You are on page 1of 19

Yenia Felsefesinde Zihinsel Dn mlerin Rasyonel ve Ampirik Karakteristi i

lyas Altuner

Giri Varl n ne oldu u konusunda sylenenlerin bize sunmu olduklar bilgilerin bir araya getirilerek tinselli in snrlarn zorlamann ne denli zor oldu u ortadadr. Yalnzca insann bir zihne sahip oldu u kabul edilirse, kavramn da yalnz insana hasredilmesi gerekir. nsana ait bir ayrm olarak de erlendirilen zihinsellik, kesinli i ifade edebilen biricik yetidir ve saf akln ilkeleri bu kesin bilgiyi veren bir ayrcalkla donatlm tr. nsan yalnzca d nen canl olu uyla konu an bir kimli e brnr; nk kavramlarn yapan ey, onu bizzat insan yapan eyle ayndr. nsann kendini anlamlandrmas, muhakkak bir zihin tarafndan ku atlm olmasn gerekli klar ve bu da d nce tarafndan insann ku atlm bulundu unu a a karr. Zihinsel yanmz zerine ne kadar ok ey yazlrsa yazlsn, onun tinsellikle olan ili kisi dolaysyla bir para gizemli kalaca kesindir. Bunu aklc ya da grgc ilkeye gre yapmak arasndaki fark, zihinsel ilkelerin do u tan olup olmad yla ilgili olan yandr. Yani ilkelerin geldi i kaynak e er do u tan de ilse, akln ilkelerinin duyumlar tarafndan sa land n sylemek anlamnda aklcl n sonu demektir. Zihin, znel olarak bilincinde olunan ve beynin st dzey i levleri olan d nme, akl yrtme, alglama, istek ve inanc kapsayan tz diye bilinir. Gerek dildeki, zellikle de gndelik dildeki kullanmnda her yere szm l yla, gerek okanlamll n snrlarn zorlayan geni anlam yelpazesiyle, gerekse felsefedeki hemen her sistemde ba ka ba ka anlamlar yklenip farkl tanmlanmasyla ve de akl, zek, ruh gibi felsefenin di er ba at terimlerinin yerine kullanlmasyla felsefe tarihinin en etrefil terimlerinden biri olan zihin, felsefedeki en genel anlamyla ruhun d nsel i levlerini yerine getiren blmne; insandaki anlama, kavrama, d nme ve alglama yetilerini barndran ana yetiye kar lk gelmektedir. Zihin, bir yandan d nce ya da d nme olgusuyla te yandan bilgi ya da bilme olgusuyla beraber d nlm tr. Hi ku kusuz zihnin en belirgin olan zniteliklerinden biri, zihinde olup bitenlerin ba kalarnca gzlemlenemez olmas, ba ka bir deyi le, zihinde her ne olup bitiyorsa bunun yalnzca ki inin kendi i gzlemine ak olu udur. nsann d nsel ve duygulanmsal i levlerinin tm olarak da okunan zihin terimi, insan varl nn tensel ynne de il de tinsel ynne ait bir yeti olarak grlm tr. Felsefe tarihi boyunca zihnin mahiyetine ynelik srdrlen soru turmalar sonucunda, kimi retiler zihni tm bilin ieriklerinin toplamyla bir tutarken, kimileri de zihni ba l ba na bir tz olarak ele alp de erlendirmi tir. Zihni tanmlamaya giri enlerin o u bu yetilere anmsama, imgeleme, de erlendirme, yarglama trnden yetileri de katm tr. Sokratesin kavrama ait sylemlerinin Platonun idealar retisine ve zihin ve bedenin ayrl na temel olu turmalar gibi, idealarn da Aristotelesin form-madde ayrmna kay-

444

lyas Altuner

naklk etti ini grrz. Platoncu d ncenin Plotinus ve Augustinus tarafndan yaplan yeniden yorumu ve Cusanusun zihin gr leri, Descartes felsefesinin ortaya kmasna zemin hazrlam tr. Descartes ve Zihnin Rasyonel Karakteristi i Zihinler ve Kavramlar Platondaki zihin-idea ili kisi ile Aristotelesin ruh kuramndaki form-madde kar tl ya da energeia ve entelekhia ayrmndan sonra felsefede zihin konusundaki ilk ciddi kuram Descartes tarafndan geli tirilmi tir. Descartes zihni bedenden ayr bir tz olarak ele alm ve btn gerek bilgilerin kayna nn zihnin dolaysz algsyla ortaya kan kavramlarla olu turulabilece ini sylemi tir. Bunun sonucunda ise bedeni bir makine olarak grmek zorunda kalm ve sonrasnda ngiliz filozof Ryle tarafndan makinedeki hayalet metaforu ile ele tirilmi tir. Descartesn savundu u zihin-beden dalizmi, gerekte bir ruh ikilemini de beraberinde getirmi tir. Rasyonel ruh olarak zihin ve can ruhu olarak sinir, birbirinden apayr eylemlerle ve i levlerle kar mza kar. Bylece her maddesel eyin mekanik bir dzleme indirgenmesi sonucunda Peripatetik felsefenin vitalist dnya gr ve Ptolemeus kozmolojisi yklm olur. Descartes felsefesinde dikkat edilmesi gereken nemli bir nokta, d nce (cogitatio) ile ide (idea) kavramlarnn birbirinden ba msz ve farkl anlamlarda kullanlm oldu udur. de ar zihnin bir rn iken, d nce yalnzca zihinsel bir edim olmakla kalmaz, ayn zamanda zihinden etkilenen biimsel durumlarda yani imgelem (imaginatio) ve duyum (sensus) hallerinde de kendini gsterir. Descartes tanmlar verirken, cisimsel d ncelerle (phantasia materialis) olu turulan, ba ka bir deyi le beyin (cerebrum) tarafndan izilmi olan kavramlar ide olarak adlandrmaz. Bunun yannda irade (voluntas), anlay (intellectus), imgelem ve duyularn i lemlerinin d nce olarak adlandrld n grrz.1 Do al k (lumen naturalis) ya da zihinde do u tanlk, akln saf etkinli i olarak kar mza kar ve d sal varolu un etkisi altnda olmakszn i levini srdrr. Zihnin ya da kavramn do asn anlamak btn felsefi bilginin biricik gerek sorunudur. Bu adan bunu zme kavu turma iste i, gerekli in bilgisinin ne yolla oldu u zerine birok tart may beraberinde getirmi tir. Rasyonel felsefenin bu sorun kar snda taknd tavr, Descartesn ar zihin anlay ve do al akln yalnl zerinden bilginin ve de gerekli in izini srmek olmu tur. D nceyi en son temellerinde ara trmaya al an Descartes, szckleri birer ara olarak kullanr. Onun ana hedefi, mantksaln do asn kavramak (concipio) ve gerekli in zne (essentia) ula maktr. Szlerin asl yeri olarak zihnin gsterilmesi, insani olmann n ko ullarndan biri olarak, d nme eyleminin dil ile ifade edildi ini bize anlatr: Her insan sz, bir d ncede varolur. Btn bunlara ek olarak sylenmesi gereken di er bir konu, ruh ve zihin kavramlarnn
1

Ren Descartes, The Philosophical Writings of Descartes, trans. John Cottingham & Robert Stoothoff & Dugold Murdoch [& Anthony Kenny], Cambridge 1999, I, 180, Principle Preface. [al mada Descartes iin temel kaynak olarak kullanlacak olan bu toplu eserler, me hur oldu u ekliyle evirmenlerinin soyadlarna gre ilk iki cildi CSM ve Anthony Kennynin de katld nc cildi CSMK olarak zikredilecek ve yanlarna cilt ve sayfa numaralar eklenecektir. Ayrca zgn eserlerin adlar ksaltlm ekliyle verilirken, blm ve varsa paragraf numaralar gsterilerek okuyucuya kolaylk sa lanacaktr.]

