You are on page 1of 164

Toplumda zgrlkle aydnlatan dnme'nin

birbirinden ayrlamayacan biliyoruz,


(...) ne var ki, bu dnme kavramnn,
somut tarihsel biimlerden,
i ie getii toplumsal kurumlardan
daha az olmamak zere,
bugn her yerde meydana gelen gerilemenin
nvesini kendinde barndrdn
ak seik grm olduumuza inanyoruz.
Aydnlanma, bu gerileme momenti zerinde
dnp tanmazsa,
o zaman kendi kaderini tayin eder."
Max Horkheimer/ Theodor W. Adorno
Max Horkheimer (1895-1973), 1930 ylndan itibaren Frankfurt'taki Toplumsal
Aratrmalar Enstits'nn toplumsal felsefe alan ordinarysl ve yneticiliin
de bulundu. 1933'te New York'a gt ve almalarm burada Adorno, Marcuse ve
dierleriyle srdrd. Ellili ve altml yllarda Frankfurt'ta tekrar profesrlk yapt.
Filozof, Toplumbilimci ve Mzik Eletirmeni olan Theodor W. Adorno (1903-
1969), 1933 ylna dek Frankfurt'ta doentlik yapt. O da Horkheimer gibi Ameri
ka'daki srgn yaamndan sonra Frankfurt'a dnerek almalarn burada srdr
d. 1958'de Toplumsal Aratrmalar Enstits'nn ynetimini devrald.
Ouz zgl 1940'ta stanbul'da dodu. 1972 ylndan bu yana almalarm Al
manya'da srdrmekte. 1987-1990 yllar arasnda Felsefe Dergisi'nin genel yayn
ynetmenlii grevinde bulunan Ouz zgl'n 1984-1990 yllar arasnda eitli
dergilerde sanat ve felsefe arlkl 60'm zerinde eviri yazs, yine bu konularda
pekok eviri kitab bulunmaktadr.
Kabalc Yaynevi'nin Notu:
Kitabn ikinci cildi Felsefi Fragmanlar II pek yaknda
yine yaynevimiz tarafndan yaymlanacaktr.
MAX HORKHEIMER
THEODOR W. ADORNO
AYDINLANMANIN DYALEKT
Felsefi Fragmanlar
I
Almancadan eviren:
Ouz zgl
Kabalc Yaynevi
KABALC YAYINEV 79
Felsefe Dizisi 21
AYDINLANMANIN DYALEKT
Felsefi Fragmanlar I
Max Horkheimer - Theodor W. Adorno
zgn Ad: Dialektik der Aufklrung - Philosopische Fragmente
S. Fischer Verlag GmbH, Frankfurt am Main 1969
Bu kitabn tm yayn haklar
Onk Ajans Ltd. ti. araclyla
Kabalc Yaynevi'ne aittir.
Kabalc Yaynevi, stanbul 1995
ISBN 975 - 7942 -41 -3 (1. cilt)
ISBN 975 - 7942 - 40 - 5 (Takm)
Yayn Ynetmeni: Vedat orlu
Dizgi: Beyhan Ajans
Dzelti: Fsun Kayra
Bask: Yaylack Matbaas
KABALCI YAYINEV
Himaye-i Etfal Sok. No: 8-B
Caalolu 34410 STANBUL
Tel: (0212) 526 85 86 - 522 63 05 Fax: (0212) 526 84 95
iindekiler
1. YEN BASIMA NSZ............... ........................... 7
2. NDEY.................................................................. 11
3. AYDINLANMA KAVRAMI.................................... 19
4. ARASZ I
ODYSSEUS YA DA MT VE AYDINLANMA.................. 63
5. ARASZ II
JULIETTE YA DA AYDINLANMA VE AHLAK.. 99
NOTLAR............................................................................ 139
EK:
ODYSSEUS VE SEIRENLER/M. Franz 153
Friedrich Pollock'a
YEN BASIMA NSZ
"Aydnlanmann Diyalektii" Querido yaynevi tarafndan
1947 ylnda Amsterdam'da yaymland. nceleri ad yava ya
va duyulan kitabn bir hayli zamandr mevcudu kalmad. Yir
mi yl akn bir sre sonra kitab yeniden yaymlyorsak, bu
nun nedeni, yalnz evreden gelen srekli tevikler deil, s
telik ierdii dncelerden hi de az olmayan bir blm
nn bugn de gncelliini korumas ve daha sonraki kuram
sal almalarmz geni lde belirlemi olmasdr. Dardan
bir kii, kimin hangi tmceden ne denli sorumlu olduunu
kolay kolay tasarlayamaz. Kitabn byk blmn birlikte
yazdk; kitaba canlln kazandran temel e, "Aydnlanma
nn Diyalektii"nde birleen bu iki miza arasndaki gerilim
dir.
Kitapta sylenenlerin tmnn de deimez olduunu ne
srmyoruz. Byle bir sav, hakikati tarihsel devinimin kars
na deimez bir e olarak karmak yerine, ona zamansal
bir nve olma hakk tanyan kuramla badamazd. Kitap
Nasyonalsosyalist terrn sonunun az ok yaklat gnlerde
kaleme alnd. Ancak kitabn birok yerinde yer alan tanmla
malar bugnn gerekliine artk uymamaktadr. Buna karn,
ynetilen dnyaya gei olgusuna ilikin deerlendirmeleri
miz daha o zamanlar bile safdilcesine deildi.
Nesnel ynden birbirleriyle atmaya itilen devasa blokla
ra politik olarak blnme dneminde dehet ve ylgnlk de-
vam etti. nc Dnya'daki elikiler, totaliterizmin yeniden
canlanmas, "Aydnlanmann Diyalektii"ne gre, bir zaman-
larki faizm gibi srf tarihsel bir olay olmaktan uzaktr. lerle
menin karsnda da durmayan eletirel dnme bugn, her
ne kadar tarihsel srecin karsnda gszm gibi grn
yorlarsa da zgrlk tortularndan, reel insanlk eilimlerin
den yana yer almay gerektiriyor.
Topyekn btnlemenin kitapta tehis edilen gelimesi
durmam, sadece kesintiye uramtr; diktatrlkler ve sa
valar zerinden srecek gibi grnmektedir. Aydnlanmann
buna bal olarak pozitivizme dnmesi, mevcut durumun
mitletirilmesine ilikin tahminler ve sonunda anlakla akl
dmanlnn zdeletirilmesi ok ac bir ekilde gerekle
mitir. Bizim tarih tasarmmz tarihten bak olma kuruntu
suna kaplmyor, ama enformasyonlarn peine de pozitiviste
dmyor. Felsefe eletirisi olarak felsefeden el ekmeyi de
dnmyor.
Kitabn yazld Amerika'dan Almanya'ya dnerken, bura
da kuramsal ve pratik olarak ok eyler yapabileceimize ina
nyorduk. O zamanlar ellinci bugn de yetmibeinci doum
gnne kitabmz adadmz Friedrich Pollock'la birlikte,
"Aydnlanmann Diyalektii"nde biimlendirilmi tasarmlara
bir yn vermek zere. Sosyal Aratrmalar Enstitsn dn
celerimizde yeniden kurduk. Kuramlarmz gelitirirken ve
bunu izleyen ortak deneyimlerimiz srasnda Gretel Adorno,
ilk basmda olduu gibi, yine byk bir anlay ve duyarlkla
bizlere yardmc oldu.
Yllarca nce yaymlanm kitaplarn yeni basmlarnda ya
plmas olaan deiiklikler konusunda olduka tutumlu dav
randk. Yazdklarmza ekidzen vermek istemiyorduk, hatta
konuya aka uygun dmeyen dncelerin yer ald satr
lara dahi; metni batan sona gncel duruma getirmek yeni bir
kitap yazmakla ayn kapya kacakt. Bugn, ynetilen dn-
8
yann gidiini her zamanki gibi dolayl ekilde hzlandrmak
yerine, zgrl korumann, onu yaygnlatrp gelitirmenin
ok daha byk bir nem tadn sonraki yazlarmzda da
ifade ettik. Burada ncelikle basm hatalarn ve benzer yan
llklar dzeltmekle yetindik. Bu tutumumuz kitab bir belge
haline getirdi; umarz daha fazlasna da hizmet eder.
Frankfurt am Main, Nisan 1969
MAX HORKHEIMER THEODOR W. ADORNO
NDEY
lk provalarn Friedrich Pollock'a adadmz kitap zerin
de almaya baladmz zaman onu Pollock'un ellinci do
um gnne kadar bitirip yaymlayacamz umuyorduk. An
cak konuya girdike sorunlarla gcmz arasndaki oranszl
aka farkettik. Aslnda amacmz, insanln gerekten in
sani bir dzeye kmak yerine niin yeni trden bir barbarla
dtn anlamaktan fazlas deildi. Mevcut bilince ok g
vendiimiz iin betimlemenin glklerini azmsadk. Modern
bilimsel almalarda byk bulularn, kuramsal yapda artan
bir yozlamaya mal olduunu yllarca nce de grmtk. Biz
yine de, yazlarmz zellikle uzmanlk alanna giren retile
rin eletirisi ya da srdrlmesiyle snrlayarak, bilimsel al
malar izleyebileceimizi sanmtk. Yazlarmz hi olmazsa
konu ynnden geleneksel disiplinleri, sosyolojiyi, psikolojiyi
ve bilgi kuramn izlemeliydi.
Ne ki, burada bir araya getirdiimiz fragmanlar bu inanc
mzdan vazgemek zorunda kaldmz kantlamaktadr. Bi
limsel gelenein zenle gzetilii ve denetlenii, pozitivist sa-
deletiricilerce yararsz bir yk diye zellikle unutulmaya bra
kld noktada bilginin momentlerinden birini oluturuyorsa,
o zaman gnmz burjuva uygarlnn k srecinde yal
nz bilimsel almalardan deil, stelik bilimin anlamndan
da kuku duyulmas doaldr. Ta kafal faistlerin ikiyzl
lkle gklere kard ve her kla girme yeteneindeki in-
12
sanlk uzmanlarnn safdilce gerekletirdii ey, yani Aydn
lanmann hi durmadan kendi kendini tahrip edii, dnme
yi, an zihniyetinin alkanlklan ve eilimleri karsnda iyi
niyetliliin son kalntlarn da yasaklamaya zorlamaktadr. n
sanlk kanlmaz olarak dncelerin birer meta ve dilin de
onlarn vgs olduu bir konuma geldiyse, o zaman byle
bir yozlamann nedenini anlamak iin giriilen deneme ge
erli dilsel ve dnsel taleplerin ardna taklmay reddetmeli
dir, hem de bu taleplerin tarihsel sonular denemeyi tama
men boa karmadan nce.
Sz konusu yalnzca bilimin dalgnlkla alet ediliinden do
an engeller olsayd, o zaman dnme, toplumsal soranlar
konusunda en azndan resmi bilime muhalefet eden akmlarla
balant kurabilirdi. Ama bu da toplam retim srecinin ml
kiyetine girmitir. Bu akmlarn uradklar deiiklikler ait ol
duklar ideolojilerdeki deimelerden hi de az deildir. Mu
zaffer dncelerin bugne kadar kar karya kaldklar ey
ler imdi onlarn bandan gemektedir. Bu deneme kendi is
teiyle eletirel bir e olmaktan kp srf bir ara olarak
mevcudun hizmetine girerse, beenip setii olumluyu iste
meyerek bir olumsuza, bir ykc-olana dntrr. Onsekizin-
ci yzylda kitaplarla insanlarn yaklmasna kar durarak al
akla lm korkusu alayan felsefe daha Bonapat: dne
minde saf deitirmiti. Sonuta Comte'un apologetik (sakn
cal) ekol uzlamaz Ansiklopedicilerden boalan yeri gaspet-
mi ve elini, bir zamanlar bu eli geri evirenlerin hepsine
uzatmtr. Eletiriden olumlamaya dnen bakalamalar ku
ramsal ierik zerinde de etkisini gstermekte, bu ieriin ha
kikati silinip kaybolmaktadr. Motorize edilmi tarih bugn
hi kukusuz bu tr dncel gelimelerin hl nnde git
mektedir. Baka kayglar tayan resmi szcler, kendilerine
birer mevki salam olan kuram henz tam anlamyla yoz
lamadan nce ortadan kaldryorlar.
Dnme, iledii sular lp bierken yalnz bilimsel ve
gndelik deil, stelik kart kavram dilinin onaylayc kulla
nlndan da yoksun brakldn anlamaktadr. Egemen d
nme dorultusunun onayn almaya uramayan bir ifadeye
rastlamak artk mmkn deil ve beylik, klie dilin kendi ba
na yerine getiremedii eyler, toplumsal mekanizmalar tara
fndan titizlikle telafi edilmektedir. An masraflardan duyduk
lar endie yznden sinema fabrikalarnn kendi istekleriyle
bakp besledikleri sansrcler, alma yaamnn her alann
da karlalan resmi mercilere benzemektedir. Bir edebiyat
metninin, yaratcsnn kendi ngrsyle olmasa dahi, yayn
evinin iinde ve dnda redaktrn, yayncnn, dzelticinin,
ghost writer'in (bir bakas adna kitap vb. kaleme alan yazar
) kalemiyle baml klnd sre titizlik bakmndan san
srn her eidini hl glgede brakmaktadr. Bunlarn ilev
lerini tamamen gereksiz hale getirmek, tm hayrsever re
formlara karn, eitim sisteminin tutkuyla ulamaya alt
bir hedef gibi grnyor. Olgularn saptanmasna ve olaslk
larn hesaplanmasna kesin bir snr konmamas durumunda
idrak eden akln arlatanlklara ve boinanlara fazlasyla du
yarl kalaca kans, arlatanlklarn ve boinanlarn ar de
recede rabet grmesine yol aan verimsiz bir zemin hazrla
maktadr. ki yasa nasl ki o gnden bu yana ok daha ze
hirli rnlerin yaygnlamasna ortam yarattysa, kuramsal im
gelemin engellenii de politik hezeyanlara yol at: nsanlar
her ne kadar bu hezeyanlara henz kaplmadlarsa da, dtaki
ve kendi kendilerince telkin ettikleri sansr mekanizmalar
nedeniyle direnme aralarndan yoksun brakldlar.
almalarmzda karlatmz kmaz (aporie) bylece
aratrmaya kalktmz ilk konu olarak beliriyordu: Aydnlan
mann kendi kendini tahrip edii. Toplumda zgrlkle ay
dnlatan dnme'nin birbirinden ayrlamayacan biliyoruz
ve bizim petitio principii'miz (kantlanmas gereken nermeyi
14
kantlamak iin kullanma yanll ) de buradan kaynakla
nyor. Ne var ki, bu dnme kavramnn, somut tarihsel bi
imlerden, i ie getii toplumsal kurumlardan daha az ol
mamak zere, bugn her yerde meydana gelen gerilemenin
nvesini kendinde barndrdn ak seik grm olduu
muza inanyoruz. Aydnlanma bu gerileme momenti zerinde
dnp tanmazsa o zaman kendi kaderini tayin eder. ler
lemenin ykc elerini tartp bimeyi dmanna braktnda
gz kapal pragmatikletirilmi dnme muhafaza edici ka
rakterini ve bu nedenle hakikatle olan ilikisini kaybeder.
Teknolojik ynden eitilmi kitlelerin akl sr ermez ekilde
her eit despotluun ekiciliine kaplma eilimi gsterme
sinde, rk paranoyaya kendini tahrip edercesine ilgi duyma
snda ve kavranlmayan tm anlamszlklarda bugnk ku
ramsal anlayn zayfl gn na kmaktadr. Aydnlanma
dan mitolojiye gerileyiin nedenini, zellikle gerileme amacy
la icat edilmi milliyeti, pagan ve dier modern mitolojiler
den ok, hakikat karsnda donup kalm Aydnlanmann
kendisinde aramak gerektiini gstererek bu fragmanlarda
byle bir anlaya katkda bulunacamz sanyoruz. Her iki
kavram da yalnz akln tarihi asndan deil, reel adan anla
lmaldr. Nasl ki Aydnlanma burjuva toplumunun gerek
hareketini btn olarak, bu harekete ilikin kiilerde ve ku
rulularda cisimlemi dnce asndan ifade ediyorsa, o za
man hakikat salt rasyonel bilin demek deildir, stelik onun
gereklikte ald biim anlamna da gelmektedir. Modern uy
garln yasal ocuunun, daha farkna varma srasnda bilim,
ticaret ve politikada egemen greneklerce klie halinde hazr
lanm olgulardan ayrlp, uzaklama korkusu, toplumsal sap
malar karsnda duyulan korkuyla dorudan zdetir. Ayn
grenekler bugn dilde ve dnme'de sanatn, edebiyatn ve
felsefenin yetinmesi gerektii aklk kavramm da tanmlyor.
Bu kavram, olgular ve egemen dnme biimlerini olumsuz
deerlendiren dnme'yi kukulu bir mulaklk diye, lkeye
yabanc diye tabulatrarak akl gitgide daha koyu bir karanl
a itmektedir. Bu ylesine korkun bir durum ki, beylik, klie
bir dilde yenilik neren en namuslu reformcular bile duruma
uydurulmu kategoriler aygtm ve ardndaki deersiz felsefeyi
benimseyerek ykmak istedikleri mevcudun sultasna g kat
maktadrlar. Bu sahte aklk imdi mitin bir baka ifadesi ol
maktadr. Mit her zaman hem karanlk hem de aydnlatcyd.
Her defasnda kavramn ileviyle ili dl olarak ve kendini
ondan bak tutarak kimliini kantlamtr.
nsann doal kn bugn toplumsal ilerlemeden ayr
dnmek mmkn deildir. Ekonomik retkenliin art bir
yandan adil bir dnya iin gereken koullar yaratrken te
yandan teknik aygta ve bunu elinde tutan sosyal gruplara
halkn geri kalan ksm zerinde hadsiz hesapsz bir stnlk
kurmalarn salyor. Ekonomik gler karsnda birey tama
men hkmsz braklyor ve bu gler toplumun doa ze
rindeki egemenliini akla hayale gelmez bir dzeye karyor.
Birey kulland aygtn nnde grnmez hale gelirken gei
mi yine bu aygt tarafndan ok daha iyi bir ekilde salan
yor. Kendilerine datlan metalarn niceliiyle birlikte kitlenin
acizlii ve gdlme olasl adil olmayan bir ekilde artyor.
Alt katmanlarn yaam dzeyinin maddi ynden byk l
de, sosyal yndense hayal krkl yaratacak ekilde ykselti
lii, akln ikiyzlle yakan yaygnlamasnda yansyor. Ak
ln gerek istei eylemenin yadsnmasdr. Akl, kltr meta-
s haline getirildii ve tketim amacyla insanlara teslim edil
dii noktada zlp dalmak zorundadr. Ak ve tam bir
enformasyon seli ile atafatl, dzenli elenceler insanlar bir
yandan akllandrrken te yandan aptallatryor.
Sz konusu, Huxley, Jaspers, Ortega y Gasset ve dier uy
garlk eletirmenlerinin dndkleri gibi deer olarak kltr
deil, insanlarn tamamen ihanete uramamalar gerekiyorsa,
16
Aydnlanmann akln bana toplamasdr; gemii korumak
deil, gemite beslenen umutlarn gerekletirilmesidir. Ne
ki, gemi bugn gemiin tahrip edilii olarak devam ediyor.
Ondokuzuncu yzyla kadar bir ayrcalk olan, eitim grme
milerin artan sefaletiyle denen saygdeer eitim, yirminci
yzylda hijyenik fabrika tarafndan tm kltrel elerin de
vasa bir potada eritilmesiyle satn alnd. Ekonomik kazanm-
larn kartlarna dnmesinde sata karlan kltrn hibir
katks olmadn ne sren kimi kltr savunucularnn san
d gibi belki de bu o kadar yksek bir bedel deildi.
Refah metalar mevcut ilikilerde birer sefalet esi haline
gelmektedir. Bu metalarn nicelii gemi dnemde, toplum
sal znenin bulunmay yznden i ekonomi bunalmnda
ar retim olarak bir etki yarattysa, bugn de iktidar grupla
rnn toplumsal zne olarak baa gemeleri yznden uluslar
aras faizm tehlikesini douruyor: lerleme birdenbire gerile
meye dnmektedir. Hijy'enik fabrikalarn ve bunlarla ilgili
her eyin, Volkswagen'in ve spor saraynn* metafizii ahmak
a ortadan kaldrmas pek byk bir nem tamazd, ama
bunlarn toplumsal btnde metafizik haline gelmesi, arkasn
da reel felaket ve belalarn yld ideolojik bir perdey'e d
nmesi hi de nemsiz deil. te bu durum fragmanlarm
zn k noktasn oluturuyor.
Bir sonrakinin kuramsal temeli olan ilk makale rasyonel
likle toplumsal gerekliin ve bundan ayrlmayan doa ile do
a zerindeki egemenliin i ie geiini aklamaya alyor.
Bu arada Aydnlanmaya ynelik eletiri de, iine kart g
z kapal egemenlik entrikasndan Aydnlanmay kurtaracak
olumlu bir kavram yine Aydnlanmadan karak hazrlayacak.
lk makale eletirel blmnde kaba izgilerle iki sav ieri
yor: Mit zaten Aydnlanmadr, ve: Aydnlanma mitolojiye geri
* Goebbelsin, hazr bulunanlarca da onaylanan, topvekn sava propagandas yapt
yer, n.
dnmektedir. Her iki araszde bu savlar zgl konular ze
rinde gelitirilmitir. Birincisi, burjuva-bat uygarlnn dikkate
deer ilk belgelerinden birini oluturan Odysseia'da mitle Ay
dnlanmann diyalektiini izliyor. Aratrmann odak noktasn
da,mitsel doa ile Aydnlatlm doa zerindeki egemenliin
ayrmn ve neredeyse birliini aka gsteren kurban ve fe
ragat kavranlan yer almaktadr. kinci arasz, Aydnlanmann
hatr gnl tanmaz tamamlayclar Kant, Sade ve Nietzsche'yi
konu alyor ve tm doal eylerin krkrne nesnel-olanla
doal-olann egemenliinde otokratik zneye baml klm
nn zellikle nasl zirveye ulatn gsteriyor. Bu ynteme
burjuva dnnn tm kartlklarn, zellikle de ahlaksa!
hogrszlk ve mutlak ahlakszlk arasndaki kartl kal
dryor.
"Kltr Sanayii" blm, Aydnlanmann asl ifadesini sine
ma ve radyoda bulan ideolojik gerileyiini sergiliyor. Aydn
lanma burada zellikle yapm ve yayn teknii ile bunlarn et
kisinin hesaplanmasndan ileri geliyor; ideoloji, kendine zg
ierii gerei, teknii kullanan glerin ve varolularn putla-
trlmasyla tkenip gidiyor. Bu elikiyi incelerken kltr sa
nayii, kendisince istenenden ok daha ciddi bir biimde ele
alnd. Ama kendi ticari karakterine olan gl eilimi, yumu
atlm geree duyduu inan, yalan karsnda oktan beri
sorumluluktan kamasna yarayan bir balatc neden haline
geldii iin, zmlememiz de nesnel olarak bu sanayinin
rnlerine ikin, bir estetik yap ve bu yapyla biimlendiril
mi bir gerek olma savn izlemekte ve bu savn geersizlii
zerinde toplumun dzensizliini gstermektedir. Kltr sa
nayii ile ilgili blm, dier blmlere karlk, daha ok frag
manlar halinde kaleme alnmtr.
"Anti-Semitizmin eleri" blmnde yer alan sav biimi
tartmalar aydnlatlm uygarln aslnda barbarla dn
n sz konusu ediyor. Srf dncel deil, pratik olarak da
kendi kendini yok etme eilimi balangtan bu yana rasyo
nellie aittir, yoksa yalnz bu eilimin yaln ekilde ne kt
evreye deil. Bu anlamda anti-semitizmin ilktarihini felsefi
adan yazmaya altk. Anti-semitizmin "akldcl", ege
men akln znden ve bu akln yansmasna uyan dnyadan
tretilmektedir. "eler" dorudan doruya Sosyal Aratrma
lar Enstits'nn, Felix Weil tarafndan kurulan ve hayatta
kalmas salanan vakfn ampirik aratrmalarna baldr; bu
vakf olmasayd yalnz bizim aratrmalarmz deil, stelik
Alman gmenlerinin Hitler'e karn hl sren kuramsal a
lmalarndan byk bir blmn de gerekletirmek mm
kn olmayacakt. lk sav, Frankfurt'taki balang yllarn
dan bu yana bilimsel birok sorun zerinde ortak almalar
yaptmz Leo Lwenthal ile birlikte yazdk.
Son blmde, ksmen nceki makalelerde belirtilmi d
ncelere ait olan, ama orada kendine yer bulamayan gr
ler, ksmen de gelecekteki almalara ilikin sorunlar imdilik
ana hatlaryla betimleniyor. Bunlarn byk bir blm diya
lektik bir antropolojiye dayanyor.
Los Angeles, California, Mays 1944
Kitap, sava srasnda tamamlanm metin zerinde nemli
bir deiiklik yaplmadan brakld. Yalnz "Anti-Semitizm'in
eleri"ne bir sav daha eklendi.
Haziran 1947
MAX HORKHEIMER THEODOR W. ADORNO
AYDINLANMA KAVRAMI
Aydnlanma, gelien dnme'nin en geni anlamnda,
balangtan bu yana insanlardan korkuyu kaldrmak ve onla
r kendilerinin efendisi durumuna getirmek amacn gtm
tr. Ne var ki, tamamen aydnlatlm yeryz bugn muzaffer
bir felaketin belirtilerini tayor. Aydnlanmann program
dnyay gizlerinden kurtarmakt. Mitleri paralayacak, hamha-
yalleri bilgi vastasyla alaa edecekti. "Deneysel felsefenin
atas"
1
Bacon motifleri bir araya getirmiti bile. "nce kendi
bilmediklerini bakalarnn bildiine, sonra da onlarn bilme
diklerini kendilerinin bildiine inanan" gelenek mezlerini
kmsemektedir Bacon, "ancak safdillik, kukulanmaya kar
isteksizlik, dncesizce verilen yantlar, bilgilik taslamak,
kar kmaktan ekinmek, karclk, aratrmalarda savsaklk,
sz fetiizmi, srf ksmi bilgilerle yetinmek: Bunlar ve benzeri
eyler insan anl ile eylerin doas arasnda mutlu bir evlili
in gereklemesini engellemi, bunun yerine anla deersiz
kavramlar, plansz deneyler yamamtr: Bylesine vgye de
er bir birlemeden duyulan korku ve kacak sonular kolay
ca tasarlanabilir. Kaba bir bulu olan matbaa makinesi; akla
daha yakn bir bulu olan top; daha nceleri de bir dereceye
kadar bilinen pusula: Bu bulu hangi durumda deiiklik
yaratmamtr ki; biri bilimde, dieri savata, ncs de ma
liye, ticaret ve denizcilikte! Ve btn bunlar, inann, tamamen
bir rastlant sonucu insann ayana taklm, karsna km-
20
tr. Demek ki, insann stnl bilgiden kaynaklanyor, buna
hi kuku yok. Burada, krallarn tm hazinelerini dkse satn
alamayaca, emirleriyle hkmedemeyecei, casuslarnn ve
muhbirlerinin hakknda bir haber getiremeyecei, kayna
olan lkelere denizcilerinin, kaiflerinin yelken aamayaca
birok ey sakldr. Bugn doaya srf dncemizde egemen
oluyor ve bu dncenin basksna boyun eiyoruz; stelik
bu dnce tarafndan kendimizde, doaya pratikte egemen
oluyormu sansnn uyandrlmasna da gz yumuyoruz."
2
Bacon matematie yabanc olmasna karn kendinden
sonraki bilimin karakterini ok iyi ifade etmitir. nsan anl
ile eylerin doas arasnda dnd mutlu evlilik ataerkil
dir: Boinanc alteden akl gizlerinden kurtarlm doaya ege
men olacakt. Bir g olan bilgi hibir engel tanmamaktadr,
ne yaratn kleletirilmesinde ne de dnyann efendilerine
boyun eiinde. Burjuva ekonomisinin fabrikalarda ve sava
alanlarnda elde ettii sonular, nereden geldiine bakmadan,
ayn ekilde giriimcilerin de mlkiyetine girmektedir. Krallar
teknii, tccarlar gibi dorudan doruya ellerinde tutmuyor
lar: Teknik, birlikte gelitii ekonomik sistem kadar demokra
tiktir. Teknik bu bilginin zdr. Ulamaya alt hedef im
geler deil, idrakin verecei mutluluk deildir, tersine yn
temlerdir, bakalarnn emeini smrmektir, sermayedir. Ba-
coridan sonra hl saklanan, korunan pek ok ey tekrar bi
rer ara olmaktadr: Yceltilmi matbaa makinesi olarak rad
yo, daha etkili bir top olarak pike yapan sava ua, daha
gvenilir bir pusula olarak uzaktan kumanda aygt. nsann
doadan renmek istedii ey, doay ve insanlar tamamen
egemenlii altna almak iin, bu aralar kullanmak, uygula
maktr. Baka bir ey deil. Aydnlanma kendi bilincinin son
krntlarn da kendine acmadan yakp, kl etmitir. Mitleri
paralayacak kadar dayankl olan dnme sadece kendini
tahrif eden dnme'dir. Olgulara duyarln zaferi karsnda
bugn Bacon'un nominalist inanc metafizik diye kukuyla
karlanrd ve skolastik hakknda vard deersizlik yargsna
kendisi maruz kalrd. ktidar ve idak eanlamldr.
3
draktan
doan ksr mutluluk, Bacon ve Luther'e gre, ahlakszlktr.
Sz konusu olan, insanlarn hakikat diye adlandrd doygun
luk deil, "operasyon"dur, etkili yntemdir; "bilimin gerek
amac ve grevi makul, oyalayc, sayg uyandran ya da etkili
szler sarfetmek ya da aydnlatc argmanlar gstermek de
il, faaliyette bulunmak, almak ve daha nce bilinmeyen
ayrntlar meydana kararak yaama yardmc olmak ve ona
daha iyi bir biim vermektir." Hibir giz kalmayacak, ama
onlar aa vurmaya da zenilmeyecekti.
Dnyann gizlerinden kurtarlmas, animizmin kknn
kurutulmasdr. Xenophanes tanrlarn ounu hor gryordu,
nk onlar insanlar, yani kendilerini yaratanlar tm rastlan
tsal ve kt eylerle bir tutuyorlard ve son gnlerin mantk'
dilin kalba sokulmu szlerini, kumardaki bir deer tama
yan, ntr filerle deitirilse farketmeyecek sahte sikkeler ola
rak ilan ediyor. Dnya bir kaosa ve sentez de selamete dn
yor. Totem hayvan, ikiyzllerin dleri ve mutlak idea
arasnda bir fark olmayacaktr. nsanlar Yenia bilimine gi
den yolda anlamdan vazgeme baarsn gsteriyor, kavram
lar formllerle, nedeni kurallar ve olaslklarla deitiriyorlar.
Neden, bilimsel eletirinin kendini kyaslad son felsefi kav
ramd, nk eski fikirlerden sadece o bilimsel eletiriye kar
koyuyordu; yaratan ilkenin laikletirilmesinde son sray al
yordu. Tz ve nitelii, faaliyeti ve sefaleti, varl ve varoluu
zamana uygun olarak tanmlamak Baeoridan bu yana felsefe
nin amalarndan biriydi, ama bilim bu tr kategoriler olma-,
dan da kendine yetiyordu. Onlar eski metafiziin tiyatro put-
lar (idola theatri)* olarak geride kalmlard ve daha kendi
* dola tleatri Yetkelere inanp balanmaktan doan nyarglar, Bacon'a gre bunlar
be adettir: Tiyatro, ar, Maaza, Soy ve Okul putlar, n.
dnemlerinde bile gemi ncesine ait varolanlarn ve gle
rin antlarydlar. Mitlerdeki yaam ve lm bunlarla kayna
m ve kendini gstermiti. Bat felsefesinin kendi ebedi doa
dzenini belirledii kategoriler, bir zamanlar Oknos ile Per-
sephone'nin, Ariadne ile Nereus'un igal ettikleri yerleri iaret-
lemekteydi. Sokrates ncesi kozmolojiler gei anna sarl-
maktadrlar. Burada doann ilk maddeleri saylan su, btn
(bir), hava, ate mitsel grn daha yeni rasyonelletirilmi
tortulardr. Irmakla topran birlemesinden domu ve Nil
kylarndan Greklere gelmi olan imgeler nasl ki burada can-
lmaddeci (hylozoist) ilkeler haline, eler haline gelmise,
ayn ekilde mitsel kt ruhlarn yaylan okanlamll t
myle ontolojik varolanlarn saf biimleri halinde ruhanile-
mektedir. Sonuta felsefi logos Olympos'un ataerkil tanrlarn
Plton'un idealar araclyla kavramtr. Ancak Aydnlanma,
metafiziin Platon ve Aristoteles'ten miras kalan blmnde
eski gleri tekrar tanm ve tmellerin hakikat zerindeki
hak iddiasn boinan diye kovuturmutur. Aydnlanma ge
nel kavramlarn otoritesinde, insanlarn doay etkilemeye a
lmak iin tasvirleri karsnda gizemli riteller dzenledikleri
kt ruhlardan duyulan korkuyu grdn sanmaktadr. Ar
tk gizli zellikler, hkmeden ya da ikin gler yanlsamas
na kaplmadan maddeye egemen olunacakt. Hesaba katlabi-
lirlik ve yararlk llerine uymayan her ey Aydnlanmann
gznde kukuludur. D basklar umursamadan bir kez ge
limeye balarsa artk durmak bilmez. nsan haklarna ilikin
dnceleri gemiteki tmellerden farkl deildir. Bulduu
her eit manevi direnite sadece gc artar.
5
Bu durum, Ay
dnlanmann kendisini hl mitlerde de grmesinden ileri ge
lir. Direni hangi mite dayanrsa dayansn, bu tr bir kartlk
ta argman haline gelmeleri nedeniyle, Aydnlanmaya ykle
dikleri ykc rasyonellik ilkesine sk skya sarlrlar. Aydn
lanma totaliterdir.
Aydnlanma, mitin temeli olarak antropomorfizmi ta batan
beri znelin doaya yansmas eklinde grmtr.
6
Doas
t eyler, hayaletler ve kt ruhlar, doal-olandan korkan in
sanlarn yanslardr. Aydnlanmaya gre mitsel pek ok figr
ortak bir paydada toplamak mmkndr, bunlarn hepsi z
neye indirgenmektedir. Sphinx'in sorusuna Oidipus'un verdii
"insan" yant, Aydnlanmaya ilikin basmakalp bir bilgi ola-
rak fark gzetmeden yinelenmitir, hem de bunun, nesnel du
yunun bir paras, bir dzenin anahatlar, kt glerden du
yulan korku ya da selamet umudu olup olmadna bakma
dan. Aydnlanma sadece birlik, btnlk tarafndan kapsana-
bilen eyleri varlk ve olup bitmi diye kabul etmektedir;
onun ideali her eyin, ama her eyin kendisini izledii sistem-
dir. Rasyonalist ve ampirist yorumlarnn birbirinden fark bu
radan ileri gelmemektedir. Ekoller belitleri her ne kadar farkl
biimde yorumladysalar da birlik, btnlk biliminin yaps
hep ayn kald. Bacon'un una scientia universalis
7
postlas,
aratrma alanlarnn pluralizmine karn, birletirilemeyenin
ylesine karsndadr ki, tpk Leibniz'in mathesis universa-
lis'inin sramaya kar kma benzer. Figrlerin okluu du-
rum ve tasnif edilie, tarih ise olguya, ey de maddeye indir
genmektedir. Genelliin aamalar nedeniyle en yce ilkeler
ve gzlemsel nermeler arasnda Bacon'a gre bile ak seik
mantksal bir ba bulunmaldr. De Maistre onu, "une idole
d'echelle''i
8
koruyor diye kmser. Biimsel mantk nde
gelen btnletirme, birletirme ekollerinden biriydi, Aydn-
lanmaclara dnyann hesaba katlabilirliinin emasn sun
mutur. Platon'un, son yazlarnda saylarla idealar mitletirici
tarzda bir tutmas, tm mitolojiden kurtarma zlemlerini dile
getirmektedir:: Say Aydnlanmann kanonu haline gelmitir.
Ayn eitlikler burjuva adaleti ile meta deitokuuna egemen
dir. "Eit-olmayanla eit-olan topladn zaman ortaya eit-ol-
mayann kmas bir kural deil midir? Hem adaletin hem de
24
matematiin bir ilkesi deil midir? Bir yandan karlkl adalet
le dnl adalet arasnda, te yandan geometrik oranla arit
metik oran arasnda gerekten bir uyum yok mudur?"
9
Burju
va toplumuna edeer egemendir. Bu toplum ayn ad tama
yan soyut niceliklere indirgeyerek karlatrlabilir duruma
getirmektedir. Aydnlanma saylara, sonuta Bir'e kararak
kaybolmayan eylerin grnne dnmektedir; modern
pozitivizm onu edebiyata sryor. Birlik, btnlk Parmeni-
des'ten Russel'a kadar bir belgi olarak kalyor. zerinde srar
la durulan tek ey tanrlarla niteliklerin tahribidir.
Ne var ki, Aydnlanmaya kurban giden mitler bile Aydn
lanmann kendi rnleriydiler. Gemi olaylar bilimsel adan
llp biilirken mitlerdeki tasarmn bir zamanlar bu olaylar
hakknda vermi olduu hesap geersiz saylmaktadr. Mit an
latmak, adlandrmak, kayna belirtmek istiyordu: Ama bun
larla betimlemek, saptamak, aklamak da istiyordu. Mitlerin
yazya dklmesi ve bir araya getirilmesiyle birlikte bunlar
oalm, abucak sylentiden retiye dnmtr. Her ri
tel gemi bir olayn ve de by ile etkilenmesi gereken be
lirli bir srecin tasarmn iermektedir, Ritelin bu kuramsal
esi daha ilk halk destanlarnda bamsz hale gelmitir. Tra
gedya yazarlarnn hazr bulduklar biimiyle mitler, Baconun
ama diye ycelttii disiplinin ve iktidarn belirtisini tarlar.
Yerel hayaletlerin, kt ruhlarn yerine cennet ve buradaki hi
yerari, bycnn ruh arma eylemlerinin ve kabilenin ye
rine de farkl kurban trenleri ve klelerin emirle salanan
almas gemitir. Olympos tanrlar artk elerle dorudan
zde deildir, onlar imlemektedirler. Homeros'ta Zeus gk-
kubbeye bakanlk eder, Apollon gnee yn verir, Helios ile
Eos alegorik-olana gemek zeredir. Tanrlar maddelerin be
lirmesi olarak maddelerden ayrlrlar. Felsefedeki gelimeyle
birlikte varlk artk monad haline, kurallar sisteminde srf be
lirgin bir nokta haline gelen logos'a ve darda da eyler ve
yaratklar ynna kararak dalmaktadr. Kendi varoluu ile
gereklik arasndaki tek fark tekilerin hepsini silip spr-
mektedir. Farklara hi uyulmadan dnya insana baml olu
yor. Bu konuda Musevilerin yaratl yks ile Olympos dini
sz birlii eder. "... ve denizin balklarna, ve gklerin kular
na, ve srlara, ve btn yeryzne, ve yerde srnen her e
ye hakim olsun."
10
"Ey Zeus, ulu Zeus, gklerin hakimi seri
sin, insanlarn hakl haksz btn ilerini, hayvanlarn taknl
n bir bakta sen grrsn, ve drstlktr seni en ok se
vindiren."
11
"Zira durum yledir, biri cezasn hemen eker,
bir bakas ise daha sonra; biri kaar kurtulur ve tanrlarn ga
zab kendisini bulmazsa bile, sonuta bu kesinkes gerekleir
ve cezay susuzlar ekmek zorunda kalr, ister ocuklar ol
sun ister sonraki kuaktan biri."
12
Tanrlar karsnda varln
koruyanlar sadece koulsuz boyun eenlerdir. znenin uya
n, otoriteyi tm ilikilerin ilkesi olarak benimseme pahasna
gereklemektedir. Byle bir akln birlii, btnl karsn
da insanla tanr arasndaki fark, ilk Homeros eletirilerinden
bu yana akln hi amadan vurgulad bir nemsizlik dze
yine inmektedir. Yaratan tanr ile dzenleyen akl doann ha-
kimi olarak birbirine benzemektedir. nsann, tanrnn modeli
olmas, varolu zerindeki egemenlikten, efendinin bakn
dan, emirden ileri gelmektedir.
Mit Aydnlanmaya ve doa da srf nesnellie doru kay
yor. nsanlar otoritelerindeki artn bedelini egemenlikleri al
tna aldklar eylerden yabanclamakla dyorlar. Aydnlan
mann eylere kar tutumu, diktatrn insanlara kar tutumu
gibidir. O insanlar, davranlarn ynlendirebildii kadaryla
tanr. Bilim adam eyleri retebildii srece tanr. Bylece
onlarn Kendindeleri Onun in haline gelir. Dnm sra
snda eylerin z hep ayn ekilde, yani egemenliin daya
na olarak meydana kar. Bu zdelik doann birliini, b
tnln oluturur. Bu birlik, btnlk tpk znenin birlii,
btnl gibi bysel ruh arma trenleri tarafndan bir
koula balanmamtr. amanlarn ritelleri darda rzgara,
yamura, ylanlara ya da hastalarn iindeki kt ruhlara ses
leniyordu, yoksa unsurlara ya da rneklere deil. By yapan
tek ve ayn nah deildi; ruhlardan birouna benzemesi gere
ken klt maskelerini hemen deitiriyordu. By kanl bir ya
land, ama burada egemenlik, temelini yozlaan dnyann
oluturduu katksz geree dnerek yadsnmyordu he
nz. Byc kendilerini korkutmak ya da yattrmak iin k
t ruhlarn klna giriyor, rktc ya da yattrc hareket
lerde bulunuyordu. Bycnn grevi her ne kadar yinele
mek de olsa, gsterisiz avlanma alanlar homojen bir evrene,
tm yama olanaklarnn cisimleniine inen uygar insan gibi
kendisini grnmez glerin modeli olarak ilan etmemiti. n
san nce byle bir model olarak, bakalaryla zdeleirken
kaybedemeyecei, nfuz edilmesi mmkn olmayan bir mas
ke olarak ilk ve son defa olmak zere mlkiyetine katt
Ben'in kimliini kazanr. Bu, akln kimlii ile bu kimliin, ni
teliklerin bolluunu yok eden doann birliinden, btnl
nden olumu karldr. Dta braklm doa srf snf
landrmann karmakark bir esi durumuna ve gl Ben
de salt bir sahip olu, soyut bir zdelik durumuna gelmekte
dir. Byde savunulacak zgl bir yan vardr. Dmann mz
rann, sann, adnn bana gelenler ayn zamanda kiiye
de uygulanr, tanrnn yerine kurbanlk hayvan kesilir. Kurba
nn deitirilmesi gidimli (diskursiv) manta doru atlan ad
m niteler. Kz ocuk iin geyik, ilk doan ocuk iin kuzu
kurban edilse bile hl kendi niteliklerine sahip olmak zorun
dadrlar ve tr temsil ederler. Seilen rnein geliigzellii
ni ilerinde tarlar. Ancak hic et nunc'un (burada ve im-
di'nin) kutsall, seilenin, vekiline geen biricikliini kkten
ayrmakta, deitirme srasnda deitirilemez hale getirmekte
dir. Bilim buna bir son verir. Bilimde savunulacak zgl bir
26
yan yoktur: Varsa, o da kurbanlk hayvanlardr, yoksa tanr
deil. Savunulabilirlik evrensel bir kullanlabilirlie dn
mektedir. Bir atom bir eyin yerine deil, maddenin modeli
olarak paralanr ve tavan da kimsenin yerine gemez, labo
ratuarn tutkusunca salt bir rnek diye grlerek yanl deer
lendirilir. levsel bilimde farklarn kesin olmamas yznden
her ey tek bir madde halinde sona erdii iin bilimsel nesne
ta gibi katlamakta ve bir zamanlarn kat ritelleri de esnek
mi gibi grnmektedir, nk onlar birinin yerine hl bir
bakasn geirmekteydi. By dnyas, izleri dilsel biimler
iinde kaybolmu olan farklar iermekteydi.
13
Varolanlar ara
sndaki eitli ilikiler, anlam kazandran zne ile anlamsz
nesne arasndaki, rasyonel anlam ile rastlantsal anlam tay
cs arasndaki tek bir iliki tarafndan yerlerinden edilmitir.
