You are on page 1of 172

1

UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
NSZ
Sayn meslektalarmz,
Dnyann olduu gibi havacln da ortak dili ngilizcedir. Uak
teknisyenlerinin mesleki baarsnda en nemli kurallardan biri
ngilizceye hakim olmaktr. Son yllarda lkemizde oluan uak
teknisyeni a nedeniyle ngilizceye yeteri kadar nem verilme-
mektedir.
Uak Teknisyenleri Dernei (UTED) Ynetim Kurulu olarak bu du-
rumu dikkate alp daha nce derneimiz tarafmzdan birok kez
yaymlanm olan Teknik ngilizce Szln gzden geirilmi
haliyle tekrar bastrdk. Hedefimiz, uak teknisyeni olma yolunda
adm adm ilerleyen renciler bata olmak zere, meslei fiilen
uygulamaya balam gen meslektalarmzn ve tm UTED ye-
lerinin bu yndeki ihtiyacna cevap vermektir.
UTED Teknik ngilizce Szlk; Teknik Eitmenler Osman Ate, Meh-
met Gmen, Murat Demirci ve Ergin Esi ile Teknik ngilizce ret-
meni Elif Erozann zverili almalarnn bir eseridir. Emekleri iin
kendilerine bir kez daha teekkr ederiz.
Sayglarmzla,
27. Dnem UTED Ynetim Kurulu
15 Kasm 2011
UTEDSOZLUK.indd 1 12/1/11 11:29:36 AM
2
A length of : Bir para
A set of : Bir grup, set
Abandon, to : Brakmak, vazgemek
Abbreviate, to : Ksaltmak
Abbreviation : Ksaltma
Abnormal : Anormal, uygun olmayan
Abort, to : Baarszlkla bitmek, yarda
kesmek/durdurmak
Aborted take off : Kalktan nce uutan vazgeme
About : 1- Hakknda, -e dair
: 2- Takriben
: 3- evresinde, etrafnda
: 4- Yaknda, civarnda
: 5- Her yerinde
Above : Yukarsna, yukarsnda; yksek; daha
ok; daha fazla
Above mentioned : Yukarda bahsedilen
Abrade, to : Andrmak, yemek
Abrasion : Anma
Abrasive : Andrc, andran
Abruptly : Anszn, birdenbire
Absence : Yokluk, bulunmama
Absolute : Tam, mutlak, kesin
Absolutely : Mutlaka, kesinlikle
Absorb, to : Emmek, sourmak, absorbe etmek
Abut, to : Dayanmak, dokunmak, bitiik olmak
Accelerate, to : vmelenmek, hzlanmak
Acceleration : Hzlandrma, sratin
artmas, hzlanma
Accelerometer : Hzlanmay, ivmelenmeyi len cihaz,
aksekerometre
A

UTEDSOZLUK.indd 2 12/1/11 11:29:38 AM
3
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Accept, to : Kabul etmek, onaylamak, almak
Acceptable : Kabul edilebilir, uygun
Access : Eriim, ulama
Access door : Ulam kapa
Access panel : Ulam paneli
Access platform : Ulam platformu, sehpa
Accessible : Yaklalabilir, girilebilir, ulalabilir
Accessory gearbox : Dili kutusu
Accident : Kaza
Accidental : Kazara, istemeden
Accommodate, to : Salamak, temin etmek, yerletirmek
Accomplish, to : Tamamlamak, yapmak
According to : -e gre
Accumulate, to : Birikmek, ylmak, toplamak
Accuracy : Kesinlik, doruluk
Accurate : Doru, kesin, tam
Achieve, to : Gerekletirmek, yapmak, baarmak
Acidified : Asitli, asitlenmi
Acknowledge, to : Onaylamak, kabul etmek
Acorn tube : Akorn lamba
Acquire, to : Kazanmak, elde etmek, edinmek
Acquired : Kazanlm, belirli
Acquisition : Kazanma, edinme, belirleme
Acrid : Keskin, tehlikeli
Across : Bir yanndan teki yanna
Action : Hareket
Activate, to : Harekete geirmek, etkili hale getirmek
Activation : Harekete geme, tesirini gsterme
Active : Aktif, faal
Activity : , etkinlik, aktivite
Actual : Esas, gerek, asl
Actutate, to : altrmak
UTEDSOZLUK.indd 3 12/1/11 11:29:40 AM
4
Actuating : Harekete geiren, altran
Adapt, to : Adapte etmek, uyarlamak
Add, to : lave etmek, eklemek
Addition : Ekleme, ilave etme, ilave, ek
Additional : Fazladan, ekstra, ilave olarak
Address, to : Bahsetmek
Adequate : Yeterli, uygun
Adhere, to : Yapmak, tutmak
Adherent : Yapk, bal
Adhesive : Yapkan, yapc
Adjacent : ok yakn, bitiik komu
Adjoin, to : Bitiik olmak
Adjust, to : Ayarlamak
Adjustable : Ayarlanabilir
Adjustable access
platform : Ayarlanabilir ulam platformu
Adjustment : Ayar, ayarlama, dzeltme
Adjustment cap : Ayar kepi (kapa)
Adjustment screw : Ayar vidas
Admit, to : Kabul etmek, izin vermek
Adopt, to : Kabul etmek, benimsemek, kullanmak
Advance, to : lerlemek
Advanced : leri
Adversely : Zararna, olumsuz olarak
Advisable : Tavsiye edilir, uygun
Advise, to : Tavsiye etmek
Aerodrome : Hava meydan
Aerodynamic : Aerodinamik, hareket halindeki
hava ya da gazla ilgili
Aerology : Hava bilimi
Affect, to : Tesir etmek, dokunmak
Aft : Arka, geri, arka taraf
UTEDSOZLUK.indd 4 12/1/11 11:29:42 AM
5
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
After : Sonra
Again : Tekrar
Against : 1- Karlatrarak
: 2- -e kar
Aggravate, to : Ktletirmek, iddetlendirmek
Agitate, to : Sallamak, alkalamak
Agitation : Sallama, alkalama
Agree, to : Badamak, uymak
Aid : Yardm
Aileron : Uan saa sola yatn salayan
uu kumanda yzeyi
Aim : Hedef, ama, gaye
Aim, to : Hedefe doru evirmek
Air : Hava
Air brake : Hava freni
Air carrier : Havayolu irketi
Air conditioning : Havann artlandrlmas, havalandrma
Airborne : Havada, uan
Aircraft : Uak, hava tat
Aircraft maintenance
mechanic : Uak bakm teknisyeni, mekanik
Airfield : Hava meydan (askeri)
Airflow : Hava akm
Airframe : Gvde
Airspace : Hava sahas
Airspeed : Hava srati, havaya nazaran srat
Airstair : Merdiven
Airstream : Hava akm
Airworthy : Uua elverili
Aisle : Koridor
Alert, to : Alarm vermek, uyarmak, bildirmek
Align with, to : Ayn hizaya koymak, ayn eksene getirmek
UTEDSOZLUK.indd 5 12/1/11 11:29:44 AM
6
Align, to : 1- Karlatrmak
: 2- Navigasyonda IRU iin eylem-boylam
bilgilerinin girilebilmesi iin
ilemi balatmak
Alike : Benzer, ayn
All : Btn, tm
Allocate, to : Tahsis etmek, ayrmak
Allow, to : Brakmak, msaade etmek, izin vermek
Allowable : Kabul edilebilir, izin verilebilir
Alloy : Alam
Alone : Tek bana, yalnz, sadece
Along : Boyunca
Alphanumerics : Harf ve rakamlardan oluan dizi
Also : - de, -da ayn zamanda
Alter, to : Deitirmek, deimek
Alternate : Yedek, yerini alabilen
Alternately : Srayla
Alternative
Current ( AC) : Alternatif akn, dalgal akm
Although : Ramen, karn
Altimeter : Uan yerden yksekliini
gsteren alet, altimetre
Altitude : Ykseklik, irtifa
Aluminum,
aliminium : Alminyum
Always : Her zaman, daima
Ambient pressure : Ortam basnc
Ambient
temperature : Ortam scakl
Amendment : Dzeltme, deiiklik
Ammeter : Ampermetre, akm miktarn len alet
Among : Aralarnda, arasnda
UTEDSOZLUK.indd 6 12/1/11 11:29:46 AM
7
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Amount : Miktar
Amplification : Bytme, glendirme, zayf
sinyallerin deerini ykseltme
Amplify, to
(amplified, amplified) : Bytmek, geniletmek,
kuvvetlendirmek
Angle : A
Angle of attack : Hcum as, uak ekseni ile hava
filelerinin ak dorultusu arasndaki a
Annotate, to : Aklayc notlar koymak
Annotation : Not
Annual : Yllk
Annunciate, to : Bildirmek
Annunciator panel : Arza uyar paneli
Anomaly : Anormallik
Answer : Cevap
Answer, to : Cevap vermek
Antenna : Anten
Antenna tilt angle : Anten eim as
Anticipate, to : Beklemek, ummak, tahmin etmek
Anti-clock wise : Saatin ters ynnde
Anti-icing : Buzlanmay nleme
Anti-skid : Kaymay nleyen,
kaymaya kar
Anti-skid brake : Tekerlekleri kazklatmadan ve
kaydrmadan hzn dren fren
Any : 1- Hi
: 2- Herhangi
Any (no) longer than : - den daha fazla sre deil
Apart : Ayr
Aperture : Aklk, delik
Apparent : Ak, grlebilir, meydanda olan
UTEDSOZLUK.indd 7 12/1/11 11:29:48 AM
8
Appear, to : Ortaya kmak, grnmek
Applicable : Uygun, uygulanabilir
Apply, to : 1- Vermek, uygulamak
: 2 - Srmek
Approach : Yaklama, inie geme
Approach, to : Yaklamak
Appropriate : Uygun
Approve, to : Onaylamak
Approved : Onaylanm
Approximately : Yaklak, yaklak olarak
Apron : Terminalin ya da hangarn
karsnda bulunan uak park alan
Arc : Yay, kavis
Area : Blge, yer
Arm : Kol
ARMED position : (letme) Hazr durum
Arming : Hazr duruma sokma
Around : evresinde, etrafnda
Arrange, to : Dzenlemek, ayarlamak
Arrest, to : Durdurmak, tutmak
Arrival : Geli, var
Arrive, to : Gelmek, varmak
Arrow : Ok
Article : Nesne, ey, madde
Articulate : Mafsall, dzenli bir ekilde birbirine bal
Articulate to : Mafsal ile birletirmek
Artificial : Yapay, suni
As : 1- . olduundan , - den dolay, nk
: 2- Gibi
As a rule : Genellikle, ounlukla
As follows : Aadaki gibi
As necessary : Gerektii ekilde, gerektii gibi
UTEDSOZLUK.indd 8 12/1/11 11:29:51 AM
9
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Ascend, to : Yukar kmak, ykselmek
Ascent : Ykselme
Ashtray : Kl tablas
Aside : Bir yana, bir tarafa
Aspect ratio : Grnt oran, grnt boyutu,
ereve oran
Assemble, to : Birletirmek bir araya getirmek,
kurmak, monte etmek
Assembly : Montaj, kurma, bir araya getirme
Assess, to : Deerlendirmek
Assign, to : 1- Tahsis etmek, ayrmak
: 2- Atamak, tayin etmek
Assigned : Ayrlm, tahsis edilmi
Assist, to : Yardm etmek, desteklemek
Associated : lgili
Associated with : ile ilgili, ilikili; bal
Assure, to : Emin olmak, temin etmek, salamak
Asterisk : Yldz iareti (*)
Asymmetric : Asimetrik, simetrik olmayan
At a time : Bir seferde
At least : En az
At once : Derhal, hemen
At regular intervals : Dzenli aralklarla
Attach, to : Balamak, tutturmak
Attachment point : Balant noktas
Attack, to : 1- Saldrmak, hcum etmek
: 2- Zarar vermek
Attain, to : Ulamak, erimek
Attempt : Deneme, giriim
Attempt, to : Denemek, girimek
Attention : Dikkat, ilgi
Attitude : Konum, durum, pozisyon
UTEDSOZLUK.indd 9 12/1/11 11:29:53 AM
10
Audible : itilebilir, duyulabilir
Aural warning : Sesli ikaz
Authority : Otorite, yetki, makam
Authorization to : zin vermek, yetki vermek
Automatic Direction
Finder (ADF) : Otomatik yn bulucu
Automatic Volume
Control (AVC ) : Otomatik ses kontrol
Auxiliary : Yedek, yardmc
Auxiliary Power
Unit (APU) : Yardmc g kayna
Available : Mevcut, hazr, elde mevcut, msait
Average : Ortalama
Aviation : Havaclk
Avionics : Havaclk elektronii
Avoid, to : nne gemek, meydan vermemek,
saknmak, kanmak
Away : Uzaa, uzakta, bir yana
Axis : Eksen
Axle : Aks, dingil
Axle sleeve : Aks kovan
Azimuth : Azimut, gk kresinin herhangi bir
noktas ile gney yn arasndaki a,
gney as
UTEDSOZLUK.indd 10 12/1/11 11:29:55 AM
11
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Back : Arka, geri, tekrar
Back of : Arkas, arkasnda, arkasna
Back off, to : Gevetmek
Back up, to : Desteklemek, yedeklemek
Background lighting : Arka panel aydnlatmas
Backing : Yardm, arka kma, arka, arkalk, destek
Backlash : iddetli geri itme, makinede boluk
veya salg, lakalk
Backlash of controls : Kumandalarn oynakl
Backlash play : Kumanda boluu (Kumandalar bu
boluk ierisinde oynatlrsa
kumanda hareketi meydana gelmez.)
Backside : Arka taraf
Back-up : Yedek, destek
Backward : Geriye doru
Bacteria : Bakteri
Bad (ly) worse, worst : Kt
Badge : aret, alamet, rozet
Baffle plate : Blme plakas
Balance : Balans, denge
Balance, to : Dengelemek, eit hale getirmek
Ball : Bilye, kre, top
Balast : 1- Balans denge ayarl
: 2- Ayar rezistans, akm
dengelemek zere dizayn edilmi
bir devre eleman
Ballytpe : Bilyeli tip
Bank : Yat, uan bir kanadnn dier
kanada gre alak ya da daha
yksek olduu pozisyon
Bank angle : Yat as
B

UTEDSOZLUK.indd 11 12/1/11 11:29:57 AM
12
Bank, to : (Uakta) Bir tarafa yatmak
Bar : 1- Basn l birimi
: 2- ubuk, denek, kol, demir
Bare : plak, yzey katman veya korumas olan
Barrel : Varil, f
Barrel roll : Uuta uan ekseni zerinde tam bir
devir yapmas
Barrier cream : Koruyucu krem
Base : 1- Taban, alt (ksm), dip
: 2- s
Base plate : Taban levhas
Base, to : Temel almak, referans almak, kullanmak
Basic : Esas, temel
Basically : Temel olarak, esasnda
Basin : Lavabo, leen
Battery : Batarya, ak, pil
Battery operated : Batarya ile alan
Battery powered : Batarya ile alan, bataryadan beslenen
Bay : Blme, iki kiri veya dikme aras
Bayonet pin : Kavrama pimi, balama somunu pimi
Be provided, to : Bulunmak, olmak
Be subjected to, to : Maruz kalmak, maruz braklmak
Be, to
(is, are, was, were) : Olmak, varolmak
Beacon : Bir uaa klavuzluk etmek ya da
ua ynlendirmek amacyla k,
elektrik sinyali ya da baka uyarma
trleri yayan istasyon, radyo, far
Beacon lights : Havaalanlarndaki iaret lambalar
Bead : Damak, ufak yuvarlak cisim, boncuk
Beam : 1- Kiri
: 2- Ik, n, huzme
UTEDSOZLUK.indd 12 12/1/11 11:29:59 AM
13
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Beam antenna : Huzme anteni
Beam deflection tube : Huzme saptrmal tp
Bear, to (bore, borne) : Tamak
Bearing : Yatk, rulman
Bearing alignment : Yata istikametine koymak, ayar yapmak
Because : nk, -den dolay
Because of : Yznden, -den dolay
Become, to
(became, become) : Hale gelmek, dnmek, olmak
Before : nce , -den nce
Begin, to
(began, begun ) : Balamak
Beginning : Balang, kaynak
Behind : Arkasnda
Bell : Zil, an
Bell cutout switch : Zil kesme, susturma switchi
Bellcrank : Hareketin ynn deitirmek iin
kullanlan manivela, kol
Belly : Gbek
Belly fairing : Koltuk (gvde alt) kaportas
Belly landing : ni takmlarn kullanmayarak,
gvde zerine ini
Belong, to : Ait olmak
Below : Aa, aada, aasnda, altnda
Belt : Kay, kemer
Belt conveyor : Kayl konveyr
Belt drive : Kayla hareket ettirme, dndrme
Bench : Tezgah, sra, oturma sras, bank
Bench drill : Masa matkab
Bench RPM : Deneme devir says
Bench vice : Tezgah mengenesi
Bend : Bklm kvrk ksm
UTEDSOZLUK.indd 13 12/1/11 11:30:01 AM
14
Bend, to (bent, bent) : Kvrmak, bkmek
Bending : Eilme, bklme, eme, bkme
Beneath : Aasna, altna, aasnda, altnda
Bent : Eilim, meyil, eri, bkk
Beside : Yannda, yanna
Besides : Ayrca
Best : En iyi
Better : -den daha iyi
Between : Arasnda
Bevel : Dik al olmayan, eim, erilik
Bevel gear : Konik dili (Bir iftin kendisine
paralel olmayan dier bir aft
dndrmesini salar.)
Beverage : ecek, merubat
Beware, to : Dikkat etmek, saknmak, kanmak
Beyond : tesinde, daha fazla, daha ileride
Bezel : Faeta, kenar, knt
BITE Test : Dahili sistem testi
Bias : 1- Verev, ivli, meyilli
: 2- (Elektrikte) Bayas, ngerilim
Biaxial : ki eksenli
Big : Byk
Binary : kili
Bind, to
(bound, bound) : Balamak, tutturmak
Binding : ki madeni cismin fiziksel
olarak balanmas
Bit : 1- Matkap ucu, alet ucu
: 2- (Bilgisayarda) Bit, ikili say
sisteminde bir birim
Blade : Jet motorunda kademeleri
oluturan dner paralardan her biri, pal
UTEDSOZLUK.indd 14 12/1/11 11:30:03 AM
15
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Blank off, to : Szdrmazln salanmas amac
ile tapa, conta, bostik vb.
maddeler uygulamak
Blank out, to : ptal etmek
Blank, to : Kapak ile kapatmak
Blanket : Battaniye
Blast : Sert rzgar saana
Bleed (off ), to : Kanamak, (basn, gaz) boalmak,
kamak, boaltmak, karmak
Blend, to : Kartrmak, harmanlamak
Blind cap : Kr balk
Blind plug : Kr tapa
Blister : Kabart
Blistering : Kabarma
Block time : Uan kalk srasnda takozlarn
alnd andan inite park edip
takoz konduu ana kadar geen zaman
Block, to : nn kapatmak, tkanmak
Blockage : Tkanma
Blocked : Tkal
Blot, to : Kurulamak, kurutmak
Blow, to (blew, blown) : Hava vermek, fkrtmak
Blower : Fan, vantilatr, hava akmn salayan
cihaz, fleyici
Blunt : Kr, keskin olmayan
Blunted : Kr, keskin olmayan
Boarding : Uaa binme
Body : Gvde, vcut
Bolt : Cvata
Bolt, to : Cvatalamak
Bond : 1- Elektriksel irtibat
: 2- Kimyasal madde kullanarak yaptrma
UTEDSOZLUK.indd 15 12/1/11 11:30:05 AM
16
Bond, to : 1- Elektriksel irtibat salamak, elektrik
balants kurmak
: 2- Kimyasal madde kullanarak
yaptrmak
Bonding : 1- Balant
: 2- Tutturma, yaptrma
Bonnet : 1- Balk, balk eklindeki kapak
: 2- Arabann motor kaportas
Boost : 1- Manifold basnc
: 2- Basnc arttrma, zengin
karm verme
Boost, to : tmek, desteklemek, ykseltmek,
arttrmak, voltaj ykseltmek
Bore : Delik, oyuk, ap
Both : Her ikisi, her iki
Both and : Hem hem de
Bottle : Tp
Bottom : En alt, taban, dip
Bottom, to : Demek, ulamak
Brake : Fren
Brake temperature
monitoring system : Fren ss kontrol sistemi
Brake, to : Fren yapmak, frenlemek
Branch : Dal, kol, blm
Branch, to : Ayr ynlere, blmlere ayrlmak;
dalmak; blnmek
Breadth : Genilik
Break : 1- atlak, krk
: 2- Aralk, aklk
: 3- Ara, paydos
: 4- Ani dme, kesilme
Break down, to : Bozulmak
UTEDSOZLUK.indd 16 12/1/11 11:30:07 AM
17
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Break off, to : Krlp ayrlmak
Break, to : 1- Krmak
(broke, broken) : 2- (Elektrik) Devreyi bozmak, kapatmak
Breakdown : (Makine) Bozulma, durma
Breath : Nefes, soluk
Breathe, to : Solumak, nefes almak
Bridge : Kpr
Brief : Ksa
Briefcase : anta, evrak antas
Bright : Parlak
(brighter, brigtest) : Daha parlak, en parlak
Brightness : Parlaklk
Brilliance : Parlaklk
Bring, to : Getirmek
(brought, brought)
Briskly : abuk
Broad : Geni, enli
Broadcast : Yayn
Broadcast, to : Radyo ile yaynlamak
Brush : Fra
Brush on, to : Frayla srmek
Brush, to : Fralamak
Bubble : Baloncuk
Build : Yap
Build in, to : Dahil etmek
Build, to : 1- na etmek
(built, built) : 2- Monte etmek, paralar bir araya
getirmek
Built-in : Dahili, gmme (dolap vs.)
Bulge : knt, ikinlik
Bulkhead : Duvar
Bump, to : arpmak, vurmak
UTEDSOZLUK.indd 17 12/1/11 11:30:09 AM
18
Burn : Yank
Burn, to : Yanmak
Burst, to : 1- Patlamak
(burst, burst) : 2- Yarlmak, ayrlmak
Busbar : Elektrik gc datm ubuu/hatt
Busy : Megul
But : 1- Fakat, ama
: 2- Hari
Butt : Herhangi bir eyin enli ucu veya sap, f
Butt, to : 1- Bitimek, bititirmek
: 2- Dedirmek, demek
: 3- Kafasn vurmak
Button : Dme, buton
By : 1- Tarafndan
: 2- le, vastasyla
: 3- Yannda, yaknnda,
By means of : Yoluyla, vastasyla
By use of : Yoluyla, kullanarak
By way of : Yoluyla, vastasyla
Bypass : Atlama, dolatrma, aama hatt
Bypass, to : Bir devreyi, bir eyin iinden
geirmek yerine o eyi atlayacak
eklide deitirmek.
UTEDSOZLUK.indd 18 12/1/11 11:30:12 AM
19
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Cabin : Kabin
Cabin attendant : Kabin memuru, hostes
Cabin window shade : Gnelik, kabin perdesi
Cable : Kablo
Cadmium plated : Kadmiyum kaplama
Cage : Kafes
Calculate, to : Hesaplamak
Calculation : Hesap
Calibrated dial : Derecelendirilmi kadran/gsterge
Calibration : Kalibrasyon, ayarlama
Call button : arma butonu
Call, to : 1- armak
: 2- Telefonla aramak
Calorie : Kalori
Cam : Kam
Cambered : D bkey, kavisli, hafif bkk
Cancel, to : ptal etmek
Canted : Eimli
Cap : Kapak
Cap nut : apkal, kapal somun
Cap, to : Kep ile kapatmak
Capability : Kapasite, g, imkan
Capacity : Kapasite
Captain : Kaptan
Captain panel : Kaptan pilotun paneli
Captains control stand : Pedestal
Capture : Yakalanma, kilitlenme
Carburize, to : Karbonlanmak
Carcass ply : Karkas kat
Card : Kart
Cardboard : Kaln karton, mukavva
C

