Professional Documents
Culture Documents
Mıgırdiç Margosyan - Gâvur Mahallesi
Mıgırdiç Margosyan - Gâvur Mahallesi
GAVUR .
MAHALLESI
1988 EliZ KAVUKUYAN DL
mgrdi
margosyan
GAVUR MAHALLESi
1994
Yayn haklar Mgrdi
ve Aras
Margosyan
aittir.
Yaynclk' a
stiklal
stanbul
1994
ISBN 975-7265-00-4
. Bu kitap Trke 'de ilk kez Behekus :un Kitaplar tarafzuw 19Y2
wymlanmtttr. Bu baSIInda Trkesi yazar tarafindan
yeniden g;:den geirilmi! ir..
nlnda
GAVUR MAHALLESi
YK
MIGIRD MARGOSYAN
ARAS
yaadt[;u
\'LIU\'111.
JJ .V!argO\rnn
N SZ
Mgrdi
Margosyan bugne kadar gizli kalm edebiyat kahramanlaboyunca ne i yaparsa yapsn, edebiyat dnm,
edebiyat solumu ve edebiyat retmi. Onu, bazan rencileri arasn
da. comu, edebiyat tartrken, bazan dostlar arasnda, comu, edebiyat tartrken, bazan dostlan arasnda orijinal teksleri zmlemeye alrken, bazan da ticarethanesinin youn atmosferinde
boluklara dalp gitmi bir metin kurgularken grebilmek mmkn.
Dadaa, atafat ve gsteriin n plana kt dnemler boyunca yazdklarn kitap olarak yaynlanaktan kanm Margosyan. Yalnzca
Marmara Gazetesi'nin edebiyat kesinde yazp durmaktan, yklerini tefrika etmekten baka bir ey dmemi. rencilerinin bkp
usanmadan sktrmaianna ramen de yklerini kitaplatrmay hep
rndan. Yaam
reddetmi.
Oysa onun sihirli bir oymak gibi yaratp durduu, ok zaman gve derinliini gereklikten alan mekanlar son derece etkileyici. Onun edebiyatn kimi zaman teybinize Enigma'nn Gregoryan
tarz mziini koyup, ilahiler ve aryalar eliinde, Papaz Arsen ve
Kure Mama ve Surp Giragos Kilisesi'yle beraber, kimi zaman da bir
ky mekannn sradan zelliklerini olaanst bir baaryla anlatan
tekstlere kaplp, buulu, otantik bir eski zaman tnelinde okuyabilirsiniz.
Her ikisinde de alacanz edebi lezzet ve zevk size bugne kadar
zelliini
Daha nemlisi, tpk Marmara Gazetesi Bayazar Rober Haddecigibi; ilerde insanlar bu edebi yazlar iinde sanat bir tarafa ayrarak, geride kalanlar zerine efkatle eileceklerdir. nk
Margosyan adeta bir kameramann yapabilecei bir ustalkla resimler
izebilnekte bize.
1988 Eliz Kavukuyan Edebiyat dl' n (Paris-Fransa) kazanan
bu deerli yazar Trk okuruna sunmaktan sevin duymaktayz.
yan'n dedii
( Bcbekus 'un
Kitaplar-1992)
GAVUR MAHALLESi
11
na
seslendi:
"Grbo! Frla,
aslp
ulayordu.
Bir zamanlarn o nl Gavur Mahallesi'nde, dnyann eitli lkelerine g edip gidenlerin dnda, kala kala be Ermeni ailesi kalmt. Tabii bir de ad: GavurMahallesi ...
Uso grevini eksiksiz yapmann huzuru iinde yorgun argn kilisenin yolunu tuttuunda, evlerde, dkkanlarda, hep Meryem'in sz ediliyordu.
''Gzeller'in Gzel'i 1"
'Zavall!"
'Tanr taksiratn
12
affehin!"
O gece uykusuz iki kii vard: Biri Meryem'in kocas duvarc ustade gelininden nce lmedi i ne kalredip sanki suluymu gibi tuhaf bir duyguyakaplan ihtiyar He.
Ske o gece yer yatana girip uzandnda, kk olu Seto'yla
sekiz yandaki kz Teko oktan uyumulard. Ske anas He ile beraber odadaki idare lambasnn !o altnda, duvarda asl duran
Meryem'in glmseyen kzlk resmini seyrediyordu.
Darda, Diyarbakr'n darack sokaklarnda, o k gecesinde Aziz
Sarkis kardan ak sakalm svazlayp gezerken, Meryem kendi scak
yatan, kocas Ske' nin kll koynunu aryordu.
s S ko 'ydu, dieri
14
KUREMAMA
Bizim oralarda, bizim diyarlarda, kadn gebe mi? O halde "iki canl"
demektir. yleyse "ykl"dr.
"Hanm yklym ... "
"He iki canlym iittiniz mi, duydunuz mu?"
"Hatun bu yl da gebe, aferin ... "
Bizim ellerde, bizim oralarda, gebe,~hamile, "ykl" ve "iki canl"
olmak iin yle uzun boylu uralara, abalara, hele ilaca, doktora
hi mi hi gerek duyulmaz. Btn kanlar, avratlar, kocalaryla yatacak
bir yer buldular m tamamdr! .. Dokuz ay on gn sonra "ykl" ykn dnyaya koyuverir. Kadn dediin ylda bir, hadi bilemedin iki
ylda bir gbeini iirip bumuna dikmemise, sekiz on kez bu ii yapmamsa "kadnm" diye ortaya kmasn! Yani kendini ksr bilsin!
15
Bizim oralarda kadn gebe mi; ka gnlk, ka aylk "ykl" o'lduKure Mama'ya soracaksnz... Kure Mama olmadan, Kure
Mama'sz kim dourtacak o veletleri, kim ekip karacak o kpoul
larn analarnn karnndan, kim kesecek kr ve pasl makasla onlarn
gbeklerini ve kim sylenecek:
"He, bu defaki de kz ... "
"Hatun, gzn kr ola, bu drdncs de kz ... "
"Hanm, eh gzn aydn! Bu defaki karpuz kafal bir olan ... "
Siz, "brnoti" nedir, ne demektir bilir misiniz? "Brnoti" dernek,
Kure Marna demektir. Bizler, yani Diyarbakr'da domu belli bir
knak -ki siz bu k~aa Kure Mama'nn kua da diyebilirsinizO'nu nce "brnoti"siyle tandk.
Kure Mama, beline dolad geni, ssl Krt ii kuann iine
gizledii o kck metal kutuyu byk bir zenle karr, sa elinin
iaret ve ba parmaklaryla kutunun stne usulca tp-tp vurur, ardn
dan da usulca, pr dikkat kapan evirip aard. Sanki bir treni srdrreesine kutunun iindeki kahverengi tozdan bir tutarn alr, etrafn
da kendini seyredenlerin gzlerine bakarak ve byk mutlulukla,
gururla kocanan bumuna yanatrr, nce sa, sonra sol burun deliklerine ekerdi. Sararm burun kllar arasnda takl kalan toz zerreciklerini bir kez daha derin nefes alarak daha derinlere, cierlerine kadar
yollard. Kure Mana enfiyesiz yapamazd. Enfiyeyi yani ''brnoti"yi
Kure Mama'sz, Kure Mana'y da enfiyesiz dnmek, dnebil
nek, vaftizsiz bir Hristiyan dnebilmek gibi abesti. Evet, ite Diyarbakr'n u top sakall papaz Arsen de kutsal ncil ve kutsal ha
nnde ve gklerde dolaan Tanr'nn huzurunda ahadet ederek derdi
ki:
"Kure Mama doar domaz enfiyesiyle, "brnoti"siyle vaftiz edilmi ve Hristiyanl byle tescil edilmitir."
Bizler, yani Ku re M ama' nn dourttuklar, kkken, daha doru
su ayamzda donlarmzn olmad o ocukluk yllarnda, koup giderdik yanna, ellerine sarlr per, saygda kusur etmezdik. Babalar
mzn szleri kulaklarmzda aslm kpe gibiydi:
''Kure Mama'y her grdnde git elini p, bana koy."
'Kure Mama olmasayd sen doanadan lecektin ... "
"Kure Maa'nn hakkn, emeini, aln terini, sakn ha unutaym
unu
16
deme!"
Kure Mama btnyle bir efsaneydi. Bizler bu efsanenin birer par\asydk. O olduu iin bizler vardk, o yaad iin bizler doabili
yorduk. Gklerele dolaan meleklerden, her pazar kiliseele el ap yalvardmz, ama hibir zaman yzn gremediimiz yce Tanr'dan
daha ok Kure Mama'ya m borluyduk yaamnz, bilemiyorduk.
O efsane kadn enfiyesini yle doyasya bumuna ektiinde biz
donsuzlar ordusu onun yanna koar, koro halinde nakarat tuttururduk:
''Kure Mama, Kure Mama n' olur bize de "brnoti" ver."
Kure Mana nce tersler; "hayr" derdi, "yok" derdi, ''olmaz" eler,
kestirip atard. Bizler yalvarnay srdrerek, ''Kure Mana, Kure
Mana n'olur bir para, azck, bir tutam n'olur", diye stelerdik.
O, bu kez yksek sesle ve glerek bizleri yle azariard:
"Kpolulan ... Ben sizleri bama bela kesilesiniz diye mi ekip
kardm analarnzn bacak aralarndan ... "
Bazen de ho, iyi tarafna denk gelir, bizim yalvarp yakarnalan
nza olumlu karlk vererek o kk parlak kuluyu uzatr ve sylenirdi:
"Aln eolular aln! Ama azck aln ha!''
