Professional Documents
Culture Documents
Anna Seghers - Yoldaşlar
Anna Seghers - Yoldaşlar
Yoldalar
W S jO d T f r
kizilstanbul
Sosyalist Yaynlar
SOSYALST YAYINLAR: 32
EDEBYAT SANAT KLTR DZS: 6
Sosyalist Yaynlar
Yayn Ynetmeni ve Sorumlusu: Haan Basri Grses
Yazma Adresi: P. K. 1364 - Sirkeci, (34431)-Istanbul.
Tel/Fax: (0212) 553 02 93
Dizgi: Glmseyi,
Bask: Avc Ofset
Tarih: Eylll997
Anna Seghers
YOLDALAR
eviren: Arif alar
^ j
ry
EDEBYAT
SANAT
KLTR
Dizisi
G '\
riN
r y
Sosyalist Yaynlar 32
A rif ALAR
BRNC BLM
Birinci Ksm
i
Her ey bitmiti.
Ky sarlm, kyn klar tutulmutu; hava ard, yrek
ler kt kt atyordu.
Bir austos gnyd; kahverengi, altn dzle le
kmt Yass kulbeler topran hcumuna uram gibiydi
ler.
ralar Macaristan'nn sonu gelmiti. Ve bununla birlikte
artk her eyin sonunun geldiinden bu sondan imdi gerek bir
son yapmak kalyordu geriye. Bir sonda dehetten yana ekip
karlacak ne varsa hepsi karlacakt. Ky muhtar ayrk par
maklaryla temen Jako Geza'nn suratnn iine sayyordu:
Krtos Bela: Oullarnn dnd de Kzl Ordu'da. Asztalos Stephan: erden her knda onu evine ald. Kzl Yahudi'nin biri.
Papp Johann: "Kyllere ve Kr Emekilerine" yazl katlarn
yuvaland yer. Seb Andras: iftliin btn aalarn yoldu
oluk ocuuyla. Davul gibi iti pilerinin karnlar. Horvat Jo
hann: Kzl Orducu'nun biri. Harman yerinde at azn, yumdu
gzn. stnde de asker giysileri vard. Tam sekiz kyden bine
yakn adam toplanmt evresinde. Szekeresler: ki karde...
ki karde yanyana diz ktler, silahlarn kapya dorulttu
lar. le sessizliklerinin en sessizi. Masann zerindeki tavuk
O
ana kadar Tisza'nm sa kysnda bulunan yolda Faludi'nin
kumandasndaki nc Alay, -hepsi de Budapete'nin onuncu
blgesinden metal iileriydiler- geri ekilme emrini yerine getir
miti imdi. Karkln en byk olduu bir zamanda, gecele
yin, kampa girdiler. Cephenin ykld ve Kzl Ordu'nun geri e
kilmesi ile ilgili emri ieren haber gelmiti. Artk lm korkusun
dan baka hibir eyin birarada tutamad dank ynlarn
iinde, eski tandk sesler bouna ateli szler sylyorlard.
Szler, hasta ve beyaz yzlerin hamuru iinde iz brakmadan yi
tip gidiyorlard. Artk hibir eyi bir arada tutamayacak gibiydi
ler. Ara sra Enternasyonal balyor kesiliyordu; onun kesildiini
duymak, sylemeye hi balanmam olmasndan ok daha kor
kun bir eydi. Kyl askerlerin gzleri dipsiz kuyular gibiydi.
Bazlar niformalarn yrtyor, sonra stlerine kp tepiniyor
lard. Bazlarysa, kylerinin bulunduunu sandklar bir
dorultuda kayorlard, tek tek ya da kk gruplar halinde.
Aka sylenen kfr ve tehditler duyuluyordu.
Onuncu blgeden metal iilerinin oluturduu nc Alay,
dipiklerle yolu aarak kampa girdi. Saflar smsk, cepheye gi
diyormu gibi geip gitti kampn ortasndan. Btn alnlar kara
izgilerle dolmutu. Yolun sanda ve solunda duranlar srtlarn
dnyorlard. Yryenlerin baklar karard, yrekleri, evre
deki havay donduran bir buzda gibi soudu.
Kente varlmasna iki saatlik bir yol kaldnda nc Alay
Romenlerin kente girmi olduunu rendi. Faludi dur emri ver
di. Askerlere bir konuma yapt, onlara teekkr etti. Askerler
den de biri kp yolda Faludi'ye teekkr etti. imdi artk
dalmalar gerekiyordu.
Faludi ve Bhm atlarn vurdular. Kyllerin brakp gittikle
ri buday tarlalarndan getiler. Yer kabuunun hemen hemen
hi gze arpmayan kk bir kvrmnda saplarndan ayrlm
buday ylyd. Tepeden aa doru kahverengi srtn zerin
de, gr ve parlak bir yele gibi duruyorlard. Tepenin ardnda bir
ka kulbe grnyordu. Yal bir kadn onlara doru seslendi:
III
IV
Yoldalar F: 1 /1 7
kinci Ksm
I
"Rusya m, hh Rusya -her yandan girdiler ta ierlere kadar.Bana ne sorup duruyorsun? Sekizinci blgede byle diyorlar, dokuzuncudaysa kzl bayrak asyorlar, gene de bir ey olduu yok.
Rusya-"
"Bir ey bildiin yok senin. Ne gzn var ne de kulan. Hibir
ie yaramazsn sen. Senin sylediklerinden ok daha fazlasn
syleyebilirim ben sana."
Onlardan sonra gelenlerin ou oktan yarglanmlard. "Bizi
niye alkoyuyorlar sanki? Ne istiyorlar ki bizden? Burada yatr
yorlar bizi, lelim istiyorlar."
"Ne kadar uzun srerse o kadar iyi, daha ok eyler olabilir,"
dedi Kovacs.
Haftalar geti, belki de aylar. Yenilerini getirdiler. "Biz gen
ler btn yaz boyunca altk, sonra Ofen dalarnda bulutuk.
Rahattk. imdi gene hcuma getiler. Vahiletiler gene. Bili
yorsunuz, talya'da durum ok iyi. Kyller toprak sahiplerinin
ellerindeki topraklan zorla alyorlar. iler fabrikalar igal etti
ler. Milano'da, Bolonya'da ve daha bir ok kentte byle bu.
Rusya'da ise, bunu duymusunuzdur mutlaka, Kzl Ordu
II
III
le gemiti oktan. Ama Bato'nun Viyana'da St. Anton Soka'ndaki odasnda henz hi kimse gitmek iin hazrlk yapm
yordu. Bato sapsaryd. Yorgunluktan akaklar titriyordu.
Gzleri, neredeyse acl bir dikkatle ierdeki yzlerin birinden
dierine geiyordu.
Eugen ve Hajnal karlkl birer sandalyeye oturmular birbir
lerine baryorlard:
"te, imdi on bin adamla Burgenland'a yrmeliyiz!
Kyller..."
"Seni bir yere kapatmal Hajnal, gerekten imdi en byk fe
laket senin gibilerin etrafta byle babo dolamalar."
Bato heyecanla dinliyordu. Gzleri, Hajnal'n kzgnlktan
bembeyaz olmu ve deimi yzne taklp kalmt.
-"fabrika igali tek bana bir hareket de olsa, bir kvlcm da
olsa, bu kadar gelindikten sonra artk geriye dnlmemeli. Genel
ayaklanmann balangc olmal bu, ya da korkun bir kar
hcum. Bu yzden Tur ati..."