UTEDSOZLUK.indd 19 12/1/11 11:30:13 AM
20
Cardinal number : Asl say, sayma says (1, 2, 3, 4 gibi)
Careful : Dikkatli
Carefully : Dikkatlice, dikkatli ekilde
Carriage : Tama, nakliye, araba
Carrier : Tayc
Carry out, to : Yapmak
Carry, to
(carried, carried) : Tamak
Cartridge : Kartu
Carve, to : 1- Kesmek
: 2- Oymak
Case : Kutu, muhafaza, kasa
Casing : Kasa
Cast iron : Dkme demir, pik demir
Casting : Dkm
Castle nut : entikli somun, tal somun
Catch, to : Yakalamak, tutmak, yetitirmek
(caught, caught)
Category : Kategori, snf
Cathode Ray Tube : indeki elektronlar (katot nlar)
(CRT) floresan ekranda grnt
oluturan elektron tp
Cause : Sebep
Cause, to : Neden olmak, sebebiyet vermek,
yol amak
Caution : kaz (i ve malzeme iin)
Cautious : Dikkatli, tedbirli
Cavity : Boluk
Cease, to : Durmak, sona ermek
Ceiling : Tavan
Cement : imentolamak, yetitirmek
Center fuel tank : Merkez yakt tank
UTEDSOZLUK.indd 20 12/1/11 11:30:16 AM
21
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Center of gravity : Arlk merkezi
Center, centre : Merkez, orta
Center, to : Merkezlemek, ortalamak
Center-groove tire : Merkez oluklu lastik
Centerline : Merkez hatt, pist orta hatt
Center-rib tire : Merkez kuakl lastik
Central : Merkezi, santral
Centrifugal : Santrifj, merkezka
Certain : Belirli
Certificate : Sertifika, belge
Certified : Onayl, tasdikli, yetkili
Certify, to : Onaylamak, tasdik etmek
(certified, certified)
Chafe, to : Ovuturmak, srterek andrmak,
ovarak stmak
Chain : Zincir
Chalk : Tebeir
Chamber : Oda
Chamfer : Oluk, yiv
Chamfer, to : Oluv amak, yiv amak
Chance : htimal, olaslk
Change : Deiiklik
Change, to : Deitirmek, deimek, evirmek
Channel : Kanal, oluk
Chapping : atlama
Chapter : Blm
Characteristic : zellik
Characterize, to : Tanmlamak, nitelemek
Charge : cret, yk, grev, arj
Charge, to : Yklemek, doldurmak, arj etmek
Charged : Ykl
Charging : Ykleme, doldurma, arj etme
UTEDSOZLUK.indd 21 12/1/11 11:30:18 AM
22
Chart : Tablo, grafik
Charter, to : Kiralamak, tutmak
Chase, to : Oluk amak, oymak
Chaser : Di ama ba, keski
Chassis : asi, ereve
Cheap : Ucuz
Check : Kontrol
Check list : Kontrol listesi
Check valve : Check valfi, bir yne aka izin veren
aksi yne ak
Check, to : Kontrol etmek
Chemical : Kimyasal
Chevron cutting : Zikzak kesilme
Chief pilot : Ba pilot, kaptan
Chill, to : Soumak, soutmak
Chilly : Souk, serin
Chip to : Yontmak, entmek
Chipping : Kk paralar halinde yontulma
Chisel : Keski, iskarpela
Chloride : Klorr
Chlorinated water : Klorlu su
Chock : Takoz
Choice : Seim
Choke, to : Tkamak, bomak
Choose, to : Semek
(chose, chosen)
Chop, to : Kesmek, paralamak
Chord : Kiri
Chrome : Krom
Chrome plating : Krom kaplama
Chunk : ri para
Chunking : ri paralar halinde kopma
UTEDSOZLUK.indd 22 12/1/11 11:30:20 AM
23
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Circle : Daire, ember
Circle, to : Etrafn evirmek, kuatmak
Circuit : Devre
Circuit breaker : Sigorta, devre kesici
Circuit diagram : Devre emas
Circular : Dairesel yuvarlk
Circulate, to : Dolamak
Circulation : Dolam, devir, sirklasyon
Circulation of air : Hava sirklasyonu
Circumference : evre, ember
Circumferential : evreye ait, evresel
Circumstance : Durum, koul
Claim, to : Talep etmek, hak iddia etmek
Clamp : Kelepe
Clamp circuit : Bloke devresi, kenetleme devresi
Clamping ring : Kelepe halkas
Clarify, to : Artmak, temizlemek
(clarified, clarified)
Clasp, to : Tutturmak, kenetlemek
Classification : Snflandrma, tasnif
Classify, to : Snflandrmak, tasnif etmek
(classified, classified)
Clay : Balk, kil
Clean : Temiz
Clean, to : Temizlemek
Cleaning agent : Temizleme maddesi
Clear : Ak, serbest, net
Clear of : Temizlenmi, - den uzak
Clear up, to : Dzenlemek, toparlamak, temizlemek
Clearance : 1- Aralk, klerans
: 2- zin
Cleared for push-back : Push-back serbest
UTEDSOZLUK.indd 23 12/1/11 11:30:22 AM
24
Clench, to : Skmak, sktrmak
Click : Tk, t sesi
Climate : klim
Climb : Trmanma, ykselme
Climb, to : Trmanmak, ykselmek
Cling, to
(clung, clung) : Yapmak, brakmamak
Clinometer : Klinometre, eimler
Clip, to : 1- Tutturmak, ilitirmek
: 2- Kesmek
Clipper
(clipping circuit) : Kesici devre, krpc devre
Clock : Saat
Clockwise : Saat ynnde
Clog, to : Tkamak, tkanmak, engel olmak
Clogged : Tkal, tkanm
Clogging : Tkanma
Close : Yakn
Close up, to : Kapatmak, bitirmek
Close, to : Kapatmak, kapanmak
Closed : Kapal
Closure : Kapanma
Cloth : Bez
Clothes : Giysi, elbise
Clothing : Giysi
Cloud : Bulut
Cluster : Grup, kme, demet
Clutch, to : Kavramak
Coarse : Kaba, iri
Coat, to : Kaplamak, rtmek
Coating : Kaplama (boya, astar, cila, vs.)
Coaxial cable : Koaksiyel kablo
UTEDSOZLUK.indd 24 12/1/11 11:30:24 AM
25
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Cock : Musluk valfi
Coherence : Birbirini tutma, yapma
Coil : Bobin, sarg
Cold : Souk
Cold start : Kuru, yaktsz start
Collapse, to : Kapatmak
Collect, to : Toplamak, biriktirmek
Collected : Toplanm, birikmi
Collide, to : arpmak, arpmak
Collision : arpma
Color, colour : Renk
Column : Kolon
Combination : Kombinasyon, bileim, karm
Combine, to : Birletirmek, birlemek
Combined : Kombine, birlemi
Combustion : Yanma
Combustion chamber : Yanma odas, ateleme odas
Come into contact, to : Temas etmek
Come into view, to : Grnmek
Come on, to : 1- Yanmak
: 2- almak
Come, to
(came, come) : Gelmek
Comfort : Rahatlk, konfor
Comfortable : Rahat, konforlu
Command : Komut
Command, to : Kumanda etmek, emir vermek
Commence, to : Balamak
Commercial : Ticari
Commercially
available : Piyasada satlan
Common : Genel, mterek, ortak
UTEDSOZLUK.indd 25 12/1/11 11:30:26 AM
26
Commonly : Genellikle
Communicate, to : letiim kurmak, haberlemek, iletmek
Communication : Muhabere, iletiim
Company : irket
Compare, to : Karlatrmak, mukayese etmek
Comparison : Karlatrma, kyas
Compartment : Blm, blme, kompartman
Compass : Pusula
Compensate, to : 1- Telafi etmek, karlamak
: 2- Dengelemek, eitlemek
Competent : Yeterli, kabiliyetli, yetkili
Compile, to : Toplayp bir araya getirmek,
derleyip toplamak
Complementary : Tamamlayc
Complete : Tam
Complete, to : Tamamlamak
Completely : Tamamen
Completion : Tamamlama, tamamlanma
Complex : Karmak
Complicated : Karmak, anlalmas g
Complimentary : Hediye olarak, bedava
Comply with, to : Uymak, yerine getirmek
Compose, to : Meydana getirmek, oluturmak
Composed of : -den ibaret
Compound : Bileim
Compress, to : Sktrmak, skmak, tazyik etmek
Compressed air : Sktrlm/tazyikli hava
Compression : Sktrma
Comprise, to : Kapsamak, iermek, ihtiva etmek
Compute, to : Hesaplamak
Concave : bkey, konkav
Conceal, to : Gizlemek, saklamak, rtmek
UTEDSOZLUK.indd 26 12/1/11 11:30:28 AM
27
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Concentrated : Konsantre
Concerning : lgili olarak, hakknda
Conclude, to : Bitirmek, sonulandrmak
Conclusion : Sonu, son
Concrete : 1- Somut, kesin
: 2- Beton
Concurrently : Ayn zamanda
Condensation : Younlama
Condense, to : Younlatrmak
Condenser : Kondensr, younlatrc cihaz
Condition : art, durum
Conditioned air : artlandrlm hava
Conduct, to : 1- Yapmak, yrtmek, idare etmek
: 2- letmek, geirmek
Conductive : letken, iletici
Conductivity : letkenlik
Conductor : letken madde
Conduit : Telleri muhafaza eden boru, kanal
Cone : Koni
Confidence test : Gvenilirlik testi
Configuration : Durum, konum
Confine, to : Snrlamak, kuatmak
Confirm, to : Teyit etmek, doruluunu onaylamak
Confirmation : Onay, tasdik, dorulama
Conform, to : Uymak
Confuse, to : Kartrmak, artmak, akln kartrmak
Connect, to : Balamak, birletirmek, tutturmak
Connection : Balant
Connector : Konektr, balant eleman
Consecutive : Art arda gelen, ardk
Consequence : Sonu
Consider, to : Dikkate almak, hesaba katmak,
saymak, kabul etmek
UTEDSOZLUK.indd 27 12/1/11 11:30:30 AM
28
Consideration : nem
Considered : Saylr, nitelendirilir
Consist of, to : Dikkate almak, hesaba katmak,
saymak, kabul etmek
Consistent : Tutarl
Constant : Sabit
Constant Speed Drive : Uak jeneratrnn devrini sabit
tutan cihaz
Constitute, to : Meydana getirmek, kurmak, tesis etmek
Construct, to : Yapmak, ina etmek, kurmak
Construction : Yap
Consumable material : Sarf madde
Consume, to : Tketmek, sarf etmek
Consumption : Tketim, sarfiyat
Contact : rtibat, temas
Contact resistance : Temas direnci
Contain, to : ermek, kapsamak, ihtiva etmek
Contained to : ile snrl, iinde
Container : Konteyner, kap
Contaminan : Kirlilie sebep olan madde,
kirletici madde
Contaminate, to : Kirletmek
Contaminated : Kirli, kirlenmi
Contamination : Kirlenme
Content : erik
Continue, to : Devam etmek
Continuity : Devamllk, sreklilik
Continuous : Srekli
Continuously : Srekli olarak, devaml
Contract, to : Bzlmek, klmek, ksalmak
Contribute, to : Katkda bulunmak
Control cabin : Uu kompartman, kokpit
UTEDSOZLUK.indd 28 12/1/11 11:30:33 AM
29
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Control column : Kumanda lvyesi
Control stand panel : Pedestal
Control surface : Kumanda yzeyi
Control wheel : Kumanda volan
Control, to : Kumada etmek kontrol altnda tutmak
Convenience : Uygunluk, rahatlk
Convenient : Uygun, elverili
Conventional : Klasik, geleneksel
Conversion : Deime, deitirme
Convert, to : Deitirmek, dntrmek
Convey, to : Tamak, nakletmek
Conveyor : Konveyr, yk tayc
Cool : Souk
Cool, to : Soutmak, soumak
Cooler : Soutucu
Cooperation : birlii
Copilot : Yardmc pilot
Copper : Bakr
Cord : p, sicim, tel, erit, kablo
Cord body : Lastik i ksm
Core : 1- , z
: 2- Motorun scak ksm
Corner : Ke
Correct : Doru, dzgn
Correct, to : Dzeltmek
Corrective : Dzeltici
Correctly : Gerektii gibi, doru olarak, dzgn
bir ekilde
Correspond, to : Uymak, uygun gelmek
Corresponding : lgili
Corrode, to : rmek, anmak, paslanmak,
korozyona uramak
UTEDSOZLUK.indd 29 12/1/11 11:30:34 AM
30
Corroded : Korozyona uram, anm, paslanm
Corrosive : Paslandrc, andrc
Corrugated : Oluklu
Corrugation : Oluk, yiv
Cotton : Pamuk
Count, to : Saymak, hesaplamak
Counter : Saya
Counteract, to : Kar koymak, nlemek
Counterbalance, to : Denkletirmek, eit kuvvetle kar koymak
Counterbore, to : Hava amak
Counterclockwise : Saatin ters ynnde
Countersink, to : Hava amak
Counterweight : Denge arl
Country : lke
Couple, to : Birletirmek, balamak
Coupling : Kavrama, balama
Course : Kurs, yol, gzergah
Course line : Haritada uulacak yolu gsteren hat
Cove : 1- Girinti, ukur, oyuntu
: 2- Koy, krfezcik
Cover : Kaplama, rt, kapak
Cover, to : rtmek, kaplamak, kapamak
Covering : rt, rtme
Cowling : Motor kaportas
Crab : Kk vin
Crack : atlak
Crane : Vin
Crankshaft : Krank mili
Crash-proof : Darbe ve arpmaya dayankl
Crayon : Renkli tebeir
Create, to : Yapmak, yaratmak, -e yol amak
Crest : Uu ekibi, uu mrettabat
UTEDSOZLUK.indd 30 12/1/11 11:30:37 AM
31
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Crewmember : Mrettebat, uu ekibi eleman
Crimp : Kvrm, dalga
Critical : Kritik, ok nemli
Crooked : Eri, arpk
Cross : apraz, kart
Cross, to : 1- aprazlamak
: 2- Kardan karya gemek
Cruise : Dz uu, uak ve uu koullar
iin en uygun srat ve
ykseklikteki uu
Crush : Bask, ezme
Cumulative : Birikerek oalan, toplanan kmlatif
Cure, to : 1- Sertlemek, kurumak
: 2- yiletirmek, tedavi etmek
Current : 1- Yrrlkte olan, mevcut
: 2- Akm, cereyan
Current density : Akm younluu
Current feed : Akmla beslenme
Curtail, to : Kesmek, ksaltmak
Curtain : Perde
Curve : Eri, kavis
Curved : Eri, kavisli
Customer : Mteri
Customs : Gmrk
Cut, to (cut, cut ) : Kesmek, kesilmek
Cutoff : Durdurucu, ak kesici
Cutout : 1- Otomatik devre kesici,
cereyan kesen alet
: 2- Oyuk, blme
Cycle : Devir
Cylinder : Silindir
Daily : Gnlk
UTEDSOZLUK.indd 31 12/1/11 11:30:39 AM
32
Damage : Hasar, zarar
Damage, to : Zarar vermek, hasarlamak
Damaged : Hasarl
Damp : Nem, rutubet
Danger : Tehlike
Dangerous : Tehlikeli
Dark : Karanlk, koyu
Darkness : Karanlk
Dash : izgi (-) iareti
Date : Tarih
Daylight : Gn , gndz
Deactivate, to : almaz duruma getirmek, ayrmak
Dead : l, bozuk
Dead engine : Uu esnasnda duran motor
Dead wire : Akmsz tel
Deaerate, to : Havasn gidermek, havasn almak
Deaeration : Svdan havay alma, ayrma ilemi
Debris : Dknt istemeyen madde, enkaz
Decay, to : Bozmak, rtmek, bozulmak, rmek
Decelerate, to : Yavalamak, hz azaltmak, hz azalmak
Decelerating electrode : Yavalatc elektrot
Deceleration : Hz azalmas, yavalama
Dechlorinate, to : Klorunu gidermek, klorsuzlatrmak
Decibel : Ses iddetini lme birimi
Decide, to : Karar vermek
Decimal : Ondalk, onlu
Decision : Karar
Declare, to : Beyan etmek, ilan etmek, bildirmek
Decline, to : 1- Sapmak
: 2- Azalmak, dmek
Decoder : Kod zc
D

UTEDSOZLUK.indd 32 12/1/11 11:30:41 AM
33
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Decontaminate, to : Temizlemek, zararl
maddelerden arndrmak
Decrease : D, azalma
Decrease, to : Azaltmak, drmek, azalmak, dmek
Decrement : Azalma, eksilme
De-energize, to : Gc/enerjiyi kesmek
Deep : Derin
Default : 1- hmal
: 2- Yokluk, hazr bulamay
Defect : Hata, kusur, arza
Defective : Hatal, eksik, arzal
Deficiency : Eksiklik, noksanlk, kusur
Define, to : Tanmlamak, tarif etmek
Definite : Kesin, belirli
Definition : Tanm
Deflate, to : ndirmek, bir eyin havasn
almak/karmak
Deflated : nik, snk
Deflated tyre/tire : nik lastik, havasz lastik
Deflect, to : Saptrmak, evirmek, sapmak, dnmek
Deflection : Sapma, dnme, yn deitirme
Deformed : Deforme, hasarl
Defuel, to : Yakt boaltmak
Defueling : Yaktn uaktan geri alnmas, boaltlmas
Degeneration : Bozulma, yozlama
Degradation : Anma
Degrease, to : Yan gidermek
Degree : Derece
Degree centigrade : Celsius derecesi
Degree of
saturation : Doyma derecesi/noktas
De-icing system,
UTEDSOZLUK.indd 33 12/1/11 11:30:43 AM
34
de-icer : Olutuktan sonra buzlanmay
gideren sistem
Delay : Gecikme, tehir
Delay, to : Ertelemek, tehir etmek
Delayed : Gecikmeli
Delete, to : Silmek, karmak
Deleted : karlm, silinmi
Delicate : Hassas
Delimit, to : Snrlamak, tahdit etmek
Deliver, to : Teslim etmek, gtrmek, datmak
Delivery : Teslim, datm
Demand : stek, talep
Demand, to : stemek, talep etmek
Demolish, to : Ykmak, yok etmek
Demonstrate, to : Gstermek, kantlamak, gsteri yapmak
Demount, to : Skmek, yerinden kartmak
Denote, to : Belirtmek, gstermek
Dense : Youn, koyu
Density : Younluk
Dent : Ufak ukur veya knt, entik, di
Deny, to
(denied, denied) : Reddetmek, inkar etmek
Depart, to : Yola kmak, gitmek, ayrlmak
Department : Blm
Departure : Kalk, gidi
Depend on, to : Bal olmak
Dependable : Gvenilir
Depending on : Bal olarak
Depict, to : Gstermek, resmetmek
Deplete, to : Tketmek, bitirmek, boaltmak
Depletion : Tketme, bitirme
Depreciation : Anma, deer azalmas, amortisman
UTEDSOZLUK.indd 34 12/1/11 11:30:45 AM
35
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Depress, to : Basmak, bastrmak
Depressurization : Basn azalmas, basncn alma
Depressurized : Basnc alnm, boaltlm
Depth : Derinlik
Derive, to : karmak, elde etmek
Descent, to : Alalmak, aa inmek
Descent : Alalma
Description : Tanm, tarif
Deselect, to : ptal etmek, brakmak
Deserve, to : Hak etmek, layk olmak
Design : 1- Model
: 2- Tasarm, plan
Design, to : Yapmak, planlamak
Designate, to : Belirtmek, gstermek
Designated : Ayarlanm, belirlenmi
Designation : Belirleme
Desirable : stenilir, arzu edilir
Desire, to : stemek, arzu etmek
Desired : stenen, gerekli
Despite : -e ramen, -e karn
Destination : Var yeri, varlacak yer, hedef
Destroy, to : Yok etmek, mahvetmek
Destructive : Zararl, ykc
Detach, to : Ayrmak, skmek
Detached : Ayrlm, sklm
Detail : Detay, ayrnt
Detailed : Detayl, ayrntl
Detect, to : Bulmak, hissetmek
Detection : Hissetme
Detection range : Hissetme alan
Detector : Dedektr, hissedici
Detent : Tetik, mandal
UTEDSOZLUK.indd 35 12/1/11 11:30:47 AM
36
Detergent : Deterjan
Deteriorate : Ktlemek, ktye gitmek
Determine, to : Belirlemek, saptamak, gstermek,
karar vermek
Detonate, to : Patlamak, patlatmak
Detonation : Patlama
Detrimental : Zararl
Develop, to : 1- Gelimek, bymek, gelitirmek
: 2- Banyo etmek (film)
Development : Geliim
Deviate, to : Sapmak, ayrlmak
Deviation : Sapma, uaktaki manyetik alanlarn
neden olduu pusula hatas
Deviation ratio : Sapma oran
Device : Cihaz
Devise, to : 1- Planlamak, kurmak
: 2- Bulmak
Dew : iy
Dew point : Younlama noktas
Diagnosis : Tan, tehis
Diagonal : apraz
Dial : Kadran; cihazn hangi frekans, hz
arama vs.ye ayarladn gsteren
panel veya gsterge
Dial, to : 1- Kadran ile lmek, gstermek
: 2- Telefon numaralarn
evirmek, tulamak
Diameter : ap
Diamond shaped : Baklava biiminde
Die : 1- Kalp, matris, metal ve dier
maddeleri ekillendirmek iin
kullanlan alet
UTEDSOZLUK.indd 36 12/1/11 11:30:49 AM
37
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
: 2- Lokma, delik veya yiv amak
iin kullanlan kesici alet
Die, to : lmek, sona ermek
Dielectric : Elektrii iletmeyen, geirmeyen
madde, yaltkan
Differ (from), to : Farkl olmak
Difference : Fark
Different : Farkl, ayr, deiik
Differentiate, to : Ayrt etmek, ayrmak
Difficult : Zor, g
Diffuse, to : Yaymak, datmak, yaylmak, dalmak
Digit : Rakam
Digital : Dijital, saysal
Digital Flight Data
Recorder (DFDR) : Uu bilgilerini kaydeden cihaz, kara kutu
Dilute, to : Seyreltmek
Dim : Donuk, mat
Dimension : Boyut, ebat, l
Diminish, to : Azaltmak, eksiltmek
Dip, to : Daldrmak, batrmak
Dipping : 1- Daldrma, batrma
: 2- Boyama
Direct : Dorudan, direkt
Direct Current (DC) : Doru akm
Direct, to : 1- Dorultmak, yneltmek, evirmek
: 2- Ynetmek
Direction : Yn, taraf
Directional gyro : Uan saa sola yatay dzlemdeki
hareketini (ivmelenmesini) hisseden gyro
Dirt : Kir, pislik, toz, toprak
Dirty : Pis, kirli
Disadvantage : Dezavantaj, aleyhine olan durum
UTEDSOZLUK.indd 37 12/1/11 11:30:51 AM
38
Disagree light : Uyumsuzluk lambas
Disagree, to : Ayn fikirde olmamak,
uyumamak, uymamak
Disagreement : Uyumsuzluk
Disappear, to : Gzden kaybolmak
Disapprove, to : Uygun grmemek, onaylamamak
Disassemble : Skmek, paralara ayrmak
Disassembly : Paralara, ksmlara ayrma; skme
Discard, to : Atmak
Discern, to : Fark etmek, ayrt etmek
Discharge : Boaltma
Discharge lights : Boald lambalar
Discharge, to : Boaltmak, dearj etmek, aktmak
Disclose, to : Bildirmek, sylemek
Discoloration : Solma, rengi deime
Disconnect, to : Balantsn kesmek, ayrmak, ayrlmak
Disconnected : Ayrlm
Discontinue, to : Kesmek, devam etmemek, durmak
Discontinuity : Sreksizlik, devamszlk, kesik olma
Discover, to : Kefetmek, bulmak
Discrepancy : Fark, ayrlk, uyumsuzluk
Discriminate, to : Ayrmak, ayrm yapmak
Disengage, to : Balantsn kesmek, balants
kesilmek, ayrmak, serbest brakmak
Disinfect, to : Dezenfekte etmek
Disinfectant : Dezenfektan
Disk drive : Disket src
Diskette : Disket
Dislocate, to : Yerinden karmak
Dislodge, to : Yerinden karmak
Dismantle, to : Skmek, paralara ayrmak
Disparity : Fark
UTEDSOZLUK.indd 38 12/1/11 11:30:53 AM
39
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Dispatch, despatch : Gnderme, sevk etme
Dispatch, to : Sevk etmek, gndermek
Disperse, to : Datmak, yaymak
Displace, to : Yerinden kartmak, yerini deitirmek
Displaced : Yeri deitirilmi
Display : Grnt
Display unit : Grnt nitesi, ekran
Display, to : Gstermek, grlecek ekilde yerletirmek
Disposable : Bir defa kullanlp atlan malzeme
Disprove, to : Yanl olduunu kantlamak
Dissipate, to : Datmak, yok etmek, gidermek
Dissolve, to : Eritmek, erimek, zmek
Distance : Mesafe uzaklk
Distance Measuring
Equipment (DME) : Mesafe lme tehizat, uuta
uzakl gsteren sistem
Distant : Uzak, uzakta
Distinct : Ar, farkl
Distill, to : Damtmak
Distinct : Ayr, farkl
Distinction : Bozulma
Distribute, to : Datmak, vermek
Distribution : Dalm, datm
District : Blge
Disturb, to : Rahatsz etmek, dzenini bozmak
Disturbance : Dzensizlik, arza
Divert, to : Baka yne evirmek, saptrmak
Diverty : Uan gidecei meydan yerine baka
bir meydana inmesi
Divide, to : Blmek, ayrmak
Division : Blm, blnme
Do, to (did, done) : Yapmak
UTEDSOZLUK.indd 39 12/1/11 11:30:55 AM
40
Dolly : Tekerlekli kriko, ar komponentleri
tamak ve kaldrmak iin kullanlan ara
Domain : Manyetik alan
Dome : Kubbe, kubbe ekli verilmi
Domestic : Yerli, dahili, i
Domestic flight : hat uu
Dominant : Baskn, dominant
Door : Kap, kapak
Door latch : Kap mandal
Dope : Macun
Dot : Nokta, benek
Double : ift, iki
Dovetail : Krlang kuyruu, geme kurtaz
Dowel : Tespit pimi
Dowel pin : Saplama, merkezleme pimi
Down : Aa, aaya, aada
Downstream : Sistem k
Drag : Uan havada ilerlemesine kar
havann gsterdii diren, geri srkleme
Drag, to : ekmek, srklemek
Drain outlet : Boaltma hatt k
Drain, to : Boaltmak (sv)
Draining : Boaltma
Draw, to (drew, drawn) : 1- ekmek srklemek
: 2- ine ekmek, emmek
: 3- izmek, resmetmek
Drawing : izim, ema
Drench, to : Islatmak, svya batrmak
Dress out, to : Gidermek, karmak
Dribble, to : Damlamak, damlatmak
Dried : Kuru, kurutulmu
Drift : Uuta esas ba ile yol arasnda
UTEDSOZLUK.indd 40 12/1/11 11:30:57 AM
41
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
rzgarn neden olduu fark
Drift, to : (Rzgarn veya akntnn
etkisiyle) Srklenmek
Drill, to : Matkapla delmek, delik amak
Drink, to
(drank, drunk) : mek
Drinkable : ilebilir
Drip, to : Damlamak, damlatmak
Driplesstick : Tanktaki yakt miktarn bulmaya
yarayan derecelendirilmi ubuk,
aktmasz ekme ubuu
Dripstick : ekme ubuu, tanktaki yakt miktarn
bulmaya yarayan aktmal ekme ubuu
Drive, to
(drove, driven) : Srmek, altrmak
Droop, to : Sarkmak, kmek
Drop : Dme, d
Drop, to : Dmek, drmek
Dry : Kuru
Dry motor : Kuru (yaktsz) start
Dry, to (dried, dried) : Kurutmak, kurulamak, kurumak
Dual : ift, ikili
Duct : Geni apl boru, dak
Due to : Yznden, sebebiyle
Dull : Donuk, mat, soluk
Dumb : Dilsiz, sessiz
Dummy antenna : Yardmc anten, yapay anten
Dump valve : Uuta uan ini arln azaltmak
iin tanktaki yaktn boaltlmasn
salayan valf
Dump, to : Boaltmak, atmak
Durability : Dayankllk, salamlk
UTEDSOZLUK.indd 41 12/1/11 11:30:59 AM
42
Durable : Dayankl, salam
Duration : Sre
During : Sresince, esnasnda, boyunca, srasnda
Dust : Toz
Dust cap : Toz kapa
Dust cover : Toz koruyucu kapak, cihaz kaplayan
metal koruyucu
Dustfree : Temiz, tozsuz
Dustproof : Toz geirmez
Duty : Grev, gmrk vergisi
Dye, to : Boyamak
UTEDSOZLUK.indd 42 12/1/11 11:31:02 AM
43
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Each : Her bir, her biri
Ear : Kulak
Ear plug : Kulak tkac
Early : Erken
Earth : Yerkre, dnya, toprak, yer
Ease, to : Hafifletmek, dindirmek, kolaylatrmak
Easily : Kolayca
East : Dou
Easy : Kolay, basit
Eat, to (ate, eaten) : Yemek
Eccentric : D merkezli, eksantrik
Eddy : Girdap, anafor
Edge current : Endksiyon akm
Edge : Kenar
Edge thickness : Kenar kalnl
Edible : Yenebilir
Effect : Sonu, etki
Effective : Etkili, geerli
Effectivity : Uygulanabilir, geerlilik
Efficiency : Verim, randman
Efficient : Verimli, etkili, yeterli
Effort : G, gayret, aba
Either : kisinden biri
Either or : Ya.. ya da, veya
Eject, to : Dar atmak, frlatmak
Elapse, to : Gemek (zaman)
Elapsed time : Geen zaman
Elasticity : Esneklik, elastikiyet
Elbow : Dirsek
Elbow fitting : Dirsek eklindeki balant eleman
Electrical bond : Elektrik irtibat
E

