You are on page 1of 58

Reat Nuri Gntekin _ Damga

www.kitapsevenler.com
Merhabalar
Buraya Yklediim e-kitaplar Aada Ad Geen Kanuna stinaden
Grme zrller in Hazrlanmtr
Ekran Okuyucu, Braille 'n Speak Sayesinde Bu Kitaplar Dinliyoruz
Amacm Yayn Evlerine Zarar Vermek Deildir
Bu e-kitaplar Normal Kitaplarn Yerini Tutmayacandan
Kitaplar Beyenipte Engelli Olmayan Arkadalar Sadece Kitap Hakknda Fikir Sahibi Olduunda
Aada Ad Geen Yayn Evi, Sahaflar, Ktphane, ve Kitaplardan Temin Edebilirler
Bu Kitaplarda Hi Bir Maddi karm Yoktur Byle Bir eyide Dnmem
Bu e-kitaplar Kanunen Hi Bir ekilde Ticari Amal Kullanlamaz
Bilgi Paylatka oalr
Yaar Mutlu
Not: 5846 Sayl Kanunun "altnc Blm-eitli Hkmler " blmnde yeralan "EK MADDE 11. Ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim
ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar ama gdlmeksizin bir
engellinin kullanm iin kendisi veya nc
bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi
kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill
alfabesi ve benzeri 87matlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler
alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde
satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu
nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas
ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde deneme yaynna
geilmitir.
T.C.Kltr ve Turizm Bakanl Bilgi lem ve Otomasyon Dairesi Bakanl Ankara
Bu kitaplar hazrlanrken verilen emeye harcanan zamana sayd duyarak
Ltfen Yukardaki ve Aadaki Aklamalar Silmeyin
Tarayan Yaar Mutlu
web sitesi
www.yasarmutlu.com
www.kitapsevenler.com
e-posta
yasarmutlu@kitapsevenler.com yasarmutlu@yasarmutlu.com
mutlukitap@hotmail.com kitapsevenler@gmail.com
Reat Nuri Gntekin _ Damga
Reat Nuri Gntekin _ Damga
UYARI:
tn
Nuri Gntekin'in b- eserlerinin basm, yatemsil haklariyle senaryosunu yaptrp filme .aldrma haklan Reat Nuri Gntekin miraslarna ait
olduundan, kendilerinin veya umumi vekillerinin yazl izni alnmadan gerek resmi, gerek
profesyonel ve amatr sahne kurulular tarafndan oynanamaz ve radyofonize edilemez.
Reat Nuri Gntekin'in
Kanun miraslar
Hadiye Gntekin
El Gntekin
REAT NUR GNTEKN DZS : 5
Dizgi : nklp ve Aka Basmevi Bask : Anka Ofset Basmevi STANBUL - 1984
DAMGA
ROMAN
Reat Nuri GNTEKN
(12. Bask)
STANBUL
NKILP ve AKA KTABEVLER A. .
Ankara Gad. No. 95 - stanbul
REAT NUR GNTEKN'in
ESERLER
1 alkuu v 13 Gkyz
2 Dudaktan Kalbe
14 Deirmen

3 Akam Gnei * 15 Yeil Gece


4 Acmak
16 Olaan ler
5 Damga->- 17 Gizli El
6 Kzlck Dallar
18 Harabelerin iei
7 Eski Hastalk
19 Snm Yldzlar
8 Miskinler Tekkesi 20 Tanr Misafiri 9 Anadolu Notlar 1 -1
I * 21 Kan Davas
10 Yaprak Dkm v 22 Kavak Yelleri
11 Ate Gecesi
23 Leyl ile Mecnun
12 Bir Kadn Dman
24 Son Snak
PYESLER:
Haner Balkesir Muhasebecisi
Hlleci Tanr Da Ziyafeti
alkuu (N. Cumal) Eski ark
Bir Ky retmeni
Yaprak Dkm i
TERCMELER:
Hz. Muhammed'in Hayat
Bir Fakir Delikanl
(Emil Dergmenhelm'den)
La Dam 0 Kamelya
Kahramanlar (Cariyi) (A. Dumas Fils)
Don Kiot
Evham
(Cervantes Saavedra) Hakikat (Emil Zola)
Yabancitiraflar (J.J. Rousseau)
Atl Adam
ocukluumun en eski hatras bir austos enlii ge-cesidir. Bu hatra, grlm bir eyden ziyade
vaktiyle dinlenmi bir masaln hayalde brakt izlere benzer: Bu dnyada baka bir lemde ucu
buca olmayan bir bahe... Aalarnda renkli fenerler yanyor,.. Bembeyaz, ince ince yollar...
Uultulu bir maher kalabal... Yer yer arkfelekler yldzlanyor, hava fiekler uuyor... Yalnz
karanlk ve aydnlktan ibaret bir vehim dnyas...
Bana yle gelir ki, ezel karanlndan o gece dodum.
Annemi hi tanmam. ld zaman bilmiyorum. Fakat o zaman henz sam... O gece kendimi bir
aralk, sarn bir kadnn kucanda grr gibi oluyorum. Belki annemdi. Belki de annesini
tanmam bir ocuk kalmamak iin bu hatray' icat ettim.
. Bu austos enlii gecesini ailemizde benden baka da hatrlayanlar vardr. Paa babam o gece vezir
olmu... Rahmetli byk ablam o gece gelin etmiler.
Erenky'deki kkmz bu kadarck hatrlyorum.
Senelerden sonra bir gn o taraflarda bir yere misafir gitmitik. Bana alak bir duvarn stnde bir
bahe gsterdiler... Otsuz, plak bir bahe... urada, burada biraz al, be tutam kurumu
lavanta... Tozdan sararm be on clz am... Geride boyas umu bir eski kk... Sen ocukken
satlan kk ite bu dediler.
Buna mukabil Aksaray'daki konamz en ehemmiyetsiz kelerine kadar hatrmdadr. Ayda, ylda
bir yolum dtke mahallemize urarm. Konan karsnda nardan baka mazi eseri kalmamtr.
Dallar kesilmi, kadit bir gvr deden ibaret kalm bir ;htiyar tamdk...
Birka dakikada onun altnda durmadan geemem. Kardaki tek katl, iri br, sala veya
kerpiten yaplm
8B|8Z'6
U V1
nun BeoeuueB"
6
DAMGA
minimini evler gzmden silinir; konamzn, beyaz boyal muhteem cephesini, oymal ahniini,
ke bandaki emeye kadar giden yksek bahe duvaryle grmee balarm. te en scak ve
gneli gnlerde bile' daima lo ve serin kalan talk...
Selmlk dairesinin geni yavan merdivenlerinden kar, dokuz yaldzla bask tavanlarndan krmzl,
mavili yeni dnyalar, billur avizeler sarkan uzun sofalarda, kaln am perdelerinin ar glgesinde
boulmu odalarda dolarm.
Hayalimin hi bir eyi deitirmediine eminim. Odalard
dan birinde yazdan ziyade resme
benzeyen bir Faris levha I!
vard ki daima nnde durur, seyrederdim. O vakit daha okumak
bilmezdim. Fakat izgiler zihnimde yle yer etmi ki senelerden sonra onlar gzmn nne
getirmi, Faris msralar deta hecelemiimdir.
Selmlk sofrasndan harem katma kan dar, lo bir merdivenin banda donuk yeil caml bir kap
vard. Niin bilmem, ocukluumun btn byk vak'alarm bu kapnn erevesinden grrm.

Ramazan geceleri sofada cemaatle namaz klnr; Kur'an-lar, ilhiler okunurdu. Dadm Kmiyap kalfa
ile beraber bu kapnn dibindeki merdiven aralndan ben de namaza durur, ellerimi ap dua
ederdim. V
Rahmetli byk aabeyim evlendii gn yengemle beraber buradan geiyordu. Gelinin duva kapya
taklmt. Aabeyim, sofadaki kalabaln stne il paralar serpmiti. Kardeim Muzaffer'le okula
baladmz gn bamzda elmas balklarmz gsmzde srmal cz keselerimizle bu kapnn
nnde el pmtk, js
Yine bir gn benden bir ya kk kzkardeim Suad'n minimini lsn dokuma bir yatak araf
iinde bu merdivenlerden indirmilerdi. Nihayet konamzn yand gece Kmiyap kalfa beni
kucanda karrken bu kapnn dibinde dizleri stne dmt.
J
DAMGA
7
Bu hatralar sade gzmde ryalarm uyandrmakla kalmazlar, gnlme o gnlerin tatl ac hislerini
de verirler.
narn altnda durduum o birka dakikada tamamyle eski ffet olurum
II
Sonradan rendiime gre annem, idareli bir kadnm. Onun lm, konamz pek bozmu.
Paa babam, evinin ilerine hi alka gstermezmi. Rahmetli byk aabeyimiz msrif ve
apknm. Kzkardelerimin hi bir eye akl' er-mezm... Annemin lmnden sonra cahiL lalalar,
hrsz vekilharlar eline dmz. Ben de pek iyi bilirim. Paa babam, onbe gnde bir saraya gider;
geri kalan vakitlerini odasnda kocaman ciltli Arab, Faris kitaplar arasnda geirirdi. Mahmut Efendi
isminde bir ihtiyar hemdemi vard ki konaktan hi eksik olmazd. Birka sene Muzaffer aabeyimle
bana hocalk eden bu Mahmut Efendi fakir, kendi halinde bir adamcazd. SargzeFde kk bir
evde otururdu. Eskiden sarkl imi, camilerde Mesnevi okuturmu. Bizim zamanmzda baz kibar
ailelerin ocuklarna husus ders vermekle yaard.
Babam pek seyrek grrdm. ri yapl, heybetli bir adamd. Beyaz takkesinin kenarlarndan kan
seyrek uzun kr salar; sert kll kank sakal, byk krmz yzndeki iri burnu ile bana sevgiden
ziyade korku verirdi. Hele gr kalar altndaki iri siyah gzlerine hi bakamazdm.
Babam, bizimle hi konumazd. En byk iltifat binde bir enemi skp yanama kuvvetli bir fiske
vurmakt.
Onu al hrkasiyle kedeki sedirde eski kitaplar kartryor, karsnda daima krk, arpk bir
tavrla iki dizinin stnde oturan Mahmut Efendi'ye Faris beyitler okuyor grrdm.
Beni annemin Kmiyap kalfa ismindeki ihtiyar erkez dads bytmt. Onu ana bildim ve yle
sevdim.
*
8
DAMGA
Konan en yukar katnda, bahe stnde bir oda vard. Kstiyap kalfa ile orada har neir olur,
hatta bazen yemeki nmizi bile orada yerdik.
Odamzn pencereleri harem bahesi ile kardaki cami avlusunua bir kesine bakard. Akam stleri
bu avluda oynayan ocuklar daha iyi grmek iin sandalyelerin, duvar yastklarnn stne kar,
pencere pervazlarna trmanrdm. Canh, yaramaz bir ocuktum. Konuan, baran, dven
ocuklar grdke azmn suyu akard. Konakta benimle akran ocuk yoktu. Araswa misafir gelen
amca oullan, teyze kzlanyle bam ho deildi. Bu maaza cameknlarndaki bebekler gibi ssl ve
uslu kibar ocuklardan bir ey anlamazdm. Bence asl arkada tekiler; bouan, dven,
birbirlerinin elinden yiyeceklerini kapan arabalarn arkasna, aalara trmanan mahalle
ocuklaryd. Ne areki onlarla arkada olmak deil, sokaa kmak bile bize yasakt.
Mektebe baladm gn ok sevinmitim. Arabamzn etrafnda sra sra dizilen ocuklar ilhi
okuyor, min diye
baryorlard.
^'Basmdaki elmas balk, gsmdeki srma cz kesesi bana ar geliyor. Onlarn arasna
karacam saati sabrszlkla bekliyordum.
Fakat, midim boa kmt. Bizim mektebe balamamz bir merasimden, sedefli bir rahlenin
banda yaldzl bir czden Elifbe okuyup el pmekten ibaret kalmt./
Mahmut Efendi, Muzaffer aabeyimle bana haftada iki gn ders vermee gelirdi. Muzaffer, okuyup
anlayacak bir yata idi. Ben, kktm. Onlar alrken yanlarnda oturuyor, kk ellerimle azm
kapyarak esniyordum. Mektebe baladktan sonra yine kz ocuklar gibi evde kalmak ilk hayal
krklm olmutu.
III
Kmiyap kalfa, derdimi pek iyi anlamt. Mahpeyker kalfa isminde kap yolda vard ki Kzta
taraflarnda imdi hi hatrlayamadm bir mahallede- otururdu.
1 /
DAMGA

9
Dadm, beni sk sk Mahpeyker kalfaya misafir gtrmee balamt.
Dnyann hi bir yeri bana kalfann dar bir sokaktaki viran, karanlk, arpk urpuk evi kadar irin
grnmemiti. nk orada serbesttim. Mahpeyker kalfann olu Murat ile bahedeki ardan
stne kse kurar, kapnn nnde elik omak oynardk. Mahallede tek tk arkadalar bile
edinmee balamtm.

;
Buraya drt dakikalk bir ke bamda kk bir ta mektep vard.. Murat, teki mahalle
ocuklaryle beraber bu mektepte okurdu. Ben, onlar kskanr : Ne olur beni de buraya yazdrn!
diye her zaman szlanrdm. Kalfalar, nihayet yalvarmama dayanamadlar; birgn beni de Murat'la
beraber mektebe gtrdler: ocuk alyor Hoca Efendi... Arasra misafir gibi gelip gitsin dediler.
Haftada bir iki gn ben de mektebe gitmee baladm. Nihayet, muradma ermitim. Maamafih,
misafir sz biraz neemi karmt'. Bundan -baka Hoca Efendi de bana fazla ikram ediyordu.
Beni yanna oturtuyor, dersimi bilmediim zaman darlmyor, ocuklarla yaramazlk ettiim zaman
onlar gibi kulam ekmiyordu.
, ocuklarn byk adamlar gibi gizli dertleri, ehemmiyetle sakladklar izzetinefis yaralar vard.
Hoca Efendi'nin beni psklsz, orapsz arkadalarmdan ayrdetmesi gjc-me gidiyordu. Bu ayr
muamele, beni onlarla oynayp bozumaktan, istediim gibi yaramazlk etmemden alkoyuyordu.
Bir gn, mektep min! alayna gidecekti. Hoca Efendi, avluda ocuklar sraya dizerken dadm
geldi. Beni kolumdan tuttu: Sen gidemezsin Paa baban duyarsa ikimizi de ldrr! dedi. Bir ey
sylemeden taburdan ktm, dadmla beraber bir keye ekildim.
\/Biraz sonra alay yola dzld; arkadalarm el ele tutuarak ilhi okumaa, hep bir azdan min
diye barmaya baladlar. Artk kendimi zaptedemiyor, bam dadmn ar10
DAMGA
afma saklayarak alyordum. Halim, Kmiyap kalfaya ok dokunmu olacak ki her eyi gze ald,
beni sokak aralarndan dolatrarak alaya yetitirdi. ocuklarla beraber min diye bardka
kendimi birka ya bym zannediyordum. Uzaktan bizi takip eden zavall dadm, mendiliyle
gzlerini siliyordu. \/
V Mektebe dndmz zaman lokma yedik. Sakall bir efendi, byk bir krmz keseden avu avu
il kurular kararak datmaya balad. Sram gelince ben de elimi uzatmtm. Hoca para datan
efendinin elini tuttu; tell bir tavrla: Halis Paa Hazretlerinin mahdumlardr. dedi Sakall adam,
enemi okad: Maallah kk bey... Neler okuyorsunuz bakalm? dedi. Bana para uzatmaktan
utanm gibi geti. Zavalh elim ak kalmt. Halbuki ben, o kadar min diye barm, bu paray
haketmitim. Arkadalarmn yannda kk drd iin Hoca Efendi'ye kzyordum, y
Bu Hoca Etendi, galiba Bulgar gmenlerindendi. Ne ho bir adamd. ocuklarn hepsine bir isim
vermiti. Bana be day diye hitap ederdi.
Hoca Efendi, bazen ocuklara sra daya ekerdi. Mesel birgn mektep ocuklarndan sekiz onunun
erik almak iin bir baheye girdiini haber verirlerdi. Yahut len ezannda btn ocuklar sapanla
ta atarken mahallede bir cam krlrd. ocuklarn terbiyesini vermek, tabi, hocaya ait bir iti.
Adamcaz, suluyu bulamad zaman tekmil mektep talebesini sra dayana ekerdi". Bylece
kabahatli her kim ise cezadan kurtulmam olurdu, bu adaleti biz o vakit pek tabi bulurduk.
Bir gn, Hoca Efendi'nin namazda bulunduu bir srada, birka ocuk, naslsa mektebe girmi, bir
kediyi kovalamlar, rahleleri, mrekkep hokkalarn devirmilerdi.
Namazdan dnd vakit btn mektebi ayakta gren Hoca Efendi fena halde kzd, hemen kapy
evirdi (Sra
DAMGA
11
dayann bir ismi de kapy evirmekti. nk kap ak kalrsa ocuklar t karlard.)
O gn, sra dayan birinci defa olarak gryordum. Snfn iinde bir vaveyladr koptu. Kimisi:
Vallahi benim kabahatim yok! diye alyor, kimisi: Anneciim, Allahc-rn! diye haykryordu.
Hoca Efendi, ocuklar birer birer falakaya yatrmaa, plak ayaklarna er, beer sopa atmaya
balamt. (Bu mektepte bir anane daha vard. Alaya, bara falakadan kalkan ocuk, kendinden
sonra dayak yiyecek olann ayaklarn tutard. Bu, vazifeden ziyade bir hak, bir imtiyazd. ocuk, bir
bakasnn dayak yemesine vasta olmakla kendi acsn! bir dereceye kadar unutmu olurdu.)
Snfta Sidikli Tahir isminde bir ocuk vard ki, sra dayandan yalnz o muaf idi. Tahir; clz,
arpk, hasta bir eydi. Dayak yerken kendini zaptedemez, korkudan stn, ban kirletirdi.
Hi unutmam; o gn,, arkamda siyah benekli fes rengi kadifeden yeni bir elbise vard. Arkadalarm
alaya, bara sralarn savarken bir kede acele acele potinlerimi zmee urayordum. Sram
gelince Hoca'nn nne gittim.: oraplarm da karaym m Hoca Efendi? diye sordum.
Alamadan, zlmeden, gler yzle dayak yemee talip oluum Hoca'y artmt. Adamcaz, biraz
duralad, beni dvmemek iin bir sebep arad, sonra yutkunarak:

Sen u tarafa ge, misafirsin, dedi.


Gsterdii tarafta Sidikli Tahir duruyor, rk dili yayk azyla glerek bana iaret ediyordu.
Arkadalarmdan ayrlp onun yanna gemek azametime dokundu :
Ben misafir deilim Hoca Efendi, ben de dayak yiyeceim, diye srar ettim.
.
Nazl bytlen, her dediini yaptrmaa ahan btn kibar ocuklar gibi deta emreder bir tavrm
vard.
12
DAMGA
Hoca, kk bir tereddtten sonra: Peki, yleyse... Haydi bakalm! dedi. Kk ayaklarm deta
hrmetle tuttu, denein ucuyla okar gibi hafif hafif bir iki kere dokundu.
O gn, akam azadnda Hoca Efendi beni yanma ard. Sert gzlerinde hi grmediim bir
muhabbet ve rikkatle yzme bakt, sonra kulam tutarak: be dayi Sen fena bir adam
olmayacaksn! dedi.
IV
Mektepte bir Kk mer vard. Souk gnlerde annesinin gs ilemeli eski hrkasyla mektebe
geldii iin ben; ona Kz mer diye taklrdm. O da bana sar salarm, doutan zayf gzlerime
taktm kulaktan atma gzlm iin Sar Yahudi derdi.
\f Bir gn, mektebin bahesinde le yemei yiyorduk. Mevsim, galiba sonbahard. nk kuru nar
yapraklan yeri deniz gibi kaplamt. mer, karmda zeytin, ekmek yiyordu. Kfteleri bir trl canm
istemiyordu. mer'e yiyecekleri deitirmemizi teklif ettim. Sevinerek raz oldu. Ben, zeytinleri; o,
kfteleri itahla yemee baladk. \f
ocuklar, mer'i Hoca Efendi'ye mzevirlemiler; f-fet'i kandrp kftelerini alyor demiler.
Hoca, hiddetle yanmza geldi. mer'i clz omuzlarndan tutarak havaya kaldrd, yanana iki
kuvvetli amar vurdu. Sonra kfteleri bana geri verdi, Ben de fena korkmutum. Bir ey sylemee
cesaret edemedim. Fakat bu vaka, gittike iime iliyordu. mer'in benim yzmden haksz yere
dayak yemesi yreime dert olmutu.
O gnden sonra, Kk meri btn arkadalarmdan ziyade sevmee baladm. Mektepte yanma
otururdum, bahede beraber oynardk. Ben, hayat ilk defa Kk mer den rendim. Yoksulluk
iinde byyen ekseri ocuklar gibi mer, her eyi biliyordu: Byk annem ktrm. Annem evlere
amar ykamaa gidiyor... Baz gece karanlkta kalyoruz... Baz gece yiyecek bulamyorum.
diyordu. Bir zaDAMGA
13
manlar annesinin hrkasn giydii iin mer'le elendiimi dndke kendi kendimden
utanyordum.
mer'in bir aabeyi varm. Harbiye mektebinden subay kacak, onlarn elini tutacakm. Kl
kuanmasna ay kala iftiraya uram. Fizan'a srlm...
mer, bunu anlatrken boynunu bkyor: O, imdi bamzda olsayd dnmezdik diyordu. Bir
gn ona:
mer, benim aklma bir ey geliyor... Paa babama yalvarrm... aabeyini; Padiah babamza
affettirsin, dedim.
mer, sevinerek, boynuma sarlacak sanyordum. O, bir htiyar gibi bedbindi; phe ile dudaklarm
bkt: Olacak ey deil! dedi.
Fakat ben, mer'in kardeini kurtarmay iyice aklma koymutum. O yata her ey bana kolay ve sade
grnyordu.
Birka defa Paa babamn ayaklanna kapanmak kararyla onun oda kapsna kadar gittim, hatta bir
defa ieri girdim. Fakat, onu grnce iime zaptedilmez bir korku geliyor, cesaretim krlyordu.
Bir aralk iddetli bir enfloenza'dan yatmtm. Hastalmn ihtill uykular, kark ryalar iinde
hep mer'in kardeiyle urayor, onu sayklyordum.
Bir gece, dalgn bir uykudan uyandm vakit yatamn baucunda Paa babam grdm. Salarm,
alnm okuyor; elinden hi dmeyen amber tebihini yzme sryordu.
Naslsn bakalm ffet... Bir yerin aryor mu? dedi.
Dalgn dalgn yzne baktm, cevap vermedim.
Ne istersen sana alaym?
Babam, bana ilk defa bu kadar tatl, yumuak bir hal ile sz sylyordu. ocuklarn o yanlmaz sevk-i
tabisiyle anladm ki, bu dakikada babam beni acyarak seviyor.
Onun salarm okayan elini iki elimle tutarak dudaklarma gtrdm. Alaya alaya pmeye
baladm:
Ben bir ey istemem Paa baba... mer'in kardei srgnden gelsin... Onlara yazktr... dedim.14
DAMGA

mer kim? Nasl mer?


Mektepteki Kk mer... Kardeine iftira etmiler, srgne gndermiler... Padiah babamza
yalvar, Paa
baba...
Sana kim bunlar retti?
Paa babamn gr kalar atlyor, yz her zamanki korkun halini alyordu. Yanl bir ey yaptm
anlam, korkudan titremee balamtm. Cevap vermedim; sade, artk bir ey iitmiyor,
grmyormuum gibi gzlerimi kapadm.
O, zaten cevap beklemiyordu... Ar, sert bir sesle dadma bir eyler sylyordu.
Onlar konuurken ben, tekrar kendimi kaybettim. Birka gn sonra iyi olduum vakit dadma,
Mahpey-ker kalfaya ne zaman gideceimizi sordum. Mektep demee cesaret edemiyordum.
O, maksadm anlad, atk bir ehre ile: Artk bir daha mektep adm azna almyacaksn... Bana
bu yatan sonra azar iittirdin! dedi.
Kk mer'le arkadalmz burada bitti. Birka defa ayamda byk annesinin eski terlikleri,
arkasnda annesinin ilemeli hrkasyla konan etrafnda dolatm, pencerelere baktn grdm.
Sonra, bilmem ne oldu? Bir daha grnmedi.
Paa babam, nedense bizi mektebe vermek istemiyordu. Muzaffer aabeyimi on yedisine, beni on
drt yama kadar Mahmut Efendi okuttu. Konan, ismail Bey ismindeki husus hekimlerinden de
haftada bir gn aynca Franszca dersi
alyorduk.
Seneler getike Kmiyap kalfann hayat ve kalbimdeki yerini Mahmut Efendi almaa balamt.
Haim, tatl, kalender bir adamd. Bir insan iin en byk meziyetin bilim ve tevazu olduuna
kaniydi. kide birde tekrar etmekten hoDAMGA
15
land bir sz vard: Evltlarmn maktul olmalarn, katil olmalarna tercih ederim! derdi.
Mahmut Efendi'nin beni, Muzaffer'den ziyade sevdiini hissederdim. Kardeim uyuuk, tembel,
miskin bir ocuktu. Bundan baka, kibri, azameti de vard. Zavall Mahmut Efendi'ye deta lala
muamelesi ederdi.
Yangndan evvel Aksaray'da, sonra Fndkl'daki konamzda on drt yama kadar neesiz bir hayat
geirdim.
.\ * * *
Paa babamn kendinden bir iki ya kk bir kz kardei vard ki, Karamrsel'de bocasndan kalan
Damlack iftliinde otururdu. Hatice halam, elinde iki kz ocuuyla dul kald zaman, Paa
babam stanbul'a gelip yerlemesini teklif etmi, fakat o, evini datmaa raz olmam.
Paa babam, her yaz Muzaffer'le bana iki ay izin verir, Damlack iftliinde hava tebdiline
gnderirdi.
Ben Mahmut Efendi'nin hesap derslerini Karamrsel'e gitmemize ka gn kaldn hesaplamak iin
renirdim. Hocam da bunun farknda idi. Ders esnasnda skldm, defterimi azma kapayarak
esnediimi grd vakit, mesel : Dur bakalm, size bir ey soraym ffet Bey, derdi, bugn ubatn
on ikisi... Haziran ortasnda Karamrsel'e gideceksiniz. .. Bulunuz bakalm ka gn kald?, yahut:
Ada nedir bakaym? Hani Damlack yolundaki deirmenin nnde suyun iinden km
topraklar vardr... te onlara ada derler... Bunlarn birkana birden ise...
Karamrsel kelimesi bende bir by tesiri yapard. Onu iitince, yzmde kurumu ekin kokularyla
dolu yaz rzgrlar esiyor gibi olurdu.
Konaktaki bir senenin acsn iftlikte bir ayda karrdm. Hatice halam, beni ok sever, btn
yaramazlklarma gz yumard...
Kmiyap kalfa, birka gn beyhude yere beni zaptetmee alr, sonra baa kamayacan anlaynca
serbest brakrd.
16
DAMGA
iftlikte benimle akran be renber ocuu vard. Civardaki bahelerden de bize birka ocuk
katlrd. Onlardan deta bir kk tabur tekil eder, civarda sapan ile ku vurmaa, iftliin
yanndan geen aydan balk tutmaa giderdim.
Muzaffer aabeyim, benim yalnayak, ba kabak ekin-lerin iinde yuvarlandm, dene bindiimi,
aalara trmandm, kyl ocuklaryla boutuumu grdke kzar: Byle di ocuklarla
oynamak sana yakr m? Senden utanyorum... Paa babama mektup yazacam! diye beni tehdit
ediyordu.
^ Zavall Kmiyap kalfa Damlackta benden ektiini syleye syleye bitiremezdi. Bama bir kaza
gelmesinden korktuu iin uzaktan uzaa bizi takip eder; arkamzdan nefes nefese yokulara

trmanr; yol kenarndaki allarda ellerini eteklerini yrtard. Maamafih, galiba dadm, bana syledii
kadar kzmazd. nk, konakta bir sene kapal kalmama en ok acyan o idi.
Bu hava tebdilinden istanbul'a deta tannmayacak halde dnerdim. Ekseri sarnlar gibi fazla nazik
olan cildim gneten yanar, pul pul dklrd. Parmaklarm ceviz lekelerinden simsiyah, yzm,
ellerim, bacaklarm rkler, yaralar, bereler iinde olurdu...
iftlikten sekiz on dakika uzakta dere kenarnda bir deirmen harabesi vard ki, etrafn ceviz aalan
kuatmt. Bir masal, bu cevizleri ocuklarn elinden kurtarrd: Deirmenin nndeki sazlkta bir
hayalet dolar, akam vakitlerinde jradan geen yolcular batakla ekermi.
Arkadalarmla beraber daima o civarda dolar, fakat deirmenin ak bahesine girmee cesaret
edemezdim.
Pek sevdiim bu masal halam bana birka defa anlatmt :
Vaktiyle, u karki tepedeki kemerli, kynde sa topuklarna kadar inen bir gzel kz varm.
Nianls smail'i
DAMGA
17
asker edip Yemen'e gndermiler... .Kz kszm... Yiyecek ekmei yokmu... ok gzel olduu iin,
delikanllar onu daa kaldrmak istiyorlarm... Kyn ihtiyarlar ba baa vererek dnmler, bu
deirmenin sahibi olan Gaffar Aa'-ya vermeyi mnasip grmler... Kz: Benim nianlm var; bu
ihtiyar istemem! diye alam. Yemen'e gidenin geri geldiini iittin mi kzm? O, oktan
lmtr! demiler; ocuu alata alata Gaffar Aa'ya vermiler...
Aradan iki sene gemi. Kz; evine, ehline alm, gzel gzel oturuyormu. Gnn birinde smail,
Yemen'den gelivermi... Kyller : Biz senden midi kesip onu Gaffar Aa'ya verdik. Ne yapalm,
Allah sana da baka ksmet versin! demiler... smail, evvel raz olmu... Fakat sonradan
dayanamam... Baz aksam stleri yank trkler okuyarak, deirmenin te yanndaki yoldan geer,
kadncaz alatr-m...
Epeyce zaman sonra smail, bir gn yolda Aye'ye rast gelmi : Ne olur, Gaffar Aa'nm -kye gittii
bir gece beni deirmene al! diye yalvarm. Kadncaz: Etme smail... Duyulursak, namusum bir
para olur... Gaffar Aa, zalim bir adamdr... Hem sana, hem bana kyar... demise de dinletememi... Nihavet iki nianl, bir gece deirmende birlemiler. Alasa alasa baslarndan geeni
birbirlerine anlatrken darda kpekler havlamaa, kap vurulmaa balam. Gaffar Aa'nm anszn
kyden dndn anlamlar... Deirmende saklanacak bir yer yokmu. smail: Korkma Aye, ben
yle de ldm bgyj.e de... Senin namusunu kurtarrm. Kimsenin haberi olmaz;! demi. Deirmenin
yksek ta ovuundan kendini cava atm... Zavallnn ls bile mevdana kmamr... Besbelli,
sevdii kadnn namusuna sz gelir dive, lrken bataklktaki sazlara sarlm...
Bana ak hakknda ilk havali bu masal verdi. Evvel korkmutum, deirmenin etrafndaki cevizler
bana b>r mezarlk gibi grnmt. Fakat her sene biraz daha bym dlarak v'dike. bu sade
masal zihnimde ssleniyor; .mana ve tesiri deiiyordu.
Damga F. 2
18
Sazlktaki hayaletten artk eskisi gibi korkmuyordum; bilkis onu tatl bir hzn ve merhametle
seviyordum.
S vdiini tehlikeye atmamak, dile drmemek iin, kendini b akla gmen bir biareden korkmak,
hakszlk deil
miydi?
B masal, bana ak; sevilen kadn iin kendim feda etmek diye retti.
VII
On yedi yama giren Muzaffer aabeyim, hnkr yaveri olmu, srma kordonlar, takmt. Ben, evde
bsbtn yalnz kalyordum. Fazla olarak Mahmut Efendi de artk muntazaman derse gelmiyordu.
Zavall adam hafif bir fel rsele-miti.
Bir akam, Paa babam beni odasna ard: Seni dadi mektebine gndereceim, ffet. Gzel gzel
almal; yle fena ocuklara uymamaksn. Yarma hazr ol! dedi.
Bu, benim iin mit edilemeyecek bir saadetti. O gece sevincimden gzme uyku girmedi.
Ertesi sabah, Mahmut Efendi, beni bir arabaya bindirerek mektebe gtrd. mtihan oldum. Hocam,
beni hakikaten iyi mi okutmutu; yoksa paa ocuu diye iltimas m ettiler, bilmiyorum. Beni
ykseke bir snfa aldlar,
Mektepde benim gibi be kibar ocuu daha vard ki, teki ocuklarn arasna karmaktan
ekinirlerdi. Snfta bir araya toplanrlar, bahede beraber gezerler, oynarlard. Bunlar, beni de
aralarna almak istediler. Fakat raz olmadm. Ben; gnlsz, kibirsiz, sade bir, ocuktum.
Arkadalarm sevmekten baka bir ey istemiyordum.

