You are on page 1of 121

NSAN BR MAKINA

Y azan: J ulien O fray D e La M attrie

Birinci Baski : H a z ira n 1 9 8 0

T r k e s i : EHRA B a y r a m o l u

HAVASS YAYINLARI

H srev G erede C ad . 3 5/2 T evikiye stanbul


L H o M M E

M A C H I N E.

Eft-ce lact Raiott de VEjfmet faprhnet,


Que Vcn tous ptint f i tum7ieux?
Bfl-ct li cetEfprtfurvivant mus mhn
V nat avec nos fent ^ creitf t'affoiblit
emme eux.
Helas! il ferira de mhte.
V O L T A IR B .

A L E r D E,
Db t iM P . d ELIE LUZAC, F ts .
M O C CX LVin.

1748 L e y d e n basksnn ilk sayfas


B Y K F R E D E R IC K DEN
JULIEN O F F R A Y DE L A M E T T R IE ZE R N E

Julien Offr-ay de la M ettrie 1709 A ra lk nm yirm i-


beinde, Saint M aloda dnyaya geldi. Babas Julien
O ffray de la M ettrie v.e annesi M arie Gaudron geim
lerini ticaret yaparak salyorlar ve ona iyi bir eitim
verecek kadar kazanyorlard. O u llarn nsanbilim
(humanities) okumak zere Coutance K o le jine gn
derdiler; oradan Parise Plessis K o le jine g itti; Caende
hitabet rendi; gl bir zeka ve hayal gcne sahip
olduu iin tm belagat dllerini kazand. Doutan
hatipti, iir ve edebiyata tutkundu, ancak babas bir
papaz olarak bir airden daha fazla kazanacan dn
dnden, onu kiliseye yneltti. Ertesi y l da, onu, Ka-
derliini* m antklm dan stn tutan M. Cordierden
mantk dersi alaca Plessis K o le jine gnderdi.
retilen ilk grleri benimsemek nasl genliin
bir zelliiyse, kendisine sunulan nesneleri iddetle kav
ramak da hrsl bir hayal gcnn zelliidir. Herhangi

K a d e rilik (J a n se n ism e ) : H o lla n d a l teo lo g C o rn eliu s J a n se -


nis (1585-1638)un, tem el eseri o la n A u g u s tin s d a g e litir
dii reti. B u reti, st n v a s fla r n d o u ta n b az in s a n
la ra verild iin i ne s rer, in s a n z g rl n red d ed erd i, ( .n .)
bir renci, reticisinin grlerini benimseyebilirdi,
ama bu, gen la M ettrie iin yeterli deildi; K aderlii
benimsedi ve bu kesim iinde geni rabet gren bir k i
tap yazd.
1725de Haicourt K o le jinde doal felsefe okudu
ve burada byk bir ilerleme kaydetti. Britannye dn
dnde Saint Malolu bir doktor ona tp alannda a
lmasn salk verdi. Ortalama bir doktorun, tedaviden,
iyi bir papazn gnah karmadan kazanacandan da
ha iy i kazanacan syleyerek babasn ikna ettiler.
Gen La Mettrie ilk olarak kendini anatomi alm ala
rna verdi. k i yl boyunca terih masasnda alt. Bun
dan sonra 1725de* Rheimsde doktor derecesini elde
etti ve hekim olmaya hak kazand.
1733de nl Boerhaavedan renmek zere Ley-
dene gitti. retici rencisine laykt, renci de ksa
bir sre iinde reticiye layk olduunu gsterdi. Bay
L a M ettrie beynini keskinliini insan hastalklarnn
bilgi ve tedavisine vakfetti ve ksa sre iinde byk
bir hekim oldu.
1734 ymda, bo zamanlarnda B ay Boerhaaven
son risalesi Aphrodiascusu eyirdi ve buna zhrev
hastalklar zerine kendi incelemesini de ekledi. Fran
sadaki yal hekimler kararna kendileri kadar bil
giyle kan bu renciye kar ayaa kalktlar. Parisin
en tannm doktorlarndan biri eserini eletirerek onu
onurlandrd (bu, eserin iyi olduunun kesin kan ty
d ). La Mettrie, bunu yantlad, muarzn daha da a
rtmak iin, 1736da badnmesi zerine bir risale da
ha yazd, bu da tm tarafsz hekimlerce saygyla kar
land.
nsan kusurluluunun talihsiz bir sonucu, aa
lk bir kskanlk bilim adam larnn zelliklerinden biri

B ir dizgi h a ta s olm al. 1727 d a h a a k la y ak n geliyor, (.n .)


insan, Bir M akina

lline gelmiti. Bu duygu, n rahibi olanlar filizlenen


dehalarn ilerlemesine engel olmaya itiyordu. Bu za
rarl etki, onlar tmden ortadan kaldrm ay bir trl
baaramadan tm yeteneklere musallat olur, onlan za
man zaman yaralar. Bilim mesleinde dev admlarla
ilerleyen Bay La Mettrie de bu kskanlktan payna
deni ald ve abuk fkelenen mizac onu kskanla
kar ok duyarl kld.
Saint M aloda Boerhaavsn Aforizm alar m, yine
ayn ,yazarn Materia Medica sim, Kim yasal Sre
ler ini, Kim yasal Teori sini ve Kurum lar n evir
di. Ayn dnemde Sydenhamn bir zetini yaynlad.
Gen doktor, gen yanda edindii deneylerle, ra
hatsz edilmeden yaamak istiyorsa, yazmaktan ok e
viri yapmas gerektiini renmiti. Ancak, sansrden
kanmak, dehann zelliklerinden biridir. yle syle
nirse, yalnzca kendisine gvenerek ve doa stne ok
saydaki ustalkl aratrmalarndan kazand bilgiyle
donanm olarak, yararl bulgularn kamuya iletmeyi
istiyordu. iek hastal zerine bir risaleyi, Pratik
T b kitabn ve Bcerhaavem fizyolojisi zerine alt
ciltlik yorumlarn yaynlad. Yazarn bunlar Saint
M aloda kaleme alm olmasna karn, tm bu eserler
Parisde basld. Sanatnn teorisiyle daima baarl olan
pratiini birletirebildi, bu da bir hekim iin byk bir
referansdr.
1742de eski retmeni Bay Hunaultnun lm
zerine La M ettrie Parise geldi. Morand ve Sidobre onu
Gramont Dkyle tantrdlar. Dk birka gn sonra
onun iin muhafzlarn hekimi mevkiini elde etti. La
M ettrie savata Dke elik etti, Dettingen muharebe
sinde, Freiburg kuatmasnda ve Fontenoy muharebe
sinde onunla birlikteydi; bu sonuncusunda efendisini
bir top at sonucu yitirdi.
La M ettrie bu kayb tm acsyla duydu, nk ta
10_______________________

lihi de bylelikle kayalara arpm oluyordu. B yle de


oldu. Freiburg seferi srasnda L a M ettrie iddetli bir
ate nbetine tutuldu. Bir filozof iin hastalk bir fiz
yoloji okuludur; (hastal sonucunda) dncenin
makinann rgtleniinin bir sonucundan ibaret oldu
unu ve yaylardaki bir bozukluun, bedenimizin me-
tafizikilerin tin/ruh adn verdii ksmnda nem li bir
etkisi olduunu aka grebildiine inand. Nekahati
srasnda, bu dncelerle dolu olarak, deneyin m ea
lesiyle yiite m etafizikin gecelerini aydnlatt; ana
tominin yardm yla ince anlay kuman aklam aya
alt ve dierlerinin maddenin stnde bir z aradk
lar yerde o yalnzca mekanizmay buldu. Felsef sa
nlarn Ruhun Doal Tarihi bal altnda ya yn la
d. Alayn kayyumu derhal tehlike anlarna sarld ve
tm banazlar ilk anda ona kar yaygaray k opartt
lar.
O rtalam a papaz, gndelik olaylarda mthi ser
venler bulan Don Kiot, ya da okuduu her kitapta as
ker saflar grecek kadar sisteminden baka bir ey
dnemeyen u nl asker gibidir. Rahiplerin ou
tm edebiyat eserlerini teoloji risaleleriym i gibi ince
ler ve bu tek hedefle gzleri kapal, her yerde im ansz
lk kefederler. Yazarlara ilikin pek ok yanl ya rg
ve genellikle haksz yere pek ok sulama, bu gerekle
aklanabilir. Bir fizik kitab, bir fizikinin anlayyla
okunmaldr; doa, gerek onu balayacak ya da
mahkm edecek tek yargtr. B ir astronomi kitab da
ayn hiimde okunmaldr. Zavall bir hekim kafatas
na ustaca indirilen bir sopa darbesinin akl zedeledi
ini ya da belirli bir sda muhakemenin kaybolduu
nu kantlamsa, ya aksi kantlanmah ya da susulmal-
dr. Eer ustalkl bir astronom Joshuaya ram en dn
ya ve tm gkcisimlerinin gnein evresinde dnd
n kantlyorsa, ya ondan daha iyi hesap yaplm al, ya
nsan, B ir M ak in a ^11

da dnyann dnd kabul edilmelidir.


Ancak, srekli ilemeleriyle gszleri davalarmm
kt olduuna inandran teologlar, bylesi kk ko
nular nemsemezler. Her zam an yaptklar gibi, burada
da, fizikle ilgili bir almada sapknlk tohum lar bul
mada srar ettiler. Yazar korkun saldrlara urad
ve papazlar sapknlkla sulanan bir doktorun Fransz
m uhafzlarn tedavi edemeyeceini ne srdler.
Banazlarn nefretine rakiplerininki de eklendi.
La M ettrienin Hekimlerin Politikas balkl al
mas tm bunlar daha da alevlendirdi. ok zeki ve
hrsl bir adam, o zaman bo olan Fransa K ra lnn he
kim lii mevkiine gz dikmiti. Buray ancak ayn yer
de gz olan adalarn alaya boarak kazanabilece
ini dnd. Onlara kar bir hiciv yazd ve La
M ettrienin kolay kazanlan dostluunu ktye kulla
narak, onu bu hicve kaleminin akcln ve hayal g
cnn zenginliini katmaya ikna etti. Az tannan, tm
grnlerin aleyhine olduu ve tek destei kendi ye
tenei olan bir adamn dn tamamlamak iin ar
tk hibir ey eksik deildi.
B ir filozof iin fazla iten ve bir dost iin de fazla
hogrl olan La M ettrie lkesini terketmeye zorlan
d. Duras Dk ve Chaila Vikontu ona papazlarn nef
retinden ve hekimlerin fkesinden kamasn salk ver
diler. Bu nedenle 1746da B ay Sechellesin kendisini
yerletirdii ordu hastanelerini terkederek, bar iin
de felsefesini yapabilmek zere Leydene geldi. Bura
da Demokritus gibi mesleinin nafileliiyle alay eden,
hekimlere kar polemik kitab Penslope u yazd. Bu
nun ilgin sonucu, arlatanlklar olduu gibi betim
lenmi olmasna karn hekimler eseri okurken glmek
ten kendilerini alamadlar; bu da eserde ktlkten
ok zeka bulduklarnn kesin belirtisiydi.
Bay La Mettrie, hastane ve hastalarn yitirdikten
rcnra kendini tmyle speklatif felsefeye verdi; n
san, Bh- M k in a y yazd, daha dorusu, m ateryalizm
stne, kukusuz yeniden yazm ay planlad kim i id
detli dncelerini kada geirdi. Konum lar itib a riy
le insan dncesinin gelim esinin yem inli dmanla
rn honutsuz klmas kanlm az olan bu kitap, Ley-
denin tm papazlarn yazarna kar ayaklandrd.
Kavinistler, Katolikler ve L te rc ile r o gn iin k u t
lanm ekmek ve arap, zgr irade, lm vaaz ve Pa-
pann yanlm azl sorunlarnn kendilerini bldn
unutarak, ayn zamanda Fransz monarisinin Yce
K u vvetlerine kar baaryla savat bir dnemde
Fransz olmak gibi bir talih sizlii de olan bir filozofu
lanetlemek zere birletiler.
F ilozof nam ve talihsizliinin n La M ettrieye
K ra lm balad maala Prusyaya snma olanan
salad. 1748 ylnn ubat aynda B erlin e geldi, bura
da K raliyet Bilim Akadem isinm yjsi olarak karlan
d. Tp cnu m etafizikten (U ralarndan) kopard, d i
zanteri ve astm zerine risaleler hazrlad; bunlar, bu
acmasz hastalklar zerine yazlm olanlarn en iy i
leriydi. ncelem eyi nerdii kim i felsef konularda a
lmalar kard. Bir kazalar dizisi sonucu bu alm a
lar ahnd, ama bulununca da on arn yokedilmssini
istedi.
L a M ettrie, yaamn ku rtard Fransann tam
yetkili elisi M ilcrd Triconnelin evinde ld. K im in le
uramas gerektiini bilen hastalk, onu daha kesin
olarak teslim almak zere nce bejm ini saracak kadar
zokiydi sanki. iddetli atei vard ve lgna dnmt.
Hasta, meslekdaslarnn bilgisine gvenm ek zorunday
d ve burada da gerek kendisi, gerekse kamu iin ken
di biliminde sk sk bulduu kaynaklar bulamad.
1751de, K asm n onbirinde, krk yanda ld.
Louise Charlotte Dreano ile evlenm iti, onu be yan
in san , B ir M ak in a 13

daki kzyla brakt.


La M ettrie doal ve tkenmek bilmez bir nee kay
nayla domutu, abuk kavrayan bir zekas ve tp
alannda iekler atracak bereketli bir hayal gc
vard. Doa onu bir hatip ve filo zo f yapmt; ama ona
verdii daha deerli bir armaan, saf bir ruh, hog
rl bir yrekti. Teologlarn banazca hakaretlerine
aldanmayan herkes. La M ettriede iy i bir insan ve akl
l bir hskimi yitirm i olduuna alyor.
14

www.felsefegrubu.gazi.edu.tr

www.m srptasarim .com


NSAN, BR MAKNA

Bir bilge doay ve gerei incelem ekle yetinm em e


li, onu dnebilen ve dnmek isteyen az sayda in
sann iy ili i iin savunabilmelidir; nk zaten kendi
istekleriyle bir takm nyarglarn tu tsa olanlar iin
geree ulamak kurbaalarn uabilm elerinden daha
kolay deildir.
nsan ruhunu aratran felsefe sistem lerini ikiye
indirgeyebilirim. Birincisi ve en eskisi m ateryalizm
sistemi, kincisi ise spiritalizm sistemidir.
Maddenin dnme yeteneine sahip olabileceini
ima eden m etafizikiler (') aslnda pek h atal dn
myorlard; sadece sylemek istediklerini yanl ifade
etmilerdi. Gerekten de maddeyi yaln zca kendinde
olarak ele alp dnp dnemeyeceini sormak
onun saati bildirip bildirem iyeceini aratrm aya ben
zer. Lockeun baanszla urad bu konuyu daha
fazla demek gereksiz gibi grnyor.
Leibnitziler m onad laryla anlalm as olanak
sz bir hipotez ileri srdler. O nlar tin i maddeletir-
mekten ok, maddeyi tinletirm ilerdir. Halbuki doa
s bizce hi bilinmeyen bir varlk nasl tanm lana
bilir? (2).
IG

Descartes ve aralarna uzun zamandan beri Maleb-


ranchistslerin de katld tm Kartezyenler de ayn
yan lgya dtler. Sanki gzleriyle grm veya say
m gibi insanda iki ayr tzn varln kabullendiler.
En bilgeleri ise ruhun kendini yalnzca imann
altnda tanyabileceini sylediler; buna ramen,
akll varlklar olarak, n c ilin insan ruhunu tanm la
mak iin kulland Ruh/Tin (Esprit) kelimesinin an
lam n inceleme hakkna sadece kendilerinin sahip ola
bileceini dndler; aratrmalarnda da teologlarla
bu konuda hemfikir olmasalar bile, dier btn konu
larda aralarnda gr birliine varm olduklarn kim
iddia edebilir?
Btn dncelerinin sonucu birka kelimeyle
yle (zetlenebilir - ) :
Tanr, eer varsa, Doamn olduu gibi V ah iyin
(Revelation) de Yaratc (A u th o r)sdr. O bize birini
dierini aklamak, A kl da ikisini birbiriyle bada
trm ak iin verdi.
Canl varlklarn incelenmesinden kan sonu
lardan kuku duymak Doay ve Vahiyi birbirini yok-
eden iki kart olarak grmekten baka bir ey d eil
dir; bu da, Tanrnn, eitli eserlerinde, kendisiyle
elikiye dt ve bizi aldatt yolundaki anlamsz
(absrde) doktrini savunmak demek olur.
Demek ki Vahiy (R evelation), eer varsa, Doay
yadsyamaz. n cilin gerek yorumcusu sadece deneydir
ve szlerinin anlamn yalnzca doa sayesinde kefede
biliriz. Dier yorumcular imdiye kadar gerei bulan
drmaktan baka birey yapmadlar. Spectacle ds la Na-
turen (D oann Grnts) yazaiinm (^) Locke hak
knda u szlerinde bu gerei grebiliriz: Ruhumuzu
amurdan yaplm sanacak kadar aalatan bir ada
mn m an gizemlerinin tek hakimi ve hakemi olarak
A k l gstermeye cret etmesi gerekten de artcdr.
nsan, B ir M akina 17

zira A kim yolundan gitmek^istersek Hristiyanlk hak


knda ne kadaFjTanltc bir fikre sahip olurduk.
Bu tr dnceler m an hakknda en ufak bir ay
dnlatm a getirmedikleri gibi, Kutsal K itap lar yorumla
yabileceklerini sananlarn yntemlerine kar ylesine
deersiz itirazlar oluturmaktadrlar ki bunlar saymak
la kaybedeceim zamana adeta acrm.
Akln m kemmellii anlam yoksunu byk bir ke
limeye, (maddesizlik) deil, onun gcne, geniliine
veya gr berraklna baldr. Bylelikle, kavranma
s g bir sr fikrin arasndaki balar ve sray bir r
pda zmleyebilen amurdan bir ruh elbette en deer
li unsurlardan olumu aptal ve budala bir ruha yele
nir. Pline ile birlikte kkenimizin sefaleti karsnda
utan duymak filozofluk deildir. Burada baya gibi
grnen, B oann byk titizlikle tm sanat ve ih ti
mam ile donatt en deerli eydir.
Fakat insan grnte ne kadar baya bir kaynak
tan gelirse gelsin, bu durum onun dier varlklar ara
snda en esizi olmasn engellemez ve ruhunun kkeni
ne olursa olsun eer saf, asil ve uluysa o gzel bir ruh
tur; ona sahip olan saygdeer klar.
Bay Pluchen ikinci akl yrtme tarz, yobazla
kaan kendi sistemi iinde dahi bana bozuk grnyor;
nk eer iman hakkmdaki fikrim iz en ak ilkelere
ve en yadsmamayan gereklere dahi karysa, Vahiy ve
Onun saliibinin saygdeerlii iin bu fikrin yanh oldu
unu ve n cirin szlerinin anlamn henz kavrayam a
dm z kabullenmemiz gerekir.
ki eyden biri; ya Doa ve Vahiy de dahil olmak
zere her ey hayaldir, ya da sadece deney m an ak
layabilir. Yazarm zn savunduundan daha sama ne
olabilir? Bir Aristocuyu (Peripateticien) u szleri sy
lerken dnyorum : Toricellinin () deneyine inan
18

mamak gerekir, nk O na inanarak boluk korkusunu


ortadan kaldrrsak ne kadar hayret verici bir felsefeye
sahip olurduk.
Pluchen dnce tarznn ne kadar yanl* oldu
unu gstermek istememin amac, ilknce V ah iyin
(eer varsa) Akldan ekinenlerin iddia ettikleri gibi,
Akln denetiminden gemeden sadece kilise otoritesi
araclyla ispat edilemediini kantlamak, sonra da
kendiliklerinden anlalmayan doast eylerin ancak
Doadan aldmz k altnda yorum lanabilecei y
nnde atm yolu izlemek isteyenlerin yntem ini her
trl saldrya kar korumak.
Demek ki bu konuda bize yalnzca deney ve gzlem
yol gstermelidir. Bunlara hi tp adam olamayan filo
zoflarda deil de filozof olan tp adam larnn raporlarn
da sayszca rastlarz. Bu tp adamlar insan labirentini
batan baa dolaarak aydnlatmlardr; sadece onlar
ylesine byk harikalklar gizleyen rtlerin altndaki
hayat yaylarn bize gsterebilmilerdir. Yalnzca onlar
ruhumuzu sakin bir biimde temaa ederek, onu hem
sefaletinde hem de byklnde, ve her iki durumda
da aalamakszn veya yceltmeksizin, binlerce kez
kefetmilerdir. te bu yzden bu konuda konuma
hakkna yalnzca tabipler sahiptir. (=) D ierleri ve zel
likle teologlar bize ne syleyebilirler ki? Hakknda hi
bir ey bilmedikleri, ve aksine kendilerini binlerce n
yargl gre tek kelimeyle bedenin mekanizmas ko
nusundaki cehaletlerini daha da arttran yobazla
yneten karanlk incelemelerle tam am en saptrldklar
bir konuda utanmakszn yarglara vardklarn duymak
gln deil mi?
Ancak en iyi rehberleri semi olmamza karn y o

