Professional Documents
Culture Documents
MARTIN BU.BER
ev: Abdullatif TUZER
r(;' CiUS
<=:/
Martin Buber, (ev: Abdllatif Tzer), Tanri Tutulmast, Lotus Yaynevi, 160 sayfa.
ISBN 975-6665-00-9
Kasm 2000, Ankara
TANRI TUTULMASI
MARTIN BU.BER
ev: Abdullatif TUZER
r(;' CiUS
<=:/
Felsefe: 1
ISBN 975-6665-00-9
Tanr Tutulmas
Martin Buber
eviri kayna: The Eclipse of Gad, Harper&Brothers Publishers, New York, 1957.
evirmen: Abdllatil Tzer
Kapak fotoraf: Jeff Zaruba, The Black Book Ar 100 E/event Annua/1996,
Award Show and Source Book.
Kzlay/ANKARA
Tel: (312)435 38 33/Faks: (312) 435 26 13
e-posta: lotus@lotuskitap.com
www.lotuskitap.com
8) (, .
.
1
<Tl
'J _._j_J
EVRENN NSZ
F--1
lg
!11
NSZ
- - -- - -
- -
;g
.u;
,:
1
,tt)
-;::
;:;
r-
117
1 8i
0-
i
;
--
201
Ben
Onunla,
insan
neslinir
cehennem
kt kullanlm
!:
lm".
121
DN YE gEREKJ.K ..
II
F1
125
'
1
Din ile belli bir ada etkili olan gereklik arasndaki
iliki, dinin gerek karakterinin en doru gstergesidir.
Baz dnemlerde, insanlarn, kendilerinden mutlak bir
biimde bamsz olarak "inand" ey, yalnzca en
yetersiz bir temsilini oluturabileceklerini ok iyi biliyor
olmalarna ramen, canl bir iliki ierisinde olduklar
bir gerekliktir. Baka dnemlerde, aksine, insanlarn
orijinal suretin yalnzca zayf izlerini tayan bir kavra
ma "sahip olduu" ve bu yzden onu kullanabilecei
deiik bir temsil, ya da sadece bir temsil kalnts bu
gerekliin yerine geirilmitir.
2
Daha nce belirtilen husus doal olarak, belirli bir
Tanr kavramnn, tanrsal olann kavramsal bir idraki
nin, somut dini ilikiyi zorunlu olarak yprataca anla
mna gelmemektedir.
insan
""
li3
.,
>
--
--
--
----
__
--
----
---
---
---
..
27
28
3
Spinoza, Tanrnn var olduunu ifade eden nerme
lerden hareketle ie balar, yle ki O, onu dnenin
zihninde varl olan ruhsal bir ilke olarak deil, bir ger
eklik, mutlak biimde varoluumuzdan bamsz kendi
kendine
var
olan
bir
gereklik
olarak
vardr;
bunu
iine
nin gere
edilir.
bir
Tanr
tasavvurunu
r
i
!29
;:: '
_,
-,
bir
Tanr,
artsz
olan
zorunlu
emir
30
"btn
bir
giden
varoluunun
ahlaki ilkeye
4
Tanry gerek d klma abas asndan amz
dncesi, anlalr bir ekilde kendisini, Tanry ahlaki
bir ilkeye indirgerneyle megul etmemitir. Kant' takip
eden filozoflar esasen mutla eski mevkiine getirmeye
alm, onu, "iimizde" var olmayan, ya da en azndan
sadece iimizde var olmayan olarak tasavvur etmiler
dir. Tanrnn tezahrlerinin aa kt bir hayat olarak
""'
32
Q)
c.
Q)
,>
=
i :.C
r--
31
"'
>
'c
,:O
33
'
1
""
e
"'
o
"'
>
(Eyvah!
neslimiz
tanrsz
karanlkta
yrr,
Hades'teymi gibi yaar.)