Bu oynamayan, glmeyen, birbirlerine beyefendi diyen; uslu, nazik kk beylere bir trl
snamadm. teki taraf daha keyfime uygun geldi. Arkadalarm hep onlarn arasndan setim:
onlarla dp kalkmaya baladm.
Neeli, uysal tabiatm herkesin houna gidiyordu. Snfn alkan, titiz, bir Cell aabeyi vard ki,
kibar ocuklaryle
ba ho deildi. lk gnlerde bana souk muamele ettii halde, sonradan o bile beni sevmee
balamt.
ocukken girdiim bu mektepte yava yava bir gen adam oldum. Yaz tatillerinde yine Damlack
iftliine gidiyordum.
Grnte hl eski hafif, akac, en ffet'tim. Fakat ruhum gittike arlayordu.
Eskiden kse kurduum, ku beklediim glgelerde, imdi saatlerce uzanp yatyor, kitap okuyor,
mphem hayallere dalyordum.
Cell ile pek sammi arkada olmutuk. Onda ateli, pervasz bir ihtillci ruhu vard. Bir saray
adamnn ocuu olduumu dnmeden, bana hrriyetten, merutiyetten bahsediyor. Padiahn
hakszlklarn, hafiyelerin fenalklarn anlatyor, Namk Kemal'in iirlerini okuyordu. O zamana
kadar etrafmda baka szler iitmitim. Bana bsbtn baka fikirler vermee almlard. Sonra,
bu isyan, aileme ait birok kalb rabtalarm, sevgilerimi karacakt. Byle olduu halde. Cell'e pek
kolay hak vermitim.
Ak romanlaryle beraber, hrriyet kavgalarna, ihtilllere dair gizli kitaplar da bulup okuyordum.
Arkadamla aramzda bir fark vard: O, bu ilerin kanla, atele dzeltilmesini beklerdi. Ben, nikbin
hayalperestliimle,' her iki taraftan msamaha ve fedakrlk mit ederdim. htimal, ezilmesini
istediim tarafta kendi ailemden, sevdiklerimden birok kimse bulunduu iin...
VIII
dadinin son snfna gelmitim. Paa babam, imtihanlardan sonra beni, Muzaffer gibi hnkr yaveri
yazdracan sylyordu. Benim gzm Mlkiyede, yahut Hukuk mektebinde idi. Saray adam
olmaktan ireniyordum. Mmkn olursa, vilyetlerden birinde alkan, namuslu bir memur hayat
geirecektim. Uzun emellerim yoktu. Btn istediim, kk bir evle, kalabalk bir aileden ibaretti.
Karm ve ocuklarm iin almak, benim iin en byk saadet olacakt.
Ara sra bu fikirleri Cell'e de aklyordum. Arkadam :
Hi korkma iffet, hayattan beklediin bu kadarck bir ey olduktan sonra, mutlaka mesut olursun,
diyordu.
Hi unutmam: souk, yamurlu bir k sabah idi. Mektepte birdenbire heyecanl bir havadis
kmt'. Vecdi Bey isminde gen bir muallimimizin o gece tevkif edildiini sylyorlard.
Kabahatinin ne olduu belli deildi. Snfa kacamz vakit, Cell'i kolundan tuttum:
Sen ne diyorsun, Cell? Vecdi Bey'i acaba niin tuttular? dedim.
O, biraz tuhaf bir tavrla cevap verdi:
Galiba Mbeyine bir imzasz mektup gndermiler; Vecdi Bey'in baz byk talebelere
merutiyetten bahsettiini sylemiler.
Vecdi Bey'in serbest fikirli bir gen olduunu bilirdim. Yeri geldike, dndn sylemekten de
ekinmezdi. syan ve teessrden sesim titriyerek:
Bu alakl kim yapt acaba? dedim.
Arkadam cevap vermedi. Yanmza baka talebeler de gelmiti.
Snf hi bir gn bu kadar cansz ve meyus grmemitim. Corafya muallimi, isteksiz isteksiz
sylyor, talebe ar ar not alyor, rakamlar kaydediyordu.
imde anlatlmaz bir sknt vard; ders saati bana sene gibi uzun geliyordu.
Duvardaki asma saatte teneffse yedi dakika kaldn hesap ettiim bir srada, kap ald; ihtiyar
sermubassrmz, muallime:
322 ffet Efendi'yi istiyorlar, dedi.
Sakin sakin ayaa kalktm: btn snfn bana baktn hissediyordum.
DAMGA
21
Mubassr, bir ey sylemeden nmden yryordu. Ben, ona, niin beni ardklarn
soramyordum. Koridorlardan, merdivenlerden dolaarak mdrn odasna geldik.
Sami Efendi, kapya hafife dokunduktan sonra, topuzu evirdi; sonra yine bir ey sylemeden bir
adm geri ekildi; bana yol verdi.
Odada mdr ve muavinden baka, kii daha vard. San Alman bykl, kvrck sal, kstah tavrl
gen bir yaver kulaklarna kadar gemi byk krmz fesli, uzun redingotlu, kranta bir adam; bir de
kedeki kk masann kenarnda yaz yazan gzlkl, esmer bir gen...
Mdr, sapsar idi: Buyurunuz ffet Efendi derken, sesi titriyordu.
Kvrck sal yaver, atlak, cretkr bir sesle sordu:
ffet Bey siz misiniz?

Evet.
Halis Paa Hazretleri pederiniz midir?
Evet.
Paa pederiniz, evketmeap efendimizin en sadk ben-deghmdadr. Sizin de ayn sadakat
hisleriyle mtehassis olduunuza, velinimet efendimizin selmet-i hmayunlarna mteallik hususta
bezl-i gayret edeceinize...
Yaver Bey, yalnz mukaddemesi aynen aklmda kalan bu szlere daha birok eyler ilve etti.
Orada bulunanlar, gzmn iine bakyorlard; yalnz mdr, sokaktaki karanlk k yamurunu
seyretmek ister gibi ban pencereye eviriyor, parmaklarnn arasndaki bir kt parasn
bkyordu.
Biraz evvel snfta hissettiim mphem skntnn sebebini imd.i anlyordum.
Muallim Vecdi Bey, talebeye Mefsedetkrane telkinler de bulunuyormu... Melekhaslet
padiahmz aleyhinde baz kfir-i nimet hainler tarafndan yazlm yazlar okuyormu...
Talebeden biri, ir- nimetinasnin pek celi bir br^ han olmak zere, hdise-i messifeyi
imzasz bir mektupla Mbeyn-i Hmayuna arzetmi...
22
DAMGA
Gen yaver, ak sylememekle beraber, mektubu benim yazmamdan phe ediyordu. Hakk da
vard. Sarayn en sadk bendeghndan Halis Paa'nn olu deil miydim?
Durduum yerde gzlerim bulanyor, dilerim kilitleniyordu :
Bilmiyorum... Bu mektubu kimin yazdn tahmin
edemiyorum dedim.
Yaver Bey, szme inanm gibi grnd; sualin tarzn
deitirdi:
Bu Vecdi Bey hakknda tabi bildikleriniz vardr. Ara sra arkadalarnza Merutiyetten, Kanun-i
Esasiden bahsederdi, deil mi?
Bu defa isyan ettim:
Bilmiyorum niin bakasna sormuyorsunuz?
Bu cevap, gen yaveri kzdrd; asabiyetini zapta alarak beni tehdit etti:
Efendimizin selmet-i hmayunlarna taallk eden bir meselede malmatnz katmekmek size
yaramaz... Paa pederiniz, bu tarzda cevap verdiinizi haber ald1 zaman, sizden hi memnun
olmayacaktr.
Bu tehdit, beni kudurttu. Nasl oldu, nasl cesaret ettim, bilmiyorum. Hemen hemen ihtiyarm
hilfna, dudaklarmdan u kelimeler dklverdi:
Ben hafiye deilim, Yaver Bey...
Odadaki aknl tarif edemiyeceim. Mdr, bir yk gibi, yanndaki iskemleye kvermiti. Esmer
ktibin gzlkleri parlyor, gen yaver, renkten renge giriyordu.
Yalnz, o vakte kadar sze karmayan kranta bykl, uzun redingotlu efendi, sknunu kaybetmedi.
Munis bir eda, tatl, halim bir sesle yavere:
Msaade buyurunuz, beyefendi, dedi. Kk bey birdenbire galiba ne dediinizi anlamad.
Ltfedin de biraz grelim.
Mdrn odasndan kk bir kap ile mektep mzesine
geilirdi. Onu at:
DAMGA
23
Burada kimse yok deil mi? Buyurun ffet Bey, dedi.
Bu adam baka bir yerde grsem, mutlaka evliya sanrdm. O kadar tatl sylyor, o kadar gzel,
mfik ve rakik szler buluyordu. Evet, baka yerde birbirimize tesadf etseydik, bu insaniyetli,
merhametli, necip adama btn ruhumu sylerdim. Fakat ne yazk ki, beni salona alrken, bayle
yavere yapt gizli iareti yakalamtm.
Evvel, bana mzedeki eyadan bahsetti. Muhtelif numunelere dair izahat istedi; sonra, yava yava
sz deitirdi. Babamn necabetini, benim terbiyemi, gzlklerimin arkasnda titreyen zayf
gzlerimdeki harikulade zek prltlarn methetti. Bu adam, deta melekti. Dnyada herkesin
saadetini istiyor, bir karncann ezilmesine bile acyordu. Konumamz tam bir buuk saat srd.
Btn bu gzel szlere anut, hissiz bir skn ile karlk verdim.
^Mdrn odasndan ktm zaman talebe, teneffse iniyordu, imde korku ve heyecan ile kark
bir sevin vard. in bu kadarla kalmyacam, bama bir eyler geleceini biliyordum. Fakat bu,
bana ac bir fedakrlk zevki veriyordu.
Darda yamur artmt. Bahede seller akyor, talebe, st kapal jimnastikhanede birbirini
eziyordu. Baz ocuklar koridordaki pencere aralarna snmlard. Mektep, hi bir gn bana bu

kadar meum ve kasvetli grnmemiti. Islak emsiyelerin, muambalarn asld bir dehlizde Cell'i
grdm. Bir keye dayanm kitap okuyordu. Yanna kotum :
Cell. Alaklar beni ne kadar sktlar... Bilsen, neler sordular, dedim.
Arkadamn ellerini tutmak istiyordum. O, biraz geri ekildi. Gzlerimiz birbirine tesadf etti.
Birdenbire yreim burkuldu. CelPin baknda bir tuhaflk vard.
Biraz evvel ona vakay anlatmaa hazrlandm halde, bilmem neden, sz deitirmitim:
24
DAMGA
Kimden umuyorsun, Cell? Bu alakl acaba kim
yapt? dedim.
Arkadam cevap vermedi. Ban kitabn stne edi.
Gzlerimle, sesimle yalvararak sualimi tekrar ettim. O vakit Cell, asab bir hareketle silkindi; ac bir
istihza ile:
Kim yapacak? Ben yaptm... Benden baka kim yapar? dedi.
Yzme bakmadan jimnastikhaneye doru yrd.
Olduum yerde donmu, kalmtm. Hakikati artk btn aclyle anlyordum. Sade yaver deil,
mektep arkadalarm da benden pheleniyorlard.
Teneffs bitmiti. Talebe takm takm koridorlardan geiyor, merdivenlerden kyordu.
Bulunduum yerden kmaa cesaretim kalmamt. Dehlizin karanlnda slak emsiyelerin
muambalarn arasnda bir sefil gibi saklanyordum.
Gnlme birdenbire ar bir mitsizlik kmt. Ne yapsam, ne kadar urasam bu pheyi
stmden atamya-.cam hissediyordum. Ortalkta kimse kalmad zaman, muambam giydim,
mektebin arka kapsndan sokaa ktm. Yamur, sicim gibi yayor, sokaklardan amur dereleri
akyordu.
Ellerim cebimde, bam nme dm yrrken hissediyordum ki, artk bu mektebe dnmek yoktu;
mrmn gzel bir devri burada bitmitir. Hrsz gibi katm bu yerde, ne kadar sevdiimi,
sevildiimi dnnce, kendimi tutamadm, ocuk gibi alamaya baladm.
Evde Kmiyap kalfaya hasta olduumu, boazmn ardn syledim. Hakikaten de yleydi.
O gece sabaha kadar ateler iinde yandm saykladm...
Ertesi sabah, Paa babamn beni istediini sylediler. Ar bir muameleye urayacam biliyor,
fakata korkmuyordum.
Odaya girdiim zaman Paa babam, karsndaki yer minderinde dizst oturan Mahmut Efendi'ye
bir eyler anlatyordu. Beni grmemi gibi yapt, szne devam etti. Yalnz, kalar hafife atlmt.
DAMGA
25
Konutuklar ey mhim deildi, yle hissettim ki, Paa babam, yzme bakmaktan ekiniyor, bana
syleyecei eyleri mmkn olduu kadar geciktirmek istiyordu.
Kapnn yannda beklerken, on sene evvel Kk mer'in kardei iin babama yalvardn geceyi
hatrladm. O vakit de byle boazm aryordu.
Paa babam, szn bitirdikten sonra bana dnd:
Senden bir ikyet geldi ffet, dedi. Dn bir mesele iin mektepte malmatna mracaat etmiler...
Mnasip olmayacak bir tarzda cevap vermisin...
Babamn ehresi atkt. Fakat beklediim kadar hiddetli deildi. Yzme bakyor, bu szleri hafif bir
tereddtle sylyordu.
Yava titrek bir sesle:
Bir ey bilmiyorum Paa baba, dedim.'
Bilmediin bir ey iin tabi biliyorum diyemezdin. Fakat bu vesile ittihaz ederek ar... ok
ar kelimeler sylemee ne lzum vard?
Odava bir dakikalk ar bir skn kt.
Cevap versene... Meydan okumaa ne lzum vard?
Kabahatin bundan ibaret de deil... Mektepten kamsn...
Arkadalarmn yzne nasl bakaym, Paa baba? Herkes beni... haber verdi sanyor... Beni
artk mektebe gn-dermeviniz...
Zaten Mahmut Efendi de kardan iaretler ediyor, sus! diye yalvaryordu.
Babam, titreyen eliyle bana kapy gsterdi; sert bir sesle:
Ck dedi?
Yzne bakmaa cesaret edemeden, yava yava kapya gidiyordum. Paa babamn sesi, yine bir emir
verdi:
Dur!.. Buraya bak!..

Tekrar dndm. Babam, avaa kalkm, ktphaneye doru yryordu. Birtakm kitaplar ald,
kartrd, tozlarn
26
DAMGA
silkti, tekrar yerlerine koydu. Sonra ban evirdi. Kesik kesik sylemee balad:
ffet; herkese bilmedii, hatta bildii eyleri sorarlar... Nitekim bana da soruyorlar;
bilmiyorum diye cevap veriyorum anladn m?
Bu ses, babamn sesi deildi; ktphanenin nnde ayakta duran bu ihtiyar adam, vakur, muhteem
Paa babam deildi.
O, devam ediyordu:
tnsan iin, her eyi sylerler... Ne kar? Elverir ki, vicdan temiz olsun... ihtimal... htimal deil,
muhakkak bana da yle diyorlar... Allaha and ierim ki, ben... hafiye deilim. ffet...
Babam, bu dakikada yle ihtiyar, yle km, yle biare grnyordu ki... Gzlklerimin cam
yalarla buu-lanmt, artk bir ey gremiyordum. O, zayf bir sesle:
k! Artk! dedi.
Babam o gn bsbtn baka bir adam olarak grmtm. Artk birbirimize yaknlaacamz
sanyordum. midim boa kt. Onu bu vakadan sonra, bana kar daha hain, daha kapal buldum.
O Mektebi brakmtm. Konakta renksiz, isteksiz, tembel bir hayat geiriyordum. Kimse ne
olacam, ne i tutacam bilmiyordu. Hnkr yaverliinden artk Kmiyap kalfa bile
bahsetmiyordu...
Bir bayram gn btn aile, bizde toplanmt. leye doru Paa babamla Muzaffer, saraydan
dndler. Aabeyim, srma kordonlu hnkr yaveri elbisesiyle ortada dolayor, muahedeyi
anlatyordu.
Herkesin gz onun stnde idi. Yirmi yana giren aabeyim, hakikaten de gzel bir gen olmutu.
DAMGA
27
Enitem, Muzaffer'i uzun uzun methetti, ailemizin onunla iftihar ettiini syledi. Herkes, tabi, hak
veriyordu.
Fakat enitem, yanl bir i yapt; bana dnerek :
Bak, ffet, dedi, kardeinden ibret l!.. Yan daha msait... Gayret edersen, sen de onun gibi
olursun...
Sesinde, merhametle kark bir istihfaf vard. bret al! derken, slah- hal et! demek istiyor
gibiydi.
Enitemden arasra byle szler iitmee almtm. Fakat nedense o dakikada bana fena tesir etti.
Marur, sakin bir suretle cevap verdim:
Ben, byle millete faydas dokunmayan erefsiz ilere girmeyeceim!
Enitem, kpkrmz kesildi. Sert bir eyler sylemek istiyordu, fakat kendini zaptetti; sadece:
Teessf ederim, ffet... Halis Paa'nm olundan byle ocukluklar beklemezdim, dedi.
^
Cevap vermedim. Salonda si'kntl, ar bir skt hkm sryordu. Bu defa da aabeyim
ihtiyatszlk etti:
Bilmem, bu muzur fikirleri nereden alyor? Vallahi ben, akbetinden korkuyorum...
Yine dayanamadm:
Sen kendinden kork, aabey... Millet, kyamete kadar uyuyacak m sanyorsun?
Cahil bir sokak hatibi tantanasyle sylediim bu szler, enitemi deta kudurttu. Elleriyle trl
hareketler yapyor: (
Bu ocuk, ailemizi perian edecek... Bunda hain bir Jn Trk ruhu var! diye kpryordu.
Karamrselli halam tesadfen orada olmasayd, belki bana daha ar muamele edecekti. O, araya
girdi, beni kolumdan tutarak dar kard. Zavall halam, akl erdii kadar bana nasihatler veriyor,
yzm gzm pyordu.
Biraz skn bulunca, kendi hareketime kendim de atm. Cretkr ve mnakaac deildim. Geri
enitemi sevmezdim, manasz kardeimi kkten beri istihfaf ederdim. Fakat on28
DAMGA
larla byle kavga etmei hi aklmdan geirmemitim. Acaba farknda olmadan Muzaff er'i mi
kskanmtm? Yoksa, o krmz kapl kk ihtill kitaplar filiz vermee mi balyordu?
Mektebi braktktan sonra, bsbtn o kitaplara dmtm. Gen adam! Yirmi yama geldin. Artk
kendine bir meslek intihap etmek mecburiyetindesin. Sana mesleklerin en ulv ve erefli olann' ben
tavsiye edeyim: Bir gn insaniyeti zulm ve itisaftn kurtaracak olan idel ordusuna asker ol! diye
balayan avam aldatc bir sosyalist kitab vard ki, deta ezbere biliyordum.
Byle ufak tefek vakalar birikiyor; ailem, bana bir ihtillci gzyle bakmaa balyordu. Bundan
mteessir deildim. Bilkis, ac bir zevk duyuyor, idel askerinin straplaryle iftihar ediyordum.

Bylece gnler, aylar geti. ok deiiyordum. Tabiatm-daki nee snmt. Yedi, sekiz sene evvelki
grbz, en, yaramaz ffet; szgn, sarn, yzyle, kulaktan atma gzlklerinin arkasnda
titremeden bakamayan sar zayf gzleriyle, durgun mahzun bir gen olmutum.
XI
Kmiyap kalfay defnettiimiz gnd. Vapurla Eypsul-tan'dan dnyordum. Dadmn cenazesinde
benimle ihtiyar bir laladan baka kimse bulunmamt. Zavallnn lmne, emektar bir kedinin
lm kadar ehemmiyet vermemilerdi.
Hava, fazla serin ve rzgrl olduu halde, gvertede oturuyordum. Gzlklerimi karmtm.
Etrafm bulutlarla kaplanm gryordum. Beynimin iinde de, her ey byle bula-ni'k ve
mphemdi. Bu ihtiyar erkez kadnn, yreimde bu kadar boluk brakacam bilememitim.
Bir aralk, gzm Cell'e benzeyen bir ehreye iliti. O da bana bakyordu. Bam nme edim.
Cell, yanma kadar geldi, ayakta durdu:
ffet Bey, size bir ey sylemek istiyorum, dedi.
Ayaa kalktm, yine yzne bakmadan buyurun dedim.
Geen sene size kar haksz bir muamelede bulundum. Hakikat sonradan meydana kt. Vecdi
Bey'i jurnal eden; onun yerine gz diken bir muallimmi... Mektupla sizden af dileyecektim; olmad.
Beni affediniz!
Heyecandan sz sylemiyordum. Birbirimizin elini sktk, yan yana oturduk. Evvel resmiyeti
brakmyor, zorla konuuyorduk.
Cell, dadmn lmn rendii vakit, sf bir teessr gsterdi; derdimi anlayan szlerle beni
teselliye balad. Onu dinlerken, iimdeki bulank kasvet, temiz bir mateme tebeddl ediyor,
gzlerimden sevgiler, efkatlerle dolu yalar szlyordu.
lnceye kadar dost ve karde kalacamz birbirimize va'dederek ayrldmz zaman, iimin btn
zehri akmt. Artk, kendimi yalnz hissetmiyordum.
XII
^Merutiyet'in ilnn Karamrsel'de haber aldm. Damlack iftliinde iddetli bir gs
nezlesinden yatyordum. Halam, beni gn.zor zaptedebildi. Drdnc gn, hasta hasta vapura
bindim.
Nihayet, istediim olmutu. Mamafih, mit ettiim kadar sevinemiyordum. Babam, kardeim, btn
teki akrabalarmz saray mensubu idiler. Onlar, ne olacaklard?
Vapur yanarken, rhtmdan bir nmayi kafilesi geiyordu. Kalabalk mzkalar, Yaasn Hrriyet
diye haykran sesler, dalga dalga bayraklar aklm bamdan ald. Bunlar, benim senelerden beri
ocukluk, genlik ryalarm dolduran eylerdi. imde, ancak mucizeler karsnda durabilecek
reler, sarsntlarla kafileye kartm. ahsm, varlk hissimi kaybetmi, cokun bir selin iinde bir
damla su gibi kendimi braktm. Yrdm, yrdm, ta bir ke bana kadar, kahrolmalarn
Allahtan istediim mstebitler iinde Halis Paa'nm ismini iitinceye kadar...
O vakit, ayrldm farkettim, kafileden ktm; geri dndm.
Artk uzaklaan, ne dedii farkolunmayan sesler, hl: Kahrolsun Halis Paa diye baryor
zannediyordum.
Paa babam gzmn nnden ayrlmyordu. Hem de o ktphanenin nnde: Ben hafiye
deilim! diye yemin ettii dakikadaki dkn haliyle...
Konak perian bir halde idi. Byk ablam, hasta yatyordu. Kalfalar balarna atklar atmlard;
vakay* bana da anlattlar :
Hrriyet iln olunduu gn, enitem, galiba, Msr'a kam... Paa babama da firar teklif etmiler;
raz olmam... Ben gelmeden bir gn evvel sokaktan bir nmayi kafilesi gemi... Kahrolsun Halis
Paa! diye barmlar; birka cam krmlar... ki saat sonra Paa babam tevkif edilmi... Nerede
olduu malm deilmi...
Konakta herkes bana dargn bir gzle bakyordu; hatta ablam :
Artk muradna erdin! diye sitem bile etti.
XIII
Aradan iki gn geti. Konak, karantinal' evlere dnmt. Akrabadan, ahbaptan kimse kapmz
almaa cesaret edemiyordu. nc gn Mahmut Efendi geldi; Paa babamdan haber getirdi: Polis
dairesinde tutuklu imi... Galiba Midilli'ye sreceklermi...
dim.
Ablam, aabeyim, kalfalar ocuklar gibi alyorlard. Siz kendisiyle grtnz m, Mahmut
Efendi? deHocam, mahcubne nne bakarak:
Hayr, daha gidemedim, dedi.
O halde bugn beraber gideriz.
Ablam itiraz etti. Muzaffer:
imdi ortalk pek kark... Sabret... Bir iki gn sonra beraber gideriz diyordu.

Hi birini dinlemedim :
Mahmut Efendi de gitmezse, ben yalnz giderim! diye ayak diredim.
Paa babam grmek kolay olmad. Zavall Mahmut Efendi, artk bsbtn hareketten kalan inmeli
ayan srye srye saat oradan oraya kotu. Bir ok kimselere yalvard. Nihayet, babamn
yanna gitmemize izin kt.
Kapda uzun uzun stmz aradlar. ri yapl bir polis bizi dar, karanlk koridorlardan gtrrken,
bam dnyor, dizlerim titriyordu. Vakur, muhteem babam acaba ne halde grecektim?
Babam, kk bir odada, demir karyolasnn stne yar uzanm, sigara iiyordu. Mahmut Efendi,
alayarak ellerine sarld.
Paa babam, bilkis glyor:
Dnya bir mtemadi inklp dnyasdr... Esef etme Mahmut Efendi, diyordu.
Babam bu kadar en ve sakin bulacam1 hi aklma getirmemitim. Evdekileri sordu.
Ne yapyorlar? Korkudan hastalanan filn yok ya?., dedi.
Muzaffer'in niin gelmediini de belki sorar diye, zihnimde cevaplar hazrlyordum; fakat kardeimin
adn bile anmad.
Yarm saat kadar beraber oturduk. Kalkacamz zaman, Paa babam, bir kt parasnn stne bir
eyler yazd:
ffet, dedi. Sana ktphanenin anahtarn veriyorum... Bu yazdm kitaplar bul... Ablan da birka
para amar hazrlasn... Biz, galiba yarn akam hareket ediyoruz... Hseyin Aa ile gnderirsiniz...
Yahut...
Paa babam, kk bir tereddtten sonra, ilve etti:
Sen kendin getirebilir misin, ocuum?
Hissettim ki, babam, stanbul'dan giderken beni bir kere daha grmek istiyor; fakat bundan, bir
hodgmlk gibi ekiniyordu.
Benim cevabm beklemeden, Mahmut Efendi'ye de bir
sual sordu:
ffet'in yarm vapura gelmesinde bir mahzur var m?
Hocam:
Ne mahzur olacak Paam... Yarn vapura gideriz, deil mi ffet Bey? dedi.
Kat' kararm vermitim:
Ben, sizinle Midilli'ye gideceim, Paa baba, dedim. Hayretle yzme bakt.
Sakin bir kanaatle devam ettim:
Yalnz gitmeniz mnasip olmaz... Yannzda sizi... ok sevenlerden birinin bulunmas lzm...
Paa babam, mahzun mahzun yzme bakt; raz olduu iin af ister bir tavrla:
Peki, ffet, dedi.
XIV
Midilli'de iki buuk sene kaldm.
odal kk bir evde deta fakirane yayorduk. stanbul'daki konak ile, Bykekmece
civarndaki iftliimize el koymulard. ok zengin zannedilen Paa babamn srgnde, ald birka
lira aylktan baka geimi yoktu, lmne ay kala, el yazmas birka kymetli divaniyle tebihini
satmaa mecbur olmutuk... Babam ok mahzun ettii iin, bu vaka, iime dert olmutur.
stanbul ile hi mnasebetimiz kalmam gibiydi. Zaten, Merutiyet, ailemizi darmadan etmiti.
Ablam, koca-syle beraber Msr'dayd. Muzaffer aabeyim, bir gz akl yapm, Bykada'da
zengin bir aileye igveysi olmuDAMGA
33
tu. tekiler, bayramlarda, kandillerde babamn eteini pmee gelen akrabalar, dostlar, artk adm
atmyorlard. Hepsi, hrriyetperver adamlar olmulard. Yalnz, her hafta muntazaman Mahmut
Efendi'den mektup alyorduk.
kbal dknl babama tesir etmemi gibiydi. Tpk eskisi gibi, arkasnda entarisi, banda
takkesiyle pencerenin nnde oturuyor, divanlarn okuyordu.
Byle hi vakasz iki buuk sene geti. Paa babam, bir k sonunda, zatrrieden ld.
Son gn ona il veriyordum. Yz mum gibi sar, gzleri kapalyd. Gs; tutuk, mustarip nefeslerle
daralyordu. Gzlerini amadan elimi tuttu; gsnn stnde muhafaza etti. Sonra yava yava
dudaklarna gtrd; parmaklarmn ularn pmee balad. Kendini bsbtn kaybedene kadar
bu vaziyette kaldk...
Midilli'de bo geirdiim bu iki buuk seneye bazen acyacak olurdum. O vakit, babamn lrken
parmaklarm pmesi aklma gelir. Zavallnn htrsma kar bir hrmetsizlik etmi gibi, utanrm...
^ stanbul'a dndm zaman, babamn son gnlerini Mahmut Efendi'ye anlatyordum.
htiyar hocam, ocuk gibi alad:

ffet Bey, dedi. Ben, Mslman bir adamm, yalan sylemem. Paa babanza kar ok hakszlk
ettiler... Halis Paa namuslu bir adamd. Bir karncaya bile zarar dokunduunu istemezdi. Padiahn
srarlarna ramen, Zaptiye Nezaretinde haftadan fazla kalmamt. Bir kusuru : kalen-dermerep
olmasyd. Olaylarn akna kar durmann beyhude olduuna inanr, ii cereyanna brakrd.
dadiden ktnz gn hatrlar msnz? Halis Paa'y o gne kadar ben bile anlayamamtm.
Sizi odadan kardktan sonra,
Damga F. 3
34
DAMGA
ban elleri arasna ald, benzi kl gibi kesilmiti. Gzlerinden yalarla: ffet beni mahvetti.., Kendi
evldmn bile gznden dtm... diye yaknmalarda bulundu.
Evet, istikbalim iin ok mhim olan bir, iki seneyi babama vakfettiim iin, hi piman deilim...
XV
stanbul'a dndm vakit, yam yirmi biri bulmutu. Bir gnden bir gne geineceim yoktu.
Aabeyim, iftlik ile konak iin dva amt. Fakat bu ite muvaffakiyet midi pek azd. Olsa bile
dva, senelerce uzayacakt. Ne kardeimden, ne baka akrabamdan yardm bekleyemezdim.
Tahsilim yarda kalmt. Midilli'de birka kitap okumutum ama, bunlar hibir ie yaramayan ss
kabilinden
eylerdi.
Maamafih, cesaretimi, midimi kaybetmiyordum. Parada, byklkte gzm yoktu. almak iin
byk bir arzu hissediyordum. Ne i olsa yapacaktm. Elverir ki, temiz bir i
olsun...
Mahmut Efendi ile Cell'in bana ok yardmlar dokundu. kisi de Hukuka gitmemi istiyorlard. Bana
tahsilime mni olmayacak bir i de bulacaklard. Bylece, hem Darlf-nun'a gidecek, hem hayatm
kazanmaa balayacaktm.
Mektebe gitmek pek g olmad. lk gnden itibaren byk bir gayretle ahmaa baladm.
Midilli'den dndm vakit Adaya, kardeimin evine * gitmem lzm gelmiti. Yengem, beni pek iyi
kabul etmiti. Annesi, teki ocuklarndan ayrt etmiyordu. Hsl, bu evde herkes beni seviyordu.
Fakat ben, bir trl rahat edemiyordum. Kendimi burada bir snt vaziyetinde gryor, kk bir i
bularak tek bama yaayacam gn sabrszlkla bekliyordum.
Mahmut Efendi ile Cell, bana tccar ktiplii, muhabirlik, muallimlik kabilinden bir i bulmak iin
urayorlar, teye, beriye ba vuruyorlard. Nihayet muvaffak oldular.
DAMGA
35
1
Bir gn Mahmut Efendi, sevine sevine mektebe geldi:
Size bir gzel i bulduk, ffet Bey, dedi. Mebus Cemal Kerim Bey'in ocuklarna haftada iki kere
derse gideceksiniz... Epeyce bir para verecekler...
Cemal Kerim Bey, hocamn en eski komularndand. yz yirmi drt kere mlkiye memurlaryle
vilyetlerde gezmiti. Merutiyet iln edildii zaman, mutasarrf bulunduu sancaktan mebus
kmt.
imdi, seneden beri ailesiyle beraber Bebek taraflarnda bir yalda oturuyordu.
XVI
Derslerime baladktan sonra, ilk iim, Ada'dan stanbul'a tanmak oldu. Gedikpaa taraflarnda
kk bir pansiyona yerletim...
Muzaffer aabeyimle yengem yalnz yaamam istemiyor -gibi grndler. Mektebi bahane
ettim; karda, kta' hr gn Ada'dan, stanbul'a, stanbul'dan Bebek'e komamn g olacan
syledim.
Ka seneden beri kaybettiim yaamak zevkini yeniden bulmutum. Sabahlan muntazaman
Darlfnun'a devam ediyor, leden sonra kh Bebek'e gidiyor, kh odamda kitap okuyorum.
Pansiyon sahibi, vaktiyle kibar konaklarna ok girip km iyi bir Ermeni kadnyd. Bana, evinin
deniz gren en gzel odasn vermiti. Beni ana gibi seviyor, asilzadem diye aryordu...
Hi bir eyim eksik deildi. Hatta kar evlerden birinde ho bir gnl elencesi bile bulmutum.
Bu, kvrck sal, gzel gzl bir terzi kzyd ki, penceresinin nnde diki dikerken, billur gibi temiz,
berrak sesiyle trkler sylerdi. Yava yava ahbaplmz ilerle36
DAMGA
misti. Hatta bir mehtapl gecede kol kola deniz kenarna kadar inmitik.
"V Talebelerimin babas, elli yalarnda bir adamd. Mebusluktan baka ticaret ileriyle de urayor,
hatta yaknda bsbtn politikadan ekileceini sylyordu.

Cemal Kerim Bey, fena bir adam deildi. Fakat fazla madd, fazla menfaat perestti. Kendini dnyada
herkesten yksek grrd. Sonradan grmelere mahsus bir gururu vard ki, hi houma gitmezdi.
Talebelerim Handan ile Kemal de, bu cihetten biraz babalarna ekmilerdi. Maamafih, ne
almalarnda, ne de hrmetlerinde bir kusur grmyordum. Ben de onlar elimden geldii kadar
ho tutuyordum. Pek gzel geinip gidiyorduk. Handan, on drt yalarnda, zeki, asabi bir kzd. Bana
pek abuk snmt. Hatta arasra bana, ailelerinin iyznden bile bahsederdi. Dokuz sene evvel
anneleri veremden lmt. Babas, ay bile beklemeden, tzmir'li bir tccarn kzyle evlenmiti.
vey anneleri, sonbahardan beri zmir'de hasta bulunan babasnn yanndayd. Handan, vey
annesinden hi memnun grnmyordu. Yreinin hicranla dolu olduunu, benden biraz yz bulsa,
vey annesini ekitireceini
hissediyordum.
Mamafih, bu kadn galiba evde hi seven yoktu. Yaknda, stanbul'a dnmesi ihtimalinden bir felket
gibi bahsediyorlard, yle ki, bir gn Kemal Bu hafta annem geliyor! dedii vakit, benim bile neem
krlmt.
XVII
Cemal Kerim Bey'in yals byk bir bahenin ortasn-dayd. Asl binadan baka, sokak kapsna yakn
bir de pavyonu vard. Buras hemen hemen bana mahsus gibiydi. Talebelerimi burada okutuyor, ben
ara sra gece yatsna alkoyduklar vakit burada kalyordum.
37
Vedia Hanm, zmir'den hasta gelmiti. Handan'm sylediine gre, babasnn lm onu ok
sarsmt. Odasndan hi kmyor, kimse ile grmyordu. stanbul'a dneli bir ay olduu halde, bir
kere bahede bile grememitim.
Bir gn yine derse gelmi, doruca pavyona kmtm. alma odamzda talebelerimi vey
anneleriyle beraber buldum. Handan, onu annem diye takdim ettii vakit, acaba aka m ediyor
diye dikkatle yzne baktm. Ben, Vedia Hanm iri yapl, mtehakkim tavrl, et ve renkten ibaret
manasz gzelliiyle marur bir kadn tahayyl ediyordum. Halbuki nahif, elimsiz vclduyle, sade
siyah elbiselerinin stnde bsbtn soluk grnen renksiz ehresiyle, akaklarnn cildini gererek
smsk balanm salaryle, gekince bir kza benziyordu;
Alt yalarndaki olunu bana getirdi:
Size yeni bir talebe efendim, dedi. Nihat da kardeleriyle beraber ders okumak istiyor..."'Uslu
oturursa, size rica edeceimi v'dettim...
Nihat' birka kere bahede grm, yanma arp sevmek istemitim. Fakat, tuhaf tabiatl bir
ocuk. Ben ardka o, utanr, bucak bucak kaard. Bir eliyle sk sk annesinin bileine yapyor,
tekiyle yzn kapyordu. Yar zorla annesinden ayrp yanma oturttum; kvrck salarn
okayarak, aka ederek okutmaa baladm.
Vedia Hanm, o gn sekiz, on dakika bizimle beraber kald. Evvel kedeki koltukta sessiz,
hareketsiz oturuyordu. Sonra, biraz dolat, kitaplar; defterleri kartrd; hissettirmeden yavaa
kp gitti.
O gnden sonra Vedia Hanm sk sk grmee baladm. Bazen ocuklarla bahede gezerken tesadf
ediyordum. , be manasz sz teati ederek ayrlyorduk. Ara sra da derslerimize uruyordu. Hi
deimeyen siyah elbiseleriyle, ar hareketleriyle glgeye benzeyen, sessiz bir kadnd. Pavyona
geldii zaman, bir keye ekilir, sze karmaz, sonra biz farknda olmadan silinip giderdi...
38
unmun
Yava yava ben de bu ailenin bir ocuu olmaa balamtm. Haftada bir iki defa gece yatsna
alkoyuyorlard. Misafirleri geldii zaman, mutlaka benim de bulunmam istiyorlard. Vedia Hanm,
evde misafir bulunduu zamanlarda da, yine yle durgun ve sessizdi. Kimse ile ak ve teklifsiz
grtn, ii isteyerek gldn, hi bir eye kuvvetli bir alka gsterdiini grmyordum. Bu
gen kadnn mahzun, marur ve kapal bir ruhu vard.
ehresi de biraz ruhuna benzerdi. Soluk, zgn, ince bir yz; renksiz dudaklar; gzlerini daima bir
yarm karanlk iinde brakan uzun kirpikli; krk izgilerle akaklarna kadar uzayan kalar...
Bu ehrenin ilk grte sizde bir tesir ve dikkat uyandrmasna imkn yoktu.
Nitekim onu ben, ok zaman siyah gzl zannetmitim. Bir gn konuurken dikkat ettim. Bu gzlerde
sar ile yeil arasnda, taze zengin renkler vard. Gzlerinin rengini grdnz zaman, btn ehre
birdenbire deiiyordu. Yznn izgilerinde mit etmediimiz gizli gzellikler beliriyor, dudaklar
canlanyor, soluk rengi yamurdan slanm soluk ieklere mahsus bir tazelik alyordu.
Evdekilerin bu kadn niin sevmediklerini, neden ikyet ettiklerini bir trl anlamamtm.
XVIII
ffet Bey; siz, deta neeli bir gensiniz.
ocuklara etin bir hesap meselesi anlatyordum. Onlar anlamyorlar, zlyorlard. Ben, sakin ye
neeli halimi kaybetmeden inat ediyor, maneviyatlarm krmamak iin araya latifeler kartryor;
tuhaf misaller sylyordum.

