz, aklanmaya muhtatr ifadesini hatrlatmaktadr. Comte iin aydnlanma sadece uygun ortamda artk yklmaya yz tutmu olan dzene son darbeyi vurmutur. Hegelin syledii gibi fikirler somuttaki olgu bittiinde onu yanstr ancak, yoksa gerei soyut dzlemden yola karak kurmak mmkn deildir. Bir muhafazakar olarak Hegel ve Comteun birlemesi olaandr ancak Marks ile Comteun birlemesi ilgintir. zellikle toplumu zihinsel bir olgu olarak temellendiren Comteun dzen deiikliinin ilk defa iktisadi alanda baladn kabul etmesi akln yolu birdir demekten baka are brakmyor. Belki de Comte akirtliini yapt Saint-Simondan etkilenerek iktisadi alann nisbi nemini gndeme getirmektedir. Pozitivizm ayn zamanda bir din tesis eder. Bu yeni din, Yeni nsanlk ya da yeni Hristiyanlktr. Toplumda snf savamn engellemek adna Musann ve sann temel dsturu olan bakasn sev pozitivist dinde tekrarlanmaktadr (Comte, 1986). Yeni din yeni bir ahlak tesis ederek toplumsal snf ve insanlara grevlerini hatrlatacaktr. ktisadi atma dinsel ahlak ile giderilmeye allmaktadr. Burjuvann ihtiraslarn ve iinin lsz isteklerini bu yeni dinsel ahlak dizginleyecektir (Comte, Dersler cilt:IV, akt. Levi-Bruhl, 1970, 238). Bakasn sev ve Komunu sev dsturlar nc ahitte tekrarlanmaktadr. Comte vahi kapitalizm anda yeni bir buhrandan korkmaktadr. nsanlar ve snflar dizginlemek iin dini panzehir olarak kullanmaktadr, yoksa dini afyon olarak m kullanmaktadr? Ona gre vazife fikri doal ve sosyal hak fikri ise bir soyutlamadr. Comte, bu yeni dinin tanrsn insanlk yapar ve insanlar insanla dahil olduka fizik kanunlarnn basksndan kurtulacak ve sadece insanln kanunlarna tabi olacaktr, demektedir (Mspet Siyaset II, akt. Levi-Bruhl, 1970; 252). Yorumsamac/anlamac sosyolojilerin akl danesi Kant ile arasndaki benzerlik ilgi

63

ekicidir. Bilindii zere, Kant, insann akl ile doasna hkmettike insan olur, der. Anlamac sosyolojinin atas Dilthey de insann ikili ayrmndan doa ve toplum ayrmna giderek toplum iin ayr bir bilim tasarm nermektedir: Tinsel bilim. Sosyolojik dnce balangcnda nve halinde tez ve antitezini kendi iinde barndrmaktadr. Sosyolojik dncenin nvesi olan Comtecu pozitivizm, hem Durkheimc pozitivist sosyolojinin hem de onun antitezi olan yorumsamac sosyolojilerin temel grlerini kendinde nve olarak toplamaktadr. imdiki son halde Giddensn, yorumsamac ve pozitivist sosyolojileri sentezleyebilmesinin ardnda nvenin zaten her iki okulu da tamas olduunu syleyebiliriz. Sosyolojik dnce kendi zerine dnerek kendinin bilincine varacaktr, Giddensn aklamac yorumlamac emas ile. Hlasa almann konusu bir yzyl ara ile yazlm iki yntem kitabn karlatrmaktr. Ancak bunun iin nce sosyolojinin ilk okulu olan pozitivist sosyolojinin temeli Comteun dncesini analiz ettik. Comte dncesi ncelikle bir meta-teoridir. Pozitif kavram, ncelikle, ispatl (olgusal), olumlu, tamamlayc, yapclk anlamlarnda kullanlmaktr. Pozitivizm, toplumu kolektif organizma olarak ele alr. Bu organizmann sosyal olgular zihinseldir. Toplum zihinsel birliktir. Biyolojik olgu ile farkll bundan kaynakldr, aynlnn kaynanda ise canl organizma ve kolektif organizmann isel btnlk esas ile ilemesi, vardr. Pozitivizmin bilimlerin birlii ilkesinin siyasi- pratik amac toplumun zihinsel birliini oluturmaktr. Tanr kanunlarnn tartlmazlnn yerine doa kanunlarnn tartlmazl geirilerek zihinsel birlik salanmaya allmaktadr. Doa bilimlerinin birliinin saiki, yntemsel birliktir. Comteun pozitivizminin epistemolojine dair sylenecek olan sosyolojinin bir doa bilim olarak kabul edilmesidir. Bunun ontolojik saiki, sosyolojinin ele ald sosyal olgularn insanln ortak retimi teorilerin zihinsel olmasna ramen dardan gzlemlenebilir olmasdr, tpk dier doal olgular gibi. zne nesne ayrm ise Comteun zellikle zerinde durduu ikinci epistemolojik saytldr. nsan akl kendi zerine deil de insanln ortak rn olan teorileri gzlemleyerek, kendini bilmektedir. Pozitif yntemin (metodoloji) AYTsi olgularn gzlemlenerek (tmevarm) teorilerin oluturulmas ve bir kere yasa bulunduktan sonra tekil olgular bu yasa iine koymaktr (tmdengelim). Teknikler ise doal olgunun trne gre deimektedir. Ama AYT hem ayndr. Sosyolojinin zgn teknii, usul tarihsel olmakla beraber dier doa bilimlerinin tekniklerinden de faydalanabilir. Pozitif sosyolojinin epistemolojisinin ilk ilkesi zne-nesne ayrmdr. Bu ise insanln aklnn olgusal rnleri olan teorilerdir. nsan akl kendini kendisi ile deil bu olgusal rnler ile bilir. Teoriler insanln ortak rnleridir. zgn teknikler doal olguya bal olarak deiir. Teknii aratrma olgusunda farkl dnmek mmkn deildir. Sosyolojinin ana konusu insanln aklnn tarihsel evrim emasn ortaya karmaktr. Bu yzden sosyolojinin teknii tarihseldir. Pozitivizm muhafazakarlaan burjuvann ideolojisidir. Devrim sonras burjuvann yeni organik dzeninin rgtleyici dnsel tasarmdr. Dzen, din ve toplumun nceliini fikrini muhafazakarlktan ilerleme dncesini ve toplumun evriminin doal kanun fikrini aydnlanmadan alr. Menfi olan ykc olann

64

karsnda yapc olandr. Bu pozitivizmin yapc ve tamamlayc anlam Giddensda tekrar karmza kacaktr. Pozitivizm nc ahittir. Bakasn sevmek her iki ahitteki dsturunun tekrardr. Pozitivizm, sekler Katolikliktir. Tanr fikrinin yerine insanlk fikri, tanr buyruunun yerine doa kanunlar koyularak Katoliklik seklerletirilir. Pozitivist din ile yeni bir devrimin nn alnarak toplumsal deiim dizginlenmek istenir. Bu zetten sonra Pozitivist sosyolojiyi, Comteun pozitivizmini gelitirerek, bilim yapan Durkheimn Sosyolojik Yntemin Kurallarn inceleyebiliriz. Bu kitap bizim karlatrma nesnelerimizden ilkidir. III. Sosyolojinin ve Pozitivist Sosyolojinin lk Aments: Sosyolojik Yntemin Kurallar Durkheim, sosyolojiyi ilk kez Sorbonne niversitesinde kurumlatran (1912) sosyolog olma onuruna sahiptir. Ayn zamanda O, ilk kez sosyolojinin nasl yaplmas gerektiini derli-toplu olarak bize sunan Sosyolojik Yntemin Kurallar (ilk basm1895) adl kitabn yazardr. Durkheim, Comte gibi, temel bir kaygdan yola kmaktadr. Bu kayg, toplumsal olgularn her ne kadar esnek olmasna ramen insan iradesinden bamsz nesneler olarak ele alnmasdr (Durkheim, 1985; 24). Durheimn bir dier kaygs ise ruhsal olan ile toplumsal olann ayrlmasdr. Amac ise, bilimsel rasyonalizmi insan davranna yaymak, insan davrann neden-sonu ilikilerine indirgemek, insan davrannn geleceini rasyonel olarak, dnmektir (Durkheim, 1985; 25). Durkheim, Comte gibi, aslnda zihinsel olan toplumsal tasarmlar olgulatrmakla ie balar. Ona gre, sosyal olgular (norm), toplumsal zihinsel tasarmlarn d kabuudur. Olgu dardan gzlemlenebilir, olandr. Toplumsal olgularn nesneler olarak ele alnmas saytls onun pozitivist ynteminin temelidir. Ancak Durkheim srar ile bu nesnelerin maddi olmadn ancak maddi nesneler gibi ele alnmas gereini vurgular (1985; 27). Nesne, kavrama kart olandr. Nesne, aslnda akln, onun iindeki tasarm (sosyolojide kolektif bilin) kolaylkla dardan nfuz edebilmesinin bir arac olarak tanmlanr. Comteun zne-nesne ayrm ontolojik dzeyden epistemolojik dzeye kayarak devam etmektedir. Giddens ise, daha sonra grlecei gibi, nesnelemek ile eylemek arasna snr koyarak, sosyolojinin nesne olan (toplumsal hayat) incelemesinin bir uzantsnn, insan ile onun retimi arasna yabanclamadan getirilen eyleme ile kartrlmamas, gereini vurgulamaktadr. Pozitivist ve holistik sosyolojiler ile anlamac devamla yorumsamac ve aksiyonel yaklamlarnn bir farkll, aratrma dzlemleri ile ilgilidir. lki toplumu (makro) ikincisi bireyin davrann (mikro) kendine konu edinir. Giddens sosyolojik kuramnda bu ayrl da sentezlemeye alacaktr. Durkheima gre toplumsal kurum ve olgular bizden nceki nesillerden hazr olarak bize sunulduu iin onlarn yapmnda bizim hibir katkmz yoktur (1985; 28). Bu tutum onun ontolojik olarak holistik olduunu bize verir. Giddensn, daha sonra grlecei gibi, andrd ontolojik saytllardan biri budur. Gerekte sosyal ya da toplumsal olann zihinsel, dnsel olduu konusunda anlamac sosyoloji ile pozitivist sosyoloji (Giddensn erken Marksist bir erevede sentezlemeye alt) arasnda fikir ayrl yoktur. Fikir ayrl holistik sosyoloji ile aksiyonel

