Professional Documents
Culture Documents
Terbiye İlminin Problemleri Ve Terbiye Felsefesi PDF
Terbiye İlminin Problemleri Ve Terbiye Felsefesi PDF
M^ ntaka halk^ ^bu felaketi, "bizde bu y^ l mahsul .olmad^ " ^ eklinde ifade eder.
Bu cmledeki biz tabiri, felaketinm^ terekenya^ and^ ^^ na, insanlarzerinde
ayni tesirve tahribi yapt^ ^^ na delleteder. M^ terek birsaha zerinde ya^ ^ -
yaninsanlar^ nayni hayat ^ artlar^ ^ alt^ nda " biz " toplulu^ u iine yerle^ me-
leri, cemiyetinbariz ve esasl ^ ^ vasf^ d^ r.
Steingrberbu mnadaki cemiyetile (birlik) topluluk aras ^ ndaki fark^ ^
mukayeseli bir ^ ekilde belirtmeye al ^ ^ ^ yor2 6 :
Topluluk
Ferdi ^ uur
Maksad^ nd^ ^ ^ nda olmak
Mefhumlarla kavran^ labilenbir
te^ ekkl
Fertlerinmaksada uygunolarak
ba^ lanmalar^ ^
K^ ymetlere kar^ ^ ^ilgisizlik
Birlik
Birlik (bizlik) ^ uuru
Bizatihi maksat
Mefhumlarla tamamenkavran^ -
lam^ yanbirte^ ekkl
Fertlerinhissi ve iradi olarak
ba^ lanmalar^ ^
Tamamenk^ ymetlere ba^lanmak
Bu mukayeseli tefrik zerinde ufak baz^ ^ilaveleryapmak mmkndr.
Mesela birlikte mekana olans^ k^ ^ba^ l^ l^ ^ a kar^ ^ l^ k, toplulu^unmekande^ i^ -
tirebilmesi gibi.Fakattopluluk ile birlik aras^ ndaki mahiyetfarklar^ n^ ^ a^ k-
a belirtmesi bak^ m^ ndanbu tasnif ehemmiyetlidir. Bu tasnife birde mekan
birli^ ini ilave ettik mi (mukadderatsahas^ ), bu takdirde mukadderatsahas^ ^
mefhumu iinde btnbu vas^ flar^ ntopland^ ^^ n^ ^ grrz. Mukadderat
sahas^ ^ ad^ n^ ^ verdi^ imiz mekanzerindeki insanlar^ nhayat^ na biraz daha n-
fuz ettik mi, bu insanlar^ nbirtek lem iinde ya^ ad^ klar^ n^ , daha do^ rusu
bu leminonlariinde ya^ ad^ ^^ n^ ^ grrz. Fakatburada birli ^i temineden
^ ey, zerinde ya^ an^ lansahan^ nd^ ^ ^ ^ artlar^ ^ de^ ildir. Bu birlik hislerini^ -
tirakinde, duygular^ nvadetinde,gr^ ^ ve d^ n^ nm^ terek istikametin-
dedir. Birli^ i te^ kil edeninsanlar^ nhava, toprak, su gibi mevzularhakk^ n-
daki bilgileri hepaynidir. konu^ tuklar^ ^ dil, syledikleri ^ ark^ ^ve trkler, an-
latt^ klar^ ^ hikye ve efsaneler, kar^ ^ la^ t^ klar^ ^ glk ve s^ k^ nt^ lar, hatt sevin
ve ne^ elerhepm^ terektir. Herkes ayni ^ eyleri syler, ayni ^ eyleri dinler.
Ayni ^ eyleri duyarve itenya^ ar. Gr^ , duyu^ , gidi^ , d^ n^ ^ ve
ya ^ ay^ ^ ^ birli^ i byle bircemiyetinbariz vasf^ d^ r.
Freyerdiyorki: ^ nsanlar^ nm^ terek mukadderatsahas^ n^ nxesirleri'- al-
t^ nda birbirlerine yakla^ malar^ , biz birli^i haline gelmeleri bu tarz cemiyete
hususi birmahiyetverir. B^ i cemiyetinbariz biralmeti de devaml ^ ^ olu^ u ve
lmezli^ idir2 7 .
80
Fakatcemiyet, sadece birmukdderatbirli ^ indenibaretde^ ildir. Kader
birli^ i, vak^ a cemiyetinenmhim vasf^ d^ r. Fakatbununyan^ nda men^ e, dil,
kltrideal gibi birle^ me ve birlik unsurlar^ n^ ^ unutmamak icabeder. Ancak
kaderbirli^ inde bu unsurlar^ nk^ smenveya tamameni ^ tirakini bulmak mm-
kndr. Bu bak^ mdankaderbirli^ i, naz^ m ve hakim mefhumdur.
Cemiyeti bu tarzda, hakiki mahiyette kavraman^ nyaln^ z terbiye iinde-
^ il, felsefe, iktisat, ahlak, hukul, hlsa btnsosyal fonksiyonlariinta-
^ ^ d^ ^^ ^de^ erve man byktr. Bylece cemiyet, insanhayat^ n^ nve o lu ^ ^un
^ art^ ^ oluyor. Olu^ undemekle, terbiye hadisesi btnderinlik ve geni ^ -
li^ i iinde bu ^ arta ba^ lanm^ ^ ^oluyor.
Cemiyet, hayat^ ntabii ve manevi cephelerini nefsinde topl ^ yanbirbtn,
birorganizma olarak, uzviyetleminde oldu^ u gibi k^ s^ mlara ve uzuvlara
blnm^ tr. Uzuviar^ nherbiri, kendi bnyesine gre ayr^ ^ birfonksiyona,
ayr^ ^ birhususiyete sahipolmakla beraber, neticede btne ba ^ l^ ^ve onunhiz-
metindedirler. Yine, uzviyetleminde oldu^ u gibi, burada da uzuvlarbir-
biriyle ve btnle devaml ^ ^ ve kar^ ^ l^ kl^ ^ birmnasebetiindedirler. Uzuvlar
kadarbtnnde de geli ^ mesi bu tesirlerindevartuna ba^ l^ d^ r. Hayatve olu^ ,
ancak bu tesirve mnasebetleriinde tekevvneder.
Yeni neslinherferdi, cemiyetindevaml ^ ^ tesirleri alt^ nda onuntipik bir
uzvu olarak, onunhavas^ ^ iinde yeti^ ir. Cemiyetferdi, kendi hususiyetine,
^ artlar^ na gre te^ kil eder. Fakat, fert, bylece, kuvvetlerinin, kabiliyetlerinin
inki^ af^ na, ^ ahsiyetininolgunla^ mas^ na imkanelde ederve neticede hrriyet
ve istiklaline kavu^ ur. Ferthernekadarnefsinde cemiyetinhususi tipini tem-
sil ederve canland^ rirsa da, yine de kendi hususiyeti iinde ferdiyete ve m-
tekmil merhalede de ^ ahsiyete sahiptir. Yani ba^ l^ ^ bulundu^ u cemiyetiinde
bu cemiyetinde^ erleriyle bu cemiyetinbirtipi olarak yeti ^ mesi onunbirfer-
diyete ve ^ ahsiyete sahipolmas^ na hi birzamanmani te^ kil etmez. Bilkis
ferdiyetve ^ ahsiyetinyeti ^ me imkalar^ n^ ^ haz^ rlar.
Herbirimiz birerinsanolarak di ^ erinsanlara benzeriz. Fakat ^ ahsiyet
olarak di^ erinsanlardanfarkl ^ y^ z. Do^ umdanitibareninsan^ z, fakatterbiye
ve geli^ me neticesinde bir^ ahsiyetolabiliriz. Mesela Trk milletininbirferdi
olarak onunnorm ve k^ ymetlerini ta^ ^ r^ z. Bu bak^ mdanvatanda^ lar^ m^ za
benzeriz. Fakatkendilerine gre norm ve de ^ erleri olandi^ ermilletlerin
vatanda^ lar^ ndanayr^ y^ z
Bu durum, cemiyetinbtnl^ iinde paralara blnd^ n, fakat
bu paralar^ nbtne olannisbetlerini daima muhafaza ettiklerini gsterir.
Fert-cemiyetmnasebetleri de buna intibak etmi ^ ^vaziyettedir. bryandan
sosyal bnyeninbu tarzda blnmesi, ferdinterbiye bak^ m^ ndanbtnbu
blmleriinde devaml ^ ^ tesirve mnasebetleriine yerle ^ mesine, onlarda
81
vazife almas^ na imkanba^^ ^ lar. Mesela birvatanda^ ' devletve te^ ekkllerin
birferdi oldu^ u kadar, dini bircemaatin, birmeslek te ^ ekklnnuzvu,
biraileninazas^ , baz^ ^ cen^ iyetlerinde mensubu olabilir. Hervatanda ^ ^by-
lece sosyal mukadderath e^ itli ^ ekillerini nefsinde topl ^ yabilir. Bunlarfer-
dinhayatcemiyeti iinde fonksiyonunu ve durumunu gsterenmotif gruplar^ ^
veya gruplanmalar^ d^ r. Fakatbunlarayni zamanda, vatanda^ ^ ^sosyal dzen
iine yerle^ tiren, onu vatanda^ ^ yapanmnasebetve rab^ talard^ r.
