You are on page 1of 10

T.C.

DOKUZ EYLL NVERSTES YAYlNLARI


0907 BY 86 008 013

iLAHIYAT FAKLTESi
..
.
DERGISI
III

TABATTAN

TANRIVA

Yazan: A. E. TAYLOR(':'J

eviren: Prof. Dr. Mehmet AYDIN

Tabiattan tabiatn Tanrsna gitmeye al'an delil, farkl alar


da tabiat gerekleri hakknda bildiimiz aa-yukar kesin ve salam bilgilere ve bu arada mantk sayesinde e1de ettiimiz U veya bu derecede
bir ak~se.iklie sahip olup farkl ikna etme imkanlarna yer veren
muhtelif ekillerde dile getirilebilir. Fakat btn bu ekillerin hepsinin
temelinlde yatan dnce batan sona hep ayndr: Eksik olan tam olana,
baml bamsza, 'zamanla kaytl olan ezeli ve ebedi olana iaret etmektedir. Dikkatimize sunulan objelerin boplam>' anlamna gelen Tabiat, yani evremitzdeki canl ve canstz varhklar ve bu arada gerek aralarnda, gerek bu varlklarla mna:seibet iinde olan bedenlerimia;, daima
ekisik ha1dedir. Onun bir snr, bir limiti yoktur. Aratrma maceramz
daha ileriye grtrdke, mekan ve zaman iinde ufkumuz snrsz bir
geri ekilme temayyl gstermektedir: D~nizin tesinde daha hir ok de
nizler varldr. Dorusu, Talbiat daima baml?r; oradaki hibir para,
kendi z varlnn tam bd.r a,klamasn ihtiva etmenektedir. Herhangi
. bir para;snn mevcut durumunu aklamak iin onun baka bir paras
ile, bu sonuncunun da nc bir parayla olan mnasebetini 'daima dikkate almak :zorunda,yrz. Bu, ila nihaye byle devam edip gider. Tabiatn
muhtevas hakkmdaki bi]gimiz, daha tam ve da;ha zengin olduka, bir
1

(*) skoya'nn Edinibur,gh niversitesinde Felsefe Proifesr olarak ahan A. E.

Taylor (1869 -1945) armzm nl dn:rleri arasnda. yer alr. O, zelliklt


Platon haroknda yazd eserlerle tannm olmakla beraber, ayn zamanda
'
eitli felsefi problemlerle uram~, zellikle ahlak ve din 'konularnda ciddi
eserler kaleme alm1 orijinal bir f~kir adamdr. Burada evirisini sunduu
muz bu yaz, onun 1926'da nerettii The Vindication. of Religion (Dinin Te'yidi) adl eserinin bir blmn olu,turmakta olup W. P. Alston'un yaynlad
Religious Belief and Philosophical Thought (New Yok, 1963, s. 39-44) adl
eserden alrumtr. ( (eviren)

-235-

eviren: Prof. Dr. MEHMET AYDIN


eyi

teki eylere, ondan da, ayn ekilde, bakalanna balayarak ak


lama gereini daha az deil, daha ok duyarz. Dahas var: Deikenlik,
Tabiatn her parasna damgasn vurmutur: Her ey gelip gemekte;
ha.ki olan bir ey yok. Gerolite burada olan, u anda ortada yoktur; im
di orada olan da bir gn olmayacaktr. <<u anda denirzin grledii urada
bir zamanlar kayalk durmaldayd. Hatta ilk bakta kalc gibi grn-enin bile, yakndan tetkik ediLdiinde, sadece yava yava doruaMa ve
lmekte olduu mahade edilir... Modern astonomi, bize btn bir
yldzlar sistemi~>nin tedrici bir meydana. geli ve yokoluunu anlatmak"
tadr. Bu ve benzeri dnceler, bilimin ocukluk dnemini yaad gnlerlde eski Yunanlnn aklrta Tabiatn kendi bana yeterli bir sistem
olmad, onun kendi vavolu sebebini kendi ~inde tamad sonucunu
getiriyordu. Zamana bal olup da deien her eyin geritsinde deim:
yen ve ezeli olan birinin varolmas gerekir. yle biri ki, deien her e
yin kayna ve onlarn nasl iseler ylece varolmalarnn bir aklama
s durumunda olsun.
lk