Bato sessizce yerinden kalkt, konuulanlar daha iyi duyabil
mek iin konuanlarn arkasna geti. Hi kimsenin gzne arp
madan kh orada kh burada konuulanlar dinliyordu. Birden
bire oradakilerin yanndan ayrld, pencerenin kenarna gitti.
Pencereyi sonuna kadar at, dar sarkt. Nemli ve sakin gece
nin iinden kulelerden kulelere, derin ve nlayan bir sesle saat
ikiyi vuruyordu. Sokak lambalarnn arasndan ayak sesleri gel
di, birisi pencerenin altnda durdu.
Bato geriye dnd: "Faludi." Hepsi konumay kestiler ve bek
lemeye koyuldular. Hemen arkasndan Faludi girdi ieriye. Ko
numa snd gitti. Faludi ikinci kez illegal olarak "aa"ya git
miti. Bir an krk alnlarda Faludi'vi yeniden grmenin getir
dii bir rahatlama oldu. Faludi Hajnal'a doru gitti ve ona kfret
meye balad. Birden Steiner'i grd: "Sizde mi buradasnz?"
Steiner souk souk bakt sadece, hibir ey sylemedi. Faludi so
ruyor ve sorular kendisi yantlyordu. Bir ara gz masann ze
rinde kollarn kavuturmu uyuyan gen ve esmer bir baa
takld. Kollarndan tuttu ayaa kaldrd, -bu kafa ile onun arasn
da yeryznn kahverengi, altn gibi kvrmlar duruyordu,
ka, krlar, batan sona kadar btn bir yaam- ve: "Seni ld
sanmtm" dedi.
Faludi'nin kollar arasnda uyand Bhm, boynuna sarld
onun. "Ah, bu yz, Bhm, seni tarlada nasl yalnz braktm." "Burada m kalacaksnz?" -"Hayr, bana gre deil bylesi. Parti
den baka bir grev aldm. Karpatlara gidiyorum Russinko'ya,
hemen, belki yarn sabah. "Seni de yanma alaym m?" Eskiden
olsayd Bhm Faludi ile aya bile giderdi, ama artk onun ii Fa
ludi ile ayn yerde olmann hibir nemi yoktu. "Ben Almanya'ya
gidiyorum." Hajnal girdi araya: "Ne gerei var sanki, hafta
sonra yurda geri dnebilirsiniz." -"Almanya'dan da dnebilirim" "Pekiyi Peter Almanya'ya git. Ama imdi benimle gel, misafirim
ol, bu gece beraber olalm, eski eyleri konualm biraz."
"Eski eyleri mi, nedir bu eski eyler?"
"Eski eyler, imdiye kadar olan her ey. Nedir burada seni ra
hatsz eden? Ne oluyor bu odada, ne oturup duruyorsunuz yle
hepiniz?"
"Sabah burada bir toplant yapld."
"Ik grdm yukarda, bir bakaym dedim. Haydi Bhm
gel."
"Nereye gidiyoruz? Sana m gidiyoruz, bana m, kahveye
mi?"
"Sana gidiyoruz!"
"Rahat bir yerim var, on dokuzuncu blgede, bir baraka odam
da istediin trden insanla tanabilirsin, eer istiyorsan ta
bii."
Bhm 43 numaral barakada oturuyordu, bunlar, rencilerin
oturmas iin braklm askeri barakalard. 43 numarals
srgnlerin barakasyd. Alak ve yass damlarn stnde gk
aydnlkt, ama odalarn ounda k yanyordu.
"Bende de k yanyor" dedi Bhm. akaklar titriyordu. Haf
talardr, aylardr gnler ve geceler yakc bir bekleyiin iine akp
durmutu, korkulu ve titrek bir kutup gecesi gibi.
Bhm'n gri badanal baraka odasnda bir masa, bir yatak,
birka sandalye ve tavanda asl plak, abajursuz bir lamba
vard.
Yatann stnde be alt kii oturuyordu, kede ise, kimse
nin gzne arpmayan garip bir yal adam kvnlmt.
"Kapitalizm belki de birka ay iin durumunu dzeltebilir, o
da sadece grnte." Jony, szckleri orakla biiyormu gibi
kollarn sallyordu. "yi ama", dedi Faludi, hemen girmiti ko
numaya. Bhm kimsenin dikkatini ekmeden, korkulu bir yzle
ihtiyarn arkasna doland. Elini dedirmeden, sadece kolunu
dayad yeri sarsarak onu uyandrd.
"Siz misiniz, ne anyorsunuz burada?"
"Burada bir iim vard, daha evdeyken aklmdan geirmitim,
gidip bir bakaym bizim Peter ne yapyor diye. Otur bakalm
yle."
Bhm ihtiyara gzlerini yle bir dikti ki, ihtiyar gzlerini ks
mak zorunda kald. Bhm ile konumaya gelmiti. Ama bu yz
onun bildii yz deildi imdi, tanmad dman bir yzd bu.
(Demek benle konumaya geldin, ama ben sert ve glym, hi
bir ey beni etkilemez.)
"Eh, anlat bakalm, mektup falan yazdn yok. Anlat bakalm
bari." htiyar yava ve ak konuuyordu, ama sadece korktuu
iin, bir an sonra bana korkun bir ey, kar koyamayaca bir
yumruk geleceinden korktuu iin konuuyordu. "Haydi anlat
bakalm. yi ite Viyana'dasn imdi."
(Ne sorup duruyorsun? Kim olduumdan haberin yok mu?
o ::
duu bir yermi gibi bakyordu. O gece ilk kez kendisi konuuyor
du: "Evet bu korku, bu ac, btn arzularmzdan ve grebildikle
rimizden daha gl olan bu korku, kanmzn ta iindeki bu kor
ku ve ac. Bunun nereden geldiini kendimize aklamamz gere
kiyor-"
Steiner'in alm krt. Bato'nun verecei cevaplar biliyordu,
Bato'nun onun yaknmalarn bildii kadar. nk, Viyana'ya
geldiinden bu yana her akam yukarya kyordu. Ama bu kez
birdenbire ayaa kalkt: "te eksikliini duyduum ey bu, kendi
kendimize sakinlikle bunlan aklamak. te bunun iin geldim
bu gece, elveda demek iin. Ne dedi kk Bhm? Almanya'dan
da dnebilirim yurda. Beklenecekse her yerde beklenebilir. Ol
mu olanlarla olacak olanlarn arasnda kalan bu zamanda ben
de sakince oturup dnmek istiyorum, belki de Almanya'da
kk bir niversite kentinde -byle falclarla ayn kafeste otu
rup durarak deil, gzmn nnde hep eneniz, kulaklarmda
falclklarnz olmadan."
(lesiye yorgunum ve bunu burada tutmaya almann da
hibir anlam yok.) "yi o zaman gle gle."
Steiner sarsld. Bato'nun btn gcyle kendisini bu yolcu
luktan vazgeirmeye almasn bekliyordu. Bato iki elini de ona
uzatt, gzleri Steiner'e ilgisizce bakyordu.
Steiner gittikten sonra Bato bir sre yorgunluktan hibir ey
dnemeden, kirli ay fincanlarnn bir da gibi yl durduu
masaya bakakald. Sonra kapnn arkasndaki odaya geti.
Kans -beyaz, hasta bir yzle o da yorgunluktan l gibiydiuyanm, austos'un son haftasnnda doan ocuu kucanda
oturuyordu. ocuk kckt, zavall yava yava lyormu gi
biydi. Byk oullan onun arkasnda, bir eyler bekliyormu gi
bi, bir gz ak bir gz kapal yatyordu.