Demek oluyorki, cemiyetkendi btnl^ iinde devlet,aile, din, mes
lek, Parti, dernek gibi sosyal messese ve gruplara ink^ sam eder. Bu te^ ek-
kl ve gruplara intsapetmek suretiyle, ferto lu ^ ^unharici yolunu tutmu^ ,
muayyenbirhayet ^ eklininistikametini bulmu^ ^olur. Btnbu te^ ekkller,
kendi bnyelerine gre yeti ^ mesine, olgun, ve cemiyete yararbirinsanolma-
.
s^ na al4^ rlar. Geli^ me ile terbiyeninm^ terek tesirleri peticesinde meydana
gelenbu hadise, ayni zamanda ^ ahsiyetinte^ ekkl imkalar^ n^ ^ haz^ rlar. Fa
kat ^ unu da ilave edelim ki, birinsan^ n, ileride tavsif edece^imiz mnada
^ ahsiyetolmas^ , ancak f^ tri_ kabiliyete ba^ l^ d^ r. Terbiye ancak bu kabiliyetin
geli^ me imkanlar^ n^ ^ temineder.
2) Ter biye B ak^ m ^ n dan M illet Pr o blem i
Birlik karakterini ta^ ^ yanbtncemiyetlerterbiye bak^ m^ ndanbirer
valla olmakla beraber, bunlarfertile geni ^ ^insanl^ k kultuplar^ ^aras^ nda akan
hudutsuz ve ^ ekilsiz varl^ klard^ r. Hayat^ nbtnimkanve ^ artlar^ n^ ^ ta^ ^ yan,
etraf^ ^ evrelenmi ^ ^ m^ ahhas cemiyet ^ ekillerine birgerek olarak ancak m il-
1etlerde rastlar^ z. ^ nsan^ ninsanolabilmesi iinbircemiyetinazas^ ^ olmas^ ,
tesirleri iinde yeti ^ mesi laz^ md^ rdemi^ tik. Fakatinsanl^ ^^ nyegane tahakkuk
sahas^ ^ ve devam^ ^ milletdedi ^ imiz realitelerdir. Be^ eriyetancak mil-
letlerde gerekle^ mi^ , elle tutulurbirhale gelini ^ tir. ^ nsanl^ ^ a has ve zaruri
olanbtnfonksiyonlar^ , onlar^ ^ birlik halinde nefsinde topl ^ yanmilletlerde
buluyoruz. Milletler, insanl ^ ^^ numumi esaslar^ n^ nhususi bir ^ eklini, bir
defaya mahsus olgun^ ekillere ula^ t^ rm^ ^ ^taazzuvlard^ r.
Burada milletinmahiyetine mteallik birmnaka^ aya giri^ mek, as^ l mev-
zuumuzund^ ^ ^ nda kal^ rEsasenmilleti unsurlar^ na irca etmek suretiyle
akl olarak kavramak irr^ kans^ zd^ r. ^ imdiye kadartefekkrtarihinde yap^ -
lanmillettariflerinindarl ^ k ve eksikleri malindur. Onu btnbelirtileri iin-
de kavrayacak, onunbtnhususiyetlerini iine alacak birtarifte bulunmaya
imkanyoktur. Birmilleti ok ok birtavsife tabi tutabiliriz. Byle birtavsif
ise ancak d^ ^ ^ ^ artlar^ ntasvirine `inhisaretmek zorundad^ r.
Btnsosyal vak^ a ve hadiseler.i basitmaddi ve iktisadi sebeplerle izaha
.kalk^ ^ an, mekanistd^ nenak^ ll^ lar" birtarafa, byk filozof ve mverrih-
82
ler, milletinnas^ l meydana geldi^ini, ne oldu^ u meselesini ancak metafizik
birifade ile cevapland^ rm^ ^ lard^ r. Btnmr tarihi hadiselri ve bunlar^ n
sebeplerini ara^ t^ rmakla geenbyk filozof tarihi. bir"Leopold R ank e"
bile, milletlerilahi birmisyonu ifa etmek iindo^ arlar, bu vazifeyi yerine ge-
tirirlerve gerler" demekle yetinmi ^ tir. Tarih yapankudretve kuvvetlerin,
byk birtarihi iinbile gizli kald^ ^^ n^ ^ veciz bir^ ekilde anlatanbu ifade dik-
kate ^ ayand^ r. Lagarde da buna yak^ nd^ nyor: "Milletlerfizik sebep-
lerle de^ il, tarihi vakalarneticesi meydana gelirler.Fakatbu tarihi hadiseler,
onlara istikametve gaye tayinedenilahi hkme tabidirler.Onuniindirki,
milletler, ilahi emirdirHlik, milletlerinyarat^ h^ ^ n^ ^birmaksada ba^ lam^ ^ t^ r.
Bu maksat, onlar^ nhayatprensibidir. Bu maksad^ ^ tan^ mak, ilahi ira-
deyi kabul etmek demektir. Fakatbu irade bu maksad ^ ntahakkukunu ister."
Milletinnas^ l meydana geldi^ i, ne oldu^ u mevzuundaki glk orta-
d^ r. Bu itibarla tetkik hudutlar^ mIz^ ^ a^ anbu mevzudanuzakla^ mak zorun-
day^ z. Burada sadece gl^ gstermek istedik. Esasenbizim meselemiz,
daha ziyade milletinterbiye noktas^ ndanihatas^ ^ ve terbiye vas^ tasiyle muha-
fazas^ d^ r.Fakatbtnbu ifadelerde bizi yak^ ndanilgilendirenbirtaraf var:
Milletlerinvarl ^ klar^ ^ kadar, onlar^ ndevam^ ^ meselesinin, hayat^ ntabii cep-
hesini ilgilendirenbirhadise olmad^ ^^ ^hakikati. Schelling diyorki: 28 " Her-
hangi m^ terek birfaaliyetsayesinde ve mesela ziraat, ticaret, m ^ terek rf
ve adet, kanun, hkmetile birmilletinidame edilmesi mmkndrsand^ r.
Vak^ a btnbu say^ lanlarmilletmefhumurlun^ umul iindedir. Fakatidari
kuvvetve kuvvetin, ahlak^ n, rf ve adetin,kanun, hatta. al ^ ^ malar^ nbtn
milletlerde Allah tasavvurlariyle s^ k^ dans^ k^ ya ba^ l^ ^bulunduklar^ n^ ^ hat^ r-
latmak adeta lzumsuzdur. nk milletnedir, yahutbirmilleti meydana ge
tirennedirsualleri kar^ ^ s^ nda, millet, sadece birbirine fiziyolojik bak^ mdanben-
ziyenfertlerinaz veya ok say^ da birmekanzerinde birle ^ meleri de^il, daha
"ziyade bu fertleraras^ ndaki ^ uuri ^ tiraki, birli ^ idir. Bu i^ tirak ise dos-
do^ ru ifadesini ancak m^ terek dilde bulur." ^uurbirli^ i tbirinindellet
etti^i mana, ifadelerde ayr^ l^ klara ra^ menbyk mtefekkirlerinmilletmev-
zuunda kabul ettikleri m^ terek biresas halindedir. Montesqieu'nun"Esp
ritgeneral des nations" u, Jahn' ^ n"Volkstum" u, Fichte'nin"Volksgeis-
ter" i, nihayetGoethe'nin"Volkheit" i, evetbtnbu terimler, milletin'ma-
nevi cephesini ^ uurbirli^ i iinde yakalamaya ve ifadeye al ^ ^ anmefhumlard^ r.
Demek okuyorki, milletdedi ^ imiz toplulu^ uri mahiyetini, hislerle bir-
birine perirdeneninsanlar^ nta^ ^ d^ klar^ ^ m^ terek ^ uurda aramak liz^ md^ r.Bu
^ uurayni zamanda, milletcamias^ na mensupolanlar^ nhareketbirli^ inde, slp
vandetinde zihniyeti ^ tirakinde, nihayetm^ terek hislerin, gr^ lerin, d^ -
n^ lerin, de^ erlerinta^ ^ y^ c^ s^ ^ olanm^ terek dilde ifadesini bulur. Fakatb-
tnbu i ^ tira klerinherantehditalt^ nda bulundu^ unuda unutmamak M-
83
z^ md^ r. nk lm dedi^ imiz mukadderkibet, milletiinde tesss etmi ^ ^
olanbu birli^ i bozmak, hatta silipsprmek tehlikesini yarat^ r.lm, ferdin
maddi varl^ ^^ ^kadar, birlik ^ uuru bak^ m^ ndanta^ ^ d^ ^^ ^btnmanevi k^ ymet-
leri de beraberce gmer. Nihayetk^ sa zamanfas^ lalariyle topra^ a girenbir
nesil ile birlikte cemiyetve milletde tariihtensilinebilir.Bundanyetmi ^ ^ y^ l
nce birmilleti te^ kil edenfertlerinhemenhi birisi hayatta de ^ ildir. M-
esseselerin, mesleki te^ ekkllerin, kulplerinyetmi ^ ^y^ l nceki azalangm^ ^
gitmi^ lerdir. Halbuki btnbu messeselerve onlar^ ^ ihata edenbyk btn,
milletayaktad^ r. Ilerleme farklar^ ^ birtarafa, hisler, gr^ ler, tavurlar, adet-
ler, anlay^ ^ lar, hlsa milli ^ uurve ruh hala ya^ amaktad^ rve ya^ ^ yacakt^ rda.