* B ir sav k an tsam ayla (p e titio n de p rin c ip e ) ak a b ir h a


ta y a dyor, (yaz. n o tu )
insan, Bir M akina 19

lumuzun stne yine de birok diken ve engel kacak


tr.
nsan ylesine karmak bir makinadr(^) ki onun,
hakknda kesin bir fik ir edinmek ve dolaysyla onu ta
nmlamak ilk bata olanaksz gibi grnr. te bu ne
denledir ki filozoflarn priori yani, bir bakma ruhun
kanatlarndan faydalanmay isteyerek yaptklar ara
trm alar sonusuz kalmtr. Bylelikle yalnzca pos-
leriori veya ruhu vcut organlarndan ayrm aya ala
rak insan ruhunun kkenini kesinlikle kefetmesek bile,
bu konuda en yksek olaslk derecesine varabiliriz.
O zaman deney bastonunu elimize alalm (O ve fi
lozoflarn tm bo fikirlerini bir kenara atalm. K r ol
mak ve bu bastondan vazgeilebilineceini dnmek
artk krln dik lsdr. ada bir yazar yalnzca
boluun ikincil nedenlerden birincil nedenlerinkiyle ay
n dersleri kartmada baarszla urayabileceini
sylerken ne kadar haklyd. En yararsz aratrm alarn
da Descarteslan, Leibnitzleri, W olflar, btn o byk
dahileri takdir edebiliriz ve hatta etm eliyiz; fakat so
rarm size onlarn derin dnceleri ve tm eserlerinden
imdiye kadar ne kazanlmtr? Zamanmza kadar ne
dnldn deil de yaamn huzuru iin ne d
nlmesi gerektiini aratrmakla ie balayalm.
Ne kadar deiik miza varsa o kadar da deiik
ruh, karakter ve alkanlklar vardr. Biraz abartlarak
da olsa yalnzca tbbn bedenle birlikte ruh ve adetleri
de deitirebileceini savunan Descartesn ortaya koy
duu gerek Galen (*) tarafndan dahi biliniyordu. (Ru
hun T a rih inin(^) yazan bu ret3 yanllkla Hippoc-
ratea (" ) atfetm iti) Gerekten de melankoli, d, bal
gam vd... bu zsularm (humeur) tabiat, miktar ve
deiik almaklarna gre her insan dierlerinden
farkh klar. ( " )
Hastalk srasnda bazen ruh saklanm olup hi bir
20

belirti gstermez; bazen ise fkeyle ylesine alevlenmi


tir ki iftm i gibi grnr; bazen geri zekllk kaybo
lur ve bir aptaln iyilemesiyle ortaya akll bir insan
kar. Y in e bazen dnyann en byk dahisi geri zekl
olur ve kendi benliini kaybeder. Binbir zorluklarla ve
bu kadar pahalya elde edilmi bilgilere elveda.
te ayann yannda, yatanda olup olmadn
soran ,bir felli; ite evvelce kesilmi olan kolunun hala
yerinde olup olm adn soran bir asker. Eski duyular
nn ans ve ruhunun onlar naklettii yer bu tr bir
yanlsam a ve hezeyana yol amaktadr. Eksik olan or
ganndan sadece sz etmek bile askerin o organ anm
samasna ve hatta tm hareketlerini hissetmesine ye
ter; bu durum ise ona tanmlanamayacak ve anlatla-
nyacak derecede byk hayali bir ac verir.
K im i, lmn yaklamasyla ocuk gibi alarken,
k im i sadece alay eder. Caius Juliusun, Senequein,
Petron eun yrekliliklerinin korkakla, dleklie d
nmesi iin ne gerekiyordu? Dalaklarnda, karacierle
rinde bir tkanklk, atar damarlarnda bir zorlanma.
Niin? nk hayal gc de organlarla birlikte tkan
mtr, bylelikle histeri ve hipokondrinin tuhaf olgular
ortaya km olur.
K endilerini kut-adan, horoz, vam pir sanan ve l
lerin onlarn kanlaryla beslendiklerini dnen insan
lar hakknda imdiye kadar sylenilmi eylere ne ek
leyebilirim ? Burnunun veya baka bir organnm cam
dan olduunu hayal eden adamn stnde neden dura
ym ? Bu adamn yeteneklerine ve z etten kemikten ya
plm burnuna kavumasn salamak iin tek yol, ken
disine ok nazik burnunun krlmasn nlemek iin sa
m anda yatm asn salk vermek ve ardndan saman,
yanm aktan korkacan umarak, atee verm ektir by-
lesine bir korku bazen paralizinin tedavisinde iyi sonu
la r verir. Ancak herkesin bildii bu konular zerinde
in san . B ir M ak in a 21

fazla zaman kaybetmemeliyim.


Uykunun etkileri zerinde de fazla ayrm tlara gir
mek istemiyorum. te yzlerce tcpun gmbrts ara-
smda siperde horlayan bir yorgun asker. Ruhu hi bir
ey duymuyor; uykusu bir apoplexi* kadar derin. Bir
glle onu ezmek zere. Bunu, bsiki ayam m altmda
dolaan bir bcekten daha fazla hissetmeyecektir.
D ier taraftan, kskanlk, kin, cim rilik veya tut
kudan kvranan bir adam hi bir zaman huzura kavu
amaz. K albin i tutkularn ikencesinden kurtaramam
olan kii iin en huzurlu yer, en serin ve rahatlatc i
ki bile bir fayda salamaz.
Ruh ve beden birlikte uykuya dalarlar. K an dola
m nn sakinlemesiyle beraber tm m ekanizmay (mac-
hine) bir huzur ve sknet sarar. Gz kapaklarnm d
mesiyle ruh yava yava arlatn hisseder ve beyin
liflerin in gevemesiyle, gergin liin i kaybeder. Bylelikle
yava yava bedeni, tm kaslanyla birlikte, felce urar;
kaslar ban arln, ruh ise dncelerin ykn ta
yamaz olur. Dnceler, sanki hi yokmuasna, uy
kuya girerler.
K an dolam ok mu hzl olmakta: Ruh uyuyamaz.
Ruh ok tedirgin ise kan sakinleemez; dam arlarda ii-
tilebilsn bir grltyle akar: te uykusuzluun iki kar
lkl sebebi. Tek bir korkulu rya kalbin atlarn iki
katm a karr ve bizi, tpk ok youn bir acnm veya
acil bir gereksinmenin yapt gibi, dinlenmenin gerek
liliinden veya tatllndan koparverir. Nihayet, ruhun
ilevlerinin durmas uykuyu salad gibi, uyanklk,
daha dorusu yar uyanklk srasnda da ruhun sk sk
grlen ksa, kk uykular ekerlemeleri vardr.
Bu, ruhun uyumak iin her zaman vcudu beklemedii
ni gsterir; tam olarak uyumasa bile uyku durumuna

Apople.\i ; kom a h a li ( .n .)
22_______________________________________________________________

ok yakndr, nk beynimizin atmosferini bulutlar g i


bi saran saysz kark fikirlerin arasndan tek bir ta
nesine dahi dikkatini yneltemez durumdadr.
Afyon ve salad uyku arasnda ylesine sk bir
ba vardr ki, burada bundan bahsetmeden geemiyece-
im. Bu il tpk arabn ve kahvenin, herbirinin kendi
tarz ve lsnde yapt gibi, insan eitli l ve e
killerde sarho eder.(^) lmn imgesiymiesine insa
n duygularn mezarna benzer bir duruma sokup mutlu
klar. Ne tatl bir uyuukluk! Ruh bu baygnlktan hi
bir zaman kmak istemez. Biraz evvel en derin aclarla
kvranyordu; imdi ise tek hissettii ey, ac ekmeme
nin ve en gzel bir huzura kavumann verdii hazdr.
A fyon iradeyi bile deitirebilir; uyank kalmak ve e
lenmek isteyen ruhu kendi arzusuna kar yataa yol
layabilir. Zehirlerin etkilerini ise bir kalem geiyorum.
arabn panzehiri olarak tannan kahve ise hayal
gcmz kkrtarak ba arlarm z ve zntlerimi
zi giderir; bunu yaparken de, arap iildiinde olduu
gibi, ertesi gn yeni ba arlarna sebep olmaz.
Ruhu dier gereksinmeleri iinde izleyelim.
nsan vcudu, zembereklerini kendi bana kuran
bir makina olup srekli hareketin canl imgesidir. A te
in uyardn besinler srdrr. Besinsiz kalan ruh
canlln yitirir, delirir ve gsz kalarak lr. O, tam
snecekken tekrar dirilen bir aleve sahip muma benzer.
Bedeni beslersek, borularna glendirici sular ve sert
ikiler dkersek, ruh da tpk onlar gibi gl olur, cesa
retini toplar ve biraz evvel suyun korkutup kard as
ker cesaretlenip davul sesleri arasnda lme koar.
Tpk souk suyun yattrd kann scak su tarafndan
coturulmas gibi.
Y a yemeklerin byk etkisine ne demeli! zntl
bir yrekte sevin tekrar dirilir; bu da davetlilerin ru
huna bulaarak, franszlarn mkemmel bir ekilde yap
nsan, B ir M ak in a 23

tklar gibi, sevimli arklar halinde dile getirilir. Sade


ce melankolik olanlar canlarndan bezm itir ve bilim
adam bu ortama ayak uyduramaz.
i et hayvanlan y rtc klar; insanlar da ayn
besini alsalard yrtc olurlard; bu gerek, eti bizdeki
gibi fazla piirmeden, krm z ve kanl yiyen n giliz
m illetinin daha vahi olmasyla da kantlanabilir. T a
bii bu vahetin tek sebebi bu tr besinler olm ayp sa
dece eitimin dzeltebilecei baka nedenlere de da
yanr. Bu kan dkclk, ruhta kiilii bozan kibir, kin,
dier m illetleri aalama, dikkafallk gibi duygularn
olumasna sebep olur; tpk ar besinlerin, genel zel
likleri tembellik ve uyuukluk olan, bn ve ar bir
zihin yaratmalar gibi.
Bay Pope u szleriyle oburluun kudretini ok iyi
anlam olduunu belirtm ektedir: ( ^) Cidd Caius s
rekli olarak erdemden szeder ve ahlkszlklara taham
ml edenlerin kendilerinin de birer ahlksz olduuna
inanr. Fakat bu gzel duygular ancak yem ek saatine
kadar srer; o zaman da zenli bir sofraya sahip olan
bir ipsizi erdemli bir azize yeler.
Baka bir yerde de : Ayn insan hastayken veya
salklyken, iyi bir ie sahip ya da iinden olmu du
rumlarda ele alalm; onu hayata taparken veya ha
yattan nefret ederken, deli gibi avlanrken, bir ky en
liinde krktk sarho; baloda kibar, ehirde iyi bir
arkada, sarayda imansz bir kii olarak grebiliriz. d i
ye ekler.
svirede Steiguer de W ittigh ofen adnda bir icra
memuru vard; a olduu zamanlar yarglarn en m
kemmeli, en hogrlsyd; fakat byk bir ziya fet
ten sonra onun karsnda sulu sandalyesinde oturan
sank acnacak bir duruma derdi. O, suluyla birlikte
susuzu da astrabilecek bir insand.
Neeli ve cesurken iyi bir insan olduumuzu d
24_________________________________________________________________________

nrz, gerekten de yledir. Herey m akinamzn nasl


ilediine baldr. Ruh bazan midedeymi gibi gr
nr; Van Helmont(^^) da ruhun merkezini pylore bl
gesi* olarak saptadnda sadece btn ile paray ka
rtrmak yanlgsna dmt.
Zalim alk bizi ne kadar byk arlklara srk
leyebilir! Bize hayat veren veya hayat verdiim iz in
sanlara dahi saygmz yitiririz; onlar para para edip
'-kendim.ize ziyafet ekeriz, ve bu akl almaz deliliim iz-
,^de ^ a ^ a zayf k u v ^ iy e yem _Qur.
Solik tenlilerin (kadnlar kastedilmektedir -.)
gptayla arzuladklar hamilelik, ardndan bu iki duru
ma eslik eden bozuk zevkleri getirmekle kalmaz: K im i
zaman ruha doal yasay dahi boan ani bir maninin et
kileri olarak en dehet verici komplolar yaptrr. Ruhun
rahmi olan be5n bedeninkiyle birlikte, kendi tarzna
uygun olarak sapknlar.**
Cinsel alanda nefsine gem vurmanm (continence)
ve saln srekli olarak tedirgin ettii insanlarda
bunun dnda hangi erkek veya kadn fkesi olabilir!
Bu (durumdaki -.) utanga ve alak gnll kz trn
eref ve edebini kaybetmesi yetmiyormu gibi, bir de
stelik m ahrem ile zinaya (inceste) dahi, hoppa bir ka
dnn zinaya bakt gzle bakacak hale gelir. Gereksin
meleri, hemen doyurulmad takdirde, sadece maniye
veya bir takm rahim hastalklarna yol amakla kal

* P y lo re b l g e s i : m idekaps ( .n .)
** B u b l m n gilizce m etninde atlan m tr. F ra n sz c a m etni
ta m o la ra k yledir :
L a grossesse, cette m ule desiree des p le s couleurs, ne
se con ten te p a s d am en er le plus souvent sa site les gots
depraves q u i acco m p agn en t ces d e u x etats : elle a qu elq u efo is
fa it ex ecu ter l m e les plus a ffr e u x com plots; e ffe ts d u n e m a -
nie subite, q u i to u ffe ju s q u la loi naturelle. C est a in si que
le cerveau, cette m atrice de l esprit, se pervertit sa m an ire,
avec celle du corps. (.n .)
insan. Bir M akina 25

mazlar, bu zavall kz hekimlerin bir trl are bulama


dklar bir hastalktan lecektir.
Yan akl zerindeki zorunlu etkisini grmek iin
sadece bakmak yeterlidir. Ruh, eitim in gelimesini ol-
duu gibi, bsdeninkini de izler. Cins-i-ltifte ruh m iza
cn inceliini takip eder, dolaysyla da efkat, duygulu
luk ve akldan ok tutkulara dayanan bu youn duygu
lara, nyarglara ve izleri bir trl silinemeyen batl
inanlara daha ok kadnlarda rastlanlr. Dier taraf
tan beyni ve sinirleri tm kat maddelerin salam ln
dan pay alan erkein ise aksine, yz batlaryla birlikte
ruhunda da daha fazla sinir vardr: Kadnlarn yoksun
kaldklar eitim ruhuna daha da g katmaktadr. Bir
erkek doann ve sanatn bunca yardm yla nasl daha
hak bilir, daha eli ak, dostluklarda daha tutarl, d
manlkta daha kesin vb... olmasn? Ancak Lettres sur
Ics Physionomisn in (") yazarnn dncesini izlersek,
akln ve bedenin inceliklerini, yreinin en sevecen ve en
nazik duygularnn hemen hemen tmyle birletiren
cins, biri gzelliklerin vasflarna daha iyi nfuz edebil
meleri, dieri ise bunlar zevklerinin hizmetine daha iyi
bir ekilde sunabilmeleri iin, sadece erkeklere verilmi
gibi grnen ifte gten dolay bizi kskanmamaldr.
Tm belirgin semptomlaryla birlikte gelen bir has
taln tehisi iin nasl byk bir doktor olmak gerek
miyorsa, ruhun niteliini, ehre veya, nispeten belirlen
mi olduklar zaman, hatlarn ekilleriyle sezinlemek
iin bu yazar kadar byk bir fizyonom ist olmaya da
gerek yoktur. Lockeun, Steelein, Boerhaaven , Mau-
pertuisnin(*') vd... portrelerini inceleyin; onlarda gl
fizyonomiler ve kartal baklar kefedince hi a
mazsnz. Sonsuz sayda baka portreleri gzden geirin,
daima gzel sanatlara yakn olan byk dehadan ve
hatta ou zaman namuslu adam dzenbazdan ayrde-
debilirsiniz. rnein nl bir ozann (kendi portresin
26

de) Prom etenin ateiyle dolandrc bir grnm bir


letirdii gzlemlenmitir.
Tarih bize snn kudretinin unutulmaz bir rneini
sunmaktadr. nl Duc de Guise, defalarca egem enlii
altna gird ii III. H enrinin, kendisini hi bir zaman l
drmeye cret edemiyeceine ylesine inanm t ki, Blo-
isya doru yola kt. A dalet Bakan Chyverni gitti in i
renince yle b a r d : te mahvolm u bir adam! l
drc kehaneti olayla dorulannca kendisine bunun
nedeni soruldu. K ra l yirm i yld r tanrn dedi, O, doa
s gerei iyi ve hatta za yf bir insandr; ancak hava so
uk olduunda en ufak bir eyin dahi kendisini sabrsz
kldn ve fkelenmesine yol atn gzlemledim.
Bir ksm halk ar ve bn bir ruha sahiptir; die-
rininki ise evik, h afif ve nfuz edicidir. Bu fark ks
men, hem ald besinlerden, hem atalarnn tohum la
rndan* hem de havann sonsuzluunda yzen deiik
unsurlarn kaosundan ileri gelm iyorsa baka neden ola
bilir? Ruhun da bedenin olduu gibi kendi salgn hasta
lklar ve skorbt** vardr.
klim in gc yledir ki iklim deitiren bir insan
bunun etkilerini elinde olm adan hisseder. O kendi ken
dini bir yerden baka bir yere diken gezginci bir bitkidir;
eer iklim ayn kalmazsa, bozulmas veya iyilemesi do
aldr.
Yine, tpk nceden haberdar olduumuz bir sad
me tehdidi karsnda gz kapam zn inmesinde veya
bir izleyicinin bedeninin mekanik bir biimde, elinde
olmadan, iyi bir pandom im cinin tm hareketlerini taklit
etmesinde olduu gibi, ayn nedenden dolay m im ikler

* H a y v a n la r n ve in s a n la r n tarih esi, a t a la r n to h u m la rn n
o c u k la rn ru h ve b e d e n le ri zerin d ek i g c n k a n t la m a k
ta d r. (y a z a r n n o tu )
** S k o rb t: C v ita m in i e k sik li in d e n ileri g e le n ve di e tle rin in
im esiyle b e lire n h a s ta lk ( .n .)
insan, B ir M ak in a 27

den aksana dek her eyi, birlikte yaadmz insanlar


dan kaparz. (*)
Bu sylediim, akll bir insana en iyi elik edecek
kimsenin, bir benzerini bulamad takdirde, yine ken
disinin olacam kantlar. Akl, ondan yoksun olan in
sanlar arasnda, ileme frsatn bulamayacandan pas
lanr: paume* srasnda, kt servis kullanana top kt
bir ekilde geri gelir. Hi eitim grmemi bir insan,
yeterince gen olmak artyla, eer akll ise, kt bir
eitim grm olanna yelerim . Kt ynetilmi us,
tarann martm olduu oyuncuya benzer.
Ruhun eitli durum laryla bedeninkiler arasnda
daima bir balant vardr. ( ) Bu bam ll ve neden
lerini daha belirgin bir ekilde gstermek iin karla
trm al anatomiden yararlanalm ; insanlarn ve hay
vanlarn i organlarna bakalm. nsan ve hayvan yap
larnn doru bir karlatrlmasndan bilgi karamaz
sak, insan doasn kavrayamayz.
Genellikle drt ayakllarn bsyin yaps ve biimi
insanlarnkine ok benzer. kisinin de dzeni ve biimi
ayndr; aradaki tem el ayrm, insann tm dier hay
vanlardan daha byk ve ktlesi bakmndan daha kv
rm l bir beyine sahip olmasndan ibarettir. nsana en
ok benzeysn hayvanlar ise, srasyla, maymun, kun
duz, fil, kpek, tilki, kedi vd... oluturur. Bu hayvanlar
da da,(^>) Lancisinin kendisinden sonia gelen ve bu g
rn pek ok deneyle kantlayan de la Peyronniedsn
evvel ruhun yeri olarak saptad corpus callosuma
bal olarak, ayn dereceli analojiye rastlanlmaktadr.
Tm drt ayakllarn hemen ardndan en byk
beyine sahip olan hayvan ise kutur. Balklarn, kosko
ca kafalar olduu halde, tpk baz insanlarda olduu
gibi ii bombotur. Corpus callosumlar olmayp ok

Paum e : tenise ben zeyen b ir top oyunu (.n.)


