Professional Documents
Culture Documents
AĞUSTOS 2005
İnsanca
AVRUPA KOMİSYONU DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI GİRİŞİMİ
İNSANLIĞA
SAYI 21
BİRAZ OLSUN
SAYGI
KUTU
KUTU
BECERİ
3
BAŞKANLAR KADIKÖY'DE BULUŞTU
Av. Selami ÖZTÜRK
DERGİDEN: İNCİ BEŞPINAR
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Sıcaklar
İnci BEŞPINAR
4
KUTU KUTU BECERİ
YAYIN KURULU Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı
tarafından geliştirilen ve Beyoğlu
İnci BEŞPINAR
bölgesinde uygulanan “Kadınlara
Prof. Dr. Necla PUR Yönelik Kutu Üretimi Beceri Kursu”
Işıl ÖZGENTÜRK ekonomik hayatın dışında kalan
Deniz SOM kadınların sosyal ve ekonomik
Selen YILMAZ durumlarını iyileştirmesini hedefliyor.
Muhtar ÇOKAR
5
Perihan ULUĞ BAŞKANDAN: SELAMİ ÖZTÜRK
Hedwig Dohm
Proje Merkezi
Eğitim Mahallesi, Nahit Bey Sokak No: 16
6
İNSANLIĞA BİRAZ OLSUN SAYGI!
Kuyubaşı - Kadıköy / İstanbul Globalleşen bir dünyada her şeyin değersizleşmesiyle birlikte insanın da pazara
Telefon: 0.216. 347 58 38 sürülmesinin ve değersizleştirilmesinin bir sonucudur insan ticareti... Kölenin aksine
Faks: 0.216. 347 78 86 insan ticareti mağdurunun hiçbir değeri yok. İnsan ticaretinin önlenmesinde sivil toplum
E-Posta: info@insanca.kadikoy.bel.tr kuruluşlarının sorumluluklarını Dr. Muhtar Çokar yazdı.
8
Ofset Hazırlık SAKATLAR VE KENT KONUSU ÇALIŞTAYDA ELE ALINDI
Olay Bilgi İletişim Basın Yayın Ltd. Şti. İnsanca Yaşam Projesi kapsamındaki 10 çalıştaydan ilki yapıldı ve iki gün süren
İstiklal Caddesi, Kontlar İşhanı toplantılardan ilginç sonuçlar çıktı. Çalıştayda gündeme getirilen öneriler aralarındaki
No: 113/6 D: 5 80070 Beyoğlu / İstanbul ilişkiler saptanarak ana istekler ortaya çıkarıldı. Sakatlar ve kent çalıştayında en önemli
konu özgürlüktü ve “sakat bir kişi için özgürlük nedir” tanımlanması herkes için farklıydı
Telefon: 0.212. 292 39 06 - 07
ama herkesin söylediği tek bir tanım dikkat çekti: Özgürlük, yaşamaktır.
Faks: 0.212. 251 45 28 - 29
www.dataprints.com
10
ÇALIŞTAYDA ÜRETİLEN PROJE
Koordinatör
Aynur NARLER
11
Görsel Yönetmen İNSAN HALLERİ: IŞIL ÖZGENTÜRK
Atilla AKIN Issızlığın Sesi
Grafik Tasarım
12
Zeynel YÖNER ENGELLİNİN KENT ENGELLERİ
Parıltı Derneği Yönetim Kurulu üyesi Sacit Serim yazdı: Kentsel yaşamda özürlülerin
Baskı karşılaştığı engeller ve sorunlar yalnızca özürlülerin değil kentte yaşayan tüm insanların,
Eser Film Çıkış ve Matbaacılık yaşlıların, hastaların karşı karşı kaldıkları engeller ve sorunlarla aynıdır.
İmamçeşme Mah. G47 Sok. Ercan İşhanı No:9
LAİKLİK NEDİR, NE DEĞİLDİR?
Seyrantepe / İstanbul Tel: 0.212. 332 10 50
YEREL SÜRELİ YAYIN 14 Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi araştırma görevlisi
Abdullah Sezer, son yılların gündemdeki konularından din ve
devlet ilişkisi, laiklik, demokrasi üzerine sorularımızı yanıtladı
15
KİTAPLAR ARASINDA
Gül Kokuyorsun
AĞUSTOS 2005
RÖPORTAJ
40 yaşında, üniversite mezunu, evli, iki çocuk annesi Nevin bu bitmeden başka bir sipariş almak istiyoruz.
Gürcüoğlu sorularımızı yanıtladı: Bu siparişler için neye ihtiyacınız var?
Siz bu kursa katılan nadir yüksek eğitimli kadınlardan "Dış piyasadaki, çok farklı ve geniş alanlara açığız.
birisiniz. Neden geldiniz? Şekerciler, gümüşçüler, hediyelik eşyacılar.