Dizlerinin stnde byk bir resimli kitapla sessiz ve hareketsiz kede oturan Vedia Hanmn,
gzlerini benden ayrmadn hissediyordum. Ders bittii zaman, hemen hemen gayriihtiyar gibi bir
sual dudaklarmdan dklmt:
Niin hayret ettiniz Hanmefendi? diye sordum. Veida Hanm, sznn arkasn getiremiyor,
hafife kzanyordu.
Benim baz munis, tatl, nikbin saatlerim vard. O saatlerde her eyi ho grrm; her eyden
memnun olurum; nefes almaktan, yaamaktan zevk duyarm; kalbim efkat, muhabbet, merhamet,
msamaha ile dolar; gnlmden geenleri sylemekten hi ekinmem. Bu saatlerde, benden bir
fenalk kmasna imkn yoktur...
Yine byle bir zamanmd. Hi ekinmeden sylemee baladm.
Maamafih, hakknz da var, Hanmefendi... Olduka gn grm bir kibar ocuu iin bugnk
vaziyet hi nee verecek gibi bir ey deil... Dorusunu isterseniz, ben eskiden de yle pek saltanat
delisi deildim; sade bir ocuktum. Doutan demokratm...
- te bunu zannetmiyorum, ffet Bey... Bilkis, sizde bir mir hali var... Etrafnzdakilerle
konuurken dikkat ediyorum... Rica ederken bile deta emrediyorsunuz...
Glmee balamtm:
Ben mi, Hanmefendi? Bilkis, halini anlam, kabul etmi, bir adamm... Bilmem, dikkat ettiniz
mi? Ben, talebelerimden bakasyle bir fikir mnakaas yapmak hakkm bile kendimde grmem...
Yok, ffet Bey... Belki kendiniz farknda deilsiniz... Fakat siz, ok marursunuz...
Glerek srar ettim:
Bendeniz, kendimi sadece mkul bir adam zannediyorum, Hanmefendi... kbal dknl,
bana geici bir neesizlik bile vermedi. Ben, ne vakit marur olmaa kendimde bir hak greceim,
bilir misiniz? Hayatta bir ie yararsam, kendi gayretimle kendime bir mevki yapabilirsem... Byle
dnen bir adam, halis demokrat deil midir?
Niin halkn iine karmyorsunuz?
Ben mi?
ill
H- Sualimi belki yanl sordum... Niin herkes gibi deilsiniz''5 Niin bakalar gibi, mesel Cemil
Kerim Bey'in misafirleri gibi kendinizde her hakk grmyorsunuz? Niin memleketinizde bir
misafir, bir yabanc tavr alyorsunuz?
Birdenbire cevap vermeyerek yzne baktm. Grnte sakin, basit bir kadndan byle szler
iitmek beni artmt.
Maamafih, kendimi abuk toparladm:
Onun baka bir sebebi var, Hanmefendi, dedim. Bugnklere gre, ailemin lekeli olduunu
biliyorsunuz... Bu leke, ister istemez bana da bulat. Sonra, babam cezasnda yalnz brakmadm.
Bu, benim vazifemdi. Herkes gibi olsam, bana riyakr diyeceklermi gibi geliyor... Halbuki, bu yeni
idareye kar iimden zerre kadar bir kin, bir aclk yok...
Babama kar vazifemden bahsetmem, Vedia Hanma kendi babasn, kendi matemini hatrlatmt.
Yava yava mahzunlatn, biraz evvel konutuumuz eylerle artk alkadar olmadn hissettim.
Szn mecras deiti. Vedia Hanm, bana uzun uzun babasndan bahsetti. Acsnn btn
inceliklerini anladmdan emin imi gibi bana bunlar sylemekten zevk ve teselli duyduunu
hissediyordum.
Eminim ki bunlar dnyada herkesten ziyade kendine yakn olmas lzm gelen kocasna bile
sylememiti.
XIX
Cemil Kerim Bey'in akrabasndan bir Rfk Bey vard ki, hi sevmezdim.
Bu gen, bir zaman evvel, bir ilkmektepte malmat- medeniye muallimi imi... Nfuzlu
akrabasndan yardm ve kendi mizagirlii sayesinde bir, iki senede parlam, byk bir Hariciye
memuru olmu...
Byklere kar daima zelil, mtebasbs olan bu Rfk Bey, dknlere kar son derece
merhametsiz ve zalimdi.
Onun misafir bulunduu bir akam, yine beni alkoymak istediler. Bir i bahane ederek kamaa
altm. Fakat Han41
dan ile Kemal'in elinden kurtulmak mmkn olmad. aresiz kaldm.
Rfk Bey, deti zere, mstebitlerden terbiyesiz bir lisanla uzun uzun bahsetti. Yemekten sonra da,
Kemal'i imtihan etmee kalkt. Franszcas ile hesabn zayf buluyordu. Bana garip bir tavrla:
Pratik gayet mhimdir... Daima Franszca konumalsnz, dedi.
Sarardm hissederek bam edim.

Rfk Bey, Franszcadan hesaba gemiti. Sokakta arabac, lokantada garson arr gibi acayip bir
parmak iaretiyle beni yanna ard. Bir gazete kenarna kurunkalemiyle iaretler iziyor; ikide
birde: Anladnz m? diye soruyordu...
Cemil Kerim Bey, dinlemedii halde, Rfk Beyi tasdik etti, -bana:
yle yaparsnz Beyim... Hesap mhim eydir... hmale gelmez... dedi.
Bir yarm saat kadar daha oturduk. Neesizliimi belli etmemek iin, mtemadiyen kendimi
zorluyordum.
Asma saat onu alarken, Rfk Bey yerinden kalkt:
Araba tembih etmitim; geldi mi acaba? dedi. Cemal Kerim Bey cevap vermedi:
Gelse haber verirlerdi... Mamafih, anlayalm... Bana dnd :
Kuzum Beyim, anjayverir misiniz? diye emretti. Hafif bir aknlkla yerimden kalktm;
kapdan karken bir sigara iskemlesine arptm...
Rfk Beyden sonra teki misafirler de birer birer dalmlard...
Odama gitmek iin baheden geiyordum. Vedia Hanmn, deniz tarafndaki badem aalarnn
arasmda kendi kendine dolatn grdm. Grmemezlie gelmek istedim. Beni yanna ard:
42
DAMUA
ffet Bey, yarn stanbul'a inecek misiniz?
Bir emriniz mi var, Hanmefendi?
Bu suali gayriihtiyar Sizin de mi bir emriniz var? demek ister gibi sormutum.
Vedia Hanm, bam nne eerek skt etti. ok mteessir olduunu anlyordum. Mutlaka bir ey
sylemek lzm olduu iin:
Hava serince, dedim. Bahede durmasanz...
Bamda biraz arlk var da... Belki biraz alrm dedim... Demek yarn ineceksiniz... Tekrar ne
gn dnyorsunuz?
Hafif bir tereddtle cevap verdim:
Galiba perembe gn...
Sylediiniz kitab o gn m getireceksiniz?
Evet... ayet iim ok olur da gelemezsem, gnderirim... Biliyorsunuz ya, Hukukun imtihanlar
yaklat... Dersler ok g...
Vedia Hanm, gizleyemedii bir asabiyetle:
Tahminim doru, dedi, bir daha sizi gremeyeceiz. Hayret etmi gibi grnerek glmee
baladm:
Niin? Ne oldu? diye sordum. O, glmyordu:
Bu akamki... Mnasebetsiz vaka iin... dedi. Ben, ayn yalanc saffetle:
Hangi vaka? diye sordum.
Birbirimizi aldatmayalm, rica ederim. Niin cevap vermediniz? Neye ona haddini
bildirmediniz?
Ben mi Hanmefendi? Ben, kim oluyorum? Aylkla tutulmu bir adam, efendisinin misafirine
nasl fena muamele eder? Nasl isterse yle altrrlar... Haklar deil mi?
Evvelce de syledim ya... Siz, mtevazi, munis grnnze ramen, ok marursunuz...
Vedia Hanm, o vakte kadar tanmadm sade, durgun, ekingen kadn deildi. Nahif vcudu, smsk
sarld mantonun iinde titriyor, gzleri ihtirasla yanyordu.
kimiz de susmutuk. Bu vaziyette birbirimize syleyecek hi bir szmz yoktu.
Msaade ederseniz, ben gideyim Hanmefendi, dedim.
Yarn tekrar grecek miyiz?
ok erken gitmee mecburum...
ocuklar sizi ne kadar seviyorlard.
Ben de onlara almtm.

Kim bilir ne zlecekler?


Ben de yle... Onlar kendi kardelerim, ocuklarm gibi hatrlayacam... Tabi sizi de
unutmam... Bana bu kadar ehemmiyet verdiiniz iin, daima minnettar, kalacam.
ffet Bey, izzetinefsinizin ne kadar krldm anlyorum. Byle olduu halde, mutlaka
kalmanz istiyorum...
Anladnz m, niin?
Yar kapal uzun kirpiklerinin ucunda iki iri ya damlasnn parladn gryordum.
Gsmde nefes kalmam gibi zayf, snk bir sesle:
Peki, kalrm, dedim. Siz byle syledikten sonra, zilletin, hakaretin ne ehemmiyeti olur.
XX

Bu benim ilk akmd... Bamdan bir iki genlik maceras gememi deildi. Fakat bunlar, sreksiz
hevesler, gelip geici elenceler kabilinden eylerdi. Hibiri kalbimi yorup ypratmamt.
Vedia'y masum kalbimden umulmaz bir ekilde sevmee balamtm. Bir rya iinde gibi uyuuk ve
ihtiyatsz yayordum. Gzmde hi bir eyin ehemmiyeti kalmamt. Dnya, bu masal aknn
etrafnda beyhude bir ereveden ibaretti. Gnler bu sevda iinde doup batyor, mevsimler onun iin
deiiyordu.
Geceleri, deniz kenarnda buluuyorduk. El, ayak ekildikten sonra, odann alak penceresinden
rhtma atlyor, bir,az ilerideki kaykhane harabesinde Vedia'y beklemee gidiyordum. O, on be yandaki kz
ocuklar gibi ihtiyatsz olmutu. Bir gn burada grlmemiz ihtimalini hi aklna getirmiyor gibiydi.
Maamafih, *bir gece bahede kesik kesik uluyan kpek, bizi hayli tela drd. Vedia'nn
avucumda sktm ellerinin buz gibi kesildiini hissettim. Kpek sustuktan sonra, epeyce zaman
etraf dinledik...
Vedia, o gece ilk defa endielerinden bahsetti:
Nihat ile ayr odada yatyoruz... ocuun gece uyanmak deti yoktu... Fakat bilinmez ki... Ya
gecenin birinde, benim yalda olmadm anlarlarsa...
lk gnlerden beri bende de bu korku vard: Maamafih, onu teskin etmek istedim:
Hava almak iin baheye km sanrlar, dedim.
Peki, ya ararlarsa?.. Ya buraya gelirlerse?. Ayaklarmzn altnda akp giden karanlk sulan
gsterdim :
Ben kendimi sessizce akntya brakrm; seni yalnz bulurlar... phe edemezler...
Vedia, bunu bir ltife zannetti. Halbuki ben, doru sylyordum. Ona, Damlack taki su
deirmeninin masaln anlattm. Bir ky delikanlsnn, sevdiini ele vermemek iin yapt
fedakrl kendimin de yapabileceini syledim.
Deniz kenarnda daha ilk grtmz gece, bu deirmen masaln hatrlamtm. Halimiz, bu
masala ne kadar benziyordu. Gnler getike, bu dnce bir sabit fikir ina-diyle beynimde
musallat oluyordu. mitsiz akmz iin bundan iyi bir netice tahayyl edemiyordum. Zaten,
fedakrlk ihtiyac, ocukluktan beri benim kanmda idi. Beni bu kadar derinden derine sarsan bu
ak, gnlme smyor, gn getike lgn bir fedakrlk ihtiyac ekline brnyordu.
XXI
Drt aydan beri birbirimizi sevdik. Vedia, benim neremden holanmt? Bunu sonradan yava
yava anladm. Bu
DAMGA
45
sakin, sessiz; hasta tavrl kadn, grnd gibi deildi. Marur ve hassas bir ruhu vard. Cemil
Kerim Bey, ondan bir ey anlamamt. O da kocasn sevmiyordu. Fazla olarak, hrmeti de yoktu.
Onu biraz bo gururla amiyane kurnazlklardan mrekkep kaba, sahte bir kukla gibi gryordu.
Senelerden beri deta ayr yayorlard.
Vedia, Cemil Kerim Bey iin, bana bilmediim eyleri retiyor; onun metreslerinden,
sefahatlerinden hi alka ve teessr gstermeden bahsediyordu.
Bir gn hatta gzel bile olmayan meziyetsiz, manasz bir gen iin bu kadar tehlikeyi gze
aldn, benim nemi sevdiini sormutum. Ellerimi eline alp okayarak cevap verdi:
Hakik asaletin bir insana verdii gzellii sen tasavvur edemezsin, ffet... Senin bu ellerin bile
baka bir mahlkun elleri gibi... dedi.
Austos sonlarna doru hafif bir zatrrie geirmi, on be gn kadar odamda mahpus kalmtm.
Nekahatimin ilk gnlerinde idi. Bir le vakti, gnee kar perdelerimi indirmi, istorlarn sar,
ruhsuz glgesi iinde can skntsndan bunalyordum.
Ev sahibi madam, kapy at:
Karamrsel'den halanzn kz gelmi... Sizi grmek istiyor, dedi.
Merak ile yerimden kalktm; buyursun diye kapya doru yrdm. Makbule'nin stanbul'da
bulunmas, beni aramas pek tuhaft. Merdivenlerden hafif bir ayak sesi geliyordu. Sofaya ktm.
Karmda Vedia'y buldum. Arkasnda darlklara mahsus bol, siyah bir araf vard. Sokakta kaln
bir pee ile yzn smsk kapamt.
Madam, bizi odada yalnz brakp gitti. Ona syleyecek sz bulamyor, uzun uzun ellerini pyordum.
Vedia, beni hem merak etmi, hem grecei gelmi... Her tehlikeyi gze alarak, evime gelmei
aklna koymu...
46
DAMGA
ki saate yakn bir zaman beraber kaldk. Vaktin getiini grmyor, beni brakp gitmee raz
olmuyordu. Scak ve heyecan iinde evimi buluncaya kadar ok yorulup zlmt. Yorgunluktan

gzleri mahmurlam, solgun yznde gneten krmz lekeler peyda olmutu. Ar tabiatmdan
umulmayacak ocukluklarla bana, nasl kap geldiini anlatyordu :
ili'de oturan bir arkadann evine misafir gitmi... Gya, kaza ile arafna batan aa kahve
dkm... stanbul arsnda ihmal edilmeyecek bir ii olduu iin, ona bu arkasmdakini vermiler...
O kadar dnyorum: mrmde bu derece mesut olduum gn hatrlamyorum.
XXII
K gelmiti. Artk, geceleri deniz kenarnda buluam-yorduk.
Baz gnler ben, ocuklarla megul olurken Vedia, yine odamza geliyor, kedeki koltukta eskisi gibi
sakin, sessiz oturuyordu...
Handan bir ey hissetmesin diye, birbirimize bakmaa cesaret edemiyorduk...
Cemil Kerim Bey, i bahanesiyle, haftada bir, iki gece stanbul'da kalmay det etmiti. Bu
elencelerin birinde Vedia'ya, baheye gelmesi iin yalvardm. Raz oldu. Gece yarsndan sonra
bademlerin yanma geldi. Fakat aksi gibi yamur yayordu. Hava da ziyadece souktu. Hasta
olmasndan korktum; tekrar odasna dnmesini istedim. Fakat, o benden ayrlmamak iin inat
ediyor, yamurdan slanan ban omuzuma dayyor, nahif gsn rzgra veriyordu:
Ziyan yok... Biraz hastalansam da ne ehemmiyeti
var?
Onu ocuk gibi okaya okaya, aralk duran bahe kapsna gtrdm:
DAMGA
47
Ayrlalm artk... Rahatsz olma! dedim. Ellerimi tuttu:
Sen de gel, ffet... Bu saatte herkes uyuyor... Kimse farknda olmaz... dedi.
Karanlk talktan getik; drt basamakl bir merdivenden sonra, deniz tarafndaki kk odaya
girdik. Bu odada caml bir kap ile, Cemil Kerim Beyin alt, teklifsiz misafirlerini kabul ettii
baka bir odaya geilirdi. Vedia:
Lambay yakaym m? dedi.
Birdenbire ardm. Fakat hafife glmesinden anladm ki, aka ediyor, benim heyecanmla
eleniyor...
Pencerenin yannda duran kanepeye yan yana oturduk. Ban yorgun bir ocuk gibi, kolumun stne
brrakt, kollarn boynuma dolad. Islak salarm hafif buselerle pyor, yava yava karanla alan
gzlerimi yznden ayramyor-dum. Birbirimize bir ey sylemeden dakikalarca bu vaziyette kaldk.
Yukar sofadaki saat, gecenin tenhal iinde byyen sesiyle, ikiyi alyordu.
Msaade edersen gideyim Vedia, dedim.
Bu szlerle beraber, silkinip gitmemden korkuyor gibi, ellerimi tuttu:
Korkuyor musun? dedi.
Kendim iin ehemmiyeti yok... Fakat senin iin korkuyorum...
Bu saatte herkes uyuyor.
Gece hali bilinmez ki... Benim yzmden sana bir fenalk gelirse, ne yaparm?
Vedia, eliyle azm kapad:
Sus! dedi. Biliyorum... Hepsini dndm... Duyulur-sak, br rezalet olursa, ben muhakkak
lrm, ffet!
O halde nasl cesaret ediyorsun?
Seni ne kadar sevdiimi bundan anla... Maamafih, bu
48
DAMGA
delilii bir defa yaptk... Gelecek yaza kadar seni yalnz gndzleri, ocuklarn yannda grrm,
olmaz m?
Nasl istersen... Senin selmetin, benim akmdan elbette pek ok ehemmiyetlidir.
Bu, bir kereye mahsus delilii hemen her hafta tekrar etmee baladk. Cemil Kerim Beyin
stanbul'da bulunduu geceler ben, yalda kalyordum. Vakit gece yarsn getikten sonra Vedia, bu
kk odaya iniyor, karanlkta beni bekliyordu. Yalda bir ihtiyar bahvan ile iki kadn hizmeti
vard. Bahvan kkn te tarafnda, mutfaa bitiik kk odada yatyordu. Hizmetilerin odas,
tavan arasndayd. Ben yalnz Handan'dan korkuyordum.
XXIII
Bir gece, yine bu kk odada Vedia ile beraberdim. Havada bir yamur arl vard. Etraf bulank
bir sis iindeydi. Vedia'da tuhaf bir durgunluk hissediyordum. Nefesi daralyor gibi, ikide birde
kuvvetle gs geiriyor, asab parmaklaryle bileklerimi skyordu.
Gecenin arl bana da sirayet etmi gibiydi. Skt uzadka sylemee mecbur kaldm bir, iki
kelime deta beni yoruyordu. Civar bahelerden kesik kpek ulumalar geliyordu.
Kollarmn iinde uyumu gibi duran Vedia, birdenbire silkindi:

itiyor musun, dedi, bahede bir ayak sesi var.


Korkma, bir ey yok... Sana yle geldi, dedim. Fakat heyecanla yerimden kalkmtm. Yreim
iddetle
arpyordu.
Karanl dinleyerek, yava yava ak bir pencereye yrdk. Vedia, yanlmamt. Sokak kaps ile
kk arasndaki yoldan hafif ayak sesleri geliyordu. Vedia, bouk bir sesle :
DAMGA
49
- eri geelim, dedi.
Yavaa cameknl kapy araladk. Cemil Kerim Beyin i odasna getik. Sokak tarafn gren ke
penceresi AUahtan, ak kalmt. Pancurlarn arasndan dar baktm.
Yukar odalardan birinde yanan bir gece kandilinden baheye hafif bir ziya dyordu. Bu, bir yldz
kadar hafif aydnlktan glge setik. Birisi, yalnn ihtiyar bahvan idi. tekiler de o kyafette
adamlard. Bahvan, karanlkta gremediimiz birine yavaa:
Mutfak kapsndan ayrlma! diye seslendi.
Sonra bulunduumuz pencerenin altna doru yrdler. Artk ne konutuklarn iitebiliyorduk,
ihtiyar bahvan eliyle badem aalar tarafn gsteriyor:
Oradan atlad, diyordu. Ben, bir kii grdm ama, belki arkada da vard. Bahe kaps
tarafndan kayboldu.
Glgelerden birini daha tanmtk. Komu yalda oturan bir mtekait paann asyd. Anlalan,
kke bir adam girdiini gren bahvan, onlara haber "'vermiti.
Bulunduklar yerden bahe kapsn gzetleyerek konuuyorlard :
eriye haber vermediniz mi?
Yok, 5'ok, '..!is bekleyelim... Nerdeyse gelir... Mutfak kapsnda Zeynel var... Sen de teki keye
ge... Duvar tarafndan atlayp samasn!..
Vedia'nn boynumda kilitli kollar souyor, vcudu ar-lnyordu. Baylmak zere olduunu
hissettim. Nahif vcudunu kucama alarak, teki odaya gtrdm. Kanepenin kenarna uzattm.
Bana bilkis, anlalmaz bir gayret ve asabiyet gelmiti. Tehlikenin nnde, btn ruhumla, btn
sinirlerimle yaadm hissediyor, kendimi her mcadeleye hazr gryordum.
Kap kurtulmama imkn yoktu. Biraz sonra nasl olsa beni yakalayacaklard. Kendimi
dnmyordum. Onu mutlaka kurtarmak lzmd.
Damga F. 4
50
--------Deirmenin masal nihayet benim bama da gelmiti. Orada i gibi bir bataklk olsa, btn ruhum,
btn heyecanlarmla yaadm duyduum bu gecede mutlaka kendimi
atardm.
Vedia, kanepede asab hkrklar iinde tkanyordu.
Vedia, haydi yukar k!.. Beni yalnz brak!.. Odana kapan... imdi gelecekler!, diye yalvarmaa
baladm.
O, iitmiyor, cevap vermiyor, muttasl kuru hkrklarla sarslmakta devam ediyordu.
Bileklerini ovdum; ince vcudunu kollarmn iinde skarak onu canlandrmaa altm; karanlkta
hemen hemen zorla merdiven bana kadar gtrdm. Hl:
Git Beni yalnz brak, diye yalvaryordum.
Biraz kendine gelmiti. Merdivenin basamana oturdu:
Sen ne olacaksn, ffet? dedi.
Ben, kamaa alacam... Olmazsa teslim olacam...
Nasl olsa meydana kacaz.
Hayr... Beni yalnz bulacaklar... Niin, kimin iin geldiimi anlamayacaklar...
mkn yok...
Seni kurtarmak iin ne olsa yapacam. di bir hrsz olduumu syleyeceim... Hrszlk iin eve
girdiimi iddia edeceim...
Bu sz, hi' dnlmeden, hemen hemen gayriihtiyar dudaklarmdan kmt. Beynimin ii
birdenbire aydnland. Aradm areyi bulmutum; kendimi hrszlkla itham edecektim. Bu da bir
kahramanlk deil miydi?
Sevinten, heyecandan deta alyor. Vedia'nm ellerini, yanaklarn perek, bu fedakrla raz olmas
iin yalvaryordum.
Vedia, evvel isyan etti; kendime srmek istediim lekeyi
ok irkin buldu.
<
Verdiim kararn sknu iinde :
Sevitiimizi duyarlarsa, daha m az hakir olacam0 dedim. nsann, ekmeini yedii bir adamn
karsh sevmesi, be, on parasn almasndan acaba daha az m irkindir?

DAMGA
51
Sokaktan gelen sert bir polis dd Vedia'mn son mukavemetini krd. Islak gzlerini bir kere daha
ptkten sonra, ayrldm; odama dndm.
Daha yaplacak ilerim vard. Cemil Kerim Bey'in yazhanesinde epeyce bir para bulunurdu. Kuvvetli
bir soba manasyla gzleri krdim. Evrak kartrdm. Karanlkta bulabildiim paray1, baz eshab,
makinesi bozuk bir eski altn saati cebime koydum. Tam zamanyd. Kaplar hzl hzl vuruluyor,
yukarda pencereler almaa balyordu.
Kapy kendim amak, polise teslim olmak fikrinde idim.
Fakat, biraz evvel Vedia'dan ayrldm merdiven banda kuvvetim kesildi. Basamaklardan birine
oturdum, yzm ellerimin iine sakladm.
XXIV
ki gn, iki gece tevkifhanede kaldm. nc gn akamna doru Cell, beni kefalet ile tahliye
ettirmee muvaffak oldu.
Arkadam, nedense gece beni yalnz brakmak istemedi; zorla evine gtrd. Yorgunluk ve
teessrden hastaydm. Erkenden beni, yatacam odaya kard:
imdi uyu, ffet... Yarm sabah uzun uzun konuuruz... dedi.
Cell, elindeki amdan kk bir lamba iskemlesinin stne brakp karken, aka ettim:
Ne cesaretle beni evine getirdin, Cell?.. Ya seni soyup kaarsam?., dedim.
Sen, beni budala m sanyorsun, ffet? dedi. Aklnca, budala sorgu hkimi gibi, beni de mi
kandracaksn?..
ardm:
Ne demek istiyorsun? diye sordum. Cell:
Brak imdi... Haydi uyu... Yarn kulaklarn ekeceim, dedi.
52
DAMGA
Kapdan kyordu. Kolundan yakaladm:
Bu gece de meraktan uykusuz kalmam istersen, git!
dedim.
arnar dnd; gzlerimin iine bakarak sylemee balad :
ok budalalk ettin, ffet... Kendini gz gre gre atee attn... Ben zaten vakay iitir iitmez
anlar gibi olmutum... Dn hkimi grdm; ifadeni okudum... Fikrim daha kuvvetlendi... Dnyada
hibir hrsz, bu kadar kendini itham etmez... Sonra, seni grnce, zerre kadar phem varsa, o da
gitti. Saf bir ocuk olduunu bilirdim. Fakat bu derecesini aklma getirmezdim.
Sapsar kesildiimi hissediyordum.
Sakn sorgu hkiminin yannda azndan bir ey ka-rmyaydm?.. diye sordum..
Cell, muzafferane gld:
Gryorsun ya, nasl aznla da itiraf ediyorsun... Msterih ol; #dilimin ucuna kadar geldi;
fakat sylemedim... nk, hakikati meydana karmak lzm gelecek...
Biraz evvelki halsizliimden eser kalmamt; hrn bir
tavrla:
Bunu yapamazsn, Cell... Seni namuslu bir arkada
diye tanyorum, dedim.
Cell, gittike atelenerek sylemekte devam ediyordu: O kadn sevdiini zaten anlamtm...
smini azna almaktan ekmiyordun. Birka kere seninle ak konumak, tehlikeli bir oyun
oynadn anlatmak istedim. Dilim varmad. imdi, hakikati bana olduu gibi syle. Belki bir are
dnrz.
nkr etmek beyhude idi. Arkadam her eyi biliyordu:
Dinle beni Cell, dedim. En iyi arkadamsm; fazla olarak srrm da biliyorsun... Beni beyhude
zmek istemezsin... Onu ok seviyorum... Namusunu kurtarmak iin bundan baka are yoktu. Bu
fedakrl seve seve yaptm. Hibir zaman piman da olmayacam...
DAMGA
53
Cell, meyus bir hiddetle ban sallyordu:
Yaknda grrz, ffet... Grrz... Ben, sakin bir kanaatle devam ettim:
Tekrar ediyorum. Yaptm bu i iin piman olmayacam. Herkes beni kabahatli zannedecek.
Belki ar bir cezaya urayacam. Fakat ne ehemmiyeti var? Deil mi ki seviyorum... Deil mi ki bu
fedakrl onun iin yaptm... Bana hi acma Cell... Benim, tasavvur edemiyecein kadar zengin
tesellilerim var...
imde yorgun bir vecdin heyecanlar vard. ekeceim straptan bir saadet gibi bahsediyordum.
Cell, kesik ve ac bir glle:

Ah, biare ocuk, dedi. Bunlar, yle gen hareketlerdir ki, insan daima yar yolda brakr...
Kendini iyi yokla iffet... Biraz evvel zehir gibi acydn... Yzme bakmaktan ekmiyordun... imdi ise,
kalbin rikkat ve muhabbetle dolup tayor... Sebebini anladn m? Srrn bildiime, fedakrln
anladma kanaat ettin de ondan... Bir gn gelecek ki, ne benim seni anlamam, ne hatta onun ak
seni teselliye kfi gelmeyecek... Bu ii dzeltmek iin bir are bulalm..." Sen, cemiyete kar isyan
halinde yaayabilecek insanlardan deilsin...
Gece yarsna kadar Cell ile mnakaa ettik. Arkadam, Cemil Kerim Bey ile bir uzlama yolu
bulmak istiyordu. Ben, byle bir teebbsn, onda pheler uyandrmaktan baka bir netice
vermeyeceini iddia ediyordum:
i cereyanna brakalm. Ben, her eye razym... diyordum. Birbirimizi ikna edemeden ayrldk.
Cellin hakikati anlamas, beni rktt kadar da sevindirmiti. En sevdiim, en ehemmiyet
verdiim bir arkadan gznden dmemi olmak, bana byk bir kalb kuvveti veriyordu.
gnden beri ilk defa iimde biraz skn ve mit ile uykuya daldm.
54
DAMGA XXV
v Tesadfe denmez bir kran borcum vardr.
Muhakeme gn hava pek fena idi. Sokaklarda sert bir karayel frtnas esiyor, bir gn evvel balayan
kar gittike iddetini artrryordu.
Sokaklar gibi, mahkeme koridorlar da karanlk ve botu. Salonda birka memurdan, dva vekilinden
baka kimse grnmyordu...
Cell, ok mustarip ve sinirliydi. Beni keye ekti: ffet, dedi, hayatnn en tehlikeli bir dnm
noktasnda bulunuyorsun. Hem avukatn, hem arkadanm. ki cihetten seni korumaa mecburum.
Hakikati sana btn ac-lyle syleyeceim. stikbalin, bugn bu muhakemenin verecei karara
baldr. Bugn sana bir kzgn damga vurulacak; halk artk seni bir gece hrsz! diye tanyacak.
Halbuki sen fakirsin. Yayabilmek iin bakalarnn itimadna, hrmetine muhtasn. Gryorsun
ya, ne kadar ak sylyorum...
Hafife titreyen ellerini, ellerimin iinde skarak cevap verdim:
are yok, Cell... Ne yapaym? Mahkeme huzurunda: Ben hrsz deilim... Gece o kke para
almak iin gitmedim... Maksadm bakayd... m diyeyim? Gryorsun ya, baka trl hareket
etmee imkn yok... Ne yapalm, i olacana varr.
Biraz sonra sank sandalyesinde oturacak o imi gibi, ellerini okuyor, ona teselli ve kuvvet vermee
alyordum.
Salon, yar karanlkt. Kaln bir paltoya brnm ihtiyar bir hakim, kesik kesik ksryor; iitmek
iin glk ektiim ar, cansz bir sesle bana bir eyler soruyordu.
Suallere ksa, ak cevaplar verdim. Mahkeme uzun srmedi. Bu souk, kasvetli yerden kurtulmak
iin herkeste sabrszlk var gibiydi. Savc, mahkmiyetimi istedi. Cell, uzunca bir nutukla beni
mdafaa etti.
DAMGA
55
Biraz sonra, zorla haneye tecavz, ekmece krarak hrszlk cmlesiyle alt ay hapse mahkm
oluyordum.
Cell, yine bir hrnlk buhran geirdi. stinaftan bahsetti.
Beyhude yoruluyorsun kardeim, dedim. stinaf, azabmz uzatmaktan baka bir eye
yaramayacak... Ne olacaksa, bir an evvel olup bitsin...
Artk birbirimize bir ey sylemiyor, ar ar koridoru takip ediyorduk. Merdiven banda, duvarn
dibine mel-mi aarm ban' ellerinin arasna alm bir ihtiyar grdk.
Cell, birdenbire olduu yerde durdu. Ben gayriihtiyar ellerimi yzme kapadm. Bu adam, Mahmut
Efendi idi. Eski elbiseleri erimi karlarla, beyaz sakal gz yalaryla srlsklam olmutu. Titreye
titreye yanma geldi; beni kollarnn arasna ald:
Ne oldu sana ffet? Ah ocuum!., diye boula bo-ula alyordu.
. Dknlmn, zavalllmn derecesini o dakikada anladm. Biraz evvel kendime bir kahraman
gzyle bakyordum.
Mahmut Efendi ile bir iki dakika kadar merdiven banda durduk. Birbirimize syleyecek sz
bulamyorduk. Ayrlacamz zaman, tekrar boynuma sarld; sonra slak kukuletasn bama geirdi.
Ayan srye srye merdivenden indi.
Cell:
Ne kadar sarardn ffet, dedi. Ben, glmsemee alarak:
Bu darbe hepsinden zorlu geldi, diye cevap verdim.
XXVI
Hapse girdiim vakit, koularda tamirat vard. Mahkmlardan bir ksm arldaki koyunlar gibi
koridorlarda st ste yatyorlard. Tavsiyenin, iltimasn hkm buralarda da yryor.

