You are on page 1of 162

Matrix ve Felsefe

William Irwin

MATRIX ve FELSEFE
Sizin de kafanz Keanu Revees gibi Matrix'ten sonra kartysa bu kitap kesinlikle sizin iin yazlm.
Eer film kafanz kartrmadysa, hemen bir doktora grnn. Matrix'i henz seyretmediyseniz, o
zaman bu kitab mutlaka okumalsnz. Bylece bu filmin insanlar iin neden o kadar nemli olduunu
bulursunuz.
Seim sizin, hayatnzn sonuna kadar onun sonularyla yaayacaksnz. Mavi hap seip bu kitab
tekrar rafa koyarak kendinize Matrix sadece bir film mi diyeceksiniz? Yoksa, krmz hap seip bu
kitab okuyarak, beyaz tavann peinden mi gideceksiniz?
"Matrix ve Felsefe, filmdeki felsefi temalarn neler olduunu belirleyii ve ele alyla, felsefi zenginlik
asndan filmden daha stn. Sizce aklclar, deneyciler, gerekiler, gerekstcler, maddeciler,
btncler, varoluular ve yapbozumcular Matrix hakknda ne dnr? te bu sorunun cevab
Matrix ve Felsefe kitabnda." -Lou Marinoff, Felsefeci-yazar.
William Irwin, Pennsiylvania King's niversitesi'nde Profesrdr. Birok felsefi esere editr olarak
imza atmtr. Hermeutik, Sartre, Platon, hukuk felsefesi ve felsefi pedagoji hakknda saysz makalesi
vardr.

Giri
Matrix zerine Dnceler
Siz olsaydnz hangi hap seerdiniz; krmzy m, yoksa maviyi mi? Cahillik mutluluk mudur, yoksa -ne
olursa olsun- hakikati bilmeye deer mi? Matrix'i seyrettiimizde aksiyon ve zel efektlerden
etkilendik, ayrca zihnimiz sorularla doldu. Yoksa biz de mi Matrix'in tutsaklarydk? Bu film bir
Hristiyanlk propagandas myd? Yoksa Budist bir film miydi? Gerekte bir kak var m?
King's niversitesi'ndeki rencilerimden Adam Albert, Matrix'e ilk dikkatimi eken kii oldu.
Descartes'in ktcl bir cin veya bir d tarafndan aldatlmas ihtimali zerine dnceleri ile film
arasndaki balanty hemen grmt. Benim kendi tecrbelerimle rencimin-ki, dnyann eitli
yerlerindeki felsefe profesrleri ve rencileriyle aynyd. Hatta Philosophy Now dergisi renciler
arasnda bir kompozisyon yarmas dzenledi: Konu: Hangi hap seerdiniz? Niin?
Bu kitapta profesrler rencilerinin at yolu izliyorlar. Her yazar filmin felsefi nemi zerine
sorular sorup cevaplar veriyor. Kltr eletirmeni Slavoj Zizek'in ileri srd gibi, Matrix filmi,
felseficile-rin mrekkep lekesi testidir. Felsefeciler onda kendi gzde felsefelerini gryorlar:
varoluuluk, Marksizm, feminizm, Budizm, nihilizm, postmodernizm. Kendi felsefi "izm'iniz ne olursa
olsun onu Matrix'te bulabilirsiniz. Yine de film, kt zerine rasgele sklm mrekkep lekelerinden
daha fazla ey ieriyor; arkasnda belirlenmi bir plan var ve felsefi olan birok eye bilerek temas
ediyor. Byk Sorularla yoldan kp niversiteden atlan izgi roman izerleri Wachoski kardeler,
filmin dokusuna birok dorudan ve dolayl felsefi konuyu ilediklerini tereddt etmeden dile
getiriyorlar. Matrix ve Felsefe, filmin yazar ve sanatlarn niyetleriyle pek uramvor. Kitap daha
ziyade filmin felsefi neminin altn iziyor.
7
Trinity'nin syledii gibi bizi harekete geiren bir sorudur. Katkda bulunan yazarlar sorulan ele almak
iin baka felsefecilerle birlikte Platon, Aristoteles, Aqino'lu Thomas, Descartes, Kant, Nietzsche,
Sartre, Sellars, Nozick, Baudrillard ve Quine'den faydalanyorlar. Neyi bilebilirim? Ne yapmalym? Ne
ummalym? Gerek nedir? Mutluluk nedir? Zihin nedir? zgrlk nedir ve zgr myz? Yapay zek
mmkn m? Bu sorular cevaplandrmak, bizi felsefenin birok temel daln kefetmeye itiyor:
metafizik, epistemoloji, etik, estetik, ruh felsefesi, din felsefesi ve siyaset felsefesi. Sorular ok
olmasna ok, ama bir buyruk kesin: UYAN!
nsanlar popler kltr seviyor. amzn ortak dili bu. Aali-yah'n Matrix'in ikincisini bitirmeden
nce ldn biliyor muydunuz? Peki W.V, Quine'nin o tarihten bir yl kadar bir sre nce ldn
biliyor muydunuz? Birok insan pop yldz Aaliyah' tanyor olmasna ramen, byk bir felsefeci olan
Quine'nin adn hi iitme-mitir. Bu kitaba katkda bulunan yazarlarn amac, okuyucuyu pop
kltrnden alp felsefeye getirmek. Willie Suttan kendi iinin dehas bir sulular kraldr. Bir gn
sormular "Willie, neden banka soyuyorsun?" Cevab yaptrm: "nk paralar orada." Matrix gibi
bir pop kltr hakknda neden yazyoruz? nk insanlar orada.
Felsefi sorular sormak iin Homer'in, Dante'nin ve Shakespea-re'in eserlerini kullansak, kimse ses
karmaz. Matrix bat klasiklerinin listesine dahil deildir, ancak film yazn dnyasnn byk
eserleriyle ayn felsefi sorulan gndeme getiriyor. Eer felsefe, yalnzca felsefecilerin yazdklaryla ve
profesrlerin hayatlaryla snrl tutulsayd, birok insann yanl bir ekilde inand gibi skc ve kuru
bir disiplin olurdu. Fakat felsefe her yerdedir; herkesin hayatyla ilgilidir ve herkesin hayatn
aydnlatabilir. Matrix "her yerdedir."
Bu kitap sadece felsefeciler iin deildir, bir soru yznden sabaha kadar uykusuz kalan herkes iindir.
Brakn kitap felsefe hayatnza bir son deil, bir balang olsun. 8

Sahne l
Nasl Biliyoruz?
l
Bilgisayarlar, Maaralar ve Kahinler: Neo ve Sokrates
WILLIAM IRWIN
- Onlara iyi gittiini syleyeceim, Duvardaki glgeleri seyrettiimi. JOHN LENNON
- Hayatmz sk sk zincirlenmi yaarz Anahtarn bizde olduunu bilmeden THE EAGLES
Birok kii Matrix filminin "bugne kadar anlatlm en byk hi-kye"nin bir yeniden anlatm
olduunu hemen fark edecektir. Filmin ncil'le ilgili armlar aktr ve onun 1999'un Paskalya'snda
gsterime girmesi sz konusu ierii destekler. Ancak ok az insan Mat-rix filminin, "bugne kadar
anlatlmam en byk hikye"nin, btn kar klara ramen amac iin mcadele eden ve sonunda
soylu davasn kanyla deyen dnr Sokrates'in hikyesinin bir yeniden anlatm olduunu bilir.
nsanlarn ou kltrmzn bize sunduu en byk hikyelerden birinden neden habersizdir?
Bunun ana sebebi hikye anlatma iini niversite hocalarna brakm olmamzdr. Herkes niversiteye
11
gitmiyor ve niversiteye gidenlerin ne yazk ki hepsi felsefe dersleri almyor. Her ne kadar 101 Soruda
Felsefe diye bir kitap Sokrates'in hayatn yakndan incelemek ve tutkulu bir ekilde tartmak iin
ideal olsa da, kmaz ayn son perembesini beklemek zorunda deiliz. Sokrates'in hayat, tpk Hz.
sa'nn hayat gibi ocuk kitaplarna girmeli, aile toplantlarnda ve snflarda tartlmal, televizyondan
yaynlanmaldr. Hatta film bile yaplmaldr. Wachoski biraderler hikyenin rtk bir yeniden
anlatsnda Kenau Reeves'i ynetmi olabilirler, fakat Sokrates'in "af dilemeyen" hayatn sinemayla
talandran bir filmde ben olsam Steve Martin'i oynatrdm. Spielberg de ynetirdi. Matrix filmi ayn
anda birok eydin Sokrates'in hikyesini anlatmak bunlardan yalnzca biridir. Gerekten de seyirciler
hikyeyi nceden bilmiyorsa, filmin bu yann gzden karabilir. Eer hikyeyi siz de bilmiyorsanz,
izin verin bu yaz bir balang okun.
Sorular ve Grevler
"Tanr'nn verdii bir grevdeyiz," diyor Blues Brothers. Depolarnda azna kadar benzin, ceplerinde
yarm paket sigara ve Chicago'ya nlerinde iki yz elli kilometre varken. Grevleri? Sevimli bir ekilde
Penguen adn taktklar bir rahibe tarafndan bytldkleri bir yetimhaneyi kurtarmak iin konser
vermek. Neo ise insanl yapay zeknn bihaber olduklar kleliinden kurtarma grevindedir.
Sokrates de ona Tanr (Apollon) tarafndan verilen bir grevdedir. Bu grev ona Delphi'deki Kahin'in
arkada Chaerephon'a syledikleri araclyla verilmitir. Grevi, eer kabul ederse, doduu kentin
insanlarn, Atinallar "uyandrmak"tr.
Maher yerini andran bir dans kulbnn ukurunda Trinitiy Ne-o'ya unlar fsldar: "Bizi harekete
geiren ayn sorudur." Soru: Matrix nedir? Sokrates tpk Neo gibi, beyninin kvrmlarna taklp onu
deli eden bir soruyla uramaktadr: yi bir hayat nedir? Soru sorma her iki kahramanmza da bela
getirir. Sokrates kendini tanr tanmaz-12
lk ve genleri batan karmakla suland bir mahkemede bulur. Neo ise Ajanlar tarafndan "kanun
kitaplarnda yazl btn internet yasalarn" inemekle sulanr.
Sokrates hemehrilerine sorular sorup duruyordu; bu sorular genellikle dorudan sorulan, basit
sorulard, fakat daha sonra cevaplarnn o kadar basit olmad ortaya kyordu. Tpk usta bir avukat
gibi, birbiri ardna, karsndaki insann bilgisizliini ortaya karacak daha zor sorular soruyordu.
rnein Sokrates arkada Euthry-phro'na sorar: Kutsal nedir? Bir eylemi kutsal yapan ey nedir?
Euthryphro cevap verir: "Kutsallk tanrlarn sevdii eydir ve tanrlarn sevmedii kutsal olmayann
kartdr" (Euthrypbro 9e). Bu iyi bir cevap gibi grnr. Ta ki Sokrates daha zor bir soruyla gelene
kadar. "Kutsal olan tanrlar onaylad iin mi kutsaldr, yoksa onlar onu kutsal olduu iin mi
onaylarlar?" (Euthryphro 10a). Kolayca gznzde canlandrabileceiniz zere, Euthryphro bunu
cevaplandrmada zor anlar yaar ve Sokrates'e biraz daha darlr. Kii kendi kendiyle elie,-ne veya
bir yanl yapana kadar sorular sorma srecine Sokratik Yntem denmektedir. Israrl soru sorma,
yalnzca rencileri (rnein szllerde) rahatsz etmekle kalmaz, politikaclar da (istediiniz rnei
sein) rahatsz eder. Fakat Sokrates'i toplumsal bilince sahip genler arasnda sevilen biri, kendinden
baka bir ey dnmeyen sekinlerin gznde nefret edilen biri haline getirmitir.
Bu sorgulama biimi daha ziyade kendini beenmi bir sohbet tarz olarak grlse de, Sokrates kendi
bilgisi sz konusu olduunda ok alak gnlldr. Aznda pelesenk ettii "Hibir ey bilmiyorum,"
sz, her eyi bilmek bir yana, onun cehaletini anlatr. Peki hibir ey bilmeyen biri, neden herkesi
byle srarla sorguya eker? Tpk Neo da olduu gibi, Sokrates'in mkemmel serveni de bir Kahin'in
szleriyle ve bilgi ile bilgeliin doasna dair baz sezgilerle balamtr.
13
Kahin Ne Dedi?
Kahin, Morpheus'a Matrix'in kskacn zecek ve insanl hakikatle kurtaracak O'nu bulacan syler.
Bylece Morpheus Neo'yu kablolarndan kurtarr ve biraz tedavi, biraz Kung Fu'dan sonra, hatal m
deil mi grmek iin Kahin'e gtrr. Neo bu byk olasla direnir, kaderinin bu ekilde nceden
belirlenmi olduu fikrini reddeder ve Morpheus'a kadere inanmadn, hayatnn kontrolnn
kendisinde olduunu dnmeyi tercih ettiini syler. Sokrates de kaderine ayn ekilde direnmitir.
Platon'un Sokrates'in Savunmas balyla kaydetmi olduu durumasnda unlan syler:
*Chaerephon+ bir arkadamdr... *O+ bir gn Delphi'ye gitmi. Bu kadar yolu Kahin'e u soruyu sormak
iin tepmi... (dnyada+ benden daha bilge biri olup olmadn sormu; Apollon'nun rahibesi
*dnyada+ daha bilge birinin olmadn sylemi. (Savunma 21a) Rahibenin bu yantn duyduumda
u ekilde tepki gsterdim: 'Tanr ne sylyor byle? Buradaki gizli anlam nedir? Ben kk byk
hibir bilgelie sahip olmadm biliyorum. O halde benim bu kadar bilge olduumu sylemekle ne
demek istiyor?" (Savunma 21b)
Gerekten de hibir ey bilmediini iddia eden birinden daha bilge biri nasl olmaz? Sokrates bize
Kahin'in ngr niteliindeki szlerinin yanlln gstermeye soyunduunu anlatr.
Ben de unu yaptm: Kahin'e "Bu adam benden daha bilge, oysa sen benden bilgesinin olmadn
sylemitin" diyebilmek, yantnn yanl olduunu ispatlayabilmek iin, bulduum her yerde, bilge
grnen insanlara yanatm. (Savunma 21c)
Sokrates bir politikac olan setii ilk adamn, ok ey bildiini sand halde hibir ey bilmediini
renerek hayal krklna urar. nat bir doaya sahip olduu iin, aratrmasna devam eder ve n
14
ce Atina'nn mehur oyun yazarlarn, ardndan usta zanaatkarlarn sorguya eker. Yine hayal
krklna urar. ronik bir biimde Sokrates, ne kadar cahil olduunu bildii iin gerekten de
Atinallar arasnda en bilge olandr.
Sonu olarak Sokrates hemehrilerini sorgulamay, onlara kendi cehaletini gstermeyi, bylece onlar
uykularndan uyandrmay ve bilgi arayna katmay kendine grev edinir.
Sanki ehir, tebihimi mazur grn, byk, koca bir attr; fakat byklnden dolay bir ekilde
hantaldr ve harekete gemek iin at sinei gibi bir ey tarafndan sokulmay gereksinir. Sannn Tanr
beni bu ehirde, btn gn durmak nedir bilmeyen, hareketsiz ksmlarnza konan, her birinizi
sokarak eyleme zorlayan ve her birinizi ikna edip eletiren bir at sinei olarak yaamakla
grevlendirdi.
Tpk bir at sinei, pire veya bit gibi durmakszn sorgulayan Sokrates ehrin byk ounluuna
hakikati -cahilce yaayanlarn sonunun mutluluk deil, sabun kp olduunu- anlatmaya alr.
Hikayelerdeki kahinlerin evi birbirinden farkldr. Mitolojiye gre Zeus dnyann merkezini bulmak iin
bir kartaln doudan, bir dierini batdan gnderir. Bu kartallar Delphi'nin stnde karlarlar,
bylece buras dnyann merkezi veya gbei olarak kabul edilir. Grkemli bir gzellie sahip
Parnassus Da'nn yamalarnda bir yer olan Delphi'de, Apollon, Pythia ismiyle de bilinen bir kahin
olan rahibesine konuur. Morpheus'ta Neo'yu belki dnyann merkezine deil ama, Matrix'in ta
kalbine; Kahin'in belki Parnassus Da'nda deil ama ehrin kenar mahallesindeki evine gtrr.
Kendinden pek emin olmayan Neo, Morpheus'a sorar: "Kahin neyi biliyor?.. Her eyi mi?" Morpheus
yantlar: "*Ona sorsan+ Yeterince bildiini syleyecektir." Neo hl pheli, "Hi yanlmyor mu?"
Morpheus soukkanl, paradoksal bir yantla onu teskin eder. "Do-
15
ru veya yanl terimleriyle dnmemeye al. O bir rehber Neo. Sana yolu bulmanda yardm
edebilir."
Delphi'deki Apollon Tapna'na giden bir erkek ziyareti (kadnlara yasaktr), kurbanlarn kesip
hediyelerini sunduktan sonra, Kani-n'in yardmclardan birine, ona sormas iin bir soru sorar.
ayakl bir sandalyede oturan rahibe, Apollon'un nefesini, yani yerdeki bir atlaktan kan buharlar
(muhtemelen etileni), iine eker. Apollon'un rahibesi bir rock konserinde kafay ttslemi biri gibi,
baka bir dnyann anlalmaz diliyle konuur. Bir rahip anlalmaz mrldanmay yorumlar ve
muhtemelen iir formunda dile getirir. Tpk 900'l hatlar arayan birinin edindii bilge nasihat gibi,
Kahin'in kehanetleri genellikle bulank ve birden ok yoruma aktr. Bildiimiz zere Sokrates,
Kahin'in ondan daha bilge kimsenin olmadna dair szlerini artc bulur. Kahin'in ok anlaml
kehanetlerdeki nn bildii iin, onun hata yaptn kantlamaya alr, fakat sonunda kehanetin
ironik anlamn kefeder. Vaktin Perslere kar sava iin uygun olup olmad hakknda Kahin'e soru
soran Kral Croessus, rnein, Sokrates kadar bilge olamamtr. Kahin'in ona cevab u olmutur: "Bu
savaa girersen byk bir krallk yklacak." Bu byk haberi alan kral ordularn sava alanna ve kendi
mahvna srer. Artk, ona hangi krall kastettii konusunda hatasn iaret eden Kahin'e syleyecek
herhangi bir laf yoktur.
Matrix filminin, sanal kentin kenar mahallesinde yaayan Kahin'i, tpk, bir dnem erdemliliinden
kesin emin olunamayacak bir bakire yerine ellisini gemi kadnlardan seilen Pythia gibi, byk an-
nemsi, siyah bir kadndr: "Beklediin gibi deil, ha?" der Neo'ya Kahin. Kentli Kahin, Delphi'deki
meslektandan farkl olarak, onu arayanlarla yz yze grmektedir. Her ne kadar o da ayakl bir
sandalyede oturuyor olsa da, mutlulukla frnndan gelen kurabiye buharlarn iine eker,
sigarasndan dumanlar koparr ve anlalmaz kelimeler mrldanmaz. Fakat sakn bunun sizi
aldatmasna izin verme-16
yin; mesaj ne kadar ak olursa olsun, amacnda Pythia'l rakibinden geri kalmaz. Tuhaf bir ekilde
burada sorular soran Kahin'dir. "Niin burada olduunu biliyor musun?" "Ne dnyorsun? Sence O
sen misin?" Neo yant verir, "Bilmiyorum." Sokrates hibir ey bilmediini sylemeyi alkanlk haline
getirmiti; oysa Neo gerekten bilmi-yordur. Kahin'in nkteli bir biimde belirttii gibi, *Neo+ sevimli
fakat pek zeki deildir. Kahin Neo'un kendisinin O olmad sonucunu karmasna izin verir ve ona, O
olmann k olmak gibi olduunu syler. Hi kimse sana bunu syleyemez. "Kemiklerindeki szdan
anlarsn." Ne yazk ki kt bir kurguyla ona syle syler. "Sende yetenek var, fakat sanki bir ey
bekliyorsun." "Ne?" diye sorar Neo. Onun ke-hanetimsi yant u olur: "Belki gelecek hayatn. Kim
bilir? Bu tr eyler hep byle olur."
Kahin -elbette ki kt bir niyetle deil -seans srasnda bedava bir nasihat de verir. Mutfak kapsnn
stnde asl bir levhay iaret ederek Neo'ya orada ne yazldn bilip bilmediini sorar. Latince, der,
anlam "Kendini Bil." Bu bilgelik gerekten de Kahin'in kehanetini anlamlandrmann anahtardr. Ayn
sz Delphi'deki Apollon tapnanda ("barbarlara zg" Latince ile "Temet Nosce" deil ama) Yunanca
yva>0 crorutov diye yazar. Pythia'dan gelen herhangi bir kehaneti yorumlamak, Kahin'in verdii fiili
yanttan daha nemlidir. Sokrates bunu fark etmi ve u maksimle yaamtr. "Sorgulanmayan bir
hayat yaamaya demez." Kral Croessus, daha nce grdmz gibi kendini bilmiyordu ve bunu
cezasn fazlasyla dedi. Neo ancak zamanla kendini bildi, bylece kendine inanmaya balad ve
Kahin'in kehanetinin derinliini dorulad; yani, Morpheus O'nu buldu ve Tri-nity O olan lye k
oldu.
Kendini bilmek anahtardr. Bu anahtar yoksa, baka bilgilere sahip olmann hibir anlam yoktur. Bu
konu yalnzca Sokrates ve Mat-rix iin deil, felsefi ynleriyle ne kan dier filmlerde de sk sk
ilenir. Fight Club bir ergenlik sorusu sorar gibi grnr: "Hayatnda
17
hi kavga etmemisen, kendini nereye kadar tanyabilirsin?" Kurgu ve "kavga" ilerledike, bunun
salaka ve yalnzca erkeklere zg bir soru olmadn grrz. Kavga vastasyla kendimizi tanrz.
Yine Boys Don't Cray filmindeki Marlon Brandon'un kendini ve dierlerini aldatnn getirdii
felaketimsi sonular buna bir rnek tekil eder. Keza Memento artc bir soruyla urar: Kendime
yalan sylemem nasl mmkndr? Hafza kayb yoksa cevabn bir paras m? Hollywo-od ve
Atinallar anlalan hemfikirler: sorgulanmayan hayat hayat deildir.
Kenar mahalle Kahin'i meselesini tamamlamak iin, Delphi'de yazlm olan baka bir bilgeliin de
mutfakta sergilendiini hatrlayalm; "Hibir eyde arla kama" HT|6ev ayocv. "Bir kurabiye al,"
der Kahin Neo'ya, "birka kurabiye al" veya "cannn istedii kadar kurabiye al," demez. Gzel
koktuklarn biliyoruz, belki de Neo onlar tknmak istiyordur. Kahin ayn zamanda tuhaf bir ey
imekte (muhtemelen bir kokteyl) ve sigara tttrmektedir. Tahminen o, bu tr eylerin keyfini
arla kamadan karabiliyor. Bu, Ajan Smith'in gittii yerdeki kaynaklan tketen, tketince baka
bir yere ynelen virsler olarak insan tanmyla kesin bir ztlk iindedir.
Efsaneye gre Delphi'deki Kahin'e ilham veren buharlar, bir zamanlar btn insanlara ackm, fakat
insanlar bu imtiyaz kt kullanp buharn geldii deliin iine atlayp kendilerine zarar vermiler.
Yalnzca Pythia'nn "Apollon'un nefesini" solumaya izinli olduu ve yorumlayc rahibin akl danana
aktarmak iin kehaneti dinlemek zorunda kald vakitler, akl danmaya gelenin Tanr'dan iki kat
uzaklat vakitlerdi. Eer iyice sindirilirse, "Kendini Bil" ve "Hibir eyde arla kama" bilgelikleri,
Seilmi Olan insanlara hakikati anlatmaya yetkili klacaktr. Belki ancak bundan sonradr ki herkes
"kehanet dumann soluyabilir" ve Tanryla temas kurabilir.
18
ki Maarann Hikyesi
Morpheus Neo'ya "Zihnin iin bir hapishanede," der. Kleler, sava mahkmlar, toplama kamp
kurbanlar bile, an gelir, zihinlerinde zgr olurlar. "Bedenime sahip olabilirler, ama ruhuma asla."
Klelie ve mahkmiyete kar bu direni alar boyunca birok kahramana iar olmutur. rnein
Epictetus, Fredrick Douglass, Viktor Frankl, James Bond Stockdale, Nelson Mandela, John McCain,
Mal-colm X, Rubin "Hurricane" Carter. Zihin iin bir hapishaneden daha kt olan ey, bir zihin
hapishanesidir; iinde olduunu bilmez, bu yzden de kama istei duymazsnz. Byle bir
hapishanenin iinde olan bir insan, zgr brakldn nasl anlayabilir ki?
Varsay ki onlardan biri serbest braklp ayaa kalkmaya zorlansn, geriye dnsn ve gzlerini ktan
ayrmadan yrsn, btn bu hareketler ac verecektir ve gzleri eskiden beri grp durduu
glgelerin ait olduu nesneleri gremeyecek kadar kamam olacaktr. Biri ona eskiden grdklerinin
anlamsz bir yanlsama olduunu, fakat imdi bir ekilde hakikate daha yakn olduunu ve daha gerek
nesnelere baktn, daha doru bir baka yaklatn sylese, bu kii ne dnr dersiniz?.. arp,
kendine imdi gsterilen nesnelerin eskiden grdklerinden daha gerek olmadna inanmayacak
mdr?"
Bu satrlar Platon'un maara alegorisi (ayrca benzetmesi, miti, maara meseli) diye bilenen bir hikye
anlatt Cumhuriyet (514c) kitabndan alnmtr. Bununla birlikte anlat, Neo'nun Matrix'ten
kurtarldnda yaad gl ok iyi tarif etmektedir.
Maaradaki mahkmlar, boyunlarndan, ellerinden ve ayaklarndan zincirlenmilerdir. Doutan
itibaren bu haldedirler ve baka hibir hayat mevhumlar yoktur. Gardiyanlar, bir glge oyununda
olduu gibi, atein nnde hayvan ekillerini geirirken, glgeler nlerindeki duvara der.
Mahkmlar duvardaki -gerek hayvanlarn deil, tahtadan oyma ekillere ait- glgeleri seyreder. Bu
glgeleri mmkn
19
klan k, en iyi k, yani gne deil, bir atein dr. Ne var ki mahkmlar tutsak olduklarn
bilmezler ve kendilerince tecrbe edilen dnda herhangi bir gerekliin var olduundan
kukulanmazlar. Gelgelelim bir gn, mahkmlardan biri serbest braklr, d dnyaya karlr ve
orada, gne nda, eyleri bilfiil olduklar gibi grr. Bencil bir ekilde d dnyada kalmaktansa,
esaret iinde yaadklarn tekilere anlatmak iin geri dner, arkadalar onun delirdiine inanarak,
alayla karlk verir.
Bu hikye Platon'un hocas Sokrates'in hayatna benzer. Deli olduu dnlm ve nihayet dikkatleri
daha yksek bir gereklik dzlemine ekmeye alt iin lmle cezalandrlmtr. Elbette
Matrix'ten kurtulan ve "hakikat ln" gren Neo'nun hikyesine de benzemektedir. Neo, tpk
Platon'un mahkmu gibi, kendinin zincirlenmi veya daha kesin bir ifadeyle, Matrix'in yanlsatc glge
oyununu zihninde canlandran siyah kablolara balanm olduunu renir. Platon'un maara
alegorisinde mahkmu kimin kurtard belli deildir; ne var ki Matrix'te bu kii Morpheus'tur
(Morpheus Yunan mitolojisinde, ryalar yoluyla ekillerde deiiklik yapan uyku tanrsnn ismidir).
Neo, yukar doru ekitirilmek zorunda kalnm olmas gereken Platon'un mahkmu gibi, pembe bir
maara bulamacnn iinde kabloyla balanm halde uyuyan dier bihaber mahkmlarn grnts
karsnda ilk nce korkuya kaplr. Neo imdi grd eyin gerek olduunu ve eskiden bir d
dnyasnda yaam olduunu kabul etmek istemez. Morpheus "Bu insanlarn ou filerinin
ekilmesine hazr deiller," diyerek Neo'yu teskin eder. Tpk Platon'un mahkmunun maarann
dndaki gerek dnyaya ar ve acl uyum salama dnemi gibi, Neo'nun iyilemesi de acldr.
"Gzlerim neden acyor?" diye sorar Neo. "nk onlar daha nce hi kullanmadn," diye yant verir
Morpheus.
"Eitimin kk ac, meyvesi tatldr," diye yazar Aristoteles. Biz de eitim kelimesinin ngilizce'de
etimolojik olarak "dar karmak"
20
anlamna geldiini unutmamalyz, Mahkm maaradan, Neo Mat-rix'ten dar karlmtr. Hipokrat
Yemini hekimlere tbbi bilginin sahipleri deil, taycs ve yaycs olduklarm hatrlatr. Bakalarna
yardm etmek iin bilgiyi paylamak zorundadrlar. Felsefe eitimi alanlar ise balayan ciddi bir yemin
yoktur, fakat bu bilgiyi paylaanlarn says hi de daha az deildir. Platon'un firari mahkmu gne
ndaki iyilik ve bilgi dnyasnda kalabilirdi, fakat geriye dner ve tekilere yardm eder. Bu
mahkm eski inanlarna ve hayatn eskiden olduu gibi yaamaya dnmektense, "Homeros'un
Achilles'i gibi hissetmez mi, tek kar topra olmayan bir adamn evinde karn tokluuna alan bir
kle olmay yelemez mi," (Cumhuriyet 515d) her eye katlanmaz m? Neo da, Cypher'in aksine,
sahte bir hakikate dnmektense her eye katlanmaya raz olacaktr.
Bilgi ve Hakikat
Maara alegorisi sadece Sokrates'in hikyesinin yeniden anlatm deildir; hatta bu, alegorinin en
nemli yan bile deildir. Platon alegoriyi daha ziyade okuyucuya daha yksek bir hakikat dzeyini,
Formlar iaret etmek, okuyucuda bu dnyaya bir akl tevik etmek iin kullanr. Biz - hepimiz -
mahkmlara benzeriz; nk sk sk iinde yaadmz hakikatin var olan en yksek hakikat olduunu
varsayma hatasna deriz. Platon'a gre, be duyumuza hitap eden hakikat dzeyinde tecrbe
ettiimiz her ey, daha yksek bir hakikat dzeyinin, Formlarn yoksul taklitleridir. Gzel gnbatmlar,
adil eylemler ve gerekten gzel bir in yemei tecrbe edebiliriz; fakat btn bunlar mkemmel
Formlarn sadece taklitleri, kendinde Gzel-lik'in, kendinde Adil'in, kendinde yilik'in vs. kopyalarndan
ibarettir.
Akldaki hangi soru insanda Formlar arayn balatr? Platon ve Sokrates duyular vastasyla deil,
yalnzca akl vastasyla anlamann nemini retir. Morpheus Neo'ya hi kimseye Matrix'in ne
olduunun anlatlamayacan syler. Bizzat "kendin grmelisin." Formlarda
21
olduu gibi, Matrix'i kavramay salayan ey, kelimenin gerek anlamnda "grme" deil, dorudan
bir bilmedir. Bu makale, hatta Pla-ton'u okumak bile, size Formlarn gerekte ne olduun tam
anlamyla retemez. Platon'un diyaloglarnn insanda yaratt kafa karklnn, zorluun sebebi
ksmen budur. nsan kendini soru sorarken yakalar: Adalet nedir? Ak nedir? yilik nedir? Her ey bir
yana Form nedir? te Sokrates'in bann belaya girmesinin sebebi de zaten budur. Okumasna
okuyun, fakat soru sorarken dikkatli olun.
Akln duyulardan daha nemli olduunu Neo da reniyor. Zihin maddeden nemlidir. Platon iin
fiziksel olan, Form kadar gerek deildir, Neo iin ise aslnda "kak yoktur." Neo ilk insanlar
esaretten kurtaran adamn reankamasyonudur. Platon iin ise beden ve zihin birbirine yle yabancdr
ki birliktelikleri daha doutan travmatik bir ekilde hafza kaybna, bir tr unutkanla sebep olur. Bu
Cypher'in uruna hain bir anlama yapt toptan bir bellek kayb deildir, fakat daha ziyade Dozer'n
lmcl ay likrn ok fazla itikten sonra bir insann yaayaca akamdan kalmalktr.
Ayrntlar doru zaman ve ipulanyla hatrlanabilir. Platon iin deja vu Matrix'te beklenmedik bir plan
deiiklii deil, Formlarn bir hatrlanmasdr (anam-nesis). Yeniden doumlar esnasnda ruh
bedenden geici olarak kurtulunca, Formlar seyrederiz. Dnya gezegenindeki btn renmeler,
aslnda, sradan nesnelerde bulunan bir benzerlikten yola karak, Formlarn hatrlanma srecidir.
rnein, bir ocuk ieklerin gzel olduunu retilmeye ihtiya duymaz, bunu Gzellik Formu'nu
hatrlama ve iekteki gzellik pay vastasyla bilir.
Felsefe: Az Kullanlan Yol
Arabayla Morpheus'u grmeye giderken, Neo aklndan geri dnmeyi geirir; fakat Trinity n bir
buhrana dnmeye zorlar. "Sen daha nce aada bulundun Neo. O yolu biliyorsun. Tam olarak
nerede bittiini biliyorsun ve ben senin orada olmak istediini biliyorum."
22
nsan Robert Frost'un mehur dizelerini hatrlamadan edemiyor. "Az kullanlan yolu setim/ve btn
hayatm deiti." Bu ok sevilen alntnn, bu kapan sznn, gerekten ka insana uyduunu
hepimiz merak etmeliyiz. Eer bu alntya ounluk sahip ksa ve fiilen onu yaasa bile, eninde
sonunda hi olmazsa bir byk cadde ve hl trafik skklklar olurdu.
Krmz hap cesur tercihin yeni semboldr; birok insan Neo'nun yerinde olsayd bu hap seeceini
syleyecektir. Bu yzden her zaman rencilerimden, felsefeye giri dersimin sonunda, snf
kompozisyonlar dzeltmelerimden birinin zerindeki krmz ve mavi fosforlu kalem izgilerini
koklamalarn isterim. Eer krmz mrekkebi solurlarsa, felsefede ustalar ve "tavan deliinin ne
kadar derine gittiini gr"rler. Fakat mavi mrekkebi solurlarsa, daha nce semi olduklar -doru-
yola geri dnerler, bir zamanlar evrenin gizemleri ve meselelerine dair sorular zerine dnm
olduklarn unuturlar. rencilerimden bir ounun buna can sklr. Byle bir seimin olmadn
dnmek isterler. Gerekte hi kimse felsefede ustalaamaz, nk bu mmkn deildir. Fakat
birka zel insan var ki, bilginin ve hakikatin ehvetine hibir ekilde direnemez.
23
2
phecilik, Ahlak ve Matrix
GERAD J. ERION ve BARRY SMITH
Biroumuz dnyann grndmz, hissettiimiz, duyduumuz gibi olduuna inanrz. Size sorsak,
u anda bir koltukta oturuyor, bu kitab okuyorsunuz ve muhtemelen byle olduuna inanyorsunuz;
orada, bir koltukta oturuyor olmanz, okuyor olmanz sizin iin bir gerek. yle ki byle bir ey zerine
dnmeyi gereksiz gryorsunuz. nk her ey ok ak, soluduunuz hava kadar kesin. Kim byle
sorularla urar ki?
Thomas Anderson'da aynen sizin gibi kendinin saygdeer bir yazlm irketinde alan, vergi deyen,
ev sahibine yardm eden, uygulamalar yazan bir bilgisayar programcs olduuna inanyor. (Elbette,
teki hayatnda "Neo" lakapl bir hacker olarak yasa d faaliyetlerde bulunan biri olduuna ve bu
hayat bir tek kendinin bildiine, yetkililerin ondan haberdar olmadna inanyor.) Yani Anderson
gerein tpk sizinki, benimki gibi olduuna inanyor; ite ona iinde yaadn dnd ve her gn
grd dnyann gerek olmadn renmenin onun iin acl olaca bu yzden syleniyor. Ander-
son'un olaan hayatnda yaad rahat hkmranlk gerekte, insanlar tkenmez bir enerji kayna
olarak yetitiren, harmanlayan yapay zeklardan oluan bir sistemin beyninde yaratt, kastl, devasa
bir yanlsamadr.
Mopheus'un Neo'ya bu yanlsama dnyasna dair yapt aklamada sylendii gibi, bu "Matrix" her
yerdedir.
25
O her yerde. Hatta burada, bu odada. Pencereden dar baktnda, televizyonu atnda grdn
ey odur. e gittiinde, dua ettiinde, vergilerini dediinde onu hissedersin. O senin gzlerine
balanan ve seni aslnda bir kle olduuna, hakikate kr eden dnyadr. Neo, dier btn herkes gibi
sende zincirlerinle, koklayamayacan, dokunamayacan, gremeyecein bir hapishanede dodun.
Bir zihin hapishanesinde.
Anderson ve adalar kendilerinin, kitaplar okuduklar, futbol malar seyrettikleri ve bu tr baka
faaliyetlerle megul olduklar bir dnyada yaadklarn sanma hatasn iliyorlar. in asl, btn
hayatlarn bio-elektrik enerjilerini toplayan ve bilgisayar efendilerine veren bir tpn iinde
geiriyorlar.
Neo bu durumu ilk rendiinde kusuyor ve (yapay bile olsa) daha nceki, Matrix'teki hayatna geri
dnmeye alyor. Neo'nun gverte arkadalarndan Cypher iin bu durum yle korkuntur ki (yine
yapay bile olsa) Matrix'in yalanlarna dayanan zengin bir hayat karlnda Morpheus'a ihanet etmeyi
kabul ediyor. "Cehalet mutluluktur," der. Ajan Smith'le anlamasn tamamlarken. Bu edebi uydurma
bizi korkuttuu lde felsefi sorulan uyandrabilir. nk baz filozoflar bizim, Matrix benzeri bir
srekli yanlsamalar dnyasnda tutsak olduumuzu iddia edecek kadar ileri gitmitir. Buradaki
amacmz rnein Rene Descartes gibi baz Bat dnrlerinin dnyasndaki bu tr iddialar, yani,
hepimizin bir Matrix'in iinde yaadmz varsaymn aratrmak. Bu fikrin temel bir hataya
dayandn ve onun en iyi durumda metafizik bir isyan tavrn temsil ettiini gstermek istiyoruz.
Ayrca, sonu blmnde, Cypher'in Matrix'e dnme seiminin ahlaki ynlerini inceleyerek, yanl
ahlaki ilkelerinin onu ciddi ahlaki meselelerde hatal karar vermeye ittiini gstereceiz.
26
Bir Matrix'de Yayor Olabilirsiniz: Rene Descartes ve Ktcl Cin
Grdmz, iittiimiz ve dokunduumuz dnyann bir yanlsama olabilecei varsaymn felsefede
savunan duru, phecilik olarak bilinir. pheciler d dnyann var olduunu kesin olarak
bilemeyeceimizi ileri srer. Bylece, tpk Matrix'in kahramanlarnn iinde yaar grndkleri
gndelik dnyadan kukulanmaya balamalar gibi, d dnyaya dair bilgimizden phe etmenin
olanakl olduunu sylerler.
pheci varsaymlar zellikle iki tr insana ekici gelmektedir. lk grup, ebeveyn otoritesinin kesin
kabul ettii gereklerine isyann bazen onlar "Hibir ey grnd gibi deildir!" veya "Gerein ne
olduunu bir tek ben biliyorum!" yargsn vermeye iten, metafizik bir biime brnd ergenlerdir.
kinci ve daha nemli grup kendilerini iki gruba ayran felsefecilerdir. Birinci grup metafizik bir isyan
yaadklar dnemi atlatamayan, sama ve apak hatal varsaymlar gelitirmekten keyif, zevk alan
felsefecilerden oluur. Bu ilk snfa giren felsefeciler, ergenliin pheci sloganlarna inandn
sylemekten ekinmez. Ama burada bizim iin nemli olan grup, ikinci gruba giren felsefecilerdir. Bu
ikinci grup, rnein Descartes, Matrix benzeri senaryolar hakikat ve bilgiye dair temel sorulan
aratrmak iin yararl aralar olarak grr.
Descartes bir klasik haline gelen lk Felsefe zerine Dnceler kitabnda pheci bir sav gelitirir. Bu
etkili savn amac, pheciliin doruluunu gstermek deil, bilime salam bir temel kazandrmaktr.
Descartes bu grevi yerine getirmek iin lk Felsefe zerine Dnceler kitabna bir karann
aklayarak balar. Bu karara gre, en ufak bir kuku duyduu btn inanlan askya alacaktr. Ancak
kelimenin tam anlamyla mutlak kesin inanlar Descartes'in snavndan geebilecektir ve bilime
sadece bylesi inanlar gvenilir bir temel
27
oluturabilir. Descartes'tn kktenci phecilii yntemseldir. Yani, entelektel bir amaca hizmet
etmek iin tasarlanmtr. Descartes'n dncesinin bu aamasnda btn kukulu inanlar
gerekten askya ald doru deildir. Bu, geici, amaca ulaldnda atlacak bir askya almadr.
nanlar askya alma srecinde ilk atlacak olanlar Descartes'n duyumlara dayanarak oluturmu
olduu inanlardr. Birok fikrimizi grme, iitme, dokunma, koklama ve tat alma duyularmz
araclyla topladmz bilgilere dayandrrz. rnein apartmann d kapsnda grdmz ev
arkadamzn okuldan/iten dndne ve deminden beri kapy amaya uraann o olduuna
inanrz, yine anahtarlarn unuttuu sonucuna varrz. Bununla birlikte, Descar-tes'n dedii gibi,
"bazen duyularmzn aldatc olduunu grrz." Bu zellikle kk ve uzaktaki nesnelere dair
duyularmz iin geerlidir, fakat dier btn nesneler iinde bir doruluk pay ierir. Apartmana
girerken grdmz, kapnn kilidiyle uraan kii aslnda bir hrsz olabilir. nk duyularmz sk sk
bizi aldatmaktadr ve duyularmza dayandrdmz birok inancmz Descartes'n yksek
standartlarna uymaz, bu yzden onun tarafndan kap dar edilirler.
Akl yrtmesine devam eden Descartes, u anda bir koltukta oturup, bu kitab okuduunuz inanc
gibi kar klmas grece zor inanlardan bile kukulanmann mmkn olduunu ileri srer. Elbette
bu tr inanlar, ev arkadanz grdnze, onun kapy amaya altna dair inanlardan daha
gvenilirdir. Bununla birlikte Descartes d grdmz zaman tam da bu tr eylerde yanldmz
iaret eder. Dnzde kendinizi bir koltukta oturup kitap okurken grebilirsiniz, oysa gerekte derin
bir uykudasnzdr. Uykudan uyanana kadar, dteki hayat, uyank hayatmzdan ayramayz. Morphe-
us Neo'ya u soruyu sorarken, bu noktadan hareket eder:
28
Hi sana gerek gibi gelen bir d grdn m Neo? Ya bu dten uyanman mmkn deilse? O zaman
d dnyas ile gerek dnyay birbirinden nasl ayn edeceksin?
Descartes d rneinden hareketle, gerekleri duyu yaantsna dayandrmann gvenilir olmad
sonucuna varr ve duyularn sunduu kantlara dayanarak oluturulmu btn inanlar askya alr.
Descartes bununla yetinmez, kendi inanlarna yapt saldrya devam eder. D sav, fiziksel dnyaya
dair fikirlerimizin doruluundan kuku duymamz salarken, saylar ve geometrik ekillere
dokunmaz. Descartes'n yazd gibi "ster uyank, ister uyuyor olaym, iki daha be eder ve karenin
yalnzca dn kenan vardr." Bununla birlikte lk Felsefe zerine Dnceler kitabn aadaki daha
kktenci bir zihinsel deneyle bitirir. Varsayalm der, "mutlak bir gce sahip, kurnaz bir ktcl cin beni
aldatmak in btn enerjisini kullanyor olsun." Byle bir yaratk, iki ile n be ettii veya karenin
dn kenan olduu hakknda bizi kolayca yanltabilir. Hatta bu ktcl cin, daha da kolay bir ekilde,
bizi darda bir d dnyann var olduuna inandrabilir; oysa "gkyz, hava, toprak, renkler, ekiller,
onun yargmz bulandrmak iin kulland d yanlsamalardr." Bylece Descartes "hatal bir ekilde
btn bunlara sahip olduumu dn-mektense, ellerimin, gzlerimin, tenimin, kanmn veya
duyulannn olmadn varsayyorum." Descartes'n lk Felsefe zerine Dnceler kitabn okuduktan
sonra, hayatlanmzn batan sona ktcl bir cinin bizi aldatmas olmadn kantlamak gerekten de
zordur. Descartes'n ileri srd kukucu savn hatal olduunu gstermenin herhangi bir yolu var
m?
Matrix'i seyretmi olanlarmz, bu temelden hareketle, srdmz anlaml hayatlann gerekte
beyinlerimize zeki bilgisayarlardan oluan bir sistem tarafndan sokulduu ihtimalini kolayca bir
kenara atp atamayacamz sorgulamakta hakldr.
29
Bir Matrix'de Yayor Olabilirsiniz II:
Peter Unger'in eytan Bilim Adam
Ve Hilary Putnam'n Kavanozdaki Beyni
Kukuculuk tartmasna ada bir katk, kendisi de bir kukucu olan ve ktcl bir cin tarafndan
deil ama, eytani bir bilim adam tarafndan aldatldmz ileri sren Peter Unger'den geldi.(* Peter
Unger. Iqnrance. (Oxford: Clarendon. 1975), S. 7-8) Unger'in 1975'te lqnrance kitabnda sunduu
senaryosuna gre dnyamzda sandalyeler, kitaplar ve benzeri nesneler olduu ortak inanc eytani
bir bilim adamnn beyinlerimizde uyandrd, inceden inceye ilenmi bir yanlsamadr. Bu sper
beyin uzman, sinir sistemimizin ilgili ksmlarna balanm elektrotlarn verdii elektrik uyarlan
reten bir bilgisayar kullanmaktadr. Bu bilim adam elektrik uyanlar kullanarak bizi gerekte var
olmayan sandalyeler ve kitaplar gibi nesnelerin var olduuna inandrr. Unger'in iddasna gre byle
bir senaryonun yle bir ierimi vardr: "Hi kimse asla *mutlak bir kesinlikle+, bizi elektrotlar
kullanarak dnyada ta diye bir ey olmadna inandran eytani bir bilim adamnn var olmadn
bilemez", o halde hi kimse dnyada talarn var olduundan emin olamaz. Ayn ekilde, hibir zaman
bir koltukta oturduunuzdan, bu kitab okuduunuzdan mutlak bir kesinlikle emin olamazsnz, nk
eytani bir beyin uzmannn veya konumuza dnersek Matrix benzeri eytani bir bilgisayar sisteminin
kobaylar olup olmadmz asla bilemeyiz.
Hilary Putnam bu kukucu bilim-kurgu senaryosunu 1981 ylnda karm olduu Akl, Hakikat ve
Tarih kitabnda daha ileri gtrr. Savn Putnam versiyonunda, eytani bir bilim adam bizi sadece
talarn var olmas konusundan deil, duyularmzla algladmz her eyde aldatr. Putnam bizden
beyinlerimizin cerrahi bir ameliyatla alnp, beyni besleyen kimyasallarn olduu bir kavanoza
yerletirildiini hayal etmemizi isteyerek balar. Gl bir bilgisayar beyinlerimize, bizde, r-
30
nein koltukta oturduumuz, kitap okuduumuz, tenis oynadmz yanlsamasn yaratan elektrik
uyanlar gnderir. Oysa, btn bu sreler boyunca eytani bir bilim adamnn laboratuvarn ssleyen
kavanozlarn iinde yzen birer beyinden baka bir ey deilizdir.
Putnam bilgisayar programnn beynimizin balatt eylemleri iin uygun geri beslemeleri
retebilecek kadar karmak olduunu varsayar. Bu bilgisayar, rnein beyniniz bir eyler attrmak
iin koltuunuzdan sizi kaldrmay denediinde, sizi gerekten de koltuunuzdan kalkp mutfaa
gittiinize inandrmak iin gerekli uyarlar retebilecek gtedir. Fakat, bir eyler yediinizi kesin
olarak hissetmenize ramen, siz hl bir kavanozun iinde yzen bir beyinsinizdir. Putnam,
Matrix'teki birok insann durumuna arpc bir biimde benzeyen bu tuhaf senaryoyu rettikten
sonra, u kukucu sorulan sorar: "Bir kavanozun iinde olmadnz nereden biliyorsunuz?" Bu soruya
bir cevap bulamadmz srece, Descartes'n savlarnn ilham verdii kukuculuk, bamzn zerinde
Demokles'in klc gibi salnmaya devam edecektir.
Matrix'ten Kurtulu: Kukuculua Kar kmak
Neyse ki, pheci olmayan felsefeciler, Descartes, Unger, Putnam ve Matrix tarafndan ortaya atlan
hakikat ve bilgi hakkndaki baa bela sorulara baz cevaplar vermitir. lk olarak, pheci senaryonun
yalnzca bir olaslk olduunu, stelik zayf bir olaslk olduunu fark etmek nemlidir. Descartes'
sistematik kukuculuunda takip etme zahmetine katlanmamzn sebebi, byk lde, bunun zel
felsef balamndan kaynaklanmaktadr. Bilimin en yksek idealleri iin retmemiz gereken
mkemmel bilgi araynn balam. Descartes iin bilginini mutlak bir kesinlie sahip olmas
gerektiini, ktcl bir cinin (veya bir bilgisayar sisteminin) bizi aldatp aldatmayacandan asla emin
olamayacamz ve bu yzden bilgi iddialarmz duyu-
31
larmza dayandramayacamz hatrlayalm.
Kukuculuk yanda veya kukuculuk kart savlan incelediimiz felsefi bir balamda, son derece kesin
bir standart uygulamak tamamyla normaldir. Bununla birlikte bu standartlar gndelik hayatn olaan
balamna tandnda ar katdrlar. Bir arkadanz size yarnki hava durumunu sorduunda ona
"Hava diye bir ey var m?" veya "Yarn nedir?" diyemezsiniz. Byle bir durumda arkadanz sizin
delirdiinizi dnrse haksz saylmaz. Farkl balamlarda, neyin gerekten bilgi olduuna dair farkl
standartlar sz konusudur. Baz felsefi balamlarda bilgi iin ok kat standartlar uygulayabiliriz. Fakat
gndelik hayat balamlarnda, hepimizin bildii, hepimizin paylat devasa bir sa-duyusal bilgi
koleksiyonu tarafndan dorulanan normal standartlar uygularz. O halde gndelik hayat balamnda,
nerede oturduumuzu, ne yaptmz, hava durumunu, ma sonularn gerekten de biliriz.
Demek ki kelimenin tam anlamyla kendi ve evremizdeki dnya hakknda birok eyi biliriz. Bu eyler
hakkndaki inanlarnz hem dorudur hem de gndelik deneyimler tarafndan gerek anlamda
dorulanr. rnein, u anda d grmediinizi biliyorsunuz. Descar-tes'n (tpk Elvis gibi) lm
olduunu ve Matrix'in sadece bir film olduunu biliyorsunuz. Ayrca modern bilim srekli olarak hi
de felsefeden daha az kesin olmayan bilgiler sunmaktadr: Elektronlar gk-talanndan daha kktr,
balklar memeli deildir, Ay kfl (veya baka trden) bir peynir deildir. (* Burada bilimin
ilerlemesinde yanllanabilirliin. yani bilimsel teorilerin srekli olarak hakikatin testine tabi olduu
gereinin oynad nemli rol inkar etmiyoruz. Evrimci biyologlar, evrim teorisinin hatal olduuna
dair yeni kantlarn bulunabilecei gereini bile gz ard etmezler. Yani yaradl gibi alternatif
teorilere kar ateli saldrlan, din dman olmalarndan deil, evrim lehinde srekli yeni ve salam
kantlar bulmalarndm kaynaklanmaktadr.) Eer gerekten de srekli byyen bir saduyusal ve
bilimsel bilgi birikimine sahip oluyorsak, o zaman bilginin Descartes'n kukuculuk tartmasnda talep
ettii ok zel kesinlik trne her zaman ihtiya duyduu iddiasn reddetmemiz gerekir. 32
Descartes'n temel epistemolojik ilkesinin, deyim yerindeyse ancak kesin bilginin bilgi olduu ilkesinin
kendine zg sorunlar vardr. Hakikatin bilinemez bir ey olduunu varsaymak anlamnda kendi
kendinin altn oymaktadr. Gen Theodore Stick'in ve Lewis Va-ughn'un iaret ettii gibi,
"*kukucular+ bilginin kesinlik gerektirdiinden kesin olarak emin olmadktan srece bilginin kesinlik
gerektirdiini bilemezler." (vurgular sonradan eklenmitir). Descartes'n ilkesine dair yukarda sz
ettiimiz kukularn nda, bu ilke o kadar kesin grnmez. Gerekte saduyusal ve bilimsel
inanlar, Descartes'n ilkesinden daha kesin deilse bile, daha gvenilirdir. Her ey bir yana
Descartes'n yazdklarn okurken bizzat duyularmzn sunduu kantlara gveniriz. O halde bilginin
kesin olmas gerektii konusundaki iddiasndan kuku duymak iin hakl sebeplerimiz var.
Felsefeci Bemard Williams tarafndan gelitirilen baka bir kukucu kart sav daha vardr. Williams,
bizzat dte ve uyankken yaadmz tecrbeler arasnda bir ayrm yapabiliyor olmamzn, bu iki
farkl tecrbenin ve bunlar arasndaki farklarn ayrmnda olduumuz anlamna geldiini ileri srerek
Matrix benzeri bir srekli-d-hapisha-nesinde kilitli olduumuza dair korkularmza bir son veriyor.
Bu iki farkl tecrbe hakknda konuabiliyor olmamz, bunlarn arasnda bir farkn olduunu ve bu fark
bildiimizi gsterir. Williams'n yazd gibi "d ancak uyank algmzla aklayabiliriz." Yani, d ile
uyanklk arasndaki ayrm, ancak bazen uyanksak yapabiliriz ve iki tecrbe tr arasnda ayrm
yapabiliyorsak, ki yapabiliyoruz, hayatmzn asla son bulmayan bir dler zinciri olduundan
korkmamz iin ortada hibir ciddi sebep yoktur.
Demek ki felsefe, Matrix filmi zerine dikkatli bir dnmenin hemen uyandrabilecei metafizik
belirsizlikten kurtulmak iin bir dizi ara sunmaktadr. Nerede oturduumuz, ne yaptmz,
etrafmzdaki dnyann neye benzediine dair bilgimiz felsefi kesinlik deil, fakat
33
gndelik ve bilimsel amalarmz uruna kullandmz balama uygun, gl merulatrma trleri
gerektirdii iin, d dnyann varolduuna inanmamzn iyi sebeplerini, yalnzca bu dnyann var
olduunu deil, ayrca onun doasn ve yapsn bildiimiz iddiasn kantlamak iin kullanabiliriz.
Manin Gardner'n da ifade ettii gibi:
Bir d dnyann var olduu hipotezi...yle yararl ve asrlara dayanan tecrbeyle yle sabittir ki, bu
kadar bir kesin baka deneysel varsaym olmadn sylersek abartm olmayz. Bu varsaym yle
yararldr ki, bundan kukuya duymak, bir deli veya bir metafiziki olmadnz srece neredeyse
imknszdr.

Ahlak ve Matrix: Cypher'n Yanl
Descartes ile Matrix'in ilham verdii kukucu phenin penesine dtmzde, Ajan Smith'le iren
anlamay yapan Cypher'i anlayabiliriz. Gerek dnyann sefil hayatndan bkm olan Cypher
Matrix'te zengin ve nl bir aktr olarak yeni bir hayat karlnda Smith'i Morpheus'a gtrmeyi
kabul eder. Cypher Matrix'in gerek olmadn bilir. Fakat bunu kulak arkas edip yanlsamal
fantezinin keyifli dnyasna geri dnerek hayatn daha iyi hale getireceine inanr.
Ne var ki Cypher burada byk bir hata yapar. Hayatn yalnzca zevk iin srdrmeyi seerek, zevkin
onun hayatn yaanmaya deer klacak tek ey olduunu iddia eder. Felsefede, kendi bana deerli
olan tek eyin haz olduunu syleyen reti hedonizm(* Hedonizm faydacln temel bileenlerinden
biridir. Faydaclk bir eylemin ahlaki deerinin bu eylemin rettii mutluluk miktarna bal olduunu
syleyen bir ahlak anlaydr. Faydacln iki kurucusu Jeremy Bentham ile John Stuart Mill'dir.), yani
hazclk olarak bilinir.
Hedonizm ilk bata insana ekici gelse de, felsefeci Robert Nozick kitab Anari, Devlet ve topya'(**
Robert Nozick. Anarchy. State, and i'topia (New York: Basic Books, 1974).)da ona karsna gl bir
sav -
34
karr. Bu sav bizim iin zellikle ilgi ekici. nk baka bir kavanozda beyin zihinsel deneyi ieriyor.
Nozick de besin kimyasallarnn iinde yzen uursuz bedenler olabileceimizi iddia ederek balyor.
"Deneyim makinesi" adnda, merkezi sinir sistemimizi uyarmak iin elektrotlar kullanan gl bir
bilgisayardan sz ediyor. Nro-psikologlar bu deneyim makinesini kullanarak bizde, kitap
okuduumuz, arkadalarmzla bulutuumuz, bira itiimiz ve benzeri ho eyleri yaptmz
yanlsamasn yaratabiliyorlar. Ne var ki btn bu sre boyunca biz, deneyim makinesinin iinde
bulunmaktayzdr. Deneyim makinesinin isteimiz btn deneyimleri retmek iin ina edildiini
varsayarsak, kendimizi tmyle baarl, mutlu ve gzel hissederek yaayabiliriz. Nozick burada
soruyor: "mrnz boyunca makineye balanmak ister misiniz?"
Elbette Cypher'n cevab "Evet." Ne var ki biroumuz hakl olarak daha tedbirli olacaktr. nk
hayatmz bu ekilde sadece elektrot uyaranlarna dntrme fikrinde rahatsz edici bir eyler var.
Nozick, Cypher gibi deneyim makinesine balanmak isteyecek olanlara kar ynelttii bir dizi savla
bunun neden byle olduunu aklyor. lk olarak, diyor, "Biz baz eyleri sadece tecrbesini edinmek
deil, yapmak isteriz. Ne deneyim makinesi ne de Matrix gerek, anlaml eyleme izin verir. Bunun
yerine anlaml eylemin bir grntsn yaratr. Fakat baka areler de var:
Biz bir ey olmak istiyoruz... Ama tankn iinde yzen biri hibir ey yapamayan bir et yndr. Tankn
iinde uzun sre kalan insann nasl biri olduunu yantlayanlayz. Cesur mu, zeki mi, nazik mi, nkteli
mi, sevgi dolu mu? Bu sadece bir yant meselesi deildir, onun *bir ey+ olmas imknszdr.(Nozick,
Anari, Devlet ve topya, s. 43)
Nihayet deneyim makinesi, biroumuzun iddetli arzularnn mecbur kald gibi, hakikatle herhangi
bir ekilde temas etmemize
35
izin vermez. Nozick buradan hareketle u sonuca varr: "Bir deneyim makinesi hayal ederek ve onu
kullanmayacamz anlayarak deneyimin dnda baka eyler istediimizi reniyoruz." Ayn ekilde,
Cypher'in kararn dnerek ve ayn eyi yapmayacamz fark ederek zevk (veya n, veya zenginlik
veya gzellik) dnda eyler de istediimizi reniyoruz. Cypher'in seimi, gerekte, ahlakddr. Oysa
Neo'nun "hakikat lyle" yzleme karan, ona, hayatna anlam ve bu sayede ahlaki bir deer katacak
gerek deneyimler ve gerek eylemler yaama frsatn veriyor. Ahlak felsefecisi John Stuart Mill'in
yazd gibi, "Karn a bir insan olmak, karn tok bir domuz olmaya; kendinden honutsuz Sokrates
olmak, kendinden honut bir aptal olmaya yedir."

Kendini Bil
Matrix bize felsef pheciliin tedirginlik veren kayglarn, hayli ekici bir biimde sunuyor. Ne var ki
zerine biraz dnnce kukucularn dnyann varl hakkndaki pheleriyle neden ayn fikirde
olmamz gerektiini anlayamyoruz. Eer bir felsefe seminerindeysek bu tr kukulara eyvallah. Fakat
normal hayata grdmzde onlarn mesnetsiz olduunu gryoruz. Dahas, Cypher'in hakikate
srtn dnp Matrix'e geri dnerek yapt byk hatay da grebiliyoruz. Akl bizi yalnzca d
dnyann var olduunu kabul etmeye zorlamyor, fakat ayn zamanda bu dnyayla yzlememizi, bu
dnya iinde kendimize anlaml bir hayat kurmamz ve hepsinden nemlisi hayat, yetikin birer insan
olarak, ciddiye almamz talep ediyor.
36

3
Matrix Olana
DAVID MITSUO NIXON
Matrix'i seyrettikten sonra sormak zorundaym, "u anda Matrix'in iinde olabilir miyim? Belki
grdm, tattm, hissettiim ve dokunduum, gerek sandm her ey, gerekte 'bilgisayarlarn
rettii d dnyas'nn bir parasdr." Bu ylesine ilgin bir bak ki, ona bir ad takmaya deer. Bu
durumu, kolaylk olsun diye Matris Olana olarak adlandryorum: u anda benim (veya sizin) bir
Matrix'te olmanz mmkn.
Bu makalede Matrix Olana'n evreleyen bir dizi soruyu incelemek istiyorum. Bu sorular unlardr:
(a) u anda fiilen Matrix'in iinde bulunmasak bile, Matrix Olana'nn u anda bildiimiz ve
bilmediimiz eylere dair ne gibi ierimleri vardr? (b) Neo Matrix'te olduunu nasl reniyor
(reniyor mu?) (c) Matrix Olana bize bir anlam ifade ediyor mu? Sonraki iki blmde varacam
sonularn hayli kar-sezgisel, hatta baz okuyucular iin kabul edilmez olabileceini imdiden
belirtmek isterim. Fakat savlar sizi ikna etmese bile, onlarn en azndan sizi dnmeye sevk edeceini
umuyorum.

Gerekten Bir ey Biliyor Muyuz?
Matrix Olana'nn u anda bizim neyi gerekten bilip bilmediimiz asndan ne gibi sonulan var?
Matrix Olasl u anda Matrix'in iindeyim anlamna gelmiyor. u anda Matrix'in iinde olmamn ve
37
inandm birok eyin yanl olmasnn mmkn olduu anlamna geliyor. rnein, benim bir Honda
Civic'im olduuna inanyorum, oysa arabam falan yok; nk u anda pembe bir bulama tpnde
yzyorum. Matrix Olana u anlama geliyor: u anda sahip olduum birok inancn yanl olmas
mmkndr.
Gelin bir an iin Matrix Olana'nn geerli olduunu (yani bize anlaml geldiini ve bunun gerekten
mmkn olduunu varsayalm), o zaman u anda sahip olduum birok inan yanltr. nanlarnn
byk bir ounluunun yanl olduu fikrine insanlar, tipik olarak iki tr tepki verirler.
Birincisi udur: "Eer bir inancn yanl olmas mmknse, o zaman bu inanc bildiinizi
syleyemezsiniz. rnein Ay'n iinin oyuk olmadna ve burada ccelerin yaamadna inanyor
olabilirsiniz, bununla birlikte Ay'n iinde ccelerin yayor olmas mmkndr. Demek ki Ay'n iinde
ccelerin yaamadn kesin olarak bilmiyorsunuz. Elbette sizden inandnz eylerden vazgemenizi
istemiyorum. Fakat sakn bunlarn gerekten bildiiniz eyler olduunu sanmayn. Bu tutum,
Descartes'n yntemsel pheciliine benzer. Descartes tek bir kesinlik bulmak iin, zerine kukunun
glgesi den her eye duyduu inanc askya alma yntemini kullanr. Descartes Matrix'i seyretmedi;
fakat onun hikyesi de eit lde korkuntur. Descartes, hikyesinde, "sonsuz gce sahip zeki ve
ktcl bir cinin, btn enerjisiyle beni aldatt" olaslyla oynar. Descartes iin, byle bir cinin onu
aldatyor olmasnn mmkn olmas, en azndan cinin hakknda onu aldatabildii nesnelerin bilgisine
phe drr.
Dier tepki ise u ekildedir: Eer gerek dnyada "bilme" kelimesine bakarsanz, her zaman yanl bir
bilgiye sahip olduumuzun mmkn olduunu teslim ettiimiz eyleri bilgi olarak kabul ettiimizi
grrsnz. Gerek dnyada (filozofluk taslamadmz srece) bir inancn bilindiini sylemek iin,
onun yanl olmasnn imknsz olmasn beklemiyoruz. rnein otobs duranda biri gelip soruyor,
38
"Saatin ka olduunu biliyor musunuz?" Kol saatime bakyor ve yant veriyorum, "Evet, saat 12:30."
Saatimin durmu olabileceini kabul ediyorum, fakat eer filozofluk taslamyorsam, bu benim saatin
ka olduunu bildiimi dnmeme bir engel tekil etmez. Felsefecilerin, felsefe yapmadklar
zamanda aramadklar bylesi yksek standartlar birdenbire bilgide aramalarn neye yormal
bilmiyorum. Eer biri bana bir inancmn yanl olmasnn olas olduunu sylerse, benim tepkim u
olur: "Eeee?" Mesele bir eyin mmkn olmas deil, ne kadar olas olduudur. Bu yzden biri bana
herhangi bir konudaki inancmn byk ihtimalle yanl olduunu gsterene dein, inandm ve
bildiimi sandm hibir eyi deitirmem.
Ben bu ikinci tepkiyi verme eilimindeyimdir. Fakat belki bu iki farkl gr, bunlarn farkl "bilgi"
trlerinden bahsettii eklinde anlayarak, birletirebiliriz. Birinci gr bir sper bilgi trnden
bahseder, eer yanlma ihtimaliniz yoksa, bir eyi sper bildiinizi syleyemezsiniz. Descartes'n baka
bilgileri zerine ina edecei tatan bir temel araynda kulland yntemsel kukuculuk bu tr bir
bilgi arar.(* Rene Descartes, lk Felsefe zerine Dnceler, Sosyal Yaynlar) kinci tr gr, yanlma
olasl ok yksek olmadka, doru olduunuzu syleyebileceiniz ikinci tr bir bilgiden bahseder.
Her iki gr de, Matrix Olana'nn, fazla (belki hi) sper bilgiye sahip olmadmz ve bunun doru
olduunu sandmz srece bilgi olarak kalan birok sradan bilgiye sahip olduumuz gereini
deitirmeyeceini kabul edecektir. yle syleyeyim, Matrix mmkn ise, gerekten bir ey bilip
bilmediimiz sorusu eski cazibesini yitirir.

Neo, Matrix'te Olduunu Biliyor mu?
imdi, biraz vites deitirip Neo'nun Matrix'te olduunu nasl bulduu hakknda konumak istiyorum.
Film bizden Neo'nun daha nce bilmedii bir eyi rendiini, yani, hayatnn byk bir ksmn
(bulamacn iinde yzen bir beden) olarak geirdiini rendiini
39
grmemizi istiyor. (Burada dikkatimi daha az talepkr olan olaan bilgi ile snrlyorum). Neo rendii
eyi renme noktasna nasl geliyor?
Morpheus Neo'ya krmz ve mavi hap uzatmadan nce yle syler: "Hi kimseye Matrix'in ne
olduu anlatlamaz. Onu kendin grmelisin." Morpheus bunun nedenini sylemiyor, ama bunun
sebebi tahmin ederim, hi kimsenin ona inanmayacak olmasdr. sterseniz yle syleyeyim: ona
yalnzca her eye inanabilecek saf ve aptal insanlar inanr. Ve bu insanlar, ara sra attklarn
tuttursalar da bizim bilgili dediimiz insanlar snfna girmez. Yani Neo Morpheus'un tanklna
gvenerek Matrix hakknda bir ey bilemez, nk byle bir hikyeye inanmak saflktr ve saf inanlar
(bazen doru ksa da) bilgi deildir. nk bir inancn tam anlamyla bilgi saylabilmesi iin, hakl
karlmas gerekmektedir. Gerekten de bilginin geleneksel tanm, hakl kan doru inantr.
Geleneksel tanma gre, eer bir eye inanyorsanz ve inancnz doruysa, ona inanmakta
haklsnzdr ve onu bildiinizi syleyebilirsiniz. Ne var ki birok kii bu geleneksel aklamada hatalar
bulabilir, fakat en aandan hakl kma gerekliliinin aptal inanlar ile ansl tahminlerin bilgi
saylmasn engellediini syleyebiliriz.
Neo krmz hap alyor ve bylece "tavan ininin ne kadar derine gittiini" reniyor. Birka dakika
gemeden herhalde hayatnda yaad en tuhaf deneyimleri yaamaya balar. Krk bir aynann kendi
kendini tamir ettiini grr. Aynaya dokunur ve ayna onu aynams bir maddeyle kaplar. Birdenbire
kendini kollarndan, bacaklarndan, bandan kablolarn ve filerin balanm olduu pembe bir
bulama tpnn iinde bulur. Etrafnda milyonlarca baka tp olduunu grr. rmcee benzeyen
bir robot havalanr, onu boynundan yakalar, kafasndaki fii eker ve uarak uzaklar. Hemen
ardndan tp boalr, bir borunun iinden aa kayar ve kanalizasyona benzeyen bir yere der. Bir
dakika sonra byk bir vin kolu onu sudan karr. uuru
40
gidip gelir. Nihayet iinde bulunduu gemide gezecek kadar iyileir. Sonra kafasna fi gibi bir ey
taklr ve birdenbire kendini "yapnn", "ykleme programnn iinde bulur. Morpheus burada ona
Matrix'in uzun hikyesini anlatr.
nanlmas zor bir hikyedir. Neo ilk bata inanmaz. Yaad eyler yle ok edicidir ki dayanamaz ve
kusar. Onu sulayamayz. nk btn hayatnzn sahte bir hayat olduunu, aslnda "bilgisayarlarn
rettii bir d olduunu renmek" en azndan insann tansiyonunu drr. Fakat benim sormak
istediim soru bunun inanlmas duygusal olarak ac verici bir ey olup olmad veya Neo'nun en son
yaadklarna bakarsak, buna inanmann makul olup olmad deil. Aksine u: Acaba bu korkutucu
deneyimler, onun imdiye kadar bir tpn iinde yaam olduuna inanmas iin, Morpheus'un
tanklnn sunamad iyi sebebleri sunabilir mi? Yoksa bu tuhaf deneyimlerden sonra bu inanlmaz
hikyeye inanmak, hl onun iin bir aptallk olmaya devam eder mi?
Dikkat edin, Neo'nn yeni inanlarnn (btn hayatn Matrix'te geirmi ve imdi zgr olduuna
inanmasnn) yanl olduunu sylemiyorum. Elbette byle bir ey mmkn. Belki de Matrix diye bir
ey yoktur, Neo imdiye kadar bildiimiz bir hayat srmtr ve son zamanlarda aslnda gl
sanrlara sebep olan krmz bir hap imeye kandrlmtr vs., vs. (Akas sonu byle ksayd, film
asndan hayal krkl olurdu.)
Evet, byle bir ey mmkndr. Fakat mmkn olan her eyin gerekten olduuna inanmamz iin
her zaman iyi sebeplerimiz yoktur. Ayrca olasln derecesini her zaman aklda tutmalyz. nk
ancak kuvvetle olas olduuna inandmz eylere inanmamz makuldr.
Peki Neo inand eye inanmak iin -yani eskiden Matrix'in tutsa olduuna, artk zgr olduuna
inanmak iin- iyi sebeplere sahip mi? Eer cevap evet ise, onun sadece inanmadn, ama ayn
zaman-
41
da bildiini syleyebiliriz (Hata yapma olasl bulunmakla beraber, bu olaan bir bilgidir).
Neo'nun tuhaf deneyimlerinden sonra bile Matrix'in varlna inanmak iin pek iyi sebeplere sahip
olmad fikri zerinde biraz durmak istiyorum. Diyelim ki Neo 25 yanda. Bu durumda Matrix
hikyesine inanmas iin ondan 25 yllk tmyle normal ve gvenilir deneyimlerini, kendisinden
gerek olduuna inanlmas istenen birka gnlk tuhaf deneyimlerin karlnda bir kenara atmas
istenmektedir. Bence burada aceleci davranlm. Hele bu tuhaf deneyimlerin krmz hap yuttuktan
hemen sonra gerekletiini dnrsek epeyce aceleci.
Ayrca Neo'nun deneyimlerini yorumlamaya muktedir olmasn salayan btn yeteneklerinin, imdi
tmyle gvenilmez olduu iin bir kenara atmas istenen yirmi be yl iinde kazanldn da
dnrsek, durum daha da ktleir. Yani, Neo, duyularnn salad eylerden hangilerinin bilgi
olduunu bilmesini, hayatnn ilk 25 ylna borludur. Fakat eer Matrix hikyesine inanacaksa,
deneyimlerini nasl yorumlamak gerektiine dair renmi olduklarn da bir kenara atmak
zorundadr. Aada, Neo'nun Matrix hikyesini kabul ettii taktirde atlacak olan, bir insann
deneyimlerini yorumlamasnn birka temel kuralnn kk bir listesi bulunmaktadr:
(a) nsanlar genel olarak yalan sylemezler, yani eer biri size bir ey sylyorsa, muhtemelen
dorudur.
(b) Eer biri sizin dilinizi konuuyorsa, sizin dilinizi konuuyordur.
(c) Eer bir ey yaptnz hatrlyorsanz, mutlaka yapmsni2dr.
(d) nsanlar birbirlerine dokunduklarnda beden deitirmezler.
(e) nsanlar kzdklarnda kafataslar gerekten atmaz.
(f) nsanlarn ayakkablarnn yrrken kard sesler, sizinle iletiime girmek iin kardklar sesler
deildir (bu yzden bu ayak seslerini yorumlamann bir anlam yoktur!)
(g) Eer bir nesne byyor grnyorsa, bu genellikle onun size
42
yaklat anlamna gelir (benzer bir ekilde, klyorsa, uzaklayor demektir).
(h) eyler siz bakmadnzda da varolmaya devam eder.
Bunun gibi inandmz, ne kadar apak olurlarsa olsunlar zerine dnmeyi brakmadmz birok
ey vardr. Biz (siz, ben, Neo) bu tuhaf, fakat aikr eylere inanmakla yetinmiyoruz, ayrca onlara
inanmakta haklyz. nk bunlara inanmak makuldr. Fakat ne kadar aikr grnrlerse
grnsnler, onlara inancmz doutan gelmiyor. Peki onlara inanmamz hakl karan ey nedir?
Onlara inanmakta haklyz, nk btn dier deneyimlerimize uyuyorlar (ve bu deneyimlere
gvenmemek iin hibir sebebimiz yok).(* Ben bilgikuramsal merulatrmann anlalmasnda
aklayn tutarllk fikrinin merkezi bir neme sahip olduunu dnen deneycilerden biriyimdir. Bir
insann inanlarnn onun sahip olduu tecrbelere uyduu iin meru olduklar fikriyle gelmek
istediim yer bu aklayc tutarllk ilkesidir. Felsefi bak alar bu tr fikirle esastan uyumayan
kiiler tezimi ikna edici bulmayacaktr.) Bize ok ak bir ekilde doru grnmelerinin sebebi, onlann
doruluklarndan kukulanmamza neden olacak bir olay yaamam olmamzdr. Eer farkl
deneyimlerimiz olsayd, onlar bu kadar meru kabul etmez, hatta yanl olduklarn dnrdk.
Demek ki bu temel kurallarn meruluu nemli lde bir insann gemi deneyimlerine dayanr.
Eer gemi deneyimlerinize gvenemezseniz, bunlara inanmak iin hibir sebebiniz yoktur. Yukarda
szn ettiim ilkeler son derece nemlidir; nk bunlar deneyimlerimizi yorumlamamza yardmc
olurlar. Bu yorum ilkelerine gvenmekte, ancak gemi deneyimlerinize gveniyorsanz, haklsnzdr.
Eer Neo btn deneyimlerinin ktcl bir bilgisayar tarafndan ona verildiini kabul ediyorsa,
bunlara gvenmek iin hibir gerekeye sahip deildir. Bu yzden yukardaki yorum ilkelerine
inanmas meru deildir ve yeni deneyimlerini eskiden yapt ekilde yorumlamaya devam edemez.
Baz eylerin bize normal, baz eylerin artc gelmesinin sebebi, yaadmz deneyimlerdir.
Gerekten de sk sk konutuumuz
43
insanlarn aslnda bizimle ayn dili kullanmadn, baka bir dili konutuunu ve kullandklar her
kelimenin aslnda baka bir anlama geldiini kefetmek beklenmedik ve tuhaf bir deneyim olacaktr.
Ya da rnein baz insanlarn yalnzca sal ve perembe gnleri uyuduklarn renmek artc ve
tuhaf olacaktr. Tuhaf ve beklenmedik olan (ayn zamanda normal ve bildik olan), bizim
deneyimlerimizin, alkn olduumuz eylerin bir fonksiyonudur. Eer Neo gemi deneyimlerine
gvenemezse, olmasn bekledii eyleri bekleyemez. Artk hibir ekilde u normal, u tuhaf deme
ansna sahip deildir. Neo insanlarn kendiyle ayn dili konuur grnd bir dnyaya alkn olduu
iindir ki birisi (diyelim ki Morpheus) kendi diline benzer sesler karmaya baladnda onun
kendisiyle ayn dilden konutuunu dnmeye eilimli olacaktr. Fakat eer bu dnya ktcl bir
bilgisayar tarafndan yapay olarak yaratlm bir dnya ise Neo bu dnyaya gvenemez. Bu durumda
Neo'nun Morpheus'un kendisiyle ayn dilde konutuuna, onun doru sylediine, kzdnda
kafatasnn atmayacana inanmas meru deildir. nk bu eylerden herhangi birine inanmasnn
meruluu gvenemedii deneyimlerden gelmektedir.
Fakat bu, eer Neo hayatnn byk bir ksmn, eytani bir bilgisayarn kendisine verdii deneyimlerle
Matrix'te geirdiine inanrsa, Morpheus'un anlatr grnd hikyeye inanmasnn meru olmad
anlamna gelir. Yok eer, Neo'nun, ona hayatn Matrix'te geirmi olduunu anlatan (veya anlatr
grnen) Morpheus'a inanmas yerindeyse, hayatn Matrix'te geirmi olduuna inanmas yersizdir.
Buna kendi kendini yalanlayan inan diyebiliriz. Bizzat ona inanyor olmanz, ona inanmak iin iyi
sebepleriniz olmamasn gerektirir. (unla karlatrn: "Hesap yapmada o kadar ktym ki,
hesaplarmn yzde ellisi yanl kyor.")
Elbette seyirciler resmin, filmin esas olanna gre, daha byk bir ksmn grebiliyorlar.
Programlanm dnyann gerek dnyaya
44
yeterince benzediini ve Neo'nun yeni deneyimlerini (rnein Morpheus'un onunla ayn dili konuup
konumad veya doru syleyip sylemediine dair) yorumlarnn doru olduunu biz biliyoruz.
Fakat (seyircilerden farkl olarak) Neo, Matrix'in dnyasnn gerek dnyaya benzediini dnmek
iin hibir salam gerekeye sahip deildir. Yeni deneyimlerinin onu hemen gerek dnyann (hakl
olarak) Matrix'in dnyasna benzediine inanmaya iteceini dnebilirsiniz; fakat gerekte bu yeni
deneyimler, yukardaki gibi baz yorum ilkelerince yorumlanmad srece deersizdir. Daha nce
grdmz gibi Neo, gemi deneyimlerine gvenemedii iin bu ilkelere de gvenemez. Bu sonu,
gerekte, geni lde kabul gren Holizm *btnclk+ denilen bir bilgikuramna dayanr. Bu kurama
gre hibir deneyim, kendi bana deil, ancak karlkl balantl ve daha geni bir deneyimler
koleksiyonunun bir paras olarak dorulanabilir. Ki bunlardan bazlar yorum ilkelerini iermektedir.
(Eer bu gr size yanl geliyorsa, buradaki sav da ekici gelmeyecektir). Bylece, Neo yeni
deneyimlerini eskisi gibi yorumlamakta ve bu yeni eylere inanmakta (rnein eskiden Matrix'in
iinde yaadna ve ank zgr olduuna inanmakta) hakszdr. Buradan kacak doru sonu,
Neo'nun (olaan bilginin en snrl anlamnda bile) eskiden Matrix'te ne olduunu, imdi ne olduunu
bilemeyeceidir.
Sanrm bu akl yrtme, Matrix Olana'na benzer geni lekli varsaymlar karlamak iin
genelletirilebilir. Yani, bu fantastik hikyelere inanmann, neredeyse kendi kendini imknsz kld
sonucuna varlabilir. Fakat bu baka bir yaznn konusudur. u an iin, balang noktamza Matrix
Olana'na geri dnmek isterim.