Marie "una bak hele, nasl oldu" dedi.
Bato gz ucuyla ocua yle bir bakt. "Faludi geri dnd" de
di, "Yarn sabahtan Karpatlara, Russinko'ya gidiyor."
Marie "Yanlmyorsam sen bu ocuun yzne dnyaya gel-
eliinden beri bir kere olsun bakmadn" diye devam etti. Sonra bi
raz bekledi ve ekledi: "Ve lp gidecek ve sen bir kere bile grm
olmayacaksn yzn." Birden kendi azndan kan szlerden
korkuya kapld, ama Bato ilgisizce kesti konumay: "Urama,
naslsa yaar."
IV
yere vurup geri dndler. Smscak, delice bir selamlamayla tutuklular aralarna ald askerler. htiyar Solonjenko birdenbire
ayakta duramaz oldu. ok yorgunmu gibi ban sol omuzuna
dayad, ama gene de gzleri ak, nnde grltl bir sesle ko
nuan kzl kumandana doru bakt. Grkemli asker paltosuyla
yere akl bir heykel gibi duruyordu subay. Mar kesildi. Tutuklular askerlerle ve kendi aralarnda kucaklatlar. Solonjenko'nun hepsinin adma bir konuma yapmas gerekiyordu. Yz
bembeyaz oldu, soluk ald ve sonra o bilinen inisiz ksz alak
sesi duyuldu: "nnzde, Rusyal yoldalarm, verdikleri sa
van meyvesini gren tutuklular duruyor." Hepsi byk bir dik
katle birbirlerine bakyorlard. evirmen asker paltosu iinde
ne kt, Ruslardan yana dnd. "nnzde, Rusyal yol
dalarm, verdikleri savan meyvesini grmek erefine eren ilk
tutuklular duruyor." Solonjenko iki elini akaklarna doru
gtrd, glmsedi ve sonra Rusa devam etti: "Aramzdan hi
biri, polis tarafndan izlenen, ikence edilen, hapse tklan ve
ldrlen yoldalarmzdan henz hibiri verdii savan
dln kendi gzleri ile grmedi. Biz imdi ilk olarak bunu
gryoruz." Hzl ve alak bir sesle konuuyor, ellerini ko
numasnn sonuna kadar akaklarnda tutuyordu. Ayn anda
iki kii onu kollarndan tutup havaya savurdu. Yrei korkun
bir hzla arpyordu. Bir an, hayr henz bitmedi, istemiyorum
bitsin, diye dnd. Jaroslawski'nin kaln giysilerinin havada
uutuunu grd. Ksa bir sevin annda yrei dayanlmaz bir
cokuyla doldu. Sonra ayaklan yeniden yere bast.
VI
talarda bir adam bir sandn zerine kmt. Gitgide artan ses
sizliin iinde gl bir sesin yanklan duyuldu. Kalabaln
kysnda kalm olanlar, uzaktaki bir kyn yangn sirenleri gibi
hibir szck tamad halde etkileyici olan bu sesin tnsna
kapldlar. Balarn boyunlar acyacak kadar yukarya kaldr
dlar. Hepsinin azlar ak, beyaz dileriyle sesi sryor gibiydi
ler.
Ruslarn iki gn iinde orada olacaklarndan sz etmiyordu bu
ses. Ama, Rusya'nn tamamiyle kyllere ait verimli topraklar
yla usuz bucaksz grkemli bir lke olduunu sylyordu. Orada
bulunanlar partinin kararlarna katlmaya aryordu.
Dinleyenlerin yzn sert ve ac dolu bir prlt kaplamt,
tpk llerin yzlerindeki gibi.
nc Ksm
I
II
III
ten sonra, hereyi ama hereyi bozduktan sonra imdi elini bile
doru drst skmadn aklndan geiriyordu.
Snrdan hemen nce, Pali ile birlikte dier kovulmularn bin
dirilmi olduu vagon durduruldu. Kaplara nbetiler dikildi.
Scak ve tozlu bir leden sonrasnda beklediler. nce azlarna
geldii gibi kfr ettiler, sonra sustular, susadlar; yorul
mulard. Yal bir kadn ve Pali su getirmek iin izin koparabil
diler. Temiz havay doyasya cierlerine doldurabilmek iin ya
va yava yryorlard. stasyon binasnn arkasnda tarlalar
balyordu, yumuak ve ekingen; arkada yaban erii iekleri
bulutu kapl bir tepecik. Bileklerini suyun altna tuttular. Pali
evresine baknd: kk istasyon epeevre kale gibi dalarla,
dev gibi, Pali'nin yeryznde bylesinin olabileceini hi aklna
getirmedii dalarla evriliydi.
Ancak o gece Pali'nin arkasmdan kapy srgleyemedi Bayan
Bordoni. Akam Bordoni ile birlikte gelen yoldalar, gece sokaa
kma yasa konmu olduundan sabaha kadar orada kaldlar.
Dnden beri her yana yeni ynetimin silahlarm mahalle mahalle
teslim edilmesi ile ilgili bir bildiri aslmt. leden sonra bunu
protesto eden bir yry, belediye binasnn nnde kurunlar
la karlanmt. Bordoni, Pali'nin yerine, tahta srann stnde
oturmu, odada konuulmu olanlar Pali'nin dnceleriyle
kavramaya alyordu; elimizde ne varsa hepsini verdik; onlar
dan alacamz bir lokma idi, buna karlk onlar bizi iliimize ka
dar yutacaklar. Gmleini srtndan alan adam, derini de yzer.
Toplantlardaki idareciler sattlar genliimizi.
Sabah hepsi gittiklerinde Bordoni kapnn eiinde kararsz
kalakald. Yumuak bir adamd, Pali'nin artk orada olmamas
ona azap veriyordu. Kararlyd, ama verdii karar ona ac geli
yordu. Dnp odasna girmemek iin direniyordu. Bu rm
duvarlarn, bu kadnl, ocuklu, ev idarecili kokumu hamurun
iinde tutunabilecei bir tek salam dayanak vard: yatann
altndaki askerden kalma tfei.
"Bu ilk mi?" diye sordular Janek'e. "Evet", dedi Janek, "bu ilk."
Bir srann zerinde oturuyor ve dierleri gibi grnmeye, onlar
gibi davranmaya alyordu. O kadar kk ve tostoparlakt ki,
dierleri ona baktklarnda glmsemeden edemiyorlard. Sk
sk bir el, kaim, yusyuvarlak kafasnm stnden okayarak gei
yordu. Utanyordu, kendisine niye glmseyerek baktklarn
anlayamyordu. Bu haliyle, bir kede yusyuvarlak olmu, dier
leri tarafndan itilmi, onlardan kopmutu. Epey sopa yemiti.
Bu gzaltnda en kts ona rastlamt. Sonra gelip onunla ve
dalaabilmek iin paralar kmamt. Gizliden gizliye evini
zlyordu. Wladek'in kolu arasra omuzunda olmasa rlplakt
omuzu. En ok da iletmeyi, boyahaneyi zlyordu. Zaman nasl
kullanacan bilemiyordu, elleri dizlerinin stnde ylece otu
ruyordu. Kafasnn ii boalm gibiydi.
Ama hcrenin kaps arkasndan srglendiinde, nndeki
drt yldan daha az korkmutu. imdi sekiz siyasi tutuklu, en alt
iki ranzann zerinde, dizleri birbirine deerek oturuyorlardL
Dizlerden oluan masann zerinde buru buru san bir defter
y iv i-s.'
F ' -i 4 ?
duruyordu.