Ben üniversite eğitimi aldığım halde yıllardır çalışamadığım Gelen her siparişi yapabilir misiniz?
için üzgündüm. İş amaçlı bir kurs olduğu için, iş Evet, yapabildiğimizi gördük en azından. Hocamız da bize
edinebileceğim için geldim.18 yıl önce okulu bitirdim ve çok destek veriyor. Ne istenirse bizden mukavvayla
evlendim. Çocuklarımı büyütüp işe başlayayım dediğimde birleştirip, ortaya bir şey çıkartabiliriz.
treni kaçırmıştım. Bilgisayar bilmiyordum, dil bilmiyordum, Ne tür şeyler yapıyorsunuz?
yaşım geçmişti. Kumaş kaplamalı, deri, kağıt kaplamalı, yuvarlak, kare, oval,
Bu eğitim size ne kazandırdı? dikdörtgen, kalp, çeşitli biçimlerde ve büyüklükte kutular
Bir şeyler üretebildiğimi görmek hoşuma gitti. O yapabiliyoruz. Resim çerçeveleri, nikah şekerleri.
seminerlerde iletişim, ekip olmak gibi konuları Bundan sonraki hedefiniz ne?
değerlendirdim kafamda ne yapabilirim diye düşündüm, Bu eğitimi alan kadınlarla birlikte kooperatif kurup çevreden
şimdi umutluyum. Hocamız çok sevdirdi bu işi, sağlayabileceğimiz iş imkanlarıyla birlikte üretmek ve para
arkadaşlarımız çok iyi. Şimdi aldığımız siparişi yapıyoruz ve kazanmak. En baş derdimiz o.
AĞUSTOS 2005
RÖPORTAJ
Başkandan
bunun mutluluğunu yaşıyoruz. belediyelerden. Sipariş oldukça
Ben daha önce boncuk biz de üreteceğiz. Para
işleyerek, ufak tefek nakış, kazanmak çok güzel bir duygu.
aplike temizlemek gibi işler Ben çoğu kişi gibi ilk defa
yaparak para kazandım. Ama bankada hesap açtırdım.
bu çok farklı, hem de daha çok Kendime ait bir param oldu.
para kazanıyorum. Bu bir güven duygusu.
Arkadaşlarımızla bir grup Babamdan her hafta para
kurduk, adı “Kardelen”, istemek zor geliyordu. Şimdi,
Av. Selami ÖZTÜRK
bundan sonra küçük bir istediğim bir şeyi babamdan
atölyede aynı şekilde devam para istemeden alabiliyorum.”
edeceğiz.”
HAYAT FARKLIYMIŞ
BAŞARILI OLDUK Sevim Sevimli (30 yaşında,
Dursuniye Burun (39 yaşında,
üç çocuk annesi, ilkokul
ilkokul mezunu, evli, bir çocuk
annesi: “Daha önce hiç
HEDWIG
mezunu): “Kursta çok güzel el
becerisi öğrendik, toplantılarda
çalışmadım. Çalışmak ve para
kazanmak istiyordum. Eşim
DOHM
güzel bilgiler edindik. Kurstan istemiyordu. Ama ikna ettim.
maddi ve manevi yardım aldık. Çok mutluyum çalıştığım için.
Bizler dar gelirli aileleriz, Hayata çok farklı bakıyorum.
birbirimize destek vererek, Şimdi hayatın farklı olduğunu
yardımlaşarak başarılı anlıyorum. Sipariş aldık şimdi
B
ir kadın düşünün; 21 yaşında evlenmiş, beş çocuk
olduğumuzu düşünüyorum. onları yapıyoruz. Üretmek,
annesi olmuş, 30 yaşında yazmaya başlamış ve 60
Kursta her günümüz çok güzel para kazanmak çok güzel bir
yıla yakın hep kadın hakları için yazmış. Bıkmadan,
geçti, her zaman böyle günler duygu. İlk defa kendi emeğinle usanmadan. Kadınları baskı altında tutan geleneklere,
geçirmemizi dilerim. Belediye kazandığın parayı harcamak göreneklere bıkmadan karşı çıkmış. Kalemini olabildiğince
başkanımız da yardımcı olursa çok güzel." keskin kullanmış ve bütün bunları hep akıllıca yapmış.
devam etmesini isterim” Bu kadının adı Hedwig Dohm.
DESTEK GEREKLİ 1831 yılında Berlin'de dünyaya gelmiş.
MESLEK SAHİBİ OLDUM Yıldız Dokumacı (27 yaşında, Yüz yıllık dilimlere ayırdığımız dünya tarihine göre 19. yüzyılın
ilk yarısı... Şimdi 21. yüzyılın başlangıcındayız ve dünyanın
Nurcan Karagöz (20 yaşında, evli ve lise mezunu): “Eğitim
birçok ülkesinde daha birçok Hedwig Dohm'a gereksinimi
evli, ilkokul mezunu): “Bu çok zevkliydi. Seminer gibi olduğunu görüyoruz.
atölyede çalışmak kendime olan eğitimlerden sonra benim Türkiye'de Hedwig Dohm'u 10 yıl kadar önce yayımlanan
olan güvenimi bir kez daha kendime daha çok güvenim İnsan Haklarının Cinsiyeti Yoktur kitabıyla tanıdık. Hedwig
çoğalttı. Benim için çok güzel geldi. Kendi başıma da bir Dohm'un yaşamöyküsünü Heike Brandt yazmış; Şebnem
bir duygu. 15 günde meslek şeyler yapabileceğimi Sunar dilimize çevirmişti.
sahibi olduğumu düşünmeye başladım. En Hedwig Dohm, neler yazmış, hangi görüşleri savunmuş,
düşünüyorum. Kutu nasıl basitinden liderliğin bizim kısaca anımsayalım. Ancak, bu düşünceleri hangi yıllarda
toplumun gündemine getirdiğine de ayrıca dikkat edelim...