anda, bu

ekildeki

bir

deikenlik,

sade;ce

deimeyen

maddeyi

diye adlandwdLmz, o deim-e


yerin gelip geici safhalarndan ibaretti. O, su muydu, buhar myd yahut
ate miydi, yoklsa bunlarn hepsinden farkl bir ey miydi? Bilim alannn
ilk insanlar iin bata g-elen sorulardan biri, kendisinden hereyin meydana kt ilk madide hakkndaki soruydu. Bugn artk <<her ey sudur
demek ile <'Tanrya inanyonUTI>> demek o1duka farkl bir d. urum arzetmektedir. Kend~sinden baka eyle,rin meydana geldi,i ana maddenin aratrl
mas arzusu, Hareket Etmeyen Muharrikin varlnn kantlanmas iin
Ariistoteles tarafndan ne srlen mehur delilin ve o gnden bugne
kadar Tanrnn varl ile ilgili insani tecrbeden (a posteriori) kalkan
bildiimiz btn deliHere dair teebbi.iJslerin g/s1tedii ist:ikamette atl
m: mtereddit ve nn pek seemeyen bir ilk admdr. (Aziz Thomas
tarafndan da benimsenen hareket deliline gre Tanr, bizzat hareket etmemekte ve ibu dnya:dakii hareketin ve hayatn kayna oimaktayd).
bilme

a:rzu:mnu diop:rdu. te eyler

Deimeyen

Tabiatta grlen olaylar tam


olarak aklayamadnn anlald ve btn srelerin hayat kayna
durumunda olan harekebin nereden geldiini ayrca sormaya ihtiya
duyu1duu gn, bilimin ilk kurucular vaht geirmeden y:in-e ayn istikamette bir adm daha atm oldular. te problem, kerdi,sini Aris.totele1s'e
ve onun takipisi "fhomas Aquina:s'a bu ekil iinde takilim etmekte idi.
Onlar, Tabiatm birlik arzettiine inanmaktaydlar. evremideki dnya
mad!dedeki

istikrarn

-236-

TABATTAN TANRIYA
hayatLmzn

hizi aina klch grnte dzensi!z ve kanunlara uymaz btn l1areket ve deimeler, mutlak olarak dzenli ve mtecanLs olan hareketlerden (mesela gk sfetlerinin hareketlerinden) ikaynaklanmak'ta
ve onlarn etkileri sonucu var1 olmaktadrlar. Bu gre gre, Tabiatta
tam hakim durumda olan hareket, dnyann evresini saran yldzlar
sistemi sferinin grnrde dzenli ve devri nitelikteki hareketiyle :zde
o1maktadr. Fakat Aristoteles, varl farzedilen bu hareketin szde gerekliini, baka hibir aklamaya ihtiya gsterme;yen bir mutlak varlk
olarak beninsemekle yetinemezdi. Hibir hareket, kendi kendisini ak
layamaZ; dolaysyle, gk sferlerinin niin devaml ve dzenli bir hareket oluturduunu da ayrca sormam:z:. gerekiyor. Aristotales ve takip
ileri, bunun seibelbini ancak hayal rn mitlerin diliyle aklayabilnek
teydiler. Madem ki hibir ey kendi kendisini harekete geiremiyor, T:
biat evreleyen btn hareketin, baka hibir ey tarafndan hareket
ettirilmeyen, dolaysiyle deimeyen, nasl ise ylece olduu iin herhan
gi bir gelimeye ihtiya gster'meyen, hep ayn ve yetkin olan bir varlk
tarafndan balatlm olmas gerekiyodu. yle bir ilke ki btn sem."t
ona dayanr (Metafizik, 1072 b, 14). Ve Aristoteles felsefesinin ngrd dier baz faraziyelerden anlyoruz. ki, bu ilkenin yetkin ve yaayan
bir akl olarak dnlmesi gerekiyor. Bylece, Ari!stoteres'in taibii bilimlerin ilkelerini dile getiriinde u ak sonuca ulayouz: Tabiat, kendi i
yaps ;inde ele almdmda, yetkin ve ezeli bir hayat kaynana dayamlarCk o.klanabilir ancak. Bu kaynak, ne tabiatn kendisi, ne de onun
tbir parasdr. te bizzat tabiatn, en sonunda,. rasyonel bir ta:hlile tabi
tutulmasyla' <<Tanrnn aknhna al\'a iaret edilmi olunuyor (Aristoteles ve Thomas Aquinas ~Spatlanm oluyor>> demeyi tercih ederlerdi).
Onlarn muhakeme ekli, kozmo1ojik delilin daha sonra ortaya kan
her eidinin ilkesi ormaktadr ...

