You are on page 1of 9

Ankara Ekspresi Özeti Esat Mahmut

KARAKURT
KONUSU  :

Türk istihbaratçıları ve Alman ajanları arasında geçen bir casusluk öyküsü.

ROMANIN ÖZETİ:

            Türk ordusunun gözüpek istihbarat subaylarından Binbaşı Seyfi ile, Alman ajanları
arasında İstanbul-Ankara hattında geçen bir casusluk öyküsü bu. Dönemin güçlü devleti
Almanya, Türkiye’yi de istila etmek istemektedir. Bu amaçla, aralarında çok güzel bir kadın
olan Frolein Hilda’nın da bulunduğu en gözde elemanlarıyla İstanbul’a gelirler. Harekatın
başlama parolası “Ankara Ekspresidir.

Seyfi’nin görevi Almanya’nın  faaliyetlerini durdurmaktır. Seyfi ile Frolein Hilda ilk defe
Alman hastahanesinde karşılaşırlar. Seyfi hastahanenin bir cephane yeri olduğu haberini
doğrulamak  için doğum yapmak üzere olan bir kadınla hastahaneye yerleşmiştir. Hilda ise bir
kadın doğum uzmanı olarak hastahanede bulunmaktadır.

            Seyfi normal çevrede  havaalanı yapan bir muteahhit olarak tanınmaktadır ve birçok
ingiliz ile de tanışıklığı vardır.Alman ajanlarının başında olan albay Seyfinin bir ajan
olduğunu düşünüyor ve düşüncesinin doğrulanması görevini Hilda’ya veriyor.  Albay, Hilda
ile Seyfi’yi Ankara Palas Otel’de buluşturuyor. Hilda gördüğü adamın hastahanede ğördüğü
kişi olduğunu anlayınca albayın düşüncelerinin doğruluğu ortaya çıkıyor.

            Bu arada almanlar kendi kamplarında  yetiştirdiği askerlerini gizlice Türkiye’ye


sokmaya çalışmaktadır. Seyfi bu faaliyetleri engellemek için bir ihbar üzerine Karadeniz’de
bir alman şilebini durduruyor ve askerlerin arasında Frolein  Hilada’nın  da olduğunu fark
ediyor. Askerleri gemiyle tekrar Almanya’ya gönderiyor fakat Frolein Hilda’yı esir alıyor.
Amacı daha önce Almanlar tarafından esir alınan bir ingiliz ajanını kurtarmaktır. İngiliz
ajanının karşılığında Hildayı serbest bırakır. Bu arada Hilda Seyfi’ye delice aşık olmuştur.

            Takas bittikten sonra bütün Alman ajanları yakalanır ve Almanya’ya geri gönderilmek
üzere bir tren tahsis edilir. Alman albayı işlerinin bozulmasından dolayı Seyfi’ye büyük bir
kin beslemektedir. Almanya’ya gönderilmeden önce  Hilda’dan Seyfi’yi öldürmesini ister.
Hilda gidecekleri akşam Seyfi’ye kendisini son bir kez görmek istediğini söyler ve Seyfi de
bu teklifi kabul eder. Hilda o gece Seyfi’yi öldürmek için eve gider fakat aşkından dolayı onu
öldürmeyi birtürlü başaramaz ve Seyfi’den kendisini karılığa kabul etmesini ister. Çünkü geri
döndüğünde kendisinin öldürtüleceğinin düşünmektedir.

            Seyfi de Hildanın güzelliğinden etkilenmiş ve ona aşık olmuştur. Hilda’nın teklifini
kabul eder ve onunla evlenir..
ROMANDAKİ OLAYLARIN ve ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
            Seyfi cok iyi Almanca bilen kültürlü ,zeki bir türk zabitidir ve çok yakışıklıdır

            Hilda asil bir aileden gelen idealist ülkesine bağlı güzelliği göz kamaştırar bir bayandır

ROMANIN ANA FİKRİ

Türkler’in inatçı, cesur şerefine düşkün bir millet oluşu.

ROMANINHAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER:

            Kitap, tasvirlerle süslenmiş olay örgüleri çok iyi düzenlenmiş ve aynı zamanda ilk
casusluk romanı olmasından dolayı herkes tarafından zevkle onunacak bir kitap..