yapılır, nasıl pazarlanır bunları bildiğimiz liderlerden
Yıl 1876: “Evlilik hala erkeğin mutlak ve yasal olarak garanti
en ince ayrıntılarına kadar olmadığını hepimizin birer lider edilmiş egemenliğidir ve evliliğe hazır her genç kız ise
öğrendiğimi, aldığımız olabileceğini öğrendik. Bir bugün hala kontrol edilen, kullanılan ve alınan bir metadan
eğitimlerin gerek atölye araya geldiğimizde çok güzel farklı değildir.” Yıl 1874: “Kesinlikle kadınlara özgü meslek
çalışmalarında gerekse günlük işler başarabileceğimizi yoktur, aksine salt insana ait, genel ve bireysel meslek
hayatta bize çok yararlı öğrendik. Buradan yorgun vardır.” Yıl 1876: “Kadınlar... Size empoze edilen geleneksel
olduğunu düşünüyorum. gidiyoruz ama o kadar keyifli karakterleri fırlatıp atın! Sesinizi yükseltin ve seçme hakkı
bir yorgunluk ki, çünkü talep edin.” Yıl 1911: “Olanaksızlıklar kısır beyinlerin kaçış
Kooperatifin kurulmasını çok
yoludur. Olanaklar yarat!” Yıl 1913: “Kişiliklerini geliştirebilen
istiyorum. Bunun için hoşumuza giden bir şeyi
kadınlar, alışılmış dişi tırtıl durumundan kelebek olma
imkanlarımın el verdiği yapıyoruz. Öğrendiğimiz şey durumuna atlarlar.”
kadarıyla ne gerekiyorsa burada kalmamalı. Yine Hedwig Dohm'un gündeme getirdiği düşünceler tabii ki
yapmaya hazırım.” evimize gidip oturmamalıyız. toplumda hemen kabul görmedi. Ama sonunda Dohm'un
Belediyelerden desteğe dedikleri oldu.
BABAMDAN PARA ihtiyacımız var. Bir mekan Günümüzde çağdaş dediğimiz toplumlarda kadın hakları
İSTEMİYORUM lazım. Bu evde tek başına nerede daha ileri aşamada?
Çağdaşlık ise paket içinde hazır gelmiyor...
Sonay Mamati (İlköğretim yürütülecek bir iş değil. En
Birilerinin çabası gerekiyor.
yedinci sınıf öğrencisi): “"Ben başta organizasyon
Dohm şöyle diyordu: “Zaman, en büyük devrimcidir;
dikiş kursuna giderken firmalarına. nikah, düğün, sadece tunçtan adımını ileriye yavaş yavaş atar. Ancak o da
duydum. Eğitim bize güzel sünnet düğünü organizasyonu harekete geçirmek, cesaret vermek ve eyleme teşvik etmek
şeyler kattı. Bu çalışmayı ile ilgili yerler, pastaneler, ister. Siz kadınlar biraz daha cesaret.”
sürdürmek istiyoruz. Destek şekerciler, hediyelik eşya O halde haydi cesur kadınlar... Dünyayı, daha yaşanır, daha
bekliyoruz. Özel kuruluşlardan, satanlara kutu üretiyoruz. neşeli ve şenlikli kılmak için
AĞUSTOS 2005
YORUM
AĞUSTOS 2005
YORUM
insan ticaretinin önlenmesi amacıyla olumlu sonuçları mağdurların hizmeti ve psikolojik destek almalarını
oluşturulan yasaların diğer insanların saptanması ve tacirlerin sağlıyoruz. Sağlık hizmetini resmi sağlık
yaşamlarını kısıtlar biçimde olmaması cezalandırılmaları olarak gerçekleşti. kuruluşları ücretsiz sunuyorlar. Sığınma
gerekiyor. Sınırların mağdurların evimizin kapasitesi 10 kişi, bazen 12
saptanması ve uyarılması amacıyla İLK VE TEK ÖRNEK kişiyi barındırabildiğimiz oluyor.
doğaldır ki kontrolü gerekli ancak Mağdurlara destek konusu sivil toplum Mağdurlar bir süre sığınma evinde
gereksiz kısıtlamalar ancak tacirlere kuruluşları olarak bizleri ilgilendiren en kaldıktan sonra eğer istiyorlarsa IOM
yeni iş olanakları sağlayacaktır. önemli konu. İki yıl öncesine kadar aracılığıyla ülkelerine güvenli
Sivil toplum kuruluşlarının insan mağdurlar gemilere bindirilerek Odesa dönüşlerini sağlıyoruz. Sığınma evinin
ticaretinin önlenmesinde diğer bir limanına gönderiliyor biçiminde haklı kirasını İstanbul Büyükşehir Belediyesi
görevi de yasaların uygulanmasının yönleri olan suçlamalarla sağlıyor, Philip Morris şirketi bir süre
sağlanması konusu olmalıdır. Bu karşılaşıyorduk. Mağdurlara tek destek öncesine kadar sığınma evinin
konuda ülkemizde önemli bir eğitim emniyet güçlerinin kendi olanaklarıyla giderlerine katkıda bulunuyordu.
eksikliği mevcut, ancak bu konunun sağladıkları yardımlardı. Oysa şiddete Bugüne kadar 74 mağdura barınma
telafisi için ilgili kuruluşlar işbirliği uğrayan, sömürülen ve bir anlamda olanağı ve destek ve IOM ile işbirliği
içinde çalışıyorlar. İnsan Kaynağını travmaya uğrayan mağdurun desteğe, içinde 66 mağdurun ülkesine geri
Geliştirme Vakfı (IKGV) olarak bu rehabilitasyona gereksinimi var. İKGV dönüşünü sağladık.