----k-imdi

Tabii Kelfnnl k!onUJsu:nda yazlm gzlde eserlerin ne srdkLeri Tanrnn varlna d!iUr delillet>>in kayna olan bu dnce izgitsini geriye dr.:erek g:zJden geirdikten sonra kendimize u soruyu soralm: Bu dncenin u anda bizim iin kalc olan ne gibi hir deeri vardr; ve o, mr'ninin evkle ve hakiki manada i:i!J.Met edebilecei bir
Tanrnn gerek varl istikametinde ne 1de bir ipucu vermektedir?
Dncenin ifade edili tarznn bize miodas gemi gibi geldiini, yahut
onu ne sUrenierin Tabiatn yapsna ilikin ayrrtlar hakkmda gnmzdekilere uymayan grle re ( zellikle astr'oomideki yerin merkez
-237.-

eviren: Prof. Dr. MEHMET AYDIN


oLduu anlayna)

sahip olduklarn dnerek (bu yolla Tanrnn varlna gitmeyi hedef alan) fikrin kendisinin de, zaruri: olarak eskidiini
zanr:etmemeliyi'Z. YlidLzlar sisteminin oluirtundu.u evren hakkndaki eski
grlerin yerlerine yenilerinin konma,s, veya hayvan trlerinin sabiUi
inin kabul edilmesi, T'anrya gitme dncesinin gcn hi de etkilemeyeibilir. Burada hemen bir yana iti1mesi gereken iki eletiri bulunmaktadr ki bunlar, makul grnmekle birlikte, eer bsbtn yanlmyorsam,
hedeften olduka uzaa dmektedirler.
Hareketin hareket etmeyen kaynann g,ereklili.ini ne sren delilin ana noktas gzden uzak tutulmamaldr. Hareket>>in Aristotel-es termin:olojisinde her trl deime anlamna geldiini hatrlarsak, delili
daha iyi anlarz. tddia, deimenin deimeyen bir sebebe veya kayna::
ba olduu iddias<dr. Ayrca, Tabiatn hayatn oluturan deime serilerinin bir balang ve sonu olduuna dair ilmi bir taJhimhin bulunmad
n sylemek suretiyle delili bir yana itebileceimiz hayahne de kapl
mamal1yz.Deli1de szlmnusu olan bamll,n (d:eimein deimeyene
dayanmasnn) zaman iindeki bu ard.ardalkla ilgi,si yoktur. Onunla anlatllmak i:stenen asl ey uduD: Bir olay hakkdaki bilgimiz, o olayn hakiki selhelbini bilmedike, tamlk arzetmeyeeektir. 'B' yle olduu iin 'A'
nn da byle olduunu S!ylediiniz, ve B'nin niin yle o]duu hakknd.a
bir ey syleyemediiniz s P~"e A hakkndaki bilginiz eksik demektir.
Nihai olarak Z yle olduu iin A'nn b,yle oLduunu s:~yleyeibilecek durumda bulunduumuz zaman bilginiz tam olahilecektir. yle ki, Z kendi
varolu sebebini kendi i:inde ta<sn ve onun min ~yle o]duunu sorin-
mza gerek kalmasn. Bu bir rpda bi:zi ,yle bir sonuca gtrr: Tabi
attaki her olayn ni,in yle oLduunu, onun varolu artarnn nelerden
ibaret bulunduunu sorma hakkna daima sahip oLduumuza gre, onu
var klan Z'nin Tabiata bal olmamas gerekir. Byle bir muhak~me ta::
znn asl gayesi, Tabiatn varolduu gereinden T'a!hiat-st bir varln
realitesine gitmektir. Ve bu no~~ta, zaman iin balangcn olup olnad
, veya hibir <"olay>>lll olmad bir zamann bulunup bulunmad sorusundan etkilenmemektedir.
zamanda sathi olan u goru de b~zi hedeften
uzaklatrmamaldr: <-<Hareketin sebebi>> ile ilgili vegane mesele, ey
erin bir zamanlar sakin haLde bulunlduklarn ve daha sonra harekiet
etmeye baladldarn ne sren gereksrz bir faraziyeden diomaktadr;
meseleyi btnyle bir tarafa itmek iin yaplacak olan ey, tpk modern
fizikinin y<c!}t1 gibi, hareket halinde olan paracklar, aJtom veya elektDonlarla ie ko~ulmak:tr.
r - 238Makul fatkat