28

kk bir beyine sahiptirler. Bceklerde ise hi yoktur.


Doa eitlilikleri konusunda daha fazla ayrntla
ra girm eyi ve sanlarda bulunmay gereksiz buluyorum,
nk W illisin (-) Do Cerebro ve De Anim a Brutorum
adl kitaplarnn okunmasndan da anlalabilecei gibi
her ikisinden de sonsuz sayda bulunmaktadr.
Bu kuku gtrmez gzlemlerden kan sonular
sralam aya alacam :

1) Hayvanlar ne kadar vahiyseler beyinleri de o


kadar kktr.
2) Beynin bymesi hayvanlarn uysallnn art
m asyla orantl gzkmektedir.
3) Bu durumda doann ezelden beri dajatt tu
haf bir koul da kesinlik kazanmaktadr: zek
arttka igdlerin rol azalr. Tabii bunun ka
zan tarafnn m kayp tarafnn m ar bas
t tartlabilir.

Fakat hayvanlarn uysallk derecelerinin sadece be


yinlerinin hacmiyle llebileceini iddia ettiim i san
mayn. N iteliin nicelii tamamlamas ve katilarla sv
larn sal oluturan uygun bir denge iinde olmalar
gerekmektedir.
B ir geri zeklda, genellikle saptand gibi beyin
vardr, ancak bunun dayankll yetersizdir, sz gelim i
fazla yumuaktr. Bu durum delilerde de gzlenebilir,
beyinlerinin aksaklklar her zaman iin aratrm alar
m zn gznden kamaz; fakat zeka geriliinin, delili
in vd.. dahi nedenleri tam olarak aklanamam ise o
zam an ruhlar arasndaki ayrlklarn nedenlerini nere
de aram ak gerekir? Bunlar en keskin gzllerin dahi
gzlerinden kaabilirler. B ir hi, kck bir lif, en ince
anatom inin dali kefedemiyecei bir ey Erasmus ve
Fontenellei(^^) birer budala yapabilirdi. Fontenelle bu
gerei Dialogueslarmdan birinde ne gzel gzlemle
n san . B ir M a k in a 29

mitir!
W illis ocuklarda, yavru kpeklerde ve kularda
beyin iliin in yum uaklndan baka corpus striatanm
da silik ve renksiz gzktn gzlem lem i .ayrca iz
gilerinin (stries) de fellilerdeki gibi tam olumam
olduklarn saptamtr. W illis insann anler knts
nn (protuberence annulaire) byk olduunu doru bir
ekilde gzlemlemi; m aym un ve dier yukarda sayd
m hayvanlarn anler kntlarnn derece derece k
ldn gstermitir. Bu ksm lar ok kk olan
dana, sr, kurt, kei, domuz gibi hayvanlarn ise tersi
ne teftilerinin ok byk olduunu ifade etmitir.
Sinirlerin, dam arlarn eitlilik biim lerine ilikin
gzlemlerden kan sonular hakknda ne kadar sak-
nm l ve ll olursak olalm , bu kadar fa zla deiikli
i doann basit bir oyunu olarak gremeyiz. Bunlarn
en azndan dzenli ve geni bir rgenlenm enin sonucu
olduu kesindir. Gerekten de tm hayvan aleminde ruh
beden ile birlikte salam laarak glendike byk bir
anlay, ngr kazarur.
Hayvanlarn deiik eitilebilirliklerin i incelemek
iin biraz duralm. En iy i analoji, akl, demin sralad
m z nedenlerin hayvanlar ve insanlar arasndaki ajn:-
lklan meydana getird ii savna inanm aya vardrtr. F a
kat bizim en kaba gzlem lere dayanan zayf kavray
mzn bu alandaki neden ve sonu ilikilerini zmle-
yem iyeceini de itira f etm eliyiz. Bu, filozoflarn hi bir
zaman tanyam yacaklar trden bir uyumdur.
H ayvanlar arasnda bazlar konumasn ve ark
sylemesini renebilirler; bir takm m elodileri aklla
rnda tutabildikleri gibi bir mzisyenin yapabilecei ka
dar doru bir ekilde deiik tonlar karabilirler. Bu
na karlk, maymun gibi ok daha ak ll grnen baz
hayvanlar ise, bir trl bu iin stesinden gelemezler.
Bu eksiklik konuma organlarnn bir aksaklndan
30

iieri gelmiyorsa baka neden olabilir? Hem bu aksaklk


giderilemiyecek kadar byk bir yap bozukluu m u
dur? Ksacas bu hayvana bir tek kelime dahi retm ek
olanaksz mdr? Hi sanmyorum. (^)
Rastlantlarn insan trne ok daha yakn bir tr
ortaya karmasna dek, (bunlardan bizce bilinmeyen
blgelerde bol miktarda bulunduu fik ri hi de yabana
atlm az) ie dier hayvanlara tercihen byk maymu
nu ele almakla balardm. Bu hayvan insana ylesine
benzer ki doa bilimciler ona vahi insan veya orman
insan adn takmlardr. Ammann (-^) rencilerinde
arad koullarn aynlarn ben de arardm; yani m ay
munlarn ne fazla gen ne de fazla yal olm amalarn
isterdim, nk gerekten ds Avrupaya getirilenler ge
nellikle ok yal oluyorlar. Aralarndan en zeki yzl
sn ve binlerce kk ilem karsnda en dayankl
grnenini seerdim. Nihayet kendimi eiticisi olm aya
lyk grmediimden hayvan, biraz evvel szn etti
im esiz retmenim veya, eer varsa, onun kadar ye
tenekli baka bir uzmann okuluna verirdim.
Am m ann, kendi kitabndan veya yntemini akta
ranlardan * doutan sar insanlarda ne kadar g
eyler yaratm ay baardn bilirsiniz. Amman bu sa
rlarn gzlerinde kulaklar bulduunu aklam ve ok
ksa bir zaman iinde onlara duymay, konumay, yaz
may ve okumay retmitir. lemeyen bir organ veya
duyunun baka bir organn gcn ve derinliini a rt
traca dncesinden karak, bir sarn gzlerinin
grndnden daha akll olaca ve daha byk bir
kavrayla grebilecei savn savunmak istiyorum: A n
cak maymun hem grr hem de iitir; grdn ve iit
tiini anlar, kendisine yaplan iaretleri yle rahathkla
kavrar ki herhangi bir baka oyun veya altrma sra-

* R u h u n D o a l T a r ih inin y a z a n vd ... (yaz. n.)


nsan, B ir M ak in a 31

sncla Am m ann rencilerini yaya brakacandan hi


kukum yok. yleyse maymunlar neden eitilemesinler?
Neden, gayret sonucu, sarlarn yapt gibi sylemle-
mek (prononcer) iin gerekli baz hareketleri taklit
edemesinler? Maymunlarn konuma organlarnn, ne
yaparsak yapalm, hi bir eyi sylemleyemiyeceine
inanmak bana ok g geliyor. Zaten bu mutlak imkn
szlk, insan ve maymun arasndaki byk analoji
ve imdiye kadar, hem iten hem de dtan, insana by-
lesine arpc bir ekilde benzeyen baka bir hayvann
bulun-amam olmas dolaysyla, bana ok ters gelirdi.
Hi bir ekilde saf olmayan Locke da Chevalier Tem ple
m (-^) inceleme yazlarnda (Mem oires) anlatt hik
yeye inanm akta hi bir glk karmamtr. Bu hik
yede, kendisine yneltilen sorular doru bir ekilde ya-
ntlayabilen ve insanlar gibi bir t r tutarl sohbete g ir
m eyi renmi bulunan bir papaandan sz ediliyordu.
Bu byk metafizikiyle alay edildiini * biliyorum; fa
kat dnyaya, baz nesillerin yumurtasz ve diisiz de olu
abileceklerini aklayan kii acaba yanda bulabilir
miydi? Halbuki Trembley (^ ) , iftlemeden, sadece b
lnmeyle remenin olabileceini kantlamtr. Amman
da deneyini olumlu bir ekilde sonulandrmadan nce
rencileri bu kadar ksa zamanda eitebileceiyle vn
meye kalksayd deli addedilmez miydi? imdi ise baa
rlar tm dnyay hayrete drd ve Polypelerin Hi-
kyesinin yazar gibi o da lmszle ulat. Y a ra t
t mucizeleri dehasna borlu olan bir insan, benim
gzmde, mucizelerini rastlantlara borlu olan insan
dan kat kat stndr. Evrenlerin en gzelini daha da
gzelletirme sanatm bulan ve ona sahip olmad e
sizlikleri salayabilen her kii, bo sistemlerin tembel
yapmcsndan veya ksr bulgularn alkan sahibin

R u ln n T a r ih in in y azan , (yaz. n.)


32

den ok daha stn tutulmaldr. Am m ann bulgular


ise bambaka bir deer tarlar: O insanlar mahkm
olduklar igdden kurtard, onlara dnce, akl k
sacas hi bir zaman elde edemiyecekleri bir ruh verdi.
Bundan daha byk .bir g dnlemez.
Doann kaynaklarn hi bir ekilde kstlayama-
yz; bunlar zellikle byk bir sanatla glendirildikle
ri lde, sonsuzdurlar.
Sarlarda sta kanaln aabilen mekanizma m ay
munlarda da ayn ilevi gremez mi? Sahibinin sylem
lerini (prnonciation) taklit etme arzusu, ylesine b
yk bir beceri ve usla bir sr iareti taklit edebilen bu
hayvanlarn konuma organlarnn serbest kalp ortaya
km alarn salayamaz m? Benim bu tasarm n sa
m aln ve olanakszln kantlayabilecek tek bir inan
drc deneyin varln gsteremiyeceinizden eminim.
A yn zamanda maymunlarn yaplarnn ve ilemlerinin
benzerlii ylesine byktr ki, ok mkemmel .bir e
kilde eitildikleri takdirde bu hayvanlara eninde sonun
da sylemlemeyi retebileceimiz-den, dolaysyla bir
dil renmelerini salayabileceimizden, dorusu hi
kukum yok. Bylelikle vahi insan veya eksik insan ol
m aktan kp, tam bir insan, 'dnmek ve eitimden
yararlanm ak iin en az bizim kadar yetenek ve gce
sahip bir kk ehir insan haline gireceklerdir.
Hayvanlardan insana gei ok iddetli bir ekilde
olmamtr; gerek filozoflar da bunu kabullenmekte
dirler. Szcklerin bulunmasndan ve dillerin renil
mesinden nce insan da sadece kendi trnde bir hay
van deil miydi? stelik dierlerinden ok daha az
igdye sahip olduundan kendini kral sanmyordu.
Maymundan ve dier hayvanlardan, tpk maymunlarda
olduu gibi, sadece fizyonomisinin biraz daha fazla sa
duyu ifade etmesinden ayrlyordu. Leibn itzilerin sez
gisel bilgisi ile yetinen bu insan hibir eyi birbirinden
in san , B ir M akin a 33

ayrdedemeden sadece ekiller ve renkler gryordu;


ister genlikte, ister yallkta da her yata ocuk gib iy
di, gereksinmelerini ve duygularn, tpk a veya din
lenmekten sklm bir kpein yemek veya gezmek is
tedii gibi, gsz bir biimde ifadelendiriyordu.
Ardndan szckler, diller, yasalar, bilim, gzel sa
natlar geldi ve bunlar sayesinde aklm zn ham elmas
da yontulmu oldu. H ayvanlar gibi insanlar da eitildi;
hem yaratc hem de 3 ik olundu. * Bir geom etri bil
gini tpk bir maymunun apkasm giyip karmay ve
ya ehli kpeinin stne binmeyi renmesi gibi, en zor
hesaplar ve ispatlar yapm asn rendi. Her ey im ler
araclyla gerekletirildi; her tr anlayabilecei ka
darn rendi. te bu ekilde de bizim Alm an filo zo f
larnn deyim iyle sembolik bilgiye ulald.
Grld gibi bizim eitim mekanizmamz son de
recede basittir. Hersy 'birinin azndan baka birinin
kulana, oradan beynine geen ses veya szcklere in
dirgenebilir. Bu bakas, ayn anda, kelimelerin kejrfi
im leri olduu nesnelerin biimlerini alglar.
Ancak ilk nce kim konumutur? nsan soyunun
ilk eitim cisi kimdi? Organizm am zn esnekliinden fa y
dalanma olanaklarn ilk kim kefetti? Hi bilmiyorum;
bu ilk ve mutlu dahilerin isim leri tarihin karanlklar
na kart. Fakat sanat doann oludur; dolaysyla
doa ondan ok nce de vard.
Doann tm iyilikleriyle donatt en esiz ekil
de rgenlenmi insann, dierlerini eittii dnebili-
nir. Fakat onlar da kendilerini byk Fontenellein ( 2)
anlatt ilk kez 40 yandayken anlarn artc sesini
duyan Chartres sarnn durumunda bulmasalard, ne

O n la r (h a y v a n la r - .) y k h a y v a n o lu rie n , O (in s a n - .) y a
ra tc oldu. M e tn in n g iliz c e evirisinde bu cm le b u ek il
de gem ektedir, ( .n .)

yeni bir ses duyabilirler, ne yeni duygular tadabilirler


ne de doann bu esiz grnmn oluturan gzel
nesnelerin farkna varabilirlerdi.
Dolaysyla bu ilk lmllerin, tpk yukarda s
zn ettiim sarn veya hayvanlarn ve dilsizlerin (bir
baka hayvan tr) yaptklar gibi, yeni duygularn
imgeleme glerinin tasarrufuna * b al baz hareketler
le, ve bunun sonucu olarak da her hayvana zg ve
aknlnn, sevinlerinin, heyecanlarnn veya gerek
sinmelerinin doal ifadesi olan baz kendiliinden ses
lerle dile getirm eye altklarn dnmek ok mu yan
l olur? Doann kendilerini nefis bir duyguyla donat
t kiiler elbette ki bunu daha byk bir kolaylkla
ifade edebilme yeteneine de sahiptirler.
te insanlarn akl sahibi olm ak iin duygularn
ve igdlerini, bilgi sahibi olm ak iinse akllarn n a
sl kullanm olduklarna dein grm bundan ib a
rettir. K avrayabildiim kadaryla, doann bunlar a l
glayabilm ek zere nceden biim lendirdii beynim izi
fikirlerle dolduruumuz byle olmutur. Doa ve insan
birbirlerine karlkl yardm ettiler; en kk balan
glar da zamanla yava yava byyerek sonunda e v
rendeki tm eyler bir daire kadar kolaylkla ayrdedi-
lebilir** duruma geldiler.
Tpk bir keman telinin veya bir klavsen tuunun
titreimle ses karmas gibi, bejrnin telleri de ses huz
melerinin uyarsyla kendilerine deen szckleri y a n
stma veya tekrarlam a durumuna geldiler. Grmek iin
eitilm i gzlerin, nesnelerin ren gin i alglayabildikleri
andan itibaren beynin de bunlarn im gelerini ve fa rk
larn grmemezlikten gelem eyecei gibi, (beynin yap

* F ra n szc a m etin d e eco n o m ie o la r a k g e e n b u terim , n g i


lizceye n a tu ra : doa, t a b ia t o la r a k ev rilm itir, ( .n .)
** n g ilizc e m etin d e t a r if e d ile b ilir ( .n .)
n san , B ir M ak in a 35

s bunu gerektinnektedir) ayl ekilde bu farklarn im


leri beyinde kazldklar veya kaydedildikleri andan iti
baren ruh da bunlarn arasndaki ilikileri zorunlu ola
rak incelemi olur; bu incelem e im lerin bulunmasm-
dan veya dillerin kefinden nce olanakszdr. Evrenin
hemen hemen tmden dilsiz olduu devirlerde, ruh nes
neler karsnda, orantlar hakknda en ufak bir bilgisi
olmakszn bir tabloyu veya bir l^ykeli seyreden bir in-
.ann ald tavr takn rd: Hibir eyi ayrdedemezdi^
veya kk bir ocuk gibi elindeki bir ka saman p
n yahut tahta parasn sayamadan, ayrdedemeden
sadece yzeysel ve belirsiz bir bakla bakan kk bir
ocuk gibi (zira ruh da ocukluk devrini yayordu), ge
nel olarak grrd. Fakat eer bu tahta parasna bir
tr bayrak veya sancak aslr da ona bir gem i direi g
rnm verilirse; bir dier tahtaya da baka bir bayrak
taklrsa, ardndan birincisine 1 imi atfedilip, kincisine
de 2 im i veya says verilirse bu ocuk bunlar sayabilir
ve sonra da tm aritm etii renebilir. B ir eklin ba
ka bir ekle saysal (nu m eratif) imi dolaysyla eit ol
duunu farkettiinde, ocuk zorluk ekmeden, bunlarn
iki ayr nesne olduu ve 1 ile l in 2ye eit; 2 ile 2nin
4e* eit olduu vb... sonucuna varabilir.
te ekillerin bu gerek veya grnteki (appa-
le n t) benzeimi tm gereklerin ve bilgilerim izin ba
lca tem elini oluturmaktadr. Bu bilgiler arasnda im
leri daha karmak ve daha az sezilir olanlar elbette di
erlerine gre ok daha glkle renilebilirler;
nk szn ettiim bilim lerin gerekleri ifade etmede
kullandklar ok byk saydaki kelim eleri kavramak
ve badatrm.ak iin daha fazla dehaya gerek duyul
maktadr; oysa saylar ve dier kk im lerle ifade edi

G n m z d e d ah i, d a h a fa z la im leri o lm a d n d a n sadece
yirm iye k a d a r s a y a b ils n h a lk la r vardr, (y a z . n .)
36

len bilim ler kolaylkla renilirler ve, kukusuz, cebi-


rin bu kadar tutulmasn salayan, onun kantlanabili
olmasndan ok, bu kolayl olmutur.
Rzgr kibirli bilgilerim izin beynini iiren bu
bilgiler, gerekte, kafamzda nesneleri tanyp anmsa
m am z salayc tm izleri oluturan engin bir szck
ve ekil kmesinden baka bir ey deildir. Tpk b itk i
leri iyi tanyan bir bahvann bunlarn, grnmlerine
bakarak, hangi dnemlerde olduklarn hatrlamas g i
bi, tm fikirlerim iz de birer birer uyanrlar. Bu szck
ler ve bunlarn iaret ettii ekiller beyinde birbirileri-
ne ylesine balanm lardr ki bir eyi imgelerken ona
bal ismi veya imi de dnmemek hemen hemen im
knszdr.
Srekli olarak imgeleme szcn kullanyorum;
nk kanmca her ey im gelenir ve ruhun tm yetile
ri bunlarn hepsini oluturan imgeleme indirgenebi
lir. (^) D olaysyla yarg, akl yrtme ve bellek ruhun
hi bir ekilde mutlak blmleri olmayp, gzde belir
lenmi cisimlerin, byl bir lmbadan yansrcasna
yolland bir tr iliksi a m gerek deiimleridir.
Fakat beynin rgenlenmesinin harika ve anlal
m az sonucu bu ise, eer her ey imgelem ile kavranr,
ve aklanabilirse insanda dnen duyumsal ilkeyi ne
den blelim? Bu, ruhun basitlii fikrini savunanlarn
belirgin bir elikiye dtklerini gstermez mi? N ite
kim blnen bir eye, samala (absurdite) dmeden,
blnm gzyle baklamaz. te akll insanlar tara
fndan dahi olur olmaz yerlerde ve anlamnn bilincine
vanim akszn kullanlan bu byk kelimelerin ruh-
uluk, m addeslik vd... ve dilin ktye kullanmnn
bizi nereye vardrd ortadadr. (^)
Her kiiye zg deneyler ve kiisel duygular zerine
kurulmu byle bir sistemi kantlam aktan daha kolay
bir ey yoktur. Doas olduu kadar ileyi biimi de
n sa n , B ir M a k in a 37

bizce bilinm eyen im gelem veya beyinin bu olaanst


blm doal olarak kk veya za yf m dr? Fikirlerin
analojisini veya benzerliini karlatracak gce ancak
sahip olabilir, sadece karsnda olan veya onu en ok
etkileyeni grebilecektir st-elik bunu nasl yapaca da
(bir baka sorundur - ) ! Fakat buna ram en sadece
im gelem in farkedebilecei de bir gerektir; tm nesne
leri, onlar niteleyen szckler ve ekillerle birlikte, o
gznde canlandrabilir; dolajrsyla ruhun btn ilev
lerini yerine getirm ekle o, bir kez daha, kendi bana
ruhtur. Onun sayesinde, onun gzelleyici fras arac
lyla akln souk iskeleti canl ve renkli b ir ete br
nr; onunla bilim filizlen ir, gzel sanatlar sslenir, tah
talar konuur, yanklar i eker, kayalar alar, m erm er
nefes alr, cansz bedenler arasnda her ey canllk ka-
z^anr. Y in e o sevdal bir kalbin sevecenliine ehvetin
yakc ekiciliini ekler; bunu (sevecenlii -) filozofun
ve (kafas -) tozlanm bir ukalnn alma odasnda
filizlendirir; nihayet airleri ve hatipleri olduu kadar
bilgeleri de biim lendirir. K im i tarafndan sersemcesine
eletirilen, kiminin yok yere gklere kard ve her
kes tarafndan yanl ta n d bu im gelem sadece gzel
sanata r ve inceliklerin ardndan gitmez, sadece doay
renklendirmekle yetinm ez, onu lebilir de. O, akl y
rtebilir, yarglar, nfuz eder, karlatrr, derinleti
rir. Kendisi iin izilm i tablolarn gzelliklerini, onla
rn arasndaki ilikileri kefetmeksizin, bylesine iy i bir
ekilde duyabilir m iydi? H ayr! T p k dncelerini d u
yularn zevklerine, esizliklerinden ve ehvetlerinden
hi bir tad alamadan, yneltem iyecei gibi; mekanik bir
biimde tasarlad bir ey z-erinde, kendi bana yarg
olm ad takdirde, dnemez.
m gelem veya en za yf deha ne kadar fazla altr
lrsa, sz gelii, o kadar toplanr imanlar; giderek
byr, duyarllar, salam lar, geniler ve dnebilir.
38_____________________________________________________________________ ___