56
DAMGA
etti:
Cell bana kk bir gardiyan odasnda yer buldu. Buras, muvakkaten birka hatrl mahkma
verilmiti. Yeni arkadalarmdan biri, a km bir maliye tahsildaryd. teki kr sakall, bir
apkn ihtiyard ki, bir gn komularndan bir dul kadnn evine girmi, onu tabancayla tehdit
etmiti. ncs, Vsf Efendi isminde bir Defterdar ktibiydi. Kalemin mmeyyizini dvd iin,
sekiz ay hapse mahkm edilmiti. Drdncs, kendi rivayetine gre, bir siyas mahkmdu.
Rumeli'li tahsildar, mihneti kendine zevk etmei bilen ehlidillerdendi. Bana evvel o ainalk etti:
Gemi olsun efendi aabey... Ne kadar?
Bu, ne kadar m mnasn anlayamamtm. O, izah
Yani demek isterim ki, ka aya mahkmsunuz?
Alt ay efendim, dedim. Tahsildar, Defterdar ktibine dnd:
Bu Vsf Efendi... Hdrellezde hep beraber kacaz... imdi ettik arkada... Buluruz bir tane
daha... Toplarz aramzda birka lira... Doldururuz bir kuzucuk... Ben alrm benim udu da... Birazck
da rak aldm m, gel keyfim gel... Yaparz bir lem, baba nn can iin...
Baba dedii, ihtiyar apknd. O, galiba hapishanede bizden fazla kalacakt. Baba, kzd:
Tatsz tatsz sylenme, Allah akma, dedi. Senin galiba cumaln uygun...
Tahsildar, aldrmadan szne devam etti:
Ama sakn kafalar ekmeyelim. Gene bir halt ederiz. Akamleyin, maazallah, yine hepimizi
getirirler buraya...
Vsf Efendi bana ne ile itham edildiimi sordu.
ekinmeden:
Hrszlk, efendim, diye cevap verdim.
Ktip, dikkatle yzme bakyordu:
Tabi, iftira! dedi. Ben :
Hayr...- Maateessf doru efendim, dedim. Rumelili tahsildar, kahkaha ile glmee balad:
Amma ak sylersin be birader... Ama, severim ak szl insan... Oldu bir ey.. kt elinden bir
kaza... Ucunda lm yok ya... Herif, kitaba uydurur, alr uval ile... Kimse demez bir ey... Ama, sen
alrsn be on kuru... Tkarlar byle delie...
Baba, tahsildarla alay etmee balad:
Doru sz seversin de, sen neye yalan sylersin? Tahsildar, birdenbire ciddileti; hkim
karsnda bulunuyormu gibi, boynunu bkerek:
Tvbe, yalan sylemem be babacm... Aldm o paralar geliyordum... Balad yamur
yamaa... Fesi yeni kalplattk, binelim u tramvaya dedim. Arka tarafta dururken
haramzadenin biri, na yle gelir yanma... Dayanr omuzuma... antann bir ucundan sokar elini...
Tahsildar, ayaa kalkm, tiyatroda rol yapar gibi, hrszlk sahnesini oynamaya balamt.
Baba, fesini bandan karp nne att:
Dinlet buna! diye glmee balad1. u paralar tr tr yedin... Nerede yedin bakalm, onu
anlat... Bir nazl canan ile yedinse, hell olsun... Yok, enayi gibi kumara filn verdinse, yanarm.
Tahsildar, 'sz kapatmak iin, baba yi alaya almaa balad:
Bilir misin, bu ihtiyar ne yapt, birader? Sakalndan da utanmaz... Dul kadncazn stne silhla
yrd.
Gen ktip, keden iini ekti:
Gnl gence, ihtiyara bakar m birader, dedi. Baba da derin bir gs geirdi:
Hakkn var, evlt... Gnl gence, ihtiyara bakmyor. Maamafih, kabahat yine bende deil.
Efendim, bu, dul bir kadnd. Rahmetli bir arkadan karsyd. Kocas daha saken aiftelie
balamt. Ben evlerine gittike, kap aralklarndan bakar, sofrada fkr fkr glerdi. Mesel, kahve
58
DAMGA
piirirdi, deil mi? Kolunu alimallah dirseine kadar svar da tepsiyi yle kapdan uzatrd. Ben yine
arkada kars diye, lahavle eker, nme bakardm. Derken, efendim, kocas ld... Ne kadar olsa,
dii kii... lerine bakmaa baladm. Hem komu, hem dul kadn, hem bunca yllk arkada kars...
Tahsildar, yatt yerde kahkahayla glyordu:
mrsn be baba!... Sevaba girmek iin tabanca ektin ha?..
Baba, istihfaf ile dudaklarn kvrarak:
Ne saman gibi tatsz herif, dedi. Sonra, hikyesine devam etti:
Derken, efendim, bu kadn fingirdemee balar... Meer fikri, beni soymakm... Biz de ite
gnlmz kaptr-verdik. Baladk hediyelere... Kebap kestaneden iskarpine va-rmacya kadar, ne
isterse alrz... Varmz, youmuzu uruna sarf ederiz... Ama, gel gr ki, fndk... Bana kendim
namuslu satar.. Uzatmayalm efendim, bu kadnn, mahalleden bir zppe ile grtn

haber alrz... Bir gece, kafam biraz dumanlyd. Ne' olursa olsun... dedim. Bahe duvarndan atladm
mutfaktaki tala... Oradan, bahe stndeki odasna girdim. Kadn beni grnce balad
barp armaa... Dur bre, Allah belm versin! Grlt etme! Kt bir niyetle gelmedim. Bir iki
ift lkrdm var! dedim. Dinlemez... Bir grlt, bir patrd... Derken komular geldiler... Yakay ele
verdik... Hain kar, bir de tabanca ekti diye bana iftira etmez mi? Geri stmde bir tabanca vard
ama, ie yaramaz, klstr bir ey... Hsl, bir fndk' kaltan uruna bamz atee yand.
Tahsildar gibi, bu ihtiyar da en tabiatl bir adamd. Birbirleriyle kh kavga ederler, kh dertleirlerdi.
Ktip Vsf Efendiye gelince; otuz yalarnda, uzun boylu, iri yapl saf bir adamd. Defterdarla on
alt yanda girmiti.
On drt seneden beri bu dairenin kahrn ekiyorum. Maa bin bel ile yedi yze kt... Elde bir
sanat yok ki, tepip gideyim... Ben, mazlum adamm, almaktan ylmam...
DAMGA
59
Mmeyyiz, kalemin btn ilerini bana ykletirdi... Fazla olarak beni arya gnderir, evinin etini,
zerzevatm aldrr, hsl, uak gibi kullanrd. Bamda bir koca aile var; ekmekten olmayaym diye
tahamml ederdim. Byle olduu halde yine yaranamadm. Bir gn, hi yoktan bir mesele iin, beni
mdre ikyet etti. Beyim, gnah deil mi? Beni ekmekten edeceksin! dedim. Fena halde
kprd, aza alnmayacak szler sarfetti. Zaten canma yetmiti. Ayamn altna aldm. Azndan,
burnundan kan getirinceye kadar dvdm. Mesele sade hapisle bitse, yine iyi... Beni bir daha devlet
ilerinde kullanlmamak zere kovdular...
Vsf Efendi, ekseri kalem adamlar gibi uyuuk ve evh-hamd. Arasra bana dert yanarken:
Benim iin hayat bitti... Alktan leceim! diye ocuk gibi alyordu.
Drdnc arkadamz, kendini beenmi, tuhaf bir adamd. Adi bir dolandrclk yznden dokuz
aya mahkm olmutu. O, bunu bir politika crm -sayyor, konumaa tenezzl etmiyordu.
Benim geldiim gn, fena halde kzm, hapishane mdrne bir tezkere yazarak, kendisini di ev
hrszlaryla bir odaya koymalarndan ikyet etmi. Bunu birka gn sonra maliye tahsildarndan
rendim.
XXVII
Gnler, haftalar birer birer geiyordu. Bu lemin grltsne, hznne, neesine bigne yayordum.
Halimden utanmyordum. imde ne teessr, ne de korku vard. Etrafmdaki insanlar bana, ryada
grlm ehreler gibi silik, yabanc geliyordu. Akm m daha ziyade artmt? Vcudum mu
hastayd? Bir yarm uyku iinde uzanp yattm yatakta kk bir hareket etmek, gzlerimi takld
yerden ayrmak bana, tahamml edilmez bir azap gibi geliyordu. Yiyip imekten de kesilmitim. Buna
mukabil, iimde hi snmeyen bir, sarholuk vard. Dnya ile alkam kesmeme kar, gnlmde ayr
bir lem alyordu. Hibir kayd, hibir yorgunluu
60
DAMGA
olmayan bir lem,wnsan, mesafeleri kendi vcuduyla m geiyor, yoksa onlar kendiliinden mi
ayaklarna geliyor; belli deil... Vedia, gsmde yatt, hareketiyle kanm tututurduu dakikalarda
bile bu kadar benim olmam, bu kadar beni mesut etmemiti.
Bu, her halde rahatszlktan, zntden gelme bir vcut rahatszl olacakt.
Bir ubat gnyd. Haftalardan beri devam eden iddetli yamurlar kesilmi, parlak bir gne
domutu. Pencerenin karsndaki harap bahe duvarlarnn kovuklarnda yeil otlar bitiyor,
ortalkta bir bahar kokusu dolayordu.
Gardiyanlardan biri yanma geldi. Karamrsel'den gelmi bir hanmn beni grmek iin msaade
aldn syledi. Yreim iddetle arpyor, yerimden kalkmaa kuvvet bulamyordum. Bu gelen:
Vedia idi. Haftalardan beri, kendi kendime itirafa cesaret edemeden, bu ziyareti bekliyordum. Ben,
onun iin hayatm krmtm. O da benim iin mutlaka bir tehlikeyi gze alacakt.
Zaten, sabahleyin ortal gnlk, gnelik grnce bugn fevkalde bir eyler olacan1 anlamtm.
Geen yaz Gedikpaa'daki odamda hasta yatarken de Vedia, Karamrselli bir akraba kz diye beni
grmee gelmiti. Mutlaka yine kapal bir darlk arafna brnmt. Gardiyan takip ederken,
Vedia'nm ince yz gzmn nnden gitmiyordu.
Btn akm gzlerimde, onu grr grmez tedbirsiz bir harekette bulunmamak iin kendimi
skarak, hapishane ktibinin odasna girdim. Beni grmee gelen kadn Vedia deil, Karamrselli
Hatice halamd.
Halam, yrei yand, gzleri yala dolduu halde kendini zaptediyor:
zlme ffet... nsan olann bana her ey gelir... diye beni teselliye alyordu.
DAMGA
61
Yarm saat kadar oturduk. Halam hrsz olmama bir trl inanmyor :
Bilmiyorum ffet; sana iftira ettiler... diyordu.

Sylediime inanmyor muydu? Bu derece dtm aklna sdramyacak kadar, m beni


seviyordu? Yoksa, bana sadece acd iin mi byle sylyordu? Anlayamadm. Sz deitirmek iin
ona Damlack iftliine dair havadis sordum. Zavall halamn kendi banda da byk dertler vard.
Birka seneden beri iftlikte iler iyi gitmiyordu. Damatlar ipin ucunu karmlar, onu boazna
kadar borca sokmulard. Birka aya kadar iftlik satlacakt. Halam, borlar verildikten sonra,
kendisine kalacak birka kuru ile stanbul'da bir ev almak istiyordu.
Onu dalgn dalgn dinlerken aklma bir ey geldi: Uradm felketlerden biraz da bu Hatice halam
mesuld. Bana Damlack iftliinde deirmenin masaln anlatma-saydr, acaba byle mi hareket
edecektim?
Halam, beni grmek iin, ihtiyar haliyle ta Karamrsel'den kalkp gelmiti. Buna memnun olmam
lzmd. Halbuki bilkis iimden darlyordum. Bu ziyaret, bende ac bir kanaat uyandrmt.
imdiye kadar sevdiim, hrmet ettiim insanlarn, benim iin ldn anlyordum. Ben, artk
damgal bir sefildim. Hi bir sevdiimin yzne bakamyacak-tm. Karlarnda daima bam nme
eecektim. Onlar, bana sadece acyacaklard.
Sonra, ktibin odasnda halam grdm dakikada, Ve-dia'dan btn midimi kesmitim. Buna ne
sebep vard? Halam geldi diye, onun mutlaka gelmemesi mi lzmd?
O gnden sonra artk Vedia'y beklemedim. Bsbtn yalnz ve mitsiz kaldm.
XXVIII
Vaktim tamam oldu. Bir pazar gn ikindiye doru beni Vsf Efendi ile beraber hapisten kardlar.
Gen ktip, kendini tutamyor:
62
DAMGA
Allah bir daha ksmet etmesin!.. Nasipte bu da varm... diye alyordu.
Sultanahmet'ten tramvay mevkiine kadar beraber geldik. Yollarmz buradan ayrlyordu. O,
Edirnekap'daki ailesine gidecekti. Ben, daha ne yapacam bilmiyordum.
Gzel bir mays gnyd. Kalabalk bir halk, deniz kenarna doru gezmee gidiyordu.
Vsf Efendi, bir sigara sarmt. Tramvay bekleyen ihtiyar bir adamdan ate istemee gitti. Tekrar
yanma geldii zaman kulama eildi.
Ne dersin ffet Bey, dedi, adamdan sigara yakmaa skldm. Hapisten ktm biliyor gibi geldi.
Zor i billahi... Bu his, bende de vard. Herkes bizi tanyor bize bakyor gibi geliyordu. Serbest
kalacam, istediim yere gideceim gn sabrszlkla beklemitim. _ Halbuki imdi, insan iine
karmaktan ekiniyordum. Etrafmdaki meydanlar bana de-ta marizane bir korku veriyordu. Vsf
Efendi kolumu tuttu:
Haydi, vaktiniz varsa biz de bir gezinti yapalm... Deniz kenarnda birer kahve ieriz, dedi.
Memnuniyetle kabul ettim. Birbirimizden ayrlmaktan korkuyor gibiydik. Kalabalktan ayrldk;
tenha sokaklardan geerken, Ahrkap feneri civarna indik.
Vsf Efendi, surlarn nnde kr kahvelerinden birine oturmak istedi. Birtakm fakir Hristiyan
aileleri yemekleriyle beraber burada bahar elencesi yapmaa gelmilerdi. ocuklar kouyor, kzlar
kale duvarlarnn dibinde iek topluyordu.
Aamzdaki kahvede gen bir tulumbac, zurna taksimiyle gazel okuyordu. Zurnac, baryank bir
adamd. Delikanlnn okuyuu da epeyce dzgnd. Bu musiki Vsf Efendiye tesir etti:
Kurtulmasna kurtulduk ve lkin ben ne yapacam? Memuriyet yok, para yok, elde bir sanat yok..,
diye hapishanedeki gibi alamaa balad.
03
Onu uzun uzun teselli ettim. Daha ok gen olduunu, hayattan mit kesmenin doru bir ey
olmayacam, talih yardm ederse pek gzel gnler grebileceini anlattm.
Derdini unutur gibi oldu:
Teekkr ederim, Allah raz olsun. ok civanmert ocuksun, dedi.
Saf adamcaz, bunlar asl kendi kendimi avutmak iin sylediimi anlayamyordu.
Kardan, elinde iki kk ocukla ksa boylu, lar sakall bir adam geliyordu. Vsf' grnce:
Vah evlt! Kurtuldun mu? diye barmaa balad.
Ahalinin ortasnda sarma dola oldular. Kalemde epeyce zaman arkadalk etmiler. O da galiba
mmeyyizin yangnlarndan idi:
Gazan mbarek olsun, evlt! diye Vsf' tekrar tekrar alnndan pt.
Arkadam, beni:
Mihnet refiklerinden... Gayet kibar bir ocuk... Alt ay beraber yaadk... diye takdim etti.
htiyar memur, yanmza oturmutu:
Bey de kavga meselesinden mi mahkm olmutu? diye sordu.
Vsf, sylediine, syleyeceine piman oluyordu:
Bir kaza... te, insanlk bu ya... Elinden bir kaza km... diye kekelemee balad. Bam
br tarafa evirdim.

Biraz sonra onlar ayaa kalktlar; semtleri birbirine yaknd, beraber gideceklerdi.
Ben, biraz daha kalmak istedim. Vsf, benden ayrlrken boynuma sarld. Bana adresini verdi. Ben,
ona oturduum yeri bir kartla bildireceimi syledim. Ayrldk.
Surlarn akamla uzayan glgeleri iinde uzaklarlarken, arkalarndan baktm. Birbirlerine
yaklaarak konuuyorlard.
j if:
64
DAMGA
Bana yle geldi ki, Vsf, ona uradm kaza nn hakikatini sylyordu.
Ortalk tenhalam, sesler kesilmiti. Marmara'ya giden bir, iki vapurun duman denize halsiz halsiz
srkleniyor, kardaki sahil fenerleri parlamaa balyordu. Ayaklarmn altndaki kaya
kovuklarndan gelen hafif su seslerini dinleyerek dnmee baladm. Nihayet, muradma ermitim;
serbesttim. Fakat bu serbestlii ne yapacaktm? Akrabalarm, sevdiklerim artk bana yabanc
oluyorlard. Bunu, Hatice halam hapishaneye geldii gn anlamtm. Hukuk mektebini brakmak
lzmd. Bu vakadan sonra, beni mektepten kov-masalar bile, arkadalarmn arasna giremezdim.
di bir hrszlk iin alt ay hapis yatm bir adamn adliye memuru olmas, bakalarna ceza vermesi,
ne gln eydi! Bir i de tutamayacaktm. Artk, bana kim emniyet ederdi? Yzmdeki damga ile
kimden bir i istemee hakkm vard? Acaba Cell hakl myd? Deirmenin masalmdaki smail'i
taklit etmek fena hu olmutu?
Kendimi bir su akntsna brakm gibiydim. Aklmdan geen bu eyler, kendi bamdan domu
fikirlerden ziyade, bir yabanc tarafndan sylenmi szlere benziyordu. Son phe, beni kendime
kar isyan ettirdi. Bu fedakrl bir ak iin yapmtm. Bu ak, benim sade mazeretim deil, ayn
zamanda kuvvetimdi de... Uruna kendimi feda ettiim eyin, bir vehim gibi silinip gittiini
grrsem, nasl tahamml edecektim? Bu ak, gnlmn yle gizli bir yd ki, mutlaka muhafaza
etmeliydim.
Gzlerimi kapadm; kendimi deta zorla Vedia'ya vakfettim.
Ortalk iyiden iyiye kararm, kar sahiller gzden kaybolmaya balamt. Arkamda bir ayak sesi
iittim. Bam evirdim, iki polis dolayordu. Birdenbire titredim, ayaa kalktm. Damgal bir
adamn bu saatte byle pheli yerlerde durmaa hakk yoktu.
DAMGA XXIX
65
Hapishaneden ktktan sonra, iki gece Cell'de, bir gece de Mahmut Efendi'de kaldm. Zavall
hocam, beni sakat aya-yle sokak sokak, kap kap aramt.
Mahmut Efendi'nin on yalarmda bir de torunu vard. Gece ge vakitlere kadar hep bir arada
oturduk. Bu fakir, namuslu aile oca, bana ne iyi tesir etti. Orada, izah edilmez bir emniyet hissi
duyuyordum. Kendimi stanbul'un bir kesinde, lekemi kimsenin bilmedii bir yere gizlenmi
sanyordum.
O gece, Mahmut Efendi, mtemadiyen eski gnlerin masaln anlatt. Benden bahsederken, dikkat
ediyordum, hep benim gzel huylarm, kibar tabiatlarm sylyordu. yle hissettim ki hocam, benim
krk cesaretimi tamir etmek istiyor, eski ffet'in bsbtn lmediine beni inandrmaa alyor;
son vakama dair kk bir imadan bile ekiniyordu.
Ne kadar isterdim ki, Mahmut Efendi, bundan da alelade bir vaka gibi bahsetsin. Belki byle byle
ben de ona, maziye ait bir ey gzyle bakmaa alacaktm. Biz konuurken Sadi, lambann yannda
derse alyordu. ocuun da bir derdi vard. Ertesi gnk Franszca dersini anlayamyor, ceza
alacandan korkuyordu.
Kitabn getir de, ben sana yardm edeyim, dedim.
Sadi, yanma oturdu, kitabn at. Minimini bir hikyeyi tercmeye baladk. smi Hrsz Kedi idi.
Ben masal tercme ederken, kn kzardn hissediyordum. Yan gzle Mahmut Efendiye
baktm. O da utanm bir vaziyette idi. Hi bozmadan, hrszln deil insana, kediye bile
yakmadn syleyen son nasihatine kadar btn paray tercme ettim.
Fakat, bu vakadan sonra odaya bir neesizlik kmt. Mahmut Efendi, dalgn dalgn dnyordu.
Lamba bile deta kslm gibiydi.
Damga F. 5
66
DAMGA
XXX
Hapisten ktktan sonra, bir gece de Muzaffer aabeyimin evine gitmek lzm geldi.
Bahekap'dan geiyordum. Aabeyimin, kolunda paketlerle, bir maazadan ktn grdm.
Grmemezlie gelerek getim. Zannederim, evvel o da benim gibi yapmak istemiti. Fakat nedense
fikrinden dnd : ffet! diye seslendi. Yanna gittim-konumaya baladk.
Ben de seni aryordum. Nerelerdesin? Adresin de belli deil ki...

Drt gn evvel ktm, aabey...


Ben de yle hesap etmitim. deta merak etmee balyordum. Ne uradn, ne bir haber
gnderdin...
hmalci huyundan vazgemeyeceksin, ffet!
Kardeim, defa hapishaneye gelmi, bana teberi getirmiti. Birka gnden beri beni aramad
iin mahcup oluyor, kabahatini bana yklemek iin sebepler aryordu. Vapuruna pek az vakit kald
iin, beni kolumdan tutarak Kp-r'ye doru gtrmee balad1. Ben de onun paketlerinden birini
elime almtm.
Yengen sana darlyor, ffet... Bana gelen kaza iin ne kadar zldn biliyorsun... Bir gece
olsun gelmeliydin...
Gelirim inallah aabey... Yengeme teekkr ederim. Ne vakit gelirsin? Haydi, bu gece gel!
Bir dakika tereddt ettim. Bu mecburi ziyareti, hapiste bulunduum zamandan beri dnyordum.
Kardeimin ailesinden ok utanacaktm. yle zannediyordum ki, Muzaffer bile hi kabahati olmad
halde, onlarn yannda kk decek. Fakat gitmesem, daha tuhaf olacakt. Bu teredddn
ikencesinden bir gn evvel kurtulmak iin :
Peki aabey. Gidelim, dedim.
Vapurda terli olduumu bahane ettim. Mutlaka aa kamaraya inmek istedim. Yukarda belki
bildiklere tesadf ederdik. Belki kardeim benden utanrd.
DAMGA
67
Kamarada Muzaffer, bana halinden ikyet etti:
Kaynpederimin ileri iyi gitmiyor... Yengen asabi, hrn bir kadm... Ben aktaym...
Memuriyet filn bulmak mmkn deil... Hsl, ok sklyorum...
Aabeyim, mkl bir mevkide olduumu biliyordu. Bu szleri, phesiz, bana yardm
edemeyeceini, bamn aresine bakmam anlatmak iin sylyordu. Beyhude zahmet... Ondan,
zaten bir ey istemiyordum ki...
Yengem beni, hi bir ey olmam gibi karlad. Babas, her zamanki bn neesi, laubali edasyle :
Ele geirdik ya vefasz apkn1; kulaklarndan asalm! diye aka etti. Heyecanl bir dakikamd.
Ben de glerek :
Hapisten sonra, bir de daraac fazla olmaz m? diye cevap verdim.
Yengem kzard. Babas:
Amma yaptn ha!.. Amma yaptn ha!., diye kollarn sallad.
Bu szleri sylemek iin frsat bulduuma memnundun. Dknlm ak ak sylemekten
ekinmeyen bir yzsz gibi grnmek, halinden utanan bir biare olmaktan daha
iyiydi.
Yeenim Nezih bymt. Teklifsizce kucama kt. Salarmdan ekmee, gzlklerimle
oynamaa balad. Yengem:
Amcan rahatsz etme! dedi.
Braknz efendim... Bilirsiniz ya, ocuklardan pek holanrm, dedim.
nallah sizin de gzel gzel ocuklarnz olur. imde bir ey burkuldu. Bir hayalimin daha
ykldn
hissediyordum. Ben, artk baba olamayacaktm. ocuklarn dosun... Bin ihtimam ile byt...
Kalblerinde doan bin trl gzel duygular iinde senin de sevgin bulunsun... Son68
DAMGA
ra, bydkleri zaman, bir gn babalarnn eski hrsz oldu unu rensinler... Zavall akrabalarm
benden nasl utanmlard... lerde ben de ocuklarmdan yle utanacaktm. Aile babas
olmaktan mit kesmek lzmd.
htimal, u dizlerimde oturan, masum mavi gzleriyle bana glen kk bile, bir zaman sonra amca
demee utanacakt.
Akam yemeini bahede yedik. Denize kar kahve ierken, komu kkte oturan bir ailenin misafir
geldiini haber verdiler. Yengemle aabeyim birbirine bakyorlard. Muzaffer :
Ne aksi tesadf, dedi. Gelmezler, gelmezler de, byle tam ailece oturacamz bir gece gelirler...
Ziyan yok, dedim. Ben zaten yorgunum... Bam da ok aryor.,. Hemen yatmak iin msaadenizi
isteyecektim. Artk yarn sabah konuuruz.
Onlar, tekrar birbirlerine baktlar. Kardeim:
Vallahi nasl istersen ffet... Ev senin... dedi. Misafirlerin yanna kmadm iin, ikisinin de
memnun
olduklar belliydi.
Aabeyim, misafirlerin yanna gitti. Yengem beni, yatacam odaya kard. Hizmetiye i brakmyor,
her eyi kendi eliyle hazrlyordu. Nihayet amdanm yakt:

Allah rahatlk versin, ffet Bey... Yarn sabah... diye kapy kapad.
Yatmaa niyetim yoktu. Kapal pencerelerden birini aarak etraf seyretmee baladm. Aradan be
dakika kadar bir zaman geti. Merdivenlerde sratli bir ayak sesi iittim. Birisi deta koa koa
odama geliyordu. Ayn tella kap vuruldu. Buyurun! dedim. Gelen, yengemdi. Halinde biraz
aknlk vard:
UAHUA
69
Affedersiniz ffet Bey, dedi. Sizi rahatsz ettim. Dolapta Nezih'in oyuncaklar vard da... Yarn belki
ge kalkarsnz...
Bir oyuncak dolab olmak iin ok fazla mkellef olan aynal dolab at. Bana gstermemee
alarak oyuncaklar alyordu. Fakat tel ile, bunlardan birini yere drd. Belli etmeden gz
ucuyla baktm. Nezih'in acele ile odamdan karlrken yere den oyunca, bereket versin krlacak
bir cinsten deildi. Bir inci gerdanlkt...
XXXI
Cihangir taraflarnda ucuz bir oda bulmutum. Ara sra Cell'in yazhanesine gidiyordum.
Bir gn ltife tarznda dedim ki:
Ben- buralara fazla dadandm. Bir sabkalnn seninle pek sk fk konumas kredini bozarsa
karmam!
Cell, ac bir tebessmle mukabele etti:
Yazhaneme gelip gidenlerin iinde ne sabkallar olduunu bilsen, aarsn ffet... Geen gn
burada tesadf ettiin altn dili adam, defa sahtekrlktan mahkm oldu. Yine o gn gelen
mkellef hanmefendinin kocas filimlerde olduu gibi, esrarengiz bir surette zehirlendi. Polis,
katili meydana karamad. Adamcaz kim vurduya gitti. Alt ay sonra bu hanmefendi, sabk
damadyle evleniyordu. Demin sen geldiin vakit burada benimle konuan adam, namuslu bir
tccardr. Ben de tabi namuslu bir i adam... Maama-fih, bu, bizi geenlerde vefat etmi bir
alacaklnn mirassna para vermemek arelerini babaa mzakereden me-netmiyordu. Bu
grltye getirilecek bortan tabi ben de hisse alacam... Btn bu saydm insanlar ve daha
niceleri gayet muteber, maruf, haysiyet ve mevki sahibi insanlardr. Mahkeme, rezalet, mahkmiyet
onlar iin kk eylerdir. Geici bir hzn bile duymazlar...
70
DAMGA
Ben yine ltife tarznda:
Teekkr ederim, dedim. Manev kuvvetimi ykseltiyorsun... u halde zlmeyeyim ha... Ben,
galiba bakalarnn kamburuyla teselli bulan kambura benzeyeceim.
Cell, sert ve ac devam etti:
Senin asl felketin nereden geliyor, biliyor musun? Sen, doutan namuslu bir adamsn da
ondan... Yoksa, bu vakay imdiye kadar unutmu bile olacaktm,..
Amma yapyorsun, Cell!..
- Ne zannetin ya, Beyim? Sen, stanbul'u kendinle mi megul sanyorsun? aarm aklna!..
Cell, elleri cebinde, topuklarm yere vurarak, hiddetli hiddetli dolayordu. Ben, masann stnde
bulduum bir sigara kadyla gzlklerimi siliyor, yava yava slk alyordum.
Biraz sonra ayaa kalktm :
Ben artk gideyim, dedim. Senin de ilerin vardr. Cell, biraz skn bulmutu:
lerim var phesiz... Fakat, senin iin hepsinden mhim, dedi. Sen, zayf adamsm...
Kendiliinden bir karar veremeyeceksin... Otur, konualm...
Yalnz, bir noktay tashih edeceim : Ben, zayf deilim. Bilkis, cesurum. Her ii yapmaa
hazrm. Fakat...
Pekl... Tahsiline devam et!
Hukuk benim iin bitti.
Muallim ol!
Ne sylyorsun? Lekeli bir adam nasl muallim olur?
Bir ticarethanede i iste!
Sen tccar olsan, ticarethanende eski bir hrsz kullanr msn?
Byle cevap vereceini biliyordum, yavrum. te, zayf adam diye bylesine derler. Utanmamak
byk kuvvettir ffet'iim.
kj rk iyx \J /v
*J\
Ne gzel dersler veriyorsun! O, istihfaf ile omuzlarn silkti:
Maamafih, sen imdi bir buhran geiriyorsun... Zamanla bu yara da tabi kapanr... yle
gryorum ki, imdilik yaplacak yegne ey, yaamana sebep olacak ufack bir i bulmak...
tesini sonra dnrz. Biz, artk paalar svayp i aramalyz.

Cell, benim iin yalnz bir arkada deil, deta bir baba olmutu...
XXXII
Kskl'da ihtiyar bir yengemiz vard. Ailemizde Hatice halamdan sonra en ok onu severdim. Ben
domadan evvel bir vapur kazasna uram, merak getirmiti. Vapura bi-nemedii iin bize hi
gelmezdi. Muzaffer aabeyimle ben, bayramdan bayrama Kskl'daki kknde elini pmee
giderdik.
Ada'da kaldm gece, bir aralk Fahriye yengemin ismi gemiti. Muzaffer aabeyim, bana:
Aklmda iken syleyeyim ffet, demiti. Bu yaknlarda derhal Fahriye yengemize ura. Zavallnn
hastal artm... Geen gn o taraflarda bir yere yolum dmt. Yengeme de uradm; tekrar
tekrar seni sordu. Birok alayp szlad. Ama sakn ihmal etmei!..
Yengemiz, melek gibi bir kadnd. Fakat ocuklaryle hi sevimezdik. Daha akas' onlar, bizim
saltanatmz ekemezlerdi. Hrriyet iln edildii vakit, olu brahim'in, Paa babam iin pek fena
eyler sylediini iitmitim. imdi fazla olarak, bir de damatlar vard. Bama gelen iten sonra
evlerine gitmemi brahim ho grmeyecek, bana fena bir muamelede bulunacakt. Kardeime yarm
azla : Peki, belki giderim dediim halde, doTusu buna hi niyetim yoktu.
o

72
UAmUfl
Fakat Muzaffer'in belki gizli niyetimi hissederek syledii bir sz, mukavemetimi krd:
Her halde acele etmelisin, ffet... Yengeyi belki bir
daha gremezsin...
Bir cumartesi gn le vakti Kskl'ya gittim. Bugn ve bu saatte damat beyle brahim'in evde
bulunmayacaklarn tahmin ediyordum. Fahriye yengeyi kkn bahesinde buldum. Omuzunda
atksyle, krk bahe kanepesinde oturuyor, mays gneinde hasta vcudunu stmaa alyordu.
Beni uzaktan grnce tand. Titreye titreye yerinden
kalkarken, atksn drd:
ffetim gelmi! diye hem glyor, hem alyordu.
Beni yanna oturttu; tekrar tekrar yzm, gzm pt.
Fahriye yenge, aabeyimin syledii derecede hasta deildi. Yine evinin iinde dolayor, kendi
ilerini grdkten sonra, ocuklara da yardm ediyordu. Maamafih, epeyce vcuttan dmt.
Omuzlar km, salar bembeyaz olmu, yz incelmiti.
htiyarlar, ocuk gibi inat oluyorlar. Bir iki saat sonra stanbul'a dneceimi sylediim vakit,
yengem deta isyan etti:
Bir gece olsun kal! lrm de, iine dert olur! diye yalvaryor, deta alamakl oluyordu.
Saf kadncaz, niin kalmaktan ekindiimi bilse, elbette byle yapmazd. Baktm ki, inat edersem
kalbi krlacak; aresiz raz oldum...
Gece herkes yattktan sonra, Fahriye yenge odama geldi Pencereyi kapamak istedim. Raz olmad.
Atksna brnerek keye ekildi. Hep eski eyleri konutuk. Maamafih,
iti. vj .n.
yengemin bir ey sylemek iin vesile aradn hissediyordum.
ffet, biliyorsun ki elimde, avucumda hibir ey kalmad. skdar'da bir dkknm vard. O da
yand. Bir, iki ay evvel arsasn sattk. Elime drt yz lira kadar bir para geti. Bunun yz oluk
ocua sarfedildi; elimde yz lira kald. Bu para da yenecek diye korkuyorum... Halbuki, insann
elinde lmlk, dirimlik yz lira olsun bulunmazsa olur mu? Bunu bankaya vereyim diye
dnyorum...
Pek iyi edersin, yengeciim.
yi ama, ben stanbul'a geemiyeceim. Halimi biliyorsun. Kim verecek?
Bu ii sana braksam, yapar msn ffetiim?
brahim Beye, yahut damat beye versen daha iyi olmaz m?..
Yengem tereddt ediyordu:
Olur ama, ite... Ne bileyim... Hem bunlar, param olduunu bilmeseler daha iyi... Belki
ihtiyalar olur, isterler... Vermemezlik edemem...
Hem, daha dorusunu ister misin, ffet? Onlarn ikisine de inanmyorum... Senden emniyetli
kimsem yok...
Gzlerimde iki damla yan szs vard. Alamamak iin glmee alarak:
Yengeciim, kediye peynir tulumu emanet edilir mi?., dedim.
O nasl sz, ffet?
Sen, benim bir hrszlk iin hapis yattm duymadn m, yenge?..
Yengem :
Biliyorum ffet... Sana iftira ettiler! diye alamaa balad.
Hatice halam da byle syledi ama, iftira deil... nsanlk bu... Bir kazadr oldu... Ne yapalm?