Gen Akademisyenler lahiyat Ara trmalar Sempozyumu

445

kullanl tarznda grecek oldu umuz de i imdir. Ba langta hristiyan d ncesinde ve zellikle Augustinusta ok zel bir neme sahip olan ruh kavram ve ruhun lmszl konusu, Descartes iin ba langta kullanlm , ancak sonralar yava yava terk edilmi tir. Burada Descartes felsefesinin fiziksel olana temel bulma abasnda metafizik ku kuya sarlmas gibi, can ruhlarna indirgenecek bedensel hareketin do mas iin de ruha gereksinimi olmu tur. nce lmsz bir varlk olarak ruh, sonra zihin yahut d nen eyle e anlaml kullanlan rasyonel ruh ve en sonunda sinirlerle ayn anlamda kullanlan can ruhlar gibi kategorilere girmi tir. Descartes rasyonel ruhla can ruhlarn ayrarak, d nmeyi zihin yerine geen rasyonel ruha ykseltmi ve hareketi de can ruhlarna indirgemi tir. Do u tan lkeler (Idea Innatae) Kuram Descartes, insann dnyada bulunan yani varolan her eyin ilk ilkelerini ya da ilk nedenlerini ruhta ya da zihinde bulunan belli gereklik tohumlarndan farkl olan bir kaynaktan tretmedi inden, srf Tanrnn bu ilke ve nedenleri do u tan buraya koymu oldu undan bahseder.2 Duyularn insana verdi i bilgiler bir yana braklarak do rudan zihinsel bilgiye, ruha, akla, zekya dnmek gerekir. nk bilinebilecek olan eylerin tohumlar olarak kavram ve d nceler yalnzca zihinde do al olarak verilmi bulunurlar.3 Bu tr pasajlar kanlmaz olarak, Descartesa gre, metafizik ve fizi in insan zihnine Tanr tarafndan yerle tirilmi bir dizi do u tan idenin mantksal tmdengelimi yoluyla kurabilece ini d ndrrler. Tm ak ve seik ideler do u tandr ve tm bilimsel bilgiler de do u tan ideler aracl yla elde edilen bilgidir. Di er d ncelerin ieriklerinden farkl olduklar iin zihnin yatkn oldu u d ncelere yani zihin ieriklerine ya da idelere do u tan denebilece ini ne sren Descartes, bunu aile rne i ile aklamaya al r. Belli al kanlklardan dolay kimi hastalklarn belli ailelerde do u tan, genetik olduklar sylenir. Oysa bu tr sylemler, bebeklerin bu hastalklara annelerinin rahimlerindeyken yakalandklar iin de il, bunlara yakalanmak iin belli bir e ilim ve yatknlklarnn bulundu unu ve bu yatknlkla do duklarn belirtmek iin sylenir.4 Bu tr anlatmlar, Descartes iin do u tan idelerin gerekte d nme yetisinden ayr olmayan a priori d nce biimleri olduklarn d ndrme e ilimindedir. Yukarda sz edilen trde aksiyomlar, zihinde en ba tan d nce nesneleri olarak bulunmazlar, ama bunlar zihnin do u tan yaps nedeniyle bu yollarda d nyor olmas anlamnda, gizli olarak bulunurlar. Descartesn kuram bylece belli bir dzeye dek Kantn a priori kuramnn bir nceleni ini olu turacaktr. Burada u nemli ayrm dile getirmemiz gerekir: Descartes, Kantn aksine a priori d nce biimlerinin yalnzca duyu deneyimi alannda uygulanabilir olduklarn sylemez ve gerekte bunu kabul etmez. lkelerde Descartes, yoktan bir eyin yaplmad d nld nde, bu d ncenin varolan bir ey ya da zaten varolan bir eyin zelli i oldu unun sanlmamasn, yoktan bir eyin varl a kamayaca n belirterek, d ncenin kendisinin zihinde bulunan kavram ya da ilke ad verilen bengi gereklik oldu unu dile getirir.5 D ncenin zihinsel bir ierik
2 3 4 5

CSM I 143-4, Discourse 6. CSM I 224, Principle 2.3. CSM I 303-4, Comments. CSM I 209, Principle 1.49.

446

lyas Altuner

olarak zihinde bulunmasnn yannda, onun do u tan bir kavram oldu unu, zihnin kavramnn d nce oldu unu grrz. Yine de aktr ki Descartes do u tan ideleri d nce biimleriyle ya da kavram kalplaryla snrlamaz. nk tm ak ve seik kavramlardan, ba ka deyi le idelerden, do u tan ideler olarak sz eder. Byle ideler aslnda bebe in zihninde tam anlamyla geli mi ideler olarak bulunmalar anlamnda do u tan de ildirler. Ama bir bakma zihin onlar bir tr deneyimin yaratt vesile zerine kendi gizliliklerinden tretir, bunlar duyusal deneyimden tretmez. Descartes bir grgc de ildir, ama duyu deneyimi bu idelerin olu umuna neden olan durumu sa layabilir. Bu ak ve seik ideler d sal idelerden, duyusal deneyim tarafndan yaratlan kar k ideler ile yapay idelerden ve imgelemin kurgularndan btnyle ayrdr. Bunlar zihnin kendi i gizliliklerini edimselle tirmesinin rnekleridirler. Descartesn do u tan idelerin do asnn ve treyi lerinin ak ve olumlu bir aklamasn sundu unu ileri srebilmek gtr. Ama en azndan u bir gerek ki, ak ve seik idelerle d sal ve yapay ideler arasnda bir ayrm yapm olmas bakmndan, ak ve seik kavramlar, ak ve seik ideleri kendilerinde do u tan yani zihne Tanr tarafndan yerle tirilmi olarak grme taraftardr. Bu do u tan ideler kuram, aktr ki Descartesn yalnzca metafizik anlay ile de il ama fizik anlay ile de ilgilidir. Yaln do alara ili kin ak ve seik kavramlarmz do u tandr ve fizikteki tmel ve sa lam ilke ve yasalara ili kin bilgimiz de byledir. Bunlar duyu deneyiminden tretilemezler, nk bu bize tmelleri de il de tikelleri verir. Grld gibi deneyim, zihnin bir bakma kendi gizilliklerinden kard ideleri tanmasn sa layan durumu ortaya koyar. Dahas, deneyim aracl ile idelerimize kar lk gelen d sal nesnelerin olduklarn biliriz. Do rulayc deney insan zihninin snrlar yznden fizikte bir rol oynar, ancak tmdengelimli bir dizge ideal olarak kalr ve bu adan grgl nyarglarn bize gerek bilimsel bilgiyi sunduklar sylenemez. delerimizde deneyimi gsteren durumlar d nda zihin ya da d nme yetisinde do u tan olmayan hibir ey yoktur. Zihinselli in Yntemsel lerleyi i Descartes felsefesi, zihinsel edimlerin yntemli i leyi ini temele alarak yola koyulur. nk zihnin ynetimi belli kurallar zerine oturtularak bir dzen sa lanmadka, zihinsel ve aklsal i leyi in ne denli dzensiz, girift hatta yanl olaca kolayca tahmin edilen bir eydir. Bu nedenle incelemelerin amac, zihnin sa lam ve do ru yarglara ula masn sa layacak bir ynetim belirlemek olmaldr.6 Bunu sa layan temel kurallar ancak ak ve seik (clarus et distinctus) olma ile sezgi (intuitus) ve tmdengelim (deductio) yoluyla ortaya konabilir. Yntem zerine Sylemde Descartes, mant n zihinsel ilkelerinin yerine drt ilke koyarak bunlarn kadim mantk kurallarndan daha pratik ve bilimsel oldu u, en azndan kendisi iin geerli oldu u gr ndedir ve bu ilkelerden vazgemesinin mmkn olmadn syler. Bu drt ilke ak ve seik olma, zmleme (analysis), birle tirme (syntesis) ve sayma (numeratio) yntemleridir ki, ilki di erlerini hem nceler hem de onlara gei i
6

CSM I 9, Rule 1. Latince Regulae ad Directionem Ingenii adyla kaleme alnan eserde geen ingenium kavram, aslnda do u tan gelen akl ya da ftrat anlamlarna gelir ki, al mamzda kabaca zihin olarak ifade edilecektir. ngilizce evirilerde do al akl ve zihin olarak geen szckten, Trke evirilerde de akl ve anlk diye sz edilmi tir. mgelemde yeni ideler olu turdu u veya zaten olu mu olanlara yneldi i zaman, hakl olarak ona ingenium denir. CSM I 42, Rule 12.