"O halde balyoruz" denildi. Hepsi ondan yana dndler. Biri
si paragraf paragraf okuyordu. Her paragraf arasnda tartma
lar, ekimeler oluyordu. -Janek yerinde sessizce oturuyordu. Ko
nuulanlardan pek bir ey anlamyordu. Ama gene de daha im
diden baz kkler yava yava u veriyor, evresine tutunmaya
balyordu. Bir keresinde Solonjenko ona doru bakt. "Nasl iler
leyebiliyor musun?" Janek utand. Yuvarlak kafas kpkrmz ol
du. "Azck." Solonjenko elini onun bana koydu. Janek Solonjen
ko hakknda hibir ey bilmiyordu. Karsnda grd sadece,
yal, kk, sk bir adamd, buz gibi beyaz bir yz ve sevin dolu
gzleri, gergin bir gs ve dimdik, neredeyse kaskat bir du
ru.
"Hep soru sormalsn Janek, hep sormalsn. Al bunlar oku!
Yarn bana sorular sorarsn. Bir ey anlamadn m, hi ekinme,
durdur konumalarmz, sor. Her szc aklarz sana. Drt
yl sonra buradan ktnda, gene almaya devam edeceksin,
neler olup bittiini anlayacaksn. ansn varsa, hi deilse bir
sre bizimle burada kalabilirsen, ok eyler renebilirsin. nsan
burada senin gibi drt yl ya da benim gibi sekiz yl kalacak olur
sa, ya da hayat boyunca... Gene de bizimle dars arasnda bir
uurum olmamal, anlyor musun sylediklerimi?"
"Evet, anlyorum" dedi Janek rahatsz edilmi gibi. Solojenko'nun huzur dolu gzlerinin iine bakyordu. Ama bunlarn an
lalmasnn g olduunu dnyordu. Solojenko'ya ayor
du. Solojenko'nun eli bann zerinde durduu srece kendisini
artan her eyin, artk kendi iinden geldiini henz bilmiyor
du.
Janek keye ekildi, alnn krtrarak okumaya balad; bir
tek istei vard: okuduunu anlamak.
Solonjenko yeniden onun yanma geldi, oturdu, sorular sordu,
onunla uzun uzun konutu. Solonjenko Janek'in sylediklerini
de dikkatle dinliyordu -Rusya'dan dnnn hemen ertesinde
tutuklanmt, drdnc kez, daha arlk zamanndan Polonya
hapisanelerine alkt. Btn gen tutuklular kua onun
hcresinden gemilerdi. Ona Janek gibileri gerekliydi, taptaze
bir gereklik...Her eyi anlattrd, boyahaneyi, fabrikay, Wladek'i, bildiri katlarn, tutuklanmasn, Janek'le imdiye kadar
daha hi kimse byle konumamt. imdiye kadar Janek hep
kardei Wladek'in yapt gibi yapmt, ok bir ey anlamadan,
ok bir ey dnmeden. Bu gece yatanda konumalardan
mthi etkilenmiti, uyuyamayacak kadar heyecanlyd. Sanki
imdiye kadar karanlk ve dar bir hcrede oturmutu da Solonjenko bu hcreyi bir yumrukta yarp darnn havasn ve
aydnln getirmiti ieriye.
KNC BLM
Drdnc Ksm
i
yor, ona bakmyor sadece bir ark mmld anyordu. Kardei onun
elini aceleyle skm, sonra masaya karsna oturtmutu. Gzle
riyle birbirlerini aryorlard. Janek kld, aabeyinin kolunun
altna snd, sonra sertleti ve masann kar yanndakini ken
dinden emin gzlerle incelemeye koyuldu. Wladek'in yznden
sanki bir eyler eksilmi gibiydi, belki de byle sapsar olmas
olaand. Ona daha iyi bakabilmek iin onun hemen yanbana
oturdu. Wladek kolunu Janek'in omuzuna koydu, hafiflemiti
kolu.
Konumaya balad: "Yprandn, imdi ne yapacaksn?"
"Ben iyiyim, sen naslsn?" dedi Janek.
"Grdn gibi"
"Seni enselemediler o zaman, iyi oldu, anlat bakalm biraz."
"Ne anlataym istiyorsun?"
"En iyisi batan bala, Ruslarn buraya nasl geldiinden."
"Bunda anlatacak ne var. Geldiler ite, kendi gzlerimle
grdm svarileri alk, bar ve biz daha tam yeni anlayacak
ken ne olduunu, gittiler, ondan sonra gelense ncekinin ayns
oldu, bir tek farkla: biraz daha kts."
"Ne biim anlatma bu, byle? Beni enseledikleri gn karakolda
dilerimi grtlama dktklerinde hep bizim Wladek'in ban
dan bunlarn gemi olduunu dndm, yle ya da byle, hay
di anlat bakalm."
Wladek kolunu Janek'in omuzundan indirdi, parmaklarn iie geirdi:
"O gn seni tutukladklarnda sabahn gecesi Sutin'in
dkkanna gittim, paketi alp eve geldim, sobann iine koydum.
Sonra hemen Anton sokandaki baka bir evden br bildirileri
de almak iin ktm. Etraf tenhayd epeyce, Veit sokandaki
devriye arkadan gelip beni geti, sonra Anton sokandan aa
gelen devriyeyle karlat, arkamda baklarn nasl bana doru
evrildiini hissettim, hemen bir meyhaneye girdim, sanki Ar.ton sokana bunun iin gelmiim gibi. Meyhanede bizim boyar.;-
neden iki kii vard, beni grr grmez hemen bir kenara ekip
"Yaradana kr bu gece burnunu bir yerlere sokmadn; Paul'un
bana gelenleri biliyor musun?" dediler. -"Hayr", dedim, "hibir
ey duymadm." -"18 numarada at katnda enselediler, elini ko
lunu balayp merdivenlerden aa yuvarladlar basamak basa
mak; aaya vard zaman tannmayacak haldeydi, sonra da
karakola srklediler, yz gz diye bir ey kalmamt, sadece bir
et yn." Sonra devam ettiler: "Dur bakalm Wladek, hep bera
ber gideriz" Bir sre mz birlikte yrdk, hi durmadan an
latyorlard; ama bende de deiiklikler vard, dizlerimdendir di
ye dndm, ne olabilirdi ki, o gne kadar bildirileri hep
frndan ekmek alr gibi alp getirmitim."
\Vladek burnunu ekti. Janek koluyla ona dokundu, Wladek
anlatmaya devam etti: "Veit sokanda onlardan ayrldm, bilir
sin orada ii kz dolu bir kahve vardr, kapsnda da bir levha
asldr, dans edilir falan diye, ama o gece dans edilmiyordu, sade
ce ilan vard asl. Yolda Stefan kt kapdan, biraz garip
grnyordu, beni kolumdan yakalad ve dedi ki: "Seni bekle
mekten deliye dndm, imdi aaya in, bir sre saklan, sonra
gidersin; 7 numaraya gidemeyeceksin, oradakiler katlar. Bizim
de peimizde olup olmadklarn bilmiyorum." Hemen aaya in
dim, azna kadar doluydu iersi; bir sre orada saklandm, ne
kadar bilmiyorum, belki yarm saat, belki bir saat, sonra eve
dndm, dndmde sen yoktun."
Odada dier bulunanlar sessizliklerini koruyorlar, masada
oturanlar iki kiinin birbirleriyle alak sesle yaptklar ko
numay bozmak istemiyorlard.
"Ama Wladek, drdnc blgedeki yer ele getii zaman en
yakn dier blgedeki yerden bildirilerin alnmas gerektii bildi
rilmiti."
