You are on page 1of 227

MURATHAN MUNGAN

AYNALI KIRK ODA



:::::::::::::::::

Murathan Mungan

21 Nisan 1955 stanbul doumlu. Ankara niversitesi
Dil ve Tarih-Corafya Fakltesi Tiyatro Blm'n
bitirdi. lkin eitli dergi ve gazetelerde yazlan ve iirleriyle
grnen yazarn ilk kitab 1980'de yaymlanan
Mahmud ile Yezida'dr. Daha ok iirleri (Sahtiyan,
Yaz Geer, Omayra), hikayeleri (Cenk Hikayeleri,
Krk Oda, Kaf Dann n), oyunlar (Taziye, Bir
Garip Orhan Veli, Geyikler Lanetler) ile tannan Murathan
Mungan ayn zamanda radyo oyunu, film senaryosu
ve ark sz yazd. eitli alanlara dalm
yirmi yllk almalarndan yapt zel bir semeyi
Murathan'95 de toplad. iirlerinden yaplan bir seme
Krte'ye evrildi: Li Rojhilate Dile Min ("Kalbimin
Dousunda"). Dnya edebiyatndan resim konulu
ykleri bir araya getirdii Ressamn Szlemesi
adl bir sekisi yaymland.

Metis Yaynlar, yazarn kitaplatrd btn almalar
bir klliyat olarak yaymlyor.

:::::::::::::::::

indekiler

ALCE HARKALAR DYARINDA

AYNALI PASTANE

GECE ELBSES

Ne zaman iime biraz fazla baksam, ykseklik korkum depreir...

:::::::::::::::::

ALICE HARKALAR DYARINDA

Naim Dilmener iin

Bu hikayede bahsi geen ahs ve hadiselerin
hakikatle hibir alakas yoktur. Benzerliklerse
sadece birer tesadften ibarettir.
Ve btn tesadfler gibi kanlmazdr.

DOMA BYME TEXASLI ALICE STAR, PUSLU BR SONBAHAR
sabah evinden kap bu boucu tara kasabasn byk kentlere
balayan anayollardan birine ktnda, btn yaz scaklarnn,
btn sinek ve vantilatr vzltlarnn geri dnmemecesine ardnda
kaldndan emindi artk. Evden kamalar hanidir ciddiyetini
yitirmi, can skc bir tekdzelikte yinelenen anlamsz bir oyuna
dnmt. Her seferinde, "gnn koullarna" ve "hayatn artlarna"
yenik dyor ve yine her seferinde, en azndan son
gndr azna lokma koymam bir halde gerisin geri evin yolunu
tutmak zorunda kalyordu. Bu yzden yaptklar, bakalarnn
gznde bir yeniyetme marklndan baka bir anlam tamyordu
epeydir. Eyleminin gerekliine bu kez olsun inandrmak
iin, sonuna kadar gitmekten baka yolu yoktu. O son da, o yol da
nndeydi imdi. Biraz daha cesaret istiyordu, hepsi bu. Bylelikle,
o eski, efsanevi "Asi Kz" imgesine, bu imgenin kararl
dnszlne yeniden kavuabilirdi.

Bindii otobsn penceresinden gemie bakp geride braktklaryla
elinde kalanlarn dkmn yapmaya yreini yokladnda;
Texas'n ssz llerine benzeyen ii bo ocukluk grntlerine,
boucu bir yalnzlktan baka hibir ey olmayan anlarna
daldnda, on sekizini yeni bitirmiti. ncekilerden farkl olarak
bu kez zerinde ispat edilmi bir "rtn" hakl gvenini tayordu.
Ve bu seferkinin ncekilere hi benzemediini bir tek kendi
biliyordu. Yol sevinci ile gemii boaltmann sszl yreinde
yer deitirerek duygularn belirsizletirirken, nndeki yolun
neler vaat ettiini bilmemekle birlikte, emin olduu tek ey, gerekten
ne pahasna olursa olsun, artk bir daha geri dnmeyeceiydi.
Alice iin bu, yeni bir yaam zleminden, evden kan
anlamlandrma gayretinden, herhangi bir seenek arayndan
ok bir var olu sorunuydu.

Artk bir var olu sorunu...

Nitekim yle oldu. Alice Star bir daha Texas'a hi dnmedi.
Bu kez baarmt. Bunu yllar sonra bir kez daha dnecekti;
kat o gnn btn ayrntlar, bindii, daha dorusu iine ekildii
o garip aracn metalik penceresinden uzayn usuz boluuna
baktnda, ayn belirsizlik duygusuyla yoklayacakt iini;
hem de tam her ey yoluna girmiken...

On sekizlik Alice'in yreiyse on ne takl kalmt. Kilise
korosundaki pazar ayinlerine takl kalmt sesi. lk flrtnn
"Dancing" kapsnda onu yzst brakarak baka bir kzla kt
zamanlardand yzndeki balamasz hzn. Uzak baklarndaki
derin ksknlk, meydan okuyan bir umarszla dnmt
zamanla. Her acy ciklet ineyerek karlayan ve bir omuz
silkmesiyle geitiren kzlardan biri olmutu sonunda. Baka trl
ayakta ve hayatta kalnamayacan renmiti nk. Camlarna
harfleri eksilmi neonlarn yansd benzinlikler, bakmsz
kafeler, arada bir ekilen bira sifonunun tekdze sesi, araba mezarlndaki
metal hurda, patlak tekerlekler, teneke kutular, havann
scana bulam kekre ttn kokusu gibi, bir Amerikalya
hemen "Bat"y artracak ssz ayrntlar sinmiti yznn
anlamna, davranlarna... Yaam boyunca doup byd yeri
kendinde tayanlardand. Bir daha dnmedii yurdunun iklimi,
efsanesinin de gizi oldu. Ondaki gizil vahilikte her Amerikalya
imdi unuttuklar sert ve acmasz gemii artran bir ey vard.
Eski kovboy filmlerinde, sigara reklamlarnn ekildii vadilerde
ve bir de bu kadnn yznde olan bir ey... Nitekim yllar
sonra, Alice Star, Amerika ve dnya iin bir "mit" haline geldiinde,
onun mitolojisini gelerine ayrtran okbilmi eletirmenler,
her konuda kl krk yaran uzmanlar, her eyi bir baka
eyle aklayan sosyal aratrmaclar, yznn ikonografisini
okurken, bu noktalar zerinde hassasiyetle duruyor ve sonu gelmeyen
yorumlar yapyorlard. Dnya kurulal beri, kimsenin bana
--en azndan bu kadar aikar olarak-- gelmeyen o tuhaf hadise
vuku bulduundaysa, bana gelenlerin, yznn bir kaderi olduu
konusunda hemen herkes hemfikirdi. lkin Amerika'nn gemiindeki,
sonra Hristiyanlk tarihindeki ikonografik gelenei
iermekle kalmayan yznn agzl anlam, bunlarla yetinmeyip
daha da telere, uzayn derinliklerine uzanm ve sonunda da
belasn bulmutu. Olan bitenin tek aklamas buydu. En azndan
biroklarna gre.

Ban pencereden alp her durakta krkl kaplar "tsslayarak"
alp kapanan bu imen yeili otobsn iindekileri seyretmeye
koyuldu. Sanki bu otobs bir filmde grmt, bu sahneyi;
hatta sanki kendi de bir filmin iindeydi. (Sinemalar! Boucu
tara kentlerinin dnyaya alan byl ufuklar... dnyann her
yerinde...) Tenhayd otobsn ii. Kendinden baka birka yolcu
daha vard. Onlara bakarken, evden kaan insan says ne kadar
az, diye dnerek hayfland. Az sonra, her otobs yolcusunun
ille de bir kaak olmasnn gerekmediini, pekala seyahat ediyor
olabileceklerini hatrlad, kendi kendine mahcup oldu. Daha sonra,
yan srada oturan bir kovboy iliti gzne. Oturuunda, yayld
geni ayrlar tayordu. Halinde, duruunda, srlarn otlatld
da ba meralarn hatrlatan bir ey vard. Ayaklarnn dibinde
kk bir srt antas duruyor, banda eprimi geni bir
apkayla pencereden dar bakarak eski "country" arklarn slkla
alyordu. Yzndeki ocuksu saflkta, gelecee duyduu
noksansz gven okunuyordu. Erkeklere zg, ou kez karl
olmayan bn bir gvendi bu. Hi susmuyor kovboy. Belli ki yreinde
byk umutlarla, byk kentte yeni bir yaam arayacak
kendine. Tam da, ben bu sahneyi bir filmde grmtm, dedirtecek
cinsten bir grntyd Alice'in seyrine dald. Saklanmaya
deer bir an gibi bu erkek yzn ve onu evreleyen ayrntlar
ezberlemeye alyor. (Yol hatras... Uzaklar iin yol hatras...)
Ayn anda, ayn yola, birbirinden habersiz km iki yol arkada
imdi onlar. Belki tanmayacaklar bile, ya da yllar sonra bir
rastlant sonucu karlatklarnda, biri dierini ve bugn hatrlayacak.
Bu biri, belli ki kovboy olmayacak; Alice'in farknda bile
deil nk, onun iin dndklerinin, kurduu yknn de tabii.
Erkeklere zg, ou kez karl olan bir duyarszlktan ve
ilgisizlikten kaynaklanyor bu hali. Belki de bu yzden, Alice, anszn,
bu kovboyun byk kentlerde harcanp gideceine, hibir
umudunu gerekletirmeden savrulup kaybolacana karar veriyor.
Ayrntlar fark etmeyen bu kaytsz yzn karar anlarn ve
nne kan frsatlar deerlendiremeyeceini, sradan bir gece
yars kovboyu olarak byk kent arklarnn dililerinde tlp
gideceini dnyor. Texasllar da zamannda Alice iin
benzer eyler dnmler, uzun yllar ondan bir ses kmadn
grnce de, dndklerinin doruluuna hkmedip onun Amerika
ktasnn usuz bucakszlnda yitip gittiine inanmlard.
Bir ara Massachusetts Teknoloji Enstits'nde okuyan ve terr
dzeyinde bir igzar olarak nam salm bulunan Sam Morris,
Alice'in bir porno yldz olduunu, ucuz seks filmlerinde oynadn
sylediinde de kimse inanmamt ona. Bu inanszlkta, elbette
Alice'in kiiliine, ahlakna bu ii yaktramamak gibi bir
kayg deil, dpedz onun bu ii bile kvramayacak kadar beceriksiz
olduu dncesi yatyordu. Ayrca o tombul, ksa boylu,
sivilceli kzn dzmesini seyretmek iin kimsenin para demeyeceini
de dnyorlard. ok da haksz saylmazlard aslnda;
Alice gerekten hibir flrtnn gnden fazla srmedii zamanlarnda,
tombul, ksa boylu, sivilceli ve olduka sevimsiz bir
kzd. Yalnz, vcudunun ounlukla giysi altnda sakl kalmak
durumunda olan kimi yerleri gzeldi. rnein, daha sonra btn
dnya erkeklerinin hayranln kazanacak olan gbei... Gbeini
zellikle akta brakan ve adeta simgesi haline gelen o ksack
tirtleri, "Alice tirtleri" olarak dnya modasna damgasn
vurduunda, gbei gzel herhangi bir taral kzn artk sakl
kalma olasl ortadan kalkm oluyordu. Ayrca, yle geliigzel
alp salmad iin bir trl gsteremedii srt, omuzlar,
mermer gibi przsz ve duru; teniyse dalalelerinin tayapraklar
gibiydi. Bacaklarnn dzgnlne gelince, bu, o zamanlar
dahi biliniyor, konuuluyordu. Onun hakknda ok atp tutanlar
bile, biraz ileri gittiklerini dndklerinde, "Ama, bacaklar kusursuz
dorusu," derlerdi. Bir sandvi ya da hamburgerle n
geitirdii uzun alk yllarnda fazla kilolarn atm, formunu
bulmutu. Boyuna gelince: Elbette hrete kavuunca boyu uzamad,
ama bu kez de ksa boylu, ufak tefek kadnlar dnyann
gzdesi oldular.

Sam Morris, sylediklerinin doruluuna inandrmak iin
ok didindi, ok urat. Bunu kiisel bir onur sorunu haline getirip
btn kasabay bezdirdi. Texas'n o kavurucu le gnei altnda
bile, kap kap gezip srarl pazarlamaclar gibi, eik nlerinden
bir trl ayrlmak bilmeden, Alice'in eskisi gibi iman olmadn,
ayrca epey gzellemi bulunduunu, bu iten para kazanmay
hak etmi bir hale bile geldiini anlatt durdu. Btn bu
iddialarna karn, gene de kimseyi inandramad, sonunda o da
derin bir hakk yenmilik duygusu iinde burulmu ve herkese
ksm olarak, srarlarndan vazgeip kesine ekildi. Kimileri,
onu aka yalanclkla suluyor, kimileriyse benzetmi olabileceini
sylyorlard. Bu, Sam Morris'i daha da ileden karyor;
kendinin de herkes gibi yanlm olabilecei, yalanclkla sulanmasndan
ok daha korkun bir hakaret olarak grnyordu gzne.
Alice Star'n dnyay kasp kavuran bir pop yldz olmasndan
birka yl sonra, en az Sam Morris kadar igzar bir gazeteci,
Alice Star'n hret olmadan nce, seks filmleri eviren bir porno
yldz olduunu belgeleriyle birlikte dnya kamuoyunun dikkatine
sunduunda, btn Texasllar, Sam Morris'in bir zamanlar
doruyu sylemi olduunu, herhangi bir sradan geree inanr
gibi kabullendiler, ama artk hibir nemi kalmadndan zerinde
durmadlar bile. Alice, zaten ne zamandr dnyann gndemindeydi.
Herkes gibi Texasllar da Alice'in gemiini unutmaya hazrdlar.
Ahlak kimi itirazlarn stelemesi halindeyse, aln
insanlara her eyi yaptrabilecei grnde birleiyorlard. Hem
buras Amerika'yd. zgrlkler lkesi! Sam Morris, bu gecikmi
haklln tadn karamad iin, fkesinden hibir ey yitirmedii
gibi, eskisinden daha ok insanlardan nefret ederek iyice
iine gmld. Teknolojiyle daha fazla ilgilenmeye balad ve
kendini uandairelere, uzaydan gelenleri aratrmaya adad. Yalnz,
dnya ilerine ksmeden nce, kasabadaki birka nian bozulmas,
boanma, iten kovulma ve kimi ufak tefek salon kavgalarnn
ortaya kmasnda, Sam Morris'in aratrmac ruhunun
nemli bir pay olduu sylentileri yaygnlat. Birka yl sonra
uandaireler grdn iddia etmeye baladndaysa --ki bir keresinde
bu nedenle televizyon ekranlarna km ve kendisini
inanmaz gzlerle szen, beton suratl bir sunucunun manidar sorularn,
kendinden gemi bir halde byk bir cokuyla yantlamt--
insanlar artk onu, yzlerinde saklamaya bile almadklar
hafif arpk bir tebessmle dinliyorlard. Uzayllarn, cn
alaca gn beklemekten baka bir ey kalmamt ona.

...

Geni gzenekli sarkk yanaklar, etli kaln dudaklarn da birlikte
aa ekiyor; hemen her zaman birtakm dolgun sivilceleri barndran
iri burnu, geni yzn iki ayr kara parasymasna
acmaszca ikiye blyor, bu da yetmiyormu gibi, kaln keli
enesinin yardmyla, bir yandan da adeta ne doru iteliyordu.
Zaten olmayan alnn iyice bastran beyaz kepinin altndan, gecenin
ileri saatlerinde, sarholarn, "Sa! Hayr, diken! Yok yok, al!"
diye bahse tututuklar, hibir canllk belirtisi tamayan talihsiz
salar fkrrd. Hep bembeyaz nlk giyerdi. Temiz kadnd;
i amarlarna varana dek tlerdi. Onun bu hali altrd
Kafe'nin bakmszln aklamay zorlatryordu. O koca
kasabada hi kimse, onun yzn gldren herhangi bir ey hatrlamyordu.
Bu somurtuk yz, her zaman bezgin bir kpeinkini
andrmt. ocukluundan beri "Kpek Kathy" diye anlmas
bouna deildi elbet. Alice, annesinin irkinliine hibir zaman
akl erdirememiti. Artk "irkin" demenin bile yetersiz kald,
btn tanmlarn dna taan, btn kategorileri altst eden bambaka
bir umutsuzluk noktasyd bu yzn vard yer. Her seferinde
yeniden armadan almak ok gt Kpek Kathy'nin
irkinliine. Annesi, Alice'in yaamnda gene de ok nemli bir
figrd. Hemen herkesin annesiyle kurduu ilikiden farkl bir
eydi bu, ve tabii eitli nedenleri vard. En bata geleni, Alice'in
btn yaam boyunca, annesinin aslnda vey annesi olduuna
dein sonsuz inancyd. Kendini tutamayp, "Anne, sen vey anne
misin?" diye sorduunda henz drt yandayd. Ardndan btn
gen kzl boyunca, bu "ac hakikatin" bir sarholuk annda
babasnn dudaklarndan dklvermesini bekledi. Hemen her
zaman krktk sarho gezen babasnn, byle bo bulunaca bir
ann yakalamak iin, ardnda az gezip dolamad. Zavall ihtiyarcksa,
kznn ilgisini, kendine duyduu sevgiye ve kollama duygusuna
yordu. Kukusuz bir baba iin ok hayrl saylacak bir
yanl anlamayd bu. Nitekim Alice, bu nedenle, ka kez babasnn
ban eitli belalardan kurtard; daha sonraki yoksulluk ve
sefalet gnlerinde en umutsuz zamanlarda bile, bir k yolu bulmak
konusundaki yeteneini, en artc durumlarn ortasnda bile
hi yitirmedii saduyusunu ve dinginliini, babasnn peinde
geirdii o umutsuz gnlerde edinmi olsa gerek.

Alice'in annesini bunca kabullenemeyii, onun irkinliinden
ok, akl almaz kaytszlyla ilgiliydi. Annesiyle ilikisine ait
kk bir holuk, kk bir sevecenlik, karlkl oynadklar gizli,
sevimli bir oyun, bir incelik an, ad konmam ama her iki tarafn
da yreinde saklad sessiz bir szleme, hibir ey, hibir
ey hatrlamyordu. Zaten Alice, hibir zaman annesinin herhangi
bir konuda ne hissetmi olduunu anlayamad. Bu kilitli surat, galiba
yalnzca Alice'e deil, koca yeryznde hi kimseye hibir
ey sylemiyordu. Buruuk gzkapaklar, gzlerinin yarsna dek
sarkyor, altndan da hibir k, hibir parlt barndrmayan elik
mavisi gzbebekleri inanlmaz bir kaytszlkla dimdik bakyordu.
Sanki bu dnyada hibir ey ona demiyor, ona ilimiyordu.
Alice, sonunda annesinin neler hissettiini kendi de bilmeyen tuhaf
bir yaratk olduuna karar verdi. Bu, onu ok rahatlatmt.
Annesinin yalnz onunla deil, hi kimseyle bir kprs yoktu.
Anlalmaz bir kadnd. Anlalmak gibi bir derdi de yoktu. Belki
de bu yzden bu kadar rahatt. Bata kendi olmak zere, dnyadaki
hemen her eyden sonsuza dek vazgemiti sanki. te yandan
zekas ve ibilirlii, yadsnamaz bir gereklikti. Tutumluluu da.
Hemen hi konumaz, konutuundaysa en az sayda szckle
idare ederdi. Bunlar ounlukla, "Hayr", "Asla", "Unut", "Evet"
gibi kesin ve tartma pay brakmayan yantlar; "Belki", "Bakalm"
gibi kendi iine gelen belirsizlikler, ya da "Olmaz!", "Kes
be!" gibi bildirim kipleriydi. Allahn terk ettii ln ortasnda
bana bela almadan kafe iletmek, o uzun yol srcleri ve kzgn
kovboylarla ba etmek kolay i deildi elbet. Kathy'nin evresine
yayd, Alice'in de bir trl dna kamad mthi bir ekim
alan olduu tartlmazd; sanki her eyi onun onaylamas
gerekiyormu gibi bir kan uyandrr, ya da her eyi ona onaylatmak
gerekiyormu gibi bir kanya insanlar kendiliinden kaplrlard.
Duygularmzla sululuumuz arasndaki o amaz iliki
henz kefedilmemi olduundan, bu aksi kadnn btn lanetliine
karn byle bir stnlk kurmu olmasn kimse anlamyordu.
Dardan bakldndaysa, ksaca, sessizliini bir otoriteye
dntrm, denebilirdi onun iin. Texas'n ortasnda bakmsz
bir kafede tezgahta durur; sarholar ve eski hatralar, uzun mcadeleleri,
araylar, yitirilmi umutlar, vazgeileri, kavgalar,
hayatlar byk bir ilgisizlikle dinler; can skldka da kirli bir
bezle tezgah silerdi. Arada bir ban kaldrp tezgahn zerinde
duran televizyona ayn ilgisizlikle gz atard. Bir kavga ktndaysa
--ki bizzat kendileri oktan birer kamyona dnm olan o
irikym kamyon srcleri arasnda sklkla kard-- nerede mdahale
edeceini ok iyi bilir, sonu alamayacan kestirdii yersiz
mdahalelerle otoritesini sarsmazd.

Babasysa, gerek kendi adna, gerek ailesi adna, gerek atalar
adna, gerekse de btn Amerika adna konuurdu. Ayakl bir
Amerika tarihi halindeki bu adam konumaya ehvet derecesinde
dknd. kinci kadehte balad uzun ve hamasi sylevleri
gn aarrken, szmasyla birlikte son bulurdu. Arada bir tutan ve
dinmeyen alama krizleriyle birlikte kesintiye uramamsa tabii...
Bu arada, kimi zamanlar uykudayken de konumay srdrd
olurdu. Annesinin yrede dinlemedii tek sarho babasyd.
Kafede iki bile verilmezdi ona. Onun ayak altnda dolamasn
istemezdi Kathy. Kasabann dnda, camlarna hep slak klar
yansyan bir benzinlikte alrd koca Ralph. Kopkoyu renkler
ve dumanl izgilerle sonsuza dek uzayan ufuk, sanki dnyann
yaradlna kadar geri giderdi. Batya zg o vahi ve melankolik
gzelliin btnyle ortaya kt, rzgarlarn kanyonlarda
slk ald gnbatmlar insann iine dokunurdu. ok hznl
bir yerdi. Orada zaman zaman sebepsiz yere burnu szlard insann.
Krk yllk gemii adna onu orada, o benzinlikte tuttuklarndan,
bu yzden kovmadklarndan emindi Alice. Ka kez onun
yznden yangn tehlikesi atlatmlard. Byle durumlarda bile,
hi oral olmamt Kathy, her eyi oluruna brakmt. Kathy, irkinliinin
cezasn ilkin kendine, sonra ailesine, sonra da kasabaya
fazlasyla detti. Alice'in hretinin ilerledii yllarda, bu demeden
gazeteciler de paylarn fazlasyla aldlar. Azndan tek
sz kmyordu kadnn. O yrtk ve yapkan Amerikal gazetecilerin
yedi cihana neler syletmi en kan kzl bile kelime alamyordu
kadnn azndan.

Alice kimi zaman uzaktan seyrederdi annesini. Ona yardma
gittii kimi gnler, bir an, zamann ve mekann dna kar, sanki
bir bakasym gibi, her eye yabanc gzlerle bakma oyunu oynard.
Hibir zaman ufack bir yaknlk olsun duymad, hemen
hi konumayan bu iri memeli, irkin ve tombul kadn, deil annesi,
hibir eyi olamayacak kadar uzak gelirdi ona. Hissettii bu
yabancl ona aklayabilecek, bildii tek tanm, onun vey annesi
olmasyd. Babasna bunu syletememi olmas bile, bu konudaki
inancn deitiremedi. Koca Ralph ise, hep bir gn buralardan
ekip gideceini, bir daha hi geri dnmeyeceini, izini
kaybettireceini sylerdi. Hep byk dler kurar; konumalarnda,
sonunda mutlaka eitli hayat dersleri kartlan mesellere yer
verirdi. Eskilere ait ttn ve toz kokan maceralar, birbiri uruna
len erkeklerin dostluklar zerine lmsz hikayeler anlatr; altn
ya da petrol ararken kaybolmu hayatlardan, onuru incindikten
sonra buralardan giden ve bir daha hi geri dnmeyen, atndan
baka hibir eyi olmayan yalnz kahramanlardan sz ederdi.
Arada bir az mzkasyla artk hi kimsenin hatrlamad hznl
bozkr arklar alard. Galiba Koca Ralph'in hayatta yapabildii
en gzel eydi bu. Onun sylediklerini ciddiye almazd
Kathy. Krk yldr ayn eyleri syleyip durduunu, ve dediklerinin
hibirini yapamadan buralarda geberip gideceini sylerdi.
Bunu herkesten daha iyi bilirdi. Umutsuz ve oyunsuz insanlarn
sahip olduu, amaz bir gereklik duygusu vard Kathy'nin.
Acmaszlnn gc buradan geliyordu.

Alice'in dnp de ardna baktnda, ailesine ve gemiteki yaamna
dein anmsad eyler bunlard ite. Var oluunun temeline
dein d krklklar... sevin vermeyen bulank resimler...

Alice'in evden katktan sonra, uzun ve skntl yllar geirdii
dorudur, hatta fazlasyla dorudur. Dikkafall, ahane
tembellii, yersiz alnganlklar, abuk sklmas, dankl,
sebatszl ve sk sk deien tutkular yznden, ilkin kendine,
sonra en yaknlarndan balayarak evresindeki herkese hayat
cehennem ettii de dorudur. Bu yzden hibir ite diki tutturamam,
balad hibir eyi srdrememitir. En uzun yapt i,
bulaklktr. nk bulak ykarken, bir eit ruhsal arnma
duyduunu kendi de syler. Hala bugn bile onu en ok sakinletiren
eyin, kprm deterjan olmas biraz garip karlanabilir
elbet, ama insanlarn alkanlklarndan kolay kopamadklar dnlnce,
bu da "anlalr" bir ey olup kar. Garsonluk, satclk,
sirkte yer gstericilii, konu mankenlii, pastanede kasiyerlik,
hayvan bakcl gibi ok eitli ilere girip km ve bunlarn
sonunda, her naslsa "yazar" olmayp arkc olmu, ard sra
evirdii filmlerle stelik adn bir de iyi oyuncuya karmasn
bilmitir. Btn bu i deitirmeleri srasnda kentten kente savrulmu,
hemen hemen Amerika'da grmedii yer kalmamtr.
Gezip tozduu yerlerin yan yana bititirilmesinden rahatlkla az
noksanl bir Amerika haritas elde edilebilir. Bir ara "serseriliin
iiri" diye bir ey tutturmu, bu iir uruna bana gelmedik i,
uramadk bela kalmamtr. Bu anlamda dnyann en pahal airlerinden
biri olduu da dorudur. Her grd film nerede geiyorsa
orada yaamak gibi bir huy edinmi, filmin getii yerleri
kefetmek gibi kimseye pek yarar dokunmayan bir merakn ard
sra oradan oraya savrulmutur. Yllar sonra Alice'in ocukluuna
dein malzeme toplamak gibi beyhude bir amala Texas'a
gelen gen bir gazeteci, priten grnl, okbilmi kap komusunun,
szde hogrl ama yukardan bakan bir edayla, "Alice'ciin
btn hatas seyrettii filmlere fazla inanmasyd," demesi
zerine ok sinirlenmi ve kadn fena halde halayarak, "nand
da haksz m kt peki? te koskoca Alice Star oldu. Sizse hala
burada, bu boktan kasabada tavuk besliyor ve bahenizdeki otlar
ayklayarak yalanyorsunuz," demitir.

Alice'in yllarca bunca ufak ite srterek zaman yitirmesinin
nedeni --ki hemen hi kimseyi inandrmayacak kadar gerektir--
arkcl ge kefetmi olmasyd. Arada bir usul sesle arklar
sylerdi, o kadar. ark syleyerek para kazanabilecei aklnn
ucundan bile gememiti. O gne dek onca arky ezbere bildiinin,
ok iyi bir sese ve kulaa sahip olduunun neredeyse ayrdnda
bile deildi. Mzik kendisinden habersiz gelip yerlemiti ona.
Babasnn az mzkasyla ald ezgileri anmsar, ilenirdi yalnzca.
Bu alandaki yeteneini ve olanaklarn kabullenmekte
epey glk ekti Alice. Bu konuda hi hayal kurmam, kendine
hibir yatrmda bulunmamt. Neredeyse kendiliinden kagelen
tatsz bir srprizdi bu. Eer gnn birinde uyuturucu mptelas
melez sevgilisi, u arada bir syleyiverdii arklardan birine
denk gelmeseydi ve Alice'i para kazanmak iin bu ie zorlamasayd,
belki de daha uzun yllar hi kimse Alice Star diye birini tanmayacakt.
Nitekim Alice, ilk 45'liklerinden birini bu eski sevgilisine
adamtr: Her baarl kadnn ardnda akn bir erkek
vardr adl bu ironik arkda kendiyle dalga geer. Alice, bunca
yl niye zaman yitirmi olduunu soranlar, "Hep u Allahn belas
kilise korosu yznden," diye yantlamtr. "Hayat da, mzii
de zehir ettiler bana. Yllar yl mzik denilince, o sefil kilise korosunu,
papazlarn ard arkas kesilmeyen azarlamalarn, i kyan
ilahileri, srekli terleyen domuzcua benzeyen ocuklar, mendilli
ve apkal karanlk kasaba kadnlarn, o tozlu kilise yolunu ve
o berbat pazar gnlerini hatrlardm ve her seferinde iim sonsuz
bir skntyla daralrd. Gemiimdeki her ey gibi mzii de
gmmtm; onun, kendimi gerekletirmek iin bir olanak olduunu
anlamam yllarm ald. Bu yzden, sizlere ocukken fark
edilmek iin sylediim arklardan, kanma ileyen mzik ateinden,
kurduum arkclk dlerinden, harlklarm biriktirip
aldm ilk mzik aletinden, arkadalarmla kurduumuz ilk mzik
topluluundan, arkc olmak iin yana tutua getiim tutkunun
dikenli yollarndan ne yazk ki sz edemeyeceim. Yirmi
yl urap serseri, iki yln sonundaysa arkc oldum. Hepsi bu."

Bir plak firmasnn ajanln yapan Eddie d'Ascanto, onu, ilk
kez kendi de ad kadar manasz bir yer olan Beyaz Tavan diskoteinde
dinleyinceye kadar, Alice Star belini biraz dorultmu,
borlarn demi, deri ceketlerinin ve lame oraplarnn saysn
"eser miktarda" artrm ve uyuturucu dkn sevgilisinin "temel
ihtiya maddelerini" nispeten daha rahat karlayan bir yaam
dzeyine ancak erimiti. Byk umutlar ve beklentileri
yoktu arkclktan. Szn tam anlamyla bu sayede geinip gidiyordu
yalnzca. Porno film evirmekten her bakmdan daha iyi
bir i olduu kesindi. Ama o Allahn belas Eddie d'Ascanto'ya
rastlayncaya dek srd bu huzuru. Btn baarl Amerikallar
gibi talyan asll olup My Fair Lady'yi yirmi kez seyrettii
iin mi, yoksa baka nedenden mi bilinmez, "menajerlik" kurumuna
gereinden fazla inanan; ecinsel olmad halde, ince bir
giysi beenisine sahip ender erkeklerden biri olan ve birlikte altklar
ileriki yllarda, birbirinden ilgin ve arpc bulularyla
Alice'e rahat ve huzur yz gstermeyen Eddie d'Ascanto karsna
kp da, onu, Amerika'daki binlerce arkcdan biri olmadna
inandrana kadar byleydi bu; ve o sonu gelmeyen ilgin bulularn
gerekletirmek iin gnde yirmi alt saat altrmaya
balayncaya dek srd mtevaz yaam. Alice, ark syleyip
para kazanmaya bir eit avanta gzyle bakyordu. Alklar, parltl
giysiler houna gidiyordu, o kadar. Eddie'den sonras ise
Alice iin bir yeniden doutu. Btn dank meraklar, tutku
eitleri, birbirinden ok farkl alanlara savrulmu ilgisi, giderek
tek bir yerde, tek bir noktada toplanmt imdi. Yaamnda ilk
kez bir eyi deniyordu: Bir ite sebat etmeyi. Gece gndz hi
durmadan alyor, yllar ile arasndaki a kapatmaya urayordu.
lk 45'lii ktktan hafta sonra btn umutlarnn bo
bir hayal olduuna inanmaya balamt ki, plak firmas ikinci bir
plak iin Alice Star' yeniden stdyoya soktu. Sonu eskisinden
parlak deildi. Alice Star ad hala kimselere tandk gelmiyordu.
Eddie d'Ascanto'nun yrtc gayretleriyle gerekleen nc ve
drdnc plaklar da sonucu deitirmedi; bu sonuncular yz
plaklk listelerin alt sralarn biraz zorlar gibi olduysa da, ardndan
gelen byk dalgalarn grltsnde silinip gitti, daha sonra
da kesin bir sessizlie gmldler. Alice, bu kez gerekten her
eyin bittiine inanyordu, hatta bu sefer eski iini bile bulamayacan
dnyordu. O boktan kulpler iin bile, plak sahibi olmasa
da, umut vaat eden sradan, iddiasz bir arkc, yenilmi,
burnu srtlm plak sahibi bir arkcdan ok daha nemliydi.
Sradan Amerikalnn, kendisine baarszl hatrlatan hibir eye
tahamml yoktu. Umudundan, inancndan, hevesinden ve
Alice de dahil olmak zere herkesin sinirini bozan azminden hibir
ey yitirmeyen Eddie d'Ascanto'ya gre son ans, bir uzunalard.
Yapmc firmay buna ikna etmek, Eddie iin bile hayli
uzun zaman aldysa da, sonunda kazanan tabii ki gene o oldu. lk
uzunalarn hazrlklar baladnda, her ikisi de son kartlarn
oynadklarn biliyorlard. Gece gndz demeden aralksz allan
on drt ay sonucunda karlan bir uzunalarla, yeni bir 45'lik,
Alice'e ansn btn kaplarn sonuna dek at. Baarmlard. Yitirilmi
Zamann Ardnda adl bu plak nc haftann sonunda
Bilboard Listeleri'nde 1 numaraya yerlemiti ve on alt hafta boyunca
yerini kimseye kaptrmad. imdi btn Amerika ve btn
dnya Alice Star dinliyordu. Arada bir ban kaldrp tezgahn
zerindeki televizyondan kzn seyreden Kpek Kathy'nin yznden
glmseme demenin bile abart saylabilecei glmsemeye
benzer belli belirsiz bir ey geiyordu.

Btn bu olan bitenin gerek olduuna inanmak iin, bir da
evine kapand Alice ve tam be hafta boyunca, yzn, Eddie dahil
hi kimseye gstermedi. Baarsn hazmetmeye, olanlar anlamaya
alt. Geldii yer konusunda ok hazrlkszd. Bir star
olmann, dorukta yaamann ve bu yeni hayatn getirecei olas
sorunlarn zerine kafa yordu. Gelecei iin d kurdu, kararlar
ald. Yalnz kolay hazmedemedii bir ey vard: O da eski plaklarnn
hibir ey olmam gibi gelip liste balarna kurulmasyd.
En ok buna kzyor, halkn bu gecikmi ilgisine fkeleniyordu.
Hemen her syleisinde bundan sz etmeden duramyordu. Gazeteciler
de Alice'in her syleisinde laf dndp dolatrp buraya
getirmesinden bkmlard. Hibir ilginlii kalmamt artk
bu konunun. Neyin hesabn soruyordu bu kadn? Madem bu kadar
seveceklerdi, daha nce niye hi fark etmemilerdi plaklarn?
Niye o zaman sahip kmamlard kendisine? Ya da uzunalar
yapma ans verilmeseydi ne olacakt peki? gibi artk bir anlam
kalmad gibi, muhatab da olmayan gecikmi hesaplarn ardna
dyordu. Bu konudan her sz ediinde sanki atlatt bir kazann
dier olaslklaryla yzleerek yeniden ve yeniden dehete
kaplr gibiydi. Art arda verdii konserler, dnyann bir ucuna
dek uzanan byk dnya turnesi, sat rekorlar kran plaklar, video
klipleri, Alice'e dnyann her yerinde milyonlarca hayran kazandrmt.
Btn bunlara ramen, Alice bu sorularndan vazgemedi.
Amerikallarn bu konudan hayli skldklarn, gazetecilerinse
fazlasyla bktklarn sezinleyen Alice bu konuda eski
srarn srdrmeyip unutmu gibi grndyse de, en son kt
Japonya turnesi srasnda, Amerika'dan uzaklam olmann getirdii
yersiz bir rahatla fazla kaplarak, Japon televizyonlarna
ve gazetelerine neredeyse baka hibir ey sylemedi. stelik bunu,
insanla ait ok temel bir srr ifa ediyormuasna derin bir
sitemle yapyordu. Onun bu konudaki tutturukluunu ve inadn
en iyi anlayan ne yazk ki, Sam Morris'ti. Alice'i ok iyi anlyordu
Sam, zamannda ona da inanmamlard. Oh olsundu! Bu rnek
olayn, hem Alice'den cn aldn dnyor, hem de bu rnek
sayesinde Alice'le zdeleebiliyordu. Bu cad, Texas' terk edip
gitmiti ama, bir trl Sam Morris'in hayatndan kmyordu.

"Modern Amerikan Toplumunun Krmz Balkl Kz" diye
anlmasna yol aan bandaki krmz beresi, gbeini akta brakan
tirtleri, bir sluba dntrd rkl, abuk sabukluktan
bir izgi yaratan giysileri, ilgin taklaryla btn dnyada
milyonlarca gen kz tarafndan taklit edilen ada bir efsaneydi
imdiden. Bu arada Kamelyal Kadn'n ada uyarlamasnda
oynad. ki mzikalde rol ald. Beverley Hills'deki muhteem villasnda
gnlerini geiriyor, bir zamanlar filmlerde grp de paraszlktan
gidemedii Amerika dndaki yerleri geziyordu. Avrupa
bakentlerinden balayan yolculuu, tropikal ormanlardan, Tibet
dalarna varana dek geni bir corafyaya alyor, lgn gibi
para harcyordu. Tepesini attran bir ey oldu mu da, dosdoru
mutfaa giriyor. kprte kprte bulak ykyordu. Babasnn ihmali
yznden yanan benzinlik iin ykl bir tazminat demek
gibi, uyuturucu mptelas eski, melez sevgilisinin kefaletle tahliye
edilmesi iin gerekli paray annda karlamak gibi hatrinaslklardan
da hi geri durmuyordu.

Kathy, bunca yllk yaama koullarn ve alkanlklarn bir
anda deitiremeyeceini belirterek, kznn her trl yardm nerisini
geri evirmiti. Alice bir kez daha annesini anlamakta glk ekiyordu.

...

Her ey ok sakin balamt o gn. Gzel bir yaz gnyd. Pamuk
aklnda bulutlar, masmavi bir gkyz ve btn sradanlyla
yan parlak bir gne... Parklarda sere serpe gnelenenler,
havuzlara ayak sarktanlar... Hibir zel iareti yoktu o gnn.
Bir sredir konserlerine ara vermi, seyircilerinden uzak kalm
olan Alice Star, Afrika'daki alar yararna dzenlenen bir
konserle LA Stadyumu'nda muhteem bir kalabalk nnde yeniden
hayranlarnn karsna kacakt. Hayranlar onu ok zlemiti.
Uydu araclyla dnyann hemen her yerinde naklen yaymlanacakt
bu konser. Btn dnya onu ok zlemiti.

Alice Star, bu konser iin yepyeni paralar ve yepyeni giysiler
hazrlamt. "Image-maker"larnn uzun sreli almalar sonucunda
karar verdikleri yepyeni bir "imajla" kacakt hayranlarnn
karsna. Eddie d'Ascanto ise, ABD tarihi iin bile inanlmaz
boyutta saylabilecek byk bir tantm kampanyas balatmt.
Aylar ncesinden tutturulmu tansiyon giderek trmanyor,
herkes byk bir heyecanla bu konseri konuuyor, bu konseri
bekliyordu. Konserin yaplaca stadyumun etraf gnler ncesinden
Alice Star hayranlar tarafndan epeevre kuatlmt.
Konser gn gelip attndaysa, stadyumda maheri bir kalabalk
vard ve stadyumun evresini, ieri giremeyen fkeli bir seyirci
kalabal sarmt. Biletler haftalar ncesinden tkenmiti.

ddial bir al, parlak bir gsteri, yksek kalitede bir ses ve
k dzeni eliinde frtna gibi balad konser. Alice Star, ilk
arksyla sahne aldnda, btn stadyum inliyordu. Ka aydr gerilm
bir yay btn iddetiyle boanyordu imdi. Sonradan dnldnde,
konserin ilk arksnn szleri alabildiine ironik kayordu:
Bir gece yars, bir yldz kayarsa senin baktn gkyznden...
Konserin ilk yars, artk hemen her konserde grlen ve
olaan saylagelen taknlklar saymazsak, ve bu taknlklarn
her Alice Star konserinde grlen biraz daha fazlasn saymazsak,
olaysz geti, bile denebilir. Tek olay, Alice Star'n kendisiydi.
Seyircilerini ve hayranlarn ok zlemi dinamit gibi bir Alice
Star vard sahnede; yay gibiydi, zpkn gibiydi, fermuar gibiydi,
havai fiek gibiydi, su gibiydi, ate gibiydi ve birok gzel ey gibiydi;
hnzr ve hznl, apkn ve romantikti; tam bir sahne hayvanyd;
yeni imajyla, yeni salaryla, yeni paralaryla tkenmeyen
bir enerji ve cokuyla, olaanst bir performansla gerekten
unutulmaz bir konser veriyordu. Bir trajedi arball iinde,
ancak bir zencinin kartabilecei seslerle syledii blues hznndeki
paralardan, bir insann deil, ancak bir uzay aygtnn
kartabilecei seslerle syledii en sert ritmli, makine hznda
paralara varana dek yaylan geni bir repertuar izliyordu. Ayn
anda sahnenin her yerinde birden bitiyor, bir arkcdan ok bir
gzbacya benziyordu.

kinci yarnn ortalarna dek konser hep ayn havada srd.
Bir konserden ok, bir mucizenin gereklemesine benzesin istemiti
bu konser; yle de oluyordu. Alice Star, yeni albmnn
paralarn arka arkaya seslendirmeye baladnda, dnya soluunu
tutmu, Alice Star'n bu yepyeni ve muhteem arklarn
dinliyordu. Tam, albmn hit paras olan Bu ada hanet ve
Baka ada Sadakat'i sylemeye baladnda, baz seyirciler
arasnda, gkyznde parlak kl, ok hzl hareket eden, portakal
renkli yuvarlak bir cismin grld sylentisi yaylmaya
balad. Bu sylentileri ciddiye alarak arada bir gzlerini gkyzne
evirmeden duramayanlar, bir sre sonra portakal renginde
yuvarlak bir cismin sahiden hzla byyerek ve gkyznde eitli
zikzaklar izerek stadyuma doru yaklatn grdler. Birdenbire
lklar ykselmeye balad. Byk ounluk, doal olarak
bunu gsterinin bir paras sand. Konserin bandan beri byk
bir hayranlkla izlenen, Eddie d'Ascanto'nun Hollywood'un
en baba "Special Effect"trlerine hazrlatt eitli gsteriler, bu
numaraya da ok msaitti nk. En hafifinden lazer nlar bile
yepyeni bir gsteri grameriyle kullanlmt bu konserde. Bu nlarn
imza atmadklar tek bir yer, tek bir yzey, tek bir boluk
kalmamt. Sahne stnde insanlar anszn kayboluyor, rnein,
solosunun tam ortasndayken basgitarist kaybolup ardndan bolua
gerilmi bir telin zerinde korkusuz bir canbaz gibi bitiyor;
arknn ortasnda yer yarlyor, davulcu iine dyor, az sonra
hnzr bir aman gibi baka bir kede hibir ey olmam gibi belirerek
baget sallyordu. Danslar, birbirlerinin gvdelerinin
iinden geerek bolua karyor, bir gz krpm zaman sonrasndaysa,
stelik giysi deitirmi olarak yeniden ortaya kyor
ve kaldklar yerden danslarn srdryorlard. Tm gsteri neredeyse
gzbaclk zerine kurulmutu.

Oysa o tuhaf cisim, o portakal rengi cisim yaklatka bunun
dpedz bir uandaire olduu grld. Tpk amatrlerin ektii
o soluk siyah beyaz fotoraflarda, ya da filmlerde grdmz
gibi bir uandaire... Ama o kadar smarlama bir hali vard ki, herkesin
onu yapma bir uandaire olarak gsterinin bir paras sanmasndan
daha doal bir ey olamazd. Grnd anda herkesi
akna eviren bu uandaire, sonra gelip stadyumun tepesinde
asl kald; sanki herkes onu grsn ister gibi ve btn kameralara
poz verir gibi bir sre havada, stadyumun tepesinde ylece asl
kalp bekledikten sonra, rengi ald, giderek gri, mavi bir k tozanna
dnt. Cama benzer yzeyinden grimsi-mavimsi bir aydnlk
dar tayor, ayn zamanda aracn iini de aydnlatarak
grnr klyordu. Geri bir tr storlu pencerelerle evrelenmi i
yzeyinde fazla bir ey grnmyordu ama, ayn anda btn dnyada
televizyon kanallarnda milyonlarca insan tarafndan seyrediliyordu.
Az sonra uandaireden sahneye bir demet tl gibi dklen
sarmal bir k huzmesi indi, ilahi bir nur gibi yarak ve
hzla Alice Star' kuatarak iine ald. Sonra da o tozanl n demeti,
adeta saydam bir asansre dnerek, Alice'i yukarya ekmeye
balad. Alice Star'n ykselirken iyice aknlaan yznde,
o gne kadar kimsenin grmedii, hayli alka denebilecek
bn bir mutluluk ifadesi vard. Belli ki, kendi de gsterinin bu yanndan
habersizdi ve ona da tam bir srpriz olmutu bu... Yava
yava ge doru ykselirken ulvi duygulara kaplarak, Hazreti
sa'nn da ge aarken benzer eyler hissettiini dnyor, bu
benzerlikten tr, kendine derin bir mutluluk ve onur pay karyordu.
stelik kabul etmek gerekir ki, bu durumda seyircisi onunkinden
ok daha fazlayd. Alice'in mucizesi, onunkinden ok daha
fazla bir tank kadrosu nnde gereklemi ve hibir itiraz kaldrr
yan brakmamt. Her ey byk bir aknlk ve hayranlk dalgas
iinde birka dakika iinde olup bitti. Ik asansr, Alice'i
uandairenin iine ekti ve kaplar kapandktan sonra, uandaire
anszn bir imek hzyla uzaklaarak gkyznn karanlnda
kayboldu. Herkes bylenmi gzlerle seyrettikleri bu gsterinin
ilk aknln atlattktan sonra lgn gibi alklamaya balad.
Bir yandan da, Alice Star' bir n demetine sararak sahnenin ortasndan
hp diye alp bir uandaire iine eken, bugne kadar
grlmemi bu tekniin nasl salanabildii zerine, olur olmaz
akllar yrtyor; hayranlktan bylenmi, kendinden gemi
bir biimde bara ara tartyorlard.

lk oku atlatan Eddie d'Ascanto, sahnenin ortasna frlam,
san ban yoluyor, gvenlik glerine, korumalara emirler
yadryor, ama kimse onu dinlemiyordu; dinleyenlerse ne olduunu,
ne yapmalar gerektiini hi bilemiyorlard. nk kimse,
ne olduunu anlamad gibi, ne yaplmas gerektii konusunda
da fikir sahibi deildi. Byle bir ey daha nce hi olmamt.
Bilmedikleri bir durumla kar karyaydlar; nceden sahip olmadklar
bir deneyime gereksinim duyuyorlard. Sahne nndeki
ve sahne arkasndaki yzlerce koruma grevlisi, ellerini kollarn
kavuturmu, mesleki onurlar incinmi olarak biraz akn, biraz
ks baknp duruyorlard.

Eddie d'Ascanto, bana toplanan kameralara dnp Alice
Star'n uzayl yaratklar tarafndan bir uandaireye adeta vantuzla
ekilir gibi alnarak karldn boula boula anlatyor ve btn
dnyadan onu bulmalar iin yardm istiyordu. Afrika'daki alar
ya da Amerika'daki toklar, ama birileri mutlaka Alice'i bulmal
ve u lanet olas konser tamamlanmalyd! Sahne zerindeki herkes
en az onun kadar akn olmakla birlikte, Eddie d'Ascanto'nun
canhra feryatlar da gsterinin bir paras sayldndan, lgn
alklar sryordu. Arann biraz uzadn, bu numarann artk skc
olmaya baladn dnenler, bir sre sonra "Alice! Alice!"
diye tempolu alklarla Alice Star' yeniden sahneye armaya
baladlar. Eddie d'Ascanto'nun btn yrtnmalar sonusuz kalyor,
Alice Star'n sahiden karlm olduuna kimse inanmak istemiyordu.
Bu konudaki her aklama giriimi, gsterinin bir paras
saylyor, her seferinde yeniden alk alyordu; iyice umutsuz
bir durumdu bu. Bu arada st dzey devlet grevlileri, bu samasapan
numaray biraz daha uzatrlarsa, lkenin ve dnyann esenlii
adna, bu tr sorumsuz reklam oyunlarna kalkarak kamuoyunda
panik yarattklar gerekesiyle haklarnda dava aacaklarn
duyurdular. CIA'nin ve FBI'n birbirlerine rakip rakip bakan siyah
ve lacivert takm elbiseli, karanlk suratl bir sr bir sr
adamlar hemen olay mahalline gelerek duruma el koydular.

Uzunca bir sre, karanlk ve canhra feryatlarla kendini oradan
oraya arpa arpa ortal birbirine katm olan Eddie d'Ascanto
bile, sonunda yorulmu, derin bir yeis ve aresizlie gmlerek
bir koltua km, hatta ylmt. Btn bu koullar altnda,
Alice Star'n bilinmeyen bir gezegenden gelen uzayl yaratklar
tarafndan bir uandaire marifetiyle sahiden karldnn
anlalmas ve bunun bir "realite" olarak kabul edilmesi epey zaman
ald. Dnya tarihi bir anda, bir gecede deimiti. Btn dnyann,
btn kameralarn, yzlerce televizyon kanalnn gzleri
nnde ve milyonlarca insann tanklnda, Alice Star sugtrmez
bir biimde karlmt. Anlamayanlar iin bir kez daha syleniyordu:
nl pop yldz Alice Star, bilinmeyen bir gezegenden
dnyaya gelen bir uandaire tarafndan karlm ve mehule
karmt. Ka yllk btn o uzaydan geldiler gittiler efsanesi,
baka gezegenlerde hayat var m, yok mu? tartmalar, uzayllara
ilikin irili ufakl her eit sylenti, hibir tartmaya yer brakmayacak
bir biimde, herkesin gz nnde cereyan eden apak bir
olayla kesinleerek noktalanmt. Bu bilgi artk herkesindi. imdi
yeni bir tarih balyordu. Ertesi sabah dnya, ayn dnya olmayacakt,
bu belliydi.

Sam Morris, oturduu koltuktan, yznde tpk Alice Star'n
ge ykselirkenki yzne benzeyen alk bir mutluluk ifadesiyle
hipnotize edilmi gibi, hi kmldamadan saatlerdir televizyon ekranna
bakyordu. Hem Alice Star takntsn, hem uandaire takntsn
birletiren bu mutlu olayn sentez gc karsnda duyduu
hayranlk ve mutluluktan fel olmutu. Yzndeki o sa'y grm
ifadeyle, ulvi bir hayranlkla, televizyon ekranna ivilenmi
gibi bakyor, birinin gelip onu oradan, o armhtan indirmesini
bekliyordu.

te sonunda uzaydan gelmiler ve bir tek olayla onun btn
intikamlarn birden almlard. Hem Alice, hem uzayllar olmak
zere sz konusu her iki taraf da tanm olmann getirdii akrabala
benzer bir duyguyla, kendine bu olaydan fazladan bir pay
karyor; kendini, her eyi nceden grm, biraz ermi, biraz
aziz, biraz yalva gibi hissediyor; rahatszlk nedeniyle nikahta
bulunamayan bir uzak akraba burukluu iinde, orada, aralarnda
bulunamadna zlyor, yzne yapp kalm ve bir trl toparlayamad
yal bir srtla saatlerdir glmseyip duruyordu.
(Ne yazk ki, o yal glmseme hep kalacakt yznde. Yz o
olacakt.) Gzlerini ekrandan ayrmadan televizyon karsnda
geirecei uzun saatler ite byle balamt Sam Morris'in. Komular
onu yle buluncaya kadar... Televizyonun karsnda gerildii
armhtan indirinceye kadar... Sonralar televizyon bandan
kalkt kimi ender zamanlar ise, gkyzne evirdii hassas teleskopunun
banda geirecek, uzayllardan kendisine gnderecekleri
zel bir iaret, bir sinyal bekleyecekti.

Alice'in karldnn herkes tarafndan anlalmasndan ve
devletin resmi organlarnca dorulanmasndan ksa bir sre sonraysa,
Alice Star'a olan nefreti yeniden dirilmiti. O, orackta bekleyip
dururken, yllarn uzayllar aratrmaya bunca adamken,
onlar, usuz bucaksz uzayn kim bilir ka k yl uzaklktaki en
karanlk derinliklerinden gelip bula bula o smkl porno kzn
bulup karmlar, dpedz Sam'in hakkn yemilerdi. Bir kez
daha hakk yenmiti. Bu kadar da olmazd! Allah bilir, o pornocu
kz, uzayllara hibir zaman inanmamt bile! Hatta belki de
uzayllarla, uzayla uraanlarla alay bile etmiti! Onlar gene de
bu erefi kendine deil, o kahrolas pornocu kza balamlard!
Dnyann adaletine inanmad gibi, uzayn adaletine de inanmyordu
artk.

Alice Star, gene karsna hayatn gerekletirmede bir engel
figr olarak kmt Sam Morris'in. Yeniden ilk gnk kadar nefret
ediyordu ondan.

Kznn uzayllarca karlmas zerine, kapsna yeniden
bek bek ylan yapkan gazetecilerin srarl sorularna Kpek
Kathy'nin verdii yantsa, her zamanki gibi son derece ksa ve zlyd:
Panie kaplmaya gerek yok! Ben Alice'i bilirim. O her seferinde
eve dner.

Sylemek bile fazla: Kpek Kathy'ye bir drdnc cmleyi
hi kimse syletemedi.

...

Alice Star, ne kadar olduunu bilemedii, ona, hem ok uzun,
hem ok ksa gelen bir zaman sonra, neredeyse btn yllarn bir
kez daha yaam olmann yorgunluuyla gzlerini at. Btn
yaamnn byk bir hzla gzlerinin nnden getii, her duygusunu
neredeyse ilk gnk iddetiyle alglad o belirsiz zaman
parasndan sonra, gzlerini hafife araladnda, tuhaf bir berraklk
iindeydi. Bir alg berrakl... Hem uyuturulmu, hem
uyarlm gibiydi. Ge ykselirken yava yava bulanan her ey,
bu tuhaf araca admn att anda, bsbtn silinmi, bilincini tamamen
yitirmi, bilmedii bir uyku eidiyle uyumutu. Kulanda
nereden geldii belli olmayan, bolukta tl gibi dalan, yumuak,
sevecen bir ses, Korkmaynz, diyordu. Sakn korkmaynz!
Panie kaplacak bir ey yok. Biz dostuz. Konuumuzsunuz.
imdi size bir ine yapld. Sakinleeceksiniz. Vcudunuz, sinirleriniz
diren kazanacak. Hasar grmeyeceksiniz. Asla kayglanmaynz.

Alice Star, bana gelenin ne olduunu anlamadan kendini
kaybetmiti. Kendinden geerken bir yandan da, Bir oyun mu bu?
diye dnyordu. Btn bu olanlar bir gsteri srprizi olmaktan
kmt. akaysa da tatszlamt. Eddie d'Ascanto bile bu kadarn
yapamazd.

Kendine gelir gibi olduunda, bir koltuktayd, yumuack bir
koltukta, karsnda gm nml bir ekran vard. Ekranda tandk
bir yz grd ilkin. Kim olduunu karamad birden, yalnzca
tandk biri olduunu biliyordu onun. Dnd, anmsamaya
alt, bocalad, sonra ocuka bir kahkaha att, sesi kendine yabanc
geldi. Sesi yllar ncesine gitmiti. Birdenbire tand onu.
Kovboydu bu, yllar nceki kovboy. Otobste yandaki srada oturan
gece yars kovboyuydu bu. i szlad. Biri lm gibi ii szlad.
Ne olmutu acaba ona? Byk kent tm myd onu?
Kendi Alice Star olurken, o ne olmutu? Hayatnda arl olan
onca insan varken, neden yllardr aklna bile gelmeyen, bilincinin
derinliklerine oktan gmlp gitmi olan bu yz grmt
imdi? nsan bilinci ne tuhaft! Sahibinden bile sakladklaryla,
sahibine bitmek tkenmek bilmeyen oyunlar oynuyordu. Anszn
hayretle fark etti ki, karsndaki ekran, bilinaltn yanstyor;
gemii, dleri, aklndan geenler yansyor ekrana... Ne dnse
onu gruyordu karsnda, byk bir hzla birbirinin iinden geerek,
birbirinin nn keserek akp gidiyordu grntler... Bu,
ona tuhaf bir g veriyordu, bir eit katlanma gc... Tamamyla
kendine geldiindeyse ekrandaki grntler btnyle silindi.
Derin bir sessizlik duyuluyordu yalnzca. Derin bir imdiki zaman
duygusu. Derin bir huzur. Yllar nce, ok yllar nce, kck
bir kz ocuuyken grd Arzn Merkezine Seyahat filmini
anmsad. Arzn merkezine yolculuk yapanlar, yolculuklarnn
sonunda, orada, arzn merkezinde derin bir sessizlik ve huzur
iinde, dnyann en derin uykusunu uyuduklarndan sz ederlerdi.
O sahneyi hi unutmamt. Uykusuzluk ektii bol bunalml
gen kzlk yllar boyunca, uykusunun ska kat, uyumaya
alp da bir trl beceremedii o uzun ve karanlk geceler boyunca,
hep o filmi, arzn merkezindeki o derin sessizlii ve huzuru
hayal eder, koyun saymaktan ok daha insani bulduu bu hayalin
ardna taklarak uyumaya alrd. te imdi daha nceden
hi bilmedii bir sessizlik ve bilmedii bir huzur eidiyle kar
karyayd u an. Bu derin sessizlik ve huzur havas, o filmi ve
unutamad o sahneyi hatrlatt ona. Grd btn filmler gerek
oluyordu. Malikanesine zel bir teknolojiyle yaptrd ses ve
k geirmez oksijen odas bile ne bu kadar sessizdi, ne bu kadar
huzur dolu... Steril bir serinlik hakimdi havaya. Gzleri etraf tarad.
Kimse yoktu ortalkta. Hi kimse grnmyordu. Yalnzca
bombo metalik duvarlar ve uzayn usuzluuna alan geni bir
pencere. Pencereden dar baktnda, kalbi birdenbire heyecanla
arpmaya balad. kinci tandk: Uzaydan ekilmi resimlerinden
tand dnyayd bu! eitli atlaslardaki resimlerinden tand,
mavi bir portakal gibi duran dnyayd bu, hznl grnyordu
ve hzla ondan uzaklayorlard. Gerisinde de usuz uzay
ve binlerce yldzn bolua salan ... Yllar nceki evden
kalarnda otobsn arka camndan geride brakt kasabann
kaybolan grntsne bakmaya benzemiyordu bu. Seyrettii btn
uzay filmleri gerek olmutu ite sonunda; dnyay bitirmi,
imdi uzayda geen filmlerin getii yerlere yolculua kmt.
nsanolunun milyonlarca yllk servenini tek bana yaamaya
balamt. Bir d bile bu kadar gerek olamazd! Oturmakta olduu
koltuun kolluklarn smsk kavrad, sonra etini skt, acy
duydu. Bunun bir uzaygemisi olduuna inanmaktan baka aresi
kalmamt. Bu gerei de, dnyaya ait sradan bir gerek gibi kolaylkla
kabullenmiti. Belli ki, yaptklar inenin, her eyi byle
skunetle kabullenmesinde bir etkisi olmu, onu sakinletirmi,
tepkilerini yalnlatrmt. Nitekim gzlerini ap evresine baknmaya
balamasndan ksa bir sre sonra --sanki bu zaman ona
zellikle tanmlard-- metalik duvarlarn birinde usulca bir kap
ald; gri-mavi bir aydnln eiinde anszn beliren yakkl,
vaak gibi ksk gzl bir adam yumuak baklarla ona bakyordu.
Gzlerinde ate vard, tutku vard ve bu ta buradan bile grlyordu.
Bu, Alice'in kadnca bir gven duymasna neden oldu.
Otuz yalarndayd; uzun boylu, geni omuzlu, sedef tenli ve simsiyah
salyd. Siyah bir takm elbise giymiti. Blazer ceket. Prlts
uzaktan gz alan ltl kol dmeleri. Tropikal blge erkeklerine
zg bir lts vard teninin. nsanda arzu uyandryordu.
Bol yldzl, simli, baharatl yaz geceleri ve usuz kumsallar
hatrlatyordu. Duvar kendiliinden kapand ve adam olaanst bir
erkeksi zarafetle Alice'e doru yrmeye balad. Alice, srtnn
boydan boya rperdiini, omuriliine kadar titrediini hissetti.
Adam, buulu bir sesle adyla seslendi Alice'e. Tam istedii gibi
bir erkek sesiydi bu: Tok ve buulu... ncelikle, uzaygemimize
ho geldiniz, dedi. Size baz aklamalar yapmak durumunda olduumu
biliyorum. lkin unu bilmeniz gerek: Dostlar arasndasnz.
Konuumuzsunuz. Zarar grmeyeceksiniz. Telalanmanz
ya da korkmanz iin hibir neden yok. Dnyanz Votoroqxqua
gezegeninden gelerek ziyaret eden kk apta bir uzaygemisindesiniz.
Gezegenimize doru yola km bulunuyoruz, dilediiniz
zaman dnyaya geri gtrleceksiniz. Bundan hibir kukunuz
olmasn. Ben sizin bir hayrannzm. Koyu bir hayrannzm,
demek daha doru olacak. Hem fizik olarak, hem ruhen bnyenizin
alk olmad, olaand bir durum iinde bulunduunuz
gz nne alnarak size yattrc bir ine yapld. Silvpuoquaxan
diye bir sv. Bir tr adrenalin ve beyin svs dengesi salyor.
Gvdenizin tepkilerini ve reflekslerinizi ayarlayacak bu ine. Sizin
iin doal koullarn salanmasn salayacak.
Konserim yarm kald, dedi Alice.

te grdnz gibi ine sonularn vermeye balam bile.
Gayet dnyasal kayglarla konuuyorsunuz.

Seyirciler ben yeniden sahneye kmadan asla boaltmazlar
stadyumu.

Biliyorum, dedi uzayl adam. Nefis bir konserdi, izledim.
Ama u anda uzaydayz. Ve hzla dnyanzn iinde bulunduu
gkada takmndan uzaklayoruz.

Dilimizi iyi konuuyorsunuz, dedi Alice.

Evet, birka dnya dilini de ayn mkemmellikte konuurum,
dedi uzayl adam. Yalnz Trkeyle ilgili baz sorunlarm var. Zaten
kimin yok ki?

Trke ne demek? dedi Alice.

Bir dil, dedi uzayl adam. Bir dnya dili. Dnyaya ilk kez yllar
nce Trkiye'de inmitim. Urfa'da. Harran blgesinde. Dolaysyla
bozuk bir Trke-rendim. lk kez bir yabanc gezegende
rendiim bir dil olduu iin de, dzeltmekte hayli glk ekiyorum.

Dnyay bizden daha iyi tanyorsunuz, dedi Alice.
Hep yle olur, dedi uzayl adam. Ayrca deneyimlerime dayanarak
unu rahatlkla syleyebilirim ki, sradan bir Amerikalnn
dnyada bildii tek lke, gene Amerika'dr.

Sonra da ekledi: Kendimi tantmadm. Adm, Adam.

Adam m? diye akn sordu Alice.

Evet, Adam. ronik deil mi? Sizin atalarnzdan birinin adn
tamam. Adm ok seviyorum, bizi bir biimde yaknlatryor.

Alice, Adam onun yanna iyice yaklatnda ve skmak iin
elini uzattnda bu ksk bakl adamn gzlerinin lacivert olduunu
grd ve bu onun ok houna gitti. ok ksa yaanm bir
tereddt anndan sonra, elini uzatrken:

lk kez bir uzaylnn elini skyorum, dedi.

O kadar emin olmayn, dedi Adam. Dnya uzayllarla kaynyor.
oumuz tatillerimizi dnyada geiriyoruz.

Alice, en kahkahalarndan birini att. Btn o kafay uzaya
takm kaklarn syledikleri doruydu demek! Kendini gvende
hissettiinden iyice emin olduktan sonra da sordu:

Neden buradaym? Neden ben, Allahm neden ben? Hem de
konserin tam ortasndayken?

Konserin sonuna yaklamtk, dedi Adam. Zamanlamaya
zen gsterdiimi sanyorum.

Teekkr ederim, dedi Alice. Ama bu bilgi, gene de fkeli
kalabal yattrmaya yetmeyecektir.

Bakn, dedi Adam. Geride braktklarnz sonra konuuruz.
Dilerseniz nce bir eyler ielim. urada sakin sakin oturalm ve
size gereken aklamalar yapmama izin verin. Her eyi konumak
iin yeterince zamanmz var, merak etmeyin.

Btn bu scak atmosfer, yumuak k, buulu bir sesle sylenmi
bu yattrc szler, Alice'in kendini bir uzaygemisinde
deil de, btn Amerika'ya tepeden bakan New York'taki koca
bir gkdelenin en st katnda yaayan gvenilir bir dostunun
evinde, rahat bir kanepede oturuyormu gibi hissetmesine neden
oldu. Korkacak, heyecanlanacak hibir ey yoktu ortada. En azndan
yle grnyordu. Dnyann heyecanlar tkenmi, uzayn
derinliklerinin heyecan da dnyadakiler kadar tandk gelmeye
balamt birden. imdi, sakin sakin ayakkablarn karacak,
ayaklarn uzatacak ve karsndakine, "Hadi bana bir eyler anlat,"
diyecekti neredeyse.

Adam, dier bir duvara doru yrd. ok gzel yryordu.
Gvdesini ok gzel tayordu. Gvdesini kaslarna tatan hantallardan
deil, iskeletine tatan, yere salam basan erkeklerdendi.
Alice, i geirerek bakt ardndan. Ardndan uzun uzun bakaca
bir erkee rastlamayal ne ok olmutu. yle sakin sakin
oturup bir erkein ardndan bakmann mutluluunu unutal ne ok
olmutu. Onca hayhuy arasnda, gndeliin olaan mucizelerini
iyiden iyiye unutmutu. Bunu hatrlamak iin, bir uzaygemisine
ekilmeyi beklemesine hayfland. Bir erkekte onu en tahrik eden
ey, gzel bir yryle, biimli, dar kalalard. Erkeksi zarafet
dedikleri, ne g elde edilen bir ey Tanrm! ounlukla erkekler,
ya cinsiyetsiz bir yumuakla sahip oluyor, ya da dpedz bir
hayvan kesiliyorlar. Amerikal kadnlarn byk yzdesi gibi bir
erkein kalalaryla fazla ilgileniyordu Alice de... Adam, gene
duvarlarn birinde kendiliinden alan, bozark bir kla aydnlatlm
bir blmede beliren ii eitli renkte svlarla dolu cam benzeri
ieler arasndan birini ald ve "Likr sevdiinizi biliyorum,"
dedi. "Ama dilerseniz bu kez daha sert bir iki verebilirim."
Alice aknln gizleyemedi. Hakkmda her eyi biliyorsunuz, dedi.

Kendine gizemli bir hava vererek dudak bkt Adam, Alice'in
gzlerinin iine bakarak: Kim bilir, belki bir dnyaldan bile
daha fazlasn biliyorumdur, dedi. Eski, ama etkileyici baklar
vard adamn. Klasikler lmez, diye geirdi iinden Alice. Klasik
numaralar kendilerini fazlasyla ele veirler, ama hi lmezler.

Ben gene de likr ieyim, dedi.

Neli olsun? diye sordu Adam.

Ahududu, dedi Alice.

Adam glmsedi. Ahududu likr zerine bir oyun vard deil mi?

Evet, vard. Ama tam da byle bir anda hatrlatlmas hi ho
deil dorusu, dedi. ki yal bunak kadn, eve ardklar konuklarn
her seferinde ikram ettikleri ahududu likryle zehirlerlerdi
deil mi? O oyunun getii yere de gitmitim. Tanrm neresiydi
oras? Hani, bahesinde koca koca aalar olan? Filmi de
yaplmt. Elini aklatt: Cary Grant?!

Adam glmseyerek ban sallad. Ben, ayrca ok yllar nce
bir Trk televizyonunda oyun olarak da seyretmitim, dedi ve
elinde kadehlerle gelip yeniden Alice'in yanna oturdu.

Alice, Demek Trkiye'de geen bir film hi seyretmemiim,
dedi. Yoksa oraya da giderdim.

Belki bir gn birlikte gideriz, dedi Adam.

Kadeh tokutururken gz gze geldiklerinde Alice yllardr
duymad derinlikte bir balang duygusu ald. Sanki yllardr
kapal tutulan kilitli kaplar ald. Serin ve rpertici bir rzgar...
ok beklemi bir rzgar... Eikteydi. Bir ba dnmesi, bir korku,
bir perti, bir sevin, bir tansma, bir alama istei birbirine dolanarak
sarmal bir biimde iinden byk bir hzla geti; ardnda
kvlcm yumaklar brakarak... Elindeki kadeh bir masal iksiri
duygusu veriyordu ona. lk yudumdan sonra her ey bakalaacakt
sanki. yi ya da kt, ama mutlaka bakalaacakt. Adam'n
yannda duyduu kayna belirsiz o kr gvene ramen, ilk yudumu
ekinerek ald azna Alice. Bir sre aznda tuttu, dilinin
zerinde gezdirdi, tad ok gzel ve tandkt. Masaln gerisine de
vard...

Pencereden dar bakt bir an. Bunalp skldnda --ki son
zamanlarda ok sk oluyordu bu-- hep bir yerlere kap gitmeyi
dlyordu. Kendi iin yeryznde yle bir yer kalm gibi... ok
uzaklara... bilmedii uzaklara... kendisini kimsenin tanmayaca
uzaklara. O uzaklar nndeydi ite. Milyonlarca k hz uzaklk
nndeydi ite! Alayc bir glmseme kendiliinden gelip yerleti
yzne. Adam ona bakyordu. Niye glmsyorsunuz?

Hii!

ok mahcup bir glmseyiiniz var biliyor musunuz? Hala
mahcup kalabilen bir glmseyi. Bu size masum bir gizem veriyor.

Yzmle ilgili o kadar ok ey yazld ki, inann u sylediklerinizin
beni heyecanlandrmasn isterdim. imdi yzm brakp
neden buradaym onu konualm.

Uzun yllardan beri sizi izliyorum.

Durun durun, kafam kart, beni nereden izliyorsunuz?

Gezegenimizden.

Ben sizin gezegeninizde ne aryorum?

Dnyadaki btn kanallar uydularmz aracyla izliyoruz.
Bu teknoloji sizin iin ok artc olmamal. Sizin uygarlnz
da belirli bir lde uydu kullanmay, hatta bununla belirli bir
mesafeye kadar ulamay kefetmi. Bakn, biz sizden ok daha
gelikin bir uygarlktan ve teknolojiden geliyoruz, bunu tahmin
etmi olsanz gerek. Dnyay uzun yllardr gzlyor, inceliyoruz.
nk hemen hemen ayn yaplardayz. Aramzda artc
benzerlikler var.

Bu mmkn m? Yani farkl iki gezegen, kim bilir aramzda
ka milyon k hz fark vardr. Birden Alice kendini, "k hz,
mk hz" diye bilmi bilmi konuurken yakalyor, kendine glyor.
Havaya girmi bile. Benim kafam pek basmaz byle eylere
ama, gene de ordan burdan duyduklarma gre birbirinin ei iki
gezegen olasl ok zayf deil mi?

Adam da glmsyor Alice'e: Uzay da insanlar gibidir, farkllklar
aynlklarndan kaynaklanr.

Kafam kartryorsunuz!

Kartracak bir ey yok. Dnya uzun yllardan beri gzlemimiz
altnda. Hemen her yaptnzdan haberdarz. Sizi yakndan
izliyoruz; sizi anlamaya, sizin gelime erinizi hesaplamaya alyoruz.
ok daha ileri bir uygarlk olduumuz iin, sizin hibir
kaynanza gereksinimimiz yok. Tarihi inceler gibi inceliyoruz
sizleri. Amacmz size zarar vermek ya da gelimenizi ynlendirmek
deil, yalnzca anlamaya, kavramaya almak. Olaslklarnz
hesaplamak!

Ne kadar iyi niyetlisiniz!

Sadece iyi niyetli deilim, ayn zamanda am.

Adam, lacivert gzlerinin olanca prlts ve derinliiyle bakyor
Alice'e. Alice bir an duralyor. Havaya sylenmi bu szn
onunla ne kadar ilgisi var bilemiyor. Yrei, yllardr kullanmad
btn yanlaryla harekete geiyor, onu bir masaln ardna taklmaya
srklyor, dier yandan Alice Star olarak edindii kurun
geirmez, rselenmez, zrhl kimlii direniyor, btn kudreti
ve kuvvetiyle tutuyor iini. Rya ile gereklik duygusu arasnda
bir trapezde, bir tel stnde bir an sallanyor... Tkezleyecek gibi
oluyor, bu baka ve bu sze bir yant verme gerei duyuyor. Bolua
dmek ve sonsuza kadar kaybolmak korkusuyla kendine
geliyor. Sonra yeniden tel zerindeki dengesini salyor. Susuyor.
Bir ey sylemiyor. Zrh ve yardma ard akl sakinlemesini
salyor; bunda belki de u anda damarlarnda gezinen o
adn renemedii svnn da bir etkisi vardr. Durumuna yabanclamay
deniyor; bir bakasnn servenini izler gibi tarafsz
gzlerle uzaktan bakmay, bu yolla sakinlemeyi, bir olaanlk
duygusu edinmeyi deniyor. Hani yllar nce kimi zamanlar annesine
bakarken yapt gibi. Oysa gene de bir televizyon setinde
hissediyor kendini Alice. Hollywood teknolojisi kendiyle alay
ediyor gibi... Yapkan gll, sevimsiz bir televizyon sunucusu,
arsz espriler yaparak olmadk bir anda, birdenbire ortaya kverecek
ve "Bu bir kamera akasyd sayn seyirciler ve Alice
Star' da sonunda tuzamza drdk," diyecek gibi geliyor.
Btn bu olan biten karsnda adn hemen koyamad, tuhaf bir
gvensizlik ve burukluk duyuyor. Bu, galiba biraz da, u ana kadar
grdklerinden edindii izlenime gre, uzayllarn hayal glerinin
de, dnyallarnkini aamam olmas karsnda duyduu
hayal krklyla ilgili. Eer byleyse, yalnzca dnya deil, uzay
da umutsuz bir durumda olmal. Tamam, kafal, be gzl, kt
makyajl, ucuz bteyle ekilmi uzayl yaratklarla karlamas
gerekmezdi belki ama, bu kadar birebirlik de ok can skc!
imdi, bu koullarda nasl gvensin u an btn ekiciliiyle karsnda
duran, sesiyle, bakyla, glyle, yryyle iini titreten
bu adama? Sonunda, herhangi bir dnyal gibi stszn biri
kmayacan kim garanti edebilir? Belki de yanl bir kanya
varmt, Adam'n sz ettii u aynlklar ve farkllklar teorisi
haklyd ve Alice'in u an duyduu burukluk, yalnzca, bakalarnca
ok vld iin byk bir beklentiyle seyredilen, byle
seyredildiinde de pek beenilmeyen bir filmin karsnda duyulan
hayal krklndan daha fazla bir ey deil. Dnyann kendine
bile tahamml etmesi bunca glemiken, bir eine, bir benzerine
nasl katlanacak? Grmedii bir film olsun istiyordu artk,
yalnzca grmedii mekanlara gidiyor olmak yetmiyordu ona.
Bir kadn olarak Alice ile, bir star olarak Alice arasndaki blnmeyi,
yarlmay dnyada da duyuyor, iini yaamasna engel
oluturan "genel hal" karsnda ou kez yenik dyor, ve her
seferinde kalbine sz geirerek, zaaflarm denetleyebiliyor, hibir
riski gze almadan, kendini bir imaj olarak yaamay srdryordu.
Maskesinin zamanla tm varln ele geirmi olduunu
ise, imdi dnyadan bunca hzla uzaklarken, bir uzaygemisinin
iinde bile kanrtc bir keskinlikle anlyor, dehete kaplyordu.
Maskeyi hep istedii zaman karabilecei bir ey olarak dnmt.
Maskenin yzn ele geirebilecei olasln aklna getirmemiti
bile. Maske, zamanla yzne ilemi olabilirdi. Kendini
kendi elinden karmt belki de... Seks oyunlaryla kalbinin
boluklarn oyalamt bunca zaman. Kalbini esirgeyen insanlar,
kzaa ektikleri kalplerinin, tatilden ne zaman dneceini kendileri
de bilemezler. stelik bu dn bazen bir uzaygemisiyle bile
olabilir.

Alice byle dncelere dalmken, yeniden duvardaki kap
alyor ve sarn bir kadn beliriyor. Batan aa siyah ve prltl
bir metal giysi var zerinde. Daha dorusu sanki zerinde bir
giysi yok da, gvdesi byleymi gibi. Birdenbire ortalkta bir kadnn
belirmesiyle birlikte Alice huzursuzlanyor. Byle zamanlarda
hibir kadn, hangi nedenle olursa olsun ortaya kan ikinci
bir kadnn varlna tahamml edemez, Alice Star bile olsa bu...
Hibir kadn bu lde bir gven duygusuna sahip deildir nk.
Erkeklerin en byk gcdr bu. Arkasnda iki bin yllk bir
gemi yatar. Sarn kadn, fiziiyle son derece elien geya
admlarna benzeyen ksa aralkl, yumuak ve kt admlarla kendilerine
yaklayor. Mat bir ten, l balklar gibi bakan ifadesiz
ama renkli gzler, ksa kesik hareketler ve btn bu zelliklerle
son derece elien, gsten gelen yumuack, efkat dolu bir
ses... lkin Alice'e, Merhaba, diyor. Alice'e bu ses de tandk
geliyor. Sanki ok yaknda bir zaman, bir yerlerde duymutu bu sesi.
Kula nlyor.

Sarnn ortaya kmasyla birlikte, Alice'in yznde beliren
pek de ho olmayan bu ifade deiikliinin farkna varan Adam,
bir aklama yapma gerei duyuyor.

ZTteSQ kabin robotudur. Sizi ieri o ald. nenizi o yapt.

Adam'n sesinde kuru bir aklamadan fazlas var; sanki, merak
etme, senin iin bir tehlike sz konusu deil, o yalnzca bir robot,
der gibi... Alice, bu iletiyi alm olmann getirdii rahatlamayla
geveyecek gibi oluyorsa da, duygularnn dardan asla
fark edilmemesi gerektiini dnyor. Hatta, aksine doal grnmeye
alyor. Yani grnmeye almas en zor durumlardan
biri... yani en usta oyuncuda bile yetenek zorlayan bir an...

Adam, ZTteSQ iin, iki yz doksan drt yandadr, diyor.
Hi gstermiyor deil mi?

Alice, hem Adam'a, hem ZTteSQ'ya glmsyor.

yle sahiden, sorsalar en fazla otuz, derim.

Zaman her yerde ayn gemiyor, diyor Adam.

ZTteSQ, Adam'a: Bana verdiiniz zamana gre dnyaya bir
aklama yapma noktanz geldi, dedikten sonra Alice'e dnp bileine
uzanyor: zninizle. Bileiniz baklma durumunda.

Alice, bu yumuak sesin her sylediini yapacak kadar kendini
gvende hissediyor. Yllardr o kpek suratl anasndan alamad
ne varsa, bu kadnn sesinde sakl sanki... ZTteSQ, Alice'in
nabzna bakar gibi tutuyor bileklerini, kendi bileinde anszn ortaya
kveren bir aletin zerinde eitli gstergeler beliriyor ve
hzla birbiri ardna akmaya balyor.

Robot ZTteSQ, bir sre o gstergeleri okuduktan sonra, yisiniz,
diyor. Salamsnz. Olaan fizik. Yatm ruh. organlarnzn
titreimleri uygun. Kas frekanslarnz bakml. Duygularnz
diyagonal ama kesiim gstermiyor. Refleksleriniz normal
eri seyrediyor. Bilinaltnzsa biraz karm durumda.

Alice akn baknyor. Bu sarn metalin, yle yar doktor,
yar falc gibi konuurken, stelik tam da ak olmak zeresiniz,
aman dikkat edin! demesinden korkuyor. Neyse daha fazla bir ey
sylemeden, geldii gibi sessizce gzden kayboluyor ZTteSQ.

Hayatmdaki en ilgin check-up bu. Bilmediiniz bir gezegene
ait bir uandairede, yle yolda giderken bir robota check-up
yaptrmak! imdi ok moda! Amerika hastaneleri out! Uandaire
shhiye bl in!

Adam'la birlikte glyorlar.

Mizahnz hi yitirmemeniz ok iyi, diyor. En byk salk
belirtisi budur. Tam dndm gibi ktnz! Lirik ve akac.

Sonra yerinden kalkyor. imdi bana birka dakika izin vermenizi
istiyorum. Beni nemli bir grev bekliyor imdi: Dnyaya
bir aklama yapacam. Gereken aklamay... Sonra eliyle ekran
gstererek, sterseniz siz de buradan izleyebilirsiniz, diyor.

Ekrann bir kez daha gndeme gelmesiyle belli belirsiz huzursuzlanan
Alice, hemen atlyor:

Umarm btn dnyaya benim bilinaltm naklen yaymlamayacaksnzdr.
Bunca yllk kariyerim mahvolur inann. stelik
yayn haklarn tek bana ele geiremedii iin, bir sr kanal
durduk yerde bana dman kesilir.

Adam, tam karken, Hayr, diyor. Yalnzca sizi nasl kardm
anlatacam. Sonra da btn yzn kaplayan aydnlk bir
glle gzden kayboluyor.

Karlmak!

Bunu hi byle dnmemiti Alice. Ama doru terim buydu:
Karlmt.

Geip o yumuak koltua, ekrann karsna oturuyor. Hemen
sonra ilk grnt geliyor. Bildik kanallarn birinde arada bir
gzne arpan aptal bir dizi. En crtlak renkli dekorlarla kurulmu
bir oturma odas. Orta snf Amerikan ailesi. Ylk komedyenler.
Konserve kahkahalar. Konserve hayatlar. Grnt hzlanyor,
ard ardna btn Amerika kanallar ve dnya kanallar seilemeyecek
bir hzla aktktan sonra birdenbire przsz bir netlikle
Adam'n grnts beliriyor ekranda. Yumuak, ll bir
glmseyile hafife bayla selam verdikten sonra, mikrofonda
daha tok ve daha buulu kan sesiyle konumaya balyor:

...

yi akamlar dnya, u an dnyann btn televizyon kanallarnda
ayn anda yayna girmi bulunuyoruz. Konuma sresi boyunca,
dnyadaki btn istasyonlarn yaynlar, tarafmzdan kilitlenmitir
ve biz zene kadar kilitli kalacaktr. Araya girmek iin bouna
teknolojinizi zorlamayn! Ayrca uzun bir konuma olmayacaktr
bu ve btn dnya dillerine annda evrilecektir. Sizi, en
yaygn ve en hzl bir biimde bilgilendirmek iin bu yola bavurmak
zorunda kaldk. Anlayla karlayacanz umuyoruz.

Buras Votoroqxqua gezegenine ait Eaio adl uzaygemisi, ben
gemi kaptan Adam Eaio. Bu akam, Dnya gezegeni-Amerika
ktas, LA yerel saatiyle saat tam 24.00'te nl pop yldz Alice
Star, konser vermekte olduu LA Stadyumu'ndan, bize ait bir
uzaygemisi tarafndan, kla vakumlanarak karlmtr. u anda
gezegenimiz olan Votoroqxqua'ya doru hzla yol almaktayz.
Merak edilecek bir durum yoktur. Gezegeninize ynelik herhangi
bir saldr, bir kt niyet, bir tehdit ya da tehlike sz konusu deildir.
Ayrca Alice Star hayranlarnn ve sevenlerinin panie kaplmasn
gerektirecek herhangi olumsuz bir durum yoktur ve asla
sz konusu olamaz. Alice Star'n salk durumu iyidir. Emin ellerdedir.
u anda ahududu likr imektedir. Kendisine hibir zarar
verilmeyecek; hibir biimde maddi ya da manevi bir hasar
grmeyecek, diledii zaman da dnyaya geri dnmesi salanacaktr.
Bu konuda hi kimsenin kukusu olmamaldr.

Niye karldna gelince... Bunu aklamak gerekten ok
g...

Burada biraz duralar gibi oluyor Adam. Sanki yz akyor,
duygulanyor, mahcup bir ifade yerleiyor yzne, sanki sylenmesi
g eyleri sona saklam gibi, sanki yapaca konumay
son anda unutmu da, imdi yeni szckler aryormu gibi bocalayarak,
yeniden balyor konumaya:

ok basit bir nedenle aslnda. Hatta fazla kiisel bir nedenle.
Birok dnyalnn beni anlayacan, hatta belki hak bile vereceini
sanyorum. Alice'in kendi de bilmiyor niye karldn. Bunu
btn dnyallar gibi, Alice de u anda renecek.

Alice, beni dinlediini biliyorum, u anda uzaygemisinin salonundaki
ekrandan eminim beni izliyorsun. Alice seni kardm,
nk seni seviyorum. Alice seni seviyorum. Alice seni ok seviyorum.
Alice seni hibir dnyalnn sevemeyecei kadar seviyorum.
Seni ne zamandr derin bir tutku, sarsc bir ihtiras, byk
bir akla seviyorum. Seni eksilmeyen bir arzu, yalanmayan bir
yenilik, lmsz bir iddetle seviyorum. Seni hi snmeyen bir
ate, hep uuldayan bir vadi, dinmeyen bir yara, susmayan bir nehir,
btn zamanlarda esen bir rzgar gibi seviyorum. Aramzda
milyarlarca yl k hz uzaklk da olsa; aramzda gezegenler, gkadalar,
kara delikler de olsa; aramzda yaayan ya da l milyarlarca
yldzn ya da evrenin usuz ve dilsiz karanl, sonsuz
sessizlii de olsa seviyorum.

Sana duyduum ak artk tek bama tayamayacam anlaynca,
karmaya karar verdim seni. Sana duyduum akla artk
tek bama ba edemeyeceimi anlaynca karmaya karar verdim.
Seni, btn bunlar dnyaya haykrmak iin kardm. Sonunda
her sevgili, akn gnn birinde btn dnyaya haykrmak
ister. te imdi ben de milyarlarca dnyalnn nnde sana olan
akm haykryorum. Bana bir frsat tanman istiyorum. Bana
bir ans vermeni. Beni tanmaya, anlamaya zaman ayrman istiyorum.
Beni sevmeni istiyorum.

Seni, kendimi sana sevdimek iin kardm. En azndan bu
kadar ok sevdikten sonra bunu denemeye hakkm olduunu dndm.
Bu karar vermek kolay olmad. Kendi iimde ar hesaplamalar
yaadm. Dnya zamanyla ok yllar nce ilk kez
dnyaya, douda, Trkiye'de, Harran blgesinde, Urfa'da bir kyde
inmitim. Kz karmann ne demek olduunu, orada, o kylerde
grdm ben. Yoksul sevdallar sevdikleri ve bir trl kavuamadklar
kzlar sonunda karrlard. Kendilerini sevdiklerine
anlatmann bir yoluydu bu. Sevdiklerini gstermenin... aresizliin...
Gze alma gcnn... Kavumann... Ben de seni kardm
ama, eer sevmezsen beni Alice, bunu baaramazsam eer, seni
yeniden dnyaya geri gtreceim. Benim iin ok zor olacak
ama, bak herkesin nnde sz veriyorum: Geri gtreceim!

Sev beni Alice, n'olur sev beni! Bana bir ans tan, bir frsat
ver, seni kimsenin mutlu edemeyecei kadar mutlu edeceim. Bunu
biliyorum, bir yemin gibi biliyorum! Sana yalnzca bir hayat
deil, bir masal, bir rya vaat ediyorum! ki ayr gezegenden yepyeni
bir dnya var edeceimize inanyorum. kimize bir dnya!

Bak, u anda beni seyreden milyarlarca dnyalnn tankl
nnde akmn btn kudretiyle sz veriyorum sana. Biliyorum,
btn szler yavan, btn szcklerin ii boalm, btn anlamlar
kullanlm, btn anlar uucu; kelimeye dklen her duygu,
kendiliinden souk bir klie oluveriyor; hibir szck, duygularma
da, yreime de yetmiyor; anlatabildiklerimle deil, anlatamadklarmla
karnda durmak iin kardm seni, aresizliimi
grmen iin kardm; yalnzlm anlaman iin; beni yreinle
anla, gzlerinle dinle diye... beni kendi kelimelerinle gr diye.
Seni ak uruna kardm. Ak uruna. Hepsi bu ite!

Susuyor Adam. Biraz duralyor, soluklanyor. Konutuka
dalan yzn, giderek ocuklam sesini toparlyor. Konumasna
daha serinkanl devam etmesi gerektiini biliyor ve yle srdryor:

Bu arada unu da belirtmeliyim ki, bu kz karma hadisesiyle
gezegenimin hibir resmi ilikisi yoktur; onlardan tamamyla
habersiz, kiisel bir eylemdir bu. Ynetimi bana ait olan bir uzaygemisinin
ve benim nceden programladm robotlarn yardmyla
gerekletirdim bu eylemi. Gemimi, bal bulunduu uzay
filosundan ve frlama rampasndan, yetkililerden izinsiz olarak
ayrarak ktm bu kiisel yolculua. Btn sorumluluk bana aittir.
Kaptanlk grevimi ve yetkilerimi kiisel duygularma alet ettim,
bunun bir su olduunu ve benim de bu suu ilemi biri olarak
gezegenim ynetimince en ar biimde cezalandrlacam
biliyorum. Ama zlerek syleyeyim ki, hi piman deilim. Alice
uruna verilecek her cezaya hazrm. Hibir pimanlk duymuyorum;
O, u anda burada, benim gemimde, benim yanmda. Beni
hi sevmese bile, akm karlksz kalsa bile, bana onunla yan
yana gemi birka zaman paras kalacak. Btn mrme yetecek
birka zaman paras... Bunun iin bile deerdi. nann Alice
uruna ayn suu bin kere daha ilemem gerekse, hi dnmeden,
hi pimanlk duymadan, bin kere daha ilerim.

Duygularmn yol at felaketler yalnzca bununla da bitmiyor,
biliyorum. Gezegenimiz Votoroqxqua'nn bal bulunduu
gkada takmndaki btn yldzlarn bal bulunduu Yksek
Ynetim Merkezi'nin Genel Yasalar'n da, Kefedilmi Yldzlar
Birlii'nin Evrensel Evren Yasalar'n da ihlal ettiimi biliyorum.
Dnyallarn, uzaydaki dier gezegenlerle ve oradaki canllarla
temasa gemeye henz hazr olmadklarn da biliyorum. Dnyallarn
henz ne kendi gereklerine, ne uzayn gereklerine hazr
olmadklarn da biliyorum. Bu konuda dier yksek uygarlk gezegenlerinin
ortak bir karar olduunu, ve benim bu temel yasa
ineyen giriimimle, bu karar geersizletirerek evrenin nemli
bir parasnda karklklara yol atm da biliyorum. Ka gezegeni
birden dnyaya kar zor durumda braktm da biliyorum.
Ama ak sz konusu olduunda bilmek yetmiyor, bilmek deitirmiyor,
ak kendi yasalarn istiyor sizden. Btn bu hazr olmadklar
erken bilgilenmeyle, kafas iyice karm dnyallar da
zor durumda braktmn bilincindeyim ama, ne yapabilirdim?
Ak olmutum. Deli gibi ak olmutum. Ayrca Afrika'daki alara
ekmek lazm, uzayl masallar deil, bunu da biliyorum ama,
ak bilin dinlemiyor. Akn kendine zg bir bilinci ve o tuhaf
bilincin kendince yasalar var. Tarife gelmeyen yasalar. Emirleri
o veriyor. Onlar burada tartacak deilim. Biraz danm, biraz
sakarm, ak sz konusu olduunda daha da sakarm, bunu da
biliyorum. Ama ne yapabilirim? Ben buyum. Bu konuda Uzay
Birleik Kta Sahas'nn verecei ve uygulayaca btn cezalara
razym. Kabul edilsin ya da edilmesin, btn bu olan biten iin
verilecek tek bir cevabm var: Ak. Hepsi bu. Ben Alice'e ak oldum.
Kimseye olmadm kadar oldum. Dnya televizyonlarn
seyrederken oldum.

Byle bir su ilendiinde, akn arlatrc nedenleri ne kadar
hafifletici neden saylr, bilmiyorum. Suun takdirini bakalarna
brakyorum.

Sayn dnyallar, sevgili dnyallar, konumam bitirmeden
nce son bir uyarda bulunmak istiyorum size: Bu konuma, pek
yle grnmese de ok ciddi bir konumadr. Ben de ok ciddiyim.
Buna inann. Aranzda, bir televizyon kanalnn izlenme orann
artrmak iin bulduu ucuz bir numarayla kar karya olduunu
dnenler varsa, ki mutlaka vardr; nk kendini herkesten
daha zeki, daha klyutmaz zanneden byleleri her zaman, her
yerde vardr; ite onlar fena halde yanlyorlar. Byle dnerek,
herkesi aptal, kendilerini uyank sanmaya devam edebilirler.
Ama bu sefer olsun boa vakit kaybetmesinler. Ne yazk ki, bu sefer
her ey gerek ve ben ok ciddiyim. Gezegeninizin sahip olduu
en byk star benim tarafmdan karld, ben bir uzaylym ve
bana inanmaktan baka hibir ansnz yok!

Ey dnyallar! Orson Welles'in bir radyo oyununda kulland
bir bulula deil, ciddi bir uzaygemisiyle kar karyasnz.
Tekrar ediyorum: Bu, bir televizyon akas deildir! Bir reklam
kampanyas ise asla deildir! Konseri kesmek durumunda kaldm
iin btn Alice Star hayranlarndan zr diliyorum; biliyorum,
ne zamandr siz bu konseri bekliyordunuz, ama unutmayn
ki, ben de bu an bekliyordum. kisinin ayn zamana denk gelmesi
tamamen bir tesadf eseridir. Ve btn tesadfler gibi kanlmazdr.
Bu konseri izleyen uzaydaki dier gezegenlerden, kendi
gezegenimdeki Alice Star hayranlarndan ve Alice Star'n gerek
sahibi siz dnyallardan bir kez daha zr diliyor ve son olarak
Alice'e sesleniyorum:

Btn bunlar senin iindi Alice!

Alice seni seviyorum!

...

Herkes televizyon karsndayd. Yalnz Amerika'da deil, dnyann
birok yerinde televizyonlarnn karsnda ok olmu kalabaln
kendine gelmesi epey zaman ald. sa, yeniden yeryzne
dnse, ancak bu kadar kyamet koparrd, daha fazla deil. Suya
den bir tan etrafnda oluturduu halkalarn dalga dalga yaylmas
gibi, her yeri kaplayarak giderek genileyen, byyen sahici
bir ok dalgas sard drt bir yan; ve dairelerin en dndakinin,
dnyann ok uzak bir kesinde bir yere arpmasyla birlikte,
okyanustan ykselen bir dalga gibi her eyi aarak patlayan d,
btn dnyaya dald. Ortak bir sanr deilse grdkleri, ortak
bir cinnetti; delirmenin eiindeydiler. Uzayn gerei bir anda
dnyay ok kltm, anlamn daraltm, dahas savunmasz
brakmt. Ay'a ilk kez ayak basan insanolunun serveninden
ok daha ilgin bir ortak yayn yaanyordu imdi dnyadaki btn
televizyonlarn banda. Uzayn kefine kan insanolunun
ilk adm kadar masum bir hayret deildi bu seferki; uzaydan
dnyaya baslan bilinmezin ilk adm, ilk ayayd bu, bilinmezdi,
kestirilemezdi, tehlike miydi? yabanc myd? Korkunun eitleri
vardr: Karanlk ve bilinmez bir yere, sizin ilk kez girerken
duyduunuz korku ile, siz karanlkta uyurken, savunmaszken,
bilinmeyen bir yabanc gcn, evinize adm atmas karsnda duyulan
korku ayn deildir. Bu kez korku, sizin gze aldnz bir
servenin korkusu deil, gafil avlandnz bir ann korkusudur,
ve ite bu seferki tam da yleydi.

Btn bu olan biteni bu denli trajik boyuta ekmeden ve bir
var olu sorunu haline getirmeden yaayanlar da vard kukusuz.
zellikle Amerika sokaklarnda... Bunu dnyann bir kurtulu
iareti olarak grenler bir bayram sevinci yayordu. Yllardr
gzleri teleskoplarnda gkyz gzleyerek, bkmadan usanmadan
gnderdikleri radyo sinyallerine karlk bekleyerek geiren,
bu konuda kitaplar yazm, brorler basm, bildiriler datm,
ad deliye km bir dolu insan, nihayet uzaydan bekledikleriyle
hasret gidermenin, kucaklamann, el skmann cokusunu yaamaya
hazrlanyordu.

Alice'in salnn yerinde olduu haberi, herkesi bir lde
rahatlatm, gerginlikleri biraz olsun gidermiti. Bu, ayn zamanda
dnyallar iin de bir eit gvence demekti. yle ya, demek
ki uzayllar kt adamlar deillerdi, dnyay istila etmeyeceklerdi;
stelik Alice'i karan adam da, dorusu efendi bir ocua
benziyordu. Gerek hayat hibir zaman bir Uzay Yolu dizisi deildi.
O diziyi yllardr seyretmekle birlikte, zaten kimse inanmamt
ona; uzayllar srekli fena kiiler olarak gsteren o samalklara...
Gene de dnya bir anda altst olmutu. Yzlerce yl sonra,
dnyann, kzn boynuzlar zerinde olmadn anlamann
aknln yeniden yayordu insanolu. Berlin Duvar ykldktan
sonra her ey olabilir, diye dnyordu kimileri. Bunun, o
olayla bir ilgisi var myd acaba?

Yakkl bir haber sunucusundan hi de farkl olmayan o
uzayl adamn, o gzkara an aklamalarndan sonra, dnya
lkeleri yeniden kendi kanallarna, kendi yaynlarna dnd. Btn
dnya bir an durmayan, kesilmeyen, hzl ve derin bir iletiim
ana gmld: Teleksler, fakslar, telefonlar, elektronik postalar
ve bir sr balantyla dnya birbiriyle konuuyordu. Yksek
sesle ve yksek teknolojiyle ortak bir sanr grmediyse eer, yepyeni
bir var oluu biiminin eiine gelmiti dnya. Btn NASA
alanlar gece yars ibana arldlar. Btn uzay aratrmaclar
iin yepyeni bir milatt bugn. Evinden kz karlm
Amerika, o kzgnlkla neredeyse uandairenin ardndan yeni bir
fze gnderecekti uzaya. Papa'dan bir aklama yapmasn isteyen
Katolikler, Vatikan Saray'nn nne ylmlar, ellerindeki
mumlarn aydnlatmaya yetmedii karanlk ve kaygl yzlerle
bekleip duruyorlard. Kalabal frsat bilen kimi gruplar da,
"Krtaja Hayr" gsterisi yapyorlard. Mslman dnya, ilkin
btn bunlarn, Hollywood stdyolarnda gerekletirilen bir emperyalizm
numaras olduunu syleyerek kesin bir kar tavr
koydu; ardndan bir sre sonra, btn bu olanlarn Kur'anda ok
nceden haber verilmi olduunu iddia etti.

Alice'in tahmin ettii gibi, dalmam ve kolay kolay da dalacaa
benzemeyen LA Stadyumu'ndaki kalabalk, sahnenin iki
yanna yerletirilmi dev ekranlardan seyrettii naklen yayna
karn, uzayl an aklamalarnn da, gsterinin bir paras
olup olmad konusunda kukulara sahipti. Kimileri, yarm kalan
konseri, byle bir numarayla kapama kurnazlna gittikleri
iin, byk bir kzgnlkla organizasyondan sorumlu kiileri yuhalamaya
balad. Ardndan irili ufakl iddet gsterileri patlak
verdi. Gvenlik Gleri olaylara mdahale etti. Ambulanslar vzr
vzr dnmeye, siren sesleri evreyi n n ttrmeye, kameralar,
ezilen, kriz geiren, aylp baylan yamulmu hayran grntlerini,
dnyann btn ajanslarna ard ardna gemeye balad.
Sonuta btn dnyann inand bu yayna, "stadyum kalabal"
inanmak istemiyordu. Konseri dzenleyenlerin bir numaras
deilse eer, ieri giremeyenlerin bir oyunu, diye niteliyorlard.

Btn bu maheri patrt grlt arasnda, kulisteki televizyon
ekrannn banda toplanan sahne arkas kalabal iinde, ilk
aylan, tabii ki, Eddie d'Ascanto oldu. lk aknl, ilk oku atlatm,
isterik kahkahalar atarak kendine gelmeye balamt.

Milyonlarca dolar verseydik bile byle bir reklam yaptramazdk,
ilk sz oldu. Keke onun yannda olsaydm imdi.
Umarm ileri kartrmaz, dedi. Bilirsiniz, Alice kendinden gl
insanlarn yannda hep aknlar.

Plak irketi sahibi Henry Coskini'nin ters ters bakmasyla
kendini toplama ihtiyac hissetti: Ben Alice'e bir zarar geleceini
sanmyorum, baksanza olan srlsklam ak, dedi.

Plak irketi sahibi Henry Coskini, en yumuak, en grm
geirmi sesi ve en sakin tonuyla azarlad Eddie d'Ascanto'yu:
Bir kadn star iin en byk tehlike, ona srlsklam ak olan bir
adamdr, dedi. Dnyann neresinde olursa olsun, byledir bu.
Kald ki, bugnden sonra renmi bulunuyoruz ki, yalnzca dnyann
deil, uzayn da neresinde olursa olsun, bu gerek deimiyormu.

Alice Star'n bal bulunduu ajansn sahibi olan Gerald
Busch, Alice Star'n o ad duyulmadk gezegende bu kadar tannm
olduuna gre, plaklarnn, kasetlerinin, arklarnn telif
haklar gibi bir durumun sz konusu olduunu, gnn heyecan
iinde bunun gzden karlmamas gerektiini anmsatt.

Btn bir dnya tarihine damgasn basacak bu byk olay
srasnda, herkes birbirine girmiken, koca dnyada kendini en
abuk toparlayan "kurulu", grld gibi, Alice Star'n kulisi
olmutu. Gsteri dnyasnn gerei, her gerei, yeniden gsteriye
dntrmek deil miydi?

Olaydan birka saat sonra Eddie d'Ascanto, Amerika'nn en
byk televizyon kanallarnn ekranlarnda ard ardna boy gstermeye
balamt bile. Ekranlardan uzayn derinliklerine sesleniyor,
Alice'le ve Alice'i karan Adam Eaio ile temas kurmaya
alyor, Adam Eaio'ya irin ve sevimli gzkmek ve onu kendiyle
konumaya ikna etmek iin elinden gelen her eyi yapyordu.
Oysa bu yaynlar, sanlann aksine, ne Alice Star, ne Adam
Eaio tarafndan seyredilmiyor, yalnzca, derin bir sessizlikle alan
kimi makineler tarafndan uzaygemisinin hafza kaydna alnyordu.
O srada Alice de, Adam da ok meguldler. ZTteSQ
ise, o srada bir baka gezegenin kanallarnda yaymlanan robotlarn
kendi kendilerine mineral onarmlar zerine bir belgesel
seyrediyordu.

Eddie d'Ascanto'nun bir de nerisi vard: Alice Star ile Adam
Eaio'nun barollerini paylatklar bir Steven Spielberg filmiyle
bu muhteem olay talandrmak gerektiini dnyordu. ki gezegen
arasnda bir ortakyapm da olabilirdi bu.

Yapmclarn insanst gayretleriyle, Alice Star'n btn
CD'leri ve kasetleri daha o gece yeni basklara giriyor, onunla ilgili
kitaplar, albmler bask stne bask yapyor, zeri Seni Seviyoruz
Alice ya da Alice Eve Dn! yazl afiler, posterler bir gecede
her yeri kaplyordu. Alice ile ilgili olarak, ancak Noellerde ya
da Bakanlk Seimleri srasnda grlecek lde byk ve kapsaml
bir kampanya balamt.

Ertesi sabah dnya, artk ayn dnya deildi. "Romeo ile Juliet"
hikayesinin uzay ana uyarlanm bu yeni eitlemesi, ka
milyon yllk dnya tarihinin var oluunu bir gece iinde tehdit
eder olmutu. imdi ne olacakt? sa'nn da aslnda bir uzayl olduu
syleniyordu. Kiliseler suskundu. Papa bu konuda henz
bir aklama yapmamt. Ancak nc Dnya Sava sonras
duyulabilecek bir burukluk vard kimi insanlarda. Btn yanllar
ve noksanlaryla da olsa dnya, bizim dnyamzd. Uzayllar
bize karmasnd. Biz, onu daha yaanlas, daha gzel bir yer
haline getirebiliriz gene de, yeter ki, uzayllar iilerimize
karmasnlar! Hem onlarn iyi niyetli olduklar ne malumdu? Byle
her ak olduklar starmz karmaya balarlarsa bu iin sonu ne
olurdu? Kiisel mutsuzluklarn, ancak toplumsal felaketlerle yattrabilen
kimileriyse, uzayllarn yol aaca felaketlere bel
balam, umut ve heyecanla eitli kyamet sahneleri bekliyorlard.
Dnya, kaygl kalabalklar ile neeli kalabalklar diye kendiliinden
ikiye ayrlmt. Neeli kalabalk, hibir uzaylnn,
dnyay, nasl olsa dnyallar kadar rezil edemeyeceini dnerek,
korkulacak bir ey olmadn sylyordu. Hatta, belki dnyann
drt bir yann saran savalara, evre kirliliine, delinen
ozon tabakasna, enflasyona ve AIDS'e, bu gibi bir sr eye
uzayllar are bulurdu.

Uzayda "gay"ler var myd? Bata San Francisco olmak zere,
birok dnya kentinin sokaklar, bu kez de, uzayl "gay"ler tarafndan
karlmay bekleyen "gay"lerin oluturduklar uzun
konvoylarn lgn yrylerine ve gsterilerine tank oluyordu.

Btn dnyaya hitaben yapt konumasndaki scaklk ve
itenlik etkisini gstermi, Adam Eaio, bir gece iinde, hem herkesin
sevgilisi, hem de Alice Star kadar nl biri olup kvermiti.
Hemen herkes Adam Eaio'nun yapt konumadan ok etkilenmiti.
Dnyann gizemiyle, uzayn derinlikleri arasndaki souk
bilinmezi ve karanlk korkular; baka gezegenlere, baka hayatlara,
baka var olulara kar duyulan korku ve kayglar, ancak
akla ilgili szckler yumuatabilir, tabilirdi. Adam Eaio
ite bunu baarmt. Dnyann bildii, ET'den sonraki en sevimli
uzaylyd. "Gnn Yorumcular"na gre, Beyazsaray, Adam Eaio'nun
Amerikan vatandalna kabul edilmesine "scak bakyordu".
Adam Eaio'un resimleri ve posterleri kap kap satmaya
balamt. Alice'den bile daha poplerdi u an ve neredeyse onu
glgede brakmt. Posterlerinin altnda koca koca harflerle En
Romantik Ak yazyordu. Temiz yzl, aydnlk gll, ksk
bakl, gizemli ve batan karc Adam Eaio, bir anda dnyadaki
btn gen kzlarn ve "gay"lerin sevgilisi olmutu. Hayranlar,
uzaydan gelen beyaz atl prenslerine, giydikleri tirtlerde yle
sesleniyorlard: Adam, beni de kar!

Alice Star'n karldnn ertesi gn, yani 21 Temmuz 1999
tarihli gazeteler, nl Fransz mneccim ve hekim Nostradamus'un
(Doumu: 1503, lm: 1566) bundan ka yzyl nce, ta
1555'teki bir kehanetinin gereklemi olduunu manetlere karyordu:
1999 ylnn Temmuz aynda gkyznden byk ve korkun
bir hkmdar inecek ve dnyann btn kaderi deiecek.
te bu kehanet gerek olmutu; kehanetin iaret ettii hkmdarsa,
Adam Eaio'ydu! Sra dnyann kaderinin deimesini beklemeye
kalmt, ki dnyallarn buna ok ihtiyac vard dorusu.

Alice Star zerine yazlan kitaplardan sonra En ok Satanlar
Listesi'ne, birdenbire Nostradamus'un kehanetleriyle, bunlar zerine
yaplan yorumlama kitaplar girdi.

...

Adam, yeniden uzaygemisinin salonuna, Alice'in yanna dndnde,
nasl karlanacandan pek emin deildi. Salona girdiinde,
Alice'in arkas dnkt. Ekrann karsndaki koltukta, yz
ekrana dnk ve boalm ekrann o yeilimsi, mat grnts karsnda
neredeyse bir heykel kmltszlyla, hi ses karmadan
ylece oturuyordu. Yorumlanamaz bir sessizlikti bu. Kukulu,
kaygl ve ar admlarla ona doru yaklarken dnyordu;
yapt aklamalarla belli ki, gen kadnn ruhunda frtnalar kopartm,
hatta belki de korkutmutu. Bazlarnn ok sevilmekten
nasl korktuklarna, kendilerine ak olanlardan lmn glgesinden
kaar gibi katklarna son zamanlarda ska tank olmutu.
Ama Alice'in u sessizliinin ne anlama geldiini bilemiyordu,
belki de gerek, Alice'e fazla gelmiti. Baz gerekler insanlara
fazla gelir. Ya da baz insanlara gerek fazla gelir. Olamaz myd?
Kendi karlnda bu denli duygusal, kiisel bir neden deil de,
gezegenleraras nemli bir neden bulunmasn yeleyebilirdi, ya
da kendi mesleine ilikin bir gerekei daha kabul edilebilir bulabilirdi.
Adam yaklarken, Alice o heykel sessizliini koruyor,
hala dnmyordu ardna. Yanna varmadan usulca seslendi ona:

Alice!

Yant alamad. Usul admlarla yaklamasn srdrd. Yzn
grmek istiyordu onun. Belki o zaman anlayacakt.

Koltuun nne gelip durdu, Alice'e bakt. Alice alyordu.
Ayn heykel kmltszl iinde bylenmi gzler, sabit nazarlarla
snm ekrana bakyor ve sessizce alyordu. Alamak denemezdi
buna, gzyalar sanki ondan habersiz kendiliinden szlyordu.
Adam'n yan bana kadar geldiini biliyor, ama ban
kaldrp da ona bakmyordu bile. Adam, Alice'in yalnzca sessizliinin
deil, gzyalarnn da ne anlama geldiini tam olarak
bilemiyor, ondan btn bunlar aklayabilecek bir davran, bir
iaret bekliyordu.