65

yaklamlarn bu sosyal olann reticileri ile ilgilidir. Comte ve Durkheima gre bu nceki nesillerdir. imdiki halde bizim bu sosyal olana katkmz yoktur. Epistemolojik olarak ise pozitivist ve anlamac sosyolojilerin bu sosyalin aratrma ekseni arasnda farkllk vardr. Pozitivizme gre tinsel ierikli olsa da aratrlrken sosyal olan, olgu/ey/nesne yani doal olgularm gibi ele alnmaldr. Ve metodolojik olarak sosyal olgular doal olgular gibi incelenmelidir. Oysa anlamac sosyolojiye gre, tinsel olan doal olandan farkll korunarak incelenmelidir; insann aklyla zgrce ina ettii toplumsal, tarihsel alanda tekillikler vardr ve bu tekillikler evreninde genelleme yapmak zordur. Hlasa anlamac ve pozitivist sosyoloji gerekte, daha ziyade, epistemolojik boyutta farkllamaktadr. z olarak deil aratrma stratejisi itibariyle farkllama neticesidir ki, bu ayn nvenin zamanla farkllamasn, Giddens tekrar sentezleyecektir. Aslnda anlamac sosyolojinin kurucusu Weberin kendisinde bu sentez anlayarak aklama formatnda zaten mevcuttur (bkz. zlem, 1990). Durkheim ile anlamaclar arasndaki bir dier fark; anlamaclarn, tinselin bireysel ruhsal boyutunu ne kararak daha sonra gelien aksiyonel yaklamlarda, bireyin toplumdan bamszln vurgulamalardr. Oysa Durkheim, kolektif tinselliin (kolektif bilin) bireyi dtan belirlediini vurgulamak adna, bireysel ruhsall toplumsal ruhsallktan ayrmay temele koyar (1985; 25). Nitekim ona gre bireyin deil topluluun gr nemlidir (1985;30). Toplumsal davranmz belirleyen biz olmadmza gre bireyin kendine soru sormas ile davran aklanamaz. Bu nerme Comteun insan insanlktan karak, paray btnden yola karak anlama nermesi ile ayndr. Ki, bu nermenin geldii yer, toplumu ileyii itibariyle organizma olarak tasavvur etmektir. Pozitivizminde toplum hem bir zihinsel ve (Comte) bir ahlaki btnlk olarak (Durkheim) hem de ileyii itibariyle organizma olarak tasavvur edilir. Bu organizma metaforunun ideolojik anlamas, insann deil de toplumun dardan insan belirlemesi, bylece insani irade ve akla toplumu vabeste grlmesine (aydnlanmann atomizmi) tepkidir. Durkheim, kolektif bilinci, ki, bu sosyal olgunun (norm) iidir, bireysel bilinlerin toplam olarak deil, bireysel bilinlerin karlkl etkileiminden kaynakl art ile, bu toplamdan daha fazla bir yap ve bireysel bilinlerin dnda tanmlar (1985; 31 ayrca bkz. 1992;307-331). Durkheimn kolektif bilin kavram ve Comteun insanln akl kavram ile Hegelin Geist arasnda sreklilik vardr. lk ikisinde olan, ncsndeki nesnel idealist tavrdr. Pozitivist ve anlamc/yorumlamac aksiyonel yaklamlar arasndaki temel felsefi farkllk ilk kampn nesnel idealizmi dier kampn ise Hegel sonras gelien znel idealizmi ontolojik dzlemde devam ettirmeleridir. Nitekim Giddensn, ilk kampa yakn olarak, Gadamerin hermeneutiini (ontolojik hermeneutik) yorumsamaclk iinde semesi anlamldr. Durkheima gre, efsaneler, destanlar, dinsel inan ve ahlaki kurallar kolletif bilincin gereklikleridirler. Ancak bireysel etkinlikle pratie geerler (1985; 33). Bu ifadeler yapsalc bir syleme dahidir. Ayn mant Giddens da takip eder. Yapnn oluturucu unsurlarn bireyler kullanarak toplumu retir ve yeniden retirler. Durkheim, toplumun yelerinin toplumsal olgular deitirmesinin ok zor olduunu belirtir (1985; 37). Giddens ile Durkheim arasndaki temel farkllk

66

toplumsal bireyin toplumsal olgular zerindeki etkililik seviyesinden kaynakl olduu dnlmektedir. Daha sonra zerinde duruluca gibi, Giddensn bireyi modern, bilgili ve beceri sahibi ehliyetlidir. Bu gelimi birey self-refleksiyon yaparak toplumsal olaylar ksmen de olsa biimlendirebilmektedir, teki bireylerin davranlarn anlayarak onlara cevap vererek toplumsaln oluuna katkda bulunmaktadr. Oysa Durkheimn bireyi bilinsizdir. Bu yzden de topluma tabi olandr. Giddens ile Durkheimn bireyleri arasnda bir yzyl vardr. Giddensn bireyi, bir yz yl nceye gre daha ok gelimi modern, kendi yapp etmeleri zerinde dnebilendir. Durkheim ak bir ekilde sosyolojinin konusunun toplumsal kurumlarn douu ve almasnn bilimidir (1985; 37). Durkheim, makro dzlemde zmleme yapmak zere sosyolojinin konusunu belirlerken Giddens, sosyolojinin modern toplumlarn bilimi (Giddens, 1994; 19) olduunu syleyerek, insan eyleminin aklanmas ve yapnn bu eylem zerindeki ikili etkisi zerinde durarak, sosyolojide makro ve mikro (aksiyonellerin etkisi ile) dzeyi birletirir. Durkheim fizik olgular ile sosyal olgular arasnda fark da grr. Ona gre bu fark, sosyal olgularn iselletirilmesidir. Bireye dtan olan bu olgular sosyalleme ile ierden kurulur (1985; 35). Bu sosyal olgular ahlaki ve hukuksal kurallardr. Nitekim Durkheimn sosyolojisinin merkezi ilgisi, ahlaktr. O ahlaka bilimsel zemin hazrlamak ister (bkz. Durkheim, Meslek Ahlak,1986, ilk basm 1937, 1900de verdii derslerin notlar olarak kaleme alnmtr.). Comte, din ve siyasete bilimsel zemin hazrlama gayreti ile pozitivist sosyolojisini gelitirirken, Durkheim ahlaka bilimsel zemin hazrlama gayretinde olmutur. Sosyolojik bilginin pratiklemesi itibariyle Giddens da onlardan farkl dnmez (Giddens, 1998; 23). Ancak Giddensn pozitivistlerden fark her hangi bir kuruma bilimsel temel hazrlama gayretinde olmamasdr. Bununla birlikte Giddens atalarndan farkl olarak sosyolojinin doa bilimlerine kendini benzetme abasn yanllar, ancak, atalar gibi, sosyolojinin gzlemlenebilen (olgusal) konularla ilgilendiini, ampirik aratrmalara dayal olarak gzlemledii olgular ile ilgili genellemeler yaptn kabul eder (1994; 11-13). imdi bu sosyolojinin metodolojik aratrma stratejisi ile Comte ve Durkheimn aratrma stratejileri arasnda paralellik vardr. Daha nce grld zere Comte ve devamcs da gzlemlenenden yola karak teori gelitirilmesinden yanadr. Giddensn kar olduu sosyolojinin kr krne kendini doa bilimi yapma abasdr. Comte ve Durkheimn bylesi abalarnn ardnda, kendi yaadklar dnemdeki toplumsal sorunlar ile ilgili olduu dnlmektedir. Her ikisinin de, Fransz Devrimi sonrasndaki toplumsal skntlar ve sonularn grerek, insann apriori aklnn ve devrimci-modern devletin topluma ftursuzca muhtemel mdahalesini nlemek adna, insan ve devleti bilimsel yasa ile snrlandrmak iin sosyolojiyi doa bilimlerine benzetmeye altn syleyebiliriz. Aslnda siyasal dzlemde yeni bir toplumsal devrime bu sefer ii snfndan gelecek olan- engel olabilmeyi de amaladklarn, pozitivizmin, muhafazakarlaan burjuvann ideolojisi olmas hasebiyle ileri srebiliriz. 19. yy sosyolojisinin toplumsal deiimi dizginleme gibi bir misyonu olduu daha nce belirtilmitir. Nitekim, pozitivist sosyolojinin temel kavram (pozitivist din, pozitivist-laik ahlak) ve kayglar toplumsal uzlam ve bar

67

getirmekle ieriklenmitir. nk, vahi kapitalizmin yzyl olan 19.yyda, kapitalist giriimcinin ihtiras ve iilerin isteklerini dizginleyerek, toplumsal bir ykmn daha nne gemek arzu edilmektedir. Bakasn sev dsturu ve toplum yararna almay telkin eden meslek ahlaknn amac, atmas muhtemel iki snfa set ekmektir. Giddensn kuramnda tarihsel sre gerei bu kayglar grmemekteyiz. Durkheim, Comte gibi, bilerek yapmaktan (Bacon) yanadr. Durkheima gre, insann toplumsal olana mdahalesi apriori (Fransz Devriminin teorisyeni Rousseaunun Toplum Szlemesinde gelitirdii ortak irade kavram apriori olarak geometrik ortalama kavramndan mtevellittir, bkz. Rousseau, 2005) deil, egemen olmak istedikleri nesnelerin gerek doasn bilerek mmkndr (1985; 38). Burjuvann iki evresinde akl kavramlar deimektedir. Devrimci burjuvann topyas olan aydnlanma felsefesindeki akl, soyut; iktidar ele geirdikten sonra mahafazakarlaan burjuvann ideolojisindeki akl, tecrbi akldr. Mannheimn, muhafazakar dncenin, kalk noktasnn somut olduunu soyut fikirlerin tali kabul edildii (rn. Hegel, Minervann kuu gece uar), saptamasn muhafazakarlatka burjuva dncesinde de grmek mmkndr. Durkheim, sosyolojinin aratrma konusunun nesneler gibi ele alnmas konusundaki tm abasnn, toplumu, toplumsal nesnelerin kendine zg doas olduu gereini reddeden, insandan kurtarmak, olduunu beyan eder (1985; 38). Ona gre, akl nesnel gereklikle snrlanmaz ise, snrsz tutkusu ile gereklii kendi isteine uygun kurabileceine inanr (1985; 53). Durkheim, sosyolojinin aratrma konusunu tekil eden sosyal olgunun (norm), doal olgular ile aynlnn kaynanda, her iki olgu kmesinin de insan yapm olmamalarn grr. Yoksa Durkheim, her bilim dalnn kendine zg aratrma nesneleri olduunu kabul etmektedir (1985; 41). Sosyal olgular eitim ile insana geer ve bu olgulardan birey yararlanr, ancak onlar insana tabi deildirler (1985;42). Toplumsal yapdan yararlanarak bireyin eylemini gerekletirdii dsturu Giddensda da grlecektir. Giddensn yapnn ikilii nosyonunun ardnda, yapnn sadece kstlayc olmad ayn zamanda eylemi mmkn kld anlay vardr. Durkeim, eylemi mmkn klan yapnn daha ziyade kstlayclna vurgu yapar. nk aykr eyleme toplum dardan bask ile tepki gsterir. Durkheim organik ve ruhsal olgular arasnda ayrm yaparken fenomenolojik sosyolojiye de kap aar. Ona gre, sosyal fenomenler organik fenomenlere benzemez nk sosyal olanlar davran, dn ve hissedi tasarmlardr. Ruhsal fenomene de benzemezler nk bu tasarmlar bireysel deil kolektiftir (1985; 43). O halde sosyal olgu olan kolletif tasarmlar, eylere anlam yklememizi salayan toplumsal yorumlardr. Ve eylere bu tasarmlar ile anlam ykleriz ve ona gre eylemlerimizi belirleriz. Durkheim ilk kez 1912de yaymlad Dini Hayatn lksel Biimlerinde, toplumun sayg gsterdii eylerin, kolletif tasarmlar gerei onlara atfedilen anlamlardan kaynakl olduunu belirtir (bkz. Durkheim, 2005). Aksiyonel fenomenolojik sosyoloji kuramnda, eylere yklenen anlamlarn bireysel olduu vurgusu sz konusudur. Durkheimn holistik ontolojisinde ise anlam kollektiftir. Durhheim toplumsal olgularn gzlemlenmesine ilikin, sosyolojik aratrma kurallarnn ilk ilkesini, toplumsal olgular eyler olarak ele alnmal diyerek,