UTEDSOZLUK.indd 43 12/1/11 11:31:03 AM
44
Electrical circuit : Elektrik devresi
Electrical harness : Elektrik donanm
Electrical network : Elektrik ebekesi
Electrician : Elektrik teknisyeni
Electricity : Elektrik
Electronic
access door : Elektronik kompartman kapa
Element : Element, ge, unsur
Elevate, to : Ykseltmek, kaldrmak
Elevator : Uan kuyruunda bulunan ve
burun aa yukar hareketini salayan
ana kumanda yzeyi, elevatr
Eliminate, to : Elemek, atmak, kartmak
Elongate, to : Uzatmak
Elsewhere : Baka yerde
Emanate, to : kmak, yaylmak
Embed, to : Gmmek, iine koymak
Emerge, to : Ortaya kmak
Emergency : Acil durum, tehlike hali
Emery : Zmpara
Emission : Yayma, emisyon
Emit, to : Yaymak, dar vermek, gndermek
Empennage : Kuyruk takm
Employ, to : vermek, altrmak, grevlendirmek
Employee : alan, ii
Employer : veren
Empty : Bo
Empty, to : Boaltmak
En route : Yolda giderken, sefer halinde
Enable, to : Mmkn klmak, izin vermek
Encircle, to : Kuatmak, evrelemek
Enclose, to : Kapsamak, iine almak, evresini sarmak
UTEDSOZLUK.indd 44 12/1/11 11:31:06 AM
45
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Encounter, to : Karlamak, rastlamak
Encourage, to : Cesaretlendirmek, tevik etmek
End : 1- Son, biti
: 2- U
End, to : Bitmek, sona ermek
Endanger, to : Tehlike yaratmak
Endless : Sonsuz
Endurance : 1- Bir uan belirli bir yakt miktar
ile uabilecei toplam sre, havada
kal sresi
: 2- Sabr, dayanma
Endure, to : Dayanmak, ekmek, katlanmak
Energize, to : Enerji vermek, g vermek
Engage, to : Birbirine geirmek, birbirine gemek,
i ie gemek
Engagement : Devreye girme
Engine : Motor
Engine core : Motorun scak ksm
Engine nacelle : Motor kaportas
Engine out : Motorun durmas, almamas
Engine pylon : Motorun baland yer
Engine test cell : Motor deneme tesisi
Engineer : Mhendis, teknisyen, makinist
Engrave, to : Oymak
Enhance : Arttrmak, oalmak
Enlarge, to : Geniletmek, bytmek
Enormous : ok iri, byk, mthi
Enough : Yeterli
Enrich, to : Zenginletirmek, yakt-hava karm
orann zenginletirmek
(yakt artarken havay attrmayarak)
Ensure, to : Emin olmak, garantiye almak,
salamak, temin etmek
UTEDSOZLUK.indd 45 12/1/11 11:31:08 AM
46
Entail, to : Gerektirmek, zorunlu klmak
Enter, to : Girmek
Entering : Giri
Entertainment : Elence, elencelik
Entire : Btn, tm, tam
Entirely : Tamamen
Entrance : Giri
Entrust, to : Emanet etmek
Entry : Girme, giri
Entryway : Giri
Enumerate, to : Sralamak, belirtmek
Envelop, to : Sarmak, kuatmak
Environment : evre, iinde bulunan artlar
Equal : Eit, denk
Equalize, to : Eitlemek
Equation : Eitlik, denklem
Equipment : Ekipman, tehizat, malzeme
Equipment cooling : Cihaz soutulmas
Equipped with : le donanm
Equivalent : Muadil, eit, karlk gelen
Erase, to : Silmek
Err, to : Yanlmak, hata yapmak
Error : Hata, yanlg
Escape, to : Kamak
Especially : Bilhassa, zellikle
Essential : Gerekli, esas
Establish, to : 1- Kurmak, tesis etmek
: 2- Saplamak, tespit etmek
Estimate, to : Tahmin etmek, hesaplamak
Estimated Time of
Arrival (ETA) : Tahmini var zaman
Etch, to : Asitle yakmak, andrmak
UTEDSOZLUK.indd 46 12/1/11 11:31:10 AM
47
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Evacuate, to : Boaltmak, tahliye etmek
Evacuation : Tahliye, boaltma
Evaluate, to : Deerlendirmek
Evaluation : Deerlendirme
Evaporate, to : Buharlamak
Even : 1- -de, da, hatta, bile
: 2- Dz, eit
Even number : ift say
Evenly : Eit olarak, dengeli ekilde
Event : Olay
Eventually : Neticede, sonunda
Every : Her, her bir
Evidence : Kant, delil
Evident : Ak, belli, ortada
Exact : Tam, doru, kesin
Examination : Muayene, yoklama
Examine for, to : (Bir eyi bulmak amacyla) incelemek
Examine, to : ncelemek, tetkik etmek
Example : rnek
Exceed, to : Gemek, amak
Excel, to : Gemek, stn olmak
Excellent : Mkemmel, ok iyi
Except for : Dnda, haricinde, hari
Exception : stisna
Excess : Fazla, ar
Excessive : Ar
Excitation : Uyarm, uyarma
Excite, to : Harekete geirmek
Exclude, to : Kabul etmemek, dahil etmemek
Excluding : Hari
Execute, to : Uygulamak, yrtmek
Exercise, to : Uygulamak
UTEDSOZLUK.indd 47 12/1/11 11:31:12 AM
48
Exert, to : Kullanmak, uygulamak
Exhale, to : Dar vermek (soluk), buhar karmak
Exhaust Gas
Temperature (EGT) : Egzoz gaz k scakl
Exhaust, to : Boaltmak
Exhaustive : Geni, ayrntl
Exist, to : Var olmak
Exit : k yeri
Exit, to : kmak
Expand, to : Geniletmek, yaymak
Expansion : Genileme, yaylma, genleme
Expect, to : Beklemek, ummak
Expel, to : Atmak
Expense : Masraf, gider
Expensive : Pahal
Experience : Deneyim
Experiment : Deney
Expert : Uzman
Expire, to : Bitmek, sona ermek
Explain, to : Aklamak
Explanation : Aklama, izah
Explanatory : Aklayc
Explicit : Ak, belirgin, net
Explode, to : Patlamak
Explore, to : Kefetmek, aratrmak
Explosion : Patlama
Explosive : Patlayc, patlayarak
Export, to : hra etmek
Expose, to : 1- Maruz brakmak, kar karya getirmek
: 2- Amak, meydana koymak, gstermek
Exposed : 1- Ak, meydanda
: 2- Uzatmak, devam etmek
UTEDSOZLUK.indd 48 12/1/11 11:31:14 AM
49
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Extended : Alm, ak, uzam, darda (buton vs.)
Extension : Alma, ama
Extension and
retraction test : Al-ver testi
Extensive : Geni yaygn
Extent : 1- Boy, uzunluk
: 2- l derece
Exterior : D, hari
External : D, harici
External power : Harici g
Extinguish, to : Sndrmek, snmek
Extract, to : Skmek, karmak, almak
Extraction fan : Vantilatr
Extreme : Ar, son derece
Extrude, to : Skmak, karmak
Exude, to : Szmak, akmak, yaylmak
Eye : Gz
UTEDSOZLUK.indd 49 12/1/11 11:31:16 AM
50
Fabric : 1- Kuma, bez
: 2- Yap, at
Fabricate, to : mal etmek, yapmak
Face : Yz, yzey
Face shield : (Yz iin) Siper, koruyucu
Facilitate, to : Kolaylatrmak
Facilities : Vasta, imkan, bina, tesisat
Facility : 1- Kolaylk
: 2- Beceri, ustalk
: 3- zel bir i iin yaplm bina
Fact : Gerek, olgu
Factory : Fabrika
Fade away, to : Ortadan kaybolmak, yok olmak, snmek
Fade in, to : Yava yava grnmek,
grnr olmak, almak
Fade out, to : Yava yava gzden kaybolmak, kararmak
Fade, to : Solmak, rengi atmak
Fail safe : Arzaya kar emniyetli, arzalara kar
otomatik tertibat olan mekanizma
Fail, to : Yetersiz olmak, baarsz olmak,
baarszlkla sonulanmak,
arzalanmak, bozulmak
Failed : Arzal
Failure : Arzal, baarszlk
Faint : Donuk, mat, soluk
Fairing : Kaplama, kaporta
Fairly : Olduka
Fall, to (fell, fallen) : Dmek, azalmak
False : Yanl, hatal
Familiar : Bilinen, tannan
Fan case : Fan kasas
F

UTEDSOZLUK.indd 50 12/1/11 11:31:18 AM
51
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Fan cowl : Fan kaportas
Fan cowl door : Fan kaporta kapa
Fan duct cowl : Fan kaportas
Fan engine : Motor gcnn byk blmnn
en ndeki geni apl fandan elde
edildii motor tipi
Far : Uzak
Fast : Sratli, hzl, abuk
Fasten, to : Balamak
Fastener : Balayan ey; perin, cvata gibi iki
nesneyi birbirine balamak iin
kullanlan alet
Fatal : ldrc
Fatigue : Metal yorulmas
Faucet : Musluk
Fault : Arza
Faulty : Hatal, arzal
Favorable, favourable : Olumlu, uygun
FD Engage logic : FDnin devreye girebilmesi iin
gerekli artlar
Fear, to : Korkmak, endie etmek
Feasible : Yaplabilir, mmkn, uygun
Feather edge : Kolay bklen ok ince sivri u
Feature : zellik, vasf
Federal Aviation
Administration (FAA) : Federal Havaclk daresi
Federal Aviation
Regulations (FARs) : Federal Havaclk Ynetmelikleri
Fee : cret
Feeble : Zayf, gsz, kuvvetsiz
Feed line : Beslenme hatt
Feed, to (fed, fed) : Doyurmak, beslemek
UTEDSOZLUK.indd 51 12/1/11 11:31:20 AM
52
Feedback : Geribesleme, deien konumu bildirme
Feel, to (felt, felt) : Hissetmek
Female connector : Dii balant eleman
Fence : ift parmaklk
Ferrous : Demirden oluan, demirli
Ferrule : Demir halka, yksk
Ferry : Uan ticari olmayan uua gitmesi,
uan yolcusuz ve yksz yalnz
kendi ekibiyle umas
Fetch, to : Gidip getirmek
Field : Alan, meydan, havameydan
Field elevation : Bir meydann deniz seviyesinden
ykseklii
Figure : ekil, biim
Filament : Lamba teli, flaman
File : 1- Ee
: 2- Dosya
File, to : 1- Eelemek, ee ile dzeltmek
: 2- Dosyalamak
Fill connection : kmal balants
Fill valve : kmal valfi
Fill, to : Doldurmak
Filling : Doldurma
Fillister : Oluk rendesi, oluk
Film : Tabaka, kat
Filter cartridges : Filtre eleman (szge)
Filter clogging light : Filtre tkal lambas
Filter, to : Szmek, filtreden geirmek
Filthy : Pis, kirli
Fin : Uan dikey stabilizeri
Finally : Sonunda, nihayet
UTEDSOZLUK.indd 52 12/1/11 11:31:23 AM
53
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Find, to
(found, found) : Bulmak
Fine : Gzel, iyi kaliteli
Finger : Parmak
Finish, to : Bitirmek, tamamlamak, bitmek,
sona ermek
Fire : Ate, yangn
Fire extinguisher : Yangn sndrc
Fire handle : Motorda yangn kmas halinde
motoru durdurup motora giden
yakt, hidrolii, pnmatii ve elektrii
kesen ana kol ya da buton
Fireproof : Atee dayankl, yanmaz
Firm : 1- Firma, irket
: 2- Sk, salam, sert
Firmly : Skca
First : lk, nce
First aid : lkyardm
First officer : Yardmc pilot
Fit, to : Uymak, uygun olmak
Fitted to : Tutturulmu, balanm
Fitting : Balant
Fix, to : 1- Sabitletirmek, dzenlemek
: 2- Tamir etmek
Fixed : Sabit, oynamaz, bal, belirlenmi
Fixtures : Sabit eya
Flabby : Gevek, sarkk
Flag : Bayrak
Flake : nce tabaka, ince para, pul
Flaked : Pul pul olmu, pul halinde ayrlp dm
Flaking : Pul pul dklme
UTEDSOZLUK.indd 53 12/1/11 11:31:24 AM
54
Flame : Alev
Flame out : Alev snmesi, almakta olan
motorun kendiliinden durmas
Flammable : Yanc, abuk tutuan
Flange : Flan, kenar, oturma yzeyi
Flare out, to : Geniletmek
Flare, to : Birden alev almak
Flash, to : Yanp snmek
Flashlight : El feneri
Flat : 1- Dz
: 2- Havasz, patlak (lastik)
Flat spot : Lastik di veya dililerinin anmas
sonucu dzlemi, bezi km blge
Flaw : Kusur, defo
Fleet : Filo
Flexible : Esnek, bklebilir
Flicker, to : Titremek, titremek
Flight : Uu
Flight altitude : Uu ykseklii
Flight attendant (F/A) : Uu grevlisi, hostes
Flight control : Uu kumandas
Flight crew : Uu mrettebat
Flight data recorder : Kara kutu
Flight deck : Uu kompartman, kokpit
Flight kit : Uu tehizat/donanm
Flight path : Uu pateni
Flip flop : ki durumlu
Float, to : 1- Yzmek, svnn stnde durmak
: 2- Havada szlmek, umak
Floating point format : Ondalkl gsterim biimi
Flood, to : Sel basmak, su basmak
UTEDSOZLUK.indd 54 12/1/11 11:31:27 AM
55
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Floodlight : Aydnlatma lambas
Floor : Taban, zemin
Floppy disk : Disket
Flow : Ak
Flow, to : Akmak
Fluctuate, to : Dalgalanmak, inip kmak,
azalp oalmak
Fluctuation : Dalgalanma
Fluid : Akkan sv
Flush, to : Ykamak, temizlemek, fla etmek
Flute : Oluk, yiv
Flutter : Titremek, sallamak, kanat sarsnts
Flux : Aknt, ak, cereyan, ak
Flux density : Ak younluu
Fly, to (flew, flown) : Uurmak, umak
Foam : Kpk
Focus, to : Odaklamak
Fog : Sis
Foggy : Sisli
Fold, to : Katlamak
Folding type seat : Katlanan koltuk
Follow, to : Takip etmek, izlemek
Following : Aadaki, mteakip
Foolproofing : Gvenilir, kusursuz
Foot : 1- Ayak
: 2- 0.3048 m
For : 1- in
: 2- Sresince (zaman), -dr
Forbid, to
(forbade, forbidden) : Yasaklamak
Force : G, kuvvet
UTEDSOZLUK.indd 55 12/1/11 11:31:29 AM
56
Force, to : Zorlamak, sktrmak, itmek
Forearm : Dirsekle bilek aras
Forecast : Hava tahmini
Forecast, to : Tahmin etmek
Foreign object : Yabanc madde
Foreign Object
Damage (FOD) : Yabanc cisim hasar
Forget, to
(forgot, forgotten) : Unutmak
Form, to : Oluturmak, biim vermek
Formal : Resmi, biimsel
Format, to : Formatlamak, ekil vermek, dzenlemek
Formation : Oluum, formasyon
Former : nceki, eski
Fortnight : Onbe gn, iki hafta
Forward : n, ileri, ne doru
Foul, to : Dokunmak, arpmak
Fouled : Kirli, tkal
Found, to : Kurmak, yapmak
Four-wheel : Drt tekerlekli
Fraction : Kk para, blm, ksm
Fractional : ok kk, nemsiz
Fragile : Krlabilir eya, malzeme
Fragment : Para
Frame : Uan gvde yapsna ekil
salayan d ember
Framework : Ana yap iskeleti, iskelet, at
Frayed : Anm
Free : 1- Serbest, zgr
: 2- Bedava, parasz
Free from : -sz, -den uzak, arnm
UTEDSOZLUK.indd 56 12/1/11 11:31:31 AM
57
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Freedom : zgrlk, serbestlik, arnma
Freeze, to
(froze, frozen) : Donmak, dondurmak
Freezing : Donma
Freezing point : Donma noktas
Freezing weather : Dondurucu hava
Freight : Yk, kargo
Freighter : Kargo ua, yk gemisi
Frequency : Frekans
Frequency meter : Frekansmetre
Frequent : Yaygn, olaan
Frequently : Sk sk
Fresh : Taze
Fresh air : Temiz hava
Friction : Srtnme
Fringe area : Kenar blge
From : -den, -dan, -den beri
Front : n, n taraf
Front spar : n spar (duvar)
Frost, to : Donmak, buzlanmak
Frozen : Donmu
Fuel : Yakt
Fuel boost pump : Yakt yardmc pompas
Fuel on board (FOB) : Uaktaki mevcut yakt miktar
Fuel pressure : Yakt basnc
Fulfill, to : Yerine getirmek, yapmak
Full : Dolu, tam
Full turn : Tam dn
Fully : Tamamyla
Fumes : Duman, buhar, gaz
Function : lev, grev
UTEDSOZLUK.indd 57 12/1/11 11:31:33 AM
58
Fundamental : 1- Kural, temel
: 2- Esas, temel
Furnish, to : 1- Salamak, tedarik etmek
: 2- Demek
Further : 1- Daha fazla, daha ileri
: 2- Baka, bir baka, bundan baka
Furthermore : Bundan baka, ayrca
Fuse : Sigorta
Fuse, to : Eriyip birbiriyle kaynamak, yapmak
Fuselage : Uak gvdesi
Fusion : Kaynama, fzyon
Futile : Bo, faydasz
Future : Gelecek, ilerideki bir zamanda
UTEDSOZLUK.indd 58 12/1/11 11:31:35 AM
59
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Gage, gauge : Gsterge, saat
Gain, to : Kazanmak, elde etmek
Galley : Uaktaki yiyecek, ieceklerin
konulup hazrland blm, mutfak
Gang : Ekip, takm, posta, grup
Gap : Boluk, aralk
Gasket : Conta
Gasoline : Yakt, benzin
Gate : Kap, yolcu giri kaps
Gear : 1- Dili
: 2- ni takm (Landing gear)
Gear hydraulic system : ni takm hidrolik sistemi
Gearbox : Dili kutusu
General : Genel
Generalize, to : Genelletirmek
Generate, to : Vermek, salamak, retmek
Generation : Kuak, nesil
Generous : Cmert, bereketli, verimli
Gentle : Kibar, nazik, yumuak
Gently : Yavaa, hafife
Genuine : Gerek, hakiki
Get access, to : Erimek, ulam salamak
Get, to (got, got) : Elde etmek, almak
Give up, to : Brakmak, vazgemek
Give, to (gave, given) : Vermek
Glance, to : Gz atmak, bakmak
Glass : 1- Cam
: 2- Bardak
Glaze, to : Srlamak, cilalamak
Glide : Szlme, alalma
Glide slope : Szl as
G

UTEDSOZLUK.indd 59 12/1/11 11:31:37 AM
60
Globe : Kre
Glossy : Parlak
Gloves : Eldiven
Glow : Kzl k, parlaklk
Glow, to : Kzmak, akkorlamak
Glue : Tutkal, yaptrc
Go around : Uan initen vazgeip pas gemesi
Go by, to : Gemek
Go off, to : Devam etmek
Go, to : 1- Gitmek, uzanmak
(went, gone) : 2- lemek, almak
Goggles : Koruyucu gzlk, maske
Good : yi, uygun
Goods : Eya, malzeme, madde
Govern, to : Ynetmek, idare etmek, ynlendirmek
Governor : Reglatr, dzenleyici
Grade, to : Derecelendirmek, snflandrmak
Gradient : Eim, meyil
Gradually : Kademeli olarak, derece derece
Graduation : 1- Derecelere ayrma
: 2- Mezuniyet
Grasp, to : Tutmak, kavramak
Gravity : Yerekimi, arlk
Gravity draining : Kendi arlyla boaltma
Gravity filling : Kendi arlyla ikmal
Grease : Ya, gres
Green : Yeil
Grey : Gri
Grind, to : tmek, ufalamak, talamak
(ground, ground)
Grip, to : Smsk tutmak, kavramak
Groove : Oluk
UTEDSOZLUK.indd 60 12/1/11 11:31:39 AM
61
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Groove cracking : Oluk atlamas, di gibi krlmas
Gross weight : Uan kargo da dahil toplam arl,
brt arlk
Ground : Yer, toprak, zemin
Ground door
opening handle : Yerde kapak ama kolu
Ground roll : Tekerleklerin dnmesi
Ground safety : Yer emniyeti
Ground service
network : Yer servis ebekesi
Ground station : Yer istasyonu
Ground, to : Topraklamak
Grounding : Topraklama
Grounding-plate : Topraklama (oturma) yzeyi, ase yzeyi
Group, to : Bir grupta toplamak
Grow, to
(grew, grown) : Bymek, gelimek, artmak, oalmak
Growth : reme, oluma, byme
Guard, to : Korumak, beklemek, nlem almak
Guess, to : Tahmin etmek
Guide, to : Yol gstermek, rehberlik etmek,
idare etmek
Gush out, to : Fkrmak
Gust of wind : Rzgar sratinin artmas, ani rzgar
Guy : Gergi teli
Gyro : Cayro
UTEDSOZLUK.indd 61 12/1/11 11:31:41 AM
62
Habit : Alkanlk
Half (plural: halves) : Yarm, bir eyin yars
Halt, to : Durmak, durdurmak
Hammer : eki
Hamper, to : Engel olmak, engellemek
Hand : El
Hand crank : Dndrme kolu
Handicap : Dezavantaj, engel
Handle : Kol, tutama, sap
Handle, to : Ele almak, kullanmak
Handy : Kullanl, pratik
Hang, to (hung, hung) : Asmak, aslmak, asl durmak
Haphazard : Rastgele, gelii gzel
Happen, to : Olmak
Harbor, harbour : Liman, snak, barnak
Hard : 1- Sert, kat
: 2- G, zor
Harden, to : Sertletirmek, katlatrmak
Harmful : Zararl
Harmless : Zararsz
Harness : Donanm
Harsh : Sert
Haste : Acele, tela
Have, to (had, had) : Sahip olmak, almak
Hazard : Tehlike
Hazardous : Tehlikeli
Head : Ba
Head, to : 1- Bata olmak, nde gelmek
: 2- Ynelmek, yneltmek
Headed into : Ba (burnu) bir tarafa evrili
Heading : Ba, uan esas yn
H