"Evet byle bir bildiri vard."
"Ama Wladek, sen gidip onlar almadn m?"
Wladek sustu, kafalar birbirlerinden ayrldlar, anneleri ko
nuacaklarn bitirdiler sand, masaya kaklar koydu.
"Annem, kz kardeim ve ben o gece bildirileri katladk. Sonra
II
F : 5 60
III
terk etmiti. Szcklerle bir eyler anlatmadaki o eski gc yokolmutu. Marie kristal yuvarlacklar tayan byk lambay
sndrd, dikiiyle beraber onun yanna oturdu, lambann yu
varlak nda imdi gerekten tam bir aile gibiydiler.
"Artk baka bir oda aramahz gerekiyor." dedi Marie.
"Neden?"
"Kt bir sokak buras, oda da kt. Doru drst bir oda bile
deil buras, her yanda aynalar asl ve u byk lamba. Kn buz
gibi souk, yazn da scaktan durulmuyor."
"imdiye kadar yayorduk ya."
"Bir odada bir yl oturmu olmak ondan sonraki yllarda orada
oturmay gerektirmez ki; hem burada daha ok kalacamz da
sylyorsun."
"Evet, yle grnyor, burada daha uzun zaman kalacaz."
te o zaman Marie, sanki bir ormanda yalnz balarna top
ran stnde yatyorlarm gibi, korkuyla: "Niin hep burada
kalmamz gerekiyor?" dedi.
Bato cevap vermedi; Marie dikiini toplad, ocuklarn yanna
yatt. Bato daha birka saat ayn yerde oturdu. alacak yerde,
niye alamadn dnyordu.
Sonra br yana geti. Byk, altn bronz kaplamal, kaln
perdeli, ak kollarnda elektrikli mumlar tayan meleklerle
ssl barok somyada uyuyan hastalkl yze bakt. Bu insan
lar hi mi sevmediini, yoksa btn insanlardan daha m ok
sevdiini bilmiyordu; her ne olursa olsun onlar gittii her yere
beraberinde gtrmt, brakm, sonra gene yanma almt.
Bu yaptnn doru mu, yoksa yaln m olduunu bilmiyordu.
Birden Andris'in uyumadn, tek gz ile inceler gibi ona
baktn farketti. Bato soyundu ve odann bir kesinde resim
sehpalar ve ayakl lambalar arasna serilmi dar yataa uzand;
savan iinde, dman tarafnda drtte yanm bir atonun
salam kalm bir kesine snm gibiydiler. Bato Andri'ye
eliyle iaret etti, ocuk yavaa byk yataktan inip onun yanna
IV
Beinci Ksm
I
II
F: S S1
III
rendiimin hepsini, daha baka szlerle bizim kentte dolasaydm gene renebilirdim." dedi. Ma sabrszlkla bir eyler
syledi: "Olsun rendin ya, sen ona bak."
Yamur dinmiti. Liau otobs durana yrd, oradaki
kk dvmeci dkkannn vitrinine konmu kaba saba resimle
re bakt, Limehouse'a geldii her akam burada beklediinden,
ayda bir deitirilen bu vitrinin resimlerini ezbere biliyordu.
Beklemek, kendinden emin, kstah grnl yaplarn, onlarn
arkasndaki uzun ve kimsesiz, tertemiz, sessiz sokaklarn bu ya
banc kentinde yalnz bana olmak... Kendi kentini, babasn
dnd. Naslsa yeteri kadar ok sayda olu vard, umut bala
yaca, bir eyler bekleyecei. Ama babas bir kez, btn sevgisi
ni ve umudunu ona balam ve bu umut zamanla yallarda
grlen o anlamsz isteklerinin getirdii ekilmez bir ihtiras hali
ni almt. Liau Han-i glmsyordu. Ama bu. glmseme ar
bir ey gibi yorgun yznden aa kayd yere dt.
IV
Altnc Ksm
I
II
12
numaral kapdan ieri girdi. Birisi ona doru seslendi:
"Sun Fo-li'ye mi gitmek istiyorsun?" -"Evet, ona gidiyorum." "nc avluda, en arkada, en st kat."
nc avluda oradaki bir dokuma atelyesinden boalmakta
olan bir kz srs ile karlat. Bir kz kolundan tuttu: "Sun Foli'ye, bize geliyorsun demek, gel bizimle." Merdivenleri karken
konumaya devam etti: "Bir mektup aldk, seni bekliyorduk. Fo-
III
kede ilk kez bir araya gelen Rue Mazarine'deki atlye iileri
Pali'nin el hareketlerinin kargaas iinde anlatlan, szckle
rin arkasnda nemli bir ey yakalamak gerekirmi gibi sabrla
dinliyorlard.
Avluda ise komu evlerin kadnlar Bayan Bordoni'nin evre
sinde itiiyorlar, geceye braklsa ryecek sebze ve meyvalarn
ucuzlatlm fiyatlar zerinde pazarlk ediyorlard. Bayan Bordoni kocasnn yzne sadece yle bir bakmt. Kazancnn iyi
gittii u son birka ay iinde Paris'teki yeni yzn Bologna'dan
karldklarndaki yz ile bu akam birdenbire deitirmi gi
biydi. Gzlerini yere emi, yrei skntl deli gibi onu bunu
tartyordu. Yorgunluktan l gibiydi, sesi, ayaklar iliine kadar
sklmt. Bir an aklna delice bir dnce geldi, arabay devir
mek, ezik incirleri yerden toplasnlard, rhtma gidip rm
bacaklarn gnee uzatmak istedi. Tiksintiden srlm dudak
lar arasndan koca koca saylar kyordu. Bounayd, bouna
ite btn her eyi ondan istemeleri bu arsz Fransz kanlannm,
oteldeki rezil, kokmu patron kars da...
Yorgunluktan zor yutkunarak, avular bakr para dolu Ba
yan Bordoni kapdan ieri girdi. Masada patronun ailesi yemee
oturmutu. Kendi yatanda ise Bordoni, Pali ve komu iki gen
oturuyorlard. Bordoni kararszlkla: "Bak kimi getirdim," dedi.
"Chazella'ya bir urayaym dedim, baktm ierde Pali oturuyor."
Pali neeyle, bu kadnn kendisini, yzn gzn trmklayarak
oradan kovmak istediini dnd. Bordoni devam etti: "Yiyecek
bir eyler hazrla Katerina, hepimizin karn a." Bayan Bordoni:
"Drdnze de mi?" dedi. Adam hi cevap vermedi. imdi,
drdnze de mi, diye sorduuna utanyordu, keke bir tas et ve
orba karp koysayd masann zerine. Ama sonra gene de ta
baklar adamlarn nne kpee kemik verir gibi itti. Bu kadn
niye hi dzelmedi? diye dnd Pali. talyanca bilsem onunla
daha sk konuur, daha ok eyler anlatrdm. ocuklar sevdi,
ama Bayan Bordoni buna glmsemedi bile. K babasma
yaslanm, sessizce Pali'ye bakyordu. Ama Giulia Pali'yi
tand iin kkrdayp duruyordu olduu yerde. "Hep burda m:
kalacaksn?" -"Hayr, sadece bir gn." Bayan Bordoni rahat
lamt; hele bir kp gitse uradan. "Sen de gidecek misin yann~
IV
dnyor, Stoyanofun btn bunlar kendisine mi, yoksa Andreas'a m anlattn bilemiyordu. Aydnlanmaya baladndan
btn gece boyunca ikisinin arasnda oturmu olan Andreas' da
ha yeni farkediyordu. Stoyanof sesinin tonunu deitirerek ko
numay srdrd: "Sofya'daki kiliseleri havaya utuundan be
ri peimizi brakmyorlar. Bu kadar kan dkldkten sonra artk
ne nemi var diye dnebilir insan. Daha ok Dudof var. Ama
dklen kan Dudof un kan da olabilir!"