^ uhalde nesillerinmukadderkibetlerine ra^ menmilletlere lmezli^ i temin
edenvas^ ta, daha do^ rusu kuvvetnedir? Bunu yaln^ zca yeni do^ umlara,
yeni nesillere ba^ lamak imkans^ zd^ r. nk Verasetancak uzvi ve ruhi dis-
pozisyonlar^ ^ intikal ettirir. Geli^ me imkan^ n^ ^ bulam^ yandispozisyonlarise
krelme^ e mahkiimdurlar. ocuklar^ nyeryzne getirdikleri ^ ey bundaniba-
rettir. ^ u halde bu kuvvetve kudreti ba ^ ka birvas^ tada, evetterbiyede
aramak laz^ md^ r. Nesillerinde^ i^ mesi kar^ ^ s^ nda, btne, millete, devam
sa^ l ^ yantek vas^ ta terbiy edir. Milletinmanevi varl ^ ^^ n^ nmuhafaza
ve idamesi terbiye problemini do^ urur. Krieck ile tamameni ^ tirak ede-
rek diyece^iz ki: Terbiye problemini her ^ ^ e y d ennce, nesillerin
tahavvl, tarihi felaketve f ^ rt^ nalarkar^ ^ s ^ nda milli varl ^ ^^ n
korunma ve devam^ ^ meselesidir. ^u halde milletproblemi, terbiyeyi
ba^ tanba^ a saran, onuncanalic^ ^ noktas^ clir. Yaln^ z terbiyeninde^il, dil, din,
ahlak, hukuk, iktisat, birkelime ile btnsosyal fonksiyonlannhareket, d-
nm ve d^ m noktas^ d^ r.
Fakatterbiyeninbylece tamamenmillete ba ^ lanmas^ ^ keyfiyeti, hakl^ ^
endi^ elere yol aabilir: Denilebilirki, bu ba^ lan^ ^ , ye'ryznde birdefal ^ k
varl^ ^^ ^olanferdiyeti ldrmez mi? Onunbir^ ahsiyetolarak yeti ^ me imkan-
lar^ nortadankald^ rmaz m^ ? Hat^ rlanacak olursa, ayni meseleye, cemiyetve
terbiye mnasebetlerini anlat^ rkentemas etmi ^ tik. Bu f^ rsatla da tekrarede-
lim ki, terbiyeninbircemiyetveya milletmeselesi olarak al ^ nmas^ ^ferdiyetin
bir ^ ahsiyetolarak geli ^ me imkanlar^ na hi birsuretle mani olmaz. Bilakis
bu imkanlar^ ^ artt^ r^ r, geni^ letir. nk ferdi kabiliyetlerininki ^ af' ve olgun-
la^ mas^ , ancak ferdincemiyetmnasebetleri ve tesirleri iine girmesi ve ce-
miyettaraf^ ndantemsil edilmesiyle kabildir. Fert, milletintarihindengelen
manevi muhtevalar^ ^ norm ve de^ erleri kendi i ^ ekline sokar, kendi olu^ u
iine al ^ rve bylece ^ ahsi kuvvetve kudretini geli ^ tirirve neticede milletin
olgunbiruzvu, bir^ ahsiyetolabilir. ^ u halde terbiyeninbirmilletproblemi
olarak de^ erlendirilmesi, ferdi geli^ melere mani olmak ^ yle dursun, bilkis
bu geli^ melerinzaruri ^ artlar^ n^ ^ te^ kil eder.
84
Milleti hangi zaviyedenmtalaa edersek edelim, onunbirok k ^ s^ mlara
blnenbirbtnve birok cemiyetba ^ lar^ n^ nd^ mlendi^ i birmerkez
oldu^ unu grrz. Evetmillet, birzincirlersilsilesinind^ m noktas^ chr.
Yukar^ da, ancak milletlerrealitesi zerine kurulabilecek birbe ^ eriyet, a^ a-
^^ da her, e^ itsosyal dzler, te^ ekkllervar: kanbak^ m^ ndanaile, a^ iretve
kabileler; toprak bak^ m^ ndankom^ ular, ky, kasaba ve idareceri; meslek
bak^ m^ ndanziraati, sanayici, esnaf gibi te^ ekkller; dinbak^ m^ ndan
mezhepler, cemaatlerbulunmaktad^ r. ^ phe yok ki, btnbu te^ ekkllerin
ya^ ama ve varl ^ klar^ n^ ^ devam ettirme haklar^ ^ vard^ r. Fakatbtnbunlar,
kendilerini saran, kaplayanstnbirbtnncz ve uzuvlar^ d^ r. Btn
bu te^ ekkllerancak milletrealitesi iinde hayatimkan^ ^ bulabilirler. nk
tek birte^ ekkl, insanl^ ^^ nancak muayyenve mnferitbircephesini ihtiva
eder. Halbuki millet, ya^ aman^ n ^ art^ ^ olanbtnbe^ eri fonksiyonlar^ ^
nefsinde topl^ yantam birbtndr.
Dastojewski'nin"Demonlar'' adli kitab^ nda ^ atof derki: "Milleti ol-
m^ yan^ nAllah^ ^ da yOktur". Hakikathalde insanlar, m^ terek de^ erleri, i-
tihatve itikatlar^ , kar^ ^ l^ kl^ ^ anla^ ma imkanlar^ m,dnya gr^ lerini, hlsa
btnmanevi muhteva ve de^ erleri ancak milletdedi ^imiz realite iinde
bulutlar. Onuniindirki, millet, ferdinkaderi kadar, be^ eri mukadderat^ n
da ba^ land^ ^^ ^bird^ m noktas^ d^ r. Evet, fertkadar, be ^ eriyetde m^ ah-
has ^ eklini ancak milletlerde bulur. ^ nsanl^ k, cevherini ancak milletlercamias^ ^
iinde m^ ahhas taazzuvlarhalinde inki ^ af ettirebilir. ^ u halde byk davas^ ^
insanve insanl ^ k olanherd^ ncenin, here^ ithareketindnm noktas^ ^
buras^ d^ r. ^ nsanolman^ n, be^ eri mana ve muhteva kazanman^ nbtnim-
kanlar^ ^ ancak buradad^ r. Hangi zaviyedenbak^ l^ rsa bak^ ls^ n, millet, insan-
l^ ^^ nmana, k^ ymetve geli^ me kayna^^ d^ r.
Fakatbirmilletinmu tla k manada kendine yeteroldu^ u iddias^ n^ ^ bu
izahlar^ m^ zdan^ karmaya al^ ^ tr^ amal^ d^ r. Bugnk dnya ^ artlar^ ^ iinde
milletlerbirbirlerine sadece siyasi ve iktisadi mnasebetlerle de ^il, geni^ ^kl-
trba^lariyle de ba^ lanm^ ^ lard^ r. Bugnhermillet, di^ ermilletlerle zaruri
olarak kar^ ^ l^ kl^ ^ biral^ pverme mnasebeti ve tesiri iindedir. Milletleraras ^ ^
kltrmnasebetlri, mesafe dedi ^ imiz byk manian^ nart^ k birrol oyna-
mad^ ^^ ^asr^ m^ zda birihtiya, birzarurethalini alm^ ^ t^ r. Fakatbu mnasebet
eski, hatta ok eski devirlerde de mevcuttur. Milletleri sanat, fikir, kltrsa-
halar^ nda birbirine ba^ l^ yankprlerok eskidir. Mesela Avrupa'n^ nkl-
trmilletleri, muhteva ve de^ erlerininbyk birk^ sm^ n^ ^ aralar^ nda mba-
dele etmekle kalm^ yarak, ebediyat, lisan, ilim, hukuk, sanatve formasyon
de^ erlerini m^ terek birmen^ ee, eski Yunanve Roma'ya ba^ lam^ ^ lard^ r.
^ u halde milletleraras^ ^ kltrmnasebetve mbadelesi herdeviriinzaru-
ridir. Fakathermilletinhususiyeti, onundi ^ erMilletlerdenald^ ^^ ^
85
de^ erve mutevalar^ ^ kendine mal edi ^ ^ tarz^ nda, onlar^ ^ i^ leyi ^ ^
ve kendi z mal ^ ^ haline getiri ^ ^ kudretinde belli olur. Kk sa^ -
lam birmillet, kabul etti^ i yabanc^ ^ k^ ymetlere, kendi mill damgas^ n^ ^ vurur,
onlar^ ^ milli potas^ ^ iinde eritir. Bu suretle milletleraras ^ ^ kltrmnasebet-
leri, birmilletindi ^ erbirmilletkltrnnesiri olmas^ na de-
^ il, kendi kltrn kuvvetlendimesine, geli ^ tirn^ esine hiz-
metetmi ^ ^olur. Bu kudreti gsteremiyenlerise, di ^ erkltrleriinde
silinipgitmeye mahkmdurlar.