Gerek u ki Heidegger, yalnzca bir ihtimal dahi ol
sa, gnn tekrar aaraca, ve ardndan "Tanr ve tann
ann grnmeye balayaca" bir entelektel dnm
vaadini ne srer. Fakat mutlak tekliin yanar dner bir
oklukla bir araya getirilmesi, Hlderlin'in bir buuk
asr nce Tamy ve Onun aktif doa glerinde, yani
tanrlarda tez ahr. etmelerini vd msrasndakinden
farkl bir yzk vastasyla olmutur. Bugn, tm znel
lik ile bunu aan ey arasnda olan asli farkllk hakkn
daki problemle, alnyazmz problemiyle yz yze geldi
imizde, byle bir teklik ile byle bir okluun yan yana
gelmesi, imgesiz an ardndan, insan Tanr ile gerek
karlamalarn yeniden tecrbe etmeden ve onayla
madan yeni bir imgeler oluumunun balayacana Tanrnn ve tanrlarn imgeleri, Tanrnn tanrlarla birlik
te imgeleri- iaret ediyor gibi grnmektedir. Ancak,
gerek karlama olmadan btn imgeler, illzyon ve
kendi kendini aldatma olur. Btn konumalarn son
derece can alc bir ciddilie' sahip olmas gerektii bu
zamanda kim, Tanr ile tanrlar hakiki karlama dz
leminde yan yana getirmeye cesaret edebilir? Gerek
ten, eskiden, kendini samimi bir ekilde adayarak tanr
ya dua eden bir insann o anda ve o yerde, gerekten
kendisini ona bir g ya da bir form olarak aan Tanr
nn Kendisini, Tanrnn ilahi vastm anlatmak istedii
bir zaman vard. Fakat u an artk byle deildir. Tekil
ve oul ile ilikili olarak Hlderlin, yalnzca tanrlarn
en ycesini deil, bizzat "tanrlarn kendi tanrlar ola
rak ibadet ettikler" Tanry kastederek, der Goetter
Gott, "tanrlarn Tanrs" ifadesinde bulunduunda da
durum farkl deildir.
6
:c
35
36
--
ederiz.
Bir Yahudi efsanesine gre Adem ile Havva, yaratl
dklar gn Tanrya ka gelip de Cennet Bahesi'nden
srldkleri zaman ilk defa batan gnei grdler. Deh
ete dtler, nk onlar bu fenarneni sadece, dnya
nn kendi sularndan dolay kaos iine daldnn bir
alameti olarak yorumlamlard. Her ikisi de, kar kar
ya oturarak btn gece boyunca alad, ve onlar bir
kalp deiimi geirdiler. Sonra gn aard. Adem ayaa
kalkt, bir hayvan yakalad, ve onu kendisinin yerine bir
kurban olarak sundu.
37
DN VE FELSEFE
' 41
1
V.
i
"' '
____,
42
"'
"'
"'
"'
,>
::::....._
1
[ 43
i
--.
44
o;
"'
>
l.s
', "'
'
: 45
i
V.
"'
-E
.;:
El
46
48 :
49
so !
6
Her dini realite, Kitab- Mukaddes dininin
"Tann
"'
"'
"'
]:?
"'
>
1.!:
Fi 51
52 j
V.
" '
" '
54
.,
.,
"'
.,
tam
olarak
Plato'da
akla
kavuturulan
ve
tarihidir.
Bu
grsel
dncenin
"biz
eyleri
O, ihtiaml
on
1 ;';:
j'
"'
"'
"'
"'
.>
: c:
:O
-1
57
1
---2..!
c '
ss l
. 59
V'
-E
"'
---4
1
: 63
'
65
ii
1
1
66 [
i 67
68
O,
O , filozoflarn Tan
'<;)
"Ci
.
i;
U)
V.
"'
-E
"'
____:;;...:
70 !
1
likte merkezi olarak ne km bir eyi snflamak; evvelce idrak edilmi daha baka bir eyle zdeletirme
ilemiyle onu snflamak ve bylece onun yerine koy
mak; fakat bu tanmlama baarl olmaz. Bunu aka
grmek iin tm gereken ey, yukanda alntladmz
cmleleri, Tanr sevgisini emreden veya ven, bu kav
rarnn kayna olan Kitab- Mukaddes ayetlerinden her
hangi birisiyle karlatrmaktr. Cohen'in bu noktada
salk veriyor ve vyor olduu ey, din sevgisi ve ahlak
llk bilgisini iine alyor olsa da her ikisinden de z iti
bariyle ve nitelik asndan farkl olan bir eydir. Geri
o, 1 9 1 5 'te "The Concept of Religion in the System of
Philosophy" (Felsefe Sisteminde Din Kavram) bal
ile yaynlanan 1913-14 Berlin konferanslannn Cohen
tashihinde, sz konusu dikkat ekici "dir"in ilk ve te
melli olarak kaldrld bir sevgi ifadesine yer vermitir.