YAZAR HAKKINDA KISA BİLGİ:

ESAT MAHMUT KARAKURT


Esat Mahmut Karakurt, birbiri ardına yazdığı aşk ve macera konulu romanlarıyla, yaşadığı
dönemin en çok okunan yazarlarından biriydi. 1902 İstanbul doğumlu yazarın, iyi bir eğitim
aldığını görüyoruz. 1924 yılında Diş Hekimliği Okulunu, 1930 yılında ise Hukuk Fakültesini
bitiren yazar, gazetecilik, öğretmenlik, milletvekilliği ve senatörlük görevlerinde bulunduktan
sonra, 1977 yılında bir beyin kanaması sonucunda aramızdan ayrıldı.

            Esat Mahmut Karakurt’un yazdığı yıllarda, romancılığımızın birkaç koldan ilerlediği
görülür. Bir yanda milli edebiyat akımı temsilcilerinin, bir yanda toplumcu çizgideki
yazarların ve son olarak aşk/macera temalarını işleyen romancılarımızın ard arda eserler
verdiği bu dönemde, onun tercihi, cumhuriyet ideolojisine uygun aşk ve macera öyküleri
yazmak olmuştu. Tam anlamıyla ilk Türk casusluk romanı olan  “ANKARA EKSPRESİ”   ni
de o  yazmıştır.

Aldatacağım
  
Konu
O zamanların ünlü bir muharirinin başından geçen olayları anlatmaktadır.

Özet
Macit isimli bir muhariri bir gün kitap yazarken bir bayan arar.Bu bayan Macit’e kocasının onu
aldattığını ve o da aynı şekilde kocasını aldatmak istediğini söyler.Bu aldatma işini de onunla icra etmek
istediğini ifade eder.
Macit ilk önce bunun bir oyun olduğunu ve bu bayanın onunla dalga geçtiğini zanneder.Fakat kadının
konuşmasıyla onun ciddi olduğunu anlar ve kadının teklifini kabul eder.Kadın onu eminolduktan sonra tekrar
arayacağını söyleyip telefonu kapatır.Bu görüşmeden onra Macit’in içine kurt düşer.Bu ona hazırlanmış bir tuzak
olduğu hakkında şüpheye düşer.
 

Bir sonraki gün o kadın tekrar arar ve Macit’e hemen gelmesini söyler.Macit hemen bir taksiye atlar ve
kadını evine gider.O akşam Macit Mualla’la birlikte olur.Sabah olduğunda Mualla Macit’e hemen evden
gitmesini ,içinde kötü bir his olduğunu söyler.Bu olaydan bir iki dakika sonra Mualla’nın kocası yanında iki
polisle eve gelir.
Macit’le karısını yatak odasında yakalar.Macit çok kötü bir durumda olduğunu ve bütün hayatının
bittiğini düşünür.Tam bu sırada Mualla’nın kocası Macit’i odaya çağırır.Burada adam ona işlediği suçun cezasını
okur ve bir kurtuluşu olduğunu söyler.Bu kurtuluşun onun rızasını alırsa olabileceğini söyler ve bir miktar para
istediğini söyler.Bunun üzerine Macit çok sinirlenir ama parayı verir, dolayısıyla bu işten yakasını kurtarır.
Bu olaydan birkaç gün sonra Mualla Macit’in parasını geri getirir.O günün akşamı kocasını öldürür.
Macit bu olayı gazeteden öğrenir,Mualla yargılanırken şöhretini kaybetme pahasına mahkeme salonuna gider.
Doğruyu söyleyerek Mualla’nın beş seneyle kurtulmasını sağlar.Bu beş sene boyunca Mualla’nın iyi
geçinmesi için hapisaneye her ay para yollar. Macit, Mualla’ya hapisaneden çıktıktan sonra ona evlenme teklif
eder ve evlenirler.

Ana Fikir
Zararın neresinden dönersek kardır.
 
Şahıslar ve Olaylar
Macit zeki ve başarılı fakat kendini çabuk kaptıran birisidir. Mualla, kendini kocasına köle etmiş, ahlaksız bir
kadındır. Mualla’nın kocası, tamamen ahlak kurallarından yoksun birisidir.

Ankara Ekspresi Romanının Özeti Esat Mahmut KARAKURT

KONUSU  :

Türk istihbaratçıları ve Alman ajanları arasında geçen bir casusluk öyküsü.