Gen Akademisyenler lahiyat Ara trmalar Sempozyumu

447

mmkn klar.7 Hem tmevarm (inductio) hem de saym yntemi tmdengelime ba l olarak ortaya kar. Tmdengelimle elde edilen zihinsel veriler tek tek paralarna ayrlarak bir zmlemeye tabi tutulduktan sonra yine bir bire im i ine giri ilir ve elde edilen veriler saymla gzden geirilerek herhangi bir zihinsel i levin atlanmasna yer verilmemeye al lr. Btn bu eylemlerin ana merkezinde sezgi durmakta, yani sezgi tm bu i lemler arasnda bir gei lili i sa lamaktadr.8 lkelerde ak ve seik olmann tanm u ekilde yaplmaya al lm tr: Dikkatli bir zihne belirgin olarak kendini sunan algya ak diyorum. () Di er btn alglardan belirgin ve ayr olup kendisinde aka grnen d nda bir ey bulunmayan algya seik diyorum.9 Aklk ve seiklik, kavramn do asn olu turan eydir. Bir kavramda kavramn kendisinden ba ka bilinecek hibir ey yoktur. Bu yaln nerme, zihni bulankla trp salt (absolutus) ussal olann bilinmesini engelleyen ampirik tarzda olmayacak kadar aktr. Do al akln (ratione naturalis) kavramlar yaln olmak durumundadr, yani yalnlk akln do al durumunda, Descartesn kulland gibi sylersek ingeniumda ortaya kar. Burada temel felsefi sorun kavramlarn tanmlanmasna de il, birbirleri ile olan ili kilerine ba l olarak geli ir. Srf bir kavram tanmlamas yapmak, kta felsefesi dedi imiz aklcl n (rationalismus) bir u ra s olmaktan ziyade, Anglo-Sakson felsefesinin yani grgcl n (empiricismus) u ra sdr. Gerek olmak, var olmak hi ku kusuz zihinsel anlamda ak ve seik olmaktr. Ak ve seik olmak, zihnin do al i leyi inin sonucu olarak ortaya kmak oldu u iin, bu denli do al bir eylemin rn olan kavramlar anlamak kadar kolay bir ey olmad gibi, hibir bilgi de bu denli do ru ve sa lam olamaz. Lacombea gre apaklk, d nce ieri inin bir zelli i ise, aklk da d ncenin zihne bu nesnel ieri i sunan bir zelli idir ve d ncenin seikli ine, akl n ileri srmekle varlr.10 Ak ve seik olma, mantksal bir duruma ait olmayp bilincin (conscientia) bizzat kendisine aittir ve kantlama zincirinin bir halkas de ildir. nk aklk ve seiklik zaten kantlanmaya gereksinimi olmayan, kantlamann tesinde bir gerekli e sahip olan varlk dnyasna ait kavramdr. Bu kavram, zihinsel sezginin (mentis intuitu) ya da do al n bir gstergesi, do al k yoluyla kavranabilen kavramlarn en nemli bir sfatdr ki, aslnda kavramdan ok bir olmak hali, bir gereklik durumudur. Ak ve seik eylerin hibir eye gereksinim olmadan kavranabilmeleri de zaten szc n kendi do asndan ileri gelmektedir. Bu aklk, ak ve seik olmayan kavramlar kendili inden ku kuya d recek denli yalndr. Bu yzden ak ve seik olmayan eyler zerine yargda bulunmamak gerekecektir ki, bu ak ve seik olmayan eyler arasnda imgelem ve duyu alglar da bulunmaktadr ve zihinsel tz olmakszn bunlarn anla labilmesine imkn yoktur.11 Ak ve seik olan bilgilerin zihnin ar do asna ait kavramlardan ktklarn, ba ka bir deyi le a priori olarak do u tan geldiklerini sylemek ne derece do ruysa, bu bilgileri ortaya karmak iin sezgi ve tmdengelimin kullanlmas gerekti i de o derece do rudur. Bilgile-

7 8 9 10 11

CSM I 120, Discourse 2. CSM I 20, Rule 5. CSM I 207-8, Principle 1.45. Olivier Lacombe, Descartes, ev. Mehmet Karasan, Ankara 1943, s. 26. CSM II 54, Meditation 6.

448

lyas Altuner

rimiz sezgi sayesinde ak ve seik olarak grnr olurlar.12 Sezgi zihnin en yaln do rular ortaya koyan i levi olarak bize ilksel bilgilerimizi (prima scientia) sa lar. Sezgi bir anda olup biter, bu ynyle tamamen ku kunun d nda bir yapya sahiptir. Onunla elde edilen do rular, hibir bilgiye gereksinim duymayacak kadar ak ve seiktir.13 Sezgi adndan, duyularn belirsiz ifadesi veya imgelemin yanl bire iminden do an yanltc yarglar de il, ar ve dikkatli bir akln (intellectus) anlad mz eyler zerinde geride hibir ku kuya (dubitatio) mahal brakmayacak denli kolay ve seik olan kavramn (conceptus) anlayan Descartes, yine ayn ekilde, akln ndan do an sezgi, ar ve dikkatli bir zihnin ku ku duyulamaz kavram olup tmdengelimin yalnl ndan (simplicitas) daha byk ve daha kesin oldu unu dile getirir.14 Descartes, ynteme ili kin eserinin giri inde sa duyunun (sensus communis) ya da di er adyla akln dnyada payla trlm en adil ey oldu unu syler.15 yleyse btn insanlarn zihinlerinin neden ayn sorunlar kar snda ayn tepkiyi vermedi i ynnde bir soru sorulabilir. Descartes, buna zihinlerin iyi kullanlmamasnn yol at d ncesindedir. Bu sonuca duyu alglarnn (perceptionis sensus) yol at n sylemek,16 sa lam bilginin yalnzca aklla elde edilebilece ini sylemek demektir. nsann duyu alglarndan yoksun olarak elde etti i bilgileri bir tarafa brakp meditasyona ynelmesi yani zihnini kendine yneltmesi, onu do ru bilgiye gtrmek iin biricik yol olarak grnr. Descartes bu amala nce kendi varl na dair kesin bilgiye ula mak, ardndan da zihnini nesnelere ynelterek bilimlerin kesinli ine ula mak niyetindedir. Bu amala en ba tan ba lama yani ku kudan ve bu nedenle de kadim gr leri brakp btn felsefeyi yeni ba tan kurmaya ba lama gere i duyar. Yntemsel yahut hiperbolik ku ku,17 zihinsel bir d nme eylemini ortaya koymak iin yaplan bir meditasyondur. Benli in kendine yneli inin ilk admn olu turan ku ku eylemi, zihnin berisinde bulunmak durumunda de ildir. nk o, zaten zihinle yaplan bir eylemdir. Descartesn amac, bilimlerde sa lam ve kalc temeller bulmak iin her eye yeniden ba lamaktr; bunun iin de o ana kadar elde bulunan verileri bir yana brakmak gerekir.18 lkelerin henz ba nda, gere e ula mak isteyen birisinin, ya amnda bir kez

12 13 14 15

16

17

18

CSM I 13, Rule 3. Af ar Timuin, Descartes, stanbul 1976, s. 53-4. CSM I 14, Rule 3. CSM I 111, Discourse 1. Burada sa duyu kavramyla insanlarn uzla iinde olduklar eylere ait bilgiler y nndan de il, kimi zaman akl kimi zaman da izlenimlerini can ruhlarnn yardmyla duyulardan elde eden yeti kastedilmektedir. Bu kavram Descartes tarafndan bazen imgelem (CSM II 22, Meditation 2) bazen de ruhla beden arasndaki ili kiyi sa layan beynin kk bir paras iinde bulunan yeti (CSM II 59, Meditation 6) olarak ifade edilir. CSM I 193-4, Principle 1.4. kr . imdiye dek do ru olarak neyi kabul etmi sem, ya duyulardan ya da duyular yoluyla elde ettim. Oysa zaman zaman duyularn aldatc oldu unu grdm ve bizi bir kez bile aldatm olsalar, onlara asla gvenmemek tedbirlilik olacaktr. CSM II 12, Meditation 1. Descartesn yntemsel ku kusuna hiperbolik ku ku denmesinin nedeni, Altnc Meditasyonun sonlarnda, Descartesn, meditasyonu yapan ki inin ba langtaki ku kularn gln (hyperbolicae) bulmasn anlatt ironiden kaynaklanmaktadr. bk. CSM II 61, Meditation 6. Hiperbolik ku ku zerine aklama ve rneklemeler iin bk. D. Graham Burnett, Descartes and Hyperbolic Quest, Philadelphia 2005, s. 125 vd. CSM II 12, Meditation 1.

Gen Akademisyenler lahiyat Ara trmalar Sempozyumu

449

olsun btn eylerden mmkn oldu unca ku ku duymas istenir.19 Bylece yaplacak ara trmalarn sa laml na ili kin ilk genel kural ortaya konmu olur. Ku ku, aray n bir rn olarak, ara trmacya en do ru bilgileri elde etmesi iin verilmi klavuz gibidir. Bu klavuz e li inde sonuna kadar yrnecek ve istenilen bilgi sa lanacaktr. Zira bilgi denilen ey, ku kuyu ba tan reddeder. Bylece ku kunun, sonuna kadar gtrlmesi gereken bir meditasyon oldu unu syleyebiliriz. Ku kunun sonunda, ku ku duyann kendini kavramas yani ku ku duydu unun ayrdnda olmas sa lanr. Descartes, d nrken varl nn olmad n kavramann kendisine aykr grnd n belirterek o me hur nermesini kurar: D nyorum, yleyse varm.20 Descartesa gre bu nerme, hi kimsenin sarsmaya gc yetmeyecek kadar sa lam ve kesindir. Bylece filozof, felsefesine temel olu turacak nermeyi kurmu ve zihnini ku kudan kurtarm olur.21 Zihnin ynelimi srasnda olu an eyler kavramlardr. Zihin kavramlar olu turarak bilgiyi elde eder ve daha sonra bu kavramlar imgelem yardmyla kullanr. Ku kuda ise herhangi bir imgelemin izine rastlanmaz. nk ku ku, her eyi yok saymann bir arac olarak imgelemin yanlsamalarn da bir kenara koyar. mgelemin duyu alglarndan ba msz olmamasndan dolay, onun verdi i bilgiler de gere i yanstmyor olabilir. Bu yzden imgelem yoluyla kazanlan bilgilerden de olabildi ince kanmak gerekir. Zihnin benli e yneli inin ku kuyla sa lanmas, ku kuyu sonuna kadar gtrmekle olur. Ancak unu belirtmekte yarar var: Descartes asndan ben ve zihin kavramlar kimi yerde e anlaml olarak kullanlacaktr. Meditasyonun son bulmas, ki inin benli ini kavramasyla gerekleir. Bu da her eyden ku ku duyan benim, kendimden ku kulanmamn yersizli iyle ortaya konur. Zihnin Kendini Kavray ve Kartezyen Dalizm

