Professional Documents
Culture Documents
MAx HORKHEIMER
("Akıl Tutulması"ndan)
İ Ç İ N D E 1\. İ L E -R
2
STIGMA
3
nyla "akıl hastalıklan"nın çoğu
sız"laşma çabalarını; kendisinin lır. Diğer bir psikolojik tuzak ta genel bir kültürel-toplumsal bi
de bir zaman giriştiği bir çabayı sömürgeci psikolojinin, özellikle linç durumuna götürür. Henüz
sorgular. Bu çabasının sonucun- de "karmaşalar"ın kabullenilme- özgürleşmemiş bir çağdaki tarih
5
süreci, başkalannca denetlenen şidir. Bu görüş çok basit gibi gö mddeki emperyalizm olgusunu
bir dünyada kendi aşağılığımızın rünebilir ve gerçekten sakıncaları gözden saklayan kodlanmış bir
ve güçsüzlüğümüzün her alanda da vardır. Cezayirliler Fransızlan psikolojiye dönüşmüştü.
bilinçsizce kabullenilmesine yol kovdular ama gerçek bir devrime Sömürgeleştirilenler sırtlanndaki
açar. Fanon da Reich gibi, insan erişemediler; bir yandan sosyalist emperyalist baskının bütünlüğü
lan sakatlayan, özgürlük mücade güçler ulusal burjuvazi tarafindan sayesinde kendi bütünlüklerini
lesinden alıkoyan ailevi ve cinsel püskürtüldü, öte yandan tam bir keşfettiler: "Yerliler gerçekliği
baskıdan sözeder. Bilincin derin kültürel özgürlük elde edilemedi. keşfeder ve onu kendi töre kalıp
lerine yerleşmiş bu tür yönlere Fanon 'u Fransızlara karşı salt larına, şiddet pratiklerine ve öz
karşı savaşmak, genellikle psiki politik bir devrimden daha fazlası gürlük tasanianna dönüştürür-
yatristlerin ilgilendiği "akut" ilgilendiriyordu.
duygusal bunalımlada savaşmak Kültürel özgürlü
tan daha zordur. Fanon da ğün, devrimci ayak Artti' trl,çt psil,olojiyle trl,çt
"akut" hastalara yardımcı olabi lanmanın bir parçast fiddet arastnda bir ayrtm
lirdi ama"iyileşen hastaların dış olduğunu görüyor yoktur. Psil,olojinin bütün bir
koşullan bu hastalıklı düşünceleri du. Bu ayaklanma,
sömürü sisteminin bir parçast
sürdürüp beslediği için" bunun babanın ev halkı
olduğu artti( l,e,fedilmiftir.
çare olmadığı kanısındaydı. Yani üzerinde egemenli
aynı baskı dünyasına geri dön ğini sürdürdüğü, ge Şimdi onun yerini yeni bir
rnek başlangıçtaki sorunlan mut leneksel Cezayir ata psil,olojinin almast gerel,lidir:
laka alevlendirir, bu nedenle Fa erkil yapısını kırmayı özgürlüğün psil,olojisi.
non değişikliğin aracı olarak dev da içeriyordu. Genç
rimi görmektedir. Sömürgeleşti ler devrimci güçlerin
riimiş insan şiddet içinde ve şid içindeyken ana-baba otoritesini ler"*. Artık ırkçı psikolojiyle ırkçı
det aracılığıyla özgürlüğünü bu kabullenemiyor; kadınlar köleli şiddet arasında bir ayrım yoktur.
lur. Fanon'un Aime Cesaire'in ğe yaklaşan bir uşaklık rolünü Psikolojinin bütün bir sömürü
Les Arnı es Miraculeuses (Mucize reddediyordu. Devrimci durum sisteminin bir parçası olduğu ar
Silahlar)'ından yaptığı alıntıda, dolaysız bir zorunlulukla cinsiyet tık keşfedilmiştir. Şimdi onun ye
köle efendisine vurduktan sonra rolleri ve aile otoritesinde çeşitli rini yeni bir psikolojinin alması
şöyle der: "Vurdum, kan aktı:işte değişiklikler yarattı. Fanon bütün gereklidir: özgürlüğün psikoloji
bugün anımsadığım tek vaftiz bunların ve kültürel özgürlüğün sı.
olayı bu".* öteki boyutlarının süreceğini Fanon psikolojiyle politik müca
Bu devrimci şiddetin boşaltı umuyordu am.a ulusal burjuvazi deleyi en yetkin bir şekilde birleş
cı(katartik) bir etkisi var mıdır? nin denetleme tutkusu bu süreci tiren kişi olarak ayaktadır hala.
Şiddetin ulusal kurtuluş mücade sona erdirdi. Bu bireşim yapay değil; insan.
lesininin esasını temsil eonesi, sö Fanon, Cezayir devriminin bü praksisinin bu iki yönünün birli
mürgeleştirilene ilk kez kendi ya tünlüğünü daha çok anladıkça, ğini kavrayan, diyalektik bir bire
şamı üzerinde iktidar sağlaması devrimci psikoloji tanımını daha şimdir. Psikol9jinin nasıl politik
anlamında, evet. Bu ne bir Fran da çok açıklığa kavuşturdu. mücadeleden doğduğunu (ve
sızın öldürülmesinin Cezayiriileri Onun, sömürge egemenliğinin tersini) Fanon'un yazılan aracılı
bütün sorunlanndan kurtardığı bütünselliği hakkındaki marksist ğıyla anlamak olasıdır. O, kapita
anlamına gelir ne de Ulusal Kur anlayışından bakınca, Avrupalıla lizmin insan yaşamında yol açtığı
tuluş Cephesi'nin (FLN) zaferi rın Afrikaltiara yakıştırdığı psiko karmaşıklığı aniayacak bir yön
nin, bütün duygusal sorunların lojinin nasıl bu egemenliğin öteki tem de sunar. Ve doğal olarak,
çözümü olduğunu gösterir. Fa yönü olduğunu kavraması akla devrimi niçin yaptığımızı anlama
non sadece duygusal sorunlann uygundu. Fransızlar, Cezayiriile mızı sağlar.
ya da"akıl hastalığı"nın (adına re kendilerininkiyle aynı psikolo
ne denirse densin ), başka bir top jiyi uyguladıklarını iddia etmedi Ph il Brown' dan Türkçeleştiren
lum bağlamında bütünüyle dü ler. Fransız ırkçılığının tamamı Hakan Atalay
zeltilemeyeceğini söyleyen ilk ki- (politik,cinsel,ekonomik) sırf te-
6
Adamlar aras1nda adam1n biri
Adı iskender
Merakla dönmüs 1
Ne arad1ğ1n1 sormuş
F E N E Ri
7
Onat 1\utlar'la
S ine ma
••
Uzerine
"Günümüzde
artık
Modem psikiyatri .size neyi çağnş dığımız A dergisine çeviriler yapan çok
tınyor?
psikiyatrinin değerli bir arkadaşımız vardı. Mühendis
oldu şimdi. O birgün bana şunu söyle
bilgi alanına
Psikiyatri benim için herşeyden önce mişti: Kendimde keşfettiğim bütün in
gıren
.
çağırmza damgasını vurmuş büyük bilim celikli düşünce ve farklı duygulann psiki
adamlaoyla çağnşım yapıyor.Başta Fre yatri de bir hastalık adı var. Bu da bu a
ud. Onun dışında sanatçı olarale yani si herşey, kendisini lanın ne kadar belirsizliklerle dolu oldu
nemayla uğraşan biri olarak, yüzyılımı ğu nu gösteriyor. Bu konuda kendimi a
zın başından itibaren, dünya savaşından sağlıklı gören matör uzman sayabileceğim bir bilgi bi
sonra dünya sanatında , bilinçaltinn çok rikimine sahip değilim. Birincisi gerçek
çarpıcı bir biçimde ortaya çıkışıyla , tabi insanların ilgi ten bir uzmanlık alanı. kolay bir iş değil
ki beni ilgilendiriyor. Sürrealistler, on ve hele hele geçen yan yüzyıl içinde elde
dan sonra gelen çok çeşitli ressam, yazar, alanının dışında edilen bilgiler göze alındığında zaten
sinemacı kuşakların, Bunuel, Picasso, buna imkan yok. İkincisi de açıkçası, be
Breton gibi; ondan önce yüzyılımızın sayılamaz" nim bu konu da çok spesifik tanımlar
başında Dostoyevski olmak üzere daha yapmaya gönlüm el vermiyor. Küçük bir
sonra ki yıllarda insan zihninin karanlık herşey kendisini sağlıklı gören insaniann anektot, kişiliğiyle çok ilgilendiğim hatta
bölgelerine ışık tutmaya çalışan büyük ilgi alanının dışında sayılamaz. Burada üzerine bir yazı yazmayı düşündüğüm
yazariann dünyasıyla tabii ki bize yalcla bir sınır bulanıklılığının olduğu çok a bir yüzyıl başı figürü var: Lou Andreas
şıyor. çıktır. Benim bu konuda üniversite yılla Salome. Rus asıllı bir kadın. Sonra Avru
Bu açıdan diyebilirim ki günümüzde nmda çok hoş bir amın oldu. O zaman paya gelmiş. Güzel bir kadın. İyi bir eği
artık psikiyatrinin bilgi alanına giren aynı yurtta kalan arkadaşianınızla çıkar- tim görmüş. Sonra Nietzsche'nin sevgi-
lisi olmuş. Daha sonra Rilke'nin sevgilisi bir şeydir. Ama çirkin bir kadına ne kadar larının adeta aynı tavır içinde gelişmiş ve
olmuş ve sonra da uzun yıllar Freud'un a çirkinsiniz demek doğrudur ama herhalde ortaya konmuş olduğunu görüyoruz. Yani
sistanlığıru yapmış. densizliktir. geçmişin şeyhleri yerini çağdaş birtakım
Ayrıca Dolayısıyla , akıllı yada sağlıklı in önderiere bırakıyor. Geçmişin emirinin ya
h e m sanla sağlıksız insan arasındaki da padişahırun yerini günün cumhurbaşka
sırur da bence bir ölçü· so nı yada başbakanı kolaylıkla alabiliyor. Ni
runudur. Burdaki ölçü tekim toplumumuzda ki tek bir lider imajı
de zamanla değişiyor. nın hep ağır basışının altında bu yatıyor.