UTEDSOZLUK.indd 62 12/1/11 11:31:43 AM
63
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Headset : Telsiz konumas iin kullanlan balk
Heap : Yn, kme
Hear, to
(heard, heard) : Duymak, iitmek
Heat : Is, scaklk, hararet
Heat dissipation : Is kayb
Heat, to : Istmak
Heater : Istc
Heavy : Ar
Heavy rainfall : iddetli ya
Height : Ykseklik
Helical : Helezoni, sarmal
Helmet : Kask, balk
Help : Yardm
Help, to : Yardm etmek
Here : Burada, buraya
Hesitate, to : Tereddt etmek, duraksamak
Hexadecimal : Onaltl
Hexagonal : Altgen
Hide, to (hid, hidden) : Saklamak, gizlemek
High : Yksek
High altitude : Yksek irtifa, 10 bin metrenin zeri
High winds : Kuvvetli rzgar
Hijack, to : Uak karmak, silah zoruyla gasbetmek
Hinge : Mentee
Hinged : Menteeli, menteelenmi
Hit : Vurma, vuru, darbe
Hit, to (hit, hit) : Vurmak, arpmak
Hoist : Yk asansr, vin
Hoist, to : Yukar kaldrmak, yukar karmak
Hold, to (held, held) : Tutmak, mevcut durumu muhafaza
etmek, devam ettirmek
UTEDSOZLUK.indd 63 12/1/11 11:31:45 AM
64
Holding pattern : Havaalanna ini izni bekleyen
uaklarn izledikleri belirli yol,
bekleme paterni
Hole : Delik, oyuk
Hollow : Bo, oyuk, ukur
Hook : Kanca
Hope, to : Umut etmek, ummak, beklemek
Horizon : Ufuk
Horizontal : Yatay
Hose : Hortum
Hot : Scak
Hour : Saat
Housing : Yuva, yer
Hover, to : Havada belli bir noktada durmak,
sallanp durmak
However : Bununla birlikte, ama, fakat
Hub : Tekerlek merkezi, gbek
Hubcup : Jant kapa, balk kapa
Huge : ok byk, kocaman
Hum : Uultu, grlt
Humid : Nemli, rutubetli
Humidity : Rutubet
Hurricane : Kasrga, bora
Hurry, to
(hurried, hurried) : Acele etmek
Hurt, to (hurt, hurt) : ncitmek, actmak, yaralamak
Hybrid : Melez
Hydraulic fluid
container : Hidrolik sv kab
Hydraulic ground
power cart : Hidrolik sistem servis arac
Hydraulic pump : Hidrolik pompas
Hydraulic return line : Hidrolik dn hatt
UTEDSOZLUK.indd 64 12/1/11 11:31:47 AM
65
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Ice burn : Islak pistten dolay anma
Ice formation : Buz oluumu
Ice foundation : Buz oluumu
Ice protection : Buzlanmadan korunma,
buzlanmay nleme
Icing : Buzlanma
Identical : Ayn
Identification : Tanmlama, kimlik
Identification card : Tantma kart
Identification ring : Tanmlama/kimlik halkas, etiket
Identify, to
(identified, identified) : Tantmak, belirtmek
Idle : Rlanti
Idler : Ara tekerlei, kasnak
Idling : Boa alma, bota altrma
If : Eer, ise
If not : Deilse, yoksa
Ignitable : Yanc
Igniter : Ateleme bujisi, ateleyici
Ignition : Ateleme
Ignition plug : Buji
Ignore, to : Aldrmamak, nem vermemek
Ill : Hasta, kt, fena
Illegible : Okunmaz
Illicit : Yasaya aykr, yasad
Illuminate, to : Aydnlatmak
Illustrate, to : Resimle gstermek, aklamak
Image : Grnt
Imaginary : Hayali, sanal
Immaculate : Lekesiz, kusursuz
Immaterial : nemsiz
I

UTEDSOZLUK.indd 65 12/1/11 11:31:49 AM
66
Immature : Olgunlamam
Immediately : Hemen, derhal
Immelmann turn : Uan yarm luping yaptktan sonra
yarm tono yaparak yatay vaziyete
gelerek ykseklik kazanmas
Immense : Ucu buca olmayan, kocaman
Immerse, to : ine batrmak, daldrmak
Imminence : Yaknlk, yaknlama
Immobile : Hareketsiz, devinimsiz
Immobilize, to : Tespit etmek, yerinde tutmak,
hareketini nlemek
Immovable : Kmldamayan, hareketsiz
Immune : Bak, muaf
Impact : Darbe, arpma, etki
Impair, to : Bozmak, zarar vermek
Impart, to : 1- Vermek, katmak
: 2- Bildirmek, sylemek
Impartial : Tarafsz, yansz
Impartible : Blnemez
Impatient : Sabrsz
Impede, to : Engel olmak
Impel, to : Zorlamak, sevk etmek
Impeller : (Pompa vb. iindeki) Pervane, pal
Impenetrable : Girilemez, nfuz edilemez
Imperceptible : Hissedilmez, fark edilmez
Imperfect : Kusurlu, hatal
Imperil, to : Tehlikeye sokmak
Impervious : Su ya da hava geirmez, szdrmaz
Implement : Alet
Implement, to : Tamamlamak, yapmak, yerine getirmek
Imply, to
(implied, implied) : 1- Anlamna gelmek
: 2- ermek, kapsamak
UTEDSOZLUK.indd 66 12/1/11 11:31:52 AM
67
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Import, to : thal etmek, yurtdndan getirmek
Impose, to : Zorla benimsetmek, empoze etmek
Impossible : Olanaksz, imkansz
Impracticable : Yaplamaz, uygulanamaz
Impregnate, to : (yice) Islatmak
Impression : Etki, izlenim
Improve, to : Gelitirmek, ilerletmek
Improvement : lerleme, gelime
Impulse : Darbe, vuru
Impulse turbine : arpma etkili trbin
Impurity : Kirlilik, pislik
In accordance with : Uygun olarak, -e gre
In addition to : Ek olarak, yan sra
In approach : Yakn, inie yaklamada
In case of : Halinde, durumunda
In concern with : lgili olarak
In conjunction with : .ile beraber/birlikte
In front of : nnde
In good condition : yi durumda
In operation : alr durumda, faal
In position : Yerinde, gerekli konumda
In progress : Devam etmekte
In proportion to : Orantl olarak
In proximity to : Yaknnda
In the event of : Halinde, durumunda
In turn : Srayla
In view : Grnr
Inaccessible : Ulalamaz
Inaccuracy : Yanllk, hata
Inadequate : Yetersiz
Inadvertently : Kastsz olarak
Inapplicable : Uygulanamaz
UTEDSOZLUK.indd 67 12/1/11 11:31:54 AM
68
Inboard : taraf
In-bound : stasyona yaklamak (uu)
Incandescent light : Akkor telli lamba
Inch : n (2.54 cm)
Incidence : sabet, etki alan
Incident : Olay
Incipient : Yeni balam
Inclination : Eilim, eim
Incline, to : Emek, eilmek, yatmak, meyletmek
Inclined : Eimli
Inclinometer : Eim leri
Include, to : Dahil etmek, kapsamak
Included : Dahil
Including : Dahil, kapsayarak
Inclusive : ine alan, dahil
Incombustible : Yanmaz
Income : Gelir, kazan
Incomplete : Eksik, tamamlanmam
Inconel : Paslanmaz elie benzer, syla
sertletirilemeyen krom-demir alam
Inconspicuous : Gze arpmayan, nemsiz
Inconvenience : Rahatszlk, elverisiz olma
Incorporate, to : Birletirmek, katmak, birlemek
Incorrect : Yanl
Incorrectly : Yanl olarak
Increase : Art
Increase, to : Artmak, oalmak, artrmak
Increment : Artma, art, oalma
Incur, to : Sebep olmak, -den kaynaklanmak,
maruz olmak
Indeed : Gerekten
Indefinite : Belirsiz, snrsz, sonsuz
UTEDSOZLUK.indd 68 12/1/11 11:31:56 AM
69
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Indent : entik
Indentation : Girinti, ukur
Independent : Bamsz
Independently : Ayr olarak, bamsz olarak
Index : 1- aret, gsterge
: 2- Dizin, indeks
Index by title : Balklara gre sralama
Index by type number : Tip numaralarna gre sralama
Indicate, to : Gstermek, belirlemek, iaret etmek
Indication : ndikasyon, gsterme
Indicator : ndikatr, gsterge
Indifference : lgisizlik, kaytszlk
Indifferent : lgisiz, ntr
Indirect : Dolayl, indirekt
Individual : 1- Tek, ayr
: 2- Bireysel, ferdi
: 3- ahs, fert, birey
Individual air outlet : Manika
Induce, to : 1- kna etmek, sevk etmek, neden olmak
: 2- ndklemek
Induction : ndkleme, indksiyon
Induction coil : ndksiyon bobini
Induction current : ndkleme akm, indkleme yoluyla
elde edilen elektrik akm
Ineffective : Etkisiz
Inefficient : Etkisiz, verimsiz
Inert : Hareketsiz, etkisiz
Inertia : Atalet, devinimsizlik
Inertial Reference
System (IRS) : Uan dnya zerindeki konumunu
ve yerini gsteren sistem
Inevitable : Kanlmaz
UTEDSOZLUK.indd 69 12/1/11 11:31:58 AM
70
Inextricable : Kark, iinden klmaz
Inextricably : inden klmaz biimde
Infallible : Yanlmaz, gvenilir
Inferior : Aa, alt, ikinci derecede olan
Infiltrate, to : eri szmak, szlmek
Infinite : Sonsuz, snrsz
Infinity : Sonsuzluk, snrszlk
Inflame, to : Tutumak, alev almak
Inflammable : Yanc, tutuur, alev alr
Inflate, to : iirmek (lastik), hava ya da bir baka
gazla ikmal etmek
In flight fuel dumping : Uuta yakt havada boaltma
Influence : Etki
Influence, to : Etkilemek
Inform, to : Haber vermek, bildirmek, sylemek
Information : Bilgi, bildirme, haber
Infraction : Bozma, ihlal
Infrequent : Seyrek, nadir
Infuse, to : Dkmek, aktmak, demlemek
Infusion : ine dkme ya da aktma,
demleme, kartrma, katma
Ingest, to : ine ekmek
Ingot : Kle, ktk
Ingrain, to : Yer etmek, yerlemek
Ingredient : Karm oluturan madde, iindeki
Inhale, to : Nefes almak, soumak
Inherent : Doal, doasnda olan
Inhibit, to : Engellemek, yasaklamak
Inhibitor : nhibitr, yavalatc
Initial : lk, nceki
Initiate, to : Balatmak
Inject, to : Enjekte etmek, iine katmak
UTEDSOZLUK.indd 70 12/1/11 11:32:00 AM
71
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Injection pressure : Enjeksiyon basnc
Injury : Yararlanma, zarar
Ink : Mrekkep
Inlet : Giri, az
Inlet chamber : Emme odas
Inlet duct : Emme borusu
In line : Srada, ayn hizada
Inner : erideki, i
Innocent : Masum, zararsz
Innovate, to : Yenilik getirmek, deiiklik yapmak
Innovation : Yenilik, deiiklik
Innumerable : Saysz
Inoperative : lemeyen, bozuk
In-phase : E fazl
Input : Girdi, bilgi
Inquire, to : Sormak, bilgi almak
Inquiry : Soruturma, aratrma
Inscribe, to : Yazmak, kaydetmek
Insert, to : Sokmak, yerletirmek
In service
measurements : Servis lmleri, servis deerleri
Inside : inde, iindeki
Insight : Kavrama, kavray
Insignificant : nemsiz
Insist, to : Israr etmek
Inspect, to : Dikkatlice gzden geirmek,
kontrol etmek, denetlemek
Inspection : Yoklama, kontrol, muayene
Inspector : Kontrol eden kii, mfetti
Install, to : Yerletirmek, takmak
Installation : Takma, yerletirme
Installed : Yerletirilmi
UTEDSOZLUK.indd 71 12/1/11 11:32:02 AM
72
Instance : rnek
Instant : Hemen olan, acil
Instantaneous : Anlk, ani
Instead of : Yerine
Instruct, to : 1- retmek, eitmek
: 2- Emir vermek, talimat vermek
Instructions : Talimat
Instructor : Eitmen
Instrument : Alet
Instrument Landing
System (ILS) : Aletli ini sistemi
Insufficient : Yetersiz
Insulate, to : Yaltmak, izole etmek
Insulation : Yaltm, izolasyon
Insulation resistance : ki iletkeni ayran yaltkan
maddenin elektrik direnci
Insure, to : Sigorta etmek, salama balamak
Intact : Bozulmam, tam, eksiksiz
Intake : Giri, az, emme
Intake stroke : Emme zaman
Integer : Tamsay, btn
Integral : Tam, btn, integral
Integrate, to : Tamamlamak, btnlemek
Integrated Drive
Generator (IDG) : Dili grubu ve retici blm tek
bir komponent iinde olan ve
uak motorundan ald dnyle
elektrik reten jeneratr
Integrating circuit : ntegralleyici devre
Integrity : Doluluk, tam olma
Intend, to : Tasarlamak, niyet etmek
Intensifier electrode : Hzlandrc, glendirici elektrot
UTEDSOZLUK.indd 72 12/1/11 11:32:04 AM
73
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Intensity : 1- iddet, younluk
: 2- Parlaklk
Intentional : Kastl
Intercept, to : Durdurmak, kesmek, engellemek
Interceptor : Avc ua
Interchangeable : Birbiriyle deitirilebilir, birbirinin
yerine geebilir
Intercom system : Dahili konuma sistemi
Interconnect, to : Birbirine balamak
Interelectrode
capacitance : Elektrotlar aras geirgenlik, kapasitans
Interest, to : lgilenmek, ilgilendirmek
Interface : Arayzey, bir nitenin dierleriyle ilikisi
Interfere, to : Karmak, mdahale etmek, engellemek
Interference : Mdahale
Interior :
Interlaced scanning : Aralkl tanma
Interlayer insulation : tabakann (katn) izolasyonu
Interline, to : Orta astar koymak
Interlock, to : Birbirine kenetlemek, balamak,
kilitlemek
Intermediate : Orta, arada bulunan, ortadaki
Intermission : Ara, aralk
Intermit, to : Ara vermek, durmak, bir sre kesilmek
Intermittent : Aralkl, kesik kesik, srekli olmayan
Intermodulation : ntermodlasyon, arakiplenim
Internal : Dahili
Interphone : Dahili telefon sistemi
Interpret, to : Yorumlamak, anlamn aklamak
Interpretation : Yorumlama, yorum, aklama
Interregnum : Ara, aralk
Interrelate, to : Birbiriyle alakal olmak
UTEDSOZLUK.indd 73 12/1/11 11:32:06 AM
74
Interrelated : Karlkl, ilikili, birbiriyle alakal
Interrogate, to : Sorguya ekmek
Interrupt, to : Kesmek, ara vermek
Intersect, to : Kesimek, kesmek
Intersection : Kesime, kavak
Interval : Aralk (zaman olarak)
Into : ine, iine doru
Intricate : Girift, anlalmas g, kark
Introduce, to : 1- Ortaya karmak, ortaya koymak
: 2- ine katmak
Introduction : Giri
Invalid : Geersiz, hkmsz
Invaluable : ok deerli
Invent, to : cat etmek, bulmak
Invention : cat, bulu
Inventory : Envanter, saym izelgesi,
ayrntl gsterge
Inverse voltage : Ters voltaj
Invert, to : Tersine evirmek
Inverter : nverter, doru akm (DC) alternatif
akma (AC) eviren cihaz
Investigate, to : Aratrmak, incelemek
Invisible : Grnmez
Invoice : Fatura
Invoke, to : Bavurmak
Involve, to : Kartrmak
Involved in : Alakas olmak, karm bulmak
Iodine : yot
Iodize, to : yotlamak
Ionize, to : yonlara ayrmak, iyonize etmek
Ionosphere : yonosfer
Iron out, to : Ortadan kaldrmak, gidermek
UTEDSOZLUK.indd 74 12/1/11 11:32:08 AM
75
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Irregular : Dzensiz, kuralsz
Irrigate, to : Ykamak
Irritant : Tahri edici
Isolate, to : Ayrmak, balanty kesmek
Isolation : Ayrma
Issue, to : Yaynlamak, karmak
Item : 1- Para
: 2- Bakmlarda uakla ilgili arzalarn
ve cevaplarnn yazld kat
Itemize, to : Ayrntlar ile yazmak
UTEDSOZLUK.indd 75 12/1/11 11:32:10 AM
76
Jack up, to : Jaka almak, krikoyla kaldrmak
Jacking : Jaka almak
Jag : Sivri u, di, entik
Jagged : Kertikli, dili
Jam, to : Sktrmak, tkamak, skmak,
tutukluk yapmak
Jam nut : Sktrma somunu,
kontra somun
Jar, to : Sarsmak, titremek
Jaw clutch : eneli kavrama
Jelly : Pelte, jle
Jerk, to : Birdenbire ekmek, atmak,
frlatmak
Jerking : Aniden, birdenbire
Jerry can : Yakt tamak iin kullalan
5 galonluk konteyner, kap
Jettison, to : Uu esnasnda uaktan eya,
yk atmak
Job set up : e hazrlk
Job set up
information : Grev hazrlk bilgisi
Joggle : Geme, bir parann dierinin stne
gemesini salayan metal dirsek
Join, to : Birlemek, birletirmek, katlmak
Joint : Birleme yeri
Jolt, to : Sarsmak
Journal : aft yata
Journey : Yolculuk, seyahat
Jump, to : Sramak, atlamak, zplamak
J
UTEDSOZLUK.indd 76 12/1/11 11:32:12 AM
77
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Jumper : Geici olarak kullanlan elektrik
balant teli
Junction : Birleme, bitime, iki iletkenin
veya devrenin birletii nokta
Just : 1- Henz, imdi
: 2- Yalnz, sadece
Justify, to (justified,
justified) : Dorulamak, hakl karmak
Juxtaposition : Bitiiklik, bitime, yan yana koyma
UTEDSOZLUK.indd 77 12/1/11 11:32:14 AM
78
Keep away, to : Uzak durmak, uzak tutmak
Keep off, to : Uzak durmak, uzak kalmak,
yaklatrmamak
Keep, to
(kept, kept) : 1- Muhafaza etmek, tutmak
: 2- Salamak
Key, to : 1- Kilitlemek
: 2- Vericiyi altrmak, devreye sokmak
Keyboard : Klavye
Kind : eit, tr, cins
Kink : Telin dolamas, bklmesi
Kit : Takm, alet takm, set
Knee : Diz
Knife edge : Bak gibi keskin kenarl elik veya
dier sert maddeler
Knob : Switch, dme
Knock, to : Vurmak, arpmak
Knot : 1- Hz birimi, saatte bir
deniz mili (1852 m/saat)
: 2- Dm
Know, to
(knew, known) : Bilmek
Knowledge : Bilgi
Known : Bilinen, beklenen
Knuckle : Boum, mafsal
Knurled : Trtkl
K
UTEDSOZLUK.indd 78 12/1/11 11:32:17 AM
79
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Label : Etiket, tag
Label, to : Etiketlemek
Lack : Olmay, eksiklik
Lack, to : -den yoksun olmak
Ladder : Merdiven
Laminate, to : Yaprak haline getirmek, ince tabaka
haline getirmek
Land : Toprak, lke
Land, to : Yere inmek
Landing : ni
Landing gear : ni takm
Landing gear bay : ni takm blm
Landing gear well : ni takm yuvas
Landing gear wheel : ni takm tekerlei
Landing roll : ni rulesi, tekerleklerin piste
konduu noktadan uan pisti terk
ettii noktaya kadar olan mesafe
Language : Dil, lisan
Lap, to : Katlamak, katlanmak, zerine koymak
Large : Geni, byk
Last : Son, sonuncu
Last, to : Devam etmek
Latch : Mandal kilidi
Latch, to : Mandallamak
Late : Ge, gecikmi
Later : Sonra
Lateral : Yanal, yana doru
Laterally : Yana doru
Latitude : Enlem
Latter : ki eyden sonuncusu, son sylenen
Lattice : Kafes, rg
L

UTEDSOZLUK.indd 79 12/1/11 11:32:18 AM
80
Launch, to : 1- Ua uu iin brakma
: 2- Balatmak (yeni i)
Lavatory : Tuvalet
Lavatory doors : Tuvalet kaplar
Law : Kanun, yasa, kural, kaide
Lay, to (laid, laid) : Yatrmak, koymak, yaymak
Layer : Tabaka
Layout : Plan
Leach, to : Szmek, filtreden geirmek
Leachable : Filtre edilebilir
Lead : U, kablo
Lead, to (led, led) : Yol gstermek, idare etmek
Leading : Bata gelen, en nemli
Leading edge : Hcum kenar, n kenar
Leak : Sznt, kaak
Leak proof : Szdrmaz
Leakage : Sznt, kaak
Lean, to : Dayanmak, yana atmak, eilmek
Leap, to : Sramak, atlamak
Learn, to : renmek
Leave, to (left, left) : Brakmak, ayrlmak
Ledge : Raf gibi dz knt
Lee : Muhafazal taraf, rzgardan korunan taraf
Lee side : Rzgar alt
Left : Sol
Left hand side : Sol, sol taraf
Left handed : Solak
Leg : Bacak
Legal : Yasal
Legend : Ikl yaz
Legible : Okunakl
Legitimate : Yasal, meru
Length : Uzunluk
UTEDSOZLUK.indd 80 12/1/11 11:32:21 AM
81
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Less than : -den az
Lessen, to : Azaltmak, azalmak
Let, to (let, let) : zin vermek, brakmak, beklemek
Level : Seviye
Level, to : Dzeltmek, ayn seviyede getirmek
Lever : Levye, kol
Liability : Sorumluluk
Liable : Sorumlu
License, license : Lisans, ehliyet, izin, ruhsat
License, to : zin vermek, ruhsat vermek
Lid : Kapak
Lie, to (lay, lain) : Yatmak, uzanmak
Life : Hayat, yaam
Life vest : Can yelei
Lifetime : Hayat sresi, mr boyu
Lift, to : Kaldrmak
Light : Lamba, k
Light to (lit, lit) : Aydnlatmak
Lighting, to : Hafifletmek, ykn azaltmak
Lightly : Hafife
Like : Gibi, benzer
Like, to : Holanmak, sevmek
Likely : Olas, muhtemel
Likewise : Ayn ekilde, bunun gibi
Limb : Dairesel d kenar
Limit : Snr, limit
Limit, to : Kstlamak, snrlamak
Limitation : Snr, snrlandrma
Limited : Snrl, kstl
Line : Hat
Line maintenance : Hat bakm
Linear : Lineer, dorusal, izgisel
Linen : Keten, keten rg
UTEDSOZLUK.indd 81 12/1/11 11:32:23 AM
82
Linger, to : Gitmemek, oyalanmak
Link : Ba, balant
Link, to : Birbirine balamak, birletirmek
Linkage : Balant
Lint free : Tiftiksiz
Liquid : Sv, akc, akkan
List, to : Listesini yapmak, listeye geirmek
Listen, to : Dinlemek
Live : Canl, elektrikli, akm geen
Live, to : Yaamak, hayatta olmak
Load : Yk
Load, to : Yklemek, doldurmak
Lobe : Yuvarlaka ksm
Local : Yerel, blgesel
Local time : Yerel saat
Localize, to : Yerini belirlemek, saptamak
Localizer : ILSnin inite son yaklama iin pistin
merkez hattn gsteren elektronik ksm
Locate, to : 1- Yerletirmek, koymak
: 2- Yerini bulmak, tespit etmek
Location : Yer, yerleim
Lock, to : Kilitlemek, kilitlenmek
Locked : Kilitli
Locking device : Kilitleme aygt
Lockwire : Emniyet teli
Lockwire, to : Emniyet teliyle balamak
Logbook : Yaplan ilerin kaydedildii defter
Logic : Mantk
Logical : Mantkl, mantksal
Long : Uzun
Long distance : Uzun mesafe
Long range : Uzun menzilli
Long term : Uzun vadeli
UTEDSOZLUK.indd 82 12/1/11 11:32:25 AM
83
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Longitude : Boylam
Longitudinal : Uzunlamasna, boyuna
Look for, to : Aramak
Look, to : Bakmak
Loop : Lup, hat
Loose : Gevek
Loosely : Gevek olarak
Loosen, to : Gevetmek
Lose, to (lost, lost) : Kaybetmek
Loss : Kayp, kaybetme
Loud : Yksek (ses), grltl
Loudness : Grlt, ses ykseklii
Loudspeaker : Hoparlr
Low : Dk
Low pressure light : Dk basnl ikaz lambas
Lower : Aa, alt
Lower, to : 1- ndirmek
: 2- ni takmlarn amak
LRU
(Line Replaceable Unit) : Hatta deitirilebilen cihaz
Lubricant : Yalama maddesi, ya, gres
Lubricate, to : Yalamak
Lubricating : Yalama
Lubrication : Yalama, gresleme
Luck : ans, talih
Lug : Balant noktas olarak kullanlan
knt, uzant, pabu
Luggage : Bagaj
Lukewarm : Ilk
Luminary : Ik veren
Luminous : Parlak, kl
Lump : Para, kme, topak, yumru
Lungs : Akcier
UTEDSOZLUK.indd 83 12/1/11 11:32:27 AM
84
Mach : Uan hznn uulan ortamdaki
ses hzna oran
Magnet : Mknats
Magnetic pole : Manyetik kutup
Magnetic tape : Manyetik bant
Magnetize, to : Mknatslamak
Magneto ignition : Manyetolu ateleme
Magnifier : Byte
Magnify, to
(magnified,
magnified) : Bytmek
Magnitude : Byklk
Mail : Posta
Mail, to : Postalamak
Main : Ana, esas
Main gear : Ana ini takm
Main gear ground
lock assembly : Ana ini takm akta
kilitleme mekanizmas
Mainly : Esas olarak
Maintain, to : Mevcut durumu muhafaza etmek,
tutmak, salamak
Maintenance : Bakm
Maintenance facility : Bakm merkezi
Maintenance
personnel : Bakm personeli
Major : Esas, nemli
Majority : ounluk
Make certain, to : Emin olmak, temin etmek, tahkik
etmek, kesinlik kazandrmak
Make sure, to : Emin olmak, tahkik etmek, temin etmek
M