ayn

TABATTAN

TANRIYA

Aristoteles'in <,g,k sferlerine atfettii mutlak anlamda mtecanis hareketleriden mGidern fiziin l).alberli olmadm, onun sadece y
le veya byle i,stikrarl olan harektet1eri biLdiini srylemek de konuyla
dorudan doru:ya ilgili deildir. Szgelii, btnyle mtecanis bir hareket i~inde olan <~pa::a!cklar silstemi ile balarsamz, bu sefer de <<diferansiyel differential) har-eketlerin d!ouunu aklamam~z gereke,cektir. <* Erpicurus'un yapmaya alt gibi eer hepsi ayn ~stikamette hareket eden ve ayn :rlatif hza saihip olan pa11acklar yamuru ile ibalarsanz,
bu kez de btn bu paracklarn karmak yaplar oluturmak i:in nasl
olup da bir araya geldiklerini aklayamazsmz. Rerbert Spencer gibi
<<mtecanis bir nebuladan balamav tercih ede~seniz, Spencer'in akla
mad bir roktay, yani eitliliin (heterojenliin) ie nasl kantn
aklamak zorundasnz. Eer eliniizdeki asli v,eri1erder dnyamz gibi bir
dnya karacaksmz -ki o, Mill'in hakl olarak syledii g~bi, sadece birlik deil, so;msuzca bir eitlilik de arzeder- postula olarak ncelikle kabul etti,iniz Irer'hangi bir dizi verilerinizde mnferirt deiiklik kadar mtecanisJ.ie de sahip olmak meciburiyetirdesiniz. Hirgbir ~eyden hibi.
ey meydana gelmez. Tpk bunun gibi, przsz bir mtecanislikten
ayn derecede przsz bir mtecanislik kar. imkanszlna ramen,
diyelim ki, tabii bir bilim sisteminin ilk verilerinde mnferit farklla
hi yer vermediniz,; bu sefer de sit'ZJden farklhn mevcut olmaryn ak
lamanz pekala istenebilir. T\a\biati bir aklama getir:mek iin farkll
mutlak bir mtecanislik gs.termeyen daha gerideki bir durumdan
karmamz gerekecektir. Ne mtecanislik ve birlik, ne de farkllk kendi
bana aklanabilir; ie hangi ta11aftan ba,larisamz balaynz eski malum
ikilemeyle kar karya kalrsmz: Ya hibir sehep ne srme:den ilk
veriler, plak <'ger,ek1er>> olarak kabul edilir; ,vahut bir selhep ne srlecelme, onun Tabiatm dnda, tabiat stnde,> aranma:s icabeder.

---k--Hareket>>ten hareketin <~hareket etmeyen kaynana giclen bu


eski de1ilin, genel ekli iirde tekrar ifade edildi.'i ta~di~de, delilin gi
nmzde bile nasl ~srarla ne srlebecei gereine bir gz atabiliriz.
-:~--

,~--

(...,,-:. .-(-
j

(*) Fizikte hareket ve deime yasalan, ya 'di:feransiyel' ya da 'entegral' bir ekil


almacktadr. Birincisinde belli bir sre 'kendi kendisini ortaya lmryduika tarif
ve tasvir edllir; ikincisinde ise, ayrntlar btn bir srecin genel niteliklerin
den ~karlr. (ev.).