3) Geli^ m e ve Ter biye
Cemiyetve terbiye problemi zerindeki ara ^ t^ rmalarbize gsterdi ki,
sosyal birfonksiyonolmak bak^ m^ ndanterbiyeninzaruri ^ art^ ^ topluluk
hayat^ d^ r. Topluluk hayat^ ^ d^ ^ ^ nda nas^ l ki, dil, din, hukuk, ahlak, iktisatgibi
fonksiyonlardanbahis aam^ yorsak, eniptidai manas^ nda bircemiyethayat^ ^
olmaks^ z^ nterbiye laf^ n^ ^ edemeyiz. Sosyal mnasebetve ba ^ lar^ nd^ ^ ^ nda ka-
lacak birterbiye d^ nlemez. Fakatterbiye, cemiyethayat^ ^ kadarferdinde
varl^ ^^ na ba^ l^ ^ birhadisedir. Nas^ l ki, ferdsiz bircemiyettasavvuredemez-
sek, terbiyeyi de fertlerinvarl ^ ^^ ^d^ ^ ^ nda mtalaa edemeyii. Esas^ nda birce-
miyetfonksiyonu olanterbiye, ancak nesillerinyenilenmesi, fertlerinmev-
cudiyeti ile kaimdir. Bircemiyeti te ^ kil edenfertler, muayyenbirzaman's-
resi iinde hayatlar^ n^ ^ tamamlad^ ktansonra yerlerini yeni do^ annesillere terk
ederler. Bu nesillerinfertleri, cemiyetinmuhteva ve de ^ erlerini terbiye va-
tasiyle kazan^ rlarve cemiyethayat^ n^ ^ devam ettirirler. Bylelikle hercemiyet,
lm denilenka^ n^ lmaz ak^ betkar^ ^ s^ nda, varl^ ^^ n^ ^ yeni do^ umlarla muhafaza
etmek, geli^ tirmek imkanlar^ m bulur.
Demek oluyorki, terbiyeninbirde mnferitinsanzerinde cereyaneden
^ ekli vard^ r. Do^ umla ba^ l^ yanlmle bitenherhayatmuayyengeli ^ me saf-
halar^ na, kanunlar^ na malik oldu^ u iinterbiye bu geli^ me ile yak^ ndanligi-
lenmek, onunkaide ve kanunlar^ na uymak zorundad^ r. Bu yzdendirki,
terbiye ve geli ^ me, terbiye ilmininsistemati^ i- iinde ehemmiyetli bir
bahis, hususi birgr^ ^zaviyesindenzlmesi gerekenbirproblemdir.
Terbiye ilmi, mevzuununcemiyetile kar^ ^ la^ t^ ^^ ^sahada ortaya ^ kanter-
biye ve cemiyetproblemini, cemiyethayat^ ^ ile ilgili ilinalerle, sosyal, ilimlerle
ara^ t^ rmaya ve zmeye ah^ t^ . Halbuki geli^ me problemi: ok tarafl ^ ^ birve-
tire olmak bak^ m^ ndan, zamanzamantabiatilimlerininvas ^ talar^ na da ba^ ^vur-
may^ ^ icabettirir. Bu itibarla terbiye ve geli ^ me, terbiye ilmininkendi btn-
l^ n muhafaza etmek ^ artiyle di^ erilimlerle, bilhassa tabiatilmiyle i ^ tirak
etti^ i birsahad^ r. Di^ erilimlerle kar^ ^ l^ kl^ ^ biral^ pvermeyi, yerine gre ayr^ ^
86
ayr^ ^ metodlar^ ^ kullanmay^ ^ icabettirenbu i^ tirak , terbiye ilmininbtnlk
ve muhtariyetin,i bozmak ^ yle dursun, bilakis mevzuunu btngerek m-
mnasebetleriinde, btncepheleriyle ara ^ t^ rmas^ na ve bylelikle bnye-
sini tamamlamas^ na imkanba^^ ^ lam^ ^ ^olacakt^ r29.
Geli^ me vetiresi, hususiyetleri ve ynleri
Ondokuzuncu yz y^ l^ ntabiatilimlerini rnek alanilimlerinhadiseleri
izah edi^ ^tarz^ ^ unsurcu' ve mekanist biranlay^ ^ a dayan^ r; cans^ z veya
canl^ , alemdeki btnvarl^ klar^ r^ ^ mekanik mahiyetleri vard^ r. Bunlar, ufac^ k
maddelerin, atomlarm birle^ mesiyle vcutbulutlarBu maddeleri biraraya
getirenkuvvetise cazibedir. Btnhadiseler, hayatda dahil olmak zere,
ini olarak meydana gelenhareketlerinneticeleridir.
Geli^ me vetiresini kendi zaviyelerindenara^ t^ ranondokuzuncu as^ r
ilimleri bu rne^ e uymu^ ^vaziyetteditler. Mesela tedai psikolojisi, psiko fizik
ve duyu psikolojisi gibi adlaralt^ nda binas^ n^ ^ kurmaya al^ ^ anpsikoloji ilmi,
ruh hadiselerini tabiatilmininunsurmefhumuna benzetmi ^ , kimyevi birter-
kipgibi paralarn^ ^ , unsurlar^ na irca etmi^ ^ve icapetti^ i zamanbu unsurlar^ ^
birbirine ekliyerek ruhu in^ a etmi^ tir. Bu telkki asr^ m^ zda da henz tamamen
a^ ^ lm^ ^ ^ de^ildir. Ruh hayat^ n^ ^ unsurcu ve mekanistbirgr^ le a^ klayanve
basitunsurlardanmrekkepoldu^una inananve mekanik kanunlara gre
cereyanetti^ ini iddia edentemayl ve gr^ lere bugnde zamanzamanrast-
lamaktay^ z 30. Bu gr^ ler, esas^ nda birbtnolaninsan^ ^ paraliyarak, hare-
ketnoktalar^ n' te^ kil edencephelere gre ve tek tarafl ^ ^ olarak izaha al^ ^ ^ rlar.
Onlariinruh kadar, onungeli^ imi de krve mekanik kanunlara gre cere-
yaneden, icab^ nda unsurlar^ na irca edilebilenbasitbirvarl ^ kt^ r. Halbuki
zaman^ m^ z^ nhakim psikoloji cereyanlar^ ^ bu unsurcu, dolayisiyle duyumcu
ve mekanistgr^ leri a^ arak, insanruhununve geli ^ imininbtnlk kanun
ve kaidelerini bulmu^ ^ve bunlar^ ^ nazara sahada oldu^ u kadar, labratuvartec-
rbeleriyle de ispatlam^ ^ lard^ r.
Wrzburg mektebini kuranKlpe ile onuntalebesi olanocuk psi-
kolo^ u Karl Bhler31 bu cereYanlar^ nncsdr. Bu mektepte at^ lan
ad^ mlar, tekamln Btnlk (Krueger) ve Gestalt(WerthiemerKohler)
nazariyeleriyle bunlar^ n- tatbikat^ nda bulmu^ lard^ r. Koffka 32, Stern33 ,
Freienfels 34 gibi psikologlarm ara^ t^ rmalar^ , geli^ me problemi bak^ m^ ndan
byk mana ve de^ er,ta ^ rlar. Zamanzamanhortlayanunsurcu ve mekanist
temayllere ra^ menbtnl k 'prensibi art^ k biyolojik ve psikolojik ara^ t^ r-
malar^ nhakim Prensibi halini alm^ ^ t^ r. Geli^ me, bugnbizim iinb tnc
birplana kre ve aktif olarak cereyanedenbirvetiredir. D^ ^ ^ ^ artlar^ n
87
ve tesirleringeli^ me zerindeki rol inkaredilemez. Hatta bu tesirlerinba-
zenilerletici bazengeriletici olduklar^ n^ ^ da kabul etmek laz^ md^ r. Fakatb-
tnbu ^ artlar, birolu^ ^mana ve mahiyetini ta^ ^ yangeli^ meninaktivitesini,
devambl^ ^^ n^ , dinamizmini ve btnl^ n ortadankald^ rmaz. D^ ^ ^tesirler,
aksine olarak ancak geli^ meninhaiz oldu^u kuvvetve hususiyetleriinde
hkmlerini icra ederler. Ancak bu husu^ iyetlere gre birde^ i^ iklik vcuda
getirebilirler. Eski' psikoloji ve pedagojideki ara^ t^ rmalarda bu hakikatta-
.
mamenihmal edilmi^ ^veya unutulmu^ tur.
Uzviyetiindeki baz^ ^ hadiselerinfiziko^ imik, dolay^ siyle mekanik esas-
lara gre cereyanedi ^ i, btnbiruzviyetinve hayat^ nsadece mekanik ka-
nunlara dayand^ ^^ ^iddias^ na yol am^ ^ t^ r. Psi^ ik hadiseleri ve ruhunbedene
olannisbetini, bbrek- idrarmnasebetiyle k^ yasl^ yan, izaha kalk^ ^ ana^ ^ r^ ^ ve
gln gr^ lerinmen^ elerini burada aramak gerekir.
Modernbiyoloji ara^ t^ rmalar^ , fizikQ^ imik temele dayananhayatizah^ na
art^ k sonvermi ^ ^ve bu sahada bize yeni birufuk am^ ^ t^ r. Hans D ri-
e s ch'le 35 ba^ hyanve Palagyi, Reinke ve Uexkll 36 ile geli^ enNeo-
v italis tcereyan, mekanisthayatanlay^ ^ ^ m nazari ve tecrbi sahalarda ta-
mamena^ m^ ^ ^ ve y^ kmr^ t^ r.