Fahriye yenge artk bir ey sylemiyor, boula boula alyordu.


74
DAMGA
Bu banka bahanesini, srf beni teselli etmek iin icat etmiti. Krk gururumu tamir etmek, bana hrsz
gzyle bakmadn gstermek istiyordu. htimal, bu paray bir efkat ve merhamet sadakas gibi
gzden karmt.
Yengemin emanetini almamak istediim halde aldm. O, bana hl namuslu bir adam olduumu
hayal ettirmek istemiti. Ben de onu, bir iyilik ettiine inandrmaa borlu deil miydim?
Bu yz liray bankaya teslim edinceye kadar geirdiim yrek arpntsn unutamyacam. Vapurda,
sokaklarda czdan arptrmak korkusuyle, elimi gsmn stnden ayramadm.
XXXIII
Ben, hapisten kal iki ay olmutu. Cell, kendi ilerini yzst brakyor, bana i bulmak iin oradan
oraya kouyordu. stanbul'un fena bir zamanyd. Birok cesur, igzar, temiz adamlar a kalyordu.
Deil ki, benim gibi himayesiz, korkak, fazla.olarak, damgal bir gen...
Arkadam, bana daima cesaret vermee alt halde, bazen mitsizliini gizleyemiyor:
Ne buhranl zaman... Yer: demir, gk: bakr! diye ikyet ediyordu.
O zavall da sknt iinde idi. leri iyi gitmiyordu. Cell, ocukluundan beri azgn bir ihtillci idi.
Fakat, Yz Yirmi Drt Merutiyeti onu memnun etmemiti. Zaten o, hibir devir ile uzlaamyacak
bir adamd. nsanlar iin, memleket iin hibir zaman mmkn olmayacak uzun emelleri vard.
Ekseri ideal adamlar gibi, iyinin fenadan, gzelin irkinden ayrlmayacan, dnyann- byle
kurulduunu zihnine aldramyordu. Byle adamlar, hi bir devirde muvaffak olamazlar. Arkadam,
kimseden yardm grmyor, bin glkle ancak ailesini geindirebiliyordu.
Bir akam, evimde yine onun bir mektubunu buldum. Cell, bana, Aristidi Efendi isminde bir elbise
tccarnn i vereceini yazyor, hemen ertesi gn Galata'daki dkknnda
DAMGA
75
kendisini grmemi sylyordu. Nasl bir adam olduunu bilmiyordum; son zamanlarda bir dvasn
deruhte etmitim. Dn yazhanede gryorduk. Zeki, akgz bir. gen memura ihtiyacm var
dedi. Ben de seni tavsiye ettim. Acele bekliyor. Belki anlarsnz.
Ertesi sabah, dedii yere gittim. Beni, minimini bir yazhaneye soktular. Aristidi Efendi, ksa boylu,
zayf iekten bynn bir taraf dklm, ellilik bir Rumdu. Sevimli, zeki gzleri vard. Beni neeli
bir tavrla kabul etti. Kar karya oturarak konumaa baladk.
Ticarethanesinin, hem Anadolu, hem Avrupa ile i yaptn, Trke ile Franszca bilen alkan bir
memura ihtiyac olduunu anlatt. Arasra kendi hesabna Anadolu'ya gidip geleceimi syledi...
Ticaret ilerinden pek anlamadm itiraf ettim.. Hayrhah bir tavrla:
Ziyan yok, dedi. Gensiniz, renirsiniz. Sonra glerek:
Ben bu ii iyi bilirim diyenden daha korkarm, diye ilve etti.
Aylk iin ne sylediyse kabul ettim. Gideceim zaman :
Yarn bonservis ktlarnzla gelirsiniz, dedi.
Cevap vermeden nme baktm. Mkl bir durumdaydm. Hadi, imdiye kadar bir ite
bulunmadm bahane ederek, iyihal kd getiremiyeceimi syleyeyim... Mazimi nasl
saklayacaktm?..
Hakikat er ge meydana kacakt. Her gn, ekmeimi kaybetmek, rezilne kovulmak korkusuyle
titreyecektim. Mkl bir tereddt dakikas geirdikten sonra, kararm verdim :
Arkadam, zannederim, size her eyi sylemedi, dedim, benim alt ay hapis yattm biliyor
musunuz?
76
UAMUA
htiyar Rum, armt. Gzlerini aarak:
Niin?., dedi.
Bir cahillik ettim. Kendimin olmayan bir paray aldm.
Aristidi Efendinin yzme baktn hissederek bam eiyordum. Kabahatimi sylemeden evvel,
iimde bir gizli mit vard. Ak szllmden holanarak, halime acyarak beni yanna alacak
sanyordum.
Bu itiraf, yalnz zihnimde iken, bana tabi gelmiti. Fakat sz halinde azmdan ktktan sonra,
birdenbire garip bir vahamet alyordu.
Aristidi Efendi: Maateessf sizi hizmetime almak kabil deil diyecei muhakkakt. Bu sz
iitmemek iin, acele acele:
Tabi beni istemeyeceksiniz... Zaten biliyordum... dedim.
htiyar Rum, glmee balad. Hayretle bam kaldrdm. Yznde, beklediimden bsbtn baka
manalar vard. Gzleri deta efkatle glyordu:

Belli ki, ok gensiniz, dedi, olmu bir i... Ne yapalm?.. Yarn gelirsiniz ya?..
Demek yine beni alacaksnz?..
Aristidi Efendi, ellerini omuzlanma koydu. Okar gibi hafif bir tazyik ile beni tekrar sandalyeme
oturttu :
Oturunuz olum... Biraz daha konuacaz... Bir kabahat yaptnz... Bunun iin sizi denize atacak
deiliz ya? Olmu bitmi bir ey... Ka kiinin bana byle iler gelmitir.
Ka kii derken elini, bunlarn hesab yoktur. demek ister gibi sallyordu :
Hepimiz insanz. Allah baba bizi byle yaratt. Ne yapalm? Ne zaman iyi bir ey gryorsak,
elimizi uzatyoruz.
Kar dkknlardan birinin damnda bir kedi, kocaman bir et ^emiini syrmaa alyordu. Aristidi
Efendi, par-mayle onu gstererek :
DAMGA
77
Kedi, bu kemii ald. Ne yapacak almayacak da... Alktan lsn istiyorsunuz?.. Kemik ald diye
ldreceiz onu?.. Arkasndan yetierek, bir iki dayak vereceiz, o kadar...
Syleyecek sz bulamyor, bn bn ihtiyar Rumun yzne bakyordum. Bu adam, insanln btn
za'fn, biareliini anlam, merhamet ve msamaha ile dolu bir filozof muydu, yoksa namus
duygusundan mahrum bir ahlksz m? Bunu bir trl anlyamyordum.
Aristidi Efendi, bana para para btn hikyemi syletti. Muallimi gece yatsnda alkoymalarna
hayret etti. Bilhassa Efendinin di bir ekmecede para saklamasn aklna sdramad:
Ben, oullarmn grecei yere hi para saklamadm. Babamdan da yle grmtm, dedi.
Evlerde olsun, devletlerde olsun, herkes hrszlk yapa-bilirmi. Marifet, insanlarn almasna
meydan vermemekte imi... Kabahat alanda deil, aldranda imi...
Bu nutkun asl manasn biraz sonra, greceim ilere dair talimat alrken anladm.
Vazifem, bilhassa gmrkten eya karmak olacakt. Bunun iin, gmrklerle anlaacaktm.
Aristidi Efendi, rk mallar srmek, sigortal eyay vapur veya trende imha usullerinden ve daha
birok hilelerden bahsediyor:
Gensin olum, ama gzn aarsan abuk renirsin... Becerebilirsen, bol komisyon alr, iyi para
kazanrsn, diyordu.
Bunlar, hi sklmadan, beni incitebileceini dnmeden sylyordu. Tpk bir meslekdala
konuuyor gibi... Hakk yok muydu? Sefil bir hrszlk iin alt ay hapis yatm bir adamn nesinden
ekinecekti?
Hakikati imdi anlamaa balyordum. Drst bir gen beklerken, karsnda top bir hrsz bulmak,
Aristidi Efendinin daha keyfine gitmiti.
syana kendimde ne hak, ne de cesaret buldum. Hatta, bu ii kabul edemeyeceimi bile
syleyemedim. Yarn gelirim! diye maazadan ayrldm.
78
DAMGA
Bu kk vakann tesirinden gnlerce kendimi kurtaramadm. Bu, hemen hemen ilk teebbsm
olduu halde, namuslu bir i bulmaktan midimi kesiyor, dnyay hrszlar, hilekrlar, zalimlerle
dolu sanyordum. Acaba btn isyanlarma ramen, bir gn decek miydim?
XXXIV
Bir sabah, odamda, gazete okuyordum. Sokakta her zamankinden baka bir grlt dikkatimi ekti. Kar evlerde camlar alyor, pencereden pencereye konumalar oluyordu. Ben de merak ettim,
penceremi atm. Ke bandaki bakkaln nnde bir kalabalk toplanmt.
Bir polis memuru, ahaliyi datmaa alyor, kar kaldrmda mahalle bekisi, etrafn sarm bir
kadn alayna ellerini sallayarak, bir eyler anlatyordu.
Kapnn nndeki ta merdiveni ykayan ev sahibi madama ne olduunu sordum. Ban kaldrd:
Bakkal dkknna hrsz girmi, dedi.
Birdenbire yreim arpmaa balad:
Hrsz tutmular m, madam? dedim.
Nerede tutacaklar? dedi.
Pencereyi tekrar kapadm; gazetemi aldm. Bir trl devam edemiyordum. ime bir kurt dmt.
O gece eve ge gelmitim. Bunu, ev sahibi madam biliyordu. Sonra, belki komulardan da gren
olmutu.
Polis, hrsz evvel yaknlarda arayacak, mahalleliden tahkikat yapacakt. Polisler, hapisten km
sicilli bir hrsz olduumu rendikleri vakit, acaba benden phe etmeyecekler miydi?.. Bu
vesveseleri zihinimden karmak iin birok uratm, muvaffak olamadm, iim iime smyordu.
Nihayet sabrm tkendi; o gn odamda oturmaa niyet ettiim halde, durmadm. Cell'in
yazhanesine gittim.

Arkadamn o gn ii yoktu. Epeyce zaman kar karya oturduk. Birka defa korkularm sylemek
istedim; fakat nedense utandm.
DAMGA
79
Hava gzeldi. Cell, akam st Hrriyet Tepesi'ne doru bir gezinti yapmamz teklif etti. Yorgun
olduumu bahane ettim; ortalk kararmadan evime dndm. Mahallede herkes bana bakyor gibi
geliyordu.
Madam kapnn nne bir sandalye*atm; orap ryordu. Yannda durdum; havann gzelliine
dair birka manasz sz syledim. Sonra, birden aklma gelmi gibi:
Onu soracaktm madam... Hrsz tutuldu mu? dedim.
htiyar kadn, bayle Hayr! cevab verdi. orabnn ilmiklerini saymakla meguld. Hesabn
bitirdikten sonra bana dnd :
Sizi biraz karakoldan istiyorlar... Demin bir polis geldi... dedi.
Artk phem kalmyordu. Korktuum bama gelmiti.
Peki madam; imdi gidiyorum, dedim.
Akam karanl iinde tenhala/n sokaklardan karakola giderken, kendimi o kadar hakir
gryordum ki, susuz olduumu bildiim halde, nefsimden utanyordum.
midim kesilmiti. Ben, daima byle hakir kalacaktm. mrm, gnm karakol, mahkeme, polis
yollarnda geecekti. Herkesin bana phe ile bakmaa, hakaret etmee hakk olacakt.
On aydan beri ne kadar deitiimi, o gece karakol yolunda farkettim.
O zamanlar karakolda, mahkemede, hapiste pek fevkalde bir zillet hissi duymamtm. Fakat imdi,
oralarda nasl yaayabildiime hayret ediyordum. Bu yerlerden yreim gn getike artan bir
ylgnlk kalmt.
Karakola girdiim vakit, komiser efendi, karsn dvm bir sarhoun dvasyle meguld. Bana bir
sandalye gsterdi:
Rica ederim efendi birader... Biraz urada oturup bekleyin, dedi.
80
DAMGA
11
Dava, yirmi dakika kadar srd. Komiser, baba bir adamd. Kadn da, erkei de kh tehdit etti, kh
onlara nasihatler verdi.- Neticede birbirleriyle bartrp evlerine gnderdi.
Komiser efendi muvaffakiyetinden pek memnundu. Glmseyerek bana dnd:
Baz baz byle hrnlklar da ederiz... Ne yaparsn birader... ocuk gibi insanlar... dedi.
Niin karakola arldm sorduum vakit dnd, birdenbire hatrlayamad; masann gznden
bir deste kt kararak kartrmaa balad:
sminiz ne demitiniz?
ffet...
ffet kz ismidir be beyim... Ama benim de iitmi-liim var... Bizde bir jandarma yzbas vard:
ffet Efendi...
Komiserin byle gler yzle ehemmiyetsiz eylerden bahsetmesi, bana biraz ferahlk veriyordu.
Nihayet, bir kt bulup kard:
Sizi Ahz- Asker ubesinden istiyorlar, dedi. Yeniden gzlerinizi muayene edeceklermi... Polisle
evki diyorlar, ama siz kendiniz gidersiniz ffet Bey birader...
Geirdiim korku iin kendi kendime gldm ama, bir dereceye kadar da hak verdim: Gz ylgnl
bir eye benzemiyor.
XXXV
Yaz bitiyordu. Hl i bulamamtm. Kh odamda saatlerce uzanp yatyor, kh tenha yerlerde tek
bama dolayordum. Sefaletim son haddini bulmutu. Ara sra Karamr-sePli halamla Muzaffer'in
hediye kabilinden kk yardmlar olmasa, alktan lecektim. Halimi kimseye syleyemiyordum.
Cell bile baz gnler a kaldm bilmiyordu.
Bir kk altn saatim vard. Paa babamn bir yadigr olduu iin, ok seviyordum. Bir gn, oda
kiram verebilmek iin onu satmak lzm geldi.
DAMGA
81
Byle eylerin nasl satldn1 bilmiyordum. Cell'e sormama da imkn yoktu. nk arkadam
buna mni olacak, bana para vermee kalkacakt. Hatta belki bu szm kendisinden para istemek
iin vesile zannedecekti.
Nihayet, bedestene gitmee karar verdim. Bakalarnn nasl mal sattklarn grecek, ben de onlar
gibi yapacaktm.

ar, o gn ok kalabalkt. Tellllar ellerinde kpeler, yzkler, gm saat kstekleriyle dkknlara


girip kyorlar, bara bara dolayorlard. Eya satanlar arasnda benden biareleri de vard.
Yamal bir araf giymi ihtiyar bir kadn, iki yemek sahanyle bir hilli gmlek satyordu.
Birdenbire kimseye mracaata cesaret edemiyor, bu havaya biraz almak iin, oradan oraya
dolayordum).
Nihayet; abani sarkl, kr sakall bir ihtiyar telll gzme kestirdim: bir ayp yapyormuum gibi
kzararak derdimi syledim. Avucumun iindeki saate yle bir gz att:
imdi iim var olum. Biraz sonra, deyip yrd.
Bedesten kaps nnde yere serilmi bir halnn etrafna bir kalabalk toplanmt. Ben de durdum
mezad seyretmee baladm. Bir aralk omuzuma hafif bir el dokundu. Dndm. Her halde
tandm, fakat nerede grdm bir trl karamadm bir adamd:
Merhaba ffet Bey, dedi, grmeyeli ne var, ne yok? . Hi... yilik... dedim.
On be gn evvel kurtulduk... Yahu, sen beni tanmadn galiba?
On be gn evvel kurtulduunu sylerken, birdenbire tanmtm. Bu adam, hapishane
arkadalarmdand. O vakit sal sakall bir dervie benzerdi. imdi, sakaln uzatm, byklarn
kvrm, hele kyafetini bsbtn deitirmiti. Hapiste galiba bir kere konumutuk. Fakat imdi
elimi skyor, omuzuma dokunuyor, senli benli konuuyordu :
Demin tellla bir ey gsteriyordun. Greyim! dedi.
Damga F. 6
82
Hl avucumun iinde duran kk saati gsterdim.
Fena deil, dedi. Nereden vurdun?
Ev ela anlayamadm, bn bn yzne baktm. O, g-lmseye k, sualini tekrar etti. Bedesten, bama
yklm gibiydi. Kalaklarm uulduyor, ellerim titriyordu. Maamafih, kendimi uttum:
Babamn hatras, kendi saatim, dedim. O, byklarn kvrarak elendi:
Bugn elbette kendi saatin, ama dn kimindi? aknlm korkuya atfediyordu.
Omuzum dokunarak :
Yabanc deiliz canm, dedi. Ne az yapyorsun? yle biraz yryelim mi? Syleyeceklerim
var... dedi.
arnn karanlk bir tarafna doru yrmee baladk. Cebinden minimini bir yzk karp bana
uzatt:
Ne dersin una?... l... Elmas deil mi?... yle evir bak!.. Karanlkta prl prl yanyor...
u en az otuz kt eder ya... Biz ona, bee, hatta ikiye satsak, dehetli krdayz... Birisinde yz
kadar var... Ancak satabilmek lzm... Buralarda bizim kredi pek yolunda deildir... Sana be
tane vereyim... Sende klk kyafet yolunda, kimse phelenmez... Ne dersin?
Yava yava kendime gelmitim:
Benim mesleim bu deil, birader... Allah muvaffakiyet versin... dedim, ayrldm.
Hzl hzl yryerek ardan ktm. Yokutan inmee baladm. Bedestende herkes bizi grd
sanyordum. Bir daha dnersem yakama yapacaklar, saati nereden aldm soracaklar, beni
karakola gnderecekler gibi geliyordu. Fakat yokuun aasna kadar inmee muvaffak olamadm.
Ev sahibinin aylk bekledii aklma gelmiti. Madam, bu gece birka kere hi phesiz odama gelecek,
bakkala, kasaba verilecek borlardan bahsedecekti. Yarn belki yine buraya dnmee mecbur
olacaktm. O halde korkuyu, tereddd uzatmakta ne mana vard? Hem, bundan sonra byle eylere
almak mecburiyetinde deil miydim?
DAMGA
83
Elimdeki mal satmaktan ciz kalrsam, manev kuvvetim bsbtn krlacak, hayattan midim
kesilecekti.
Tekrar bedestene giremedim; kapdaki kuyumcu dkknlarndan birine uradm. htiyar bir Ermeni,
saati epeyce muayene etti, bir fiyat syledi. Kk bir tereddtten sonra raz oldum. Yalnz, paray
verecei zaman, dikkatle yzme, kyafetime bakt. htimal, halimdeki tereddtten, yahut saati pek
ucuz brakmamdan phe etti. Fakat bu iin krn tehlikesinden daha fazla grm olacak ki,
ekmecesini ekti, bir deste banknot kard.
XXXVI
Bir gn yine Cell'in yazhanesine uramtm. Arkadam, beni sevinle karlad:
Ben de seni telgrafla armak zereydim ffet, dedi. Sana bir i buldum. Hukuk-i Millet
gazetesinden istiyorlar. yzn bilmiyorum ama, galiba temiz bir gazete... Hemen imdi git, benim
tarafmdan bamuharrir Sami Beli Beyi gr!
Sami Beli, o zamann en azl' muhaliflerindendi, Hukuk-i Millet gazetesinde her gn zehir gibi ac
makaleler yazyordu.

Politika ilerini artk merak etmiyordum. Fakat muvaffa-kiyetsizlik, beni yava yava titizlendirmee
balamt. Hukuk-i Millet in sert hcumlar houma gidiyordu. Bakalarnn bilhassa mesut
insanlarn ezildiini, strap ektiini grmekten, gizli intikam zevkleri duymaa balyordum.
Hemen o gn Hukuk-i Millet gazetesine gittim. Buras, harap ve bo bir konakt. Grnrlerde
kimseler yoktu. Odalarn birinden kavgaya benzer sesler geliyordu. Kk bir tereddtten sonra,
kapy vurdum, girdim.
Odada drt kii vard. Elli be yalarnda kadar iri yar bir adam, bara bara hkmeti tenkit
ediyordu. Ceketini karm, frenk gmleinin kollarn svamt. Cmlelerini daima, nndeki
masaya indirdii sert bir yumrukla bitiriyordu.
Szn kesmee mecbur kald iin kzm gibi bir tavrla bana dnd,, ne istediimi sordu. Avukat
Cell Bey tarafndan gnderildiimi, bamuharrir beyi greceimi syledim.
ffet Bey siz misiniz? dedi. Pekl aslanm... Yandaki idare odasnda biraz bekleyin, grrz...
dare odasnda ufak tefek, gzlkl bir adam alyordu. Bana pencerelerin yannda bir sandalye
gsterdi:
Soka seyredersiniz, dedi.
Ban kaldrmadan, sz sylemeden mtemadiyen a-'lyor, yalnz iki dakikada bir yava, sakin
bir sesle: Bama neler geldi ey nazl yr! diye bir ark nakarat okuyordu. Bir aralk bir defter
almak iin yerinden kalkmt. Kendi kendine mi, yoksa bana m hitap ettii anlalmayan bir tavrla:
Beni de iiten, miskinin bir yri filn var sanr, dedi.
,
Sami Beli Bey, misafirlerini selametledikten sonra, idare odasna geldi, dorudan doruya:
Azizim, sizi Cell Bey methetti, dedi. Hemen ie balarsnz. imdilik bir muhbirlik ak... Pek
yle fazla para vermiyoruz ama, ne yapalm? Biz, hkmetten para alan rezil paavralardan
deiliz. Bu iin ecri vardr. Maamafih, isterseniz, size mesul mdrl de verelim... Be on kuru
fazla alrsnz.
Muhbirlik bendenize yeter, dedim.
Sami Beli Bey glyordu:
Hukuk-i Millet mesul mdrl de kazal itir ha... Bir kere Divan- Harbe dtn m, berbat
bir itir... Maamafih, siz mesul mdr olamazsnz... imdi aklma geldi.
Hayretle bamuharririn yzne baktm.
O, gayet tabi bir hal ile :
Mesul mdr olmak iin, hrszlk ve cinayetle mahkm edilmi olmamak lzmdr. Banzdan
geen kazay biliyorum.
DAMGA
85
arm kalmtm. Bu szleri iittikten sonra buradan gitmek lzmd. Fakat bunu yapamyor, Sami
Beli Beyi dinlemee devam ediyordum. O, birdenbire sz baka bir konuya evirmiti:
Be yz kuru iin mahkm oldu diye, adam meden hukukdan mahrum ederler. Haklar yok mu?
Var. Hem de yerden ge kadar var. Teres, bizim gibi i bana gelip, milletin idaresini eline alp be
yz binler almak varken, be yz kurua neden tenezzl edersin? Bir de utanmadan meden hukuk
istersin ha!.. Be yz kuru alan herifin, kasaptan kemik alan kpekten ne fark var? Byle bir su,
insanlk erefine aykrdr. Seni meden hukuktan deil, beer hukuktan mahrum etmek lzmdr.'
Ah, azizim, bu dnya garip bir kr douudur. Altta kalann can ksn!..
Sami Beli Bey, bir zaman daha byle karmakark eyler syledi. Kh bana hitap ediyor, kh
meddah gibi nazrlarn azndan konuuyordu.
_,
O gece, uzun uzadya dndm. Bamuharrir, tok szl, hain, garip bir adamd. Hatta, biraz da
deliydi. Fakat, fena adam deildi. Her halde benim hakkmda pek, fena bir fikri de yoktu. yle olsa,
hizmetine almak ister miydi? Hem grlyordu ki, nereye gitsem, gnahm yzme vuracaklard.
Mademki kendimi ldrmee cesaretim yoktu; her trl hakarete boyun emee mecburdum.
Ertesi gnden itibaren Hukuk-i Millet gazetesinde almaa balyordum.
XXXVII
ime de, yeni arkadalarma da ok abuk altm. almak, benim iin bir ihtiyat. Vcudum ne
kadar yoru-lursa, o kadar rahat ediyordum. Bir gn Cell ile yle konutuk :
Ben:
Bana pek byk iyilik ettin. Sade alktan deil, vicdan azabndan da kurtardn, dedim.
86
DAMGA
Cell:
Demek memnunsun? dedi.
Pek ok...
. Seni fazla yormuyorlar ya?..
Ne kadar yorarlarsa o kadar houma gidiyor. alrken, kendimi unutuyorum.

mirlerinden, arkadalarndan memnun musun?


Pek ok... Sami Beli Bey; sert, titiz ama, dorusu ok candan adam... Bu kadar drst ve temiz
bir adama nerede tesadf edilir. Arkadalarm da zararsz insanlar... Aralarnda
mnasebetsizleri yok deil... Fakat, ben, hepsini seviyorum. Onlar da bana hrmet ediyorlar.
Maama-fih, hi birisi ile samim deilim. Malm ya, biz ayn snftan insanz...
ocuksun, ffet...
Hakikati neye saklamalr? Benim yz karam var. Onun iin herkese kar boynum eri... Baz.
kendime ait olmayan ileri de ykletiyorlar. Memnuniyetle kabul ediyorum. Syledim ya, almak
benim iin zaten bir ihtiya halinde... Ne dersin Cell, bu kk ile deta iftihar ediyorum.
Herkesle alyorum. Demek ben de bir insanm! diye seviniyorum. Damgam gnden gne
siliniyor. Galiba senin tahminlerin doru kacak Cell... Zaman, bu yaray kapayacak... Ben de
herkes gibi olacam...
Cell, nedense mteessir olmutu. Derin bir kanaatle :
Buna phe etme, dedi, hele biraz daha zaman gesin... zi bile kalmayacak... imdiye kadar da iyi
olurdu ama fazla hassas ve asabisin. Her halde seni byle grdme ok memnunum, ffet.
Bir eye daha seviniyorum. Ahlkm bozulmaa balamt. Bedbaht, ac bir adam oluyordum.
Halbuki yava yava neem yerine gelmeye balad. Hsl ok mesudum. Syledim ya...
Cell, glmseyerek yzme bakyor, bir ey sylemek istiyordu. Nihayet dayanamad:
DAMGA
87
Sana bir ey daha soracam, dedi, kalbin ne halde? Hl onu seviyor musun?
Tabi...
Pek yava sylyorsun.
Onu hl seviyorum. Fakat eskisi kadar olduunu sylersem, yalan olur...
Yaptn fedakrlk iin piman oluyor musun?
O, bir namus borcuydu. Mutlaka demek lzmd. Her namuslu adam, benim gibi hareket
ederdi. Piman olmaa mahal yok... Yalnz, o vakit, onun iin kendimi atee atmakta ac bir lezzet
bulmutum. Bugn p mevcut deil...
Bir gn, bamuharrir Sami Beli Bey beni odasna ard. Halinde bir fevkaldelik vard:
ffet Bey, sizinle nazik bir mesele hakknda konuacam... Aramzda kalacan temin
edersiniz deil mi? dedi.
Hayretle yzne bakarak:
Tabi efendim, dedim.
Bir gazete ne fedakrlkla kar, bilir misiniz?
ok kere aylklarnz ge veriyoruz. yle deil mi? Hayretim gittike artyordu. Bu garip suale:
Ne ziyan var efendim! diye cevap verdim.
Biraz geciktiinin ehemmiyeti yok ama, hi veremi-yecek hale gelirsek ne yapacaz? Gelirsek
deil, geldik bile... Halbuki mcadelemde devama behemahal mecburum.
lk aklma gelen ey, Sami Beli Beyin, beni gazetede fazla grmesi oldu. zzet-i nefsimi kurtarmak
iin, acele acele:
Bunun iin bir are var, Beyefendi, dedim. Masrafnz ksarsnz. Mesel benim vazifem
arkadalarm arasnda taksim edilir...
88
DAMGA
Bamuharrir, szm kesti:
Byle sama are olur mu canm? Zaten gazetede bir ie yarayan siz varsnz... Sylemek istediim
ey baka olum... Gazeteye para bulmak lzm. yle deil mi?
Galiba bunu niin size sorduuma hayret ediyorsunuz... imdi anlarsnz: antaj yapmay
dnyorum...
Sami Beli Beyin her gn bir tuhafln, bir deliliini gryordum. Fakat, tertemiz bir adam
olduuna kanaatim vard. antajdan bahsetmesi, mutlaka bir akayd. Zaten bu adamn akalar bile
ac ve garipti. O1, devam etti:
: Evet, antaj' yapmay dnyorum. antaj pis eydir ama, ne yaparsn, mecbur kaldk. Hayrl
neticelere varmak iin, baz byle pis yollardan da yrmek mecburiyeti vardr. Dediim gibi, ya
dkkn kapayacaz; ya da bu halt yiyeceiz. ki, bir yok... imdi beni iyi dinle. ffet Bey, Muzaffer
Baki Nakliyat irketi ni bilirsin... Muzaffer Baki, karagz gstermelii kabilinden pis bir heriftir. Asl
i, be Rum ile Yahudinin elindedir. Bu irket, aptal hkmetin gz nnde bin trl pislik
yapyor. Elimde birok vesikalar var. Hem irkete, hem hkmete dehetli bir darbe indirmee
hazrlanyorum. Aklma antaj yapmak geldi. Gazetenin istikbalini garantiye almak iin, bundan
baka yol yok... Gel gelelim antajn tatbik ekline... Allah belsn versin, bu iin acemisiyim. Bir ey
dndm. Bakalm ne dersin?

irkete bizzat mracaat etmeyeceim: Tarafmdan biri, Muzaffer Baki'yi grecek, ii anlatacak,
istediimiz paray vermek iin tereddt etmeyecekleri muhakkak... Fakat bu pis iin merasim ve
muamelesini bilmiyorum.
Sami Beli Bey yumruklarn kapayp aarak topukla-ryla tahtalara vurarak odann iinde dolayor,
dnyordu. Nihayet, nmde durdu; iri ellerini omuzlarma koyarak :
DAMGA
89
Bu ite senden yardm bekliyorum olum, dedi. Bugn Muzaffer Baki'yi gr. Elimdeki
vesikalar satacam, bundan sonra da irketi rahat brakacam anlat. Ancak, bir artm
var; para aldma dair kt falan veremem. Bu heriflerin bin trl dalaveresi vardr; bu defa
da mukabil antajla benim gagam bsbtn kapamaa kalkarlar, anlyorsun ya... Hsl; bu ii senin
tecrbene brakyorum. Adamlarmn iinde en ehil seni buldum.
Bu son sz beni isyan ettirdi. Sert bir hareketle ayaa kalktm :
Bu itimadnz iin size teekkr edemeyeceim Beyefendi, dedim. Hrszlk etti, hapse girip
kt, namussuzluun ve zilletin yolunu rendi diye mi beni bu vazifeye ehil gryorsunuz?
Sami Beli Bey, akn akn yzme bakyordu:
Kzma ffet, dedi. Ne sylediimi, ne halt ettiimi kendim de biliyor muyum? Seni hakikaten
drst adam grdm. Efendi adam grdm. Ama, drst adama, efendi adama kar bu halt edilir mi
dersen, o da dier bir bahis... Kzma ffet... Otur uraya... Doru yolda yrmek ok g ey olum.
imdiye kadar dndm sylemekten e-kinmedim. Ne tehdide kulak astm, ne vaitlere
metelik verdim... Fakat olmad... Doru yol beni bir kmaza soktu. Vaziyeti anlyor musun?
Yoluma devam iin bu kmazdan kurtulmak lzm... Bir sadan geri hareketi yapyorum...
Saa, sola biraz dneceim ama bu, yine maksadmn yoluna gitmek iin... Maamafih, nsan,
kuyuya der gibi paldr kldr yuvarlanmaz. Byle gafil mantklarla kendini aidata aidata, altra
altra namuzsuz olur dersen, o da baka bahis...
imdi Beli Bey, kendini bir koltua brakmt. akaklarn parmaklar arasnda skyor, ok
mustarip grnyordu. Bu szler bana, bir tarziyeden iyi tesir etmiti. Dmek zere olan bu adama
acyarak bakyordum.
90
DAMGA
Bamuharrir, biraz sustuktan sonra:
Haydi ffet Bey, iinden kalma, dedi. Beni mazur gr... Darda kaldm. Ne halt edersin? Hem
canm, senin de bana gelmi ya... Sen, kibar bir ocuksun. Halinden belli... Kim bilir ne kadar
ban dara geldi de, o mnasebetsizlii yaptn... Haydi olum... iinden kalma!
Kapdan kyordum. Sami Beli Bey, arkamdan seslendi :
Fizikteki skt kanunlarm bilirsin ffet. Cisimler gibi, insanlar iin de byle bir skt kanunu
bulunduuna iman etmee baladm. Allah belsn versin!
Sami Beli Bey, benim reddettiim ii bakasna grdrd. Fakat bununla gazete kurtulmad. ler
gnden gne fena gidiyor, iilere, muharrirlere para verilemiyordu.
Nihayet, bir gn, Hukuk-i Millet gazetesi batt. Sami Beli Bey, Anadolu sancaklarndan birine
mutasarrf gitti.
XXXVIII
Hukuk-i millet te alan muharrirlerden bir ksm akta kalm, bir ksm baka gazetelere
dalm. Sezai Efendi isminde ihtiyar bir mtercim, Telgraf gazetesinde bana bir yer buldu.
Telgraf m sahibi Ali Rsuhi Bey, salam ayakkab deildi. Fakat ok zekiydi. Kendisini gayet iyi
idare ediyor; oynad oyunlar kimseye sezdirmiyordu. Eski bir matbuat kurdu olan Sezai Efendinin
dedikodular olmasa, ben de bir ey hissetmeyecektim. htiyar arkadam, ara srra gizli gizli dert
yandka omuz silkiyor:
Bize ne, diyordum. Anlalyor ki, dnyada tam ma-nasyle namuslu bir ekmek yemek insana nasip
olmuyor. Herkes kendi iinden mesuldr.
DAMGA
91
Hkuk-i Millet te olduu gibi, burada da byk bir zevk ile alyordum. Herkes beni seviyordu.
Ben de herkesi memnun etmee elimden geldii kadar urayordum^
Byle iki ay geti. Telgraf ile Selmet-i MilliyeV-ga-zetesi arasnda iddetli bir kalem kavgas
balamt.
Bu iki gazete, her gn birbiri aleyhinde stun stun kfrler yazyordu. Halk, pek beenmiti.
Srmmz her gn artyordu. Kurnaz Rsuhi Bey, rakibini pek nazik bir yerinden yakalamt.
Selmet-i Milliye sahibinin vaktiyle bilmem hangi vilyette ceza mahkemesi reisi iken, rvet
aldn iddia ediyor, her gn bu bahsi tazeliyerek mektuplar, vesikalar nerediyordu.