çalışmalarda bizim de katkımız var. olarak Türkiye'deki ilk ve tek sığınma Özetle insan ticaretinin önlenmesi bir
EGM, Adalet Bakanlığı ve IOM evini Kasım 2004 tarihinden beri ekip işi. Sivil, resmi, özel ve
işbirliğinde 2004 yılı içinde 151 yürütüyoruz. Emniyet Genel uluslararası kuruluşların işbirliği içinde
emniyet mensubu ve 63 hakim ve Müdürlüğü ve Jandarma Genel bu insanlık suçunun önlenmesi ve
savcıya yönelik bir hizmet içi eğitim Komutanlığı ile yaptığımız protokoller mağdurlara destek sağlanması
programını gerçekleştirdik. gereği kolluk tarafından saptanan konusunda çalışması gerekiyor.
Çalışmalarımıza Avrupa Birliği ve mağdurlar sığınma evimize Dileğimiz bu konuda çalışan sivil
British Council mali destek verdiler. Bu gönderiliyorlar. Sığınma evinde toplum kuruluşlarının çoğalması
hizmet içi eğitim programlarının mağdurların barınmalarını, sağlık yönünde.
AĞUSTOS 2005
HAB
İnsanca Yaşam Projesi içinde düzenlenen sakatlar ve kent çalıştayında en önemli konu özgürlüktü ve “sakat bir kişi için özgürlük nedir” tanımlanması
herkes için farklıydı ama herkesin söylediği tek bir tanım dikkat çekiciydi: Özgürlük, yaşamaktır.
İNSANCA Yaşam Projesi Gür (Kadıköy Belediyesi Araştırma çalışmanın tarihçesi ve yöntemi
kapsamında yapılacak 10 çalıştayın ve Koordinasyon Müdürü), Nalan hakkında kısaca bilgilendirildi.
birincisi 25-26 Mayıs 2005 tarihlerin Balık (Kadıköy Belediyesi Fen İşleri
arasında Kadıköy Belediyesi’nin Müdür Yardımcısı), Serdar Kuvan ÇALIŞTAY YÖNTEMİ
tarihi meclis binasında yapıldı. (Türkiye Sakatlar Derneği İstanbul Bu çayıştayda uygulanan “Yedi
Çayıştayın birinci günü, “Engellilerin Şube Başkanı) ve Aydın Sirkeoğlu Yönetim ve Planlama Tekniği”nin
Kent Hayatın Katılımları İçin Neler (Kadıköy Belediyesi Engelliler temel amaçları şunlardır:
Olmalı?” başlığı altındaki sunumlarla Merkezi Kentsel Yapılanma Birimi Takım çalışmasını etkinleştirmek.
saat 10.00 başladı. Proje Başkanı) konu hakkındaki bilgi, görüş Daha iyi düşünmeyi sağlamak.
Koordinatörü Selen Yılmaz’ın ve önerilerini aktardılar. Son olarak Çözüme yönelik görüş ve öneri
katılımcılara hoş geldiniz mimar Şükrü Sürmen’in sakatlar zenginliği yaratmak. Bu tekniklerin
konuşmasından sonra Kadıköy düşünülmeden yapılmış kent çıktıları ise olduğunca işlenmiş ve
Belediye Meclisi Engelliler tasarımları gösteren “power point” somutlaşmış, başkaları ile de
Komisyonu Başkanı Neşe Canyurt sunum paylaşıldı. Daha sonra çalıştay paylaşabilir analiz ve planlardır.
komisyonun çalışmalarını aktardı. çalışmasına geçildi. Önce, çalıştaya Teknikler özelikle farklı tarz , birikim
Daha sonra Sadık Kayhan (Kadıköy katılanlar “Yedi Yönetim ve Planlama ve disiplinlerden kişilerden oluşmuş,
Belediyesi İmar İşleri Müdürü), Banu Tekniği” kullanılarak yapılacak ekiplerde, ekip ruhunun
AĞUSTOS 2005
BER
BİRİNCİ GÜN
Çalıştay Birinci Gün: Çalıştay
“Sakatların (Engellilerin) Kent İçinde
Özgürce Varolabilmeleri Nasıl
Tanımlanabilir?” sorusu ile başladı.