Bundan iki yüzyıl Biraz düşünürseniz pekala cumhurbaşkanı
önce derhal deli nın bir padişah gibi karşılandığını yada De
diye tırnarhane mirel'de baba imajının bu kadar baskın bi
"Eğer bir yazar, şair, sinemacı kendi ye yatırılacakla çimde görülüşünün bu geçmiş dönemle
içinde bir zenginlik bulzıyorsa ve rı bugün b i z çok yakından ilgili olduğunu anlayabiliriz.
dahi diye başı Toplum babanın, padişahın yada emirin
bunları bir sanat ylıpı,tnıa döniiştiirerek
mızda taşıya gösterdiğine inanmaya hazır bir toplum.
kendi yaşanıını ve başkalarının biliyoruz. Bu da tabi otokrat yapının ağırlığının de
Normal sözü- mokrasiye , demokrasiye alışkanlığın , sivil
ylışanunı zenginleştirebiliyorsa bu
nün kökeninde bir toplum yaratışın çok zor olduğunu
duı·umda o insanın "acaba bende biı· normlarla uygun göstermiştir.
luk olduğu düşü- Bütün bunlardan sonra baskının çok.
ı·ahatsızlık mı.var?'' diyerek
. . . . ağır olduğunu söylemek isterim. Baskının
psikiyatriste gitmesi yanlıştır. " yin normal neyin a çok ağır olduğu ortamlarda tabi ki ruhsal
normal olduğunu kestir- başkaldırılar ciddi oluyor ve bu nedenle de
.
. . • • • • toplumumuzda ruh sağlığı yönünden ger
Şurası muhakkak ki insan çekten doğrudan doğruya kendilerine bağ
u d' la aklının kendi içinde bir denge oluş lı olmayan genetik veya başka nedenlerden
hem de psika- turduğu zamanlar ve o dengeyi kaybettiği ötürü de insanların akıl dengelerinin çokça
nalizle ilgili kitaplan var. Salome Rilke ile zamanlar yeni bir dengenin de oluşması bozulduğunu görüyoruz.
ilişki kurduktan kısa bir süre sonra Rilke'ye mümkün, oluşamaması da mümkün. Şizof Türk toplumunun farklı toplumsal
psikanaliz yapmaya başlamış. Mektupların reniden sözedilirken hep dağılrriış bir zi yapılanmasından söz ediyorsunuz Sizce
dan öğrendiğimize göre Rilke'ye artık sana hinden, bir kopuştan sözedilir. Gerçekten Türk psikiyatlan ile batılı psikiyatrlar a
psikanaliz yapmaktan vaz. g eçtim diyor. eğer dış dünya ile radikal bir kopuş meyda- rasında ne gibi farklar olmalı?
"Çünkü artık eskisi kadar iyi şiir yazamı- na gelmişse bunun da pekala normal olabi-
yorsun" Bu da ilginçtir, zihnin bu anlam leceğini söylemek mümkün değildir. Psiki Evet çok önemli bir nokta. Ereğin üst
da ütülenmesi, temizlenmesinin de herhal yatrlann, doktorlann ve bu konuda düşü ölçüde kutsallaştırıldığı toplumlarda , bil
de bir şairin şair belleği imajinasyonu için nenlerin üzerinde çok tartıştıkları birtakım diğiniz gibi bireyin kendi içinde çatışması
çok iyi olduğu söylenemez. sınırlar söz konusudur. Bunları mutlak ola söz konusudur ve bu yüzden de bireyin iç
Sizin için bu anlamda psikiyatrik a rak almamak gelişen bilgilerle yerlerini sü dünyasında çatışmalar vardır. Kötülükle i
çıdan belirgin nonnallik- anormallik ay rekli değiştirmek gerekir. Türkiye gibi bir yilik diyelim kendi içindedir. Bu aynı za
runı var mı? toplumda, haskılann çok ağır olduğunu u manda tabii ki hıristiyan düşüncesiyle de
İnsan karakteri ve insan toplumsallığı nutmamak lazım. Çünkü Türkiye otokrat yakından bağlantılıdır. Bir defa insanın
hatta etiği konusunda geçeri yıllarla birlik bir yapıya sahip. Baskılar sert acımasız. Bi dünyaya düştüğü farz edilir. Yani cennet
te edindiğim bir kanı var. "Herşeyin bir öl reyin teşekkülü özellikle bir rönesans yani ten düşüş . Şeytanla melek her an savaş i
çüsü olmalı " diye düşünüyorum. Bir yere aydınlanma yaşamadığımız için geçmişten çindedir bireyin içinde.
kadar radikal olmak iyidir bazı konularda . kalan dogmatik düşüncelerk şekillenmiş. Profesör Şerif Mardin'in çok önemli
Ama radikalizmi mutlaklaştırdığınız zaman Hatta öyle ki, laik bir toplum olmaya baş bir saptaması var ; bizim insanlarımıza gö
_
yararlı olinaktan çıkar ve sonuç elde ede ladığımız bir dönemden bu yana bile eski re şeytan dışardadır, insan iyidir. Yani kötü
meyebilirsiniz. İnsanın dürüst olması iyi dini dogmalann yerine başka inanç kaynak- birşey yaptığı zaman dışardan gelen bir et-
kiyle yapnğını düşünür. İnsarumızın bu ça yen doğrudan bilginin bilgisi olan kitaplar
tışma konusunda batılı insandan farklı olu da, birtakım anlayışlar da var. Başta &o ya
şunun bence psikiyatrlara sağladığı ciddi bir
"Bundan da bizde Orhan Pamuk gibi. Bana göre ise
yarar var. Çünkü sonuçta akıl sağlığının bo daha orijinal olan, daima yaşamdan hareket
zulmasında bu iç çatışma söz konusu. Ayn önce de sözüm edendir. Bir de örneğin Dostoyevski de
ca bizim çağdaş romarumıza baktığuruzda, ruhsal çözümleme yapmıyor ama onun e
ilginç birşeyle karşılaşıyoruz, genellikle ger ona serlerinden sayısız psikolog sayısız şey çıka
çekçi romanlar yazıldığını görüyoruz. Bu nyorlar.
nun tek nedeni Köy Enstitüleri değil bence psil{olojil{ Demek ki yaşatılan dünya ile gerçek
, bizim insarumızın gerçekçi olduğunu dü dünya aslında birbiri için düşünülm �ş şey
şünmekte mümkün. Bunu anlamak için derinlil{ler ler sarıki. Birde bütün herşeyi açmaya çaba
herhalde İran'a bakmak yeterli. Bu ülkenin lamak ta çok yararlı olmayabilir, o güzelliği
yazarlannın eserlerinde müthiş bir fantastik
taşıdığı söylenen zedeleyebilir. Bunun böyle olduğunun bi
yapı hakim. Bizim insanımız ise toprakla lincinde olmak b�ka şey herhalde. Bunuel
çok yakındır.
filmler oldu ama bu anlattıklannın arkasında zaman zaman
Psikiyatri kurumunun sizce "nor
açıl{çası daha çol{
dengesizlikler, baskılar, şiddet, cinayet is
malleştirici bir işlevi var mı? tekleri , büyük çökiintüler, cinsel saldırgan
psikiyatriste başvuranlann kabahati ?Yani e henzeme isteği da belirtiyor. Ama bunları bilimin. otopsi
ğer bir yazar , şair ,sinemacı kendi içinde masasına yarırmak istemiyor.