"Konumasn bitirdiinde tribnlerin nnden byk fabri
kalarn silahl iileri gemeye baladlar. Seksen bir kii tam.
Hepsinin fieklikleri silahlan vard. Birbiri arkasndan iiler
tribnn nnden getiler. Uaklar koca bir bulut gibi getiler
gkten. Baka bir tribnde de btn lkelerden gelmi delegeler
vard ve konumaclardan birisi ilk ii kyl devletini vc
szler syledi mi ellerini havaya kaldrmak zorunda hissediyor
lard hepsi kendilerini."
Nikolof sz burada kesti. Koulan birbirinden ayran ta
deli koridorda devriyenin ayak sesleri duyuldu. Bu saatte ko
numak yasakt. Ayak sesleri kapya yaklat sonra gene iki kori
dorun kesitii nbet deitirilen yere doru uzaklat. Nbeti
lerden biri yuvarlanan bir bilye gibi koridordan aa grltyle
kotu. Klann avlusunda alarm zilinin iki ksa bir uzun sesi du
yuldu. Nikolof upuzun yere uzanm yllar boyu duyduu bu ses
leri ilk kez byk bir dikkatle dinliyordu. Her ey bittikten sonra
-gece tamamlanmt sanki- Nikolof anlatmaya devam etti.
"Lenin'in mezan nnde gece gndz uzun bir kuyruk var, hi
azalmayan bir kuyruk. Ben de ok durdum o kuyrukta...
Orada iyi rn alacaklar bu iten..."
"Devam et anlatmaya." Sal sollu er er, stl altl yat
yorlard. Karsnda yatan adam yzn ona evirdi. Nikolof bu
yz tanyamad, gz gz grmyordu ierde. Gene de parlak
kvlcmlarn bu gzlere nereden geldiini merak etti. "Bizim par
tideki ayrlklar sona ermi. Hepsini armlar toplantya. Ni
hayet birleebildiler, koullar da yle..."
Dudof gzlerinin yandn hissediyordu. Yeni tant yol
hi?" "Evet burada kendisi." -"Ne, Faludi burada m?" -"Evet, siz
bilmiyor muydunuz? ok kald ierde, bunu duymusunuzdur.
Kt oldu. in hep can alc yerinde bulunmaya alktr, gittike
sertleen bir yaamla lmek arasnda kalan ilere girer. Yani in
sann ne olduunun ortaya kt yerdedir. Durum gelimeyince
yani bir hareket falan olmaynca, tuttu onu kendisi yaratmaya
kalkt."
"Grevden alndn duymutum."
Bhm imdi bunca zamandr Faludi'yi hi sormam olmasna
ayordu. Buraya gelip yerleeli beri gemile ilgili eylerle
karlamaktan ekiniyordu, sanki gemite onu korkutan bir
tehlike vard.
"imdi ne yapyor?"
"Bir ey yapt yok, nemsiz bir ile urayor. Bir gazetenin
redaksiyonunda."
Bhm gld. "Faludi'yi redaktr olarak dnmek de ola
nakszd. Bir odaya girdii zaman insan hemen darda atn
balam da yle gelmi gibi bir duyguya kaplyor."
"imdi artk atn falan balad yok."
"Ya Steiner?"
"Kk bir niversite kentinde. Arasra bana mektup yazyor,
artk dayanamadn, gitmek zere olduunu falan. Ama gide
cei falan yok."
Bhm yarm kulakla dinliyordu. Artk onunla birlikte
yrmekten sklmt. Viyana'da Bato'nun evinde yaplan son
suz konumalar, insana zdrap veren anlamsz tartmalar
anmsad. Kesinlikle hl o eski dkntleri tartyorlardr. Bir
insan nasl olur da bu denli az deiebilir. Bato yle dnd:
Acaba bu akam benle gelir mi diye sorsam m? Ama Bhm'n
mutlaka btn akamlar doludur. imdi niye gelip de benimle
birlikte odamda otursun sanki?
Durakta dnceli bekliyorlard. eitli ynlerden gelen bir
ok dnce daha yal olan'mn szlerinde aa kan bir soru
daha var."
Marie alak sesle: "Bizimle birlikte olmak seni hi sevindirmi
yor, niye?" dedi. "u halime bak bir kere." Marie kendisini ona
gstermek istiyormu gibi ayaa kalkt. Bato ona yaklat ve
pt.
Daha sonra kars yataa yattnda Bato eski yerine oturdu.
Kendisiyle ilgili eyleri dzene koymadan yerinden kalkmamaya
kararlyd. Andris bir gzn yummu ona bakyordu. Neyi bekli
yor sanki? diye dnd. imdi artk yabanc adamlarn anszn
odaya girip her yeri darmadank ettikleri ve onu alp
gtrdkleri gnler ok gerilerde kalmt. Bato gndzleri
oluyla konuanamt hi, ama imdi ikisinin de dndkleri
aynyd.
Yedinci Ksm
I
sad, korktu birden, sonra glerek sarld, pt. "Ne kadar sevin
dim bilemezsin" dedi Faludi, "Otur hele, bir eyler ye." Dierleri
nin oktan yemeklerini bitirip kalkm olduklar masaya onu e
kiverdi; masa, Bhm'n son olarak evde annesinin hazrlad
sofrada grd gzel yemeklerle doluydu. "Poaa varm da
ha," diyordu Faludi, "YVeisz'a smarlamtm zel olarak." Bhm
yal kaz etini diliyle damana bastrrken evresine baknd.
Odann iinde her yanda, koltuklarn, sandalye arkalarnn, ya
taklarn stne paltolar kasketler atlmt; iki pencerenin aras
na Tibor'dan bir manzara aslyd; Bhm odada iki yatak ol
duunu grnce, kadnlardan hangisinin Faludi'nin kars ol
duunu karmaya alt, herhalde el rgs, rahat bir ev giysi
siyle bacaklarn yukar ekmi kanapede yatan Agnes olmalyd.
Faludi bu kadnla Viyana'da Bhm'n bilmedii bir nedenle
karlam ve onunla kalmt. Bir ok duvarda sabrla aslmaya
alm, gzlerinin ii glen, sakin ve keyifli ifadesi ile Lenin ma
sann arkasndaki duvarda duruyordu.
"Buradaki almalara katldn duydum", diye Faludi sze
balad.
"Evet buraya yerleip almalara girdim."
Faludi glmseyerek Bhm'e bakt, tabana yeniden yemek
doldurdu. "u Alman ailenin yanndaki yemeklere hl nasl dayanabildiine hayret ediyorum dorusu."
Hajnal anlatyordu: Aman allahm. 1920'de Neukln'de bir Al
man ailesinin yannda kalyordum, sokakta grnmemem gere
kiyordu. Yada kzartlm garip bir brek yapyorlard, aklma
gelince hl fena oluyorum. Allahtan bir kpek vard da masann
altndan hi belli etmeden ona veriyordum yemei."
Faludi kolunu Bhm'n omuzuna koydu. "Cepheden birlikte
nasl dndmz aklnda m? Kargaann ve aresizliin kol
gezdii kamptan adamlarmzla nasl gemitik. Tarlalardan ge
iimizi hatrlyor musun; kyl giysileri vard zerimizde, yal
bir kadm oturduu yerden: "Nasl da iyi giyinmisiniz aslanlarm
benim, kimse anlamyor Kzl Ordudan olduunuzu demiti."