Bizler, Kure Mama'rn tayfalar, cimrice uzatlan "brnoti" kutusuna byk bir heyecanla, sonsuz bir huu ile yanardk. Sanki peygamberimiz Aziz sa'nn zerinde armha gerilmi kutsal ha'n bir parasna yaklarcasna, sarki Papaz Arsen'in her pazar kiliseele
okuduu kutsal ncir e dokunurcasna kck parnaklarmzn aras
na azck erfiye alr, burnumuza gtrr, tpk Kure Mama'mzn yapt gibi iimize ekerdik. Sonras malum, gzlerimiz kan anana
dner, gzlerimiz yaam, srekli haprrdk. Bizim bu halimize kahkahalada glerdi Kure Mama ve ne'eyle sylenirdi: "Pilerim
benim ... Enfiye ekrnek kim, siz kim! Yazk oldu gzelim "brno
ti"ye.'
Bizler, Kure Mama'rn "ekip karttklar", enfiye ektikten
sonra, aksrp haprnadn grdke O' nun insanst bir varlk olduuna inanrclk.
Kerpiter yaplm.
amur ve samanla
svanm damlarmzn
al-
yerine, sedirlerimizin
ba~ kesine
Mana
iskambil
oynamay
gelmiti."
kurtancyd.
Kaclmlar
y:nn
bir
yernein
ka-
h:.hatini
ll)
20
GVERCiN
yksn anlatrken de szn etmitim, bizim Diyarevlenen kz, ii uzatnadan hemen hamile kalr, "iki ykl"
olur. Sonbahar veya ilkbaharda, Papaz Arsen'in dualar ve Kure
Mana'nn sihirli elleri, usta parmaklaryla dourur. Kz, "yzkaras",
Kure
Mama'nn
bakr'da
olan, "paa"dr.
21
olan ~uyuu: Hamile, gebe, ykl veya "iki canl" olan tm kadnlar,
kz denen o nesneyi Liourabilirlerdi. B tnuan doal e olabilirdi ki
Ama erkek dourarradktan sonra, dokuz ay on gn gihi uzun bir
zaman hamile kalnann ne anlam Yard'l Daha~. ard ardna erkek
dourabiliyor musun ~te o zaman kadnlnla. diiliin le vn dur. ..
Ne demi atalarmz: "Kz douran dvnsn. olan douran vn\n ... "
Rakanlarla. saylarn
akll
akll
22
nal !ard:
kz dourduysa,
24
Haram Su olayndan sonra Kejo'nun aln yazsnn kmayan trden kapkara ini mrekkebiyle yazlm olduu kesinlik kazanmt.
Tpk doutan beri alnnda tad kapkara kocaman etbeni gibi ...
Hadi buradan baka bir geree de dokunalm, yan tutmadan unu
da ak seik ve merte, dobra dobra syleyelim: Biz Diyarbakr'llar
nedense biraz fazlaca konuup, onun bunun iine burnumuzu sokmaya
can atar, baylrz. Bunun niini ise, ya ehrimizin havasndan ya Karacada'dan kopup gelen buz gibi 'Hamravat Suyu' ndan, ya da kendi25
26
27
yle
''Soan getirin!"
Glor Enne koarak, daha dorusu top gibi yuvarlanarak, kilere
gitti, kendisi gibi yuvarlak bir ba kuru saan getirip Aavni'ye uzatt. Aavni saan ald, kez kokladktan sonra bard:
"Bak verin!"
28
29
Dullar, bunun Aavni'nin son istei olabileceini mit ederek, ki-lerdeki ye~il ml tuz kpnden bir avu dolusu iri kaya tuw getirip
\'Crdile.
'Tez
Ate
ate yakn!"
L'DE YAGMUR
laryla anan
32
diide
pek bilinmezdi. Daha dorusu bu, Uso'nun meslek srryd. Seaarm sal deirnencisi ok doaldr ki bunlar bilmeliydi.
Dahas, Uso'nun bembeyaz salar, sanld gibi deirmende deil,
aksine Gavur Mahallesi'nde aarmt.
Budayn deirmene ne zaman gtrlecei, hangi baconun, hangi
gn ve hangi srayla deirmene buday yollayaca, kimin ununu ne
zaman teslim edeceine ilikin kararlar tmyle Uso'ya aitti. Baco'lar
budaylarn ayklam, uvallara, telisiere doldurmu onu beklerlerdi.
Hi amaz, dedii gnde gelir, kocaman buday telislerini, uvallar
n srtlar, kendi gibi yalanm beyaz katrma ykler, kaln iplerle uvallar katra, katn da uvallara krdm eder, iini salama aldk
tan sonra, yola koyulmaya hazrlanrken ararn ardndan seslenirdi:
"Uso, zu bine ha!"
Krt olan Uso'yla kendi diliyle konumak ok daha etkileyiciydi.
Onun iin anarn. Krte "Uso, tez getir ha!" derdi. Aslnda bu tr uya'rlarn hibir geerlilii yoktu, o bildiini okurdu. Ama keyfi yerinde
ise, yani o gn yal katrnn 'katr inad' tutup da cann skmam
ise, ykn devirip katr gibi zrlayp huysuzluk etmemise, nne
konan buday ve arpa karm yemini beenip yemi ve tekrnelememise, Usa'nun ska kulana eilip verdii Krte tlere kulak
asm ve adam gibi davranp hayvanlk yapmamsa, o zaman anama
dnp ban "Here, here," yani "Olur, olur," manasnda sallar, ba
kaca bir ey demeden yola koyu! urdu.
Ben ve kardelerim, kz ve erkek kardelerim, yedi bac karde,
Uso ile katrn ardna taklp konvoy halinde onu izlerdik.
Uso, elindeki ucu sivri deneiyle adm ba, ikide bir, katn drterdi:
"Deh, de mirat, deeh!"
Katr, Uso'nun yerli yersiz, az alkanl ile syledii "Deh,
deeeh"lerinclen bkkn, Halil brahim bereketi ile daha da arlarn,
'gavur ls'ne dnm buday uvallannn yk altnda tslayp ps
layarak, gz kapaklarnn kenarna inatla yapn at sineklerinin verdii huzursuzlukla yokuu trmanrd.
Konvoyumuz, -Araluys
Baco'nun Keldani asll kocas eczac Circis'in ruhuna hayrat_ olarak
yaptrd emenin, yani kastaln yanna yetiineeye kadar, araksak
admlarla yryne devam ederdi. emeye vardmzda, Uso.
nelerin
34
ezberlemitik.
Anam ne edip ettiyse, nasl becerdiyse becerdi; pirin taneleri ierisinde, buday, mercimek, yarna, nohut, bulgur, fasulye torbalar
iinde, Halil brahim bereketini de stanbul' a tamaya alt. Getirdiini de zannetti. Anam yanlmt. Bizim Anadolu'lu Halil brahim
yeni evimizin ktl bodrum katna ayak uyduramad. Kilerlere,
byk, kocaman gbekli kplere smayan Halil brahim kck,
plastik kavanozlarda yaayabilir miydi? Siz yaayabilir miydi niz?
Yaamad. Kalkp g eyledi yeni evimizden.
Ondan sonra anan malez piirmek iin bouna aba harcad.
Mal ez pasta tad vermeye balad. Halil brahim' in tereyal pekmezli
malezi, ikolata soslu kremal pasta tad vermeye balaynca anam
artk yaayamazd. Yaayamad da. ld.
Ben Halil brahim'i bir kez daha anann cenaze treninde,
ili'deki Ermeni mezarlnda yaadm. Gzn sevdiim bizim Diyarbakrl Halil brahim, imdi sel saanak olmu, anann tabutunu
ykyordu.
36
BU DNYADA FAKRDRLER"
Diyarbakr'da
37
nalkar hissetmiimdir.
Yllarn ypranml
iinde, yer yer atlam, eri br, u zadenen kavgada tahtakurularna yenik dm,
yorgun, bitkin, tkenmi direkierimize olan gvenimi nasl ve niin
kaybettiin de bilemiyordun. Korkuyordum. imdeki bu korku, giderek onlara kar yaplm saygszla dnyor gibiydi. Utanyor
dun. Onlar da benim kendileri hakkndaki dncelerimi, duygular
m anlyorlarm gibi, fkeli, eri br, aca baklaryla benimle
alay ediyor, beni kmsyorlard.
Yatamda uza t, sabah keyfini srdryordum. Bir kez de
Krte sayyordum:
''Yek, d, se, car, pen, e ... "
"Car," drdnc direk, benim iin daima korku ve endie kaynayd. Dierlerinden daha kambur ve yalcayd. Dammzn, lo ta
mzn arln en ok srtnda hisseden galiba oydu ve tknefes soluyordu. zellikle souk k gecelerinde damnzn st kaln kar
tabakasyla kaplandnda, onun soluk solua nefes aln duyar gibi
olur, ona ok acrdm. Her ne kadar Krte'deki 'car', Ernenice 'are,
derde deva' anlamna gelirse de; aslnda car, car deildi, ama yine de
iyi bir direkti.
Pen ve e, yani beinci ve altnc direkiere gelince; onlar zaten
ikizdiler. Bac karde idiler. Biri dierinin yarsyd. Direin birini
uzunlamasna ortadan ikiye blinler, birine pen, dierine e demilerdi. Evini, damn yapnaya kalktnda, direklerden birinin eksikliini grnce, bir de paran pulun tkenmise, oturup alar msn?
Yoksa gler misin? Hadi sen kendin glersin diyelim, el alem ne
yapar? Kahkahay m basar? Yoksa haline acyp, yle mi der:
"V ah vah, zavall adamcaz, bir dam yapmaya kalkt onu da beceremedi, bir direi eksik kald!"