bir zenginlik buluyarsa ve bunlan bir sanat göze çarpıyordu. Türk sinemasında psikolojiyi sine
başkalannın yaşamını zenginleştirebiliyorsa Daha içtenlil{le Tek bir isim söyleyebilirim: Ömer Ka
bu durumda o insarun "acaba bende bir ra-. vur. Bundan önce de sözüm ona psikolojik
hatsızlık mı var?" diyerek bir psikiyatriste l{endi ruhsal derinlikler taşıdığı söylenen filmler oldu a
gitmesi yanlıştır. Bunu artık Amerikalılar ma açıkçası daha çok başkalarına benzeme
kafeteryaya gitmek gibi düşünüyorlar. Ben dünyasını isteği göze çarpıyordu. Daha içtenlikle
ce burada bir yanlışlık var, ama bu yanlışlık kendi ruhsal dünyasım yansıtmayı seçen tek
kurumda değil, bu yanlışlık o toplumda bu
yansıtmayı seçen yönetmen Ömer Kavur. Gerçekten iletişim
tür olayiann abartılmasından, olmazsa ol
tel{ yönetmen, sizlik, korku, yaşam-ölüm ikilemi , cinsellik
maz denmesinden kaynaklanıyor. Bu yüz ve onunla ilgili korkular gibi temaların çok
Ömer l(avur.
den bana kalırsa sanatçılar bu tür şeylere 11 yetkin ve tutarlı bir biçimde perdeye yansı
başvurmamalılar, eğer yaşamsal önemi yok dığı tek yönetmen o. Zengin bir ruhsal
sa tabi. Eğer akıllılarsa psikiyatrlannda bu dünyası olan biri .
gibi durumların zaten genelleşmiş olduğu Passolini filmleri hakkında birkaç
ütülemek için uğraşınamaları lazım. Psikiyatri ile çok yakın ilişkileri olan bir
Sinemayla ilgili bir soru. Gerçeküs ının kendisi gibi bir analiz olmayan ama o yönetmen. Çok zor bir yönetmen. Çok da
tücüler, örneğin Bunuel'in kendisinin nun gibi bir başka dünya yaratırız. Şimdi zor bir yaşam çizgisi var. Babasıyla çok cid
tüm kurumlara karşı bir kişiliği olduğu bu dünya gerçek dünyadan yola çıkmıştır. di bir çekişınesi var, anneyle çok temel ödi
halde, ki buna psikiyatri de dahil , film Yaşam çok zengin ama tıpkı onun gibi bir pal meseleleri var. Çok zengin bir kişilik, a
leri birçok farklı kişiler tarafından farklı yaşam tablosu yaratıyoruz. Onun içindeki deta nasıl psikiyatri zaman zaman zihnin
farklı yorwİılanıyor. Buradaki ikiliği na unsurlann şu yada bu şekilde yorumlanma ka nalizasyonlarına dalıyorsa da,
sıl açıklayabiliriz sizce? sı doğrudan doğruya bizim işimiz değil di Passelini'nin dünyasında hem zihnin hem
Ben Bunuel'in bu tavrını seviyorum. ye düşünüyorum. Bu kişisel bir bakış açısı. de toplumun kanalizasyonlarına açılan bir
Nedeni şu: Biz sanatçılar aslında tıpkı yaşa- Hatta günümüzde yaşamdan hareket etme- sinema.
Hazırlayan: YAGMUR TAYLAN
ütün Zarariısı
·
Ben bir kentsoyluyum ve tütünle ceğine hiç inanamam. Bilmek istedi kentlere göçtüğü son 3 yüzyılda si
özel bir bağım var. O'nu puro, pipo, ğimi de sanmam. Sigarasız bir dün garanın icad, imal ve ilah kılınması
sarma değil ama pratik yaşamaya yanın da insana neler verebildiği tar da o kadar çağdaştır. yirmilik paket
herşeyden çok şartlandınldığımı ka tışmasını okuyucuya bırakarak, du ler herşeyiyle kentlerindir, kendinin
bullendiğimden beri yirmilik paket manımın benimle atmosfer arasında dir. Duraklarda beklersiniz, ıslanırsı
lerde ve bedelini ödediğiniz zaman ki o çok özel yokuluğunu seçerim. nız, yalnızsınızdır, kahkahalarla güler
hemen heryerde kolaylıkla karşınıza Kadıniann sokakta sigara İçıneyişi ve her sabah erkenden işe gidersiniz.
çıkan versiyonu ile tercih ediyorum. kadar aynıncı olunabilen bir kültür Eğer tiryakiyseniz, sizi sizinle payla
Bu yönüyle en az fast-food, toplu ta de dumanlı özgürlüğün ne gibi bir şahilecek en sadık kentlidir. Uzanın
şımaolık ve polis kadar kentli sayıyo şey olduğunu konuşmak ancak kişi işte hep oradadır.
rum tütünü. Ve soranlara ihtiyacım sellik olabilir. California tütünü ithal Ben sigarasız kalmaktan hoşlan
olduğunu hissettiğim an başladım edilmesi, buna bilmem ne kadar dö mam, hep stoğum olmalı. Elime ge
diyorum. Sigaraya ancak böyle başla viz harcanıyor olması, tarımsal po- çen ilk paketi hızla açanm, bir tane
nır. sigara çıkarır, vefakar
Karnım açken, yemekten
l(argansam, yalnazsam, dostlarla dostuma ödenmesi ge
sonra, sıkıntılıysam, yorgun rekli bir borcu alevle
sam, mutluysam içerim siga birlillteysem, ihanete uğradaysam tutuştururum. Paketi
rayı. Kırgınsam, yalnızsam, hep benle olsun isterim. En çoll elimin altına yerleştirir
dostlada birlikteysem, ihane
da sabahlara ·giine baflamadan ve dünyaya öyle dala
te uğradıysam hep benle ol . .
isterim. Yanan· alevin· sigaranan
nm. Ne kadar sevdiği
sun isterim. En çok da sabah mi söylemez bana, na
lan güne başlamadan isterim. ucuyla IIU,Iulmllsa, ciğerlerime sıl çaresiz olduğumu
ı ı
bulutlaF
Ne diye bu alem
Bu cümbüş. Bu utlar
Geliyor gönlüme
lnsan1 yaşatan,
Ne şu var ne de bu,
(R.G.Ö.J
12
Hacılar. hocalar. muskalar ve üfürük gin kendinden çok hekime güvenmek) olması gerektigini kendisine anlatılmadıGı i
çüler sadece ilgili profesyonelleri degi l Terapistin kendisi halen en önemli te çin bilemez.
h erkesin tepkisin i çekiyor günü m üzde. davi edici ajan olma özelli�ini sürdürmek Günümüzde ilaçların etkinligi placebo
Yeni bir olgu olmamakla birlikte, ısıtıldıkça tedir: özellikle ülkemizde sözlerin ve dav ile karşiiaştırmaiı çalışmalarda saptanmak
gündemi sahipleniyor. üzüyor. tartıştınyor ranışiann gücü insanların üstünde halen tadır: Placebo, amaca yönelik bir etken
ancak süregen bir egri izlemeye de de egemendir .Birçok hekimin kendini koru madde içermedigi halde iyilik saglaması
vam ediyor. Bilimden de, hekimlikten de, mak için yarattıgı narsisizm , hastaya tDir yönünden muskaya benzer. Dolayısı ile
hatta fahişelikten de eski bir meslek bul büyüsel güç olarak yansır ve ilişkide belir mevcut ilaçlar muskaya göre daha etkin
Hayvanların büyücüsü oldugunu hiç duy leyici olmaya başlar. Yazılan reçetenin o- ve daha üstün bulunduklan için kullanım
madıgımıza göre, sadece insana özgü, in dadırlar.
sana bagımll bir yöntem. ister realizm, Psikoterapinin de placebodan farkı o
Muskaya çok kızabilirsiniz. Ama dik lup ol mad ı gı tartışılagelmiştir: Hatta Fenic
kat l Kokusundan yanına varamadı�ınız
ister hel ·Hac ziyaretlerinin veya katalik günah
muska niyeti ile yapılmış o garip suyu in rasyonalizm, çıkarmanın iyileştirici gücü hala orta dü
sanlar nasıl içiyorlar diye merak ederken , zeyde b\r psikoterapistinkinden çok daha
umutsuz, çaresiz bir gününüzde, şifa ni isterseniz fazladı( demektedir. Tanrtlaşan veya tanrı
yetine siz de onu içebilirsiniz. ıster rea bilumum taştınlan psikoterapistin sagtayacagı yarar
lizm. ister rasyonalizm, isterseniz bilumum muskanın getirdigiyarar kadardır. Çünkü
materyalizm külliyatını yutmuş olun , hiç materyalizm o da muska gibi ·ıtaatkarlıgının karşılıgın
farketmez. Birgün denize düşünce siz de
kiilliyatını da iyileşme • vaa d etmektedir. O zaman
muskaya sanlırsınz ve belki de rahatlar. buna ancak bilimsel muskaterapi denebi
gevşersiniz.Bu ilkel ve büyüsel olgu kişiler yutmuf olun, hiç lir.