ROMANIN ÖZETİ:

            Türk ordusunun gözüpek istihbarat subaylarından Binbaşı Seyfi ile, Alman ajanları
arasında İstanbul-Ankara hattında geçen bir casusluk öyküsü bu. Dönemin güçlü devleti
Almanya, Türkiye’yi de istila etmek istemektedir. Bu amaçla, aralarında çok güzel bir kadın
olan Frolein Hilda’nın da bulunduğu en gözde elemanlarıyla İstanbul’a gelirler. Harekatın
başlama parolası “Ankara Ekspresidir.

Seyfi’nin görevi Almanya’nın  faaliyetlerini durdurmaktır. Seyfi ile Frolein Hilda ilk defe
Alman hastahanesinde karşılaşırlar. Seyfi hastahanenin bir cephane yeri olduğu haberini
doğrulamak  için doğum yapmak üzere olan bir kadınla hastahaneye yerleşmiştir. Hilda ise bir
kadın doğum uzmanı olarak hastahanede bulunmaktadır.

            Seyfi normal çevrede  havaalanı yapan bir muteahhit olarak tanınmaktadır ve birçok
ingiliz ile de tanışıklığı vardır.Alman ajanlarının başında olan albay Seyfinin bir ajan
olduğunu düşünüyor ve düşüncesinin doğrulanması görevini Hilda’ya veriyor.  Albay, Hilda
ile Seyfi’yi Ankara Palas Otel’de buluşturuyor. Hilda gördüğü adamın hastahanede ğördüğü
kişi olduğunu anlayınca albayın düşüncelerinin doğruluğu ortaya çıkıyor.

            Bu arada almanlar kendi kamplarında  yetiştirdiği askerlerini gizlice Türkiye’ye


sokmaya çalışmaktadır. Seyfi bu faaliyetleri engellemek için bir ihbar üzerine Karadeniz’de
bir alman şilebini durduruyor ve askerlerin arasında Frolein  Hilada’nın  da olduğunu fark
ediyor. Askerleri gemiyle tekrar Almanya’ya gönderiyor fakat Frolein Hilda’yı esir alıyor.
Amacı daha önce Almanlar tarafından esir alınan bir ingiliz ajanını kurtarmaktır. İngiliz
ajanının karşılığında Hildayı serbest bırakır. Bu arada Hilda Seyfi’ye delice aşık olmuştur.

            Takas bittikten sonra bütün Alman ajanları yakalanır ve Almanya’ya geri gönderilmek
üzere bir tren tahsis edilir. Alman albayı işlerinin bozulmasından dolayı Seyfi’ye büyük bir
kin beslemektedir. Almanya’ya gönderilmeden önce  Hilda’dan Seyfi’yi öldürmesini ister.
Hilda gidecekleri akşam Seyfi’ye kendisini son bir kez görmek istediğini söyler ve Seyfi de
bu teklifi kabul eder. Hilda o gece Seyfi’yi öldürmek için eve gider fakat aşkından dolayı onu
öldürmeyi birtürlü başaramaz ve Seyfi’den kendisini karılığa kabul etmesini ister. Çünkü geri
döndüğünde kendisinin öldürtüleceğinin düşünmektedir.

            Seyfi de Hildanın güzelliğinden etkilenmiş ve ona aşık olmuştur. Hilda’nın teklifini
kabul eder ve onunla evlenir..

ROMANDAKİ OLAYLARIN ve ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ


            Seyfi cok iyi Almanca bilen kültürlü ,zeki bir türk zabitidir ve çok yakışıklıdır

            Hilda asil bir aileden gelen idealist ülkesine bağlı güzelliği göz kamaştırar bir bayandır

ROMANIN ANA FİKRİ

Türkler’in inatçı, cesur şerefine düşkün bir millet oluşu.

ESAT MAHMUT KARAKURT


Esat Mahmut Karakurt, birbiri ardına yazdığı aşk ve macera konulu romanlarıyla, yaşadığı
dönemin en çok okunan yazarlarından biriydi. 1902 İstanbul doğumlu yazarın, iyi bir eğitim
aldığını görüyoruz. 1924 yılında Diş Hekimliği Okulunu, 1930 yılında ise Hukuk Fakültesini
bitiren yazar, gazetecilik, öğretmenlik, milletvekilliği ve senatörlük görevlerinde bulunduktan
sonra, 1977 yılında bir beyin kanaması sonucunda aramızdan ayrıldı.