By aamasnda dler ve imgeler srf durumun belirtisi ola
rak grlmyor, benzerlik ya da ad nedeniyle buna bal sa
ylyordu. liki, niyet ilikisi deil, akrabalk ilikisidir. Bilim
gibi by de bir ama gder, ama nesneyle arasn gitgide
aarak deil, buna yknmeyle ulamaya alr. Bynn te
meli, nrotikler gibi ilkel insann da stne almas gereken
"dncelerin her eye gc yetmesi"nde
14
deildir; dnce
lerle gerekliin kesin olarak birbirinden ayrlmad yerde
ruhsal srelere gereklikten daha fazla deer vermek mm
kn deildir. Freud'un anakronik biimde byye ykledii
"dnyaya hkmetme olaslna duyulan sarslmaz gven,"
15

dnyann gereklie uygun olarak ancak daha deneyimli bir
bilim sayesinde hkmedilecei grne karlk oluturmak
tadr. Bycnn mekana bal uygulamalarn her eyi kap
sayan sanayi tekniiyle deitirmek, gereklie uygun Ben'de
gerekletii gibi her eyden nce dncelerin de nesneler
karsnda bamszlamalarn gerektiriyordu.
Dilsel ynden gelitirilmi ve gerek olma savyla eski mit
sel inanlarn, halk dinlerinin deerini dren bir btnlk
olarak gksel, ataerkil mit Aydnlanmadan baka bir ey de
ildir, ki felsefi Aydnlanma onunla ayn dzeyde boy le
bilir. imdi bu mitin hakkndan gelinmektedir. Mitoloji ka
nlmaz bir gereksinimle ykc eletirideki belirli kuramsal g
rlerin etkisine girerek Aydnlanmann sonsuz srecini tehli
keye atmtr; bu grlere gre mitoloji sadece bir inantr,
stelik akl, hakikat, hatta Aydnlanma kavramlar bile birer
animist by durumuna gelmitir. Mit kahramanlarn yok
eden ve kehanetlerin mantksal sonucu olarak entrika halinde
beliren yazgsal zorunluk, ilkesi, yalnzca bat felsefesindeki,
biimsel mantn inandrcl eklinde dzeltilmi rasyona
list sistemlere deil, stelik tanrlar aras hiyerariyle balayan
ve putlarn srekli karanlnda drstlk yoksunluuna kar
duyulan fkeyi zde ierik olarak gelenekletiren sistemlerin
sonularna da hkmetmektedir. Mitlerin Aydnlanmay ger
ekletirmeleri gibi Aydnlanma da att her admla iyiden iyi
ye mitolojiye karmaktadr. Aydnlanma, yok etmek zere
tm elerini mitlerden almakta ve hkm verici olarak mitin
ekiciliine kaplmaktadr. Yazg ve misilleme srecinden,
kendisi bu srece misillemede bulunarak, uzak durmaya a
lmaktadr. Mitlerde tm olaylar, gerekletikleri iin, bunun
karln demek zorundadrlar. Aydnlanmada da durum
ayndr: Olgu daha gerekleir gereklemez geersiz duruma
gelir. Eylemle tepkinin eitlii retisi, insanlar yinelenmeye
bavurarak geride kalm varolula zdeleme ve bylece
onun etkisinden kurtulma yanlsamasn bir yana braktktan
sonra bile, yinelenmenin varolu zerindeki etkisini uzun s
re savunmutur. Ancak bu byl yanlsama unutulup gittike
insanlar yinelenme tarafndan yasallk ad altnda bir dng
iine sokulmakta ve bu dngnn doa yasasnda nesnelleti-
rilmesiyle birlikte zgr birer zne olarak gven altnda bu
lunduklar sansna kaplmaktadrlar. Mitsel imgeleme karlk
Aydnlanma tarafndan savunulan ilke, her gemi olay yine-
28
lenme diye aklamann, ikinliin ilkesi mitin kendi ilkesidir.
Anlamsz; oyunun talar ilevini tamamlad iin gnein al
tnda yeni bir eye izin vermeyen, byk dncelerin oktan
beri tasarlandn, olas bulularn nceden planlanabilecei-
ni, insanlarn ortama uyarak kendilerini korumalarnn karar
latrldn ne sren can skc bilgelik, kendisini reddeden
gerek d bir yaptrm, nceden var olanlar misilleme arac
lyla hi durmadan eski durumuna getiren yazgnn yaptr
mn yeniden retmektedir. Deiik olan her ey eit duruma
getirilmektedir. Bu, gizil deneyimin snrlarn eletirel ekilde
izen bir yargdr. Her eyin her eyle zdeliinin bedeli, hi
bir eyin kendisiyle zdelik hakkna sahip olmamasyla de
niyor. Aydnlanma eski eitsizliin neden olduu hakszl,
arasz otoriteyi sarsyor, ama te yandan her varolann dier
varolanlarla ilgili oluunu tmel dolaymlama iinde ebedile
tiriyor. Kierkegaard'n Protestan Ahlak'nda vgyle sz ettii
ve Herakles sylencesinde mitsel otoritenin ilk imgelerinden
biri olarak yer alan llemez-olan (inkommensurable) ke
sip, buduyor. Yalnz nitelikler dncelerde zlp dal
makla kalmyor, stelik insanlar reel bir konformizme (uyma
cla) zorlanyor. Piyasann insanlara hangi soydan geldikleri
ni sormama iyiliinin bedelini, deitokuta bulunan kii ken
disine doutan verilmi olanaklarnn meta retimi tarafndan
model haline getirilmesine gz yumarak demitir. nsanlara
kendi Ben'leri, daha kesin bir ekilde birbirlerine benzesinler
diye, dierlerinden farkl, kendilerine zg bir Ben olarak ar
maan edilmitir. Ancak evdeki bu hesap arya uymad
iin Aydnlanma liberalist dnemde bile sosyal baskya hep
yaknlk duymutur. Davranlar ynlendirilmi kolektifin bir
lii bireyin yadsnmasndan ileri gelmektedir, bu ise, toplu
mun kiiyi birey durumuna getirmek isteyi tarzn hor gr
mektir. Adlarna hi kukusuz Hitler'in genlik rgtnde
rastlanan sr, eski barbarla dn anlamna deil, baskc
eitliin zaferi, hak eitliindeki gelimenin eitler tarafndan
hakszla dntrlmesi anlamna gelmektedir. Faistlerin
sahte miti tarih ncesine ait gerek bir mit olarak ortaya k
yor; bu gerek mit misillemeyi fark ettii zaman sahte mit bu
nu kurbanlar zerinde gz kapal uygulamaktayd. Doal
basky krmak iin giriilen, ama doann bozulmasna neden
olan her deneme doal basknn daha da artmasyla sonulan
maktadr. te Avrupa uygarl bu yolu izlemitir. Aydnlan
mann kulland ara, yani soyutlama kendi nesnelerine kar
, kavram olarak ortadan kaldrd yazg gibi davranyor: Ya
ni yok etme olarak. Doadaki her eyi yinelenebilir duruma
getiren, bunu sanayi iin hazrlayan soyut-olann ve de sana
yinin sivri u brakmayan, dzleyen egemenlii altnda kurta
rlmlarn kendileri de, Hegel tarafndan Aydnlanmann so
nucu diye tanmlanan bir "ekip"
16
haline gelmitir.
znenin nesneye mesafesi, yani soyutlamann koulu,
efendinin egemenlii altndakiler araclyla kazand duru
ma olan mesafede temel buluyor. Homeros'un destanlar ile
Rigveda'nn methiyeleri, efendilerden oluan sava bir hal
kn yenik dm yerli halk (autochthon) kitlesi zerinde
kendine yurt tuttuu toprak egemenlii ile salam konumlar
dneminden kalmtr.
17
Tanrlar arasndan en yce tanr ite
bu yurttalar dnyasyla birlikte meydana kmtr; bu dnya
da hekimler, khinler, zanaatlar, tccarlar ilikileri salar
ken, silahlanm soylularn nderi olarak kral da uyruu bo
yunduruk altnda tutmaktadr. Gebeliin sona ermesiyle bir
likte toplumsal dzen mlkiyet zerine kurulmakta, egemen
lik ile emek kar karya gelmektedir. Odysseus gibi bir mlk
sahibi, "sr, koyun, domuz obanlan ile klelerden oluan
ok sayda ve zenle rgtlenmi uyruunu uzaktan ynet
mektedir. Akam, yaklan binlerce atein araziyi nasl aydn
lattn malikanesinden grd zaman huzur iinde yatmaya
gider; nk yiit klelerinin vahi hayvanlar uzaklatrmak,
30
koruduklar allardan hrszlar kovalamak iin uyumayp,
nbet tuttuklarn bilir."
18
Gidimli mantk tarafndan gelitiri
len dncelerin genellii, kavram alanndaki egemenlik, h
kmranlk temelinden karak gereklik dzeyine ykseliyor.
By mirasnn, eski belirsiz tasarmlarn yerine kavramsal bir
liin gei olgusunda yaamn emirler tarafndan dzenlenen,
zgrlerce belirlenen durum ve koullar ifadesini buluyor.
Dnyann baml klnmasnda dzeni ve boyam emeyi
renen Ben, hakikati, aralarnda kesin farklar bulunmazsa var
olamayaca dzenleyici dnme'ye katyor hemen. Bu d
nme, nesneyi gerekten ilgilendiren bilgiyi yknmeci b
y araclyla tabulatrmakta, alm lka dnyasna ilikin
imgeden ve bu dnyann hayali mutluluundan nefret etmek
tedir. Yerli halkn Kton tanrlar cehenneme srlmtr; yer
yz de ndra ile Zeus'un gne ve k dinleri altnda cehen
neme dnmektedir.
Ama cennet ve cehennem birbirine baldr. Nasl ki Ze
us'un ad birbirlerini dlamayan ktlelerde bir k tanrsna
olduu gibi yeralt tanrsna da aitse,
19
Olympos tanrlar Kton
tanrlaryla her eit ilikiyi srdryorsa, ayn ekilde iyi ve
kt gler, selamet ve felaket belirgin ekilde birbirlerinden
ayrlmamt. Onlar tpk olu ve bozulu, yaam ve lm, yaz
ve k gibi birbirine balydlar. nsanln bilinen ilk evrele
rinde Mana olarak ululanan dinsel ilkenin bulank ayrlmam-
l Grek dininin aydnlk dnyasnda yaamaya devam edi
yordu. Bilinmeyen, yabanc olan her ey birincildir, ayrlma
mtr; deneyimleri akn hale getiren her ey, eylerde fazla
olan her ey onlarn nceden bilinen varolulardr. Burada il-
kel-olann doast bir ekilde bana gelenler maddi tzn
kart olan manevi bir tz deildir, tersine tekil eye karlk
doal-olann aprakldr. Allmam-olana deneyim ka
zandran korkunun ad onun kendi ad durumuna geliyor. Bu
ad bilinene karlk bilinmeyenin aknln ve bylelikle
deheti kutsallk olarak saptyor. Doann grnte ve zde
iki katna karlmas, mitle bilimi olas klan etki ile g, da
vurumu aklama haline gelen korkudan kaynaklanmaktadr,
Ruhbilimciliin inandrmaya alt gibi ruh hi de doaya
tanmamaktadr; devindiren ruh yani Mana bir izdm de
il doadaki reel ar gcn, ilkellerin zayf ruhlarnda yank
bulmasdr. Etkin-olanla olmayann ayrlmas, belirli yerlere
eytanlarla tanrlarn yerletirilmesi ilk defa bu n-animizm-
den kmaktadr. Hatta znenin nesneden ayrlmasn imdi
den iermektedir. Aa artk srf aa deil, baka bir eyin
belirtisi, Mana'nn yeri sayld zaman dil, bir eyin hem ken
di hem de kendinden baka bir ey olduu, hem zde hem
de zde olmad elikisini davurur.
20
Dil tanr araclyla
totolojiden dile dnr. nsanlar tarafndan genellikle kapsa
dklarnn zellii diye tanmlanan kavram balangtan bu ya
na daha ok diyalektik dnme'nin rnyd; bu dn-
me'de her ey olmad eye dnerek her zaman ne ise
odur. Bu, kavramla sorunun kar karya geldii, Homers
destannda olduka gelien ve modern pozitif bilimde altst
olan nesnelletirici belirlemenin ilk biimiydi. Ancak bu diya
lektik, korkunun, iki katna ykseltilmesi ve totoloji olan
adndan karak gelitii srece gsz kalmaktadr. Tanrlar
insanlardan korkuyu kaldramaz, onlar tanrlarn talam ses
lerini kendilerine ad olarak almlardr. Korku, artk bilinme
yen kalmad zaman insann serbest olduu kuruntusuna ka
plr. Bu ise, mitolojiden syrlmann, cansz canlya katan mit
gibi canly cansza katan Aydnlanmann yolunu belirler. Ay
dnlanma mitsel, kktenci duruma gelmi bir korkudur. Pozi
tivizmin katksz ikinlii, bu ikinliin son rn adeta ev
rensel bir tabudan baka bir ey deildir. Hibir eyin darda
kalmamas gerekir, nk dar tasarm korkunun asl kayna
dr. lkel insan, kendilerinden birine kar ilenen suun
cn, zaman zaman katili kendi aile yeleri arasna alarak
32
yattrmsa da,
21
bu, yabancnn kann kendi kanna kat
mak, ikinlii yaratmak anlamna geliyordu. Mitsel ikicilik var
olu evresini amyor, onun dna kmyor. Mana'nn hk
mettii dnya ile Hint ve Grek mitlerinin dnyas hl aresiz
dir, ve sonsuza kadar ayndr. Her doumun bedeli lmle,
her mutluluun bedeli de mutsuzlukla deniyor. nsanlar ve
tanrlar kendi sreleri iinde alnyazlarn, kaderin gz kapa
l gidiinden farkl llere gre datmay deneyebilir, ama
sonuta varolu onlara stn gelir. Kaderin elinden zorla ko
parlan kendi adaletleri bile varoluun zelliklerini tar; bu
adalet Grekler ve de barbarlar gibi ilkel insanlarn bir bask ve
sefalet toplumundan evreye attklar baka denk der. Bu
nedenle su ve ceza, mutluluk ve mutsuzluk, mitsel ve de ay
dnlatlm adalet iin bir denklemin taraflar saylr. Adalet or
tadan kalkarak hak, hukuk haline gelmektedir. aman tehlike-
li-olan onun imgesine bavurarak ortadan kaldrma ta ve
eitlii ara olarak kullanmaktadr. Eitlik uygarlkta ceza ile
kazanc dzenlemektedir. Mit tasarmlarn btnyle doada
ki ilikilere dayandrmak mmkndr. kizler burcu ikiliin
teki simgeleriyle birlikte nasl ki doann kanlmaz dola
mna dikkati ekiyor ve iinden kt yumurta simgesi onun
ok eski, belirleyici zellii oluyorsa, ayn ekilde Zeus'un
elindeki, ataerkil dnyann adaletini simgeleyen terazi de ya
ln doaya gnderme yapyor. Doal ilikilerin kargaadan
kp artk arasz deil, insanlarn bilinleri araclyla etkisini
srdrd uygarla gei eitlik ilkesinde bir deiiklie yol
amamtr. Hatta insanlar bu geiin bedelini, daha nce tm
dier yaratklar gibi kendilerine baml kldklar eylere ta
pnmakla dediler. Fetiler balangta eitlik yasasna baly
dlar. imdi ise eitliin kendisi feti haline geliyor. Adalet
tanrasnn gzlerini rten ba, yalnz hukuka karlmamas
gerektiini deil, stelik onun zgrlkten kaynaklanmadn
da ifade ediyor.
34
Rahiplerin retisi, imle imgeyi birletiren anlamda simge
seldi. Hiyerogliflerin tanklk ettii gibi szck balangta im
ge ilevini de gryordu. Bu ilev mitlere gemitir. Bysel
ritel trnden mitler yinelenen doay hedef alrlar. Doa
simgesel-olann zdr: Yani bir varlk ya da simgenin ger
eklemesinde tekrar tekrar bir olay haline gelmesi gerektii
iin ebedi diye tasarlanan bir sretir. Bitip tkenmezlik, sonu
gelmeyen yenileni, anlam tayanlarn sreklilii simgelerin
yalnz belirleyici zellikleri deil, stelik asl ierikleridir. Ev
renin ilk anadan, inekten ya da yumurtadan meydana geldii
ni anlatan yaratl betimlemeleri, Musevilerin yaratl yks
ne karlk, simgeseldirler. Eskilerin, fazlasyla insani bulduk
lar tanrlar alaya almalar ze dokunmamaktadr. Bireysellik
tanrlarn zn tketmemektedir. Onlar hl Mana'dan bir
eyler tamakta, doay genel bir g olarak canlandrmak
taydlar. n-animizmci zellikleriyle Aydnlanmaya doru
ykselmektedirler. Olympos kroniklerinin utanga rts al
tnda elerin karm, basks ve darbesine ilikin reti
skandal yaratrcasna olumutu; bu reti ksa sre sonra bi
lim haline gelmi ve mitleri imgelem rnlerine evirmiti. Bi
limle edebiyatn birbirinden ak seik ayrlmasyla birlikte,
bu ikisinin yardmyla meydana kan iblm dile gemek
tedir. Sz im olarak bilime yaklamakta ve ses olarak, imge
olarak, asl sz olarak bunlarn toplamyla, duyum beraberli
iyle ya da sanatn btnyle bir daha eski durumuna getiril
meye izin vermeyen deiik sanatlar arasnda paylalmakta
dr. Dilin im olarak hesaba (kalkl) ses karmamas, doay
idrak etmek iin ona benzeme savndan vazgemesi gerekir.
mge olarak simgeye ses karmamas, doann btn olmak
iin onu idrak etme savndan vazgemesi gerekir. lerleyen
Aydnlanmayla beraber yalnz otantik sanat yaptlar, zaten
taklit olan eylerin taklitlerinden kanma baarsn gstere
bilmektedirler. Sanatn ve bilimin, kltrel alan olarak bera-
berce ynetmek iin ikisini birbirinden ayran geerli kar sa
v, sonuta onlar kendi ynsemeleri araclyla birer kartlk
olarak birbirine katyor. Bilim neo-pozitivisti yorumu iinde
estetikilie, sistemi akn duruma getirici her eit amatan
yoksun birbirinden ayrlm imler sistemine, matematikilerin
kendi sorunlarn oktan beri gururla akladklar bir oyuna
dnyor. Ama entegral simgesellik sanat, pozitivisti bili
min teknik alanlarna bel balyor. Bu sanat dnya iin ger
ekten bir kez daha ideolojik ikiye katlanma, uysal bir yeni
den retim durumuna geliyor. mle imgenin birbirinden ayrl
masn nlemek mmkn deildir. Ancak bu ayrlk, her ey
den habersiz kendinden honut bir biimde tekrar nesneleti-
rilirse, o zaman yaltlanm bu iki ilkenin ikisini de hakikati
tahrip etmeleri iin zorlar.
Felsefe, bu ayrl srasnda alan Uurumu gr ve kav
ram ilikisi iinde grmeyi ve her defasnda bo yere kapama
y denemi, hatta onu bu deneme araclyla tanmlamtr.
ou zaman ise adm ald tarafa gemitir. Pozitivizmin ide-
alar retisini bir yana atmas gibi, Platon da edebiyata kar
ayn ekilde davranmtr. Gya Homeros o ok vlen sana
tyla ne kamusal ne zel bir reform gerekletirmi, ne bir sa
va kazanm ne de bir icatta bulunmutur; onu sayan ya da
seven yanda da pek yokmu; sanat yararln imdi kantla
yacakm.
22
yknme Platon'da ve Musevilerde dlanm,
boykot edilmitir. Byclk ilkesi akl ve din tarafndan afo
roz edilmitir. O hl varolutan el eken bir mesafede, sanat
olarak, itenlikten uzak bir ekilde srp gitmektedir. Bu sa
natla uraanlar birer yolcu haline, yerleik dzene geenler
arasnda yer bulamayan arta kalm gebeler haline geliyor
lar. Doa artk uyum salayarak etkilenmeyecek, alma ara
clyla hkmedilecekti. Sanat yapt byclkle birlikte,
dnyevi varolu ilikisinden kopmu, kendine zg, iine ka
pal bir alan oluturmaktadr. Bu alanda zel yasalar egemen-
36
dir. Bycnn tren srasnda ilk i olarak kutsal glerin
bulunmas gereken yeri evreden yaltlay gibi, her sanat ya
pt da kendi evresini gerek-olandan ayrmaktadr. Sanat
bysel sempatiden ayracak ekilde doay etkilemekten
vazgei bysel mirasa daha sk sarlmaktadr. Bu vazgei
katksz imgeyi, elerini koruyup saklad bedensel var
oluun kartl konumuna itiyor. Sanat yaptnn, estetik g
rnn amac, ilkel insann bysnde meydana kan yeni,
rktc olay, yani genelin zelde grnmesi olayn kendi
ne mal etmektedir. Sanat yaptnda, nesneyi bir mnevi-olan
diye, Mana'nn davurumu diye gsteren iki katma kar ol
gusu her zaman yerine getirilmektedir. Bu onun gizemli hava
sn oluturur. Btnln ifadesi olarak sanat mutlak-olann
onuru stnde hak iddia eder. Kavramsal bilgi karsnda
kendisine ncelik tannarak felsefeyi zaman zaman harekete
geirmek mmkn olmutur. Shelling'e gre sanat, insanlarn
bilim tarafndan terkedildii noktada harekete geer ve "bili
me rnek oluturur, sanatn bulunduu yere bilimin nce
ulamas gerekir."
23
mge ile imin birbirinden ayrlmas "sana
tn her eit tekil betimlenii nedeniyle tamamen ortadan kal
drlmtr."
24
Sanatta bu tr bir gvene burjuva dnyas ok
ender olarak akt. Btn bunlar, burjuva dnyas bilgiyi k
stlad zaman genel olarak sanat iin deil, inanca yer bul
mak iin gerekleiyordu. Yenian militan dinsellii inan
araclyla Torquemada'y, Luther'i, Muhammed'i, akl ve var
oluu uzlatracan ne sryordu. Oysa inan zel bir kav
ramdr: nan bilgiye kart ya da onunla uyumlu oluunu s
rekli ekilde vurgulamazsa inan olmaktan kar, yok edilir.
Bilginin kstllna bal kald srece kendisi de kstl olur.
Protestanlk var oluunu borlu olduu akn hakikat ilkesine
duyulan inanc tarih ncesi dnemde olduu gibi dorudan
doruya szn kendisinde bulmak ve bunu simgesel zorla
geri vermek iin giritii denemenin bedelini, sze, hem de
kutsal olmayanna boyun eerek demitir. nan kanlmaz
biimde dman ya da dost olarak bilime bal kaldnda ay-
rl amak iin onu mcadelede ebediletirmektedir: nancn
fanatizmi gerek d oluunun belirtisidir, yalnzca inanan,
ama bu yzden artk inanmayana verdii nesnel dndr.
Vicdannn temiz olmay onun ikinci zelliidir. nan sahip
lerindeki itenliin oktan beri an duyarl ve tehlikeli olma
snn nedeni, kendisine zorunlu olarak bal kalan uzlamay
meslek haline getirme hatasnn, bu ikin elikinin gizli bilin
cinde yatmaktadr. nan ilkesinin arya vardrlmas deil,
gerekletirilmesi olarak ate ve klla, Kar-Reformasyon ve
Reformasyonla evreye dehet salnmtr. nan hkmetmek
istedii dnya tarihiyle ayn trden olduunu her zaman belli
etmitir, hatta Yeniada tarihin yeledii bir ara, onun zel
bir hilesi durumuna gelmitir. Kar, konulmaz, durdurulmaz
olan, Hegelin onaylad gibi, yalnz onsekizinci yzyl Ay
dnlanmas deil, dncenin Hegel'ce ok iyi bilinen devini
midir. En bayalar gibi en yce grler bile hakikate kar,
savunucular birer yalanc durumuna getiren bir mesafe ier
mektedirler. nan paradoksu sonuta yalana, yirminci yzyl
mitine dnerek yozlamakta ve akldl da, toplumu za
ten barbarla gtren tamamen aydnlanm olanlarn elinde
aklc bir enlie dnmektedir.
Dil tarihe girdii zaman ustalar rahiplerle byclerdir.
Simgeleri zedeleyenler doast gler adna, temsilcileri top
lumun yetkili organlar olan dnyevi glerin eline derler.
nceden neyin meydana geldii karanlkta kalr. Mana'y do
uran korku, dehet her yerdeydi, etnolojide, en azndan ka
bile yallar tarafndan karlald yerde oktan onaylanm
ve benimsenmitir. zde olmayan, akc Mana insanlarca da
yankl duruma- getirilir ve zorla maddiletirilir. Bycler her
yeri hemen trmlerle (emanation) doldurur ve dinsel ritel-
lerin eitliliini dinsel alanlarn eitliliine balarlar. Ruhlar
38
dnyasyla ve onlarn zgrlkleriyle birlikte meslek bilgileri
ni, iktidarlarn artrrlar. Kutsal yarlk, kendisini yneten b
yclerin stne geer. Gebeliin ilk aamasnda kabile
yeleri doay etkileme srecine bamsz ekilde katlrlar.
Erkekler avlanrken kadnlar sert emirler olmadan da ilerin
stesinden gelirler. Bylesine yaln bir dzene almak iin ne
lde zora bavurulduunu belirlemek mmkn deildir. Bu
dzende dnya oktan iktidar ve dnyevi-olan diye iki alana
ayrlmtr. Bu dzende doal sre Mana'nn etkisi olarak bo
yun emeyi gerektiren bir norm dzeyine yceltilmitir. An
cak her eit boyun eie karn gebe vahiler kendilerine
snr koyan by trenlerine de katlyor ve gizlice yaklamak
iin av hayvanlarnn klna giriyorlarsa, ayn ekilde sonraki
dnemlerde ruhlarla ilikiler ve boyun ei insanlarn deiik
snflan arasnda paylatrlmtr: Bir yanda iktidar te yanda
boyun ei. Yinelenen, hep ayn kalan doa sreleri, ister
yabanc kabileden ister kendi kabilesinden olsun, boyun e-
dirilenlerin kafasna, topuz ve sopann her barbar davulunda,
her tekdze ritelde yanklanan dzenli darbelerine gre a
lma ritmi olarak sokulur. Simgeler birer feti karakteri alr.
Simge anlamna gelen doann yinelenii, gelime srasnda,
toplumsal basknn simgelerce temsil edilen sreklilii olarak
ortaya kar. Deimeyen, sabit bir imge haline getirilmi kor
ku, dehet ayrcalkllarn pekitirilmi egemenliine dnr.
Ama bu, tm imgesel Olanlardan vazgeilse bile genel kav
ramlar olarak kalr. Bilimin tmdengelimli biimi hl hiyerar
i ile basky yanstmaktadr. lk kategorilerin rgtl kabileyi
ve kabilenin bireyler zerindeki iktidarn temsil etmesi gibi,
toplumsal gereklik ve iblm ilikilerinde kavramlarn ba
mll, art arda gelii, treyii, birlemesi de toplam mantk
sal dzene temel oluturur.
25
Ne var ki, dnce biimlerinin
bu toplumsal karakteri, Dukheim'n sand gibi toplumsal
dayanmann ifadesi deildir, tersine toplumun ve egemenli-
in nfuz edilmez birliine kant oluturun Egemenlik, iinde
temel bulduu toplumsal btne yksek lde bir dayankl
lk ve g salar. Egemenlii toplumsal ynden gelitiren i
blm hkmedilen btnn varln korumasna yarar. Ama
bylelikle btn olarak btn ve btne ikin akln faaliyeti
zorunlu ekilde tikellerin icras haline gelir. Egemenlik birey
lerin karsna genel-olan diye, gereklikteki akl diye kar.
Kendileri iin baka bir k yolunun ak olmad toplum
yelerinin gc, btn yeniden gerekletirmek zere stle
rine yklenen iblm araclyla birikir ve btnn rasyo
nellii bu yzden tekrar oalr, artar. Aznlk tarafndan yap
lan her eyin bireyin ounluk tarafndan ezilmesi eklinde
gerekleir: Toplumun bask altnda tutuluu ayn zamanda
bir kolektif tarafndan uygulanan basknn zelliklerini tar.
Bu, kolektiflikle egemenliin birliidir, yoksa dnce biim
lerinde grlen arasz toplumsal genellik, dayanma deil.
Platon ile Aristoteles'in evreni betimlemek iin kulland fel
sefi kavramlar, genelgeer olma savyla, bu kavramlar tarafn
dan tmellendirilen ilikileri hakiki gereklik dzeyine ycelt
mektedir. Vico'nun ne srd gibi
26
bu kavramlar Ati
na'nn pazar meydannda domu, ayn arlkla fizik yasalar
n, yurttalarn eitliini ve kadnlarn, ocuklarn, klelerin ise
aalk olularn yanstmt. Dili bir burjuva toplumunda ili
ki arac diye kabul etmi olan genellii, sylenenlere ve ege
menlik ilikilerine dilin kendisi salamaktadr. Metafizik vur
gu, dnceler ve normlar araclyla alnan zorunlu nlem
ler, emirlerin yerine getirilmesi iin egemenler topluluunun
dil tarafndan birletirildii noktada kavramlar benimsemek
zorunda kalan katyrekliliin ve ayrcalk tanmamann so
mut duruma getirilmesinden baka, bir ey deildi. Dilin top
lumsal gcnn bu ekilde pekitirilmesi olarak dnceler,
bu g ne denli artmsa o denli gereksiz duruma gelmi ve
bilim dili de onlara bir son hazrlamtr. zerinde feti korku-
40
sundan hl bir eyler tayan telkin, sz geen savuncaya
bal kalmyordu. Kolektiflikle egemenliin birlii daha ok,
hem metafiziksel hem bilimsel dildeki yararsz, kt ierii
zorunlu olarak benimseyen toplumsal btnde kendini gs
termektedir. Metafizik savunca (apologie) mevcudun adalet
sizliini en azndan kavram ve gereklik arasndaki uyumsuz
luk nedeniyle ele vermektedir. Bilim dilinin tarafszl iinde
aciz-olan kendine canllk kazandrma gcn tamamen kay
betmitir ve bilim dilinin tarafsz iaretini yalnzca mevcut-
olan bulmaktadr. Byle bir tarafszlk metafizikten daha me
tafiziktir. Aydnlanma srf simgeleri deil, stelik ardndan ge
lenleri, genel kavramlar da kullanp sarf etmi, metafizikten
geriye yalnzca kolektiften duyulan ve ondan treyen soyut
korkuyu brakmtr. Aydnlanma karsnda kavramlar tpk
sanayi trstleri karsndaki emekliler gibidir: Kimse kendini
gvenli hissetmemelidir. Mantksal pozitivizm olasla bir fr
sat daha verdii zaman, olaslk hemen etnolojik pozitivizmi
varlkla bir tutmutur. "Nos ides vagues de chance et de qu
intessence sont de ples survivances de cette notion beauco
up plus riche,"
27
yani bysel tzn.
Adc (nominalist) Aydnlanma olarak Aydnlanma adn,
kapsamsz, tek bir noktayla ilgili kavramn, zel adn karsn
da duraklamaktadr. Kimilerinin ne srd gibi
28
zel adla
rn balangta cins ad da olup olmadklar artk kesinlikle
saptanamaz, ama zel adlar cins adlarnn kaderini henz
paylamamtr. Hume ve Mach tarafndan yadsnan Ben-tz
ad gibi ayn ey deildir. Ataerkillik dncesinin, mitin yok
edilii dzeyine ykseldii Musevi dininde adla varlk arasn
daki ba tanr adn aza alma yasayla onaylanmtr. Muse
viliin byy bozan dnyas byclkle, onu tanr dn
cesinde yadsyarak uzlamaktadr. Musevi dini lmllerin
umutsuzluunu teselli edecek hibir sze gz yummaz: o sa
dece sahte-olan tanr diye, sonluyu sonsuz diye, yalan doru
diye arma yasana umut balar. Kurtuluun gvencesi,
araya karan tm inanlara yz evirmekten, bilgi de hmha-
yallerin gammazlanmasndan ileri gelir. Yadsma elbette soyut
deildir. Her Olumlunun fark gzetmeden yadsn, Budizmin
uygulad gibi bo, deersiz-olann basmakalp forml, tpk
kart panteizm ya da onun karikatr olan burjuva kukucu
luu gibi, mutlak-olan adyla anma yasana uymamaktadr.
Hiliin ya da evrenin aklan olarak dnyann aklan
mitolojilerden baka bir ey deildir ve kurtulua giden g
venli yollar bysel yntemleri yceltmektedir. nceden ha
berdar olmann kendini beenmilii ve kurtulutaki olumsuz
luun yceltilmesi aldatlmaya kar direniin doru olmayan
biimleridir. mgenin hakk, yasaklann doru ekilde yeri
ne getirmekle kurtarlr. Byle bir yerine getiri, yani "belirli
yadsma",
29
rnein yanl da doruyu da bo, deersiz sa
yan kukuculuk gibi byle batan karc bir gre kar so
yut kavramn hkmranl tarafndan gven altna alnmaz.
Bu belirli yadsma mutlakn yetkin olmayan tasarmlarn, put
lar katilklk (rigorizm) gibi bir yana atmaz, karlarna on
larla yetinmeyen dnceyi karr. Diyalektik her imgeyi da
ha ok yaz olarak aa vurur. mgenin kendi sahteliini itiraf
ediinin nasl okunmas gerektiini, onun zelliklerine baka
rak retir; bu itiraf imgenin gcn zorla elinden alr ve ha
kikatin adna sunar. Bylece dil srf bir im sistemi olmaktan
kar. Hegel belirli yadsma kavramyla, Aydnlanmay arasn
da sayd pozitivisti yozlamadan ayrt eden bir eye dik
kati ekmitir. Ama tm yadsma srecinin bilinen sonucunu,
yani sistemdeki ve tarihteki btnl sonuta yine mutlak-
olan durumuna getirerek yasaa kar gelmi ve kendisi mito
lojiye dmtr.
Bu durum, ilerleyen dnme'nin kutsallatrlmas olarak
yalnz Hegelci felsefenin deil, stelik Hegel'in, genel olarak
metafiziin kansnca ayrmna varlmasn salayan kuruluk,
42
imgelemden yoksunluk olarak diyalektiin de bandan ge
mitir. nk Aydnlanma yalnzca herhangi bir sistem kadar
totaliterdir. Aydnlanmann yanll, romantik dmanlarnca
her zaman suland gibi analitik yntemlerden, elere geri
dnmekten, yanstma nedeniyle bozulup ayrmaktan deil,
srecin kendince daha balangta kesin, belirlenmi olmasn
dan ileri gelmektedir. Matematik ilemlerinde bilinmeyen ba
ka bir bilinmeyenle birlikte bir denklem oluturduunda bu
na, bir deer konulmadan nce, eskiden beri bilinen, tannan
damgas vurulmutur. Doa, kuvantum kuramndan nce de
sonra da matematiksel olarak kapsayandr; buraya girmeyen
zlmezlik- ve akldclk bile matematik teoremlerince de
itirilir, yeniden dzenlenir. Sonuna kadar dnlm, ma-
tematikletirilmi dnyann hakikatle vaktinden nce gerek
letirilen zdeliinde Aydnlanma mitsel-olana geri dn ba
kmndan gvenli olduunu sanmakta, dnme ile matemati
i bir tutmaktadr. Bylece deyim yerindeyse serbest brakl
makta, mutlak merci durumuna getirilmektedir. "te sonsuz
bir dnya, bir yanda idealliklerden oluan bir dnya; bu dn
ya, nesneleri teker teker kusurlu ve haklarnda edindiimiz,
bilgiler rastlantsal olmayacak, tersine sonu gelmeyen ilerle
me iinde rasyonel, sistematik homojen bir yntem dzeyi
ne ulaacak ekilde ve sonu olarak her nesne kendi eksiksiz
Kendinde Varlk'na (Ansichsein) gre tasarlanmtr... Doa
nn Galilei tarafndan matematikletirilmesinde imdi bu dn
yann kendisi yeni matematiin ynetimi altnda idealletiril-
mekte, modern ifadesiyle- kendisi matematiksel bir eitli
lik durumuna gelmektedir."
30
Dnme, kendi kendine yr
yen. otomatik ve sonradan yerine geirebilmek iin yaratt
makineye yknen bir sre halinde eyleiyor. Aydnlanma
31

dnme'yi dnmek konusundaki klasik istemi bir yana it
mitir, bu istemin kktenci biimi Fichte'nin felsefesidir,
nk bu istem,praksisi gerekli klan, ama yine de Fichte'nin
kendisince yrtlmek istenen yasadan gya dikkatlerin ev
rilmesine yol amaktadr. Matematiksel ilem tarz adeta d
nce riteli durumuna gelmitir. Belitsel ekilde kendini s
nrlamasna karn bu tarz zorunlu ve nesnel olarak kendini
yeniler: Dnme'yi, kendisinin tanmlad gibi ey haline,
alet haline getirir. Ama dnme'nin dnya ile kendisini bir
tuttuu byle bir yknmeye bavurmasyla birlikte gerek-
olan o denli biricik haline gelmitir ki, tanrnn yadsn bile
metafizik hakknda varlan yarg dzeyine dmektedir. Ay
dnlatlm akln yarglna svanan pozitivizme gre anlaka-
lr (intelligible) alanlara sapmak yalnz yasak deil, stelik an
lamsz szler sarfetmektir, zevzekliktir. Pozitivizmin ok
kr ki ateist olmasna gerek yoktur, nk nesnelletirilmi
dnme bir kez olsun soru soramaz. Pozitivisti sansr, top
lumsal etkinliin bilgiden kurtarlm zel alanlarndan biri
olarak resmi eitime, tpk sanat gibi, seve seve gz yumar;
ama bilgi olma savyla ortaya kan yadsmaya asla. Dnme
ile gerek-olan hazrlama arasndaki uzaklk, varoluun e
kim alanndan kmak, bilimci zihniyete gre tpk ilkel by
cnn ruhlar armak iin izdii daireden kmas gibi l
gnlktr, kendi kendini yok etmektir; her iki defasnda da ta
buya kar geliin suluya gerekten bela getirmesi salanm
tr. Saf akln eletirisinin dnme'yi srgn ettii, iinde tut
tuu daireyi doaya egemen olu izmektedir. Kant dn
me'nin sonsuza doru duraksamadan, zahmetli ilerleyiine
ilikin retiyi, dnme'nin yetersizlii konusundaki ayak di-
reyile ve ebedi snrllk durumuyla birletirmitir. Kant'n
verdii yant bir kehanettir. Dnyada bilime nfuz edemeye
cek bir varlk yoktur, ama bilim tarafndan nfuz edebilecek
ey varlk deildir. Kant'tan sonraki felsefi yarg yeniyi hedef
alyor, ama akln her zaman nesnelere yayd eyi yinele
mekten baka bir ey yapmad iin yeniyi anlamyor. Ne var
ki, bir hayalcinin dlerine kar bilim alannda korumaya al-
44
ilan bu dnme'ye hesap sorulmaktadr: Doa zerindeki
evrensel egemenlik dnen znenin aleyhine dnmekte, on
dan geriye, tasarmlarma elik edebilecek hep ayn Ben'i d
nmekten baka bir ey kalmamaktadr. zne ile nesne bo,
deersiz duruma geliyor. Soyut z, tutanaa geirme ve siste
matikletirme zerinde hak iddia edi, byle bir eldecilie
(zilyetlie) destek olmaktan baka bir zellii bulunmayan so
yut malzeme karsnda nem tamyor. Akl ve evren denk
lemi sonuta tam kmaktadr, ama her iki tarafn karlkl k
saltlmas kouluyla. Dnme'nin matematik aygtna indirge
niinde dnyann onaylan, kendi boyutlarnn onaylan di
ye karara balanmtr. znel rasyonelliin zaferi diye beliren
ey, yani tm varolanlarn mantksal formalizme baml kln
mas, akln dolaysz bulunabilir-olana boyun emesine mal ol
mutur. Bulunabilir-olan bu biimiyle kavramaktan, verileri
yalnz mekansal-zamansal ilikileri iinde faketmekle kalma
yp, stelik onlar yzey olarak, ancak toplumsal, tarihsel, in
sani duyularn gelimesiyle gerekleen dolaymlanm kav
ramsal momentler olarak dnmekten, yani bilginin tm yet
kisinden el ekilmektedir. Bu yetki srf algdan, snflandr
maktan ve hesaplamaktan deil, dolaysz-olann belirleyici
yadsnndan ileri gelir. Ama dolayszn en soyut biimi olan
sayy kendine arac seen matematiksel formalizm bunun ye
rine dnceleri dolayszlkta alkoyar. Gerek-olan hakl k
makta, bilgi kendi yineleniiyle snrl kalmakta, dnce srf
totolojiye dnmektedir. Dnme makinesi varolan kendi
ne fazlasyla baml kldka, varolann yeniden retimi sra
snda korkrne kstl kalr. Bylece Aydnlanma hibir za
man elinden kurtulamad mitolojiye geri dner. nk mi
toloji girdii biimlerde mevcudun zne sahip olmutur: Do
lam, yazg, dnya egemenlii hakikat diye yanstlm, umut
tan el ekilmitir. Mitsel imgenin zlnde ve de bilimsel
formln seikliinde gerek-olann edebilii onaylanmakta,
yaln varolu kendisince engellenen anlam diye ifade edil
mektedir. Devasa analitik bir yarg olarak dnya, bilimin d
lerinden geriye kalan, biricik mit, ilkbaharn sonbahara d
nmesini Persephorte'nin karlna balayan kozmik mit
gibi ayn trdendir. Mitsel srecin, edimsel olann yasal kla
cak bir defal bir hamhayaldir. Tanrann karl balan
gta doann lmyle birdi. Her sonbaharda yineleniyordu
ve yineleni ayrlm-olann devam deil, her defasnda ayrl-
m-olann kendisiydi. Zaman bilincinin yerlemesiyle birlikte
sre bir defalk olarak gemite saptanm ve lmden duyu
lan korkuyu, deheti mevsimlerin her yeni devresinde oktan
geip gitmi olandan yaknarak merasimle yattrmaya all
mtr, Oysa ayrlk acizdir. Bir defalk gemiin saptanabilme
si nedeniyle devresel-olan kanlmaz-olann karakterini alr
ve korku, dehet eskiden karak tm olup bitenlere eskinin
srf yinelenii olarak yaylr. Gerek-olann ister sylencesel
tarih ncesine, ister matematiksel formalizme altalanmas,
gncelin ritel srasnda mitsel srele ya da bilimdeki soyut
kategoriyle simgesel ilikisi, aslnda eski olan yeniyi nceden
belirlenmi diye gsterir. Umutsuz olan varolu deil, imsel
ya da matematiksel simgede varoluu ema olarak kendine
mal eden ve ebediletiren bilgidir.
Aydnlatlm dnyada mitoloji dkutsalla (profanitaet)
karmtr. Cinler ve kavramsal izleyicileri tarafndan dipten
dorua temizlenen varolu kendi yaln doall iinde gemi
dnemleri cinlerin stne ykleyen kutsal bir karaktere b
rnmektedir. Bugn toplumsal adaletsizlik yine kendisinden
kan acmasz gerekler ad altnda, bir zamanlar tanrlarnn
korumas altndaki bycnn kutsal oluu gibi, araya giril
mesinden her zaman kanacak ekilde kutsallatrlyor. Ege
menliin bedeli insanlarn yalnz hkmedilen nesnelere ya
banclamasyla denmiyor: stelik akln nesneletirilmesiyle
birlikte insanlar aras ilikiler, hatta bireyin kendisiyle ilikisi
46
bile byl- hale getirilmitir. Akl kendisinden nesnel olarak
beklenen geleneksel tepkilerin ve ilev tarzlarnn dm
noktas halinde klmektedir. Animizm nesneye ruh kazan
drmtr, endstriyalizm. ise ruhlar nesneletirmektedir. Eko
nomik aygt, topyekn planlamadan nce, metalar otomatik
olarak insanlarn davranlarn belirleyen deerlerle donat
yor. Serbest deitokuun sona ermesinden bu yana metalar
birer feti karakteri alana kadar ekonomik niteliklerini kaybet
tiler ve bu karakter her ynyle toplumsal yaamn zerine
bir hareketsizlik gibi yaylmaktadr. Seri retimin ve kltr
nn saysz acentalar araclyla norm durumuna getirilmi
davran tarzlar bireylere tek doal, uygun, makul davran
lara diye dayatlyor. Birey artk kendini yalnzca ey olarak,
istatistik esi olarak, success or failure (baar ya da baar
szlk) olarak belirliyor. lt de kendini korumak, ilevinin
nesnelliiyle baarl ya da baarsz ekilde uyum salamak
ve bu uyuma ilikin karsna konmu modelleri rnek almak
tr. Bunun dnda kalanlar, fikirler ve yasa d davranlar,
okul sralarndan sendikalara kadar dikkatle gzleyen kolekti
fin gcn zerlerinde duyarlar. Ancak tehditkr kolektifin
kendisi bile, altnda kolektifi zorbalkta bulunmak iin etkile
yen glerin gizlendii aldatc yzeylerden biridir. Kolektifin
bireyi izgide tutan zorbal insann gerek niteliini temsil
etmez, tpk kullanm metalarndaki niteliin bir deer olutur
mamas gibi. nyargsz bilginin aydnlnda eylerle insan
larn alm olduklar eytani biim egemenlie, ruhlarda ve
tanrlarda Mana'nn zglln yaratm, byclerin ve b
yc hekimlerin bysndeki bak yakalam olan ilkeye
gnderme yapmaktadr. Nedeni anlalmayan lm eski d
nemlere kabul ettiren alnyazs eksiksiz olarak nedeni anla
lr varolua gemektedir. nsanlarn birdenbire doay bir b
tnlk olarak farketmelerine neden olan gn ortasndaki te
lal korku, bugn her an ba gstermeye hazr olan panikte
kendi haberleme ortamn bulmutur: nsanlar k yolu bu
lunmayan dnyann, kendilerinden oluan ve hi etkileyeme
dikleri bir btnlk tarafndan atee verilmesini bekliyorlar.