arası hiçbir farklılık göstermedigi gibi . te
farketmez. Bir gün Hekime ve uyguladıgı yönteme olan
melde kültürler arası farklılıklar da göster uzaklık, ilişkinin büyüsel komponentini artı
mez. Kimi zaman agaca bez baglamak. denize diisünce siz
•
racaktır: Muskadan farklı ve ilkel gizemden
kimi zaman kilisede günah çıkarmak ola etkilenmeyecek bir tedavi ilişkisi ise aynı di
rak çıkar karşımıza. Ve artık sadece bir
de muskaya li konuşan, anlaşabilen ve kişiler ve yön
muska. degil, muskaterapidir. Muska te sarılırsınız... temler aracılıgı ile olabilir.
melde kültürel farklılıklardan etkilenmez. ·su adam psikoterapiden faydalan
Her kültür9e vardır. Ancak uygulamada kunmaz olması. anlaşılmazııgı. hekim dili maz·. ·su adam ile nasıl psikoterapotik iliş
farklılıklar su yüzüne çıkmaktadır: örnegin nin halkın anlayışından uzak olması veya ki kuranz· söylemi başvuranın degil, halka
Tokat'lı Recep efendi ·günah çıkarma· se gidilen hekimin adının degişikligi (Yabancı ·ıs!ah eçiilecek yerliler" gözu ile bakan uz
ansından hiç etkilenmeyecektir: Yani ku veya azınlık olması) ve tabelasında yeralan manın sorunudur. Yabancılaşmanın, hazır
ramda evrensel, uygulamada yöreseldir. garip ve bilimsel(lj isimlerin çoklugu, tedavi yiyiciligin, pratikte özgünleşememenin so
Olgu, kişinin inkar ve yansıtma meka ye gizemsel bir güç katar. Ilacın hekim öne nucudur: Halen ruh saglıgı hekimi olarak
nizmalarını kullanarak. varlıgını dışarda al risi ile günlük bölünmüş dozlarda alımı ve i degi1. saykiyatrist veya saykolojist olarak
gılamak ve dışarıdan. doga ötesi güçler çerken yaşanan tör ensellik aslinda bir tur
.
yaşayanların çelişkisidir
den kendi sorunlarına çare aramak v� kombine tedavi yöntemidir. 1 Farmakotera
beklemek olarak açıklanmaktadır. (Örne- pi + Muskaterapi). Çünkü kişi neden b�e KULTEGIN ÖGEL
13
VE ANTiPSil(iYATRi
1968, Fransa'da psikiyatri ve için Lacan'ın en önemli katkısı, çiçe geçmişti ki, hangisinin nere
antipsikiyatri için bir dönüm bilinçdışı ve onun yasalarının sis de bittiği, diğerinin nerede başla
noktasıdır demek yanlış olmaz. tematik keşfi olan psikanaliz bili dığının söylemek güçtür.
Bir yandan psikanalizin yıldızı minde, temel nesne olarak bilinç Lacan, Ecrits (Yazılar) 'da
parlarken diğer yandan da eleşti dışının özgüllüğü ve indirgene "insan varlığı deliliğe gönderim
rel psikiyatri altın çağını yaşama mezliği konusunda diretmesiydi. de bulunmaksızın anlaşılamaz,
ya başlamıştı . Fransız psikanalizi Lacan'ın çalışmalan antipsikiyat insan özgürlüğünün sının olarak
özellilde Lacan'cı akım, psikiyatri rik hareketi derinden etkiledi. deliliği içinde taşımaksızın insan
ile değil politikayla evliycli. Bu Hareketin romantik olamaz" der. Deliliği "aşağılık",
nedenle Lacan psikiyatri ku kanadı, L<Jcan gi " mantık yoksuniuğu " olarak al
rumu tarafindan son yıllara bi, tırnarhane gılayan geleneksel psikiyatrik teo
dek pek dikkate alınma- Lacan asla de filizlenen riler Lacan'ın çalışmalannda yıkı
mıştı. Düşünce dünya- delilite özür delinin dili lır. Lacan okulu Freud'a dönüş
sına etkileri ise çok aramaz. Onun ile ilgile- bağlamında, psikanalizi normal
çarpıcıydı. Althusser, i�in köt ü olan niyordu . leştirici psikiyatrik değerlerden
Foucault, Deleuze, "Özne temizler. Bu dönüş, Lacan için,
normalliğe bir
Guattari gibi düşü nin ger bilinçdışı bilimi olarak psikanalizi
karfll yada bir
nürler için yeni u çekliği ele almaktır. Amaç gerçeklik dü
. ayr1callk veya
fuklar açan bu yapı "ne ta zeyinin (öznenin gerçekliği) far
salcı psikanalist, De mutlak iyilik nık ola kına varmaktır. Bu, toplumsal
leuze ve Guattari ta değildir. Delilik rak or- normların kabulu ile asla karıştı
rafından "fikirlerine basit�e bir taya ko- rılamayacak bir uyanıştır. Lacan,
karşı çıkmaya değer iletilim tarz• nan deli sosyal problemierin psikiyatrik
bulduklan tek psikana lik üzerine problemler gibi maskelenmesine
veya isiekierin
list" olarak tanımlanır Lacan'cı çok kızar ve "tedavi" ,"iyileşme''
ifade tarz1d1r.
ken, Althusser, klasik Po söylem ile gibi kavrarnlara meydan okur.
litzeryen eleştiriyi Lacan için Fransız antipsi Psikanalizi iyileşme ve uyum
geçersiz buluyordu. Althusser kiyatrisi öylesine i- merkezli medikal ve psikiyatrik
14
Onun assosiyatif,
Lacan as kavram lanmızdan uzaktır, i m ge
1iirsel tarza yalnazca
la deliliğe özür seldir. Bebek çevresi ndeki i nsan
okuyucuyu 10k etmek ya da aramaz. Onun için şekillerinden etki lenir ve aynada
yava,latarak daha iyi okumaya kötü olan normal liğe ki görüntüsü im işçesine özdeşim
bir karşıt yada bir ayrıca ku rar. Kişi kendini i l k olarak bir
ağlamak değil çok daha önemli bir
lık veya mutlak iyilik değil - diğerinde, anne veya ayna, görür.
amac• hedefler: Kendiliğe değin dir. Delilik basitçe b i r iletişim Kendiliği n ilk özdeşimi "ben" i
tüm sağduyu kavramlarana tarzı veya isteklerio ifade tarzıdır. tanıma eylemi olmak yerine, da
Psikotik, toplumun ve dilin dü ha sonraki benlik oluştu rm a ça
temelden sarsmak!
zenine, sembolik boyuta girmeyi baları nı yabancılaşmayla tehdit e
reddettiği için, onun iletişimleri den bir "yan lış tan ıma"dır. Ben
den ayıran ni ç özmek daha güçtür. Sembo daima bir başkası na benzer.
Lacan onu lik boyuta geçtiğimizde, anlam Ayna özdeşimi, egonun varo
bir "bilgi araştJr Iandı rma ( signification ) yasasına l u şunu sosyal bel irl enın eden de
ma süreci " olarak uymak zorunluluğu doğar. İşte önce kurgusal bir doğrultuya yö
sunar. Karlyerinin he Lacan'ın " bil inçdışı bir dil gi bi neltir1 birey yalnız başı na bu
men tamamını, 1 9 8 1 ' de yapılaşmıştır" sözüyle demek is yönden ayrı lamaz. Kendilik yan
ölene dek, uyumcu ve bürok tediği tam da budur. İnsan "mer lış tanımalar üzerine kuru l u bir i
ratize olduğu için Amerikan Psi kezsizleştirilm iştir" ( decentered ) . ç e al ımlar zinciri i l e şeki l l endiği
kanalizine saidırınakla geçirmiş Levi-Strauss gibi Lacan i ç i n d e n e göre "bütün " bir kiş ilikten
tir. Lacan iç in psikanaliz bir çağ insan kendini aşan bir yasanın söz edilemez. "Normal" insan i
ndır; analitik bir kurumun otu öznesidir. Freud "Rüyalann Yo çin bile ego tu tarl ı bir bütü n l ük
rumlan yönetmek konusunda rumunda" , insanın kendi yarat değildir. Lacan 'a göre hepim i z
koyduğu bürokratik engellerle i m adığı, asl ında insanı yaratan bir böl ünmüş ben likler taşıyoru z .