"Bir direi eksik, dam akta kald."
"Yazklar olsun!"
"Ske'nin evi, Ske'nin dam yarbuuk kald, haberiniz var m?"
O halde en iyisi, en kestirme zm, bir direi ikiye blp, birine
pen dierine e deyip ele gne rezil olmadan dam kapatmakt.
Aslnda bizim beinci ve altnc direklerimiz dierlerinden daha
gen ve daha kuvvetliydiler, ama ben yine de korkuyorclum. Korkuvall, u sska, u yaam
3R
lo tamz
ar ta grm deildim.
39
-W
dnyordum.
Her
eyi
de
Tanr'dan stemek
biraz da
ayp
oluyordu
dorusu!
Babamn her kye gidiinde zlyor. dnn sabrszlkla bekliyordum. nk dnnde her zamanki gibi bana pestiL ceviz, kuru
zm, bir de yabani al u getireceini biliyordum.
Evet, heyecanla onun dnn bekliyordum. Kapnzn nne
gelip ksrandan inince, hoppala deyip beni kucaklayarak nce pecek, sonra da atnn stne oturtacakt. Ben attan derim korkusunu
yreimde hissedecek, ama bu duygumu kimselere belli etmeden, atn
eerinden tutacak, sonra da hzl gitmesi iin bacaklarnla atn br
ne vuracaktn:
"o, o, deh mirat, ~o."
At yryecek, ben kenizde -sokanzda demek istiyorum- arkadalarma caka satacaktm. Onlar da beni seyredeceklcrdi. Binmek
isteyecekler, bana yalvaracaklard. Ama ben topacn kran komu
muz Pilo Day'nn olu Vanes'i bindirmeyecektim.
Ben hayallerinlc yaarken, anam kardeimin karnn doyurdu.
Uyumas iin tekrar sahneana yatrd. abuk uyumas iin de ipinden ekerek salnc; bir saa bir sola sallarken, sonsuz ve bitmeyen
ninnisine balad:
"E, e, c, e."
"Ey, ey, ey, ey."
Monoton, yeknesak bu ninniden evimizin kedisi Mestan rahatsz
oldu. Snm olan odun sobasnn yandan kalkt, bir saa bir sola
baknd, gzleriyle daha rahat, daha az grltl bir yer arad, esnedi,
tm vcudunu n ve arka ayaklar stnde bir yay gibi gerdi. boyunu
biraz uzatt, sonra sedire doru yryp ninderle ktk dolu yasln
arasna kvrld, gzlerini kapad.
'"E, e, e, e."
''Ey, ey, ey, ey."
Anann "ey, cy"lerine aniden kar komumuz Tunas Day'nn lrltl sesi kart:
"Hanm, Hanm, kz Ham!"
Tunas Day
"Hanm,
lao,
..
42
geliyordu. Ancak yine de ok mutluydum, nk avludaydm ve krolas fo ta artk benim bama drreyecekti.
Evimiz, dam m z kecekti; senelerio tecrbesiyle konuuyordu
komumuz duvarc ustas Tumas Day.
"Ben ki atrty duydum, dar frladm, anladm ki bu dam yklacak, hi mmknat yok. Hi aresi yok."
Sonra Dikro'nun kulana eilip fsldad:
"Bak Dikro grisen, evin badadisi duvardan ht hacah".
Tumas Day kaln parmaklaryla Dikro Day'ya badadi dedii bir
direi gsteriyor, iaret ediyordu. Gsterdii direk, kerpiten yaplm
duvarmzn iinden dar frlamak zereydi. Ben bu zavall direi tanmyordum bile. Tumas Day'nn konumalarndan sezinlediim kadaryla bu direin yk tamadaki pay en az dierleri kadarm, onun
yk baya arm. Ama bu direk bizim dier direkierimize ihanet
etmiti.
kt.
ykld yklacak
giriinde
43
lo tan
+4
dannzn yknts
hi
unutamyorum.
etmeye evimize gelirdi. Bunun dnda Papaz Arsen ayrca ylda iki
kez, bayramlarda evimize gelir, bizleri kutsard. Grevini tamamladk
tan sonra, yani Tanr'dan evimize bereket vermesini diledikten sonra da
sedire kurulur, keyifle kahvesini yudumlar, Gelincik sigarasnn dumann tttrrd. Papazmz Gelincik sigarasndan baka sigara pek kullanmazd. Papaz Arsen'in bir geliinde aksi gibi evde Gelincik yoktu.
Aslnda evimizde sigaray sadece babam ierdi, o da Bykkulp'ten
bakasn imezdi. Anam nereden ve nasl bulduysa, birka tane Bahar
sigarasn bo Gelincik kutusuna koyup Papaz Efendi'ye ikram etti. O
da bu numaray yuttu ya da yle gzkt; sigarasn keyifle tttrd,
kahvesini iti ve gitti. Ancak anam o gn Papaz Arsen'e ve Tanr'ya
kar iledii byk gnahn aybn hep yaad...
Biz vaftiz merasimi iin kiliseye gitmezdik. Papaz Efendi evierimize
gelirdi. Bakr bir leenin iine birka tas lk su doldurup, kirve olacak
adamn nne nlk gibi bir havlu astnz m gerisi kolayd. Der Arsen
yani Papaz Arsen iinin ehliydi. Cebinden minik ncilini karr ve okumaya, dua etmeye bai ard. Der Ar sen' in sesi leenin iinde rpnp
duran, alayan, avaz avaz baran plak bebein sesine karp odada
yanklanrd. Bu tablo odann iinde dalga dalga ykselen gnlk dumanlar ve gnlk kokusuyla mitolojik bir havaya brnr, papaz yar~
dmcs Estedur'un tiz sesiyle birlikte, leenden karlan ocuun ellerine, ayaklarna, alnna srlen kutsal yala ayin tamamlanrd.
Vaftiz trenlerinin en nemli olay da ocuun adnn konmasyd.
Bizim oralarda nedense erkek ocuklarnn ouna Dikran ad verilirdi.
Bu biraz daUiyarbakr'n Ermenice'de isminin Dikranagerd oluundan
kaynaklanyordu. Zamanla buralarda yaam Kral Dikran'n ansna
hem hrmet, hem de analarn, babalarn ocuklarm kral gibi grne arzusundan olsa gerekti. Bu nedenle Dikran'larn okluu yznden onlar birbirinden ayrt etmek iin, nlerine birer sfat eklemek gerekiyordu.
"Dikran lm, 'duydunuz mu?"
"Hangi Dikran ?"
"Deli Dikran, bizimkirvenin komusu."
''Eh! Zavallck ld de kurtuldu."
"Duydunuz mu? Nono'nun Dikran teskere alm."
"Vanis'lerin Dikran hastalanm."
"Dikro'larn Dikran di kamn, bugn hedik yapacaz."
46
zm olmayan sonsuz bir bilmece olarak biz Diyarbakr'l Ermenilerin kafasnda yer etmiti. Aslnda son zamanlarda rendiimiz bir ger-
ei beli1meden geemiyeceim. O da gerzek ve kabak kafal
Hao' nun ismini koyan vaftiz babas, hakiki kirvesi, zannedildii gibi
Kirve Mano deilmi. Zaten, Surp Giragos Kilisesi'nin kaytlar arasnda onun isim babasnn ad da yazlmam veya unutulmu, dolay
syla hakiki kirvesinin ismi bir sr gibi gizli kalm. Ancak genel kan
~unu gsteriyor ve deniyor ki; onun isim babas veya isterseniz isim
anas diyelim, bizim yal kocakar Kure Mama'dr. Yine tarihi bir gerek olarak denen u ki; gnn birinde gerzek ve kabak kafal Hao'nun
anas Pru, doum sanclar ekmeye balaynca, koup Kure
Mama'ya haber ulatrrlar:
''Aman Kure Mama, tez yeti, Pru yatak yorgan yatyor, dourdu
douracak!"
eni giyenler kyllerdi; yeneni veya ark giynek onlara daha rahat
gelirdi. Yemeniler de krmz ya da siyah renkteydiler.
Yernenici Hao'nun yemeni dikmekteki ustal Diyarbakr'n tm
kylerinde dillere destaml. Diyarbakr' kocanan ve iri ekirdekli
refis karpuzlarn an hreti 'gibi, onun da yemenileri nam salmt.
Yak kylerden kyller yemeni diknesi iin ona koarlard. zellikle
yeni ev tenecek gen delikan\lar... Usta' ya Krte seslenirlerdi:
"Usta Hao, j m ra sol ki bde."
Anladz deil mi? Ustadan kendi dillerinde yemeni satmasn istiyorlar. Usta Hao da en az Krtler kadar onlarn dillerini konuurdu,
hatta deiik bir K1 lehesi olan Zazaca'y da.
Yemenici Hao onlara hangi renkte yemeni istediklerini sorar, onlar
da genellikle krmzy tercih ederler, krmz isterlerdi. Usta Hao ba kar, byklar burar, sol gzndeki tikini biraz daha oaltr,
ksrr, sonra da gayet kesin ve kararl bir ifade ile kylye dner,
yine onun diliyle:
"Nabe!'' derdi.