Descartes, d nceyi temellendirmek iin, onun zdd olan ku kudan hareket etmi tir. Bu ztlk Platonda oldu u gibi aisthesis ile onta arasndaki ontik bir kar tlk de il, yntemsel kar tlktr. Descartesin cogitatiosu, kendisini dubitatio sayesinde hakl kardktan sonra, ku kunun varl n da ortadan kaldrm tr. Res dubitans ile birlikte onun sebebi olan Deus malignus yani Tanr yanltmas ortadan kalkar.22 Descartes, kendini tanmay metafizi in nceden belirlenmi yolunda aradka, srekli olarak ego cogitoyu bulmu ve zne kendini bilmeye dn m tr. znenin kendini kavray olarak ifadesini bulan benlik, zihnin kavrama ili kin d ncelerinden de il, do rudan do ruya zihnin dolaysz sezgisinden karak bir temel nerme olu turmu tur. Zihnin kendili inden bir sorgulama eylemine giri mesinin sonucu olarak d nmenin varolmayla ilgisi kurulmaktadr. Her d nld nde zorunlu olarak do rulanan cogito nermesi, aslnda yadsnmazln glendirmek iin dikkatin varl yla snrlym gibi grnr. D nyorum yleyse
19 20

21 22

CSM I 193, Principle 1.1. Felsefe tarihinin bu en me hur nermesi, ilk kez, Franszca olarak yazlan Yntem zerine Sylemin drdnc blmnde dile getirilmi tir: Je pense donc je suis. CSM I 127, Discourse 4. Daha sonra Latince olarak kaleme alnan Felsefenin lkelerinin ilk blmnde asl me hur olan ekliyle kar mza km tr: Cogito ergo sum. CSM I 195, Principle 1.7. CSM I 127, Discourse 4. Ulu Nutku, Descartesn Immanent Apriorisi, Felsefe Arkivi, sy. 20 (1976), s. 65.

450

lyas Altuner

varm nermesi, kuruldu u d nceyle birlikte insann varl n alglamas yannda biricik bilgiyi kavramas anlamna da gelmektedir. D nmek yalnzca insana ait bir nitelik olmas bakmndan insandan ayrlm olamaz. D nmekten kesilmek ayn zamanda varlktan yani varolmaktan da kesilmek anlamna gelir.23 Varolmak, zihinsel srelere ba l olarak bir ey olmak, zihnin dolaysz algsyla kendili in ve bireyli in ayrdnda olmaktr. D nen eyin ku kulanan, anlayan, kavrayan oldu unu grrz. D ncenin iindeki btn bu nitelikler, varl n alglanmas iin apaktr. Cogito nermesi ierikten yalnzca soyutlama yoluyla ayr trlabilir. Her trl mantksal ayr trma kendili inden yaplan d nce, do ruluk ve olu gibi kavramlarn anlamlarn rtecektir. zniteli i ne olursa olsun, her d nce varoldu u lde belirgindir ve bilin onu onaylar. Ancak sz edilen kendili inden bilin ne lde kendili inden bilintir? Filozofun buna yant benlik yani kendisi ile ne ise o oldu umuz ey olan ruhtur. Onun bilinmesi bedenin bilinmesinden daha kolay olmann yannda, beden olmadan da kendisi olmaktan geri kalmaz.24 Bilginin geerli olabilmesi iin, d nen znenin, kendi varolu unun yaln znel bir ekilde varolmasndan dolay, di er eylerin bilgisine geebilmesi iin yetkin bir yaratcnn varl nn ortaya konmas gerekmektedir. Ak ve seik olarak alglanan her eyin do ru oldu u nermesinin geerlili i bir Tanrnn varl na ba lanarak zmlenmeye al lmaktadr. E er isel olarak gerek ve do ru d ncelere sahipsek, bu d ncelerin yetkin bir varlktan gelmemesi sz konusu olamaz. nk alglar ne kadar ak ve seik olurlarsa olsunlar, do ruluk vasfn ta dklarna dair elimizde hibir kant yoktur.25 nsan zihni Tanrnn yaratc i lerinden birisidir ve Tanrnn en yetkin varlk olmasndan dolay do rulu a ula mak iin kendili inden gvenilmez bir ara de ildir. Zihnin snrl da olsa sahip oldu u tm yetiler, yetkin bir varlktan gelir ve yalnzca bu adan gvenilir olmaya layktrlar.26 Descartes felsefesinin karakteristik zelliklerinden biri ku kusuz zihin-beden ayrl dr. Kartezyen dalizm denen bu ayrmn temelinde zihinsel olann bedensel olana kar t bir biimde ve ondan tamamen ayr olarak varl a gerek anlamn yklemesi yatar. Descartes, zihinle bedeni birbirine kar birer tz olarak nitelendirmektedir. nk ona gre zihin ve beden srf yap olarak de il, nicelik olarak da kar ttr. Beden yalnzca cisimsel sfatlar, blnebilirli i kendinde ta rken, ruh da d nsel olanlar bnyesinde bulundurur. nsan do as ac olandan tatl ve zevkli olana ynelmeyi ister, bunun hakikatini ise ruh ve beden toplulu u de il, yalnzca ruh anlar. Ruhun do as sadece d nmektir. Bunu ise, maddi eylerden ku ku duyarken, kendi varl mzdan ku ku duymamamz ak olarak ortaya koymu tur ve bu da belli bir kesinlikle bilinen ilk eydir.27 Zihnin cisimsizli ini savunmada d nsel dayanaktan yani ilahiyat, metafizik ve bilimden hangisinin oldu unu saptamak olduka gtr. Descartes, ruhun tutkularn tanmak iin, onun fonksiyonlarn bedenin fonksiyonlarndan ayrmak gerekti ini syler.28
23 24 25 26 27 28

CSM I 127, Discourse 4. CSM I 127, Discourse 4. CSM I 130, Discourse 4. CSM II 43, Meditation 4. CSMK 55, Letters. CSM I 328, Passion 1.2.

Gen Akademisyenler lahiyat Ara trmalar Sempozyumu

451

Burada ise zihnin ve ruhun birbirlerinin yerine kullanld n grmemek iin bir neden yoktur. Descartesin d nmeyi yalnz insanlara atfetmesiyle, hayvanlar makine olarak grme fikri de kendili inden ortaya kar. Aslnda beden de bu makine yaratk kategorisine girer. D nen eyin yalnzca ruh olmas, yalnzca uzaml olan bedenin bu d nme eyleminden mahrum olmas, ruh yani zihin d ndaki tzlerin birer makine olarak alglanmasna neden olmu tur diyebiliriz. Ancak bu makine, insann yapt bir makine de il, Tanrnn elinden kan ve insann yapabilece i bir makineden ok daha dzenli ve nemli devinimlere sahip bir makinedir.29 Descartes, ruhla bedeni ayr tutmasndan dolay, canl bedenle cansz bedeni neredeyse bir tutar. l beden, fonksiyonunu yitirmi yahut durmu bir makine gibidir. Bedeni makine sayan Descartes, l bedeni de bozuk bir saate benzetir.30 Sonra ruhun lmszlne geen filozof, bedenin yok olmasndan sonra ruhun yok olmayp varl n devam ettirdi ine inanr: nsan bedeni kolayca yok olabilir, ancak zihin veya d nen ruh, mahiyeti ve do as gere i lmszdr.31 Descartes Aristotelesi ve Skolastik d nceden ayran temel nokta, ruhun lmszl ne yapt atfta, eskilerin ne srdkleri gibi zel ruhun lmezli ini savunmak de ildir. zel ruh tz oldu undan, zaten do as gere i lmezdir; len yalnzca tavrlar (modus) ve ilinekler (accidentia) olmaldr. Do as gere i lmezlikten kast da z gere i de ildir, yoksa bilfiil yerine bilkuvve lmezlik anlamna gelir.32 Descartes srekli olarak d nen ey zerinde konu masna ra men, srarla ruh terimini kullanmaktan kanr. Daha nce de belirtti imiz gibi, zihnin bir ruh, akl ya da zeka olarak kar mza kmasnn yannda, daha ba ta tanmlara ili kin blmde dile getirdi imiz gibi, ruhun kimi zamanlar duyu alglaryla birlikte kullanld n belirtmi ve alntlam tk. Bunun yannda Descartes, ruh kavramn sklkla zihin yerine kullanm ve d nen eyin rasyonel ruh oldu unu sylemi ti.33 Oysa ba ka yerlerde d nen ey ya da benlik iin ruh kavramnn kullanlmad ve zellikle de bunun cogito uslamlamasndan do an zihin yapsndan sonra ortaya kt grlmektedir. Descartes, ruhun de i imini k nlarnn alglanmas konusundaki nermesiyle gz nne sermektedir: Gren gz de il, ruhtur ve ruh do rudan grmez, yalnzca beyin aracl yla grr.34 Oysa zihin, dolaysz bir algyla nesnelerin do asn bilmektedir. Ruhun ortadan kaybolmas btnyle gerekle mese de i levselli ini yitirmesi anlamnda gerekle ti i grlr. Aristotelesteki psykhe kavramnn ieri ine nazaran animus kavram devinimi ba latma i levini brakm , bedendeki can ruhlarnn ak na yn vermek gibi pasif bir grev stlenmi tir. Do rusu, ruhtan vazgemeyi gze alan bir sistemle kar kar yayz, yani ruhtan vazgeilmesi gerekti i yerde vazgeilmelidir. Can ruhlar ya da di er anlamyla sinirlerin i levselli i hibir zaman bir ruhun i levselli ine denk de ildir ve bu anlamda bile ruhun ortalarda grnmedi i anla labilir. Descartes, bir saksa ann szckler syleyecek biimde e itilebilece inden bahsederken, saksa ann syleyece i her szc n,
29 30 31 32 33 34