Alice doruldu, oturduu koltuktan yavaa kalkt, Adam'n
karsna geip durdu, hala yzne bakamyordu, ban yavaa
kaldrp kaybolmu bir ocuun szl baklaryla Adam'n gzlerinin
iine ok ksa bir an baktktan sonra, hkrarak kendini
onun kollarna brakt.

Artk hangi duvarlardan nasl kaplar alp da, onun gl
kollarnda tanarak nerelere getiini; geilen yerdeki belirsiz
bir duvarn iinden, adeta vahi doann el dememi bir blgesinde,
beklenmedik bir anda, rnein bir dan burnunu dndklerinde,
anszn karlarna bir mucize gibi kveren dev bir elaleden
dklen sularn yaratt sarholua benzer bir biimde
grkemle nlerine alveren bir yataa kendilerini nasl braktklarn;
elaleler gibi zerlerine dklveren ipek kadar yumuak,
saten kadar kaygan araflarn arasnda nasl yuvarlanp kaybolduklarn;
Adam'n yumuak bir kor gibi iin iin tutuan etli, kaln
dudaklarnn arasnda soluunun nasl kesildiini, btn varlnn
i eker gibi nasl ta derinlerinden ekiliverdiini; bu arada
btn btne yitirilmi bir zaman ve mekan duygusu eliinde,
nasl ve ne zaman soyunup dkndklerini ve btn hayat boyunca
hi tatmad derin zevkleri, lgnlklar, sarholuklar, bir
ayin, bir by, bir tansma gibi, byk patlamalarda grlen derin
aydnlanmalar ve sonrasnn zifiri krl iinde neredeyse
hatrlamyor; olan biteni dndnde, sanki ok ncelere ait
zaman paralarndaki olaylarn kk akmlarla para para aydnlanan
uzak, puslu, bulank varl, daha ok bir sezie benzeyen
bir duygu eliinde kayp grntler gibi belli belirsiz diriliyordu...
Sanki bir bakasnn grd ryada kaybolmutu.

Uzun, yorucu, en derin uurumlar tadnda ba dndrc bir
tanma olmutu. Gvdelerin bulumasyla ruhlarnn bulumasn
bugne dein bilmedii bir "olu", bir "hal" biiminde kavramt
imdi; seviirken kendini, cisminden bamszlam; varln
tamamen zgrlemi hissediyordu. Varl ve ruhu sanki
serbest kalmt. Gvdesini ardnda brakarak dierinin gvdesine
gemi, bir sre o olmu ve oradan da bilmedikleri bir bolua
birlikte szlmlerdi. Salt bir sevime ayini deil, sanki yepyeni
bir var olu biimiydi. Yeni bir "olma" biimi. Alice, btn varln
sevierek yeniden ele geirmi, btn benliini sevierek yeniden
kazanm gibiydi. Btnlenmi, tamamlanmt. Artk tam bir insand.

Kimselere kolay kolay ksmet olmayacak byle bir servenin,
"bir uzaygemisinde sevimenin", hayal gcne fazladan katt
bir ey olamazd bu, yalnzca bu olamazd; bu, fantezinin sahibini
ele geiren kendince bys de deildi. Bir gereklikti.
Bal bana bir gereklik. Bir baka boyuttu. Farkl alg kaplarndan
geerek kt baka bir aklkt. Orada varlk baka trl
grnmt ona. st ste ka kez orgazm olduunu anmsamyordu
artk. Yaad orgazm, zppe kadn dergilerinin konu ktlna
dtke, sayfalarnda yapkan bir sakz yavanlnda inedikleri
orgazmdan ok farklyd. Orgazmn, yalnzca bedensel
bir doyum deil; ayn zamanda gvdenin anlam zerine bir keif
olduunu grmt. Adeta biyolojisini amak gibi bir eydi bu.
Her kadnn, kendinde hep sakl kalan kadnlnn gizine ulamak;
bir tlsm kullanarak ya da bir tlsm yneterek bu gizi ap
kapamay renmek ve bunu srekli klmak gibi bir eydi. Varlnn
o gne kadar kendine bile yabanc kalm en cra kelerine
varasya sarsla sarsla ilerlemi; baz anlarda artk hi geri
dnemeyeceini dnd halde, ilerlemeyi srdrmt. Vard
yerdeki kendini ele geirmeyi kafaya koymutu. Sonunda, sanki
ten deitirmi, gvde yenilemiti. Bu yzden, yalnzca bir sevime,
diye adlandramyordu olanlar. Derin bir aydnlanma deneyimiydi
ayn zamanda. Seviirken hissettikleri, salt gvdeyle ya
da ruhla deil, dpedz varlkla ilgiliydi... Seks kadar, felsefenin
kaplar da almt gzlerinin nnde... Ayn bedende ikinci kez
yaratlm gibiydi.

nanlmaz bir yakkllk ve ekicilikteki bu adam, sevmekten
ok, derin bir tapnma duygusu uyandrmt onda. Salt bir
ak deil, sanki yeni bir dine, yeni bir peygambere balanmann
getirdii bir tapnmayd bu. Btn varln silkeleyerek, btn
gemiiyle ve gemiten getirdikleriyle deerek, yepyeni bir gnlle,
yeni bir tanrya, yeni bir peygambere, yeni bir dine balanr
gibi balanmt Adam'a. Erkekleri her zaman ok sevmi, onlara
gereinden fazla dkn olmu, gereinden fazla hogr gstermi,
bu yzden de gereinden fazla mutsuz olmu Alice iin, bu
sefer, karsndaki, bir erkekten ok daha fazla bir eydi. Erkekleri
hep, kendinin "erkeklere olan zaafyla" sevmiti bugne kadar,
oysa bu kez "erkekliin mucizesiyle" kar karyayd ve bu mucize
duygusuyla seviyordu. Bugne kadar hi tanmad ve bu
kez yeni olan ey, bu duyguydu ite. Daha nce de, birok kereler
ak olmutu; hatta uzunca bir sredir, bir daha ak olamayacak
kadar iinin kaadn, artk bir duygu profesyoneli olduunu
dnyordu ama, bu kez bir mucize gereklemiti. Bir erkek
mucizesi! Nicedir aktan midini kesmi olan, hemen herkes iin
geriye kalan tek imkan yani... Bir mucize! Onun da bu dnyadan
deil, baka bir gezegenden olmas, belki de iini eskitmek pahasna
iini yaamaktan korkmam, kalpleri hrpalanm, duygular
rselenmi btn yorgun kadnlar iin ac bir ironiydi. Ve gnn
birinde ancak bir mucize... Alice'in hayatnda ilk olan buydu,
yeni olan buydu; ncekilerden de, nceki duygularndan da farkl
olan buydu.

Taptaze bir balang duygusu, hi de az ey deil!

Onunla yaad her ey, alatacak kadar gzel ve dokunakl,
gerek olamayacak kadar saf ve kusursuzdu.

Btn bu ulvi ve semai duygular bir yana, doruyu sylemek
gerekirse, Alice'in hayat boyunca okad en gzel erkek teni,
pt en gzel erkek duda, srd en gzel erkek kas, koklad
en gzel erkek kokusu ve sylemek zorundaym ki, emdii
en gzel erkek sikiydi.

Alice, Adam'n kollar arasnda, o gne kadar hi tanmad
derin bir huzur ve o gne kadar hi bilmedii derin bir mutluluk
iinde uyuyup kalm buldu kendini. Onun efkatli ve gl kollarnn
arasnda sanki yz yldr arad gveni, noksansz bulmu
gibi yatyor; yllarca da tepe gezip deli deli aladktan sonra,
nihayet arayp bulduu yatakta kendini dinlendiren uysal ve kendinden
emin bir nehir gibi akyordu. Onun gsndeydi; koltukaltnn
erkek kokusuyla ttslenmi; onun bir st bebeinin masumluu
iinde derin ve sessiz soluk alp verilerini dinliyor, kalbinin
atlarn duyuyor; btn bunlar, tarifsiz bir huzur duygusuyla
dolduruyordu iini... Artk lebilirdi. Bundan te bir mutluluk
snr ya da bir mutluluk tarifi kalmamt onun iin. Artk lebilirdi.
Duygular eitli sfatlar ya da benzetmelerle tanmlanabilir
olmaktan km, adeta mutlak deerler dzeyinde som bir btnlk
kazanmt. Sevdii adamn kollar arasnda, sevime sonrasnda
duyduu o derin uurum huzuruyla ksa ksa, kesik kesik
ama derin uykulara dalp kt. Dlerinden birinde, kendini yllar
nceki o filmde, arzn merkezinde uyurken grd. O uykuya
nihayet kavumutu. Glmseyerek uyand. Uzayn usuz bucakszlnda,
bir uandaire iinde grd dte, kendini arzn merkezinde
uyurken grmeyi, ironik ve komik buldu. New York'ta
bir gkdelenin on yedinci katnda bir yer yatanda uyumak gibiydi
byle bir ey. Byle bir iir mi okumutu? Byle bir ark
m vard? imdi hatrlamyordu. Hayat dolu, elenceli ve akacyd
bu rya. Kendini bu ryaya brakt.

Az sonra, ZTteSQ'nun sesi, belli ki duvarlarn birinde gml
olan ses verici bir aygtn derinliklerinden, daha da metaliklemi
olarak duyulduunda bana gelenleri hatrlad. Evinde deildi.
Bir uzaygemisi tarafndan karlmt. Bir bilinmeyene doru gidiyordu.
Dahas srlsklam ak olmutu. ZTteSQ, Votoroqxqua'ya
yaklayoruz efendim, diyordu. Yrnge belirlenim verdi. ni
plan salama kanallarnda, ynelim kapaklar devrede. Basn
vakumlar ayrtrlyor. Inmlar geerlilie sokuldu. Ik kesimi
izleniyor, fzyonlar ak, dedi.

Televizyondaki uzay dizilerindeki diyaloglar anmsad Alice.
Grnte hibir ey ifade etmeyen ama, izleyicide daha ileri
bir teknolojiye, daha ileri bir uygarln gndeliine aitmi hissi
veren szler... Kulaa ho ve inandrc geliyor, hatta ilerin yolunda
gittiine dair bir gven veriyordu. Kimi zaman hi anlamadmz
eyleri, hayatta da inandrc bulmuyor muyduk? stelik
kendi aralarnda, kendi dillerinde konumak varken, onun varlna
hrmeten, onun anlayabilecei bir dilde konuma inceliini
gstermeleri de ok etkileyici bir davrant dorusu. nce dnceli,
ok zarif biriydi Adam, ve galiba artk onun sevgilisiydi.

Gzlerini atnda, Adam' yatt yerde dirsekleri zerinde
dorulmu, uykudan iyice kslm gzlerinin arasndan, kendisini
efkat ve hayranlkla seyrederken buldu. i parlad. Gnee
uyanm gibiydi. Sevinten alayacak gibi oldu. Ka yldr byle
uyanmamt. Dzt hibir erkekle ayn yatakta uyanmaya
tahamml kalmayal ka yl olmutu? Dudaklarna konan bir
pck, szsz bir merhaba... Ve ayn derinlikte Alice'e bakmay
srdren, tropiklerde bir gnbatm gibi yan okyanus laciverdi
gzler... Birden hi konumam olduklarn fark etti, onun ekrandaki
konumasndan, u ana kadar azlarn ap da birbirlerine
tek kelime etmemiler, kendilerini btnyle gvdelerinin diline
ve tenin ifade gcne brakmlard. Televizyondaki konumasndan
sonraki en kk an bile, sanki bin yldr beklenen sonsuz bir
kehanetin imdi gerekleen tufan gibi yaanmt. Hem ok romantik,
hem ok komik; hem yrek yakclkta bir derinlii olan
bir benzersizlik, hem de ampanya kp gibi uucu ve hafif...
bir pop masal gibiydi her ey. Alice'e de ok yakyordu bu.
Onun ruhu da byleydi ite! ok komik ve ok ackl! En derin
hznler, ie kapanlar ve vazgeilerden sonra, hayata penelerini
geiren alabildiine tutkulu bir yaama sevinci! Alice buydu
ite! Belki bu yzden herkes bu kadar ok seviyordu onu. Yalnzlnn,
btn insanln yazgsna kolaylkla paylatrlabilirlii,
bu kadar popler klyordu onu. Bir pop masal: Dnyada bulamad
erkei uzayda bulmak ve u yaadklarnn inanlmazl!..
Hala konumuyor, tutkuyla birbirlerine bakmay srdryorlard.

Adam, dncelerini okumu gibi, lk sz sen syle, dedi.

Sen syledin bile, dedi Alice.

Peki, sen ne syleyeceksin?

Ben de seni seviyorum.

Adam'n dudaklarndaki yumuak ate, yeniden Alice'in dudaklarn
tututurdu. Doruyu sylemek gerekirse, bir kadn olarak
hayli reelli bir mazisi vard; hayatna giren bir dolu erkek bir
yana, ardnda brakt onca gnahtan, yllardr toplata toplata
bitiremedii onca porno filmden sonra, nasl oluyor da ilk pmenin
heyecann imdi yeniden ayn acemilikte duyabiliyordu? Nasl
mmkn olabiliyordu bu? imdi bir pckle delicesine arpan
bu yrek, nasl hi yanmam gibi olabiliyordu? Teni nasl
oluyor da bunca zaman sonra mahcubiyeti bu kadar gzel hatrlayabiliyordu?

Bir sredir hep yeniden gen olmay, bir yeniyetme olmay
dlyordu. Masumiyeti geri istiyordu. inin kaadn, heyecanlarn
yitirdiini dnyordu. Yaamndaki tek heyecan kayna
olarak, neredeyse yalnzca meslek heyecanlar kalmt. Erkeklerle
de, genel olarak dnyayla da ilikisi, nicedir ustalkl bir
profesyonellie dnmt. Hayatndaki btn ilikilerde, kurallar
kendiliinden ileyen, sas, yavan ve ayrm gzetmeyen
bir halkla ilikiler performans gsteriyor, her eyi, ama her eyi
bir protokol ilikisi gibi yayordu. Belki de bu yzden, sarsak ve
acemi olmak istiyordu yeniden. ini rzgarlara vermek istiyordu.
Kann tazelemek istiyordu. Hatalarn ve tkezlemelerini zlemiti.
Serserilik gnlerini zlemiti. Milyonlarca dolarlk bir
servetin zerinde otururken, yrtk "blue-jean" giymenin hibir
sahicilii yoktu, olmuyordu. lgnlklar bile btn doalln
yitirmi, renilebilir ve retilebilir bir hale gelmiti. Tpk bir
meslek gibi, bilgisi kolaylkla bakalarna aktarlabilir bir ey
olmutu... Her davran, renilmi, edinilmi, allmt. Kendinin,
kendine sunabilecei hibir srprizi kalmamt. Ne yapsa,
kendini taklit ediyormu gibi geliyordu ona. Bir insan olarak da,
bir sanat olarak da kendinin taklidi olmak, en byk korkusuydu.
Ve bir sredir bu korkunun penesinde kvranyordu. stedii
o eyi, o varln yeniden ele geirme duygusunu, benliini ve
kimliini yenilemeyi, hibir "Image-maker"n yapamayacan
ok iyi biliyordu. Her ey iinin dmndeydi.

te imdi btn o zledii tazelii, yenilii ve acemilii, derin
bir dirili duygusu iinde, ruhunun kendine ancak imdi grnen
en uzak kelerinde, sa kklerinde, trnak diplerinde, vcudunun
btn gzeneklerinde duyuyordu. Yepyeni bir bahar uyan
iindeydi. Dallarna su yryordu. Yalnzca ak olmam,
ayn zamanda iini yeniden kazanmt. Sahiden bir erkek deil,
bir mucizeydi bu adam. Sahiden dnyada bylesi yoktu!

Bu duygular iinde kalkt yataktan.

Kalkm, toparlanm, giyinmilerdi.

Yeniden salona ktklarnda, Komuta Merkezi'ni grmek ister
misin? diye sordu Adam. Yaknlamalar tamamlanm imdi,
konuuna ev gezdirir gibi uandairenin iini gezdirmek itiyordu
anlalan. Sevinerek kabul etti Alice. Ne de olsa bir kediydi. Yeni
grd bir yerin her kesini kefetmeden rahat etmez, yerinde
oturamaz, kendini tam olarak gvende hissedemezdi.

Alice'in yerini artk bildii duvardaki o malum kap ald,
bindiler, kapanmasyla birlikte almas bir oldu. Hibir ey hissetmemiti
Alice. Oysa imdi bambaka bir yerdeydiler. Belli ki
ykselmilerdi. Komuta Merkezi'ydi buras. Bir daire biimindeydi.
Her yan camd, oradan uzay btn usuzluuyla grlyordu.
Burada ZTteSQ ile birlikte kadn ve erkek bedenlerinde
yaplm birka robot daha vard. Artk onlar tanyabiliyordu.
Matlklar ve ilk bakta fark edilmese de, sonrasnda almlanan
hareketlerindeki bir tr kesik kesiklik onlar ayr ve tannr klyordu.
Glmseyerek onlar selamlad. Onlar da saygl bir biimde,
Ho geldiniz, dediler. Alice'le fazla ilgilenmeyip hemen
ilerine dndler. ZTteSQ'dan daha mattlar. Daha canszdlar.
Belli ki teknik ekiptiler ve ok meguldler. Btn o yabanc robotlarn
arasnda, ZTteSQ, bizim kz duygusu veriyordu Alice'e.
Tanln getirdii bir yaknlk duygusuyla, ZTteSQ ile gz gz
geldiklerinde, gz krpt ona Alice. Bu, ayn takmdanz, anlamna
geliyordu.

Adam, ilerine gmlen robotlar iaret ederek, fsltyla, seni
bir sr sessiz harfle tek tek tantrmayaym istersen, dedi.
Karlkl hnzrca glmsediler. Alice iinden, una bak hele,
sevgili olduk da, imdi aramzda robot ekitirmeye bile baladk,
diye geirdi iinden.

Komuta Merkezi olduka sade saylrd gene de. Etrafta hibir
eye benzetemedii birtakm tuhaf ara gereler vard, ama
bu, onun iin hibir ey demek deildi. Dnya turneleri srasnda,
ard sra oradan oraya srklenen TIR'lar dolusu aratan ne daha
fazla tandkt, ne daha fazla yabanc... eitli dme boylarnda
yanp snen klar ve kontrol panelleri, onun iin, bir uzaygemisinde
olduklarna dair yeterince inandrc kantlard.

Az sonra Adam, baz panelleri iaret ederek, robotlarla nihayet
kendi dillerinde konumaya baladnda, ilk kez tuhaf bir yabanclk
duydu Alice. Ak olduu Uzakdoulu bir erkein ard
sra giden Batl bir kadnn, erkein lkesinde yaad derin yalnzln
anlatld filmlerdeki o onmaz yabancl, yreinin
ok derinlerinde bir yerde duydu. Burnu szlad. Gzleri doldu.
Sanki o zamanlar, o filmleri yeterince anlamam, yeterince hissetmemi,
hatta hakszlk bile etmiti. Alice'e bir eyler olduunu
anlayan Adam'n ona sarlarak, byk bir sahiplenile omuzunu
kavray ve yalnzca bir ana deil, bir yzyla glmseyen gzleri
abucak yattrd onu. Byk uzaklklara, byk zamanlara
yetecek kadar glmseyebiliyordu bu gzler. Bunun zerine o
da, her eye kar koyabilecek, her eyle ba edebilecek salamlkta
derin bir g hissetti kendinde. Son kez evden katnda,
varlnn kendine bile yabanc ok diplerde bir yerde duyduu o
derin g, imdi yeniden yoklamt onu. Ya da sakl varln yeniden
duyurmutu. Kaybolmadn bilmek iyiydi. Bu duyguyu
tanyordu. Bu duyguya gveniyordu. Onu bu iddette hissetmeyeli
ka yl gemiti kim bilir? Bunu anlaynca, yersiz olduunu
bildii halde, o sevinle evresindeki o "bir sr sessiz harfe"
glmseyerek yeniden selam verdi.

u anda iine deil, uzaya bakmalyd oysa. Ne de olsa ilk
kez uzaya bu kadar yakndan bakyordu. Her ey elinin altndayd
sanki. Ay'a adm atanlardan da, uzay boluunda gezinen dier
astronotlardan, kozmonotlardan da ok daha ileri gitmiti uzayn
boluunda; hatta bu kadar uzaa giden belki de ilk dnyalyd.
Bu ayrcaln keyfini srmeli, tadn karmalyd. Hatta uzay
hakknda Adam'a daha birok ey sorabilir, dnyada kimselerin
bilmedii uzaya ait bir dolu gerei renebilirdi.

Dnyay buradan grebiliyor muyuz? diye sordu Adam'a.

Ardmzda kald, dedi Adam. Buradan glkle grnr artk.

Evden hi bu kadar uzaklamamt Alice. Bir an ok fazla
ileri gittii hissine kapld. Ormanda kaybolmu btn masal kzlarn
dnd.

Peki sizin gezegeniniz hangisi?

te u, diye ilerideki ltl yldz topunu iaret etti Adam.
Eve yaklayoruz.

Geleceimi biliyorlar m? dedi Alice.

renmilerdir.

Biliyor musun? Hayli heyecanlym.

ok doal, ama unutma yannda ben varm.

Bunu bana sk sk hatrlat e mi? dedi Alice.

Adam, bu szn barndrd imay anladn belirtircesine
efkatle ban sallad. Yeniden birbirine kilitlenen gzlerle, ksa
ve anlaml bir bakmadan sonra, tutkuyla ptler.

Alice, yle sessiz, belki dipten, belki onun aklnn kaydedemeyecei
bir hzda giden bu tuhaf aracn penceresinden, uzayn
derinliine dalm bakarken; uzayn usuzluundaki silik varln,
hilii, dnyay, hayatn anlamn, tarihi, zamanlar, imdi
nnde birdenbire alan bu yepyeni kapdan geerken; bu bilinmezliin
sonsuz derinlii iinde yeniden ve yeniden konumlamaya
alarak dnd. Sonsuz bir ba dnmesi iindeydi. Bir kuyudan
aa srekli dyor gibiydi. Ufak tefek bir dnyal kzn
kaldramayaca kadar ok ey grmt bir gecede. Ve hayatnda
hi yaamad derinlikte bir karlama, bir ak, bir btnleme
yaamt. Gvdesini yeniden kazanmt sanki. Varln yeniden
kazanmt. Bundan byle Adam'sz olamayacan, hi
olamayacan biliyordu. Belki varl zgrlemiti ama, hayat
tutsak alnmt. Adam'sz bir hayat olamayacan, neredeyse
bin yldan beri bildii genlerine yazlm bir bilgi gibi, gvdesini
denetleyen bir refleks gibi, soluk alp vermek gibi kendiliinden
biliyordu. Bunca yldr bamlln her eidinden bunca korkmuken,
imdi, btn varln ele geiren ak bamllnn onu
avularnn arasna aldn fark ediyordu. Kendi hayat Adam'a
kilitlenmiti ve galiba yapacak bir ey de yoktu.

Konuyu sapland bu varolusal boyuttan kararak hafifletmek
istedi: Yllardr arad bir erkek deil, bir mucizeymi meer.
Meer, onun iin bulamyormu. te imdi bulmu imkansz.
aknl, imkanszla karlaldnda ne yapacan bilememekten
kaynaklanyormu aslnda. Ve ne olursa olsun hi kaybetmek
niyetinde deilmi. Byle yalnlatrlm duygular ve daha
gndelik szlerle neelendirmek istedi iini. Kendini byle daha
iyi hissetti.

O yle dalm gitmiken, Adam'n, yeniden kendine derin bir
sevecenlikle glmseyen gzlerle baktn fark edince, onun, kafasndan
geenleri okuyup okumadndan bir kez daha kukuland.
Kaygya kapld. Eer byle bir yetenei varsa, dndklerine
dikkat etmeliydi! Bir an Adam'n gzlerinin iine kukuyla
bakt. Sorsa myd acaba? Her eyi birden soramazd geri. Ne de
olsa kainatn neresinde olurlarsa olsunlar, erkek erkekti ve erkekler
ok soru sorulmasndan holanmazlard.

Bunu dnd anda, panie kaplarak birdenbire: u yldzn
ad ne? diye sordu.

Geri bu da soruydu ama, ne de olsa tehlikesiz bir soruydu.

...

Herhangi bir uan, dnyadaki herhangi bir piste iniinden hi
de farkl deildi uandairenin alana inmesi, her ey ok daha fazla
hzlyd, hepsi bu.

nie getiklerinde, pencereden bakarken zel olarak bir ey
sylemeyen binlerce k grmt bir anda; aracn, gezegendeki
dev bir metropol kente indii duygusu almt yalnzca. Bir de,
bunun herhangi bir seyahat deil, ok zel bir deneyim olduunu
bilmenin fazladan heyecann yayordu. Adam, inie getiklerini
sylediinde, birdenbire ok heyecanlanmt; bu, ne zamandr
tand, bildii deil, aksine unuttuu, ama ok uzun yllar sonra
imdi hatrlar gibi hissettii gemie ait bir heyecan duygusuydu.
Henz hi kimse deilken duyduu, bir eit gvensizlikten kaynaklanan,
yllar ncesine ait, daha ham, daha gen, daha amatr
bir heyecan duygusu... ocukluunun getii yerlere gitmek gibi...
Ama, artk ok nemli olmu birinin, yllar sonra byd
yerlere kartma yapar gibi gidii deil de, hala hi kimse olarak
gidii gibi... Belli belirsiz bir yeniklik duygusuyla... Dnyann
uzun bir sredir ona verdii byk ALICE STAR imgesinden tamamen
soyunmu olarak... Kendini yeniden rlplak, btn
dnyaya kar bir ocuk kadar savunmasz, korunmasz hissettii
gnlerdeki gibi bir ruh hali iindeydi, uandairenin kapaklar,
kendi iin tamamen bir gizem olan o gezegenin yzeyine doru
ar ar aldnda... nnde birdenbire bitiveren merdivenleri
--heyecann ne kadar denetlemeye alrsa alsn-- titreyen admlarla
inerken, dnyadaki herhangi bir havaalanna inmediini, ve
kendini, hi akla gelmeyecek ok eitli srprizlerin bekleyebileceini
biliyordu. Hazrlkl olmalyd. Byle bir durumda "hazrlkl
olmak" ne demekse? Normalde ok korkmas, panie, hatta
dehete kaplmas gerekirken, iini karmakark eden btn bu
duygulara karn, belki de yanndaki adamn gven veren varlndan,
g alayan desteinden tr, kendini, bir baka gezegenin
tehlikelerle dolu bilinmedik yzeyinde deil de, eitli badirelerin
atlatld uzun ve seilmi bir yolculuun sonunda nihayet
gelinmi bulunan, sevdii adamn anayurdunda, kocasnn
baba ocanda hissediyordu. Ancak gnll bir srgnn hissedebilecei,
ak, fedakarlk ve kahramanlk gibi grkemle ykl
duygular dolduruyordu iini. Sanki karlmam da, kendi rzasyla
gelmiti buraya; bir ak uruna gnll olarak srmt
kendini, uzayn usuz derinliklerindeki bu bilinmez gezegene;
sanki uzun ve frtnal bir akn sonunda, byk bir zveriyle, her
eyi sonsuza dek ardnda brakarak, ak olduu uzayl bir adamn
peine taklarak kendi isteiyle gelmiti ta buralara... Belki
de bu nedenle, nedenini bilmeksizin kendiyle gurur bile duyuyordu.
Sanki o bir ak kahramanyd. Ve imdi sevdii adamn gezegenini
kefetmeye ve fethetmeye gelmiti sra. Adam'a kar birdenbire
duyduu bu derin ak, iinde bunca yldr sakl kalm,
kefedilmeyi bekleyen nice duygu ve duyarln anszn ortaya
kmasna yarad gibi, bu olayda hibir biimde sz konusu edilemeyecek
olan ve Alice'in de neredeyse yllardr hi kullanmam
olduu "zveri" duygusunu bile hatrlamasna neden olmutu.
Geri, zveri gibi bir duyguyu hatrlamasn anlalr klabilecek
herhangi bir durum sz konusu deildi ama, ne nemi var,
bunca i zenginlemesi srasnda, dier duygularn yan sra o da
aradan kvermiti. Kendine gld.

Adam'a kar duyduu akn harc vard artk btn duygularnda,
btn dncelerinde, btn hareketlerinde... Duygularnn
onda uyandrd yle bir salamlk, bir tamlk, bir btnlk duygusu
vard ki, herkese ve her eye sonsuz bir kar koyma gc
buluyordu kendinde. Byle bir duyguyu, yllardr hi hissetmemi
olduunu, hatta belki de doduundan beri hi byle bir duygu
tamam olduunu, hatta eksik domu varlnn, bunca yldr
arad dier yarsn imdi bularak, ancak imdi btnlendiini
dnyordu. Ya ak buydu, ya da btn bu hissettikleri, aktan
ok daha fazla bir ey olduu halde, o, bu konuya ilikin olarak
szck daarcndaki tek bildii szck olan "ak"la karlyordu
btn bunlar. Durumun olaandl, alldk bildik herhangi
bir kadn-erkek ilikisine benzemiyor oluu, akas, "erkek
tarafnn" bir uzayl oluu, bu konudaki adlandrmay da, verecei
hkm de belirsizletiriyor, belki de geersizletiriyordu,
ama ne nemi vard? Bu duygu, ne olmu olursa olsun, neden olmu
olursa olsun, ona iyi geliyordu. Varl bakalam, salamlam,
btnlenmi, sonunda kendini ele geirmiti. Uandairenin
kapsnda bekledii srada, btn bu duygular, dnceler inanlmaz
bir hzla iinden akp giderken dnp yan banda duran
sevgilisinin derin bir efkatle glmseyen gzlerinin iine bakt,
ne zaman ona baksa, yakt tazeleniyordu sanki. Kan deiiyordu.
Gzleri yenileniyordu. Belki de ak buydu. Adn koymaktan
korkuyordu yalnzca. Yllardr unuttuu iin, yaad bu mucizeyi,
aklnn gndelik mantkla kirlenmi yan, dnyaya ve insanlk
hallerinden birine ait olmayan bir tr uzay gerekliiyle aklamaya
zorluyordu onu. Bu yzden de, iinde olup bitenler iin arad
genel kabul grm btn tanmlar yetersiz, tanm araylar
sonusuz kalyordu. yle ya, uzay yabancyd, bilinmezdi, tehlikeydi.
Ak da yle. Belki, ak da uzaydan gelmiti dnyaya. Onu
sk sk bu kadar kolay ve abuk yitirdiimize gre... Uzayn fizii
karsnda bizim tanmlarmzn dayankll ne olabilir ve hangi
zaman kuramnda yan yana durabilir ki? Belki uzay da, ak gibi
yaratlan bir eydir. rnein hangi uzayn aknl ve sarholuu
u zerimdeki? Uzayda bulunmu olmamdan tr m byleyim,
yoksa beraberliimizin yaratt uzayda mym?

Hem adn ak koysa ne olacakt, koymasa ne olacakt? Herkesin
ak dedii ey, ne kadar birbirine benziyordu ki zaten! Ayrca
ne nemi vard! Szcklerin ya da adlandrmalarn ne nemi
vard, kalbin btn yaadklarnn yannda?

Niye bu kadar kendime kapandm? diye geirdi aklndan. Neden
bu kadar didikliyorum kendimi? Oysa az sonra kaplar alacak
ve ben yeni bir gezegene adm atacam. Aktan m korkuyorum,
bu yeni gezegenden mi? Ya da her ikisinden mi? Ak, her
seferinde yeni bir gezegen demek deil mi zaten?

kisi de olabilirdi. kisinden tr de olabilirdi. Bilinmeyen
bir gezegenin varl karsnda duyduu igdsel korku ya da
rknty, iine biraz fazla bakarak dengelemeye, kendini korumaya
alyor da olabilirdi. Bu tr kendini koruma gdsyle ie
kapanm olmas, bu durumda ok anlalabilir bir ey elbet, ama
o, hi yle biri deildi ki... Alice'in hayatta ve ayakta kalabilmek
iin bildii bir tek ey vard: ok fazla iine bakmamaya, iini
kurcalamamaya alrd. Yaarken her eyi biraz oluruna brakrd.
Bir tr kolayclk ya da sorunlardan kamak olduunu bilirdi
bunun. Zaten bunun iin kaard. Her zaman derdi: Ne zaman iime
biraz fazla baksam ykseklik korkum depreir.

Az sonra kaplar ald, Adam'la birlikte merdivenleri indi.
Votoroqxqua gezegenine admn att anda, bu adam ok sevdiinden
baka hibir eyin bir nemi ve anlam olmadn dnyordu.
Keskin bir bilinle biliyordu. Gezegenin yzeyine att
o ilk admla, yaamn yitireceini, bir anda yok oluvereceini bile
bilse, o adm hi ekinmeden atabileceini, yreinin bugne
kadar hi inmedii derinliklerinden ykselen bir ses kadar biliyordu.
Bu masaln sonuna kadar gitmeye kararlyd.

Nihayet Votoroqxqua'da, bir havaalan olarak dnlebilecek,
zemini cams bir kp andran, tuhaf bir maddeden yaplm
gibi duran geni bir dzle indiklerinde ve karlarnda rktc
bir grkemle duran dev bir cam balona yneldiklerinde,
alandaki dev klarn ardna alarak saklad karanlklarn iinden
birdenbire ortaya karak patlayan flalar, gazeteciler ve bir
anda evresini kuatan insan kalabal, Alice'i ok artt. Bu bilinmedik
gezegenden kendince bekledii srpriz, hi de byle bir
srpriz deildi kukusuz. Buradaki karlanmasnn, dnyada turneye
kt herhangi bir bakentteki karlanmasndan bir fark
olmadn hayretle grd. Hem alkanln kolayclnda duyulan
tandk bir zafer duygusunu, hem de hayal gcnn rselendii
bir burukluu ayn anda duydu. Adn bile doru drst syleyemedii,
hakknda hibir ey bilmedii bu yabanc gezegene ait
ilk grd eyin, bu kadar tand, bu kadar bildii, artk biraz
da bkt bir "manzara" olmas tadn kard. Byle olmamas
gerekirdi, diye geirdi iinden. Hayal krkl bundand. Binlerce
kez yinelenmi, tekdzelemi; hanidir alt, kanksad, bkt,
btn ileyiini ve kurgusunu ok iyi bildii, kendisi iin hibir
fazladan heyecan ve yenilii kalmam sradan grntlerdi
bunlar. Her gittii yerde zaten yllardr byle karlanyordu.
Nankrlk etmemesi gerektiini dnd gene de, ne de olsa buras,
bir Japonya deildi elbet, bambaka bir gezegendi; bu hayran
kalabalnn onun iin farkl bir anlam olmalyd. Huysuzluk etmenin,
kapris yapmann ne yeriydi, ne sras! Uzayn derinliklerinde
bambaka bir gezegende bunca hayran toplam bir sanat
olmak, herkesin baaraca bir ey deildi. Bunun keyfini yaamal,
tadn karmalyd. Grntnn "tandkl", bulunduu
uzay parasn unutturmutu ona, hatrlaynca gerekten heyecanland.
Buras ne Paris'ti, ne Frankfurt, ne Londra, ne Viyana, ne
Roma. Buras Votoroqxqua gezegeniydi. Birdenbire gezegenin
adn syleyebildiine sevindi. O kadar da zor deilmi demek,
diye geirdi iinden, imdi de robot kzn adn hatrlamaya alyordu.

Anlalan, btn havaalan hayranlar tarafndan kuatlmt,
kim bilir ne zamandr bekliyorlard onu, polislerin oluturduu
etten duvarlarn ardnda barikatlar amak iin rpnan, lklar
atan, baran, aran, ellerindeki Alice Star posterlerini ve eitli
yazlar yazlm pankartlar sallayarak hep bir azdan onun arklarn
haykran binlerce kii vard. Btn alan, gvenlik grevlilerinin
bir zincir gibi birbirlerine smsk kenetlenmesiyle oluturduklar,
geit vermeyen etten bir duvarla kuatlmt. Korumann
salamlna ve tekniine hayranlk duymadan edemedi
Alice. Bu grdkleri karsnda tuhaf bir ikileme dt: Hem derin
bir gven duydu her eye kar, hem de derin bir yalnzlk ve
terk edilmilik... Havaalannn bir kenarnda duran dev bir ekrandan
LA'daki bu geceki konser yaymlanyordu. Karlmadan nce
syledii son arknn grntleriydi bunlar, nitekim az sonra
beliren uandaire ve ardndan Alice'in ge ykselmesi de grnd
ekranda, belli ki Alice'e bir karlama olarak dnlmt bu
numara. Adam'n kollar arasnda iki yanndaki kalabal yararak
yrrken, bir yandan da gzucuyla karln seyrediyordu.
Ge ykselirkenki yzndeki o alk ifade, sinirine dokundu. Yznn
hibir zaman byle bir ifadesi olmamt onun. Bn bn
glmseyip duruyordu o k demetinin iinde. Eddie d'Ascanto
olsa, bu sahneleri hemen makaslatrd tabii... Byle zamanlarda
Eddie'yi aramasn da ne yapsnd peki? Ho, byle anlar olmasa,
Eddie'nin varln hatrlamak isteyecei kuku gtrrd ya...
Yllardr yaad her an, didikleyici baklaryla gzden geirmi
ve her seferinde onaylamaz bir ifadeyle yz buruturup durmutu
o Allahn belas!

Bu arada asl dikkatini eken ey, evresindeki hemen her eyin
1940'lar Amerikas gibi olmasyd; adamlar, kadnlar, giysiler,
apkalar, fotoraflarn kullandklar flal makineler, ayakkablar;
1940'lardaki bir Hollywood setinden hibir fark yoktu
grdklerinin. Bu gelikin uygarln, bu ileri gezegenin, dnya
Amerikasnn 1940'larnda kalm olmasnn nasl bir anlam ve
aklamas vard acaba? Ciddi ve derin bir kukuya kapld Alice;
iinde bir an yeniden, Hollywood stdyolar yapm aalk bir
numarayla kar karya olduu kukusu uyand. Hele dnyay
bunca izleyen, seyreden, her eyini bilen bir gezegen nasl oluyor
da hala, 1940'lar gibi giyinip kuanp davranabiliyordu? Adam'n
pantolon paasndaki dubleler, pantolon asklar, blazer ceketinin
kesimi, gmlek yakas, kol dmeleri, imdi gzlerinin nnde
bambaka bir anlam kazanmt; nostaljik bir modann izgilerini
tadklarndan tr deil, dpedz o dnem giysileri olduklar
iin yleydiler demek. Kendini bir an iin, daha ileri bir uygarla
ait bir gezegene gelmi gibi deil de, zaman iinde gemie nlanm
gibi hissetti. Adam'la ba baa kalr kalmaz bu konuyu konumal,
kukularn gidermeliydi. Btn bunlar, o elensin diye
yaplm olamazd herhalde. Bunca masraf, bunca dekor, bunca
kostm, bunca rk aksesuar, bu kalabalk figran kadrosu, srf
Alice'in 1940'lar merakna bir irinlik olsun diye hazrlanm bir
gsteri olamazd herhalde! Btn gezegen bu kadar lgn olamazd!
Ya da olabilir miydi? Belki imdi ona, pahal ya da gereksiz
grnen akalar, onlar iin yalnzca masum birer kk elenceydi.
Nasl ki, dnyada da zenginlikten gz dnm, nasl eleneceini
bilemeyen, en olmadk elenceler iin havaya milyonlarca
dolar savurup saan, lgnlk doyumsuzu bir sr kak zengin
varsa, pekala burada da olabilirdi. Belki de, burada herkes ok
zengindi. Acaba herkes, Adam gibi biraz lgn myd? Bu gezegende
bunca gzel kz dururken, sen tut, milyonlarca k hz
uzaklktaki bir gezegenden kz karp getir! Bu olay, kendi gururunu
okuyordu elbet, ama gene de olacak i deildi tabii. Herkes
biraz Adam gibiyse ne yapard? Birdenbire bu gezegen, ilk defa
olmak zere, biraz gvensiz bir yer olarak grnd gzne.

O cam balona doru ilerliyorlar. evrelerini kuatan kalabalkta
birtakm adamlar eilmi, ancak zel ve gizli bir eyler sylendiinde
taknlan kaygl yzlerle Adam'a bir eyler sylyorlar,
Adam'n yznden de kaygl bir ifade geiyor, o da onlara
bir eyler sylyor. Konutuklarn anlamamakla birlikte pek ho
bir ey konumadklar kesin. Hatta Adam biraz sinirli gibi. Alice,
Adam'n ekranda yapt konumay hatrlayarak kayglanyor.
Kendini kard iin, emirlere kar geldii iin, gezegenleri
zor durumda brakt iin, Adam'n gzaltna alnacan, hatta
belki tutuklanacan dnyor. Bu gezegende yapayalnz kalmak,
Adam'sz kalmak dncesi rpertiyor onu. Admlar birbirine
dolayor. Adam, nemli bir ey yok, dercesine hafife kollarn
skyor Alice'in. Alice hafife glmsemeye alyor.

Cam balona iyice yaklatklarnda, birtakm adamlar hemen
ne geiyorlar, girite baz kabinler var, kendi ekseni etrafnda
dnen kaplarla birbirlerine balanyor bu kabinler. Kaplardan
geiyorlar, ileriye deil de yanlamasna, bylelikle yalnzca birinden
deil, btn kabinlerden birden geerek girilmi olunuyor
cam balona. En son kabin, zemini pullarla kapl gibi duran, tuhaf
parltlarla ldayan, granit dokulu, kumlu bir zemine kartyor
onlar. Begen bir oda buras. Sisli, tozanl ok uuk bir pembe
rengi hakim. Drt duvar kf yeili likenlerle ve gzeneklerle
kapl, ok hzl hareket eden bir k btn gzenekleri srayla ve
byk bir hzla geziyor. Belli gzeneklere geldiinde kk bir
sesle bipliyor ve ayn hzla devam ediyor. Gene ne geen birileri,
bu kez de begen odann beinci duvarn boydan boya kaplayan
akordeon benzeri bir kre girmesi iin yol veriyorlar Alice'e,
hep birlikte krn iinden geiyorlar. Bir canl gibi soluk
alp veren krn mortesi benzeri nlarla aydnlanan havas,
sanki ilerini okuyor. Alice, lunaparkta korku tnelinden geer
gibi hissediyor kendini. Acaba imdi ne kacak? acaba imdi ne
olacak? Korktuunda syledii bir ocuk arks geiyor iinden.
Krkten ktklarnda eitli koridorlar birbirine balayan dev
tpler kyor karlarna. Bu kez de o tplerin iinden geiyorlar.
rili ufakl o effaf tpler yeraltna giriyor, yerstne kyor;
bazlarnn ilerinde, belli ki bir yerden bir yere tanan, ileri tuhaf
birtakm maddelerle, sktrlm gazlarla, rengarenk svlarla
dolu daha ince, daha kk tpler var. Belli ki, her yeri bir a gibi
saryor bu tpler.

Hzla ktklar aklk alanda, anszn kimi kk vagonlar
ve raylar beliriyor; raylar, zerinden vagonlar gelip geen sabit
bir unsur olarak deil de, vagonla birlikte ayn anda ortaya kan,
ama vagonun bir uzants da olmayan, vagonun belirmesiyle birlikte
zeminde anszn beliren ve vagonun zerinde ilerlemesiyle
sreklilik kazanan, vagon geip gittikten sonraysa yeniden zemine
gmlerek kaybolan, hareketli bir unsur olarak grnyor. ki
kiilik, kiilik, drt kiilik ve daha byk kalabalklar iin ok
eitli renklerde, ok eitli boylarda ve biimlerde vagonlar var;
ortak zellikleri ok sevimli olmalar, ok elenceli grnmeleri,
varlklaryla o souk cam balonun iini stvermeleri; ayn anda
yollar birbirleriyle hi kesimeden, hi arpmadan fakat ok
byk bir hzla vzr vzr gidip geliyorlar.

Birdenbire, bu gezegende trafik sorununun tamamyla zlm
olduunu fark eden Alice'in, biraz olsun morali dzeliyor.
Yoksa, onca yolu 1940'larn Amerikasnda yaamak iin tepip
gelmi olacakt ki; bunun hi de ho bir ey olmadn sanrm
herkes kabul eder. Hayranlkla kefettii, ona ikinci byk aknln
yaatan eyse, kimi vagonlarn renkleriyle ilgili... Baz
vagonlarn renklerinin dnyada hi var olmam renkler olduunu
grerek ok heyecanlanyor. Doada olmayan renkler bunlar.
Yllar sonra gzleri alan bir kr, renklerle karlatnda ne dnrse,
Alice de, gzlerinin ilk kez grm olduu bu yepyeni
renkler karsnda hayranlk dolu, byleyici bir aknla kaplyor.
O renklerde eiti bereler, apkalar, tirtler, bstiyerler,
jartiyerler, ceketler, antalar, oraplar, izmeler, tirtler dnyor
hemen. Birdenbire kendini onlarn iinde gryor; yrrken,
ark sylerken, poz verirken; mutlu oluyor. Tam da ona yakacak
bir yenilik: Dnyada kefedilmemi renkler iinde olmak! Ne
byk skse! Bu elbiseyi nereden aldn? Bu montu nereden buldun?
Bu modeli kim izdi? Bu etei kime diktirdin? Bu izmeleri
nereden getirdin? gibi kt niyetli ve amal sorularn yannda,
Bu rengi nereden buldun? sorusunun yantnn hi kimse tarafndan
verilemeyeceini bilmenin mutlak egemenlii! Ne byk
zevk! Ne ba dndrc yenilik!

Neyse ki, cam balonun iinin, Alice'in, daha ileri bir uygarlk
ve teknoloji beklentilerini karlayan, hibirini anlamad iin
kendinde gven uyandran u laboratuvar grntsnn, 1940
Amerikasyla hi ilgisi olmay iyiye iaret, ama u giysiler, u
apkalar ve btn u rklk ne olacak? Koca gezegen, bir tek
moda alannda geri kalm olamaz ya...

Adam, Alice'in her eye masum bir hayretle bakan akn baklarndaki
ocuka teslimiyeti gzucuyla szyor. Adam'n baklarnda
derin bir sevgi, sevecenlik ve kollama duygusu var.

Bulunduklar bu cam balon, varolarda zel bir blge gibi, ya
da byk, modern, gelikin, ok amal bir alveri merkezi...
Belki de burann, havaalannn alveri merkezidir. Tpler imdi
gemekte olduklar yerde de, eitli boylara blnerek oalyor,
yeraltna giriyor, yeryzne kyor. Adan bir doku oluturuyor.
Sanki yrmyorlar da, zerinde durduklar zemin onlar bir yere
tayor. Hem de hibir denge sorunu yaratmakszn, herhangi bir
sarsntya yol amakszn, herhangi bir hareketlerini engellemeksizin.

Az sonra, bir yerde durduklarn hissetti Alice, nlerinde bir
kap ald; bir eit asansr onlar, her yandan ii grnen tuhaf
bir aracn iine brakt. Ve anszn yeniden ykseldiler.

Neydi btn bunlar? dedi Alice.

Olaan gvenlik nlemleri, salk denetiminden getik bu
arada. Gezegenler aras herhangi bir yolculuk srasnda bulaabilecek
olas btn virslere kar baklk sistemimiz yeniden
onarld. ok zel gazlarla zel dulardan getik, fark etmedin bile.
ndiimiz alan, ok steril bir karantinadr. Yalnzca bilinen
canl trlerinin deil, bilgisayarlarmzn hesaplama yntemleriyle
varlklarn tasarlayabildii olas canllarn bile tayabilecekleri
virslere kar bir dizi nleme sahiptir. Aslna bakacak olursan,
bizim gezegenimiz btnyle bir karantinadr. Tam bir salk
paranoyas iindedir. Srf bu paranoyalar yznden, birok
hastal tamamen ortadan kaldrmay baardlar. Byle giderse
yarm yzyl iinde lmszl bile elde edecekler. Bak, imdi
kente giriyoruz. nce bir du yapmak istersin, diye dndm.
Sonra da istersen gece bir yerlere kar, bir eyler yeriz, ya da bu
ilk geceyi evimizde geiririz.

Evimiz? lk oul szck, stelik ev iin? Yreini heyecanlandran
bu ortaklk, ayn zamanda uzayn hi bilmedii bir derinliinde,
nasl bir yer olduunu bilmedii bir gezegende, evimiz
diyebilecei bir yer iin gl bir mizah uzakl da tayordu. Bu
szden sonra konumadlar ama, birbirlerine glmsediler. Birbirlerini
anlyorlard. Alice, Adam'n kendi iin syledii sz, o
da Adam iin aynen yineleyebilirdi: Lirik ve akac.

Alice Star'n tuhaf bir gereklik duygusu vard. Zamannda,
zellikle de ocukluunda, ok yoksulluk ve sknt ektikten
sonra paraya, ne ve toplumsal bir statye kavuan insanlarda grlen
trden kat bir gereklik duygusuydu bu. ok erken yalarda,
daha ocuk bile olmadan, hayatn kaskat gerekleriyle oyunsuz
ve akasz bir biimde yz yze gelmi insanlarda grlen
cinsten bir eit gereklik duygusu... Kendine pek itiraf edemiyordu
ama, onun, bu yann anasndan, Kpek Kathy'den ald
sylenebilirdi. Eskiden annesinde kzd birok eyin, imdi zaman
zaman kendinde de ortaya kmasndan tr, sahici bir
mutsuzluk duyuyordu Alice. Kendini ka kez tam da annesi gibi
davranrken yakalam, bunun zerine kendine ar cezalar vermi,
ba edemeyince de grmezden gelmeye balamt. Birok
ana-kz arasnda grlen, huy ve karakterin bu sessiz devir teslim
treni, yazgnn ileyii gerei, kendiliinden gerekleiveriyordu
ite. Demek ki, Alice de zamanla, Asi Kz'lktan, hesaplarn
doru yapan, salamc Amerikan kadnlna yatay gei yapmt.
in kts, bunu kendine bile aktrmadan yapmt. Bu yzden
de, kendini kandrmakta baarsz, ya da kendine yalan sylemek
konusunda beceriksiz olduu kimi durumlarda, kendini gafil
avlad oluyor, byle olunca da, tabii iyi olmuyor, ne de olsa
kendi gzndeki "imaj" sarslyordu. Kendi kendine zeletiriler
yapt kimi "vicdan muhasebesi seanslarnda", annesine benzemek
konusundaki btn bu deiimden, genlerini deil, kazand
paray sorumlu tutard. Belki de, Ahlakm para bozdu benim,
derdi. Ben, serseriyken byle deildim. Eddie d'Ascanto ise, byle
kritik zamanlar iin ok kullanl olduuna inand pratik
cmlelerle yantlard onu: Para bal bana bir ahlaktr. Sonra da
gzlerini ksarak, ban manal manal sallard. Tartacak deildi.
Hele Eddie d'Ascanto'yla! yle ya da byle, sonunda sevmedii
o insanlardan biri olup kmt ite.

Ayaklar yere salam basard bu tr insanlarn. Doru zamanlarda
emsiye ve eldiven tar, gzlkleriniyse hi kaybetmezlerdi.
Yanllkla bakalarnn anahtarlarn almazlard. Zor
zamanlar iin kenarda hep biraz paralar olurdu. Hesap pusulalarndaki
"ufak bir yanllk" ilk onlarn gzne arpard. Gndelik
tek gereklikti. Gndelik gereklie bunca teslim olu, beklenmediin
srprizlerinden, hayal gcnn kalkaca riskli oyunlardan
korurdu onlar. ok salamc olurlard. Btn olaslklarn
hesaplayamadklar hibir ie kalkmazlard.

Srf bu yzden, tuhaf bir biimde ou kez, Alice'i, hayal gc
ktlyla sulard sinemaclar. Anlatlan bir yk, okumas
iin verilen bir senaryo hakknda, Hi de gereki deil, derdi sk
sk... Gndelik hayatta da ok kulland bir szd bu: Gereki
deil. Gerek deil! imdiyse btn bu olup bitenler karsnda
hibir geerlilii kalmamt sylediklerinin. Gerek ve gereklik
ondan cn fazlasyla almt. Karlmas da, ak olmas da...
ve bana gelen btn bu garip olaylar da, sonuta gerekliin zaferi
deil de neydi? Al sana, ite imdi her ey ok gerekiydi!
Ne yaparsn, uzayn bu noktasndan da gerek byle grnyordu
ite! Kendini, dnyadayken birok kez, birok insana, birok senariste,
birok projeye hakszlk yapm hissediyordu u anda.
Baz senaryolar, bu yzden geri evirmiti. Gerekesi birounda
hemen hemen hep aynyd: Hi gereki deil, hayatta byle
eyler olmaz! Sen hi byle bir kadn grdn m? Hangi kadn
byle yapar?

Bak Alice, diyordu kimi senaristler, Sen kendini btn bir
kadnlk m sanyorsun? Kadnln da bin trl hali var. Olsun,
diyordu. Ben yle olmayabilirim ama, bugne kadar byle bir kadn
tanmadm da, grmedim de... Akan sular duruyordu tabii...
Gene byle bir gn, Alice'in gereklik ve gerekilik tartmalaryla
burnundan getirdii ynetmenlerden biri, hangi kadnn ne
yapp ne yapmayaca konusunda ucu buca kaybedilmi bir tartmada,
Alice'den artk midini iyice kestii bir anda sinirlenerek:
Bak Alice, demiti. Sorun ne biliyor musun? Senin tandn,
bildiini sylediin kadnlar var ya, ite onlar, seyirciye hi
cazip gelmiyorlar. O kadar yalnkat, tekdze, hesap ve skclar
ki, anladm kadaryla sadece seyircilere deil, erkeklere de cazip
gelmiyorlar. stelik bir Alice Star olmadklar iin pek bir
anslar da yok ne yazk ki... O tandn kadnlara syle, yle
yapmasnlar. Seyirciler, gereklerle deil hayallerle ilgileniyor,
niye anlamamakta srar ediyorsun? Bizim iimiz bu! nsanlar,
gndelik gereklerin kapanna kstrmak deil, onlara hayal kurdurmak!

Kolaylkla tahmin edilebilecei gibi, Alice, o ynetmenle bir
daha hi almad. Gereklikle ilgili bu derin taknts, kendine
mi, dnyaya m ynelik bir gvensizlikti, bilinmez ama, "serseriliin
iiri" diye tutturup her eyini cmerte savurduu ilkgenlik
yllarnda olmasa bile, sonrasndaki uzun yllarda Alice'i byle
duygular ynetiyordu ite. Hayatta burnunun srtld yerler,
hayallerini de andrm olsa gerekti.

Ayn gereklik duygusu nedeniyle, film setlerinde, ynetmenlere
en ok sorun karan yan buydu; kendi rolnn iinde
ok fazla kilitli kalamyor, yaama duyduu o derin gvensizlik,
onu yeniden rolnn dna, kendi varlnn iine ekiyor, canlandrd
rol kiiliinden kp panik halinde yeniden Alice Star
oluyordu. Hangi filmde, hangi karakteri canlandrrsa canlandrsn,
oyununun bir annda, kendine dnerek yeniden kendisi oluyor;
baka biri olmak zere kt o filmsel yolculukta, uzun sre
bir bakas olarak kalamyordu. Canlandrd rol kiiliinin ruhu
ve serveni iinde kaybolup gideceini ve belki de bir daha hi
geri dnemeyeceini dnyor, belki de bundan korkuyordu.
Bir daha hi geri dnememekten. Artk bir bakas olmaktan. Alice
Star'n filmlerinin, bu yzden ekim sreleri hep uzun olmu
ve her defasnda yz binlerce metre film harcanmtr. Herkesin
ok beendii oyunculuundaki o oyun srekliliini ve rol btnln
alabilmek iin, yapm grevlileri, trnaklarn kemirip,
salarn balarn yolarken yz binlerce metre film harcanmtr.
Alice Star' sevmeyenlerin, Onun iin harcanan filmlerle, rahatlkla
birka Hollywood filmi daha ekilebilir, demesi bouna deildir.
Uzun sre rolnn iinde kilitli kalamamas, bir can simidine
tutunur gibi her seferinde yeniden hayata tutunarak, sudan
kar gibi rolnn iinden karak kendi kimliine dnmesi, ynetmenleri
de, yapmclar da, rol arkadalarn da hep yormu,
zm, bktrmtr. Son zamanlarda Alice Star'n karsnda oynayacak
adam bulmak, biraz da bundan tr iyice zorlamtr.
Btn bu gereksiz tekrarlar ve yeniden ekimler srasnda, kendi
yetkinleirken, karsndaki oyuncular inie geerek aptan ve
formdan dyorlard nk.

imdiyse btn rpnlar karlksz kald iin, belki de
ilk kez kendini rolne emanet etmeye balamt. Yeni bir Alice
rolne. Bu bir gereklik, ben bir baka gezegendeyim ve ak oldum,
btn bunlarla yaamaktan baka yapacak hibir ey yok,
deyip duruyordu kendi kendine... Artk ben buyum ve benim hayatm
da bu. Ben bir masalda kayboldum. Ve bu masal uzayda geiyor.

Cam balondan ktktan sonra, bol kl uzun ve geni yollar,
sk sk ayaklar yerden kesilen iki kiilik tuhaf bir metalik umayan
dairenin iinde hzla geerek, New York'taki gkdelenler
benzeri binalarn younlukta olduu bir blgede, hatta belki de
orann bile en yksek gkdelenlerinden birinin nnde durdular.
Bir fanusa benzeyen girite, otomatik olarak alp kapanan dev
cam kaplardan geerek asansre bindiler. Gndelik hayatn,
Amerika'dakine biraz olsun benziyor oluu, bir lde iini rahatlatt
Alice'in. Hi olmazsa bu konularda uyum sorunum fazla olmaz,
diye iinden geiriyordu ki, bo bulunup, Kanc kat? diye
soracak oldu.

Biraz yukarda oturuyorum, dedi Adam. Drt yz drdnc
katta.

Uyum denilen eyin, o kadar da kolay salanmadn bilmeliydi
Alice.

Umarm elektrikler kesilmiyordur, dedi.

Karlkl glmsemekten baka yapacak bir ey yoktu. Onlar
da yle yaptlar.

...

Adam'n evinin kapsndan ieri adm att anda iinde uyanan
duygular, dnyada bir daha duymasna artk pek imkan kalmam
tazelikte duygulard. ok saftlar, masumdular. Hi yenilmemitiler.
Bir kez Alice Star olduktan sonra, dnyadaki hibir eve byle
giremezdi artk. Bu ans kalmamt orada. Bu gezegendeyse
sahiden baka biri olmutu. Ayn mr iinde, ona tannm ikinci
bir kimlik, ikinci bir hayat olana gibiydi bu. Her zaman bir
bakas olmay istemiti. Bir bakas... Kendine hi yetmemiti.
Hibir zaman... Alice Star olduktan sonra bile, bu kez de bir bakas
olmay istemiti. Aslnda bu gezegende bile, bir Alice Star
olduunu, ona u an iin unutturan bu el dememi duyarlk, bu
youn masumiyet, bu yenilenme tutkusu, gcn nereden alyordu?
Sanki evden son kandan sonra hibir ey olmam, hibir
ey yaamam, yrei hi izilmemi, ruhu hi hrpalanmam
gibi dorudan bu eve adm atmt. Hayata imdi balyordu. Bu
gezegene kar duyduu o derin yabanclktan tr olabilirdi bu.
Adam'n kiiliindeki o bozulmam saflktan tr olabilirdi bu.
Bu gezegenle, akn bir tek kendi iin yaratt gezegenin, birbirlerinin
evresinde dnmesinin yaratt o byl ekimden tr
olabilirdi bu. Ve sanki imdi, her zaman hayalini kurduu tam anlamyla
yepyeni, tertemiz bir sayfa alyordu hayatnda. Sanki
btn hayat, hayallerine ulamasn engelleyen kirli ve karanlk
bir gemiten, tutarsz karalamalardan, boa gitmi msveddelerden
ibaretti ve ondan ancak burada ve imdi kurtulabiliyordu.

Kapnn eiinde durdu. Kapya dikkatle bakma ve ona dokunma
ihtiyac hissetti. Bu kapnn, herhangi bir kap olmayp
btn hayat iin alan bir kap, yeni bir hayatn kaps olduunu
btn varlyla hissediyordu. Bundan byle varlnn ta derinliklerine
yerleecek ve iinden bir daha hi kmayacak var olua
ilikin ok temel bir gerein, btn benliine ar ar yerletiini,
kendini yeniden biimlendirdiini, ayn Alice'ten bambaka
biri yaptn dnyordu. Bir efsane kapsyd nnde alan.
Kendi masalna buradan geerek giriyordu.

Eve kk bir antre'yle giriliyordu. Bu efsane kapsnn ardna
dek almasyla birlikte grd manzara dorusu pek iini
amad. Dahas artt: Asklk, emsiyelik, boy aynas, ayakkablk,
ekecek, rafta ayr renk ftr apka. Dnyann herhangi
bir lkesinde, sradan bir orta snf aile evinin "balangcyla" artc,
dahas irkiltici bir benzerlik gsteriyordu grdkleri. Salona
gemeleriyle birlikte, aknl iyice artt Alice'in; tam anlamyla
bir 1960'lar dekorasyonuyla kar karyayd. Sanki bir evi
deil de, dekorasyon fuarnda 1960'lar pavyonunu geziyordu.
Sivri ulu, cilal ahap kolluklaryla koltuklar, krmz vinylexten
kanepe, pelu yastklar, formika bfe, cam biblolar, zerlerine
plastik aksesuarlarn serpitirildii formika sehpalar, bir yn
naylon vr zvr. Duvarlarda feci aplikler ve yaldz ereveli yalboya
tablolar: Ak denizde kprm dalgalarla bouan bir
sarho gemi ile iekli bcekli krlarn ortasnda uzak bir kulbe,
bacas dumanl falan... Salonun ortasnda kalakalyor Alice. Birdenbire,
sanki bu gezegen, dnya tarihinin eitli dnemlerinden
alnm paralarn yan yana bititirilmesinden olumu bir "patchwork"
olarak gzkyor gzne. Daha da anlalmaz olan, btn
bu birbirini tutmayan paralardan oluan bu tuhaf dekorun iinde,
Adam'n her ey ok doalm gibi, ayn rahatlk ve kendine gvenle
geziyor oluuydu.

Bu byk salonun bir duvarnn neredeyse tamamn kaplayan,
bu zelliiyle de salona azck rasathane havas veren byk,
geni bir pencere, gkyznn usuzluuna bakyordu. Pencere
camnn zel bir kalnl ve hemen fark edilen tuhaf bir berrakl
vard. Ne 1960'larda, ne de imdilerde dnyada byle bir cam
olmadn bilmek, bir kez daha bir Hollywood akasna kapld
paniine kaplan Alice'e, yeniden yabanc bir gezegende olduu
duygusunun gvenini verdi.

Adam, Alice'in aknln keyifle izliyordu. Alice'i camn
nnde gezegenin gecesine bakarken, ensesine kondurduu bir
pckle brakp ieriye, yatak odasna geti.

Ben u eyalarm brakaym, dedi. Rahatna bak, istersen bir
iki koy kendine, buras artk senin evin. Alice dnp glmsedi
ona. Her ey dnyadaki gibiydi. Ve bu adam ok, ama ok seviyordu.

Kente inanlmaz bir ykseklikten bakyor u an. Ev yerine bir
uakta oturmak gibi bir ey bu. Gkyzne hi bu kadar komu
olmamt... Pencerenin nnde gkyzne dalyor iyice. ok
yldzl bir gkyz bu. Dnyann hibir yerinden bu kadar ok
yldz grnmez. ok parlak, ok inanlmazlar, dnyadan grnenlerden,
ya da dnyadan bakldndaki grnlerinden farkl
olarak sanki daha irili ufakllar. Dnyadan farkl olarak, yalnzca
bir k olarak deil, ayn zamanda bir hacim olarak da grlyorlar.
Yabanc bir gezegen bu. Yldzlar yabanc bir gkyz. Yldzlar
yabanc bir gkyznn karsnda akn, kederli, hznl,
karmakark, bilmedii bir geceye bakp duruyor imdi Alice.
Bu gezegenin ilk olarak gecesiyle tanyor. Tuhaf bir rpertiyle
doluyor ii. Bir yere geceyle balamak duygusu... karanlk serven...
Dalp gittii bu yldzlar her eyin dnda, sonsuz bir kaytszlkla
varlklarn srdryorlar. Onlardan biri de dnya olmal.
Uzakta, ok uzakta snk bir nokta, clz bir gz krpm belki de
dnya, bu duygu iini burkuyor Alice'in. imdi, btn bu yldz
kalabalnn iinde hangisi olduu bile belli olmayan, binlerce
gezegen arasnda yalnzca kck bir nokta olan dnyadan seyretmiti
buray. lk kez aynann te yanndan kendine, kendi yzne
bakar gibi. Dnyadayken, pencereden baktmda, grdm
o uzak, o binlerce snk yldzdan birindeyim u an. Gerein
yarlmas iin, aynann te yzne gemek gerekiyor belki.
Dnyaya gz krpyor Alice. Nereden koptuu belli olmayan bir
tek damla gzlerinden szlyor elinde olmakszn. Ne zaman
iimde bir dnya bitse bu duyguyu yaardm, bu o ite, diyor.
Tam da bu.

Ban gkyznden alp bu kez de, kentin, bir gkdelenin
drt yz drdnc katndan grnen gece manzarasna dalyor
Alice, en az gkyz kadar parlak, bol kl bir kent. Burada nasl
uyuyorlar acaba, diyor, nasl uyuyabiliyorlar? New York'tan
bile kl bu ehirde, ne gece ne karanlk sz konusu olabilirmi
gibi... Alak gkdelenlerin tepelerindeki havaalanlarna, onlara
kalkp inen eitli tama aralarna; bir gkdelenden dierine hareket
eden bir eit teleferii andran gkyz vagonlarna bakakalyor;
tpk o cam balonda olduu gibi, teleferik benzeri o vagonlarn
tutunduu raylar da onlarla birlikte ortaya kp onlar
geip gittikten sonra ortadan kayboluyor. Gkdelenlerin dyzeylerinde
de vzr vzr inip kan, bol kl asansrler var. Havada
da en az yerdeki kadar ilek bir trafik var. Bir yerden bir yere
gitmek iin, her seferinde drt yz drt kat inip klmasnn
gerekmediini bilmek iin rahatlatyor Alice'in. Besbelli artk
iinde yaayaca bu gkdelenin tepesinde de bir havaalan ile birinden
dierine ileyen yle vagonlar var. Hatta belki de insanlar,
gnlerce yere inmeye bile gerek duymadan, bir binadan dierine
gezip duruyorlardr. ocuka bir hayranlk ve heyecanla seyrettii
bu manzaradan sonra, dnp de salona baktnda, btn o
1960 mobilyalar yeniden pek zavall grnyor gzne. Bir kez
daha akl almyor.

Alice'in ilk yorgun gecesinin ardndan gezegende geirdii
ilk gn, onun iin byl bir deneyimdi. Ama bu byl deneyimden
nce, Adam'n bir gemi geniliindeki yatanda geirdii
bu gezegendeki ilk gecesinin de bal bana bir byl deneyim
olduunu sylemeden gemeyelim. "Yorgun gece" sznn
ieriini dolduran ey, kabul edersiniz ki, yalnzca yol yorgunluu
deildi.

Olaanst bir kahvaltyd yaptklar. Yatakta kahvalt! Alice'in
en sevdii ey. Tam bir kahvalt dkn olan Alice'in,
Adam'n yataa getirdii dev tepsiyi grdnde ilk syledii:
Beni niye daha nce karmadn? oldu. yi bir kahvalt uruna
btn evreni gezegen gezegen gezebilirim.

Kahvalt sonrasnda, Alice'i bir srpriz bekliyordu. Koridorun
ucundaki gkdelenin dyzey asansrne alan ktan,
gkdelendeki laboratuvar merkezine indiler. Gkdelen dalarnn
arasndan binlerce cam ve elikten szlerek iniyorlard aaya.

Metalik ve steril bir grne sahip bu dev laboratuvardaki
hemen her ey, beyaz, gri ve pembeydi. Az sonra kimi robotlar,
Alice'i, ses geirmeyen ve hibir n szmad ldrc karanlktaki
bir yaltm odasna soktular. Adam da yanndayd ve elini
tutuyordu; hibir ey sylemiyor, yalnzca hnzrca glmsyordu.
Alice, bir kez daha arzn merkezindeki o derin uykuyu anmsad.
Robotlar zen ve dikkatle, kollarna, eline, gsne, kafasna,
gzkapaklarna, yanaklarna, akaklarna, burnunun iki yanna
tl uuculuunda incecik teller yerletirmeye baladlar. Belli
ki bir operasyona hazrlanyordu Alice. Adam ise inatla hibir
ey sylemeden glmsemesini srdryordu. Alice, bu kk
tellerle, titreimli metalik ipliklerle, adeta bir ala kaplandktan
sonra, ilkin kulaklarna kulaklk, ardndan da gzne sngersi bir
yumuaklkta kr karanl bir bant takld. Adam elini usulca brakt.
Hibir ey grmyor, iitmiyordu, az sonra yava yava hissetmemeye
de balad. Yar uyur, yar uyank tuhaf bir noktada,
bir geitte asl kald. Hi deimeyen srekli bir ara durumdu bu.
Yava yava kulaklktan dklen szcklere, seslere, tnlara brakt
kendini...

Alice gzlerini tanmad bir odada; serin, yumuak bir yatakta at.

Etraf ok gzel iek kokuyordu. Adam, kapnn yannda duvara
yaslanm, efkat dolu gzlerle ona bakyor, belli ki uyanmasn
bekliyordu, dudaklarnn ucunda hafife arplm hnzr
bir tebessm vard; yzne zaman zaman gizli bir kycln ekiciliini
katan bir glmseyiti bu. Ve Alice onun, bu glmseyiine
tek kelimeyle "kuduruyordu".

Naslsn? dedi Adam. yi uyudun mu?

yiyim, dedi Alice. yi uyudum galiba. Nerdeyim? Buras neresi?
Saat ka? Ne oldu? Ne zaman geldim buraya?

Adam, yznde ayn glmseyile, bir ey sylemeden ona
bakmay srdryordu.

Alice birdenbire durdu. Az ak kald. Ellerini dudaklarna
gtrd, inanmaz gzlerle ilkin Adam'a, sonra evresine bakt.

Konuuyorum, dedi.

Evet, dedi Adam. Konuuyorsun. Sylediklerimi de anlyorsun.

Alice glmeye balad. Bilmediim bir dilde konuuyorum.
Nasl oldu, nece bu?

Adam, yataa doru yaklarken: Artk bizim gezegenimizin
dilini konuuyorsun, dedi.

Alice kahkahalarla glmeye balad.

Harika bir ey bu! Harika bir ey! Bu kadar abuk mu? Biliyor
musun, hep Japonca renmek istemiimdir.

Agzllk etme, dedi Adam. Baz aksan sorunlarn olacak,
nce onlar dzeltmeye bak. stersen sonra bir gn Japonca da renirsin.

Nasl oldu btn bunlar?

Beyninin kullanmadn kimi dil hcrelerine transfer yoluyla
gerekletirilen bir teknik bu. lkin dilin yaps, kurgusu, ileyi
biimi ykleniyor. Dilin kendi mant, aritmetii yerletiriliyor.
Sonra szckler, kavramlar, terimler. Vurgu ve tonlama iin de,
dil kaslarn ynlendiren yapay bir bellek kullanm deposu alyor.
Ama sonuta dili yaaman gerekiyor. Kendi deneyimlerinle
yerletirmen. Gndelikte kullanman. Ufak tefek eyler yani, bunlar
en ksa zamanda halledersin. En nemlisi, bu dil senin sesinle
gzelleiyor.

Harika bir ey bu Adam! Sana ok teekkr ederim, ok incesin.

Geceleri pencereden bakp yldzlarla konuan yalnz bir kadn
olman istemedim.

Gzleri yaaryor Alice'in. Sevdii erkein ardndan Uzakdoulara
gitmi hibir kadnn kendisi kadar ansl olmadn dnyor.

Adam, evrendeki btn dillerde "seni seviyorum" nasl deniyor?
diyor Alice, bunun zerine uzun uzun pyorlar.

Alice'in Votoroqxqua gezegenindeki bundan sonraki gnleri
balangta ok renkli, ok elenceli geti. Tahmin edersiniz ki,
yapacak ok i vard. Kim olsa her eyi ok merak eder, her eyi
renmek isterdi elbet; ama buna Alice'in o kedi merakn, ok
kolay eitlenebilen ilgi oburluunu ve amaz inadn eklerseniz,
iin ok daha iinden klmaz bir hale gelecei tartlmaz.
stelik bu kez, banda onu hizaya sokacak bir Eddie d'Ascanto
da yoktu.

Alice, o gezegendeki nne inanmakta hala glk ekiyordu.
Birka televizyon program yapt, birka basn toplants dzenledi,
birka byk toplantya katld. Kendini, bir gezegen olarak
dnyann, uzayn dier uygarlklarna alnda ok nemli
bir kilit figr olarak grmeye balamt. Geri bu konuda, ne
uzayla ilgili bir almas, ne de arkcl ile bir baars sz
konusuydu; dpedz bir an krlne borluydu buradaki varln.
Ama pekala Adam kendine deil de, bir baka arkcya ak
olabilirdi. Ama o, Alice'i semiti. Bu da ona, bu hakk veriyordu
ite.

Alice, bu sre ierisinde hem Votoroqxqua, hem dnyayla ilgili
olarak birok ey rendi. yle ki Adam, Alice'in bu bitmek
tkenmek bilmeyen meraklar ve ynelimleri karsnda, sk sk
ona "bir kavram ve bir olgu olarak zaman"dan ve insan mrnn
snrl oluundan sz etmek gereklilii duyuyordu. Bu tartmalar
snmeye yz tutunca da, bu kez de insan beyninin hacmi, algnn
snrlar ya da insan kimyas konusunda uyarmak zorunda kalyordu
onu. Tabii btn bunlar byk bir incelikle yapmaya, her
eye karn Alice'i krmamaya zen gsteriyordu. Ama milyarlarca
yllk yldzlarn tarihlerini ve balangcndan itibaren dnyada
neler olup bittiini byk bir oburlukla ve de bir rpda renivermek
isteyen Alice'in yldrc sorularn yantlamak, srarlar
karsnda direnmek ve onun bu konudaki sonsuz itahn doyurmak
olaanst g bir iti.

Sonunda Adam, bir gezegen olarak dnyaya ilikin hayli
zengin bir ariv at Alice'in gzleri nne. Yan sra bir de anlama
yapt: Bu zengin arivlerde, grmemesi, bilmemesi gereken
eyler mevcuttu, birok eyin gezegenler aras gizler kapsamna
girdiini; ayrca gene birok eyin, onun algsnn ok ok stnde
bir malzeme barndrdn, bunlarla ilikilenmenin kendisi
iin de ciddi bir tehlike olabileceini syledi. Ruh ve akl saln
zorlayan, kimyasn bozabilecek, benliinin dalmasna yol
aabilecek engin bir genilikten, alg tesi bir usuzluktan sz
ediyordu. Derin aratrmalara dalarak kt byle bir yolculuktan
sa olarak geri dnemeyebilirdi. nsan fizii, btn gerei ve
gereklikleri henz alglayamazd. Adam btn bunlar, Alice'e
byk bir nezaket ve kollama duygusuyla sylemeye alsa da,
Alice gene de bu szlere iin iin alnyor, keye sktn hissettii
kimi durumlarda, kadnca bir kurnazlkla ok alnm grnerek,
bir erkekle bir kadn arasnda hibir eyin gizli kalmamas
gerekir, diye sitemli konumalar yapyordu. Btn bu numaralar
Adam'a skmyordu tabii. Ama Alice de baka numara
bilmiyordu, n'apsn? Meraklaryla ilgili bu tr snrlayc engeller
ve yasaklarla karlamak, Alice'in hi houna gitmedi tabii, ama
Adam'n dn vermez tavr ve kararll karsnda geri adm atmaktan
baka are de bulamad. Baz ariv kanallarn Alice'in
kullanmna kilitledi Adam; bilgisayarlardan kimi dosyalar ayklad;
baz trde bilgileri dolam d tuttu; st gizlilikte bilgiler
barndran Siyah Kayt ad verilen kutuyla, Mor Balant giri kanallarn
tkad; ancak Alice'in bilmesinde saknca olmayacan
dnd baz malzemeleri kullanma ak brakt. Evin bilgi
odasnda gerek kiisel arivin, gerekse genel kullanma ak gezegen
merkez ss arivinin, gerekse de dier gezegenlere ait bilgilerin
de yklendii gezegenler aras ilikiler arivinin kanallarna
nasl girip kacan, onlardan yararlanma yollarn gsterdi.
Aslnda ok yalnlatrlm bir dzenekle kar karyayd. Birka
komut dmesi, birok eye yetiyordu; hatta ou kez bir
dmeye basmak bile gerekmiyor, Alice'in sesine ifrelenmi uygulayclar
Alice'in szl komutlarn kendiliinden yerine getiriyorlard;
apraz ekran taramas, evrimli ve ezamanlamal aray
klavuzlarnn ynlendirilmesi gibi biraz daha teknik konulara
girildiinde zorlandysa da, bunlara da abuk alt. Bylenmiti
Alice. Tam anlamyla bylenmiti.

Ve o gnden sonraki gnlerini, yani Adam'la sevimedii zamanlarn,
ariv banda geirdi. Btn dnya tarihi neredeyse
kare kare Votoroqxqua gezegeninin ariv kaytlarnda bulunuyordu.
Milyonlarca dosya, milyarlarca kart, katrilyonlarca ip, btn
dnya tarihiyle ilgili sonsuz bilgiler barnyordu bu arivin iinde.
Dnyadaki bilim insanlarnn yllarca byk zahmetler,
emekler, olanakszlklar, zveriler ve harcamalarla edinmeye altklar
bilgiler iin, yalnzca baz dmelere basmak, baz ifreleri
amak, baz dosyalar ekrana armak yetiyordu burada. Bir
eit bilgi edinme sarholuuna kaplmt Alice, btn insanlk
tarihini bir rpda renivermenin sarholuuydu bu. Elinin altnda
byleyici bir oyuncak vard. stelik bulunduu gezegenden
dnyay ok daha merak eder olmutu. Ayrca bulunduu bu
yerden de, dnya, iinde yaarken barndrd gizden bambaka
bir giz olarak gzkmeye balamt kendisine. Dnya, burada
baka trl bir derinlik kazanmt onun iin. Bambaka bir anlam.
Amerika'dan gremedii dnyay buradan gryordu. Salt
burada sahip olduu bilgi daarnn zenginlii, elinin altndaki
imkanlarn kkrtclyla ilgili deildi bu, daha ok bir bak
derinliine ulamakla ilgiliydi. Neredeyse, tanrsal bir koltukta
oturuyor ve btn zamanlar bir arada gryordu. Btn bir tarihe,
istedii zaman girip kabiliyor, tarihin btn dnemlerinde
elini kolunu sallaya sallaya gezinebiliyordu.

Alice, birdenbire anlad ki, btn hayatn, bir iskelet olana
kadar bu koltukta, dnya tarihine ait bu belgeselleri seyrederek
geirebilir.

Votoroqxqua'nn dnyadan ok daha gen bir gezegen olduunu
rendi Alice. Zaman iinde gidip gelebilen kameralarla ekilmi
ve arivlenmi filmler ona dnya tarihinden eitli manzaralar
gsteriyordu. rnein en merak ettii ey, sa ile Meryem'di.
Onlar grmek istiyordu. Adam, bunlara izin vermedi. Ama
Kleopatra'y, Jan Dark', Msr piramitlerinin ina ediliini, Kristof
Kolomb'un Amerika'y kefini, Aztek mparatoru Montezuma'y,
Saba Melikesi Belks' seyretti. Neron'un Roma'y yak
hayal edildii kadar grkemli deildi. Kayp uygarlk Atlantis'e
ilikin sorular cevapsz kald. Nuh'un Gemisi'nin nerede olduu
da kesin bir suskunlukla karland. Bu arada yaam olduunu
sand birok tarihi kiinin, aslnda hi yaamam olduklarn
renmek zd onu, dnyaya olan btn gvenini sarst. Titanik'in
batn seyretmeyi yrei kaldrmad. Amerika i savana bakamad.
Antik Yunan'da yamalara kurulmu tiyatrolarda birka
Sofokles oyunu seyretti. Van Gogh'u resim yaparken izlemek
bal bana bir zevkti. Byk Ekim Devrimi srasnda Moskova
sokaklarn grd. Sodom ve Gomore, hi de anlatldklar gibi
deildi, hatta imdiyle karlatrldnda pek masum kentlerdi.
Napolyon sahiden ok irkin bir adamd. Tarih ncesi dinozorlarn
kendilerini grd, ama nasl yok olduklarna ilikin merak da
karlksz kald. Mona Lisa'nn gerekte bir erkek olduunu grmekse,
bu konudaki yaygn bir dedikodunun dorulanmasndan
te bir anlam tamad onun iin. Haklarnda ecinsel olduklar ya
da ecinsel ilikilerde bulunduklar sylentisi yaylm, bir zamanlar
Alice'in de ok beenerek i geirdii kimi Hollywood
nls erkeklerin mazilerini taradnda, yazklanarak, dnyann
bu konuda aslnda ne kadar az ey bildiini grd... Onun iin en
nemlisiyse, byk idol Marilyn Monroe'yu gndelik hayatnda
grmekti, yani hi evirmedii filmlerinde... Kendi hayatnn filminde.

Alice bir gn dayanamayp sordu: Adam, bilebildiim kadaryla,
sinemann varl, tamamyla bir gz kusuru zerine kurulu;
hani u gzn on alt kareyi belirli bir hzla akarken grdnde
hareket ediyormu gibi grme yanlsamasna. Siz ok daha ileri
bir uygarlk olduunuza gre, bu gz kusurunu dzeltmeye niye
yanamadnz?

Yant ok basit, dedi Adam, sinemadan vazgeemediimiz
iin. Unuttun mu, sinema yedinci sanat! Kimin gc sanat yok
etmeye yeter?

Alice, bu szlerin herhangi bir sinema yllnda, sinemann
anlamnn ve insanlk iin neminin anlatld bir yazda, bir
epigraf olarak ok gzel, ok ho durabileceini, ama bu cevabn
kendisini hi mi hi kesmediini dnd.

Alice'in yzndeki tatmin olmam ifade zerine, Adam konumasn
srdrmek zorunda kald:

Hem on alt kareyi ayn hzda aktnda bile tek tek ve hareketsiz
olarak grmemezi salayan merceklere, optik aygtlara da
sahibiz. Onlarla baktnda sinema sanat lyor, hibir film yerinden
kmldamyor. Byle bir ey olsun ister misin? Gzlerimizdeki
rya tamamen silinsin ister misin?

Srf sinema ak uruna, gzlerdeki bu sevimli kusuru korumu
olabilirlerdi belki, ama bunun yan sra, birok hastaln adn
bile duymamlard. rnein o gezegende hi veba, verem, kolera
ve ADS olmamt. Benzer tarihleri farkl srelerle yaadklar
iin, olaslk farklar eitleniyordu. Adam'n aklamalarnda
ska yer alan "Aynlk ve Farkllk" kuramn pek anlayamyordu
dorusu Alice. Dnyadayken yeterince eitim almam olduuna
imdi ok hayflanyordu.

Alice'in en sevdii kaytlardan biri, Adam'n yllar nce dnyaya
yapt ilk gezilerle ilgiliydi. Bu filmleri, Adam'n uzun ve
ayrntl aklamalar eliinde, onunla birlikte seyretmekten byk
bir zevk duyuyordu. Bylelikle Alice'in hayatna, Harran, Urfa,
Trkiye, Krtler, Trkler gibi szckler girdi. Toprak davas,
kz karma, kan davas, namus davas gibi kavramlarla, hi bilmedii
treler ve trenlerle tant. Zaman zaman da Harran'n eski
alarna, eski zamanlarna, binlerce yllk tarihine ait gemi
filmlerine baktlar. Sonra imdisine. Adam Eaidnun, Krt giysileri
iindeki halini ok sevdi Alice. Ona bu yerel giysileri ok yaktrd.
atlam topraklarn stnde ufka doru at sren Adam';
Ayl gecelerde ykk kervansarayn duvarlarna yaslanarak uyuyan
Adam'; Yars topraa gmlm harabelerin, gnbatmnda
kzl topraa vuran koyu glgelerinin stnde, sanki sonsuzlua
glmsyormu gibi dolaan Adam' her seferinde bambaka biriymi
gibi yeniden ve yeniden sevdi. Dnyann bu az bilinen ya da
hi bilinmeyen kesine ait grntleri, milyonlarca k hz
uzaklktaki yabanc bir gezegende, bir albm kartrr gibi grmek
tuhaf bir hzn verdi Alice'e. Ayn gezegenin iinde bile,
birbirine milyonlarca k hz uzaklkta olan yerler, insanlar ve
kaderler olduunu dnd. Bir gn Adam'la birlikte oralara gitmeyi
kararlatrdlar. Alice iin, Adam'n ocukluunu sevmek
gibi bir eydi Harran'daki gnleri... Harran, Adam'n dnyadaki
ocukluuydu ve mutlaka oraya birlikte gitmelilerdi. Ak, sevdiiniz
kiinin mazisini de ele geirmenizi ister sizden. "Ak, birlikte
yaanmam zamanlar da ele geirmek ister." Bir zamanlar, bir
yazarn, sevgilisinin memleketine birlikte yaptklar geziyi anlatan
bir yksnde okumutu byle bir eyi. Onu anmsad. yi yazlm
ykler hibir zaman kaybolmuyorlar; uzaya dalyor ve
bir bakasnn hatras olarak kullanlmay bekliyorlar yalnzca.

Btn bunlar olurken, Adam, baz gnler kaygl olmakla birlikte,
Alice'e fazla bir ey sylemiyordu. Yarglanacakt, ama nedense
yumuak davranyorlard. Uzay arac elinden alnm, grevlerinden
uzaklatrlm, komuta yetkilerine el konulmu, zorunlu
izne karlmt. Yumuak davranyorlar, derkenki sesindeki
tedirginlikten, bu yumuak davrann, pek doal bir ey olmadn
ve bunun Adam' rktm olduunu sezdi. Sonrasndaysa
Alice'e bir ey yanstmamaya zen gsterdi Adam. Bir eyler
yolunda gitmiyordu ama, yaknda her ey dzelecek, gibi bir
havas vard. Adam'n bu konuda konumaktan rahatsz olduunu
gren Alice de fazla zerine varmad onun. Oluruna brakt. Katld
toplantlar, televizyon programlar, srdrdkleri gndelik
hayat sanki her eyi olaanlatrmt. Durum kabullenilmi grnyordu.
Adam da sanki zamanla balanacak, hafif bir cezayla atlatacakt.

Oysa birka gn sonra, bir gece Adam eve dnmedi, Alice
ok merakland. Sesli yazl her trl iletiim kaydna ve kanalna
girerek arayabilecei yerleri arad. Hibir yerden doyurucu bir
yant alamad. Adam'n ok zel durumlarda kendisine ulaabilmesi
iin brakt sinyallerin ifresini denedi, hibir eyden sonu
alamyordu. Meraktan delirmek zereydi. Adam, hemen her
konuda olduu gibi bu konuda da ok dikkatliydi. Onu hi habersiz
brakmazd.

Alice, merak ve kayglar iinde kendini odalardan odalara savurup
dururken, sabaha kar, ileri bir saatte, birdenbire robot
ZTteSQ bir hayalet gibi belirdi koridorda. Onun byle evin iinde
anszn bitivermesiyle sinirleri zaten boalm olan Alice'in
d patlad. Canhra bir lk att. Gezegene geldiinden beri
hi grmemiti onu. Bir gece sabaha kar sessiz sedasz birdenbire
koridorda bitivermiti ve imdi kendisine glmsyordu.
Korkmayn, meraklanmayn, diyordu. O gsten gelen efkat
dolu yattrc sesiyle, Merak edecek bir ey yok. Her zamanki
gibi yz de, sesi de fazladan bir zellik yanstmyordu. Yalnz
biraz daha hzl ve hareketli olduu dikkatini ekti Alice'in. Ltfen
sakin olun! Size gereken aklamalar yaplacak. Alice'e doru
hzla yaklamasyla, herhangi bir ey sylemesine frsat vermeden
ine yapmas bir oldu. ne yapmak, sizin kimyanza en uygun
yntem, bu ineyi tanyorsunuz, Silvpuoquaxan inesi. Hibir
zarar grmeyeceksiniz, yalnzca sizi yattrmam gerekiyor.
Alice, hemen kaytszlamt, o kadar ki daha ine bedeninden
kopmadan tamamyla uyumutu, kendisine ine yapldn gryor
ve hibir ey hissetmiyor, hibir ey yapamyordu. Yalnzca
sayklayan gzlerle kendini seyrediyor, kendisine yaplan kaytszca
izliyordu. Kendi teni bir bakasnnm gibiydi imdi. Direncini,
kar koyma gcn btnyle yitirdi. Hemen iki robot
daha geldi koridorun dier ucundan. Alice'i kucaklayp, ZTteSQ
ile birlikte koridorda ilerlemeye baladlar. Koridorun sonundaki
gkdelenin dyzey asansrne balantl ka doru ilerliyorlard.
k kaplar kapandnda tam ii gemek zereydi ki,
iinden bir ey drtt onu ve insanst bir gayretle gzlerini aarak,
asansrn say gstergesine bakt, eer aa iniliyorsa kalyor
demekti, yukar klyorsa gidiyor... Bunu niye byle dndn
bilmiyordu. Byle dnmesini gerektirecek hibir bilgiye
sahip deildi nceden. Yalnzca bir histi bu. ok gl bir his.
Gl bir nsezinin, kesinlenmi bir bilgiden ok daha fazla sonu
verdii olur. Bu kez de yle oldu. Gkdelenin stndeki uu
pistine kmakta olduklarn anlad. Rakamlar ykseliyordu.
Gkdelenin tepesine vardklarnda, uu pistinde alr durumda
bir uandaire onu bekliyordu. Her eyi anlamt, geri gtrlyordu.
Adam, Adam, Adam diye sayklyordu iinden. Adam nerede?
Uyuturulmu kannn damarlarnda koyulaarak, ar ar
da olsa aktn hissetti bir an. Gerisini grmese de olurdu. Kendini
kaybetti.

Gzlerini atnda gene uandairenin salonunda ve o ekrann
karsndayd. Etrafta kimse yoktu. Tehditkar bir sessizlik hakimdi
havaya bu kez. Ekran akt, Votoroqxqua televizyon kanallarndan
birinin programlar yaymlanyordu. Adam'dan hi
ses yoktu. Neredeydi acaba? Ne olmutu? Duygusuz bir merakla
aklndan geiyordu bunlar. Ac ve kaygy, bir duygu olarak deil,
daha ok bir bilgi olarak hissediyordu u an. inin szladn
hissetmiyor, yalnzca iinin szladn biliyordu, duygular ve
tepkileri alnmt elinden, iine sz geiremiyordu. Geri dnyordu
ve yannda Adam yoktu.

Az sonra Haberler balad kanalda. "Votoroqxqua Birleik
Haber A", gnn nemli haberlerini veriyordu. kinci haber
kendisiyle ilgiliydi. Alice, inenin etkisine karn duyabilecei en
derin aknl ve deheti yaad. Bu akamst Adam Eaio ile
Alice Star, byk bir veda partisi vermiler, gezegendeki arkadalar
ve dostlar tarafndan byk bir sevgiyle dnya gezegenine
uurlanmlard. Az sonra, grntler dmeye balad szlerin
stne. Partiden ampanya hafifliinde grntler veriyorlard:
Alice ve Adam neeyle dans ediyor, akalayor, uzun ayakl kadehlerle
birbirlerinin elinden iki iiyorlard. lkin jpon eteklerini
savura savura dans eden Alice, ardndan siyah saten eldivenlerini
karp havalara frlatyor; gzyalar iinde verdii demelerde,
Votoroqxqua'da geirdii mutlu gnlerden sz ediyor; ardndan
sevgilisinin kolunda etrafa glckler ve gnn ansna imza
datyordu. Son olarak uandairenin kaps kapanmadan, kucaklarnda
veda iekleriyle, her ikisi birlikte el sallyorlard geride
kalanlara... Yeniden grnen sunucu, iftin dnyada ok kalmayp,
dier gkada takmlarn gezeceklerinden sz ediyordu.

Alice, ok korktu, hayat boyunca hi korkmad kadar
korktu. Btn bu grntler yaland. Bu gsterilenlerin hibiri olmamt.
leri teknikle yaplm birer bilgisayar yalanyd hepsi.
Ne parti vard ortada, ne veda... Bilgisayar hileleriyle elde ettikleri
sanal grntlerle, btn gezegene yalan sylemiler, kendisini
de apar topar bir uandairenin iine tkp yola karmlard ve ne
olaca mehuld. Gezegendeki herkes; bu yalan seyretmi ve
tabii gerek sanmt. Nasl olmasn? Btn grntlerde kendi
yz, kendi sesi vard. Adam vard. Kayboluuna ilikin hibir
kukuya yer brakmayacak kesinlikte bir zmd bu. Ekran yalan!
Elde edilen grntler ve elde edilen seslerle sylenen byk
yalanlar! Bu kurguyu, bu grntleri seyreden hi kimse,
bunlarn yalan olduunu dnemezdi tabii. Evet, bundan daha
iyi bir zm olamazd. Grntlerle gerei rtmlerdi. Sahte
grntlerle gerek gerei...

Herkesin gz nnde dnyadan karlan Alice, gene herkesin
gz nnde bu kez de Votoroqxqua gezegeninden uurlanmt.
Ekranlar tankt.

Az sonra dier haberlere geildiinde, ekran kendiliinden
karard; belli ki, seyretmesini istedikleri eyi seyrettirmilerdi,
fazlasna gerek yoktu. Snm ekrann karsnda yle dalgn,
boalm bir sre kalakald. Alayamayacan biliyordu. ini tkamlard.
Ama yznde giderek derinleen hzn bir nc
gz gibi gryordu. Hep o ardndaki kap alacak ve o derin glmseyile
Adam birdenbire ortaya kacak sanyordu; te yandan,
iinde ok gl bir duygu, acmasz bir nsezi, bunun asla
olmayacan sylyordu ona. Bir daha asla! Kimi nseziler, gerein
bilgisinden daha kesindirler. Zulm kadar kesin.

Hala ok sessizdi ortalk. Pencereden dar baktnda, hzla
ilerlediklerini gryordu. Adam neredeydi? u anda bundan daha
ok bilmek isteyecei hibir ey yoktu, hibir ey... Bilgi odasnda,
o ariv kaytlar arasnda geirdii saatleri dndnde, yzne
kederli bir glmseyi yayld; bazen bir insann nerede olduunu
ve ne yaptn bilmek, btn bir insanlk tarihini bilmekten
bile daha nem tayabiliyormu meer... Dnyann en nemli
sorusu, birinin u an nerede, nasl, kimlerle olduu olabiliyormu...

Az sonra ekran yava yava gm nml dalgalar ve sinyallerle
renklendi. Bir hazrlk ncesi gibi yatay, dikey, verev izgiler,
diyagonal eriler geip durdu ekrandan. Ardndan tuhaf bir
bulanklk belirdi. Sis dalmas gibi bir bulanklk. Bu ekran tanyordu
Alice, ilk olarak kendi aynas olarak grnmt ona, bilincinin
iinden getii ayna... Canlanm bellei... Gzlerini atnda
ilk grd ey... Hem sis hem yzey olan bir ey... Berrak
bir mavilik diyebilecei sv bir gaz kmldyor ekranda, ardndan
kaln bulutlara, onlarn o kesin, koyu beyazlna dnerek,
birdenbire boyutlu bir hal alyor. Herhangi bir optik aracn
yardm olmakszn, iki boyutlu bir ekran boyutlu olarak gryor
Alice. Ykseklik ve geniliin yan sra derinlik de diriliyor
grntde. Birden uzak, buruk, tekrarlanmaz bir hatra gibi,
Adam'la sinema ve gz kusuru zerine konutuklarn anmsyor.
Bunlar konuurken Adam'n yzndeki o ocuk saflndaki ifade
geliyor gzlerinin nne. Baz anlarda yzn ald bir ifade,
sevenin belleinde sonsuzlar, insan o ifadeyi her eyden ok daha
fazla zler. O yzn sahibiyle gnn birinde darldktan, ayrldktan,
hatta ondan nefret ettikten sonra bile, o ifadeyi zler. Bir
andr o, ama btn zamanlara siner. imdi onun, o halini srarla
canlandrmaya alyor gzlerinin nnde. Ekrann, bir an iin
de olsa, gene bilinaltn yanstacan uman Alice, bir kez daha
deniyor, bir kez daha, bir kez daha... Hi olmazsa ekranda onu, o
ifadeyle grebilse, hayr bu kez bellei dirilmiyor ekranda. Dne
bkle srekli biim deitiren boyutlu bulutsu izgiler, ilkin
sakinleiyor, ardndan eitli renklerde noktalarla Alice iin daha
kolay almlanabilir bir biim kazanyor.

Alice, bu duygular iinde gzleri, ekrana ivilenmi bakarken,
birdenbire ekrandaki bu sv gazn, bir grnt deil, bir varlk
olduunu dehetle fark ediyor. Birinin varl. Bir tr canl bu.
Srekli devinen, biim ve renk deitiren bir canl. Ne insan, ne
robot, bambaka bir ey. Ekran yardmyla kendisiyle ilikiye girmeye
alyorlar.

...

Belli belirsiz seilecekmi, bir siluet olarak ortaya kacakm gibi
grnen o sv gaz ktlesinin biraz olsun durallk kazand bir
anda, ekrann iinden berrak bir ses, Alice'e sesleniyor:

Alice Star, size son bir aklama yapmamz gerektiini biliyoruz.
Bilmeniz gereken eyler var, bu sizin en doal hakknz. Syleyeceklerimiz,
sizin alg snrlarnza, sizin dilinize, sizin szcklerinize
gre ayklanm, daraltlmtr. ndirgenmi bir bilgi halkas
bu ama, sizin iin yeterli ve temel sorularnz karlayc nitelikte,
bundan bir kukunuz olmasn. lkin sondan balayalm: Votoroqxqua
gezegenindeki zorunlu geziniz artk sona eriyor. u anda
dnyaya geri gnderilmek zere yola karlm bulunuyorsunuz.
Geri dnnzle ilgili dnyaya gerekli aklamalar yaplacak;
esenlik iinde indirileceksiniz. Orada sizi karlayacaklar.
Herkes iin en iyi zmn bu olduunu dnyoruz.

Alice, azn amaya alyor, dudaklar binlerce ton arlnda
sanki, azn aamyor ama, aklndan geirip soramad
soru, ekranda yantn buluyor hemen: Adam' soruyorsunuz, merak
etmeyin, onu da aklayacaz. Belirli bir sralama iinde btn
sorularnzn cevabn bulacaksnz, acele etmeden, bizi skunetle
dinleyin.

Ekranda grdnz eyin, i ie gemi eitli ekiller olmayp
bir varlk olduunu hissettiniz. Evet, biz ok ileri bir uygarla
ait varlklarz. Sizin alg boyutlarnz iinde grnmemiz,
sizler tarafndan almlanmamz neredeyse olanaksz. Sizin anladnz
anlamda birer cisim deiliz nk. Bizim gezegenimizdeki
ben ile biz bile, sizin gezegeninizdeki ben ve bizle ayn kavramlar
deil. Ben, sizin anladnz anlamda bir ben deilim zaten,
kendimi ben diye tanmlamam, sizin anlamanz iin kolaylatrlm
bir ifre yalnzca. Sizin anladnz anlamda ben yoktur,
bir btnn dalp toplanan paralar vardr, deiken genelgeer
paralar, srekli dnerek kendi var oluunu yeniler ve srekli
klar. Zaten hibir galakside sizin aynnz, tpknz olmaz,
olamaz. Bu siz dnyallarn iednk ve benmerkezci fantezisi
yalnzca; evrendeki dier gezegenleri, kendinizin bir yansmas
olarak grmeniz, kr bir kibirden kaynaklanyor. Bizim bilebildiimiz,
varln saptayabildiimiz ve tanmlayabildiimiz gkadalar
ierisinde sizin bir benzerinize biz rastlamadk ama, Byk
Boluk Erisi ya da Karanln Hortumu diye tanmladmz evrenin
bize hem ok uzak, hem ok kapal noktalarnda, katrilyonda
bir gibi bir olaslkla, oluumunun organik koullar birebir
gereklemi olduu varsayldnda, sizin ayn ve tpknz olan
canllar bulunabilir. Ama verdiimiz u yzdeye bakldnda,
bunun ne denli az bir olaslk olduunu anlarsnz.

Alice gene azn aacak gibi oluyor. Yant annda geliyor
ekrandan: Yok yok, hemen itiraz etmeyin, Ama Adam? diyorsunuz,
ama Votoroqxqua'da grdm insanlar, diyorsunuz; aklayacam,
bekleyiniz; byle bir giri yapmamzn, size bu bilgileri
vermemizin nedeni de bu zaten. ncesinde sylemem gereken
eyler var.

Sizin gezegeninize ok uzaz. Dier birok gezegen gibi sizin
gezegeninizi de yakndan inceleyebilmemiz, olas gelecek kuramlar
gelitirmemiz, evrim erilerini izleyebilmemiz iin bir
benzerini yaratmamz gerekti. Tpatp olmasa da bir benzerini.
Bu tr stn nitelikteki deneysel almalar iin, bir eit byle
kobay gezegenler yaratyoruz. te Votoroxqxua da bunlardan biri.
Adam Eaio'nun yesi olduu bu gezegen de, birok benzeri gibi
tamamen bir uydurmadr, bizim gezegenimiz tarafndan uydurulmu
bir hayaldir, tam bir sanal gereklik rneidir, ama onlar
bu gerei bilmiyorlar. Kendilerini gerek sanyorlar. Bizim deneylerimizi
kendi hayatlar sanyorlar. Ve sizin zamannzla birka
yzyldr, kendi varlklarn sanal bir gereklik olarak deil,
organik bir uzay gereklii olarak yayorlar. Dolaysyla bu gezegeni
oluturan bu canllar, sizin sandnz gibi organik insanlar
olmayp organik olmayan varlklar, androidlerdir. Asln anlamak
iin retilmi kopyalar yani. Riskle yklenmi bu androidlerle
ok riskli, tehlikeli deneylere de kalklabiliyor. Olaan bir
srele lmyorlar, imha ediliyorlar. Kendileri de belirli bir teknolojiye
gelebilecek kadar bir evrim gsterdiler, ama kendi gizlerini
ele geiremediler. Bir sredir, bu konuda bir kukunun olumamas
iin stn aba gsteriyoruz. Belki de, bu konudaki youn
dikkatimiz, bizi dier baz konularda dikkatsiz klm olabilir.
rnein sizin konunuzda... Bu boyutta bir lgnl biz de
tahmin etmedik dorusu. Bu konuya tekrar dneceiz. Grdnz
gibi, teknolojik olarak ok ey retebiliyorlar, rnein, ok
gelikin robotlar yapabiliyorlar, gerektiinde onlar da robotlarn
onaryor, dntryor ya da imha edebiliyorlar. Bambaka bir
teknikle robotlar oaltabiliyorlar ama, kendilerinin de, aslnda
bizler iin birer robot olduklarn bilmiyorlar. Bunun renilmesi
halinde, btn gezegeni imha etmemiz gerekir ki, bunu imdilik
hi istemiyoruz.

Bir sredir onlara, akn kimyas zerine bir deney uyguluyoruz.
Gezegeninizin gemi yzyllarnda ortaya km eitli ak
biimlerini anlamaya alyoruz; beyin blmeleri, salg bezleri,
organizmann duygu enerjisi... nsan kimyas zerine gelitirdiimiz
bu deneylerle birlikte anszn, Votoroqxqua gezegeninde, bizim
bile beklemediimiz bir lde, salgn bir hastalk gibi ortaya
kmaya balad ak. Birok android deli gibi ak olmaya balad.
Ak arklar, ak filmleri, ak edebiyat istila etti btn gezegeni.
Dnya kanallarna ok sk girmeye, birok film izlemeye,
birok ark dinlemeye baladlar. Ak, bizim iin yalnzca bir
anlama nesnesi, sizin eitli duygularnzn fiziksel, kimyasal
kaynaklarna ilikin testler bunlar. Ama bu deneylerde fazla ileri
gidildi anladmz kadaryla, olaylar bizim denetimimizden kt.
Bu lgnln en tehlikelisini ise Adam Eaio yaad. Tuttu bir
dnyalya ak oldu, bununla da kalmad, sizi kard, stelik bunu
btn dnyaya kar byk bir gsterile yapt, henz aamasn
tamamlamam dnya ilk kez dardan gelen bir uyarcyla,
birdenbire uzayn derinliiyle yzleti. Gezegeniniz, uzayn gereine
de, bilgisine de sahip deil henz; bu yzden deneylerimiz
srasnda tahmin edilememi bir sznt, milyarlarca ylda bir grlebilen
kk bir sznt sonucu, bizim denetimimiz dnda,
ak uzayn derinliklerine yaylarak yol ald, oradan da sizin gezegeninize
kadar ulat. Dnyann gizli c, diyebiliriz belki buna,
ondan alp denemeye kalktmz akn kendisiyle arpt bizi.
Deneylerimizde milyarda bir grlebilen kk bir dikkatsizlikle,
sizin zlmenize neden olduk belki, ama bu ok kk bir olasln
gerekleebilmesi yedeinde, sizin iin bir baka umudu
da barndryor olabilir: Belki de bu tr bir sznt sizin gezegeninizin
bir tpksna da baka bir yerde yol am olabilir. Katrilyonda
bir de olsa, evrenin uzak bir yerinde sizin gezegeninize
benzer ikinci bir gezegen vardr ve orada tam da aradnz gibi
bir Adam Eaio yayor olabilir. Ekran gene sustu. Aklamalarmdan
anlam olduunuzu umuyorum: Adam Eaio, bir insan
deildi, organik bir canl da deildi, bir androiddi, ve artk sylemek
zorundaym ki, iledii suun cezas gerei imha edildi. O artk yok.

Alice ilk kez olmak zere azn aabildi, gl olmasa da
bir lk att. Gzlerinden ila aclnda yalar fkrd. Yok artk
o, yok artk o, yok, yok, diye durmadan sylenip duruyordu
iinden. Ekrandaki sessizlik srd. Bekledi. Alice'in iindeki rmak
biraz olsun susar gibi olduunda, Bunu yapmaya mecburduk, dedi ekran.

Alice, bundan sonrasn dinlemese de olurdu artk. Beni de
imha edin, diye seslendi iinden, Beni de imha edin, ne olur beni
de yok edin! Dncelerinin okunduunu biliyordu artk. Azn
amaya almyordu bile. Sayklar gibi, Beni de imha edin
n'olur! deyip duruyordu.

Buna hakkmz yok, dedi ekran. Siz bir canlsnz, canl bir
varlksnz, buna hakkmz yok. Hibir canl yok edilemez.

Ama Adam? Adam?

O bir androiddi. Kendi de bilmiyordu bunu, ama yleydi. Bir
vida gibi, bir somun gibi dnn. O gezegendeki herkesin bir
android olduunu syledim size, unuttunuz mu? Onlar kendilerine
yklenenleri yayorlar yalnzca. nsanolu rnek alnarak yaplm
canllar onlar. Bunu bilmiyorlar, anlamyor musunuz? Bilmemeleri
de gerekiyor. nk almalarmz sryor.

Herkes bir dier gcn elinde oyuncak, yle mi? dedi Alice.
Herkes bir dierinin robotu mu? Ne biim evren bu?

Ekran gene sustu. Grnt kendi ekseni etrafnda kvrlp bklp
duruyor. Dnyaya gelip giden birinin, bir kimyasal deney
sonucunu byle yaayabileceini, biz de hi tahmin etmemitik
inann; biz de kendi llerimizde bir aknlk yaadk. Ama,
imdi kimi ok basit, ok yaln bir eyi hesaplayamam olduumuzu
gryoruz. Bazen geriye dnp baktmzda, en basit eylerin
hesap d kalabildiklerini grrz, btn gelikinliimize
karn, bizim iin de geerli bu, evren ite budur: Rastlant ile Dzenin
atmas. Sizi rahatlatacaksa eer, buna, sizi pusuda bekleyen
kader, diyelim. Keke Adam Eaio, Votoroqxqua'l bir android
deil de, California'l bir gen olsayd Sevgili Alice. Ya da bir
dnyal verebilseydi Adam'n size verdiklerini. Sizin ak dediiniz
eyi kendi gezegeninizde bulabilseydiniz keke.

Yarattmz androidlerle ve onlara insani duygular, davranlar,
tepkiler ykleyerek btn bir gezegeni laboratuvar olarak
kullandmz syledim az nce, bu projede grevli kendi arkadalarmz
da, ar bir biimde cezalandrldlar; ceza olarak, varlklarn
btnlemekten alkonuldular bir sre, eksik paralar olarak
yaayacaklar cezalar bitene kadar, kimse onlara bir parasn
vermeyecek, hibir btnle kavuamayacaklar. Bu bizim iin
ok nemli bir ceza. Eminim bu da size yabanc geliyordur. Bylelikle
onlarn da, sizinkine benzer bir ac yaayacaklarn bilmenizi isterim.

Size gelince, sizin duygularnzla oynadk, bunun insan bnyesi
iin ne ifade ettiini biliyoruz, hasar grdnz, varlnz yara
ald; gerekten zr dileriz, elimizden daha fazla bir ey gelmiyor,
sizi dnyaya, kendi koullarnza, kendi yaamnza iade
ediyoruz. Yalnz son bir sorun var: Zayf bnyenizin bir mr
boyu kaldramayaca kadar uzay gereiyle yklenmi durumdasnz.
Ayrca Adam Eaio yznden ok ac ektiinizin de farkndayz.
Bundan sonraki yaamnzn sal iin, dnyadan karlnzdan
itibaren btn yaadklarnz bilincinizden silmeyi
neriyoruz.

Hayr, diyor gene iinden. Hayr. Hayr.