En mkemmel rgenismenin bu altrm aya ihtiyac


vardr.
rgenleme insann en birincil deeridir (-^); ahlk
kitaplarnn yazarlar doal niteliklerim izi deerli n ite
liklerin arasna koymayp, sadece dnce ve endstriy
le gslien yeteneklerimizi bu sralamaya lyk gredur-
sunl-ar; ltfen syleyin, ustalk, bilim ve erdem bizi us
ta olmaya, bilgili ve erdemli klm aya iten bir eilim den
gelmiyorlarsa baka nereden gelebilirler? Bu eilim de
eer doadan gelmiyorsa baka nereden gelebilir? Sa
dece onun sayesinde deerli niteliklere sahip oluruz, her
eyimizi ona borluyuz. Bu nedenle, niin doal yete
neklere sahip olan insanlara, bor alnm gibi sonra
dan edinilmi erdemlerle parlayan insanlara verdiim
kadar deer vermiyeyim.? Deeri ne olursa olsun, ner-
de domu olursa olsun, o sayg grmeye lyktr; sade
ce deerini lmesini bilmek gerekir. Zsk, gzellik,
zenginlikler, asalet rastlantnn ocuklar olmakla birlik
te, beceriklilik, bilgi, erdem vd... gibi onlarn da bir dee
ri vardr. Doann bu en deerli yeteneklerle donatm ol
duu insanlar bunlardan yoksun olanlara acmaldrlar,
fakat stnlklerini kibirlenmeden ve bilinli bir ekil
de duyabilirler. Akll bir insann kendini aptal zannet
mekle gzel bir kadnn kendini irkin bulmas] kadar
byk bir glnle der. Abartlm bir alak gnl
llk, ki gerekte ender rastlanlan bir kusurdur, doa
ya kar yaplan bir nankrlktr. Tersine, namuslu bir
gurur duygularla biimlenen erkeke izgilerin ortaya
koyduu gzel ve ulu bir ruhtur.
rgenlenme bir deerse, deerlerin en birincisi ve
tm dierlerinin kaynaysa, eitim de ikinci deerdir.
En mkemmel yapl bir beyin, eitim elmadan hibir
ise yaramaz; tpk en iyi bir biimde yaratlm bir ada
mn hayata yatknl olmadan kaba bir kylden iba
ret kalaca gibi. Ancak en mkem.mel bir okulun fikir-
nsan, B ir M ak in a 39

lerin girmesine veya hfzedilmssine tamamen ak bir


rahim clmakszm verecei meyve ne olabilir ki? Her
trl duyudan yoksun olan bir adama tek bir fik ir da
hi alamak, doann kendisine bir rahim verm eyi unu
tacak kadar ihm alciliini ileri gtrd bir kadndan
(bir keresinde bsnim de grdm ne yar, ne va ji
nas, ne de rahim i olan ve bu nedenle 10 senelik bir ev
lilikten sonra boanan bir kadnda olduu gibi) ocuk
dourmasn istemek kadar imknszdr.
Fakat eer beyin hem iyi bir biimde ergenlemi
hem de iyi eitilmise, o mkemmel bir ekilde ekilmi
ve aldnn yz katn veren bereketli bir toprak gibi
dir: veya (duyulanlar daha iyi anlatmak ve gerekin
kendisine daha fazla bir incelik kazandrmak iin sk
sk bavurulan mecaz anlamn bir kenara brakacak
olursak) im gelem sanat sayesinde dehann gzel ve en
der anna ulaarak, tasarlad fikirlerini kesinlikle
kavrar, kolaylkla bir yn artc nesnenin hepsini
birden iine alr ve bylelikle bunlardan uzun bir so
nular zinciri kartr ki bu da, birincilerin karlat
rlmasndan doan ve ruhun onlarda mkemmel bir
benzerlik bulduu yeni ilikilerdir. Kanm ca zek b u '^
ekilde oluur. (^^) Bulduu diyorum, tpk bundan n
ce eyalarn benzeimine grnte sfatn eklediim
gibi: Peder Malebrancheun iddia ettii gibi duyulanm-
zm her zaman iin aldatc olduuna veya doal olarak
biraz deiken olan gzlerimizin eyalar kendi olduk
lar gibi grmediine (mikroskoplar bunu her an k a
ntladklar halde) inandm iin deil de, aralarn
dan en tannmnn Bayie (^^) olduu Pyrrhonienler-
le(^^) tartmaya girmek istemediimden olacak.
Bay Fontenellein zelde baz gerekler hakknda
sylediklerini ben genel olarak gereklik iin sylemek
istiyorum: gerei toplum ile iyi geinmek iin kurban
etmeliyiz. Mizacmn yumuakl beni, maksat sohbe-
40

ti derinletirmek deilse, tartmay nlemeye iter. Bu


rada Kartezyenler doutan gelen fik irlsr teorileriyle
bou bouna karma kabilirler; B ay Lockeun bu san
rlar eletirmek iin harcad zamann drtte birini da
hi kesinlikle harcayamam. bin sene nce axiom ola
rak ortaya atlan byle bir doktrini kantlam ak iin ko
ca bir kitap yazmann dorusu ne yarar olabilir.
Ortaya attm z ve doruluuna inandm z ilke
lere gre en fazla imgeleme sahip olan kimsenin en fa z
la akla veya dehaya (zira btn bu szckler e an
lam ldrlar) sahip olabileceini dnmek gerekir; ve
bir kere daha (vurgulamak istiyorum -) utan verici
bir ktye kullanma yznden onlara hibir fik ir v e
ya gerek bir ayrm atfetm eden sadece farkl kelimeler
veya sesler kullanarak farkl eyler sylenildiini zanne
deriz.
Demek ki en gzel, en byk, veya en kuvvetli im
gelem bilime olduu kadar sanatlara da en zg olan
dr. Aristo veya Descartes gibilerin sanatlarnda baa
rl olmak iin Euripideslerin veya Sophocleslerinkin-
de olduundan daha fazla bir zekya sahip olunmas
gerekip gerekmedii hakknda kesin bir karara vara-
m yacam gibi, Doann NeAvtonu yetitirm ek iin
Ccrnsillee olduundan daha ok emek harcadn (ki
bundan ok kukuluyum) syleyemem; fakat kesin olan
bir ey vardr, o da, sadece deiik biimlerde uygula
nan hayal gcnn bu insanlarn fark l zaferlerini ve
lmsz imlerini oluturduudur.
ayet biri ok byk bir imgelemin yansra zayf
bir yarg yeteneine sahip olduunu iddia ediyorsa, bu
im gelem in ok fazla kendi kendine brakldn, duyu-
larm n aynasnda srekli olarak kendi bana sey
retmekle megul olduundan duyularn kendilerini
dikkatle izleme alkanln yeterince edinemedii;
gerekleri veya benzerlikleri yerine (bu duyularn -)
insan. Bir M ak in a 41

zleri veya imgeleriyle daha derinlemesine dolu olduu,


anlamma gelir.
r^Gerekten de imgelemin yaylar ylesine eviktir
ki, bilim lerin anas veya anahtar olan dikkat bu ie ka
rmazsa, imgelem yalnzca eyalar hzla ve kabataslak
bir ekilde gzden geirmekle kalr; onlar ancak syrp
geer.
u daldaki kua bir bakn: Daima uup kamaya
hazr grnyor. mgelem de bu ku gibidir; her zaman
kann ve dncelerin frtnasyla oradan oraya srk
lenir durur. Bir dalga, ardndan gelen baka bir tanesi
nin silecei bir iz brakr; ruh ou zaman bu izin ar
dndan genellikle bouna koar; gerektii kadar abuk
bir ekilde kavrayamad ve saptayam ad eyin eksik
liini duymaya mahkmdur; ite bylelikle zamanm
gerek imgesi olan hayal gc de bkp usanmadan ken
di kendini yok edip yeniler.
te fikirlerim izin abuk ve srekli birbirini izleyi
i V3 kaosu byledir; bir dalga bir dierini nasl iter
se onlar da (fikirler) birbirilerini yle kovalarlar. Bu
nedenle, eer imgelem kaslarnn bir blmn beynin
lifleri zerinde bir eit denge salayabilmek, dikkati
ni bir sre iin yok olmak zere olan bir nesnenin ze
rinde toplamak ve kendini vakitsizce bir baka nesne
yi seyretmekten alkoymak iin kullanmazsa, gzel
yarg sfatn hakedemez. O anda hissettiklerini co
kuyla ifade edebilecektir; hatipler, mzisyenler, res
samlar, airler oluturacak fakat hi bir zaman bir filo
zof yaratamyacaktr. Tersine eer ocukluktan bala
yarak imgelem kendi kendine gem vurmaya, sadece
parlak, cokun nsanlar oluturan taknlna kapl-
mamaya, fikirlsrini dondurmaya, tutmaya, onlar bir
nesnenin tm cephelerini grmek iin her yne evirip
evirmeye altrlrsa, o zaman yarglama}^a hazr bir
ekilde nesnelerin byk bir ounluunu kapsayabi-
n san , B ir M ak in a 43

cien hi bir nyarg sahibi deildirler. Bir de geni bir


yolda, ikisi de sahiplerini kaybetmi bir kpek ve bir
ocuk dnelim: ocuk alar ve kimden medet uma-
cam arr, kpek ise dierinin aklndan faydaland
ndan daha fazla koku alma yeteneinden yararlana
rak kolayca sahibini bulur.
Demek ki doa bizi hayvanlarn aasnda olma
m z iin veya, en azndan, bu durum karsnda bizleri
bu seviyeden karp onlarn stne ykseltebilecek tek
unsur olan eitim mucizelerini daha iyi bir ekilde orta
ya karmak iin yaratm tr. Ancak sarlara, dou
tan krlere, geri zekllara, delilere, vahi veya hayvan
larla birlikte orm anlarda yetien insanlara, hipokondri-
ak hastalnn hayal glerini kaybettirdiklerine, ksa
cas sadece en kaba igdlerini gsteren btn bu in
san yzl hayvanlara ayn ayrcal m tanyacaz?
Hayr, btn bu ruh deil de beden insanlar ayr, zel
b:r snfn mensubu olm ay haketmezler.
nanlarm zn tersine insan ve hayvan arasnda
ilkel bir ayrm yaplm asn ngren kar tezleri gr
memezlikten gelm ek niyetinde deiliz. Denildiine gre
insanda hayvanlarn kalbine ilenmemi bir doal yasa
vardr: Ktln ve iyiliin bilinci.
Ancak bu itiraz, daha dorusu bu iddia, onsuz bir
filozofun her eyi reddedecei, bir deney zerine mi ku
rulmutur? Acaba sadece insann, tm dier h a k a n
larn dnda brakld bir nla aydnlatlm oldu
una bizi inandracak bir deney var m.dr? Eer byle
bir deney yoksa ne hayvanlarn ve hatta insanlarn
iinde neler olup bittiin i ne de kendi varlm zn ii
ni nelerin etkilediini bilebiliriz. Dndmz, pi
manlk duyduumuzu biliriz: ten gelen ve ok zel
bir duygu bizim bunu srekli olarak anlamamz salar;
fakat bakasnn pim anln deerlendirmek iin bu
iimizdeki duygu yetersiz kalr; te bu yzden dier
44

nsanlarn szlerine ya da ayn ruh durumunu, ayn i


kenceleri duyduumuz srada kendimizde tehis e t
tiim iz hissedilir ve dsal imlere inanmamz gerekir.
Ancak hi konumayan hayvanlarn bu doal yasadan
paylarn alp sahip olup olmadklar hakknda bir ka
rara varmak iin, bunlar varsayarak szn ettiim
bu imlere, gvenmek gerekir. Olgular bunu kantlam ak
ta gibidirler. Kendisini kzdran sahibini sran kpek
Hemen ardndan piman olmu grnr; onun zgn,
kzgn, ortalkta grnmeye cesaret edemez bir durum
da, aalanm, srnen bir tavrla suunu kabullen
mi olduunu grrz. nsafna terkedilmi bir insan,
onun kendisine iyilik yaptn anmsayarak, parala
mak istemeyen bir arslann hikyesi bu konuda esiz
bir rnek oluturmaktadr. Keke insan da iyilikler
karsnda ayn m innet duygusunu ve insanla ayn
saygy gsterebilse! Bu ekilde ne nankrlerden, ne in
san neslinin felketi olan savalardan ne de doal ya
sann gerek cellatlarndan korkmamz iin bir neden
kalmazd.
Fakat doann kendisini son derece erken, son de
rece aydnlanm bir igdyle donatt faaliyet alan
nn izin verdii lde yarglayabilen, dzenlayebilen
ve karara varabilen bir varlk; iyilik grdnde ba
lanan, kt davranlarla karlatnda ayrlp yeni
bir efendi arayan, yaps bizimkine benzer, ayn ilem
leri yapan, ayn tutkulara, ayn aclara, hayal gc
nn geniliine ve sinirlerinin duyarllna gre ayn
zDvklere sahip bir varlk, kendi hatalarn ve bizim kile
ri hissettiini, iyiyi ve kty bildiini, ksacas yap t
nn bilincinde olduunu ak bir ekilde gstermez
mi? Bizimki gibi ayn sevinci, ayn aalam.aja, ayn
hayreti duyabilen bir ruh, bir benzerinin paralanm
halini grnce veya kendisi acmakszn onu bin par
aya bldnde hi bir tiksinti duymaz m? Demek ki
nsan, B ir M akina 45

SZ edilen bu kym etli yetenek hayvanlara da veril


memi deildir; zira pimanlklannm olduu kadar ze
klarnn da belirtilerini bize sunabilirlerse hemen he
men bizim kadar mkemmel makinalarm, varlklarn
dnmek ve doay hissetmek iin yaplm oldukla
rna inanmak neden sama olsun?
Szlerime hayvanlarn ounlukla yrtc olduklar,
yaptklar ktlkleri anlayabilecek yetenekte olmadk
lar ynnde itirazlar getirilm eye kalklmasn; tm
insanlar erdem ve ktl hayvanlardan daha m iyi
ayrdedebilmektdirler ki? Bu yrtclk onlarnkinde
olduu gibi bizim zmzde de vardr. Doal yasay i
nemeyi barbarca bir alkanlk haline getirm i insan
lar, onu ilk defa ineyen ve gelenek gcnn katla
trm ad insanlar kadar (sulanndan dolay -) ac
ekmezler. Bu hayvanlar iin de geerlidir. B ir ksm
miza olarak az veya ok yrtc olup dier yrtc hay
vanlarn yannda daha da korkunlarlar. Fakat yumu
ak ve barl olan, kendi gibi dier hayvanlarla bir
likte yaayan, \*umuak besinlerle beslenen bir hayvan,
kann ve vahetin dman olur; iinden kan dkt
iin utanr. Aradaki tek fark belki de onlarda hereyin,
bizden ok daha fazla tadn kardklar hayatn ra
hatlklarna, zevklerine, gereksinimlerine adanm olma
sndan dolay pimanlklarnn, biz onlarla ayn gerek
sinme durumunda olmadmz iin, bizim pimanlk
larm z kadar ac grnm^emesinden ibarettir. Alkan-
hk zevkleri olduu gibi pimanlklar da kreltir ve
belki de boar.
Fakat bir an yanldm ve sadece benim hakl
olup da btn evrenin hatal olduunu dnmenin
yanl bir ey olduunu farzedeyim; hayvanlarn, en
mkemmellerinin dahi, ahlki iyilik ve ktl ayr-
dedemediklerini, onlara gsterilen ihtim am lar, yap
lan iyilikleri anmsamadklarn, kendi erdemleri hak-
46

knda hi bir Uuyariilklan olmadn kabul edeyim.