CSM I 139, Discourse 5. CSM I 329, Passion 1.6. CSM II 10, Meditation Synopsis. Lucien Laberthonnire, Descartes zerine Tetkikler, ev. Mehmet Karasan, Ankara 1977, s. 93. CSM I 294, Comments. CSM I 172, Optics 6.

452

lyas Altuner

sinir sisteminde belli de i iklikler yaratan d uyaranlara verilmi de i mez bir yant olacan belirtir.35 Kartezyen fizyolojide bedenin bir makineye indirgenmesiyle tm biyolojik sreler bir saat ya da ba ka bir makinenin al ma dzene i rnek verilerek aklanabilece inden, herhangi bir bitkisel ya da hayvansal ruhtan sz etmeye gereksinimimiz yoktur.36 E er byle bir ruhtan sz edilecekse, saatte de bir ruhun bulundu undan sz etmek gerekecektir.37 Hayatta her konuya yant verebilecek insani yetiden sz edilmesi, ruhun yerini makineni asla alamayaca , do rusu almamas gerekti i d ncesidir. Bylece zihinsel i levmi gibi grnen birtakm eylemler sinirlere indirgenerek burada ruha gereksinim olmad sonucuna varlm tr. Ayrca Descartesta ac veren ya da mavi kavramnn gerek bir eyi gsterdiine ili kin kesinlik, bylelikle tz, d nce ve hareket gibi yaln do alara dair ak ve seik bir algya sahip bulunmaya ili kin kesinli i yerinden etmi tir.38 B. Locke ve Zihnin Ampirik Karakteristi i 1. Do u tan lkelerin Ele tirisi Locke en nemli eseri olan Denemede insan zihninin (human mind) neleri bilebilece i konusuna girmeden nce zihinde bir eyin belirmesinden bahsederken, tpk Descartes gibi ak ve seik (clear and distinct) kavramndan bahseder. Locke, yaygn kullanmna ra men insanlar arasnda pek anla lamayan bu szc n yerine herkesin zihninde ortak bir anlam ve kavram a r tracak olan belirgin (determinate) ve belirlenmi (determined) kavramlarn kullanmay ye ler. Bir ey, herhangi bir zamanda zihinde nesnel olarak bulundu unda yani zihin iin belirli duruma geldi inde, bu kavramlarn kullanlmas onun iin uygun olmu olur. Belirgin szc yaln ide (simple idea) iin kullanld zaman, idenin zihinde bulundu u sylendi inde zihnin bizzat kendi iinde alglad yaln grnt (simple appearance) kastedilirken, belirlenmi szc karma k ide (complex idea) iin kullanlp kimi yaln ya da daha az karma k idenin zihnin gz nnde bulunmas srasndaki birle iminden olu an ve insann o ideye ad vermesi srasnda zihinde bulunan ya da bulunmas gereken ideye denir.39 Zihin zerine felsefe yapmak demek, soyut kavramlarla u ra iinde bulunmak demektir. Filozofun en ba ta yapmas gereken i , do al olarak varl n ve bilginin kayna n sorgulamaktr. Bunu yapmann bedeli, zihinsel soyutlamalardan ba lamakla iinden klmas zor bir sorunla bo u maktr. Soyut kavramlar tmeldir ve bu yzden yalnzca filozofla-

35 36 37 38 39

CSMK 303, Letters. CSM I 108, Treatise on Man. CSM I 315, Human Body 1. Richard Rorty, Felsefe ve Do ann Aynas, ev. Funda Gnsoy Kaya, stanbul 2006, s. 65-6. John Locke, The Works of John Locke, A New Edition Corrected, London 1823, I LIV, Essay Epistle. [al mamzda Locke iin ana kaynak olarak kullanlacak olan bu toplu eserler, bundan byle Lockea yaplan atflarda, WJL ksaltmasyla verilecek olan bu toplu eserlerin cilt ve sayfa numaras esas alnacaktr. zgn eser adlar da ayrca ksaltlm olarak verilmeye al lacak, varsa eserlerin blm ve paragraf numaralar belirtilerek okura kolaylk sa lanacaktr.]

Gen Akademisyenler lahiyat Ara trmalar Sempozyumu

453

ra zg bir zihin anlay iinde zlebilir.40 Locke, srekli ide szc n kullanmasnn nedenini, insann d nmesi srasnda anlama yetisi (understanding) dedi imiz zihnin nesnesi olarak ortaya kabilecek her eyin yerini tutabilecek kapasiteye sahip olan en iyi terimin ide olmasyla aklar. Duruma ba l olarak d lem (phantasm), kavram (notion), tr veya d nme edimi srasnda zihnin kullanld her ey ide olarak adlandrlr.41 Do u tan idelerin ele tirisinin herhangi bir ki iye ynelik olmamas gerekti ine de deinen Locke, asl amacnn kuramn kendisi zerine yo unla t na dikkatimizi eker. Baz kimselerin, insann anlama yetisi tarafndan ba langta kazanlm halde olup kendisiyle birlikte dnyaya getirdi i bir takm do u tan ilkelerin (innate principle), birincil kavramlarn (primary notion) ve zniteliklerin (character), sanki bunlar insan zihnine damgalanm (stamped) gibi yanl yerle ik kanlara sahip olduklarn belirtir.42 nsanlarn zerinde ittifak etmeleri, bir nermenin zorunlu olarak do ru oldu unu bize gstermez. Ona gre, e er btn seik idelerimizden elde edilen apak nermeleri (self-evident proposition) eklersek, ilkeler neredeyse sonsuz sayda, en azndan saylamayacak kadar ok olacaktr, ki insanlar onun bilgisine a lar boyunca ancak ula abilir.43 Bunlarn ayrca zihne kaznm (imprinted) olduklar ynndeki savlar da yanl tr. E er onlar zihne kaznm olsalard, aptallarn ve ocuklarn, zihne sahip olduklar halde niin bu nermelerin onlarn zihinlerinde bulunmadklar sorusunun bir zm olamazd. Ruha yani zihne kendisinin alglamad eylerin kaznmas do ru olmasa gerektir. nsan zihninin hibir zaman bilincine varamad hibir nermenin zihinde bulundu u sylenemez.44 Bunun d nda Locke, do u tan bilgilerin insan zihninde sakl bulunup insann akln do ru olarak kullanmaya ba lamasyla onlar kavrayaca d ncesine de kar kar. nk bu durumda akln bize retti i btn bilgilerin yine do u tan geldiklerinin kabul edilmesi gerekecektir. Bu halde, matematikilerin kullandklar ilkelerle bu ilkelerden kan teoremleri bir ve ayn kabul etmi olmak arasnda bir fark kalmam olur.45 Bilgisiz insanlarn byk blm ve yabani hayat ya ayanlarn tamam, ya amlarnda hibir zaman byle akl yrtmeler zerine d nmezler.46 Bir ey neyse odur nermesi kadar genel ve pe in kabule sahip yahut bir eyin hem olmas hem de olmamas imknszdr nermesi kadar aka gerek olan bir ahlk kural rne i vermenin g olaca n d nd n syleyerek ahlk idelerin olmad konusuna da bir giri yaparak ahlk idelerin do u tanl n savunanlara kar rneklemelere giri ir.47 Tm insanlarn kabul ettikleri ahlk idelerin bulunmas, daha do rusu ahlk idelerin do u tan oldu u zerine bir ittifakn olmas gibi bir genel kabuln bulunma olana , kuramsal ilkelerin genel kabul grmesine oranla daha azdr. Kuramsal ilkelerin do u tanl geerli40

41 42 43 44 45 46 47

Vico, soyut kavramlarn evrensel olmalarndan tr filozoflara zg olmas gerekti ini, tutkularn ise sahte ve duygusuz airlerin i i oldu unu sylemi tir. Giambattista Vico, Yeni Bilim, ev. Sema nal, Ankara 2007, 704. WJL I 6, Essay 1.1.8. WJL I 13, Essay 1.2.1. WJL IV 400, Second Reply. WJL I 15, Essay 1.2.5. WJL I 17, Essay 1.2.8. WJL I 20, Essay 1.2.12. WJL I 34, Essay 1.3.1.