-239-

eviren:

Prof.

Dr. MEHMET AYDIN

Daha nce grdmz gibi, delil, zamanla kaytl, arta bal ve dei
ken olandan .e?Jeli olan, deimeyen bir eye gitmekte ve onu kaynak olarak grmekte!Cloir. Bu muhakemenin dm noktas urad:adr: Belirli olgu
veya olaylarn her trl aklamas, da:ha baka aklanmam o1gularn
dikkate alnmarsn gerekli klar. O haLde, bir! eyi tam olarak aklamak
-diyelim ki byle bir aklamay elde etmemiz mmkndr- aklanan
olgunun, kendi varolu sebebini bizzat kendi varlnda bulan bir eye
geri gtrlmesini gerekli klar. yle bir ey, nasl ise yledir, kendi bana yledir; ve o: ey, e1he,tt~e bir olaiY veya sx!:e bir olgu deildir. Dolac
y::siyle o, olgu ve olaylarm toplam olan Tabiata dahil deil, onun <<stnde>>dir. Eer can iJSti;yonsa her insran, bu ekilde bir dnme tarz iin
harcayacak zamana, sahip olmadn, kendisini yeni olgular yah,ut olgular
arasmda bugne kadar beLirlenmemi ilikilerle megul etmesinin daha iyi
olacan sy~eme hakkna sahiptir. Onu bundan dolay su;layamayz;
fakat szl\::om:su eski problemin ifade ettii anlam 1\.ionusunda hassasiyet
gsterenlere. -eer onlar eksik ve zamanla kaytl olandan yetkin ve k:
yt;sz"artsz varolana gitmeyi reddediyorlarsa- proiblemi nasl ~le almay
teklif ettiklerini sormaya yet\kiliyi,z. Bana sorarsamz burada sad,ece iki
alternatif grmekteyim:
1. nsan, tpk Hume'un Tabii Din mr.,e Dliy~aiogla:r'da yaph gibi, <* unu Syleyelbilir: Her ne kadar her paras, aklanmak iin teki
paralara dayanmak durum,nda i:se de, Tabiat diye adl:andndmz olgu v~e olaylarn olu:turduu topyekun sistem, kendi kendi1si.ni aklaya
bilecek durumdadr. Fi1oz:of ve i1ahiyatlarn Zo:runlu Viarlk diye szettilderi ey, ~llemin bizzat kendisi olabilir. Baka bir deyile, iinde
zamanla kaytl tek tek varlklarm bulunduu bir sistemin bizathl.i kendisi ezeli olabilir; oraida her ye ,eksik oliduu halde, btn tam olabilir;
her ye deitii ha1de, btn deiTnieyeibilir. Do~laysiyle, dnn ve bugnn bir'Ok filoztofunu sylemi olduu gibi, e:z;eli olan, mahiyeti tam
olarak anlalm Zamanl varlk>>tr. Tabiat ile 'Dabiat-st arasnda bir
ztlk ;yoMur. Ztlk sadece <~btn olarak kavranan Tabiab ile blk
prk aLgladmz! T:abLat arasndadr.

onun eh~tiri ka:smda ayakta


durabileceine inanmyorum. Zikreiim bu forml:n akla getirdii ilk
soru, Tabiat bir <<btn>> olarak tarif etme teebibi.iisnn kendi iinde
Bu

dnce

gzel; fakat hen

ahsen

(*) Yahut Diyaloglar'daki tenikiti phednin yapt gibi. nk Hume'un bu


gr ksJbul edip etmedii hususunda emin olama;yz.