Katılımcılar 46 fikir ürettiler. Bu
fikirleri grupladığımız zaman en
önemli olgunun sadece kent içi değil,
genel olarak “sakatlar için özgürlük
AĞUSTOS 2005
HABER
sorusuyla başladı ve özellikle (atık kağıt, şişe vb.)yapılmalıdır. Kadıköy’deki okullarda sakat
“Kadıköy’de sosyal duyarlılığı İlkokuldan başlayarak bu konuda haftaları düzenlenerek sakatlıkla
arttırmak üzere neler yapabiliriz?” gerekli ve yeterli eğitim verilmelidir. ilgili dersler verilmelidir. En zor
diye devam edildi. Bu konuda 42 Özürlünün istihdamı önündeki durumda olan sakatlık türleri tespit
fikir üretildi. Daha sonra bu engeller kaldırılmalı ya da asgari edilerek bu kişilere özel
fikirlerin hangileri uzun vadede, düzeye indirilmelidir. rehabilitasyon hizmeti
hangileri kısa vadede çözülebilir Rehabilitasyon (özürlülere özel) götürülmelidir. Engelli ailelerinin
diye tartışıldı. Bu fikirler uzun ve merkezlerinin sayıları arttırılmalıdır. psikolojik destekle toplumla
kısa vade ayrımı aşağıda Doğum anından itibaren özürlü barışması sağlanmalıdır. Kent
sunulmuştur: çocuğu olan aileye yaklaşım ve içinde yapılan tüm tasarımlarda
duyarlılık sağlanmalıdır. “Gözden engellilerin gereksinim duydukları
UZUN VADE ırak olan gönülden ırak olur” fonksiyonlar yerine getirilmelidir.
Uzun vadede Kadıköy’de Sosyal atasözünü unutup yerine Sakatlığın önceden önlenmesine
Duyarlılığı Arttırmak Üzere Neler “özürlülerimiz her yerde” sloganı yönelik çalışmalar artırılmalıdır.
Yapabiliriz? benimsenmelidir. Kadıköy’de Engelliler sınıflanmaya tabi
Halk Eğitim Merkezlerinde her günlük yaşantıda daha fazla özürlü tutularak bu alanlarda konusunda
programa özürlüler eklenmelidir. olmalıdır. 0-6 yaş grubu sakat uzman kişiler çalıştırılmalıdır.
Özürlü Hakları konusunda toplum bireyi olan ailelere özel eğitim Belediye yasasının gereklerinin
bilinçlendirmelidir. Özürlüler verilmelidir. Belediye bütçesinden yerine getirilmesi için özel bir çaba
yararına kullanılacak kampanyalar özel bir fon oluşturulmalıdır. harcanmalıdır. Tüm resmi
AĞUSTOS 2005
HABER
İnsan Halleri
kurumlarda bu konuda eğitim
verilmelidir. Doğum anında
özürlünün tespiti mutlaka
yapılmalıdır.
KISA VADE
Kısa vadede; mahalle bazında
özel günler düzenlenebilir. Işıl ÖZGENTÜRK
Şenlik, panayır ve eğlence
organizasyonu yapılabilir.
Milli Eğitim Bakanlığı’ndan
destek alınarak okullarda eğitim
verilebilir. Televizyonlarda eğitici
dizi ve programlar yapılabilir.
ISSIZLIĞIN SESİ
Belediye binalarından başlayarak
düzenlemeler yapılabilir.
Televizyon dizilerinin içeriğinde
sakatların sorunları gündeme
T
aşra kentlerinin sokaklarına eşliğinde.
gelebilir. Kadıköy’deki özürlü akşam erken gelir. İlk karanlıkla Ama rüya birdenbire biter. Beyaz yakalı
derneklerinin kaydı ve tespiti birlikte yollar ıssızlaşır, kapılar kurtarıcı ya başka bir yere tayin olur ya
kilitlenir ve televizyon bütün hayallere, da ansızın büyük kentte yaşayan bir
yapılabilir. Sakatların spor bütün iç dünyalara el koymaya başlar. nişanlı ortaya çıkar. Genç kız şaşkın,
faaliyetleri duyurulabilir. Televizyonun televoleler, yarışmalar öylece bakakalır. Bütün düşler bir anda
Özel şirketler bu konuda aracılığıyla sunduğu parıltılı, tasasız, yıkılmıştır. Geriye ıssızlığın dinmeyen
çekici dünya, taşra kentlerinin ıssızlığıyla ıslığı kalır.
toplantılar yapılarak
alay edercesine gencecik insanları İşte o zaman intiharın büyüsü başlar.
bilinçlendirilebilir ve sponsor baştan çıkarır. Artık tek bir amaç vardır; Babanın, annenin, komşuların
sağlanabilir. bu parıltılı dünyanın bir parçası olmak. aşağılayıcı bakışları karşısında
Kadıköy’de İnsanca Yaşam Issızlıkta yol almak zordur. Onları sığınılacak tek yer ölümün sakin
bekleyen okullar, işyerleri yoktur. Onlar soğukluğudur. Ölüm siyah tüllere
dergisi, Kadıköy Gazetesi ve
taşranın silik dünyasında tek bir çıkış bürünmüş bir beyaz atlı kadar çekicidir
sürekli yayınlarda konuya dair yolu bulurlar. Taşraya büyük kentlerden artık. Genç kız yaşadığı bölgelerde,
ilgi çekici yazı ve haberler gelmiş beyaz yakalıların herhangi biriyle yeryüzü tarihi kadar uzun bir kaderin
sunulabilir. evlenmek .Bunun için yapmayacakları yeni bir parçası olmayı şiddetle
fedakarlık yoktur. Bu onların hayallerini arzulamaya başlar. Böylece yaşamının
Aile Danışma Merkezleri’nin en çabuk yoldan gerçekleştirecekleri tek bir anlamı olacağını hisseder. Her şeye
eğitim programına sakatlar şeydir. rağmen başarmış olacaktır.