Matrix Olana Anlaml m?
Matrix Olana, hatrlarsanz, "u anda Matrix'te olabilirim," anlamna geliyordu. Burada gzden
geirmek istediim mesele Matrix Olana'na benzer bir eyin ne kadar anlaml olduudur. u anda
45
Matrix'in iinde bulunduumuz fikri ne kadar tutarl bir olaslktr?
imdiden sylemem gerekir ki, Matrix hikyesinin bize tutarl bir olaslk sunup sunmad hakknda
dnrken, amacm hikyenin iindeki kurgu hatalarn gstermek deil. Ayn ekilde hikyenin
bilimsel ve teknolojik olarak mmkn olup olmadyla da ilgilenmiyorum. Aslnda hikyenin fiziin
belirli yasalarn inedii ve bu yzden imknsz olduu ortaya kartlabilir. Fakat benim derdim bu
deil. Ben daha ziyade, hikyenin kendi ban tutarl olmadndan kayglanyorum.
Daha nce de sylediim gibi, u anda Matrix'in iinde bulunuyorsanz, inanlarnzn ou yanltr.
(rnein aslnda bir bulamacn iinde yzyorken, kitap okuduunuza inanyor olabilirsiniz.)
Muazzam miktarlarda yanl inancn Matrix'in hikyesini tehdit ettiini dnyorum. (Biraz sonra
bunun neden byle olduunu greceiz.) Kukusuz Neo'nun btn inanlar yanl kmad. Yznn
nasl grnd hakknda bir fikri vard ve rnein bunda hakl kt (Oysa Matriix'ten ktktan sonra
yznn aslnda Barbara Streisand'a benzediini kefedebilirdi -ne ok olurdu ama!) Fakat, eer
Matrix gibi dnyalar tasarlayabilirsek, daha kt bilgisayarlar da tasarlayabiliriz; bu bilgisayarlar,
Matrix'te tutsak ettikleri insanlarn yanl inanlarnn saysn arttrmak iin en ince ayrntlarla bile
urayor olabilir.
Bu durumda soracam soru u olacaktr: nanlar olan ve btn bu inanlarn neredeyse hepsi yanl
olan bir kii dnebilir miyiz? Eer yant hayr ise, neredeyse btn inanlar yanl olan insanlar
kapsayan Matrix (veya en azndan yknn benim bilgisayarlarn ktlklerini arttrdm versiyonu)
trnden hikyelere asla anlam kazandrmayacaz demektir. Bylece ilk iitildiklerinde ne kadar
inan-las gelirse gelsin, Matrix Olana gibi fikirler anlamsz olabilirler.
Burada kantlamaya altm ey, daha kesin bir ekilde dile getirirsek, bir kiinin (ad Lisa olsun)
kahramannn (ad Homer olsun) neredeyse btn inanlarnn yanl olduunu dnd bir yk-
46
y anlamasnn mmkn olmaddr. (Biz Lisa ile Neo da Homer ile yer deitirirse) Neo'nun (ya da
biz de dahil olmak zere baka birinin) neredeyse tmnn yanl olduunu dndmz inanlara
sahip olduu bir hikyeyi tmyle anlayamayz.
ncelemek istediim tezin merkezi bileeni u: Bir kiinin belirli bir konuda sadece tek bir inanca sahip
olduunu sylemek anlamszdr. Bir ey hakknda bir inanca sahip olmak iin, baka inanlara da sahip
olmak gerekir. Bir rnek verirsem konu aklk kazanacaktr. Varsayn ki ad Cletus olan arkadamla
konuuyorum ve aramzda aadaki konuma geiyor.
CLETUS: Aylar korkuntur.
BEN: Neden byle sylyorsun? ok byk olduklar iin mi?
CLETUS: Bykler mi? Bunu bilmiyordum.
BEN: Krkl hayvanlar olduklar iin mi?
CLETUS: Krkleri mi var. Bunu da bilmiyordum. Aslna bakarsan hayvan olduklarn da bilmiyordum.
BEN: Ama en azndan bunlarn fiziksel dnyada yaayan canl yaratklar olduklarn biliyorsundur, yle
deil mi?
CLETUS: Bunlar imdi reniyorum.
BEN: Seni korkutmalarnn sebebi kulara benzemeleri mi?
CLETUS: Kulara m benziyorlar?
BEN: aka yapyordum. En azndan aylarn nasl grndn bilmen lazm, gerekten bilmiyor
musun?(* Dorusunu isterseniz, bir aynn nasl grndn bilmek iin ay hakknda inanlara sahip
olmanz gerekmez. Daha ziyade belli tanma yeteneklerine sahip olmanz gerekir. Ne olduunu deil,
nasl olduunu bilmek Rylean terminolojisine aittir, (bkz. Gilbert Ryle. The Concept of Mind: 1949).
Fakat bu yetenekler herhalde bir ay kavramna sahip olmak iin de gereklidir.)
CLETUS: Ah... hayr. Nasl grnyorlar?
BEN: Haydi ama! Aylar hakknda hibir ey bilmiyor musun?
CLETUS: Evet, korkunlar.
BEN: Baka?
47
CLETUS: Hm... hayr.
Konumann burasna geldiimizde Cletus'un "Aylar korkuntur," dediinde yalnzca bir baka kiiden
duyduu eyi tekrarladndan, bunun ne anlama geldii hakknda hibir fikri olmadndan
kukulanmaya balayabiliriz. Byle sylemesinin sebebi ne olursa olsun aylarn korkun olduu
inancna sahip deil, aynn ne olduunu bilmiyor; nk ay kavramna sahip deil. nk benim,
Cletus'un (ister doru olsun ister yanl) aylarn korkun olduuna inandna inanmam iin, onun ay
ve korkunluk kavramlarna sahip olmas gerekir. Ama ben ay kavramna sahip olduunu kabul
etmem iin, benim aylar hakknda doru kabul ettiim (rnein aylar hayvandr, kua benzemezler
gibi) inanlara onun da sahip olduunu grebilmem gerekir. Bu inanlar dnda, Cletus'un bu
kelimeyi -eer onun iin bir anlam varsa- hangi anlamda kullandn belirlememize yardm edecek
baka bir ey yoktur. Bizim iin Cletus'un aylarn korkun olduuna inandn kabul etmekle
Cletus'un rnein aalarn korkun olduuna inandn kabul etmek arasnda hibir meruluk fark
olamaz. (Bu fikir, yani bir insann inanlarnn onun kelimelerini belirledii -yani inanlarn kelimelerin
temsil ettii kavranlan belirledii - fikri Btnclk bal altnda toplanan grlere girer. Burada
genellikle Anlam Btncl veya Kavram Btncl olarak bilinir). Cletus'un korkunluun ne
olduunu bildiini kabul etsek ve bize "Aylar bir eydirler," gibi ok genel bir cmle kursa bile Cletus'a
atfedeceimiz inan, (u byk, tyl ve kua benzemeyen hayvan olan) aynn korkun olduu inanc
deil, korkutucu bir ey vardr inancdr.
Gelin sonulan biraz genelletirelim. Diyelim ki bir insann birok yanl inanca sahip olduunu
sylemek istiyorum. Bu kiiye bir yanl inan atfedebilmek iin, bu kiinin kendini sz konusu yanl
inanta gsteren belirli kavramlara sahip olduunu batan kabul etmem gerekir. Ama bu, sz konusu
kiinin benim doru kabul ettiim
48
birtakm inanlara sahip olduu anlamna gelir. Bylece bir kiiye (rnein Homer'e) atfettiim her
yanl inan iin, aynca bir sr doru inan atfetmem gerekir. Yani baz doru inanlar her zaman
varolmaya devam edecektir. Bir insann yanl inanca sahip olmasn, ancak doru kabul ettiimiz
baka inanlarn zemininde belirleyebiliriz. Bir kiinin btn inanlarnn yanl olduunu sylemek,
ancak, bu kiiye atfetmek zorunda kalacamz dier doru inanlar gz ard ettiimizde mmkndr.
Acaba bu akl yrtme Matrix Olana'nn gerek veya tasarlanabilir bir olanak olmadn
gstermekte baarl myd? Ne yazk ki, hayr. Matrix'in eytani bilgisayarlar bile btn inanlarmz
yanl yapamyorsa bile (o zaman ank inan olarak grlemezler), Matrix iinde yayorsak birok
inancmzn, hatta inanlarmzn byk ounluunun yanl olmas mmkndr. Sanrm Matrix
Olana'nn tasavvur edilebilirliini sonunda kabul etmek zorunda kalabiliriz. Gerekten de Matrix'te
olabilirsiniz, btn inanlarnzn yanl olmadna emin olsanz bile, inanlarnzn ou yanl
olabilir.(* (*) Makalemi gzden geiren birok kiiye ve bu metni gelitirmede yorumlarndan ok
faydalandm Bill Irwin'e teekkr ederim. Hatalar, her zamanki gibi. yazara yani, bana aittir.)
49
4
Grmek, nanmak, Dokunmak, Hakikat
CAROLYN KORSMEYER
Atlanta Hastalk zleme Merkezlerine 1981 ylndan 1990 ylna kadar 120'den fazla sebebi bilinmeyen
lm vakas bildirilmitir. Birou Laotian Yaylalarndan g etmi olan Hmong topluluuna ait
yetikinlerden oluan bu insanlar, uykulannda lmtr. lmlere dair hibir tbbi aklama
getirilmemitir; bununla birlikte Hmong'larn kendi aklamalar vardr: bu insanlarn geceleri gelip
insanlarn soluunu kesen bir kt ruhun kurban olduunu iddia etmektedirler. Bu kt ruhun
ziyaretinden sonra hayatta kalmay baaran ok az kii, fel eden bir korkudan ve kt bir yaratn
gslerine ktnden sz etmitir. Gerekten de kurbanlarn lmeden nce korkun bir kbusun
iinde rpndklarna dair bilimsel bulgular sz konusudur. Bilimsel cemaat kesin bir tehise
varamamsa da, Aklanamayan Ani Gece lm Sendrom'u olarak literatre geen bu raporlar,
dlerin insan ldrebilecei endie verici olasln kabul ettirmitir.
Dlerin vahi dnyasnda her trl duyumsal tecrbenin yaanmas mmkn olsa da, bir kural olarak
d, hafza ve hayal gcnn deposundan gelen vahi bir orijinallikle icat edilmi genellikle grsel bir
fenomendir. Dler bildik, tuhaf, sradan, kayg verici, ehvetli veya korkun olabilir. nsan teskin
eden "sadece bir ryaym," deyii, sadece grmekle kaldnz eyin sizi incitmeyecei ve bugne
kadar dnzde grm olduunuz hibir eyin size dokunamayaca r-
50
tk varsaymna dayanr. Yaralanma ve lm, yaayan dokulara ak bir mdahaleyle mmkndr;
kukusuz bir dn byle bir gc yoktur. En azndan biz yle umuyoruz.

Matrix'te Yaamak: Baz Klasik Felsefi Sorunlar
Matrix varsaym, bir insann btn hayatn srekli uyku benzeri bir fel durumunda, beyin uyaranlar
tarafndan yaratlan yanlsamalar ierisinde yaayabilecei anlamna gelir. Matrix'te, (Morpheus'un
dile getirdii gibi) "bilgisayarlarn rettii bir d dnyasnda" yaayan bireyler hayat btn bildik
zenginlikleriyle tecrbe ettiklerine inanrlar. Duyu alclar Matrix'e baldr, bu sayede tat alma, koku,
dokunma, grme ve iitme felsefede metafizik varsaymlardan biri olan esse est percibi(* Varolmak
alglanmaktr) ilkesine uygun bir ekilde bilgisayarlar tarafndan uyarlmaktadr. Bu yk, yalnzca
beden ve zihin, bilginin kesinlii gibi nemli felsefi sorulan uyandrmakla kalmaz, ayn zamanda sanal
dnyann siyasi gcne dair gncel paranoyak korkularn canlanmasna zemin hazrlar. Bu makale, sz
konusu meselelerin u yanlaryla ilgilidir: duyu tecrbesi ve filmin felsefecilerin "duyusal phecilik"
dedikleri eyi ne srmek iin kulland aralar.
Film ak bir biimde Descartes'n lk Felsefe zerine Dnceler kitabna gnderimde bulunan bir dizi
klasik alglama sorununa serbest atta bulunuyor. Descartes, duyu tecrbelerinin d dnyann
zelliklerini tam olarak kaydettii ve bylece bilgiye temel olabilecei fikri zerindeki kukulan ele
alrken, bizi, dlerimizi uyankken yaadklanmzdan ayrmamza yardmc olacak ltler
oluturmaya davet eder. imdiki zamanda gerekleen algnn salaml hakknda kukular
uyandrmak iin hayli baarl bir yoldur bu. nk dlerin tecrbe edilme biimi, bir insan geici
olarak gerek olduklarna inandracak kadar canl olabilir. Matrix filminin balangc d grme
sorunlaryla tatlandrlmm Neo, filmde birka kez dnde Mat-
rix'le korkun karlamasnn ardndan ter iinde uyanr. Her ne kadar bu anlar bir sahneden tekine
gemek iin kolay bir ara olarak kullanlm olabilirse de, herhangi bir alg deneyiminden kesin
sonular karlp karlamayaca sorularn akla getirmektedir.
Descartes d grme savn, bizim iin Matrix'ten daha az ikna edici olan kt kalpli bir aldatcyla
veya "ktcl bir cin"le destekler. Burada bizi yalnzca duyu alglarnn deil, btn inanlarn ve
sonu karmalarn sistematik olarak bu cinin aldatna tabi olduunu tasavvur etmeye arr.
eytani aldatcnn ada versiyonu, eytani bir bilgisayardr. Bu kbusumsu yapay zek,
programlanan ile programlayann rollerini deitirmitir ve bir hayat oluturan deneyimleri yapay
olarak oluturmaktadr. Bu durum Matrix'te, benim filmin en korkun sahnesi olduunu dndm,
Neo'nun insan organizmalar mr boyu sren dlerinde besleyen tplerden birinde uyand
sahnede kurulur. Burada Neo, belki de filmin btnyle tutarsz bir biimde, kendisinin Matrix'te
ayrcalkl olmadn gsterecek bir ekilde milyonlarca dier tpe dardan bakma frsat bulur.
Sahne, benim bildiim en korkun felsefi soruna ayna tutar: bu, hepimizin aslnda bir la-boratuvarda
kavanozlarda yaadmz ve zihinsel hayatmz salayan eyin elektrik uyaranlar olduunu varsayan
bir zihin deneyidir.
Bu tr bir'kuku azck bile olsa hakl bir zemine dayandnlabilir mi? Duyular ok uzun zamandan beri
zihin ve beden arasnda organik bir iletiim yolu olarak kabul edilmektedir. Biz bu duyular araclyla
dnya hakknda bilgi oluturmak iin veri toplarz. Tecrbelerimizden hareketle btn duyu alglarnn
ara sra yanlglara konu olacan biliyoruz. Acaba, gerekte tek tek her duyu algsnn d dnyadaki
nesnelerle temas yoluyla deil de, fakat beynimize verilen elektrik sinyalleriyle yaratld srekli bir
yanlsamann kurban olamaz myz?
Felsefede bu tr varsaymlarn kesin bir ekilde tutarsz, hatta kendi kendini rten varsaymlar
olduunu syleyen bir dnce okulu vardr. Matrix szn ettiim yaznda sk sk rnei verilen ka-
52
vanozdaki beyin deneyiyle ayn problemi ilemektedir: eer bir insan sistematik olarak aldatld bir
dnyada yayorsa, bu dnyadan sz etmesi nasl mmkndr? Hatta bu kii bir kavanozda veya
Matrix'te yaadn nasl bilip iddia edebilir?
Varsaym ancak bir insann kendine dardan bakmasyla mmkndr ki, bu onun kavanozda
olmad anlamna gelir. Film bu adan Calderon'dan X-Files'a. kadar btn d yklerini snrlayan
limitlere sahiptir. Anlatc, filmi Matrix'in dndan anlatr. Film darda salam dayanak noktalarna
sahiptir: rnein kahramanlarn koltuklara baland ve beyne taklan kablolar yoluyla programlara
girdikleri Nebuchadnezzar gemisi. Matrix'e kendi istekleriyle giren karakterler, sistematik
yanlsamann kurban deillerdir. Birok insann tmyle bir programn iinde yaad varsaym bir
arkaplan iddiasdr, nk bu insanlar sanki bir senaryonun iindedir ve hibir ekilde gerek
karakterler deildir.
Belli ki filmi yapanlar hikyelerinin inandrclna kuku dren bu tr problemlerin yeterince
farkndaydlar; nk diyaloglara bunun ironik bir eletirisi sokulmutur. Geminin gvertesinde Neo
ile Mouse arasnda geen diyalogu hatrlayn. Neo gverte arkadalaryla, Matrix'in dnda ilk
yemeini yerken, yirmi ikinci yzylda yemek yemenin eski keyfini yitirmi olduunu renir. Bir
musluktan tek hcreli, besleyici proteinlerini alrlar; bu yemek itah ac bir ekilde bozuk yumurtaya
ve bir anak sme benzetilir. Mouse bu maddeyi ok eskiden hatrlad Tahl Ezmesine benzetir.
Fakat sonra merak eder: Bu maddeyi reten makine, ezmenin tadnn neye benzediini nasl
biliyordur? Ya hi kimse hibir zaman gerekten ezme yememiken ve karlatrma imknndan
yoksunken, nasl olur da onun tadnn neye benzediini bilebilir? Gerekten de nasl? Daha dorusu
onu hibir eyle karlatramazsak, tadnn neye benzediini nasl bilebiliriz?
53
Hakikati Deerlendirmek
Bu sorular ok yerinde sorulardr, fakat te yandan, geerken sorulmu ve cevapsz braklm
sorulardr. Belki de yanlsamann mant hakknda drt ba mamur bir tartma beklemek bir filmden
ok fazla ey talep etmektir. Bununla birlikte filmde daha iyi bir ekilde ilenmi nemli bir yan soru
vardr: algsal deneyim nedir; bir eyin gerek ve deerli, yani yaamaya deer olup olmad nasl
bilinebilir?
ki kart cevap verilmitir: lk olarak, gerek ve deerli olan Mat-rix'in yanlsamalarndan zgr
olandr. Bu perspektif filme egemen olan ve seyircilerin kabul etmesi beklenen bak asn oluturur.
Bununla birlikte bizden dikkat bekleyen baka bir bak as daha vardr: Gerek, en canl ve en keyifli
deneyimi sunan eydir. Morpheus ve ekibi birincisinin peindedir; ikincisi hain Cypher'in gizli
gndemini oluturur; ama bu ayn zamanda Dozer'a smms yiyeceinde vcudun ihtiyac olan
her eyin var olduunu iddia eden sadk ve sempatik Mouse'un da dile getirdii bir eydir. Mouse,
Dozer'a itiraz ediyor, nk bu besinde temel insani tepkilerle ilikilendirilen bir duygu olan haz
yoktur. "Gdlerimizi inkr etmek, bizi insan yapan eyleri inkr etmektir." Dozer bunu kukuyla
karlyor; belli ki haz onun iin Matrix'e kar savaanlarn sahip olamayaca bir lkstr.
Be duyu, antik felsefecilerden ada psikolojik aratrmalara kadar, zihni bedenden, akl
duygulardan ve bilgiyi hazdan stn gren bir hiyerari iinde ele alnmtr. Grme ve iitme "uzak"
veya mesafe duyulardr; nk bunlar nesnelerinden ayr olarak i grrler ve onlarla fiziksel temas
gerektirmezler. Bu mesafe onlara bilgi kuramsal bir avantaj baheder; grme ve iitme, etrafmzdaki
dnyaya dair bilgi edinme ve bu bilgiyi tekilere iletmedeki nemlerinden dolay tipik olarak
hiyerarinin en stnde yer alrlar. Her ikisi de alglayann vcudu ile alg nesnesi arasnda bir ayrlk
gerektirdii iin grme ve iitme fiziksel duyumla en az ilikili olanlardr. (Aslna bakarsanz
54
grme, genel olarak bir duyum deil, bir tr alglama biimi olarak kabul edilir.) Bedensel duyular
denilen tat, koku ve dokunma duyulan nesneleriyle belirli bir fiziksel temas gerektirirler. Her ne kadar
koku i grebilmek iin belli bir fiziksel ayrl gerektirse de, bu bedensel duyum yaknlk, hatta
dorudan temas gerektirir ve bu nn deneyimi belirgin duyusal his niteliklerine sahiptir.
Geleneksel olarak bunlarn, hem temin ettikleri bilginin leinin snrl olmas hem de beraberlerinde
getirdikleri haz dolaysyla, ilgimizi datmalar sebebiyle, dikkatimizi nesnelerden ziyade znel
durumumuza ektiine inanlmaktadr. Dokunma, koku ve tatla ilikilendirilen fiziksellik, insan
doasnn hayvani ynyle daha fazla ilikilendirilen bedensel duyularn dk statlerinin
sebeplerinden biridir.

Matrix'te Hissetme ve Matrix
Grme ve duymann filmlerde byk lde kullanlmas beklenir. Ekrandaki eylere dokunamayz,
onlar koklayp tatlarna bakamayz; fakat grp duyabiliriz. Grdklerimizle duyduklarmzdan
bazlar, ekrandaki karakterlerce de grlr ve duyulur; biz bylece onlarn tecrbelerine ortak oluruz.
Diyaloglar, filmde srekli kullanlan bir mphemlikle grme ve gzlere gnderimde bulunur: bir
insann grd, belki yalnzca bir programn yanlsatc rndr. Fakat-"grmek" sezgi ve bilgi ile e
anlamldr. nk btn Bat felsefesi tarihi boyunca anlama iin bir metafor olarak hizmet etmitir.
Filmin bilge lideri Morpheus uyarlarn ve analitik gzlemlerini grsel meta-forlarla dile getirir.
Neo'ya, rnein, onun koklayamad, tadna ba-kamad ve dokunamad bir hapishanenin -"Bir
zihin hapishanesinin"- iinde olduuna dair bilgi verir. Morpheus dile getirdii ekliyle Matrix, "seni
bir kle olduun gereine krletirmek iin gzlerine balanan bir dnyadr," diyor. Ne var ki
Morpheus Neo'yu, Mat-rix'in her yerde mevcut grsel aldatmalarna ramen, yanlsamann ardndaki
gerei grmek iin gzlerini kullanmaya arr. Neo,
55
pembe bulamatan ve Matrix'in kanalizasyonlarndan kurtulduktan sonra uyanr ve sorar, "Gzlerim
neden acyor?" Morpheus yant verir, "nk onlar daha nce hi kullanmadn." Neo, tpk Platon'un
maarasndan yeni kan biri gibi ktan rahatsz olur; nk hakikati grmek ne kolay, ne de rahat bir
itir. Morpheus insan organizmalarnn btn Matrix makineleri tarafndan yetitirilip enerji kayna
olarak kullanldna dair kefinden sz ederken unlar syler: "Ta ki tarlalar kendi gzlerimle grene
kadar, uzun bir sre buna inanamadm." Grme "Grmek inanmaktr," zdeyiine uyarak btn dier
duyulardan ok daha belirgin bir ekilde zihinle ilgili geleneksel balantlar iinde vlmektedir. Ama
grme ayn zamanda halsinasyon ve bu yzden kukuyla glgelenmitir. Bu zdeyiin gerisini hemen
hatrlarz. "Grmek inanmaktr, dokunmak ise hakikat." Bu dokunmann aldatmaya bak olduu
anlamna gelmez. Bununla birlikte halsinasyon ve serap grmenin byle olduu kefedilmitir, nk
insan byle durumlarda elini sert bir eyle karlamadan bunlarn arasndan geirebilir. Demek ki,
hem toplum psikolojisinde hem Matrix'te fiziksel dokunma, genellikle grmenin uzaktan ilemesinden
daha gvenilir bulunmaktadr. Bu tr deerlerin ifade edilmesi, belirgin bir biimde uzak duyulara
hitap eden sinemayla bir eliki oluturmaktadr.
Hem grme hem iitme, uzaktan i grd iin gzetleme arac olarak kullanlr. Filmin banda Neo,
Ajan Smith'in takibinden kurtulmak iin, (ok akllca bir krk ayaa benzetilen) dinleme cihazndan
kurtarlr. Ses bir film yapmcsnn elinde etkili bir aratr, Matrix filmi de sesi alk olmadmz bir
biimde dokunmayla ilikilendirerek imdiye kadarki rneklerinden ok daha karmak bir ekilde
kullanmtr. Seste dokunmaya zg bir nitelik vardr ve film mziinin yksek sesle alan ksmlar
elle dokunulabilir bir mevcudiyete sahiptir. (Filmin sonunda mzik "Uyan!" diye barmakta ve filmin
bandaki d sorgulamasna gnderimde bulunmaktadr.) *Bilen seyirciler 56
iin para, film tecrbesinden gereklie bir kpr grevi grmektedir. Mzik, siyasi mesajlaryla
tannan Rage Against the Machines (Makinelere fke) grubuna aittir. Tam bu noktada filmin son
yazlan akt iin, para, hem arkaplan hizmeti grmekte hem de seyircilere ynelik bir mesaj
iermektedir+ Bu tr saldrgan mzikler dinleyicinin bedensel uzamn igal ederler. Salonu dolduran
mzik kendi mesajn iinde tar. nk eski ve czrtl ses cihazlar bilgisayarlarn sessiz
uultusundan daha gvenilirdir; bilgisayarlarn temiz sesinin aksine, ses, cihazlarnn czrt ve
hrtlaryla iletir. Hayati noktalarda bulunan telefonlar yalnzca sesleri deil, bedenleri de geminin
gvenli gvertesine iletir. Belli ki, sanal bedenler bile tanmak iin dokunsal kanallara ihtiya
duyuyor. (* Sanal beden ok sevilen bir fikirdir, fakat bir insan duyular zerine dnrse, onun tan
bir kavram kargaas olduunu grr.) zellikle nemli bilgiler, tpk Neo ile Tri-nity'nin ilk karlat
sahnede olduu gibi, bazen, karakterlerin neredeyse birbirine dokunacak kadar yakn olmasn
gerektiren bir fsltyla verilmektedir. Gittikleri kulpteki mzik yle yksektir ki, insan yalnzca
duymakla kalmaz, hisseder. Duyabilmek iin birbirlerine ok yakn durmak zorundadrlar ve Trinity
konuurken dudaklar Neo'nun boynunu yalar geer.
Bedensel duyular, filmde zellikle nemli bir rol oynuyorlar. Birok nesne bir koku retiyor, fakat
Matrix filminde insan vcutlarnn kokusu hem olumlu hem olumsuz anlamda zellikle
vurgulanmaktadr. Filmin balarnda bir sahnede Trinity ar ar ve sessizce, uyuyan Neo'yu
neredeyse srnerek koklar. Bu onun hem merak ettiini, hem efkat duyduunu hem de yaknlk
hissettiini gsterir. Bence koklama, kefin ilkel ve hayvani bir biimi olduu iin, bu durum bilgi elde
etmek iin kullanlan ileri teknoloji rn karmak aygtlarla bir tezat tekil eder. Trinity'nin Neo'nun
kokusundan holandn varsayarz, fakat insan kokusundan nefret eden Ajan Smith iin ayn ey sz
konusu deildir. Morpheus'la bir anlama yapabilecek olma-
57
snn keyfiyle, Smith kurallara kar gelip, yaknnda gerekleen olaylarn bilgisinden mahrum
kalmasna sebep olacak ekilde kulakln karr.
Bu yerden nefret ediyorum. Bu hayvanat bahesinden. Bu gereklikten, ya da sen adna ne diyorsan
ondan. Artk dayanamyorum. Kokusuna dayanamyorum, eer koku diye bir ey varsa. Boazma
kadar geldi. Senin o pis kokunu alabiliyorum ve ne zaman bu kokuyu duysam, onun bana
bulaacandan korkuyorum.
Smith insanlar virslerle karlatrr. Virsler kt kokunun bula-cln sembolize eden korkun bir
denklemdir. (* Koku ve hastalkla ilgili baknz: Alain Corbin. The Foul and the Fragrant: Odorandtbe
French Social Imagination, eviri M. Kochan. R. Poner ve C. Prendergast (Cambridge: Har-vard
Uniyersity Press. 1986).) Hem ekici, hem dman; itici koku anlamnda koku duyusu, bedensellie
vurgu yapmak iin kullanlmtr. Sanki insann hayvansall sanal bedeninde de ortaya kmaktadr.
nsan olmayan Ajanlarn, "duyusal programlar"n, bir kokusu olmadn kolayca karabiliriz. Sahip
olduklar koku duyma yetenei, rakiplerinin kt kokusunu almayla snrlanmtr.

Tadn Batan karclklar
Tat Matrix'te, daha nce grdmz gibi, zellikle estetik deerlerle sunulmaktadr; nk yeme
zevki Matrix'e kar yaplan savata yoldan karan tehlikeli bir zaaf olarak cisimlemektedir. Zion'u
korumak iin bitmek bilmeyen uratan yorulmu olan Cypher yoldalarnn amacn terk eder, onlar
aldatr ve Morpheus'u Ajan Smith'e vermeyi kabul eder. Btn istedii gemiini unutmak ve -baka
bir seim yaptnda- sonsuza kadar eriemeyecei lksleri ona sunacak olan bir programda
yaamaktr. Biz ilk olarak Cypher duyusal zaaflarn reniriz -ki bu ahlaki zayfln bir belirtisidir-
arkada gibi g-
58
rnd Neo'ya ev yapm likr teklif edip aka yollu onun Morphe-us'un dnyay kurtarmak iin
gnderildiine inand "O" olduunu dile getirerek Neo'nun zgvenini zayflatr. Daha derin ihaneti,
hemen bir sonraki, Ajan Smith'le bir restoranda buluup mkemmel bir biimde piirilmi bifteini
yedii sahnede ortaya kar. Yerken, ikisini iip purosunu tttrrken, tekrar Matrix'e balanmak
istediini ve gemii hatrlamak istemediini syler.
Bu biftein var olmadn biliyorum. Azma gtrdm zaman Matrix'in beynime onun sulu ve
lezzetli olduunu sylediini biliyorum. Dokuz yl sonra neyi fark ettim biliyor musun? Cehalet
mutluluktur.
Her ne kadar bu bak as ak bir biimde hatal olarak gsterilse de, film renk kullanmlaryla fikri
destekler. Cyher'in fark ettii gibi, arkadalarn bal olduu gerek dnya giderek canlln yitirir.
Matrix gri, kahverengi, koyu kahverengi tonlaryla neredeyse siyah beyazdr. Doygunluu gsterdii
anlarda renklerin ekranda ok edici bir biimde canl olduunu grrz. Btn filmde, yalnzca
nostaljik bir biimde duyu yaantsna iaret eden eyler canl renklere sahiptir: parlak meyve
resimlerinin olduu yemek kuponlar, cinsellik sembol olarak retilen kadn ve kan. Btn bunlar
canl, organik bir oluumun sembolleridir -ne var ki kan lmn semboldr- ve yanlsama deildir.
Cypher'i batan karan ey yiyecektir; fakat kavgay brakmasnn baka sebepleri de vardr; Matrix'in
dnyasnn dardaki dnyadan daha gerek olduu sonucuna varmtr (nk "gerek", onun da
dile getirdii gibi, "yalnzca alt harfli bir kelimedir"). Onun karm yalnzca keyif veren duyumlara
dair kendi deerlendirmesinden deil, ayn zamanda daha nce Morpheus'un dile getirmi olduu bir
bak asndan kaynaklanr: btn duyu tecrbeleri, sinir alclarnn
59
uyaranlarnn yorumlanmasndan ibarettir.
MORPHEUS: Gerek nedir? Gerei nasl tanmlyorsun? Eer hissedebildiin, koklayabildiin, tadna
bakabildiin ve grebildiin eylerden bahsediyorsan, gerek, o zaman sadece beyninin yorumlad
elektrik sinyalleridir.
Morpheus bir dava adam karakterinin salamlyla bu tr beyin sinyallerine sebep olan kaba, gerek
dnyaya bal kalr. Fakat Cypher baka bir makul yol seer: Eer gerek yalnzca duyu deneyimleri
ise, nereden geldiklerinin ne nemi var? Eer gereklik insann kendi duyumlarndan geliyorsa,
onlarn peinde komakta ahlak d hibir ey yoktur. nk bir insann ahlaki dikkatinin
ekilebilecei baka bir ey yoktur. Cypher bylece, her zaman zaaf ve gnahla ilikilendirilen
bedensel duyu nazlarn seiyor. Bu ekilde davranarak yalnzca ahlaki bir hata deil, ayn zamanda
bilgikuramsal bir hata yapyor. Bylece, duyu deneyimlerini tmyle znel terimlerle analiz etmeyi
rten bir ierime sahip gereklik yerine, yanlsamay seiyor. Yani, eer Cypher hatalysa
Morpheus'ta hataldr: duyular her zaman beyin uyaranlarnn yorumlanmas deildir, ama ayn
zamanda dikkat isteyen, sayg bekleyen bir d dnyann alametleridir.
Ancak kesin konumak gerekirse, tat hazlar illa da yoldan karc olmak zorunda deildir. Nitekim
Kahin sahnesi byledir. Neo'nun ziyareti srasnda Kahin kurabiye piiriyordur ve ho kokulan odann
iini doldurmutur. Elinde yeil renkli bir likr vardr ve sigarasndan dumanlar koparr. Burada onun,
Cypher'in bir kenara att deerlere hl sahip kan biri olduu iin, bir haz yaantsyla kendini dl-
lendirebileceini varsayarz. Neo da kurabiyelerden birini yer, fakat dikkat ekicidir, tat alyor gibi
grnmez.
Cypher'li sahneler tat alma duyusunun baka bir geleneksel anlamn da kullanr: Tat alma ve yeme ile
seksin ilikisi. Kendini eski
60
meslektalarn ldrmeye hazrlad ihanetinin son sahnesinde, Tri-nity'nin bir koltua balanm
rya gren vcudunun etrafnda gezinirken kt kt bir ark mrldanr. Hattn teki ucunda gvenli
bir yere transfer edilmeyi bekledii iin syledii her eyi duyan Tri-nity'e, bir zamanlar k olduunu,
savatan, her gn ayn eyleri yemekten yorgun dtn anlatr. Matrix'deki deneyimler gerek
hayattaki deneyimlerden daha zengin olduu iin, Matrix'in gerek hayattan daha gerek
olabileceine karar verdiini ilan ederken dili ve hareketleri hem bir tehdidi, hem bir cinsel ilgiyi
gsterir. Apoc ve Switch'in filerini ektiinde onlann Matrix'te ldn grrsnz. te lverdiniz.
Burada bir kez daha Morpheus tarafndan daha nce dile getirilen duyarlln biraz arptlm bir
versiyonunu yanklar. Grdm ey gerektir. Grmek inanmaktr.
Gerek
Elbette bu bizi dokunmaya getiriyor. Matrix azna kadar iddet sahneleriyle dolu, fakat dikkatle lm
sahnelerinden kanlm bir filmdir. Usta ii zel efektlerin olduu kavga ve arpma sahneleri
Matrix'te gerekleirken, geminin gvertesinde koltua balanm vcutlar fiziksel olarak etkiler. Neo
kavgalarndan birinden dndnde, azndan akan kan tadar ve sanal bir deneyimin fiziksel bir
hasara yol amas onu rktr. "Eer Matrix'te ldrlrsen, burada m lyorsun?".diye sorar.
Morpheus ciddi bir sesle sanal deneyim hakknda daha nce sylediklerini dorulayacak bir biimde
"Beden zihin olmadan yaayamaz," der. "Zihin deneyimi gerek klar." tiraf etmeliyim ki, bu sahne,
benim iin ilk bakta beden ve zihin arasndaki balantya dair filmde yaplan bir sr gelii gzel
yorumun tuzu biberi oldu. ("Eilen kak deil, sensin," der Kahin'in kaklan dokunmadan bkme
yeteneine sahip raklarndan biri.) Yorgun bir seyirciye, sahte bir Zen bilgeliiyle sylenen szler
bkknlk verebilir. Matrix'in sanal dnyasnda ldnde, gerek dnyada da ldn
61
sylemek ucuz bir kurgudan baka ne olabilir? Fakat sonra Hnong Kabilesini ve onlarn ldrc
dlerini hatrladm. Zihinsel hayallerin sebep olduu grnr fiziksel deimeler arasnda kalp
atnn, nefes saysnn ve adrenalin miktarnn artmas vard. Kan akmasna sebep olmak, yani sadece
grnen ile dokunan arasndaki bir kpr kurmak iin ryann yalnzca bir adm daha atmas
gerekiyordu o kadar. Filmde bu sayede grnen ile bir cisme sahip olan birbirine balanyordu.
Filmdeki dokunularn hepsi iddet iermiyordu; film dostluk, efkat, gven duygularn gstermek
iin daha nazik dokunular da kullanyor. Morpheus'u, helikopterle kurtarld sahnede kurtaran,
Neo'nun onun elini tutmasyd. Trinity kardeini kaybetmi olan Tank'n acsn paylamak iin ona
sarlr. Tank Morpheus'un ensesin-deki fii ekmeden nce, zntsn gsteren bir veda iareti
olarak onun alnn okar.
Her ey bir yana Trinity'nin eylemleri gvenin mahrem yannn ci-simlemesidir. Bu roln ona dmesi
bir rastlant deildir; o senaryodaki tek dii varlk olduu iin ve sevgi dolu bir dokunu hem erotizmle
hem de ana efkatle ilikili olduu iin, bu rolleri oynamak ona der. (Anlalyor ki duyum
deneyiminin kesinlii hakknda kukular uyandrmak iin harcanan abalar, cinsiyet hakknda kuku
uyandrmaya zaman brakmam.) En dramatik dokunma sahnesi Trinity'nin Neo'yu uyuyan gzel,
tadnda pmesi ve ona tekrar soluk vermesidir. Daha bandan itibaren birbirlerinin cazibesine
kaplm olmalarna karn, ancak Matrix'in dnda prler. Senaryonun daha nceki
versiyonlarndan birinde Trinity, pcn gerek olmas iin Neo'yu Matrix'te pmeyeceini syler.
Bu replik senaryonun son halinden karlmtr; fakat eylem olduu gibi braklmtr. Trinitiy hayat
pcn, Neo'nun Ajanlarla yapt son arpmay kaybettiinin anlald lm annda,
Nebuchadnezzar gemisinde verir. Ne-o'ya hem fiziksel hem de duygusal olarak ulamaya alr, onun
k-mltsz bedenini okar ve yle fsldar: 62
Kahin bana O'na k olacam syledi, k olacam insann O olduunu. Anlyor musun? lm
olamazsn. Bu mmkn deil. nk ben seni seviyorum. Duydun mu? Seni seviyorum.
Nazik bir biimde omuzlarndan kavrar ve onu per; Neo'nun kalbi arpmaya balar ve ilk nefesini alr.
Trinitiy ellerini eker ve emir verir gibi: "imdi, ayaa kalk!" der.
Neo ayaa kalkar ve dnyay kurtarr.
Hakikate dokunarak.
63
Sahne 2 Hakikat l
5
Matrix'in Metafizii
JORGE J. E. GRACIA ve JONAHTHAN J. SANFORD
"Hayat bir ryadr."
-PEDRO CALDERON DE LA BARCA (.S. 1600-1681)
"Btn insanlar doas gerei bilmek ister." -ARSTOTELES (.. 384-321)
Karanlk bir kulpteyiz. Gzmzn nnden hzla dekolte kyafetler ve seksi artran hareketler
geiyor. Yoz bir seksin yaandn, uyuturucu kullanldn hissediyoruz. Bir kuku, hatta korku
atmosferi var. ki kahramanmz bangr bangr bir tekno-endstriyel mzik altnda, alt snftan tuhaf
insanlarla evrelenmi. Trinity Neo'ya yaklayor. Kedi gzlerine benzer gzleri birbirini yakalyor.
Trinity iyice sokuluyor, yanaklar neredeyse birbirine deecek. Gerilim artyor, ak bir hayvani cazibe
sz konusu. Her zamanki eyin olmasn bekliyoruz, fakat hayr, Trinity Neo'nun kulana fsldyor:
"Bizi harekete geiren o soru Neo. Seni buraya getiren o soru. Sen de, tpk benim gibi sorunun ne
olduunu biliyorsun. Cevap seni bekliyor Neo."
Soru "Matrix nedir?" sorusudur. Cevap aray Neo'yu hapishane-
67
den gerek dnyaya kmaya iter. Neo'nun Marix'in dna kan yolu, Platon'un ereltilemesinde
maaradan kurulan mahkmlardan farkl deildir; fakat Neo'nun kefettii hakikat, Formlarn saf,
gzellikle parldayan kutsal dnyas deildir. Aksine, varoluun en basit aralara indirgendii, hayatn
srekli bir lm tehdidi altnda yaand irkin bir hakikati, insanlar ile makineler arasndaki savala
harap olmu bir dnyay kefeder. Morpheus tarafndan l diye tarif edilen bir dnyadr bu; yle
kasvetlidir ki, Cypher dokuz yl bu hakikatin iinde yaadktan sonra, yoldalarna ihanet etmek
pahasna onu terk etmeye karar verir. Fakat Neo onu Matrix'in yanlsamasna tercih eder; nk o
hakikattir. Tercihi yle inanldr ki, Matrix filmi, Neo'nun yanlsama dnyasn ykmak ve dier
insanlar varolularnn gereine getirme kararyla sona erer. Tpk Platon'un maaradan kaan
mahkmu gibi, Neo sahte dnyaya geri dner ve dier insanlar mahkmiyetten kurtarmaya alr.
Film bylece beklendii gibi biter.
Matrix filminin ortaya att soru metafiziin kategorik bir sorusudur: "... nedir?" "Hakikat nedir?"
"nsan nedir?" "Zihin ile beden arasndaki iliki nedir?" "zgr irade ile kader arasndaki balant
nedir?" Filmin geri kalannda bunlar temel soru takip eder: Grn ve hakikat nedir? Onlar
ayran ey nedir? Birini dierinden ayran zellikler nelerdir? Bu soru filmin dnyas balamnda
sorulmu olmasna karn, onlar cevaplandrmak kendi dnyamz hakknda dnmemize yardm
eder.

Metafiziin Doas
Metafizik tam olarak nedir? Metafizik sorular ve metafizik cevaplar nelerdir? Bu sorulan
cevaplandrmak iin nce herhangi bir metafizik ile metafizik disiplinini birbirinden ayrmamz
gerekmektedir. Bir: metafizik, kesin, tutarl, btnsel ve salam kantlarla desteklenmi olmaya
alan bir dnya grdr. Metafizik disiplini ise bir kiinin bir metafizik gelitirirken uygulad
renilmi disiplindir. Bir disip-68
lin olarak kendine zg birtakm yordamlara sahiptir. Metafizik hem doa bilimlerinden hem de
tannbilimden farkldr. Bilimler tpk metafizik gibi kesin, tutarl ve salam kantlarla desteklenmi bir
dnya arar; fakat btnsel olmaya almaz. Bilimler zel yntemlerle ve belirli alanlarla
snrlandrlmtr. rnein astronomi gk cisimleriyle ilgilenir ve yntemi gzlem ile aritmetik
hesaplardr; fizik, fiziksel evrenin belli varlklarn inceler ve bunu da hayli kendine zg yntemlerle
yapar vs. vs. Tannbilim, tpk metafizik gibi, dnyann kesin, tutarl ve salam kantlarla desteklenmi
btnsel bir resmini izmeye alr. Bununla birlikte tanrbilimin salam kant dedii eyler, duyu ve
akl yrtme gibi doal glerimizin tesine taan eylerdir; inan ve otorite gerektirir.
Bu, metafizii belli bir bilimden veya tannbilimden ayrmak iin yeterlidir ve ayn eyler metafizik
bak alarn, bilimsel ve tanrbi-limsel bak alarndan ayrmak iin de geerlidir; elbette bu, ayn
bak alannn bu ikisinde veya nde hibir zaman rastlanmad anlamna gelmez. Bu sylenenler,
ayn ekilde metafizii, bir ksm filmi anlamak iin nemli olan ve kitabn dier makalelerinde
tartlan felsefenin dier alanlarndan ayrmaya yeterli deildir. Bu dier disiplinler, ahlak, siyaset
felsefesi, bilgikuram, mantk, felsefi antropoloji ve doal teolojidir. Yine, metafizikilerin fiilen ne
yapt, yani bir kiinin metafizii nasl gelitirdii henz aklanmad.
Metafizii bilimler ile tanrbilimden ve dier felsefi alanlardan ayrmann baka bir yolu, metafizik
yapmaya nelerin dahil olduunu, yani metafiziin (1) btn dier snflandrmalarn stne
koyabilecei en genel snflarn bir listesini karmaya ve (2) daha az genel olan snflarn en genel
snflarla ilikisini kurmaya altn sylemektedir. Demek ki metafiziin iki grevi var: lk olarak en
genel snflarn bir listesini karmak ve ikinci olarak geri kalan her eyi bu snflandrmaya sokmak.
Ak ki, bu, hem bilimsel hem de tanrbilimsel unsurlarn dahil olduu kapsayc, toplam bir dnya
gr oluturmaya al-
69
maktr. rnein psikologlar insan ruhunu, fizikiler renkleri incelerken, metafizik bunlarn tesine
geer ve her eyi kapsayacak bir ema gelitirmeye alr. Eer Aristotelesi snflar, yani kategorileri
benimsersek insan ruhunu bir tz olarak kategorize ederiz ve renk sz konusu olduunda onun bir
nitelik olduunu syleriz. Fakat Hu-me'un emasn uygulayacaksak, tzler ve nitelikler zerine deil,
fikirler zerine konumak zorunda kalrz. nsan ruhunun ve renklerin tz m, nitelik mi, yoksa fikirler
mi olduuna karar vermek -ki bu mesele Matrix filminde nemli bir meseledir- ancak, metafizik
baarl bir ekilde kurulmusa mmkndr.
Bu aklamalarn nda Matrix'in bir metafiziini gelitirme grevinin doasn anlamak daha
kolaylar. Bununla birlikte mesele henz yeterince ak deildir; nk "Matrix'in metafizii" yazl
ifadesi en az iki anlama sahiptir; yani en az iki farkl ynde ilerlemeyi gerektirir. Birincisi filme
gnderimde bulunur, teki de filmin gsterdii dnyaya. Filmin metafizii, filmin ait olduu en geni
kategorileri ina edecektir. kinci metafizik ise, filmin sunduu dnyaya metafizik bir bak asn
ierir. Bu ikincisini ele aldmzda grevimiz, (1) rtk biimde kullanlan veya ak bir biimde
sunulan en genel kategorilerin bir listesini karmay, (2) bunlarn birbirleriyle ilikileri ve (3) filmdeki
geri kalan her eyi bu kategorilerin altnda snflandrmay kapsamaktadr. Bu adan bakldnda
grevimiz "Matrix'in dnyas" denilen eyin tarifidir.
Her eyi kapsayan ve nihai metafizik kategoriler gelitirme ura, bu iin gerektirdii yksek
soyutlama ve genelletirmeden dolay zorluklarla maluldr. Gndelik deneyimlerimizden ok uzak,
kolayca anlalamayan bir fikirler dnyas ve kavramsal modeller sz konusudur. Bu tr
snflandrmalar, genellikle, kesin elikiler deilse bile, kafa karkl yaratr. Ne var ki bunlar
genellikle metafzikinin takip ettii yordamlarn bir sonucu olarak ortaya kmaz; bizim dnya
hakknda dnmemizin sradan yollarnda sakl kavramsal atlar nedeniyle
70
byledir bu. Dahas, kavramsal atlarn ilikili olduu eyler, kendi ilerinde bile ok sk kartrlr.
Ak ve tarif ettikleri eyleri tam olarak karlk gelen kavramlarla ileyen bir snflandrma emas,
gerekten de ok, ama ok zor bir itir. Matrix'in metafizii bu deerlendirmemizi dorular.

Matri Dnyasnn Temel Kategorileri
Matrix filminin sunduu dnya, son derecede basit grnyor; fakat aslnda hayli karmak bir
dnyadr ve birok adan bizim dnyamza benzemektedir. Bununla birlikte, yalnzca birka en genel
kategori kullanr. Bunlardan ikisi temel kategorilerdir ve felsefede Sokra-tes ncesi filozoflardan beri
kullanlmaktadr. Onlardan genellikle grn ve hakikat olarak bahsedilmitir; fakat Matrix'te sk sk
"gerek" ve "gerek olmayan" sfatlaryla geerler. Filmde bu sfatlar "dnya", yani "gerek dnya" ile
"sanal dnya" kavramlaryla birlikte kullanlrlar. Bu ikincisi ayn zamanda "d dnyas" olarak
gemektedir. rnein Morpheus'un Neo'ya ykleme programndaki ilk yolculuunda yapt
aklamada olduu gibi: "imdiye kadar bir d dnyasnda yayordun Neo." "Gerek olmayan"
"sanal" veya "d" yerine kullanmak bir kolaylk salamaktadr; nk bunlar "gerek" ile daha kesin
bir kartlk oluturmaktadr. Bu kategoriler filmde, birbirini dlayan kategoriler olarak sunulmutur.
Dahas, yukarda sz edilen konuma ierisinde ve filmin baka yerlerinde bu iki dnyann karlkl
olarak bir btn oluturduu ifade edilmektedir. Yani, gerek olmayan gerek deildir ve tersi. Her
ey ya gerektir, ya da gerek olmayandr. Bu durumda metafiziki olarak bizim iimiz Matrix
filmindeki bu kadar genel olmayan dier maddelerin snflandrmasn bu iki en genel kategoriyle
ilikilendirmek ve bylece filmdeki her eyin nasl bir arada durduunu gstermektir.
Matrix'te her trden, bir sr, daha az genel kategoriler vardr ve bunlarn en genel kategorilerin
altna yerletirilmesi gerekmektedir.
71
Bununla birlikte yerimiz ve amacmzn snrll nedeniyle, yalnzca, bu filmin bize sunduu en temel
metafizik bilmecelerden biri olduunu dndmz maddeler zerinde duracaz. Metafizik
bilmeceden kastmz, kategorik snflandrmann bizi kolay bir kn olmad bir ikileme getiriyor
olmasdr. Bu durumda metafizik analizimiz, bu ikilemi gsterme ve sonra da buna bir zm
dnmeyi amalayacaktr.
mdi, gerek ve gerek olmayana dahil edeceimiz kategoriler nelerdir? Gerein ana kategorisi
vardr. Ne var ki filmde bunlardan yalnzca birinden bahsedilmektedir. Dierlerinin alt kategorileri
verilmi olmakla birlikte, kendilerinden bahsedilmez. Filmde ak bir biimde ad geen kategori
"Zihin"dir. Ad gemeyen fakat kullanlan kategoriler ise "zihni olmayan" ile "zihin ile zihni olmayann
bileen-leri'dir. Zihin kategorisi, Neo'nun, Morpheus'un, sizinki ve bizimki gibi insan zihinlerini kapsar.
Zihni olmayanlar kategorisinde eitli eyler vardr. Gerekten de bunlar o kadar oktur ki, bir sr alt
kategoriye girerler. Belli bal alt kategoriler makine, insan bedeni veya insan organ ve bunlarn
dndaki dier eyler kategorileridir. Sz konusu makinelere verilen ilk rnek bir bilgisayardr, fakat
Morpheus'un gemisinde, silahlar ve benzeri birok baka ey de vardr. kinci kategori vcutlarmz
veya vcutlarnz, beynimiz veya beyninizdir. nc kategorinin rnekleri Dnya, binalar ve elektrik
sinyaller gibi eylerdir.
Gerein nc ana kategorisinin ilk rnei insan varl, yani beden ve zihin birlii olarak insandr.
Morpheus Neo'ya Matrix'te lmenin gerek dnyada lmek anlamna geldiini aklarken dolayl
olarak bu kategoriye gnderimde bulunur: "Beden zihinsiz yaamaz."
Gerek olmayann veya "d dnyasnn en az sekiz alt kategorisi vardn simlasyon (nro-interaktif),
imaj (ben imaj), dijital kimlik (ben), d, grn, zihinsel yanstma, Matrix'in aralarndan bir rnek
olduu matriksler ve sanal gerekliin bir paras olduu lde
72
bilgisayar programlar.
Doal olarak, gerek ile gerek olmayan arasndaki aynm, onlar birbirinden farkl klan zelliklere
bakarak yaplmaldr. Aralarndaki farkn ierdii eyleri gstermeden onlarn sadece farkl olduunu
sylemek doru olmaz. Dahas, gerek ile gerek olmayan birbirinden ayrmak iin kullanlan varlklar
her ne olursa olsun, bunlar, bu ekilde snflandrlan eylerin bir parasdr. Bu yzden bizim sorumuz
udur: Btn gerek eylerde ve gerek olmayan eylerde ortak olan, onlan ne iseler o yapan ve
birbirinden farkl klan nedir? Ya da baka bir deyile, neden zihinler, makineler, insan vcutlar,
bilgisayar programlan ve elektrik sinyalleri gerek; simlasyon, imajlar, dijital kimlikler, dler,
grnler, zihinsel yanstmalar, Matrix ve bilgisayar programlan gerek olmayandr?

Gerek ve Gerek Olmayan
Gerek ile gerek olmayan kategorilerini metafizik olarak birbirinden ayran en az iki yntem vardr.
Birincisi gerein ve tabi gerek olmayann kaynayla, ikincisi bu ikisinin varlkbilimsel statleriyle
ilgilidir.
Gerek dnyadaki birok eyin kaynan veya sebeplerini biliriz. Makineler ve elektrik sinyalleri
insanlar ve yapay zekya sahip makineler tarafndan retilen eylerdir. Zion ehrinde doan insanlarn
ebeveynlerinden geldiklerini biliyoruz. Fakat bunlarn nihai olarak geldikleri yeri bilmiyoruz. Yani
makinelerin yapld, insanlann retildii maddenin nereden geldii bize anlatlmaz. Neo'nun
Matrix'in yasalann delebilen, ilk mahkmlar kurtaran kiinin reankarnasyonu olduu bize anlatlm
olsa da, zihnin, nihai olarak, nereden geldiini bilmeyiz. Bununla birlikte Matrix'in gerek dnyadaki
eylerin sebebi olmadn biliriz. "Gerek" bal altnda snflandrabileceimiz eylerin nihai sebebi
her ne olursa olsun, bunlar, Matrix'in gerek olmayan dnyasn yaratan sebeplerle ilikili olmak
zorunda deillerdir.
73
Yine, Matrix'in dnyasndaki her eyin kaynan bilmiyoruz. Mat-rix yapay zekya sahip makineler
tarafndan yaplm olan ok karmak bir bilgisayar programdr. Bu sanal dnyann varoluu ve farkl
renklere sahip boyuttan bu makinelerin bir rndr. Yani, gerek dnyann nihai sebeplerini bilmesek
bile, gerek ile gerek olmayan dnyann birbirinden ayrt etmenin yollarndan birisi her birinin
kaynaklarna bakmaktr: gerek ile gerek olmayan dnya farkl kaynaklardan gelmektedir.
Gerek ile gerek olmayan kategorilerini birbirinden ayrt etmenin ikinci yolu onlarn varlkbilimsel
statleriyle, veya daha anlalr bir ifadeyle sylersek, varolu biimleriyle ilgilidir. Varlkbilimsel
staty belirlemenin yollarndan biri bamllk asndan bakmaktr. Matrix filmindeki gerek dnya,
anlayabildiimiz kadaryla, kendi varoluu iin baka bir eye bal deildir, yani onun altnda herhangi
baka bir ey yoktur. Bu gerek dnyann bal olduu ne bir ktcl cinden, kt bir zekdan
bahsedilmez. Fakat byle bir ey olsayd bile, yani gerek dnya yukarda sz edilen trden bir zihnin
rn olsayd bile, gerek olmayan dnyann varlkbilimsel stats gerek dnyaya gre her
halkrda daha zayf, daha baml olurdu. nk gerek dnya olmasayd, gerek olmayan dnya var
olamazd. Sanal dnya, ancak yapay zekya sahip makineler almaya devam ettii; insan beyinlerini
etkileyerek, zihni gerek olmayan dnyann dijital varlklarn ve grnlerini retmek iin harekete
geiren elektrik sinyalleri rettii srece var olabilir (makinelerin, programlarn, elektrik sinyallerinin
ve beyinlerin gerek olduunu unutmayalm). Gerek olmayan dnya daha zayf bir varlkbilimsel
statye sahiptir, nk var olmak iin gerek dnyadaki eylere ihtiya duyar.
Gerek ile gerek olmayan dnyalar birbirinden ayrt etmenin iki yolu, yani kaynaklan ve ontolojik
statleri, Matrix filminin iki temel kategorisi arasndaki farklar aydnlatmaktadr. Gerek dnya
gerek olmayan dnyadan metafizik adan farkldr; nk gerek dnyada-
74
ki eylerin kaynaklar ile varlkbilimsel statleri, gerek olmayan dn-yadakilerden farkldr. Bu iki
dnya arasndaki metafizik fark nasl ayrt ettiimiz ise yine ayn meseleyle ilgili bir konudur. Filmdeki
karakterlerin aradaki fark bilmesi, bu fark onlara reten bir retmenin varln gerektirir. nk
balangta Matrix'in ne olduunu bilen ve oradan kap dier mahkmlar kurtaran bir ilk insan
vardr. Tpk Platon'un maara benzetmesinde olduu gibi bu ilk insann Mat-rix'ten (ya da
maaradan) nasl kurtulduunu bilmiyoruz; fakat eer Morpheus ve adamlar olmasayd Neo bunu
asla bilemeyecekti. Bu iki dnya arasndaki fark bilmek iin bir retmene ihtiya duyulsa da, Neo,
Trinity ve dierlerinin byle bir retiye batan ak olmalarnn sebebi dnyalarnda hep bir eyin
eksik olduunu gsteren ipulary-la ilgilenmi olmalandr. Morpheus Neo'nun krmz hap yuttuu
sahnedeki konumasnda buna iaret eder: "Hissettiini bildiin, fakat aklayamadn... Hayatn
boyunca hissettiin... Bu dnyada bir eylerin yanl olduu hissi. Ne olduunu bilmiyorsun, ama
orada, beynine sapl bir kymk gibi seni ldrtyor." ki dnya arasndaki fark nasl bilebildiimiz
meselesi bilginin doasyla ilgili bir meseledir. Yani metafizik deil, bilgikuramsaldr. Daha nceki
blmlerde bahsi geen bu meseleden sz etmemizin nedeni, metafizik meseleyle yakndan ilikili
olmasdr; fakat bu konuyu daha fazla demeyeceiz.

Matrix'in nmze Koyduu Metafizik Bulmaca
Matrix filmi bize dalistik *ikici+ bir metafizik sunar. kici metafizik dnyann nihai doasna dair bir
grtr ve bize dnyann birbirlerinden tamamen farkl iki tr eyden olutuunu syler. Bu konum,
genellikle monizmin *tekiliin+ kartdr. Tekilie gre dnya tek bir tre giren eylerden
olumaktadr. Matrix filminin dalizmi, bir yanda grnler dnyasn, Matrix'in gerek olmayan
dnyasn, te yanda makinelerin insanlarla savann yer ald gerek dnyay ihtiva eder. Bu iki
dnyann kayna farkl olduu iin ve bu iki dnyada-
75
ki eylerin varlkbilimsel statleri farkl olduu iin, bunlarn ait olduu kategoriler birbirlerine
indirgenemez, bir arada varolamaz ve karlkl olarak birbirini dlar. Oysa metafizikinin
grevlerinden biri, eer mmknse, grn ve gereklii birbirine balamaktr. Matrix filminin
metafizik bulmacas, bize sunulan metafizik kategori emasna baktmzda, ilk bakta, gerei
gerek olmayanla btnletirmenin hibir yolu yok gibi grnmektedir. Her biri kendi kurallarna
sahiptir ve birine ait kurallar dierine uygulamann hibir yolu yoktur.
yleyse ne? Dnyann dlastik mi yoksa monistik mi olduu neden nemli? Cevaplardan biri u:
metafiziki kesin, tutarl ve btn bir dnya betimlemesi arad iin, dalizm ile monizm arasndaki
temel mesele zlene kadar basan kaydedilemez. Tecrbe ettiimiz her ey yalnzca bir grn
mdr, yoksa bu grnler az ya da ok benzedikleri fiili eylerin yansmalar mdr? Matrix filminin
en nemli faydal yanlarndan biri, bizi bu soruyu dnmeye davet etmesidir.
Filmde taknlan dalistik metafizik ema, birok elikiyle kar karya kalmaktadr. Bu elikilerden
en belirgini lmle ilgili olandr. Matrix'te lm, gerek dnyada lmdr ve tersi. Fakat ayn ekilde
ak ve zgr iradeyle ilgili elikiler de vardr. Trinity'nin Neo'ya hissettii ak, onu hem gerek
varlyla, hem de dijital varlyla tekrar hayata getirmekte ve bylece iki dnya arasnda bir kpr
kurmaktadr. Neo'nun dirilii ise ona Matrix'in kurallarnn tesine geip onlar istedii ekilde
biimlendiren bir zgr irade salamaktadr. Yine, Neo krmz hap gerek olmayan dnyada
yutmasna ramen, gerek dnyada uyanmaktadr. Kahin sanal dnyada var olmasna ramen, gerek
dnyada olanlar ngrebilmekte ve etkileyebilmektedir. Bu tutarszlklar, birbirine indirgenemez,
uyuturulamaz ve karlkl dlayan dnyalarn aslnda yle olmadn ima etmektedir. Peki bu nasl
mmkn olmaktadr?
Cevap o kadar ak deil, fakat bir eyi biliyoruz: Zihinler gerektir ve onlar hem bedensel srelere
verilen tepkiler yoluyla hem de
76
kendi balarna gerek olmayan yaratacak gce sahiptir. Bir zihin bir hayali, beyne verilen bir elektrik
sinyali sayesinde de kurabilir, bu sinyaller olmadan kendi bana da. Bu aklama, tutarszlklardan bir
k yolu gstermektedir: Anlalyor ki gerek olmayan dolayl olarak gerei etkilerken, gerek,
gerek olmayan dorudan etkiliyor. Gerek olmayan etkiler, ancak kark bir zihin onlar gerek
sanrsa etkili olabiliyor. Bu konu, Neo'nun ve dierlerinin arad eyde aktr: onlar hakikati istiyorlar.
Sanal dnyadaki lm, gerek dnyadaki lm anlamna geliyor; nk zihin onu gerek olarak
alglayp bedeni ldryor. Sanal haplar gerek dnyada ksmen etkili oluyor; nk zihin onu gerek
dnyann bir paras olarak alglyor ve bedenine ona gre hareket etmesini sylyor. Ve sanal Kahin
gerek dnyay biliyor ve etkiliyor, nk zihni buna inanyor. Zihin ancak kark deilse ve gerek
olmayan olduu gibi grebiliyorsa, gerek olmayann etkilerinden kurtulabilir.
Matrix filmindeki ak elikilere cevap, demek ki gerein nc kategorisinin ilk rneinde yani
insanda yatmaktadr. Morpheus, Trinity, Tank, Dozer ve dier insanlar, Matrix iine girmedikleri
srece, hem zihinsel hem de bedensel olarak gerek dnyada yayorlar. Ne var ki Matrix'in
mahkmu olan btn insanlar iki dnyada birden yayor. Zihinleri, bildiiniz zere Matrix'e 'taklm',
fakat bedenleri gerek dnyada -tplerin- iindedir. Bu mahkmlar iin tek umut vardr ki, bu da, iki
dnyann o kadar indirgenemez, uyuturulamaz ve karlkl dlar olmamasndadr. htiya duyduklar
ey zihinlerini bedenleriyle btnletirmek ve grn ve gereklii birbirinden ayrt edebilmektir. Bu
onlan zgr klmaktadr; fakat bunu baarmak iin ya tpk Morpheus, Trinity ve Neo'da olduu gibi
bireysel olarak kurtarlmalar veya Matrix'in yok edilmesi gerekmektedir. Matrix'in mahkmlarnn
kurtarlaca ikinci blmde, muhtemelen bu iki yoldan biri seilecektir.
77
Yanlsamay Yenmek
Bu blmde dikkatimizi filmin nmze koyduu baz temel metafizik sorulara younlatrdk.
Metafiziin temel grevini kaba hatlaryla tanmladk ve bu grevi ana hatlaryla bir Matrix matefzii
yaparak yerine getirdik. Filmde iki temel kategori olduunu bulduk. Bunlar gerek ile gerek
olmayand. Bu kategoriler birbirine indirgenemez, birbiriyle uyuturulamaz ve karlkl birbirini
dlayan kategorilerdir. Bununla birlikte film, bunlarn sunumunda zm gerektiren birtakm
elikilere sahip. zm gerek olmayan dnyann gerek dnyaya kmesinden deil, fakat daha
ziyade ya iki dnyay birbirinden ayn etmekten, ya da gerek olmayan dnyay yok etmekten geiyor.
nsan beden ve zihnin bir bileimi olduu ve zihin yanlsamalarn stesinden gelme gcne sahip
olduu iin, Matrix'in mahkmiyetinden bir ka yolu vardr.
Kendi dnyamz hakknda bir eyler renmek iin Matrix filmi zerinde dnrken, elbette bunun
sadece bir film olduunu unut-mamamz gerekmektedir. Film grn ve gereklik arasndaki
diyalektiin kendine zg bir resmidir, dnyamz iin kesin bir metafor olarak alglanmamaldr.
Bununla birlikte Matrix'te bulunan en genel kategorileri gerekten de hayatmzda kullanrz:
ryalarmzda ve dier halsinasyon biimlerinde eitli uyaranlar tecrbe ediyoruz; bu tr
deneyimlerde karlatmz varlklar gerek olmayan tecrbelere dahil ediyoruz; gerekten
grndkleri gibi olup olmadn merak ettiimiz eylerle karlayoruz ve hayatmz gerekler kadar
uydurma olanlardan etkileniyor. Matrix bunlar ve ilgili konular hakknda birtakm sorular soruyor ve
bizi yalnzca onlar zerine dnmeye deil, ayn zamanda hakikat zerine de dnmeye davet
ediyor.
78

6
Makine-Yapm Tin:
Veya Zihin Felsefesi JASON HOLT
Matrix jilet gibi son derece cool bir film. Efektler istisnai, aksiyon lgnca, fikir benzersiz. Bize sunduu
dnce malzemesi Tahl Ezmesinden daha gzel, Nebuchadnezzar'n her zamanki bulamacndan
daha lezzetli. te bunlardan sadece biri: Acaba gereklik hakknda sistematik olarak aldatlyor olabilir
miyiz? Peki ya aldatlyorsak? Bunu nasl bilebiliriz? Korkun gerei renmeye deer mi, yoksa
cehaletin mutluluu daha m iyi? Peki siz hangi hap seerdiniz, krmzy m, yoksa maviyi mi? Ve
neden?
Bunlar ok cool sorular. Ne var ki felsefeciler iin bu sorular eski numaralar. Descartes'n ktcl cin
varsaym yzlerce yl nceye dayanr. Onlarca yl nce kavanozda beyinler senaryosuyla tekrar
gndeme gelmiti; imdi de Matrix'te kavanozda vcutlar olarak tekrar karmza kt. Bilmek ve
mutluluk kartl, ok daha eskilere, hatta antik Yunan'a kadar gider. Platon bu konuda ok yazd.
Aristoteles de. Sistematik aldatlma fikrinin sinemada bile birok ncs vard. Total Recall ve Dark
City bunlardan yalnzca ikisi. Bu konular Matrix'teki en ak felsefi yanlar olsa da, bunlar zerine
konumayacam.
Peki ne zerine konuacam? "Ne yazk ki," diyor Morpheus, "hi kimseye Matrix'in ne olduu
anlatlamaz." Yani filmdeki hi kimseye. Matrix bir sanal gereklik, "seni hakikate kr etmek iin
gzlerine
79
balanan" bir dnyadr. Baz istisnalar dnda, yle kapsayc ve eksiksiz bir ekilde gerek ki,
kablolarla ona bal olan herkes onu gerek sanyor. Neo, O bile. Tpk dierleri gibi onun da
gzlerindeki perdeyi nasl kaldracan renmesi gerekiyor. Bu yle ekici bir perde ki, onun bir
perde olduunu bilenler bile onun cazibesine kaplyor, hatta gerek olduuna inanmak zorunda
kalyor. Neo ilk defa bir k grmeden nce, zihni bu perdeyle kapl yanl alglardan, bu dnyadan
kard inanlardan, niyetlerden, arzulardan ve bunlara karlk oluturduu tepkilerden yorgun
dmt. Aldatma, burada, bildiiniz zere, Maymunlar Cehennemi filminin bir yapay zek ver-
siyonuyla dnyay ele geirmi makinelerin ynetimi anlamna geliyor. Bu makine retimi bir
aldantr; artk var olmayan bir dnyann yanlsamalar reten tini. Bylece, bu makalenin alt bal,
Descar-tes'n zihni bir ruh, bedeni ele geiren bir ruh, "makineye girmi bir tin" olarak grmesine
daha dorudan bir gnderimde bulunuyor.
zerine konuacam konu, alt baln da ifade ettii gibi zihin felsefesi olacak. tah ac olarak
zihin-beden probleminde youn bir kursla balayacaz. ki ana yemeimiz olacak: (1) yapay zek,
daha kesin sylersek, yapay zeknn imkn ve (2) zihin metafizii, zihnin gerekte ne olduu. Daha
yaygn grn aksine yapay zeklarn mmkn olduunu ve zihinsel durumlarn, beyin durumlar
olduunu ileri sreceim. Burada bir gerilim sakl, fakat kolay ve basit bir yolla zlebilir. Tatl
niyetine de, bilin zor problemi denilen ve zihin ile beyin arasndaki grnr ayrln tam kalbinde
olan soruna bir zm nereceim.

Zihin ve Beden Problemi: Youn Kurs
Zihin ve beden problemi, tpk modern felsefe gibi, "dnyorum, yleyse, varm" sloganlarndan
hatrlayacanz Descartes'la balar. "Dnyorum, yleyse, varm" belki size A.I. *Yapay Zek+
senaryosu zerine baka bir eitleme olan Blade Runner' da hatrla-
80
tabilir. Descartes, beden ve zihni birbirinden kkten fakl eyler olarak dnd. Zihin dnen bir
eyken, maddi nesneler uzayda yer kaplar. Boyutlara sahiptirler. Fiziksel dnya mekaniktir, fiziksel
yasalarla ynetilir. Zihin ise baka ilkelere konu olur, rnein dncenin yasalarna. Buna makinenin
iindeki tin, zgr ruh da diyebilirsiniz. Byle farkl olmalarna ramen beden ve zihin birbirleriyle
etkileim iinde grnmektedir. Fiziksel dnyadaki olaylar benim belli tecrbeleri edinmeme neden
olurlar (Burada Matrix ve benzeri bir eyin iinde olmadmz varsayyorum). Yine, belirli bir biimde
eylemde bulunma kararm, bedenimi hareket ettirir. Yine ayn varsaym. yleyse beden ve zihin nasl
etkileirler? Etkileirler ite. Bu, kltrmz kaplam olan beden zihinden ayndr dnya grnn
sonucudur. Sadece Police'in Ghost in the Machine albmn dnn, bu albmde Sprils in the
Material World *Maddi Dnyadaki Ruhlar+ hit parasn bulacaksnz. Bu hibir ekilde olaand bir
dnya gr deildir. ok iimize yarar. Fakat, ne yazk ki, yetersizdir de. Yetersiz? Ben kim oluyorum
da byle bir ey sylyorum. Eh, benim iim de bu. Zihin ve beden, kendilerine zg ilkelere gre
ileyen birbirinden zsel olarak farkl tzlerse, nasl olur da etkileirler? Ve nerede etkileirler?
Descartes'n zihin-beden etkileimine dair anlattklar gizem doludur ve gizeme bavuranlarn
sktklar yerde bunu yapt herkese bilinir. Descartes zihnin, en azndan eylemde ortaya kan
eyden daha fazla ey ierdiini dnme hatasna dm grnyor. Oysa rnein sporda,
oyuncularn davranlar, hevesli mcadeleleri, birbirlerini aka getirmeleri ve soyunma odas
dostluu vs. haricinde takm ruhu diye bir ey yoktur. Bunun gibi, bedenin yapt eyden ve nasl
yaptndan ayr bir "zihin tin" yoktur. Biz buna davranlk diyoruz. Bu gre gre zihinsel durumlar
yalnzca davranlardr veya daha iyi bir deyile davransal temayllerdir. Her canm acdnda "Ah!"
demem, deme temaylne sahibimdir. Ne var ki davranlk da iyi
81
bir aklama sunamyor. Baka insanlarn zihinsel durumlarna dair elimizdeki kant, kantn kant
tekil ettii eyle kartryor. "Ah!" demem veya "Ah!" deme temaylne sahip olmam, hissettiim
acyla ayn ey deildir. Onun kantdr. te burada baka bir sorun vardr. Diyelim ki "Ah!" dememi,
"Ah!" deme temaylmle aklyorsunuz. Bu ok byk bir aklama saylmaz, deil mi? yle bir
biime sahip: "Jason X davrannda bulundu, nk X davrannda bulunma temaylne sahipti."
Samalk. Camn krlmasnn sebebi, onun krlgan olmasdr. Onun krlganl, kolayca krlma
temayldr. Peki cam neden krlgan? Mikrofiziksel yapsndan dolay. Ayn ekilde ben "Ah!"
dediim zaman, bu benim beynimin mikrofiziksel yapsndan dolaydr; bu yap bana "Ah!" dedirtir.
Buna maddecilik denir -mal hrs anlamndaki maddecilik deil- bu gre gre zihinsel durumlar
beyin durumlardr. Makul grnyor, deil mi?
Maddecilik ho bir teori. Basit, ayrntl, bereketli, bilimsel bilgilerimizle hayli tutarl ve zihni yine onlar
gibi fiziksel dnyaya konumlandryor. Fakat maddeciliin kendine has zayflklar vardr. ada
felsefecilerden hibiri ona inanmyor. Ben bir istisnaym. Hayr, maddeci olmakta yanl bir ey yok.
Morhpeus tayfas bile gerekliin doas hakknda pek yaygn olmayan inanlara sahipler. stelik
hakllar. Peki o zaman bu gnlerde neden hi kimse maddeci olmak istemiyor? nk mesela
bazlarna Descartes'n zihnin beyin durumlar olamayaca kukusu ekici geliyor. (* Bu kukunun
altnda yatan ey maddeciliin insan olmann btn mucizelerini, bir ruha sahip olmay, yaratcl,
ahlaki hayat, sorumluluu ve zgrl darda brakt fikridir. nsan zgrl sorunuyla ilgili
olarak "Kader. zgrlk ve nceden Bilme" balkl 8. Blme baknz.) Yine benzeri ve olduka da
makul bir fikir btn fiziksel olaylarn fiziksel nedenlerden kaynakland fikridir. Bu maddecilik iin bir
problem deildir. Ne var ki Descartes'a uyguladmzda, bu, zihinsel durumlar beyin tarafndan
retilmi olsa bile, *d+ dnya zerinde hibir etkiye sahip deiller-
82
dir. Sebepsel olarak atldrlar veya felsefecilerin syledii gibi epiphe-nomenal'dr.(* Bir eyle e
zamanl onaya kan, fakat onla dorudan ilikili olmayan grng (.n.)) Bunun ana sebebi, herhangi
bir zihinsel durum, diyelim ac iin, birden ok fiziksel aklamann mmkn olmasdr. Birok fiziksel
durum olay akladna gre, acyla zdeletirebilecei-miz tek bir durum sz konusu deildir.
rnein, eer bir robot ac hissedebiliyorsa, onun acs bir beyin durumu deil, silikon durumu
olacaktr. Belki de ironik bir biimde, Matrix'teki Matris-reten makineler gibi bilgisayarlar, en
azndan ilkede, acy hissedebilir. Bu sorunu aadaki iki blmde zeceim. Fakat aklnzda
bulunsun. Maddecilii reddetmek iin baka sebepler de vardr ve ben bunlar burada ilemeyeceim.
Sklrsnz. Ben de sklrm ve unutmayn ben nafakam bu iten karyorum.