Usta Hao, yemenici Hao "abe" dedi mi onun bu huyunu iyi bilen
kyller, 'nabe'yi u 'olmaz' oJur'a evirebilmek iin tek arenin, ustaya yemeni creti yanda, hediye olarak beraberlerinde kyden getirdikleri bazen bir il horoz, bazen bir tavuk, bazen bir tas bal, bir para
tereya, birka tane yumurta veya bir stl yani bir bakra yourt verirlerdi. Bazen kyller, Usta Hao gibi iin kurnazlna kap yemeni fiyatna ilaveten birka yumurta, tereya ya da bir !een kelek peyniri
vermek istemeyince, Usta Hao da yemeni satmamakta direnirdi. Onlara uzun uzadya, hi bkmadan, tezgahta duran yemenilerin sipari olduunu, sahiplerinin her an onlar alnaya gelebileceklerini, hatta onlardan yirmidrt mecidiye olan yemeni fiyatna ilave olarak bir nevi kaparo
gibi, ayrca bir stl !or peyniri, bir kei kl heybe dolusu ceviz veya
bir bakra dolusu zm pekmezi aldn syler ve diretirdi:
''Nabe!"
Yemenici Hao'nun yasz, balsz, yumurtasz, yemeni satt grln~ ey deildi, byle bir ey yapnas onun gibi bir ustaya, bir yeneniciye hakaret saylrd. O, bakkala gidip, "bana uradan on tane yumrta veya bir kilo tereya ver.'' diyecek adam deildi!
Benim de ilk ve son yemenimi diken Usta Hao'ydu. Siyah bir ye-
49
meniydi. On yalarndaydm, babam elimden tutmu Usta Hao'ya gve ona Ermenice:
"Usta Hao, Usta Hao, dusi yemeni mi gare," demiti.
O da "olur, olur," manasnda ban sallam, 'Tabii ki dikerim,
tabii ki oluna yemeni dikerim," demi, ayaklarmn lsn almt.
Ne bal, ne badem, ne de yaurt gibi bir istekte bulunmutu. Zaten isteyemezdi de. Gerek babam gerekse Usta Hao, ikisi de ayn kyden Diyarbakr'a gelip yerlemilerdi, yani Heredan'dar. kisi de dama oynamakta ustaydlar, birbirleriyle yarrlard. Dama dediimiz u onalt
siyah, onalt beyaz tala oynanan, satran c n akrabas olan oyun ... Ama
onlarn dama oynarken kullandklar talar, o srada, orada, ellerinin altnda ne varsa o olurdu. Bir oyun evrneye kalktklarnda birinin tala
r zeytin ekirdei, dierininki ise nohut; veya birinin karpuz ise, dieri
ninki kavun ekirdei olurdu. Her ikisi de Zazaca'y kendi ana dilleri
Ermeni ce' den de gzel konuurlard. Dahas ustann rk dilerini
babam kerpetenle ekmi, kocaman aznda gldke sar sar srtan
altn dilerini de yine babam yapmt. Usta Hao da kyllere altn
dilerini gsterip gsterip srtr, biraz da babann reklamn yapard...
Hao'lardan bir bakas da Kuyumcu Hao'ydu. ki zellii vard.
Birincisi iyi bir kuyumcu ustasyd. Yani alp satan deil, yapan, yaratan bir kuyumcuydu. Dayn Demirci Hao' nun denire, Yenenici
Hao'nun deriye hayat verii gibi o da altna, gme hayat ve ekil verirdi. Onun ellerinde altnlar bazen zarif bir haa dnr, evlilik an
daki gen kzlarn boynundan gslerine doru sarkard, bazen gsterili bir bilezik olur, kollarnda akrd. Kpeye dnen altnlar
kzlarn kulak memelerinden aslr, dansederdi. Bilmece yzne dnen altnlar gen delikanllarn parmaklarnda soruya dnrd.
kinci zelliine gelince, Kuyumcu Hao ayn zamanda iyi ve usta
bir balkyd.
Bilmem bilir misiniz, Dicle nehri asrlardan beri menderesler izerek, ylanka vi kvrlarak Diyarbakr' n mehur ve tarihi surlarnn glgesinde szlerek, genie bir vadiyi sulayarak, bkp usanmadan yoluna devam eder, akar durur.
Pazar gnleri Surp -Aziz- Giragos Kilisesi'nde Papaz Arsen ve yardmcs Estedur, her zamanki gibi sabahn erken saatlerinde 'Aravod
Luso' -aydnlk sabah- duasna baladklarnda, ~om tuntan dkltrm
50
kilise annn sesleri Ermenilerin toplu yaad Hanepek Mahallesi'nde dier adyla Gavur Mahallesi'nde yanklandnda, Kuyumcu
Hao -Emenicesiyle Voskeri Hao- ok daha erkenden torlarn yani
balk alarn srtlam, Dicle' nin kylarna inmitir bile. Kuyumcu
Hao altna, gme, istedii ekli vernede ne denli ustaysa balklarn
da en lezzetlisini yani iri 'ebbot'lar, has 'srink'leri yakalamakta da o
denli ustayd. Dahas, akam saf ve kzgn zeytinyanda kzaran balklarn yansra alan bir ie Yeni Rak' nn veya ev yapm mis gibi
arabn tadn, keyfini Voskeri Hao kadar bileni de azdr hani.
Papaz Arsen ile Kuyumcu Hao'nun aralar hibir zaman iyi olmad. Hatta bir gn Kuyumcu Hao anszn hastalanp yataa dnce,
anas TopaJ Tme -kzlk adyla Gzel Tne- koarak, topaHar nasl
koarsa ite yle, yuvadana yuvarlana, seke seke Papaz Arsen'in evine
gelir ve yalvararak yle der:
"Papaz Efendi, Papaz Efendi, n'olur gel, ihsan eyle, Hao'nun banda iki satr ncil oku! Oku da iyilesin, zavalln feci halde tm,
zangr zangr titriyor, zatlcemp olacak neredeyse ... "
Papaz Arsen de Topa! Tme'ye dnerek onu feci halde halar:
"Tme, Tme ... Pazar gnleri kiliseye gelmeyen, Kutsal Ayin'e katlmayan olunun banda ben ncil okumam! Gnaha girmem! Sen var
git syle o gnahkar oluna, arsn Dicle' deki 'ebbot'lan, oku ts un
onlara ncil' i .. :
Hao'larclan biri de komumuz 'kr' ya da 'keel' lakabl
Hao'yclu. Evet! Kr ve keel... Hao, keel, yani uyuz olmadan nce,
yani salar dklmeelen nce, yalnzca Kr Hao olarak arlrcl. Aslnda Hao'nun gzleri hi grmeyecek kadar da kr deildi. Sadece
zorlukla seebiliyordu. ocukluunda bizim oralarda ska rastlanan,
hatta bir zamanlar salgn olan trahoma yakalannt. Gzleri daima kan
ana gibi kpkrnz idi. Her eye zamansz alayan, mark, sulugz ocuklar gibi ele suluyclu. Dikkatlice baktnda gzlerini daha da
ksar, ite o zaman, ksack kirpiklerinin altnda gzden ziyade kfl
bir aa kovuu grrdnz.
Hao'nun. Kr Hao'nun isnine ikinci bir sfat da gelip eklenince
ve ad, Kr - Keel Hao'ya dnnce bu olaya en ok anas Ester
Baco, tabii ki Ester Baco'dan da ok kocasna bu ismi hi de yaktr
nak istemeyen kars Snkl Rozin zld. O. bunu hi<; mi hi<; hazs
52
TUMAS'IN KlZI
Biz de sizler, onlar ve ba~kalar gibi "Dnyann hali budur" dedik, seneler evvel sizlerin ve sizin gibilerin yaptn denemeye kalktk. ster
seniz laf eveleyip gevelemeden, ksa keselim. Bildiiniz gibi laf uzad
m, kabak tad verir, kokuur. Evet, "artk tam zamandr" dedik ve evlendik.
Evliliimiz basit, sradan bir evlilikti. nce zeminini hazrlamak gerekiyordu, yle de oldu. Daha dorusu, zemini, ortam yaratmak biraz
da bana dyordu, ne de olsa ben de erkektim ve bizim oralarda ilk
adm erkeklerin atmas doald. Zaten benim baka trl yapnam iin
de herhangi bir neden yoktu. yleyse dierleri gibi ya da sizler gibi ben
de aynsn yaptm.
Bizim hikayemiz de hemen hemen sizinkinin bezeriydi, byk bir
53
fark
54
yapyordum.
55
se de benim iin
almann
tam
giritin:
gitmesini
bekledi. Babann
n ayn
anda
ksrk se~iyle,
yataktan frladm.
d~ kapnzn kapand
Kahvaltda anamn suama hibir ey konunad. Anann bu suskunluu karsnda daha fazla sabredeneyerek sordum:
"N' oldu, babama syledin mi?"
Anam hi dnmeden, duraksamadan, hemen cevabn verdi:
"Syledim."
"Eh, ne syledi?"
"Evvela : karnn doyursun, sonra evlenneye kalksn, dedi."
Anam szn tamamladktan sonra hemen ayaa kalkt ve sanki
koup bir yerlere.yetiecekmi gibi aceleyle sofray toplanaya balad.
Ben hi beklemedii m bu cevap karsnda akn, kzgn, sordum:
rat
bir
duyduunda
kar~t.
''Eeee?''
58
BZ LER
Diyarbakr'da
bamza
59
dkkan
al~kanlmz
fO
kuyuya ynelir, eskimi~, yal tulumbann nnde dururdu. Bizler, ocuklar, babamzr terli alnn, yzn ykayabilmesi iin koup tulun
badan su ekerdi k. Babam iki avucunu birletirir havuz yapar, tulumbadan akan suyun nnde tutar, dolan suyu ~ap ap' terli yzne
vururdu. Bumunu ykar, azn alkalar, salarn slatr, bylece serinlemeye alrd. Sonra kardeim koarak duvarda asl duran havluyu getirir babama uzatrd. Babam, yzn kurularken, bir taraftan da
"oh, oh" der, sanki ona sunduumuz bu hizmetlerden dolay teekkr
eder, yorgunluunu unutup sedirdeki her zamanki yerine otururdu.