r--240-

TABATTAN TANRIYA

olup olmad:dr. Eer 1elikili ise, Tabiat olduundan baka


trl anlama, e1bette mmkn olmayacaktr. Bir olaylar terkibi durumunda olan Ta!biatm, kendi i1 yapsmdan dolay, eksik olduunu, gerek anlamda bir birlie sahip olmad akitr sany:orum. Diyelim ki Tafbiat
A,B,G,D diye drt unsurdan olumaktadr. A'nin da:vtamn aklamak>>
i'in B,C ve D'nin yapsna ve her nn A ile ve bii'Ibirleriyle olan karlkl ilikilerine bavurmamz gerekiyor. E,er A'nn yapts ve B,C,D'nh
yapLar hakkmda her eyi biliyorsa:k, bir dizi. <genel kanunlar>> yardmy
La A'nn davran biimini aklayabileeeimi'z meyd:andadr. Fakat .A'nm
niin orada olduu ve eer orada ise niin kendilerine has tamamen farkl yaplara sahip ha'ka eylere deil de B,C, ve D'ye komu olduu yine
de ar:klanmadan kala:caktr. Bunun aklanmam: olan, kendi kendini de
aklayamayan kaba bir geek>> olduunun kaibul edilmesi gerekir. Madde>> ve <<enerji'nin (yahut fizik sistemimiz iin nihai unsurlar olarak ala'Camz baka eylerin) milyonlarca yl.nceki kesin dalmn hilmedik
e, dahict kanunliar hakkndaki bilgimizin miktar, Tabiatn u andaki
durum m~ u aklayamayacaktr. Ayn kanunlar ve fakat. fakl bir ilk->
dalr; ile dnyar:n bugnk durumu ok farkl olaibilirdi. Mill'in ifadesiy~e, gerek <collooation!s,. gerek <,S,ebeplilik yasalar>> her eit llmi
aklamalarmza gil'mek zorundadr. Dorusu, hi1gimiz arttka daha nce pJa,z hakikatler olarak kalbui e:lilen baz co11ocatioTI>->lara sebep bulnay daima reniyor olmamz,a ra'men, bunu yapmaktaki b'a:armz,
yine aldanmam! plak hakikatler olarak aldmz daha evv,elki collocation>>1ara dayanmamza bor'luyuz. E. Meyerson'un<* da dedii gibi,
biz aklanamayan, baka bir ye~de tekrar ne srmek pahasna, im
dilik bir tarafa itmekteyiz. mdi, Taibiat, hakknda daha Qok ey bildik0
neredeyse kendi kendini aklay.aibilen, hakknda her eyi lbilince de kendisini btnyle aklayan hir si'Sibem olarak grmek, kaba gerekleri
tamamen gzard ederek Tabiat bir <"kanunlar>> terkiibine irca etmek
demeMir. Baka bir deyile, bu, czi varlklar salt kllllerden imal etme
teebbsne koyulmaktr ve dlolayJisiyle sonunda ibaarsl'zha mahkum
olmaktr. Bilimin fiili terakkisi, bu durumun en iyi ahid.idir. T'abiatn
grnen yann kanun>>a irca etme faaliyemizde ileri gittike, aklana
mayan plak gerekler diye ni'hai un:surlarmza atfettiimiz nitelikler
ym, d:aha az. deil, daha ok karmak ve artc bir manzara arz.edeeliikili

("') Emile Meye:rson (l59 - 1933) daha ziyade bilim ve epistemoloji konularna
a~rl:~c: veren bir Fransz filozofudur. Ayniyet ve ReaUte, Denemeler adl felsefi eserleri bulunmwktadr. (ev.).

-241-

eviren: Prof. Dr. MEHMET AYDIN

cektir. Bir elektron, kaba gerek olarak, Newton'un


mez .kreciklerinden daha sert bir dloza sahiptir.
O halde

unu syleyebiliriz: 'Eer

Ta:biat

kat

ve nfuz edil-

hakknda ~eterli

lde bilgimiz o]sayd, onun kendi kendini aldayan bir btn olduunu grrdl\:' eklindeki bir dneeye kaplmamz, bo ha:yalin peine taklmamz
demek olur. Yasa ve Olgu ikilii tabiat bilimlerinden kaldrlamaz, bu
demektir ki, ya Ta:biat aklanama,z olarak kalacak, yahut (eer aklana
caksa) aklama, Tabiatn dayanmak/ta oldu.u <~darda>>ki bir eyde aranacakt~r.