lişkisi olm ayan bir büyüm e süre kanunla yöneti ldiği ni ortaya koy Kendilik hakkında Lacan'ın fi
cidir. Lacan kendi psikanalitik o muştur. Lacan, çalışm alan nın o kirleri , R. D . Laing ile benzer tit
kuluna ( Paris Freud Okulu ) ka dağı olarak psikanalizde ve aslın reşimler vermekl e birlikte arala
bul ettiği kişilerde doktor olma d a genel anlamda insan söylemi rınd aki farkl ılık çok önem l i di r.
koşulu aramadığı gibi, analist o nin duru munu seçti. Ödipal kar
labilmeleri içi n de herhangi bir maşanın çözümlenmesi ile özne
program belirlemez. Lacan için onun "sembolik boyut" adın ı
analiz yapmanın tek kuralı hiç bir
ltendilik yanlif tanlmalar
verdiği toplumun v e d i l i n söyle
kural olmam asıdır. Katı bir eği mine girer. Babam ızto kuralları üzerine kurulu bir i�e a limlar
timle psikanalizin kurumlaştınl ve kısıtlamalarını kabu l ederek zinciri ile fekillendiğine göre
ması na yada egoyu güçlendirme sembolik boyuta geçeriz ve onun
"bütün" bir kililikten söz
ye yönelik teknikiere yüz ver aracılığıyla içimi zdeki varl ıklar o
mez. Ona göre rutinleştirme psi larak yaşamaya başlayan sosyal edilemez. "Normal" insan
kanalizi psikanaliz olmaktan çı ka kurallan ve sosyal dili kabul ede i�in bile ego tutarli bir
rır ve aslında güçlendirilecek riz. Lacan i nsan söylem inin du bütünlük değildir.
"sağlam " ego da yoktur. Ego te rumundan ve Sembolik ile onu n
orilerine getirdiği köktenci eleşti dil ve toplum yasalarından söz
riler antipsikiyatrik düşü neeye ö ettiğinde, düşünceyi özerk ve öz Laing için ycni doğan , güvence
nemli katkılarda bulunmuştur. gür iradesi olan bir varlık konu ve bakıma gereksinm ekle birlikte,
Kendi çalışm alannda e gonun o muna getirir. Lacan'ın "merke z şim diden bir varl ıktır ve özscl bir
luşumunu, " ben" ve " ben olma sizleştiri lmiş özne" görüşü, "co kendi liği var gibi görünmekted ir.
yan" ı n kendilik ( self) lisanında gito" ve insanın özgü rlüğü çev Lacan iç i n ise , bebeği n tck bile
karman çorman olm asına yol a resinde odaklanan varoluşçulara bileceği , bir öznelliktir. Ayna ev
çan hatalı ve çarpık içe alı miann ve egodan aktif, özerk bir bü_tün resinde çocuk,kendini gördüğüy
birleşimi olarak niteler. "B ütü n" lük gibi sözeden ego psikologla le özdeş leşti rir. Bu imge ancak
bir kendilik tü müyle bir yanılsa rına karşı çı kar. Lacan için kendi çok sonraları "ben" öznesi i l e
m adır. liğin kökeni, " gerçekliğe "değin birleşir. Ben'in bütü n l ü ğü sözko -
15
nusu olduğunda , Lacan, çatısını olduğunu bilir. Sıradan dilin sim
"sı radan" düşünce ve "sıradan" ge sistemine başvurmadan kendi
dilleriı:_ı oluşturduğu varsayımlan ni ifade edebileceği, yine kendi
aşağılar. Gerçekten de sıradan bir buluşu olan simgeler, işaretler,
dil kullanarak köktenci bir antie tablolar kullanır. Son yıllarda,
go teorisi ileri sürülemez. Dilin psikanalitik teorinin matematik
zamir yapısı (ben, sen, o) öznel modeli olarak "matem "leri geliş
liğe değin beynimize kazınmış ti rdi . Dil gibi yapılandığına inan
kültürel kavramlan yansıtır. Kar dığı bilinçdışının ögelerinin ve
tezyen kavramlar.Konuşmaya ve bağlantılannın şekle dökülebile
yazmaya başladığımız andan iti ceğini göstermekte bunlardan
baren "istiyorum", "yapıyo Althusser, Foucault, yararlanır. İkinci strateji günlük
rum", "arzu ediyoru m" gibi for dili tümüyle gelenekiere aykın
mülasyonlann tuzağına düşeriz. Deleuze, Guattari gibi bir şekilde kullanmaktır. Sözcük
Lacan'ın psikanaliz görüşü yıkıcı oyunlan Lacan 'ın en sevdiği tarz
dır, çünkü dilimizde kendiliğe ait düfünürler için yeni dır. Aynca kendisinin açıkladığın
tüm formülasyonlan bir kenara dan başka tanımı olmayan ve o e
atar ve her konuşan özneyi şizof ufuklar açan bu yap1salc1 sere özgü sözcüklerde üretir. :Oi
renin yaşadığı bölünmüş kendi ğer displinlere ait teknik bir söz
likle yakın ilişkiye zorlar. Mer psikanalist, Deleuze ve cüğü ödünç alması gerektiğinde
kezsizleştirilmiş özne, Lacan ile, ise terimleri normal tanımlann
deliliğin "normallere" tümüyle dan çok farklı anlamlarda kulla
Guattari tarafindan
yabancı olduğu görüşünü rede nır. Üçüncü strateji, tümden yeni
den antipsikiyatrik hareket ara bir söylem yaratmaktır. Witt
'"fikirlerine karfl �1kmaya
sındaki en önemli bağdır. genstein, Joyce ve sü rrealistlerin
Lacan'ın antipsikiyatriye sağ eserlerinde benzer çabalara rast
ladığı destek, eserlerinin içeriği değer bulduklari tek lanır. Amaç okuyucuyu inandır
olduğu kadar biçiminden de kay mak değil, ona bir şeyler "yap
naklanm aktadır. Onun assosiya psikanalist.. olarak mak"tır ; bir tür bilgiyi diğeri ile
tif, şiirsel tarzı yalnızca okuyucu değiştirmek değil bilmenin doğa
yu şok etmek yada yavaşlatarak tan1mlan1rken, Althusser, sına il işkin standart kavramlan
daha iyi okumayı sağlamak değil reddetmektir.
çok daha önemli bir amacı _he klasik Politzeryen Bu savaşımda Lacan'ın başrol
defler: Kendiliğe değin tüm sağ oynadığı açıktır. Bilinçdışına dair
duyu kavramlannı temelden sars eieitiriyi Lacan i�in öne sürdüğü çarpıcı yaklaşımlar
mak! Günlük dil, özneler olarak onu birçok eleştirinin boy hedefi
yaşantılanmızı sağduyu çerçeve haline getirmiştir. Onun hakkın
geçersiz buluyordu.
sinde ele almaya zorlar. Kendi da söylenecek daha çok şey var,
miz hakkında olağan düşünce a ancak Lacan okusaydı bunlann
kışını alt_ üst etmek isteyen akıl ne kadannı onaylardı, kuşkuda
teorileri, dilin hile ile kabul ettir yız.
di� normalleştirme ile savaşmak Lacan'cı söylem, bizler tara
zorundadır. Bu savaşta kullanıla fından anlaşılınayı umursamadan
bilecek ilk strateji, toplumda gizemini koruyacağa benzer.
"kendi dilini kurma "nın kabul e
dilebilir yolu olan matemetik SHERRY TURKLE
modeller oluşturmaktır. Lacan'ın Critical Psychiatry " French
Ecrits 'ini okuyaniar, eserin bu An ripsychiatry "
türden "formalizasyonlarla" dolu Türkçesi: Banu Büyükkal
16
av
Ürkütülmüf zamandan korktum :
Nas11 da yineliyordui
Ya ğmura d irenmeliyd i .
KAA N Ö Z B A Y F< A K
17
oje şişesinin eti ketin i d ü ş ü n . nasıl bir renkti
arad ığımız . sim l i bir çelik m akasla kesilmiş etki
sini uyandı ran film parçacıkları . . k üçük çocuk
yanıl d ı ve babas1 nı öld ü rdü sonra . . zorlu öğle
uyk u l arı . . gözkapakl a rı n a a s tığı m i n i k ç an la r,
gözlerin i aral ad 1 ğı nda onlar çalardı hep . tele
vizyon haberler i nde spiker b u nu herkese söyle
di. Herkes bi rer vitrin m ankenine sarıl d ı . her
kes b aşkaları n1 n elbiseleri n i gi ydi , k ülotlarını
yı rttı . herkes başkal arının mektupl arını çaldı a
partm a n gi ri şleri n d e n . herkes başkasın ı , başka
sına yaşad ı .
kahve finca n ı m 1 sehpan ı n ke narı n a vurarak
k ı rd 1 m , ve kalk1p pcn cereyi k apadım niye . . ah
şap zemin d e giizd d el ikanlıl ar uyuyordu , onları
seyrettim , kelebek gibi seyre ttim u zu n . höyük
k ı y ı s ı na uzandı m, han a bir sigara yaks ana . .
bu guaj tüple ri n i sağa sola atarak , hana bağı
rarak yazı ger i çağı ram azsı n , o tadıldı bitti . ga
z e te k üp ürleri n i bi ri k t i rcrck k e n d i h aberi ni
bul maya, onu ye ni baştan yaratmaya çabalıyor
sun . hak , fotoğrafl arın artık sarardı . sandık o
daları yok artı k . e ritilmiş l al c batırıl m ış hatıra
l a rla d a h a faz l a u z ağı görcm cyeceğiz belli ki .