454

lyas Altuner

ini yitirdi inden, ahlk ilkenin de geerlili i kalmam olur. nsanlarn ahlksal ilkeler zerine birle meleri bir yana, bu ilkeler hakknda tam bir ayrlk iinde olduklar grlr. Zaten ahlk kurallar bir kant gerektirdikleri nedeniyle do u tan olamazlar. Bir kimsenin hakl olarak nedenini soramayaca bir ahlk kuralnn nerilemeyecek olmas, Lockeu bu d nceye gtren nedenlerin ba nda gelir. Erdemin kabul, genellikle do u tan olu undan dolay de il, yararl olu undan ileri gelir.48 2. Tabula Rasa Olarak Zihin ve Grgc lke Do u tan ilkeler olmad na, zihnin bu ilkeleri rtk bile olsa do u tan getirmedi ine gre, zihnin ieri inin bo bir sayfa yani tabula rasa olmas gerekir. deler do u tan de ilse, onlarn zihinde olmad herhangi bir zamann olmas anlamna gelir. Bu da aktr ki, onlarn ba ka bir kaynaktan trediklerini gsterir. delerin bulunmad yerde ne bilgi ne de kabul bulunur, hatta onlarla ilgili zihinsel ve szel nermeler de bulunmaz.49 Locke, bir ilkenin do u tan olu uyla, do ru olu u arasnda bir ili ki kurarak, do u tan ilkelerin zorunlu olarak do ru oldu u gr n ileri srer. Do u tan do rular varsa, bunlarn d ncenin ilk nesneleri, zihinde olu an ilk eyler olmas zorunludur.50 Locke burada asl can alc noktaya de inerek btn ele tirilerin merkezine yerle ebilecek temel nermeyi kurar: Tanr idesi do u tan de ildir.51 E er bir idenin yani ilkenin veya kavramn do u tan olmas d nlebilseydi, pek ok nedenden tr, Tanr idesinin do u tan gelmesi gerekirdi. nk do u tan Tanr idesi yoksa ne ahlk ne de hukuk idesi zihinde bulunurdu. Yasa koyucu kavram olmakszn nasl yasadan sz edilemiyorsa, Tanr idesi olmakszn da bir Tanrsallktan sz edilemez. Oysa u bilinen bir gerek ki, Tanr idesine sahip olmayan toplumlarn varl bilinmektedir. Bu da bizi do al olarak zihinde do u tan idelerin bulunmad gere ine gtrr. Geleneksel ontolojide ideler Tanr tarafndan zihinlere verilmi tir ve kendinde ey zelli ine sahiptir. Zihin nesneleri ise maddi olmayan tzlerden olu ur, ayn zamanda ontik anlamda varolu u gsterir. Oysa Lockea gre ideler fiziksel ve psikolojik srelerin bir sonucu olarak kendinde eyi imlemezler, yalnzca anlama yetisi olarak varolan bilinli zihinsel ieriklerdir.52 delerin Tanrda bulundu unun sylemek de hem Tanrya e itlilik atfetmek hem de onlarn ezeli olduklarn ileri srmek olur. Bu da idelerin Tanrnn bir paras oldu unu sylemek gibi yanl bir anlam ifade eder.53 Lockeun bu d nceleri geleneksel metafizik, teolojik ve etik argmanlar tpk Descartesn Skolastik argmanlar konusunda yapt na benzer ekilde bir yana brakarak kendi radikal argmanlarn ortaya koyma ve inanca bilgi dhilinde ula ma abasdr. Daha sonra Kant tarafndan asl merkeze oturtulacak olan ele tirilerin ilk nvesi de bylece Locke tarafndan ileri srlm olur. Onun do u tanlktan ayr olarak apak do rular diye ne kard eyler, Kant tarafndan a priori do rular olarak adlandrlacaktr. Do u tan ilkelere saldr, kundaktaki bebe in bu ilkelere sahip olmad nn herkese bilinmesinden
48 49 50 51 52 53

WJL I 36-8, Essay 1.3.4-6. WJL I 57, Essay 1.4.1. WJL I , Essay 1.2.26. WJL I 60, Essay 1.4.8. John W. Yolton, Perceptual Acquaintance from Descartes to Reid, Minneapolis 1984, s. 102. WJL IX 222, Examination 23.

Gen Akademisyenler lahiyat Ara trmalar Sempozyumu

455

dolay do al kar lanm olsa bile, bu ilkelerin rtk olarak bebeklerde bulundu u ya da en azndan kavramsal olarak onlara yatkn oldu u d ncesine de ayrca kar kmas, zamannn byk felsefeleriyle bir hesapla maya girmesi demektir. E er d nceler zihinde do u tan de ilse, beyaz sayfa (white paper) gibi d nlen zihin d nceleri nereden elde eder? Btn bilgilerimiz, zihnin ve akln edindi i btn birikimler nasl ortaya kar? Lockeun bu soruya yant deneyim (experience) olacaktr: Ya d sal grgl nesnelere (sensible object) veyahut zihinlerimizin alglad mz ve d nd mz isel i lemlerine ynelik gzlemimiz, anlama yetimizi btn d nce malzemeleriyle donatan eydir. Bunlar hem edinmi oldu umuz hem de do al olarak edinebilece imiz btn idelerin kendisinden kt iki bilgi pnardr.54 Locke bu ifadelerle btn bilgilerin grgl ilkeden yani deneyimden geldi i gr n savunur. Her bilginin son tahlilde deneyime dayanmak zorunda olu u, insann ilk ideleri deneyimlerin d varlklarla ilgili olarak kendisine ula trd izlenimleri kavramaya ba lad zaman kazand anlamna gelir.55 Ancak deneyimin bize sundu u ve bilgilerin ana malzemesini olu turan idealarn bilgi olarak kabul edilemeyece i bir gerektir. Zira gzlemlenen nitelikler nesnenin gerek z olmayp bizzat ona ba l ve ondan kaynaklanan nitelikler oldu una gre, byle nitelikler bu eyin z olamazlar. Bylece idealar, bilgide ierilen kabul ya da inkar edilebilir bir yarg dile getirme yetene ine sahip de ildir.56 Zihnin beyaz bir sayfa olarak dile getirili i, felsefenin Aristotelesten bu yana ilk ilkelerin bilimi olarak ya da ilk ilkeleri veren ilahi bir bilim olarak varl n srdrmesine nokta koymu olmaktadr. Lockeun bak asna gre bu konular artk felsefenin ara trma konusu olmaktan km tr. nsann kendi dar zihinsel snrlarnn tesine gememesi ve pragmatik fonksiyona yaplan vurgular, Locke d ncesinde gemi d ncelerin yzeysel bir hal ald n gsterir.57 Aristoteles felsefesinin ve buna ba l olarak Skolastik d ncenin Descartes ve Bacon tarafndan d lanmas ve Kartezyen dnya tasarmnn sonucu olarak yeni varlkbilimin temellerinin atlmas i lemine kar lk, Locke da yepyeni bir bilgi kuramnn temellerini atm tr. 3. D nme Biimleri Olarak deler Btn insanlar duyu organlarna sahip olarak do arlar ve d dnyadaki varlklarn grgl niteliklerine ait idealar bu duyu organlar aracl yla elde edilir. Duyular nce grgl tikel nesnelere ynelirler; grgl niteliklere sahip varlklarla kar la an duyu organlar, onlardan e itli ekilde aldklar etkileri, onlarn seik alglarn zihne iletirler. Bylece zihinde btn bu niteliklerin ideleri elde edilmi olur. Bunlar zihne duyularn iletti ini sylerken, Locke, duyularn d sal nesnelerden zihne orada o alglar reten eyleri ilettiklerini kasteder. delerin byk blmnn kayna olan bu eye, tmyle duyulara ba l oldu u ve zihne onlar aracl yla iletildi i iin duyum (sensation) adn alr.58 Deneyimin zihni idelerle donatt di er kaynak, zihnimizin, sahip oldu u ideler zerin54 55 56 57

58

WJL I 82-3, Essay 2.1.2. WJL I 86, Essay 2.1.9 ve WJL I 97-8, Essay 2.1.24. WJL II 135, Essay 2.31.13 ve WJL IV 57, Letter to Edward. Gerald Hanratty, Aydnlanma Filozoflar: Locke, Hume ve Berkeley, ev. Tuncay mamo lu & Celal Byk, stanbul 2002, s. 33. WJL I 83, Essay 2.1.3.