Zafer; bizim tarafta grnyordu. Selmet-i Milliye sahibi, hiddetinden kuduruyor;


bamuharririmize alak, hrsz, namussuz diye kfr ediyor, fakat onu yere vuracak bir vaka elde
edemiyordu.
Bir gn, muharrirler odasnda Sezai Efendiden baka lmse yoktu. htiyar arkadam:
Grdn m Selmet-i Milliye nin rezaletini?.. Vay alak herif, vay, dedi.
Elimdeki antay masann stne attm, lkaydane:
Ne var? Yine ne olmu? dedim. Sezai Efendi, hayretle yzme bakyordu :
Bugn Selmet-i Milliye yi okumadn m?
Hayr, daha imdi evden geliyorum.
Demek daha bilmiyorsun?
Hayr...
O halde hi okuma, ffet.
Kalbim iddetle arpmaa balamt:
Bana dair bir ey mi var? dedim. Sezai Efendi, meyus bir hiddetle:
Sade sana deil, hepimize ffet, dedi. Fakat sana hcumu hayli ar... Rsuhi Bey iin artk
syleyecek lkrds kalmad... imdi bize atyor:
92
DAMGA
Masann zerinde gazeteler arasnda Selmet-i Milliye yi bulup kardm. Vcudum batan baa
titreyerek okumaa baladm. Serlevha Ekiya yatann mahiyeti idi. Makale, yle balyordu:
"Telgraf ismindeki ekiya, yatann mahiyetini kari lerimize tantmak artk vcib oldu. Hayat
batan baa enaat ve habasetle dolu olan Rsuhi, erbab-t namus iin ehrin gbeinde Telgraf
isminde bir ekiya yata meydana getirmi, bizim gibi aln ak, kalbi pak, mazisi temiz feda-kran-
milleti enzar- nstan drmek iin, sahte tasniine kadar varmtr. Bu kpein rfeka-y habasetini
bugn enzar- nsta tehir edeceim. Telgraf paavrasnn nasl bir ekiya yata olduunu takdir
etmei muhterem karilerin ir--fan ve vicdanna brakyorum."
Selmet-i Milliye sahibi, Telgraf muharrirlerinden her birini baka trl lekeliyordu. Makalenin
sonlarna doru beni de yazmt. Aynen unlar sylyordu :
Bunlarn arasnda bir de hapiste yatm sicilli hrsz vardr. Bu adam, devr-i menhus- zailin en
melun hafiyelerinden birinin oludur. Akbet gkzde gurk eved fehvasnca pek gen yata
hrszla teebbs etmi, velinimeti olan bir zatn evine zorla tecavz ederek oluk ocuunu silhla
tehdit ve kasasn ikest etmitir. Rsuhi domuzunun dier rfeka-y halbaseti gibi, bu hrsza isnat
ettiim eyleri de bugn huzur-i mahkemede ve yarn huzur-i Rabblle-minde ispata kadirim.
Bu satrlar okurken nasl ldrmadma hayret ederim. Rengim, halim Sezai Efendi'yi korkutmutu:
ffet, olum, erkek ol! Korkma! Bu herifin mahiyetini herkes bilir... gibi bo szlerle beni
avutmaa alyordu.
Biz o halde iken ieri giren idare mdr de, ihtiyar mtercime katld1:
Ne olur canm, diyordu. Benim iin yazdklar daha ar. Beyolu'nda krk dkk bir evim var.
Bu evimi
DAMGA
93
sene evvel bir ana - kza kiraya vermitim. Uygunsuz tabakadan kadnlar olduu anlald. Verdikleri
paray geri vererek kap dar ettim. imdi bunun iin bana: o umumhane direktrlnden
yetime idare mdr diyor... Vallahi dva edeceim...
Sezai Efendi:
Hep birden dva edelim. u alaa adamakll bir ders verelim! diye barmaya balad.
Yava yava kendime geliyordum:
Benim kendimden baka kimseden ikyetim yok, dedim.
Biraz sonra, Rsuhi Bey'in odasna gittim. Gazeteden ayrlacam syledim. O, teessrmn
derecesini anlamyor:
ocukluk ediyorsunuz... Benim iin de her gn neler yazyor... Yarn sizin iin yle bir ey
yazacam ki, her eyi tamir edecek, diyordu.
. - Beyefendi, ismim gazeteye gemesin. Benim iin yaplacak en byk insaniyet budur. Hem,
syledii yalan deil ki... Gsm gere gere yalan! diye feryad edemedikten sonra, ne yazlsa
nafile... Herkes gibi olmadm dnmeli, byle kazal ilere girmemeliydim. Olmad; bama, byle
bir ey geleceini tahmin edemedim. Alktan lsem bile, bir daha bir gazeteye ayak basmayacam...
Rsuhi Bey, matbaadan ayrlmama ok teessf etti. lenmi sekiz on gnlk param verdiler.
Kitaplarm topla-im. Arkadalarma veda etmee cesaret bulamyarak matbaadan ktm.

Biraz cesaretten nasibim olsayd, bu vakadan sonra mutlaka kendimi ldrrdm. Mevsim, kara
kt. Odamda bir dirhem' ate yanmyordu. Baz geceler kuru ekmek yemee katlandm halde,
elimdeki be on kuruu bir ay bile da-yandramamtm. Btn mit kaplarm kapanmt. Son re14i-t
I
94
DAMGA
zaletten sonra, insan iine kacak yzm kalmamt. Sokakta bir bildie tesadf ettiim zaman,
yolumu deitiriyordum.
Cell stanbul'da olsa, beni az ok teselli edecekti. A kaldm zaman, ona el amak bana pek ar
gelmeyecekti. Fakat o, stanbul'da geinememi, bir ay evvel Konya'ya gitmiti.
Muzaffer'in arasra gnderdii be on para ile ancak oda kirasn verebiliyordum.
,
Gndzleri sokaa kmaa cesaret edemiyordum. Herkes benim ahsm tanyor gibi geliyordu. ki
kiinin konutuunu grsem, te, Selmet-i Milliyenin tehir ettii hrsz bu! diye benden
bahsediyorlar sanyordum.
Sinirlerim bsbtn bozulmutu. Vehham, hasta, bedbaht bir adam olmutum. Evvelleri,
felketimden yalnz kendimi mesul tutuyordum. imdi btn insanlara garez olmutum. Dnyada bir
tek temiz insan kalmadna inanmaa balyordum. Kalabalk caddelerden akp giden insan
kafileleri bana, haydut srleri gibi grnyordu. Sanyordum ki, btn ehir ahalisi bana
gadretmek iin birlemiler...
Souk bir ocak gecesi buhranm artt. Evde duramadm. Caddeler tenha ve karanlkt. Yava yava kar
yayordu. Arasra yambamdan geip giden otomobiller kaL-dnmlarda tek tk insan hayaletleri
meydana karyordu. Bir ke ban dnerken, bunlardan biri deta omuzumu syrp geti; yzm
ellerim karl amur serpintilerine batt.
Bu kadar yaknmdan geen lmn yerdii sersemlikle, bir dakika olduum yerde durdum, etrafma
bakndm. Bu ke ban tanyordum; on drt, on be sene evvel, yine byle bir gece enitem,
Muzafferle beni Beyolu'nda tiyatroya gtrmt.
Paa babama saraydan hediye edilen kupa araba iinde, bu keyi dndmz hatrladm.
Tuttuum yol, biraz sonra beni Unkapan Kprsne indiriyordu. Kollarm, kprnn rk
parmaklna dayayp durdum. Mtemadiyen yaan kar, denizi sis gibi kaplamt. Sular siyaht.
Gemi fenerleri snk trbe kandilleri hissini veriyordu.
Yokuu inerken, kendimi denize atma dnmtm. Fakat, bu lm, bana souk ve korkun
geliyordu.
Orada ne kadar durduumu tayin edemiyordum. Yanmdan iki kii geiyordu. Birisi, beni farkederek
bard:
Ne duruyorsun arkada? dedi.
Cevap vermedim. O :
Haydi, git, yerine yat, arkada!.. Gece sefas yaplacak vakit deil... diye ilve etti.
Yoluma devam ederken, arkadana syledii szleri iitiyordum :
ekmi kafay' anlalan... Ya enize gidecek, ya haberi olmadan, souktan srtp kalacak...
Onlar, karanln iinde kaybolup gittiler. Ben, geri dndm. Farknda olmadan ok mtm.
Souktan trnaklarm dklyor, vcudumda mphem szlar dolayordu.
Yolumun stnde sefil manzaral koltuk meyhaneleri vard. Bunlardan birine urayarak bir kadeh
konyak imei dndm. Belki vcudum snr, dizlerime biraz kuvvet gelirdi.
-~ .
Kapy anca yzme arap kokusuyle dolu scak bir hava arpt. Masalarda oturacak yer yoktu.
stmdeki karlar silktikten sonra tezgha yaklatm, bir kadeh konyak istedim.
eri odalardan birinde birka sarho, gayda ile hora tepiyorlard. Vcuduma tatl bir hararet yayld,
gzlerim parlad. Bir konyak daha itikten sonra, para vermee hazrlanyordum. Meyhaneci, eliyle
reddetti:
Borcunuz yok beyim, diye glmsedi.
Niin?., diye sordum.
96
U AM U A
Kar kedeki masalardan birini gsterdi:
Arkadalar ikram yapyorlar, dedi.
Bam evirdim. Kark sal bir Ermeni delikanls bana eliyle iaret ediyordu. Derhal tandm.
Hapishanede onu ilk grdm zaman a ve hasta idi. Haline acm, bjr eski palto ile biraz yiyecek
vermitim.
Karabet, adm da unutmamt:

ffet Beyim, alak gnlllk et... ki rakmz i... diye srara balad.
Beni arkadalarna takdim ediyor: Sapna kadar kibar ocuktur! diyordu.
Teredddm, aralarnda oturmak istemediime hamletti :
- eriye geelim... Oras daha rahattr, dedi.
Arkadalar da srara balaynca, reddedemedim. Buraya nispetle daha tenha bir odaya getik.
Meyhanecinin ra arkamzdan rak ielerini, meze tabaklarn da getirdi.
Karabete rak imediimi syledim:
msnz... Size, scak arap getirteyim iyidir, dedi.
Arkadalardan biri, Yorgo isminde krk belik bir Rum, teki: Bulgaristan gmenlerinden bir
Mslmand. Etrafm-dakilerin, hep hrsz, yankesici kabilinden olduu hallerinden belliydi. Ben,
namuslu adamdm. Fakat kimse beni, buraya yabanc bulmuyordu. Karabet hapishaneden bir ok
bahsetti. Sonra glerek:
Pek aleyhinde bulunmayalm... Erge gideceimiz yer yine orasdr, dedi.
Benimle bir eski meslekta gibi, ekinmeden konuuyor, yeni vakalarn anlatyordu. de gndz
alyorlard. Karabet, doramac rayd. Yorgo, balk satyordu. Bulgaristanl Mslman, ta
ocaklarnda alyordu. Fakat srf bu ilerle yaamak kabil deildi. Arasra hrszla karak ak
tamamlyorlard.
DAMGA
97
Vcuduma tatl bir uyuukluk gelmiti. Burada daha durmak nasip olmadn dnyor, fakat bir
trl kalkp gitmee kuvvet bulamyordum. ki saatten ziyade bir zaman meyhanede oturdum.
Sokaa ktm zaman, hava biraz sakinlemiti. Gkte bir iki yldz grnyordu.
Bsbtn tenhalaan sokaklardan evime dnerken dnyordum :
Kanun bana damga vurdu. Namuslu insanlarn arasndan srp kard. Btn sevdiklerimin
yabancs oldum. Bu gece, bu serseriler arasnda geirdiim iki saat, bana anlalmaz bir skn ve
kuvvet verdi. Acaba ben, sahiden bu lemin adam m oldum? Bilmiyorum. Fakat, muhakkak olan u
ki: insan, kimin yannda yz karas yoksa, kimin yzne ekinmeden bakarsa, kendini ona yakn
buluyor...
XXXIX
Gazeteden ayrldktan sonra, drt buuk ay bota kaldm. stanbul'da kimse sefaleti, al benden
fazla tanmad.
Muharebenin en fena gnleriydi. Kardeimin sadakas kuru ekmee bile yetmiyordu. Bir ok geceler
a yatyordum.
Gururum, isyanlarm snmt. A hayvanlar gibi yemek ve lmemek hrsndan baka duygum
kalmamt. bulmak iin hemen hemen dileniyordum. Zillet, hakaret bana tesir etmez olmutu.
Bu drt buuk ayda hayatm ac bir srrna daha erdim: Mahrum insanlar zannederler ki, para ve
mevki sahibi olmak iin utanmamak, zillete tahamml etmek lzmdr. Bo hayal... Mazlum bir
tevekklle her eye ba emek, muvaffakiyet iin kfi gelmiyor. Ba emenin, etek pmenin de bir
usul, bir sanat var... Zilleti kabul edeceksin. Ben, insanlmn vekarndan feragat ettike, sade
zebun, zavall bir
98
DAMGA
adam oluyordum. Sadk kleden ziyade, malp dman esirleri gibi grnyordum. Yardmlarn
istediim kimseler, ya beni ehemmiyete lyk grmyorlar, ya fazla ekingen halimden
pheleniyorlard.
Niin itiraf etmeyeyim? Hayatmn bu devresinde fena adam olmaa da altm. Mademki haksz
yere ceza grdm, damgalandm. Mademki cemiyet kanunu beni fena tanyor. O halde fena adamlar
gibi hareket etmee hak kazandm. diye muhakemeler yapyordum. Ka kere, iim bir lm
isyaniyle dolu, karanlk sokaklarda dolatm. Ka defa Unkapan tarafndaki koltuk meyhanelerinde
Karabet ile hrsz arkadalarn aramaa gittim. Fakat son dakikada azmim, kararm beni
terkediyordu.
* Bu drt buuk aylk sefil, avare hayatm, yalnz manev bir skt ile kald'. Hibir fenalk etmedim.
Daha dorusu, edemedim. Ne yapaym, iimde yok...
Bir gn Divanyolu'ndan iniyordum. Yanmdan sratle akp geen bir tramvaydan, Cell'in iffet diye
bardn iittim. Bu ses, bana gkten gelmi bir imdat idi. Olduum yerde durdum. Gzlerimden
gayriihtiyar yalar akmaa balad. Cell, tramvayn arka sahanlndan atlad. Sokak ortasnda
birbirimize sarldk.
Arkadam:
Neredesin, ffet? diyordu. Bir haftadr seni aryordum. Dolamadm yer kalmad. Cihangir'deki
pansiyonuna gittim. ktm sylediler. Kardeine mracaat ettim. Adresini bilmiyor. Gel urada bir
yere oturalm. Sana syleyecek mhim eylerim var.

Civardaki kahvelerden birine gidip oturduk. Cell, beni ok merak ettiini sylyor, mektup
yazmadmdan ikyet ediyordu.
DAMGA
99
Mazeretimi syleyeyim mi, dedim. yle zamanlar oldu ki, kt paras bulamadm. Sonra, hibir
ey dnecek halde deildim. Kusuruma bakma.
Halimi arkadama anlatmaa baladm. Sefaletimin hibir noktasn gizlemiyor, a yattm geceleri,
bir' ekmek paras bulmak iin nasl rpndm, kimlere yzsuyu dktm sylyordum.
Cell, beni dinlerken gzleri doluyor, arasra vay biare ffet! diyordu.
Hikyemi bitirdikten sonra, glmsiyerek:
Dikkat ediyor musun, ne kadar deitim, dedim. Eskiden sefaletimi senden gizlerdim. Biraz
gururum vard. imdi hi bir ey kalmad. Byle, hemen hemen sokak serserisi oldum.
Cell, zntmn derecesini anlyor, beni teselli etmek iin kelime bulamyordu.
Biraz senden bahsedelim, dedim. Sen naslsn, ne yapyorsun?..
Arkadam, hafife gs geirdi:
Mesleimi deitirdim. Avukatl braktm. BamdS kocaman bir aile vard. Geinemiyordum.
i ticarete dktm.
Cevap bekler gibi yzme bakyordu. Halinde, sebebini tayin edemediim bir tereddt vard.
Tebrik ederim. nallah muvaffak olursun, dedim.
Muvaffak olmaa baladm. ffet. Kazancm fena deil; ancak...
Sznn bu noktasnda biraz durdu, hafife kzararak sesini alaltt:
Belki beni ayplayacaksn. '-Fakat ne are! Hayat, insann mektep pencerelerinden grd gibi
deil. Akas meslei deitirdim. Benim ideal ifls etti. Ne yapaym, ben de insanm. Benim de
tatmin edilecek arzularm var. Konya'da avukatlk ediyordum. Ttn ve afyon ileriyle uraan
100
DAMGA
bir irketin vekili olmutum. Bu zamanda ticaretin ne demek olduunu sen biliyorsun. Mesleim
beni, hi temiz olmayan ilere evketti. irketin vesika, vagon entrikalarna let oldum. Ben, bu kirli
ilere srf ailemi geindirmek iin giriyordum. Halbuki bakalar, benim yzmden zengin oluyordu.
Hayatta kendini aklanm gren insan, skta mahkm demektir. Hsl, mukavemet edemedim,
ffet. Kendi hesabma da baz ufak tefek ilere giritim. Evvel bir vagon almaa muvaffak oldum.
Tabi buna mukabil baz hizmetlerde bulunmak lzm geldi. Kazan balad. Makinenin dilerine
kendimi kaptrmtm. Sana ak syliyeyim ffet. Bugn harb ihtikr yapanlara alyorum, istersen
aypla... Ne yapaym?
Birka sene evvel olsayd, belki, derdim, fakat imdi... Adam, sen de...
Bir i iin on be gnlne stanbul'a gelen Cell, Kon-ya'daki irkette bana da bir yer temin etmiti.
Ne olduunu bile sormadan minnetle kabul ettim. Arkadam beni brakmad. Be alt gn Beyolu
otellerinden birinde kaldktan sonra, yola ktk.
XL
Balca vazifem, stanbul'a gnderilen mala nezaret etmek,'irketin levazm dairesindeki ilerini takip
etmekti. Maa dolgundu. Geinme cihetinden bir dncem kalmyordu. Mtemadiyen, Konya'dan
stanbul'a gidip geliyordum. Seyahat, beni elendiriyordu. Yolda daima yeni ehrelere tesadf
ediyor, gnlerce yabanc kasabalarda misafir kalyordum. Gittiim yerlerde kimse beni tanmyordu.
Temiz namuslu in-sanlftrla ahbap oluyor; insanlktan, iyilikten, namustan bah-sdfyordum. Evet,
buralarda kimse, damgal bir hrsz oldu-famu bilmiyordu.
Harbin asl acs Anadolu yollarnda duyuluyordu. Trenlere birok asker ailelerine, topraklarndan
srlp karl-Bii gmenlere, memleketlerinde lmee giden yaral askerDAMGA
101
lere tesadf ediyordum. yilik etmek iin daima bir vesile kyordu.
Bir gn, bir- istasyonda tren bekleyen bir ihtiyar kyl kadna tesadf ediyordum. Kafkas'taki
olundan bir seneden beri haber alamayan, son bir mit ile stanbul'a giden asker anas olduunu
reniyor, elimden geldii kadar yardm ediyordum.
Bir gn, bir vagon kesinde, gzlerini kaybetmi gen bir temen gryorum. Sakin mitsizliinin
derecesini anlyor, saatlerce en mfik kelimelerle teselliye alyordum.
nsanlara kar nefretle, kinle dolmaa balayan kalbim yumuuyordu. Yeniden merhametli, temiz
bir insan olmaa balyordum...
Bir akam, tren, Eskiehir'de kalmt. stasyon civarnda kk bir kahvenin bahesinde
oturuyordum. Kardaki sokak fenerinin altnda bir ka kiinin durduunu, grnmeyen, birisine bir
eyler sylediklerini farkettim.

htiyar kahveci, onlara seslendi:


Beyhude urarsnz. Eek inad var onda... Nuh der de, Peygamber demez... Grmedim
ben byle yumurcak...
Bu szler, merakm uyandrd. Yerimden kalkarak oraya gittim. Fenerin altnda, kocaman bir ta
parasnn stnde yar plak bir ocuk oturuyordu. Be, ak yalarnda kadar vard. Abani sarkl
bir adam, omuzlarndan tutuyor :
Haydi kalk! Annen ld be ocuum... Gzmle grdm. Nah urada, imendifer inedi. Karki
mezarla gmdler. Hi l mezarndan kp gelir mi? Haydi kalk!
ocuk cevap vermiyor; sade kolundan, omuzundan tutup kaldrmak istedikleri zaman alyordu.
Abani sarkl adama:
Bu ocuun anas m ld? diye sordum.
Hayr, buradan kalkp gitsin, diye yle sylyorum, eledi.
UAIVIUA
Bu sz, beni pekok zmt. ksz ocuklar: Annen Mekke'ye gitti! diye aldattklarn
biliyordum. Bu yalan, bir merhamet vazifesiydi. Fakat, annesi sa olan bir ocua: Onu tren ezdi.
Karki < mezarla gmdk, artk bekleme diyecek kadar kalbsiz bir adam tasavvuruma
smyordu.
Bunun iin ne sebep var efendim? diye sormaktan kendimi alamadm.
Abani sarkl adam:
Ne yapaym, dedi. Baka trl baa kmak kabil deil. Her akam burada tesadf ediyorum.
Yreim para para oluyor. Efendim, bu ocuk, galiba gmen. On, on be gn evvel anas: Beni
burada bekle. Gelir seni alrm! deyip gitmi... Dnyada ne vicdansz analar var. Maahaza,
kimsenin gnahna girmemeli. Belki onun da bir mazereti vardr. ocuun kimsesi yok...
Gndzleri sokaklarda dileniyor. Geceleri uralarda bir yerde ahrda yatyor. Kadnn Beni burada
bekle. Gelip seni alrm dedii kulanda kalm... Her akam vakti buraya geliyor, gece yarlarna
kadar bu tan stnde anasn bekliyor. midini kessin diye, tren inediini sylyorum. Ona da
kulak asmyor.
Polis bylelerine yardm etmiyor mu?
Polisin derdi kendi bandan akn...
Burada byle kimsesizleri himaye edecek bir messese yok mu?..
Abani sarkl adamn, fenerin donuk altnda, mstehzi glmsediini grdm:
Zatliniz buraya galiba yeni terif ettiniz!
Arkadalaryle beraber yoluna devam etmee hazrlanyordu. Adama :
ocua acdm, dedim. Bir iyilik etmee imkn yok mu?
Eline be on para verirsiniz...
Daha esasl bir iyilik etmek istiyorum.
Eviniz msaitse, yannza alrsnz. Yahut, stanbul ocuk Yuvas'na filn yerletirmee
alrsnz. Zatliniz, merhametli bir gence benziyorsunuz. Elinizden gelirse byle bir yardmda
bulunun... Allah mkfatnz verir.
Onlar uzaklatktan sonra yere, ocuun yanna mel-dim. Uzun, kabark siyah salarnn altnda,
sefaletten incelmi sevimli bir yz vard. Evvel benden ekiniyor, suallerime tCevap vermiyordu.
Tatl szlerle yava yava kendime altrdm. Elinden tutup polis dairesine gtrdm.
Komiserin bana daha fazla ehemmiyet vermesi iin, vazifeme ait evrak gsterdim.
Yarnki trenle stanbul'a gidiyorum, dedim. Bu kimsesiz ocuu yuvaya, olmazsa kendi hesabma
bir mektebe vereceim. Msaadenizi istiyorum.
Komiser, iyi adama benziyordu:
ok sevap edersiniz beyim, dedi. Msaadeye filn ne hacet... Bylelerin hesab, kitab m
var? Babo hayvanlar kaydederiz; byleleri hesaba--girmez. Bunlar, Allahm ocuklardr beyim,
sevab vardr. Maamafih, her ihtimale kar, size bir kt vereyim. Yolda mklt
karmasnlar...
irketin ileri beni levazmn bir ka dili memuruyla ahbap etmiti. ksz Sabri'yi bir Yuva'ya
yerletirmek iin, bana yardm edeceklerini umuyordum. Bir ey yapamadlar, yahut yapmak
istemediler.
ocuu, husus leyl mekteplerden birine kaydettirdim; alt aylk cretini verdim.
Mdr, kayt muamelesi yaparken ismimi sordu ffet dememe dilim varmad. Belki bu isim
kulanda kalmtr. Gazetelerin tehir ettii sicilli hrszn bu insaniyetinden phe edebilirdi.
ocuun velisi Konya'da Cell Ziya Beydir. Bu pa-^ ray da esasen onun tarafndan veriyorum,
dedim.
XLI
Bir aralk gn, zmir'den stanbul'a hareket etmitim. Hava souk ve karanlkt. Tren, Menemen
ovasn geerken sert bir rzgrla beraber kar yamaa balad.

Vagon arkadalarmdan bir ihtiyar nakliye binbas:


Havay beenmiyorum. Galiba iddetli bir kar frtnasna tutulacaz, yolda kalacaz.
Allah acsn! diyordu.
Trende, hava deiimine gnderilen hasta askerler, terhis edilmi harp mallleri ve birok fakir
aileler vard. Manisa'y getikten sonra, hava bsbtn iddetini arttrd. Tipiden gz gz grmyor,
yollar karla rtlyordu.
Geceyi Uak'ta geirecektik. Akamdan evvel oraya var-sak i kolayd, fakat odun ateiyle giden
lokomotif, ikide bir soluyarak duruyordu.
Nihayet, istasyondan iki saat uzak bir yerde, yol bsbtn kapand.
Trende bir grltdr balamt. Ovaya vakitsiz inen akam karanl iinde ocuklar, kadnlar
alayor, vagonlarn nnde dolaan erkekler birbirleriyle iddetli mnakaalara giriiyorlard.
Bir ksm geceyi burada geirmek zarur olduu kanaatinde idi: Ona gre bir ey yapalm, ate
yakalm! diye, nevmit ve akn, syleniyorlard. Bir ksmr yarm saat uzaktaki kye gitmei teklif
ediyordu.
Nakliye binbas baka bir ey dnd:
Hastalarla kadnlar bir vagona dolduralm. Lokomotif belki bu tek vagonu Uak'a kadar sryp
gtrr, diyordu.
Fakat tren memurlar buna da imkn olmadn sylediler.
Kendimi dnmyordum. Geceyi, kyde paltoma brnp geirebilirdim. Fakat kadnlar, hastalar
ne yapacaklard?
105
Trenin nnde dolaarak bu hengmeyi seyrederken, gzme siyah arafl bir gen kz iliti. En son
vagonun nnde kendi kendine duran bu gen kz, bir ey sormak istiyor, cesaret edemiyor gibiydi.
Nihayet, tereddtle bana doru yrd. ehresinde bir damla kan kalmamt. Titreyerek :
Affedersiniz Beyefendi, dedi. Vagonda hasta bir annem var. imdi bsbtn arlat. Bu gece
burada kalrsa, mutlaka lr. imdi ben ne yapaym? Bana bir akl retiniz!
Tatl, temiz bir stanbul Trkesi konuuyordu. Byle suale verilecek en tabi cevap: Hali
gryorsunuz. Ben ne yapabilirim?, den ibaretti.
Fakat halinden, sesinden teessrnn derecesini anlamtm. aresizlii iinde bana, son bir mit
gibi soruyordu.
Valideniz imdi mi hastaland?
Hayr. Fakat son zamanlarda^ iyilemiti. Havay gzel grdk : Yola ktk. Bamza bu felket
geldi.
Artk, kendini tutamyor alyordu.
zmir'den mi geliyorsunuz?
Evet, zmir'de misafirdik. zmir'den stanbul'a dnmek lzm geldi...
Hasta, orta yal bir kadnd. Vagonun bir kesinde, kaln bir battaniye iinde yatyordu.
Gen kz:
Anne... Anneciim... dedi.
Hasta gzlerini at, bakt, bir eyler sylemek istedi. Fakat tekrar gzlerini kapad, kendini
kaybetti.
Kk Hanm, merak etmeyin. Size elimden geldii kadar yardm etmee alrm. Be'ii
bekleyiniz, dedim.
Hemen vagondan atladm. Kalabalk arasnda brahim'i aramaa gittim. brahim, irketin sevk
memuruydu. Nakliyat ileriyle o urard. Aydn kyllerinden iyi bir ocuktu.
Bir sene evvel anakkale'de bir kolunu kaybetmiti. Gl, kuvvetli, ate gibi bir gen olduu iin
irket, onun hizmetlerinden ok istifade ediyordu. Gnlsz, kibirsiz bir adam olduum, hemen
daima beraber yaptmz seyahatlerde ona arkada muamelesi ettiim iin, beni pek severdi.
i anlattm. Hasta kadna hemen yardm etmek lzm geldiini syledim. brahim hi tereddt
etmeden:
Yaparz Beyim. Kolay, dedi.
Bu ocuk, zaten en olmayacak eylere kolay der, hakikaten de sonunda bir are bulurdu.
Ky, yarm saatlik bir yer, diyordu. Bak, zaten be on kii de oraya gidiyor. Nasl olsa hastay da,
kendimizi de barndracak bir yer buluruz.
Peki, oraya kadar nasl gtrrz?
O kolay, Beyim. Be, on' kuru verir, birini buluruz. .ki srktan sedye gibi bir ey yapar, hastay
tarz.
Aman brahim, ka para olursa veririm.
Ama, sen yine pazarla karma, Beyim. Para sana batar m nedir ki Beyim? imdi geliyorum...
brahim, teki vagonlara doru kotu. Onunla yalnz bir noktada geinemezdik. O, daima az para ile
i grmesini isterdi. irketin yz binlerce lira ile oynayan efendilerini be, on kuru fazla masrafa

sokma bile zarar sayacak kadar safdildi. Ben, bazen ileri abuk bitirmek iin pazarlksz i
grrken, o, mdahale eder; hamallar, gmrk me-murlaryle ekimee balard. Dinlemezsem,
iinden bana darlr :
Para sana batar m nedir ki, Beyim? diye sylenirdi.
brahim yannda fakir kyafetli bir adamla geldi. Syledii gibi, hemen bir sedye yapt. Hastay
battaniyelere, hrkalara sararak stne yatrd. Zavall brahim, fazla olarak kendi muambasn da
karp rtt.
rsn, hastalanrsn, dedim.
Yk tayacaz. Arlk olursa daha fena terlerim. Tek kol ile kolay deil, dedi.
DAMGA
107
Kk kafilemiz yola dzld. Benim elimde bavulum, gen kzn elinde bir kk anta vard.
Tipinin iinde yrmek iin zahmet ekiyor, arasra soluu kesilerek duruyordu. araf kardan
bembeyaz olmutu.
Fazla yoruluyorsunuz; bari antanz bana verin, dedim. yle ey olur mu? demek ister gibi
yzme bakt; derin bir minnetle :
Keke kuvvetim olsa da, sizin antanz da ben g-trsem... Bu hak denir mi efendim? dedi.
Ehemmiyetli bir ey deil... Kk bir insaniyet vazifesi...
Kye varncaya kadar konutuumuz, hemen hemen bundan ibaret kald. Birbirimizin ne ismini, ne
de kim olduumuzu bilmiyorduk.
brahim ile arkada, yolda ilk defa sedyeyi yere brakarak dinlendiler.
Sen, pek yoruldun brahim. Brak, biraz da ben tayaym, dedim.
Sen kendini ta, yeter, Beyim? diye aka etti.
Sonra ciddileti:
Yorulmak deil ama, tek kol ile tamak lzm. Bak, arkada hi yoruluyor mu?
Zavall brahim, arkadann kolunu kskanyordu.
Trenin durmasn merak eden baz ky delikanllar yola kmlard. brahim, onlardan bir yer salk
ald. Kye vardktan sonra on be, yirmi dakika iinde, hastaya da, kendimize de yer bulduk.
Kadnlar, iki odal1 evinde tek bana oturan bir asker anasnn evinde misafir ettik. Kyn muhtar:
Hasta gidemeyecek gibi ise, istediiniz kadar kalrsnz... Kocakarya da be on para yardm olur,
diyordu.
htiyar kadn, ocana bir kucak kuru al att; hastaya temiz bir ilte serdi.
1U8
us\m\j n.
Gen kzn antasnda biraz il vard':
Annem daima hasta olduu iin, ilsz bir yere gitmeyiz, diyordu.
Hastalnn ne olduunu sordum.
teden beri zayf ve asabidir. Kardeimin lm zavally bsbtn sarst, dedi.
Hasta atein karsnda yava yava alyor, hayretle etrafna bakmyor, tek tk kelimeler
sylyordu.
Gen kz, onun bileklerini ouyor, ocakta kaynayan ibrikten toprak bir bardaa hlamur koyup yudum
yudum hastaya veriyordu:
' Naslsn anneciim? Bu Beyefendi olmasayd, ikimiz de lecektik. Bir yerin aryor mu?
Zannederim bu gecelik bir eye ihtiyacnz yok efendim. Bir eksiiniz olursa, nineye haber
verirsiniz. Sabahleyin gelirim, diye msaade istedim.
Beni kapya kadar gtrd:
Size teekkr edemiyorum Beyefendi, dedi. Bu insaniyet iin sz bulmak kabil deil ki...
XLII
Misafir olduum harap ky evi, sabaha kadar frtna ile sarsld. Tahtalar atrdyor, ocan svalar
dklyor, rzgrn bacadan kard seslerden uyumak kabil olmuyordu.
Ertesi sabah brahim'e ne yapacamz sordum.
Hi... Oca yakp keyfine bakacaksn, dedi. Yollar kapand. Aada bir kpr yklm...
Kyn sokaklarnda bile dolalmyor. llahn izniyle , be gn burada misafiriz.
Hi olmazsa Uak'a gidebilseydik...
- Sklma Bey. Yolculuktur. Halimize kredelim. Bu evi bulamayanlar da var. Kim bilir yolcular ne
halde? Ben, birazdan trenin durduu yere gidip geleceim.
DAMGA
109
Hasta ne halde acaba?
Sen uyanmadan yoklayverdim. yiymi... Onlara teberi, yiyecek buldum. Kocakarr piiriyor.
Sana dua etsinler...
:

brahim'in elinden alk da gelirdi. Tek koluyle kartrd tarhana orbasn yedikten sonra
giyindim, hastay ziyarete gittim...
Belki akllarna bir ey gelir diye, kapdan konuup dnecektim. Fakat gen kz, annesinin mutlaka
benimle konumak istediini syledi.
Oday gzel bir am kokusuyle doldurarak yanan ocan karsnda bir saat kadar oturduk.
Hasta, krk be yalarnda kadar, asab nazik bir stanbul hanmyd. Sabaha doru epeyce almt.
Fakat ok halsizdi. Konuurken ikide birde gzlerini kapyor, be dakikada bir yarm uyku iinde
kendini kaybediyordu.
Beyi, emekli bir albaym. Beylerbeyi'nde oturuyorlar-m. Bir ay evvel kz ile beraber
zmir'hastanesindeki yaral olunu grmee gitmi. Olu, topu subay imi. eme
bombardmannda gsnden yaralanm. zmir'e getirmiler; iki defa ameliyat olmu,
kurtulamam...
Hasta kadn olundan bahsederken gzleri doluyordu:
Ah, Beyefendi, grseydiniz Hikmet ne gzel ock-tu. Ne temiz ahlk vard. Artk dnya da
benim iin bitti.
Szne devam edecekti. Fakat ocan yannda dalgn dalgn alevleri seyreden gen kz, ban evirdi,
mahzun bir ikyetle:
Anne, dedi. Yine rahatszlanacaksn!
Hasta sustu, gzlerini kapad, kirpikleri ya iinde idi. Sz deitirmek iin frtnadan bahse
baladm. sminin Rn olduunu rendiim gen kz:
Ne vakit gideceiz acaba? dedi.
brahim'in sylediine baklrsa^ galiba kar , drt gn bize engel olacak. Trenin gitmesine
imkn yok. Yollar kapanm...
110
DAMGA
Bu havadisin onlar fazla tellandrdn grerek ilve ettim:
Merak etmeyin, iyi bir mslman kynde, iyi insanlar iindeyiz. Her halde , drt gne kadar yol
alr. Hanmefendi de bsbtn iyilemi olurlar. Zaten tren gitse bile, dnk heyecandan sonra yola
devam edilmesini muvafk grmem. Ne eksiiniz olursa, emredersiniz. Elimden geldii kadar hizmete
alrm.
Onlar, birbirlerine bakyorlard, Nasl bir ruh ihtiyacnn beni bu iyilie sevkettiini
anlayamamalarndan korktum.
- Ben de asker ocuuyum. Birbirimize yardm etmek borcumuz, dedim.
Hallerinden, szlerinden stanbul'un orta halli, temiz bir ailesine mensup olduklar anlalyordu.
Rn Hanm, belki yirmi, yirmi iki yalarnda vard. Fakat vcudunun narinlii, mavi gzlerinin
masumluu ona bir ocuk hali veriyordu.
Ben daha onlarla otururken, brahim haber getirdi. Trende birka bekiden baka kimse kalmam...
Yolculardan bir ksmn Uak'a gndermiler, bir ksm bulunduumuz kye gelmi...
XLIII
Bu hcra kyde on bir gn kapal kaldk. Dnya ile alkamz kesilmi gibiydi. Kendimi, ummanlarn
ortasnda kaybolmu bir ada sanyordum. Hi bir bahar, gnlme bu kar frtnas kadar tazelik
getirmemiti. Ben, artk kanunun damga vurduu ffet deilim. Kyde bana hrmet ediyorlard.
Allahtan, namustan, doruluktan bahsettiim zaman kimse glmyordu.
Rn ile annesi beni melek gibi bir adam sanyorlard. Evvel, mmkn olduu kadar onlara uzak
durmutum. FaUAMO A
111
kat emniyet ve hrmetlerini kazandktan sonra, bir anne ile kzkarde gibi yanlarna sokuldum.
Onlar da bana almlard. Bana, ailelerinden bir adam gibi muamele ediyorlard.
Bir sabah, yine onlar ziyarete < gitmitim. Rn'y fazla mteessir buldum. Yz solmu, gzleri
alamaktan kzarmt.
Hasta, dalgn uyuyordu. Gen kz, annesinin ak salar stne bir rt att; bana ocan yannda yer
gsterdi.:
Sabaha doru yine nbet geldi, diyordu. ok korktum. Alamaktan baka elimden bir ey
gelmiyor ki...
Onu teskin iin, her zamanki tesellilerimi tekrara baladm :
Allaha emanet, bir ey yok... Byle arasra gelen nbetler tehlikeli deildir. Valideniz fazla asab...
Her zaman byle buhranlar geirdiini siz sylyorsunuz ya...
Rn, gzlerini annesinden ayrmadan cevap verdi:
Evet, ben de yle diyorum ama, ne bileyim... Dn gece kurtlar baryordu. ime bir gariplik
geldi.