"tütün ve şa rap yeteri kadar i ncitildi ve unutul
d ul ar" . bi r ka ranl ı ğa tığlanarak , seri n gecele
meler u m d uğun şu acayi p terasta , kurbağa ölü
lerine ve şair l a rval arı n a b u denli hüzünlü dav
ra n m a . kul aklar çekme , tck ayak üzerinde ce
z al a ra b ı r ak m a , fal akaya yatı rm a : hatı ria m a
aş kı , m ücevhe ri , tcm ayülleri . . hatı rl am a aşkı ,
sök onl arı . ben i m sesimi soğutm a .
ellcrim acıyor ve b u çıkm ayan d ar sokakta ,
pencereleri kapatan, perdeleri yasağa karşı ör
te n ad am ı n d u d akları k a nıyor. tırna kları ç o k
söm ürül m üş v e di şle ri ç ürük . kadifeye ahududu
l ikörü dök ü l üyor!
pet şişede l imon çiçekleri .
m u m kalemleri m i getirin han a , bu gece b ü
tün ağzım ı itira f edeceği m .
"bu çoc u k h asta hanım efend i , derhal tedavi
ol m ası gerek . on iki y aş ı n d a ve . . " ben hiçbirini
evlat cdinmed i m . v üc u d u m a irinler sıvazlanır
ken nede n m ütem ad iyen ezanlar okuyorlar.
saçl arımı öl mede n hen , sakın tutuşturmayın
- !
ben odeo nda çıplak yatıy orum .
ayaku c u m d a , tay pantalonunu çıkartıyor.
KüÇÜK İSKENDER
18
UÇAK VE BiZ
Uçurtma
Yalwarmalar atacağım
Türkülerini fiSIIda
Ue kendi kendimi
U a k i l e b i r l i kt e
Çirkin yapacağım
D. Ç.
19
n
•
ı
gün h a t ım i a rı i ç i n . S a n d ra
grafi k l e r , r a k a m l a r, t a bl ol a r
20
l(eg{ ı{ i a [ em i mi
S üs Le m et](
•
çimdeki sıkıntı, kafa yapısı gereği, ne olursa olsun beni bulmak
J. G .
21
Geçtiği m i z g ü n l e rd e M o nt y r a kt e r i n e koşu t , A m e r i k a n s i l e n h e rş e y s a n k i b i r e r h at a y
P y t o n ' l a rı n a y kı r ı ( ! ) ü y e s i nemas ı n ı n s e r t l i m i t l e r i n i m ı ş g i b i t e k e r t e k e r o n a rı l ı
T e r ry G i l l i a m ' ı n "T h e F i s h e r z o r l u yo r . y o r , a d a m a b e n z e t i l iy o r . B u t ü r
K i n g - B a lı k çı K r a l " ad lı f i l m i K u t s a l k e nt ı ş ı k ı a rı n ı n a l t ı nda, s i n e m a d a m i l yo n l a rca kez y i
g e l d i geçti v i zyo nda n . E nt e l l e k b i r o rt a ç ağ şatos u ve daha bir n e l e n m iş, e s a s i t i b a r i y l e t i l
t ü e l a l k ı şl a r l a i z l e n d i , a rd ı ndan ç o k a y rı n t ı y l a k u ru l u b ü y ü l ü m i n d ra m at i k y a p ı s ı n ı k u r g u
bo l bo l s a y ı ki a n d ı . düşs e l b i r d ü n y a s ı z ı y o r r u h l a l a m a kt a k u l l a n ı l ı y o r m u ş g i b i
F i l m g e rç e kt e n d e b ü y ü l e y i c i r ı m ı z a , u y g a r l ı ğ ı n baskı s ı ndan g ö rü n e n öge l e r y i n e çı k ı y o r l a r
g ö rü n t ü l e r l e aç ı l ı y o r . T a l k k u rt u l u y o r d ü şl e r i m iz , c a n l a s a h neye . Bu nokt adan so n ra
rad i o ' co J a c k ( J e ff B r i dg e s ) , n ı p h i kaye l e re d ö n ü şü yo r ı a r . J a c k ' i n iş h a y at ı , i l işk i l e r i n a
ke n d i s i n i n h az ı r l a d ı ğ ı b i r r a d P a r r y ' n i n d ü şse l dü nyas ı h e r s ı l e t k i l e n e·c e k ? O r a l a r a g i r i l
yo p ro g ra m ı n ı n y a y ı n l a n m a sı şey i d ö n ü şt ü rü y o r , s a n k i b ü m i y o r , y i n e bu t a ra f a g e l i n i
n ı n a rd ı n d a n 8 k iş i n i n ö l ü m ü n e y ü l ü b i r t ı l s ı m y a y ı l ı yo r g ö z y e r . B i r t a raf t a n d a iz l e y i c i y e
s e b e p o l u y o r v e "fu ck " d i y o r l e ri n d e n . bu k u t s a l u n u t uşu n , bu e z e l i
y ü z l e r i m iz e b a k a r a k . P i n o k yo D e rk e n t i l m i n i k i n c i y a rı s ı g e ri g ö n d e rm e n i n acı s ı n ı h i s
s u y l a s o l u k ş e h i r ı ş ı k l a rı n ı n baş l ı yo r . F i l m l e a ra m ı zda ku s e tt i rm e m e k d e l a z ı m. O halde
h üz ü n l e avd ı n l a t tı ö ı .havu z b a- ru l a n h i o n o t i k - s i m b i v o t i k s ı - J a c k s e vg i l i s i y l e b a rı şm a l ı .
B i r kez d a h a o mu hteşe m k at
• • h a rs i s . S i n e ma d a n yü z l e r i m iz d e
HOLIVUDOMANI:
apt a l i f ad e l e rl e soka k l a ra d ö
k ü l m e y e h az ı r ı z a rt ı k .
S o n u ç i t i b a r i y l e f i l m i l k y a rı da
bizd e n ödü nç a l d ı ğ ı
sı n ı , s i n e ma y e t e n eği n i f i ı m i n
ş ı n d a k ü ç ü k i n s a n l a r ü z e ri n e nı r l a r i ç e r i s i n d e i z i e n s e d a h i s i s l i p e rd e l e r a rk a s ı n d a k i "
d e rt l eşiyo r . E v e t , n e a c ı dı r g i d işat deği ş i k ı iği n i a l g ı l a y a b i n o r m a l l e şt i r i c i " iş i e v i n i s a k
"d ü n y a y ı f a n t a z i l e r i d oğr u ı t u l i y o ru z . M az l u m ve e v s i z l e ri l a ma k i ç i n b aşa rı y l a ku l l a n ı
s u n d a y ö n e t e n l e rd e n " b i r i d e t e r k e d e re k e s k i i şi n e g e r i dö y o r . G i r i l m e d i k k a p ı , e l atma-
ği l d e "fa n t az y a l a rı n ı sadece nen J ack' e i ç i m i z d e n " bö y l e de dı k k o n u b ı rak m a y a n u l u H o l l
düşl e r i n d e y aşat m ay a m a h k u m kazı k atı l m a z ki " d e m e k g e l i ywoo d , bu kez de u sta man ev ra
o l a n l a rd a n " b i r i o l d uğu n u n b i y o r . K a p ı da homeless dostuna l a r l a z i h i n l e r i m i z i n i m g e b o m
l i n c i n d e o l m a k . K it l e t o p l u m u y ü z v e r me m e s i bu d ra m at i k b a rdı man ı y l a h e n ü z y e t e r i n c e
i ns a n ı n b i rço k y ö n ü y l e y aşa:j ı ğ ı k u r m a c a y ı p e k işt i r i y o r , y a n i k i r l e t i l m e m iş, u l aş ı l m a s ı z o r
bu kaos J ac k ' d e e n uç b iç i m i n i J a ck ' i n b i r s ü r e s o n ra v a h i y d e r i n k at m a n l a rı na da ul aş ma
b u l m uş g i b i gö rü n ü y o r : D e p a l m ı ş g i b i ke nd i n i d ı şa rı at a r a k y a , o r a l a rı da iptal etmeye ça
r e s yo n . Ve işte t a m o sı rada e s k i d o st l a rı na koşması g e rek b a l ı y o r . F i l m b a z ı l a rı nda h ay
" h o m e l e s s d e l i " P a r ry ( R o b i n m e k t e a rt ı k . 1 n s a n h e rşeye r a n l ı k y a rat a b i l i r a m a b i z l e r
W i l l i a m s ) çı k ı yo r sah n e y e , düş r ağme n e s k i dost l a rı nı u n u t i ç i n k u şk u l a rı m ı z ı p e rç i n l e y e n
ü l k e s i n d e n g e t i r m iş o l d uğu so m a m a l ı . B u n o kt a d a b i z i z l e y i y e n i b i r y a p ı t aş ı ndan başka
pas ı , y ü k s e k m i za c ı ve aşk ı n c i l e r de g e vşemeye hazı r ı z za b i r a n l amı yok.