Yapay Zeklar
Bilgisayarlar dnebilir mi? Bizimki gibi zihinlere sahip makineler ina edilebilir mi? Bu tr sorular,
rnein, u anda depomdaki tozlan toplamakla megul eskimi Mac Classic'in bir bilince sahip olduu
veya onu aarsam bir bilince sahip olacayla ilgili deildir. Bunun cevabnn "Hayr" olduu bellidir.
Bu sorular daha ziyade insan zihni gibi gvenilir ve ok yzl bir yapay zekya sahip makinelerin ina
edilip edilemeyeceiyle ilgilidir. lgin deil mi? Hele felsefi bir soru olarak bereketini hi sormayn.
Matrix, 2001: A Space Odyssey, Blade Runner, Alien filmleri ve yakn zamanlarda kan Yapay Zek
filmi bu sorulan daha az dorudan olmakla birlikte, daha ok ey anlatacak bir biimde ilemektedir.
Matrix filminde, yapay zek, tpk Terminator ve Sava Oyunlar filminde olduu gibi, insanlk iin bir
tehdit oluturur. Bu ok aktr. Ak olmayan ey, Matrix filminin senaryosunun mmkn olduunu
kabul etmek zorunda olduunuz zaman onaya kar. Yapay zeklar mmkndr. te kabul etmek
zorunda olduu-


83
nuz ey budur.
Zihin felsefecileri ilgin insanlardr; hele konu yapay zekya geldii zaman. Bu onlar hep atelendirir,
her zamanki soukkanllklarn yitirtir. Aadaki cazip fakat yanl diktomiyi(* Birbirine kart veya
birbirinden tmyle farkl iki ey arasndaki ztlk veya farkllk (.n.)) dnn. (1) Bilgisayarlar bizim
yaptmz eyleri yapamaz ve bir zihne sahip olmak bizim yapabildiimizi yapmak olduuna gre,
yapay zeklar imknszdr. (2) Bilgisayar da bizim yaptklarmz yapabilirler ve fakat bir zihne sahip
deildirler, yleyse biz de bir zihne sahip deiliz, ya da en azndan zihin dediimiz birok ey yanl.
Kasparov'u yenen, satran bilgisayar Deep Blue'yu hatrlyor musunuz? Deep Blue'nun zeki olduu
kesin, fakat bir zekya sahip mi? Peki Space Odyssey'deki HAL 9000'ne ne diyorsunuz ya Matrix
filmindeki Matris reten makinelere? Ya Star Trek: Next Generation filmindeki Data? Birok insan,
cevabn, (1) ve (2) seeneklerinden hangisini daha inanlr veya daha az inanlmaz buluyor oluuna
gre verecektir. (1) ovenist, (2) lgn grnyor. Buna ramen iki gr de zihin felsefesinde ok
sevilir. Fakat bir k yolu var. te k yolu. Bilgisayarlar bizim yaptklarmz yapabilir mi? Evet.
Yapay zeklar mmkn mdr? Evet.
Yapay zeklarn gelecekte alabilecekleri hal sizi rahatsz edebilir. Fakat inann nada bunu iin bir
sebep yok. Biraz dnrseniz, hi de tehlikeli olmadklarn grrsnz. Hatta iyi bir eydir. yle ki:
Diyelim ki bir beyin hasarndan mustaripsiniz, bunun bir sonucu olarak, ac hissetme yeteneini
kaybetmisiniz. Bu ok talihsiz bir ey olacaktr, nk acnn bir amac vardr. Size ilerin yolunda
gitmediini anlatr. Bedensel hasar mesaj verir. Acy hissetmeyen birok hasta vardr ve sonu tam
anlamyla ackldr. Cannz acmad iin elinizi kaynar suyun iinden ekmediinizi dnn. Data'nn
yapay beyni ona acy hissetme yetenei salamyor, fakat bir beynin yukarda bahsedilen
ilevsizliinin yerini doldurmak ve tpk ac gibi hissedilen bedensel hasar sinyali vermek iin
tasarlanm yapay bir "ar-
84
verici"ye ne dersiniz? Henz Data gibi bir yapay zeky ina edecek durumda olmayabiliriz, fakat hasar
grm beyin sinir hcrelerinin yerine yenisini koyacak teknolojiye sahibiz. Arvericiler yakn
zamanda gereklemesi mmkn eylerdir. Fakat benimle ayn fikirde deilseniz, o zaman her gn
yitirdiimiz nronlardan birinin yerine geebilecek klcal bir ilemciyi dnn. Bu bir fark yaratr m?
Nasl yaratr? Eer beynimi, ben Data gibi olana kadar, nron be nron deitirirseniz, bir zihne sahip
olmak nerede biter ve yapay bir zekya sahip olmak nerede balar?
Yapay zeklarn imknn kabul etmede tereddt etmenizin birka sebebi daha olabilir. rnein,
bilgisayarlarn yalnzca programlanm olduklar eyleri yaptklarm, bizimse, aksine, otonom, yaratc,
canl varlklar olduumuzu dnebilirsiniz. Fakat Matrix'i dnn. Bilgisayarlarn yalnzca
programland eyleri yapyor olmas, onlarn yaratc olmad anlamna gelmez. Yaratclk
programlanabilir. Deep Blue'nun satran oynama biimi insan yldracak kadar varatcdr. Matrix
filmindeki makineler rnein Ajanlar yaratmtr. Peki makineleri kim programlad? Kendileri.
Programlamay kendi balarna yaptlar. Evrim faydal deiimler getiren mutasyonlara baldr.
Benzeri bir biimde ilk isyanc makineler, rasgele davranmalarna neden olan bir tasarm hatasndan
km olabilirler. Matrix'i ina etmeyi bitirdiklerinde artk kendi bamsz gndemleri vard ve
insanlar kendi amalan iin kullanmaya balarlar. Byk bir Makyevelci proje olarak bebekleri hasat
eder, dlerin afyonuyla kleletirirler. Peki Matris reticiler ne kadar yaratc grnrlerse
grnsnler, bizim canl olmamz, onlannsa canl olmamas hayati fark ne olacak? Elbette bu doru,
fakat Matris reticilerinin yalnzca otonom varlklar olmakla kalmayp, kendi kendilerine rediklerini
unutmamalsnz. Organik bir maddeden yaplmamlardr, fakat hayat iin deilse bile, yapay hayat
iin gerekli tm zelliklere sahipler. stelik yapay zeklarn yapay bir canlla sahip olmasnda hibir
sorun yok.
85
Zihnin Metafizii
Nebuchadnezzar'n dier tayfalaryla birlikte oturduu masada Mouse "Makineler Tahl Ezme'sinin
tadnn neye benzediini nereden biliyorlar?" diye sorar. Tahl Ezmesi elbette ok dengeli sanal bir
kahvaltnn nemli bir parasdr. Mouse'un sorusu makinelerin zihinleri olduunu varsayar. Soru
bilgiye sahip olup olmamalar deil, Matrix'in insanlarn deneyimledii eyin neye benzediini bilip
bilmemesi ile ilgilidir. Biz buna teki zihinler sorunu diyoruz. Ayn ekilde Neo iin Tahl Ezmesi'ni
tatmann nasl bir ey olduunu kendinin bilip bilmediini de sorabilirdi. Maddecilii reddetmek iin
sebeplerden biri de, Tahl Ezmesi'nin tad gibi ham deneyimlerin kiiden kiiye hibir ekilde
deimedii fikridir. Ham deneyimler beyin tarafndan, d dnyadan veya Matrix'ten ald bir girdiye
tepki olarak retilirler, fakat sebepsel olarak atldrlar, bu durumda bilin tuhaf bir biimde askdadr.
Sanrm bilin bir fark yaratyor. Tuhaf askda kalmalar tuhaftr. Kukuludur. Eer hi krmz grmemi
olsaydm, krmz grmenin nasl bir ey olduunu bilemezdim. Fakat bu, krmz deneyimlerinin beyin
durumlar olmadn gstermez. Bu sadece daha nce hi byle bir beyin durumu yaamadm
anlamna gelir. Bra-instorm (Beyin Frtnas) filmini seyretmi miydiniz? yi filmdir. Baka insanlarn
deneyimlerini kaydeden ve sizin bunlar edinmenize izin veren bir makine zerinedir. Cool deil mi?
Eer Matris reticiler, bir beyin frtnas makinesi yapmak isteselerdi veya insanlarn alglama
sistemlerini deitirmek isteselerdi, yle grnyor ki bunu kolayca yapabilirlerdi. Bir beyin frtnas
makinesiyle, brakn gerek dnyay Matrix'i bile deneyimleyebilirierdi. Neden olmasn? Unutmayn
Matrix makine retimi bir tindir.
Maddecilii reddetmek iin en byk sebep, daha nce de bahsettiimiz gibi, zihinsel durumlarn ok
katl farkndaldr. Eer silikon bir anverici hem olaan bir ac gibi i grr, hem de, silikon durumlar
tarafndan deil belki ama, belirli beyin durumlar tarafndan 86
farkna varlan ac gibi hissedilebiliyorsa, o zaman ac bu beyin durumuyla zde tutulamaz. Fakat ben
izin verirseniz farkl bir gr ne sreceim. Tpk Morpheus gibi. Yapay kalpler de olaan kalpler gibi
i gryor ve hatta bir yapay kalbiniz olduu zaman ayn ekilde hissetmeye devam ediyorsunuz.
Mesela protez bir bacan tpk gerek bir bacak gibi i grmesi beklenir. Yoksa bir protez olmaz.
Elbette baz protezler dierlerinden iyidir. Mkemmel bir protez, daha iyi deilse bile, tpk olaan bir
bacak gibi hissedilir. Ayn ekilde mkemmel bir arverici de gerei gibi hissettirir. Gerekten de
eer ilev mkemmel bir biimde yerine getirilirse, ayn duyguyu yaratr. Bu anoji-leri niin veriyoruz.
Sebebi basit. Suni kalpler kalp, protez bacaklar bacak deildirler. Bunlar doal eylerin sentetik
versiyonlardr. Analoji kurarsak, anverici tpk gerek gibi hissedilir. Fakat doal deildir. Bu yzden
de acnn kendisi deildir. Yapay bir acdr. Arvericinin verdii ac acnn kendisi deil, yalnzca bir
acdr, belki bu ac dierleri arasnda tek bir fiziksel, sinirsel ac durumudur. Baka bir deyile, yapay
zihin durumlarnn gelecei, ister doal zihinlerde olsun, ister kendi balarna, zihin ve beynin doal
kimliklerini darda brakmaz.
imdi bir an iin zihin durumlarnn beyin durumlar olduunu varsayalm. Neo'nun ba ars rnein
Trinity'nin ba arsyla ayn tip beyin durumu tarafndan retilsin. Matris reticilerin bilinci, eer
zerine dnrseniz, rnein, hayal gcnze kolaylk olsun, Ter-minator filmindeki
Scharzenegger'in bilincine benzer bir biimde, fakat yapay olarak, silikon beyinde retilmitir. Bu
acaba zihin beden probleminin zm m? Biraz. Zihnin gerekte ne olduuna dair epey bir bilgimiz
var, fakat hl nemli bir kavramsal boluk sz konusu. Beynin bilin reten hangi zellikleri niin ve
nasl bilin retiyor? Beyni ve zihni zde klsak bile, bunu nasl anlaml klacaz? Nasl aklayacak,
nasl anlalr klacaz?
Bu ok zor bir problem. Daha dorusu tek zor problem. Bilin ile bilince sebep olan sinirsel faaliyetler
arasndaki boluu doldurma-
87
mz gerekiyor ve bunun iin de ara kavramlara ihtiyacmz var. Bu biraz kurgusal olmak zorunda. O
halde izin verin olaym. yle ki: Maddi nesneler farkl alardan farkl grnrler. eitli
perspektiflere sahiptirler. rnein belirli bir perspektiften bir binann, gerekte drt yz olsa da,
sadece iki yzn grebilirim. Yaayan canllarn da bir perspektifi vardr, fakat evresel uyaranlara
tepkilerinde de bir perspektif sergilerler. Bylece bilinli bir varlk, kendi hakknda ve evresindeki
dnya hakknda bir perspektife sahiptir. Bilinli bir zne iin o bilinli zne olmann bir anlam vardr.
Bu durumda "bir perspektife sahip olma" zne iin bir anlama sahip olmadr. nein "bir bina
hakkndaki sahip olduum perspektif beni "bu benim ofisimin binas ve bugn gitmesem iyi olur" diye
dnmeye sevk eder. Farknda olma dnceyi getirir ve bu adan bir anlama sahiptir. Beyin byle
bir anlam nasl yaratyor? Belki kendi kendini tarayarak. Belki de baka bir ekilde. Fakat bu sorunun
cevab ne olursa olsun, artk bizim iin beyin-zihin zdelii anlamldr. Bilin beynin yaratt bir
perspektiftir.
! Bu kadar atp tutma yeter. Yorulduk be! Tamam, anlald. imdi elimizde ne var? Ha evet,
maddecilik. (* Farkl bir gr iin 7. Blmdeki makaleyi okuyunuz.) Gzel. ok zor bir probleme ok
kurgusal bir zmn ok kaba hatlarn izdik. Bu da gzel. stelik yapay zeklann mmkn
olduuna inanmak iin sebeplerimiz var. Matrix varsaym aka tasavvur edilebilir ve btn
yanlaryla tutarldr. ok byk bir ihtimal yok, o yzden kayglanmaya gerek yok. Fakat mmkn. Bu
iddia ok kk bir iddia gibi grnebilir ve belki de yledir. Yalnzca bir olaslk olan eyler, sadece
felsefecileri heyecanlandryor. Fakat ok kesin bir ekilde ihmal edilen baz alanlarda, sadece kk
bir olaslk iin akl yrtmek utanlacak bir ey deildir. Ayrca unutmayn ki ben O deilim ve gn
doumlarna uamam, hatta bunlar sanal olsa bile.(** Msveddeler zerine yorumlarndan dolay
Willial Irwin. Daniel Banvick ve Kathi Sell'e
teekkr ederim.)
88

7
Yeni Materyalizm ve znenin lm
DANIEL BARWICK
Matrix belirli bir anlamda sahte bir grne sahiptir. Bu film seyircilere sorularla meydan okuyan bir
filmdir: Hangi hap seersiniz? Eer bir yalann iinde yaadnz renseydiniz, nasl tepki
gsterirdiniz? Matrix kt m? yi fakat sahte bir hayatn kt olan yan nedir? Matrix birou bu
kitapta cevaplandrlmaya allan bir sr felsefi soru sormaktadr.
Fakat filmin arkasndaki gerek ak, bir soru deil, bir cevaptr. Hatta felsefenin en nemli sorusuna
verilmi bir cevaptr: Zihnin yaps nedir? Film, birok kii tarafndan indirgemeci materyalizm diye
adlandrlan, zihinsel durumlarn fiziksel durumlara indirgenebilir (veya onlar vastasyla aklanabilir,
fiziksel durumlar olarak grlebilir vs.) olduunu syleyen gr, yani, zihin ve kiisel kimlie dair
belirli bir teorinin doruluunu kesin kabul ediyor, hatta ileri sryor. Morpheus Neo'ya Matrix'i
aklarken bu gr asn betimliyor.
Bu makalede (1) Morpheus'un dile getirdii bak asnn doru olmasnn mmkn olmadn, (2) en
yakn alternatif grnde en az birincisi kadar yanl veya en azndan eksik olduunu ve (3) gr
eksiksiz hale getirdiimizde "zne"nin yok olduunu aklayacam. Film yksnn hibir kurtuluu
yok; fakat ben Matrix'i anlalr klmann tek kar yolunun film iin baz rahatsz edici ierimlere sahip
bir gr benimsemekten getiini ileri sreceim: Matrix'in
89
varl filmde ortaya atld haliyle imknszdr, byle bir hapishane var olsa bile, o hapishanede
yaayanlar iin hibir ey ifade etmez.
Biyoloji Blmleri Matrix'i Neden nanlr Klar
nce biraz arkaplan bilgisi: Zihne dair birok teori olmasna ramen, bunlarn en yaygn
indirgemeci maddecilik, seici maddecilik ve dalizmdir. lk ikisini daha sonra ayrntlaryla ele
alacam. Fakat nce, btn maddecilik biimleriyle dalizm arasndaki farkn basit bir fark olduunu
belirtmek istiyorum: Maddeciler dnya ve iindeki her eyin (zihinler de dahil olmak zere) tmyle
fiziksel maddeden ibaret olduunu dnrken, dalist byle dnmez. Materyalistler dnce ve
duygularn nihai olarak Tahl Ezmesi ve Nebuchadnezzar ile ayn maddeden yapldna inanr.
Dalistler buna kar kar. Dnyann maddi olmayan bileenleri olduunu sylerler; geri bunlarn ne
olduu ve maddi olmayann ne demek olduu konusunda aralarnda anlamazlk vardr.

Morpheus indirgemeci bir materyalisttir. Neo'ya Matrix'i anlatrken ona sorar: "Gerek nedir? Gerei
nasl tanmlyorsun? Eer o hissedebildiin, koklayabildiin, tadabildiin ve grebildiin ise, o zaman
gerek sadece beyninin yorumlad elektrik sinyallerdir." Bu indirgeyici materyalizmin ak bir
ifadesidir. (Morpheus'un baka bir gr temsil ettiini sylemek de mmkndr. Yani seici
materyalizm. Fakat felsefe ve Nroloji blmlerinin dndaki insanlarn ounun byle bir grten
haberdar olmadn ve duyduklarnda da sama bulduklarn gz nne getirirsek bu zayf bir
olaslktr. Bu bak asn daha sonra tartacam, nk Matrix'in yazarlarndan biri fel-sefici
olabilir.)
Normal insanlarn ou (yani felsefeci olmayanlar) Morpheus'un ifade ettii bak asn benimser.
Gr u ekildedir: Eer arkadanzdan bir aa grdnde neler olduunu aklamasn isterseniz,
size bir hikye anlatacaktr. Bu hikyeye gre, gneten k gelir, bu 90
n dalga boylarndan bazlar aa tarafndan emilir, bazlar yanstlr. Yansyan ktan bir ksm
gzme girer ve bu ktaki enerji g-zmdeki retina hcrelerini uyarr (bu hcrelere transfer olur).
Enerji bir patikay (optik siniri) takip eder ve en son beynin grme merkezine gelir. Geldii yerde baz
beyin sinir hcreleri aa eklinde yanar ve biz bir aa grrz.
Daha ilk okulda bize retilmeye balanan bu bak as, niversitede teknik doruuna kar. Bu
hikyenin en can alc noktas, bir aa grmenin belirli bir uyaran takip ederek gerekleen bir beyin
durumu olmasdr. Eer bir aa olmadan beyin durumunu retebi-lirsek, hl bir aa grdm
dnrm, gerek bir aa olup olmamas, tecrbe ettiim eyi hibir ekilde deitirmez. Asl
nemli olan, "aa" beyin durumuna her sahip olduumda bir aa grmem-dir. Matrix de ayn
ekilde ilemektedir. Onun penesinde tutsak olanlar, zihinsel durumlarnn gerek bir eye denk
dp dmedii hakknda hibir fikre sahip deillerdir. Aksine, beyinleri gerek deneyimlere denk
den durumlar yaratmak iin ynlendirilmektedir. Matrix Olana, birok seyircinin kabul edecei
gibi, Morpheus'un ve filmin benimsedii (fakat savunmad) indirgemeci materyalizmi
dorulamaktadr.
Sakn yanl anlamayn -bu bak as bizlerin duygulan ve deneyimleri olmayan birer robot
olduumuzu sylemiyor. Aslnda tam tersini sylyor: ndirgemeci maddecilik "zihinsel durumlara"
sahip olduumuza, bu zihinsel durumlarn ister grnt, ister ses, duygu, dokunma duyumlar veya
krmz elbiseli kadn olsun, bize sunulan duyumlar olduklarna ve bizzat fiili tecrbelerimizi
oluturduklarna inanmaktadr. Ne arkadam, bir aa grdme, ne de Morpheus, Matrix'te
mahkm olanlarn tecrbeler yaadna kar kacaktr. ndirgemeci materyalizm sadece bu
tecrbelerin fiziksel durumlar olarak aklanabileceklerini; tecrbelerin, aklama yoluyla, beyin
durumlarna indirgenebileceini sylemektedir. Nihayet, tecrbeleri-
miz, sadece bir beyin durumunda ierildiklerinden ve gereklemek iin baka bir eyi ihtiya
duymadklarndan dolay beyin durumlarmzla ayn eydir.

Matrix Filmi ve Biyoloji Blmlerinin Neden Felsefeye htiyac var?
Bu gr neden bu kadar yaygn? nsanlar neden filmdeki Morp-heus'u sorgulamak yerine ona ba
sallyorlar? Sebep ok basit: Zihin ile beden arasnda inkr edilmez bir iliki var gibi grnyor. Eer
beyinlerimiz almay durdurursa artk bir daha iitip gremeyeceimize (en azndan kulaklarmz ve
gzlerimizle) inanyoruz ve bilim srekli olarak zihin ve beden arasndaki sebep sonu balants fikrini
destekleyen yeni aratrmalar ileri sryor. Bilinte nemli bir rol oynar grnen ekirdek talamus
buna bir iyi rnektir. Bir insan, beyninin byk bir blmn yitirdii halde uurlu kalabilirken, tala-
mus'un ekirdeindeki en ufak bir hasar, bitkisel hayata sebep olmaktadr.
Eer bu gr mantklysa ve herkes tarafndan kabul edilmise, bunda bir sorun var m? Evet, var.
Felsefenin bugn bu bak asn byk lde reddetmi olmas boa deildir. Reddetme sebepleri
Matrix filminin metafizik dayanaklarna kuku dryor ve ona bilimkurgu eletirisi getiren pratik
bak alarnn ok tesine geiyor. nce Michael Tye'n aadaki yksn okuyalm:
Gelecekte yaayan zeki bir bilimci dnelim. Ad Mary olsun. Mary doumdan beri siyah beyaz bir
odada yaamaktadr ve d dnya hakkndaki btn bilgileri ekranlar siyah beyaz olan bilgisayarlar
yoluyla elde etmektedir. Varsayalm ki Mary'nin elinin altnda, insanlarn bir gl, bir aa, bir gn
batm, gk kua ve dier fenomenleri grdnde zihinlerinde olup biten olaylarn fiziksel ve
nesnel bilgisi olsun. O bilinmesi gereken her eyi, cisimlerin yzeylerini,
92
onlarn yanstma biimini, retinadaki ve optik sinirdeki deiiklikleri, grsel sanal korteksteki
desenleri vs. biliyor olsun. Hl bilmedii bir ey vardr.
Mary'nin bilmedii ey, Tye hakl olarak iaret ediyor, yeili, krmzy veya baka bir rengi grmenin
neye benzediidir. Bundan nasl emin olabiliriz. nk Mary hayatnda grd ilk gle bakarken bir
eyler renecektir. renecei ey, hibir fiziksel teorinin ele almad, belirli bir deneyimin neye
benzediidir. Bir eyin ne olduunu anlamak, onu tecrbe etmenin neye benzediini bilmekten
farkldr. nk belirli bir bak asndan alglanan bir ey (maviyi sakinletirici bulabilirim veya Ay'
hep dz bir disk gibi grebilirim), bir nesnenin nesnel betiminin bir paras deildir.
Ama indirgemeci materyalist baka ve daha ciddi bir sorunla kar karyadr. ndirgemeci materyalizm
yeterli bir indirgeme aklamasndan sonra, dalistin zihinsel durumun maddi bir durum olduunu
grecei bir nokta olduunu iddia eder: yani zihinsel durum veya onun belirli bir zellii maddi
durumla zdetir. ndirgemeci materyalistlerin zdelik (identity) kavramdr ki, onu pheye ak hale
getirir. nk indirgemeci materyalist zdelik kavramn tam olarak ("ayn ey olma") anlamnda
kullanmaz. Zihinsel durumun beyin durumuyla zde olduunu sylemek neyi iddia etmektir? Hibir
ey. nk iddia anlamsz. Zihinsel durum beyin durumuyla zde deildir. Sanki, iddiann konusu
olan "bir aa gryorum", "grmenin" bilimsel aklamasnn konusuyla kelimesi kelimesine
zdezmi gibi. Oysa konu hibir ekilde zde deildir. Biyologlar deneyimlerini anlatrken bile ayn
ey deildir! Fakat bunun sebebi, Paul Churchland'n ileri srd gibi, onlarn zde olmamas, yani
bugne kadar kesin kararlar vermek iin gerekli kavramlardan yoksun olmamz deil, fakat daha
ziyade bir zihinsel durum nosyonunun maddi olmayan bir eyin paradigmas olmasdr. Bu, beyin
durumundan kkten farkl bir eya trdr.
93
Dikkat edin, zihinsel durum ile maddi durum arasndaki doru olmayan zdelik balantsn kurarken
bile, zihin durumu dediimizde, hibir ekilde beyin durumuna gnderimde bulunmadmz, aklmza
hibir ekilde beyin durumunun gelmeyii temel bir gerek olarak kalmaktadr. Laird Addis unlar
sylyor:
*Her ne kadar+ indirgemeci materyalist zihinsel nosyonlar fiziksel terimlerle aklamaya abalasa da...
sanki ileri srlen indirgemeye her zaman aikr istisnalarn olduu, olmas gerektiini hissederiz.
Bazlarmz iin bu abalar, ister tanmsal, ister deneysel bir doaya sahip olsun, iki farkl eyin ayn
ey olduunu -rnein denizdeki dalgann yeryzyle Dnya ve Gne'in izafi konumlan olduunu-
ispatlamaya uramak kadar tahamml edilmezdir.
Burada materyaliste kar pheler uyandrmaya altm, oysa meselede ayn tavra sahip olduum
itiraz yaplabilir. Elbette eer zihinsel durumlarla beyin durumlarnn birbirinden kkten farkl eyler
olduklarn iddia ediyorsam, zdelik kavramnn bunlar arasnda geerli olmad fikri bunu doal
olarak takip etmektedir. Fakat, aslnda bu benim ileri srdm eyin tam tersidir. Fenomenal
olaylarn ve beyin olaylarnn birbirinden kkten farkl eyler olduklarnn farkna varmamamzn
sebebi, zdelik kavramnn bunlara ayn anlamda uy-gulanamamasdr. zdelik kavramnn ncelii
dikkate alnrsa, bir ayrmda bulunmak iin baka bir temelin alnamayaca grlr. Bir elma bir
portakal deildir ve bir anak smk Tahl Ezmesi deildir. Ayn ey deillerdir; zde deillerdir ve
beyin durumu da zihinsel durumla ayn ey deildir. Elbette aynlk kavram bizim fenomenal olaylar
ile beyin olaylar arasndaki farka bize ulatran ey olsa da, ayn ey olmamalarnn sebebi zdelik
kavramnn ikisinde birden geerli olmamasndan gelmemektedir. Daha ziyade bunlarn daha batan
farkl eyler olmas dolaysyladr. Bu farklln sebebi zdelik
94
kavramnn iki farkl eye uygulanamaz olmasndan gelmektedir.

Seici Materyalizm:
Kanz Neden Ba Arsndan ikyet Edemez?
Daha nce sylediim gibi, Matrix yazarlarnn indirgemeci materyalist olmadklarna dair alternatif
bir olaslk sz konusudur. Belki de seici metaryalisttirler. Seici materyalizm, zihinsel durum diye bir
eyin olmadn ileri srer. (Bu gr Davranlk denilen psikolojik grle kartrlmamaldr.
Davranlk ancak davranlar bilebileceim gereini kendine balang noktas edinmi bir
yntemdir. Materyalizm znde, evrende ne tr -maddi- eyler olduuna dair bir grtr.) Bu
gre gre bizim zihinsel durumlar dediimiz ey, dilimizin geliimimin bir rndr, gerekte hibir
ey, bilgisayarmn tecrbe ettiklerinden baka hibir ey tecrbe etmeyiz. Bu bak asn kabul
ettiim zaman, grmek, duymak, tat almak veya hissetmek geleneksel anlamn yitirir. Sadece -mm
gibi konuabilirim. Bu bak as birok bilim adam ve birka felsefeci tarafndan benimsenen bak
asdr ve elbette lgncadr. Hadi bilim adamlarn mazur grebiliriz, fakat felsefecileri affetmemiz
mmkn deil. nk bu teori ciddi felsefi sorunlardan mustariptir.
lk sorun zihinsel duruma sahip olanlarn, John Searle'nin bile kabul ettii zere "bilimsel gereklik
kavramna snmalar zordur." Varsayalm ki iyi bir Porto arab iiyorum. u anda hissettiim tat
harika. Bu belirli hazz yaarken, bu haz kendine zg bir biimde bana zeldir; nk ancak benim
tarafmdan hissedilebilir. arab baka biriyle birlikte iiyor bile olsam, hatta onlar da tpk benimki
gibi bir hazz yayor olsalar da, biz yine de ayn hazz yaamayz. Beyin, nronlar ve arap gibi fiziksel
eyler elbete bu zellii paylamaz. Bu tecrbe benim tarafmdan yaanmtr, benim bak amdan.
Deneyimin benim tarafmdan yaanyor olmas onun bir parasdr. Bunu
95
iyice grebilmek iin, arkadamla birlikte ayn arab iiyorken, arkadamn bana benim hazzm
yaadn asla sylemeyecek olmasna dikkat edelim. En fazla muhtemelen ayn tad aldmz, yani
arab ayn sebeplerden dolay itiimizi syleyebiliriz.

Zihinsel bir durumu kimin yaadnn neminin gz ard edilmesi veya bir kenara atlmas, gnmz
bilim adamlar ve felsefecileri arasnda ok yaygn bir davrantr. rnein Daniel Dennett, beynin bir
kullanc yanlsamasn bizzat yarattn, fakat aslnda onun hem kullanc, hem de kullanc
yanlsamasnn yaratcs olduunu ileri srmektedir (yalnzca insanlarn beyninin bu ekilde altn
iddia eder). Beyinde eitli ajanlar dier ajanlardan malumat yardm ister; bylece beyni kullanan bir
ey olduu duygusu, beynin rgtlenme biiminin bir yararl formu tarafndan salanr. Dennett
aklamasn srdrr, "Bu bizde *belirli+ bir yer, yani her eyin topland bir yer olduu yanlsamal
duyumunu verir: zne, ego, "Ben". Kukusuz byle grnd inkr edilemez. Fakat sadece byle
grnyor. Dikkat edin Dennett'in bak as bile zihinsel durumlarn belli bir kiinin zihinsel
durumlar olduu retisini bir kenara atamyor. Bilincin belirli bir ekilde grndn inkr
etmiyor; fakat gren olmadan grnmenin nasl mmkn olabileceine bir aklama getirmiyor. Oysa
benim yukardaki iddiam, yani bir eyi benim tecrbe ediyor olmamn tecrbemin bir paras olduu
iddias doruysa, aklamaya gerek kalmayacaktr.
Seici materyalizme kar daha basit, fakat daha gl bir kar k vardr. spat yk materyalistin
srmdadr; bizi grdn grmediine, duyduunu duymadna, btn alglan, hayalleri ve
kavranlan sadece ona yanl bir ekilde sunulmu olmakla kalmayp, ona hibir ekilde sunulmam
olduuna, onlarn tandk gelmesinin tandk gelme olmadna, aslnda tandklk diye bir eyin
olmadna inandrmas gerekmektedir. Bu seici materyalist bize her eyden nce bu evrensel
yanlsamann neden ortaya ktn aklamas gerek-96
mektedir. Zihinsel durumlar, zihinsel olmak asndan nevi ahsna mnhasr grnmektedir; zaten
zihinle ilgili anlaml benzetmeler yaratmann g olmasnn sebebi de budur, nk zihin zsel olarak
fiziksel olandan farkldr.
Matrix'in yazarlarnn bu bak asnn tutsa olduu ihtimalini eleyebilir miyiz? yle sanrm. nk
eer seici materyalizm doru ise, o zaman Matrix'i oluturmak iin hibir sebep olmazd. Matrix'in
amac gerek tecrbelerin yerine geecek sahte tecrbeler salamaktr ve eer ister sahte ister
gerek olsun, ortada tecrbe diye bir ey yoksa, bu ama anlamsz grnmektedir. Peki bu bizi nereye
getiriyor? Bu yaznn banda indirgeyici materyalizm, seici materyalizm ve dalizm arasnda
yaptm ayrm hatrlayn. Buraya kadar Matrix'in indirgeyici materyalizm ats altnda imknsz
olduunu gsterdim, belirleyici bak as seici materyalizme kaydrldnda ise Matrix yine anlamsz
grnmektedir. Acaba bu filmi bir anlam vermek iin daliz-me mecbur kaldmz anlamna m gelir?
"Makinenin bir tini" olduunu kabul etmeli miyiz? Hayr. Matrix tutarl bir hikye olabilir; tabi ya-
zarlarn ilave bir prensibi kabul etmeleri artyla: bilincin niyetlilii.

Bilin: Hibir eye Dair Bir ey
David Hume'a gre dnme iini yapan temel bir tz olarak kendi diye bir eyin varlna dair hibir
kant yoktur. ebakn ona byle bir varlk bulmaya, hatta bu "kendi"nin nasl bir ey olabilecei
hakknda bir gr oluturmaya bile yardm edemediini iaret ediyor. ebak srasnda Hume,
alglayan deil, alglanan eyleri, dncenin nesnelerini, dnr deil bilinci gryor. Bilincin
niyetlilii tezi, btn zihinsel fenomenlerin niyetsel olduu anlamna gelir. Daha ak bir ekilde dile
getirmek gerekirse, bilincinde olmak, bir eyin bilincinde olmaktr. Bir nesneyi veya baka bir eyi
dnmeden dnme diye bir ey yoktur. Jean Paul Sartre bu niyetlilik kavramn, ni-yetliliin
bilincin bir zellii olmakla yetinmeyip tek zellii olduu-
97
nu iddia ederek bir adm ileri gtrr. Bilin, bilinte grnen nesneleri aa karr. Niyetliliin tezi
nedir? Sartre yle yazar: "Bilin ni-yetlilikle tanmlanmtr. Bilin niyetlilikle kendini aar... Nesne
onu kavrayan bilince akndr ve bilincin birlii nesnesinde bulunur." Baka bir deyile, bilin
saydamllk gibi bir eydir, onu dierlerinden ayrmaya kalktmzda, nesnesine "deriz".
Bilinten bu ekilde kurtulunca, bellek, alg, hayal gc, deneyim ve benzeri faaliyetleri ne yapacaz?
Geriye kalan tek seenek, bunlarn bizim normalde algladmz, hayal ettiimiz vs. diye tarif ettiimiz
nesnelerin karakteristik zellikleri olmasdr. Tahl Ezmesi'ni seviyorum deil, Tahl Ezmesi kendini
sevdiriyor. Ajanlardan korkuyorum deil, Ajanlar korkun. Ludwig Witgenstein yle yazyor: "Fikirleri
dnen veya aklndan geiren zne diye bir ey yoktur." Bir nesnenin btn zellikleri znede deil,
nesnede yatar. nk zihin dnyann snrdr, dnyann bir paras deildir. Bunun sebebi dnyann
dnyalnn temeli ve dnyann paras olan eylerin neler olduunun ls olarak bilincin, kendini
byle bir temele dayandra-maz olmas ve kendine bir l olamamasdr. Bilin ancak bu anlamda
dnyann akn bir zellii olabilir.
Searle bilincin ve onun temel zellii niyetliliin zihinsel fenomenlerin en nemli zellikleri olduunu
kabul ediyor ve bu zelliklerin aklanmasnn "felsefedeki, psikolojideki ve yapay zek alanlarndaki
birok dnr zihin hakknda tuhaf ve inanlmaz eyler sylemeye it*ecek+" kadar zor olduunu
yazmaktadr. Churchland, ayn ekilde, iebakn "sinirsel ebekede bir elektrokimyasal uyaranlar
alann deil, bir dnceler, duyumlar ve heyecanlar alann aa kardn" kabul ediyor. Her iliki,
en az iki ilikide olan gerektirir. likide bulunanlardan biri yoksa, o zaman iliki mantksal olarak
olanakl deildir. Eer geleneksel bir kendi yoksa, o zaman kendi d dnyaya geleneksel bir yolla
balanamaz. Yukarda sz edilen bilin kavram dahilinde kendi dnyayla nceden varsayld gibi
ilikilen-98
dirilemez, nk kendi daha nceden varsayld gibi bir varolua sahip deildir. Eer kendi veya
ilikiler diye bir ey yoksa, eer alglamak bir iliki deilse, dnyay zihnin iine koymaktansa zihni
dnyann iine koymak anlamnda idealizmi tersine evirmek zorundayz. (dealizm hibir eyin maddi
olmad ve dnyann zihnimizin maddi olmayan fikirlerinin bir araya gelmesi olduu grdr. Ak
ki idealistler ve materyalistler pek kadeh tokuturmazlar.) Algnn tek biimli kuram daha inanlr,
nk bu, zihnin belirli kavramlarn hesaba katmzda, tek mantksal alternatiftir.
Bu, bizi d dnyaya hibir eriimimiz olmadna inanmaya gtrmez, fakat daha ziyade d dnyaya
alan bir kapnn iinden gemek iin bir i dnyaya ihtiya duyduumuzu anlamaya gtrr. Zihni
akn bir bilince indirgemekte asl maksat, znenin danda braklmasdr ve bylece Dnyann
(geleneksel zihnin dnyasnn) Darda braklmas. te geleneksel anlamda "znel" olgular zerine
konumay reddediimin sebebi bu, nk (daha nce akladm zere) olgular iin zne olacak bir
ey (bir geleneksel zihin) yoktur. Bilin nesneleri zerinde byle bir etkiye sahip olabilecek zne tipi,
tam da bu bak asna gre varoluu inkr edilen zne trdr. Artk hem (1) dnyadaki her ey
maddi olduu iin bir anlamda materyalizmin, hem (2) maddi olmayan bir ey olarak bilincin varoluu
sebebiyle bir anlamda dalizmin doru olduu yeni bir gre sahibiz. (Okuyucu muhtemelen
dilimizin biraz snrl olduunu grmektedir: Maddi olmayan "ey" nasl mmkn olur? Maddi deilse,
o zaman bilin "hi" ey deil midir? Evet. nk dilimizde "hi" eye karlk gelen bir ad yoktur, ok
ok "hibir ey" vardr. Bilin bir ey deildir, fakat bir anlamda bir eydir, nesnelerin kendini ortaya
karmasdr. Nasl bir yar komaktan ibaretse, bilin bilincin ortaya karmalarndan ibarettir.
Bilince Hapsolmak Kt mdr?
Eer zne diye bir ey yoksa, Matrix'te ahlaktan nasl bahsedebiliriz? Filme gre Matrix'in ve onu
destekleyen mekanik varlklarn ktcl eyler olduunu, kahramanlarn da kendilerinden ok daha
gl bir baskcya kar iyilik adna savatklarn batan kabul ediyor. Kavga, grne gre zgrl
yeniden kazanmak iin veriliyor. Peki eer her ikisi de bilince sahipse, baka rktan makineleri
kleleti-ren bir makine rknn ahlaki stats nedir? Eer hibir rk geleneksel anlamda "zne"
iermiyorsa, Matrix'in varsaylan ahlakszln nasl aklayacamz belli deildir. Her iki rkta bilinli
olacaktr; kleleti-rilmi rk ounlukla var olmayan eylerin bilincinde olacaktr. Fakat biz byle bir
eyi normalde ahlaki bir yarglama lt olarak kabul etmeyiz.
Birok rnekte insanlar gerek dnyay yanlsamal dnyaya tercih edecektir. Fakat bu yanlsamal
dnyann ahlak d olduu anlamna gelmez; bu sadece gnlk olarak "uydurma" ile beslenen
insanlarn gerek kabul edilenin duygusunu, nemli kabul edilenin duygusuna tercih ettikleri
anlamna gelir. (Reality ovlann hzl ykseliini dnn). Fakat Matrix'te yasanlarn evrelerindeki
eylerin gerek olduunu dndklerini ve hayatlarnn onlar iin nemli olduunu unutmayn.
Matrix yanlsamal bir dnya retiyor, ahlaksz bir dnya deil.
Fakat asl meselenin hakikat olmad itiraz ykseltilebilir. Burada tehlikede olan zgrlktr.
Matrix'in ahlakszl onun mutlak bir soygun yapabilme yeteneinde yatmaktadr. O zgrlmz
alyor ve asla hrszn kim olduunu renemiyoruz. zgrlk yle deerlidir ki, diye ileri srlr, onu
bizden alan btn dnyalar ahlakszdr. Fakat bu yaygn inan bildik dalistik varsaymlara dayanr:
bizim dnen bir ey olduumuz, zihnimize ve bedenimize hkmeden bir "kendi"ye sahip olduumuz
ve bu eye zgrlk verilmesi gerektii varsaymlar. Yukarda tarif ettiim gre gre, bu zgrle
100
konu olacak hibir geleneksel bir kendi yoktur. Bilin zgrdr, fakat genellikle kastedildiinden farkl
bir anlamda. Bilin zgrdr, nk kendine has bir biimde gayrimaddidir- baka bir eyin itip
kalkt bir bilin gibi bir eyi anlamann bizim iin hibir yolu yoktur. Fakat ayn sebeple, bilin eyler
zerinde hibir etkiye sahip deildir, o sadece eyleri ortaya karr. Bir teleskop Jupiteri grmeme
yardmc olabilir, fakat Jpiter zerinde hibir etkiye sahip deildir.
Bu yzden Matrix tutsaklnn bilin zerinde hibir etkisi yoktur; yalnza burada Matrix'te
olmasaydk bilincinde olacamz eylerden farkl eylerin bilincinde oluruz. Fakat bir kez daha dile
getirmek gerekirse, bir eyin deil de baka bir eyin bilincinde olmak, asla moral statnn ls
olmamtr.
te sona geldik, baz eyler kazandk, baz eyler yitirdik. Biraz anlama yeteneimiz geliti; filmin
kurgusu inanlr hale getirilebildi. Fakat karakterlerin ahlaki amalan kaybedildi.
101
8
Kader, zgrlk ve nceden Bilme
THEODORE SHICK JR.
MORPHEUS: Kadere inanr msn Neo? NEO: Hayr. MORPHEUS: Neden?
NEO: nk hayatmn dizginlerinin elimde olmad fikrinden holanmyorum.
You can choose a readyguide in some celestial voice,
If you choose not to decide, you still have made a choice,
You can choose from phantom fears and kindness that can kill;
I will cboose a path that's clear-
I will cboose Free Will...(* Seebilirsin gksel bir sesin rehberliini/Seebilirsin sememeyi. fakat
semektir bu /Seebilirsin heyula korkulardan ve ldren iyilikle/ Oysa seerim ben temiz bir
yolu/Seerim zgr stenci.)
RUSH
zgrlk. Herkesin istedii. Peki zgr olanmz var m? Morpheus insanlan Matrix'ten azat etmeyi,
Cypher kendini Morpheus'tan azat etmeyi, Ajan Smith bilgisayarlar insanlardan kurtarmay istiyor. Bu
karakterler zalim dmanlarndan kurtulmay baardklarnda, acaba hayatlarnn kontroln kendi
ellerine alabilecekler mi? Kaderlerinin efendisi mi, yoksa kanlmaz bir aln yazsnn kleleri mi
olacaklar?
103
Matrix'te yaayanlar kendi hayatlarnn kontrolne sahip deiller. Balarna gelen her ey, onlarn
beyinlerini elektrik sinyalleriyle besleyen bir program tarafndan belirlenmektedir. Morpheus'un
szleriyle onlar "koklayamadklar, tadna bakamadklar veya dokunamadklar bir hapishanenin"
mahkmlardr. zgrlk sandklan her ey, bir yanlsamadr.
Ne var ki gerek dnyada yaayanlarn keyfini att zgrlk de bir o kadar yanlsama olabilir. Bir
eylemi yapmakta, ancak onu yapmaktan kanabilirseniz zgrsnzdr. Eer bir eyi yapmak
zorundaysanz -baka trl davranmak sizin iin mmkn deilse- o zaman onu yapmakta zgr
deilsiniz demektir. Kahin'in kehanetlerinin gereklemesi, gerek dnyada yaayanlarn bile zgr
olmadn gsterir. Eer Kahin gelecei biliyorsa, gelecek belirlenmitir ve bu durumda hi kimse,
hata Neo bile, zgr deildir.
Kaderin ynettii, gelecein nceden belirlenmi ve deitirilemez olduu bir dnyada neden
zgrlk iin savaalm? Eer insanlar kendi kaderlerini belirlemekte zgr deilse, onlar Matrix'ten
kurtarmann ne yaran var? Eer bir insan kle olmak zorundaysa, neden mutlu bir kle olmay
semesin? Belki de Cypher'in Matrix'e balanma istei, grnd kadar haince deildir. (Ve dnyay
yneten kader ise, Cypher bu karan vermek zorundayd.) Bu sorulan cevap-landrabilmek iin, kader
ve zgrln doasna bakmamz gerekir.
zgrlk
"Siz buna zgrlk m diyorsunuz?" diye sorar Cypher, Trinity'e. "Btn yaptm, onun benden
yapmam istedii eyler. Eer bunla Matrix arasnda bir seim yapmak zorundaysam, Matrix'i
seerim." Cypher dokuz yl boyunca Morpheus'tan emir aldktan sonra, Mat-rix'te zengin bir aktr
hayatn, Nebuchadnezzar'n gvertesindeki sefil hayatyla dei toku etmeyi ister. En azndan
Matrix'te, kimseden emir almyor gibidir.
104
zgr olmak ksmen, kimse tarafndan mecbur braklmamak, kimse tarafndan snrlandrlmamak
anlamna gelir. Eer biri, siz aksini isterken, sizi bir ey yapmaya zorluyorsa, veya istediiniz bir eyi
yapmanz engelliyorsa, zgr deilsinizdir. Bu zgrlk tr genellikle "olumsuz zgrlk" veya "bir
eyden azat olma" olarak adlandrlr; nk bu gr zgrl eylemde bulunmann nnde belirli
engellerin yokluuyla tutarl bir ey olarak tanmlar.
Matrix'e balanmakla Cypher, Morpheus'tan kurtulacaktr. Peki gerekten zgr olacak m? Birok
kii "Hayr" diyecektir, nk Cypher, Matrix'te belirli eylerin nasl olmas gerektiine karar verme
inisiyatifine sahip olmayacaktr. "Olumlu zgrlk" veya "bir eye zgr olmak" denilen eyden
yoksun olacaktr, nk bir ey yapacak iradeye sahip olmayacaktr.
Bu byk bir kayp m? Bir eyi kendiniz iin seme yetenei, gerekten de byle deerli bir ey mi?
Byk Alman dnr Immanuel Kant yle dnyor. Kant'a gre, doas gerei deerli -kendi iin
ve kendinde iyi- olan tek ey rasyonel seimler yapabilme yeteneidir. yle syler: "Dnyada ve
tesinde, iyi isten *good will+ niteliine sahip olmayan iyi bir ey tasavvur etmek imknszdr."(*
Ahlak Metafiziinin Temellendirilmesi. Immanuel Kant.) Kant iin iyi. bir hayata sahip olup
olmadma belirleyen ey, yaadnz tecrbeler deil, yaptnz seimlerdir. Eer her zaman doru
eyi yapmaya uramsanz, istediiniz eyleri gerekletiremeseniz bile, siz iyi bir insansnzda".
Deneyim Makinesi
Harvardl felsefeci Robert Nozick, kendi seimlerinizi yapmann nemini resmetmek iin, aadaki
dnce deneyini ileri srer:
Varsayn ki bir deneyim makinesi var ve isteiniz btn deneyimleri size sunabiliyor. Bir sper
nropsikolog beyninize uyaranlar gn-

105
derebilir ve siz byk bir kitap yazdnz veya bir arkada edindiinizi veya ilgin bir kitap
okuduunuzu dnp hissedebilirsiniz. Fakat btn bu sre boyunca beyninize elektrotlar balanm
ekilde bir tpn iindesiniz. Makineye hayatnz boyunca balanmak ve hayatnzn deneyimlerini
nceden programlamak ister misiniz? Baz arzu edilir deneyimleri karmaktan korkuyorsanz, baz
firmalarn bakalarnn deneyimlerini iyice aratrdn da varsayabiliriz. Bylece onlarn hazrlad
byk bir ktphaneden veya bir bfeden istediiniz deneyimleri, rnein nnzdeki iki yln
deneyimlerini seebilirsiniz. ki yl getikten sonra on dakikalna veya on saatliine tpten kp yeni
iki yln deneyimlerini seebilirsiniz. Elbette tpn iindeyken orada olduunuzu bilmeyecek, olaylarn
bizzat olduunu sanacaksnz. Herkes tpe balysa, kim hizmet verecek sorularndan kanmak iin
varsayabiliriz ki, dier insanlar da istedikleri deneyimleri yaamak iin tpe balanabilir. Dierlerine
hizmet etmek iin tpn dnda yaamak zorunda kalnmaz. Tpe konmay ister misiniz? Hayatmz
hissetme biimimiz dnda dert ettiimiz baka bir ey var m?(* Robert Nozick. Anarchy. State, and
Utopia (NewYork: Basic Books. 1974). s. 42-43)
Nozick'in deneyim makinesiyle Matrix arasnda birok paralellik var. Her ikiside bir tpn iinde
yzmeyi ieriyor, her ikisi de bir insann beynini dorudan uyaryor ve her ikisi de gerek
dnyadakiler-den ayrt edilemeyen deneyimler retiyor. kisi arasndaki tek fark, Nozick'in
senaryosunda insanlarn iki yl arayla kablolarndan kurtulmas. Matrix'te insan, genellikle btn
hayat boyunca bal kalyor.
Neden bir deneyim makinesine balanmayalm? Nozick sebep ileri sryor:
lk olarak biz belli eyleri sadece yapmay deneyimlemek deil, yapmak isteriz.... *Tpe+ balanmamak
iin baka bir sebep de, bizim belirli bir biimde, belirli bir insan olmak istememizdir. Bir tankn iinde
yzen bir insan, aciz bir et yndr. Bir tankn iinde bulun-
106
mu bir insann nasl bir insan olduunu sylemek imknszdr. Cesur mu, nazik mi, zeki mi, akac m,
sevgi dolu mu? Sylemek zor olmakla kalmaz, kiinin *bunlardan biri+ olmas imknsz...nc
olarak, bir deneyim makinesine balanmak bizi insan yapm gereklikle, insanlarn kendi elleriyle ina
edebileceinden daha nemli veya daha derin olmayan bir dnyayla snrlandrr. Daha derin bir
gerei deneyimlemek iin, bu geree fiilen dokunmaya ihtiya yoktur.
Bir zamanlar nl bir felsefecinin syledii gibi olmak, yapmaktr. Deneyim makinesine bal olan
insanlar hibir ey yapmazlar. Hibir seim yapmaz, hibir eylemde bulunmazlar. Bunun bir sonucu
olarak bir karaktere sahip deillerdir. Ne kt, ne erdemlidirler, nk hayadan boyunca sorumlu
tutulacaklar hibir ey yapmamlardr. Nozick'in dile getirdii gibi bu insanlar yalnzca "aciz bir et
yndr."
Deneyim makinesinde yaayanlarn hayatndan deerli bir eyler eksik gibi grnmektedir. Gerek
seimler yapamadklar zaman, gerek insanlar olamazlar. Bununla birlikte Kahin'in zerine kuku
drd ey, gerek dnyadaki insanlarn gerek seimler yapp yapamayacaklardr. Gerekten
insanlarn nnde hakiki seenekler var m, yoksa seimler nceden belirlenmi mi?
Kader
Matrix'teki Kahin -tpk Delphi'deki Kahin gibi- gelecei syleyen bir rahibedir. Delphi'deki Kahin'e
grleri, bir maarada bulunan ve iinden Apollon'un nefesi olduuna inanlan bir gaz kan bir
atlan zerine yerletirilmi ayakl bir sandalyede gelir. Matrix filmindeki Kahin, onu ilk
grdmzde, iinden yeni pimi kurabiyelerin kokusu gelen bir frnn yanna konmu ayakl bir
sandalyede oturu-yordur. (Delphi'deki atlaktan gelen gazlar kesilince, Yunanl rahipler maarada
gzelavratotu ve tatula yakmlar ve bunlardan kan
107
dumanlarnda ok gzel kehanetler rettiini bulgulamlar. Filmdeki Kahin'in sigara iiyor olmas,
belki de Delphi'deki Kahin'in tarihindeki bu olaya bir gndermede bulunuyor.) Her iki Kahin'in de
kutsal odalarnn giriinde "Kendini Bil" ifadesi yer almaktadr. Ne var ki Matrix filmindeki, Delphi'de
olduu gibi Yunanca deil, Latince'dir.
Antik Yunan krallar ve generalleri, ilk nce Delphi'deki Kahin'e danmadan hibir byk projeye
girimezlerdi. rnein Byk skender sava iin toplanma arsna balamadan nce, Kahin'e akl
danmak iin Delphi'ye gitmitir. Efsaneye gre oraya vardnda Kahin yerinde yoktur. Gelecek
planlarnn baarl olup olmayacan bir an nce renme isteiyle Kahin'in izini bulur ve onu bir
ngrde bulunmaya zorlar. Kahin'in ylgnlk iin de yle bard sylenir: "Ah ocuk seni hibir ey
durduramyor!" skender bu alameti olumluya yorar ve dnyay fethetmeye kar.
Gelecei gren insanlarn kehanetlerine inananlar, genellikle kadere de inanr. Kaderci dediimiz bu
insanlar, baz eylerin insanlar ne yaparsa yapsn gerekleeceine inanr. rnein Oedipus vakas. Bir
kahin Oedipus'un babasn ldrp annesiyle evlenecei kehanetinde bulunur. Oedipus byle
korkun bir kaderden kamak iin byd kenti terk eder, fakat tam olarak Kahin'in ngrd eyi
yapmakla nihayet bulur.
Felsefeci Richard Taylor, baz olaylarn, dier olaylar ne olursa olsun gerekleeceini syleyen
geleneksel kader kavramn "an derecede suni" bulmaktadr; nk olaylara baka olaylarn sebep
olduu gereini gz ard etmektedir. Geleneksel kavrama gre, der, "Btn tarihte tek bir kaderci
bulmak ok zor olacaktr."(* Richard Taylor. Metaphysics (Englewod Cliffs: Prencice Hall. 1974) s.59.)
Tam olarak anlaldnda, der, "Kadercilik olan her ey kanlmaz demek-tir."(** A.g.e.) Matrix'te de
Kahin'in kehanetlerinin doruluunu hesaba katarsak, kadercilik benimsenmesi en aklc gr
olacaktr.
108
limimutlak
"Kahin her eyi biliyor mu?" diye sorar Neo kadnn dairesine giderken. "*Ona sorsan+ yeterince
bildiini syleyecektir," diye yantlar Morpheus. Eer Kahin gerekten de her eyi biliyorsa -eer
limimut-lak ise- o zaman yalnzca olmu olanlar deil, olacaklar da biliyordur. Neo'un vazoyu
devireceini, Morpheus'un O'nu bulacan ve Ne-o'nun kendi hayat ile Morpheus'un hayat arasnda
bir seim yapmak zorunda kalacan doru bir ekilde bilmesi bu karakterin inanrln glendiriyor.
Neo'nun bir eyi, belki gelecek hayatn beklediini sylyor ve Neo lmeden (kalp attan durmadan)
ve Trinity'nin p-cyle "dirilmeden" nce O haline gelmiyor. Buradaki sorun, Kahin'in gelecei
bilmesinin, zgr iradeyi yok eder grnmesidir.
limimulaklkla zgr irade arasndaki grnr eliki Hristiyan Teologlarca ok iyi bilinir. Tanr,
geleneksel Hristiyan kavrayta, ka-dirimutlak (her eye gc yeten), limimutlak (her eyi bilen) ve
mutlak iyidir. Hristiyanlar ayn ekilde geleneksel olarak insanlarn zgr iradeye sahip olduuna
inanr. Fakat eer Tanr yaptmz her eyi biliyorsa, yaptmz hibir eyde zgr deiliz gibi
grnmektedir. Bir ortaa devlet adam ve dnr olan felsefeci Boethius (480-524) bu ikileme ilk
ve en ak cevaplardan birini vermitir:
"yle grnyor ki," dedim, "Tanr'nn evrensel nceden bilgisinin varlyla herhangi bir karar verme
zgrl arasnda byk bir eliki var. nk eer Tanr her eyi nceden gryorsa ve hibir eyde
yanlamazsa, sonu, lah Takdir'in grd her ey olacak demektir... Bu bir yana, ben eer mevcut
bir eyi biliyorsam, o yle olmak zorundadr; bu yzden bir eyin olacan biliyorsam, o olmak
zorundadr. Buradan nceden bilginin gereklemesinin kanlmaz olduu sonucu kar. "(* Boethius
Consolotaion of Philosophy. 5.Kitap. v. W.V. Cooper (Londra: Dent, 1902) s. 145-147)

109
Boethius'un varmaya alt yer uras: Eer bir insan bir eyin olacan biliyorsa, onun olaca
dorudur; nk insan yanl olan bir eyi bilemez. rnein 1+1'in olduunu bilemezsiniz, nk
1+1= 3 deildir. Bir eyin olaca doruysa, olmamas mmkn deildir. Eer yarn gnein doaca
doruysa, yarn gne domak zorundadr, aksi halde ifade doru olamaz. O halde, eer bir insan bir
eyin olacan biliyorsa, o olmak zorundadr. Fakat eer olmak zo-rundaysa -yani kanlmazsa- o
zaman hi kimse onu engelleme zgrlne sahip deildir. limimutlakln bedeli zgrlktr.
Her ne kadar Boethius limimutlaklk ile zgr irade arasndaki grnr elimeden, Tanr zamann
dnda olduu takdirde kanla-bileceini dnm olsa da, Prebiteryen Kilisesi'nin kurucusu ve
byk Protestan reformcu John Calvin (1509-1564) Tann zamann dnda var olduu iindir ki hi
kimsenin kendi kaderini deitiremeyeceini dnmtr. yle yazar:
Tanr'ya nceden bilgi atfettiimiz zaman, imdiye kadar var olan her eyin O'nun gzlerinde zaman
d varolduunu syleriz, yle ki O'nun bilgisi ne gelecek ne gemi bilgisidir, fakat var olan her eyin
bilgisidir; ve bu ekilde mevcut olunca, onlar, tpk bizim hatrladmz eylerin zihnimizde belirmesi
gibi, yalnzca Zihnin'de biimlenen fikirler olarak grmez, fakat onlar sanki bizzat nnde se-riliymi
gibi grr. Ve bu nceden bilme btn dnyay ve btn yaratklar kapsar. Aln yazs dediimiz ey,
Tanr'nn kendinde, insanolunun her bir yesinin ne olacana karar verdii ilahi muhakemedir.
Hepsi ayn kaderle yaratlmadklar iin, bazlar sonsuz yaama kavuurken, dierlerini sonsuz lanet
beklemektedir.
Calvin'in grne gre, Tanr tek bir bakta btn hayatlarn her ann grr. Hayatlarmz Tann'nn
nnde bir film eridi gibi
110
almtr. Hayatmzdaki her olay tpk film eridinin her karesi gibi belirlenmitir. Sonu olarak Calvin
bazlarmzn aln yazsnda cennete gitmek, bazlarmzn cehenneme gitmek olduuna ve bu konuda
hibir ey yapamayacamza inanyordu.
Buna, Tann'nn sizin neleri seeceinizi bilmekle beraber, onlar sizin iin semediini syleyerek itiraz
edebilirsiniz. Bu hakl bir itiraz olabilir, fakat konumuzla ilgisi yoktur; nk ancak bir eyi yapmaktan
kanabiliyorsak, o eyi yapmakta zgrzdr. Eer kanamayacanz bir ey yapyorsanz -ki Tanr
nceden gryorsa kanlmaz olmaldr- o zaman yaptnz zgr bir eylem olamaz.
limimutlak ve zgr irade birbiriyle eliir grnyor. Eer biri her eyi biliyorsa, o zaman hi kimse
zgr iradeye sahip olamaz. Bu kahinler iin de geerlidir. rnein, eer Tann her eyi biliyorsa, kendi
geleceini de biliyordur. Fakat bu doruysa, O'nun gelecei de belirlenmitir ve O bile bunu
deitirecek gce sahip deildir. O halde limimutlaklk, yalnzca zgr iradeyi deil, ayn zamanda
kadirimut-lakl da bir seenek olmaktan karr. Hi kimse -hatta Tann bile -ayn anda hem
limimutlak, hem kadirimutlak olamaz. Bazlar bunun, geleneksel kavraytaki Tann'nn varln
yanlladn iddia etmektedir.
Kadirimutlak olmak her eyi yapabilmek demek deildir, mmkn olan her eyi yapabilmek demektir.
Byk Katolik teolog Thomas Aquinas'n gzlemledii gibi, "eliki ima eden hibir ey kutsal
kadirimutlakla dahil deildir, nk eliik olan olanakl deildir. O halde Tanr'nn yaplamayacak
eyleri yapamayacan sylemek gerekir." rnein Tanr yuvarlak bir kare yapamaz, nk byle bir
ey mmkn deildir. Hibir ey ayn anda hem yuvarlak, hem kare
111
olamaz. Fakat bu O'nun kadirimutlakln zedelemez, nk kadiri-mutlak bir varlktan ancak
mantksal olarak mmkn olan eyi yapabilmesi beklenir.
Ayn dnceler limimutlaklk kavram iin de geerlidir. limi-mutlak bir varlk her eyi bilen bir
varlk deil, mantksal olarak bilinmesi mmkn olan her eyi bilen bir varlktr. Bu yzden, eer
gelecei bilmek mantksal olarak imkanszsa, limimutlak ne kdirimut-lakla, ne de zgr iradeyle
eliir.
Gelecei bilmekte bir paradoks havas vardr; nk bir sonucun sebebi nceleyemeyecei ilkesini
iner grnmektedir. Bir eyi ancak gerekletikten sonra grebiliriz. Ne var ki gelecek olaylar henz
gereklememi olaylardr. O halde gelecekteki bir olay grmek hem olmu, hem henz olmam
olan ima eder grnmektedir ve bu mantksal olarak imknszdr.
Bununla birlikte gelecei grmeden baka bilme yollan da vardr. Varsayalm ki yere bir bardak st
dktnz. O daha yere demeden nce onun etrafa salacam bilirsiniz. Bilginiz medyumlara zg
herhangi bir zihinsel gten deil, doa yasalar bilginizden gelir. Belirli bir boyda veya arlktaki
herhangi bir nesneyi yere yakn bir yerden braktnzda onu yere dtn bilirsiniz. nk doal
nesneler, doa yasalarna boyun eer, gelecek henz var olmasa da onlarn neler yapabileceklerini
bilebilirsiniz. Yani nceden bilme mmkndr.
Kahin bize gelecei bildiini sylemez. Neo vazoyu krdktan sonra ona "Nasl bildin..?" diye
sorduunda, yle yant verir: "Sonradan kafana srekli taklacak olan soru u, eer bir ey
sylemeseydim, yine de vazoyu kracak miydin?" Belki de Kahin bir insan sarrafdr ve baz insanlann
baz durumlarda nasl davranacaklarn biliyordur. Byle bile olsa zgr iradenin gelecei tehlikededir.
nk insan davranlar psikolojik yasalar temelinde yzde yz ngrlebilir ise, bu eylemler zgr
eylemler olarak grlemez.
112
Belirlenimcilik
Tam anlamyla limimutlak bir varlk, yalnzca dnyay deil, dnyay yneten yasalar hakknda da
bilinmesi gereken her eyi bilecektir. Bu bilgiyle (ve yeterli bir hesap gcyle) byle bir varlk evrenin
btn geleceini ngrebilir. Veya en azndan Fransz fiziki Pierre Simon de Laplace byle sylyor:
Doay harekete geiren btn kuvvetleri ve bunlar oluturan varlklarn ilikili durumlarn
kavrayabilen ve bu verileri analiz etmeye ve evrendeki en byk cisimlerle en kk atomlar ayn
formlde kucaklamaya yetecek byklkte bir zek var olsayd, bu zek iin hibir ey belirsiz olmaz,
gelecek, tpk gemi gibi, bu zeknn gzleri nnde ayn anda mevcut olutdu.
Laplace'n cini -o bu zeky yle adlandryor- evrendeki her eyin geleceini bilecektir.. Herhangi bir
eyin varoluunun herhangi bir annda nerede ve ne durumda olacan kesin olarak syleyebilecekti.
Byle bir dnyada -birok insan bunun bizim dnyamz olduunu dnyor- hibir zgr irade var
olamaz.
Laplace'n zihinsel deneyi btn olaylarn bir nedeni olduu varsaymna dayanr. Nedensel
belirlenimcilik olarak bilinen bu bak as, nedensiz hibir eyin var olmadna ve ayn nedenin hep
ayn sonuca yol atna inanr. Demek ki herhangi bir zamandaki bir evren ve onu yneten yasalar
verili ise, tek bir mmkn gelecek vardr. Eer evreni gemiteki herhangi bir zamana "geri sarabilsek"
(tpk bir kaseti geri sarar gibi), sonra da doay kendi haline braksak, her ey tpk eskiden
gerekletii gibi gerekleir. nk herhangi bir eye ak hibir ok-. tan semeli eylem yoktur, hi
kimse zgr bir biimde ifa etmez.
Tmyle belirlenimci bir dnyada, hi kimse eylemlerinden dolay sorumlu tutulamaz, nk
yaptklar hibir ey onlarn inisiyatifin-
113
de deildir. Bilim adamlar davranlarmzn temel belirleyicisinin genler mi -veya doamz m- yoksa
yetitirilmemiz mi -sosyal etkiler mi- olduu konusunda fikir birliine varamamlardr. Bununla
birlikte doa m yetitirme mi tartmasnn her iki taraf da, davranlarmza bizim dmzdaki
glerin neden olduu konusunda hem fikirdirler. Hi kimsenin programlanm olduundan baka
trl davrana-mayaca gereini kabul eden psikolog B.F. Skinner insanlarn zgr iradeye sahip
olduu nosyonundan ve bununla birlikte yaptklar eyden dolay cezalandrlp dllendirilmeleri
gerektii nosyonundan vazgememiz gerektiini ileri srmektedir. Nedensel olarak belirlenmi bir
dnyada yanl veya doru olamaz. Eer gerek dnya byle bir dnyaysa, bu dnyada yaayanlarn,
Matrix'in dnyasnda yaayanlardan daha iyi durumda olduu sylenemez.
Antik Yunan felsefecisi Epikr (.. 341- 270) btn olaylara baka olaylarn neden olduu bir
dnyada zgr iradenin olamayacan fark etmitir. zgr iradenin nasl mmkn olduunu
aklamak iin atomlarn uzam iinde hareket ederken tesadfi olarak "yoldan saptklarn" ileri
srmtr. lgin bir biimde, birok modern fiziki baz olaylarn - rnein bir atomun radyoaktif
bozunumunun- tmyle tesadfi, yani nedensiz olduunda Epikr ile ayn fikirdedir. stelik bazlar
bunun zgr iradeye olan inancmz akladna inanmaktadr. rnein, fiziki Sir Arthur Eddington
unlar yazmaktadr: "Bugnn fiziinden belirlenimcilii atm olan kuramsal devrim, bu hareketiyle
insan eylemlerinin tmyle nceden belirlenebilir olduu varsaymn gereksiz hale getiren nemli bir
sonuca sahiptir." Gelecek aktr, nk birden fazla ekilde ortaya kabilir. Bu tek bana zgr
iradenin varln tesis edemiyor olsa da (bir insan belirlenmi bir olay kadar tesadfi bir olaydan da
sorumlu tutulamaz), en azndan zgr iradeyi mmkn klar.
114
Bu Sizin Hayatnz
Varsayalm ki bit pazarn dolarken, zerinizde adnzn yazl'ol-duu eski, tozlu bir kitaba rastladnz.
rktnz ve ilk sayfay evirip okumaya baladnz. Kitap sizin doum yerinizi ve tarihinizi kesin bir
ekilde bildirerek balyor. Okumaya devam ediyorsunuz ve kitabn hayatnzn btn belli bal
olaylarn doru bir ekilde sraladn gryorsunuz. Sayfalan atlayp o gnn tarihine geliyorsunuz
ve o sayfada bit pazarna gittiinizi ve zerinizde adnzn yazl olduu bir kitab bulduunuzu
okuyorsunuz (Btn cmleler imdiki zamanda yazlm). Olaylar ok yeni, fakat kitap ok eskidir,
kendinize btn bunlar kimin bilebileceini soruyorsunuz. Ne var ki kitap orada bitmiyor.
nnzdeki yllar iin yazlm blmler de var. Birka satr daha ilerliyorsunuz ve saat 6:00'da
arabanza atlayp pazardan ayrld-nz okuyorsunuz. Bu kitap gemiiniz hakkndaki hibir eyde
yanlmamtr. Bu, sz edilen saatte bit pazarndan ayrlmann alnnzda yazl olduu anlamna m
geliyor? Saat alty geirene kadar bir bankn zerinde oturup bu ngry yanllayamaz msnz?
Bunu kesinlikle yapabilirsiniz gibi grnyor. Nedenselci belirlenimciliin doru olduu bir dnyada
bile, bir ngry bilmek onun yanllan-masna yol aabilir. Laplace'n cini -veya bu adan herhangi
bir kahin-insanlarn hayat hakknda, ancak bu insanlar bunu bilmiyorsa, kesin ngrlerde
bulunabilir.
Ne var ki Matrix filmindeki karakterler, Kahin'in ngrlerinden haberdardrlar ve fakat ngrler
yine de gerekleir. Bu Kahin'in gelecei ngrmek yerine, onu fiilen biimlendirdii anlamna gelir.
Kehanetleri kendi kendilerini gerekletirmektedirler, nk kehanet, tpk borsadaki kazan
beklentisinin kazanca yol amas gibi kendi hakikatini yaratmaktadr. Demek ki Kahin'in baarsn
aklayabilmek iin onu gelecei bildiini, gelecein belirlenmi olduunu var-
115
saymak zorunda deiliz. Sadece ona akl dananlarn onun gelecei bildiine inandn varsaymamz
yeterli olacaktr.
Morpheus, Kahin'in gelecei biimlendirmekteki faal rolnn farknda gibidir. Kahin'i grmeye
giderlerken Neo ona, Kahin'in her zaman hakl olup olmadn sorduunda, Morpheus u ekilde
cevap verir: "Yanl veya doru terimleriyle dnme. O bir rehber Neo. Sana yolu bulmanda yardmc
olabilir." atda, Neo, den bir helikopterden Trinity'i mucizevi bir ekilde kurtardnda, Morpheus
sorar, "Artk inanyor musun Trinity *Neo'nun O olduuna+?" Neo Morphe-us'a Kahin'in ona
sylediklerini anlatmak iin azn atnda Morpheus onun szn keser, "O sana tam duyman
gerekenleri syledi. O kadar." Anlalyor ki Kahin bir amaca sahip ve bu amaca ulamak iin gerekli
olduunu dnd eyleri sylyor.
Bizzat Kahin, Neo'nun ona vazoyu kracan nereden bildii sorusuna cevapta bunu ele verir: "Daha
sonra kafan kurcalayp duracak olan soru u olacak, eer hibir ey sylemeseydim, yine de onu krar
miydin?" Cevap, elbette, "Hayr." Vazonun krlmasna sebep olan ey, onun vazodan bahsetmesidir.
Morpheus bizi "Yolu bilmekle, yolda yrmenin farkl olduu" konusunda bilgilendirir. Kahin ona
gelenleri, bilgisine inanmaya tevik ederek, yolda yrtr. Ancak durum buysa -yani Kahin'in nceden
bilmesi gerek deil fakat yalnzca bir grn ise- Neo hayatn kontrol edebilir ve her eyin -akl
snrlan iinde- mmkn olduu bir dnyada yaayabilin