68

belirler. Nesnelerin kavramlarndan deil onlarn kendisinden yola klmaldr (Comte- tmevarm). Nesnelerden yola klrsa nesnelerin nesnel bilgisine ulalabilinir. Comte ile devamll Comteun tek izgili, dorusal ilerleme anlaynn eletirisi ile kesilir. Durkheima gre toplumlarn ilerlemesi geometrik olarak canlandrlamaz, ilerleme daha ziyade dallar farkl ynlere uzayan aacn dallarna benzetilebilir (1985; 55). lerleme nosyonunun iindeki iyi ahlaki deerlendirmesini eletirir. Doa yasalar, olgularn birbirine balanrken uyduu ilikileri ifade eder yoksa olgularn belirli biimde balanrsa iyi olur demez (1985; 60). Toplumsal olgular bizim dmzdaym gibi ele almalyz (1985;61). Bu ifade aslnda bu nesnelerin isel, fikirsel bir yapya sahip olduunun ancak aratrlrken mecburen dsallatrmak zorunda olduumuzun, gereini bildirir. Kollektif bilin, aratrlrken onu dsal, nesnel hali ile yani norm olarak ele almalyz. Durkheim, aratrma ontosunun tinsel olduunu bilmekte sadece aratrrken pragmatist gerekelerle onu nesneletirmek durumunda, olduunu bilir. Bu manevra, Comteun insaln aklnn (nesnel ide) ancak onun rnleri olan teori kitaplar (idenin nesnellemesi) ile bilinebilinecei dorultusundaki dncesi ile benzerdir. Ancak burada her ikisinin de yapt yalnzca nesnelletirme deil ayn zamanda eyletirmedir. Giddens, grlecei gibi, sosyal olann nesne olarak ele alnmasna deil insan ile onun retimi olan nesnesi arasna yabanclama koyan eyletirmeyi eletirmektedir. Comte ve Durkheim, sosyal olan kollektif ve tarihsel bir srete olup-bitmi olarak ele aldklar iin insan ve nesnesi arasna eyletirme mesafesi koymaktadrlar. Giddens ise holistik ve aksiyonelleri sentezleme kaygs ile bu eyletirme hatasn eletirir. Sosyal olann bir yan toplumun elindeki iken dier yan insann elindedir. Yeri gelmiken anlalaca zere Giddensn kuramnn (sentez ve bir meta-teori olarak), mant Marksn erken dnem kavram ve yazlardr. Ki, bu dneminde Marks henz insan tamamen silmemi onun yaratc etkisi ile yapnn ya da tarihin ksmen yaplandrlacan dnmektedir: nsan tarihi yapar ancak tarihsel koullar el verdiince. Durkheim, kollektif bilincin, hukuk kurallarnda, istatistiklerde ve tarihsel antlarda nesneletiini syler (1985; 63). Comte da znde tinsel olan insanlk aklnn teorilerde nesneletiini sylemekteydi. Durkheim pozitivist epistemolojinin ilk saytlsn Comtedan gelerek znenesne ayrm olduunu formlletirdikten sonra, ikinci saytlsn ne srer o da; bilimsel kavramlarn nesneyi ifade etmesidir (1985; 68). Bu nesnenin bilgisinin insan zihninde olduu gibi tekabl edecei saytlsdr. Pozitivist epistemolojinin bu saytlsnn karsnda anlamac sosyoloji ise bunun tam tersini ifade eder. Bu da; nesnenin bilgisinin insan zihninde krlaca dorultusundaki sayltdr. Comteun sosyal patoloji nosyonu Durkheimda da devam eder. Comte sosyolojide deneyin, ancak ihtilal gibi marazi bir hal ile normal/olaan hal arasndaki farklln bilinerek marazi halin nlenmesi dorultusunda kullanlmak zere mmkn olduunu sylemi idi. Durkheimda sosyolojik teknik karlatrmal deneyi normal ile hastalkl olann ayrlmasnda kullanmak zere gelitirir. Bu teknik ile toplumun bir aamasnda bu aamaya uygun olmayan unsur, normal aama ile karlatrlarak elde edilebilir (Durkheim, 1985; 89). Sosyoloji, devlete, bu hastalkl unsuru bilimsel olarak tespit ederek, ona yol gsterir (1985;

69

97-98). Devlete bilimsel yol gstericilik olarak, sosyolojinin misyonunun belirlenmesi, Comtedan Durkheima geerek devam etmektedir. Comteun sosyolojiyi biyolojiye benzeterek ina etmesinin getirisi sosyolojinin normal/anormal ayrmn yapmasna saik olmaktadr (bkz. Bock,1997). Nitekim Durkheima gre, bilimin konusu; normalin incelenmesi, normal ile kartn ayrt etmektir, bunun iin normalin kriteri bulunmaldr, bu kriter ise genelliktir, amacmz, normali korumaktr (1985;89-97). Fransz ihtilali sonrasndaki toplumsal huzursuzluklarn yeniden yaanmas pozitivist sosyolojinin korkulu ryas olmaya devam etmektedir. Devrim sonras kurulan burjuva dzeninin bekisi, sosyolojidir. Durkheim, toplumsal olgunun aklanmas ile ilgili kurallar ksmnda, sosyal olgunun bireyin ihtiyalarna indirgenerek, aklanmasna kar bir tavr alr (1985; 111). Bir sosyal olgunun nedeni onun toplum organizmas iinde oynad rol yani toplumsal organizmaya katksdr (1985;115). Durkheim, Comte gibi, Kantn gayi illetlerini, isel-amalar, nedenler olarak alp, sosyal olgunun var olu koulunu/nedenini, toplumsal organizmann isel btnlk ve uyumu olarak belirlemektedir. Ancak bunu yaparken bilimsel deil teleolojik aklama hatasna dmektedir (bkz. Wallace ve Wolf, 2004; 28). Sosyal olgunun nedeni, toplumsal organizmann btnsel uyumu olarak ele alnmakta, ancak bu neden, sonutur ayn zamanda nk sosyal olgu organizmaya uyumsal katk yaparak hem kendini hem de toplum organizmasn sonuta var etmektedir. Neden ve sonu birbirinin yerine gemekte sonu, ama olarak nedenin iine yerletirilmektedir. Bilimsel aklamada neden sonucun dnda ve neden ve sonu art zamanl olmaldr (bkz. Keat ve Urry, 1994; 34-41). Oysa Durkheim, sosyolojide nedensel aklamada ezamanll tanmlamaktadr (1985;137). Bu organizmac anlayta btn, kendisini oluturan parann dndaym gibi tanmlanmakta ve paraya btn dardan etki yapyor gibi dnlmektedir. Bu organizmac tanmn nihai hedefi; kollektif bilinte olduu gibi, bireyin bilincinin hem onun oluturucu paras hem de onun dnda gibi tasarmlanmasndaki paralellikte grld gibi, insann bilincini ve ihtiyalarn gz ard ederek toplumu toplumla aklama gayreti, toplumu insana indirgememe, insann etkisini toplumdan uzak tutma gayretidir. Aksiyoneller ise tepkisel bir tavr ile toplumu bireye indirgerken, Giddensn sentezci bir tavrla bu uzlamazl, ikicilii uzlatrmaya gayret ettii analiz edilecektir. zetle, sosyolojinin ve pozitivist sosyolojinin bu ilk epistemoloji ve metodoloji eserinde ne srlen kurallar, Comteda nve olarak var olann gelimi ve daha analitik halidir. Sosyoloji, bir doa bilim ve sosyolojinin konusu ise, aratrma stratejisi gerei nesneler olarak tanmlanmaktadr. zne-nesne ayrm ontolojik sayltnn bir uzants olarak kabul edilmektedir. Bilginin tekabliyeti olduu benimsenmektedir. Sosyolojik aklama ise, ezamanl nedensel aklamadr. Metodolojik kapsamda AYT tmevarmdr. Teknik ise normal/anormal ayrmnn yaplmas iin karlatrmal deney tekniidir. Siyasal ideolojik boyutta ise burjuvann normal dzeninin korunmas ve devlete bilimsel neriler sunma misyonu ile sosyoloji tanmlanmaktadr. Yani pozitivizm bir burjuva ideolojisi olmaya devam etmektedir. Ahlak ile toplumsal deiim nlenmeye allmaktadr.

70

Bu tespitleri kaydettikten sonra Sosyolojik Yntemin Yeni Kurallarn analiz ederek, sosyolojinin ilk hali olan, pozitivist sosyolojinin nasl bir deiiklik ve nasl bir devamllk arz ettiinin karlatrmasna geebiliriz. IV. Sosyolojinin Self-Refleksiyon Pratii veya Yorumsamac Sosyolojilerin Pozitif bir Eletirisi ya da Pozitivist Sosyolojinin Yorumsamac Uraktan Geerken Kendini Tadil Etmesinin Bir Biimi Olarak: Sosyolojik Yntemin Yeni Kurallar Anthony Giddensn 1979da yaymlanan Sosyolojik Yntemin Yeni Kurallar adl eseri daha sonra 1984de yaynlanacak kuramsal eseri Toplumun Kuruluuna epistemolojik bir hazrlk evresini ifade etmektedir. Ele alacamz eser, dialektik mantk ile, sosyolojide farkl zt yaklamlarn birbirine telif edilerek, ztlarn birlii ilkesinin tezahr ettirilmesiyle gerekletirilmitir. Giddensn almas, Comteun pozitivizmi gibi bir meta-teoridir. Comte, aydnlanmann baz kavramlar (ilerleme kanunu Condorcet- ve toplumun doal yasalar Montesqiue) ile muhafazakarln dzen nosyonunu pozitivizmde birletirmi. Birbirine zt iki dncenin meta-teorisini yapmtr. Giddens da benzer ekilde davranarak bir meta-teori gelitirmitir. Nitekim Giddensa gre, dnceler aydnlatc ise kendi geleneklerinden farkl ereveler iinde kullanl hale getirilebilir (1999; 24). Zt dnceleri birbirleri ile telif ederek, st okuma ile onlardan meta-teoriler ina etmek bat dncesinin ilerleme metodudur, Kant byle bir tavrn en nlsdr. Belki de Hegelin insanlk dncesinin ilerleme mantnn dialektik olarak kavramasnn nedeni budur. ncelikle toplumu zne kabul eden holistik ve insan zne kabul eden aksiyonel yaklamlarn eksiklikleri ve sivrilikleri birbirleri ile giderilerek insan ve toplumun birbirlerini yaplatrdklar gsterilmeye allm. Daha sonra anlamac/yorumsamac sosyal bilim anlay ve pozitivist sosyal bilim anlaynn, tinsel bilim olarak sosyoloji ve doa bilim benzeri sosyoloji anlaylar birbirleri ile telif edilerek, sosyolojinin, idealist znelci bilim ve doa bilim benzeri kutuplamas giderilmeye allmtr. Bu bilim anlaylarnn ontolojileri gerei, insan zne ve toplumu zne yapma giriimlerine karlk, yaplamac ontolojinin uzants olarak, insann eylemini yapy hem koul hem de kstlayc bir biimde kullandna dikkat ekilmi bylece insann toplumsal davrann ele alan sosyolojinin yorumsamac ve aklayc olmas ile biimlendirilmesi ne srlmtr. Hlasa Giddensn hem ontolojisi hem de bilim anlay Marksn, insan tarihi yapar ancak tarihsel koullar el verdiince ifadesini yani toplum/doa ve insan arasndaki dialektik ilikiyi kendine klavuz iplii olarak almtr (Giddens, 1999; 24, 1994; 156 ve 2003; 210). Giddensn ele alnan eserinin alt balnn Yorumsamac Sosyolojilerin Pozitivist Eletirisi olmas manidardr. Giddens, pozitivizm szcn Comteun ilk kullanm itibariyle kullandn ifade etmektedir. Buna gre pozitivizm olumlu, yapc anlamlarnda kullanlmaktadr (Giddens, 2003; 2). Ayrca bu kitap, bir yzyl nce Durkheimn kitab gibi, bir yntem kitabdr ( 2003, 2) yani sosyolojinin bilim olarak ne olduu, konusunun tanmland ve aratrmann mantnn tartld bir kitaptr. ncelikle pozitivizm szcnn Comteun kulland anlamda kullanmas ilgi ekicidir. Giddens ilk kulland anlam konusunda