            Esat Mahmut Karakurt’un yazdığı yıllarda, romancılığımızın birkaç koldan ilerlediği
görülür. Bir yanda milli edebiyat akımı temsilcilerinin, bir yanda toplumcu çizgideki
yazarların ve son olarak aşk/macera temalarını işleyen romancılarımızın ard arda eserler
verdiği bu dönemde, onun tercihi, cumhuriyet ideolojisine uygun aşk ve macera öyküleri
yazmak olmuştu. Tam anlamıyla ilk Türk casusluk romanı olan  “ANKARA EKSPRESİ”   ni
de o  yazmıştır

Vahşi Bir Kız Sevdim


ESERİN ADI : VAHŞİ BİR KIZ SEVDİM
KİTABIN YAZARI : ESAT MAHMUT KARAKURT
YAYINEVİ VE ADERESİ : İNKILAP VE AKA KİTABEVLERİ KOLL.ŞTİ. ANKARA CAD.NO :95 –
İSTANBUL
BASIM YILI : 1980 ( İLK 1926 )

Kitabın Konusu

Balkan harbi yıllarında bir türk subayı ve bulgar kızının aşkı anlatılıyor.

Kitabın Ana Fikri

Aşkın ferman dinlememesidir.

Kitaptaki Olayların ve Şahısların Değerlendirilmesi

Adil bey yakışıklı bir yüzbaşıdır öyle ki hasmı olan Bulgar kızı ona delice aşık olur ve onun da bu aşktan dolayı
gözü hiç birşey görmez. Kristina güzel bir o kadar vahşi bir bulgar kızıdır. Ama kendini bir türk subayına aşık
olmaktan alıkoyamaz.

Kitap Hakkında Şahsi Görüşler

Bir solukta okunacak akıcılıkta ve anı niteliği taşıdığından çok etkileyici ve dilide oldukça sadedir. Aşkı
arayanlar için güzel bir roman olup, herkesin okuması gereken bir yapıttır. Yüz Temel Eser Özetleri, Kitap Özetleri, Roman Özetleri, Yüz Temel Eser, Özet

özet

abdulhamid’in saltanatı sıasında adil adında otuz bir yaşında yakışıklı bir türk subayı İstanbul’dan
Makedonya’ya Cesri Mustafa Paşa Tepesini içine alan mıntıkaya memur edilir. Burada başında güzel bir kızın
bulunduğu bulgar çetesinin olayları ile karşılaşır ve bu çeteye son vermek için görevlendirilir.

Bir gün bu çetenin mıntıkadan geçen treni sabote edeceği haberini alır. Kendide dahil olmak üzere tüm karakol
demiryoluna devriyeye çıkarlar. Adil Beyin ormanda dolaştığı esnada birşeyler farkeder. Hemen saklanıp olap
biteni anlamaya çalışır. Askerlerinden biri bir bulgar tarafından bağlanıp öldürülmek üzeredir. Ne yapacağını
bilemez tam bu sırada bulgar miferini çıkarır. Gözlerine inanamaz. Müthiş bir güzellik ve şimşekler çakan vahşi
bir çift gözle karşı karşıyadır. Askerini kurtarmak için tabancasına sarılır ve kızı vurur. Kız Adil Beyi
tanımaktadır. Bağıra bağıra ölüm tehditleri savura savura oradan uzaklaşmayı başarmıştır. İstihbarattan kızın
Kristina olduğunu öğrenen Adil Bey içinde garip bir duygu taşımaktadır.

Kristina çeteye girmeden önce gizliden gizliye bu yakışıklıyı takip etmiş ve onu başkasına yar etmeme
düşüncesiyle de çeteye girmiştir. Aşkına karşılık alamazsa onu öldürecektir ama Adil Bey de ona aşıktır.