Sahne 3
Ahlakn ve Dinin Tavan Deliinden Aa

9
Kak Yok: Budist Bir Ayna
MICHAEL BRANNIGAN
"Anlalan kader ironiden anlamyor," diyor Morpheus. Ne yazk ki tarih de yle. Buda'nn oluna
"zincir" veya "engel" anlamna gelen "Rahula" ismini koymas ok reticidir. Sonradan "uyanm
olan" anlamna gelen "Buda" ismini alan prens Siddharta Gautama da, yirmi bir yanda, iini kemiren,
"bizi harekete geiren" soruyu, yani varolula ilgili bir eylerin kkten yanl olduu duygusunu
zmek iin rahat hayatn terk etmiti. Aydnlanmaya vardktan, hakikate "uyandktan" sonra, Rahula
onun mritlerinden biri haline geldi. Klasik Budist metinlerden biri olan Majihima-nikaya'dak bir
pasajda, "uyanm olan" ayna imgesini kullanarak olu "zincirlenmi olana" ders verir.
Bunun hakknda ne dnyorsun Rahula? Bir aynann amac nedir? Amac yansmaktr, rahip
efendim.
yle bile olsa Rahula, bir eylem bir bedenle yaplr (ancak) tekrar eden refleksiyonla; bir eylem bir
konumayla... bir zihinle yaplr (ancak) tekrar eden refleksiyonla *italikler bana aittir+ .
Yanstma
Buda'nn aynann yanstmasndan iki kere bahsettiine dikkat edin. Ayna, ilk nce, yanstr. Ayna
netliin cisimlemesidir, nnde
119
olan karr. Bu yzden ayna Taoist ve Budist retilerde, zellikle Zen Budizm'de ortak metafordur.
Bu retiler bize ayna gibi olmay, temiz bir zihne, bir "ayna-zihne", kalabalk ve dank olmayan,
zgr ve yani bo bir zihne sahip olmay salk verir. Bir ayna-zihin tpk bir ayna gibi nne geleni
yanstr. Aynmda bulunmaz. Hayallere(* mage kelimesini burada ve daha sonra, raygn tutumun
aksine "imge" ve "imaj" deil, "hayal" olarak evirdim (.n.)) de sarlmaz.
Matrix'te aynann birok nemli yerde kullanldm grrz. Bay Rhineheart Neo'yu azarlarken, cam
temizleyicileri Matrix'i simgeleyen sabunlu sulan silerler. Ajan Smith'in gne gzlkleri Thomas
Anderson ile Neo'nun iki kimliini belli belirsiz yanstrken, Morphe-us'un ayna caml gzlkleri daha
net yanstr. Bu gzlklerin yalnzca Matrix'te ve ykleme programnda takldna, fakat gerek
dnyada taklmadna dikkatinizi ekerim. Yine Morpheus'un Neo'ya teklif ettii krmz ve mavi hap
kard kutu da aynaldr.
Fakat filmin aynay en dramatik bir biimde kulland sahne, Neo krmz hap yuttuktan hemen sonra
gelir. Damla damla akan aynayla bylenmi olan Neo, ona dokunur ve slak ayna nce kolunu, sonra
btn bedenini kaplar. Neo gerei kefetme yolculuunda "tavan ininden aa" dmeden nce,
tepeden trnaa ayna kesilir. Mat-rix'ten atldktan sonra, kendini kanalizasyonda rlplak bulur.
Yunanca hakikat anlamna gelen alethia kelimesi, ayrca "plaklk" anlamna gelir ve plak gerei
akla getirir. Neo'nun ayna bakalam bylece onu ilk gerek uyanmasna; gerek olduunu
sandmz eylerin aslnda programlan bir yanlsama, "bizi hkimiyet altnda tutmak iin
bilgisayarlar tarafndan retilmi bir d dnyas..." olduu gereine tar.
Ayna-yanstma metaforunun en derin kullanmna Kahin'in dairesini grdmz sahnede rastlarz.
Bu sahnede tam Lotus duruunda oturan ve telekinetik gle kaklar een, Budist bir rahip gibi gi-
120
yinmi bir ocuk vardr. Ka Neo'ya tutarak kaldrnca, biz Neo'nun kaktaki yansmasn grrz.
Bu, ocuun Neo'ya iki kelimeyle aktard, en nemli dersi temsil eder: "Kak yok."
Buradaki Budizm ile paralellik arpcdr. ok iyi bilinen Budist bir mesel veya mondo vardr. Bu
meselde rahip rzgrda dalgalanan bir baya seyreder. Rahiplerden biri bayran dalgalanmasna
dikkat eker. kinci rahip, gerekte bir bayrak olmadn, fakat onu hareket ettiren bir rzgr
olduunu syleyerek tepki verir. nc rahip ikisini de azarlar. Ne bayran ne de rzgrn hareket
ettiini syler. "Hareket eden sizin zihninizdir." Budist mesaj aktr. Eilen kak deildir, nk kak
yoktur. Yalnzca zihin vardr.
Dahas, kak olmad iin, ayna-yanstma bize, yansyan hayallere ok fazla nem atfetmememe
hususunda dikkatli olmamz gerektiini hatrlatr. Hayaller yalnzca hayallerdir; ne fazla, ne eksik. Bir
kak olmad iin, bir anlamda ayna da yoktur ve aynada yansyan dnya sadece bir hayal, bir
yanlsamadr. Buda bu kta bize bildiimiz dnyann bir yanlsama, maya olduunu retir. Budist
hocalar yanlsamann doas hakknda ok tartmtr. Acaba bu, grdmz ve dokunduumuz
dnyann gerekte var olmad anlamna m gelir? Matrix'in konusu ite bu metafizik yorumdur.
te yandan, zellikle Mayhayana okulundan birok Budist, dnyann yanlsamal doasnn bizim
dnyaya dair bilgimizle ilgili olduunu ileri srmtr. Yani, somut dnya vardr, fakat bizim bu
gerei alglaymz ve bu geree bakmz, gerekliin kendisiyle rt-mez. Benim Eiffel Kulesi
fotorafmn Eiffel kulesi olmamas gibi, aynadaki hayal de onun nndeki gereklii yanstmaz. Tpk
Zen Bu-distlerin syledii gibi, Ay' gsteren parmak Ay deildir. Bizim kafamz kartran ey hayali
gereklik sanmamzdr. Dier yandan bizim iin gerek olan tanmlayan ve yorumlayan bizim
zihnimizdir. Budist retilerin bizi koparmak istedii ey, bilgi kuramsal yanlsamadr. Bunu
yapabilmek iin, zihnimizi zgrletirmeliyiz.
121
En nemlisi, zihnimizi bamsz, deimez bir nefs(*self, kendi diye de evrilebilirdi, y.)den
kurtarmaktr. Aynann nnde durup kendimizi grsek de, hayalimiz bizim gerekte ne olduumuz
hakknda hibir ey iermez. Bu, Budist retinin ekirdeidir, yani, tpk kak diye bir ey olmad
gibi, nefs diye bir ey de yoktur. Ve eer kak yoksa, Neo'da yoktur. Budistler iin nefs diye bamsz
ve ayr bir varlk yoktur. Bu nefsin yokluu haline anatman denir. Demek ki aynay yanl bir ekilde
kullanabiliriz. Nefs'in bir yanlsamasn kuvvetlendirmek iin kullanabiliriz. Bu nefs-tir bizim iin yle
tketicidir ki, bir aynann yokluu sinir bozucu ve endie verici olabilir. Otantik olmayan dnyamzda,
nefs'in ve ayrln yanlsamasn salamlatrmak iin aynalara ihtiya duyarz.
imdi Buda'nn oluna rettiklerine dnelim ve onun aynaya atfettii, zihinsel dnm(**
reflection ngilizce de hem yans hem derin dnme anlamlarna gelir. Buda'nn meselinde bu kelime
ift anlaml kullanlmtr, v.) inceleme, eyay dnme sembol olan anlamlara bakalm. Oluna
dikkatli dnmn, eylemden nce gelmesi gerektiini retiyor. Daha nemlisi Rahula'y eyleminin
btn dier eyler zerindeki etkilerinin farknda olmadan eylemde bulunmaya kar uyarr.
Rahula, eer dnrsen unu bulursun: "Bedenle yapmay arzuladm eylem, bedenimin bir
eylemidir ve bana zarar verir, tekine zarar verir, her ikisine zarar verir; bedenin bu eylemi
acemicedir, kr kayg, sonucu kaygdr" byle bir beden eylemi kesinlikle senin ta-rafndan
yaplmamaldr Rahula.(*** A.g.e)
Bu, Budizmin en hayati gizli eilimine, pratityasamutpada'ya baml kken fikrine iaret eder. Baml
kken, znde var olan her eyin birbiriyle i ie getii ve eyada doal bir i balantnn olduu
anlamna gelir. Demek ki hibir ey bamsz ve ayr deildir.
122
Hal byle olunca, Budist reti anicca'ya gre hibir ey srekli deildir, her ey deiir. Hibir ey
bamsz ve srekli deildir, bir "nefs" bile. Ne var ki biz hl sreklilik ve nefs fikrine yapr dururuz.
Bu bizim ac duymamza sebep olur veya dukkha'ya. Dukkha'nn kelime anlam "yerinden kma" dr.
Artk elimizde Budist aret var: anicca (her ey deiir), anatman (nefs yoktur) ve Dukkha (ac
ekme evrenseldir). Buda her durumda oluna btn her eyin birbiriyle balantl olduunu,
eylemlerimizin bakalarn etkilediini ve eyleme gemeden nce bunun zerine dnmemiz
gerektiini hatrlatr.
Yanstmama
Ne var ki bu tr yanstma, bu zihinsel faaliyet, iki ucu keskin usturadr. Bir yanda dikkatli dnm ve
sorgulama bir zorunluluktur. Neo btn hayat boyunca eylerin grnr deerlerini kabul
etmemitir. Bir eylerin pek yolunda gitmediinden kukulanmaktadr. Choi'ye sorar, "Uyank m
yoksa hl d m gryor olduunu bilememe duygusunu hi hissetin mi?" Trinity bu yerinden
kma duygusunu tespit edebilir. "Neden uyuyamadm, neden yalnz olduunu ve neden her gece
bilgisayarn nnde oturduunu biliyorum. Onu aryorsun. Biliyorum, nk ben de bir zamanlar ayn
eyi aryordum." Ve Neo'dan dinleme cihazn karmadan nce ona yle syler. "Yolu biliyorsun.
Tam nerede bittiini biliyorsun. Ve orada olmak istemediini biliyorum." lk karlamalarnda
Morpheus Neo'ya unlar syler. "Uyanmak istedii iin grd her eyi kabul eden bir adam gibi
grnyorsun... Buradasn nk bir ey biliyorsun. Onu btn hayatn boyunca hissettin. Dnyada
bir eyler yanl. Ne olduunu bilmiyorsun, ama beyninin iinde bir kymk gibi, orada olduunu
biliyorsun."
te yandan Budist retiler, "kymk" yaratan eyin zihinlerimiz olduunu sylemekten asla
vazgemez. Zihin bizi birok dolambal yola sevk edebilir. Zihin bizim en byk dmanmz olabilir.
Neo ile
123
Morpheus arasndaki antrenman msabakalarn (Japoncas kumite) dnn. Bu sahne, dv
sanatlannda zihnin ok gl yerini, ok iyi bir ekilde gsterir. Neo, en az onun kadar ustalk
kazand Morp-heus'a hl yenilir. Niin? Morpheus yle syler: "Zayfln teknikle ilgili deil."
Neo'nun zayfl Morpheus'un kuvveti veya evikliliiyle ilgili deildir. Zaten kumite ykleme
programnda gerekleir. Morpheus Neo'yu zorlar, "Benim burada senden daha gl ve hzl
oluumun kaslarmla bir ilgisi olduunu mu sanyorsun? u anda soluduun ey sence hava m?" Ak
ki Neo'nun yenilmesine sebep olan onun zihnidir.
Btn mesele zihni zgrletirme meselesidir. Zihni zgrletirme, zihnin hibir yerde "durma"sna
izin vermemektir. nl Zen rahibi Takuan Soho (1573-1645) zgr olmayan zihne "alkonulmu zihin"
diyor. Takuan Soho Japonya'nn en nl iki kl ustas Miyamo-to Musashi ile Yagyu Munenori'ye ders
vermitir. "Kprdatlamaz Bilgeliin Gizli Kaytlar" Fudoishinmyoroku kitabnda Yagyu zihni
alkoymann felaketle sonulanacana dair uyarr:
Sana vurmak iin gelen klc ilk fark ettiinde, bu klc olduu yerde karlamay dnrsen, zihnin
klcn bu pozisyonunda duracaktr, kendi hareketlerin yaplmam kalacaktr ve rakibin tarafndan
kesileceksindir. te durmak bu anlama gelir.
Zihin, bilmek yerine dnd zaman, kendi haline brakmak yerine abalad zaman "durur."
Morpheus'un Neo'yu drtkleyip "Bana vurmaya alma, vur" demesinin sebebi budur. Zihin kendini
bedenden uzaa konumlandrd zaman durur. Zihin durduu zaman artk bedenle bir deildir. Dv
sanatlannda zihni zgrletirmek demek bir insann kendisiyle rakibi arasndaki boluu amas
demektir. nk nasl kak yoksa, rakip de yoktur.
124
Bu adan bakldnda Neo'nun Kahin ile karlamas onun zihnini zgrletirme konusundaki
yeteneksizliini gsterir. Aslnda -znde ruhsal bir eitim- olan eitiminde rendii teknikleri m-
kemmelletirmesine ramen, gerek doas hakknda kukulara ve korkulara sahiptir. Hatrlayn Kahin
Neo'ya asla O olmadn sylemiyor. Bunu syleyen Neo. Kahin, Neo'nun kukulan ve alkonmu zihni
iin bir ayna grevi gryor.
Zihni zgrletirme alkonmam bir zihne, "sabit" olmayan bir zihne sahip olmak demektir. O halde
zihni zgrletirmek, Zen Bu-distlerin mushin dedikleri "zihinsizlik" durumuna varmaktr. Bu zihinsizlik
durumu, yanstmama durumudur. Klcn teki yzdr. Buda bizden dnmemizi istiyor, fakat ayn
zamanda kendimizi dnmeden kurtarmamz retiyor. Bu yanstmama eninde sonunda zihni
zgrletiriyor. Morpheus srekli olarak Neo'ya zihnini zgrletirmesi gerektiinden bahsediyor.
Neo'nun hayat, tpk Matrix'in iindeki dier herkesin hayat gibi, "zihin iin bir hapishane"ye
dnyor. Zihni zgrletirmek, aklclatrma ve dnm engelini atmz, akln snrlarn
tandmz ve btn akln ve mantn kanlmaz olarak sert bir duvara arptn fark ettiimiz
zaman gerekleiyor. Bu "kanlmazn gerek sesidir."
Dnm engeli Neo zihinsizlik, yanstmama durumunu tecrbe ettii zaman paralanyor. Neo, Ajan
Smith tarafndan kalbinden vurulup ldnde ve Trinity hemen korkularndan kurtulup ona olan
akn belli ettiinde, bu onu canlandnyor. Trinity'nin dnm-nn bir rn olan kendi
korkulanndan kurtulmas, Neo'nun eski korkulardan kurtulmasn ve dirilmesini ateleyen kvlcm
oluyor; nk artk O olduuna tm kalbiyle inanmaktadr. Bu sahne pratit-yasamutpada'nn, akn
kurtarc, hatta hayat kurtarclnda var olan karlkl balln gl bir rneidir. Trinity'nin
kendine inanmas Neo'nun kendine inanmasn salamtr. Dahas onlarn inanc, dncenin al
koyduu zihinlerinde yerleik kuku ve korkular ken-
125
di haline brakmaktr. Zihnimizi ancak kendi haline brakarak zgrle-tirebiliriz. Budist aynada zihin
nihai Matrix'tir. Bir yanlsamaya balandmz zaman, grdmz ve yansttmz dnyann gerek
dnya olduuna kendimizi inandrdmz zaman, zihin bizi kleletirir.
Matrix, saysz Budist ima vastasyla aynann bu iki yannn -yanstmann ve yanstmamann- altn
izer: bildiimiz dnyann bir yanlsama olmas, zihnin ve zihni zgrletirmenin rolne srekli vurgu,
gerek dnya ile d dnyas arasndaki aynmlar, zihnin bir tutsa olmak yerine dorudan tecrbe ve
srekli eitimle uyanklln gereklilii.
Gerekten de Neo'nun Morpheus'la ilk karlamas bu konuya senfonik bir giritir. Bu sahne filmin
belli bal btn temalarnn ve hareketlerinin eksenindedir. zellikle Morpheus insani durumu ve
kmaz iaret ettii zaman: Bildiimiz haliyle dnya "zihin iin bir hapishanedir," der. Dikkat edin
Morpheus "zihin iin bir hapishane" diyor, "zihnin hapishanesi" demiyor. Bu ak bir ekilde bir umut
iaretidir. Eer Neo'nun hayat bir zihin hapishanesiyse serbest kalma ihtimali daha azdr. Fakat hayat
zihni iin bir hapishane haline gelmise, bu sz konusu hapishaneden kurtulmann mmkn olduu
anlamna gelir. stelik tam da zihin vastasyla, sadece zihni zgrletire-rek kurtulmak mmkndr.
Bu bize Budizmin Drt Soylu Dorusu'nu hatrlatr; zellikle sk sk hafife alnan nc Gerei. lk
doru dukkha'dr, yani hayatn tmyle acyla dolu olduu. kinci doru ac ekmenin kesin kaynann
tanba olmasdr, yani "alk" ve yapma. Burada a olan zihindir. Bu alk birok ballk yoluyla
kendini gsterir. zellikle srekli bir bene ballk olarak. nc doru bize, kendimizi ac ekmekten
kurtarabileceimizi syler. Bu umut mesaj anlamldr. Ac ekmenin kayna iimizde olduuna gre,
kurtuluun kayna da iimizdedir. Morpheus'un nerdii ite bu nc dorudur. Drdnc doru,
aada bahsedeceimiz, bizi acdan kurtaracak olan zor ve zahmetli yoldur ve Sekiz Katl Yol diye
bilinir. Nihayet Sekiz Katl Yol'un gize-
126
mi, zihni zgrletirmede yatmaktadr.
Matrix Budist Bir Film mi?
Matrix filmi ne kadar Budist? Btn Budist havasna karn, filmdeki en az drt ierik Budist
retilerle badamyor. lk olarak, filmin tmn kapsayan Zerdt bir ikicilik, iyi kt kartl var.
Eitim programnda Morpheus sistemi "dman" olarak ayn ediyor. Fakat ayn zamanda ya seim
sonucu ya da bilmeden sistemin bir paras olanlar da dahil ediyor. kicilik, Budizm'in en yksek iki
erdemi merhamet (kanna) ve efkat (metta) ile kesin olarak eliiyor. Bu erdemler btn duygulu
varlklar iin geerlidir ve dmanlarmzla dostlarmza ayrm gzetmeden, ayn ekilde
davranmamz gerektiriyor. Elbette bu, Budist ahlakn en zor yanlarndan biridir.
kinci olarak, an iddet sahneleri iddet kart (ahimsa) Budist retilere zt grnyor. Gerekten
de film, Neo'nun "silah, daha ok silah" talep etmesiyle ve Neo ile Trinity'e Morpheus'u kurtarmak
iin girdikleri binann korumalarn dpedz katlettirerek iddeti talandryor. Kukusuz btn bunlar,
bugnk seyircilere filmi cazip klma ticari amacn gzeten eyler. Film kendini bu ekilde satarak,
baz temel Budist ilkelerle eliiyor.
Budizm'e gre bir bodhisattva, aydnlanmaya erimi olan ve duyduu merhamet dolaysyla dier
insanlara rehberlik etmeyi seen bir varlktr. Bodhisattva'nn btn yaratklar kurtarma yemini,
kendini acy azaltma grevine adama, Budist ahlakn zdr. On yedinci yzyl Buditi Shantideva
bodbisattva'y "insanlarn yozlam kuaklar yznden aydnlanm kollarn asla indirmeyecek,
onlarn gnahkar savalar yznden dnyay kurtarma kararnda asla tereddt etmeyecek olan," diye
tarif eder.
Elbette bu iddet sahneleri gerekst olarak grlebilir. Yani, in-
127
san bu sahneleri sembolik olarak grp onlarn Budistlerin zehir dedikleri yanlsama, tamah ve
nefreti temsil eden zihnimizdeki iblislerin ykmn sembolize ettiklerini ileri srebilir. nl bodhisatt-
va'lardan biri Manusri'dir ve bu zehrin kafasn koparmak iin elinde bir klla dolarken
resmedilir.
nc olarak, filmdeki dil bazen ok kaba. Bu kesinlikle Budist "doru sz" retisini iniyor.
"Doru sz" kendimizi ac ekmekten kurtarmak iin gemek zorunda olduumuz Sekiz Katl Yol'dan
biridir. Ajan Smith'e parmak gstermek seyircilerin gnln fethedebilir, fakat filmin, halkn baya
hayatna ekici gelmek iin an ura, onun, daha ciddi mesajlarn zedeliyor.
Budizmin doasnda var olan uyumluluu iaret ederek bu kusurlar nemsiz gstermek mmkndr.
Bu gre gre Budizm bukalemun gibidir ve evresine uyum gsterme eilimindedir. in Budiz-
mi'nin kkeni Hint Budist kaynaklardan bir ekilde farkl olmasnn sebebi budur. te bu yzden
Budizmin belirli bir kltrde ald hali vurgular, rnein Japon Budizm'inden, hatta Amerikan Budiz-
mi'nden sz ederiz. Amerikan kltrnn iddetle nasl elendii hesaba katlrsa, film de iddet
kullanlmasnn Amerikan Budizmi'nin bir zellii olduu iddia edilebilir.
Ben buna katlmyorum. Budizmi benimseyen kltrler ne kadar eitli olursa olsun, bu Budist
retiler, ancak Budist retilerin zne sadk kald lde Budist'tir. Ve Budizm znde iddetten
ve bilerek dnyaya gereksiz ac vermekten tiksinir ve ilelebet tiksinmeye devam edecektir. Budizm'in
itici gc, mevcut her acdan kunulma abasnda yatmaktadr, ona yenilerini eklemekte deil.
Nihayet film, anlalr bir ekilde insanlarn zel ve insanlarn yaratt yapay zekdan ve hele
"hisseden programlardan" farkl olduu kansn tayor. Kendimizin makinelerden farkl olduunda
teselli buluyoruz. Peki acaba btn dier hisseden varlklardan farkl myz? Budistler btn hisseden
varlklarn saygy hak ettiini ve btn his-
128
seden varlklarn Buda'nn tabiatna sahip olduunu retir. Filmin Ajanlar, zekice "hisseden
programlar" olarak betimlemesi, "varlklar" ile "programlar" arasnda ilgin bir ayrma sebep oluyor.
Fakat Budist ayna yalnzca insanlar iin deil, btn hisseden yaratklar iindir.
Matrix her adan Budist bir film deil, yle olmasna da allmam. Yukardaki elikilere ramen
Matrix filminin baars, birok Dou ve Bat geleneklerinden eitli dini ve felsefi unsurlar
birletirerek kullanmasnda yatyor. ada siberteknik balamnda Hristiyanla, Platonculua,
Budizme zengin gnderimler ieren metaforlar ustaca birbiriyle kartryor ve daha imdiden bilim
kurgu film trnde bir klasik. Filmin dehas, can alc repliklerle sper imajlar, derin, fakat ou
zaman anlalmaz Budist zgrleme mesajlarn yaratc bir biimde birletirebilmesinde yatyor.
Matrix filmi bu sayede, seyirciyi uyandryor ve yaamaya alkn olduumuz zihnimiz zerine
dnmeye (ve dnmemeye) davet ediyor. Bizi ayna bir daha baktmzda u soruyu sormaya
zorluyor: Grdmz ey kim ve ne?
129

10
Matrix'in Dini ve oulculuk Sorunlar
GREGORY BASSHAM

Matrix'te her ne kadar saysz Hristiyan tema mevcut olsa da, filmin yanstt temel gr Hristiyanlk
deil, dini oulculuktur *religiours pluralizm+. "Dini oulculuk" ile kabaca birok veya btn dinlerin
eit derecede doru ve geerli olduu grn kastediyorum. Bu blmde Matrix'teki baz belli bal
Hristiyan ve Hristiyan olmayan temalara bakyor ve filmin yanstt zel bir oulculuun inanrln
inceliyorum.