Babamn yerini almasyla, anam, artk herkesin hazr olduunu
anlar, sofray kurard. Yere bada kurar otururduk. Anam yemeimizi
getirirdi. Genelde. yiyeceimiz ayran orbas, ta ekmei, bulgur pilav, sulandrlm pekmezdi. Ayn kaptan, ayn tencereden yerdik.
Kak grltleri arasnda babam, 'Kak sesleri, bana keyif verir,
yiyin! Bolca yiyin! Gzel gzel yiyin. Doyasya yiyin ha!' der, babam
zn keyit1e yemesi iin bizler de uyardk szlerine, keyifle ve bitmeyen
itahmzia tahta kaklarmzla alakak dalardk nmzdeki pilava.
Tahta kakla yenen yemein lezzetini bilir misiniz .. ? Pilavn yannda
ayranla dolu tasta yzen minik buz paracklarn son nefesiyle yemeimiz biterdi.
K geceleri babam arap ierdi. Biz arab sat almazdk. arab
anam hazrlard. Siyah, kk taneli, ral Siverek zmn, plak
ayayla ezer, suyunu 'katremis' dediimiz kocaman gbekli damacanaya doldurur ve krk gn sayard. Krk gn sonra arap iime hazrd.
Uzun k geceleri nsafirlie gelenlere arap ikram ederdik. 'in, iyi
iin, bu arap bir bakadr ha .. .' derdi babam, arap dolu koca bakr
tas misafrlere uzatrken. Ve misafirler de bir gzel ierlerdi, kafay ekerlerdi, naza ekmeden kendilerini ... Sonranaz tuzu kime ve niin yapacaklard..? Babam, 'Beri gel kmr gz! m, ben adam yemem' ar
ksn sylediinde, anam onun sarho olduunu anlard... Lusarar
Estedur, yani Papaz Arsen'in yama, yardmcs Estedur day, tiz sesiyle, 'Dere kenarnda bir ev yapmam, kerpicim tkenmi naar kalmam'la devam ederdi. Trke'nin yan sra Krte de sylerlerdi.
zellikle babamla ayn kyden olan Heredan'l Keya byle yapar ve
koyverirdi sesini: "Yere yade, rebeno dino Kerecdai, vala tu esmeri
karakai, Hude nurademno bke ser kanka Erbedai ... " Keya
(]
mi? Oysa ok basit; Karacayar ile Erbeda enesi'nde nurada ermek istiyor, bunu da Tanr' dan diliyor. .. Altm yandaki Keya D ay bu ar
ky dktrdkten sonra, tastaki arab fondip ederdi ...
Bir de hep bir azdan sylediklerinde, 'Buras Mu'tur, yolu yokutur, giden gelmiyor, acep ne itir' trks, nedendir bilinmez, sonunda gzyaiarna karrd. ..
Olaan gnlerde yemek sona erdiinde, babam bir keye ekilir,
ya da yer minderinde oturur, eski gazeteleri okurdu. Bunu biraz da
okuma yazma kurslarna katlp sonradan rendii alfabeye, diplona
yerine geen, adna 'ahadetname' dedii kat parasna kar olan
saygsndan yapard... Mevsim yaz ise, yani gnein bizi kasp kavurduu gnlerde, yemekten sonra dama kardk. Bizim evlerin dam
dzd ve toprakla rtlyd. Yaz banda dama taht kurardk ve geceleri tahtta yatardk. Scak yaz geceleri ierde yatnak olanakszd. Bir de
akrep korkusu cabas. Elbiselerimizin kollarnn iine, ayakkablarn
za girerlerdi. Tahtn etrafn ince amerikan beziyle epeevre evirir,
bylece gece uyurken, aile srlarnn dar szmasn nlerdik ... Bu
srda beze 'stara' derdik.
Bazen ani bir yaz yamuru, gece yars iri taneleriyle bizleri yoklard. Topariardk yatanz yorgannz aceleyle aa inerdik; geceyars gleri, en ok biz ocuklar sevindirirdi. Bize bir tr oyun gibi gelirdi. ekerdik yorgan kafamza ve yamurun yorgandaki 'tp tp'
patlayan melodisini dinlerdik. Ancak, ertesi gn ananzn kirlenmi
yorganlar ykadktan sonra tekrar srtiayp dama karaca gerei
unurumuzda bile olmazd.
Surp Ha, yani Aziz Ha yortusuna kadar danda yatardk. Ha yortusu gelince mutlaka havalar sourdu ve yamurlu gnler balard. O
zaman da u tekerlemeyi sylerdik:
"Ha, dandan ka ... "
Ve kaardk, inerdik damdan ... Taht ertesi yl tekrar kurulmak iin
sklr. yanur ve yldzlar altinda uyumann byk keyfi de sona
ererdi. Bunu yamurla lo tann bitmez tkenmez mcadelesi. bitmeyen kavgas izlerdi. iri yanur damlalar damdaki toprak ve samn
sker alr. ta odamza dek ilemeye alr, lo taysa babamn ter
damlalarna kararak bir saa bir sola yuvarlana yuvarlana tm arlda'l, karakal, esner
62
yla dammz
perkitir, salamlatrrd.
Bizler artk odalarmzda, akamlar yere serilen, sabahlar ise toparlanp 'ykeri' denen ykle konan yataklarmzda yatmaya bala
ynca, akrepler de topran barna ekilir, ertesi bahara kadar tekrar
buluma dileiyle uykularna ekilirlerdi.
Sonbahar demek, kilerierin azna kadar doldurolmas demekti.
nce odun kmr alrdk. Anam yzn, azn, ban bezle rter,
sadece gzlerini akta brakr ve uvallar dolusu kmr ayklay p cinsine gre istif ederdi.
"Bu 'arot'tur," der, az yanm, iyice kmrlememi olanlar ayrr
d.
'dk'tr,"
paracklarn
Youn.la
daha
dorusu
ardnz n..?
kak
yerdik. Bizim
pastamzd
bu,
Ardemis'ti. Ksa boylu, toparlak olduu iin ona bu ad daha uygun grlmt. Bir zamanlar Diyarbakr'da Sope adnda yal, ksa boylu bir
kadn ve yine yal, ksa boylu bir erkek yaam. Erkein ad da Garabet. te onlarn hatrasn yaatmak iin, onlarn ansna saygdan,
btn ksa boylu erkeklere Garabet, ksa boylu kadnlara da Sope
demek geleneksellemiti. Sope ve Cce Garabet oktan toprak yn
olmulard ama, yaayan bir yn Sope ve Cce Garabet'ler vard.
"Sope di hadisene, ll getir!"
Sope kilere gider, gecikince de anam veryansn barrd:
"Di hadi, crcr bcei... Llk nerede kald?"
"Ana, ll nereye koydun, bulamyorum?"
"Gzn kr olmasn kz, boyundan uzun ll grmyor
musun?"
Sope boyundan byk ll arayadursun, anann sabr tkenir,
bartsn yinelerdi:
"Hepten krolasn ... Kz, Apo'nun tenceresinin, Ani'nin sinisinin
yanna baksana!"
Bizim evde, bab'am Ske ve anam Hno, ilerini kolaylatrmak, ayrca ilerde onlarn yokluunda, biz kardeler kendi aramzda miras kavgalarna dp birbirimizi yerneyelim diye evdeki baz kap kaca ocuklarn adlaryla vaftiz etmilerdi ... Onun iin eve alnan yeni bakr
tencereye Apo'nun tenceresi, bakr siniye Ani'nin sinisi veya Sope'nin
hamam tas diyerek ii kolaylatrmlard.
Sope sylenen yerde ll bulup yuvarlana yuvarlana top gibi
gelir, anama uzatrd. Anam hamurlu ellerini ykar, ker babein yan
na, babein iinden bir para snmemi kz bulur, onun etrafna dzenli bir sra kmr sralar ve baard llkle flemeye.
Ll kaval gibi flerdi anam. Zaten llk denen bu nesne, kaval
kadar uzun, onun kadar kaln bir demir borudan ibaretti. Bir ucundan
flendiinde dier tarafndan hava kard. Havann kt yer daha
dar olduu iin de hava biraz daha basnl kard. Anam derin bir
nefes alr, yanaklar hava ile ier, kzgn bir bindiden fark kalmaz ve
flemeyi srdrrd. Anam birka kez hindi gibi iip, lln ucundan kan tiz sesle hindileri bile kskandracak duruma gelince, kmr
de bu aba karsnda utancndan yava yava kzarnaya ve alevleriyle
anan selamlamaya balard.
Ate hazrlannca, habein zerine bir sacaya oturturdu. Buna biz
67
kendi ana dilimizde, daha dorusu yre Ermenicesiyle 'gesgerenk' derdik. Gesgerengin zerine de sac yerletirirdi. Sac, u sizin bildiiniz,
zerinde yufka ekmek piirilen, karnma bir tekme vurulup, kamburu
karlm demirden sac paras...
Sac atete snp kendini cehennemin gbeinde hissedince, anam
bir yandan yanndaki yuvarlak tahta sehpada, usta elleriyle bir topak hamuru, okiava ile aarak yufkaya dntrp sacn stne atard. Sacn
hararetine dayanamayan incecik yufka hemen kabarrd. Anam pimi
yufkay kapt gibi sacn cehenneminden kurtarr, yerdeki bezin stne kor, ikinci bir yufk.ay saca atard. Anam krk elli kez ayn ilemi yineler, biz onun bu maharetini dikkatlice ve sabrszlkla izlerdik.