71

srarldr. Israrnn nedeni ise, Comteun pozitivist sosyolojiyi doa bilim benzeri klmak istemesinden mtevellitdir. Giddensn sosyolojinin mantn, Comte gibi, ampirik aratrmalar ve genellemeler yapmak olarak, tarif etmesine ramen bu kanmann altnda, sosyal olgularn insan bamsz doal olgular gibi ele alnmasna, kar olmas vardr. Comteun, pozitivizm kelimesini menfi ve ykc olann karsnda yapc ve tamamlayc olarak tanmlamas ile Giddensn yorumsamac ve aksiyonel sosyolojileri yapc, tamamlayc bir tarzda eletirmesi arasndaki paralellik grlmektedir. Bu kitap bir pozitivizm savunusu deildir (Giddens, 2003;2). Ancak biz bu kitabn bir pozitivizm savunusu olamasa bile onu yorumsamac sosyolojiler dolaym ile tadil etmenin kitab olduunu iddia edeceiz. Bu dolaymsal tadil etme/yetkinletirme zaten onun mant olan dialektiin bir getirisidir. Giddensn sosyoloji anlay, bu almada, sosyolojinin kendisi zerinde bir self-refleksiyon pratii olarak ve sosyolojik dncenin ilk bilimsel hali olan pozitivist sosyolojinin, yorumsamac ve aksiyonellerin dolaym ile kendini yetkinletirmesinin bir serveni olarak ele alnmtr. Bununla birlikte onun kuram ile modern atma kuramlar arasndaki benzerlik de dikkat ekicidir. Yeri geldike bu zellii de serimlemeye alacaz. imdi bu serveni ele almaya balayabiliriz. Giddens ele alnan almasnn giriinde bu eserin ayakl bir projenin paras olduunu beyan eder: Sosyal teorinin 19. ve 20. yylardaki geliiminin eletirel okunmas, 19.yy toplum felsefesinin eletirel okunmas ve sosyolojinin problemlerini analiz ederek onu yeniden formle etmek. te bu alma projenin nc ayan tekil etmektedir (Giddens, 2003; 1). Kitabn ana temalar ise yle belirlenmitir: Sosyal teori eylemi, insan aktrler tarafndan refleksif olarak dzenlene rasyonelletirilmi bir davran olarak ele almaldr; dil, bu srecin nemli bir aracdr ve insan davrann aklayan bir aratrmac dilin refleksif zelliinin kendi faaliyeti iin de geerli olduunu bilmelidir (2003; 2). lk dikkati eken Giddensn insan aktrleri bilinli ve rasyonel varlklar olarak ele almas ve sosyolog aratrmacnn da nasl ki, aktr davrannn hesabn vermektedir o da aratrmasnn hesabn verecek denli kendi aratrma faaliyeti zerinde self-refleksiyon sahibi olmasdr. Giddens, aktrn eylemini aklayann da toplumsal aktr olduunu, defaten belirtir. Bu vurguda; hem aktrn, modern toplumlarn bilimi sosyolojinin eylemini aratrdnn, modern/rasyonel/toplumsal dntrc g/beceri/ehliyet sahibi ve bunun da farknda olan anlamnda tanmlanmas hem de sosyolog aratrmac znenin, aratrdnn ksmen- iinde ve rettikleri ile toplumsal dnmde etkililiinin farknda olmas gerektiine, dikkat ekilmektedir. Bu ksmen iindelik nosyonu, Giddensn pozitivizmin zne-nesne ayrmna ve yorumsamaclarn zne-nesne birliini savunmalarna getirilen bir ara zmdr. Giddens, ilk atalar gibi, sosyal teorilerin, bir teori-pratik olarak topluma ahlaki mdahaleler olduunu kabul eder (2003; 2). Comte ve Durkheimn sosyoloji kanadnda rettikleri sosyal teorilerin retilme amalar zaten bu topluma ahlakisiyasi mdahale idi. Giddens, kasten bir mdahale iin retilmeseler dahi nihayetinde her sosyal kuram/teorinin bu zellilii olduunu, itiraf eder. Yani sosyallin zerine bilimsel sylenen her sz, topluma iin bir deer olarak girer. almasnn odak noktas eylemin doas ve eylem analizidir (2003; 4). Comte

72

srarla neden? ve ne? gibi metafizik almlara giden sorulardan uzak durulmas gereini ifade etse de hem Durkheim hem de Giddens bu tr sorular gndeme getirmektedir. Durkheim sosyal olgu nedir? sorusuna nesnel idealist bir cevap sosyal olgu kolektif bilincin d kabuu- getirir; Giddens ise sosyal eylemin amacn, eylemin toplumsal dntrclnn yan ne ise sosyal eylem de odur diyerek, aklama getirir. Her ikisinin ortak paydas, isel olann dtan gzlemlenerek bilinebilineceidir. Bu dstur pozitivist sosyolojinin ampirik aratrma mantnn kurucu unsurudur. Ancak Giddens ile Comte ve Durkheimn farkll, ilkinin sosyal olann insana yabanc ey olmamas dierlerinde ise sosyal olann, nceki kuaklar tarafndan oluturulmu, bitmi bir yap olarak, onu kullananlarn sosyalin dnda ve insana ey (yabanc) olmasdr. Giddensn sosyal yap anlaynn ikilii de buradan kaynakldr. Durkheimda ve devamla Parsonsda yap insan dizginleyen ve kstlayan iken Giddensda yap hem kstlayan, belirleyen hem de imkandr (2003;5). Giddensa gre, yorumsamac sosyolojilerin eksii, yapdr, katks ise eylemde insan znelerin belirleyiciliidir. Bununla birlikte eylemin anlam zerinde durmalar onlar bir pratik olarak deerlendirmemeleridir. levselci ve yapsalclar ise, hakl olarak, zorlama, g, byk organizasyon olarak topluma vurgu yapmaktadrlar. Eksiklikleri ise aktrleri byk glerin oyunca olarak ele almalar, insan failliini deerlerin iselletirilmesine indirgemeleri, onlarn toplumsal hayattaki aktifliini ihmal etmeleri, gc ihmal etmeleri ve normlarn mzakereye ak olduunu grememeleridir (2003; 34).Yaplama kuram, farkl sosyolojilerdeki dualizmi amaya almaktadr (Giddens, 2003; 7). Aslnda Giddens birbirine zt olan ilevselci-holistik ve sembolik etkileimci-aksiyonel ontolojik yaklamlardaki benzerliin farkndadr her ikisi de sosyal bene daha ziyade odaklanmaktadrlar (2003; 35). Birey-toplum dualizmine kar kmak bu iki kavram yap-bozuma uratmaktr. Bu yap-bozumu Giddens yle gerekletirir: Eylem kavram merkeze alnr ancak eylem sadece bireye deil toplumsal organizasyona da has bir sretir. Aktr toplum teorisyeni ve faildir (2003; 8). levselci (holistik) sosyolojilerin eksiini fenomenolojik sosyoloji ve etnometodoloji ile (aksiyonel), norm ve alkanlklarn srekli yaplandn syleyerek giderir (Giddens, 2003; 9). Giddens, birey ve yap/toplum dikotomisini; bireyi ve yapy holistik ve aksiyonel yaklamlar birbiri ile telif ederek, birinin eksiini dieri ile tamamlayarak, pozitivistik ve holistik yaklam yorumsamac ve aksiyonel yaklam ile dolaymlayarak, ztlar birlik haline sokarak aar. Buna gre, yap; belirleyen deil ayn zamanda bireyin eylemi ile, bireyin yapsal zellikleri kullanmasyla, retilir ve yeniden-retilir. Yap; birey iin, hem kstlayc/belirleyici hem de bireyin onu dntrmesinin imkandr. Birey eyleminde zgr deil yapnn var olan zellikleri iinde eylemesi hasebiyle yap tarafndan belirlenmektedir. Ancak birey iinde eyledii, eylem alan olan yapy yeniden-reterek dntrebilmektedir. Giddensn kuramnda refleksivite kavramnn eylem kavram kadar merkezi bir rol vardr. Bireyin kendi davran zerine dnebilmesi olarak refleksivite becerisiyle birey, kendisi ile yapnn kurallar arasna mesafe koyarak stratejik dnme pratii ile davrann tayin edebilmektedir. Refleksivite ayn zamanda

73

yapnn kurumsal ve tarihsel bir tavrdr. Kurumsal refleksivite, sistemin kendi ileyi kurallarn sorgulanmasnn kurumsallamasn ifade eder (Giddens, 2003; 10). Katolik gelenein Protestanlk ile zayflamas, sistemin eletirilmesinin kurumsallamas ile gereklemitir. Kurumsal refleksivite moderndir (2003; 13) Burada dikkat eken, Giddensn bireysel gnlk refleksivite ile kurumsal refleksivite arasnda ayrm yapmasdr. Ancak bireyin bu becerisi ile sistemin sorgulanmasnn yani kurumsal refleksivite arasnda sreklilik vardr. Nitekim global sistemin yeniden-retimi gndelik pratiklerde ikindir (2003; 12). Neticede sistemi eletirenler de bireydir. Birey kendi davran hem de sistem arasna mesafe koyarak dnebilmektedir. Kendinin ve sistemin farknda olabilme modern birey tasarmna aittir. Bu Marksgil anlamda bilinliliktir: Kendinin bilincine varma ancak kendi rettiin ile olur. Burada retilen ve yeniden-retilen toplumdur. Giddens, yorumsamaclarn idealist znelciliinden (kendinde bilin) ve pozitivistlerin eyletirme hatasndan kanarak Marksda soluklanmaktadr. nsann dntrc kapasitesi ile retim ve yenidenretim mmkn ancak insann rettii dnp insann kendisini belirlemektedir (Giddens, 2003;210). Yap ve birey dikotomisinin am iin prosedr Marksdan alnmaktadr. Giddens, Maksn erken dnem Praksis kavramna vurgu yapmaktadr. Giddens, zorlayclk ve dsallk gibi sosyal olgu tanmlarn da yap-bozuma uratr. Bu kavramlardaki negatiflii-olumsuzluu pozitivizme-olumluya evirir. Zorlama, aslnda bireyi yeniyi aramaya iten bir yaratcla dnebilir. Zor, zaten insan yaratc klan deimlidir. Dsallk ise, bireyin kendisi ile yap arasna mesafe koyabilmesine ve farkl eylem ortamlarna ynelmesine neden olabilir (2003; 11). Grld gibi pozitivist ve ilevselci sosyolojilerin birey iin menfi gibi grnen saytllar olumlu hale getirilmektedir. Pozitif-yapc eletiriye urayan yorumlamaclar deil ayn zamanda sosyolojinin k yeri olan pozitivizmdir. Pozitivizmin kendisi, pozitiflemekte/tamamlanmakta ve yetkinlemektedir. Giddensn doa ve sosyal bilim ayrm kriteri, ifte-hermeneutiktir. Bu kavram, sosyal bilimlerin nesnesinin doa biliminin nesnesinden ontolojik farklln ima eder. Sosyal bilimin nesnesi daha nce aktrler tarafndan yorumlanarak oluturulmu, olandr. Sosyoloji bu haseble, sanki Nietzscheci anlamda, yorumun yorumudur. Sosyal bilimciler, aktrler tarafndan anlam ereveleri ile ina edilmi olan toplumsal hayat yeniden teorik bir anlam erevesi iinde zihinsel olarak ina ederler. Sosyolog ya da sosyal bilimcinin bu yzden, halka dncelerini sunmak gibi bilimsel bir sorumluluu vardr (2003; 15). Giddensn bilinli/rasyonel aktr tanmnda olduu gibi sosyolog tanmnda da modern bir tn vardr. Sosyolog, kant bir ekilde, kamusal grevi olan bir aydn anlamnda tanmlanmaktadr. Bununla birlikte, doa ve sosyal bilim ayrmn, Giddensa gre, abartmamak gerekir. nk doa bilimcinin ina ettii doa yasalar da tpk sosyal bilimlerin genellemeleri ve kuramlar gibi nesnesini biimlendirebilmektedir (2003; 17). Gerek aratrma mantnn izledii yol (ampirik aratrma ve genelleme) gerekse yukardaki ifadeler Giddensn doa bilim ve sosyoloji arasndaki ayrm amamas, ondaki pozitivist sosyoloji ynelimin bir nianesi olarak alnabilir. Ona gre, sosyal bilimin mant ve ynelimi doa biliminden tamamen farkl deildir ve Giddens,