456

lyas Altuner

de al rken, zihnin kendi iimizde yapt eylemlerin algsdr. Bu i lemler, ruhun kendileri zerinde d np onlar incelemesi yoluyla, bu i lemler olmadka nesnelerden edinilemeyecek trden bir ba ka ideler gurubunu zihne sa lar. Alglama, d nme, ku kulanma, inanma, akl yrtme, bilme, isteme ve zihnin di er de i ik edimlerinin hepsi byledir. Bunlarn bilincine vararak onlar iimizde gzlemlemekle zihnimize seik ideler alm oluruz. Bu idelerin kayna herkesin kendi iinde bulunur ve d sal nesnelerle ilgileri olmadklarndan dolay duyum de ilse bile ona benzedi i iin isel duyum ya da d nm (reflection) denir. D nmn sa lad ideleri zihin yalnzca kendi isel i lemleri zerinde d nerek edinir. Zihnin kendi isel i lemleri olarak d nmn nesneleri, btn idelerin kendilerinden ba lad kaynaklardr.59 Locke i lemler teriminden yalnzca zihnin kendi ideleri zerindeki yaln eylemlerini deil, herhangi bir d ncedeki edilgiden dolay, kimi kez o i lemler yznden ortaya kan bir tr co kular da ierecek biimde geni anlamda kullanr. Bu da Descartesn idelerle d nceler arasndaki farkn bir benzerini bize hatrlatr. Descartes ideleri ar zihnin yaln ve apak kavramlar olarak ele alrken, d nceyi zihnin duyumlarla ili kisi dolaysyla imgelem ve duyu d ncelerini de iine alan bir geni likte kullanr. 4. Yal n ve Karma k D nceler Duyular etkileyen nitelikler nesnelerin kendilerinde, aralarnda bir uzaklk ve ayrlk bulunmayacak biimde birle mi ve kar m olsalar da, yine de bunlarn zihinde rettikleri idelerin, duyular yoluyla yaln ve kar mam olarak girdikleri aktr. nsann buz parasnda duyulmad so ukluk ve sertli in, zihinde bir leyla n kokusu ve akl ya da gln kokusu ve ekerin tad kadar seik bir ide oldu u bilinmelidir. Lockea gre bir insan iin bu yaln d ncelerden edindi i ak ve seik alglardan daha belirgin bir ey yoktur. Bu alglardan her biri kendi iinde birle memi bulundu undan, iinde yalnzca zihindeki bir tek biimli grnm ya da kavram bulunur.60 Yaln d nceler imgelemin hareketi sonucu ortaya kmadklar gibi, istencin etkisi sonucu da varolmazlar. Zihin bu ideleri kendi ba na hem varedemez hem de yok edemez. Yaln d nceleri daha nce duyumsamam bir insan iin, o d ncenin varl sz konusu olamaz ve bylece o d ncelere ait bir bilgi de kazanlamaz.61 Bu nedenle yaln idelere ait insandaki duyumlar, deneyimler yoluyla kazanlm olmak zorundadr ve bunlar epistemolojik olarak ilkel durumdadrlar. Bilgilerin btn malzemeleri bu yaln d nceler olup deneyimden ba msz olarak yani zihnin dolaysz algs olmakszn ortaya karlar. Locke, yaln idelerin daha iyi kavranabilmesi amacyla, zihinlerimize yakla malarna ve alglanabilir duruma gelmelerine ba l olarak onlar drtl bir snflamaya tabi tutar. lki zihne tek duyu yoluyla gelen dokunmayla ilgili d nceler, ikincisi birden ok duyu yoluyla gelen hareket ve skunetle ilgili d nceler, ncs zihnin di er d nceleri zerindeki
59 60

61

WJL I 83-4, Essay 2.1.4. WJL I 99, Essay 2.2.1. Konu zerine Ludlam unu ifade eder: deler (szc n birincil anlamnda), yalnzca, cisimsel duyular zerindeki d sal nesnelerin i lemleri tarafndan zihinde uyarlan duyumlardr. yleyse, kesin konu ursak, zihinde birle mi (yani zihin tarafndan birle tirilmi ) olabilirler. Thomas Ludlam, Logical Tracts Comprising Observations and Essays Illustrative of Mr. Lockes Treatise upon the Human Understanding, Cambridge 1790, s. 19. WJL I 99-100, Essay 2.2.2.

Gen Akademisyenler lahiyat Ara trmalar Sempozyumu

457

i lemleriyle ilgili d nm yoluyla gelen d nceler, drdncs de yollarn kendileri aan ve hem duyum hem de d nmn btn yollaryla zihne gelen d ncelerdir.62 Birden ok duyu yoluyla elde edilen d nceler hem gzle hem de dokunmayla alglanabilen izlenimler olarak cisimlerin oklu idelerini alp zihne iletirler.63 Lockea gre btn bilgilerin kayna , zihinde olan ve zihnin tm teki bilgilerinin kendisinden yapld bu yaln d ncelerdir ve yukarda saylan d nceler yahut ideler de yaln d ncelerin a a yukar tamamn kapsar. Zihin bunlar duyum ve d nmn d nda ba ka herhangi bir eyden elde etmi olamaz. Dnya snrlar iine s drlamayan, d ncelerini sklkla maddenin en u noktalarnn bile tesine yayp kavranamaz bo lukta gezinen geni kapsaml insan zihnini anlatabilmek iin bu yaln idelerin ok s ve dar kalplar ierdi i sylemine Lockeun katlmad n grrz. Birisinin, yaln idelerin ya da bunlardan yaplmam karma k idelerin olu turdu u ba ka herhangi bir d nce ortaya koymasnn mmkn olmad n savunan Locke, bu az saydaki yaln idenin en kvrak d nceyi ve en geni yetene i uygulamaya ve de btn insanl n e itli bilgilerine, e itli d lem ve kavramlarna malzeme sa lamaya yeterli oldu unu d nmenin ok da tuhaf kar lanmamas gerekti ini savunur.64 yleyse drt yaln d nce snf vardr ve bu d ncelerinin tmnn ortak karakteri, edilgin olmalardr. nk duyularmzn nesnelerinin o u, ister istencimizle ister istencimizin d nda olsun, kendi tikel d ncelerini zihinlerimize dikte ederler ve zihinsel i lemlerimiz, onlarn en azndan bulank da olsa tasarmlar olmakszn bizi brakmayacaklar kesindir. Bir insan yoktur ki, d nrken ne yapt konusunda hibir bilgiye sahip olmasn. Bir ayna nne konulan nesnelerin kendinde retti i imgeleri ya da ideleri nasl reddedemezse, zihin de bu d nceler zihne sunuldu u zaman onlar reddedemez, de i tiremez ve silip yerine yenisini koyamaz. Zihin, izlenimleri kabul etmek zorunda olup bunlara ili tirilmi bulunan d nceleri veya ideleri alglamaktan kanamaz.65 Zihin yaln d nceleri malzeme olarak kullanma yoluyla etkin anlamda karma k dnceler olu turur.66 Btn yaln idelerinin ediniminde edilgin olan zihin, btn d ncelerin malzemelerini olu turan yaln d ncelerden ba ka da d nceler yapmak zere birok eylemde bulunur. Lockea gre, zihin kendi gcn kendi yaln d ncelerine uygulamasna araclk eden eylemler sayesinde karma k d nceleri elde eder. Zihin bunlar yaparken l bir tasnife gre hareket eder. Birincisi birok yaln d nceyi birle tirme (combining) yoluyla karma k d nceler elde etme, ikincisi birden ok d nceyi ba nt ideleri olu turacak ekilde yan yana getirme (bringing), ncs ise d nceleri gerek varolu larnda onlara e lik eden btn teki d ncelerden ayrmaya yarayan soyutlama (abstraction) eylemidir. Zihindeki btn genel d nceler bu ekilde elde edilirler ve bu da insan gcnn ve insann eylem biiminin zihinsel ve cisimsel dnyada ayn oldu unu gsterir. nsan bunlardaki gereleri ne varedebilir ne de yok edebilir; insann yapabilece i ey, onlar ya birle tirme ya yan yana getirme ya da ayrmadr.67
62 63 64 65 66 67

WJL I 104, Essay 2.3.1. WJL I 111, Essay 2.5.1. WJL I 116, Essay 2.7.10. WJL I 98, Essay 2.1.25. Detaylar iin bk. smail etin, John Lockeda Tanr Anlay , Ankara 1995, s. 56 vd. WJL I 153-4, Essay 2.7.1.