Sonuncu yufkann sacn stne 'ht' diye frlatlp, 'frt' diye
toplanmasyla birlikte bizim de tkenmek bilmeyen sabrrnz tkenir,
koup kilere dalar, birer parakelek peyniriyle boy srasna girer anamzn nnde dizilirdik. O, bizlere birer scak yufka verir, biz de tpk
anamzn bir zamanlar bizleri kundaklayp sard gibi scack yufkann iersine yerletirdiimiz peyniri sarar, gle oynaya ve byk bir i
tahla onu yerdik.
Baka zamanlar anamz bizlere 'znglik' piirirdi. Znglik de hamurdan yaplrd. Daha nce sylediim gibi bizler hamurla yorulup
ekmekle byrdk.
Tavann iine biraz ya korsunuz, ya erir, gz gz gzlerinizin
iine baknca, iine bir kak hamur dkersiniz, hamur fkesinden k
zarm yan iinde, arp kalr, yapacak hibir ey bulamaynca da
kabarr ier, tostoparlak olur kamburlar. Siz kzgn yan iinde
kamburlaan bu zavally karr zerine dktnz pekmez ile azn
zn suyu aka aka afiyetle yerseniz yediinizin 'znglik' olduundan hi
kukunuz olmasn.
Sacn
68
"Ana acktm."
"Anan, boyuna hayran! Bak ayran orbas piiriyorum, azck sabret, yersin."
"Ama ben ok acktm."
"O zaman git kilerden bir tas yourt getir."
Biz yourdu bez torbalar iinde saklardk. ardan aldmz bir
bakra yourdu amerikan bezinden bir torbaya doldurur, yksek bir
yere asardk. Torbadan 'pt, pt' diye sular damlard. 'Pt'Iar kesildiinde suyu iyice szlm yourt, yourt olmaktan kar, sanki tereya69
na dnrd.
72
KIH SLVA
rna
73
74
nen var?"
imi, kzarm parman gsterirsin, anlatrsn. O, acn anlar,
ancak yine de fkeyle konuurdu:
"Oh olsun! Talarla oynayann sonunda bana gelecek olan
budur. .. "
Ama ne de olsa anandr, acn paylamadan edemez, kilere gider,
drt tane ceviz getirip avucuna kor, yzn okayarak efkatle konuur
du:
"Al! Bu cevizleri kr, ye!"
Sen imdi elinde bir ta paras, ceviz krmaya alrsn. Cevizlerin iierini kabuklarndan ayklayp yerken, yava yava parmann
acsn unutursun ...
Alt yalarndasn, sokakta arkadalarnla ak oynuyorsun. Tatl
balayan oyun, sonunda kavgaya dnnce, arkadalarndan biri seni
itip amura drr, sen de avazn kt kadar barp alamaya ba
larsn. Anan sesini duyar duymaz, telala ve korkuyla koarak yanna
gelir, seni o halde grnce bir de o halard:
"Kpolusu ... Nedir bu halin? Her tarafn amur iinde ... "
Elinden tutar, ekitirip srkleyerek, eve sokard seni. Elbiselerini
karr avludaki su arknn iine frlatr, tulumbadan su ekerek elini
yzn buz gibi suyla ykarken de, sinirli sinirli beddualar dktrrd:
"Kan kusasn!.. Gidiin olsun, dnn olmasn! .. Gzn kr
olsun!.."
Yedi yanda, rencilik oyunun balamtr. Eline kat, kalem,
defter, alfabe tututurarak okula gnderirlee
"Git, oku, byk adam ol!"
Sen, byk adam olma oyununa balarsn. Okul dn, defteri kalemi bir tarafa frlatp, sokaa koar, topladn arkadalarnla evin damna kar, kattan yaptn eytan uurtmasn uurmaya alrsn.
Anan, dama gizlice ktn grr, aadan, avludaki mutfaktan veryansn ederdi:
"Muradna ermiyesin! .. Kokuup kurtlada dolasn! .. n oradan!
Dp gebereceksin!.."
Bir spa boyuna eritiinde, sekiz yanda demeksin. Sekiz yanda
kocaman hamur tetini srtna ykleyip seni frna ekmek piirtmeye
yollarlar. Hamuru gtrp, pimi ekmekleri getirirsin. Bu senin by-
75
dnn iaretidir.
yandaysan
ulayorsa,
aklarsn:
77
sede beni grnce, gl rengine, pembe gl kurosu rengine dnr, kilisenin avlusunda, halamn olu Zaven'i grnce de krmz domates
rengi gibi kzarrd.
Rita yalancnn biriydi. Sil va ise, mavi bir boncuk!
Bizim oralarda kzlarn da kendilerine zg oyunlar vard. Yalar
na gre oyunlar oynar, rg rer, orap yamar, hamur youror, yastk
yz veya marhama yani mendil ileyip sslerlerdi. Sekiz yandaki bir
kz, marhama ileme anda saylrd.
"Anan kurban olsun o narin ellerine, ne kadar da ssl bir marhama
ilemisin sen byle?"
Kzlar on yalannda, geceleri ellerinde ykskle uykuya dalar,
ine-iplikle kendi ryalarn rerlerdi. ine ve iplik onlarn oyun arkadayd.
78
gtrdm
tirmi,
80
bulmutu.
krmzs
geride iki
ey kald. Adlarmz.
Bizim
"Kh
81
HAO
Bizim oralarda, Diyarbakr demek istiyorum, yaz aylarnda okullar tatile girince ben daymn yanna rakla giderdim.
Daym demirciydi, ben de demirci ra. Ad Haadur'du. Ama
kimsenin yle Haadur falan dedii yoktu. Uzun uzadya Baadur demektense ksadan alr, Hao der, ii bitirirlerdi. zellikle kylerden
gelen Krtler Usta Hao derlerdi. Aslnda bizim oralarda Ermeni olanlarn adlarnn Hao, Bedo, Nono olmasnn dnda soyadlarnn hep
Hao olduu kabul edilirdi ... Ermeni yerine Hao, Ermeniler yerine
Haolar demek daha doal saylrd. Arada bir, zaman zaman Haolar
Gavurlar' a dnr, Krtler tarafndan da 'Flla' olarak adlandrlrd.
Genelde iimiz kyllerleydi. Erkenden, sabah erkenden uyanp ie
gitmek gerekiyordu. Onlar gece yarlarnda yola koyulur, gnei ehir-
X2
de
karlarlard.
lar,
d.
"Gn len oldu, sen hala ortalarda yoksun! Yo, yo sen adam olavesselam !"
Ben yine susar, utanr kzarr, doduuma doacama piman.
iimden kendi kendime sver, ondan, bu gavur olu gavurdan intikam
almaya Papaz Arsen'in ncil'i zerine yemin ederdim. Evet, hi ]arn
cirni yok, yarn ondan nce dkkana gelecek, onu kapal dkkan nnde bekleyecek, geliini srtarak izieyecek ve ona unu diyecektin:
"Usta, u anahtar ver de dkkan aalm bari. Baksana neredeyse
akam olacak! ... "
Hayr bu ii beceremiyordurn.
Her defasnda ok daha erkenden, gn domadan, sabah ezan
okunmadan, kmesteki kart horozumuz tmeden yola kyor, damck
karanlk sokaklarda aceleyle yryor, Papaz Arse'den adn duyduum tm Aziz'lerden medet umarak dua ediyor ve daymdan nce u
kahrolas demirci cehennemine nce ben varmaya alyordum ...
Olmuyordu. Daym her seferinde karmda buluyordum. Dahas
oca yakm, demirleri oktan yerletirmi olurdu. Bazen u Hao
dkkanda m uyuyor diye kukulanrdm. Sabahlar dkkana girdiim
de bana Ernenice gnaydn yani 'pariluys' diyeceine, iyi akamlar anlamnda 'parirgun' deyip bir de dalga geer, sonra eklerdi:
"Hadi ge bakalm krn arkasna da boyunu grelim!"
O zaman dokuz yalarndaydm.
Sizler hi krk ektiniz mi? Ustanz Demirci Hao deilse, benim
ektiklerimi nereden bilebilirsiniz .. !
Bodur bacak boyurula benden daha yksekteki krn koliarna
zar zor yetiiyordum. Kocanan demirci krnn ar koliarna var
gcmle aslyor, sadakini kendime doru yava yava ekerken, soldakini de ar ar itiyordum. Sonra soldakini ekerken bu kez de sa
dakini itiyordum. Saat sarkac gibi bir saa bir sola sallanp duruyordum. Saatlerce ayakta, ayn hareketi hep ayn ritimle yapmak
bktrcyd. Benim iin krk ekmek, ile ekmekten daha beterdi.
Ksa keseyim.
mazsn
R4
Daym, ustan Hao demirleri ocaa yerletirir, str, sonra da kelpetenle skca tuttuu kzgn demiri rsn stne kor, evire evire ekiler, demirle resmen savar, ama eninde sonunda ona istedii ekli
verirdi. Bylece daymla baa kamayacaklarn anlayan o ekilsiz
demir paralar nihayet pes eder, yenik der, orak, karasahan veya
mh olup karlard. Daym onlarn son eklini grnce yznde hafif
bir tebessm belirir, elindeki, daha dorusu solak olduu iin sol elindeki ekki yere brakr, iaret parman hafife bker, alnndaki birikmi terleri svazlayarak rsn stnde dayak yemekten bitkin duran uran zerine frlatrd. Bu, sava~ kazanan kumandann son iaretiydi.
Demire, elie meydan daya ekerek istedii ekli veren bu adam,
benim gibi dokuz yandaki bir bcrle, bir veletle baedemeyecek
miydi? Byle bir ey onun kitabnda yazmazd.