UTEDSOZLUK.indd 84 12/1/11 11:32:29 AM
85
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Make up, to : Oluturmak, meydana getirmek
Make, to (made, made) : Yapmak, meydana getirmek
Male connector : Erkek balant eleman
Malfunction : Arza
Malleable : Dvlebilir
Mallet : Tokmak, eki
Man power : nsan gc
Manage, to : Ynetmek, idare etmek,
baarmak, becermek
Mandatory : Zorunlu, gerekli
Man hour : Bir insann bir saatlik almas, adam/saat
Manifold : Basnl sv ya da gazn kollara
dald port, manifold
Manipulate, to : dare etmek, ynlendirmek, elle iletmek
Manner : Tarz, biim, tavr
Manoeuver : Manevra
Manoeuver, to : Manevra yapmak
Manual control : Elle (manuel) kumanda
Manufacture, to : retmek, imal etmek
Manufacturer : retici, imalat firma
Many : ok, ou, birou
Map : Harita
Mar, to : Bozmak, zarar vermek, eklini bozmak
Marble : Mermer
Margin : Snr, kenar, boluk
Marginal : Kenarda olan
Mark : aret
Mark, to : aretlemek, gstermek
Mass : Yn, ktle, youn
Massive : Ar, kaln, yekpare
Master caution light : nemli arzalar ikaz eden lamba,
ana ikaz lambas
UTEDSOZLUK.indd 85 12/1/11 11:32:31 AM
86
Master switch : Ana alter, sistemdeki tm devrelere
giden elektrik gcn kontrol eden switch
Master warning light : ok nemli arzalar ikaz eden lamba
Mat : Hasr, paspas
Match, to : Birbirine uydurmak, e olmak, uymak
Mate, to : Birletirmek, balamak,
birbirine geirmek
Material : Malzeme
Mating surfaces : Temas eden yzeyler
Matter : 1- Madde, cisim
: 2- Mesele, sorun, konu
Mature, to : Olmak, olgunlamak, vadesi gelmek
Maximize, to : Maksimuma karmak, getirmek
Maximum : En ok, en yksek, azami
Mean : Orta, ortalama, iki eyin ortas
Mean value : Ortalama deer
Mean, to : Anlamna gelmek, demek olmak,
demek istemek
Meaning : Anlam
Means : Yol, ara, yntem
Meanwhile : Bu arada
Measurable : llr, llebilir
Measure, to : lmek
Measurement : l, lme
Measuring : lm, lme
Mechanic : Mekanik, teknisyen
Mechanically
operated : Mekanik olarak alan
Mechanism : Mekanizma, makine dzeni,
makineyi oluturan btn ksmlar
Medical : Tbbi
Medium range : Orta menzilli
UTEDSOZLUK.indd 86 12/1/11 11:32:33 AM
87
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Meet, to
(met, met) : Karlamak, yerine getirmek, yapmak
Meeting : Toplant, buluma
Melt, to : Erimek, eritmek
Melting point : Erime noktas
Member : ye
Memory : Hafza, bellek
Mend, to : Onarmak, tamir etmek
Mental : Zihinsel, aklsal
Mentality : Anlay, dnce
Mention, to : Sylemek, bahsetmek, -den sz etmek
Mercury : Cva
Merely : Sadece, yalnz
Merge, to : ine karmak, birlemek,
iine kartrmak
Meridian : Meridyen
Merit : Deer
Merit, to : Hak etmek, demek
Mesh : 1- Dili arknn dilerinin
birbirine gemesi
: 2- n karedeki atk zg says
Message slot : Mesaj ksm/blm
Metallic : Metalik, madeni
Meter, to : lmek
Metering valve : Sv akn ynlendiren bir eit
kumanda valfi
Meticulous : Titiz, ok dikkatli
Microwave : Mikrodalga
Middle : Orta
Mike (sl.) : Mikrofon
Mild : Yumuak, lml, zayf
Milibar : Barn binde biri
UTEDSOZLUK.indd 87 12/1/11 11:32:35 AM
88
Mill, to : tmek, frezelemek, ilemek
Milling machine : Freze makinesi
Mingle, to : Kartrmak, karmak
Minimal : En az, en kk, en aa
Minimize, to : Asgariye indirmek, mmkn olduu
kadar azaltmak
Minimum : En kk miktar, asgari
Minimum enroute
altitude : Uu srasndaki asgari ykseklik
Minor : Daha kk, daha az, nemi az
Minority : Aznlk
Minus : Eksi (-)
Minute : Dakika
Mirror : Ayna
Misalign, to : Yanl ayarlamak
Misalignment : Yanl ayarlama
Miscellaneous : eitli, muhtelif
Mislead, to
(misled, misled) : Yanltmak, yanl bilgi vermek
Miss, to : 1- Karmak, yetiememek
(Otobs, uak, ders)
: 2- zlemek, aramak
: 3- Anlamamak, kavramamak
Missing : Kayp, eksik, olmayan
Mist : Pus, duman
Mistake : Yanl, hata
Misuse, to : Yanl yerde kullanmak, kt kullanmak
Mix, to : Birbirine kartrmak, karmak
Mixed : Kark, karma
Mixture : Karm, kartrma
Mobile : Hareket eden, gezici
Mock up : Herhangi bir eyin modeli
UTEDSOZLUK.indd 88 12/1/11 11:32:37 AM
89
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Mode selector switch : Mod seme anahtar
Moderate : 1- Orta, vasat
: 2- Ilml, ll
Modernize, to : Yeniletirmek, adalatrmak
Modification : Deiiklik, modifikasyon
Modify, to
(modified, modified) : Deitirmek
Modulate, to : Modle etmek, dalga uzunluu
ve frekansn deitirmek, ayarlamak
Modulation : Deitirme, ayarlama
Moisture : Nem, rutubet
Moment : An, ok ksa zaman
Momentarily : Ksa bir sre iin, geici
Momentary : Bir anlk, geici
Momentum : Moment, devinirlik, hareket eden
bir cismin ktle ve hznn arpmyla
elde edilen hareket miktar
Monitor, to : zlemek, kontrol etmek
Monolithic : Yekpare, tek para
Monotonous : Tekdze, monoton
Monsoon : Muson
Month : Ay, yln on iki blmnden her biri
Moon : Ay
Moor, to : (Ua) Balamak, sabitlemek
More : Daha ok, daha fazla
More than : -den daha fazla
Moreover : stelik, bundan baka
Morning : Sabah
Morse code : Mors alfabesi
Most : En ok, en fazla
Mostly : ounlukla, genellikle
Motion : Hareket, devinim
UTEDSOZLUK.indd 89 12/1/11 11:32:39 AM
90
Motivate, to : Sevk etmek, harekete geirmek,
motive etmek
Motor, to : (Motor) altrmak
Motoring : Start d sebepler iin motoru
starterlarla dndrmek
Mould, to : Kalba dkmek, biimlendirmek
Mount : Yuva
Mount, to : Monte etmek, tutturmak
Mouth : Az
Move in and out, to : leri geri hareket etmek
Move, to : 1- Hareket etmek/ettirmek
: 2- Konumuna getirmek
Movement : Hareket
Moving : Hareketli, hareket eden
Much : ok, epey, hayli
Mud : amur, balk
Muffler : Susturucu
Multi : ok
Multi functional : ok ilevli, ok fonksiyonlu
Multiple : ok blml, eitli
Multiple circuit : ok safhal devre
Multiplexing : Sinyali oaltma, bir sinyalle birden
fazla k salama, bir hattan birden
fazla sinyal gnderme
Multiplication : oalma, oaltma, arpma
Multiply, to
(multiplied,
multiplied) : oaltmak, arttrmak, arpmak
Mute : Sessiz
Mutual : Karlkl, iki tarafl, ortak, mterek
UTEDSOZLUK.indd 90 12/1/11 11:32:41 AM
91
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Nacelle : Motoru rten ve iine alan ksm, kaporta
Nail : 1- ivi
: 2- Trnak
Nail, to : ivilemek
Name : sim, ad
Name, to : sim vermek, adlandrmak, belirtmek
Narrow : Dar
Narrow, to : Daraltmak, snrlamak
National : Ulusal, milli
Native : Yerli
Natural : Doal
Nature : Doa, tabiat, nitelik
Naught : Hibir ey, hi, sfr
Nautical : Denizcilie ait
Navigate, to : Gidip gelmek, deniz yolculuu yapmak
Navigation : Sefer, seyrsefer
Navy : Donanma, Deniz Kuvvetleri
Near : Yakn
Nearly : Hemen hemen, neredeyse
Neat : Temiz, derli toplu
Necessary : Gerekli
Necessitate, to : Gerektirmek
Neck : 1- Boyun
: 2- Kaplarda aza yakn dar ksm
Need, to : htiyac olmak, gereksinim duymak
Needle : 1- ne
: 2- bre
Neglect, to : hmal etmek, aldrmamak
Negligent : Kaytsz, ilgisiz
Negotiate, to : Grmek
Neighbouring : Yakn, komu
N

UTEDSOZLUK.indd 91 12/1/11 11:32:43 AM
92
Neither : Hibiri
Neither nor : Nene de
Net : A
Network : ebeke
Neutral : Ntr, sfr durumda
Neutralize, to : Etkisiz hale getirmek
Never : Asla, hi
New : Yeni
News : Haber, bilgi
Next : En yakn, sonraki
Next to : Yanna, yannda
Night : Gece
Nil : Hi, sfr
Nippers : Pense, kerpeten, kska
Nipple : Nipel, iki balant parasn birbirine
eklemekte, balamakta kullanlan
ara para
No longer : Artk, daha fazla deil
Node : Dm, boum
Noise : Grlt
Noise (no) : Sessiz, grltsz
Nomenclature : Terminoloji, terimler dizini
Non stop : Devaml, srekli, duraklamadan
Nonabrasive : Baka bir yzeye srldnde
anmayan
Non-mandatory : Mecburi, gerekli olmayan
Nonmetallic : Metalik olmayan
Nonsmoker : Sigara imeyen
Noon : le
Normally : Normal olarak
North : Kuzey
Nose : Burun, uan n ksm
UTEDSOZLUK.indd 92 12/1/11 11:32:45 AM
93
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Nose gear : Burun ini takm
Nose gear ground
downlock assembly : Burun ini takmn kilitleme
mekanizmas
Nose gear lockpin : Burun ini takm kilit pimi
Nose landing gear : Burun ini takm
Not applicable : Uygulanamaz, uygun deil
Notch : Kertik, entik
Note : Not
Note, to : Kaydetmek
Nothing : Hibir ey
Notice : Uyar, bildiri
Notification : Bildirme, bildiri
Notify, to
(notified, notified) : Bildirmek, haber vermek
Now : imdi
Nowadays : Bu gnlerde
Noxious : Zararl, tehlikeli
Null : Deersiz, sfr
Number : Say, rakam, adet
Number, to : Saymak, numaralamak
Numeric : Saysal
Numerical : Saysal
Numerous : ok, ok sayda, saysz
Nut : Cvata somunu, vida somunu
UTEDSOZLUK.indd 93 12/1/11 11:32:47 AM
94
Obey, to : taat etmek, uymak
Object : Nesne, madde
Object, to : tiraz etmek
Objection : tiraz, kusur, saknca, engel
Objectionable : Mide bulandrc, ho olmayan
Objective : Objektif, mercek, yansz, tarafsz
Obligation : Zorunluluk, grev
Obligatory : Zorunlu
Oblong : Dikdrtgen eklinde, boyu eninden uzun
Observance : Yerine getirme, yapma
Observation : Dikkatli bakma, gzlem
Observe, to : 1- Uymak, yerine getirmek
: 2- zlemek
Observer : Gzlemci
Obsolete : Eskimi, artk kullanlmayan
Obstacle : Engel
Obstruct, to : Tkamak, kapamak, engel olmak
Obstruction : Engel, tkanklk
Obtain, to : Salamak, almak
Obvious : Belli, ak, apak
Occasion : Frsat, elverili durum
Occasionally : Ara sra, bazen
Occupation : Meslek, i
Occupied : Megul, dolu
Occupy, to : Meydana gelmek, olmak
Occurrence : Olay, meydana kma
Octal : Sekizli
Odd : 1- Tek (say)
: 2- Acayip, tuhaf
Odor, odour : Koku
Off : Kapal
O

UTEDSOZLUK.indd 94 12/1/11 11:32:50 AM
95
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Off scale reading : leksiz okuma
Off course correction : Rota dzeltme
Off course signal : Rotadan sapma sinyali
Offer up, to : Koymak, takmak, yerletirmek
Offer, to : Teklif etmek, nermek
Officer : Memur, grevli
Official duty : Resmi hizmet, grev
Offset, to : Dengelemek, denkletirmek
Offset : Dirsek, dz, knt
Ohmmeter : Ohmmetre, direnler
Oil can : Yadanlk
Oil cooler bypass valve : Ya soutucunun bypass valfi
Oil foam : Ya kp
Oil proof : Ya szdrmaz, ya geirmez
Oil strainer : Ya filtresi, ya szgeci
Oil sump : Ya haznesi, alt ya karteri
Oil tank filling port : Ya tank ikmal az
Oil transfer housing : Ya aktarma blm
Oil free : Yasz
Oleo strut : Hidrolik dikme
Oleopneumatic : Haval-yal
Omission : Dahil etmeme, karma, atlama
Omit, to : Brakmak, atlamak, ihmal etmek
Omnidirectional : Yneltmez, her yne, her ynde
On : alr durumda
On top : stnde, zerinde
Once : Bir defa, bir kez
Once more : Bir defadan fazla
One after the other : Birinin ardndan br
One hole mounting : Tek delikli balant
One way : Tek ynl seyahat, tek yn
UTEDSOZLUK.indd 95 12/1/11 11:32:51 AM
96
One shot
multivibrator : Tek adml multivibratr
Only : Bir tek, sadece
Opaque : effaf olmayan, opak
Open : Ak
Open circuit voltage : Ak devre gerilimi
Open line : Ak hat
Open tread splice : Lastik di veya dilerinin yarlmas
Open, to : Amak, almak
Open end wrench : Ak azl anahtar
Opening : Aklk, a, az
Operable : allabilir, altrlabilir durumda
Operate, to : almak, altrmak, ilemek
Operating altitude : Uu ykseklii
Operating life : alma mr
Operation : lem, alma, altrma
Operational test : alma, ilem testi
Operative : alan, alr durumda
Opinion : Dnce, fikir
Opponent : Kar, zt
Opportunity : Frsat, uygun zaman
Oppose, to : Kar koymak, direnmek
Opposite : Aksi, zt
Opposition : Ztlk, kartlk
Optic warning : Ikl, grsel ikaz
Optical : Optikle ilgili, gzle veya k
vastasyla ileyen
Optimum : En iyi, en uygun
Option : 1- Seme, tercih
: 2- Bir deme yapmadan balant yapmak
Optional : stee bal
Or : Veya, ya da
UTEDSOZLUK.indd 96 12/1/11 11:32:54 AM
97
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Oral test : Szl, snav
Order : 1- Sra, dizi, dzen
: 2- Emir
Order, to : 1- Dzenlemek
: 2- Emretmek
: 3- Ismarlamak, sipari etmek
Ordinal numbers : Sra saylar (birinci, ikinci, ncgibi)
Ordinary : Sradan, olaan
Ore : Maden cevheri, metal
Organize, to : Dzenlemek
Orient, to : Ynlendirmek
Orifice : Dar kanal, snrlayc, azaltc
Origin : Balang, kaynak
Original carrier
frequency : zgn tama frekans
Originate, to : kmak, kaynaklanmak
O-ring seal : O kesitli conta, yuvarlak conta
Orthicon : Alc tp (televizyon)
Oscillate, to : Salnm yapmak
Oscillation : Salnm, titreim
Oscillograph tube : Elektrik akmndaki titreimleri
kaydeden alet
Other : Dier, baka
Other than : -den baka
Otherwise : Aksi takdirde, yoksa
Ounce : Ons, 28.349 gram
Out of adjustment : Ayarsz, ayar d
Out of order : Arzal, hizmet d
Outage : Hizmet d kalma, ilememe
Outboard : D taraf
Outboard flap : D flap
Outbound : stasyondan uzaklamak (uu)
UTEDSOZLUK.indd 97 12/1/11 11:32:56 AM
98
Outdoor antenna : Harici anten, d anten
Outer : Dtaki, dardaki
Outermost : En dtaki
Outflow safety valve : Darya ak veren emniyet valfi
Outlet : k, k yeri
Outlet case : Tahliye blm
Outlet chamber : Tahliye odas
Outline : Ana hat, kroki, taslak
Outlook : Genel grn, grnm
Out of phase : Faz d, iki dalgann ayn zamanda
ayn noktadan gemedii durum
Output : k, kan, kt
Outside : D, taraf
Outstanding : nemli, nde gelen
Oven : Frn
Over : Ar, fazla
Over the full travel : Maksimum hareketini amak
Over voltage : Ar voltaj
Overall : Ayrntl, geni kapsaml, tm, toplam
Overcast, to : Karartmak
Overcome, to
(overcame, overcome) : stesinden gelmek, aresini bulmak
Overflow : Tama
Overhaul : Byk bakm, revizyon
Overhead panel : Ba st paneli
Overheat : Ar snma
Overlap : Tama
Overload : Ar yk
Overnight check : Konaklama bakm
Overnight stay : Geceleme, konaklama
Override, to : Otomatik sistemi mekanik
(overrode, overriden) altrmak, tepelemek
UTEDSOZLUK.indd 98 12/1/11 11:32:58 AM
99
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Overrule, to : ptal etmek, geersiz klmak
Overrun : Pist sonu emniyet sahas,
pistin ucundaki emniyet uzants
Overrunning clutch : Serbest tekerlek kavramas
Overshoot, to : ok hzl gidip karmak, geip gitmek,
(overshot, overshot) pist dna karmak
Oversize : Fazla geni, fazla byk
Overspeed : Ar hz
Overtime : Fazla mesai, fazla alma
Overturn, to : Altst etmek, evirmek
Owe, to : Borcu olmak
Own, to : Sahip olmak
OWS : Ocean Weather Station
Oxide coated filament : Oksit kapl filaman
Oxygen cylinder : Oksijen tp
UTEDSOZLUK.indd 99 12/1/11 11:33:00 AM
100
Pack, to : Paketlemek, sarmak, kaplamak
Package : Paket, ambalaj
Packed snow : Youn kar
Packing : 1- Conta
: 2- Ambalaj
Page : Sayfa
Paint : Boya
Paint, to : Boyamak
Pair : ift
Pale : Solgun, mat
Pallet : Kargonun ykleme ve boaltlmasn
kolaylatrmak iin altna yerletirilen
metal platform
Pallet lock : Palet kilidi
Paper : Kat
Parachute : Parat
Paragraph : Paragraf
Parallel feed : Paralel beslenme
Parameter : Parametre
Parasite drag : Parazit srklenme, hava aknn
yzey ve ekille srtnmesinden
doan geri srklenme
Parking brake lever : Park freni kolu
Part : Ksm, para
Part number : Para numaras
Partial : Ksmi
Partially : Ksmen
Participate, to : Katlmak
Particle : Parack, tanecik
Particularly : zellikle, bilhassa
Parting : Ayrlma
P