Aydnlanmann mitsel alacakaranl mit iin de geerlidir.
Aydnlanma, semantik dil eletirisinin sand gibi yalnz ay
dnlatlmam kavramlarda ve szlerde deil, stelik kendini
korumaya ilikin ereksel balamda yer almad srece her
eit insani davurumda da mitin farkna varmaktadr. Spino-
za'nn "conatus sese conservandi primum et unicum virtutis
est fundamentum"
32
(kendini koruma abas erdemin ilk ve
biricik temelidir) sav, Bat uygarlnn, burjuva snfndaki
dinsel ve felsefi ayrmlar dinginlie kavuturan gerek zde
yiini iermektedir. Tm doal izlerin mitolojik diye yntemli
ekilde ortadan kaldrlmasndan sonra ne beden ne kan ne
ruh ne de doal Ben olmas gereken insani z akn ya da
mantksal zneye yceltilmi bir durumda akln dayanak nok
tasn, davranlarn yasa koyucu merciini oluturmaktadr.
Kendini koruma ile rasyonel bir iliki olmadan kendisini yaa
mn ellerine brakan bir kimse, Aydnlanmann yargsna gre,
tpk Protestanlk gibi tarih ncesine geri gider. Byle bir itki,
boinan gibi, gya mitseldir; insani zce, zorunlu grlmeyen
tanrya tapmak alkolizm gibi bir lgnlktr. lerleme her ikisi
ne de ayn yazgy ngrmtr: Arasz doal varlk'a tap
mak ve onun iine karmak; ilerleme, haz gibi dncenin,
de insani z unutan ksmn lanetli duruma getirmektedir.
'Bireyin toplumsal emei insani z ilkesi araclyla burjuva
ekonomisinde dolaymlanmtr; toplumsal emein, bir tarafa
artrlm sermayeyi dier tarafa da fazla alma gcn geri
vermesi gerekmektedir. Ne ki, kendini koruma sreci burjuva
toplumundaki iblm nedeniyle gelitike, bu sre bede
nini ve ruhunu teknik aygta gre biimlendiren bireyleri ken
dinden vazgemeye daha ok zorlamaktadr. te yandan ay
dnlatlm dnme bu durumu dikkate almaktadr: Sonuta
48
bilginin akn znesi grne gre znellikten kalan son an
olarak ortadan kaldrlm ve yerine otomatik dzen mekaniz
malarnn bu yzden daha uyumlu duruma gelen almas
geirilmitir. znellik, serbeste sahip olmak iin, szmona
geliigzel olan oyun kurallarnn mantna karp kaybol
mutur. Szcn tam anlamyla hamhayal karsnda olduu
gibi, dnme'nin karsnda da durmayan pozitivizm bireysel
eylemle toplumsal norm arasndaki son ara verici mercii de
ortadan kaldrmtr. Bilinten silindikten sonra znenin ken
dini eyletirerek katld teknik sre, tm anlamlardan ol
duu gibi mitsel dnme'nin okanlamllndan da kurtul
mutur, nk akln kendisi de her eyi kapsayan ekonomik
aygtn aralarndan biri haline gelmitir. Akl, inatla amaca
ynelmi ekilde ve sonucu insanlar iin her eit tahminin
dnda kalan maddi retimin tam olarak hesaplanm ileyii
gibi ar sonular douracak ekilde dier aletlerin yapmna
yarayan bir alet hizmeti grmektedir. Sonuta akl, amalarn
katksz organ olmaya ilikin eski tutkusunu gerekletirmi
tir. Mantk yasalarnn istisnaszl ilevin bu tr tekanlamll-
ndan, sonunda kendini korumann zorunluundan domak
tadr. Bu durum, iki eliik savdan sadece birinin doru biri
nin de yanl olabilecei ilkesinde hl yansyan hayatta kal
may ya da yok olmay seme umudu halinde tekrar tekrar
belirmektedir. Bu ilkenin ve toplam mantn formalizmi, ki
bu formalizm toplam mantk olarak yer etmektedir, biimlerin
devamyla bireylerin devam arasndaki uyumun rastlantya
kald bir toplumda mevcut karlarn seik olmayndan ve
i ie gemiliinden kaynaklanmaktadr. Dnme'nin man
tktan dlan konferans salonlarnda, insanlarn eyletiril-
mesi de fabrika ve brolarda onaylanyor. Tabu bylece tabu-
latran gce, Aydnlanma da Aydnlanmann kendisi olan ak
la geiyor. Ama bylelikle doa gerek kendini koruma ola
rak kendisini dlayacana sz veren, bunalm ve sava ko
nusunda kolektif yazgdakinden farksz bireydeki sre tara
fndan serbest braklmaktadr. Kuram iin geriye biricik norm
olarak tek tip bilim ideali kald zaman, praksis dnya tarihi
nin koulsuz ynetiliine tutsak olmaktan kurtulamaz. Uygar
lk tarafndan tamamen baml klnm olan insani z, ba
langtan bu yana uygarln kap kurtulmaya alt insan
lk d tutumun elerinden biri durumuna gelmektedir. Ken
di adn kaybetmekten duyulan en eski korku imdi gerekle
iyor. Katksz doal, yani hayvansal ve bitkisel varolu uy
garlk iin mutlak bir tehlike oluturuyor. yknmeci, mitsel,
metafizik davran tarzlar birbiri ardna alm dnemler say
lyordu; bu dnemlere saplanp kalmak, insani zn, ar a
balar sonucunda yabanclat ve bu yzden kendisini ar
lde dehete dren yaln doaya tekrar dnecek diye
korku duyulmasna neden oluyordu. Tarih ncesine, hele g
ebelik dnemine, zellikle de asl ataerkillik ncesine ilikin
canl anlar her yzylda uygulanan en korkun cezalarla in
sanlarn bilincinden dalanarak karlmtr. Aydnlatlm akl
ate ve tekerlein yerini, bozulmaya yol at iin her eit
akldla mal ettii belirleyici sfatla deitirmitir. Hazclk
lmlyd, arlklarn ondan duyduu nefret Aristoteles'e olan
nefretinden az deildir. Burjuva doallk idealinin kastettii,
biimsiz doa deil, orta yolun erdemidir. Promiskuitet (zgr
cinsel iliki) ve ilecilik, bolluk ve alk kartla ramen
zl gleri olarak dorudan zdetirler. Emreden aznlk
toplam yaam, yaamn korunmasna ilikin gereklere baml
klarak kendini ve bunun yan sra btnn de yaamaya de
vam ediini gven altna alyor. Egemen akl, basit yeniden
retimin Scylla's ile dolu dizgin yerine getirmenin Charybdis'i
arasnda Homeros'tan modern yazarlara kadar ynetimi elden
brakmak istemiyor: o, kk ktlklerin yol gsterici yld
zndan baka her eit yol gsterici yldza eskiden beri gven
duymamtr. Yeni Alman paganlar ile sava atmosferini y
50
netenler hazz tekrar serbest brakmak istiyorlar. Ama haz al
mann binlerce yllk basksnda kendinden nefret etmeyi
renmi olduu iin, kendini kmseyerek totaliter zerklik
iinde sradan ve tahrif edilmi bir biimde bekliyor. Yaltlan-
m, azledilmi akla kendini korumay rettikten sonra ken
disi de kendini korumaya bal kalyor. Bat uygarlnn d
nm noktalarnda, Olympos dinine geiten Rnesans'a, Re-
formasyon'a ve burjuva ateizmine kadar, anlalmaz, tehditkar
doadan duyulan korku, bu korkunun maddiletirilmesinin ve
nesneletirilmesinin sonucu olarak, animist boinan dzeyine
indirgenmitir ve doaya egemen olu dta ve ite yaamn
mutlak erei durumuna sokulmutur. Kendini koruma sonu
ta otomatik hale getirilirse, o zaman akl, retimi ynetenler
olarak akim mirasna el koyanlarca yerinden edilir, ve sonra
da mirasa el koyanlar mirastan yoksun braklanlardan korku
duyarlar. Aydnlanmann z, kanlmazl egemenlikten ka
mamama olan bir seenektir. nsanlar her zaman doaya bo
yun eme ya da doay kendilerine boyun edirme seene
iyle kar karya kalmtr. Burjuva meta ekonomisinin yay
gnlamasyla birlikte, hesap eden akln gnei mitin karanlk
ufkunu aydnlatmtr; imdi bu gnein buz gibi nlar altn
da yeni barbarlk tohumlar olgunlamaktadr. Egemenlik al
tnda her zaman mitin ekim alanna giren insan emei ege
menliin basks altnda hep mit tarafndan uzaklara tanm
tr.
Homeros'un destanlarndan birinde mitin, egemenliin ve
emein i ie geii zenle korunmutur. Odysseia'nn oni-
kinci blm Seirenlerden sz eder. Seirenlerin ekicilii,
gemite kayboluun ekiciliidir. Ama bu ekicilie kaplan
kahramanmz aclar iinde erginlemitir. Karlamak zorun
da kald lm tehlikelerinin eitliliinde yaamnn birlii,
kimlii glenmi, pekimitir. Su, toprak ve hava gibi zama
nn alanlar ondan ayrlmaktadr. Ona gre gemiin dalgalar,
imdiki zamann kayalklarna arpp geri ekilenlerdir ve ge
lecek bulut gibi ufukta toplanmaktadr, Odysseus'un geride
braktklar, glgeler dnyasna girmektedir: Ben, kucandan
kt tarih ncesi mitine henz ylesine yakndr ki, yaad
kendi gemii mitsel tarih ncesine dnmektedir. Zamann
kat dzenine bavurarak bunu nlemeye almaktadr.
blmden oluan ema, gemii, geri getirilmez olann mutlak
snrnn dna kararak ve pratik bilgi halinde imdi'nin em
rine vererek gncel an' gemiin hkmnden kurtaracaktr.
Gemiten ilerleme malzemesi olarak yararlanmak yerine onu
canl diye kurtarmaya alma hevesi, gemi gnlerin betim-
lenii olarak tarihe ait olan sanatta dinmitir. Sanat bilgi yerine
gemekten vazgetii ve bylece kendini praksisten yaltlad-
srece toplumsal praksis tarafndan, tpk haz gibi, ho g
rlr. Seirenlerin arks henz sanat halinde gten drl
memitir. Onlar, "bereketli topraklar stnde ne olup bittii
ni"
33
ve ayn zamanda Odysseus'un da payn ald, "Argos
oullaryla Troyallara tanrlar meclisinin Troya dzlklerinde
ne kadar ac ektirdiini"
3
'* bilirler. Seirenler yakn gemii
dolaysz hatrlattktan sonra, arklarndan anlalaca zere,
haz konusunda kar konulmaz szler vererek, herkesin yaa
mn yalnzca tm boyutlar karlnda zamana geri veren
ataerkil dzeni tehdit etmektedirler. Onlarn hayal oyunlarna
kaplanlar, doann biricik ebedi amazlnn varolua ka
vutuu noktada yok olurlar. Seirenler olup biten her eyi bil
dikleri zaman, bunun bedeli olarak gelecei talep ederler ve
gnl ferahlyla geri dn iin verdikleri sz, zlenenin
gemi tarafndan tekrar yakalanmasna yarayan bir kuruntu
dur. Hayvana geri dntrme tanras Kike, kendisine kar
koyduu gibi dier zlme glerine kar da direnmesi iin
gcne g katt Oclysseus'u uyarmtr. Ne var ki, Seirenle
rin ekiciliine kar koymak mmkn deildir. arklarn
dinleyen bir kimse onlarn ekiciliinden kap kurtulamaz.
52
zde, amaca ynelik, erkeke insan karakterinin, Ben'in ya
ratlna kadar insanlk kendine korkun ktlklerde bulun
mak zorunda kalmt ve bunlarn bir paras ocukluk d
nemlerinde hl yinelenmektedir. Ben'i bir arada tutma abas
her aamada Ben'e bal kalmaktadr ve Ben'i kaybetmenin
ekicilii, onu korumak iin gsterilen kr krne kararllk
la her zaman at ba gitmitir. inde Ben'in askya alnd
euphoria'y (vcut esenlii duygusu ) lme benzer bir
uykuyla cezalandran uyuturucuya zg sarholuk, kendini
koruma ile kendini yok etmeyi uzlatran en eski toplumsal
enliklerden biridir, Ben'in kendinden daha uzun mrl ol
maya kalkmasdr. Ben'i kaybetmekten ve Ben'le birlikte
kendisi ile baka bir yaam arasndaki snr kaldrmaktan du
yulan korku, lmden ve ykmdan rkmek, uygarl her an
tehdit eden mutluluk szne karde gibi baldr. Onlarn yo
lu boyun ei ve alma yoluydu, yerine getiri bu yolu srf
grn olarak, gc elinden alnm gzellik olarak aydnlat
maktadr. lmne de mutluluuna da ayn ekilde dman
lk duyan Odysseus'un dncesi bundan haberdardr. O yal
nzca iki ka olana tanr. Birini yol arkadalarna nerir.
Kulaklarn balmumuyla tkayarak var gleriyle krek ek
melerini ister. Kim var olmak istiyorsa, geri getirilmezin eki
ciliini duymamaldr ve bunu da ancak Seirenleri duymazsa
baarabilir. Toplum her zaman bunu salamtr. alanlar
din ve dikkatlerini toplam bir ekilde ileriye bakmak, ke
narda kalanlar yerlerinde brakmak zorundadrlar. Dikkatin
dalmasna neden olan itkiyi direnerek ek bir aba halinde
yceltmelidirler. Ancak o zaman pratikleirler. teki olana,
bakalarn kendisi iin altran mlk sahibi, yani Odysseus
seer. Diree bal ve kendinden gemi bir ekilde dinler,
ekiciliin gc arttka balarnn daha ok sktrlmasn is
ter, tpk sonraki dnemlerde yurttalarn, glerinin artmasy
la birlikte kendilerine iyice yaklaan mutluluu inatla geri tep
meleri gibi. ittikleri Odysseus iin sonusuz kalr, yalnz ba
yla kendisini zmeleri iin arkadalarna iaret edebilir,
ama artk ok getir, bir ey duymayan arkadalar arknn
sadece tehlikeli olduunu bilirler, ama gzelliinden haberleri
yoktur, Odysseus'u ve de kendilerini kurtarmak iin onu dire
e bal brakrlar. Onlar smrcnn yaamn kendilerinin-
kiyle birlikte tek bir yaamda yeniden retirler ve o da top
lumsal ilevini artk terkedemez. Odysseus'u geri dnlmez
ekilde praksise balayan balar ayn zamanda Seirenleri de
praksisten uzak tutarlar: ekicilikleri salt dnme konusu
halinde, sanat halinde etkisiz duruma, getirilir. Diree bal
Odysseus hareketsiz ve kulak kesilerek bir konser dinler, tp
k sonraki dnemlerin konser izleyicileri gibi, ve serbest bra
klmas iin cokuyla seslenmesi daha o zaman alk olarak
yanklanr. Sanattan alnan haz ve el iilii tarih ncesine ve
da ederken birbirlerinden byle ayrlrlar. Destan imdiden
doru kuram iermektedir. Kltrel malzeme ile emirle al
ma sk bir ballam iinde bulunurlar ve ikisi birden kanl
mas mmkn olmayan bir bask altnda toplumun doaya
egemen oluunun temelini meydana getirirler.
Seirenlere kar Odysseus'un gemisinde alnan nlemler
Aydnlanmann diyalektiinin sezgi dolu alegorisidir. Temsil
edilebilirlik nasl ki egemenliin ls ve kendini kuramlar
da herkesten ok temsil ettirebilen bir kimse iktidar sahibi sa-
ylyorsa, temsil edilebilirlik de ayn ekilde hem ilerlemenin
hem de gerilemenin arac saylr. Mevcut koullarda alma
srecinin dnda bulunmak yalnz isizler iin deil, stelik
toplumsal kart kutbu iin de sakat braklma anlamna gelir.
st katmanlar artk iliki kurma gereini duymadklar varolu
u yalnzca bir dayanak olarak grrler ve emreden Ben ha
linde duygusuzlarlar. lkel insan doal eyi arzunun gzden
kaybolan nesnesi olarak tatmtr, "oysa efendi, kleyi ey ile
kendisi arasna sokarak eyin srf bamllk yanyla anlamak-
54
ta ve bunun tadn tam anlamyla karmaktadr; bamszlk
yann ise onu ileyerek biimlendiren kleye brakmakta-
dr."
35
Odysseus alma alannda temsil edilmektedir. Ken
dinden vazgeiin ekiciliine boyun eemedii gibi, sonuta
bir mlk sahibi olarak alma srecine, hatta bu srecin yn
lendirilmesi ve ynetilmesine de katlmaktan yoksun kalr; yol
arkadalar ise, eylere ok yakn olmalarna karn, alma
nn tadna varamazlar, nk alma sreci bask altnda,
umutsuzca ve duyular zorla krletirilmi bir ekilde gerek
leir. Klenin bedeni de ruhu da boyunduruk altnda kalr,
efendi geri ekilir. Hibir egemenlik bu bedeli pazarlkla in
dirme baarsn gsterememitir ve ilerleyen tarihin daireye
benzer hareketi bu tr bir zayfla, iktidarn edeerine bal
olarak aklanmaktadr. blmyle birlikte becerisi ve bilgisi
ayrmlaan insanlk ayn zamanda antropolojik ynden daha
ilkel bir aamaya geri dnmek zere zorlanmaktadr, nk
egemenliin sresi, varoluun teknik kolaylklarna karn, i
gdlerin daha gl ekilde bastrlarak sabitletirilmesine
baldr. mgelem dumura uramaktadr. Felaketin nedeni, bi
reylerin gya toplumun gerisinde ya da toplumsal maddi re
timin gerisinde kalm olmalar deildir. Makinelerin gelimesi
egemenlik mekanizmasnn gelimesine dnt, bylece
birbiri iine gemi teknik ve toplumsal ynseme insanlar ek
siksiz kapsama noktasna yaklat zaman, geride kalanlar
srf gereklik dn, doru olmayan temsil etmezler. Buna
karlk ilerlemenin iktidarna uyum salay iktidarn ilerle
mesini ierir, her defasnda kendi kartnn baarsz kalann
deil, baaryla gerekleen ilerleyiini kantlayan yeni bir ge
rilemeyi ierir. nlenmesi mmkn olmayan ilerlemenin ilen-
ci(beddua) nlenmesi mmkn olmayan gerilemedir.
Bu durum, insan bedenine yakndan bal olan duyusal
dnyaya ilikin deneyimlerle snrl kalmaz, stelik duyusal
deneyimden, onu kendisine boyun edirmek iin ayrlan, ba-
ra buyruk anl da uyarr. Duyular zerinde egemenlik ku
rulmasn salayan anlksal ilevin bir rnekletirilmesi, tek
sesliliin yaratlmas iin dnme'ye boyun edirilmesi, d-
nme'nin de neredeyse deneyim kadar yoksullamas de
mektir; bu iki alann birbirinden ayrlmas, her ikisini de zede
lenmi bir biimde geride brakr. Dnme'nin, kurnaz Ody-
sseus'tan safdil genel mdrlere kadar st katmanlarca reti-
legelen rgtleme ve ynetmeyle snrlandrlmas, srf zayfla
rn davranlarna yn verilmesi sz konusu olmad srece
gllere atan snrll da ierir. Akl gerekten egemenliin
ve kendine hakim olmann aygt durumuna gelir, burjuva fel
sefesi eskiden beri onun bu ilevini anlayamamtr. Uysal
proleteryaya mitten kalm olan sar kulaklar efendinin hare
ketsizlii karsnda hibir stnle sahip deildir. Toplumun
ar olgunluu hkmedilenlerin hamlndan beslenir. retim
sisteminin insan bedenini oktandr hizmet etmeye uydurdu
u toplumsal, ekonomik ve bilimsel aygt ne kadar karmak
sa ve ince dnlmse, beden gcnn yettii yaantlar o
kadar yoksullar. Niteliklerin ortadan kaldrlmas, ilevlere
evrilmesi, rasyonelletirilmi alma yntemleri araclyla
bilimden kp halklarn deneyim dnyasna gemekte ve ei
lim olarak tekrar amfibyumlarn (ikiyaayllarn) niteliklerine
benzemektedir. Bugn kitlelerin gerilemesi, duyulmam-olan
kendi kulaklaryla duyamama, tutulmaz-olana kendi elleriyle
dokunamama acizliidir, yenik dm her eit mitsel kr
lemenin yerine geen yeni bir krleme biimidir. Tm iliki
leri ve kmldanlar kapsayan toplumsal btnn dolaym-
lanmasyla insanlar tekrar, toplumsal gelime yasasnca, Ben
ilkesince bile kar klm olan bir ey haline, yani zor uygu
layarak ynlendirilen kolektiflik iinde birbirine benzer salt
cinse zg varlklar haline getiriliyor. Birbirleriyle konuama
yan krekilerin her biri, tpk fabrikadaki, sinemadaki ve ko
lektifteki modern ii gibi ayn ritme, tempoya baldr. Top-
56
lumdaki somut alma koullan bask altndaki insanlar st
ne stlk aptallatrm ve hakikatten uzaklatrm olan bi
linli etkilerde bulunmaya deil, uymacla (konformizm)
zorlamaktadr. ilerin acizlii egemenlerin bir hilesi, oyunu
deildir, antik yazgnn, bu yazgdan kamak iin harcad
abalara karn, sonuta dnm olduu sanayi toplumu-
nun mantksal sonucudur.
Ama bu mantksal zorunluk kesin zorunluk deildir. Bu
zorunluk egemenliin hem yanss hem de arac olarak ege
menlie bal kalmaktadr. Bu nedenle ierdii hakikat, apa
klnn kanlmaz oluundan daha az kukulu deildir.
Kendi kukululuunu somut olarak tanmlamak dnme'ye
her zaman yetmitir. Efendi aklna estii gibi kleye engel
olamaz. nsanlarn yerleik dzene gemesinden ve sonra da
meta ekonomisinde, yasa ve rgt halinde eylemesinden bu
yana egemenlik kendini snrlamak zorunda kalmtr. Aygt
bamszlk kazanmaktadr: Akln arabulucu mercii, ynlendi
ricinin iradesinden bamsz olarak ekonomik adaletsizliin
dolayszln yumuatmaktadr. Her eyi, dili, silahlar, maki
neleri kapsamas gereken egemenlik aygtlar her ey tarafn
dan kapsanmak zorunda kalmaktadr. Bylece rasyonellik
momenti egemenlikte hem onlardan biri hem de farkl bir ey
olarak kendini kabul ettirmektedir. Aracn genelde kendini
emre hazr duruma getiren somutluu, herkes iin geerli
"nesnellii" dnme'yi kendi aralar olarak douran ege
menlik eletirilerini de iermektedir. Dnme mitolojiden
imsel manta uzanan yolda kendini yanstma esini kaybet
mitir ve makineler bugn besledikleri insanlar sakatlayp,
tahrif etmektedir. Ne ki, yabanclatrlm ratio makine biim
lerine girmi bir halde, maddi ve anlksal aygt olarak istikrar
kazanan dnme'yi kurtarlm salarla uzlatran ve toplu
mun kendisini clnme'nin eel znesi olarak treten bir top
luma zenmektedir. Dnme'nin tikel kkeniyle evrensel
perspektifi eskiden beri birbirinden ayrlmyordu; Bugn dn
yann sanayiye dntrlmesiyle birlikte evrenselin perspek
tifi, dnme'nin toplumsal adan gereklemesi o kadar ak
bir duruma gelmitir ki, bu yzden dnme egemenler tara
fndan salt ideoloji diye yadsnmaktadr. Sonu olarak bu,
ekonomik zorunluu temsil eden hiziplerin kara vicdanlarnn
ak ifadesi olmaktadr, yle ki, bu ifadenin nderlik kumul
larndan dinamik dnya grne kadar meydana kan bi
imlerini, daha nceki burjuva savuncasna kararl ekilde
kar karak kendi kt davranlarn artk yasal balamlarn
zorunlu sonucu olarak kabul etmemektedirler. Bunun iin
bavurduklar greve ve yazgya ilikin mitolojik yalanlar pek
de yle gerek d deildir: Davranlarnda giriimcilere hk
meden ve felakete gtren ey artk nesnel piyasa yasalar de
ildir. Daha ok genel mdrlerin bilinli karar, en belirsiz fi
yat mekanizalarnn zorunluuna pes etmeyen bir bileke ola
rak, eski deer yasalarn ve bylelikle kapitalizmin alnyazs-
n yerine getirmektedir. Egemenler, tasarladklar eyleri za
man zaman byle tanmlasalar da hibir nesnel zorunlua
inanmazlar. Kendilerini tarihin mhendisleri gibi gsterirler.
Yaam dzeyinin her defasnda buyrukla ykseltilmesi sonu
cunda kendilerini bir derece daha aciz klan ilerlemeyi sadece
hkmedilenler el srlmez, gerekli diye hazmederler. Makine
leri kullanmak iin hl gereksinim duyulan insanlarn gei
mini, toplumun efendilerinin emrinde bulunan zamann asga
risiyle salayabildikten sonra, arta kalan gereksiz ksm, yani
geni halk kitleleri talim ve terbiye ile, sistemin byk planla
rna bugn de yarn da malzeme olarak hizmet etsinler diye,
sistem iin ek muhafz alaylar durumuna getirilmitir. sizler
ordusu olarak onlarn geimleri salanmaktadr. Modern ya
amda dile ve algya kadar her alan nceden biimlendiren
ynetim sisteminin srf nesnesi olma dzeyine indirgenen bu
insanlar, hibir ey yapamayacaklarna inandklar nesnel zo-
58
runluk yalanyla aldatlmaktadrlar. ktidarn ve acizliin kar
t olarak sefalet, sefaleti tamamen ortadan kaldrma kapasite
siyle birlikte byk boyutlara ulayor. Ekonominin st ku
manda kademelerinden son profesyonel dolandrclara kadar
status'un snrszca srmesini salayan hizip ve kurumlar or
manna bireyin nfuz etmesi mmkn deildir. Menecer yle
dursun, sendika aasnn gznde bir proleter, onun dikkatini
ekse bile, gereksiz bir modelden baka bir ey deildir, oysa
te yandan sendika aasnn kendisi yok edilme korkusuyla
kar karyadr.
Sistem tarafndan insanlara uygulanan iddetin, insanlar
doann egemenliinden karan her admla birlikte artmas
sonucunda ortaya kan durumun samal, rasyonel toplu
mun akln eskimi, kullanlmaz diye sulamaktadr. Bu akln
zorunluu giriimcilerin zgrlnden az olmamak zere bir
grntr, ki bu zgrln zorunlu doas kendisini giri
imcilerin kanlmaz mcadelelerinde ve anlamalarnda a
a vurmaktadr. Batan sona aydnlatlm insanln iinde
kaybolduu byle bir grn, egemenlik organ olarak
emir ve boyun ei arasnda seim yapmas gereken dnme
ortadan kaldramaz. Kendisini tarih ncesinde yan tutar bir
ekilde brakan entrikann elinden kurtulmaya gerek kalma
dan, doadan kesinkes ayrlmasna yarayan ya/ya da mant
n, sonucu ve atky uzlamaz ve kendine yabanclam bi
imde bu doa olarak tekrar tanmak dnme'ye yetmekte
dir. Kendi bask mekanizmasnda doay yanstan ve devam
ettiren dnme, n alnmaz sonulan nedeniyle kendisini
de, bu sonular unutan doa olarak bask mekanizmas ola
rak yanstmaktadr. Geri tasarm yalnzca bir aratr. nsanlar,
doaya nasl egemen olunacaksa o ekilde karlarna koy
mak iin, dnerek doadan uzak kalyorlar. Farkl durum
larda ayn ey olarak elde tutulan ve bylece dnyay karga
alk, ok ynllk, uzlamazlk olarak bilinenden, Bir'den,
zdeten ayran maddi ara iin, ey iin kavram elle tutulabi
len her eyin yerine uyan dncel bir ara olmaktadr. D
nme, ayrc ilevi, uzaklamaya ve cisimlendirmeyi yads
mak istedii zaman da aslsz, aldatc hale gelir. Tm mistik
birlemeler bir kuruntu olarak, deeri drlm devrimin
gsz ie dnk izi olarak kalrlar. Ama Aydnlanma, top
yann her eit hipostaslatrlmasnn (soyut kavramlarn ba
msz birer gereklik haline getirilmesi ) aksine hakl k
t ve egemenlii anlamazlk diye hi umursamadan ilan ettii
zaman zne ile nesnenin birbirinden kopuu, ki bu kopu
onlar gizlemeye yanamamaktadr, kendi gerekdlnn ve
hakikatin fihristi durumuna gelir. Boinancn boykot edilii
herzaman egemenliin ilerlemesiyle ve de maskesinin d
rlmesiyle ayn anlama gelmitir. Aydnlanma, Aydnlanma'-
dan, kendi yabanclamas iinde alglanabilen doadan ok
daha fazlasn ifade eder. Kendi kendisiyle uyumayan doa
olarak akln kendini anlamasnda doa tpk tarih ncesi d
nemdeki gibi kendine seslenir, ama artk dorudan doruya,
mutlak g anlamna gelen, Mana diye varsaylan kendi ady
la deil, tersine kr, sakat bir ey olarak. Doann yozlamas
doaya egemen olutan ileri gelir ve bu egemenlik akln varo
lu nedenidir. Akl, ona egemenlik olduunu kabul ettiren ve
doaya geri dndren yadsma yznden, kendisini doaya
kle klan egemenlik hakkn elinden karmaktadr. nsanlk
zorunluktan ilerlemeye ve uygarla doru kata da durma
may, haberi olmadan kendinden vazgemeyi baard za
man zorunlua kar kendi yd engelleri, yani kurumlan,
doann boyunduruk altna alnndan karak o gnden beri
topluma geri tepen hkmetme uygulamalarn artk gelecekte
ki zgrln gvenceleri olarak grp anlayamaz. Uygarl
n ilerleyii egemenlikle beraber, egemenlii yattrma pers
pektiflerini de yenilemitir. Ancak reel tarih, ortadan kaldrl
aralarnn artyla hi de orantl ekilde azalmayan reel ac-
60
lardan rlrken, perspektifleri gerekletirmek kavrama bra
klmtr. Zira o bilim olarak insanlar doadan uzaklatrmak
la kalmayp, bilim biimine giren, ekonomideki bulank yn-
semelere bal kalan dnme'nin kendi bilinci olarak haksz
l ebediletiren uzakl da lp bitirmektedir. Doann
znede bu ekilde anlmasyla, ki bu anma olgusu her klt
rn yanl anlalan hakikatini iinde tamaktadr, Aydnlan
ma genel olarak egemenlie kar karlmtr ve Aydnlan
maya engel olan ad, san Vanini'nin dneminde de san bi
limlerden duyulan korkudan ok disiplinsiz dnceye kar
beslenen kinden karak yanklanyordu; bu dnce, doa
nn kendi kendisinden korkarak titremesi biiminde kendini
aa vurarak doann ekim alanndan kmaktadr. Rahipler
Mana'nn cn her zaman aydnlanmacdan almtr; aydn-
lanmac, ad byle olan dehet karsnda dehete derek
Mana'y yattrmtr ve Aydnlanma'nn kahinleri, kstahl
arya vardrma konusunda rahiplerle sz birlii etmitir. Ay
dnlanma, burjuva aydnlanmas olarak Turgot ve d'Alem-
bert'den ok daha nce kendi pozitivisti momentinde kay
bolmutur. O zgrlkle kendini koruma eyleminin birbirine
kartrlmasndan asla bak olmamtr. Uzun sredir haki
kate kar gizlice birlemi olan ilerleme ile kltrden hangisi
nin adna gerekleirse gereklesin, kavramn ertelenii mey
dan yalana brakmtr. Bu, yalnz protokol nermelerini do-
rulam ve byk dnrlerin baarlarn aalayan dn
celeri, kltr miras halinde yanszlatrlm hakikatle arasn
da bir fark kalmayan, zaman amna uram bir eit manet
olarak saklam bir dnyada oluyordu.
Dnme'ye kadar yaylan egemenlii uzlamaz doa diye
anlamak, kavramak, gya ebediliin sosyalizmce gerici com-
mon sense'e (saduyuya) verilen dn olarak alelacele onay
lanmas zorunluunu azaltma baarsn gstermitir. Bu sa
duyu, zorunluu gelecek iin temel dzeyine ykselterek ve
akl idealist ynden en ar biimde ktleyerek burjuva fel
sefesinin mirasna olanca gcyle sarlmtr. Bylece zorun-
lukla zgrlk dnyasnn ilikisi gya salt nicel, mekanik
olacak ve tamamen yabanc diye konan doa da ilk mitoloji
ler gibi totaliter kalacak, zgrl sosyalizmle birlikte sou-
racakt. Kendisini unutan insanlardan matematik, makine, r
gt olarak eyletirilmi biimi iinde c alan dnme'nin
babo braklmasyla birlikte Aydnlanma kendi kendini ger
ekletirmekten vazgemitir. Bireyleri disiplin altna alarak
eyler zerindeki egemenlik biiminde insan varlna ve bi
lincine geri tepen zgrl ise kavranamayan btne brak
maktadr. Oysa devrimci, gerek praksis kuramn bilinsizlik
karsnda boyun emeyiine baldr; toplum bu bilinsizlik
araclyla dnme'yi duygusuz duruma getirmekte, pekitir
mektedir. Gerekletirmeyi kukulu duruma sokan, gerekle
tirmenin maddi koullar deildir, maddi koul olarak babo
braklan teknik deildir. Bunu ne srenler, tekrar bir are
arayan sosyologlardr, areye hkmetmek iin bunun kolekti-
visti trden olmas farketmemektedir.
36
Sululuk toplumsal
bir krleme ilikisidir. Hi durmadan yarattklar veili-olana
kar halklarn gsterdii mitsel bilimsel sayg, sonuta dev
rimci imgelemin topyaclk olarak kendinden hl utan
duymasna ve tarihteki nesnel ynsemeye uysalca gvenme
eklinde yozlamasna neden olan olumlu bir gerek durumu
na, bir derebey atosu durumuna geliyor. Duruma bu ekilde
uymann organ olarak, aralarn srf yaps, bnyesi olarak
Aydnlanma, romantik dmanlarnca ktlendii kadar yk
cdr. Aydnlanma ancak bunlar uygun grmeyi reddettii ve
sahte mutlak, bulank egemenlik ilkesini ortadan kaldrmaya
cesaret ettii zaman kendine gelir. Boyun emeyen bu tr bir
kuramn ruhu, acmasz ilerlemenin ruhunu hedefinden evi
rebilirdi. Bu ilerlemenin rtkan Bacon. "krallarn tm hzi
nelerini dkse satn alamayaca, emirleriyle hkmedemeye-
cei, casuslarnn ve muhbirlerinin hakknda bir haber getire
meyecei" pek ok eyi dlemitir. Arzu ettii eyler yurtta
lara, krallarn aydnlatlm miraslarna grev olarak kalm
tr. Burjuva ekonomisi piyasann dolaymlanmasyla iktidar
birka katna kararak bu iktidarn eylerini ve glerini de
ylesine oaltmtr ki, bunlarn ynetimi iin artk krallara
ve de yurttalara deil, ncelikle herkese gereksinim vardr.
nsanlar eylerin iktidarnda nihayet iktidardan yoksun kalma
y reniyorlar. En yakn pratik hedefler ele geirilmek iste
nen uzaklk olarak meydana kt ve "casuslaryla muhbirle
rinin hakknda bir haber getiremeyecei" lkeler, yani ege
menlie zg bilim tarafndan yanl anlalan doa balang
taki doa olarak hatrland zaman Aydnlanma kendini yet
kinletirir ve yceltir. Bugn Bacon'un topyas, yani "doaya
praksiste hkmetmemiz" dnyevi ltler iinde yerine geldi
i iin, Bacon tarafndan egemen olunmayanlarn stne at
lan basknn z aa kmaktadr. Bu z egemenliin kendi-
siydi. Bacon'a gre hi kukusuz "insann stnl"n kant
layan bilgi imdi egemenliin zlyle yer deitirebilir.
Ama byle bir olaslk karsnda gncelin hizmetindeki Ay
dnlanma kitlelerin eksiksiz ekilde aldatlmasna dnmek
tedir.
62
ARASZ I
ODYSSEUS YA DA MT VE AYDINLANMA
Seirenler yks nasl ki mitle rasyonel almann i ie
gei olgusunu ieriyorsa, Odysseia'nn btn de Aydnlan
mann diyalektiine bir kant oluturur. Destan, zellikle en
eski aamasnda mite bal kaldn gzler nne serer: Ser
venler halka zg sylenceden kaynaklanrlar. Ama Home-
ros'un akl mitleri hkm altna alnca, onlar "dzenleyince",
bu akl mitlerle elikiye der. Destanla mitin, yeni klasik fi
loloji tarafndan zaten sona erdirilmi, olaan biimde bir tu
tuluu felsefi eletiriye btnyle bir kuruntu olarak grnr.
ki kavram birbirinden ayrlmaktadr. Bu kavramlar, Homeros
redaksiyonlarnn ek yerlerinde hl farkedilen tarihsel bir s
recin iki evresini imler. Homeros'un szleri dile, eer nce
den varsaymyorsa, bir genellik kazandrr; bu genellik toplu-
mun hiyerarik dzenine, bu dzeni herkese anlalr biim
de betimleyerek bir son verir, stelik tam da onu ycelttii
yerlerde; Achilleus'un fkesi ile Odysseus'un yolculuu ark
lar, a r t k arks sylenemeyen eylerin zlem dolu ekilde
sluplatrlmasdr ve serven kahraman, da burjuva bireyi
nin ilk imgesi olarak meydana kmaktadr; bu bireye ilikin
kavram ise, yanlarak hedefsiz dolaanlarn tarih ncesi rne
ini oluturan bir btn halinde benliklerini srdrmelerinden
tremektedir. Tarih felsefesi asndan romann kartn olu-
64
turan destanda roman benzeri zellikler gze arpmakta ve
anlam dolu Homeros dnyasnn saygn evreni de dzenleyici
akln eseri biiminde belirmektedir, ki iinde miti yanstan
rasyonel dzen araclyla bu dzenleyici akl miti yok et
mektedir.
Homeros'taki burjuva aydnlanmasna ilikin enin ince
lenmesi gerektiini, Nietzsche'nin ilk yaptlarn izleyen Alman
ge-romantik Antika yorumlar vurgulamtr. Hegel'den bu
yana pek az gibi Nietzsche de Aydnlanmann diyalektiini
grp anlamtr. Onun egemenlikle olan ikircimli ilikisini
formle etmitir. "Tm rahiplerin kara vicdanlaryla rahip ol
malar iin Aydnlanmay halkn iine srmek gerekir,- devlete
kar da ayn ekilde davranmaldr. Krallarn; devlet adamlar
nn tm davranlarn bilerek sylenen yalan durumuna getir
mek Aydnlanmann grevidir..."
1
te yandan Aydnlanma,
"byk politikaclar iin (in'de Konfiyus, Roma mparator
luu, Napolyon, bugn yalnz dnyaya deil iktidara da y
nelen Papalk) bir ara yerine gemitir... Kitlelerin bu konu
da kendilerini aldat, rnein tm demokrasilerde, olduka
byk bir deer kazanmtr: nsanlarn kltlmesi ve yne-
tilebilir duruma getirilmesi 'ilerleme' ad altnda ulamaya al
lan bir hedef olmutur!"
2
Aydnlanmann bu ikili karakteri
tarihsel ana motif diye meydana kt zaman, ilerleyen d
nme kavram olarak Aydnlanma kavram aktarlan tarihin
balangcna kadar uzanmaktadr. Ancak Nietzsche Aydnlan
mayla ve bylece Homerosla ilikisinde ikircimli kalrken ve
de kendisini tamamlayclarndan biri sayd Aydnlanmada
hem hkmran aklin evrensel devinimini hem de yaam d
man "nihilist" gc grrken, faizm ncesi ardllarnda geri
ye yalnz ikinci moment kalmakta ve ideoloji biiminde yoz-
latrlmaktadr. Bu ideoloji, tm canl olanlar bask altna
alan ayn praksise bel balam krkrne yaamann kr-
krne vgs halin gelmektedir. Bu durum kltr faistleri
nin Homeros'a kar tutumlarnda ifadesini bulmaktadr. Bu
kiiler, Homeros'un betimledii feodal ilikilerde demokratik
bir iliki bulmaya almakta, destan denizci ve tccarlardan
birinin eseri saymakta ve onya destann ar rasyonel bir
sylem ve de bilinen bir iletiim biimi diye yermektedirler.
Kendilerini szmona dolaysz her egemenlikle bir hisseden
lerin ve her eit aracl, her aamann "liberalizm"ini boykot
edenlerin kem baklarnda bir doruluk pay vard. Gerek
ten de akln, liberalliin, burjuvaln snrlar, burjuva kavra
mn Ortaa feodalizminin sonuna tayan tarihsel tasarmca
benimsenmi snrdan kanlmaz olarak ok daha gerilere git
mektedir. Eski burjuva hmanizminin, meruiyetini kantlama
s gerektii kutsalln balangc sand noktada yeni-roman-
tik gericilik burjuvay tehis ederek dnya tarihi ile Aydnlan
may birletirmitir. Aydnlanmann tasfiyesini grev edinen
moda ideoloji Aydnlanmaya istemeye istemeye sayg gster
mektedir. En cra yerlerde bile aydnlatlm dnme'yi ka
bul etmeye zorlanmtr. Aydnlatlm dnme'nin zellikle
en eski izleri gnmz eski a uzmanlarnn kara vicdann
tehdit etmektedir, ki onlar tm sreci bir kez daha istisna tut
may, daha gelimeden ortadan kaldrmay akllarna koymu
olmalarna karn bu sreci bilinsizce yrtyorlar.
Ama Homeros'un anti-mitolojik, aydnlatlm karakterine,
Kton mitolojisiyle olan uyumazlna ilikin anlay tamamen
yanl, snrl bir anlay olarak kalmaktadr. Alman ar sana
yiinin irekileri (esoteriker) arasnda en nemlisi ve bu yz
den en gsz olan Rudolf Borchardt baskc ideolojiye hiz
mette kusur etmeyerek analize vaktinden nce ara vermekte
dir. vlen kaynak glerinin oktan beri Aydnlanmann
aamalarndan birini temsil ettiini grmemektedir. Hi ayrn
tya girmeden destan romanla bir tutarak, destanda ve mitte
gerekten neyin ortak olduunu gzden karmaktadr: Ege
menlik ve smr. Destanda lanetledii soylu-olmayan, yani
66
dolaymlama ve dolam, mitte ululad kuku uyandrc soy-
lu-olann, yani ak zorbaln geliip yaygnlamasdr sadece.
Szde sahicilik, arkayik kan ve kurban ilkesi, egemenliin,
bugn tarih ncesine reklam olarak bavuran ulusal yenilen
meye zg kara vicdanndan ve kurnazlndan izler tamak
tadr. Faizmin dolandrclnda zaferini aa vuran ve bunu
Aydnlanmaya isnat eden yalan momenti zgn mitte bile g
rlmektedir. Avrupa uygarlnn temel metni olan Home-
ros'un eserinden baka hibir eser Aydnlanma ile mitin i ie
geiine bu denli uzdilli bir kant oluturmaz. Homeros'ta des
tan ve mit, biim ve malzeme yalnz birbirinden ayr ortaya
kmakla kalmaz, stelik birbiriyle atmaya da girer. Estetik-
sel ikicilik tarihsel-felsefi ynsemeyi dorular. "Apolloncu Ho
meros, bireyselliimizi borlu olduumuz genel insani sanat
srecinin sadece bir devam ettiricisidir."