konusu eklenebilir. Bunun için stratejiler saptanır, giyim Ve bir sabah vakti, aptes aldıktan sonra
kuşam belirlenir, ayna karşısında saatler o yörede yaygın olan intihar biçimini
Ulaşım araçlarına reklamlar
geçirilir ve amaca adım adım yaklaşılır. seçer. Tarım ilacının kapağını açar ve
verilebilir. Okullarda bu konuda Sonunda bir beyaz yakalıyla, büyük yüzünde büyük bir hüzün ilacı içer. Ölüm
toplantılar ve söyleşiler kentlerden gelmiş bir kurtarıcıyla birlikte az sonra morarmaya başlayan yüzünü
düzenlenebilir. olunur. Sürekli beyaz bir gelinlik düşü okşar. Geriye ıssızlığa karışmış
kurularak. sözcükler kalır:
Kadıköy ilçesindeki özürlü
Töreler, ana-baba baskısı, “çevre ne “Beni bağışlayın”,
dernekleri belediyenin web der” kaygısı bir süre için anlamını yitirir. “Kardeşlerim benim için ağlamasın”,
sitesinde tanıtılabilir. Cep Gücünü yitirir. Şimdi televolelerin “Bazen mutlu oldum, teşekkürler hayat!”
telefonu operatörleriyle işbirliği sunduğu parlak, tasasız bir yaşama Genç kızın hayalleri, düşleri, sevdiklerine
geçmek için verilen bir mücadele vardır. söyledikleri sözler, yıkanırken mırıldan-
yapılarak belirli sloganlar cep Bu, gencecik bir kız için neredeyse bir dıkları türküler hepsi ıssızlığa karışır.
telefonlarına gönderilebilir. ölüm kalım mücadelesidir. Bu bir Evet bütün bunlar 2005 yılı Türkiye'sinde
Günlük hayatın içinde sakatlığı başkaldırıdır. Yerleşmiş ahlak değerlerini oluyor. İşsizliğin, yolsuzluğun,
yeni bir yaşam için terk etmek demektir. yoksulluğun, sevgisizliğin mahşerin dört
dile getiren sloganlar yaygın bir
Bunu başarır. Ona çocukluğundan beri atlısı gibi koşturduğu bu ülke
şekilde sergilenebilir (belli öğretilen en değerli şeyi, bekaretini topraklarında oluyor. Taşra kentlerine ve
günlerde değil, devamlı olarak). beyaz yakalıya verir. Bedeninin bütün kasabalarına akşam erken iner, diye
Sakatın ve çevresinin belediyeye sırlarını ona açar. Bunu yaparken başlamıştım onların hikayelerini
samimidir. Karşısındaki erkek sonuçta anlatmaya. Ve bitmeyen ıssızlık
başvurması kolaylaştırılabilir. kocası olacaktır, onu bu taşra duygusunu. Örselenmişlik duygusunu.
Mahalle muhtarlarıyla sakatların ıssızlığından çıkarıp parıltılı bir yaşama Genç kızların moraran cesetleri,
ortak çalışmaları artırılabilir. geçirecektir. Konfetiler ve komparsita ıssızlığın sesi işte böyle bir şey
AĞUSTOS 2005
GÖRÜŞ
AĞUSTOS 2005
GÖRÜŞ
bir de yağmurlu havalarda ki Trafik ışklarında sesli veya inerken tehlike yaratıyor. Çünkü Binalardaki merdivenlerde
suya basmamak için uzun adım titreşmli uyarıcıların olmaması çıkarken ayak ucu ile sağda ve solda sürekliliği
atılmaya çalışılması (körlerin yeşil yandığını basıyorsun fakat inerken topuk sağlanmış yaşlıların ve
yaralanmalara ve kalıcı veya anlamamasına sebep oluyor). ile basmak zorunda kalıyorsun özürlülerin faydalanabileceği
geçici sakatlıklara neden oluyor. Aslında sesli uyarı sistemi yani ayak ucu ile basamayınca şekilde tırabzanlar mutlaka
Kaldırımların bordür taşları ile yalnızca körler için değil denge sağlayamıyorsun. olmalı. Yürüyen merdivenlerin
asfalt arasında kalan boşluklar yaşlılıktan dolayı az gören ve Merdivenlerin basamakları yerine yürüyen bantlar olmalı.