Evet Bhm hatrlyordu bunlan; nasl hatrlamazd ki?
Yoldaflar F: 8/ 113
basma ait olduu aklma geldi. Cephede sizinle birlikte deil miy
di?"
"Evet bizimleydi."
"Kentte kalmt deil mi, grevliydi balarda?"
"Evet kentte kald."
Bhm o gnk korkusunu ve Kelen'e kar duyduu derin
saygy yeniden hissetti: Kalmam gerekiyor benim, o halde kala
cam.
"Evet, ve grdn gibi hepten orada kald. ans varm o za
manlar, polis bulamad yerini, birka hafta ya da birka ay illegal
kald, bir sre dayanabildi buna, ama sonra yava yava ailesinin
yanna kayd. Her neyse beni grnce rkmedi hi. Hatta sevindi
bile. Metropol kahvesine iyice snmt..." Oradakiler bir sre hi
ses karmadlar. Dnceleri karmakark deiik ynlere
daldlar, ta ki Faludi soruncaya kadar: "Mahkemeyi okudun
mu Bhm, Rakosi'nin durumasn?"
"Okudum tabii."
"Rakosi'yi on yldr tanrm" diye Faludi anlatmaya balad,
"ayn yere kapatmlard bizi" imdi hepsi dikkatle Faludi'yi din
liyorlard. Ama Bhm bir sre sonra izleyemez oldu anlatlanlar.
Anlatlanlarn hepsi, doru olsun yanl olsun, eksik ya da ta
mam, hepsi onda, anlatlanlarn k noktasna dnmek, onlarn
gerek olmas isteini yaratyordu. Bugne kadar Bhm sakin ve
iiyle urar kalabilmiti. Sadece yapt i vard onun iin, ge
mi yoktu. Hatrlyor musun, diye baladnda parmaklaryla
kulaklarn tkamak istemiti hep. Ama bugn, anlatlanlar din
lemeye alarak oturduu yerde huzursuz olmutu. Belli belir
siz zorlu gnlk ilerin yannda nemli bir ey zerinde
dnmeyi unutmu olduunu hissediyordu. Yapt iin iine
samaz olmutu. Hemen imdi burada kendisinden daha baka
bir eyler istensin istiyordu. indeki o bilemedii son gc iste
meliydiler ondan.
Kendini tutamad, yerinden kalkt.
Evden ktnda Faludi de paltosunu alp onu duraa kadar
klarna inandrdn dnd. ine ilemiti bu, hi yitirmemiti bu yetisini. Faludi hi durmadan konuuyordu, Bhm iin
deki isteksizlii zorla bastrd.
Kaydn, takldn kaldn bir yerlere bir kere. Artk bir daha
dzeltemezsin durumunu, diye dnd Bhm. imdi Faludi'nin
yakncack yzne bakarken, ifadesinin hi de neeli ve ak ol
madn grnyordu; Faludi'nin parlak gzlerinde, neeli
yznde korku ve aresizliin getirdii noktacklar belirmiti.
Bhm'n akimdan neler getiini anlayan Faludi yksek sesle
btn gerei syleyiverdi: "almazsam yok olurum ben. u
halime bak, neye dndm." Gryorum, gryorum ama, sana
bir yardmm dokunmaz, diye dnd Bhm. Gelen tramvaya
binebildiine sevindi.
II
Anka'nn grmeye gelmesinin zerinden ok gemeden Janek ocuun doduu haberini ald. Ayn kouun baka bir o
cuu daha oldu. Ayn kentte bir iinin kars olan Dombrowski
tren yolunun oraya gelip sesledi: "Mika, erkek!" Dombrowski
pencereye yapm gibiydi. Birbirlerini anlamak iin cierleri
sklnceye kadar bardlar. Sonunda Dombrowski koua
dnd: "Bir olum olmu." Hepsi sevinle gldler bu habere,
Dombrowski dnda; onun yz her zamankinden daha karanlk
grnyordu. "Bizde yeteri kadar pi var zaten, kadnlar kendi
ocuklarn bile tanyamyorlar." Luak sinirlenmiti: "Nasl olur
da kendin, karn ve ocuklarn hakknda byle konuabilirsin?"
Dombrowski sadece souk souk bakm, hi cevap vermemiti.
Daha sonra yemek srasnda yle dedi: "Bakn ite, u anaktaki
yemi gryor musunuz, aadakiler ocua vermek iin bunu
alabilselerdi buradan, kimbilir nasl sevinirlerdi, hi kukunuz
olmasn bundan."
Dombrowski'nin evresi, sadece kendisini deil, yaknndaki
herkesi donduran souk bir kabukla kaplyd sanki. Ama bazen
baklarnn scak olduu da olmuyor deildi, zellikle Luak
III
"Yani..."
"Gryorsunuz ite, ciddi bir ey yok."
"Yani biz imdi ciddi saylr myz?"
"Bilmem..."
Yz yaknd ve ne dnd yznden okunuyordu, kendi
ni ele veriyordu, korku vard yznde.
"Evet ciddi bir ey bu."
Sadece kzn vcudunu, onun derisini, ellerini, arkaya doru
gerilmi boynunu dnmek istiyordu. Hatta korkun derecede
ciddi bir ey diye dnd. Niye acaba?
Sonra Elisabeth birdenbire yerinden kalkt, derse gitmesi ge
rekiyordu. Steiner onu dersanenin kapsna kadar gtrd, son
ra beklemek iin yeniden pastaneye geri dnd. Robert gen ve
ak yz ile, her zaman gereinden ok parlatlm gzlkleri
nin altndan glyordu. Bu parlaklyla gzlkleri de onunla be
raber glyor gibiydiler.
"Haydi bakalm, Steiner'in erefine, yeteri kadar pasta yedin
herhalde!"
Robert'in "Gzel kz, nereden buldun?" demesi Steiner'in
houna gitti.
"Burada kzlar nerede bulunuyorsa oradan, Mautner'in semi
nerinden."
"Bak imdi Steiner" diye balad Robert, yz ciddilemiti,
sadece gzlkleri glyordu imdi, "ciddi bir eyler yapmak iste
diini niye bana daha nce sylemedin?"
Steiner, Robert'in kendi szckleri ile konumasna hayret et
miti, kalarn yukar kaldrd. Robert geen yl Steiner'e 'sen'
diye konumay kendisinin nermi olmasna kzyordu imdi.
Sandalyelerini masaya biraz daha yanatrdlar. Steiner elini
Robert'in koluna koydu, onunla bart.
"Yaln anlamadysam bana bir iki smarlamtn."
F: 9/ 129
Sekizinci Ksm
i
II
III
du. Liau Yen-kay kars ve birka hafta nce domu ocuu ile
kk ve sakin bir at odasnda kalyordu. Odann duvarlarnda
sessizlik sakl gibiydi. Yoldalar arada srada bu odadan bir so
lukluk hava almak iin yukar geliyorlard.
Liau Yen-kay ve kars: "Birbirimizi sevdik, uzun bir zaman birarada iyi yaadk. Ama imdi artk ayrlmann, almalarmza
geri dnmenin ve ocuu devlete brakmann zaman geldi." di
yorlard.
Elinde olsayd LiauYen-kay, ocuu ayrlmas daha kolay ol
sun diye kans evde yokken gtrmek isterdi. Ama kans ocuu
kendi eliyle gtrmek istedi. ocuk ve kalbi, iki ta gibi sakindi.