3
Homeros'un malzemesinin katmanlarnda mitler sabit bi
imler halinde yer etmitir; ama bu mitlere ilikin haber, yani
mphem sylencelere zorla kabul ettirilen birlik ayn zaman
da znenin mitsel glerden ka yolunun betimlenmesidir.
Bu durum, derin anlamda lyada iin de geerlidir. Bir tanr
ann mitsel olunun rasyonel komutana ve rgtleyiciye kar
fkesi, kahramann disipline uymayarak eyleme gemeyii,
savata muzaffer ekilde denlerin artk kabileye deil, He
len ulusuna zg, lenlere mitsel bir ballkla dolaymlanan
zorunluk nedeniyle kavranlmas tarih ncesiyle tarihi birbiri
ne balar. Bu durum, serven roman biimine yakn olan
Odysseia iin ok daha somut bir ekilde geerlidir. Hayatta
kalan bir bireyin eitli yazglara olan kartlnda Aydnlan
mann mite olan kartl belli olmaktadr. Troya'dan tha-
ka'ya uzanan dolambal yol, etiyle kemiiyle doa gleri
karsnda son derece zayf kalan ve ancak zbilinte oluan
Ben'in mitler arasndan geen yoludur. Tarih ncesi bu Ben'in
lt mekanda laikletirilmitir, eski cinler, bir zamanlar ta
rih ncesinin dehetinde meydana ktklar kayalklara ve
maaralara kovulmu bir ekilde uygar Akdeniz'in uzak ky
larn ve adalarn doldururlar. Ama serven her yere kendi
adn vermektedir. Mekan aan rasyonel toplu bak bu yer
lerden dolay baarlmaktadr. Titreyen kazazede pusulann
grevini nceler. Artk denizin her yerini tanyan gszl
ayn zamanda glerin gcnn ellerinden alnmasn da he
defler. Denizde ve karada aslnda cinlerin bulunmadna, bu
nun geleneksel halk inancnda bysel bir kuruntu ve bir
yaygnlk olduuna ilikin mitlerdeki basit gerekdlk, ergin-
kiinin gznde, lkesine ve mlkiyetine geri dn, yani
kendini koruma amacnn seikliine karlk bir "yolunu a
rmaya" dnr. Odysseus'un bandan geen servenler,
Ben'i kendi mantnn dna eken tehlike dolu tuzaklardr.
O her defasnda bu tuzaklarn ekiciliine kaplr, sz dinle
meyen bir renci gibi, hatta rollerini deneyen doymak bil
mez bir oyuncudan farksz ahmak bir merakl gibi onlan bir
biri ardna dener. "Tehlikenin olduu yerde kurtarc da
kar."
4
: Ben'in zdeliini oluturan ve hayatta kalmasn sa
layan bilginin tz eitli-olandan, oyalayc-olandan, zc-
olandan edinilen deneyimdedir, ve bilgilenmi olarak hayatta
kalan da kendisini, yaam iin dayankl ve gl klan lm
tehdidine cesaretle terkeden kiidir. te bu, destanla mit ara
sndaki srecin gizidir: Ben, servenle duruk bir kartlk
oluturmaz, tersine nce kendi durukluu iinde bu kartlk
vastasyla, her eit birlii yadsyan srf eitlilikteki birlik va
stasyla kendini biimlendirir.
5
Kendinden sonraki tm asl
roman kahramanlan gibi Odysseus ycelmek iin adeta ken
dini alaltr; doaya yabanclamas, her servende boy l
t doay terkedite gerekleir ve kap kurtulduu gle
rin mirass, yargc ve c alcs olarak, amansz bir kii ola
rak yurduna dnd zaman buyruu altndaki amansz-olan
alayc bir ekilde zaferini ilan eder. Homerosu aamada
68
Ben'in zdelii, kendilerine dayanmak zorunda kalacak ka
dar zde-olmayann ilevi, balamsz, eklemlenmemi mitle
rin ilevidir. Bireyselliin isel rgtlenme biimi, yani zaman,
servenin birlii yzeysel kalacak kadar, sonulan da olayla
rn getii sahnelerin mekansal deiimi olarak, yerel tanrla-
nn bulunduu ve frtnann insan srkledii mekanlar ha
linde kalacak kadar zayftr henz. Tarihsel olarak byle bir
zayflk sonradan Ben'in bandan getii ya da byle bir za
yfln betimleniini okurda ngrd zaman yaamn anla
tl tekrar servenlerin srasna kaymtr. Tarihsel zaman yol
culuk imgesinde mekandan, tm mitsel zamanlarn kesin e
masndan zahmetli ve kesin olmayan bir ekilde ayrlmakta
dr.
Ben'in, servenleri baaryla atlatmaya, kendini korumak
iin alalmaya yarayan organ hiledir. Denizci odysseus doa
tanrlarn, tpk uygar seyyahn vahilere fildii karlnda
renkli boncuklar sunmas gibi aldatr. Ne ki, zaman zaman
kendisi dei tokuu olarak ortaya kar. Zia yolluklar verilir
ve alnr. Homerosu yolluk, dei tokula kurban arasnda,
ortada bulunur. ster yabancnn ister korsanlarca altedilen
yerlinin hakkn kaybetmi kan, tpk bir kurban treni gibi,
karln demelidir ve c almaktan vazgeme yeminine ne
den olmaldr. Ne ki, yollukta edeerlik ilkesi hemen kendini
belli eder: Evsahibi reel ya da simgesel olarak hizmetinin kar
ln, konuk da yurduna ulamak iin ilkesel olarak kendisi
ni muktedir klacak yolluunu alr. Evsahibi bu hizmeti iin
dorudan bir bedel kabul etmese de, kendisinin ya da bir ya
knnn hi olmazsa bu ekilde karlanacan dnebilir:
Asal tanrlara sunulan kurban olarak yolluk ayn zamanda on
lara kar gvenceyi embriyon halinde iinde tar. Bunun
pragmatik nkoulunu Antik Yunanistan'daki yaygn, ama
tehlike dolu deniz yolculuu salar. Odysseus'un ba dma
n Poseidon bile edeerlik kavramlaryla dnr, Odysse-
us'un, yolculuu srasnda urad yerlerden, Troya'dan pay
na den ve kendisi engellemeseydi rahata evine tayabile
cei ganimetten ok daha fazla miktarda yolluk aldn ika
yet yollu szlerle sk sk belirtir. Ama bu tr rasyonelletirme
leri Homeros'ta zgn kurban trenlerine kadar geri gtr
mek mmkndr. Belirli deere sahip her kurban iin tanrla
rn tevecchne gvenilir. Dei toku kurbann laikletiril
mesi ise, o zaman kurban rasyonel dei tokuun byl e
mas gibi belirir; kendilerine gsterilen sayg sistemi nedeniy
le devrilen tanrlara hkmetmek iin insanlarn dzenledii
bir enlik gibi grnr.
6
Kurbandaki aldatma momenti Odysseus'a zg hilenin ilk
imgesidir, tpk doa tanrlarna adeta bir kurban olarak ek
lenmi Odysseus'a zg birok hile gibi.
7
Aldatlanlar doa
tanrlardr, hem yan tanrlar hem de gne tanrlar tarafn
dan. Odysseus'un Olympos'taki dostlan Poseidon'un, kendisi
ne hl sayg gsteren ve pek ok kurban sunan Yz Yank
lara, Da Adamlarna gidiinden, gzdeleri Odysseus'u tehli
kesizce uurlamak iin yararlanrlar. Poseidon'un honutlukla
kabul ettii kurban-aldat momentini iermektedir bile: Bi
imsiz deniz tanrsnn belirli bir yerle, kutsal blgeyle snr-
landrl ayn zamanda onun gcn de kstlar ve Yz Ya
nklarn boasyla aln gidermek iin Odysseus'tan hncn
almaktan vazgeer. nsanlarn tanrya planl ekilde kurban
edildii her tren tanry aldatr: Onu insani amalarn nceli
ine baml klar, iktidarn elinden alr ve bu aldat hi ke
sintiye uramadan dindar cemaatin inansz rahiplerce aldat-
lna geer. Hile kltte meydana kar. Odysseus hem kur
ban hem de rahip ilevini grr. Girdii rizikoyu hesaplaya
rak iktidarn, bu rizikoya yol aan yadsnn etkiler. Yozlaan
yaamn bu ekilde deerden dlr. Ne ki aldat, hile ve
rasyonellik kurbann arkayikliine basit bir kartlk olutur
maz. Kurbandaki aldat momenti, belki de mitin sahte niteli
70
ine zg olan bu en isel neden, ancak Odysseus vastasyla
zbilin dzeyine ykselir. Kurban sunarak tanryla kumlan
simgesel iletiimin reel olmad herhalde en eski deneyimler
den biridir. Yeni moda akldclarca vlen kurbandaki ve
killii, kurban edilenin tanrlatrlmasndan, cinayeti, seilen
kiiye tazimde bulunarak szde rasyonelletiren rahiplerin bu
yalanndan ayrmak mmkn deildir. zellikle gsz kiiyi
tanrsal tzn taycs dzeyine karan bu yalann bir ksm,
varln an'n gelecek uruna feda ediliine borlu olan
Ben'in zerinde oktan beri hissedilmektedir. Tzellii tpk
kurban edilenin lmszl gibi bir grntr. Odysseus
birounun gznde bouna tanr saylmyordu.
nsanlar kurban edildii srece, kolektif ve birey kartl
kurban tarafndan ierildii srece aldat ve kurban nesnel
olarak birbirinden ayrlmaz. Kurbann vekilliine inanmak,
Ben'deki zgn-olmayan, egemenlik tarihine zg-olmayan
anmsama anlamna gelirse, o zaman bu inan eitilmi
Ben'in karsnda gerekdna dnr: Ben, artk kendisin
den vekilliin byl gc beklenmeyen insandr. Benin ya
ps doayla olan inili kl, deien ve de kurban edilen
Ben tarafndan kurmak istenen balanty ikiye ayrr. Her
kurban, tarihsel realite iinde giriilen ve yalan tarihsel realite
tarafndan ortaya karlan bir onarmdr. Ancak kurbana olan
saygn inan olaslkla kafalara nceden sokulmu bir ema
dr, ki bu emaya gre, baml klnanlar uradklar hakszl
, ona katlanabilmek iin, tekrar kendilerine uygularlar. Bu
gnn mitoloji uzmanlarnca bu hakszla isnat edilen dolay
sz, yalnzca kesintiye uram iletiim, vekaleten iade edi va
stasyla bu durumu kurtarmaz, tersine kurban kurumunun
kendisi tarihsel bir felaketin belirtisidir, insanlarn ve doann
ayn lde bana gelen bir zorbalk edimidir. Hile, kurban
daki bu tr nesnel gerekdln znel almndan baka bir
ey deildir, ki bu znel alm kurbann yerine gemektedir.
Olaslkla bu nesnel gerekdlk her zaman bir gerekdlk
deildi. Tarih ncesi evrelerin birinde
8
kurbanlar, daha o za
man ayrcalk hrsndan pek ayrlmayan kanl bir rasyonellik
trne dkndler belki. Bugn egemen olan kurban kura
m bu durumu, kabile yesinin dklen kannn g olarak
geri dnecei bir kolektif beden, bir kabile tasarmyla ilgili
bulurlar. Totemcilik daha kendi dneminde bir ideolojiyken,
egemen akln kurbanlara ihtiya duyduu reel bir durumu
ima ediyordu. nsanlarn kurban edilii ile yamyamln pek
birbirinden ayrlmad arkayik bir eksiklik durumudur bu. Sa
ysal oalan kolektif zaman zaman hayatta kalmay sadece
insan eti yiyerek baarabilmektedir; kimi etnik ya da sosyal
gruplarn zevki herhangi bir ekilde yamyamla balyd bel
ki, ki bugn insan etinden sadece tiksinti duymak bu zevke
kant oluturmaktadr. Ver sacrum* gelenei gibi, alk gnle
rinde ayn yataki genlerin ritel gsterilerle ge zorland
daha sonraki dnemlere ait gelenekler bu tr barbarcasna ve
aydnlk rasyonelliin zelliklerini yeterince belirgin bir biim
de korurlar. Mitsel halk dinlerinin olumasndan ok daha n
ce bu rasyonelliin aslsz olduu ortaya kmtr mutlaka
Kabile yelerini yemeyi gereksiz klmak iin sistemli avn ka
bileye yeterli hayvan salamas gibi, byclerin emriyle ken
dilerinin yenmesine ses karmamak zorunda kalan akgz
avclar ve tuzak kurucular kesinlikle lgna dnmlerdir.
9

Kurbann, kurbandaki rasyonellii tamamen yadsyan byl
kolektif yorumu kurbann rasyonelletirilmesidir; ancak bu
gn ideoloji olann bir zamanlar hakikat yerine gemi olabi
lecei varsaym, dmdz aklanm bu varsaym ok zarar
szdr: Yeni ideolojiler, sonradan daha nce bilinenlere ayn
ekilde bavuran eski ideolojilerin yinelenmesidir, tpk doup
gelien snfl toplumun evvelce kabul grm ideolojilerdeki
yalan ortaya karmas gibi. Kurbann ok sz edilen akld-
* Ver sacrum: Doan ilk ocuun kurban edilmesi, n.
72
l, kurban pratiinin, artk bu pratiin gerekd, yani tikel
rasyonel olan zorunluundan daha uzun srdn ifade et
mekten baka bir ey deildir. Hilenin tutunmak iin yararlan
d ey, rasyonellikle akldlk arasndaki bu tezattr. Her
mitolojiden kurtar, kurbanlarn yararszlndan ve gereksiz
liinden edinilen kar konmaz bir deneyim biimine sahip
tir.
Kurban ilkesi akldl yznden geici diye anlalrsa,
o zaman rasyonellii sayesinde yaamaya devam eder. Bu
rasyonellik ortadan kalkmam, deimitir. Ben, haklar kur
ban tarafndan her zaman talep edilen kr doaya kararak
kaybolmay nihayet baarr. Ne ki, o zellikle doal-olann
balamna, yani canl-olana kar direnmek isteyen canl-olana
bal kalr. Kurbann, kendini koruyan rasyonellik vastasyla
deerinin drlmesi, kurbann kendisinden pek farkl olma
yan dei tokutur. Kurbann almasndan meydana kan,
zde olarak direnen Ben, insann kendi bilincini doal ba
lama kar kararak kendi kendini merasimle kutlad, do
laysz, ama yine de kat, srarla zerinde durulan bir kurban
trenidir. Kuzey mitolojisindeki, Odin'in kendine kurban ola
rak kendini aaca astn anlatan nl yk ile Klages'in, bu
gn bile mitin tektanrc biiminde, yani sabilim'de grlen,
11

her kurban tanrnn tanrya kurban edilmesidir, diyen sav bu
kadaryla bir doruluk pay iermektedir. Ne ki, Ben'in kendi
ne kurban olarak kendini sunduu mitolojik katman halk din
lerinin balangtaki tasarmn deil, daha ok mitin uygarlk
a benimseniini ifade eder. Snflar tarihinde Ben'in kurbana
kar dmanl kendisinin bir kurban olduunu iermektey
di, nk bu dmanln bedeli, d doa ile dier insanlar
zerinde egemenlik kurmak iin insandaki doann yadsn
mas pahasna denmiti. te bu yadsy, yani tm uygarlk
rasyonelliin z, hi durmadan yaylmaya devam eden mit
sel akldln hcresini oluturur: insandaki doann yadsn
masyla birlikte yalnz d doaya egemen oluun telos'u de
il, stelik kendi yaamnn telos'u da akn ve mphem, bi
linmez hale gelmektedir. nsann, bilincini doa olarak ken
dinden ayrd anda kendisini yaama balayan tm amalar,
toplumsal ilerleme, maddi ve manevi glerin art, hatta bi
lincin kendisi bile geersiz, nemsiz duruma gelir ve aracn
ama olarak ge-kapitalizmde aka bir lgnlk niteliini
alan yceltilii znelliin ilk tarihinde bile grlebilir. nsann,
kendi Beni'nin temelini oluturan kendisi zerindeki egemen
lii her zaman znenin gizil imhasn ierir ve bu imha zne
nin hizmetinde gerekleir, nk hkmedilen, bask altnda
tutulan ve kendini koruma vastasyla tasfiye edilen tz asla
canl-olandan baka bir ey, canl-olann, kendini korumann
sonularn tek bana belirleme ilevinden baka bir ey de
ildir, ve aslnda bu, zellikle korunmas gereken eydir. To
taliter kapitalizmin akla aykrl, maddiletirilmi, egemenlik
e belirlenmi biimiyle ihtiyalar karlama teknii ihtiyala
rn karlanmasn olanaksz hale getirmekte ve bunu insanla-
nn imhasna kadar vardrmaktadr. Bu akla aykrlk, kendini
kurban ederek kurbandan kana yar tanrda ilkrneksel bi
imde gelimitir. Uygarlk tarihi, kurbann iednnn tari
hidir. Baka bir deyile: Feragatin tarihidir. Her feragat eden,
yaamnn kendisine geri verilenden daha ounu, savunduu
yaamdan daha ounu verir. Bu durum sahte bir toplum
balamnda yaylr, geliir. Bu sahte toplumda herkes bir faz
lalktr ve aldatlr. Ne ki, evrensel, eitsiz ve haksz dei to-
kutan kanan kiinin feragat etmeyerek eksiksiz btn he
men yakalamas ve bylece her eyi, hatta kendini korumann
ona salad czi kalntlar bile kaybetmesi toplumsal bir ek
sikliktir. Bu durum kurbana karlk, gereksiz kurbanlar ge
rektirir. Odysseus da her zaman hislerine hakim olan
12

Ben'lerden biridir ve bu yzden kurtard ve de uzun bir yol
culuk olarak anmsad yaam elinden karr. Ama o yine
74
de kurbann kaldrlmas iin verilen bir kurbandr. Mitle sava
biimine girmi egemenlere zg feragati, feragate ve ege
menlie artk ihtiya duymayan bir toplumu temsil eder: Ken
dine ve bakalarna zorbalk uygulamamak, tersine uzlamak
iin kendine hakim olan bir toplumu.
Kurbann znellie dnmesini, kurbanda her zaman pa
y bulunmu olan hile belirler. Kurbanda yer alan aldat mo
menti hilenin gerekdlnda bir karakter esine, fizyono
misi kendini korumak iin kendine reva grd darbelerce
belirlenen "hilekar"n tahrifine dnr. Zeka ile fiziki g
arasndaki iliki burada ifadesini bulur. Neredeyse hi durma
dan zeka taycs, yani emreden diye betimlenen hilekar
Odysseus anlatlan tm kahramanlklarna karn, yaamn
korumak iin savat tarih ncesinin gleri karsnda en
azndan fiziksel olarak zayf kalr. Servencinin, taliplerce te
vik edilen yumruk kavgasnda dilenci ros'u yenmesi ve yay
germesi gibi salt fiziksel gcnn vld frsatlar tamamen
sporculara zgdr. Kendini koruma ile fiziksel g birbirin
den ayrlmtr: Odysseus'un atletik yetenekleri, pratik dertler
den uzak, egemenlere zg-serinkanl ekilde idman yapabi
len bir centilmenin yetenekleridir. Kendini koruma ile arasna
mesafe koyan g zellikle kendini korumaya yarar: Gsz,
obur, disiplinsiz dilenciyle ya da tasasz yan gelip yatan talip
lerle kavgasnda Odysseus geride braktklarna, rgtl mlk
egemenliinin reel biimde ok daha nce kendilerine reva
grd eyleri simgesel olarak tekrarlar ve soyluluunu ka
ntlar. Ancak tarih ncesinin gemlenmemi ve gevememi
gleriyle karlat zaman ii zorlar. Yabansl biimde var
olan mitsel glerle gs gse bir kavgaya asla girimez.
Tekrar tekrar bandan geen kurban trenlerini verili diye
kabul etmek zorunda kalr: Onlar ihll etmeyi baaramaz.
hll etmektense biimsel ynden kendi rasyonel kararlarnn
nkoulu durumuna getirir. Bu sre, kurbann konumuna te
mel tekil eden tarih ncesine zg hkmn deyim yerindey
se her zaman dahilinde gerekleir. Bu arada eski kurban
akld hale geldiinden gszn kurnazl kendini ritelin
budalal olarak gsterir. Ritel benimsenmi olarak kalr,
kendisine harfi harfine uyulur. Ama anlamsz hale gelen h
km, ondan kanmak iin kendi kurallarnn ona daima yer
vermesiyle kendini rtr. Doann stnl zellikle do
aya hkmeden akl tarafndan rekabet srasnda her zaman
talep edilir. Burjuva aydnlanmalar itidali, gereklik duygusu
nu, gler dengesinin doru deerlendirilmesini talep etme
konusunda sz birlii eder. Arzu dncenin atas olmamal
dr. Ne ki bu durum, snfl toplumda her eit iktidarn fizik
sel doa ile onun toplumsal izleyicileri ve pek ok ey kar
snda kendi iktidarszlnn eziyet verici bilincine bal olma
sndan ileri gelir. Srf bilinli ekilde icra edilen doaya inti
bak edimi bunlar bedence gszlerin hkmne sokar. y-
knmeyi yerinden eden ratio sadece onun kart deildir.
Kendisi de yknmedir: lye yknme. Doaya can verme
yi ortadan kaldran znel akl, canszlatrlm doann ste
sinden,, srf onun hareketsizliini taklit etmekle ve animist ola
rak kendini ortadan kaldrmakla gelir. yknme, insann in
san karsnda hl insanbiimcilik haline gelmesiyle, ege
menliin hizmetine girer. Odysseusu hilenin emas, bu tr
bir intibak edi vastasyla doaya egemen olmaktr. Hayatta
kalmay, deyim yerindeyse,neden kendi yenilgisinin dn
ne, gizil ekilde lme baml klan gler dengesinin deer
lendirilmesinde burjuva hayal krklnn ilkesi, kurbann ma
neviletirilmesine yarayan ezberlenmi ema, yani feragat
oktan in nuce (zet halinde) yer almtr. Hilekr sadece, ge
ersiz kld kendi ryas pahasna, d gler gibi kendisini
de byden kurtararak, hayatta kalr. O, btn asla elde
edemez, her zaman beklemesini bilmelidir, sabrl olmaldr,
vazgemelidir, Lotus yemeye ve Hyperionn kutsal srlary-
76
la aln gidermeye izin yoktur, kayalklardan geerken
Scylla'nn gemiden kapt yoldalarn kaybedeceini hesaba
katmaldr. O, yakasn kurtarr, bu onun hayatta kaldr,
kendine ve dierlerine salad n, btn, genel, blnmez
mutlulua duyulan arzunun kendini kk drmesiyle, ya-
r-tanrlk onurunun sadece kazanldn onaylar.
Tevekkl gstererek doaya intibak eden deitirilmi,
ara haline gelmi akln doaya kendi payn vermesi ve by
lece onu aldatmas Odysseusu hilenin formldr. Etki alan
na dt mitsel canavarlar, deyim yerindeyse, hl tarih n
cesinin talam antlamalarm, hak iddialarn olutururlar.
Eski halk inanlar kendilerini dank kalntlar halinde, geli
mi ataerkil dneme bu ekilde gsterirler: Olympos g al
tnda onlar anlamsz zorunluk haline gelmi soyut yazgnn fi
grleridirler. Scylla ile Charybdis'in arasndan gemektense
baka bir rota semenin mmkn olmad, denizdeki aknt
nn kk antik gemi zerindeki hakimiyeti mitsel dnm
olarak aklc ynden ele alnabilir. Ama mitsel olarak cisim
lendiren intikalde g ve gszlk arasndaki doal iliki
oktan bir hak ilikisi niteliini almtr. Scylla ile Chaybdis
yakaladklarn yeme hakkna, Kirke korunmaszlar dntr
me ve Polyphem de konuklarn i i yutma hakkna sahip
tir. Mitsel figrler hep ayn eyi yapmaya mecburdur. Herbiri
yinelenmeden ileri gelir: Baarszlklar sonlarn hazrlar.
Hepsi ller dnyasnn, Tantalos'un, Sisyphos'un, Danaos
kzlarnn cezay gerektirici mitlerinde Olymposu hkm va
stasyla temellendirilen eylerin zelliklerini tar. Onlar mec
buriyetin figrleridirler: Ettikleri zulm kendilerine yk olan
bir ilentir. Mitsel kanlmazlk, ilenle, ilencin cezasn eken
ktlkle ve bu ktlkten doan, ilenci yeniden reten su
arasndaki edeerlilik vastasyla tanmlanmaktadr. Bugne
kadarki tarihte her hak bu emann izlerini tar. Mitte her de
veran momenti kendinden ncekinin hakkn verir ve bylece
sua balln yasa olarak tesis edilmesine yardmc olur.
Odysseus buna kar kar. Ben, yazgnn kanlmazl kar
snda rasyonel genellii temsil eder. Ama genel olanla kanl
maz olan i ie gemi ekilde bulduu iin, kendi rasyonel
lii zorunlu olarak snrlayc bir biim, bir istisna biimini alr.
O kendini kuatan ve tehdit eden, adeta her mitsel figr da
hil eden hak ilikilerinden kanmak zorundadr. Hakla ilgili
kurallar tatmin etmesi, bu kurallarn zerindeki nfuzunu
kaybetmesiyle, onunda bu nfuzu sz geen kurallara tan
masyla gerekleir. Seirenleri dinlemek, ama onlara kaplma
mak, direnmek mmkn deildir. Direnme ve krleme bir
dir, onlara direnen bir kimse kar durduu mitosta kendini
kaybetmi demektir. Ancak hile, rasyonel hale gelmi diren
medir. Odysseus, Seirenler adasnn nnden deil de, baka
bir yoldan gemeyi denemez. Bilgisinin stnlne gven
meyi ve zgrlnn korunmaya yeteceini vehmederek
batan karclar diree balanmadan dinlemeyi de dene
mez. Kendini kk drr, gemi nceden belirlenmi, yaz-
gsal rotasn izler ve o bilinli ekilde doadan uzaklasa da,
dinleyici olarak doaya tutkun kalmay gerekletirir. Baml
lk antlamasna uyar ve mahvedicilerin kollarna atlmak iin
diree bal rpnp durur. Ama antlamada bir boluk bul
mutur, bu boluk vastasyla antlama kurallarn yerine getir
mekten maharetle kap kurtulur. lkaa zg antlamada,
yolcunun arky balanm ya da balanmam ekilde dinle
yip dinlememesi ngrlmemitir. Balamak, zincire vurmak
tutuklunun hemen ldrlmedii bir aamaya aittir. Odysseus
arknn arkayik hakimiyetini, teknik ynden aydnlanm e
kilde kendini diree balatarak kabul eder, onaylar. Haz ar
ksnn nnde eilir ve lm gibi hazz da sonusuz brakr.
Diree bal dinleyici, herhangi bir kimse gibi seirenlere git
mek ister. O imdi, tutkun bir kii olarak onlarn bysne
kaplmad bir enlie rastlamtr. Yar-tanralarn gcn
78
de yanstan kendi arzusunun tm gcyle onlara gidemez,
nk kulaklar balmumuyla tkal krek eken yoldalar srf
yan-tanralar deil, stelik efendilerinin umutsuz ln da
duymazlar. Seirenler kendi paylarn almtr, ama bu, burjuva
ilk tarihinde yolcunun zlemi halinde oktan etkisizletirilmi
tir. Destan, gemi gzden kaybolduktan sonra arkclarn ba
na ne geldiini anlatmaz. Tragedyada ise bu onlarn son saati
olmak zorundayd, tpk Oidipus, Sphinx'in emrini yerine geti
rerek ve bylece onu altederek bilmeceyi zd zaman,
onun da son saatinin gelmesi gibi. Zira mitsel figrlerin hakk,
gllerin hakk olarak, sadece kurallarnn yerine getirile-
mezliinden dolay can bulur. Bu yeterlik gerekletii za
man, mitlerden dolay en uzak haleflerine kadar gerekle
mitir. Odysseus'un Seirenlerle baarl ekilde baarsz kal
m karlamasndan bu yana arklar hastalanmtr ve bat
dnyasnn mzik sanat, tekrar her eit sanat mziinin de-
vindirici gc haline gelen arknn uygarlktaki anlamszln
dan mustarip olmaktadr.
Harfi harfine uyulmasndan dolay antlamann feshedil
mesiyle birlikte dilin tarihsel yeri deiir: Dil tanmlama haline
gelmeye balar. Mitsel yazg, fatum konuulan szle birdi.
Mitsel figrlerce geri alnmaz ekilde yerine getirilen yazgsal
hkmlerin ait olduu tasarm evresi szle nesne arasndaki
fark henz tanmamaktadr. Szn nesne zerinde dolaysz
nfuzu olmaldr, ifade ile ama i ie gemektedir. Ancak hi
le, farktan yararlanmak demektir. Nesneyi deitirmek iin s
ze sarlnr. Bylece ama bilinci meydana kar: Ayn szn
deiik anlamlara gelebileceini anlayarak Odysseus dt
zor durumda ikiciliin farkna varr. Udeis ad hem kahraman
hem de Kimse sfatlarnn isnat edilmesine olanak tand
iin, kahraman adn ekiciliinden kurtulmay baarr. Geri
alnmaz szler insafsz doa balamnn formlleri olarak ka
lrlar. Bu formllerin hareketsizlii, ayn zamanda yansttklar
yazgnn hareketsizliine daha by aamasnda kar gelme
liydi. Sz ve sze intibak eden ey arasndaki kartlk burada
kararlatrlmt. Bu kartlk Homerosu aamada belirleyici
hale gelir. Odysseus, gelimi burjuva toplumunda, biimcilik
anlamna gelen eyi szlerde kefeder: Szlerdeki srekli y
kmlln karl, kendilerini her eit ierikten uzaklatr
makla, mesafe iinde her eit gizil ierikten, Odysseus'un
kendisinden ve de Kimse'den sz etmekle denmektedir. Do
a gibi kaytszca insanlara ve tarihe hkmetmek isteyen mit
sel adlarn ve kurallarn biimciliinden, burjuva dn'nn
ilk rnei olan adclk ortaya kmaktadr. Kendini koruyan
hile, sz ve nesne arasnda hkm sren sreten beslenir.
Polyphem'le karlamasnda Odysseus'un birbiriyle elien
iki davran, yani adlara boyun eii ve onlardan ayrl yine
de ayn eydir. Kendini Kimse diye yadsyarak kendi tarafn
tutar, ortadan kaybolarak cann kurtarr. Dil vastasyla lye
bu ekilde intibak etmek modern matematiin emasn ie
rir.
Her eyin doru gittii, antlamann yerine getirildii ve
ortan yine de aldatld yerde bir dei toku arac olarak
hile, mitsel tarih ncesinde olmasa bile Antikan ilk dne
minde grlen bir ekonomi biimine, mterek ev idareleri
arasndaki ok eski, "frsat dtnde yaplan dei tokua"
atfta bulunur. "Artakalanlar frsat dtnde deitirilir, ama
geimin salanmasnda arlk noktasn insanlarn kendi ret
tikleri metalar oluturur."
13
Frsat dtnde dei toku ya
pan kiinin davran tarznda servenci Odysseus'un davran
tarz hatrlatlr. Feodal bey hl dilencinin patetik grn
altnda, ilk defa gelenee aykr olarak ev idaresi ekonomisi
nin dna kt, "gemiye bindii" iin grlmemi bir zen
ginlikle geri dnen doulu tccarn zelliklerini
1
"
1
tar. Giri
imlerinin servene zg esi, hl hkmeden geleneksel
ekonomi biimi karsnda ratio'sunun ekonomi asndan
80
akld grndr. Ratio'nun bu akldl, burjuva aklnn,
karsna daha byk bir g olarak kan her akldla inti
bak etmesi biiminde, hilede grlmektedir. Bana buyruk
hilekr, vaktiyle her makul eye benzeyen homo oeconomi-
cus'tur artk: Bu yzden Odysseia bir Robinson yksdr.
lk neksel her iki kazazede gszlklerini kolektiflikten
ayrlan bireyin gszln kendi toplumsal gleri hali
ne getirir. Dalgalara kaplm, aresiz, tek bana yaltlanm-
lklarn onlara atomcu karn acmasz takibi dikte eder. On
lar, daha bir iiden yararlanmadan nce, kapitalist ekonomi
nin ilkesini temsil ederler; ama yeni giriimler iin kurtararak
beraberinde getirdikleri eyler, giriimcinin her defasnda ken
di el emeinden ok daha fazlasyla rekabete girdii gereini
yceltir. Doa karsndaki acizlikleri, toplumsal stnlkleri
iin bir ideoloji ilevi grmeye balamtr. Odysseus'un dal
galar karsndaki savunmaszl, seyyahn yerli halk zerin
den zenginlemesinin meruiyetine benzer. Burjuva ekonomi
bilimi sonradan buna riziko kavramnda yer vermitir: Batma
olasl kr ahlak ynnden temellendirmelidir. Gelimi de
i toku toplumu ve bireyleri asndan Odysseus'un serve
ni, baar yolunu oluturan rizikolarn betimlenmesinden ba
ka bir ey deildir. Odysseus, vaktiyle burjuva toplumunu te
sis eden ilk ilkeye gre yaar. ki seenek vard: Aldatma ya
da yok olma. Aldatma ratio'nun belirtisiydi, ratio'nun tikellii
bu belirtiden anlalyordu. Bu yzden, burjuva dneminin
sonunda barizleen mutlak yalnzlk, seyyah Odysseus ile
mnferit fabrikatr Robinson'un tasarladklar gibi, evrensel
sosyalizasyona aittir. Radikal sosyalizasyon radikal yabancla
ma demektir. Odysseus ile Robinson'u megul eden btn
lktr: Biri onu boydan boya kateder, dieri yaratr. Her ikisi
de bunu insanlardan tamamen yaltlanm ekilde yerine geti
rir. nsanlar ikisine de srf yabanclam biimde, dman ya
da dayanak, daima ara, ey muamelesi yapar.
Asl slaya dnle ilgili ilk servenlerden biri kukusuz
ok daha gerilere, cin karikatrleri ile byc tanrlara ait
barbarlk ann ok gerisine uzanr. Sz konusu, Lotos yi
yenlerin yksdr, Lotos yemiinin tadna bakanlar, tpk Se
kenleri dinleyenler ya da Kirke'nin deneiyle dokunduu ki
iler gibi, kendilerinden geerler. Ancak nefsine hakim olama
yanlarn bana bir ktlk gelmemelidir: "Oysa Lotos yiyen
lerden bir ktlk gelmedi adamlarmza, / habercilerimize"*
15

Onlar sadece unutma ve iradelerini terketme tehlikesi tehdit
etmelidir. len, "semiz topraklarda"
16
kimsenin almad
ve savalarn olmad balangtaki durumu lanetler: "Kim
yediyse Lotosun bal gibi yemiini, / kendinden geti ve dn
mek istemedi bir daha gemiye. / Orda kalp Lotos yemekten
baka bir ey dnmediler, / akllarn elmiti bu yemi,
unutturmutu slay."
17
Katlatrlm toplum dzeninde ba
ml klnan katmanlar katlanlmaz olana katlanabilmeleri
iin muktedir hale getirmeye yarayan uyuturucu maddelerin
salad mutluluu hatrlatan bu tr cennete benzer toprak
lardan onlarn pay almasna kendini koruyan akl raz olamaz.
Gerekten de bu cennet benzeri topraklar srf sahte bir mutlu
luktur, duygusuzca srnmektir, hayvan varoluu gibi yeter
sizdir. Olsa olsa mutsuzluk bilincinin yokluudur. Oysa mut
luluk hakikati ierir. ze ilikin bir sonutur. ekilen aclar
kalkt zaman geliir. Lotos yiyenlerin yannda onlarn bu
sahte mutluluuna gz yummayan ileke hakldr bu yzden.
Lotos yiyenlere kar kendi davasn, topyann tarihsel emek
vastasyla gereklemesini savunur, mutluluk tablosunda bir-
defa kalmakla bu mutluluun gcn elinden alr. Ama ras
yonellik, yani Odysseus bu hakk alglayarak zorunlu ekilde
hakszlkla ilikiye girer. Davran dolaysz olarak egemenli
in yararna iler. Kendini koruyan akl "dnyann kylarnda-
* Bu blmdeki alntlar iin bkz. Homeros, Odysseia, evirenler: Azra Erhat - A. Kadir,
Sander Yaynlan, stanbul 19?0.
82
ki"
18
bu mutlulua, sonraki dnemlerin ok daha tehlikeli
mutluluu gibi, pek raz olamaz. Tembeller harekete geirilir
ve gemiye tanr: "Ama bakmadm gzlerinin yana, srkle
dim gemiye onlar, / teknede, kreki siyalarnn altna ek
tim, vurdum cincire."
19
Lotos douya zg bir yiyecektir. Bu
gn de ince ince kylm olarak in ve Hint mutfanda kul
lanlr. Kendisine isnat edilen batan karcl. tarmdan,
hayvan yetitiriciliinden ve avclktan, ksacas her eit re
timden daha eski bir dneme, yani toprakta
20
yetien rnle
ri ve de deniz rnlerini toplama dnemine gerileyiin batan
karcldr belki. Destann, aylaklk yaamna ilikin tasar
m ieklerin yenmesine balamas pek de rastlant deildir,
byle olsayd bile bugn bundan bir ey anlamak mmkn
olmayacakt. AvrupalIlarn glsuyu ile piirilen yemeklerden,
ekerli menekeden tand, yakn douda hl tatl eklinde
yaygn olan iek yemek, yaamn yeniden retiminin bilinli
kendini korumaya, toklarn mutluluunun planl beslenmenin
yararlna bal olduu bir durumu nceler. En uzak ve en
eski mutluluun, koku alma duyusunu uyaran ans beslen
menin son derece yakn oluu ile hl i ie gemektedir. Bu
an tarih ncesine gnderme yapar. nsanlarn tarih ncesinde
ne kadar ac ektikleri nemsizdir, onlar bu tarih ncesine
ilikin imgeden beslenmeyen hibir mutluluk dnecek du-
rumda deildir: "Engine aldk yeniden, iimiz hzn dolu."
21
Odysseus'un, eline dt Homeros'ta drlmek ve
dm olmak edeerdir dier figr Tepegz Polyphem
tekerlek kadar byk tek gzn ayn tarih ncesinden kalan
bir iz olarak tar: Bu tek gz kulaklarn ve gzlerin simetri
sinden daha ilkel olan burun ile az hatrlatr,
22
ne ki tehis
etmek, derinlik, somutluk alglar ancak iki gzle iki kulan
birliinde birbirini tuttuu zaman sz konusu olur. Ama Lotos
yiyenlere karlk Polyphem yinede daha sonraki, asl barbar
lk dnemini, avclar ve obanlardan oluan bir dnemi temsil
eder. Homeros'a gre barbarlk, topran sistemli ekilde i
lenmedii ve bu yzden sistemli, zamandan tasarruf eden bir
emek ve toplum rgtnn kurulmad dneme rastlar. O,
Tepegzleri "tre bilmez, azgnlar"
23
diye tanmlar, nk on
lar" yalnz lmsz tanrlara gvenirler, / ne ekin ekerler elle
riyle, ne de ift srerler, / toprak ekilmeden, ilenmeden verir
onlara her eyi, / arpay da, buday da, asmay da verir, / a
rap sunan iri salkmlar Zeus'un yamuru iirir"
24
, ve burada
uygarln suunu gizlice itiraf etmesine benzer bir eyler bu
lunur. Bolluun yasaya ihtiyac yoktur ve uygarln anariden
ikayeti neredeyse bolluu ihbar etmeye benzer: "Yoktur on-
larn demekleri, yasalar falan. / Otururlar yksek da tepele
rinde, oyuk maaralarnda, / herkes kendi evini ynetir, ken
di karsn, ocuunu, / umurlarnda deildir hi kimse, ba
kalarna aldrmazlar."
25
Bu, gszlerin bask altna alnmas
na dayanan ataerkil bir akrabalk toplumudur artk, ancak de
imez, kesin mlkiyete ve hiyerarisine gre gtlenmemi-
tir henz ve bu durum maara sakinlerinin, nesnel yasann
eksikliini ve bylelikle Homeros'un karlkl umursamazlk,
yani vahet aamas serzeniini temellendiren, birbirlerine
bal olmaylardr. Ama anlatcnn pragmatik sadakati daha
sonraki satrlarda kendi uygar yargsn tekzip eder: Kr edile
nin acyla barmas zerine akrabalar umursamazlklarna
karn ona yardm etmek iin koup gelirler ve Odysseus'un
adn deitererek bavurduu hile ahmaklarn akrabasna
yardmc olmasn engeller.
26
Ahmaklk ve yasaszlk ayn be
lirlenim olarak meydana kar: Homeros Tepegzleri "yasasz
dnen canavarlar"
27
diye tanmlad zaman, bunun anlam,
onlarn yalnzca dncelerinde ahlak yasalarna sayg gster
memeleri deil, stelik dncelerinin kendisinin de yasasz,
sistemsiz, blk prk olmasdr, tpk davetsiz konuklarn
koyunlarn stne binmektense aluna saklanarak maaradan
nasl kaabileceklerine ilikin burjuva bilmecesini zememe-
84
leri ve Odysseus'un sahte adnn tad sofizme zg ifte
anlamn da farkna varlmamas gibi. lmsz tanrlara gve
nen Polvphem kukusuz bir yamyamdr ve tanrlara gven
mesine karn saygda bulunmay reddedii buna uygun d
er: "Uzaklardan gelmeyen ey yabanc sen ahman birisin"
sonraki dnemlerde ahmaklarla yabanclar arasnda ayrm
yapmaya pek dikkat edilmemitir ve yabanc olan eyleri kul
lanma bilgisizliine dolaysz ekilde ahmaklk damgas vurul
mutur"kork diyorsun bana tanrlarn cnden, say onlar,
/ ne yldrmlar gnderen Zeus'a aldr eder Tepegzler, / ne
de br tanrlara, ok daha yetkiniz biz onlardan!"
28
Bunlar
anlatan Odysseus "yetkin" szyle alay eder. Oysa kastedilen
yal sfatdr elbette; gne sisteminin iktidar kabul edilir, be
nimsenir, ama bu bir feodal beyin burjuva zenginlii iktidarn
kabul etmesi gibidir, feodal bey ses karmadan kendini soylu
hisseder, ama urad hakszln kendisine temsil edilen
hakszlk trnden olduunu farketmez. Polyphem'in babas
ve Odysseus'un dman deniz tanns Poseidon evrensel, her
eye karmayan gktanrs Zeus'tan yaldr, ve elementler
halk inanc ile logos merkezli yasa inanc arasndaki mcade
le, deyim yerindeyse, znenin haberi olmadan yrtlr. An
cak yasa tanmayan Polyphem, onu aydnlanm ocukluk d
neminin masal dnyasnda dev Goliath haline getiren uygarl
n tabular tarafndan kendisine yaktrld gibi tam anla
myla bir canavar deildir. Kendini koruyuunun dzen ve
alkanlk biimini ald yoksullar evresinde uzlaanlardan
yana onun bir eksii yoktur. Koyunlaryla keilerinin yavrula
rn emzirttii zaman bu pratik eylem hayvanlara duyduu
efkati ierir ve dost diye hitap ederek, maaray bu defa ni
in en son terkettiini, yoksa efendisinin bana gelen felake
te mi zldn sorduu kola nl konumas ok duygu
landrcdr, tpk slaya dnen Odysseus'un yal kpei Ar-
gos tarafndan tekrar tannd zaman bu duygusalln Ody-
sseia'da bir kez daha doruuna ulamas gibi, hem de konu
ma kaba bir ekilde sona ermesine karn. Devin davran
henz karakter halinde nesnellememitir. Odysseus'un yalva
rarak syledii szlere vahi bir nefret duygusuyla deil, he
nz hkm altna girmedii yasay reddederek cevap verir:
Odysseus ile yoldalarnn cann balamak istemez: "Yapa
rm ben canmn istediini"
29
ve bunlar anlatan Odysseus'un
iddia ettii gibi gerekten kt niyetle konuup konumad
belli deildir. Caka satarak ve yar kendinden gemi ekilde
sarho Polyphem Odysseus'a konukluk armaan szleri ve
rir,
30
ama Odysseus'un kendini Kimse diye tantmasndan
sonra, onu en son yiyeceini syleyerek, aklna konukluk ar
maanna karlk istemek gibi kt bir dnce gelir; belki
de Odysseus kendini Kimse diye tantt ve Tepegzlerin kt
aklna gre mevcut saylmad iin.