d e ı i ı i ği i ı e . P a r ry b i r a n ı a m d a t e n . l i k y a rı y l a b i r l i k t e y ü k s e YAGM U R T AYLAN
Cooper'ı n dedi(j g i b i " a z v e y a l e n m i z acı m ı z , b ö y l e s i b i r d r a
ço k h e p i m i z d e v a ro l a n d e l i l iği n m at i k k u r m a c a y l a iç li d ı ş i ! o ı
" izlerini t aş ı y o r . B u h a l i y l e maya pek d e m ü s a it. Bu ndan
1 8 0 0 ' 1 e rd e n b u y a n a to t a l d e - s o n r a i l k y a rı d a top l a n a n ma
l i ı iği h e n i y i ö r n e ği s ay ı l a n ve t e r y a l , i k i n c i y a rı d a da kend i n i
ç o k k e z " m ad n e s s- ç ı l gı n l ı k " z a m a n z a m a n h i s s et t i re n ve
sözcüğü y l e a y n ı şe y l e ri ç ağr ı ş kü çü c ü k b i r d a rb e y l e i m g e l e m
t ı r a n " m a n i k " b i r t a b l o i ç e r i l e r i m i z i h a re k e t e g e ç i re b i l e c e k
s i n d e . Ayrı ca k a p it a l i st e t h o s ' a g ü çt e k i t e m a l a r ( ö r n eği n ;
p e k sad ı k deği l ; k e n d i s i n e v e r i� k e nt i n o rt a s ı n d a k i o rt açağ şa
l e n p a ra y ı hemen başk a l a rı na t o s u n d a k i i n t i h a r e t m e kt e o l a n
v e r i y o r . Aş ı k ama şu h e p i m i z e i h t i y a r ad a m g i b i . . . ) , h e r n e
a r t ı k e z b e r l e t i l m iş b u l u n a n d e n s e b i r b i r h a rc a n m a y a baş
çağd:ış s e v g i i l işk i l e r i n e d e g e l a n ı y o r . H o l l yw o o d t a n rı ı a r ı na
l e m i y o r . G i l l i a m ' ı n i l k b ö l ü m ku rb a n ed i l i yo r . B u n u n l a d a
d e k i b i ç e m i d e P a rry ' n i n k a- k a l ı n m ı y o r , i l k y a rı da g ö ste ri-
22
İnsan kendini anlama, b u dün ki insan tasarımları . hain bir saldırı olarak mı n itele
yada varolan olarak anlama ça Bunlar ister Aydınlanmanın ve yeceğiz? Yoksa akla karşı gerici
basınd a çok çetin bir mücadele onun pozitivist anlayışının, ister bir hareket olarak mı ?<4> Zaman
veriyor. Öncelikle doğadan ken modernizmin insan projeleri ol hızlı, bilim daha hızlı ilerliyor,
dini ayırma ve onun üstesinden sun, sorun nasıl bir böylesine belirsiz ve
gelebilme uğraşı içinde. Doğa üs çağcıl insan yara- tartışma götürür
tünde egemenlik kurma çabasın tıldığıdır. konularda
da kendini tanımlayabilme isteği Nesnellik Belirlemelc, "modern insan" zaman yi
var. Tanımlanabilir bir nesne o ve evren tirmeye
larak düşünüyor kendini ama sellik adı 1n en çolc yapmalc istediği l im
doğadan kopmaya çalıştıkça bi altmda ve ba,ardığı sanısana mı
• ?(S)
.
OZERK
Kaynaklar
lılıklar, çeşjtliliklcr öte yanda so
!)Viyana çevresinde görülen bulaşıcı bir
runsuz ve pürüzsüz tanımlama hastalık çeşidi
lar, açıklamalar, sınıflandırma 2) L.Wittgenstein 'ın bir yağlıboya
lar, a), h), c) ve d) şıkları , tablo çalışmasından
AKLA
ları, hukuk , sosyoloj i , psikoloj i , 3) Aslında bu kavram Kant'm anasına
antropoloji v e henzer sosyal "bi a·ittir.
4) Atatürkçü düşünce derneğinin
limlerinin" insan ve toplumu in
sözcüsünUn yaptığı muhteşem
celeme yöntemleri, deney grupla t tt konuşmadan .
rı , sayılara dökülmüş moral öl
SADIP OZNE
5) Ünlü bir devlet büyüğünün Malatya
çüleri , doğrul uk değerleri ve ni Kültür Vakfıru kabul ederken yaptığı
celeri ile dolu düşünce tarihinde- konuşm adan .
23
• •
D e l i l i l< U z e r i n e
Bir "akıl hastası " • nıyor.
Deli?
-Topluma ters düşen deme k.
rleri?
-Vardır ama ben bil miyo ru m .
Toplum nasıl tanıyor?
- Kendi halinde za rasız kişiler olarak görüyorlar.
Hastaneler olmasaydı?
-Daha berbat olurd u .
Siz?
-Vicdan aza bı çeken bir deli olarak görüyorum. Akıl noksa nlığı başka şey, kişinin vicdan
azabı çekmesi başka şey.
Toplumsal yaşam?
- Sürüden aynianı kurt kapar diyorlar ama sürüden aynlmayanı kurt ne yapar ona deği
nen yok.
Nasıl bir hayatınız olsun isterdiniz?
-Sevgilimle beraber olmak isterdim. Neler yapmazdık. Seks yapardık. Sürekli değil ama
ra devre arası yapıp kale değiştirirdik.
Psikiyatri?
-Psikiyatri diye bir bilim olduğuna inanmıyorum . Örneğin ruh hastalıklan diyorlar.
Ruhun mahiyeti hakkında ben i aydınlatabilirmisiniz? Aydın latamazsınız. Bana biraz at
masyon gibi geliyor.
vv''"'"'•"' "akıl hastası" gördüğünüzde ?
- Bir meslektaş daha gördüm diye seviniyorum. B u da bizden biri diyorum . Saflanmızı
genişletelim diye düşünüyorum .
- Bir film vardı. Ne bileyim onlannda şeyleri vardır. ,Ben onlan daha akıllı görüyorum , dışardaki delilerden .
·
Sebebi ? .
-Abi fazla düşünmek gibi geliyor bana yani normalin !Jstünde fazla. bir düşün eeye u laşmak.
Tedavisi? ·
-Şiwfreni var ga liba . Paranoya vardı . _Devamlı şüphelenJ!le han gisiydi. Paranoya mı?
Otobüste yanına otursa? .
.
.
-Delinin teki? Oturdu, konuşmaya - başladı . Konu��aya deva m ede�m . O da bir insan nasıl olsa . Ba�aanne
min �vinin ön ünde bir adam va rdı ,_ çınann dibinde. Devamlı ·etrafinı dönerdi . İ ki elinde birer gawz kapağı,
.
ağzında bir yaprak. "Mö. Mö" diy� dönerdi. Onu çok severdim . Kendi hali�de. Zararsız. ç·o� deİi görd�İn
ben ._ Üüü . Adam tahinli pide hastasiydı . Sabah aldığı pideyi akşama kadar yerdi . Bir tane vardı ." B i r yerden di -
reksiyon bUlmuş, gelene geçene bana . �raba alın derdi. ··
- Hastaneler olmasaydı ?
- Deliler dışarda olurdu. Deliliği n şiddete dönüŞtüğü yoİun �derlıme yolu olabilse iyi olurdu, hastan�leri n
ması.
- .Bilgileqmek için ? _
- Yazılan kitaplar vardır. Okumak lazım . Ben oku�ay.ı sçvmedi�i� için öğrenemedi m .
- Normal ?
- Val la, biz işte hepimiz kendimizi ·norl?1al görüy�ruz. Ço ğun l ukta olduğumu z için normal biz oluyoru·z .
Bdki deliler normal , biz anormal. .' .
l( o n u ş nı a l a r 2
"Akıl Hastası".46 yaşında. "Tatlı, nefıs yemek yemekten " hoşlanıyor.