Glmee baladm :
Kk ocuklar gibi kurtlardan m korktunuz? Rn mahcubane glmsedi:
Hayr, deil ama... Allah vermesin, anneme bir hal olur da onu burada brakrsak... Bir hcra
kyde kapandk kaldk. Hekimi yok... Bir il lzm olsa bulmak ihtimali yok...
dim:
Onu teskin etmek iin, sakin bir emniyetle cevap ver112
DAMGA
Siz korkmaymz, Allah vermesin, yle bir ihtiya olursa, ben hemen Uak'a bir araba karrm.
Pek merak ediyorsanz, imdi bile mmkn... ster misiniz, brahim ile beraber ehre gideyim?
Mahzun gzlerinde bir sevin parlad:
Teekkr ederim. imdilik hacet yok. inallah ileride de olmaz... Bana ok kuvvet
veriyorsunuz. Bilmem, sizin iyiliinizi nasl deyeceiz?
Bana mutlaka teekkr etmek istiyorsanz, gnlnz ferah tutarsnz, artk alamazsnz, dedim.
Ben, alamamaa zaten karar vermitim, efendim. Annemi sa salim stanbul'a gtrnceye
kadar metanetimi muhafaza edeceim. Ah bir kere stanbul'a gidebilsek... Annemi, beybabama,
teyzeme teslim edebilsem, odama kapanp tam bir hafta alayacam...
Bunlar sylerken, parmaklarn dizinde kilitliyor, ocaktaki atee dalp giden gzlerinde yalar
titriyordu. Biraz sustuktan sonra bana dnd. Hissettim ki, derdini sylemek ihtiyacna mukavemet
edemiyor.
Annesinin muntazam nefeslerini dinleyerek, uyuduuna kanaat ettikten sonra balad:
Ben, Hikmetiimi annemden fazla severdim. En kmz kzamktan ld. Annem, o vakit
merak getirdi. Bizi deli gibi seviyordu. Hikmet'in asker olmasna hi raz deildi. Babam ise, bilkis
inat etti: Asker ocuuna askerlikten baka meslek yaramaz! diyordu. Aabeyim de yle istedi.
Harb balayana kadar Anadolukava'nda topu subay idi. Harb balaynca eme civarnda bir
sahra bataryasna tayin ettiler. Annem, meraktan ldryor, geceleri uyuyamyordu. Babam da, ben
de bir trl onu teskin edemiyorduk. Benim merakm da ondan aa deildi ama, ne yapaym?
Annem, hastalkl kadn... Bylece, bir sene kadar geti.
Bir aralk aabeyimin mektuplar kesilmiti. Annem, sabahlara kadar alyordu, lle Harbiye
Nezaretine gideceDAMGA
113
im. ocuumun ne olduunu reneceim. diye kalkt. Beybabam, bir trl raz olmuyordu.
gn zorla alkoyabildik. Drdnc gn, Beybabama dedim ki:
Ben de merak ediyorum. Beybaba, msaade et de, gidip soralm. Ayp bir ey deil ya...
Babam, tuhaf bir surette yzme bakyor, yutkunuyordu:/
Rn, ded;. Ben, aabeyinden mektup alyorum ama...
Szn bitirmesine meydan brakmadm. Bir feryat kopardm. Babam, eliyle azm kapad:
Korkma, bir ey yok, dedi. Aabeyine bir hal olsa mektup yazabilir mi? Son bombardmanda hafife'
yaralanm... imdi zmir hastanesinde yatyormu... Hatta mektup da kendi el yazsyle...
Ben, bu szlere inanmyor, rpnp alyordum. Beybabam, cebinden iki mektup karp uzatt.
Hikmet, bunlar zmir hastanesinden yazmt. Birincisinde yarasnn hafif olduunu; ikincisinde,
doktorlarn ufak bir ameliyata ihtiya grdklerini sylyor; Anneme ve Rn'ya haber verme.
Beyhude meraka dmesinler... diyordu.
Beybabam, Hikmet'in yaral olduunu annemden saklamak istiyordu. Ben raz olmadm, dedim ki:
Kardeimin ne halde olduunu bilmiyoruz Beybaba. Annem, her eyi bilmeli... Belki, Allah
vermesin, ona bir hal olursa bize inkisar eder. mrmzn sonuna kadar hicrandan kurtulamayz.
Anneme yava yava hakikati syledik. ocuumu grmezsem deli olurum. Mutlaka zmir'e
gideceim! diye kalkt. Beybabam, naar raz oldu. Kendisi, geen seneden beri iddetli bir
romatizmadan yatt iin, bizimle beraber gelemedi. Annemle ben, bildiklerden bir subay ile zmir'e
gittik!
Damga F. 8
114
DAMGA
Ne kadar iyi etmiiz. Kardeimin yaras gsndendi. kinci ameliyat da umduu neticeyi vermemiti.
Biz gittiimiz aman onu ok ar bulduk. Annemle beni tanmak iin gyik ekiyordu. ki gn, iki
gece bizi yatann yanndan ayrmad. Allah anneme de bana da bir melek sabr vermiti. Alamak,
rpnmak yle dursun, bizi hastaneden kovarlar diye, nefes almaa bile korkuyorduk. nc gri
sabah, yine bir ameliyat bahanesiyle bizi odadan ayrdlar. Hikmetiimi bir daha gremedim.
Annemle beni, zorla bir zabit evine misafir gnderdiler. Kardeimin acsn ekmee tahammlm
yokken, bir de annemle uramaa mecbur oldum. Zavally gryorsunuz. Z-yf, illetli bir kadn. Bir

hafta dil, az vermeden hasta yatt. Sonra yava yava iyileti. Artk stanbul'a dnmek iin acde
ediyorduk. Bu defa da bamza bu felket geldi. Siz imdadmza yetimeseydiniz, ne olacakt?
Bunlar anlatrken bir, iki yerde kendini tutamam, alamt. imdi, ilerinde ocan kzl klar
titreen mavi gzlerinin btn minnetiyle bana glmsyordu. Byle temiz, sade, vefakr ailelere
teden beri imrenirdim. Zaten kktenberi en tatl emel ve, hayalim...
Her ne ise buralar pek kartrmayalm. Annesinin ,ya-nnda daima en ve kuvvetli grnmee
alan Rn, yalnz kaldmz zaman ac ac ikyet ediyordu :
Zannediyorum ki, 'bu acy hazmedemiyeceim. Kardeimin hasreti gnden gne artacak. Babam
ihtiyar, annem hasta. Onlar da lecekler. Ah, bu dnya ne fena... nsann btn sevdikleri birer birer
gidecek olduktan sonra, neye yaamal?
lk defa cidd bir mateme urayan bu taze ocuk, kardeini hi unutamayacan, mrnn alamakla
geeceini zannediyordu. Btn yaralar gibi, bu yarann da zamanla kapanacam bilmiyordu. Bu
ocuk ruhunu batan baa kaplayan bedbinlik havasn datmak iin, elimden geleni yapyordum.
Ona biraz nee ve mit vermek iin, neeli bir adam gibi konuuyor; sonra kendi sylediklerime
kendim de inanr gibi oluyordum.
Az zaman iinde Rn ile iki iyi arkada olduk. Ona bir byk karde gibi efkat ve muhabbet
gsteriyordum. Karn biraz durduu gnlerde onu, evin etrafndaki bahelere gezmee bile
gtrdm.
, Hasta, gnden gne iyileiyordu. Nihayet, havalar da ald. Bir sabah kz arabasiyle istasyona
indik.
Rn ile annesini stanbul'daki evlerine elimle teslim ettim. Israrlar zerine bir gece de misafir
kaldm. Babalar sade, iyi kalbli bir askerdi. Bana o gece kendi olu gibi muamele etti.
Bu aileye, bahusus Rn'ya ne derece balandm, ayrlacam gn hissettim. Sabahleyin Rn ile
uzun uzun konutuk. Ayrldmza ne kadar zldn sylerken gzleri doluyor, sk sk grmee
gitmem iin deta yalvaryordu. Birka gnlk yol arkadana hatta alelade bir arkadaa bu kadar
yaknlk gstermek tabi deildi. Birka gn evvel iimde uyanan phe, bir kanaat halini ald,
Rn'da bana kar bir temayl vard. Bunu belki kendisi bile pek iyi bilmiyordu.
Benim ona kar ne duyduuma gelince; bunu daha ky ocann kzltlar mavi gzlerinde
oynarken bana dertlerini syledii saatte anlamtm: Rn'y seviyordum.
Btn gayretlerime ramen, Vedia'nn akn muhafaza edememitim. Geirdiim mahrumiyet ve
mitsizlik senelerinde, onun yz yava yava hayalimden silinmiti.
O hcra kyde yaarken, iimde mphem mitler vard. Bu nazik ve masum gen kza belki kendimi
sevdirebileceimi dnyordum. Btn mrm onun akna vak-fedecektim. Byle sade bir ailenin
kzn rahat geindirmee imdilik halim de msaitti. Bunlara, hatta mit demek de doru deil...
Olmayacan bile bile kendimi kaptrdm bir hlya...
Fakat stanbul'a ayak bastm andan itibaren bu hlya, gln bir ey oluyordu. stanbul iin
damgal bir hrsz olduumu nasl unutmutum?..
Rn iin bir mit beslemek deil, onu bir daha grmek bile doru deildi. Hatta sokakta rasgelsem,
yzne bakamayacaktm. nk bir tesadf, benim kim olduumu ona retebilirdi.
Mkl bir saatlerinde imdatlarna yetitiim iin, bana melek gzyle bakan bu aile, bir gece hrsz
olduumu rendii zaman kim bilir ne kadar hayal krklna urayacakt?
Rn'ya, sk sk kendilerini grmee geleceimi vade-derken, babasnn bir gece evvel syledii
szleri hatrlyorum :
Olumun bu kadar gen yanda lmesi, beni ok ykt, ffet Bey. Fakat benden de beterleri var...
Komularmzdan birinin bir olu var. Daha otuz yana girmeden iki defa prangaya mahkm oldu.
Onun babas elbet benden daha bedbahttr!..
Kapdan ktm zaman Rn:
gn sonra sizi bekleriz deil mi? Konya'ya dnmeden tabi urarsanz! dedi.
Evet, gn sonra! dedim.
Artk hi gremeyeceimi bildiim Rn'dan byle di bir yalanla ayrldm.
XLIV
Bu vakann zerimde derinden derine tesirleri oldu. Rn'y aylarca unutamadm. Gn getike
onu daha ziyade sevdiimi hissediyordum. lk akmn izleri tamamiyle silinmiti. Gezerken,
alrken hayalimde hep Rn vard. Bu, belki avare hayatmn bir ihtiyac idi. Onu bir daha
gremeyeceimi biliyordum. Byle olduu halde, hayalimde balattm ak hikyesine devam etmei
kendime i edinmiDAMGA
117
tim. Gnlerce sren tren yolculuklarnda hep bu hikyeyi ssleyip iliyordum.
Rn'y yalnz kendisi iin sevsem, ona bu kadar ehemmiyet vermeyecektim. yle sanyorum ki onda;
ebediyen kaybettiim sevilmek midinin matemini tuttum.

Bana gre ak; sevilen mahlkun temiz, necip bir mahlk olduuna inanmak demekti. Ben, sade
lekeli bir adam deildim; gln fakir bir adamdm.
Dalarda yol kesen ekiyann cretinde yine bir neca-bet vard. Fakat, gece karanlnda ayaklarnn
ucuna basarak hrszla giden, polise verilen bir adam, hazin surette gln ve sefildi. Byle adam
kim sevebilirdi? Temiz bir aile oca kurmak gibi cidd bir aktan da mit kesmek lzm geliyordu.
Genliimi avutmak iin apknlk etmek, ufak tefek maceralarla gnlm elendirmekten gayri
are yok! diyordum.
stanbul'da bulunduum sralarda, bir gn Mahmut Efen-di'yi grmeye gitmitim. Hocam, bsbtn
bitmiti. Artk eli, aya tutmuyor, dili glkle sylyordu. Alt ay evvel hanm lm, evde geliniyle
yalnz kalmt. Sefaletleri son dereceyi bulmutu. Bu gayretli kadncaz, bekr dikii dikerek eve
bakyordu. K Yuva'ya vermilerdi. Annesi, buna ok mahzun oluyordu. Gizlice bana dert yand:
Evldm gzmn nnden ayrmak istemiyordum. Nasl olsa ona bakabilirdim. Ama, ne
yapaym? Babamz da ocuk gibi oldu. Bir saat yalnz brakamyorum. Zavallnn zihni de bozuldu.
Artk komular bile tanmyor.
Komularn tanmayan Mahmut Efendi, beni ok iyi hatrlad. Kuru, titrek parmaklaryle yzm
salarm okuyor, ocuk gibi iini eke eke alyordu.
Hocamda hayat hissi snmt. Baka bir dnyada yayormu gibi etrafnda geen eylere hi alka
gstermiyordu. Fakat, maziyi unutmamt. Gzlerini kapyor, gneli bir gnde bir kr manzaras
seyreder gibi, eski gnle118
DAMGA
rin hayalini btn aklyla gryor, sylyordu. Akama kadar beni brakmad. Daha dorusu ben,
ondan ayrlmak istemedim.
Oh alt, on yedi yalarnda iken, bir k Damlack iftliine gitmitim. Daima yaz gnei altnda
gldn seyretmee altm yerleri karla rtlm grmek bana garip bir hzn vermiti. O gn
Mahmut Efendi ile eski gnleri anarken, iimde tpk buna benzer bir his uyand, lm, mazimin
son izini de silecekti.
Evden ktm zaman, ortalk kararmt. Gzel bir pazar akam idi. Fatih'ten tramvaya bineceim
zaman, aklma bir ey geldi: Aksaray'daki yanm konamza kadar gitmek... Bu saatte oradan
gemek bana, bir sevdiimin mezarn ziyaret etmek kadar ferahlk verecekti. Yolumu evirdim.
Yangn harabeleri arasnda Aksaray'a doru inmee baladm. Yar yanm bir mescidin yanndan
geiyordum. Krk, elli adm nmde bir kavga sesi iittim.
Kaln sesli bir erkek:
O saatle yz sana yutturmam! Polis aracam; hrsz diye seni karakola teslim edeceim!
diye baryordu.
Yolumu biraz evirerek yanlarna doru gitmee baladm. Karakol ile tehdit edilen hrsz, narin
vcutlu bir kadnd. Szlerini iitemiyordum. Fakat sesinin henginden yalvardn anlyordum.
Admlarm daha ziyade yavalattm. Erkek kpryor-du:
D nme kaltak, diyordu. imdi seni sandan yakalayp srye srye gtrrm. Her
rezillikten baka, bir de adam soyarsn ha... Nafile yle alayp szlama ile elimden kurtulamazsn!..
Kadn, beni grnce cesaret alm olacak ki, birdenbire kendini kurtard; hzl hzl bana doru
gelmee balad. Fakat erkek, derhal arkasndan yetiti, omuzlarndan yakalayarak fena halde
sarsmaa balad.
L> A M O A
XJ.W
Kar karya gelmitik. Kadna yardm etmek bir insanlk vazifesi idi.
Ne var? Ne oluyor arkada? dedim.
Erkek, krk yalarnda kadar sahal, alvarl bir darlkl idi. Dikkatle yzme bakt hiddetle:
Ne olacak... Tapon kaltaa eek gibi kendimizi soydurduk, dedi.
Halinden ve yznden safa bir adam olduunu anladm. Bu, bana daha fazla cesaret verdi:
Arkada, bu ie pek akl erdiremedim, dedim. Kadn da benim gibi cesaretlenmiti. Yreksiz
yreksiz :
Vallahi deil, Beyefendi! Ben yapmadm ki... diye szlanmaa balad.
teki, ksa boyunlu kocaman ban sallad:
Onu sen karakolda anlat! Haydi diyorum gnaha sokma beni... dedi.
Bu emre itaat etmemek imknszd. Kadn, alaya sz-laya nmze dt. Alarken hafife sarslan
nahif omuzlar, zebun hali iime dokunmutu:
Pek ehemmiyetli bir ey deilse, unu brak arkada. Yazk, dedim.
Yazk m? Bylesini delie tktrmak sevaptr.. Belki bakasnn canm yakmaa tvbe eder.
Kaltak, ikide birde dkknn nnden geer, imar eder. Ne bilirsin birader? Biz de klna,
kyafetine bakp insan gibi bir kar sandk. Evvelki akam dkkna urad. Be kuruluk fstk alacak

cilve eder, naz eder. Maksad anladk. Eh, ayaryle gelmi ksmeti evirecek deiliz ya... Dkknn i
tarafna mal koyduum bir oda var. Sen oraya gir de, ben de dkkn kapar, gelirim! dedim. Aksi
olacak, bir alay mteri geldi. Uzatmayalm, dkkn kapar, ieri gireriz. Bir de ne grelim? Rafta
bizim saatle yzk vard. Kaltak, onlar srtlayp savumu... Bereket, daha baka bir ey yoktu...
ZU
UAMA
rak :
Kadn, bu szler zerine isyan eder gibi oldu; alaya Ben hrsz deilim! dedi.
Daha baka eyler de syleyecekti. Fakat manav, korkun bir hareketle yumruunu sallayarak :
Kapa azn kaltak! dedi. Tvbe olsun, imdi seni ayamn altnda ezerim. Be, on gn delikte
yatarsan, akln bana gelir.
Kadn, gayriihtiyar, kollaryle yzn kapad tekrar nmze derek yrmee balad. Zavallnn,
bu kaba hayvan nnde hkrklardan sarslan nahif omuzlaryle, eski siyah arafyle yrmesi
hznme dokundu. Yava yava benden uzaklayorlard. arpk potinleri akam karanlnn iinde
harabenin talarna taklyor, iki admda bir decek gibi sendeliyordu.
Kendi kendime dnmee balamtm:
Bu biare kadn, yirmi beten fazla deil, belki o kadar bile yoktur. Belki henz bir ocuktur.
Fakat bu hayata denler, alt ay iinde ihtiyarlayp bitiyor. htimal, Rn gibi temiz bir
ailenin kzdr... Belki onun da cephede bir kardei ld. Belki evde il bekleyen bir ihtiyar anas,
bu saatte alktan alayan yetim kardeleri vardr. aresizlik, onu bu yola evketti. Zavall kz,
ihtimal, namus ticaretinin usuln de bilmiyordu. Para kazanmak iin gzlerine biraz srme,
yzne bir para boya srmek, sokak banda zengin namus mterisini beklemek kfidir
sanyordu. Bu tecrbesiz ocuk, mutlaka serserilerin eline de dt. Yangn yerlerinde
srnmee mahkm kald. Acaba dknlnn derecesini anlyor mu? Bu vahinin yumruu
nnde karakola giderken neye alyor?
Namuslu bir ailenin nazl bir kk hanm olarak geirdii seneleri mi, memleketinin ve ailesinin
mesut yaamasn temin iin cephede len kardelerini mi hatrlyor? Bir ekmek paras iin feda
ettii eyler belki bundan ibaret de deildir. Gizliden gizliye sevdii bir gen vard. OnunDAMGA
121
la bahtiyar olacan umuyordu. O da kimbilir nerelerde ld?..
Bu roman, zihnimde byyor, bir hakikat oluyordu. Onlar caddeye karken, akbma birdenbire bir
are geldi. Bir dakika daha dnrsem, vazgemekten korktum. Hemen arkalarndan yetitim.
Manavn omuzuna dokunarak :
Arkada, dedim bu ite ne kadar zararn var?
Su iinde be kt, Efendi...
Be kt iin bu biareyi karakola vermek gnah deil mi? Belki hapis yatacak, belki siciline
hrsz diye kayt decekler...
Manav ters ters yzme bakt: ine git hemeri... Sana ne? yolunda aksi bir ey syleyeceini
hissediyordum.
Be kd ben vereyim; onu brak! Bu sefer ard:
Sana ne oluyor ki? dedi.
anm, farzet bir iyilik etmek istiyorum... Zaten karakola gitsen, nesini alacaksn?..
Onu ben de bilmiyorum ama... Sanki kafam kzd da...
Ho gr arkada... Bunlar olaan ilerdir... Benim gibi, sen de sevaba girersin...
Manav, biraz dnd. Paray kabul etmenin zamparalk kaidelerine uyup uymayacana tereddt
ediyordu. Bu tereddd izale edecek bir, iki sz daha syledim. Mahcu-bane nne bakarak:
Haydi bakalm; sana dua etsin! dedi.
Paray aldktan sonra, yzme bakmaa cesaret edemeyerek uzaklat.
XLV
Kadn, mahcup bir tavrla bana teekkr etti, sonra tramvay yolundan Beyazd'a doru kmaa
baladk.
Ne istediimi bilmeden, ben de onu takip ediyordum. Aramzda yirmi, otuz admlk bir mesafe
vard. Ellerinde
122
DAMGA
dolu filelerle kardan gelen ii, esnaf klkl adamlar, ona lf atyorlar, dirsek vuruyorlard. Mavi
gmlekli bir delikanl, arafnn pelerinini ekti.
Biraz evvel onun iin dndm hikyeye devam ediyordum :

Bu dm aile kznn kim bilir ne hicranlar vardr? Kim bilir insanlara nasl lanet eder? Daha
demin bir tehlikeyi atlatt. Vcudunun titremesi gemeden, gz yalan kurumadan, bakalar
musallat oluyor. Bu saatte temiz bir aile ocana kim bilir ne kadar hasret eker? Belki imdi gidecei
yeri bilmiyor, belki bu gece a kalmamak iin, deminki manav nevinden bir mteri arayacak?.. Bu
kadnn kalbi acaba ne haldedir? Sokaa dmekle btn insanlk hislerini kaybetmesi lzm gelmez
ya. Elbette sevilmek, hrmet grmek ihtiyacn o da duyar. Yalnzlk ve himayesizlik acsn daha
kuvvetle duyduu akam saatinde karsna biri ksa: Seni himaye ediyorum.. Bu hayattan
kurtaryorum! dese, kim bilir nasl arr, ne minnetlerle ona elini uzatr? Bunu ben yapsam!..
Bu aklma gelen eye, gnn baka saatinde ocukluk, delilik diyeceim muhakkakkt. Fakat, yeni
yanmaa balayan sokak fenerleri, caddenin sessizlii, onun gittike silinen yorgun glgesi, bana hafif
bir sarholuk veriyordu. Bu mnasebetsiz hlyaya devamdan bir trl kendimi alamyordum :
Byle bir ey yapmak phesiz delilik olur. Fakat ne ulv delilik... Bana mutlaka insandan baka bir
mahlk gzyle bakar, bir ilh gibi peresti eder. Mesut bir insana iyilik etmekte ne fevkaldelik
olabilir? nsan, asl byle midini kaybetmi dknlere yardm etmeli ki, makbule gesin...
Hem bu ite asl kr eden ben olacam. Herkesin phe ve istihfaf ile bakt damgal ffet'e bu kadn
hrmet ve hayretle bakacak. Sicilli bir hrsz olduumu rendii zaman, sadece acyacak. Bu kadn
insanln mazeretlerini biliyor. Kendi de hrszlk etti. Denlerin ayplanmaktan ziyade, acnmaa
lyk insanlar olduunu tecrbeleriyle anlad. Bu kaDAMGA
123
dini ben himayem altna alacam; stanbul'un tenha bir kesinde kk bir eve yerleeceim. Hem
arkadam, hem sevgilim olacak.
Yol burada bitseydi, yahut sokaklar biraz daha kalabalk olsayd, bu kararmda her zamankiler
gibi bir kuru hlyadan ibaret kalacakt. Fakat o, bir sokak fenerinin dibinde durdu; potinlerini
balamak iin eildi. Benim, yoluma devam etmem lzm gelmiti. Ar ar yanndan geiyordum.
Fenerin hafif , yzne mazlum bir gzellik veriyordu. Sesime derin bir vekar vermee alarak :
Nereye gidiyorsunuz? dedim. O, tereddtsz cevap verdi :
Beyazt'a gidiyorum.
Eviniz orada m?
Hayr, bir ahbap var da... Evde bulursam, onda kalacam.
,^
Yan yana yrmeye balamtk. Konumak istiyor, syle vecek ey bulamyordum. Nihayet,
mukaddemeye lzum grmeden :
Haydi, sizinle beraber gidelim dedim.
rkmesini, tereddt etmesini bekliyordum. O, hi ftursuz sordu :
Yeriniz var m?
Beyolu'nda bir oteldeyim. uradan bir arabaya bineriz.
Mslman kadn alyorlar m?
Yabanc yer deil...
Peki, yleyse... Ama, Allah akna basarlar, filn ederlerse... Bir beldan kurtulup bir belya
atmayalm.
Cevaplarnda daha mtereddit ve mahcup olmasn isterdim. Byle ftursuz konumas biraz fenama
gitti. Maama-fih, biraz sonra arabada kendimizi yalnz bulunca, beni bir macera hevesi sard; bu ilk
fena tesir kayboldu.
124
DAMGA
lk sz o syledi. Beyazt meydanndan geerken : Vah, vah! Bu gece Beyolu'na gideceimi
bilseydim, yeni araflarmdan birini, rugan iskarpinlerimi giyerdim.
Fatih taraflarnda bizim eski bir hizmeti vard da, onu grmee 'gelmitim. Arasra yiyecek, iecek
gtrrdm. teki, beriki peime taklmasn diye, oraya giderken byle eski psk giyinirim.
Erkekler de adam hi rahat brakmazlar ki... Azck k grdler mi, baltay asarlar... Bir randevu
verip atlatvermek iten deil ama...
Bunlar sylerken glyor, koluma yaslanyordu. Biraz evvel alayan bu kadnn glmesi, ftursuz br
sesle byle eyler sylemesi, ne fena idi. Ben de istiyordum ki, ban arabann bir kesine saklasn;
yannda derdini anlayan bir insann bulunduunu bilmekten domu bir rikkatle iin iin alasn...
Halbuki o, beni di hilelerle, en srtan yalanlarla aldatmaa urayor, yeni araflardan, eski
hizmetilerden bahsediyordu. Maamafih aklma baka bir ey geldi : htimal, bu kadn beni di bir
mecburiyeti addediyordu.
O, devam etti:
Bu gece bama gelene de ayorum. Hrsz herif, beni bu kyafetle grnce, o tapon karlardan
birine mi benzetti nedir? Edepsiz eee haddini bildirecektim; ama yle kpee tenezzl etmem...
Saatimi ald diye bir de iftira... yle pise ben sadaka veririm... Deil saatini almak... Ben onun

dkknna gidermiim... Ben, onun kokulu dkknndan alverie bile tenezzl etmem vallahi
billahi... Karakolda asl ben, ona haddini bildirecektim ama, polisler polis deil yoksa. Onlar da bir
numaraya balarlarsa, aykla pirincin tan... Ben, yle herifi uak diye kullanmam... ehzadeba'nda bir manifaturac Gaffar Bey vardr, bilir misiniz?..
Hayr..
Pek zengin bir adamdr. Hem gen, hem gzel. Bana deli divane olur : Dkknm senindir
Namiye Hanm, Allahakna ne istersen al! diye ayaklanma kapanr... Kaldm kaldm da, eek
manava m kaldm?... ki kilo rk elma koymu dkknna, adama kafa tutar!..
UAMUA
125
Bu szler, vcudumda souk rpermeler geiriyordu. Artk szlerini dinlemiyor, kendimi iknaya
alyordum :
Hemen hemen ocuk denecek yata bir kadn... Bu hayata den, elbette byle dnr, byle
syler. Ben, azmimden dmeyeceim. Onun kalbinde temiz hisler uyandrmaa alacam. Bu
kadn, benim eserim olacak...
XLVI
Harb senelerinde Eftal Efendi isminde ihtiyar bir Karamanl Taksim'de otel iletiyordu. iin
istanbul'a gelen Anadolu tccarlarndan ekserisi orada kalrd1.
Eftal Efendinin otelinde birok ticaret entrikalar dner, alm satm muameleleri olurdu. Maamafih,
rabetin asl sebebi, bu deildi. htiyar Karamanl stanbul'da apknlk etmek isteyip te beceremeyen
darlkllar zahmetsiz ve tehlikesiz bir surette elendirirdi.
Bir akam, gece yansna doru, Adana tccarlarndan sarkl, sakall1 bir hac efendinin odasna
gizlice iki hanm getirir; ertesi gece Konya erafndan , be kii iin algl, kadnl bir iki lemi
tertip ederdi. Eftal Efendinin Ligor Aa isminde ellilik bir garsonu vard ki, byle gizli ilerle bilhassa
o megul olurdu.
Beni uslu bir gen diye tanyan Ligor Aa, yanmda di bir sokak kadnyle girdiimi grnce, ard.
Ben, skldm gstermemee alarak emirler verirken, o, yan gzle kadna bakyor, mstehzi
glmsyordu.
Odamn nnde, Boaz batan baa gren geni bir balkon vard. Yemek hazrlanncaya kadar orada
oturmamz teklif ettim.
Biraz evvelki heyecanm snmt. Canm hi konumak istemiyordu. Onun, arasra sorduu
mnasebetsiz suallere tek kelimelerle cevap veriyordum.
Kuzum, sen neye yle durgun duruyorsun? Hem beni getirdin de... dedi.
126
UAM VJrt
Piman olmu gibi grnmekten korktum : Bilmem, yorgunum, dedim. Akamki vaka da beni
mteessir etti. Sana ok acdm. smin ne?
Namiye... Seninki?..
iffet...
Erkekte ffet ismini hi iitmedim.
Bu hayat kim bilir sana ne kadar fena geliyor, Namiye Hanm?
Bilmem... Altk gitti...
Kimsen yok deil mi?
Neden olmasn? Var... Babam var. Bir yerde mutasarrftr. Bakaym nerdeydi? smi aklmda
kalmad. Galiba zmit mutasarrf. Bir de amcam vard. Pek zengindir, byk tccardr.
Biraz evvel arabada yapt gibi, ftursuz yalan sylyor, zengin amcalarndan, milyoner halalardan
bahsediyordu.
Elimi omuzuna koydum, gzlerinin iine bakarak :
Namiye, yavrum, dedim. Beni bakalaryle kyas etme. ok dert grm, sefalet ekmi bir
adamm. Seni ayplamam, hayatn benden saklama. Sen de ok felketlere uradn deil mi?
Namiye, arsz bir kahkahayla gld :
Sen, ne tuhaf eyler sylyorsun ayol! Ben yle ihtiyatan bu yola dmedim. Keyfime mecburum
da ondan. Ne yapaym, insan,, dnyaya bir kere gelir. Canm sa olsun...
Ben de naar, glyordum :
Tekrar ediyorum, Namiye. Sen, mutlaka ok sefalet ektin. Mesel, o di adamn saatine,
yzne el uzatmak iin, insan ok ekmi olmal... yle deil mi?
Gen kadn bu sefer kzd :
AaL Ben, hrsz mym?.. Siz de tuhaf sylyorsunuz... almaa tenezzl etsem, milyonlar
alarm vallahi, billahi... Ben, yle zibidilerin krk tanesini cebimden karrm...
Demin seni ayplamayacam syledim. Bunun asl manasn belki anlamadn. Ayplamaa
hakkm yok demek istedim. nk ben de hrszm; ben de bir bakasnn parasn aldm. Alt ay

hapis yattm. Sonra i istemek iin nereye mracaat ettimse yzme kapy kapadlar. Gryorsun ya
kzm. Karndaki adamdan ne korkmaa, ne de utanmaa sebep yok...
Namiye hayretle bakarak beni dinliyordu. Gittike artan bir hznle devam ettim:
Biz yolunu arm iki biareyiz. Birbirimizi anlamaa, teselli etmee muktediriz. Seni himaye
etmek istiyorum. Kk bir ev bulacam. Orada yine belki fakirhane, fakat temiz bir hayat
geireceksin. Artk sokaklarda srnmee, di adamlardan hakaret grmee mecbur olmayacaksn...
Hl hayretle yzme bakan Namiye :
Kuzum, Allah akna, sen sarho musun? dedi.
Bu sual, btn midimi krd. Akamdan beri yaptm eylerin gln-, sylediim szlerin manasz
olduunu o vakit farkettim. Kendi kendime : Adam sen de, diyordum, madem ki aldanmm. Ne
kar?.. Ben de bakalar gibi elenmi olurum!
Namiye, beni darltmaktan korkuyor gibi enemi okad, baya cilvelerle yaltaklanmaa balad :
Haydi gzel ocuum... Tembih et de, rak getirsinler... Sen baka trl neelenmeyeceksin.
Haydi o patlcan burunlu herife emret!..
Ligor aann burnu iri ve mor olduu iin byle sylyordu.
Namiye, ilk kadehi bana hemen hemen zorla iirdi. tekilerde nazlanmadm. Gen kadn, alkn
hareketlerle tabaklardan meze topluyor, ayn atal kh kendi azna kh benim azma sokuyordu.
nc kadehte sarho olmaa baladm. Namiye sandalyesini yanma yaklatrmt. Rak verirken
bir kolunu boynuma doluyor, ban omuzuma dayyordu.
s
Haydi, bir ut buldur da sana alaym, dedi.
Burada o olmaz, diye cevap verdim.
O, hayret etti :
Herkesin keyfine ne karrlar gzm! Amma da tuhaf i ha!..
Namiye'yi bu ut arzusundan zorla vazgeirebildim.
Biraz sonra Ligor Aa, elinde bir baka tepsi ile odaya girmiti. Gen kadn, ut dvasn yeniden
tazeledi :
Beyimiz nerdeyse mahcubiyetten yzne kalbur takacak... Haydi aslanm, sen bir ut bul, bir iki
tngrdatalm.
Garson, surat ederek cevap verdi :
Buras senin bildiin yer deil... Sen kerizini yarn akam baka yerde yaparsn...
Namiye kzd. Fakat verecek cevap bulamad iin ii alaya vurdu:
Aam, o ne burun yle?.. O bostan patlcann hangi gbrelikte yetitirdin? dedi.
Ligor Aa, ters ters bakt; mstehzi bir hareketle :
Beyin hatr olmasa, nerede yetitirdiimi sylerdim, dedi.
Garsonun muamelesi bana fena geldi. Sert bir sesle : Haydi Ligor Aa, sen iine... Sana lzum yok,
dedim. O, aceleye lzum grmeden, bo meze tabaklarn toplad, kt. Ayn ehre ile Namiye'ye :
Fena ettin kzm, dedim. Bunlar terbiyesiz adamlardr. Fena bir ey syler, benim bam derde
girer...
O ftursuz bir tavrla :
Aman canm, sen de, dedi. Ut olsa, iyi olacakt. Aman geen gece Ada'da bir lem yaptk. Deme
gitsin... Gzel ut vard, keman vard. Bir de klarnet midir nedir, ite o zrlt... Bir Aksarayl Uzun
hsan vard. Aman, ne gbek kvrd... Sabaha kadar elenecektik ama, iki Trabzonlu takac sululuk
etti.
DAMGA
129
Namiye, takaclarn meclisi nasl altst ettiklerini klhanbeyi azyle anlatyor, bilmediim tbirler
kullanyor, souk taklitler yapyordu. Ben gittike artan sarholuumun iinde, bu di hikyeyi zerkle
dinliyor, gzlerimden ya gelinceye kadar glyordum.
imde hi bir aclk kalmamt. Gnlm rahat, yzm endi. Dnya, gzmde gln bir
kargaalktan ibaretti.
Of, ne scak... nsan ldracak dedi.
Ayandan iskarpinlerini, arkasndan mavi bluzunu att. Kirli bir kombinezonla kald.
Ara sra dudama uzatt kadehleri reddetmee kudretim yoktu. Mezeler stme dklyordu. Bir
aralk tiz bir sesle trk sylemee balad. Bir eliyle omuzlarm, kollarm imdikliyor, tekiyle
kantocu kzlar gibi iaretler yapyor, parmaklarn krdatyordu.
ok sarho olmama ramen, bunun mnasebetsiz bir ey olduunu hissettim; susturmaa altm.
Zaten neem snmee balamt1. Galiba biraz kavga ettik.
Bir aralk havaszlktan bunaldm balkon kapsn aarak, tepelerde yeni doan aya doru kollarm
uzattm hatrlyorum.