31
Gl kuvvetlinin be
densel kabal onun her zaman deiip duran gvenidir. Bu
yzden, yola sokulanlara kar hi durmadan ilenen haksz
lkla ilgili mitsel kurallarn yerine getirilii hak tanr doal g
ce kar da bir hakszlk haline gelmektedir. Odysseus'un oyu
nuna gelen Polymhem ile dier canavarlar, Hristiyanlk a
ndaki ikayeti ahmak eytann, Shylok ve Mephistopheles'e
kadar uzanan modelleridir. Devin, sal yerinde olduu s
rece, daha iyi bilmesi gereken kii tarafndan alaa edilene
kadar, barbar kabalnn tzn oluturan ahmakl daha
iyiyi temsil eder. Odysseus kendini Polyphem'in gvenine ve
bylelikle onun temsil ettii insan eti zerindeki ganimet hak
kna uydurur, bunu kurallarn yerine getirilmesiyle birlikte bu
kurallar yok eden hile emasna gre yapar: "Al bu arab Te
pegz, i yediin insan etinin stne, / nasl arabmz vard
gemimizde, bir gr bak
1
'
32
diye neride bulunur kltr tay
c.
Ratio'nun kartna, henz kesin bir kimliin olumad
bir bilin aamasna ki bunu hantal, kaba dev temsil eder
86
intibak etmesi ad hilesinde son eklini alr. Bu hile halklar
arasnda ok yaygndr. Grekede bir szck oyunudur; sap
tanan bir szckte ad Odysseus ile ama Kimse bir
birinden ayrlr. Odysseus ile Udeis gnmz insanna hl
benzer adlar gibi gelir ve thaka'ya dnenle ilgili yknn an
latld lehelerin birinde thaka kralnn adnn gerekten de
Kimse adna benzedii pekala tasarlanabilir. Olup bitenlerden
sonra akrabalarnn, sulunun kim olduu sorusuna Poly-
phem'in Kimse diye cevap vererek olay gizlediini, sulunun
cezadan kurtulmasna yardmc olduunu tahmin etmek ras
yonel ynden zayf bir klf etkisi brakr. Aslnda zne Ody
sseus, zneyi zne yapan kendi kimliini yadsr ve biimsizli
e intibak ederek hayatta kalr. Adnn kimse olduunu sy
ler, nk Polyphem bir Ben deildir, ad ve nesne karkl
aldatlan barbarn tehlikeden kurtulmasna engel olur: c
nn alnmas iin seslenii, c almak istedii kiinin adna b
yl ekilde bal kalr ve bu ad onun sesleniini acizlie
mahkum eder. nki Odysseus amac ada katarak ad by
l evreden yoksun brakr. Ama kendini savunmas, her uy
garlkta olduu gibi, destanda da kendini yadsmasdr. Byle
likle Ben, intibak ederek kamaya alt doal balamn ya
pay evresine der. Kendi isteiyle adna Kimse diyerek ve
doal duruma intibak doaya hkmetme arac eklinde mani
pule ederek cretkar hale gelir. Hilekr Odysseus baka trl
davranamaz: Devin kayalar frlatan ellerinin hl etki alannda
bulunmasna karn, kaarken yalnz alay etmekle kalmaz, s
telik gerek adn ve soyunu da aklar, sanki tarih ncesi, bi
raz nce kap kurtulmu olan onun zerinde, eer kimliini
rasyonel kimlikten henz ayrlan byl sz sayesinde tekrar
eski haline getirmezse, bir ara Kimse adm tamken tekrar
kimse durumuna dmekten korkmasn gerektirecek bir n
fuza hl sahipmi gibi. Dostlan onun ahmaklk yapmasn
nlemeye, akln bana toplamasna alrlar, ama baara
mazlar, frlatlan kayalardan g bela kurtulurlar, o adn sy
lemekle muhtemelen Poseidon'un ki pek yle hereyden
haberli diye tantlmaz nefretini stne eker. Akllnn ah
mak klna girmesinden ileri gelen hile, bu kl terk eder
etmez ahmakla dnr. Bu, dil uzluunun diyalektiidir.
Antikadan faizme kadar Homeros gevezelikle sulanmtr,
ve bu hem kahramanlar hem de anlatc iin geerlidir. Ne ki
onyal (Homeros -n) kehanet ynnden eski ve yeni Sparta-
llara stn olduunu, hilekrn, arac kiinin sarfettii szlerle
onlarn bana bela getireceini syleyerek gstermitir. Fizik
sel gc aldatan szler durmak nedir bilmez. Szlerin ak
parodi olarak bilin akmna, dnmenin kendisine elik
eder: Dnmenin yanlmaz zerklii, sanki dnme ile ger
eklik ayn ad tayormu gibi bu zerklik szle,r vastasyla
gereklie girdii zaman, bir lgnlk momenti cinnet mo
menti haline gelir, oysa dnme .srf araya koyduu mesa
fe nedeniyle gereklie hkmeder. Ancak byle bir mesafe
ayn zamanda edilgidir. Bu yzden akll Odysseus atasz-
nn tersine hep fazla konuma hevesindedir. Onu nesnel
ynden belirleyen korkudur, zorbala kar szn ortadan
kalkm yararna devaml sarlmad zaman, zorbalk tarafn
dan tekrar bu yarardan yoksun braklmay arzu eder. nk
sz, aldatt doadan daha gsz olduunu bilir. Fazla ko
numak, zorbaln, ve hakszln zgn ilke eklinde meyda
na kmasna neden olur ve bylece korkan kiiyi her zaman
korkulan eylemlere tevik eder. Tarih ncesindeki szn mit
sel basks, aydnlanm szn kendisine karlk yine de ken
disince zorla getirilen felakette ebediletirilir. Kendini Odysse
us olarak aa vuran Udeis, lm korkusundan kaynaklanan
stnlne hl lm korkusu iinde fazlasyla gvenen
Musevinin zelliklerini tamaktadr bile ve arac kiiden al
nan c, burjuva toplumunun sonunda deil, her eit zorbala
tekrar tekrar bavurma amac gden olumsuz topya halinde
88
bu toplumun balangcnda yer alr.
Yamyamn barbarl olarak mitos'tan kap kurtulann an
lattklarna karlk Kirke yks tekrar asl by aamasna
dikkati eker. By, tekrar bynn esiri olan Ben'i ayrtrr
ve bylelikle daha eski biyolojik bir tre geri iter. Ben'in ay
rmasnn hz yine unutuun hzdr. Bu hz zamann kat d
zeniyle birlikte, kendini bu dzene gre ynlendiren znenin
sarslmaz iradesini yakalar. Kirke, kendilerini itkilerine terk
eden erkekleri batan karr ve batan karlann girdii hay
van kl oldum olas bu itkiye balanm, Kirke de, erotik
inisiyatifi doallk olarak ona yaktran Hermes'in dizeleriyle
gerekelendirilerek kurtizanln (kibar fahieliin -n) ilk r
nei haline getirilmitir: "d kopacak, yatana gtrmek is
teyecek seni, / sakn olmaz deme, hor grme tanrann yata
n."
33
Kirke'nin zellii, eylemlerinde nce felaket getirici
sonra da yardmc olarak davranmasndan belli olduu gibi,
ifte anlamllktr; bu ifte anlamllk soy aacndan da anla
lr: O, Helios'un kz ve Okeanos'un torunudur.
34
Onda ate
ve su eleri birbirinden ayrlmamtr ve doann ister ana
erkil ister ataerkil olsun belirli bir grnnn baatlna
kartlk olarak hl fahienin baknda, yldzn nemli
yanssnda
35
tekrar belirerek promiskuite'nin (serbest cinsel
ilikinin ), kurtizanln zn oluturan ite bu birbirin
den ayrlmamlktr. Kurtizan mutluluk baheder ve mutlu
edilenin zerkliini tahrip eder, bu onun ifte anlamlldr.
Ama mutlu kld kiiyi zorunlu olarak yok etmez: Daha eski
bir yaam biimini elinde tutar.
36
Lotos yiyenler gibi Kirke de
konuklarna lmcl ktlklerde bulunmaz ve vahi hayvan
lar haline getirdikleri henz sakin, uysal bir ekilde dururlar:
"Kurtlar, arslanlar vard evresinde, da hayvanlar, / byle
miti Kirke onlar kt ilalarla. / Saldrmad bu hayvanlar
adamlarmn stne, / ama kalkp uzun kuyruklaryla onlar
okadlar. / Kpekler nasl kuyruk sallarsa lenden dnen
efendilerine, / bilirler nk kendilerine gzel eyler getirdi
ini her seferinde, / yle kuyruk sallyordu bu sert trnakl
kurtlar ve arslanlar."
37
Bynn etkisindeki insanlar, Orphe-
us'un ezgilerini dinleyen vahi hayvanlara benzer ekilde dav
ranrlar. Eline dtkleri mitsel yasa ayn zamanda zgrl
ilerindeki bastrlm doadan zer, ayrr. Mitosa gerileyi-
lerinde yalanlanan ey zaten mitostur. Onlar Ben yapan ve
hayvandan ayran itkinin bastrlmas, eski bir gre gre
Kirke adnn (Circe; daire, deveran demek olan circulus'tan -
n) ima ettii ve umutsuz ekilde kapanm olan doann de
verannda basknn ie dnmesiydi. lkletirilmi tarih nce
sini onlara hatrlatan zorba byc ise hayvanlarla birlikte,
tpk Lotos yiyenlerin cennete benzer topraklan gibi, uzlama
yanllna fazlasyla kaplm sahte bir dnya yaratr. Ne ki
onlar bir zamanlar insan olduklar iin uygar destan balarna
geleni trajik bir felaket olarak gstermesini bilir ve Home-
ros'un anlattklarnda bir hazi iz pek grlmez. Kurban ne
denli uygarsa bu iz o denli byk bir azimle ortadan kaldr
lr.
38
Odysseus'un yoldalar, daha nceki konuklar gibi kut
sal vahi hayvanlar haline deil, murdar ev hayvanlar, yani
domuz haline gelirler. Kirke yksnde belki de, domuzlarn
kutsal sayld Demeter'in Ktoncu kltn hatrlamann bir
rol vardr.
39
Ya da ama domuzun insannkine benzeyen
anatomisini ve plakln dnmenin, ki bu dnce motifi
aklamaktadr: Sanki onyallarda benzerle karma konusun
da, Musevilerde devam eden ayn tabu bulunmaktayd. So
nuta insan eti yeme yasan dnmek mmkndr, nk,
Juvenal'da olduu gibi, insan eti tadnn domuz eti tadna
benzedii hi durmadan anlatlmaktadr.
Sonradan her uygarlk, toplumun amalar dorultusunda
toplum tarafndan kurallara balanan hazlar dnda, itkilerin
den dolay baka hazlar dnenleri byk bir zevkle domuz
diye tanmlamtr. Odysseus'un yoldalarnn domuza dn
90
melerinde by ile kar-by, ot ve arapla yakndan ilintili
dir, sarholuk ile aylma da, cinsiyete ve tarih ncesinin ans
na en yakn olan, giderek iyice bastrlan, bilin dna itilen
koku alma duyusuyla.
40
Ancak domuz grn altndaki bu
kk alma mutluluu, burnu yerde olann ve dik yrmeye
balayann zgr olmayan koklamas
41
eklinde tannmaya
cak hale gelmitir. Bu sanki, byleyici kurtizann erkekleri
baml kld ritelde, ataerkil toplumun her defasnda yeni
den boyun edii eyi tekrarlamas gibidir. Uygarln kadn
lar hakknda verdii hkm, kadnlar uygarln basks altn
da hemen benimsemeye ve cinsiyeti yermeye yanarlar. Ay
dnlanma ile mitosun, izleri destanda grlen atmasnda,
gl olan batan karc ayn zamanda gszdr, eskimi
tir, saldr karsnda savunmaszdr ve yannda muhafz olarak
baml hayvanlara ihtiya duyar.
42
Doann temsilcisi olarak
kadn burjuva toplumunda kar konulmazln
43
ve acizliin
gizemli imgesi haline gelmitir. Bylece o, doayla uzlama
nn yerine doann alt edilmesini koyan hodpesent ve deer
siz egemenlik yalann yanstr.
Evlilik topluma katlanmann, onunla uzlamann orta yolu
dur: Kadn, iktidarn kendisine erkek tarafndan dolayl ekil
de tannmasyla aciz kii olarak kalr. Odysseia'da bunun bir
ksm kurtizan tanrann yenilgisinde iyice belli olur, edebi
ynden daha gen Penelopeia ile yaplm kltrl evlilik ise
ataerkil kurumun daha sonraki nesnellik aamasn temsil
eder. Odysseus'un Aiaie adasna kmasyla birlikte erkekle
kadn arasndaki ilikinin ifte anlam, zlem ve yasa, antla
ma vastasyla konman bir dei toku biimini alr. Bunun
nkoulu feragattir. Odysseus Kirke'nin bysne kar koyar.
Bu yzden by tarafndan, ona kar koyamayanlara verilen
srf aldatc szler Odysseus'a nasip olur. Odyseus Kirke ile
yatar. Ama ona nce lmszler, Olympos tanrlar adna b
yk bir ant iirir. Bu ant erkei, iktidarsz braklma karsn
da, promiskuite yasandan ve daima itkiyi terkedi, erkein
kendini iktidarsz brak eklinde simgesel olarak hl de
vam eden erkek egemenliinden alnacak karsnda koru
yacaktr. Kirke, byye karn Odyseus'un dnmemek iin
direnmesi karsnda, "gsnde hassas olmayan serke bir
yrek"
44
tayor diye serzenite bulunarak, kendisine kar
koyan efendiye, Ben'e ba emek ister: "Ama imdi sok klc
n knna, haydi, / gidelim seninle uzanalm yatamza, / sev
gi iinde gvenelim birbirimize, sevie birlee."
45
Kirke'nin
bahettii hazin bedeli hazin hor grlm olmasdr; sonun
cu kurtizan ilk dii karakter olarak varlk gsterir. Efsaneden
tarihe gei srasnda onun burjuva duygusuzluuna katks
belirleyicidir. Kirke'nin davran, sevgi sonradan ideoloji ola
rak rakiplerin nefretinden dolay daha ok aldatmak zorunda
kaldka hkmn o derece artran sevgi yasan uygular.
Dei toku dnyasnda daha fazlasn veren kii hakszdr;
seven kii ise daima daha ok sevendir. Yapt fedakrlk
gklere karlrken sevenin de fedakrlkta bulunmaktan kur-
tulmamasna kskan gzlerle dikkat edilir. Seven kiiye zel
likle sevgide hakszlk yaplr ve ceza verilir. Sevgisini belli
eden kendine ve bakalarna hkmedememe acizlii, umutla
rnn gereklemesini ondan esirgemek iin yeterli nedendir.
Yalnzlk artan bir ekilde kendini toplumla birlikte yeniden
retir. Daha duygular henz dallanp budaklanrken bu me
kanizma, kendini gerekletirmekten dolay yozlaacak kadar
duygusuzlua itilmi olan bakalarn da bulabilmek iin sevgi
aamasnda bile hkmn artrr. Erkeklerin kle gibi boyun
edikleri Kirke'nin gc, onlarn, Kirke'ye boyun emeyi red
deden feragat etmi kiiye olan bamllklarna geer. Tanra
kirke'nin, ozan tarafndan kendisine isnat edilen doa zerin
deki etkisi bir rahip kehaneti halinde, hatta denizde karla
lacak glklerin tedbirli bir ngrs halinde azalr. Bu du
rum, diiye zg tedbirlilik karikatrnde yaamaya devam
92
eder. Gten drlm bycnn Seirenler ve Scylla ile
Charybdis hakkndaki kehanetleri sonuta erkeklerin kendile
rini korumalarna yarar.
Ancak kuaklar arasnda dzenli bir iliki kurmann neye
mal olduunu, antlama yapt efendisinin emriyle Kirke'nin
tekrar insana dntrd erkeklerin davrann anlatan
mulak birka dize ele vermektedir. nce yle denmekte:
"Ama imdi eskisinden daha gentiler, / daha gzeldiler ve
daha boylu boslu."
40
Ne ki, bu ekilde onaylanan ve erkek
likleri glendirilenler mutlu deildir: "Alamak geldi hepsi
nin iinden hkra hkra, / ev batan baa iniltilerle yank-,
land durdu."
47
Bir yl srecek ksr evlilii merasimle kutla
mak iin dzenlenmi lene elik eden en eski dn arks
herhalde bu ezgilerle yanklanyordu. Penelopeia ile olan asl
evlilikle bu evlilik arasnda tahmin edilenden daha ok ortak
yanlar vardr. Fahie ile yasal e ataerkil dnyada kadnn
kendine yabanclamasnn tamamlayc eleridir: Yasal e,
yaam ve mlkiyete ilikin deimez dzenden duyulan haz
ele verirken fahie de, yasal ein mlkiyet hakkn ak bra
kan eyi onun mttefiki olarak tekrar mlkiyet ilikisine isnat
eder ve haz sata karr. Mitsel kader tanralar,
48
Odysse-
us'un sevgilileri Kirke ile Kalypso, tpk burjuva ev kadnlar
gibi alkan birer dokumac olarak tantlr, Penelopeia ise bir
fahie gibi, slaya dnenin gerekten yal bir dilenci mi yoksa
serven peinde koan bir tanr m olduunu kukulu bak
larla anlamaya alr, O ok vlen Odysseus'u tekrar tanma
sahnesi gerekten soylulara zg bir tarzda geer: "Oysa ka
dn uzun zaman yle kald, bir ey demeden, / aknlk kap
lamt zavallcn yreini, / Kimi zaman Odysseus'un yz
ne benzetiyordu yzn onun, / kimi zaman da tanmyordu
aputlarn altnda bir trl."
49
Penelopeia kendiliinden bir
harekette bulunmaz, sadece bir hata ilemekten kanr, ayr
ca dzenin ezici basks altnda byle bir hata ileme hakkn
kendinde grmez. Gelecekteki konumuna henz tam anla
myla intibak etmemi olan gen Telemachos bu duruma f
kelenir, ama anasna kacak kadar kendini bym hisse
der. Anasna ynelttii duygusuzluk ve ta yreklilik sulama
s, Kirke'nin daha nce Odysseus'a kar ne srd sula
malarn aynsdr. Kutizan ataerkil dnya dzenini benimsedi
i zaman monogam e bununla yetinmez ve kendini erkek
karakteriyle eit hale getirene kadar sakinlemez. Evliler ite
byle anlarlar. Penelopeia slaya dneni snarken yeri dei
tirilmesi mmkn olmayan evlilik yatan ima eder, ki Ody
sseus bu yata genliinde soy ve mlkiyet birliinin simgesi
olan bir zeytin aacnn evresine kurmutur. Penelopeia duy
gulandrc bir kurnazlkla yatan yeri deitirilmi gibi konu
ur ve kocas da "ierleyerek" ona cevap verir, bu dayankl el
iini nasl ortaya kardn ayrntlaryla anlatr: Onun, burju
va ilk rnei olarak, kendi zerafeti iinde bir hobby'si vardr.
Bu hobby, ayrmlam mlkiyet ilikilerinden dolay zorunlu
ekilde oktan dnda kald zanaatlara zg ilerin yine
lenmesinden ileri gelir. O bu ilikilerden zevk duyar, nk
refah, zenginlik, salama zgrl ona, eer yaamak istiyor
larsa bu tr ileri yapmak zorunda kalanlar hakknda karar
verme yetkisi verir. Duygulu Penelopeia onu buradan tanr ve
olaanst saduyusuyla vp tatl diller dker. Bir para
alay gizli bu vgye, ani duraklamalar halinde belirerek, ko
casnn ektii aclar, sadece evlilik tarafndan, "onaylanm
sreklilik dnceleri"
50
tarafndan salanan mutluluun tan-
rlarca kskanlmasna balayan szler eklenir: "Ne yapalm ki,
tanrlar dertlere bodu bizi, / ok grdler bize yan yana ya
ammz, / genliin tadn karp ihtiyarln eiine varma
mz."5
1
Evlilik srf yaayanlarn misilleyici dzeni deildir, s
telik birlikte ve dayanma iinde lme direnmek demektir.
Uzlama evlilik iinde boyun eiten dolay artar, geliir, tpk
insani-olann tarihte bugne kadar zellikle ve yalnzca, in
94
sanclln gizledii barbar-olan nedeniyle gelimesi gibi. Eler
arasndaki antlama eski dmanl g bela ortadan kaldr
d zaman, Phileman ile Baukis efsanesindekine benzeyen
huzurlu yallk imgesi de kaybolup gider, tpk kesilen kur
ban dumannn ifal ocak dumanna dnmesi gibi. Kuku
suz evlilik uygarlktan dolay mitos'un ilk temel talarndan bi
ridir. Ama evliliin mitsel katl ve salaml, kk adann
engin denizden ykselmesi gibi, mitostan ayrlarak sivrilir.
Rotasndan km esas yolculuun en uzak duraklar bu
tr snlacak yerler deil, Hades'tir. Servencinin ilk Nek-
yia'da (llerin ruhlarn arma merasimi; Odysseia'nn 11.
blmne Antika'da bu ad verilmitir -n) karsna kan
grntler k dinini kaldran anaerkil
52
ruhlardr: Yani Ody
sseus karsnda, kendini ataerkil, amaca uygun bir katyrek-
lilie zorlad
53
anasnn grntsnden sonra en eski kadn
kahramanlar bulur. Ancak anasnn grnts acizdir, krdr
ve dilsizdir,
54
tpk dilin grntye terkedildii momentlerde
ki epik anlatma benzer bir hayal gibi. Grntye dil kazan
drmak iin canl anlarn teminat olarak kurban kanna ihti
ya vardr, ki grnt bu dil vastasyla, her zamanki gibi bey
hude yere ve geici olarak, mitsel dilsizliin dna kar. z
nellik ancak grntlerin nemsizliini idrak ederek kendine
hakim olduu zaman bu grntlerce bo yere sz verilen
umuttan pay alr. Odysseus'un adanm topraklan arkayik g
rntler lkesi deildir. Btn bu grntler sonuta ona,
ller dnyasndaki glgeler olarak kendi gerek zlerini, ze
vahiri gsterirler. Odysseus bu grntlerin birer l olduu
nu anladktan ve onlar kendini korumann efendilere zg
davranyla, yaamna yararl ve iinde mitsel gcn hayal
olarak, ruh halinde kendini koruduu bilgileri kendisine sa
layanlara armaan ettii kurbandan uzaklatrdktan sonra on
lardan kurtulur. Gten drlm mitlerin bir araya geldii
ller dnyas slaya en uzak olan yerdir. Bu dnya sla ile
sadece ok uzak bir mesafeden iletiim kurar. Odysseus'un
Hades'teki ziyareti destann en eski, aslnda efsaneye ait kat
manlarndan biridir diyen Kirchoff'un bu varsaym
55
kabul
edilecek olursa o zaman bu en eski katman ayn zamanda
destandr, ki bu katmanda bir zellik Orpheus ile Herak-
les'in Hades'e inilerini anlatan efsanedeki gibi mitosu yad
snmaz ekilde amaktadr, rnein her eit anti-mitolojik d-
cenin en kk hcresini oluturan, cehennem kapsnn
paralanmasna, lmn feshedilmesine ilikin motif gibi. An
ti-mitolojik eyi, Poseidonla olas bir barmadan sz eden
Teiesias'n kehaneti iermektedir. Odysseus'un omuzunda bir
kayk krei tayarak yola dmesi ve "denizin ne olduu
nu bilmeyen, /tuzlu yemee asla el srmeyen"
56
insanlarla
karlaana kadar dolamas gerekmektedir. Karsna bir yol
cu kt ve ona omuzunda bir harman krei tadn sy
ledii zaman, Poseidon'u yattracak kurban kesmek iin uy
gun yere geldiini anlayacaktr. Kehanetin pf noktas kayk
kreinin harman krei diye yanl tehis edilmesidir. Bu
durum onyallara ok komik gelmi olmal. Ancak barma
nn baml klnd bu komik e insanlar deil, fkeli Po-
seidon'u hedef almaktadr.
57
Yanl anlama ask suratl ele-
menter tanry gldrecek, kahkahalar fkesini datacaktr.
Bu durum, Grimin kardelerin masalndaki anneye, kk ya
ramazdan kurtulabilmesi iin komu kadnn verdii te
benzemektedir: "Yaramaz mutfaa gtrsn, ocan stne
oturtarak ate yaksn ve iki yumurta kabuunda su stsn, bu
onu gldrecektir, eer glerse sonu gelmi demektir."
58
Gl
mek bugne kadar zorbaln belirtisi, gz kapal, inat in
san doasnn ba gsterii olsa bile, iinde yine de, glmekle
birlikte kendi gz kapal doasn bu biimiyle farkeden ve
bylece ykc zorbala ynelen kart eyi tar. Glmenin
bu ifte anlam adn ifte anlamna yakndr ve adlar belki de
talam gllerden baka bir ey deildir, rnein bugn,
96
balangtaki ad verme ediminden hl bir eyler tayan tak
ma adlar gibi. Glmek znelliin suuna baldr, ama glme
nceden bildirdii hukukun erteleniinde baml olmaktan
fazlasn da sezdirir. Slaya dn yolunu vaadeder. Sla zle
mi, ilk yks Odysseia'da anlatlan znelliin tarih ncesin
den kap kurtulmasn salayan servenin dourduu eydir.
Sla kavramnn mitos'a ters dmesinde, faistlerin mitos'u s
la diye gsteren yalannda destann en gizli paradoksu karar
latrlmtr. Bu durum kendini, slann nkoulu olan yerle
ik dzeni gebelik dneminden sonra getiren tarihin hatr-
lannda belli eder. Yerleik dzenle ortaya km deimez
mlkiyet dzeni eer insanlarn, sla zleminden ve kaybolup
gitmi balang dnemine duyulan zlemden kaynaklanan
yabanclamasna dayanyorsa, o zaman bu ayn zamanda her
eit zlemin ve sla zleminin yneldii sadece sla kavram
na temel oluturan deimez mlkiyettir, yerleik dzendir.
Her felsefenin sla zlemi olduunu syleyen Novalis'in bu ta
nmlamas, eer bu sla zlemi kaybolmu en yal kiinin ha
yalinden domuyorsa ve mitos'a zorla kabul ettirilmi bir ey
olarak doann kendisini sla diye tasarlyorsa hakllk kazanr.
Sla, kap kurtulmu olmak demektir. Homeros'un destanlar
n hedef alan "yeryznden uzaklaan" eserler sulamas da
buradan ileri gelir; bu ise onlarn doruluunun gvencesidir.
"Onlar insanla ynelirler."
59
Serven yksnde vuku bul
duu gibi mitleri roman haline getirmek hem mitleri, hem de
mitos'u, onu sladan ve uzlamadan ayran uurumu kefede
rek, zaman iine srklemesini tahrif etmez. Uygarln tarih
ncesinden ald tyler rperticidir, uygarlk bu c alr
ken tarih ncesine benzer, tpk Homeros'ta oban Melanthi-
os'un paralann anlatan iren bir belge halinde yer almas
gibi. Bu durumu meydana karan, anlatlan olayn ierii de
il, anlatma srasnda zorbala uyulmasn salayan zbilin-
tir. Mitsel dizelere olan kartl iinde dil, szlerin kendisi,
hatrlayarak karlalan felaketi tespit etme olana Homeos-
u kap kurtuluun yasasdr. Kap kurtulmu kahramann
her defasnda anlatc olarak ortaya kmas bouna deildir.
Sanki hobee, elenmeye yaryormu gibi hl tyler rperti
ci eylerden sz eden yknn duyarszl, bu tyler rperti
ci, dehet verici eylerin, ancak onlar destanda kaderle res
men birbirine kart zaman, meydana kmasna izin verir.
Ne ki, susmak, sesini kesmek, ara vermektir, anlatcnn, uy
garln tamamen bastramad zgrlk nn parlamasn
salayan iyice geride kalm olana dnmesidir. Odysseia'nn
XXII. blmnde Telemachos'un vefasz hizmetilere, kurti-
zanla denlere verdii cezadan sz edilir. Acmasz bir ka
ytszlkla, ondokuzuncu yzyldaki byk yazarlarn impas-
sibilite'si (duygusuzluu -n) gibi, insanlk d bir tarzda as
lanlarn kaderi anlatlr ve talaarak szlerden gerek arta ka
lanlar oluturan bir suskunlukla, ifadesiz bir ekilde tuzaa
dm kularn lmne benzetilir. Bunu, sraya dizilmi
olanlarn lmn "bir ara ayaklar rpnverdi, ama uzun
srmedi bu"
60
diye anlatan dize izler. Anatominin ve hayvan
lar zerinde yaplan deneylerin duygusuzluunu yanstan
61

anlatcnn bu titizlii, yasa ve hukuk adna yarg Odysse
us'un kat dnyaya itilen klelerin rpnn bir roman gi
bi tutanaa geirir. dam konusunda kafa yoran bir yurtta
olarak Homeros, bunun uzun deil bir an srdn ve ge
ip gittiini tespit ederek kendini ve asl okurlar olan dinleyi
cileri avutur.
62
Ne var ki, "uzun srmedi"den sonra yknn
isel ak durur. Anlatcnn davran, uzun srmedi mi?, diye
sorar ve kaytszln yalanc karr. Bu davran, anlatlanlar
keserek idam edilenlerin unutulmasna engel olur ve hizmet
ilerin lmle savat bu bir saniyelik srenin dile gelmeyen
sonsuz acsn ortaya karr. Uzun srmedi'den yank olarak
geriye, daha sonraki retorikilerin sabrl olma hakkn kendi
lerine tanyarak hibir eyin farkna varmadan ihll ettikleri
98
quo usque tandem'den (daha ne kadar -n) baka bir ey kal
maz. Ancak umut, ilenen ktln anlatlnda, bunun
oktan geride kalm olmasna balanr. lkaa, barbarla ve
kltre baml olu konusunda Homeros evvel zaman iin-
de'yi hatrlatan avutucu bir ele sahiptir. Destan ilk defa roman
olarak masala intikal eder.
ARASZ II
JULIETTE YA DA AYDINLANMA VE AHLAK
Kant'a gre Aydnlanma, "insann, kendi kusuru olan er
ginlie ulamamlktan kmasdr. Erginlie ulamamlk in
sann kendi anln bakasnn ynetimi olmadan kullanma
acizliidir."
1
"Bakasnn ynetimine ihtiya duymayan anlk"
akl tarafndan ynetilen anlktr. Bu ise, anln kendi tutarl
nedeniyle tekil bilgileri sistem halinde birletirmesidir: "Akln
...nesnesi sadece anlktr ve onun amaca uygun kullanmdr."
2
Akl, "anlksal eylemlerde belirli kolektif bir btnle ula
ma amacn"
3
gder ve bu da sistemdir. Akln hkmleri,
kavramlarn hiyerarik bir yap kazanmasna ynelik talimat
lardr. Leibniz ve Descartes'ta olduu gibi Kant'ta da rasyonel
lik "hem st dzeydeki trlere ykselirken hem de alt dzey
deki trlere inerken sistematik tutarln "yetkinletirilmesin-
den"
4
ileri gelir. Dnmek, homojen, bilimsel dzenin Ay
dnlanma anlamnda kurulmas ve olgulara dayal bilginin il
kelerden tretilmesidir, hem de bunlar ister keyfi konmu be
litler ister kendiliinden domu fikirler ya da yce soyutla
malar diye yorumlansnlar. Mantk yasalar dzen iindeki en
genel ilikileri yaratr, onlar tamnlar. Btnlk szbirliinde-
dir. eliki nermesi in nuce sistemdir. Bilgi, ilkelerde altala-
maktan(fazlalamak,halsiz brakmak) ileri gelir, sisteme katan yargyla
birdir. Sisteme bal olduu halde bunu baka trl dnmek
sistemsizliktir ya da otoriterliktir. Akl tarafndan tevik edilenler
sadece sistem-
100
li btnlk dncesidir, kesin kavramsal tutadn biimsel
eleridir. nsanlarn sanki rasyonel bir grm gibi kant
gstermek istedikleri her ieriksel ama Aydnlanmann dar
anlamnda kuruntudur, yalandr, "rasyonelletirmedir", hem
de kimi filozoflarn bu sonutan karak insancl duyguya dik
kati evirmek iin byk abalar harcamasna karn. Akl
"zeli genelden tretme... yetisi"dir.
6
Genelle zelin homojen
lii Kant'a gre "saf anln ematizmi" vastasyla salanmak
tadr. Algy anla uygun ekilde yaplandran entelektel me
kanizmann bilinsiz etkisi bu ekilde tanmlanr. Anlk, nes
nenin, znel yargy kendisinde bulduu anlalrlna, daha
Ben'e nfuz etmeden nce, nesnel nitelik olarak biim verir.
Bu tr ematizm olmadan, ksacas algnn entelektellii ol
madan hibir izlenim kavrama, hibir kategori rnee uymaz,
hatta sistem bir yana, her eyin hedef ald dnme birlii
bile mmkn olmaz. Bunu yaratmak bilimin bilinli grevidir.
Eer "tm ampirik yasalar ... saf anlk yasalarnn zel belirle
nimleriyseler"
7
o zaman bilim, ilkelerin olgusal yarglara do
ru ekilde bal kalmasna dikkat etmek zorundadr. "Bilgilen
me yetimizle doann bu uyumu yarg gc tarafndan ... ap
riori varsaylr."
8
Bu uyum rgtl deneyim iin "yol gsteri-
ci"dir.
9
Sistemi doayla uyum iinde tutmak gerekir; sistemden
dolay olgularn ncelenii gibi olgular da sistemi onaylamal
dr. Ne var ki, olgular praksise aittirler; tekil znenin doayla
ilikisini her yerde toplumsal nesne diye tanmlarlar: Deneyim
edinmek daima reel davranmak ve edilgidir. Bir kuram dene
meye yarayan alg geri fizikte genellikle deney aygtnda par
layan elektrik kvlcmna indirgenmitir. Ama kvlcmn mey
dana gelmeyii genelde pratik bir sonuca yol amaz, ya kura
m boa karr ya da olsa olsa deneyden sorumlu asistann
kariyerini engeller. Ancak laboratuvardaki koullar bir istisna
dr. Sistemle gr uyum iinde tutmayan dnme; yaltlan-
m yz ifadelerinden ok daha fazlasn ihlal eder, reel prak-
sisle atmaya girer. Yalnz beklenen olay gereklememekle
kalmaz, stelik beklenmeyen bir durum otaya kar: Kpr
ker, tohum rr, tp hasta yapar. Sistemli dnmedeki
eksiklii, mantn ihlal ediliini en belirgin ekilde gsteren
kvlcm gelge bir alg deil, ani lmdr. Aydnlanmann g
zettii sistem, olgularla en iyi ekilde ba eden, doaya ege
men olu srasnda zneyi en etkili ekilde destekleyen bilgi
biimidir. lkeleri, kendini korumann ilkeleridir. Erginlie
ulamamlk, kendi kendini koruma acizlii olarak ortaya
kar. Birbirini izleyen kleci, i adam, brokrat biimlerine gi
ren yurtta Aydnlanmann mantksal znesidir.
znelerin, tek ve ayn akl tayanlarn reel elikiler iin
de bulunmasndan doan akl kavramndaki zorluklar bat Ay
dnlanmasnda yarglarn szmona seikliinin ardnda gizli
dir. Saf akln eletirisinde ise bu zorluklar transzendental
Berile ampirik Ben ve dier uzlamaz elikiler arasndaki se
ik olmayan ilikilerde ifadesini bulur. Kant'n kavramlar ift
anlamldr. Transzendental bireyst Ben olarak akl, insanla
rn genel zne halinde rgtlenerek ve saf aklla ampirik akl
arasndaki elikiyi btnn bilinli dayanmas iinde orta
dan kaldrarak zgrce bir arada yaama dncesini ierir.
Bu durum gerek genellik dncesini, topyay temsil eder.
Ancak akl ayn zamanda hesap yapan dnme merciini
oluturur, ki bu dnme dnyay kendini koruma amacna
gre dzenler ve nesnenin, duyusal bir malzemeyi boyundu
ruk altna alma malzemesi haline getirmeye yarayan ilevle
rinden bakasn tanmaz. Geneli ve zeli, kavram ve tekil
durumu dtan koordine eden ematizmin gerek doas so
nuta sanayi toplumunun kar olarak gncel bilimde ortaya
kar. Varlk, malzeme gibi ilenme ve ynetim asndan in
celenir. Her ey, hayvan bir yana, bireyler bile yinelenebilen,
telafi edilebilen bir sre haline, sistemin ilemsel modeli iin
102
srf bir rnek haline gelir. Brokratik, eyletiren bilim, kamu
bilinci ve bireysel deneyim arasndaki eliki durum ve koul
lar vastasyla nlenmitir. Duyular, daha alg gereklemeden
nce kavram aygt tarafndan belirlenmitir, yurtta madde
yerine, bu maddeden kendine yaratt dnyay apriori diye
alglar. lk defa Hollywood'un bilinli gerekletirdii eyi
Kant sezgisel olarak ncelemitir: Grntler daha kendi re
timleri srasnda anln standardna gre sansr edilir, ki son
radan bu standarda uygun ekilde izlensinler. Kamusal yargy
onaylayan alg daha meydana kmadan bu yarg tarafndan
hazrlanmtr. Gizli topya akl kavramnda znelerin rastlan
tsal farklar nedeniyle, bilin dna itilmi kendi zde kar
n grd zaman akl, nasl ki amalar erevesinde srf sis
temli bilim olarak ilev gryorsa, zde kar da farklarla
birlikte yerle bir eder. Bu akl toplumsal faaliyet tarafndan
yaplan snflandrma dnda baka belirlenimleri geerli say
maz. Herkes ne hale geldiyse ondan baka bir ey deildir:
Meslek gruplarnn ve ulusal gruplarn ie yarar, baarl, baa
rsz bir yesi. O kendi corafik, psikolojik, sosyolojik tipinin
herhangi bir temsilcisidir. Mantk demokratiktir, burada zen
ginlerin yoksullar karsnda bir stnl yoktur. Zenginler
nller arasnda, dierleri de yoksullara yardm kurumunun,
muhtemel nesneleri arasnda yer alr. Bilimin genel olarak do
aya ve insanlara kar davran sigorta biliminin zel olarak
yaama ve lme kar davran gibidir. len, kimseyi ilgi
lendirmez, sz konusu olan, lm olaylaryla irketin ykm-
llkleri arasndaki ilikidir. Ayrnt deil, byk saylarn ya-
sas formlde yinelenir. Genelle zelin uygunluu, zeli sade
ce genel bir durum olarak ve geneli de zelin, geneli kavra
tan ve kullandran yan diye alglayan tek bir anlkta da artk
gizli kalmaz. Bilimin kendine zg bilinci yoktur, o bir alettir.
Oysa Aydnlanma hakikati bilimsel sistemle zde klan felse
fedir. Bu zdelii temellendirmek iin Kant'n felsefi adan
giritii deney bilimsel hibir anlam tamayan kavramlara yol
amtr, nk bunlar oyunun kuralna gre srf manipule et
meye yarayan direktifler deildir. Bilimin kendi kendini anla
masna ilikin kavram bilim kavramyla eliir. Kant'n eseri,
deneyimi srf tatbikatta bulunmak diye duyular st hale geti
rir, bu yzden bugn Aydnlanma tarafndan kendi ilkelerine
gre dogmatik diye yadsnr. Hakikat biimini alm bilimsel
sistemin Kant tarafndan sonu olarak gerekletirilen onayla
nyla birlikte dnce kendi hkmszln belli eder,
nk bilim teknik altrmadr, kendi hedefi zerinde dn
mekten, sistemin basks altnda dier alma trleri kadar
uzaktr.
Aydnlanmann ahlak retileri, kardan mahrum kalnd
zaman topluma katlanmak iin, gten den dinin yerine
entelektel bir temel bulmak zere harcanan umutsuz abala
ra kant oluturur, Gerek birer yurtta olarak filozoflar kendi
kuramlarna gre reddedilmi olan glerle pratikte anlarlar.
Kuramlar tutarl ve katdr, ahlak retileri ise katym gibi
grndkleri yerlerde bile propagandac ve duygusaldr ya da
Kant'n, ahlaksal gleri birer olgu diye grmeye kar itirazla
r gibi, tretilmezliin, yani ahlakn bilinten zorla silinmesi
dir. Kant'n, tm bat felsefesinden ok daha dikkatli de olsa,
karlkl sayg devini bir akl yasasndan tretmeye kalk
mas eletiride hi destek grmez. Burjuva dnmesi'nin her
zamanki abalarndan biri de, onsuz uygarln var olamaya
ca saygy maddi kar ve zorbalk vastasyla deil de baka
trl, ncekilerden yce ve paradoks, hepsi gibi geici ekil
de temellendirmesidir. Kant'n sayg motifi nedeniyle yasann
srf biiminden dolay kazan frsatn elinden karan yurtta
aydnlanm deildir, boinanlara kaplmtr, budalann biri
dir. Kt davrann ans sahibi olduu yerde bile ahlaksal
davrann rasyonel olduunu syleyen Kant'n bu iyimserlii
nin kayna, barbarla gerileyi karsnda duyulan dehetten
104
baka bir ey deildir. Kant Haller'in
10
szlerine ek olarak
yle yazar: Bu yce ahlaksal glerden biri, karlkl sevgi
ve sayg azalacak olursa, "o zaman (ahlakszln) hilii (ah
laksal) zlerin alm derin uurumuyla birlikte tm lkeyi
bir yudum su gibi iecektir." Ancak Kant'a gre bilimsel akl
karsnda ahlaksal gler, eer sz geen gizli olaslk yeri
ne iktidarla uzlamaya ynelirlerse hemen dnecekleri ah
lak d gler kadar tarafsz birer itki ve davran tarzdr. Ay
dnlanma fark kuramdan uzaklatrr. Tutkular "ac si quaestio
de Lineis, planis aut de corporibus esset"
11
diye ele alr. Tota
liter dzen bunu gerekletirmitir. Ondokuzuncu yzyl i
adamn Kant'n sayg ve karlkl sevgisinde tutmu kendi s
nfnn denetiminden kurtulan, ahlak duygusunu kat bir di
siplinle halkndan esirgeyen faizm artk disiplini savunmaya
ihtiya duymaz. Kategorik buyrua kar ve saf aklla o dere
ce derin bir uyum iinde insanlar davran tarzlarnn eyleri,
merkezleri olarak grr. Avrupa'da gerekten kapya daya
nan ak zorbala kar egemenler burjuva dnyasn, ekono
mik temerkz henz yeterli bir ilerleme kaydetmedii iin en
gellemek istemilerdi. nce srf yoksullarla vahiler serbest
braklan kapitalist elerle kar karya braklmt. Ama to
taliter dzen hesaplayan dnmeyi tamamen kendi haklar
dorultusunda kullanmakta ve bilimi de ayn ekilde grmek
tedir. Bu dzenin yasas kendi kanl icraat yeteneidir. Felse
fenin eli, Kant'n eletirisinden Nietzsche'nin Ahlakn Soykt-
'ne kadar, bunu duvara yazmtr; sadece bir kii bunu ay
rntlara kadar uygulamtr. Marquis de Sade'n eseri "bakas
nn ynetimine ihtiya duymayan anl", yani vesayetten kur
tulmu burjuva zneyi gzler nne sermektedir.
Kendini koruma bilimin temel, belirleyici ilkesidir, Kant'ta
olduu gibi, idealist ynden tretilse bile kategoriler izelgesi
nin ruhudur. Ben'in kendisi, tamalgnn bireimsel btnl,
Kant'n mant asmak gereken en yksek nokta
12
dedii
merci aslnda maddi varoluun hem rn hem de kouludur.
lerini kendileri halleden bireyler Ben'i, yanstan ngrnn
ve geneli gzden karmayn mercii olarak gelitirirler, bu
Ben yaygnlar ve ekonomik bamszlk ve de retici mlki
yet ihtimalleriyle birlikte kuaklar boyunca gitgide klr.