Matrix Filmindeki Hristiyan Temalar
Matrix filminin gsterime Paskalya'ya denk den hafta sonunda girmesi bir rastlant deildir. Filmde
bazlar ak, bazlar rtk saysz Hristiyan motif var. En ak olan vaat edilen kurtarc temasdr.
ncil'de, sa vaat edilen Mesih, "gelecek olan" kiidir. Filmde Neo, "One" yani "O"dur ve "neo",
"one"nn evirmecesidir. Dahas, Yunan-ca'da Neo "yeni," anlamna gelir ve ayaa kalkan Neo'nun
girdii ve teki insanlar iin de olanakl hale getirecei yeni hayat iaret eder.
Thomas Anderson ismi de savmza ek bir destek vermektedir. Hem ad, hem soyad ak Hristiyan
armlara sahiptir. sa'nn bi-
131
rini dirilttiinden kuku duyduunu ifade eden havarisi "Kukucu To mas" gibi, Neo'nun da Matrix'in
gerek olmad, yapabilecekleri ve kendisinin O olduu hakknda bir trl kurtulamad kukulan
vardr. svee'de "Andrew'in olu" anlamna gelen Anderson Yunanca "insan" anlamna gelen "andr-
" kknden tretilmitir. Bylece Anderson etimolojik olarak, sa'nn sk sk bir unvan olarak kulland
"insann olu" anlamna gelir. Filmin balarnda Neo'ya bizzat "Hz. sa" diye hitap edilir. Neo korsan
yazlm verdikten sonra Choi yle der. "Allah'a kr! Sen benim kurtarcmsn, adamm. Sen benim
kiisel Hz. sa'msn."
Neo'nun yolu, bakire doum da dahil olmak zere birok yerde Hz. sa'nn hikayesiyle akr.
Matrix'ten kurtarld sahnede, Neo uyandnda kendini rahim benzeri bir tpn iinde bulur, gbek
kordonuna benzeyen kablolardan kurtulur ve doum kanaln sembolize eden bir tpn iinden aa
kayar. Dahas, makine egemenliindeki gerek dnyada insanlar "domayp, yetitirildikleri" iin
Neo'nun uyan ve bu dnyaya girii, edebi anlamda "bakire doum"dur. sa, Vaf-tizci Yahya
tarafndan rdn Irma'nda vaftiz edilmiti. Neo benzer bir ekilde Morpheus ve Nebuchadnezzar
tayfas tarafndan vaftiz ediliyor. Nasl sa lde eytan tarafndan krk gn denendiyse (Luka 4:1-13),
Neo Ajanlar tarafndan Morpheus'a ihanet etmeye tevik edilir. ncil'de sa hayatn "okluk yararna
kurtulmalk" olarak verir (Markos 10:45). Filmde Neo bilerek hayatn Morpheus kurtarmak iin feda
eder.
sa'nn lmnn ardndan nc gnde dirilii gibi, Neo, Tri-nity'nin pcyle 303 numaral
odada hayata geri dndrlr. Neo'nun canlln geici olarak yitirmeyip fiilen ld yalnzca
Hristiyanlkla olan paralelliklerle deil, filmdeki ok miktarda i kant tarafndan desteklenir: Kahin'in
(1) ya Neo'nun ya Morpheus'un leceine dair kehanetiyle, (2) Neo'nun bir ey "belki ikinci hayatn"
bekledii ifadesi. Yazar-ynetmen Larry Wachowski'nin Time dergisinde 132
yaynlanan rportajnda Neo'nun "dirili"inden sz etmesi de dikkat ekicidir. Dahas tpk sa'nn
dirilmi bedeninin olaan fiziksel snrlamalara tabi olmayan "yceltilmi" bir beden olmas gibi (Luka
24:3, Yuhanna 20:19, Yuhanna 20:26), Neo hayata geri dnnn ardndan dikkat ekici yeni glere
sahip olur.
lmnden ve diriliinden nceki bir tecelli olaynda, rencisinin gzleri nnde sa'nn grn
deiir, yz ve giysileri k gibi apak olur (Matta 17:2; Luka 9:29). Ayn ekilde Neo Ajan Smith'i yok
ettikten sonra ldar. Ve tpk sa'nn yeryzndeki grevini tamamladktan sonra (burada metni lafz
anlamyla okuyorsak) bedensel olarak gklere ykselmesi gibi (Luka 24:51; Habercilerin leri 1:9),
Neo filmin son sahnesinde gkyzne uuyor.
Matrix filmindeki isimler de nemli Hristiyan balantlara sahipler. Geleneksel Hristiyan
tanrbiliminde sa, Tann'nn Olu, yalnzca Baba Tann tarafndan, deil fakat Baba, Oul ve Kutsal Ruh
tarafndan diriltilir. Filmde ise Neo hayata isyanclar arasnda en yakn yolda olan Trinity'nin ak ve
iman sayesinde dndrlr. Filmdeki isyanclar ele veren eytani karakter Cypher ile sa'ya ihanet
eden havari Yahuda arasnda ak paralellikler vardr. Ayrca Cypher ile eytan arasnda da ak
balantlar vardn Cypher eytann geleneksel betimlerini andrr, Cypher ile Lusifer *eytan+ ses
olarak birbirini artrr ve sinema tutkunlan Melek Kalp filminde Robert De Niro'nun canlandrd
eytani karakter Louis Cyphre' hemen hatrlayacaktr. Filmde Zion insanlarn elinde kalan son ehir,
insanolunun son umududur. Eski Ahit'te Zion, Kuds'n dini ve iirsel anlamlarla ykl ismidir ve
Hristiyan literatrde iman sahiplerinin ruhsal evi olarak cennete gnderimde bulunur.
Filmde isyanclarn uzay gemisinin ad Nebuchadnezzar'dr. Ya-
133
zar-ynetmen Larry Wachowski'nin kendisiyle yaplan bir grmede dile getirdii gibi
Nebuchadnezzar "hatrlamad bir d arayan" bir Babil kraldr. Benzer bir ekilde Neo, belirsiz
fakat srarl sorularna bir yant arayn srdrr. Ayrca Nebuchadnezzar zerindeki bir tabelada
"Mark III No.ll / Nebucbadnezzar / Made in USA / Yl 2096 yazmas da dikkat ekicidir. Bu
muhtemelen Markos 3:ll'e bir gnderme iermektedir: "Kt ruhlar O'nu grnce nnde yere
kapanp, 'Sen Tanr'nn Olu'sun!' diye baryorlard."
Matrix'teki Hristiyan Olmayan Temalar
Matrix her ne kadar birok Hristiyan motif ierse de, hibir ekilde bir "Hristiyan filmi" deildir. Daha
ziyade Tibet dinleri ve Zen Budizm'den, Bilinmezcilikten *Gnostisizm+, klasik ve ada Bat bilgi-
kuramndan, popler kuantum mekaniinden, Jungcu psikolojiden, postmodernizmden, bilim
kurgudan, Hong Kong dv sanatlar filmlerinden ve dier kaynaklardan alnma temalarn bulutuu
bir kilim desenidir.
Film belirgin bir ekilde Hristiyan olmayan bir Mesih kavramn ieriyor. Ortodoks Hristiyan inana
gre sa, dnyaya, g veya iddetle deil, fakat kendini kurban eden lm ve diriliiyle kurtulu
getiren gnahsz bir Tann-insandr. Neo ise aksine, sadece bir insa-noludur; gnahsz olmaktan ok
uzaktr; amalarna ulamak iin (hatta gereksiz yere masum insanlar ldrerek) iddet kullanr; ve
her ne kadar fiziksel klelikle zihinsel yanlsamadan kurtulu getirse de, selamet getirmez.
Filmde ayrca Hristiyan olmayan bir insani kmaz kavram vardr. Hristiyan inana gre en temel
insani sorun Tanr'ya yabanclamadr ve insann gnahkarlyla sonulanr. Filmde temel insani
sorun gnah deil, cehalet ile yanlsamadr ve insani kmaz kavray Hristiyan-
134
lktan ziyade Dou mistisizmi veya Bilinmezcilik ile tutarldr.
Larry Wachoski'nin kendisiyle yaplan bir grmede kabul ettii gibi, Matrix'in kulland temalardan
biri de "Buda'nn yenidendou-munu bulma"dr. Tpk Dalai Lama'nn mritleri tarafndan Merhamet
Buda's ve selefinin yenidendoumu olduuna inanlmas gibi, isyanclar Neo'nun onlar Matrix'ten
kurtarm olan Musa-benzeri kurtarcnn yenidendoumu olduuna inanr. (* Sahnelerden birinde
Kahin, Neo'yu fiziksel olarak inceler. Tahminen onun O olduunu kantlayacak fiziksel alametleri
aramaktadr. Tibet Budizm'inde gerek Dalai Lama'y belirlemek iin benzeri bir yordam takip edilir.+)
Yenidendoum her ne kadar baz erken Kilise Babalan tarafndan aka onaylanm ve bugn baz
liberal tanrbilimciler tarafndan ciddiye alnyor olsa da, Hristiyan Kutsal Kitap'la uzlatrlmas zor
olan ve btn temel Hristiyan mezhepler tarafndan srekli olarak reddedilmi bir fikirdir.
Matrix'te en belirgin temalardan biri, tecrbe ettiimiz haliyle deneysel gerekliin yanlsamall ve
"boluu"dur. Bu tema ok ak bir ekilde Kahin'in bekleme odasndaki Budist grnl "potansiyel
sahibi" ocuun "kak yok" Zenimsi konumasnda belirir: "Ka emeye alma. Bu imknsz.
Bunun yerine, hakikati fark etmeye al. Kak yok. te o zaman eilen eyin kak olmadn, sadece
sen olduunu greceksin." Deneysel gerekliin yanlsamal doas Hinduizm, Budizm ve dier Dou
ruhani geleneklerinde temel bir ilkedir. Oysa Hristiyanlkta, grngsel gerekliin bir yanlsama
olduu nosyonu, genellikle, kadiri mutlak ve doru Tanr varlnn tutarszl nedeniyle reddedilir.
Birok Dou dini zaman dairesel, grece ve son kertede yanlsamal grr. Filmde paralel grlerin
yanstldn grrz.
135
Matrix'te zaman grece ve biim verilebilirdir: hzlandrlabilir, yava-latlabilir, hatta durdurulabilir;
'imdiki zaman' yirminci yzyln sonuna ayarlanmtr (tahminen tekrar tekrar); zaman geriye srar
ve kendini dejavu deneyiminde tekrar eder; ve gelecek olaylar fiziksel olarak yetenekli olanlar
tarafndan nceden grlebilir. Bu tr zaman mevhumlar, Hristiyanlktan ziyade Dou mistisizmi ve
New Age szde bilimleri ile daha tutarldr, Hristiyan bir bak asndan zaman gerektir, yanlsamal
deildir; ilerlemecidir, dairesel deildir; kahin-si nceden grmeler nadirdir ve Tann'nn mucizevi
armaanlardr, bykannemsi "kahinler"e verilmi zihinsel bir yetenek deildir.
Larry ile Andy Wachowski kardelere bir canl yayn grmesinde u soru sorulmutur: "Filmde
inancn rol nedir? Kendine mi yoksa baka bir eye mi inan ilk ve nde gelendir?" Yant verirler:
"Hmmm... zor bir soru! Kendine inanmak, bu cevap tatmin edici mi?"(* nternet adresi:
www.wanierodeo.com/matrixevents/W3chowski.html) Oysa Hristiyan bak asndan inan ve
gven, bir insann kendisine deil, ncelikle Tann'ya duyduu bir eydir.
Nihayet, Matrix'te Hristiyan deerlerle en ak ekilde uyumayan bir iddet ve kutsal eylere
saygszlk vardr.
Ksaca Matrix, yalnzca Hristiyanlktan deil, fakat ayn zamanda Hristiyan olmayan dinlerden ve
felsefelerden cmbzlanm temalarla karmak bir btndr. Blmn geri kalannda onu oulcu ve
eklektik din ve ruhanilik vizyonunu ele almak istiyorum.
Dini oulculuk ve Matrix
Matrix farkl dinlerden ve ruhani geleneklerden yamal bir boha olarak, birok seyircisinin ekici
bulabilecei dinsel bir oulculuk sunar. Wachowski kardelerin filmde sunduklar farkl dini ve felsefi
fikirleri onaylayp onaylamadklar ak deildir. Baz ilgin ve konuyla alakal mitleri ieren entelektel
bir aksiyon filmi yapmak istemi
136
olmalar ihtimali daha yksektir. Bununla birlikte, filmin sunduu oulculuk tr hem ilgin hem de
ekici olduu iin, byle bir grn doru olup olmadn incelemeye deer.
Kamuoyu aratrmalar dine dair oulcu grlerin halktan byk bir destek aldn gsteriyor.
rnein alan aratrmalarndan birinde Amerikal yetikinlerin yzde 62'si u ifadeyle hem fikirdir:
"Hangi dine inandnz nemli deil, nk btn dinler hayat hakknda benzeri eyler retir." Ne
var ki daha sonra greceimiz zere, hem tutarl hem inanlr bir dini oulculuk versiyonu formle
etmek ok zordur.
Dini oulculuk tam olarak nedir? Daha nce, dini oulculuu kabaca birok veya btn dinlerin eit
derecede doru ve geerli olduu gr olarak tanmlamtm. Bu tanm, gelgelelim, ne kesin ne de
dorudur. Aslna bakarsanz, bana gre, dini oulculuk en iyi ekilde, tek bir kuram olarak deil, fakat
birbirleriyle ilikili kuramlarn bir demeti olarak anlalabilir. Dini oulculuun belli bal drt tr
ayrt edilebilir:
An oulculuk: btn dini inanlar eit derecede doru ve geerlidir gr;
Temel retiler oulculuu: btn dinlerin temel retilerinin doru olduu gr;
Akn oulculuk: Btn temel dini geleneklerin ayn mutlak kutsal gereklikle temas halinde
olduu ve bu gerekliin sz konusu farkl gelenekler iinde farkl ekilde kavramsallatrlp tecrbe
137
edildii gr.
imdi dini oulculuun trlerinden her birine ksaca bir bakalm.
Ar oulculuk -btn dini inanlarn doru olduu iddias- ak bir biimde tutarszdr ve kolayca bir
kenara atlabilir. Antropolog Anthony Wallace son 10,000 yl iinde insanlarn 100,000'den az
olmayacak kadar din kurduunu tahmin ediyor. Bu dini retilerden ou, dier dinlerin retileriyle
mantksal olarak eliiktir. Tanr l mdr, yoksa deil midir? Tanr bir kiilie sahip midir, yoksa
deil midir? Tanr fiziksel evrenin yaratcs mdr, yoksa deil midir? sa Tann'nn kutsal Olu'mudur,
deil midir? Kuran Tanr'nn son sz mdr, deil midir? Ruhlar yeniden doar m, domaz m? ok
elilie Tanr tarafndan izin verilmi midir, verilmemi midir? Bu iddialarn bir ksm baz dinler
tarafndan savunulurken, tekiler tarafndan reddedilir. Temel mantk kurallar bize zt iddialarn ayn
anda doru olamayacan sylyor; o halde, an oulculuk yanltr.
Temel retiler oulculuu, btn dini inanlarn deil ama, ana dinlerin temel retilerinin doru
olduu grn benimsiyor. Buradaki fikre gre, byk dinler grece kk noktalarda (rnein
domuz eti yenip yenmeyecei, Araf diye bir yerin olup olmad konularnda) birbirinden ayrlsa da,
rnein bir Mutlak Varlk'n olup olmad, dindarln ve erdemli yaamn yeri ve lmden sonra iyi
davrann dllendirilip kt davrann cezalandrld bir hayatn var olup olmad gibi gerekten
nemli meselelerde hem fikirdirler. Temel retiler oulculuu bu zsel ve ekirdek retilerin eit
lde geerli ve doru olduunu iddia eder.
Dini oulculuun bu trnn merkezi sorunu, byk dinlerin, dini inanta neyin "temel" sayldnn
herhangi bir inanlr tanmnda birbirinden ak bir biimde ayrlmasdr. rnein Mslmanlar bir zat
Tanrfnn mutlak birlii ve tekliine inanmaktadr ve bu retinin
138
slam iin "temel" olduunda (kukusuz hakl olarak) srar edeceklerdir. Ne var ki bu reti hem zat
Tanr'nn var olmadn syleyen Theravada Budist inancnn, hem de Tanr'nn l olduuna inanan
Hristiyanln zyle eliir. Bir zat Tann'nn varlnn reddi, belki kutsala hibir gnderimde
bulunmadan ruhani olana kesin bir vurgu yapan Matrix'in dininin bir paras olabilir.
Dini oulculuun baka bir biimi salon oulculuudur *cafete-ria pluralism+. Bu gre gre dini
doruya birok farkl dini gelenekten inanlar seerek, alarak ulalabilir. Matrix'in dini salon
oulculuunun iyi bir rneidir. sterseniz salon oulculuunun bu zel biimine "Yeni-oulculuk"
[Neo-pluralism+ diyelim. Bu din aray iinde olan bir new-age ahsiyetinin dinidir; zellikle ruhani
olann susuzluunu yaayan, fakat kendi dini eitiminden mutsuz olanlara ekici gelir. Aray iinde
olanlara cazip gelmesine, Matrix filmine ok yakmasna ramen, salon oulculuuyla ve dolaysyla
yeni-oul-culukla ilgili iki temel zorluk vardr.
lk olarak, oturduunuz yerden dini inanlar seerken tutarl bir inanlar bileimine ulamak zor itir.
Birok dini reti evrimletikle-ri doal dini erevenin dna karldnda doku uyumsuzluu
gstermektedir. rnein yenidendouma, zihin ve beden dalizmine, tzsel ruhani nefse ve geici
dnyann sonsuzluuna inanan Hinduizmle uyumludur. Fakat tzsel, kalc nefsi reddeden Budizme o
kadar iyi uymamaktadr. stelik daha nce grdmz gibi, ncil'de ak bir biimde dile getirilmi
Ahiret Gn retisine sahip, insan psikofziksel bir birim olarak anlayan Hristiyanlkla hemen hi
tutarl deildir.
kinci olarak, salon oulcusu inanlarn tutarl bir karmn ba-
139
arsa bile, o veya bir bakas bu inanlarn doru olduuna neden inansn? Buradaki meseleler
karmaktr, fakat temel zorluk kolayca aklanabilir. Birok ada felsefeci ve tanrbilimci, eer varsa,
ancak ok az zel dini retinin en sonunda kutsal bir vahiyden bahsetmeden aklla
merulatnlabileceinde hem fikir olacaktr. Fakat Mat-rix'in -tahminen- tannsz dini sz konusu
olduunda, byle *kutsal bir varla+ bavurunun nasl olaca ak deildir. Tanrc salon
oulculuunda bile bir sr problem sz konusudur. Tanr'nn vahiylerini -u ana hakikati
srailoullarna, bu ana hakikati Hindulara vs vererek- eitli byk dinler arasnda paylatrm olmas
ok kk bir olaslk gibi grnyor. Bu durumda bir salon oulcusu kendi kiisel dini inan
karmnn Doru ve dnyann geri kalannn hatal olduunu dnmesine -cannn yle istemesi
veya kiisel bir dini deneyime inanlmas g gnderimlerde bulunmak dnda- ne tr bir sebep
gsterebilir?
Eer genel olarak salon oulculuu ve zel olarak yeni-oulcu-luk sorunu zemiyorsa, belki baka
bir seenek daha vardr. Yakn zamanlarda John Hick dini oulculuun karmak bir szde-Kant
biimi olan akn oulculuu ortaya atmtr. Hick, byk dini geleneklerin eliik hakikat
iddialarnda bulunduunu ve bu yzden doru olamayacan akgnlllkle kabul eder. Gelgeldim
btn byk dinlerin, kmsenmeyecek bir adan, eit derecede geerli ve doru olduunu iddia
eder. zm byk lde, kendinde ey olarak varlk ile dndmz veya tarafmzdan tecrbe
edilen ey olarak varlk Kant ayrmna dayanr. Hick'e gre, kendinde ey olarak varolan Tanr
(Mutlak Gereklik, Gerek), btn insani kavramlar aan, katksz akn ve betimlenemez gerekliktir.
Gerek farkl dinler tarafndan, farkl dini ve kltrel "gzlkler" araclyla alglanr; kimileri onu,
rnein bir zat Varlk (Tanr, Allah, iva, Vinu), kimile-
140
ri gayriahsi bir Mutlaklk (Brahman, Tao, Dharmakaya, Sunyata) olarak tecrbe eder. Hick, ilaveten,
ahlaki ve ruhani meyvelerine bakarak, btn byk dinlerin, yeryzndeki btn dinlerin ortak
hedefine ulamada aa yukar eit dzeyde etkili olduunu iddia eder: ben-merkezcilikten, seven ve
bencil olmayan Gerek-merkezciliine kurtarc dnm. Bylece, der Hick, btn byk dinler iki
nemli adan eit lde geerli ve dorudur: (1) hepsi ayn Mutlak Ger-eklik'le temas halindedir
(bununla birlikte bu Gereklik'i birbirinden kkten farkl yollarla kavramsallatrp tecrbe edebilirler)
ve (2) hepsi de kurtulu iin etkili yollardr.
Hick'in oulculuu, tpk yeni oulculuk gibi, birok ciddi glk ierir. lk olarak, kukulu bir tutarllk
ihtiva eder. Hick'e gre kavramlarmzdan hibiri Gerek'in kendinde varoluuna uygulanamaz. Onun
"tek veya ok, zat veya ey, madde veya sre, hayr veya er, gayeli veya gayesiz" olduunu
syleyemeyiz. Fakat iddia edilen dini bir varln ne tek ne tek olmayan; ne evrene karan ne
karmayan; ne otantik dini tecrbenin kayna olan ne olmayan olduunu sylemek nasl bir anlam
ifade eder? lk bakta, byle bir kavram temelden anlalmazdr. kinci olarak, eer Hick'in kesinlikle
bilinemez Gerek'i var olsa bile, onun herhangi bir dinle bir ilikisi olduunu neden dnelim? Eer
Gerek'in kendinde nasl bir ey olduu hakknda bulutsu bir fikre bile sahip olamyorsak, onun
sululuk, affetme, inan deitirme, aydnlanma veya din ile yaygn bir ekilde ilikilendirilen dier
grnglerin tecrbeleriyle herhangi bir balants olduuna neden inanalm?
141
Nihayet, Hick'in dini oulculuk tr iki adan kendi kendini rtyor. Bunu grebilmek iin,
kendinizin tipik bir muhafazakar Protestan olduunuzu dnn; Hick'in kitabn okuyorsunuz ve onu
her eyiyle ikna edici buluyorsunuz. Artk, Hick gibi, Hristiyanlarn Tanr hakknda geleneksel olarak
inand her eyin ve insani kurtuluun yalnzca bir "efsanevi doru" olduunu, yani kelime anlamyla
alndnda yanl olmakla birlikte Gerekle doru bir ilikiye ulamaya fiilen bir olanak yarattna
inanyorsunuz. Hristiyan olmay brakp baka bir eye dnr msnz? "Asla," diyor Hick, nk
Hristiyanlk dier birok byk dinin nerdii kurtulua ulamak iin etkili bir yoldur ve Hristiyanln
btn geleneksel retilerinin fiilen yanl olduu kabul edildiinde bile, onun btn ruhani
meyvelerini tatmak mmkndr.
Bu zmde, biri kavramsal, teki uygulamaya ait iki soru var. lk, yani kavramsal soru udur: Fiilen
Hz. sa ve Tanr hakkndaki, Hristiyanl dier dinlerden ayran hibir merkezi retiyi kabul
etmediiniz halde hl Hristiyan kalmak mmkn mdr? "Hristiyan" ne kadar kapsayc
tanmlarsak tanmlayalm, yine de Hick'in tanmndaki genilie ulaamayz. kinci olarak, Alvin
Plantinga'nn da iaret ettii gibi Hick'in oulculuk versiyonu bir tr kukulu tutum veya kusurlu iman
olmadan imknsz grnyor. Hickci bir aydnlanm oulcu olarak geleneksel inanlarnzn teki
geleneksel inanlardan hibir ekilde daha doru olmadna, hatta kelime anlamnda alndnda
yanl olduuna inanyorsunuz. Bununla birlikte Hick ayn zamanda size, bu inanlara, getirdikleri
"ruhani meyveler"den dolay sarlmaya devam etmeniz gerektiini sylyor. Peki bir insan onun tam
kart bir inantan daha doru olmadn kabul ettii bir inanca "sarlmaya" nasl devam edebilir? Ve
bir insan bir dinin ruhani ve ahlaki meyvelerine, bu dinin rettii eyin gerekten doru olduuna
inanmad mddete nasl ulaabilir?
142
Dini Dlamacla oulcu tirazlar
Birok dini inann bir koleksiyonuna sahip olan yeni-oulcu, tek bir geleneksel dine bal
kalanlardan daha m yoksul? nanlr ve/veya tutarl bir dini oulculuk bulma baarszlmz, bizi
oulcularn deitirmeye altklar teoriye bir kez daha bakmaya sevk edebilir: dini dlamaclk
(religious exclusivism). Dini dlamadk bir dinin byk lde veya tamamen doru ve dier btn
dinlerin ciddi bir biimde hatal olduu grdr. imdi, dini dlamacla yneltilen yaygn
oulcu itiraza yakndan bakalm.
Birok oulcu, Hick gibi, btn byk dinlerin bireyleri ben-merkezcilikten sevgi ve efkat dolu bir
Gerek-merkezciliine dntrmede aa yukar eit lde etkili olur grndn sylemektedir.
Bunun, kurtuluun ve Gerek'in otantik deneyiminin yalnzca tek bir dini gelenekte bulunduunu ileri
sren dlayclara kar gl bir kant oluturduunu iddia ediyorlar.
Bu itiraz dini dlayclk hakkndaki yaygn bir kafa karklna dayanr. Kurtulu/zgrleme ve
Gerek'in samimi deneyiminin yalnzca tek bir gelenekte bulunduunu syleyen dlayclar - diyelim
ki kat dlayclar- gerekten de vardr. te yandan bu her iki iddiay da reddeden lml dlayclar da
vardr (bazen iericiler *inclusivist+ de denir). Bu tr iddialar olan dlayclk, sadece bir dinin
ounlukla veya tmyle doru olduu ve btn dier dinlerin ciddi biimde yanl olduu fikrine
dayanr. Fakat hem otantik dini deneyimin hem kurtulu dnmnn bu gelenein dnda da
varolduunu kabul
143
etmek, bu grle tmyle tutarldr ve gerekten de bugn en yaygn dlayclk biimi budur.
Dlaycla ynelik dier bir yaygn oulcu itiraz, bir insann kendi dini geleneinin doru, dier
hepsinin yanl olduunu iddia etmesinin kendini beenmilik, bencil, ovenizm ve hatta baskc ve
emperyalist olmasdr. Bunu syleyen bir insan, dier inanlarn insanlarndan epistemolojik olarak
ayrcalkl olduunu iddia ediyor; yani, dierleri cehalet ve hata batana gmlmken, kendinin ok
deerli bir ey bildiini sylyordur. Ve bunu sylemek, oulcu iddiaya gre, bir tr entelektel kibir,
hatta daha ktsdr.
Timothy O'Connor'un iaret ettii gibi, bu itirazn ana fikri aadaki, bizim "kibir ilkesi"
diyebileceimiz bir genel ilkeye benzemektedir.
Eer dier insanlarn ayn fikirde olmad ve sizinle ayn fikirde olmayan btn makul, iyi niyetli
insanlar ikna edecek lehte hibir kant sunamadmz bir inancnz varsa, bu inana tamaya devam
etmek kibirli davrandnz anlamna gelir ve onu terk etmelisiniz.
Her ne kadar gerisinde takdire ayan bir hogr ruhu olsa da, bu itirazn iki lmcl kusuru var. lk
olarak, fazla hm ve ayplama var. Bu hayatta biz kanlmaz olarak, btn veya en makul insanlar
bir trl ikna edemediimiz inanlara sahibizdir. rnein siyaset. Ben gelecek bakann bir demokrat
olmas gerektiine inanyorum; siz ay-
144
m fikirde deilsiniz. Birden sizi kesin ikna edecek bir sava sahip olmadm fark ediyorum;
oulcularn kibir ilkesine gre, bu fikrimden vazgemem lazm. Peki tam olarak nasl
"vazgemeliyim"? Burada iki gerek seenek var (kendimi vurmay hari tuttum). Eski inancmn
tersine, yani gelecek bakann demokrat olmamas gerektiine inanabilirim veya sadece meseleyle
ilgili kararm askya alabilirim. Fakat dikkat edin hangi seenei seersem seeyim, durumum hl
eski hamam eski tastr. Makul insanlar yine her iki seenee de itiraz edebilir ve ben onlar yine baka
trlsne inandramayacam bilirim. Bylece, oulcularn kibir ilkesinin gerisindeki mantk, akla
aykr bir biimde, herkesin kibirli olduunu ima etmektedir.
ikinci olarak, Alvin Platinga'nn iaret ettii gibi, "kibirlilik sulamalar felsefi amurlardr, atmak iin
dlayclara yaklan ve hepsinin size sradn grn." Kibir ilkesini kabul edecek olan herkes bilmeli
ki dnyada bununla ayn fikirde olmayacak bir sr makul ve iyi niyetli insan var. Yani oulcu kendi
kazd kuyuya der; oulcularn entelektel kibir sulamalar kendi kendini rtyor.
Nihayet, dlaycla en yaygn olarak getirilen itiraz, bir dinin tekiler yanlken zsel olarak doru
olduunu iddia etmenin keyfi olduudur. Temel sav u ekilde zetlenebilir: Byk dinlerden
herhangi birinin hakikate tekilerden daha yakn olduunu iddia etmek iin nesnel bir temel (herkesin
kabul ettii bir Kutsal Kitap, sav, din deneyim veya baka bir ey) yoktur. Demek ki bir dinin zsel
olarak, -bu dine ters den iddialarda bulunduklar mddete- dier dinlerden doru olduunu iddia
etmek keyfi ve gayrimerudur.
Buradaki asl mesele, ak ki, btn byk dinlerin bilgikuramsal olarak ayn seviyede olup
olmadklardr. Gerekten de mesela Hris-
145
tiyanln, hakikati dile getirmekte mesela Budizm veya Hinduizmden daha iyi olmadna dair bir
kant var m? Alvin Plantinga'nn iaret ettii gibi, ne yazk ki, oulcular nadiren "hibir dinin hakikate
tekinden daha yakn olamayacan gsteren bir kant" retebilmektedirler; onlarnki daha ziyade
uygulama deeri olan, emperyalizmden ve kendini byk grmeden kanmaya kararl bir iyi niyeti ve
insancll gsteren bir sav olarak kalyor. Fakat bu strateji ok fazla soru klanyor. oulculuk ve
dlayclk tartmasndaki merkezi mesele, tek ve yalnzca tek bir dinin dierlerinden zsel veya
tamamen doru olduuna dair iyi bir kantn var olup olmaddr. oulcular, dlayclarn
iddialarnda keyfi ve gayrimeru olduu iddialarn desteklemek iin, bir dinin hakikate zsel olarak
tekilerden daha yakn olduunu yalnzca varsaymas deil, ayn zamanda ileri srmesi
gerekmektedir.
Yeni-oulculuun Kaderi
Yeni-oulculuk, Matrix'in dini bir sanat olarak veya ada bir ef-sane-yaratma (veya oluturma)
egzersizi olarak hayli ie yaramaktadr. Neyse ki zaten btn yaplmak istenen de budur. nk her ne
kadar moda olsa da, anlam vermenin veya savunusunu yapmann ok zor olduu bir din ve ruhanilik
grn yanstyor.
146
11
Mutluluk ve Cypher'n Seimi: Cehalet Mutluluk mudur?
CHAJRLES L. GRISWOLD, JR
-Memnun olan mutludur. Fakat yeni bir rahatszlk
ba gsterdiinde, bu mutluluk bozulmutur ve mutluluk
arayna yeniden balarz.
JOHN LOCKE
ok az soru "Mutluluk nedir?" kadar byk bir varolusal aciliyet ve genel bir felsefi ilgi ihtiva eder.
yle grnyor ki btn hayatmz umutsuzca mutluluk aray iinde srdryoruz; eer mutluluk,
Aristoteles'in iddia ettii gibi hayatn tek nihai erei deilse, nihai ereklerinden biridir. Mutluluktan
yoksun braklmak biroumuzun gznde, iyi bir hayattan, hatta yaamak iin iyi bir sebepten yoksun
braklmaktr. inde mutluluk olmayan bir hayat, nadiren yaamaya deer grnmektedir: mecbur
kalnd iin katlanlacak, fakat arzu edilmeyen bir hayat.
Ne var ki konu birok arpc zellie sahiptir. Bu zelliklerden birincisi, bu konuda akla gelebilecek
btn yavan laflarn halihazrda sylenmi olmasdr; bunun bir sonucu olarak bizim tm
yapabileceimiz, u veya bu tutumun yanl veya doru olduunu sylemekten veya bunlar
birletirmeye altrmaktan ibarettir. Bu konuda yeni bir
147
ey sylemek pek mmkn deil gibidir.
kincisi, insan hayat iin devasa nemine ramen, felsefecilerin konuyla ilgili bu gne kadar ok az ey
sylemi olmasdr. Bu konu, Pla-toncu bir diyalog iin mkemmel, hatta vazgeilmez bir konu olurdu;
ne var ki bu konuya hasredilmi hibir Platoncu diyalog yoktur. Aristoteles ve daha az olmak zere
onun baz Helenistik halefleri, elbette konu zerine yazd. Fakat Aristoteles kural ispatlayan
istisnadr.
te yandan -bu, konu hakkndaki nc gzlemimizdir- felsefeci olmayanlar, genel olarak, "Mutluluk
nedir?" sorusunun bir cevab olduunu varsaymaktadrlar. Hayatn olaan ak iinde mutluluk
arayn veya mutluluu anlama abasn umutsuz bir aba olarak grmyorlar. Fakat ayn zamanda
mutluluun 'bulunmas', yani, tanmlanmas ve elde edilmesi g bir ey olduunu dnyorlar.
Tuhaf bir durum; mutluluk hayatmzda yle srekli bir tema ki, bizim bu kadar nemli bir paramz
olan bir eyin bylesine bilinmez olmamas gerekir grnyor, ne var ki onu bulamyoruz.
Mutluluk sorununun popler kltrn -televizyonun, romanlarn, psikoloji kitaplarnn,
otobiyografilerin, talk-ovlarn ve elbette filmlerin- daimi konusu olmas bizi artmamal. Arada bir
konuyla ilgili biraz daha akllca yaplm bir film izliyoruz.
Matrix bu filmler arasnda ba keye oturmay hak ediyor. Yaratc bir ekilde biz yeni bin yln
sakinlerine, bir dizi nemli soru yneltiyor; bunlardan biri gerek mutlulukla ilgili. Film soruyu nasl
ortaya atyor? Eer soruya bir yant veriyorsa, bu yant nedir? Yant makul mu? Deilse -yeterince
ilenmemise- kendi bamza daha iyi bir yant nasl bulabiliriz?
Matrix ve Platon'un Maaras
"Matris" nedir? Szlk tanm rahim, hayvanlarn reme sisteminin biimleyici esi; veya daha
teknolojik anlamyla, bask harflerinin veya gramofon plaklarnn ve benzeri eylerin dkld kalp.
Film bu ikisini korkutucu bir tanmda birletiriyor; organik insani varlklar, yksek teknoloji aralar,
beyinlerinin arkasna balanm bir gbek kordonuyla besleniyor ve yetitiriliyor. Bu kordonlar
programlar kadar besleyici deil; nk bu programlar, yalnzca dnyaya nasl yaklalmas
gerektiine dair genel bir ereve sunmakla kalmyor, bizzat bu dnyay tanmlyor.
Buradaki Platon antrmas kr gze parmak; ister istemez Cum-huriyet'in VII. Kitabnda betimlenen
mehur maara benzetmesini dnyoruz. Bu benzetmeye gre hepimiz bir yer alt maarasnda
zincirlenmi, boynunu ve ban eviremeyen, bu yzden yalnzca nndeki duvara yanstlan hayalleri
grebilen mahkmlar gibiyizdir. Tpk elimizi bir k kaynann nne getirip duvara glgeler
yanstmamz gibi, bu hayaller yapay ve srekli beslenen bir atein nnden sahte heykeller geiren
gardiyanlar tarafndan yaratlyor. Maara-matrix doal olanla suni olann bir bileimidir (rnein
odun atei hem doaldr, hem de -srekli odunla beslendii iin- yapaydr). Bu hikyenin pf noktas
mahkmlar tutsak olduklarn bilmemeleridir, tam aksine kendilerini zgr grrler. Duvardaki
glgelerin sadece bir glge olduunu bilmez ve onlar gerek sanrlar. Cahil olduklar konusunda
cahildirler.
MORPHEUS: Ne demek istediini kesinlikle anlyorum. Sana niin burada olduunu syleyeyim.
Buradasn, nk bir ey biliyorsun. Bildiin eyi aklayamyorsun. Fakat hissediyorsun. Btn
hayatn boyunca hissettin. Bir eylerin yanl olduunu hissettin. Onun ne olduunu bilmiyorsun,
fakat beyninin kvrmlarna taklm bir kymk gibi, orada. Neden bahsettiimi biliyor musun? NEO:
Matrix?
MORPHEUS: Onun NE OLDUUNU biliyor musun? Matrix her yerdedir. Btn evremizde, imdi, tam
bu odada. Pencereden dar bktnda veya televizyonu atnda onu grebilirsin. e, kiliseye
gittiinde, vergilerini dediinde hissedebilirsin. Seni hakikate kr etmek iin gzle-
149
rine balanm dnyadr o.
NEO: Hangi hakikate?
MORPHEUS: Senin bir kle olduuna, Neo, Tpk herkes gibi sen de
zincirlerle dodun, koklayamadn, tadamadn veya dokunamadn
bir hapishanede. Zihnin iin bir hapishane. Ne yazk ki kimseye Mat-
rix'in ne olduu anlatlamaz. Kendin grmelisin.
Suni ve arptlm gerekte yle tutsaktrlar ki, srekli dedikleri her trl bedele ramen
dnyalarnn 'gerek' olduunda srar ederler. Kolayca tahmin edilebilir ki, glge oyununu yaratanlar,
savunduklar eyde onlara yardmc olmak iin ellerinden geleni yapmaya hazrdrlar.
Platon'un Sokrates'i maara meselini anlatrken, hikyenin bir evresinde, mahkmlardan biri kurtarlr
(kimin kurtard anlatlmaz) ve zorla maarann dna karlr. Acl bir uyum sreci yaanr. nk
darda hibir suni ey yoktur; doa ve hakikatin egemenlii sz konusudur. Aydnlanma ilk olarak
artc ve zordur; fakat bir kere uyum salandktan sonra, gzler bayram eder, ruh gerek anlamda
beslenmeye balar ve Matrix'ten kurtarlan mahkm tmyle mutludur ve maarann karanlna bir
daha asla dnmek istemez.
Peki ya aydnlanm olan eski arkadalarn dogmatik uykularndan uyandrmak iin tekrar maaraya
dnmeye zorlanrsa ne olur? Sokrates bize bir lm ve iddet sahnesi anlatr; dars, gerek, mutlu
dnya hakkndaki bu lgn hikyeye maara sakinleri fkeyle tepki verir. Ak ki, bir insan bir
yanlsamada yaadn, zgr olmayp bir sistemin klesi olduunu ve darda tabiat gerei doru ve
iyi olann var olduunu kendi bana kefetmelidir. Hakikati renmek, bir ruhun dnm, gerei
kefetmek bir insann kendini kefetmesidir; bir insann bir ruhu ve bu ruhun bir doas vardr. Bu
keif kanlmaz bir ekilde yalnzca mutluluk yolu deil, ac ekme yoludur. Hem Matrix filmi, hem
Platon'un maara benzetmesi bu gerei
150
aka sylemenin yannda onu bize gsterir, bylece seyircilerin yzne bir ayna tutulur.
Platoncu Matrix bir dizi soruyu kkrtr. Bu sorulardan bazlar "Gerek nedir? 'Gerei' nasl
tanmlyorsun?" sorulandr. Bu sorular Matrix'te mahkmlarn kurtarcs Morpheus tarafndan,
herkese zgrlk getirecek olan Neo'ya ak ak sorulur. Filmi bilen herkes Platon'un meeliyle film
arasndaki benzerlii hemen fark edecektir.
Gizemli Morpheus bile bu analojiye uyar. Platon'un firarisinin ismi verilmeyen biri tarafndan
kurtarlm olduunu sylemitim; bu kii kendi kendine uyanm ve nasl uyanlacam biliyor olmal.
Eer bu kii kendini uyandramyorsa, tpk Neo'nun ank uyuyor mu yoksa uyank m olduunu
bilemedii bir noktaya gelmesi gibi, nceki hayatndan hatrladklaryla kafas karr. (Morpheus
Neo'ya hi byle hissedip hissetmediini sorar). Morpheus Yunan mitolojisinde Dler Tanrs'nn
ismidir. Matrix filmindeki kurtarc neden bu tanr ismini alm? Uyandrcnn bir uyku uzman olmas
insana tuhaf geliyor. Tanrnn ismi Yunanca'da biim veya ekil anlamna gelen "morphe"
kelimesinden gelir; nk bu tanr uyuyan insann istedii ekilleri ve biimleri grmesini salar. D
grmeyle uyanklk arasndaki fark kutsal Morpheus'tan daha iyi kim bilebilir ki? Ve bir uyurgezeri
doru admlan doru zamanda atacak ekilde yatandan daha iyi kim kaldrabilir? Filmin gizli fakat
hayati temas, bir insan uyandrmak iin ilk olarak bu insann kendini dnde uyank grmesi, yani
d grme ile uyanklk arasnda bir fark olduu kahinsi imaya sahip olmas gerektiidir.
Hem Platoncu benzetme, hem Matrix mutluluk sorusunu, daha geni bir ereve olan znel
deneyimimiz veya ruh durumumuz ve gereklik erevesinde sorar. Platoncu tez, gerek zgrlk ve
mutluluun ancak gerein bilgisine bal olduunu savunur; bu gre gre bir insan hem zgr hem
mutlu olduunu dnrken, gerekte mutsuz bir kle olabilir. Bir insan "mutluyum," ifadesini sarf
eder-
151
ken, kendisine mutluluk atfetmede tamamen yanlyor olabilir. Mutluluun salk kavramyla benzer
olduu varsaylr; bir insan "salklym," ifadesini sarf ederken ve kendini yle hissederken, ald
ilalar veya bilgisizlik deneyle rnein bir kanser hastas olduunu bilemeyebilir. Bu sava gre
mutluluk ile kendi zerine dnme ve gerek dnya birbirinden ayrt edilebilir. Benzer bir ekilde
Matrix de ak bir ekilde, bizim kendimizi znel tecrbe etme biimimizle (mutlu olarak, zgr
olarak) yaadmz tecrbelerin gereklii arasndaki iliki hakkndaki soruyla ok yakndan ilikilidir.
Bu blmn geri kalan ksmnda, zgrlk ve mutluluk arasndaki ilikiye dair soruyu tmyle bir yana
brakacam. Dikkatimi mutluluk sorusuna ynelteceim: Mutluluk nedir? Gerek mutluluk bir
gereklik bilgisine mi dayanr, yoksa eer kendimizi mutlu hissediyorsak, mutlu olduumuzu
sylemekte hakl myz?
Mutluluk ve Halinden Memnun Olma
AJAN SMITH: Anlatk m, Bay Reagan?
CYPHER: Biliyor musun, bu biftein var olmadn biliyorum. Onu azma koyduum zaman, Matrix'in
beynime onun sulu ve lezzetli olduunu sylediini biliyorum. Dokuz yl sona neyin farkna vardm
biliyor musun? Cehalet mutluluktur. AJAN SMITH: O zaman anlatk?
CYPHER: Hibir ey hatrlamak istemiyorum. Hibir ey. Anladn m? Ve zengin olmak istiyorum.
Anladn, nemli biri, aktr falan. AJAN SMITH: Cannz ne istiyorsa Bay Reagan" CYPHER: Tamam.
Bedenimi tekrar g istasyonuna balayacam, siz de beni Matrix'e balayacaksnz, benden
istediini alacaksn. (Matrix filmindeki restoran sahnesi)
Mutluluk kavramna yaklarken, terimin belirli bir anlamndan hareket ediyorum. Buna gre bir
insana "mutlu" dediimiz zaman,
152
uzun bir dnemi kastediyoruzdur. Benim burada tarttm mutluluk bir ruh hali deildir. Gndelik
konumada keyif, nee, coku gibi eylere mutluluk denebilir, fakat ben burada mutluluu dier
anlamyla tartmak istiyorum. Her ne kadar Mouse krmz elbiseli kadnla zaman geirmekten mutlu
olsa da, bu mutluluk geici bir eydir. Bu mutluluk tr, ne filmde ne de Platon'un maara meselinde
en nemli olan mutluluk trdr.
Hemen herkes uzun dnemli mutluu halinden memnun olmayla ilikilendirir grnyor. Bu
nosyonlor, zellikle mutluluun duygular asndan ortak bir eylere sahipler. Her ikisi de, rahatszlk
ve kaygdan uzak olma, huzur ve sknet iinde yaama gibi dayanak noktalarnda tanmlanabilir
grnyor. Halinden memnun olan bir insan tatmin edilmez tutkulara sahip olmayan insandr;
yetenekleri ve arzulan, daha ziyade antik stoaclarn salk verdii bir dengeye erimitir. Halinden
memnun insan istediine erimi, insanlarn normalde istedikleri eylere sahip ve sahip olduu
eylerle tatmin olan insandr. Cypher gibi kendini "motoru-temizleyen kokteyl" gibi bir ikiye vererek
sahte bir gereklik iinde yaamaya ihtiya duymaz. Fakat herkes tarafndan anlald haliyle
halinden memnun olma, genellikle mutlulukla ilikilendirdiim bir zellikten, yani uzun dnemlilik
sknts eker.
Bir insan uzun bir dnem boyunca halinden memnun olsa bile, halinden memnun olma, mutluluktan
nemli bir noktayla ayrlr. Bu da halinden memnun olmann kendini bir ruh haline indirgemesidir.
Halinden memnun olma ve dnmeme doal mttefiklerdir. Bunlar sylerken aklmda halinden
memnun bir kle, hayatn snrlln kabul etmi biri, deerli bir hayatn znel duygusuyla deerli bir
hayatn deerlendirilmesi arasndaki ban kopmu olduu biri var. Ayn ekilde halinden mutlu bir
tiran rnei de verebilirdim. Ya da Mat-rix'te ok iyi beslenmi insan akler rneini. Bu tr bir hayat
genellikle hayvanlarn hayatyla rneklenir ve hatal deildir; rnein kpe-
153
im, halinden memnun olma asndan mutludur. Uykudayken, ne kadar huzur iinde olursanz olun,
mutlu deilsinizdir. Sadece uursuzsun uzdur.
Bir insann znel ruh hali ne kadar huzurlu olursa olsun, durumun, kendisine bakarak
deerlendirmede bulunabileceimiz bir geree sahip olmas gerekir. Cypher'n sergiledii gibi bu
tartmal bir tezdir: o mutlu olmak iin gereklikten kurtulmak ve Matrix'e yeniden balanmak ister.
Cypher halinden memnun olma (tmyle znel iyi olma duygusu) ile (gerekliin bir bilgisine sk
skya bal varsaylan) mutluluk arasndaki soru iaretinin vcut bulmu halidir. Onun cevab aktr:
yanlsama iindeki bir hayatta halinden memnun olma mutluluktur. Organik-mekanik "maara"daki
mahkmlar olduklar haliyle daha iyi durumdadrlar. Film bir btn olarak bu noktay sorguluyor,
fakat -itiraf etmeliyim ki- mutlulukla gerekliin bilgisini birbirini balamada kaba taslak bir tez bile
olamyor. zin verirseniz Cypher'n neden hata yaptn, Neo'nun tercihini uyanklktan yana
yapmakta neden hakl olduunu drt rnekle aklayaym. Kukusuz gereken tezin tamamn burada
sunamyorum, ama bu bir balang.
lk olarak, diyelim ki bir uyuturucu icat edildi ve srekli olarak size acsz bir ekilde damardan
veriliyor. Bu uyuturucunun ad "ata-raksi" olsun. Varsayalm ki ataraksiyi aldmzda onu aldmz
unutuyoruz. Bir sonu olarak televizyonda birbiri ardna dizi film izleyen bir patates uval, bilgisayar
banda lgnca adam ldren bir sanal katil kadar mutlu yaayarak uzun ve rahat bir dnemden
tekine geiyorsunuz. Bu insann, ne kadar sknet iinde olursa olsun, mutlu olduuna itiraz
ediyorum; onun huzuru bir halinden memnun olma durumudur ve gerekten de yapay olarak
retilmi bir ruh halidir.
kinci olarak, mutluluk dnya hakknda inanlarla balantldr; bu inanlar yanl veya doru olabilir.
Diyelim ki korkun mutlusunuz, nk Keanu Reeves'in size kma teklif ettiini sanyorsunuz. Olayn
iinde olmayan insanlar konuyu aratryor ve sizin ok zeki bir sah-
154
tekr tarafndan fena aldatlm olduunuzu buluyor. Halbuki siz, (yanl) inancnzla halinizden
memnunluu, pardon, sevin yayorsunuz. Fakat eer yanl bir eye inanyorsanz, mutlu
musunuzdur? Sanmyorum; nk hayatnz, sizin dilediiniz gibi, durumun doru bir
deerlendirmesinin nda dnmeye dayanmyor. Fakat byle bir durumda tam anlamyla mutlu
olduunuzu sylerseniz, o zaman neden ataraksi aldnzda da mutlu olmayasnz?
nc bir rnek: Diyelim ki bir gn her zamanki yerinizde (sokakta, fakat mesela otomatik para
ekme makinelerinin scak ortamnda) uyandnz ve zengin olduunuz fantezisini kuruyorsunuz.
Varsayn ki fanteziniz sizi tmyle ele geiriyor, Gstaad'da bir k atosunda Bay Onassis olduunuza
inanyorsunuz. ok mutlusunuz. Gerekten mi? Bir d dnyasnda yayor, hayattan keyif
alyorsunuz, fakat mutlu deilsiniz. Cypher yanlyor, cehalet mutluluk deildir. Othello rneini
dnn. Desdemona'nn onu aldattn sanan Othello haykryor: "Mutlu olurdum, eer btn ordu/
ncler ve herkes onun tatl bedenini tatmasayd/ Ah keke hi bilmeseydim. Ah, artk sonsuza
dek/Elveda huzurlu ruh! Elveda halinden memnun olma!" (3.3) Othello yanl bir inantan dolay
mutsuz; keke bilmeseydim ve mutlu olsaydm diyor, fakat sahnenin dramatik ironisi bize tersini
gsteriyor. Oyunun trajik sonunun gsterdii gibi eer gerei bilseydi, mutlu olacakt. Ben ise,
Desdemona onu gerekten aldatyor olsayd bile byle olacana inanyorum.
Drdnc bir rnei dnelim. Varsayalm ki akamlan ikiyi ok karyor ve ertesi sabah piman
oluyorsunuz. Sarhoken halinizden memnunsunuz; fakat sabahleyin aykln souk nda aynaya
bakp kan anana dnm gzlerinizle, imi suratnzla karlatnzda, iede bulduunuz
memnuniyetin, hayatnzdaki boluktan bir ka olduunu ve mutsuz olduunuzu fark ediyorsunuz.
Bu, unutmak ve cehalete bir kat. Bu tr tecrbelerin u ya da bu ekilde srekli yaandna ve
birok nemli hakikati gzler nne serdi-
155
ine inanyorum. Bu hakikatlerden biri de, bir insann gerekte olduu kiiye dair sre giden bir
memnuniyetsizlik yayorsa mutlu olamayaca gereidir. Ve bu, bir insann mutlu olmak iin, bir
insann isteyebilecei arzulara sahip olmas gerektiini akla getiriyor; kendim hakknda
dndmde, eer mutlu saylacaksam, olmak istediim ekilde bir hayat dzeni iinde var
olduumu onaylamam gerekiyor.
Bu tr rnekler, mutluluk bir ruh halinden ayrt edilemiyorken, onun halinden memnun olmadan ayrt
edilebilirliini akla getiriyor. nk mutluluk, bir insann kendi hayat dzeninden de karlabilir.
nk, daha derine inersek, herhangi bir hayat dzeni, ne tr bir hayatn yaamaya deer olduu
nosyonuyla srekli deerlendirmede bulunan bir balant iindedir.
Yanl bir mutluluk duygusunun ina edilebilecei kendini aldatma biimlerinin hepsi kusurla
malldr.
lk olarak istikrarszlardr: kendini aldatma ksa mrldr, gnlk gereklik tarafndan bozulur; gzel
bir hayal kurma gnnn ardndan havyarla dolu olmas gereken mide guruldamaya balar. Ruh hali
yanl inanlardan gelen bir insan mutlu bir kii sayacaksak, o zaman mutluluk tamamen znellesin
Byle bir mutluluk korunmaszdr. Bilmediiniz ey, arkanzda beliriveren bir Ajan gibi cannz actr.
kincisi, kendini aldatan fanteziye dayal mutluluk eksiktir. Para ekme makinesinin scak odasnda
yatarken, kendinizi zenginlik ve g iinde dlersiniz; fakat gerekten zengin insanlarn hayatlarn,
sohbetlerini, baarszlklarn ve zaferlerini bilmezsiniz. Dlerinizden oluturduunuz hayal bir
karikatrdr, eksik bir mutluluktur ve nesnesini tamamen kucaklayamaz. Mutluluunuzun rengi
solgundur.
Bylece nc noktaya geldik: Gerek bir eyi deil de fanteziyi tecrbe ettiiniz iin, yaadnz
"mutluluk" her ne olursa olsun gerek, yani varlnzn, eyleminizin bir rn olmaz. rnein, aileniz
sizin alkol alkanlnz yznden paralanmken, zil zurna sarho olduunuz bir anda, ailenizin sizi
ok sevdiini, sizin de kendinizi on-
156
lara adadnz hayal ederek elde ettiiniz mutluluk, gerekten kendinizi adam olduunuz ve ok
sevildiiniz bir aileden gelen mutlulukla ayn mdr? Peki Bay Zengin'in hayal ettiiniz yaants,
gerekten de onu bizzat yaamak kadar derin, youn ve karmak mdr?
Mutluluun halinden memnun olmayla kartrlmas ok yaygndr. Birok insan Cypher'la ayn seimi
yapacaktr. Mutluluk ile halinden memnun olmann birbirinden ayr eyler olduunun ge fark
edilmesi belki o kadar yaygn deildir, fakat yallar bunun byle olduuna dair bir bilgelie sahiptir.
Hayatn sonundaki pimanlk ve utan duygulan baz kantlar sunmaktadr; sannm mutluluu, baz
nesnel durumlarla kendiliinden ilikilendiriyoruz.
Mutluluk bir duygudur; fakat buna, onun u veya bu duygu olmadn eklemek istiyorum. O daha
ziyade, kendinin doru yolda olduunu hisseden birinin yaamn yolunda hissettii birok baka
duyguya ynelik bir duyma biimidir. Mutluluun kiinin olduu kii hakknda bir tr dnmsel
evetlemeyle balantl olduunu iddia ediyorum (ne yazk ki savn tamamn yer darl nedeniyle
aktaram-yorum). Mutluluk bir ikincil dzen arzusuyla (bir insann sahip olduu arzulan ve bu arzulara
sahip olma biimini arzu eden arzu ile) balantldr. Halinden memnun olma ise arzularn znel olarak
doyurul-masdr, tpk Cypher'n akam yemeinin keyfini karmas gibi. Mutluluk bir insann doru
eyleri doru biimde arzu etmesinden honutluudur, tpk Neo'nun Morpheus'un hayatn
kurtarmak iin zor yolu semesi gibi. O halde mutluluk ile bizim mutluluu kavrama biimimiz
arasnda bir balant vardr. Bir insan mutlulua ulamak iin, gereklii -kendi gerekliini ve
dnyadaki durumu- doru bir ekilde anlamas gerekir.
Mutluluk zerine Tez
Bu gr biraz daha ete kemie brndrmek iin, mutluluk zerine tez ileri sreceim. lk olarak
sknet, yukarda tartlan
157
trden uzun sreli bir mutluluk duygusuyla ve bylece ruhun mnasip bir dzene sahip olmas
nosyonuyla balantldr. Mutluluk en iyi ekilde sknet terimleriyle anlalr. Mutluluun genel bir
zelliinin, onun mutluluk ile huzurun arasndaki balanty yakalamak olduu dnlr. Bu huzur
herhangi nemli bir atmann olmamas anlamndadr; derin bir sknettir. Dahas, bir amaca doru
hareket etmekten ziyade, bir duraa gelmek gibi bir eydir. Bir boluktan, bir boluun stesinden
gelmekten ziyade, bir son durum, bir tamamlama, bir gerekletirmedir. Yunanca "ataraksiya" terimi
ngilizce'ye genellikle "Tranquillity" *Skn+ olarak evrilir, bu terim Aristoteles ile Platon'un kulland
"euidaimonia" kelimesinin doal rakibidir. Bu ikincisi genellikle "mutluluk" ve nadiren de "huzur" diye
evrilir; ataraksiya evrilmesi zor bir kelimedir, skun yaklak bir anlama sahiptir. Mutluluu sknet
olarak anlamak, mutluluun dmann kayg olduunu grmemize yardmc olur. Kayg kelimesiyle u
ya da bu konudan duyulan -rnein Ajanlar sizi yakalamadan Nebuchadnez-zara geri dnp
dnemeyeceiniz trnden- kaygy deil, hayatn uyumdan uzakl, istikrarszl, doru gitmemesi,
dalaca trnden geceleri uyumanz engelleyen "zihne taklm kymk" gibi bir kaygy
kastediyorum.
Bu, beni mutlulua dair ikinci tezime getiriyor. Temel grlerden biri mutluluu ataraksiya (sknet)
ile ilikilendirirken, dierleri Aristoteles'i takip ederek mutluluu faaliyet (energeia) ile ilikilendi-rir.
Stoaclar ile Aristotelesiler arasndaki tanma, temel seenekler sunuyor. Aristoteles mutluluu
ruhun mkemmellikle (arete) uyumlu faaliyeti olarak tanmlyor. Mutluluk summum bonum'dur ve
bir insan iin en yksek iyi, onun uygun ilevine (ergon), yani ruhuna uygun i veya faaliyetteki
mkemmelliine dayanyor. Burada "harici iyilere" de (mesela dzgn yiyecek, gvenli ortam gibi) yer
var; mutluluk sadece erdemin uygulanmas deildir. Buna mutluluun nesnel tanm diyebiliriz ve bu
tanm birok aikr avantajlara sahiptir. Bu ta-
158
mm bize mutluluk iddialarn deerlendirmek ve insanlann (rnein Matrix'te olduu gibi) insan-
aklerden daha fazla bir ey olmad durumlarda mutlu olduklarn sanmalarnda hatal olduklarn
aklamak iin aralar sunuyor. Daha nce de sylediimiz gibi, bu tanm "mutlu kle" ve "mutlu
tiran" sorunlarna da uygulanabilir. Mutluluun ahlakla ve bir insann hayatn bir btn olarak nasl
srdrdyle ili-kilendiriyor. Mutluluk ile halinden memnun olmaya birbirinden ayrmak iin bir
yap sunuyor.
Ruh, doal ilev, mkemmellik, mehur kuramsal ve pratik erdemi uzlatrma gln bir yana
koysak bile, bu tanm mutluluun tecrbe ediliiyle temiz bir ekilde balanmyor. Aristoteles
mkemmelliin (arete) bir pathos olmadn sylyor (Nikamakhos'un Ahlak II v.3) ve hibir yerde
mutluluun bir duygu (bir pathos) olduunu sylemiyor. Mutluluk bir energeia olduuna gre, onun
faal olma durumu "pathos" teriminin akla getirdii pasiflikle uyumsuz grnyor. Ve tanm gerei
duygu olmayan erdemlerle uyum iinde olan faaliyet olarak mutluluu bir duygu veya heyecan olarak
anlamas tuhaf olurdu. Mutluluk daha ziyade Neo'nun aktif karar vermesi, kendisi ile dnya hakknda
gerei kefetmesidir, yoksa krmz elbiseli kadnla sanal bir iliki deil.
Nihayet mutlulukla ilgili nc tez: iki temel alternatif mutluluk grnden hibiri tek bana yeterli
deildir. Aristotelesi mutluluk iin neden byle olduuna dair daha nce baz sebepler gstermitim.
Mutluluun sknet ile ilikilendirilmesini onaylam olmama ramen, benim amdan bu ilikiyi bir
dzeltme yapmadan kabul etmek mmkn deil. Mutluluun sknet olarak gren bak as, onu
apatheia ile, tutkusuzlukla, btn duygulara ayn mesafede olma, uzaklk, kaytszlkla ilikilendirme
eilimindedir. Bunun sebebi bizzat sknetin huzurla, bar iinde olmayla ve bahsettiimiz dier
niteliklerle ilikili olmas, te yandan, tutkularn, heyecanlarn, balln telala, uyumsuzlukla,
hareketle ilikili olmasdr. Sakin bir hayat
159
yaamak byle anlalnca, hakl olarak onun orak, kuru, ilhamsz ve insan hayatndaki deerli birok
eyden yoksun olduunu dnrz. Sknet olarak mutluluk, bu uzun sreli, yapsal anlamyla,
gndelik hayattaki halinden memnun olmama ve kaygyla uyumludur. Bu anlamda sakin bir hayattan
ok, bir insann temel duruundaki denge, tutarllk, oturmuluk anlamna gelir. Yaanan tecrbeler
dzeyinde insan, bu tanma gre, gerekten her trl tutkuyu, ball, dknl yaayabilir. Hatta
bunlar bazen frtnal bile olabilir: elbette bunlar insann mutluluunu, ruh hali anlamnda riske eder
ve yine ayn anlamda bir insann mutluluunu bakalarnn ellerine teslim ederler.
Ayna Olarak Matrix
Sknet olarak mutluluk, benden hayatm deerlendirmemi ister; aksi takdirde halinden memnun
olmayla skneti birbirinden ayrt edemezdik. Sz konusu deerlendirme, en geni anlamnda,
felsefidir. Sokrates'ten balayarak btn felsefe gelenei iinde "Ben kimim?" ve "Nasl bir insan
olmam gerekir?" gibi sorular felsefi giriime bir temel tekil eder. Felsefi tanma sk sk (bu makalenin
banda ileri srlen bir noktay hatrlatmak gerekirse) sadece soyut tartmalar deil kiisel deneyim
gerektirir. Ve sanat -Matrix gibi filmler de dahil olmak zere- hem bu sorunu resmedebilir, hem de bir
ayna tutarak, seyirciyi konunun onunla ilikisine ve sunduu zme dair bir dnme tevik eder.
Bu blm ite byle bir dnmn kaba hatlaryla yazlmasndan olumutur.
160
12
Hepimiz O'yuz!
Kant Matrix'i Nasl Yanltacamz Aklyor
JAMES LAWLER
ki Yanlsama Teorisi
Belki tartma gtrr fakat, Matrix filminin en etkileyici sahnesi suni olarak kozalanm, plak ve
kablolara balanm insan bedenleri ieren sonsuz effaf kulelerin olduu sahnedir. Bu, byk bir
okla kefediyoruz ki, Gerek. Hikyedeki geri kalan her ey bu noktada zlr: insanlar bizim
modem an kovan kentlerimizde kouturup, sradan veya lgn yaantlarn srdrrken, bunlarn
hepsi Grn, D, Yanlsama'dr.
Platon'dan Buda'ya kadar antik dnemlerden beri birok felsefeci, gerek sandmz dnyann, asl
gerein belki bir glgesi bile olmadn syleyip durmutur. Etrafmzda grdmz dnyann
"sadece grn" olduu fikrine en gelimi kantlar belki de Immanuel Kant'n almalarnda
bulunmaktadr. Kant fizik dnyann nesnel denilen varlklarnn bile znel insani yanstmaya
dayandn ileri srer. Her ne kadar grnlerin ve tecrbe ettiimiz fenomenlerin kuruluunda pay
olan bir Gerek var olsa da, bu Gereklik duyumsal grnlerin dnyasnda bulunamaz. Etrafmzda
grdmz ve hissettiimiz dnya, insan bilincinin bir yanstmasndan baka bir ey deildir. Bu
dnya sanld gibi bizden ayr olarak var olmaz.
161
nsan izleyicilere ynelik bu aldatmann sorumlusu kim? Kant'a gre olaan tecrbenin yanlsamal
grnn yaratan, Descartes'n ktcl cini gibi harici bir varlk deildir. Bizi aldatan, yine biz insan-
lartzdr. Tecrbe ettiimiz dnyay yanstarak, ona bamsz bir gereklik atfeder ve bylece kendi
zgrlmze yabanclarz. Yaratc insandan bu feragat etme, temel retici biimin, birok insann
kendini bakalarnn klesi olarak bulduu sosyo-ekonomik, siyasi dnyann "matris"idir.
ki Matrix
Matrix'te yapay zekya sahip gl makineler insanln, hepsini deilse bile, byk bir ksmn
hkimiyetleri altna almlardr. Matrix yanlsamann kaynan dahili deil de harici olarak resmettii
iin Kam olmaktan ziyade Platoncu veya Kartezyendir. Bununla birlikte insan varlklarn Matrix'te
hapseden yapay zeklar, mahkmlar kendi isteklerine gre kontrol etmektedir. Filmde insanl
ynetmede baarl olmaya ok yaklam olan varlklarn, gizli insani dilekleri yerine getirmek iin
orijinal programlarn -grnr dnyann doasn yneten Matrix'i- deitirmek zorunda kaldklarn
reniriz.
Ajan Smith, direniini krmaya alt Morpheus'a, eskiden iki Matrix olduunu, tutsak insanln
deneyimlerini yneten birbirinden temelden farkl iki program olduunu syler: "lk Matrix'in
mkemmel insan dnyas olarak tasarlandn biliyor muydun? Hi kimsenin a ekmedii, herkesin
mutlu olduu bir dnya. Felaketlerin olmad bir dnya. Biliyor musun, hi kimse program kabul
etmedi. Btn hasadmz yitirdik." Ajan Smith bu anormallii aklamaya alr: "Bazlar sizin
mkemmel dnyanz betimleyecek program diline sahip olmadmz syledi. Fakat bana sorarsan,
bir tr olarak insanolu, kendi gerekliini ac ve mutsuzluk vastasyla tanmlyor."
Nasl halinden memnun bir inek en iyi st verirse, halinden memnun insanlk da, yapay zekya sahip
makinelerin efendileri iin
162
gerekli yaam enerjisi olan en iyi biyoenerjiyi vermektedir. Matrix, uyuyan organizma ruh-hrsz zeki
makineler iin bir ak grevi grrken, zihinleri megul etmek iin tasarlanmtr. Paradoksal bir
biimde, insanln iyi bir uyku iin igdsel ihtiyalarna en iyi yant veren, ideal bir mutluluk dnyas
deil, biz seyircilerin iinde yaad ac ve mutsuzluk iindeki u bildik sidik yans dnyasdr. Olas
matrixlerden birini bilinsizce, igdsel olarak veto ederek seme gcne gsteren uyuyan insanlk,
programn asl efendisidir.
Ajan Smith ilk Matrix'in yaratt bilisel karmaay betimler: "Mkemmel dnya, sizin ilkel
beyinlerinizin srekli uyanmaya alt bir dt. Matrix'teki dnyann bu ekilde tasarlanmasnn
sebebi bu: medeniyetin doruu." Buradaki ierim, kendi yanlsamamz kendimiz setiimiz ve kesin
bir mkemmel dnya fikrini igdsel olarak reddettiimizdir. Ktcl cinlerin ve onlarn d
kulelerinin esiri bile olsa, insanlk istedii eyi alyor. Peki insanlar ilk Matrix'in mutlu dnyas yerine,
neden bu ac ve mutsuzluk dnyasn istiyorlar?
ki zgrlk Teorisi
Matrix, biri bizim tarafmzdan, dieri dardan bir g tarafndan olmak zere iki tutsak etme
hikyesi anlatrken, iki zgrlk teorisinden de sz eder. Btn film boyunca seyirciye yalnzca
Neo'nun O olup olmad deil, ayn zamanda O olmann ne demek olduu sorulur. Filmin banda
Choi, Matrix'in iindeyken bile, bireylerin hayatlarn kontrol eden bilgisayar sistemlerini yanltarak
onlara yardm eden Neo'nun gcn tanr. Neo'ya bir bilgisayar CD'si iin iki bin dolar verirken: "Sen
benim kurtarcmsn, adamm. Kiisel Hz. sa'msn," der. Fakat bu tr bir "zgrleme", gerek
zgrln yalnzca bir glgesi, belki de bir karikatrdr.
Felsefe tarihi bize birbirine zt iki kurtulu fikri yorumu salar. Yanlsamann kaynann insanln
dndan geldii Platoncu versiyonda, yanlsamann stesinden gelecek olan fail de darlkldr. nsan-
163
l mutsuzluk ve z-ykm batandan kurtaracak kii "felsefeci kral" ona bunun yerine... ne sunar?
Dzgn bir hiyerariye sahip varoluun memnuniyetini ve uyumunu. Fakat bu ideal dnyaya
benzeyen ey, hkim gler tarafndan insanla zaten sunulmu ve d gren insanlk tarafndan
bizzat d dnyasnda reddedilmitir.
Geleneksel Hristiyanlkta Kurtarc tekilere benzemeyen, istisnai bir Tann-insan'dr ve lleri diriltip,
lmden sonra kendi kendine hayata gelecek gtedir. Filmin karakterlerinin zihninde egemen olan
ite bu geleneksel "O" anlaydr ve filmin son sahnesinde de btn bu geleneksel beklentiler
tmyle gerekleir.
Kant'n savunduu dier seenek, modern felsefi Aydnlanma felsefesidir ki, ilkeleri Amerika Birleik
Devletleri Anayasas'nda cisim-lemitir. Yaanmaya deer tek toplum, zgr insanlarn kendi
kendilerini ynettii toplumdur. Kleler ancak kendi kendilerini serbest brakrlarsa zgr olabilirler.
Eer onlar zincirlerinden bir bakas kurtarrsa, kolayca tekrar kle olurlar. Kant bizi ancak ve ancak
bizim kurtarabileceimizi syler. nsanln bu kendini zgrletirmesi, her birimizin kendi iimizde
kefetmek zorunda olduumuz bir kaderdir. Kant'n gznde sa, aresiz insanl kurtaran istisnai bir
varlk deil, kendimizi kurtarma Tanr-benzeri potansiyelimize dair modelimizdir.
Kant'n alglanan dnyann, tamamen harici bir aldatc tarafndan belirlenmeyen, kendi kendimize
yarattmz bir yanlsama olduuna dair kavramlatrmas, btn insanlarn insanln kendi kendini
zgrletirmesine katlmasnn bir kader olmas gryle kopmaz bir ekilde balantldr. Kant'n bu
birbirleriyle balantl kavramsallatr-malar savunduu savlan okuyucuyu kendi salamlklarna ikna
edebilir ve bu sayede Matrix filminde grsel ve dramatik bir biimde sunulan fikirleri glendirebilir.
164
Kopernik'in Astronomideki Devriminin Felsefi erimleri
Salt Akln Eletirisi (1871) kitabnda Kant, "Kopernik'in hipotezleri dorultusunda" felsefi bir devrim
arsnda bulunur. Felsefedeki bu devrim, felsefi fikirlerimizin -yaadmz dnya hakknda genel
dnme biimimizin- modern bilimin ierimlerinin gerisinde kalmamas anlamna gelir. Bu ierimler
Kopernik'in Gne'in, bize grnd gibi, Dnya'nn evresinde dnmedii, grnn aksine,
Dnya'nn Gne'in etrafnda dnd kefinden baka bir yerde deildir.
Bugn (uzaydan grnd haliyle) bizim kk mavi gezegenimizi devasa bir evrenin merkezine
koyan eski evren anlaylarnn saflna ve belki kendini beenmiliine kibirli bir ekilde glyoruz.
Fakat Aristoteles gibi yer merkezli evren resmini savunmu olan eski felsefecilere layk olduklar
saygy gstermekte tereddt etmeyelim. Her ey bir yana, onlar, bugn bile kendi gzlerimizle
grdmz dnyay, genel terimlerle gerek olarak formle ettiler. Gne'in gk "kub-be"de daire
izerek dnyann etrafnda dolatm grrz. Gkyzn, fiziksel bedenlerimizi evreleyen dairevi
bir ufka kadar uzanan yeryz dz gezegenini kaplayan devasa bir kubbe olarak grrz. Eer
Aristoteles'in antik evrenbilimini reddediyorsak, fiilen algladmz dnyann bir yanlsama olduu
fikrini kabul etmek zorundayz.
Yermerkezli evren gr daha temel bir alglama zelliinin uzantsdr, buna biz benmerkezci doa
diyebiliriz. Fiziksel dnyay dorudan doruya fiziksel bedenlerimizin merkezinden grrz. eyler
bize byle grnr. Algladm dnyann merkezi benimdir, benim fiziksel varlm. Bu herkes iin
ayndr. Fakat ufak bir dnme bize, kendinde dnyann bu ekilde olamayacan syler. ocuklar
beden-merkezli dnyay gereklik olarak kabul ettiklerinde biz buna ben-merkezcilik diyoruz. Fakat
yetikinler kendilerini evrenin merkezi grmekten vazgemezse, buna egoizm diyoruz.
165
Ben O'yum
Egoizm hayatn ahlaki boyutunun merkezi bir kategorisidir. Egoizm bir insann kendi fiziksel
varoluunu, kendi seimlerinin ncelikli temeli olarak grmekte srar etmesidir. Egoist nihai olarak
kendisinin O olduuna, evrenin merkezi ve her eyin uruna yapld varlk olduuna inanr. Btn
bireyler ayn ekilde, doal olarak kendilerinin gizemli bir ekilde zel bir varlk, tek zel varlk olarak
seilmi-liine inanr. Ne var ki tecrbe, ksa srede bize dier varlklarn bizi snrlama ve arzularmz
gerekletirmemizi engel olma gcne sahip olduunu retir. Dier varlklar da sanki kendileri O imi
gibi davranrlar. Bu elikiyi zebilmek iin, bizim -genel olarak insanln, evrendeki tm akll
varlklarn- birlik iinde evrenin gerek merkezi olduunu kabul etmek gerekir.
Ahlakn temel seimi, birbirine zt iki kavram veya iki gereklik matrisi arasnda seim yapmaktr: bir
yanda birbirinden ayr, bamsz ve rekabet halinde egolar, bir yanda ortak insanln dnyas vardr.
Egoist dnya kavray, zaman ve meknda birbirinden ayr ve fiziksel nedensellik yasalara gre
birbirleriyle arpan fiziksel bedenler grnyle balantldr. Oysa bir de ahlaki bilin noktasndan
grnen baka bir dnya daha vardr: insan birliinin ve zgrlnn dnya-s. Eer gerek olan
birincisi ise, ikincisi bir yanlsama olmaldr. Ya da tam tersi, eer ahlakllk matrisinin gerek olduunu
dnyorsak, ayrlk matrisi bir yanlsama olmaldr.
Filmde hakikat, zgrlk ve insanlk iin ahlaki seim krmz hapn seimiyle sembolize edilmitir.
Krmz hap bireyleri Gereklie uyandrr; mavi hap kiiyi ben-merkezli bir yanlsama uykusuna geri
gnderir. Ne var ki bu seim snanacaktr. lk bata uyanmay ve buna gre bir gerei yaamay seen
bir insann ball daha sonra bir krizden gemektedir; nk bu kii, bu seimin sonularnn
kukulu olduu gereiyle yzlemek zorundadr.
166
Gereklik Nedir?
Kant'n terimleriyle, ahlaki seimin nihai anlam, "En Yksek yiyi" yaratma grevidir. En yksek iyi
zgr ve mutlu bir dnyay yaratmadr. Eer bylesi yksek bir grn sonradan yanlsamal olduu
ortaya karsa, o halde ilk seim de gerek deildir. Bu durumda geriye tek bir olanak kalr: bir insann
kendi ayr egoist hayatn, varoluunun dsal artlarna mmkn olduunca uyum gstererek
yaamak.
Cypher hkim glerin ezici grnen iktidar yznden, Nebuc-hadnezzar tayfasnn yce amalarnn
bir yanlsama olduu sonucuna varr. Cypher'n krmz hap seimi ar yaam koullaryla test
edilmitir. Nebuchadnezzar tayfas iin Matixc'in dndaki ilksel zgrlk ile gerekliin, yalnzca ona
inananlarn zihinlerinde var olan, nihai bir zgrlk ile nihai bir hakikatin gerekletirilmesinin sadece
geici anlar olduunu fark eder. Son zgr insan ehri Zion diye sembolize edilen, efsanevi bir Vaat
Edilmi lke aradklarn grr. Pratik sonulara ulamak iin makul bir deneysel tahminde bulunarak,
Morpheus'un zgrlk ve gereklik grnn nihai yanlsama olduuna karar verir.
Morpheus'a ihanetini merulatrrken, zgrlk ve gerekliin kendi yzeysel yorumunu dile getirir.
"Eer bize gerei sylemi olsayd," der Morpheus'un bedenine, "krmz hap g... sokmasn
sylerdik!" "Bu doru deil Cypher," diye kar kar Trinity ona, "o bizi zgr brakt." Cypher yant
verir: "Sen buna zglk m diyorsun? Tm yaptm onun bana sylediini yapmak. Eer bununla
Matrix arasnda bir seim yapmak zorundaysam, Matrix'i seerim."
Morpheus'un aklndaki zgrlk, yalnzca Matrix'ten kurtulma, yalnzca bir insann kendine zg
mutluluunun peinde koma deil, insanln daha yksek bir zgrlemesini kendine ama edinmi
bir kader veya alnyazsna katlmaktr. Bu ama "medeniyetin doruu" denilen modern dnyamzn
sadece 'gereklikte' yeniden yaratlmas deil; fakat baka, daha iyi, zgrl ve mutluluu
birletiren
167
bir insani mkemmellik dnyasnn yaratlmasdr.
Bu yzden Trinity'nin buradaki yant yetersizdir, nk o sadece Matrix'in sanal gerekliindeki
varolu yanlsamas ile fiziksel gerekliin benmerkezci yanlsamal alglamasn birbirinden ayrabilir:
"Matrix gerek deil!" der. Cypher'n yant daha derin bir geree dokunur, "Ayn fikirde deilim,
Trinity. Matrix bu dnyadan daha gerek olabilir. Tm yapmam gereken uradaki fii ekmek. Orada
Apoc'un ldn grrsn."
Matrix'in yanlsamal dnyas ile Nebuchadnezzar'n gvertesin-deki olaan fiziksel alglar dnyas
arasndaki ztlk, filmin yanlsama ve gereklik, klelik ve gereklik temalarn kefinin sadece bir
balang noktasdr. Yanlsama ve gereklik arasndaki uyuyan insanln kulelerinde ok artc bir
biimde betimlenen tezatlk, henz tamamlanmamtr. Gerek anlamda heyecanlandrc olan, Neo
ile birlikte seyircileri byleyen ey, Matrix'in dndaki hayat deil, gerek doas bir kez
anlaldnda, onun iindeki hayattr.
Ahlakn Varsaymlar
Evrensel mutluluun mkemmel dnyasn yaratmaya alrz, Kant bu noktaya kadar ilk Matrix'in
hakim gleriyle benzer dnr. Fakat bu mkemmel dnya, rnein uzayl glerin tasarlam
olduu herhangi mmkn bir dnyayla uyumunu imknsz klan baz kesin artlara ve gerekirliklere
sahiptir. En Yksek yi insanlarn yalnzca iinde mutlu olduu bir dnya deil, mutlu olmaya deen bir
dnyadr. Mutluluklar kendi zgr ve sorumlu eylemleri tarafndan hak edilmi olmaldr.
Artk uyuyan insanln milenyumun sonunda sidik yans bir dnyay talep etmekte neden srar ettiini
anlayabiliriz. Yapay zeknn hkim gleri onlara btn ihtiyalarnn tatmin edildii, btn
mutsuzluun dindirildii ideal bir dnya sunduunda, byle bir mutluluk yanlsamasnn bir yanlsama
olmas gerektiini grdler. Bir yanlsama 168
olmal, nk insanlarn birbirlerinden ayr olduklar inanc dlerde bile hayatn temel matrisi olmaya
devam etmektedir. Ayrla duyulan bu inan, insanlar dte bile fark ediyorlar ki, kanlmaz olarak,
rekabet, mcadele ve kazananlar ile kaybedenler arasndaki farkla sonulanr. Mutluluk ancak zgr
insanlarn, grnr ayrl temelinde deil, gerek birlik temelinde eylemde bulunduu kkten farkl
bir ilkenin temelleri zerinde mmkndr.
En Yksek yiyi yaratma ahlaki aray en yksek iyinin varoluuyla eliir grnen bir dnyann sen
gerekliiyle test edilir. Ahlakl bireyler, tmyle farkl ilkeler zerine ina edilmi bir dnyann
kuvvetleri karsnda kendilerini gsz hissederler. deal ahlaki matris, fiziksel olarak var olan egoizm
matrisini alt etmek iin fazla gsz grnmektedir. Birey umutsuzlua kaplmamak iin, tmyle
gelimi bir dnyann matrisi olarak ahlaki ideali gerekletirmenin mmkn olduuna iman
etmelidir. Kant bu imann ehresini ayn eder ve bunlara ahlakn varsaym der. Ahlaki bilinci
varsaymlar unlardr: zglk, Tanr ve lmszlk.
Ahlakn hedeflerini gerekletirme konusunda kendimizi gsz hissetmemize kar, varsaymlar
temel ahlaki seimimize sadk kalmak iin neye inanmamz gerektiini tanmlar. Bu inanlar zsel
olarak insanln kurtarclarnn ve zgrletiricilerinin inanlardr. Varsaymlar araclyla, hayatmz
iindeki grevlerimizi -En Yksek yi dnyasn yaratabilecek O olma, yeryzndeki cennet krall,
vaat edilmi lke Zion'a ulama- brakmamay reniriz.
Kant ahlaki deneyimin gerekliine inanmann zorunlu olduunu vurgular. Bu gerekliin bilimsel bir
bilgisine erimek mmkn deildir, diye dnr, nk bilimsel bilgi deneyimi belirlenimci fiziksel,
psikolojik ve sosyo-ekonomik yasalara gre aklar. Fakat ahlaki deneyimin z onun belirlenimci
olmayan doasdr, zgr iradedir. Bu zgrl tersine indirgemeden (bilimsel olarak)
bilemeyeceimize gre, seme zgrlmze bir tr iman duymak zorundayz. Bili-
169
min btn belirlenimci yasalarna ramen insan zgrlne duyulan bu iman ahlaki deneyimin ilk
"varsaym"dr.
Tanr Varsaym
Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz iin. Bu gerekten zgr insanlarn slogandr. Bu, Nebuchadnezzar ve
Zion'un alternatif Mat-ris'idir. Hl eksik, hl gizemlidir ve hl gerekletirilmeyi beklemektedir.
nsanln ortak, birlik halindeki ruhunun yeni Matris'ini nihai ierimleriyle, eski Matris'in ykmyla
birlikte grebilmek iin, yalnzca zgrln var olduunu varsaymak ve buna inanmak deil, fakat
ayn zamanda zgr insanlarn En Yksek yiyi yaratacak gce sahip olduuna inanmak ve bunu
varsaymak zorunludur. O halde ikinci bir varsaym da zorunludur: hepimizin ahlaki birliinin (One-
ness) gerekliine kendini uydurmu zgr bireylerin en yksek amalan gerekletirecek gce sahip
olduu varsaym. Eer ayrlk dsal gce sahip bir dnya yaratabiliyorsa, birlik kkten farkl bir dnya
yaratacak gce sahip olmaldr. Zion'un bu farkl dnyasnda, birlik halindeki insanln gc, buna ak
olan her bir birey sayesinde yol alr.
Kant bu ikinci varsaym Tanr varsaym olarak adlandrr. Eski medeniyete ait geleneksel dini
inanlarda Tanr adaletin harici datcs kabul edilir. Tanr bu dnyada deilse bile te dnyada iyiye
mutluluk, ktye ceza verir. Buradaki kavram sradan bireylerin bu adalet amalarna ulama
gcnden yoksun olduunu ima eder.
Medeniyetin milenyumun sonundaki doruu 1999 ylna model-lenmi Matrix'in dnyas, her bir
bireyin doa ve medeniyetin dsal grnen gleri karsnda hissettii gszlk duygusuna dayanr.
Bu gszlk duygusunun kkeni veya Matris'i *veya Matrix'i+, ayrla duyulan inantr. Bylece
Morpheus Neo'ya Neo'nun zaten bildii bir eyi syler: "Btn hayatn boyunca, bu dnyada bir
eylerin yanl olduunu hissettin. Ne olduunu bilmiyorsun, fakat orada, seni
170
deli eden, beynindeki bir kymk gibi... Matrix her yerdedir. Her yanmzda."
Ne var ki, Yeni Dnya Zion'un milenyum sonras dininde, potansiyel doal ve insani gler, teolojik
karlklar Tanr olan, ekonomik ve siyasi gler olarak yabanclap dsallamamtr. Matrix'te
ada hayatn bu dsal glerinin yerini kadiri mutlak zeki makineler alr. Oysa Zion'un buna zt
dnyasnda, temelde yatan, birletirici Hayat Gc, ayn varolularn yanlsamasnn farkna vararak
kendimi ona aan btn bireylerin iinden geer.
Kahin'in bekleme odasnda yeni-Budist bir "potansiyel" Neo'ya unlar syler: "Ka emeye alma.
Bu imknsz. Bunun yerine... gerei fark etmeye al." "Gerek nedir?" diye sorar Neo. "Kak yok...
O zaman eilenin kak olmadn; fakat yalnzca kendin olduunu greceksin." Ka eemeyiz,
dsal denilen gereklii deiti-remeyiz, elbette, belirlenimci bilimi izleyerek, bizden ayn bamsz bir
maddi tz olduuna inanrsak. Fakat hakikatin bizim iimizde olduunu, bizim bir paramz olduunu
fark edersek, kendimizi ememiz yetecektir, kak kendiliinden eilecektir.
Bu durumda "kendi" ayn bir varlk, tecrit edilmi bir ego deil, daha yksek bir kendi, herkesin bir
olmasdr. Eer birbirimizden ayn yaratklar olduumuz fikrinden vazgeebilirsek, Tannsal bir gce
kavuuruz. Neo kendisinin O, bir -yani dier varlklardan ayn ve zel-olduunu deil, btn varolula
bir olduunu fark etmelidir. Elbette o, hakikati tmyle anlayan "O"dur.
Korku ve Titreme
Matrix'in dnyas bir korku dnyasdr. Kendini ayr, fiziksel ve toplumsal evrene ait kuvvetlerin
karsnda korunmasz bir varlk olarak yorumlarsa, bireyler korku duymak zorundadr. Temel korku
lm, sz konusu krlgan fiziksel varolutan srgn edilme korkusudur. lm korkusu bireyin kendi
fiziksel ayrln, nihai gereklik
171
varsayd anlamna gelir.
Matrix'in inan-yapsna gre, korkudan asla kaamayz. Filmin banda Neo'nun zgrle doru ilk
adm, tehlikeli bir biimde onu irket gkdeleninin saaklarna tar. Ondan sonra eylemlerinin
ynetimini korkusuna brakr. Ykleme programnn sanal gerekliinde dme korkusuyla ikinci kez
yzleir. Yanlsamay ynlendirme gcnde yenidir. Yanlsamann iinde bilinli olarak yaamann
heyecann kefetmektedir. Bir insann glerini ortaya karmasnn anahtar, btn korkulardan
kurtulmadr. "Brak gitsin Neo," der Morpheus. "Korku, kuku ve inanszlk. Zihnini zgrletir." Neo
uurumdan der ve korkusunun yanlsamal doasn kefeder.
Ne var ki, fiziksel dnyadaki Neo'dan kan gelir. Neden? Neo: "Gerek olmadn sanyordum."
Morpheus: "Zihnin onu gerek klyor." Neo: "Matrix'te ldrlrsen, burada m lyorsun?"
Morpheus: "Beden zihinsiz yaayamaz."
Bu gizemli iddiann anlam ancak bu fikirleri mantksal olarak amladmz zaman ortaya kyor.
Neo'nun Matrix'in dndaki hayatn "gereklik" ile iindeki yanlsama arasndaki ilk yarm fazla
basittir. Matrix'in dnda varolan bir gerekliin bilincinde olanlar, Mat-rix'in iinde daha zgr ve
daha gl hale gelir. Fakat Matrix'in iindeki varolu, dardaki gereklii etkiliyor. Matrix'in dnda
bile, beden zihnin inanlarna baldr.
Neo'nun aln yazsn fark etmesinin anahtar lm korkusunu reddetmesinden geer. Neo aln
yazsn, Kahin'in sylediklerini dorulayarak, Morpheus'un hayatna karlk kendi hayatn feda
ettiinde fark eder ve gerekletirir.
Kahin ona nceden belirlenmi bir kader yerine, bir seim sunar: ya kendi hayat, ya Morpheus'un
hayat. "Bir seim yapmak zorunda kalacaksn. Bir yanda senin hayatn, te yandan Morpheus'un
hayat. Birinizden biri lecek. Hangisi olduuna sen karar vereceksin."
Kahin'in kehanetindeki merkezi unsurlar ahlakn varsaymlardr.
172
lk olarak zgrlk varsaym vardr. Neo kader fikrini reddeder, nk hayatnn dizginlerinin kendi
elinde olduu fikrinden holanyordur. Hibir harici gcn hayatn ynetmesini istemez. Her zaman
seme zgrlne sahip olmak ister. Burada, Neo'nun kendi ka-der'ini gerekletirmesi, bir seim
meselesi olarak sunulur. Her zaman ki gibi, Neo isterse fakl bir tercihte bulunabilir. Mavi hap seip
Matrix'in d hayatnn grece kesinlikleriyle yaayabilirdi. Krmz hap ve hakikati seme,
beraberinde nceden kestirilemeyen korkulan ve varoluun hkim glerinin husumetini getirir.
imdi de Kahin ona kendi hayatyla Morpheus'un hayat arasnda bir seim yapmak zorunda
kalacan sylemektedir.
Kahin'in kehanetinde ikinci olarak, Potensiyelimize, Gcmze bir inan vardr. Kant dnceye
gre, ahlaki seimimizi -btn aksi grne ramen- onun gerekleebilirliinin gcne duyduumuz
inanla desteklememiz gerekir. Tanr varsaym, En Yksek yi ahlaki tercihimizi, bu amac
gerekletirme gcne inanla birletiren varsaymdr.
Gerekletirici bir kutsal gce veya bir kurtarcya inanmak, ilk bakta, bizim gszlmzn itiraf
gibi grnebilir. Fakat Kant iin, ahlakllk ahlaki grevlerimizi kendi bamza gerekletirme
kapasitesini gerektirir. Bunun mantksal sonucu, varsaydmz Tanr veya Tanr-insann, O'nun, bizim
iin mucizeler sergileyen yan bir varlk olarak varsaylmamas gerektiidir. Tanr, fiziksel ayrlmzn
snrlarn aan bizlerin bir uzants olarak grlmelidir. Filmin dinamiinde, harici bir kurtarcya
duyulan inantan, birlemi insanlk olarak, kendimizi kurtarma Tanr-benzeri gcne duyulan inanca
bir dnm vardr. Bu bizim gerek i "potansiyel"imizdir. Bu anlay "O'nun filmin sonundaki en son
konumasnda ak bir biimde ortaya kar.
173
Dnm Noktas: Korkunun Sonu
Kehanetin nc unsuru lm ve hayatta kalmayla ilgilidir. Bir insan lecek, bir insan sa kalacaktr.
Matrix'in ayrlk ilkesinin hkm srd dnyasnda kaybet ya da kazan ayrlk mant demirden bir
yasadr. Kahin Neo'ya bu talihsiz haberi verir: Neo O deildir ve ya Morpheus, ya da o lmek
zorundadr: "zgnm, ufaklk. Yetenein var, fakat sanki bir ey bekliyorsun." Neo: "Neyi?" Kahin:
"Gelecek hayatn belki. Kim bilir? Bu iler byle olur."
Kahin'in kehaneti gerekleir. Neo Mopheus'un hayatn kurtarr, kendi hayatn yitirir ve sonraki
hayatna O olarak dner. Bu kehanetin nasl ve niin gerekletii filmi anlamann pf noktasdr.
Neo, Morpheus'u kurtarrken, mutlak bir gce sahip, yenilmez grnen Ajanla yz yze arpr.
Nebuchadnezzar'n tayfalar, ykleme programndaki eitimleri onlara Matrix'te olaanst gler
vermi olmasna ramen, korkuya dayanan nihai bir kural kabul ederler: Eer bir Ajan grrsen,
yapabilecein tek ey kamaktr. Bu, Neo'nun vaat edilen kurtarc olduu fikrini hibir ekilde kabul
etmek istemeyen Cypher'n Neo'ya 'gereki' nasihatidir. Bylece Neo bilerek Ajan Smith'e meydan
okuduu sahne filmde dramatik bir dnn noktasdr. Seimini yapmtr; ansn deneyecek ve kendi
lmyle yzleecektir. Neo, ayn ve korunmasz bir beden olarak kendi varln korumak yerine
baka bir insan kurtarmay seerek, tam bir zgrlk iinde kendi kaderini seer.
Neo bylece hem sanal gereklik dnyasnda hem de fiziksel bedenlerin gerek dnyas denilen
darda Matrix'e gcn veren temel korkuyu yener. Her iki dnyada da ayn temel kural geerlidir.
Eer lebileceine inanrsan, bu bir yanlsama dnyasnda bile olsa, fiziksel dnyada gerekten
lrsn. Fiziksel bedenin canll, zihnin lmn mutlak gcne inanmasna dayanr. Matrix'i yneten
temel yasa budur. Gcnz, gerekliiniz inanlarnza baldr ve inanlarnz nihai olarak lm
korkusuyla ynetilir.
174
Bylece Neo'nun kader'inin gereklemesinde geriye tek bir adm kalr. lm korkusundan kurtulmak
bir zorunluluktur. Neo'nun kalp atlar durduu zaman Morpheus "Olamaz," der. Morpheus Neo'nun
lm olduuna inanamaz, halbuki fiziksel olarak adlandrlan gerekliin btn kurallarna gre Neo
ldr. Fakat Tri-nity daha tesine geer. Neo'nun cesedine konuurken, onun yaayan ruhuna
seslenin "Neo, artk korkmuyorum. Kahin bana k olacam syledi ve o adam, k olduum adam,
O olacak. Gryorsun, sen lm olamazsn. Olamazsn. nk ben seni seviyorum. Duyuyor musun?
Seni seviyorum." Trinity'nin ak ve onun lmne inanszl sa olsun, Neo hayata geri dner.
Kahin'in szlerini dorulayarak, yeni hayatna "O" olarak dner.
lmszlk ve Yenidendoum
Ahlaki hayatn nc varsaym lmszlktr. Bir insann ahlaki bir varlk olarak kendi aln yazsn
gerekletirmek iin, lm inanndan ve korkusundan kurtulmas zorunludur. lmszlk varsaym
ahlaki hayata sahip insan iin zorunludur, diye ileri srer Kant, nk bir mrn imdilii hesaba
katldnda bir insann nihai grevini yerine getirmesi, En Yksek yinin geliini salamak imknszdr.
En Yksek yiyi getirme ahlaki amac, baka bir dnyayla deil, bu dnyayla ilgilidir. Nasl zgrlk
varsaym bu dnyayla ilgiliyse, Tanr ve lmszlk varsaym da bu dnyayla ilgili olmaldr. Demek ki
ahlakn varsayd lmszlk "bu dnyal" bir lmszlk olmaldr. Geleneksel Hristiyanln te
dnyal lmszlk retisi ahlaki bilincin taleplerini yerine getirememektedir. Geleneksel
Hristiyanln te dnyal lmszlk retisine ana alternatif lmszlk, Hinduizm ile Budizm'in
"bu dnyal" lmszldr. Kahin'in yenidendo-uma geliigzel gnderimde bulunmas ve
"Potansiyel" ocuun rahiplere zg kyafeti ile kazl kafas Budist bir bak asn akla getiriyor.
Manayana Budizmine gre aydnlanm bireyin ruhu, btn
175
varlklarda evrensel aydnlanmay kolaylatrmak iin doum ve yeniden doum arknda kalmay
seer. Kant'n ilk yazlarndan biri olan Evrensel Doa Tarihi'nde kozmolojik bak asn sergileyen
lmszlk, bireysel ruhun potansiyel insani mkemmellii gerekletirir-me merdiveninin
basamaklarn yeniden ve yeniden doarak kt bir lmszlktr.
nsanl kurtaracak olan O, yenidendoum yaar. Filmin ncesine den ilk hayatnda, Matrix'ten
birka bireyi kurtarr. Kahin'in kehaneti bu zgrletiricinin aln yazsn tamamlamak iin yeniden
doaca ynndedir. Matrix filmi O'nun, kendi kaderinin farkna varmak iin birok adm atmak
zorunda kalan bir hacker olarak Neo ki-iliindeki ikinci hayatnn hikyesidir. Filmin sonu O'nun
nc hayatna ksa bir bak atar. nc hayat, Kahin'in kehanetinde syledii gibi O'nun Matrix'i
yok ettii hayattr. Fakat bu olumsuz bir amatr, yalnzca 1999'un kasvetli dnyasnn gerekliinin
gerek dnyada yeniden yaratmyla sonulanacaktr. yleyse zgrletiricinin olumlu amac nedir?
Kurtarc m, retmen mi?
Matrix'ten kurtulu, zgr olmayan hayatlarn kendinden memnun bir ekilde yaayan insanlarn
deil, zgr insanlarn yaratlyla olmak zorundadr. Uyuyan insanlk, klelerin hak edilmemi
mutluluunu daha nce reddetmitir. Peki byle bir kurtulu bir Filozof Kral'n ynetimi altnda veya
kadirimutlak bir kurtarcnn bizim lehimize eylemleriyle nasl olanakl olacakr?
Neo, tpk Hristiyan Mesih sa gibi hayata geri dner. Fakat daha haval; belki daha komik bir biimde
Neo, paltosu Spermenin pelerini gibi savrulurken gkyzne uar. Fakat Neo'nun son sahnedeki
geriden duyulan konumas baka bir yorum nerir: bu Kurtarc istisnai bir Sperman deil, fakat
evrensel bir retmendir. Bir retmen olarak tekilere nasl onun gibi olunacan gstermek iin sa
176
rencilerine yle syler: "(Bana iman eden+ yaptm ileri kendisi de yapacaktr. Hem daha
stnlerini de yapacaktr..." (Yuhanna 14:12). Yapay zeknn hkim glerine hitap ederek O evrensel
zgrletirme grevinin snrsz potansiyeli retme grevi olduunu syler: "Bu insanlara sizin
onlarn grmesini istemediiniz eyleri gstereceim. Sizsiz bir dnyay gstereceim. Kurallarn,
denetimin, snrlarn ve engellerin olmad, her eyin mmkn olduu bir dnyay gstereceim."
Snrlan olmayan, her eyin mmkn olduu bir dnya, herkesin gereklii biimlendirme, Matrix'i
ynlendirme gcne sahip olduu bir dnyadr. Bu dnyann var olabilmesi iin egoizmin malup
edilmesi ve insanlarn znde bir birlik olduu anlaynn benimsenmesi arttr. Bu anlay
sayesindedir ki zgrlmz bulacak, en yksek ideallerimizi gerekletirmek iin, lm korkusunu
amak iin iimizdeki kutsal gl balantya geeceiz. "O" belki de ilk stn insandr, fakat son
olmayacak.
177
Sahne 4 Sanal Temalar
13
Yeraltndan Notlar: Nihilizm ve Matrix
THOMAS S. HIBBS
Terminator filminden Yapay Zek'ya, "ruh" ve "bilin" gibi terimlerin halk psikolojisi diye bir kenara
brakp brakmamaya dair felsefi tartmalardan, klonlamann, doayla urama biimimizin ve
teknolojinin ierinden hakkndaki politik tartmalara kadar birok konu, gnmz Amerika'snda hem
yksek, hem avam kltr biimlendiren konulardr.
1999 yapm Matrix'te, halk kltrnn ve yksek kltrn kayglan ve ilgileri birlemitir. Matrix'te
ne arasanz var: entelektel olarak hrsl, ilgin bir kurgu; klasik peri masallarnn postmodem
yanklan, bilim kurgu filmleri iin yeni standartlar belirleyen zel efektler, ko-regrafisi uzmanlarca
hazrlanm, teknik anlamda karmak dv sahneleri. Ne var ki film, hem kurguda hem ierdii
felsefi dncelerde, teknolojiye ve yapay zekya hayranlk duyan bugnden deil, daha nceki bir
dnemden faydalanmtr. Film, birok adan Aydn-lanmac modernlik hakkndaki eski tartmalar
yeniden gndeme ge-tirir. Aydnlanmann teknolojik ilerleme vastasyla doaya hkim
181
olma abas, tpk ihtiyatsz bir bireysel zgrlk vgsnn, paradoksal bir biimde btn insanln
bir effaflatrlmasna sebep olmas gibi, insanln deerinin drlmesi riskini tayor. Bu ve baka
bir takm yollar yznden liberal modernlik, insanla daha nceki alarda ilham vermi olan byk
sorularn ve onu canlandran araylarn sona erecei, temel anlamdan veya nihai amatan yoksun bir
insan varoluu olan nihilizm iin potansiyel bir kaynak olarak grlmtr.
Dostoyevski, Aydnlanma topyas ve Nihilizm
Aydnlanma modernlii ile nihilizm arasnda zor fark edilir bir ba sezmi ok nemli dnrlerden
(rnein Nietzsche, Tocquevil-le ve Arent) en ok ihmal edilenlerden biri Dostoyevski'dir. Gele-lelim
Matrix'te ele alnan meselelerin birou ile Dostoyevski'nin Ni-etzsche'nin "kann sesini" duyabildiini
iddia ettii almas Yeraltndan Notlar (1846) arasnda arpc benzerlikler vardr. Yeraltndan Notlar
Rusya'ya giren bat Aydnlanma dncesinin belidi fikirleri zerine zehir zemberek bir hicivdir.
Dostoyevski'nin polemiklerinin hedefi, ernievski'nin insancl sosyalizmin, romantizmin, faydacln
ve aklc egoizmin bir karmn sergiledii Ne Yapmal? kitabdr. Lenin'in kendi devrimci eilimlerini
destekledii iin itibar gsterdii emievski'nin metni, Fransz sosyalist Charles Fourier'in topyac
fikirlerini gelitirir. Dostoyevski'nin yeralt adam, uygulamal sosyal bilimlerinin onlar btn insani
arzulan izelgeletirmeye, dzenlemeye ve tatmin etmeye muktedir klmaya yardmc olacan iddia
eden modern ehrin topik Aydnlanmac tasarmclarn yerden yere vurur.
182
Toplumun "aklc" bir yeniden yaplanmasn protesto eden yeralt adam pis yeralt hcresinde
yaamay seer.
Yeralt adam fel edici bir hiper-farknda olma durumundan mustariptir. Oysa "eylemin salkl
insan" doa yasalarnn insan yasalarna uygulanmasnda hibir sorun grmez (aksine bu yasalarda
bir teselli bulur), an farkndalk yaayan birey doa biliminin mekanik be-lirlenimciliiyle, insani
dnp tanma ve seim yapma arasnda bir uyumsuzluk bulur. Hiper-farknda olan birey doal
bilimin yasalarnn "tatan duvar"yla yzleir ve sonu bir psikolojik "atalet"tir. yle syler:
Bilim insana... onun ne bir isten ne bir heves olduunu... gerekte bir piyona tuundan baka bir ey
olmadn... ve onun hayatn doa yasalarnn ynettiini; yapt hibir eyin asla kendi isteinde
gre deil, fakat... doa yasalarna gre yaplm olduunu retir.
Sosyal bilimin amac insani arzu ve seim iin bir logaritma oluturmak ve insan hayatnn gelecekte
alaca ekli ngrmektir. Bylece "dnyada hibir eylemci veya macerac olmayacaktr." Byle bir
bilimin ve neyin aklc sayldnn karsnda yeralt adamnn protestosu olumsuz olmaktan, akld
zgrlk adna, akl, sal ve bilimi reddetmekten baka bir ey olamaz. Bu yzden etkinlik yerine
edilgenlii, toplum iinde olmak yerine yaltlml, aklc mutluluk aray yerine kini seer. Fakat bu
bile kendi kendini malup eden bir tutumdur; notlannda belirttii gibi, "iimdeki kin (doa yasalarna
gre) "kimyasal bir buhrandan mustariptir."
Bununla birlikte yeralt adam dikkatli okuyucuya Aydnlanma' toplum biliminin karanlk bir
olumsuzlamasndan daha fazlasn nerir. Aydnlanma projesine ikin elikileri iaret eder. Yeralt
adamnn kafasn megul eden ve boyun emez ve fel edici bir diyalektiin kayna olan ana eliki
zgrlkle ilgilidir. Aydnlanma kuramc-
183
lar eitli dsal otorite trlerinden zgrleme vaadinde bulunur: ailevi, dini ve siyasi. Fakat
aydnlanma teorisinin bata niyetlenmeyen sonulanndan biri zgrln yok edilmesidir. Buradaki
sorun Dos-toyevski'nin Ecinniler kitabndaki kuramc Shigalyov tarafndan ksa ve z bir ekilde ifade
edilir: "Kendi verilerimle kafam karyor ve kardm sonu kendisinden yola ktm fikirle
dorudan atyor. Snrsz zgrlkten hareket edip, snrsz despotizmde son buluyorum." Bu nasl
gerekleiyor? zgrln yok edilmesinin kaynaklarndan biri, yeni ortaya kan sosyal bilimlerin
yalnzca matematiksel ve mekanik doa bilimlerinin ltlerine gre dorulanabilir olan gerek kabul
eden yntemleridir. Dier bir kaynak kuramn kolayca uygulanabilirliine duyulan safdil inantr.
Teorinin uygulanmas hem insan doasnn dzeltilmesini, hem toplunun temelden yeniden
yaplanmasn gerektirir; ite projenin mecburi ve iddet ykl doas bu ekilde akla kavuturulur.
Teori ve pratik arasndaki mesafe, Aydnlanma projesiyle ilgili daha derin bir gl gsterir. nsan
arzularn ortaya karma ve dzenleme abasnda, insana aklc bencil muamelesi yapmakla
Aydnlama kuramclara yanl hesaplar yapmaktadr. Bir insan iin iyi olann aklc bir incelemeyle
ortaya karlabileceini ve btn ktlklerin eitim ve siyasi yeniden rgtlenmeyle ortadan
kaldrlabileceini varsayarlar. Fakat yalnzca ilerlemeci medeniyet denilen eye, genellikle, artan
iddet ve kan isteinin elik ettii gereini deil, ayn zamanda insanlarn daha derin bir arzuya, "tam
anlamyla zgr isten" arzusuna sahip olduu gereini gz ard ederler. Yeralt adam kendi
zgrln yaamak iin, bile isteye zararl ve zykc olan seecektir. Bu noktada yeralt adam
Nietzsche'nin insanlarn "isteme-mektense, yokluu isteyecei" iddiasn daha nceden dile
getirmektedir. Demek ki nihilizm, Nietzsche ve Yeraltndan Notlar rneklerinde olduu gibi kendinde
bir ama olmaktan ziyade, bir protesto, hazrlayc bir andr. Olumsuzlamann, olumlamaya yol aaca
umut
184
edilir. Bylece yeralt adam adalarnn kuramlarn sadece tersine evirip reddeden bir "anti-
kahraman" olmak istemediini itiraf eder. stedii ey "sadece yeralt deildir, susuzluunu ektii ey
daha farkl, tmyle farkl, fakat asla bulamad bir eydir. Sadece ktler yeraltn ister."
Yeralt adamnda vcut bulan fel, kin ve nihilizm Aydnlanma Te-orisi'ne bir seenek oluturmazlar;
tam aksine onun mantksal sonucudurlar. Kitabn sonunda rakibine satarken yle syler: "Senin
yar yola kadar tamaya ancak cret edebildiini ben hayatmn sonuna kadar yaadm"
Dostoyevski'nin kitab rakipleri tarafndan (Jile getirilen teorilerinin polemiksel bir "reductio ad
adsurdum"u (* reductio ad absrdm: Bir varsaymn yanlln onun mantksal sonularnn sama
veya kendisiyle elikili olduunu gstererek kantlama yntemi) veya daha iyi bir ekilde dile
getirirsek reductio ad nihilumudur.
Ne topya Ne Nihilizm:
nsan Hayatnda Bir Aray Olarak Matrix
Aydnlanmac, aklc proje, gerek nedir, insan nedir ve zgrlk ve zbilgi (self-knowledge) ne lde
mmkndr sorularn sorar. Yeralt adamnn betimledii zere, toplum iin Aydnlanma projesi,
gerek olan her eyin .niceliksel analiz karsnda zld varsaymna dayanan modern
matematiksel fiziin bir uzantsdr. Bu tr varsaymlar karsnda, insan zgrl ve zbilgisi hayati
bir hassasiyet kazanr. Matrix filminin balang sahnelerini benzer bir problem belirler. Morpheus
Neo'yu senin yalnzca bir "fazladan z-imaja" sahip olduun "bir bilgisayar programnn iindeyiz" diye
bilgilendirdikten sonra sorar: "Gerei nasl tanmlyorsun? ...beynin yorumlad elektrik sinyaller."
Matrix'in dnyas bir "sinirsel etkileim simlasyonu" dnyasdr. Dostoyevski'nin yeralt adamnn dile
getirme biimiyle "insann klcal analizi" insann kendini tanmasnn imknn bizzat or-
185
tadan kaldran eydir.
Yeralt olup olmad bir yana, khne Nebuchadnezzar gemisi tpk yeralt adamnn hcresi gibi bir
duygu brakr. "Matrix'in sistemine giren", "korsan bir sinyal" ile alan gemi, teknolojik aygtlary-la
bizzat kk bir Matrix'tir. Fakat ne ne Matrix'teki insan birimlerin keyfini att dncesiz ve safdil
zgvene, ne de Matrix'in Ajanlarnn kadirimutlak ve otonom hkimiyet duygusuna sahiptir. "Hakikat
l"nde yaayan isyanc grup, mevcut durumdaki grevlerine dair daha ak bir kavray kazanmak
ve gelecee ynelik olumlu bir ynelim edinmek iin insanln gemii hakknda kesin ipularna
ulamaya alr.
"Hakikat l"n kurgulanm, fakat daha rahat ve dzenli bir gereklie yelemenin kendi bedelleri
vardr. lk olarak, bir insann gerek kabul ettii eyin bir uydurma, Morpheus'un aklad gibi, "seni
geree kr etmek iin gzlerine balanan *bir+ dnya" ve "kendi zihninin hapishanesinde" kle olma
durumu vardr. Tpk Dostoyevski'de olduu gibi, burada da yanlsamal bir z birlik, z kontrol ve
gelecek hkimiyeti duygusuna elik eden yanl bir zgrlk duygusu vardr. Daha yeterli bir zgrlk
duygusu bir belirsizlik, bir i blnme duygusundan kar ve insanln daha karmak bir
deerlendirmesine yol aar. Morpheus Neo'ya "dnyada bir eylerin yanl olduu" duygusuna,
"aklayamadn fakat hissettiin" bir duyguya sahip olup olmadn sorar. Her zaman bir eylerin
yanl olduu duygusuyla ie balarz, eer bu duygu iyice aratrlrsa, bir aray balatr.
Morpheus'un ifade ettii gibi "bu bizi harekete geiren sorudur -Matrix nedir?- Cevap, orada bir
yerlerde ve eer istersen seni bulacaktr."
"Cevap orada bir yerlerde", akla uzun zamandr gsterimde olup, ok tutulan X-Files televizyon
dizisinin slogan "hakikat orada biryer-de"yi akla getiriyor. Her ne kadar X-files filminin ana yks
dnyann yapay zeklarca deil, uzayllarca kontrolyle ilgili olsa da, Matrix 186
ile birok ortak yana sahip. Her iki hikye de, baz bilinmez ve ktcl glerin -rnein uzayllar,
karmak makineler, hkmet, brokrasi veya bizzat teknoloji -gerek dnyay hayali bir dnyayla
deitirdii korkularna oynar. Fakat durum Matrix'ten daha ktdr: nk kleletiren tiran, sadece
ortaya karmak ve yok etme yollarn bulmak zorunda olduumuz aka belirlenebilir, d bir g
deildir. Aksine iktidar, kim ve ne olduumuz byk lde belirleyecek ekilde bizim iimizde
konumlanp bizim araclmzla uygulanr. Buradaki -doal olarak nihilizmi reten- tehlike, bir kez
gereklikle temasmz yitirdikten sonra, sonsuza dek bir yanlsama dnyasnn iinde debelenme
tehlikesidir. Eer kurgulanm bir evrenden dar kmamz iin yeterli ipular yoksa, takatten kesen
ruhsal bir bulant yaama, kim ve ne olduumuz, nereye gittiimize dair btn duygulan yitirme
tehlikesi iindeyiz demektir. Byle bir durumun iinde ikilemin kklerine dair bir aratrma bir hakikat
araynn parodisi haline gelebilir. (X-Files filminin "gerek orada bir yerlerde" slogannn yannda "hi
kimseye gvenme" ve "yalana inan" gibi sloganlar kullanmas ilgintir.) X-Files dizisi zerine zeki
yorumlar yapan Ardtrienne Maclean'n yle sylemektedir:
Scully ve Mulder hayatmzdaki her eye televizyonla ve imdi de bilgisayarlarla szan kadirimutlak ve
limimutlak glerce molekllerine kadar, hem kelimenin gerek anlamnda hem mecazi anlamnda
yabanclatrlm / uzayllatrlm, ele geirilmitir... Scully ve Mulder birbirlerine gveniyorlar... Ne
var ki bildiklerini sandklan her ey yanltr. Televizyon onlara igr sanatlarn retmitir fakat bir
bak as oluturmay retmemitir. Onlar bir kimlik bulma arayna gndermi, fakat bulduklar
hibir eye gvenmemelerini retmitir. X-Files dizisinin medya tarafndan harekete geirilen ortam,
btn dnyann artk ayn yer olduunu, her yere ulalabileceini, onun ayn anda hem gvenli, hem
tehlikeli, hem snrlayc, hem zgrletirici olduunu ileri srmektedir.
187
Her ne kadar Mclean'in X-Files dizisindeki aray motifinin tamamen meyvesiz olduu iddias tartlr
olsa da, yapt betimleme, ovun karakterleri iin gerek bir olana yakalyor. X-Files ile Matrix
arasndaki kurgu benzerliklerini dndmz zaman, filmin karakterleri benzer bir kadere kar
korunmasz grlebilir. Gerekten de insann yabanclamas ve onun doruyu hayali olandan, kurnaz
bir zeknn kurgusunu gereklikten ayrt etme yeteneksizlii zerine bylesi kkten iddialarla
balayan anlatlar birbirine kart ynde iki riskle kar karyadr: tuzaktan kmann yolunu hibir
zaman bulamamak ya da edebiyat ve kltr eletirmeni Mark Edmunson'un "szde aslanlk" halleri
dedii yzeysel zmler nermek. Edmundson Nightmare on Main Street hakkndaki kitabnda
ada Amerikan kltrnn iki tr anlatnn arasndaki diyalektik savan yaylm ateinde olduunu
syler: ucuz ortaa gizemleri ve "akn olann yzeysel stratejileri". Bu ikisi de nihilizmi alt edemez:
birincisi bizi onun batana saplarken, ikincisi bir ka yanlsamas sunar. Peki Matrix bu adan neleri
baaryor?
Filmin bu iki kutuptan da kanmak istediine dair birok kant vardr. Setii alternatif yol zellikle
insan zgrl meselesini ele al biimde belirginleir. Hayatlarmzn bizim iin nceden
kurgulanm olduu fikri zellikle zgrlk duygumuz ve kiisel kontrol asndan can skcdr. Neo
Morpheus'un kadere inanp inanmad .sorusuna yant olarak unlar syler: "Hayr... O zaman
kontrol bende olmaz." Yalnzca bu konumadan deil, ayn zamanda Kahin'in onunla hafiften dalga
gemesinden Neo'nun gten dm bir zgrlk kavramyla dnyor olduu anlalr. Dar
kmaya hazrlanrken, Kahin Neo'ya, ona aklad sert hakikatleri hatrlayacan syler: "Kadere
inanmadn hatrlayacaksn. Hayatnn kontrolnn sende olduunu." Fakat Morpheus'un kader
dedii ey Matrix'in zgrl yok etmesiyle ayn ey deildir. Morpheus'un kader nosyonu bir
insann kendi hayatn tmyle kendinin kontrol etmesi s zgrlk
188
kavrayyla, srekli belirlenim arasnda bir yerdedir. Morpheus'un btn mr boyunca arad O
olarak Neo'ya gnderimlerinde, kaderin aslnda bir tr nceden grme olduu imalar vardr.
Morpheus, Kahin'in bir kehanetinin "Matrix'ten zgr olacak bir adamn dnn ngrdn"
aklar. Kaderin gleri veya etkili nceden grme arasndaki iliki ne olursa olsun, insan seiminin
gc akllca belirlenmeden braklmtr. Bu meselede filmin belirsizliinin en iyi rnei, Cypher'n
Neo'nun "fiini ekip" bylece onu ldrecei sahnede grlr. Alayl bir tonla eer Neo O ise, bir
mucizenin onun planlarn bozup Neo'nun lmesini engellemesi gerektiini syler. Tam bu anda
direniin baka bir yesi tarafndan ldrlr.
Kukusuz zgrln paradokslar zerine ok az insan dnmtr. Dostoyevski'nin yeralt adam,
topya dnyasndaki elikiler, Cypher karakterinin Matrix'te cisimletirdii elikiler zerine
dnr. Filmin bir sahnesinde Cypher ihanet eder ve direni yoldalarnn fiini ekmeye balar.
Bunu onun yapt ortaya ktnda, Mat-rix'e geri dndn, Morpheus'un ona sylediklerini
yapmaktan bktn ve Matrix'in "daha gerek" olduunu kabul eder. Bizzat Morpheus birok kiinin
"umutsuz bir biimde sisteme bal *olduunu+ ... ve onu korumak iin savaacak"larn ngrmtr.
Cypher bilinli olarak istenten vazgemeyi, rahatlk, gvenlik ve mcadele etmeme uruna
zgrln terk etmeyi seer.
Morpheus Matrix'in "bilgisayarlarn rettii bir d dnyas" olduunu ve bu bilgisayarlarn amacnn
insanlar "kontrol altnda tutmak" olduunu aklar. Projeleri "insanlar aklere dntrmektir."
Burada Dostoyevski'nin hicvettii ve insan "bir piyano tuuna" benzeten kuramclarla arpc bir
benzerlik sz konusudur. Bu imge byk olaslkla Fransz maddeci Aydnlanma felsefecisi Deni
Diderot'tan almtr. Diderot 1769 ylnda unlar yazmtr: "Bizler duyular ve bellei olan birer
aygtz. Duyularmz evremizdeki doann ald, sk sk kendi kendine alan piyano tulardr."
189
Daha sonra Ajan Smith Morpheus'un Matrix'in projesine dair betimini dorular ve belirginletirir.
"Milyarlarca insan... bihaber yayor," der. Ac ekmenin olmad bir dnyay kurmaya alan ilk
tasarm plannn insanlar tarafndan reddedildiini itiraf ederken, yeralt adamnn grlerine, yani
zgr varlklarn ac ekme gerekliliine katlr. "nsanlar," der Ajan Smith, "gereklii mutsuzluk ve ac
ekmeyle tanmlyorlar." Fakat Ajan Smith ve arkadalar topya tasarm-clarnn insan hayatnn bir
sknt, hatta bir hastalk olduu grn paylar. Ajan Smith "insanlar tpk bir virs gibi
yaplmaktadr... ve biz aresiziyiz" der. Bu szler yeralt adamnn dmanlarna atfettii, akln
sylediklerini gerekletirmek iin bizzat insan doasnn dzeltilmesi gerektii inancn yanklar. Tpk
btn topyac kuramclar gibi Ajan Smith'te ilerlemeye inanr. yle der: "Bu evrimdir, Morpheus,
evrim; gelecek bizim dnyamzdr."
Kendinin farknda olma ve zbilginin yokluuyla ilgili olarak baka paralellikler de ortaya kar. Yeralt
adamna gre, kuramclar z-bilgiden yalnzca bakalarm deil, kendilerini de mahrum brakrlar. Eer
azck zfarkndalk sahibi olsalard, onlar da atalete kaplrlard. Morpheus Neo'ya "Matrix sana kim
olduunu syleyemez," der. Acaba insann kendi hakkndaki bilgi eksikliinin, insanln Yapay Zek'-
nn domasna sebep olan kkl kibir eylemine dair ierimleri de var m? Morpheus, Matrix'in
kaynan anlatrken topyacla gndermede bulunur. Yirminci yzyln banda "btn insanln
birlik" olduunu ve yapay zeky bu birliin yarattn syler.
Burada, Matrix'in insanlk betimi, korku trnn klasik hikyesini artrr. Frankenstein'n protipi
olduu bu hikyeye gre, bilimin yaratc hrslar, kontrol edemedii ve sonunda onu yaratana
dman kesilen bir canavar yaratr. Fakat Matrix, yaratk, Yapay Zek, stnl ele geirdikten sonra
insanln bilinsiz hatasn tekrar etmeye lanetlenmi gibidir. Matrix'in kendisi de toplumsal yeniden
yaplanma topyac emayla uramaktadr. Bu fasit daireden k yolu nedir?
190
Matrix'ten Kamak:
nsanln m Teknolojinin mi Zaferi?
Cevap, Neo karakterinin film boyunca yol ald zgrln karmak bir kavramyla ok ilikili
grnmektedir. Ne var ki ite tam bu noktada filmin kard sonu fazla hrsldr. Buradaki sorunun
bir ksm, Matrix'in, Hollywood'a zg sper kahramann btn ktleri yok ettii tipik aksiyon film
sonunu semi olmasndan kaynaklanyor. Elbette Matrix'in teknik baars sayesinde son, Die Hard ile
Termina-tor tr filmlerden daha yaratc ve rtk. Yine de film, isabetli bir ekilde, kurgu ve karakter
sanatndan ziyade zel efektleriyle vld. Neo filmin sonunda sradan insan bedeninin snrlarn
atnda ve izgi roman kahramanlarna zg glerini kullanmaya baladnda, ileri sinema teknii,
Neo'nun Matrix'le savana hazrlanmak iin gelitirmek zorunda kald insani zellikleri glgede
brakr.
nsanln kaderinde oynad role direnmi ve sonra yava yava kabul etmi biri olarak Neo son
sahneye kadar hayli korunmasz grnr. Matrix'e kar savamay setiinde bile, sonucun ne olaca
bilinmez. Metro'da Ajan Smith'le dvt sahnede vurulur ve grne gre lr. Trinity Kahin'in
O'na ak olacana dair kehanetini hatrlatarak "lm olamazsn, nk seni seviyorum," der ve
Neo'-yu per. Neo hayata dndnde onu azarlar. "imdi, ayaa kalk! "her ne kadar Neo ile Trinity
arasndaki yaknlamann arttn film boyunca hissetsek de, iliki bu trden dramatik bir arl
tayacak kadar salam deildir. Buras filmde ciddi bir kusurdur. Niin? Matrix filminde nihilizm
tehlikesinin stesinden gelmenin yolu, belirgin bir ekilde insani zelliklerin ve yaama biimlerinin
iyiletirilmesinden gemektedir. Bu zelliklerin merkezinde sadakate, sevmeye ve zveride
bulunmaya yetenekli, birbirinden ayr bireyler olarak insan vardr. Neo, Trinity ve Morpheus
karakterleri karmak, farkl ve tamamlayc iken, Matrix'in ajanlar kiilik d, trnn prototipi ve
191
birbirleriyle deitirilebilirdir. Perdede en ok grdmz ajann isminin Smith(* Takma ad
artrr) olmas anlaml deil mi?
Filmi insani unsurlar nemsiz gstermesinin kusurlar neler olursa olsun, Neo'yu hayata dndren
ey Trinity'nin akdr ve stelik bu, onun stn insani yetenekler sergilemesinin hemen ncesinde
olur: Mermileri havada durdurur, yer ekimi yasasn aar; bedenlerin katlna kar gelir ve Ajann
bedenine girip onu patladr.
Matrix'in Ajanlaryla yapt ok nemli bir sava kazanm olan Neo, onlar her eyi btn insanlara
aklayacana ve onlarn belirsiz ve kestirilemez bir dnyaya gireceklerine dair uyarr. "Orada
olduunuzu biliyorum. Artk sizi hissedebiliyorum. Korktuunuzu biliyorum. Bizden korkuyorsunuz.
Deimekten korkuyorsunuz. Gelecei bilmiyorum. Her eyin nasl sona ereceini sylemek iin
gelmedim... bu insanlara sizin grmesini istemediiniz eyleri gstereceim... snrlarn ve engellerin
olmad... her eyin mmkn olduu bir dnya gstereceim. Buradan nereye gideceimiz ise, size
braktm bir seim." Burada Matrix'in sregiden direnii deil, ama kle olan insanlarn muhtemel
kar klar grmezden gelinmektedir. Cypher'-n verdii ders unutulmu gibidir. nsan ayrca filmin
o kadar zaman harcayarak gelitirdii karmak zgrlk kavramn, insann otonom, z yaratc
olduu yzeysel zgrlk tanmna feda m ettiini, yoksa Edmunson tarafndan tarif edilen szde
aknlk hatasna m dtn merak ediyor. Aslna baklrsa, Neo'nun buradaki kehaneti,
Morpheus'un birlik halinde insanln yaratclnn zirvesine erierek yapay zeky yaratt yirminci
yzyln sonundaki insanlk kokuyor. Neo bilmeden baka bir topya m vaat ediyor?
Elbette bir Hollywood filminden netlik ve tutarllk beklemekle fazla ey bekliyor olabiliriz. Fakat bu
film, son zamanlardan hatrladklarmz arasnda en fazla felsefi arla sahip olandr. Gerekten de
bizi felsefi bir lene davet eder gibidir. Bu durum, filmin sonunda
192
sylenenleri daha bir dkrc hale getiriyor. Yavan klielerle dolu bu ifade Matrix'ten ziyade Neo'nun
Mkemmel Maceralar adl bir filme yakrd. Ne yazk ki son, Hollywood'n her zaman ar basan bir
drtsne yenilmi: filmin devamn yapmak.
193
14
Ac Hap Yutmak:
Matrix'te Varolusal Otantiklik ve Bulant
JENNIFER L. MCMAHON
Filmin balarnda ana karakter Neo, varolusal bir seimle kar karya kalr. Seim, kelimenin gerek
anlamnda bir hap seimdir. Neo'ya haplar Morpheus karakteri tarafndan verilir; ayn karakter ona,
var olduuna inand dnyann, onu "hakikate kr etmek iin gzlerine balanm" bir dnya
olduunu syler. Mopheus Neo'ya krmz hap seerse eyann gerek tabiatnn gzler nne
serileceini, fakat mavi hap seerse dnyann deimeden kalacan syler. Zt etkileriyle haplar,
Neo'nun uykusundan uyanmay veya d grmeye devam etmeyi seebileceini temsil eder. Bylece,
Neo'nun krmz ve mavi hap seimi, drst bir ekilde yaamak ile cehalet iinde yaamak arasndaki
varolusal seimi sembolize eder. Neo krmz hap seer ve hikye balar.
Btn varolu felsefecileri Neo'nun drstlk ve cehalet veya gerek ile yanlsama arasnda yapt
seimlerden uzun uzun sz eder. Bununla birlikte bazlar farkl terimler kullanr, bu seimi otantik ile
otantik olmayan arasnda bir seim olarak tarif ederler. Varoluular otantiklii, bir bireyin insanlk
durumunun gerek tabiatnn farknda olmas durumu olarak tarif eder. Otantik olmama ise tersine,
bireyin ya gerekliin hakiki tabiatndan habersiz olduu veya bunu inkr ettii durum olarak
tanmlanr. Varoluu gre gre, varolu, herhan-
195
gi bir ikin amaca veya nceden belirlenmi bir tasarma sahip deildir. Varoluular insanlarn
dnyaya dzen ve anlam atfettiini ileri srer. Bunun getirdii zgrl, atfetmenin sorumluluunu
ve bunun uyandrabilecei kaygy vurgular. Varoluu felsefecilerin tartt ortak temalar, samalk,
yabanclama ve sahiciliktir. Neo'nun seimi bu maddelerden birkan ierirken, en ak bir biimde
o, sahici ve sahici olmama arasnda yaplan bir seimdir.
Varoluu felsefeciler sahicilik ve sahici olmamay tartrken, sahici olmay yeleme eilimindedirler.
rnein Albert Camus, Martin Heidegger ve Jean-Paul Sartre gibi felsefeciler sahicilii ak bir biimde
sahici olmamaktan stn tutarlar.(* tiraf etmek gerekirse, Heidegger'in Varlk ve Zaman'daki
"Dasein'n sahici olmamas daha az veya daha dk bir varl iaret etmez" (Being and Time, Albany:
Suny Press, 1996), s.20) ifadesi Heidegger'in fiilen otantiklii olmamaya tercih edip etmedii
sorularna yol amtr. Bununla birlikte, yle grnyor ki bu sav, otantik olmann ve olmamann
kategorik olarak birbirinden farkl eyleri iaret etmekten ziyade, ayn varln iki farkl kipliini
gstermesine kant tekil eder grnyor. Dikkat edilmesi gereken nokta, otantik olma ve olmamann
ayn varln iki ayr kiplii olduunu sylemenin, Heidegger'in bunlardan birini stn kiplik olarak
dnmesini dlanaddr. Heidegger'in otantik olmayann olumsuz tanm, onu daha aa
grdn gsterir.) Bu kiiler felsefi almalarnda otantik olmamay olumsuz terimlerle tarif
etmilerdir. Sartre otantik olmamaya kt inan demektedir. Camus onu entelektel intihar olarak
tarif eder. Heiddegger otantik olmayan bir hayat srmenin, yalnzca "btn olanaklar dzletirmek"
(Varlk ve Zaman s. 119) ile kalmayp "bylesi olanaklara son verdiini" (s. 181) ileri srer. Bu
varoluu felsefeciler sahici bir hayat tarzn "cesur ve soyluluk dolu", yanlsamalardan azade olarak
tarifeden Tuhaftr, varoluularn otantik olan tarif etmek iin kullandklar olumlu terimlere karn,
ona yaklaan veya ulaan karakterlerin edebi portreleri insan bunalma srklemese bile, cesaret
kincidir. Otantik olmayan karakterler huzurlu bir cehalet iinde betimlenirken, otantiklie yaklaan
karakterler kaygl, yabanclam ve delilik snrnda resmedilir. Bu betimlerin merkezi yerinden
dolay, varolusal yazn, otantiklie doru hareke-
196
tin kayg, toplumsal yerinden kma ve bazen delilik getirdiini ima eder grnyor. Bu sonular
nda insan, otantik olann otantik olmayana gerekten de yelenip yelenemeyeceinden
kukulanyor. Otantik olma her ne kadar insanlk durumunun farknda olma olsa da, belki gerek
mutluluk cehalettedir. Belki mavi hap semek daha dorudur. Aadaki blmlerde otantik olma ile
otantik olmama durumunu, her birinin getirdii faydalan ve ykleri inceleyeceim. Matrix'i ve
Sartre'n Bulant eserini, bu almalardaki karakterler her iki durumu ok iyi resmettii iin, tezlerimi
desteklemek iin kullanacam. Bu makale esasta otantikliin cazibesini sorgulayarak, otantik-lik
lehine bir savla sona erecektir. Otantikliin faydalarnn yklerinden daha fazla olduunu ve bu
durumda kendine zg bir huzura ulamann mmkn olduunu iddia edecek, krmz haptan yana
tavr alacam.
Mavi mi Krmz m?
Sahicilik ve Cehalet, Neo ve Cypher
Matrix, tpk klasik varoluu yazn gibi, hem otantikliin naho sonularn hem de otantik olmayann
ekiciliini resmeder. Bu film, bilgisayarlarn dnyay yakp ykan uzun savalardan sonra yeryzne
hkim olup ve insanlar enerji kayna olarak kleletirmi olduu bir gelecei resmeder. Matrix,
enerji tplerinden oluan, karmak, devasa bir sistemde tutsak edilmi insanlardan, hem daha fazla
enerji almak hem onlar mutlu etmek iin bilgisayarlar tarafndan ina edilmi olan sanal bir
gerekliktir. Matrix iindeki milyonlarca insan (yeryznn hkimi bilgisayarlara enerji reten,
hareketsiz birer pil olarak) kendi gerek durumlarndan habersiz, mutluluk iinde yaarken, birka
insan bu sistemin dijital yanlsamalarndan zgrdr. Tutsak arka-dalanndan farkl olarak bu insanlar,
insanln otantik durumunun farkndadrlar. Matrix'in tahakkmn ykmak iin bir direni kuvve-
197
ti olutururlar. Bunun bir sonucu olarak onlar yok etmek isteyen bilgisayarlardan kaarak yaarlar.
Matrix her ne kadar birok baka felsef ierime sahip olsa da, Neo karakterinin zg'rletirilmesi ile
Cypher karakterinin yapt seim burada ele alnan otantiktik konusunu ilgilendiriyor.
Neo karakteri otantik olmaya doru hareketin ve bunu baarmann acsn resmeder. Doumundan
beri Matrix'te rahat iinde yaam olan Neo, kendini iinde bulduu gerein bir yanlsama
olduundan habersiz olarak var olur. Fakat daha sonra, Morpheus ve dier isyanc takmnn
yardmyla tutsaklndan kurtulur. Tpnden kurtarlan Neo, Platon'un maarasndan kurtulan
mahkm gibidir. O da cehaletten aydnlanmaya getirilmitir. Tpk mahkmun zincirlerinden
kurtulmas gibi, Neo'nun da cehaletten kurtulmas ac vericidir. Hem fiziksel hem de zihinsel ac yaar.
Neo'nun gzleri acr, nk onlar "daha nce hi kullanmamtr." Bir mr sren tutsakl yznden
kaslar gelimemitir. Sahiden de kaslar yle zayf dmtr ki, hareket edebilmek iin yeterli gce
kavumas iin kaslar elektrikle uyarlr. Neo'nun yaad fiziksel ac ne kadar yksek olursa olsun,
belli ki psikolojik acnn yannda bir hitir. yle ki, Morpheus psikolojik travma dayanlmaz dzeyde
olduu iin yetikinlerin Mat-rix'ten kurtarlmasnn nadir olduunu itiraf ederek Neo'dan zr diler.
Matrix'in sanal dnyasndan kurtarlm olan Neo, sonunda, gerek olduuna inand her eyin bir
yanlsama olduunu kabul etmek zorunda kalr. Daha kts, Morpheus'un ona "hakikatin lne ho
geldin" dediinde, Neo gerekliin imdiye kadar hayal ettiinden ok daha korkun olduunu fark
eder. Neo'nun deneyimi onun dnya kavrayn alt st eder. Ynn artr, ac ektirir, imdiye
kadar istemi olduundan daha fazla sorumluluk -daha fazla hakikat- verir. Neo Matrix'ten ge
kurtarlm olsa da, Cypher gen yata kurtarlmtr. Bu yzden hayatnn byk bir ksmn insanlk
durumunun gerek doasnn farknda olarak yaar. Filmde, cehaleti seen 198
Cypher, otantik olmayann cazibesini temsil eder. Dokuz yl yeraltnda ok zor koullarda, srekli yok
edilme korkusuyla ve durumunu dzeltmeye dair ok az bir umut yla yaam olan Cypher, bu
varolua daha fazla katlanamayacan kefeder. Sonu olarak, btn belleinin silinmesi ve
bedeninin tekrar Matrix'e dnmesi karlnda, Morpheus ve isyanc yoldalarnn hepsini ele verir.
Onun dnn ayarlayan Ajan Smith'le gittii bir sanal akam yemeinde, Cypher seimini aklar:
"Bu biftein var olmadn biliyorum. Onu azma koyduumda Matrix'in beynime onun sulu ve
lezzetli olduunu sylediini biliyorum. Dokuz yl sonra neyin farkna vardm biliyor musun? Cehalet
mutluluktur."
Her ne kadar Cypher' seiminden dolay knasak da, onun duygularn anlayabiliriz. Kar karya
kalm olduu kyametimsi gerek, brakn kabul etmeyi hayal etmesi bile zor. unun urasnda,
aramzdan ka gerekten yeralt pasajlarnda srekli ldrlme korkusuyla her gn, ama her gn ayn
lapay yemek ister? Cypher Matrix'in sanal dnyasna dnmek iin otonomi, drstlk ve sahici
tecrbe ve insani balant frsatlarndan vazgeerken, seimi, otantiklie elik eden rahatszlk ve
kaygdan onu koruyacaktr. Onun yerinde olsaydk, biz de yanlsamay seebilirdik.
Sartre, Varolua Katlanmak
Varoluu Jean-Paul Sartre Bulant adl kitabnda, otantikliin katlanlmaz olmas, otantik olmayann
kendini bir snak gibi sunmas iin artlarn bilim kurgudaki gibi olmak zorunda olmadn gsterir.
Matrix'teki artlar ve karakterler olaanstyken, Sartre'n roman bir adamn, varoluun onun
sand gibi olmadn kefediini anlatr. Bulant kitabnn ana kahraman Roquentin, istemeden
gerekliin hakiki doasnn bilincine varr. Neo'nun fantastik becerilere sahip olduu ve esasen bir
kurtarc olarak raland yerde, Sartre Roquen-tin'in farkndaln en ince ayrntsna kadar anlatmay
seer. Roqu-
199
entin hibir iddias olmayan bir tarihidir. Kitaplar yazar, kafeteryalar dolar. Fransa'da, 1930'larn
tekdze bir kentinde yaar. Orta hallidir. Kk ve nemsiz bir evi vardr. Gerekten de, Roquentin'e
dair tek olaanst ey, an derecede kzl salardr. Ayn ekilde bu ortalama adamn aydnlanmas
onu jelatinsi bir svnn iinden karan uan bir makine tarafndan deil, kumsalda eline ald bir
akln tiksinti ve dindirilmez bir korku balatt sradan bir tecrbeyle balatlr. Bu tecrbenin
kendinde uyandrd rahatszl stnden atamayan Roquentin, "bana bir eyler oldu," der. (s.2).
Bununla biriikte taa olan tepkisini "geici bir delilik an" diye nemsememeye alr. Daha sonra
yaadklar Roquentin'i -ve okuyucular- onun akln kaybedip kaybetmediini merak etmeye iter.
Fakat daha sonra reneceimiz zere Roquentin'in akl tayla yaad ey sadece bir balangtr.
Roquentin'in durumu iyilemez, aksine ktleir. Gerekten de, tuhaf olan tekdze varoluu bir hal-
sinasyona dnrken, tuhaf, hayatnn hkim yaants haline gelir. Tpk Neo'nun krmz hap
yuttuktan sonra yaad gibi, Roquentin'-in alglan giderek arpklar. rnein selamlamak iin bir
arkadann elini skarken, birdenbire korkuyla o eli brakr, nk "beyaz, iman bir solucan" tutmu
gibi hissetmitir. Benzer bir biimde bir kap tokmana uzand zaman korkuyla dona kalr, nk
sanki kap tokma da "bir tr kiilie sahipmi gibi" onu tutuyordun Bu tecrbeler Roquentin'in
gereklie duyduu gveni sarsar, ve "hibir ey, hibir ekilde kantlanamaz," (s.13) sonucuna vanr.
Kyafetlerini dzeltmek iin aynaya baktnda, burada bir rahat bulamaz. Rahat bulamaz, nk
bakt "yzden hibir ey anlamamaktadr" (s. 16). bunu yerine "bitkisel dnyann saaklarnda,
smks hayvanlarn dzeyinde... aan ve terk edilmilikle rpnan renksiz bir et paras" grr
(s.17). Ayn ekilde, Roquentin eline baktnda, bir yenge grr, grd ey yle katlanlmazdr ki
eline bak saplar (s.100).
Bu yaadklarnn sonunda Roquentin'in hayat yaanmaz hale ge-200
lir. Dzenini ve srekliliini yitirir. Roquentin hayatnn "kesikli *ve+ tutarsz" (s.5) hale geldiini syler.
Kaygl bir ekilde "hibir ey doru gelmiyordu; kolayca deitirilebilecek mukavva bir dekorun iin-
deymiim gibi yayorum" (s.77) der. Bu alglar onun daha nceki kavray biimlerini yktka,
Roquentin'in etrafndaki dnya znr. rnein, tramvayda giderken, Roquentin, koltuun minderi
bir hayvan cesedinin su dolu gbeine dntnde sakinlemeye abalar. Ac eker, nk "eyler
isimlerinden ayrlmt. Oradaydlar; tuhaf, inat. Ve onlar hakknda herhangi bir ey sylemek ...
komik grnyor. eylerin, ismi olmayan eylerin tam ortasndaym... savunmasz" (s.125).
Roquentin'in tecrbesi, tahmin edebileceiniz zere onun kendini daha fazla yaltk, ynn arm
ve "kayg ykl" hissetmesine neden olur. (s.55).
Bulant'nn sonunda, Roquentin gereklikle olan temasn yitirdiini dnrken, aslnda, doru
tabiatnn farkna varmaya balad aklk kazanr. Sartre'n da aka ifade ettii gibi Roquentin'in
tecrbelerinin gsterdii ey, "eylerin farkllklarnn, bireyselliklerinin yalnzca bir grn, bir yzey
(s. 127) olduudur. Roquentin'in tecrbeleri ona "aklamalara ve akla ait dnyann varolu dnyas
olmadn" retir (s. 129). Ona dnyaya ikin olduumuzu dndmz dzenler ve deerler ile
kendinde eyler, gerekte "onlarn yzeyinde grdmz zayf gnderim noktalandr" (s.127).
Bulant kitabnda Roquentin, insanolunun, zsel dzen ve anlamdan yoksun bir dnyada var olduu -
ve bu dnyaya tutsak olduu- istenmeyen ve ar gereiyle yzlesin Sartre Varlk ve Hilik kitabnda
belirttii zere, insan, bizzat yaratan olmasa da, dnyann dzenini ve amacn ona verendir. Bilincinin
yaplandrc faaliyeti olmadan dnya belirle-nemez bir btnlk, korkun, farksz bir btn olarak var
olur. Ceviz aacnn altnda "*bu+ Dnya, plak Dnya birdenbire kendini" Ro-quentin'e gsterir (s.
134). Onu buna iten daha nceki tecrbelerinin de yardmyla Roquentin, nihayet varoluun gerek
tabiatnn tmy-
201
le farkna varr. Gereklik olarak kabul ettii dzen ve amacn, onun zerine konmu yapma bir bilin
olduunu anlar. Hakikatin ortaya kmas onu rahatlatmaz, aksine ona unu syletir, "Bu dm
danklktan nefret ediyordum, *varolu+ ylyor, ylyor, gkyzne varyor, her eyi jelatinsi
yzeyiyle dolduruyor... fkeyle bu art, bu sama varl kusmaya altm." (s. 134) Varoluun
gerek doas karsnda bulant yaayan Roquentin, varoluu, onu hem tiksindiren hem "korkutan"
(s. 160) "dank bir ac ekme" (s. 174) olarak tarifeden
Otantiklik:
Ondan renme ve Lehine Bir Sav
Hem Matrix'te hem de Bulant'da ana karakterler insanlk durumunun gerek tabiat hakknda bir
farkndalk kazanrlar. Bu rneklerin gsterdii gibi, bu farkndalk ho bir ey deildir ve farkndaln
getirdii gerek direnle karlar. Morpheus Neo'ya "Sana kolay olacan sylememitim, hakiki
olacan sylemitim," dedii zaman, otantikliin yknn varln tanr. Bu ykten kama arzusunun
sadece Cypher'n Matrix'e dnme arzusunda deil, ayn zamanda Mou-se'un sanal krmzl kadna
duyduu hayranlkta ve Neo'nun Matrix'e tekrar girdiinde yaad erite yemeine duyduu
nostaljik arzuda ak bir ekilde kendini gsterdiine tank oluruz.
Daha nemlisi, hem Matrix hem Bulant otantikliin, onun aa kard hakikatin yenilir yutulur
olmamasndan deil, fakat ayn zamanda otantik olmamann ana kural olmasndan dolay zor
olduunu resmeder. Her ikisi de otantik olmayann hkimiyetini psikolojik direnme ve toplumsal
telkine balar. Roquentin ve Neo tecrbelerinin kantlad gibi, gerekliin hakiki tabiat, herkesin
grmek isteyebilecei bir ey deildir. Aksine, varolu, inkr etmeyi tercih edeceimize dair saysz
fenomene sahiptir. lm, ac ekme ve anlamszlk bunlarn aikr rnekleridir. Birok insan
varoluun bu yanlarn ka-
202
bul etmekte glk eker. Gelgeldim, otantiklik sadece kendimizi rahat hissettiimiz gereklerin deil,
her trden gerein kabuln zorunlu klar. Varoluular otantik olmayann yaylc *pervasive+
olduunu syler; nk birok insan varoluun sert gereklerini renmek istemez. Aksine, insanlar
hayat hakknda devasa eitlilikte yalanlarn rahatln tercih eder. Bu yalanlar temel metafizik kk
yalanlardan kendimize anlattmz kk hikyelere kadar eitlilik gsterir, fakat hepsi duymak
istediimiz yalanlardr. Matrix'in resmettii gibi, Kahin'in "Kendini Bil" yasasna ramen, birok insan
olgulardan kamay ve tasarm kendilerine -veya baka birine- ait bir "d dnyasnda" yaamay
tercih eder.
Toplumsal telkin, tpk psikolojik diren gibi, otantikliin nnde gl bir manidir. Varoluularn
aklad gibi, birok insan dnyann kendilerine grmesi retilen ekilde var olduuna inanmaya
yle artlanmlardr ki, herhangi baka bir seenee direnirler. Bu telkin ve onu deitirmeye duyulan
diren otantiklik araynn cesaretini krr, onu yabanclatrr, delilie doru bir hareket gibi
grnmesini salayarak daha imknsz hale getirir.
Otantik olmayann hkimiyeti, ncelikle otantikleen bireyden ounluun iyi geinemedii eyleri
anlamay kabul etmeyi talep ettii iin, otantiklie doru hareketi yabanclatnc klar. Morpheus'-un
iaret ettii zere, "birok insan fiten karlmaya hazr deildir." Birok insan otantiklie hazr
deildir; nk hayat hakknda sahip olduklar ve tekilerle paylatklar rahat yanlsamalar kabul
etmeye artlanmlardr ve psikolojik olarak bunlardan vazgemeye hazr deillerdir. Sonu olarak,
insanlarn ou otantiklie bizzat direnir veya ona ynelmi grnen herkesi yalnz brakr. Bu direni
Bulant romannda Roquentin'in uzlamaz tedavisinde ve Matrix'teki devrimci abalan etkin bir
ekilde baltalayan tutsak insanlarn ralanmasnda ak bir biimde grlr. Roquentin'in dile getirdii
gibi, "*birok insan+ iin ayn eyleri tekilerle ayn ekilde dnmek nemlidir."
203
(s.8). Otantik olmayann yaylcl yznden, insanlk durumunun drst bir farkndalna doru
kayan insan, tekilerin desteini tam da en ok ihtiya duyduu anda yitirir. Gerekten de her yerde
mevcut gibi grnen bakalar gibi olma arzusu ve "aykr" davrana ynelik toplumsal yasaklar
birok insan otantiklie ulamaktan sonsuza kadar alkoyacak gtedir.
Otantiklie yneli, korkun dorulan kefetmi olmann, toplumun zorlayc yalnz brakmasna ek
olarak, delilik hisleri reten, delilie srkleyen bir ey gibi grnme eilimdedir. Neo delirmekten
korkmaktadr. Sartre'n karakteri Roquentin'in bu etkiyi daha ak bir biimde sergilemektedir.
Roquentin tekrar tekrar akln yitirip yitirmediini sorar kendine. akl tana dair yaad tecrbeden
dolay, kendinin "deli" olabileceini dnr. Ba dndrc oklukta yaad toplum dlatran
eylerden sonra, tekilerin onu byk ihtimalle bir tmarhaneye kapatacaklarn dnmeye balar.
Roquentin rneinin gsterdii gibi, otantiklie doru olan hareket, otantiklik-te ulalan kavray
"normal" diye tesis edilmi olan at iin, hem delilie doru bir hareketi temsil eder, hem de byle
bir hareket olarak tecrbe edilir. Sonu olarak, otantiklie yaklaan veya erien bireyler, tekilerin
gznde deli olmakla kalmaz, byk ihtimalle, kendimin ldrdn dnr.
Otantiktik hakknda bu sylenenlerden sonra, herhangi birinin ona niin ulamak isteyebileceini
grmek gleiyor. Varoluularn da itiraf ettii zere, otantiklie ulamak, yalnzca dnyann ikin
bir dzen veya amaca sahip olmadn deil, ayn zamanda kendimiz ve yaratm olduumuz anlamlar
karsnda tmden sorumluluu yklenen krlgan ve sonlu yaratklar olduumuzu kabul etmeyi
getirir. Bu farkndaln ykn, yalnz braklmlk ve yol aabilecei delilik duygularn hesaba
kattmzda, bireylerin neden insanlk durumunun tabiatna cahil kalmay ve hakikatten yaltlmay
setiklerini grmek kolaylar.
204
Her ne kadar otantik olmamann otantik olmaya gre ak avantajlar var gibi grnse de, bu ikincisi
hl yelenirdir. Bunun birok sebebi var. lk olarak, otantik olmayan bir ekilde yaamak kaygy
azaltr, fakat ortadan kaldrmaz. Sartre, Camus ve Heidegger gibi varoluular iin kayg, varlmzn
doasndan gelir. Bu yzden kaygdan kurtulmann tek yolu kendimizi yok etmektir. Bu pek arzu
edilebilir bir eylem gibi grnmyor. Zaten, eer lm bizim sonumuzu iaret ediyorsa, onun getirdii
kayg silinmesinin keyfini karacak durumda olamayacaz. O bizim varlmzn bir parasdr, nk
insanlarn hepsi varln gerek doasnn sezgisel bir farkna varmasnda kklenen igdsel bir tasa
yaarlar. Sartre, Camu ve Heidegger hepimizin, tpk Morpheus'un "beyinde bir kymk" szlerinin
gsterdii gibi, tabiatmzda her zaman kayg duygularn besleyen bir bam-llk, bir krlganlk
duygusuna sahip olduumuzu syler. Varoluular bu farkndal gizleyip, inkr edebileceimizi kabul
etmekle birlikte, onu silemeyeceimizi ileri sryorlar. Otantik olmamak, zaten, igdsel olarak
bildiimiz, fakat zihnen itiraf etmek istemediimizi gizleme veya bastrmaya alma abasdr. Bir
insan otantik olmayan bir ekilde yaadnda, kendi varlkbilimsel gvenliksizliinin gerek sebebini
rter ve bu duyguyu sradan bir sebebe balar. rnein, genelletirilmi kaygy bizzat tecrbe
ettiimiz varolua atfetmek yerine, onu yerelletirilmi bir kaynaa, ie, baka bir insana veya bir
nesnenin veya mevkiinin yokluuna atfederiz. Bunu yaparz, nk varlkbilimsel gvenliksizlii
sradan bir kaynaa atfetmek, bize bu gven-liksizliin kontrol edilebilecei, hatta silinebilecei
izlenimini verir. Eer bu ie kabul edilir, u arabay alrsak gvenliksizliimiz ve memnuniyetsizliimiz
yok olacaktr. Bununla birlikte otantiklik "kendinden bir ka" (Varlk ve Zaman, s. 172) temsil ettii
iin ve kendimizde kaamayacamz iin otantik olmayan hayat, ister kabul edelim ister etmeyelim,
belirli bir umutsuz atelilik ve srekli aba ile ralan-mtr. ster kabul edelim, ister etmeyelim, otantik
olmayan hayat hi-
205
leli bir emberdir. Ne yazk ki, i dinamiinden dolay otantik olmayan bireyler kendi varlklarndan
srekli bir ka halinde olduklar halde kan gerek sebebini grmeyi reddederler.
Otantik olmayan bir biimde yaamak, kaygy silmede baansz olmas ve "ka halinde *bir+ hayat"
gerektirmesinin dnda, bir insann zgrln kstlamak gibi olumsuz bir sonuca da sahiptir.
nk, varoluularn aklad gibi otantik olmayan bir hayat sren bireyler yalnzca dnyann
gerek doasndan deil, ama ayn zamanda kendilerinin gerek doasndan da ka halinde yaarlar.
Varoluular iin, insanlar her ne kadar kendilerini semedikleri bir hayatn iinde bulsalar da, bu
hayatn iinde kendilerini belirlemede serbesttirler. Bu zgrlk korkutucu olduu iin bireyler
ounlukla onu inkr etme eilimindedir. Otantik olmayan hayat sren bireyler, bu zgrl inkr
ederek yaarlar. Sonu olarak kendi olanaklarnn samimi bir farkndal olmadan yaarlar. rnein
kendilerini yaratma fir-satn kucaklamak yerine, daha nceden belirlenmi kimlikleri benimserler.
Kendilerinin yaratm olduu rollere deil, onlar iin yaratlm olan rollere brnrler. Otantik
olmayan bireyler son kertede samimi olarak bilgilendirilemez veya zgr bir karar veremezler, nk
eylerin fiili durumlarna dair drst olmamay semilerdir; nk kendilerini seme yerine, nceden
belirlenmi rolleri korumay tercih etmilerdir. Sorumluluktan kurtulmak, otantik olmayan bir ekilde
yaamak, bireylere rahat bir hayat verir. Bununla birlikte, bedel bireyin otonomisidir.
Her ne kadar otantiklik bir insann rahatsz edici baz olgular kabul etmesini gerektirse de, otantik
olmayandan farkl olarak kii samimi bir hayat srer. Bir insann iindeki gizil kuvvetleri
gerekletirmesinin ve bilgili tercihlerde bulunmasnn otantik olmayandaki imknszln dnrsek,
otantik olan her durumda yelenir grnyor. Otantiklie doru olan hareket bir insann geleneksel
kavrayn deitirdii ve kiiyi dnyaya dair belirli yanlsamalarndan kurtulmaya
206
zorlad iin, delilik retmek zorunda deildir. Otantiklemek, aksine, bir insann varoluun gerek
doasn ve kaygnn gerek nedenini bilmesine izin vererek, gerek seimlerin yaplabilecei bir
durum yaratr ve aynca kendine zg bir serinkanllk yaratp, varolusal bir takdir gc kazandrr.
Sartre bunu, Roquentin'-i tecrbelerinin yaratt ilk korkulara ramen, varoluun "mkemmel bir
karlksz hediye" ve "bir insann asla atamayaca bir doluluk" olduu (s. 131) sonucuna vardrarak
temsil eder. Gerekten de kitabn sonunda varolu tiksinti uyandran bir eyden, Roquentin'in onu
"youn, ar ve tatl (s. 13) diye tanmlad lezzetli bir eye dnr. Sartre'n gsterdii gibi,
Roquentin varoluun gerek doasn kabul ettiinde, bulants diner. O insan donduran, eylemsiz
brakan, mide bulandrc bir duygu olmaktan kp, insanlk durumunun ve onun getirdii yklerin
uyana -ve katlanabilir- bir takdirine dnr. Roquentin varoluun gerek doasn kabul ettii anda,
abalamaktan vazgeer ve yaamaya balar. Romann tamam boyunca sren k-busumsu deneyim
sona erer ve Roquentin "hibir merulatrmaya bavurmadan, hibir mazeret gstermeden" (Varlk
ve Hilik, s.78) gn be gn var olmann ar, renksiz grevine kendini verir. Matrix ise resmettii
rahatsz edici tabloya ramen olumlu bir ekilde sona erer. Her ne kadar Neo aa yukar Roquentin
ile ayn eyleri hissetmi olsa da, bulantnn stesinden gelir ve varoluun sunduu temel frsatlardan
yararlanr. Gerekten de filmin sonunda Neo kendi geleceini biimlendirmekle kalmaz, aynca
insanl tahakkmden kurtarmaya balar.
Roquentin ve Neo rneklerinin gsterdii zere, otantikliin getirdii kavraylar yalnzca onlara
direndiimiz lde kabul edilmezdir. Her ne kadar varolu istediimiz gibi olmasa da, sadece onu
olduu gibi grmemekte srar ettiimiz zaman katlanlmazdr. Eer bir insan bu farkl beklentilerinden
kurtulursa, eyay olduu gibi grebilir. Ancak bu noktadan sonradr ki, bir insan varoluun olaanst
207
hediyesini tmyle takdir edip faydal bir ekilde kullanabilir. Otan-tiklik her ne kadar geleneksel
mutluluk tanmmz dorulamasa da, otantik bir hayat srmek, bireylere kendine has bir huzur
getirir; nk otantik olmayan ralayan varlmzdan ldrtc kaa bir son verir. Kendimizi amay
ve varl olduu gibi kabul etmeyi getirir. Her ne kadar varoluun hakikati insan ciddiletirse de,
btn sahip olduumuz, elimizde olan tek ey odur. Cazibesini bir kenara braksak bile, eer
Heidegger varln zaman olduu ve bizim zamanmzn sonlu olduu konusunda haklysa, bir insann
otantik olmayan bir ekilde yaayarak vakit kaybetmesi bir delilik gibi grnyor. Her iki durumda da,
Neo bize, gelecein bize ait olduunu hatrlatyor. Krmz hap sein.