te

ki, gerek bilim adamlar gerek filoooflar arasnda Tabiat aklama teebibsnden tamamiyle vazgeme ve bir nihai
oklua (pluralism'e) dayanma arzusunun iyice yerettiini grmek, fazla
hayret uyandrmyor. Bu, yasa ve <Olgu ikiliine teslim olduumuz
anlamna gelir. Biz, Tabiatm, her biri kendi ,zel yap1s v,e tarz iinde davran gsteren farkl unsurlardan meydana geldiini sam~or ve aklam;
~inde bize den grevin, ite bu farkl unsurlar arasndaki etkileimi en
az sayda ve en basit yasalara bavurarak karm.zda bulduumuz dnyay
anlatmak olduunu dnyoruz. Baka bir deyile, bu durumda, <<Tabiat aklama abalarmdan vaz~eiyor ve <~onun 9aralarna,
onlar:
has niteliklere v'e onlarn baka <<paralar ile olan ilikilerine bakarak
aklamakla yetiniyoruz,. Bu, belli bir problemi ,zmeye, mesela baz yeni
-<<.trlerin ortaya bn ve hayatn devam erttiriini salayan artlar
kefetmeye ynelen bir bilim adam iin her bakmdan meru bir yoldur.
Fakat nihai' pluralizmin>> bir Ta:biart Felsefesi }in son sz olup olam
~raca tamamen ayr bir mese1edir. Eer olduunu kabul ederseniz, Tabiat>>a malettiiniz ok sayda nihai unsurlarn varl, yaht onlarn niin mevcut niteliklerine eahip oJJdukar konusunda tesadf eseri yle
olmu~lar demekten baka bir sebep ne sremez:siniz. inizi daha iyi
yapmanz iin u andaki bilginizin yeterli olmamasndan dolay deil, bir
aklamann olmad, olamad fikrine yneldiinizden dolay aklanma
yan kaba, gerekle yetinmeye raz olmaktas.nz. Bylece, anlalmaz bir
srr, realitenin ta kalbine yerletirmektesiniz.
bundan

dlolay:dr

'

Buna yle mukabelede hulu:nulabilir: Nasl o~sa sonunda bir nok


taya gelmek l!iorunda olduumuzu grp onu, loumuza git!sin veya gitmesin, imdid,en niin kabul etmeyelim? Fakat byle bir nihai aklana
mazlka son nokta olarak gelip teslim ol'mak, btn bilimin stne kurulduu dUncenin bizatihi geerLiini inkar etmek demektir. Bilimin ge-

-242-

TABIATTAN TANRI~A
lime

tarihi sresince byle bir aklanamaz kruba geree teslim olma, ncelikle, reddediilmitir; u anda sahip olduumuz bUgilerimiz asndan salt
gerek olarak kabul edilmesi g,ereken eyle kal'l karrya geldiimiz her
an daha ileri derecede bir aklama istemek hakkm:zdr. Baka trl
yapmak, bilimin ruhuna i!h.anet etmek olur. O ha1de kanrmaz olarak
U sonuca ulamaktayz: Ya i1rn1 araturoaya illham veren ve onu ynl:m
diren ilkelerin kendilei bir hayaldir; yahut Tabiat, kendi kendini ak
layan ve dolaysiyle taibiatn bir parrus: olmayan bir eye dayanmak zorundadr. Bu varlk, kelim:eni~ tam anlamyla tabiatst veya akn>>"
dr. <<Aknlk ile anatlmak istenen ey, Tabiatn ve Tabiatn her parasnn bariz zelliini ohJturan Yasa>> ve <~olgu ikiliinin ortadan kalkt varlk halidir. Bu akn varlk, kaiba bir ~erek olmad gibi,
soyut evrensel bir yasa veya o tr rtasalarn bir toplam da deiLdir. O,
kendi kendine k tutan ge.ek bir V'arlk'tr. Gerek tabiat kavrayabilseydiniz O'nu grelbilirdiniz. Zaten yle bir tabiata sahiip olmak, varolmak
ile ayn eydir. tte bana ;yle geliyor ki, deien ve zamanla kaytl olan
taibiatn, ezeli ve deimez olan .<~bakasna kanlnaiZ iareti bu yolla
olmaktadr.

-243-

You might also like