Yap^ lanara^ t^ rmalar, bize gstermi^ tirki, canl^ lar^ nhayatgeli^ iminde,
uzviyetve maddeninstnde, btnfaaliyetlere 'Akitli birhayatkuvveti
ve kudreti mevcuttur. "Vis-Vitalis" "Entelechie" veya "Lebenskraft" terim-
leriyle kar^ ^ lananbu hayatkuvveti canl ^ n^ nbtnfaaliyetlerine, uzviyette
cereyanedenbtnhadiselere hakimdir. Bu kuvvetve kudretinb t nc
birplan^ ^ ve muayyenbirhedefi vard^ r. Uzviyeti korumak ve geli ^ -
tirmek. Uzviyette ve onunla birlikte ruhta cereyanedenher ^ ey, ruh ve be-
_
deninhertrl tezahrve davran^ ^ ^ , bu btnc gayeninemri alt^ ndad^ r.
Here^ itfaaliyet, hayatkudretininmaksatlar^ na uymak zorundad^ r.
Daha evvel de belirtti ^imiz zere, mekanik telakkininpsikoloji saha-
s^ ndaki tatbikat^ ^ duy um culuk tur. Bilhassa JohnLocke danitibarenfelsefe
ve psikolojiye kk salanduyumculu^ unas^ l tesirsahas^ ^ pedagoji olmu^ tur.
Bu nazariyeye gre insanruhu, zerinde hi bir ^ ey bulunm^ yanbo^ ^birlev-
ha, tabula rasa d^ r. D^ ^ ^alerninintibalar^ ^ ruha ancak duyu or^ anlar^ ^ va-
s^ tasiyle girerLocke diyorki: Zihnimizde ancak ncedenhasselerimizde bu-
lunan^ ey vard^ r. 37 . Yani muhtevalar^ nZihinde te^ ekkl edebilmesi iin, bun-
lar^ nmutlaka duyu organlar^ m^ zdanintibalarhalinde gemesi ^ artt^ r.D^ ^ ^
intibalarbu yoldanzihne mekanik olarak intikal ederlerve ondansonra da
"tasavvurlar" ^ eklinde faaliyette bulunurlar. Bu tasavvurlarrr^ ekanik "te-
dai kanunlar^ na" gre birle^ irlerve bylece zihinhayat^ ninmuhtevalar^ ri^ ^
te^ kil ederler.
88
Hemenbtnduyumculara gre ruh, birtedai mekanizmas ^ d^ r.
Hareketve davran^ ^ larbu mekanizman^ nyine mekanik olanrefleksleri
neticesinde meydana gelenfiillerdir. Bu nazariyeye uydu^ umuz takdirde,
btnbirgeli^ me vetiresini, ruha tesadfennfuz edenihsaslar^ n
birneticesi saymak icabeder. Ruh bu ihsaslar^ ^ pasif olarak kabul eder,
onlar^ ^tasavvurlarhalinde ya^ at^ rve tedailerle birle^ tirir. Bu nazariyeninbu-
gniinart^ k ayakta duram^ yaca^^ ^a^ ikard^ r. Fakatyeni ^ ekillerle hala hala
ya^ amak imkan^ n^ ^ buldu^ u ve bilhassa terbiyenintatbikat^ na nfuz etti^ i de
maalesef birvak^ ad^ r..
Geli^ me, istikameti, safhalar^ ^ d^ ^ ^ ^ artlara gre taayynedenveya d^ ^ ^ ^ art-
lar^ nmeydana getirdi ^ i birhadise de^ il, i kanunlara gre cereyan
edenbirvetiredir. Bununenbasitve ikna edici misal ve ispat^ ^ ^ udurki,
bu vetire, insanl^ ^^ ndo^ u^ undanbu yana, tarihi' bilgimizinnfuz edebildi ^ i
btndevirve milletlerde hemenayni tezahrve safhalar^ ^ gster-
mi ^ tir. Geli^ mede rastlananufak ve muayyenfarklar, m^ ntakalar^ n, ^ rklar^ n
verasetinneticeleridir. Kald^ ki, ^ rki hususiyetve veraseti de i sebepve kuv-
vetolarak almak laz^ md^ r. Bu farklarinki ^ af^ nana istikametinde, ba^ hca mer-
halelerinde de^ i^ iklik yapacak mahiyette de^ illerdir. Styavrusundano-
cukluk a^^ na, ocukluktangenli^ e, genliktenkahilli^ e gei^ ^gibi ana hat-
lar^ , btndevirve milletlerininsanlar^ nda aynidirve ayni kalacak-
t^ r. Geli^ menink^ z ve erkek ocuklarda arzetti ^ i de^ i^ ikliklerde byledir.
Aksi halde ayni muhitte, ayni d^ ^ ^imkanve tesirleriinde yeti ^ enk^ z ve er-
keklerinayni olmalar^ ^ gerekirdi. Hi bird^ ^ ^tesirve kuvvet, geli ^ meninesas
merhalelerini de^i^ tiremez. Bunlar^ ^ ok ok geriletir, veya h^ zland^ r^ r.
Bu hakikatlerinduyumcu birpsikoloji veya benzeri nazariyelerle a ^ k-
lanam^ yaca^^ ^ortadad^ r. Bunlar^ ^ kavrayabilmek ve izah etmek iin, mutlaka
geli^ menini kanunu na nfuz etmi ^ ^ olmak gerekir. nk bu vetire, ana
hatlar^ ^ itibariyle, d^ ^ ^tesirlere ba^ l^ ^ olmadancereyaneder. Btndava, ge-
li^ meninbu kanununu yakalamak ve kavramaktad^ r.
Bu ifadelerimizle, geli^ meninhususi ^ ekillerini inkarveya ihmal ediyor
de^ iliz. Yukar^ larda da belirtti^ imiz zere, ^ rki hususiyetler,cinsiyetfark-
lar^ ^ve nihayetferdinverasetle intikal edenkabiliyetler, inki ^ af^ nhususi ^ e-
killerini te^ kil ederler. Bunlarferdinbilhassa d^ ^ ^vaziyetlere intibak^ nda m-
him rol oynarlar. ^ phe yok ki, bunlar^ ^ mukayeseli bir^ ekilde kavramak ve bil-
hassa terbiyenintatbikat^ ^ bak^ m^ ndande^ erlendirmek terbiye ilmininvazifele-
rindenbiridir. Fakatilimler, bilhassa bu mevzuumuzla yak^ ndanilgili olanlar
mesela anatomi, fiziloyoji, gibi ilimler, ilkinumu mi olan-vak^ alar^ ^ tesbite
ve buradanda yine umumi kanunlar^ ^ elde etme^ e al^ ^ ^ rlar. Ancak bundan
sonrad^ rki, ferdi hususiyetlerinmukayeselerini yapmak ve tiplerzerinde
89
durmak mmkndr. Onuniindirki, terbiye ilmininsistemati ^ i iinde yer
alacak birgeli^ me problemi, her ^ eydennce geli ^ meninumumi istikamet
ve kanunlann^ ^ ihtiva etmek zorundad^ r. Bununyan^ nda ^ rk, cinsiyetve ve-
rasetgibi faktrlere ba^ l^ ^ olanhususi inki^ af ^ ekil ve farklar^ ^zerinde dur-
mak da ayr^ ca birvazifedir. Fakatbu faktrlerinyaratt^ ^^ ^ferdl farklar^ n, ve-
tireninumumi kanununda esasl ^ ^ birde^ i^ iklik yapmad^ ^^ n^ ^ da birdaha tek-
rarlamak isteriz. nk ferdi hususiyetve farklariinde de geli ^ me ayni isti-
kameti, ayni umumi merhaleleri takipve ayni canl ^ l^ k ve devamlil^ ^^ ^muha-
faza eder. Nihayethertrl geli ^ me, olu^ ^halindeki varl ^ ^^ numumi plan^ na
btnl^ ne tabidir.
Geli^ meninterbiye bak^ m^ ndanenmhim hususiyeti, ferdinmuhitten
gelentesirlerkar^ ^ s^ nda pasif de^ il, bilakis aktif olarak vaziyetal ^ ^ ^ d^ rdemi^ -
tik. Bedenind^ ^ ^maddeleri g^ da olarak al^ ^ ^ ^keyfiyetinde bile bu aktifli ^i gr-'
mekteyiz. G^ da, uzviyetinihtiyac^ na gre e^ itli yollardangeerek, e ^ itli
^ ekillere girerek imtisas edilmekte ve bnyeye faydal ^ ^ olmaktad^ r. Uzviyetin
ihmal edileng^ da maddelerine kar^ ^ ^insanda biristek ve i^ teha yaratmas^ ^ ve
nihayetzararl ^ ^ veya lzumsuz maddeleri kendi kendine atmas ^ , beslenme
mevzuunda uzviyetintamamenaktif birrol oynad^ ^^ n^ na^ k delilleridir.