Sonuta mlkszletirilmi yurttatan, boyunduruk altna al
nan kitle toplumundaki retim yntemlerinin simgesi haline
gelmi bir bilimden bakasn tanmayan totaliter trst sahiple
rine geer. Sade, onlarn istedikleri anlamda planlananlar iin
daha o gnlerde bir ant dikmitir. ktidar sahiplerinin yolun
dan amayan rgtler vastasyla halklara kurduklar komplo,
Machiavelli ile Hobbes'tan bu yana aydnlatlm akla burjuva
cumhuriyeti kadar yakndr. Otoritenin, ancak kendini itaate,
yani bir olgu olmayan kabagce zorlayacak gc bulunmad
zaman, akl bu otoriteye dman olur. Kimin akla bavur
duu hesaba katlmad srece otoritenin, dolaymlama ile
olduu gibi kabagle de artk ilgisi yoktur, bireyin ve grupla
rn durumuna gre bar ya da sava, hogry ya da bas
ky verili-olan diye gsterir. eriksel hedefleri, doann akl
zerindeki iktidar olarak, kendi yasa koyuculuunun ihlal
edilii olarak meydana kard iin, kendisi gibi, biimsel
ynden her doal karn hizmetine girer. Dnme tamamen
bir organ haline gelir, o tekrar doa haline sokulmutur. An
cak insanlar egemenler iin, doann tamam da toplum iin
malzeme durumuna girer. Yurttalarn birbirlerini rahat brak
madklar ksa bir liberalizm dneminden sonra egemenlik fa
izm biiminde rasyonelletirilmi arkayik dehet olarak mey
dana kar. Napoli Kral Ferdinand'n balosunda Prens Franca-
villa yle der: "Demek ki dinsel evhamlarn yerine ar ter
r geirmek gerekiyor, ki bylece halk gelecekteki cehennem
korkusundan kurtarlm ve ayn zamanda, bu korku yok edil
dikten sonra, kendini her eye vakfetmi olsun; ama bu hayali
korkunun yerine, yalnz halk iin geerli ok kat ceza yasala
106
r konmaldr, nk devlette huzursuzluk yaratan yalnz on-
lardr; Honut olmayanlarn doduu yer sadece en alttaki s
nflardr. zerlerinde hissetmedikleri bir dizgin tasarm zen
ginleri ilgilendirir mi? Hele bu bo grnle, boyunduruklar
altnda yaayanlarn posasn karma hakkn elde ederlerse!
Zenginler snfnda despotluk glgesinin kendi zerine d
mesine izin vermeyecek kimse bulamazsnz, ama bu glge
gereklikte dierlerinin zerine dt srece."
13
Akl hesap
yapmann, planlamann organdr, hedeflere kar tarafszdr,
esi koordinasyondur. Kant'n transzendental olarak temel
lendirdii eyi, yani idrak ile plan arasndaki, soluklanma mo
lalarnda batan aa rasyonelletirilmi burjuva varoluunu
her ayrntda kanmas mmkn olmayan amaca uygunluk
niteliiyle belirleyen ilikiyi Sade spor'dan yzyl nce ampi
rik olarak gerekletirmitir. yelerinden hibiri rolnden
kuku duymasn diye toplu gsterileri zenle dzenlenmi
olan ve her biri iin bir yedein hazr bulunduu modern
sporcu gruplar, Juliette'in, her an'dan yararlanld, hibir
gzenein ihmal edilmedii, hibir ilevin pasif kalmad cin
sel team'lerinde tpatp kendi modellerini bulurlar. Sporda ve
kitle kltrnn her dalnda, iin zne tam vakf olmayan,
kendisini keyfi konmu kurallarla kyaslayan izleyicinin kom
binasyonlarn farkn, deien durumlarn anlamn kefetmek
ten aciz kald gayret dolu, etkili bir faaliyet hkm srer.
Kant sistemin kendi mimari yaps, Sade'a zg cinsel ta
knlklarn sporcu piramitleri ve alayc yanss Sodom'un 120
Gn'ndeki zevk dkn toplumun kat kurallar olan ilk
burjuva Localarnn ilkeler sistemi gibi, toplam yaamn ierik-
sel amatan yoksun dzenini mjdeler. Bu tr gsterilerde
hazdan ok faal iletme, rgtleme sz konusu olmaktadr,
tpk mitolojiden kurtarlm dier alarda, imparatorlar d
nemi Roma'snda, Rnesans'ta ve faaliyet emasnn faaliyetin
ieriinden daha ar bast Barok'ta olduu gibi. Yenia'da
Aydnlanma uyum ve yetkinlik dncelerini, onlarn dinsel
te dnyada cisimlendirilmesinden ayrm ve sistem biimi
altnda insani abalara ltler olarak teslim etmitir. Fransz
Devrimi'ne umut veren topya etkili ve ayn zamanda aciz bir
ekilde Alman mzik ve felsefesine girdikten sonra yerleik
burjuva dzeni akl tamamen ilevsel duruma getirmitir. Akl
amasz bir amaca uygunluk haline gelmitir ve ite bu yz
den kendisinden her ama dorultusunda yararlanmak mm
kn olmaktadr. O aslnda plann kendisidir. Totaliter devlet
uluslar kullanr. Sade'da yle devam eder: "te sorun bu, di
ye cevap verdi prens, hkmetin kendisi nfusu denetlemeli
dir, korktuu zaman imha etmek, gerekli grd zaman da
oaltmak iin her ara elinde bulunmaldr ve sizin karlar
nzdan ya da tutkularnzdan baka adaletinizi dengeye geti
recek bir ey asla mevcut olmamaldr, ve bunlar, dedii
miz gibi, kendi yetkilerini artrmak iin sizden gerektii ka
dar yetki alm olanlarn tutku ve karlarna bal kalmal
dr."
14
Prens, ratio'nun girdii en korkun biim olan em
peryalizme izleyecei yolu gstermektedir. "... Boyunduruk
altna almak istediiniz halkn elinden tanrsn aln ve ahlak
n bozun; sizden baka bir tanrya tapmadklar, sizinkinden
baka treleri olmad srece hep onlarn efendisi olarak ka
lacaksnz... bunun iin brakn en caniyane yeteneklerini ge
litirsinler; asla ceza vermeyin, ta ki oklarn size evirene ka
dar."
15
Akl ieriksel bir ama gtmedii iin duygulanmlar (af-
fekte) ondan ayn uzaklktadr. Onlar sadece doaldrlar. Akl
tm akld olanlara yalnzca kar kartan ilke Aydnlanma
ile mitoloji arasndaki gerek kartl temellendirmektedir.
Mitoloji akl sadece doann derinliklerinde gizlenmi akl ola
rak, doal g olarak tanr. Ona gre insann i dnyasndaki
devinimler, tpk d gler gibi, tanr ya da cin kkenli canl
glerdir. Aydnlanma ise balam, anlam, yaam znellie
geri gtrr, oysa znellik ilk defa bu geri gtrte oluur.
Akl znelliin kimyasal etkenidir, bu etken eylerin kendi t
zn sourur ve akln yalnkat zerkliini ortadan kaldrr.
Doadan duyulan boinansal korkudan kamak iin akl
nesnel etki birimlerinin ve figrlerin hepsini kaosa zg bir
malzemenin maskeleri olarak kk drm ve zne d
nce gerei tamamen tek mutlak, anlamsz bir otorite haline
gelene kadar bunun insani aamalar zerindeki etkisini kle
lik diye lanetlemitir. Tm doa gleri, znenin soyut iktida-
r iin aralarnda fark bulunmayan, yalnkat birer diren duru
muna girmitir. Bat Aydnlanmasnn, Kalvenizm olarak da,
ortadan kaldrmaya alt zgn mitoloji, dzene ilikin bir
Katolik retisi ve bu reti altnda yaylmaya devam eden
pagan halk inancyd. nsanlar bu mitolojiden kurtarmak bur
juva felsefesinin amacyd. Ama bu kurtar insancl sahiple
rince dnlenden ok daha ileri gitti. Zincirinden kurtulan
pazar ekonomisi ayn zamanda akln gncel biimi ve akl
mahveden g oldu. Romantik gericiler sadece yurttalarn
bana gelenleri ifade ediyordu: Yani zgrln, onlarn
dnyasnda rgtl anariye yol atn. Katolik kar-devri-
min eletirisi Aydnlanma karsnda hakl kmaktadr, tpk
Aydnlanmann Katoliklik karsnda hakl kmas gibi. Aydn
lanma liberalizme balanmt. Eer duygulanmlarn her biri
bir deer tayorsa, o zaman sistemin biimine zaten hkme
den kendini koruma en olas davran kuraln da tekil eder
grnmektedir. Bu kurala serbest ekonomide gz yumulacak
t. Machiavelli, Hobbes, Mandeville gibi ilk burjuva dnemi
nin bencillii tavsiye eden, mulak yazarlar bylece toplumu
ykc ilke olarak grm, aydn yazarlarca, klasiklerce resmi
reti dzeyine karlmadan nce uyuma ihanet etmilerdir.
Bu yazarlar burjuva dzeninin btnln, sonuta her ikisi
ni, yani geneli ve zeli, toplumu ve Ben'i birbirine kartran
bir dehet ve ylgnlk olarak vmlerdir. zel gruplarca
ekonomi aygt zerinde kumlan egemenliin insanlar bld
ekonomik sistemin gelimesiyle birlikte akl tarafndan z
de saylan kendini koruma, bireyin cisimlendirilmi itkisi,
kendini yok editen artk ayrlmayan ykc doal g olarak
ortaya kmtr. Bu ikisi seik olmayan bir ekilde i ie ge
mitir. Saf akl akldlk, hatasz ve ieriksiz yntem haline
gelmitir. Ancak doa ile Ben arasndaki uzlamay haber ve
ren topya devrimci nclerle birlikte gizlendii yerden ka
rak Alman felsefesinde, hem akld hem rasyonel ekilde,
zgr insanlardan meydana gelen birlik dncesi olarak be
lirmi ve ratio'nun fkesini zerine ekmitir. Toplumun bu
gnk durumunda, en rasyonel are diye insanln propa
gandasn yapmaya ynelik acnas ahlak abalara karn,
kendini koruma mitos olarak horlanan topyadan uzak kal
maktadr. Kendini kurnazca koruma st katmanlarda faist ik
tidar ele geirme mcadelesidir, bireylerde ise ne pahasna
olursa olsun hakszla uyum salamaktr. Aydnlanm akl
bir l, kendi iinde ve dier itkilere kar, tpk evrenin
gkkreler halinde dzenlenii gibi, kademe tekil edecek bir
itki bulmakta zorluk ekmektedir. Aydnlanm akl doadaki
hiyerariyi hakl olarak Ortaa toplumunun bir yanss diye
meydana karmtr. Yeni nesnel bir deer aamalar dzeni
ni kantlamak iin sonradan giriilen abalarn ise yalan ol
duklar gn gibi oltadadr. Kendini bu tr anlamsz yineleme
lerde aa vuran akldlk sanayisel ratio'ya direnmekten
ok uzaktr. Leibniz ve Hegelle birlikte nde gelen felsefelerin
artk birer dnce olmayan bu tr znel ve nesnel ifadeler
de, duygularda, kurumlarda, sanat eserlerinde hakikat talebini
kefetmelerine karlk, akldlk dierlerinde olduu gibi Ay
dnlanmann modern pozitivizme yakn olan son kalntsnda
duyguyu, dini ve sanat, zellikle idrak denen eyi yaltlamak-
tadr. Bu geri duyarsz akl dolaysz yaam yararna kstla
makta, ama yaam dnceye dman bir ilke haline getir-
110
mektedir. Bu tr bir dmanlk grn altnda duygu ve
tm insani ifadeler, hatta kltr bile dnceye kar sorumlu
olmaktan karlmakta, ama bylelikle, oktan akld hale
gelmi ekonomik sistemin her eyi kapsayan ratio'sunun taraf
szlatrlm esine dnmektedir. Bu ratio balangtan be
ri srf kendi ekiciliine gvenememi, onu duygu klt vas
tasyla tamamlamtr. Bu klt iin arda bulunduu yerler
de, kendi aracsna, yani hep gvenilmez kalm olan kendine
yabanclam akln dnmesine kart bir yn almaktadr.
Duygulu aklarn sinemadaki taknl lakayt kurama indiri
len darbe olarak ilev grmekte, bu darbe hakszla saldran
dnceler karsnda ne srlen duygusal argmanlarda de
vam etmektedir. Duygular bu ekilde ideoloji dzeyine kar
ken, gereklikte baml olduklar horgr ortadan kaldrama
maktadr. Yldzlarn yer ald ykseklikle karlatrldnda
onun ideoloji tarafndan tand ykseklikte her zaman ok
baya grnmesi srgn edilmesine hl yardmc olmakta
dr. Duygular hakknda varlan yargy akln biimselletirilii
oktan ieriyordu. Doal itki olarak kendini koruma, dier
devinimler gibi, hl vicdan azab ekmektedir, sadece al
kanlk ve kendisine hizmet etmesi gereken kurumlar, yani ba
mszlam dolaymlama, aygt, rgt, sistemlilik hem ku
ramda hem pratikte rasyonellikmi gibi itibar grmektedir; he
yecanlar buraya eklenerek uydurulmutur.
Yenia Aydnlanmas balangtan bu yana radikalliin
etkisi altndayd: Bu onu nceki mitolojiden kurtarma aama
larndan ayrmaktadr. Toplumsal varln yeni bir tarzyla bir
likte tarihte yeni bir din ve zihniyet yayld zaman eski snf
lar, kabileler ve halklarla birlikte genel olarak eski tanrlar da
bir yana atlmtr. zellikle bir halkn, rnein Yahudilerin,
kendi yazgsndan dolay toplumsal yaamn yeni bir biimine
getii yerlerde eski alkanlklar, tapnmaya ilikin kutsal ey
lemler ve eyalar iren birer su eylemi ve gulyabani duru-
muna sokulmutur. Bugn alaya alman ve hi sevilmeyen
korku, ar duyarlk gibi zellikler insanln geliim srecin
de cebr ilerlemelerin belirtileri olarak deifre edilebilirler.
Dkdan ve insan etinden irenmekten balayp fanatizmi,
tembellii, maddi ve manevi yoksulluu horgrmeye kadar
davran tarzlarndan oluan bir izgi uzanmaktadr, bu davra
n tarzlar uygun ve zorunluyken irenilen irkinliklere d
ntrlmtr. Bu izgi hem ykmn hem de uygarln iz
gisidir. Her adm bir ilerlemeydi, Aydnlanmann aamalarn
dan biriydi. Ancak n-canlclktan byye, anaerkil kltrden
ataerkil kltre, kleciliin oktanrclndan Katolik hiyerar
iye olan tm nceki deiimler srasnda yeni, ama eskilerin
yerine aydnlanm mitolojiler, yce ana'nn yerine ordularn
tanrs, totemin yerine kuzunun ululan geirilmi olsa bile,
kendisini sorunda temellendirilmi, nesnel sayan her eit fe
dakarlk aydnlanm akln karsnda zlp dalmtr.
Bylelikle, burjuva dzeninin varoluu iin zorunlu olanlar d
nda tm sahte balar tabulatran yargnn esiri olmutur.
Burjuvaziyi iktidara getiren aygt, yani glerin serbest brak-
l, genel zgrlk, zerklik, ksacas Aydnlanma, egemenlik
sistemi olarak baskda bulunmaya zorlanr zorlanmaz burjuva
ziye cephe almtr. Aydnlanma kendi ilkesi gerei, burjuva
dnyasnn varolu nedeni olan inancn asgarisi karsnda bi
le tereddte dmemekte, egemenlie eski ideolojiler gibi g
ven verici hizmetlerde bulunmamaktadr. Aydnlanmann akl
kavram konusunda szgeen topya ile gizlice haberleme
ye olan anti-otoriter eilimi kendisini sonuta yerleik burju
vaziye, tpk ksa sre sonra ittifak kurduu aristokrasi gibi,
dman hale getirmektedir. Anti-otoriter ilke sonuta kendi
kartna dnmek, akla kar bir merci durumuna gelmek
zorundadr: Kendinden dolay mecburi olan her eyin ortadan
kaldrlmas egemenlie, her defasnda kendine uygun den
balar hkmran bir ekilde belirleme ve manipule etme izni
112
vermektedir. Egemenlike hi dikkate alnmayan yurttalk er
deminden ve insan sevgisinden sonra felsefe de otorite ile hi
yerariyi, Aydnlanma nedeniyle oktan birer yalan haline gel
mi olmalarna karn, erdem diye iln etmitir. Ne ki bu tr
kendi sapklklarna kar Aydnlanmann elinde hibir arg
man yoktur, nk kendisi iin pratik bir yaran yoksa katk
sz hakikat deformasyon karsnda, rasyonelletirme de ratio
karsnda hibir imtiyazdan yararlanmaz. Akln biimselleti-
rilmesiyle birlikte kuram, eer tarafsz yntem iin bir simge
den daha fazlasn almak istedii srece, anlalmaz bir kav
ram haline gelmekte ve dnme de sadece anlamdan feragat
edildikten sonra anlaml saylmaktadr. Baskc duruma gelmi
dzeni temelsiz brakmaya alan, egemen retim tarzna
bal Aydnlanma kendi kendini ortadan kaldrmaktadr.
Kant'a ynelik ilk saldrlarda, geerli Aydnlanma giriimleri
olan, her eyi ezip paralayan saldrlarda bu durum zaten ifa
de edilmiti. Kant'n ahlak felsefesinin, akln olanaklarn kur
tarmak iin kendi aydnlatc eletirilerini snrlamas gibi, yan
stmaz ekilde aydnlanm dnme de tam tersine kendini
korumadan dolay, mevcut dzene yeterli yer elde etmek iin
kendini kukuculukta ortadan kaldrmaya almtr.
Sade'n eseri ise, tpk- Nietzsche'ninki gibi, pratik akla y
nelik kat bir eletiri oluturmakta, her eyi ezip paralayan
saldrlarn eletirisi bu eletiri karsnda zgn dnme'nin
tekzibi gibi grnmektedir. Bu kat eletiri bilimci ilkeyi yoke-
dici ilke dzeyine karmaktadr. Kukusuz Kant Ben'deki ah
lak yasasn, Kant'n verdii gvencelere duyulan sayg srf
psikolojik bir doal olgu halinde kald srece, her eit ya-
derk (heteronom)* inanlardan temizlemiti, tpk yukardaki
yldzl gkyznn fiziksel bir olgu halinde kalmas gibi. O
bunu "akln olgularndan biri"
16
diye tanmlar, Leibniz "un
instict gnral de socit"
17
der. Ancak olgular, mevcut olma-
* Yabanc yasaya boyun ediren (n).
dklar yerlerde geerli saylmazlar. Sade onlarn mevcudiyeti
ni yadsmaz. ki kzkardeten iyi yreklisi Justine ahlak yasas
kurbanlarndan biridir. Ne ki Juliette, burjuvazinin kanmak
istedii sonular karr: Katoliklii ve onunla birlikte tm uy
garl en yeni mitoloji olarak kt ruhlarla doldurur. Takdis
trenine ynelik enerjiler tersine dnerek kutsalla saygsz
lk halinde devam ederler. Ama bu tersine dn adeta toplu
ma aktarlr. Juliette btn bu olup bitenler srasnda, Katolik-
lerin nka'lara davrand gibi fanatik bir ekilde davranmaz,
arkayik dnemden bu yana Katoliklerin de hl mizacnda
yatan kutsalla saygszln icrasn sadece aydnlanm, faal
bir ekilde salar. Uygarlka tabulatrlan tarih ncesine z
g davran tarzlar vahet grnm altnda ykc davran
tarzlarna dnm, gizli bir biimde varlklarn srdrm
tr. Juliette bunlar artk doal deil, tabulatrlm olarak faa
liyete geirir. Bu davran tarzlarn temellendirilmemi olan
deer yargsyla telafi eder, nk btn deer yarglar kar
tlarndan dolay temellendirilmemitir. O bylesine ilkel tep
kileri yineledii zaman bunlar artk ilkel deil, vahicesinedir.
"Liaisons Dangereuses'
18
deki Merteuilden* pek farkl olma
yan Juliette, psikolojik ynden ifade edilirse, yceltilmemi ve
de gemie dndrlm Libido'yu deil, gerileme karsnda
duyulan entelektel hazz, amor intellectualis diaboli'yi, uy
garl kendi silahyla alt etme zevkini temsil eder. Juliette sis
temi ve sonucu sever. Rasyonel dnme organn mkemmel
ekilde kullanr. Kendine hakim olma konusuna gelince, ver
dii talimatlar zaman zaman Kant'nkine benzer, tpk zgl
uygulamann ilkeye benzemesi gibi. Kant yle der:
19
"De
mek ki erdem, manevi zgrl temel ald srece, insanlar
iinde olumlu bir emir ierir, yani insanlarn tm yetilerini ve
eilimlerini kendi (akln) hkmne sokmas, bununla beraber
kendine hakim olmas, yani duygu ve eilimlerinin esiri olma-
* Choderlos de Laclos.'nun "Tehlikeli likiler" adl eserinin kadn kahraman, n.
114
ma yasana uymas emrini, nk akl, insanlar zerinde
efendilik taslayan hkmetin dizginlerini eline almazsa (de
ve duyumsamazlk) eklenir," Juliette sulunun kendine nasl
hakim olmas gerektii konusunda ders verir. "Plannz birka
gn nceden iyice dnn, sonularn tartp biin, size ya
rarl olabilecek... olaslkla sizi ele verebilecek eyleri dikkatle
gzden geirin, btn bunlar, meydana karlmaktan emin
olduunuz zamanki gibi ayn soukkanllkla tartya vurun."
20

Katilin yz, onun byk bir skunet iinde olduunu belli
etmelidir. "... yz hatlarnzdan skunet ve ilgisizlik okunmal
dr, byk bir soukkanllkla bu duruma gelmeye alnz...
vicdan azab ekmediinizden emin deilseniz, ki bu duruma
ancak sua almakla gelirsiniz, dediim gibi, kendinizden
emin deilseniz, yz hatlarnza hakim olmak iin bouna u
rar durursunuz..."
21
Biimselci akl karsnda vicdan azabn
dan zgr olmak sevgi ya da nefretten zgr olmak kadar
ze ilikindir. Pimanlk, burjuvazinin popler ideolojiye kar
lk eskiden beri hie sayd gemii bir varlk olarak koyar;
pimanlk gerilemedir, onun burjuva pratii karsnda kendi
ni hakl gstermesinin biricik yolu bu gerilemeden korunmak
tr. Spinoza Stoaclar yineler: "Poenitentia virtus non est, sive
ex ratione nort oritur, sed is, quem facti poenitet, bis miser
seu impotens est."
22
Prens Francavilla'nn dnd anlam
da ardndan hemen ekler: "Terret vulgus, nisi metuat"
23
ve
bununla, iyi bir Machiavellist olarak, akla aykr dmesine
karn alakgnlllkle pimanln, korkuyla umudun epey
yararl olduklarn kasteder. "Erdem iin duyumsamazlk (g
diye ele alndnda) zorunlu ekilde art koulur", diyen
Kant,
24
Sade'a benzer ekilde, bu "ahlaksal duyumsamazl"
duyusal uyarmlara kar ilgisizlik anlamna gelen hissizlikten
ayrr. Coku ktdr. Skunet ve karar azmi erdemin gcn
oluturur. "Saln ahlaksal yaamdaki durumu budur; oysa
srf iyiyi dnmekle uyarlsa bile duygulanm (affekt) geride
soluk bir izden baka bir ey brakmayan, bir an iin parlayan
bir grntr."
25
Juliette'in arkada Clairwil ktlk konu
sunda tamamen ayn eyleri tespit eder.
26
"Yreim ta gibi,
beni sevindiren mutlu duyumsamazln hassasiyetini yele
mekten ok uzam. Ah Juliette... sen belki de tehlikeli hassa
siyet konusunda yanlyorsun, oysa birok ahmak onunla
vnyor." Duyumsamazlk, hem burjuva hem de Antika
tarihinin, ar gl tarihsel ynseme karsnda kendi acizli
inin pauci beati'sinin farkna varld dnm noktalarnda
meydana kar. Bireysel kendiliindenliin zel yaama geri-
leyiini niteler, bu zel yaam ilk defa bu nedenle asl burjuva
varolu biimi olarak kurulur. Stoa, ki bu burjuva felsefesidir,
bakalarnn ektii aclar karsnda ayrcalkllarn kendilerini
tehdit eden tehlikeye gs germelerini kolaylatrr. Bu felse
fe genele sarlr, ve zel varoluu genele kar savunma ola
rak ilke dzeyine karr. Burjuvann zel yaam st snfn
alalm kltrel varldr.
Juliette'e gre bilim inancn ikrardr. Bilime ynelik ve
rasyonellii kantlanmaz olan her eit sayg gsterisi iren
tir: Tanrya ve oluna inanmak, on emre boyun emek, iyiyi
ktye yelemek, gnahlardan arnmak. Juliette'i kendine e
ken, uygarlk efsanelerince dlanm tepkilerdir. Semantik'i
ve mantksal sentaks' tpk modern pozitivizm gibi kullanr,
ama zellikle dnmeye ve felsefeye kar dilsel eletirisini
yeni ynetimin bu memuru (pozitivizm -n) gibi deil, dine
kar savaan Aydnlanmann kz olarak yneltir. "l bir tan
r!", der sa iin,
27
"Katoliklerin szlndeki bu tutarsz sz
zinciri kadar gln bir ey yoktur: Tanr ebedi demek, lm
se ebedi deil. Budala Hristiyanlar, l tanrlaryla ne yap
mak istiyorlar ki?" Kanta gerek kalmadan benimsenenlerin i
renme nesnesine dnmesi gibi, bilimsel hibir kanta da
yanmadan lanetlenenlerin elde etmeye deer bir ey haline
gelmesi, yani deerlerin deitirilmesi, Nietzsche'nin kendini
6
ele veren "haydi bakalm!", biyolojik idealizmi olmadan "ya
saa kar gelme cesareti"
28
Juliette'in zgl tutkusudur. Ya
kn dostu Prenses Borghese, tamamen Nietzsche'nin dn
d anlamda, yle seslenir: "Bir su ilemek iin bahaneye
gerek var m?"
29
Nietzsche retisinin zn aklar.
30
"Zayf
lar ve karakteri bozuk olanlar telef olup gitmelidir: nsan sev
gimize ilikin ilk nerme. Herhangi bir ktlkten daha zarar
l olan nedir karakteri bozuk olanlara ve zayflara acmak
yani Hristiyanlk..."
31
. Bu Hristiyanlk "garip bir ekilde des
potlar alt etmek ve onlar kardelik ilkelerine indirgemek iin
can atyor... zayf rol yapyor; zayf savunuyor, onun gibi
konumak zorunda kalyor... Bu ban, aslnda zayfn elinden
rastlant sonucu rahibin yetkisine getii zaman, nerildii
ekliyle yrrle girmi olduuna inanabiliriz."
32
Bunu, Juli
ette'in akl hocas Noirceuil Ahlakn Soykt'ne katk olarak
belirtir. Nietzsche iktidar sahiplerini ve onlarn "da, yabanc
nn balad yere dnk" yani kendilerine ait olmayan her
eye dnk acmaszlklarn sinsice ver. "Onlar orada her
eit toplumsal baskdan uzak, zgr olmann tadn karrlar,
uzun sre toplumu kuatp epeevre sararak ona huzur ve
ren gerginliin at zarar vahi doaya detirler, belki bir
dizi iren cinayet, yakp kl etme, rza geme, ikenceden,
sanki bir renci akas yaplm gibi neeyle ve ruhsal bir
dengeyle uzaklaarak, ozanlara uzun bir sre dizeler yazdra
cak ve vecek malzeme saladklarndan emin bir ekilde se
vin lklar atan canavarlar olarak yrtc hayvan vicdannn
masumluuna geri dnerler... Sekin rklarn azgn, sama,
beklenmedik ekilde beliren bu <pervaszl>, hatta giriimle
rinin gn gnne uymazl, olanakszl... Gvenlie, cana,
yaama, huzura kar vurdumduymazlklar ve bunlar hor
grmeleri, tyler rpertici neeleri, her ykmdan, zaferin ve
acmaszln verdii her ehvet duygusundan aldklar derin
haz,"
33
Nietzsche'nin aklad bu pervaszlk Juliette'i de he
yecana getirir. Onun verdii mesaj da "tehlikeli yaamak"tr:
"... oser tout dornavant sans peur."
34
Yaamda zayflar ve
gller vardr, snflar, rklar ve kimi hkmeden kimi de bo
yun een uluslar vardr. Bay Verneuil yle der:
35
"Grnen
lerin aksine insanlarn hak ve gereklie gre eit doduklar
n onaylayacak kadar budala bir lml, rica ederim, nerede
dir! Byle bir paradoksu ortaya atma hakk Rousseau gibi bir
insan dmanna tannmtr, nk o, kendisi gibi ok zayf
bir ekilde, dierlerinin dzeyine karamad bu hakk aa
ya, kendine ekmek istiyordu. Sorarm size, drt ayak iki
parmak boyunda bir Pigme, doann bir Herkl'e bahettii
g, boy bos rneiyle kendini mukayese etme kstahlnda
bulunabilir miydi? Byle bir durum, sinekle filin eit olduu
anlamna gelmez miydi? G, gzellik, boy bos, dil uzluu:
Btn bunlar balangta, otorite egemenlere geerken toplu
mu belirleyen erdemlerdi." Nietzsche devam eder:
36
"Gten
kendisini g diye gstermemesini, alt etmek, boyun edir
mek, hkmran olmak istememesini, dmana, direnie ve
zafere susam olmamasn talep etmek, gszlkten kendisi
ni g diye gstermesini talep etmek kadar samadr." Verne-
uil unlar syler:
37
"ster gcnn stnl, organlarnn
nazikliiyle, ister snfna layk eitiminden ya da zenginliin
den dolay, su ilemek iin doadan en stn yetenekleri el
de etmi bir kimse, byle bir birey, her eyi erdem ya da lm
llk uruna bastran biri gibi ayn yasaya gre nasl yarglana
caktr, syler misiniz bana? Bu ikisine ayn cezay veren yasa
adil olur muydu? Her eyin ktlk yapmaya davet ettii bir
kimseyi, her ey tarafndan dikkatli davranmaya itilen biri gibi
grmek doal mdr?"
Doann nesnel dzeni kendisini nyarg ve mit olarak or
tadan kaldrdktan sonra doa geriye malzeme yn olarak
kalr. Nietzsche'nin, "yalnz idrak etmekle kalmayp, kendimizi
de idrak ettiren"
38
bir yasadan haberi yoktur. Kendini koruma
118
normuna gre gelimi olan anlk yaama ilikin bir yasay bir
dereceye kadar alglad zaman bu, gllerin yasasdr. Bu
yasa, akln biimselcilii yznden insanla zorunlu bir r
nek tekil etmezse, o zaman yalanc ideolojiye karlk gerek
oluunun imtiyazlarndan yararlanr. Sulu olanlar zayflardr,
ki bu Nietzsche'nin retisidir, onlar doal yasay kurnazlkla
ryla aldatrlar. "nsanlar iin en byk tehlike ktler, <yrtc
hayvanlar> deil, patolojiklerdir. nsann yaamn mahveden
ler, yaama, insanlara, kendimize gvenimizi ciddi ekilde
kukuya ve tehlikeye drenler batan itibaren talihi ters gi
denlerdir, boyun edirilenler, direnleri krlanlardr, yani za
yflardr."
39
En az Sade kadar Nietzsche'nin de tiksindii, nef
ret ettii Hristiyanl dnyann bana saldranlar onlardr. "...............
Zayflarn gller zerindeki basks doada gerek ekilde
mevcut deildir; bu bask fiziksel alanda deil, manevi alan
da vardr; zayf bu tr basklar uygulamak iin elinde bulun
mayan glere ihtiya duyar; doaya belirli bir tarzda bask
yapmak iin kendisine bahedilmemi bir karaktere brnme
si gerekir. Ne ki, bu bilge anann (doann -n) yasalarnda
gerek olan ey zayfn gl tarafndan ezilmesidir, nk
gl bu yola bavurmak iin sadece sahip olduu yetenekle
rini kullanacaktr; zayf gibi baka bir karaktere brnmez-,
doadan elde ettii karakterin tezahrlerini sadece harekete
geirir. Demek ki buradan doan her ey doaldr: Baskda
bulunmas, zorbalklar, acmaszl, despotluu, adaletsizli
i... bunlar kendisine biim veren el kadar temizdir; zayflar
bask altna, almak ve soymak iin haklarn kulland zaman
dnyann en doal iini yapar... Zayfn elinden alabileceimiz
eyler bakmndan asla ekinmemeliyiz, zira su ileyen biz
deiliz, bu su daha ok zayfn savunmas ya da almasyla
nitelenir."
40
Zayf kendini savunduu zaman hakszlk yapar,
"yani doann kendisine verdii zayflk karakterinin dna
kt zaman: Doa onu kle ve yoksul olsun diye yaratm
tr, boyun emek istemezse hakszlk yapm olur."
41
Paris'te
saygn bir etenin reisi olan Dorval bu tr tavsiyeler ieren
konumalarda tm egemen snflarn inanlarnn gizli ikrarn
Juliette'ten nce gelitirmitir, ki Nietzsche hn psikolojisi ne
deniyle artan bu inan ikrarndan zamann sorumlu tutar. Bir
Alman profesr olarak Nietzsche, bencillikleri "aalk he
deflere ynelik ve bu hedeflerle snrl" olduklar iin su ile
yenleri yadsmakla Sade'dan ayrlsa bile, Juliette gibi "suun
ekici dehetine"
42
hayrandr. "Hedefler byk olduu zaman
insanlar baka bir l kullanr ve <ilenen suu>, hatta ba
vurulan en korkun aralar bile bu ekilde deerlendirmez
ler."
43
Aydnlanm Juliette, gerekten de burjuva dnyasn
niteleyen byk hedeflere kar bu tr nyarglardan henz
uzaktr, ona gre bir vurguncu, kurbanlarnn says daha az
olduu iin bir bakandan daha az sevimli deildir. Oysa Al
mana (Nietzsche -n) gre gzellik etkiden, nemden ileri ge
lir, o tm Tanrlarn Alacakaranlnn ortasnda, emperyalist
yamalar tarihsel misyonlar haline getirmeyi arzu eden kk
hrszn asldn grme konusundaki idealist alkanl ter-
kedemez. Alman faizmi glye tapmay tarihsel reti dze
yine karrken onu ayn zamanda kendine zg bir samal
a vardrmtr. Efendi ahlak uygarla itiraz ederken yanl
lkla ezilenleri savunmutur: Krlemi igdlere duyulan
nefret, eiticinin yalnzca kurbanlarnda meydana kan ger
ek doasn ele verir. Ancak byk g ve devlet dini ola
rak efendi ahlak nesnel ynden, tamamen uygar powers that
be'ye (st katmanlara -n), nfuz edilmez ounlua, hnca
ve vaktiyle kar durduu her eye geer. Bu durumun tahak
kuk etmesi Nietzsche'yi rtr ve yaamn olumlanmasna
karn edimsellik ruhuna dman gerekliini meydana ka
rr.
Pimanlk iin akla aykrdr denmise, o zaman merhamet
gnahn ta kendisidir. Buna boyun eenler "genel yasay ihll
120
ederler, buradan u sonu kar: Bir erdem olmaktan uzk
merhamet, doa yasalarnca talep edilen bir eitsizlii bozma
mza neden olur olmaz gerek bir ktlk haline gelir."
44
Sa
de ile Nietzsche, akln biimselletirilmesinden sonra merha
metin adeta genel ve zel zdeliinin duyusal bilinci olarak,
doal hale getirilmi dolaymlama olarak geriye kaldn gr
mlerdir. Merhamet, Spinoza'nn dedii gibi "quamvis pieta-
tis specimen prae se ferre videatur,"
45
yani en ikna edici n
yargy oluturur, "zira bakalarna yardm etmek iin akl ya
da merhamet tarafndan sevk edilmeyenlere, hakl olarak in
sanlktan nasibini almam kiiler denir."
46
Commiseatio do
laysz biime girmi insanlktr, ama ayn zamanda "mala et
inutilis,"
47
yani Roma virtus'undan balayp Medici'ler zerin
den Ford'un efficiensy'sine kadar biricik gerek burjuva erde
mi olan erkek dirayetinin kartdr. Clairwil merhameti kadn
lara ve ocuklara zg diye tanmlar, kendi "Stoacln",
"hereyi yapma ve her eye sarslmadan kar koyma" olana
n kendisine tanyan "tutkularn skunetini"
48
ver. "Merhame
te erdem bile denmez, o bir zayflktr, korkudan ve talihsiz
likten domutur, felsefenin kurallaryla uzlamayan ar ince
duygululuu amak iin gayret gsterildii zaman zellikle alt
edilmesi gereken bir zayflktr."
49
"Hadsiz hesapsz merhamet
tezahrleri"
50
kadnlardan kaynaklanr. Sade ile Nietzsche,
merhametin gnah olduunu ne sren retilerinin eski bir
burjuva soyaekimi olduunu biliyorlard. Nietzsche tm
"gl dnemlere", "sekin kltrlere", Sade Aristoteles'e
51
ve
gezimcilere
52
dikkati eker. Merhamet felsefenin karsnda
tutunamaz. Kant bile istisna yapmaz. Merhamet "bir eit yuf
ka yrekliliktir" ve "erdem olma onurundan yoksundur."
53

Ancak Kant, Clairwil'in rasyonalizmine karlk, merhametin
yerine geirmeye alt "insan cinsine kar genel tevec
ch"
54
ilkesinin de ayn akldlk sulamasna maruz kald
n gzden karr, tpk "yufka yrekli bir haylaz" haline gel
mek iin insan kolayca batan karabilecek "bu iyi huylu tut
ku" gibi. Aydnlanma aldanmaz, onda genel olgu zel olgu
dan, kapsaml sevgi snrl sevgiden stn deildir. Merhamet
kuku uyandrr. Sade gibi Ni'etzsche'de ars poetica'y karara
itirak ettirir. "Aristoteles'e gre Grekler sk sk merhametten
ekmitir: Tragedya vastasyla zorunlu boalma da buradan
kmtr. Bu eilimin onlara nasl kukulu geldiini gryo
ruz. Merhamet, gereken ciddilii ve dayankll kaldrr, Kah
ramanlarn alayp dvnen kadnlar gibi davranmalarna ne
den olur vs."
55
Zerdt yle der: "Pek ok iyilik, pek ok za
yflk gryorum. Pek ok adalet ve merhamet, pek ok zayf
lk."
56
Gerekten de merhamet adaletle elien bir moment
iermektedir, ki Nietzsche bu ikisini birbirine kartrr. Bu
moment, kendisini uygulayan istisna vastasyla insanlk diilik
kuraln onaylar. Merhamet, en yaknn sevme hakszlnn
ortadan kaldrln onun rastlantsallna verirken, evrensel
yabanclama yasas hafifletmek istedii bu hakszl dei
mez diye kabul eder. Kukusuz merhametli birey genelin
hakkn, yani bu hakk ok gren genele, doaya ve topluma
karlk yaama hakkn savunur. Ancak manevi yaam olarak
genelle kurulan ve bireyi harekete geiren birliin, kendi za
yflndan dolay, aldatc olduu meydana kar. Merhamet
teki zayflk deil, snrlayc olan onu kukulu yapar, o her
zaman az gelir, yetmez. Merhametin kart burjuva duyarszl
nn ders ald Stoa duyumsamazl (apathie) nasl ki ken
dini geri ektii genele, her eyle uyum salam katlmc
topluluk olarak daha ok acnacak bir ballk gsterdiyse,
merhameti kk drenler de devrime kar olumsuz bir ta
vr almtr. nsanseverlerin yce duygular ve sosyal yardm
uzmanlarnn ahlaksal zbilinleri gibi merhametin kendini
beenmicesine tahrifi yoksulla zengin arasndaki farkn ma
nevi hale getirilmi onaydr. Felsefe ciddiyet hevesini dikkat
sizce aa vurduu zaman, bu itirafn affetmeyenlerin emri
122
ne girmitir. Dnyann faist efendileri merhametin reddini
politik hogrnn reddine ve skynetimin ilnna evirmi,
bu noktada merhamet metafizikisi Schopenhauer'le hemfikir
olmulardr. Schopenhauere gre insanlarn rgtlenmesini
umut etmek, sadece talihsizlii umut etmesine izin verilen ki
inin saygsz lgnl olarak geerlidir. Merhamet dmanlan
insanlar talihsizlikle zde klmak istemiyorlard. Onlara gre
talihsizlik bir yzkarasyd. nsan iin znt duyulmas, du
yarl acizliklerini etkilemiyordu. Bu acizlik, kendileriyle her
zaman anlaan ama pratikte yine de ayrldklar iktidarn
umutsuz vgsne dnmtr.
Hayrseverlik ve iyilik gnah durumuna, egemenlik ve
bask da erdem durumuna gelir. "Her iyi ey bir zamanlar k
tyd; her doutan gnah doutan erdem haline gelmi
tir."
57
Juliette bunlar Yenia'da da gerekletirir, ilk kez bi
linli ekilde deerleri deitirir. deolojiler yok edildikten
sonra, hep pratikte deil, ideolojide de Hristiyanla iren
gelenleri kendi ahlak anlay dzeyine karr. Bunu yapar
ken iyi bir felsefeci olarak soukkanl ve dnceli davranr.
Her ey hayale kaplmadan olup biter. Clairwil'in kutsalla
saygszlkta bulunma nerisine u cevab verir: "Azizim, tanr
ya inancmz kaybeder etmez, arzu ettiin saygszlklar tama
men yararsz muziplikler haline gelir... Belki ben senden daha
dayanklym; ateizmim de doruunda. nerdiin muziplikle
re ateizmimi pekitirmek iin ihtiya duyduumu sanma; se
nin houna gittii iin, ama srf elenmek iin yapacam"
Amerikal katil Annie Henry'nin dedii gibi just for fun
"ve ister dnce tarzm pekitirmek ister bakalarn buna
inandrmak olsun asla zorunlu biey diye deil."
58
Su orta
na kar geici dostluk duygusuyla ycelmi ekilde kendi
ilkelerini egemen klar. Akln biimselletirilmesiyle tm he
defler zorunluk ve nesnellik niteliklerini bir kuruntu olarak
kaybettikten sonra hakszlk, nefret, ykm bile faaliyet haline
gelmektedir. By srf faaliyete, aralara, ksacas sanayiye
gemektedir. Akln biimselletirilmesi, makineli retim tarz
nn entelektel ifadesinden baka bir ey deildir. Ara feti-
letirilir, hazz sourur. Eski egemenliin kendini bezemesine
yarayan hedefler Aydnlanma tarafndan kuramsal olarak nasl
birer yanlsamaya evriliyorsa, egemenlik de zenginliin sa
lad olanaklar vastasyla Aydnlanmay pratik temelden yok
sun brakmaktadr. Egemenlik bizatihi ama olarak, ekonomik
g biiminde yaamaya devam eder. Haz, kendisini yasakla
m metafizie benzeyen eskimi-olann, nesnel-olmayann iz
lerini tar artk. Juliette suun motiflerinden sz eder.
59
Ken
disi ykselme ve para hrs bakmndan dostu Sbrigani'den
aa kalmaz, ama yasak-olan da yceltir, gklere karr.
Sbrigani, bu zengin ve devlerine bal kii ondan daha ileri
dedir. "Sz konusu zenginlememizdir, bu hedefe ulamazsak
sulu duruma deriz; zenginlemek iin doru yoldaysak o
zaman elenmeye hakkmz olur, aksi takdirde o gne kadar
elenmeyi unutmalyz." Tm rasyonel stnlne karn Ju
liette hl boinanlara sarlmaktadr. Kutsalla saygszln
ocuksuluunu fark eder, ama sonuta ondan Kendine bir
haz karr. Ancak her haz bir yceltmeyi ele verir: Haz, bir
bakas iin kendinden feragattir. Doa aslnda haz filan tan
maz: htiyalarn karlanyla snrlar kendini. Yceltilmemi
duygulanmlardaki hazlarn toplumsall yceltilmilerdekin-
den az deildir. Haz yabanclamadan kaynaklanr. Bilgiden
alnan haz, yasaklanmad ve bu yasa ihlal ettii yerlerde
bile ilk defa uygarlktan, sarslmaz dzenden doar, ileri gelir
ve uygarlk ve de sarslmaz dzen yznden, kendisini bunla
ra kar koruyan doaya zlem duyar. nsanlar hazzn by
sn, alma zorunluundan, bireyin belirli toplumsal bir i
leve ve sonuta bir Ben'e bal olmasndan dolay egemenli
in, disiplinin bulunmad tarih ncesini ilk defa dledikleri
zaman hissederler. Tanrlara ve cinlere duyulan sevginin kay
124
na, uygarla bulam olanlarn sla hasretiydi, kendilerini
toplumsal dzenin esi haline getirmek zorunda kalanlarn
"nesnel umutsuzluuydu", onlar tapnma srasnda tanrlara ve
cinlere yceltilmi doa olarak sesleniyorlard. Dnme, so
nuta tamamen boyunduruk altna alnan rktc doadan
kurtulurken domu, meydana kmtr. Haz, deyim yerin
deyse, doann aldr. nsanlar hazda dnmeyi bir yana
atarlar, uygarlktan kap kurtulurlar. En eski toplumlarda bu
tr birlikte geri dnler enliklerde ngrlmtr. lkel ta
knlklar hazzn kolektif kaynadr. Roger Caillois yle der:
"Genel kargaann, enlii temsil eden bu perde aras evrensel
dzenin ortadan kaldrld bir an gibi grnr. Bu yzden
bu anda her taknlk mubahtr. Kurallara aykr davranmak
gerekir, her ey tersine gereklemelidir. Mit dneminde za
mann ak aksi yndeydi: nsan yal doup ocuk lyor
du... bylece doal ve toplumsal dzeni koruyan her hkm
sistemli ekilde ihll edilmektedir."