458

lyas Altuner

Locke, karma k d nceleri de kip (mode), tz (substance) ve ili ki (relation) olarak e ayrr.68 Kiplerle ilgili olan karma k d nceler, btnyle deneyime ba ml olarak nesnel eylere i aret eden uzay, zaman, biim, snr gibi varlklara kar lk gelirler.69 Bunun yannda tzle ilgili olan karma k d nceler, kendi ba larna varolabilen varlklar temsil ederler. Tz, d ncelerin biricik dayana olarak tanmlansa bile, Locke onun aslnda ne oldu unun tam olarak bilinemeyece ini, tzn bir ynyle bize gizemli kalaca n hatrlatr.70 Tz hakknda konu mann zorlu u belirtildi ine, tzn bir nebze bize yabanc oldu unun bilindi ine ve de rasyonel felsefedeki kurgusal yapnn yadsnarak deneyime dayanldna gre, geriye onun hakknda zihinsel olana edimsel ve cisimsel olana da niteliksel adan bakmaktr. Bunun sonucu olarak Lockeun birincil ve ikincil nitelikler (primary and secondary qualities) d ncesini geli tirdi ini grrz. Locke, insan zihninin alglad alg, d nce, anlama yetisi gibi btn dolaysz zihin nesnesine ide derken, zihinde d nme olu turma srecine ise sz konusu gcn bulundu u znenin niteli i adn verir.71 Zihinsel adan de il cisimsel adan yani deneyimin nesnesi olmas asndan cisimsel tzn niteliklerinden bahsedildi i iin, imdi burada bu konuya daha fazla yer vermek istemiyoruz. Locke asndan tzn ne oldu unu grdkten sonra cisimsel tz bir yana brakp artk konumuzla ilgili olan zihinsel tz aklamaya geebiliriz. Zihnin ve tzn bizzat kendisini dolaysz algyla alglayamad mz ifade etmek, bir bakma dolaysz zihin algsyla kavramlar ak ve seik elde edebilece imizi syleyen aklc zihin felsefelerine bir kar k tr. Oysa Locke, zihinsel tzn varl n ve cisimsel tzden en azndan nitelik bakmndan ayr oldu unu sylemekle zaten zihinsel tzn rasyonel aklamasna yakla m grnr. Ancak filozofun tinsel tz dedi i zihinsel tzn varl alglanamasa bile edimleri alglanabilir ve bu ekilde de pekl zihinsel tzn varl kavranlabilir. Cisimsel tzn niteliklerine sahip olmayan d nme, akl yrtme ve korkma gibi i lemler, tin (spirit) denilen bir tzn eylemleridir. Her ne kadar kendisi hakknda bilgimiz olmasa da, zihinsel yani tinsel tze ait d nme gibi edimlerden onun cisimsel tz gibi ak bir kavray a sahip oluruz. Bu ey, d ardan edindi imiz d ncelerin, idelerin dayana oldu u kadar kendi iimizde yani benliklerimizde deneyimledi imiz i lemlerin de dayana olurlar. Nasl ki tinsel tze, tin kavramna sahip olmad mzdan dolay onun varl n inkar etmiyorsak, cisimsel tz kavramna aka sahip olmad mz zamanlar da yine ayn nedenden tr onu inkar etmeyiz. Tinin bulunmad n sylemek ne kadar rasyonelse, cismin varolmad n sylemek o kadar rasyoneldir.72 Lockea gre, kendimizde ak ve seik olarak algsn bulamad mz zihinsel tz idesini d nce ve isten idelerimizi d nceyle bir araya getirmeyle karma k tinsel ide olu turabilir.73 Tinsel tzn varl en az cisimsel tzn varl kadar muhtemel oldu unu syleyen Locke, tinsel tzn znn Descartesn savundu u gibi yalnzca d nme olmayp beden zerinde etki ve eylemde bulunabildi ini ne srerek zihinle beden arasnda psiko-fiziksel
68 69 70 71 72 73

WJL I 155-6, Essay 2.12.3-7. WJL I 157-62, Essay 2.13.1-10. WJL I 294, Essay 2.22.2. WJL I 119, Essay 2.8.7-8. WJL II 11, Essay 2.23.5. WJL II 20, Essay 2.23.15.

Gen Akademisyenler lahiyat Ara trmalar Sempozyumu

459

bir neden bulundu unu ne srer. Bylece Locke, zihnin zn d nme ile snrlamayp Kartezyen d ncenin zihinsel olanla cisimsel olan arasndaki keskin ayrmn yumu atarak zihnin bedeni etkileyebilece ini kabul eder.74 Sonu Zihin-kavram ili kisini ele alan bu al mann sonunda sylenecek ok ey var, ancak biz burada bunu zetleyerek anlatmaya al aca z. Aklc ve grgc felsefelerdeki zihin anlay larnn farkl olma nedeninin, adndan da anla laca zere, bilginin kayna nn nereden geldi ine ba l oldu u grlr. Her iki felsefede de kavrama yakla m, mantksal olmaktan ok ontolojik ve epistemolojiktir. nk mantksal olann bilimde yeni eyler kazandrmad ynndeki ele tirilerin sonunda, Descartes tarafndan metodolojinin kurulmasyla mantk neredeyse braklm ve bilimlerde artk metodoloji kullanlmaya ba lanm tr. Sokratesin kavrama ait sylemlerinin Platonun idealar retisine ve zihin ve bedenin ayrl na temel olu turmalar gibi, idealar da Aristotelein form-madde ayrmna kaynaklk etti ini grrz. Platoncu d ncenin Plotinus ve Augustinus tarafndan yaplan yeniden yorumu ve Cusanusun zihin gr leri, Descartes felsefesinin ortaya kmasna zemin hazrlam tr. Descartes, zihin konusunda do u tan ilkelerin varl na inanan biri olarak fazla iyimser grnr. Bilimlerdeki sa lamlk ve tutarlk asndan zihne do u tan Tanr tarafndan konulmu olan a priori ilkeler yoluyla, ki bu ilkeler aslnda matemati in ilkeleridir, varolan hakkndaki bilginin elde edilebilece ine inanr. Platon ve Aristotelesle ba layan aklc felsefe, zamanla Skolastik d nceye indirgenerek dinin hizmetisi yaplsa da, her zaman iin grgc felsefeye nispeten de er ve nem verilen bir bilgi kayna olmay srdrm tr. Descartes, do u tan ilkelerin bir yatknl a nazaran ortaya kaca n sylese de, bu ilkelerin ak ve seik kavramlarmz olu turan biricik ilkeler oldu una kesin kanaat getirmi tir. Bu ilkeler sayesinde zihin gerekli in bilgisini elde edebilir ve onu sezgisel yntem ve karmla di er bilimlere uygulayabilir. Descartesn varlk hakkndaki zihinsel ku kusu, gerekte yntemli yaplm da olsa, fazlaca uzun sren bir meditasyona insan srkler. D nyorum, yleyse varm nermesi, Descartes asndan tm gerek bilgilerin ilk ve temel nermesi olarak ortaya kar. Benliin yani zihnin kendini kavray ve bunun Tanrsal kkenleri hakknda Descartesn yapt aklamalar, zihne bu d ncelerin yerle tirildi i hatta kaznd ynndedir. Zihinbeden dalizmi i te bu kaznm lk sonucunda alglanabilen bir durum olarak bize kendini gsterir. Rasyonel ruhun zihinle e de er hatta ayn saylmas ve zihinle beden arasnda hibir etkile imin bulunmamas, bir ruhu bulunmayan cisimsel tze ait bedenin hareketini aklamay gle tirir. Descartes burada rasyonel ruhla can ruhlar arasnda ayrm yaparak, bedeni bir makineden ibaret grr. Locke tarafnda ise, durum daha farkl bir seyir iindedir. nk Locke, Descartes ve di er rasyonalist felsefeciler gibi do u tan zihnimize ilkelerin kaznm oldu unu kabul etmez. Aklclarn kulland evrensel kabul ilkesini ve do u tan bilginin olabilirli ine ili kin her trl kayna sorgulayan Locke, hibir zihnin, kendisinin bilemeyece i eyi
74

Ahmet Cevizci, Onyedinci Yzyl Felsefesi Tarihi, Bursa 2001, s. 214-215.

460

lyas Altuner

do u tan ilke olarak getiremeyece i ynndeki syleminin yannda, zihinlerin ba ta birer beyaz sayfa halinde, tabula rasa olarak bulundu unu ileri srer. Zihinler bo birer sayfaysa, o halde bilgilerin ba ka bir kaynaktan gelmesi gerekecektir ki, o da deneyimdir. Locke, btn bilgilerin deneyimle kazanld n kantlamak iin duyum ve d nm denilen iki d nce zerine aklamalar yapar. Zihin ieriklerinin tamam Locke tarafndan ide olarak adlandrld iin, duyum ve d nm yani i-duyum idelerinin kayna da yine deneyimden ba kas de ildir. D nceleri yaln ve karma k olarak ikiye ayran Locke, btn kavramlarn ilk ilkesinin yaln d nceler oldu unu, bunlarn birle tirilmesiyle karma k ideler elde edilece ini belirtir. Bu karma k d nceler arasnda tz d ncesinin nemi byktr. Locke, her ne kadar deneyime, grgc ilkeye ba l kalsa da, duyumlarn elde edemedi i zihinsel ve tinsel bir tzden bahsederek, genel grgc ilkeyi terk etmi grnr.

You might also like