UTEDSOZLUK.indd 100 12/1/11 11:33:02 AM
101
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Partition : Ayrmak, blmek
Partly : Ksmen
Pass, to : Gemek
Passage : Geit, yol
Passenger : Yolcu
Passenger cabin : Yolcu kompartman, kabin
Passivate, to : Pasifletirmek
Passport : Pasaport
Past : Gemi
Paste, to : Yaptrmak
Patch : Yama
Path : Yol
Pattern : 1- Patern, ekil
: 2- Uu yolu
Pause, to : Duraklamak, ara
Pavement : Zemin, kaldrm
Pawl : Bir yne harekete izin veren ve aksi
ynde hareketi engelleyen mekanik
stop, tespit mandal
Pay attention, to : Dikkat etmek
Pay, to (paid, paid) : demek
Payload : Uaa yakt alndktan sonra uan
kaldrabilecei yolcu ve kargo
dahil yk miktar
Payment : deme
Peak : Zirve, bir eyin en yksek noktas,
en youn
Peak power : Maksimum g
Pedestal : ki pilot koltuu arasndaki panel
Peel, to : Kabuunu soymak, soyulmak,
pul pul dklmek
Peeled rib : Soyulmu kuak
UTEDSOZLUK.indd 101 12/1/11 11:33:04 AM
102
Peen, to : ekile dvmek, ekile ezmek
Penalty : Ceza
Pending : Kararlatrlmam, muallakta olan,
askda olan
Pendulum : Sarka
Penetrate, to : ine girmek, szmak, iine ilemek,
iine girip yaylmak
People : nsanlar
Per : 1- Bana, her bir iin
: 2- -e gre
Per hour : Saatte
Perceive : Alglamak, kavramak, anlamak
Percent : Yzde (%)
Perceptible : Alglanabilir, anlalabilir
Percolate, to : Szmek
Percussion : Vurma, arpma
Perfect : Kusursuz, eksiksiz, mkemmel
Perforate, to : Delmek, delik amak
Perforated : Delikli
Perforation : Delik, delme
Perform, to : Yapmak, yerine getirmek
Performance : leme, alma, randman
Performance penalty : G azalmas
Perhaps : Belki
Peril : Tehlike
Periodically : Dzenli aralklarla, periyodik olarak
Peripheral : evresel
Periphery : evre
Perish, to : 1- Yok olmak
: 2- rmek, bozulmak
Permanent : Srekli, daimi
Permeability : Geirgenlik
UTEDSOZLUK.indd 102 12/1/11 11:33:06 AM
103
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Permeable : Geirgen
Permissible : zin verilebilir
Permit, to : zin vermek, msaade etmek,
imkan vermek
Permitted : zin verilmi, onaylanm
Perpendicular : Dikey, dey
Perpetual : Kalc, srekli, daimi
Persist, to : 1- Israr etmek, inat etmek
: 2- Srp gitmek, devam etmek
Person : Kii
Personnel : Personel
Perspex : Bir tr sert plastik
Pertain, to : -e ait olma, ile ilgili olmak, uygun olmak
Phase : Aama, safha, evre, faz
Phillips head : Yldz bal
Phillips screwdriver : Yldz tornavida
Physical : 1- Maddi, maddeye yakn
: 2- Fiziksel, fiziki
Pick, to : Seip almak
Picket, to : Ua balamak, sabitlemek
Pickle, to : Asitle temizlemek
Picture : Resim
Piece : Para
Pierce, to : Delmek, delip gemek
Pile, to : Ymak, kmelemek, biriktirmek
Pillar : Direk, stun, kolon
Pilot action : Pilot mdahalesi
Pin : Pim
Pinch, to : Sktrmak, kstrmak
Pioneer, to : nclk etmek
Pit : ukur, oyuk
Pitch action : Uan burnunun aa yukar
hareketi, yunuslama
UTEDSOZLUK.indd 103 12/1/11 11:33:08 AM
104
Pitot static system : Airspeed indikatrleri, altimetreler
ve vertical speed indikatrleri iin
basn sistemi
Pivot, to : Mil zerinde dnmek, eksen
etrafnda dnmek
Placard : Etiket, plakart; uakla, almayla
veya komponentle ilgili uaa
yerletirilen not
Placard, to : Etiketlemek, plakartlamak
Place : Yer, blge
Place, to : 1- Yerletirmek, koymak
: 2- Konuma vs. getirmek
Placement : Yerletirme
Plain : Dz, sade
Planet : Gezegen
Plank, to : Kalas demek, tahta kaplamak
Planned : Planl, planlanm
Plant : 1- Bitki
: 2- Fabrika, tesis
Plate : Levha, plaka, kaplama
Pledge, to : Gvence vermek, taahht etmek
Plenty : ok, bol, okluk
Plexiglas : Cama benzer bir plastik eidi, uak
camlarnda kullanlan plastik madde
Pliable : Bklr, bklgen, esnek
Pliers : Kerpeten
Plot : Plan, kroki, taslak
Plug : 1- Tka, tpa
: 2- Fi
Plumber : Su tesisats
Plumbing : Su tesisat, boru yerletirme ii
Plunge, to : Daldrmak, batrmak
UTEDSOZLUK.indd 104 12/1/11 11:33:10 AM
105
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Plunger : Pompa pistonu, dalma pistonu
Plus : Art (+)
Ply : Kat, katmer
Ply separation : Kat ayrlmas
Pneumatic : Pnmatik, hava basnc ile ileyen, haval
Pocket : 1- Cep
: 2- ukur, boluk
Point : Nokta
Point at, to : evirmek, dorultmak
Point, to : aret etmek, gstermek
Pointer : bre
Poisonous : Zehirli
Polar current : Polarizasyon akm
Polarity : Bir mknatsn kutuplar gibi ekme veya
itme zelliklerine sahip olma
Polarize, to : Bir nn titreimlerini belirli bir yne
evirmek, kutuplamak
Pole : Kutup, mknatsn ular
Police, to : Kontrol altnda tutmak, kontrol etmek,
denetlemek
Polish, to : Cilalamak, parlatmak
Polished : Cilal, parlatlm
Poor : Yetersiz
Pop out, to : Atmak, dar kmak
Popped : Atk, darda
Popular : Tutulan, yaygn, popler
Pore : Metal yzeyindeki kk delik,
aklk; gzenek
Port : 1- Liman
: 2- Giri yeri; buhar, gaz, su yolu
Port side : Uan kendi cephesine gre sol taraf
Portable : Tanabilen
UTEDSOZLUK.indd 105 12/1/11 11:33:12 AM
106
Portable tester : Portatif test aleti
Portion : Ksm
Pose, to : Ortaya karmak
Position : Pozisyon, konum, durum
Position, to : Konumuna getirmek, yerletirmek,
pozisyonlandrmak
Positive : Pozitif, olumlu
Possess, to : Sahip olmak
Possibility : Olaslk
Possible : Olas
Post flight : Tamamlanmam, en son uu
Postpone, to : Ertelemek
Potable : ilebilir
Potent : Gl, kuvvetli
Potential : Potansiyel, mmkn, olas
Pound : ngiliz arlk birimi (453 g)
Pound per Square
Inch (PSI) : n kareye isabet eden pound
cinsinden basn
Pour, to : Dkmek, aktmak, dklmek
Power : G
Power supply : G kayna
Power, to : altrmak, enerjilendirmek
Practicable : Yaplabilir, kullanl, elverili
Practical : Pratik, kullanl, uygulamal
Pre- : nce, n
Precarious : Gvenilmez, tehlikeli
Precaution : nceden alnan tedbir, nlem
Precede, to : -den nce gelmek
Precious : Deerli, kymetli
Precipitation : Ya, ya miktar
Precise : Kesin, tam
UTEDSOZLUK.indd 106 12/1/11 11:33:14 AM
107
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Precisely : Kesinlikle
Precision : Kesinlik, doruluk
Preclude, to : Engel olmak, nne gemek
Preconditioning : Sinyali ilemeden nce n bir ilemden
geirme, n dzenleme
Predetermine, to : nceden belirlemek
Predicate, to : Dorulamak, teyit etmek
Predict, to : nceden bildirmek, haber vermek
Prefer, to : Tercih etmek
Preferably : Tercihen
Preformed packing : zel conta
Preliminary : lk, n
Preparation : Hazrlk
Prepare, to : Hazrlamak, hazrlanmak
Preselect, to : nceden semek, kurmak
Presence : Varlk, hazr bulunma, var olma
Present : Mevcut, var
Present position
entering : Koordinatlarn pilot tarafndan girilmesi
Present, to : Sunmak, takdim etmek, vermek
Preserve, to : Korumak, saklamak, muhafaza etmek
Preset, to : nceden ayarlamak
Press, to : Basmak
Pressure : Basn
Pressure bulkhead : Basn duvar/blmesi
Pressure filling : Basnl ikmal
Pressurized : Basnl, basnlandrlm
Pressurize, to : Basnlandrmak
Presume, to : Saymak, varsaymak
Pretend, to : -m gibi yapmak
Prevail, to : Hakim olmak, yaygn olmak, etkili olmak
Prevailing wind : En sk esen rzgar, hakim rzgar
UTEDSOZLUK.indd 107 12/1/11 11:33:16 AM
108
Prevent, to : nlemek, engellemek
Preventive
maintenance : nleyici, koruyucu bakm
Previous : nceki
Primary : Ana, esas
Primary flight
control surfaces : Ana uu kumanda yzeyleri
Prime : Esas, balca
Primer : Astar, boya
Principal : Esas, ba
Principle : Prensip, ilke
Print, to : Basmak, yaynlamak
Prior to : nce
Priority : ncelik
Probability : Olaslk, ihtimal
Probable : Olas, muhtemel
Procedure : lem sras, prosedr
Proceed, to : Devam etmek, balamak
Process : Sre, ilem
Process, to : zel ileme tabi tutmak, ilemek,
ilemden geirmek
Produce, to : Meydana getirmek, retmek
Producer : retici
Product : rn
Production : retim, imal
Profession : Meslek, i
Progress : lerleme, gelime
Progressive : lerleyen
Prohibit, to : Yasaklamak, engel olmak
Prominent : kk, kntl
Promote, to : lerletmek, arttrmak
Prompt : abuk, hemen olan, hazr
UTEDSOZLUK.indd 108 12/1/11 11:33:19 AM
109
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Proof : 1- Kant, delil
: 2- Dayankl, geirmez
Propagate, to : retmek, oaltmak
Propel, to : tmek, ileri doru srmek
Propeller : Pervane
Proper : Uygun
Properly : Doru olarak, dzgn bir ekilde,
gerektii gibi, uygun ekilde
Proportion : Orant, oran
Proportional : Orantl
Proposal : neri, teklif
Propulsion : tici g, altrc g
Propulsive : tici, altrc
Protect, to : Korumak
Protection : Koruma
Protective : Koruyucu
Protruding : Darda
Prove, to : Kantlamak
Provide, to : Salamak, tedarik etmek
Provided, providing : artyla, ayet, ancak
Provisional : Geici
Proximity : Yaknlk
Publish, to : Yaynlamak, basmak
Pull away, to : Ayrmak, ekip ayrmak
Pull, to : ekmek
Pulsate, to : Titremek, atmak
Pulse : Sinyal
Pulverize, to : 1- Ezmek, toz haline getirmek
: 2- Pskrtmek
Pump : Pompa
Pump, to : Pompalamak
Punctual : Dakik
UTEDSOZLUK.indd 109 12/1/11 11:33:20 AM
110
Puncture : Delinme
Purchase, to : Satn almak
Pure : Saf, katksz
Purge, to : Temizlemek, atmak
Purifier : Artc, temizleyici
Purify, to
(purified, purified) : Artmak, temizlemek
Purpose : Ama, maksat
Purser : Kabin amiri
Push down, to : Aa itmek
Push, to : tmek, bastrmak
Push-pull cable : tip ekerek ift ynl hareket ileten kablo
Push to test light : zerine bastrarak faal olup olmad
kontrol edilen lamba
Put away, to : Bir tarafa koymak
Put in position, to : Yerletirmek, yerine koymak
Put into, to : ine koymak
Put on, to : 1- Uygulamak
: 2- Giymek, takmak
Put, to (put, put) : Koymak
UTEDSOZLUK.indd 110 12/1/11 11:33:23 AM
111
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Quadruple : Drt kat, drt misli
Qualification : Vasf, kalifikasyon, art
Qualified : Vasfl, ehliyetli
Quality : Kalite
Quantify, to
(quantified,
quantified) : Belirlemek, lmek
Quantity : Miktar
Quarter : eyrek, drtte bir
Quench, to : Sndrmek, dindirmek, su ile soutmak
Questionable : Kesin olmayan, pheli
Quick : abuk, hzl, sratli
Quick Attack
Detach (QAD) : abuk ve kolayca zlp balanabilen
balant ekli
Quick connection : abuk sklp taklabilen
birletirme ekli
Quicksilver : Cva
Quicescent : Devinimsiz, hareketsiz
Quiet : Sessiz, sakin, hareketsiz
Quit, to : Brakmak, vazgemek, terk etmek
Quite : Olduka, epey
Quota : Hisse, pay, kontenjan, kota
Quote, to : Bahsetmek, aktarmak
Q

UTEDSOZLUK.indd 111 12/1/11 11:33:25 AM
112
Race : Yuva, yatak
Rack : Raf
Racon : Radar beacon
Radar approach
control : Radarla yaklama kontrol
Radial : Radyal, merkezden kenarlara doru
Radiant : In yayan, s yayan
Radiate, to : In yaymak
Radioactive : Radyoaktif, radyasyon yayc
Radius : Yarap
Raft : 1- Sal
: 2- Yn, byk miktar
Rag : stp, bez paras
Rail : 1- Korkuluk, trabzan
: 2- Ray
Rain repellent : Kokpit n camlarndan yamurun hemen
akp gitmesine yardmc olan zel sv
Rainfall : Ya, saanak
Raise, to : Kaldrmak, ykseltmek
Rake : Basn sensr
Ram air effect : arpan hava etkisi
Ramp : Rampa, apron veya hangar yaknnda
uan park edildii yer
Random : Rastgele, tesadfi
Range : Alan, mesafe, menzil
Rank : Sra, rtbe, derece
Rapidly : Hzla, sratle
Ratchet : ark mandal, arkn bir yne
dnmesine izin veren fakat geri
hareketini engelleyen mekanizma
Rate : Oran, derece
R

UTEDSOZLUK.indd 112 12/1/11 11:33:27 AM
113
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Rather : Tercihen, -den ise
Rating : Dereceleme, snflama
Ratio : Oran
Raw : 1- Ham, ilenmemi
: 2- i, pimemi
Raw material : Hammadde
Ray : In
Reach, to : Ulamak, erimek, varmak
Reaction : Tepki, reaksiyon, kar koyma
Read back, to : Tekrar okumak
Read, to (read, read) : 1- Okumak
: 2- Gstermek, iaret etmek
Readable : Okunakl
Readily : Kolayca, hemen, annda
Reading : Gstergenin kaydettii lm, deer
Reading light : Okuma lambas
Ready : Hazr
Real : Gerek, hakiki
Ream, to : Geniletmek (delik)
Rear : Arka, geri
Rear spar : Arka spar (duvar)
Reason : Neden, sebep
Reasonable : Makul, mantkl, akla uygun
Recall, to : 1- Geri armak
: 2- Anmsamak, hatrlamak
Receive, to : Almak
Receiver : Alc
Recently : Son gnlerde, son zamanlarda
Receptacle : Elektrik prizi, giri yuvas
Recess : Girinti, boluk, yuva
Reciprocal : Karlkl, iki tarafl
Reciprocate, to : Karlkl hareket etmek
UTEDSOZLUK.indd 113 12/1/11 11:33:29 AM
114
Reciprocating motion : leri geri hareket
Recirculation : Devridaim
Reckoning : Hesaplama, sayma
Reclaim, to : 1- Boaltmak, geri almak
: 2- Yeniden kullanlabilir duruma getirmek
Recline, to : Dayanmak, yaslanmak
Recognize, to : Tanmak, farkna varmak
Recommend, to : Tavsiye etmek
Recommended : Tavsiye edilen, nerilen
Reconcile, to : Uzlatrmak
Recondition, to : Yenilemek, revizyondan geirmek
Reconnect, to : Yeniden balamak
Record : Kayt
Record, to : Kaydetmek
Recover, to : Geri almak, geri kazanmak, iyilemek
Recovery : Geri kazanma, dzeltme, iyileme
Rectangle : Dikdrtgen
Rectification : Dzeltme, tahsis
Rectifier : Alternatif akm doru akma
eviren cihaz
Rectify, to
(rectified, rectified) : 1- Dzeltmek, doru hale getirmek
: 2- Alternatif akm doru akma evirmek
Red : Krmz
Reduce, to : Azaltmak, drmek
Reduction : Azaltma, azalma
Redundant : Fazla, gereksiz
Re-energize, to : Yeniden enerji vermek
Refer, to : 1- Bavurmak, bakmak
: 2- Adlandrmak
Reference : Referans
Reference value : Referans deer
UTEDSOZLUK.indd 114 12/1/11 11:33:31 AM
115
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Referenced
procedures : lgili prosedrler, referans olarak
verilen ilemler
Refill, to : Tekrar doldurmak
Refine, to : Artmak, rafine etmek
Reflect, to : Yanstmak, yansmak
Reflection : Yansma
Refrain, to : Kendini tutmak, kanmak, saknmak
Refresh, to : Canlandrmak, tazelemek, serinletmek
Refuel, to : Yakt ikmal etmek
Refuse, to : Reddetmek, kabul etmemek
Regenerate, to : Yenilemek, yeniden oluturmak
Region : Blge, mntka, etraf
Regional : Blgesel
Register : Sicil, kayt
Register, to : Kaydetmek, tescil etmek
Registration : Kayt
Regular : Dzenli, kurall
Regulate, to : Ayarlamak, dzenlemek
Regulation : 1- Dzenleme, tanzim
: 2- Kural, ynetmelik
Reinforce, to : Kuvvetlendirmek, takviye etmek
Reinforcement cords : Takviye kablolar
Reinsert, to : Tekrar sokmak
Reject, to : Reddetmek, atmak
Related : lgili, bal
Relation : lgi, iliki
Relative : likin, bal, izafi, greceli
Relay : Rle
Relay, to : Nakletmek, gndermek
Release, to : Serbest brakmak, kurtarmak
Relevant : lgili
UTEDSOZLUK.indd 115 12/1/11 11:33:33 AM
116
Reliability : Gvenilirlik
Reliable : Gvenilir
Relief valve : Basn emniyet valfi, sistemi fazla
basntan korumak iin kullanlan
emniyet valfi
Relieve, to : Dindirmek, hafifletmek, azaltmak,
boaltmak
Relocate, to : Yeniden yerletirmek
Reluctance : Manyetik diren
Rely on, to : Gvenmek, itimat etmek
Remain, to : Kalmak, arta kalmak
Remaining : Arta kalan, artan
Remarkable : Dikkate deer
Remarks : Aklamalar, notlar
Remedy : are, zm
Remember, to : Hatrlamak
Remnant : Artk, geri kalan ey, kalnt
Remote : Uzak
Remote control : Uzaktan kumanda
Removable : Sklebilir
Removal : Skme, ayrma, karma
Remove, to : 1- Skmek, karmak
: 2- Gidermek, yok etmek
: 3- Atmak, uzaklatrmak
: 4- Boaltmak
Render, to : Vermek, teslim etmek
Renew, to : Yenilemek
Repair : Tamir
Repair, to : Tamir etmek
Repeat, to : Yeniden yapmak, tekrarlamak
Repel, to : tmek, geriye atmak
Repetitive : Tekrarlamal
UTEDSOZLUK.indd 116 12/1/11 11:33:35 AM
117
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Replace, to : 1- Deitirmek
: 2- Tekrar yerine koymak
: 3- Yerini almak
Replacement : Deitirme
Replenish, to : Tekrar doldurmak
Reply : Cevap
Reply, to : Cevap vermek, karlk vermek
Report : Rapor
Report, to : Rapor etmek, bildirmek
Represent, to : 1- Gstermek, tasvir etmek
: 2- Temsil etmek
Representative : Temsilci
Request : stek, talep
Request, to : stemek, rica etmek
Require, to : Gerektirmek, istemek
Required : Gerekli, istenen
Requirement : Gereksinim, art
Requisite : Gerekli, zorunlu
Rescue, to : Kurtarmak
Research : Aratrma
Reserve, to : Ayrmak, saklamak, korumak,
tahsis etmek
Reservoir : Depo
Reset, to : Yeniden ayarlamak, tekrar yerine koymak
Residual : Artk, artakalan
Residue : Kalnt, artk
Resist, to : Dayanmak, direnmek, kar koymak
Resistance : Diren, resistans
Resistant : Dayankl, direnli
Resolution : zme, ayrma
Resource : Kaynak
Respectively : (Cmlede ortaya kt) Srayla
UTEDSOZLUK.indd 117 12/1/11 11:33:37 AM
118
Respiration : Solunum, nefes alma
Respond, to : Cevap vermek, karlk vermek
Response : Cevap, tepki
Responsibility : Sorumluluk
Responsible : Sorumlu
Restore, to : Eski haline getirmek
Restrain, to : Snrlandrmak
Restriction : Snrlama, kstlama, azaltma
Result : Sonu
Result in, to : 1- Sonulandrmak, meydana gelmek
: 2- Sebep olmak
Retain, to : Tutmak, alkoymak, elinde bulundurmak
Retainer : Tutan, alkoyan
Retard, to : Yavalatmak, geciktirmek
Retarded : Gecikmi, gecikmeli
Retract, to : Geri ekmek, toplamak, kapatmak,
ieri ekmek
Retractable : Toplanr, geri alnabilir
Retraction : Toplama, ieri ekme
Retrievable : Tekrar ele geirilebilir, kazanlabilir,
tekrar yerine getirilebilir
Retrieve, to : Tekrar ele geirmek, tekrar kazanmak
veya dzeltmek
Return : Dn
Return, to : Dnmek
Reusable : Tekrar kullanlabilir
Reveal, to : Aa vurmak, gstermek
Reverse : Ters, aksi, arka
Reverse, to : Ters evirmek
Review, to : Yeniden incelemek
Revise, to : Dzeltmek, revizyon yapmak, deitirmek
Revision : Dzeltme, revizyon
UTEDSOZLUK.indd 118 12/1/11 11:33:39 AM
119
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Revolution : Dnme, devir
Revolve, to : Dnmek, dndrmek, evirmek
Rewind, to : Geri sarmak
Rewrite, to : Tekrar yazmak
Rib :1- Kuak, di
: 2- Uak yapsn oluturan yapsal
elemanlardan biri
Rib undercutting : Kuak ayrlmas
Ribbon : erit
Ringing : Ayar, uan ve uu kumandalarnn
son ayar
Right : 1- Sa
: 2- Doru
Right angle : Dik a
Right hand side : Sa taraf
Rigid : Sert, kat, dik
Rim : Kenar, knt, jant
Rime : Kra
Ring : Halka
Rinse, to : Durulamak
Ripped : Yrtlm, paralanm, hasarl
Ripple : Hafif dalgalanma
Rise, to (rose, risen) : Ykseltmek, artmak
Risk : Risk, olaslk
Rivet, to : Perinlemek
Riveted : Perinli, perinlenmi
Road : Yol
Robust : Salam, kuvvetli, kaba
Rock, to : Sallamak, sarsmak, sallanmak
Roll action : Uan saa sola yat hareketi
Roll out : Uan initen sonra pistte koturmas
Roll, to : Yuvarlamak, evirmek, sarmak
UTEDSOZLUK.indd 119 12/1/11 11:33:41 AM
120
Roller : Silindir, makar
Rope : p, halat
Rotary : Dnen, dner
Rotate, to : Bir eksen zerinde dnmek
Rotation : Rotasyon, yn belirleme
Rough : Przl, prtkl, kaba, sert
Roughness : Kabalk, sertlik
Round : 1- Yuvarlak
: 2- Etrafnda
Round off, to : 1- Yuvarlak yapmak
: 2- Yuvarlamak, tamamlamak (say)
Route : Rota, yol
Routinely : Rutin olarak
Row : Sra, dizi
Rub, to : Ovalamak
Rubber : Latik kauuk
Rudder : Uan saa sola ynn deitirmek
iin kullanlan kuyruktaki uu
kumanda yzeyi
Rugged : Arzal, przl, engebeli
Rule : Kural, kaide
Rule, to : Ynetmek, idare etmek
Run, to (ran, run) : 1- Komak
: 2- almak, ilemek,
altrmak, iletmek
Running (water) : Akan
Runway : Pist, kouyolu
Rupture : Krlma, kopma
Rush, to : Acele etmek, komak
Rust : Pas
UTEDSOZLUK.indd 120 12/1/11 11:33:43 AM
121
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Sack : Torba, uval
Sacrifice, to : Feda etmek, gzden karmak
Sacrificial corrosion : Yzeyin kendisinden daha dk
derecede metalle kapland bir
korozyondan koruma metodu
Safe : Emniyetli, gvenli, emin
Safetied : Emniyet, gvenlik
Safety belt : Emniyet kemeri
Safety clips : Emniyet kelepeleri
Safety collar : Emniyet halkas
Safety net : Emniyet a
Safety precautions : Emniyet tedbirleri
Safety strap : Emniyet band
Safety valve : Emniyet valfi; fazla,
istenmeyen basnc
kendiliinden dar braklan valf
Safety, to
(safetied, safetied) : Emniyete almak
Sag, to : Bel vermek, sarkmak
Salvage, to : Yangndan, kazadan vs. kurtarmak
Same : Ayn
Sample : rnek, numune
Sand, to : Zmparalamak
Sandpaper : Zmpara
Satellite : Uydu
Satisfactory : Yeterli, tatmin edici
Saturate, to : Doyma durumuna getirmek, doymak
Saturation : Doyma
Save, to : Kurtarmak, korumak, saklamak
Saw : Testere
Say, to (said, said) : Demek, sylemek, bildirmek
S