60
nsan kendini yceltil
mi kaynak glerinin eline terkeder; ama ertelenen yasak
asndan bu edim bir sefahat ve lgnlk nitelii tar.
61
Ne
ki, gelien uygarlk ve Aydnlanmayla birlikte glenen Ben
ve gven altna alman egemenlik enlii bir maskarala evi
rir. Egemenler hazz topluma rasyonel diye, tamamen zapte-
dilmemi doadan alnan gmrk vergisi diye sunarlar, ze
hirlerinden temizlenmek ve ayn zamanda yksek kltr iin
de tutmak iin, btn btne mahrum braklamayan y
netilenlere kar miktarn tayin etmek iin ararlar onu. Haz
sonuta enliklerde ortadan kalkana kadar manipulasyonun
nesnesi haline gelir. Gelime ilkel enlikten tatillere kadar
uzanr. "Toplumsal organizma, kendi karmakl nem ka
zandka, yaamn allagelen aknn durmasna izin ver
mez. Dn olduu gibi bugn, bugn olduu gibi yarn her
ey ayn ekilde devam etmelidir. Genel taknlklar artk
mmkn deildir. Frtnal gnler bireysellemi, enliin yeri
ni tatiller almtr."
62
Tatiller faizmde radyo, gazete balklar
ve benzedrin vastasyla retilen kolektif sahte taknlklarla
tamamlanmaktadr. Sbrigani bunlar bir para hisseder. Elen
meyi kendine "sur la route de la fortune", tatil olarak bahe
der. Juliette ise Ancien Regime'in yann tutar. Gnah ilemeyi
yceltir. Juliette'in taknlklar Katolikliin etkisi altndadr,
tpk rahibenin vecde geliinin paganln etkisi altnda olmas
gibi.
Nietzsche her eit hazzn hl mitsel olduunu bilir. Ken
dini doaya terk edite haz, btndeki deimelere duyulan
merhamet gibi olas eylerden feragat eder. Her ikisi de bir
teslimiyet momenti ierir. Nietzsche hazz, inzivada kendin
den haz al olarak, kendine eziyet edenin depresyonlarndaki
mazoist haz olarak her ke bucakta arar bulur. "Srf haz pe
inde olan herkese kar."
63
Juliette teslimiyeti sevgiyi, yani
burjuvazinin fesaretine kar direni olarak son yzylda tipik
olan burjuva sevgisini reddederek hazz kurtarmaya alr.
Sevgide haz, onu himayesine alan insann yceltiliine baly
d, sevgi zgn insani bir tutkuydu. Sonuta bu tutku cinsiye
te bal deer yargs olarak feshedilmektedir. Seven erkein
coku dolu tapnnda, kadna belirttii snrsz hayranlk gibi,
kadnn gerek klelii hi durmadan yceltilmektedir. Bu
kleliin benimsenmesinden dolay cinsiyetler her zaman uz-
lamtr: Grne gre kadn yenilgiyi kendi isteiyle kabul
lenmekte, erkek yengiyi kadna isnat etmektedir. Cinsiyetler
arasndaki hiyerari, erkeklere zg mlkiyet dzeninin kad
na zorla kabul ettirdii boyunduruk Hristiyanlk vastasyla
evlilikte yreklerin birlemesi eklinde yceltilmi, cinsiyetin
ataerkil dnemden nceki iyi gnlerden kalan ans yattrl-
mtr. Byk sanayi egemenliinde sevgi iptal edilmitir. Orta
katman mlkiyetinin k, serbest ekonomi znesinin yok,
oluu aileyi ilgilendirmektedir: Aile artk toplumun o ok v
len hcresi deildir, nk burjuvann ekonomik varoluunun
126
temelini oluturmaktan uzaktr. ocuklar aileyi kendilerine ar
tk bir yaam anlay olarak grmezler, babann bamszl
ve onunla birlikte baba otoritesine kar direni kaybolup gi
der. Babaevindeki klelik gen kzlarda, zgrlk yolunu
aar gibi grnen bir tutkunun domasna neden oluyordu,
ama bu zgrl elde etmek ne evlilikte ne darda herhan
gi bir yerde mmknd. almak iin gen kzlara alan her
olanak sevgi yolunu kapamaktadr. Modern sanayi sistemi,
herkesi bu sistemin hizmetine girmeye zorlayan talebini yay
gnlatrdka, white trash denizine ait olmayan her ey nite
liksiz isizlie ve ie, kk uzmanlara, kendi iini kendisi
halletmek zorunda kalan varolulara intikal etmektedir. Giri
imcinin giderek kaybolan bamszl nitelikli i olarak, ret
mesine izin verilen herkesi ve bylece "alan" kadn da, on
larn karakteri olarak kapsamna almaktadr. nsann zsaygs
kullanabilirlii ile orantl ekilde artmaktadr. Aileye kar di
reni, serbest zamanlarda boy-friend'le olan ilikinin cennet
kaplarn amasndan ok daha az bir riziko oluturur. nsan
lar kendi cinslerine kar, Juliette'in aydnlanm evresinde
eski bilgelik diye oktan beri benimsenmi rasyonel, hesap
bir iliki iine girerler. Ruh ve beden gereklikte birbirinden
ayrlr, tpk saygsz, geveze yurttalardan ok sz geen
zevk dknlerinin talep ettikleri gibi. Noirceuil rasyonel e
kilde karar verir:
64
"Yineliyorum, bence sevmek ve haz duy
mak ok farkl eylerdir... zira efkat duygusu miza ile neza
ket ilikilerine benzer, ama bir boynun gzelliinden ya da
bir kalann gze ho gelen yuvarlaklndan kaynaklanmaz
asla; kiinin zevkine gre fiziksel duygulanm canl ekilde
uyarabilecek olan bunlarn, bana kalrsa, manevi sevgi zerin
de bir haklar yoktur. Dncelerimi tamamlamak iin yle
diyeyim; Belize irkindir, krk yandadr, neresinden baklrsa
baklsn edal, ekici bir yan, dzgn tek bir hatt yoktur, ze-
rafetten nasibini almamtr; ama Belize zekidir, benim duygu-
larma ve tercihlerime bal milyonlarca eye sahiptir; Belize
ile yatmak aklmdan bile gemez, ama onu yine de lgnca
seveceim; Araminthe'i ise canm ok ekecek, ne ki arzu ate
i sner snmez ondan nefret edeceim..." nsann Descartes
tarafndan dnen ve genlemi tz diye blnmesiyle bir
likte rtk (implizit) konmu kanlmaz sonu , romantik
sevginin yok edilmesi olarak tm aklyla ifade edilmekte
dir. Bu durum, bedensel itkinin gizlenmesi, rasyonelletirilme
si olarak, "sahte ve her zaman tehlikeli bir metafizik"
65
olarak
geerlidir, tpk Kont Belmor'un sevgiyle ilgili uzun konuma
snda aklad gibi. Juliette'in dostlar her eit taknla
karn, efkate karlk cinsellii, manevi sevgiye karlk dn
yevi sevgiyi yalnz bir l olarak ok gl diye deil, ste
lik ok zararsz diye grrler. Boynun gzellii ile kalann
yuvarlakl cinsellik zerinde, gemii olmayan, srf doal ol
gular olarak deil, iinde tm toplumsal deneyimlerin bulun
duu imgeler olarak etkide bulunur; bu deneyimlerde doa
dan farkl olan eye duyulan istek, cinsiyetle snrl olmayan
sevgi yaar, can bulur. Sevginin hl en maddi olmayan ef
kat ise dnm cinselliktir, manevi sevginin lgnln ifa
de eden elle salarn okanmas, alndan pmek Avusturalya
yerlilerinin cinsel iliki srasndaki barl vuru ve srlardr.
Ayrm soyuttur. Belmor metafiziin gerei tahrif ettiini, sev
giliyi olduu gibi grmeyi engellediini, byden kaynaklan
dn ve bir rt olduunu aklar. "Ve ben bu rty para
lamayaym, yle mi! Oysa bu zayflktr... korkaklktr. Haz ge
ip gittii zaman onu, nceleri beni kr eden bu tanray
analiz etmek istiyoruz."
66
Sevgi bilimsel olmayan bir kavram
dr, Dolmance Philosophie dans le Boudoir'n ilgin 5. diyalo
gunda "... yanl tanmlamalar bizi hep yanlgya dryor"
diye aklamaktadr, "gnl nedir bilmiyorum. Ben ruhun za
yflna byle diyorum."
67
"Lucrez'in dedii gibi, brakn bir
an iin "yaamn iyzne geelim,"
68
yani soukkanl anali
128
ze, "o zaman ne sevgiliyi yceltiin ne de romantik duygunun
analiz karsnda tutunamayacan greceiz... Benim sevdi
im ve de acdm sadece bedendir, hem de ona kavumam
her an mmkn olduu halde."
68
Btn bunlarn doru yan,
sevginin, ilerlemenin eseri olan zlp yok oluunun anlal
masdr. Hazz mekanikletiren, zlemi, arzuyu hilekrla e
viren bu tr zl vastasyla sevgiye znde saldrlmakta-
dr. Juliette organsal ve sapk cinselliin vgsn, doal-ol-
mayann, maddi-olmayann, hayali-olann eletirisi haline ge
tirdiinde, zevk dknleri bile, topyac ar sevgiyle fiziki
hazz da, en yce mutlulukla en yaknn da deerden d
ren normallie dnmlerdir. Juliette'in savunduu gereki
zevk dkn kii, cinsellik pedagoglar, psikanalistler ve
hormon fizyologlar araclyla, spora ve hijyeniyle olan inan
cna cinsellik yaamn da katan girgin, pratik kii haline gel
mektedir. Juliette'in eletirisi, Aydnlanmann kendisi gibi e
likilidir. Bir zamanlar burjuva devrimine bal olan tabularn
su ilercesine ykl gereklik iin yeni bir adalet haline gel
medii srece, fiziksel hazz herkes iin serbest brakan ve gi
derek yaknlaan topyaya ballk olarak ycelmi sevgiyle
birlikte yaamaya devam eder.
Bize belirli bir bireyi tek, biricik diye dayatan "gln co
ku" kadnn sevgide yceltiliini Hristiyanln ardndan ataer
kil aamaya geri gtrmektedir. "... hi kukusuzdur ki, srf
ihtiyalarmz karlamak iin yaplm nesnelere gln e
kilde dknlmz gsteren valyecesine tevecch ka
zanma ruhumuzun, evet bu ruhun, kentlerde ve kylerde icra
ettikleri khinlik mesleinden dolay kadnlara kar bir za
manlar atalarmzn duyduu derin hrmetten kaynakland
kesindir: Korku, dehet nedeniyle insanlar rkeklikten, ekin
genlikten hareketle klt'e varmlar ve valyelik, nezaket bo
inancn barndan kmtr. Ne ki, bu derin hrmet doada
bulunmuyordu asla, onu orada aramak zaman kaybndan ba
ka birey deildi. Bu cinsiyetin bizimkine karlk aalk olu
u o denli salam ekilde yer etmitir ki, ona sayg gstermek
iin tutarl bir motifin bizi uyarmas mmkn deildir, ve bu
krkrne hrmetten doan sevgi de, kendisi gibi sadece
bir nyargdr."
69
Sonu olarak, toplumsal hiyerari istenildii
kadar yasalarla gizlensin yine de kabagce dayanmaktadr.
Doa zerinde kumlan egemenlik kendini insanlk iinde ye
niden retir. Bedence zayf olanlar korama dncesini g
l kuvvetli kleden yararlanma biimine sokan Hristiyan uy
garl, bu dini kabul eden halklarn gnln tamamen kazan
may asla baaramamtr Sevgi ilkesi keskin zeka ve Hristi
yan efendilerin ok daha keskin silahlar tarafndan, ta ki L-
tercilik klc ve krbac Kutsal Kitabn z haline getirip de
devlet ve reti kartln kaldrana kadar, yadsnmtr. Ma
nevi zgrlk reel basknn dolaysz olumlanyla zde tu
tulmutur. Ancak kadna zayflk damgas vurulmutur, erkek
lerden sayca fazla olduklar yerlerde bile zayflk nedeniyle
kadnlar aznlkta kalmtr. Kurulan ilk devletlerdeki boyun
duruk altna alnm yerli halkta, smrgelerdeki rgt ve si
lah bakmndan istilaclardan geri kalm yerlilerde, ari rk ara
sndaki Yahudilerde olduu gibi kadnn savunmaszl, zer
lerindeki basknn hukuksal nedenini oluturur. Sade, Strind-
berg'in dncelerine biim verir. "nsanla ormandaki may
mun arasnda olduu gibi erkekle kadn arasnda da bu denli
kesin ve nemli bir fark bulunduundan kuku duymayalm.
Tpk maymunlarn kardelerimiz olmasn kabul etmemek
iin olduu gibi, kadnlarn trmzn bir parasn olutur
masn reddetmek iin de yeterli nedenlerimiz vard. plak
bir kadnla ayn yata plak bir erkek dikkatle gzden geiri
lirse, (cinsiyet bir yana) her iki varln yaplarnda ok byk
bir fark bulunduu, kadnn sadece erkekten daha aa bir
aama oluturduu kolayca grlecektir; farklar ayn suretle
iten kaynaklanmaktadr ve her iki trn anatomik analizi,
130
eer ayn zamanda ve byk bir titizlikle yaplrsa, bu gerei
gn na karr."
70
Kadna gsterilen hrmet vastasyla ka
dn cinsinin eziliini ideolojik ynden telafi etmek iin ve
bylece arkayik dnem anlarn bilin altna itmek yerine
soylu hale getirmek iin Hristiyanlka giriilen deneye, y
celtilmi kadna ve teorik olarak bamszlatrlm hazza kar
evrilen dolaplarla mukabele edilmektedir. Bask pratiine
uygun den duygulanm hrmet deil, kmsemedir ve H
ristiyanln hkmettii yzyllarda, bou bouna harcanan a
bay daima anmsatan nesneye, yani kadna kar duyulan ya
saklanm, zoraki hale gelmi nefret hep sevecenlik ilkesinin
ardnda frsat kollamtr. Kadn Meryem Ana kltnn ceza
sn, kutsal ataerkil egemenlik dzenini gizliden gizliye tehli
keye sokan Hristiyanlk ncesi kahin kadnn ansndan al
nan olarak cad hezeyanlaryla ekmitir. Kadn kendisine
sayg gsteren yar inanm erkein fkesini stne eker, tp
k yzeysel ekilde uygarlam ve onu korumas gereken
glnn dmanln stne eken zayf gibi. Sade nefreti
bilinli hale getirir. Roma emniyet amiri kont Ghigi yle der:
"Ben iki bedenin birlemesinden iki gnln birleebileceine
hi mi hi inanmadm. Bu fiziksel birlemede bir tek sevgi
motifi bile deil, sadece byk bir kmseme... nefret motifi
gryorum."
71
Kraliyet icra memurunun bask yapt kzcaz
gzyalarn tutamaynca bakan Saint-Fonds yle seslenir: "
te kadnlarda grmek istediim bu... ben bir tek szden dola
y onlarn hepsini niin bu duruma dremeyeyim!"
72
H
kmran erkek kadna birey olma onurunu ok grr. Her ka
dn trn toplumsal rnei, cinsinin temsilcisidir ve bu yz
den, erkek mantnca eksiksiz kavranm biri olarak doa
iin, dncede sonu hi gelmeyen altalamann temeli iin,
gereklikte sonu hi gelmeyen boyun ei iin gvence tekil
eder. Szmona doal varlk olarak kadn, kendisini doadan
uzaklatran tarihin rndr. Doann, fizyolojik, biyolojik,
ulusal, toplumsal ynlerden gsz olann ekiciliini canlan
dran her eyi umutsuzca yok etme istei Hristiyanlk deneyi
nin baarsz kaldn gstermektedir. "... que ne puis-je, d'un
mot, Les rduire toutes en cet tat!" Hi sevilmeyen, kar
konmaz ekiciliin, doaya geri dnn kkn tamamen
kurutmak baarsz kalm uygarlktan doan acmaszlktr,
kltrn teki yz olan barbarlktr. "Her eyi!" Zira yok edi
istisna tanmaz, yok etme istei totaliterdir ve totaliter olan sa
dece yok etme isteidir. Juliette Papa'ya yle der; "Ben de
Tiberius gibi ayn eyi arzu ediyorum, yani insanlk sadece bir
tek baa sahip olsayd, onu zevkle bir vuruta uururdum!"
73

Gszln belirtisi, telal, dzensiz hareketler, yaratn
korkusu, izdiham, btn bunlar ldrme hrsna anak tutar
lar. Alnnda egemenliin damgasn tayan, maddi ve manevi
ynden zayf bir g olarak kadndan nefret etmenin aklan-
ayn zamanda Yahudiden nefret etmenin de aklandr.
Kadnlarla Yahudilerin binlerce yldan bu yana hkmetmedik
leri davranlarndan anlalmaktadr. Ortadan kaldrlmalar
mmkn olduu halde yaamaya devam ediyorlar ve korku
lar, zayflklar, srekli baskdan dolay doayla olan yakn
balan onlarn yaam esini oluturuyor. Bu durum, gc
nn bedelini doayla arasndaki gergin mesafeyle deyen ve
korkuyu kendine yasaklamak zorunda kalan glnn fkesi
ne yol amaktadr. Gl bastrmak zorunda olduu ln
bin katn kurbanlarndan kartarak kendini doayla zde
letirmektedir. Bakan Blammont "Aline et Valcour" adl ese
rinde kadnlar hakknda unlar yazar "lgn yaratklar, elleri
min arasnda rpnmalarn grmeyi ne kadar da severim! Bu,
aslann dileri arasndaki kuzudur."
74
Ve yle devam eder:
"Bu tpk bir kenti ele geirmeye benzer, nce tepeler zapte-
dilmelidir... hakim noktalara yerleip buradan da direnile
karlama tehlikesi olmayan yere saldrlmaldr."
75
Aada
bulunan her ey saldry stne eker: Felaketin oktan gelip
132
att yerde aalamaya bavurmak byk zevk verir. Yuka
rdaki iin tehlike ne kadar az olursa, ikenceden ald ve ar
tk hizmetinde olan haz o kadar kolay, rahat olur: Kurban a
resiz kald zaman egemenlik elenceye dnr ve kendi il
kesi olan disiplinin yalanlannda zaferini iln eder. Taraflar
dan birini artk tehdit etmeyen korku, yaamn tadn tam an
lamyla ancak kolektif iinde karan bireyin iten ie duygu-
suzlamasnn ifadesi olan yksek sesli glte patlak verir.
Kahkahalar her zaman uygarla kara almtr. Victor Hugo
bir eserinin "nsan Frtnalar Okyanus Frtnalarndan Daha
Ktdr."
76
balkl blmnde, "insan azndan, bu krater
den kan lavlarn en yiyip bitirici olan needir" der. Juliet-
te,
77
"insan felaketin stne elden geldiince tm ktly
le gitmelidir; skntdan kurtaran gzyalarnn sinir tzlerini
fazlasyla uyaran bir keskinlii vardr..."
78
diye aklar. Haz,
efkat yerine acmaszlkla birleir ve cinsel sevgi Nietzs-
che'ye
79
gre ne ise o hale gelir, yani "cinsiyetler arasnda
kendi aralaryla bir sava, kendi temelinde lmcl bir nef
ret" haline. Zoolojiye gre, "erkek ve diide 'sevgi' ya da cin
sel ekicilik batan beri ve esas olarak 'sadistedir'; buna hi
kukusuz ac vermek de dahildir; bu tpk alk gibi acmasz
dr."
80
Bylece uygarlk vard kendi son aamasn irkin,
itici doaya dayandrmaktadr. Sade'da tm aklyla betim
lenen lmcl sevgi ve ezilenleri ne pahasna olursa olsun
utantan esirgemeyi isteyen Nietzsche'nin utanga-utanmaz
yce gnlll: Tpk byklk sanrs gibi acmaszlk san
rs oyunda ve fantezide insanlara gereklikteki Alman faizmi
gibi sert davranr. Ancak gerekliin bilinsiz devi, yani z-
nesiz kapitalizm yok edii kr kne icra ederken, bakal-
dran zne sanrs gereklemesini bu yok edie borlu ol
makta ve bylece ey olarak ktye kullanlan insanlara, ey
ler dnyasnda dolaysz bir yer tutan yanl, ters sevgiyi ms
tehzi bir duyarszlkla yaymaktadr. Hastalk, iyileme belirtisi
ne dnmektedir. Sanr aalann kurbann yceltiliinde
fark edip anlamakta, kendini, fiziksel olarak aamad ege
menlik canavaryla zde hale getirmektedir. Ylgnlk olarak
imgelem ylgnla direnmek iin aba harcamaktadr. Kesin,
amansz eyler gerek hazdr, diyen Roma atasz srf tevik
etmek, yreklendirmek iin deildir, kurallara balad yerde
mutluluu parodiye eviren dzenin zlmez elikisini de
ifade eder ve mutluluu boykot ettii yerde baarr bunu. Sa
de ile Nietzsche bu elikiyi ebediletirerek kavram haline
gelmesini kolaylatrmtr.
Kendini taplan yarata terkedi ratio karsnda putata-
parlk olarak belirir. Tapnmann zlp dalmas gerektii,
Musevi tektanrclnda buyrulmu olan ve onun laikletiril
mi ekli Aydnlanma tarafndan dn tarihi boyunca deiik
sayg biimleri zerinde icra edilmi olan mitoloji yasandan
anlalmaktadr. Her defasnda boinancn temelini oluturan
ekonomik gerekliin k zgl Sadsma glerinin ser
best kalmasna yol amtr. Hristiyanlk ise sevgiyi vmtr:
Yalnz sa'ya tapmay. Amasz cinsel itki evliliin kutsallat-
rlmasyla yceltilmitir, tpk kristal kadar duru yasay tanrsal
inayet vastasyla dnyaya yaklatrma abas gibi. Uygarln,
armha gerilmi tanr retisiyle vaktinden nce satn almak
istedii doayla uzlamas Musevilie Aydnlanmann katl
gibi yabanc kalmtr. Musa ile Kant duygu tellall yapma
mtr, onlarn duygusuz yasas ne sevgi ne de zerinde insan
larn yakld odun ynn tanr. Nietzsche'nin tektanrcla
kar sava Musevi retisinden ok Hristiyan retisini he
def alr. Geri Nietzsche yasay reddeder, ama "daha yce
Ben'e,"
81
yani doal deil, doaldan -fazla- olan Ben'e ait ol
may ister. Tanrnn yerine stinsan geirmek ister, nk mi
toloji olarak tektanrcln yarm yamalak ve Hristiyanlk bii
mi altnda gizli yan kalmamtr. Ancak bu yce Ben'in hiz
metinde eski ileci idealler "egemen gc tesis etmek zere"
82
134
kendini ama diye Nietzsche tarafndan nasl vldyse. ite
bu yce Ben, gya lm tanry kurtarmak zere giriilen
umutsuz bir aba olarak, ngiliz kukuculuunda ruhunu tes
lim eden Avrupa uygarln kurtarmak iin Kant'n tanrsal
yasay zerk hale getirme giriiminin yenilenii olarak ortaya
kmaktadr. Kant'n "her eyi, kendi iradesinin dsturundan
dolay kendini bile genel yasakoyucu olarak konu alabilecek
ekilde yerine getirme"
83
ilkesi stinsann da gizidir. stinsa-
nn iradesi en az kategorik buyruk kadar despotadr. Her iki
ilke d glerden bamsz olmay, Aydnlanmann z diye
belirlenmi mutlak erkinlii hedef alr. Nietzsche'nin en parlak
anlarda bile hl "Don Kiotluk"
84
diye ktledii yalan kar
snda duyulan korku yasay insann kendi koyduu yasayla
deitirirken ve bylece her ey aa karlm tek, byk
bir boinan gibi saydamlarken, Aydnlanma, hatta hakikat
bile her biime girmi birer put haline gelmekte ve "bizler,
bugnn insanlar, biz tanrszlar ve anti-metafizikiler, kendi
ateimizi hl eski inancn, yani tanrnn hakikat, hakikatin
tanrsal olduunu syleyen Platon'un da inanc olan Hristiyan
inancnn bin yldr, ateledii yangndan aldmz da"
85
id
rak etmekteyiz. Demek ki bilim hl metafiziin eletirisine
tutsak olmaktadr. Tanrnn yadsn kaldrlmas mmkn ol
mayan bir eliki ierir, o bilgiyi de yadsr. Sade Aydnlanma
dncesini deimenin bu noktasna kadar gtrmemitir.
Bilimin kendi zerinde dnmesi, Aydnlanmann vicdan
felsefe, yani Almanlar iin mahfuz tutulmutu. Sade'a gre Ay
dnlanma pek de yle manevi ve sosyal bir fenomen deildir.
Sade, Nietzsche'nin idealist adan daha yce Ben araclyla
aacan sand balar zm, toplumla, resmi daireyle, ai
leyle dayanmay
86
eletirmi, ii anarinin ilnna kadar var-
drmtr. Eseri, dinden sonra uygarln dayand ilkelerin;
yani On Emir'in, baba otoritesinin, mlkiyetin mitolojik karak
terini aa karmaktadr. Bu ise, yz yl sonra Le Play'in
abartt
87
toplum kuramnn tam tersidir. On Emir'den her bi
ri biimsel akln karsnda hkmszlnn kantlanna
manz kalr. Bunlar geriye bir ey kalmakszn ideolojiler ola
rak kantlanrlar. Cinayet lehine konumay, Juliette'in istei
zerine Papa'nn kendisi stlenir.
88
Papa, Hristiyanla yak
mayan edimleri. bu edimlerin eytan ii olduuna hkmeden,
doal k vastasyla hakl gsterilen Hristiyan ilkelerinden
daha kolay rasyonelletirir. Cinayete gereke gsteren "philo
sophe mitr", cinayeti lanetleyen Maimonides ile Aziz To-
ma'ya oranla sofizme daha az bavurmak zorundadr. Dahas,
Roma akl gl taburlara Prusya tanrsndan daha sk sarl
maktadr. Oysa yasa alaa edilmi ve insaniletirilmesi gere
ken sevginin putataparla dn olduu ortaya karlmtr.
Metafizik olarak bilime ve sanayiye srf romantik cinsel sevgi
deil, her eit sevgi tutsak olmutur, nk akln karsnda
hibiri tutunamaz: Ne kadnn erkee sevgisi ne iftler arasn
daki sevgi ne de anababa ve ocuk sevgisi. Blangis Dk'
emrindekilere, kocalarn, akrabalarn, kz ocuklarn ve ele
rin sert, hatta bakalarndan daha sert muamele grmesi ge
rektiini syler, "ve bunlar, olaslkla bizi sk skya birletir
diini sandnz balarn bizce ne kadar deersiz olduklarn
size gstermek iin sylyorum" der.
89
Tpk erkek sevgisi gi
bi kadn sevgisinin yerine de baka eyler gemitir. Saint-
Fonds'un Juliette'e aklad sefahat kurallar btn kadnlar
iin geerli olmaldr.
90
Dolmance anababa sevgisinin by
sn materyalist adan kaldrr. "Sonuncu balar, anababann
yallkta terkedilme korkusundan kaynaklanr ve ocukluu
muzda bize gsterdikleri ilginin aynsn yallklarnda grme
leri gerekir."
91
Sade'n argman en az burjuvazi kadar eski
dir. Demokritos anababa sevgisini ekonomiye dayal diye k-
msemitir.
92
Ne ki, Sade uygarln temeli olan devlilii
de bysnden kurtarr. Ona gre ensestin rasyonel hibir
nedeni yoktur
93
ve ensest'e kar ne srlen hijiyeni arg-
136
mann ilerlemi bilim sonuta kendine katm, Sade'n souk
kanl yargsn onaylamtr. "... ensest sonucu doacak ocuk
larn dierlerine gre geri zekal, sar dilsiz, raitik vs. olarak
dnyaya gelme ihtimalinin fazla olduu asla kantlanmam
tr."
94
Romantik cinsel sevgiyle deil, efkatin ve toplumsal
duygulanl temelini oluturan ana sevgisiyle bir arada tutulan
aile
95
toplumla elikiye der. "Yalnz topluma ait olmas ge
reken ocuklar aile iinde yaltladnz srece iyi birer cum
huriyeti yapacanz sanmayn... Genellikle vatann karla
rndan ok farkl olan karlar aile iinde ocuklara alamak
zarar getiriyorsa, o zaman onlar bu karlardan ayrmak b-
yk yarar salar."
96
"Kzlk zar balar" toplumsal nedenler
den dolay yok edilmelidir, babann kim olduunu bilmek o
cuklar iin "absolument interdite"tir, onlar "uniquement les
enfants de la patrie"dir
97
ve Sade'n yasalara kar mcadele
de ilan ettii anari, bireycilik,
98
genelin mutlak egemenliiy
le, cumhuriyetle ayn kapya kmaktadr. Yerinden edilen
tanrnn daha kat bir put halinde geri dnmesi gibi, eski bur
juva beki devleti de faist kolektifin zorbal biiminde geri
dnmektedir. St. Just ile Robespierre'in ilk admlarn attklar
devlet sosyalizmi yolunu Sade sonuna kadar dnmtr.
Burjuvazi en sadk politikaclarn giyotine gnderdii zaman
en ak szl yazarlarn da bibliothque nationale cehenne
mine srmtr. Justine ile Juliette'in pepee yaratt skan-
dallarn kronii onsekizinci yzyl slubunda ondokuzuncu
yzyln ucuz romanlarna ve yirminci yzyln kitle edebiyat
na nasl biim verdiyse, Homeros destan da, sonuncu mitolo
jik rty kaldrp attktan sonra, egemenlik organ olarak d-
nme'nin tarihi olmutur. Dnme kendi aynasnda grd
hayalinden korkarak kendinden ok daha ileride bulunan
eylerin grlmesini salamaktadr. Sade'n eserini Aydnlan
may kurtaracak bir manivela haline getiren, Sade'a gre de
"gardez vos frontires et restez chez vous",
99
ufukta aaran
uyumlu toplum ideali deil, hatta Zame'nin yksnde geliti
rilen sosyalist topya
100
bile deildir, tersine Aydnlanmann
kendi kendinden rkmesini, ylmasn rakiplerine brakmama
sdr.
Burjuvazinin mulak yazarlar Aydnlanmann sonularn
burjuvazinin savunucular gibi uyumcu retilerle saptrmaya
almamtr. Biimselci akln ahlakszlktan ok ahlakla ya
kn bir iliki iinde bulunduunu iddia etmemitir. Aydn ya
zarlar ise aklla crmn, burjuva toplumuyla egemenliin ay
rlmaz birliini yadsyarak desteklerken, tekiler rktc
gerei hi ekinmeden aklamtr. Clairwil kardeinin ya
am yksn zetlerken, "... elerinin ve ocuklarnn kany
la, sodomizmle, cinayetlerle, fahielikle ve alaklkla kirlenmi
ellere tanr bu zenginlikleri teslim etmektedir; bu rezaletler
iin beni dllendirmek zere tanr onlar emrime veriyor"
der.
101
Clairwil abartmaktadr. Hain egemenliin adaleti srf
irenlikleri dllendirecek kadar tutarl deildir. Ne ki, sade
ce abartmak dorudur. Tarih ncesinin z dehetin, ylgnl
n ayrntlaryla ortaya kmasdr. stisnann, en ar ikence
nin enine boyama betimleniinde gn na kan z, arala
rnda efkatle kuruna dizilenlerin de bulunduu, kovuturu
larak katledilenlerin, istatistiksel bilgileri arkasnda kaybol
maktadr. Ylgnlk dnyasndaki mutlu varlk srf varolmas
nedeniyle melun, habis diye rtlmektedir. Bylelikle varo
lu z, mutlu varlk da hilik haline gelmektedir. Egemenlerin
ilk dnemlerdeki trelerini benimsemi olan ynetilenlere
karlk st katmanlar arasnda, hele burjuva dneminde ken
di ocuunu ve eini ldrmek, fahielik ve sodomizm pek
grlmemitir; Ama iktidar sz konusu olduunda egemenler
sonraki yzyllarda bile cesetleri da gibi ymlardr. Ege
menliin kendini bulduu faizmde efendilerin zihniyetine ve
edimlerine karlk Brisa-Testa'nn yaamnn egemenlii de
hissettiren coku dolu betimlenii ailevi bir masumiyet dze
138
yine inmektedir. Sade'da ve Mandeville'de zel dknlkler
totaliter dneme ait kamu erdemlerinin nleyici tarih yazmn
olutururlar. Akldan kalkarak cinayete kar ilkesel bir arg
man gstermenin olanakszln rtbas etmeyip tm dnyaya
ilan etmek, zellikle ilericilerin bugn bile Sade ile Nietzs-
che'ye duyduklar nefreti alevlendirmitir. Bu ikisi, mantksal
Pozitivizmden farkl olarak, bilime gvenmitir. Mantksal Po
zitivizmden daha belirgin ekilde srarla ratio zerinde durma
lar, Kant'n akl kavramnda olduu gibi her byk felsefede
yer alan topyay, yani artk kendini tannmayacak hale sok
mayan, buna ihtiya duymayan bir insanl klfndan kurtar
mak gibi gizli bir anlam tamaktadr. Merhametsiz retiler
egemenlikle akln zdeliini iln ederlerken, onlar burjuvazi
nin ahlakllk taslayan uaklarndan daha merhametli olmu
lardr. "Senin iin en byk tehlike nerededir?", diye Nietzs-
che kendi kendine sormutur,
102
"merhamette." Kendi olum
suzluu iinde Nietzsche insana olan, ama avutucu teminatlar
tarafndan her gn ihanete urayan sarslmaz gveni kurtar
mtr.
NOTLAR
AYDINLANMA KAVRAMI
1. Voltaire, lettres philosophiques XII. Oeuvres compltes. Ed. Garnier. Paris
1879. Band XXII. s. 118.
2. Bacon., In Praise of Knowledge. Miscellaneous Tracts Upon Human Philo
sophy. The Works of Francis Bacon. Ed. Basil Montagu. London 1825-
Band I. s. 254f.
3. Bkz. Bacon, Novum Organum age. Band XIV. s. 31.
4. Bacon, Valerius Terminus, of the Interpretation of Nature. Miscellaneous
Tracts age. Band I. s. 281.
5. Bkz. Hegel, Phnomenologie des Geistes. Werke. Band II. s. 4l0f.
6. Xenophanes, Montaigne, Hume, Feuerbach ve Salomon Reinach bu ko
nuda sz birlii ederler. Bkz. Reinach: Orpheus. From the French by F.
Simmons. London-New York 1909- s. 6ff.
7. Bacon, De augmentis scientiarum age. Band VIII. s. 152.
8. Les Soires de Saint-Ptersbourg. 5ime entretien. Oeuvres compltes.
Lyon 1891. Band IV. s. 256.
9. Bacon, Advancement of Learning age. Band II. s. 126.
10. Genesis I, 26.
11. Archilochos, fr. 87. Deussen'den alnt. Allgemeine Geschichte der Philo
sophie. Band II. Birinci Blm. Leipzig 1911. s. 18.
12. Solon, fr. 13, 25, age. s. 20.
13- Bkz. Robert H. Lowie, An Introduction to Cultural Anthropology. New
York 1940. s. 344f.
14. Bkz. Freud, Totem und Tabu. Gesammelte Werke. Band IX. s. 106ff.
15- Age. s. 110.
16. Phnomenologie des Geistes, age. s. 424.
17. Bkz. W. Kirfel, Geschichte Indiens, in: Propylenweltgeschichte. Band III.
s. 26lf, und G. Glotz, Histoire Grcque. Band I. in: Histoire Ancienne.
Paris 1938. s, 137ff.
18. G. Glotz, age. s. 140.
19- Bkz. Kurt Eckermann, Jahrbuch der Religionsgeschichte und Mythologie.
Halle 1845- B.and I. s. 241., und O. Kern, Die Religion der Griechen. Ber
lin 1926. Band I. s. lSlf.
20. Hubeit ile Mauss "sempati"nin, yknmenin tasarmsal ieriini yle ta
nmlyorlar: "L'un est le tout, tout est dans l'un, la nature triomphe de la
nature." - H. Hubert et M. Mauss, Thorie gnrale de la Magie, in:
L'Anne Sociologique. 1902-3. s. 100.
21. Bkz. Westermarck, Ursprung der Moral begriffe, Leipzig 1913, Band 1. s.
402.
22. Bkz. Platon, Das zehnte Buch des Staats.
23- Schelling, Erster Entwurf eines Systems der Naturphilosophie. Fnfter Ha
uptabschnitt. Werke. Erste Abteilung. Band II. s. 623.
24 Age. s. 626.
25. Bkz. E. Durkheim, De quelques formes primitives de classification.
L'Anne Sociologique. Band IV. 1903. s. 66ff.
26. G. Vico, Die neue Wissenschaft ber die gemeinschaftliche Natur der
Vlker. eviren Auerbach. Mnchen 1924. s. 397.
27. Hubert es iMauss, age. s. 118.
28. Bkz. Tnnies, Philosophische Terminologie, in: Psychologisch - Soziolo
gische Ansicht. Leipzig 1908. s. 31.
29. Hegel, age. s. 65.
30. Edmund Husserl, "Die Krisis der europischen Wissenschaften und die
transzendentale Phnomenologie", in: Philosophia. Belgrad 136. s. 95ff-
31. Bkz. Schopenhauer, -Parerga und Paralipomena. Band II. Parag. 356. Wer
ke. Ed. Deussen. Band V. s. 671.
32. Spinoza, Ethica. Pars IV. Propos XXII. Coroll.
33- Odysseia, XII, 191.
34. Age. XII, 189-190.
35. Hegel, Phnomenologie des Geistes, age. s. 146.
36. "The supreme question which confronts our generation today - the ques
tion to which all other problems are merely corollaries - is whether tech
nology can be brought under control... Nobody can be sure of the for
mula by which this end can be achieved... We must draw on all the reso
urces to which access can be had..." (The Rockefeller Foundation. A Re
view, for 1943. New York 1944. s. 33ff)
ODYSSEUS YA DA MT VE AYDINLANMA
1. Nietzsche, Nachlass. Werke. Band XIV. s. 206.
2. Age. Band XV. s. 235-
3. Nietzsche, age. Band IX. s. 289-
4. Hlderlin, Patmos. Gesamtausgabe des Inselverlags. Leipzig, s. 230.
5. Bu sre yirminci blmn banda aka grlr. Odysseus kadnlarn
geceyars sessizce taliplerin koynuna girdiklerini farkeder. "Gsnn iin
de uluyordu Odysseus'un tekmil yrei. / Bir dii kpek nasl, elimsiz
eniklerinin evresinde, / bir yabanc adama kalkarsa saldrmaya, havlaya
havlaya, / kuduran yrei yle havlyordu ite Odysseus'un. / att yrei
ne u szlerle, gsne vura vura: / Katlan, yreim, katlan, atlattydn sen
daha korkuncunu, / gc snrsz Tepegz deerli arkadalarn yemiti ha
ni o gn, / ben leceimi sanrken, sen nas dayandydn, / ve akl nasl
bulduydu beni maaradan karmann yolunu. / Sevgili yreine karak
byle diyordu, / sabrl yrei de katland, kmad sznden, / ama ken
disi durmadan bir o yana dnyordu, bir bu yana." (XX. 13/24). zne he
nz istikrar kazanmam, zde hale gelmemitir. Odysseus'tan bamsz
olarak duygular, cesaret ve yiirek faaliyete geerler. ''Yirminci blmn ba
nda kradie ya da etor havlar (iki szck eanlamldr 17.22), ve Odysseus
gsne, yani yreinin stne vurur ve onunla konuur. Yrei hzla ar
par, organ kendi iradesi dnda harekete geer. Buradaki konuma, Euri-
pides'te harekete gemeleri gerektii iin el ve ayaa hitap edilmesi gibi
yalnzca bir biim deildir, tersine yrek bamsz olarak hareket etmekte
dir." (Wilamowitz-Moellendorff, Die Heimkehr des Odysseus. Berlin 1927.
s. 189). Duygu, insann boyunduruk altna ald hayvanla bir tutulmakta
dr: Dii kpek benzetmesi, Odysseus'un arkadalarnn birer domuza d
nmesi gibi ayn deneyim dnyasna aittir. Hl blnm olan, kendi do
asna ve d doaya kar kabag kullanmaya zorlanan zne, katlanmas
n sabretmesini syleyerek ve zaman nceleme srasnda dolaysz gnceli
gznden saklayarak yrei "cezalandrmaktadr." Gse vurmak sonra
dan zafer kazananlarn jesti haline gelmitir: Zafer kazanan kii, bunun,
kendi doasna kar elde ettii bir zafer olduunu ifade eder. Baar, ken
dini koruyan akl tarafndan gerekletirilmitir. "... Hitap eden kii nce
hzla arpan yrei anmsamtr; deyim yerindeyse bir dier isel g olan
metis yrekten stnd: O Odysseus'u kurtarmtr. Sonraki filozoflar
metis'i ous ya da logistikon olarak akldan yoksun ruh blmlerinin kar
sna karmlardr." (Wilamowitz, age. s. 190). Ancak "kendi"nden -autos-
ilk olarak 24. dizede sz edilir: Yani itkinin akl araclyla gemlenmesin-
den sonra. Szcklerin seiminde ve birbirini izleyiinde kantlama gc
nn pay llrse, o zaman Homeros'un zde Ben'ini insann kendi i
doasna egemen oluunun sonucu diye grmek gerekir. Bu yeni Ben, y
rek cezalandrldktan sonraki beden olarak, bir ey olarak sarslr, devinir.
Sk sk birbirine hitap eden ruhsal momentlerin Wilamowitz tarafndan ay
rntl ekilde zmlenen karlatrl , znenin gevek, geici bireimini
onaylar gibi grnmektedir; ki bu znenin tz yalnzca sz geen mo
mentlerin koordinasyonundan olumaktadr.
6. Klages, kurbanla dei tokuun balamn Nietzsche'nin materyalist yoru
muna karlk tamamen by asndan ele alr: "Kurban kesme mecburiye
ti herkesin bana gelir, nk grdmz gibi herkes yaamdan ve yaa
mn tm nimetlerinden kendine den pay balangtaki suum cuique
sadece srekli ekilde vermekle ve tekrar vermekle elde eder. Ama sz ko
nusu olan, (balangta ayn ekilde kurban dncesinden doan) alelade
meta dei tokuu anlamnda bir dei toku deil, insann ruhunu tayc
ve besleyici yaama feda ederek alkanlarla (fluiden) zlerin (essenzen)
dei tokuudur." (Ludwig Klages, Der Geist als Widersacher der Seele.
Leipzig 1932. Band III. Teil 2. s. 1409)- Ancak kurbann ikili karakteri, bire
yin kendisini kolektife bysel ekilde teslim etmesi ve byle bir by tek
niiyle kendini korumas, kurbandaki rasyonel enin gelimesini gerekti
ren nesnel bir eliki ierir. Sregelen bysel bask altnda rasyonellik
kurban kesenin davran tarz olarak hileye, dzene dnr. Mitle kurba
nn ateli savunucusu Klages bile bu durumla kar karya gelmi ve Hel-
lenizmin ideal imgesinde doa ile gerek iletiim ve yalan arasnda ayrm
gzetmek zorunda kalmtr; ama mitsel dnme'nin kendisinden kalka
rak bysel doa egemenlii grnne kart bir ilke karamamt,
nkii mitin zn bu tr bir grn oluturmaktadr. "Tanr-kraln tahta
karken, bundan byle gnei doduracana ve tarlalar rnlerle kapla
tacana dair yemin etmek zorunda kalmas, artk srf pagan inanc deil,
stelik pagan boinancdr da." (Klages, age. s. 1408).
7. Homeros'ta insann gerek anlamda kurban edilmeyii dorudur. Destann
uygarl tevik eilimi aktarlan olaylarn seiminde kendini geerli kl
maktadr. "With one exception... both Iliad and Odyssey are completely
expurgated of the abomination of Human Sacrifice." (Gilbert Murray, The
Rise of the Greek Epic. Oxford 1911. s. 150).