Bir gece vahşi kız Adil B eyin odasına gizlice girer. Onu uykusunda öldürmeyi dener. Ama başaramaz gene bir
kuşun yer bayılır. Adil bir yandan onun yaralarını sarar bir yandan da o güzelliği doya doya seyreder. Bir an o
sımsıcak dudaklardan öpmek ister ve bir anda kız kendine gelir, tehditler savurmaya başlar. Aynı gece köprüde
bir çatışma olmuş ve kızın kardeşi ölmüştür. Neden öldürdüklerini sorar. O da tatlı bir dille onların yaptıklarını
ve kendisinin bir asker olduğunu hatırlatır. Bu konuşmalar kızı öyle etkilemiştir ki kadınsı duyguları bir anda ön
plana çıkmış ve Adil Bey hakkında tüm düşüncelerini orada ona anlatmıştır ve o gece beraber olmuşlardır.
Aşklarını göstermişler ve sevgilerini kanıtlamışlardır. Ama onlar düşmandır. Farklı dünyaların insanlarıdırlar.

Birgün karakola kadar gelir ve babasının karakolu bombalamak üzere olduğunu söyler ve uzaklaşır. Tam karakol
boşaltılmıştır ki bir patla her tarafı harap eder ve çeteciler kaçar. Adil’in ona olan aşkı iyice alevlenir.

Aylar süren sessizlikten sonra çobanlık yapan bir çocuk ona Kristina’dan bir mektup getirir. Onu dağda sürünün
orda beklediği çok özlediğini yazmıştır. Ama bu bir tuzaktır. Kristina’nın babasının bir oyununa gelir. Onu bir
mağaraya götürür ve gözlerinin önünde babası kızını tek kurşunda öldürür ve Adil Bey de acıdan bayılır.
Uyandığında karakolun yakınında karşısında ise aşkının güzel yüzü durmaktadır. Öldüğüne inanamaz o sımsıcak
dudakları tekrar hissetmek ister. Ama o sıcak dudaklar bir buz kadar soğuktur.

Roman Kitap özetleri Esat Mahmut Karakurt Bir kadın kayboldu roman kitap özeti
KİTAP ADI : Bir Kadın Kayboldu
KİTABI YAZARI : Esat Mahmut KARAKURT

1. KİTABIN KONUSU :
Kocasını deliler gibi seven bir kadının psikolojik durumu ve sonucunda karşılaştığı olaylar.

2. KiTABIN ÖZETİ :
Kitapta dört ana karakter vardır.Selma,İrfan,Hümeyra ve Necmi.Selam ve Necmi uzun süren
evliliklerinde mutsuzdurlar.Sebep ise genç,güzeller güzeli Hümeyra ile Necmi’nin birbirleriyle
kıskandıracak bir ilişki içerisinde olmalarıdır.Kendini Tanrıya adar gibi kocasına adayan, aslında
oldukça çekici ve güzel olan Selma,kendine hakim oalmayarak Hümeyrayı kıskanmakta ve tekrar
kocasın sahip olmak istemektedir.Avukat İrfan Selmanın kardeşidir.
Yılbaşı gecesidir.Yağmurun yağması yıdızların kendilerini göstermelerine engel
olamamaktadır.İnsanlar eğlencenin doruğundadır.Hümeyra da kendisini mutlu eden insanın
yanına,Necminin evine gider.Necmi ile Hümeyra aşkın doruklarında birbirlerine sevgiyi
haykırırken,olaydan herbi olan Necminin karısı Selma eve girer ve Hümeyraya iki el ateş eder.Selma
acılarının sebebi olarak gördüğü Hümeyrayı elinde olmayarak vurmuştur.Necmi Selmanın kardeşi
avukat İrfanı arayarak olayı anlatır.İrfan hemen bir doktoru gasp suretiyle gözlerini bağlayarak eve
getirir.Doktor Hümeyrayı hemen muayene eder ve Hümeyra zor da olsa hayatta kalır.Doktor yılbaşı
yaşadığı bu olayın söylendiği gibi bir intihar değil,bir cinayet teşebbüsü olduğuna kanaat getirir ve
hemen polise giderek olayı anlatır.Polis uzun bir uğraş sonucunda ip uçlarından yola çıkarak olayın
içinde kimler olduğunu çözer.Necmi,Selma,İrfan ve yatakta acıları geçmemeiş olan Hümeyra aynı
evdedirler.Hümeyra ve Selam kimin haklı olduğunu tartışmakta,İrfan ise Selmaya olaydan polisin
haberi olduğunu ve kaçmaları gerektiğini anlatmaktadır.O sırada bir takım sesler duyarlar.Polisler eve
gelmiştir.Hümeyra Selmayı koruyarak kimsenin kendisine ateş etmediğini,intihar etmek istediğini
söyler.Selam yaptığı işten pişman olmadığının verdiği cesaretle her şeyi anlatır.Selam iki hafta hapiste
kaldıktan sonra duruşmada hakim karşısına çıkarılır.Mehkemenin içi ve dışı olayı merak eden gazeteci
ve insanlarla dolmuştur.Hakim önce fiziken çökmüş Selmayı,daha sonra da Hümeyrayı dinler.İki taraf
ta duygusal hareket etmiş ve birbirlerine hak vermişlerdir.Hakim bu durumda karar vermekte zorlanır
ve duruşmayı erteler.Tekrar hapse yollanan Selmanın hala seven kalbi bu olaylara dayanamaz ve
Selam kalp krizi geçirir.Son istek olarak doktorlardan;kocası Necmi ve Hümeyrayı görmek ister.Olayı
öğrenen Necmi ve Hümeyra da bu arada hastneye gelirler.Selmanın halini görünce ikisi de ağlamaya
başlar.Selam ise geldiklerini fark ederek zor da olsa açtığı gözleriyle onları yanına çağırır.Selmaya
akan göz yaşları gittikçe artarken;Selma büyük bir olgunlukla Tanrıya giderken içinin rahat
olduğunu,aşkın acısından ölmenin huzurunu yaşadığını ve Necmi ve Selmanın,aşkı hissettikleri
sürece yaşayacaklarını söyler.Bu sözlerden sonra Selma artık dayanamaz ve vefat eder.