UTEDSOZLUK.indd 121 12/1/11 11:33:45 AM
122
Scaffolding : skele, zerine klarak almalar
kolaylatran iskele
Scale : lek, l
Scaling : Seviyelendirme, sinyal seviyesini
dzenleme
Scan : Tarama
Scan, to : Taramak, tarama yapmak
Scatter, to : Samak, datmak
Scavenge : Bir blgeden istenmeyen maddeleri
atma, uzaklatrma
Scavenge pump : Emi pompas
Scavenge, to : Sprmek, temizlemek
Schedule, to : Program yapmak, programa koymak,
programlamak
Scheduled : Programlanan, programlanm olan
Scheduled flight : Tarifeli sefer
Schematically : ematik olarak
Scientist : Bilimadam
Scissors : Makas
Scoop : Spatl, kepe
Scope : 1- Osiloskop
: 2- Alan, faaliyet alan
: 3- Konu
Scorch, to : Hafife yakmak, alazlamak, kurutmak
Score : entik, izgi
Scoring : izilme, entikleme
Scour, to : Ovalamak, temizlemek, srterek
kazmak, ykamak
Scramble, to : Kartrmak, sinyal ya da dalgay
deitirmek
Scrap : Para, dknt, krpnt
Scrap, to : Paralamak, hurdaya karmak
UTEDSOZLUK.indd 122 12/1/11 11:33:47 AM
123
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Scraper : Raspa, spatula, kazyc
Scratched : izilmi, syrlm
Screen : Ekran
Screen grid : Ekran zgaras
Screw : Vida
Screw in, to : Vidalamak, evirerek sokmak
Screw, to : Vidalamak, evirerek sktrmak
Screwdriver : Tornavida
Scriber : izecek, iaretleme aleti
Scroll, to : (Ekranda) Grnt kaydetme
Scrub, to : Fralayarak temizlemek, ovmak
Scrutinize, to : yice incelemek
Scuff, to : Sryerek andrmak, srtmek
Sea level : Deniz seviyesi
Seal : Conta
Seal cap : Conta kapak, szdrmaz kapak
Seal, to : Contalamak
Sealant : Dolgu macunu, bostik
Sealed : Contalanm, contal
Sealed area : Contal ksm
Seam : Balant yeri, ek yeri
Seamless : Kaynaksz, lehimsiz
Sear, to : Kurutmak, hafife yakmak
Search, to : Aramak, aratrmak
Seat : Koltuk, oturma yeri
Seat belt : Emniyet kemeri
Seat, to : Yerletirmek, yerlemek
Second : 1- Saniye
: 2- kinci
Secondary : kincil, ikinci derecede, yardmc
Section : Blm
Sector : Sektr
UTEDSOZLUK.indd 123 12/1/11 11:33:49 AM
124
Secure, to : Emniyete almak, smsk kapamak,
balamak
Secured : Emniyetli, emniyete alnm
Security : Gvenlik, emniyet
Sediment : Tortu, kelti
See, to
(saw, seen) : Grmek, bakmak, anlamak
Seek, to
(sought, sought) : Aramak, aratrmak
Seem, to : Grnmek, gibi grnmek
Seep, to : Szmak, szlmek, szdrmak
Seepage : Sznt
Segment : Para, dilim, blm
Seize, to : 1- Yakalamak, kavramak
: 2- Sklk, scaklk ya da yaszlktan
dolay yapmak
Seizure : Tutma, kazklama
Select, to : Semek, seip ayrmak
Selected : Seilmi
Selection : Seim, seme
Selector : Selektr, seici
Self-adhesive : Kendinden yapan
Self-contained : Bamsz, mstakil
Self-explanatory : Aikar, kendinden aklayc
Semi- : Yar, ksmen
Semi conductor : Yar iletken
Send, to (sent, sent) : Yollamak, gndermek
Sender : Verici, depo veya tank iindeki sv
seviyesinin deimesi durumunda
pilot panelindeki indikatre sinyal
gnderen ve tanktaki sv miktarn
gsteren bir l aleti
UTEDSOZLUK.indd 124 12/1/11 11:33:52 AM
125
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Sense : Duyu, duyum
Sense, to : Hissetmek, sezmek
Sensible : Fark edilir, hissedilir
Sensitive : Hassas, duyarl
Sensitivity : Hassasiyet, duyarllk
Sensor : Sensr
Separate : Ayr
Separate, to : Ayrmak
Separately : Ayr ayr, ayr olarak
Separation : Ayrlma
Sequence : Sra, dizi
Sequential : Seri oluturan, ardk
Serial number : Seri numaras
Series : Seri, dizi, sra
Series circuit : Seri devre
Series connection : Seri balant
Serious : Ciddi, nemli
Serrate, to : Trtllamak
Serrated : Girintili, kntl, trtkl
Serrated plate : Kurt dili
Serve, to : 1- Hizmet vermek
: 2- Yardmc olmak, yardm etmek
Service bulletin : Servis blteni, retici firma
tarafndan yaynlanan bilgi
Service, to : Bakmak, bakmn yapmak,
ileyecek hale koymak
Serviceable : Kullanlabilir, alabilir
Servicing : kmal, doldurma
Servo : Servo, yardmc
Servo tab : Kumanda yzeyinin firar kenarna
tutturulmu ayarlanabilir tab
Set for, to : Ayarlamak
UTEDSOZLUK.indd 125 12/1/11 11:33:54 AM
126
Set up, to : 1- Balamak, neden olmak
: 2- Monte etmek, kurmak
Set, to (set, set) : 1- Kurmak, set etmek
: 2- Saptamak, belirlemek
: 3- konumuna/pozisyonuna getirmek
Setting : Ayar
Setting knob : Ayar dmesi
Settle, to : 1- Yerlemek, yerletirmek,
sabit hale getirmek
: 2- kmek, szlmek
: 3- Halletmek, zmek,
bir karara balamak
Sever, to : Kesmek, kesilmek
Several : Birok, ok
Severe : iddetli, ciddi, sert, kat
Shackle : Kelepe, balant demiri
Shade : Ton (renk)
Shadow : Glge, karalt
Shaft : aft, mil
Shake out, to : Silkmek, silkip atmak
Shake, to
(shook, shaken) : Sallamak, alkalamak
Shank : Cvata gvdesi, cvata sap
Shape : ekil, biim
Shape, to : ekil vermek
Share, to : Paylamak, ortaklaa kullanmak
Sharp : Keskin, sivri
Sharpen, to : Bilemek, keskinletirmek, sivriltmek
Sharpness : Keskinlik
Shatter, to : Krmak, paralamak
Shave, to : 1- Tra etmek, kazmak
: 2- Soymak, yzmek, rendelemek
UTEDSOZLUK.indd 126 12/1/11 11:33:56 AM
127
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Shear pin : Gerektiinde kopararak hasarn
yaylmasn nlemeye yarayan emniyet pimi
Shear, to : Kesmek, makaslamak
Shears : Byk makas
Sheath : Klf, kesici aralarn kab, mahfaza
Sheer : 1- Saf, katksz
: 2- Dik, sarp
: 3- Hafif ve effaf
Sheer, to : Rotadan sapmak, yolundan ayrlmak
Sheet : 1- Sac, levha
: 2- Tabaka, kat yapra
Sheet metal : Metal levha, sac
Shelf : Raf
Shell : Kabuk
Shield : Kalkan, koruyucu ey, siper
Shielded cable : Korumal kablo
Shift : 1- Deime, deitirme
: 2- Vardiya, posta
Shift, to : Deitirmek
Shim : im, ara/ayar sac
Shimmy : Esneme, titreme, uak tekerleinde
meydana gelen ani ve sert titreim
Shine, to
(shone, shone) : Parlamak, parlatmak
Ship, to : Gemi ile tamak, yklemek
Shipment : Ykleme, yklenen eya, kargo
Shock absorber : Amortisr, ini takm, amortisr dikmesi
Shock strut : Dikme
Shop : Atlye
Shore up, to : Desteklemek
Short : Ksa
Short circuit : Ksa devre
UTEDSOZLUK.indd 127 12/1/11 11:33:58 AM
128
Short wave : Ksa dalga, 60 metreden ksa olan
radyo dalgalar
Shortage : Eksiklik
Shorten, to : Ksaltmak, azaltmak
Shot effect : Yanardner grnm, anjan efekti
Shotpeening : Pskrtmeli sertletirme
Shoulder : Omuz, destek
Shovel : Krek, kepe
Show up, to : Gzkmek, meydana kmak,
ortaya kmak
Show, to
(showed, shown) : Grnmek, gstermek
Shrink, to
(shrank, shrunk) : Klmek, ekmek, bzlmek
Shrinkproof : ekmez, klmez
Shunt circuit : Paralel devre
Shunt, to : Paralel balamak, nt yapmak,
yerini deitirmek
Shut down, to : Durdurmak, durmak
Shut off, to : Kesmek, durdurmak, kapatmak
Shut, to
(shut, shut) : Kapanmak, kapatmak
Shutdown : Kapal, kapanma, durma
Shutoff : Kesme, kapama
Shut off valve : Kesme kapama valfi
Shutter : Obtratr, k kesici panjur
Shuttle : Mekik
Shuttle bus : ki nokta arasnda sefer yapan otobs
Shuttle valve : Mekik valf, ift yollu valf
Side : Kenar, yan taraf
Side slip : Yana kayma, uan dnerken aa ve
ieri doru kaymas
UTEDSOZLUK.indd 128 12/1/11 11:34:00 AM
129
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Side stick : A320, A340 tipi uaklarda pilotun
yan tarafnda bulunan (pitch ve roll)
kumanda kolu, joystick
Side tone : Yan ses, sesin aksetmesi
Sidewalk : Kaldrm
Sidewall : 1- Yan duvar
: 2- Lastik yana
Sift, to : Elemek, elekten geirmek, ayklamak
Sight : Grme, gr
Sight gage : Sv seviye veya miktarn gsteren
effaf gsterge
Sight glass : Deponun dna yerletirilmi
sv seviye gstergesi
Sign : Belirti, iaret, emare
Sign, to : mzalamak
Signal : Sinyal
Signature : mza
Significance : nem
Significant : nemli
Silence : Sessizlik, ses karmama
Silence, to : Susturmak, sessizletirmek
Silencer : Susturucu; grlty nlemeye,
azaltmaya yarayan alet
Silent : Sessiz, grltsz
Silica : Silis, kum, akmakta, kuvars gibi
silisyumun oksijenli biliimlerine
verilen ad
Silver : Gm
Silver plated : Gm kaplama
Similar : Benzer
Simple : Basit, kolay
Simplicity : Basitlik, sadelik
UTEDSOZLUK.indd 129 12/1/11 11:34:02 AM
130
Simplify, to : Basitletirmek, kolaylatrmak,
sadeletirmek
Simply : Sadece
Simulate, to : Taklit etmek
Simultaneously : Ayn anda
Since : 1- olduundan, -den dolay, nk
: 2- -den beri
Singe, to : Hafife yakmak, ularn yakmak
Single : Tek
Single ended : Tek ulu
Single-engine aircaft : Tek motorlu uak
Sink : Lavabo
Sink, to (sank, sunk) : Batmak, ar ar inmek, dalmak
Sinter, to : Katlamak, katlatrmak
Site : Yer, mevki, mahal
Situation : Konum, durum, hal
Size : Boyut, ebat, l
Sizeable, sizable : Olduka byk
Sketch : Taslak, kroki
Skid burn : Kaymadan dolay anma
Skid, to : Yana kaymak, dar doru kaymak
Skill : Beceri, yetenek
Skilled : Vasfl, usta
Skin : 1- Deri, cilt
: 2- Uan d kaplamas
Skin dehydration : Derinin kurumas
Skin friction : Yzey srtnmesi
Skin distance : Atlama mesafesi, vericinin yansyan
dalgann yere ilk ulat noktaya
olan uzakl
Skip, to : Atlamak, sramak, bir eyden baka
bir yere gemek
UTEDSOZLUK.indd 130 12/1/11 11:34:04 AM
131
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Skirt : Kenar
Sky : Gkyz, hava, gk
Skywave : Gkdalgas, iyonosfer dalgas, radyo
dalgasnn iyonosferden yansyan ksm
Sky-bridge : Terminalde yolcu krnn hareket
eden ksm
Slack : Gevek, ar hareket eden
Slacken, to : Gevetmek, serbest brakmak
Slam acceleration : G kontrol kolunun ok hzl olarak
ileri itildii uygun olmayan
motor altrlmas
Slant : Meyil, eim
Slant, to : Yana yatmak, eilmek
Slantwise : Meyilli olarak
Slash : 1- Uzun, kesik
: 2- (/) iareti
Slat : Uan hcum kenarndaki hareketli
kumanda yzeyi
Slave : Baml birim
Slave station : Baml istasyon
Sledge hammer : Balyoz
Sleek : Parlak
Sleeve : Kovan
Slice : Dilim, para
Slice, to : Dilimlemek, doramak
Slide : Kayma, kay, kaylan yer, kaydrak
Slide, to : Kaymak, kaydrmak
Sliding : Kayan, srme
Slight : Az, nemsiz
Slightly : 1- Az
: 2- Yavaa
Slim : nce, zayf
UTEDSOZLUK.indd 131 12/1/11 11:34:06 AM
132
Sling : Motor taklrken ya da sklrken
desteklemek iin kullanlan kaldrma
balants/ba
Slip, to : Kaymak, kaydrmak
Slippery : Kaygan
Slit, to : Uzunluuna kesmek,
boylamasna kesmek
Slope : Eim, a
Slope angle : Eim as
Slope, to : Meyilli olmak, eim verdirmek
Slot : Yark, delik, yiv
Slow : Yava
Slow down, to : Yavalamak, yavalatmak, hzn drmek
Sludge : Yapkan ya da sulu amur, tortu,
kirli ya birikimi
Sluggish : Ar, ar hareket eden, hareketsiz
Slush : Sulu, amur
Small : Kk, ufak
Smash, to : Paralamak, krmak
Smear, to : Srmek, svamak
Smell, to : Kokmak, koklamak
Smoke : Duman
Smoke detector : Duman hissederek ikaz veren cihaz
Smooth : Dzgn, przsz
Smooth, to : Dzeltmek, dzlemek
Smoothing : Dzletme
Smother type : Kapatlm, iinde hava sirklasyonu
olmayan
Smother, to : Dumana veya toza bomak, bastrmak,
saklamak
Smoulder, to : in iin yanmak, alevsiz yanmak
Snag : Engel, mani
UTEDSOZLUK.indd 132 12/1/11 11:34:08 AM
133
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Snag, to : Yakalamak, taklmak
Snap : t sesi
Snap, to : Kopmak, krmak
Sniff, to : Koklamak
Snow : Kar
Snub : Birden durma
Snug : Kuytu, kt havaya kar korunmal
Snug, to : Kapal yere snmak
Soak, to : Islatmak
Soap : Sabun
Soar, to : Szlmek, motoru altrmadan umak
Socket : Priz, soket
Soft : Yumuak
Soften, to : Yumuatmak
Soil : Toprak
Soil, to : Kirletmek, kirlenmek
Solar : Gne ile ilgili
Solder : Lehim
Solder, to : Lehimlemek
Soldering : Lehimleme
Solenoid : Solenoit, sarmal bobin
Solid : Kat
Solid state : Yar iletken
Solidify, to
(solidified, solidified) : Katlatrmak, salamlatrmak
Soluble : znr, zlebilir, eriyen
Solution : Solsyon, eriyik, mayi
Solve, to : zmek
Solvent container : Solvent kab
Some : Baz, birka
Somehow : Her naslsa
Sometimes : Bazen, ara sra
UTEDSOZLUK.indd 133 12/1/11 11:34:10 AM
134
Sonar : Sonar, deniz radar, deniz iinde ses
veren eylerin yerini ortaya
karmaya yarayan aygt
Sonic : Sesle ilgili
Soon : Yaknda, birazdan
Sort : eit, tr
Sort, to : Tasnif etmek, snflamak
Sound : Ses
Sound waves : Ses dalgalar
Sound, to : tmek, ses karmak
Source : Kaynak
South : Gney
Space : Uzay, boluk
Space, to : Ara vermek, aralk brakmak
Spacer : Ara levhas, ara halkas
Spalling : Kabarp dklme, pul pul dklme
Span : 1- Mesafe, kar
: 2- Kanat ular arasndaki mesafe
Spanner : Somun anahtar, iki azl anahtar
Spanwise : Kanadn bir ucundan dier ucuna
Spar : Uak kanadnn ana yapsal eleman
Spare : Yedek
Spare part : Yedek para
Sparingly : Tutumlu olarak, tedbirli ekilde
Spark : Kvlcm
Spark plug : Buji
Spatula : Spatula
Speak, to
(spoke, spoken) : Konumak, sylemek
Speaker : Hoparlr
Special : zel
Species : Tr, eit
UTEDSOZLUK.indd 134 12/1/11 11:34:12 AM
135
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Specific : 1- Kesin, ak, belli
: 2- zel, kendine zg
Specific gravity : zgl arlk
Specification : Belirtme, ayrntlaryla tanmlama, zellik
Specifications : artname
Specified : Verilen, belirtilen
Specify, to
(specified, specified) : Aka belirtmek, nitelendirmek
Specimen : rnek, numune
Spectrum : Tayf
Speed : Hz
Speed brake : Hz freni, uan hzn kesmek iin
kullanlan kanatlarn stndeki
kumanda yzeyi
Speed of light : Ik hz
Speed of sound : Ses hz
Speedy : Hzl, abuk
Spend, to
(spent, spent) : Harcamak, tketmek, sarf etmek
Sphere : Kre
Spherical : Kresel, yuvarlak
Spill, to : Dklmek
Spillage : Dklme, dklen
Spin, to : Dnmek
Spindle : Mil, eksen
Splash, to : Sramak
Splice : ki ucu birbirine ekleme
Spline : aft knts, kama
Spline shaft : Yivli mil
Split : Blnm, ayrlm
Split duct : Ayrc dak
Split, to (split, split) : Ayrmak, blmek
UTEDSOZLUK.indd 135 12/1/11 11:34:14 AM
136
Spoil, to : Bozmak, zarar vermek
Spoiler : Spoyler, kanatlarn zerindeki hava
akn datarak/bozarak kaldrma
kuvvetini azaltan kumanda yzeyi
Sponge : Snger
Spool : Bobin, yumak
Spot : 1- Yer, blge, mahal
: 2- Benek, nokta, leke
Spotlight : Projektr, far
Spray, to : Pskrtmek
Spread, to
(spread, spread) : Yaymak
Spreading : Yaylma
Spring : Yay
Spring tension : Yay gerilimi
Spring loaded : Yay ykl
Sprinkle, to : Serpmek, pskrtmek
Spur : Payanda, destek
Spurious : Sahte, yanl
Squall : Bora, saanak
Square : Kare
Square root : Karekk
Squash, to : Ezmek, skmak, sktrmak
Squawk : nce ses
Squeeze, to : Skmak, sktrmak
Squelch circuit : Sinyal alnana kadar ses kn
brakmayan haberleme alcs devresi
Squelch, to : Susturmak, bastrmak
Stability : Duraanlk, sabitlik
Stabilize, to : Sabit hale getirmek (gelmek),
dengelemek, dengelenmek
Stable : Sabit, istikrarl, dengeli
UTEDSOZLUK.indd 136 12/1/11 11:34:16 AM
137
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Stack : Yn, kme
Stack, to : Ymak, kmelemek
Staff : Personel, kadro
Stage : Safha, aama, kademe
Stagger : Kanat kademelenmesi, dekalaj
Stagnant : Durgun, akmaz
Stagnation : Durgunluk
Stagnation point : Kanat hcum kenar zerinde hava
aknn (yzeyin stne ve altna)
ayrld nokta
Stagnation
temperature : Hava aknn yzeye srtnmesinden
kaynaklanan scaklk
Stain : Leke, boya
Stain, to : Kirletmek, lekelemek
Stainless : Paslanmaz, lekesiz
Stainless steel : Paslanmaz elik
Stair : Merdiven
Stall : Uan havada tutunabilme
yeteneini kaybetmesi
Stamp : Damga, mhr, pul
Stamp, to : Damgalamak, mhrlemek
Stand : Park yeri
Stand, to
(stood, stood) : Durmak
Standard : Standart, belli bir tip
Standardize, to : Standartlatrmak
Standby : Yedek, hazrda bekleyen
Standing waves : Kart ynde hareket eden ayn
frekanstaki iki dalgann sonucu
olarak bir anten veya transmisyon
hattnda oluan hareketsiz dalgalar
UTEDSOZLUK.indd 137 12/1/11 11:34:18 AM
138
Starboard side : Uan sa taraf
Starch : Sertlik, katlk
Start : Harekete geme, alma
Start lever : Motorun ilk almasnda yakt ak
ve atelemeyi balatan kol
Start up, to : Yerde uak motorunun altrlmas
Start, to : altrmak, balatmak, balamak
Starter : Motoru altrmak iin ilk dn
hareketini veren komponent
State : Durum
State, to : Belirtmek
Statement : fade, beyan
Static : Statik, duraan
Static grounding : Topraklama
Static port : Airspeed indikatr, altimetre ve
vertical speed indikatrn altrmak
iin statik hava basncnn elde
edildii uak gvdesindeki giriler
Station : 1- stasyon, havaliman
: 2- Mevki, yer
: 3- Uan yapsal olarak blmlere
ayrlmasn kolaylatran
numaralandrma tarz
Station, to : Yerletirmek, koymak
Stationary : Yerinde duran, sabit, hareket etmeyen
Statistics : statik
Stator : Stator, elektrik motorunun hareketsiz ksm
Status : Durum
Stay, to : Kalmak
Steady : Sabit, deimez
Steam : Buhar, istim
Steel : elik
UTEDSOZLUK.indd 138 12/1/11 11:34:21 AM
139
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Steep : Dik, sarp
Steer, to : Dmenle idare etmek, rota vermek,
ynlendirmek
Steering : Ynlendirme, uaa yerde yn verme,
dmen
Stem : Gvde, sap
Stencil : ablon, kalp
Step : Adm, basamak
Step-down
autotransformer : Gelen elektrik voltajn belli bir
aralkta drerek elektriki beslenmeyi
salayan transformatr
Stepladder : Portatif merdiven
Stick : Sopa, ubuk
Stick, to (stuck, stuck) : Yapmak, yaptrmak
Sticky : Yapkan
Stiff : Sert, kat, bklmez
Stiffener : Sertletirici, katlatrc, uan d
kaplamasna takviye amacyla
tutturulan yapsal eleman
Stifle, to : Bomak, bastrmak, sndrmek
Still : Hareketsiz, durgun, sakin
Still-air : Durgun hava
Stimulate, to : Uyarmak, tevik etmek, harekete
geirmek, arttrmak
Stir, to : Kartrmak
Stich : Diki, ilmik
Stock : Stok, mevcut mal
Stoke, to : Atee kmr atmak
STOL (Short Take-off
and Landing) : Ksa kalk ve ini
Stone : Ta
UTEDSOZLUK.indd 139 12/1/11 11:34:23 AM
140
Stop, to : Durmak, durdurmak
Storage : 1- Saklama, depolama
: 2- Bilgi saklama ksm, bellek, hafza
Store, to : Saklamak, depolamak, bir yerde tutmak
Storm : Frtna
Stout : Salam, gl
Stove : Soba, stc
Stow, to : Yuvasn yerletirmek, toplamak
Stowed : Kapal, toplu
Straight : Dz, doru, direkt
Straighten, to : Dorultmak, dzeltmek,
dik duruma getirmek
Strain : Gerginlik, gerilim
Strain, to : Germek, zorlamak
Strainer : Szge, filtre
Strange : Garip, tuhaf, yabanc
Strap : Kay, erit, bant
Straw : Kam, ubuk
Stray : Parazit, czrt
Streak : Yol, izgi, ubuk
Stream : Akm, ak
Streamlined : Hava veya suya minimum diren
gsteren ekil, hava akmna uyumlu
yap, akmsal
Strength : G, kuvvet
Stress : Bask, vurgu, gerginlik, stres
Stretch : Germek, uzatmak
Strict : Sert, kat, deimez
Strike, to
(struck, struck) : arpmak, vurmak
String : Ba, erit, tel
Stringent : Sert, sk, iddetli
UTEDSOZLUK.indd 140 12/1/11 11:34:25 AM
141
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Stringer : Kiri, uak yapsnda kullanlan
bir yapsal eleman
Strip : erit, dizi
Strip, to : karmak, mahrum etmek
Stripe : ubuk, dizgi
Strobe light : Hzla tekrarlanan elektronik fla
Stroke : Darbe, vuru
Strong : Kuvvetli, salam
Structural : Yapsal
Structure : Yap
Strut : Dikme
Stud : Saplama, vida, balksz cvata
Sturdy : Kuvvetli, dayankl
Stylus : Sivri ulu yazma ve iaretleme aleti
Sub : 1- Alt, altnda
: 2- kincil, yan
Subdivide, to : Bir kez daha blmek
Subject : Konu
Subject, to : Maruz kalmak
Submerge, to : Batmak, su altnda kalmak
Submit, to : Raz olmak, uymak, itaat etmek
Subsequent : Sonra gelen, sonraki
Subsidiary : Yardmc, ek
Subsonic : Ses hzndan daha az hzla giden
Substance : Madde, cisim
Substantial : Kat, dayankl
Substitute for, to : Yerine koymak
Substitution : Yer deitirme
Subtask : kincil (yan) i
Subtract, to : karmak
Succeed, to : 1- Baarmak
: 2- zlemek, arkasndan gelmek
UTEDSOZLUK.indd 141 12/1/11 11:34:27 AM
142
Successful : Baarl
Successfully : Baaryla
Succession : Yerini alma, yerine geme
Successive : Ard ardna gelen, birbirini izleyen, ardl
Such : yle
Such as : rneingibi
Suction : Emme
Suction line : Emme hatt
Sudden : Ani, birdenbire
Suddenly : Aniden
Suffice, to : Yetmek, kafi gelmek
Sufficient : Yeterli
Suffocate, to : Bomak, tkamak
Suggest, to : nermek
Suggestion : neri, tavsiye
Suit, to : Uymak, uygun olmak
Suitable : Uygun
Sum : Toplam
Summary : zet, ksa
Summit : Zirve, doruk
Sump : Hazne
Sun : Gne
Sun gear : Sistemde dier dililerin etrafnda
dnd merkez dili
Sunrise : Gndoumu, gnein domas
Sunset : Gnbatm, gnein batmas
Super high
frequency (shf ) : 300-30.000 MHz aras frekans
Supercharge, to : Ar beslemek
Superficial : Yzeysel
Superimpose, to : st ste koymak, zerine koymak
Superior : stn, daha yksek, st
UTEDSOZLUK.indd 142 12/1/11 11:34:29 AM
143
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Supersede, to : Yerine gemek
Supersonic : Sesten hzla
Supersonic speed : Mach 1.2-5.0 aras
Supervise, to : Denetlemek, tefti etmek
Supervision : Denetleme
Supervisor : Deneti, gzlemci, ef
Supplement : lave, ek
Supplement, to : lave etmek, eklemek
Supplementary : Btnleyici, tamamlayan
Supply : 1- Temin salama, besleme
: 2- Kaynak
Supply, to
(supplied, supplied) : Salamak, vermek, beslemek
Support : Destek
Support equipment : Destek tehizat
Support tube clamps : Destek tp kelepeleri
Support, to : Desteklemek
Suppose, to : Farz etmek, sanmak
Supposition : Varsaym, tahmin
Suppress, to : Bastrmak, sindirmek, nlemek
Sure : Emin, kesin, mutlak
Surface : Yzey
Surge : Dalga, alkalanma
Surplus : Fazlalk, artan
Surround, to : Etrafn sarmak, kuatmak,
evirmek
Surrounding : Etrafndaki, evredeki
Survive, to : Hayatta kalmak, yaamay srdrmek
Suspect, to : phelenmek, kukulanmak
Suspend, to : 1- Geici olarak durdurmak, ertelemek
: 2- Asmak
Suspension : Sspansiyon, asma, aslma
UTEDSOZLUK.indd 143 12/1/11 11:34:31 AM
144
Sustain, to : 1- Maruz kalmak
: 2- Tutmak, dmesine engel olmak,
destek olmak
Swage, to : Birbirine bastrmak, kalba basmak,
basklamak
Swallow, to : Yutmak, emmek
Swap : Dei toku
Swap, to : Dei toku etmek, deitirmek
Sweep : Elektron nn crtde yatay sapmas
Sweep, to
(swept, swept) : Sprmek
Swift : abuk, hzl
Swing : Sallama, sallan
Switch guard : Anahtar koruyucu
Switching : Bir durumdan baka bir duruma gei
Swivel, to : Mil etrafnda dnmek
Symbol : Simge, sembol
Symmetric : Simetrik
Symptom : Belirli
Synchronization : Ezamanllk, birden fazla sinyalin,
cihazn ayn anda/noktada almas
Synchronize, to : Senkronize etmek, ayn zamanda
meydana gelmek, birlikte hareket
etmek ve ilemek
UTEDSOZLUK.indd 144 12/1/11 11:34:33 AM
145
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Tab : Uan ana kumanda yzeylerinin
firar kenarlarna tutturulmu yardmc
uu kumanda yzeyi
Table : Tablo, izelge
Table of contents : indekiler
Tabulation : izelgeleme, cetvel haline koyma
Tachometer : Takometre, motorun devir saysn
len alet
Tack, to : litirmek, ivi ile ilitirmek
Tackle : 1- Palanga, takm
: 2- Tutma, zaptetme
Tacky : Yapkan (tutkal, zamk, vernik)
Tag : Etiket, teg
Tagged : Etiketlenmi, iaretlenmi
Tail : Kuyruk
Tail cone : Kuyruk konisi
Take care, to : Dikkat etmek
Take into account, to : Hesaba katmak
Take off : Havalanma (uak), kalk
Take off, to : 1- Havalanmak (uak)
: 2- karmak (giysi)
Take out, to : karmak, skmek
Take over, to : Devralmak
Take place, to : Olmak, meydana gelmek
Take, to (took, taken) : Almak
Talk, to : Konumak
Tall : Uzun, yksek
Tally, to : Saym yapmak, hesap tutmak
Tandem : Birbiri ardnda, birbiri arkasna dizilmi
Tangle, to : Dolatrmak, kartrmak
Tank : Tank, depo
T