Ekran bir sre susuyor. Bunu size hi danmadan yapabilirdik,
bir dnn. Az nce size yapm olduum btn aklamalarn
bir nedeni vard: Bu da sizin bilin katmanlarnz rahatlatmak
iindi. O katmanlarda kapal kalm belirsizlikleri gidererek,
bilinaltnzda daha sonra rahatszlklara yol aabilecek tkanmalara
neden olmamak iindi. Eer size hibir aklama yapmadan
bilin kaytlarnz silseydik, ktlk etmi olurduk size; ki
yaadklarnza ilikin btn bu ucu ak kalm bilgiler, belirsizlikler
benliinizin derinliklerine ileyerek, bir kapal devre oluturacak,
biz bilincinizin kaytlarn sildikten sonra bile, varlnz iin tehlikeli
ve karanlk bir ekim alan haline gelerek, yaadnz srece
sizi huzursuz edecekti. imdi btn bu bilgiler, bir biimde
kendi kendine katlanarak kazand aklamalarla sfrland, ama
bu gezegende yaadklarnz bir insan iin, olaanst deneyimler;
bu yaadklarnzdan sonra, bu bilgilerle dnyada rahat edemezsiniz
artk. stelik dnyanz bu gezegende btn yaam olduklarnz,
grdklerinizi bilmek isteyecektir hakl olarak. Sizi
sorgulamak isteyeceklerdir. Dnyann uzay iletiiminde basamak
atlayacak noktaya gelmediini dnyor bal bulunduumuz
gezegenler birlii; dnya henz evrimini tamamlamam durumda.
Seilmemi bir amala gereklemi bulunan bu karlamay
sonuna kadar gtrmek istemiyoruz, dnyann uzaya bu nedenle
ve birdenbire almasn istemiyoruz elbet. Size gelince, ok fazla
bilgi ve birikimle yklenmi bulunuyorsunuz; size, katlanma gcnz
bir sre iin artracak kimyasal bir ilem uyguland ama,
biliyoruz belleiniz ve aklnz sapasalam. Bir sre sonra yaadklarnz,
size ar gelerek bnyenizi zehirlemeye balayabilir.
Ruhunuz hastalanabilir. Uzayda yaadklarnz, dnyada tayamaz
hale gelebilirsiniz. Sizinle milyarlarca yl sonrasnn bir uygarlndan
bir varlk olarak ilikiye girmi bulunuyoruz, ama evrimsel
erimiz bizi yan yana getiremez bir daha. Bu yardm imdi
kabul edin. Sizden olduu gibi, dnyadan da zr diliyoruz.

Alice, kafasn toparlamaya alyor, dncelerini berraklatrmaya,
isteklerini ak bir biimde ifade etmeye alyor:
Hala bir seme ansm varsa eer, gezegenlerinize ve uzayda grdklerime
ait btn bilgileri, btn rendiklerimi, her eyi, her
eyi silebilirsiniz, ama karlnda bir tek ey istiyorum sizden,
bir tek Adam'n hatrasn brakn bana. Bunu almayn benden.
Brakn, Adam bende yaasn. nsan bunun iin yaar. Bir tek bunun
iin, bir byk akn hatras iin.

Ama ok ac ekeceksiniz. Siz ryalarnn gerekletiini
gren ender ansllardan birisiniz. Bunu yitirmi olmak, varlnzn
katlanamayaca bir ac ykleyecek size. Btn hayatnz bir
sanal gerekliin hatras uruna iptal etmeye kalkyorsunuz.

Olsun, razym. Hem sanal gerek dediiniz nedir ki, Adam
sanal olabilir, ama ak gerekti, hem o bile sanal olsa ne fark
eder? Btn o mucize gzeli gnleri yaadm ben. Kollaryla sard
beni, gsnde uyuttu, akn btn kelimelerini verdi bana.
Hayallerimden bir hayat yapt. tesinin bir anlam yok ki benim
iin... Adam, ister canl olsun, ister android, isterse bambaka bir
ey, hi nemli deil, o benim sevgilimdi ve ben, onun bende yaamasn
istiyorum. Bir tek bunu istiyorum sizden. Adam'n hatrasn
almayn benden. Ben lp gittikten sonra Adam da olmayacak
ki zaten. Onu hatrlayacak hi kimse olmayacak ki... Benim
zavall kk mrme san bir hayal olacak yalnzca.

Ekran her zamankiden daha uzun susuyor.

Sizi hi anlamyoruz diyor, ekran. Gene susuyor.

Adam demek, bu gezegen demek ama, diyor ekran. Adam'n
btn hatras bu gezegenle ilgili.

Dilerseniz her eyi silin, diyor Alice, sterseniz, dnyadaki
belleimi de silin, btn yaam olduklarm silin, bir tek Adam'n
hatrasn istiyorum, her eyi unutmu ama yalnzca Adam' hatrlayan
bir yar deli olarak yaamaya razym ben.

Gryorsunuz ki, ak ve kimyasn anlamak iin koskoca bir
gezegen yaratmamz bouna deilmi, diyor ekran. Sizden milyarlarca
yl ileride bir gezegendeyiz ve sizin bizden isteklerinizi
anlamak karsnda aciz kalyoruz. Bizim iin bile byk saylabilecek
bir g harcyoruz sizi anlamak iin. Umarm haklsnzdr.
Bu arada unu syleyeyim, u anda dnyaya dnnze ait
bir aklama yaplyor. u an herkes dnnz renmi bulunuyor.

Alice, dnyaya dndkten sonra bu konuda hibir ey konuamayacan
biliyordu, dili ve bellei alnacakt elinden, anlar
alnacakt, ne Msr piramitlerinin nasl yapldn anlatabilecekti,
ne de o cam balondaki renkli vagonlar... neci kadn ZTteSQ'nun
taklidini yapamayacakt kimseye. Mona Lisa'y herkes gene
kadn sanacakt. Biliyordu, bir sre youn bir biimde herkesin
oda olacak, bktrc, usandrc sorularla zehirlenmi bir hayat
yaayacakt; bir ermiin, bir yalvacn katland bir ile gibi yaayacakt
zerindeki youn ilgi ve basky; bunlara katlanabilirdi,
iinden tr belli bir bakl vard zaten. Uzun sorgulamalara
tabi tutulacak, durmadan yinelenen hep ayn sorularla karlaacakt,
sonunda herkes onun uzayda bilincinin silinmi olduuna,
hibir ey hatrlamadna karar vererek yakasn brakacakt;
o da her eyin sakinletii, normale dnd, hatta biraz unutulduu
bir zamanda, bir gece yars bir uaa atlad gibi okyanus
geecek, Trkiye'ye, Harran'a gidecekti. Biliyordu, Votoroqxqua
en iyi oradan grnrd. Adam Eaio'nun ocukluu, onu, orada
bekleyecekti. Dnyadaki ocukluu. Onun hatralarnn izini srmeye
adayacakt yaamnn geri kalann. Ne yaparlarsa yapsnlar,
bilincinin derinliklerinden Adam'a ilikin grntleri silemeyeceklerdi.
Gidip Harran'a yerleecekti ve bir daha hi kimse haber
alamayacakt ondan.

Orada, o gizemli topraklarda, gece yarlar yars yklm harabelerde,
Adam'la buluacakt, fsldayarak konuacaklard ay
nn aydnlnda, harabelerin herkesten uzak bir kesinde
bir tek onlar konuacaklard kimsenin konuamadklarn; kimse
duymayacakt ne konutuklarn, kimse bilmeyecekti; bir tek onlar
ve gece olacakt koskoca yeryznde. Bir de kumlarn sl...
Alice ve Adam srgn edildikleri yeryznde, sndklar Harran'n
dilsiz varlnda, uykusu uzun o harabelerde, geceleri yldzlar
seyrederek el ele uyuyacaklard. Orada. O harabelerde.
Btn gemi aklarn hayaletleriyle birlikte. Bir tek onlar. orak
topraa dayadklar kulaklarnda yeryz nlarken deliler gibi
sevieceklerdi. Kyller, gene o deli Amerikal kadn geziyor harabelerin
orada, diyeceklerdi, gene yldzlarla konuuyor.

Dnyann uzayla ilgili hayalleri Alice ile birlikte snecekti.
Belki yzyl sonra, uzayllar belki baka trl bir iliki kuracaklard
dnyayla ama, Alice o zaman artk yaamyor olacakt.

Ekran yeniden hareketlendi. Alice Star imdi buradan gnderdiimiz
bir nm dalgasyla birlikte bilin kaytlarnz silinmeye
balanacak, dedi ekran. Zaman ve mekandan soyutlanm
bir Adam Eaio hayali brakyoruz sizde. Onu dilediiniz gibi yorumlayabilir,
yaayabilirsiniz bundan byle.

Az sonra Alice, anszn uyandrldnda hzla unutulan bir ryann
iinden geiyormuasna belirsiz uuculuklar ardnda brakarak
bir tr aylmaya doru ilerledi. lkin ekran giderek iki boyutlu
bir hal almaya balad; izgiler glgelere, biimler hibir ey
sylemeyen belirsiz lekelere dnt, ardndan da tamamyla snd.
imdi bo bir ekrand yalnzca. Alice onun karsndaki koltukta,
bo bir uval gibi oturur durumda buldu kendini. Alice'in en
yakn zamana ait anmsad ey, az nce LA Stadyumu'nda sahnede
ark sylyor olduuydu. Pencereden baktnda masmavi
bir portakal gibi glmseyen dnyay grd. Uzaydan ekilmi
fotoraflarndaki gibiydi dnya.

Alice'in dnyaya dnd sralarda, Alice'in karlnn
zerinden dnya zamanyla birka yl gemiti. Ve imdi dnyaya
dnnn televizyonlarda aklanmas snm heyecan yeniden
diriltti. Yeniden ayn heyecan dalgas sard btn dnyay.

Texas'n kk bir kasabasndaki kk bir iftlikte, afacan
bir olan ocuu, avaz kt kadar bararak, darda odun yaran
babasna sesleniyordu:

Baba, baba! Ko gel bak, televizyondaki adam ayn sana benziyor!
Sanki senmisin gibi baba! Sanki senmisin gibi!

Dnyaya yaplacak ikinci bir aklamay, gene Adam Eaio
grntsyle yapmay doru bulmamlar, Alice'in anlar iinde
bellek kaytlarna den ilk insan grntsyle biraz oynayarak
elde ettikleri birine sundurmulard bu haberi. Bu kii, byk
kentte btn umutlar tldkten sonra yeniden kasabasna dnen
ve hayatnn geri kalann bir ifti olarak geirmeye karar
veren, o gece yars kovboyundan bakas deildi.

Alice'in geri dn haberini tezgahnn bandaki televizyondan
renen annesi Kpek Kathy'nin ilk sz, Ben size dememi
miydim, Alice her zaman eve dner, demek oldu.

Kpek Kathy hayatnda ilk kez glmsyordu.

1985-1995

:::::::::::::::::

AYNALI PASTANE

KASADA OTURUYORDU BTN GN. TULARI, TULARIN ZERNDEK
rakamlar, uzun, biimli trnaklarn, trnaklarnn yan cilasn
gryordu en ok. Tulara basmaktan trnaklarnn cilasnn
biraz daha andn gryordu. Bu, ona mrn dndryordu,
bir mr olduunu; akp giden zaman... inin ona sunduu
alabildiine gndelik, sradan ve baya bu rnekte yaamna ilikin
bir "metafor" buluyordu. Hayat: Anan trnak cilas... Sen istediin
kadar tulara bas dur! Zaman hibir ey olmadan geiyor!

Kasada oturuyordu btn gn. Btn dnyay buradan gryordu.
Bunlarla gryordu. Ona, dnyay bunlar salyordu. Geriye
dnya kalmyordu oysa, geriye hibir ey kalmyordu, olsun.
Baka bir hayat bilmiyordu. Kasa ona emanetti. Patronlarn gvenini
kazanmt. zellikle para konusunda ok titiz, ok dikkatliydiler;
baka eylere fazla karmazlard. stelik fazladan herhangi
bir ey yapmadan kazanmt onlarn gvenini. Olduu gibi davranmt
yalnzca, kendi gibi, her zamanki gibi, kimseyi bir eye
inandrmaya, ikna etmeye almadan. Hayatta da byleydi. Fazladan
gayret gstermeye hi inanmazd. Yaamn akn hi zorlamazd.
Her eyi zamann akna brakmakta kendiliinden kazanlm
bir ustala sahipti. Belki de bu yzden kazanmt gvenlerini.
Yaamda birok eyi, belki de bu yzden yitirdii gibi...

Kasann tam karsna den duvar, boydan boya aynayd.
Yaldzl ayna. Bu yzden ad Aynal Pastane'ye kmt burann.
Herkes pastanenin kendi adn brakm, "Aynal Pastane" demeye
balamt.. Kimi zaman aynadaki pasl beneklerle usuzlaan
kendi derinliine dalar giderdi. Dudaklarn kprdatmadan uzun
uzun konuurdu, kendiyle konuurdu. Daha ok yeni sevgililer,
ke-bucak kaama yapan iftler gelirdi pastaneye. Gzlerden
rak masalara, tenha kelere ekilir, birbirlerinin azlarnn iine
derek mrl mrl konuur, cilveleir, pr, koklar giderlerdi.
Oturduu yerden hepsine hikayeler uydurur, gelecekler kurar,
ilikilerini kendi kafasnda yeniden yazard. Evlensin istedii
iftler olurdu, mutlu olsunlar, mr boyu hi ayrlmasnlar istedii
iftler olurdu, kavgalarna tank olduu iftler olurdu, ayrldklarna
ok zld iftler olurdu, evliliklerinden memlekete zarar
geleceini dnd, her davranlarna "sinir olduu" burnubyk
iftler olurdu. Daha grr grmez uzun srmeyeceini
anlad ilikiler olurdu. Epeydir ortalkta grnmedikten sonra,
bir gn yalnz bana kp gelen birinin, nedense anlarnn izini
srdn dnr, onunla birlikte ilenir, hznlenirdi. Kasann
banda ve akn merkezinde oturduunu dnrd. Bir eski a
masalcs gibi aklara hikayeci olduunu dnrd. Sezgilerini
ve gzlemlerini nemserdi. Mterilerle zel ahbaplklar, yaknlklar
kurmamaya zen gsterirdi. Patronlarn temel ilkesiydi zaten
bu. Her mteriyi ilk kez gryormu gibi yapacaksnz, diyorlard;
yle yapacaksnz ki, rahat girip ksn buraya. Kendini
hesap vermek mecburiyetinde hissetmesin, diyorlard. ounun
kars vardr; babas, aabeyi vardr. Onlar tanmadnz dnmelerini
salayn. lk defa gryormu gibi yapn. Bylece, kaamaklar
konusunda ileri rahat eder. Gven duyarlar. Unutma, insanlar
kandrlmak ister!

Ama, onun mterilere kar gsterdii bu kaytszlk, patronlarnn
gnln ho etmekten ok, kendi ie kapanndan
kaynaklanyordu. Buraya gelenler, tpk film kahramanlar gibi,
yalnzca maceralarn seyrettii insanlar olmal ve yle kalmalydlar;
onlara ilikin kimi meraklarn nasl olsa kendi hayal gcnn
tamamladn dnyordu. Herkes onun hayal ettii kadar
kalmalyd. Onlarn gerek hikayelerini yklenmek istemiyordu.
Onlar, kendine ait szcklerle konuturuyor, kendine ait szcklerle
tanmlyordu. Onlarn kendi szcklerini, kendi azlarndan
duymak istemiyordu. Burada bir kuyudayd ve bol yldzl bir
gkyzne bakarak hayal kuruyordu. Dt kuyuyu ancak
kendi masallar anlamlandrabilirdi. ocukken aile albmlerindeki
lmlerin resimlerini yan yana koyar, onlar konutururmu.
imdiyse, yaayan, karsnda duran, gzlerinin nndeki bu insanlar
konuturuyor; burada, u pas benekli aynalara vuran masalarn
soluk yanssnda, sihirli hikayelerden bir dnya kurmay
reniyordu. Koca bir dnya. Hep ilk aklarn taze heyecanlarn
duyan gen sevgililer deildi gelenler tabii. Her gelilerinde
yanlarndakini deitiren macera dkn hzl apknlar, kart zamparalar,
film yldzlarndan aldklar pozlara kendini fazla kaptrm,
salar bolca srlm briyantinden yal yal parlayan,
etrafa kt kt srtan gen adamlar gelirdi. Sonra para karl
altn dnd kzlar... Bu kzlar balangta daha kt
giysilerle, daha bakmsz bir halde gelir; ireti oturur, sulu gzlerle
etrafa baknr, bir fincan ay istemeye bile ekinirler; bir sre
sonra, yanlarndaki erkekler deimeye; stleri balar toparlanmaya;
salarnn rengi almaya balar; ilk geldiklerindeki ekingenliklerini
atarlar zerlerinden, garsonu baka trl armaya
balarlar; seslerine bir genilik gelir, elleri kollar serbestler,
hatta yava yava kstahlarlar; kendilerini savunmay renmilerdir,
giderek yrtklarlar; eer "mesleklerinde" ilerlemilerse,
yeniden alakgnll ve kibar grnmeyi, etrafa iyi muamele
etmeyi, gler yzl ve nazik davranmay, alak sesle konumay
ve kendinden emin olmay renirler. Artk tehlikeyi am
demektir bunlar. Parann her eyi satn ald gvenli ve vaat edilmi
topraklardadrlar imdi. Byle bir izgisi vardr kaderlerinin.
Bir sre sonra ise, artk hi gelmez olurlar. Kimi daha iyi yerlere
ykseldii, kimi tutunamayp daha kt yerlere dt iin.
Onun iin onlarn hikayeleri burada biter. Gerisi baka yerdedir,
baka tanklklar gerektirir. Baka szler... Kasann altndaki kendi
"ahsi eyalarn" koyduu ekmecede her zaman bulundurduu
miz ciltli, sayfalar dalm szlkte bundan sonras iin
szck yoktur. Yalnzca bo sayfalar...

Aliye ise bu kasann bandan hi kalkmaz. Kasann tesini
dnmek de istemez. Kasa, onun iin gvenli bir yaamn snrdr.
nnden geen kurbanlar ve kahramanlar ona demesin ister.
Onun ban bekledii eyin, rakamlar ve kelimeler olmas
gerektiini dnr. Srlar uuklam aynann pas benekli yzeyinden
hzla gelip geen grntlere gmlp kaybolan hikayelerin
ardna dmek istemez. Orada brakr. Hibirinin hikayesinde
yol almaz.

Ortaokul sralarndaki acemi, sarsak kenar mahalle aklarn
saymazsak eer, kendi sevgilisi olmad hi. Ticaret lisesindeyken
zaten pek parlak bir renci deildi, kendini gen yata bu
kasann banda buldu. Ya kkt ama, az paraya alacak
ok gvenli bir kz bulmutu patronlar. Onu hemen ie aldlar.
Sanki btn hayat bu kasann banda gemiti. "Aynal Pastane"nin
aynasndan grmt btn dnyay. O kadarn ise gzel
anlatyordu. Bir masalc gibi yaamaya kar hibir yetenei yokken,
szckler ve hayallerle kurduu dnya, ve kurduu bu dnya
iinde birer masal kahramanna dnen, grd btn bu insanlar,
onun grnmez varlnda derin derin soluk alyor, keskin
hatlarla izilmi capcanl karakterlere dnyor, kendilerinden
habersiz bir ikinci hayat yayorlard. Bu da Aliye'nin katlanma
gcn artryordu.

Epey uzun bir sre byle srd bu.

Ta ki, o, bir gn o kasann bandan kalkmaya karar verene
kadar.

Kendi masaln yaamaya karar verene kadar.

...

Pastanenin camnda ne zaman yz bitse rperirdi. Muhabbet tellal,
demilerdi onun iin, daha kabaca, Pezevenktir, diyenler de
olmutu. Ermeni pezevenk. Bir de komik ad vard. Ad deil de,
daha ok lakab. Adn glgeleyen, hatta oktan unutturmu olan
bir lakap. Bylelerinin gerek ad ldklerinde renilir ancak.
Cenaze ilemleri yaplrken, gmlrken... Bembeyaz takm elbise
giyerdi. Hafif, tiril tiril ketenler. Tavana benzerdi. Dudaklar
da tavan gibiydi. Bir tek burnu beyaz olan, sivri topuklu, siyah
mokasen ayakkablar; kstekli saatini takt parlak krmz bir
yelek; bazen iinden ikinci bir tavan kacan umduran eski bir
apka; bazen k bir baston. Yamurlu havalarda ise bir kara melek
emsiyesi... Dindiinde bambaka bir hayat balatacak olan
byl, uzun yamurlar... nce dili taraklarla sk skya taranm,
seyrelmi salar, her zaman yal yal parlar; kokusunun
iyi mi, kt m olduuna kolay karar verilemeyen tuhaf bir esans
srerdi. Sk sk yelek cebinden gsterili bir hareketle kard
kstekli saatine bakar, bir giz onaylyormu gibi mphem baklarla
ban sallard. Hep acelesi varm gibi grnmesine karn,
sanki ok kiinin bilmedii ama kendinin yllar nce kefettii bir
yavaln tadn karyordu. Sanki zamann geiine ait kimsenin
bilmedii eyler biliyordu.

Aliye, onu pastanenin camndan kendisini uzun uzun seyrederken
yakalamt bir gn. Kapya km, eri gelsenize, demiti,
Buras pastane, umuma ak bir yer, ne diye camda durup
ieri bakyorsunuz, baka zamanlarda hi mi ieri girmiyorsunuz
sanki? Glmsemiti adam, bunun zerine ieri girmi, ikolatal
pasta, ptibr ve ay istemiti. Byklarnn krna bulam pasta
krntlarn, bembeyaz, kolah bir mendille ve manidar hareketlerle
silmiti. Kibar bir beydi. Eski zamanlarn rengini veriyordu
girdii her yere.

Pastane kapandktan sonra evine dnmek iin dolmu durana
giderken de, duraa kadar uzaktan takip etmiti Aliye'yi. Mahcup
olmutu. Bir adam tarafndan takip edilmek!.. stelik adam
kendi iin hayli yal saylrd. Hayal kurdurmazd byleleri. Bu
srada birdenbire dehetle fark etti ki, trnaklarna bulam rakamlar,
birer birer yola dyor... O rakamlar yerden toplayarak
antasna koyuyor, eilip kalkarken terliyor, tam bitti derken, gznden
kam birka rakam gene trnaklarnn arasndan yere
dyor. O adamn arkasnda olduunu bilirken, srekli eilip
kalkmas ve yere den rakamlar toplayarak antasna doldurmas,
bsbtn mahcup etmiti kendini. Parlakln yitirerek kararrcasna
matlaan trnak cilas pul pul dklyordu rakamlar
yerden kazrken. Getii yerlere kadns bir sululuun izlerini
brakyordu. Yalnz ardndaki adam deil, btn stanbul kendine
bakyormu gibi geliyordu. Grmedii gzlerin ayplayan baklarn
hissediyordu zerinde. Kalabalklarn izleyen ve gzetleyen
harl soluunu ensesinde duyuyordu. Eilip kalkarken ok
terlemi olduundan, antasndan mendilini karp yzn sildi.
Yz silindi. Artk tanyamazd onu. Baka bir kadn sanrd. Nitekim
yle oldu. Yzndeki izini kaybettirdi adama. Onu baka
bir kadn sanp yanndan geip gitti adam... Gizlendii bir bakasnn
dudaklarnda glmsedi bu duruma.

Dolmua bindi acele acele... Dolmuun arka koltuunda skk
oturdu. Yanndaki adamn dizi dizine dedi. Yz geri geldi
yzne. Kzarmak iin geldi. Gzleri yalarla dolu olarak geldi.
nde oturan, kabark sal, fazla bakml ve hrn kadn, arkasna
dnerek, Neden alyorsunuz kzm? dedi, Ve neden dizinizin,
adamn dizine demesine izin veriyorsunuz? Bakn, yreinizin
arpntsndan araba sallanyor. Yz daha ok kzard. Mendili
kpkrmz oldu.

Aslnda otobse binmeliydim, diye geirdi iinden. Rezil oldum!
Her ayn ilk on gn dolmua, geri kalan gnleri otobse
biniyordu akam dnlerinde. Otobslerde korkum oalyor.
nsanlar oalyor. Skntm oalyor. Dolmularda beni tanyanlar
oalyor. Herkes pastanede altm biliyor. Ya da ben
yle sanyorum. Pastaneye gelen herkesi aklmda tutmaya alyorum.
Aklmda tutmaya alyorum ki, baka bir yerde karma
ktklarnda, armayaym, nasl davranmam gerektiini bileyim.
Bazen, nemli birine nemsiz biriymi, bazen de, nemsiz
birine nemli biriymi gibi davranyor, insanlar artyorum.
Hatam anladmda kendim de zlyorum bu duruma. Byle
yapmamalym. Patronlar paralarn, mteriler hikayelerini gveniyorlar
bana. Bense, kelimelerle paralar, hikayelerle gvenleri,
insanlarla trnak cilasn kartrr oldum. Keke baka bir i
bulsaydm... Ama bu i falmda kt.

Evet, doruydu, falnda kmt. Baka bir i bulamazd. Bu
ii, ona, bir yazar bulmutu. Kendi de isiz olan bir yazar bulmutu.

Aliye'nin, ailesinin geimine katkda bulunmas gerekiyordu.
Ticaret lisesini g bela bitirmiti, ksa srelerle birka ie girmi
km, hibir yerde diki tutturamamt. Bazlarndan kendi isteiyle
ayrlm, bazlarndan kovulmutu. Mahalleye yeni bir yazar
tanm, dediler. Gen bir adam. Bir yandan romanlar, hikayeler
yazyor, bir yandan falclk yapyormu. Daha dorusu, paraszlktan
falclk yapyormu. Ona git, bazlarndan kendi hayat
hikayelerini alyor, karlnda onlara gelecek veriyormu. Mahallelinin
dediine baklrsa, nice deme falcdan daha iyi gryormu gelecei.

Yazarn evi, mahallenin ana caddeye yakn yerinde, Kamer
Hatun Camii'nin karsna dyordu. ok byk bir yatak odas
vard. Eski psk eyalarla denmiti. Eskicilerden ucuza kapatlm
eyalard bunlar. arap rengi, sim ili bir yorgan yz, btn
oday tmaya yetiyordu. Duvarlar pul pul yordu yansmasndan.
Aa kabuu rengi eski bir konsolun zerinde iki karpuz
lamba eski zamanlarn btn grkemiyle yor, gemii aydnlatyordu.
Duvarlardaki klahl apliklerin duvara vuran kat
yan rengindeydi. Yank karemela duygusu veriyordu duvarlara.
Odann, kemer kesimli, ierlekli iki byk penceresi, n sradaki
ana caddeye bakan apartmanlarn arka avlusuna bakyordu.
O iki byk pencereye --paraszlktan-- Topaac'nda oturan ve
ok gzel bir kadn olan bir hanm arkadandan ald, eski, naylon
banyo perdeleri asmt. Bunu birka kez srarla tekrar etmiti.
Kendine acmaktan ok, belli ki unutulmasn, iyice akllarda
kalsn, diye yapyordu bunu. Ayrntlara tapyordu bu yazar. Beyaz
zerine mavi puanlar vard banyo perdelerinin. Uzaktan naylon
olduklar hi anlalmyordu. Bu da yazarn hem houna gidiyor,
hem de kzyordu. Herkes keten perde sanyor, diyordu. mgenin
yanl anlalmas ite. Sanatta hep bamza gelen ey! Aliye,
byle kark szleri anlamasa da, yazarn btn bunlar aslnda
kendi kendine sylediini seziyor, orada bulunuunun hi olmazsa
bu ie yaradn dnerek, ban sallamak zorunluluu
duyuyordu. Ne de olsa falna bakacakt. lgisiz grnerek onu
kzdrmak istemiyordu. Kendi kendine konuanlarn en ok kzdklar
eyin, bakalarnn kaytszl olduunu renmiti.

Yazar, kalkp kahve yapt; kahvenin kokusu Aliye'nin btn
gemiini kamatrp odaya tad. Kahve falna bakyordu yazar.
Gen, yakkl bir adamd, hlyal gzleri vard. Yazardan ok,
eski zaman artistlerine benziyordu. Baklar ok uzaklarda kalmt.
Hayatn bir daha yerine koyamayaca bir eyi yitirmiti
sanki; imdi kelimelerle onarmaya alt ok eskiden kalm
bir krgnlk vard baklarnda. Yazdklarn kimse okumuyordu.
Kitaplarn bastramyordu. Hakknn yendiini dnyor, ama
gene de yazmaktan ylmyordu. Ve en nemlisi ok paraszd. Yatak
odasna banyo perdeleri takmt, yalnzca Topaac'nn deil,
stanbul'un da en gzel kadn olan arkadann verdii eski naylon
perdeler... kendi tekrar tekrar sylemiti... iri mavi puantiye...
Yalnzca yazarlk yapmak iin, dzenli olarak bir ite almak
istemiyor, bir ite almad iin de para kazanamyor, sonuta,
paraszlktan mahallelinin falna bakyordu. Yazarla ok benziyor,
diyordu, hi zorluk ekmiyorum.

Aliye'nin btn gemiini bildi.

Aa, nereden bildin, nereden bildin! dedi, Aliye. Valla her bir
dediin kyor!

Yazar, Aliye'yi sevmiti, hem falna uzun uzun bakyordu,
hem de, Bana kt bir ey gelsin istemem, diyordu. Saf kzsn.
Masumsun. Kzlarn masum kalmas ok zordur. Hepsi be yana
kalmadan kadn olurlar. Entrika renmek zorundadrlar. Fitne
fesat renmek zorundadrlar. Kadnlk, hayalleri temiz kalm
kzlarn, ilerinin kirlenmesi demektir. Aliye, Yazar'n uzun
ve karmak cmleleri karsnda zorlanyorsa da belli etmemeye
alyordu.

aryorsun, dedi Yazar. Aliye heyecanla ban sallad.

Kalk, perdeleri a, avluya bak, dedi Aliye'ye. Aliye, avluyu o
zaman grd. Ne gryorsun? diye sordu Yazar. Kar apartmann
giri katnda bir Rum aile, badanas oktan dklm, duvarlar
kirli bir oturma odasnda, muamba rtl bir masann bana
toplanmlar, plak bir ampuln altnda neredeyse kmldamadan
oturuyorlar; kirli sar, donuk bir resim; yal bir kadn, yal
bir adam, onlardan daha gen grnl iki tane yal daha... yoksul
deildiler belki, ama grnlerinde derin bir yoksulluk vard.
Paralarn hibir ey iin harcamamlard. O odadaki kimse
mutlu olmamt. Dinibtndler belli. Tam karlarna den duvardaki
nie gml sa ile Meryem'in nnde mum yanyordu.
Muamba rtyle kapl masada, geni bir tabak, iinde iki yeil
elma ve bir cam bardak iindeki bulank suda takma diler grnyordu.
Oturma odalarnn camlar pusluydu. Daha dorusu kirliydi.
Yllarn kiri. Benek benek pas tutmutu camlar. Sabahlar
ok erken kalkyor, en yallar ve en kamburlar, avluya kp
ieri odun tayordu.

ok erken kalktm baz sabahlar onlar seyrederim. O plak
ampul, yaz-k, gece-gndz hep yanar, hi sndrmezler.
Korkuyorlar, bir eyden korkuyorlar. O plak ampul onlar korur
sanyorlar. Ya da korktuklarn plak gzle grmek istiyorlar.
Grdn m onlar? dedi Yazar.

Evet, dedi Aliye. Grdm.

te falnda onlar kt, onlarn yannda almaya balayacaksn.
Faln uzaa gitmedi. Grnlerine aldrma, aslnda zengin
insanlar onlar. Gvensizler yalnzca. Bak odunla snyorlar.
Avlu onlarn. Odunla ykl. Sonra bir bir sayd: Baca kopmu
iskemleler, ii sklm ahap ereveler, hasr erimi sandalyeler,
yrtk naylon leenler, krk aynalar, kopuk pervazlar, dibi delinmi
inko kaplar, krk kpler, vazolar, akm kilimler, paras
kopmu biblolar, tek gzl kaptan drbnleri, yrtk yelpazeler,
bir sr vr zvr, hibir eyi atmyorlar, avluya yyorlar. st
ste istif edilmi onca odun, onlarn o byk ini sobalar iin, kn
sobann grlts buradan bile duyulur; ok rler, btn k
rler, avluda serelere ekmek ufalar, bir kucak odun alr, yeniden
ieri kaarlar. Onlarn pastaneleri var, Aynal Pastane. Hi
duydun mu bu ad? Aliye, bilmiyorum anlamnda ban iki yana
sallad. Kasiyer aryorlar. Kimseye gvenmiyorlar. Sana gvenecekler.
Yarn onlara gideceksin, seni ie alacaklar. Sen gvenilir
bir insansn. Aliye ok sevindi. Peki evlenecek miyim, diye aceleyle
sordu Aliye. Her fal ancak bir iyi haber kaldrr, dedi Yazar.
Peki, dedi Aliye. Borcum ne kadar? Borcun yok, dedi Yazar. lk
maandan bana bir top kat alrsn, ben de ona bir hikaye yazarm,
hatta belki senin hikayeni yazarm. Aliye utanga glmsedi:
Beni kim okur ki, dedi. yle deme, dedi Yazar. Hi belli olmaz.
Neleri okuyorlar!

Aynal Pastane'nin aynasna dikkat et, dedi Yazar. En gvenilmez
hikayeler, aynalara fazla bakanlarn bandan geer. Ama
hesabn kuvvetli senin, rakamlarla aran iyi. Hayallerin seni fazla
kkrttnda, hemen toplama-karma yap, iyi gelir, dnyaya dnersin.

Aliye, perdeyi kapatrken, ilk maamla bir top kat almasam
da, perde alsam size, olmaz m, dedi. Perdeye yazamam ki,
dedi yazar. Hem onlar, bir arkadamn eski banyo perdesi, sylemi
miydim? zerindeki mavi puantiyeler dikkatini ekti, deil
mi? Gnn birinde yazdklarmdan bir perde ekeceim hayatma.
Herkes kat stne yazlanlar benim hayatm sanacak, ben
de hayatm saklam olacam bylelikle. Saklanmann en iyi
yolu fazla grnmektir, biliyor musun? Herkes seni grdn
sanr, sen de rahat edersin. Kasada oturan kz gibi! Herkes kasadaki
kz grr, ama kimse tanmaz.

Biliyor musunuz, sylediklerinizden bir ey anlamyorum,
dedi Aliye, aslnda anlamak istiyorum, ama kark konuuyorsunuz.

Bu da benim kendi falm, dedi Yazar. Kendime yazdm falm.
Byle kyor, ne yapaym?

Yanl anlamayn, dedi Aliye, Karklar, ama iimi durultuyorlar,
k vurmu su gibi, houma gidiyorlar yani...

O zaman anlamay bo ver, dedi Yazar. Bu sylediklerin anlamaktan
ok daha iyi.

Hadi imdi fincann iine su dk, dedi Yazar, yoksa faln kmaz.
Aliye, dediini yapt, kurumaya yz tutmu telve, suda gl
yapraklar gibi zld.

Bak faln tat, dedi Yazar. Kucana kaderin akyor.

Yazarn dedii gibi oldu. Aliye'yi ie aldlar.

Aliye, bir sre sonra onlara bir yazar-falc tanyp tanmadklarn
sordu. Hi duymamlard bile. Gvensiz bir yzle dudak bktler.

Yazar'n evine bir kez daha gitti. Bir top beyaz kat gtrd
ona. Sayenizde iim oldu, dedi. Ne gzel, belki benim de bir hikayem
olur, dedi Yazar. Bir yardmm dokunacak olursa, ekinmeyin
arn beni, dedi Aliye. Evim, sokak aada. Bulak, amar
falan ilerine de yardm ederim, yani isterseniz... Kahve itiler
birlikte. Ama yazar bu kez fal bakmad. Dalgn gzleri uzaklara
ekilmiti. Aliye'nin getirdii bir top kad alp arkada bir
odaya gtrd; kap aralndan ierinin tavana kadar tepeleme
top top katla dolu olduunu gren Aliye ok korktu. Ve grdklerini
hi kimseye sylemedi. Hem falc, hem yazar olan birinin,
tekinsiz olmas ok normaldi.

Faln beklemeye balad.

...

Kederli bir oturuu var kasann banda. Byk bir garda kaybolmu
da, oturduu tahta srada bulunmay bekler gibi... rkmeyi
bile unutmu, sahiplerini bekleyen dalgn bir kz ocuu gibi...

Bir zamandr gzlerinin snm, baklar matlam,
hrkasnn gevemi ilikleri dme tutmamaya balam, omuzlar
kkn, ylece oturuyor kasann banda; yznden sevincin
glgesi tamamen silinmek zere... Bazen, patronlardan biri gelip
ne sert, ne yumuak olmayan bir sesle, "Kambur oturma," diyorlar.
"Kambur oturma," demek, ayn zamanda, "gler yzl, canl
ol; mterilere glck dat" demek. Btn bunlar, kendi bezginliklerinden
hi umulmayacak bir eviklik ve gle sylyorlar.
Mutluluun ya da honutluun deil, kanksamln getirdii
bir g bu. Artk hibir eyi sorgulamamann, hibir yenilik
ummamann kazanlm bilgisiyle, her seferinde ayn davranlar,
kendiliinden ve abasz olarak yineleyebilmenin gcne sahipler.
Bu yzden ayakta ve hayatta kalabildiler ka yangndan,
ka talandan gemi Beyolu'nun u zorlu, kanl ve kirli tarihinde.
Aliye, uyarlar zerine hemen gvdesini dikletirip sahte bir
canllk ediniyor, bu da onu birka saat daha idare ediyor.

Baz akamlar, iten ktnda, btn gn oturmaktan gvdesine
yerleen geveklii zerinden atabilmek iin, daha ok yorulmak
pahasna da olsa, eve kadar yryor. Hele havada tmeyen,
ama rperten bir serinlik varsa, bu, daha da iyi geliyor ona;
yeniden diriliyor.

Patronlarn her uyarsnda ne kadar toparlansa da, gene de
srtna sz geiremiyor; birka saat sonra yeniden kyor omuzlar,
kamburlayor. inde eitli pastalarn, tatllarn bulunduu,
n yzeyi bombeli cam vitrine dalm, belirsiz hayaller kuruyor
gene. Iklar iinde yzen cam vitrine daldka, filmlerden bildii,
l l, neeli, mutlu bulvarlaryla uzak ecnebi dnya ehirlerinin
canl, hareketli kalabalklar arasnda kaybolduunu dlyor.
Kim bilir, hangi uzak lkenin kl bir akamstnde, banda
geni kenarl, zarif bir apka, zerinde k bir kyafet, eli kolu
fiyonk ambalajl paketlerle doluyken, durup bir pastane vitrininden
ieri bakyor ve birdenbire ii zengin pasta eitleriyle dolu
bu cam vitrini gryor, itah ac bu grnt ieri davet ediyor
onu. Her seferinde ieri girecek gibi olduunda, silkiniyor hayallerinden.
Belki de ieride kendini bulmaktan, kasadaki kzla yer
deitirmekten korkuyor. Kasadaki kzsa, yeniden dalyor n yzeyi
bombeli cam vitrinin grntsne: Kremal pastalar, tepesi
karl yksek dalara benzetiyor; zerlerinde koyu erbetler gezdirildii
iin, verniklenmiesine parlayan, rengarenk meyvelerle
bezenmi kk pastacklar, uzaklardan atlm sevin dolu kartpostallar
gibi, dier pastalarn arasna kark dizilmi kk eklerleri,
Bykada aklarnda, siste bala km esmer kayklara
benzetiyor. Yank ekerlerin ltsyla parlayan gne rengi meyveli
tatllar, egzotik lkelerde scak bir yaz leden sonrasn,
kzgn kumsalda neeli lklarla kouturaca gnleri hayal ettiriyor.
Kremas pembe kpklerle kat kat dklen, grnleri,
dn yemei sonrasn dndren frambuazl pastalardan sonra,
ssl katlar iine oturtulmu yeil incirlerin, portakal kabuklarnn
armlar, yerini, yeni uyanm baharn kr grntlerine
brakyor; gnlerin yoksulluunu unutturan ak romanlarnn
hlyal sayfalar arasnda kaybolduu o esiz kr grntlerine...

Oysa burada olduunu biliyor. Burada yalanmaktan, zamanla
burann bir paras olarak, derisi yrtlm koltuklara, cilas umu
sandalyelere, yol yol akm duvar katlarna, artk hibir eyin
aartamad beyaz koyulam ay fincanlarna, beklemekten
mukavvas kabarm pasta kutularna karp kaybolmaktan
korkuyor.

Akamstnn bu saatinde, dumanl bir k iinde yzen
dalgn bir gemi gibi pastane. Havann kararmas ile sokak lambalarnn
henz yaklmad o ksa zaman parasnn kaytsz karanlnda,
biraz kulak kabartsa, pastanenin caml vitrinine arpp
dalan kpkl dalgalaryla ak deniz arklarn duyacak sanki;
az sonra l l kara grnecek ve yumuak, huzurlu iklimi,
canl yaantsyla onu bekleyen hareketli bir liman ehrine, yepyeni
bir diyara ayak basacak. Gemiden inip karann ilerine doru
uzun bir yolculua kacak. Yeni, yepyeni bir hayata... Yukarlara
trmanan hafif eimli yollardan sk aal tepelere doru karken,
ruhuna iyi gelen, hayallerini dorulayan hafif bir esinti
ban dndrecek... Ama, gemi devam ediyor. Henz kara uzakta.
Pastanenin bir duvarn boydan boya kaplayan sisli aynann
iinde, birdenbire zerinde yzlerce mum ampul yanan dev bir
avize beliriveriyor. Byk bir geminin gsterili yemek salonunun
tavannda asl duran angrtl bu dev avize, azgn dalgalara
tutulmu gemiyle birlikte bir saa, bir sola sallanp duruyor.

Dumanl bir k iinde hafif hafif yalpalayarak yzen pastane,
hznl bir dalgnlkla siste yol alrken, anszn sokak lambalar
yanyor. Avize snyor. Deniz susuyor. Kasann tuuna dokunmasyla
birlikte, bir "nn" sesiyle alan ekmeceden para
st dyor. lkin boalan aynaya, ardndan krlan trnana fkeyle
bakyor. Byle zamanlarda dnya her zamankinden daha
i grnyor gzne. Krlan her trnak paras, hayatndan bir
parann daha eksildiini sylyor ona. Aynadaki angrtl avizenin
yerini alan sokaktaki havagaz lambalarnn lgn , burada,
bu ehirde, bu pastanede, bu hayatta leceini; hibir eyin
gelecee yetmediini, yetmeyeceini umutsuzca sylyor.

e girdii ilk gnlerin cokusunu, bezginlik alm oktan.
Pastanenin her kesini ezberlemi artk. lk bakta fark edilmeyen
en ufak ayrntlara, gzden kaan lekelere, zamann ve zensizliin
kemirdii, andrd, erittii btn ky bucak izlerine
varasya her yeri, her keyi biliyor. Hangi koltuun derisinin
azck yrtlm olduunu, hangi masann bacann hafif dingildediini,
hangi duvarda ka tane izik bulunduunu; rengi akm,
yol yol kabarm duvar katlarn, kenarlar gevremi ereveleri,
aras alm, ahab tarazlanm lambrileri, her eyi ayn anda
ve hep birden grebiliyor artk. Dnya ekimi krema ve vanilya
kokuyor. Buras, ne zamandr, onun iin tlsmn yitirmi, heyecann
tketmi bir yer. Erken geldii kimi sabahlar, henz hi
kimse yokken, ya da iten ge kt baz akamlar, btn mteriler
gitmiken, hznl bir yalnzlk kyor pastaneye. Her kesini
bildii, btn gn kasasnda oturduu bir yer gibi deil de,
bambaka bir yer gibi gzkyor gzne. Neredeyse fiziksel bir
ac veriyor bu ona. Btn gn iilen sigaralarn kaln duman havada
asl kalm sanki. Btn gn oray dolduran insanlar, bir daha
geri dnmeyecek, dnp de, orada unuttuklar sigaralarnn,
akmaklarnn, yarm braktklar ay fincanlarnn yannda, yarm
braktklar hikayelerini tamamlamayacaklarm gibi. Btn
gn pastanede uuldayan fsltlar, konumalar; glmeler artk
kimselerin ulaamayaca bir yerlere kam gibi. apkalardan,
mantolardan, paltolardan, emsiyelerden boalm portmantoyu;
bo sandalyeleri, koltuklar, masalar, yabanc bir gzle gryor.
Kalabalk insan topluluklar iin dzenlenmi pastane, lokanta,
sinema gibi geni mekanlarn, insansz hallerinin yaratt boluk,
yalnz kendinin deil, dnyann yalnzlna da dein kkl
duygular uyandryor iinde. Pastanenin sszlyla birlikte btn
dnya boalm oluyor sanki. Sahipsiz kalm, ksz grnl
btn bu solgun eya, byk yalnzl daha da vurguluyor.

Kim tarafndan, nerenin, niye, niin terk edildiini bilmedii,
ama derin, usuz bucaksz bir braklmlk, sonsuz bir kimsesizlikle
iinin szlad anlar bunlar. Dnya, sanki var olmak iin deil,
kaybolmak iin bulunduumuz bir yer.

Kendine ne olduunu hi anlamad, iindeki alkantlarla
ba edemedii, ad koyamad bu eit kark duygular yenmek
iin, izinli olduu kimi gnler, tuhaf ama, baka pastanelere oturmaya
gidiyor; bylelikle, boalm, sszlam dnyay yeniden
kalabalklarla doldurarak, hayata olan inancn tazelemeye alyor.
Her zaman bir yabanc gibi yrd, hep bir yanl yapmaktan,
bakalarnn gznde kk dmekten ya da gln olmaktan
korktuu stiklal Caddesi'nde tek bana yrrken, Emek
Han'n altndaki, ad "profiterol" tatlsyla zdeleen Luka Zigoridis'in
"nci Pastanesi"ne giriyor rnein. Hala stanbul'un en iyi
profiteroln yapan bu pastanede, dipte, her yeri gren kedeki
kk, yuvarlak masay seiyor, arkalksz bir iskemleye oturup,
bir yandan etrafa gzatp, te yandan kk lokmalarla tatlsn
yerken, btn pastaneler arasnda bir tr akrabalk olduunu dnmeye;
bu kalabalkta kendi varln zel olarak hissedebilecei,
kendini yalnzlndan kurtaracak bir ortaklk duygusu bulmaya
ya da yaratmaya alyor. Olmuyor. Ne yese, azndaki pas
tad gitmiyor.

Beyolu'na kmann, Beyolu'nda almaya balamann bir
hayat kurtardna inanlan aa, yoksul mahallelerin birinde byd
o. Beyolu demenin, uzak klar demek olduu mahallelerden
geldi. Eskiden, ne zaman Beyolu'na, Taksim'e ksa, hep bu
kl dkkanlarn, gsterili maazalarn birinde alaca mutlu
gnleri hayal eder, o gnlerden kendine aydnlk bir gelecek kurard.
Yalnzca bir geim kaps deil, ayn zamanda bural olmann,
burann yerlisi olmann bir yoluydu bu onun iin. Kendine en
uygun iin, tezgahtarlk olduunu dnr; btn gn, eitli ve
gzel eyalar arasnda bulunmann, onlara dokunmann, onlar
dzenlemenin, birbirinden ilgin insanlarla tanmann onu hi
skmayacana inanrd. Bir tek bu pastanede almak bile, her
dkkann, her maazann bir sre sonra btn tlsmn yitirerek,
benzer bir yalnzlk duygusu uyandracan anlamasna yetmiti.
Hepsi, bir sre sonra, bir eit hapishane olsa gerekti. O ssl maazalarn
vitrin camlarnn iki yakas arasnda, iki ayr dnya olduunu
renmiti artk. Bu da onu, gelecee ynelik olarak iyice
umutsuz klm, balangtaki btn o iten, scakkanl, canayakn
halleri tamamen uup gitmediyse de, baz anlarda kulland,
etkisi hesaplanm temkinli davranlara dnmt.

Kendine aka ifade edememekle birlikte, almann karlnda
verdii eyin, yalnzca emek ve zaman olmadn, aslnda
almaya karlk, insann btn hayatn verdiini dnyor
Aliye. Bunu ok zalimce ve vahice buluyor. Kazandklar para
ayn olmasa da, patronlar da, oraya ayn zaman veriyorlar. Akam
olduunda, yorgunluklar birbirine ok benziyor.

Ayrca kazanc hibir eye yetmiyor Aliye'nin. Beyolu, batan
karc grnyle ihtiyalarn bsbtn kkrtyor, stelik
srekli yeni ihtiyalar yaratarak daha ok mutsuz olmasna neden
oluyor. Vitrinler, dman aynas.

Keke i bulmak midiyle deil de, koca bulmak midiyle fal
tutmu olsaydm, diye geiriyor iinden.

almann bir gelecek demek olmadna iyiden iyiye inanmaya
balad gnlerin birinde yeniden rastlad o beyaz takm
elbiseli, parlak krmz yelekli, kstekli saatli muhabbet tellalna.
Birdenbire adn hatrlad. Ad Mutik'ti. Hibir anlam yoktu.
Belki bir addan bozularak tretilmiti, belki yalnzca bir yaktrma...
Belli ki, adamn da iine gelmi; bu lakap, asl kimliini
saklamada kendine bir kolaylk salamt. Ne zamandr grmyordu
onu. Neredeyse unutmutu bile. O akamdan sonra, birka
kez daha pastaneye gelmi, ayn eyleri smarlam, Aliye'ye yakn
davranm, onunla konumaya alm, yz bulamaynca ekip
gitmi, bir daha da ortalarda grnmemiti. Onca zaman sonra,
bir anda arkasnda bitivermi, hem korkutmu, hem Aliye'nin
iine dt o zor durum dnlrse, sevindirmiti de...

Eli ekmek tutal, ailesi eskisi kadar sklamyordu onu. zinli
olduu gnlerin ounu, evde birka para ie yardm ettikten
sonra, hem kendinin, hem evin dar ilerini grmek zere sokakta
geiriyor, akam etmeden de geri dnmyordu.

zinli olduu o gnlerin birinde, Tnel'de Ermeni bir madamn
ilettii bir orap dkkanna gitmiti ilk; Tnel'in, Tepeba'nn,
Galata'nn oralarda, karanlk yzl eski binalarn arasnda,
kt serin sokaklarda amaszca dolamay seviyordu Aliye;
azck tombulca bacaklarn gergin gsteren siyah oraplar seviyordu;
oraplarn hep ayn maazadan alyor, kam oraplarn
da hep ayn yerde ektiriyordu. Hem siyah oraplarn ka, kendini
daha ok belli ediyordu. Her seferinde yeni oraba para m
dayanr? Bir yerin devaml mterisi olmann salad kk
olanaklar deerlendirmeyi erken yata renmiti. Bir eit yoksulluk
bilgisiydi bu. Balkpazar civarnda ucuza peynir alaca
yerleri bilmek de, Msr ars'ndaki aktarlarn beklemi baharatlar
ucuza elden kardklar zaman kollamak da, bu hayat bilgisine
dahildi. Aliye'nin, Beyolu'nun yal Hristiyan kadnlar
gibi hep siyah oraplar giymekteki srar, Ermeni Madam'n houna
gitmiti. Canayakn bulduu bu "tpt kz"n ilerini ucuza
yapyor, alverilerinde kolaylk gsteriyordu. Buna karlk Aliye,
onu birka kez pastaneye davet etmi, Madam da bir keresinde,
zenle giyinmi, sslenmi olarak ve yanna kendi yalarnda,
pek bakml bir bayan arkadan alarak, Aliye'nin davetine icabet
etmiti. Bu gibi durumlarda, pastalarn bir eidini messesenin
ikram sayan patronlar, indirimli fiyat uygular, hesab da haftalndan
keserlerdi. Bir sre sonra, Aliye'nin pek gelen gideninin
olmadn grnce, ondan hi almamaya baladlar.

orapdan ktktan sonra, daha ok gelinlik giymi mankenlerin
durduu vitrinlere hlyal gzlerle uzun uzun bakm,
birka korseci, eldivenci, apkac, antacnn nnde oyalanm,
sonra da kendini, Sainte-Marie Draperis Kilisesi'nin basamaklarnda
bulmutu. Orann serin loluu, kuytu dinginlii, mumlarn
dolgun alevi, iindeki tedirgin duygular yattryor, nedenini
bilmedii huzursuzluuna iyi geliyordu. Kilisenin tahta sralarna
oturmu, uzun uzun i geirmiti. Aliye, hakknda yanl eyler
dnlmesini istemedii iin, kiliseleri gezdiini herkesten saklar,
kimsenin bilmesini istemezdi. Sainte-Marie Draperis Kilisesi'nin
zemini, sokan zemininden epey aada olduu iin, basamaklarla
inilirdi oraya. Aliye'nin ok houna giderdi bu. Bir
mahzenin ta kapan kaldrr gibi, birdenbire yol ortasnda, gizemli
bir kapak aralanveriyor, bambaka bir diyara yolculuk
balyordu sanki. Bylelikle, kendinin olmayan byl bir mekana
ve hayata ar ar iniyor, bakalayordu.

Baz mekanlar, masallar vaat ederdi.

Kiliseden ktktan sonra, camlarna, yaldzl, ssl harflerle
ad yazlm parfmeri dkkanna uramt. Kuyruu uzatlm
marur harfler, dkkann adnn iine alnd, bitki, iek desenleriyle
bezeli gsterili ereveye bir sarmak gibi dolanyor,
maazann dar taan kokusunun sahibi olduklar sansn uyandrarak,
k vurduka parlayan yaldzlaryla yoldan geenleri
ieri aryorlard. Aliye, ilkin vitrinin nnde uzun uzun duralam,
ac mor, koyu krmz, parlak siyah, brokar ya da kadife zemin
rtleri zerine zenli bir danklkla yerletirilmi, birbirinden
gzalc ielere dalp gitmiti. Grmeyeli, yeni eitler
geldii anlalyordu. Bu maazay pek seviyordu Aliye. En gzel,
en koyu, en hafif, en ar, en uucu, en kalc, en yakc kokular
burada, Beyolu'nun bu eski triyatsnda satlyordu. Yalnz
stanbul'un deil, dnyann btn iekleri, bitkileri, otlar, ttsleri
burada kokuyordu sanki. Dou'nun buhuruyla, Bat'nn esans
burada buluup birbirlerine sarmalanarak yeniden dnyaya dalyorlard.
Ne zaman bu maazaya girse, gereinden uzun kalr,
orada bulunuunu uzatacak bahaneler yaratr, kendinden sonra
gelenlere srarla srasn vererek, orada geirecei zaman uzatmaya
bakard.

Beyolu'nun dkkan nlerinin kokusu, ou kez ierinin ne
dkkan olduunu sylerdi. rnein, Aynal Pastane'nin n, vanilya
kokard. Pastanenin kapsna taan vanilya kokusu, pastanede
alan herkesin zerine sinmiti neredeyse. Kendi de, patronlar
da, iiler de, iin iin vanilya kokarlard. almaya balad
ilk gnler, pastanenin zerine sinen bu kokusunu sevmiti teninde;
hafif tombul havasna pek yakyor, onu pembe bir tabebek
yapyordu sanki. Sevmeye, sevilmeye, koklanmaya, okanmaya,
kollarda uyutulmaya benzer duygular artryordu. Bir sre
sonra, tenine sinmi bu kokudan ii bulanmaya balad Aliye'nin,
bu yal, i kyc kokudan kurtulmak iin, akamlar eve dndnde
giysilerini balkonda havalandryor, ii azalm limonlarla,
kollarn, gerdann, boynunu, ensesini uzun uzun ovuyor, bu yapkan
vanilya kokusunu teninden almaya alyordu. Gzel kokular
her zaman sevmiti geri, ama parfmlere kyasya dknl
asl byle balad. Pahal kokulara gnl vermiti bir kez.
Pastaneye giren her kadn, neredeyse kokusundan tanr olmutu.
Dnemin btn moda kokularn bilir, hepsinin ielerini tanrd.
Duyduu kokuyla birlikte, o kokunun iesi gzlerinin nnde
kendiliinden canlanverirdi. Eczahanelerde doldurulan ucuz kolonyalardan
srnenleri kmser, onlara aksi davranma hakkn
kendinde grrd. Bu parfmeri dkkannn mdavimi olmas da,
o zamanlara rastlar. Oysa paras ancak ucuz, abucak havaya karan
uucu kokulara yetiyordu. stelik bunlar kadnlarda sk rastlanr
kokulard. lk olarak kendine, kesesine uygun, avuca sacak
kadar kk, sevimli, kaln camdan, yaprak desen kabartmal, ince
azl, kapa leylak rengi bir kk ie satn almt. Bylelikle,
zaman zaman ak satlan parfmlerden onu doldurtabiliyor,
byle kk alverilerle heves gidererek, iini yattrabiliyordu.
Daha sonra sahip olduu ikinci parfm iesiyse, pek kkt,
daha dorusu bir ie demek ne kadar doruydu, bu bile
phe gtrr! Sonuta, minyatr olarak bir kadn baca biiminde
yaplm, cam bir tpt bu. Baldr ksmna, zeri iekli
krmz bir fiyonga bant yaptrlm, bandn kenar, krem rengi
frfrl dantelalarla zenginletirilmiti. Fiyongann gbeindeyse
katmerli bir gl duruyordu. Ayak ksmna da, ojeli boyalarla, gsterili,
parlak krmz renkli, yksek keli, kenar kelebek fiyonglu
pek ssl bir ayakkab resmedilmiti. Belli ki, hoppa bir
kadnn, hatta bir varyete yldznn bacayd bu! Bir kralie tacyla
talandrlm olan ucundaki mantar ksm, ayn zamanda
kapak vazifesi gryor, bu mantara gml cam ubuk, bacan,
yani ienin iinde uzuyor, kokunun iinde dinlenmi oluyordu.
Pek krlgan, pek zarif, irin bir eydi. Patronlardan biri, gnn birinde
bu iecii antasndan karp kralie tac kapakl ince cam
ubuu, st dudayla burnu arasnda zenle gezdirerek, iindeki
pek keskin bir rayihay, uzun uzun soluyarak iine ekmi, bu arada
Aliye'de grmeye pek alk olmad, akn bir coku ve ocuka
bir sevin karsnda, kendini tutamayp kendince bir ycegnlllk
gstererek, bu minyatr ieyi ona armaan etmiti.
Krmamasn, kaybetmemesini sk skya tembih etmekle kalmam,
sonraki gnlerde de, belli ki, merak ettiinden deil, ya pimanlndan,
ya da bir iyilii sk sk hatrlatmann gereiyle, ikide
bir ieyi ne yaptn sorup durmutu. te bir de zaman zaman
bu minyatr ieyi doldurtuyordu Aliye. Hepsi bu kadar! Bunca
koku merakna kar, kokularla ilikisi yalnzca bu kadard. Dnyann
btn kokularn iki kk iecie sdryordu.

O gn de, antasnda kk yaprak desenli kabartma iesi
vard, ne zamandr ii boalm, bir trl eli varp da doldurtamamt,
imdi kendi iin artrd parann bir ksmyla, bu ieyi
doldurtabilirdi artk. Evin ya da kendisinin eksiklerinden bin bir
zahmetle artrd parayla, ara ara kendine byle dller verdii
olur, gnln enlendirirdi.

Bu dnceyle ieri girdi.

Birka kadn vard ieride. Paral olduklar, yalnzca stlerinden
balarndan anlalmasa bile, durularndan, rahatlklarndan,
konuurkenki seslerinin geniliinden anlalyordu. Kald ki,
stleri balar, gzden kaacak gibi deildi. Balarnda brolu
apkalar, stlerinde yakas luvr krk dpiyesler, ayaklarnda ipek
oraplar, alak keli pek kibar ayakkablar... Dkkann kalabalkl,
ona, etrafa uzun uzun bakp incelemesine gereken zaman
salad. Kimi zaman izin alarak, kimi zaman kaamak, kaln kesme
cam tezgahn zerine denemeye braklm birka ie kokuyu,
sa, sol bileklerinde, boynunun sol ve sa yanlarnda, kulakmemelerinde,
burun altnda teker teker denemesi iin gereken zaman
salad. Kadnlarn mklpesentlii, bir frsat kollayan
Aliye'ye yaram, ne zamandr dkkann nnde beklediine demiti.
Sonunda, hepsi birer ikier ie koku alp ktklarnda,
epey bunalm olan dkkan sahibinin yzne geni, aydnlk bir
glmseme yaylm, bu da, Aliye'nin oradaki fazladan varln
mazur grmesine yetmiti. Adam, kadnlarn tezgahn zerine
yaydklar ieleri toplayp ilkin kutularna, oradan da raflarna
yerletirirken, Aliye, antasndan kartt o yaprak desen kabartmal
kk ieyi, krlgan ve alakgnll bir edayla uzatarak,
dkkan sahibinden bunu "Paris Gecesi" ile doldurmasn rica
etti. Aliye'nin yz, aniden ve iddetle deierek dudaklar kalp
biiminde boyanm pandomima yldzlarnn ifadesine benzer
bir hal ald. Kilise meleklerinden, sessiz filmlerin kahreden gzellerine
varana dek birok ifade, yznn yelpazesine ayn anda
dalp yayld. Adam, Aliye'nin anszn deien yznn bu yumuak
ve ekingen glmseyii karsnda, neredeyse gizli bir
emri uygular gibi, fazla dnmeksizin yapt ii yarm brakarak
ardna dnd, "Paris Gecesi" aranmaya balad; tam bu srada,
Aliye'nin, inanlmaz bir hz ve el abukluuyla, az nceki kadnlarn
tezgah zerine yaydklar ielerden birini kapmasyla
antasna atmas bir oldu. O srada, az nce gnderildi yerden
geri dnen gen irisi tezgahtar, birdenbire maazaya girdi; olay
grm, hi ses karmayarak duruma erken mdahale etmek istememi,
Aliye'nin hesab demesini beklemiti. Aliye, biraz daha
oyalanm, hem patronun, hem tezgahtarn kendisini grmediklerinden
emin olduktan sonra, tam maazadan kacakken, o
gen irisi bodur tezgahtar, patronuna, kurnazln ve uyankln
kantlama olana sunan bu ahane frsat karmamann gayretiyle,
gsterili bir biimde atlp artistik hareketlerle Aliye'nin
kolunu smsk kavram, antasn zorla ap iinden ieyi bulup
kartmt. Her ey bir anda olup bitmiti. Aliye'nin dizlerinin
ba zlm, korkudan titremeye balam, baylacak gibi olmutu.
Azn am, konumak istiyordu ama, dilinden btn
szckler boalmt, bir tek szck bile diline gelmiyor, yalnzca
tarazlanm sesi titreyip duruyor, gzlerine yryen yalar geri
iirmeye alyordu. te tam bu srada, neredeyse bir film hilesi
gibi, anszn dkkann kapsnda belirmiti Mutik, ilkin Aliye'yi,
gen irisi tezgahtarn kaln penelerinden tek bir hareketle kurtarm,
ardndan, ortada ciddi bir yanl anlama olduuna, aslnda
hayli varlkl olan gen hanmn dalgnlna karlk, ona byk
ayp edildiine dair uzun ve adal cmlelerle dkkan sahibini
inandrm, sonra da o k beyaz ceketinin i cebinden kard
domuz derisinden yaplma, kaln, tok czdandaki mor banknotlar,
sihirbaz parma hareketlerle gstere gstere ekip kararak,
o ienin parasn dedii yetmiyormu gibi, Aliye'ye, iki ie koku
daha alm, kendine de bir tp "Necip Bey" briyantiniyle, erkekler
iin bir kutu pirin pudras ve bir ie yz kremi sardrmt.
leride kt bir hatra olacak bu fena hadiseden hakl olarak
fazlasyla mteessir olduu iin, aknln ve zntsn zerinden
kolay kolay atamayacan syledii Aliye'nin, bileklerini
kolonyalarla ovmu, iine "Nevrolcemal" damlatt gvercin beyaz
bir mendili, ona uzun uzun koklatm, bylelikle ferahlamasn
salamaya almt. Btn bunlar yaparken Mutik'in kendi
kendine ok elendiini gren Aliye'ye, bu gsterili oyuna katlmaktan
baka yapacak bir ey kalmyordu. Byk bir yanl anlamann
kurban olarak hakszla uram zengin bir ailenin, ili,
rkek ve marazi kz rolne kendini fazlasyla kaptrm, hkrp
duruyordu.

Dkkandan ktklarnda, dkkan sahibi de, gen irisi bodur
tezgahtar da, eine ancak vodvillerde rastlanr kabalkta bir yaclkla,
ellerini ovutura ovutura arka arkaya zrler dilemi, neredeyse
temenna edercesine yerlere kadar eilerek, dkkanlarna
gene eref vermelerini istirham etmilerdi. Bu gln sahneler
boyunca, arkalarnda, bir tek Beyolu'ndaki Gloria Sinemas'nn
sessiz filmler piyanistinin mzii eksikti sanki.

Bir suta tanmlard. Aralarnda bakalarnn bilmedii bir
srrn gl ba vard imdi. Mutik'in yannda kendini gvende
hissetmiti Aliye. Ka zamandr unuttuu bir duyguydu bu.

Mutik'in, Aliye'ye syleyebilecei eylere, Aliye'nin bir yan
ne zamandr hazrd zaten.

Onu buna hazrlayan, deneyimleri ya da dnceleri deil,
tersine iinin neredeyse kendiliinden boalarak kurumaya yz
tutmu olmasyd. Onun hayal krkl, yaanan eylerin sonularndan
deil, hi yaamamaktan olumutu. Olaylarn zaman iinde
deitirdii insanlarla, olayszln grnmez deiimlerle sinsice
deitirdii insanlar ayrt etmekte maharet sahibiydi Mutik.
Bu konuda amaz bir sezgisi vard. Aliye'nin taze kalm bir
beklemilii vard. Kan bayatlamadan umutlar yer deitirebilirdi.
Mutik, bunu ona salayabilirdi.

Btn gn banda oturduu kasa, sanki hzla akp giden zamann
da hesabn tutmu ve Aliye'nin yolunu, Mutik'e karmt.

...

Yrye yrye Tepeba'na inmiler, bir ak hava bahesinde
oturmular, imdi, puslu bir akamstnde demir grisi gzken
durgun Hali'e bakarak tuhaf bir sknt iinde aylarn iiyorlard.
Yllar iinde birbirini eskitmi, konuacaklarn tketmi bir
baba kza benziyorlard uzaktan. Hafif serinceydi hava; Aliye biraz
yordu ama, iyi geliyordu bu rperiler ona; kendini, srekli
iinde yaad o derin uyuukluktan biraz olsun ekip karan
bu rperiler, bedeninin farkna varmasna, varln hissetmesine
yaryordu. Souk, yaadn duyuruyordu ona. Hep yle olmutu.
Ne zaman se, kendini fark ederdi. ocukluu hi snmayan
evlerde gemiti. Ama ocukluk, her eye karn gelecekten
bir eyler ummaktr; birbirlerine bir arm zincirine bal
olarak, souk, ocukluunu; ocukluk, gelecek duygusunu diriltiyordu.
ocukluu ok gerilerde kalmt; imdi Hali'in donuk
bysne kaplm, sessizce aylarn iiyorlard, Aliye, az nceki
tatsz olayn utancyla, hala Mutik'in gzlerinin iine bakamyor,
sandalyesinde ireti oturuyordu.

Aliye'nin suskunluuna saygl bir sessizlikle katlan Mutik,
neden sonra uzanp hafife elini tuttu onun; amar sodasndan
kabarm ellerini gizli bir mahcubiyetle kucana indirdi Aliye.

Rahat olsana, dedi Mutik. Benden ekinmene gerek yok.
Biz bizeyiz burada. Kimse yok. Kimse bir ey grmedi. Hi kimse
bir ey bilmiyor. Alt taraf bir parfm iesi! Benim yanmdasn,
emniyettesin! Her bakmdan emniyette!

Ban hafife iki yana sallayarak, Yoo, bir eyim yok, rahatm,
dedi Aliye.

Oysa, az nce yaadklarn yeni idrak ediyor, eer Mutik
ortaya kp onu kurtarmam olsayd, olabilecek ihtimalleri dnp
iin iin dehete kaplyordu.

nan olsun hi mhim deil, dedi Mutik. Herkesin bana
gelebilir byle eyler. Bu dnyann sonu demek deildir. Hem biliyor
musun, aslnda hibir ey, dnyann sonu deildir.

Birdenbire ortaya kmanza pek ardm, dedi Aliye.

Hibir ey birdenbire ortaya kmaz, dedi Mutik. Ben bile!
Her ey, herkes kendi kendine birikir. Hem artk bana, "sen" diye
hitap et, ben de sana "sen" diyeyim, aramzda resmiyet olmasn.

Peki, dedi Aliye.

Hali, kendi kendine tten gm srl bir ayna gibiydi, eilip
baksa, imdiden akama karm yzn grecekti sanki; gm
boynuzlaryla hem uzakta, hem kucandayd Hali, sanki istese
iine debilirdi. Baka bir tarihin sularna kmak iin kaybolabilirdi.

Ne zamandr seni takip ediyordum, dedi Mutik. Bu zaman
zarfnda her yaptn grdm.

Aliye, yzne "Peki, ne grdn?" der gibi bakt.

Mesela, kasadan ka kere para aldn grdm, dedi.

Ama her hafta ba yerine koyuyordum aldm.

Bazen de koymuyordun, dedi Mutik.

Aliye ses karmad.

ok sklyorum orada, ok bunalyorum. Sadece ihtiyatan
deil yani.

Biliyorum, dedi Mutik.

Sen de her eyi biliyorsun, dedi Aliye.

im bu, dedi Mutik.

Peki, iin ne? diye sordu Aliye.

nsan tanmak, dedi Mutik. Bakma sen, hi de grnd
kadar kolay deildir.

Bir sre sessizlik oldu. kisinin de can konumak istemedi.
Ardndan Mutik, imdi istersen, gzel bir akam yemei yiyelim
seninle, biraz i konualm, dedi.

Aliye ard: Ne ii? diye sordu.

ite, dedi Mutik.

Aliye'nin abucak parlayan hevesi snd. Btn iler ayn,
dedi.

Bak, gensin gzelsin aynal kzm, dedi Mutik.

Birdenbire iinde kabaran kayna belirsiz bir skntnn yol
at, bastrmaya alt usul bir fkeyle, Ve evlenmek istiyorum,
diye szn kesti Aliye. Bunu da biliyor muydun? Kimse
benimle evlenmek istemiyor. Bunu da biliyor muydun? Tabii yukar
mahalledeki sobacnn iman ve a olu hari. Ha, bir de
kedeki kartonpiyercinin yannda alan, elimsiz, sska ocuk!
Beni kimseler istemezken, niye gen ve gzel diyorsun bana?
Hislerimle mi oynamak istiyorsun?

Gen ve gzelsin nk, dedi Mutik. Ama sen bilmiyorsun.
Gzellik baka gzlere retilir, sen "Ben gzelim," der gibi durursan
hayatta, herkes seni gzel grr, ama sen kendi gzelliini
tamaktan aciz durursan, herkes pheye der. Gzellik, eit
eittir. Kimi gzellikler grlr, kimileri gsterilir, kimileri saklanr,
kimileri kabul ettirilir. Her eyden nce sen, kendi gzelliinin
hangisi olduuna karar vermelisin.

Aliye'nin szlerinden etkilendiini gren Mutik, ayn yumuak
tonla ekledi:

Sz uzatmann gerei yok. Bence kt yola dmelisin.

Sanki bir yerlerde mzik ykseldi. Havaya gerilimli bir titreim
yayld. Aliye, aknlkla azn aacak gibi oldu ama, Mutik,
konumasna izin vermeden srdrd:

Kt yolda iyi para kazanrsn, gelecek kurarsn, kendi paran
sayarsn, bakalarnnkini deil; dnyaln yaptnda kene
ekilir, gnlne gre yaar, istersen gnlne gre bir koca bile
alabilirsin kendine.

Aliye, byle beklenmedik durumlar iin biriktirdii szler
iinden, "Ben byle bir hayat iin yetitirilmedim"i bulup kard.

Sen de kendi kendini yetitirirsin. Bak imdiki btn genler
parasz, dedi. Btn gen ve yakkl adamlar, parasz ve bedbahtlar;
btn irkin, iman ve kel adamlarsa zengin. Bunlardan
hangisiyle evleneceksin? Zengin ailelerin ocuklar, oullarna,
zengin kz bakyorlar, senin gibilerini deil.

Biri bana ak olamaz m? dedi.

Olur tabii, dedi Mutik. O kadar vaktin var m? Durup yllar
yl bekleyecek kadar vaktin? Hayat geiyor... Hem ak dediin
nedir senin iin?

Bir airin ylesine syledii bir laf: "Biri gelse beni olduum
gibi sevse!" Benim iin budur ak!

Gzel sz. Ama syleyen de biliyor, kimsenin kimseyi olduu
gibi sevemeyeceini. Binde bir ihtimaldir gelir seni bulur, ya
da bulmaz, ihtimal zerine hayat yaanmaz kupa kzm, bu kumardr;
hayatla kumar oynamak, zenginlerin iidir, fakirlerin deil;
fakirler, salamc olmak zorundadr. Szlerimi yanl anlama
sakn, sen gzel olmadndan deil, kader, uygun bir adam karna
karmadndan, evinde kurur gidersin; ya da gn gelir, bir
zamanlar yz evirdiklerine mecbur kalrsn; iin, ok beklemi
srahi sular gibi rr, deil bakasna, kendine bile hayrn dokunmaz!
Ben, sana binde bir ihtimalden deil, binde bin ihtimalden
sz ediyorum elmas kesimli kzm. O zaman btn erkekler
senin olacak, bakalarnn hikayelerini yaayabileceksin. Evlerinde
oturup koca bekleyerek minder rten kzlarn hikayelerini
de sen yaayacaksn; fildii kulelerde salarn tarayan ufuk gzl
prenseslerin de... Hem etini satmak, btn gn kasa banda kendini
ve iini rtmekten daha zor deildir inan. Her iin kendine
gre yorgunluklar vardr elbet. Et dediin abuk dinlendirilir.
Ruhu dinlendirmekse imkanszdr. Donarak lmek gibidir ruhun
rmesi, iin iin eksilirsin, yava yava uyuursun, hibir ey
hissetmemeye balarsn, sonra sen uykuya daldn sandnda,
lmsndr aslnda. lm olduunu bile bilmemektir bu. Bak,
u meydanlar, caddeler, sokaklar, lm ruhlaryla yryen insanlarla
dolu! u l halleriyle ne de aceleciler! Hayatta yetiecekleri
hibir ey kalmad halde, hep bir yerlere yetimeye alyorlar!
Ne hazin manzara! Beni dinle, zaman kaybediyorsun;
gen ve gzelsin. Bunun kymetini bil! Tabiatn sana verdiini
kaderin ellerine teslim etme! Bu lafm sakn unutma! Tabiat ile
kader arasnda kaybolup gitme!

Hayr, hayr, bana gre bir hayat deil; bunlar siz sylememi
olun, ben duymam olaym; en iyisi hi konumam olalm,
dedi Aliye. Unutalm, unutalm, belki baka yerde, baka ie girerim
hem, belli mi olur? Hayat bu...

abuk abuk konuup sustu Aliye. Yznde somurtuk bir
ifade asl kald. Laflarn gereinden hzl syleyerek, kendisine
ayrlan zaman kt kullanm bir piyes kahraman gibi erken
suspus olmutu.

Mutik hemen balamad sze. Sylediklerine inanmaz gzlerle
Aliye'nin yzne bakt bir sre. Onun kendisini tartmasna
zaman tand. Sonra, Bu sylediklerine sen de inanmyorsun, dedi.
Okumu bir kz olduundan deil, ama can skntsndan renmisin
hayata dair baz eyleri. Ham dnceler kuvvetli olsalar
bile, yeterince dayankl deillerdir perili kzm. Bilirim, can
skntsnn da kendine gre bir ilmi vardr, iyi kullanrsan retici
olabilir. Ama, eteinden drdn bu krntlarla ormanda
yolunu bulamazsn. Bundan byle, senin bir yol gstericiye ihtiyacn
var. Bak, ikine ila katmyorum, seni evlenmek vaadiyle
de kandrmyorum; sadece pazarlk ediyorum seninle. Kt yol
iin bir davetiye veriyorum sana. Ben, sana bir gelecek veriyorum.
Yepyeni bir hayat hikayesi.

Peki ne karl? diye sordu Aliye. Birdenbire klyutmaz bir
eda taknm, kann biri kendiliinden havaya kalkmt.

Komisyon karl, dedi Mutik. Ben de bu ii "Hilal-i Ahmer"
yararna yapmyorum herhalde... Sen de, ben de para kazanacaz.
Bir anlama bu. artlar ok sarih olan bir anlama. Hibir
zorlama ve cebir yok! Bir zaman sonra, yeni bir hayat hikayesine
hazr olduunda, kendin dilediin artlarla feshedersin bu
anlamay. Bak, benim elimde ok gzel kzlar var, dedi Mutik.
Piyasann en gzel kzlar. yle szde kzlar deil. Btn zengin
ve kibar mteriler, bu yzden beni arayp sorarlar; bunun iin
bana, zevkime, seimlerime gvenirler. Ben, onlar yanltmam.
Ben, bir kalite vadederim. Ben stanbul'un, Beyolu'nun, ili'nin,
Nianta'nn yatak odasnn kapsnda durup bilet kesen
adamm. Sadece stanbul da deil, btn Trkiye'de tanrlar beni.
Anadolu'dan stanbul'a gelip giden btn zengin ve zevk sahibi
adamlarda kartvizitim vardr. Btn o vakti az, paras bol adamlar,
buraya gelir gelmez beni ararlar. Fazla vakitleri yoktur. Btn
mesele, hayatn ok abuk getiini kavramakta yatar saat bakl
kzm. Hayat, yalnzca zaman kullanma bilgisidir, baka bir
ey deil!

Sonra cebinden bir deste perili fotoraf kard, onlar bir iskambil
destesi gibi karyordu. O kardka, fotoraflarn zerindeki
yzler de hzla deiiyor, fotoraflardaki her kz, birdenbire bir
bakas oluveriyordu. Pembe tozanl, gm simli, uucu ryalarn
Beyolu melekleri, karbeyaz kanatlaryla bir karttan dierine
masal hznda konup kalkarak her pozda baka bir hikayenin kapsn
aralyorlard. Bak bu kzlara, dedi. Her zevke hitap eden
birbirinden gzel, ok eitli kzlar var elimde, onlarn gittii yollar,
benim avucumun iine bir kader fal gibi izili, her biri ortak
bir kaderin hikayelerini kendi hayatlaryla zenginletiriyor, bunlarn
hepsi para kazanyor, hepsinin keyfi yerinde, hepsinin bankada
ahsi hesab var, mcevheri, altn, krk, st ba... En
mutena semtlerde oturuyorlar. En muteber mekanlarda grnyorlar.
Mal mlk almak iin sktlar m, avans veriyorum; hibirinin
ba, hibir ey iin armyor; ben, bir glge gibi devaml
arkalarndaym onlarn, balar derde girmesin diye, polise para
yediriyorum, hatrl mterilerim sayesinde bana da bir zarar gelmiyor;
herkes beni ve ne i yaptm biliyor elbet, kimse dokunamyor
bana, ben bir iadamym nk, anlyor musun? Bak, ne
diyorum sana: Mterilerim, yle it kopuk ksm deil, hatrl kiiler,
bir kadna bir gonca gibi davranacak, el stnde tutacak kiiler;
seni pamuklara yatracak kiiler; inan hepsinin en az senin
kadar kaybedecek eyi vardr hayatta, ad azlara dsn istemez
hibiri, hepsi cemiyet iinde iyi bir mevkiide bulunan, itibar sahibi,
gvenilir kiilerdir; hepsi aile sahibidir. Hepsinin oluu ocuu
vardr. Korkarlar. Bu cihetlerden iin rahat olsun! Onlarn
senden tek istedikleri, akamlar evlerine dndklerinde, yoksul
ve skc yatak odalarna katlanabilmek iin ihtiya duyduklar
kuvveti kazandrmandr, bu da senin gibi gzel bir kz iin ok
ey deildir. Birazck saf elence, birazck zararsz oyun ve hile,
kaamak yapmann sulu keyfi, ihtiyarlk gnleri iin dayankl
birka hatra ve gnahn o kar konulmaz lezzeti...

Ya bir gren duyan olursa? Ya ailemden biri reniverirse?
Bakn bu taze, kt yola dm! derlerse, iffetime dil uzatrlarsa,
ahlaksz derlerse bana?

Ahlak da parayla alnr, pireli kzm dedi Mutik. Parann satn
alamayaca hibir ey yoktur dnyada. Zamanla reneceksin
bunu da. Sadece, az para, ok para vardr ve baz durumlar
iin paran kmayabilir, hepsi bu!

Kt yol, dedikleri sahiden kt yol mudur?

Yol dediin nedir ki, geer gidersin rzgarl kzm. Yol deil,
yolculuktur nemli olan. Nasl yolculuk ettiindir, nerede durduun,
nerede mola verdiin, ne zaman yoluna devam ettiin, hangi
sapaklar kullandn, hangi dnemeleri aldn, ne zaman yavalayp
ne zaman hzlandndr. Kiminle yolculuk ettiin de
nemlidir elbet, yoluna kanlara ne yaptndr, kimleri yoldan
kardndr, yolunu kesenlere bitiin kaderdir. Bak, stanbul'un,
Beyolu'nun her yerine kapanlar konulmutur. nsanlar, fareler
gibi bu kapanlara yakalanrlar. Kapan dediysem, hain bir tuzak
sanma, herkes birbirinin aresizliinin kapandr. Birinin vcudu,
dierinin parasn tuzaa drr. Ya da tersi olur. Birinin
imkanlar, dierinin hayallerini. Herkes birbirinin aresizliini
kullanr aslnda. Kapana kstrdn sandnn kapanna kslm
olduunu anlarsn kimi zaman. nan, hayatn, ders vermeye bile
vakti yoktur! "Hayat dersi" dedikleri, i iten gemeden bunlarn
farkna varmaktr yalnzca. Hem unutma, bazen kt bir yol, insan,
iyi bir sona ulatrabilir.

Hem benim yolculukta bam dner, dedi Aliye.

abuk geer, alrsn, dedi Mutik. Bu ite ban deil, kuyruunu
dik tutmaya bak asl!

Hem, ben bakireyim, dedi Aliye.

Biliyorum, dedi Mutik.

Sen de her eyi biliyorsun, dedi Aliye.

Syledim ya, iim bu, dedi Mutik. Zaten bu yzden ilk mterimiz
belli bile.

Kim, kim? diye sordu Aliye.

Aliye'nin sevinle parlayan heyecan, Mutik'i bile artmt.

Sana talip olan mstakbel bir koca adayndan deil, bir mteriden
sz ediyorum hlyal kzm. Her erkekten ksmet uman bu
kabil toy heyecanlarn yenmeyi ren! Kim olduuna gelince:
Bir gazete patronu. Hatrl biri. Mehur ve rabtal. Kei sakall,
monokl gzlkl, ksa boylu, tknaz bir adam. Yznde ar, koyu,
tedirgin glgeler var, ama onlara aldrma sen; onlar, evresinde
yaayanlar karartacak bulutlardr, senin gibi gecelik ilikileri
deil. Bakirelere dkn. Benden yalnzca bakire ister. Her gtrdm
bakire iin dolgun bahi alrm. Ben, onun bakire avcsym.
Beni ou kez yoksul kenar mahallelere bunun iin gnderir.
Terzi yannda alan kzlarn ardna onun iin taklrm, i k
fabrika nlerinde onun iin beklerim. Clz ampullerin aydnlatt
rutubetli atlyelerin pencerelerini onun namna gzler dururum.
Baklar vitrin camlarndan telerde kalm tezgahtar kzlarn
hlyalarn onun iin takibe alrm. Benim, btn bu zorlu
mesailerimin karln en iyi, en cmert ekilde der. Bir de, ilk
gece hatras kanl araf koleksiyonu vardr. Her arafin stne
gnn tarihini yazdrp dolaplara kaldrtr. Dolap dediysem, yle
iki kapl, kapl gardrop deil, st ste dizili ince kesimli
ekmecelerin gml bulunduu duvarlar boyu dolap! Yerde kl rengi
bir taban hals. Tepeden aydnlatan souk, gri bir k. Morg gibi
ayn. Dn, yalnzca bu dolaplar koymak iin bir ev alm.
Her odas, btn duvarlar dolap olan bir ev. Anlayacan neresinden
baksan, eksantrik, ok zengin ve hatrl bir adam. Mebuslar,
bakanlar aznn iine bakar. O kadar gazete, mecmua kartr,
kolay m? Yazdraca birka satrla ka kiiyi bir kalemde
harcayabilir! Bir dn! Emrinde alan bir Rum doktor var Tnel
taraflarnda, ona gideceiz ilk; doktor, seni muayene edip bakire
olup olmadna bakacak, sonra onun verdii bakire raporunu
alp otele yle gideceiz; otel dediysem, szn gelii, sen saray
hayal et! Kendi gzleriyle yetinmez bir de doktor raporu ister,
gvendii, yeminlisi olan bir doktor, kandrlmaya kar ald bir
tedbirdir bu, dolaba kaldrmadan nce arafn stne ilitirecek
bu raporu da. Her ey kaytl kuyutlu olsun ister. Ne de olsa gazetecilik,
babadan gemi ona. lk gecelerden, kanl araflardan bir
kilitli tarih gmer o morg ekmecelerine. ok ey yaadm, ok
ey grdm. nsan, benim yama gelince, hibir eyi yarglamamay,
hibir eye armamay reniyor. Bu fantezinin yalnzca
bu adam iin bir ey ifade ettiini sanrdm, sonradan rendim
ki, meer bakirelii bozulan kzlardan bazlar, zaman zaman oraya
gidip, o lgn, souk n altnda durur, kendi araflarnn
kilitli olduu ekmecelerin banda dalgn ve kederli saatler geirerek,
gemii dnrlermi. Tuhaf ey dorusu! Adam da buna,
anlayla izin verirmi. Bunun hznl ve insani bir ey olduunu
sylyor. Birlikte ilenmi bir suun hatras, dedi bana bir seferinde.
Seksin kendisi bir sutur, dedi. Ben, sua kendi stilimi veriyorum.
Pahal ve lks bir su. Gryorsun ya, zenginler, her eit
suu, bir tren gibi yaayabilme lksne sahiptirler. Belki de bu
yzden, mazi dediimiz ey, yalnzca zenginlerin gemiidir. Fakirlerin
tarihi yoktur. Sadece zengin olmu fakirler, tarihten tarih
satn alabilirler. Senin de bir tarihin olmal. O araf bankasnda
bir ekmece sahibi olmak, az ey deil inan. Bu ilk tecrbe, seni
bir zaman refah iinde yaatacak kadar para brakr sana. O parayla
stne bana ekidzen verirsin. lerini haline yoluna koyarsn.
Adamdan ekinmen iin hibir sebep yok. Yalnzca bir
kere yatar, kzln bozar ve seni unutur. Bir daha asla yatmaz.
Bu, senin iin iyi bir balangtr; numaralar gstermen, iveler,
cilveler yapman, acemiliini saklaman gerekmez. Olduun gibi
grnecein, seni yormayacak bir iliki... Belki gnn birinde,
seni olduun gibi sevecek birini de bulursun; imdi bunu dnme!
Bu adamn seni beenip beenmemesi sz konusu deildir,
onun iin, bakire olman yeterlidir. Normal zamanlarda yzne
bakmayaca nice irkin, clz, iman, arpk urpuk kzla srf
bakire olduu iin yatp kalkm olduunu ben biliyorum. Bu,
onun balca tutkusu. Kzlk bozmann keyfini yaamann yan sra,
btn bakirelerin hayatndaki ilk erkek hatras olmak ister.
Bu, her kz iin iyi bir hatra olmayabilir ama, kuvvetli bir hatra
olduu kesindir. O da bunu ister zaten. Kuvvetli bir hatra olmay.
Yatt bakirelerden bir tekiyle bile olsun, sonradan ilikisini srdrd
grlmemitir. Bakireler, onun iin tek gecedir. lk ve
tek gece. Hepsi o kadar. Sence de tuhaf deil mi? Ama seks tuhaftr
zaten, seksin hibir aklamas yoktur. Seks de lm kadar bilinmezdir
aslnda. Fakat, insanlar nedense onun hakknda lm
hakknda bildiklerinden daha fazla ey bildiklerini zannederler.
Seks, bir gayya kuyusudur. Bunu hi unutma! Sekste hibir eyi
aklamaya kalkma, yalnzca kabul et. Kolaylk ekersin. Hayallerini
sekse emanet etmeye kalkma sakn, abucak krlrlar. Seks,
yle uzun boylu hayaller kaldrmaz, snrl bir eydir. Snrl fantezilerle
idare edilebilecek dar bir alandr. Azl apknlarn, donjuanlarn,
erkek delisi kadnlarn ya da azgn olanlarn ve de nenfomanlarn
ta derinden bildikleri temel bir gerektir bu. Alann
dar olduunu bildikleri iin, kadroyu geni tutarlar. ok e deitirerek
seksin mrn uzatmaya bakarlar. Seks, srrn orgazmda
saklar. Ksa mrl bir yceliktir o. Orgazm, bir iarettir: Sekse
dayanan her eyin sresinin bir orgazm kadar ksa sreli olduunu
sylemeye alr. Orgazm, sadece seksin deil, insan hayatnn
da gizli bir iaretidir. Yaamak zevkinin de, tpk orgazm gibi,
ne kadar ksa srdn hatrlatmaya alr insanoluna.

Mutik, Aliye'nin, sesini karmamakla birlikte, szlerini tartmaya
baladn fark etmiti. yle fundalklarn glgesinde dalgn
masallar dinlerken, bir yandan papatyadan talar, kolyeler yapan
kk bir kz ocuu gibi durmasna karn, gzlerinde tavan
krmzs akmlar yakalamt. Demek, birbirlerine benzeyen
yanlar vard; bu, iyiye iaretti. Her masalda kaybolanla, yol gsterenin
birbirine benzeyen yanlarnn olmas iyiydi. Bu, masal
hayat yapan eydi. Ya da tersi.

Aliye'nin dolgun bir diilikle kslm gzleri zerine yeniden
sze balad Mutik:

Bak, btn kadnlarn ortak bir yanlgs vardr. Hepsi de dier
kadnlardan farkl olduklarn zannederler. Kendilerinde olup
da dier kadnlarda olmayan bir eye sahip olduklarn dnrler.
Bu yzden de, baka kadnlarn yaadklarna pek kulak asmazlar,
bakalarnn tecrbelerinden bir ey renmezler; her biri,
her eyi, dierlerinin yaadklarna aldrmakszn, bir de kendileri
denemek, bir de kendileri snamak ister. Bunun sonucunda,
uradklar kanlmaz yenilgi karsnda, durumu enayilikleriyle
deil, talihsizlikleriyle aklamay tercih ederler. Sen yle yapma!
Sende olup da dier kadnlarda olmayan hibir ey yok erbetli
kzm! Bu zengin gazeteci, senin kzln bozdu diye, seninle
evlenecek deil, bunu aklna bile getirme sakn, bu adamn
metresi olabileceini de umma; metresleri, ok nceden bu yola
dm nl arkclar, film yldzlar, sosyete kadnlar falandr;
koluna takp ona buna gsteri yapabilecei cinsten kadnlar yani.
Orada baka bir sahann kaideleri geerlidir. Sabah uyandnda,
dolgun bir cretin dnda hibir ey mit etme! Anlald m?
Seni, bir bakasndan daha fazla beenmi, ya da senden daha
fazla memnun kalm olsa bile, bu, asla benimle anlat fiyatn
zerinde bir paray avucuna sktraca ihtimalini dourmaz.
Sakn, kendini byle snamaya kalkma. Haksz yere gven kaybna
urarsn. Kendine gvenini bu gibi yersiz durumlarda snamaya
kalkma. Kendin iin yanltc olur. zgvenini yitirmi kadnlarn
ou, kendilerine gvenlerini yanl durumlarda snamaya
kalktklar iin bozguna uram kadnlardr. Boylarnn lsn
aldktan sonra da, bir daha asla iflah olmazlar! Bu yzden
ortalk, bir kolu kopmu kadnla dolu. Diine gre av se, ava gre
di edinemezsin! ddial olmak iyi bir eydir ama, tehlikelidir
de... Erkeklerin iddialar pek uluorta, pek gz nndedir, bu yzden
ok abuk kazanr, pek abuk kaybederler; kadnlarn her
eyleri gibi, iddialar da sinsidir. Hatta, kimi zaman kendilerinden
bile saklamay becerirler. Kazanamayacan aikar olan hibir
eyde iddial olma! Yalnzca iddian kaybetmekle kalmazsn; daha
nemli bir eyi kaybedersin: Bakalarnn gzndeki kredini...
Bir tek iddia bile kaybetsen, insanlar, btn bir hayatnn yalan ve
gsteri olduunu dnmeye balarlar.

Aliye, birdenbire bu sz yamurunun altnda kaldn, bilinmedik
bir gelecee srklendiini hissetti. Peki, ben neyim ki?
diye sahici bir hayretle sordu.

Senin ne olduun deil, ne olacan nemli. Kendini bir yldz
gibi dn! Herkesin sana hayran olmasn salamalsn! Hayranlkta
iki kart vardr: Sadakat ve ihanet. kisi de sahibine eit
uzaklktadr. Hayran olanlar, hayranlklarn srdrmek iin, her
frsatta ikisinin de falna bakarlar. Her seferinde onlara, senin
hakknda yanlmam olduklarn kendilerine ispat etme ans ve
frsat tanmalsn! Kaybettiin iddialar grp sana ihanete karar
verirlerse, ite o zaman iin bitti demektir. lkin nefret, sonra da
daha acmasz, kaytszlkla cezalandrrlar seni. Bunun sonucunda,
seni ta bandan beri bir hi olduuna inandrrlar.

Her zaman bu kadar ok, bu kadar uzun, bu kadar kalabalk
konumam! Btn bu alk olmadn eyleri, sana byle tane tane,
ak ak sylememin nedeni de bu zaten. Ancak her eyi
aka konuursak, iyi birer ortak olabiliriz. Aklk isteyen bir i
yapyoruz. Aramzdaki her ey, bir bardak su kadar sade olmal.
Yoksa ne olacak? Herkes, herkesi kandrabilir. Kimse sonuna kadar
enayi deildir, gnn birinde uyanr. Bense, dnyann en eski
meslei etrafnda dnen bir i yapyorum, bizim iimiz vur ka ii
deil, gvenilir bir firma ahlakna ve srekliliine sahip olmak
durumundaym. Sadece ahlakmn deil, mesleimin de gereini
yapyorum anlayacan. Sen de mesleinin gereklerini yapacaksn.
Unutma, bir tek ahlak vardr: Meslek ahlak. Her eyi kaybedebilirsin
ama, onu asla! Sen benim iin de, kendin iin de bir sermayesin.
Seni en iyi, en verimli, en uzun mrl olacak biimde
kullanacaz. Herkes kymetini kendi bier, bakasndan beklemez.
Senin iin doru hikaye alacaz, senin iin doru grntleri
kiralayacaz, senin iin zaman doru ve tutumlu harcayacaz.
Senden srekli para getiren, zaman kazandran, gelecee alan
bir efsane yaratacaz. lene kadar bu ii yapamazsn; hayat
ne kadar ardan alrsan al, bir gzn saatte olmaldr. Kendini
bir Klkedisi gibi dn! Vaktinden nce dnmen gerekir kendine
setiin balang noktasna. lml bir varlk olan insann,
hayattan alaca en byk intikam, zaman en iyi biimde kullanmay
renmektir. nk, bu konuda hayat hep hile yapar. Mesleinin
btn inceliklerini renmelisin. Dnyann en eski, en kazanl,
en zor ticareti, zevk ticaretidir. Zevk dedikleri ey, ok
nankrdr nk. abuk deiir, abuk geer. Dnyay kazanrken,
btn bir hayat kaybedebilirsin. Kt fahielerin ou, erkeklere
yalnzca etlerini satarlar; halbuki et dedikleri, ok abuk
rr, sen erkeklere rya satmaya bak! Erkekler rya gremez
nk. Erkeklerin ou rya krdr. Rya, erkeklerin gznden
alnmtr, onlarn gzleri, sahip olmak, elde etmek, mlk edinmek,
fethetmek, rekabet, hrs, yar iinde oraklap kurumutur.
Evdeki kadn, erkein kaderidir, ryas deil; sen, o erkeklerin
ryas olmaya bak! Unutma: Yaattn rya kadar yaarsn!
Sen artk bir rya kahramansn. Kimseyi ryasndan uyandrmamaya
bak, yoksa yok olursun! Ben, sana devaml akl vereceim
elbette, ama koyma aklla adm yol ancak gidilir. Sen de iinin
btn inceliklerini en kk teferruatna kadar renmeye bakacaksn;
hatta, kendi iin konusunda beni bilgilendirmeye balayacak
kadar, kendi tariflerini getirecek, tecrbelerinin tahlilini yapacak,
yaadklarndan salam dersler karacak kadar iine vakf
olacaksn. Beni bile artmay dene. Amacn bu olmal. Beni bir
gn artmak! Ancak o zaman en iyi olursun!

Bir sredir aralksz konuan Mutik, derin bir soluk alp birdenbire
sustu.

Sanki rzgarda sayfalar uuan bir kitap birdenbire kapanm
oldu. Susmasyla birlikte, yznn btn ifadesi bir anda boald,
hatlar silindi, anlam utu, heykelsi bir kesinlik ve suskunluk
kazand. Neredeyse katlm, talamt.

Mutik'in konumasndan bir hayli etkilendii belli olan Aliye'nin
yzndeyse, snen direncinin son dumanlar, yklan duvarlarn
son birka tulas kalmt yalnzca.

Mutik'in ani sessizlii zerine, havada asl kalm boluun
tedirginliini duydu Aliye, bir eyler sylemek ihtiyac hissetti:
Gene de ok ekiniyorum, dedi. Tannmaktan, bilinmekten,
ailemin renmesinden, mahallelimin bilmesinden ekiniyorum.

Aliye'nin gemii kulaklarnda uulduyordu.

Korkma! Hibir eyden ekinme! Herkes sen ne kadarn istiyorsan
o kadarn bilecek. Ailen, zamanla onlara aktacan krekle
paradan sonra, artk hibir ey bilmek istemeyecektir. Hi
merak etme, hep byle olur bu! Hem sadece iinde yaadmz
bu zaman iinde gezmeyeceiz ki seninle, gemi zamanlara da
gideceiz, gemi zamanlarn adamlaryla da tantracam seni;
hem gemi zamanlarn adamlar, bu zamana gelemezler, onlar
orada kalr, iimiz bitince biz bu tarafa geeriz. Orada seni tanyacak
birinin kmas imkanszdr. En iyi av sahas, gemitir zaten.
Gemite lm yoktur. Eer gemite kalmay bir eit lm saymazsak
tabii.

Peki, gemie nasl geeceiz? diye sordu Aliye.

Benim iin, gemi ya da gelecek yoktur, dedi Mutik, Ben
zamanszm. Sesimde yz yllk bir Beyolu cini saklanyor.
Sana gelince, ok kolay. Aynal Pastane'nin duvarnda boydan
boya koskoca bir ayna var ya, ite onun iinden geeceksin yeni
hayatna. Zamanlar birbirine balayan en iyi yol, aynadr; btn
iyi ve salam yolculuklara aynann iinden geerek klr. Her
insann kendine yapt ilk yolculuk, ayna yoluyla olmutur. Her
gen kz ve kadn, kendini ayna yoluyla kefeder, ayna yoluyla
yeniden ekillendirir ya da deitirir. Herkes kendi yolculuunun
srrn kendi aynasna srlar. nsan, kendine tuttuu aynayla yolunu
bulur. Ayna, yzmzn uultusudur.

Peki nasl olacak bu, yani aynann iinden gemek? diye heyecandan
titreyen bir sesle sordu Aliye. Sanki, daha nceden seyrettiini
bildii birine, kendini tutamayp filmin sonunu soruyordu.

Senin kader aynan orada, altn yerde. Bir zamandr bir
su ban bekler gibi pastanedeki o yaldzl aynann ban bekliyorsun,
her gn o aynayla yzleiyorsun, can skntlarn ona dkyorsun,
o aynann iinden gryorsun dnyay, o aynann sana
gsterdikleriyle yeniden bakyorsun masalar, koltuklar, sandalyeler,
hikayeler dolusu insana. Sen farknda olmasan da, bunca zaman
iinde ayna retmitir sana reteceini. Kendini aynaya
brak sen! Aynann yollarna, zamanlarna, maceralarna gven!
Sen, yalnzca istekli ve kararl olarak ve yarlmaktan korkmayarak,
ona doru dosdoru yrmene bak, aynann grnmez duvar
bir anda iine alacaktr seni, ben de orada olacam o srada, sana
yol gstereceim, gerisi aynann iklimine kalm artk. Ondan
sonra artk hangi diyara karr bizi, bilinmez. Bence, iin en keyifli
yan da budur zaten. Setiin kaderin hikayelerini beklemek.

Sylenenlerden nefesi kesilmiti Aliye'nin, mesinin dinmesine
karn, varln dipdiri hissetmeye devam ediyordu. Gzlerindeki
hlyal tl hafife aralanm, baklarndaki dalgn pus
dinmiti. Gzbebekleri dolgunlam, dnya, baka tr bir berraklk
kazanmt onun iin. lk kez geldii ecnebi bir memleketin,
sokaklarna, binalarna, insanlarna taptaze, yepyeni gzlerle
bakar gibi bakmaya balad etrafna; eya, nceden tanmad bir
derinlie kavumutu sanki... Masadan kalkp, ay bahesini geride
brakp, yeniden stiklal Caddesi'ne ktlar; Aliye, Mutik'le
birlikte yrmekten hem tedirgindi, hem sulu bir zevk duyuyordu.
Kendini ilk kez, hem kendi, hem bir bakasym gibi hissediyordu.
Kendini bir tek kii sanrken birdenbire oalmt. Mutik,
dncelerini okumuasna aklad: Herkes, bir bakas olmak
ister aslnda, dedi. Bunu sakn unutma! Bu yzden kimse
kendisi kalamaz. Btn romanlar, hikayeler, piyesler, filmler bunun
iindir; insana bir bakas olma imkan sunmak iin.

Tnel'e doru yrmeye baladklarnda, olan biteni bir dzene
sokmas iin, eksik bir halkann tamamlanmas gerekiyormu
gibi, Yalnz, son bir ey soracam sana, dedi Aliye.

Sor, dedi Mutik.

Hem yazar, hem falc olan birini tanyor musun?

Mutik, bir an dnd, sonra ban iki yana sallayarak, Hayr,
dedi. Hi duymadm.

Aliye, Mutik'in yantndaki itenlie inand; yeniden yrmeye
devam ettiler. Aznavur Pasaj'n, Hacapulos Pasaj'n getiler.
Elhamra Sinemas'nn oralarda, gz vitrin de grd bir eye
takld Aliye'nin. Durup baktlar. Birdenbire vitrin camnn btn
yzeyini kaplayan koskocaman bir kedi yz, Aliye'ye glmsemeye
balad. Ardndan cam dalgaland, iine den ta dibe
ektikten sonra, halkalanm yzeyini durultan bir su gibi dindi,
dzleti. Ayn eyi grp grmediini anlamak iin, hzla dnp
Mutik'in yzne bakan Aliye, onun her eyden habersiz grnen
yznde, cevap yerine geebilecek olaand bir ey bulamad.
Yan banda durmu, sessizce vitrine bakyordu yalnz.

Dnya iinde grnmeyen bir dnyann ilk iaretlerini almaya
baladn dnd Aliye. Mutik haklyd, hibir ey birdenbire
olmuyor, kendi kendine birikiyordu demek. Bu yolculuk da,
ok nce balam olmalyd.

Yrye yrye Kalivrusi'nin, Karlman Pasaj'nn, Turkuvaz'n,
Markiz'in, Narmanl Han'n, Suriye Pasaj'ndaki Santral Sinemas'nn
nnden geip Drt Mevsim Lokantas'na geldiler.

Hem sanki yllar gemi, hem imdi akam olmutu.

Pahal ve gzel parfmlerin kaln bulutu, daha kapda, caml
sahanlkta karlyordu girenleri. Lokantann iindeki yumuak
k, her eyi soylu izgilerle glgelendiriyor; pahal porselen takmlar,
ay parlaklndaki gm atal bak takmlar, bembeyaz
kolal rtler, aslan ayakl masalar, yksek arkalkl oymal
sandalyeler, kabartma desenli duvar katlar, sar sar yan
pirin apliklerden kurulu bu soylu ve sessiz dnyann ortasnda,
alak sesle konuarak yemek yiyen bu kibar insanlar, kayna belirsiz
bir gven uyandryordu Aliye'de. Sanki burada hi kt bir
ey olamazd. Her ey gven altna alnmt. Tek sorun, buraya
layk olmakt yalnzca. Bunu baarmaya almalyd.

Aliye'nin nne uzatlan mnde, adn hi bilmedii bir sr
yemek ad, yabanc lke adlar gibi alt alta sralanmt. Bu adlar
hibir ey sylemiyordu ona. Gznn nne hibir ey getirmiyorlard.
Mutik, mnye yle bir gz attktan sonra, Aliye'nin
yzndeki, herkesten gizlemeye alt aknl seyretti. Ne
yemek istediini sordu. Aliye, Siz ne yerseniz, ben de ondan, diye
kestirme bir cevap verdi. Bylelikle, yemek listesindeki tanmad
yemek adlar arasnda kaybolmaktan kurtulmay umdu. Mutik,
gene de ona listedeki belli bal yemekleri tantt, listelerden
korkmamas gerektiini syledi; bunlarn hepsini bir gnde deil
ama, zaman iinde yava yava reneceini, cann skmamas
gerektiini ekledikten sonra, ikisi adna yemekleri seti.

Bu kez de, ana yeni drd bir tazenin gzn kamatrmaya
alan kart bir zampara ile yeni bir hayatn eiinden rpererek
adm atan bir kenar mahalle gzeli gibi grnyorlard uzaktan.

Mutik, Aliye'nin erefine bir ie Fransz ampanyas atrd.

Aliye, ilkin ampanyay, ardndan beyaz arab tatt.

Yemekler, tekerlekli arabalarda, gm parltl tepsiler iinde,
ll bir nezaketle glmseyen, tertemiz, bembeyaz giysili
garsonlar tarafndan zenle servis ediliyordu. Aliye, nne konan
ssl yemee bir sre yabanc gzlerle bakt, ne olduunu anlamaya
alt; gzucuyla izledii Mutik'in katl peetesini aarak
kucana yayn, ataln ban eline aln aynen taklit etti,
ardndan atalnn ucuyla yemeinden ilk lokmasn ald. Byl
bir tad vard yemein. Hem ilekli pasta, hem krema, hem hindi
kzartmas, hem portakal reeli, hem muz tadndayd. Ba dndren
rayihas, insan uzak diyarlara gtryordu.

Boalan arap kadehlerinden sonra, yanaklarn al basm,
gzleri szlmeye balamt, diline hafif bir pelteklik gelmiti ki,
Mutik buna sevindi. Erkeklerin, kadnlarda bu tr kk ve sevimli
kusrlara bayldn biliyordu. akas yaplabilecek cinsten
bu kabil kk kusurlar, erkeklerin himaye etme duygularn
glendiriyordu.

Son olarak, iinde alev alev bir eylerin yand, akml ltlarla
parlayan dev bir gm tepsi geldi masaya. Mutik, ceketinin
cebinden kard ipekli mendilini bir ty gibi alevlerin stne
brakt, szlerek inen ve alevlerin stn rten mendili, ayn
anda hzla geri ekerken, parlayan flan gzlerini ald Aliye'nin.

Gzel bir poz daha, dedi fotoraf.

Ne oldu? dedi Aliye. Neredeyiz?

Fotoraf ektiriyoruz, dedi Mutik. Stdyodayz.

Anlamaz gzlerle akn akn makineye bakt Aliye. Glmserken,
bir yandan srarla soruyordu: Neredeyiz? Ne oluyor?

"Foto Sreyya"dayz, dedi Mutik. lk fotoraflarn ektiriyoruz
senin; uzun yllar ceketimin i cebinde glmseyeceksin
sen de dier stanbul gzelleri gibi. imdiden tarih oluyorsun Aliye
Hanm. Bak, burada, yllar nce bu "Drt Mevsim Lokantas"nn
yerinde duran, "Foto Sreyya"dayz ite. Bu gzel buluma
iin, buradan daha uygun bir yer olamaz, diye dndm. Btn
zamanlar i ie gemitir Beyolu'nda. Hatralarn kamamasdr
bu. Hadi imdi, verdiin son bir pozda Beyolu iin glmse! Beyolu'nu
anarken, bir gn seni de anacak olan btn o fani insanlar
iin glmse! Zamann pek abuk getiini dnerek glmse!

Aliye glmsedi.

Zaman glmsedi.

Fla snd. Tepsinin zerine gm bir kapak kapatld.

evredeki masalar yava yava boalyor, ierisi tenhalayordu.
Tatllarn yerken Aliye, sarho olmaya baladn, uykusunun
geldiini, kendini birdenbire ok yorgun hissettiini, bu
yeni hayatnda ne olursa olsun, ne yaarsa yaasn, bir gn balad
yere geri dnerek, evlenmesi, bir yuva kurmas gerektiini
dnd. Bir yerlerde onu bekleyen bir erkek mutlaka olmalyd.
Dnya bu kadar ssz olamazd.

Drt Mevsim'den ktklarnda hava iyice serinlemiti. Gene
de Aliye yrmek, biraz almak, zerine sinen puslu havay rzgara
vermek istiyordu. Yolda, neredeyse hi konumadlar. Mutik,
onu ilk kez o gece, evine, kapsnn nne kadar brakt.

Ertesi gn iin el skp szletiler.

lk o gece kark, uzun, heyecan ve macera dolu, iyi mi kt
m olduuna karar veremedii bir rya grd Aliye.

Ryasnda, ryasnda kaybolmu bir kz ocuunun ryasn
gryor, uyanmak istediindeyse, o kayp kz ocuu bir trl
bulunamad iin, kilitli kald onun ryasndan bir trl dar
kamyordu.

Her uyannda, uyannn, aslnda srmekte olan ryann bir
paras olduunu anlayarak yeniden umutsuzlua kaplyordu.

Rya iinde rya iinde rya iinde ryalarn sabahnda uyandnda,
nasl uyandn hatrlamyordu.

Yznde kendinin olmayan bir mahmurluk vard.

...

Birlikte stanbul'u gezmeye baladlar. Yalnz stanbul'u deil,
sanki btn bir hayat geziyorlard. Yalnz imdiki zaman deil,
btn zamanlar geziyorlard. Mutik, Aliye'nin iyiden iyiye gvenini
kazanmaya balam; Aliye, kendini, onun yol gstericiliine
brakmt.