rnein, dielerinin yansra szn ettiim o ars-
lan, aylarn, kaplanlarn ve arslanlarn hep birlikte ol
duu bir dten daha insanlk d bir gsteri sra
snda fkesine terkedilmi olan o adam ldrmeyi red
dettiini hatrlamam olsun; dier taraftan vatanda
larmz, svireli svireliye kar, karde kardee kar
dvyorlar, birbirilerini tanyorlar, birbirilerini zin
cirliyorlar veya hi bir pimanlk duymadan ldryor-
1ar; nk bir prens onlara cinayetlerinin karln
dyor: Ksacas doal yasann hayvanlara verilmemi
olduunu farzediyorum, bunun sonular ne olabilir?
nsan daha kymetli bir kilden yorulmamtr; doa
^ s a d e c e mayasn eitlendirdii tek bir hamur kullan
mtr. Demek ki eer hayvan, szn ettiim o i duy
guyu inediinden dolay pimanlk ekmezse veya bu
duygudan yoksunsa, insann da zorunlu olarak ayn
durumda olmas gerekir: O zaman da doal yasaya ve
onun hakknda yazlan o gzel kitaplara elveda! Genel
olarak tm hayvan alemi bundan yoksun olacaktr.
K arlkl olarak insan, sal elverdii zaman, drst
l, insancll, erdemi her za,man iin ne insancl, ne
edemli, ne de namuslu olm ayan insanlardan ayrdede-
bileceini dnmekten kendini alkoyamazsa; ktl
veya erdemi, bunlarn doal etkileri gibi grnen
sadece zevk ve kendinden irenm eyle ayrdedebilmenin
kolay olduu hesaba katlrsa bundan, insanlarla her
bakmdan eit olabilmek iin sadece bir derecelik bir
mayalanma eksii olan ayn maddeden yaplm hay
vanlarn hayvanln ayn haklarna sahip olm alar ge
rektii kmaktadr; dolaysyla pimanlktan yoksun
hi bir ruh veya duyarl madde yoktur. ( ) Aadaki d
nce bu sav kuvvetlendirecektir :
Doal yasa yokedilemez. Tm hayvanlarda bu yasa
nn izleri ylesine derindir ki en vahileri ve en yrtc-
n san , B ir M akina 47

lanncla dahi baz pimanlk anlarnn bulunduundan


zerre kadar kukum yok. Sanrm Clampagnedaki
Chlonsun vahi kz, eer kzkardeini yedii doruysa,
suunun acsn ekmitir. stemeyerek veya mizalar
icab su ileyenlerin tm iin de ayn eyi dn
yorum: almaktan kendini alamayan Orleansl Gas-
tondan tutun, ocuklarnn da miras ald ayn suu
ham ilelii srasnda ileyen bir kadn, yine ayn durum
da (ham ilelik -) kocasn yiyen baka bir tanesi; o
cuklarn boazlayp bedenlerine tuz eken ve onlar her
gn tuzlu kurabiye gibi yiyen bir dieri; 1 yanda an
ne babasn kaybettii halde namuslu insanlar ta ra fn
dan yetitirilen fakat 12 yanda ceset hrsz olan
kza kadar, gzlem cilerim izin bildii ve tpk stanne
den veya ebeveynlerden ocua geen daha nice kal
tmsal sular ve erdemler. Bu zavalllarn sularnn
bykln o anda kavrayam adklarn iddia ediyor
ve kabul ediyorum. rnein oburluk (boulim ie) veya
alk tm duygular sndrebilir; bu, midenin mutlaka
doyurulmas gereken bir manisidir. Fakat sarholuktan
aylm gibi kendilerine geldiklerinde bu kadnlar en
sevdikleri varlklar zerinde iledikleri bu cinayeti ha
trlayarak kimbilir ne kadar piman olacaklardr! Hi
bir ekilde bilincine varm adklar ve istemiyerek yap
tklar bu ktle kar ne kadar byk bir ceza!. Bu
nunla birlikte bu durum yarglar iin bylesine belir
gin deildir. Szn ettiim kadnlarn arasndan bir
tanesi tekerlee ivilenmi ve yaklm, dieri ise canl
canl topraa gmlmt. Toplum karlarnn ney:
gerektirdiini idrak edebiliyorum. Ancak, dileim ya r
glarn yerlerini yetkin doktorlarn almalardr. Sade
ce onlar susuz katilleri suludan ayrdedebilirler. Eer
akl sapk bir duygunun veya bir lgnln tutsaysa
ondan ynetmesini nasl bekleyebiliriz.
Fakat su kendisiyle birlikte az veya ok acmasz
48

cezasn da getiriyorsa; eer en uzun ve en barbar al


kanlk en insanlk d yreklerden tvbekrl tam a
men koparp atamyorsa; eer eylemlerinin ansyla bu
yrekler paralanyorsa neden bu saf insanlarn hayal
glerini Pascalnkilerden* bile daha gerek d olan
cehennemle, hayaletlerle, ateten uurumlarla korku
talm? Bir iyi niyetli papazn bizzat syledii gibi asl
cellatlar kendi vicdanlar olan insanlarn vicdanlar
tarafndan yeterince cezalandrlmadklar dnlerek
bu zavalllar ldrmek iin bir takm safsatalara ba
vurmak neye yarar? Btn katillerin haksz yere ceza-
landrlklarn sylemiyorum; sadece iradeleri bozu
lan ve bilinleri snen bu insanlar kendilerine geldik
lerinde, pimanlk duygular (pimanlk ki doas bu
durumda kanlmaz bir zorunluluun srkledii bu
zavalllar sannm kurtarmas gerekirdi) onlar yete
rince cezalandryor.
K atiller, ktler, nankrler, nihayet doay duyam-
yanlar, yaamaya lyk olmayan zavall despotlar, bar
barlklarndan ac bir zevk aladursunlar; dnceli ve
sakin anlarda c alc vicdan sesini ykseltir, aleyhleri
ne tanklk eder ve onlar, srekli olarak, kendi elleriyle
paralanmaya mahkm eder. nsanlara ac ektiren
kendisi de ac eker ve duyaca aclar yaptklarnn
hakl bir karl olur. D ier taraftan iyilik yapmann,

* S o fr a d a veya b ir k alabalk iin de o tu rd u u n d a k en disin e, b a


zen iine dm ekten kork tu u o korkun u u ru m la r g rm e si
ne e n g e l o lacak ekilde, sol t a ra fn d a isk em lelerd en olum u
b ir e n g e l veya yak n n da o tu ra n biri gerekliydi. H a y a l g c
nn veya bey n in in b l m lerin d en birin d e k i t u h a f d o la m n
k ork u n sonucu! B ir t a r a ft a n byk b ir in s a n d i e r t a r a f
ta n ise b ir y a r deli. D elilik ve bilgelik, h e r ikisi de b ir y a rk
ile ay rlm b ire r blm vey a beyin lo b u n a sa h ip tirle r. A c a
b a P o r t -R o y a ll beylere h a n g i blm yle b u k a d a r baly d ?
B u olay B a y de la M ettrien in B a d n m eleri a d l k ita b n n
b ir b l m n d e okum utum , (yaz. n .)
n san , B ir M akin a 49

verilen bir eyi takdir etmenin, deerini bilmenin zevki j '


ylesine byktr ki erdemi kendine huy edinmekte,
yumuak, insancl, efkatli, merhametli ve cmert (bu j
tek kelime tm erdem leri kapsamaktadr) olmakta y- ^
leine byk bir haz vardr ki erdemli domam olmak
ansszlna urayan kii benim nezdimde zaten yete
rince cezalandrlmtr.
Biz kkenimizde bilge olmak iin y a r a n madk:
belki de organik yetilerim izin bir tr ktye kullanl-
mas nedeniyle ve yok yere filozof adyla ssledii bin-] '
lerce ie yaram az adam besleyen Devlet sayesinde by
le olduk. Doa hepimizi m utlu olmamz iin yaratt (^ );
evet, hepimizi, yerde srnen solucanndan bulutlarn
arasnda kaybolan kartala kadar. te bu nedenledir ki
doa, tm hayvanlara, doal yasadan, her hayvann or
ganndan norm al koullardaki ihtiyaca gre az veya ok
bir pay vermitir.
imdi doal yasay nasl tanmlayabiliriz? O bize,
bir eyin kendimize yaplm asn istemediimiz iin ba- \
kalarma da yapm am am z reten bir duygudur. Bu or
tak fikre bir de bu duygunun, trn olduu kadar bire-
yin de selmetini salayan bir eit korku veya kuku
olduunu ilve etmeme izin verin; nk belki de ba
kalarnn parasna veya hayatna sayg duymamzn ne
deni sadece z m alm z mlkmz, erefim izi ve ken
dim izi korumaktr; tp k Tan ry sevmelerinin, bunca
hayali erdemlere sarlm alarnn tek nedeni, cehennem
den korkm alar olan bu Hristiyanlk x io n lar gibi.
Grld gibi doal yasa, sadece yine dierleri g i
bi hayal gcne ait olan ve aralannda dncenin de
bulunduu bir isel duygudan ibarettir. Dolaysyla, ta- ^
bii eer onu teologlan rT^aptM rTB rg l n bir ekil
de yurttalar yasasyla kartrmaya kalkmazsak,doal
yasa, kesinlikle, ne bir eitim , ne nemli aklamalar ne
de bir yasa-koyucu gerektirmektedir. Yobazln silhla-
50__________________________________________________________________________

r bu gerekleri savunanlar yok edebilir fakat gerekle


rin kendilerini asla yok edemez.
Yce bir varlkn m evcudiyetinden kuku duydu-
^ umu sylemek istem iyorum ; tersine en yksek olasrk
[ ) derecesinin Onun lehinde olduunu sanyorum; Fakat
bu m evcudiyet bir dinin gerek liliin i dier varolular
dan daha ok kantlam adndan uygulama alannda
hi bir geerlilik bulam ayan teorik bir gerek olarak
kalr: D olaysyla bunca deneye dayanlarak sylenebi
lecei gibi din nasl tam bir namusluluu gerektirm ez
se, ayn nedenler dinsizliin de namusu dtalamyaca-
''n dnmeye sanrm izin verir.
Zaten insann varoluunun nedeninin varoluunun
kendinde olm adn kim bilebilir? ( ) Belki de o, nede
ni ve nasl olduu deil de sadece, duvarlar kaplayan
ve ukurlar evreleyen iekler veya bir gnden die
rine biten m antarlar misali, yaam as ve lmesi gerekti
i bilinerek dnya yzeyinin b^ noktasna raslant so
nucu atlm tr. K endim izi sonsuzlukta kaybetm iyelim ,
onun hakknda en ufak bir fik ir aM bi olmak iin yara-
, tlm adk; bizim iin eylerin kkenine ulamak tm y-
le olanakszdr. Zaten kendi rah atm z iin de m adde
nin sonsuz olmas veya yaratlm olmas, T a n rn m va r
l veya yokluu hi farketm ez. renilm esi imknsz
olan ve onu bulup an ladm z zam an bile bizi hibir
ekilde m utlu klm ayacak birey iin bu kadar ac ek
mek deliliktir!
Am a Fenelonlarn(^), N ieu ven titlerin (2), Abadie
lerin('*^), Derham la rn ( ), R a ilerin ('*") vd... eserlerini
okuyun derler. Pekl! Bunlar bana ne reteceklerdir,
daha dorusu imdiye kadar ne retm ilerdir? Bunlar,
birinin dierine, dinsizliin tem ellerin i kerteceine
daha da glendirecek bir sr l f kalabal ekledii;
gayretli yazarlarn can skc tekrarlarndan baka bir
ey deildir. Doann tem aasndan kan bir sr kant
in san , B ir M a k in a 51

onlara daha fazla g katm yor. Sadece bir parman,


bir kulan, bir gzn yaps, M alpigh inin ( ) tek bir
gzlem i hereyi kukusuz Descartesm ve Malebranche
n yaptndan daha iy i bir ekilde kantlam aya yeter;
gerisi hibir eyi kantlam az. Demek ki T an rclar (De-
iste) (O ve H ristiyanlar dahi tm hayvan aleminde ay
n grlerin, hepsi kesinlikle geom etrik olm akla birlik
te, ok eitli biim lerde gerekletirildiklerini gster
mekle yetinm elidirler; zira a teistler baka hangi gl
silahlarla sindirilebilir? Gerek, eer aklm beni yan lt
m s a , insann ve evrenin bu gr birliine ynel
mi olm alardr. G rm eyi salayan sonsuz eitlilik
teki cisim lerin gerektirdii kurallar erevesinde, tpk
bir aynann im gelem iinde belirlenm i cisim leri geree
uygun bir biimde gze gstermesi gibi, gne, hava, su,
organizma, cisim biim leri, ksacas herey gzde yerle
tirilm itir. Kulaldarda, her canlda ok arpc fark l
lklar grlr; fakat insann, hayvanlarn, kularn, ba
lklarn bu deiik yaps deiik kullanm lar getirmez.
Tm kulaklar ylesine m atem atiksel bir biimde yapl
m lardr ki hepsi tek ve ayn amaca, yan i iitm eye y
neliktirler. B ir Dsist rastlantnn, sahibi olduu farze-
dilen eserlerini, bu kadar ok fa rk lln onlarm ayn
am.aca ulamalarn nlem eksizin istedii gibi deiti
rebilecek kadar yetenekli bir geom etri ustas m olduu
nu sorar. Ardndan da ha 3 rvanda gelecekte kullanlm ak
zere bulunan blm lerin va rln ileri srerek itiraz
larna devam eder. T rtld a k i kelebek, spermadaki insan,
her bir blmnn iindeki btn bir polip, yum urta
lk deliindeki kapakk, dltteki cier, yuvalarndaki
diler, su iindeki ve ondan anlalm az bir biimde ay-
rlp sertleen kemikler. te bu sistemin savunucular
ona deer kazandrmak iin hibir eyi esirgemedikle
rinden kant zerine kant toplam aktan bkmazlar, her-
eyden, hatta baz durum larda akln zayfln dan bile
52

yararlanm ak isterler. te, derler, Spinoza'Iar, Vanini-


1er (^), Desbarreauxlar ( ), Boindinle r (" '); Deizme
zarar verm ek bir yana onu ereflendiren havariler. Bu
sonuncularm salk sreleri inanszlklannm ls ol
mutur: Gerekten de tutkularla birlikte bunlarm bi
arac olan beden de zayflaynca, tanrtanmazlktan
(atheism e) dnmemek ok ender rastlanlan bir olay
dr diye eklerler.
T a n rnm varl ynnde sylenebileceklerin hepsi
kesinlikle bu kadardr, zaten son kant da deimelerin
ksa olm alar bakmndan pek nemsizdir; zira akl ken
dine gelir gelmez, daha dorusu gcn bedenin g
cnde tekrar bulur bulmaz eski dncelerini benimse
yip o ynde hareket eder. Tp adam Diderotnun (=')
Felsefi Dnceleri nd8 tek bir tanrtanmaz dahi
ikna edemeyecek o harika eserde en azndan imdiye
kadar sylenilmi olanlardan ok daha fazlas vardr.
Gerekten de unlar syleyen bir adama ne sylenilebi
lir? D oay hi tanmyoruz; Sinesinde gizli bir takm
nedenler her eyi meydana getirm i olabilir. Trem bley
in polipine bir bakn! Yeniden olumasnn neden
lerini kendinde tam yor mu? Hereyin onlar iin ya
plm olduu ve bu geni evrenin dizisinin kendilerine
zorunlu bir ekilde bal ve tbi olduu bir takm fizik
sel nedenlerin bu nedenler ki kesinlikle anlalmaz
durumda olmalar, bizi, kimilerine gre, bir akl varl
dahi olm ayan Tanr kavramna snmaya yneltm i
tir varln dnmekte, dolaysyla olan hibir e
yin olm am azlk edemeyeceini savunmakta ne gibi
bir samalk olabilir? Bylece rastlanty yok etmek Y
ce V arlk kantlam ak anlamna gelmez; nk ne rast
lant ne de Tanr olmayan bir ey vardr, o da Doadr.
Bundan D oann incelenmesinin sadece inanmayanlar
ortaya kard sonucu kmaktadr; onun en baarl
aratrclarnn dnce biim leri de bu gerei kant
insan , B ir M akina 53

lam aktadr .
Demek ki evrenin yk gerek bir tanrtanm az ez
mek yle dursun sarsamaz bile. Bir yaratcnn v a rl
na iaret eden ve binlerce kez tekrarlanm olup bizim g i
bilerin dnce tarznn ok stnde tutulan tm kant
lar, ne kadar oaltlrlarsa oaltlsnlar, sadece anti-
jyrrhoncularn veya bir takm grnmlere dayanarak
yarglara varabilecek kadar akllarna gvenenler iin
apaktr ("'), bunlara da, grdnz gibi, tan rtan
mazlar bsiki onlarnki kadar gl ve tam am en kart
savlarla kar kabilirler. Zira yine natralistlere kulak
verecek olursak, eitli karmlarn bir rastlantsal so
nucu olarak bir kim yagerin elinde ilk aynay oluturan
ayn nedenlerin, doann ellerinde basit bir oban kz
nn iine yarayacak saf suyu oluturduklarn syleye
ceklerdir: (dola\syla -) Dnyann varln srd
ren ayn hareketin onu yaratm olabileceini; her cis
min kendi doasnn ona ayrd yeri aldn; havann
yeryzn, demir ve dier madenlerin onun bnyesin
den kmalaryla ayn nedenden dolay, epeevre sar
dn; gnein tpk elektrik gibi doal bir rn oldu
unu onun zaman zaman yakp kavurduu dnyay ve
insanlarn daha ok stmak iin; yamurun ise ou
zaman bozduu tohumlar daha ok yeertmek iin ya
plm olmadklarn; ayna ve suyun dier ayn n itelik
leri tayan cill cisimlerden daha ok grntlerim izi
yanstmak iin olmadklarn: Gzn, gerekte, ruhun
nesnelerin imgelerini, cisimlerin onlar kendisine gs
terdii gibi seyredebilecei bir tr pencere (trum eau)
olduunu; ancak bu organn ne zellikle bu seyir iin
yaplm ne de kasten gz yuvalarna yerletirilm i ol
m adn; nihayet Lucrece(^"), tp adam Lamy(5) ve
tm dier eski ve modern Epikryenlerin, gzn yalnz
ca bu biimde olutuu ve yerletii iin grebildiini
("O iddia ederlerken hakl olabileceklerini; doann ci
54

simlerin olumasnda ve gelimesinde takip e tti i hare


ketlerin kurallar bir kez konulduunda bu harika or
gann (gz ) baka trl rgenlenmesinin ve baka
bir yere konulmasnn imknsz olacan (sylerler
di ) .
te filozoflarn sonsuza dek katlacaklar byk f i
kirlerin doru ve yanllar. Ben taraf tutmuyorum.
Non nostrum intar vos tatas componere lites (^*)
Bsnim kadar samimi bir Pyrrhonien olup kesinlik
le daha gzel bir yazgya lyk ok deerli bir insan olan
bir Fransz arkadama ite bunu sylyordum. Bu ko
nuda bana ok tuhaf bir yant verdi. Gerekten de, de
di, hibir eyin bir fikre ikna olmasn salayacak k a
dar kesinlikle kantlanam adn ve bir tarafn ileri sr
d savlarn derhal kar tarafn savlarnca rtl
dn gren bir filozofun ruhu hibir zaman lehte ve
aleyhte noktalardan tedirgin olmamaldr. Ancak, ev-
\ren sadece ateist olduu takdirde mutlu olabilir.
te bu iren adamn ne srd nedenler bunlard.
Eer ateizm genel olarak yaygnlasayd, diyordu dinin
tm dallar kklerinden kesilir ve yok edilirdi. Din u
runa yaplan savalar, din uruna arpan askerler, o
korkun askerler (!) ortadan kalkarlard. Kutsal bir ze
hirle kirlenmi olan doa haklarn ve tem izliini ye
niden elde ederdi. Huzurlu lmller tm dier seslere
kulaklarn kapayarak sadece kendi kiiliklerinin iten
gelen tlerini (hi kimse tarafndan aalanmayan
ve bizi, erdemin gzel yollarndan geirerek mutlulua
ulatrabilecek tek t) dinlerlerdi.
te doal yasa budur; her kim onu dn vermeden
izlerse namuslu bir insan olur ve tm insan soyunun
gverne lyktr. Her kim onu zenle izlemez ve ba
ka bir dini hakl gsterirse, o bir kurnaz veya kendisine
gvenemiyeceim bir ikiyzldr.
Btn bunlarn ardndan aklsz insanlar baka
in san . B ir M akina 55

trl dnsn, V ahiye (Revelation) inanmamann na


mussuzluk olduunu iddia etmeye cret etsin, ksacas
hangisi olursa olsun, doa dininden baka bir dinin,
gerekliliini savunsun. Bu acnacak ve zavall bir iddia
dr; tpk herkesin kendi benimsedii din hakknda edin
m emizi istedii iyi izlenim ler gibi. Hibir ekilde kalaba
ln oylarna gz dikmiyoruz. Her kim ki yreinde ba-
tl tanrsallatrmtr, o, dnyaya erdemi duymak iin
deil de putlara tapmak iin gelmitir.
Ruhun tm yetileri, beynin ve btn bedenin r-
genlenmesine bal ise, dolaysyla bu yetiler apak bir
biimde bu rgenlenmenin kendisiyse, o zaman iyi ay
dnlanm bir makinayla kar karyayz demektir. Zi
ra yalnzca insanolu doal yasadan pay alm olsa bile
bu, yine de onun bir makina olmasn engeller mi? Te
kerlekler, en mkemmel hayvanlardakinden biraz daha
fazla sayda yay, oran olarak yree daha yakn, ayn
nedenden dolay daha fazla kan toplayabilen bir beyin,
ne bileyim ite? Bilinm eyen nedenler bu abucak krla-
bilen lassas bilinci, maddeye dnceden daha fazla
yabanc olmayan bu pimanlk duygularn, yani tek ke
lim eyle burada sz konusu olabilecek tm farkllklar
oluturabilir. O zaman rgenlenme her ey iin yeter
li midir? Bir kez daha evet. Dnce, gzle grlr bi
imde, organlarla birlikte geliiyorsa, o zaman bu or
ganlar oluturan madde, zamanla hissetme yetisini ka
zand takdirde, neden pimanlk duygularna sahip
olmasn? Demek ki ruh, hakknda hi bir fikrimizin
olm ad ve akll bir insann sadece bizdeki dnen
blm belirtmek iin kullanmas gerektii bo bir sz
ckten ibarettir. ( ) En ufak hareket ilkesi bir kez ko
nulduunda, canl cisimler hareket etmek, duymak, d
nmek, piman olmak tek kelimeyle fiziksel alanda ol
duu gibi buna bal olan ahlki alanda da ilemek
iin gerekli olan her eye sahip olurlar.
56