74

zaten byle bir ayrm da savunmadn sylemektedir (2003; 27). Tam da bu husus onu pozitivizme oturtmaktadr. Giddens, ontolojik bir ayrm kabul eder (2003; 28) ancak bu ayrm bilimlerin ayrlmas noktasna kadar devam ettirmez. Zaten, daha ncede belirtildii gibi, Durkheim sosyal olguyu doal/organik fenomenlerden farkl grmektedir, sadece aratrma stratejisi gerei sosyal olgunun doal nesneler gibi ele alnmasndan yanadr. Giddens, sosyal bilimlerde genelleme olmaz diyen ve topluma uygun yeni bir farkl bilim yaratalm diyen, tin bilimleri anlayn da savunmadn ifade eder (2003; 27). Giddensn amac, sadece ontolojik farkll dikkate alan, doa bilimlerinin mantk ve ynelimlerinden ok da uzaklamadan sosyolojiyi bilim olarak yeniden tarif etmektir. Bu yeni sosyoloji biliminin temel kavram olan ifte-hermeneutiin ieriinde bunu gzlemek mmkndr. Giddensa gre, ifte-hermeneutik ksmen ampirik ksmen mantksaldr. Btn sosyal bilimler, eylemin betimlenmesi (ampirik) ve eylemin anlam ereveleri iinde yorumlanmas anlamnda hermeneutiktir (2003; 18). Giddens ile Comteu bir araya getiren bir zellik, her ikisinde de bilimsel dncenin hem inanlar sorgulayan hem de onlardan tretildiidir (2003; 20 ve Levi-Bruhl, 1970; 46). Giddensn almasnn bir dier nemli kavram, dildir. Dil, hem sosyal aktrlerin refleksivite ve farkl anlam erevelerine geerken kullandklar bir arac/ortam (2003; 31, 33) hem de toplumu deifre etmede yardmc olan bir metafordur (2003; 138). Giddens, dil ve konuma edimi arasndaki ba dolaym ile toplum ve birey arasndaki ilikiyi deifre eder. Anlamay, anlamac/yorumsamac sosyolojilerden farkl ve Gadamerci bir ekilde metodolojik deil de ontolojik/kurucu bir ekilde ele alr. Anlama, toplumdaki insan hayatnn temel ontolojik kouludur (2003; 33). Toplumsal hayat ve bireylerin kendi davranlar zerindeki refleksivite becerisinin koulu, dildir. nsanlar dili kullanarak kendi davranlar zerine aklama getirirler (eylemin rasyonalizasyonu) ve kardaki insan onun sylediklerini kendi anlam erevesi ile yorumlar ve bylece oluan toplumsal hayat hermeneutik daire zellii gsterir (2003; 140). Giddensn ontolojik olarak pozitif eletiriye tabi tuttuu aksiyonel sosyal teori ve felsefe okullar; Post-Wittgensteinc gndelik dil felsefesi ve fenomenolojik sosyoloji ve etnometodolojidir. Bunlarn pozitif eletirisi yle gerekleir, eksiiyanl gstermek ve ilerinde kullanl olan almak. Bu itibarla, fenomenolojik sosyolojiden, yani Schutzdan, bilgi stoku kavramn (anlamn oluturan tecrbeler deposu), sosyal dnyann anlamlar dnyasndan olumas ve aktrn bu dnyalar iinde geiler yapabilme becerisi; ondaki eksikliler ise, ncelikle atalarn mirasn ihmal etmesidir. Giddensa gre, Comte ve Durkheimda olduu gibi, atalar yeni kuaklara ok ey brakmtr (2003; 49). Ayrca Schutzun kuramnda eylemin sonular ile deil koullar ile ilgilenme vardr (2003; 50). Giddensn kuramnda ise, eylemin sonucu olan retim ve yeniden-retim temel nemdedir. Etnometodolojinin (Garfinkelin kuram) eksii; toplumun gndelik hayatnn retimini yapan bireylerin aklamalar ile sosyal bilimcinin aklamalarnn ile paralel olmas, yani sosyoloun gndelik sosyal hayat aktr nasl ifade ediyor ise o ekilde almas onlara mdahale etmemesi, etnometodolojik kaytszlktr (2003;

75

61). Oysa sosyal bilimcinin genelleme yapmas misyonunu, daha nce belirtildii zere, Giddens vurgular. Bununla birlikte, Giddensn ondan ald aktrlerin indeksel (hesap verme) ifadelerini yapabilme becerisi yani refleksivitedir. Bununla birlikte etnometodoloji sadece toplumsal pratiin aklamalarn dikkate almakta toplumsal pratii bir icra olarak ele almamaktadr (2003; 61). Giddens, PostWittgensteinc dil felsefesinin pozitif eletirel okumasnda, Winchin grlerini ele alr. Winchin anlamn kurala bal olmas gerei fikrini paylar ancak, Winchin eksiinin, kimin kural? sorusunu sormayarak, anlam ve g arasndaki ilikiyi ihmal ettiini syler. Halbuki, Giddensa gre, dil, g eitsizliklerini ifade etmektedir. ( 2003; 71). Winchin eksii ayrca, toplumsal ilikileri fikirsel ilikilere indirgemesidir. Oysa Giddens, eylemi isel-fikirsel niyetlerden ziyade eylemi, toplumsal hayat hangi ynde deitirdii noktasnda aklamaktan yanadr. Giddensa gre eylem aklamas (amac-nedeni), eylemin hangi ynde toplumsal hayata etki yaptnn bilinmesi ile mmkn olur (2003; 114). Yani, Giddens, eylemin aklamasn isel deil topluma yapt etki ile aklar. Bu yzden eylemin isel anlamas ile aklamasndan yana olan Weberi de eletirir (2003; 68). Nitekim ayn mantkla hareket eden, Winch, Giddensa gre, eylemin anlamn eylemin kendisi ile kartrmaktadr (2003; 72). zetle Giddens, baz aksiyonel ontolojik kuramlarn pozitif eletirisi ile kendi sosyolojik kuram iin unlar alr; anlama yntem deil toplumun kurucu unsurudur, aktrlerin teori-pratikleri sosyal bilimci iin dayanaktr, aktrlerin bilgi stoku pragmatik bilgi ynelimlidir, sosyal bilimcinin kavramlar aktrn kavramlar ile -ayn olmamak artyla- aktrn kavramlaryla ilikili olmaldr (2003; 77). Yetersizlikleri ise; bu yazarlarn hepsi praksis-eyleme deil anlaml eylem zerinde durmaktadr, hibiri toplumsal hayatta g eitsizlikleri zerende durmaz, toplumsal normun tanmlanmas bir g mcadelesinin rn olduunu ihmal ederler ve hibiri kurumsal deime ve tarihsel dnm zerinde durmaz ayrca eylemin pratik dntrc deerini ce ihmal ederler (2003; 78). Giddens hermeneutik ve eletirel teoriyi epistemelojik olarak pozitif eletiriye tabi tutar. Hermeneutik izgide Dilthey ve Gadamer farkllamasna nem verir. Diltheyin, eylemi anlamnn znel bilincin ie bak yntemi ile (Comteun kyasya eletirdii) kavranmasyla mmkn olduu tezinin ve devamla Verstehen (anlama)/Erklaren (aklama) ayrmnda doa bilim ve sosyal bilim ayrmnn, pozitivist bilim anlay tarafndan eletirildiinden bahsedilir. Gadamer ile anlamann bir yntem deil ontolojik bir sre olarak kavranmas Giddens iin nemlidir. nk hermeneutik daire -kar kaya gelen iki anlam erevesinin yaratc bulamas- fikri, Giddensn hem meta-teori olarak kendi sosyolojisini ina ederken hem de toplumsal hayatn ontolojik koulu saymas itibariyle nemlidir. Bununla birlikte, Giddens, iki uta yer alan pozitif ve anlamac sosyolojik bilim anlaylarnn, her ikisinin de insan davrann kendi zel mantk emasna indirgeyerek her yn ile aklama/anlama iddiasn eletirir (2003; 85). nsan davrann ele alrken, sosyal bilimlerin hem anlamac hem de pozitivist nomolojik aklamay birletiren, Habermas onun iin ilgi ekicidir. Ancak Habermasn da eksiklikleri vardr. Habermasn bu iki bilim anlaynn sentezi olarak psikanalizi nermesi kusurludur. nk psikanaliz hem ie bak hem de nomolojik aklamay

76

birletirirken, Habermasn grmedii, doktor-hasta ilikisinin eitsiz olduudur (2003; 98). Bu iki (eletirel kuram ve hermeneutik) sosyoloji anlaylarnn epistemolojik pozitif eletirisi ile Giddens temelde faillik ve eylemin sosyolojik aklamasn gerekletiremediini syler (2003; 98). Giddens, hem aksiyonel ontolojik kuramlar hem de hermeneutik sosyal bilim anlaylarn, sosyal eylemin tanmn ve aklamasn eksik bularak eletirdikten sonra kendi eylem tanm (ontoloji) ve bu tanma uygun aklama prosedrn yani sosyoloji anlayn (epistemoloji) serilmemeye geer. Giddensa gre aksiyonellerin temel eksiklilii, toplumsal yap ve deimeyi ele almamalarndan kaynakldr. Bu temel eksiklik onlar u konularda baarszla gtrmektedir; eylem ve faillik tanmnn formlasyonu, eylem ve niyet/ama kavram arasndaki balantlar, edim tipolojisi, gerekeler/neden ve gdlerin faillik asndan nemi ve iletiimsel edimlerin doas (2003; 99-100). Giddens daha sonra bu baarszlklar gidermeye alr. Ona gre, gnlk hayatta faillik ahlaki sorumluluk balamnda ele alnr. Bir eyin failii, eylemin sorumluluunu tamadr. Eylemi tanmlarken hareket noktas, onun iradi (aksiyonel) ya da zor altnda yaplmas (holistik) deil, eyleyen ben/fail olmaldr. Ayrca eylemi analiz ederken onun dorudan gzlemlenir (pozitivist) ya da isel- yorumlanr (anlamac) ayrm da yanltr. Giddens pozitivist epistemolojiyi takip ederek eylem dardan gzlemlenir, der (2003; 103). kin bir Weber eletirisi ile, Giddens, eylem tipolojisinin niyet kavram ile yaplamayacan syler (2003; 104). Giddensa gre, eylem ve faillik, somut varlklarn dnyada sre giden olaylara fiili ve tasarlanm nedenli mdahalesidir, faillik dorudan praksis kavram ile ilintilidir, faillik iin gelecein nceden belirlenmi olmamas nemlidir (2003; 104). ncelikle Giddens, ontolojik olarak, eylem tanmlamasnda Marksn doa dnyay emei ile yaratc bir ekilde dntren ve bu ekilde doal zorunluluklarn stesinden gelen praksis insan eylemini kendine referans almaktadr. Ancak Marksn daha ziyade ekonomik retim iin dnd bu eylemi toplumsal retim itibariyle geniletmektedir. Niyet ve ama kavramlarn, ayn anlamda, bir eye karar verme ve onu tasarlama ile tanmlamaktadr. Bu itibarla amal eylem iin bilgi attr ( 2003; 106). Ancak aktrler amalarn bazen kendileri fail olmadan da gerekletirebilirler veya amalamadklar halde eylemlerinin tasarlanmam sonular olabilir ki, bu husus sosyal bilim iin nemlidir (2003; 108). Edim yani eylem tehisi bahsinde ise Giddens, sadece insan davran ile ina edilen toplumun deil doann da insan iin anlaml olduunu syler. Marks takip ederek, insann doay insaniletirerek, toplumda olduu gibi anlalr klamaya altn, ifade eder. Bu itibarla anlamak ve aklamak birbirinden kkl olarak farkl deildir (2003; 109). nk anlama ve aklama neticede kavramsal kategorilerle yaplmaktadr. Her iki edimin de teorik amac bilmek pratik amac ise doay ya da toplumu insaniletirmektir. ncelikle, Giddensn sosyolojisinin ontolojik yann Marksdan epistemolojik yann ise pozitivizmden aldn syleyebiliriz. Marks, hem insann failliini-yaratc dntrcln hem de yaratmnn eseri olann insana dnerek onu biimlendirmesini birletirdii iin, holistik (toplum belirleyici) ve