Ben zamanla u yargya vardm: daym bana kzdnda, beni karsnda sadece ekilsiz bir demir paras gibi gryor, bu nedenle de
kendince ncil' den sonra ikinci sraya koyduu, kutsal rsnn stne
koyup, bir gzel ekileyip, benden faydal, ie yarar bir eyler yapmak
istiyordu.
Bana gre us tam Hao balbana bir dnyayd. Yorgunluk denen
eyin ne olduunu bilmeyen bir adam ... Ayrca demirci dediin kii de
yorulur muydu? Onun gcne, kuvvetine, pazlarna ve demire meydan
okumasna hayrandm. Daymdan daha gl, daha kuvvetli birini dnemiyordum.
yi ama, benim de kendime zg bir dnyam vard. ok abuk yoruluyordum. O zaman da kr gerektii gibi ayn dzende ekemiyordum. Krn bir kolunu istemeyerek de olsa daha fazla bastryor,
bu kez de kllerin ocaktan taa tavana kadar uumasna ve gkten minik
kar taneleri gibi tepemize yamasna neden oluyordum. Daym banda
ki kasketini sinertenerek karyor, sperinden tutarak pat pat diye avuIanna vuruyor, yaan klleri saa sola biraz da o uurduktan sonra kz
gnlkla baryordu:
"Hedi
'Hedi
bkine!"
bkine!', Krte 'yava ek' demekti. Daymn Krte koise iyiye yorulmazd. Bu, benim onun yeeni olmadm,
onunsa, benim daym olmadn ve bizim sadece usta-rak ilikisi
iinde olduumuz anlamna geliyordu.
numas
85
86
"Day!!!"
87
kitap, defter, kalem, silgi alman iin ... Onlarla yazp, onlarla okuman
ve benim gibi, anan gibi cahil olmaman iin ... Ama nerede sende o
kafa? Nato kafa, nato mermer. .. Aslnda bu yaptmz kap tokrnaklaryla kaplar deil de, senin, o beyin yerine iine sarnan doldurulmu
kafan tokmaklamal. Neyse, ben yine ustam No'ya dneyim, u
iine gelmeyince sarlaan ustama ... "Ustaa!" diye nc kez bar
dmda, ustam No beni sanki ilk kez duyuyormu gibi, edrengi kapt gibi bama dikildi ve "Ne barp duruyorsun ulan, sar nuym
ben!" deyince korkudan donakaldm ve ustama aktrmadan yavaca,
ska ska biriktirdii m tm hazinemi, damla damla ve keyifle koyvermeye baladm. Yaaa ite byle yeenim ... "
Ben daymn ksa ve z cmlesini zetlerken, bir ara dalm gitmiim. Krk ekerken uyuyan ilk rak olarak demircilik tarihine geeceim anda, daymn tiz sesiyle uyandm:
"Uyumaa! Adam gibi ek u kr, yoksa imdi gelir seni ayarnn altna alrrn ... "
ekiyordum ... sa'nn armha gerilmeden nce srtnda tayp
sonra da zerinde armha gerildii kutsal ha gibi ben de sanki kr
srtmda tayordum. Ancak hangimizin daha fazla gnahkar olduunu
pek bilemiyordum, bunu pazar ayininden sonra Papaz Arsen'e sorup
renmeliydiri.
Daymn qep sarlk numarasna yattn sylersem dorusu
biraz ayp etmi olurum. Kendi raklndan edindii tecrbelerine dayanarak, benim ne zaman gerekten aresizlik iinde 'Day! .. ' diye
bardm anlar ve anszn kzgnlkla sorard:
"Yine ne var? ... Camiye mi?''
ivit mavisi kocaman kasketimin altndan 'kz kafa'n utanarak,
'He, he,' diye sallardm
Kasketimi bana dayni almt. Bir cumartesi akam paydostan
sonra dkkan kapatp gm bir liralk haftalm da cebime indirdikten sonra, evin yolunu tutmak zereyken daym seslenmiti:
"Eve gitme, d nrne!"
Daymn nne deil de arkasna taklmtm. Nereye gideceimizi
merakla bekliyordum. Aslnda dkkann dnda daymla beraber olmaya can atyordum. dnda, ustal brakp, anann kardei hakiki
daym oluyordu. Sevecen ve gleryzl ... Daym nde, ben arkada y-
88
milik cce Garabet kadard. Ama tuvaJet kaps nnde boy moy takan
yoktu. Ukurunu zp balayabiliyorsan sran bekle!
Sra bana geldiinde, kendime bir havalar veriyor, ieri girdikten
sonra da ilkiim ksrmek oluyordu. TuvaJetlerde her nedense hep ksnnek gelenei vard. Ben de buna uyuyordum. ksrerek ierdeki
kimliin spatlam oluyordum. Bazen sanki asli grevim ksrmekni gibi, bitmez tkenmez ksrklerle zamam boa harcayp asl
yapmam gereken ii uzattmda kuyrukta bekleyenierin dar kt
mda beni ho~urdanarak tersleyeceklerini anlar, aceleyle toparlanr,
alvarn ukurunu kapnn nnde balardm.
Ben korku belasna genelde camiye hep yldrm hzyla gider, im
ek hzyla dnerdim. Ancak btn gayretime, tm aceleciliine ra
men, dayn, ustan Hao, benim cami ve dkkan arasmda zrt prt
mekik dokunama kzar, geciktiin u anlaml ve veciz cmle ile ifade
ederdi:
"Ne o, yine avhanaya n dtn?"
A vhana bizim yre dilinde tuvaJet demektir. Zaten bizim oralarda bu
meret yerin o kadar ok ad var ki; avhana, abdesthane, ayak yolu, kap
arkas, tuvalet, yznumara gibi daha bir sr ad .. ; Daymn 'Avhanaya
m dtn?' sznn hemen arddan gelen ikinci cmlesi ise tek kelinelikti:
"Hadi!"
Ben 'hadi' komutuyla krn kulplarna yaprdn. Ama nce
daymn annaan olan kasketimin siperlii, krk ekerken gzlerimin
nne dmesin diye tedbirimi alr, tm krk eken meslektaiarm
gibi kasketimi ters giyer, bir de trk tuttururdum:
"Diyarbakr drt ke,
inde bill ur ie
Allah sabrlar versin
Yarinden ayrlma."
Zaman zaman daym hurda demir almak iin dkkandan ayrlr,
dkkan bana teslim ederdi. Tabii her defasnda da ay szleri tekrarlayarak:
"Gzlerini drt a!"
90
"Day,
on tane
mh sattn,
Daym uzattm
kocaman
bir lira
aldm."
gm liray alr,
cebine atar,
salarn
okard.
"Aferin! Ya~a!"
Akam sevinle eve gittiimde, kylye sattm mhlarn yksn anama babama anlatr, bir aferin de onlardan alrdm.
Yaz aylarnda, alt yl daymn, ustam Hao'nun yannda krk
ektikten sonra kalfala, sonra da ustala aama aama terfi ederken
nasl, niin ve neden olduunu anlamadan apar to par beni stanbul' a
gnderdiler.
"Git, oku, adam ol!"
imdi 'adam olmak iin' geldiim stanbul'da, Krte'yi de unuttum, krk ekmeyi de. Burada rendiim yarm yamalak ana dilim
Ernenice'yle de iki satr 'adam olan' kendimden, satr da ustam
Hao' dan sz ettim.
92
DZ N
Acem 28
Adem Baba 54
Aavni 29-31
Ali40
Allah I. 77, 90
Almas 27, 29, 31
Anadolu 36
Ani 66,67
Apo 67
Arapa 26
Aravod Luso 50
Ardcmis 67
arot 63
Arsen, Papaz (DerrJ3,
7' 8, 20-23. 26, 30,
31, 35,44-46,50,51,
60,61,66, 70,79,80
Araluys 34, 45
Astur 27
av hana 90
Ayyldz Maazas 89
Aziz Ha (Yortusu) 62
Aziz Sarkis 9, 14
Bahar Sigaras 46
Bayzar 42, 80
Bedo I I, 77. 82
Birinci Dnya Sava 28
brnoti 6, 17, 19,20
Bozo 26
Bykkullip Sigaras 46
Cahit Stk
Circis 34
c um ur 69
Da Kap
Dbnc
dk
Taranc
23
8.l
19
63
Dicle 25, 50. S I, 83
Dikran I I. 42, 45-47
Dikran. Kral 46
DikramtQcnl 46
Dikro 2, I 9. 43. 46, 47
Diran 47
Diyarbakr
9, 14, 6,
19-25,27,28, 3, 36,
37, 40, 44, 47-50, 52,
59, 65,67, 71, 73,
77,82,83,89,90
Diyarbakr Ermeni Mezarh20, 77
Dono 12
Drt Ayakl Minare
edreng 86, 88
Egil 63, 83
Eso 42,45
Eu 3
Feriky 47
Flla 70, 7 I, 82, 83
Franszca 28
habe
Hac
30, 67
12,47,91
Haadur 47, 82
Haer 45, 58
Hahatun 23-31
Hao 42, 43, 45. 47-52,
7 , 82-85, 90, 92
Halep 19,51,52
Halil brahim 32-36, 66, 80
Halo 87, 91
Hamravat Suyu 25
Hanm 15, 16,27,29,31,
33,41,43,45
Haram Su 25
Hatun 15, 16, 9, 20
Havva Ana 54
Henu 13
Heredan 50, 61
Hc n, 12-16, 8,
19,33.45
Hno 45,67
Hristiyan I 6
ngilizce 2R
sa 17. 18, 31, 44, 70, R8
Ka N azar 47
25. 62,68
kastal 34, 76
Kejo 23-28, 3
Keldani 3, 34
kesme 63
Kevo 77
K eya 42, 6, 62
keyd 47, 83
kh 73, 74. s
Kure M ama 15-2, 24-26,
48
kuhane 33
klie 9, 41,76
Krt ll. 13, \6, 23, 33,
34.39, 70,77,86
Krte 24, 27, 34, 38, 40,
71' 85.91, 92
K iirtler 7!. 82
Karacada
93
Java~ 70. 7 I
Ioga~38,39,43,44,62
MJhmut 40, 87
malez 28, 35. 36
Mano 48
Mardin Kap 83
marhana 78-80
Mcro 13
Meryem I 0- I 4, 42
Meryem Ana I 8
Mestan 39, 4, 42
Meyro 12,20
Mgo 81
Minas 22
Moc 63
Movses, Papaz 32, 36
Mu 62
N azar 45
I 3, ?X, 87,88
Nvart 45
Nvo 45
N ono 2. 46, 77, 82
Norabet 26
Nusrct I, I 2
Paa Hamant
2.R. 54
patila 63
Pn 48
Pilo 41
Rchan 10
Rzgo 10
Rita 77.78
Ro zin 5 I
S ab ro 9, 10, 9
Sago 12
Sako 12
Sam 12
Sarik 33,77
Sarki s 40
Satenik 76
94
Yahudiler li3
Yakup 13
Y eisapet 45
srink 5
stara
62
Svo 76
Sil va 73, 76-8
Siverek 6
Sopc 66, 67
Suriye 19
Surp Giragos Kilisesi I 9,
27,44,48
Surp H a (Yorusu) 62
Sryani 3
cbbot 5
eyh
No
Verto 42
Sato 76, 77
Senen 20, 33
Scrop 18
Scto 4
Skc 4, 38, 67
Sko 12, 14
Matar Camii
hi 32
i~Ii Ern~ni VIezad
uan
J6
57, SS
taht 62
Tanr L
Ulu Cami 89
Urfa Kap 83
U so 9-13, 33-35, 39. 77,86
Vaes
13,41
46
Vcriin 42, 44
Vais
Zave 78
Zazaca 49, 50, 56
Zfkar 10
znglik 68
Mgrdi Margosyan'n
kr'dan.