208
15
Neo-Edebiyata* Tepki (Burada bir kelime oyunu var. Neo hem yeni anlamna gelmektedir, hem de
filmin kahramann ismidir) Gerek Paradoksu
SARRAH E. WORTH
Matrix filmi, saylan hzla artan yeni bir tre ait; bu tr felsefi bir tabiata sahip ve zellikle gereklii
anlama ile onun iinde var olma biimimizi sorguluyor. Tema, Hollywood'un daha ok ciddiye almaya
balad ak bir temadr. Matrix, Fight Club, eXistenZ ve The Thirte-enth Floor (hepsi 1999'da
gsterime girdi) grn ve gereklik arasndaki gvenilmez ayrmla ve gerekliin farkl "dzeyleri"
veya "e-itlemeleri"nin var olma olaslyla urayor. Bu filmler, Brazil (1985), Total Recall (1990),
Lawnower Man (1992), Lawnmover Man 2: Beyond Cyberspace (1996) ve hatta yakn zamanlardaki
Tru-man Show (1998) gibi filmlerin temsil ettii daha nceki bir gelenein devamdr.
Matrix gerekliin iinde yaadmz yanlsamadan ok daha kt olduunu (her ne kadar bunu
bilecek kadar aydnlanm olmasak da) ileri srerken, Fight Club kiiliimizin gelimemi gdk kalm
yanlarnn kendi balarna hayata gelebileceklerini ve biraz zararl olabileceklerini ileri srer. The
Thirteenth Floor ve eXistenZ gerekliin farkl dzeylerine dair farkl sorularla ve belirli bir anda iinde
bulunduumuz gerein gerek olup olmadn bilip bilemeyeceimizle
209
cebelleiyor. Btn bu filmler -eXistenZ hari(* existenZ filminin sonunda Cronenberg'in gereklik,
sanal gereklik ve kurgu ayrmn yapabilmenin gvenilir bir yolu olup olmad fikrini
sornsallatrd iddia edilebilir.) bir tr farkllatrl-m, "gerek" gerekliin var olduunu; eer
byle bir gereklikle olur da karlarsak onu tanmaya muktedir olacamz ve bu gereklii
aramamz gerektiini varsayarlar.
Btn bu filmlerden ok nce Star Trek'in Sanal-gvertesi (Holo-deck+ vardr. Sanal-gvertede, talihli
uzay gemisi sakinleri bir kurgunun izleyicisi olmakla etkin bir katlmcs olmak arasndaki engeli
geebiliyorlar, kurgusal bir mekna girmenin ve bir kurgunun iinde anlaml bir ekilde etkilemenin
neye benzediini ok gereki bir biimde tecrbe edebiliyorlard. Sanal-gverte'nin (katlmclar iin
deil ama izleyiciler iin) en ekici zelliklerinden biri de, programn ara sra durmas veya donmas ve
"gerek" oyuncularn "kurgusal" hikyenin iinde skmasyd. Bylece neyin tam anlamyla gerek
olduu, nem arz eden bir biimde bir soruya dnt; nk eer oyuncular program tekrar
altrmay baaramazlarsa, gelmi olduklar dnyann -sahte bir dnyann- iinde sonsuza kadar
skacaklard. Btn bu filmlerin seyirciye gsterdii, ilgintir, bu ayn problemdir. Yani, Neo'nun
krmz ve mavi hapla temsil edilen iki farkl dnyay anlamaya almasn seyrederiz; seyirciler olarak,
filmin bizim iin yaratt kurgusal meknn keyfini karrken, krmz hapn temsil ettii dnyay
seiyoruz-dur ("Se mavi hap, kal harikalar dnyasnda"). Kurgunun iinde kendimizi yitirdiimiz
lde, Neo'nun karlat yeni gereklie, Star-trek tayfasnn Sanal-gverteye, Douglas Hall ile Jane
Fuller'in The Thirteenth Floor'daki sanal dnyasna veya Allegra Gellar ile Ted Pi-kul'un eXistneZ'\n.
sanal oyun dnyasna giriine benzer bir psikolojik yolla bu alternatif gereklie girmeyi seeriz.
Gereklii Sorgulamak
Grn ve gereklik arasndaki fark, Platoncu ve Kartezyen say-
210
gdeer versiyonlaryla sorgulamak, bizim iin her zaman cazip kalacaktr. Bununla birlikte burada,
dilerseniz farkl, fakat ilikileri artran bir soru demetiyle uraalm. Biz, seyirciler olarak, filmle ve
filmdeki karakterlerin karlat trden paralel sorularla nasl etkileime giriyoruz? Nasl oluyor da bu
filmlerdeki karakterlerin tecrbe ettikleri farkl gereklik versiyonuna skmalarna benzer bir biimde
bir kurguya yakalanyoruz? Bu durum son kertede u soruya denk dyor: Olup bitenlerin gerek
olmadn bildiimiz halde, kurguya duygusal tepkiler vermemizin nedeni nedir?
Anlat, bir hikyenin ana fikrini iletmenin nemli bir yandr. Bir sohbet srasnda ok farkl bir
gereklie dair bir d grdm syleyebilirim; fakat ardndan gelen anlat olayn daha ayrntl bir
anlamn iletecek ve byk ihtimalle dinleyicide bir duygusal tepki oluturacaktr. Dinleyici verdiim
haberden olayn gerekletii yeri renirken, ayrntl bir anlatmdan olayn ana fikrini ve ortamn
edinecektir. Buna btn hikye trlerini dahil edebiliriz: belgesel, belgesel drama, tarihsel anlat ve
daha az kat tanmlanm anlat. Aklda tutulmas gereken nemli nokta, ister gerek ister sahte
bilelim, btn bu trlere duygusal tepki vermemizdir. Bir kurguya onun kurgu olduunu bilerek tepki
verir ve hatta canl ve ifade gc yksek anlatal betimlemelere daha youn bir tepki veririz.
Kurgunun bize ekici gelmesinin sebebi ona verdiimiz tepkiden holanmamzdr. Hikye ok iyiyse,
yani anlat iyi ilenmise, daha abartl bir tepki veririz. Tepkilerimizi daha iyi anlamak iin, kurgu ile
onlara dair inanlarmz ve onlara tepkilerimiz arasndaki ilikinin daha iyi aklanmasna ihtiyacmz
var.
Neden Kurguya Tepki Veririz?
Kurguya verdiimiz tepki, birtakm karmak sorunlar retir. Her eyden nce temsil veya kurgu
bal altnda iirilenlerin yazndan televizyona, beyaz perdeden sanal-gereklik oyunlarna kadar her
eyi kapsadn sylemeliyim. Sorun tmyle hikyenin uydurma veya
211
sahte olup olmad deil, gerek veya gerek olmayan bir hikyenin gzel bir yeniden-temsil olup
olmaddr. Gerek olmadn bildiimiz eyleri nasl bilerek tecrbe ediyor ve bu tecrbelerden nasl
keyif alyoruz? Paradoks u ekilde yaplandrlabilir:
(1) Yalnzca gerek olduuna inandmz eylere duygusal tepki veririz;
(2) Kurgunun gerek olmadna inanrz;
(3) Kurguya duygusal tepki veririz. (* Kurgu paradoksu genel bir kategoridir; alt kategoriler trajedi
paradoksu (Trajediden nasl estetik bir zevk alrz?) ve korku paradoksu (Temsil yoluyla sunulduu
zaman korkudan nasl keyif alnz?))
Bu paradoksun ilk ksmn aklarsak: gerek olmadn batan bildiim bana anlattnz bir hikyeye
duygusal tepki vermem mantkszdr. rnein, nce bana "Sana anlatacam ey gerek deil" deyip
ardndan u ekilde devam ettiinizde "Bir arkadam umutsuzca k oldu ve kendini bir trenin nne
att." Olaya mantksal adan ve gereki baktmzda, arkadanz hakknda kayglanmam ve
hikyenize herhangi bir duygusal tepki vermem iin benim amdan hibir sebep yoktur. Fakat kurgu
ve gerek olmayan hikyelere hep duygusal tepki veririz.
Neden tepki verdiimize dair imdiye kadar birok aklama yaplmtr. Bu cevaplar (ilk olarak Samuel
Taylor Coleridge tarafndan varsaylan) "inanszln bilerek askya alma"nn sz konusu olduu
tezlerinden, karakterlerle ilgili en ufak bir zdelemenin okuyucuda veya seyircide duygusal tepkiye
sebep olduu iddialarna kadar eitlilik gstermektedir. Bunlardan hibirini ikna edici bulmadm
iin, kurgusal karakterlerle zdelik kurmamzn, herhangi bir gereklik ile baka bir yolla
retilmi/sanallatnlm gereklik arasnda hakiki bir ayrmdan veya inanszln bilerek askya
alnmasndan ziyade hikyenin anlatl biimiyle ilikili olduunu neriyorum. zleyi-
212
cinin duygusal olarak katld ister The Truman Show'un. sanal gereklik dnyas olsun, ister Neo'ya
Matrix'te sunulan gereklik olsun, katlmn sebebi hikyenin kendisidir.
Sorun ksmen, seyrettiimiz eyin gerek olduuna inanmamzdan kaynaklanmaktadr. Bu paradoksu
paradoks haline getiren ey budur. Neo, ilk bata krmz hap setikten sonra grdklerinin tam
anlamyla gerek olabileceine inanmad, ta ki ona anlatlan hikyenin paralan bir anlam ifade
etmeye balayana kadar. Bu noktadan sonra bile, uzun bir sre boyunca, bu yeni gerekliin getirdii
farkl yanlan sorgulamaya devam etti. Demek ki neyin gerek olup neyin olmadna dair inancmz,
belirli bir hikyeye duygusal ve psikolojik olarak balanmamz belirtiyor. Teknoloji kurgunun doasn
tecrbe edi biimimizi deitirdii lde, u ya da bu trden bir inan, hakl veya samimi
duygulardan bahsetmemiz iin yeterli bir paradigma sunmayacaktr. Blair Witch Project hari, bir film
seyrederken, olup bitenlerin "gerek" olmadna, gerekten olmadna inanrz. Fakat teknoloji,
zellikle duyularmz zerinde geleneksel bir filmden daha fazla etkide bulunan maksimum efekt
filmlerinin salad teknik, rnein Matrix'in dl kazanan zel efektleri, bizi, grdmz eyin
gerekten olmad temel inancmzn ok tesine tayan biimlerde filme tutsak eder grnyor.
Sanki nemli olan, olup bitenin gerek olup olmadna inanmamz deil. Artk, onu daha gerek klan
zel efektlerin de yardmna bavuran hikyenin anlatl biimi, hikyeyi nasl tepki verdiimiz
zerinde daha etkili grnyor.
Kurgu malzeme kullanan baz yeni ortamlar *medya+ tecrbe ettiimiz gerek ile edebi dnyalar
arasndaki izgiyi bulanklatnyor, bazlar da bu izgiyi konu d brakyor. Yani, filmi izlerken
Neo'nun Matrix'e girdii gibi kurgusal meknlara girmeye muktedir olup olmadmz hususunu bir
kenara brakyoruz. stelik unutmayn Neo'ya tekrar tekrar "Matrix hi kimseye anlatlamaz, kendin
grmelisin" deniyor. Neo bu gereklii bizzat tecrbe etmek iin krmz hap semek
213
zorundadr. Bu, bir kiinin bana bir filmden veya romandan bahsettiinde, onu seyrederken veya
okurken tecrbe ettiim eylerle ayn eyleri tecrbe etmeyeceim gereine benzer. Acaba seyirciler
olarak bizim, Neo'nun hakikat lnde sahip olduu kurgusal mekna eriimle ayn trden bir eriime
sahip olmamz herhangi bir ekilde mmkn m? Kendall Walton bizim edebiyat, ocuklarn herhangi
bir yap-inan oyunu oynadklar anlardakine benzer bir ekilde psikolojik olarak tecrbe ettiimizi ileri
sryor. Ne var ki bu dnce, edebi bir mekna, Neo'nun Matrix gerekliine giriine benzer bir
biimde girmeye muktedir olduumuzu ima etmektedir. Baka bir mekna fiziksel olarak girmiyor
olsak da, bunun bilisel olarak benzeri bir tecrbe olduunu syleyerek sonu duygusal etkileri
aklamaya muktedir olmamz, bizi "gerek" olmadn bildiimiz eylere neden tepki verdiimizi
aklama yknden kurtaracaktr. Yani, eer tecrbeler bilisel olarak aynysa, "gerekliine inanma"
veya "gerek" ile "gerek olmayan" arasndaki net ayrm, sadece bulanklamaz, konu d olur.
Ne var ki yanl anlamamaya dikkat edelim. Filmden etkilenmek iin filmde olup bitenlere inanmak
zorunda olmadmz aktr. Dorusunu sylemek gerekirse, duygusal olarak uygun (estetik) bir tepki
verecek ekilde etkilenmek iin inanmamamz gerekir. Bu zellikle trajedi ve korku filmi rneklerinde
daha ak hale gelir. Genel olarak, ne bakalarnn bana gelen trajik olaylar bizi elendirir, ne de
insanlarn takip edilmesini, kstrlmasn ve ldrlmesini seyretmekten zevk alrz. Fakat kurgu
balamnda bu tr eylerden ounlukla zevk alrz. Bununla birlikte onlardan zevk almamzn art,
onlarn fiilen olmadklarna inanmamz gerekliliidir. Neo programlan-
214
m bir bilgisayar simlasyonu sayesinde dv sanatlarnn bir kombinasyonunu rendikten sonra
Morpheus'la dvn izlerken, ancak, hibirinin gerekte cannn acmadn bilirsek keyif alabiliriz.
Bu, Matrix filminde kullanlan zel efektler iin de geerlidir; nk seyircinin grd zamann
yavalatlmasnn, hatta durdurulmasnn neye benzeyeceinden teye gemez. Bunun olamayacan
bildiimiz iin veya en azndan bu, tecrbemizin bir paras olmad iin, onun bizim filme
tepkilerimizi etkilemesine izin veririz. (Bu durumun snrlan medya tarafndan Survivor, Real World ve
Big Brother gibi yeni tr dikizci televizyon ovlaryla zorlanmaktadr. (* Bahsi geen ovlar Biri Bizi
Gzetliyor trnden ovlardr) Estetik bir haz alabilmek iin gsterimdeki eyin gerek olup
olmadn bilmek istediimiz bir noktaya gelebiliriz.)
Harikalar Diyarnda
Matrix, Alice Harikalar Diyarnda kitabna birok zeki ve nemli gnderimlerde bulunur. Alice tpk
Neo gibi tuhaf yeni gerekliiy-le kar karya kaldnda birok sorun yaar. Filmin en balarnda, bu
noktada henz tavan inine girmemi ve ad Thomas Anderson olan Neo'ya onu en sonunda hakiki
gereklie gtrecek olan Beyaz Tavan (dvme) takip etmesi sylenir. Neo geldiinde Morpheus
ona yle der: "Sanrm u anda biraz aresiz bir ekilde tavan deliinden aa den Alice gibi
hissediyorsundur." Bu ak gnderim, filmin yaratclarnn Neo'nun tecrbe etmesini istedikleri
deneyimlerin, seyircilerin filmde yaacaklarna benzer tecrbeler olduunu aikr klyor. Seyirciler
olarak, Neo'nun tecrbe ettii yeni gereklii seyrederken, bu gereklie ayn ekilde dahil oluruz ve
yeni gereklie Neo ile ayn zamanda intibak ederiz. Alice Harikalar Diyarnda hepimizin bildii bir
edebiyat eseri olduu iin, biz (hem Neo, hem de seyirciler) kendi harikalar diyarmza gtrlrz.