Yamurlu bir leden sonra, stiklal Caddesi'nde, Saray Sinemas'nn
locasndalar imdi. Salon yar yarya bo. lgn apliklerden
yaylan yorgun, sar bir k aydnlatyor ortal. Duvar
lekelerine benzeyen bu gnlsz, clz klarn yaratt, insana
yalnzlk duygusu veren, bu biraz hznl, biraz bezgin hava,
sanki az sonra balayacak olan filmle birlikte dalverecek ve
hayattan ok daha canl, ok daha hakiki grnen film, bu skntl
bekleyii unutturuverecekmi gibi... Az sonra sinema salonu tamamen
kararyor, makarann sayklamaya benzer ilk titrek grntleri,
yerini parlak, gz kamatrc bir a brakyor. Ad,
pek alk olmadklar uzunlukta tuhaf bir ecnebi film seyrediyorlar.
Filmin bir sahnesinde, ad Prenses Gradisca olan krmz balkl
bir kadn, jigolosunun tecavz ettii, filmin Antigone adl
esas kzna unlar sylyor:

"an arm masallar vardr. Kimi zaman da insanlar
yklenemeyecekleri ya da srdremeyecekleri masallar yaamaya
kalkrlar. Masallarn kadrosu sanld kadar kalabalk deildir.
Orada ancak birka kiiye yer vardr. rnein, beni dnn.
Ben, Prens'le evlenmek yerine, btn umutlar iinde rm bir
kzkurusu olarak orada, o kk tara kasabasnda bir jandarma
subayyla evlenip btn hayatm o bozkrda rtebilirdim. Ama
yle olmad. Olabilirdi de. Bu yalnzca bir ans iidir Antigone.
Bir rastlant, bir zamanlama... rnein sen de kendi masaln terk
ettin. nsanlarn imrendikleri bakaldran bir kadn kahraman olabilecekken,
bunlar tepip baka bir ey olmak istedin. Baka hayatlarn
masaln teneffs etmek, o iklimlerde yaamak kolay deildir.
Kk roller yabanclar iindir Antigone. Sen kendini kendi
masalndan srgn ettikten sonra, hibir masal yurt tutamazsn.
Hem Prenses olmak hibir ey demek deil. Bazen ben bile
dnrm, acaba o kk tara kasabasnda m kalsaydm? diye.
Bilmediim, belki hibir zaman bilemeyeceim bir ey bu. Ayrca
bilmediim, ve belki hibir zaman bilemeyeceim birok ey
var hayatm hakknda... rnein Superman'in beni sevip sevmediini
hibir zaman renemeyeceim. Parayla tutulmu birinin
konumunu yitirmek korkusundan tr deil bu. Yalan syleme
olaslndan, ya da suskunluundan da deil. nk bazen parayla
tutulmu biriyle de byk aklar yaanabilir. nsan sahiden
sevebilir. zel bir corafyann da kendine zg aklar, sevinleri,
kurallar vardr. Sylemeye altm ey, daha kkl, daha
temel bir ey. Bunlarn adn ben de her zaman veremiyorum. Zaman
zaman bir imek akm sre iinde bilincimi yalayp geiyorlar.
Masallar da sahiciliini yitirmeye balad, yapaylat, sahteleti.
Sanki onlar da ryorlar, iimiz gibi, gvdemiz gibi.
Sentetik masallar yayoruz artk. Btn oyunlarda naylon tad
var. Belki de ta eskiden beri byledi bu; ama biz farknda deildik.
Her neyse kafam sorularla dopdolu. Yalandka, olgunlatka,
yantlarm deil de, sorularm oalyor. Ne tuhaf! Nedense
btn bunlar bilmeni istedim. Bunlar seninle konumak istedim.
nk sen de artk bir kadnsn. Ve dlerinin bakentine
doru yol alyorsun. Oraya vardnda bir d gurbetisi olman
istemem. Tecavze uram bir kadn hi olmazsa bunu renmi
olmaldr. Herkesin ahlak serveti kadardr Antigone; tez elden
servet yapmaya bak."

Aliye'nin gzleri doluyor bu uzun szlerden.

Tam olarak anlamad, ama cann yakan, yreinde bir yere
deen szler bunlar. Ne syleyeceini bilemiyor, Mutik'e dnp,
Beni niye getirdin bu filme? diyor. Sylenenlerden ders alaym
diye mi?

Bu srada perdede ban kaldryor Antigone. Yzn basm
illerin bsbtn bytt, oaltt o masum hayretle, "Hep sizin
gibi olmak istedim," diyor Prenses Gradisca'ya. "Hep sizin gibi."
Belli ki, sylenenleri hi anlamam, hi dinlememi Antigone;
yalnzca hayallerinin esiri olarak dinlemi, gzelliine ve macerasna
hayran olduu, ad Prenses Gradisca olan bu kadn.

Aliye, onun bnln cezalandrmak ister gibi, dnp Mutik'e,
kzn illerine Krem vtal'n iyi geleceini sylyor. stanbul'un
ortasnda Beyolu'nun Rebul Eczanesi'nde bile bulunan
bu krem, koskoca Avrupa ehirlerinde yok mudur sanki? diyor.
Mutik glmsyor. Aliye, orada olsayd, Prenses Gradisca'nn
szlerini anlayacan, onun tembihlerine gre davranacan dnyor.
Ama bu kez de, Antigone'nin, aslnda niye ona bu kadar
hayran olduunu, onun gibi olmak istediini anlamakta glk
ekiyor.

Haklsn, diyor Mutik. Baka masallarn kadnlarnn birbirlerinden
renecek fazla bir eyleri yoktur. Baz kadnlar arasnda
kadn olmann yetmedii byk uzaklklar vardr.

Aliye, hepsinin birbirinden deerli olduunu dnd btn
bu szleri bir gn anlayabilmeyi umuyor. Daha dorusu, iinde
bir yerlerin, bu szlerin nemini anladn, ama henz btn
derinliiyle kavrayamadn dnyor. Szleri kavratan eyin,
yalnzca akl ya da zeka olmayp ou kez tecrbeler olduunu;
kendi kt daarcnnsa bunlara yetmediini kabul ediyor. Hayalini
kurmad bir gelecein bir yerlerde kendisini beklediini ilk
kez bu denli derinden duyuyor.

Mutik, Aliye'nin dncelerini okumu gibi, kadnlar, gelecee
yalnzca hayallerle hazrlanrlar, diyor. Yani ok abuk boa
kan eylerle. Gelecek iin biraz gerek biriktir tl masal kzm.
Hibir gelecek sanld kadar uzak deildir. O yzden de gemie
benzer. Ama, yine de eski bir masaln syledii gibi: Btn
kzlar gnn birinde kralie olmak ister! Belki de masal yollar
bu yzden ayndr ve bu yzden srekli birbirine dolar.

Yeniden filme dnyorlar. Film, hi kmldamam onlar
kaldklar yerde bekliyor.

Aliye, Mutik'in btn szlerini aklnda tutamayacan, ama
o szlere ilikin duygular saklayabilmeyi umuyor. Doru saklanm
duygularn, salam fikirler kadar yol gsterici olduuna inanyor.

Birden perdedeki sesler bouklayor, azlar boa alp kapanrken,
hareketler arlayor, makineden kurtulan film eridinin
rpna benzeyen boa dnnn sesi dolduruyor sinemay.
Ardndan i bir k perdeyi aydnlatyor. Erken uyandrlm
bir rya duygusu kalyor seyircilerde. Dnp birbirlerine bakyorlar.
Serin havalarn sabahlarnda, scak yataklarndan kalkp
oda ssna ktklarndakine benzer bir rperi saryor hepsini.
lerinden birka, belki de ryalarn hayattan daha balamasz
olduunu dnyor.

Sinemadan ktklarnda, yamur azalm, hava iyice serinlemi;
stiklal Caddesi zerindeki Petrograd Pastanesi'nde oturuyorlar
bir sre. Uzaktan grnleri, pek seyrek gren, birbirlerine
syleyecek sz olmayan iki uzak akrabann, Beyolu'nda
bir akamzeri zorunlu beraberliine benziyor. Petrograd Pastanesi'nde
her zaman servis yapan Beyaz Rus kadn, her zamanki
donuk yzyle geziniyor masalarn arasnda. Dnyay olduu gibi
kabul etmi, heyecanlarn oktan tketmi, sevinlerini ya da
kederlerini kendinden bile saklamay renmi, hayattan bezgin,
ama iinde enerjik kadnlardan olduu belli; sessizce siparileri
alyor. Aliye, Mutik'in yanndayken, erkeklerin kendine baka
gzlerle baktn fark ediyor. Daha nceden tanmad, yabanc
baklar bunlar. Bu baklarn houna gidip gitmediini bilmiyor;
filmlerden bildii, ehre yeni gelmi yabancya ilgi duyan yerli
halkn merakl baklarna benziyor. Bu yabanclkta hayat iin
yeni olan bir ey var. Bu da, ona sonrasnda ne olacan bilmedii
tuhaf bir beklenti heyecan veriyor. Sanki hayatnn gizli ipliklerinden
biri yavaa ekilmi, ardndan orap sk gibi gelecek
baka ihtimalleri usulca sezdiriyor. lk kez o zaman Mutik'in
kendine nerdii ie ok da yabanc olmayan bir yann kefediyor:
Merak. Yabanc gvdelere, yabanc hikayelere, yabanc hayatlara
duyduu derin merak. Gvdeyi rperten eyin, yalnzca
esinti ya da souk deil, kimi zaman da merak olabileceini dnyor.
Merakn uyandrd kar konulmaz heyecan ve kk
kalp arpntlar, sabah serinlii gibi diri tutuyor insan.

Aliye, anszn yzne yaylan hem masum, hem eytani bir
glmsemeyle bu merakl yann hnzrca fark ediyor; kendini
ok gl hissediyor birdenbire. O andan sonra, artk ba edemeyecei
hibir ey yokmu gibi, ii, kaynan bilemedii bir gle
doluyor. Bunun, ba dnmesi gibi, bir anlk geici bir duygu deil,
nne alan yeni bir hayatn temel duygusu olmasn umuyor.
Kpkl kara birasndan iri bir yudum yuvarlyor, birann
dudaklarnn iki yanna brakt kpkleri, dilinin itahl ve abuk
hareketleriyle yalayarak az kenarlarndan alyor. Kendine
ilikin bir giz gibi, kendindeki itah derinden fark ediyor. Erkek
gvdeleriyle kendi arasndaki byk uzakln hzla kapandn,
sanki imdi gzlerini yumsa, onlardan birinin tuzlu tenine dokunabileceini
duyumsuyor.

inde byk bir hzla kk salan, imdilik sarslmaz grnen
o gven duygusuyla, birdenbire gznn takld, masalar arasnda
dolaarak servis yapan o Beyaz Rus garson kadn kmsediini
fark ediyor.

Kadnlarn gl olduu anlarda, ilk kmsedikleri eyin,
dier kadnlar olduunu anlyor. Mutik'in sinemada syledii
masaldaki sz anmsyor: Btn kzlar gnn birinde kralie olmak
ister!

Ve eklemek istiyor: Hibir memlekette iki kralie birden olmaz!

Yzne, kendisine bile yabanc gelen geni bir glmseme
yaylyor ve birasndan iri bir yudum daha alyor. zerinde gezen
yabanc gzlerin, dudaklarnn kenarnda kalan bira kpklerinde
olduunun farknda imdi ve bunun, onlarn susuzluunu artrdn
biliyor. u an dudaklarnn kvrmyla gamzesi arasnda duran
minicik bir bira kpnn nasl bir gc olduunu erkeklerin
gznden okumann stnlk duygusuyla kadnln tadyor.

Film eridi yeniden makineye taklyor. Hareketler eski hzna
ve temposuna; alp kapanan azlar, eski szlerine yeniden
kavuuyor; film kald yerden devam ediyor.

knca, Petrograd Pastanesi'ne gidelim, diyor Mutik.

Ses karmyor Aliye, perdedeki gemiyi, nereden grm
olabileceini dnyor; geminin balo salonundaki avize tandk
geliyor.

...

Birlikte birka an edinmenin, gven duygusunu nasl glendirdiini
iyi biliyor Mutik. Bu yzden, birka gndr birlikte geziyorlar.
Uzun yolculuklar besleyen eyin kk yolculuklar olduunu
anlatyor Aliye'ye. Yol arkadal, dnyann en zor arkadalklarndan
biridir, diyor. Ka kii yol arkada kalabilir hayatta, bir dnsene!

Aliye dnemiyor. O kadar gen ki, gzleri fazla uzaa bakamyor.

O gn, Eyp srtlarnda gezerlerken, iki yannda uzun selvi
aalarnn dizili olduu, yma talarla rl alak bir duvarla
evrelenmi eski bir mezarln yanndan geiyorlar. Gemiin ve
imdinin iek kokularnn yanndan geiyorlar. Eski ve uzun
ezan seslerinin yanndan geiyorlar. Eskiden, sevdiklerini uzaa
gndermeye kyamayan mahallelilerin lleriyle koyun koyuna
yattklar alakgnll mahalle mezarlklarnn yanndan geiyorlar.
O iki yan, aralarndan salkm saak otlarn boy verdii yma
talarla rl, iki yan uzun selvilerin koyu glgeleriyle ve yabani
otlarn babo yeilliiyle kuatlm, Boaz'n tuzlu rzgarlarn
saklayan sk aal koruluklara doru kvrla kvrla trmanan o
dar patika yoldan, eski llerin yeni hayatlarnn yanndan geiyorlar.
lmn Mslman huzurunun yanndan geiyorlar.

Yolun sonuna doru, hafif eimli bir tepecii aarken, birdenbire
eski bir stanbul prensesinin masal kyor karlarna.

Konuan mezard bu masal. Yamurlardan sonra topra kabarm
taze bahar kokan bu mezarn yanndan ne zaman geseniz,
topran derinliklerinden gelen bir ses duyulurdu; alak sesle,
ama hi susmadan, kendi masaln anlatan l bir prensesin sesiydi
bu. ok kulland halde anlamn hi yitirmemi szckler
kullanyordu. Yz yl uyuduktan sonra, bir prensin hayat pcyle
uyandrlm ve ondan sonra da hi susmam bir prensesin,
kadnlnn uzun uykusundan uyanm, uyandrlm bir prensesin
hi dinmeyen sesi, bir yeralt nehri gibi uulduyordu. Uyandrlm
prenseslerin ryalarn gren bu mezardan btn dnyaya
yorgun sesleniini srdryordu. Tarih kadar yorgun bir sesti bu.
Bin yldr gizemlere, tlsmlara, bylere, efsanelere sarmaklar
gibi dolaarak yaam stanbullularn, artk alt, kanksad,
sonunda zamanszla ulam nice gndelik tansktan biriydi bu,
yolu oraya den her kim, bu mezarn yanndan gese, bir an soluklanr,
ldkten sonra bile hazin masaln terk etmeyen bu talihsiz
prensese kulak verir, onu btn kalbiyle dinler, duyduklarndan
kendi hayat iin gerekenleri renmeye alr, sonra urad
bu masaldan payna deni alp kendi yoluna giderdi.

"... Yz yldr hi konumadm, hep bekledim, karanlkta bekledim,
yalnzlkta bekledim, yalnzlmda bekledim. Kitaplar
okudum, filmler seyrettim, dnceler gelitirdim. Hayatma dein
sahneler yazdm, sahneler tasarladm, bunlar canlandrmak
istedim, mit ettim, d kurdum, gelecek biriktirdim. Erteledim,
erteledim. Yz yldr hi konumadm, hi konuamadm. Hi
kimseyle konuamadm. KMSE. KMSE. KMSE. Kim, kimin
kimsesi olabiliyor ki sevgili Prensim? Herkes nnde sonunda
kendi kendinin kimsesi oluyor. Hi kimse yoktu ki zaten, nasl
olabilirdi hem? Btn evremi uykunun kunda sarmken, sarmalamken?
Dlerimin sessizliinde yaadm.

Dlerimin sessizliini,

sessizliin karabasann,

nasl anlatabilirdim size? Uucu grntler ve byk bir sessizlik
ierisinde ayak srdm bunca yl.

Tek bir szck, tek bir szck bile etmeden, dlerimin sessizliinde
yaadm. Tek bir szck, tek bir, tek..."

Mezarn zerinde karncalar titreen kelimeler gibi geziniyorlar.

"Ryann bittii yerde balayan bir masal yok mudur Prensim?
nsanlarn uyankken de sevildii masallar...

Biliyorum hi sevmeyeceksiniz beni, belki kendi ykmm
hazrlyorum srekli konuarak, hi susmayarak. tiyorum sizi,
yanma yaklatrmyorum. Bylelikle sizi kendimden uzak tutuyorum,
size szcklerden bir orman ryorum; gene sevesiniz diye
belki, hi sevmeyesiniz diye belki. Konuarak kendimi bouyorum,
sizi bouyorum, beraberliimizi bouyorum. Oysa, ince,
iyi yrekli biriyim, sevmek ve sevilmek istiyorum. Belki de durulurum
zamanla, tlsmsz, bysz sevin beni n'olur. Hatalarm,
zaaflarm, kusurlarmla sevin. Masalmn arl altnda ezilmi
yreimden imdiye dein uydurulmam olduu iin hi kimsenin
bilmedii bir sevgi karmak istiyorum. Size btn gemiimi,
btn gemii, btn yaadklarm bir rpda anlatmak istiyorum.
lgi duymadm erkee kar feminist, ilgi duyduum erkee
kar kle olabilirim. amzn ideal kadnlarndan biri olabilirim.
Sevmek istiyorum ama sevmeyi renmek istiyorum nce.
Ne ki bir dil saana altndaym imdi. Szckler azmdan
kay kayveriyorlar. Onlara tutunarak yayorum belki de. Yalnzlmdan
kurtulmak iin konuuyorum. O korkun sessizlii (hani
dlerimin) unutmak iin konuuyorum.

Hogrn beni Prensim, biliyorsunuz u yz yllk aray kapatmak
zorundaym. Sevseniz de, sevmeseniz de beni konuacam,
susana kadar konuacam. Hibir g beni konumaktan
alkoyamaz artk. Hibir g.

Bo da olsa, dolu da olsa,

kelimeler, kelimeler, kelimeler"

Aliye ve Mutik, daha iyi duyabilmek iin, mezarn zerine
edikleri balarn hafife kaldryor, soran gzlerle birbirlerinin
yznde bir tepki aryor, sonra da saygl bir sessizlikle birbirlerine
hibir ey sylemeden, ellerindeki ay gibi avkyan, kalay ltsn
hi yitirmemi bakr marapalardan prensesin mezarnn ve
kelimelerinin zerine su dkyorlar. Bcek seslerinin, ar vzltlarnn
bozamad ayn saygl sessizlikte yerlerinden kalkyor,
hi konumadan kendi masallarnn atalland yol azna doru
yrmeye devam ediyorlar. Onlara, giderek koyulaan, kuruni
renge dnmeye balayan, onlar yrdke, gkyznde alalan
iki top bulut elik ediyor. Bir sre sonra tepenin ardnda tamamen
gzden yitiyorlar.

Arkalarnda sahipsiz kalm bir manzara, eksiksiz bir hzn
brakarak...

Stler hldyor. Gk koyu. Prensesin toprak stne vuran
kelimeleri. Karncalar. Yamur. Zaman. Herkes iin zaman.

Hangi yol az, hangi kararlar iin gereken zaman tanr ki?
Zaman yalnzca geer.

...

Mevsimlerin ok abuk, ok hzl getii, meleklerin souk deniz
arklar syledii kuzeyde, gri ve uzak bir lke varm bir zamanlar...

nsanlar, renkten, ktan, srprizlerden ve mucizelerden yoksun,
kuru hayatlar yaarlarm. Herkesin hayat, olaanst skc,
i karartc, bunaltcym. Bu yzden insanlar, ancak kendilerine
masallar satn alarak srdrebiliyorlarm yaamlarn. Gndelik
hayatn glklerine, ancak bu masallar sayesinde katlanabiliyorlarm.

Kimi masallarsa kiralkm; baz yerler elden dme masallar
satyormu. Paras olanlar, pahal ve yeni masallar alrken, yoksullar,
ou kez rehin karl kullanlm masallar kiralayabiliyorlarm
ancak. Baz insanlar, tayamayacaklar masallar alyor,
sonra bu masallarn altnda kalarak heba olup gidiyorlarm.
ok onarlm masallar, yrtk skk yerleri onarldktan sonra
yeniden kullanlr hale getirilen masallar, dayankl masallarm.
Masallarda kaybolmaktan korkanlar iin en uygun masallar bunlarm.

ehrin biraz dnda, krlarn balad ykk surlarn eteklerinde,
her mevsim kirli ve karanlk bir su gibi akan kanala yakn
bir yerde, kanatl kapsndan bin bir glkle girilen eski, khne
bir yapnn zerindeki byk tabelada "Kiralk Masallar" yazyormu.
O yredeki herkes masallarn buradan alrm aslnda;
en iyi, en gzel, en dayankl masallar burada bulunurmu. Bu binann
bir de yasz bekisi varm. Adn kimse bilmezmi, bilenler
de zamanla unutmular zaten; ondan sz amak iin, "Masal
Bekisi" demek yeterliymi.

Masal Bekisi, kimseleri sokmazm masal evine. O ehirde
her eyin bir evi varm, "Oyun Evi" gibi; "Hatra Evi" gibi, "Rya
Evi" gibi.

Yoksullar ve kimsesizler; yalvara yakara Masal Bekisi'nin
vicdanna seslenerek, elden dme bir masal parasna sahip olmaya
alsalar da, ya da bir masal krpntsndan byk bir hayat
umsalar da Masal Bekisi, ok kat ve dn vermez bir kiiymi.
Bir l kadar kaytsz bir yzle kapnn nnde dimdik durur, buz
gibi baklarla karlksz brakrm bu eit istekleri. Acma
duygusundan bunca yoksun oluunu eletirenlere, Ban beklediim
masallarn bana szmalarna izin verseydim, bunca yl srdrebilir
miydim bu ii, dermi.

Geceleri, kanal boyu gezerek, uykusuzluk eken A'ya acm
bir tek. O gne dek yzlerce insan onca yalvarm yakarmken,
bir tek ona acm. Niye? diye sorma. Byle eylerin aklamas
yoktur. Hayat her eyi gerekelendirmez, masallar niye gerekelendirsin?
Hayatn bir plan yoktur. Varsa da, bizim hayatlarmz
ve seimlerimizi aan bir plan olmal bu, akl erdiremeyiz, bo
yere zaman yitirmeyelim.

A'nn uzun ve karanlk gecelerini kanal boyunda geirmesi, o
kirli ve karanlk sulara i geirerek uzun uzun bakmas, hibir ey
sylemeksizin dalgn gzlerle Masal Evi'nin evresinde mahzun
mahzun dolamas, nedense Masal Bekisi'nin iinde bir yerlere
dokunmu. Bir gece onu Masal Evi'nin iine buyur ederek ne istediini
sormu.

A, dierleri gibi bildik masallarn peinde deilmi. ok yaln
bir sorunun yantn bulabilecei tek bir masal istiyormu yalnzca.

Kimsenin "Hayr" diyemeyecei biri olmak mmkn mdr?
diye sormu A.

Hayr, demi Masal Bekisi.

Dnyann en gzeli bile olsan m?

Evet, dnyann en gzeli bile olsan, demi Masal Bekisi.

Kald ki, dnyann en gzeli diye bir ey yoktur.

Ama dnyann en gzeline kim hayr diyebilir? diye srar etmi A.

Her zaman biri vardr, demi Masal Bekisi. Hayat da bu
yzden hayattr zaten. Bu hesap edilemeyen "hayr"lar yznden.

A, Ben hep kimsenin hayr diyemeyecei biri olmak istedim,
demi.

O zaman gir de gr, demi Masal Bekisi, onu bir masaln
iine alm. Ama nceden gerekli btn uyarlarda bulunmu:

Bak dikkatli ol, bu masal kendin istedin, ama gnn birinde
masalnda kilitli kalabilirsin, demi. Geri bu tehlike, btn masallar
iin vardr ama, bu gibi masallarda daha da oktur, ona gre
dikkatli olmalsn. Benim de ok canm sklyor burada, ban
beklediim bunca masal yordu beni. Ben de seninle birlikte geleceim.
Masaln iinde, her seferinde baka bir kimlikle karna
kacam, yazg dnmlerinde sana yiyeceini, ieceini ben
vereceim, ite o zamanlarda deieceksin, demi. Hep ayn kalmak
iin ok abuk yer deitirmek gerekir. Bunu masaln iindeyken
kendin de greceksin zaten. Merak etme, ben yannda
olacam. Masalnda teklediin zamanlarda karna kacam.
Btn yapacan, tam zamannda masaln terk etmektir, yoksa
hem masalnda kilitli kalrsn, hem de yapayalnz. Gnn birinde
ortadan yok olursam, bil ki lmmdr. Hadi, imdi al u zml
keki ve limonatay da masala balayalm, diye glmseyerek
elindekileri ona uzatm.

A, ilkin zml kekten koca bir lokma srm, ardndan iinde
bir nane dal yzen zencefilli limonatasn imi ve birdenbire
kendini bir masaln iinde bulmu.

Masaln ikliminden tanm.

Anszn, kalabalk bir akamst barnda, yeni bir bedende,
harika bir kadn olarak bir mucize gibi belirmi. Girdii her yeri
fetheden o meum rya gzellerinden biri olarak anszn kvermi
ortaya; herkesin soluu kesilmi onu grnce, herkes dnp
dnp hayranlk ve arzu dolu baklarla bakyor, gzlerini bir trl
alamyorlarm ondan, bylece, kendini ilkin bakalarnn gzlerinde
grm; nasl biri haline geldiini ok merak etmi ve
herkesten sonra grm kendini. Ayna olmadan insann kendisini
tanyamayacan dehetle fark etmi. Sonunda kalabal yararak
ilerledii barn aynasna vuran yanssn grnce, soluu kesilmi;
ne zamandr hayalini kurduu, ancak masallarda rastlanan,
gzellii btn zamanlara yaylan kadnlardan biri olarak,
aynada kendi karsnda ylece duruyor, kurban fark tanmayan
ldren baklarla bakyormu. Herkes evresini sarm; erkekler,
unutulmaz ak filmlerinde olduu gibi, sigarasn yakmak
iin akmak yartryor; herkes ona iltifatlar ediyor, onun dikkatini
ekmeye, bir anlk da olsa ilgisini toplamaya alyormu;
hepsi de ok yakkl, ok ho, ok ekici, bakml erkeklermi;
A, ilerinden hangisi seeceine bir trl karar veremiyormu.
Kendi masalm bam dndrd, herhalde ondan byleyim, diye
geiriyormu iinden. Bir sre sonra, ilerinden birinde karar klarak
km bardan, ama akl dierlerinde kalm, ertesi akamlarsa,
dierleri iin gelmi bara ve her seferinde ayn ey olmu;
kiminle ksa, akl bir dierinde kalyor, kendini yeterince mutlu
ve doyumlu hissetmiyormu. Ksa bir sre sonra, onlarn ilgilerinden
de, varlklarndan da abucak sklr olmaya balam. Elde
ettii her erkekten, daha bardan kmadan vazgetiini, gecenin
kendisi iin daha imdiden bittiini duyumsar olmu.

Bir akam, barn uzak bir kesinde, kt dip masalardan
birinde oturan ve dierlerinin tersine, ona hi ilgi gstermeyen
gen bir adam dikkatini ekmi A'nn; gen adamn yanna sokulmu,
gzelliinin verdii cret ve kstahlkla, adamn yzne sigarasndan
kaln bir duman fleyip buulu baklarla szdkten
sonra, Neden benimle ilgilenmiyorsunuz? diye sormu. Gen
adam glmsemi. O kadar gzel glmsemi ki, A, hem bu glmseyie
sevdalanabileceini, hem de bu glmseyile reddedildiini
anlam. Bunu bir yant olarak kabul etmemi tabii, gen
adam kkrtmaya alm: Yoksa kadnlardan holanmyor musunuz?
Ayn yumuak glmseyile, Hayr, demi gen adam.
Kadnlardan holanyorum, hem de ok... yleyse neden benimle
ilgilenmiyorsunuz? demi A. Bakn, burada herkes evremde pervane
kesilmi dnp duruyor, siz niye byle kaytszsnz? Yoksa,
benim ilgimi ekmek iin mi byle yapyorsunuz? Eer yleyse,
yani bu bir taktikse, baardnz demektir, bakn yannzdaym
ve ben sizin ayanza gelmi oldum.

Hayr, bu bir taktik falan deil, demi gen adam. Yalnzca
ilgimi ekmiyorsunuz, hepsi o kadar. Yoksa beni yeterince gen
ve gzel bulmuyor musunuz? diye byyen bir hayretle sormu
A. Tersine ok gzel ve gen bir kadnsnz, btn erkeklerin ilgisini
ekmeniz normal. Peki yleyse, sizin ilginizi neden ekmiyorum?
diye srar etmi A. Yant ok basit demi, gen adam. Gen
ve gzelsiniz tabii; sorun da bu ya zaten, benim iin fazla gzelsiniz.
Kusursuzsunuz, oysa ben kusurlu gzelliklerden holanrm.
Bakn, ben yirmi be yandaym ama, benim houma gidenler,
krk yan stnde olan, hafif tombul kadnlardr. Onlar iin deli
olurum. A, ilkin arm, gen adamn yzne inanmaz gzlerle
bakm, gen adamn yznden ciddi olduunu anlam, Masal
Bekisi'nin daha masaln banda ne demek istediini kendisine
kavratmakta aceleci davrandn dnm, ama yine de o anda,
onun ilgisini, peinde koan erkekler deil, glmseyiiyle akln
bandan alan bu gen adam ekiyormu ve ancak bir masalla
edindii bu kusursuz gzelliin, kendisiyle bu gen adam arasnda
ciddi bir engel oluturduunu grm. Hayat boyunca onu yneten
reddedilmek korkusunun gerek olduu bu gerekd durum,
onu bsbtn kkrtm. ini tartm. Ne pahasna olursa
olsun, bu gen adam istediini fark etmi, zaten onun byle bir
masal istemesinin nedeni de, yaam boyunca reddedilmek duygusu
zerine oynad o byk kumarm. O an, her eyden vazgeip
gen adamn istedii gibi bir kadn olmaya karar vermi.
Bunun zerine, barmenle gz gze gelmi, barmeni hemen gzlerinden
tanm, Masal Bekisi'ymi bu. Bana hemen zel bir yiyecek
ve zel iecek verin, diye imada bulunmu barmene. Barmen,
ona, uzun ayakl kristal bir kadeh iinde tropikal bitkilerin gne
ndaki yansmalarn tayan rengarenk bir ikiyle, kenarlar
tropikal bitkilerle desenlenmi geni bir tabak iinde hindistancevizli
ufak ptifrler sunmu. Hemen bir ptifr yiyip serin ikisinden
iri bir yudum aldktan sonra, kendini yepyeni bir bedende
bulmu. Birdenbire, barda yalnz bana oturup ikisini yudumlarken,
urad onca hayal krklna karn, dna srld
dnyadan medet umarcasna, umutsuz gzlerle etrafa baknp duran,
belli ki kalbi hayaller ve iyiliklerle dolu, krk yan stnde
hafif tombul bir kadn oluvermi. Grnnde, arzu uyandrmaktan
ok, acma uyandran hazin bir yan varm. zerinde, soluk
renkli, geni yakal, mercan dmeli, eski moda bir giysi varm;
elbisesiyle ayn kumatan yaplma, altn suyuna batrlm iri
tokal kemeri, gbeini iyice ortaya karyormu. Ksa bacaklarndan
tr, bar taburesinin madeni ayaklna yetimekte zorland
ayaklarndaki, taban mantarl, ucu ak, apraz atkl iddial
ayakkablar pek rk kamakla kalmyor, tombul parmaklarna
gizlenmi bcek gzleri gibi bakan nariei rengi ojelenmi
ayak trnaklarna rktc bir hava veriyormu. Bara oturmaktan
ok, tnemi gibi ireti bir hali varm. Ama, gene de az
sonra, onu fark eden gen adam, oturduu uzak keden kalkarak,
yanna gelmi ve onunla yakndan ilgilenmeye balam. Bunun
zerine, A'nn keyfi yerine gelmi, o gzel glmseyiinin
yan sra, yumuack gzlerle bakan, ok ho, ok tatl bir adamm,
onunla gzel vakitler geirebileceini, mutlu olacan imdiden
hissedebiliyormu; yalnz, o gece, onunla birlikte bardan
karken, evresindeki dier adamlarn ilgisinin eksikliini duymaktan
da kendini alamam; yetmiyormu gibi, gen yakkl
bir adamla, krk yan gemi, hafif tombul bir kadnn beraberliinde
hazin bir yan bulduklarn gizlemeyen apak baklarla bakyorlarm
arkalarndan. Kendini aalanm hissederek km
bardan. Kendi gibi gekince ve tombul birini nasl olup da sevebildiine
inanamad gen adama ynelmi fkesi; yolda, yok
yere bir tartma karp hrsn aldktan sonra sakinleebilmi.
Gen adamn kollarnda gerekten gzel bir gece geirmi ama,
gen adam, bu sefer de kendini o haliyle sevdii iin, kk grmeye
balam; kendini sevmeyen birinin, bakalarnn kendini
sevebileceine olan inanszln ve umutsuzluunu bylelikle
yakndan tanm; hem sonra, ona kimse yetmiyormu, o, btn
dnyay istiyormu, btn dnyann hayranln, ilgisini; kendine
ancak yle inanabilirmi; kendi gznde varln ancak yle
onaylayabilirmi, sonraki gnlerde, birlikte olduu bu gen adamdan
da, iki insann yalnzca kendi iine kapanm mutluluundaki
ksrlktan da abuk sklm.

Gnn birinde, bir gece kulbne yalnz gidecek olmu, krk
yan gemi hafif tombul bir kadna kimsenin ilgi gstermeyecei,
ortalkta genlik ve dirim fkran insanlarn kaynat,
yksek sesle mzik alnan, dans pistinden insanlarn eksik olmad
hareketli bir kulpm buras, herkesin gz gen ve diri bedenlerdeymi;
o yaa ve o kilolara gelmi kadnlarn ounun hayatnda
zaten biri varm. Bunu gven altna alm olmann rahatl
ve birok eyden vazgemenin kaytszlyla, yiyip iip eleniyorlarm
onlar. evrede ok gzel, ok bakml gen kzlar
varm gerekten. Kimse dnp bakmyormu bile A'ya. Yanndan
geenler bile, o kalabalkta srtnmemek iin, kendilerini
zenle geri ekerek, geip gidiyorlarm yanndan. Btn bunlar
A'nn pek arna gitmi, mutsuzluktan ikiyi biraz fazla karmaya
balam, koyu ve kaln bir yalnzln kapanna kstrldn
hissetmi, iyice hrnlam, aksilemi, bir sredir gzne kestirdii
gen ve gzel bir adamn yanna gitmi, adamla neredeyse
zorla tanm, A'nn srarl ve giderek saldrganlaan tutumu stne,
A'y parasna gvenen, zengin ve kstah bir kadn sanan
gen adam, ona bir jigolo olmadn aklamak zorunda hissetmi
kendini; byle anlald iin ok zlen A, bu kez de srarla
gen adama, ne tip kzlardan holandn sormu. O gen adam
da, gen ve sarn kzlardan holandn, zellikle yeil gzllere
zaaf olduunu ve artk kendisini rahat brakmasn, gecenin
herkes iin ksa olduunu sylemi. Gururu hayli incinmi olarak
gen adamn yanndan kalkan A, dosdoru tuvalete gitmi, tuvaletin
kapsnda durup, herkese mendil verip, kolonya tutan yal
kadn birdenbire gzlerinden tanm, Masal Bekisi'ymi bu.
Bir kat mendil ve kolonyann yan sra, ona, kk bir ay barda
iinde koyu ve karanlk bir mayi ile iinde eitli otlarn ve
baharlarn bulunduu kk bir rek uzatm. A, hemen rekten
iri bir para srarak yutarcasna yemi, ardndan o kk ay
bardandaki koyu ve karanlk mayii kafasna dikerek, hepsini bir
kerede imi, birdenbire tuvaletten gen, sarn, yeil gzl bir
afet olarak km dar. ri gslerini iyice ortaya karan, vcudunu
smsk saran mini bir jarse giysinin altndan grnen yank
tenli dzgn bacaklaryla, dolgun ve sk kalalarn savura
savura, salam ve emin admlarla bara doru ilerlerken, yeniden
sava alanna dnen dii bir cengaveri andryormu. Az nceki
gen adam, onu grnce vurgun yemie dnm ama, A, ancak
uzun bir sre ardnda koturduktan sonra tanmaya yanam ve
gene uzun nazlardan, cilvelerden sonra, onunla birlikte olmu.
Kendini yeniden reddedilememenin gvenli topraklarnda hissederken,
bir sre daha byle, sarn ve yeil gzl bir afet olarak
yaamaya karar vermi.

Bir baka akam, deniz kenarnda bir balk lokantasnda,
yan masada oturan lacivert gzl, siyah sal, beyaz tenli, gldnde
inci gibi dileri ortaya kan gen bir adamda kalm akl.
Adamdan ok holanmasna karn, adam ylesine ilgisizmi ki,
dnp bakmyormu bile, sonunda tanmay baarm ama, adamn
kaytszl ve ilgisizlii sryormu. Yz bulamaynca,
Yoksa siz de, orta yal kadnlardan m holanyorsunuz? diye kztrmaya
alm adam. Adamsa, A'nn srarlar karsnda dayanamayp,
st ste zrler dileyerek, sarnlardan hi holanmadn,
esmerlere, hatta daha koyu tenli kadnlara bayldn, yaam
boyunca sarn bir kadnla flrt bile etmediini sylemek
zorunda kalm. Bunun zerine, lokantann bulunduu sahilde
kaykta oturan, lokantaya taze balk getiren yal balk gzne
ilimi A'nn, uzaktan bile gzlerinden tanm Masal Bekisi'ni,
hemen yanna gitmi; balk, ona, ekmek arasnda bilmedii bir
balk uzatm; lokantada yediklerinden ok farkl bir balkm bu,
yannda da bakr bir marapa iinde sar-beyaz renkli, ekimsi-tatl
tuhaf bir iecek sunmu; bunun zerine A, masaya gen, iri
gzl, gr kirpikli, dalga dalga salar incecik belini dven, kahve
esmeri bir dilber olarak geri dnm. Baharatl teninde l gecelerinin
yldzlar yormu. Adam, bir sre gzn alamam
A'dan. A ise onu hi grmyormu gibi yapm. Ama sonunda
adamn zekice kurlar, tatl srarlar karsnda, onunla da mutlu
geceler geirmi.

Ondan sonraki gnlerde, uzun sreli ilikilerden kanr olmaya,
can kimi ekerse, tam da o kiinin istedii gibi biri olarak
yaamaya, srekli ten ve gvde deitirerek, btn dnyay elde
etmeye balam. Hep arzulanyor, hi reddedilmiyor, herkes tarafndan
beeniliyor, hep ardndan kouluyor, hi znt ekmiyor,
can yanmyor, hep glp eleniyormu. Ama, doyurduu
gvdenin, kendi gvdesi olmadn iin iin bilmenin ezikliini
bir trl atamyormu stnden. Btn bunlarn kendisini gerekte
tatmin etmediini, bir sredir, kendisini "biri" gibi hissetmediini
dnmeye balam. Artk kimse onu tanmyormu, nk
yle biri yokmu. Her seferinde aynadaki yabanc yzleri kendisi
sanmaktan yorulmu.

Rzgarl bir sonbahar gn, sahil boyunda bir bankta tek bana
oturarak hznl gzlerle denizi seyreden gen bir adam, ta
uzaktan dikkatini ekmi A'nn; gidip yanna oturmu ve o gen
adamn, o gne kadar grd en gzel, en ekici, en vazgeilmez
adam olduuna karar vermi; kendini ne zamandr yorgun
hissediyormu artk, gvercin gmlei deitirir gibi srekli deitirdii
gvdelerin ve hatralarn arl varm zerinde, tam
da bu gen adamn istedii gibi biri olup bundan byle hayatnn
sonuna kadar yle kalabileceini, yreinin yemini bozulmam
en salam yerinde hissetmi. Hlyal gzleri varm gen adamn,
bakt denizin dalgalarna benziyormu, baktka onlar da
dalgalanyormu. Gen adamn kendisinden holanmadn hemen
anlam oysa, her zamanki taktikleriyle onu demeye, zevklerini
renmeye alm. A, byle durumlarda, iinde bulunduu
gvdeyi terk edeceini bildiinden, srarc ve yapkan olmaktan
asla ekinmiyormu artk; onun iin nemli olan ulamak istedii
o kiinin nasl birinden holand bilgisini ele geirmekmi
yalnzca. Nitekim bankta oturarak denizi seyreden gen
adam da bir sre sonra, A'nn srarc ve yapkan tavrlarndan sklarak,
ona, kendisini rahat brakmasn, nk, kadnlardan deil,
erkeklerden holandn sylemi. stelik, orta ya gekin,
kel, gbekli ve mavi gzl erkeklerden holanyormu, el parmaklarnn
kaln ve boumlu olmas ve boumlarnda da mutlaka
hafife kllar olmas gerekiyormu. A, izin isteyip arabuk yanndan
uzaklam gen adamn; ileride, otobs duranda duran,
gene gzlerinden tanyp Masal Bekisi olduunu anlad, ay
ve simidin yan sra, bilet ve jeton satan, bezgin grnl adamn
yanna sokulmu, bir bilet istemi, geri dnsz bir bilet,
ayrca ay ve simit alm ondan ve zaman yitirmeden, gen adamn
yanna tam onun istedii biri olarak dnm. Az nce yanna
oturan o grltc kadndan sklan gen adam, tam da yerinden
kalkmak zereymi ki, kendisine yaklaan orta ya gekin, kel,
gbekli, mavi gzl adam grnce heyecanla gerisin geri oturmu.
ok gzel gnler geirmiler birlikte, ok mutlu olmu, sonra
gen adam gnn birinde onu, hibir ey sylemeden terk etmi,
baka bir orta ya gekin, kel, gbekli, mavi gzl ve ellerinin
parmaklar iri boumlu ve boumlarnn zeri hafife kll bir
adamn ardndan baka bir ehre gitmi.

lecek kadar ac ektii gnler yaam. Aylar boyunca ehir
ehir gezerek izini srd delikanly hibir yerde bulamam ve
gnn birinde masalnda kilitli kaldn anlam. Kimsenin ilgi
duymad, orta ya hayli gekin, daha kel, daha gbekli, daha
mavi gzl ve ellerinin parmaklar daha iri boumlu, boumlarnn
zeri daha kll bir adam olarak srdrmeye balam hayatnn
geri kalan gnlerini. Birdenbire btn masallarn dna srldn
anlam. Hala gittii her yerde, umutsuzlukla Masal Bekisi'ni
arayp duruyormu; onun, gnn birinde birdenbire karsna
kaca gn bekleye bekleye daha da yalanm. Gzleri
artk iyi seemedii iin, her grd kiiyi Masal Bekisi sanyor,
bu yzden nne konan her yiyecei, iecei dnmeden
yiyip imeye balad iin de, gn gnden daha ok kilo alyor,
lesiye imanlyormu. Oburluun birok eidi olduunu ve
btn eitlerinin insan kmaza srklediini anladnda, her
ey iin ok gemi.

O mutsuz ve karanlk gnlerde, lmemek iin umutsuzluk
iinde rpnrken, yaz yazmay, yazyla hayaller kurmay kefetmi;
yazya ve edebiyata snmay, kalp sanclarn byle dindirmeyi
renmi. Tutkuyla yazmaya balam. Srkleyici ak romanlar
yazyormu. Romanlarnda kendini hep ok gen, ok
gzel, ok cazip, kimsenin reddedemedii, asla "Hayr" diyemedii
bir gen kadn olarak anlatyormu. Adlar, grnleri,
aa be yukar yalar ve fizikleri deise de, o kadnlar hi
deimiyormu. Hepsi de kendisiymi aslnda. Yaz yoluyla bir kadn
gvdesini giyiniyormu.

Masal Bekisi ise bir daha ortalarda gzkmemi. Btn aramalarna
karn, karsna bir daha hi kmam. A, onun ldn
dnmeye balam. Kim bilir, belki de lmemitir, yalnzca
A'y eskisi gibi sevmedii iin ortaya kmam olabilir. Ya da
bizim bilemediimiz baka bir neden vardr. Her neyse bunun artk
bir nemi yok.

Bu masaldan karlmas gereken kssa, A'nn yapaca tek
ey, doru yerde, doru zamanda, doru insanla karlamakt,
olabilir.

Belki de bunlarn hepsi bo!

Doru masal olmad gibi, doru yer, doru zaman, doru
kii, diye de bir ey yoktur. Var olu, hepten bir yanllktr belki
de. Hepimiz samasapan tesadflerin esiri olan hayatlar yayor
ve bu hayatlarn altnda bir dzen aryor olabiliriz. Sonuta, bize
kelimeler ve hikayeler kalyor yalnzca. Hatralarla pimanlklar
saymyoruz bile...

Masal bittiinde, Aliye'nin yz iyice boalmt.

Bu kadar m? diye sordu Mutik'e.

Daha ne olsun? dedi Mutik.

Ar bir masalm bu! Hi hafif masallar bilmez misin sen?

Hafif olan tek ey hayattr pamuk kzm, dedi Mutik.

Peki, bu masaldan ne anlamam gerekiyor? diye sordu Aliye.

Birok ey ama, ncelikle, masaln zamannda terk etmeyi,
dedi Mutik. Sakn Masal Bekisi'ne kabahat bulmaya kalkma!
Kendi masalndan gzleri kamam kiiler iindir bu masal. Kamama
ile krleme arasndaysa, nemsiz bir ton fark vardr yalnzca.

Bunu sana kim syledi? dedi Aliye.

Masal Bekisi, dedi Mutik ve glmsedi.

...

Aynal Pastane'de bulutuklarnda, akamzeriydi.

Aliye'nin ayaklarnda Mutik'in armaan olan bir ift izme
vard. Sabun kpymesine hafifti izmeler, yumuack bir
deriden yaplmlard, tatl bir lklkla sard ayaklarnda sanki
hibir ey yokmu hissi veriyorlard. Aliye'yi daha uzun boylu
gsteriyor, yryne gergin bir zarafet, grnne alakgnll
bir vekar katyordu. Belli bir rengi yoktu, ii boken, tuhaf
bir toprak rengi grnmekle birlikte, aslnda yrdke bast
yerin rengini alyordu. Aliye, bunu fark ettiinde ok heyecanlanmt.

Uzun yol iin en dayankls, uzun konlu izmelerdir, demiti
Mutik. Birlikte kacaklar yeni hayat yolunu ima edercesine,
yznde gizli bir tebessmle sylemiti bunu. Aliye, henz
bir karara varmam olduunu ima edercesine, boalm bir yzle
dinledii bu szleri anlamazdan gelmiti.

Mutik o akamzeri, her zamanki masasna oturmu, her
zamanki gibi ikolatal pastasn, kk ptifrlerini yiyor; incecik
porselen fincanda, zerinde dumanlar tten, demli, kokulu ayn
yudumluyor; byklarnn krna bulam pasta krntlarn
bembeyaz, kolal bir mendille, zarif ve manidar hareketlerle siliyor;
arada bir de gzucuyla Aliye'ye bakyordu. Yznde, kimselerin
duymad uzak sesleri dinliyormu gibi esrarengiz bir ifade
vard. Byle durumlarda, Zaman kulaklarm nlatyor, derdi.

Aliye, az nce haftaln almt ve patronlarna ii brakacan,
brakmak zorunda olduunu nasl syleyeceini bir trl bilemiyordu.
Bir zr cmlesi olarak, iinden, yalnzca, ok ani oldu,
her ey ok ani oldu, szleri geiyordu. Uzun bir yolculua kyorum,
diyelim.

Bu cmlenin hem kabul edilebilir olduunu dnyor, hem
de nedenlerine gizem kazandran soylu bir hava verdiini dnyordu.
Bir roman cmlesine benziyordu nk:

"Uzun bir yolculua kyorum, diyelim."

Kasasnn banda oturan Aliye'yle, her zamanki masasnda
oturan Mutik, arada bir gz gze geldike tedirgin ve kaamak
baklarla birbirlerini tartyor, sessizce konuuyorlard. kisi de
vaktin geldiini biliyordu. Geciktirilecek, ertelenecek bir ey kalmamt.
Eikteydiler. Masal eiklerinde zaman dard.

Ar bir ey vard havada. Yalnzca Aynal Pastane'nin deil,
onun bulunduu binann, caddenin, semtin, blgenin, kentin, lkenin,
ktann deil, sanki kk, boazn, denizin derinliklerinin,
yerkabuunun bile altna, dnyann ekirdeine uzanan, balang
zamanlarna ait kadim bir atein usul usul topraktan tten soluu
havay arlatryor, olacaklara yn vermeye alyordu.
Sanki dengelerin yer deitirme zamanyd. Bunu, bir tek masallar
grnr klard. Kader dediimiz ey, insan hayatnn gizi zlmemi
fizik kanunlaryd belki de. Pastanenin iinde top gibi
asl kalmt bu ar hava. Eyay glgelendiriyor, her eye tuhaf
bir bulanklk veriyor, insanlarn en gndelik, en olaan davranlarna
bile garip bir yabanclk kazandryordu. Her ey ok yavam,
her ey ok ar oluyormu, her ey inandrclktan ok
uzakm gibi... Sanki her ey, artk baka bir alemin hzna gerek
duyuyordu.

Mutik, birdenbire kararl bir biimde yerinden kalkt. Hibir
ey sylemeden dosdoru aynaya yrd. Kasasnn banda,
oturduu yerde telalanan Aliye, kalp arpntlar iinde hayretle
bylenmi baklarla izliyordu onu. Bir an durdu, omuzunun
zerinden ardna bakt Mutik. Bayla hafife bir hareket yaparak,
aynay iaret etti. "Gidiyoruz," demekti bu.

Aliye, Herkesin iinde mi? dedi.

Mutik, Her ey, herkesin iinde olur, dedi. Sorun, yalnzca
grmeyi kabul etmek sorunudur.

Biraz daha konusaydk keke, dedi Aliye.

Neyi? dedi Mutik. Konuacak ne kald ki? Her eyi konumadk
m? Hadi korkaklk etme! lk adm, yalnzca ilk adm, gerisi
kendiliinden gelir. Bak, ayna seni bekliyor. Aynalarn da zaman
vardr. Kimse kaderinin aynasn kstrmemelidir. Yoksa
kendine srlanr kalrsn. Aynalar almaz olur seni.

Gene de istediim zaman geri dnebilirim, deil mi? Bu
mmkn, deil mi?

Mutik bir an durdu. Aliye'nin gzlerinin iine, bir hipnotizmacnn,
tesiri uykuya kadar giden kuvvetli baklaryla bakt.

Evet, dnebilirsin tabii. Geri dn olmaya yol yoktur. Merak
etme, ayaklarnn aresine bakanlar, balarnn da aresine bakarlar!

Ardndan Mutik ayn hzla yoluna devam ederek, bir gz
krpmnda aynann iinden geti. Her ey pek arabuktu. Ayna
azck sislenir gibi olmu, Aliye donup kalmt. Mutik imdi aynann
iindeydi; az tede durarak ardna dnm, glmseyen
gzlerle ona bakyor, onu bekliyordu. Aliye, pastanedekilerin yznde,
olan biteni grdklerine ilikin bir hayret ifadesi, bir aknlk
belirtisi arad; oysa, kimse bir ey fark etmemi, herkes
kendi havasnda sohbetini srdryordu. Aliye, aynann iinde
grd Mutik'in bir yansma olmadnn bakalar tarafndan
da fark edilmesini istedi. u an aynada grnen, pastanenin iindeki
birinin yansmas deildi; dpedz aynann iinde biri vard
ve bunun bakalarnca grlmemi olmasn anlayamyordu. Yaadklarnn
bir tan yoktu! Bilmedii bir kaybolu eidiydi bu.
Dnyaya olan gvenini bir kez daha yitirmiti.

Mutik, aynann iinden seslendi:

Brak dnyann gzlerini, dilini, nedenlerini ardnda. abuk
ol. Ardmdan gel. Her eye ge kalyoruz.

Yelek cebinden kard kstekli saatine kaygl gzlerle
birka kez bakt.

Sihirli cmle buydu aslnda: Her eye ge kalyoruz.

lmller iin en sihirli cmle.

Aliye, aynann iinden seslenen Mutik'in sesinin de bakalarnca
duyulmam olduunu hayretle fark etti. Mucizeler dilsizdi
demek. Bunun iin grlmyorlard. Demek, Aynal Pastane'nin
aynasnn, grdklerinden ve gsterdiklerinden bamsz bir hayat,
esrar, srlar vard ve her zaman buradakilerin gzlerinden
bir eyleri saklamt. u an eiine geldii iin, ayna, gizinin kapsn
aralamt Aliye'ye. Birdenbire, imdi kalkp dosdoru aynann
iine doru yrmezse, bunu hibir zaman yapamayacan,
bunun bir karar an olduunu anlad; daha fazla dnmeden
yerinden frlad; eline, yalnzca sapndan smsk tuttuu, sdrabildii
kadaryla iine gemiini koyduu siyah antasn ve rzgarl
havalarda ya da denizin ortasnda kaybolmamas iin bana
takt krmz beresini alarak kararl admlarla aynaya doru yrd.
Mutik'in baklar ve duruu, aynann te yannda alabildiine
gven vericiydi. Elini uzatm, efkatle glmsyor, onu
bekliyordu. Bir kap azna yrr gibi dosdoru yrd aynaya.
Sadece, aynaya ok yaklat anda arpma igdsyle gzlerini
yumdu, o kadar.

Aynann iinden nasl getiini anlamamt bile, bir anda
aynann iinden gemi ve kendini baka bir iklimde buluvermiti.
Havadaki arlk dalm, yerini taze, temiz kr havasna brakmt.
Dnp ardna baktnda, aynann te tarafnda brakt
pastanenin, kaln bir sigara duman iinde yzen masalarn ve
insanlarn yava yava kldn, giderek gzden kaybolduunu
grd. Sanki bir kuyunun iinde yol alyordu ve geride brakt
kuyunun azndaki pastane, yava yava siliniyor, yerini
puslu bir belirsizlie, yamur ncesinin skntl gkyzne brakyordu.
Gemiin bu boucu havasn geride brakp nndeki
taze, temiz kr havasn solumaya devam etti.

ini yoklad. Pimanlk duymuyordu. Belirsiz bir gelecek,
her eyi belli bir gemiten ok daha iyi ve mit vericiydi.

Mutik, n sra konumadan hzl admlarla ilerliyor, Aliye
ise ona yetimeye alyordu. Uzun admlarla dnemeleri almaya
baladnda, uykusunun geldiini, alk olmad bu havann
onu arptn hissediyor, ama yrmekten kendini alkoyamyordu.
Yorgunluunu yalnzca hissediyor, ama yaamyordu. Geni,
salam admlarla neredeyse sekerek yryordu Mutik'in ardndan.
Birdenbire kendisine yol aldran eyin, ayandaki izmeler
olduunu anlad. Bunun zerine kede, ok dall, bilge
grnl ulu bir aacn dibinde, anszn glmseyen bir kedi belirdi,
kediyi hemen tand; daha nce stiklal Caddesi'ndenki bir
maazann vitrininde aniden grnp kaybolan kediydi bu. Aliye'nin
izmelerine tandk gzlerle bakarak glmsyordu. Sonra
havada glmsemesini asl brakarak, kuyruunun ucundan balayarak
yava yava kayboldu. Kedi tamamen kaybolduktan sonra
bile glmsemesi bir sre ylece havada asl kald; izmelerini
tmay srdrd.

Otelin penceresinden btn stanbul grnyordu neredeyse.
Her yer k kt.

Pencereden grnen u kentin, ka yldr iinde yaad kent
olduuna inanmas neredeyse imkanszd.

Her ey ehre nereden baktnza balyd.

izmelerini yatan kenarna kard.

araf bana kadar ekti. Beklemeye balad.

...

ne ii oyal dantellerin yeni atlm pamuklar gibi kabarp ahap
eyay bulutlar gibi rtt, konsollarda yanan iri kalpakl lambalarn
yumuak glgelerinin, snen akamstn ve zaman syledii
bir vakit, yksek tavanl, geni yatak odasnda her zaman
munis kediler gibi gmld, pencere kenarndaki kulakl berjer
koltuunda, bir zamanlar amar sodasndan kabarm ellerini,
pastane kasasnda oturduu zamanlarda erik moruna dnmeye
balayan dirseklerini, imdi en pahal ve hassas kremlerle
ovarak zamandan geri almaya alrken, te yandan, gene erkeklerden,
kadnlardan, hayattan, zamandan, seksten ve paradan sz
eden Mutik'i olanca dikkatiyle dinliyor Aliye.

Sesinde yz yllk bir Beyolu cini saklanan Mutik, usul
usul, tane tane, sayfalarn ar ar evirdii bir kitab, lezzetle
okur gibi, ayn yumuak tonla, ahenkli bir sesle, her zamanki gece
derslerini srdryor.

Aliye'nin berjer koltuunun nndeki geni akaju sehpann
zeri, rengarenk, eit eit yelpazelerle dolu.

Yelpazelerini ve yzn deniyor.

Aliye'nin yelpazeleri yalnzca yznde deil, nicedir dillerde
geziyor.

Baklarn derinletirmek, gzlerindeki akmlara, kvlcmlara
vurgu yapmak istediinde, elinin kk, ama kesin bir hareketiyle,
yznde anszn kader katlar gibi yle bir alveren,
zerinde guvala yaplm siyahl, krmzl, morlu, sarl Uzakdou
ieklerinin yer ald gsterili yelpazesiyle yzn gzlerine
kadar rter, gene elinin kk ama kesin bir hareketiyle havada
hzl ve hafif bir eri izdikten sonra kat kat toplanm olarak
kapanan yelpazenin fildii ubuunu avucuna hafife vurduunda
da, bu kez son szlerine bir vurgu ve kesinlik kazandrm
olurdu. Ayrntlar onun iin imalard. Ve erkekler, imal konuan
kadnlardan holanyorlard. Her anlama ekilebilecek bulank
szleri, manal baklarla desteklediinizde, her eyi sylemi
saylyordunuz. Belki gndelik hayatlarnda karlarndan, daha ak,
daha sade, daha kesin szler istiyorlard ama, gnl elendirdikleri
kadnlardan, oktan mazide kalm ilkgenlik heyecanlarn yeniden
canlandracak, gemiin toy hatralarn diriltecek; iinde
cilvelerin, nazlarn, edalarn, imalarn, kkrtc kk ekimelerin
olduu szler ve davranlar bekliyorlard. Bayatlam kalplerinde
eski anlara benzeyen yeni heyecanlara ihtiyalar vard.
Bunlar evdeki karlar salayamazd artk onlara. Bir gece, bir iki
masasnda, dekolte giysilerinin akta brakt diri omuzlarn
arzulu kollaryla doladklar, azlarna mevye verir ya da parmaklarnn
ucuyla kuruyemi yedirirken, lmsz bir akn yzne,
sonsuz sevgilinin umman usuzluundaki gzlerine bakarcasna,
belirsiz bir gelecein midini tayan yeni delikanllar gibi
akla, inanla, apknlkla, hlyal hlyal bakabilecekleri, o gece,
her eyine yrekten inanabilecekleri, hem bir gecelik ve ayn
zamanda sonsuz ve lmsz olan bir kadn istiyorlard. Ertesi gn,
gnleri olmayan bir kadn. Erkeklerin ou, sonsuz sevgili
yanlsamasn byle konyordu. Belki de elerini aldatmak deildi
amalar; onlar, yalnzca eski heyecanlarn hatrlamaya alyorlard.
Gelecek vaadi olmayan heyecanlar, artk yalnzca kaamak
yapmann tadna mahkum edilmiti.

Sabahlar geceye ilikin hatrladklarysa, genellikle, "Akam
gene accayip imiiz abi! ki byk devirmiiz de haberimiz olmam,"
gibi kalb km yavan szler oluyor; bir yandan sodal
ayranlarla, geceden kalan ilerindeki alkol yangnn dindirmeye
urarken, gecenin duygulu anlarnn ruhlarn rpertmesine izin
vermemek iin, grltl grltl geiriyorlard.

ubuu mineli sedef yelpazesini yzne ap kapyor.

Evet, ite byle, diyor Mutik. Tam da byle. Yznden imek
gemi gibi olmal. Az nce yelpazenin ardnda bir an iin
grd ifadeyi yeniden yakalamak arzusuyla dnp dnp bakmal
erkek.

Baklarnn arkasna saklanmay renmelisin. Yelpazeler
bunun iindir, yzn saklarken, gzlerini konutururlar. Yelpazeler,
gzler yalan sylemez, diyenleri kandrmak iindir; onlara
en byk ispat sunuyormu gibi yaparken, en byk yalan syler.
Yelpaze demek, yalan demektir. Kadnlarn en mhim silahlarndan
biridir yelpaze, iyi kullanmaya bak!

Bir masalda, yelpazenin ne zaman alacan, ne zaman katlanacan
en iyi kadnlar bilir; ne zaman peri, ne zaman cad olacan
bilen kadnlar. Dierlerinin ad bile gemez zaten. Aptal
grnmek, sanld kadar kolay deildir, ince ayar ister. Bu ayar
her erkekte farkl tutturmak gerekir. Erkeklerin, sormaktan en
ok holandklar soru, "Beni anlyor musun?"dur. Anlalmayacak
matah olduklarndan deil. Erkeklerin en mhim dertlerinden
biridir bu; onlar hi kimsenin anlamadn dnrler, onlar hi
kimsenin anlayamayacana inanmak isterler. Beni kimse anlayamaz,
derler. Beni bugne kadar kimse anlamad, derler. Beni zmek
kolay deildir kzm, derler. Kendilerini zm kolay olmayan
zorlu bir bilmece gibi sunmaya baylrlar. ok derin bir
adam olduklarn, herkesten ok farkl olduklarn, kimselere
benzemediklerini dnrler. Halbuki sen, be tanesini tandnda,
hepsini birden tanm gibi olursun; hepsinin birbirinin ayn olduunu,
en azndan kendilerini biricik ve benzersiz sanmalarnn bile
nasl ayn olduunu fark edersin. Hadi, adnca syleyelim, bu
iin filozofluudur bu.

Bu kez de ubuu krpnt elmaslarla ssl, zerinde, gagalarnda
filizi yeil dallar tayan, mavi, turkuaz kularn uutuu,
pembe-kahverengi akayklarn at yelpazesiyle yzn glgelendiriyor
Aliye.

Bak, byle de ok gzel! Onlara, Seni anlyorum, derken bile
baklarn sathta kalsn, sakn erkeklerin gzlerinin iine iine
bakma, onlar anlamak, onlar grmek iin bakma, erkekler grlmekten
holanmazlar. Kendileri de bilirler zayf varlklar olduklarn,
en azndan ilerinin bir yan bilir. nsann iinde olup
da, zaman zaman su yzne vurmayan hibir yan yoktur nk.
Onlarn gzlerinin iine bir tek artla bakabilirsin ancak: O da
baygn baygn bakarsan... Batan karmak iin ksk gzlerle
bak, arzuyla tututuran keskin baklarla bak, yrek yakan uh
nazarlarla bak, ama sakn yreklerini grmek, dncelerini okumak,
akllarndan geenleri anlamak iin bakma! Kendisine byle
baklmasndan holanacak tek bir erkek bile yoktur u koca
dnyada! Tam tersine, senin gzlerinin iine baktnda, senden
daha akll olduunu, sana her yalan syleyebileceini, stelik
her durumda, buna seni inandrabileceini grmek ister. Onlara
bu gveni vermelisin timsah-gzl kzm.

Aliye, btn yelpazeleri indiriyor yznden. Szsz bir soruyu,
Mutik'e dimdik bakan yelpazesiz gzlerle soruyor.

Glmsyor Mutik. Pekala, ok istiyorsan syleyeyim; onlar
gren baklarn, srtn sana dndkleri ana sakla, arkalarndan
istediin gibi bakabilirsin, hem de uzun uzun... te kadnln
zirvesidir bu! Erkein ardndan cierine kadar bakmay rendiin
zaman, ite o zaman, srtn kimse yere getiremez artk.
Skp almsndr hayatn elinden her eyi. Bu yollar senindir!

...

Ayaklarnda, ylan derisi ayakkablar; banda vualet apkas;
kolunda ift sapl lezar antas, ellerinde dantel eldivenleriyle,
salam admlarla giriyor Park Otel'den ieri. Ufak tefek bir kadn
olmasna karn, vcudunu smsk saran koyu renk dpiyes, ona
bir azamet kazandryor. Yryndeki kendine gven, baklarndaki
dolgun dirilik, yzndeki ll tebessm, bambaka bir
hayat hikayesi ve mazi dndryor ona bakanlara. Byle durumlarda,
kolaylkla, eski, kkl bir stanbul ailesinin iyi eitim
alm, en azndan birka dil bilen, Avrupa grm kz sanlabiliyor.
Diledii yerde, diledii zamansa, her eit zevkin ve sapknln,
en kk bir sorumluluk duyulmadan yaanabilecei, yatakta
rahatlkla her eyi yapabileceiniz haz ve ehvet dkn
baya bir kadn halini alabiliyor. Erkeklerin ne istediini anlamas,
birka dakikasn alyor artk. Mterisini tand anda, deri
deitiriyor. te tam o anda, mteri, birdenbire onun btn
hayallerini ve fantezilerini gerekletirebilecei, yllardr arad
kadn olduunu dnyor. Baarsnn srr da burada sakl.

eitli defalarda, nme konan iki ya da pasta taba, beni
annda deitirir, diye anlatmak istedii buydu Aliye'nin.

Ksa zamanda baard bir eydi bu durum. Bylelikle, dilediinde,
sonradan grme zenginler iin, bir trl ulaamadklar
soylu ve kltrl yksek evrenin rahatlkla eriebilecekleri kadn
olabiliyor; soylu, zengin ya da kltrl evrenin fanteziye ve
cinsel oyunlara susam erkekleri iinse, her eit bayal kolaylkla
yaayabilecekleri lks ve adi bir fahie...

Aliye, sanki grnmeyen eski bir Japon paravanasyla geziyor
ortalkta, zerinde yksek karl dalar, kiraz iekleri ve dalgn
tavuskular olan, dou kadar uzak o zifirsiyah paravann arkasnda,
her eit oyun, her eit rol iin, kadnln btn aksesuarlaryla
hazr bir halde, dnyann maceraya ve heyecana susam
btn erkeklerini bekliyor.

Aliye'ye bakarak, nsan, iksir kadar itah da deitirir, diyor
Mutik. Aliye'ye ne zaman baksa, onun hakknda hi yanlmam
olduunu dnyor.

Asl nemlisi, diyor Mutik, Ne istediini bilmeyen erkeklerin,
gerekte ne istediklerini onlardan nce bilmektir. Onlara, kendini
buldurmaktr. Kadnlkta varlacak zirvelerden biridir bu cinsrl kzm.

Aliye, Mutik'in her szn, en eski bilgelik kitaplarnn ulu
hikmetleri gibi aklnda tutmaya, zmsemeye, hayata aktarmaya,
deneyimlerinin ieriine katarak kendini zenginletirmeye alyor.
Bazlarnn hayat szlerde sakldr. Onlardan biri olduunu biliyor.

Elindeki gsterili kadehten, iine azck alkol katlm, gnbatmnda,
renkleri sihirli iksirler gibi alkantlarla yan meyve
kokteylini yudumlayarak Park Otel'in terasndan huzurlu gzlerle
Boaz' seyrediyor Aliye. Dnya eskisinden daha geni gzkyor
gzne. Her ey olmas gerektii gibi... Her yer ulalabilir,
her ey ok daha kolay gibi... Parann gc, insan, dnyann yerlisi
klyor.

Aklnda bu dncelerle, dnp teekkr eder gibi glmsyor Mutik'e.

Mutik, byle zamanlarda hep baka bir yere bakmay tercih ediyor.

Aralarndaki sze dklmeyen bu sessiz anlar her ikisi de
ok seviyor ve birbirlerine bundan hi sz etmiyorlar.

Aliye, o gn, bir ift dantelli eldiven unutuyor Park Otel'in terasndaki
masada. Btn aramalara karn bir trl bulunamyor.

Ksa srm bir sonbahardan sonra, erken bastrm k serinlii
insan tatl tatl rpertiyor... Havada kar kokusu var. Masaya
dirseklerini dayam. Baparmaklar oyulu krkl eldivenlerinden
akta kalan baparmaklar, srekli birbirinin evresinde dnerek
halkalar yapyor. Tokatlyan'n n tarafndaki, kk, yuvarlak,
koyu yeil mermer masalar olan pastane ksmnda oturuyor;
nlerinde boalm fincanlar, okunmu gazeteler, dalgn gzlerle
pencereden dary, gelip geenleri seyrediyorlar. Aliye,
Mutik'i sahiden dinliyorsa, btn ezberle renenlerde olduu
ve imdi yapt gibi, dikkatle baka bir yere bakar, Mutik'in
szlerini hafzasna kazmaya alrd; dinlemedii, ama dinliyormu
gibi grnmek istedii zamanlardaysa, yznde asl kalm
profesyonel bir glmsemeyle Mutik'in gzlerinin iine tatl
tatl bakard. Mutik, Aliye'nin bu numarasn anladndan beri,
ne zaman nemli bir ey syleyecek olsa, ona: Ben konuurken
baka yere bak! demeye balamt.

Ortadaki byk kapdan ieri giren, Beyolu'nun nl erkek
terzisi Piliyuris'in elinden km olduu dikiminden belli, ngiliz
kumandan koyu renk takm elbise iinde asil ve zarif olmaya
alan, kalantor grnl tknaz beyin kendilerine doru yaklamasyla
birlikte, oturduklar masadan ayaklanyor, Tokatlyan'n
arka tarafna, kolalanm beyaz rtl masalarn, geni
koltuklarn ve rahat iskemlelerin bulunduu lokanta blmne
geiyorlar. Yemei burada yemeye karar vermiler. Belki bu gece,
burada, otelin yukardaki odalarndan birinde kalrlar.

Bir mddet sonra Mutik, bir kadeh ikisini yudumladktan
sonra, ikisini ba baa brakarak, geceye, dier hikayelere karacaktr.
ou kez olan budur.

Yemekten sonra kalantor grnl bey, msaade isteyip purosunu
yakarken, Aliye maal gm azlyla, incecik sarlm,
o hafif, nane kokulu Avrupa sigaralardan yakyor. Karanfil
krmzsna boyanm slak dudaklarnn arasndan, adamn yzne
iveyle fledii yuvarlak halkalar biimindeki dumanlar, btn
geceyi imdiden sylyor. Adam yutkunuyor. Aliye, maal
gm azln, o gece, Tokatlyan'daki masada, "Christophle"
atal baklarn yannda unutuyor. Btn aramalara karn bir trl
bulunamyor.

Nisuaz'da oturuyorlar. ou zaman u an orada bulunmayan
birilerini ekitiren, kimi zaman da birbirleriyle dalaarak uzun
saatler geiren, ulsuz airler, gzleri hep kendine dnk edipler,
dalgn muharrirler oturuyor evredeki masalarda. Yksek sesle
birbirlerine hikayelerini, denemelerini, iirlerini okuyor; son okuduklar
kitaplardan, yeni kan dergilerden, bata Paris olmak
zere Avrupa merkezlerindeki sanat hadiselerinden, yeni yazmakta
olduklar eserlerinden, eski aklarndan, yeni sevgililerinden
sz ediyorlar.

Hepsinin cepleri umutla katlanm yazl katlarla dolu. O
katlardan bir mit, bir hayat, bir gelecek bekliyorlar. Hepsinin
gelecee kilitlenmi gzleri, uzak hayallerle balanm. Her biri,
daha imdiden edebiyat tarihinde kendine bir yer ayrmaya, gelecek
iin yer tutmaya alyor. Her biri, bir dierinin vg dolu
yreklendirici gzel bir szne bunca muhtaken, ou zaman
bir dierinden, bir tek gzel sz esirgiyor. Bakalarndan bekledikleri
incelikleri, zarafetleri, gzellikleri, bakalarna sunmaya
gleri yetmiyor.

lk zamanlar ilerinden ou, Aliye'yle ilgilenmeye kalkm,
onunla yaanacak olan muhtemelen hayli frtnal bir aktan,
Parisli meslektalarnn hikayelerine benzer kuvvette bir macera
kabileceini ummusa da, Aliye'nin bir tek dakikasn bile nasl
rakamlara tahvil esas zerine yaadn grdkleri, dahas kabullendikleri
andan itibaren, beyhude gayretlerden, mitsiz teebbslerden
vazgeerek onu kendi haline brakmlard. Neredeyse
artk onun Nisuaz'daki varln grmyor, daha salona girdii
anda, genizleri yakan parfm kokusunu duymuyorlard bile.
Aliye'nin ssl szlere, ftr apkalarn glgeledii gnlelen baklara,
ho iltifatlara, gsterili jestlere, ayna karsnda allm
pozlara, abucak havaya karan iirlere kaptracak bir tek
gecesi bile yok! Onun zaman yok. Onun gecesi ipek. O, yalnzca
kozasn ryor. Hem de byk bir hzla...

Darda saydams buularla tten klar, akamlar erken inmeye
balayan gz sonunu sylerken, Aliye ile Mutik, cam kenarndaki
masalarn birinde oturuyor, yalnzca insanlarn, hayatlarn
deil, zamann da geiini hznle seyrediyorlar.

Nisuaz'da akam oluyor.

Mutik, her zamanki gibi sesinde en ufak bir buyurgan tn
bile olmadan, alak sesle, gecede uuan Acem tl inceliinde
yumuak bir masal anlatr gibi gece derslerini srdryor:

Bir adam, ou zaman, yatakta karsna yapamad eyler
iin seninle birlikte olur. Dolaysyla, yatakta zengin bir programn,
parlak srprizler paketin olmal gl lokumlu kzm. yle erkekler
vardr ki, seni de, kendini de alaltarak tatmin olur ancak.
Seksin rezil bir ey olduunu dnenlerdir bunlar. Seks onlar
iin kirli, pis bir eydir. Gizli sakl kelerde utanarak yaplmas
gereken, yaptktan sonra da tiksinilmesi ve hemen unutulmas gereken
bir ey! Anneleri gibi kadnlarla evlendikleri iin, hakiki
seksi hibir zaman yaayamazlar, sakn hibirine kaplmayasn!
Bunlar gvdesi ikiye blnm erkeklerdir. Tenleriyle, ruhlar
lene kadar btnlenemeyecektir bir daha. Toplumun ikiyzl ve
karanlk kaidelerinin lanetini tamaya gnll kurbanlardr bunlar.
Senin yapacan ey, asla bu erkeklerin tenleriyle ruhlarn
btnlemeye almak olmamal. Brak paralandklar gibi yaasnlar!
Sana yalnzca durumu bilip ona gre davranmak der.
stelik durumun hi farknda deilmisin gibi yapmak da cabasdr.
Aifteliin en zor yan, bildiklerini susmakta, sezdiklerini
saklamakta yatar. Aptal fahieler niye harcanrlar? Aptal olduklar,
akllar bir eye ermedii, herkese kandklar, hayat ve insanlar
hakknda pek az ey bildikleri iin mi? Hayr, o zaten pek azck
bildiklerini, sk sk dile getirdikleri, o pek sfli hayat bilgisi
krntlarn uluorta sap savurduklar iin harcanr giderler.
Sessizliin gcn bilmezler. ok istismar edilmi olabilirler. ok
kandrlm olabilirler. Zamannda ok kullanlm insanlarda grlen
kullanlma korkusu, ne kadar uyank olmaya alrlarsa alsnlar,
onlar daha da kullanlr hale getirmekten te bir ie yaramaz.
nsan koruyan ey, gerginlikler deil, esnekliklerdir. Yerinde
dikkatler, abartsz nlemler, seni her eyden daha iyi korur!

Szletikleri beylerin gelmesiyle birlikte, Nisuaz'n caddeden
geenlerce grlmeyen arka tarafna geiyorlar. O gn masada
zerine adnn baharfi ilenmi gm akman unutuyor. Btn
aramalara karn bir trl bulunamyor.

Yaz scaklar bastrmadan, beyaz keten klflar geirilmi valizlerle
Bykada'ya, Splendid Otel'de dinlenmeye gidiyor.

Ev tutmak istemiyorum. Evin zahmetleriyle uraamam!
Hem btn yaz fazla gelir. Skldm m dnebilmeliyim. Etekleri
dantel garnitrlerle zenginletirilmi, Bursa ipeinden yok inceliinde
beyaz malahlar giyinmi, elinde dantelli emsiyesi, vapurun
ak tarafnda oturarak, akln arlatran eyleri rzgara veriyor;
kimsesiz gnlerin ay ve simitini ekiyor can. Bir trl
syleyemiyor. Byle durumlarda gerek zenginlerin ne yapacaklarn
tahmin etmeye alyor.

Nitekim abuk sklyor Bykada'dan. skelenin sol tarafnda
yer alan Faraon Lokantas'nda ou kez tek bana yedii akam
yemeklerinden, dnp dolap Saat Meydan'na geldii sabah
yrylerinden, Dilburnu'ndaki amasz babo gezilerden,
Aya Yorgi Kilisesi'ndeki sessiz saatlerden, Byktur yolundaki
fayton sefalarndan, Anadolu Klb'ndeki dedikodusu bol ikindi
aylarndan, Yrk Ali Plaj'ndaki cilvelemelerden, genliini,
ada otellerinde hizmetle geirmi, Hotel Des Etrangers, Giacomo
Hotel, Hotel Calypso anlarn anlata anlata bitiremeyen arap
dkn bunak Rum'dan abuk sklyor. Dnerken o bembeyaz
keten klfl valizlerinden birini adada unutuyor. Btn aramalara
karn bir trl bulunamyor.

zerindeki, bulut pembesi, gk mavisi soluk lekelerle renklendirilmi
krep saten geceliinin geni etekleri, uzand kanepeden
sular gibi dklyor. Tarn rengi cilalanm deme tahtalar,
ortadaki byk taban halsnn evresine, lts gzalan
kaln konturlar ekiyor.

Souk k gecelerinde, ocukluun btn souk gecelerinin
hncn almak istercesine, yalnzca byk gbekli camndan grnen
alevlerin bile byk salonlar stmaya yetecei, grl grl
yanan mavi-beyaz iekli ini sobann hemen yan bandaki
rulo yastkl kanepeye uzanarak, bir yandan koyu arap krmzs
rulo yastn srmal psklleriyle oynuyor, bir yandan da scaktan
al al olmu yanaklar ve baygn gzleriyle bir k masal dinler
gibi Mutik'i dinliyor. ocukluunun soba zerlerinde patlayan
kestanelerin trts eliinde, mandalina, portakal kabuklarnn
kokusu geliyor burnuna.

Kendini yormadan almay renmelisin masal-uykulu kzm,
kendine fazla yklenme, ama bana kalrsa, hibir geceni de
bo geirme! Yalandnda, yeterince yalnz geirecein gecen
olacak zaten. Dilediin kadar dinlenir, gemii dnr, kitap
okur, hayvan besler, ieklerine bakar, bahende toprak apalarsn.
Yallkta zaman hatralarla geer. Unutma! Gvdenin dirilii,
zaman tnelinden hzla geiyor. Zaman, gvdemizi ruhumuzdan
nce ypratr, hatta ou kere, ruhu ypratmay, gvdenin
ksknlne brakr. imdi senin zamannn tnelindeyiz. Senin
gvdenin macerasn katediyoruz. Herkese, ylesine edilmi bo
bir laf gibi gelir ama, hayat sahiden bir masaldr.

zerinde tl inceliinde buharlar tten, altnsuyu nakl incecik
porselen fincandan kokulu, demli ayn ar ar yudumlarken
sylyor bunlar. Aliye'nin gzleri sobada, bu yzden kendisini
dikkatle dinlediini biliyor. Buharlanm camlardaki buzsu
lt, Fransz ii dantel tllerin ardndan bile gzalyor. Mutik,
yerinden kalkp srma pskll, arap rengi ar kadife perdeleri
ekip yeniden koltuuna dnyor.

Kucanda, miz ciltli, parlak katl kapanda pembe-beyaz
katmerli gllerin at bir ak kitabn ak unutarak, rulo
yastkl kanepesinde uyuyakalyor Aliye.

Ryasnda kendini ak denizde, dalgalarn hafif hafif sallad
sal byklndeki st yazl ak bir sayfann zerinde, bir
yandan glkle ayakta durmaya, te yandan gkyzne yazlm
bir kitab, gneten gzlerini ksarak okumaya alrken buluyor.
Okumaya balamadan nce anlamn bildii her szcn,
daha okuduu anda anlamn yitirdiini, yaznnsa zlp daldn,
harflerin eriyerek sulara kartn gryor. Ter iinde srlsklam
uyandnda, kendini onca zorlamasna karn ryasn
bir trl hatrlayamyor.

Niye hibir ryann sonunu getiremiyorum? diye kendi kendine
mrldanrken uyanyor.

Bu sobay bu kadar yakmamak gerek, diyor Mutik. Btn
bir maziyi stamazsn!

Taksim Meydan'nn hemen yan banda, cadde stndeki
Cafe Boulevard'dalar.

zeri parlak renkli tropikal yapraklarla desenlenmi, orman
yeili jarse minderlerin deli olduu hasr koltuklara yaslanm,
uzun kadehlerde "Irish Coffee" iiyor, bara tnemi erkek kalabalnn
zerlerindeki srarl baklarn hissetmiyormu gibi yapyorlar.
Masalarn tepesine yerletirilmi bambu lambalarn sk rgsnden
szlen krmz, mor, sar, mavi, turuncu klar yzlerine
gizemli glgeler, alak sesli konumalarna mphem bir hava
katyor. Aliye'nin yzndeki sr kadar kapal ifade, baka zamanlarda
son derece sradan saylabilecek, kadehindeki krepon
emsiyeyi parmak ularyla evirme hareketine fazladan bir esrar
katarak, uzaktan bakan birine bile, asl o hareketi yaparken dndklerini
merak etme duygusu veriyor. Aliye'nin, her kadnn
sahip olamad melekelerinden biri de bu. Her hareketinin arkasnda,
bir erkein kefetmesi gereken baka bir esrar bulunduu
duygusu uyandrarak, manidar tutulmu ufak bir hareketle, o esrar
perdesini azck aralayp erkeklerin ilgisini her seferinde kendi
zerine ekmeyi baaryor.

Aliye'nin hnzrlnn farknda olan Mutik, durumdan
memnun, konumasnda buna ilikin kk dokundurmalara da
yer vererek srdryor:

Yanndaki erkein bbrlenmesine msaade etmelisin mknats
topu kzm. Senin ekimine kaplp kalmalar kadar, senden
kopamamalar da mhimdir nk. Bak, bazlar arpc kadnlardr.
Erkekler bunlara grr grmez arplrlar. Yazk ki, erkein
bir kere arpldktan sonra, aylnca hemen vazgeebilecei kadnlar
da bunlarn arasndan kar. ou arptyla kalr anlayacan.
Bazlar ise, gzellii demlendike grlen kadnlardr.
Grr grmez kimse arplmaz bunlara, ama baktka sevdalanrlar.
nsann kanna yava yava yaylrlar. Bunlar daha makbuldr
tabii. Sana gelince: Sen, en makbulsn. Hem arpc gzellerdensin,
hem baktka demlenenlerden. Senden kurtulu yoktur.
Kendini kimseye ispat etmene gerek yok. ini geni tut, ferah
ol. Kendi tabiatn yaaman yeterlidir. Erkee stnlk taslama.
Kendinden emin ol. Brak erkek yannda rahat etsin. Onun
kendini vmesini hayranlkla dinlemelisin; onu, kendi anlattklarna
inandrmalsn; o, yannda heyecanl heyecanl bir eyler anlatrken,
kk kesik kahkahalar atmal, hayret nidalar kullanmalsn.
ncir ekirdeini doldurmayacak en sfli eyleri, byk
bir itahla kpre kpre anlattklarnda bile, sakn armay
unutma. Erkekler aran kadnlar severler. Akll bir kadn artmak
o kadar zordur ki, bu yzden onlara fazla bulamazlar;
akll kadnn kokusunu yz metreden alr, ondan uzak dururlar.
Dier kadnlardan ne kadar farkl, ne kadar yksek, ne kadar kaliteli
olduunu anlatmak iin, sakn akl katn kullanmaya kalkma,
kaybedersin; sayglarn kazanabilirsin belki, ama arzularn, dolaysyla
czdanlarn kaybedersin. Her zaman iyi ve mspet duygularla
ayrlmallar ki yanndan, her defasnda bir sonras iin buluma
ansn olsun ve bu bulumada her eyin fiyatnn hzla arttndan,
hayatn ok pahallatndan sz aarak konumaya
balayabilesin. Bylesi fazla belli etmek olur, diye dnme sakn!
En belli etmen gereken ey budur. Erkekler para yedirmeye
baylrlar. Paray da bunun iin kazanrlar zaten. yle laf hi
dolatrmadan kk imalarla hemen konuya girebilirsin. Onlar da
bilir, senin onlarla paralar iin birlikte olduunu. Seni ancak parayla
elde tutabileceklerini. Arkadalarnn yanndayken, onun,
sana ald hediyeleri, gezdirdii yerleri, yiyip itiklerini saymana
baylrlar. Onlarn derdi kadnlarla deil, birbirleriyledir nk.
ou, byle eyleri arkadalar duysun, Helal olsun ulan bizimkine!
desinler diye yaparlar zaten. Zavall varlklar byle
byle bir ahsiyet kazanr ufuksuz gzlerinde. Bylelikle, bu
alemde, Hovarda erkek, diye anlr olmay arzularlar. Hepsi iin
en nemli ey, bakalarnn gzlerindeki "kredileridir". Sen, bir
erkei ne kadar hzla soyup soana evirirsen, dierleri de ayn
hzla sraya girer. Unutma, senden asl bekledikleri, annelerinden
grdkleri iyilikler deil, ktln renkli srprizleridir. yilik
skcdr. abuk biter.

Gece indiinde, Mutik'in cebinde, bardaki uzun favorili,
drt dme ceketli, dm kaln atlm verev desen kravatl,
valye yzkl birka adamn gsterili kartvizitleri vard. Cafe
Boulevard'dan kalkp, stiklal Caddesi'ne doru yryp Beyolu'nun
geceye bir ahtapot gibi yaylan tandk kollarnda kayboluyorlar.
Aliye, kalkarken kuyruu tal gzlklerinden birini unutuyor
masada. Btn aramalara karn bir trl bulunamyor.

Srtnda, dekoltesi iddial muare taftadan bir elbise, boynunda
akarsu gerdanlk, kulaklarnda glkpeler, ayanda zarif rugan
iskarpinlerle, Pera Palas'taki bollerin, ampanyalarn su gibi
akt grkemli bir baloya katld zifirsiyah gecenin ortasnda,
o sivri topuklu zarif rugan iskarpinlerin tekini, yrek arpntlar
iinde kaarcasna ayrld Pera Palas'n merdiven basamaklarnda
ayandan drveriyor. Bir daha bulan olmuyor o ayakkab
tekini. Btn aramalara karn bir trl bulunamyor. Bir aya
plak dnyor evine. Masaln kaybetmi bir klkedisi gibi, ertesi
gn diye bir ey olmadn anlyor. Kalbini hatrlyor. Hayatnda
kaybettii baz eyleri kalbinde kaybetmediini anlyor.

Mutik, Sylemitim, diyor. Bu, iin senin; Hayatn deil!
Kalbinin kilidini sakn bir daha gevetmeye kalkma! Masallarn
aran kadnlar bedbaht olurlar! Hayatnn prensinin karna
kaca masal bu deil! Sen, onu Pera Palas'taki bir gecede yitirmedin
ki orada bulasn! Kimse bir gecede yitirilmez, bir gecede
bulunamayaca gibi.

Unutma hakiki erkek, yzlerce erkekten meydana gelir. Zaten
bir zaman sonra, yzlerce erkein sana verdiini, bir tek erkekten
beklemeyecek kadar olgunlam olacaksn sen de... Bence,
bu durumun tadn karmalsn. Bir kadnn arad o bir tek
erkek, her zaman iin hayali bir varlktr. Hi olmamtr. Bir erkek,
birok erkekten meydana gelir. O da yalnzca bir tasavvurdur.
Beyhude bir tasavvur! Anlayacan, erkek diye bir ey yoktur
bulut bakl kzm. Erkeklik, yalnzca bir durumdur. Bir kiinin
varlyla deil, ancak birounun varlyla salanabilecek
olan mitsiz bir durum! Her erkekte, aradn erkein yalnzca
bir parasn bulursun. Gerek bir kadn iin, gerek bir erkek,
Allah gibidir, her yerdedir ve hibir yerdedir. Ak da budur zaten!
Baka bir ey deil. Aramaktan vazge, demiyorum, bulmaktan
vazge melek-oklu kzm!

Mutik gittikten sonra, Aliye, gzlerine inmi iki top bulutu
dkemeden sabaha kadar ylece oturuyor.

Gnler her eyi solgunlatrr.

Aclar diner, an olurlar bir gn.

Aliye'ye de yle oldu. Bonmare vitrinlerine bakmak, krmz
ipek perdeli localarda oturmak, Talk Kahvesi'nden denizi seyretmek,
krmz tramvaylara binmek, Krepen Pasaj'nda bir tek atmak,
Turkuaz Lokali'nde, Moskovit Lokantas'nda, Kristal Bar'da,
Rejans'ta grnmek, yazlk sinemalarda illzyonistlerin hokus
pokus gsterilerini izlemek, ou, solgun yzl i hanlarnn
birinci katnda yer alan krk evlerinde, kvrck astraganlar ya da
srt krkleri endam aynalarnda prova etmek, Sreyya Plaj'nda
deniz heykeliyle bakarak gnelenmek, Olyon'dan, Kaluvrisi'den
alveri etmek, operetler, rvler, igan mzikleri arasnda
oradan oraya srklenmek,

Pera Palas'n basamaklarnda ayandan drp kaybettii
ayakkab tekini unutturdu Aliye'ye. Oyalanmay rendi.

nsanlar oyalanrlar, alrlar, unuturlar.

Gnler her eyi soldurur.

Her ey bir gn an olur.

lgncasna bir hayat, dolu dolu geceler, k akml yaldzl
gnler...

Her ey, bir filmin, hareketli bir mzik eliinde birbiri stne
binen zincirleme grntlerle, "neeli gnler" anlatt sahneler
gibi l l, capcanl... yle ki, her gece baka bir elence yerine
gidilen, her gn baka bir yerden alveri edilen, iki gn st
ste ayn yerde yemek yenmeyen bu parlak gnlerin ba dndrc
hznda mutlu mu, mutsuz mu; iyi mi, kt m olduunu anlayacak
zaman bile yok Aliye'nin. Masalnn rzgarna kaplm gidiyor.

Gnleri dolu dolu geiyor Aliye'nin. Beyolu'nda yeni alm
olan gzellik salonu Pelbar'a dzenli olarak devam ediyor.
Salarn elbette zidor'a yaptryor. stanbul'un nl pedikrcs
Bonnii'ye abone olmutur; el ve ayak parmaklarn emmekten
holanan itahl erkekler iin, sk sk el ve ayak trnaklarn
dzelttirmektedir. Sk sk deien erkeklerin kollarnda, eitli
lokallerde, Beyolu'nun dans okullarnda rendii admlarla Viyana
valsleri admlamaktadr. Daha ok Pilsen, Nektar ve Mnih
biralarn, rak imesi gerektiinde de Dimitropulo'nun sakzl raksn
sevmektedir.

Aliye'nin gen gzleri balangta fazla uza gremiyordu.
Onun iin hayat, devam gelecek hafta kacak olan mecmua fasiklleri
gibi tane taneydi.

Kald ki, Mutik, stanbul'un i ie gemi zamanlarndan rd
kk mucize oyunlar yaratarak, iyice gzlerini kamatryordu
Aliye'nin. rnein, oktan yklp yerine bambaka bir bina
dikilmi bir gemi zaman kafeantanndan, birdenbire gnmz
sinemalarndan birinin fuayesine kartveriyordu Aliye'yi.
oktan yklp zerinden yol geen bir bonmare maazasnda
alveri ediyor; imdilerde, bir i hannn yerini ald eski bir
dancing'te gnn moda danslarn yapan stanbullulara alk tutuyorlard.
Hem Moulen Rouge'u, hem Atlas Sinemas'n, hem ark
Tiyatrosu'nu, hem Tokatlyan' ayn yerde ayn gn yaamak kolay
deildi.

Beyolu'nun btn zamanlar gvdelerinde seiriyordu. Zamandan
sarhotular.

Gnler her eyi solgunlatrd. Her ey bir gn an oldu.

ift kapl ve her kaps ift kilitli yatak odasnda duran, her
gecenin sonunda, yanna giderek rtsn kaldrp ba baa kald,
Sirkeci'nin kt arka sokaklarndaki Yahudi esnafndan
birinden ald gsterili bir kasas var. Pahal mcevherlerinin,
altn taklarnn, hisse senetlerinin yan sra, belli bir miktara
ulatnda bankaya gtrp yatrd paralarn saklad bir kasas...
k bir Cadillac direksiyonuna, daha ok da gemi dmenine benzeyen,
yuvarlak metali l l parlayan ar dnen bir kolu var
kapanda. ifreyle alyor kasa. ifresi hayatnn en byk srr.
Mutik bile bilmiyor. Evine hi misafir kabul etmiyor. Kasann
st, yoksul dm Beyaz Rus soylulardan yok fiyatna alnm,
azck eprimi, srma pskll, ilemeli, kaln bir alla rtlm.
Bir tek o kasann banda kendini gvenli hissediyor Aliye. Grnmez
bir fotoraf makinesine poz verircesine, anlamndan boalm
bir yzle, belli bir noktaya dikilip kalm dalgn baklarla,
dirseini dayad kasann banda, bir eli akanda neredeyse
kmldamadan, hibir ey dnmeden, dakikalarca ylece duruyor.
Btn duygularn yerine geebilecek tek bir duygu buluyor
iinde: Gven. Bu da ona imdilik yetiyor. Ne zaman, biraz fazla
hayallere kaplacak olsa, bir zamanlar falna bakan o gen yazarn
tembihini tutuyor, toplama karma yapyor. yi geliyor bu
ona. Ayaklar yere basyor. Hesabnn kuvvetli olmas, dnyada
kaybolmayacana dair inancn pekitiriyor.

kindi ayn daha ok Lebon'da "alyor"; ounlukla ili'de,
Nianta'nda oturan, gen ve yakkl sevgilileriyle bulumak
iin, Beyolu civarnda garsoniyer tutmu olan btn o ktlk
kumkumas zengin kadnlarn; tazeliinden baka gzellii
olmayan, gnl irkini, kt ruhlu zengin kzlarn, bir yandan
ikindi aylarn ierken, bir yandan da, Aliye ne yaparsa yapsn,
kendilerinden biri olmadn yzne vuran kmseyici baklarna,
ona bakarak manal manal fsldamalarna aldrmaz grnmeyi
renmi; iri porselen fincanlardan sade bir vekarla ayn
yudumlarken, Lebon'da, Markiz'de ve benzeri yerlerde bulunmakta,
en az onlar kadar hakk olduunu dnyor. Ne de olsa,
Aliye'nin hesap pusulalarn da, bu kadnlarn, kzlarn, kocalar,
babalar dyor.

Mutik, serzenite bulunur gibi, bir sredir sinirli hareketlerle
yakas volanl ipek bluzunu dzeltip duran Aliye'nin szn kesiyor:

nce elini ek yakandan! nsanlara, ne yaparlarsa yapsnlar,
seni kzdramayacaklar, seni incitemeyecekleri intiban vermelisin.
Serinlii ren! Unutma bir byk yazarn dedii gibi, en
iyi intikam ekli, kaytszlktr. Hibir eyi izzetinefis meselesi
haline getirme! Bu, profesyonel bir meslektir, her meslek gibi
riskleri vardr, meslek hatalar olabilir. Unutma, bu da dierleri
gibi bir i, sen sadece iini yapyorsun; sana, senin ahsna yaplm
bir ey yok ortada; bu bir rol, bir yanllk olsa bile, oynadn
rol gerei bir yanllk olmutur, hepsi bu! Byle bakmazsan,
dayanamaz, daha ikinci perdenin ortasnda kaar gidersin rzgarl
kzm. Sakn kendini bakalarnn insafna emanet etme! Mahvolursun!
Kendine de, onlara da zaman tan. nsanlara gvenme,
gveneceksen onlarn hafzalarna gven! Hafzalar ok unutkandr
nk. Sana da alacaklar. Unuta unuta alacaklar. Bu memlekette
bir tek eye gvenebilirsin: Unutkanla!

u ngiliz centilmeni taklidi heriflerin, Fransz madamas
taklidi kadnlarn, u zppe mekteplilerin, u pastane kibarlarnn
afra tafralarna bakma sen! Altlarn biraz kazsan, hepsinin altndan
ne cifeler kar! Yzlerine yerletirmeye altklar kilise
vitraylarndan ezber edilmi u marur ikon baklarna aldanmayasn!
Btn ikonlar tanryla gz gzeymi gibidir. Senin zehir
al baklarnsa, yalnzca erkee ayarl olmal. O baklar bir
erkein kanna karmak iin bakmal yalnzca. Senin iin erkeklerle.
Buradaki kokoz karlara ispat etmek mecburiyetinde olduun
hibir ey yok! Unutma, sen sadece iini yapyorsun. Hadi
ayn i de kalkalm artk. imize bakalm! Dnya seni bekliyor!

Kalktklarnda, sehpada timsah derisinden yaplma kk el
antasn unutuyor Aliye. Btn aramalara karn bir trl bulunamyor.

Moda Deniz Hamam'nda, kskan gzlerin, kem baklarn
hmna uram mayosunu unutuyor. Florya Plaj'nda boyunu olduundan
uzun gsteren hasr keli plaj takunyalarn. Kafeantanlarn
birounda saysz yelpazesini. Sandalye arkalklarna
asl ka el antas, eitli kahvehanelerin, birahanelerin kayp
hatralarna kart oktan. Dem sofralarnda kristal kahkahalar savurduktan
sonra, azck uzanverdii atlas deli divanlarda, iine
Hasan ya da kufe marka kolonyalarn serpildii ka lavanta
kokulu mendil, sktrldklar minder aralarndan yoklua kartlar.
Yabanc yatak odalarnn ahab karark komodinlerinin stnde,
gmrah salarn glkle zapteden sra prlantal taraklar
kald. Dalgn ve hznl gzlerle sularna dald nilferler am
havuz kenarlarndan kalkp mahzun bir roman kahraman gibi
glgesine yrd sonbahar kameriyelerinde, omuzlarndan
drd ka Suriye al bakalarnn hatralar iinde kaybolup
gitti. Sesinde sakl vaatlerle arklar syledii, ekingen bakl
iki masalarnda, zeri mineli ya da sedef ilemeli nice enfiye kutusu,
baka zamanlarn kokularna kart. Boaz postasn yapmakta
olan, 27 baca numaral yandan arkl Sahilbent gemisinde,
her defasnda baka biriyle el ele tutuup huu iinde mehtap seyrederken,
rpna rpna uuarak sonunda rzgara kaptrd
earplar, ka Boaz akntsna bayrak oldu. Mesirelerde unuttuu
fildii ya da abanoz sapl emsiyeleri ka yabanc yamur savuturdu.
Kim bilir, hangi lavabolarn sabunluklarnda unuttuu
nice yzk, ka parmakta ka el, ka kader deitirdi? Otel aynalarnn
nnde unutulmu onca kokulu pudra, kuyruklu srme iesi,
say say bitmez nice sant...

Hepsi de kazanlm bir hayatn saysz kayplarydlar.

Btn aramalara karn hibiri bulunamyor.

Eyann kuatt dnya, byle biri hi olmam gibi yapyor.

Eya uruna deitirilmi hayatlardan ilkin eya ekiliyor.

Neden her gittiin yerde bir paran brakyorsun Aliye? diye
hznl bir merakla soruyor Mutik.

Aliye, bilmedii ama diplerde, ta iinde hissettii bir cevab
neredeyse kendiliinden veriyor:

Bilmem, zaten para paraym ya, belki ondandr; belki de
kaybolmayaym, diyedir... Bir zamanlar buralardan ben de getim,
demek iindir... Ormanda kaybolmamak iindir. Hatra olmak
iindir... Bizden nian veren bir sr brakmak iindir... Ne bileyim,
byle eylerdendir herhalde!.. Unutma, bana zaman sen rettin!

Umarm bir gn yaval da renirsin, diyor Mutik. Hzda
kaybettiklerini, yavalkta bulursun.

...

Bir gn, Mutik, dedi Aliye. Ne ok ey biliyorsun, kadnlar
hakknda, erkekler hakknda, seks hakknda, ama seni hibir kadnla
birlikte grmedim bugne kadar. Neden?

Osmanbey'de Cafe Bonjour'daydlar.

Her gn bir yenisi alan pasajlarn, i hanlarnn, hamburgercilerin,
plaklarn, butiklerin, sinemalarn kuatt, gnn gzde
buluma mekanlarndan biri olan Bonjour'da. Kapal, yad
yaacak sinsi bir eyll havas... Caddeden akan arabalara, kardan
karya telal admlarla gemeye alanlara dalmlard
tam, Aliye bu soruyu apansz sorduunda.

Bu soruyu bana bunca zaman niye sormam olduunu merak
eder dururdum ben de inan ki! dedi Mutik. Bak, gryor musun,
sen bile seks yapmay yaktramamsn bana. Demek ki,
kafann bir yerinde, beni ve seks yapmay yan yana koyamamsn.
Cevab ok basit aslnda: Ben bir asekselim. Anlamadn deil
mi? Yani bunca yllk hayatmda bir kere bile cinsel ilikiye
girmedim. Seksin hibir eidini yaamadm. Hibir kadn arzulamadm,
hibir gvdeye ilgi duymadm. Bir muhabbet tellal
iin, kaderin cilvesi saylabilecek ho bir tenakuz, masalmza yakan
k bir eliki, deil mi?

Aliye'nin aknlktan byyen gzleri, onu daha da elendirdi.
Sanki bu da onun zevkiydi.

Hala hibir ey anlamam, Nasl yani? dedi Aliye.

ok basit, dedi. Cinsellik ihtiyac hissetmiyorum. Bu ne byk
zgrlktr bilemezsin. Dnsene, insanlarn byk bir ksmnn
hayatn mahveden ey, cinsellik deil midir? Dnya nfusunun
tamamna yakn byk bir ksm, her gn bir hastalk gibi
cinselliin penesinde kvranyor. Bu bakmdan ben, kendimi
ok ansl sayyorum. Zaten, iki insann birbirinin bu kadar ok
iine girmesi houma gitmiyor dorusu. Bir kere, k ve zarif bulmuyorum.

Aliye'nin azn bile kapatamayan aknl karsnda, iyice
elenmeye, ne zamandr bekledii bu "itiraf annn" tadn karmaya
balamt Mutik.

En bata, seksin kendisini irkin buluyorum. nsanlar iin
gerek bir yk. Beyhude bir gayret! Bir angarya! Bo bir hamallk!
Neresinden baksan, irkin bir amelelik! Hele o seksten gz
dnm insanlar yok mu? Yarabbi, ne irkin bir oburluk eidi!
Ne hayaszlk! Birbirlerinin iine girmekteki srarlarn, bu uurda
gze aldklarn, katlandklarn dndke, insanlk adna
utan duyuyorum! nsanlarn bakalarnn yannda yapamad
pek az ey vardr. Dn, seks yapmaktan o kadar ok utanyorlar
ki, bunu bakalarnn yannda yapamyorlar.

Aliye, aknlktan sessizlemiti, aklna hi baka soru gelmiyor
ama, Mutik'in aklamalarn srdrmesini istiyordu.

Hem seks birok eye engeldir, diye srdrd Mutik. Erkeklerin
ou, bu yzden kadnlarla arkada olmay baaramazlar.
Tandm birok erkek, ancak kuu kalkmamaya baladktan
sonra, kadnlar anlamay, onlarla nispeten daha eit ilikiler kurmay
renmitir. Ne hazin bir kazan! Cinsellik, aslnda insanln
en byk belasdr. Birok insan, hayata ok daha fazla faydal
olabilecekken, srf bu yzden btn vaktini ve enerjisini seks
dedikleri beyhude bir ama uruna harcayp gider. Yllardr aknln
verdii gl bir merakla u cinsellik dedikleri gayya kuyusunu
anlamaya alyorum. Beni bu ite feylesof yapan ey,
zengin tecrbelerim deil, olsa olsa gzlemlerimdir. Geri, gzlemlerimin
biraz kyc ve insafsz olduunu ben de kabul ediyorum
ama, iin iinde olmamann getirdii avantajlar da gzard
etmemek lazm. Bazen insanlar hi yaamadklar eyleri, dierlerinden
daha iyi gzlerler. Ben, seksin doasn kavradm nk.

Nedir peki seksin doas? diye dirilmi bir merakla sordu
Aliye.

ok basit, dedi Mutik. Seksin doas falan yoktur. nsanlarn
bir trl kabul edemedikleri ey de budur zaten. Yok yere,
seksin doayla ilikisini arayp duruyorlar. Birok insan, can skld
iin seks yapar. Birok insan, yalnzlndan seks yoluyla
kurtulacan sanr. Yalnzlktan kurtulmak mmknm gibi!
Seks o kadar kt bir illettir ki, ok iyi yaptn zaman, yetinmezsin,
cann bir daha, bir daha ister. Kt yaptnda da, bu olmad,
belki bundan sonraki daha iyi olur, diye bir daha, bir daha yaparsn.
Yani seksten kurtulu yoktur. Tam bir babelasdr! ldrmeyen
bir veba eididir, bulaa bulaa oalr. Dnyay hibir
ey deil, seks ldrecek! ok iyi seks yapanlar, en anssz olanlardr.
nk, onlar o kadar ustalamlardr ki, kendilerine gre
bir e bulmakta glk ekerler. Bu yzden btn dnyay denemeye
kalkarlar. Dnyann en eski meslei niye fahieliktir, sanyorsun?
nsanlar niye en ok cinsellik hakknda yalan sylerler,
sanyorsun? nsanlarn en byk nyarglar da, cinsellik hakkndadr.
En byk srlarn da, ikiyzllklerini de cinsellie saklamlardr.
Dnyada hala en byk para seksten kazanlyor. nsanlar
o kadar zavall ki, aa be yukar hemen herkes bu konuda
yalan syledii ve ikiyzl olduu halde, yzyllardr zina, fuhu,
aldatma, sadakat falan tartyorlar! Dnya kurulal beri, en byk
yasaklar seks hakkndadr. Ne drt kitap, ne krk peygamber seksle
ba edemedi. nk seks ne yazk ki, var oluumuzdur. Var
oluumuz kadar anlamsz ve aklanamazdr.

Mutik, hzn alamamt, konutuka alarak trmanan bir
fke tonu seziliyordu sesinde, sonunda, Tek kelimeyle, seks samadr
canm, diye balad szlerini.

Aliye, Mutik'in felsefesinden ok iin gnlk ve pratik ynleriyle
ilgiliydi hala.

Peki, senin cann hi ekmiyor mu yani? dedi. Hani bu kadar
biliyorsun, ediyorsun, gryorsun, elinin altnda bu kadar gzel
kz var.

Aliye'nin naif ve gereki sorusuyla mizah duygusunu yeniden
kazanyor Mutik.

Beni anlamakta glk ekiyorsun deil mi? Ama haklsn.
Aseksellik gerektii kadar bilinmiyor, stelik ne yazk ki, gerektii
kadar taraftar toplayabilecek bir konu da deil. Daha batan
malup bir durumdayz. Hibir zaman iktidar olamayacamz
biliyorum. u anda yeryznde ok kk ve nemsiz bir aznlk
olabiliriz; ama ben gene de bir gn saymzn artacana, yava
yava byyp gleneceimize inanyorum. Dnyann bu kepaze
hali byle devam edemez!

Soruma cevap vermedin, diye srar ediyor Aliye.

Hayr, ekmiyor, diyor Mutik. Canm, kadn madn, seks
meks ekmiyor. nan aklma bile gelmiyorlar. Yaptm iin, gzmde,
ne bileyim, ttn ya da gazete satmaktan pek fark yok.
Bu da bir i yalnzca.

Aliye, hala inanmaz gzlerle bakmay srdryor, Mutik'ten
daha inandrc aklamalar bekliyor.

Sonunda, aknlktan ak kalm azn kapatmay baaran
Aliye, Ne tuhaf? dedi. Meer seni hi tanmamm!

Bunu duyduuma sevindim, dedi Mutik. Demek, daha benden
sklmadn anlamna gelir bu. Artk yeter bu kadar, benim
hakkmda ok gevezelik ettik, hem bak, kapda mterin grnd
bile ball kzm! Hadi bakalm, laf bitti, imdi i vakti: Seks yapmaya
gidiyorsun!

Aliye, oturduu yerden dorulurken iini ekti: Aman Mutik,
dedi. nsanda itah m braktn?

...

Her eyden ok bulunan bir evi oldu sonunda.

Bir masal evi kadar zengin, ok kapl, ok odal, ok eyal
bir evi.

Gardrobu azna kadar giysilerle, tilki ya da vizon yakal
mantolarla, kuzgun kanad arml pelerinlerle, birbirinden nadide
krklerle, eit eit, model model apkalarla dolu. Top top
kumalar, dantela garnitrl volanl etekler, vatkal dpiyesler,
yanardner ipekliler, yrrken dalga dalga kpren ifon sabahlklar,
gecelikler, kamir desenli, ilemeli allar; askl, asksz,
yrtmal, yrtmasz, uzun gece tuvaletleri; balinalar geirilerek
kabartlm etekler, dantelli, dantelsiz jponlar; bazen omuzlarn
ve kollarn rtmede, bazen de yaka dekoltesi ak tuvaletlerde
gerdan kapatmada tamamlayc olarak kulland, dokusuna gm
pullar, altn simler serpitirilmi rengarenk Acem tlleri,
ipek ve saten i amarlar, ipek oraplar, a dokulu dikili oraplar,
yazlk, klk, kymetli deriden onca iskarpin, saymakla
bitmeyecek daha nice aksesuar, nice sant...

Evi, k ve pahal eyalarla deli. eitli kelerdeki konsol
ve sehpa zerlerine yerletirilmi pembe, sar glgelikli, ipek
pskll abajurlarn, ok kollu kesme billur avizelerin yumuak
klarla aydnlatt yksek tavanl, geni, ferah salonunda, grkemli
saray kaplar gibi duran gsterili bfeleri, Fransz yemek
takmlar, Bohemya kristalleri, yumurta kabuu inceliinde porselen
in vazolar, Saksonya biblolar; ilerinde eit eit phtlam
ev likrleri duran, markal kristal ieleri, gm atalbak
takmlaryla dolu...

Taban, insana, her an bir masala doru kanatlanp uacakm
hissi veren, cennet yeili yapraklarla desenlenmi ate rengi
Acem halsyla kapl bir ark Kesi bile var. Salonun, yan
camla kapl cumbasna yerletirilmi, ipek stne altn sim ilemeli
kuty yastklarla beslenmi, geni, ferah sedirin nndeki
gne sars tun tepsinin stnde, billur karafakiler iinde bekleyen
dinlenmi, sakzl ya da dz raklar; altn, gm tabakalar
iinde eitli markalarda sigaralar; zeri mineli, sedefli enfiye
kutular; telkari ilemeli gm zarflar iinde duran soan zar
inceliinde kahve fincanlar ve kehribar azlkl, gm bal bir
ift nargile, her an hizmete hazr durumda bin bir gece masallarnn
konuklarn beklemekte...

Gene de btn bunlarn arasnda yitirilmi bir yarnla ba baa
kaldn dnyor Aliye. Ryasnda tkenmi birinin, yarnlar
da dnlerine benziyor. Gndelik hayatta ne kadar salamc
olurlarsa olsunlar, ryalarn, yaamlarndan ok daha gl duyumsayan
hayalperest insanlarn deimez kaderini yayor. Bir
eit tkenie benzeyen kaderini... Yapt onca toplama-karma
handiyse boa gidiyor.

Ne zaman Beyolu'nda yrrken, Hristaki Pasaj'nn nnden
gese, ban kaldrp kemerli giri alnlnn tam ortasna
yerletirilmi oymal saate bakyor. Zaman anlamaya alyor.
Bir ey olmuyor. Alnln iki yanndaki kabartma deniz klahlarndan
dklen meyveler, ta kesildikleri yerde dklmeye devam
ediyorlar. Onlar dklmeye devam ederken, Hristaki Pasaj,
birdenbire iek Pasaj oluyor.