(kaldırımların sökülerek yeniden dalgın insanlar için de çok mermer oluyor, yağmurlu Örneğin Kadıköy Metro alışveriş
yapıldığı yerlerde) körlerin gerekli bir uygulama. Örneğin havalarda kayganlaşıyor, merkezinde üst katlara çıkan
baston ile yürürken Almanya'da trafik ışıklarının zamanla aşınan mermer yürüyen bantlar vardır ve
bastonlarının takılmasına neden direklerinde el yüksekliğinde basamakların uç kısımları tekerlekli arabaları tutmasanız
oluyor. Ayrıca kaldırım yayalara yeşil yandığında tehlike yaratıyor. Basamak bile sabit dururlar. Bahçe, bina,
kenarlarına çöplerin birikmesine titreyen bir parça varmış bu da uçlarına kaymayı ve aşınmayı apartman, ve asansör
ve yağmur sularının buralardan körlere yeşil yandığını önleyici bantlar konmalı diye kapılarının ve kabinlerin ve
asfalt altına girip asfaltın bildirirmiş. düşünüyorum. Merdivenlerin sahanlıkların tekerlekli sandalye
kabarmasına neden oluyor. Körler için toplu taşıma sağ ve solunda tırabzanlar yok ölçülerine uygun olmaması
Örneğin Ziverbey Abdi Bey araçlarında aracın gittiği hattın Tekerlikli sandalye için Örneğin Kadıköy Belediyesi'nin
Caddesi ve çevresindeki seslendirilmemesi (körlerin asansörler yok. Bu asansörler Kasdav sağlık binasına bakan
sokaklar gibi. Kaldırımlardan saatlerce duraklarda araç tekerlekli sandalyenin sığacağı döner kapı herkes için çok
daha düşük kodlu bahçelerin beklemesine sebep oluyor). büyüklükteki bir zeminin tehlike arz ediyor. Metro
olduğu yerlerde en azından 15- Körler için toplu taşıma araç merdiven üstünden ve geçidin alışveriş merkezlerindeki
20 santim beton duvar ve duruklarının araç içinde ve kenarına bağlı aşağıya ve turnikelerin ve kasa geçişlerinin
üstünde demir parmaklıkların duraklarda seslendirilmemesi yukarıya hareket edebileceği tekerlekli sandalye ölçülerine
olmaması insanların özellikle (körlerin hangi durakta mekanizma ile yapılabilir. uygun olmaması. Kamu
körlerin ve çocukların olduklarını öğrenememelerine binalarının, büyük alışveriş
düşmelerine sebep oluyor. sebep oluyor). Örneğin metro İŞ VE ALIŞVERİŞ merkezlerinin, bankaların giriş
Yolun her iki tarafında ki her iki ve tramvaydaki sesli uygulama MERKEZLERİ kapılarında seslendirme
kaldırımın genişliğinin tekerlekli çok güzel. Toplu taşım Asansör kabinlerinde ve olmaması (körler için buraları
sandalye genişliğinden az araçlarında basamakların çok katlardaki butonlarda kabartma bulmada ve yön bulmada
olması sorun yaratıyor örneğin yüksek, şekilsiz olması körlere, etiketlerin ve sesli uyarıların zorluklar çıkarıyor). Aslında
binaların bahçe duvarları geri koltuk değneklilere, çocuklara olmaması (körlerin hangi doğru olan örneğin Kadıköy
çekilemez mi? Ana yolların ve yaşlılara sorun yaratıyor. butona basacaklarını ve hangi çarşısında herhangi bir merkezin
kenarlarında ki kaldırımların Tekerlekli sandalyeye sahip katta olduklarını bilememelerine önüne gelindiğinde elimizde
bazı yerlerde çok dar ve üstelik özürlülerin Kadıköy'de binebile- sebep oluyor). Asansörün bulunan veya binada bulunan
üstünde direk olması. Örneğin cekleri iki adet otobüs var. Ne aşağıya ve yukarı gittiğinde bir butona (zil butonu gibi)
Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nin kadar acı bir tablo değil mi? seslendirilmesi de önemli. bastığımızda bu merkezin adının
yanında ki çay bahçesinin Örneğin İş Bankası Kadıköy seslendirilmesidir. Bu
önündeki kaldırım ve ALT GEÇİTLER Rıhtım şubesinde asansör seslendirme körlerin çevrenin
karşısındaki üzerinde trafo Merdivenlerin eğimi dik oluyor. butonlarında kabartma etiket haritasını çıkarmasına ve
merkezinin bulunduğu kaldırım. Basamaklar daha geriden var fakat seslendirme yok ve hafızalarına kaydetmelerinde
başlamalı ki, eğim azalsın. ayrıca giriş kapısında (üç çok işlerine yarar sağlayacaktır.
GENİŞ ALANLAR Merdivenlerin basamak genişliği basamaklı) rampa yok üstelik Bunun örneği Prag'da
Büyük ve geniş alanlarda körleri dar oluyor. Çıkarken değil de bu bina yeni yapıldı. mevcuttur.
bastonları ile yürürken
yönlendirecek üzeri tırtıllı ve
farklı renkli zemin taslarının
olmaması körlere yürümede çok
zorluklar oluşturuyor. Örneğin
Kadıköy Meydanı ve Haldun
Taner Sahnesi çevresi, İskele
civarı. Kadıköy Meydanında
vapur iskelelerine gidişlerde
üzeri tırtıllı 40 santimlik ve farklı
renkte taşlar olsa körler çok
daha rahat ederler. Yurt dışında
kaldırımlara döşenen taşlardan
her türlü özürlü faydalanıyor
çünkü bir özürlü bu taşı takip
ederken diğer yayalar özürlülere
öncelik sağlamak zorundalar ve
hiç bir satıcı bu yolu işgal
edemiyor yani orası özürlülerin
tercihli yolu oluyor. Ayrıca farklı
renk insanların bu tercihli yolları
algılamasına neden oluyor.