3. KİTABIN ANA FİKRİ :


Bazen insan duygularıyla hareket ederek mantığa ters düşecek hareketler yapmak ister.O anlarda
duygularımızla hareket etmek bazen doğru olan olabilir.Çünkü iş mantığa kaldığında;bu bizi hayatımız
boyunca bir mutsuzluğa sürükleyebilir.

4.KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ :


Selma:Aşkın verdiği güçle hiç bir şeyden korkmayan,gözü pek,cesur ve duygusal bir kadın.

Necmi:Gördüğü her kıza aşık olabilecek,olayların sonucunu düşünmeden hareket eden,biraz saf ama
yakışıklı bir adam.

Hümeyra:O da Selma gibi ölümüne aşık ve yanlış ta olsa aşkı uğruna her şeyi göze alabilecek bir
kadın.

İrfan:Kardeşine bağlı,iyilik sever ve fedakar bir ağabey.

5. KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER : Kitap o kadar akıcı ve çekici ki;kitabı okumaya
başladığınızda sandalyenizden kalkmanız son derece zor oluyor.Kitaptaki olay;hakimin duygusal
davranmasının yanlışlığı dışında,son derece gerçekçi ve yaşanılabilir.

Çölde Bir İstanbul Kız 


 
Konu
Arabistan çöllerinde yaşanan ilginç bir aşk hikayesidir.
  
Özet
Hasan Bey Arabistan çöllerinde ortaya çıkmış olan eşkiyaları ortadan kaldırmak için bu bölgeye askerleriyle
birlikte görevlendirilir. Kızı Melike küçük yaşta annesini kaybetmiştir ve her alanda kendini en iyi şekilde
geliştirmiştir. Nişanlısıda babasıyla gideceği için onlarla birlikte Arabistan çöllerine gitmek ister. Babasıda onu
kıramaz.
 
 
Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra çöle varırlar ama ortada ne bir çete ne de insan bulamazlar. Çevrede arama
yaparlar ancak bir türlü başarılı olamamışlardır. Melike’nin canı çölde fazlasıyla sıkılır, babasından kendisini
sıradışı, farklı bir yerlere götürmesini ister. Ancak babası buna şiddetle karşı çıkar.
 
 
O sırada bir asker yakın bir yerlerde bir han bulunduğunu ve buranın güvenli bir yer olduğunu söyler.
Babası istemeyerek de olsa kızı ve damadına izin verir. Yanlarına da bir çavuş gönderir. Gerçekten de Melike
tüm güzelliğini ortaya koymuş hana girdiği andan itibaren herkesin ilgisini üstüne çekmiştir.
 
 
Bu sırada büyük bir ses kopmuş herkes birden gelen adamın önünde diz çökmüştür. İçeri giren kişi çok
yakışıklı ve herkesin korktuğu birisidir. Melike bu sırada ona tüm adamlarının önünde saygısızlık eder. Aziz
buna dayanamaz ve kızı adamlarıyla birlikte kaçırır. Bu arada nişanlısı da kabile tarafından öldürülür.
 