Bir de, ad 'yle balayan eyalardan yapt zel bir koleksiyonu
var: anak, mlek, atal, ak, anta, izme, aydanlk, akmak...

Zaman onlarla nnlyor!

Toplad yetmiyormu gibi, koleksiyonundaki btn paralarn,
tek tek resimlerini ektirmek istiyor Aliye. Resimlerin, gnn
birinde onlar dalmaktan koruyacaklarn sanyor. Foto Febs
bu isteine aryor.

Eyay bir arada tutan eyin fotoraf ekilemiyor.

Albmler byle sylyor.

Bunlar olurken, ksa zamanda hemen her eit zengin grd
gzleri Aliye'nin. Sava zengini tccarlar, mirasyediler, hacaalar,
ihtilal zengini patronlar. Vagon ticareti, ttn ticareti yapanlardan
eker, ya, tuz, gaz karaborsas vurguncularna; ila fabrikatrlerinden
petrol krallarna, celeplerden demir tccarlarna,
inaat kapkalarndan silah ve esrar satclarna varana kadar
her eit zenginin koynuna ve hayatna girdi.

Beyolu'nun btn zamanlarn grd, yaad.

Gn gnden itahn kaybetmiti. Dnyay can ekmiyordu artk.

Garden Bar gecelerinde kahkahalar asl kald. Holivut tebessml
erkekler ve kadnlar arasnda Taksim Bahesi'nde, Turkuaz
Lokali'nde tangolar admlad, valsler dnd. Rak masalarnda
kdemler alp Asmal Mescit meyhanelerinde kadehler nlatt.
Nektar ve Luxembourg Birahanesi'ndekiler, onun dudaklarnn
kenarlarnda brakt minik bira kpklerine bakarak yutkundular.
Dn mehul bir kzcazken, birdenbire mhim ve tannm
bir Beyolu ahsiyeti olmann saltanatn hakkyla yaad.
Bir zamanlar, mahcub ve ekingen bir edayla, vitrinlerine bile
gzucuyla bakabildii maazalarn, dkkanlarn, bonmarelerin,
kafelerin, barlarn, birahanelerin, lokantalarn, restaurantlarn,
otellerin imdi herkesin nnde hrmetle eildii hatrl bir mterisi
olmutu. Mhim otellerin dansl ay partilerine katlyor,
mhim ahsiyetlerin balolarna, davetlerine arlyor, en nemlisi
eliliklerden bile mhim mevkilerde tan ve ahbaplar ediniyordu.

imdi, bir yere girdiinde, herkes onun geldiini, ilkin kokusundan
anlyor. Kendinden nce, ince bir buhur gibi tterek nden
giden efsunlu rayihas duyuluyor. Umumi bir yere girerken,
omuzunun tek hareketiyle zerindeki mantosunu, pelerinini ya da
aln aa indirerek gsterili bir vekarla "antre yapan"; btn
baklar stndeyken, tahtna yerleir gibi arkasna byk bir gvenle
yaslanarak oturan, bacak bacak stne atp bir kolu sandalye
ya da koltuk arkalna takl olarak, dnyaya ve insanlara
yksek ve usuz bir balkondan bakyormuasna marur gzlerle
bakan, ou zaman kalp eklinde boyad karanfil krmzs
dudaklarnn ucuna decekmi gibi hafife yerletirdii incecik
sigaralardan derin nefesler ekip koyu, kaln dumanlar savuran
bu ba dndrc kadn, daha dne kadar titrek, ekingen admlarla,
yalnzca Beyolu'nda deil, dnyada da kaybolmu gibi yryen
o rkek kz ocuu deildi sanki. Ardnda kendinden ller
brakarak ilerleyenlerin yolunu katederek buralara kadar gelmiti.
Ve belki de insan hayat iin en nemli eyi, gereklik duygusunu
yitirmiti. Btn yaadklar ba dndrc bir ryaya benzerken,
gerekliini hissettii tek ey, "para"yd.

Kimi zaman, bir alveri ya da berber sonrasnda Hatay Kahvesi'nde
yorgunluk ay ierken, kimi zaman Degstasyon'da iek
Pasaj'na girip kanlar seyrederek, hafif bir le yemei yerken,
ya da Fransz Konsolosluu'nun bitiiindeki Mavi Ke'de
ayakst birasn yudumlarken, Beyolu'nun gzlerinin nnde
an be an bakalatn gryordu. Srekli, durgunluk hza, hz
durgunlua dnerek zamann getiini, etin durdurulamazln,
hayallerin uuculuunu ve hatralarn iddetini sylyordu.
Her girdii yerden ktnda, zalimce deimi baka bir stanbul
dikiliyordu karsna.

Nereye gitse hikayesi ardndan geliyordu.

Ya da o hikayesini srklyordu.

Ka zamandr, oturduu kahvenin, pastanenin ya da lokantann
pus benekli, tozanl camlarndan, Beyolu'na artk baka gzlerle
bakyor, evresinde olup biten her eyi, zaman d gzlerle
inceliyor; gzlerinin nnden akp giden hayata ait canl grntleri,
yllar sonra baklan eski bir albmde, sahipleri oktan lm
soluk fotoraflara benzetiyor, bunlarda gndeliin olaan akndan
ok, lme ait bir esrarn sakl iaretlerini buluyordu. Bir sredir
kendini hibir yerin yerlisi gibi hissetmiyor, kendini hibir
yere aitmi gibi duymuyordu. Gen kzlk zamanlarndaki yoksulluun,
gvensizliin tedirginliini, imdi nedenini ve niyesini
anlamad, ama penesinde kvrand var oluuna ilikin daha
derin bir yalnzln tedirginlii almt. Bir srgne benzetiyordu
hayatn. Yalnzca mekandan deil, zamandan da soyutlanm,
srgn edilmi gibiydi.

stanbul'da imdiki zaman bile, hep gemiin kaln glgeleri
iinde her eyin zerini rtyor. stanbul'dan bile eski olan
Beyolu'ndaysa, gemiin glgeleri arasnda yaamak kanlmaz.
Belki de bu yzden, btn yzyllarn bir arada yaand ve her
yzyln ayn lde yabanc olduu Beyolu'nda insanlar ok
ruhluydular. Bunun iin macera, tehlike ve mit oktu. Bunun
iindi byk yalnzlklar. Beyolu, hem stanbul'du, hem deildi;
tpk stanbul'un da, hem Trkiye olup hem olmamas gibi... Beyolu'nda
en byk tehlike, insann kendisiydi. Her zaman byle
olmutu. Kimse kendini inzivada kefetmez. nsan kendisiyle ancak
byk kalabalklarda karlar. nzivalarsa dnler iindir.
Kalabalklarda kendiyle karlap kaybolanlarn, yenilenlerin
dkm gnleri iin.

Ilk akamzerleri, stiklal Caddesi'nde yrrken, ban kaldrp
bakt ou kagir olan binalarn pencere alnlklarnda, maltatandan
yaplm evlerin kararm cephelerinde, insan yzl
kabartmalarnda, bitkisel sslemelerin yer ald frezlerde, gemiin
gzleriyle baka baka yrmenin byk yorgunluunu hissediyor
Aliye. Bu geni zamanl yorgunluk, kimseyi iinde yaad
zamanla ba baa brakmyor. Farknda olsun ya da olmasn,
Beyolu'nda yryen herkesin, bina cephelerindeki koca stunlar,
kirileri, kat kat ykselen o koca yaplar balarnda tayan
karyaditler, kabartma heykeller kadar yorgun olmas bundandr.

Gemiin btn izlerini tayan o eski ve hametli yaplar,
kapal havalarda biraz daha ask suratl ve balamasz gelirdi
Aliye'ye. Rzgara sevdal emsiyeler, her an kendilerini tutan ellerin
sahipleriyle birlikte havalanp stanbul semalarnda baka
zamanlara uacaklarm gibi olurdu. Maazalarn vitrin klar
yamurda iyice gszleirdi. Arabalarn ounun rengi siyaht;
ou zaman koum demirlerine ocuklarn asld boynuzlu
tramvaylar, hi umulmadk bir anda birdenbire kverirlerdi ortala
ve mevsim ne olursa olsun, havay enlendirirlerdi. Yrek
hafiflerdi. Aliye'nin yz, tramvaylar seyrettii dalgn pastane
camlarnda kalrd. Yoldan geen hikayeleri dinlerdi, bir zamanlar
kasasnn banda otururken pastane mterilerine uydurduu
gemi zaman tayan hikayeler gibi hikayeler yazard nnden
akp giden yzlere...

O gne kadar tanmad, bilmedii bir umutsuzluk eidinin
usul usul kendini ele geirdiini hissediyordu. Gelecek de gemi
kadar gszletiinde, umutsuzluk balyordu.

Bir zamandr, btn randevularn tehir etmeye balamt
Aliye. evresini her an muhasara altna almaya alan o kranta
beylerden uzak duruyor, daha ok gndzleri olmak zere tek bana
ve gayesiz dolayordu. Biraz kendiyle kalmaya, dnmeye,
iini yoklamaya ihtiyac vard. Hayat tatil ettim, diyordu glmseyerek.

Bir ryada gibi Aliye. Ama ac eken bir rya bu. Ryada olduu
iin acsn hissetmiyor; yalnzca biliyor. Vedalar gibi
seyrediyor hayat, Beyolu'nu, insanlar... Hayatn dna srlm
insanlarn baklarndaki ksknln o tuhaf berraklyla
bakyor. Aliye'nin, dilediinde birdenbire matlaan, donuk, kunt
baklar, smsk kendine kapanr, kar tarafn duygularn okumasna
asla izin vermezdi. Bir sredir baklarnn kilitledii yzne
bu kapal, geit vermez ifade yerlemiti; iinde bilmedii
eyler oluyordu. Gn gnden her eye kar ilgisi azalm, hayata
olan itahn iyiden iyiye kaybetmiti. Kk elenceler icat etmede
eskisi kadar usta deildi. Mutlulukla ilgili kurallar bir trl
anmsayamyordu. Bir parfm daha almann, bir yelpaze daha
edinmenin, bfeye bir biblo daha yerletirmenin anlamlar tkenmeye;
her ey gzlerinin nnde kararmaya balamt. Belki de,
kendince dnyay elde etmi ve sonunda dnyada elde etmeye
deer bir ey olmadna karar vermiti. Sanki btn bunlar neredeyse
kendisinden habersiz olup bitivermiti iinde de, imdi bunu
nasl syleyeceinin yollarn bulmaya alyordu.

Kendini yeniden Sainte-Marie Draperis Kilisesi'nin merdivenlerinden
inerken, ya da Sainte Antuan'n, kendini bambaka
dnyalara gtren serin usuzluundaki tahta sralarda otururken
buldu. Mum yakarken artk dilek tutmayacak kadar caymt hayattan.
Gelecek umdurmayan bir gemi... hem gemii hem gelecei
yamalanm bir imdiki zaman... Tam ortadayd... Galiba
kaybolmutu.

O gnlerde ziyaret etti Tnel tarafndaki araf morgunu. lk
gecesini satt gazete patronunun l ekmecelerinin birinde yatp
duran kanl arafnn banda, o da kendinden ncekiler gibi,
o donuk n altnda balang noktasnn anlamn anlamaya
alt. Etinin paraya, parann geree dntn ve parann,
hayat yneten tek gerek olmasnn kapal iktisadn, gndelik
gereklik iinde kendince kavramaya alt. Bu kapal iktisadn
bys, gnn birinde, yoksulluu zenginlikle deitirebiliyor,
ama yoksullarn, yoksullukta olumu gereklik duygusunu, gzn
ta bandan zenginlikte am insanlarn gereklik duygusuyla
bir trl deitiremiyordu. Bu anlamda snf atlanmyordu.
Yoksul doanlar, ne kadar zengin olsalar da, bu anlamda hep
yoksul kalyorlard. Korkular, kayglar, hala yoksulluun bilgisini
ve renmelerini tayordu. Yarlmt. Her yer onundu belki,
ama o her yere yabancyd. Baz geceler, kendisini, eski yoksul
evlerinde kuru zeytinle kahvalt ettii sabahlarnda bulduu ryalar,
her eyden ok daha gerek geliyordu kendisine ve sanki asl
sabahlar, bir ryaya uyanyordu.

Yeni tand Topaac'ndaki geni apartman dairesinin arka
tarafnda, aylandz, manolya ve elma aalarnn olduu sakl
baheye bakan cam kenarna yerletirdii, ince uzun bacakl, kk
tablal, masif grgen okuma masasna oturup, Hayatmdan
bir eya yaptm dnyorum, diye yazyordu, bir zamandr
tutmaya balad defterlerden birine. Yldz oktan snd hayatmn.
Ben hi byle dnmemitim hayat. Neden korktuumu
bile bilmiyorum!

Yazarken tutulduka, yardm uman gzlerle elindeki "Dora"
marka eski dolmakalemine bakyordu. Adn ok seviyordu dolmakalemin:
Dora. Gnce tutmaya baladndan beri, szckleri
sevmeyi renmiti. Eyalarn adlar bile kendilerinden daha gzeldi.

Son zamanlarda kendini iyiden iyiye kitaplara vermiti bir
de. Bo zamanlarnda ak romanlar okuyor: "Ak Budur", "Aka
Davet", "Kadnlarn Saadeti", "Parka Bakan Pencere", "Kader
izgisi", "Asrn Kadn", "Aka Tapan Kadn", "htiras Meltemleri",
"Parisli Kadn", "Aka Dn" gibi kitaplar, baucundaki
kitap rafn sslyor. Parlak katlarla kaplanm, miz ciltli, gzel
grnl, kaln, gsterili kitaplar bunlar; onlarn sayfalarn
kartrmak, onlar kucanda zarafetle tutmak, onlar okurken
dalgn ve hisli grnmek, kendini bu sayfalarn rzgarna brakarak
uzak hayallere kaplmak houna gidiyor Aliye'nin. Eksik olan
hayatnn onlarla tamamlandn dnyor.

Bir zaman nceydi. Nicedir unuttuu, iinde kilitli kalm
duygular uyandran biriyle, bir rastlant sonucu tanm, neredeyse
gizli gizli bulumaya balamt onunla. Klrengi bir sonbahar
balangc, inceden bir yamur yaarken, Olivio Geidi'nde
bir apartman saann altnda liseli kaak aklar gibi pmlerdi.
Dudaklarna yeniden bir gen kzn rkeklii gelmiti. O
lk, yumuack pme sonrasnda, dudaklarn birbirlerinden
ekerlerken, durup uzun uzadya birbirlerinin dudaklarna, gzlerine
bakmlar, bu pmenin tadndaki fark anlamaya almlard.
Sonra baka bir gn, Tnel'de, Narmanl Han'n avlusunda,
kedisi len Yahudi Madam'n zntsn hafifletmek iin yeni
bir yavru kedi bakmaya gittiklerinde, Aliye kendiliinden aaca
yasland bir an, birdenbire gen adamn ar gvdesini zerinde
hissetmi, bocalamt. orab kamt o sra. Bu bile ok houna
gitmiti. Orada acemice sktrlrken, orabnn kamas, sanki
ona masumiyetini, erden gnlerini iade etmi; henz yaamad
bir gelecein tamamyla yitirilmemi olduu yanlsamasn uyandrmt.
Bilmedii bir ey, iini taze bir gle dolduruyor, yepyeni
heyecanlar duyuruyor, bilmedii scaklkta tonlarla hayatn
renklendirerek bakalatryor, dnyay farkl klyordu.

Bir zamandr sabahlar yataktan erken gelmi baharlar gibi
kalkyor, gnlerin her eyden bamsz neesini kefediyordu.

"Byle bir kadn olduunu bilmiyordum" cmlesine kadar
sren birka kk saadet paras. Hepsi bu! Okuduu romanlara
benzeyen birka dar zaman paras...

"Reca ederim artk birbirimizi aramayalm."

Elinde ftr apkasnn kenarlarn sinirli hareketlerle evirip
dururken, demir kadar souk bir sesle ve merhametsiz gzlerle
sylemiti bunu.

Artk kendisi iin bile "O Kadn" olduunu anlamt.

Sahiden dn yolu var myd?

Byle durumlarda eskisi kadar ii armyordu artk. "Byle
bir kadn olduunu bilmiyordum" cmlesi, bir zamandr eline almad
kitaplarna yeniden dndrmt onu. Ak bile deilken
yaad, ayrlk niye bunca cann yakyor, niye byle derin bir
sz brakyordu iinde, artk yalnzca bunu anlamaya alyordu.
Onca erkek arasnda yalnzca birka, yreinde, ta diplerde bir
yerlere dokunmu; o da, her seferinde bunlardan kamay ve bu
kabil maceralarn muhtemel tehlikelerinden uzak durmay ustalkla
baarmt. Her eyi askya alm, ksesine tutulduu birka
kiiyle olan ilikisi zerine dnmeyi de, duygularn tartmay
da bol zamanl yallk gnlerine erteleyerek, kendini gndeliin
zalim akna brakmt. Pera Palas'n basamaklarnda yitirdii
ayakkab tekinin, Olivio Geidi'ndeki pcklerin lk ve yumuak
tadnn ve benzeri birka krk hatrann, akamstlerinin azalan
nda dalgn gzlerle oturaca yallk gnlerinin pencere
nlerinde kendisini beklediini biliyordu. imdi kalbin sras deildi.

Bir yaamad hayatlar anlatan duygu dolu ak romanlar
vard, bir de irili ufakl parfm ieleri! Billur ielerde dinlenen
kokular deil, zamand sanki. Bir blm banyosundaki koca dolapta,
bir blm de arka taraftaki kk sandk odasnndaki oymal
raflarda duruyordu. Sandk odasndaki, ou boalm parfm
ielerinin uucu, havai kokular, st ste ylm onca eyann
arlatrd kaln havay datyor, eyadaki beklemiliin,
umutsuzluun eve szmasna izin vermiyordu. Mutsuz anlarn
uucu klan ba dndrc kokularla, zaman hafifletmeyi renmiti.
Onun iin parfm ielerinin her biri, Aleaddin'in Sihirli
Lambas'yd. Kapaklar ald anda dnya kolaylayordu. Banyodaki
kanatl pencerelerinde bzgl beyaz tller olan caml
ceviz dolabn ii, boalm irili ufakl parfm ieleriyle azna
dek dolu. Hibirini atmaya kyamyor. Yaadklarn elden karmak
gibi geliyor bu ona. Cilas krmzya yakn tutulmu gl aacndan
yaplma, ince bacakl Girit ii tuvalet masasnn zeri de
sra sra kristal esans ve parfm ieleri, fsfs pskll, puslu
cam ielerle kapl. Bir koku kadar uucu olmak istiyor Aliye. En
keskin rayihalarn bile ancak kendi zamanlarnda kalc olduklarn
biliyor. Bolca srnmesine, onca elibol dknmesine karn,
ne zaman gemie gese, ilk yitirdii eyin zerindeki koku olduunu
gryor.

Gemi, bir ecza dolab kadar temiz ve "steril". Gemiteki
hibir eyin deitirilemezlii, lme yakn bir kesinlik kazandryor
yaadklarna. Gemie hi dokunulamyor. Hatra, zalim
kudretini dokunulmazlndan alyor. Tek tek kiilerin hayatlar,
Mutik'in deyimiyle, birer masala benzese de, hayatn kendisi bir
oyuna benziyor.

Mutik'le birlikte ne zaman gemite bir gne adm atsalar,
birdenbire zerinde kaybolan kokular bunlar dndryor ona.

Hayat diye setii eyin, kendisine hi hayat hakk tanmayan
i ie gemi bir oyunlar zinciri olduunu, iine girip kt
hibir hayatn kendi kokusunu tamadn gryor. O, hep hayatna
giren eitli erkekler karsnda, tek gzl denizci drbnlerinden
grlen bir masal kiisi gibi, kimi zaman byyerek, kimi
zaman klerek, ama srekli olarak onlarn hayallerine, arzularna,
isteklerine gre, boy, biim ve kiilik deitirerek varln
srdrebiliyor. Kadn olmann anlamnn tam da bu demek olduunu
derin bir yoksulluk ve aresizlik duygusu iinde anlyor.
Sanki yzlerce erkekle evlenmi, yzlerce ocuk dourmu; yzlerce
evin oturma odasnda, yatak odasnda, mutfanda, banyosunda
eskimi, mr tketmi; yzlerce kez dul, yetim ve yalnz
kalm bir kadn gibi anlyor.

Hayata ait konularda derin dncelere dalp kendine ait mhim
keiflerle dnd bu eit aydnlanma anlarnda, bir zamanlar
Mutik'in ettii szler kulaklarnda yeniden yank buluyor. O
dememi miydi, "Btn erkekler senin olacak, bakalarnn hikayelerini
yaayabileceksin. Evlerinde oturup koca bekleyerek minder
rten kzlarn hikayelerini de sen yaayacaksn; fildii kulelerde
salarn tarayan ufuk gzl prenseslerin de..." O zamanlar
zerinde hi durmad bu szler imdi anlamn buluyor; szlerin
anlamn kavratan eyin, deneyimler olduunu btn derinliiyle
imdi kavryor ancak. Deneyimlerse, byk lde, kaybetmekle
kazanlyor.

Gm sahibi olmayanlar, gmn karardn bilmez, demiti
Sryani Kuyumcu. Onlar gm hep ay kadar parlak sanrlar.

Kapal ar'daki, her zaman alveri ettii Mardinli Sryani
kuyumcunun, sade bir zevkin hakim olduu, alak tavanl, gsterisiz
dkkannda, telkariler, savatlar arasndayd. Kendi deyiiyle,
Mardin'den bir dava seyahati sebebiyle, ksa bir mddet iin
stanbul'a gelmi olan, Ali adnda Arap asll gen bir avukatla, o
dkkanda tanm, ikisini de kuatan gl bir ekimin etkisiyle
bir sre kaamak bakmlar; dkkandan ayr ayr ktklar halde,
az ileride buluup bir muhallebiciye gitmiler; aralarnda bir
trl zlemeyen tuhaf bir gerginliin yaratt tutukluk iinde,
daha ok gndelik, sradan, rastgele eylerden konumular, elleri
ellerine demi, hatta Aliye, neredeyse, bir erkek bulmaktan
ok, ikizini bulduu duygusuna kaplm, yarn akam mutlaka
arayacan syleyen ate gzl gen adamsa, ne ertesi gece, ne
de sonrasnda onu bir daha aramamt.

Son zamanlarda hep gzlerinin nnde gmler gibi yan
o szlerini hatrlyor kuyumcunun. oktandr unuttuu o ate
gzl gen avukat hatrlyor. Gmler, ay aydnlnda, Ali'nin
yaanmam ansn tyor. Birini zler gibi deil ama, hayatnn
bir yerini yaamam gibi ii szlyor. Hissettiklerinin, gm sahibi
olduktan sonra, gmlerin de karardn renmek ve buna
almakla ilgili bir ey olduunu dnyor.

Hayatlarn hi yaamam insanlarla, hayatlarn ok yaayarak
savurup gitmi insanlar, gnn birinde ayn yere kyorlar.
Kaderlerinde esrarl bir ortaklk, umutsuzluklarnda youn bir
benzerlik var. Yaadklar ya da yaamadklar ne olursa olsun,
gnn birinde, hayat ve dnya, ayn biimde boalveriyor gzlerinin
nnde. Ayr ayr yrdkleri yollarn sonunda, ayn yere
varyorlar. Umutsuzluun gnbatm renkleriyle bezenmi usuz
taraasna... Ayn yolu yrmeyi srdrmekle artk baka bir yola
sapmann hibir nem tamad o kr noktaya...

Gmlerim kararmaya balad, diye yazyor defterine Aliye.
Gmlerim kararmaya balaynca anladm. Anlamak istemediim
kadar anladm. Ay kadar anladm.

Sonra, Mutik'in eski bir masala atfta bulunduu baka bir
szn hatrlyor: "Btn kzlar gnn birinde kralie olmak ister!"
Oysa bu szn arka yznde sylenen ok daha nemli:
"Sen kraln dnde grd eylerden birisin. Sen de gerek olmadn
biliyorsun." Hangi kralie gerektir ki?

Kralieler, Krallarn aynasdr yalnzca.

Kral, aynaya baktnda kendini, gcn, iktidarn grmek
ister.

Kadnlar, bu yzden hep ayna karsndadrlar, bu yzden aynann
iine dmek isterler. Krallar kendilerine baksnlar diye.
Kadnlarn can bu yzden aynalarda sakldr. Varlklarn zr
diler gibi sulu duygularla kvranarak yaayan, ancak sevilirlerse
dnya tarafndan balanacaklarn dnen, btn o bedbaht
kadnlarn, o dipsiz sevilme ve efkat ihtiyac, sonuta esaretleri
oluyor:

"Btn kzlar gnn birinde kralie olmak ister!"

Aliye, kulaklarnda yanklanp duran Mutik'in bu sznn
ansyla bulanm dncelerin ortasnda, Mutik'e dnerek, Bize
yolumuzu artan ey, masallar deil de daha ok masallardan
aklmzda kalanlar galiba, diyor, snm bir Beyolu gecesindeki
tenha ve koyu glgelerin havay arlatrd Valori Lokantas'ndan
kp birdenbire, saten siyah lk geceden mucizeler umduran
ltl bir serinlikteki Lalezar Kulp'teki denize alan geni
pencerelerinde havaifieklerin patlad yldz baskn bambaka
bir geceye ktklarnda...

Elle tutulmayan, ama baka bir dnya fsldayan zerindeki
vahi kokuyu derin derin soluyor Aliye: "Courage". Gnn kokusu.
Denizin derinliklerinden su yzne ktnda, havay iine
dolu dolu ekenler gibi soluyor yeniden kavutuu vahi kokusunu...
Kokular ona iinde yaanlan zaman sylyor. Kokular insan
yeni heveslerin peine takar. Mutik'in, Lalezar'n barnda tantrd
gen ve apkn bir iadam, yznde mstehzi bir ifadeyle
kulana eilip usulca: "Gece kraliesi siz misiniz?" diyor.

Eski bir masalda, zamann unutturduu bir mantk boluu
gibi glmsyor Aliye.

Kralielerin anavatan gecelerdir, diyor. Yalnz dikkat edin,
bir kralieye ak olmak, erkein ruhunu rtr.

kisinin de gzlerinden karlkl meydan okumann kl parlaklndaki
lts geiyor. O gece de yle geiyor.

Deimeyen tek ey sabahlar. Sabah hep ayn ekilde oluyor.

lkin bir bolua uyandn hissetmenin yavanl, ardndan
bir bak gibi hatrlanan gndelik mutsuzluklar...

ok gemedi adn bir trl koyamad bu sarsntl gnlerin
stnden.

Aliye, bir gece anszn, Dnmek istiyorum, dedi Mutik'e.

Mutik, kendi eseri olmayan apansz durumlardan rkerdi;
gene yle oldu.

Karlman Maazas'nn yaknlarndaki Valori Lokantas'ndaydlar.
Uzun, siyah, tenha, snm, yoksul grnl bir Beyolu gecesiydi.

Mutik, ilkin Aliye'nin iinde bulunduklar gemi zamann
bu snk gecesinden geri dnmek istediini sand.

Hayr, yle deil, tamamyla dnmek istiyorum, dedi Aliye.

nce yanl anladn dnd Mutik; inanmaz gzlerle
bakt Aliye'nin yznde, nceden tanmad bir yorgunluk vard.
Boyalar akm bir yorgunluk.

Ayn yorgunlukla srdrd Aliye:

Artk kendi hayatma dnmek istiyorum, orada braktm
hayatma. Aynann teki tarafna.

"Kendi hayatm" sz, fazla iddial bir laf deil mi sence? Kimin
kendi hayat var ki? Kim sahiden hayatn yayor ki?

Brak laf oyunlarn Mutik, dedi Aliye. Ne demek istediimi
anladn! Dnmek istiyorum. Hem de en ksa zamanda.

Peki neden? diye sordu Mutik.

Ayn yerde kalabilmek iin ok fazla kotum, dedi Aliye.
Farknda deil misin? Yorgunum, ok yorgunum. Gvdemdeki
bakalarndan yoruldum.

Anlamalydm, dedi Mutik. Daha nce anlamalydm. Th!
Bir yerde dalm olmalym! O araf morgunu ziyaret etmek istediinde
anlamalydm. Hayret! Hi yapmazdm.

Senin bir hatan yok ki! Hep eksik olan bir ey vard hayatmda.

Eksiksiz hayat yoktur ki, tenha kzm! Hayatn fazla gelen
tek yan kendisidir.

Keke diyorum bazen, keke hi gemeseydim aynann bu
yanna, keke orada kalp bambaka bir hayat kursaydm, kurabilseydim.
Son zamanlarda o kadar ok "keke" demeye baladm
ki, mutsuzluumu bile byle anladm.

Hangi hayatn "keke"si yoktur ki, dumanl kzm? Her hayatn
dnemelerinde en az birka "keke" vardr mutlaka. Hayat da
budur zaten. Onca ey yaadn, hala hayat baka bir ey sanyorsun!
Sen, bir hayat deil, bir hayali aryorsun. Uzak bile olmayan
ihtimalleri.

Olabilir. Dediin gibidir belki, ama onu burada bulmadm
da kesin!

Senin aradn hibir yerde yok ki! Geri dnmekle bulabileceini
mi sanyorsun? Dndnde kaldn yerden geri giyebilecein,
portmantoda asl durup seni bekleyen bir manto deil ki
hayat! Orada seni neyin beklediini, orada neyi bulacan sanyorsun?

Belki hibir ey bulamayacam ama, mit edeceim. Bak,
burada midimi yitirdim ben. Yeniden mit etmeyi yaamak istiyorum
belki. Kim bilir? Hem sen dememi miydin, istediin zaman
bu anlamay feshedersin, diye. Ben de yle yapyorum ite.
Anlamay feshediyorum. Bence zaman geldi. Bir yerlerde alan
bir saat iitiyorum. Bana vakti sylyor. Masalm terk etme
zamanm geldi.

Evet, yle demitim tabii, istediin zaman geri dnebilirsin
demitim; gene de sen bilirsin, ben zerime den vazife gerei,
seni kalman iin ikna etmeye alyorum sadece, srar etmiyorum.
Kimse masaln o kadar kolay terk edemez. Ayrca, bu geri
dn yolculuu iin ne kadar salamsn, bilmiyorum.

stesinden gelirim, merak etme. Salamm. Yalnzca mitsizlerde
bulunan bir yrek salaml benimki! Aldm yollar
geri dnerken bacaklarmn beni ekebileceine inanyorum.

Bir sre daha sessiz kalyorlar. Aradaki ya farkn dert etmemi,
nice zaman dayandktan sonra, birdenbire ayrlk karar vermi,
birbirlerine saygsn deil ama, muhabbetini yitirmi bir kar
kocaya benziyorlar uzaktan.

Bacak bacak stne atm, volanl etekleri ayak bileklerine
kadar inmi, apraz atkl, yksek keli iskarpinlerine dalm baklar
Aliye'nin, sann bukleleriyle oynuyor bir yandan. ini
dinliyor bu kez. Boynundaki krkn boncuk gzl tilkisi, Mutik'e
alaycl glmsyor sanki.

Neden sonra Aliye, bir ey aklarcasna deil, daha ok iini
dker gibi anlatmaya balyor:

Yabancym Mutik. Hangi zamana gidersek gidelim, yabancym.
Hangi erkekle beraber olursam olaym, yabancym. Kendime
yabancym. Vcuduma, alkanlklarma, zevklerime yabancym.
Ben kimim? Bakalarnn dlerinin bir parasym
yalnzca. Bir uzuyor, bir ksalyorum. Devler arasnda cce, cceler
arasnda dev oluyorum. Btn kelimeler azma byk geliyor.
Mnlerde yazan yemek adlarnn hepsini rendim belki,
ama sahiden konuuyor muyum, bilmiyorum. Konuma bile bir
oyundur, demitin bir keresinde. Doru, bak ne zamandr senin
gibi konuuyorum. Ancak masallarda insanlar byle konuurlar.
Bilmediim bir utan eidi kalmad neredeyse. Hepsini denedim.
Btn ahlaklarm yitirdim. Bir tek meslek ahlakm kald.
Her ey senin dediin, senin istediin gibi oldu. Tabiat ile kader
arasnda kaybolmadm. Ama gene de kayboldum. Belki de sahiden
yledir. Dnya var olmak iin deil, kaybolmak iindir. Ben
artk kimim, bilmiyorum! Kendimi, kendimde kaybettim. Para
para daldm hayatlara ve imdi artk paralar btnden ar ekiyor.
Zaman bana sen rettin Mutik. Zamann nasl getiini
biliyorum artk. Benim iin perde kapanmadan sahneyi terk etmek
istiyorum. Bir piyes kahramannn latlar tkenmemeli. Benimse
tkendi. Ne kimseye sylemek istediim tek bir kelime, ne
de kimseden duymak istediim bir tek sz kald. Hayatmn geri
kalan ksmn, baka bir piyeste, baka bir sahnede, mmknse
gerilerde, gze batmayan bir yerlerde duran, silik, dilsiz bir kahraman
gibi devam ettirmek isterim. Bir mucizeydi yaadm,
ama sonu iyi biten mucize var mdr, bilmiyorum.

Aliye'nin anlattklar karsnda kapld yeise benzer puslu
dalgnlktan glkle kan Mutik, Beni artyorsun, diyor. Sesinde
hayal krklna uram olmann gl aknl var.

Seni artabilecek eyler yapmaya aslnda ta banda balamtm,
ta ilk gnlerde... Hatrlyor musun, kzlm verdiim o
gazete patronunu? Senin btn anlattklarna ramen, sabahna
bana dolgun bir bahi vermi, yle uurlamt beni. O zaman
sylememitim sana. Sonra da bir nemi kalmad. Daha o ilk gn
inanmtm farkl biri olduuma.

Dolgun bir kahkaha patlatyor Mutik. Helal olsun, diyor, sahiden
yaman kzmsn! Demek daha ilk gn atlattn beni ha! Ne
diyeyim, helal olsun! Sonra birdenbire mahzunlaan bir yzle soruyor:
Demek bu kadar ciddisin Aliye? Demek dneceksin. Beni
gerekten arttn!

Evet, ciddiyim Mutik. Hi olmadm kadar ciddiyim.

Bunun zerine susuyor Mutik. ine kapanyor.

Hatrlar msn, gemie ilk gittiimizde, Kimi gryorsun?
diye sormutun bana. Ben de, Hi kimseyi, demitim. Sen de, Ne
keskin gzlerin var senin, demek hi kimseyi grebiliyorsun, demitin.
O halde artk herkesi grebilirsin! Bu bilmeceli konumalarna
glmekten kimseyi grememitim uzun sre. Oyunlar ne
zaman ac verir Mutik? Kelimeler, ne zaman insann azna byk
gelir? Hayaller ne zaman ufalanr? Oyunlar ne zaman hznleri
artk saklamaz olur? Yollar ne zaman tkenir? Erkekler, yalnzca
yalanrlar, oysa neden kadnlarn teni, giysiler gibi eskir?
Seks ne zaman satlmaz? Cevab, kendisine byk gelen sorular
nerede deitirilir? Belki de en mhim sual en sade olandr her
zaman: nsan nerede yenilir?

Mutik, ban kaldrp uzun zamandr bakmad gzlerle,
yeniden tanmak ister gibi bakyor Aliye'ye.

O bakarken zaman geiyor.

Divan Oteli'nin pastanesinde oturuyorlar.

Baz hikayeler insann bana gelir, tpk bir kaza gibi; insan
baz hikayelere hazrlksz yakalanr; baz hikayeler iinse, insann
iinin hazr olmas gerekir. Bir de alnm kararlarn hikayeleri
vardr. Dn olmayan hikayelerdir bunlar. nsan kendi hikayesinin
nasl bir hikaye olacana doru karar vermelidir. Sonra
yamura, doluya tutulur gibi tutulduumuz hikayeler vardr; bir
de apansz mucizeler... nsan en ok bunu ister ama, sonu iyi biten
mucize var mdr, ben de bilmiyorum Aliye. Geen gn bana
bunu sormutun deil mi? diyor Mutik.

Evet, hayatm boyunca, en ok mucize dlediimi fark ettim
nk.

Bu, biraz da mutluluktan ya da mucizeden ne anladna bal
pembeyldztozu kzm!

Biliyorsun. Benim tangomun ad: htiras!

Evet, bu da ileri ok zorlatryor.

Aliye, boynundan kayp duran rnarn umutsuzca dzeltirken,
yznn ifadesini bir anda deitiren Mutik, Dnmekte kararl
msn? diye soruyor. Onu hazrlksz yakalarsa, kararn
deitirebileceini umuyor olmal.

Aliye dnsz baklarla ban "evet" anlamnda sallyor.

Mutik uzun zaman sessiz kalyor.

Bu uzun sessizlik houna gitmiyor Aliye'nin.

stediin zaman dnebilirsin, demitin, diyor. Sesinde saklamaya
alt bir kaygyla birlikte, rtl bir hesap sorma tonu
var.

Mutik, bir heykel donukluuyla, kaytsz sessizliini koruyor.

Yoksa yalan m sylemitin bana? Konusana, yalan myd?

Biliyorsun, sana hi yalan sylemedim Aliye, hibir zaman,
diyor Mutik. Anlamamz bunu gerektiriyordu nk. Yalnz
balangta, yola kmadan nce sylediim bir tek yalan vard,
bunun dnda hibir yalan sylemedim sana.

Uzaktan bir gong sesi vuruyor.

Bir tek yalan m?

Evet, bir tek yalan syledim. Bir byk yalan. Ne yazk ki, o
bir tek yalan da btn dorularn stn rtyordu.

Neymi o? diye merakn ve kzgnln bastrmaya alt
bir sesle soruyor Aliye.

Hibir zaman geri dn yoktur!

Ama, bu her ey demek!

Bir gong sesi daha vuruyor.

Evet, yle. "Btn dorularn zerini rten bir tek yalan,"
derken bunu kastetmitim ben de. Gereklik dedikleri budur zaten:
Bir byk yalann btn dorular rtmesi!

Hibir yol yok mu? Tek bir yol bile yok mu?

Yol vardr elbet, ama o yoldan geecek olan sen, ayn kii deilsin
ki artk. Kimse kt yolda kendisi kalmaz. Yol insan
bakalatrr. Bunca zaman iinde bunu anlam olduunu sanyordum.

Aliye bir an durup iini tartyor, i ekip fkesini bastryor.
Her zaman yapt gibi, duygularn anlamay sonraya brakyor.
Sakin grnmeye alarak, Mutik'e dnyor yeniden:

Gene de beni o bir tek yolun bana gtrmeni istiyorum senden.
Son bir defa benim iin bir ey yap ve beni o yolun bana
gtr! Zannederim, bunu istemeye hakkm vardr senden. lk kez
gitmek istediim bir yolu biliyorum. Madem bu benim masalm,
brak ben bitireyim.

Mutik itiraz etmiyor. Yola kyorlar.

Giderek inen bir akamstnn koyu kzl glgeleri dnyay
kuatrken, sessizlik iinde yol aldklar, bakr krmzs sonbahar
yapraklarnn hafif bir esintiyle kendilerine ince hrtlarla elik
ettii, ksa sren gl bir yamurun ardnda brakt slak toprak
kokusunun gz sonunu syledii, tekinsiz renklerle lekelenmi,
bozarm bir gn altnda uzun, tenha, engebeli bir yolun
sonunda, koyu glgeli bir yol azna gelip duruyorlar. Masallarn
atalland yol azlarndan biri bu.

Aliye, ayaklarndan izmelerini karyor. Topraa brakyor.
izmeler hemen topraa karyor.

Kuruni glgelerin iyice grnmez kld nndeki belirsiz
yolu kestirmeye alyor.

Bundan sonrasn tek bana gideceksin, benim yolum buraya
kadar, diyor Mutik. Ancak buraya kadar elik edebilirim sana.
Bundan sonras senin iin artk. Her eyin gnlnce olmasn mit
ederim. ok yol aldn, umarm gene de geri dnebilirsin. Kimsenin
baaramadn belki sen baarrsn, diyor.

El skyorlar, birbirlerine ksz gzlerle bakan, belki de ancak
yllar sonra yeniden bir araya gelebilecek, imdiyse birbirlerinden
ayrlmaya mecbur iki mahzun ocua benziyorlar uzaktan.
Grnlerindeki keder her eyi balatyor.

Aliye, uzanp yanaklarndan pyor onu. Bunca zaman olduu
halde, Mutik'in srd esansn kokusunun hala iyi mi, kt
m olduuna dair bir karara varamam olduunu dnyor.
Onu, arkadaln her eye ramen zleyeceini dnyor. Zorunlu
ayrlklarn bile mutlusunun olmadn biliyor.

Mutik, yelek cebinden kard kstekli saatine bakyor telal
baklarla. Eyvah, ge kalyorum, diyor. ok ge kalyorum!
Birdenbire deiiyor, ciddileiyor, omuzlar dikleiyor, az nceki
duygular siliniyor yznden. Ardna dnp acele admlarla yrmeye
baladndaysa, daha imdiden Aliye'yi unuttuunu,
baka hayatlara ve hikayelere doru yola ktn dndryor.

Aliye, eski, tandk bir i ksknlyle, Benden ayrlan herkes
ne de abuk eski hayatna dnyor, diye geiriyor iinden.

Demir pas, kf yeili, rm yaprak kahverengisi, daha
ok yksek tavanl, karanlk, yal bir tnele benzeyen, ucu belirsiz
bir yolda, insann iine ileyen sinsi bir serinliin, uursuz bir
sessizliin iinde yryor bir zaman. Yol giderek kirli ya kvamnda
koyulayor, tavan duygusu veren belirsiz, isli bir gk paras
alalp katlayor, her yan iyice tekinsiz bir lolua ekiliyor;
ekimi, beklemi kokularn arasndan geiyor; bir zaman
sonra, ileride kayna belirsiz, lekeli bir k noktas beliriyor, giderek
byyen pus benekli, karark bir gms lt gzn alyor;
biraz daha ilerlediinde de, bunun Aynal Pastane'nin aynasnn
arka yz olduunu gryor Aliye. Heyecanlanyor, seviniyor,
son bir gayretle admlarn glendirerek hzl admlarla ilerliyor,
grnt iyice seiklemeye balyor. Pastanenin ii, lambri
duvarlar, masalar, koltuklar, sandalyeleri, sehpalar, onlarn stndeki
ay, kahve fincanlar, pasta tabaklar, atal baklar, sigara
tabakalar, akmaklar, okunmu gazeteler, dergiler, masalarda
oturan kiiler iyiden iyiye seilmeye, tannmaya balyor. Buras
daha nce aynann iinden getii yer. Baardn dnyor;
sevin ve gururla doluyor birden. Her ey neredeyse brakt gibi,
aynann tam arkasna geldiinde, derin bir soluk alp iini glendirerek,
daha nce rendii gibi aynann iinden gemeye alyor.
Aynann srl yzeyine doru yekindiinde, aynann almadn,
alp kendisini iine almadn aknlkla gryor;
geri ekilip bir kez daha deniyor; daha ilk hamlesinde aynann
sert yzeyi geri frlatyor onu. Aln kanyor. Pastanenin iindekilerin
dikkatini ekmek iin, ilkin hafif hafif kap tklatr gibi parmak
ularyla vuruyor; sonra elik kadar sert, su kadar saydam
bir duvar gibi duran aynay, hrs ve fke iinde yumruklamaya,
tekmelemeye balyor; giderek artan bir mitsizlik ve aresizlikle
sesleniyor, baryor; kimse duymuyor onu, herkes kendi aralarnda
konumaya, glmeye devam ediyor; ayana abuk garsonlar
servis yapyor, kasann banda yznde bambaka zamanlar
tayan bir kz oturmu, pastane sahiplerinden ikisi yzlerinde
ayn profesyonel glmseyile ara ara ortalkta grnp kayboluyorlar.
Sesi kslana kadar barp haykryor Aliye, kimse duymuyor
onu, sesini kimseye duyuramyor.

Aynal Pastane'nin aynasnn arka yzne btn gzlerden
uzak srlanp kalyor.

Az sonra, elinde domuz derisi k bir anta tayan; uzun, siyah
pardsl gen bir adamn, aydnlk bir gven iinde, kendinden
emin admlarla pastaneden ieri girdiini, ayn kararl admlarla
aynaya doru yaklatn gryor, bir an ayna karsnda
durup kendini gzden geiren gen adam, ilkin salarn, sonra
boyunban dzeltiyor; balksrt ceketinin yakalarn elinin tersiyle
silkiyor; biraz daha eilse, gz gze gelecekler Aliye'yle. Bu
yz bir yerlerden tandk geliyor ama, karamyor. Geip aynann
hemen sol yanndaki masaya ayn gven iinde yaylarak oturuyor
gen adam. Telal ve sevinli admlarla masasna seirten,
belli ki gen adam grdne pek sevinmi, gzleri akmak akmak
parlayan garsona siparilerini iletiyor.

Garson, kahvesini getirdii anda, fincan eline almasyla birlikte,
Aliye birdenbire tanyor; bu yakkl adam, bir zamanlar
falna bakan gen yazardan bakas deil! Eski bir tan grmenin
mutluluuyla yeniden heyecanlanyor, son bir mitle yekinip
kalp arpntlar iinde ayaa kalkyor kt yerden, yeniden
sesi ve yumruklar gleniyor. Yeniden aynay yumruklamaya,
barp armaya balyor. Oysa, gen adam da dierleri gibi
duymuyor onu. Gene kimseye sesini duyuramyor. Kollarnda,
bacaklarnda, sesinde derman tkeniyor.

Biraz sonra, arka masalardan kalkan iki gen kz, heyecanl
ve ekingen admlarla, gen adamn oturduu masaya yaklaarak,
yzlerinde hayranlk dolu bir ifadeyle, heyecanl heyecanl bir
eyler anlatmaya balyorlar ona. Gen adam, yznde mutlu, sevecen,
dikkat dolu bir ifadeyle dinliyor onlar; daha sonra, ellerindeki
kitaplar imzalamas iin kendisine uzattklarnda, yznde
ayn sevecen ve mesafeli ifadeyi koruyarak, kitaplarn imzalyor.

Aliye'nin ii birdenbire aydnlanyor, seviniyor, Demek artk
kitaplarn bastrabiliyor, diye geiriyor iinden, demek artk tannm
bir yazar olmu!

Yazar, imzalad kitaplar, masann kenarna doru hafife
iterken, Aliye ban yana eerek, yazarn ve kitabn adn okuyor:

Sinan Saraolu, Aynal Pastane.

(1986) (1997-1999)

:::::::::::::::::

GECE ELBSES

Karanlk aretler

KESES YIRTILMADAN, TORBA NDE, STELK KORDONU BOYNUNA
dolanm olduu iin, yar boulmu bir durumda domu
Ali. Ebe lk la kesesini yrtm, suyunu aktm, bakm
onunla da bitmiyor, kordon boynuna smsk dolanm, boulmak
zere, bu kez de daha yrtc lklarla kordonu koparp alm
boynundan; ebenin bu canhra lklar zaten g koullarda,
ok zor ve stelik ilk kez doum yapan annenin daha ok korkmasna
neden olmu.

engelinden kurtulmu tahta panjurlarn pencereleri dvd,
yamurlu, frtnal, kasrgal bir gecenin ileri bir saatinde, dokuz
odal evin btn odalar, kubbeli salonlar, yksek tavanl geitleri,
kilerleri, avlular, ayvanlar, akallar gibi ulurken, byle
durumlarda dnyann her yerinde kesilen elektrikler orada da kesildii
iin, az sayda mum, ok sayda insann yzn kukulu
glgeler, isli fIsltlar gibi aydnlatrken, annesinin sklaan doum
sanclar zerine, salk ocandaki ebe, memlekete izine
gittiinden, uzak mahallelerin birindeki evinden glkle bulunup
getirtilen, stelik halk arasnda ad pek tekin anlmayan cinli
ebenin insanst gayretleriyle, saatler sonra domu Ali.

Telal takunya sesleri, avlUnun te yanndaki mutfaktan leen
leen scak sular tam gece boyu; sanclar iinde kvranan
gelinin korkular, kukular yattrlaca yerde, o leenlerde kaln
buharlarla krmz krmz tten kanl bezler, ona gsterile
gsterile sklyor, sular uzun uzun szdrlyor, btn bunlar
her seferinde karanlk bir ayin gibi yineleniyormu. Buharlana
buharlana azalan bezlerden sonra, sonunda kesesini yrtmlar,
kordonunu kesmiler; mumlanm pazenle kaplanarak iyice muhafaza
edildii halde, hala yank ot ve tohum kokan muskalarla
kundaklayp, drt bir yann nazarlarla, uurlarla ssledikleri beiine
yatrp, gn gece mosmor bir et paras olarak hrltlar
iinde yaam mcadelesi veren Ali'nin ban beklemiler.

Halalar barp duruyormu. Karanlk etekleri yerleri sprrken,
yksek kubbeli ayvanlarda, derin avlularda yanklanp
duruyormu sesleri: "Bu yabanc kadn bir lanet dourdu, uursuzluk
dourdu, gnah dourdu!.."

Halalarnn bu bar arlarna daha sonraki ocukluk
yllarnda tiryakisi olduu Teksas, Tommiks gibi izgi romanlarda
bir karlk bulacakt: "Uursuz bayku lklar..."

Ne zaman evin iinde halalarnn lklar duyulsa, bir izgi
roman karesi iinde konuma balonlar uuurdu gzlerinin
nnde: "Uursuz bayku lklar..."

nc gnn sonunda, dedesi kulana ezan okuyarak adn
vermi: Ali.

Scak yaz geceleri ak havada avlulara kurulmu tahtlara serilen
beyaz cibinlikli yataklarda, klar soba balarnda, ya da
herkesin etrafnda toplap ayaklarn uzatarak snd byk
mangallarn zerine rtlen kaln yorganlarn altnda, her mevsim
mahmur le uykular iin uzand ve her zaman mis gibi
sabun kokan keten rtl sedirlerde, ou kez balarn iki yana
ackl ackl sallayarak ezgili ezgili konuan karanlk suratl halalar
tarafndan eski alarda geen bir korku hikayesi gibi anlatlan,
doumuna ait bu ilk hikaye, ocukluu boyunca kendini bir
sulu gibi hissetmesine, kendinde gizlenmi bir ktlk aramasna
neden olmutur. O da dierleri gibi, doumunda karanlk bir
iaret, sonular sonradan ortaya kacak kt bir esrar arayp
durmutur.

Sonralar, yrede her zaman yaygn bir biimde kabul grm
olan, "kesesiyle" doan ocuun, ileride ailesine, ocana
bet-bereket tayan, seilmi, kutlu bir kii olacann iareti sayan
kyl inanlarndan, kimi zaman ak, kimi zaman sakl bir
gururla sz edildiyse de, ruhunun derinliklerinde yanklanp duran,
doumunda duyduu dnyaya ilikin o ilk canhra lklarn
karanlk ansn, Ali'nin kulaklarndan hibir ey silememitir.

Kulakcinleri, onu ilk ziyarete geldiinde, kulaklarnn dier
insanlarnkinden farkl duyduunu ona sylediklerinde, yllardr
iinde bir kuku olarak tadnn dorulanmasndan duyduu
sevin, onun ikinci doumu olmutu sanki.

...

"Bir hikayenin nerede bittiini bilmek nemlidir. nsanlar ite bunu
bilemezler; hikayenin nerede bittiini. ou zaman bilemezler...
Btn ykmlarn, mutsuzluklarn, zntlerin esrar buradadr.
nsanlarn hayatlarn hikayeler ynetir aslnda. Onlar, kendileri
ya da kaderleri ynetir zannederler. Kader denilen ey, inandmz
hikayelerin amaz seyridir yalnzca. Duyduklar, dinledikleri,
grdkleri, okuduklar, inandklar hikayelerin amaz
seyri... Hayatlarn hikayelere benzetmeye altklar iin mutsuz
olurlar. Hikayelere inanrlar nk. Hikayeleri hayatn kendisi
zannederler. Btn hayatmz hikayelerle kuatlmken, inanmayp
da ne yapsn zavallcklar? Btn kutsal kitaplar bile hikayelerle
doludur. Tanr yeryzne hikaye biiminde grnmtr."

Deer vermedii dnceler, houna gitmeyen grler karsnda,
anlatlan herhangi bir eye ikna olmadnda, ya da ileri
srlenlere inanmadnda, dedesinin en ok kulland sz, "Bo
hikaye"ydi. Elinin tersiyle bir hareket yapar ve "Bo hikaye," derdi.
"Bunlar bo hikaye." Ali'nin ocukluu boyunca merak ettii
eylerden biri, dedesinin "dolu hikaye" diyebilecei hikayelerin
nasl olduuydu. Ama dedesi, hayat boyunca, hemen her eye,
"Bo hikaye," dedi. "Ya lm?" diye sorduklarndaysa, "Onu
lnce anlayacaz," derdi. "Belki de hi anlamayacaz. ldmz
bile anlamayacaz. Yalnzca yok olacaz. Ardmzda
kalanlar, bizim ldkten sonra ruh ya da baka bir ey olarak yaadmz
dnecekler. Onlar lmn hayat var sanyorlar.
Belki lmn kendine gre de olsa bir hayat yoktur. lm, kendini
de lmtr belki..."

Annesi, "ocuun kafasn ok kartryor u baban! Syledikleri
hibir gre, hibir dine uymuyor, samasapan eyler!
Muska yazar gibi konuuyor. Tabiattaki her eyden bir hurafe gibi
sz ediyor. Biz ne retiyoruz ocua, baban neler anlatyor?
Bak, sonra sylemedi deme, baban sonunda bu ocuu kendisi
gibi meczup edecek!"

ocukluu boyunca, hem en byk elencesi, hem en byk
korkusu dedesi oldu. Tuhaf bir yalyd. O zamanlar, dedesi bin
yandaym gibi gelirdi Ali'ye. Dnyann btn zamanlarn yaam
gibi gelirdi. Onun ya yoktu sanki, ya da masal yanda bir
adamd. Syledii tuhaf szler byle dndrrd. Yal olmasna
karn evikti. Kuru dal gibiydi kollar, bacaklar, gvdesi. Kemikleri
ve nefesi kuvvetliydi. Btn mumlar bir anda sndrrd.
Yatrlara, ziyaretlere gittiklerinde, ilkin, yanmakta olan btn
mumlar bir nefeste sndrr, sonra onlar tek tek yeniden yakard.
Bu yaptnn herhangi bir inana smadn, niye byle
yaptn sorduklarnda, kaytszca unlar sylerdi: "Zamann dileklerine
atei yeniden bulduruyorum. Baz umutlar baka zamanlarndr."
Kimse bir ey anlamazd sylediklerinden, yine de sylediklerinin
bir hikmeti olduuna inanrlard.

Aalara kar oturur, gnler boyu aalardan inmezdi dedesi.
Ali'ye, "Dnya aalardan baka trl grnyor," derdi. "nsan
aatayken dnyaya kyamyor. nsanlar keke aalardan hi
inmeselerdi. Ama ben artk ok yalym. Geceleri souk oluyor."

Ali'nin babas, onun iin, "Bir gn hayattan cayd, sonra byle
oldu," derdi.

Ali sorard: "Hayattan caymak ne demek?"

"Byynce anlarsn," derlerdi.

Byd. Anlad.

Dedesi ldkten sonra, Ali dedesini ok zledi.

ocukluu boyunca hep, bir gn dedesinin "Dolu hikaye" diyebilecei
bir ey yazabilmenin hayalini kurmutu, sanki dedesinin
lmyle, kendi hikayesi de yarm kald.

Halalar, "Babamz byle deildi," derlerdi hep bir azdan.
Zaten ounlukla hep bir azdan konuurlard. Katlanm kattan
kesilerek yan yana oaltlm kat bebekler gibi birbirinin
ayn olan bu kadnlar, yllar yl yan yana yaamaktan, hep ayn
kelimelerlerle dnr, ayn kelimelerle konuur hale gelmilerdi;
birinin kald yerden dieri, konumay aynen ve rahatlkla
srdrebilirdi. Balar hep ayn anda arrd; zaten srekli balar
arr, alnlarn ve kaln kalarn kaplayan ayn karanlk atklardan
atarlard. Yzlerinde szl bir ifadeyle hep uuna uuna gezerlerdi
ev ilerinde, ayvan tenhalarnda, kiler kuytularnda. Karnlar
hep ayn anda ackr, canlar ayn anda, ayn eyi ekerdi.
Ve her gece hepsi ayn ryay grrlerdi:

"Sakallar gsne kadar inmi, bembeyaz mintanlar iinde,
yeil bir at srtnda bir ermi bana doru yaklat ve..."

Babalarnn imdiki halinden honut olmayan halalar srekli
aklarlard: "Babamz hi byle deildi. Bir eyhin yatrnda tam
gn gece uyuyakalm, uyandktan sonra bir daha hi eskisi
gibi olmad. Uyanp eve dndnde artk byle olmutu."

Ackl gzlerle baktklar, "byle olan" babalar, az tede
kendi alemine dalm, konuulanlar dinlememeyi oktan renmi,
aydnlk yznde asl kalm, hi deimeyen glmseyile,
dnyay am baklarla dalgn dalgn dnyaya bakard. Dedesi,
ona, dnyann ikinci hali gibi grnmt hep. Dnya iinde bir
baka dnya olabileceini dndrmt. Kimi zaman ok aklbanda
laflar eden, kimi zaman bir ocuk gibi samasapan konuan
bu yal adam, sylenenleri iine geldii gibi anlamakta da
ustalamt. Can nasl isterse yle biri oluyordu. Bazen bir ermi,
bazen bir air, bazen bir bilge, bazen bir ocuk, bazen bir
meczup gibi konuuyor, bir dedii bir dediini tutmuyordu. Kendini
tutarlln btn ykmlerinden kurtarm, sorumluluun
btn zincirlerinden boanm, edindii bu zgrlkle de aklna
estii gibi yaayan biri olup kmt. nsanlar, bazen byk bir
ciddiyetle kulak verseler de, kimi zaman alayc yaklasalar da,
aslnda ona kar, korkuyla kark tuhaf bir ekingenlik duyuyorlard.
Tekin deildi. Krklara karmt. Ne yapaca belli olmazd.
Fazla bulamamakta, uzak durmakta hayr vard.

"Ben kafamdaki zamanda yayorum," demiti bir keresinde.
"Keke onu daha nce kefetseydim. Kafamdaki zaman." Ali,
dedesini hep glmseyerek ve hayranlkla dinlerdi. Ona zenip
"Ailemiz" balkl okul devinde, "Biz byk bir aileyiz. Yzlerce
halam vardr. Hepsi ayn elbiseyi giyer. Sesleri mutfakta tenekeden
kar. Dedem uzak bir cindir. Evin iinde gezer. Ama her
zaman kmaz ortaya. Ben de slak dler grrm. Kuyumuzun
suyundan galiba. Annem 'Yurttalk Bilgisi' kitabnda resimdir.
Babam bir meslektir. Davavekilidir. Evde hi babaanne yoktur.
Hepsi mezarlkta oturur. Ailemiz saklambatr," diye yazmt.

retmeninin, bu devi, kaygl bir yz ve derin endielerle
annesine iletmesi zerine evde byk bir kavga kmt: "Ben sana
sylemitim," diye bas bas baryordu annesi. Halalarnn aknlktan
gzleri kslm, sesleri kmaz olmutu. Yabanc gelinin
boynu damar damar olmu, o uursuz mavi gzleri yana kaym
bir halde, ulumaya benzer bir sesle kendinden gemi, barp
duruyordu: "Bacak kadar ocuu da kendine benzetti. dev diye
u yazdna bak Allahakna! Ben, 'Yurttalk Bilgisi'nde bir resimmiim,
sen de bir davavekili!" Bu son szde, olunun durumundan
yeterince kayglanmayan babaya bir dokundurma vard:
nk o, kendini bir "avukat" olarak gryordu. Oysa avukat deil,
yalnzca bir davavekiliydi. Hukuk bitirmemiti. Avukat bulunmad
zamanlarn Mardin'inde davavekillii "sertifikas" alm,
ardndan davalara girmeye balamt. Oysa imdi zaman deimi,
artk gen nesilden Hukuk Fakltesi mezunu, kendi deyileriyle,
"zmba gibi" avukatlar yetimi ve memleketleri olan Mardin'de,
hatrl ailelerinin desteiyle birer yazhane aarak eskilerle
acmaszca rekabete girimilerdi ve en azndan balangta fazla
belli etmeseler de, ncekileri kmsyor, kendilerine "subay",
davavekillerine "astsubay" muamelesi yapyorlard. Bu da, haliyle
arlarna gidiyordu ncekilerin. Yani davavekillerinin. Ne de
olsa, onlarn da bunca yllk zengin tecrbeleri ve birikimleri vard.
Gerine gerine kendilerine "avukat" diyen o dnk ocuklar, isteseler
bir kalemde siler atarlard en zor davalarda. Bu tecrbesiz
tfllar karsnda kendilerini birer yal kurt gibi gren btn o eski
kuak davavekilleri, bir an nce, onlarla kar karya gelecekleri,
bu mektep ocuklarna meydan okumalarna, boylarnn lsn
almalarna imkan verecek dili davalar bekliyorlard.

Davavekili babas, olunun da kendini, bazlar gibi bir davavekili
olarak grdn, onun "Ailemiz" balkl devi sayesinde
bylelikle renmi oldu. erlediyse de pek belli etmedi. Cumhuriyet
lklerine sk skya bal annenin sinirlerinin yatmasn
bekledi. Oysa o sinirler kolay kolay yatacaa benzemiyordu.
u benzetmeye bak! diyordu: Ailemiz saklambatr! Ne demekse?
Hem niye, hep ben ebe oluyorum?

Dedesinin boynunu ieri gmerek, mrl mrl kitap okumas
ok houna gidiyordu Ali'nin. Dedesi kendinden gemi bir biimde,
kendi hayal alemine gmlm kitap okurken seyretmek
houna gidiyordu. Dedesinin yaprak yeili bir kuma parasyla
kaln ereveli gzlnn camlarn ar ar siliini, alt dudana
yaptra yaptra slatt buruuk, esmer, uzun parmaklarnn,
sayfalar ar ar eviriini seyretmek houna gidiyordu. Dedesi,
okurken bazen glmsyor, bazen kederleniyor, bazen de
okuduu kitaplarla yksek sesle konuuyordu. Bir keresinde, okumakta
olduu kitaptan hiddete kaplm, bir insanla kavga eder gibi,
byk bir kavgaya tutumu, titreyen parmaklaryla kitabn
sayfalarn uzun uzun tehdit etmiti. Sonra da Ali, dedesinin kitab
paralayacan dnrken, o, hibir ey olmam gibi kaldrp
dolaptaki yerine koymutu. Pencere nndeki geni sedirinde, ileri
tok tutulmu uzun yastklara yaslanarak ya da sedef kakmal
rahlesinin banda iki bklm olarak okurdu kitaplar. Halalar,
dedesinin Kur'an dndaki kitaplar da rahleye koyarak okumasna
nedense ierliyorlard.

ok imrendii halde, dedesinin okuduu kitaplar okuyamyordu
Ali. Hepsi Arapayd onlarn. Arapa yaznn sadan sola
yazlyor olmasn hi anlamyor, ama bunu byl buluyordu.
Arapay byl buluyordu. Uzun sre Arapa yazyla yalnzca
byler, dualar ve muskalar yazlr zannetmiti. Ali'nin anlamad
kelimeler, zemedii iaretler ve esrarl ekiller ieren bu yaznn
kendi bana bir by gc olduuna inanmt. Baka dillerde
de dua edilebileceini, baka dillerde de muska yazlabileceini
rendiinde ok armt. O, yalnzca Arapayla dua edilir, by
yaplr sanyordu. Sanki Arapa grlen ryalar bile bambakayd,
oysa ev ahalisinin tersine o da annesi gibi ryalarn Trke
gryordu. Annesi, onu bu konuda teselli ediyordu: Sen ryalarn
Trke grdn iin okulda harfleri kolay reniyorsun.

Dedesinin, babasnn ve byle nemli kararlarn alnmas srasnda
yzlerinde ta gibi bir ifadeyle duvar dibinde sra sra duran
halalarnn arzusu zerine, Kur'an kursuna gnderildiinde,
en ok dedesinin okuduu kitaplar, artk kendinin de okuyabileceini
dnerek sevinmiti. Kur'an kursuna baladnda, bu karara
iddetle kar kan annesi, bir hafta hasta yatt, onun da halalar
gibi ba ard, o da bana atk att; yalnz onun atks,
halalarnn tersine iekli tlbenttendi. Byk bir ihanete uramasna,
gnlerce szl ve ks bir ifadeyle, bata Ali olmak
zere herkese slak slak bakt.

lk baladnda, btn bir yaz boyunca her gn gitti Kur'an
kursuna, "mektepler aldnda"daysa yalnzca cumartesileri.
Annesi, hi olmazsa bu artn kabul ettirmiti. Kur'an kursunda
byk baar gstermi, ksa zamanda Arapa yazmay, okumay
skmt. Ezbere bildii dualarn says artmt. Ama Ali ok
hrslyd, bunlarla yetinmiyordu. Artk hatim indirmek, yasin okumak,
hatta Ulu Camii'de sala verip, yank yank mevlit okumak istiyordu.
Cumalar da babasyla hi sektirmeden ehidiye Camii'nde
cuma namazlarn eda ediyordu. Gnne gre, bu namazlara
dedesi bazen geliyor, bazen gelmiyordu. O gelmedii bazenlerde,
dedesi, omuzlarn silkerek, "Bugn mslman deilim,"
diyordu. "Kimseyi kandrmak iimden gelmiyor."

Halalarnn, dedesine ilikin en ok ve en sk kullandklar
cmle: "Bizi elaleme rezil etti!"ydi. Halalarnn dnyada en ekindikleri,
en korktuklar ey, elaleme rezil olmakt. Koca dnyada
bir halalar vard, bir de "elalem".

Baz zamanlar dedesinin gnlerce ortalklardan kaybolduu,
kimselere gzkmedii oluyordu. Gnlerce sonra, her seferinde
de baka bir tan altndan kp geliyordu. Bu kaybolularn ilk
zamanlar evi byk bir tela ve yeis kaplarken, zamanla buna da
alld, artk kimse eskisi gibi ard sra avare olmuyordu onun.

Byk ayazlar yapan, dona kesen karaklarda, kimi geceler
gidip, ar hamamlarnda klhanlarda yatyordu. Bunu renen
halalar, gene lk la kanat rpyorlard avlularda, ayvanlarda:
"Bizi elaleme rezil etti! Bizim gibi byk bir ailenin olu,
yetim tellaklar gibi klhanlarda yatyor! yi ki annemiz bugnleri
grmedi!"

Hep bir azdan sylenen buradaki "annemiz"le kastedilen,
her eyleri tpatp ayn halalar arasnda en nemli ayrlkt. nk
halalarn hibirinin annesi ayn deildi. Hepsi de ayr kadnlarn
kzlaryd. Yaam boyunca saysz kadn alan dede, olan ocuu
sahibi olana kadar evlenip durmutu. Allahtan hibir kars
uzun yaamam, birbiri ardndan lenler, bylelikle her seferinde,
bir "drdncye" yer amlard. Bunun sonucunda, bir ev dolusu
kz ocuu sahibi olmutu. Son kars, ona bir olan ocuu
dourduktan sonra, dier kadnlarn aksine, nispet yapar gibi
uzun yllar gerine gerine yaam, olan anas olmann keyfini ve
saltanatn srm; hatta stanbullara bile gezmeye gitmiti. Ali,
gene de babaannesine yetiememi, onu hi tanmamt. Ali iin,
o, yalnzca duvardaki resimdi. Mardin'in tek fotorafs olan
Sryani fotorafnn rtutan tannmaz ettii bir yzle duvarlarn
birinde halalarndan biri gibi asl duruyordu.

Dedesi, yedi kere hacca gitmi; evinin kaps, yedi kere trbe
yeili renkle erevelenmi, ieklendirilmiti. Adet olduu zre,
hacca gidip gelenlerin kaps trbe yeiline boyanarak hane sahibinin
hacl cmle aleme duyurulur; bylelikle kap nnden
geenler, o evin bir hac evi olduunu bilirdi. Bu kaplarn hepsi
Kabe'ye bakard.

Ali'nin dedesi, btn hayat boyunca ticaretle urat, sessiz,
sakin bir yaam srd. Her zaman ie dnk bir yaps vard; ok
alr, tutumlu yaar, derin dnr, az konuur, konutuunda
da zl ve gzel szler sylerdi. Her durumda kullanlabilecek
ok sayda veciz sz bilirdi. Herkesten sayg grrd. Her konuya
biraz mizahi yaklaan bir yan, hnzrcasna muzip bir bak
vard. ll, terbiyeliydi. Edep erkan bilir, latife etmeyi severdi.
Zaman iinde, babasndan kalan servete servet, arazilerine araziler
katarak ileri iyice bytt. Kyler ald, kyler satt. Her devir
deiikliinde karlarn korumasn bildi. Her zaman iktidar
partilerine, hkmetlere yakn oldu. ktidar olacak partiyi sezmek
konusunda, hassas bir burnu ve salam hesap bilgisi vard. Destekledii
parti, mutlaka o yl seimleri kazanarak iktidar olurdu.
Hrslyd, agzlyd, herkesin parasnda, malnda mlknde gz
vard. Herkesin parasnn mutlaka kendisinden alnan bir frsatla
kazanlm olduunu dnr, bundan tr derin bir hakk
yenmilik duygusu iinde, kendinden baka servet yapm herkese
fena ierlerdi. Dnyadaki btn paralar o kazanmak istiyordu
nk. karlarna dokunulduunda, bambaka biri kesilir, sonsuz
bir kaytszlkla zalimleirdi. Alacakllarna kar acmaszd.
htilafa dt kylerin ve kyllerin burnundan getirir, topraklarn
ellerinden alr, ilkin rnlerini, yetmedi mi, kylerini yaktrr,
jandarmalara bastrr, daha kzd m da, ekyaya vurdururdu.
40'l yllarda da, 50'li yllarda da, 60'l yllarda da, hep o kazand.
Krtleri, Araplarn doal dman sayar, Ankarallardan ekinir,
onlarla iyi geinmeye alrd. Trk demezdi, Arap ya da Krt olmayan
herkes, ona gre, Ankaralyd. Ayrca, Ankara'nn memurlarn
ve askerlerini ho tutmak gerektiini bilirdi. Mardin'den seilecek
her mebus ya da senatr adaynn onun onayna ihtiyac
vard. Ka kyn reyi onun ellerinde, bir ift szndeydi.

Bunlarn dnda, "kendi halinde zararsz bir adam" diyebileceiniz
kadar sade, alakgnll; ttnden, gmten ve haldan
anlayan; bitki ve iek yetitirmekten, ut ve kanun dinlemekten,
Arapa arklar ve gazeller sylemekten holanan ince ruhlu bir
insand. Fakirlere yardm etmekten, dilencilere sadaka datmaktan,
a-yoksul giydirmekten, eme, hayrat yaptrmaktan holanrd.
Her ramazan avlularda kazanlarla pien yemekler, frnlar
dolusu pideler ve embusekler yoksullara, yetimlere, kimsesizlere
datlr, hayrdualar alnrd. slam uruna, kafirlerin eziyetlerine
katlanan mminlerin hikayelerini dinlerken, gzleri nemlenir;
halk hikayelerinin bir trl birbirlerine kavuamayan aklarnn
ektikleri cefalar karsnda gzyalarn tutamazd. Ak,
lde kaybolmak, diye tanmlard. Ona gre dnyann en iyi hikayeleri,
sonunda, lde akndan kaybolanlarn hikayeleriydi.
Bu yzden Ali, ocukluu boyunca, ak lde kaybolmak sand.
Yalnzca kendinin kulland ve yalnzca Arap istasyonlarn dinledii
kuvvetli bir radyosu vard. Ali'nin birka kere o radyoya
dokunmasna izin vermi, ona uzak istasyonlarda alan dokunakl
Arapa arklar dinletmiti. O arklarn buraya ok uzak bir
yerlerde sylendiini bilmek Ali'yi kederlendirmiti.

Yalandnda ve btn karlar ldnde, dnya nimetlerine
srtn dnm, artk hibir eyde gz kalmam, dnyann fani
ve tali yklerinden kurtulmu, kendini iyiden iyiye okumaya,
dnmeye ve tabiata vermiti.

Ali, ncesini bilmedii dedesini ite o zamanlarnda tanyp
sevdi.

Halalarnn dediine baklrsa, nl bir eyhin yatrnda
gn gece uyuyakaldktan sonra bambaka biri olarak Mardin'e
dnm, bu yar meczup haliyle herkesi artm ve ondan sonra
da bir daha hi eskisi gibi olmam, cinler tarafndan alnarak, artk
krklara karm olduu sylenen Mardin erafndan cennetmekan
Hac Zeyneddin Efendi'yi, ite o zamanlarnda tanyp
sevdi Ali; bir ocuun btn mrne yaylan sevgisiyle sevdi.

Okul dnlerinde eve girer girmez, ilkin dedesini sorard:
"Dedem nerede?"

Dede otada yoksa, bu soruyu, sanki o lm de yasn tutuyor,
kt haberi bir trl syleyemiyormu gibi duran halalar,
balarn her anlama gelebilecek bir biimde iki yana umutsuzca
sallayarak cevaplandryormu gibi yaparak, kayg ve merak yaratmaktan
pek holanrlard.

Ali'nin babas da akamlar eve geliinde, ortalklarda gremedii
babasn, kendince bulduu bir sevimlilikle karsna sorard:
"Babam gene fsnda m?"

Ali'nin babas, babasnn lgnlklaryla ba edemeyince,
onu Diyojen'e benzeterek durumu hafifletmeye; tarihten seilmi
byle "mmtaz" bir rnekle, babasna, hogrlebilecei sevimli
ve saygn bir kimlik kazandrmaya almt. zellikle de zaman
zaman, daha dorusu sk sk mahcup dt karsna kar. Karsna
kalrsa, btn bu irin gsterme gayretlerine karn, kaynpederinin
bir Diyojen olmadn bilecek kadar akl ve tecrbesi
vard ok kr! Kocasnn tarihten medet ummas beyhudeydi.
Ona gre, kaynpederi, bir zrdeliydi, o kadar!

Eitiminin, aile iinde ciddi sorunlara ve kamplamalara yol
atn fark eden Ali, ksa zaman iinde hem derslerinde baar
gstererek annesini memnun etmeyi, hem de Kur'an kurslarn
hi aksatmayarak halalarnn gzne girmeyi akl etti. Evin iindeki
sessiz frtna diner gibi oldu. Karlkl g gsterileri bitti.
En azndan bu konuyla ilgili olanlar. Eitimin, ikiye blnm
ailedeki taraflardan birine benzemek demek olduunu ilk byle
anlad Ali. Her iki taraf da Ali, kendilerine benzesin istiyordu.
Evin iinde tam merkezde durduunun byle ayrmna vard. O,
bir kavakta duruyor ve birok ey onun etrafnda dnyordu.
Bunu bilmenin ona bir tr g kazandrdn fark etti. Aile iindeki
herkes, onu kazanmak, onu kendi yanna ekmek, kendisine
benzetmek istiyordu, bir tek dedesi hari. Dedesinin umurunda
bile deildi. O da en ok dedesini seviyordu tabii.

Evde, sokakta hemen herkesin Arapa konutuu bir ehirde,
Arap bir ailenin ocuu olarak dnyaya gelen Ali'nin okulda niye
Trke okumak, yazmak ve konumak zorunda kalnn yantn,
"Anadil" szcnde sakl buldu. Ali'nin annesi, Mardinlilerin
deyiiyle "yabancyd", "Trkt" ve dolaysyla anadilinde konumak
ve yazmaktan uzun sre bunu anlad Ali.

Halalar, onun btn sureleri ve ayetleri sular seller gibi ezberden
okuduunu grdke, onunla gurur duyuyor, her durum
iin hazrda nemli nemli bekleyen gzleri, byle zamanlarda daha
da sulanarak, sevin ve gururlarn alaya alaya belli ediyorlard.
Ali, onlarn, sevindiklerinde de, zldklerinde de, ardklarnda
da, heyecanlandklarnda da alamalarna ok aryordu.
Her eit duyguyu, her seferinde bir tek biimde ifade ediyorlard:
Alayarak...

Ne zaman kendi alamaya kalksa, "Erkekler alamaz!" diye
azarlanyordu. Erkeklere yasaklanan alamann, halalarna bu
kadar serbest olmasn hi adil bulmuyordu.

Ali, hastaland zamanlarda grd ki ev iindeki hkmranl
bsbtn pekiiyor. Herkes evresinde pervane oluyor. Bunun
zerine can istedike hastalanmaya balayarak, ev iindeki
herkesin peinde nasl kouturduunu grmek istedi. Grd de.
Numarasnn anlalmaya balamas zerine daha ince teknikler
gelitirdi. rnein ateinin ykselmesi iin tebeir yutmay rendi.
Okula gitmek istemedii zamanlarda, tebeir yutarak ateini
ykseltir, hayli "teatral" inleme ahlama numaralaryla yataklara
der, gene ev iinde ard sra kouturan, hasta yatann baucunda
dnenip duran insanlarla, sultan olmann keyfini srerdi.
Ali'nin hastalanmalar, doumundaki karanlk iaretleri hatra getirdii
iin, herkeste kt bir kehanetin gereklemesine ilikin
uursuz korkular diriliyor, yardm dileyen gzlerle bolua bakarcasna
birbirlerine bakp duruyorlard.

Ali, hasta rol yapmay seviyordu ayrca. Aslnda rol yapmay
seviyordu. Rol yapmak, gerek hayattan ok daha elenceliydi.
Ayrca hasta rol yapmakta kendince incelikler buluyordu. nsan
lme, ilgi grmeye ve sinemaya yaklatran bir ey vard
hasta numaras yapmakta. Hem bylelikle seyrettii filmleri yaam
oluyordu. Byle durumlarda en ciddi itirazlar boucu bir
kukuculua sahip olan annesinden geliyordu; Ali'nin okula gitmemek
iin numara yaptn, martlmak istediini sylyor,
onu bencillik, sorumsuzluk, suistimalcilik ve benzeri eylerle
suluyordu. in kts, Ali'nin numaracl konusunda ou
kez hakl olmakla birlikte, bunu dierlerine anlatmakta glk
ekiyordu. Ali, annesinin kendi yznden bu duruma dtn
biliyor, annesinin hem hakl, hem aresiz olduu byle zamanlardaki
yalnzlamasna acyor, ama bir yandan bunu hak ettiini dnmekten
kendini alamyordu. Annesinin hakl kmalarnda bile
irkin bir yan vard. Ali'ye gre annesi hakl olmay hak etmeyen
bir kadnd.

Zaman zaman sahiden hastaland da oluyordu tabii. te bu
gerek hastalanmalarndan birinde, gerek sayklamalar, gerek
yksek ate ve gerek bir hummayla gnlerce baygn yatt. Bazen
bir an iin gzlerini ayor, evresindekileri tanr gibi oluyor,
hasta olduunun bilincine varyor, dile gelebildii birka saniyelik
zamanlarda su ya da ayran istiyor, sonra yeniden baygnlna
gmlyordu.

O hummal gecelerin birinde, birdenbire, gzlerini derin ve
sakin bir uykudan uyanm gibi, tazelenmi baklarla at. Gecenin
hayli ileri bir saati olmalyd. Evdeki herkes uykudayd. Salondaki
duvar saatinin tiktaklarndan baka hibir ey duyulmuyordu.
Uzak odalardaki halalarnn karanlk solumalar, horultular
bile belli belirsiz duyuluyordu. Yatanda doruldu. Ayana
terliklerini geirdi. Odasndan kt; salonu, ayvan geip avluya
kt. Avludaki kuyunun bana vard. Az yldzl bir geceydi. Grnen
yldzlar da usul fsltlarla, sayklar gibi ksk klarla yanp
snyorlard. Kuyunun azna kapatlan tahta kapan zerindeki
ta kaldrp yere koyduktan sonra, tahta kapa kulpundan
tutup kaldrd, usulca yere koydu. Birka yldz kaamak baklarla
kuyunun dibindeki suyu tverdiler.

Dizlerinin zerine kp, dirseklerini kuyunun azna dayayp
aaya, kuyunun iine eildi Ali; kuyuda yaadna inand
Kuyu Cini'ne seslendi. Kendini kt durumda, yalnz, umutsuz,
zgn, hakk yenmi, birine ierlemi, arkadana kzm, dnyaya
ksm olduu zamanlarda yapt gibi kuyudaki cinle konumaya
balad.

Seninle konumaya geldim ey Kuyu Cini, dedi. Sesi nazl kyordu.
Ka gndr hasta yatyorum, biliyor musun? Konuamyorum,
gzlerimi bile aamyorum, kelimeleri dilimden koparp almlar
sanki, niye ses vermiyorsun? Niye konumuyorsun? N'olur
konu benimle! Kimse konumuyor benimle. Herkes kendiyle,
kendi iiyle konuuyor. Yalnzm, ksm, herkese ksm, hastaym,
belki leceim. Konu benimle! Burnunu ekmeye balad.
Dokunsalar alayacakt.

Suyun yzeyi rperir gibi dalgaland, ardndan lacivert karas
dalgacklarla alkaland. Ve sonra derinlerden, tok ve gl bir
ses duyuldu:

Yanna geliyorum Ali, dedi Kuyu Cini. ekil kuyunun azndan!
Ali, dorulup geriledi. Gzlerini bylenmi gibi kuyunun
azna dikerek beklemeye balad. lkin sar gzkt kuyunun
aznda, sonra ba ve ardndan birdenbire ortaya kverdi. Kuyudan
kan cinin zerinden szlen sular birka saniye iinde
kuruyuverdiler. Daha nceleri fsltlarla gizli gizli konutuu,
kalbini at Kuyu Cini'ni ilk kez karsnda byle capcanl gryordu
Ali. ok heyecanland, kalbi hzl hzl arpmaya balad.
lk kez grnmeyen bir eyi gryor, yoktan var olan biriyle konuuyordu.

Kuyu Cini, Bu avlu senin iin ok souk, hastalanabilirsin,
dedi Ali'ye. Hadi yatana dnelim. Seni yatana yatrp zerini
rteyim. Sonra da elini tutmak istedi. Ali ilkin ekindiyse de, tutukluunu
yenerek elini uzatt Kuyu Cini'ne. Yumuak, gvenli,
scakt avucunun ii. Hayat yeniler gibi tutuyordu elini Ali'nin.
Yeni uyanm bir rzgar gibi tutuyordu. Usul ve kk admlarla,
avluyu, ayvan, salonu geerek Ali'nin odasna geldiler. Ali'yi yatana
yatrd. zerini rtmeden nce, koynundan kard bir
incir yaprana, gene koynundan kard divit bir kalemle ince,
slsl bir yazyla dualar yazd. Yapran zerinde Ali'nin ok
sevdii Arapa yazlar ve byler vard imdi. Mahir elleri vard
Kuyu Cini'nin, ince uzun parmaklar vard, bilei kvrakt. Ali,
bylenmi gzlerle izliyordu onu. zerindeki yazlar incitmekten
ekinircesine yapra fleyerek gsne yerletirdi Ali'nin.
Ilk, saaltc bir soluun tenini yumuattn hissetti Ali, hlamur
gibi koktu gs. Gz bahelerinin skun ve huzurunu duydu
iinde. Derin derin i geirdi.

Yapra, Ali'nin gsne yerletirirken, dedi ki: Bu kuyunun
ciniyim ben, seninle uzaktan akraba oluyoruz, seni koruyorum,
seni saklyorum, kalbinin derinliklerinde iyi bir ocuksun, iinde
birka kii birden yayor, herkesin iinde birka kii birden yaamaz.
Dnyada sanldndan ok daha fazla insan var, ama bedenler
az; baz bedenlerde birka kii birden oturuyor. Kendini
bu yapraa brak, bu yapran senin teninde yaamasna; bu yaprak
gsne, tenine, oradan gvdene ve ruhuna yaylacak, sende
biriken btn hastal ve ktl deitirecek, sabahna hibir
eyin kalmayacak, taptaze gzlerle aacaksn gzlerini, ykanm
gibi, uzun ve dinlendirici bir uykudan uyanm gibi. Haydi imdi
yum gzlerini, brak kendini yapran solumasna, brak yaprak
teninde kmldasn; ruhunu, soluunu, gcn versin sana.

Ali sabahna yle uyand, taptaze gzlerle ve uzun ve dinlendirici
bir uykudan uyanm gibi. Gece neler olduunu birden
anmsayamad, ama bir eyler olmutu, biri yeni uyandrlm bir
rzgar gibi elinden tutmutu, birka saniye sonra da tatl bir heyecanla
birlikte Kuyu Cini'nin ans dverdi gzlerinin nne.
Rya grm olmalyd. Onun sylediklerini blk prk anmsamaya
alt. Kuyudan kan cini, gzlerinin nne getirmeye
alt, daha ok masal filmlerinde seyrettii, "Ali Baba ve Krk
Haramiler" gibi filmlerde seyrettii cinlere benziyordu. Banda
kocaman, gsterili bir sar vard, alacal renkler tayan simli
yeleinin arasndan kll ve esmer gs grlyordu. Uzun ve
geni dalgal bir alvar vard altnda; beline kzl, parlak bir atlastan
kaln bir kuak dolamt; sevimli ve rktcyd. Birdenbire
artk iyiletiini hatrlad, yatandan frlayp evdekilere iyiletiini
haber vermeye ve grd ryay anlatmaya karar verdi.
Tam yerinden dorulup zerindeki yorgan syracakken, gsnde
bir hlt duydu. Bir ey kmldar gibi olmutu. Elini gsne
soktu; pijamasnn ve atletinin altnda, kaln, etli, geni bir incir
yapra duruyordu. Yapra karp yakndan bakt. Scaktan solmutu,
imdiden kurumaya yztutmu damarlarnn arasnda, erimi
bir yaznn, grnmez harflerin, belli belirsiz glgeleri seiliyordu
yalnzca. Yapraa derinliini veren eydi bu. Elinde yaprakla
kalakald. Gzleri hayretle byd. O anda hi kimseye,
hibir ey sylememesi gerektiini anlad.

Avluya ktnda, Ali'nin sarkp dmesinden korktuklar
iin, kuyunun azndaki tahta kapan zerine konmu olan ar
tan yerinde durduunu grd.

Rya sand gerekle, gerek sand rya arasnda kalakalmt.

Gzle grlmez ryalar olmal bunlar, dedi.

Belki de benim deil, yapran ryasyd bu.

Rya da, yaprak da ayn dnya iinde yaayabiliyorlard demek.

Gzlerimiz btn ryalar birden gremiyordu.

Dn gece bana gelenler, ailesinde hi kimsenin kabul etmeyecei
bir eydi. Hele annesinin...

Ali kabul etti ve susmay rendi.

...

Hala ve ocuklar

Ali'nin evlenmeyi baarabilmi iki halasndan biri, gnn birinde
yannda iki ocuuyla birlikte kocasndan boanmak zere kageldi.
Kz, Ali'den bir ya byk, olansa bir ya kkt. Evdeki
herkes, kskanl ve huysuzluuyla nl Ali'nin, evdeki bu yeni
durum ve ocuklar yznden herkese hayat zindan edeceini sanrken,
hi de dndkleri gibi olmad. Ali bir eit elence,
oyun gibi yaamaya balad evdeki bu yenilii. Bunda en byk
pay, ocuklarn daha eve geldiklerinin ilk gn, onun "prensliini"
kaytsz artsz tanm olmalar ve buna gre davranmalaryd
kukusuz. Birbirlerinde kefettikleri ilk eyse, cinsel fantezileri
oldu. kinci neden de, cinsellie ikin eylerin balatc gcyd
herhalde. nn de cinsellie duyduklar merak, ilgi bykt
ve de yarm prk duyduklarndan her eit deneyime
ak, zengin bir hayal gc edinmilerdi.

Bir keresinde, kendilerini anahtar deliinden seyreden en kk
halay sust yakalayan annesi, Ali'nin duymasna bile aldr
etmeksizin, byk bir grltyle kendi deyiiyle "bu sefih rezaleti"
eve duyurmakta hibir saknca grmemi, Ali de annesiyle
babasnn masumiyetinden duyduu kukunun doruland bu
olayla birlikte, kendini dlanm ve aldatlm hissetmi, onlardan
hep intikam almay dlemiti. Eve gelen bu ocuklarla birlikte,
intikamn gerekletirecek eler bulmu oldu. Ali ve hala
ocuklarnn kendi aralarnda kurduklar cinsel oyunlar, evdekilere
kar en byk gizleri oldu; bu, onlara bir gizli tarikat ya da ete
olma duygusu veriyor, gcn sululuktan alan bir dayanma
salyordu. Yaptklarnn byklerce bilinmemesi gerektiini bir
biimde biliyorlard. Gizliliin ve sululuun siyah zevkini kefetmilerdi.
Herkesin gznn iine baka baka oyun oynuyor,
herkesi aldattklarn dnerek ks ks glyorlard. Kendilerinden
esirgenen bir dnyann gizlerini kefettiklerini, dier taraf
olan byklerden saklamalar gerektiinin haince farkndaydlar
tabii. Aldatmann sinsi tebessmyle bakyorlard evin byklerine.
Byk evin avlular, ayvanlar, odalar, sofalar, kilerlerin
dolambacnda bykleriyle oynadklar bir saklambat bu. Kimse
onlar sobeleyemiyordu.

Kendi aralarnda da canavarca eleniyorlard. Her seferinde
ilerinden birini kurban seiyor, onu kk drecek trl eitli
oyunlar kefetmekte gecikmiyorlard ve her seferinde deien
kurban, aalandka dierlerine daha derin duygularla balanyordu.
Hkmedilmenin de, hkmetmenin de oyunlarnn ve kurallarnn
iinden geerek, deiik kiiliklerin maskelerini ve
duygularn yayorlard. Srasyla esir, cariye, emir, kral, hkmdar
oluyorlard. Oyunlarn kimi zaman kapandklar kilerden
evin iine tayan ve gizlerinin renilmesi tehlikesini barndrd
iin daha heyecan veren baz simgesel oyunlar uyduruyorlard:
de iaretparmaklarn, birbirlerinin gtlerinin iine sokuyor,
actana kadar kurcalyor, sonra o parma havada tutarak, sokak
aralarnda hacya satan kolonyaclar gibi barp duruyorlard.
Kimse onlarn oyunlarndan bir ey anlamyor, ama onlarn niye
bu kadar elendiklerine bir anlam veremedikleri ipe sapa gelmez
bu oyunlar, aralarnda kabilecek her trl kavga ve grltye
ye tuttuklarndan ses karmyorlard. Bazen kilere, bazen
kilerin bitiiindeki yar karanlk odaya kapanyor, kapnn tahta
kanatlarnn demir engelini indirdikten sonra, tabii ki, arl daha
ok yatak sahneleri olan evcilik oyunlar oynuyor, srayla birbirlerinin
kar-kocas oluyorlard; hatta hala kz bile ou zaman
Ali'nin kocas oluyor, Ali'nin poposunu tokatlyor, memelerini skyor,
kalalarn sryor, ayaklarn ptryor, san ekiyor, cann
yakyordu. Ali de halasnn kznn amna tkryor, imdikliyor,
trnaklaryla kazmaya alyordu. Ali srekli omuzlarna,
kollarna, gbeine, srtna "saat yaptryordu". Dilenen yerin geride
brakt yuvarlak izi saate benzeterek "saat yapmak" deniyordu;
genellikle saat taklan bilee yaplan bu izlere Ali'nin hemen
her yerinde rastlamak mmknd. Koca olmaktan ok abuk
sklyordu Ali. Hala kz, szle szle kars olmaya altnda
tiksiniyordu ondan. kisinin de kars olmak istiyordu. Bunu
kendi sylemeden, tekiler istesin diye bekliyordu. Kimi zaman
ilerinden birinin ellerini ayaklarn balyor, ayak tabanlarn
gdklayarak ya da koltukaltlarn yalayarak glmekten katlr
hale getiriyor, dakikalarca yalvartyorlard. Byle durumlarda,
bazen ikisi, ncy ieride bal brakp darya, avluya ya da
ayvana kp oynuyor, onun orada aresiz bir durumda bal bulunduunu,
onlar beklemekten baka bir ey yapamayacan
bilmekten byk bir heyecan ve g duyuyor, iktidar kefediyorlard.
Yumuak anlar da oluyordu tabii. Birbirleriyle pyor,
seviiyor, birbirlerine her yerlerini gsteriyorlard. "Sikimek"
diye bir eyin varlndan haberdardlar elbet. Ama hala oluyla,
Ali'nin kar-kocalnn gereklemesi iin gereken eyin, klerin
birbirinin iine girmesi demek olduunu dndklerinden,
terleye terleye birbirlerinin kn i ie geirmeye alyor, bunu
baarabildikleri lde sikitiklerine inanyorlard. Evcilik
oyununda Ali, srekli kadn oluyor, hep alta yatyor, bundan byk
bir zevk duyuyordu. Ali zerinde bir varln arln hissettiinde,
btn iddetiyle ruhunu da hissediyordu. Evdeki hi
kimse, en by henz ilkokula balamam olan bu ocuklarn,
byle gelikin bir cinsellik dnyalar olabileceini varsaymadndan,
bu sessiz oyunlarndan kukulanmyordu. Ali'nin kukucu annesi bile.

Halasnn boanmak zere stelik yannda iki ocukla eve
dn, dier halalar tarafndan "elaleme rezil olduk!" yaygaras
ve lklaryla karlanm; evlenmemi halalar, bir kez daha
kendi hayatlarnn dorulamasn yapm olmann sinsi zevkini
tatmlard. Bu duygu ilerinde eskimeye balaynca, bu kez de
kz kardelerinin haline acmaya, onun iin gzya dkmeye
baladlar. Zengin bir ky aas olan koca, kaynpederine olan
hrmeti ve davavekili olan kaynna olan korkuyla kark saygsndan
tr, fazla ses karmam, karsnn kararn deitirmekte
zor kullanmaya kalkmamt. Ayrca karsnn kendinden ayrlmas
iin hakl gerekeleri olduunu kalbinin bir yeri de biliyordu
elbet. kiciydi, kt adamd, az kokuyordu ve daha
nemlisi, ailesinde hi kimse, ne annesi, ne kz kardeleri, ne de
karde karlar onu hi sevmemiler, aralarna almamlard.

lkin gnlerce, sonra haftalarca, daha sonra da aylarca gzya
dken halann, btn bu gzyalarn, mahvolan genliine, yklan
yuvasna, ayrld kocasna yordular bata. Oysa, bu gzyalar
bir sre sonra neden ve sahip deitirmiti ve de kimse bunun
farknda deildi. Ama, bu deiikliin hangi noktada baladn
kimse bilemedi. Yeni boanm halann, kocasnn kyn
brakp Mardin'e, baba evine geldikten bir sre sonra, uzun boylu,
yakkl, geni omuzlu, siyah sal, yeil gzl bir yzbaya sevdalanm
olduu ortaya kt. Bu gerei, Mardin'in tek kadn kuafrnden
renen Ali'nin annesi, aileye ait her olumsuz eyi rendiinde
yapt gibi, byk bir gsterile btn aileye duyurmakta
hibir saknca grmedi; hatta bundan sinsi bir zevk ald
aka grlyordu. Aile erefini be paralk etmekle sulanan
hala, ilkin dier kz kardelerinden srayla dayak yedi, ardndan
Ali'nin babas, akam eve geldiinde, onu herkesin iinde tokatlad.
Azndan burnundan kan gelen halay teselli etmek grevi,
Ali'nin annesine dt. Ali'nin annesi, ailenin halay dlamasyla
birlikte, yalnzlaan halaya hemen kol kanat gererek sahip kt.
Bunca zamandr bu bekar yzbann, kendilerinden biriyle evlenecei
hayalini kuran ve eitli nedenlerle kuafre sk gelen baz
gekin kzlar, bu gizli ilikinin duyularak, gerein abucak ortaya
kmasnda etkili olmulard. Yzbann tayini kmt, baka
bir yere gidecekti, herkes elini abuk tutmalyd ve o kk tara
ehrinde umutlar bozkr kadar abuk bozaryordu. Kimse kendi
hayalini, bir bakasnn hayalinin karatmasna izin veremezdi.

Halann gece yarlarna kadar pencere kenarna oturup bozkra
daln, eski gnlerin hayalini kurmak sananlar, feci bir biimde
yanlm olduklarn, yzbann tam da o saatlerde evin nnde
bir aa bir yukar dolaarak, cigara stne cigara itiini ok
sonra rendiler.

O sabah hi unutmad Ali. lkin uzak ve belirsiz fsltlar biiminde
kulana gelen sesler, onu uykusundan uyandrmaya yetmiti,
ok uzaktan belli belirsiz nal sesleri duyuyordu. Grd
bir ryann iindeki seslerin, kendisinin uyandn fark etmediklerinden
devam etmekte olduunu dnd ilkin. O uyanm ama
sesler uyanmamt sanki. Rzgarn sesine, kpren bir solua,
bir yelenin savruluuna karan bu sesler, onu uykusunun iinden
alm, sonra da pencereye doru ekmiti. Ali dar bakt. Bombotu
cadde. Kimsecikler yoktu. Yakn kylerden, Rimil'den,
Kabale'den eek srtnda bakr stllar, bakralar iinde arya,
pazara yourt tayan kyller bile gemiyordu henz. Bozkrn
ufuk izgisi kzarmamt bile. Ryadaki sislere benzeyen puslu,
bozark bir aydnlk vard yalnzca. Birdenbire Mardin'in tek caddesinde,
sabah iyiyle parldayan asfalt yolun zerinde bembeyaz
yelesiyle rzgar gibi ilerleyen, zerinde binicisi olmayan plak
bir atn kpre kpre bu tarafa doru yaklamakta olduunu
grd. Bir masaldan, bir efsaneden kam gibiydi bu rya beyaz
at ve sabahn o saatinde hi kimsenin olmad caddede nal sesleri
yanklanyordu. Geldi ve birdenbire Alilerin avlusunun nnde
durdu. Ali, atla gz gze geldi. Onun bir rya olmadn grd
atn gzlerinde. Birdenbire kendi evlerinin avlusundan, elinde ilemeli,
kk bir bohayla bir karalt halinde halasnn atn zerine
atladn, daha dorusu bir mendil gibi szldn grd;
atn srtna dtkten sonra da dizginini kapt gibi topuklayarak
hzla uzaklat. Hepsi birka dakika iinde olup bitmiti. Belki
daha da ksa.

Srlsklam olmutu terden.

Grdklerine inanamamt.

Halasnn ok iyi at bindiini, kydeki btn erkekleri ardnda
brakarak yartn biliyordu. Gene de gzleri ak bir rya
grm olduunu dnmeyi yeleyerek yatana dnd. Atn ve
srtnda gtrd halasnn gzden kaybolmasyla birlikte kulandaki
sesler de dinmiti. Sabr edici bir sessizlik hkm sryordu
ortalkta. Sabahna, halalarnn ev ilerinde yanklanan
uursuz bayku lklaryla uyand. Halas, yzbaya kamt.
Zaten nceki evlililiini de kimse istememi, ama bu erkek delisi
kza sz dinletememilerdi. Dier halalar, evlenmemi olmann
faydalarna byle zamanlarda daha ok inanyorlard.

Ali, ben grdm dedi, beyaz bir atn srtna atlad gibi utu
gitti. Bir mendil gibi szld. Bu benzetmeyi ok sevmiti. Yineleyip
duruyordu.

Ali'nin uydurduuna inandlar. Onu byle bir zamanda bile,
ilgi toplamak uruna yalanlar sylemek, hikayeler uydurmakla
sulayarak azarlad annesi. Gene bencillik, sorumsuzluk, suistimalcilik
gibi szlerle Ali'ye barp ard.

Ali, annesine yalnzca kt kt bakmakla yetindi.

O gn herkes yzbann kr atnn katn konutu Mardin'de.

Bu sylenti btn ehri gezip evlerine kadar ulatnda, evdeki
herkes dnp tekinsiz gzlerle Ali'ye bakt.

Ali'yse bu sefer hibir eyin farknda deilmi gibi yapt.

Birka gn sonra halasnn eski kocas olan karanlk yzl,
yanaklarn kaplayan kllarn, gzlerinin altna kadar yrm olduu
adam, ocuklarn almak zere bir hmla eve geldi; gzlerinde
kvlcmlar akyor, azndan kpkler sayordu. Dier halalar
boynu bkk, sulu sulu otururken, annesi lk la
adamla tartyordu. Adam da srekli "Yengeh anm! Yengeh
anm!" diye fke iinde bir eyler anlatmaya abalyordu. Annesinin
boyun damarlar gene mavi mavi kabarm, yanaklarn,
pene pene al basmt; byle zamanlarda sesi normal zamanlarda
kullanmad tiz bir perdeden yrtlr gibi kyordu.

Babalar, okullarndan ve yeni hayatlarndan kopararak yeniden
kye gtrd ocuklar. Ali de, ocuklar da ok aladlar.
Sanki hep birden ksz kalmlard. Birka yl sonra hala olunun
kydeki bataklkta boulduu haberi geldi. Ali, bu arada, iki
erkein sikimesinin kendilerinin yapt gibi olmadn renmi,
ama bunu onunla konumaya frsat olmamt. lkokula balad
o yl, bir sabah, okulun nnde bir ocuun dierine, "Gtn
sikerim ulan!" diye bardn duyduunda, birdenbire her
ey aydnlanmt. Zaten klerin birbirinin iine girmesi ok zor
oluyordu. Ayrca, ok kzd bir keresinde, onun Bankas
kumbarasn saklayarak, annesinden dayak yemesini salam,
bunun iin sonradan ok zlmt; bunu itiraf etmeye ve bunun
iin zr dilemeye ok ihtiyac vard. Bu dilei de olmamt.
Onun bataklkta boulmu olmas, Ali'nin zntsn de, utancn
da artrmt.

Daha on ndeyken, babasnn zoruyla kendinden yirmi be
ya byk zengin bir aayla evlendirilen hala kznnsa, evlendikten
birka ay sonra, kendini bir aacn dalna ast haberi geldi.
Ali, ilk cinsel fantezileriyle lm arasnda belli belirsiz, sinsi
bir ba kurdu.

Oyunlar grlmt. Cezalandrlmlard. Sra kendisindeydi.

Gene bir sabah, kulanda onu uykusundan alan seslerle pencereye
kotu. Cadde gene yle bombotu, az sonra caddenin te
ucunda kpren yeleleriyle o rya beyaz at grnd. Yzbann
atyd bu. Halasn karan at. Koa kpre buraya doru geliyordu.
Halasnn dndn dnd Ali; nk gene byle bir sabah,
herkes uykudayken, gene bu atn srtna bir mendil gibi szlerek
kanatlanp gitmiti. At, avlunun saa altnda durdu. Yeniden
atla gz gze gelmek istedi; bu, sanki bir eyin kantlanmas
olacakt, ama at, bu tarafa bakmyor, gzlerini karrcasna ban
ne eiyordu. Soluk soluayd, kan ter iindeydi, belli ki, uzaklardan
gelmi, ok yorulmutu; boncuk boncuk terlemiti, her damlas
buradan bile seilebiliyordu. Dizlerini krd at, evin altna ykld,
ban asfalta dayayp soluya soluya can verdi.

Ali donmu kalmt.

Kimseye bir ey sylemedi.

Bu kez grdnn bir rya olmadn biliyordu.

Sabah uyandnda zgn ve kt grnyordu. Okula gitmeyeceini
syledi. Hastayd gene. Evdekilerin, Neyin var? gibi
sorularn karlksz brakyor, omuz silkmekle yetiniyordu. Annesinin
edepsizlie varan srarlar karsnda, Bugn bir ey olacak,
dedi. nemli bir ey! Belki bir haber gelecek, onu bekliyorum,
dedi. Annesinin itirazlar ve srarlar srnce, bilgi vermekten
ok bu bilginin yarataca gerilimle annesini cezalandrmak
ister gibi: Kt bir haber! dedi. Halalar ayn anda iaret parmaklarn
dilerinin arasna gtrerek korkuyla "Hii!" dediler.

Kahvalt srasnda bekledii ey oldu. Bir telefon geldi. Telefonu
balayan PTT'deki santral memuresi kz, uzak bir Anadolu
kasabasndan arandklarn syledi. Arayan yzbayd. Halasnn
o sabah ld haberini verdi. Halka tamamlanmt.

Katktan sonra ailenin reddettii hala da cezasn ekmiti
imdi.

Ali aktan, sevmekten, sevimekten, sikimekten bir kez daha
korktu, korktu, korktu.

...

Ali'nin k

Ali'nin yeni yeni yrmeye balad zamanlarda balad ilkin,
sonra da bir alkanla dnt. Aile iindeki herkes kayglanmt.

lk annesi fark etti Ali'nin kndeki kzarklklar; elini bir
trl orasndan ekmiyor, srekli kyle oynuyor, sk sk sinirli
bir halde kopartacakm gibi ekitirip duruyordu. Annesi balangta
tatl tatl, kayglar arttka giderek sertleen bir tutumla
Ali'nini elini oradan ekmesi iin uyarp duruyordu olunu. Ali
ise, bazen sz dinlermi gibi yapyor, bazen annesinden korkup
sahiden sz dinliyor, ama bo kald ilk frsatta, yeniden kn
tutup kopartr gibi ekitirmeye balyordu. Bir sredir evdeki
herkesin gz, Ali'nin elinde ve kndeydi. Halalar bir are
olarak, yeniden altn balamay nerdilerse de, annesi, Yok daha
neler! diyerek, bilgi bir edayla, bunun ocuk iin ok daha kt
olacan, ileride psikolojik bozukluklara yol aacan syledi.
Bylesi atall durumlarda, ocuk eitimi konusunda grmcelerinden
daha ada ve anlayl olduunu kantlamak, hatta onlar
eitmek durumunda hissediyordu kendini. Zorla yaptrmaktan
deil, her zaman gzellikle sylemekten yanayd. Ama, Ali'nin
ocukluu boyunca yakndan bildii gibi, annesinin zorluk ve gzellik
tanmlar sk sk birbirine karyordu. Sonuta yle ya da
byle hibir nlem yarar salamyor, Ali her seferinde yeniden
kne yapyor, neredeyse kendinden gemi bir biimde ekitirip
duruyordu.

Bu durumdan kendine ve ailesinin apknlyla nl erkeklerine
pay karan Dede, Karmayn ocua, diyordu. Belli ki, istemiyor.
Sonradan bana ne belalar aacan imdiden seziyor
olmal, kerata!

Doktorlarn clz tavsiyeleri de para etmeyince, krk ylda bir
de olsa grmcelerinin aklna uyarak, Ali'yi ailesinde emsiler
bulunan, yar meczup bir falc kadna gstermeyi kabul etti Ali'nin
annesi. emsiler, Mardin'in ok eski bir kavmiydi. ok eskiden
aka gnee taparlarken, byk bir blm Sryanilii setikten
ya da slama szmak zorunda kaldktan sonra, gnee tapmaktan
vazgemilerse de, eski inanlarn btnyle terk etmemi,
tersine, gne kltyle ilgili kimi trenleri ve inanlar yeni
dinlerine szdrarak yaatm, Hristiyanln ya da slamn kurallaryla,
eski inanlar arasnda melez gei alanlar yaratarak geleneklerini
byk lde srdrmlerdi.

emsilerin bir zamanlar gnee taptklar zamanla unutulmu,
herhangi bir byk airet, bir byk aile ad gibi anlmaya
balamt.

Kalenin eteklerindeki dar sokaklarn birinde, bahesinde incas
aalar bulunan, asma ardakl, yars toprak altnda kalan
bir evdi falcnn evi. Kilerindeki kuruyemilerin rayihas sarmt
drt bir yan. Douya bakan duvarnda, gnein doarken n
szdran bir yark vard. Gnein douuna bir sayg ifadesiydi
bu. Ali'nin annesi, ayn eyi Deyrlzefaran Manastr'nn zindannda
da grm olduunu anmsad. Yarn bulunduu duvarn
nne bakr bir tas iinde su konmu, yere temiz bir kilim serilmiti.
ri kehribar taneleriyle iine kvrlm bir tespih duruyordu
kilimin ve tasn yan banda. emsi falc, daha Ali'yi grr grmez,
Eyvah, dedi. Bu ocuk bir nceki hayatnda kalm. Bakn
arlatran bir gemii var. Kendinin hi hatrlamad, ruhununsa
hi unutamad bir gemi! Annesi ve halalar, akn,
sylenenlerden hibir ey anlamam, uzun uzun bakakaldlar.

Bir nceki hayatnda kalm bu ocuk; ruhu, unutmann sularnda
ykanmadan gelmi; daha nceleri de st ste birka kere
kadn olarak gelmi dnyaya, imdi uyamyor bu yeni haline. Bu
k kendinde istemiyor. Son geliinde gz iyice arkada kalm
bunun, gen ve yakkl bir adamda kalm, geen sefer kavuamamlar
garipler, imdi onu bulmak zere yeniden dnm dnyaya.
Ama erkek olarak geldii iin, ona kavuamayacan ruhu
biliyor, kn istemiyor. Yazk, ok sevmi adam, ruhu ona kilitlenmi,
hi beklemedii bir anda aniden lm, gz arkada
kalm. Ruhu yatmam. inde byk frtnalar var. Frtnal bir
havada yolunu ararak yanl rahme dm, sonra gene frtnal
bir havada erkek olduunu anlayp lerek yeniden geri dnmeye
alrken bin bir zahmetle zorla dourtulmu... Yazk, sonu
gene unutmann sularnda bitecek bu garibin!

Ali'nin annesi, kapt gibi ocuunu kendini eve dar att. O
atlak grmcelerinin akllarna uyup yle yar meczup haclara,
hocalara, falclara gittii iin kendine ok kzd. Ama devletin
doktorlar, fen ve tp adamlar da bir are bulmamam, onu haclara,
hocalara, falclara muhta etmilerdi. O hrsla, salk dispanserine,
hastaneye st ste telefon edip avaz avaz bard! Telefona
kan salk memurlar, doktorlar, kendilerine niye byle
barldn hi anlamadklar gibi, byle hanmefendi bir kadndan
hi beklenmeyecek bir biimde, kadnn sk sk, k! k!
Ali'nin k! gibi szler ettiini duyar gibi oldular.

Ali, ileriki yllarda, annesinin, Ali'nin ocukluuna ilikin en
sevimli olay buymu gibi, zellikle yeni tantklar insanlarn yannda
srekli bunu anlatp durmasndan ok ikayeti olacak, hele
hele ocukluun kalntlarndan kiilie ait nemli ipular bulmaya
hevesli psikoloji merakllarnn yannda anlam daha da
plaklaan bu olaylar, annesinin byk bir saknmaszlkla, her
ocuun bandan geen dnyann en masum ocukluk anlarym
gibi anlatmasndan derin huzursuzluklar duyacakt. Annesinin
anlattklar bununla da kalmyordu, Ali, faklte yllarnda ne
zaman yeni bir kzla tansa, annesi, Ali'nin ocukken kz olmaya
nasl hevesli olduundan, evdeki kumalardan, havlulardan kendisine
nasl etekler, elbiseler yaptndan, hatta bir keresinde
komu kzna msamere iin diktirilmi olan kat kat etekli jponlu
beyaz elbiseyi srarla giymeye kalknca, nasl elbisenin dikilerini
patlattndan, bunun zerine elbisesi yrtlan kzn hkra
hkra nasl aladndan, Ali'nin zaten ocukluu boyunca kz
ocuklar alatp durduundan, zellikle de uzun sa rgl kzlar
ok kskandndan, onlar alatana kadar salarn ekitirip
durduundan, bununla da yetinmeyip anneleri tarafndan bohalarda
saklanan sa rklerini alp alp atee attndan, afacan
her olan ocuunun bandan geen olaan hikayelermi gibi
anlatyordu. Psikolojiyle ilgilenen arkadalar, bu anlatlanlar
zerine, Ali'ye tuhaf tuhaf bakmaya balarlarken, Ali, btn bunlar
olanca sevimlilii ve tontonluuyla, kendinden gemi bir iyi
niyetle saf ve masum bir biimde anlatan annesinin yzne dehetle
bakyor, ne zaman susacan merak ediyordu.