8. En eskisinde pek olas deil. "nsann kurban edilmesine ilikin gre
nek... barbarlarla yar uvar halklar arsnda, gerek vahiler arasndakin-
den ok daha yaygndr, ve en alt kltr aamalarnda bu grenek pek
bilinmez. Bunun zamanla kimi halklarda tehlikeli ekilde yaygnlk ka
zand gzlenmitir", Sosyete adalarnda, Polinezyada, Hindistan'da, Az-
teklerde. "Afrikallarla ilgili olarak Winwood Reade yle der: 'Ulus ne
denli glyse, kurban da o denli nemlidir' (Eduard Westermarck,
Ursprung und Entwicklung der Moral begriffe. Leipzig 1913- Band I. s.
363).
9- Bat Afrika'daki gibi yamyam halklarda "ne kadnlar ne de ocuklar... lez
zetli yemekten tadabilirler." (Westermarck, age. Leipzig 1909. Band II. s.
.459).
10. Wilamowitz nous'la logos'u "keskin bir kartlk" halinde koyar. (Glaube
der Hellenen. Berlin 1931. Band I. s. 4lf). Mit ona gre "insann kendi
kendine anlatt bir yk"dr, ocuk masaldr, gerekddr ya da
Platon'da olduu gibi, gerekdndan ayrlmayan kantlanmaz en yce
hakikattir. Wilamowitz mitlerin grn olma karakterini bilir ve onlar
uydurma sayar. Baka bir deyile: Mitleri nce amalar konusunda nes
nel bir elikiye dm olan anlam verici dilde arar; ki bu dil sz ge
en elikiyi uydurma diye uzlatrmaya alr: "Mit ncelikle azdan
kan konumadr, sz onun ieriini asla ilgilendirmez." (Age). Wilamo
witz bu gecikmi mit kavramn cisimlendirerek, akln ak'kart diye
nceden akla koul sayarak acjn anmadan moda diye alay ettii Bac-
hofen'e kar belirsiz bir polemik eklinde mitoloji ile dini inandrc bi
imde birbirinden ayrr (age. s. 5), bu ayrta mit eski deil, zellikle ye
ni aama olarak ortaya kar: "Ben oluu, deimeleri ve inantan mite
geii... izlemeye alyorum" (age. s. 1). Grek uzmanlna zg inat
kibri yznden mitin, dinin ve aydnlanmann diyalektiini grememitir:
"Bugn tabu ve totem, Mana ve Orenda gibi sevilen szcklere dayal
dilleri anlamyorum, ama bunu Grekleri izlemek ve Grekler hakknda
Grcklere zg ekilde dnmek iin uygun bir yol sayyorum." (Age. s.
10). "Hellenizmi en eski evresi Platon'a zg tanrnn nvesini barnd
rr" diyen dolaysz kan ile Kirchhoff'un savunduu ve Wilamowitz'in be
nimsedii. nostos'taki (mitsel iir -.) mitsel karlamalarda Odysseia'nn
en eski zn bulan tarihsel grn nasl uzlaaca belirsiz kalmakta
dr, tpk merkezi mit kavramnn Wilamowitz'de yeterli felsefi ifadeden
yoksun kalmas gibi. Ancak miti ycelten akldcla kar direniinde
ve mitlerin gerekdln savunuunda byk bir anlay gzden ka
maz. lkel dnme'ye ve tarih ncesine kar isteksizlik yalan szlerle
hakikat arasnda eskiden beri mevcut gerilimi ok daha belirgin ekilde
onaya karmaktadr. Wilamowitz'in sulad ge dnem mitlerindeki
uydurma, icat etme keyfilii, kurbann anonimlii yznden en eski mit
lerde de kesinlikle yer alm olmaldr. Bu anonimlik, Wilamowitz'in arka-
vik Hellenizme kadar geri gtrd Platon'a zg tanrya ok yakndr.
11. Pagan kurban dini olarak Hristiyanlk anlay Werner Hegemann'm Ge
retteter Christus (Kurtarlm sa) (Potsdam 1928) adl eserine byk l
de temel oluturur.
12. rnein yle: Polyphem'i hemen ldrmekten vazgetii zaman (IX,
302); kendini ele vermemek iin Antinoos'un kt davranlarna ses
karmad zaman (XVII, 460ff): ayrca rzgarlar blm (X, 50ff) ve slaya
var yrein gemleniine baml klan Teiresias'n kehanetiyle (XI,
I05ff) karlatrnz. Kukusuz Odysseus'un vazgeii henz kesinlik de
il, sadece erteleme karakteri tar: Kendini tuttuu c eylemlerini genel
likle daha sonra hakkn vererek yerine getirir: Gz yuman sabrl olandr.
Tm doal-olanlar boyunduruk altna alan kar konulmaz kabag bii
mine girmek iin btnsel, buyruksa! vazgeite gizlenen ey, davrann
da hl doal ama olarak bir yere kadar grlmektedir. Mitsel olarak ve
rili ierikten bamszlamann zneye aktarlmasyla birlikte bu tr zor
balk, boyunduruk altna al, insann zel amalarna karlk ey halinde
bamsz, "nesnel" duruma gelir, genel rasyonel bir yasaya dnr. Ody
sseus'un sabrnda, zellikle taliplerin ldrlmesinden sonra c hukuksal
ileme aktarlr: Mitsel arzunun snrl gereklemesi egemenliin nesnel
arac haline gelir. Hukuk vazgeilen cdr. Ancak bu, kendi dnda bu
lunan bir kimsede, sla zleminin dnda byle bir sabr olutuu zaman,
bir insann, neredeyse gvenen bir kimsenin ertelenmi c ap ilerisini
gsteren zelliklerini kazanr. Gelimi burjuva toplumunda ikisi de orta
dan kaldrlr: c dncesiyle birlikte tabu zlemi de son bulur, ve ite
bu, Ben'in kendinden c al diye dolavmlanarak cn gzden d
rlmesidir.
13. Max Weber, Wirtschaftsgeschichte. Mnchen und Leipzig 1924. s. 3.
14. Victor Brard Odvsseiadaki Sam esini, sonradan yaplan eklemelere
karn, zellikle belirtmitir. Bkz. Rsurrection d'Homre'deki "les
Phniciens et l'Odysse" blm. Paris 1930. s. 11 Iff.
15. Odysseia. IX. 92f.
16. Age. XXIII, 311.
17. Age. IX, 94ff.
18. Jacob Burckhardt, Griechische Kulturgeschichte. Stuttgart. Band III. s. 95-
19- Odysseia. IX, 98f.
20. Hint mitolojisinde lotos toprak tanrasdr (bkz. Heinrich Zimmer, Maja.
Stuttgart und Berlin 1936. s. 1050. zerinde Homeros, destannn yksel
dii mitsel efsane ile bir ba bulunuyorsa, o zaman lotosyiyenlerle kar-
lamay Kton gleriyle atmada bir aama olarak belirlemek doru
olurdu.
21. Odysseia. IX. 105-
22. Wilamowitz'e gre Kykloplar "aslnda birer hayvan"dr (Glaube der Helle
nen. Band I. s. 14).
23. Odysseia. IX, 106.
24. Age. 107ff.
25. Age. 112ff.
26. Bkz. Age. 403ff-
27. Age. 428.
28. Age. 273ff.
29- Age. 278.
30. Bkz. Age. 355ff.
31. "Tekziplerin ska grlen samal nihayet l domu bir mizahn
nda meydana kabilirdi" (Klages, age. s. 1469).
32. Odysseia. Age. 347f.
33. Age. X, 296/7.
34. Bkz. Age. 138f. Ayrca bkz. F. C. Bauer, Symbolik und Mythologie. Stutt
gart 1824. Band I. s. 47.
35. Bkz. Baudelaire, Le vin du solitaire, les fleurs du mal.
36. Bkz. J. A. K. Thomson, Studies in the Odyssey. Oxford 1914. s. 153.
37. Odysseia. Age. 212ff.
38. Murray, Homeros destannn redaksiyonunda kendisine baml klnd
sylenen "sexual expurgations"tan sz ediyor. (Bkz. Age. S. I4lff).
39- "Domuzlar genel -olarak Demeter'in kurbanlk hayvanlardr." (Wilamo-
witz-Moellendorff, Der Glaube der Hellenen. Band II. s. 53).
40. Bkz. Freud, "Das Unbehagen in der Kultur", in: Gesammelte Werke,
Band XIV. Frankfurtam Main 1968. s. 459 Dipnot.
41. Wilamowitz'in notlarndan birinde beklenmedik ekilde koklama kavram
ile nous, zerk akl arasndaki baa dikkati eker: "Schwyzer btnyle
inandrc bir tarzda nous'u burundan hzl solumakla koklamay bir araya
getirmitir." (Wilamowitz-Moellendorff, Die Heimkehr des Odysseus, s.
191). Wilamowitz, etimolojik yaknln anlam bakmndan bir eyler
meydana kardn yadsmaktadr.
42. Bkz. Odysseia. X, 329-
43- Kar konulmazlk bilinci daha sonra, "bysnn reddine gz yumma
yan" Aphrodite Peithon kltnde ifadesini bulmutur. (Wilamowitz-Moel-
lendoff, Der Glaube der Hellenen, Band II. s. 152).
44. Odysseia. X. 329.
45. Age. 333 ff.
46. Age. 395f.
47. Age. 398f.
48. Bkz. Bauer, age. ve s. 49-
49. Age. XXIII. 93ff.
50. Goethe, Wilhelm Meisters Lehrjahre. Jubilumsausgabe. Stuttgart und
Berlin. Band I. 16. Kapitel, s. 70.
51. Odysseia. XXIII, 210ff.
52. Bkz. Thomson, age. s. 28.
53- "Grnce bir acdm, bir yandm, bir aladm, / ama ne kadar byk
olursa olsun benim acm, / gene brakmadm ne gesin, yanasn kana,
Teiresias sorularma karlk verene dek." (Odysseia. XI, 87ff).
54. "urda grrm anamn lm gm ruhunu, / ite kann dolaynda
sessiz sedasz durur, / ama ne olunun yzne bakabilir, ne konuur, /
nasl anlataym, efendimiz, kendimi ona?-" (Age. 14 Iff).
55. "Bu yzden birka yeri dnda onbirinci blmn tamamn... sadece es
ki nostos durumuna sokulmu bir fragman ve bylece destann en eski
blm olarak grmekten kamamam." (Kirchhoff, Die'homerische Ody
ssee. Berlin 1879- s. 226) -
"Whatever else is original in the myth of Odysseus, the Visit to Death is."
(Thomson, age. s. 95).
56. Odysseia. XI, 122f.
57. Poseidon balangta "topran kocas"yd (bkz. Wilamowitz, Glaube der
Hellenen. Band I. s. 112ff) ve sonradan deniz tanrs oldu. Teiresias'n ke
haneti onun ifte zn ima edebilir. Poseidon'un denizlerden uzakta
toprak iin bir kurban verilerek yattrlmasn m temelinde onda ki Kton
gcnn simgesel olarak onarlmasnn bulunduunu dnmek mm
kndr. Bu onarm deniz korsanlnn iftilikle yer deitiriinde ifade
sini bulabilir: Poseidon klt ile Demeter klt i ie geer. (Bkz. Thom
son, age. s. 96 Dipnot).
58. Grimm Kardeler, Kinder- und Hausmrchen. Leipzig, s. 208. Yakn mo
tifler Antika'dan, zellikle Demete'den aktarlmtr. Demeter "karlan
kzn ararken Eleusis'e" geldiinde "Dysaules ile kars Baubo tarafndan
arlanr, ama yas ve zntsnden dolay yiyeceklere, ieceklere el sr
meyi reddeder. Ev sahibesi Baubo bunun zerine birdenbire giysilerini
yukar kaldrarak ve plak vcudunu gstererek onu gldrrA (Freud,
Gesammelte Werke. Band X. s. 399- Bkz. Salomon Reinach, Cultes,
Mvthes et Religions. Paris 1912. Band IV. s. 115f0.
59- Hlderlin, Der Herbst, age. s. 1066.
60. Odysseia. XXII, 473.
61. Wilamowitz'e gre, cezalar "ozan tarafndan haz duyarak yerine getiril
mitir." (Die Heimkehr des Odysseus, age. s. 67). Otorite filologlar "asl
m kadn cesetlerinin sallan", kapanlarla dolu av yolu benzetmesini
"tam olarak ve... modern ekilde yanstyor" (age., bkz. Age. s. 76) diye
seviniyorlarsa, o zaman haz bu benzetmenin byk bir blm gibi g
rnr. Wilamowitz'in eserleri, barbarlk ve kltrn Almanlara zg ekil
de birletirilmesinin etkili belgelerinden biridir ve yeni Hellenizm sevgisi
nin temelini oluturur.
62. Gilbert Murray, dizenin teselli edici amacna dikkati eker. Kuramna g
re Homeros'taki ikence sahneleri uygarl tevik edici sansr tarafndan
kaldrlmtr. Geriye sadece Melanthios ile kadnlarn ldrl kalmtr
(age. s. 146).
JULIETTE YA DA AYDINLANMA VE AHLAK
1. Kant, Beantwortung der Frage: Was ist Aufklrung? Kants W
r
erke. Akade
mie-Ausgabe. Band VIII. s. 35.
2. Kritik der reinen Vernunft, age. Band III. (2. Basm) s. 427.
3. Age.
4. Age. s. 435f.
5. Age. s. 428.
6. Age. s. 429-
7. Age. Band IV. (1. Basm) s. 93.
8. Kritik der Urteilskraft, age. Band V. s. 185-
9- Age.
10. Metaphysische Anfnge der Tugendlehre, age. Band VI. s. 449-
11. Spinoza, Ethica, Pars III. Praefatio.
12. Kritik der reinen Vernunft, age. Band III. (2. Basm) s. 109-
13. Histoire de Juliette, Hollande 1797. Band V. s. 319f.
14. Age. s. 322f.
15- Age. s. 324.
16. Kritik der praktischen Vernunft, age. Band V. s. 31, 47, 55-
17. Nouveaux Essais sur L'Entendement Humain. Ed. Erdmann. Berlin 1840.
Buch I. Kapitel II. Parag. 9- s. 215.
18. Bkz. Heinrich Mann'in Inselverlag basm iin kaleme ald giri.
19. Metaphysische Anfnge der Tugendlehre, age. Band VI. s. 408.
20. Juliette, age. Band IV. s. 58.
21. Age. s. 60f.
22. Spinoza, Ethica. Pars IV. Prop. LIV. s. 368.
23. Age. Schol.
24. Metaphysische Anfnge der Tugendlehre, age. Band VI. s. 408.
25- Age. s. 409-
26. Juliette, age. Band II. s. 114.
27. Age. Band III. s. 282.
28. Fr. Nietzsche, Umwertung aller Werte. Werke. Krner. Band VIII. s. 213.
29- Juliette, age. Band IV. s. 204.
30. E. Dhren "Neue Forschungen"de (Berlin 1904. s. 453ff) bu yaknla dik
kati ekmitir.
31. Nietzsche, age. Band VIII. s. 218.
32. Juliette, age. Band I. s. 315f-
33. Genealogie der Moral, age. Band VII. s. .321ff.
34. Juliette, age. Band I, s. 300.
35. Histoire de Justine. Hollande 1797. Band IV. s. 4 (Diihren'de de yer alr.
Age. s. 452).
36. Genealogie der Moral, age. Band VII. s. 326f.
37. Justine, age. Band IV. s. 7.
38. Nachlass, age. Band XI. s. 214.
39. Genealogie der Moral, age. Band VII. s. 433.
40. Juliette, age. Band I. s. 208ff.
41. Age. s. 21 lf.
42. Jenseits von Gut und Bse, age. Band III. s. 100.
43. Nachlass, age. Band X3I. s. 108.
44. Juliette, age. Band I. s. 313-
45. Ethica. Pars IV. Appendix. Cap. XVI.
46. Age. Prop. L. Schol.
47. Age. Prop. L.
48. Juliette. age. Band II. s. 125.
49- Age.
50. Nietzsche contra Wagner, age. Band VIII. s. 204.
51. Juliette, age. Band I. s. 313.
52. Age. Band II. s. 126.
53. Beobachtungen ber das Gefhl des Schnen und Erhabenen., age. Band
II. s. 215f.
54. Age.
55- Nachlass, age. Band XI. s. 227f.
56. Also Sprach Zarathustra, age. Band VI. s. 24S.
57. Genealogie der Moral, age. Band VII. s. 421.
58. Juliette, age. Band III. s. 78f.
59- Age. Band IV. s. 126f.
60. Thorie de la Fte. Nouvelle Revue Franaise. Jan. 1940. s. 49.
61. Bkz. Caillois, age.
62. Age. s. 58f.
63- Nachlass, age. Band XII. s. 364.
64. Juliette, age. Band II. s. 8lf.
65- Juliette, age. Band, III. s. I72f.
66. Age. s. 176f.
67. Edition prive par Helpey. s. 267.
68. Juliette, age.
69. Age. s. 178f.
70. ge. s. L88-99-
71. Juliette, age. Band IV. s. 261.
72. Age. Band II. s. 273.
73- Juliette, age. Band IV. s. 379-
74. Aline et Valcour. Bruxelles 1883. Band I. s. 58.
75. Age. s. 57.
76. Victor Hugo, L'Homme qui rit. Band VIII. Kapitel 7.
77. Juliette, age. Band IV. s. 199.
78. Bkz. Les 120 Journes de Sodome. Paris 1935. Band II. s. 308.
79. Der Fall Wagner, age. Band VIII. s. 10.
80. R. Briffault, The Mothers. New York 1927. Band I. s. 119-
81. Nachlass, age. Band XI. s. 216.
82. Age. Band XIV. s. 273-
83. Grundlegung zur Metaphysik der Sitten, age. Band IV. s. 432.
84. Die frhliche Wissenschaft, age. Band V. s. 275. Bkz. Genealogie der Mo
ral, age. Band VII. s. 267-71.
85. Die frhliche Wissenschaft, age.
86. Bkz. Nietzsche, Nachlass, age. Band XI. s. 216.
87. Bkz. Le Play. Les Oeuvriers Europens. Paris 1879. Band I. zellikle s.
133f.
88. Juliette, age. Band IV. s. 303ff.
89- Les 120 Journes de Sodome, age. Band I. s. 72.
90. Bkz. Juliette, age. Band II. s. 234 Dipnot.
91. La Philosophie dans le Boudoir, age. s. 185-
92. Bkz. Demokrit. Diels'in 278. Fragmani. Berlin 1912. Band II. s. 117f.
93. La Philosophie dans le Boudoir, age. s. 242.
94. S'. Reinach, "La prohibition de l'inceste et le sentiment de la pudeur", in:
Cultes, Mythes et Religions. Paris 1905. Band I. s. 157. -
95- La Philosophie dans le Boudoir, age. s. 238.
96. Age. s. 238-49.
97. Age.
98. Juliette, age. Band IV. s. 240-44.
99- La Philosophie dans le Boudoir, age. s. 263.
101. Juliette, age. Band V. S. 232.
102. Die frhliche Wissenschaft, age. Band V. s. 205-
EK:
ODYSSEUS VE SEIRENLER
MICHAEL FRANZ
Gnmz burjuva felsefesinde, Aydnlanma araclyla
mitten bamszlam bir dnyada sanatlarn ilevine ilikin
ilk bakta ekici gelen felsefi bir benzetmeyle karlarz; bu
dnyada iblmnn toplumsal ynden antagonist bir bi
imde n alnmaz gelimesi balamtr.
Benzetme Homeros'un alegorik bir yorumudur; burada
Odysseus'un Seirenlerle karlamas amlanmaktadr. Bu,
Theodor W. Adorno ile Max Horkheimer'in faizmden kaa
rak sndklar ABD'de kaleme aldklar, Almanca olarak ilk
kez 1947'de Hollanda'da Querido yaynevince baslan nl
"Aydnlanmann Diyalektii" adl kitapta yer almaktadr. Belir
tilmesi gereken eliki, snfl toplum koullarnda Aydnlanma
srecini retici glerin gelimesinin yanss olarak niteleyen
elikidir; Aydnlanma olarak balayanlar kapitalist paraya e
virme rasyonellii olarak son bulmaktadr. Bylece Aydnlan
ma egemen olunamayan, denetimden km toplumsal sre
cin akldlna dnerek deersiz, kt mitleri tevik eden
tehlikeli bir durama inmektedir. Buraya kadar iyi; ama bura
dan, iinde toplumsal elikilerin itici glerini yitirdii bir ta
rih tasarm karlmaktadr. retici glerin geliimi bu gr
asndan bir dnce tarihi srecine dnmektedir. Aydn
lanmann simgesi bilim, zellikle de matematik olmakta, bilim
retici glerdeki gelimenin zihinsel merkez sreci diye ele
alnmaktadr. Yaamn toplumsal ynden gven altna aln
na tek yanl yaklalmakta, bu gven egemenlik ilikilerine
dayanmaktadr. Yeniden retimin basks altnda toplumun
yaam sreci zorunlu olarak toplumsal ynden antagonist bi
imde gelimektedir. "Emreden aznlk toplam yaam, yaa
mn korunmasna ilikin gereklere baml klarak kendini ve
bunun yansra btnn de yaamaya devam ediini gven al
tna alyor. Egemen akl, basit yeniden retimin Scyllas ile
dolu dizgin yerine getirmenin Charybdis'i arasnda Home-
ros'tan modern yazarlara kadar ynetimi elden brakmak iste
miyor: o, kk ktlklerin yol gsterici yldzndan baka
her eit yol gsterici yldza eskiden beri gven duymam
tr."
1
Scylla ile Charybdis imgeleri de "Odysseia'dan alnmtr.
Scylla uzun boyunlu, alt bal bir deniz canavardr; sarp,
kaygan ve sipsivri ykselen kayalar iindeki bir maarada
oturur; nnden yzerek ya da gemiyle geen her eyi, yunus
balklarn, foklar, gemicileri balarn uzatarak yutar. Chary
bdis ise tekinin karsndaki daha alak kayalklarda oturan,
yaknna gelen her eyi dalgalarla birlikte yutan deniz tanrs
dr. " kez kusar gnde ve eker iine smrr kez, / su
lar yuttuu sra varaym deme oraya sakn."
2
Ancak geri dn
mek istemeyen herkes kayalklarla girdabn arasndan gemek
zorundadr. Birinden kamak isteyen tekine yakalanr. Kur
ban vermeden gemek mmkn deildir, durumu arkadala
rndan gizleyen Odysseus'un da bana gelir bu; Kirke'nin
nerisi zerine Scyla'nn yaknndan geerler, ama arkadala
rndan alts yakalanr.
Odysseus ve arkadalar bundan nce Seirenler adasnn
yanndan gemek zorundadrlar. Kirke Odysseus'u kutsar
(XII, 39-46):
"Seirenlere varacaksn sen en nce,
onlar byler yaknlarna gelen btn insanlar,
kim yaklarsa bilmeden ve dinlerse onlar, yand,
bir daha evinde onu ne kars karlar, ne ocuklar.
Seirenler onu ayrda nlayan ezgileriyle byler,
ayrn evresinde kemikler vardr, bek bek,
bunlar kemikleridir etleri ryen insanlarn,
bzk bzk durur kemiklerin stnde deriler."
Kirke'nin Odysseus'a hangi t verdii bilinir: Kendisini
diree balatp arkadalarnn kulaklarn balmumuyla tka
mak. Bylelikle o Seirenlerin ezgilerini dinleyebilecek ve te
kiler de saa sola bakmadan krek ekebilecektir. Arkadala
rna ipleri zmeleri iin yalvard zaman da onlar balarn
daha ok sktracaktr. Yerinde olduu ok iyi anlalan bir
t. Ama Seirenler ezgilerinde neyi dile getirmilerdir?
"Gel buraya, dillere destan Odysseus, Akhalarn an
erefi,
durdur gemini de duy bizim sesimizi.
Hibir vakit bir kara gemi burdan geemedi
durup dinlenmeden azmzdan kan tatl ezgileri,
dinlerler doya doya, daha ok ey renir yle giderler.
Biliriz biz engin Troya'da olup biten her eyi,
Argoslularla Troyallara tanrlarn ne aclar ektirdiini,
biliriz biz ne olur ne biter bereketli toprak stnde."
(XII, 185-192).
Seirenler Musa'larn bilgisine sahip olduklarn ne srerler
ve tanrsal baka bir Musa'lar korosu da olutururlar, Ernst
Buschor'un
3
kantlad gibi "uzayn k denizini ya da Ha-
des'in alaca karanln" yurt tutarlar. "Yalnzca yeralt dnya
snn kapsndan gemi olanlar onlarn ezgilerini dinleyebilir
ler; onlar izinsiz iiten faniler lme mahkum olurlar." Seiren
ler Euripidis'te insan biiminde kanatl tanr ulaklardrlar, Ely-
sium'un k dnyasna giden yolda ruhlara elik ederler. Ama
156
halk inancnda Sekenler zellikle Hades'in glgeler lkesinde
bulunurlar, lleri karlar ve teselli ederler. Odysseus-serve
nindeki Sekenler bu te dnya Musa'larndan ve tanr ulakla
rndan farkldrlar. Odysseia'dakiler masal Sekenleridir. Busc-
hor yle der: "Bu tr masallar anlatan Grek denizcilerine g
re Sekenler sevimli, batan karc, bilge iki deniz yaratdr:
(Sophokles'in dedii gibi) deniz tanrs Phorkys'in kzlardr;
belirli bir adada otururlar, ezgilerini dinleyenleri lme gn
derirler, gleri krld zaman kendileri de lrler. Ama Ha-
des'e ve cennete tamamen yabanclamamlardr. Bulunduk
lar adann yeralt dnyasnn giriine yakn bir yerde, bat y
nnn en u noktasnda, cennet gibi gzel bir lke, frtnalar
dan uzak, her zaman masmavi bir gkyz ve durgun denizle
evrili bir iek bahesi olmas bir rastlant deildir. Onlar ac
masz lm melekleri deildirler, doast ezgileri gemicile
rin bana karlarn, ocuklarn, yurtlarn unutma, yabanc
sahillerde gten derek gmlmeden rme felaketini ge
tirir." - "... nlerinden geen gemicilere seslenirler, kendilerini
her eyi bilir gsterirler, onlara birtakm gizler aklayacaklar
n sylerler. Kurduklar bu tuzakla tehlikeli yaratklar haline
gelirler..."
Adorno ile Horkheimer Seirenleri ve Odysseus'un serve
nini nasl yorumla maktadr?
4
"Kim var olmak istiyorsa, geri
getirilmezin ekiciliini duymamaldr ve bunu da ancak Sei-
renleri duymazsa baarabilir. Toplum her zaman bunu sala
mtr. alanlar din ve dikkatlerini toplam bir ekilde ileri
ye bakmak, kenarda kalanlar yerlerinde brakmak zorunda
drlar... teki olana, bakalarn kendisi iin altran mlk
sahibi, yani Odysseus seer. Diree bal ve kendinden ge
mi bir ekilde dinler, ekiciliin gc arttka balarnn da
ha ok sktrlmasn ister... ittikleri onun iin sonusuz ka
lr... Arkadalar smrcnn yaamn kendilerininkiyle bir
likte tek bir yaamda yeniden retirler ve o da toplumsal ile
vini artk terkedemez. Odysseus'u geri dnlmez ekilde
praksise balayan balar ayn zamanda Seirenleri de praksis-
ten uzak tutarlar: ekicilikleri salt dnme konusu halinde,
sanat halinde etkisiz duruma getirilir. Diree bal Odysseus
hareketsiz ve kulak kesilerek bir konser dinler, tpk sonraki
dnemlerin konser izleyicileri gibi, ve serbest braklmas iin
cokuyla seslenmesi daha o zaman alk olarak yanklanr. Sa
nattan alnan haz ve el iilii tarih ncesine veda ederken
birbirlerinden byle ayrlrlar."
Adorno ile Horkheimer kapitalizmde gelien efendi-uak-
diyalektiinin izdmn Homeros dnemine yanstrlar. Mi
tolojiden kurtuluun, geleneksel egemenlik ilikilerinin de
mokratikletirilme ifadesi olarak aristokrasiye kar verilen sert
snf kavgalarnda gerekletiini gremezler. Bedensel ve zi
hinsel faaliyetin birbirinden ayrl gerekten de bu dnemde
balar: Sanat, bir meslek olarak icra edilen zgl bir etkinlik
durumuna gelmitir; ama kamuyu ilgilendiren bir sorun ve
toplum yaamnda bir g olmay elden brakmamtr. Bu
adan gelimesinin tepe noktasna klasik Polis demokrasisin
de ulaacaktr.
Adorno ile Horkheimer, mitlerde yaamn ve lmn
amlanm olduunu sylyorlar. Buna karlk Aydnlanma
nn simgesi olarak bilim hakikat diye sadece yaplabilir-olan
tanmaktadr, hem de onun toplum asndan tad anlamla
ilikisini gznne almadan. "nsanlar Yenia bilimine giden
yolda anlamdan vazgeme baarsn gsteriyorlar."
Bu ise gerek gelimeyi ters yz etmektir. Durum tama
men bunun tersidir: Mitsel dnya imgelerinin dalmasyla, bu
imgelerdeki ekici ve onaylayc gcn kaybolmasyla birlikte
insanlar kendileri bir kanya varmak iin yeni bir balang
yaparak anlam soruturmaya balamlardr.
Bu ekilde dier savlar da doru deildirler. Bu savlarda
bilimsel almann belirli yanlan yaltlanm ve mutlak diye
158
konmutur; rnein bilimin zellikle snflandrc bilim olarak
biimlendii belirli zorunlu, ama geici tarihsel gelime evre
leri; ya da ama bilimin iblmsel yaps, ki bu yap toplumun
iblmsel yapsyla birlikte toplumun sosyal antagonizmala-
rnda dolaymlanmaktadr.
Adorno ile Horkheimer'e gre by dnyas hl farklar
iermekte, bilim ise niteliklere ilgi gstermemekte ve lle-
mez-olan, kuvantalatrlamayanlar kesip, budamaktadr.
"Aydnlanmann kulland ara, yani soyutlama kendi nesne
lerine kar, kavram olarak ortadan kaldrd yazg gibi dav
ranyor: Yani, yok etme olarak." mge ile eyin by aama
sndaki ilikisi, zgl bir temsil etme ilikisi olmu olsayd, o
zaman bilim yalnz cinsleri tanmlard: Her tekil ey sadece bir
cinsin rnei saylacak ve yerine bakasn geirmek, deitir-
mek kesinkes mmkn olacaktr. yknme, yani insanlarn
doa glerine bysel ekilde kendilerini uydurma arac sa
natta yaamaya devam edebilir ama etkilemekten vazgemek
kouluyla: Seirenler bu konuda kefil olmular, bu yzden l
mek zorunda kalmlardr.
Adorno ile Horkheimer'in Homeros'a ilikin alegorik yoru
mu byle. Ancak Odysseus'un Seirenlerle karlama yks
n aklayan bir metin daha var. Yzylmzn byk sanat
larndan Franz Kafka'nn kaleme ald bu yk, 1931'de Max
Brod tarafndan yaymlanan "in Seddi'nin nasnda"
5
adl
ciltte yer alr.
Adorno ile Horkheimer, Kafka'nn "Seirenlerin Suskunlu
u" yksne deinmezler, ama belirli ortak yanlar ve dikka
te deer ayrlklar yine de gzden kamaz.
Kafka'nn yks ksa ve anlamldr, bir tmce dahi fazla
deildir:
SERENLERN SUSKUNLUU
Yetersiz, hatta ocuka arelerin de kurtulmak iin ie
yarayabileceklerinin kant:
Odysseus Seirenlerden korunmak iin kulaklarn balmu-
muyla tkad ve kendini skca diree balatt. Elbette yola
kanlarn hepsi batan beri benzer ekilde davranabilirdi, ama
Seirenlerin daha uzaktayken batan kardklar kiiler hari;
bunun bir yardm dokunamayacan dnya alem biliyordu,
Seirenlerin ezgileri her eye nfuz etmekteydi ve batan ka
rlann tutkusu ne zincir ne de direk tanrd. Ama Odysseus
bunu dnmemiti, hem de bu konuda belki bir eyler duy
mu olmasna karn. Bir avu balmumuna ve zincirlere g
vendi, areciklerine masum bir ekilde sevinerek Seirenlere
doru yelken at.
Oysa Seirenlerin ezgilerinden ok daha korkun bir silah-
lar vard, suskunluklar. imdiye kadar grlmemise de bir
kimsenin kendisini onlarn ezgilerinden kurtardn dn
mek mmkn, ama suskunluklarndan asla. Seirenleri kendi
gcne dayanarak yenmi olma duygusuna, bu duygudan
doan, her eyi srkleyip gtren gurura kar dnyevi olan
hibir ey direnemez.
Ve gerekten de Odysseus yaklat zaman, ister bu ra
kibi yalnz suskunluun pes ettirebileceine inanmalarn
dan, isterse balmumu ile zincirlerden baka bir ey d
nmeyen Odysseus'un yzndeki mutluluk ifadesinin onlara
ezgilerini unutturmu olmasndan ileri gelsin, bu gzel sesli
arkclar susuyorlar, ezgilerini dile getirmiyorlard.
Ama Odysseus, deyim yerindeyse, onlarn suskunluunu
iitmiyordu, ark sylediklerine, onlar sadece kendisinin
duymadna inanyordu. nce balarn dndrmelerini, de
rin derin nefes almalarn, yala dolu gzlerini, yar ak az
larn grd ylece, ama bunun duyulmayan ezgilerine ait
160
olduunu sand. Ksa sre sonra her ey uzaklara diktii gz
lerinin nnden kayd, gitti. Seirenler Odyseus'un kararll
karsnda tam anlamyla gzden kayboldular, ve Odysses
Seirenlere zellikle en yakn olduu zaman, artk, onlardan
haberdar deildi.
Ama onlar her zamankinden daha gzel uzanarak
dndler, rktc salarn zp rzgara verdiler ve pene
lerini kayalarn stne ap gerdiler. Altk batan karmak is
temiyorlard, Odysseus'un iri gzlerindeki yansy mmkn
olduunca uzun bir sre tutmak, yakalamak istiyorlard sade
ce.
Seirenler bilinli olsaydlar, daha o zaman yok edilmi
olurlard. Ama onlar bylece hayatta kaldlar, yalnz Odysse
us kap kurtuldu ellerinden.
Bir de buna ek olarak, Odysseus'un ok kurnaz, kader
tanrasnn bile iyzn anlayamad tilki gibi biri olduu
sylenir. Belki de o, insan aklyla artk kavranamayacak olma
sna karn, Seirenlerin sustuunu gerekten farketmi ve yu
kardaki sahte olay Seirenlere ve tanrlara kar adeta bir kal
kan olarak tutmutur.
Bu ksa ykde, nesne merkezli betimlemeye kararak
kaybolmayan, iirsel anlam aan bir dil kar karmza. Bu,
imgesel programn im dili (algorithmus) olarak biimlendir
meye yarayan, yani ierii retorik asndan ereksel ierik
olan bir alegori deildir. Bu, imgesel dnme'nin diyalektik
bir devinimidir, geleneklemi motifler alnarak deitirilmi
tir; bu, okurun da katlmas gereken anlamsal ynsemelerle
ve ilikilerle oynanan bir oyundur. Biz de bu oyuna katlmay
deneyelim. Balangta Adorno ile Horkheimer Kafka'y be-
nimsiyormu gibi grnr, ama kabalatrarak, tek yanl, pek
ok eyi ak brakan, olanaklar gsteren ve sonuna kadar
harcattran, dnme'yi seeneklerde uyaran diyalektik kar
tn ekiciliinden yoksun bir ekilde. Ama yine de nemli bir
ortak yan kar ortaya: Odysseus'un bavurduu yetersiz are
lere sevinmesi; ki bu, Adorno ile Horkheimer'in saldrlarn
da ana hedefi oluturan tek yanl, srf ok yakn-olan zerin
de dnlm amasal bir rasyonelliin bavurduu areler
dir. Kafka bu areleri yalnz yetersiz deil, stelik ocuka di
ye tanmlar; bunlar areciklerdir, kendini aldattan ayrlma
yan kk hilelerdir. Acaba kurtulmak iin bir ie yarayabilir
ler mi? Bu sav ilk tmcede ne srlr, ama savn aklan
ve temellendirilii ondan kuku duyuluunu ortaya koyar;
Kafka'nn yks, artk genel, doal, ard arkas sorulmayan
bir varsaym olan bir sav iin kant olmaktan baka her ey
dir.
nce arelerin ocuka olular da aklanr. Odysseus'tan
evvel bakalar niin bunu akllarna getirmemitir? Zincirlere
ve diree kimse gven duymam olsa gerek. Herhalde tutku
nun ne olduu hl biliniyordu. Kafka ykye paradoks bir
yn verir. "Oysa Seirenlerin ezgilerinden ok daha korkun
bir silahlar vard, suskunluklar." Kendi gcne gvenme
duygusu, her eyi srkleyip gtren gurur batan karlann
tutkusundan hl ok daha gldr. Seirenler sustuklar za
man yenilmi saylrlar, oysa yenilmi saylmalarndan dolay
yenerler, insanlar kendilerine ekerler. Odysseus'u suskunluk
da etkilememitir.
Kafka balangta Odysseus'un bavurduu areciklere se
viniini masumca, yani nahif diye deerlendirir. Bu sevin bi
raz sonra, iinde arelerin tamamen bamszlk kazand
uursuz bir mutlulua dnr. Sonuta geriye sadece, ken
dinden haz alan ve karsnda her eyin kaybolduu sarslmaz
bir, kararllk kalr.
Gler ilikisi tersine dner: Odysseus'un yazgs Seirenle
rin dudaklarna deil, Seirenlerin yazgs Odysseus'un, artk
kendilerine bir ey ifade etmeyen bakna baldr.
162
Odysseus'n kurtaran bavurduu areler midir, yoksa her
eit yanl anlamay ieren ve kendine eken onun kendini
aldat mdr; Seirenleri dinleme, ezgilerinden haz alma amac
boa kmtr, boa kmak zorundadr. stnl, Odysse-
us'un sadece tuzaa dmemesini, tehlikesizce dinleyebilme
sini salayacak olan areler ele geirir. Ama ve ara ilikisi
tersine dner ve giriimin tamam anlamn kaybeder. "...
Odysseus Serienlere zellikle en yakn olduu zaman, artk
onlardan haberdar deildi." Tutkudan yoksun, yeni trden bir
lgnlk etkisi brakan bu adam Seirenler iin bir bilmecedir -
diree bal, kulaklar balmumuyla tkal ve gzlerinde lgn
lk parltlar. Anlamn kaybeden amasal rasyonellik lgnl
a dnmek zorundadr.
Kendini aldatma ve yanl anlalma yolculuu byle gee
bilirdi, insanl mitsel gemiten karan yol olarak yorumla
nabilirdi, ama Adorno ile Horkheimer'n vurgulad sosyal
antagonizmalardan yoksun bir ekilde. Krekiler eksiktir y
kde. Odysseus sanki yalnzdr, arkadalarndan sz edilmez.
Odysseus'un kendini diree balat anonim bir olay gibi an
latlr. Dncenin paradokslar iindeki deviniminin ilk belirti
leri burada grlmeye balar: Odysseus yalnzca diree bal
deildir, stelik kulaklarn balmumuyla da tkamtr. Onun
bir ey iitmesi, hatta ezgilerini dile getirmi olsalard bile Sei-
renlerin suskunluundan baka bir ey iitmesi mmkn de
ildi. Suskunluk onlara verilen bir cezayd, artk kendi silahla-
r deildi. Olaslkla aknlktan dolay sustuklar iin bu ba
ka bir suskunluktu.
Acaba Odysseus'a yalnz zincirlere gvenmek yetmemi
miydi? Srf diree balanarak Seirenleri dinleme tehlikesini
gze almak istemiyor muydu? Bu yzden mi kimse farkna
varmadan kulaklarn da balmumuyla tkamt? Yoksa dnya
ya, Seirenlerin ezgilerini zarar grmeden yalnz kendisinin
dinleyebileceini mi gstermek istiyordu? Ya da btn bunlar
aslnda kendi mi dzenlemiti? Bu durumda hibir eyin, hele
Seirenlerce dile getirilen ezgilerin eksik olmamas gereken
kendi dzeninin tadna varacakt; hem de ister ezgilerini sy
lesinler isterse sylemesinler, Odysseus onlar ezgilerini dile
getirirken duymak zorundayd.
Acaba kararll gerek miydi, Seirenlerin ezgilerinden ya
da suskunluundan daha m korkuntu. Bu durumda kulakla
rn balmumuyla tkamas ya da tkamamas hibir nem ta
mayacakt; o nasl olsa bir ey iitmeyecek ya da iine gelen
leri iitecekti. Demek ki, Seirenlerin ezgilerini dile getirmeleri
ya da getirmemeleri de bir nem tamayacakt. Hatta Seiren
lerin kendisi gereksiz olacakt. Sylentiler, imgeler yetecekti.
"Seirenler bilinli olsaydlar, daha o zaman yok edilmi olur
lard."
Bu yol, yalnz mitsel gemiten uzaklatran bir yol olma
yacakt, stelik sanattan yoksun, sanattan haz alma olanak ve
yeteneinden yoksun bir yol da olacakt: Yetersiz arelerden
ve sarslmaz bir kararllktan baka bir ey iermeyen bir gele
cee doru uzanan yol. Bu bir kurtulu mu? Neden? Hangi
bedel karlnda?
Ama durum byle mi? Acaba Odysseus, daha sonra iyice
gelien, ufku dar olduu iin abes ve dar grllnden
dolay acmasz olan amasal rasyonelliin, Adorno ile Hork-
heimer'da ortaya kt, gibi, ilk rnei deil mi? Frnkel'e g
re "Odysseia", "tm glerin inadna kendisini savunmak iin
yazgsn akll ve direngen ekilde ellerine alan, yeni dne
min gereki insan"n vmektedir.
6
"Odysseia'da, daha nce
mevcut olmayan bir farka yer verilmitir: "...bu dnceyi ona
ister bir tanr telkin etmi, isterse kendisi aklna getirmi ol
sun." "Odysseia"nn 1. Blmnde, lmllere kendi sorum
luluklarn anmsatan Zeus'un nl konumas yer alr (I, 76-
79):
164
"Ne diye insanlar tanrlardan bilir birok eyi!
Sanrlar btn bellar bizden gelir,
oysa kaderin dnda ac yar balarna
kendi kendileri, kendi taknlklar."
Kafka ykye yine paradoks olan bir zm getirir; olas
lklar ieren, gelecei ak brakan bir dnce oyunu: Belki
her ey bir dzendi. Ama kendini beenmilikten, byklk
satmaktan deil, tersine gizini ele vermemek iin dikkatli dav
ranmaktan dolay bir dzen. Odysseus iin iyzn, Seiren
lerin sustuklarn da anladn gstermek istemiyordu. O za
man bavurduu arelere sevinmesi yalnz Seirenlere ve tanr-
lara kar korunmak iin dnlm bir davrant. Seirenle-
rin sustuunu gerekten farketmiti. Ama bunu kimseye sy
lememiti. Bylece Seirenleri suskunluklar iinde silahsz b
rakmt. O gurura kar bakt, ama pek de yle masum ol
mayan areciklerine masumca sevinmesinden dolay deil.
Byle bir gurur, kendisince de bilinen krlemenin sadece
baka bir biimiydi. Ama o tanrlar gereksiz yere kldrmak
istemiyordu, bunun zerine onlarn kendinden beklediklerini
yerine getirirmi gibi davrand. Kendi gcne gven duydu
unu gstermek istemiyordu. Diree balan da belki bir
oyundu.
Ne var ki, Odysseus kendisini yalnz Seirenlerle tanrlarn
deil, stelik insanlarn da anlamayacaklarn ve verdii rnek
yerine oyunu kendilerinin ciddiye alacaklarn aklna getirme
mitir: nsanlarn gelecekte gzleri kapal yknecekleri ras
yonel davran modeli olarak. Aslnda Odysseus'un elinde;
yanl anlalmamak iin, gerek tek bir frsat vard: Kendisi
ark sylemeliydi.
DPNOTLAR
1. Max Horkheimer/Theodor W. Adorno, Dialektik der Aufklrung. Philo
sophische Fragmente. Frankfurt a.M. 1969, s. 38.
2. Homeros, Odysseia. eviren Johann Heinrich Voss. Leipzig 1964.
3. Emst Buschor, Die Musen des Jenseits. Mnchen 1944. Alntlar s. 5, 7 ve
9.
4. Horkheimer/Adorno, Dialektik der Aufklrung. Alntlar s. 40 vd., 11 ve
19.
5- Franz Kafka, Das Schweigen der Sirenen, in: Beim Bau der chinesischen
Mauer. Leipzig und Weimar 1979, s. 27-29.
6. Frankel, Dichtung und Philosophie des frhen Griechentums, s. 95.
KAYNAK:
Michael Franz, Wahrheit in der Kunst. Neue berlegungen zu einem alten
Thema. Aufbau-Verlag, Berlin und Weimar 1984, s. 62-72.

You might also like