77

aksiyonelleri (insan belirleyici) birletirme abasnda olan Giddens iin bir menbadr. Epistemolojik olarak ise Giddens eylemin dardan gzlemlenebilmesine vurgu yapan pozitivizme giden bir bilim anlayn takip etmektedir. Giddens, hem aklamann hem de anlamann kkl ayrm ifade etmediini sylerken (anlam ve aklama emalarnn i ielii), Kant, sosyalletirerek, takip ederek pozitivizme ular. nsan tekil eyleri daha nceki tecrbelerinin eseri olan (bilgi stoku) anlam emalar iine koyarak anlar yani aklar. Anlamak ve aklamak neticede tecrbidir ve n-kabulleri gerektirir, bu n-kabuller sosyolog iin teorik anlam emalardr. Ve sosyolog, daha nce deinildii zere, eylemin hangi noktada deiiklik yaptn dardan gzlemleyerek eylemin isel olan amacn yani nedenini bularak aklama yapar. Giddens hem anlamac hem pozitivist ve realist bilim anlaylarn kaynatrarak kendi sosyolojik kuramna uygun bir epistemolojik tasar gerekletirmektedir. Neticede ama anlam gibi iseldir ancak bu isel olan dardan gzlemleyerek (pozitivist ve realist) deifre edebiliriz. imdi burada pozitivist ve realist bilim anlaylarnn temel saytllar itibariyle (zne-nesne ayrm ve bilginin tekabliyetilii) ayrlmadn sadece gerekliin bilgisinin istihra edilecei dzlemlerin (pozitivist grnen gereklik, realist grnenin altndaki gereklik) farkllndan tr ayrmlatn belirtmekte fayda vardr. Yani Giddens epistemolojinin bir sentezine ulamaktadr. Giddens, toplum ve doann ontolojik aynl gibi bir pozitivist saytly ksmen takip etmektedir. Toplumu insanlar anlam ile oluturmulardr. Ancak insanlar, doay anlam ile oluturmasalar dahi doaya pratik ihtiyalar dolays ile anlalr klarak dntrmektedirler (2003, 109). Giddensn ok kulland terimlerle ifade edersek insanlar toplumu retir ve yeniden retirken doay sadece yeniden retmektedirler. Bu yeniden-retim aamasnda insan iin doa ve toplum arasnda ontolojik ayrm da ortadan kalkmaktadr. Bylece Giddens epistemolojik olarak da ilk dnem Marks ile bulumaktadr. Marksa gre, tarih (sosyal bilim olarak) insann doay insanclllatrmasnn tarihi olarak bir doa bilimidir, insan bilimi olarak tarih, doa biliminin kapsamndadr (Marks, 2003; 120). nsann ilk duyusal gerekliinden/doadan (Marks), Giddens bu kapsam genileterek toplumsal doaya ulamaktadr. Doa, insann yaratc etkinlii ile yenidenretilerek insancllamaktadr. nsancllatrlm doa ve toplum neticede insann etkinliinin bir rndr. Giddensn sosyoloji ile doa bilimler arasnda ve anlama ile aklama arasnda kkl ayrm yapmamasnn arka plan, Marksn insan-doa ilikisidir. nk Marks iin de zgrlk ve zorunluluk arasnda dialektik bir iliki vardr. nsan zgrlemek iin doay insaniletirmekte daha sonra yarattnn etkisinde biimlenmektedir. Tarih ve doa bylece dialektik olarak olumaktadr. Giddens da bu dialektik mant kendi kuramnda insann zgrl ve toplumun onu belirlemesi arasndaki gerilim zerine oturtmaktadr. Giddens toplumsal hayatn retim ve yeniden-retim aamasnda, insanlarn toplumsal hayat anlam ereveleri ile ina ettiini syleyerek, sosyal bilim ile doa bilimi ayrmn veren ifte-hermeneutik kavramna ular. Ona gre, sosyal bilimler, hem toplumsal hayatn retiminde kullanlan anlam erevelerine nfuz etmeyi hem de bu anlam erevelerini teorik emalar iinde tekrar ina etmeleri anlamnda iftehermeneutii yanstr (2003; 110).

78

Giddens, Marks gibi (2003; 122), sosyal bilimcinin insan davrann anlamak iin sorduu aratrma sorularnn, aktrlerin birbirlerine sorduklar sorulardan farkl olarak, neticede aratrmacnn n-kabullerine yani sosyal olan zerindeki soyutlamalar olan kuramlarna bal olduunu kabul eder. Sorulara verilen cevap ise soruya yol aan aratrmacnn, sosyal olann soyutlamasna bal olarak deiir (2003; 111). Burada Giddens, aratrma esnasnda gzlemin nkabullerle belirlendiine gnderme yaparak, aratrmann nesnesini kavraynn nemi zerinde durur. Aslnda zneye yansyan nesnenin bilgisinde zne ve nesnenin pay vardr (Kant). Ayn ekilde, insan zihni dzen arad iin mi dnyay dzenli alglyor yoksa dnya dzenli olduu iin mi insan dzeni alglyor sorusunu, Comte da kendisine sormaktadr. Levi-Bruhle gre, Comte, ikisinin de birbirinden kopamayacan ve znede yansyan nesneye bilgide ait bilgide her ikisinin de pay olduu uzlamasnda karar klmaktadr (1970; 55). Giddens aslnda Comteun pozitivizminde olana tekrar, ancak daha yetkin olarak, dnmektedir. Giddensn aktr, tecrbe ile renen kendi eylemi zerinde refleksivite (dnmsellik) sahibi ve sorulduunda eyleminin rasyonelletirmesini yani balamnda hakllatrmasn yapacak kadar bilinlilik dzeyine sahip modern bireydir (2003; 114). Bununla birlikte ayn aktr eylemi iindeki gizil gdlerin/duygularn her zaman farknda olmayabilir (2003; 118). Yar bilinli yar bilinsiz bu aktr gene de her durumda karna uygun davranmaktadr (2003; 118). Giddens, sosyolojiyi modern toplumlarla ve bu toplumun karc-kapitalist bireyi ile snrlamaktadr. zgrlk ve nedensellik ztlamasn yle aar; Giddensa gre, eylemin aktrn refleksif gzetiminde gereklemesi davrann zgrldr. Bu yzden zgrl nedenselliin karsna deil fail/aktr nedenselliini olay nedenselliinin karsna koymaktadr. Ona gre, determinizm, sosyal bilimlerde insan eylemini sadece olay nedenselliine indirgenmesinin sonucudur (2003; 117). Buradan anlalan, insann eylemini belirlerken zgr ancak eylemin sonular olan olay zerinde belirleyici etkisi olamamas nedeniyle, olay tarafndan belirlenen olduudur. Yani birey eylemini yaparken bu eylemi nasl gerekletirdii noktasnda zgrlk (iten iradi) ve nedensellik (dtan zorunlu) ayrm reddedilmekte ve eylem ve olay arasnda zgrlk ve nedensellik ayrmna gidilmektedir. Eylem olay belirlerken, eylem olay zerinde nedensel etkiye sahip ancak bir kez olay gerekletikten sonra eylemin sahibi zerinde, olay belirleyici yani nedensel etkiye sahiptir. Gene Marks, insan ile onun rn arasndaki dialektik iliki dikkat, ekmektedir. Sosyal bilimlerdeki determinizm kavram, dialektik bir sre olarak grlerek almaktadr. Bylece aksiyonel ve holistiklerin ztlamas uzlatrlmaktadr. Giddens pozitivizmin betimlemesi ile realizmin nedenselci aklamasn birletirerek, bir eylem aratrmasnn iki dzlemde yaplabilineceini syler. nce ne yapld betimlenir sonra neden yapld aklanr (2003; 120). Bylece sosyolojik aratrmalarda pozitivist betimsel almalarn bir n alma ile balayarak reailst bir soruturma ile tamamlanmas gerei bildirilir ki, bu iki aamal almalar daha ok gnmzde tavsiye edilmektedir (bkz. elebi, 1996).

79

Giddens ilevselci yaklam (Durkheim ve Parsons), aktrn yaratc failliini gzden uzak tutmann dnda, temelde iki noktada eletirir; atmay birey ve toplum arasnda grmek ve sosyal normlar mekanik kurallara indirgemek (2003; 132 ve 145). Giddensa gre, modern atmaclarla birlikte, atma birey ve toplum arasnda deil farkl kar gruplar arasndaki bir g mcadelesidir (2003; 132). Ve insanlara uygulanan yaptrmlarn ierde bir karl varsa normlar insan zerinde etkili olabilir. nsanlar ahlaki normlar, Durkheimn ifade ettii biimde, doal yasalar olarak (dtan ve mekanik) alglamazlar. Ahlaki normu ihlal eden birey yaptrmn karakterini de belirleyebilir ve ihlalin konusu mzakereye aktr (2003; 146). Burada Giddens gene bireyin etkinliine vurgu yaparak, holistik-ilevselci sosyolojiyi andrmaktadr. Ahlaki normu, onun konusu ve yaptrm zerinde bireyin etkisi vardr. Yani birey iin ahlaki norm doal yasalar gibi dsal deildir. Bu nerme ile Giddens, holistik yaklamlarn ilk saytls olan toplum dta ve baskcdrn yerine toplumu ina eden birey, kendi zerindeki norma da etki eder saytlsn geirmektedir. Giddens, toplumu etkileim dzlemi (kollektiviteler aras) ve yap olarak ikiye ayrr. Etkileim dzleminin temel unsuru vardr; iletiim, ahlaki dzen ve g ilikileri (2003; 140). Etkileim dzleminde bireyler kollektiviteler olan gruplar halinde birbirleri ile etkileime girerler. Bu etkileim srecinde ise yapnn unsurlar olan; anlamlandrma, egemenlik ve merulatrmay kullanrlar (2003; 163). nsanlar birbirleri ile iletiim salarken, birbirlerini, anlam erevelerini diyaloa sokarak anlarlar. Bu srete Gadamerin syledii anlamda hermeneutik daire ontolojik bir kurucu unsur olarak kullanlr. nsanlar bakalarn onlarla ilgili tecrbelerinin (karlkl bilgi-bilgi stoku) nda anlar (2003; 140). Ahlaki dzeyde ise bireylerin iinde olduklar kollektivitelerin dnya grleri belirleyicidir. nk dnya gr ortak normu belirler yani ahlaki normu ve hangi kollektivitenin normunun ortak olarak kabul edilecei bir g mcadelesinin rndr (2003; 147). Eylem ve g arasnda sk bir ba gren Giddensa gre, g, eylemi gerekletirirken bireyin eylem iin gerekli aralar, kaynaklar edinme kapasitesidir (2003; 147). Gcn kaynaklara sahip olma kapasitesi olarak tanmlanmas Giddens modern atmac sosyolog Collinse balar ayrca yeniden-retim ve refleksivite kavram onu Bourdieuya gtrmektedir (bkz, Wallace ve Wolf; 2004; 129-137, 159-177). Bu ortak kavram ve ynelimler Giddensn sosyolojik kuramn bir yanyla Markn modern devamclar olan atmaclar iinde deerlendirmemizi salar. Bununla birlikte Giddens atmay elikiden ayrr ve atmay kollektiviteler aras kar farkllna ve elikiyi ise yapnn unsurlar arasndaki kartla indirger. Bylece kollektiviteler aras kar atmasnn sistemde elikiye yol amadn syleyerek bireylerin ve onlarn iinde yer ald kollektivitelerin yap zerindeki etkililiini snrlar (2003; 165). Giddensa gre, yaplama terminolojisinde nesnelleme ile eyleme arasnda fark vardr. eylemenin son bulmas iin insanlarn yapnn kendi rnleri olduunun farkna varmas ile mmkn olur. Yap onlarn eylemlerinin nesnellemesidir ancak eylemlerin yabanc eyi yani nesnesi deildir. Ancak bunun farkna varlmas insanlarn yapy rasyonel olarak denetimleri altna alabilecekleri anlamna gelmez