·
-Hukukta deliye mahcur deniyor. Deli demek kendini şaşırmış bir insan, bir yaratık . Hayvanda deli
olur m u bilmem . Erkek deliyi anlatıyorum . Kadın deliyi anlatmıyoru m .
Sebebi ?
- Delilik olarak düşünmemek, deliyi düşünmek, cemiyete intibakı düşünmek daha iyi. Sebebinden
çok nasıl gittiğini düşünmek lazım. Bu hayat böyle değerlcnecek. Güzel kokulan, çiçek kokulannı
severim tabii .
-Erkek kadına, kadın erkeğe aşık olur. Sevgi insaniann bir kenara çekilmesi bütün bu sord uklannız
hayattan gelen sorular. Cemiyete girmek daha iyi . Aşık olmadan evlenen insanlar, evlenenler vardır.
Mutluluk?
- İyi tabi . Hayat, saadet, yemek, çoluk çocuk, evlilik, insanlar, hayvan lar, bitkiler, sağlıklı yaşamak,
hayvanlar ve bitkilerden bir zarar gelmemesi , insanlan n , insan iann birbirine zarar vermemesi.
oplum ?
-Toplum kendi durumun u da görüyor. Sağlıklıdır. İlgilen miyor. İşinde gücünde çalışıyordur. Dışan
sı iyi . Toplum dedim ya İyi hayat olur dışa rda .
Siz?
-Şikayetim yok. Yiyoru m .
Bana sormak istediğiniz bir şey.
Derginin adı ne?
Şiwfre n gi .
-Bitti benim röpörtajım. Şiwfrengi. Deliden iyi .
25
a reileti er ·
ayıs 68'in çağd� "bireycilik" an ler, ustabaşılar, ticari ve idari kadrolar tüm ge
dığı bi r başka dinamik işin içindeyd i . Eğer gelişmesi, öznelerin otonamisi düzeyi nden ,
.
fransız "bireyciliğinin" 68 Mayısındaki yerine prensipsiz bir hedonizme düşmesi sonucu mu
bakılacak olursa, Grenelle antl�masının değiş olmuştur? 60'lar hareketlerinin cinsiyetler yada
tiri lmesinin ardından, hareketin inişe geçme ebeveynler ve çocuklan arasındaki ilişkilere de
sindeki belirleyicinin ne olduğunu düşünmek yapacak herhangi birşeyi yok muydu? Yada biz
gerekir. Ortalama Fransız bir kez kendi arabası ler bunu Regis Debray'ın "Üretici usun, meta
ile kendi ailesini kendi tercihi olan piknik alan ı kanunlannın ve kapitalist ideolojilerin zaferi "
na götürebildiğinde yada tatilini evinde geçire olarak mı göreceğiz� Amerikan siyahlan maruz
bildiğinde düzen yeniden kurulmuş oluyordu. kaldıkları ırk ayrımını biraz olsun kaldırabilme
B u da (hemen 4 hafta sonra ) h ükümete %60 yi bireysel ve sosyal otonaminin bakış açısıyla
oranında desteğe dönüştü.
Bugünlerde pek moda olduğu gibi , hare Toplumun doğum kontrolu
ketin "içerdiklerini " , yani isteklerini özü ve
biçimlerin ve hareket türlerinin anlamını kolay
yada dü�ük yapma
ca reddetmektc pek mümkün sayılmaz. Mayı özgürlüğünü kullanma
sın ideolojik akmosferi - 60'lann hareketlerinin
temel. atmosferi gibi- "geleneksel devrimci "
türü1Jdeki gelifmesi,
düşünceler ile sıklıkla karıştınlan "sosyalist" ve öznelerin otonamisi düzeyinden ,
''çalışan sınıf hareketi" , geleneksel biçim ve i
çeriklerin e leştirel bi r sorgulanması veya �ıl prensipsiz bir hedonizme
ması çabalan nın karışımı idi. Bu birçok katıla
.
düfmesi sonucu mu olm uftur?
nın yan ılgı ve ş�kınlığında da görülebilir. Ma
herhangi bir ilgisi olmaksı zın mı gerçekleştirdi
yıs öncesi , Mayıs boyunca ve Mayıs sonrasının
ler? Ve niçin eğitim ve öğretimin ( geleneksel
en kötü mistifikasyonlannda bile, herhangi bir
öğretmen/öğrenci ilişkileri anlamında ) klasik
yerde kurulmuş herhangi bir kendiliğinden ör
içerik ve biçimlerinin sorgulan ması- gerçekte
gütlü ve spontan kollektif hareketlilik görme
bugün hala bazı küçük etkilerinin olduğu ka-
arzusu vardı. "Pro-Çin" akımına dahil olanlar
bul edilmekteyken- toptan reddedil iyor? Öğ sı yenilgisi ardından arttığı nı gören birtakım
ren cilerin hu zu rsuzluklarına dair ilk işaretler - yazariara "68 düşün cesi " etiketini vurmas ı ;
geldiğinde, Althusser'in tumturaklı bir şekilde h e m zamanın diğer hareketlerinde v e hareketin
saptarlığını ifade ettiği, l944'teki pozisyonlan en bulanık anlamında "sosyolojik " hazırlığın
na geri mi döndü insanlar? (O dönemin anla da hiçbir rol oynamamış olanlara, hem de hare
yışına göre, hiç kimse öğretimin içeriğini yada kete katılanlarca düşünceleri h içbir şekilde bi
yapısını tartışamazdı, çünkü bunun amacının linmeyen ve bu fıkirlerin katılaniann net ve a
bilimsel ve objektif bilgileri aktarmak olduğu çık istemleriyle tümden ters olduklan için ga
düşünülürdü .) 1 9 6 8 'e kadar kurumsal laşmış riptir. Ferry ve Renaut'un gece barikatlan üze
güçler kadar sol -kanat "örgütlenmeler" içinde rine yazdıklarını okuyan herhangi biri, en iyi
de tartışmaya değer tek eğitim sorununun, öğ ihtimalle gülünç bulacak , en kötü ihtimalle
rencilerin burslan ve borçlanmalan olduğu u hareketi ve katılanlan engellemeye çalışacaktır.
nutuldu mu? Bugün de gerçekte hiçbirşey de Sorbonne duvarlannın favori yazısı "Althusser
ğişmiş değil, bunun için Restorasyona ve onun beş para etmez" , hiç bir yoruma yer bırakmaz.
eğitim konusundaki aracı , Mr. Clevemen t'e H i ç k i m s e k e n d i m a n tı ğ ı n da , 6 0 ' l a rda
teşekkür edilmeli. Pedagoji, yine önemseniyor lacan'ın yazılan· ve kişiliği ile bir yakınlığı varsa
ve bu önemli temel sorunlar , hemen her yerde , kendisinin sosyal ve politik bir hareketle bir
olduğu gibi müsrif vaaderin ve ekstremizmin şeyler yapa bileceğini düşlemiyordu. Foucault
tehlikeli ve saçma biçimlerinin , neden olduğli l968'e kadar devrimci konumunu gizlemedi,
tepkileri yanına almJ avantajı olanlarca boğulu daha az konuşuyor olsa bile , şurası da gerçek
yor. Yapabilecek yetenekte olur olmaz birileri tir ki l965 'teki Clermont- Perran'daki bir öğ
nin yeniden ve akılcı yöntemlerle, öğrencilerin renci grevi boyunca bunlan pratiğe de geçirdi.
sorma hakkın ı sorgularl ığını görmekten ger Öznenin yok oluşu, insanının ölümü ve diğer
çekten mutlu oluyorum . Nasıl ve neden sizle benim Fransız ideolojisi diye adlandırdıklanm
rin bizlere öğrettikleri ilginç yada öne mlidir? henüz birkaç yıldır gündemdedir.
Birinin , gerçek bir eğitimin aynı zamanda öğ Bunlann kaçınılmaz sonucu , politikanın ö
rencileri, bu tür sorulan ortaya atmak ve onlan lümü, fazla bir çaba olmaksızın açık hale getiri
tartışmak için teşvik etmeyi ve cesaretlendirme lebilir ( bu Foucault tarafından 1 9 68 Mayısın
yi de içermeli fikrini çürütmesini işitmekten de dan bir süre önce gerçekleştirildi: bütün politi
mutluluk duyuyorum . ( Ve birinin 60'lar hare kalar bir strateji olduğu için , bu yalnızca zıt
ketlerinin değil ama "Haby reformu", "Cleve güçlerin kurumsallaşmasına ve bu neden le de
nement" reformu " yada geleceğin "Monory güçlerin kurumsallaşmasına yol açar ) ; bu 68
reformu" ile toplumun bu sorunların farkına Mayısını da içine alan 60'lı yıliann hareketleri
varmasını istiyorum . ) nin ortaya koyduldan eylemlerle açıkça uyum
İnsanlann, bugün kendi ünlerinin 68 Mayı- suzdur.
(Devam edecek)
CoRNELİUS CASTORİADİS
28