"ayet ben Tamy seviyorsam," diyor Cohen (onun
burada "Ben" i kullaru, her hakiki filozofun eserindeki
her gerek "Ben" gibi okuyucunun zne dokunur, onu
derinden etkiler}, "o halde artk Onu dnmyorum... "
(burada geen "artk" da hemen hemen drst ahitlie
iaret eder) "... dnyevi ahiakn tek kefilini. . .. " Bu da ne?
Sadece dnya tarihinde yoksulun alcs. "Sevdiim
kii, yoksulun bu alcsdr." Ardndan da ayn konuy
eder.
diye
"bana e "
bir
71
V.
" '
n 1!
vurgulamakta
hakldr.
Bununla
beraber,
ayn
zamanda,
anlam
gerekte
olduka
farkl
olan
5
" The C oncept of Religion" (Din Kavram)'ndan sorra
dzenlenen ve lmnden sorra " Religion of Reason,
from the Sources of Judaism"balyla yaynlanan
nemli eserde Cohen, bu meseleye daha byk bir vur
guyla dner: " Bir kimse bir tasavvuru nasl sevebilir?"
ve cevabn verir, " Bir kintse bir tasavvurun dndaki
baka herhangi bir eyi nasl sevebilir?" Cohen, " Zira
duyularla sevrnede bile bir kimse sadece idealize edil
mi kiiyi, sadece kii tasavvurunu sever" diyerek gr
n destekler. Ancak, " duyularla" sevgide (veya daha
doru bir biimde, ehveti ieren sevgide) bir kimsenin
sadece idealize edilmi kiiyi sevdii doru olmu olsa
bile, bu asla kii tasavvurundan baka hibir eyin se
vilmedii anlamna gelmez; yine de idealize edilmi
kii, bir kii olarak kalr, bir tasavvura dntrlemez.
Sadece, idealize ettiim kii yar olduundan dolaydr ki
la
gloirosa donna della mia meste olsa bile belirleyici olgu
[73
"
"'
..
il
1
11
74 i
ideal tarafndan,
(esse;
Sein) korumak iin Onu varolutan (existen tia; Dasein)
6
Bir defasnda Cohen Kant'tan yle sz eder; " Onun
teolojisinin karakteristii, allm anlamda gayri zati,
tamamen ruhsal ilke dir: Tanrnn bir tasavvur haline
yceltilmesi. " Ve ilave eder; " Musevi Tanr tasavvuru
nun en derin kk bundan daha baka bir ey deildir. "
Kant'la ilgili olduu takdirde Cohen yargsnda doru
dur. Ama Kant'n, lmnden sonra yaynlanm olan
eserinde zaman zaman, Tanry bir tasavvur haline y
celtmeye kar bir muhalefetin ortaya kna ahit ola
biliriz;
olarak
75
V.
"'
-E
"'
" '
_!.\i
!
i
76 1
dahi
ancak,
Tamnn Musa'ya
ve
Yakub 'un
Tanrs
olarak
isimlendirmesi
In
p_l\)'_VE MODERN_I)NCE
'O
o
Modern
dncenin
dinle
ilikisinden bahsedece
82
"C
o
.,
Isaiab 45: 1 5
A.g.e., s. 154.
L'existentialisme,
s.
'i5
V.
t:
"'
: \
Nihayetinde bu problem,
84
"Tanr, "
kar
diyor
"O
o
"'
, >
bilinen fenomenlerin
bir
dzene
sokulmas,
" Dnya"
12
Situations I,
s.
85
i1.
t
""
86
14
"'
"C
o
"'
,>
Gerek antolajik dncelerin kendisi iin daima tamamyla farkl olan konularla birbirine girdii, olaa
nst bir psikolojik gzlemci ve yksek derecede kabi
liyetli edebi insann bu argmanlarndan daha nemli
olan, phe yok ki terimin gerek anlamnda tarihi filo
zoflar snfna mensup olan Heidegger'in zamanmzda
ki
din
problemiyle
ilgili
ne
srd
argmandr.