80

(2003; 166). Giddensda gene bireyin failliinin yap karsnda snrlandrlmas kaygs karmza kmaktadr. Giddens kendi kuramnn ontolojisini yle zetler: 1. Durkheim ve Parsonsn kuramlar baz alardan yetersizdir. Toplumsal hayattaki kar farklln, birey ve toplum temelinde ele alrlar. Gerek bir eylem emas gelitiremezler (2003; 166). 2. Marksn praksis kavram Giddensn almasnda, emein dntrc kapasitesi anlamnda, giri niteliindedir (2003; 167). 3. Toplumun retimi aktrlerin ustalkl icrasdr. Bunu yorumcu (aksiyonel) kuramlar kabul eder ancak bu saytlnn aktrlerin tarih yapmalarnn tarihsel koullara bal olduu tezi (Marks) ile tamamlamak gerekir (2003; 167). (holistik ve aksiyonellerin birbirleri ile tamamlanmas) 4. Konuma ve dil toplumun retimi ve yeniden-retimi iin klavuz ipliidir. Dil topluma benzedii iin deil dil toplumsal hayata rnek tekil ettii iindir (2003; 167). (aktrler nasl ki, dili konuarak, ondan yararlanarak iletiim mmkn hale gelmektedir ayn ekilde aktrler, toplumun yapsal unsurlarn kullanarak etkileim mmkn hale gelmektedir. Dil ve yapsal unsurlar, konumay ve etkileimi mmkn klandr. Giddensn yapnn ikilii diye syledii yapnn arac ortam olmas ve yapnn failler tarafndan kullanlarak yeniden-ina edilmesidir (2003; 162). imdi tm bu sylenenlerden sonra, Giddensn ontolojisi; toplum, insan eylemi ve bunlar arasndaki ilikinin tanm, bizi, onun kuramnn holistik ve aksiyonellerin eksikliklerinin, ilk dnem Marksist sosyoloji kuram etrafnda giderilerek oluturulduu sonucuna gtrmektedir. Ancak gene de holistik anlamda yapya, sosyal eylemde belirleyicilik anlamnda, arlk verildii dnlmektedir. Hatta bireysel eylemin aklanmasna odaklanmann da, yapnn belirleyiciliinin ortaya karlmas amacna hizmet ettii izlenimini uyandrmaktadr. Nitekim Giddens, bu almasndan sonra yazd bir eserinde, sosyal sistemlerin yapldklar ayn tulalarla srekli biimde yeniden ina edildiklerini sylemektedir (1994; 23). Bu tespitlerden sonra Giddensn bilim olarak sosyolojiyi nasl tanmladna yani onun epistemolojik tavrn ayrntl bir biimde analiz edebiliriz. Giddens, Weberin anlayarak aklama ynteminde, sosyolojinin nce anlamas sonra bilim olmasnn gerei olarak genelleme yapma adna aklama getirmesi dsturuna benzer ekilde kendi ynteminin adn aklayc yorumlamaclk adn verir. Sosyal bilimci, eylemi anlamak iin kendi anlam erevesi ile aktrn anlam erevesini yorumlayc bir diyaloa sokmal ve eylem ile ilgili genellemeler yapmaldr. Giddens bilim olarak sosyoloji nedir? sorusunun merkezine pozitivizmi alarak onunla diyaloa geerek cevaplandrr. ncelikle pozitivizmi iki anlamda kullanacan beyan eder; bilginin kaynann gereklik olmas hasebiyle, gerekliin bilgisine duyularmz aracl ile ulaabiliriz ve doa bilimlerinin mant ve yntemi sosyal bilimlere uygulanabilir yani bilimlerin teklii ilkesi (2003; 171). Giddens, sosyolojinin empiriye dayanmas gereini savunur ayrca, aada grlecei zere baz farkllklara ramen, sosyolojiyi tamamen doa bilimlerinden kopararak tinsel bilimin iine yerletirmeye ve doa ve tinsel bilim

81

ayrmndan yana tavr koymaya niyetli deildir. Yukardaki pozitivizmin saytllarna ksmen itiraz yoktur, diyebiliriz. Ancak pozitivizmin, olgularn yerini onlar aynen temsil eden kavramlar alr, temel saytlarndan birini (tekabliyetilik) pratik deeri yoktur, diyerek, diskalifiye eder (2003; 175). Ona gre, bilginin temeli teori ykldr (2003; 177). Giddensa gre bilim deneycilik ile ban koparmamaldr, bilim kendi kuramlarna kukulu olmal ve yeni aratrma olgularn dikkate alnmaldr (2003; 186). Giddens, kuramlar, Kuhn gibi, paradigma olarak, deerlendirir ancak ondan farkl ekilde paradigmalarn ztlna deil srekliliine nem verir. rnein Einstein ile Newton fizii ve Katoliklik ile Protestanlk arasnda sreklilik vardr (2003; 189). Bylece rlativizm problemini amaya alr. Paradigmalara gre gereklik deimez paradigmalar anlam erevelerini temsil eder. Anlam ereveleri olarak paradigmalar aras gei yorumlama yani hermeneutik daire ile gerekleir (2003; 191 ve 195). Giddensa gre sosyoloji ile doa bilim arasndaki farkllk, aratrmacnn nesnesi ile zne-nesne deil zne-zne ilikisi iine girmesidir. nk sosyolojinin aratrd dnya nceden aktrler tarafndan yorumlanarak ina edilmitir. Bu yzden sosyal teoriler doa bilimlerinin teorilerinden farkl olarak iftehermeneutii gerektirir (2003; 193). Bu trl ifadeler Giddens anlamac/yorumsamac sosyoloji anlayna ksmen yaklatrr. Giddens ne pozitivizmin sosyoloji doa bilimidir dsturuna ne de anlamacln sosyolojiyi tinsel bilim yapma dsturuna taklp kalmaz. Sosyolojinin doa bilim ile farllna vurgu yapmas onu tinsel bilim anlayna gtrmemektedir. Giddens bilim ile sanat arasndaki farkll kristalize ederken esas bilim anlay ortaya kar. Bilim ve sanatn yaknlklar; her ikisinde de kendini anlama bakalarn anlama ile geliir ve diyalog iin bilgi depolarna bavurulur; sanat ve sosyal bilimler hayat tarzlarnn yaratc bulumas ile ilgilenir. Bilim ve sanat her ikisi de insan eylemini anlamaya alr ancak sanat eylemi aynen betimlemek zorunda deildir (hayal gc ve kurgu) ancak sosyal bilimlerin temel format nesneleri ile mesafeli durmalar gerektii iin sanatn hayal gc ile kavrad yaratc gleri nadiren yakalar (2003; 196). Sosyoloji aratrd ile mesafeli olmaldr nk davran genellerken aktrler ile kendi aklamalar arasnda mantkl iliki olmasna ramen, her genellemenin dzeltme olduunun farkndadr. Aratrmacnn da bunu yapabilmesi iin aratrd ile arasna mesafe koymas gerekmektedir. Ancak bu, aratrmacnn aratrd sosyal gereklii kendi toplumsal gerekliine veya hayat tarzna indirgemesi deildir (2003; 200). Giddens aratrmac zne ve aratrlan zne (toplumsal davrann sahibi toplumun ina ettii iin nesne deil o da bir tr znedir) ilikisinde, sosyolojik analizin konusu olan toplumsal davran ile ilgili genellemeler yapan gzlemcinin bir hayat tarzna dalmas gerekir, der. Ancak bu topluluun yesi olmak anlamna gelmemelidir (2003; 196-197). Giddensn, zne ve nesne arasndaki mesafenin ksmen korunmas gereinden bahsetmesi, aratrmacy gzlemci olarak deerlendirmesi ve sosyolojik analizin genelleme yapma gibi bir amacnn varlndan sz etmesi onun sosyoloji anlaynn pozitif bir ynelimi olduunu bize verir.

82

Ancak aratrmac davran nasl anlayacak? Giddensa gre, aratrmac anlamaya alt kltr ile kendi kltrn diyaloa sokar (2003; 197). Yani sosyal aratrmac bir nevi hermeneutik daire ile alr. Gadamer gibi, anlamay bir yntem deil bir ontolojik kurucu sre gibi alglayan Giddensn (2003; 199), insanlarn birbirini anlayarak oluturduu toplumsall kavramak iin de aratrmacya hermeneutik daire ile almasn tavsiye ettii grlmektedir. Toplumsal gerekliin kurulu biimi ile onu aratrma sreci arasnda paralelliin kurulmas, dier sosyoloji anlaylarnn da temel dsturudur. Hermeneutik daire ile alan aratrmacnn ifade ettii dil iki hayat tarznn yaratc karlamasn ifade eden bir meta-dil olmaldr (2003; 201). Sosyoloun aratrmann banda kulland kavramlarn, aratrma sreci esnasnda aktrnkiler ile buluup birbirlerini deiiklie uratmas ile sosyolojinin meta-dil oluturmas dsturu, Giddensn batan beri gtt dialektik mantn bir rndr. Yap ile aktr, aratrmac zne ile aratrlan znenin hayat tarzlar ve dillerin karlamas dialektiin akt bir hermeneutik daire srecidir. Ona gre doa ve sosyal bilim arasndaki bir dier farkllk nedensel genellemelerin nelii ile ilgilidir. Doa bilimsel nedensel genellemeler mekanik (dsal etki edici) oysa sosyal bilimlerdeki nedensel genellemeler, doadaki mekanik ilikileri deil insan rnlerine iaret eder. Bu genellemeler niyetli edimlerin niyet edilmemi sonular ile ilgilidir (2003; 202). Ancak Giddensn niyetli eylemlerin niyet edilmemi sonular derken neyi kast ettii ak deildir. Bu ifadeden insann kendi eyleminin kurban olduu sonucunu karrsak, o halde insan etkileyen olayn, onun elinden kan eylemin sonucu olan, ona geri gelerek bir bumerang gibi insan dtan belirlediini syleyebiliriz. Yani insan kendi dtan belirleyen, insann kendi iinden kan eylemdir. Gene bir dialektik sre ile kar karyayz demektir. Bu itibarla sosyolojik nedensel genellemeler, insann kendi kendini dardan belirlemesi ile ilgilidir. nsan dsal deil kendi rn ya da kendinin de iinde olduu ey (akln ideleri, ortak irade, kolektif bilin, insanlk akl) tarafndan belirlenmesi ilkesi modern sosyal dncenin bir paradigmasdr. Giddens da bu paradigmaya dahildir. Sonuta Giddens, Durkheimn Sosyolojik Yntemi Kurallarna kar olarak oluturduunu syledii (2003; 210) Sosyolojik Yntemin Yeni Kurallarn belirler. Bu kurallar drt ana balk altnda toplanr: A. Sosyolojinin inceleme konusu olan toplumsal retim ve yeniden retim ile ilgili kurallar (ontolojik kurallar): 1. Sosyolojinin konusu olan toplum verili deil nceden aktrlerin eylemleri tarafndan oluturulmutur. nsanlar doay dntrp insaniletirirken kendileri de dnr (Marks). 2. Toplumun retimi mekanik deil aktif znelerin inasdr. Ancak aktrler bunun tamamen bilincinde deildirler (ksmi bilinli aktr). B. Eylemin snrllklar ile ilgili kurallar: 1. nsan eylemini kendi semedii tarihsel koullar altnda gerekletirdikleri iin insan faillii snrldr. Sosyolojide nomolojik aklama yap ile ilgili olarak yaplabilir.

83

2. Yap insan eylemini hem kstlar (Durkheim) hem de ona imkan verir. Yapnn ikilii budur. Toplumsal pratiklerin yaplamasn aratrmak hem yapnn eylem ile nasl ina edildiini hem de yapnn eylemi nasl belirlediini aratrmaktr. 3. Yaplama sreleri; anlamlar (yorumsamac ve aksiyonel sosyoloji), normlar (pozitivist ve holistik sosyoloji) ve gcn (Weber, Marks ve modern atmaclar) karlkl etkileimini kapsar. Bu terim sosyal bilimlerin temel kavramlardr. A. Toplumsal hayatn gzlemlenmesi ile ilgili kurallar (metodolojik kurallar): 1. Sosyolog gzlemci aratrma konusunu onunla ilgili bilgisi ile bir gzlem fenomeni haline getirir (teori ykl gzlem, nesnel deil). 2. Bir hayat tarzna dalmak gzlemcinin betimleme yapabilmesi iin gereklidir. Ancak bu gzlemcinin o topluluun yesi olmas anlamna gelmez (zne-nesne mesafesi korunmal) A. Kavramlarn meta-dil olarak formlasyonu: 1. Hayat tarzn anlamak hermeneutik daire ile olur. Bu perspektiflerin bulumasdr. 2. Sosyolog aktrlerin anlam erevelerini yeniden yorumlar. Bu iftehermeneutik bir sretir (yorumun yorumu). Aktr ve sosyal bilimcinin kavramlar karlkl olarak birbirlerine etki ederek biimlenir (2003; 211-213) zetle, Giddensa gre sosyolojik analizin zetle iki temel amac vardr; farkl hayat tarzlarnn sosyolojinin meta-dilleri ile hermeneutik olarak aklanmas ve toplumun retiminin insan faillerin bir icras olarak kavranmasdr (2003; 214). Hlasa bu alt ksmda Giddensn sosyoloji kuramn ve sosyolojik yntemini nasl yaplatrdn anlamaya altk. Onun sosyolojik kuram, ontolojisi, aksiyonel ve holistiklerin temel saytllarnn erken Marksist sosyoloji kuram erevesinde yeniden ele alnarak eksikliklerinin giderilmesi ve birbirleri ile tamamlanmas sonucunda, sosyolojinin son ura, olarak, tesis edilmitir. Comte ve Durkheimn kurduu organik-ilevselci okulun bilinsiz aktr yerini, Giddensn bilinli yani self-refleksiyon sahibi modern aktre brakmtr. Bir yzyl sonra gelien modern birey artk daha fazla bilinli ve bilgilidir. Ancak bu aktrn etkililiinin mutlak olduu anlamna gelmez. O gene de kendi eyleminin niyetlenmemi sonucunun kurban olabilmekte ve snr toplumsal yap ile tarihsel koullar tarafndan, ki, bunlar onlarn retimi olmasna ramen, belirlenmektedir. Dialektik, Giddensn farkllklar arasnda ba kurmasnn temel mantdr. Bilim anlay itibariyle Giddensn kuram deerlendirildiinde grlmtr ki, o doa ve sosyal bilim elemesine kar dursa da idealizmden kaarak sosyolojiyi tinsel bilim olarak kavramalatrmaktan da uzaktr. Yorumsamacln hermeneutik daire anlayn, idealizmden soyutlayarak, hem toplumun retimi hem de sosyolojik aratrma ve sosyolojik kavramlarn retiminde temel olarak, almaktadr. Doa bilimlerinin gzlem, aratrmac ve aratrlan mesafesinin korunmas ve genellemeler yapmak gibi dsturlarn pozitivist sosyoloji gibi korur. Ancak, aratrmac ve aratrlann mesafesini ksmiletirir ve nedensel mekanizm (dsal) yerine insann kendi eyleminin beklenilmeyen sonucu tarafndan nedensel belirlenimciliinin genellemesini koyarak, doa bilim ve kendi sosyoloji anlay