Ruhundurumu bedenindekindenfarkl ^ ^ de^ ildir. Idrak sahas^ ndaki sonara^ -
t^ rmalarve tecrbelergstermi ^ tirki, bu vetire ihsaslar^ nbasitve pasif bir
^ ekilde zihne intikalindenibaretde^ ildir. Wund'unapersepsiyonnazariye-
sindensonGestalttecrbelerine kadarbtnara ^ t^ rmalar,bize zihninidrak
fiilinde tamamenaktif oldu^ unu ve btn^ ekilleri kendi yap^ s^ na gre al-
d^ ^^ n^ ^ a^ ka gstermi ^ tir. Zihin, d^ ^ tangelentenbihleri kendi yap^ s^ n^ nicap-
lar^ na uygunolarak al ^ r. Duyu organlar^ na intikal edenve hainmalzeme ha-
linde olantenbihler, benli ^ inaktif mdahelesi neticesinde ziline de^ i^ ik ^ e-
kilde girerler. Esas^ nda hi birhareketi haiz olm^ yan, statik birhalde bulunan
sinema filmlerininresimleri, muayyenbirzamanfas ^ las^ ^ iinde birbirlerini
takipettikleri anda birhareketidrakini vcuda getirirler. "Grn ^ te ha-
reket" ad^ ^ verilenve e^ itli tefsirlere yol aanbu nevi idrakleri, ancak zihin
ve beyininyap^ s^ ^ile izah etmek kabildir. Yaln^ z idrak de^ il zihninbtnme-
lekeleri ayni esas iinde al ^ ^ ^ rlar. Tasavvur, d^ nce, istek, irade gibi me-
lekeleri basit, mekanik faaliyetlerle izaha kalk^ ^ mak yanl^ ^ t^ r. Btnbu me-
lekelerinmuayyenbirplanve gayeye ba ^ l^ , aktif ve b tnc fonksi-
y o nlar1vard^ r.
Genetik psikoloji yani geli^ me psikolojisi, ocu^ unruhi inki^ af' bak^ -
m^ ndandikkate ^ ayanm^ ahadelerde bulunmu^ ^ve mhim neticelere var-
m^ ^ t^ r. ocuk, d^ ^ ^alemi ve e^ yay^ ^ yeti^ kindenfarkl^ ^ olarak kavrarve idrak
eder. Dikkatini ekene ^ ya ve hadiselerde yeti ^ kinlerinkindenfarkl ^ d^ r. Esa-
sengeli^ me, idrak yaln^ z d^ ^ ^millere ba^ l^ ^ olsa, bu takdirde btninsanlar^ n
90
ayn^ ^ ^ eyleri, ya^ amalar^ ^ gerekirdi. ocu^ und^ ^ ^ alemi ke^ fetmesi, ruhi
yap^ s^ n^ ngeli^ me strktrne uygunolarak ve tedrici birsurette cere-
yaneder. Daha do^ rusu ocuk, benli^ inin, ruhununaktivitesi ve dinamizmi
icab^ ^ kendi dnyas^ n^ ^ kendi kendine in^ a eder. D^ ^ ^tenbihler, ocuk ruhu
iinhenz ^ ekillenmemi^ ^ham malzeme halindedir. Bunlar^ nseilmesi, ter-
kibi, ^ ekil ve mana almas^ , ancak ocuk ruhununplanl ^ ^ve btnc faaliyeti
ve geli^ meninmerhalelerine uymas^ ^ sayesinde imkankazan^ r
Geli^ menindevaml^ ^ ve planh olu^ u ^ phe yok ki, btnlk prensi-
bininbariz tezahrleridir. Fakatbu btnlk sadece umumi istikametve faa-
liyetlerde de^ il, uzviyetinmnferitorganve fonksiyonlarmda da mevcuttur.
Mnferitorganlar^ nmana ve vcudu, uzviyetingeli^ imi ve muhafazas^ n^ ^
sa^ l^ yacak faaliyetlerde bulunmakt^ rUfak ar^ zalarda ve mesela derininveya
biruzvunzedelenmesi halinde, tedaviyi uzviyetkendi kendine yapar. Hal-
buki hi birmekanizma birrejenerasyonkudretine malik de ^ ildir.
Uzviyetkadarruhunda faaliyeti ayni btnlk prensibininhakimiyeti
alt^ ndad^ r. Esasenruhla beden, canl ^ ^ dedi^ imiz varl^ ^^ n, bitbirini tamaml^ -
yan, birbiriyle kaim olaniki cephesidir. Bunlar^ ^ birbirindenayr^ ^ olarak m-
talaa etmemiz ok tarafl ^ ^ olancanl^ y^ ^ mnferithususiyetlerinde kavramak
gayretininneticesidir. Yoksa birbtnolanve btnc birplana gre i ^ -
liyen, geli^ encanl^ n^ n, btndenayr^ ^ birk^ sm^ , ayr^ ^birfaaliyeti bahis mev-
zuu olamaz. Heruzuv, herhareketmana ve de ^ erini ancak btne olannis-
beti iinde kazan^ r.
Geli^ me vetiresininesas^ n^ ^ ilgilendirenbu izahlar^ m^ zdan, d^ ^ ^tesirleri
inkaretti^ imiz veya lzumsuz sayd^ ^^ m^ z rnnas^ n^ ^ ^ karmak, meseleyi esas
ruhunda anlamamak, kavramamak demektir. Muhitininsanzerindeki te-
sirlerini kabul etmemek, birvalc^ a olanterbiyeyi inkara msavidir. Burada
mdafaas^ n^ ^yapt^ ^^ m^ z ^ ey byle biriddiadanok uzakt^ r. Di ^ ^ tenbihler,
muhitintesirleri, geli ^ menin, dolay^ siyle terbiyeninzaruri
^ ^artlar^ ^ dinBu tesirlerolmaks^ z^ n, insanruhununkabiliyetlerinininki ^ af'
mmknde^ildir. Fakata^^ rl^ ^^ ndaima bende, onundispozisyonlar^ nda
oldu^ unu unutmamal^ d^ r. Benli^ ind^ ^ ^tesirlerle zorlanmas^ ^ halinde de a^^ r-
l^ k benlik zerindedir. nk benlik, d^ ^ ^tenbih ve tesirleri daima kendi ge-
li^ me kanunlar^ na, kendi i hususiyetlerine gre al^ r. D^ ^ ^tesirleringeli ^ me
unsuru olabilmeleri keyfiyeti de, bunlar^ nbenli^indispbzisyonlarma, ka-
biliyetlerine uyabilmeleriyle mmkndr.
evr e n azar iyesi ve geli^ m e
Geli^ me vetiresininmahiyetiyle ilgili, esasa mteallik izahlar^ m^ z^ nkar-
^ ^ la^ mas^ ^ muhtemel olanba^ l^ ca itiraz, "evre nazariyecilerinden"
91
gelebilir. Bu nazariye esas itibariyle ondokuzuncu yz y^ l ^ nmekanis t
ve duyumcu temayllerine dayanmakta ve asr^ m^ z pedagoji literatrnde
geni^ ^ yeri^ gal etmektedir.
"^ nsan, iinde yeti^ ti^ i evreninmahsuldr" cmlesinde bariz ifade-
sini bulanbu nazariye, ilkinverasetininkargtrmez manialarile kar^ ^ la^ t^ .
Bu yzdenverasetinmuayyenbirhissesini kabul etmek suretiyle baz^ ^ ufak
tadillere u^ rad^ . Fakatinsanlar^ nherbak^ mdan"msavi do^ duklar^ n^ " m-
dafaa edensiyasi doktrinlerintesirleri alt^ nda yava^ ^yava^ ^ mutlak biriddia
halini ald^ . nk, insanlarmsavi do^ duklar^ na gre, msavats^ zl^ ^^ ^onlarda
de^il onlar^ nd^ ^ ^ nda aramak laz^ md^ . Bu da ancak msavi imkanlar^ ^ bah^ et-
meyenevreler, farkl ^ ^muhitlerde olabilirdi.
evre nazariyesininkar^ ^ tn^ la ^ karaca^^ ^itirazlar^ ^ ^ ylece toplayabili-
riz: Geli^ mede ileri srlenumumiyet, iddia edildi ^ i nisbette de^ ildir. Her
insankendisine gre farkl ^ ^ birinki^ af gsterirve bu inki ^ af evredengelen
hususi ^ artlar^ nneticesidir. Ba^ ka birmuhitte insanbam ba^ ka yeti^ irve ge-
li^ ir. evreninhususiyetleri belli oldu^ u takdirde ocu^ unnas^ l birinki^ af
gsterece^ ini ncedenkestirmek mmkndr. Hatta dahada ileriye gidile-
rek, geli^ meye hkim olmak kabildir. Nihayetterbiyeninbirmana ta^ ^ yabil-
mesi iin, inki^ afta as^ l millerind^ ^ ^tesirlerde oldu^ una inanmak laz^ md^ r.
^ imdi bu itirazlar^ , daha do^ rusu iddialar^ ^ cevapland^ rmaya al^ ^ al^ m.
^ lkin^ u noktay^ ^ belirtelim ki, geli^ meninesaas itibarile biri kanuna gre
gre cereyanetti ^ini sylemi^ ^ve ispatlam^ ^ ^olmam^ z, bu vetirenind^ ^ ^tesir-
lerden, evre ^ artlar^ ndanmsta^ ni kalabilece^ i manasm^ ^ tazammunetmez.