215
Kurgusal bir dnyaya girdiimiz ya da kurgusal bir dnyann bizi iine almasna msaade ettiimiz
zaman, "bilerek inanlarmz askya" almayz. Coleridge'in sylediklerini bir kenara brakrsak,
herhangi bir eye inanp inanmamaya bilerek karar vermeyiz, tpk btn grsel ve duyusal ip ulan
tersini sylerken darda kar yadna inanmaymz gibi. Kurguyla megul olduumuz zaman eletiri
melekemizi askya almaz, yaratc melekemizi ie koarz. Kurgusal bir mekna girerken (ben bunun
gerekten de renmek zorunda olduumuz ve uygulayp gelitirmemiz gereken beceriler talep
ettiine ina-nyorum,(* ocuklarn bunu grece daha kolay gerekletirdiklerini dnrsek bu iddia
tartmal grnebilir. ocuklar yap-inan oyunlar oynamak iin eitilmek zorunda deillerdir ve kendi
yarattklar hayali ve kurgusal dnyalarda tmyle kayboluyor grnyorlar. Bununla birlikte tpk
Walton'un syledii gibi yetikinlerin kurgusal tecrbeleri psikolojik olarak, tpk ocuklarn yap-inan
oyunlarna fiziksel olarak girmeleri gibi girdii iddia edilebilir. ocuklar bunu hayli doal bir ekilde
parken, biz yetikinler iin bu renilmesi gereken bir ey gibi grnmektedir.)) bu yeni mekn
giderek daha eksiksiz tecrbe etmeyi arzu ederiz. Tpk Neo'nun Matrix'in dndaki gerek dnyaya
daha ok katlmas gibi, biz de bu yeni dnyada kaybolmak isteriz. Bunu yapabilmek iin dikkatimizi
bizi kuatan dnyaya verir ve tecrbenin gerekliini kuvvetlendirmek iin, onu sorgulamak yerine,
yaratc melekelerimizi kullanrz.
Teknolojik olarak karmaklatrlm ve giderek daha 6da "geree" benzeyen kurgu duygusal tepkiler
retmeyi nasl baaryor? Kimileri kurguya duygusal olarak nasl tepki verdiimizi anlamak iin, nce
duygularn gerek olaylarla tepki olarak nasl ilediini anlamak zorunda olduumuzu iddia edebilir.
Takip edilmesi gereken yol bu olmayabilir; nk kurgusal durumlarla etkileimimizde eksik olan
inan gereklilii, bize ok benzer tecrbeleri fiziksel ve fenomenelo-jik olarak yasaklamyor
grnyor. Eer ayn ekilde hissediyorsak ve benzer duygusal tepkiler veriyorsak, neden tecrbeye
gerek diyemiyoruz? Birok adan denilebilir, fakat burada artk kurgusal mekn-
216
larla gerek meknlarn kesitii, hatta birletii bir alana giriyoruz. Matrix'teki iki dnya da ayn
ekilde kesiir ve birleir. Neo tra edildikten ve yeni kyafetleri giydirildikten sonra Morpheus onu
beyaz bir odaya gtrr. Neo zerinde eskiden olsa giyeceklerine benzer kyafetler olduunu grnce
arr. Morpheus ona bunun "geriye kalan z-imaj" olduunu, yani "dijital benliinin fiziksel imaj"
olduunu aklar. Neo'nun eski imaj bir dnyadan tekine gemektedir. Benzer bir ekilde, Cypher,
gerek olmadn "bildii" halde biftein tadndan ve hissinden vazgeemiyor grnr. Neyin gerek
olup neyin olmadna dair bilgimiz, bu eylere olan tepkimizi veya davranmz illa da
deitirmemektedir. Gerek ve grn (Matrix filmini ve kendi hayatmz) birbirinden ayran
izginin eskiden dndmz gibi net olmad gereiyle yzlemek zorunda kalabiliriz. Hatta
kurguyla olan etkileimimizi anlamlandrabilmek iin bu izgiyi fiilen yok etmemiz bile gerekebilir.
Hikye Anlatmann nemi
"Gereklikte" srekli olarak tam malumat sahibi olmadan insanlar ve durumlar hakknda yarglarda
bulunuruz, ihtiyacmz olan btn malumatlar toplamamz iin gereken zaman, hayatmz normal
seyrinde yaamay imknsz klaca iin, bunu pratik olmak adna yaparz. Bilgi boluklarn kendi
tahminlerimizle ve nyarglarmzla doldururuz. Bu yzden gereklik bizim sandmz kadar "gerek"
olmayabilir; nk onun hayli byk bir ksmn kendi bamza kurarz. Edebiyat iin de ayn eyi
yaparz; nk hakknda okuduumuz karakterlerin bizimkiyle benzer hayatlara sahip olduunu, aksi
belirtilmedike onlarn da et ve kemikten oluan insanlar gibi hareket ettiklerini ve bizimkiyle ayn
ekilde ileyen bir dnyada yaadklarn varsayarz. Hem gereklik hem kurgu durumunda, bize olup
bitenlerin bir iskeleti verilir ve ayrntlar hayal gcmz kullanarak doldururuz. Kurgu sz konusu
olduunda yap dikkatle kurulmutur ve b-
217
tn ilgili malumatlar bize verilir. te yandan gereklikte durumun tutarl bir kavrayn ina etmek
iin bir temel olarak kullandmz malumat, bize dikkatle ina edilmi bir ekilde verilmez. Daha
ziyade, kendi bak amzdan hareket ederek belirli ayrntlar seer, byk lde kltrmz
tarafndan belirlenmi olan nyarg ve tercihlerimizi kullanarak kendimize ait anlalr bir hikye
olutururuz. Eer durum buysa ve kendi gerekliimizi yaratmak ve nemli ksmlarndaki boluklar
doldurmak zorundaysak, bu bir adan, kendi hikyelerimizi yarattmz ve bizim hayatmzn bu
hikyelerden ibaret olduu anlamna gelir. Roger Schank anlat ve zek hakkndaki kitabnda unlar
yazmaktadr:
Bakalarna kendi tecrbemizi betimleyen bir hikyeyi anlatma ihtiyac duyarz, nk hikye yaratma
sreci, ayn zamanda hikyenin ana fikrini hayatmzn geri kalan boyunca ierecek bir hafiza yaratr.
Konumak hatrlamaktr... Fakat bir hikye anlatmak bir prova deildir. Yaratma eylemi kendi bana
hatrlanabilir bir deneyim-dir.
Hikyeler dinleyerek ve anlatarak anlam ve hafiza yaratrz. yleyse gereklik, hikye anlatma
anlamnda daha ziyade edebiyata benzer ve duygusal etkilenimlerimizi hakl klacak bir *gereklik+
inancna sahip olup olmadmz sorusu, bu durumda yanl ynlendirici bir soru gibi grnr.
Gereklik olmas iin kendi hikyelerimizi (ya da gerekliimizi hikyeler olarak) yaratyor olsak bile,
kurgusal uyaranlar tecrbe ettiimizde, deerlendirmemizde bir inan bileeni hl eksiktir. Eer bir
caddede kardan karya getiime inanyorsam, arabalar kurgusal olsun veya olmasn, ok
oyalanrsam, lmcl bir tehlike ile kar-
218
taacam deerlendirebilirim. Eer bu deerlendirmeyi bir sanal gereklik oyunu oynarken
yaparsam, fiziksel olarak herhangi bir tehlike altnda deilimdir. Bununla birlikte, bir anlatnn
gereklik ile kurgu arasndaki ayrmn altn nasl oyduunu anlamak, paradoksun belirli bir anlamda
yok olmasn salar. Yani, kurguya ve gereklie farkl tepki verme sorunumuz geerliliini yitirir,
nk bunlarn ara-sindaki ayrm deimitir. Eer kurgu ve gereklik ayrmn bir kenara brakr, her
ikisine dair kavraymz birbirine balayan eye, yani bir anlaty nasl kavradmza bakarsak, daha
btn ve bizi her seferinde kanlmaz olarak bir paradoksa srklemeyecek bir sorunla almaya
balayabiliriz.
Neo'nun Anlatsn Tecrbe Etmek
Kurgunun ve gerekliin birbiriyle ayn ey olduunu ve hatta onlarn bazen birbirinden ayn
edilemeyeceini iddia etmiyorum. Bilgi-kuramsal (neyin gerek olduunu bilmek) ve varlkbilimsel
olan (eylerin olduklar haliyle varoluu) arasnda bizim iin sonsuza kadar ayr kalacak ak bir ayrm
vardr. Benim nerdiim ey, bu ikisini -anlat ve hikye anlatma araclyla- nasl anlamlandrdmz
daha fazla nemsemektir. Bir hikyenin anlatl biimi veya bir hikyeyi yaratp anlaml klma
biimimiz, hem kurguda hem de gereklikte birbirine benzer. Eer son kertede tepki verdiimiz ey
anlatnn kendisiyse, gerek tecrbelere ve kurgusal olanlara tepki vermek iin duygularmz nasl
yaplandrdmz nemli deildir. Bu bizi her zaman bir paradoks iinde brakacak olan sahte bir
kartlktr.
Dahas, bizim tepki verdiimiz ey eer anlat ise ve anlatlar daha iyi hale geliyorsa veya en azndan
teknolojik ilerlemeler sayesinde daha canl hale geliyorsa, o zaman, grdmz veya tecrbe
ettiimiz eyin "gerek" olmadn bildiimiz halde, giderek daha fazla etkilenmemiz mantksz
deildir. Teknolojinin mevcut durumu sayesinde, zellikle Matrix'in sunduu zel efekt trleri
sayesinde, her iki
219
dnyay da tam anlamyla tecrbe edebilir ve her ikisine de duygusal tepki verebiliriz. Tartmann
odak noktasn, hikyelerin daha eksiksiz anlalmas ve onlara "yerinde" tepkiler vermek iin ihtiya
duyulan inan artndan uzaa tayarak, gerek ile temsili olann arasndaki mesafeyi aabiliriz. Hatta
bylece Matrix filmindeki karakterlere benzer bir ekilde hissetmenin nasl bir ey olduunu bile
grebiliriz. Bylece Neo yeni tecrbeleri, daha nce hayal etmediimiz eyleri tecrbe ederken, biz bu
eyleri onunla birlikte, ona paralel tecrbe ederiz.
220
16
Gerek Tr ve Grsel Felsefe
DEBORAH KNIGHT ve GEORGE MCKNIGHT
Bu makalede Matrix'e "kark-tr" rnei bir film olarak bakyor ve onun felsefedeki bir dizi
meseleyle nasl megul olduunu ele alyoruz. Hollywood sinemas, tarihsel olarak, hep tr filmlerinde
kk salmtr ve Matrix filmi bir tr filmi olarak incelenmeye deer. Fakat batan, yaygn bir yanl
anlamay savuturmalyz. Tr filmleri kanlmaz olarak bir dizi bildik, tandk ve mkerrer zeliklere
ve motiflere sahip olsa da, bir filmin "tr" filmi olmas, onun standart bir anlats olduu, hibir
fazlala sahip olmad, orijinal olmad veya eletirel incelemeye demeyecei anlamna gelmez.
Hollywood sinemasnn birok byk filmi bir tr filmi olduu iin, byle bir sonu karma aka
yanl olacaktr. Ayrca yine yaygn bir yanl anlamay da batan belirlememiz gerekiyor. Tr eletirisi
tarihi boyunca - fakat kesinlikle fiili film yapmnda deil -film trleri kolayca tanmlanabilir, makul
lde homojen snflara blnebilir veya tmyle bir tre, ya da tekine ait grlmlerdir. En
azndan 1970'lerden beri tr filmleri iin her zaman doru olan ey, yani, salt bir tre ait olma fikrinin
kuramclarn bir uydurmas olduu herkese ak hale gelmitir. Tr filmlerinde farkl unsurlarn bir
karmna rastlamak bir istisna deil, bir kuraldr.
221
Matrix, tartmasz bir ekilde kark tre giren bir filmdir. Savmz u: kanm oluturan belirli
unsurlar inceleyerek, Matrix'in stelik bariz felsefi temalarnn anlatsal kklerini bulabiliriz. Matrix
kesinlikle felsefi temalar ve gnderimler asndan makul lde zengindir. Metafizik ve
bilgikuramndan, dorunun ve inancn doas, grn ve gereklik arasndaki ayrm, olanaklar ve
bilginin snrlan gibi birok konuya deinmektedir. Sanal bir dnyada, rnein ne, hakl bir gerek
inan saylr? Matrix bundan baka, irademizin zgr olup olmad, gerekte dmzdaki gler
tarafndan belirlenimci bir ekilde kontrol edilip edilmediimiz gibi temel ahlak meselelerine
deinmektedir. Felsefeciler Matrix ve Platon'un Cumhuriyeti, zellikle maara alegorisi, Descartes'n
lk Felsefe zerine Dnceler, zellikle D Varsaym gibi lmsz metinlerle olan yakn ilikiyi
hemen fark edeceklerdir. Ayrca ne Nietzsche'nin stinsann'dan balayan, Zen Buddizmden geen ve
kyameti Hristiyanla varan ruhani ve dini deinmeleri, ne de Matrix'in bize teknoloji ve bilim
zerine sylediklerini es gemeliyiz. Belki tartma gtrr ama Matrix'e dair btn felsefi gzden
geirmelerin filmde tr asndan nelerin olup bittiini grmesi gerekir. Filmin miras ald tr ortaya
karldnda, onun egemen felsefi motiflerinin yaznsal kklerini ve filmin dokunduu felsefi sorular
ne olursa olsun bunlann felsefi cevaplar olmadn, sadece kendi trne zg sorular olduunu
grmek kolaylar.
Matrix ve Tr Filmleri
Filmlere ve dier anlatlara tr asnda bakmak, kesien yaznlar, gelenekler ve hikye paradigmalar
zerine dnmektir. Bunlar potansiyel olarak Matrix'te kullanlanlar kadar eitli kaynaklardan,
rnein ortaa Roman yaznndan, bir dizi bildik film trlerinden, popler "hepsini gebert" video
oyunlarndan ve hatta ada kltrel metinlerden faydalanan bildik metinsel kategorilerin bir
kesimesi-dir. Trler olarak dnmek, belirli bir tre ait bir filmin o trn t-
222
keticileri ile reticileri arasndaki karmak bir endstriyel, tarihsel ve iletiimsel mbadele demetine
nasl uyduunu grmektir. Bir filmi tr olarak "okumak", aynca, seyircilerin benzeri filmler zerindeki
daha nceye ait meguliyetlerine dayanan beklentileriyle tr filmlerine nasl geldiini incelemektir.
Matrix filmi sz konusu olduunda buna Speed (Jan de Bont, 1994) ve johny Mnemonic (Robet Longo,
1995) filmlerindeki Keanu Reeves'e bakmak, ftristik sahnelerden holanmak -rnein insanln
buhran yaad ve izgi roman ile bilgisayar oyunlarnn ada kltrel manifestolaryla benzerlik
grlen Blade Runner (Ridley Scott, 1982/1991)- dahildir. Bir filmi tr asndan deerlendirmek
eitli trlerin tematik anlamlarnn nmzdeki filmi kavray biimimizi nasl etkilediini grmektir.
Belki de Matrix'teki en nemli unsur, seyircilerin zsel olarak nfuz edilmez -Western filmlerinden
bilim kurguya uzanan ve Keanu Reeves'in fiilen mkemmelletirdii- tr kahramanlar ile tankldr.
Eer Matrix'in felsefi yanlarna tr sorunu asnda bakacak olursak, "felsefi" saylan eylerin ounun
aslnda filmlerin tr mirasnn bir paras olduunu grrz.
En geni tr snflandrmas Norhtrop Frye'nin klasik The Ana-tomy of Criticism: FourEssays kitabnda
bulunmaktadr. Bu trler unlardr: Romans, Komedi ve Alay/Hiciv. Bu ana trlerin zellikleri eitli
trden anlatlardan soyutlamalar oluur. Soyutlamalar, baskn anlat yrngelerini takip edip,
kahraman ve seyirci arasndaki hedeflenen ilikiye ve anlatnn baskn sesine ve erekselliine
younlar. rnein trajediler, beceri ve bilgi olarak seyircilerden stn kahramanlarla ilgilidir. Trajik
kahramanlar beenmemizin, onlarn dne korku ve acmayla bakmamzn sebebi, Aristoteles
kadar gemie uzanan bir gelenee gre, budur. Romans, bir ana tr olarak, bir aray hikyesidir; bir
kii ya kendi kimliini ortaya karmaya ya da ken-
223
di halkn -byk bir felaketten deilse bile- kt bir duruma dmekten kurtarmaya alr. Romansn
kahraman onun gerek karakterinin ortaya kaca bir dizi denemeden geer. Anlalmas en zor tr
ise, belki de Komedidir. Sadece bir komedinin komik bir ey, bizi gldren bir ey olduunu
dnmenin ne kadar kolay olduunu akla getirin yeter. Komedi ana tr, tekilerin aksine, darlkl
bir figrn bir cemaate girmesiyle ilgilidir ve bu yzden kahraman daha batan "teki" olarak
damgalayan niteliklerin bir kefaretini ierir. Alay/Hiciv ana tr, seyircilerin ak bir biimde
kahramandan stn bir mevkide olduu ve baskn toplumsal kurumlarn eletirisini beklediimiz
anlatlarn girdii trdr.
Ana trlere baktmzda Matrix'in sorunsuz bir ekilde bir romans olarak snflandrlabileceini
grrz. Bir. aray anlatdr ve birok aray anlats gibi klasik temay ierir: keif, harekete
geme ve gerek kahramann ortaya kmas, iyi insanlardan ibaret bir topluma ynelik bir tehdidin
tamamen ortadan kaldrlmas ve nihayet ait olduklar toplumun onlar tehdit eden eytani glere
galebe almasn hem iaret hem sembolize eden kadn ile erkek kahramann romantik birlemesi.
Matrix'in bilerek kand ey ise kendimi herhangi bir mutabakat tek tre veya alt tre
yerletirmemektir. Mutabakat trleri *Con-sensus genres+, filmler hakknda konuurken en kolay
azmza gelen isimlerdir. Bildik rneklerin arasnda unlar vardr: dedektif filmleri, aksiyon filmleri,
korku filmleri, gerilim filmleri, bilim kurgu, mzikal-ler, romantik komediler, Westernler, kl filmleri,
sava filmleri, biyografik filmler, kolej filmleri. Fakat, eletirel yaznda bir filmin hangi tre girdii
konusunda kesin bir mutabakat olduunu sylemiyoruz. Kimi tr kuramclar, bir tr tekinden
ayran zellikler olarak ortak kabullere, ikonografiye, karakter tiplerine ve kurguya nem verir.
tekiler ise tm tr filmlerinin ikonografilere bakarak snflandrlacam syler. (Oysa ikonografi
gangster filmleri iin geerliyken, bi-
224
yografik filmler iin geerli deildir). Baz trler isimlerini seyircide uyandrmak istedikleri tepkiden
alrlarken -rnein korku- dierleri aksiyonun dzenleniinden ve getii yerden -rnein Western-
dierleri ise ikonografilerinin aksine kendilerinin en ok gze arpan zelliklerinden, rnein
mzikalden alrlar. Linda Williams gibi dier kuramclar mutabakat trlerini rnein melodram,
korkuyu ve pornografiyi "beden trleri" terimiyle birletiriyor. Bu trleri bedensel eriim, arlk,
sapklk temel fantezi ve geici fantezi snflarna ayryor. rnein, Williams korku filmlerindeki
bedensel eriimi iddet terimleriyle, arl an iddet veya kan gsterimiyle aklar. Willi-ams'n
"beden trleri" nosyonu, hem korku filmleri gibi bildik tr bilgimizden faydalanarak, hem de
dikkatimizi Matrix rneinde olduu gibi bizi Neo'ya ynelik tehdidin, ar ekim aksiyon
sahnelerindeki stilize beden hareketlerinin, Neo'nun bedensel iddet tehdidini kontrol altna ald
son sahnenin Romantik kahraman olarak gerek rolnn bir son teyidi olmasnn yeniliki
yaplandrlmasna dikkatimizi ekerek mutabakat tr snflarn dikine keser.
Bir Kark-Tr Filmi Olarak Matrix
Herhangi bir eletirisi yazsnn size gsterebilecei gibi Matrix, yaygn kabul grm zelliklerden,
yapsal unsurlardan mutabakat trleri ve alt trlerine ait eitli temalardan faydalanr. Fakat kank-
trn nasl tanmland bir eletiriden tekine deiir. rnein Spli-cedonline'n Rob Blackwelder'
(http://www.spliceonline.com/99re-views/Matrix.html) Matrix'e "sanal gereklik bilim kurgu
korkusu" diyor ve bylece filmi rnein Disclosure (Barry Levinson, 1994) gibi bilim kurgu olmayan
sanal gereklik korku filminden ayryor. Sa-lon.com'dan Andrew O'Hehir, dikkatleri Matrix'in, rnein
John Wo-o'nun filmlerini, Alien serilerini, Terminator serilerini ve elbette Bla-de Runner' dahil eden
birok gnderimi Avrupa sanat filmlerinin
225
szgecinden geiren sinema tarzna ekiyor. O'Hehir Matrix'in btn bu filmler olduunu, ayn
zamanda bir bilgisayar oyunu, Zen Budiz-me bir giri, bir Yeniden Dou meseli olduunu da ekliyor.
Bu Matrix'in bir kark-tr olmadn gsterir. O, ayrca, kendi eitli anlat-sal kaynaklarndan alnm
ekirdek temalarn kapsayc bir karmn kullanr.
Btn tr filmleri, bildik olanla yeni olan arasnda bir dinamizm tesis etmek zorundadr. Matrix bu
problemi pastile, yani eitli mutabakat trnden ve alt trnden zellikleri tutarl bir kurguda
yeniden monte ederek zer. Yeniden monte etme, aslnda, onun ana tr dzeyinde balar ve trlerle
alt trlerin birlemesiyle olumu kurgu boyunca devam eder. Bu, en ak biimde kendini, bir tutam
Wes-ternle birlikte, aksiyon, bilim kurgu ve korku gibi mutabakat trleri tarafndan standart bir
biimde birletirilen temalarla, alt trlerin tanmlayc zellii olan kovalanan masum gerilimi (Thomas
Anderson veya Neo hibir ey deilse bile bir masumdur ve kovalanmaktadr) ve Matrix'e baieyi
andran kavga sahnelerini kazandran Hong Kong dv sanatlar aksiyon film temalarnn
ierilmesinde gsterir. Bahsettiimiz son iki anahtar alt trn ana zellikleri, yalnzca kahramanmzn
Ajanlar tarafndan tam anlayamadmz nedenlerle kovalanmasn garantine almakla deil, ayn
zamanda Neo'nun nihayet O olduunu dorulayan, sonuna kadar stilize edilmi bir dv ustal
sunarak filmin gerilimine katkda bulunur. Ana tr, mutabakat trleri ve alt trlerinin yannda
Matrix'in iki ana kurucu esi gerilim (Neo'nun, Morpheus'un ve Trinity'nin bana ne gelecek?) ve
gizemdir (Matrix nedir?).
Romans ana tr Matrix'e aray motifini verir. Aynca bizim iin kahramann bata ait olduunu fark
etmedii tehdit altnda bir toplumu kurtard dm bir dnya fikrini verir. Herhalde Amerikan filmi
zelliklerini gsterme konusunda trler arasnda en bata gelen Western tr de, bir yabancnn
toplumu eytani glere kar koru-226
mak iin daha kapsaml bir toplumsal iyi adna eylemde bulunma yeteneini kefettii temel Romans
motifinden hareket eder. Matrix Western trne gnderimlerde bulunarak, bilim kurgu filmlerini,
daha nce Star Wars (George Lucas, 1977) tarafndan bariz bir biimde kurulmu olan bir balanty
srdrerek en ok bilinen Amerikan film trne balar. Gelgelelim Matrix filminin Western'e
gnderimlerle dolu olduu ak olsa da, bu gnderimler geicidir. Neo ile Ajan Smith arasndaki
metrodaki son arpma sahnesi ikonografik adan Western tabanca sahnelerinin z be z
torunudur; fakat Thomas Anderson, rnein John Wayne'de vcut bulan tipik Western kahraman
deildir. Daha ziyade, Romans tr geleneine giren ve Luke Skywalker'dan farkl olarak bir acemi,
Western kahramanlarnn ku-surlatrd bir yetenekleri gelitirme eitiminden gemesi gereken
biridir. Bununla birlikte tpk ondan eski Western kahramanlar ve Luke gibi adaleti gerekletirme
grevine atanr ve bylece temelden salksz ve terstopik bir toplumda kanunun ve dzenin gc
haline gelir.
Kukusuz, Matrix filminde ileyen en baskn mutabakat tr, bilim kurgudur. Terstopik bir gelecek
dnya tehdidi bilim kurgu trnn alameti farikasdr. zellikle teknolojinin insan kimlii zerindeki
etkisi sz konusu olduunda. Birok tr filmi - Western'i bilim kurguya balayan bir anlat paradigmas
olarak- iyi kt arasnda bir mcadeleyi ierir. Bilim kurgu, eytani gleri anlalmaz ve tasavvur
yeteneinin tesinde betimlemesiyle Western filmine nal toplatr. yi ve kt arasndaki -Neo, Trinity,
Morpheus ve onlarn tayfalarn Matrix ve Ajanlarn karsna karan- sava, bildiimiz dier bir bilim
kurgu temasna, rnein beeri medeniyetin teknolojisini yeryzn yok edecek, bylece kresel
boyutta bir veba getirip teknolojinin efendiliini sonunda insanl hem fiziksel hem ruhsal olarak kle
yapan in-
227
san-d zeklarn eline verecek kadar gelitirilmi olmas fikrine dayanmaktadr.
Bilim kurgu trnden alnm bu zellikler, bizden genellikle korku filmlerini artran bir gelecek
hayal etmemizi ister. Jelatinimsi bir svyla dolu -rnein Invasion of the Body Snatchers (Don Siegel,
1955; Philip Kaufman, 1978) gibi eitli bilim kurgu ve korku filmlerine kadar geriye giden bir motif
olan- kozalarda mahkm olmu insan imgesi, Matrix ile bilim kurgu ve korku filmlerinin kesime
noktasnda bulunan dier filmleri birbirine balar. Dahas bilim kurgu ve korku filmi arasndaki sz
konusu birleme, Matrix'in temel fikri olan sanal gereklik ile fiiliyat arasndaki kafa karklyla iyice
glendirilmitir. Grnler dnyasnn sadece bir yanlsama olduu fikrinden imdiye kadar birok
film faydalanmtr; Matrix'in fark, bu bildik temay kozalarda yaayan insanlarn tecrbe etmeye
programlanm olduklar bir sanal dnya resmederek gelitirmektir. Bu sanal dnya bizimkinden ok
farkl olmayan, fakat ada varoluun -ruhsuz mega-irketlerden, deri ceket gece kulb kltrne,
zengin kendiler ile kenar mahalledeki gettolardan gelen toplum d insanlar arasndaki zenginlik
farkna- souk unsurlarn vurgulayan bir dnyadr. Romans ana tryle bilim kurgu mutabakat tr
arasndaki derin trsel balant, bizzat Matrix'in doasnda grlebilir: dm dnya olarak Matrix,
insanln yanlsamasnn ardndaki metaforik l, zeki makinelerin ynettii dnya ve Tanr'nn
lm. Gerekten de bu sanal dnyada Matrix insan hayatnn, anladmz kadaryla, "kkeni"dir.
Matrix'te insan hayat hem yarat mitosunun sapk bir parodisini, hem de Fran-kenstein (James
Whale, 1931) gibi korku filmlerinde hayatn yaratlmasn yanklar. Filmin banda masum, fakat kendi
varoluunun anlamn kefetme arayna nceden balam biri olarak resmedilen Tho-mas
Anderson, bizim iin zdeleme noktasdr. Bu sayede Morphe-us tarafndan Neo ile ayn anda
Matrix gereinin iine itiliriz.
Matrix hem bilim kurgu hem korku filmleri tarafndan paylalan
228
gzde bir temadan daha faydalanr: insan bedenine tecavz ve onu ele geirme. Bu fikirler Matrix
filminde birok sahnede grlebilir: Neo'nun iine yerletirilen izleme cihaz, Morpheus'a yaplan
ikence, bulup yok etmek iin programlanm olan aralar, dnyann bilgisayarlar tarafndan retilmi
bir sanal gereklik olduunun kefi, gelecekte yaayan korkun toplumunun insanlar sanal bir
varoluta esir aldnn ortaya kmas. Bizzat Neo tmyle insan olmaktan daha fazla bir eydir.
Matrix'te iki farkl insan tr olmas arpcdr: "sahiden" insan olanlar ve Neo, Morpheus, Trinity ve
dierleri gibi -bilgisayarlarn ykleme programlan sa olsun- insan varoluunda yeni bir aamay
temsil eden dierleri.
Matrix'in dier filmlerden ayran en nemli yanlar, onun grsel slubu ile seyircinin giderek daha
ayrntl olarak tasarlanm ve gerilimi artan aksiyon sahneleri araclyla filme daha youn bir ekilde
dahil olmasnn bir bileimini oluturur. Film boyunca eksilmeyen gerilim ve slup arasndaki ifte
odaklanmay, filmin ekimi ve montajndan, sahneleri kullan biiminden, karakterlerin
kyafetlerinden, gzlklerden ve silahlardan, kahramanlarn yank ten renginden ve atletik
vcutlanndan kolayca anlayabiliriz. Matrix filminin bize slubun anlatya galebe almasn gsterdiini
"dnmek iin birok nedenimiz var. Bu konuda herkes ayn fikirde deil. rnein baz eletirmenler
filmi daha ziyade bilim kurgu eleri dolaysyla gklere -karyor. Fakat bu bize sadece bilim
kurgunun ayna bir zelliinin onun "Hayatn anlam nedir?" ve "nsan olmak ne anlama gelir?" gibi
Byk Sorular zerine odaklanmasdr. Bilim kurguyu biliyor olmamz demek, bu sorularn Matrix
tarafndan da sorulmu olmasna armamamz gerektii anlamna gelir. Ne var ki bu, Byk
Sorularn felsefi olarak bir nem arz edecek ekilde ortaya atld anlamna gelmez. Ne de filmde
felsefi nem arz eden cevaplan bulunduu.
Popler elence anlatlarna felsefi bir bak asndan bakmak belirli bir hassasiyet gerektirir. Elence
anlats denilen her eyi deer-
229
siz felsefi ilgiler olarak bir kenara itmek, aka sadece felsefi kibri gsteren bir eydir. te yandan,
btn elence anlatlarnn felsefi ilgilerini hakl karmak da o kadar kolay deildir. Peki, bu durumda,
Matrix'e nasl yaklamal. Peter Jones eyrek yzyldan fazla bir sre nce, Felsefe ve Roman adl
kitabnda, edebi metinlerin ve edebi yazarlarn, felsefi syleme ahsen dahil olmayan insanlar
olmasna ramen, felsefi adan ilgin bir takm sorular ortaya atabileceini net bir ekilde
aklamtr. Jones'un hareket noktas felsefecilerin edebiyat metinlerini her zaman felsefi sonular
karacak ekilde okuyabileceiydi. Jones'un rnekleri dnya edebiyatnn byk eserlerinden
alnmt: Anne Karenina, Karamazov Kardeler ve Yitik Zamanlarn Peinde bunlardan sadece
bazlardr. lk bakta Matrix'in de bu edebi devlerden birine ait olduu dnlebilir. Matrix'i,
Jones'un, rnein Proust'un klasik eserini ve dierlerini ele ald gibi ele almak, filmdeki nemli
felsefi temalarla nce bir gzel dalga gemeyi ve sonra onlar, tpk Jones'un Proust'ta bilgi ve
yanlsama konulann incelemesi gibi, adamakll bir felsefi dnme davet etmek gerektirecektir.
Yani Matrix'in onaya att sorulan felsefecilerin ciddiye alp dnmesi olanakl grnyor. Fakat
Matrix'in kark-tr filmin eksiksiz bir rneini veriyor olmas, felsefi bir incelemenin gerekten deip
demeyeceini sorusunu akla getiriyor. sterseniz unlara hemen bir bakalm.
Matrix ve Edebi Tr Film
Mutabakat trlerinin ve alt trlerinin ar eitliliini ve herhangi bir zel film tr iin tertipli bir
tanmlama snflamasn retmenin buna kalkanlara sunduu glkleri dikkate alrsak, Thomas
Sobc-hack, kendine Northrop Frye'yi model alarak, "edebi trn ortak bir biimde tr filmi olarak
adlandrdmz btn filmleri tek bir snf al-
230
tnda toplayp" toplayamayacan dnmeyi seiyor. Sobhock, sonu olarak, Western ile kl filmleri
arasndaki farkn veya biyografik film ve kolej filmleri arasndaki farkn ve hatta Western ve biyografik
film arasndaki farkn, tr filmleri tarafndan paylalan ortaklklardan daha az olduunu ileri sryor.
Sobschack'n hamlesi, trlerin "ne-kar" grnen unsurlarn bir araya getirmek hi bir ekilde bir
tr tekine balayan temel tr zelliklerini azaltmayacandan dolay, trleri kaltsal olarak i ie
gemi trler olarak ele almamz gerektiini syleyen fikri merulatryor. Bir filmi tr filmi yapan
veya yapmayan fark nedir? lk olarak, tr filmleri bir hikye zerine odaklanr, "filmin dndaki bir
meseleyle deil." kinci olarak tr filmleri her zaman iyi adamn ve kt adamn kim olduunu bize
nceden bildirir. nc olarak, Shobchack, tr filmlerinin taklide dayandm kabul etmekle beraber,
Northrop gibi, "gerek hayat" deil, dier filmleri taklit ettiklerini ileri sryor. Drdnc olarak tr
filmler "zl biim duygusu"ndan, yani kurgudan hareketle tanmlanabilir. Tr filmlerinde kurgu,
sahne ve psikolojiye dair gzlenebilir ayrntlar uzun sre dnmeye imtiyaz tanr. Ksaca, "ne
olduu", niin sorusundan daha nemlidir. Beinci olarak, tr filmlerindeki karakterletirme, her
zaman bir tr zet kullanlarak yaplr Sobchack yle syler: "Bir karakteri sylediklerinden ve
yaptklarndan deil, giydiklerinden tanrz." Shobchack 1975'te kostmlere dair bu satrlar yazarken,
yirminci yzyln sonundaki moda dergilerinden frlam aksiyon film kahramanlaryla ilgili olarak tam
tersinin sylenmesinin gerektiini pek grememi olabilir. Fakat bu beinci noktada kyafetlerle ilgili
bir yorumdan daha fazlas vardr. Shobchack "artk seyirci tarafndan tannan bir karakterin ufak tefek
olanlar haricinde hibir ekilde deimeyeceini" syler. Bu, Matrix'in Morpheus, Trinity ve Ajanlar
iin fazla doru olmakla kalmayp, Neo gibi, bir usta tarafndan eitilmi, sonunda onu eytani
glerle arpmaya srkleyecek bir kendini gerekletirme yolculuuna km Romans kahraman
olduu iin
231
deiemeyen, gerek kahramanlar iin de geerlidir. Tr filmleri bu ekilde iler.
Peki Neo'nun bir kendini gerekletirme yolculuunda olmas fikrini nasl anlamalyz? Buradaki
"kendi" zihin felsefesinin ve psikolojinin tipik olarak anlad ey deildir. Neo gibi kahramanlar
herhangi bir psikolojik derinlikten veya karmaklktan yoksundur. Shobc-hack'n arpc bir biimde
gzlemledii gibi, tr karakterleri temelde seyirci tarafndan hemen tannabilen sabit ve dsal
zelliklerin bir biriemesidir. Baka bir deyile, bunlar karakterlerdir ve ykndkleri ey fiilen insan
bireyleri deil, teki karlatnlabilir karakterlerdir. Tr kahramanlar "yapabildikleriyle biz sradan
insanlardan ok stndr; olaan bir insan olarak snrlandrlm olabilirler, fakat aksiyon sz konusu
olduunda hibir snr tanmazlar. Bir canavarda veya kt adamda cisimleen eytani olan tespit
edip ona meydan okuyabilir ve onlan yenebilirler." Matrix'in anlata! izgisi, eytann nerede
yuvalandn -rnein Matrix'te- bulmay ve Neo'yu Ajanlarla dozu giderek artan savandan zaferle
kabilmesi iin eitmeyi iermektedir. Her ne kadar Neo filmin sonuna kadar kendinin O olduunu
fark etmiyor olsa da, tr filmlerinin sadk birer tketicisi olarak bizler, onun o olmas gerektiini en
batan biliriz. Mesele tr gelenei tarafndan nceden zlmtr. Bunun Neo'nun psikolojik
kiiliiyle hibir ilgisi yoktur, her ey anlat motifleriyle ilgilidir. Neo bilim kurgu dnyasnda bir
Romans kahraman, Morpheus'un kefiyle ve Ka-hin'in onayyla gerek glerini belirleyen ve ortaya
karan bir dizi arpmaya itilen ve gerek gleri kefettike O kimliiyle ortaya kacak olan
masumdur. Yeni biri, bir acemi olduu iin Neo -Romans kahramannn kendini ve roln
anlamasnda her zaman var olan- an-latsal bir dnmden geer, fakat bunlar psikolojik gereklik
anlamnda fiili deiimler deildir. Neo'nun anlatsal izgisi onu kenarda durmaktan Matrix'le olan
kavgann tam ortasna atar. Neo anlatsal bir paradigma olduu kadar kendine zg bir psikolojiye
sahip deildir.
232
Neo gibi karakterlerin psikolojik derinlikten yoksun olduu eletirileri, onun bir tr anlatsnn
kurgusuyla ilikili olarak ilevini ve roln grmekte baarszdrlar. Eer Neo'nun bir Romans
kahraman olduunu bilirsek, bu filmde deilse bile ncsnde Ajanlar ve Matrix'i alt edeceini
biliriz.
Felsefe ve Matrix
Bu blmn banda Matrix'in metafizikten epistemolojiye, ahlak kuramndan, din felsefesine,
toplum felsefesinden siyaset felsefesine, bilim felsefesine kadar ok fazla temaya temas ettiini
sylemitik. Romantik komediler, rnein, u soruyu sorarlar: "yi hayat nedir?" Western ile sk
dedektif filmleri u soruyu paylar: "Toplumda adaleti salamak iin ne tr bir birey gerekmektedir?"
Bilim kurgu filmleri ise "nsan olmak ne demektir?" sorusunu sorma ihtimali en yksek trdr. Felsefi
gnderimler tek bir tre mahsus deildir. Dahas, btn tr filmlerinin byle sorulan ayn ciddiyetle
sorduunu da dnmememiz gerekir.
Matrix 1999 ylnda gsterime girdiinde, hem niversite koridorlarnda hem de akademik
konferanslarda, birbirini bulup ayn eyden sz eden felsefeciler olmutur. Herhangi bir felsefeye giri
dersinde, Platon'un maara meselinden veya Descartes'n lk Felsefe zerine Dnceler kitabndan
sz ederseniz, renciler ya hemen ellerini kaldrp ya da dersten sonra yannza gelip "Tpk Matrix'te
olduu gibi, deil mi?" demi olabilirler. Kukusuz, Matrix'te felsefi gnderimler saysz; eitli felsefi
yorumlar ile dnmleri hak ediyorlar. renciler Platon'un maarasndaki mahkmlar tarafndan
tecrbe edilen yanlsamal dnyasyla Matrix'in kozalarndaki insanlar arasndaki balantlar hemen
gryorlar. ocukluklarn maarada geirmi olan mahkmlar, nasl hayalleri gereklerden ayrt
edemiyorsa, kozalarda esir insanlar da kendilerinin bilgisayar programcs veya hacker olduunu
sanyorlar. renciler ayrca Neo'nun btn her eyin sa-
233
dece bir rya olduu gerei karsndaki aknlnn Descartes'n lk Felsefe zerine Dnceler'deki
D Hipotezi'yle paralellikleri de hemen grebiliyorlar. Her iki durumda da Matrix'in gnderimleri
ncelikle felsefi dnceyi uyandrmay deil, gerilimi, kaygy, korkuyu ve hatta deheti arttrmay
amalamaktadr.
Peter Jones gibi biri felsefecilerin Anne Karenina gibi kitaplar felsefi temalarn yorumlamakta hakl
olduklarn iddia ediyorsa, Jo-nes'un da -tpk ondan nce ve sonraki eletirmenler gibi- tematik olarak
organik anlatlarla ilgilendiinin farkna varmak nemlidir. Buradaki genel fikir, Jones gibi -veya bu
adan Matthew Arnold veya F.R. Leavis gibi- birinin ciddi dikkatini celbeden hikyelerin, btncl ve
odaklanm bir tematik ekirdee bal olduudur. Bunlar ayrca zerine dnerek okunmay hak
eden romanlardr. Eer dnerek okumay dllendiriyorlarsa, bunun nedeni onlarn okuyucularn
sistematik olarak hikyenin edebi dnyasna ekiyor olmalardr. Matrix ise aksine seyircileri baka
filmlerle karlatrma yapmaya itiyor. Tr metinler, farkna varlabilme konusunda, seyircilerin dier
metinlerle, dier kabullerle, dier kurgularla, hatta felsefi temalarla ve metinlerle ainalna baldr.
Bu yzden Matrix gibi metinlerin temelden merkezka metinler olduklar sonucuna varmak zor
deildir -rgtleyici ilke, eldeki metnin dnda olanlarla balantlar kurma yeteneimize dayanr. te
yandan Matrix gibi filmlerin birincil anlat arac -aksiyon, gizem ve gerilim- seyircilere felsefi olarak
ilgin temalar ve motifler zerine dnmeye sevk etmez. Matrix, kark tr filmlere bir rnek tekil
ettii iin, felsefi temalar, en fazla, seyircinin ilgisini harekete geirmek iin kullanmay mit edebilir,
yoksa felsefi sorunlarn zlecei bir tanma ortam sunmay kendine ama edinemez. Bu arada film
kendi tr sorunlarn gerekten zyor: Kahramanmz kefediliyor, bir acemilik eitiminden geiyor,
nihayet kendi glerinin farkna varyor, dmanlaryla en nemli savalardan sa kyor ve
sevgilisinin akn istemeye geliyor. Bu temalar anlat-
234
nn kendisi kadar eskidir.
Gstermeye altmz ey, Matrix'te bulunan felsefi gnderimlerin, anlatsal nemlerini, filmin tr
mirasndan, temel belirleyici tr olan Romanstan ald duruundan ve mutabakat trleri ile alt
trlerinin kendine zg bir karm olmasndan alddr. "nsan olmak ne demektir?" Bu iyi bir soru
olmasna iyi bir sorudur, fakat, en iyi cevaba, psikolojik kiiliklerden ziyade karakteri nceden
belirlenmi ve deimeyen zelliklere sahip kahramanlar olduunu iddia ettiimiz bir tr filmi
kahramannn yakndan incelememesiyle ulalamaz. Matrix felsefi neme sahip sorular sormaktadr;
fakat amac, bir cevap olarak herhangi bir aklama veya felsefi sav sunmak deildir. Bu nedenlerle,
Matrix'in tartmasz bir ekilde bir tr filmi olduu sonucuna varyoruz ve olsa olsa bir sanal felsefe
rnei.
235
Sahne 3
Matrix'i Yap-Bozumuna Uratmak
17
Keanu'ya Nfuz Etmek/Girmek (* penetraiton: kelimenin szlk karlktan, iine ileme, nfuz etme,
girme, sokma, tesir; feraset, zek, anlaytr. Yazar penetraiton kelimesini bir uta nfuz etme ve teki
uta fiziki anlamda girmek, delmek ve cinsel duhuln bulunduu bir sarka yrngesinde kullanyor.
Dolaysyla anlam bazen bir uca bazen dier uca yaklayor. Fakat eksen ayndr. Bu eksenden
ayrlmamaya altm.): Yeni Delikler, Eski Teraneler
CYNTHIA PREELAND
Matrix ve eXistenZ ayn yl gsterime girdiler (1999) ve sk sk karlatrldlar: Her iki film de zelliini
bilgisayar retimi yanlsamalar ve gereklik katmanlarndan alyor. Burada iki film arasndaki birka
temel fark zerinde younlamak istiyorum. Feminist bir felsefeci olarak beni ilgilendiren bir fark, bu
filmlerin insan eti ve bedeninin deerine dair birbirine kart betimleri benimsemi olmalardr. Bu,
onlarn ikinci bir farkyla, yani, seyircilere olan tavryla ilikilidir. kisine birden baktmda eXistenZ'in
daha tatmin edici olduunu gryorum. zin verirseniz grlerimden bahsedeyim.
Kahramanlar fiziksel gerekliin etrafndan dolamaya daha fazla muktedir olduka, Matrix, insan
etinin stesinden gelmeye dair saf bir fantezi yaratyor. Kahraman, "nfuz edilmi/girilmi" ve
bakalarna bal olmaktan, kendi kendini kontrol eden ve geirmez -hatta kurunlar bile- bir varla
dnyor. Matrix bedenin (gerek, deien, et ve kandan oluan) kontrolden kabilecei ergenlik
korkusu-
239
nu gsteriyor. Bu fantezi, otonomi ve zihinsel gler talep eden ve tuhaf davranan gen olanlara
hayli yakan bir fantezidir. Oysa eXis-tenZ'teki bedenler, zellikle filmin kahraman iin, saldrya ak
ve tekilere baldr. Bu filmin canl nfuz etme/girme ve biyo-morfik balant sahneleri bedenlerin
hem keyif verici hem tiksindirici olabileceini gsteriyor. Bedenler (ve beyinler) bir insan nakledildii
yerde brakabilir veya zarar verici olabilir ve yaralanabilir.
Her iki film de sanal gerekliin ne kadar eytani olabilecei zerine dnd iin, seyircilerin
sinemann "sanal gereklii" ile nasl itigal edeceini ele almann birok ak yolu mevcuttur.
eXistenZ, filmde grdmz herhangi bir eyin "gerek" olup olmadn soran bir eek akasyla
biterek bu paralelde ilerler. Oysa Matrix insanlar yanltc dlerinden kurtaran bir kurtarc
kahramanla biter. Film her ne kadar insan vcutlarnn kakla beslendikleri bir durumdan kurtarmay
ycelie de, ironik ve iki yzl bir biimde, izleyicilerini koltua yaptran zel efektlerle dolu bir
ka *escapist+ fantezi reterek kendi sanal gerekliine tutsak eder. Ben eXistenZ filmindeki oyun
katmanlarnn oyuncul zeksn tercih ederim.
Aratrmak istediim iki tema balantldr. eXistenZ, sanal gereklii bir film yapmcsnn vizyonuyla
kyaslayarak, gerek insan (veya teki) bedenlerin ada filmlerin batan kana vizyonlanndaki izafi
yerini sorgular. nk eXistenZ, hem kahramanlarna hem seyircilerine sakatat halinde, bazen
tiksindirici formlarda etle yzletirir; bedenden zihinsel ka fantezilerini beslemez. Bu filmi hem
beyinlere hem bedenlere sahip varlklar olarak gizilgcmzn, feministlerin potansiyel anlamnda
Matrix'tekinden ok daha zgrletirici bulabilecei, daha arpc bir grsn neren bir film olarak
anlyorum.
Bedenler, Zihinler ve Cinsiyetler
Matrix kendi yldzlarna belirli bir bak fetiletiriyor. Filmin sanal dnyasnda, insan etinin
gereklii, parlak siyah deriler veya la-
240
teksin ok iyi koordine edilmi bir btnlyle rtlmtr. Oysa eXistenZ bu gereklii etin
yapkanlnda, -'slak donanmn'- kannda ve irininde sergiliyor. Bu farklar filmlerin birbirine benzer
giri jeneriklerinde de aktr. Her ikisi de malumat paralarndan ina edilmi btnler metaforu
kullanr. Matrix'teki paralar bilgisayar kodlarnn fragmanlar, siyah bir ekranda parlayan yeil harfler
ve rakamlardr. eXistenZ filmindeki paralar belirsiz bir ekilde akla mikroskop altnda baklan hcre
yaplarn getiren pembe, krem ve altn renkli biimsiz glcklerdir. Buradaki metafor mekanik deil
biyolojik, dijital deil benzetir.
Bugne kadar birok feminist felsefeci, bat felsefesinin, bedenlerinden, kan ve etten ibaret
gerekliklerinden zihinsel ka arayan erkeklere ait bir macera olduunu iddia etmitir. Platon'un da
dahil olduu bu tr erkekler, akn Formlardan ibaret bir dnya tarifeden Augustine ve Aquinas,
cennette ruhlarn safln umut ederken, Des-cartes kimliini beden olarak deil, ruh olarak tesis
eder. Dnme ve hissetme arasnda keskin ayranlar izmek yine bu gelenein bir parasdr. Erkekler
geleneksel olarak aklclk ve "yksek" zihinsel melekelerle, kadnlar beden, duygular ve ocuk
dourma ve bakma gibi "aa" melekelerle ilikilendirilmilerdir. Bu zihinci *mentalistic+ n yarg,
yine, Matrix'in hi kukusuz bir biimde erkek olan bak asnda kendini belli eder.
Cinsiyet rolleri asndan iki film arasndaki farklar, dikkatimizi erkek kahramanlarna
younlatrdmzda daha net bir hal alr. Filmin yldzlan bugnn en ok az sulandran iki
oyuncusudur, Keanu Re-eves ile Jude Law. Bu erkekler Clark Gable veya John Wayne gibi ma-o
albeniye sahip erkekler deillerdir. Keanu/Neo, onu ilk, uyurken grdmzde uzun kirpikleriyle bir
kz kadar "gzel"dir. Bembeyaz
241
bir teni vardr (hatta filmdeki baka bir karakter onun beyazl hakknda laflar eder) ve klszdr. Bir
dansr gibi zarif hareket eder. Ju-de/Ted bir heykeltran elinden km elmack kemiklerine ve imre-
nilesi kirpiklere sahiptir. nce st duda ona somurtkan bir ifade verir. Her iki kahraman da gl (ya
da gl grnen) ve ara sra onun hareketlerini ynlendirerek liderlii alan kadnlarla
eletirilmilerdir. Baz anlarda her ikisi de korunmasz, kendine gvensiz ve -en nemlisi- nfuz
edilmi/girilmi olarak gsterilirler. Bu erkee nfuz etme/girme sahneleri veya erkek bedeninde yeni
delikler amalar aklanmaya deer.
Keanu'ya Nfuz Etmek/Girmek
Matrix filmindeki ilk nfuz etme/girme sahnesi makine ynetimindeki yanlsamann eytani
Ajanlarnn, Matrix'in Neo'yu yakalad ve sorguya ektii anda yaanr. Onu balayarak akrep
benzeri bir yaratk olan dinleme cihazn acl ve tyler rpertici bir operasyonla gbek deliinden
iine rnga ederler. Daha sonra kadn kahraman Trinity ve Matrix'e direnen dier radikal grup, lider
Morpheus'a gtrmeden nce dinleme cihaz/bceini Neo'dan karrlar, bu baka bir vahi girme
sahnesidir. Bcei Neo'nun gbeinden emsin diye silah benzeri bir aygt kullanrlar. Onlar karrken,
Neo acyla lk atar.
Bundan sonraki girme sahnesi muhtemelen filmin en rahatsz edici sahnesidir. Neo Morpheus
tarafndan uzatlan "krmz" hap setikten sonra, insanlarn iinde bulunduklar halin dehetengiz bir
grntsne tank olur. Bceimsi "makine-hemirelerin" bakt, ra-himsi tplerin iinde yapay
olarak muhafaza edilen saysz plak insan bedeni grr. Herkese, tahminen onlar besleyen ve
artklarn temizleyen bir sr tp sokulmutur. Klsz pembe bedenler iren ve korunmasz
grnrler ve bu bedenlerin her tarafna filer, kablolar sokulmutur. Neo korku iinde soluunu
tuttuunda, hemire -b-
242
eklerden biri onun kablolarn ve filerini paralar gibi kararak "sifonu ekmeye" hazrlanr. Neo bir
doum-bedeniyle kaygan bir tple atlr, muhtemelen sklatrlmak zere.
Kurtarlr, Neo daha nazik ve ho bir girme sahnesinde grnr. Yine, Keanu'yu masann stnde
sergilenmi plak vcut olarak grrz. Bu sefer, vcuduna yavaa salman akupunktur ineleri
batrlmtr. Buradaki girmenin huzurluluu ve iyilii, arka planda alan dini koro mziiyle vurgulanr.
Morpheus Neo'nun kaslarnn gelitirilmesi gerektiini, onlarn hi kullanlmadklar iin km
olduunu syler. Ah bir de biz srt st uzanp kaslarmz glendiren inelerle birlikte serin bir
uykuya dalsaydk!
Bu filmde Neo yle zel biridir ki, her eyi bir rpda renir. (Fiziksel eyler, yani azck budala ve saf
olan Neo/Keanu'nun kendinin, insanln Matrix'teki zgrlklerinin kefaretini deyecek "O"
olduunu anlamas biraz zaman alr). Annda programlama ve "ykleme" araclyla, Morpheus'un
kk devrimci hcresi en yakkl, en ou hak eden, en zeki olanna bilgiler ve beceriler kolayca
iletilir. Bu bir insann ensesine byk bir "fi"in sokulmas anlamna gelir. Bylece, bundan sonraki
girme sahnesinde daha fazla iddet vardr ve Neo balant cihaz ensesindeki delie znk diye
akldnda korkar. Sanallatnlm fiziksel eitim sayesinde Neo, aba gstererek gerek bedenine
iletilen beceriler edinir. Bu psikokinetik yetenekleri abuk renir, terlediini bile grmeyiz. Her ne
kadar aka korkutucu olsa da, ense fileri bir daha asla vurgulanmaz ve baka bir f taklma sahnesi
grmeyiz; daha ziyade grup yeleri koltuklarna yaslanrlar ve biz ac ve iddete gerek kalmadan fiin
taklabileceini varsayarz. Bu filer kolay giren filerdendir. nsanlar Matrix'e yeni bir farkndalkla
gnderirler, bu farkndalk onlar inanlmaz uzaklara sramaya, srlerle dztaban polisle kavga
etmeye muktedir klar.
Sonunda hakknda konumak istediim son nfuz etme/girme sahnesine geliriz. Neo'nun bedeni
Ajanlarla arpmas srasnda mer-
243
milerle delinir. "O" olmasna ramen (belki O olduu iin) Neo ac ekmek, hatta lmek zorundadr.
Fakat Trinity (Kutsal Ruh?) gemide kalan hareketsiz bedenine onu sevdiini itiraf edip Kahin'nin onun
sevecei erkein O olaca kehanetini, bu yzden gerekten lm olamayacan fsldayarak ona can
fler. Neo byl bir ekilde hayata yenilenmi bir zgvenle dner, yle ki ona saldran Ajanlar bile
telalanr. Daha nceki sahnelerde mermilerden kama konusunda olaanst bir yetenek
sergilemitir, artk mermilerden etkilenmez hale gelmitir, hatta onlar havada durdurabilir.
Bu yeni, kurtarc Neo imas, onun fiziksel olarak kusursuz ve bozulamaz olmasna yneliktir. Artk bir
bakta duvarlarn tesini grebildii Matrix'te bu ekilde hareket eder. Matrix sinirsel-etkileimli bir
simlasyondur; eitim programnda kullanldklarna gre, belli ki baz simlasyonlar faydaldr. Btn
simlasyon sahnelerinde Keanu uzam salaryla, hibir ense fii olmadan ve ad artk ktye km
olan uzun, siyah bir paltoyla daha bir yakkldr. htiyac duyabilecei her trl silah kuanm olarak
Ajanlarn mermilerinden syrlr. Bu mkemmel, heyecan verici, unutulmaz Keanu/Neo btndr,
kapanmtr, hibir a veya kusuru yoktur, hibir ekilde korunmasz deildir; ksaca, et ve kandan
oluan fiili bedeniyle hibir fiziksel ilikisi kalmamtr. O etin fiziksel gerekliini geride brakmtr.
Bahsetmeye pek demez, fakat Trinity karakteri (Carrie-Anne Moss) bu filmde tipik yardmc roldedir.
Filmin banda bu 'kk kz'n onlarca polise meydan okuyup, sonunda kamay baard sahne ona
dair vaatlerle doludur. Neo onunla karlatnda takma adndan tand o zeki hackenn bir kz
olduunu renince arr (Trinity, btn erkekler gibi, der). Fakat bu al hamlelerinden sonra,
Trinity yan kadn roln benimser. Bir iki sahnede becerisine tank oluruz, fakat bu nl hacken
bilgisayar klavyesinin nnde anlaml herhangi bir ey yaparken grmeyiz (rnein Matrix'in kodunu
hibir zaman incelemez). Orada Neo'nun cinsel ilgisini ekmek ve
244
ok nemli kurtarma iinde onu desteklemek iin vardr. Sarslmaz, asla duygularn ifade etmez Neo
iin bildik kadn ilgisi ve 'ballk' sergiler. Onu Neo'ya yemek gtrrken, Neo'yu seyrederken, hatta
koklarken grrz. Filmin sonunda Neo'yu hayata dndren ey onun akdr. Neo'nun her ihtiyacn
karlamann yannda, tipik ba-baerkil lider olan ve insanln kurtarcs olarak Trinity'e deil, oul-
figrne bakan Byk Baba Morpheus'a da hizmet eder.
Trinity aynca cinsel cazibe salamak iin oraya konmu "be-bek"tir.(* Hayranlarna ait web
sayfalarnn hzla artmas bunu bir iaretidir. Sayfalardan birinde "La-teks, ate gc ve duvarlara ar
ekim trmanabilme yetenei. Bir erkek daha ne ister?.. Daha dar bir ey giyemez miydi?" simsiz.
website: http://members.tripod.com/mptracl0/id40.htm (Carrie-Anna Red Planet filminde Val
Kilmer'n karnda benzeri bir rol oynamt).) Hayranlar onun "gzel k"n gklere karmtr.
Trinity bir yerde Neo'nun Morpheus'u kurtarmasna yardm eder, burada kendi payna den kadar
adam ldrr; fakat belli ki asl ii dekor olmaktr. Carrie-Anne tenine yapm siyah lateks-deriyle
inanlmaz seksi grnr. Doru, bir yerde helikopter uurur, takat o anda bile ileri birbirine kartrr
ve Neo tarafndan kurtarlmas gerekir. En sonda iffetli bir pckle dllendirilir, ama filmde zerre
kadar erotizm yok; cinsellikten zevk alan tek kii Cypher'dr, tabi ki kt adam.
Filmdeki teki kadn da ablondur. 'Kahin' (Gloria Poster), kabile bycsnn bilgeliine ve
sezgilerine sahip siyah bir kadndr. Kenar mahallede yaayan bir bykanne gibi grnr (Size "Nene"
diyebilir miyim?) frndan yeni pimi kurabiyelerle birlikte kehanetler karr. Filmin kadnlarn bir
ablon olduu iddiama kar kacak kii, nce u soruyu cevaplandrmaldr: Matrix'te neden hibir
dii Ajan yok? Bu filmdeki makineler bile cinsiyeti.
eXistenT'teki Jude'a Nfuz Etmek/Girmek
eXistenZ filminin ynetmeni David Cronenberg, bugne kadar sk sk, onun en bilinen filmi The
Fly'daki rm bilim adamnda oldu-
245
u gibi, erkek bedenini olaand arpklarn betimlemitir. Cronen-berg'in filmleri hep "aykr"
cinselliin ve hatta Videodrome'daki kahramann karn deliinde video kasetlerin sokulduu bir
boluk amas gibi "vajinalatrmalar"n altn izmitir. Baz filmleri kesin beden-zihin ikiliini ykar,
rnein Scanners'taki telepatik kahraman. Cro-nenberg kendinin "Yeni Et" dedii eyle ilgilidir.
Cinsiyet ayrlklarnn belirgin olmad, yeni cinsel organlarn ve yeni deliklerin bulunduu yeni bir
beden vizyonuna sahiptir.(* Cronenberg bu "Yeni Et"in ne olduunu bizzat aklyor "insan olmann
fiziksel olarak geldii anlam aslnda deitirebilirsiniz... nsanlar cinsel organlann dei toku edebilir
ya da remeyi cinsel organsz yapabilir... Kadn ve erkek arasndaki fark ortadan kalkacak ve belki
daha az kutuplam ve daha i ie yaratklar haline geleceiz." Chris Rodley, ed. Cro-nenber on
Cronenberg (Londra: Faber and Faber, revised edition 1977), s.80-82.) Karlatrrsak, Matrix
deimeyen, bildik, eski karakterleriyle skc bir biimde cinsiyeti grnyor: onu seven bir dii
ortan yardm ettii erkek kahraman, anlayl bir anacl danman ve gl bir baba figr.
Jude Law eXistenZ filminde, sanal oyunlar endstrisinde bir acemi olan ve zeki bir tasarmcnn,
Allegra Geller'in 0ennifer Jason Le-igh) rn olan yeni bir oyunun demosunun denemesine katlan
Ted Pikul rolndedir. Seyircilerden biri Allegra'ya bir suikast dzenlemeye kalknca Ted onu karr,
Allegra onunla gider nk onu korumalardan biri sanr. Sonra durup neden bir "skc Halkla ilikiler"
elemanyla esir kaldn sorar kendine yksek sesle. Jude'un skc H eleman olmas Keanu'nun
Matrix'te bir hacker ve siyahlar giyen bir sava olmasyla keskin bir tezat iindedir. eXistenZ, erkek
her zaman korku iinde ve kendine gvensizken, kadn bilgisayar uzman ve karar veren kii yaparak
standart cinsiyet rol ablonculuunun altn oyar. Bu cinsiyet eitlemeleri bu filmdeki nfuz
etme/girme anahtar sahnelerini inceleyerek aratrlabilir.
Tuhaf bir ekilde Ted/Jude kendine daha nce hi bio-port taktr-mamtr. Bioport, bel kemiinin
altna alm olan ve "MetaEt oyun kapsl"nden altrlan sanal gereklik oyunlarna bir insann
gir-
246
meini salayan deliklerdir. Bu kapsller, sentetik yumuaka paralarndan karlm, genetik olarak
deitirilmi, insanlar bio-portlar-na giren etimsi gbek balaryla balanrlar. lk girme sahnesi, Ted
iin bir bio-port delii almasyla ilgilidir. Onun "diil" rol, bir tr histeri ile aikr klnr. Cerrahi
mdahaleye direnen Ted itiraf eder, "Bedenime girilme *... duraklama...+ yani cerrahi olarak girilme
korkum var." Homoerotik kinayelerle dolu bir sahnede kendine karaborsadan bir bioport edinir.
"Gas" (Willim Dafoe) Ted'in arkasnda dev, byk bir delme tabancas kullanr. Ted domaldnda, Gas
unlar syler. "Bu dnyada kesinlikle kanman gereken tek ey, bir delik acyla dalamaktr." Ted'in
ima edilen "diiletirilmesi" Allegra'nn hemen arkasndan Ted'in yeni deliine, hl narkozun etkisiyle
hareketsizken, bir kablo sokmasyla iyice vurgulanmtr. eKistenZ filminin anlat erisi,
Neo/Keanu'nun her tarafna kablolar girmi olmann "kt, kirli" durumundan fiziksel eksiklik "temiz,
iyi" durumuna terfi ettii Matrix'ten farkldr. eXistenZ filmindeki sahneler, oyun kapsllerinin oyun
portlarna girmesini duyusal, belki kirli ve riskli, fiziksel bir ey olarak gsterir. Porta girilme ve zevk
alma, filmin imgelem dnyas araclyla, yemek ve seks gibi dier normal fiziksel srelere balanr.
Oyun oynamann ve fi taklmann erotik boyutlar birok sahnede vurgulanmtr. Bir keresinde Ted
Allegra'nn arkasna kk bir kapsl takarken, onun bio-portunu yalar. Fakat birka dakika gemeden
yeniden edilgenlii vurgulanr: Allegra pantolonunu kardnda, Ted szlanr, "Bedenim hakknda ok
endieliyim... kendimi ok korunmasz hissediyorum."
Sanal gereklik alkanlyla cinsel itkiler arasndaki balantlar Allegra hastalkl bir oyun kapslne
balanma saplants yaadnda vurgulanr. Kapsl kvranmaya ve kararmaya balaynca, Allegra
hemen hasta olur ve mikrop kapar. Ne yapacan bilemeyen Ted onu kapsle balayan ba keser,
fakat Allegra'dan Ted'in aresiz baklar altnda kanlar fkrr. Bu sahne oyunlar, erotizminin tpk fiili
seks
247
gibi riskli olduu noktasna kant tekil eder. Zihnini veya bedenini bir bakasnnkine balamak veya
amak lmcl olabilir.
eXistenZ bizi birok sahnede kapsllerin yapkans i ileyiine frlatarak, sanal oyun mimarisinin etli
fizikselliini akla getirir. Alleg-ra'nn kapsl bir tamir atlyesinde tamir edilirken, operasyon tpk bir
ak kalp ameliyatna benzer. Baka sahneler Beyin Zan Sistematikleri firmasnn bir kapsl montaj
fabrikasnn kasvetli almasn gsterir. Ted kendini, yumurtalar almak, paketlemek ve etiketlemek
iin iinden kanlar fkran kurbaa karnlarn ustaca yararken bulur. Filmin yapkan bulama ile
snrda saplants Ted ile Allagra'nn mu-tant kkrdandan yaplma bir yemek getirilen restoran
sahnesinde dorua kar. Ted'in nfuz edilme/girilmesi mermi olarak insan dileri skan bir tr
kkrdak silah alabilmek iin mide bulandrc yemei hastalkl bir itahla yemesiyle geniler. Neo'nun
temiz, metal silahlar ve mermileriyle tezatlk, herhalde bundan daha keskin bir biimde ifade
edilemezdi.
Cronenberg, Ted rolne oyuncu bulmakta glk ektiini sylyor. nk "bir kadn oyuncunun ba
rol oynad ikincil rol iin birok erkek starla konutuunuzda, filmde oynamaktan ekiniyorlar...
nk dikkatlerin odaklanaca bir kadnn yannda ikinci keman olacaklarn biliyorlar... bu hl bir
maoluk olaydr." Buradaki ters dnm cinsiyet rolleri arpcdr. Tartmasz bir ekilde Keanu'dan
ok daha iyi bir oyuncu olan Jude kendi kaprisli, telal ve histerik roln baaryla oynuyor. Bu filmde
genellikle erkeklerden oluan ergen seyircinin zdeleecek hibir ey bulamamasna amamak
gerekiyor. nk Jennifer Jason Leigh'in oynad Allerga'da Trinity gibi "bebek" dii hacker deildir.
Allegra ho, akl ve gl bir kadndr, asla ikinci role dmez. Hatta Ted'i ldrerek kendi yaratm
olduu oyunu kazanacak kadar kurnaz ve rekabetidir.
248
Filmler, Gereklik ve Yanlsama
imdi gzden geirmi olduum girme/nfuz etme sahnelerinin ait olduklar filmlerin daha geni
"mesajlar" ile nasl balandna bir gz atalm. Hem Matrix hem de eXistenZ gerekliin yapay
versiyonlar tarafndan aldatlmann veya batan karlmann ne anlama geldii konusunda sorular
soruyor. Demek ki hikye fi taklmaktan bir ka hakknda. Neo bulac filerden ve hatta mermi
deliklerinden azat olmak iin igrlerini kullanr. Sonunda Matrix'i yenip tekilere zgrlk vaat
ettiinde, onu teki insanlann stnde, yer ekimine aykr bir ekilde uarken grrz.
Oysa eXistenZ filminin sonunda, gerek ile yanlsama arasndaki ayrm yapamayacak durumda
hissederiz kendimizi. nk seyrettiimiz filmin tamamnn bir yanlsama, sanal oyunun bir denemesi
olduunu renmiizdir. Bu "d" oyunun birok yan i oyuna benzer ve biz seyirciler bile neyin
gerek neyin yanlsama olduuna arm olabiliriz. Korkmu olan karakterlerden biri "Acaba, hl
oyunun iinde miyiz?" diye sorduunda bu kafa karkl somutlar.
Bu iki farkl son sinemann bir yanlsamalar yaratan bir medya olarak gcn yanstmada iki filmin
stratejilerini gsterir. deal olarak, tutarl olmak istiyorsa, Matrix'in seyircileri kendilerine ait daha
yaratc seim lehine filmlerin batan karan yanlsamalarn tanmaya ve reddetmeye sevk etmesi
gerekirdi. Fakat korkarm tam tersi oluyor. Film yalnzca Matrix'ten zgrlemeyi kutlamakla
kalmyor, ayn zamanda heyecanl sinematik yanlsamalardan keyf almay kutluyor. Geminin Matrix
d ortamnda hayatn o kadar da gzel olmadn hatrlayn. Her ey gri ve soluktur; insanlar
mlerdir ve bir bulama yer dururlar. Tayfalarn salar rahipler gibi kesilmitir, ypranm,
berbat, onlar biimsiz gsteren kyafetler giyerler. Keanu'nun hi kukusuz hayranlarnn en ok
sevdii imgesi, daha ziyade sim-lasyon iinde ortaya kt anlardr: yakkl, daha uzun salar, ense-
fisiz, siyah palto, havada uular. Keanu/Neo, harika hareketlerini,
249
hz ve ldrme gcn ancak simlasyonlarda sergileyebilmektedir. Benim nemine iaret etmek
istediim nokta, sinema dnyasnn daha ikna edici, daha gsterili ve aklda kalr olduu yerdir:
iddiam o ki bu dnya simlasyon dnyasdr. Buna uygun bir ekilde bizim sonunda geldiimiz dnya,
Neo'nun "gerek" olduu iddia edilen bedeninin yatt ve Trinity ile yeni bir temas potansiyeli ieren
gemi gvertesi deildir. Bunu yerine yakkl Neo'nun Matrix'in ynlar arasnda paltosunun
eteklerini savurarak yrdn, sonra bize "kurallarn ve kontrollerin olmad bir dnya, snrlarn
ve engellerin olmad bir dnya, her eyin mmkn olduu bir dnya," vaadinde bulunarak
gkyzne utuunu grrz. Uuu, tpk szleri gibi, insanlarn fiziksel bedenlerinin snrllna
mahkm olmadn akla getirir. Film seilmi birka kiinin kurallara tabi olmad bir zihinsel
gerekliin ka fantezini besler (Bu seilmiler en azndan ie gitmek, yeni becerileri renmek iin
eekler gibi almak zorunda deillerdir). Filmin bize brakt vizyon Neo'nun fiziksel gereklii, tpk
Sperman gibi at grntdr. Seyircilerden yanlsamadan kamas istenmitir, fakat bu, bizi kendi
olaanst grselliiyle batan karmaya alan bir film tarafndan iki yzl bir ekilde yaplr.
Oysa, eXistenZ'in oyun iinde oyundan oluan bir doku olan kurgusu bizden yanlsamal gerekliin
normal hayata tercih edilir olup olmadn dnmemizi ister. Filmin sonunda Allegra'nn "eXistenZ"
oyununda Ted'i yenmesinin, "transCendenZ" denilen baka bir oyunun demo versiyonunun bir
yanlsamas olduunu reniriz. Filmimizin karakterleri rollerini tartmak ve olanlara glmek iin
"eXis-tenZ" oyunundan karlar; komik oyun eriimleri zerine yorumlarda bulunurlar. Birdenbir
Jude'un, film boyunca kulland dz Kanada aksan yerine, kendi normal Britanya aksan ile
konutuunu duyanz. Matrix'in iki yzl bir ekilde, seyircisini yanlsamal bir gereklie esir almak
iin sinematik hilelerin bir cephanesini kulland yerde, eXistenZ oyun oynamaya srekli olarak film
yapma metaforu olarak
250
gnderimde bulunur. Bu Country Gas Station denilen yerde, Gas'n Allegra'ya, "Senaryondan
holandm, ben de oynamak isterim, dedii yerde vurgulanr. Daha sonra Allegra oyun yazarlarnn
tpk rejisrler ve editrler gibi olduunu anlatr. eXistenZ oyunlarn veya filmlerin iine girmelerin
"bizim iin kt" olduunu sylemek gibi basit bir yargda bulunmaz. Bu yzden Matrix'in temel
riyakarlndan uzak durur. Ted oyun oynamann bir psikoz unsuru ierdiinden kayglanr, fakat
eXistenZ bize ayn zamanda, Ted oyuna ara verip olaan gerekliin oyuna kyasla skc olduunu
rendiinde, oyun oynamann saf zevkini gsterir. Matrix, insanlar kendi yarattklar bir gereklie
geri kazanmak gibi bir szde amaca hizmet ediyor, fakat btn bu sre boyunca seyircileri hibir
ekilde, sadece bir film olduunu itiraf etmedii bir gerekliin iine davet ediyor. eXistenZ tam
tersine: byk altndan glmseyerek oyunlarn albenisinde delikler ayor ve seyirciye gerek hayattan
sklm olduumuz iin fantezilerden zevk aldmz hatrlatyor.
Meslekten felsefeciler her iki filmin de gereklik ve yanlsama zerine, aylak felsefe rencilerinin
"Yoksa ben kendini insan sanan bir kelebek miyim?" gibisinden amatr dnmler sunduunu
syleyebilir. Her iki film de insanlarn makinelere bamllna bir uyandr. Fakat sahne arkas
grntleriyle DVD'leri, film mzikleri, seri olarak retilmeleri, websiteleri ile gelen filmler, kendi
balarna, elencemiz iin baml olduumuz ve seyirciler olarak fii takp seyredeceimiz
simlasyonlardr. Sizce hangi film, "balanm" zihin ve bedenlerin keyfine dair daha drst ve
rahatsz edici bir vizyonla birlikte, bu bamllk zerine daha fazla dnmeyi tevik ediyor? Ben iki
film arasnda bunu baarann szde daha derin, yakkl ve "zgrletirici" olan Matrix'in deil, daha
ak bir ekilde aptalca ve ar olan eXis-tenZ'in olduunu iddia ettim.
251
18
Martix, Marx ve Kalem Pil Hayat
MARTIN A. DANAHAY ve DAVID RIEDER
Matrix yirminci yzyln sonuyla yirmi birinci yzyln Amerika'sn-daki ortalama Amerikan iisinin
smrsn Marksist bir perspektiften dramatize etmede iyi bir i baaryor. Film, Karl Marks'n
almalarnda bulunabilecek saysz sosyal ve ekonomik temaya gnderimde bulunuyor.
El cihazlar bulunduklar yeri ve iki teslimat arasndaki geen sreyi gsteren kargo iilerinden,
daktilo vurular dakika be dakika kaydedilen veri giri elemanlarna, yapt telefon says izlenen
mteri servisi temsilcilerine kadar Amerikan iileri, Marks'n yzyl nce yazd gibi giderek daha
fazla teknolojik gzetim altna alnmaktadr. Eer, on dokuzuncu yzylda iliin kapsnda aslan saat,
kapitalistin basksnn bir iaretiyse, bugnn alanlarn ofis iinde ve dnda her hareketini takip
eden ynetim yazlmlar duvar saatinden yalnzca bir derece farkyla ayrlmaktadr. ilerin makineler
tarafndan artan kontrol ok uzun zamandan beri Marksistlerin mesele edindii bir konudur ve
Matrix bu sre giden trendin ters-topik ie-rimlerinin rneklerini sunmaktadr.
Neo'nun en youn ve korkutucu anlarndan biri, o ana kadar ki btn hayatnn yar-doru olduunu
fark ettii andr. Neo umutsuz bir ekilde koltuuna tutunarak geriye yaslanm, ykleme programnn
anlamsz beyaz mekannda bir televizyon ekranna bakmaktadr.
253
Morpheus, rahat bir ekilde koltuuna oturmu, Neo'nun yeni kam olduu ehrin titrek, insana
ikence eden bir grntsnden tekine, kanal deitirmektedir. Morpheus, "Bir d dnyasnda
yayordun, Neo. te bu dnya bugnk dnyadr," der. Televizyon ekrannda Neo'nun kentli
varoluundan anlk grntler, yerini, makinelerle yaplan savan sonucu, batan sona yanm ve
harap olmu bir ehrin kasvetli grntlerine brakr. Ykleme programnn kr edici beyaz sner
ve bir dakika sonra, Morpheus ve Neo kendilerini kentsel ykm ve mutsuzluun ortasnda bulur.
Morpheus yle syler: "Hakikat lne ho geldin."
Neo, Morpheus'un kendine gsterdii eylere hibir ekilde hazrlkl deildir. Olanlar onu amtr,
geriye doru sendeler ve dengesini korumaya alr. Morpheus Neo'yu gnlerce evde tek bana,
sabahlara kadar bilgisayarn banda oturtan soruya yant verir:
Matrix nedir? Kontrol. Matrix, insanlar kontrol altnda tutmak ve u eye dntrmek iin ina
edilmi bilgisayar retimi bir d dnyasdr.
Morpheus bir Duracell pil, bir kalem pil gsterir. Filmin balarnda Neo "intihar kaplar" olan bir
Cadillac'n arkasna bindii zaman, Switch ona "kalem pil" der.
Kalem Pil banda
Marks'a gre, iiler kapitalizmde iin gereklerinden "yabanclatrlm" olduklar iin emekleri ile
rettikleri sermaye arasndaki ilikiyi gremezler. Dahas, almaya zorlandklarn fark edemezler,
emeklerini zgr bir biimde sattklarn inandklar bir "serbest" piyasada altklarna inanrlar.
Aslnda, diye iddia eder Marks, smrlmektedirler, nk nasl ve ne zaman alacaklarna karar
veremezler. verenlerin sermaye sahipleri tarafndan dikte edilen artla-
254
rn kabul etmek zorundadrlar.
Kalem pil gnderimi, kleler veya mecburi hizmetle askere alnanlar gibi, makineler iin g salayan
iilerin zor durumuna dair Marksist endielerin bir ifadesi olarak okunabilir. Marks, mehur Ko-
minist Manifestosunda (1848) Avrupa'daki 19. yzyl fabrika iilerinin smrsn tarif eder. O
dnemin iileri hakknda ve onlar iin yazmaktadr:
Modern endstri, ataerkil sahibin kk atlyesini endstriyel kapitalizmin byk fabrikasna
dntrmtr. Fabrikalara tktrlan emek kitleleri askerler gibi rgtlenmilerdir. Sadece burjuva
snf-nn ve burjuva devletinin klesi olmakla kalmaz; makine, ustaba ve hepsinin stnde fabrika
sahibi burjuva bireyi tarafndan her gn her saat kleletirilir.
19. yzylda, srekli anan sayda insan iin i, giderek anlamszla-yordu. ilerden ank kendi
yaadklar yer iin kiisel olarak anlaml, yapmaktan gurur duyduklar rnler istenmiyordu. Daha
ziyade grevleri yerine getirmeleri isteniyordu. Bu grevler, tekrar iilere satlacak olan metalardan
giderek daha fazla soyutlanyordu. O zamanlar, tpk imdi olduu gibi birok i, yabanclamaya yol
aan "kalem pil" grevi grmek anlamna geliyordu.
nsanlar yabanclamadan psikolojik ve bireysel bir tecrbe gibi bahsetse de, Marks'n eserlerinde
yabanclama toplumsal ilikilerin kapitalist biimlerinin bir rnyd. Morpheus "Kap Bekisi"
grevini grd sahnede Neo'yu, u aadakileri syleyerek fetheder:
Matrix bir sistemdir Neo. Bu sistem bizim dmanmzdr. indeyken, etrafna baktnda ne
gryorsun? adamlar, retmenler, Avukatlar, Marangozlar. Zihnini kurtarmaya altmz
insanlarn ta kendilerini. Biz bunu baarana kadar bu insanlar sistemi n bir paras olmaya devam
ederler.
255
Marks iin kapitalist sistemdeki toplumsal ilikiler, kendi emeklerini pazarda satlacak metalar olarak
gren iiler veya insanlann deil, metalar arasndaki ilikilerin (sistem diye okuyun) ifadeleridir.
Marks iilerin kapitalist sistem altndaki koullarn enine boyuna inceler ve ilk bakta fark edilmese
de, i, Matrix'in kurgusunun nemli bir vehesini oluturur.
" cretli-Emek ve Sermaye," adl makalesinde Marks, iin neden bir "kalem pil" statsne dnmek
zorunda olduunu aklar:
Emek gc... bir metadr, ekerden ne daha az, ne daha fazla. Birincisi zamanla llr, ikincisi kiloyla.
Kapitalist sistem altnda birok iinin altklar fabrikalar ve irketlere sattklar "meta" gten baka
bir ey deildir. Matrix'te bu "gereklik", tabut benzeri tpler iinde sessizce yzerek bir elektrik
santraline balanm olan plak ve korunmasz insanlk sahneleriyle ak bir biimde dramatize
edilmitir. Tahminen bu elektrik santrali, onlarn d hayatlarnda paravanla evrilmi kk
blmelere tkt-rldklar irket binasn temsil etmektedir. Matrix bir ii snf, Ajanlar, sermayenin
gardiyanlardr. Elektrik santrali ekimi, Morpheus'a, "umutsuz bir biimde sisteme bal" ve onun
szleriyle smrc boyutlarndan kurtulamayan bir insan bir "kalem pile" benzettii tanmn
grselletirmesine yardm etmektedir.
Diyalektik Dnce
Marks dncesinin kuramsal temellerini, ksmen, Alman felsefeci G.W.F. Hegel'in "diyalektik"
felsefesinin yeni bir okuma biiminden devirmitir. Marksist dncede diyalektik, bir evrim ve
ilerleme kuramdr. nsanlk tarihindeki hareket ve deimenin itici gc-
256
nn kart kuvvetler arasndaki mcadele olduu Hegelci fikre dayanr. Diyalektik dnen biri,
dnyay hayatn hibir zaman durmad, srekli evrim geiren bir yer olarak dnen kiidir. Dahas,
bir di-yalektiki iin dnya, maddenin bireysel molekllerinden, karmak fikirlere kadar her ey
arasndaki kartln sz konusu unsurlan yeni bilin ve rgtlenme dzeylerine ulamaya zorlad
bir dnyadr. Marksist Leon Troki "diyalektik dnceyi" aadaki pasajda sinemaya benzetir.
Diyalektik dnme gndelik dnmeye, hareketli resmin (film) duraan resme (fotoraf) olan ilikisi
gibi ilikilidir. Hareketli resim duraan gereksiz klmaz, fakat onlar hareket yasalaryla birbirine
balar.
Diyalektik bir dnr bir resmin bin szck anlattn syler, nk btn resimler, ayn anda anlam
iin rekabet eden dnya leindeki bir resimler ebekesinin dnmdr. Diyalektik bir dnr,
eyay grndkleri halle kabul etmez; nk hayat her resmin iinde ve dnda srekli hareket
halindedir; hibir ey asla "durmaz."
Matrix, "resmin iindeki hareketli bir resim" Neo'nun zihninin diyalektik evrimini resmeder. nk
hareketli resim tanm gerei, bir dizi yansmadan kmtr: gne gzlkleri, kaklar, bir ayna ve bir
yerde de Kahin'in evinin kap tokma. Bireysel yansmalar veya "duraan fotoraflar" filmin stnde
ileyen bir "hareketli resim" yaratmak iin birleirler. Bu hareketli resim, kalem pili hayatn amaya
alan Neo'nun diyalektik geliimini resmeder.
Filmin ilk yarsndaki iki sahne, "Tavan ininden aa" ve "Gerek Dnya", Neo'nun diyalektik
olmayan bir kalem pilden, diyalektik bilince sahip bir savaya dnmn yanstr. "Tavan
deliinden aa," sahnesinde Neo bize Morpheus'un gne gzlnden yanstlr. Neo henz
seimini yapmamtr. Krmz ve mavi hap hl Morpheus'un uzatt ellerindedir. Morpheus'un
gne gzlnn
257
camlarndan ayr ayn yanstlrlar. Sanki bir kalem pili olarak srd diyalektik olmayan hayat
yanstr gibi, Neo'nun hayali her iki camda da yansr. Tpk bir fotoraf gibi, Neo her iki erevenin
iinde de ayndr. Neo krmz hap setikten sonra yansmas da deimeye balar. Hapn kendisini
etkilemesini beklerken, sandaki ayna paral bir Neo yanstr, diyalektik yolculuu balamtr. Daha
sonra "gerek dnyada", Matrix'in d dnyas ile gerek dnya arasndaki diyalektik ayrlma
tamamlanr. Neo'nun "ifte imaj" deiir. Morpheus kalem pili gsterdii zaman, Neo'nun grnts,
daha nce "Tavan ininden aa" sahnesinde mavi hap gsteren gzlk camndan yansmaz. Onun
yerine imdi bir kalem pil gemitir. teki gzlk camnda "gerek" Neo tek bana durur. Neo artk
diyalektik bir bilince sahiptir. Yolculuu balamtr.
Filmin daha sonraki sahnelerinde Neo'nun yanslamalar, kimliinin bu iki zt yann birletirme
abasn yanstr. Hayatnn kart imgelemlerini, Matrix'te olanla, "gerek dnya"da olan amaya
alr. Bu dnce zincirini takip edersek, Neo'nun "O"na, Nirvanams dnm aadaki ekilde
yorumlanabilir: Neo yabanclam ve ya-banclamam hayattan arasndaki ztln stesinden
gelerek, yeni bir diyalektik bilin dzeyine erimitir. Neo artk *One, yani bir, yani+ O'dur, nk artk
iki dnya arasnda blnm deildir. Matrix ile Marksist dnce arasndaki nemli bir fark, "Bir"in
asla bitmeyen bir evrimin iinde olan iki yarmdan olumasdr. Baka bir deyile tavan ininin dibi
yoktur.
Cypher ve Meta Fetiizmi
"Mutluluk anlamas" adl sahnenin ikinci yansnda, Cypher bir restoranda Ajan Smith'in karsnda
oturur. Cypher byk, sulu bir biftei kesmekle meguldr. in porseleni tabaa arpan atal ve kak
sesleri duyulur ve krmz arap, kadehinde hafif hafif salnr. Cypher hata yapmak zeredir. Direni
savas hayatndan bkmtr. 258
Nebuchadnezzar'n gvertesinde geirilen bir dokuz sene sonra, teslim olmutur ve Matrix'e
balanm bir kalem pil olmak iin ikinci bir frsat karlnda btn tayfa arkadalarn ele vermeye
razdr. Ajan Smith son cevabnn ne olduunu sorar, fakat Cypher cevap vermeden nce, yle syler:
Bu biftein var olmadn biliyorum. Azma gtrdm zaman Matrix'in beynime onun sulu ve
lezzetli olduunu sylediini biliyorum. Dokuz yl sonra neyi fark ettim biliyor musun? Cehalet
mutluluktur.
Cypher'n son cmlesi biftekten bir lokma srdktan sonra sylenir. Sahne sona ererken bir harpn
dikey izgileri yerini Nebuchad-nezzar'daki bilgisayar ekranlarndan akan gayriahsi yeil kodlarn
dikey izgilerine brakr.
Cypher, yedii biftein anlamszlnn gayet bilincindedir. Onun gerekte var olmadn bilir. Marksist
terminolojide bu biftee meta, Cypher'n alk ektii eksiksiz mutlulua da "meta fetiizmi" denir.
Marks Kapital'in 1. Cildinde "Meta Fetiizmi" balkl blmde unla-n yazar:
Bir meta... gizemli bir eydir; nk iinde sakl insan emeinin toplumsal karakteri insanlarn
karsna, bu emein rnnde kaybolan nesnel bir karakter olarak kar; nk aslnda kendi
emeklerinin nihai bir rn olan retim ilikileri, onlara, kendi aralarnda deil, fakat emek rnlerinin
arasnda bir sosyal iliki gibi sunulur.
Bu blmde Marks bizimle, yani bu dnyann iileriyle, iilerin rettikleri rnler arasndaki ilikiyi
tarif eder. Marks'n terimlerinden bazlarn anlamak gtr: "emek rn", "retim ilikileri";
"toplumsal ilikiler". Temel kavramlar anladmz zaman, takip etmek daha kolay olur. Marks iin
yeryzndeki btn metalarn -ara-
259
balar, bilgisayarlar, yazlmlar, ayakkablar, mobilyalar, kitaplarn- var olma sebebi birilerinin kiisel
"emek gcn" onun retimine koymu olmasdr. Metalar almak iin kullandmz para bile
birilerinin emek rndr.
Sorun, bizim, dnya iilerinin, satn aldmz mallar "fetiletir-memiz"dir. Baka bir deyile sk sk
aadaki gerei gremeyiz: satn aldmz metalar, tpk bizim gibi insanlar tarafndan retilmitir.
Kazandmz parayla satn aldmz ayakkab iiler tarafndan iiler iin yaplmtr. nsanlk d
koullarda alan Asyal iileri duymuuzdur, fakat en sevdiimiz marka spor ayakkaby almaya
devam ederiz. e giderken arabamz iiler tarafndan yaplm yollardan sreriz ve buna ramen
evremizi saran alma sistemini gremeyiz. Bu ilikilere bilerek kulak asalm veya asmayalm,
biroumuz farkl derecelerde "meta fetiizmi"ni uygularz.
Neo'yu illegal tutkular gelitirmeye iten soruyu tekrar dnrsek, Marks, Morpheus'un
aklamalarn geniletebilirdi. Elbette, Mat-rix insanlar kontrol altnda tutma amacnda olan bir
sistemdir. Dahas, Matrix, onu gn be gn, saat be saat reten insan "emek gcnn" nihai
toplamdr. Matrix'teki btn grntler, btn kokular insan emeinin bir rndr. Fakat,
"bilinmez" nedenlerden dolay, bu gereklik "fetiletirilmi" veya Cypher'n szleriyle, mutlu bir
ekilde gz ard edilmitir. Marks yukardaki alntsnda, "aslnda kendi emeklerinin nihai bir rn olan
retim ilikileri, onlara, kendi aralarnda deil, fakat emek rnlerinin arasnda bir sosyal iliki gibi
sunulur," diyor. Baka bir deyile kresel i gcnn bir snf olarak paylat iliki, kendimizi daha
dorudan ilikilendirdiimiz metalarn "d dnyasyla" glgelenmitir. iler birleemezler, nk bir
emek gc snf olarak paylatklar kresel deneyim, metalarn sakarin tatlar, sesleri ve
grntleriyle gizlenmitir. Cypher'n yedii biftekte hibir gizem yoktur. Kendisine getirilen biftein
sululuu ve lezzetinin, elektrik istasyonundaki emek gcnn bir rn olduunun apak
260
bilincindedir. Fakat Matrix'in sakarin dnyasyla savamaktan yorgun dmtr, artk "gerek"
artklar yemek, "gerek" bir kukla gibi yaamak istemektedir.
Uyanacamz ey Ne?
Matrix, "gerek" kapitalist Matrix'in bir paras m? Yirminci yzyl Marksisti Mark Horkheimer ve
Theodor Adorno evet diyecektir. "Kltr Endstrisi: Kitle Aldan Olarak Aydnlanma" adl
makalelerinde, radyo, televizyon ve sinemann dahil olduu kitle iletiim aralarnn kapitalist
toplumlara yeni bir "meta fetiizmi" kattn sylerler. Hollywood'un "dnya d" deerleri ve
markalan gerek d dnyasdr; ite bu Marksistlerin bundan uyanmay istemesinin sebebi budur.
Matrix filmi, paradoksal bir biimde, Horkheimer ile Adorno'nun azna geleni syledii kltr
endstrisinin bir parasdr. Fakat, bu nasl mmkn? Bu film aka, smr ve sokaktaki insann
direniine dair bir filmdir. Acaba yle mi?
Marks'n kapitalizmin kendi emek glerini hangi noktaya kadar smrdyle ilgili en gl
keiflerinden biri, onun art deer teorisinde bulunur. Mark kapitalistlerin nasl ve nerede kr ettiini
bulmak istiyordu. Kapitalist retim emberinin eitli yanlarn dikkatle inceledikten sonra, aadaki
u sonuca vard: kapitalistler iilerine kazandklarndan daha az deyerek kr ediyor, art deer
kazanyorlar. Sk sk krn arz ve talep arasndaki uyum zerinde dikkatli bir oyun olduu sanlmtr:
Bir kapitalist bir rn, o rene isteyecei fiyat onun retim masrafn at zaman satar. Marks
bunun krn temeli olmak iin fazla nadir rastlanan bir ey olduunu fark etmitir. Aynca rne
aktarlan hammaddelerin, maliyetlerinin de aktarldn fark etmitir. Kapitalistin sistematik olarak
smrebilecei tek boyut, iinin cretidir. Marks'a gre kapitalistler iilere sadece yaayacak-
261
lan kadar deyip, gerisini ceplerine atarlar. Eer bir ii sekiz saatlik bir vardiyada alyorsa, be alt
saatilik almas maan karlamakta ve geri kalan iki veya saat kapitalistin krn
oluturmaktadr.
Matrix unutulmaz bir film, fakat seyircilerini ounluumuzu gerek dnyada bir kalem pil haline
getirmek isteyen smrc glerle savamak iin uyandrma iini yeterince iyi yerine getiremiyor.
Yetersizliinin sebebi, ksmen, insanlann Matrix'e *file+ balandklarnda neler kaybettiklerini
gstermemesinden geliyor. Tartma gtrr bir ekilde insanlar ve makineler bir ortakyaar ilikisi
srdryorlar ve Cypher'n dnmek istedii dler dnyas o kadar kt deil. "ok gzel eriteler"le,
youn almayla ve cool kulp sahneleriyle fazla kentli ve hzl. nsanlk elektrik birimleri retmek iin
almak zorundadr; fakat Matrix'te snrsz elektrik frekanslar ve canl renkler vardr! Baka bir
deyile insanlara hak ettikleri kadar denmektedir.
Eer Matrix gerektende "Uyan!" szleriyle "Marksist" bir ey sylemek isteseydi; Matrix'in d
dnyas, makinelerin kalem pillerin emek gcn ne lde smrdn sembolize etmek iin siyah
beyaz ekilmek zorunda kalrd. Eer Matrix siyah beyaz ekilseydi, Nebuchadnezzar'n gvertesindeki
"gerek" hayat renkli olur ve belki insanlann uruna mcadele ettii devrimci gelecek bir o lde
renkli ve parlak grnrd.
262
19
Matrix Simlasyonu ve Postmodern a
DAVID WEBERMAN
Aadaki varsaym bir dnn: 1966 ile 1974 yllar arasnda bir noktada dnya deiti. Yani bizim
dnyamz deiti. Byk bir biimde. Her ne kadar gelenee ok ters dmese de, birok tarihi ve
akademisyen una inanyor: bu yllar iinde, modern a geride brakarak, yeni bir aa girdik ve
imdi kendimizi ok farkl koullar iinde buluyoruz. Artk postmodern denilen bir adayz veya
postmoderni-te durumunu yayoruz.
Ne oldu? Birok ey. Endstrisizleme, banliyleme ve sermaye birikiminin esnekliinde ani bir
artn yol at, bugnk adyla kreselleme. Genel olarak sanat dallannda ve zel olarak mimaride
saflk ile derinlik idealleri yerini ironiye ile yzeylerin oyununa brakt. Yksek sanat ile avam veya
popler sanat ayrm artk tuhaf ve savunulmaz grnmeye balad. Andy Warhol ve Madonna'y
dnn. Felsefede birok kii bilgikuramsal veya ahlaki temelcilie *foundati-onalism], bilgimizi ve
ahlaki deerlerimizi desteklemek iin kaya gibi salam bir varsaymsal temel arayna olan
inanlarndan vazgeti. Ve, belli ki, teknoloji hikyenin byk bir ksmn kaplyor. Her gn deimez
bir ekilde televizyonla "beslenen" ocuklar bu sre iinde reit oldu. Ve televizyondan sonra, kablolu
TV, video, faks makineleri, farmakolojik ruh hali ykselticiler, bilgisayarlar, cep telefonlar ve internet
geldi.
Nihayet btn bunlar bizim dncelerimiz, dileklerimiz ve duygularmz zerinde etkide bulundu.
Nasl olmasn? nsan tecrbesinin doas bir bakalamdan gemitir ve gemeye devam etmektedir.
Bu dnce, gerek bir yer duygusu olmayan bir dnyada bizim birer ruhani gezgin haline geldiimizi
syler. Ciddiyetin olmad bir dnyada, bizler birer kukucu ve inanszzdr. Tasarm dnyasnda,
otan-tiklii eski bir aka gibi geride brakan kiiliklerimiz elastikiyet kazanmtr. Ve tam anlamyla
medyalam dnyada bizler... ey, neyiz? Bu bizi Matrix'e ve Matris'e getiriyor; yani Wachowskilerin
filmine ve grebildiimiz kadaryla daha nce tarihte hibir zaman olmad kadar, inkr edilmez bir
biimde sarma dola olduumuz, krlm *refract+ imgelerin bir ebekesine. Buna ister hakikat, ister
gerek, ister tavan delii deyin. Eer film btn bunlar hakkndaysa, o zaman film gerekten de
dnp, u anda olduumuz ve giderek daha fazla olmaya devam ettiimiz kendimize bir baktr.
Matrix 1969'da deil, 1999'da gsterime girdi. Bu yzden seyirciler arasnda kolayca rezonans
bulabiliyor. Onu anlyoruz; gcn kabul ediyoruz, sadece fiitristik bir bilim kurgu olarak deil, aynca
kim olduumuz zerine bir yorum olarak. Kendisi bu sularda gezinen ilk sanat eseri veya film deil.
Fakat belki postmodem deneyimin en merkezi zeliklerinden birini, gereklik ile simlasyon
arasndaki netliini kaybeden, buharlaan izgiyi ele alan en istikrarl (rtk olarak) felsefi filmdir:
Matrix filminin bu buharlaan izgiye dair olduu ak. Diyaloglar bu gnderimlerle dokunmutur.
Film yapmclar bize daha en bata gz krparlar. Sahnede Neo evinde dijital malumat ihtiyacnda
olan hackerlar tarafndan ziyaret edilir. Neo mala uzanr, onu ii karlm bir kitaptan alr. Kamera
yaklar ve biz bu kitabn Jean Baudrillard'n hakikatin erozyonu ve simle edilmi imgelerle yer
deitirilmesi zerine postmodern bir alma olan Simlasyon ve Simulakra kitab olduunu grrz.
Film bu buharlaan izgiyle ilgili olsa da, bu konu
264
hakknda ne dedii veya ne gsterdii arabuk anlalmaz. Filmin amza bir alegori olarak
yksnde neyin yeni veya tam olarak postmodern olduu da belli deildir.
Yntemim, filmin gelimi teknoloji amzdaki gereklik ve simlasyon arasndaki ayrma dair ne
dediinin, neyi iddia ettiinin veya gsterdiinin olas yorumlan olan drt varsaym veya tezi gzden
geirmek olacaktr. Bu varsaymlar unlar:
I. Gerek ve gerek olmayan arasnda ayrm yapmak nihai olarak imknszdr.
U. Gereklik simle edilebilir ve gelitirilebilir.
III. Simle edilmi veya sanal gereklik normal gereklie yelenebilir (ve muhtemelen ilerde
yelenecektir).
IV. Simle edilmi gereklik, metafizik anlamda, en az simle edilmemi gereklik kadar gerektir
(daha gerek deilse).
Bu tezlerden herhangi birinin doru olduunu batan varsayma-malyz. Buradaki ama, bu
varsaymlar ve onlarn postmodernizmi daha nceki dnemlerden farkl klma yollarn filmin kabul
etme veya bunlarla flrt etme biimi zerine dnmektir. Umudumuz, en sonunda, tavan inimizin
daha iyi anlalabilmesidir.
Gerek ve Gerek Olmayan Arasnda Ayrm Yapmak Nihai Olarak mknszdr
Neo Morpheus ile ilk karlatnda "dnyada bir eylerin yanl olduu" ve bunun Matrisle ilgili
olduu konusunda hep hakl olduunu renir. Neo, tavan ininin ne kadar derine gittiini grmek
iin krmz hap seer ve bildiimiz zere, ksa srede imdiye kadar bildii, grd ve tatt
dnyann bir yanlsama olduunu ve siberuza-mn dnda hibir gereklie sahip olmadn renir.
Neo'nun akn inanszln hisseden Morpheus ona sorar: "Gerek dnya ile d dnyas arasndaki
fark nasl bilirsin?" Mesaj aktr. Neo'nun neyin gerek neyin gerek olmadn bilmesinin hibir yolu
yoktur.
265
imdi, bu, elbette, felsefi bir problemdir, daha kesin konuursak, bilgikuramsal bir problem. stelik
eski bir problem. Btn inanlarmz yanl olduu iin aslnda hibir ey bilmiyor olmamz mmkn
m? Her ey konusunda tmyle aldatlmyor olduumuzu gstermenin bir yolu var m? Platon'un
2400 yl ncesine ait kitab Cumhuriyet, duvardaki glgeleri gerek sanan maara sakinlerinden sz
eder. Daha nce hi karlamadklar iin gerek olan bilmezler, cahilliklerinin farknda deillerdir.
Platon iin bu sadece maddi dnyay bilgisine sahip olup, ona gre, gerekliin arkasnda duran ve on-
lar mmkn klan fikirlerin, Formlarn bilgisine sahip olmayan insanlarn durumu iin bir meseldir.
ok daha sonra, on yedinci yzylda, Descartes btn inanlarmzn yanl olma olasl zerine fikir
yrtr. Dnceler kitabnda, bilgi iin salam bir zemin bulma amacyla, en batan, sfr
noktasndan balamak iin, ilk blmde istisnasz btn inanlarmzn kukuya ak olduunu
gsterir. Duyularmzn gvenilmezliinden balar, fakat bunun istedii eyi salayamadn grr.
Sonra, her eyi dmzde gryor olduumuz olasl zerine dnr. Fakat Descartes her zaman
d iinde yaam ola-mayacamz, nk d ieriklerinin sadece dler tarafndan retilmi
olamayaca sonucuna vanr. Bu sefer de bizi sistematik olarak aldatan -yle ki btn inanlarmz
yanltr- ktcl bir cin olasln dnr. Bu olaslkla birlikte ve byle bir eyin olmadn
ispatlamann olanakszlyla, kktenci veya toptan phecilik dediimiz ey dnyaya gelir (Descartes
daha sonraki dncelerde bu gl atlatacana inanyordu).
Bylece Morpheus'un dnyann gerekten var olup olmadn kesin olarak bilemeyeceimize dair
iddias, saygdeer bir felsefi tezdir (her ne kadar baz ok iyi kar kantlar var olsa da). Mopheus'un
syledii eyde yeni bir ey var mdr? Sadece u. Ktcl cin dncesi on yedinci yzyl da, hatta
yakn zamanlara kadar tuhaf bir dnceydi. Birok insan kadirimutlak, kt ruhlu bir varln zihnimi-
266
ze inanlar yerletirebileceini tasavvur edebiliyordu. Bu gnlerde, bilgisayar simlasyonunda
ilerleme ve beynin elektrik uyaranlarla iliyor olduu bilgisiyle, btn bunlar, ok uzak bir ihtimal olsa
bile, artk mmkn grnmeye balad. Yani Matrix ve baka bilim kurgu filmleri felsefe
retmenlerinin iini kolaylatrd. Kkten phecilik o kadar imknsz veya komik bir ey deildir.
Bilgisayarlarda ve nrolojide yaanan hzl ilerleme, belki bir gn, hayata benzeyen imgelerin ve
tecrbelerin ustaca beynimize ve merkezi sinir sistemimize sokulabilecei bir noktaya gelecektir. Belki
o noktaya geldik bile ve belki u an da bir yerde, bir tpn iinde uzanm "Aradaki fark nasl
bilebilirim?" diye dnyorsunuz.
Gereklik Simle Edilebilir ve Gelitirilebilir
imdi sadece gerek dnyann var olduu ve onun tam olarak olduu gibi olduu ve baka bir ey
olmad fikriyle balayalm. Bu durumda gerek olmayan yanlsama nereden gelir? Ve neden bazen
onlar tarafndan yanltlrz? Gerek olmayan, dlerde kendiliinden ortaya kabilir ve dte olup
olmadmz konusunda bizi yanltabilir. Gerek olmayan ayrca duyusal ve bilisel bir hatadan
kaynaklanabilir, yine kendiliindendir ve bu haliyle de aldanmaya yol aabilir. Her iki durumda da,
zihinsel glerimiz veya gszlklerimiz sa olsun, dnya baka bir eyle bir arada var olmaktadr.
Gerek dnyann baka bir eyle bir arada olmasnn bir yolu daha vardr. nsanlar dnyay iaretlerle,
dille ve imgelerle temsil edebilir. Sonu olarak eylerin ve eylerin temsillerinin dnyasnda yaarz.
Temsiller dilin balangcndan ve maara resimlerinden beri vardr. Postmodernite teoris-yenleri hem
dilsel hem resimsel temsillerle doymu bir dnyada yaadmz iddia ediyor. Kelimeler, iaretler ve
zellikle imgeler her yerde bulunan ve maddi dnyann anndalna el koyan eylerdir; yle bir
aamaya kadar ki, tecrbe ettiimiz dnyann fiziksel nesnelerle dolu bir uzam-zaman sreklilii deil,