Bir varsaymda bulunmuyoruz; btn glklerin


henz ortadan kalkmadm dnenler bu alandaki
kukularm tatm in edecek deneyleri aada bulacak
lardr.
1) lmden sonra tm hayvanlarn etleri titrer,
bu durum haj^an ne kadar daha souksa ve ne
kadar az terliyorsa o kadar uzun srer; kap
lumbaalar, kertenkeleler, ylanlar bunu kant
layan birer rnektirler.
2) Bedenden ayrlan kaslar ine batrldnda e
kilirler.
3) Barsaklar uzun bir sre samsal veya solu-
cans hareketlerini srdrrler.
4) Cowpere (^') gre basit bir scak su rngas
kalbe ve kaslara yeniden hayat verir.
5) Bedenden koparldnda ve zellikle bir masa
zerinde veya scak bir tabak iinde gnee
tutulduunda, kurbaann kalbi bir saatten
fazla bir sre boyunca hareket eder. Eer bu
hareket tamamen yok olm aya yz tutmusa sa
dece kalbe ine batrm akla bu oyuk kasn arp
maya devam etmesi salanr. H a rvey( ) ayn
gzlem i karakurbaalarnda da yapmtr.
6) Syiva-Syivarum adl kitabnda Bacon de Veru-
lam ( ) ihanete uradna kanaat getirm i bir
insann nasl, daha henz canlyken, iinin a
lp da yrei scak suya atldnda her sefe
rinde daha az ykselmek zere, 2 ayak uzunlu
unda bir mesafe iinde birok kez zpladn
anlatmtr.
7) Daha henz yumurta iindeki bir kk tavuu
aln; jmreini kopartn, hemen hemen ayn ko
ullar iinde ayn olaylar gzlemlersiniz. H a
vayla ileyen bir makina iinde lmeye yz tu t
mu bir hayvan diriltm ek iin sadece nefes
in san . B ir M akin a 57

scakl yeterlidir.
Byle (^) ve Stenon benzer deneyleri, yrek par
alar tpk tam bir yrekte olduu gibi kprdanan g
vercinler, kpekler, tavanlar zerinde uygulamtr.
Ayn hareketler kstebein kopartlm ayaklarnda da
grlmektedir.
8) Trtl, solucanlar, rmcek ve sinek de ayn ola
y sergilemektedirler; kesilmi paralarn hare
ketleri ilerinde bulunan ateten dolay scak
'suda artmaktadr.
9) Sarho bir asker bir kl darbesiyle bir hint
horozunun kafasn kopartt. Hayvan ayakta
bir sre durdu sonra komaya balad; bir du
varla karlanca geri dnd, komaya devam
'ederek kanatlarn rpt ve sonunda yere d
t. Yerde uzanm yatarken tm kaslar hala
kprdanmaktayd. te ahit olduum olay; bu
nun gibi olaylara kafalar kesilen kk kedi
lerde veya kpeklerde rastlamak kolaydr.
10) Polipler kesildikten sonra kprdanmakla kal
mazlar, 8 gn iinde kesik paralarn miktar
kadar hayvan retirler.
Bu gereklerin natralistlerin reme sistemlerini
rtmesi beni zyor veya gerekte memnun ediyor,
nk bu bulu, bize en bilinen ve kesin deneylere da
yanarak da olsa hi bir zaman genel bir sonuca varma
mak gerektiini retm ektedir!
te her kk lifin veya rgenlenmi beden para
snn kendine has bir ilkeyle hareket ettiini ve eyle
min istemli hareketlerde olduu gibi (zira sz geen
hareketler, bunlar yapan beden paralarnn dolamla
hi bir alverileri olmakszn, kendilerini gsterirler)
kesinlikle sinirlere bal olmadn kuku gtrmez bir
biimde kantlam aya yarayan gerektiinden fazla olgu.
Oysa eer bu g kendini lif paralarnda gsterebili-
58

yorsa, tuhaf bir ekilde birbirlerine gemi liflerden olu


an yrein de ayn nitelie sahip olmas gerekir. Buna
kanaat getirm em iin Baconn hikyesi art deildi.
Gerek insan ve hayvan yreklerinin yap lar arasndaki
tam benzeim, gerek bu hareketi iinde boarak gzden
karan insan yreinin ktlesi ve nihayet kadavralar
da her eyin souk ve gm olmas benim bu yargya
varm am a yeterli nedenlerdir. Eer lm cezasna arp
trlm ve bedenleri henz scaklklarn koruyan k a til
ler zerinde teri yaplsa yreklerinde, kafalar kesilen
insanlarn yz kaslarnda gzlem lenen ayn hareketle
re rastlanrd.
Btn olarak alnan bedenlerde veya paralara b
lnm ksm larda grlen devindirici ilke, onun sanl
d gibi dzensiz deil aksine ok dzenli hareketler
oluturduu ve buna mkemmel ve scak hayvanlarda
olduu kadar souk ve mkemmel olm ayanlarnda da
rastlanlddr. Demek ki bize kart dncede olan
lar iin, herkesin rahatlkla denetleyebilecei binlerce
olguyu reddetm ekten baka bavurabilecekleri hibir
kaynak kalm am tr.
imdi eer bana bu doutan var olan gcn bede
nim izin neresinde bulunduu sorulursa, onlara bunun
apak bir biimde, eskilerin parenchjTte diye adlandr
dklar yerde, yani ksm larn kendi tzlerinde toplar
damar, atardam ar ve sinirler tek kelim eyle bedenin tm
rgenlenmesinden yaplan bir soyutlamada yer ald
n; ve sonu olarak, her blmn kendi bnyesinde,
kendi gereksinmelerine gre az veya ok gl yaylara
sahip olduunu sylerim.
Bu insan m akinasnn yaylar hakknda biraz daha
derin ayrntlara girelim . Btn hayat, hayvansal, do
al ve otom atik hareketler bu yaylarn eylem leriyle ger
ekleirler. Beklenmeyen bir uurum karsnda korku
ya kaplan bir beden mekanik bir ekilde geriye ekil
n sa n , B ir M a k in a 59

mez mi? Gz kapaklar bir darbe tehdidi karsnda yine


ayn ekilde kapanm azlar m; gndz vakti, gz bebei
retinay korumak iin daralm az ve karanlkta eyalar
grebilm ek iin genilem ez mi? Kn, souun damar
lara girm esini nlemek iin derinin gzenekleri meka
nik bir ekilde kapanm azlar m? Mide, zehir, bir m ik
tar afyon, tm kusturucularla vs... tahri edildiinde
kalkmaz m? Yrek, atardam arlar, kaslar uyank du
rumda olduu gibi uyku srasnda da kaslm azlar m?
Akcier srekli olarak ileyen bir krk vazifesini gr
mez mi? Rektumun, sidik torbasnn tm bzc kas
lar mekanik bir ekilde ilemezler mi? Y rek tm d i
er kaslara oranla daha kuvvetli bir ekilde kaslmaz
m ? ( ) Dikletirici kaslar erkeklerde, hayvanlarda ve
hatta bu organn birazck olsun tahrik edilm esiyle sert
leme yeteneine sahip olan ocuklarda dahi penisi dik
letirm ezler mi? Burada belirtm eliyiz ki, bu olay henz
az tannan bu organn ierisinde anatom inin getirdii
bilgilere ramen henz iy i aklayam adm z bir ta
km etkileri yaratan bir yay bulunduunu kantlar.
Herkese bilinen t m bu alt dzeydeki kk yay
lar zerinde daha fazla durmayacam. Ancak dier
yaylar canlandran daha esiz ve daha etkin olan bi
tanesi vardr; o bizim t m dncelerimizin, tutkular
mzn, zevklerim izin, duygularm zn kaynadr; zira
yrmek iin bacaklarda bulunduu kadar beyinde
de dnmek iin adaleler vardr. H ippocraten
IvopiJiwv (ruh) olarak adlandrd bu itici ve cokun
ana eden sz etm ek istiyorum. Bu ana e vardr ve
beynin onlar araclyla bedenin tm geri kalan ks
mnda egemen olduu sinirlerin k noktasnda yer al-
m.aktadr. Bununla aklanabilir olan her ey, hatta im
geler hastalklarnn artc etkileri dahi aklanabilir.
Bu bolluk ve yanl anlalabilecek verim lilik iinde
daha fazla oyalanm am ak iin az sayda dnce ve so-
60

iularla yetinm eliyiz.


Niin gzel bir kadn grnts veya dncesi biz
de tuhaf hareketlerin ve arzulann domasna neden ol
m aktadr? O zaman, baz organlarda olanlar bu organ
larn kendi doalarndan m ileri gelmektedir? Kesin
likle hayr! Bu sadece bu kaslarn hayal gcyle olan
bir tr yaknlndan ve alveriinden ileri gelebilir.
Burada, sadece, eskilerin bene placitum diye adlandr
dklar gzellik imgesi tarafndan uyarlan bir birinci
ya y vardr; bu yay, hayal gcnn onu uyandrd s
rada derin uykuda olan bir kincisini uyarr: Buda, eer
artc bir eviklikle akan ve oyuk organlar dolduran
kann ve ruhlarn (esprits) * cokunluuyla olumuyor
sa baka neden olabilir?
Anne ile ocuk arasnda kesinlikle bir takm ileti
imlerin var olduu** ve Tulipus ile en az onun kadar
szne gvenilir dier yazarlarn ilettikleri gerekleri
yadsmann zor olaca gz nne alnrsa, dltn, tp
k her eit izi alabilen yumuak bir balmumunda ol
duu gibi, annesinin hayal gcnn cokunluklarn da
yine ayn ekde hissedebileceini dnebiliriz; ayrca
Blondel ve savunucular ne derlerse desinler, bu izler
ve annenin istekleri dltn zerine hi anlalmadan
ilenebilinirler. Bylelikle doay yeterince yakndan in
celememi ve onu kendi fikirlerine kle etmek isteyen
yazarlar tarafndan inanc dolaysyla aalanan P. Ma-
lebranchen da onurunu kurtarm oluruz.

* E s p rits (r u h la r ) ; G a le n t a r a fn d a n o rta y a a tla n " h a y v a n


s a l r u h la r teorisine gre, bed en d ek i sin irle r uucu b ir sv
(h a y v a n s a l r u h la r ) ta y a n oyuk bo ru la rd r. Bu h a y v a n sa l
r u h la r b ey in ve bed en in d b lgeleri a ra s n d a srekli b ir d o
la m h a lin d e olu p s in irle rin a l m a la rn s a la m a k ta y d
la r, ( .n .)
** E n a z n d a n d a m a rla r a ra c l y la . S in irle rin de bu a la n d a
b ir ro l o y n a m a d k la rn d a n k im em in olabilir? (yaz. n .)
insan, Bir M ak in a 61

En azndan n gilizlerin Voltairei olan mehur Po-


peun portresine bir bakn. Dehasnn sinirleri, harcad
g fizyonomisinde izilm itir; bu fizyonom i rpn
iindedir; gzleri yuvalarndan frlam , kalar aln
kaslaryla birlikte kalkmtr. Neden? nk sinirlerin
balang ular dahi iler durumda olup btn vcut
bylesine j^orucu bir doumu youn bir ekilde hisset
mektedir. Eer ierde, dardakileri yneten bir ip ol
masayd tm bu olaylar nereden ileri gelebilirlerdi?
Bunlar aklamak iin bir ruhun varln kabullenmek,
Ruh-l Kdsn ilemine indirgenmek anlamna gelir.
Gerekten de eer' beynimin iinde dnen ey, bu
organn, dolaysyla tm bedenimin bir paras deilse,
o zaman neden yatam da rahat rahat yatarken kafam
da bir eserin plann izdiimde veya soyut bir dn
ceyi izlediimde kanm snverir? Neden ruhumun ate
i damarlarma geer? Bunu hayal gc kuvvetli in
sanlara, byk ozanlara, da vuran yce bir duygunun
akllarn balarndan ald, nefis bir tadn, doann,
gerein veya erdemin ekiciliklerinin coturduu in
sanlara sorun! Onlarn cokular ve hissettiklerinin ifa
desi, nedenleri sonular araclyla anlam am z salar;
nsann maddesel birliini, onu tm dier Leibnitziler-
den daha iyi tanm olan tek anatomist B orellinin ( )
uyumu (harmonie) ile daha iyi kavrarsnz. nk eer
acy oluturan sinir gergin lii ruhu iradesiz ve tedirgin
klan atei meydana getirir; ve bunun aksine ok yor
gun bir ruh bedeni rahatsz eder, B aylei ok gen ya
ta gtren bu yok edici atei yakarsa; eer u veya bu
rperti bir dakika evveline kadar aklm n ucundan ge
irm ediim eyi istememe, nne geilmez bir ekilde
arzulamama neden olur, ayrca beyindeki baz izler ay
n arzular ve dayanlmaz istei tahrik ederlerse neden
tek olan eyi illa ift olarak grmekte devam ederiz?
radenin hakimiyeti zerine bou bouna atp tutulur.
62

O, verdii bir emre karlk yz kere boyunduruk altm a


girer. Salklyken bedenin bu emre itaat etmesin
de ne gibi bir olaanstlk vardr ki? Nasl olsa bir
kan ve ruhlar (esprits) () seli onu bu itaata zorlar ve
irade de daima ona hizmet etmeye hazr, imekten da
ha hzl hareket eden gzle grlmez bir alaydan olu
mu yardmclara sahiptir. Ancak gc nasl sinirler sa
yesinde kullanlyorsa yine onlar yznden kesilebilir.
En salam bir irade, en youn arzular kuvvetten d
m bir aa gcn geri verebilirler mi? Yazk ki ha
yr! stelik en nce cezalandrlacak olan da bu gtr
zira .baz koullar iinde zevki istememe gibi bir durum,
kudretini tmyle aar. Fel vd... hakknda syledikle
rim i burada da tekrarlayabilirim.
Sarlk hastal sizi artyor, deil mi? Cisimlerin
renklerinin onlara arkalarndan baktm z camn ren
gine bal olduklarn bilmez misiniz? (^') zsularn
renkleri ne ise eyalannki de odur, hi olmazsa, binler
ce yanlsamann oyuncaklar olan biz zavalllar iin bu
byledir. Ama gzn akc zsuyunun rengini silin; d
doal eleinden aktn; o zaman ruh baka gzlere sa
hip olacandan etraf artk sar grmeyecektir. Yine
ayn ycidan krlere grme yeteneklerini katarakt kal
drarak; sarlara iitme yetilerini Eustache kanaln
rnga ederek geri veremez miyiz? K im bilir cehalet yz
yllarnda belki de sadece becerikli arlatanlardan baka
bir ey olmayan ka kii kendilerini byk mucizelerin
sahibi olarak tantmlard. Zevkleri ya ve atele dei
en ve sadece bedenin koullarnn izin verdii ekilde
eyleme geebilen gzel ruh, kudretli irade! Filozoflarn
srekli olarak ruh saln korumak iin bedeninkinin
stne dm olmalarnda, Pytagoreun perhizi
salk vermesinde, Platonun arab yasaklamaya P )
gsterdii zende aacak ne vardr ki? Bedene en uy
gun perhiz akl banda doktorlarn akl oluturmak,
in san , B ir M akina 63

onu gerein ve erdemin renilmesinde eitmek sz ko


nusu olduunda, daima onunla balamak gerektiini id
dia ettikleri perhizdir; bunlar hastalklarm karkln
da ve duygularn kargaasmda sadece bo lflar olarak
kalrlar. Salk ilkeleri olmadan Epictete, Soerate, Pla
ton vd... bou bouna vaaz vermi olurlar, lm llktan
payn almam kii iin her ahlk meyvesiz kalr. Ilm -
lhk tm erdemlerin kaynadr, arln da tm kt
lklerin kayna olduu gibi.

nsann bir hayvandan, veya doann bu insan ev


resinin hangi noktasndan baladn sylemek mmkn
olmakszn birbirlerini- karlkl kuran bir yaylar kme
sinden ibaret olduunu kantlamak iin daha fazlas ge
rekir mi? (neden hepsi Hippocratem i:voptxwv ile akla
nabilen tutkularn tarihesinde kendimi kaybedeyim)
Eer bu yaylar aralarnda bir farkllk gsteriyorlarsa
da bu farkllk hi bir zaman doalarna dein deil,
bulunduklar yer veya bir ka derecelik kuvvete farkl
ldr; dolaysyla ruh, tm dier ksmlar zerinde
gzle grlr bir etki yapan, hatta bunlarn tmnden
nce meydana km gibi grnen ve yanlgya d
mekten korkmakszn, tm makinanm ana yay gibi ele
alabileceimiz bir hareket ilkesi veya beyinin duyarl
bir madd ksmndan ibarettir. Bu sistemin tm dier
ksmlar, deiik em briyonlar zerinde yaplm olan ve
ileride de szn edeceim baz gzlemlerden de anla
labilecei gibi, sadece bu beyinin bir eit klardr
(em anations).

Bir saatinkini andran ve her bir lifin daha dorusu


her lifli unsurun donanm olduu bu doal veya maki-
namza zg titreim biteviye ileyemez. Onu azaldk
a yenilemek, yorulduunda glendirmek; ar bir g
ve canllkla boulduunda azaltmak gerekir. te ger
ek tbbn grevi de budur.
64

Beden yeni kils saati olan bir saatten bak<


bir ey deildir. Kils kana kartnda doann ilk ted
biri, onda frndan baka birey dnmeyen kim yager
lerin mayalanma sandklar bir tr atei uyarmaktr
('*) Bu ate iradenin em ri zerine oraya gnderilmie
sine mekanik bir ekilde kaslar ve kalbi canl.andracal
ruhlarn (esprits) daha iyi szmalarn salayacaktr.
Demek ki, yz yldr kat ve svlarn her ikisine d(
ayn biimde gsrekli olan srekli hareketini hayat
nedenleri ve gleri srdrr. Ancak bu oyunda kat
maddelerin akc olanlardan daha ok veya tam aksim
akc maddelerin kat olanlardan daha ok em ei ge
ti;ini kim syleyebilir? Tek bilinen ey birinin yardm
olmakszn dierinin eylemlerinin abucak yok olaca
dr. Darbeleriyle kendi dolamlarnn bal olduu da
m arlarn esnekliini uyandran ve koruyan unsurlar s
VI maddelerdir (liqueurs). lmden sonra dahi her t
zn doal yaynn hayat kalntlarnn m iktarna gr(
daha az veya daha ok gl olmas ite bundandr. B
yaylar sonunda can vermek zere bu hayat artklarn
dan sonra da yaamaya devam ederler. Hayvansal k
smlarm gcnn dolamn gcyle ayakta kalabilece
i veya artabilecei de bir gerektir. Ancak bu g ke
sinlikle dolamnkine bal deildir, zira grdn:
gibi her bir uzuv veya organ btnln korumasa bi
le o ayakta durabilir.
Bu dncenin pek ok bilgin tarafndan beenil
m ediini ve zellikle Stahlin bunu pek kmsediin
bilm iyor deilim. Bu bjoik kimyager, bizi tm hareket
lerim izin tek nedeninin ruh olduuna inandrmaya a
lmt. Ancak bu filozofa deil de yobazca konumak
olur.
Stahlin ( ) varsaymn rtmek iin bakalarm