...

Goblen Defter

zeri goblen ili byk bir defterdi.

Annesinin, elini bol tutarak hazrlad pastalar, poaalar,
kurabiyeler, brekler, rekler, tatllarla donatlm masann zerinde,
meyve sularyla dolu bardaklar, buz gibi souk gazozlar,
eitli kuruyemiler ve mevyelerle dolu kaseler diziliydi. Halalarn
pek bir anlam veremedii, ama hibir eye karmadan, olan
bitene asla katlmadan, onaylamaz gzlerle dudak bkerek izledikleri
bu doum gn partisinde, bir de dizi dizi mumlar yaklnca,
tiz perdeden itiraz sesleri ykseldi. Zaten bandan beri onaylamadklar,
ama byklk gsterip ses karmadklar gavur icad
bu elencede, yle kilisedeki gibi dizi dizi mumlar yakarak,
evin betini-bereketini karacaklarn, Mslman evlerinde mumlarn
ancak elektrik kesildii zaman yaklabileceini sylediler.
Bunun zerine Ali, babasnn sesine benzeyen bir ses taknarak:

Uzatmayn, dedi. Yatrlarda, ziyaretlerde, eyhlerin dergahlarnda
da mumlar yaklmyor mu sanki?

Halalar, Ali'nin itiraz kaldrmaz bu k karsnda diyecek
bir ey bulamamann hrsyla homurdandlar.

Ali galip kt byle durumlarda hep yapt gibi, eklemeden
edemedi: Ayrca unutmayn ki, elektrii de Mslmanlar deil,
Hristiyanlar bulmutur.

Halalar ne zaman bir uygarlk nimetinden sz etmeye kalksa
Ali, onun "gavur icad" olduunu hatrlatmay zevk sayar.

Daha ok yabanclarn ocuklar, memur ocuklar falan arlmt.
Snfndan ve mahalleden arkadalar da vard. Genellikle
pek uyduruk armaanlar getirmilerdi. Birka arkada da tam
sinemaya gidecekken, yolda vazgemi, dier arkadalarnn akllarna
uyarak ylesine gelmilerdi; bu yzden armaan falan getirmedikleri
gibi, yalnzca yiyip ime ksmna katldklar kutlamay
alayc gzlerle kmseyerek izliyorlard. Baz arkadalar,
kskanlklarn kaytszlklaryla belli ettiler. Ortada hi nemli
bir ey yokmu gibi davrandlar. En ok da, di tabibinin ekememezliiyle
nl, koyun gzl, iman olu, gya ondan yanaym
gibi yaparak, dierlerini kkrtyordu. Ali, her ne kadar kendini
ryasna kaptrsa da, olan biten her eyin farkndayd. Onlarn,
byle yerli filmlerden alnm sahnelerle, zengin ailenin mark
ocuunun doum gn partisi verme hevesini aalamak istediklerini
anlad. Anlamam gibi yapt. Giderken ceplerini tka
basa kuruyemi ve kurabiyeyle doldurmalarna ses karmad.

Armaanlardan biri zeri goblen ili bir defterdi.

Ali, bu defteri gizemli buldu. Daha nce, byle zeri kuma
kapl, el yapm bir defter grmemiti hi. Kaln, gzel, parlak katlar
vard iinde, srtlar iyice irilenmi, smsk yaptrlmt
cildine; arasnda da kald yeri bulmasna yardm edecek, kzl
renkli parlak kurdeladan bir erit vard. Armaan getiren arkadann,
orta sonda okuyan aabeyinin elii dersinde dev olarak
yapt bir defterdi bu. zerindeki gobleni de ablalarndan biri ilemiti.
ok emek verilmiti belli. Gzel iekler, renkli yapraklar
ve ne olduunu bilmedii anlaml, gzel ekiller vard zerinde.
Gzellik, Ali'yi her zaman heyecanlandryordu. Kadn dnyasnn,
kadn emeinin ve kadn zevkinin, gzellie ok daha
yakn olduunu biliyor; kendini, onlarn dnyasna ok daha yakn
hissediyordu. Goblenin zerine ilenmi bu ekillerin ne olduu,
ne ifade ettii pek anlalmyordu ama, gzeldiler; bu kadar
da Ali'ye yetiyordu; parmak ularn onlarn zerinde gezdirmek,
onlara dokunmak, onlar hissetmek, onlardan heyecan duymak
gzeldi. Ayrca arkadann aabeyinin ok becerikli olduunu,
elinin her ie yatkn olduunu biliyordu. Damarl elleri, koca
koca parmaklar vard. Beceri, erkek iiydi ve kendine has bir
gc ve Ali'de belli belirsiz bir cinsel heyecan uyandran esrar
vard. Byleleri, musluk tamir edebilir, soba kurabilir, araba paras
deitirebilirlerdi. Arkadann aabeyi de, okuldan artakalan
zamanlarnda, naylon oyuncaklarn iini alyla doldurup biblolar
yapyor, sonra onlar rengarenk boyayp cilalayarak, Aa
ar'daki dkkanlara satyordu. Tahta evler, arabalar, rengarenk
uurtmalar da yapyordu. Onun yapt uurtmalarn hem talar,
hem ipleri ok salam oluyordu. Kalenin eteklerindeki sert mizal
rzgarlarn paralayamad salamlkta, hem gzel, hem
dayankl uurtmalard bunlar. Hem bir seferinde bahesinde top
oynamaya gittikleri ortaokulun tuvaletinde ierken, kn grmt
onun. Nedenini anlamad bir heyecan duymu, gzleri iri
iri almt. Bir kn zamanla bu kadar byyebileceini hi
dnmemiti. Byynce herkesinki yle mi oluyor, diye aknlkla
i geirmi, gzlerini birka kere yumarak, grdn,
gzlerinin arkasna saklamaya almt. Unutmak istemedii
eyleri, gzlerinin arkasna saklamak istedii durumlarda byle
yapard. Demek byk kler byle kaln iiyordu. Birka kez
yutkundu.

O byk kl ocuun yapt defter, imdi elinin altndayd.
Defterin gzelliine, kaamak gzledii o ann hatras ayr
bir heyecan katyordu.

Annesi, yarm az, byle ssl psl bir defterin bir erkek ocua
armaan olarak getirilmesinin pek uygun olmadn geveledi;
halalar grdklerinden zaten pek bir ey anlamyor, ayn onaylamaz
ve katlmsz gzlerle ylece bakmay srdryorlard.

Ali'ye bu defteri ne yapaca soruldu. Okul defteri olamayaca
akt. O anda o da bilmiyordu, Bilmem, belki ileride hatra
defteri yaparm, dedi ve kaldrp masasnn ekmecesine koydu.

irkin, ama zeki kzlardan biri, "Hatra Defteri" olmaz, kilidi
yok bunun, dedi.

O zaman ben de kilitsiz hatralar defteri yaparm, dedi Ali.
Sama bir tekerlemeye gler gibi, hep birlikte gltler.

Ali, uzun sre kullanmad o defteri. Yazmaya kyamyordu.
Yalnzca arada bir karp iini kartryor, sayfalarn, srtn,
kapan okuyor; bo sayfalarnda belirsiz hayallerle geziniyor,
sonra yeniden yerine, ekmecesine kaldryordu.

Sonra birdenbire ortalklarda grlmeye balad bu goblen
defter. Zaman zaman Ali'nin, o defteri ap byk bir ciddiyet ve
zenle iine bir eyler yaptrdn grdler. yle uzun boylu
ilgilenmediler yine de. Daha dorusu bu konuya en fazla ilgi gsterebilecek
olan annesi bile hi oral olmuyor --tam da o sralar,
kendinin dndaki her eye tuhaf bir kaytszlk kazanmaya balamasnn
ilk zamanlaryd-- Ali, yap yap parmaklar havada,
sayfalar dirsekleriyle ezerken, o, ok telere, artk ulaamayacan
dnd bir uzakla bakyordu.

Ali'nin, neredeyse herkeste merak uyandrmak istercesine,
imal davranlarla iine bir eyler yaptrp ardndan gsterili
bir gizem havas estirerek ekmecesine kilitledii, kimi zaman da
gya bir dalgnlk sonucu ortalkta unutmu gibi yapt bu defter,
Ali, ne kadar esrarengiz tavrlar taknrsa taknsn, umduu,
bekledii ilgiyi grmyordu gene de. Defterden yapt tuzan
iine kimse dmyordu. Oysa bir zamandr defterin sayfalarna
gazetelerden kesilmi eitli kuprler yaptrmaya balamt ve
imdi bu defterin, annesi ve babas tarafndan mutlaka grlmesini
istiyordu. Daha ok da babas tarafndan. nk asl karar o
verecekti. Onlara sylemeye alt her eyi, bu defter bir bana
syleyebilirdi. Hibir zaman, hi kimseye asla syleyemeyeceklerini,
Ali'nin yerine konumu olacakt. Kuprlerin hepsi de
erkekken ameliyatla kadn olmu olan kiilere ilikin, gazetelerden
kesilmi haberlerden oluuyordu. Ali, bylenmi gibi byk
bir dikkat ve heyecanla, yutkuna yutkuna okuduu bu haberlere
ilikin kuprleri, ilk zamanlar yalnzca birer gazete kesii olarak
ekmecesinde tutuyorken, sonralar o goblen deftere yaptrmay
akl etmiti. nk, daha ilk okuduu haberle birlikte, kadn olmak
istediini anlamt. "Hrriyet" gazetesinde okuduu o ilk
haber, hayat hakknda nnde alan aydnlk bir pencere gibi,
iindeki boluu gidermi, hayallerini amalandrm, btn geleceini,
olmak istediini ona gstermiti. mkansz mmkn klan
bu tr bir operasyonun, btn bir hayatn ve geleceini deitireceini
seziyordu. Ameliyatla kadn olan bir ngiliz erkee ilikin
okuduu o ilk haber, saygn bir aile byne albmde ayrlan
en deerli yer gibi, ba sayfalara zenle yaptrlm, fotorafn
etrafna renkli kalemlerle bitki ve iek ssleri yaplmt. Tuhaftr,
her eyden gereksiz sonular karan o kukucu, merakl
annesi bile, Ali'nin defterine kar kaytsz kald; o kadar ki, Ali,
btn bu sonu vermeyen abalarnn sonunda, onlarn aldklar
bir karar gerei, mahsus byle davrandklarndan kukulanmaya
balad. Aslnda, ta bandan beri, Ali'nin ne demek istediini anlam,
ama kendi aralarnda uursuz bir anlamaya vararak, onun
bu arsn ldrc bir kaytszlkla karlksz brakarak, cezalandrma
yoluna gitmi olabilirlerdi. Ali, artk ok ak bir biimde
kadn olmak istediini biliyordu. Annesi, babas, Ali'nin durumunu
anlasnlar, onu kendi elleriyle ameliyat ettirsinler ve Ali,
hayatnn geri kalann bir kadn olarak yaasn istiyordu. Bunu
kendine ve aynalara yksek sesle sylemeye balamt. Her gece
kadn olduu zaman alaca ad --ki ok sk deiiyordu-- evlenecei
adam --ayn sklkla olmasa bile o da deiiyordu-- kendine
kuraca hayat --ki yalnzca ayrntlar deiiyordu-- hakknda
zengin ve renkli hlyalara dalyordu. Ansiklopedilere bakyor, insan
anatomisi hakknda bilgi sahibi olmaya alyordu. Kadn
vcudunun gizlerine ansiklopedi sayfalarnda ermeye balamt.
Gecikmek istemiyordu. Vcudunun tylenmesini, bacaklarnn,
gslerinin kllanmasn, sesinin kalnlamasn istemiyordu.
Buna tahamml edemeyeceini biliyordu. Kendini yle grmeye
dayanamayacakt. Ne de olsa, ocuk bedeni kadn bedenine yaknd,
henz tam bir erkek saylmazd, ama bu saf ve temiz ocuk
bedeni, kadn bedenine yakn klan btn bu zellikler, kllar,
tylerle lekelenip kirlenmeden bu ameliyat mutlaka olmalyd.
Kendini yle grmeye tahamml edemezdi, lrd. Annesiyle
babasnn ldrc kaytszl, gndelik davranlarnda daha
ileri gitmesine yol at. Onlarn, byle bir ey yokmu gibi davranmalarna
hibir anlam veremiyor, onlarn, kendisini anlamasn
abuklatrmak iin yeni areler dnmek zorunda kalyordu.
Artk ayr eve kmlard, hizmetiler yarm gn alyor, her
gece kalmyorlard, bu da onun oyunlarna imkan tanyan bir durumdu.
Gizli gizli kalarn almaya, hafif hafif dudaklarn, yanaklarn
renklendirmeye balad. Akam yemeinden sonra, annesiyle
babasnn, o sonsuz "piti partileri" srasnda, onlara ay-kahve
servisi yaparken, kendine havlulardan, rtlerden yapt,
kendi deyiiyle "stun gibi bacaklarn" ortaya karan mini etekler
giyiyor, o yle ortalklarda krta krta rpnrken, her ey
ok normalmi gibi davranan annesiyle babas, sonsuz bir kaytszlkla
birbirleriyle dalaa dalaa piti oynamay srdryorlard.
Ali, belki de bu konuya ynelik bir suskunluk karar alndn
ve bu sessiz duvar delemeyeceini anlad.

Annesi de, babas da Ali'nin srarlar karsnda, birka kez
defteri kaytsz gzlerle kartrp yerine koyduklarnda da bundan
emin oldu. Kimseye bu konuda hibir ey sylemedi.

Tylerinin kmasndan ok korkuyordu. Tylerinin kmas
her eyin bitmesi demekti ona gre. Bu kanya nereden kapld
belli deildi, ama tyler kendini erkek olmann karanlna kilitleyecek
sonsuz iaretler gibi vcudunda belirdiinde her eyin
bittiini anlayacakt.

Okul dnlerinde, ev devini aceleyle tamamlayp akam
yemeini abuk abuk yedikten sonra, hemen odasna kapanarak
yatana gmlyor, yorgan bana ekerek, grd filmler kadar
heyecanl, maceral, ackl hayallere dalyordu. Gereklere
katlanamyordu. Gn na katlanamyordu. Kimseyle konumuyor,
kendini dierlerinin gzlerinden saklyordu. Ka kez babas
gelmi, yorgan bandan ekerek, Yzn grelim olum,
ne zamandr gremiyoruz, demiti. Kadn olduunda alaca
ad, giyecei elbiseler, evlenecei adam, deyecei ev, kacaklar
seyahatler yorgann altnda saklanyordu. Babas yorgan biraz
daha amay akl edebilse, orada saklanan her eyi grebilecekti.

Ona duyurmamaya alarak, Yadr, ie kapank olur bu
yalarda, diye fsldayorlard kap arkalarnda.

Oysa Ali her zaman en ok fsltlar duydu.

Defterin bulunduu ekmeceden sesler duydu ilkin. Bu sesleri
kendinden baka kimsenin duymadn fark ettiinde dehete
kapld. zellikle geceleri ekmecenin iinden sesler geliyordu.
Bilmedii bir dilde konuuyorlard. lkin erkek sesleri duyuyor;
konumasnn ortasnda ses yava yava deierek inceliyor ve
kadn sesi olarak kmaya balyordu. Kulana kilitlenmi o her
zamanki seslerden sand ilkin. Bir gece korkularn ve kukularn
yenip ekmeceyi at, ekmeceden ykselen sesler ilkin yere, halnn
zerine dklmeye, ardndan oday, salonu doldurmaya balad.
Kilitli kalm sesleri, kilitli kalm cinler gibi kapatldklar
yerden kurtardn dnrken, btn evi sesler basmaya balad.
Defteri at, sayfalarn silkeledi, sesler durulur, diner, biter
sand; oysa konumalarn hep bir azdan ve daha ak seik bir
biimde srdryorlard.

Defteri masann zerine koyup sayfa sayfa at, konuanlar
gazete haberlerinde fotoraflar bulunan kiilerdi. imdi herkes
sakin sakin srasn bekliyor, sras geldike konuuyor, kendi hikayesini
anlatyor, sonra da saygl bir biimde susuyor, sz bir
dierine brakyordu. Ali dehetle fark etti ki, hi anlamad dillerde
yaplan konumalar bile hi zorlanmadan anlayabiliyor.
Bunun nasl mmkn olduunu bilmiyordu ama, konuulanlar
rahatlkla anlyor, anlatlan hayat hikayelerini ilgiyle dinliyordu.
Bakalarna sylemeye kalkrsa, kimsenin buna inanmayacan
biliyordu. Herkes delirdiini dnecekti. Ancak yazarlarn
byle bir eye haklar vard. Belki ileride yazar olur ve gnn birinde
byle bir hikaye yazarsa, herkes tarafndan hem bir fantezi
sanlr, hem de ilgiyle okunurdu. Dedesi bile, "Bo hikaye," demezdi.

Sayfalar ar ar evirdike, sesler azalmaya, giderek uzaklamaya
balad. Fotoraflar sakinlemi, konumalar yatmt;
sesler btn btne kesildiinde, arzn merkezindeki kadar kesin
bir sessizlik kaplad ortal. Seyrettii bir filmde, arzn merkezi,
dnyann en sakin yeri, diye anlatlyordu. Buna inanmt. yle
bir yerde uyumak istiyordu. Kulanda hibir sesin olmad bir yerde.

O geceden sonra artk her gece yatmadan, sayfalarn havalandrmaya
balad defterin. Annesinin, babasnn ve haftann baz
geceleri kk odada yatan hizmetinin hibir ey duymam
olmalarna ok aryor, evdekilerin usul usul delirmeye baladn,
hibir eyin farknda olamayacak kadar akllarn kaybettiklerini
dnyordu.

Bu olan byle sessizleir, iine kapanr, her akam hava kararr
kararmaz yataa girmeye devam ederse, korkarm, onu bir
doktora gstermemiz gerekecek, diye kayglarn dile getiriyordu
babas. Bu, hi normal deil!

Ali, "normal" sznden nefret ediyordu. Normal sz kendisini
dpedz tehdit eden bir eydi. Ona hibir ey anlatmyordu
bu szck.

Annesi, inelemekten ok, sahici bir kaygyla, Dedesine benzeyecek
diye dm kopuyor vallahi! diye szn kesiyor babasnn.

Annesiyle babasnn seslerinin arasna, baka insanlarn sesleri
karyor, dnyann sesleri birbirinin iine giriyor, szckler
eriyor, anlamlar klk deitiriyordu.

nsann kiiliinin seste sakl olduunu biliyordu.

nsan ele veren sesiydi. nsanlar seslerinden tanyordu. Sesini
duymad hi kimse hakknda hibir fikri olmuyordu.

nsanlar, her eylerini gizleyebiliyor, ama seslerini gizleyemiyorlard.
nsanlar, yzlerinden, baklarndan deil, seslerinden,
seslerindeki tnlardan, kvrmlardan, bkmlerden, dalgalanmalardan
tanyordu. nsann iine kapatlm, kilitlenmi her
ey, sesin kvrmlar, bkmleri arasndan dar szyor, kendini
ele veriyordu. Baz kapatlm sesler, sahibinin kendi iinde boulmu
olduunu sylyordu. Baz sesler kat kat, bazlar teneke
gibi kyor, her biri, sahibinin bir korkusunu ele veriyordu.
Ruhun aynas saylan gzler bile, ruh konusunda yalan syleyebilirdi
ama, insann, ruhunu en iyi yanstan ey, sesiydi. Szler yalan
syleyebilirdi, ama ses asla!

Ailesinin kendisini ameliyat ettireceinden iyiden iyiye umudunu
kesmeye balamt artk. Yeni kurduu hayallerde, evden
kap, alp, para biriktirip kendisi ameliyat olacakt. Sonra da
gelip ellerini pp onlarla baracakt. Belki de evlenecei adamla
birlikte gelirlerdi. Kapda, son model lks bir otomobil durur,
iinden ok gzel bir kadnla, ok yakkl bir adam kol kola
iner, eve doru yrrlerken, pencereler alr, ve sonunda herkes
birbirini affeder!

Ama btn bunlar vcudu tylenmeye balamadan olmalyd.
Yoksa ok ge olurdu.

lkin dudann stnde ince, sar tyler belirmeye balad.

Grdnde deliriyordu.

Erkeklie adm atan sesindeki ilk atlaktan sonra, gnlerce
hi kimseyle konumad.

Yatana giriyor, yorgan bana kadar ekiyor, kimse azndan
tek kelime bile alamyordu.

Sonunda Ali'yi, Adana'ya bir ruh doktoruna gtrdler.

Doktor, gnlerdir bir trl konuturamad Ali'yi, hrsndan
delirip tokatlamaya balaynca, yanaklarn tututuran bu sert ve
gl erkek elinin altnda Ali, ilk kez sarsla sarsla boald.

Bunun hep bir ryada olacan sylemilerdi. Ama ryalar
gerek olmuyordu.

Hayatla yetinmeyi renmeye balamalyd artk.

...

Yoksullarn Tarikat

Yeni eve, yeni bir hizmeti almak gerekti. Bunun zerine, haftada
gn temizlie gelen bir gz kr kadnn yetikin kzn yatl
almaya karar verdiler. Ad, Sakine'ydi. On n gemiti.
Serpilmi, gelimi, gl kuvvetli bir kzd. Aydnlk bir gl,
dolgun dudaklar vard. Gld m, btn dileriyle glyor, gzleri
izgi oluyordu. Kaln kal, gr kirpikli; iri, badem gzlyd.
Ali'nin annesi, her zaman yapt gibi, kocasndan kskand onu.
Daha nce, kzn annesini de kr gzne ramen kskanmt.
Kskanmak, her koul altnda, kar konulmaz bir duygu olarak
iinde yayordu onun. O, neredeyse kskanmak iin yaratlm
bir kadnd.

lk balarda kz sevmedi Ali. Ho, kim olsa sevmeyecekti.
Bu, bandan belliydi. Trl huysuzluklarla burnundan getirdi kzn.
Sakine, ne kadar Ali'nin suyuna gitmeye alrsa alsn, o,
gene de canndan bezdiriyordu kz.

Baz hafta sonlar birlikte sinemaya gidiyorlar, "aile yeri"nde
oturuyorlard. ki kii olduklar halde, bazen drt kiilik loca paras
deyerek loca tutuyorlar, uzun klahlarda ekerli leblebiler
yiyor, st ste buz gibi souk gazozlar iiyorlard. Kz, Trkan
oray'a, Ali de Hlya Koyiit'e hayrand. Bu yzden aralarnda
srekli bir ekime vard. Melodram filmlerinin vazgeilmez adlar
olan bu iki artist, daha ok kadnlar ikiye blen kyasya bir
rekabet iindeydiler. Ve Ali ile kz arasnda bu yzden sk sk
ateli tartmalar, hatta daha ok Ali'nin barp armasyla sonulanan
kavgalar kyordu. Ali, Sakine'yi alatmadan hibir
kavgay bitiremiyordu. Bir kavgann sonulanmas demek, taraflardan
birinin alamaya balamasyd ona gre. Ali, Trkan oray
iin: O, hizmeti tipli, diyordu; sen onun iin beeniyorsun
onu. Hlya Koyiit ise evin kz tipli.

Ali, Sakine'ye o hafta seyrettii filme gre, bazen "kt kalpli
zengin kzlar" gibi kt, bazen "iyi kalpli zengin kzlar" gibi iyi
davranrd. Kzd, fkelendii zamanlardaysa, kza annesinin
bir hizmeti, babasnn bir hamal olduunu hatrlatarak galip kmaya
alr; bundan tr ou zaman znt ve pimanlk duyar,
kimi zaman da hi oral olmazd. "Benim babam avukat, senin
baban hammal!" Bu ac ve ar szler kza hem znt veriyor,
hem onun da "kendi filmlerini" evirmesine olanak tanyordu;
ac gerekleri yzne arpan bu szler zerine, kz da filmlerde
grd gibi, ilkin elleriyle yzn kapatarak hkrmaya balyor,
ardndan yatt odaya koarak, kendini yataklarn stne
yzkoyun atarak, hkra hkra alyordu. Bir sre sonra gzkapaklar
i i, yznde ks bir ifadeyle, gya zntsn kimse
anlamasn diye saklyormu gibi, sakin ve kaytsz grnmeye
alarak, boynu bkk bir halde ortalara kyor, btn bu imal
hareketlerle Ali'nin annesinin bsbtn meraklanarak, "Ne oldu
kzm sana byle, syle bir ey mi oldu, bir ey mi diyen oldu sana?"
demesini salyordu. O da deien durumlara gre, kimi zaman
ya Ali'yi ele vererek onun azar iitmesini salyor, ya da hibir
ey sylemeyip bu kez de her eyi iine atan fedakar kz rolnn
hakkn vermeye alyordu.

Sakine'nin, Ali'den birka ya byk erkek kardei bir sre
sonra evin ar pazar ileri iin tutulduunda, Ali bu kez de onu
hi sevmedi. Ali'yi kzdrd bir gn, Ali, gene sinirlenip ablasna
yapt gibi ocua da, "Benim babam avukat, senin baban bir
hammal!" diye bardnda, ocuk kaytsz gzlerle dinlemi,
sonra "N'olmu yani!" deyip omuz silkmiti. Ali, bu szlerin ocuk
zerinde hibir etkisinin olmadn grnce, ilkin arm,
sonra hayranlk duymutu. Bu, Ali'nin bilmedii bir gt. Hibir
ey olmamt ona. Sokak ocuklarna hibir ey olmuyordu. Akamna
ryasnda, ocuun kn, kendi knn iine sokmaya
alrken grd. Bir daha ne ona, ne kza annelerinin hizmeti,
babalarnn bir hamal oluuna ait tek bir sz bile etmedi. Nedenini
bilmedii bir ey, onu utandrm, elinden silahn almt.

Yeni evlerinin mutfak penceresi, askeri klann arkasna bakyordu.
Aralarnda, yank otlarn, clz yeertilerin yer ald, hafife
engebeli geni bir arazi vard, geride, hzn veren kararm
duvarlarn zerinde ykselen ierlekli pencereleri demir parmaklkl
koca kla binas, sonra da o tel rgler... Geceleri, baz yank
sesli erler, yrek paralayan bir ililikle trkler, uzun havalar
sylyorlard. Kapatldklar koularn yksek pencerelerinden
dalga dalga dar taan bu sesler, havada bir tl gibi dalarak,
Alilerin evine kadar ulayordu. Bu yank sesler, bu dokunakl
trkler, Ali'nin cann yakyor, iinde hi tanmad szl duygular
uyandryordu. Baz trkleri ilk byle duydu, byle rendi
Ali. Dinlerken en ok hznlendii trk de: "u uzun gecenin
gecesi olsam//Slada bir evin bacas olsam//Dediler ki: Nazl yarin
pek hasta//Banda okuyan hocas olsam"d. Bu trky ne zaman
duysa, birdenbire gzleri dolar; nedenini, niyesini bilmedii
bir hasret duygusuyla burnunun direi szlar; konuacak olsa sesi
titrerdi.

O geceyi hi unutmad Ali. ok scak bir gnn akamyd.
nsan hibir ey yapmad halde perian eden, halkn, "scak
yorgunluu" dedii yorgunluktan bitkin dm olarak, balkona
atlm simli minderlere serilmi; o yaz gecesinin belli belirsiz
serinliinden yarar umarak, "karnn klar" dedikleri Suriye'nin
parldayp duran klarn seyre dalmlard. Birok evin damnn
gece elencesiydi bu klar. Karda grnen, Suriye'nin snr kasabas
olan Kaml'nn klaryd. Tuhaf bir hzn veriyordu o
klar Ali'ye. Baka yerlerde baka hayatlar olduu duygusunu
glendiriyordu. Orann baka bir lke olduunu, bayrann baka
bir bayrak, parasnn baka bir para olduunu; orada da eitli
insanlar yaadn ve baka baka hayatlarn srdn biliyordu.
Bu, onda iini derinletiren, kendini dnya zerinde yalnzlatran,
belirsiz, tuhaf duygular uyandryordu. kisi de yorgunluktan
bitkin, o uzak klarn ekimine kaplm, kendi ilerine
dnm olarak, ara ara esen ince bir rzgarn tad serinlikle
birlikte i ekerek, kendi dnyalarna gmlm, mahzun ve dalgn
bir bitkinlik iindeydiler. Sakine, birdenbire gsten gelen
yumuak, scak bir sesle, Suriye'deki akrabalarndan sz etmeye
balad. Onlar uzun zamandr grmemi, ok zlemiti. Hep
bayramlarn birinde gideceini ummu, ama ka bayram getii
halde hibirinde gidememiti. Kolay gidip gelemiyorlard, snrda
ok glk kartyorlard yoksullara. Bir de her zaman paralar
yetimiyordu tabii. Sonra simli am gecelerinden, havuzlu bahelerdeki
arkl gecelerden sz etti. Kz, birdenbire Ali'ye iini
gstermiti. Ali, yorgunluunu unutmu, tazelenmi bir dikkatle
dinliyordu kz, birdenbire insanlarda arad eyin tam da bu olduunu
anlad. nsanlarn iini grmek istiyordu o. Duygularn
tanmak, hikayelerini dinlemek, dlerini paylamak, dncelerini
renmek istiyordu. Herkesin birbirine yalan attn, pozlar
takndn, numaralar yaptn, iindiini, bbrlendiini biliyordu.
Herkes, her ey, ne zamandr hep mahsusuktanm, yalancktanm
gibi geliyordu Ali'ye; ama byle bir gece vakti, byle
diz dize oturup byle ili eyler anlatmaksa, gerek ve gzeldi.
Sakine anlattka, huysuzluklarnn dindiini, kzgnlklarnn durulduunu,
iinin sakinletiini fark etti. Sakine de, o haylaz, yaramaz
Ali'nin kelimeler ve hikayeler karsnda aciz dtn,
kendiliinden teslim olduunu grd. Yzne bir bebek masumiyeti
geldiini, bir melek safiyeti iinde kendisini dinlediini grd;
bunun zerine anlattklarn ssleyerek eitlendirmeye balad.
Anlattka genileyen bir yelpazede, gnler, geceler sren
bir yolculua ktlar. Gece anlattklarn, gndz anlattklar izledi;
hikayeleri, masallaryla Ali'yi durdurduunu, onu sakinletirdiini,
onun zerinde bir g kurduunu anlad. D gc zengin
bir kzd, renkli, arpc ykler anlatp duruyordu Ali'ye. O
kra sessizliiyle gnee komu evlerin serin ayvanlarnda oturup
btn ufkun yalnzca bir bozkr olduu o takentte insanlar
birbirlerinin masallarn dinliyor, birbirlerinin masallarna inanyorlard.
Scan hibir eyi, hatta zaman bile kmldatmad o
kzgn lezerlerinde; ya da bol yldzl gecelerin, damlara, avlulara
serilmi bitiik yataklarnda fsldaan masallar btn uzaklklar
yakn ediyordu, btn dleri gerek. Sonunda Ali'yi yenecek
silah bulmutu. Masallar, ne kadar olaanst, ne kadar inandrclktan
uzak olursa, Ali o kadar inanyordu. Her eit uydurukluk
Ali'yi kandrmyordu tabii. nce bir ayar gerekiyordu bunun
iin. Bu konuda her seferinde baarl olamyordu ama, Ali'nin
nelerden holandn, neler istediini anlamt artk. Sama
sapan eylere deil ama, kendi iinde bir tr tutarllk ve mantk
salaml tayan olaanstlklere inanyordu o. Anlatt hikayeler,
zamanla tavsamaya, bildii masallar tkenmeye balad
Sakine'nin; uydurduklarnn da eskisi kadar Ali'nin ilgisini ekmediini
grd. Ali yeniden huysuzlanmaya, aksilenmeye balamt.
stelik bu kez eskisinden de fazla sorun karr olmaya
balamt.

Vardklar bu yetinmezlik noktasnda, artk daha fazlasnn
yaplmas gerektiini dnd Sakine. Artk bir masaln anlatcs
ya da dinleyicisi olmann, onlara yetmediinin bir biimde farkna
varmt, bundan sonrasnda dpedz bir masaln iinde yer
almal, o masaln kahraman olmalydlar. Ama nasl? Ali'nin gizlilie
olan merakn biliyordu. Elindeki tek ipucu buydu.

Sancl araylarla geen gnlerden sonra, bir gece, her ey
dilinin ucuna neredeyse kendiliinden geldi. Ali'nin bir gece yars
uyanp onu yatanda bulamamas ile balad her ey. Sakine'nin
nerede olduunu merak etmi, etrafa baknm, beklemi,
beklemi, sonra da uyuyakalmt; ertesi gn Ali, ona nerede olduunu
sorduunda, ilkin hatrlamaya alm, uykusu kat
iin byle zamanlarda hep yapt gibi, balkonun karanlk bir kesine
bzlp karnn klarn seyretmeye daldn syleyecei
yerde, merak uyandrc bir glmseyile ban ne eerek
manidar bir biimde susmutu. Ali'nin btn sktrmalarna,
"Uzak bir yerdeydim", "ok gizli", "Sana syleyemem," gibi Ali'nin
merakn bsbtn gcklayc kaamak yantlar vermiti. Btn
gn peinde dolanan Ali'yi hem merak iinde, hem de yantsz
braktktan sonra, ertesi gece birdenbire dilinin ucuna neredeyse
kendiliinden gelen renkli szlerle kayboluunun masals
gizini at ona. lkin gizlilii glendirici btn yeminleri ettirdi
Ali'ye. Anlatt her eyin aralarnda kalacana dair, kimseye
hibir ey sylemeyeceine dair bilebildii btn yeminleri ettirdi.
Ali'yi daha da heyecanlandran, merakna by katan eylerdi
bunlar. O anda tutabilecei ya da tutamayaca btn yeminleri
etmeye dnden razyd. Yeter ki olan bitenleri renebilsin!

Bunun zerine gizini verdi ona: Gizli bir tarikattan olduunu,
bu tarikat eyhinin Suriye'de yaadn, tarikattan olan bir kiinin
baz doast gler edindiini, rnein geceleri bir gzkrpmnda
dnyann teki ucuna gidebileceini, grnmez olabileceini
anlatp bunlardan kimseye sz etmemesini istedi. Geceleri
dnyay geziyordu. stanbul, Arabistan lleri, simli Badat geceleri,
Avrupa'nn filmlerde grdmz bakentleri...

lk sz: Ben bir tarikatn yesiyim, demek oldu. Byk bir
itiraf sahnesiydi bu. Bunu senden baka kimse bilmiyor. Ali ok
heyecanland, soluu kesilecek gibi oldu. Tarikatn ne olduunu
yarm kulak biliyordu. Ama bu tarikatn, ne tr bir tarikat olduunu,
ona, Sakine aklad. Sadece Mslmanlar girebiliyordu bu
tarikata. Kalbi temiz olanlar, ktlk bilmeyenler. Allah korkusunu
bilenler. Geceleri geziyorlard. Herkes uykudayken tarikat
cinlerinin grnmez yardmlaryla dnyann teki ucuna kadar
bir gz krpmlk zamanda gidip gelebiliyorlard. te o senin beni
yatamda gremediin gece am'a gitmitim. Akrabalarm grmeye.
Herkes uykudayd, uyurken seyrettim onlar, ocuklarn
st almt, rttm, alnlarndan ptm, mutfaa girip bir tencere
dolusu gzel bir yemek yaptm onlara; sabah uyandklarnda,
Kim yapt bu yemei? diye ok aracaklar; samdan ince
bir tutam kesip amcaolumun yastnn zerine braktm. Sabahna
belki bulur, belki bulamaz. Artk o, onun kalbine kalm. Kzn
anlattklarndan rperen Ali'nin gzlerinden yalar szlmeye
balamt kendiliinden. Neden konumadn onlarla? dedi. Tarikatn
kanunlarna gre yasaktr bu, dedi. Ancak zel olarak izin
aldmz durumlarda konuabiliriz. Bu da ok az olur. Yoksa tarikatn
gizlilii kalmaz. Ben, beni grnmez klan kutsal kanunlar
grnr klamam ki! Ben aciz bir kulum! Ali, Ben de girmek istiyorum
bu tarikata, dedi. Sakine ses karmad. N'olur beni de al!
Benim elimde deil ki, dedi Sakine. Ali'nin gzlerinde derin bir
aresizlik ve mutsuzluk vard. Acd ona, dnp Ali'nin gzlerindeki
yalar, elinin tersiyle sildi. Ban, "hayr" anlamna gelebilecek
bir biimde iki yana sallad. Hem aresizlik iinde bakyor,
hem glmsyordu, Olmaz Ali, ben ok isterim ama, olmaz. Neden?
dedi Ali. Ama neden? Bu tarikat, yoksullarn tarikat nk,
dedi Sakine. Zenginler ve onlarn ocuklar giremez. Siz gndz
gzyle paranzla gidebiliyorsunuz her yere, biz yoksullar gidemeyiz.
Bize gecenin gizli yollar aktr bir tek. Bir gz krpmnda
gider geliriz. Ama her yoksul insan iyi insan deil ki, diye itiraz
edecek oldu Ali. yle dedi kz, Her yoksul iyi deil tabii. Tarikatn
emirlerini yerine getirenler, kalbi temiz olanlar, bakalar
iin iyilik dnenler, Allah korkusu tayanlar... Kt kalpli
yoksullar giremezler bu tarikata, dedi. Her kalbin misafiri olan
duygular ayrdr, dedi. Baz kalplerde merhamet oturmaz. Ktlk,
baz kalplerin ev sahibidir. Hayal krkl, baz kalplerde kirac
durur. Hayal krkl ne demek? diye sordu Ali. Kalbe den
glgedir, dedi Sakine. Hem kt, hem yoksul olanlar, hem bu
dnyada, hem teki dnyada cezalandrlm insanlardr. Tarikat,
kendine mrit olarak, yalnzca iyi yrekli saf ve temiz yoksullar
seer. Keke ben de yoksul olsaydm, dedi Ali. Kalbim iyi ama,
babam zengin! lk defa sahiden yoksul olmak istiyordu. Ali, Sakine'ye
kar byk bir kskanlk duydu. Bir tek onun girebildii
bu tarikat kapsnn dnda kald iin, kendini ksz ve unutulmu
hissetti. Keke, keke ben de yoksul olsaydm, dedi. Yoksulluun
kskanlacak bir yan olduunu hi bilmezdim. Belki bir
dahaki sefere, dedi Sakine. Nasl bir dahaki sefere? diye sordu
Ali. lp yeniden dnyaya baka biri olarak geldiinde, belki bu
kez yoksul olarak dnersin dnya toprana. Ali, byle bir eyi
daha nce hi duymamt. Demek, lm hi yok, dedi. Hi yok,
dedi kz. lm stmz deitirdiimiz bir yerdir. Ali, tarikattan
sz etmeye balamasyla birlikte, kzn da tpk dedesi gibi
konumaya baladn fark edip ok heyecanland. Gizliliin, insan
sradanlktan kurtaran, gndeliin kirinden ykayarak ycelten
bir yan vard demek. Btn gn itip kakt bu hizmeti kz
bile, gizliliin siyahna brnd andan itibaren bir ermi gibi
konumaya balamt. Ondan sonraki gnler ve geceler kzn anlatt
geziler doldurdu nceki masallarn, hikayelerin yerini.

Sakine, sk sk, dn gece yle bir yere gittim, unu grdm,
bunu grdm, diye anlatmaya balyor, renkli ayrntlarla sslenmi,
masal tadnda uzun maceralar anlatyordu. Ali'nin ilgisini
ekeceini bildii kiileri ve yerleri seiyordu. Dn gece, stanbul'a,
Hlya Koyiit'in evine gittim, diye balyordu bir gn. Ali
ok heyecanlanyordu. En sevdii artistti o! Ne yapyordu? Ne
yapyordu? diye heyecanla soruyordu. Parasn nereye saklyor,
biliyor musun, yastnn iine, ok gzel pamuklu bir yast
var, onu ap, paralarn iine saklayp dikiyor. Niye bankaya yatrmyor?
diye sordu Ali. Koskoca artist! Hangi bankaya gitse,
onun parasn kabul ederler. Annesinden saklyor, dedi Sakine.
Annesi agzl bir kadna benziyor. Kzn btn paralarn elinden
almak istiyor. Hem sana bir ey syleyeyim mi, kz elinden
kaacak diye evlenmesine bile izin vermiyor onun. Ka kere gzmn
nnde kavga ettiler! Ali bsbtn heyecanlanyor: Ben
anlamtm zaten, diyor. Yoksa Ediz Hun'la evlenecektiler, deil
mi? Ahh, keke onlar evlendirebilsen Sakine. O kadar sevaba girerdin
ki! Ben ne yapabilirim ki, seyretmekten baka, diyor Sakine.
Yoksullar yalnzca seyrederler. Tarikatn cinlerinden yardm
istesen! Baz mecmualarda fotoraflarn grd Hlya Koyiit'in
iman ve zalim annesinden imdi daha ok nefret ediyor.

Ali, baz geceler yatana yattktan sonra, uyumamak iin gzn
bile krpmamaya alyor; bylelikle Sakine'nin birdenbire
yok olduu o esrarengiz ana tank olmak istiyor; ieri alnmad
ancak kapsnn nnde durduu gecenin te yanna geie, hi
olmazsa bu kadarna tank olmak istiyor. Onu yatanda bulamayaca
bir anda gitmi olduunu grmek, ve kendine fazla gelen
bu gerei gzleriyle dorulayarak kabullenmek istiyor. Ama her
seferinde, beklemekten yorgun dm gzleri kendiliinden kapanyor,
uyku sessiz sedasz kucana alyor onu. Keke ben de
yoksul olsaydm, diyor aynalara; bak o, her gece ne gzel geziyor.
Bense burada hapis gibiyim, bu scaklarda, bu souklarda
uyuyamyorum bile. Sakine'yle konumad zamanlar aynalarla
konuuyor.

Ali: Neden artk bir eyler anlatmyorsun bana? dedi. Geceleri
artk gezmiyor musun, yoksa benden saklamaya m baladn
gezdiklerini? Yoksa kzgn msn bana? Ceza m veriyorsun?

Sakine'nin aslnda sevinli olup da, zgn grnmeye alt
bir gnd; Ali'yi bir keye ekerek, artk hibir yere gidemiyorum
da ondan, dedi. Niye gidemiyorsun peki? Beni tarikattan
attlar! Gelin gidiyorum Suriye'ye. Beni verecekleri adam zengin
bir adam. Artk yoksul olmayacam. Biliyorsun bu yoksullarn
tarikatyd. Artk onlarn arasnda yerim yok. Sen bu adam istiyor
musun peki? diye sordu Ali. Tanmyorum ki! dedi Sakine.
Ben bir resimle evleniyorum. Sadece bir resmini gsterdiler bana.
Peki, niye kar kmyorsun? Hani filmlerdeki kzlar gibi. Sakine
iini ekiyor. Beni amcamoluna vereceklerini sanyordum ama,
orada baka biriyle nianlamlar onu. Zengin bir kzla. Artk fark
etmez. imdi tek avuntum Suriye'ye gitmek! Hayallerin hepsi birden
gerek olmuyor Ali. Bazlarndan vazgemek gerekiyor.

Bu konuma iini szlatmt Ali'nin, sonraki gnlerde ona
ok iyi davranmaya balad. Geri sonrasnda, sas, saman gibi
yavan gnler geirdi Ali. Masallar bitmiti. Gndzleri parlamayan
kelimeler azn actyordu. Sakine'yse bir misafir gibiydi artk.
Annesi bile, gidecek diye az i yaptryordu ona. Seni ok zleyeceim,
diyordu Ali'ye. Keke okuma yazma bilseydim. Sana
mektup yazardm. Aralarnda, ayn masalda kaybolmu olmann
gl ba vard, hibir akrabalk bann salayamayaca bir
eydi bu. Szckleri ve masallar bir tarikat kardelii gibi yaamlard.

Birka ay sonra, on beine geldiinde, Suriye'ye gelin gitti
Sakine, annesi de yanlarndan ayrld iin, bir daha hi haber
alnamad ondan.

Ali'nin kendini u koca dnyada yapayalnz hissettii, avluyu
yldzlarn bast baharat kokulu baz yaz gecelerinde, mahzun
gzlerle Suriye'nin klarna dalp gitmiken, bir zamanlar birlikte
baktklar bu uzak klarn bir yerinde imdi Sakine'nin olduunu
dnmek Ali'ye bsbtn hzn veriyor, yalnzln artryor,
iini szlatyordu. Ne zaman o klara dalp Sakine'yi dnse,
kladaki erlerin syledii o yank trklerden biri, kendiliinden
dudaklarndan dklveriyordu:

"u uzun gecenin gecesi olsam... Slada bir evin bacas olsam..."

...

Gzlerdeki Arzu

Her ey birlikte seyrettikleri filmleri evde canlandrmalaryla,
sevdikleri artistleri taklit etmeleriyle balamt. Evde zellikle
kimse olmad zamanlarda, Ali'nin annesiyle babasnn ev ziyaretlerine
gittikleri kimi erken inmi akamlarda, birlikte seyrettikleri
o unutulmaz film sahnelerini evde karlkl canlandrmakla
balayan oyunlar, giderek her trl cinsel fanteziyi birbirlerinin
stnde denedikleri tutkulu ve gizli ayinlere dnt. Sakine'nin
tarikat masallarndan sonra kendilerine ikinci bir gizlilik alan
yaratmlard. Bu oyunlar srasnda yaptklarnn ayp eyler olduunu
biliyor, dier zamanlarda kendi aralarnda bile, bunlardan
hi sz etmiyor, dile getirmeleri gerektiindeyse, yaptklarn,
"tuzlamak" diye adlandryorlard. Hi kimseye bir ey ifade etmeyen,
hibir imas ve bys olmayan, kendilerini utandrmayan
sradan bir szckt; oysa, tuzlamak, dedikleri eyin iinde,
byklerin akl bile edemeyecei birok ey vard.

lkin, Ali, Sakine'nin, bir erkek gvdesini merak ettiini anlam;
bir erkei rlplak grmek ve dokunmak arzusuyla tututuunu
hissetmiti. Bu merakn gidermek iin, elinin altnda ne
yazk ki, Ali'nin kavruk, elimsiz bedeni vard yalnzca. Ali, aslnda
halasnn ocuklaryla yaptklarnn benzerlerini, Sakine ve
kardeiyle de yapmak istiyordu. Sakine'nin kardeine duyduu
gizli fke, ondan alma yolu olarak, srekli yatakta ona bir eyler
yapmak arzusu biiminde ortaya kyordu ama, bunu hibir
zaman dile getiremeyeceini biliyor; bir mucizenin bu hayallerini
mmkn klacak bir raslanty, ona kendiliinden armaan etmesini
bekliyordu. Sakine'yi bir kadn olarak grmekten ok, bir
oyuncu olarak gryordu; meraklarn gideren, kurduu hayalleri
gerekletirmede ona yardm eden bir oyuncu. Ayrca kzn dudann
stndeki sar tyler houna gidiyor, kaln dudaklarnn stndeki
incecik byk glgesi Ali'yi heyecanlandryordu. Sonunda
her ey, bir oyun, bir aka gibi balayp ocuklara zg bir hzla
kendiliinden skn etti. Birbirlerini rlplak grdler. Birbirlerini
uzun uzun merakla ellediler. Ali, henz sertlemeyen kn
Sakine'nin orasnda gezdiriyordu. Sakine'nin en byk korkusu,
kzlnn bozulmas, ya da hamile kalmakt. Ali, onu biraz
daha fazla tuzlarsa, hamile kalabileceini zannediyordu. Ali,
onun kendisini amcaoluna sakladn anlamt. "Kzln bozulmas"
deyii, yabancs deildi. Donunu indirdii Sakine'nin
tyl organn yakndan inceledi, Sakine'nin orasnda kvrck
tyler vard. Dudaklarn aralad, elleriyle gerip parmaklaryla
actana kadar ayrp iine, pembe deliinin boluuna bakt. O
bolukta cevabn bilmedii bir eyin saklandn hissediyordu.
Bir keresinde Sakine'ye deliinin boluunun annesinin gz gibi
kr olduunu syledi. Birka gn ks kaldlar.

Oysa Sakine'nin en ok houna giden ey, orasn ptrmekti.
Ali de pyordu. Tyl olmas houna gidiyor, bir cinsel organ
gibi grmekten ok, tyl bir oyuncak gibi, seviyor, pyor, okuyordu.
Ama Sakine, Ali'yi istedii kadar orasnda tutamyordu.
Bir sre sonra, Ali'yi istedii zaman koynuna alabilmesi iin gereken
eyin, ona kocalk yapmak olduunu anladnda, salarn
bir kyl kasketinin iine toplamaya, dudann stndeki byk
glgesini kalemle koyultmaya, kollarn iki yana aa aa yryp
bkn hallerle cigara ier gibi yapmaya, sonra da bir kan havaya
kaldrarak o cigara dumanlarn havaya flermi numaralarna
balad. Btn bunlarn sonucunda, Ali'yi oyunun iine kolayca
ekerek, istedii zaman orasn ptrp sevdirmeyi ve istedii kadar
koynunda tutmay baaryordu.

Onun uzun entarilerini, renkli, alacal giysilerini de ok kskanyordu
Ali. Sakine, kendi pek istemese de, annesinin ve ailesinin
zoruyla Krtlere zg yerel kyl giysileriyle geziyordu. Baz
zel gnlerde, Ali'nin annesi, Sakine'yi konuklarnn karsna,
Cumhuriyet lklerine yarar bir biimde ada kadn kyafetleriyle
karmak gerekliliinden sz ederek, ailesini ikna ediyor,
baz eskilerini bozdurup Sakine'nin zerine uyduruyorlard. Sakine,
bu durumdan ok memnundu. Bylelikle, zaman zaman "hanm"
gibi giyinmi oluyor, kendini filmlerdeki artistlerle kyaslama
olana buluyordu. Ali, Sakine'nin, annesinin giysileriyle, annesinden
bir kk tane daha olarak ortalarda dolamasndan
ok, kendi parlak, rengarenk, yerel giysileri iinde dolamasn
yeliyor, onun bu yeni halini pek gln buluyordu.

Sonralar oyunlarna, Sakine'nin bu yerel giysilerini de almaya
baladlar. Sakine, elence olsun diye, bir keresinde kendi giysilerini
Ali'ye giydirmi, Ali, o giysilerle evin iinde dolam,
annesi babas bile, onun bu haline ok glm, ailecek pek elenmilerdi.
Ali'ye bakp bakp karlkl glyor, onun bu msamereye
km masum grnen gln haliyle pek eleniyorlard.
Ali, ailesinin neye neelendiinden habersiz, evin iinde o
giysilerle, bir aa bir yukar koturuyor, kendini bir trl ayna
nlerinden alamyor, kendini bu halde pek beeniyordu.

Ama, evde kimselerin olmad kimi zamanlar, Ali'nin bu
giysileri giymeye devam ettiini kimse bilmiyordu. Banda rengarenk
atks, yerleri spren i eteklii, simli kol azlar, bu
alacal renkler, iinde kaybolup gittii bu hltl kumalar gzn
alyordu Ali'nin. Bu kumalar, dokular ve renkler, onu bylyor,
ona bambaka bir dnya vaat ediyordu. Aslnda o hep yle
giyinmek, yle dolamak istiyordu. Ali'ye gre erkeklerin giysileri,
ok sradan, ok renksizdi; btn gzel eyleri kadnlar giyiniyorlard.

Gene byle evde yalnz olduklar, yaz scaklarnn henz bastrmad,
ama kendini yava yava hissettirdii bir gn, le uykusuna
yatrlan Ali uyuyamam, uzun sre odasndan kmam,
kaln, tok katl resim-i defterlerine lapa lapa karl; kmr
gzl, havu burunlu kardan adaml k resimleri izmi, bir sre
radyo dinlemi, ardndan can skld iin, mutfakta olduunu
bildii Sakine'nin yanna gitmeye karar vermiti.

Avluyu gemi, usulca mutfan eiine varmt ki, klann
arkasna bakan mutfak penceresinden, Sakine'nin kardaki erlerle
cilveletiini grd. lk duygusu, amansz bir kskanlk olmutu.
Birdenbire parlayarak iini alev gibi yalayan bu kskanlk,
Sakine'yi bakalarndan kskanmaktan ok, oyun d braklm
olmaktan kaynaklanyordu. Srt kapya dnk duran, Ali tarafndan
gzlendiinden habersiz olan Sakine, bula ardan
alarak, gzucuyla nameli nameli askerleri szyor, askerlerin
yaptklar hareketlere, omuzlarn ksarak saklamaya alt iveli
gllerle karlk veriyor; ardndan da karlkl iaretlemelere
kadar vardryorlard ii. Ali'nin hibir biimde darda braklmaya
tahamml yoktu. Tepeden trnaa titriyordu. Birden Sakine'yi
deil ama, erleri kskandn fark etti. Byk bir grltyle
mutfaa girdi, gzleri akmak akmakt. Sakine, ne zamandr
Ali'yi ilk kez bu denli fkeli grmt. Kk bir canavara
dnmt. Annesi gibi bym gzlerle, boyun damarlarn
iire iire, aznn kenarnda biriken tkrklerle kpkler sayordu.
lkin grdklerini annesine babasna sylemekle, ardndan
kovdurmakla tehdit etti kz. ok korkmutu Sakine, Ali'yi
yattrmaya, ikna etmeye, yaptklarnn hibir ey demek olmadn
anlatmaya altysa da, Ali'nin fkesi bir trl yatmak
bilmiyordu. Birdenbire hayvani bir gdyle, Ali'yi kzdran eyi
sezdi. Bunlarla alay ediyorum aslnda, dedi. ok aptallar! Bana
kzacana, sen de alay etsene onlarla! Hadi seni de kz gibi giydirelim
de kendin gr, dedi. Aptallara bir ders vermi oluruz! Onlarn
aklyla oynarz, biraz elenir, gleriz!

Ali'nin gzlerindeki bu yeni parltyla birlikte, doru yere dokunmu
olduunu anlad.

Giyinip kuanp sslendikten sonra Sakine'nin durduu mutfak
penceresinde durdu Ali. Karda tane er vard, tel rglerin
oradaki alak bir duvarn ardndaydlar; nbet tutuyorlard galiba.
Ali'yi sahiden kz zannetmilerdi; erken geliip serpilmi Krt
kzlarndan biri olduunu dnm, pencerede grnmesiyle
birlikte, hepsi birden dnp dikkatle, alc gzlerle bakmlard
ona. Ali, o zamana kadar hi tanmad bir duyguyla tepeden trnaa
rperdi. Kendisine ynelen o ift tutkulu gzde, arzuyla
bakan erkek gzlerinin tututurucu kvlcmn kefetti. Sahiden
Ali'yi kz zannetmiler, onunla da cilvelemeye balamlard.
Glyor, gz krpyor, el sallyor, iaretler yapyorlard. Hepsinin
gzlerinde Ali'nin sonularn bilemedii tutkulu parltlar vard.

Bir anda dnyann geri kalannn anlam boalmt Ali'nin
gznde. Ne oyunlar, ne klklar, srlar, yasaklar deildi nemli
olan. Ali, birdenbire hayatnda en ok istedii eyin, kendisine
byle baklmas olduunu hissetti. Gzlerdeki arzuyu kefetmiti.
O arzuyu yeniden uyandrmak iin her eyi yapabilirdi bundan
byle. nk, hayatta en ok bunu istiyordu artk, ona byle baklmasn...
akacktan giydii bu entarilerin, ona gerek bir hayat,
hatta daha fazlasn vaat ettiini anlad. O gne dein sezdii,
hissettii, adn koyamad eyin, ne olduunu, parl parl parldayan
o ift gzde grd arzuyla birlikte anlamt. O, gzlerdeki
arzuyu istiyordu, bunun iin ne yapmak gerekiyorsa, onu
yapacakt...

...

rtl Aynalar

Ali'nin anmsad en eski "kendisi", daha kck bir ocukken
byk salondaki yaldzl duvar aynasnn iinde grd grntsyd.
Aklnda ilk kalan, belleinde diriliini hep koruyan kendine
ait en eski grntyd bu. Kumral sa buklelerine, pembe
pembe parlayan yanaklarna, slak ve aralk duran krmz dudaklarna,
akn ve kl baklarn glgeleyen uzun kirpiklerine
varana dek her ayrntsn ok iyi anmsyor. nk, o an ok iyi
anmsyor. Aynadaki yanssn tutmak iin elini uzattnda, grd
eyin kendisi olduunu anlamas zerine, iinden kopan ve
uzaklaan bir eyin onda yaratt boluu, ve acya benzeyen o
kopu duygusunu ok iyi anmsyor. Aynadaki yanssn tutmak
iin elini uzatt an, grdnn kendisi olduunu anlamas zerine,
"Aa, bu benim!" diye armasn ok iyi anmsyor. Bir tek
anmsamad, kimin kucanda olduu. Brmck dokulu, krkbeyaz
rengi gmleinin, minik sedef dmelerinin zl yakasndan
gs grndne gre, havalarn souk olmad bir
mevsim olmal. Aynann her yannn ayn almadna baklrsa,
gndz aydnlnda da deiller, n ayna yzeyindeki
dalmndan tuhaf bir matlk kalm aklnda. Aynann iinde
kl tek alan, kendi yz, ne uzanan yumuk elleri ve gvdesi,
bir de kucanda olduu kiinin kendini tutan kolu, eli. Gerisi kaln
dumanl bir koyuluk... Pusunu yllarca koruyan bir belirsizlik...
Annesine o gn, o an anmsatmaya alt zamanlar, annesinin
inanszca dudak bkmelerini anmsyor bir de; O zamanlar
konuamyordun ki! Yok bir de, "Aa, bu benim," diyecekmi!
Hem bir lokmack ocuk, nereden anlayacakm aynadakinin kim
olduunu, ne olduunu?.. Ne zaman bu konuyu asa, ayn kmseyici
inanszlk!.. Ayna karsndaki bu en eski ansnda
onu yapayalnz brakan, dahas anlattklarna, anmsadklarna
inanmayan annesine ve dierlerine kar gizli bir kin biriktirmeye
balyor. Ayna karsnda yalnz ve korunmasz brakldn dnyor.
Sonraki yllarnda da, yalnzlkla kin; gizlilikle kin arasnda
bir iliki olduunu dnmeye balamt. Kin, baz insanlarn
ikinci hayatyd; abuk grlebilen basit eitlerinin dnda,
insann, saklanmay, gizlenmeyi en iyi bilen duygusuydu. Aynalar
da btn gizler gibi kindard.

ocukluu boyunca, ev iinde bir eya, bir nesne olmaktan
te bir anlam tayan, adeta nemli bir varlk olan aynann, neredeyse
bal bana bir kimlii, bir kiilii, rktc bir arl vard.

Ali'yi aynada ilk byleyen ey, aynann insan gsterebilme
gc olmutu. Salt bu yzden aynann bal bana bir ruh tadna,
kendi bana bir varlk olduuna inanyordu. Mucizevi bir
eyi gerekletiriyordu ayna: nsan, kendisine gsteriyordu. Doa
bile bu kadarn yapamyordu. Herhangi bir su birikintisinden,
ya da bir cam parasndan ok daha kesin izgilerle insann kendisini
ortaya karyor, bir kiiden bir tane daha meydana getiriyordu.
ok kkken seyrettii, ok eski zamanlarda geen tarihi
bir filmde, bir gen kz, sevgilisiyle bulumaya gitmeden nce,
salarn taramak iin bir su kpne bakarken grdnde ok armt.
Annesi, Ali'ye aynann o zamanlar bulunmam olduunu
sylediinde de, aknl artmt. Aynann insanlk kadar
eski olmadn bilmek, dnyaya ilikin bir hayal krkl yaratt
onda. Elektriin ve otomobilin ok eskiden beri olmadn biliyordu
ama, aynann da teki birok ey gibi sonradan bulunmu
olmas, iindeki bir gven kaynan sarsm oldu; ayna ncesi
insanlarnn kendilerini hi tanmadan lp gitmi olduklar yolunda
bir yazklanma duygusu uyand. Kendilerini hep bakalarna
m tarif ettiriyorlard? Birikmi sular, aynalar kadar doru sylemez
ki! Kendilerinin nasl biri olduklarn bilmeden yaayp
lyorlard demek! Kiisel tarihlerinin ok nemli bir paras kayp
btn o insanlar iin acma duydu.

Evde namaz klanlarn ilk yaptklar ey, evin duvarlarnda
asl duran fotoraflarn, resimlerin ve aynalarn zerini rtmekti.
Yzler, suretler, levhalar, aynalar gnaht. Duvarlardaki ou aile
byklerine ait eski fotoraflarn da, kendi tabutunu bir devenin
srtnda tayan Hz. Ali levhasnn da, krk bacayla dnyann
btn yollarnda olan ahmeran levhasnn da, ge kanatlanan
Burak levhasnn da, kurban edilmeye gzleri balanan smail
levhasnn da ve dier kaln ereveli aynalarn da srayla tek
tek stleri rtlrd. rtl aynalarn gerisinde bir hayat olduuna
inanrd Ali. Ayna, hep duvarn iinde bir baka dnyayd;
baka bir dnyaya alan yolun banda bir delik, bir kovuk... D
grmenin gizli geidi... Masal kaps... Aynann rtlmesiyle birlikte,
sanki duvardaki hayat kapatlm olur; odann boyutlar
azalr, dnya klrd. st rtlen aynann kendiyle kaldnda,
ne yaptn merak ederdi Ali. Aynalarn kendi balarna bir
hayatlar olduundan emindi. Aynalar gsterdikleri kadar saklyorlard
da... Namazdan sonra bazen rtleri zerinde unutulmu
kalrd duvarlardaki fotoraflarn, levhalarn, aynalarn. Btn
bir hayat rtlm gibi gelirdi Ali'ye. Dnyann koskocaman bir
unutkanlktan yaplma olduunu dnrd.

Aynay hep ok sevdi Ali. Daha kck bir ocukken bile,
bir trl aynalarn nnden alamyorlard onu. Halalar, aynaya
ok bakan insanlarn gnn birinde delireceini syleyerek korkutmaya
alyorlard Ali'yi. Aynaya uzun uzun bakmak ayn zamanda
ok gnaht. Bir akrabalarnn, delirdii iin, evin ahrna
zincirlemi olduklar kzlarnn, aynalara ok bakt iin akln
karm olduunu sylyorlard. Ali, kz, tahta perdelerin arasndan
seyretmiti bir kez; merdivenlerinde mealelerle dolalan
o byk malikanenin giri katnda yer alan ahrn ortasndaki bir
tahta diree zincirlenmiti, az burnu kpkler iindeydi, gzlerini
bir noktaya dikmi, apakl bir sesle, dokunakl Arapa arklar
sylyor, i ekip duruyordu. Grdklerinden ok etkilenmi
olan Ali, zntsnden gnlerce uyuyamad, ne zaman gzlerini
kapasa, gznn nne diree balanm olan o kzn ackl hali
geldi; dokunakl bir sesle syledii o hazin ark, uursuz bir nlama
gibi kulaklarndan gitmedi bir sre. Bu yzden halalarnn
Ali'yi aynadan uzaklatrmak iin syledii, O kz aynalara ok
bakt iin delirip byle oldu, sen de ok bakarsan, onun gibi
olursun, szleri etkili oldu; bir sre aynalardan uzak durdu Ali.
Aynalarla kaamak baklarla iliki kurdu.

Ev iinde aynaya ilikin konumalar nedense hi tkenmezdi.
Aynann krlmasnn, insan hayat iin bir iaret olduu dnlrd.
Ayna zerine dua okumak gnaht. Geceleri aynaya baklmazd.
Baklrsa, insana kendinin deil gecenin yz grnrm.
Ayna, insan bakalatrr, derlerdi. Aynalarn da insanlar gibi zamanlar
vard, baz aynalar kilitli kaldklar zamanlar gsterirlerdi
yalnzca, bu yzden bakan yanltrlard. Aynaya ok bakan bir
kzn, hibir zaman iyi bir gelin olamayaca, kocasn ve gelin gittii
aileyi mutlu edemeyecei sylenirdi. Arkas kulu aynalar arka
ceplerinde tayan erkekler ise, sadece salarn tararlard onda.

Aynaya ilikin sylenenler bununla da kalmazd. Ayna, bal
bana bir efsaneydi. ncelikle aynann bulunuunun bir eytan
ii olduundan dem vurulurdu. Allah da kullarn snamak, onun
eytan iine kanp kanmayacaklarn anlamak iin, aynalar yok
etmemi, varlklarna msaade etmiti. Ayna birok sakl ve uursuz
ey iin bir kovuktu. Aynalara karanlk cinlerin saklandn,
trl ktlkler eviren bu cinlerin geceleri ortaya karak, ortal
kartrp durduklarn sylerlerdi. Baz kayp hazinelerin aynalarn
derinliklerinde yattndan, baz lmcl srlarn aynalara
gizlendiklerinden sz ederlerdi. Hatta baz ller bile, bir zamanlar
ok baktklar aynalarn derinliklerinden yze vurup imdinin
insanlaryla her an gz gze gelebilirlerdi. Aynalar kendilerine
bakan yzleri hi unutmazlar, onlar, kimselerin gremeyecei
derinliklerinde saklarlard. Yzleri saklatan ey, yzn kendisi
deil, baklardr. Gze derinliini veren bak, aynalara da suretini
verir. Bu yzden eskiden lmlerin baz baklar kaybolmaz,
gnn birinde suyun yzne vuran batklar gibi, bir gn anszn
aynann yzne vuruverirdi. Ayna bilinmez bir korku nesnesiydi,
aynann yaratc bir gc vard ve tek yaradann Allah olduu
slamda, dier yaratclar gibi, ayna da tekinsiz bulunuyor, lanete
ve yasaa uruyordu.

Biri ldnde nefesine tutulan aynann yzeyi buharlanmadnda,
ayna, lm oluyordu.

Ali, kr halasnn yalnz bana namaz kld kimi zamanlar,
elleriyle duvarlar yoklaya yoklaya resimlerin ve aynalarn zerini
rttn grerek rkmt baz kereler, hatta bir keresinde,
odann iindeki varln hissettirmeden usulca gidip aynann
zerindeki rty sessizce ekip alm, halasnn ne yapacan
grmek istemiti. Bir sre oturduu yerde havay koklar gibi ban
yukar dikerek ylece duran kr hala, sonra yerinden kalkm,
duvarlar yeniden yoklam, yere den rty, aynann zerine
yeniden rttkten sonra dnp namazn klmaya balamt.
Ali, kr halasnn grmeyen gzlerinden de, aynadan da rkm,
halasnn grmeyen gzleriyle ayna arasnda, kendini darda brakan
bir tr gizli balant olduunu dnmt. Krler de, aynalar
da tekin deildi. Birka kez gene gizlice kr halann yzne
ayna tutmu, arkasna geip onun yzn aynada grmeye almt.
Sanki aynadaki yz, halann kendi yznn saklad btn
gizleri bir kerede ele verecekti. Bir baka gn, babasnn Suriye'den
getirdii fotoraf makinesiyle kr halasnn gizlice fotorafn
ekmiti. Bunu niye yaptn bilmiyordu. Filmleri "tab
edilmek" zere gtrd Sryani fotorafnn, baz resimlerin
kmadn sylemesi zerine de, rknts iyice artmt.

Bir gn, byk halas, kim bilir hangi nedenle, Ayna yzmzden
ok, gremeyeceimiz yerlerimize bakmak iindir, dedikten
sonra Ali, akl edip aynada gtne bakmaya balad. Ayna,
ona gtn gsteren gvenilir bir yardmcyd. Bu kadar ok sevdii
kalalarnn her zaman gremeyecei bir yerinde olmas cann
skyordu. Diri yuvarlaklarn, kk, pembe deliini, kimselere
syleyemedii bir giz gibi aynayla paylayordu. Sk sk ayna
karsna geip gizli gizli gtne bakmaya, iaretparmann
yava yava iinde kayboluunu seyretmeye byle balad. Hafife
can acrken, aynann yzeyi de rperiyordu sanki.

Baz kadnlarn evden kmadan nce, aynal odalarn kapsn
kilitlediklerinden, bylelikle, beklenmeyen ve tekin olmayan
durumlara kar korunmu olduklarndan sz ediyorlard. Ayna
tekrardr, diyorlard. Ayna oaltr. Allahtan baka oaltanlar
tekin deildir. Ayna gibi durgun sular bu yzden tekin deildir;
derindir ve boar insan. Krlm aynann bir parasna bakmak
da gnaht, byle yapanlarn hayat paralanr, bir daha btnlenmezdi.
Bu yzden bir ayna krldnda krk paralarn hi bakmadan
bir kovaya toplayp hemen atmak gerekti. Ali'nin ev iinde
gizli gizli ayna krmas ve her birine uzun uzun bakarak kendini
paralara datmaya almas bunu rendikten sonradr.
Bylelikle yzlerce filmde oynayan artistler gibi, kendini baka
baka hayatlara dattna inanyordu.

Ali, ilkin salondaki yaldz ereveli aynada, seyrettii filmlerin
taklidini yapt, akllardan kmayan sahnelerini ayna karsnda
tekrarlamaktan byk bir zevk duyuyordu. Ayna, onu kendi
oyunculuuna, oyunculuk yeteneine inandrmt. O da o byk
artistler gibi, her rol baaryla canlandrabiliyor, kolaylkla
gzyalarna boulup hkra hkra alarken, birdenbire iten gelen
sahici kahkahalarla katla katla glebiliyordu. stedii zaman burun
kanatlarn titretebiliyor, alnna "afak attrabiliyor", kt
adamlar gibi sa yanana sinirli bir tik oturtabiliyor, kt kadnlar
gibi manal biimde tek kan havaya kaldrabiliyordu. Filmlerin
nemli sahnelerindeki gerein renildii andaki, aknlk,
hayret, znt, sevin ya da meydan okuma ifadelerini bir anda
yzne yerletirebiliyor ve her seferinde kendini ok beeniyordu.

Salonun kapsn kilitliyor, bir sre sonra onun ayna karsnda
film evirdiini anlayan halalarnn canhra barlar ve srarl
yumruklar sonucunda, kzarm gzlerle onlara kapy amak
zorunda kalyor, yeteneini ve geleceini engelleyen halalarnn
yzne sitem, krgnlk ve nefretle bakyordu.

Zaman zaman banyodaki aynann karsna geerek, gzleri
dalana, alaana kadar uzun uzun aynaya bakyordu. Birka kez
aynada grd yz, kendine btnyle yabanclaana kadar dald
olmu, aynada bambaka birinin yzyle karlatnda kapld
duygunun dehetiyle irkilerek kendine gelmi, delirdiini
dnerek korkuyla geri kamt. Gerekten de byle dalp dalp
bakt birka keresinde aynadaki yzn kendisine deil, bir bakasna
ait olduunu hissetmi, derin bir yabanclama duygusuyla,
aynadaki bugne kadar "benim" sand yz, byk bir tarafszlkla
incelemiti. Aynada grd kiinin kendi olmadna
inanmt. O ksa sren derin dalgnlk zamanlarnda sanki hapsedildii
gvdenin dna szlerek, tutsak edildii yabanc bedeni
dardan gryor, sonra yeniden kovuuna dner gibi gvdeye
geri dnerek, onu, yeniden "ben" diye sahipleniyordu. Bylelikle
gvdenin alabilir olduunu anlyor, gvdenin bir eit hapishane
olduunun farkna varyordu. Var oluuna ve hayatna ait dnceler
gelitirmesine neden olan bu esiz deneyimleri ona ayna
salyordu. Ayna bir gizdi. Giz tutuyordu. Suret tutuyordu. Sureti
bir giz gibi tutuyordu.

Aynadaki yzn kendisi olmadn anlad ilk seferinde,
Kendimin bir bakas olduunu anladm, szleri kendiliinden
dudaklarndan dklvermi; hi dnmeden edilmi bu szlerin
ba dndrc derinlii, dipsiz bir kuyunun tekinsiz burgac
gibi gzn korkutmu, onu, gze alamayaca bir macerann
eiinde olduu duygusuyla gerisin geri savurmutu. Kimi zaman
dudaklarndan kendiliinden apansz dklveren szler,
onu korkutmaya balamt artk. Dier ocuklara benzemediini
bir sredir biliyordu. Bu bilgi ona ac veriyordu. Aynalarda kendi
yznden, arkadalarnn arasnda da kendi varlndan kopuyordu.
Tekin olmayan yeteneklerinin farkndayd. Kendi hakkndaki
temel bilgisizlii ise, onu kendine kar iyice yabanc klyordu.
Hayat karsndaki rkntsne, bir de kendi hakkndaki rknts
ekleniyor; rkt, korktuu byle durumlarda, dnya karsnda
ardna saklanabilecei hibir ey kalmam oluyordu. Bir
ayna bile.

Ali'nin salondaki yaldzl ereveli aynadan sonra en sevdii
ikinci ayna, annesinin makyaj masasnn arkasndaki kanatl
aynayd. Kanatlar sonuna dek aldnda tek yzey olan bu aynann
iki kanad hafife ne ekildiinde, alar krlan aynada
ban ve yzn yan taraflar da grlebiliyordu. Birbirine yansyan
grntler, bu bakml aynalarda sonsuza dek oalyordu.
Ali'nin ayna karsnda oynad sevdii oyunlardan biri de, krlm
alarla bir simetri kazanan bu aynalar karsnda, san solunu
kartrdndan, yznn sol yann tutmak isterken, sa yann;
sa kulan tutmak isterken sol kulan tutmas gibi garipliklere
yol aarak kendini gldren deneylerdi. Aynadaki yzleri,
bedeninin komutlarn artabiliyordu. Bu ona gvde ile bilin
arasnda kesintili de olsa kopuun yaand bir ara blgede seyahat
ettii duygusu veriyordu.

Yanlara alan iki kanat, gereinde ortada sabit duran parann
zerine kapanarak ayna bir dkkan kepengi gibi tamamyla
kapanabiliyordu.

Annesinin rujlarn, pudralarn, allklarn, gz kalemlerini,
farlarn, rimellerini ilk denedii yer, ite bu aynal masa oldu.
Annesi, bazen bu aynalarn stne tllerden rt rterdi, bunlar
aynay saklamaktan ok, stlerini sslemek, onlara kadns bir
hafiflik vermek amac tard.

Balolara giderken annesi bu masada uzun uzun hazrlanr,
sslenir pslenir yle kard. Annesi gittikten sonra masa da, ayna
da, rujlar, kalemler, farlar, rimeller de Ali'ye kalrd. Evde braklan
Klkedisi olurdu kendi masalnda.

Yllar yl o aynal tuvalet masasnn banda bycsn
bekledi.

...

Dr. Renaud Paris

Krmz bir gecelik ve sabahlk, srekli ovulduundan pirin kulplar
her zaman yan, kaplar geni kanatl formika gardropta,
dipte, kede asl duruyordu. Takmdlar: Gecelik ie, sabahlksa
dna giyiliyordu. Gz kamatran kpkl bir krmzyd; uuan
tller, yumuak alevler gibiydi; yrrken dalgalanarak havada eriler
iziyordu; kol azlarnda ve derin dekolteli yakasnda kat kat
siyah gupr dantel vard. Kkrtcyd. Yalnzca krmz ve siyaht.
Ona dokunmak bile Ali'yi bylyordu. Dokunduka ellerinden,
avularndan kayan bu uucu gzelliin kendine bir biimde
yasak olduunu; bunlar giymenin, bunlara brnmenin, bunlarla
btnlemenin uzana srldn diplerde bir yerde karanlk
bir bilgi olarak biliyordu. Dnyann blnmlklerinden biriydi
bu da. Annesinin baz hafif gecelerinde o gecelii giydiini, sabahlar
da odasndan srtnda o sabahlkla kl glckler datarak,
dnyaya fetih duygusuyla alan tazelenmi bir yzle ktn
gryordu. Annesini bile bakalatryordu stndekiler. Bir rya
gzellii ve uzakl iinde yerleri spren o gecelii ve sabahl
grdke, teni tutuuyor, bilebildii btn adlandrmalardan uzak
yakc bir arzu tepeden trnaa btn gvdesini kamatryor; annesi,
bu giysiler iinde zalimce ortalkta dolanrken, ona kar hem
korkuyla kark bir hayranlk ve sayg duyuyor, hem kendinden
alnm bir imkann iaretleri olarak grd ve ondan ok daha
fazla hak ettiini dnd bu giysiler yznden, annesine kar
aka itiraf edemedii kkl bir dmanlk bytyordu.

Evde hi kimsenin olmad baz zamanlar, kavurucu bir yasak
ve gnah tutkusuyla tutuarak, gizlice o gecelii ve sabahl
giymeye ve kendini ayna karsnda hlyal gzlerle uzun uzun
seyretmeye byle balad. Hibir zaman kendisine hibir ey ifade
etmemi olan o elimsiz, kavruk gvdesinin, bu giysilerle birlikte
bakalatn, neredeyse bir grkem ve albeni kazandn
byle kefetti. Giysilerin ve sslerin kendiliinden sahip olduklar
bir g ve tlsm vard. Ali, benliinin, bedeninde deil, bu giysilerde
sakl olduunu acyla anlad. Bu yzden bir sre sonra, bu
giysiler olmadan kendini nemsiz, deersiz ve rlplak hissetmeye
balad.

Annesi, bezdirici ve grltc srarlaryla, yatak odasna dnemin
modasna uygun olarak stanbul'dan zel olarak getirtilmi
olan formika yatak odas takm aldrtm, st ste gsterili birka
kabul gn yaparak, bu takm neredeyse btn Mardin'e tehir etmiti.

O yatak odas takm iinde Ali iin en gzde para, tuvalet
masasyd. Onun nne kilise mihrabna ker gibi oturan Ali,
evde kimsenin olmad her frsatta ibadete benzer bir duyguyla
boyanp sslenip giyiniyor ve ayna karsnda esrik saatler geiriyordu.
Baz pazarlar, Hac Zeyneddin Efendi'den devralnan, Sryani
cemaatiyle iyi ilikiler kurmaya ve gelitirmeye zen gsteren
aile geleneine uygun olarak davranan babasnn srarlaryla
gittikleri Krmz Kilise'deki, ya da Mikin Kap tarafndaki Krklar
Kilisesi'ndeki ayinlerde yaptklar gibi, mihrabn nnde diz
ker gibi, aynann nndeki pufa oturup dizleri tuvalet masasna
dediinde, ayn uhrevi hazz ve titreyii duyuyordu. Kendine ait
olmayan bir dinde dua edercesine, kendine ait olmadn bildii
bir cinsiyetin gndelik ritelinin gereklerini yerine getiriyordu.
Hem yasan, hem dinin kutsal seirmesini duyuyordu ruhunda
ve bedeninde. Byle zamanlarda kendisine, ikonlardan, tasvirlerden
tand gklerde uan bir melek kadar saydam ve mucizevi
grnen bedeni, dnyadaki nemsiz varlndan kurtulmu olarak
dinsel bir anlam ve deer kazanyordu. Dnya, erkekti ve ruhunu
kirletiyordu.

ne oyas danteller zerine zenle yerletirilmi eili makyaj
malzemelerinin durduu tuvalet masasnn zeri, Ali iin, kilisede
mihrabn nndeyken duyduu uhrevi rperiler uyandran
kutsal bir sunak yeri gibiydi: Suriye'den alnm, eker pembesiyle
somon rengi aras fsfsl parfm iesi, kapa klahta
dondurmay anmsatan kolonya iesi, geni azl krem kavanozu
ve iine her eyin konabilecei kapakl bir kutu olmak zere
drt paradan oluan cam takm ba kede duruyordu; ayrca
Scherk losyon, Creme Puff, Tokalon, Havilland tpleri, Pertev
kremleri, krmznn eitli tonlarnda rujlar, eitli gz kalemleri,
'eye liner'lar, sk sk topaklanan rimel fralar, gm telkari
ii bir pudra kutusu, Midyatl Sryani kuyumcularn usta elinden
kma dallarna kpelerin asld, yzklerin takld minyatr
bir gm aa, ac mor renginde kadife zemin zerine gm
kabaralarla bezenmi hazine sand biiminde bir mcevher kutusu,
ta pudralar, kirpik maas, sa maas gibi dokunmakla bile
Ali'nin iinde mucize duygusu uyandran by nesneleri...

Kzlarla daha iyi arkadalk kuruyordu Ali ve arkada olduu
kzlarn ou kendinden yaa bykt. PTT'de santral memuresi
olarak alan, ya kk olduundan, ancak Ali'nin babasnn
kartt mahkeme kararyla ya bytlerek ie alnm olan,
ailecek grtkleri iin, evlerine rahatlkla girip kan Oya da
bunlardan biriydi. Fazla gr ve fazla bukleli salar, kk yzn
iyice saklyor, bir tek gldnde, yz herkese grlebilen
bir ifade kazanm oluyordu; Bu durum Ali'de nedense cann skan
ama bir trl adn koyamad gvensizlie benzeyen belirsiz
bir duygu uyandryordu. Kadnlarn ounun, salarn yzlerine
dkerek duygularn sakladklarn kefetmiti Ali. Gene de
samimi olmulard onunla, hatta Oya, holand ocuun adnn
ilkin baharfini vermi, bir zaman sonra da hepsini sylemiti.
Kendilerince gizlerini vermilerdi birbirlerine. Herkesin, her eyin
gz nnde olduu kapal tara ehirlerinde, eitli gizler,
hem arkadalk, hem dmanlk demekti.

Ali, ocukluu boyunca, uzun zaman ok samimi olduktan
sonra, gnn birinde, gizlerini ele vererek birbirlerine dman
olan arkadalara tank olacakt. Dmanlk, gizin doasnda vard
belki de... Gizini veren her kii, belki daha o anda istemeden dman
oluyordu.

Ali ise, kendi giziyle kavruluyor, kimselere veremiyor, bu
yzden kendi dmann da iinde bytyordu.

Telefonlar manyetoluydu; konumak istediiniz numaray
karnza kan santral memuresine sylerdiniz, o da sizi ilgili numaraya
balard. Kapkara, kocaman, byk grltlerle alan,
evin byk salonundaki duvarlardan birindeki takann iinde adeta
gml duran gsterili bir telefonlar vard. Evdeki her eyann
zerini rten annesi, telefonu da dantelli bir rtyle rtmt.
Santralde grevli olduu saatlerde Oya kar karsna, Ali, arayaca
yerden nce onunla konuur; kendilerince, ocuka ve zararsz
dedikodular yaparlard. Oya'nn konumas, ehrin dier
abonelerinin telefonlar nedeniyle sk sk kesilir; Oya, Ali'yi hatta
tutarken, dier aboneleri yantlar, onlar istedikleri numaralara
balard. Asl bu konumalar dinlemek ok houna giderdi
Ali'nin. Kendisinin varlndan habersiz kiilerin konumalarna
kulak kabartmaktan tuhaf bir haz duyar; kendinin gizlice bakalarnn
hayatna bir casus gibi szm olduunu dnrd. Yalnzca
ehirii deil, ehirleraras grmeleri de dinlerdi. Dier ehirlerdeki
insanlarla yaplan konumalara bambaka bir ilgiyle
kulak kabartr; varlnn, kstrld bu ehirden uzaklaarak,
ok daha geni bir corafyaya yayldn duyar; genileyen bu
dnyadan ba dnmesine benzer bir duyguyla baka trl heyecanlanrd.
Seslerini duyduu insanlar gzlerinin nnde canlandrr,
onlar hakknda hayaller ve ykler kurar, onlar konuurken,
yutkunup dururdu.

Gzleriyle deil, kulaklaryla grdn ite o zaman anlamt Ali.

Oya, ilkin Ali'nin bu merakn ve ilgisini anlam, dolaysyla
her zaman yapt gibi, gerektiinde ona kar kulland bir silah
haline getirmiti. Anlamt ki Ali'nin hayal kurmasna ve oyun
oynamasna izin verdiin srece, sahip olduu herhangi bir eyi
elinden alman iten bile deildir. Ali'nin eve ald mecmualar,
fotoromanlar, hademe gnderip aldrtr, ondan nce okurdu. PTT
binas ile Alilerin evi birbirine ok yakn olduu iin, Oya, bu
mesafe yaknlndan fazlasyla yararlanr, sk sk, zellikle yemek
saatlerine denk getirdii ziyaretlerde bulunurdu.

Ali'nin can ok sklyordu; bir aralar bunun iin doktor doktor
gezdirmilerdi Ali'yi. Diyarbakr'a, Antep'e, Adana'ya, sonunda
Ankara'ya bile gtrmlerdi. Bir trl dinmeyen ldrc bir
can sknts vard; Oya ile oyalanmas bu yzden holarna bile
gidiyordu. Ali, srekli oyun oynamak istiyor; oyun oynamad
zamanlar, varln hissedemiyor, yaamadn dnyordu.
Oyun oynamak, Ali'nin hayata katlanmasn kolaylatryordu.
Bir zamanlar Sakine'yle oynad oyunlar, Oya'yla da oynamak
istiyordu. Annesinin yeni sabahlklarn, geceliklerini ve tuvaletlerini
birlikte denemeye baladklarnda, bu olanan kaps hafife
aralanr gibi olmutu. Bir keresinde Oya'ya annesinin geceliini
giydirmi, kendi de sabahl giyerek ayna karsnda yan yana
poz vermiler, sonra yerleri spren etekleriyle saraylarn gezen
kralieler gibi dolanp durmulard evin iinde. Ondan sonraki
gnlerde, zaman zaman byle sslenip psleniyor, gelecee bakar
gibi bakyorlard aynalara. Her ey grdkleri filmlerdeki gibi
olsun istiyorlard. Oyunlarn ounun byklerden sakl kalmas
gerektiini bilen btn ocuklar gibi, hi kimseye sz etmiyorlard
bunlardan. Giydikleri elbiselerle kendilerini hayran hayran
szerek, byle ayna karlarnda yan yana endam ettikleri bir
gn, Oya, Evlendiim zaman, bu elbisenin aynsndan aldracam
kendime, dediinde, Ali, Oya'ya kar, derin bir kin ve intikam
duygusuyla dolduunu fark etti. Birdenbire yan yana durularndaki
yalan grd. Bunca zaman birlikte giydikleri bir oyunu,
bir tek sz rlplak soyuvermiti. Oyunlarndaki bu gizlilii
ayn biimde yaamadklarn, onun asla Oya gibi byle bir gelecei
olmayacan ve btn bunlarn kendisi iin yalnzca bir ocukluk
oyunu olarak kalacan, daha imdiden bu duygunun btn
zamanlarn yaamasna derinden hissetti. Kalbi kskanlk
ve ktlkle doldu. Derin bir umutsuzluk iinde, kendini aldatlm,
terk edilmi, ihanete uram hissetti. lk frsatta Oya'nn cann
yakacan bir beddua gibi derinden biliyordu imdi. Ali, ayn
zamanda yetikinlerin dnyasn unutabilecek kadar gl olduunun
ayrdna vard. Oysa, Oya, yetikinlerin dnyasndan biri
gibi kallee oyununa szm, neesini kirletmiti onun. Yetikinlerin
dnyasna adanm bedeniyle, o dnyaya aday biri olarak
Ali'nin kutsal oyununa ihanet etmiti. Ali, kendi oyununun srgnde
bir yer olduunu, hibir gelecek vaat etmediini, kendini
bir de Oya'nn gzleriyle grmeye altnda anlad. ls karlm
ayal-boyal yz ve kadn klna girmi elimsiz, kavruk
bedeni, Oya'nn hafif kmseyici, alayc baklar altnda
ezilirken, kendinin nasl biri olduunu, birdenbire Oya'nn acmasz
gzleriyle grd. Bu, onu hem kendine, hem Oya'ya dman
etmeye yetti.

O gn adn koymam, en azndan byle koymam bile olsa,
btn hayatna yaylacak bir kader gibi kararlatrlm olan, ikisinin
ayna karsndaki o temel grnts, onun iin birdenbire
anlalr deilse bile, kavranr olmutu: Bundan byle, kadnlardan
hem iddetle nefret edecek, hem de en iyi arkadalar kadnlar
olacakt.

Gene byle uzun bir yaz gn, Ali'nin annesi bir kabul gnne
gittiinde, tuvalet masasna oturmu, yanaklar pudralanm,
gzlere 'eye-liner' ekilmi, gzkapaklar tozanl farlarla renklendirilmi,
kan krmzs rujla dudaklar kaln kaln boyanm, elmackkemiklerine
koyu koyu fondtenler srmlerdi. Her zaman
tuvalet masasnn zerinde ba kede duran, Ali'ye, Aleaddin'in
sihirli lambas kadar tlsml grnen, kavanoza benzeyen fsfsl
parfm iesinden stlerine balarna bolca koku boca etmilerdi;
iledikleri gnahlar yetmezmi gibi, annesinin "Gelincik" kutusundan
birer de sigara yakarak uh baklar, ksk gzlerle birbirlerinin
yzlerine kaln dumanlar flemilerdi. Ardndan parfmn
havaya fazla sinen kokusunu ve sigara dumann datmak
iin, pencereleri am, koyu, kaln bir duman gibi odaya km
ar yaz havasn yelpazelemilerdi. Annesinin, Suriye'den getirdii
ucu ipek pskll, zerinde tavuskularnn renk renk kanat
at dantelli siyah yelpazesi, yaka dekoltesindeki siyah gupr
dantellerle neredeyse birrnek oluyor, bu da Ali'nin zevkini okuyordu.
Pikapta gnn sevilen aranjman plaklar alyor; zellikle
Nee Karabcek, Semiramis Pekkan arklar dinliyor, filmlerden
rendikleri pozlar, srayla ayna karsnda deneyerek, eteklerini
savura savura dans ediyor, alan arklara dudak kmldatarak
o arklar kendileri sylyormu gibi yapyorlard. Kendilerinden
getikleri bu coumlu grntnn bir annda, ikisi birden
savurup durduklar iin, hangisinin kolu ya da etei dediyse bilinmez,
Dr. Renaud Paris'nin yz rengini bir hayli koyultan sv
fondten iesini arpp yere devirmilerdi. Halnn zerine der
dmez krlp paralanan ienin iindeki kurumu kan rengi koyu
sv, onlarn dehetle donakalm gzlerinin nnde her yere
hzla dalarak yaylmaya balamt. Hareketsiz ylece duruyorlard;
bir tek biten plan zerinde boa dnp duran pikabn kolunun
czrtl sesi oday doldurmutu imdi. Yvk svysa, halnn
zerinde hzla yaylmay srdryordu. kisi de panikle birbirlerine
dndklerinde, ilk grdkleri ey, birbirlerine nefretle
baktklar oldu. Sanki birlikte bir cinayet ilemiler, sonrasnda
kapldklar pimanlk ve sululuk duygular, her birini, sorumlu
tuttuu dierine kar fke ve kin duymasna neden olmutu. Ardndan
her ikisi de, hi konumadan byk bir panikle ellerine
geirdikleri bezlerle lgnlar gibi haly silmeye baladlar; ilkin
her bulduklar bezle haldaki lekeleri karmaya alm, altka
da daha ok etrafa svatrmlard. Birdenbire odadaki her
ey kurumu kan rengine yakn bir kahverengiye dnmt.
Biraz sakinleir gibi olduklarnda, su kaynatp sabunlu scak sularla
ar ar silmeyi akl ettiler. Gene de annesinin, yatak odasna
modern eyalar aldrdktan sonra, burun kvrarak kaldrtt
dededen kalma Acem halsnn yerine serdii bu Isparta halsnn
yznde, makyaj iyi silinmemi karanlk bir oyunun lekeleri duruyordu.
Cam krklarn acele acele toplayp p tenekesine atmlard.
Krlan ie, oyunu ve byy bozmu, tlsm datmt.
Asla bir daha eskisi gibi olamayacaklarn biliyorlard. zerlerindeki
arabuk karp gecelikle sabahl dolaptaki yerlerine
asm, sulu ocuklarn tela ve paniiyle, her eyi defalarca gzden
geirerek, ortal toplamaya kalkm, beklenmedik bir felaketle
uyandklar daha bir saat nceki elenceli, renkli ryadan
sonra imdi bsbtn mutsuz olmulard. Yalnzca ie deil, yanlsamalar
da paralanm, birbirlerinin ve kendilerinin ihanete
dnk gereiyle yz yze kalmlard.

Sanki o an, evin iine doluan sokan sesleri daha fazla duyulur
olmaya balamt.

Ali, annesinin ok kzacandan, gizlerinin ortaya kacandan,
her eyi anlayacandan kukuya kapld. Kulanda belirsiz
sesler duymaya balad, kendisine ne yapmas gerektiini sylyorlard,
ama Ali ok korkuyor, sinek kovalar gibi sesleri kovalayarak,
kendine sylenenleri anlamasn gletiriyordu. Fazla heyecanland,
ok korktuu, derin hayallere dald zamanlarda
kulana gelen seslerdi bunlar. Yumuak ve ezgili fsltlard
ama, Ali gene de korkuyordu.

Oya'y yolcu ettikten sonra, o saatte babasn orada bulacandan
emin olduu ehir Lokali'ne soluk solua koturmu,
ackl bir yz ifadesiyle, uydurduu yalana babasn inandrmaya
alarak ondan yardm istemiti: Gya son zamanlarda ok yorulan
annesi sevinsin diye, etrafn tozunu alrken, eli, tuvalet masasnn
zerindeki ielerden birine arpp yere drm, yere den
ie krlarak haly lekelemiti. Geri uzun uzun silmiti ama,
gene de birazck leke kalmt. Arkadalaryla oturmu sohbet
eden babas, glmseyen bir yzle, heyecandan her eyin srasn
kartrarak soluk solua anlatan Ali'yi dinledikten sonra, Cann
sa olsun olum, yenisini alrz, ben annenle konuurum, gibi yreine
sular serpen cmleleri byk bir rahatlkla bir kerede syleyip
masadaki arkadalarna, yarm kalm sohbetine dnmt.
Her eyin bu kadar hafif ve kolay olmas, ilk ferahlk duygusu
getikten sonra Ali'yi daha da korkutmutu. Hafif ve kolay eylerden
korkuyordu. Yaam ar bir eydi. stekler ar ar gerekleiyor,
aksilikler ar ar gideriliyor, gnahlar ar ar deniyordu.

Gene de eve dndnde, ii biraz olsun rahatlamt. Annesinin
nasl bir dzen merakls olduunu bildiinden, her eyi yeniden
gzden geirdi. Btn ayrntlar kollayan, her eyi en ince
noktasna dek hesaplayan dikkatli ve titiz biri olduunu bilirdi.
Zaten annesinin eyalarn gizlice kullanrken, btn bu engelleri,
ancak tpk annesi gibi dnerek aabiliyor, oyunlarn ancak
byle mmkn klabiliyordu. rnein, btn asklar azlar iednk
asarken, bazen ilerinden birini, srf hizmetileri tuzaa
drmek iin da doru asarak imtihan ettiini bildiinden, ask
azlarna dikkat ederdi. Kimi elbiseleri naylonlara geirirken,
naylonun kenarn hep ie kvrrken, ilerinden birini "yem" olsun
diye da kvrrd. Grmcelerinin ve hizmetilerin meraklarna
ve kt niyetlerine kar yllar yl, "mahremim" dedii gardrobunu
bu yntemlerle korumu, kusurunu yakalad kiiyi,
herkesin iinde gsterili bir biimde yzlemekten hi geri durmamt.
Ali, onlarn asklarndan karlm, hatta giyilmi olduklar
anlalmasn diye, her eyi byk bir dikkat ve titizlikle
yerine getirir, hibir iz ve iaret brakmamaya byk zen gsterirdi.
Bu yzden annesini atlatmak iin rendii her ey, annesinin
yalnzca giysilerini deil, ruhunu da giyinmesine neden oldu.

Yllar yl annesinde kzd ya da nefret ettii hemen her eyi,
kendisinde yakalamaya balad ilk genlik yllarnda, ac ve
fkeyle anlayacakt bunu. Yalnzca elbiselerini deil, tepeden trnaa
annesini giyinmiti.

En ok, annesinin siyah payetli ve pul ili, geni gs dekoltesi
olan, vcudu smsk saran, bele oturan, sa yannda baldra
kadar yrtmac olan ince askl gece elbisesindeydi gz. Onu
giymeye ise bir trl cesaret edemiyordu, buulu buulu parldayan
zm karas pullar vard, onlarn dklmesinden korkuyordu,
gzden kaan bir tek pul tanesi onu ele vermeye yeterdi. Gece
gibi yordu onlar. Sanki yalnzca bir gece elbisesi deil, ayn zamanda
gecenin elbisesiydi.

--plak msn?

--zerimde geceden baka bir ey yok!

--Demek gecenin elbisesi zerinde.

--Evet.

--kar onu.

--Gel sen kar.

--karrsam k olur.

--Olsun.

--Olursa bedenim kalmaz geriye.

--O zaman gece elbisesiyle gel!

Kulaklarnda bir masaldan kam gibi yanklanp duran bu
szler, onu gnaha ve geceye arp duruyordu.

Annesi, bu pul pul, l l, gece gzeli elbiseyi, 29 Ekim
Cumhuriyet Balosu'nda, 14 Mart Tp Balosu'nda, Hukukular Balosu'nda,
Ylba Balolarnda; Orduevi'nde, Halkevi'nde, eitli
derneklerin eitli nedenlerle dzenledii balolarda giyip durdu.

Her seferinde pullar biraz eksilmi gibi gelirdi Ali'ye. Annesi
bir yerlerde baka hayatlar brakm gibi gelirdi.

Baloya gidiyoruz, derlerdi.

Bu tlsml cmle, onu, o boz, scak, kunt talarla kendine kapanm
tara ehrinden alp birdenbire usuz bir masal dnyasna
srklerdi. Balo! Renkli masal kitaplarnn tlsml szc! Bir
yerlerden kp gelecek masal prenslerini umduran sihirli dnya!
Ali'nin, kimi zaman kendisinin de gtrld hibir baloda, karsna
yle biri kmad. Gece elbisesi gardroptaki ayn yerinde
asl durdu hep. O, sihirli deneinin bir dokunuuyla kendinden
lmsz gzellikte bir kadn yaratacak perisini bekleyen bir klkedisi
olarak, gitmedii, gtrlmedii balolarn gecelerini hayalleriyle
deitirdi. Kendine masallar yazmaya balad.

O olaydan sonra, Oya da artk eski dzende gelip gitmez olmutu.

Her grdnde Oya'nn memelerinin hzla bydn fark
ediyordu yalnzca. Bedeni, adand yetikinler dnyasna hzla
hazrlanyordu demek. Ayrca boyu yatlarna gre zaten uzun
olan Oya'nn, memeleri bydke kamburu da bymt. Salar,
zaten bask ve dar olan alnn, kk yzn; ie ken
omuzlar ise, memelerini daha ok saklyordu. Ali'nin Oya'ya bakan
gzleri deimiti. Oya'ya baktka, onun hep bir eyler saklayan
biri olduunu dnmeye balamt. O gn bir daha hi
konumadlar. Ama o gnn ans, koyu bir glge gibi hep aralarnda
asl durdu.

kisi de ayna karlarnda oynadklar oyunun, ikisi iin ayn
anlam tamadnn bilincine bir kazayla, sua benzeyen bir kazayla
varmlard. Su ortakl, oyun ortaklklarn bozmutu.
renildii takdirde, ayn sua, ayn cezay almayacaklarn bildikleri
bu durum, birinin kz, birinin erkek ocuu olmasnn kuru,
gndelik ve sradan bilgisine, derin bir ayrlklk duygusu
kazandrmt. Bir daha asla ayn olamazlard.

Bir zaman sonra, bir le sonras, okul dnnde Ali, annesini,
salondaki divanlarn birinde, pencereye srtn dnm, hi
kmldamadan oturuyor buldu. nmekte olan gnn son klar,
clz salarn tututurmu, yzne kaln, koyu bir glge drmt.
Yznde donuk bir ifadeyle gzlerini belirsiz bir noktaya
dikmi, omuzlar km, tehlikeli bir skunet iinde, neredeyse
kmldamadan ylece oturuyordu. Annesinin yznde ona ait olmayan
bir ifade vard.

Ali kaygland. Anne, diye seslendi, Anne, neyin var? Bir ey
mi oldu?

Annesi ilkin, St tat, dedi.

Atein stnde unutmuum, taar tabii. St bu! Tamaz m?
Taar.

Ali'nin hibir anlam veremedii bu szlerden sonra, ayn ses
tonu ve ayn sadelikle devam etti: Baban da, Oya'y gtnden sikmi.
Dn akam yatakta anlatt bana. Meer btn telefonlarmz
dinlermi kaltak!

Sonra sessizce divan rtsndeki iplikleri toplad, ar ar
yerinden kalkp ayaklarn srye srye salondan kt. Ali, bir
sre ayakta hibir yere kmldamadan olduu yerde ylece kalakald,
az sonra annesinin ardndan gittiinde, onu dalgn bir kaytszlk
iinde, mutfakta sakin sakin st ierken buldu.

Demek Oya, hem gizini, hem de babasn paylamt onunla,
imdi tam merkezde duruyordu; buna katlanamazd. stelik annesine
de ihanet etmiti. Oysa, ona hep "Teyzeciim, teyzeciim,"
derdi! O gnden sonra, her gece yatanda, Oya'y ortadan kaldrma
planlar yapmaya balad. Onu ele verecek bir eyler yapmann
hayallerini kurdu. Oya'nn aile iinde herkesle ayr ayr paylat
gizleri vard demek. Acaba o 'Dr. Renaud Paris' iesini
krdklar gn, babasyla hi konumular myd? Babas her eyi
biliyor muydu? Oya bu yaptklarn mutlaka demeliydi. Ama
nasl? Bitmeyen intikam hayalleri kurmaya balad. Oya'nn mahvolmas
gerekiyordu. Zamanla kendi hayallerinden de, fkesinden
de skld; sonra bir gn fark etti ki, hafzas unutmasa da, kalbi
ktlk dilemek konusunda srarc deil! Kuyu Cini, o gece,
ona doruyu sylemi. Bunun zerine, annesinin en ok kulland
beddua olan, "Allahndan bulsun," szyle yetindi. Ali, kinsiz
bir hafzas olduunu dnmeye balad.

Uzun bir sre telefondan, onun gml bulunduu takadan
uzak durdu. Ama gene de, "Meer btn telefonlarmz dinlermi!"
cmlesi onu rpertmeye devam etti.

Arkasndaki hikaye ne olursa olsun, tek bana rktc bir
yan vard bu cmlenin; belki bu yzden, bu cmlenin arkasn
renmekten uzak durdu.

lkokula balad yln daha ilk gnlerinde, bir sabah, okulun
nnde bir ocuun, dierine, "Gtn sikerim ulan!" diye
bardnda duyduu aknlk, imdi babasndan ve Oya'dan ne
kadar irenirse irensin, Oya'nn gtnden sikilmi olmasna ilikin
cmlenin yarataca olas etkiyi hafifletmiti. Bu, artk zlm
bir gizdi onun iin ama, Oya'nn dinledii telefonlar, btn
bir hayata yaylan ok daha ypratc meraklar ve gizler barndryordu.

Aylar sonra, bir akamst, okul dn eve geldiinde, misafir
odasnda Oya'y hibir ey olmam gibi, annesinin elini
perken grd.

Annesi, Ali'yi grnce sevinle: Sana bir mjdemiz var Ali,
dedi. Biliyor musun, Oya evleniyormu! Hem de bir mhendisle!

Ali, annesinin nemlenmi gzlerindeki sevincin sahici bir sevin
olduunu grd ve bata annesi olmak zere, herkesten, her
eyden bir kez daha korktu, korktu, korktu.

...

Hamamn Gzleri

Bir ipin kuyuya brakl gibi, halalarnn birbirlerinin ellerinden
tutarak, evlerinin avlusundaki o derin kuyuya kendilerini braktklarn,
ardndan kuyunun dipsiz burgacna kaplarak, birer birer
kaybolduklarn dnyordu Ali.

Dahas, tutkulu bir kehanet gibi gryordu. Daha nce tank
olduu uursuz bir ann srekli tekrarlanp duran yorucu hatras
gibi; gz akken ya da kapalyken, ok beklemi, ok dinlenmi
koyu bir lanetle ar kilidinden zlp boalan pasl zincir halkalarna
benzeyen bir dizi lm hikayesinin imek hzyla parlayp
snen resimlerini art arda gryor, yoruluyordu.

Hibirinin yz, suyun yzne vurmamt.

Kuyu hibir aldn geri vermiyordu.

Birdenbire, teker teker lmeye balamt halalar. Sanki birbirlerinin
srasn beklemiler gibi, ipi ilk tutup kendini kuyuya
brakan haladan sonra, srayla birer birer eksilmilerdi, dokuz
odal byk evin, yksek tavanl odalarndan, kubbeli salonlarndan,
lo kl sofalarndan, kuytu kilerlerinden, geni avlularndan,
serin ayvanlarndan, btn bunlar birbirine balayan kemerli
geeneklerinden... birer birer eksilmilerdi...

lk len halann eceliyle lmeyip gecenin bir yarsnda, elinde
beyaz, oyal bir mendille kendini kuyuya brakndan sonra,
nedenini hi anlamadklar, bilemedikleri bu seilmi lm, hemen
hepsi birbirine benzeyen btn halalarnn hayatna pusu
kurmu tehlikeli bir giz haline geldi. Sanki, onun neden ldn
bilmedikleri srece, kendileri de neden yaadklar konusunda
salam bir bilgi sahibi olamayacak ve kendilerini bekleyen kaderi
bilemeyeceklerdi. Her yeni lmle, birbirine katlanarak derinleen
aclar ve birbirine katlanarak byyen gsterili trenlerle,
her lenin hatrasna uzun uzun yas tutuyordu ardnda kalanlar.
Hi lmeyecekmi gibi yalanm olan Hac Zeyneddin Efendi'nin
apansz lmnden sonra, Ali'nin babasnn, karsn ve olunu
yanna alarak ayr eve kmas, halalar iin son darbe olmutu.
O byk ailenin, ipi kopmu tespih taneleri gibi salarak
sonsuza dek dalp kaybolduunu dnyor, aile ocann temel
direi olan hayattaki tek erkek kardelerinin, hibir zaman
balamayacaklar bu sorumsuz davrann, kendileriyle bir trl
yldz barmam, onlarla hibir zaman geinememi olan yabanc
gelinlerinin fitnesi, hilesi, bitmeyen kini ve dmanlyla
aklyorlard. Sonunda baarm, ailenin temel direini alm,
biricik erkeklerini ellerinden almt bu uursuz mavi gzl ve
uursuz mavi boyunlu yabanc gelin! Balarna gelmi bu byk
felaketi, Mardin'in byk ailelerinin, eve yabanc gelin getirmek
isteyen btn erkeklerine ibret olsun diye, kap kap gezip bada
kurduklar minderlerde, sedirlerde, cumbal pencerelerde, mangal
balarnda, geni divanlarda dizlerini dve dve, atl seslerle
uuna uuna anlatyorlard.

Ali ise, halasnn intiharn, Kuyu Cini'nin kendisinden intikamna
yordu; szn tutmayan Ali'nin, eski dede evini terk ediini,
onu kuyusuyla ba baa yalnz brakn cezalandrmak istemi,
bu yzden Ali'ye bir iaret olarak, halasn koynuna, karanlk
sularna ekmi olmalyd. Sanki Ali, o eski eve, avludaki o kuyunun
bana geri dnerse, yeniden yzn o kuyunun karanlk sularna
brakrsa, artk lmler de olmayacakt. Ali, yzn esirgedii
iin byle olmutu. Ali, o kuyunun rehiniydi. Ailesinin btn
kadnlarnn hayatlar ve kaderleri, Ali'nin ellerindeydi. Ali, suretini
kuyunun sularnda oaltmad iin, ailesinin kadnlar birer
birer lyordu. Ali ise, baka bir evin hayatna kaarak, onlar yzst
brakm, kaderlerine terk etmiti. Bir ara Ali'nin babas da,
yalnz kalan kz kardelerine acyarak, eve geri dnmeyi aklndan
geirdiyse de, bunu dile getirmeye almasyla birlikte, Ali'nin
annesi, yanarda stmasna tutulmu mavi topraklar gibi titrek
ciyaklamalaryla yeri g inletmi, Ben lm kokan o kuyulu evde
bir dakika bile oturmam artk, diyerek bu konuya son noktay
koymutu. Yava yava halalar da, kardelerinden mit kesmeye,
kadere boyun eerek o evde yalnz leceklerini bilmenin acsna
raz gelmeye baladlar. Kimi gnler, eski baba evini ziyarete
gelen kardelerinin, akam yemeine kalmamasna, ya da ziyaretlerini
ksa tutmasna, onda vicdan azab uyandracan umduklar
ackl haller taknp, nemli ve sitemli gzlerle bakp, dertli
dertli boyun bkerek karlk verdiler.

Halalar, kardelerinin lmnden sonra, avludaki kuyu suyunun
iilmesini yasakladlar. Ali'nin babasnn kuyuyu kapatma
nerisini bir sre aralarnda tarttktan sonra, bunun iyi bir dnce
olmadna karar verdiler ve tam tersine, evin iinde kardelerininin
ruhunu gezdirmek amacyla, kuyudan kova kova
ektikleri suyla, yaz-k demeden her gn ev ykamaya baladlar.
Nitekim o k, ilerinden biri, iddetli souk algnlndan ld.
Ali, evin iinde gizli bir dman gibi sinsice gezinen kuyu suyunun,
evdekileri teker teker kuyunun iine ekmeye baladn
dnyor, ev iindeki arasz lmleri buna yoruyordu. Her gittiinde,
kuyudan tanan her kova suya, saknml gzlerle, bu gizli
dmann bir paras olarak esrarengiz bir korkuyla bakyordu.