 
Kızın cezası ise kabile kurallarına göre onu ele geçirenler arasından kura çekip onunla birlikte olmaktır. Melike
çok gerizekalı ve yakışıklı olmayan birisiyle olmak zorunda bırakılmıştır. Ancak Melike onu öldürür ve kabile
kurallarına göre onun cezası da ölümdür. Bu cezayı da infaz edecek kişide Aziz’den başkası değildir.
 
 
Önce bunu kabul edemez ancak kurallar kesindir. Sabah şafağa kadar onu öldürmek zorundadır. Fakat
bu kendisi için çok zordur. Çünkü Melike’den hoşlanmıştır ve kız suçsuzdur. Kızla odaya girdiklerinde aynı
şeyleri hissetmişlerdir. Tüm gece sevgiyle birbirlerini kucaklamışlardır.
 
 
Ancak sabah olmuştur onu artık öldürmek zorundadır. Tam o sırada babası kızını kurtarır ve Aziz’i de
esir alır. Aziz yaptıklarından pişman olur, ancak çok geçtir. İstanbul’da hapise atılır. Fakat Melike’nin
yardımıyla ordan kaçar ve mutlu bir yaşarlar…

Ana Fikir
Aşkın ferman dinlememesidir. 

Şahıslar ve Olaylar
Melike bir subay kızıdır, hayatta her alanda başarılı olmuş, kendini beğenmiş birsidir. Hüseyin ise subay olup
onun nişanlısıdır. Aziz ise çölde eşkiyaların başıdır.
 
 

Tren Özeti ESAT MAHMUT KARAKUT


1.    KİTABIN KONUSU :

Bir kaçakçılık çetesinin ele başı olan bir kadının tuzağına düşen, karakteri sağlam bir gencin,
bu kadına karşı gösterdiği müthiş mücadeledir.

2.    KİTABIN ÖZETİ :

  İnterneti daha hızlı dolaşın. Google Araç Çubuğuyla birlikte Firefox’u da alın

Rıdvan adında genç ve yakışıklı bir delikanlı, Fransa’da bulunan evli bir kadına aşık olur. Bu
aşktan kurtulmak için hapse girmeye karar verir ve kendisini 6 ay içerde tutacak bir suç
öğrenmek için bir avukata başvurur. Fakat olayla İzzet adındaki avukattan çok , Rıdvan olayı
anlatırken onu dinleyen, İzzet’in karısı Nevzat ilgilenir. Rıdvan’ı aksam kendi evlerine
yemeğe çağırır. Rıdvan bunu kabul edince onu alıp eve götürür. Evdeyken ilerleyen saatlerde
bir telefon gelir ve Nevzat İzzet’in bu gece eve gelemeyeceğini söyler. Rıdvan’ın gitmek
istemesine rağmen Nevzat onu bırakmaz ve o gece kendi odasının yanındaki odada kalmasını
sağlar. Gece yarısı Rıdvan’ın odasına girer ve onu kendisi ile yatmaya ikna etmeye çalışırken
elinde bıçak ile evin uşağı içeri girer. Rıdvan’a saldırır ama Rıdvan onu Nevzat’ın verdiği bir
silahla vurur. Katil olmanın verdiği acıyla bilincini kaybeder. Sabah uyandığında Nevzat ona
beklemediği bir şekilde iki seçenek sunar. Buna göre ya öldürdüğü adamın cesedini alıp o
evden gidecek ya da kadının istediği herşeyi yapacaktı. Kadın iki şey ister: Birincisi
kendisinden bıkana kadar onunla birlikte olacak, ikincisi ise bir milyonerin saf bir kızı ile
evlenecek. Adam mecburiyetten kadının isteklerini kabul eder. Romanın ilerleyen
bölümlerinde öğreniyoruz ki ne İzzet Nevzat’ın kocasıdır ne İzzet gerçek avukattır ne de
Rıdvan’ın vurduğu adan ölmüştür. Olanların hepsi bir oyundur ve Nevzat ile İzzet büyük bir
dolandırcılık ve kaçakçılık grubunun başlarıdırlar.