* K il s (c h y le ) : B ir b a rs a k salgs, s a fr a ( .n .)
in san , B ir M ak in a 65

benden nce harcadklar g kadar fazla bir g sar-


fetm ek gerekmez. Bir keman ustasna yle bir bakmak
yeter. O ne esnekliktir! Parm aklardaki ne byk bir e
v ik lik tir! Hareketler ylesine abuktur ki, hemen hemen
sreklilikten yoksun gibi grnr. yleyse Stahlcileri
onlar k i ruhun neler yapabileceini o kadar iy i bilir
ler bana, ruhun kendisinden bu kadar uzakta ve dei
ik yerlerde oluan bunca hareketi nasl bylesine abuk
lukla yaptrabileceini anlatm alann rica eder, daha do
rusu bunu yapam yacaklarm a dair bahse girerim . Bu, bir
fltnn tan m ad ve zerlerine parm aklarm bile
yerletirem iyecei binlerce delik stnde ok parlak ka-
danslar alabileceini varsaym ak olur.
Ancak B ay Hecquet ile birlikte; K oren te git
m enin herkesin harc olm adn syleyelim. ( ) Neden
Stahi insan sfatyla doann iyiliklerinden bir kimyager
veya pratisyen sfatyla olduundan daha ok pay alm
olmasn? Am a O nun tm dier insanlardan daha farkl
bir ruha sahip olmas gerekirdi. (E y m utlu fa n i!); bu
ylesine yce bir ruhtur ki iradi kaslar stnde hakimi
yet kurm akla yetinm eyip vcudun tm hareketlerinin
dizginlerini ellerinde tutacak, bu hareketleri durdu-
rabilecsk, sakinletirebilecek veya istedii anda uya-
rabilecektir. K a lp atlarn ve dolam kurallarn elle
rinde tutan bylesine zorba bir metresle elbette ne ate
olur, ne ac, ne yorgunluk, ne utan verici iktidarszlk,
ne de zc gayri-irad dikleme. Ruh emreder ve yay
la r oynarlar, kalkarlar veya inerler. yleyse neden
Stahlin m akinasnn yaylar bu kadar abuk bozuldu
lar? Evinde bylesine byk bir hekim bulunan kimse
lmsz olm aldr.
A yrca rgenlenm i cisim lerin titreim i ilkesini red
deden sadece Stahi deildir. K albin ileyiini ve penisin
ereksiyonunu aklam ak isterken bu ilkeden yararlan
mam olan daha byk beyinler de vardr. Boerhaave
66

nin('^) T b Kurululan'n okumak bu bjik adamn,


tm cisim lerde .bylesine arpc bir gcn varln ka
bullenm em ek iin gl dehasnn terlerinden ne kadar
zahm etli ve batan kartc sistemler dourduunu gs
term eye yeter.
Daha gsz bir akl yapsna sahip olmakla bir
likte, tannm profesr Leydein ancak bakalar ara
c lyla ve sadece ikincil olarak tand doann titiz
gzlem cileri olan W illis (' ) ve Perraultnun (*<>), sz
n etti im iz ilkeden daha ok tm bedene yaylm olan
bir ruhun va rlm tasarlam ay yeledikleri sylenebi
lir. F ak at V irg ilein ve Epikryenlerin de paylat bu
varsaym da ilk bakta poliplerin hikyesi bunu do
ruluyor gib i grnyorsa da , kiiye ve isel olup o ki
inin lmnden sonra da sregelen hareketler, kan ve
ruhlar (esprits) tarafndan artk uyarlmakszm kas
lan ksm larn hl saklad bir ruh kahntsmdan ileri
gelm ektedir. Bununla, eserlerinin salaml tm felse
f i m.asallan glgede brakacak yazarlarn sadece, mad
deye dnce yeteneini verenlerin bunu nasl yaptk
lar konusunda yanlgya dtklerini, yani sylemek is
tediklerini yanl, belirsiz ve hi bir anlam olm ayan te
rim lerle ifa d e ettiklerini anlatm ak istiyorum. Gerekten
de eer bu m h kalnts, deyim in hatal yanstmasna
karm zellikle Perraultun gerekten de sezinledii Le-
ib n itzcilerin gdc kuvveti deilse baka ne olabilir?
H ayvan larn M ekanii zerine adl eserine bkz.
imdi, Cartesienler, Stahiyenler, Malebrancheclar
ve burada yer almaya pek de lyk olmayan teologlarn
sylediklerinin aksine, m addenin sadece rnein bir y
rekte olduu gibi rgenlenmi halinde deil de bu rgen-
lenm enin yok edildii hallerde bile kendinden hareketli
olduu (*') kantlandna gre, insan merak, balan
gta h ayat nefesiyle donanm bir bedenin hissetme ve
nihayet dnme yetileriyle nasl donatldn ren-
insan , B ir M ak in a 67

raek isteyecektir. Ve aman Tanrm, baz filozoflar bunu


anlayabilmek iin ne gler sarf ettiler! Ben de bu ko
nuda ne kadar byk samalklar okumak sabrn gs
terdim !
Deneyin bize btn rettii, hareket va r olduu
srece, bir veya daha ok lifin iinde ne kadar h a fif
snmeye yz tutmu dahi olsa, bu hareketi uyandrmak,
canlandrmak iin, bu liflere ine batrm ann yeterli ol
duudur. Bu, sistemleri ykm ak iin bavurduum pek
ok deneyde kendini aa kartmtr. Demek ki hare
ket ve duygunun, gerek btn gerekse btnlkleri bo
zulmu olan bedenlerde, birbirlerini srayla uyardklar
bir gerektir; ayrca bu ayn duygu ve hareket birlii
olgularn ortaya koyan baz bitkileri de unutmamal.
^ stelik pek ok yetkin filozof dncenin duyum-
lam anm bir yetisi olduunu ve dnen ruhun kendini
fikirleri temaa etmeye, akl yrtmeye adam olan du
yarl bir ruhtan baka bir ey olm adn gstermiler
di. Sadece bu savla bile tpk apoplexi, letarji, katalepsi
vd... de olduu gibi duyumun snd anda dnce
nin de ortadan kaybolaca kantlanm olur. Zaten bu
bilin kayb srasnda ruhun nceki fik irlerin i hatrla
yamamasna ramen dnmeye devam ettiin i ileri
srenler ok sama bir tez savunmulardr.
V Bu geliimin ne olduuna gelince, bunun mekaniz
masn aramaya kalkarak vakit kaybetmek delilik olur.
Hareketin doas en az maddeninki kadar bizce bihn-
memektedir. (" ) Hareketin nasl olutuunu kefetme
nin tek yolu Ruhun Tarihesinin yazaryla birlikte o
eski ve anlalmaz tzsel biimler (form es substantiel-
les) doktrinini diriltm ek olur! Dolaysyla tp k gnee
krm z cam olmakszn bakamyacam bildiim gibi
n^addenin de hareketsiz ve basit halden hareketli ve er
genlenmi hale nas getiini bilem iyeceim i dne
rek avunurum: Doann dier anlalmaz harikalar ko-
6

nusuida, nceleri kstl gzlerimize bir para amur


dan ibaretm i gibi grnen bir varlkta duygu ve d
ncenin oluumu konusunda o kadar kaytszm.
Yanlzca ergenlenmi maddenin hareket ettirici bir il
keyle donanm olduu ^ki bu onu ergenlenmemi mad
deden ayrdeden tek ilkedir en itiraz gtrm ez bu
gzlemi reddedemiyeceimize gre ( ! ) ve yeterince kan t
ladm gib i hayvanlarda her eyin bu rgenlenmenin
eitliliine bal olduu konusunda bana hak verilsin;
bu, tzlerin ve insann srlarn zmek iin yeterli ola
caktr. Evrende tek (rgenlenme tipinin) * olduu ve
insann bunun en mkemmel (rnei) olduu grl
mektedir. Huygensin (*") gezegenler saati Julien Le
Royun (*'') saatine gre ne idiyse; insan da m aym un vt*
en zeki haj^an lar iin ayn eydir. Eer gezegenlerin
hareketlerini gstermek iin saatleri belirtm ek veya
tekrarlam ak iin olduundan daha fazla araca, arka,
yaya gerek duyulduysa; eer Vaucanson (*^) fltsn
yapmak iin rdeininkinden daha fazla ustala gerek
duyduysa, artk zellikle yeni bir Promateusun ellerin
de im knsz olarak nitelendirilemiyecek bir makinay.
Konuan n s a n yapmak iin daha fazla ustal gerek-
sinecekti. A yn biimde, doann bir yzyl boyunca ak
ln ve kalbin btn hareketlerini belirleyecek bir maki-
nay yapm ak ve iletmek iin daha gelikin bir ustalk
gstermesi gerekliydi; nk nabzn vurularndan saat
llemezse de o, en azndan ruhun doasn kavram aya
yarayan s ve canlln barometresidir. Yanlm yorum ,
insan bedeni bir saattir, ok byk (bir saat) ve yle
sine ustalk ve dehayla yaplmtr ki saniyeleri gster
meye yarayan zemberek durursa dakikalar gsteren
dnmeye devam eder, eyrek saatleri gsteren de yle.

* n g iliz c e m etin de yer a la n bu ak lam a o rijin a l m e tin d e y o k


tu r ( .n .)
in san , Bir M akina 69

Btn dierleri, birinciler paslandklar iin ya da her


bangi baka bir nedenden dolay durduklar zaman de
vinim lerini srdrrler. Bir ka kan damarnn tkan
masnn, tpk bir makinanm ana yaynda olduu gibi,
kalbin iindeki hareketin gcn durdurmaya ya da yok
etmeye yeterli olmay ayn nedenden deil midir?
Tersine hacimleri azalan svlar izleyecekleri yolun da
ha ksa olmas nedeniyle, kalbin enerjisi kan damarla
rnn ucundaki direnle karlaarak arttndan, yeni
bir akmla srklenirmiesine, bu yolu daha abuk ka-
tederler. Optik sinirin .skmas yanlzca nesnelerin g
rntsnn iletim ini engeller; grme yetisinin kayb
iitme cihaznn kullanmn engellemedii gibi, bu du
yunun kulak sinirinin ilevlerini yitirmesinden dolay
kayb da dierininkini (grme ) engellemez. Birinin
iitebildiini syleyemeden (hastalnn hemen sonras
deilse) iitmesi, hi bir ey iitmeyen fakat dil sinirleri
beyninin iinde serbest olan dierinin de aklndan ge
en hereyi mekanik bir biimde anlatabilmesi de byle
olmaz m? Bunlar bilgili doktorlar hi artmayan ol
gulardr. nsan doas hakknda ne dnmeleri gerek
tiin i bilirler; geerken unu da belirtelim ; ki doktor
dan en iyisi, en fazla gvenilebilir olan bence daima
insan bedeninin fizii veya mekaniine en fazla yne
leni, ruhu ve bu hayalin aptal ve cahillere verdii b
tn endieleri bir kenara brakarak yanlzca ciddiyetle
saf natralizm ile uraandr.
Dolaysyla, brakalm ukala Mr. Charp hayvanlar
makina olarak gren filozoflarla alay etsin. Ben daha
deiik dnmyorum ki! Aydnlatmak zorunda olma
d bir ada domu olsayd, Descartesn, deney ve
gzlemin deerini ve bunlardan uzaklamann tehlikesi
ni bilmekle her bakmdan saygya deer bir insan olaca
na inanyorum. Fakat burada en azndan tm lzum
suz filozoflarn beceriksiz soytarlar, Lockeun kt
70_______________________________________________________________________

taklitileri Descartesla gereksiz yere alay edecekleri-


ne onsuz bir felsefe tarlasnn, Newtonsuz bir bilim
^ 2 tarlas kadar bereketsiz olacan hissetmeleri gerekti-
' ini syleyerek bu byk adamn hakkn da teslim et
mek isterim.
Bu nl filozofun ok yanlm olduu dorudur;
buna kimse itiraz etmiyor. Ama en azndan hayvan do
asn anlamt, hayvanlarn salt birer makina olduu
nu mkemmel bir ekilde ilk kantlayan, oydu. {^) O y
sa bu nemde ve bylesi bir bilgelik gerektiren bir bu
lutan sonra nankrlk etmeksizin btn hatalarn na
sl balamamazlk edebiliriz!
Benim gzmde (bu hatalarn ) tm bu byk
itira fla tam ir olunmu saylmaktadr. nk nihayet
iki tzn fark ll zerine tm sylediklerinin teolog
lara herkese farkedilip de yanlzca kendilerinin gre
m edii bir analojinin glgesine brnm bir zehiri yu t
turmak iin hazrlanm bir kitap ustalndan, bir s
lup kurnazlndan ibaret olduu grlmektedir. nk
btn bilginleri ve gerek yarglar, tadklar insan
adndan ok kibirleriyle ayrdedilen bu gururlu ve bo
varlklarn, kendilerini yceltmek iin istekleri ne olur
sa olsun, temelde dikey yryen srngen hajrvan ve
m akinalardan ibaret olduunu itira f etmeye de zorla
yan budur, bu gl analojidir. Hepsinde akln e itim iy
le gelien bu artc igd var; bu, beyinde, o olm ad
ya da sertletii (duygusuzlat) zaman da om uri
likte yer alrr, ama hi bir zaman beyincikte bulunmaz;
ben bunun (beyincik ) nemli lde yaralandn
grdm, dierleri * de onun sertletiini buldular, ama
ruh ilevlerini yapmaktan geri kalmyordu.
M akina olmak, duymak, dnmek, m aviyi sardan,
iyiyi ktden ayrmasn bilmek, tek kelim eyle ahlkl

T ra n s a c tio n s P h ilo so p h igu esde H aller. (Y a z . n o tu )


insan , B ir M ak in a 71

bir zek ve igdyle domu olup da bir hayvandan


ibaret olmak; demek ki bunlar bir maymun ya da papa
an olup da zevk alm asm bilmekten daha elikili ey
ler deildir. Sras gelmiken u da sylenebilir ki, ift
leme srasnda fkran bir dam la svnn en yce baz
lar hissettirecei ve ondan, bir gn, baz yasalar er
evesinde ayn zevkleri tadacak kk bir yaratn do
acan kim priori tahmin edebilirdi? Dncenin
rgenlenmi maddeyle hi uyumsuzluk gstermediini
vs onun elektrik, hareket ettirici yeti, geirmezlik, yay
gn lk vd... gibi bir zellii olduunu dnyorum.
Baka gzlem ler ister misiniz? te, kyaslamann
gerekli olduuna inandm z btn alanlarda olduu
gibi insann, kkeninde de hayvanlara benzediini m
kemmel bir ekilde kantlayan esiz bir ka gzlem.
Gzlemcilerimizin iyi niyetine sesleniyorum. Bize, 4
ilkede bir solucandan (amibe) ibaret insann trtln ke
lebee dnmesi gibi, insana dntnn doru olup
olm adn sylesinler. En ciddi yazarlar* bu kk
hayvancn nasl grlebileceini bize rettiler. Hart-
soeker gibi btn m erakllar onu erkein menisinde
grdler, kadmnkinde deil; bundan yalnzca aptallar
kuku duyar. Her sperma damlas jomurtala aktld
nda, bu kk solucanlardan sonsuz sayda ierir; bun
larn arasnda en beceriklisi ya da en gls kadnn
salad yum urtaya szabilecek ve yerleebilecek gce
sahiptir ve ondan ilk besinini alr. K im i zaman Fallop
tplerinde yakalanan bu yum urta bu kanallardan rah
me tanr ve bir buday tanesinin topraa kk salmas
gibi, buraya kk salar. Dokuz ay sonra ne kadar irileir
se irilesin, derisinin (amnios) hi bir zaman sertleme
mesi, ve douma yakn fetslerin balanglarna ok
yakn durumdaki dier embriyonlarla kyaslanmasndan

* B o e rh a a v e , In st. M gc. ve dierleri. (Y a z . N o tu )


72

da grlebilscei gibi (ki doumdan az bir sre nce


len bir kadnda bunu gzlem lem e ansma sahip oldum)
nem li lde genlemesi dm da dier diilerin yumur-
talarm dan hibir fa rk llk gstermez: nk nihayet
bu da kabuu iindeki yum urta ve hareketleri kstl ol
duu iin, mekanik bir biimde gn na km aya a
lan yum urta iindeki hayvandr; bunu baarmak iin
bayla bu zar delmeye balar ve buradan (a t ge
dikten ) tpk pilicin, kuun vd... kendilerininkinden
kt gibi kar. H ibir yerde rastlam adm bir gz
lem i de ekleyeceim : Am nios bu kadar fa zla gerilebili-
yorsa da bu onun daha ince olduunu ifade etm ez; bu
bakmdan, tz, imanlk ve dam arl k vrn tlarn m
almasndan bam sz bir biimde, iine szan zsular-
la ien rahim i andrr.
nsan kabuunun iinde ve dnda ele alalm ; 4,
6, 8 veya 15 gnlk em briyonlar mikroskop altnda in
celeyelim ; zaten bu sreden sonra gzle bakm ak yeter-
lidir. N e grlr? Sadece bir ba; gzleri belirleyen 2 si
yah noktal yuvarlak bir yumurta. Bu sreden nce, e
kilsiz olm akla birlikte, iinde ilk olarak sinirlerin kk
lerinin, yani duygu ilkesinin olutuu bir om urilik (be-
jn) ve bu maddenin de iinde kendiliinden atm a ye
teneine sahip bir yrekten baka bir ey gilmez: Bu,
belki de canllnn bir ksm n sinirlerin etkilerine bor
lu olan M alpigh inin punehum saliensidir. Ardndan,
ban boyundan itibaren uzad ve boyunun da geni
leyerek, ilk olarak oraya yerlem ek iin nceden aa
ya inm i olan yrein bulunduu gs m eydana ge
tird ii grlr; sonra da, bir blm enin (diaphram ) ayr
d aa karn blgesi gelir. Bu genilem elerin bir ks
m kollar, elleri, parm aklar, trnaklar ve k lla n ; dier
bir. ksm ise baldrlar, bacaklar, ayaklar vd... olu
turur; bunlar da birbirlerinden, bedenin dayanak ve
denge unsurlarn oluturmak bakmndan sadece kap-
n san , B ir M a k in a 73

ladklan yerden dolay ayrlrlar. Btn sre, bitkiler


deki gibi bir eit tuhaf gelimedir. B itkilerdeki iek
ve yapraklarn yerine bizim de balarm z kaplayan
salarmz vardr. H er yerde doann zenginlii parl
dar, ve nihayet bitkilerin gdc ilkesi bizim ruhumu
zun (insann bu dier z) bulunduu yere yerletiril
mitir.
te hissetmeye baladm z doann deimezlii,
hayvan lem i ile bitki lemi, insanla bitki arasndaki
analoji budur. Geliirken, ya polipler gibi aralarnda d-
en ya da hayvanlara zg baka ilevleri yapan hay-
van-bitkiler de yok mudur?
te reme hakknda btn bildiklerim iz bunlardan
ibaret.
B irbirlerini eken, birlikte olmak, u veya bu yeri
kaplamak zere yaplm ksm larn tm kendi doa
larna gre birleirler; bylelikle, gzler, kalp, mide ve
nihayet bunun mmkn olduunu syleyen byk
adamlarn dedikleri gibi, btn beden oluur. Ancak
deney bizi bu inceliklerin tam orta yerinde terkettiin-
den, nfuz edilem ez bir sr olarak duyu organlarm a
arpmayan hibir ey hakknda en ufak bir tasarmda
dahi bulunamam. Birleme srasnda her iki meninin
(kadnn ve erkeinki ) karlatklar ylesine en
derdir ki, neredeyse kadnn m enisinin remede gerek
siz olduuna inanacam geliyor.
Ancak buradan kan olgular ocuklarn kh baba
larna kh annelerine benzeyilerini gayet iyi aklayan
taraflarn uygun ilikisi olmakszn, bu olgular nasl
aklanabilir? te yandan, bir aklam ann yetersiz ol
mas, gerei sarsmal mdr? Kanm ca gerek uyuyan
bir kadnda gerekse en ehvetlisinde dahi her eyi yapan
erkektir; dolaysyla eitli blmlerin dzenlenmesi en
bandan beri erkein tohumunda veya solucannda
mevcuttur. Ancak btn bunlar en mkemmel gzlem-
74

ilerim izin dahi kavraylarn aar. Bu konuda hi bir


eyi kavrayam adklarndan, nasl bir kstebek bir geyi
in katedebilecei yolu deerlendiremezse, onlar da be
denlerin oluumu ve geliim inin mekanizmasn deer
lendirem ezler.
B iz doann tarlasndaki gerek kstebekleriz; bu
rada bu hayvann katettii yoldan bakasn katetmiyo-
ruz; ve hi bir snr olmayana snr koyan da sadece
b izim gururumuzdur. Biz unlar syleyen bir saatin
durum undayz (bir masal yazar,.anlam sz bir hikye
de bu saatten bir kahraman yaratrd ): Ne! Beni, za-
m a n blen, gnein hareketini ylesine kesinlikle be
lirleyen, belirttiim saatleri yksek sesle tekrarlayan
beni, o aptal ii mi j^apt, hayr olamaz . A yn ekilde
biz, nankrler, kim yagerlerin syledikleri gibi, tm
lem lerin bu ortak anasn kmseriz. Biz her eyimi
zi borlu olduumuz ve gerekten de her eyi akl almaz
bir biim de yapm olan eyden ok daha st dzeyde
nedenler tasarlar, veya hayal ederiz. Hayr, O nu en par
lak eserlerinde dahi tanm ayan kaba gzler iin hari,
m addenin hi bir adi ta ra f yoktur; ve doa da dar g
rl bir ii deildir. O, bir saatinin saatlerin en kar
m an yaparken karlat glklerden ok daha
b5 ik bir kolaylk ve zevkle milyonlarca insan yaratr.
Onun kudreti gerek en basit bir bcein, gerekse en
grkem li bir insann retilmesinde ayn derecede parl
dar; doaya ne hayvan bitki aleminden, ne de en gzel
deha bir buday baandan daha_ pahalya m al olmaz.
D olaysyla aratrm alarm zn ve gzlem lerim izin me
rakndan gizlenen eylerin ancak grebildiim iz kada
ry la bir karara varalm ve bunun tesinde hibir ey
dlemeyelim. Maymunu, kunduzu, fili vd... ilemleri
srasnda gzlem leyelim . Bu ilemlerin zek olmakszn
yaplam yaca kesinse niin hayvanlarda bu zeky ta
nm ayalm ? Eer siz fanatikler onlara, bir ruh verirse
insan , B ir M akin a 75

niz ite o zaman iin hayvan ruhunun doas hakknda


hibir ey syleyemeyeceinizi, fa k a t lmszln
reddettiinizi bouna syleyeceksiniz. Bunun tem elsiz bir
iddia olduunu kim grm ez ki? Hayvan ruhunun, bizim
ki gibi, ya lml ya lmsz olmas ve bizim kinin k a
deri ne olursa olsun ayn kaderi paylamas gerektiini,
bylelikle (hayvanlarn ruhlar olduunu kabul eder
sek -) Charybdisden kaarken Scyllaya (yakalanla-
cam )* kim bilmez!
nyarglarnzn zincirini krn; deney mealesiyle
silllann ve onun sizi terkettii cehaletin karan ln
da hakknda, aleyhine de olsa, hi bir sonuca varam a-
yp oturacanza, doaya lyk olduu saygnl v e rir
siniz. Sadece gzlerinizi an ve anlayam adklarnz bir
yana brakn; o zaman zeks ve (fik irlerin in ) k
lar kazd tarlasnn kenarlarndan daha uzaa g itm e
yen bu iftinin en :byk dehad-an ok daha fa rk l ol
madn grrsnz bunu Descartesn ve N ew tonun
beyin amlam alar da kantlam tr; A k ll bir majmu-
nun baka bir biime brnm kk bir insan oldu
u gibi, geri zekl ve aptaln da insan yzl hayvanlar
olduklarna kanaat getirirsiniz; ksacas, her ey kesin
likle rgenlenmenin eitliliklerine bal olduuna gre,
astronomi retilm i eitim li bir hayvann bir a y veya
gne tutulmasn nceden haber verebileceine, jrine
ayn ekilde, Hippokratm okulunda ve hastalarn ba
ularnda belirli bir sre ileri grll ve dehasn
kullanabildii takdirde, iyileme ve lm nceden kes
tirebileceine inanrsnz. te bu gzlem ler ve gerek
ler dizisiyledir ki maddeye o hayranlk duyulacak d
nce zelliini balayabiliriz, ancak bu yklem in zne
si bizce bilinmediinden, aradaki balar gremeyiz.
Her makina veya hayvann lmden sonra tam a-