Iddiam^ z, bu vetireninhkim unsurunund^ ^ da de^il, ide oldu^ u key-
fiyeti zerindedir. Hat^ rlanacak olursa, f^ rsatd^ tke tekrarlad^ k, terbiye
ancak sosyal evre iinde mmkndr: Bu evre d^ ^ ^ nda ruh iinancak he-
lal( olmak mukadderdir. Fakatevre, geli ^ meninumumi istikametini, ka-
nunlar^ n^ , merhalelerini de^ i^ tiremez Nihayetherruh, ancak ta ^ ^ d^ ^ ris-
tidatve kabiliyetlerderecesinde birinki ^ afa ula^ abilir, yeterki buna msait
birmuhitbulabilsin. Demek ki evre, ferdinta ^ ^ d^ ^^ ^hususiyetlerinhususi
^ ekilleriinde geli ^ imini sa^ hyabilir. Yoksa umumi kanunlara tesir
edemez, tabiat^ ^ hi birzamanzorlayamaz. ^ unuda unutmamak
laz^ md^ rki bizi herferdinhususi ^ artve imkanlara ba^ l^ ^ olangeli^ imi al-
kadaretmez. Burada ara^ t^ rd^ ^^ m^ z ^ ey, geli ^ iminhermuhitiincari
olanumumi valla ve kanunlar^ d^ r.
evre nazariyesininiddialar^ ndanbirisi de, insan^ n"kltrmahsul"
oldu^ u tezini mdafaa etmesidir. Kltrnruh ve zihningeli ^ imindeki ehem-
miyetini kimse inkaredemez. Fakatkltrkendi ba^ ^ na, ruhung^ das^ n^ ^ te^ -
kil edenbirde^ erlersilsilesidir; ferdinruhuna intikal etmedennce ham
92
malzeme halindedir. Bu malzemeninbirterbiye ve formasyonde ^ eri haline
ink^ lab^ , onunzihinmen^ urundangeerek ruha sinmesi, ruha
mal olmasile mmkndr. Ancak ferdinz mali haline gelendyu^ ,
d^ n^ ^ve davran^ ^ ^ na tesiredenkltrnterbiye ve geli ^ me k^ ymeti var-
d^ r. Fakatherruh ayni malzemeyi ayr^ ^ ayr^ ^ al^ r, ayr^ ^ - ayr^ ^ yo^ urur. Hatta bir
oklar^ ^bu malzemeyi, tabircaizse, hazmetmek kudretini gstermez. ^ uhalde
bizatihi kltrancak ferdinruhuna sindi ^ i takdirde terbiye bak^ m^ ndanbir
k^ ymetifade eder. Fakatbu sini ^ ^krve mekanik birhadise de^ il, bilakis
ferdini geli ^ me kanunlar^ na, kabiliyetlerine gre cereyan
edenbirvetiredir. Byle olmasa, enmsaitkltrevrelerinde bulunan
insanlar^ ntopyeknkltrl yeti ^ meleri gerekirdi. Halbuki byk kltrmer-
kezlerinde, eniyi mekteplerde, fakltelerde okuduklar^ ^ halde kltrdenna-
sipsiz kalaninsanlar^ nsay^ lar^ ^ az de^ ildir. Burada haf^ zaya mekanik biryolla
ve ekseriya zorla sokulanansiklopedi bilgisi ile kltrve formasyonaras ^ n-
daki byk fark^ ^belirtmek laz^ md^ r. evreninihtiva etti ^ i bilgi ve de^ erler,
terbiye ve formasyonbak^ mlar^ ndanancak ham maddedir. Bunlarancak fer-
dinz mal^ ^ haline geldikleri andanitibarengeli ^ me ve yeti^ meye messir
olurlar. Fakatferdinbu maddeleri kendine mal edebilmesi, onunpasif kal-
mas^ ^ ile de^ il, tam birfaaliyetgstermesi ile mmkndr.
evre nazariyecileri iddialar^ n^ nenkuvvetli ispatlar^ n^ , ilmi metodlarla
yaz^ lanbyk insanbiyografilerine veya oto biyo^ rafilere dayand^ r^ rlar. Hal-
buki, byk zeka ve dehalar^ nyeti^ mesini evre tesirleriyle izaha kalk^ ^ an
biyo^ raflarbasitbirhileye ba^ ^vururlarve bunu da kastenyaparlar. Bura-
daki hile, Sebeple neticeninmessirle eserinyerde ^i^ tirn^ esi oyunundaniba.
rettir. Byk insanlar^ nyeti^ me milleri evrede de^ il, d^ ^ ^imkanlar^ ^ birya-
^ an^ ^ ^mevzuu yapmak kudretini ta^ ^ yanferdi hususiyette ve kabiliyettedir.
Herbenlik d^ ^ ^tesirleraras^ ndanancak kendisi iinuygunolanlar^ ^seer. Her
&itd^ ^ ^tesirlerdenancak kendi i yap^ s^ n^ numurni istikametine uygund-
^ eni al^ rve de^ erlendirir. Ferdintabiat^ na uym^ yantesirler, tesirvas^ flar^ n^ ^
kaybederler, tasfiye edilirler. Ayn^ ^ tabiatparas^ n^ nayni ^ ehirveya kasaba-
n^ nruhlarzerindeki de ^ i ^ ik tesirle ri ba^ ka trl izah edilebilirmi ? Ba-
z^ ^ ruhlar^ ^ s^ k^ nt^ ya, hatta i huzursuzlu^ una kadarsrkliyenbiryerbirman-
zara, baz^ ^insanlara ferah, hatta ill ^ n^ ^ verir. Basit-ve umumi llerd^ ^ ^ nda,
hermekn^ n, herzaman^ nherinsanzerindeki tesirleri ayr^ ^ ve de^i^ iktir.
Nihayetzamanve meknorta kabiliyetlerinnfuz edemiyecekleri imldnve
hususiyetleri de gizler. Onuniinde^ il midirki, mstesna kabiliyetlerintas-
virlerinde ^ iirlerinde, tablolar^ nda tabiat^ nfarkedememi ^ ^ oldu^ umuz renk-
lerini, hususiyetlerini ke^ federiz.
Ruhi geli^ meyi evre tesirleriyle izaha kalk^ ^ anbiyo^ raflar^ nhilelerini
ke^ fetmek hakikatengtr. nk muhit, gerekte ok tarafl ^ ^ imldnlar^ ^
sa^ l^ yanbirtenbih ve tesirlerkompleksidir. Yeterki ruh, bunlara nfuz ede-
bilmek bunlardanmteessirolmak kudretinde olsun. Fakatgeli ^ meninasil
sebebi, hakiki amili, evreyi kuvvetli birya^ an^ ^ ^haline getirenruhi kuvvet
ve kudrettedir.
evre nazariyesininispat^ ^ yoh^ nda dnyaca tan^ nm^ ^ ^ bir^ hretolmak
bak^ m^ ndanGoethe misal olarak verilebilir38. Frankfurtta do^ anve ilk genlik
a^^ n" burada idrak edenbu dahi ^ airve mtefekkirinyeti ^ me sebeplerini
bu muhite ba^ l^ Vanbiyograflaryok de^ildir. Nihayet"Dichtung und Wahr-
heit" adli eseri, evreningen Goethe zerindeki tesirleri iinbirdelil olarak
gstermek miimkndrBylece di^ erdehalar^ nhayatlar^ n^ ^ ele alarak mu-
hitingeli^ me zerindeki byk roln ispata gitmek kabildir. Fakatbu tarz
biyo^ rafilerind^ tkleri hata a^ kt^ r. Freienfels diyorki: "Biz Goethe'nin
muhiti yani 176o civar^ ndaki Frankfurt'u bizzatonuneserlerindentan^ yoruz.
Bu muhit, ^ airinkendi iinde duydu^ u ve ya^ ad^ ^^ ^lemdir. Yzlerce ocuk
ayn^ ^ y^ llariinde ayni muhitte yeti^ tikleri halde, bunlar^ nhi biri onungibi
geli^ ememi^ tir. Goethe bu muhitinsemeresi de^ il bilkis "Goethe'ninev-
resi" dedi^ imiz ^ ey, onunkabiliyetlerinineserleridir. ocuk ve gen Goethe
btnintibalar^ ^ canl^ ^ olarak kapmak istidad^ nda oldu^u ve etraf^ n^ ^ birsa-
natkarkudretiyle i^ lemek gibi yksek birkabiliyetgsterdi ^ i iindirki, mu-
hitonuniinya^ an^ ^ ^mevzuu halini ald^ ^ ". Tasavvurlar^ ndaki renkler, ince-
likler, kimseninfark edemedi^ i hususiyetler, mstesna birkabiliyette do^ an
birGoethe'ninbulu^ lar^ , yarat^ ^ lar^ d^ r.
Bu izah ve misallerimizinevreyi hie sayd^ ^^ m^ z intibara^ ^ uyand^ rma-
s^ ndanendi^ e duyar^ z. Bu itibarla tekrar^ ndanfaide grd^ mz birnok-
tay^ ^ hat^ rlatmak isteriz. evreningeli ^ rnedeki rol inkaredilemez.
Fakatbu tesir, evre nazariyecilerininiddia ettikleri gibi geli ^ meninmahi-
yetve istikametini tayinedengalipbirunsurde^ il, inki^ af^ nlzumlu
ve zaruri ^ ^art^ d^ r. Ruhungeli^ mesi, olgunla^ mas^ , muhitintenbihleriyle,
tesirleriyle mmkndr. Fakatalaca^^ ^istikametve ^ ekil, kendi i kanunla-
r^ na hususi kabiliyetlerine ba^l^ d^ r. nk herruh, muhittengelentesirleri,
kendi i yap^ s^ na, kabiliyetve istidatlar^ na gre al^ rve i^ ler. Sadece ham mal-
zeme halinde olanmuhitinbirgeli ^ me unsuru olabilmesi de bu ameliyeye
ba^ l^ d^ r. Muhitinbirmalzeme y^ ^^ n^ ^ halindenbirya^ an^ ^ ^mevzuu haline ge-
i^ ini ve aradak ifark^ ^ belirtmek zere, frans^ zcadaki "Milieu"' almancadaki
"Umgebung" terimleri yerine, Uexkll "Umwelt" mefhumunu kulan-
m^ ^ t^ r.