Gzlerimi atm zaman sabah oluyordu. Vcudum ierde, bam balkon kapsnn dnda kalmt.
Rutubet, vcudumu dondurmutu. Bamda tahamml edilmez bir arlk vard. Kemiklerim szlyor,
hararetten dudaklarm yanyordu.
Glkle ayaa kalktm, ieri girdim. Lamba hl yanr-yordu. ieler, tabaklar devrilmi, masann
st iren bir hal almt. Namiye kanepenin kenarnda szmt. Eilip yzne baktm. Bu, ne harap
bir mahlktu. Boyalar dklm, derisi kirli bir sarlk almt. irkin bir surette ak azndan
Hrltlar kyordu. Dipleri siyah, yukar ksm oksijen sars
Damga F. 9
130
DAMGA
salar, kirli bir kme halinde boynuna dklmt. Arasra ksrdke, gsnn kuru kemikleri
sarslyordu. Ayaklarndan biri, bir sandalye kenarna takl.kalmt. orabnn yamal tabanlar
eskiliinden parlyordu.
En dkn zamanlarmda bile dnyay bu kadar iren grdm hatrlamyorum. Akam karanl
iinde onu takip ederken, bu geceyi byle mi dnmtm? Dm bir aile kzn teselli edecektim.
Birbirimize dertlerimizi syleyecektik. stanbul'un gizli bir kesinde gizli bir evimiz olacakt. lm
bir mahlkun yeniden hayata dndn grecektim. Yangn yerlerinde dolat hakaret grd
gnlerden, eski bir hastal kbuslarna benzer bir hafif izden baka bir ey kalmayacakt. Bu mucize,
benim eserim olacakt.
stanbul'un bu iki damgals', temiz bir hayat geirecekti.
. Sabahn alaca karanl iinde onu seyrederken yle dndm ki, bu kadn, benim sadelik
hlyamn ldr. Yar plak vcudunun stne bir rt atp ekildim, kendimi elbisemle
yatamn zerine attm. Bam ar, vcudum rper-meler iinde, gzlerim yalarla yanarak tekrar
uyudum.
Ertesi gn beni Ligor Aa uykudan uyandrd; elinde kocaman bir orba ksesi vard:
orbanz getirdim ffet Bey. Soumasn. akn akn yzne baktm :
Ne orbas?
kembe orbas istemisiniz ya. Demin o kar syledi : Beye rak dokundu. abuk ikembe
orbas bulsun! di yor, dedi.
Ben yle bir ey sylemedim. Kendisi nerede?
Ne bileyim kt, gitti. Sizin haberiniz yok mu? Hayr, uyuyordum.
Vay kaltak! Mutlaka bir ey ald... Ben onu brakmazdm ya. Bey orba istiyor! demesine
inandm. Aman hele czdannz1 yoklaynz!..
DAMGA
131
Czdan yerinde idi. Fakat, iinde bulunan on sekiz lira kadar bir para gitmiti. Saati yeleimin
cebinden almaa cesaret edememiti...'
Ligon Aa:
Ah, beyim, yle tapon kar getirilir mi? Ne mal olduunu bir bakta anladm ama... Hemen
karakola haber versek, ben de rezil olurdum, otel de... Ne yapalm, akacak kan damarda durmaz.
XLVII
irkete geldiimin ikinci senesi idi. Bir ramazan gecesi, Muzaffer'den bir telgraf aldm : Davay
kazandk. Acele stanbul'a gelmem lzm diyordu.
Birdenbire sersemlemitim. Telgraf elimde evirip eviriyor, gzlerime inanamyordum. Senelerden
beri srp giden bu dvadan midi kesmitim. Aabeyim, son aylarda bana sk sk mektup yazyor,
neticenin pek yakn olduunu sylyordu. Bir ay evvel stanbul'da bulunduum bir gn, beni Ada'ya
arm, dvann safhalar hakknda bana uzun uza-dya izahat vermiti.
Muzaffer, pek fazla sevin ve heyecan gsterdii iin, bende seviniyor gibi grnyordum. Fakat
dorusu iimden inanmak gelmemiti. Bana anlatt eylere akl erdirmee almadan onu
dinlemi, imzalatt ktlara vekletnamelere yle bir gz gezSirmekle iktifa etmitim.
Cell, telgraf grnce pek memnun oldu. Beni kollarnn arasna alp yanaklarm perek :
Artk postu kurtardn ffet... Kzn iyi bir kocaya vermi babalar gibi gnlm rahat etti, diyordu.
Ertesi gnk trenle stanbul'a gitmem kararlat. Gece ge vakte kadar beraber oturduk. Cell, son
senelerde ticaret ileriyle uraa uraa pek pratik olmutu. Kt zerin*-de hesaplar yapyor,
konan, iftliin imdiki para ile ne tutacan, ne kadarnn bana deceini tahmin ediyordu..
132
DAMGA
Maamafih hakikat, arkadamn tahminlerini geti. iftlik midimizden ok fazla para getirdi. Benim
gibi bir adam iin bu, hemen hemen bir servetti. Ben ki, kklmden beri hibir byk hrs ve
emel tamamtm; bir ekmek paras bulduum gnleri takdis edecek kadar sefalet ekmitim.
Elime geen bu mit etmediim kadar ok para evvel beni artt.

Cell, fena gnlerimde olduu gibi, imdi de yardm etti :


Mteebbis bir adam, bu minimini serveti pek krl ilerde kullanabilir, diyordu. Fakat ne sen,
hatta ne ben, by^ le kark ve tehlikeli ilere girebilecek adamlar deiliz. Bahusus imdi,
hastalktan yeni kalkm bir adam halindesin... Daima sylediim gibi, sende, hayata kar bir gz
ylgnl var. Belki zamanla geer. imdilik paran, az krl, fakat emin
ilerde kullanalm...
**
Cell, ne dediyse yaptm.. Onun, yalnz bir nasihatini tutmak elimden gelmedi. Arkadam :
tyi bir kzcaz bul... Evlen... Sen, iyi bir aile oca kurabilecek bir adamsn... olua ocua
kar; dnyay unutursun, diyordu.
imdilik biraz kendimi dinlemee muhtacm. lerde belki... diye cevap verdim.
Byle sylerken, dudaklarmda ac bir tebessm vard. Cell, bunun manasn anlayamad. Hayatta
her eyi bekleyebilirdim. Fakat aile babas olmay hibir zaman... Ben, aile ocan herkesten baka
trl dnyordum. Baba, ana, ocuklar birbirlerini en temiz hislerle seveceklerdi. Halbuki benim,
eimden ocuklarmdan hrmet beklemee hakkm yoktu; lekeliydim. Dorusunu sylemek lzm
gelirse, damgama artk almtm. Bildiklerimin beni, hrsz diye tanmalarn o kadar
umursamyordum. Fakat zevcemin, ocuklarmn beni byle bilmelerine tahamml edemeyecektim.
Bu fikrimi Ce-ll'den sakladm. Arkadam beni artk kurtuldu zannediyordu. Yine birtakm
vehimlerle kendimi zdm grrse, o da zlecekti.
XLVIII
engelky tarafnda byk baheli bir eve yerlemi, Mahmut Efendi ldkten sonra bsbtn yalnz
kalan gelinini yanma almtm. Hizmetime, bir ihtiyar bahvan ile o, bakyordu.
lk zamanlarda kendimi, frtnadan sonra harap tarlasn seyretmee giden iftiye benzetiyordum.
Geirdiim frtnann ruhumda neler yakp yktn yeis ile gryordum. en, kaytsz bir ocuktum.
Mzmin bir hzne mptel, korkak bir adam olmutum... nsanlarn iine karmak iin, iim
titrerdi. imdi, en sevdiklerimden ekmiyordum. Her eyi iyi gryordum. imdi bedbin, hatta
bedbaht olmutum. Eskiden insanlara emniyetim vard1. imdi herkesten phe ediyordum.
Sanrdm ki insanlar, bana bu zulm elbirliiyle yaptlar. Istrap ekenlere o kadar acmyordum.
Evimde en elenceli meguliyetim, bahe ile uramak ve kitap okumakt. Kitaplara yeniden merak
sardrmtm. u fark ile ki, eskiden mit ve hararetle dolu yazlardan holanrdm. imdi bedbin, ac
eserleri seviyordum.
Maamafih, zaman getike yeni ahbaplar, arkadalar bulmaa da balyordum. Arkada szyle, tabi
birbirini anlayan, seven insanlar kasdetmiyordum. Selamlalan, konuulan, beraber elenilen
insanlar... Birbirinizin yzne kar1 cancier olursunuz; fakat sekiz, on adm ayrldnz gibi, baka
birine mkemmel ekitirirsiniz.
Elime biraz para getikten sonra, akrabam ve eski dostlarmla da mnasebetim dzelmiti. Konak ve
iftlik dvasnn lehime neticelenmesi damgam silmi, beni bazlarnn gznde tertemiz bir adam
yapmt.
Maamafih, arasra onun bsbtn unutuhnadm1 gsterecek vakalar da oluyordu. te onlardan
birisi :
Bir akam Muzaffer aabeyimle beraber yengemin Nian-ta'ndaki akrabalarndan birine davetli
idik. O gece, bildiklerden baka birka da yabanc misafir vard. Bir aralk, yaknlarda lm bir zengin adamdan
bahsediliyordu. Ev sahibinin kars dedi ki:
Dn onun mzayedesinde bulundum. Birok kymetli eya yok fiyatna satld. Be liraya iki antika
aldm ki, bugn en aa yirmi be, otuz lira eder.
Antika merakls olan bir ihtiyar Hanmefendi, mutlaka bunlar grmek istedi. Fakat aksi gibi,
antikalarn bulunduu dolabn anahtar kaybolmutu. Ev sahibi, bir cemile yapmak istedi :
Ziyan yok, kilidi skeriz, dedi.
Bir makas bulup getirerek uramaa balad; dolap almyordu. Bileinin kuvvetine gvenen bir
gen, yardma geldi. O da muvaffak olamad.
Hanmefendi, antikalar grmekten naar vazgeiyordu. Bildiklerden bir Hariciye memuru :
Bir kere de siz urasanz ffet Bey, dedi.
Benim, dolap amakta mahir bir hrsz olduumu dnerek mi sylemiti? Yoksa diline mi yle
gelmiti? Salonda bir an iin souk bir hava estiini hissettim.
Birka dakika sonra, yine lkayd konuulup elenilmeye devam edildi. Fakat ben, o gece kimsenin
yzne bakmaa cesaret edemedim..
XLIX
Konya'daki irketin, Fzl Bey isminde bir muhasebecisi vard. Gzel tabiatl1 bir adamd. Orada
bulunduum mddete bana pek ok yardm dokunmutu. kide birde beni evinde yemee davet
ederdi. Ben, mahcup olduumu syledike :

Ziyan yok... Sen misafirsin... nallah ben de stanbul'a gelirim. Acsn karrz, derdi.
Fzl Bey, nihayet dediini yapt; bir ay izinle stanbul'a geldi. ehirde baka tand olmad iin,
dorudan doruya benim evime indi. Pek sevdiim bu adam1 evimde misafir ettiime memnun
olacaktm. Fakat, Fzl Bey, stanbul deyince aklna evvel elence ve sefahat gelen darlkllarDAMGA
135
dand. Btn elence yerlerini gezip grmek istiyordu. Evimde ne yapsam, ne ikram etsem, makbule
gemeyecekti.
Naar, Beyolu'nun barlarnda, tiyatrolarnda arkadama rehberlik etmee baladm. Halbuki,
bamdan geen vakadan sonra, byle yerlerde kendimi gstermek istemezdim.
Bir gn, misafirime baz camilerle Evkaf Mzesini gez-dirmitim. Mzeden ktmz zaman ortalk
kararyordu. Fzl Bey :
Bugn ok yorulduk, dedi, Tepeba bahesine gidip bir, iki bira isek nasl olur? Hem de alg
dinleriz.
Misafirim, algdan pek holanmazd; asl istedii : Kadn grmekti. Civarda araba bulamadk; Vefa
yokuunu yayan olarak inmee baladk. Unkapan kprsne yakn bir yerde bir araba duruyordu;
arabac elinde kamsyle oturduu yerde uyukluyordu.
Fzl Bey, bastonunun ucuyle onu drtp uyandrd r
Tepeba! dedi.
Arabac, tembel tembel yerinden indi, skan kapp, dilerinin arasndan kfrler ederek at. Fzl
Bey, arabaya girmiti. Ben de giriyordum... Arabac, birdenbire heyecanla bard :
Vay Azizim, ok kr grtmze... Beni unutmadn ya... Biz, unutulacak adam myz ki...
Kodesin iki Hidayet Dedesi yok ki...
Hayretle bam evirdim. Bu adam, hapishanenin mehur ehrelerinden biriydi. Gen olduu halde,
adna Hidayet Dede derlerdi. Kk hrszlklar, afyon kaakl gibi sularla ikide birde
hapishaneye gelir giderdi. Hidayet Dede'nin mahkmlara esrarl sigara satmasna bir trl mani
olamazlard.
Vaziyetim ok mkld. Ne yapacam, ne syleyeceimi bilmiyordum. Hidayet Dede.hemen
hemen zorla elimi tutarak birka kere sarsp sallad; senelerden beri hasret olduu bir arkada1 gibi :
I
Haydi, imdi gidelim de, sonra konuuruz, dedi. Hapishane arkadam ok deimiti. ki, sene
iinde
sa, sakal bembeyaz olmutu. Araba Unkapan kprsn geerken alayacak gibiydim. Fzl Bey,
maceram biliyordu. Hidayet Dede'nin kim olduunu anlamt. Bir ey sor-mayp arabann
kesinde mamumane susuyordu.
Hidayet Dede'nin bu gece keyfi tamamd. kide bir arabay durduruyordu. Kh bana mnasebetsiz
sualler soruyor. Kh yanmzdan geen arabalara sarkntlk ediyor.
Yokuu karken, kt bir Rum meyhanesi nnde durdu :
Artk bir rakm iersin... Beyefendi de buyursun. Allah akna... Senin gibi arkadalara can feda!
diye srnamaa balad.
Rezalet korkusuyle, sert cevap vermee cesaret edemiyorduk... Hidayet Dede, bizi arabadan
indiremediini grnce meyhaneciyi ard. rak istedi. Dnyada bundan feci ve gln vaziyet
tasavvur edilemezdi. Garson, elinde rak tepsisiyle arabann kapsna gelmiti. Fazla olarak,
meyhanenin nnde bir de latama almyordu. Hidayet Dede, bir yandan bize zorla rak iirmee
alyor, bir yandan :
Hani meze?.. Biraz ekmek, zeytin!., diye baryordu. Zavall Fzl Bey!.. Panayr dnnde
her rastgeldii
meyhanenin nnde duran, alg aldrp rak ien Rum palikaryalarna benzemitik... Bereket
versin, bu saatte sokak karanlk ve tenha idi.
Tepeba kapsnn nnde Hidayet Dede'yi bamzdan savdmz zaman geni bir nefes almtk.
Fakat, asl felket bundan sonra balyordu.
Yirmi dakika sonra Hidayet Dede, tekrar yanmza geldi. Artk ayakta duramayacak kadar sallanyor,
masalarn arasndan geerken sandalyeleri deviriyordu.
Fzl Beyin de, benim de nutkumuz tutulmu gibiydi.
Dede, ceketini karp omuzuna atm, krmz gmleinin kollarn dirseklerine kadar svamt. Bir eliyle nmzdeki masaya, bir eliyle krbacna
dayanyor, durduu yerde hafif hafif sallanarak syleniyordu :
Hay aziz hay!.. Nasipte yine grmek varm ha!.. Dinim hakk iin delie her girite gzm seni
arar. Ama bu gece, garibin hatrn kurmamalydnz... Size iki kadeh ikram edeyim dedim
canm... Tenezzl etmediniz... Canm, arabacyz diye, bizi o kadar hor grmek olur mu?
Ahbaplarmza ikram etmek iin bizim de be, on kuruumuz bulunur. Allah bereket versin!

Etraftan herkes bize bakyordu. Fzl Bey, bende hayr kalmadn anlad; sarhou kandrmak iin dil
dkmee balad :
Estafurullah birader... Yarn akam burada buluuruz; hem ier, hem eleniriz inallah...
Hidayet Dede, azm arptp irkin irkin glerek :
A benim beyim efendim. Neye tatl cann skntya koyup az yaparsn?.. Boynumuzda medeniyet
yular yok diye tenezl etmezsiniz... Biz fakiriz ama, gnlmz zengindir; cebimizde de be, on kuru
bulunur...
Cebinden kirli, buruuk paralar karp gsteriyordu :
Allah bereket versin. Bugn iki, lira kazandk. Bu gecelik bize de yeter, ahbaplara da... Yarn
Allah kerim. Ce-nab- Allah, kr kurdundan bile gemez... Hidayet Dedesi'nin nasibini de gnderir...
Bu paralar bu gece beraber yemeliyiz.
Sz sras bana gelmiti. Btn kuvvetimi, talkatimi sarfederek Dede'yi kandrmaa, bamzdan
savmaa alyordum. Fakat o, bizden ayrldktan sonra yine bir meyhaneye girerek imi, sz
anlamyacak bir hale gelmiti. Sesini gittike ykselterek syleniyordu :
Biz, bu paralan bu gece yemeliyiz... Yarin geceye brakamam! Bu gece Azrail Aleyhisselm
benim ruhumu alrsa ne yaparm arkadalar?.. Siz olsun insaf edin... Sabaha
UAMA
kmadan lrsem, bu paralar l ykayc imam Kmil'e verirler...
irkin irkin azn, yzn buruturarak hkryor, fakat gzlerinden ya gelmiyordu. Fzl Bey,
aknlndan .:
Allah'a emanet! Allah'a emanet! nallah yarma karsnz, dedi.
Hidayet Dede :
Haa smme haa Allah msn be herif?.. Nerden biliyorsun?., diye bard.
Sonra, avucundaki paralar birer birer yrtmaa, atmaa balad :
r mam Kmil yiyeceine, ben yrtarm... imam Kmil yiyeceine ben yrtarm... mam Kmil...
Civar masalarda oturanlarn kimi glyor, kimi kzyordu.
Paralarn yrtlmas, sarhou teskin eder gibi olmutu; belki yakamz brakp gidecekti. Fakat, o
esnada orkestrann balamas, ii bozdu. Biraz evvel, o geceki lm ihtimali kar snda alayan
Hidayet Dede, birdenbire keyiflendi :
Bizim paralar gitti... Feda olsun... Haydi azizler, siz bana rak smarlayn bakalm...
Etrafna baknarak sandalye aryor :
Garson! Ne cehennemdesin be? Buraya bak! diye avaz avaz baryordu.
Yanmzdaki masada kalabalk bir Ermeni ailesi1 oturuyordu; apkalar, pardesleri bo bir sandalye
stne ymlard. Hidayet Dede :
Haydi bakalm madamlar, msyler!.. Adamlar oturacak yer bulamyor. Aln u zrltlar da
oturalm! diye emretti.
Fzl Bey ile bir gz iareti teati ettikten sonra, ayaa kalkmtk.
UAMUA
139
Burada rahat edemeyiz. Hidayet Dede. Haydi, kardaki gazinolardan birine gidelim dedim.
Baheden ktktan sonra, nasl olsa sarhotan kurtulmann aresini bulacaktk. Fakat bu esnada
garson, yannda iri yapl bir polis memuruyla karmza dikilmiti.
Polis, bu sabkal serseriyi tanyordu :
Haydi Dede, ek buradan! dedi. Sarho, mazlum bir tavrla :
Ben kendim gelmedim be yahu!.. Nah, ite arkadalar davet ettiler!..
Polis, tekrar emretti :
Lkrdya lzum yok haydi argi!.. Hidayet Diede, bu defa bana dnd :
Sylesene be aziz! Kime ne yaptm? Kimi rahatsz ettim? urada namusumla bir kadeh rak
ieceim, yle deil mi? Sylesene be yahu!.. Adam, arkadan byle mi himaye eder be?.
Ben, akn akn etrafma bakyordum. Sarhoun aklndan birdenbire bir phe uyand : ' ^
Belki polisi sen arttn ha... yle ya, sen arttn... Bana aktrmadan bir iaret... Vay namert
kalpazan!
Dede, stme atlacak gibi hareketler yapyordu. Polis, onu omuzundan yakalad, zorla kapya doru
srklemee balad. Masalardan kalkan, etrafna toplanan kalabalk iinde gittike uzaklaan,
bozulan sesinin :
Sen de hrszsn!.. Boynuna bir kravat takmakla adam oldum sanma... Kodeste yattn
unutma... Nmert, alak, diye bardn iitiyordum.
Fzl Bey, beni yar baygn bir halde baheden kard. Bu vaka, beni bir ay hasta -etti.
Bir perembe gn Beyazt'ta bir arkadala buluacaktm. Vapurdan kprye karken gzlm
drp krdm. Yarm saat kadar fazla vaktim olduu iin, Beyolu'na kmak, bir yeni gzlk almak
istedim.

u n an o A
Sokan gneinden Tnel'in karanlna girdiim zaman gzlerim bsbtn bulanmt. Etrafmdaki
insanlar bir glge gibi grerek ilerliyordum. Yanndan getiim siyah arafl bir hanmn yavaa:
ffet Bey dediini duydum. Kalbim hafife arpt.. Bana sz szleyen Vedia idi. Vedia ile bir ehirde
yayorduk. Bir gn birbirimize tesadf etmemizden daha tabi bir ey olamazd. Byle olduu halde,
onu artk hi gremeyeceime kanaatim vard.
Vedia, sakin bir sesle hatrm soruyor, beni grdne memnun olduunu sylyordu. Ben de ayn
skn ile, ayn tarzda cevaplar veriyor, sualler soruyordum. Yllarca bu kadn iin glm,
alamtm. imdi nasl oluyor da onunla bu kadar sakin konuuyordum?..
Birbirimize maziyi hatrlatmaktan korkuyor gibiydik. Belki iki yabanc gibi manasz birka merasim
lkrdsndan sonra ayrlacaktk. Fakat sz birdenbire baka bir maceraya dkld. Hi mnasebeti
olmad halde, nereye gittiini sormutum.
K Galatasaray'dan almaa gidiyordum, dedi. Bu sene leyl mektebe verdim. Birbirimize fazla
dknz. Hi ayrlmak istemedim ama, ne are ...Mektebe mutlaka benim getirip gtrmemi
istiyor... Benim de zaten daha ehemmiyetli bir iim yok..
Vedia, bunlar sylerken hafife glyordu. Biraz sklarak :
Kardeleri ne yapyorlar? dedim.
Zannederim iyi olacaklar...
Kk hanm imdi kocaman bir gen kz olmutur deil mi?
Epeyce zamandr grmedim.
Niin?..
Gzlerini yzme kaldrd :
Cemil Kerim Beyin imdi, baka bir kars var. Beraber deiliz.
DAMGA
141
Demek ayrldnz?..
Zaten pek anlaamamtk. Biliyorsunuz. Ben ,bir seneden beri biraderimle beraber
Erenky'deyim.
Halk vagonlara giriyordu. Vedia, siyah eldivenli kk / elini bana uzatt :
Msaade eder misiniz? dedi.
Gzlm aldm. Fakat Beyazt'ta bekleyen arkadam grmee gidemedim. Bugn, ruhum
doluydu. Vedia'ya ait olmayan eylerden bahsetmek mecburiyetine tahamml edemi-yecektim.
Onu grdm zaman fazla bir teessr duymadm. diyordum; fakat emnim ki, kalbimdeki yara
yeniden ald. Yeniden strap ekmee balayacam. Bu tesadf, ok fena oldu. Akama kadar
sersem sersem tede, beride dolatm. Ortalk kararrken algl gazino bahelerinden birine girdim :
bira istedim
Gece, alg ve ikinin verdii teheyy iinde, lgn bir hlya kanesi kurmaa baladm :
Vedia'y unuttum sanyordum. Hatta onun stne R-n'y sever gibi olmutum. Fakat anhyorum
ki, beni miin dnya yznde Vedia'dan, baka kadn yok O da mutlaka beni unutmamtr. Unutmak
deil, belki ayr bulunduumuz zamanlarda daha fazla sevmitir. Kendisi iin neler ektiimi biliyor.
Herkes nazarnda damgal bir hrsz... Fakat onun iin Damlack deirmeninin smailiyim. Vedia,
serbest kald. Evlenmemize hibir mni tasavvur etmiyordum. imdi . artk halim, vaktim de msait.
Sefalet korkusu yok... Birbiri-7 mizi lnceye kadar seveceiz. Bakalar benim iin ne derlerse
desinler... Dnyada en sevdiim mahlk, benim ne olduumu bildikten sonra, hi ehemmiyeti yok.
Belki ileride bir gn bu hrszlk vakasnn hakikati de meydana kacak. Deirmen masalnn ismail'i
gibi bana da acyanlar olacak.
142
DAMGA
DAMGA
143
alg', hafif, mahzun bir Rumen havas alyordu. Bam ellerimin iinde, yzm bahenin karanlk
kelerine dnm, ocuk gibi alyordum.
O gece, hayatmn son bir mit ve heyecan gecesi oldu.
Ertesi sabah uyandm vakit, bu tasavvurlar zihnimde hayli solmu ypranm buldum. Maamafih,
kararmdan artk dnemezdim. Vedia, bana iyi bir arkada olabilirdi.
Erenky'deki evini tahkik ettim; ok mhim bir mesele iin grmek istediime dair ksa bir mektup
yazdm.
ki gn sonra verdii cevapta, perembe gn ocuunu almaa giderken Haydarpaa istasyonunda
sekiz, on dakika grebileceimi sylyordu.

Vedia, dedii saatte geldi. Bo bir bekleme salonuna girip oturduk. Zihnimde hazrlanm birok
szler vard. Fakat bu szler, hayalimdeki eski Vedia iindi. Merak bile etmeden ne istediimi soran,
ara sra kolundaki saate bakan sakin ve yabanc1 kadnn onunla alkas yoktu.
Tnel'in karanlnda zayf gzlerimle pek az seebildiim ehresini imdi daha iyi gryordum.
Vedia hayli ypranmt. Gzlerinin, dudaklarnn kenarlarnda yorgun izgiler peyda olmutu.
Gzlerinin soluk ehresini canlandran zengin renkleri bile maden sertlii almt. Vedia, benim eski
sevdiim, deildi. Maamafih, ona yine byk bir ciddiyetle evlenmemizi teklif ettim :
Vaktiyle birbirimizi sevdik. Bu kadar hatralarmz var. Siz de imdi serbestsiniz. yi bir aile
tekil edebiliriz.
Vedia, teklifimi ayn cidd skn ile dinledi; antasyle oynayarak biraz dnd sonra cevap verdi :
Ben, size nisbette daha yalym. Hemen hemen otuz bee geliyorum. Evlenmemizden, bilmem ne
fayda bekliyorsunuz?
Bu garip cevap beni artt :
Bir zaman birbirimizi az m sevdik Vedia Hanm? de- dim.
Evet, ama imdi beni, yine yle sevdiinizi iddia ede- I mezsiniz. O vakit bir delilik ettik.
Dorusunu isterseniz ikimiz . de mesut olduk. Fakat neticede, bamza az felket mi geldi? ^
Biraz evvel size, artk yal bir kadn olduumu syledim. Siz de tabi eski iffet Bey deilsiniz.. Bugn
evlenmemiz delilik olur
Ben, byle dnmemitim!
ocuum artk byd. Yaknda yetimi bir gen olacak. Ona kar tabi birok vazifelerim var...
Vedia buna benzer daha birok sebepler sayp dkyordu. Fakat hibirinin ciddi olmadn
anlyordum. Nihayet, asl sebebi syletmee muvaffak oldum :
Bamzdan bir felket geti, dedi. Biz birleirsek, herkes ne der?..
Ac bir glle :
Vedia Hanm, einin kasasn kran damgal bir hrszla evlendi derler, deil mi efendim? dedim.
Fakat madem ki, siz hakikati biliyorsunuz...
Vedia, armt. Kekeleyerek :
Evet, ama, dedi. Benim bitmem kfi deil ki... Cemil Kerim Beyin daima tekrar ettii bir sz vard :
Bir eyin s-vuu vukuundan beterdir. Evlenmemiz, ikimizi de tuhaf bir mevkide brakacak. Hi
olmazsa bu kadar eyi gze alacamza gre, byk bir ak mazereti olsa...
Bu birka szden Vedia'nn btn ruhunu grmtm. Titreyerek ayaa kalktm :
Size zahmet verdim Vedia Hanm. Artk konuulacak bir eyimiz kalmad, dedim.
Allahasmarladk!
Allahasmarladk!
Bir kere daha yzme bakmaa cesaret edemeden yanmdan uzaklat.
Hayatm bir vehme kurban etmitim.
SON
Reat Nuri Gntekin _ Damga
Reat Nuri Gntekin _ Damga
www.kitapsevenler.com
Merhabalar
Buraya Yklediim e-kitaplar Aada Ad Geen Kanuna stinaden
Grme zrller in Hazrlanmtr
Ekran Okuyucu, Braille 'n Speak Sayesinde Bu Kitaplar Dinliyoruz
Amacm Yayn Evlerine Zarar Vermek Deildir
Bu e-kitaplar Normal Kitaplarn Yerini Tutmayacandan
Kitaplar Beyenipte Engelli Olmayan Arkadalar Sadece Kitap Hakknda Fikir Sahibi Olduunda
Aada Ad Geen Yayn Evi, Sahaflar, Ktphane, ve Kitaplardan Temin Edebilirler
Bu Kitaplarda Hi Bir Maddi karm Yoktur Byle Bir eyide Dnmem
Bu e-kitaplar Kanunen Hi Bir ekilde Ticari Amal Kullanlamaz
Bilgi Paylatka oalr
Yaar Mutlu
Not: 5846 Sayl Kanunun "altnc Blm-eitli Hkmler " blmnde yeralan "EK MADDE 11. Ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim
ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar ama gdlmeksizin bir
engellinin kullanm iin kendisi veya nc
bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi
kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill
alfabesi ve benzeri 87matlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler
alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde

satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu


nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas
ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde deneme yaynna
geilmitir.
T.C.Kltr ve Turizm Bakanl Bilgi lem ve Otomasyon Dairesi Bakanl Ankara
Bu kitaplar hazrlanrken verilen emeye harcanan zamana sayd duyarak
Ltfen Yukardaki ve Aadaki Aklamalar Silmeyin
Tarayan Yaar Mutlu
web sitesi
www.yasarmutlu.com
www.kitapsevenler.com
e-posta
yasarmutlu@kitapsevenler.com yasarmutlu@yasarmutlu.com
mutlukitap@hotmail.com kitapsevenler@gmail.com
Reat Nuri Gntekin _ Damga

You might also like