AĞUSTOS 2005
SÖYLEŞİ
AĞUSTOS 2005
HAYATIN İÇİNDEN
HADDİNİ DEĞİL
Kitaplar Arasında
HAKLARINI BİL
GÜL KOKUYORSUN
bir takım şiirlere/ Büyük
sular büyük gemileri sever Herkesin çalışma, işini özgürce seçme, adil ve
çünkü/ Ve odur ki, elverişli koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı
büyüklük/ Şiir insanın korunma hakkı vardır.
içinden dopdolu bir hayat (Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel
gibi geçerse/ O zaman Bildirgesi/ Madde: 23/1)
ölünce de şiirler yazar
insan/ Ölünce de Cezaevi sistemi, temel amacı hükümlülerin
yazdıklarını okutur elbet / iyileştirilmesi ve topluma yeniden kazandırılması
Ve senin böyle amansız / olan bir uygulamayı da içerir. Ergin olmayan
Gül koktuğun gibi/ suçlular, yetişkinlerden ayrı tutulur ve yaşlarına ve
Yaşamın her bir yerinde. hukuksal konumlarına uygun bir davranış görür.
(Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi/
Madde: 10/3)
Gül kokuyorsun, amansız
kokuyorsun/ Bu koku
Devlet yakalanan, tutuklanan ya da hapse konan
YAZ aylarına en çok ne dünyayı tutacak nerdeyse/
bir kimsenin gözaltında bulundurulması,
yakışır, diye düşününce Gül, Gül! diye bağıracak
sorgulanması ya da uğrayacağı davranışlarla
aklımıza şiirler geldi, şairler çocuklar bütün/ Herkes,
olabilecek yasa uygulayıcısı, sivil ya da askeri
geldi. Biz de yıllar öncesi hep bir ağızdan: gül!/ Ve
personelle tıp personeli, resmi görevliler ve
yitirdiğimiz Edip her şeyin üstüne bir gül
öteki görevlilerin yetiştirilmesinde işkence
Cansever'in hem yeniden işlenecek/ Saçların,
yasağına ilişkin eğitim ve bilgilerin tam
anmak istedik, hem en alınların, göğüslerin
anlamıyla yer almasını sağlar.
güzel şiirlerinden biri “Gül üstüne/ Yüreklerin üstüne/
(İşkence ve Başka Zalimce, İnsanlık Dışı Onur
Kokuyorsun” ile seslenmek Bembeyaz kemiklerin/
Kırıcı Davranışa Karşı Sözleşme/ Madde: 10/1)
istedik: Mezarsız ölülerin üstüne/
Kurumuş gözyaşlarının/
Çocuğun, en azından ilköğrenim aşamasında
Gül kokuyorsun bir de/ Titreyen kirpiklerin üstüne/
ücretsiz ve zorunlu bir eğitim almaya hakkı vardır.
Amansız, acımasız Kenetlenmiş çenelerin/
Çocuğa, genel kültürünü geliştirmeye yarayacak
kokuyorsun/ Gittikçe daha Ağarmış dudakların/
ve eşitlik muamelesi üzerinde yeteneklerini, yargı
keskin kokuyorsun, daha Unutulmuş çığlıkların
gücünü, manevi ve toplumsal sorumluluk
yoğun/ Dayanılmaz bir şey üstüne/ Ve her şeyin
duygusunu geliştirmesine ve yararlı bir toplum
oluyorsun, biliyorsun/ üstüne bir gül işlenecek.
üyesi olmasına olanak sağlayacak bir eğitim verilir.
Hırçın kırçın, pembe
(Çocuk Hakları Bildirgesi/ İlke: 7)
pembe/ Öfkeli, öfkeli Bir rüzgar, bir fırtına gibi
gül/Gül kokuyorsun nefes esecek gül/ Yıllarca esecek
İşçiler ve aileleri, fiyatların düşük olduğu
nefese. belki/ Ve ansızın dünyamızı
bölgelerden yüksek olduğu bölgelere
göreceğiz bir sabah/
göçtüğünde, bu değişiklikten doğan geçim
Gül kokuyorsun, amansız Göreceğiz ki, / Biz
giderlerindeki artış gözönüne alınır.
kokuyorsun / Ve acı ve dünyamızı gerçekten
(Toplumsal Politika Sözleşmesi/ Madde: 9)
yiğit ve nasıl gerekiyorsa görmemişiz daha/ Geceyi,
öyle/ Sen koktukça gündüzü, yıldızları/
Yetkili kamu çalışanları örgütlerinin temsilcilerine,
düşümde görüyorum onu/ Görmemişiz hiç/
gerek çalışma sırasında gerekse çalışma süresi
Düşümde, yani her yerde/ Tanışmaya komamışlar bizi
dışında görevlerini hızlı ve etkin biçimde yerine
Yüzü sararmış, titriyor güzelim dünyamızla. getirme olanağı verecek uygun kolaylıklar sağlanır.
dudakları/ Şakakları ter Öyleyse dostlar bırakın bu (Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkı
içinde/ Tam alnının altında yalnızlıkları/ Bu Sözleşmesi/ Madde: 6/1)
masmavi iki ateş, iki su / İki umutsuzlukları bırakın
deniz bazen/ Bazen iki kardeşler/ Göreceksiniz Devlet, kadınlara karşı ayrım gözeten
damla yaz yağmuru/ nasıl/ Güller güller güller tüm ulusal ceza hükümlerini kaldırır.
Mermerini emerek dolusu/ Nasıl kokacağız (Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması
dağların/ şiirler söylüyor birlikte/ Amansız, acımasız Sözleşmesi/ Madde: 2/g)
gene/ Ölümünden bu yana kokacağız/ Dayanılmaz
yazdığı şiirler/ Kızaraktan kokacağız, nefes nefese.
AĞUSTOS 2005
Musa
KART