Ama Liau Yen-kay kadnn akaklarnn nasl titrediini
grd.
Kadnn daha nce hareket etmesi kararlatrlmt. Liau ha
reket etmeden nce son bir defa ocuu grmeye gitti. Pencerenin
kenarnda durup ocuu ellerine ald. Oullan doduu zaman
babasmm duyduu sarho edici sevin akima geldi. Topa gibi bir
olan, uykulu hali ve ekik gzleri ile ona bakyordu. ocuu geri
verdi. Bakalan alsnd. Sonra alrd naslsa ocuu.
IV
Dokuzuncu Ksm
I
benim iin byle bir tek kiiye balanp kalmam yanl. Yuvarlak
ban yatan kenarna bastryordu. Byle zldm iin utan
malym. Byle benim gibiler iin bir tek insana bal olmak kt
bir ey. Ama belki de canm skkn olduu iin imdi byle
dnyorum. Kimbilir belki de benim iin bylesi daha doru. u
Stroof da bir gelse. Onunla da byle eyler konuulmaz ki.
Bir saat kadar sonra Stroof yannda iki kiiyle birlikte gelip,
Janek'e kulbe gitmesini syledi.
Gece yarsn oktan gemiti, yemek yenilen yerin klar
sndrlmt. Okuma odasnda bir ka kii heyecanla satran
oynuyorlard. Janek oturanlarn, kapdan girmesiyle oyunu ne
den kesip kendisine sinsi sinsi baktklarn karamad. Kede
bir srann zerinde gen bir kadn battaniyeye sarlm uyuyor
du. Battaniyeyi dolduran kadnn yumuakl ve yuvarlak hat
lar Janek'in gnlndeki boluu da doldurdular. Battaniyenin
ucunu hafife kaldrd, yukar ekilmi yuvarlak bacaklaryla An
ka uyuyordu. yle byk bir sevin yoktu iinde, sadece " Neyse
her ey dzene girdi"nin getirdii bir sevin. Kadnn souktan
sertlemi yanaklarna dokundu. Uyandrmaktan korktu. Dier
leri bu karlamay grmek isterlerdi, ama Janek kar kt: Siz
eve gidin, ben burada beklerim.
II
Aden'in kar gibi beyaz rhtm gzden kayboldu. Hep ayn yere
doru bakmak anlamszd, ky oktan incecik bir izgi olmu, belli
belirsiz, ufukla birlemiti. Kpeteden ayrldlar. ,rYolun yarsn
getik demektir." Balan nlerine eik, gverteyi geip ezlongla
ra doru yrdler. Liau Han-i denize bakt, o anda yurt zlemiy
le, yurda yaklamann verdii heyecan arasndaki snn getiini
hissetti.
Doktor Tsen Marsilyada gemiye binmeden nce yanma gelmi
ve: "Merhaba yolda!" demiti. "Sen, ben ve aabeyin, mz
Berlin'de karlamtk. Galiba seninle kamaralanmz ayn. Es
ki grevimize dnyoruz ikimiz de, ama imdi yurtta durum
deiti."
IV
O
akam Steiner odasna kapanm, imdi artk alt yldr bu
kentte bulunduunu, "Aylk Dergi"nin kadrosunun elemanlanndan birisi ve sz edilir makalelerin yazar olduunu, evlen
diini, bir arkada evresine ve bir eve sahip olduunu, doentlii
garantilediini dndnde aknl ve aresizlii, eski ar
kada Bato'ya mektup yazmaktan baka kar yol bulamayacak
kadar artt.
"Sevgili dostum Bato. Uzun bir zamandan sonra size yeniden
mektup yazmama aracaksnz belki. nsann igdsyle,
hatta buna hi ekinmeden, utanmadan diyeceim, gerekten de
g durumlarda bavurabilecei ok az insandan biri olduunu
za inanyorum. Bu nedenle, geen yllardaki yaantmzn
farkllna bakmadan, ki hemen unu da ekleyeyim, bundan
sonraki yaantlanmzn da birbirinden imdiye kadar olduu gi
bi farkl olacandan kukum yok, sizin tavsiyelerinize bavur
maktan ekinmiyorum. nk benim durumum ve dndkle
Onuncu Ksm
I
Bato'ya mektup yaznn zerinden haftalar getikten sonra
Steiner Bato'nun trenle geerken istasyonda kendisi ile ksa bir
grme yapabilecei haberini ald. Steiner'in mektubu Bato'ya
bir gezideyken arkasndan gnderilmi ve Bato hemen yolunu
deitirmiti. Steiner yazd mektubun ieriini pek anmsayamyordu. imdi mektubu postaya verdiine pimand. Artk
telgraf ekmek iin de zaman kalmadndan istasyona gitmek
ten baka aresi kalmamt. Bato eskisi gibiydi, hi deime
miti. Davranlar ve yz ifadesi konuurken zorlandn gste
riyordu. Hi durmadan titreyen akaklar neredeyse Steiner'i ra
hatsz edecekti. Huzursuzluu, Bato gzln karp Steinerin bir zamanlar zledii dikkatli baklarn onun yzne e
virince daha da artt. (te imdi beni "kurtarmaya" balayacak,
diye dnd Steiner.) "Yazdm mektupla sizi rahatsz ettiim
iin zr dilemeliyim" dedi. "Byle bir durumu anlayacak kadar
anlay sahibisiniz. imdi durumum biraz daha dzeldi." Bato
gzln takt, rahatlam bir ekilde: "O halde ok iyi", dedi.
(Beni kurtarmasn beklemediim iin bana kzyor olmal
imdi, diye dnd Steiner.)
"Byle skntlar alan her insan eski bir hastalk gibi za
man zaman yakalar."
"zr dilemenize gerek yok." Eskiden de kendisini sevilir bir
II
IV
Onbirinci Ksm
I
II
"zlemi olmalsn..."
"Hem oraya, hem br tarafa gitmek istiyorum. Belki doru
deil ama, daha ok," eliyle tahta perdenin olduu yana doru,
Bolonya'nn bulunduunu sand yne doru, makine fabri
kasn dan, llegaliteden ve son savaa hazrlktan yana iaret et
ti, "oraya gitmek istiyorum!"
"Haydi bakalm imdi yataklara," diye seslendi Bayan Bordoni. I sndrd, yan tarafn henz snmemiti. Tahta per
denin arkasndaki yar uykulu aileyi, iri yar bir adamn yannda
masada oturuyor, ya da deklere uzanm grebiliyorlard.
"Hep bylemidir bunlar?"
"Evet hep byle."
Hepsi sustuktan sonra Bayan Bordoni yeniden alak sesle ko
numaya balad: "Sylesene Pali, bizi yanma aldracak m, ne
dersin?"
"Olabilir..."
Ama ya aldrmazsa. Bu kadar eye katlanmak kolay deil. Bu
kentin insanlar sert. Bu kentteki kadar sert insan hibir kentte
grmedik.
Gk dedin mi dar atyorlar. Burada zor kalyoruz. Tahtaku
rular gibi. "Ama yukardakiler salam yere basmazsan seni bura
dan sepetlerler."
"Bak imdi, eer sana bir yarar olacaksa burada kalrm, bir
eyler yapmaya alrm."
"yi olur Pali."
Bir sre hepsi rahata uykuya daldlar. Dzenli soluklaryla
rahat bir uykuya hazrlandlar. Ama Bayan Bordoni yeniden ko
numaya balad: "Bordoni de tam senin geleceini bilmi gibi.
Deil mi?"