Halalarnn baz perembe gnleri, bin bir yaygara ve grltyle
atlas bohalarn, ipekli kuamlarn, mor kadife zemin zerine
kabaral hamam sandklarn, gm saakl hamam takunyalarn,
srmal pekirlerini; dvme bakr hamam taslarnn, gm
ibriklerin konduu zeri kakma nakl, pirin kulplu byk
sandklarn denkletirip; evde bin bir zenle sarlm dolmalarn,
kymal, peynirli ya da otlu breklerin, etli, sebzeli, nohutlu yemeklerin
konduu bakr tencerelerin, kuhanelerin ve mevsim
meyvelerinin byk bir zenle tek tek yerletirildii sepetlerin ve
kuru zm, kuru incir, kuru dut, eker leblebi, fndk, fstk, gzbara
gibi yemilerin sarld oyal mendillerin; ayklanm narlarn
ve taze cevizlerin konduu kaselerin, eit eit tatl tepsilerinin
yklenilip hamama gidilerindeki elenceli kaybolua benzemiyordu
evin iinden birer birer eksilileri... O zamanlar, evde
alanlarn, yolda uzun ve karanlk bir kuyruk oluturan halalarn
ard sra tadklar yk fazlaca tutulmu bu tencereler, tepsiler,
sepetler, bohalar, sandklarla, ar iindeki Emir Hamam'na
gitmekten ok, sanki Halep'e gitmekte olan bir kervana yetimeye
alan telal bir halleri vard. Sanki yalnzca bir kervana
deil, bir hayata yetimeye alyorlard. Evde bin bir zenle
hazrlanarak hamama tanan bunca yemek yetmiyormu gibi,
hamamn karsndaki Srmal Frn'a embusekler, abugannular,
etli ekmekler, yumurtal pideler smarlanr, btn bu yiyecekler,
aile ereflerine uygun gsterili bir biimde hamamdaki herkese
ikram edildikten sonra, artanlar, akam yemeinde yemeleri iin,
hamam alanlarna, hamamn bitiiindeki ar kapsnda bekleen
Krt hamallara ve yoksul dilencilere datlrd. Eve dnleri,
byk ve grkemli bir yolculuk sonrasnn yorgunluuna
benzer bir grltyle kutlanr; btn gn olan bitenleri sanki hi
bilmeyen birine anlatr gibi, ayn heyecanla yeniden birbirlerine
anlatr, kendilerince byle grkemli bir yolculuun, renksiz hayatlarn
enlendiren olaylarla ykl anlaryla ilerini glendirmi
olurlard. Hepsinin yznde hamam sonrasnn aarml
olurdu. Ev ile ar iindeki Emir Hamam arasndaki birka yz
metreden, birka hayatlk hikaye karr, bu hikayelein bir blmn
hemen tketir; bir blmn, puslanm pencere camlarndan,
zerini beyaz lekelenmemi kaln karlarn kaplad usuz
bucaksz ovaya bakarken, i ekilerin altnda dillendirilmeyi
bekleyen hatralar olarak, uzun ve souk klarn soba ba, mangal
ba sohbetlerine saklarlard. Darda duyulan, damlardan,
avlulardan sokaa kar kreyenlerin krek sesleri, kendine zg
tartmyla, bu hikayelere kendi mziini verirdi. Sca ldrc
yazlar, ldrc k ayazlar izlerdi. Ali, defterine yle yazdn
hatrlar hep: Kara iklimi. Yazlar scak ve kurak, klar souk
ve yal. Mevsimler bu cmleyi ona hi unutturmad.

Daha kk olduu zamanlarda, halalar, annesinin, hamamda
bin bir trl pislik olur, mikrop kapar, hasta olur; kim bilir, kimler,
nelerle, nasl ykanyor, gibi tonu yksek tutturulmu, sonu
gelmez itirazlarna karn, inat ve srarla, Ali'yi de yanlar sra
hamama gtrr, Ali'nin byk kubbenin cam gzlerinden szlen
k demetlerinin altnda, gbektanda yapt yaramazlklara,
kurnadan kurnaya tutturduu oyunlara, crtlak crtlak syledii
grltc arklara ses karmazlard. Hamam kubbesinin cam
gzleri, halalarnn sk sk kullandklar, "Allahn gzleri her yerdedir,"
cmlesini hatrlatyordu ona. O, her eyi grr, bilir, diyerek,
Ali'yi srekli hataya, kusura ve gnaha kar tembihliyorlard.
Ali'nin "Peki, Allah'n gzleri ne renk?" diye sormas zerine, bir
daha onunla benzetmelerle konumamak gerektiine karar verdiler.
Bu ocuk, her eyi ok dz anlyor, bu huyu aynen annesine
ekmi, dediler. Her zaman olduu gibi, Ali'nin btn iyi huylarnn
kendilerine, btn kt huylarnn annesine ekmi olduu konusunda
hemfikirdiler. Oysa, Ali'nin trl kehanetleri karsnda,
Allah, Araplarn gzlerine verdii ryadan vermi bu ocua da,
diye vnrken, yarm gzle de annesine bakarak laf arparlard.

Bir zaman sonra Ali'nin kavruk ocuk bedeninde bile yetikin
bir erkek vehmeden hamamdaki dier kadnlarn, Ali'nin bydn
ve artk onu kadnlar hamamna getirmemeleri gerektiini
sylemeye balamalar zerine, onlar da Ali'nin sahiden bym
olduuna hkmedip bundan byle evde ykanmas gerektiini
kararlatrdlar. Bu karara en ok annesi sevindi tabii. Babas,
hamama gitmekten holanmad iin, onu erkekler hamamna
gtrecek kimse yoktu. Ali'nin bundan byle artk yalnzca
evde ykanmas sz konusuydu. Ali'yi ykamay vazife edinen en
byk hala, insan ykamaktan ok, halamaya yarayacak scaklktaki
kaynar sular, Ali'nin ciyaklamalarna hi aldrmadan kafasndan
aa tas tas boca ederdi. Ona gre kirin kabarmas ve
kese tutmas iin, su, vcudun dayanabildii en yksek scaklkta
olmal, Ali de tam bir erkek gibi, suyun kaynar scaklna alana
kadar dilerini skmay renmeliydi. Ne de olsa erkeklik, her
trl meakkate dayankl olmay mecbur klard. Hem hayatn
zorluklar karsnda, bu scak sularn laf m edilirdi? Her hamam
gn, Ali'nin canhra itirazlaryla her seferinde kazana bir
tas souk su daha eklenerek ltlmaya allsa da, su katlanlr ve
makul bir scakla ulatnda, zaten Ali'nin banyosu da tamamlanm
olurdu. Halasnn temizlik adna yapt gaddarlklar bununla
da kalmazd. Ykarken, srekli Ali'nin gzlerine sabun karan,
derisini soyarcasna keseleyen, sa diplerini kt trnaklaryla,
kan oturtana kadar kazyan; kurumaya brakldklar kzgn
damlarda yazn gneini ierek yamulmu ta katlndaki yeil
sabunlarla ovuturduu ban, saa sola pek hoyrata savurduundan
iyice serseme dnm Ali'nin, halasyla yaad bu
uzun hamam fasllar, gerek bir ikenceye dnmt. Gene de
bedenine yaplan bu ezadan tuhaf bir biimde zevk duyuyordu
Ali. Ten acs, ruhunu daha iyi hissetmesine yaryordu. Teninden
kurtulmaya benzer bir uuculukla, gvdesinden arnan ruhu, kopup
ge ayormu, btn bu ikenceler, onun, tertemiz ve masmavi
gklerde saf ve temiz meleklerle bulumasn salyormu
gibi geliyordu. Bu yzden olsa gerek, banyo sonrasnda, smsk
tutulmu havlularla kundaklanr gibi sarp sarmalanp uzandrld
divanda, zerine rtlen mis gibi sabun ve lavanta kokan keten
rtler altnda, yeniden doar gibi dinlenirken, neredeyse
kendinden bamsz uyuklayan elimsiz gvdesi, bir ac ekme
ayini sonrasnn balanm dinginlii ve gnahlarnn kefaretini
demenin huzuru iinde oluyordu.

Bir keresinde, gene halasyla birlikte yaptklar bir banyo srasnda,
Ali, yere melmi, her zamanki gibi gayretli gayretli ban
kopartrcasna ovuturan halasnn, hafife zlm petamalinin
altndan sarkarak yere deen sarms bir iplii almak zere
uzanp ekitirdiinde, halasnn ciyaklamas zerine, onun
petamalinden sarkm bir iplik paras deil, halasna, halasnn
"orasna" ait bir ey olduunu anlayp ok armt. Ardndan tuhaf
bir mide bulants duymu, kapanmam bir yaraya dokunmu
gibi hissetmiti kendini. Tabii, halasyla birlikte yaptklar son
banyo oldu bu. Daha sonraki gnler, kap arkalarnda gllerek
yaplan konumalardan kulana arpan fsltlardan anlad kadaryla,
bir kadn gvdesine ait olarak henz bilmemesi gereken
eylerin Ali'den saknlmas konusunda ailenin gr birliine
vardn gsteriyordu. O gnden sonra Ali'nin ykanmasn babasna
emanet ettiler ama, babasnn ne yazk ki, batan savma bir i
yaptna, ocuu, banyodan ou kez doru drst ykamadan
kirli kirli kardna zntyle karar verdiklerinde, Ali kendi
kendine ykanmay, ban ka kere sabunlayacana kendi karar
vermeyi, ykanmaya balarken okuduu dualar atlaya atlaya ksa
kesmeyi, daha nemlisi, suyu istedii scaklkta tutmay rendi.

Banyoda biraz fazla kald m, hemen arpntlar balayan, soluu
tkanan, bu yzden hibir zaman banyoda be dakikadan fazla
kalamad iin, Ali'yi hibir zaman ykayamam olan annesi,
talihinin kendisini darda brakt bu durumdan tr, byk
bir hakszla uradn dnyor, ne zaman banyo gn gelse,
kendini hi iyi hissetmiyordu. Ali ieride ykanrken, yerli yersiz
banyoya girip, Bir eye ihtiyacn var m, bir ey istiyor musun olum?
diye sorarak, btnyle kendi dnda gelien bu durumu bir
lde kendi denetimi altna almaya almsa da, Ali banyonun
kapsn ieriden kilitleyerek annesini kudurtmay erken kefettii
iin, bu hevesi de ksa zamanda kursanda kalmt.

Kamasndan ve lmesinden nceki gnlerden bir gn, halasn,
annesiyle evin byk kubbeli salonunun cumbasndaki divanda
fsr fsr konuup glrken buldu Ali. Sabahn ok erken
bir saatinde, olanca aydnlyla yan camlara baklrsa, bir
yaz sabah olmal... kisi de mahmurluklarn zerlerinden tam
olarak atamamlarsa da, eteklerinde, ters evrilerek tabana kapatlm
kahve fincanlar duran pfr pfr sabahlklarnn iinde,
neeli sabahn gr na boulmu pencere nndeki sedirde
mutlu kediler gibi ylece oturuyorlar. lkin, Ali'yi fark etmiyor,
divan minderlerine iyice gmlerek, omuzlarn ksm bir halde,
birbirlerine iyice sokulmu olarak, ellerinde tuttuklar bir tomar
fotorafa bakarak alak sesli glmelerini srdryorlar. Ali'yi
fark edince, glmelerini hemen toparlayamasalar bile, fotoraflar
abucak saklamaya almalar Ali'nin gznden kamyor.
Ali, kendinden saklanan eyin, hemen gvdeye ve cinsellie
ilikin bir ey olduunu dnyor. Her gizin, cinsellie ilikin
bir yan olduu hakknda derin bir sezgiye, daha o yalarda bile
neredeyse kendiliinden sahip. Ailelerin en ok gvdeyi sakladn
bir biimde biliyor. Annesinin, kocasnn ceketinin cebini
kartrrken bulduu, sonra da gizlice halasna gsterirken Ali'ye
yakaland bu fotoraflar, elbette Ali de grmek isteyince, ocuklar
yle bakamaz her resme, diyor annesi. Halas ekliyor ve
dzeltiyor: ocuklar bakamaz yle ayp resimlere, diyor. Resimlerinin
mahiyetinin halas tarafndan gereksiz biimde aklanmas
zerine tedirgin olan annesi, bunun zerine, bunun bir zaman
sorunu olduunu belirtmek gerei duyuyor: Byynce bakarsn!
Hatta byynce de bakmasan iyi edersin!

Israr ve dayatmalar karsnda her ikisinin yanlp ya da yenilip
fotoraflar kendisine gsterecekleri ann kapannn banda
bir sre bekleyen Ali, daha sonra umudu kesip, ikisinin bo bir
annda fotoraflar ele geirmeyi tasarlyor. Sindii kede pusuda
bekliyor.

Pencere bsbtn a boulmu; gne, taban halsnn saaklarna
kadar yrmt; uzun uzun birbirlerinin fallarna bakm,
sonra gndelik bo gevezeliklere dalmlard. Annesinin, halalar
iinde yaknlk kurabildii tek halas buydu, ne yazk ki, o
da erken kam, erken lmt. O anki mutluluklarnda, sabah
gneinin gr kadar, yatak odalarnn, gvdelerin gizlerine
ait bir eyleri, bakalarnn hikayeleri ve resimleri zerinden paylamann
yaknl vard. Gndeliin duvarn, byk lde, cinsellie
ait yasaklarn, sularn, srlarn, gnahlarn grnmez harc
ryordu. Her ikisi de, bir sre aralarnda gidip geldikten sonra,
son olarak halasnn sabahlnn cebinde kalm fotoraflar
unutmua benziyorlard. Daha sonra halas, odasna giderken, ardndan
gelen Ali'yi fark etmise de, grmezden gelmi, hafife
aralk brakt kapdan Ali'nin kendisini grmesini salam, cebinde
fotoraflarn durduu sabahln srtndan karp yerine
asarken, fotoraflar tek tek sayp omuzunun zerinden, ksk
gzlerle belirsiz bir bolua glmsemiti.

Nice sonra Ali, halasnn ldn rendiinde, nedense ilk
bu glmseyii hatrlamt.

Halasnn odadan kmasyla birlikte, kapnn aralndan szlerek
ieri giren ve hemen sabahla uzanp fotoraflar ele geiren
Ali, ilkin resimlerin renkli ve capcanl oluuyla heyecanlanm,
bir kadn ve bir erkein, bembeyaz arafl, kocaman yastkl
byk bir yatakta yaptklar ok eitli eylerden oluan bu bir
dizi resim karsnda heyecandan dili tutulmutu. lk kez bir erkein
sikinin bir kadnn iinde yarya kadar gmlp kaybolduunu
grm, kaln, pembe sikin damarl grn, onu ok etkilemi,
boaz kurumu, heyecandan srekli yutkunmaya balamt.
Aklnda iyi kalsn, her grmek istediinde ayn canllkta gzlerinin
nne gelsin diye, gzlerini aa kapaya o resimleri, tek tek
beynine naketmeye almt. Aklnda hep, yars, srt bize dnk,
sa topuzlu bir kadnn iinde kaybolmu, kaln, pembe sikin
fotorafta ok net bir biimde grlen damar kald. Yazlar
ksa kollu gmlek giydiklerinde, baz erkeklerin kollarnda ve pazularnda
belirgin bir biimde grlen kabarm damarlarn onu
neden heyecanlandrdn anlad. Btn bir var oluun ve hayatn
o damarn iinde sakl olduunu dnd. O gnden sonra
gzlerini, belirsiz bir arzuyla her yumduunda, o damarn iinde
atan grltsn duydu.

O damar, onun da iinde atmalyd.

Halasnn ocuklaryla oynad btn o cinsel oyunlarda eksik
olan ey buydu ite: inde atan bir damar grlts...

Grd ilk cinsel iliki resimleriydi bunlar, bir yetikin erkee
ait sikin kalkm halini ilk kez o fotoraflarda grmt.
Kendi nnde cansz, l, kk bir et paras gibi duran, byklerin
kimi tatsz akalarnda "bamya" diye takldklar o sevimsiz
eyi kopartrcasna ekitirip durdu. Kendi nndeki bu l et
parasn istemiyordu.

Ali, kendi sikini deil, bakalarnn sikini istiyordu.

Bir keresinde, sabahn erken saatinde, Ali, derin uykularda
uyurken, odasna gizlice szlerek, Ali'nin odasn, annesiyle babasnn
yatak odasna balayan ara kapnn anahtar deliinden soluunu
tutarak ieriyi gzetleyen en kk halas, annesi tarafndan
yakalanm; yakalanmasyla birlikte, annesinin lk la
evi ayaa kaldrmas bir olmutu. Hep pheleniyordum! diye
bas bas baryordu annesi. Hep pheleniyordum zaten! Hep bizi
seyrediyordu bu sapk kz! Bir de dindar geinir utanmaz arlanmaz!
Annesi, aile fertlerinden birini uygunsuz biimde yakalama
frsat bulduu bylesi durumlarda yapt gibi, byk grltlerle
tadn kara kara olay bir "nmayie" dntrmeyi baarmt.
Halalar, en kk kz kardelerini, gelinlerinin lklarna
brakmadan, evire evire dverek, yzn yol yol crnaklayp,
salarn tutam tutam yolarak cezalandrmakla birlikte, btn bir
gece torbaya girmi gibi, sabah sabah "o ii" yapan erkek kardelerine
ve gelinlerine de su pay kardlar ve onlar da aka
aypladlar. Sonraki gnlerde, gelinlerini, kendi aralarnda ve yakn
akraba evresinde, "dek dkn" olmakla suladlar. Kardelerinin
bir zamanki halsizliinin, mecalsizliinin, renksizliinin
nedeni, hep o dek dkn yabanc gelindi demek! Belli ki,
soluk aldrmyordu zavall kardelerine!

Annesinin lklar ve en kk halasnn barlaryla
uyand o sabah, anszn birbirine zt ve ayn oranda gl duygularn
basknna urayan Ali'nin, akl ve kalbi iyice karmt:
Kendisi az tede olanca masumiyetiyle her eyden habersiz uyurken,
odasnn, en kk halas tarafndan gizlice kullanlarak bir
sua ortak edilmi olmasnn hakszlna, annesiyle babasnn da
meer gizli gizli o ii yaptklarn renmi olmann hayal krkl
eklenmiti. Azn her atnda Kur'andan bir kutlu sz syleyen,
sann bir telini bile kimseye gstermeden srekli ba bal
dolaan, yaz k, en kaln, en uzun, en bol elbiselerle bedenini
belirsizletiren, her zaman, her yerde, herkese rnek gsterilen iffet
ve namus timsali en kk halann, sabahn krnde anahtar deliine
gz dayayan bu irkin merak da, Ali'nin kadnlarn cinsellikten
uzak iffetli dnyasna olan kayna belirsiz gvenini temelinden
sarsmt. Demek, kadnlar da erkekler kadar gnahkard.

Ama insanlar arasnda en byk eitlii gnah salyordu galiba.
Anne-babasnn da, halasnn da gizlerini rendii o sabah,
ne zamandr adn bilmedii bir nedenden tr duyduu derin
sululuktan kurtulmu, bilmeden kendini affetmiti.

Ali, aile hayatlarnda en byk yalan ve ikiyzllklerin cinsellik
hakknda olduunu byle byle anlad. Bu konuda hemen
herkes bir casus kadar ikiyzlyd ve hangi ailenin iini biraz
kurcalasanz, cinnet gibi saklanm hayatlar, hibir zaman dile
dklmemi kapal ilikiler ve sr kadar karanlk deneyimler vard.
Cinsellik sz konusu olduunda, kimse tekin deildi. Herkes
ayn derecede gvenilmezdi. Gnahn, yasan, karanln ve cezann
gkyz olduu bu zulm bol ailelerde bile her an, her ey
olabilirdi.

Mardin'e yeni atandnda, Ali'nin annesinin "Gurbet elde sahip
kmak gerekir," diyerek gereinden fazla sahip kt zmirli
Franszca retmenini anmsyordu. Zayf, orta yaa gelmekte
olan bir kadnd. Ali'nin aklnda mavi-gri gzleri, etkileyici, gl
baklar kalm. Her zaman ksa kesilmi koyu kestane salarnn
evreledii solgun bir yz, dalgnlat zamanlar kendiliinden
davuran bir krlganl vard. Ama genellikle hep sert bir ses tonuyla
konuur, kat cmleler kurar, sanki herkesin retmeniymi
gibi davranrd. Srekli olarak, evresine nasl bir etin ceviz olduunu
bildirmek ihtiyac iindeydi; baz durumlarda yzne kazandrmaya
alt muzip bir ifade eliinde, hafif efelenerek, "Ne
de olsa biz Erefpaa kzyz" cmlesini azndan drmezdi.

Bir hayr derneinin, civar kasabalara dzenledii bir gezi srasnda,
kalabalk bir kadnlar topluluuyla, annesiyle birlikte
Cizre'ye gitmilerdi. Hem bir eit piknik yapacaklard, hem de
Cizre'de bir hocay ziyaret edeceklerdi. Yrede nam alm yrm
olan bu hoca, Dicle cinlerinin yardmyla su falna bakyordu.
Ali'nin annesi bile, Hoca hakknda anlatlanlarn ve fallarnn kehanet
kudreti hakkndaki sylentilerin etkisinde kalarak yumuam,
gya arkadalarnn srarn kramam gibi yaparak, falna
baktrmt o gn. Oysa, Atatrk lkleriyle yetitirilmi Cumhuriyet
ocuklarnn byle batl eylere asla yz vermemeleri ve
mspet bilimlerden amamalar gerektiini sylerdi hep. Onlar,
bu mahrumiyet blgesinin cahil insanlarna rnek olmal, douya,
batnn ve medeniyetin kutsal me'alesini tamalydlar. Onlarn
hepsi birer Feride'ydi. Ali'nin annesinin en sevdii benzetmeydi
bu: Feride! O gn, bu konudaki uzun nutuklarndan caym, Hoca'nn
ard sra girdii, kapsnda Zerdt atei krmzs, cennet
ba yeili naklarla bezenmi Krt kilimi asl olan karanlk bir
kmbette uzun uzun kalm ve herkesi meraklandrmt. Dar
ktnda, yzn al basm, gzbebekleri irilemi, her heyecanlandnda
olduu gibi, boyun damarlar kabar kabar imiti. Hoca'nn
hemen her eyi bildiini, ama bir kz olmad halde, nedense
srarla kzndan sz ettiini, kzn ok frtnal ve zor bir hayatn
beklediini sylemi, syledikleri arasnda bir tek buna bir
anlam verememiti. Ali'nin annesinin, Hoca karsnda yumuamasna
karn, Erefpaal Franszca retmeni, dn vermez bir
tavrla bu konudaki kararlln srdrd gibi, Ali'nin annesinin,
bu konudaki direncinin krlm olmasna da ierleyerek, hurafeler,
fallar, frkler ve byler hakknda sert bir kar konuma
yapm, byle batl inanlar karsnda Cumhuriyet'in lklerinin
mealesi dorultusunda yetitirilmi retmenlerin birer Feride
gibi rnek olmas gerektiine dein imal szlerle annesine
laf dokundurmu, giderek tizleen bir sesle, mspet bilimler hakknda
sk bir nutuk ekerek herkesin tadn tuzunu karmt.

stelik, herkesin, boncuk boncuk terleyip srekli olarak bir
eliyle, bulutlar halinde gezen kpek dili mor sinekleri kovalamaya
alt srada yapyordu bu hararetli konumalar. Kuytuluk
bir glgede, kaln asma yapraklaryla kapl ardan altnda bile
kavurucu gnein kzgnl hissediliyordu. Baygn iek kokular
geliyordu Cizre'nin uzak bahelerinden. Sessizlii bile katlatran
bu ldrc yaz scanda bir damar grlts gibi Dicle'nin
sakin sesi duyuluyordu. Hoca, ardan altnda, arkas nakl
byk yastklarla beslenmi geni sedirine kurulmu oturuyor,
arada bir iinde irili ufakl buz paracklarnn yzd bakr
bir tastan ayran ierek serinliyor, aznn kysna, bembeyaz sakallarna
bulaan ayran kpklerini sol elinin tersiyle aldktan
sonra, artk neredeyse dudaklarnn doal hareketine dnm
mrltl dualarla, uzaktan, birbiri ard ardna akan bal taneleriymi
hissi veren kehribar tespihini ar ar eviriyordu.

ardan altnda, az tede yayk yayan, scan ve sinein
ilimedii bir adamn, arada bir bakr gmlere kprte kprte
boaltt ayran, ergen bir kz tarafndan konuklar arasnda dolatrlarak,
herkesin arzusuna gre marapalara, taslara ya da cam
bardaklara aktarlyordu. Ali, trene ve oyuna benzeyen her eyden
holand gibi, bundan da holanmt. Adamn sessizlii de,
kendini adar gibi iine verii de; ince kemikli kzn, bir ceylan gibi
ll ve rkek hareketleri de, bu ayinin bir parasyd sanki.
Adamn da, kzn da gzleri dikkat ekici gzellikteydi. Elindeki
gmle konuklarn arasnda ayran dolatran kz, Trke konuamasa
bile, kaln, gr kirpiklerin glgeledii iri gzleriyle konuuyordu.
Krtlerin, gzlerinin gzelliine, her eyi gzleriyle anlatabilme
gcne ad konmam bir hayranlk duyuyordu Ali. Onlar,
gzlerdeki arzuyu da, korkuyu da ayn gzellikte anlatabiliyorlard.
Uzanp kendisine uzatlan ayran bu duygularla, kzla
gz gze gelmeye alarak ald.

Franszca retmeni, konumalarnn kimseleri pek etkilemediini
grdke, daha aksilemi, giderek daha yksek sesle ve
sulayc bir tonla, bu kez Hoca'y, kadnlarn duygularn istismar
etmekle ve arlatanlkla sulayarak zehirli oklarn ona yneltmiti.
Bata sakin grnmeye alan Hoca'nn, bir sre sonra
sinirleri bozulmu, belli ki, hi alk olmad byle bir durumda
ne yapacan kestirememi, ama gzle grlr biimde elleri titremeye
balamt. Ali'nin gzleri, Hoca'nn parmaklarnn arasnda
eskisinden daha hzl akan tespih tanelerindeydi imdi. O
ana kadar hep bir dervi edasyla, bir bilge gibi davranan Hoca'nn
iine fkenin gazab yrm, gzbebeklerinde sivri akmlar belirmi,
bastrmaya alt bir hnla, anszn nndeki su tasn
uzatarak, retmen Hanm'dan, sa elini tasa daldrmasn istemiti,
onun duraksamas karsnda da, bu kez yumuatmaya alt
bir sesle rica etmiti. Hoca'nn ne yaptn anlamaya alan
retmen Hanm, biraz duraladktan sonra, kararl bir hareketle
sa elini suya daldrp meydan okuyan bir ifadeyle gzlerini
Hoca'nn yzne dikip, Hoca'nn szlerini beklemeye balamt.
Hoca'nn kendine kurduu tuza, boa karacan, onun maskesini
dreceini dnyor olmalyd. Hoca, nndeki su tasna
hibir ey sylemeden bir sre baktktan sonra, stersen ieride
bakalm kzm, diyerek kmbeti iaret ettiinde, retmen Hanm,
Hoca'y rktm olduunu dnerek, imdiden kendini
galibi sayd bu oyunu herkesin gz nnde srdrmek, zaferi
herkesin iinde tatmak istemiti. Gerek yok, demiti. Nasl olsa
inanmyorum! Hoca, Ama syleyeceklerim houna gitmeyebilir,
dedi. Hoca'nn bocaladn dnen retmen Hanm'n yz
aydnlanmt. Hoca Efendi'yi mat ederek, buradaki btn kadnlara
iyi bir ders vermi olacakt. Sol ka kendiliinden havaya
kalkm, Hoca'ya aka meydan okuyan bir tavr taknmt. "Vurun
Kahpeye!" diyerek, Aliye retmene ilk ta frlatan kt imamn
yz bir anda gelip oturmu gibiydi karsnda duran u Hoca
Efendi'nin yzne. Bu yzden kini artt retmen Hanm'n; sesinin
tonu daha da sertleti. Nasl olsa bo szler syleyeceksiniz,
dedi. Bana bunlar yutturamazsnz Hoca Efendi! Foyalarnz ortaya
kacak! Hileniz hurdanz ortaya dklecek! Hoca'nn yz
seirdi. Kendini aalanm hissediyordu. Gururunun talar iini
sarsyordu. Yrede herkes tarafndan neredeyse bir evliya gibi
davranlan Hoca, hi alk olmad bu durumdan tr, kendinde,
nceden tanmad lav iddetinde bir fke seline kapld. Peki,
dedi, Gnah benden gitti. Tam yldr nianlsn, deil mi?
retmen Hanm'n yznden hibir ey gemedi. Yzn ifadesiz
klmak konusunda kararlyd. Hoca srdrd: Uzun tutmusun
nian. ok uzun tutmusun. Gene durdu, bekledi. retmen Hanm'n
yzn yoklad. O ise hi yant vermiyor, domuzuna domuzuna
bakmay srdryordu. retmen Hanm, Bakn, dedi,
Parmamda nian yz var, bunu bilmek iin falc ya da hoca
olmak gerekmez. Ya sylediim vakit, dedi Hoca. Yani yllk
vakit? Hakkmda bunu renmek zor bir i deil! Beni tanyan
herkes yldr nianl olduumu bilir. Artk kzgnln saklamaya
gerek duymayan Hoca, zembereinden boalr gibi, neredeyse
hi soluk almadan ard ardna saymaya balad: Uzun vakittir
nianlsn, nk korkuyorsun, dedi. Evlenmekten korkuyorsun.
ok korkuyorsun. Her eyin dn gecesi ortaya kmasndan
korkuyorsun! Niye korktuunu syleyeyim mi? nk kz
deilsin. Gerdek gecesi kz kmamaktan korkuyorsun! Sen daha
gen bir kzken, evli bir adamla beraber olmusun, kirletmi seni,
nce arkadan kullanm, daha sonra da kzln bozmu. Bir zaman
srm bu. Adamn ad, Sabri deil mi? naat gibi bir ey!
Ne karsn boam, ne seni alm. Ortada brakm. Bir daha zmir'e
hi dnmemisin. zmir senin aznda kalm.

imek hznda sylenmi bu szlerden sonra, bak keskinliinde
bir sessizlikte kendinden korkarak durdu, dudaklarnn kysnda
birikmi tkrk kpklerini, kendini cezalandrmak arzusuyla
serte ald. retmen Hanm'n yzne kaygyla bakt.
Kendini muzaffer hissetmedii belliydi. Eyvah! dedi. Eyvah!
Nefsime yenildim! Gnaha girdim! fkeme yenik dtm! Allahm
ben ne yaptm? Beni gnaha soktunuz! Kudretimi ktye
kullandm! Tvbe etmeliyim! Tvbeler etmeliyim! Allahm ne
olur affet beni! Aniden yandan umulmayacak bir eviklikle
oturduu divandan frlayp kmbete girdi, kapand, o gn baka
kimsenin falna bakmad gibi, daha sonralar da uzunca bir sre
kimselerin falna bakmad renildi.

retmen Hanm'n yz, bombardman altnda kalan bir
kale duvar gibi darmadan olmu, kale duvarnn ilk iddetle
dklen talarndan sonra geriye kalan bir enkaz gibi boalm
baklar yznde asl kalmt. Fel olmu gibi hi sesini karmam,
yol boyunca da konumam, dier kadnlarn manidar
baklarn karlksz brakm, fsr fsr konumalarn duymazdan
gelmi, Mardin'e dndkten sonra, Ali'nin annesi de dahil olmak
zere kimselerle grmemi, bir-iki ay iinde de, daha douda,
daha mahrumiyet blgesi olan bir yere tayinini karttrmt.
Bir daha da Erefpaaldan hibir haber alnamad. Balarda,
alak sesle, Ondan bir haber var m? diye soranlar da zamanla
azald. O da hikayelerindeki ahs kadrosu, hem ok dar, hem ok
geni olan tarann btn gelge kahramanlar gibi unutuldu gitti.

ffet sz konusu olduunda, herkesten ok namus bekisi geinen
Ali'nin annesi, bu olaydan sonra, balarda ok kzd retmen
Hanm'n arkasndan, Demek ki gene de drst bir kadnm,
dedi. Hoca'y yalanlamad, sustu, skut ikrardan gelir, manasnda
sessiz kald, diyerek, Mardin'e yeni geldiinde verdii destein
pek de boa olmadna, kendini ve bakalarn ikna etmeye
alt. Savunmasnn lsn kard kimi durumlardaysa,
erefli bir Trk kadn gibi gene de malubiyeti vekarla kabul etti,
gibi fazla ileri gitmi ssl cmleler kurmaktan kendini alamyordu.
Annesi, hibir durumda, hibir konuda kendini hibir eyden
alkoyamyordu zaten. Onun sorunu, ileri gitmekti, hep ileri
gitmek!

Bu olay, Ali'yi ok etkiledi. Ali, ilerideki yllarnda hemen
herkesin yzne baktnda, onlarn byle fallarn okuyabilen,
herkesin cinsel dnyasna ait ikiyzllklerini, yalanlarn, gizlerini
ortaya karabilen doast bir gc olsun ok istedi. nsanlar
birbirlerini en ok cinsellie ait sularla suluyor, en ok o konuda
yalan sylyor, en ok o konuda iftira ediyorlard. Namus
uruna kzlar ldrlyor; kendini asanlar, kuyuya atanlar oluyordu.
Cinsellik, herkesin cinnetiydi. Herkes karanlk arzularn,
kuytu kilerlerde saklyor, yalanlarn ise avlulara, gn na
karyordu. nsanlarn kilerlerdeki yzleriyle, avlulardaki yzleri
ayn deildi. Cinsellik, insan ruhunu ve gvdesini ikiye blyordu.
Herkes blnm akllar ve yreklerle yayor; eksik ruhlarla,
eksik gvdelerle hibir hayat btnlenemiyordu.

Ergen bir delikanl olduunda, kendi bana hamama gitmek
istediinde, ailesinin iddetle kar knda, ona hamamlarda
karanlk emelli erkekler arasnda neler dnd ima edildiinde,
ocukluk anlarnn belirsiz buharlar arasnda anmsad gemi
yzler, karanlk tutkularn dirili hayaletleriyle yer deitiriyordu.
plaklk, ter, karanlk, kuytu, tenha, kir ve glge, neredeyse
bir cinnet gibi bastrlm btn bir hayat, topyekn bir halde yalnzca
cinsellii iaret ediyor; insanlar, btn hayatlarn bu iaretin
glgesinde korku ve titreme altnda geiriyorlard. Her gn
nnden defalarca getikleri, cadde zerindeki Emir Hamam,
onun iin btnyle yasak blge, uzaklar kadar gizemli bir hayal
alemiydi; hamamn her nnden geiinde, vcudunda rperiler
gezinir, ocukluk anlarnn buharyla yeni gller gibi terlerdi.
Hamamn gzlerinin neler grdn hibir zaman bilemeyecekti.
Hamamn az tesinde, srtlarnda zel tama giysileri ve palanlar
olan, ounluunu Mardin'in kylerinden gelen topraksz,
yoksul Krtlerin oluturduu hamallarn baklarnda karanlk
sorular, kukulu glgeler ve belirsiz niyetler okunurdu.

Bir sredir ailesinin hibir sznden dar kamyordu. st
ste geirdii birka sinir krizi, kendi kendinden korkmasna neden
olmutu. Hkra hkra alamakla balayp nbet titremeleriyle
sren sinir krizleri srasnda, avular kilitleniyor, aznn
iki yannda salyal kpkler birikiyordu. Yeni bir yeni krizle artk
bir daha geri dnemeyecei bir noktaya kadar delirmekten korkmutu.
Yznde belli bir ifadeyi asl tutabilmeyi baarrsa, delirmesini
engelleyebileceini dnerek, yzn belli bir ifadede
kilitli tutmaya alyordu. Byle zamanlarda yz, dedesinin nedensiz
bir glmsemenin asl kald, hibir duygusunu dar
vermeyen yzne benziyordu.

Annesi, Ali'nin geirdii sinir krizlerini, babasna kar bir silah
olarak kullanmaya kalkt durumlarda, babas Ali'nin sinir
krizlerine inanmadn, onun numara yaptn sylyor, Bununki
edepsizlik hastal hanm, edepsizlik hastal! Ayn o deli halalarna
ekmi! diyerek, yznde merhametsiz ve alayc bir ifadeyle,
aznda kpklerle yerlerde tepinen olunu, ayaklarnn
ucuyla drtyordu.

Annesi de, zaman zaman Ali'nin sinir krizlerinin numara
olup olmadndan kukulanyor, onun, ocukken okula gitmemek
iin yapt hasta numaralarn hatrlyordu.

Ali bile kendinden kukulanyor, sahiden hasta olup olmadn
Kulakcinlerine soruyor, ancak onlarn syledii yattrc
szlerle kendisine geliyordu.

Davavekili olan babas, ald kimi davalar iin, sk sk civar
ehirleri, kasabalar, kyleri, mezralar geziyor; bu gezileri srasnda
ou kez, beraberinde karsn ve Ali'yi de gtryor. Daha
ok, evde oturmaktan, hayal kurmaktan, mecmua bakmaktan
holand halde, her zaman biraz hastalkl, biraz mzmz, biraz
sinirli bir ocuk olan Ali'yi, evde yalnz brakmayp gittikleri yerlere
onu da srklyorlar.

Ali, gittikleri yerler iinde en ok Diyarbakr' seviyor.

Bir keresinde, ehrin, zamann isiyle kararm rme ta duvarl
dar sokaklarnda gezerken, birdenbire arkas geni bir klhan
avlusuyla evrelenmi olan Melik Ahmet Hamam'na kyor
yollar. Avlu kapsndan ieri giriyorlar. Hamam klhannn geni
avlusuna yan yana dizilmi geni tepsilerde, lde gne tutmas
gibi yan un kurabiyeleri, bir masal ann rpertir gibi gz
alyor. Yan yana duran tepsilere dizilmi gne tozu kvamnda
un kurabiyeleri, gzlerini, dilini, geleceini kamatryor.

Gzleriyle, tepsileri teker teker izleyerek, sonunda klhan
avlusunu, alak basamaklarla hamamn kubbesinin bulunduu
dama balayan geni sekili merdivenin balangcna ulayor baklar.
Birka basamak yukarda, kendi yalarnda bir erkek ocuu
oturuyor. Yaprak yeili gzlerinin bulutlu dallar ta buradan
grlebiliyor. Merdiven sekisinin balangcnda ayakta duran beyaz
giysiler iindeki yal adamsa, nnde duran tepsideki kurumu
kurabiyelerden alp zenle yediriyor torununa. Beraberliklerinde,
Ali'nin bilmedii, tanmad tlsml bir yaknlk, dokunakl
bir efkat var. Dedenin parmak ularndan torunun, slak,
diri, krmz dudaklarna akan, bir hayat gibi devredilen bir efkat...
Ali, birden kendi dedesini hatrlyor. Onun kendine dnk,
kat, kaytsz halinden sonra, btn dikkatini, sevgisini ve efkatini
torununa veren, verebilen bu yal adam, dedesi gibi babasnda
da eksik olan eyi, acmasz bir plaklkla hatrlatyor Ali'ye:
efkat. Babasnn, kendisi mahkemedeyken, birka saatliine
emanet ettii dava sahiplerinden birinin olu olan adamn elinden
kurtulup, dede ile torunun yanlarna sokuluyor. Onlarn yaknnda
durarak, o srdan pay almay umuyor. O yaklatka, hamamn
kubbesi, kubbesindeki cam gzler, grdklerini Ali'ye de syleyecekmi
gibi berraklap byyor. Hamamn kubbesindeki cam
gzlerden ieriye, hem plak hem sakl bir dnyann kuytu gizlerine
bakmak istiyor Ali. Sokaklarn giyinikliiyle, hamamlarn
soyunukluu arasndaki dolaysz, dorudan ilikiyi, ad koyamad
bir duygu, bir ruh hali, neredeyse bir var olu bilgisi olarak,
kk yreinden umulmayacak arpntlarla yayor.

Yanlarna vardnda, ocuu iaret ederek, Ad ne? diye soruyor
dedesine.

Kk lokmalarla kurabiye yedirdii torununu, nedense, Pio!
Pio diye seviyor dede.

Dede yamacna kadar geldii halde, grmedii, birdenbire
yan banda bitiveren, stnn bann zenine karn, gene de
ksz grnen bu ehirli ocua dnp glmsyor. Dedenin
gzleri de, torununki gibi koyu yaprak yeili. Kuruyken de, slakm
gibi kuvvetle parlayan kaln yaprak yeili... kisinin de gzlerinde
ayn dallar... nsanlar akraba eden eyin gzleri olduunu
dnyor Ali.

Ad sahiden Pio mu?

Dede, tam syleyecekken susup gzbebeklerinde yp duran
zeki, muzip akmlarla bu kez de oyun yapar gibi glmsyor.
Kendi dedesi gibi glmsyor, aalarda kalan dedesi gibi.
Ne zaman dedesini dnse, dedesi, aa dallarnn arasndan
Ali'ye glmsyor. Kendi dedesinin yz siliniyor.

Hayr, diyor, dede, Hayr, ad Pio deil, asl ad Mehmet,
ben, ona Pio diyorum.

Peki niye Pio diyorsunuz? Hem Pio ne demek? diye soruyor.
Duymadn m hi? Bilmiyor musun? diyor dede.

Hayr, bilmiyorum.

Pio, Krtede, yavru kedi demek.

Bunun zerine, Mehmet ilk kez glmsyor.

Hem kendisi olarak, hem pio olarak glmsyor.

Ali, kendini bir baka ailenin ocuu gibi hissediyor birdenbire;
artk bundan byle daha gvenli, daha korunakl bir aile halkasna
dahil olduunu, bir dedesi, bir kardei, bir kedisi olduunu,
artk kimsenin onu incitemeyeceini dnyor.

O kurabiyelerden bir tane de benim azma verir misin dede?
diyor Ali.

Kendi sesine kendi kula yabanc geliyor.

Dede, tlsm esmeri parmak ularnda yan sevgi ve efkatle,
torununa uzatt gibi, Ali'ye de bir kurabiye uzatyor, azn
kocaman ayor Ali, tam kurabiye dudaklarna dedii srada
uyand; bu sayfada uyand, kendini bir hikaye yazarken buldu.
Bir bakas olarak buldu. Bir bakasnn ansnn iine, kuyusuna
dmt. Katta uyand, bir baka ryaya uyand. Hayatn yazan
kalem bakasnn elindeydi. Mehmet, neredesin? dedi. Ben
her eyi hatrlyorum. Ya sen, baka trl m hatrlyorsun? O le
scan. O klhan avlusunu. Kk bir ocuktum. Hamamn
gzlerinden aa bakyordum. Hamamlar bana yasakt. Sen yoktun.
Kimse yoktu.

Kimse yok, diyordu. Nereden de uydurdun? Ne o kedi, ne o
ocuk, ne hamam, ne gzler, ne ben. Ben, kendimi nerede kaybettim
de, imdi bu ryada uyanyorum? Hem, ben bu kimsesiz ryada
ne aryorum? stelik bu rya, benim ryam bile deil. Bir
bakasnn ryas. Ben niye her seferinde bir bakasnn ryasn
gryorum?

Bir insan, kendi ryasn grene kadar yllarca bakalarnn
ryalarn grr, diyor bir Kulakcini, yanks bu sayfalara kadar
ulaan bir sesle...

Yoksa bir hayattan birka hayat nasl yaplr?

Yazarak bakalarn affedebilirsin belki, ama asl kendini affet!
Asl kendini affet! Kendini affet! Affet!

Bu yank, sayfalarn arasnda bir hamamn kubbesinde yanklanr
gibi yankyp duruyor.

Hangi hamamda uyuyakaldysan, git orada uyandr kendini
sokaklarndan. plakl bilmeyen nasl kendisi gibi giyinir ki?

Hayr efendim, hayr, diyor annesi gene yrtlan sesiyle. Hi
de yle olmamt, ne mnasebet! Her eyi yanl hatrlyorsun!
Maksat bizi sulamak! Zaten hep yle yapyorsun! Diyarbakr'n
o dolak sokaklarnda kaybolmutun, bir adam bulmu seni, sen
alayp barp aryormuun, hamamn klhannn orada bulmular
seni, biz sonradan yetitik tabii. Her yerde seni aryorduk,
hayr efendim, biz seni arda unutmadk! Ne ben, ne baban, seni
arnn orta yerinde unutup da brakp gitmedik! Yanl hatrlyorsun!
Oturduumuz yerde sen kayboldun, elimi brakp bir yerlere
svp hlyalara dalmsn gene. Sana hep elimi brakma derdim
hatrlyor musun? Sen kvrm kvrm kvranr, elimden kurtulmaya
bakardn. Seni zaptedeceim diye, yllarca elim piik
iinde gezdim senin yznden. Evet, orada duruyorduk, bir an
dalm olmalym, eh ne de olsa ben de insanm, yoksa elin elimdeydi,
o ara dizimin dibinde oturuyordun, ne zaman kalktn, ne
zaman kayboldun, hatrlamyorum bile. Bebek deildin ya, koca
bir ocuk saylrdn gene de. Ne zaman aklma gelse ter basar! Allahm
ne gnd o! Seni bulana kadar aklm karyordum. Her
yeri aradk, her yeri, seni bulana kadar kahrolduk. Kaybolmutun.
Hamamn arkasndaki avluda alamaktan bitkin dm ylece
duruyordun. Bizi grdnde tanmadn bizi. Ne beni, ne baban
tanmadn. Baka birinin ocuu gibi bakmtn bize. Avlusunda
ne senin anlattn dede vard, ne ocuk, ne de un kurabiyeleri...
Bombotu avlu. Avlunun kesine istif edilmi, kararm
odun ynlarndan baka hibir ey yoktu.

Peki, ya bu azmdaki tat nerden? diyor Ali. Dilimdeki bu
kurabiye kamamas nerden?

...

Annenin Can Yoldal

Byle zamanlarda yaz ekirgelerinin, crcr bceklerinin seslerine
kararak kafasn bulandran, gaipten gelen soluk, uucu sesleriyle
ara ara konuan Kulakcinleri bile susmu...

Annesinin bandaki kurutma makinesinin cam miferi, scak
havayla uuldayp dururken, kendi miferinde t yok! Oyun
olsun diye orada; akacktan... Hem askercilik, hem kadnclk
oynuyor. Kovuuna yerleir gibi mutlulukla yerlemi oraya, o
cam miferin iine. Ksa pantolonlu; pantolonu dmesin diye
kareli gmleinin stnden ask takm annesi. Ellerini, dizlerinin
arasnda sktrm, bulunduu yerden son derece honut,
muzip muzip bakyor. Bir resmin iinden bakar gibi bakyor. Bu
eit durumlarda, annesiyle yan yanalklarnda zel bir ortaklk
buluyor. Babasyla hibir zaman kuramad bir ortaklk. rnein,
babasyla kahvedeykenki yan yanalklar byle olmuyor.
Orada yabanc gibi duruyor. Babasna deil de duruma yabanc
gibi. Bilmedii bir eyin tehdidi altnda hissediyor kendini, kapanyor.
Oysa annesinin yannda gene bilmedii bir eyin gvenini
duyuyor, rahatlyor.

Mardin'de alan ilk kadn kuafrndeler. Ad, ilkin "en Bayan
Kuafr" olarak dnlmken, Mardin gibi "mutaassp"
bir vilayette, "en" sfatnn kadnlar iin hafif bulunaca kaygsyla,
sonradan "Mnevver Bayan Kuafr"nde karar klnm.
Bylelikle salon, hem sahibinin adn tam oluyor; hem de
"mnevver kadnlara" atfta bulunarak bir saygnlk kazanmas
amalanyor. Bu irin fikrin sahibi, elbette Ali'nin annesi. Kabul
gnlerinde gnlerce bu konuuluyor. Ali'nin annesi, herkesten
zekasna aferin bekliyor. Annesinin Ali'ye verdii tlerin
balcalarndan biri: nsan aferin duymak iin yaar! Ali, evde ve
okulda btn aferinleri toplamak istiyor. Sol kesinde, dalgal,
gr salar arkalara doru fazlaca kabartlm, krmz, dolgun dudakl,
inci dili, herhalde arbal grnsn diye atk kal izilmi
irice bir kadn bann durduu, serin bir soluk yeil zemin
zerine, evreleri sar bordrlerle glgelendirilmi kiraz krmzs
parlaklnda iri harflerle "Mnevver Bayan Kuafr" yazl tabelann
alklarla akld gn, Ali'nin annesinin gzleri dolu dolu
oluyor. ehrin terakki etmesinde orbada tuzu olduunu dnerek
kvanyor, gs kabaryor. Elindeki mendille gzlerinin
nemini alrken, titreyen bir sesle, "Vatann her sathna tanm
medeniyet me'alesi" eklinde cmleler kuruyor.

stanbullara kadar gidip, onca kurs grm, elindekini avucundakini
bu kuafr salonuna yatrm Mnevver Hanm'sa, hayli
kaygl; yanl bir i yapp yapmam olduundan emin deil.
Mardin gibi bir yerde, byle bir salon amann ncln yapm
olmaktan hem gurur duyuyor, hem de ehrin muhafazakar
yapsndan tr, mitsizlie kapld oluyor; ilk gnlerde, nasl
bir yer acaba, diye merak edip gelenlerin, ayaklarn hemen kestiklerinden
dem vuruyor. u dnler de olmasa, iyice sinek avlayacak
dkkan! Btn gn bo bo elektrik yaktndan yaknyor.
ki bayram arasnda isizlikten neredeyse kapatacaklard canm
salonu. Ali'nin annesi ise, srekli moral veriyor ona. Her zamanki
gibi ehrin mnevver kadnlarnn bu ie nclk etmesi
gerektiini sylyor, Mardin'in ileri gelen ailelerinin kadnlarn,
kzlarn tevik etmek gerektiini anlatyor. Zenginler daima yeniliklere
aktr, diyor. Muhafazakar olanlar, daima fakirlerdir.
Zenginler yapacak ey ararlar nk. Zenginlerin vakti vardr.
Senin mterilerin zengin ve mstesna aileler olacaktr, eh biraz
da orta halliler... Sryani cemaatinin kadnlarn da yeniliklere
tevik etmek lazm. Asker elerini saymyorum, onlarn nasl olsa
orduevleri var. Mnevver kadnlarsa ayr bahis. Onlar her ite olduu
gibi, bu ite de halka rehber olacaklardr. Mesela, kabul
gnlerinin saysn artrmak gerekiyor, kabul gnlerine salar yapl
gelmeyen kadnlara biraz sitem edilirse, iyi neticeler alnr.
Sonra balolar da ok mhim!

Belediye Reisi'nin kars, Ar Ceza Reisi'nin kars, Lise
Mdr'nn kars, Nafia Mdr'nn kars, Noter'in kars, Mal
Mdr'nn kars, Defterdar'n kars, Maarif Mdr'nn kars,
eitli retmenler ve retmen eleri, srasyla, Mardin'in tek
caddesinin kaleye yakn ucundaki, bir kuleye klr gibi klan
dik basamakl "Mnevver Bayan Kuafr"nn, geni pencereleri
sonsuza alr gibi ovaya bakan salonunda, hem aynaya, hem ta
Suriye snrna kadar masal gibi uzayan ufka dalp yaz rzgarnda
dalgal ekinler gibi kabararak sonsuz hayallere benzeyen salarn
taratyor, kendilerini bekleyen puslu dlerin, uzak arklarn
arsna hazrlanyorlar.

Pantolonu uzuyor. Gmlei izgili. Asks duruyor. imdi
annesinin de, kendinin de ellerinde birer mecmua: Annesi, "Hayat",
kendisi, "Ses" okuyor. Annesinin bir gz dergide, bir yandan
kadnlarla ene yartrrken, iri delikli, kaln, metal bigudilerle
sarlm salarnn kurumasn bekliyor. ok scak oldu, diyerek,
Ali'nin deyiiyle, "cam miferin" zerindeki s dmesini
ikide bir kstrp atryor. Annesi scaa hi dayanamyor. Scaa
bu kadar dayanksz birinin, Mardin gibi uzun ve ldrc yazlar
olan bir ehre gelin gelmesi, kaderin tokad gibi. Srekli terleyen
annesinin, yaz k elinden mendil dmyor. Ali, annesinin koltukaltlarndan
hi eksilmeyen nemli halkalardan ireniyor. Byle
durumlarda Ali'ye sarlacak gibi olduunda, Ali, Islakken bana
sarlma, diye alap kayor.

Az sonra, sanda ve solundaki kurutma makineleri boalyor;
drt sandalyeden oluan srada yalnz kalyor annesi; evresini
boaltan kadnlarn imdi ayna nnde salar taranyor; Mnevver
Hanm'n, stanbul'dan gelmi bir yardmcs var artk.
Ali, bu ehirde herkes gnn birinde stanbul'a gitmek isterken,
stanbullu bir kadnn buralara neden gelmi olabileceini, bu
uzun macerann ardndaki hikayeyi merak ediyor. Annesi bile bilmiyor
bunu. Bu kadnn, yolu Mardin'e kadar den sakl hikayesini
dnmeye alt her seferinde, nedense hep Erefpaal
Franszca retmeni geliyor aklna. Eski masallarn ounda rastlanan
lde kaybolan insanlar gibi, baz insanlarn Anadolu ehirlerinin
tozlu hayatlarnda ve usuz yollarnda kaybolup gittiini,
byk ehirlerde braktklar yaknlarnn, onlardan bir daha hi
haber alamadklarn dnp ileniyor. Oya'nn ona dinlettii ehirleraras
telefonlarda hayal ettii uzak hayatlarn ans iini buruyor.

Ali, annesinin, zaman zaman kendi kendine konutuunu, ilk
kez o gn, o kuafr salonunda, o ok grltl kurutma makinesinin
altnda, ifadesi boalm bir yzle kederli bir yalnzlk iinde
otururken, birdenbire yksek sesle kendi kendine bir eyler sylediinde
fark ediyor. Mnevver Hanm da, dier kadnlar da,
onun dediklerini duymamakla birlikte, nce kendilerine seslendiini
sanm, bandaki kasktan tr sesini kontrol edemediini
dnerek glmlerdi. Ne de olsa byle eyler sk sk oluyordu.
Oysa Ali, zaman zaman evde de buna benzer sahneler yaandn
anmsayp, annesinin mrltlarna bugne dein gereken
dikkati gstermemi olduunu anlayarak hayflanyor. Kadnlarn
glmeleri zerine, yakalanmlk duygusu iinde hemen
kendini toparlayan annesinin, evde kendini byle kolayna toparlayamadn
fark ettiinde de kaygs byyor. nk o gn, annesinin,
kurutma makinesinin grlts altnda syledii szler,
sonradan gnlerce yankyor kulaklarnda: Kendi z kz kardeini
bile sikmi benim kocam!

Bu szler zerine dehet ve merakla bakt annesinin yznde,
bu szn arlna ait herhangi bir duygu belirtisi gremiyor.
Yz, iine den ta yuttuktan sonra, halkalarn hzla durultup,
yeniden dzleen durgun su gibi szn ettikten sonra, hibir ey
sylememiesine, gndelik, olaan anlatmna kapanyor.

Annesinin de kendisi ve dedesi gibi, tuhaf sesler duyup onlarla
konumaya baladn dnerek, bunun ne demek olduunu
bilmenin, o tandk, o incitici yalnzlndan kurtaran sevincini
belli belirsiz hissetse de aslnda rkyor bu durumdan. Bunun, bir
uzaklama, bir kopma olduunu biliyor. Annesi, onun iin dnyann
kabuu gibi, ileri gittiinde, ona, "Dur!" diyen biri; o kabuk
da krlrsa, nereye szacan bilemiyor. Burada, bu takentte,
hibir eyin oyalayamad bu hi gemeyen zaman, gvdeyi
hissizletiren ldrc scaklar, drt yan kuatan dilsiz talar,
eeklerin nal seslerinin takrtsnn hi eksik olmad kirli sokaklar,
en ufak su damlasnn bile kimi zaman huzur, kimi zaman
korkuyla byd yksek tavanl ayvanlar, kt sofalar,
pencereleri hibir ey sylemeyen dilsiz evleri, evleri ve sokaklar
birbirine balayan karanlk abbaralar, sinek bulutlarnn eksik
olmad tutumu ot kokan sarscak gkyzn kaplayan o byk,
o sonsuz can skntsnn sahibi olan kayna grnmez seslerin
giderek btn dnyay kapladn dnyor. Gze grnmeyen
tehlikeli sesler ynetiyor dnyann akn. Kulakcinleri,
gvdelerimizi rehin alarak, olaylara ve kaderlere yn veriyor. nsanlarn
dnyay gzleriyle deil, kulaklaryla grmesi gerektiini,
gzlerin aldatc olduunu, asl sesleri duymak gerektiini dnyor.
Btn bunlar dnrken, yznde, olmayan varlklarn
ifadesinin belirdiini hissederek, onlar grmek iin aynalara
kouyor. Aynalar bo. Yz hibir ey sylemiyor.

Gnler, hibir oyunca olmayan kederli bir yalnzlk iinde
geiyor.

Berberden geldikleri gnn gecesi, elinde beyaz bir mendille
yatana kapanp hkra hkra alyor.

Annesi, Bu ocua ne oluyor hi anlamyorum, diyor. Durduk
yerde alamaya balyor.

Avlunun bir ucunda, gecenin kendine bile karanlk bir yerinde,
bir zamanlar Sakine'nin, Suriye'nin uzak klarn seyretmek
iin sindii kede, annesinin inler gibi konuan sesini duymutu
bir keresinde. O gece hi uyuyamam, uuan tllerle, geni yaprakl
dallarn odasnn duvarnda yer deitirip duran glgelerinden
korkuya kaplarak, yatt yerden annesine birka kez kaygyla
seslenmi, karlk alamaynca da yatanda bulamad annesini
aramaya kt avlunun kr kesinde, onun, gzlerden
saklanan clz sesini duymutu. Babasnn gene evde olmad,
muhtemelen ehir Lokali'nde, ehrin ileri gelenleriyle memleket
meseleleri konuup, hayat zerine bo felsefeler yaparak, art arda
raklar devirdii benzer gecelerden biri olmalyd. lkin, annesinin
orada bir misafiriyle konutuunu sanan Ali, annesine grnmemek
iin bir sre sindii yerde kmldamadan sessizce beklemi,
annesi o kadar konutuu halde, kar taraftan hibir ses kmadn
grnce, annesinin aslnda tek bana olduunu ve karanlkta
kendi kendiyle konutuunu anlayarak iyice rkmt.
En ufak bir k parasnn bile lekelemedii som karanla gzlerini
ksarak uzun uzun bakt halde, hibir ey grememi, yzn
gremedii, ne yaptn bilemedii annesinin karanlkta boulmu
sesi karsnda, kendini bsbtn bir yabanc gibi hissetmiti.

Annesi, dizinin dibinde oturan birine anlatr gibi anlatyordu:
stanbul'a gittiklerinde, kendi z annesiyle de alakas olmu. Kendi
syledi. ip iip anlatyor. Oda karanlk oluyor. Uykuda konuur
gibi anlatyor. Her eyi eksiksiz anlatsn diye ses karmadan
dinliyorum. Bir otel odasndalarm. Mevsim km. ok soukmu.
Annesi mi, bunu yatana arm, o mu yp annesinin
yatana girmi, orasn kartryorum. Ama yorgann hafife
kaldrlarak birinden birinin ieri szldn kendim grm
gibi hatrlyorum. Kadnn tek olu. Ak gibi bir ey oluna. Allahtan,
ben evlendikten sonra ok yaamad. Boatrd beni. Ya
da ldrtrd. Hi sesim kmazd nceleri. Barp armay
ge rendim ben. Balarda ok ezdiler beni. Buraya gelin geldiimde,
tek kelime konumuyorlard benimle. Bana kt kt bakp,
kendi aralarnda Arapa konuup duruyorlard. Sinsi sinsi
alay ediyorlard ardmdan. Btn ev halk dilsiz duvarlar gibi bakyordu
bana. Yabanc gelinim diye, Trk'm diye nefret ediyorlard
benden. Irkmz kart, diye alap duruyordu karanlk
yzl grmcelerim. Ruhlar gibi karanlk atklar atp, ev ev
gezip beni ekitiriyorlard. Hizmetiler bile surat asyordu. En
kutsal vazife bildiim retmenlik mesleimi bile icra ettirmediler
bana. Bizim gibi byk bir ailenin gelini alamaz, diye ekip
ald kocam beni mektep hayatmdan. Mesleimi sndrdler. Hayatm
sndrdler. Kadnlm sndrdler. Kendisi stanbul'un
karanlk bir otel odasnn knda, z annesini sikerken,
ben burada rdm kaldm. Geri benden ok nce olmu bu
olay. Ama olsun. Hatras hepimize yetti. ok tatlyd, dedi. Bir
daha asla byle bir heyecan yaamadm, dedi. Karanlkta birbirimizin
yzn grmyorduk, dedi. Hem yabancydk, hem kim
olduumuzu ok iyi biliyorduk, dedi. Fsldar gibi sikitik, dedi.
Hibir eyden deil, kalbimizin arpntsndan sarslyordu yatak,
dedi. ok tatlyd, insann anasnn amc gibi tatls yokmu, dedi.
Dn! diyordu bana. nsann kt delie yeniden girmesi
ne harika, ne mthi bir ey! Ben, z kars yannda yatarken bunlar
diyordu bana. Sanki ben hi kimseymiim gibi konuuyordu
benimle. Ertesi sabah birbirlerinin yzne hi bakamamlar. Bana
anlatt gecelerin sabahnda da biz, birbirimizin yzne hi
bakamyorduk. Kimselere hibir ey syleyemiyordum. Kimse
inanmayacakt ki bana. Herkes delirdiimi, aklm kardm sanacakt.
Kime ne anlatabilirdim ki? Dillerini bilmiyordum. Yapayalnzdm.
Kimsesizdim. aresizdim. Yabancydm. Bir tek can
yoldam bile yoktu. Duyuyor musun beni Ali? Orada msn?

Ali'nin birdenbire d kopuyor, soluu tkanyor. Duvarn
kesine sinip bzt yerden kamyor dar, gs korkuyla
inip kalkyor. Buz gibi souk terler boanyor her yanndan.
Ayazda kalm gibi yor. Dileri takrdayacak ve orada olduu
halde cevap vermedii anlalacak diye, enesini skp dudaklarn
kemiriyor. imdi en ok, ne zaman herhangi bir eyden korkacak
olsa, koa koa yanna gidip kanatlarnn altna snd annesinden
korkuyor.

Sabahna, kendini yatanda bir ceset kadar souk ve kaskat
bulduunda, geceden hatrlad her eyin kt bir rya olmasn
istiyor. stelik evin gndelik hali, olaan sesleri, annesinin yz,
dnyann her gnk tandk resimleri, buna inandrrken, Ali, hibir
eyin rya olmadn biliyor. Daha sonra, kahvaltda yumurtasnn
fazla pimi olduunu syleyerek lgnlar gibi alamaya balyor.

Bu srada, halalar teker teker lmeye devam ediyorlar. Hepsi
de lrken, ayn vasiyette bulunuyorlar Ali'ye: Unutma, sen ailemizin
tek erkek ocuusun, zrriyetimizin kaderi, soyumuzun gelecei
senin elinde; ok ocuk yap, her bir olunu mezarmza getirip
uzun uzun alat. Alamazlarsa, imdikleyerek alat. Merak
etme, biz hepsinin sesini duyarz. Ruhlarn kulaklar lmez. Onlar
her eyi duyarlar. u ufuk kadar kzl topraklarn altnda istirahate
ekilen muzdarip ruhlarmz, ancak yle huzura kavuur,
lm uykumuzu ancak yle uyuruz. Sen bizim tek geleceimizsin
Ali! Bizi geleceksiz koma!

Ali, ocukluundan beri, kpkrmz edene kadar ekitirip
durmay adet edindii, ok ocuk yapacak yoksul kne hznle
bakyor. kn halalarna verip, hemen stanbul'a kamay
hayal ediyor.

Ali'nin can sknts dinmek bilmiyor.

Diyarbakr'a indikleri her seferinde, Demir Otel'de kalyorlar.
Demir Otel, ehrin doru drst tek oteli. Meydanlarn, arlarn
byk lde ya ehre mal almaya gelmi, ya hasta getirmi
olan alvarl, poili kyllerin, rtkan seyyar satclarn,
bezgin grnl yk tayclarnn; her geene mitsiz gzlerle
baknan isizlerin doldurduu ehrin, amurlu, kirli sokaklarndan
getikten sonra, birdenbire Demir Otel, daha kapsndan girildii
anda, medeni ve konforlu grn, zellikle yaz scaklarndaki
serinliiyle, insana az nce iinden getii sokaklar unutturup,
bir byk ehirde olduu duygusu veriyor. Ali, otelin kapsndan
girdii her seferinde, kendini, bir masal kapsndan geer
gibi, Diyarbakr'n bakmsz, yoksul sokaklarndan geip, birdenbire
filmlerden tand stanbul'un byk otellerinden birine km
gibi hissediyor.

Ali, baz hafta sonlar stanbul'dan gelen bir i adamn gryor
otelin lobisinde; burann insanlarna hi benzemeyen beyaz
tenli, ak renk gzl, arkaya doru dzgn taranm gr salar
olan babas yandaki bu yakkl adamn ocuu olmak istiyor.
O, Ali'yi ykasn, ban incitmeden ovsun, iek kokulu havlularla
kurulasn, i amarlarn ve ince ubuklu pijamasn zenle
giydirsin, yatann rtsn asn, iine beraber girsinler, onu
gsnde saklayarak, "olu! olu!" diye sevsin, salarn okasn,
alnn, yanaklarn, dudaklarn perek uyutsun istiyor, sonra
da Ali'nin ryasndan kalkan, ardnda ate dilli bulutlar, pembe
tozanlar brakan, gr saakl, rengarenk bir uan halya binerek,
stanbul'a gitsinler ve orada sonsuza kadar mutlu yaasnlar istiyor.
Ali, bir sredir, babasnn zbabas, annesinin zannesi olmadna
inanyor. Halalarn kandrmak istemiyor. Onlara acyor.
ok tane olu bile olsa, onlarn hepsini hala mezarlarnn banda
srasyla alatsa bile, bu ailenin bir gelecei olmayacan
seziyor. Bu ailenin gelecei aalarda kalacak.

Adam, otel lobisinde hangi koltua otursa, Ali sessizce adamn
karsndaki koltua geip duygularn ve davranlarn belli
etmemeye alan kaamak baklarla izliyor onu; btn isteklerini
iinden konuan bir sesle iletiyor; adamn da, Ali'yi iiyle duyduunu,
szlerini biriktirdiini ve bir gn cevap vereceini dnerek,
ehlalaan baklar ve slak dudaklarla bolua glmsyor.
Onun yandaki bir ocuun glmseyii deil bu; ama kimse
bunu ayrt edecek kadar dikkatli bakmyor ona. Neredeyse yzne
yaptrlm gibi duran, slak, kaygan, dalgn bir glmseyi
bu. Dikkatle bakan birini kolaylkla rktebilecek olan tekinsiz
bir glmseyi...

Ali her hafta sonu, Diyarbakr'a, Demir Otel'e gitmeleri iin
srar ediyor evde. Btn bir haftay, otel lobisinde oturan o adam
grmek arzusuyla geiriyor. Akamlar yatanda hep onu dnyor.
Ali'nin srarlar ve dayatmalar sonu verdike, annesi ok
kzyor Ali'ye. Baban, senin iin gitmiyor ki oraya akllm, diyor.
Benim iin gidiyoruz, diye vnyor Ali. Ne zaman inatlasalar,
annesi, babasnn deyiiyle, "ocukla bir oluyor". Sen yle san,
diyor annesi. Senin gnln olsun diye gitmiyor ite! leri iin de
gitmiyor. Ali, annesini en ok kzdran dudak bken yzyle, Ne
iin gidiyoruz peki? diye soruyor. Otelde alan bir garson iin
gidiyor. Hani orta boylu, iri gzl, hafif tknaz, dalgal sal...
Ali'nin gzlerinin nne, elinde tepsiyle hep ii dolu bardaklar tayan
garson geliyor. Ali'ye hatrlatana kadar srarla tarifini srdren
annesi, babasnn, o garsonla neler yaptklarn, ikisinin
birbirlerine neler yaptklarn, Ali'ye tane tane anlatyor. Babas,
otele yalnz indii zamanlar, geceleri odasna alyormu garsonu,
birlikte gittikleri zamanlardaysa, amarhanenin yannda kk
bir oda varm, herkes yattktan sonra, gizlice oraya giriyorlarm.
Annesi anlatrken Ali'nin hayalinde hi grmedii o kk
oda birdenbire btn ayrntlaryla canlanyor; bu, ona ortak olduu
bir gizin sululuunu duyuruyor. Sanki babas kendinin deil,
olunun kirliliini yayor. Onun adna yaadklaryla, onun
nn tkyor. Anlattklarndan Ali'nin urad bozgunu, zntsn
grmek, annesini sakinletiriveriyor; oluyla itimekten
vazgeip ona yeniden merhamet duymaya balamasyla birlikte,
yeniden en ana haliyle onu teselli etmeyi stleniyor, ana oul
hkrklar iinde birbirlerine sarlarak, annesinin deyiiyle, "kt
kaderlerine" alyorlar.

Ali, Trk filmlerindeki ocuk yldzn, annesiyle kucaklaarak
hkra hkra alad bu eit sahneleri, kendi hayatnda
canlandrma imkan sunan bu anlar seviyor. te yandan, bu acy,
bu utanc, bu znty tamaktan nefret ediyor. Alamaktan,
hkrmaktan, iini ekmekten nefret ediyor. Kendini bildi bileli
btn ocukluunun acyla ykl olduunu, acy sevmezse, acy
sevmeyi renmezse, hibir eye katlanamayacan, bu korkun
byklkteki acyla para para olacan seziyor. Peki, btn
bunlara kim sebep? Babas m, annesi mi? Her eyi yapan babas.
Tamam. Ya, annesi neden, olan biten her eyi, henz ilkokula
giden bir ocua anlatyor? Kimden nefret edeceine karar vermesi
gerekiyor. kisinin arasnda kalyor. Bilemiyor. Sevgisi gibi
nefreti de blnyor. Birine duyduu sevgiyle, tekine duyduu
nefreti yaptrarak eksik btnler meydana getiriyor.

Aslnda, her eyi bir kerecik olsun babasna sormak istiyor.
Hibir ey soramyor. Babasna hibir ey soramadn, soramayacan,
babasyla hibir zaman hibir eyi konuamayacan
biliyor. Btn hayat boyunca, babasyla konumas gereken her
eyi, annesinin zerinden konuacan, bir kader gibi buna mahkum
olduunu duyumsuyor. Ne zaman babasna kar gelecek olsa,
babasnn atlan kalar, fkeyle sarkan alt duda, her an yzne
bir tokat olarak inecek gibi titreyen elleri geliyor gzlerinin
nne. Cayyor. Babasnn, Demir Otel'in garsonuyla yaptklarnn,
kendisinin hala ocuklaryla yaptklarndan farkl olmadn,
ama gene de kendilerinin ocuk ve masum, babasyla garsonun
ise, byk, kirli ve gnahkar olduklarn dnyor. Annesi,
bunlar anlatrken, kendisi, iddetli bir itiraf ihtiyac iinde,
annesinin bunca ayplad eyleri, kendisinin de hala ocuklaryla
birlikte yaptklarn, ama o zaman ok kk olduklarn sylemek
istiyor. Bununla, hem babasn korumak, hem annesini zmek,
hem babasyla bir olup annesinden zr dilemek, hem de
herkesten intikam almak istiyor. Her eye karn, halasnn ocuklaryla
yaad oyunlarn, bir ocukluk olduunu, byynce
yaplamayacak eyler olduunu sanyordu. ocukken yaplr sand
eylerle byynce yaplacak eyler, imdi kafasnda karmakark
oluyor. Birbirinin iine geerek alkanan btn bu duygular,
ruhunun duvarlarna, isli, yal lekeler gibi yapan karmakark
izler brakyor. Bu izler, ne bymesine izin veriyor, ne ocuk
kalmasn salyor.

Annesinin dinmek bilmeyen gzyalar, arka arkaya slatt
mendiller, srekli terleyen koltukaltlar, hi kesilmeyen hkrklar,
sesindeki nezleli i ekiler, derin bir szyla iine iliyor
Ali'nin; yrei daralyor, gnahtan, acdan ve sululuktan lecek
gibi oluyor. Annesine, o adam, lobide oturan stanbullu adam
anlatmak iin lesiye bir arzu duyuyor. Ama hibir ey syleyemiyor.
Annesinin btn anlattklarna karn, ona bir tek kelime
bile syleyemiyor; hibir ey anlatamyor. Annesine borlu, hep
borlu kalyor; ona kar nefretle kark bir minnet duyuyor.
nk, Ali iin minnet, ayn zamanda nefret demek. Kime minnet
duyacak gibi olsa, ayn zamanda ondan nefret etmeye baladn
ayrmsyor. Annesi, ona hi kimseden duyamayaca srlar
anlatrken, Ali'nin btn srlarn karartyor. Ali her eyi iine
kilitliyor. Sanki btn dnya Ali'nin iine saklanyor.

Babasna hibir ey soramad iin, onunla hibir eyi konuamad
iin, o hafta sonu, Demir Otel'e bir daha asla gitmek istemediini
syleyip, avludaki souk talarn zerine yatarak, iddetli
bir sinir krizi geiriyor. Bylelikle, annesinin ektii zntlere
bir son vermek, babasnn Demir Otel'e gitmesini engellemek
ve kendi nefretini yaamak istiyor. Eve arlan doktorun
yapt ineler, ancak gece yarsna doru sakinletiriyor onu.
enesini, avularn kimseler aamyor. Bir sre okula gidemiyor.
Yemek yiyemiyor. Devaml kusuyor. Geceleri yataa girdiinde,
kn skmay reniyor. Deliini smsk skarsa, byle
bir ey hi olmayacak, hi kimse zlmeyecek diye yorgun dene
kadar kn skarak fsldaya fsldaya uyuyor. Herkesin normal
bir insan bedeninde olup yalnzca kendisinin bir "k delii"
olarak ortalkta gezdii karanlk ryalar gryor bazen; herkes
ona bakp alay ederken, ter, korku ve utanla uyanyor. Ertesi sabah,
gece grd ryay, aslnda herkesin kendisiyle birlikte
grm olduunu, ama onu utandrmamak iin bundan sz etmediklerini
dnerek kimselerin yzne bakamyor. Bazen, ruhlarn
birbirine demeden yaad, bedenli olmann ancak utan verici
bir ey olduu, btn gvdelerin ald, imdikine benzemeyen
bambaka bir dnyada, kendisinin de bedenli olduu iin
herkesten zr dileyerek ortalkta utan ve aresizlik iinde gezdii
skntl ryalar gryor. Kimi zaman btn bu karabasanlardan
yorgun dp mutluluk ryalar grd de oluyor: Kilise
ikonlarndaki meleklere kart, bedeninden kurtulup gkyznde,
mavilik, ty, hafiflik olarak uutuu ryalar bunlar. Derin
bir i huzuru, dingin bir glmseyi iinde bolukta yzyor.
Saf mutluluun sessizliiyle, uzaklarda alan bir kilise orgunun
ilahi sesi birbirine uyum iinde kararak ruhunu arndryor. Baka
bir ryasnda da, Demir Otel'in lobisinde oturan yakkl adam,
o garsonla birlikte otelin amarhanesinde gryor. Garson,
Mardin'deki Baklar ars'ndan ald uzun ve kara bir bakla
defalarca baklayarak ldryor adam; sonra stanbul'a kamak
isterken, otobs terminalinde yakalanyor ama, mahkemede,
garsonun savunmasn babas stleniyor. Bunun zerine Ali, abucak
byyp, "davavekili" babasnn karsna hukuk diplomal
bir "avukat" olarak kp, onu yenmek istiyor. Byyp bymediini,
babasn yenip yenemediini uyannca hatrlamyor.

Demir Otel'i, oradaki adam ve garsonu unutmay seiyor bir
sre sonra. Oya'y da byle unutmutu. Acya katlanmak iin acy
sevmeyi kefettii gibi, nefrete katlanmak iin de unutmay reniyor.
Unutuun boluunda gemii sszlatrmay seiyor.

Gemi, hatrlamadklarmzla daha ok gemitir. Unuttuklarmz
kadar, unutmay setiklerimizle de biimlenir geleceimiz.
Artk yetikinler dnyasna hazrlanmas gerektiini anlad
gnlerin birinde, gemi ve gelecek zerine, Kulakcinlerinin
kulaklarna brakt babo szleri kekeleyerek anmsamaya alrken,
dudaklarndan dklen bu eit gzel szlere kendi de
hayret ediyor. Ot nasl byrse yle byyor iinde gelecek...
Ruhunun baka alarla ykl olduunu biliyor... Biliyor, ocukluun
yalnz bysn... Bymenin vazgemek demek olduunu
anlyor... Tekrarlanmaktan sar olmu uultusu gemiin, kulaklarnda
cinler nlyor... ok kkken, bir gn dedesi, Kediler
kulaklaryla grrler, dediinde anlamt kendisinin de kedilere
benzediini. Kedilerden ok korkuyor... Onlarn o tekinsiz
yetenekleriyle her eyimizi bildiklerini hissediyor. Yetikinler
dnyasnn zalim oyunlar, ocukluun oyunlarndan tandk geliyor;
dolaysyla rkt bu deil; galiba, daha ok byk oyunlarnn
geri dnszlnden rkyor. ocuklar geri dnebilirler,
vazgeebilirler, oyun bozabilirler, byyene kadar her eyi kaybedebilirler,
kazanacaklar bir gelecek olduunu dnerek, geliigzel
bir umursamazlk iinde birok oyuna girip kabilirler.
Onlarn zamanlar vardr. Byklerinse zamanlar yoktur. ocuk
oyunlarnda zaman bu yzden elenceli bir aka, byk oyunlarndaysa
ackl ve zalim bir kaderdir.

Dnyann oyunlarna ve sonularna katlanabilmek iin acy
sevmeye, herkesi affetmeye, her eyi unutmaya alyor. Ktln
gc karsnda, aresizliin iyiliine snmaya alyor.
indeki btn tkeye, kine, ksknle karn, dnyann iyilie
ayrd btn aferinleri almaya alyor.

Onca yl iinde, annesinin ancak birka akrabas misafir geliyor
evlerine. Onlara, Mardin'de yazlarn ok scak olduu sylendiinden,
ilkbahara denk getiriyorlar gelilerini. Tam yaz ncesine.
Mardin'in en gzel mevsimine. Znnar balarnn incir yeilliine,
Ferdovs'un karpuz serinliine. Daysnn gle yzl iman
karsn hatrlyor; geliinden gn sonra, onun bir akamst,
avlunun ahap parmaklarna dayanp gizli gizli aladn
gren Ali, kendini gstermeden ieri kap, annesine haber vermiti.
Annesi, Ali'yi yanlarndan uzaklatrp, onunla konumaya
almt. Bir sre hkrklarn iine gme gme alayp annesinin
srarl sorularn karlksz brakarak suskunluunu koruyan
yenge, neden sonra, alak sesle, kesik kesik konumu, Ali,
sakland yerden yengenin arada bir ykselen alamalaryla boulan
szlerinin bir blmn duymu, bir blmn duyamamt.
Ertesi gn, alelacele bavulunu hazrlayp akam otobsyle
memleketine apar topar geri dnmt yenge. Ali, byk bir kszlk
duymutu bundan. Nedenini tam olarak bilmemekle birlikte,
Sakine'nin gidiine benzetmiti yengenin gidiini. Kesin bir
unutua benziyordu nk. Geen yaz tatilinde, annesiyle birlikte
birka haftalna onlara Adyaman'a gittiklerinde, aalarna salncak
kurduklar geni bahelerinde nasl elendiklerini, dalndan
toplad meyvelerin daman imdi bile kamatran tozlu
tadn anmsyor. Bunlarn bir daha tekrarlanamayacan, bu anlarn
hibir gelecei olmayacan seziyor. Sanki her ey kirlenerek
byyor. Bymekteki kiri gryor.

Annesi, yengenin gidiine dair hibir ey sylememi, gnlerce
surat asarak, zehirli bir sessizlik iinde dolamt evin iinde.
Sonra bir gn, babasnn valinin aln yapan ya gekince
kadnla da ilikisi olduunu renmesi zerine, byk bir fkeyle
patladnda, kapal kaplar ardnda kopan bart atlardan,
o gn avluda duyamad eksik kalan szleri de duymu
oldu Ali. Babas, "hi utanmadan arlanmadan" yengeye sarkntlk
etmiti. Kadn ok zlp alam ve apar topar kamt. Annesinin
dayanacak gc kalmamt artk. Babasnn yznden
kimselerle gremez olmutu. Hibir akrabasn gnl rahatlyla
yanna aramyor, yatl misafirlerden korkuyordu. Hep
byle yapyordu. Btn dnyaya sarkntlk ediyordu. Herkeste
gz vard. Nasl babasnn herkesin parasnda pulunda gz varsa,
onun da herkesin karsnda kznda gz vard. Hi utanp sklmyordu.
Daha geen k, kendi z daysnn kk gelinine
gz koyduu iin day oluyla bir dnde birbirlerine girmiler,
karlkl silahlar ekilmi, dn sahipleri bile onlar ayramam,
herkese rezil kepaze olmulard. Yalanmaya baladka iyice
delirmi, akl tamamen belden aasna kaymt. Ankara'dan,
stanbul'dan getirttii trl irenliklerle dolu ak sak kitaplar
okuduu yetmiyormu gibi, o kitaplar ortada brakmaktan da hi
ekinmiyordu. Btn bunlar uzun lanetler gibi sayan annesi, sonunda
ulumaya benzer bir alama tutturmu, kapy arpp kan
babasysa, eve gece yars ok sarho olarak dnm, Ali'nin uyank
olduunu fark etmemi, bir sre salonda oturup karanlkta sigara
iip sessiz sessiz alamt. Babasnn tanmad btn ynleri
karanlktayd Ali iin. imdi olduu gibi hep karanlktayd.
Babasnn byle karanlkta sessiz sessiz alamas iine dokunmutu
Ali'nin. Babasna acmal myd, bilmiyordu. Galiba, her
alayana duyduu merhametten, babasnn da nasibine o gece bir
eyler dt.

Hem bir aile olduklarn, hem de hibir aileye benzemediklerini
dnmeye balamt Ali. Dier ailelerin hi de byle olmadklarn
gryordu. Evet, dier "normal aileler" gibi deildi onlar.
Ya da dierleri de, herkesten, her eylerini saklyorlard. Her
ey, karanlk ve kirli bir cinnet rtsnn altnda btn gzlerden
saklanyordu. Yalnzca aileler deil, dnya da grld gibi deildi
belki. Bu yzden zamanla ilerleyen bir biimde, insanlarn
yzlerine dikkatli dikkatli bakmaya, o yzlerin arkasnda yatanlar,
okumaya, grmeye, anlamaya alt Ali; bu dikkatli, bu delici
baklardan rahatsz olan insanlar, bir sre sonra kaygyla sormak
zorunda kalyorlard hep: Niye yle bakyorsun Ali?

Nasl baktn bilmeyen Ali, o baklar hi bozmadan aynaya
tamaya, insanlara nasl baktn grmeye alyordu. Aynalar
botu. Yz hibir ey sylemiyordu.

ok kk yatan beri, hep sorulmamas gereken tehlikeli
sorular soruyordu; sua ve kkrtcla fazlasyla eilimli grlmt.
devleri abuk sabuk cmlelerle doluydu. Balarda zekasna,
erken bymesine verilmiti btn bunlar. Sonralarysa, gizli
bir deliliin balangc olarak grlmt.

O herkese nasl baktn bilemese de, herkesin ona baknda,
dier ocuklara yneltmedikleri, yalnzca Ali'nin payna den,
derin bir kuku ve gvensizlik vard.

Kulaklarnn gcnn farkna vardnda, sesleri duymamaya,
duyduklarn anlamamaya alyor, sinek kovalar gibi kovalayp
duruyordu sesleri kulaklarndan. Kimi zaman iinin kuyusunda
yank bulan bu sesleri, sonsuz bir can skntsyla bomaya,
bu yabanc topraklarda, bu yabanc insanlar arasnda, bu yabanc
bedende anladklarn azaltarak, sorularn ksarak skunet bulmaya
alyordu. inin seslerini, dnyann seslerine feda ediyordu.

Sanki sonsuz bir kuyuya dyor ve bu sesler ona dnn
srmekte olduunu hissettiriyordu.

Sen kimseye benzemeye alma! Kendi kendine benzemeye
al. Kendi kendine benzemeyecek olursan, aynalar grmez olur
seni, seni hi kimse tanyamaz.

Zaman benim isteklerimi yapmyor. Zaman istediim hibir
eyi yapmyor. Artk her saat banda dnyaya yeniden bakmak
zorunda kalyorum. Dnya sahiden anlamak iin midir, bilmiyorum.

Geirdii bir sinir krizi sonrasnda, halsizlik, bitkinlik ve ateler
iinde yataa dyor; ertesi gn, gecenin ileri bir saatinde aniden
gzlerini atnda, kederli bir yorgunlukla baucunda bekleyen
annesiyle gz gze geliyor. Sanki seyredildiini anlam gibi
uyanyor Ali. Birdenbire ok zaman geip gemediini dnyor.
Ali byle zamanlarda en ok zamandan korkuyor. Sanki o
uyurken, dnyann btn zamanlar gemi ve Ali'nin asla yetiemeyecei
bir zamana uyanm olmaktan korkuyor. Ali'nin gzlerini
amas zerine, annesinin yz ayn yorgunlukta bir sevin
dalgasyla aydnlanyor. Glmsyor Ali'ye. Gz gzeler. Ali'nin
ilk sorusu: Bunlar niye anlatyorsun bana? oluyor. Annesi anlamyor.
Neleri? diyor. Ali'nin uykusundan kurtulamadn, grd
ryann izini srdn sanyor. Babamn yaptklarn, diyor
Ali. Ben daha kk bir ocuum. Niye bana her eyi anlatyorsun?
Annesinin yz boalyor birden. Ali'ye neler yapm olabileceini
bir an iin fark ediyor sanki. Sonra hemen toparlanp, savunmaya
geiyor. Sen benim yalnzca olum deil, can yoldamsn,
unuttun mu? Burada senden baka kimsem yok ki Ali, senden
baka kime derdimi yanaym? Gene de, Ali'nin bunca ate iinde
yatt hasta yatandan bu soruyla uyanm olmas, dipte bir yerine
dokunuyor annesinin; verdii yant hakll konusunda kendini
de ikna etmeye yetmiyor besbelli, ama savunmasn srdryor.
Tek bildii eyi yani. Benim neler ektiimi anlaman istiyorum,
yoksa delireceim. Burada benden baka herkesin srda
var. Benim tek srdamsa sensin. Sen benim her eyimsin. Seni
kendime can yolda bildim de, kt m ettim?

Ali, bu szlerin kendisini asla ikna etmediini belli eden gzlerle
annesine bakmay srdryor.

Bu konu ikisi iin de kapanmyor.

Bir okul dn, sobann etrafndaki hasr rgl 'krsiyye'
denilen alak sandalyelere oturmu, mangalda kzlenmi patates
yiyorlar. Gnlerdir sren kapal hava, hi dinmeyen yamur herkesin
sinirlerini bozmu. Ali'nin bir sredir, gzlerinin iine iine
bakmasndan gocunan, sulayc nazarlarndan yorulan annesi,
dndrp dolatrd sz, babasna getirip yeniden yaknp alamaya
baladnda, Ali bir byk adam sakinliiyle, Niye boanmyorsun
anne? diye soruyor. Madem bunlar oluyor, niye boanmyorsun?
Ali'nin bu byk adam hali, annesinin sinirlerine
dokunuyor. Ali ne zaman byle yapsa, kendini ufalanm gibi
hissediyor; eziklik duyuyor, fkeleniyor. Aralarnda yeniden kurulmas
gereken denge gerei, Ali'ye henz bir ocuk olduunu
hatrlatrcasna, Senin iin, diyor annesi, Her eye senin iin
katlanyorum. Senin yznden bu aclar ekiyorum. Sen ne olursun,
diye dnyorum. Seni burada, bunlarn eline brakamam, yanmda
gtrmeme de izin vermezler. Sen ne olacaksn? Sen, beni
dnme, diyor Ali. Nasl dnmem? diyor annesi. O halde dn,
diyor Ali, Dn ve her eyi anlatma!

Ben, senin iin bunca eye katlanrken, sana derdimi amam
m zoruna gidiyor? diye fkeyle soruyor annesi. Seni, kendime
can yolda bildim de, kt m ettim? Sen de onlarn ocuusun
tabii! Hepiniz aynsnz!

Ali, annesine zehirli bir nefretle bakyor.

Yamurun, sobann ve annesinin alama sesi i ie geiyor.
Ali, buralardan kap gidemedii srece, btn bunlar sevmesi
gerektiini, sevmezse hibir eye alamayacan, katlanamayacan
dnyor. Bir sre sonra yorulup sakinleiyor annesi. Derin
derin i geirdikten sonra, en serinkanl sesiyle, alr gibi
deil de gndelik olaylardan sz eder gibi yeniden anlatmaya
balyor: Allahm, ne biim bir yer buras, btn erkekler birbirlerini
yapyorlar. Benzincilerin olu, kendi evlerinin atsnda, frncnn
ran yaparken yakalanm. Bakomiserin kars anlatt
gnnde. Gece yars btn aileyi karakola armlar. Her
hafta kalenin eteklerine bir ocuu kaldrp yapyorlarm; sinemalarda,
hamamlarda, abbaralarda herkes birbirini yapyormu.
Delireceim Allahm, nasl bir yerdeyim ben? Ben nereye geldim?
Bak, sen yle yapma diye, sen bu irenliklerden tiksin diye,
sen nefret et diye anlatyorum bunlar. Delirmek zereyim,
hep iime ata ata byle oldum. Hep sustum. Yllarca sustum. Halann
kendisi anlatmt bana, kocasndan daha boanmad, yzbay
tanmad zamanlarda olmu bu olay: Amcasnn evine
yatya gittii bir yaz gecesi, kendi amcas, pez amcas, koynuna
girmeye kalkyor bunun, havalar ok scak olduundan, avluda,
tahtlarda yatyorlarm, tahtn etraf beyaz cibinlikle kapl olduundan,
kimse kimseyi grmyor tabii. Herkes uyuduktan sonra,
amcas usulca gelip, koynuna giriyor bunun; amcasn koynundan
atana kadar neler ektiini bizzat kendisi anlatmt bana.
Allah olunu da bu yzden dlsz brakm amcasnn. Hakl
da kt. Bak de hala ocuksuz geziyorlar ortalkta. Burada
herkes birbirinin koynuna giriyor; erkek kadn herkes birbirinin
koynuna... Delirmek zereyim Allahm! Ne biim bir yer buras?
Ben, neler ekiyorum, kimse bilmiyor! Bir de bana niye anlatyorsun
diyorsun, sana anlatmayaym da, kime anlataym? Seni
kendime can yolda bildim de, kt m ettim? O kadar sinir hapn
ben bouna m alyorum?

Ali'nin canhra lyla szlerini yarda kesiyor annesi:
Nasl yaktn elini? diyor. Sen ne yaptn olum? Nasl yaptn? Sobaya
yapm elin!

Eli sarg iinde, yz camlarda, gene kyleri, kasabalar, civar
ehirleri geziyorlar. Akam dn, Harran gneinin kzll,
uykusu uzun harabelere vururken, yars yklm surlarn orada,
beyaz tenli, ksa boylu, ak giyimli yabanc bir kadn gryor
Ali. Tuhaf bir kadn. Grnnde dnyad bir olaanstlk
var; kadnn varlnn yan parlakl, ta arabann camlarna kadar
vurup gz alyor. Ali, harabelerin zerinde birdenbire bir masal
kahraman gibi bitiveren bu kadnn varlndan kapld heyecanla,
Kim bu kadn? diye soruyor arabadakilere. Bir zamandr
hemen hemen hi konumayan Ali'nin, arada bir sorduu sorular,
dnyayla henz btn balarn yitirmemi olmasnn bir kant
saylarak, her seferinde gzle grlr bir sevinle yantlanyor.
Arabadaki dava sahibi kyllerden biri, Ha, o mu? diyor, Amerikal
kadn o. Cinlere karmtr, lakin kimseye bir zarar yoktur.
Kendi halinde bir deli. Gece gndz harabelerin orada dolar,
topra dinler, yldzlarla konuur, sevgilisini arar. Kimse bulamaz
ona, geceleri topraa dayar kulan, gzlerini yldzlara verir.
Birini bekler. Belli, birini ok sevmi, uruna akln vermi.
Kimse bilmez burda, bu harabelerde ne ii var, kimi arar? Allahn
ii ite!

Amerikal kadn, harabelere trmann srdrrken, arkalarnda
brakyorlar onu. Ali, arabann arka camndan, gzden kaybolana
kadar bir sre daha Amerikal kadn seyrediyor. Gerek
akn byle olmas gerektiini dnyor. Delirene kadar! lde
kaybolana kadar!

Babas eskisinden daha ok iiyor. Annesi eskisinden daha
ok kendi kendiyle konuuyor. Ali, eskisinden daha ok alama
krizleri geiriyor.

Babas, karsnn delirdiini sylyor.

Annesi, kocasnn delirdiini sylyor.

Annesiyle babas Ali'nin delirdiini sylyorlar.

Ali'nin gzlerinin nne, akrabalarnn ahrnda bir diree
bal arklar syleyen o deli kz geliyor. Amerikal kadnn aslnda
delirmediini, onunkinin kimsenin ulaamad bir ak olduunu
dnyor. Amerikal kadnn hikayesinin "bo hikaye" olmadn,
Ali'nin de kime olduunu bilmedii bir akla, tpk
Amerikal kadn gibi dopdolu olduunu, gnn birinde onun gibi
delireceini dnyor.

Sana inanmyorum, diyor annesine.

Hibir anlattna inanmyorum. Hepsini uyduruyorsun!

Hayatnda hibir zaman yalan sylemediiyle vnen annesini,
en ok kzdran ey bu. Tutamyor kendini, Ali'ye bir tokat
akediyor. Ben senin iin katlanyorum bu rezilliklere, bu scaklara,
bu eziyetlere, diyor. Senin yaptna bak! Nankr! Kimse
kymetimi bilmeyecek, hi kimse! Ardndan hngr hngr alamaya
balyor. Yeniden sinir haplarndan yutuyor. Bir sre sessiz
durduktan sonra, annesini teselli etmek, gene Ali'ye dyor.

Birka gn sonra, bir gece yars, annesinin sessizce uyandrp,
yatandan kaldrd Ali'nin uykulu gzleri, annesinin srarla
dudaklarnda tuttuu iaretparmanda; hi ses karmadan, sessiz
admlarla avluyu geiyorlar; ehrin hemen hemen btn evlerinde
olduu gibi, mutfak, banyo ve tuvalet avlunun dnda. Gvdenin
btn ihtiyalar ev ilerinin dna srlm. Banyodan su
sesi geliyor, ahap kapnn tahta aralklarndan dar k ve buhar
szyor. Annesi, geni anahtar deliinden ieriyi gzetlemesini
iaret ediyor Ali'ye. Ali, ne greceini bilmiyor, korkuyor; babas
var ieride, bunu biliyor, bundan emin, babas olmas gerekiyor,
sonra biri daha, aklna ilk gelen valinin aln yapan o iman
kadn; kalbi hzla arpmaya balyor. erideki ikinci bir kiinin
varl hissediliyor. Kim olduu anlalmasa bile, bir kol, bir bacak,
bir srt, yer deitiren gvde paralar, ieride ikinci bir kiinin
varlna iaret ediyor. Kalbi, ktlk ve kskanlkla, kime
olduunu bilmedii dipsiz bir nefret ve delice bir merakla doluyor.
Babasnn sarholuunu biliyor. ok sarho olduu geceler,
ge saatlerde banyo yaptn biliyor.

Annesine dnp, "Kim" diye soran baklarla bakyor. Annesi,
parman dudaklarndan ekmeden, belirsiz bir biimde kafasn
iki yana sallayarak, Ali'nin ban yeniden anahtar deliine
gtryor. Ali, gzn dayad delikten bakarken, hem her eyi
grmek, hem hibir ey grmemek istiyor. Sanki grecekleri
bundan sonraki hayatn deitirecek eyler olacak ve o henz
hibirine hazr deil. te yandan, bir eyleri kesin olarak grrse,
duygularn da kesinletirecek. Yeniden avluyu geri dnp sofay
geiyorlar, annesi Ali'yi yatana yatrrken, Grdn iyi oldu,
diyor, artk bana inanrsn, kendi gzlerinle grdn. Yalan sylemediimi
anladn, diyor. Kimdi o? diye soruyor Ali. Dmanmz,
diyor annesi. kimizin de dman: Ahmet. Ali'ye bu isim ilk
an hibir ey sylemiyor. Annesine, anlamam gzlerle bakarken,
annesi ekliyor: Hani matbaada alan. Babasnn amca ocuklarndan
birinin matbaas var. Ayn zamanda yerel bir gazete
karyorlar. te o matbaada alan gen ocuk Ahmet. Birka
kez evlerine gelip gitmi, ar-pazar ilerine bakmt. Ali'nin
yznden Ahmet'i hatrladn anlayan annesi srdryor: Gya
srtn keselesin diye ieri alyormu ocuu, ama birbirlerini yapyorlar.
Biliyorum. Yoksa koca adamla, gen bir ocuun beraber
banyoda ileri ne? Gya ok sarhomu da srtn keseleyemiyormu,
ben de banyoya giremiyorum ya, ondanm. Bir sr palavra!
Yutmadm tabii! Biraz sktrnca, her eyi anlatt. Neyse,
iyi oldu grdn. Benim hibir zaman yalan sylemediimi grdn.
Babann ne mal olduunu gr! Onlarn m ocuu olacaksn,
benim mi, kendin karar ver!

Ali, ben hibir ey grmedim, diyor. Hibir ey grlmyordu.
Her yer dumand. Biraz kol, biraz srt grdm, o kadar.

Annesinin boyun damarlar kabaryor, ylan slna benzeyen
bir sesle: Yalanc! diyor. Sen de onlarn olusun. Onlara ekmisin.
Onlar gibi olacaksn!

Ali, onlar gibi olmak istemiyor. Ali hi kimse gibi olmak istemiyor.
Ali bambaka biri olmak istiyor.

Daha sonraki gnlerde, Ahmet bir daha evlerine hi gelmiyor.
Ali'ye bir sre kimse banyo yaptramyor. Annesi, Ali'nin
gizlice okumaya balad, babasnn ak sak kitaplarn sobada
yakp duruyor. Gnler karanlk sayfal bir kitap gibi ar ve skntl
geiyor. Ev iinden hi eksilmeyen sonu gelmez kavgalarla,
kmltsz bir benzerlik iinde, birbirinin ayn geen gnler
uzayp bir hayat oluyor.

Annesinin buradaki yalnzlnda, kendi yalnzlna benzeyen
bir yan bulduka, ona duyduu yaknlk ve sevgi derinleiyor;
ona sahip kmak, onu btnyle stlenmek istiyor. Ama annesi,
Ali'nin bu duygusunun uzun sre yaamasna izin vermeyip,
onun cann skacak bir eyler yapmakta gecikmiyor; byle zamanlarda
Ali, annesine daha byk bir fke ve kzgnlk duyuyor;
kzgnlna sebep olduu yetmiyormu gibi, bytp beslemeye
alt sevgisini de engellediini dnerek, onu en ok
kzdracak eyleri yapmamak iin artk bir neden gremiyor. rnein,
ancak, kavruk ve elimsiz bedeniyle Ali'nin sabildii
merdiven altndaki bolua saklanp, "stiklal Mar"n, Arapa
szlerle okumaya balyor. Ali'ye eriemeyen anne, ldrm bir
halde, tavan sprgeleriyle merdiven altn drterek Ali'yi karmaya
alyor. Ali, artk birka saatinin orada geeceinden emin
olarak intikamnn keyfini srmeye alrken, Elbet, iin gelir
senin, diyor annesi. Elimden kurtulduunu sanma! Annesi daha
bunu dedii anda Ali'nin ii geliyor.

fkeden gz dnm doktor, onu tokatladndan beri, kefettii
gece mutluluu ise, otuzbir ekmek. Eliyle deil, yzkoyun
yatarak sa bileine srtnerek boalyor. kyle dorudan
ilikiye girmekten holanmyor nk, bu yzden hep oturarak
iiyor. Ayrca, gece yatana yatar yatmaz deil de, sabah ezan
okunurken uyanp sululuk duygular iinde otuzbir ekmekten
daha ok zevk alyor; bylelikle gnahlarnn ve intikamlarnn
saysn artrarak, ok daha byk cezalarla dllendirileceini
dnd bakaldrsn, isyann, byk lanetlerle kutsanm bir
kurban gibi yayor. Onu kstran dnyadan tek k yolunun, ancak
gnah ilemekle mmkn olabileceini dnyor. Bu konuda
gcnn sonuna kadar gitmeye yetip yetmeyeceini bilemiyor.
Abdestsiz namaz klyor. Ramazanda, otuzbir ekmi bedeninin
tuttuu orucun saylmayacan bile bile hem otuzbir ekiyor,
hem oru tutuyor.

Gvdenin gze grndnden ok daha fazla yer kapladn,
baka bir aleme tatn, gze grndnden ok daha fazla
sr sakladn dnyor.

Gvdeleri gsteren ayna, dili gstermiyor.

Arapa szleri Trke, Trke szleri Arapa olarak yazp,
aynaya tutuyor. Aynadaki szcklerin ve cmleye benzeyen ekillerin,
hibir ey sylememesi, anlamdan azat edilmi bir hayat
yayor olmas, onu ok elendiriyor. Bunun kendi z dili olduunu
dnyor. Kulakcinlerinin hzna eriemedii fsltlar,
dedesinin anlam baka dnyalarda sakl sayrl szleri, halalarnn
dua ile lanet arasnda gidip gelen karanlk mrltlar, babasnn
alayc azarlar, annesinin ulumalar arasnda aynalarda sessiz
glmseyen z dili...

Kendi suskunluu, iine glmseyen aynalar gibi, yeryzne
kelime olarak gzkmemi btn kelimeleri iine glmsyor.
Gze grnmeyen cinler, nasl gze grnmezlerse, kelimeler de
yle... Onlar, yalnzca havay kaplyor, aynayla aramzdaki boluu
kapatyorlar. O zaman kimse aynasndan kopamyor. Dnya
btnleniyor. Hibir gerek, var olmak iin dierini yok etmiyor.
imiz, dnya olduundan, dnya iimizi ldrmyor.

Annesi soruyor: Bu tuhaf katlar, bu tuhaf szler de ne demek
oluyor? Ev devlerini yapsana!

Ali iinden, Bunlar ev devi ite, diyor. Benim ev devlerim.

Annesinin bir zamandr yznde dalgn bir karanlk var. Bugne
kadar annesinde grmeye hi alk olmad vazgemiliin
karanl bu. Kendi kendiyle bile konumaya mecali kalmam,
iine bzlm kilitli dudaklaryla omuzlar kkn, kendi
bkkn, terliklerinin sesi kadar gidip geliyor evin iinde. Bir gn
ncesinden alnm havular ertesi sabah gazete katlarna sararak
avludaki p tenekesine dkp duruyor. Bir sredir neredeyse
her gn byle bu. Ali, bir anlam veremiyor buna. Bir sabah,
p tenekesinin banda yakalad annesine soruyor: Elindekiler
ne? Bir an durduktan sonra, Hii, havu, diyor annesi. Niye atyorsun?
Gene bir sre dnp, Bozuldular, diyor. Her gn havu
dkyorsun pe, her gn m bozuluyorlar? Ali'nin yzne
ksa bir sreliine dirilmi baklarla baktktan sonra, Bo ver, diyor
annesi. Bo ver, mhim deil. lk kez oluyor bu. Annesi ilk
kez ona bir ey anlatmayp yryp gidiyor. Annesinin bile anlatmak
istemedii bu eyin ne olabilecei, Ali'yi iyice kkrtyor.
Ertesi sabah sorusunu srarla yinelediinde, syleyip sylememekte
ektii kararszl yeterince belli ettikten sonra, Ali'nin srarlar
karsnda sylyormu gibi yaparak, yznde beliren fkenin,
kzgnln, hncn, nefretin dirilttii kl bir ktlkle:
Babann yznden atyoruz, diyor. Hepsi kirleniyor nk. Sonra
susup, Ali'nin yzne, gerisini anlamasn uman baklarla bakyor.
Ali anlamayp, bo bo bakmasn srdryor. Nasl, diyor,
hi anlamadm. Annesi, elindeki gazete tomarn aralayp havular
gsteriyor. Bak, diyor. Havularn ular sence de kirli deil
mi? Baban delirdi, diyorum, inanmyorsun, her geen gn yeni
adetler karyor, akamlar yatakta kyle oynarken, bir yandan
da bunlar sokuyor kendisine, yeni zevkiymi bu. Ali, szn sonunu
dinleyemeden p tenekesinin banda kusmaya balyor.

Annesi, aniden geri ekilirken, elindeki gazete kadna sarl havular
yere, avlunun ta zeminine dalyor. Ali'nin kusmas artyor.
Gnlerce sryor kusmas.

Bulutlarn hemen eteinde, gkyzne yakn bir kaleye kurulmu
olan ehre, kar, havada fazla dalmadan, seyrelmeden,
azalmadan, yaprak kalnlnda dipdiri der. Birdenbire, byk
klarda kaln karlarla kapl avlulara, okul bahesine yaptklar
kardan adamlara burun niyetine gmdkleri o masum havularn
ans kirleniyor, ocukluk neelerini bir bir elinden alan yetikinler
dnyasna duyduu fke ve kzgnlk byyor; onu en ok inciten
eyin bu olduunu ayrmsyor: O yetikinler dnyasna
adanmaktan kaarken, ocukluunun oyunlarn, anlarn kirleterek
gaddarca bytmeye alyorlar onu.

lalar, inelerle glkle atlatt kusma nbetleri, ok sonraki
gnlerin birinde, babasnn adamlarndan birinin kendisini
Antep'te gtrd bir randevuevinde yeniden balyor. Artk ergen
bir erkek ocuu saylyor, babasnn arkadalaryla yapt
konumalarda, Ali'nin artk kadn vcuduyla tanmasnn zamannn
geldiine, erkeklie adm atmasnn gerekliliine karar veriliyor.
Gen, gzel, temiz, halden anlayan, iini bilen bir kadn
olsun, istemiler. Babas, oluyla yzgz olmak istemiyor. Tylerini
nasl almas gerektiini bile bakas retmiti ona. Hibir
ey konuamad olunun cinsel hayatnn balangcn da adamlarndan
birinin ibilirliine emanet ederek, onu, Antep'in yaz k
glgeler iinde olan, yksek duvarl, dar sokaklarndan birindeki
avlusu sakslardan geilmeyen bir evine yollatyor. Ali, bu karanlk
deneyime hazr olup olmadn bile anlamadan, kendini bir
akam orada, yabanc yzlerin ortasnda yemek yerken buluyor.
Kaamak baklar, kk ellemelerle birlikte yenmi bir akam
yemeinde, geveyip rahatlamak, g ve cesaret bulmak iin iilmi
bir iki kadeh rakdan sonra, tam ortasna gsterili bir taht gibi,
yerlere kadar dklen sim nakl krmz rt, kanavie nakl
dolgun yastklarla sslenmi aynal pirin bir karyolann kurulduu
ssl yatak odasna srt svazlanarak yollanyor. Srt dnk
olduu halde arkasndakilerin, kirli bir tebessmle glen arpk
yzlerini gryor.

Titreyen ellerle gmleinin dmelerini zmeye alrken,
iini kemiren baarszlk korkusu, sonrasnda arkadalarna nasl
anlatacann daha imdiden yaplan gizli provas, rkntl bir
bekleyi ve belirsizlik iinde acemice soyunmaya alt iin,
kendisine ok uzun gelen dakikalardan sonra, filmlerden renilmi
uh pozlarla, yataa uzanm kendini bekleyen kadna, titremesini
bastramad bacaklarla ilerleyip daha ok ylr gibi
zerine uzanyor. Kadnn, kendisine ayrlan bacaklarnn arasnda,
Sakine'nin ansn yardma ararak ilerliyor; kadnn azck
ikin gbeinin altnda, karanlk, kvrck, sk tyler arasnda, tekin
olmayan bir orman hayvan gibi kirli pheler uyandran, vcutta
alm bir yara, kanl bir biftek gibi duran, vcudun belirsiz
derinliklerinden eki kokular szdran, am dedikleri bu karanlk
bolua daha fazla bakamyor. Kadnn nndeki i eti kapamaya
yetmeyen morarm dudaklarn altndan kopacakm gibi sarkp
duran bzk et paracklarna dokunamayacan, onlar
okayamayacan, sevemeyeceini seziyor. Birdenbire yataktan
dorulup halnn zerine kusmaya balyor.

ok itii iin byle olduu syleniyor evdekilere. Bir dahaki
sefere erteleniyor.

Yol boyu hi konumadan, utan iinde dnyorlar Mardin'e.
Babasnn adam, baarszlktan kendine pay biip eksikleniyor.
Kimselerin yzne bakamyorlar.

Ali'nin yeniden kusma nbetleri, titremeleri, herkesten kap
yatana saklanmalar, dnyadan kopup hayal alemine dalmalar
balyor. Ali'yi yeniden doktorlara tamaya balyorlar. Diyarbakr,
Elaz, Antep, Urfa, Adana, Ankara'da eitli doktorlar tarafndan
muayene edilen Ali, en sonunda Adana'ya yeni gelmi,
modern metotlar denedii sylenen bir doktorun ellerine teslim
ediliyor. Ali'ye eitli testler uygulayan doktor, sonunda annesiyle
zel olarak konumak istiyor. Annesi kaygdan iine bzm
bir yzle doktoru dinlemeye hazrlanyor.

Hanmefendi, maalesef olunuz normal deil efenim, diyor
Doktor. Annesinin yz biraz daha iine buruuyor. Doktor, sesini
temizleyip, gzln dzeltip, yzne tarafszlna ve ikna
edici olduuna inand tartlmaz bir ifade beendikten sonra,
artan bir ciddiyetle kald yerden srdryor: Efenim, elbette
her Trk ailesi, evladnn bir Mustafa Kemal olmasn ister ama,
maalesef herkesin evlad bir Mustafa Kemal olamaz! Maalesef,
demin de sylediim gibi, sizin olunuz normal deil, hem de hi
deil! Fikrimi soracak olursanz, olunuzun hi vakit kaybetmeden
hemen tedavi edilmesi gerekiyor. Yeise ve mitsizlie kaplmanz
iin bir sebep yok. Malumaliniz, fen ve tp ilmi hayli ilerlemi
bulunuyor. Henz lme are bulamamsa bile, birok hastal
malup etmede, terakki etmi olduu muhakkaktr. Asrmzda,
birok hastaln tedavisi, tp iin artk mhim olmayan
bir realite haline gelmitir.

Doktor'un soluk almak iin verdii kk aradan yararlanan
Ali'nin annesi atlveriyor: Doktor Bey, n'olur bana gerei syleyin,
olumun nesi var?

Doktor, nasl syleyeceini bilemiyormu gibi dudaklarn
bztryor, derin bir soluk aldktan sonra, Cinsel sapma balangc
diyebiliriz hanmefendi, diyor. Annesi, duymaktan en ok
korktuu ey, sanki kelimelere dklnce gerek olmu gibi, parmaklarn
srarak "Hiii!" diye ardn getiremedii clz bir lk
atyor. Gzlerine iri taneli yalar yryor, alelacele kucanda
duran ift sapl anta alp, iinden karlan kenarlar ine oyal
ili mendille, hzl hzl dklen gzyalar abuk abuk siliniyor.
Annesinin gsterdii tela, zntsndeki gsterii gayret, doktora
bile fazla gelmi olmal ki, Hanmefendi, diyor, Ac hakikatleri
kabul etmek, ebeveynlerin nazarnda her zaman iin mkl
bir hadisedir, elbette bunu takdir ediyorum, lakin hassaten yannz
sra getirmi olduunuz u ili ssl defter, bu hakikate bir
nebze olsun k drm olmal. Hangi erkek evlat, daha ilkokul
sralarnda iken, erkekken ameliyat yoluyla kadn olmu ahslarn
gazete haberlerini kesip biriktirir? Doktorun sesindeki sitem
ve serzeni zerine, suland hissine kaplan Ali'nin annesinin,
gzyalar da, hkrklar da artyor. Kusura bakmayn doktor
bey, ana yrei ite! diyor.