Nevzat, Rıdvan ile Adanalı milyonerin kızını birbirleriyle tanıştırır. Daha sonra Rıdvan’a
kızla onbeş gün içinde evlenmek zorunda olduğunu söyler. Bu arada Rıdvan’ı da eski bir
valinin oğlu olarak tanıtır. Milyoner kızı pelin, çok saf, temiz, göz kamaştıracak kadar güzel
ve ahlakı çok iyi olan bir kız çıkar. Rıdvan da bunun farkına varır ve bir müddet sonra ona
aşık olur. Sırf kendi hayatını tehlikeye sokmamak için bu kızı harcamayı gururuna yediremez.
Nevzat’a bu işin olamayacağını söyler fakat Nevzat çoktan milyonere ve kızına Rıdvan’ın
Pelin ile evlenmek istediğini söylemiştir. Rıdvan Pelin’i kıramaz ve evlenmeyi o da kabul
eder ve evlenirler. Nevzat artık planı uygulamaya koymanın zamanı geldiğini düşünür. Plan
şöyledir: Önce yaşlı milyoneri öldürecek ve mirasının kızına dolayısıyla da Rıdvan’a
kalmasını sağlayacak ve daha sonra da Pelin’i öldürüp bütün mirasın Rıdvan’a kalmasını
sağlayacak ve son olarakta mirası onun elinden alacak. Rıdvan’ın ona söylediği gün evine
gelmemesi üzerine planın ilk aşamasını uygular ve Pelin’in babasını öldürtür. Eğer
gelmemeye devam ederse Pelin’i de öldüreceğini söyler. Rıdvan karısını korumak için onunla
birlikte Avustralya’ya kaçmak ister fakat Nevzat’ın bundan haberi olur ve son gece kızı
öldürmek için uşağıyla birlikte Rıdvan’ın evine gider. Balkondan içeri girerler ve Rıdvan’la
Pelin’i karşılarında bulurlar. Tam onları öldürmeye niyetlenirken, milyonerin
öldürülmesinden beri Nevzat’I takip eden polis gelir. Nevzat son konuşmalarından sonra bu
iki gencin birbirlerini ne kadar çok sevdiğini anlar ve uşağa onların yerine kendilerini
vurmasını emreder. Uşak önce Nevzat’I sonra da kendisini vurur. Pelin ile Rıdvan aldıkalrı
biletlerle Avustralya’ya gider ve orada mutlu bir şekilde yaşamaya devam ederler.

3.    KİTABIN ANAFİKRİ :

 İnsan, geceyi dışarıda geçirecek olsa bile tanımadığı birisinin evinde o geceyi
gecirmemelidir. Zira rüzgarın ne taraftan eseceği belli olmaz. Bunun yanında sunu da ilave
edebilirim ki hiç tahmin edemeyeceğiniz kadar insafsız birisinin bile güçlü bir aşkın
karşısında galip gelme ihtimali yok denecek kadar azdır.
 
 4.KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ :
 

Kitapta olay sayısı çok fazla ve birbirleriyle bağlantıları o kadar muhteşem olmuşki… Hiç bir
abartı yok tamamen gerçek olabilecek olaylar üzerine kurulmuş bir roman.

 Rıdvan, 29 yaşında, kadınları kendisine hayrna bırakacak kadar yakışıklı, iyi bir aile ahlakı
almış, masum bir kızın hayatını mahvetmemek için kendi hayatını feda edebilecek kadar iyi
ve sağlam bir kişiliği olan ve Nevzat’tan nefret eden bir gençtir.

Nevzat, 42 yaşında olmasına rağmen, çoğu kızdan daha güzel bir yüze ve vücuda sahip ve bu
vücudu ile birlikte parasını da kullanarak istediği erkeği avucuna alabilecek kadar güçlü, aşırı
derecede soğuk kanlı ve Rıdvan’a aşık olan, ilk başlarda çok insafsız olmasına rağmen, daha
sonra iki gencin birbirlerini sevdiğini anlayınca onları affedecek kadar anlayışlı bir kadındır.

Pelin, eskiye bağlı bir ailenin çocuğu, Türk adet ve ananelerine sadık bir baba ve annenin
yetiştirdiği muhafazakar bir terbiye almış, edep ve hayaya bunların yanında da mükemmel bir
vücud ve güzelliğe sahip 20 yaşında genç bir kızdır.

You might also like