Jakob vonUexkll, canl^ lar^ nmuhitle olanmnasebetlerini mana-
land^ rmak zere dikkate sayantecrbe ve ara ^ t^ malarda bulunmu^ ^ 39 ve bi-
yolojik mnada olanve keyfiyetifade edenbirevre "Umwelt" 40 mefhu-
94
muna varm^ ^ t^ r. Ona gre, bircanl ^ n^ nilgi ve dikkatini ekenher^ ey bir
"Merkwelt" tir(alaka ve dikkatalemi demektir) Canl ^ n^ ntesiretti^ i saha ise
bir" Wirk welt", yani tesirlemidir. Bunlar^ nikisi birdentoplu birbirli^i
meydana getirirlerki, bu da "Umwelt", yani evredir.
Uexkll, hayat^ ^ birmakineye benzetenve canl ^ lar^ ^ uygunvas^ ta ve alet-
lerinsevk ve idareleri neticesinde meydana gelenve bu sayede birbtnma-
hiyetini. kazand^ ^^ n^ ^ iddia edenmekanisthayattelikkisine kar^ ^ ^cephe al^ yor.
Hayvanlarsadece birerobje de^ il, ayni zamanda sje dirler. Onlar^ n
ba^ l^ ca faaliyetleri, etrafla ilgilenmek, dikkati etrafa evirmek kadar, evre
zerine tesiryapmaktad^ r. Hayvanlar^ nevreleri, onlar^ nyap^ lariyle mna-
sebetli olarak basitveya mrekkeptir. Fakatiptidailerkadarmtekarnil hay,
vanlarda ayni nisbette evrelerine intibak etmi ^ lerdir. Basitbirhayvan^ nev-
resi, basittir, mtelcmillerinise ok tarafl ^ ^ ve mrekkeptir.
Demek oluyorki, insan^ ^ saranobjektif muhitile (Umgebung), birya-
^ an^ ^ ^mevzuu olanevre (Umwelt) aras^ nda birtefrik yapmak icabediyor.
Muhitingeli^ me zerinde messirolabilmesi, ancak onunya ^ an^ lm^ ^ ^olma-
siyle mmkndr. Fakatbirmuhitinham malzeme halinde saklad ^ ^^ ^mev-
zular^ nne zamanve nas^ l ya^ anabilece^ ini tayinetmek elimizde de^ildir. n-
k muhitinmessirbirevre haline ink^ lab^ , onu ya^ ^ yaninsan^ nruh husu-
siyetlerine, dispozisyor^ lar^ na ba^l^ d^ r. Herruh, i yap^ s^ ^ elerecesinde muhitin
malzemesindenfaydalan^ rve bu malzemeyi de ayni yap^ ya gre i^ lerve de-
^ erlendirir.
Goethe misalin^ imdi bu gr^ ^zaviyesindentetkik edecek olursak, on^ in
genli^ e aithat^ ra ve tasvirlerini ok daha iyi anlarve mnaland^ rabilirirz.
Bu yaz^ lar, kendini muhitineseri sayanbirinsan^ nifadeleri olmaktanuzak-
t^ r. Aksine olarak burada biz, d^ ^ ^alemi tedrici birtelcml iinde, fakataktif
olarak fethedenmstesna birruhun- canl ^ ^ hayattasvirleriyle kar^ ^ la^ ^ yoruz.
Goethe'nintasviretti^ i ocukluk ve genlik dnyas^ , ayni muhitte, ayni ya^ -
ta olanyzlerce ruha kapal ^ ^ kalanve kap^ s^ ^ ancak onunmstesna kabiliyet-
lerine a^ lanbirlemintasvirleridir.
evreninya^ an^ l ^ ^ ^ ^ ekilleri
Bu esas-lardahilinde d^ ^ ^tesirlerinnas^ l ya^ an^ ld^ ^^ ^mevzuuna geebiliriz.
Herfert, do^u^ tangetirdi^ i kabiliyetleri meydana ^ karmak, onlar^ ^ gerek -
le ^ ^tirm e kcehtve gayelerini gsterir. nk herclispozisyon, herkabili-
yetingeli^ mesi, onu gerekle^ tirecek tenbihlere ba^ l^ d^ r. Mesela b-
tncanl^ larda do^ u^ tangrme kabiliyeti vard^ r. Fakatbu kabiliyetininge-
li^ mesi onu gerekle^ tirecek tenbihlere ba^ l^ d^ r. I^ ^ k tenbihindenmahrum
95
kalancanl^ larda, yani karanl^ kta kalanbirmahlukta, gz bu kabiliyetini kay-
bederve dumura u^ rar. Bunungibi .canl^ larda, hele insanlarda daha birok
kabiliyetlervard^ r. Mesela konu^ ma kabiliyeti... Bu kabiliyetingeli ^ ebilmesi,
muhitve ce'miyetinkar^ ^ l^ kl^ ^ tesirleriyle mmkndr. Aksi halde insanda
bu meleke ve kabiliyetgeli^ mez ve krelir.
Normal olarak insan^ ntabii muhiti, kabiliyetve istidatlar^ ngeli^ ebilmesi
iingerekli hemenbtntenbihleri ihtiva eder. Di ^ ertaraftanyeti ^ tirme ve
kltrmesseseleri de yksek kabiliyetleringeli ^ me imkanlar^ m haz^ rlar.
ocuk psikolojisi ara^ t^ rmalar^ , birinci ya^ ^ numumiyetitibariyle kabiliyet-
leringerekle^ mesine yar^ yacak ya^ atu^ larla geti^ ini gsterir. Fakatinsan
yavrusu bu ya^ ta bile, muhta oldu^ u ya^ an^ ^ lar^ ^ kendi kendine meydana
getimek kudretindedir. Bu a ^ da hemenayn^ ^ olanbu ya^ an^ ^ lar, aylarve
y^ llargetike ocuktanocu^ a fark etme^ e ba^ lar. ocuk ya^ land^ ka
bu fark artarve nihayetocu^ unmuhite intibak edi^ inde de kendini a^ ka
gsterir. Birinsan^ nde^ i^ ik muhitlerde fakl^ ^ birgeli^ me gstermesi, muhi-
tininsanzerindeki te^ kil edici , yeti^ tirici kuvvetindende^ildir. Bu fark
daha ziyade, insan^ nde^ i^ ik muhitte kendine de^ i^ ik ^ ekil vermek kabiliye-
tinde olu^ undand^ r. Fakatbu fark, insanmiza ve kabiliyetlerininana istika-
metlerinde esasl ^ ^ birde^ i^ ikli^ e mncerolamaz. Muhitne derece de ^i^ irse
de^ i^ sinesas istikametayn^ ^ kal^ r. Bizi ekseriya aldatancihet, tav^ rve hare-
ketlerinmuhit ^ artlar^ na ba^ laru^ ^ d^ r. Mesela oturupkalkmada, hitapetmede,
baz^ ^ ah^ kanhklarda, greneklerdeki d^ ^ ^ benzerlik gibi hususiyetler ^ phe-
siz ki evre tesirlerininalt^ ndad^ r. Fakatbu benzerliklernihayet ^ ekle
Mtealliktir. Bunlara buutve renk verenmuhtevalard^ r. Muhtevalarise ferdi
ya^ an^ ^ ^ve kabiliyetlerle mukayyettirler. Onuniindirki, ufak birevrede,
mesela birkyde, ayn^ ^ hayat ^ artlar^ ^ iinde ya^ ^ yaninsanlararas^ nda, ayni
^ artlar^ nfarkl^ ^ ya^ am^ lar^ ^ vard^ r. Trk kyls misafirperverdir. Fakatbir
, kynAli'si ve Veli'si aras^ nda daha do^ rusu bunlar^ nmisafirperverli^i
aras^ nda farklarmevcuttur. Bu farklar^ ^ meydana getirenmillerd^ ^ ^ de^il,
itedir. ^ ^ te muhitingeli^ me zerindeki tesirlerini ancak bu mnada kabul
etmek ve de^ erlendirmek mmkndr41.
Hayal ve geli^ me
Geli^ meninmessirkuvvetlerindenbiri de ha y a 1dir. Geli ^ me halin-
deki fert, muhta oldu^ u alemi hayal kuv-vetiyle in^ a etmek kudretindedir.
Ruh, kendi yap^ s^ n^ n, kabiliyetve istidatlar^ n^ nihtiyalar^ n^ ^ duydu^ u imkan-
lar^ ^ reel alemde bulamay^ nca, bunu hayali vas^ tasiyle temine al^ ^ ^ r. Demek
oluyorki muhit, sadece fiilenta^ ^ d^ ^^ ^imkanlarla de^ il, mahrumu kald^ ^^ ^mal-
zeme ve vas^ talarla da geli ^ me zerine tesiryapabilir. Bu da bize gsteriyor
96
ki, evreningeli^ me zerindeki tesiri, esas itibariyle ruha muhta oldu^ u
malzemeyi vermesi bak^ nundand^ r.
J