UTEDSOZLUK.indd 145 12/1/11 11:34:35 AM
146
Tap : 1- Musluk
: 2- Hafif vuru
Tap, to : Hafife vurmak
Tape : Bant, erit
Tape recorder : Teyp, manyetik bir bant zerindeki
sesleri saptayan aygt
Tape, to : 1- Bantlamak, eritlemek
: 2- Banda almak, kaydetmek
Taper : Gittike incelme, uca doru incelme,
koniklik
Tapered : Konik
Target : Hedef, ama, gaye
Task : , grev, vazife
Taste : Tat
Taut : Sk, gergin
Tax : Vergi
Taxi : Taksi, uan alandaki yollardaki hareketi
Teach, to
(taught, taught) : retmek
Team : Takm
Tear down, to : Ykmak
Tear, to (tore, torn) : Yrtmak, yrtlmak
Technical : Teknik, teknikle ilgili
Technical handling : Uaa yaplan teknik yardm
Technician : Teknisyen
Technology : Teknoloji
Tee fitting : T eklindeki balant
Tell, to (told, told) : Bildirmek, sylemek
Temper : Bir maddenin sertlik derecesi
Temper, to : elie su vermek, sertletirmek,
tav vermek
Temperature : Scaklk
UTEDSOZLUK.indd 146 12/1/11 11:34:37 AM
147
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Temperature
indicator : Scaklk gstergesi
Temperature sensor : Scaklk sensr
Template : Kalp
Temporarily : Geici olarak
Temporary : Geici
Tend, to : Meyilli olmak
Tendency : Eilim, meyil
Tender : Yumuak, gevek, hassas
Tense : Gergin, gerili
Tensile strength : Gerilme direnci
Tension : Gerilme, germe, gerilim
Tent : adr, tente
Tentative : Deneme niteliinde, denemelik
Tepid : Ilk
Term : Terim, kavram
Terminal : Balant, u, son
Terminate, to : Bitirmek, son vermek
Termination : Bitirme, son
Terrain : Yer, arazi
Test pattern : Test ekli, paterni
Test, to : Denemek, teste tabi tutmak
Testify, to : Dorulamak, teyit etmek
T-handle : T eklinde kol
Thaw, to : Eritmek, zmek (kar, buz)
Then : Sonra
There : Orada, oraya
Thereby : Onunla, o mnasebetle
Therefore : Bu nedenle, bu yzden
Thermal : Scakla ait, syla ilgili
Thick : Kaln, koyu, youn
Thickness : Kalnlk
UTEDSOZLUK.indd 147 12/1/11 11:34:39 AM
148
Thin : nce
Third occupant : Mahit
Thorough : Tam, eksiksiz
Thoroughly : Tamamen
Though : -e ramen, -d halde
Thread, to : Dndrmek, evirmek
Three phase : fazl sistem, trifaz
Threshold : Pistin yaklama ucu, ini ncesi ksm
Throttle : Motora salanacak yakt-hava
karmnn miktarn belirleyen valf
Through : 1- inden, -den geerek
: 2- Yoluyla
: 3- -den, -e kadar, bir taraftan dier tarafa
: 4- Boyunca, sresince
Throughout : Boyunca, her tarafnda
Throw, to
(threw, thrown) : Atmak, frlatmak
Thrown tread : Dii atm lastik
Thru : -den, -e kadar, bir taraftan dier tarafa
Thrust : tme kuvveti
Thunder : Gk grlts
Thunderbolt : Yldrm
Thundersquall : Frtna, gk grltl, iddetli saanak
Thunderstorm : Gk grltl frtna, oraj
Thus : Bylece, bylelikle
Ticket : Bilet
Tie, to : Balamak
Tight : Sk, gergin
Tighten, to : Skmak, sktrmak
Tilt : Eim, meyil
Tilt, to : Emek, eilmek
Time : Zaman
UTEDSOZLUK.indd 148 12/1/11 11:34:41 AM
149
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Timetable : Tarife
Timing : Zamanlama
Tinker, to : Kabaca tamir etmek, tamircilik yapmak
Tiny : Kck, minik
Tip : U, burun
Tip, to : 1- Hafife vurmak
: 2- Emek, yana yatrmak
Tire sidewall : Lastik yan yzeyi
Tire, tyre : Lastik
Tirebead seat : Daman janta oturma yzeyi
Tissue : Doku, kuma, kat mendil
Title : 1- Balk, ad
: 2- Unvan
Together : Birlikte, beraber
Tolerance : Tolerans, msaade edilen hata veya
fark derecesi
Tolerate, to : Tolerans gstermek
Tone : Ton, nans
Tongs : Maa, kska
Too : 1- Fazla, ok
: 2- de, da
Too much : Ar, ok fazla
Tool : Alet, takm
Tool box : Takm antas
Tooth : Di
Top : En st, tepe
Top off, to : Tamamen doldurmak
Top up, to : Tamamen doldurmak
Torch : El feneri
Tornado : Hortum, kasrga
Torque : Tork, bkme
Torque, to : Torklamak, sktrmak
UTEDSOZLUK.indd 149 12/1/11 11:34:43 AM
150
Torsion : Burulma
Tortuous : Eri br, dolambal
Total : Toplam, tm, btn
Total, to : Toplamak
Totalizer : Tm yakt tanklarndaki toplam yakt
miktarn gsteren yakt miktar
gstergesi
Touch : Dokunma
Touch and go : Ua tamamen durdurmadan
yeniden kalk yapma
Touch, to : Demek, dokunmak
Touchdown : nite tekerleklerin piste ilk deii
Tough : Sert
Tow bar : Ua itip eken traktrle uak
arasndaki balanty salayan alet,
eki demiri
Tow, to : Ua ekmek
Toward, towards : -e doru, tarafna doru
Towel disposal
container : p kutusu
Tower : Kule
Towing eye : Ua hareket ettirmek iin tow barn
tutturulduu/baland uak
yapsndaki halka veya kanca
Toxic : Zehirli
Trace : Kalnt, iz
Track : z, yol
Track, to : zlemek
Tracking : Takip, izleme
Traction : ekme, ekilme, eki gc
Traffic pattern : Uaklarn havaalanna yaklarken veya
ayrlrken izlemeleri gereken
belirlenmi uu yolu
UTEDSOZLUK.indd 150 12/1/11 11:34:46 AM
151
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Trail, to : Srklemek, pei sra ekip gtrmek
Trailing edge : Firar kenar
Train, to : Eitmek, yetitirmek
Training : Eitim
Trajectory : 1- Eri
: 2- Yrnge
Tranquil : Sakin, durgun
Transaction : Muamele, ilem
Transceiver : Alc-verici haberleme cihaz
Transcribe, to : Kopya etmek, banda kaydetmek
Transducer : Mekanik hareketi elektrik enerjisine,
elektrik enerjisini mekanik harekete
eviren elektrikli cihaz
Transfer : Geirme, tanma
Transfer, to : Tamak, nakletmek, aktarmak
Transform, to : Biimini deitirmek, dntrmek
Transformation : Dnm
Transient : Geici, srekli olmayan
Transition : Gei
Transitory : Geici
Translate, to : evirmek, tercme etmek
Translation : eviri, tercme
Translucent : Yar effaf, yar saydam
Transmission : letme, nakletme
Transmit, to : Vermek, iletmek, frekans gndermek
Transmitter : Verici, yayc
Transparent : Saydam, effaf
Transponder : Yerdeki radar sistemi tarafndan
sorgulandnda kodlanm belli
bir sinyal gnderen (alc-verici) cihaz
Transport, to : Tamak, nakletmek
Transverse : Enine
UTEDSOZLUK.indd 151 12/1/11 11:34:47 AM
152
Trap, to : Yakalamak, engel olmak
Travel range : Hareket alan
Travel, to : 1- Hareket etmek, belli bir alanda
gidip gelmek
: 2- Yolculuk yapmak
Tread : Kaplanan ksm, lastiin di ve
oluklardan oluan d ksm
Tread flaking : Kaplanan ksmn pul pul dklmesi
Treat, to : 1- Muamele etmek, mdahale etmek
: 2- Tedavi etmek, bakmak
Treatment : Muamele, davran
: Tedavi, bakm
Treble control : Tizlik ayar
Tremble : Titreme
Tremble, to : Titremek
Tremendous : Kocaman, ok byk
Trench : ukur, oyuk
Trend : Yn, eilim
Trestle : Sehpa
Triangle : gen
Trickle, to : Damla damla akmak, aktmak
Trigger, to : Tetiklemek, neden olmak, balatmak
Trim : Ayar
Trim, to : nce ayar yapmak, trim vermek
Trip, to : 1- Amak, serbest brakmak
: 2- Sendelemek, taklmak
Triple : kat, misli, l
Trouble : Problem, arza
Trouble shooting : Arza bulma
Truck : 1- Kamyon
: 2- Dikme
True : Doru, gerek
UTEDSOZLUK.indd 152 12/1/11 11:34:50 AM
153
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Truncate, to : Tepesini, ucunu kesmek
Trunk : Gvde
Trust, to : Gvenmek
Truth : Gerek
Try, to (tried, tried) : Denemek, uramak, almak
Tuck, to : Sokmak, tkmak
Tune, to : Ayarlamak
Turbulence : Trblans, alkantl hava
Turbulent : alkantl, frtna
Turn into, to : -e dnmek
Turn off, to : Kapamak
Turn on, to : 1- Amak
: 2- evirmek, dndrmek, dnmek
Turnbuckle : Germe donanm, kablo gerilimini
ayarlamak iin kullanlan alet
Twice : ki kez
Twist, to : evirmek, dndrmek
Type : Tip, kategori, eit
Type rating course : (Uak) Tip kursu
Type, to : 1- Daktiloda yazmak
: 2- Belirli bir kategoriye ayrmak
Typical : Tipik
Tyre : Lastik
UTEDSOZLUK.indd 153 12/1/11 11:34:52 AM
154
Ultimate : 1- Son, en son
: 2- En byk, en yksek
Ultimately : En sonunda, sonuta
Ultrasonic : Yksek frekansl (ses, titreim)
Unable : Yapamaz, gc yetmez
Unanimous : Uyumu olan, balak
Unauthorized : Yetkisiz, onaysz
Unbalanced : Dengesiz
Unbiased : Tarafsz, yansz
Unbind, to : zmek, gevetmek
Unbolt, to : 1- Civatasn skmek
: 2- Srgsn amak, kilidini amak
Unburden, to : Ykten kurtarmak
Uncertain : Kesin olmayan, belirsiz
Uncomfortable : Rahatsz, konforsuz
Uncontrolled : Kontrol d, kontrolsz
Uncover, to : Kapan veya rtsn amak
Undefined : Tanmsz, tanmlanmam
Under : Altnda, altna
Undercarriage : ni takm
Undergo, to : -e uramak, ekmek, geirmek
Underground : 1- Yeralt, toprak alt
: 2- Metro
Underline, to : Altn izmek, vurgulamak
Underneath : Altna, altnda
Underside : Alt taraf
Underspeed : Dk hz, gerekenin altnda hz
Understand, to : Anlamak, kavramak
(understood,
understood)
U
UTEDSOZLUK.indd 154 12/1/11 11:34:54 AM
155
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Undertake, to : zerine almak, stlenmek
Undertread interface : Lastiin d yaps ile i yaps
arasnda kalan yzey
Undervoltage : Dk voltaj
Underwater : Sualt
Underwater locator
beacon : Sualt sinyal gndericisi
Undrainable fuel : Boaltma ileminden sonra sistemde
kalan yakt miktar
Underinable oil : Motordan ya boaltma ileminden
sonra kalan ya
Undue : Ar, ok fazla
Unequal : Eit olmayan
Uneven : Dzgn olmayan, eit olmayan
Uniform : Ayn
Unintentional : Kastsz, istemeden
Union : Balant eleman, rakor
Unique : Tek, bir tane, esiz
Unit : nite, birim
Universal : Evrensel, genel
Unknown : Bilinmeyen
Unlatch, to : Almak, serbest kalmak
Unless : -medike
Unload, to : Yk boaltmak
Unlock, to : Kilidini amak, kilitten kurtarmak
Unlocked : Kilitsiz
Unnecessary : Gereksiz
Unplug : Ayrmak, fii prizden ekmek
Unpressurized : Basnsz
Unreliability : Gvenilmezlik
Unreliable : Gvenilmez
UTEDSOZLUK.indd 155 12/1/11 11:34:56 AM
156
Unroll, to : Amak, sargy amak
Unsafe : Emniyetsiz, tehlikeli
Unscrew, to : Viday skmek, vidasn kartmak,
gevetmek
Unserviceable : Hizmet d, kullanlmayan
Unshielded : Koruyucusuz, korumasz, muhafazasz
Unstable : Dengesiz, deien, stabil olmayan
Unsupported : Desteksiz
Until : -e kadar
Unusable : Kullanlamaz
Unused : Kullanlmam, yeni
Unusual : Olaand
Unwanted : stenmeyen
Unwind, to : Sarlm bir eyi zmek, amak
Up to : -e kadar
Update, to : Gncelletirmek, dzeltme ve
eklemeler yapmak
Uplock assembly : Kilit mekanizmas
Upon : stnde, zerinde
Upper : st
Upper side : st taraf
Upright : Dik
Upside down : Ba aa, ters
Upstairs : st kat
Upstream : Sistem girii
Up to date : Gncel, zamana uygun, modern
Upwind : Rzgara kar
Urgent : Acil
Urgently : Derhal, acil olarak
Usage : Kullan, kullanma
Use : Kullanma, kullanm
UTEDSOZLUK.indd 156 12/1/11 11:34:58 AM
157
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Used : Kullanlm
Useful : Faydal, yararl
Useless : Faydasz, yararsz
User : Kullanan, kullanc
Usual : Her zamanki, normal, olaan
Usually : ounlukla, genellikle
Utensil : Alet, aygt
Utilize, to : Kullanmak
Utmost : En fazla, azami
UTEDSOZLUK.indd 157 12/1/11 11:35:00 AM
158
Vacant : Bo
Valid : Geerli
Value : Deer
Vane : Kanat, kanatk, kk pervane
Vanish, to : Yok olmak, gzden kaybolmak
Vapor, vapour : Buhar
Vaporization : Buharlama, gaz haline gelme
Variable : Deiken
Variation : Deime, deiiklik
Variety : eit
Variometer : Ykseklik deiikliini gsteren alet,
varyometre
Various : eitli
Varnish : Cila, vernik
Vary, to (varied, varied) : Deimek
Vehicle : Tat, ara
Velocity : Srat, hz
Vendor : Satc firma
Vent : Delik, hava delii
Vent hole : Vent delii, hava alma/boaltma delii
Vent, to : Dar brakmak
Ventilate, to : Havalandrmak
Ventilated : Havalandrlm
Ventilation : Vantilasyon, havalandrma
Verbal : Szl, azdan
Verification : Dorulama
Verify, to
(verified, verified) : Dorulamak, doruluunu ispat etmek,
emin olmak
Versatile : ok ynl
V
UTEDSOZLUK.indd 158 12/1/11 11:35:02 AM
159
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Version : Versiyon, model, uyarlama
Versus : -e kar
Vertical : Dikey, dik
Very : ok
Vessel : 1- Kap
: 2- Tekne
: 3- Kanal, damar
Via : Yolu ile, -den geerek
Vibrate, to : Titremek, sallamak
Vibrating : Titreimli
Vibration : Titreim
Vice versa : Tersine
Vicinity : Civar, evre
View : Grnt
View, to : ncelemek, tetkik etmek, bakmak
Vigilance : Dikkat, ihtiyat
Vigorous : Kuvvetli, etkin
Vinegar : Sirke
Violate, to : Bozmak, inemek, uymamak
Violent : Sert, iddetli
Visa : Vize
Viscosity : Yapkanlk, akmazlk, adalk
Vise : Mengene
Visible : Grnr
Visit, to : Ziyaret etmek, tefti etmek
Visual : Grsel, grerek
Visually : Grsel olarak, gzle
Vital : ok nemli
Vitreous : Cams, caml
Vivid color : Parlak, canl renk
Voice : Ses
UTEDSOZLUK.indd 159 12/1/11 11:35:04 AM
160
Voice recorder : Kokpitteki konumalar
kaydeden cihaz
Void : Bo, faydasz, geersiz
Volatile : Uucu, abuk buharlaan
Voltage drop : Voltaj dmesi
Voltage rise : Voltaj ykselmesi
Volume : 1- Hacim
: 2- Sesin az veya okluu
Voluntarily : Gnll olarak, isteyerek
Vortex : Girdap, vorteks
Vote, to : Oy vermek, nermek
Voucher : Makbuz, belge
Voyage : Seyahat, yolculuk
UTEDSOZLUK.indd 160 12/1/11 11:35:07 AM
161
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Wad : Tomar, tka, tapa
Wad, to : Tka koymak, tapalamak
Wafer : nce, dzgn dilim
Waist : Bel
Wait, to : Beklemek
Walk-around check : Uan etrafnda dolaarak gzle yaplan
kontrol
Wall : Duvar
Wander, to : Dolamak, gezmek
Want, to : stemek, ihtiyac olmak
Warm : Scak, lk
Warm, to : Istmak
Warm up : Isnma
Warn, to : Uyarmak, ikaz etmek
Warning : kaz (kullanc kiiler iin)
Warning horn : kaz kornas
Warning notice : Uyar notu
Warp, to : Erilmek, yamulmak
Warranty : Garanti
Wash, to : Ykamak
Washer : Pul, rondela, yayl pul
Waste : Artk, boa giden, ziyan olan, atk, p
Watch out, to : Dikkat etmek
Watch, to : zlemek, bakmak
Water extractor : Su ayrtrc
Water faucet : Su musluu
Water injector : Su pskrtc
Water separator : Su ayrc, su separatr
Water supply hose : Su kayna hortumu
Watertight : Szmaz, ok sk, contal
Wave : Dalga
W
UTEDSOZLUK.indd 161 12/1/11 11:35:08 AM
162
Way : Yol, yn, taraf
Weak : Zayf, gsz
Wear : Anma
Wear, to (wore, worn) : 1- Giymek, kullanmak
: 2- Andrmak, ypratmak
Weather : Hava
Weather check : Hava tahribat sonucu oluan atlak
Weather forecast : Hava tahmini
Wedge : Ksk, kama
Week : Hafta
Weep, to (wept, wept) : Szmak
Weigh, to : 1- Arl olmak, arlnda olmak
: 2- Tartmak, arln lmek
Weight : Arlk
Weld, to : Kaynak yapmak
Welding : Kaynak
Well : 1- Yuva, boluk
: 2- yi
West : Bat
Wet : Islak
Wet, to : Islatmak
Whatever : Her ne
Wheel : Tekerlek
Wheel bearing : Tekerlek yata
Wheel chock : Takoz
Wheel halves : Tekerlek jant yarmlar
Wheel well : Tekerlek yuvas
When : Ne zaman
Whenever : Her ne zaman
Where : Nerede, nereye
Where applicable : Uygulanabilir yerde
Whereas : ken, halbuki
Whet, to : Bilemek
UTEDSOZLUK.indd 162 12/1/11 11:35:11 AM
163
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
Whether : Olup olmadn
Which : Hangi, hangisi
Whichever : Biri veya dieri, hangisi olursa
While : 1- -iken, sresince
: 2- Olmakla beraber, halbuki
Whilst : -iken
Whistle, to : Islk almak, ddk almak
White : Beyaz
Who : Kim
Whole : Tm, btn
Wholly : Tamamen
Why : Niin, neden
Wick : Fitil
Wide : Geni
Width : Genilik
Wind : Rzgar
Wind, to
(wound, wound) : Sarmak, dolamak, kurmak (saat)
Windmilling : Uak pervanesinin motor almadan
hava akyla dnmesi, evrilmesi
Window : Pencere
Window shade : Gnelik
Windshear : Rzgar yn ve sratinin ani olarak
byk oranda deimesi
Windshield : n cam, siper cam
Windshield wiper : n cam silecei
Windily : Rzgarl
Wing : Kanat
Winglet : Kanatk
Wipe up, to : Silip temizlemek
Wiper : Silecek
Wire : Tel, kablo
UTEDSOZLUK.indd 163 12/1/11 11:35:13 AM
164
Wire-lock, to : Emniyete almak, emniyet
teliyle balamak
Wiring : Elektrik balants, kablo sistemi
Wiring diagram : Elektrik balant emas
With : le
With respect to : -e gre, esas alarak
Withdraw, to : Geri ekmek, geri almak
Withhold, to : Tutmak, saklamak, brakmamak
Within : inde, ierisinde
Without : -sz, -siz
Withstand, to : Dayanmak, kar koymak
Witness, to : Tank olmak
Wobble, to : Sallanmak, yalpalanmak, titremek
Wonder, to : armak, hayret etmek
Wood : Tahta, ahap
Woofer : Alak frekans hoparlr
Work : , alma
Work area : alma alan
Work, to : almak, altrmak
Workshop : Atlye
Worm : Vidann helezoni ksm, helezon dilisi
Worse : Daha kt
Worst : En kts, en kt ekilde
Wrap, to : Sarmak, sarmalamak
Wrench : ngiliz anahtar
Wring, to
(wrung, wrung) : Burmak, bkmek
Wrinkle : Krk, buruuk
Wrist : Bilek
Write down, to
(wrote, written) : Yazmak, not etmek, kaydetmek
Wrong : Yanl
Wrought iron : Dvme, demir
UTEDSOZLUK.indd 164 12/1/11 11:35:15 AM
165
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
X-mitter
(transmitter) : Verici
X-ray : X n, rntgen n
Yard : Yarda (0.914 metre)
Yardstick : Inch ve feet olarak iaretlenmi,
lme ubuu
Yaw action : Uan saa sola dn hareketi
Yaw damper : Uan saa sola dn hareketini
kontrol eden alet
Year : Yl
Yellow : Sar
Yet : Henz, daha, hala
Yield point : Esneklik snr
Yield, to : Vermek, teslim etmek, kabul etmek
Yoke : Ba, boyunduruk
Zero : Sfr
Zinc : inko
Zone : Blge, alan
X-Y-Z
UTEDSOZLUK.indd 165 12/1/11 11:35:17 AM
166
Infinitive past simple past participle
Be was-were been
Beat beat beaten
Become became become
Begin began begun
Bend bent bent
Bite bit bitten
Blow blew blown
Break broke broken
Bring brought brought
Build built built
Burst burst burst
Buy bought bought
Catch caught caught
Choose chose chosen
Come came come
Cut cut cut
Deal dealt dealt
Dig dug dug
Do did done
Draw drew drawn
Drink drank drunk
Drive drove driven
Eat ate eaten
Fall fell fallen
Feed fed fed
Feel felt felt
LIST OF IRREGULAR VERBS
UTEDSOZLUK.indd 166 12/1/11 11:35:19 AM
167
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
LIST OF IRREGULAR VERBS
Infinitive past simple past participle
Fight fought fought
Find found found
Fly flew flown
Forbid forbade forbidden
Forget forgot forgotten
Freeze froze frozen
Get got got
Give gave given
Go went gone
Grow grew grown
Hang hung hung
Have had had
Hear heard heard
Hide hid hidden
Hit hit hit
Hold held held
Hurt hurt hurt
Keep kept kept
Know knew known
Lay laid laid
Lead led led
Leave left left
Let let let
Lie lay lain
Light lit lit
Lose lost lost
UTEDSOZLUK.indd 167 12/1/11 11:35:21 AM
168


LIST OF IRREGULAR VERBS
Make made made
Mean meant meant
Meet met met
Pay paid paid
Put put put
Read read read
Ride rode ridden
Ring rang rung
Rise rose risen
Run ran run
Say said said
See saw seen
Seek sought sought
Sell sold sold
Send sent sent
Set set set
Shake shook shaken
Shine shone shone
Shoot shot shot
Show showed shown
Shrink shrank shrunk
Shut shut shut
Sing sang sung
Sink sank sunk
Sit sat sat
Speak spoke spoken
Infinitive past simple past participle
UTEDSOZLUK.indd 168 12/1/11 11:35:23 AM
169
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
LIST OF IRREGULAR VERBS
Spend spent spent
Split split split
Spread spread spread
Spring sprang sprung
Stand stood stood
Steal stole stolen
Stick stuck stuck
Sting stung stung
Stink stank stunk
Strike struck struck
Sweep swept swept
Swim swam swum
Swing swung swung
Take took taken
Teach taught taught
Tear tore torn
Tell told told
Think thought thought
Throw threw thrown
Understand understood understood
Wake woke woken
Wear wore worn
Win won won
Write wrote written
Infinitive past simple past participle
UTEDSOZLUK.indd 169 12/1/11 11:35:25 AM
170
NOTES
UTEDSOZLUK.indd 170 12/1/11 11:35:27 AM
171
UAK
TEKNSYENLER
DERNE
1968
NOTES
UTEDSOZLUK.indd 171 12/1/11 11:35:29 AM
172
NOTES
UTEDSOZLUK.indd 172 12/1/11 11:35:32 AM

You might also like