Yzyllardr
96
SiNEMACILARlN DKKATiNE
Nokta 105.04 1992)
Uzun sredir, oksijen adrnda yatan Trk ykcl, yurt dndan gelen bir kitapla soluk ald. Mgrd Margosyan'n 1988 Eliz Kavukuyan Edebiyat dln
kazanan yapt "Gavur Mahallesi' yle.
1938 ylnda Diyarbakr'da Harepek Mahallesi'nde (yresel deyile Gavur
Mahallesi) doan ve orta okuldan sonra istanbul'a gelen Margosyan, Marmara Gazetesi' nde tefrika ettii yklerini Trke'ye evirip kitaplatrm.
Diyarbakr'n Gavur Mahallesi'ni anlatyor yklerinde Margosyan. K(jltrel
zenginlik (Trk, Krt, Ermeni) hem anlatlanlara hem dile btn arpr.lyla yans
n bu yklerde Papaz Arsen'i, ebelik yapar Kure Mana'y, Zango Uso'yu, bir
trl erkek evlat douramayan Kejo'yu capcanl karmzda buluyoruz, tpk karen
lk bir salonda bir film izler gibi.
"G<vur Mahallesi'ni en ksa zamanda, yle drt okka bir film olarak sinemalarda da izleme dileiyle. Yerelden evrensel e almak iin olmadk taklalar atan ynetmenlerimize duyurulu.
GA VUR MAHALLESi
Varlk
nce bir durup, 'yanl m okudum acaba?' diye dnyor insan. Biraz devam
edince yanlmadn anlyor ... Hayr efendim! Buras ne bir Gney italya ky, ne
de yoksul bir ispanyol kasabas. Ancak ilk cmleden balayp, kitap bovunca pei
mizi brakmayan Hristiyan 'tradition'u da ne aryor Diyarbakr Ovas' nda ..
Biraz daha okuyunca anlyoruz bunu. Yalnz Hristiyanca riteller deil, olaa
nst etkileyici bir 'Anadolu/u' egzotizrn kaplyor ortal Bu egzotizrn, bildik Uzak
Doulu ya da Yakn Doulu egzotizmlerden deil ... Afyon ve ttn kokular, lo ve
oyuncakl mekanlarda sarmyor d dnyanz; bu egzotizrn buday kokan, yarma
kokan, yufka kokan, yan k trkleriyi e, dostluk ezgileriyle Anadolu/u btr egzotizm.
Trk edebiyatnda ky ok anlatld, ama bylesi bir etnik tamurla yorulrnu
egzotizm bunlardan hibirinde yoktu. Abartmalardan uzak, cana yakn, samimi,
otantik bir duygu dnyas yaratyor Margosyan 'Ella Kazan da Kaysenliydi, ama o
Margosyan kadar srrna vakf olamarn Anadolu'nun hem de Aradolulu'rur diye
dnmeden edemiyor insan. 'Haram sudan atladm / Mantin kuak baladiiri diyebilrnek, Margosyar kadar iyi bilebilrnek Anadolu'yu pek o kadar kolay deil diye
dnyor insan
Yaar Kemal'in ep ik Anadolu anlatrnyla, Sait Faik'in cana yakn, samimi tarz
nn bir karmn bulabilmek mmkn Margosyan'da. Aslen kendisi de edebiyat ve
felsefe retmeni olan, arcak u anda bu urasn srdrmeyer Margosyan'n,
bu tarz, byk bir itina ile oluturduunu hemen fark ediyoruz, ancak zaman
zaman kendini iyice 'aztnltk edebiyatinn snrlarna kapama arzusu da olmasa diyoruz!.. nk bu snrlara kapanma arzusu esere byk bir merak uyandrc hava
veriyorsa da neticede edebi kayglarn zaman zaman bir yana braklmas, ya da istenmeder ihmal edilmesini getiriyor Belki bunun da savunulabilir ya da faydal bir
yn olabilir, ancak yk ad altnda ilerleyen tekslerde ufak apta da olsa bir
kurgu kaygs tanmamas ve bir zamann bir kentinin olduu gibi betirnlenrnesi insanda baz noktalarn eksik kald hissini yaratyor. Bu kitab okurken, belki yllarn
derinliklerinden kopup gelen, ho duygular yaratan bir aile fotoraf na ya da aibrnne bakar gibi heyecanlandra, gz yaartan duygular yayorsunuz ama edebiyatn da tamarn bu deil kil ..
Otantk rni, etnik rni, egzotik rni, yoksa aznlk edebiyat rn, ya da aile fotoraf
m Ne dersek diyelim, Gavur Mahallesi ok zamandr kendimizi kaptrp okumaya
brakabiirnek iin aradqrnz, edebiyat mayas tayan kitaplardan biri.
"Kt gnyd. Kar, Diyarbaktr'tn daractk kelerim; sokakla mJ/ iyice rtm, her tarafta beyaz derebeyliini srdryordu. Kar, Aziz Sarkis'in beyaz sakalt gibi yol boyunca uzamyor, sonra kilisenin avlusundan merdivenleri ttrmanarak ykseklikteki
an kulesinin tepesindeki ehri kutsayan hat kucaklaytp pyordu."
Sevgili Mgrdi Margosyan Hoca, kitabndan; "Gavur Mahal!esi'nden, ilk yknn giriinden arakladm bu satrlar. Kentin kn anlatarak girmisin kitabna.
Nedense Diyarbakr deyince aklma hep Mgrdi Usta'nn kitab gelir. Belki de
Diyarbakr' en iyi o anlatt iindir. Giderken oraya aklmn bir kesinde Papaz
Arsen, Kure Mama, Zango Usa ve Kejo vard. Ve Aziz Ha Yortusu ve Hanepek
ve Pazar Ayini ve Dicle Nehri ve Hamravat Suyu ve Urfa Kaps .
Onlara seranat yazmsn Usta! Onlarn gidiine ... Papaz Arser ve Zango
Usa'nun yklenip denklerini Diyarbakr'dan gne. Nelerini almlard yanna gerken Gavur Mahallesi'nden Sevgili Mgrdi Usta7 Ha?
99
ve nenesi Senem.
Artskankne;j
NDEKLER
nsz ............................................................................... 7
Gavur Mahallesi ............................................................... 9
Ku re M ama .................................................................... 15
Gvercin ......................................................................... 21
ili'de Yamur .............................................................. 32
N azar, Hao ve
Tunas 'n Kz
Dierleri
.................................. 45
................................................................ 53
Bizler .............................................................................. 59
Ekmek, Ekmek, Ekmek .................................................. 65
Kh
Silva ........................................................................ 73
Hao ............................................................................... 82
Dizin ............................................................................... 93
Basnda
Fotoraflar. ...................................................................
100
MIGIRDi MARGOSYAN
"AIIahu ekber, Allahu ekber!. ."
"Ding-dong, ding-dong!. ."
"AIIahu!.."
"Ding!.."
"Ekber!.."
"Dong!.."
Mezzin Nusret, souktan domates krmzsna dnm
koca burnuyla minareden indiinde, Uso hala, ksack
boyu, toparlak vcuduyla tarihi ann ipine inatla aslp
duruyor, mezzinin pes edip minareden iniine iten ie
seviniyordu. an sesleri dalga dalga ta uzaklara, en
uzaklara yaylyor , tm Ermenilerin souktan kzarm
kulak memelerine soru olup taklyordu.
"Hayrola Kirve Bedo; bu saatte bu an sesleri niye?"
IS BN 975-726 5 -00 -4
.utmuu~