1 943 'ten
18
88
Bu u
.,
"'
o
olanla
ilikisinin
antolajik
statsnn ne
olduunu"
20
Platons Lehre von der Wahrheit. Mit einem Brief ber den
Humanismus ( 1 947), s . 102 ve takibeden sayfa
2 1 A.g.e., s . 75.
22
A.g.e s . 85 ve takibeden sayfa.
..
90
fakir
bir
zaman
olarak
adlandran
ifadesini
geleneindeki
peygamberlik
ilkesine
25
::
Qj
"O
o
r' ::
27
Platons Lehre,
s.
76.
92
'C
o
"'
>
28
Erlauterungen,
m.
s.
: c
1 93
94
"Gelen Birisi"
arasnda mterek
etmek
iin
btn
dnce
ve
sz
glerini toplar.
29
ErJ.ii uterungen ,
s.
37.
"'
"O
o
"'
>
l e:
11
1
i
( 95
ii'
t
.;:
t___:.
c:
c
96
\ 97
-E
+=
o::
" '
98
"C
o
E
"'
>
39
40
l e:
:o
1 99
!
"
""
_1.
1 00
42
s. 18.
Psychologie und Alchemie (1944), s . 28. Psychology and Alchemy,
ev. R.F.C. Hull (1952).
4 4 Totenbuch, s . 1 9 .
43
o
E
"'
45
1, u
r---
] 1 01
102
E
o
"'
i
1
i 1 03
V.
::
::
104
birlii,
zamandan beri
Jung'un
dncesinde
"'
'C
o
' 105
106
-c
o
"'
, >
s.
267.
94 vd.
[ .S
107
'O
o
......__
110
'C
o
E
!!
'c
':.0
,111
'
"
112 1
' 1 15
V.
!t:
;=
" '
Ei
' -,
'
117
;::: '
c '
'
118
: 119
. 1 20
ardnda
gizlenmi
olan
senir
ll
Zer
ll
4
Anadolu'daki Yunan topluluklarn iine alan Dou
nun byk kltrlerinde yaygn olan bu doktrindeki
kriz , Avrupa topranda, Yunanistan'da patlak verdi. Bu
krizin felsefi ifadesi Sofistlik adyla bilinir. Bunun en
"'
:E
"'
"'
>
121
1 22
-"'
"'
:c
"'
.,
>
l e::
'5
124
meydana
getirdii
insan
yaratklarna,
bizzat
olan karmaktr.
nk
Sina' da kanunun
;;
.,
125
1 27
:::
---11
128
129
AHLAKi
--- -OLANIN ASKlYA ALINMASI
-
c:
<=
"'
o
x
1
r---
f 1 35
.:: 1
RI
"
1
i
1 36 [
1 38 1
VIII
!i
143
_jJ
1i
1 44
c
c:
o
:;;;;:
1
"'
145
!
!
146
f--1
1 47
1
i
148[
1 1 49
. . - I
Q
"'
ii;
u
"'
'o
c
.:!
ci
1 153
1 1 55
'-1
1 5
c
"'
ii;
u
"'
'c
c
.2
Heraclitus 45,2D.
Hitler 97.
Habbes 28.
Hlderlin 34, 3S, 88, 90, 93,
94.
brahim
sa o, 1 1, 2s, 27.
Ishak 8, 63, 76, 3s, 36,
39.
srail
1 26.
Jaspers 83.
Jung 96-112, s4- S7.
Kant 29, 30, 6S-68, 7S, 76,
99-o.
ADLAR DiZN
Karamazav s.
Kierkegaard 135-138.
Leibniz 3 , o2.
Marx 128, 29.
Musa 76, 97.
Adem-Hawa 37
Aeschylus 42,43,44,2.
Agamemnan 42,37.
Parmenides 88.
Anaximander 2 .
Augustine 27.
Buddha 4, 42.
Plata 3, 43,
Cahen 67-73.
Platinus 3, SS.
Deccal 110.
Epicurus 4.
Sakrat 13.
Eyp s .
Sarel 87.
Spinaza 27-29, 3.
Fichte o.
Vica 28.
Freud o3.
Gaethe S9.
1 1 2.
Weber 97.
Wh itehead St.
Hegel 3 .
Heidegger
SS, S6, 9 ,
2-23, 3.
Dante 74.
33-35,
8-96,
Zeus 42-45, 2.
Zurvan 1 10.