84

arasna fark koyar. Onun sosyolojisi, pozitivizmin kendini aksiyonel ve yorumsamac bilim anlay ile tadil etmesi, yetkinlemesi veya sosyolojinin kendini, zt argmanlarn nda yetkinletirdii, (imdiki halde) son urak olarak okunabilir. Bu son urak, sadece teorik olarak deil tarihsel olarak da aklanmaldr. Yirminci yzylln sonlarnda artk ondokuzuncu yzyln skntlar ile kar karya olamayan bat sosyolojisinin temel sorusu, nsanlarn birbirlerini yemeden nasl bir arada yaarlar? (Hobbesu soru) yerini nsanlar nasl birbirlerini anlayarak toplumu ina ederler? sorusuna brakmtr. 19. yy sosyolojisi, snf savamnn ve vahi kapitalizmde bireysel kar savamnn bir devrime yol amadan dizginlenmesi ile megul olurken, artk sosyoloji, modern bireylerin birbirini nasl anladna odaklanmaktadr. Artk bireyi snrlandrmak deil karlkl etkileimin nasl olduu aratrlmaktadr. Giddens kuramnda byk tarihsel dnmlerden bahsetmez. Hatta bireysel kar atmasnn yapsal bir elikiye, her zaman, dnmediinden bahsederek bat toplumlarnn sorununun devrim olmadn ikin olarak ifade eder. Aslnda Comte ve Durkheim sosyolojilerinden farkl olarak, onun sosyolojisinin motivasyonu, batnn global sorunlar deildir. V. Sonu Bu almada, sosyolojik dncenin ilk bilim hali olan pozitivist sosyolojinin inas ve bu inadan bir yzyl getikten sonra sosyoloji biliminin kendisini nasl ve hangi alardan yetkinletirerek dntrd, Comte, Duerkheim ve Giddensn kuramlar temelinde tespit edilmeye allmtr. Sosyolojik dncenin kendisi Geist olarak ele alnmtr. Pozitivizm ve yorumsamac sosyoloji anlaylar onun kendini yetkinletirdii uraklar olarak tasavvur edilmitir. Giddensn eseri ise Geist olan sosyolojik dncenin son ura gibi grlmtr. Sosyolojinin ilk hali olan, pozitivist sosyoloji kendini doa bilimlerine benzeterek, bilim olarak meruiyetini ispat etmitir. Bu itibarla, sosyal ve doal olann isel olarak farkl olsa da aratrma yntemi gerei sosyali nesneler gibi ele almtr. Bu nesneler sosyal olgu yani normlardr. Sosyallik insana olmu-bitmi bir ey olarak geldii kabul edilmitir. nsan toplumun dnda tasarlanmtr. Bu ekilde aratrmacnn aratrd nesneyi nesnel olarak kavrayaca ve ifade edebilecei sayltlanmtr. Bylelikle pozitivist sosyolojinin ontolojik yaklam holistik ve zne-nesne ayrm kabul edilmitir. Sosyal olann insann dnda tasarlanmas aslnda insan aklnn ona istedii biimi vermesinin nne geilmek iindir. Bunun ideolojik anlam insann toplumsal deimedeki keyfi ve apriori roln kstlamaktr. Pozitivist sosyoloji Fransz devrimi sonras toplumu yeniden dzenlemenin, kargaala son vermenin bir siyasi-pratiini hazrlama teorisi olmutur. Dini, siyaseti ve ahlak bilimletirmeye allmtr. Sosyolojinin bu pozitivist bilim anlayn eletirerek gelien yorumsamac sosyoloji pozitivist ve holistik sosyolojilerin ihmal ettii insan eylemini ne karmtr. Bu alma kapsamnda pozitivist ve yorumsamac sosyoloji tez-antitez ilikisi iinde ele alnmtr. Giddensn almas ise bir sentez olarak deerlendirilmitir.

85

Giddens, hem holistik ve aksiyonel hem de pozitivist ve yorumsamac sosyolojiler arasnda bir kpr vazifesi grmtr. Bu ontolojik ve bilimsel farklln kullanl olan yanlarn Marksn praksis kavram erevesinde ele alarak yeniden dzenlemi ve sosyolojiyi daha yetkin bir hale getirmitir. Bu yzden onun bu alma kapsamnda ele alnan eseri ve sosyoloji kuram sosyolojinin son ura olarak deerlendirilmitir. Giddens, holistiklerin yap kavramn ve aksiyonellerin, toplumun insan eyleminin anlamlandrlmas ile kurulduu fikrini Marksn insan eyleminin pratik dntrcl ile sentezleyerek, kendi kuramnn ontolojisini yani yaplama kuramn tesis etmitir. Giddens, sosyolojiyi bilim olarak yeniden tarif etmitir. Buna gre sosyoloji, pozitivist sosyolojide olduu gibi doa bilimini aynen kopya etmeyecek ama onun aratrma mantn kullanacaktr: Empiriden ayan kesmeyecek ve genelleme yapacaktr. Bununla birlikte, sosyoloji aratrd toplumun hermeneutik daire ile kurulmasndan tr aratrma stratejisini ifte-hermeneutik ile tamamlayacaktr. Sosyolojinin yeni kurallar aklayc yorumsamaclk olarak tesis edilmitir. Buna gre, sosyoloun nesnesi de bir znedir, nk toplumsal zneler toplumsal hayatn aktif yeleridir. Sosyolog kendi kavramsal erevesi ve dili ile aktrn anlam erevesi ve dilini hermeneutik daire iinde yaratc olarak buluturacaktr. Sosyolojinin genellemeleri ile doa biliminin genellemeleri de farkl olacaktr. nk insan, doadan, farkl olarak neticede kendinin teki ile hermeneutik daire ile kurduu toplumun znesidir. nsan toplumsal olarak belirleyen nedenler nihayetinde insann niyetli eylemlerinin niyet edilmemi sonular olan, ve bir bumerang gibi insana geri dnerek onu biimlendiren, olaydr. Sonu olarak Giddens hem ontolojisi hem de bilim anlay olarak sosyolojinin kendi iindeki ztlklar aarak sosyolojiyi yetkinletirmitir. nsann kendi kaderi zerinde etkili olma isteminin bir rn olan tm bilimler gibi sosyolojide insann bu ilgisinden muaf deildir. Sosyoloji insan toplumlarnn tarihsel sorunlar ile egdml olarak gelimesine devam edecektir.
Abstract: The aim of present study is to compare The Rules of Sociological Method by Durkheim, who highly contributed to sociology in its process of being a science, and New Rules of Sociological Method by Giddens, written about a hunred years later than Durkheims work. t is examined in the study how positivistic-holistic sociology has re-structured itself as a result of the criticism of interpretative-activist sociology. Positivistic sociology aims to exist as a sociological approach by partly admitting the critical claims directed to itself in terms of its way of defining its onto and its methodology and epistemology, by redefining itself on hte basis of the latest social conditions and scientific understanding and re-structuring its paradigm. t no longer isolates exploring subject from the society he Explorer and does not totally deny the effect of subjects on structure. Giddens, is at poins to restructure positivistic sociology within the structure-subject dialectic, starting from the theories of Marx. Key Words: Positivistic sociology, interpretative sociology, subject, structure, epistemology.

86

Kaynaka Bock, K., (1997), lerleme, Gelime ve Evrim Kuramlar, ev. A.Uur, i. Sosyolojik zmlemenin Tarihi, ed. T. Bottomore-R. Nisbet, haz. M. Tunay-A. Uur, Ankara, Ayra yay. s: 51-92. Comte, A., (1964-1966), Pozitif Felsefe Dersleri, ev. . Meri, Sosyoloji Dergisi, say: 19-20. s: 213-258). Comte, A., (1986), Pozitivizmin lmihali, ev. P. Erman, stanbul, MEB yay. , (2001), Pozitif Felsefe Kurslar, ev.E. Ataay, stanbul, Sosyal yay. elebi, N., (1996), Sosyal Bilimlerde Yntem, Konya, Aba ve Sebat matbaas. De Maistre, J., (2003), Considerations on France, trans. R. A. Lebrun,3. print., U.K., Cambridge Uni. Pres. Durkheim, E., (1985), Toplumbilimsel Yntemin Kurallar, ev. C. B. Akal, stanbul, BFS yay. , (1986), Meslek Ahlak, ev. M. Karasan, 2. bask, Ankara, MEGSB yay. , (1992), ntihar, ev. . Ozankaya, Ankara, mge Kitabevi. , (2005), Dini Hayatn lkel Biimleri, ev. F. Aydn, stanbul, Ata yay. Giddens, A., (1994), Sosyoloji Eletirel Bir Yaklam, ev. M.R. Esengn- . retir, 2. bask, stanbul, Birey yay. , (1998), Modernliin Sonular, ev. E. Kudil, 2. bask, stanbul, Ayrnt yay. , (1999), Toplumun Kuruluu, ev. H. zel, Ankara, Bilim ve Sanat yay. , (2003), Sosyolojik Yntemin Yeni Kurallar, ev. . Tatlcan ve B. Balkz, stanbul, Paradigma yay. Gulbeian Komisyonu, (1998), Sosyal Bilimleri An, ev. . Tekeli, 2. bask, stanbul, Metis yay. Habermas, J., (1997), Bilgi ve nsansal lgiler, ev. C. A. Kanat, stanbul, Kyerel yay. Hegel, G.W.F., (2004), Hukuk Felsefesinin Prensipleri, ev. C. Karakaya, 2. bask, stanbul, Sosyal yay. Keat, R.-Urry, J., (1994), Bilim Olarak Sosyal Teorileri, ev. N. elebi, Ankara, mge Kitabevi. Levi-Bruhl, L., (1970), Auguste Comte Felsefesi ve Dncesi, ev. Z.F. Fndkolu, stanbul, Faklteler Matbaas. Mannheim, K., (2004), deoloji ve topya, ev. M. Okyavuz, Ankara, Epos yay. Marks, K., (2003), 1844 El Yamalar, ev. M. Belge, 2. bask, stanbul, Birikim yay. Marks, K. - Engels, F., (1999), Alman deolojisi (Feuerbach), ev. S. Belli, 4. bask, Ankara, Sol yay. Nisbet, A. R., (1966), The Sociological Tradition, New York, Basic Boks inc. Nisbet, R., (1997), Muhafazakarlk, ev. E. Mutlu, i. Sosyolojik zmlemenin Tarihi, ed. T. Bottomore-R. Nisbet, haz. M. Tunay-A. Uur, Ankara, Ayra yay., s: 93-127. zlem, D., (1990), Max Weberde Bilim ve Sosyoloji, stanbul, ara yay. Rousseau, J. J., (2005), Toplum Szlemesi, ev. T. Ilgaz, Ankara, Paragraf yay. Tourane, A., (2000), Modernliin Eletirisi, ev. H. Tufan, 3. bask, stanbul, YKY. Wallace, R.A.-Wolf, A., (2004), ada Sosyoloji Kuramlar Klasik Gelenein Gelitirilmesi, ev. L. Elburuz-M.R. Ayas, zmir, Punto yay.

87

You might also like