Hibir ey iin ge kalm saylmayz. Bu hususta, iki eit
tedavi metodu mevcuttur. Psikanalist metot dediimiz ilki, uzun
ve meakkatli bir yoldur; haftalar, aylar, hatta yllar srebilir; bu
zaman zarfnda, hastay da, ebeveynlerini de yorar, zer, ypratr.
artl refleks esas zerine kurulu ikinci metot ise, ksa ve kat'i
olmakla birlikte, ac vericidir; bunun iin muvafakatnz gerekmektedir.
Benim temaylm, ebeveyn olarak msaade ederseniz, olunuzu
bu ikinci metot olan elektrik cereyan tedavisine tabii tutmaktr.
Biliyorum, ad kulaa pek ho gelmiyor ama, gene de en iyisi budur.

ok can yanacak m doktor?

Elektrik cereyan tedavisinin bu ekli, tp ilminde henz inkiaf
etmekte olan yeni bir metottur. Balangta, messif ve meakkatli
bir yol olmakla beraber, kat'i ve mspet netice verir. Filhakika,
belki olunuz balangta bir nebze strap duyacaktr, lakin
onun birka seanslk strabna karlk, kendisinin ve ailesinin
hayat boyu saadeti mevzuubahistir. Hem unutmaynz ki, bizim
Trk doktorlar olarak terakki etmemiz de, bu kabil yeni metotlar
tatbikata koymakla mmkn olacandan, tarafmzdan
bilhassa tercih edilmektedir. Bu vesileyle, hem olunuzun tedavisine,
hem memleketimizde tbbn terakki etmesine mhim bir
yardmda bulunmu olacaksnz Hanmefendi.

Peki ne kadar sryor bu, bu ey ite... Mesela, neler yapyorsunuz?

Hastann iyileme emarelerine bal olarak, daha imdiden
bu ameliyenin birka seans devam edeceini syleyebilirim size.
Maalesef, bu sinsi hastal bir kerede tedavi etmemiz mmkn
deildir. Ali evladmza verilecek olan elektrik cereyan srasnda,
size telaffuz edemeyeceim baz resimler ve ekiller gsterecek,
ya da ona baz hayallerini, ryalarn, arzularn anlattracaz,
her resimle birlikte mahdut tutulmu miktarda elektrik vereceiz.
Her elektrikle beraber, bu resimler uur altna ac kayna
olarak nakolacak, bu vesileyle bundan sonra hayat boyu, bu kabil
resimlerin ihtiva ettii bu kabil mnasebetlerden her zaman
tiksinti ve nefret duyacaktr. Az evvel sylediim gibi, metodun
bu sahadaki tatbikat dnya sathnda henz yeni olmakla beraber,
tesirinden asla phe duyulmamaktadr. Keke, hepimizin evlad
bir Mustafa Kemal olsayd hanmefendi, ama Allah bu byk ltfu,
bir tek Zbeyde Hanm'a bahetmitir. Sakn zlmeyiniz.
Tbbn ve Allah'n yardmyla, Ali evladmz en ksa zaman zarfnda
normale dndreceiz.

Ali, ilk elektrik akmyla birlikte, hayatnn filmlerinin bobin
bobin yandn etinde duyar gibi oldu. Titremeye balad. Dili
tutuldu. enesi kilitlendi. Btn bedeninin uyutuunu hissediyordu.
Gzlerini ak tutan bantlardan tr, gzlerini yumamyor,
kirpiklerini krptramyor, titrek nlarla kardaki perdeye
yanstlan resimleri seyre zorlanyordu. Belleinin kendine bile
yabanc nice cra yerinden frlayan yzlerce grnt, ard arda
skn ederek, bakmaya zorland resimlerin zerini rtyordu.
Kulakcinleri, kulaklarn terk etmi, esrik fsltlarnn yerini, yank
elektrik kokusunun czrtl dansna brakmlard. Yatt
yerde, uyku ncesi, dualar mrl mrl tekrarlayarak ezberini
salamlatrr ve ou kez bir duann yarm kalm yerinde uykuya
dalard. imdi btn o geceler boyu ezber ettii dualar hzla
iinden okuyordu; ne kadar hzla okursa, bu ikence o kadar abuk
sona erecekti sanki: "hdinnassratelmstakiymvesratellezine
enamtealeyhimgayrlmadubialeyhimveladdalinamin"

Dualarn hemen ardndan, okul avlusunda okuduklar ant geliyordu:
"Trkm, doruyum, alkanm, yasam..." Dedesinin
havaya dalp boluu byleyen szlerinin ans, her yerin stn
rtsn isterken, btn dualar, antlar, szler, art arda verilen
elekrik akmlaryla birlikte burutu. stemedii kadar ok eyi
birden hatrlad. Sanki hepsi son bir defa btn canllklaryla
hatrlanacak ve sonra hepsi birden unutuun ssz boluunda, sonsuza
kadar kaybolup gideceklerdi. Bir trl unutamadklaryla,
oktan unutup gittikleri yer deitirdi. Kendisine gsterilen resimlerle,
kendi grd resimler yer deitirdi. Hamamn gzleriyle
gremedii her eyi birden grd. Erlerin trks cayr cayr
yand. Sakine'nin gelin gittii, Suriye'nin uzak klar, patlayan
ampuller gibi tek tek snd. Grd ryalar, sanki artk bir daha
hi uyumayacakm gibi, acdan hibir eye bakamayan yorgun
gzlerine son bir kez grnp, ardndan kayboldular. Doktorun,
onu tokatlamasyla birlikte, Dr. Renaud Paris iesi zerine patlad.
Halasnn ocuklar, Demir Otel'deki adam, tad azndan bir
trl gitmek bilmeyen un kurabiyeleri, her ey, azn, gzn,
ruhunu, etini acyla buruturmaya balad. Vcuduna verilen
elektrik akm giderek artyordu. Kulakcinleri susmu, hibir ey
sylemez olmulard. Btn bu olup bitenleri, saklandklar bir
keden kaytsz bir sessizlik iinde seyrediyor olmalydlar.
Sanki cam miferin altnda sca ok alm bir uultuya teslim
edilmiti. Kapld burgata hzla kendinin etrafnda dnyordu.
Halalarnn uursuz bayku lklar eliinde, halas usul usul
kendini kuyuya brakrken, kendinden geip bayld. Baylrken,
onun cann asl yakan eyin, doktorlarn sonradan itiraf ettikleri
gibi, ls fazla karlm cereyan olmayp, anasnn babasnn
kendisini byle bir ikenceye emanet eden elleri olduunu anlamt.
Kendisini, dnyadaki hemen her eye yabanclatran, bir
l kadar souk ve plak bu bilgiyle, bundan byle yeni ve baka
bir insan olacan sezdi.

Annesiyle babasnn kendisine ihanette gelebilecekleri en u
noktayd buras. Artk anlayaca bir ey kalmamt.

Hayat devam edebilirdi.

Tedaviden sonra biraz durgunlat ama, pek dzeldi, diyordu,
annesi, Artk eskisi gibi zmyor bizi, sakin bir ocuk oldu. Bizim
iin neler uydurmu olduunu bir bilseniz! Doktorlarn bile
az bir kar ak kalm!

Pek sessiz, pek sakin, pek dalgn bir ocuk olmu, diyordu
grenler. Ate gibi bir ocuktu kkken, niye byle oldu, akama
kadar ke yast gibi ylece duruyor koltukta, Allah'n ii
herhalde!

ocukluundan beri, az biraz maraziydi. Deli deli bakard
hep, bilmez misiniz? Dier ocuklara hi benzemezdi, diyordu
dierleri.

Annesi sabah nereye koyuyorsa, akamna oradan alyor. Geen
gn pencere kenarnda unutmu. Annesi gelene kadar ylece
durmu, diyorlar. Normal mi yani imdi bu? diyordu bir dierleri.

Ali hibir ey demiyordu.

Ali ne sylenirse onu yapyordu.

Kulakcinlerinin hepsi lmt. Ali yalnzlk ekiyordu.

Dalp gittii ovann usuz derinliine, bozkrn dingin renklerine
gzlerini brakyor, hibir ey dnmemenin hafifliine
ulamaya alyor, ocukluunda sk gittikleri Znnar balarnn
yumuak, koyu, glgeli yeilliini, Ferdovs'un havuzuna akan suyun
sakin sesini dlyor, bu soluk imgelerle huzur buluyordu.

Hayattaki son halas da ldnde, son vasiyetini etmi, o da
dierleri gibi, Ali'den mezarlarnn banda alatacaklar bir olan
ocuu istemi, Ali ona da ayn sz vermiti. Babasnnsa,
hayatta en byk vasiyeti, olunun avukat olmasyd. Ali, avukat
olup, davavekili olan babasnn intikamn almalyd. Yazhanesi
hazrd, hukuk kitaplar hazrd, en nemlisi babasnn ona brakt
erefli isim hazrd.

Ali, sahibi oktan lm hayatn, eitli vasiyetlerin yerine
getirildii bir sahne olarak dnmeye balamt. Okulda baarszd;
her yl ikmale kalyor, her yaz retmen tutuluyordu. Bu
yzden artk yazlar bir yerlere gidemez olmulard. leri eskisi
gibi iyi gitmediinden olsa gerek, gelecee ynelik tela artmt
babasnn; gene Ali'ye avukat olmas, kendi yerini almas, evlenip
oluk ocua karp, erefli aile adn srdrmesini ili ili
vasiyet ettii gnlerin birinde, daha sznn ortasnda, yznden
balayp aa doru inen fel hareketsiz brakt babasn. Bunlar
onun azndan kan son szleriydi. Bu yzden Ali, onlar ilahi
bir iaret bildi. Babann gzleri bolukta sabit bir noktaya, yz
yalnzca tek bir anlama kilitlendi; konuamaz oldu, yalnzca garip
sesler, kimi zaman kopuk heceler karabiliyordu artk; vcudunun
sol tarafn hi kmldatamyor, sa tarafn ise glkle
hareket ettirebiliyordu. Ali, babasna artk hibir ey soramayacan,
onunla hibir ey konuamayacan, her eyin yoklua benzeyen
belirsiz ve karanlk bir bilinmezlik ukuruna atlm olduunu
derin bir aresizlik iinde anlamt. Ali'nin babas iin beklettii
btn kelimeler, iinde kilitli, koynunda gml kald. Artk
hibir kelime iine glmsemiyordu. Babas da, Ali kadar dilsizdi imdi.

Babasnn fel olmasyla birlikte, annesi, zgrlne kavumutu
sanki. Artk her dediini yapacak, sznden hi kmayacak,
her eyiyle ona baml olan bir kocas vard elinin altnda;
sanki yllardr bu an beklemi, gnn birinde adaletin yerini bulaca
bu ilahi ana hazrlanmt. Yllardr kavgalar, frtnalar kopan
evde, imdi huzurlu bir sessizlik hkm sryordu; gndelik hayat
iinde salam bir denge kurulmu, sanki her ey belli bir rutin
iinde yerli yerine oturmutu. Felli bir adama bakmann zorlukluklarndan,
glklerinden yaknmak yle dursun, yllardr arad
huzuru, saadeti sanki imdi yakalam gibi davranan Ali'nin
annesi, bu durumu adeta bir dl gibi yayordu. Kocasnn her
trl bakm bir bana stleniyor, ona elleriyle yemeini yediriyor,
dizlerine battaniyesini rtyor, akamlar gnbatmnda avluya
kartyor, artk kendisini hibir biimde zemeyeceini bildii
bu adam, ancak imdi btn kalbiyle sevebiliyordu. ki gnde
bir eve arlan berber, kocasn tra ederken, o, yznde duru,
sevecen, fkelerinden ve krgnlklarndan ykanm bir ifadeyle,
derin bir skunet iinde uzak bir an gibi kocasn seyrediyordu.

Bir zaman sonra, bir okul dnnde Ali, annesinin yllardr
herkesten saklad karanlk ve kirli srrn da bir tesadfle kefetmi
oldu. Bo geen dersler yznden okuldan erken dnd bir
gn, Ali'nin geldiini fark etmeyen anne, kocasna yemeini yedirirken,
bir yandan dzgn bir Arapayla, ona gnlk olaylardan
sz ediyor, onu bunu ekitirerek dedikodu yapyordu. Ali'nin
geldiini, Arapa konuan annesini duyduunda, dehete benzer
bir aknlkla kapda kalakaldn, oturduu yerde gren babasnn,
duygularn ifade etmeye zorlad gzlerinde, Ali'nin aknln
ve rkntsn paylatn sylemeye alan belli belirsiz
bir parlt vard. Belki de bu parlt zerine, birdenbire arkasn
dnp Ali'yi eikte gren annesi, ilkin bocaladysa da, Ali'nin
bir sredir orada olduunu ve her eyi duyduunu anlayp, ii pikinlie
ve akaya vurmaya alt; bunca zaman sonra birdenbire
Arapa konumas ok da nemli bir ey deilmi gibi, Aman canm,
hem sen hep istemez miydin Arapa renmemi, zaman
iinde kendiliinden renivermiim ite, diyerek geitirmeye kalkt.
Ali, yllardr hemen her eyi anlatan, iinde hibir ey tutamayan,
hi susmayan annesinin, kendine dilden bir sr yapm olmasn
anlamakta glk ekiyor, bu gerei Ali'den saklam olmasn,
kendisine yaplm bir ihanet olarak gryordu. hanet sz konusu
olduunda, insanlarn srprizleri bitmiyordu.

Demek, yllar yl, sinsi sinsi Arapa renmi, kimseye rendiini
belli etmeden, herkesi bir casus gibi dinlemi, kendisi
hakknda sylenen her eyden haberdar olup, kendini korumaya
alm, stelik btn bunlar, bunca zaman saklamay ustalkla baarmt.
imdi, kendinden baka bakacak kimsesi kalmam bu
aresiz adama, kaytsz bir duvar gibi karsnda duran bu ifadesi
boalm yze kar, gnl rahatlyla Arapa konumann tadn
karyor, konumaya alk olmad iin, baz szckleri yanl
telaffuz ettiinde, ya da yanl bir szck setiini fark ettiinde,
kendi hatasna yksek sesle glerek, kendiyle dalga geerek,
bunlar kocasnn gzlerinin iine baka baka, onun dilsiz tanklnda
yapmann zalim keyfini sryordu.

Arapay bir tek kocasna ayrmt.

Yllardr, hizmetileri, grmcelerini, komularn Arapa
bilen kulaklarla gizli gizli dinlemenin, hakknda konuulanlardan
haberdar olmann stnln yaamt. Arapa bildiinin anlalm
olmasnn, ev iinde artk bir nemi kalmamt. Ali'yle olsun,
evdeki alanlarla olsun, eskisi gibi Trke konumakta kararl
grnyordu.

Sonunda, Ali liseyi bitirdi. Sinir krizleri ve sar'a benzeri nbetler
gibi eitli hastalklar nedeniyle, askerlik muayenesinde
re ayrld iin askerlik engeli ortadan kalkmt; annesinin
onayyla zengin bir aileden, eli yz dzgn "lise mezunu" bir
kz beendiler ona; hemen sz kesildi; ailesinin her dediini yapmaya
hazr, yetikinler dnyasna adanm kilitli gvdesi, ailenin
geleceine kurulmutu artk.

Aile, Ali'nin stanbul Hukuk Fakltesi'ni bitirdiinin haftasnda
yeniden dnd Mardin'e. Ali'nin iki olu da, halalarn mezarlarnn
banda imdiklenerek alatlm, alamalar uzun
uzun halalarn ruhlarna dinlettirilmiti. Ali'nin avukatlk stajn
tamamlamasnn haftasna da, babasnn tabelas indirilip, Ali'nin
"Avukat" tabelas akld yazhane duvarna. O gn, zel bir gnd.
Btn Mardin halk tabelann aklma trenine davet edilmi,
aile erefine uygun olarak kurbanlar kesilip fakir fukaraya yemekler
ve hediyeler datlm; Ali'nin dizleri battaniyeyle rtl
babasn bir koltukla tayp ba keye oturtmulard.

Kendi "Davavekili" tabelas, asl olduu yerden indirilip,
olunun "Avukat" tabelas akldnda, herkes, yzne gzne
inanlmaz bir canllk ve ifade gelen felli babann, birdenbire
ayaklanp yryeceini, oluna sarlp kucaklaacan, konuacan,
hatta eski gnlerdeki gibi nutuklar ekeceini sanmt.

Ali'nin annesi, mikrofon yerletirilmi krsye km, konumasna,
vatann her sathna tanan medeniyet me'alesinden
sz ederek balam, titremesine mani olamad heyecanl bir
sesle yapt uzun konumas, gzyalar, hkrklar ve alklarla
sk sk kesilmiti. Sonunda, her zaman yapt gibi, kendini konumasnn
hararetine fazlaca kaptrp, Ben yalnzca gelininiz deil,
ayn zamanda kardeiniz, bacnzm da, ben de bir yerde Mardin'liyim,
ben bir Feride'yim, hepimiz birer Feride'yiz, gibi muhatabn
arm, balamndan kopmu szlerle kendi konumasnn
iinde kaybolmutu.

Vatana, millete byle bir evlat yetitirdiim iin, duyduum
engin saadeti, ehitlerin kanyla sulanm aziz vatanmzn, tarihi
erefle altn sayfalara yazlm olan Mardin gklerine haykrmak
istiyorum. Evet, evet, haykrmak istemekle kalmyor, haykryor,
haykryorum! diyerek konumasn tamamladnda, zellikle
Lise Mdr ve zel ricayla oraya arlm bulunan Vali tarafndan
hararetle kutlanmt.

Tabelannn ilk ivisini Ali'ye aktrdlar:

Avukat Ali Zeyneddinolu.

Bu, bir hayat demekti.

Artk btn hayat bu tabelann glgesinde geecekti.

...

Aynadaki Dalgnlk

AL, ANSIZIN TM HAYATI BOYUNCA, BU FISILTILARIN KULAKLARINI
doldurmu olduunu fark etti. Yllar yl herkesin kula byle
iitir sanmt. Bakalarnn gzlerinden kendini onca saklayan
dnya, gizlerini onun kulana cmerte fsldam, ama o, bunlar
anlamakta ve ayrmakta her seferinde ayn baary gsterememi;
dnya kulaklarnda nlayp durmutu.

Kapy dikkatle kapatp yatan kenarna oturduktan sonra,
her zamanki gibi, ilkin yatak odasnn sessizliini dinledi. Kimi
zaman kulaklar, btn seslerden boalr, dnya onun iin huzurlu
bir yer olurdu. Hemen her evde grlen ortak ayrntlaryla birbirinin
benzeri olan yatak odalarnn mahrem bir sessizlii olduunu
biliyor ve kendine gre bir huzuru olan bu sessizlii seviyordu.
Her yatak odas, ayn zamanda barndrd sakl tarihler
nedeniyle, Ali'de, bir gizem derinlii, lmle ilikili kutsal mekanlarda
duyulan sayg ve merakla kark gl duygular uyandrrd.
Gene yle oldu. Uzun uzun dinledii, ruhuna szan bu sessizlikle
birlikte, camilerdeki, kiliselerdeki gibi neredeyse "uhrevi"
diyebilecei bir duygu, bilinmez bir gle doldurdu iini. Hareketlerine
kendiliinden trensi bir hava gelmiti. Gkyznn
usuz maviliinde karbeyaz kanatlaryla szlerek uan melekler
eliinde dorulur gibi, saygl bir sessizlikle usulca yerinden
kalkt, u an kendisini seyreden bakalar varmasna, msamere
duygusu tayan gsterili hareketlerle gardroba yneldi; zerinde
yabanc gzlerin varln hissediyor ama, temsilin doas
gerei gya onlar grmyormu gibi yapyordu. Sinirli yaps ve
zayf bnyesi nedeniyle, ocukluu boyunca, beden eitimi faaliyetlerinde
yer alamad gibi, ok istedii halde okul msamerelerine
de kamamt. Bunlar her anmsadnda, tazeliini hi
yitirmemi bir fkeyle, gemiindeki herkese yeniden hn duyuyordu.
Halalar, Ali'nin gemiteki herhangi bir olay, her hatrlaynda,
o zaman duyduu fke ve kzgnl, ayn tazeliiyle yeniden
retebilen bu yann, btn kt huylarn ald annesine
benzetir, bu konuda imalarla yetinmez, bundan hi holanmadklarn
arpc szlerle belli ederlerdi. Formika kaplamas bir iki
yerinden kabarp kalkt, birok yerinden izildii halde, annesinden
kalan bu eski gardrobu deitirmemiti. Yalnzca annesinden
kalan her eyi yaatma sadakatinden kaynaklanmyordu
bu davran, ayn zamanda btn ocukluunun bu gardropta kilitli
kaldna dair kkl bir inanc vard. Ayn trensi dikkati ve
zeni koruyarak marur bir edayla kapsn at gardrobun. Her
zamanki gibi, kede, en dipte, naylon korumas iinde asl duran,
siyah payetli gece elbisesini, cilas azalm ahap asksndan
ald. Dnyaya ynelik dikkatlerini seyrelterek kendilerine younlaan
din adamlarnn, byclerin, gzbaclarn, falclarn, kahinlerin
esrikliine benzer bir hal gelmiti zerine. Kutsal bir ayin
ncesinde, ayin giysisini giyerken, ar ar imgesini de kuanan
bir aman gibi, ya da unutulmu dinlerin rahiplerinin, anlamn
tam olarak bilemediimiz trensi davranlaryla giydi elbiseyi.
Bu elbiseyi giyebilmek, ona, yllardr ayn zamanda kilolarn koruma
dikkatini de kazandrmt. Benzer bir dikkati, gece elbisesinin
siyah payetlerini, pullarn korumakta da gstermiti. Yllardr
neredeyse tek bir pulu bile eksilmemiti bu gece elbisesinin,
sanki bir tek pulu bile dse, ryas eksilecek, artk hayatta bile
olmayan annesi, olunun bu elbiseyi, yllardr gizli gizli giydiini
renecek ve mezarndan geri dnecekti. lmlere duyulan sululuun
daha derin olduunu biliyordu Ali.

Vcudunu smsk saran elbisenin yakasn, eteini dzelttikten
sonra, alml hareketlerle aynann karsna geti. Kendini tepeden
trnaa szerken, gzleri hayranlk parltlaryla tututu,
baklar alev ald. Yava yava elbisenin gcn de giyindi; gvdesini
kvlcmlandran siyah pul payetlerin tenine ilediini, kanna
kartn sihirli rperilerle duyumsad. Damarlar kan deitiriyor,
usul usul baka biri olmaya baladn biliyordu. Epeydir
biliyordu: Bir insann kendini en iyi hissettii zamanlar, kendini,
baka biriymi gibi hissettii zamanlardr. Kiinin kendinden
en memnun olduu anlardr bunlar. Kimse kendini ok fazla kendiymi
gibi hissettiinde iyi deildir, olamaz, diye aklndan geen
bu szleri, kendisine fsldadn dnd Kulakcinlerinin
soluu, kulaklarn kzartan bir yakclkla tterek, ate rengine
dnen yzne yryordu.

Aynann dibine kadar bak, diyordu Kulakcinleri. Aynann sular
bulanklap duruluncaya, derinlik boyutu ortaya kncaya
kadar bak. Usuz bir bolua bakar gibi, hibir yeri grmeden
bak. Gzlerine hibir ey smayana kadar bak!

Fsltlara karm bu szler kulana bir kurun gibi akp
eriyene kadar aynada kendiyle uzun sre gz gze kald. Kulakcinlerinin
byl szlerini, kutsal mrldanlarn, kendinden
gemi szlerle tekrarlad; gzleri yava yava bulanklat, baklar
odak kaybna urad. Grn sakin, ruhu esrikti. Aynadaki
grntsnn bulandn, bakalatn, yava yava baka
birinin biimini almaya baladn ilkin fark etmedi; bunun, kapld
hayallerin, hlyalarn yaratt sanrl bir grnt olduunu,
bu grntnn sahip olduu gl gerekliin de kendisini
yanlttn sand. Zaman zaman bu eit sanrlara, hayallere yol
aan aynadaki dalgnla, srtnda bu me'um gece elbisesiyle ayna
karsnda geirdii uzun saatlerden tr yabanc deildi. Oysa
ncekilere benzemeyen canllktaki bu grntnn, ok daha
fazla gerek olmas, birdenbire rktt onu, aynaya yapm kmldamadan
duran gerek kadar canl bu hayalden, kendini sarsarak
kurtulmaya alrsa, yeniden kendi bildii, tand gerek
grntsn bulacan umdu. Dalgnlna kapld aynada hibir
ey deimiyordu oysa. Baklarn yeniden odaklamaya altnda
da, aynadaki grnt aynyd. Kendini yanltan eyin,
gzleri olmadn anlad. Bu kez de, kendi oyununa fazla kapldn,
aklyla birlikte, gnlnn de bulanm olduunu dnd;
geirdii kimi ateli hastalklarda yaad deneyimlerden biliyordu
ki, kimi sanrlar, kendilerini gerek sandracak kadar inat
olur, gznnden bir trl gitmek bilmeden, kendilerini tekrarlayp
dururlard; bu hayal de, onlardan biri olmalyd, nk aynadaki
suret, hibir kukuya yer brakmayacak biimde yabanc bir
kadna aitti. Hayallerindeki gibi bir kadna; hayat boyunca hep
byle bir kadn olmay arzulam, yllar yl bunun dn kurmutu.
Kendinden dalgal uzun gr salar omuzlarna dklen,
uzun boylu, uzun bacakl, salam atl, ince belli, geni omuzlu,
yayla gsl, duru tenli, renkli gzl; etli ve biimli dudaklar
her glmsediinde davetkar kvrmlarla gamzelenen bir kadna...
Hatta, gzbebeklerinin hep mhr kadar iri olup aknn az
olmasn isterdi, ki onlar da yleydi; eitli renklerin beneklendii
gzbebeklerinde, bakan tututuran prltlar yanp snyordu.
te bu kadn imdi aynada, tam karsnda duruyordu.

Karsnda yalnzca baka biri yoktu, ayn zamanda, geride
bambaka bir yatak odasnn eyalar, ayrntlar gzkyordu.
Aynaya yansyan yatak odas, kendi yatak odas deildi. Kapld
tlsmn onu baka bir hayata kardn bir trl kabullenemiyordu.
ocukken, bir keresinde gezmeye gittikleri Derik balarnda,
scaktan bunalm, aalar arasnda dolanrken, birdenbire
kara bir ylanla kar karya kalmt; hi beklemedii bir anda
karsnda bitiveren ylann azn ap tslayarak titreen dilini
gsterdiini anmsyordu. Bir sre mknatslanm gibi ylanla
gz gze kalm, onun kzgn soluunu duymu, korkudan kmldayamamt
bile. Sanki ylan onu efsunlam, davranlarn
elinden almt. u an gene yle olmutu ite. Ali'yle gz gze kalp
bir sre baktktan sonra, slk alarak aniden uzaklaan ylan,
otlarn arasnda, gzn kolay alglayamayaca bir hzla srklenir
gibi kayarak kaybolmutu. Hemen sonrasnda, soluk solua
anlatt bu olay, azck inanmaz gzlerle dinleyen halalarnn
kalbi en zehirli olan, Ylann gzleri mavi miydi peki? diyerek
annesini ima etmi, ardndan dier kadnlarla birlikte glmlerdi.
Byle zamanlarda, annesine hep sahip kmak isterdi. O an
sesini karamasa bile, bunu unutmaz, baka bir zaman, baka bir
nedenle halalarndan intikamn mutlaka alrd. Bakalarndan
farkl olduunu ok erken anlayan her ocuk gibi, kin tutmay da
erken yata renmiti.

Yllar nce ylann karsnda kapld o byl hareketsizlie
kaplmt imdi, inanmaz gzlerle aynadaki grnty szmeye
devam ediyor ve az ncekinin tersi duygularla, sanki kmldarsa,
aynadaki hayalin de o ylan gibi uzaklap kayboluvermesinden
korkuyordu. Birdenbire bu grntnn iinde kilitli kalmay
her eyden ok istediini dnd.

Bu onun hayaliydi.

Ayna ona iini am, hayallerinin gereine sokmutu.

Neden sonra bunu anlamak iin, kendisine deil de aynaya
dokunma gereksinimine kapld. Hala bunun bir yanlsama olaca
kukusundan bir trl kurtulamyordu nk. Sanki ona ancak
aynann yzeyi gerei syleyebilirdi. Parmak ularnda duyaca
o metalsi soukluk, sertlik, kesinlik, birdenbire onu dnyann
ve hayatn gereine iade edecek, kapld geri dnsz grnen
bu ryadan bir anda uyandrverecekti. Aynaya dokunmaya
altnda, dehetle aynann yerinde olmadn grd, ayna yzeyinin
bulunmas gereken yerde yalnzca serin bir hava boluu
vard ve eli aynada belirsiz bir yzeyin iinden kayarak te yana
gemiti. Korkarak aynann iinde ilerledi, ilkin iki elini, iki kolunu,
ban, vcudunun st ksmn geirdi ve sonra btnyle
teki tarafa kt. Baka bir yatak odasyd buras. Az tede, zeri
byk yastklarla beslenmi, daha ok bir kralie tahtna benzeyen
etraf tllerle evrelenmi geni bir yatak bulunuyordu. Yatak
bann iki ucunda gsterili komodinler, zerlerinde de ipek
pskll, apkal gece lambalar duruyordu. Geceleyin yatld
belliydi. Yorgan yana atlm, araf burumu, yatak rtsnn
yars yere inmiti. Dnp ardna baktnda, aynadaki boluun
kapanm olduunu, srl yzeyinin yeniden kadn grntsn
yansttn grd, zerinde ayn gece elbisesi vard ve geride demin
aynadan grd, imdi iinde olduu odann ayrntlar grlyordu.
Aynann nnde, zeri tklm tk makyaj malzemeleriyle
ve birka para incik boncukla dolu eker pembesi renginde
gsterili bir tuvalet masas duruyordu.

Bir masal gerek olmu, kendini olaanst gzellikte bir kadn
olarak, baka bir bedende, baka bir yerde, baka bir yatak
odasnda bulmutu, bu kadna ve bu hayata ait hibir ey hatrlamyordu
oysa; btn bunlar bir tek eye iaret ediyordu: Delirmi
olmalyd. Btn bu yaadklarnn, kapld cinnetin lanetli hayallerinden
baka bir ey olmadn, ama artk kendisinin de bu
hayaller tarafndan esir alnd bir cinnetin iinde kaybolduunu,
hatta u an, etrafnda, onun deli gzlerinin gremedii, ama onu
gren insanlarn, ona, teselli bulmaz ackl gzlerle baktklar bir
odada kilit altna alndn dnyordu. Yatak odasnn kendine
zg ok ho bir kokusu vard gene de. Parfmlerin, kremlerin,
pudralarn, losyonlarn, giysilere ve eyalara sinmi duman kalnlndaki
kokusu, gzle grlmez bir gzellik bulutu yaratyordu
havada. akna dnmt. Eyaya bakt, hibiri tandk gelmiyordu.
Hepsini ilk kez grdnden emindi. Ne yapmas gerektiini
bilmiyordu, bana gelenleri dnmeye, anlamaya alt;
bir ipucu bulmak midiyle, yatan baucundaki komodinin gzlerini
kartrd, bir ey aryordu, bir iz, bir iaret... En st ekmecede,
bilezikler, yzkler, bir dizi inci kolye, birka kol saati ve
benzeri vr zvr arasnda bir nfus hviyet czdan buldu. Heyecan
ve telala kartrd sayfalar arasnda hemen buldu aradn.
Vesikalk fotoraftan kendini tand. Aynadaki kadnd bu.
Aliye Suzan. Ad buydu demek: Aliye Suzan. Yeniden aynaya
bakt. Emin olmak istiyordu. Sonra birka banka czdan, bir miktar
para, isim listesi kabark siyah deriden sayfalar kabarm bir
telefon defteri. Gs heyecanla inip kalkyordu. imdi hem sahibi,
hem casusu olduu bu yabanc hayatn btn gizlerine bir an
nce ermek istiyordu. Sonra daha nce hi akl etmediine kendi
de ararak birdenbire elini nne att. Eline hibir ey gelmedi.
Emin olmak iin elbisenin zerinden tekrar arand. Her zaman eline
gelen siki imdi yoktu yerinde. Taaklar yoktu. Bir cinnete kaplmasna,
ilkin klodunu syrp att bacaklarndan, (klodunun
siyah dantelden olmas yeni bir heyecan uyandrd onda) ardndan
zerini yrtar gibi soyunmaya balad. rlplak kalmt,
dehetle nne bakt, dmdzd n, orada her eyden habersiz
am duruyordu. Avulad, hafif kabark, pembe dudakl, biimli,
hep hayal ettii gibi yumuak ve kzla alan bir tonda tylerin
arasnda her eyden habersiz sakin bir gven iinde bir am duruyordu
nnde. Hayatta en ok sahip olmak istedii ey! Heyecandan
kalbi duracak gibiydi. O buruuk et parasndan kurtulduuna
inanamyordu. Gslerine bakt, brtlen gibiydi gs ular.
Dimdikti. En ufak bir sarkma belirtisi gstermiyor, tersine
yumuak eimli pembe izgilerle diri ve yuvarlak hatlar oluturuyorlard.
Teninde en ufak bir prz yoktu. Kalalar yuvarlak ve
alacak lde diriydi. Otuz yalarnda bir kadn olmalyd. Ellerini
salarnn iinden geirdi, dolgun telleri vard salarnn,
salkl, canl parlyorlard; sonra ban iki yana sallayarak savurdu
onlar. Bir daha, bir daha savurdu. Odann iinde rlplakt
ve ayakta durmu, bir saa, bir sola sa atarak, salarn iki yana
savurup duruyordu. Salar omuzlarn, srtn dvyor, bu ona
mthi bir zevk veriyordu. Kadnlnn ilk ayininin sarholuunu
yayordu. Kalalarn, baldrlarn, srtn, gbeini, vcudunun
her yerini, aynann karsnda inanmaz gzlerle tekrar tekrar gzden
geirdi. Heyecandan srekli dudaklar kuruyor, komodinin
zerindeki azna ine oyas dantel rtlm billur srahiden, yanndaki
cam tabanda ayn dantelin ei olan bardaa, nesnelerin
gerekliine, evresini kuatan dnyann doruluuna inanmak
istercesine su boaltyordu. tii suyun grtlandan geiini aynadan
seyrederek, varln, yaadklarnn gerekliini onaylamak
istiyor, sonra yeniden kendini yataa atarak, her yerini delice
bir hayranlkla elliyor, seviyor, okuyordu; cann yakarcasna etini
imdikliyor, grd ryadan uyanmak istiyordu. Duyduu sevinte
ldrya benzer bir yan vard, yreinin atlar bedenini
yormutu. Yataa uzand, eline ald gm ereveli kk bir
aynada bir doum gn pastasnn itah uyandrcln tayan
amn seyretmeye, onu okamaya, sevmeye balad, nemlenmi
pembe dudaklarn aralayp parman hafife iine kaydrd.
Zevkten gzleri kayd. Daha nce hi bilmedii bu zevki uzatmak
istedi, ikinci parman yedekleyip biraz daha ilerlediinde, hafif
bir can acsyla birlikte ald heyecan, ban dndrd onun, elleri
srlsklamd. Baylacak gibi oldu.

Aniden duyduu bir ses zerine, dikkat kesilip dardaki sesleri
dinledi. Sabah olmalyd. Darda, biri fazla grlt karmamaya
alr gibi hareket ediyordu. Sonra usul admlarla kapya
yaklaan terlik sesleri duyunca korku ve panie kaplarak, abucak
yataa girdi, yorgan bana kadar ekip beklemeye balad.
Salar yastn zerine savrulup yaylmt. Onlar eliyle dzeltmek
istiyor, ama kmldayamyordu. Ancak bir kadnn duyabilecei
bu sknty bile sevdi. Kapnn tokma dnd, kap sessizce
ald; ufak tefek gen bir kadn girdi ieri. Uyur taklidi yapan
aralk gzlerle gen kadnn hareketlerini izliyordu Aliye. Yataa
sokulan gen kadn, srahinin rtsnn alm olduunu grnce,
birdenbire dnp dikkatle Aliye'nin yzne bakt ve uyanm
olduunu fark etti.

Hanmefendi, dedi. Uyanmsnz!

nanmaz bir sesle syledi bunu.

krler olsun Allaha! Gzlerinizi amsnz. Ah hanmefendi,
bizleri ok korkuttunuz! Naslsnz, daha iyisiniz deil mi?

Gen kadnn sesindeki sevin ve efkat, gven uyandrmt
Aliye'de, panii dinmiti. Azck nazl bir sesle, Neredeyim ben?
dedi.

Evinizdesiniz.

Buras neresi?

Eviniz, hanmefendi. Gen kadnn sesine birdenbire kayg inmiti.

Benim evim mi?

Sizin eviniz tabii. Topaac'ndaki eviniz.

Senin adn ne?

Sdka, hanmefendi. Tanmadnz m beni?

Aliye'nin bo gzlerle kendisine baktn grnce srdrme
ihtiyac hisseti: Yannzda alyorum ya.

Ne oldu bana Sdka?

Hatrlamyorsunuz deil mi hanmefendi?

Birdenbire karsna bir frsat ktn hissetti: Hatrlamamak!

Hayr, anlamnda ban iki yana sallad.

Bir kaza geirdiniz. Bir trafik kazas. Feci bir kaza. Boaz
yolunda, Saryer'den dnerken, gece yars. ok ikiliymisiniz
hanmefendi. Ah hanmefendi, hi sz dinlemiyorsunuz ki! Allah
korumu sizi! Ka kere ikiliyken araba kullanmamanz tembih
ettiler ama! Her neyse, kr kurtuldunuz ya, verilmi sadakanz
varm. Sahi, hibir ey hatrlamyor musunuz?

Her ey ok sisli, dedi Aliye. Bir sre uzaklarda bir yere dalgn
dalgn bakt. ekti. Dinlenmek istiyorum.

Size gazeteleri getireyim mi?

Sevindi. Getir tabii, dedi. Sanki iinde bulunduu durumu
akla kavuturacak her eyi gazetelerde bulacakt.

Ha sahi, kazaya ait gazete haberlerinin hepsini kesip saklamtm,
belki grmek istersiniz diye. Cemiyet haberlerini de kesip
saklamay severdiniz ya...

Sdka'nn gzlerinden iyilik okunuyordu. Bunlar, hanmna
yaranmak isteinden ok, sahiden onu sevindirmek niyetiyle yapt
belliydi.

Getir, dedi Aliye. Ne varsa getir. Her eyi bilmek, renmek
istiyorum.

Ama nce kahvalt hazrlayaym size.

nden bir kahve getir bana. Bir de portakal suyu.

Hemen hanmefendi.

Ah krler olsun Allaha, kendinize geldiniz ya, ne isterseniz
isteyin benden hanmcm.

u Sdka iyi bir kz olmal, diye geirdi iinden.

Ayana abuktu. Gitmesiyle gelmesi bir oldu. Getirdii gazetelere
tek tek bakt. stanbul sosyetesinin mehur ve renkli simalarndan
Aliye Suzan, gece ge saat, Boaz'dan dnerken Tarabya'da,
hafif alkoll (!) bir vaziyetteyken, azami sr'atte kulland,
nariei rengi 57 model Chevrolet marka arabas, Tarabya'da
yoldan karak denize umu, Boaz'n sularna gmlm,
otomobilin direksiyonunda oturan Aliye Suzan, ans ve tesadf
eseri, mutlak ve kat'i bir lmden kurtulmutu. Kazaya ahitlik
edenler, neredeyse bir intihar teebbs karsndaym gibi nakletmilerdi
hadiseyi. Arabann iinde Aliye Suzan'dan bakasnn
olmamas da ayr bir ans eseriydi. Sadme sonucu kendini kaybeden
Aliye Suzan, n cam paralanan arabadan dar frlayarak,
otomobille birlikte sulara gmlmekten kurtulmu, mutlak bir
lmden dnmt.

Aliye Suzan'n boynunu dolayan ate rengi ipekli earbn,
son sr'at giden arabannn ak olan camndan rzgara kaplp
uuarak yol kenarndaki aalarn dallarna dolanm olmas,
mhim bir teferruat olarak istisnasz btn haberlerde ayn kymette
yer alyordu. Aliye, birdenbire earb hatrlar gibi oldu.
Acem tlyd galiba, dedi.

leden sonra ziyaretine gelen doktor, Aliye'nin, geici ve
ksmi bir hafza kaybna uram olduunu syleyerek, evresindekilerden
anlay, sabr ve metanet beklediini syledi. Her sorusuna
ok normalmi gibi cevap verilmesini ve her eyi ona hi
sklmadan uzun uzun btn teferruatyla anlatmak gerekliliinden
sz etti. Zahmetli bir iti, ama hastann hafzas yerine gelene
kadar kanlmazd.

Aliye, akamna kalmadan kendisi hakknda bilmesi gereken
birok eyi biliyordu. Aile albmleri, mektup desteleri, baz gnlkler,
an ve yolculuk defterleri elinin altndayd. Yabanc gzlerle
kendi hayatn didik didik etmeye balamt. inde rpertili bir
sevin vard; evresindekiler bunu, hayata dnme sevinci sandlar.

Geceleri gene de erken yatmalsmz hanmefendi, demiti
doktor giderken. Doktorun kaygyla atlan kalar ve sesindeki
ima, Aliye'nin gece hayatndan holanan biri olduuna iaret ediyordu.

Oysa, Aliye Suzan, o gece kadnln yaamak istiyordu.
Bunca yl bekledii kadnln...

zeri hayli kalabalk olan tuvalet masasnn bana geti. Masann
zerindeki her nesneyi, tek tek inceliyor; ielerin, tplerin
zerlerini dikkat ve merakla okuyor, yksek sesle hepsini tek tek
sayyordu. Sanki onlara tek tek gereken zen ve dikkati gsterirse,
hepsi sahiden kendinin olacak, kendi hayatna nfuz edecekti:
Sa maas, beyaz sedefli ruj, plastik krepe tara, ok eitli toka
ve firketeler, kadife ve saten kurdeleler, eye liner, acbadem st,
Dr. Renaud Paris krem, d yaldz rengi Vera gz kalemi, tapudra
Creme puff, Scherk losyon, Quenn's Net Spray, arandnda
hemen bulunabilecekleri bir dankla serpitirilmi olarak na
kacaklar karanlk geceyi bekliyorlard.

Doktora, Evet, dedii halde, ofre arabay hazrlamasn
syleyip kendini fazla yormamak ve geceyi uzun tutmamak kaydyla
abucak hazrlanp dar kt, telefon defterindeki imdi
kendine hi tandk gelmeyen adlardan bir sreliine uzak durmak,
onlar aramadan nce biraz olsun kendine gelmek istiyordu,
bu yzden adeti olmad halde yalnz kt evden, akam yemeini
darda tek bana yedi, can istiridye ekmiti, iki kadeh de
ampanya iti, ardndan Kulp Reat'a gitti. Kulp havasn daha
bulmamt. Her zamanki gibi, Mario Cavacetti orkestras alyor,
ili sesiyle Renzo Bonaverri sylyordu. Kulbn, siyah-krmz
dekoru, verev izgilerle, yanss paralanm aynal duvarlar,
yumuak, glgeli , onda gemiine ilikin ok canl
hatralar uyandrmasa da, imek akm kadar ksa sren parlak
armlarla baz grntler diriltmiti. Doktorun dedii gibi,
kendini yormadan gemiini hatrlamaya almalyd. Kendine
sz verdii zere, geceyi uzun tutmad. Kulpte tant gen,
yakkl ve kibar bir adam, fazla dnmeksizin alp evine getirdi.
Heyecanlar iindeydi. Hayatnda ilk kez sikilecekti. Bunu ok
istiyordu. Bir kadn olup sikilmek, en byk arzusuydu ve ite
imdi gerek olacakt. Aynaya baktka, ona, Hayr, diyebilecek
bir erkein dnlemeyeceini biliyor ve bu gecikmi kadnln
dln bir an nce almak istiyordu. Bu yzden n sevimeyi
bile fazla uzatmam, gen adamdan bir an nce iine girmesini
istemiti. Yataa girer girmez elini, denetleyemedii bir itahla
adamn nne atm, avucuna gelen eyin, umduundan ok daha
byk olmas, heyecann artrarak, onu daha da sabrsz klmt.
Yllardr, hayalini kurduu, iini hazrlad byk ak ve ehvet
sahnelerinin, bir an nce balayp gerek olmasndan baka bir
dncesi yoktu. Zevkten ve acdan dudaklarna dilerini geirecei,
araf trnaklayp yastklar sraca, derin iniltilerle ahlayp
vahlayaca o ehvet dolu dakikalar byk bir hazla beklemeye
balamt. Gzlerinde bunca yl kr bir yemin gibi kilitli
kalm bu sahnelerin gereklemesiyle birlikte, gzleri hayallerinden
ykanp hayat zgrlne kavuacakt sanki. Dnya
onun iin ilk kez gerek bir yer olacakt.

Sabaha kadar alkoydu adam. Sabaha kadar kendini defalarca
siktirdi. Hibir ey deil, ancak amnn acs, onu gerekliine
inandrmt. Sabah uyandnda, kendini btnyle Aliye Suzan
olarak bulmu ve hakkndaki btn kukular dinmiti. Ondan
sonraki gnlerde de, hayatndaki sis hzla dalacak, kayp paralar
yerini bulacak, hatralarndaki yzler hafzasna yeniden gelip
yerleecek, hayat kald yerden ayn hzyla srecekti.

Aliye Suzan, otuz yalarnda, btn stanbul sosyetesini ardnda
koturan, gen, zengin ve dul bir kadnd. ok gen yata
yapt ve sonu hsranla biten evliliinden sonra, kendi gnln
kaptrmasa da, birok ak edinmi ve bir daha hi evlenmemiti;
hem baba tarafndan zengindi, hem de kocas ykl bir servet brakarak
boanmt kendisinden. Ayrldktan sonra, Aliye ile ayn
ehirde yaayamayacana kanaat getiren kalbi krk koca, kap
svire'ye yerlemiti. Orada yeniden evlendiyse de, Aliye'yi hala
unutamad syleniyordu. Aliye ise imdi hayatn yayordu.
stelik, gayet hzl bir hayatt yaad. Klar Topaac'ndaki
evde, yazlar Kandilli'deki yalsnda geiriyor, ylda birka kez
Avrupa'ya gidiyor, yaz k yzyor, bol bol tatil yapyor, mzik
dinliyor --ok zengin bir plak koleksiyonu vard-- kitap okuyor,
hayatn tadn karyordu.

Aliye, ertesi gece, Sdka'nn zenle hazrlad hafif bir akam
yemei yedikten sonra erkenden yatt; tam uyumak zereydi
ki, aynann yzeyinde havaya mknats tozu gibi dalan dumans
bir lt belirdi; bu tlsml lt, onu, yatt yerden kaldrm,
ayaklandrp kendine doru ekmiti; sanki parlak bir yaz gecesinde,
bir kuyuya den keskin bir ay gibi yansyordu aynann
yzeyi; halkacklarla dalgalanp alkalanan dipsiz bir kuyuya
benzeyen aynann byl ekimine kaplm olarak, ona doru
ilerledi; bir uyurgezer hali vard zerinde, ryada konuur gibi
yryordu, iitilmez fsltlar onu aryor, kendi iine ekiyordu
sanki; aynann on ikisi gelmiti, aynalarn zaman da kendine
greydi, aynalar saatinde imdi gecenin on ikisiydi ve baka dnyalara
dalm her ayna kahramannn, artk dnme vakti gelmiti.
Nereye dnecekti, nereye gitmesi gerekiyordu, bunlar hi
bilmiyor, yalnzca dipte bir damar uultusu gibi, baka bir hayatn
ruhunda seiren varln sezinliyordu. Aynann te tarafnda
onu bekleyen, ne olduunu bilmedii, ama kuvvetle sezdii bambaka
bir hayat vard. Bambaka birinin hayat; o hayat, Aliye'den
yardm umuyordu.

Aynann karsnda, iinin dinmesini beklercesine durup bir
sre bekledi Aliye, sularn durulmasn bekledi. Yzeyi dalgalandran
halkacklarn durulmasn, buradaki anlarn bilmedii
uzaklara tamasn, Kulakcinlerinin fsltlarna uyarak syledii
bys uzaklardan gelen birka szcn harekete geirdii aynann,
ar ar katmanlarn aralayan yzeyi, gzler nndeki grnmez
kaplarn hzla aarak, birer birer baka bir aleme aldlar.
Gzlerini yznn derinliklerine odaklayarak oradan kendi
iine ald. Gzkrpm bir anda aynann iinden geerek teki
tarafa kt.

Yeniden Mardin'de, Avukat Ali Zeyneddinoullar'nn evinin
yatak odasnda, aynann karsnda esnerken buldu kendini.

Ali, yle stnda ubuklu pijamalaryla, yataktan yeni km
bir halde, aynann nnde akn akn duruyordu. Sa ba darmadand,
uykusunu alamamt, terliinin tekini bulamyordu,
erkenden mahkemede olmasn gerektiren nemli davalar vard,
daha tra olmas, kahvalt etmesi falan gerekiyordu. Evde yalnz
olduunu, karsnn ve ocuklarnn daha Midyat'tan dnmemi
olduklarn hatrlad. Sryanilerin paskalya yortusu nedeniyle
Midyat'taki ahbaplarnn yanna gitmiler, gitmiken de birka
gn kalmak istemilerdi. Bugn dnyor olmalydlar.

Evliliinin daha ilk yllarnda, karsyla yatak odalarn ayrmlar,
bu da en ok Ali'nin iine gelmiti. Mardin gibi, aile deerlerine
fazlasyla saygl, mutaassp bir yerde hibir biimde
anlalmayacak ve ho karlanmayacak olan bu durumu, Ali'nin,
zaman zaman uykusunda bile depreen sinir buhranlaryla, titreme
nbetleriyle aklamlard. yle zamanlarda Ali, kendisini
kaybettii iin, ne yapaca hi belli olmuyordu, geri byle bir
ey olmamt ama, yle bir anda, Allah kotusun (!) karsna bile
bir zarar verebilir, diye dnerek byle bir tedbire gitmilerdi.

Ali, nedenini hi anlamad yorgunluuna, danklna
karn, gene de gzle grlr bir biimde keyifli ve zindeydi o sabah.
Tra oldu, ou kez yapt gibi yzn ykamakla yetinmeyip
banyo yapt, gene enmeyip, hizmetilerin gelmesini beklemeden
mkellef bir kahvalt hazrlad kendine. Mahkemelerine
tam saatinde yetiti. Onu her zaman ask suratl ve sinirli grmeye
alm olan mbairler, zabt katibeleri, hakimler ve savclar ok
ardlar.

Kars da, ocuklar da Midyat'tan dndkten sonra, karlarnda,
koca olarak da, baba olarak da bambaka bir Ali bulmulard.
Ali'nin btn tedirginlikleri, huysuzluklar, hrnlklar gitmi;
sakinlemi, yumuamt; sert ve krc hareketlerinden eser
kalmamt. ou kez yapt gibi, havadan nem kaparak yersiz
alnganlklar gstermiyor, tersine dnyaya artk bilgece bir hogryle
glmsyordu. Hibir zaman sahip olmad bir mizah
duygusu kazanmt. Akamlar, yemek sofrasnda, ocuklaryla
akalamaya, karsna ho szler sylemeye, evde alanlara taklmaya,
zaman zaman onlarn gnln almaya ve en nemlisi
kendiyle dalga gemeye balamt. Savc ve hakimler bile, Ali'deki
bu deiiklikten hayli etkilenmie benziyorlard. Nitekim,
nobranl ve ketumluuyla mehur Ar Ceza Reisi bile, bir keresinde
enesini tutamayp, Size sihirli bir denek demi Ali
Bey, btn lzumsuz teferruatlarnzdan kurtulmusunuz, demiti.
Savunmalarnza bir berraklk geldi ki sormayn! Son savunmalarnzn
her biri, bir sanat aheseri! Ali, kimi zaman iyi niyetli
bir aknlkla, kimi zaman inelemek amacyla sylenmi bu kabil
szlerin zerinde durmuyor, duruma uygun lml cevaplar vererek,
glmseyip geitiriyordu. Ali'nin ruhu hafiflemiti sanki.
Kendindeki kimi karanlk yklerden kurtulmu, ruhu salaha ermiti.
Bilenler, dedesinin zamannda bir eyhin tekkesinde uyuyakalp
bambaka biri olarak dnmesine nazire olarak, Ali Bey,
acaba hangi eyhin yatrnda geceledi de yzne nur geldi? diye
soruyorlard birbirlerine. Gerekten de zaman zaman yznde,
tpk dedesinin yznde olduu gibi, gzleri ve baklar uzaklara
ekilmi, mtebessim bir ifade beliriyor; yznde, ancak meczuplarda
ve evliyalarda grlen, gndelik kayglarndan azade,
dnya d bir huzur ve saadet okunuyordu. Dedesiyle arasndaki
bu benzerlii, Ali'nin dedesini, duvardaki resminden tanyan kars
bile fark etmiti.

Kendini tamamyla olaylarn gidiine, hayatn akna brakmt
Ali, her eyi ho yanlaryla grmeye alyordu; yersiz gerginliklerinden
kurtulmu, kaslmalar gitmiti; ocukluundan beri
zaman zaman geirdii sinir krizlerinden, aylp baylma nbetlerinden,
azndan kpkler getiren seirmelerden, titremelerden
eser kalmamt. Ba ars haplar, sinir haplar, uyku haplar, mide
kaslmalar, srt arlar, iddetli kanmalar iin ald btn o
samasapan haplar, nicedir ekmecelerde bayatlamaya balamt.

Herkes, btn bu deiiklikler iin, Ali'den bir aklama bekliyordu.
O, bir aklama yapncaya kadar, her dakika merakl gzlerle
hayatn ve davranlarn didik didik edecek, kendileri iin
cevap yerine geebilecek herhangi bir ey bulana kadar, belli ki,
peini brakmayacaklard. Bunun zerine, en eski ama, en kesin
sonucu veren zm buldu:

Aalardaydm, dedi. Dedemin mezarnn bana diktiimiz
aata yattm gn gece. Her gece, ryalarm evliyalar, ermiler,
eyhler ziyaret etti. Meer dedem kutlu bir kiiymi. Bouna
deilmi o halleri. Dedemle konutum. Bana dnyay aklad.
Meer dnyada hibir ey iin zlmeye demezmi! dedi.

Bunu duyan Ar Ceza Reisi: Bunun iin, gn gece
aata yatmas gerekmezdi, diye tepki gsterdi; Bana sorsayd,
ben de bu kadarn sylerdim kendisine.

Ali, bu kabil eylere hurafe gzyle bakan, tabiatta vuk'u bulan
her hadisenin ilmi bir izah olduunu dnen, Bat medeniyeti
alm, ilim irfan sahibi tara mnevverlerine, tahsilli kiilere,
byk altndan, bunun bir latife, boinanlarla grgr geen bir
oyun olduunu ima ediyor, te yandan dierlerinin, kendisini ermilerle
irtibat kurmu bir kutlu kii gibi grmesine hi ses karmayarak,
bunun kendisine salad zgrlk alanndan ve kazandrd
saygnlktan honutluk duyuyordu. Annesi, onun bu
hallerini grse ne derdi diye, iin iin elenmekten de kendini
alamyor, halalarnn deyimiyle "Me'aleci Feride"yi mezarnda
kzdrdn dnyordu. Bir yanda, annesini, babasn honut
etmek iin, ka yllk zahmetle giyindii kenarlar krmz-yeil
eritli, uzun etekli, siyah avukat cppesi, mahkeme koridorlarnda
vekarla yrdke, an ve erefle dalgalanyor, te yandan ryalarna
ermilerin konuk geldii Ortadou'nun tlsml aalarna
trmanarak, ruhlar aleminde ten ve gvde deitiriyordu. Yarlmadan
yaanmyordu bu topraklarda. Kendiyle barmann en
iyi yoluysa, elikileriyle barmakt galiba.

Daha nemlisi Ali, karsnn ve ocuklarnn Midyat'ta olduu
o gn gece boyunca nereye kaybolmu olduuna dair,
bir aklama getirmi oldu. Ortadan kaybolduunda, kimsenin
aklna, dedesinin mezarnn bandaki aaca bakmak gelmemiti
tabii.

Kars, Her ey biz Midyat'tayken olmu, diyordu. Ermiler
gelip kolundan tutup yatandan kaldrmlar bizimkini; dedesinin
mezarnn bana gtrm, okuyup flemiler. Bouna deil,
ben de orada tuhaf bir rya grmtm. Bizim Ali sk aal bir
ormann orta yerinde yanlamasna yanlamasna yryordu; byle
upuzun, dimdik bir yol, o gittike yol, daha da uzuyormu gya...
gibi her bir sahnesinde budalaca manalar vehmettii birbirinden
skc bir dolu ayrnty, u uca ekleyerek kardakinin dinleyip
dinlemediine bakmakszn, uzun uzun anlatyordu. Ali'nin karsnn,
grdn iddia ettii, her dinleyeni esneten keramet dolu
ryalarn, btn Mardin'e anlatmaktaki srarnda, daha ok kocasndan
geri kalmamak kaygs ve keramet vehmedilen kocasna
layk olmak gayreti seziliyordu.

Her ey zamanla duruldu. Ali, baz gnler ve geceler, aynann
karsna geiyor, kendini yznn dehlizlerine brakyor, aynadaki
dalgnla kaplp gidiyordu, Kulakcinleri onu ziyarete geliyordu;
o, srtnda siyah gece elbisesiyle kendini seyrederken,
birdenbire kendini aynann te yannda buluyor, Topaac'nda
Aliye Suzan'n o renkli ve zevkli hayatn yayordu. Btn bunlar
neredeyse bir gz krpmnda, dnya zamanyla llemeyecek
ksalktaki hzlarda olmaya balamt. Kimse ne Ali'nin, ne
Aliye'nin yokluunu fark etmiyordu. Ali'nin yokluu fark edilse
bile, stne varldnda, byk altndan glmseyerek, Bir yerlerdeydim
ite, fazla kartrmayn, diye imal konuuyor, manal
manal glmsyordu. evresindekiler, onun kaybolduu zamanlarda
ermilerle bulutuuna inanyordu. Ali, ardna gizlendii
bulanklkta kendini daha gvenli hissediyor, buna ilikin
ak ya da rtk btn sorular, yantsz brakyor, ne evet, ne hayr,
diyordu. Gerekten hibir ey hatrlamyordu. Onun iin, ayna
karsnda kapld dalgnlklar, akamlar, sade kahvesini
iip gazetelerini, mecmualarn okurken, ban dayad kulakl
berjer koltuunda, iinin geip uyuyakalmasndan farkszd.

Bylelikle ksa bir zaman sonra, Mardin'de Ali, stanbul'da
Aliye olarak yaamaya balamt. Mardin'deki erkek varl, bu
durumdan tr hibir ey hatrlamaz, hissetmezken, stanbul'daki
kadn varl, belli belirsiz bir baka hayatn rperileriyle
titriyor, ayn anda iki bedende birden yaayan tedirgin bir ruhun
kmazlaryla, iddetli sarsntlar geiriyordu. Zaman zaman gzleri
akken grlen gndz ryalar kvamnda, imek akm
ksalnda ve parlaklndaki grntlerde, kendini, kendi olarak
deil, bir bakas olarak, baka bir hayatn iinde gryor, stelik
ok canl fotoraflar tayan bu hayat, hibir ey hatrlamamasna
karn, ona ok tandk geliyordu. Daha bir ann bile sabitleyemeden,
grndkleri hzla kaybolan bu grntler, hafzasnda
hibir iz, hibir iaret brakmadan kr bir karanla gmlp
gidiyorlard.

Onu yakndan tanyanlar, Aliye'deki bu deiiklii, kazadan
sonraki tutarszlklarna, depreen lm korkusuna yordular. Kolay
deildi. Ne de olsa lmden dnmt. En nemlisi hafzas
yerine gelmiti ya, gerisinin nemi yoktu...

Aliye Suzan'n iyileir iyilemez, kendini hzla gece hayatnn
kollarna atn, herkes hastal srasnda her eyden uzak kalmasna
yordu. Her akam dar kyor; akam yemeklerini mutlaka
birileriyle darda yiyor, at'da Sevin Tevs'ten caz arklar dinliyor,
Karavan'da striptiz seyrediyor ve mutlaka Club 12'de noktalanan
bu uzun tutulmu gecelerin hemen hibirinde evine yalnz
dnmyordu.

Bu renkli, hzl, lgn gecelerin ardnda, ok daha derin bir
susuzluun ve hasretin yattndan kendi de habersizdi. Neredeyse
varlndan bamsz bir susuzluu gidermeye, amansz bir
hasreti dindirmeye altn kendi de bilmiyordu. Aliye'deki
deiiklikleri, yalnzca geirdii trafik kazasyla aklamak olanakszd.
Yllardr st ste deitirdii onca sevgiliden sonra birdenbire
nereden kt belirsiz, o gne dein hi hissetmedii iddetli
bir duygu, iindeki bolua gelip yerlemi, btn varln ele
geirmiti. Zaman zaman kime olduunu bilmedii bir hasretle
dalp dalp gidiyor; gzleri kendiliinden nemleniyor, nedensiz
mahzunlayordu. Yllardr anlamad "melal" szcnn ne
anlama geldiini imdi anlamt. Bunca yl, gzellii ve kalpsizliiyle
nam salm, ok can yakm olan Aliye Suzan, hayatnda
ilk kez, iddetle ak ihtiyac duyuyordu. Ne zamandr kimseyi
iddetle istemediini, kimseye derin bir arzu duymadn fark etmi,
bunu bir eit yorgunlukla, iinin boalmasyla aklamaya
balamt. Oysa, imdi birdenbire, iini bir esrar duygusu sarmt;
gnn birinde karsna kacak birinin, hayatnn btn hikayesini
deitireceini dlyor; biri iin ok zel olmak ve o
birinin de kendisi iin ayn lde zel olmasn istiyor, elinde olmakszn
srekli bunun hayalini kuruyordu. Bir yerlerde yaadndan
emin olduu, varln kuvvetle hissettii, ama hi tanmad,
yzn hi grmedii biri iin hasret duyuyor, burnunun
direi szlyor, kimi zaman gzleri doluyordu. Eskiden duyup
getii nice ak arks bile, birdenbire hi olmam birinin hatras
yerine gemiti. Onun bir gn karsna kaca byl ann
beklentisi, zaman rperten bir iddetle btn hayatn doldurmaya
balamt. Biri olmadan olunan ak stmasna tutulmutu.
Kalbini aka ak tutmu, yaamnda birka kez sevmi ve ona
yeniden susam insanlara tandk gelen bu duygu, onun bsbtn
yabancsyd; dolaysyla deneyimlerin kazandrd i hazrlklarndan
da yoksundu. Bunca yl kalpsizliiyle savunduu bedeni,
imdi hemen her tehlikeye ak savunmasz bir ocuk gibi, iinden
ve imtihanndan geecei ak emberini aryordu.

ok gemeden de o ate emberinin tam ortasna dt.

Otuzlu yalarn btn grkemiyle yaayan Aliye Suzan'n
hikayesi de byle balam oldu.

stanbul'un gzde mekanlarndan Club 12'nin kimi zengin ve
hatrl mterileri iin zel bir servisi vard. Sahne nndeki kimi
masalar, gelsinler ya da gelmesinler, onlar iin bo tutulurdu. rnein,
bakirelere dknlyle tannan, monokl gzlkl, kei
sakall nl bir gazete patronunun ya da ad sabun, temizlik tozu
gibi rnlerle markalam nl bir fabrikatrn kendilerine ayrlm
olan "hususi" masalar kimselere verilmez, ge saatlere kadar
onlar ya da onlarn zel konuklar beklenir dururdu. O gece, o
masalarn birinde tek bana oturan, temiz yzl, dalgn bakl,
yakkl bir gen adam dikkatini ekti Aliye Suzan'n. Grr grmez
adamn yabanc olduunu dnmt; bunu ona dndren,
adamn bal rengi salar, ak, duru teni deildi yalnzca. Duruu,
oturuu, hali, tavr, hep birden yabanc olduunu belli ediyordu.
Bir de gen adamn yznde, gnn birinde biri tarafndan
okunmay bekleyen uzak bir esrarn hikayesi saklanyordu. Sahnede
Marino Marini orkestras alyor, kulbn deimez solisti
Renata, gizemli ve bouk sesiyle ak arklar sylyordu. Kendine
her zamanki gibi, gerilerde, kuytu bir masa semiti Aliye Suzan.
Her yere hakim bir noktadan bakmaktan, herkesi biraz uzaktan
izlemekten holanr, fazla gze batmamak isterdi. Bulunduu
hemen her yerde biraz geride durmak isteyiinde, fazlasyla gsterili
bir kadn olduunu bilmenin gveni vard elbet; nasl olsa
grleceinden emindi ve mesafeli durmann, gzelliine ayrca
gizemli bir ekicilik kattn da bilirdi. Oysa, imdi masada tek
bana oturan u gen adam farknda bile deildi onun. Zaman zaman
hibir yere taklmayan baklarla salonu yle bir taryor,
sonra dikkatini yeniden sahneye, arkcya veriyordu. Aliye Suzan,
gen adamn bu tutumunun, baklaryla insanlar rahatsz etmemek
nezaketinden ok, fazlasyla kendine dnk yapda biri
olmasyla ilgili olduunu dnd. Yakkll ilahlarla yaran
erkeklerde grlen genel bir zellikti bu. Kendilerine bakmaktan
dnyay gremezdi byleleri. Nitekim, Aliye Suzan'n, kendinden
baka hemen her eye kaytsz grnen gen adamn dikkatini
ekme abalar da sonusuz kald. Adam, masada yalnzd,
kimseyi bekler grnmyor, daha nemlisi etrafla ilgilenmiyor,
tek bana elenmekte kararl olduu anlalyordu. nnde buz
kovas iinde ampanyas duruyordu, onun da, kendisi gibi ampanya
imesi houna gitmiti Aliye Suzan'n. Bu eit kk ortaklklar,
gelecee giden yolu kolaylatrrd.

Az sonra istedii bilgiler kulana fsldanmaya balanmt.
Adam gerekten yabancyd, talyand, gazeteciydi, nl gazete
patronunun misafiri olarak, onun masasn igal etmiti. imdilik
Pera Palas'ta kalyordu ama, yapt bir aratrma nedeniyle, bir
sreliine stanbul'a yerleecei, bunun iin bir ev tutaca syleniyordu.
Adamn ilgisizliinin, kaytszlnn kendisini fazlasyla
kkrttn fark eden Aliye, bu durumun kendisini bsbtn
bylemesine ve duygularn istemedii kadar trmandrmasna
izin vermemek iin, bir an nce adamla tanmak ve durumu normalletirmek
gerektiine karar verdi ve gen adama ilikin bu
bilgileri kendisine byk bir itahla aktaran sosyete kuu Huber'den
bu tanmay salamasn istedi. Aliye Suzan'a neredeyse marazi
bir hayranlkla bal olan, bu yzden de arkadandan ok,
"femme de chambre" gibi ardnda dolaan Huber, Aliye Suzan'n
isteklerini emir telakki ederdi ama, tam bu srada beklenmedik
bir ey oldu. Grr grmez yabanc olduuna hkmedilebilecek
kadar sska ve uzun boylu gen, sarn bir kadn, hzl admlarla
masasna gelerek gen adam kaldrd ve birlikte apar topar ktlar.
Gen adam, oturduu srece, ne saatine, ne kapya, ne etrafa
bakmt. Birini bekler gibi bir hali de yoktu. Gene de kzn geldiine
armamt. Bu durum, Aliye Suzan'n, adamn kzla ilikisinin
mahiyetini anlamasn zorlatrm, cann skmt. Karlamalar
bir rastlant olmasa gerekti. nk, kz etrafa yle bir
baknp dorudan adamn masasna ynelmiti; adam da, onu grnce
hemen ayaa kalkm, el skm ve kulpten birlikte kmlard.
Adamn sevgilisi ya da flrt olabilir miydi? Grne
baklrsa, aralarndaki daha mesafeli bir iliki olmalyd. En yaklak
karsama, kzn bir nedenle adam almaya geldiiydi. Belki
de adamn hibir eyi olmayp yalnzca gezisini organize eden
grevlilerden biriydi, Aliye Suzan'a gre, zaten her haliye sekreter
tipli bir kzd. Yine de bu karsamalarn doruluundan emin
olamyordu. Birdenbire, iinin kskanlk ve aresizlikle dolduunu
ve hi alk olmad bu duygularn, i dengesini bozarak
onu kt ettiini hissetti.

Kzn geliiyle birlikte ayaa kalkan gen adamn grnndeki
grkemden Aliye Suzan'n ba dnd. Tahmin ettii gibi,
uzun boylu, uzun bacakl, geni omuzlu, sportmen grnlyd;
kulbn glgeli, lo nda, stelik izgileri belirsizletiren koyu
takm elbisesinin altnda bile dirim fkran salkl, gl bedeni
hissediliyor; dahas arzu uyandryordu. Aliye Suzan elinde
olmakszn yutkunduunu fark etti. Adamn gitmesiyle birlikte,
tad tuzu kat. Neesi snd. Gece, onun iin, o an bitmiti. Kendisini,
beyaz atl prensinin yolu, bakas tarafndan kesilip karlm
mahzun bir prenses gibi aresiz ve hakk yenmi hissediyordu.
Etrafa olan btn ilgisini kaybetti. Birdenbire ii ksmt.
Hrnlat, aksileti ve iddetli ba arlar iinde evine dnp
kendini yataa att. Ortada bir yar olmad halde, kendini ar
bir biimde yenilmi, hatta bozguna uram hissediyordu. Yenilgi,
hi tanmad, alk olmad, kabul edemedii bir duyguydu.
stelik, adamla tanmay bile becerememi, onu kazanmak iin
herhangi bir ey yapmasna frsat kalmadan, saf d braklmt.

Sabah uyandnda Ali, kendini niye bu kadar kt hissettiini
anlamad, stelik dn, uzun zamandr sren zor ve etrefil bir
dava kazanm, akam ehir Lokali'nde bunu birka kadeh ierek,
byk bir nee iinde kutlamt. Yllar yl azna ikinin bir
damlasn dahi koymam Ali'nin, bir zamandr baz akamlar eitli
vesilelerle birka tek parlatmas, etrafndakilerce artk pek
yadrganmayan deien onca huyunun yanna sessizce yazlm
yeni bir adetiydi.

Belki de, fazla kardm, dedi. Ne de olsa adetim deil, belki
ly kardm. Bam atlayacak neredeyse! Ne oldu bana?

ki gece sonrayd ki, sosyete kuu Huber, eitli entrikalar
deneyip, Aliye Suzan ile talyan gazeteciyi, Club 12'de ayn masada
buluturacak "organizasyonu" salamay baard. Bylelikle,
her eye bir raslantym havas verilmi olacakt. Aliye Suzan,
geceye, cenk meydanna kan bir cengaver gibi zenle hazrlanm
olmakla birlikte, iddiasn gzlerden saklamay beceren,
heyecann ve merakn hi belli etmeyen doal davranlar
iindeydi; iinde kopan frtnalara karn sakin grnyordu; ll
bir makyaj yapmt, taklar abartszd; grnne, inceden
inceye hazrlanm gibi deil de, sanki her zamanki hali byleymi
hissi veren sade bir klk egemendi. Masadaki herkesle
eit lde ilgileniyor, adnn Massimo olduunu rendii talyan
gazeteciye, scak ama mesafeli davranyordu; gereinden
fazla ilgi gstermedii gibi, neredeyse ok da nemsemiyormu
grnyordu. Doall, sahici deil, edinilmi bir doallkt;
gerekte profesyonel bir vekarla durumu idare ediyor, bu arada
iin iin Massimo'yu tartyordu. Huber, ona ve onun bu profesyonelliine
bir kez daha hayranlk duymaktan kendini alamad
gibi, eilip kulana sylemeden de duramad. Aliye Suzan, gzbebeklerinde
hnzrca parltlarla, ll bir tebessmle karlk
verdi ona. Bu glmseyiinin ardnda, Ah, bir de iimi bilsen, havas
seziliyordu.

Gene Huber tarafndan renilen, uzun boylu sska sarnn
gerekten konsolos sekreterlerinden biri olduu bilgisi ayrca iini
rahatlatmt.

Bir ara Massimo, onu dansa kaldrp salam bir tutula, gl
kollarnn arasna aldnda, o zamana kadar bir biimde koruduu
hakimiyetini yitirecek gibi olmu, gzleri kendiliinden kaym,
kuyruksokumuna kadar rpermi, ardndan btn bedenini
hafif bir titreme almt. Yemek boyunca, hissettiinden ok daha
fazla gvenli grnm, ama gen adamn kollarnn arasna almasyla
birlikte, nianls tarafndan ilk kez dansa kaldrlan mutaassp
mahalle kzlar gibi sakarlavermiti. inde, bugne kadar
rendikleriyle, imdi hissettiklerinden oluan birbirine kart
iki g, ayn anda ve ayn iddette harekete gemi, onu iki ayr
kutba ekmeye balamt. Alk olmad ikilemlerle iinin
alkalandn duyuyordu. Massimo, ll ve saygl bir uzaklkla
tutmutu onu kollarnn arasnda, bir ara bir eyler sylemek
iin kulana eildiinde, Massimo'nun yakc soluu, boynunu,
kulakmemelerini, sa diplerini rpertmiti. Gen adamn srm
olduu gayet hafif, uucu, tenis kortlarnn yeil ve serin havasn
artran kokusu, genzini doldurdu Aliye Suzan'n. Beklenmedik
anlarda bir erkein parfmnn duyulmasnn kendine zg
bir ehveti olduunu bilirdi, ama bu sefer, bu kokunun iinde,
baskn biimde adamn teninin kokusu da vard. Daha dorusu,
srnd koku, adamn teninin kokusunun daha ok ortaya karyordu
sanki.

Aliye Suzan, Massimo ile yaadi gerilimin, ncekilere hi
benzemediini; bu sefer, gnn gzde "playboylaryla" giritii
hzl maceralardan, kk ve zararsz apknlklardan, gcn ve
ynetimin kendisinde olduu tehlikesiz flrtlerden bambaka bir
eyin kendisini beklediini anlamt. Massimo'ya olan ilgisi arttka,
g yitirdiini, iinin o gne kadar hi bilmedii, tanmad
bir teslimiyetle dolmakta olduunu fark etti. Teslimiyet. Evet,
doru szck buydu: Teslimiyet. "Bana istediin her eyi yapabilirsin,"
demekti bu. Ve Aliye Suzan bunu sylemek istiyordu.
inde yllarca kapal kalm yakc bir sr gibi iddetle bunu sylemek
istiyordu. Bugne kadar hi bilmedii, kendisi iin taze ve
yeni bir duyguydu bu. Bir eit teslimiyet, bir eit klece boyun
ei hissediyordu Massimo'ya kar. Sanki daha azna Massimo
raz olsa bile, o olmayacakt. Bu duygularn kendi iine, zne ait
olmadn, neredeyse dardan damarlarna rnga edilmek suretiyle
aktarldn dnyordu. Btn bunlar, hem fazlasyla
gerekti, hem de o lde yabancyd ona. Kendini tanyamyordu.
Aliye, bir duygunun, insan nasl deitirdiine, deitirebildiine,
ilk kez bu lde tank oluyor, an be an bakalatn hissediyordu.
Demek duygularmz, sahip olduumuz gereklii de deitirebiliyordu.

Dans bitmeden, daha Massimo'nun kollarndayken, ona srlsklam
ak olduunu kendine itiraf etmekten baka bir aresi olmadn
anlad. Akt bu. Ondan karmay baard, yakar, tapnma
ve aresizlik okunan birka baknda, yaral bir hayvann
baklar vard ve onun yannda, hibir erkein yannda olmad
kadar sessizleiyordu, sanki btn szckler kullanm deerini
ve gcn yitiriyordu. Sanki konusa, hissettiklerini dillendirmeye
kalksa, ii azalacakt.

O gece, tek baars, Massimo onu evine braktnda, bir
kahve imek iin olsun, yukarya armamay becerebilmek oldu.
Bunu nasl yapabildiine kendi de ard ama, ona bunu yaptran
ey, bir ilikide kazanan taraf olmak iin herhangi bir strateji
ya da taktik uygulama dncesi deil, birdenbire iinde beliren
kendisine bu kadar yabanc bir duygunun varlna kar duyduu
korku ve gvensizlikti. Apansz ortaya kan bu duygularn, gelecei
iin bir biimde tehdit oluturduunu hissediyordu. Duygular,
dnceleri, istekleri ve kararlar konusunda, hem kendine
hem bakalarna kar, her zaman srprizsiz biri olmutu. Ne istedii,
ne istemedii, her zaman iin fazlasyla belli olan biri olmu,
karar ve tutum gerektiren konularda her seferinde skc bir
tutarllk gstermiti. imdiyse, ilk kez iinden ve kendisinden
korkuyordu. zerinde yeterince dnlmemi, tartlmam, snanmam,
kendisi iin yepyeni olan bu duygularla nasl ba edeceini
bilemiyor, kendini bu kadar acemi ve toy hissederek balayaca
bir ilikide, denetimini yitirip her eyi kar tarafn ellerine
teslim etmekten korkuyordu. Bugne kadar btn rendiklerinin,
o pek vnd hayat tecrbelerinin, ilk kez ak olmann
acemiliine bir faydas olmayacan sezmi, imdi yalnz kalarak,
zorlama bir skunetle, iini toplamaya, dncelerini sralamaya
alyordu.

Massimo, onu bir anda silahsz ve rlplak brakmt. Hi
kimse karsnda plaklk duymamt bugne kadar. Bir kadn
iin bu kertede gvensizliin ne demek olduunu ilk kez anlyordu.
Hatrlad kadaryla plaklk benzeri bir duyguyu, son olarak
ocukluunda, annesine kar duymutu. abuk byyen ocuklardan
biri olduu iin de, plakl uzun srmemi, erken giyinivermiti.

Massimo, onu evine brakp gittikten sonraysa, kararszlklar,
ikilemler ve pimanlklar iinde kvranarak sabaha kadar uyuyamad.

Ak olmann nasl bir ey olduu zerine yeniden dnmeye
ihtiyac vard. Birka kez, ak sand duygularn kendisini nasl
yanlttn gemiteki baz deneyimlerinden biliyordu. Ak
filmlerine ve romanlarna zenerek, duygularna yklenmi, zorlama
duygular ve onlarn zorunlu kld klielerle yaanm birka
ilikiyi, ksa bir sreliine de olsa ak sanm, hibir iddeti
olmayan, etkisini bunca abuk yitiren duygularn ak olmadna
karar vermesiyse, fazla zamann almamt. Sonrasnda, ak olmaya
uygun bir bnyesi olmadn kabullenmi, heyecanlarla
yetinmenin kendisine daha uygun olduuna karar vermiti. Kendisini
hibir ilikiye tam olarak veremiyordu. Hayatna giren erkeklerin
ou, iliki bitimlerinde onu, sevgisizlik ve akszlkla
sulam, ardndan gizli ilenler yadrmlard. Kalbini kimse
ele geirememiti. Ona kalrsa, erkeklerin hazmedemedikleri de
buydu aslnda. Ne kadar "birlikte" olurlarsa olsunlar, o, hep fethedilememi
bir kale olarak kalyordu erkeklerin gznde ve hatralarnda.
Oysa Aliye Suzan iin, erkekler de, mzik gibi, dans
gibi yalnzca bir elenceydi. Erkeklere bak, ou erkein kadnlara
bakndan farkl deildi, galiba erkeklerin houna gitmeyen
de buydu; kendilerine ait olduunu dndkleri bir hakkn,
bir kadn tarafndan, stelik bu kadar iyi kullanlmas, kafalarndaki
rol dalmna uygun dmyordu.

Massimo'ya kadar byleydi bu. Massimo, iinin btn denklemlerini
bir anda deitirmiti. Kendisinde hibir gemii, hatras
ve hazrl olmayan bu duygunun, btn benliine hakim olmasyla
birlikte yaanabileceklerden rkyor, birdenbire ortaya
kan bu akn iindeki varlna almaya alyordu.

Massimo'nun, Etrskl atalarndan kalma keskin profili, bir
casus kadar souk olmasna karn, ona gene de bir "Latin Lover"
havas veriyordu. Her zaman yar slak duran, yanak ukurlarnda
kkrtc kvrmlarla gamzelenen etli dudaklar, keskin hatl, ince
kemikli yzne bir ocuk masumiyeti ve safl kazandryor;
gzlerini glgeleyen gr kirpikleri, baklarna fazladan bir esrar
kazandryor, duygularn saklamasn kolaylatryordu.

Aliye Suzan, ne zaman gzlerini yumsa, karsnda Massimo'nun
yz beliriyordu. Kendini, her yann Massimo'nun hayalinin
kaplam olduu ka olmayan bir byk tuzakta hissediyordu.
Massimo'nun hayali, kimi zaman sabah gnei gibi iini styor,
kimi zaman k gnei gibi kendisini mitsiz bir aydnla srklyordu.
Massimo, gneti ve Aliye Suzan, kimi sabahlar uzak
camilerden duyulan sabah ezanlaryla uyanp balkona kyor,
Massimo'yu dnyor, birlikte kuracaklar bir gelecek dlyordu.
Bir Dou masalnda kaybolmu bir yabancnn yznn hikayesinde
saklad esrarn ardna dm bir masalcnn yolculuuna
hazrlanyordu.

Akn bir yolculuk olduunu anlamt.

Tarabya'da, Palet Restaurant'ta, ilk kez stanbullulara tantlacak
olan "paella yemei" akamna kalabalk bir grup olarak katldklarnda,
Huber, ne yapp edip ikisini yan yana oturtmay
baarmt. Aliye Suzan, kendini geen seferki kadar gl hissetmemekle
birlikte, gene de ilgisini ll bir tutum iinde saklamay
becerdi. Massimo, koyu krem rengi keten takm elbisesi
iinde bir rya kahraman gibi tebessm ediyor, adeta yordu.
Sk dmlenmi, dore desenli, safran rengi bir boyunba takmt.
Aliye Suzan, onu grr grmez, hayatta en ok istedii eyin
Massimo olduunu bir kez daha anlad. Sanki hayatndaki btn
erkekler ve ardnda brakt yllar boyunca, farknda olmadan
hep Massimo'yu beklemi, kendini ona hazrlamt ve btn
hayat Massimo iin yaplm bir provayd. Massimo da, Aliye
Suzan'a bu gece ok daha yakn ve scak davranyor, ounun ilgisine
karn dier kadnlarla pek ilgilenmiyordu bile. Bunun
kendi kuruntusu olup olmadndan emin olmak iin, tuvalette
Huber'i sktrd Aliye Suzan.

Senden bakasna bakt yok, samalama! dedi Huber. Dikkat
etmiyor musun, koca masada bir tek seninle konuuyor neredeyse.

Ama hi ataa gemiyor, dedi Aliye Suzan.

Aman bilmez misin, Avrupal erkekleri, kadna doymutur
bunlar, yle grr grmez a kurt misali saldrmazlar bizimkiler
gibi, dedi Huber.

Massimo'nun talyan olduunu unutuyorsun, dedi Aliye Suzan.
Kadnlar sz konusu olduunda talyanlar, hangi kt'adan olduklarn
unuturlar!

Daha iyi ya, azck cilve yap, bir eyler ima et. Aman, ben mi
reteceim sana ne yapacan?

Gene de ilk hareket ondan gelsin diye bekliyorum.

Belki ekiniyordur, dedi Huber, Bakma sen, bu kadar yakkl
erkekler aslnda ekingen olurlar; senden ne kadar holansa
da, iin iin byle muhteem bir kadnn kendisine yzvermeyeceinden
korkuyordur. Kendi gzndeki kredisi dsn istemiyordur.
Hem, sen de pek gnll grnmyorsun dorusu.

Daha nasl gnll grneyim kuzum, kucana oturacak halim yok ya!

Bana kalrsa, ikiniz de ayn sebepten ekingen davranyorsunuz.
O senden ekiniyor, sen ondan ilk hareketi bekliyorsun.
Bence biraz daha pas ver. O zaman grelim bakalm, ne olacak?

Tuvaletin kapsnn alp birilerinin gelmesiyle birlikte, pudriyerlerini
katlayp antalarna koydular, ayna karsndan ekilip,
dar ktlar, masalarna dndler.

Bir dava iin iki gnlne Bingl'e gitmi olan Ali, Mardin'e
dnnde, evrak antasnn iinden kan pudriyerin oraya
nasl girmi olduuna akl erdiremediyse de, zerinde fazla durmad;
pudriyeri, kars grmeden ortadan kaldrp, hayatndaki dier
muammalar gibi, bunu da bilinmezler hanesine yazarak, yeniden
gndelik hayatnn hayhuyuna dnd. Meslek hayatnda ok
parlak bir dnem yayordu, kavgal olduu birok hakimle aras
dzelmi, karsyla sorunlar byk lde zmlenmiti; ocuklaryla
da aras iyiydi. stne stlk, sal hi olmad kadar
yerindeydi. Dzenli ve iyi uyuyordu. Kalp arpntlarndan,
nefes darlklarndan, sebepsiz skntlarndan, kant krizlerinden
eser kalmamt. Daha ne isterdi ki insan? Evrak antasnn iine
nereden girdii belli olmayan bir pudriyer yznden durduk yerde
hayatn karartamazd. Otel odasnda benden nce kalm bir
bayan mterinin olmal, ben de dalgnlkla alp antaya atm olmalym,
diyerek, kendi iin yeterli ve ikna edici olan bir aklama
yapt. Ayrca kimseye bir ey sylemek zorunda da deilim.

Ortadan kaldrmadan nce, son bir kez koklad pudrann
kokusu tuhaf biimde tandk geldi ona. Karsndan bildii ya da
zamannda annesinin kullandklarndan kalm bir hatra deildi
bu; stanbul'a gidilerinin birinde, Kapalar'da, Sryani kuyumcunun
dkkannda tant o kadn artryordu. Zaman
zaman aklna den, tamamlamaktan korkup kat yarm kalm
o macerada, hayatna ilikin bir eyi skalam olduu dncesi,
hibir zaman yakasn brakmamt Ali'nin. Belki yaansa
oktan bitmi olacak olan o ey, belki de bu yzden iinde hi bitmemi,
kimi zaman, imdi olduu gibi, bir kokunun hatrasna
saklanarak karsna kp durmutu. Kimi zaman yaanmam
eylerin hatras, yaanm eylerin hatrasndan ok daha gl
ve derin izler brakyordu.

Belki de, karlarla kapl Bingl'de, tenha bir otelin, sar bir
ampuln aydnlatt kt bir odasnda, kim bilir hangi vesileyle
yolu Bingl'e dm stanbullu mahzun bir kadnn dalgnlkla
unuttuu bir pudriyer, yanllkla Mardin'e kadar gelerek
bambaka bir hikayenin armlarna karm, iindeki kaderi
yeniden uyandrmt.

Herkes bir yerde bir eyasn unutur mutlaka, dedi Ali ve
elindeki pudriyeri bir gazete kadna sarp pe att.

Birka gndr Massimo'dan hi ses kmyor, Aliye Suzan
da kendini eve kapatm bir halde, btn gn gzleri telefonda,
ondan telefon bekliyordu. Ona ulaabildii birka yer vard, srarla
ansn deniyor, ama gene de ona ulaamyordu.

Birka arkadayla birlikte, Eyp'te kahve imeye gittikleri
gn, kr kahvesinde tahta masalarn birinde grd Massimo'yu;
yannda kvrck sal, zeytin tenli, ak renk gzl bir delikanl
oturuyor, sakin bir hava iinde kahvelerini iip sohbet ediyorlard.
Massimo'nun yz d Aliye'yi grnce, mahcup bir ifadeyle
arkadan tantrd, gzlerinde parlak klar yanan bir Rum delikanl,
inci gibi dileriyle scack glmsedi. Delikanlnn, Aliye
Suzan' grr grmez gzlerinde kvlcmlanan arzu prltlar,
Aliye'nin, kendisini Massimo'ya kar daha gvenli hissetmesini
salad.

Yorgo, konsolosluktan, dedi Massimo. Bana, stanbul'u tantyor.

Hi ses kmyor senden, diye sitemle sordu Aliye Suzan.

Kusura bakma, ilerim ok youn, arayamadm seni. Ama
aklmdasn.

Merak ettim, dedi. ok merak ettim. Birdenbire yok oldun.
Hatta belki gitmitir artk, diye dnmeye balamtm.

Yok canm ne gitmesi? dedi Massimo. Daha buradaym.
Hem gitmeden aramaz mym?

Bari bu sefer arasn ok uzatma, dedi Aliye Suzan. Her neyse,
imdi senin de benim de yanmda arkadalarmz var. Onlarn
yanna dnmek zorundaym, buraya ben davet ettim onlar. Ha
sahi, akama ne yapyorsun? Yemee gelsene bana, yeni plaklarm
var, hem biraz sohbet etmi oluruz.

Maalesef bu akam megulm. Amerika'dan gelen gazetecilerle
nemli bir yemek var, dedi Massimo.

Peki ya yarn akam? dedi Aliye Suzan.

Massimo bir an duralad, yznden bir glge geti, Aliye Suzan'n
yznde geri evrilmeyecek bir ifade vard.

Olur, gelirim, dedi.

Ertesi gn erkenden kalkp hi adeti olmad halde, Sdka'yla
birlikte, kendi de girdi mutfaa. Dnorbas, czbz kfte,
domatesli makarna, obansalatas, patates presi, spanak presi,
trl, mcver, topik, hnkarbeendi, humus, muska brei, dereotlu
cack, zeytinyal taze fasulye, zeytinyal prasa, revani, kabak
tatls yapld.

Sdka, Bu kadar ok yemei kim yiyecek hanmefendi? dedike,
yerli mutfan daha baka hangi rneklerine yer verilebilir,
diye dnyor, Biz sofraya koyalm da, isteyen istedii kadar alsn,
diye inandrc olmayan batan savma yantlar veriyordu. Oysa
btn bunlarn yer ald sofrada, istedii kadar alacak olan,
yalnzca bir kiiydi.

Elindeki kak kabn iindeki sosu kartrrken telefonun ziliyle
kalakald. Birdenbire, arayann Massimo olabileceini ve akam
yemeini iptal etmek isteyebileceini dnerek telefona
bakmak istemedi. Salondan Sdka'nn sesi duyuluyordu, neeli
neeli konutuuna baklrsa, ortada ters bir durum yoktu ama,
Massimo'ya kar kendini byle gvensiz ve gergin hissetmesi
houna gitmedi. Kendini birkez daha yakalamt. Sdka, mutfaa
dndnde, arayan u yazar arkadanz, dedi, sizin banyo perdelerini
asm pencerelerine, pek gzel durmular, teekkr ediyor.

Srtnda dekoltesi azck geni tutulmu, siyah zemin zerine
mor, ac krmz, siklamen, yavruaz, turkuaz renkli irili ufakl
ieklerin, dank dzen serpitirildii desende ipekli bir elbiseyle
kapy atnda, Massimo'nun yzn dev bir iek buketi
rtyordu. Aliye Suzan, sabahtan beri defalarca tarad gmrah
salarn, azck kabartarak dalga dalga omuzlarna brakm, papatya
pudrasyla ovduu teni, imdi "Courage"n lsn bol
tuttuu baskn, kkrtc kokusuna kalmt. Gsnde akarsu
gerdanlk ve kulaklarnda salkm kpeler vard. Dier karlamalarndan
farkl olarak, sade bir klk yerine, bu kez iddiasn
daha grnr klma yoluna gitmiti.

Sabahtan beri buz kovasnda bekletilmi raklar sofraya getirdiinde,
kendisine yabanc heyecanlar iinde, gen bir kzn rperilerini
duyuyordu. Pikapta, Mina'nn, Ornella Vanoni'nin arklar
alyor, minede kuru odunlar trdyordu. Vazolar, Sabuncakis'ten
getirtilmi, ba dndrc kokularyla evin iinde
bir kr havas estiren rengarenk ieklerle doluydu; masada, sehpalarda
dolgun alevli mumlar yanyor, btn bunlar roman sayfalarndan,
film karelerinden alnma tutkulu bir ak gecesi havas
yaratyordu.

Aliye Suzan, gece boyunca, kendi llerini zorlayarak, Massimo'ya
duyduu ilgiyi ve yaknl belli etmi, onun bu atakl
karsnda, Massimo'nun hafife geri ekildiini grerek birdenbire
durgunlamt. Hayal krkl iinde, nerede hata yaptn
bulmaya alyordu. Ataklnn, pervaszlk lsne varm
olabilecei, bunun da Massimo tarafndan ho karlanmad
kukusuyla birdenbire ekingenlemi, kafasn kartran sorularn
arad yantlar zamanda gizliymi gibi nedeni belirsiz bir
duyguyla, salondaki ayakl saate, kaamak gzlerle bakmaya balamt.

Kahvelerini imek iin kanepeye oturduklarnda, ikinin artrd
cesaretle snrlarn zorlayan Aliye Suzan, bir an kendini tutamayp
arzuyla Massimo'nun dudaklarna uzanm, ama Massimo'nun
dudaklarnn buz soukluu, btn cesaretini krm, bu
kez onu kesin olarak durdurmutu.

Aliye Suzan' bir biimde incittiini dnen Massimo, bir
zaman sonra kollarn onun omuzlarna dolayarak, japone kollu
giysisinin plak brakt omuz balarn okam, yanaklarna,
boynuna birka kaamak pck kondurarak, gnln almaya
alm, gene de ileri gitmekten dikkatle kanmt.

Uzunca bir sre, manidar biimde sessiz kalan Aliye Suzan,
birdenbire dnp, Hayatnda biri var, deil mi? diye sorduunda,
Massimo, ilkin duralam, gzlerini karm, sonra da ses karmadan,
"evet" anlamnda ban sallamakla yetinmiti.

Aliye Suzan iin o an her ey bitmiti.

Hayatnda biri olabileceini nasl da dnmemiti!

Belki de bu gerekle yz yze gelmemek iin, bugne kadar
aklna bile getirmemiti bunu; kendisine hile yapmt.

imdi her ey baka bir bir k altnda grnyordu. Arada
biri vard ve belli ki, Aliye Suzan'n varl, sevgilisine sadk kalmak
konusunda kararl olan Massimo'yu ikileme srklyor, o da
bunun iin Aliye'den uzak durmaya alyordu. Yoksa zaman zaman
yaknlamasnn, sonra birdenbire geri ekilmesinin baka
ne anlam olabilirdi ki? Aliye Suzan gibi bir kadna fazla kar
koyamayarak, arzularna yenileceini ve sonradan yaayaca
pimanlk duygularnn iini ok hrpalayacan dnm olmalyd.
Belki de, btn bu zaman zarfnda Aliye yznden derin
bir ikilem yaam ve bunu ona hi yanstmamt. Massimo, konuan,
duygularn ele veren biri deildi. Yzndeki dalgn bulutlarn
ardnda neler olup bittii kolay anlalmyordu. Birden bu
kadar zamandr, onun adna dnp durmaktan yorgun dtn
fark etti Aliye Suzan; Massimo'nun davranlarndan elde ettii
kk ipularyla, onun duygularn, dncelerini yorumlama,
anlama yoluna gitmiti; stelik bunda her seferinde baarl
olduu da sylenemezdi. Her eyi yeniden gzden geirmeli, onu
kazanmak iin mcadele etmeli miydi?

Neden sonra alak bir ses, ama kararl bir tonla, Beni anlayacan
umuyorum, dedi Massimo.

Dudaklarnn buzuna, sesinin kararl serinlii eklenmiti.

Sahiden yapacak bir ey yok gibiydi.

Gcn toplamas, Massimo'dan hibir biimde vazgeemeyeceini
anlamas ve onu kazanmak iin mcadele etmeye karar
vermesi, her an deien birbirine zt kararlar ve duygularla, keder
ve kahr iinde geirdii birka gnn ald. Bu gnler boyunca
Huber, yanndan hi ayrlmam, ona destek olmu, moral vermi,
telkinlerde bulunmutu.

Kendini yeniden Massimo ile karlaabilecek kadar gl
hissettii gn beklemi ve o gc bulduuna inandnda, onu
yeniden aramt. Her zamanki gibi eitli grmeler nedeniyle
srekli darda olan Massimo'yu yerinde bulamamt. Bilmedii,
onu aramaya karar verdii o gnn, tam da Massimo'nun doum
gn olduuydu; ona ulamak iin arad arkadalarndan
biri sylemiti bunu ona. Massimo'nun bir grme iin darda
olduunu, ama akamst eve dneceini, onu saat 17.00'den
sonra evde bulabileceini sylemiti. Massimo'nun ksa bir sre
nce, Tnel taraflarnda, geen yzyldan kalma karark yzl,
eski bir apartmanda, yksek tavanl, ok odal bir apartman dairesi
tutmu olduunu biliyordu. Evine, yataktan, koltuktan nce pikap
ve radyo alm olduuna herkes glmt. Massimo'yu arad
gnn ayn zamanda onun doum gn olmasndaki mutlu
rastlantnn, kaderin bir iareti olduuna hkmetmi, elinde Sabuncakis'ten
yaptrd koca bir bahar dal buketiyle, koltuunun
altnda bir ie Fransz ampanyas olduu halde, grkemli apartmann,
geni sahanlklarla birbirine balanan basamaklarn karken,
her eyin asl imdi baladn, bahar sarholuuna benzer
bir mutlulukla, iine nereden yrdn bilmedii tazelenmi
bir umutla dnmt. Geleceini ona haber vermemi, ani
bir kararla srpriz yapmak istemiti. Bu, sanki her eyi ok daha
doallatracak, ok daha iten klacakt. Bu sefer, daha scak, daha
dosta davranarak, Massimo'nun kendiyle ilgili btn dncelerini
renmek ve sonra da kararlarn etkilemek istiyordu.
Aklna koymutu: Onu kazanmak iin her eyi yapacakt.

ift kanatl kapsnn kanatlarndan birinin zerinde, kurgulu
zil vard, kelebeini saa sola evirerek birka kez ald. eride,
dipte bir yerden mzik sesi geliyordu. Apartman girii, yandan
olduuna gre, salon dipte, sokaa bakan taraftayd ve mzik sesi
de oradan geliyor olmalyd. Kulak kabarttysa da, alan mziin
ne olduunu tanyamamt; mzik sesinin, zil sesini bastrdn
dnp bir sre srarla ald halde, kap almam, neden sonra
koridorda belli belirsiz duyulan ayak sesinin ardndan, yarm
aralanan kapda zerinde bornozla Massimo belirmiti. Hazrlksz
yakaland belliydi, yzndeki ifade, srarl bir satcya, ya
da inat bir kapcya ayarlanm gibiydi. Terli mi, slak m olduu
ilk bakta anlalmyordu; sann peremleri alnna yapmt,
kuan bile tam balayamad srtndaki bornoz, Massimo'nun
banyoda olduu iin, kapy amakta gecikmi olduunu
dndrmt. Kendini, kendi srprizinin hikayesine fazlasyla
kaptrm olan Aliye Suzan, elindeki bahar dal buketini "Happy
Birthday!" diyerek uzattnda, Massimo, kapy tamamen ap
buketi almak durumunda kalm, tam bu srada, geride, havlusunu
beline dolam, yar slak bir halde, banyodan kp yatak odasna
girerken, bir an koridorda durup Aliye Suzan'a kirli bir tebessmle
glen Yorgo'yu grmt. Bunlarn hepsi birka saniye
iinde olup bitmi, ama grd resim, her eyi anlamasna yetmiti.
Koridora adm att an, alan mzii tanmt: Tavernalarda
ska alnan Rumca bir arkyd bu.

Yz umutu sanki. Varl erimiti. Eti yanm, kmrlemiti,
kavurucu o ilk acdan sonra, imdi hibir ey hissetmiyor
gibiydi. Massimo boalan baklarla bakt Aliye Suzan'a. lk kez
duygularn ele veren baklarla bakyor; bu baklar, her eyi
aka sylyordu.

Aliye Suzan, geri dnp basamaklar koar adm inmeye balamadan
nce, glkle toparlayabildii hrltl bir sesle, Misafirin
olduunu dnmemitim, af edersin, diyebilmiti ancak.
Yalnzca doum gnn kutlamak istemitim.

Massimo, hzl admlarla basamaklar inip uzaklaan Aliye
Suzan'n ardndan apartman sahanlna seslendi: Seni incitmek
istememitim.

Cevap olarak, aada, kapanan d kapnn sesi duyuldu.

Bu son karlamalar oldu.

Aliye Suzan, eve dnmedi, uyumu bir haldeydi, kendisini,
babo bir gcn ynetimine brakm gibiydi. Fener'e kadar
amaszca srd otomobilini. Pencereler akt, Boaz'n iyot ve
yosun kokan tuzlu rzgar dolutu otomobilin iine. Genzini yakan
bu koku, hem ayltyordu onu, hem uyuukluunu artryordu.
Boaz bitti. Yol bitti. Dn yolunda, Saryer'de durdu, az bilinen
sala bir meyhanede az mezeli bir iki sofras kurdurdu. Nereye
gideceini bilemez bir haldeyken, bu meyhaneyi birden hatrlayabildiine
kendisi de ard. Yllar nce gelmiti buraya.
Belli ki, yakn tarihin ansn tayan bir yer istememi, tandk kiileri
grebilme ihtimalinin neredeyse imkansz olduu bir yer
semiti. zerleri, desenli muambalarla kapl tahta masalarn en
dibindekine, cam kenarna oturdu. Tozlu camlardan kirli bir kr
ve bir para deniz grnyordu. Meyhane neredeyse bo saylrd.
Dolu olan bir iki masa vard yalnzca, gndzden imeye balam
ve kendi dnyalarna erken kapanm etrafa ilgisiz birka
sarho, o, yanlarndan geerken, yle bir bakm, sonra yorumsuz
gzlerle yeniden kendi aralarndaki yksek sesli tartmaya
dnmlerdi.

Rak syledi. Ne dneceini bilmez bir haldeydi; hem btn
dnyayla konumak, hem sonsuza dek susmak istiyordu. Mezelere
dokunmad bile. Kendinden geercesine imeye balad.
Bir an nce, delicesine sarho olmak ve kendini kaybetmek istiyordu.
Sarholuun denetimsizliine ihtiyac vard. Sanki, en
doru karar o zaman verecekti. Kendini, bir melodram filminin,
meyhaneciye srekli ayn arky aldran, dibe vurmu, zavall,
dkn bir kahraman gibi hissediyor, kendine acyarak, kendini
kk drerek, kendini hrpalayarak art arda devirdii rak kadehlerinin
hznda yasn tutuyordu. i bugne kadar hi bilmedii
bir acyla paralanmt.

Yalnzca ikiden deil, kahrndan da abucak sarho oldu.
Kendi kendine konumaya balam, alamaktan gzleri acyacak
kadar kurumu, dili damana yapm, ayakta duracak hali
kalmamt. En son hatrlad grntler, sallana sallana otomobiline
binmeye alrken, kendisine engel olmak isteyen meyhane
alanlaryla ititii, son sr'at araba kulland sahil yolunda
gzn alan otomobil farlar, ard arkas kesilmeyen klakson sesleri
ve son olarak, Tarabya'ya varmadan yolda, boynundan zlp
pencereden uuarak aa dallarna dolanan Acem tl earbnn
rzgarda bayrak gibi dalgalan ve ardndan Boaz'n sularna
uarken, yaadnn gerek mi, rya m olduunu ayrt etmek
iin, son bir gayretle dikkatini toplamaya alt o birka
saniyede, btn hayat bir film eridi gibi hzla gzlerinin nnden
geerken, bu hayatn kendisine ait olmadn fark etmesi oldu.
Film eridindeki kii, kendisi deildi. Ge kalmt.

Aliye Suzan'n lm, stanbul sosyetesi iin gerek bir kayp
oldu. Btn gazeteler bu kazadan sz ediyordu. stanbul sosyetesinin
mehur ve renkli simalarndan Aliye Suzan, gece ge
saat, Boaz'dan dnerken Tarabya'da, hafif alkoll (!) bir vaziyetteyken,
azami sr'atte kulland, nariei rengi 57 model Chevrolet
marka arabas, Tarabya'da yoldan karak denize umu,
Boaz'n sularna gmlm, otomobilin direksiyonunda oturan
Aliye Suzan kurtulamamt. Kazaya ahitlik edenler, neredeyse
bir intihar karsndaym gibi nakletmilerdi hadiseyi. Arabann
iinde Aliye Suzan'dan bakasnn olmamas bir ans eseriydi.
Sadme sonucu kendini kaybeden Aliye Suzan otomobille birlikte
sulara gmlmt.

Gen ve gzel bir kadnn lm, her zaman en iyi konu olduu
sylenir; btn gazeteler bu kazay gnlerce yazd durdu;
her yerde bu konuuldu. Hatta, Aliye Suzan'n lmnn bir kaza
m, bir intihar m olduu uzun uzadya tartld. Maddi, manevi
grnr hibir sorunu olmayan, btn gzellii ve hametiyle,
otuzlu yalarnn saltanatn sren bu ahane kadnn, hibir neden
yokken, durduk yerde intihar edebileceine kimse ihtimal vermiyordu;
viraj dnemeyip denize umu olmas ok daha akla yaknd;
te yandan, baz grg ahitleri, cinnet geirir gibi kulland
otomobili, neredeyse bilerek denize srdn sylyorlard.

Aliye Suzan, ardnda, lmnn gerek nedeninin hibir zaman
bilinemeyeceinde ortak bir karara varm kukulu bir kalabalk
brakarak, srrn Boaz'n sularna gmd. Ayn Boaz'a
bakan Aiyan Kabristan'nda defnedildi.

Aliye'nin lmyle birlikte hayatnn btn snen, Aliye'nin
ld gn, en az on yl birden yalanan Huber, Aliye Suzan'n
byle isteyeceini dnerek, kesin bir suskunlua gmld
ve kimseye hibir eyden sz etmedi.

Kimse, ayn gece, yurdun birbirinden kilometrelerce uzak
olan iki ucunda cereyan eden bu iki olay arasnda bir koutluk kurmad
elbet, ama ilgin olan, Aliye Suzan'n ld gece, Mardin'de
Avukat Ali Zeyneddinolu'nun ardnda hibir iz brakmadan
esrarengiz bir biimde ortadan kaybolmasyd. O gece, ev halkna
"yi geceler" diledikten sonra, uyumak iin, kendi odasna
ekilmi ve sabahna ortadan kaybolmutu. Kars, her sabah erkenden
kalkp avludaki ve talktaki iekleri sulamay kendisine
i edinmi kocasnn, o sabah kalkmam olduunu grnce, hastalanm
olabileceini dnerek meraklanm, ilkin odasnn kapsn
alm, ses alamayp ieri girdiindeyse, yatanda ve odasnda
olmadn grmt. Yatan zerinde ubuklu pijamalar,
katl olarak olduu gibi duruyordu. Evin d kapsnn kol demiriyse
zerindeydi. Yani, d kap, ieriden engellenmiti. Bu, kapnn
hi almam ve o sabah kimsenin evden dar kmam
olduunu gsteriyordu. ocuklar hala uyuyorlard. Hizmetiler
henz gelmemiti ve kocasnn evin iinde kaybolmasnn hibir
mantkl aklamas yoktu. Kocasnn yatak odasnda grnte
hibir fevkaladelik yoktu; tuhaf olan tek ey, kocasnn odasnda,
orta yerinden atlayarak paralar etrafa salan aynann nnde,
Ali Zeyneddinolu'nun merhum annesine ait siyah payetli gece
elbisesinin adeta bir ceset gibi yatyor olmasyd. Gardroptaki asksndan
alnp muhafaza edildii naylondan kartlan gece elbisesinin
aynann nnde, boylu boyunca, bir ceset gibi yatyor olmasna
kimse bir anlam veremedi. Bu durum, ne kadar tuhaf olsa
da, Ali Zeyneddinolu'nun kayboluundaki esrara ait bir iaret
olarak yorumlanmaktan uzak bulundu. En fazla baz kadnlar,
Demek annesi yanna arm, demekle yetindiler.

Gnlerce aranmasna karn, Ali Zeyneddinolu'ndan hibir
ses kmad. lkin mahalli gazetelere haber oldu, sonra ulusal basnda
yer almaya balad. ok eitli tahminlerde bulunulup, eitli
senaryolar retildi. lk akla gelenler, daha dnyevi aklamalar
barndryordu --annesi yaasayd hi kukusuz byle isterdi--
ve bu aklamalarn ou, mesleine ilikin varsaymlar ieriyordu.
rnein, son zamanlarda st ste kazand nemli davalar
nedeniyle, birok gl dman kazanmt. Kimselerin bakmaya
cesaret edemedii ihtilafl byk arazi davalarna bakmaya balam;
yllardr mahkemeleri sren, ylan hikayesine dnm birok
davay hzla sonulandrmay baarmt. Kazand her davayla
birlikte, kar tarafn hatrl ve gl aalar, kanl intikam
yeminleri iiyor, en gzkara adamlarn zerine salarak dn
olmayan tehditler savuruyorlard. Bunlardan biri tarafndan karlarak
ldrlm, sonra da cesedinin bir yere atlm olabilecei,
akla en yakn ihtimaldi. Byle olsayd, dpedz ortaya kmasalar
da, bununla vnmekten kendini alamayacak ve mutlaka bir
biimde bunun duyulmasn salayacak olan dman aalardan
hala bir ses kmyor oluu ise, bu gl ihtimali geersiz klyordu.
Kald ki, dnyevi ve polisiye btn varsaymlar, d kaps
ieriden engellenmi bir evden bir gece yars kayboluunu aklamakta
yetersiz kalyordu. Sokaa plak kmas mmkn deildi
herhalde. Kaybolduunda, ubuklu pijamas yatan zerindeydi,
btn giysileri dolapta asl duruyordu ve ayakkablarnn
hepsi yerli yerindeydi. Gnler, haftalar geiyor ama, hibir biimde
Ali Zeyneddinolu'nun izine rastlanmyor, l ya da diri
ondan hibir haber alnamyordu.

Doumunda karanlk bir iaret olan Ali'nin, lm de, ardnda
ayn biimde karanlk bir iaret brakmt.

Dnyevi olmayan aklamalar, kantlanamasa da, btn dnyevi
olmayan aklamalarda olduu gibi, kendi iinde mthi bir
mantk tutarll tayordu. Biroklar, ermi bir kii olan Ali
Zeyneddinolu'nun, teki alemle sk ilikiler kurduuna ve gn
geldii iin, onlar tarafndan bir vazife iin alnm olabileceine,
dahas btn bunlarn aslnda geride brakt herkes iin bir iaret
olduuna karar verdiler. Polis, asker, savc, jandarma, devlet
iin olmasa da, onlar iin dava oktan kapanmt. nemli olan
bu olaydan gereken dersi karabilmekti.

Bir daha kendisinden hibir haber alnamayan ve aylar sren
uzun aramalardan sonra artk kendisinden tamamyla mit kesilen
Ali Zeyneddinolu'nun adna ve ansna, aile kabristannda dedesinin
mezarnn yanna sembolik olarak bir mezar ta dikildi.

Bugn hala baz geceler, Ali'nin dedesiyle birlikte Mardin kalesinin
arkasndaki eski incas balarnn bulunduu aalarda el
ele dolatklar sylenir. Ve onlarn zerinde grldkleri aalarn
kesilmesinin uursuzluk getireceine inanlr.

1995-1999

:::::::::::::::::

You might also like