bir gsteri olarak tarif
267
edilmesi gerekmektedir. Bylece Guy Depord, ok orijinal bir kitap olan Gsteri Toplumu (1967)
kitabnda yle yazar:
Modern retim koullarnn hkm srd toplumlarda, btn hayat kendini devasa bir gsteri
birikmesi olarak sunar. Eskiden dorudan yaanan her ey temsiller dnyasna tanmtr. Hayatn
btn alanlarndan kopmu olan imgeler, bu hayatn birliinin ank bir daha tesis edilemeyecei ortak
bir akntya katlmlardr. Gereklik, ksmen ayr bir szde-dnya olarak kendi genel birlii iinde
katmerleri alan, yalnzca bir temaa nesnesi olarak dnlmektedir.
Gsteri imgelerin bir koleksiyonu deil, imgeler ortamndan geen, insanlar arasndaki toplumsal bir
ilikidir.
Debord'a gre, artk yalnzca eskisinden daha fazla imge ve temsil yoktur, bunlar bir araya gelerek
bize temsil edilmemi olandan ok daha yakn olan bir gsteri oluturan bir ebeke olutururlar ve
temsili olmayan, yeniden kurulamaz bir soyutlama haline gelmitir. Bunu anlayabilmek iin yakn
evrenize ve nihai tketimleri asndan *evrenizdeki eylerin+ gerekliklerinin ne lde insan
dokumas ve retimiyle ekillenip ekillenmemi olduuna bakmak yetecektir. Ya da ada hayatta
veya bir havaalannda ekranlarn ve televizyonun yerine/nemine bakn.
kinci adm bilgisayar simlasyonuyla atld. nsan yapm temsiller dnyasn yalnzca ret(ebil)mek ve
tket(ebil)mekle kalmyor, fakat artk onlar simle edebiliyoruz. Simlasyon bilgisayarlarn
yardmyla, eskiden var olma imkn olmayan znel tecrbeleri veya nesnel sreleri gerekte
olduklarna benzer bir ekilde temsil etmenin bir aracdr. Bu sayede bir araba kazasn veya kzarm
soann kokusunu veya yerekimsizlii simle edebiliriz. Texas ve New Jersey'deki labo-ratuvarlarda
insanlann yapt ey tam da budur. Bir sonu olarak, bu tr simlasyonlarn simulakra denilen
rnleriyle dolu simle edil-268
mi bir dnyada yaarz.
imdi, yirmi birinci yzyln banda, bilgisayar simlasyonu henz emekleme andadr. Fakat ok
hzl ilerliyor. Bu iin en zor taraf eylerin ve insanlann nasl grndn, koktuunu, ses verdiini ve
davrandn deitirme veya kopya etme deil, fakat btn bunlar evremizdeki simle edilmemi
dnyann etrafndan dolanacak bir biimde beyne yerletirmektir. Fakat teknolojinin ve bilimin bu
noktaya geldiini tasavvur edin. Ya da brakn Matrix bunu sizin iin yapsn. te filmin yapt bu.
Simle edilmi sanal gerekliin yaratlmas hzl klavye vurularyla (yakn dnemin Hollywood
filmlerinde heyecanl bir eyin olacana dair kesin bir iaret olarak) balar. Matrix'te siberuzam,
Morpheus'un Neo'ya iki krmz deri koltuk ve *gerek ile gerek olmayan arasndaki+ izginin
belirsizlemeye balamadan nceki gnlere duyduumuz inat nostaljiye hitap eden 1950'lerin rn
pre-postmodern bir televizyon setiyle dendii sahnede veya Neo ile Trinity'nin Morpheus'u
kurtarmak iin fazla fazla kuandktan silahlarn olduu sahnede, duvarlarn, zeminin veya tavann
olmad ok gzel, beyaz bir uzam olarak betimlenir. Daha sonraki sahnede bu beyaz uzam,
silahlardan gkdelenlere, oul oul i adamlarndan krmzl kadna, ne isterseniz onunla doldurulur.
Btn bunlan beyne sokulan bir kabloya dolutur ve gerekli sinir alc-larna ulatr, voila *ite+,
1999'larn dnyasnn tmyle simle edilmi bir dnyas ve bildiimiz tek dnyay edindik. Bir
Franszn syleyecei gibi, Formidable! *Mkemmel+!
Btn bunlar baanld zaman, simle edilmi bir dnyann nasl yaratlabileceini ve gerei
deerlendirme biimimizin bundan nasl faydalanacan grmek, en azndan ilkede, daha kolay olur.
Bununla birlikte bir yan var ki kafa kartrcdr, hatta belki filmin yazarlan bile bu konuda pek
dnmemitir: benlik ve onun zihinsel gleri. Morpheus Neo'ya bir insann Matrix gibi bir bilgisayar
programna konduunda, bu kiinin kendi "artk imaj"n birlikte getirdiini ve
269
bunun o kiinin "dijital kimliinin zihinsel projeksiyonu" haline geldiini syler. Bu ne anlama geliyor?
Herhangi bir anlama gelmiyor gibi grnyor, fakat ansmz deneyebiliriz. Neo, fii taklp siberuza-
ma yklendii zaman, gerek hayatta, yani Nebuchadnezzar'n gvertesinde ne ise, onun tortusudur.
Ayn kiilie sahiptir (ayn Keanu Revees'tir), ayn hafza (yeterince tuhaf, gerek dnyada deil, sanal
bir dnyada ekillenen), ayn zgrlk istenci, aynjiujitsu bilgisi (bu ne yazk ki yklenmek zorundadr)
ve benzeri. te yandan kiilii ve siberuzamdaki gleri, ilaveten, zihinsel yanstma kapasitesinin bir
ilevidir. Bu yzden, Morpheus Jiu Jitsu minderinde ona, kazanmasnn yolunun vcudundan deil,
zihninden getiini syler. Belki istenci veya zgveni deil ama zihni, yerekimini yenecek, kaklan
eecek gce sahiptir. Bu gcn nereden geldii ok ak deildir. Elbette klavye vurularyla kolayca
yaplabilir, fakat olan bu deildir. Neo bir koltukta atl bir ekilde uzanm, siberuzamda bedenini ve
fiziksel dnyay ynlendirmektedir. Bunu salayan ey nedir?
lk bata, bize, simlasyon klavyenin bandaki operatre snrsz gler verirken, dnyann kendisi iin
simle edildii (bir koltukta hareketsiz uzanan) kiiye hibir g vermiyor grnebilir. Peki simlasyon
ya bundan daha fazlasn yapabilirse? Beyninize bir dnya yklenir ve dahas, beyniniz sadece
malumatlar kabul etme deil, fakat ayn zamanda (tpk bir bilgisayar oyununda olduu gibi) bu
malumatlarla hareket edebilir; -ve buras gerek bir dnya deil, bir siber uzay olduu iin- gleriniz
bildik bilimsel yasalarla snrl deildir. Belki de Matrik, her eyden sonra, u konuda hakldr: ok, ok
iyi gelitirilmi bir simlasyon gerekten de bir siberuzamn hem geree ait zelliklerinin byk bir
ksmn oluturup hem de gl bir irade yoluyla bu zelliklerin etrafndan dolanma gcn verebilir.
Matrix'e gre bilgisayardan daha gl olan ey, onunla megul olan zihindir. Bunu renmek iin
biraz beklemek zorunda kalacaz, fakat merak etmemek elde deil. Birka yzyl sonra beni
uyandrn, ya da daha
270
iyisi, beni hemen imdi o zamana ykleyin.
yleyse, gereklik yalnzca simle edilmez, ilerletilebilir de. O zaman neden deitirerek simle
etmeyelim. Bu, gerei simle etmenin yalnzca onun temel yapsn kopya etme meselesi olmad,
fakat onu kendi arzularmza uygun hale getirmek iin ne tr bir marifet gerekiyorsa onu yapma
meselesi olduu anlamna gelir. Matrix 2199 dnyasnn kasvetli, p dnyasn deil, 1999'daki
dnyann kopyasn retir. Bu dnya, 2199 ylyla karlatrldnda, parlak renklerle, mavi bir
gkyzyle ve lezzetli yiyeceklerle doludur. Hatta 1999'un gerek dnyasyla karlatrldnda bile,
birok biimde ilerletilmi bir dnyadr; rnein krmzl kadnn eklenmesi veya belki yoksulluun
ortadan kaldrlmas (nk filmde genellikle i yerine kouturan insanlar grrz ve makinelerin
uysal bir insanlk istediini, bu yzden yoksunluk ve ala izin vermenin akllca olmadn
unutmamalyz). Evet, simlasyon, neredeyse btn niyetleri ve amalaryla, temel olarak
zenginletirilmi gerekliktir. Bu bizi kendimize ve toplulumu-za bakmaya iter. Sanal gerekliin
gerekten daha iyi olduu bir noktaya zaten gelmi saylmaz myz? Bir muzun yapay tadnn, gerek
muzun tadndan daha iyi hale getirilmesi mmkn deil mi? Yahut Byk Kanyon'un simle edilmi
deneyiminin gereinden getii gn tasavvur edemez miyiz? Kendine ilham kayna olarak felsefeyi
seen romanc Walker Percy, bir keresinde Byk Kanyon'u bir srprizle karmzda bulmann, oraya
otobsle gitmekten ok daha iyi olduunu sylemiti. Simlasyon tecrbesinin Byk Kanyon'un daha
nceki btn tecrbelerini silen elektrik uyaranlarla birletirdiini ve bu sekilide byk bir atla onu
boydan boya kat ederek aknlklar yaadnz hayal edin. Byle bir senaryonun gerek olduunu
varsayarsak, insanlarn "bo saatin varsa, git de Byk Kanyon'nun si-mlasyonuna bilet al. Harika
bir ey. Daha ok zamann varsa gereini de ziyaret edebilirsin, o kadar kt deil, fakat biraz hayal
krkl yaayabilirsin," demesi anlalr bir ey olurdu.
271
Simle Edilmi veya Sanal Gereklik Normal Gereklie Tercih Edilebilir (Ve Muhtemelen Edilecektir).
Hangisini seerdiniz, gerek dnyay m, yoksa zenginletirilmi sanal gereklii mi? Siz olsaydnz
hangi hap seerdiniz, krmzy m, yoksa maviyi mi? Daha nce de grdmz gibi, uygun
teknolojilerle birlikte cmert ve iinin ehli bir programc sayesinde, sanal dnyann tipik olarak gerek
olandan daha ekici grnebileceini biliyoruz. Hatta ok ekici. Bu durum, Cypher'n ihanete
hazrland ve kopyas yaplamaz Ajan Smith'le ibirlii yapt yemek sahnesinde ok iyi
resmedilmitir. Lezzetli bir biftei zevkle ineyen ve krmz arabndan yudumlar alan Cypher yle
syler: Bu biftein var olmadn biliyorum. Onu azma koyduumda Matrix'in beynime onun sulu
ve lezzetli olduunu sylediini biliyorum. Biliyor musun, dokuz yl sonra neyin farkna vardm?
Cehalet mutluluktur.
Matrix'te lezzetli biftekler var; gerek dnyada ise sulu lapa. Mat-rix'te muhteem gece kulpleri var;
gerek dnyada yok. Matrix'te krmzl kadn var; gerek dnyada ise ... Trinity (Ehem, ey, her zaman
istisnalar vardr). Fakat ana fikir Matrix'in gerek dnyayla kyaslandnda bir duyumlar cenneti
olmasdr. Evet Cypher bir hazc, sonsuza kadar yoksun dlere ve idealist plere katlanmaya raz
olmayan bir haz arayacs -doru mu doru. Siber uzaya geri dnmek istiyor ve bir dokuz yl daha sulu
lapa yememek iin ne gerekiyorsa yapmaya hazr. Fakat Nebuchadnezzar'daki takm arkadalar byle
dnmyor. Onlar iin hazdan daha nemli bir ey var: gerek ve zgrlk. Kadere olan inaszln
ve bu fikirden holanmadn ilk itiraf eden kii Neo'dur "Hayatmn benim kontrolmde olmad
fikrinden holanmyorum."
Demek ki, ilk bakta, sanki sanal dnya sadece gnah ve kendini aldatmaya kaytsz, s bir hazc iin
tercih edilebilirdir; hakikat, z-
272
grlk, otonomi ve otantiklik gibi nemli eyler den edinen insanlar gerek dnyay tercih eder. Fakat
film, kendine ramen, iki dnyay bize Cypher' hakl klan bir ekilde gsteriyor. En makul yolun,
sim-le edilmi dnyann gerek dnyaya yelenmesi olduuna inanyorum.(* Yani, Neo krmz hap
sese de, ben Cypher'la birlikte mavi hap seerdim, fakat sadece rahat ve hazdan dolay deil. nk
bir baka varsaym daha var. Robin Beck "Aradaki Fark Bilmiyorsunuz. Bu Yzden Seim
Yapamazsnz," Philosophy Now (December 2000/January 2001) ss. 35-36, adl almasnda, "seim
yapmak iin aklc bir zemin yoktur, nk, hap seimi yapmadan nce iki dnyann da eit 'lde
gerek' grndn dnrsek, dnyalar (bilgikuramsal adan) ayndr," Beck her iki seenekte de
iinde bulunduumuz dnyay gerek kabule ettiimizi, bu adan ikisinin arasnda bir fark olmadn
sylemekte hakldr. Fakat hap seiminize bal olarak yaayacanz gerek dnyalar birbirinden
tmyle farkldr ve mavi hap bize ok daha iyi bir dnya sunuyor.)
Sebebi u: Matrix sadece duyusal zevkler nermekle kalmyor. Gerekten de ok daha fazlasn
kapsyor; dorusunu isterseniz, bize, en s dlerimizden en derinine, hayal edebileceimiz her eyi
sunuyor. Makinelerin dnyay olduundan daha yoksul hale getirmediini varsayarsak, sanal dnya
bize mzeleri ziyaret etmek, konserlere gitmek, Shakespeare ve Stephen King okumak, k olmak,
sevimek, ocuk yetitirmek, derin dostluklar kurmak, her eyi, her eyi veriyor. Btn dnya
ayakalarmzn altnda uzanyor; hatta bu dnya, makineler bizden elde edilebilir enerji miktarn
arttrmak iin mutsuzluun, kazalarn, hastaln ve savan olmad bir dnya yaratp srdrmek
adna btn motivasyonlara sahip olduu iin gerek dnyadan daha gzel. te yandan gerek dnya
mahvolmu bir lke. Ktphaneler ve konser salonlar yklm ve gkyz her zaman gri. Aslnda,
gerek dnyaya le yemeine gitmek isteyen birinin, biraz salak olmas gerekir. (Acaba Keanu
Reeves'in role bu kadar gzel uymasnn sebebi bu mu?) Burada artk hazclktan bahsetmiyoruz. John
Stuart Mill'in "daha yksek melekeler" dnyasn ve bunlardan alnan derin ve farkl trden
memnuniyetlerden bahsediyoruz. Bu memnuniyetler Matrix'in dnyasnda, gerek dnyann
lnden daha kolay
273
bulunuyor.
Gerek ve zgrlk, otonomi ve otantiklik ne olacak? Makineler muhtemelen, orada kalmaya
setiiniz srece, ne yaptnzla ilgilenmiyor. Resim veya mzik yapabilir, siyasi ynetimi destekleyip
ona kar savaabilirsiniz. Tpk imdi olduu gibi her eyi yapmakta zgrsnz: kendinizi fiten
karp bakalarn karmaya tevik edip, insanlarn fiten kmasn engelleyen Ajan Smith'i
ldremezsiniz. Doruya gelince, yalnzca tek ve nemli bir doru vardr: bunlarn hibiri gerek deil.
Sadece sanal. Fakat tpk gerei kadar gerek hissediliyor. stelik bunlarn gerek olmadklarndan
hibir ekilde phelenmek mmkn deil, tabii Morpheus ve tayfas sizi ziyaret etmezse.
Umurunuzda olur mu? Gerekten size dert mi? Yaadnz ey, nihayetinde, yeterince gerek deil
mi? Bir eyi gerek d yapan nedir ki? Bu bizi son varsayma getiriyor.
Simle Gereklik, Edilmi Metafizik Anlamda, En Az Simle Edilmemi Gereklik Kadar Gerektir (daha
gerek deilse).
lk olarak, postmodernite kuramcs Jean Baudrillard'tan birka cmle:
Gerein tanm, bizzat, denk bir yeniden-retimi (reprodksiyonu) mmkn olan haline gelmitir...
Bu yeniden retilebilirlik srecinin snrlannda, gerek sadece yeniden retilebilen deil, fakat zaten
hep yeniden retilmi olagelendir. Hipergerek... temsili aar... nk o tmyle simlasyon
iindedir... Hner gerein ekirdeidir.
Morpheus Neo'yu ilk defa bilgisayarlar tarafndan programlanm siberuzam yolculuuna
kardnda, Neo parlak beyaz boluktaki koltuunun kollarna penesini geirip Morpheus'a sorar:
"Bana bu-274
rann gerek olmadn m sylyorsun?" Morpheus yant verir: "Gerek nedir? 'Gerei' nasl
tanmlyorsun?" Bu sadece geliigzel sarfe-dilmi bir replik veya retorik bir soru deildir. Bu filmin
tuhaf balamnda ve daha tuhaf teknolojik dnyamzda, hakl bir sorudur. Morpheus gerein
hissettiimiz, kokladmz, tattmz ve grdmz ey olduunu ve bunun "beyin tarafndan
yorumlanan elektrik sinyallerden" ibaret olduunu syler. Fakat bir insann sanal gereklik tecrbesi
de, beyin tarafndan yorumlanan bir elektrik sinyalleri mesele-siyse, o zaman bunu sanal gerekliin
gerek kadar gerek olduu sonucu izler grnyor.
Baka bir sahnede Neo arabayla Kahin'e gtrlr. Pencereden dar bakarken, birden bir ey tanr,
"Aman Tanrm, hep orada yerdim... eriteleri ok gzel," diye haykrr ve hemen arkasndan koltuuna
ylr ve kendine yle der: "Hayata dair hatralarm var... Fakat hibiri yaanmad." Gerekten
yaamad m? Fakat onlar hatrlyor. (* Bu. 1960'larn "Both Sides Now" parasn hatrlatyor; "It's
life's illusions l recall / I re-ally don't know life at all" *Sadece yanlsamalar hatrlyorum / Bu hayat
hi bilmiyorum+) Psikoanalistlerin iddia ettii yanl hatralardan farkl olarak Neo'nun hatralar bir
zamanlar imdiki zamanda olan eyler olarak tecrbe edilmi eylerdir. Restoran deneyimi onun
restorana bir daha gitmesine sebep olmutur. Baka bir deyile restoran tecrbesi onun dier
tecrbeleri ve davranlaryla tutarl bir iliki iindedir. Hatta Neo'nun zneler-aras bir ortaklkla
tecrbe edilebilir sanal bir dnyada restorana getirmi olduu dier insanlarn davranlar ve
tecrbeleriyle de tutarldr.(* Neden zneler-aras? Matrix. her bir bireyin kendi zel Matrix'i deil,
btn insan nfusunun paylat Matrix'tir. Orada bir insann yaptna tekiler tarafndan tank
olunur ve tecrbe edilir.) O halde bu hatralar, bir ekilde, gerekten yaanan bir eyle ilgilidir. lke
olarak, tplere bal bir biimde Matrix'e bal yaayan dier insanlarn hafzalarnda bu olayn izleri
bulunabilir.
Biraz nce bahsi geen, gerekliin ve gereklik hakkndaki bilgi-
275
mizin kklerinin sahip olduumuz duyusal izlenimlerde (grme, dokunma vs.) olduu fikri, bugn
artk, on yedinci ve on sekizinci yzylda gelitirilen modern biimi kadar etkili olmayan bir felsefe
olan emprisizm felsefesinin temel ilklerinden biridir. David Hume'a gre bilgimiz ve neyin gerek
olduuna dair inancmz grdmz, duyduumuz, kokladmz, tattmz ve dokunduumuz olana
bavurmadan merulatrmann hibir yolu yoktur. Bu fikre, Neo'nun ve Matrix'teki dier insanlarn
gerekte hibir ey grmediini ve duymadn syleyerek kar klabilir. Ne var ki bizimkiyle ayn
trden duyu izlenimlerine sahipler. Ve onlarn duyusal izlenimlerini bizimkinden ayracak hibir ey
olmad, onlara (ve bize) duyusal izlenimlerin sadece birer hayal rn olduunu gsterecek
eriilebilir dsal bir kant var olmad ve her iki dnya da ayn tr duyusal izlenimlerle oluturulduu
iin onlar iin Matrix, bizim dnyamzn bizim iin olduu kadar gerektir. (* Bu nokta, belirli bir
dorulama ilkesini kabul etmeye baldr. Bu ilkeye gre. bir tez ancak onu dorulayacak bir yntem
varsa anlaml ve dorudur. Bu ilkenin kendisi felsefi kar klardan azade deildir.)
Ayrca Neo'nun daha nceki tecrbelerinin gereklik tecrbeleri olduunu grdk; nk bunlar
sadece Neo'nun deil teki insanlarn da tecrbeleri ve davranlaryla tekabl iindedir. Bu bak
asnda, gerek tekabl etme nosyonu gibi bir eye dayanmaktadr; buna gre, eer "arkadalarmla
o restorana giderdim" gibisinden bir inan, ancak dier inanlarn ounluuyla uyumluysa dorudur.
Bir tecrbenin doru olmas iin davranlarmzla birbirini tutmas ve davranlarmz iin gvenilir bir
temel olmas art faydacln merkezi bir ilkesidir.
Yine de, btn bunlara pheyle yaklaan bir siberkukucu, bir insann sahip olduu sanal dnyaya ait
duyusal izlenimlerin, says ne olursa olsun, bunlar dier bireylerin tecrbeleriyle birbirini ne kadar
tutarsa tutsun, siberdnyann uzamda var olmad iin gerek olma-
276
dn iddia edebilir. Bu dnya zihnimizde, tpk (hayali aklar veya Noel Baba gibi) uydurma eylerin
zihnimizde yer almas gibi yer alr. Fakat siberinanr u ekilde yant verecektir: fakat siberdnya
uzamda vardr, en azndan siperuzamda vardr. Kukucu, buna karlk si-beruzamn "gerek" uzam
olmadn syleyerek yant verecektir. O zaman siberinanr karsndakinin kafatasna parmayla
vuracak ve "Hey, orada kimse var m?" diye soracaktr. Elbette "gerek uzam deil, zaten o yzden
siberuzam diyoruz." Fakat kukucu, gerek olmayan hibir uzamn, uzam saylamayacan syleyerek
karlk verecektir. Bu gre gre "siberuzam" sadece bir metafordur, kesin konumak gerekirse
"siberuzam" tanmda bir elikidir.
"Siberuzam"n sadece bir metafor olduunu kesin kabul etsek bile, siberkukucunun uzamsalln
gerek denilebilecek bir dnyaya has bir zellik olduunu varsaydna dikkat etmeliyiz. Buradaki
varsayma gre sadece bir tek uzamsal-zamansal sreklilik vardr ve inanlarmzla tecrbelerimizden
bir ksm bu sreklilik iinde var olanlarla tutarl, bir ksm tutarszdr. Eer inanlar (veya tecrbeler)
tekabl etmiyorsa, yanltrlar (veya dorulanamazdr). Ayn ekilde eer bir ey bu sreklilik iin de
bulunmuyorsa, gerek deildir. Gerein bu uzamsallk (ve uzamsallk terimleriyle tanmland lde
maddilik) varsaym baz felsefecilerin reddecei bir varsaymdr. Dorusunu isterseniz, Platon
reddedildi. O, saylarn ve daha genel olarak Formlarn ve idealarn (fikirlerin) uzamsal olmamasna
karn gerek olduuna inanyordu (Ayrca Kant, uzamn kendi bana bir ey olmadna inanyordu, o
daha ziyade znelerin dnyay alglama biimine ait bir eydi). Demek ki siberinanr sadece
empiristlerle, tu-tarllklarla *coherentists+ ve faydaclarla *pragmatist+ deil, Platon-cularla (ve belki
Rantlarla) da ayn felsefi temeli paylayor. Tpk -en azndan birok rnekte olduu gibi-
postmodernistler gibi.
Platon Formlarn ve idealann uzamda yer alan maddi nesnelerden daha gerek olduuna inanyordu.
Akl yrtmesi karmaktr, fakat
277
ksaca, Platon'da Formlarn ve idealarn, ebedi ve deimez olduklar iin ve maddi dnya ile ona dair
bilgimizi mmkn kldklar iin daha gerek olduu sylenebilir. imdi, sanal dnya ne edebi, ne
deimezdir, ne de simle edilmemi dnyay (en azndan imdilik) bizim iin mmkn klar. Acaba
herhangi bir anlam da simle edilmi dnyalarn simle edilmemi dnyalardan daha gerek olmalar
mmkn mdr? Belki sadece u anlamda. Eer gelecekte, simle edilmi gereklik, yaadmz
tecrbeler ve fiili davranlarmz zerinde simle edilmemi gereklikten daha byk bir sebepsel
etkide bulunur hale gelirse, o zaman, bir anlamda, pragmatik bir anlamda, daha gerek olur. Byle bir
eyin ilerde gerekleip gereklemeyecei, u anda bulunduumuz noktadan kestirebileceimiz bir
ey deildir. in yoksa iki yzyl bekle, oldu mu imdi?
278
20
Matrix: Veya Sapkln ki Yz
SLOVAJ ZIZEK
Matrix'i Slovenya'da mahalli bir sinemada izlediim zaman, bu filmin ideal bir izleyicisiyle yan yana
oturma bulunmaz frsatna nail oldum, yani bir salakla. Samda oturan otuz yalarndaki adam,
kendini filme yle kaptrmt ki, heyecanl nidalaryla seyircileri rahatsz ediyordu. "Aman Tanrm,
demek hakikat diye bir ey yok!"
Bu tr safdil kendini kaptrmalara, filme rafine edilmi felsefi ve psikoanalitik kavramsal ayrmlar
atfeden szde derin entelektel okumalar tercih ederim. (*Internette var olan ilk senaryo ile filmi
karlatrrsak Wachowski biraderlerin szde entelektel gnderimleri atacak kadar zeki olduunu
grebiliriz: "unlara bak. Atomatlar. Ne yaptklarn ve niin yaptklarn dnmyorlar. Bilgisayarlar
onlar ne yapp ne yapmamak gerektiini sylyor." "Ktnn Sradanl." Arendt'e yaplan bu
yapmack gnderme nemli bir noktay gzden karyor: Matrix'in sanal gereklii iinde gml
insanlar, sim-lasyonu yaratanlara kyasla tmyle farkl, neredeyse zt bir konuma sahipler. Dier bir
akllca hareket, Matrix'in kontrolnden kurtulmak iin Dou zihin boaltma tekniklerine yaplan
gnderimlerin metinden karlmasdr: "fkenden kurtulmay renmelisin. Her evi zihninden
atmalsn. Zihnini zgrletirmek iin onu boaltmalsn.") Yine de Matrix'in entelektel ekiciliini
grmek kolaydr: Matris, tpk nereden bakarsanz bakn her zaman dosdoru size bakar grnen,
pratik olarak her yneliin kendini onda tanr grnd mehur Tanr resmi gibi, evrenselletirilmi
tanma sreci olarak hareket halinde Rarschach testi *http://rars-chach.test.at/+ ilevi gren
filmlerden biri deil mi?
Lacanc arkadalarm senaryo yazarlarnn Lacan' okumu olmas
279
gerektiini sylyor; Franfurt Okulu'na dahil olanlar Matrix'te Kultu-rindtustrie'nin ddeer biilmi
cisimlemesini, bizi bir enerji kayna olarak kullanarak bizzat i yaantmz smren, ynetimi
dorudan ele geiren (Sermayenin) yabanclatnlm-somutlam toplumsal Maddesi'ni gryor;
New Age'ciler onda dnyamzn Btn Dnyay Kapsayan ebeke'de cisimleen kresel bir Zihin'in
rettii bir mucize olduuna dair speklasyonlar bir kaynak gryor.
Bu yorumlar Platon'un Cumhuriyet kitabna kadar uzanyor. Mat-rix Platon'un maara (skca
oturduklar yere balanm ve nlerindeki *yanl bir ekilde gerek sandklan+ glge oyununu
seyretmek zorunda olan mahkmlar olarak insanlar) meselini aynen anlatan bir film deil mi?
Elbetteki aradaki nemli fark, maara tutsaklklarndan kap Dnya yzeyine ayak basan bireylerin
bulduklar eyin artk Gne'in, Mutlak yi'nin parlak klaryla aydnlatlm bir toprak deil, terk
edilmi bir "hakikat l" olmasdr.
Buradaki esas ztlk Franfurt Okulu ile Lacan arasndaki ztlktr: Matrix'i kltr ve znellii
smrgeletiren Sermaye metaforuyla ta-rihselletirmeli miyiz, yoksa o byle bir sembolik dzenin
somutlamas m? Peki ya bu alternatif yanlsa? Ya sembolik dzenin bu sekilideki sanal karakteri
tarihsellik koulunun ta kendisiyse?
Dnyann Sonuna Gelmek
Tmyle arptlm ve kontrol altnda yapay bir evrende yaayan kahraman fikrinin yeni olduunu
pek syleyemeyiz: Matrix filmi sadece, bu fikri sanal gereklii (SG) dahil ederek daha radikalletiri-
yor. Buradaki ana fikir, SG'nin put krclk sorunsalyla ilikili olarak kkten mphemliidir. SG, bir
yandan, duyusal tecrbemizin zenginliinde -harflere bile deil, fakat- elektrik sinyalinin iletilmesi
veya ile-tilmemesine, 1 ve 0'n minimal dijital serilerine kkten bir indirgemeyi iaret ediyor. te
yandan, "hakiki" gereklikten ayrt edilemez hale gelmeye eilimli ve "hakiki" gereklik nosyonu
zayflatmayla so-
280
nulanan gerekliin "simle edilmi" bir tecrbesini reten bizzat bu dijital makinedir. SG bu yzden,
ayn zamanda imgelerin batan karc gcnn en radikal ifadesidir.
Kaliforniya'nn kk, ideal, tketici cennetinde yaayan bir bireyin aniden iinde yaad dnyann
sahte olduundan, etrafndaki insanlarn byk bir ovdaki aktrler ve figranlarla dolu bir sahne
olduundan kukulanmaya balamas bir mutlak Amerikan paranoyak fantezi deil midir? Bunun en
gncel rnei Peter Weir'sin Jim Car-rey'nin kendinin 24-saat sren bir televizyon ovunun kahraman
olduu ve doduu kasabann srekli onu izleyen kameralarla dolu dev bir stdyo seti olduu
gereini yava yava kefeden bir ofis alann oynad The Truman Show (1998) filmidir.
Sloterdijk'in "sphere"i burada kelimenin birincil anlamnda koca bir ehri kaplayan ve yaltan dev bir
metal kubbe olarak cisimlemi-tir. Truman Show'un final sahnesi kapal evrenin dikilerini ideolojik,
ieriden grnmeyen da doru yrtmann zgrletirici tecrbesini canlandryor grnebilir.
Gelgelelim, filmin kahramannn zincirlerini krarak gerek akna (yine iftin retimi doru formlne
bir kez daha varm oluyoruz!) kavutuu (hatrlayalm ovun son dakikalarn izleyen milyonlarca
insan tarafndan alklanan) 'mutlu' sonunun bizzat kendisi katksz ideolojiyse ne olacak? deoloji ya
sonlu evrenin atsnn dnda iine girilecek bir 'gerek hakikat' olduu inancnn ta kendisinde
yatyorsa?(* Truman Show'un kahramann gerei grmeye ve maniple edilmi dnradan kamaya
muktedir klan eyin, babasnn nceden grlemeyen mdahelesi olmas hayati bir nem arz eder.
Filmde iki ataerkil figr vardr: fiili sembolik-biyolojik ve paranoyik "gerek" babayla. Ed Harris
tarafndan oynanan, kahramann hayatn tmyle maniple eden ve onu kapal evrenin iinde
koruyan televizyon ovunun ynetmeni olan baba..) Bu nosyonun ncellerinden biri olan Philip K.
Dick'in, 50'li yllarn sonunda ideal bir kk Kaliforniya kasabasnda sade bir hayat srdren bir
adamn btn kasabann aslnda onu memmun etme iin kurulmu bir sahne olduunu yava yava
kefediini anlatan Time Out Of Joint (1959) adl romandr. Time
281
Out Of Joint ve The Truman Show'un temelini oluturan tecrbe, ge-kapitalist Kaliforniya cennetinin,
kendi hiper-gereklii iinde, bir ekilde gerek d, zsz, maddi ataletten yoksun olduudur. Demek
ki maddiliin ataletinden ve arlndan koparlm gerek hayatn bir biimi olan sadece Hollywood
sahneleri deildir, ge-kapitalist tketim toplumunda, "gerek toplumsal hayat", 'gerek' hayatta
sahne aktrleri veya figranlar gibi davranan komularmzla, bir ekilde, sahnelenmi sahtenin
zelliklerini ediniyor. Dnyeviletirilmi kapitalist faydac dnyann mutlak gerei, bizzat 'gerek
hayatn' maddesizletirilmesi onun tersi olan bir gsteriye dntrlmesidir.
Bilimkurgu dnyas sz konusu olduunda, Brian Aldis'in, bir kabilenin yelerinin, byk bir yldz
gemisindeki bir tnelin kapal dnyasnda, geminin geri kalanndan kaln allklarla yaltlm ve
onlarn tesinde bir evren olduundan habersiz yaad Starship'den de sz edilmelidir. Filmin
sonunda birka ocuk allklar aar ve dnyann, dier kabilelerin yaad tesine ular.
Daha eski ve daha 'saf ncler arasnda George Seaton'un, 1960'larn banda ektii ve Normandiya
karmasnn btn planlarn bilen ve byk gnden birka gn nce Almanlar tarafndan tutsak
alnan bir Amerikan subayna (James Garner) dair 36 Hours filmidir. Bir patlamadan sonra uurunu
yitirmiken tutsak alnd iin, Almanlar, igal plan hakknda btn bildiklerini aklamasn salamak
niyetiyle onun iin bir Amerikan askeri hastahanesinin kk bir kopyasn ina ederek, onu
1950'lerde yaadna ve Amerika'nn sava kazanm olduuna ve son alt yllk hafzasn kaybetmi
bir hasta olduuna inandrmaya alr. Bu dikkatle ina edilmi byk yapda ksa srede atlaklar
belirmeye balar. (Lenin, hayatnn son iki ylnda benzeri bir ekilde kontrol edilmi bir ortamda
yaamtr. Bugn artk bildiimiz zere, bu yerde Stalin'in, Yolda Lenin'in rahat etmesi ve gereksiz
kkrtmalarla heyecanlandrlmam! gerekesiyle onun iin basksn yapt, Lenin'e sre giden
politik mcadeleler hakkn-
282
da bilgi verecek btn haberlerin sansrlenerek zel olarak hazrlanm tek kopya Pravda gazetesi
vard sadece.)
Burada geri planda pusuya yatm olan ey, pre-modern "evrenin sonuna varma" nosyonudur. The
Truman Show'un sonunda gerekleen ey, tam olarak, gklerin zeri yldzlarla bezeli perdesine veya
sathna aknlkla yaklaan, tesine bakan ve geen akn gezginleri resmeden u eski gravrlerde
olan eydir. Son sahnesinde, Truman'n zerinde 'mavi gkyz'nn ufku boyal duvara dayanm
merdivenlerden karak dokunduu gkyznn Magrittean'n bir tablosuna benzemesine amamak
gerekir. Bugn intikamla geri dnen ey bu ayn hassasiyet deil mi? Syoerberg'in Parsifal'i gibi,
sonsuz ufkun ak bir biimde 'yapay' klarla kapand almalar, Kartezyen sonsuz persperktifin
miyadn doldurduunu ve artk yenilenmi bir ortaan perspektif ncesi evrenine dnyor
olduumuzu iaret etmiyorlar m?
Fred Jameson zekice dikkatleri Chandler'in baz romanlar ve Hitchcock'un filmlerindeki ayn
fenomene ekmitir. Farewell, My Lovely'deki Pasifik Okyanusu'nun kys, tesinde bilinmeyen bir
uurumun olduu, bir tr "dnyann sonu veya snn" ilevi grr; ve bu Eva Marie Saint ile Cary
Grant'n kovalandklar iin tepesine ktklar ve Eva Marie Saint der gibi olup Cary Gram tarafndan
kurtarldklar Rushmore Dann stndeki antn nnde uzanan usuz bucaksz ovayla ayndr. (*
Rushmore Da: Yzeyine Washington. Jefferson, Lincoln ve Theodore Roosevelt'in bstlerinin
oyulduu, Gney Dakota'daki dadr.)
Bu rneklere Apocalypse Now'daki, kprnn tesininin "bilinen evrenimizin d" diye tecrbe
edildii nl arpma sahnesini eklememek olmaz. Dnya'nn sonsuz evrende yzen bir gezegen
deil de, merkezinde gnein olduu sonsuz bir buz kitlesinin ortasndaki dairevi bir aklk veya delik
olduu gr, Nazi'lerin szde bilimsel fantezilerinden biriydi. Baz raporlara gre Sylt adalarna
Amerika'y gzetlemek iin bir teleskop yerletirmeyi bile dnmlerdi.
283
Gerekten Var Olan Byk teki
Nedir, o halde Matrix? Tek kelimeyle Lacanc "byk teki", sanal sembolik dzen, gereklii bizim
iim yaplandran ebekedir. Bu "byk teki" boyutu, sembolik dzende znenin yaplandrn ya-
banclatrlmasnn boyutudur: byk teki ipleri elinde tutar, zne konumaz, sembolik yap
tarafndan "konuturulur." Ksaca bu byk teki znenin kendi eylemlerinin etkilerine tmyle
hakim olamamasn, faaliyetinin nihai sonucunun her zaman amaladndan veya tahmin ettiinden
baka trl olmasn aklayan toplumsal z'dr.
Gelgelelim 11. Seminer'in anahtar blmlerinde Lacan yabanclamay takip eden ve bir anlamda
onun kart noktas olan ayrlk operasyonunu resmetmeye alr: byk teki'ne yabanclamann
peinden byk teki'nden ayrlma gelir. Ayrlk, zne byk teki'nin tutarszln, katksz
sanalln, 'yasaklanm'ln, ey'den yoksun braklmln ve fantezinin znenin deil, byk
teki'nin boluunu -byk teki'nin srekliliini (yeniden) oluturmak iin- bir doldurma abas
olduunu fark ettii zaman meydana gelmektedir.
Bu sebeple fantezi ile paranoya birbirine kaltsal olarak baldr Paranoya en temelde "teki'nin
tekisi"ne, sahih toplumsal dokunun teki'sinin ardnda gizlenen, toplumsal hayatn (bize gre sanki)
nceden grlemeyen etkilerini programlayan ve bylece onun srekliliini garanti altna alan baka
bir teki'ye inanmaktr. Piyasann karmaasnn, ahlakn itibar yitiminin ve benzerinin ardnda,
Yahudi'lerin kurduu bir senaryonun amal stratejisi... Bu paranoyak duru, bugnn gndelik
hayatlarmzn dijitallemesi durumuyla daha bir glenmitir. Btn toplumsal var oluumuz
bilgisayar ebekesinin byk teki'nde aama aama cisimletirilip maddiletirilirken, eytani bir
programcnn dijital kimliimizi sildiini ve bu ekilde bizleri toplumsal varoluumuzdan kopararak
birer kii-d ey haline getirdiini hayal etmek daha kolaydr.
Ayn paranoyak arptmay takip eden Matrix'in tezi, byk te-
284
ki'nin gerekten var olan bir Mega-Bilgisayarda cisimletiidir. Bir Matrix vardr -olmak zorundadr -
nk "her ey srekli kt gitmektedir, frsatlar karlmaktadr ve bir eyler doru deildir." Baka
bir deyile, filmin bu ekilde olmasna nerdii sebep, her eyin arkasnda olan hakiki gereklie
Matrix'in glge dnmesidir. Sonu olarak, filmin sorunu onun yeterince 'lgn' olmamasdr, nk
Matrix tarafndan srdrlen gndelik gerekliimizin arkasnda bir 'hakiki' gerekliin mevcut
olduunu varsayar.
Bununla birlikte, lmcl bir yanl anlamann nne gemek iin sylemek gerekir ki, "her eyin
Matrix tarafndan retildii" fikrinin kart olan, hibir mutlak gerekliin olmad, sadece, kar
karya durup birbirini yanstan sonsuz sayda sanal gerekliklerin var olduu tezi, daha az ideolojik
deildir. Matrix'in ikinci blmnde byk ihtimalle "hakikat l"nn baka bir matrix tarafndan
retilmi olduunu reneceiz. Bu sanal evrenlerin oaltlmasndan daha ykc bir ey, herhalde
bizzat gerekliklerin oaltlmas olurdu. Bu, bugn baz fizikilerin son zamanlara ait yksek
hzlandrc deneylerinde grd paradoksal tehlikeyi yeniden retecektir.
Bilim adamlar u anda hayli ar atomlarn ekirdeklerini neredeyse k hznda birbiriyle
arptrabilecek bir hzlandrc ina etmeye alyorlar. Buradaki fikir, byle arpmann atom
ekirdeini sadece protonlarna ve ntronlarna ayrmakla kalmayacan, fakat ayn zamanda
protonlar ve ntronlar toz haline getirip *pulverize+ geride sadece, maddenin, byle bir haldeyken
asla daha nce incelenmemi olan -nk byk patlamadan beri byle bir ey olmamtr- ina
paralarn, serbest quark ve gluon paracklarndan mrekkep bir tr enerji orbas olan bir "plazma"
brakacadr.
Bu olaslk kabusumsu bir senaryoya yol amtr. Ya bu deney baarl olur da bir kyamet silah,
kanlmaz bir zorunlulukla etrafndaki sradan maddeyi ve bylece bildiimiz dnyay yok edebilecek
bir canavar yaratlrsa ne olacak? Buradaki ironi, dnyann bu ekilde so-
285
na ermesinin, test edilen kuramn hibir ekilde rtlemez mutlak bir kantn vermesidir; nk
btn madde bir kara delik tarafndan emilecek, sonra Byk Patlama senaryosunu eksiksiz bir
biimde yeniden yaratarak yepyeni bir evren meydana getirecektir.
Bylece paradoks her iki versiyonunda da -(1) bir SG'den tekine serbeste yzen bir zne, btn
gerekliin sahte olduunun farknda olan saf bir hayalet; (2) Matrix'in arkasnda hakiki bir gerek
olduu paranoyak varsaym- yanltr. Her ikisi de Gerek'i gzden karyor. Film, Sanal Gereklik'in
ardnda - Morpheus'un Neo'ya harabe halindeki Chicago manzarasn gstererek "Hakikatin lne
Ho geldin" dedii -bir Gereklik'in var olduunda srar etmekte haksz deildir.
Gelgeldim Gerek, sanal simlasyonun arkasndaki "hakiki gereklik" deildir; fakat gereklii
tamamlanmam veya tutarsz klan boluk ve her sembolik Matrix'in bu tutarszl gizleme ilevidir.
Bu gizlemeyi gerekletirmenin yollarndan birisi de, bildiimiz tamamlanmam/tutarsz gerekliin
arkasnda, onu kurmann nnde hibir olanakszlk tkanma noktasnn olmad baka bir gereklik
olduunu sylemektir.
Byk teki Yok
"Byk teki" ayrca, bir insann serbest dnce yoluyla ulaabilecei saduyu alann da temsil
eder: felsefedeki en son byk versiyonu Habermas'n szlemenin dzenleyici ideali ile iletiimsel
cemaattir. Ve bugn tedricen paralanan ite bu "byk teki"dir.
Bugn elimizde olan, kesin bir kkten yarlmadr. Bir yanda uzmanlarn ve bilim adamlarnn artk
herkes iin ak ortak dile tercme edilemeyen, fakat sanatsal ve popler hayali evrenleri
ekillendiren (Kara Delik, Byk Patlama, Sperstring, Quantum Kararszl gibi) hi kimsenin
gerekten anlamad fetiletirilmi forml kipleri halinde ortak dilde mevcut olan nesnelietiriimi
dil vardr. Uzman
286
jargonu, sadece doa bilimlerinde deil, ayn zamanda ekonomide ve dier toplum bilimlerinde, pek
kar klamayacak olan ve ortak tecrbemize tercme edilemez nesnel kavraylar olarak sunulur.
Ksacas, bilimsel kavray ile saduyu arasndaki boluk alamaz ve bilim adamlarn "bilmesi
beklenen zne" olarak popler klt figrler haline getiren (Stephen Hawking fenomeni) tam da ite
bu boluktur.
te yandan, bu nesnelliin ayrlmaz teki yznde, kltrel meselelerde, birbirine tercme edilemez
oklu hayat tarzlaryla kar karya kalma biimimiz durur. Btn yapabileceimiz ok-kltrl bir
toplumda hogrl biraradalklarnn koullarn gvence altna almaktr. Bugnn znesinin ikonas,
herhalde, gndzleri kendi uzmanlk alannda alan, geceleri eve dnyle birlikte mahallenin
tapnanda kutsal inee mumlar yakan Hintli bilgisayar programcsdr.
Bu yanlma siberuzam fenomeninde kusursuz bir biimde mmkn klnmtr. Siberuzam hepimizi bir
Kresel Ky'de bir araya getirmesi beklenen eydir. Ne var ki gerekte olan, birbiriyle tutarsz ve
uyumsuz evrenlere ait bir mesaj okluuyla bombardmana tutulma-mzdr. Kresel Ky, byk teki
yerine, nmze "kk tekile-rin, kabilemsi zel kimliklerin bir okluunu getirir. Bir yanl
anlamaktan kanmak iin: Lacan burada bilimi anlatlardan, Politik Olarak Doru mitoslar ve
benzeriyle nihai olarak denk dzeye grecel-letirmekten ok uzaktr. Bilim "Geree" dokunur, onun
bilgisi "gerein iindeki bilgidir." Buradaki kmaz bilimsel bilginin, sembolik "byk teki" olarak
hizmet edemeyecei basit olgusunda yatar. Burada modern bilim ile Aristotelesi saduyusal felsefi
ontoloji arasndaki boluk alr cinsten deildir. Bu boluk Galileo ile km, temsili gereklie dair
tecrbemize tercme edemeyeceimiz yasalarla uratmz quantum fiziiyle en u noktasna
tanmtr.
Risk toplumu teorisi ve onun kresel greceliletirmesi, bugn, uzun vadede temel sorularn
uzmanlarn 'nesnel bilgileri'ne gnderimlerle zlebileceini varsayan klasik evrenselci Aydnlanma
ideo-
287
lojisinin nasl teki ucunda olduumuza dair vurgusunda hakldr. Yeni bir rnn (diyelim, genetik
olarak deitirilmi sebzelerin) evresel sonularna dair elien grlerle karlatmzda,
umutsuzluk iinde nihai sz syleyecek uzman bir fikir ararz. Ve stelik burada asl nemli olan,
gerek meselelerin, bilimin byk irketler ve devlet ajanslarna ekonomik ballktan dolasyla
yozlam olduu iin netliini yitirmesi deildir. Bilim kendi bana brakldnda bile bir cevap
sunamaz.
On be yl nce evre bilimciler Dnya ormanlarnn tmyle yok olacan ngrmt; oysa bugn
sorunun ormanlarn gelitirilmesiyle zlemeyecek kadar byk olduunu reniyoruz. Bu risk
toplumu teorisinin ksa kald yer, bizi ortak zne haline getiren irrasyonel kt hal zerine yapt
vurgudur. Tekrar tekrar karar vermeye zorlanrz; oysa hibir ekilde kara verecek durumda
bulunmadmz vereceimiz kararn herhalkrda geliigzel bir karar olacan ok iyi biliriz. Ulrich
Beck ve izleyicileri hemen btn seeneklerde ve mutabakat oluturmalarda demokratik tartmaya
gnderimde bulunuyor. Ne var ki bu, insann elini kolunu balayan ikileme bir yant sunmuyor: Bilisel
olarak ounluun bilgisizlii bir olgu olarak dururken, ounluun katld demokratik tartma
neden daha iyi sonulara yol asn?
Bu ekilde ounluun siyasi kara karkl daha iyi anlalr. Karar vermeye arlrlar, fakat ayn
zamanda, hibir ekilde etkili bir karar verecek, nesnel bir ekilde lehte ve aleyhte olan
deerlendirecek durumda deillerdir. Komplo teorilerinden medet ummak, Fred Jame-son'un "bilisel
harita karma" dedii eyin bir asgarisini kazanma abas olarak, bu kmazdan umutsuz bir k
yoludur.
Jodi Dean, resmi ('ciddi,' akademik olarak kurumsallam) bilim ile ufobilimden piramitlerin srlarn
ortaya karmaya alanlara
288
kadar, szde-bilimler denilen devasa alan arasndaki "dilsizler diyalogunda" ak bir ekilde
gzlemlenen fenomene ekiyor dikkatleri. Resmi bilim adamlarnn dogmatik ve hie sayan bir
tartma slbunu taknrken szde bilim adamlarnn yaygn nyarglara aldrmadan nasl savlara,
olgulara gnderimde bulunduunu grmemek mmkn deil. Cevap, elbette, kurumsallam bilim
adamlarnn, byk te-ki'nin, bir kurum olarak bilimin otoritesiyle konuuyor olmasdr; fakat sorun
tam olarak bu bilimsel byk teki'nin tekrar tekrar bir uz-lamsal sembolik kurgu (fiction) olarak
ortaya kmasndadr. Demek ki komplo teorileriyle karlatmz zaman, Henry James'in The Turn of
the Screw'inin sadk bir okumasna uygun bir ekilde tavr almalyz. Ne hayaletleri anlat gereinin
bir paras olarak kabul etmeli, ne de onlar, szde Freudyen bir yolla, kadn kahramann histerik
cinsel karmaalarnn bir "yanstmas"na indirgemeliyiz.
Komplo teorileri elbette "olgu" olarak kabul edilmemelidir. Ne var ki ayn zamanda onlar, modem
kitle histerisinin bir grngsne de indirgememeliyiz. Bu tr bir nosyon hl "byk teki"ye, ortak
toplumsal gerekliin 'normal' algsnn modeline dayanr ve bylece bugn alt oyulan eyin bizzat bu
gereklik nosyonu olduu gereini hesaba katmaz. Sorun, ufobilimcilerin ve komplo teorisyenle-rinin
(toplumsal) gereklii kabul etmekten aciz paranoyak bir tutuma gerilemi olmas deil, bugn
gerekliin kendisinin bizzat paranoyak hale geliyor olmasdr.
ada tecrbe bizi tekrar ve tekrar gereklik duygumuzun ve ona kar normal tavrmzn nasl
sembolik bir kurguya (fiction) dayandn ve neyin normal, neyin kabul edilmi gerek olduunu ve
belirli bir toplumda anlamn ufkunun ne olacan belirleyen "byk teki"nin hibir ekilde bilimsel
bilgi tarafndan "gerein bilgisi" olarak sunulan "olgulara" dayanmadn fark etmeye mecbur
olduumuz durumlarla kar karya brakyor.
imdi modern bilimin henz bir "st sylem" haline gelmedii
289
geleneksel bir toplumu ele alalm. Eer, onun sembolik dzeninde, biri kp da modern bilimin
varsaymlarn savunmaya kalkarsa, bir 'deli' muamelesi grr. Burada nemli olan, onun 'deli'
olmadn, fakat onu bu konuma sokan dar kafal, cahil toplumun deli olduunu sylemenin yeterli
olmayacadr. O bir deli muamelesi grmekle, toplumsal byk teki'nden srgn edilmitir ve bu
deli olmaya denktir. Delilik "olgulara" dorudan gnderimde bulunarak deil, (bir delinin, halsinatik
projeksiyonlarnda tutsak olduu iin, eyleri olduklar gibi gremeyen biri olmas anlamnda), ancak
bir bireyin kendini "byk teki"yle ilikilendirmesine bakarak tayin edilebilir.
Lacan genellikle bu paradoksun kart yann vurgular: "Deli yalnzca kendinin kral olduunu sanan bir
dilenci deil, ayn zamanda kendinin bir kral olduunu sanan bir kraldr." Baka bir deyile, delilik
Sembolik olan ile Gerek, yani egemenlikle hazr bir zdelik kurmak arasndaki mesafenin kdr;
veya, onun *Lacan'n+ bir dier rnek veren baka bir ifadesine bakarsak, eer bir koca, karsnn baka
erkeklerle yatt fikrine kafasn takm olduu iin hastalk derecesine kskan ise, hakl olduu
ortaya ksa, kars gerekten de baka erkeklerle yatyor olsa dahi, onun saplants hastalkl bir zellik
olarak sabittir.
Bu tr paradokslardaki ders aktr: hastalk derecesine kskanlk, gerekler hakknda bir yanlma
meselesi deil, fakat bu gereklerin kiinin libidinal ekonomisine nasl entegre edildii meselesidir.
Bununla birlikte ayn paradoksun tam ters istikamette de gerekleebileceini dile getirmeliyiz:
Toplum (sosyo-sembolik alan, byk teki), hatal olduu kantlansa bile "normal", "akl banda
olandr". Belki olgun Lacan'n kendini 'psikozlu' grmesinin sebebi budur. O, onun syleminin "byk
teki"nin alanna entegre edilmedii lde psikotiktir.
Kant kiplikte, komplocu teorinin hatasnn bir ekilde "salt akln yanl akl yrtmesi"yle, ayn
manta sahip olduunu ileri srme-
290
mek elde deil; resmi bir yntemsel duru olarak (benimsenen bilimsel, toplumsal vs. sa duyudan)
kuku duymakla, bu kukuyu baka bir her eyi aklayan kresel meta-teoriyle ileri srmek gibi iki
dzeyin birbirine kartrlmas anlamnda.
Gerei Perdelemek (* (screening) hem gerei perdeyle rtmek, hem perdede gstermek
anlamnda)
Baka bir bak asndan Matrix, "perde"nin bizi Gerek olandan ayran ve "hakikat l"n
katlanabilir klan ey olarak i grr. Bununla birlikte, tam bu noktada, Lacanc Gerek'in kkten
mphemli-ini unutmamalyz: o, fantezi perdesiyle kaplanmas-rantykseltilme-si-ehliletirilmesi
gereken nihai referans noktas deildir. Gerek ayrca ve ncelikli olarak, orada olan gereklii,
referans noktasn alglaymz arptan bir engel olarak perdenin bizzat kendisidir.
Felsefi adan Kant ve Hegel arasndaki ayrm da burada yatar: Kant iin Gerek, akn kategorilerin
perdesi araclyla "emalatnl-m" olarak algladmz numenal alandr; Hegel ise, tam tersine, Fe-
nomenoloji kitabnn giriinde bu Kant boluun yanl olduunu ileri srer. Bizi yeni terimle
tantrr: bir perde bizimle Gerek'in arasna girerse, (Grne ait) perdenin tesindeki kendinde
olann *in itself) bir nosyonunu retir, bu yzden grn ve kendinde olan arasndaki boluk "bizim
iin" herzaman-zaten hazrdr. Sonu olarak, eer ey'den ekrann arptmasn karrsak, ey'in
kendisini kaybederiz (dini terimlerle dile getirirsek, sa'nn lm, kendinde Tan-r'nn lmdr,
sadece insan eklinde vcut bulmasnn deil) -ite, burada Hegel'i takip eden Lacan iin kendinde
ey'in alglanan nesne deil, nihai olarak bak olmasnn sebebi budur. Matrix'e geri dnersek, Matrix
gereklik algmz arptan Gerek'tir.
Levi-Strauss'un Yapsal Antropoloji adl kitabndan, Great Lake kabilelerinden biri olan Winnebago'da
binalarn mekansal yerleimine dair rneksemeci bir analizi anmann burada bize yardm dokunabi-
291
lir. Kabile iki alt-gruba ("yarmlara") ayrlmtr: "yukardan olanlar" ile "aadan olanlar"; kabilenin
bir yesinden kynn ana plann (barakalarn yerleim biimini) kumun veya bir kdn stne
izmesini istediimiz zaman, bu yenin u veya bu alt-gruptan birine ait olmasna bal olarak,
birbirinden hayli farkl iki cevap alrz. Her iki grupta ky bir daire olarak alglar; fakat bir grup iin bu
dairenin iinde baka bir daire daha varken, yani elimizde tek merkezli iki daire varken; teki grup iin
daire kesin bir ayrm izgisiyle ikiye blnmtr. Baka bir deyile birinci alt-grubun yesi (gelin
bunlara "muhafa-zakar-birlemeci" diyelim) kyn temel plann merkezi tapnan etrafnda aa
yukar simetrik bir ekilde yerlemi bir ev emberi gibi alglarken, ikinci alt-grubun ("devrimci-
uzlamaz") yesi kyn grnmez bir cephe tarafndan ikiye ayrlm, fark edilebilir ev
kmelemeleri olarak grr.
Levi Strauss'un nem verdii nokta, bu rnein bizi hibir ekilde, sosyal mekann alglannn
gzlemcinin grup yeliine bal olduunu syleyen kltrel grecelilie ayartmamas gerektiidir.
Algnn iki "grece" yanma blnmesinin bizzat kendisi, binalarn yerleiminde nesnel, "fiili" bir
sabitlie deil, toplumsal ilikilerde cemaatin kendi kendini uyumlu bir btnde srdrmesini
engelleyen bir dengesizlii sembolize edemeyen, aklayamayan, "iselletireme-yen", itiraf
edemeyen kyn sakinlerinde temel, zsel bir atmaya gizli bir gnderimde bulunur.
Ana plann iki farkl algs, yalnzca, bu travmatik atmayla ba etmek, yaralarn dengeli bir sembolik
yap araclyla iyiletirmek isteyen karlkl olarak birbirini dlar iki abadr. Bu eylerin cinsel
farklara gre de ayn ekilde durduunu, "eril" ve "diil" olann Levi Strauss'un kynde evlerin iki
farkl konfigrasyonu gibi olduunu sylemek bilmem gerekli mi? Bizim "gelimi" evrenimizin ayn
mantn egemenlii altnda olmadna dair yanlsamay bertaraf etmek iin, siyasi mekanmzn sa
ve sol olarak ikiye ayrldn, sac ve solcu
292
davrann tpk Levi Strauss'un kyndeki zt alt-gruplar gibi davrandn hatrlatmak yeterli olacaktr.
Siyasi mekn ierisinde yalnzca farkl meknlan igal etmekle kalmazlar, her biri bizzat siyasi meknn
yerleimini farkl bir ekilde grr: bir solcu iin o tabiat gerei baz kkten atmalarla blnm bir
alanken, bir sac iin cemaatin yabanc tecavzclerin bozmu olduu organik birliidir.
Bununla birlikte Levi Strauss daha te bir hayati noktay iaret eder: iki alt-grup her eye ramen bir
ve ayn kabileyi oluturduu, ayn kyde yaad iin, bu kimliin bir ekilde sembolik olarak her iki
yary da kapsayacak bir biimin iine yerlemesi gerekmektedir. Fakat, eer kabilenin hibir sembolik
duygu ve dncesi, hibir toplumsal kurumu tarafsz deil de, fakat temel ve kurucu antagonist
ayrlma tarafndan stbelirlenmise, bu nasl mmkn olur? Levi Strauss'un dahiyane bir biimde "sfr
kurum" dedii, yalnzca anlamn yokluuna ztlk iinde, olduu gibi var olan olarak (as such)
mevcudiyetini iaret ettii iin hibir kesin anlam olmayan bo bir iaret ediciyle; tek ilevi olduu
gibi olan toplumsal kurumlarn fiiliyatn ve mevcudiyetini kendi yokluuna, toplum ncesi kargaaya
ztlk iinde iaret etmek olduu iin hibir pozitif ierie ve ileve sahip olmayan belirli bir kurumla.
Kabilenin btn yelerini kendini o kabilenin yeleri olarak tecrbe etmesini salayan ey byle bir
sfr kuruma gnderimdir. O zaman, bu sfr kurum ideolojik olarak en saf halinde -toplumsal uzlamaz
atmann silindii, toplumun btn yelerinin sayesinde kendini tanyabildii, her eyi kucaklayan
tarafsz bir mekn salayan ideoloji ilevinin en dorudan cisimlemesi- deil midir? Ve hegemonya
iin mcadele tam da bu sfr-kurumun nasl stbelirleneceine, nasl bir nem arzedeceine dair
mcadele deil midir?
Somut bir rnek vermek gerekirse: byle bir sfr-kurum olan modern ulus nosyonu, aileye veya
geleneksel sembolik matrislere dayanan toplumsal balarn znmesiyle deil, toplumsal
kurumlarn,
293
modernlemenin hcumuyla birlikte, giderek daha az doallatrl-m gelenenee dayanp giderek
daha fazla bir "szleme" meselesi olarak yaanmasyla birlikte ortaya kmtr. Elbette burada zel
bir nem arzeden konu, ulusal kimliin en azndan asgari dzeyde "kana ve topraa" dayanan bir ait
olma ve bu sayede uygun toplumsal kurumlarn (devlet, meslek...) yapaylklarna bir tezat oluturacak
ekilde tecrbe edilmesidir. Pre-modern kurumlar "doallatrlm" sembolik varlklar olarak
(tanlmaz gelenee dayanan kurumlar olarak) iliyordu ve kurumlar toplumsal sunilikler olarak
alglanmaya baland anda, tarafsz ortak zemin olarak hizmet verecek bir "doallatrlm" sfr-
kuruma ihtiya duyuldu.
Cinsel farklara geri dnersek, aklmdan varsaymm riske atp unlar sylemek geiyor: belki, sfr-
kurumun bu ayn mant yalnzca bir toplumun birliine deil, ayn zamanda onun antogonist
blnmesine uygulanmaldr: ya cinsel fark, insann toplumsal blnmlnn doallatrlm
asgari sfir-farkysa, belirgin bir toplumsal ayr-m iaret etmeden nce, bu fark (cinsel fark) olduu
gibi iaret eden bir tr sfr-kurumsa? O zaman, yine, hegemonya mcadalesi bu sfr-farkn dier
belirli toplumsal farklarla nasl st-belirleneceinin mcadelesidir. Lacan'n gsterge emasnn
nemli, fakat ounlukla gzden karlan zellii bu arka plan zerinde okunmaldr. Lacan standtart
Saussurecu emay (izginin stndeki "arbre" kelimesi yazp altna bir aa resmi izmek), izginin
stne "abre" kelimesini ve yanna "homme" ve "femme" ve izginin altna da birbirinin ayns iki kap
izerek deitirmektedir.
Gndergenin farkllaan karakterini vurgulamak iin Lacan, Saus-sure'un tekli emasn ilk nce bir
gnderim iftiyle, kadn-erkek kar-tlyla, cinsel farkla deitiriyor; fakat asl srpriz hayali
gnderilen dzeyinde hibir ayrmn olmay gereinde yatyor (cinsiyet farknn grafik indeksinde,
bir kadnla bir adamn basitletirilmi izgilerini deil, bugnn lavabolarnda ska grld zere,
ayn kapnn
294
iki kopyasn ediniyoruz). Cinsel farkn "gerek" varlklara dayanan biyolojik bir ztl deil, fakat net
bir biimde gnderilen nesnelerle -sadece gnderenin imgesiyle hibir ekilde yakalanamaz olan
tanmlanmam bir X'in Gerei dnda - hibir ekilde akmadn aka sylemek mmkn
mdr?
Levi-Strauss'un kyllerin iki farkl izimi rneine geri dnersek. Burada Gerek'in *izimlerdeki+
anamorfik yansmalar araclyla hangi kesin anlamda mdahele ettiini grebiliriz. lk nce elimizde
evlerin 'fiili' ve 'nesnel' dzenlenii var, ardndan onlann fiili dzenleni biimini bozarak arptan iki
farkl sembolletirme. Ne var ki buradaki "Gerek" fiili dzenleme deil, kabile yesinin fiili toplumsal
atmay arptan toplumsal atmann fiili travmatik ekirdeidir. Gerek bylece gereklik
vizyonumuzun biimsel olarak arptlmasn aklayan feragat edilmi X'tir. (Ve bu arada, bu -
dzeyli plan kesin bir biimde Freud'un dlerin yorumu -dzeyli planyla ayn manta sahiptir:
dn gerek z, dn dokusunda tercme edilen veya orada sergilenen gizli dnce deildir,
bizzat bu gizli dncenin grnr dokudaki arptlmas araclyla kendini da vuran bilind
arzudur.)
Ayn ey Gerek'in nceklikli olarak dk nesnelerinin ok edici lmcl tecavz, paralanm
cesetler, bok ve benzeri eyler klnda geri dnmedii sanat alemi iin de geerlidir. Bu nesneler,
aka, kendi yerlerinde deildir, fakat kendi yerlerinde olmamak iin, (bo) yerin zaten burada olmas
gerekir ve bu yer Malevitch'le balayan "mi-nimalist" sanatla mmkn klnmtr. Yksek
modernizmin birbirine zt iki ikonu arasndaki karmaklk ite burada yatmaktadr: Kazimir
Malevitch'in "Beyaz Yzeydeki Siyah Kareleri" ile Marchel Duc-hamp'n hazr-yapma [ready-made]
nesnelerin sanat eseri olarak sergilenmesi.
Malevitch'in gndelik nesneyi bir sanat eseri katma ykseltmesinin altnda yatan nosyon, bir sanat
eseri olmann nesnenin kaltsal bir
295
zellii olmad anlamna gelir: sanat eserini sanat eseri klan, (herhangi) bir nesneyi nceden
boaltlan onu belirli bir yere yerlettrme-sidir. Sanat eseri olmak bir "niin" deil, "nerede"
sorunudur. Male-vitch'in minimalist yerletirmesinin yapt ey, sadece byle bir yeri, kendini onun
iinde bulan btn nesneleri sanat eserine dntren ikin bir bysel zellie sahip bo yer
(ereve) haline getirmek/yaltmaktr.
Ksaca Malevitch olmasayd, Duchamp olmazd. Ancak sanat pratii ereve/yeri bu ekilde izole
ettikten, btn ieriini boalttktan sonradr ki, hazr-yapma yordam kullanlabilir. Malevitch'ten
nce bir pisuvar, en mehur galerilerde sergilenmi olsa bile, sadece bir pi-suvar olarak kalrd.
Yerlerinden koparlm dk nesnelerinin ortaya k, bylece iinde hibir nesne olmayan ve bu
ekilde bo bir ereve olan yerin ortaya kyla ayrlmaz bir biimde balantldr. Sonu olarak
ada sanattaki Gerek, bir ekilde, Gerek'in iinde Hayali-Sembolik-Ger-ek lemesini tekrarlayan
bir boyuta sahiptir. Gerek burada evvela biimi bozulmu leke, nesnel gereklii "znelletiren"
saf bir temsil olarak arptlm imge anlamnda gerekliin dorudan imgesinin biimsel
arptlmasdr. O halde buradaki bo yer olarak gerek, hibir zaman burada olmayan bir
konstrksiyon, bir yap; bu ekilde tecrbe edilen, fakat ancak gemie dnk olarak ina edilebilen
ve bu ekilde varsaylmas gerekendir- Sembolik ina olarak Gerek.
Nihayet Gerek, yerinde olmayan mstehcen dk Nesnesi, "kendinde" gerektir. Bu son Gerek,
yatllm haliyle, yalnzca, tpk Nazi Yahudi kartlnda dksal Nesne olan Yahudilerin, toplumsal
an-tagonizmin dayanlmaz "yapsal" Gerek'ini maskeleyen Gerek olmas gibi, byleyici ve esir alc
mevcudiyetinin yapsal Gerei maskeledii bir fetitir.
Gerein bu boyutu, "olaan" gereklie mesafeli duran ortamn kipliiyle sonulanr: biri
kendini bu gereklii biimsel ar-
296
ptmaya teslim eder; biri gereklikte yeri olmayan bir nesneyi dahil eder; biri de gerekliin btn
(nesnel) ieriklerini siler veya karr, ki geriye kalan tek ey bu nesnelerin dolutuu bo yerin
kendisidir.
Freudu Dokunu
Matrix'in hatas herhalde en ak bir biimde Neo'yu "O" *One+ olarak atamasdr. O kim? Toplumsal
ilikide byle bir yer vardr. lk olarak, st-Gnderen'in, sembolik otoritenin O'su. Toplumsal hayatn
en korkun biiminde bile, toplama kaplarndan sa kanlarn hafzalarnda deimez bir ekilde,
dier btn insanlar yalnzca hayatta kalma egoist mcadelesine indirgeyen dayanlmaz artlarn
hengamesinde, mucizevi bir ekilde bir 'akld' cmertlik ve vakar muha-zafa edip etrafna yayan bir
O vardr. Lacanc terimlerle konuursak, burada Y'a de l'Un ileviyle urayoruz: burada bile, hayatta
kalmann saf stratejisinin erevesindeki ibirliine kart anlamda doru toplumsal ba tanmlayan
asgari dayanma destei olarak hizmet etmi bir O vardr.
Buradaki iki zellik hayati bir nem arzeder. lk olarak, bu birey her zaman o olarak alglanr (hibir
zaman onlar deildir, sanki, grnmez bir gereklilie boyun eer gibi, aklanamaz dayanma
mucizesinin arl bir O'da cisimlemek zorundadr); ikinci olarak asl mesele bu O'nun tekiler iin
ne yapt deil, onun insanlar arasnda bizzat mevcut olmasdr (tekileri -ou zaman yalnzca
hayatta kalma makinelerine indirgenmi olsalar bile - hayatta kalmaya muktedir klan, insan onurunu
koruyan bir O'nun var olmasdr). Bir adan *komedi programlarndaki+ nceden kaydedilmi
kahkahalara benzer bir biimde, burada teki'nin (O'nun) benim yerime, benim iin benim onurumu
kaybetmedii veya daha kesin bir dille dile getirirsek, kendi onurumu teki araclyla alkoyduum
kaydedilmi bir onur vardr.
Genellikle, bu O zldnde veya sahte olduu ortaya karl-
297
dnda, dier mahkmlar hayatta kalma isteklerini yitirir ve kaytsz yaayan cesetler haline gelirler;
paradoksal biimde srf hayatta kalmak iin mcadele etmeye hazr olma durumu kendi istisnas
tarafndan, bu seviyeye indirgenememi bir O'nun var olduu gerei tarafndan ayakta tutulur; yle
ki bu istisna ortadan kalktnda, bizzat hayatta kalma sava gcn kaybeder.
Bu, O'nun kendi 'gerek' zelliklerinden hareketle tanmlanmad anlamna gelir (bu adan, onun
gibi daha birok birey olabilir veya o gerekte zlm, yani sahte ve yalnzca bu rol oynayan biri
olabilir). Onun istisnai rol daha ok bir aktarmdr. O tekiler tarafndan kurulmu (varsaym) yeri
doldurur.
Oysa Matrix'teki O, gndelik gerekliimizin gerek olmayp yalnzca kodlanm bir sanal evren
olduunu grebilen ve bu sayede kendini balayan kablolardan kurtulabilen, sanal dnyann
kurallarn deitirip askya alabilen (gkyznde uabilen, mermileri havada durdurabilen ve benzeri)
kiidir. Bu O'nun ilevinde hayati olan nokta onun gereklii fiililetirme biimidir. Gereklik kurallar
askya alnabilen veya en azndan yeniden yazlabilen suni bir yapdr -te burada O'nun gerein
direniini askya alabildiine dair tam anlamyla paranoyak bir nosyon yatar. ("Sert bir duvann iinden
geebilirim, eer gerekten buna inanr..." biroumuz iin yaplmas imkansz olan, znenin
iradesinin yetersizliine indirgenmitir).
Film burada bile yeterince derine inemiyor. Neo'nun O olduuna karar verecek olan Kahin'in bekleme
odasndaki unutulmaz sahnede, yalnzca dnce gcn kullanarak bir ka bken bir ocuk, akn
Neo'ya bunu yapmann yolunun kendini ka bkebileceine inandrmaktan deil, fakat kan var
olmadna inanmaktan ge... Peki bu kendi ne oluyor? Filmin Budist varsaym da, benim, yani
kendimin, znenin de var olmadn kabul ederek bir adm teye gitmesi gerekmez miydi?
Matrix'te yanl olann ne olduunu daha kesin bir ekilde belirle-
298
yebilmek iin basit teknolojik imknszl fanteziye ait hatadan ayrmak gerekir. Zaman yolculuu
(muhtemelen) imkanszdr; fakat fanteziye zg senaryorlar buna ramen "doru"dur, libidinal
kmazlar saflatrma biimleriyle. Sonu olarak Matrix'in sorunu hilelerinin bilimsel saflndan
kaynaklanmaz. Gereklikten SG'ye telefon yoluyla gemek fikri mantkldr; nk kamak iin tm
ihtiya duyduumuz ey bir aralk veya deliktir.
Belki de tuvalet daha iyi bir zm olurdu. Tuvaletin sifonunu ektikten sonra dklarn kaybolduu
yer, etkili bir biimde, eylerin iinde kaybolduu pre-ontolojik ve hayat ncesi dehetengiz yce
te'nin metaforlardan biri deil mi? Her ne kadar dklara ne olduunu rasyonal anlamda bilsek de,
imgelemdeki gizem var olmaya devam ediyor -bok gndelik gerekliimize uymayan bir arlk
olmaya devam ediyor ve Lacan, bir hayvann dklaryla ne yapacan bilemedii anda, bunlarn onun
cann skan bir fazlalk haline geldii anda hayvan olmaktan insan olmaya getiimizi sylemekte
hakldr. Gerek bylece tuvalet deliinden tekrar ortaya kan korkun-tik-sin ey deildir, fakat
deliin kendisi, baka bir varlkbilimsel dzene gei hizmeti gren boluk, gerekliimizin -
dklarmzn gndelik hayatmzn bir paras olmayan alternatif bir boyutta gzden kaybolduunu
hayal etmemize/alglamamza imkn tanyarak- uzamn "bken" tuvalet deliindeki *olup biteni
saklayan] dirsektir.
Sorun fanteziye ait daha kkten bir tutarszlktr ki en belirgin biimde Morpheus'un (Neo'nun O
olduuna inanan direniilerin Af-ro-Amerikan lideri) hala aknlk iinde olan Neo'ya Matrix'in ne
olduunu aklamaya alrken patlak verir. Morpheus sonu olarak Matrix'i evrenin yapsnda bir
baarszla balar.
Morpheus: O btn hayatn boyunca tadn duygudur. Dnyada bir eylerin yanl olduu duygusu.
Ne olduunu bilmiyorsun, fakat omda, tpk seni ldrtan beyindeki bir kymk gibi... Matrix her yer-
299
dedir, her tarafmzda, hatta bizzat bu odada... O seni hakikate kr etmek iin gzlerine balanan
dnyadr. NEO: Hangi hakikate?
MORPHEUS: Senin bir kle olduuna, Neo. Senin tpk dier herkes gibi zincirlerle doduu...
koklayamadn, tadamadn veya dokunamadn bir hapishanede tutulduuna. Zihnin iin bir
hapishane.
te burada film nihai tutarszl ile kar karya kalr: eksiklik/tu-tarszlk/engel tecrbesinin gereklik
olarak tecrbe ettiimiz eyin sahte bir gerelik olduu olgusuna kant tekil etmesi beklenmektedir.
Oysa filmin sonuna doru Matrix'in Ajan, Smith, bize farkl, daha Freudu bir aklama verir:
lk Matrix'in mkemmel insan dnyas olmak iin tasarlanm olduunu biliyor muydun? Hi kimsenin
ac ekmedii, herkesin mutlu olduu? Tam bir felaketti. Hi kimse program kabul etmedi. Btn
rn *ak hizmeti gren insanlar+ yitirdik. Bazlar mkemmel dnyanz tanmlayacak bir program
diline sahip olmadmz iddia etti. Fakat ben, bir tr olarak insanln, gereklii ac ekme ve
mutsuzluk olarak tarif ettiine inanyorum. Mkemmel dnya senin ilkel beyin kabuunun srekli
uyanmaya alt bir d dnyasyd. te Matrix bu yzden bu ekilde tasarland: medeniyetinizin
doruu.
Dnyamzn mkemmel olmay hem onun sanallnn hem de gerekliinin alametidir. Ajan Smith'in
(sakn unutmayalm, tekiler gibi bir insanolu deil, fakat bizzat Matrix'in (byk teki'nin)
dorudan cisimlemesidir. Onun verdii derse gre, alamaz bir engel tecrbesinin biz insanlar iin,
bir eyi gereklik olarak alglamak iin -gereklik srekli direnendir- olumlu bir artdr.
Malebranche Hollywood'ta
Baka bir tutarszlk lmle ilgili: Matrix tarafndan dzenlenen 300
SG'de len biri neden gerekten lr? Film bilgisizlik taraftan bir cevap sunuyor: "Neo: Matrix'te
ldrlrsen burada da m *sadece SG'de deil, bir de gerek hayatta+ lyorsun? Morpheus: Beden
zi-hinsiz yaayamaz." Bu zmn mantna gre, "gerek" bedeniniz ancak zihnizle, iine
gmldnz zihinsel evrenle birlikte i grebilir. yleyse, eer bir SG'de iseniz ve orada
ldrlrseniz, bu lm gerek bedeninizi de etkiler... Bunun aikar kart zm (sadece
gereklikte ldrldnz zaman gerekten lrsnz) de yine yetersiz kalmaktadr.
Buradaki bit yenii udur: zne btnyle Matrix'in ynettii SG'nin iine gmlm mdr, yoksa en
azndan eylerin fiili durumlarndan kukulanyor mudur? Eer ilk sorunun yant evet ise, dten
nceki Adem'in durumuna basit bir ekilme bizi SG'nin iinde lmsz klacaktr ve sonu olarak, hali
hasarda SG'nin iine tamamen gmlmekten azat edilmi olan Neo, Matrix tarafndan kontrol edilen
SG'nin iinde meydana gelen Ajan Smith'le arpmalarndan sa kmaldr (mermileri durdurmaya
muktedir olduu gibi, vcudunda alan yaralan hi olmam hale getirebilmelidir). Bu bizi Ma-
lebranche'n vesileciliine [occasionalism] getirir. Nihai Matrix, Ber-keley'in dnyay zihninde tayan
Tann'sndan ziyade, Malebranc-he'n vesileci Tanr'sdr.
Malebranche Sanal Gereklii aklamak iin bize hi kukusuz en iyi kavramsal aygt sunan
felsefecidir. Descartes'n bir rencisi olan Malebranche, onun maddi ve tinsel tz, beden ve ruh
arasndaki ibirliini aklayabilmek iin bir kozalaks bezeye yapt komik gnderimi bir kenara iter.
Peki eer bu ikisi arasnda hibir temas yoksa, bir ruh nedensel olarak beden (ayn ekilde beden ruh)
zerinde eylemde bulunamyorsa, bu durumda bunlann ibirliini nasl aklayacaz? ki ebeke
(zihnimdeki fikirler ile bedensel karlkl-ballk) tmyle birbirinden bamsz olduu iin, geriye
kalan tek zm, bir nc gerek Tz'n (Tanr) srekli olarak bu ikisini koordine
301
edip onlara ara bulucu -ve bylece tutarllk temsilini srdren- olmasdr. Elimi kaldrmay
dndm zaman elim buna uygun bir ekilde kalkar, dncelerim elimin kalkmasna dorudan
deil "vesile" sebep olur. Dorudan elime ynelmi dncelerimi fark eden Tanr, elimi buna uygun
bir bir ekilde kaldrmaya yol aacak teki, maddi, sebepsel zincire hareket verir. Eer "Tanr" yerine,
byk te-ki'ni, sembolik dzeni koyarsak, Lacan'n duruundaki vesilecilie yaknl grrz.
Lacan'n "Televizyon" almasnda Aristoteles'e ynelik polemiinde dile getirdii gibi, byk teki
kendini her zaman beden ve ruh arasna yerletirdii iin, bu ikisi arasndaki iliki hibir zaman
dorudan deildir.
Vesilecillik, bylece, aslnda "gndergenin rastlantsall", fikirler ebekesi ile bedensel (gerek)
nedensellik ebekesi arasndaki mesafe, iki ebekenin -bir elma srdmda ruhumun bir haz duyumu
tecrbe etmesini salayacak ekilde- ibirliini salayan byk teki olduu gereine bir addr.
Beden ve ruh arasndaki bu ayn uzaklk, gnein tekrar domasn temin etmek iin insan kurban
trenlerini rgtleyen antik Aztek rahibin de hedefiydi. Buradaki insan kurban etme Tanr'ya,
bedensel zorunluluk ile sembolik olaylarn rapdetil-mesi arasndaki ibirliini srdrmesi iin bir
yakartr. Aztek rahibin kurban treni her ne kadar 'akld' grnse de, onun temel varsaym beden
ile ruh arasndaki ilikinin dorudan olduunu syleyen bizim basmakalp sezgimizden ok daha
derindir: bir elma srdm zaman haz duyumu tecrbe etmem benim iin 'dogal'dr; burada byk
teki'nin, gereklik ile onun zihinsel tecrbesi arasndaki ibirliini salayan arabulucu rol gzden
yitirilir.
Acaba bizim Sanal Gerekliin iine girmemiz de byle deil mi? Elimi sanal mekanda bulunan bir
nesneyi itmek iin kaldrdmda, bu nesne buna uygun bir biimde hareket eder, elbette nesnenin
yer deitirmesine dorudan elimin sebep olduu benim yanlsamamdr gmlmlm iinde,
bilgisayarlatrlm ibirliinin vesilecilikte
302
iki yap arasndaki ibirliini garanti eden Tanr rolne benzeyen karmak mekanizmasn ihmal
etmiimdir.
Birok asansrde bulunan "Kapy kapat" dmesinin sahte bir dme olduu, oraya insanlara da
asansr seyahatine bir ekilde katldklar ve katkda bulunduklar izlenimini yaratmak iin konmu
olduu ok iyi bilinir; kap bu dmeye bastnz zaman, "Kapy kapat" dmesine basarak sreci
"hzlandrmaya" kalkmadan dorudan gideceiniz katn dmesine bastnz zamankine tam olarak
eit srede kapanr. Sahte katlma dair bu an ve keskin rnek, bireylerin bizim "postmodern" siyasi
srelere katlmna ok iyi bir metafor salar. stelik bu en katksz vesileciliktir: Malebranche'a gre
biz srekli bu tr dmelere basanz, her ne kadar kapnn kapanmasnn dmeye basmamzn bir
sonucu olduuna inansak da, onlan ve takip eden olay (kapnn kapanmasn) koordine eden Tann'nn
arkas kesilmeyen faaliyetidir.
Bu sebeple siberuzamn hayatlarmz nasl etkileyecei kkl mphemlii ak brakmak hayati bir
nem arz eder. bu sz konusu teknolojiye deil, fakat toplumsal sze *inscription+ baldr. Siberu-
zama gmlmek bedensel tecrbemizi iddetlendirebilir (yeni duyarllk, daha fazla organ olan yeni
bir beden, yeni cinsiyetler...), fakat ayn zamanda siberuzam ynetmen makineyi idare eden kii iin
(sanal) bedenimizi, onun hkimiyetini -hi kimsenin bundan sonra kendi bedenine "benim"
diyemeyecei ekilde- elimizden alarak alma olanan da aar. Burada karlam olduumuz ey,
arabulucu nosyonunun kurucu mphemliidir. Bu nosyon orijinal olarak bir znenin dorudan ve
vazgeilmez karar alma hakkndan soyulmasn iaret ediyordu. Siyasi arabuluculuun byk ustas,
fethedilmi hkmdarlar, hibir ekilde onu kullanacak durumda olmadklar bir grnte g ile
babaa brakan Napolyon'dur. Daha genel bir lekte, hkmdarn "arabuluculuu"nun anayasal bir
monariyi iaret ettii sylenebilir: bu sistemde hkmdar, ierii seimle gelen h-
303
kmet tarafndan belirlenmi fermanlar imzalamann katksz bir biimde "i"leri dzeltmek gibi ii bo
bir jestine ve bylece fermanlarn zerindeki yrtme gcn teyit etmeye indirgenmitir. Bu "i"leri
dzeltme ii, zne'nin alglanamaz bir ekilde giderek daha fazla medyatize edildii, glerinden
*artt sahte klnn altnda+ soyulduu, gndelik hayatn aamal olarak bilgisayarlatrmas iin de
geerli deil mi? Bedenimiz medyatize edildiinde (elektronik medyann ebekesine tutsak
olduunda), e-zamanl olarak kkten "prole-terletirme" tehlikesine maruz kalr: kiisel tecrbem
bile mekanik teki tarafndan alnabilir, deitirilebilir ve dzenlenebilir olduu iin zne potansiyel
olarak sadece dolar iaretlerine indirgenmitir. Burada yine, kkten sanallatrmann bilgisayarlara,
Malebranche'n vesileceliinde Tanr'ya ait olan konumu bahetmi olduunu grebiliriz. Bilgisayar
(sanal gereklikte) zihnim ve kaslarmn hareketleri (olarak tecrbe ettiim ey) arasndaki ilikiyi
koordine ettii iin, yoldan kp zihnim ve bedensel deneyimim arasndaki ilikinin koordinasyonunu
bozarak bir Kt Tanr gibi davranmaya baladn hayal edebilirim. Eer elimi kaldrmak iin
beynime gnderdiim sinyaller sanal gereklik tarafndan kesintiye uratlr ve hatta tersine evri-
lirse, bedenimi "benim" olarak algladm en kkten tecrbemin alt oyulur. yle grnyor ki
siberuzam, hatralar Freud tarafndan analiz edilen Alman yarg Schreber'in paranoyak fantazisini
gelitiriyor. "Kablolu evren" ancak Schreber'in insan olunu kutsal nlarla dorudan kontrol eden
Tanr halsinasyonuyla akt lde psikotik bir fantezidir.
Baka bir deyile, byk teki'nin bilgisayarda cisimletirilmesi kablolu evrenin ikin paranoyak
boyutunu aklamaz m? Veya, yine baka bir ekilde dile getirirsek, ortak nokta u ki, siberuzamda bir
bilgisayara bilin ykleyebilmek insanlar bedenlerinden kurtaryorsa, makineleri de insanlardan
kurtarr.
304
Temel Fanteziyi Sahnelemek
Son tutarszlk Neo tarafndan son sahnede ilan edilen mphem zgrlk statsyle ilgilidir. Neo'nun
mdahelesinin bir sonucu olarak, Matrix'te bir SSTEM HATASI yaanr, bu srada Neo, Matrix'in
zincirlerinden kendilerini nasl kurtaracaklarn retecek Kurtarc olarak Matrix'te tutsak olan
insanlara seslenir: fiziksel yasalar delebile-cek, metalleri eebilecek, gkyznde uabilecekler... Ne
var ki, btn bu "mucizeler" ancak Matrix tarafndan srdrlen SG'nin iinde kalnrsa mmkndr
ve sadece kurallarn delmek ve deitirmekle ilgilidir. Matrix'in kleleri olma statmz hi
deimemi, yalnzca hapishane koullan iyiletirilmitir; peki o zaman Matrix'ten kmaya ve yok
edilmi dnya yzeyinde mutsuz yaratklar olarak "gerek gereklie" girmeye ne oldu?
dornocu bir adan bu tutarszlklarn filmin hakikat anlar olduu iddia edilebilir: ge kapitalist
toplumsal tecrbemizin, ac ve gereklik (haz ilkesinin saltanatn bozan ilke olarak gereklik),
zgrlk ve sistem (zgrlk ancak onun tam gelimesini engelleyen bir sistem iinde mmkndr)
gibi temel varlkbilimsel iftleri ilgilendiren uzlamaz atmalarn iaret etmektedirler. Bununla
birlikte filmin gerek gc tamamen farkl bir dzeyden gelmektedir. Yllar ncesine ait Zeardoz veya
Lagon'un Ka gibi bilim kurgu dizileri, bugnn postmodern durumunu nceden grmlerdir: Steril
edilmi bir alanda yaayan yaltlm insanlar, maddi rmenin gerek dnyasn tecrbe etmek
isterler. Postmodernizme kadar, topya gerek tarihsel zamandan kurtulup zamansz bir tekilie
gitme abasyd. "Tarihin sonu"yla gemiin dijital belleklerde tmyle mevcut olmasnn postmodern
kesimesi, gnmzde, zamansz topyay gndelik ideolojik tecrbe olarak yaamamza sebep
olmutur. topya Tarih'in Gerek'liine, bellee, gerek gemiin izlerine ve evremizi saran kapal
kubbeden kurtulup ham gerekliin kokusuna ve rmesine arzu duyma haline gelmitir. Matrix
filminin kurgusu, filmin
305
sonunda bir yn deitirme daha yaar ve topya ile ters-topyay birletirerek ters dner: iinde
yaadmz gereklik, Matrix tarafndan sahnelenen zamansz topya yerli yerindedir; yle ki etkili bir
ekilde Matrix'e enerji temin eden edilgen birer akye indirgenebiliriz.
Bu yzden filmin kendine zg etkisi onun merkezi tezinden ok (gereklik olarak tecrbe ettiimiz
ey, zihinlerimize balanm bir Mega-bilgisayar olan Matrix'in rettii sanal bir gerekliktir), onun
merkezi imgesinden, milyonlarca insann tpler iinde edilgen bir biimde yatarak Matrix'e enerji
temin etmesinden gelir. Bu yzden Matrix'in kontrol ettii sanal gereklikten uyandklarnda, bu
uyanma d gerekliin geni alanna bir alma deil, her birimizin doum ncesi sv iinde ceninsi
organizmalar olarak yaadmz bu kapanmn korkun ilk farkna varlmasdr. Bu mutlak edilgenlik,
bilinli tecrbemizi etkin, kendi kendini gerekletiren zneler olarak srdren, ipotek altna alnm
fantezidir. Nihayetinde hayat zmz bizler birer yaayan akymz gibi skp alan teki'nin
(Matrix'in) jouissance arac olduumuz nosyonu, mutlak sapk fantezidir.
te burada bu aygtn gerek libidinal gizemi yatar. Matrix neden insan enerjisine ihtiya duyuyor?
Tmyle enerji asndan baktmz zaman, bu, elbette anlamszdr. Matrix kolayca, milyonlarca insan
iin koordine edilen an derecede karmak bir sanal gereklik idaresini gerektirmeyen, daha
gvenilir bir enerji kayna bulabilirdi. Burada baka bir soru daha gze arpyor. Matrix neden her bir
bireyi kendi tekbenci yapay evrenine gark etmiyor? Btn insanlk tek sanal evreni yaasn diye
programlan koordine etmeyle ileri neden daha karmak hale getirsin? Buna verilebilecek tek yant
Matrix'in insanlann jouissance ile beslendiidir: ite yine byk teki'nin srekli bir jo-uissance
akna ihtiya duyduuna dair Lacanc teze geliyoruz. te film tarafndan sunulan eya durumunu bu
ekilde ters evirmemiz gerekiyor. Filmin gerek durumumuza uyanmamza dair betimi, kendinin tam
ztt, varlmz koruyan ok temel bir fantezidir. 306
Sapklk ile siberuzam arasnda kurulan balant bugn artk ok yaygndr. Standart bak asna gre,
sapk senaryo "idi edilmenin inkr"n sahneler. Sapklk "lm ve cinsellik" motifine, ahlakllk ve
cinsiyet farknn srekli empoze edilmesi tehdidine kar bir savunma olarak grlebilir. Sapn iinde
yaad evren, tpk izgifilmlerde olduu gibi bir insann btn idi edilmelerden paay kurtard,
yetikin cinselliin ocuksu bir oyuna indirgendii, bir insann lmeye ya da cinsiyetlerden birini
semeye zorlanmad bir evrendir. Bu haliyle sapn evreni, katksz sembolik dzenin,
gndergelerin, insann lmll Gerek'iyle snrlanmadan serbeste kendi oyunun oynad bir
evrendir.
lk bakta, bizim siberuzam tecrbemizin bu evrene uyduu dnlebilir: Siberuzam Gerek'in
atlyla engellenmemi, sadece bizim koyduumuz kurallarla snrl bir evren deil miydi? Matrix'teki
Sanal Gereklik'te ayn deil mi? inde yaadmz 'gereklik' deitirilemez karakterini yitiriyor; bir
insann iradesi yeterince glyse deitirebilecei (Matrix tarafndan empoze edilen) olumsal
kurallarn yrrlkte olduu bir alan haline geliyor... Ne var ki, Lacan'a gre bu standart bak asnn
hesaba katmad ey, teki ile sapklktaki jouissance arasndaki nevi ahsna mnhasr ilikidir. Bu,
tam olarak, ne demek?
Aydnlanma'nn Diyalektii kitabnn sonuna Adtorno ve Horkhe-imer'n yapt almllardan biri 19.
yzyl psikologu olan Fransz Flo-urens'in kloroformla tbbi anesteziye kar gelitirdii savdr. Flou-
rens anestetik maddelerin sadece beynin hafza blmnde etkili olduunun kantlanabileceini
syler. Ksaca, ameliyat masasnda canl canl kesilir, korkun aclar hisseder, fakat uyandktan sonra
olanlar hatrlamayz... Adorno ve Horkheimer iin bu, elbette, kendinde doann bastrlmasna
dayanan Akln kaderine dair ok iyi bir metafor salar: beden, znedeki doa, tmyle acy hisseder,
znenin hibir ey hatrlamamasnn sebebi bastrmadr. Burada doann hkimiyeti-
307
mizden ald eksiksiz intikam yatar: bilmeden, kendi kendimizin kurban olur, kendimizi canl canl
keseriz... Acaba bunu, i-edilgenli-in, dnyaya etkin mdahelemizin bedelini dediimiz, mkemmel
fantezi senaryosu olarak okuyamaz myz? Bu fantestik destek olmadan, btnyle teki tarafndan
ynlendirilen teki Sahnesi olmadan, zgr, etkin bir amil dnlemez. Bir sado-mazoist bu ac
ekmeyi Varlk'a ulamann bir yolu olarak isteyerek benimser.
Bu sylediklerimizden sonra, Hitler'in biyografi yazarlarnn, onun, 1931 ylnda Hitler'in Mhich'teki
dairesinde l bulunan yeeni Geli Raubel'le ilikisine dair saplantlarn daha kolay aklayabiliriz.
Sanki Hitler'in cinsel sapkl onun kamusal kiiliini aklayacak fanteziye ait bir destek gibidir. Otto
Starsser'in yazd biimiyle senaryo yle bir ey.
Hitler ona elbiselerini karttrrd. Yere uzanr ve onun yzne melmesini isterdi. Burada onu
yakndan incelerdi; bu onu ok heyecanlandrd. Heyecan doruk noktasna ulatnda kzdan yzne
iemesini isterdi. te Hitler'e zevkini veren ey buydu.
Burada hayati bir neme sahip olan ey, Hitlerin bu senaryodaki onu lgnca ykc kamu siyasetine
iten fanteziye ait destek olarak mutlak edilgenliidir -Elbette Geli bu ritellerden tiksiniyordu ve
aresiz durumdayd.
te burada Matrix'in gerek igrs yatyor: sapkln iki kart kutbunu bir arada sergilemek: bir
yanda gerekliin delinebilir olumsal kurallarla ynetilen bir sanal alana indirgenmesi, te yanda bu
zgrln gizlenmi hakikatinin, znenin indirgenmesinin son derece arasallatrlm edilgenlie
indirgenmesi.
308
Katkda Bulunanlar
DANIEL BARWICK Alfred Devlet Universitesi'nde Yardmc Felsefe Profesr-dr. Intentional
Implications adl kitaba ve saysz makaleye imza atmtr. Bar-wick ahlak, metafizik ve genel eitim
deerlendirmesi dersleri vermektedir. rencileri onun retim biimini u ekilde tarif etmektedir:
"Ne olduunu bilmiyorsunuz ama, orada, sizi ldrdan, beyindeki bir kymk gibi."
GREGORY BASSHAM Pennsylvania'daki King's Universitesi'nde Yardma Felsefe Profesrdr. Original
Intent ve The Canstruction kitabnn yazan ve Cri-tical Thinking: A Student's Introductian kitabnn iki
yazarndan biridir. Greg Reforme edilmi epistemoloji ve hukuk felsefesi zerinde eidi anlalmaz
dergilerde makaleler yaynlamaktadr. Bili Iroin'e Rob Zombie'yi kendisiyle tantrd iin teekkr
ediyor.
MICHAEL BRANNIGAN bir Felsefe Profesr ve Pennsylvania, Pittsburgh'taki La Roche
Universitesi'nde Felsefe Blm Bakandr. Aynca niversitenin Ahlak Aratrmalar Merkezi'nin
mdrdr. Asya felsefesi ve ahlak zerine saysz makalelerinin haricinde, The Ptdse ofWisdam. Tbe
Pbilosophies oflndia, Chine, and Japon ve Striking a Balance: A Primer on Traditional Asian Va-lues
kitaplarnn yazandr. Eskimo karda yuvarlanma teknii dersleri alrken, henz kayak diye bir eyin
olmad gereini kefetmekten ok uzak olduunu anlamtr.
MARTIN A. DANAHAY Arlington'daki Texas Universitesi'nde ngilizce Profesrdr. Vktoryen kltr
ve edebiyat, ada otobiyografi, bask ve direnme konularnda saysz makale yaynlamtr. YZ
makinelerinin btn insanlar neden hl birer profesr haline getiremediini anlamamaktadr;
Neo'nun tek bir hap atarak rendiini renmek iin yzlerce makale ve kitap okumay ilkel
bulmaktadr.
GERALD J. ERION Mediaille Universitesi'nde Yardmc Felsefe Profsrdr. Zihin ve ahlak felsefesi
zerine makaleler yazmtr. Otorite sorunu vardr. Kendinin zel olduuna ve kurallarn onun iin
geerli olmadna inanyor. Kukusuz hata ediyor.
CYNTHIA FREELAND Houston Universitesi'nde Felsefe Profsrdr. Tbe Na-
309
ked and tbe Undead: Evil and the Appeal ofHormr (Westview, 1999) ve But Is it Art!1 (Oxford, 2001)
kitaplarnn yazar, Feminist Interpretations o/Aristotle (Penn State, 1998) ve (Thomas Wartenberg'le
birlikte) Philosopby and Film (Ro-utledge, 1995) kitaplarn editrdr. Ve ona Kahin'in kurabiye
tarifini getirecek olanlara dl vaat etmektedir.
JORGE J. E. GRACIA, Buffelo'daki New York Devlet niversitesi'nde Felsefe Profesr. En son kard
kitaplar: Hov Can We Knotv What God Means (2001); HispaniclLatino Identity (2000); Metapbysics
and Its Task (1999); Texts (1996) ve Tbeory qfTextuality (1995). Onu harekete geiren bir soru. Onu
buraya getiren bir soru.
CHARLES L. GRISTOLD, JR. Boston niversitesi'nde Felsefe Profesr. elf-Knotvledge in Plato's
Phaectrus (Yale, 1986; reprinted by Penn'State Press, 1996), Adam Smitb and the Virtues
ofEnligbtment (Cambridge, 1999), kitaplarnn yazan ve Platonic Writings/Platonic Readings
(Roudedge, 1988; reprinted by Penn State Press, 2000. Bir Ajan grd m hemen tanyabiliyor.
THOMAS S. HIBBS, Boston niversitesi'nde Yardmc Felsefe Profesr. Son kitab Virtue's Splendor:
Wisdom, Prudence and Good Life (Fordham Univer-sity Press, 2001). Shows About Notbing: Nibilism
in Popular Culturefrom tbe Exorcist to Seinfeld ve Buffy the Vampire Slayer makaleleri arasnda.
Hibbs izleme cihazndan umutsuzca kurtulmaya alyor.
JASON HOLT, Manitoba niversitesi'nde felsefe hocas. eidi felsefi konularda birok akademik ve
popler metinleri var. Krlk ve bilincin doas zerine bir monografisi yayn aamasndadr
veFragment of a Blues (2001) adl romann yazandr. Kendini skc sansa da ok elenceli birisi.
WILLAMIRWIN, Pennsylvania King niversitesi'nde Felsefe Profesr. Intenti-onalist Interpretation: A
Philosophical Explanation and Defense (1999) ve Critical Thinking: An Introduction (2001) kitabnn
ortak yazar. Seinfeld and Philosopby (2000) ve Tbe Death and Resurrection oftheAuthor? (2002) adl
kitaplarn editr. Bill'teki hayatnda "Kurabiye Canavan" lakabyla Hacker ve bu lkedeki btn
internet yasalann inemi durumda.
DEBORAH KNIGHT, Kanada, Kingston, Queen niversitesi'nde Felsefe Profe-
310
soru. Son yaynlar Simpsons'tan Borges'e. Eco'ya ve Calvino'ya devasa bir alan ieriyor. Bo
zananlannda Helikopterle akrobasi almalar yapyor.
CAROLYN KORSMEYER, Buffalo'daki New York Devlet niversitesi'nde Felsefe Profesr. Estetik ve
sanat felsefesi, feminist felsefe ve duygu kuram alanlarnda yazyor; u anda tiksintiyle urayor. En
son kitab Making Sense of Tste: Food and Pbilosopy (Cornell University Press, 1999). Neo ile
Trinity'nin siyah deriden kyafetlerini Kung-Fu salaklayla mahvetmekten korkamayacak kadar a
olduklanru eri sryor.
JAMES LAWLER, Bufelo'daki New York Devlet niversitesi'nde Felsefe Profesr. The Existentialist
Mansm ofJean-PadSartre, veIQ Heritability, and Racism kitaplannn yazar. Dialectics of the USA
Constitution: Selected Wri-tings of Mitchell Franklin kitabnn yazan. Kant, Hegel ve Marks zerine
makaleler yazyor. nceki hayatda da doruyu retmi.
GEORGE McKNIGHT, Ottawa, Carieton niversitesi Sanat ve Kltr Aratrma-lan Okurunda Film
Aratrmalar Blmnde Profesr. En son olarak Agent of Cballenge andDefance: Tbe Films ofKen
Loacb kitabnn editr. Deborah Knight ile birlikte Suspens and s Loach, in Hitchcock kitabn yazan.
En byk hayali bir yemek kitab yazmak.
JENNIFER L. MCMAHON, Centre niversitesinde Felsefe Profesr, Sartre, Dou Felsfesi ve Estetik
konularnda makaleleri var. Her ne kadar bir etyemez olsa da, sanal bir biftee hayr demeyeceini
sylyor.
DAVID MITSUO NIXON, Seattle, Washington niversitesi'nde retim grevlisi. Alglamann
epistemolojisi zerine olan tezini bitirmekle urayor. 2000 ylnda David "Matrk'in Felsefesi" adl bir
ders balaup retti. Bu ders boyunca renciler filmin eidi felsefi temalarm inceledi. David gzleri
bozuk olduu iin yanllkla mavi hap seenlerden.
DAVID R1EDER, Arlington, Texas niversitesi'nde ngilizce Blm'nde We-ightless Writing: Rhetoric
and Writing in an Age ofBlur tezini yazyor. Encul-turation: A Journal of Rhetoric, Writing and
Culture'm iki editrnden biri. Ayrca bir internet gazetesinde The Writing Instructor stununun
yazan. David kak djye bir ey olmadn biliyor.
311
JONATHAN J. SANFORD, Steubenville'de Fransisken Universitesi'nde Felsefe Profesr. Antik ve
Ortaa felsefesine dair makaleler yaynlad. Categories Old andNeut (Catholic University of America
Press) kitabna editrlk yapa. Sigorta numaras var, vergilerini dyor ve ev sahibesine p
tamasnda yardm ediyor.
THEODORE SCHICK, JR. Muhlenber Universitesi'nde Felsefe Profesr. How to Tbink About Weird
Things (McGraw-Hill) ve Doing Pbilosopby (McGraw-Hill) kitabnn iki yazanndan (dieri Lewis
Vaughn)-biri. Son kard kitap: Readings in Pbilosopby of Science: Fram Positivism to
Postmodemism (McGraw-Hill). Ted kaklan tek eliyle bkebiliyor.
BARRY SMITH, Buffalo'daki Devlet Universitesi'nde Felsefe Profesr ve Monist dergisini editr. Son
almalar arasnda "True Grid", "The Metaphysics of Real Estate", "The Chinese Rune Argument",
"The Cognitive Theory of War", "The Last Days of the Human Race" ve "The Worst Cognitive
Performance in History" makaleleri var. Profesr Smith Almanya'daki Alexander von Humboldt
Vakf'ndan bugne kadar bir felsefeciye verilen en yksek para olan iki milyon dolarlk dl ald. Bu
dln ncesinde bir restoranda geen bir bulumaya dair sorular sorulduunda: "Hibir ey
hatrlamyorum, anlyor musun, hibir ey," diye cevap veriyor.
DAVID WEBERMAN, Georgia, Atlanta'da Gerorgia Devlet Universitesi'nde Felsefe Profesr. Mnich
niversitesi ve Kolombiya Universitesi'nde almalar yapt. En son bir telefon kulbesinde grlm.
SARAH E. WONTH, Greenville SC'deki Furman Universitesi'nde Felsefe Profesr. Estetik alanndaki ilk
almalar/OMra/ ofAesthetics and An Critidsm. Britisb Journal ofAesthetics ve Journal of
Aesthetics dergilerinde yaynland. Sarah Wachowski kardelerin Trinity karakterine onu bir model
olarak kullanmak iin kendisinden izin istemelerinden ok mutlu.
SLAVOJ ZIZEK, Ljubljiana Universitesi'nde Felsefe Profesr. Slovenya Cumhur Bakanl Seimleri
Aday. Son yaynlan unlar: On Belief (2001), ne Fright of Real Tears (2001), Did Someboy Say
totalitarianism? (2001). The Fragile Absotute veya Why the Christian Legacy is Worth Fighting For
(2000). ngilizce aksan yznden birok insan onun gev olduunu dnyor.
312
BTT

You might also like