* Y a m u rd a n k a a rk e n doluya tu tu lm a k a n la lm a ld r, ( .n .)
76

m iyle yok olduunu veya baka bir biim aldn syle


m eyelim; zira bunun hakknda kesin bilgilerim iz yok.
Ancak lmsz bir makinann bir hayal veya bir akl
varl olduuna inanmak, benzerlerinin kabuklarn g
rp de kaybolmaya yz tuttuunu sandklar trlerinin
kaderlerine ac ac yanan trtllarnki kadar sama bir
akl yrtme tarz olur. Bu bceklerin ruhlar (zira her
hayvann kendine ait bir ruhu vardr) doann deiim
lerini (metamorphoses) anlayamayacak kadar kstldr
lar. Aralarndan en kurnazlarndan bir teki dahi hibir
zaman kelebek olabileceini dnmemitir. Bu, bizim
iin de byledir. Kaderimiz hakknda, kkenimizinkin-
den daha fazla ne biliriz? O zaman mutluluumuzun
bal olduu yenilmez cehalete boyun eelim.
Byle dnen kii bilge, doru, kaderi hakknda
kukular olmayan, dolaysyla da mutlu bir insan ola
caktr. lm, ne arzulayarak ne de ondan korkarak
bekleyecektir; ve zevklerle dolu olan bu yerde tiksin
tinin bir yrei nasl yozlatrabileceini anlayamadan,
hayat severek, doaya sayg duyarak, ondan ald iy i
likleri duyduu oranda Ona minnet, ballk, efkat
hisleri besleyerek, nihayet Onu hissetmekten ve evre
nin byleyici temaasnda bulunmaktan dolay mutlu,
doay hibir zaman ne kendisinde ne de bakalarnda
yok etmeye almayacaktr. Dahas, insanlk sevgisiyle
dolup taarak, insancl zellikleri dmanlarnda dahi
sevecektir. Bakalarna nasl davranacan bir d
nn. Ktlere, onlardan nefret etmeksizin, acyacaktr;
onun gzlerinde bu insanlar sadece sahte insanlar ola
caklardr. Ancak, akl ve bedenin yaplarnn gnahlar
n balarken her ikisinin de erdem ve gzelliklerine
karr hayranlk duymaktan geri kalmayacaktr. D oa
nn ayrcalk tandklar, vey evlt muamelesi gster
diklerinden daha fazla saygya lykm gibi grnecek
tir ona. te bu ekilde, sonradan edinilen eylerin kay
insan, Bir M akina ,77

na olan doal yetenekler, materj^alistlerin azlarnda


ve kalplerinde bakalarnn haksz yere gstermeyi red
dettikleri bir sayg grrler. Nihayet inanm bir m ater
yalist, kendi gururu sadece bir hayvan veya makina ol
duunu kabul etmek istemese bile, benzerlerine hibir
zaman kt davranmaz. nk o, insanlktan uzakl
daima yukarda kantlanan analoji (insanlar ve hayvan
lar arasnda ) lsnde olan, bu eylem lerin doas
n ok iyi renmitir ve tm hayvanlara verilm i olan
doal yasann izinden giderek bakalarna kendisine ya
plmasn istemedii eyleri yapmaktan kanacaktr.
Onun iin insann sadece bir makina olduunu ve
tm evrende, deiik ekillerde biimlendirilmi tek bir
tzn varln cesaretle kabul edelim. Bu, bir takm is
tekler veya tasarmlar stne kurulmu bir varsaym
deildir; bu, bir nyargnn eseri de deildir; hatta srf
benim aklmn da deil; eer, szn gelii duyularm,
sz gelii, mealeyi tayarak aydnlatt yoldan beni
akl izlemeye yneltmeseydi, o kadar az gvenilir sand
m bir rehberi kmserdim. Deney bana akln sesiy
le seslendi, bylece ikisini de birletirdim.
Fakat en keskin ve en kestirme akl yrtmeleri da
hi ancak hibir .bilginin reddedemiyecei binlerce fiz i
ki gzleme dayanarak kullandm anlalmaldr; bun
dan karsadm sonularn yargc olarak yalnzca on
lar (bu bilgileri ) gryorum; ne anatomist olm a
yan ne de burada sz konusu olabilecek tek felsefeyle
(insan vcudununki) herhangi bir tankl bulun
mayan btn nyargl kimselere meydan okuyorum.
Teolojinin, m etafiziin ve okullarn bu zayf sazl by-
lesine salam ve dayankl bir nara kar ne yapabilir
eskrim zevkini tattrabilmesine karn, rakibini hi
bir zaman yaralayamayan salonlarmzn flrelerine ben
zeyen bu ocuksu silhlar! Yeryznde nyargnn ve
btl inancn glgesi sregeldike, durmakszn birbirle-
78

riyle karlaan ve yek dierini harekete geiren iki t


zn szde uyumsuzluu zerine yrtlen bu bo ve
nemsiz dncelerden, eskimi ve acmacak ak yrt
melerden sz ettiim i sylememe bilmem gerek va r m?
Eer ok yanlmyorsam, ite benim sistemim, daha do
rusu gerekliin ta kendisi. ok ksa ve yaln. Tart
mak isteyene meydan aktr!
RUHUN D O AL T A R H (Blmler)

II. BLM : Madde zerine

Cisimleri oluturan btn biimlerden bamsz ola


rak, kendi iinde dnlm haliyle maddenin doa
sn dikkatle inceleyen tm filozoflar, bu tzde (subs-
tance) hibir ekilde bilinmeyen bir zden kaynaklanan
eitli zellikler buldular. 1) Maddenin kendinde olu
an ve maddenin kendileri araclyla hareket (etm e)
kuvveti (m oving force) ve duyumlama yetisi (faculty
of feelin g) edindii, deiik biimler alm a kapasitesi;
ve 2) bu filozoflan n hakl olarak maddenin z deil
de bir vasf (attribute) olarak tehis ettikleri uzam (ex-
tension) bunlar arasndadr.
Yine de, Descartes da dahil kimileri, maddenin z -^
n salt uzama indirgemede ve maddenin tm zellikle
rini (properties) uzamnkilerle snrlandrmada ayak
dirediler; ancak bu gr btn dier modern filozof-
larca reddedildi... bylelikle hareket kuvvetine sahip ol
ma yetisi ve uzamn yansra duyumlama yetisi, teden
beri maddenin esas zelliklerinden (*0 addedilir.
Bu bilinm eyen ilkede gzlemlenen eitli zellikle
rin tm, ayn zelliklerin iinde varolduu, dolaysyla
80

da kendisi araclyla (through itsclf) varolan bir var-


l.k ortaya kartr. Ancak, kendisi araclyla varolan
bir va rlk n kendisini yaratp yok edebilecei dnle
mez; daha dorusu, bu im kansz grnm ektedir. Buna
karn, ancak esas zelliklerinin kendisini ya tk n (sus-
ceptible) kld biim ler yokediiebilir ve yeniden reti
lebilir. Dolaysyla deney bizi hibir eyden ancak hibir
eyin kacan kabule zorluyor.
m ann ndan yoksun tm filozofla r cisimlerin
bu tzsel ilkesinin daim a varolduunu ve sonsuza dek
varolacan; ve m addenin elem entlerinin yokedilem ez
bir k a tla (solidity) sahip olduunu, bunun da, dn
yann parampara olaca korkusuna yer brakm ad
n dnmlerdi. H ristiyan filozoflarn ou da cisim
lerin tzsel ilkelerinin zorunlu olarak kendisi aracl
yla varolduunu ve balam a ve sona erm e gcnn
(erk in in ), doasyla badam adn sylerler. Bu gr
n geen yzylda Parisde teoloji reten b ir yazarca
da savunulduu grlr.

III. B L M : Maddenin Uzam, zerine

M addenin zne ilikin bir ey bilmem.emize karn,


onda dujmm larm zn k efettii zelliklerin va rln da
kabul etm ezlik edemeyiz.
G zlerim i ayorum ve evremde yalnzca madde ve
ya uzam gryorum. Dem ek ki uzam daim a tm m ad
delere ait olan, yalnzca m addeye ait olabilen ve bu ne
denle de maddenin tznden ayrlam az olan bir zel
liktir.
Bu zellik nesnelerin tznde bo 5mtu gerektirir:
Uzunluk, genilik ve derinlik. Gerekten de, tm yle du-
jmmlardan elde edilen bilgim ize bavurursak, maddeyi,
veya cisim lerin tzn, ayn zamanda uzun, geni ve
in san , B ir M ak in a 81

derin olan bir v a rl dnmeksizin kavrayam ayz; n


k bu boyut fik ri zorunlu olarak bir byklk ve
m iktar konusundaki fikrim ize baldr.
Madde zerine en fazla dnen filozofla r bu tzn
nizamndan ayr blmlerden oluan, direnm e yetisi olan
(capable o f resisting) kat (solid) bir uzam anlam a
m aktadrlar. Bu uzamda hibir ey birleik, ya da hibir
ey blnm deildir; nk blmek iin ayran bir
kuvvet, blnm paralar birletirm ek iin de bir ba
ka kuvvet gerekir. Fakat bu fiziksel filozoflarn gr
nde m addenin a k tif bir kuvveti yoktur; nk her
kuvvet yalnzca hareketten veya hareket (lilik ) ynnde
bir itim veya eilim den kaynaklanabilir ve onlar, soyut
lam a yoluyla t m biim lerden artlm maddede yaln z
ca potansiyel bir hareket (etm e) kuvveti grrler.
Bu teoriyi kavram ak zordur, ama ilkeleri verili olun
ca, sonularnda kesinlikle dorudur. A klla kavranm ak
tan ok inanlan (im an edilen ) cebirsel hakikatler
den biridir.
Maddenin uzam, demek ki, bizzat bu filozoflarn
dncesine gre duyum larm z etkileyecek hibir ey
sunmayan, m etafiziksel bir uzamdan ibarettir. Hakl
olarak, yalnzca kat uzamn duyum larm z zerinde bir
etki yapacan dnrler. Bu nedenle, bize yle geli
yor ki, uzam, m etafiziksel biimin bir parasn olu
turan bir vasftr; ancak, onun zn oluturduunu
dnmekten uzaz.
Descartesdan nce, eskilerden bazlar maddenin
znn k a t (halindeki) uzamdan olutuunu syledi
ler. Ancak K artezyen lerin de onca savunduu bu gr
e kar, daim a ve belirgin nedenlerle mcadele edildi
ve zafere ulald. Bu nedenleri ileride sralayacaz, an
cak sra, im dilik uzamn bu zelliklerinin neye indir-
genebileceini incelem em izi gerektiriyor.
82__________________________________________________________________________

V. B L M : Maddenin Hareket (Etm e) K u vveti


zerine

H areket (etm e) kuvveti olmayan bir cismin olama


yacan a inanan eskiler, cisimlerin tznn iki ilkel va
sfta n olutuunu dnyorlard. Bu vasflardan biri
a ra clyla bu tzn hareket edebilme, dieri aracl
y la da harekete geirebilme kapasitesine sahip olduu
sanlyordu. (**) Gerekte, hareket eden her cisimde, ya
ni h areket eden ey ile harekete geirilen ayn eyde bu
ik i zellii grm em ek mmkn deildir.
Cisim lerin tzne madde adnn harekete geiril
m eye olan yatknlna ilikin olarak verildii yukando.
belirtilm iti. A yn madde hareket edebiliyorsa aktif il-
ke' adn almaktayd. Ancak bu iki vasf birbirine o ka
dar esastan bam l grnyordu ki, iero maddenin
hareket eden ilkesiyle olan bu esas ve ilkel (prm itive:
belki ilksel -.) birliini daha iyi ifadelendirebilmek
iin, her birinin dieri iinde bulunabileceini syler. Bu,
eskilerin dncesini gayet iy i ifadelendirmektedir.
Bundan, modern yazarlarn (pek iyi anlalmayan
bir karm aadan) cisimlerin tzne bu ad verm eye kal
km akla bize madde hakknda doru olmayan bir fikir
verdikleri ortaya kar. nk, bir kez daha yineleyelim,
^ madde, ya da cisimlerin tznn pasif ilkesi, bu tzn
yalnzca bir parasn (blmn) oluturur. Bu mo
d e m dnrlerin maddede hareket kuvveti ve duyum
luma 3/etisi grmemi olmalar, artc deildir.
Bence, eer bir ak tif ilke varsa, maddenin bilinm e
yen znde uzamdan baka bir kaynan da (va r) olma
s gerek tii, artk bir bakta anlalmaldr. Bu da, yal
nzca uzam n cisimlerin tznn tm z ya da meta-
fiziksel biim i hakknda yeterli bir fik ir veremeyeceini
kan tlar: Bu yetersizlik, yalnzca, uzamn maddedeki her
t rl fa a liy eti dtalamasndan kaynaklanmaktadr. Bu
nsan, B ir M ak in a 83

nedenle, bu hareket ilkesini ortaya koyarsak, maddenin


dnld gibi hareket ve durgunlua kar kaytsz
olmak bir yana, hem ak tif hem de pasif bir tz olarak
ele alnmas gerektiini gsterirsek, onun znn uzam
dan ibaret olduunu syleyenlerin elinde ne kalr?
Szn ettiim iz iki ilke, uzam ve hareket (etm e)
kuvveti, demekki cisimlerin tznn potansiyellerinden
baka ey deildir; nk tzn harekete geirilm eksi
zin harekete yatkn oluu gibi, kendisi hareket etm edii
zamanlarda da, daim a kendiliinden hareket (etm e)
yetisi vardr.
Eskiler, hakl olark, bu hareket (etm e) ku vveti
nin cisimlerin tznde ancak tz belli biimlerde teza
hr ettii zaman etkin olduunu farkettiler; rettii
(produce: ortaya koyduu) deiik hareketlerin tm
nn bu deiik biimlere tabi olduunu veya onlarca
dzenlendiini de gzlemlediler. Cisim lerin tznn a ra
clyla hareket ettii ve eitli biimlerde hareket e tti
i biimlere bu nedenle madd biimler ad verilir.
Bu eski ustalar gzlerini bir kez doann tm o l
gularna evirdikten sonra, cisimlerin tznde kendin-
den-hareket (etm e) gcn grdler. Gerekten, bu tz
ya kendinden hareket eder, ya da, hareket halinde ol
duu zaman, bu hareket ona baka bir tz tarafndan
iletilmitir. Fakat bu tzde, kendisi hareket halinde
olan tzn dnda birey grebildiler m i; ve bazen sahip
olmad bir hareketi (dardan) alyorsa, bunu (bu h a
reketi) paralar biri birine etkiyen ayn tr bir tzn
dnda baka bir nedenden m i almaktadr?
Biri bir baka etken karsyorsa, bu hangi etkendir;
ve varlna ilikin kantlar, nelerdir? Ancak, kimse
byle bir etkeni dnemediine gre, bu, mantksal b il
varlk (en tity) dahi deildir. Bu nedenle, zerinde e t
kiyen herhangi baka bir tz dnmek y a da kant
lamak mmkn olm adna gre, eskilerin cisimlerin t-
84

z inde isel bir larcket kuvvetini kolayllda telis et


tikleri, aktn'.
^ Yeni yollar aan ve at bu yollarda babo do
laan bir dahi, Descartes, baz baka filozoflarla birlikte
Tan n nm hareketin tek etkin nedeni/kayna (cause)
olduunu ve tm cisimlere hareketi her an Onun ile t
tiini sanar. Ancak bu gr, imann na uydurmaya
alt bir varsaymdan ibarettir; Descartes byle
yapmakla bir filozof olarak, ya da filozoflara yne
lik konumaktan kmt. H er eyden nce, yalnzca ka
ntlara ikna olanlara hitap etmiyordu. Son yzyllarn
Hristiyan skolastikleri bu dnceyi tm iddetiyle his
settiler; ve bu nedenle, T a n rnm kendisinin maddenin
elementlerine ak tif bir ilke yerletirdiini (Gen. i;
lx v i) sylediini gstermelerine karn, akllca (dav
ranarak), kendilerini maddenin hareketine ilikin salt
felsef bilgiyle snrladlar.
Burada uzun bir yetkililer listesi yaplabilir ve en
nl profesrlerden geride kalanlarn retilerinin tz
rnek gsterilebilir; ancak, bir alntlar karmaasna
girilmeden de maddenin kendisini canlandran ve tm
hareket yasalarnn yakn nedeni olan bu hareket (et
m e) kuvvetini ierdii, aka anlalabilir.

VI. BLM : Maddenin Duyunululuk Yetisi zerine

Maddenin pek ok zelliinin bal olduu iki esas


vasfndan, yani uzam ve hareket (etm e) kuvvetinden
szetmitik. imdiyse bir nc vasf kantlam am z ge
rekiyor; tm filozoflarn yzyllardr bu tzde bulduk
lar duyumlama (feelin g) yetisini kastediyorum. K a r
tezyenlerin maddeyi bu yetiden kopartmak zere bo
yere giritikleri abalardan habersiz olmamama karn,
tm filozoflar, diyorum. Ancak onlar, almaz glk-
nsan, B ir M akin a 85

lerden kanmak iin, anlamsz hayvanlarn salt (p


re) makinalar olduu ( ) sistemi yoluyla kamay kur
duklar bir labirente attlar kendilerini.
Bylesi anlamsz bir gr, bir zeka oyunu ya da bir
filozof oyalamas dnda, filozoflar arasnda hibir za
man kabul bulamamtr. Bu nedenle, onu rtmek
in zaman ayrmayacaz. Deney, hayvanlardaki du-
yumlama yetisinin kantn insanlardaki kadar vermek
tedir...
Daha ok nafileliim izi (van ity) ilgilendiren bir
baka glk de, bu zellii maddenin bir bam ll ya
da bir vasf olarak kavramamzn olanakszldr. Bu
tzn bize yalnzca dile gelmez karakterler gsterdii
unutulmasn. Uzamn nasl znden karsandn, te
mas olmakszn etkiyen bir ilk-kuvvetle nasl harekete
geebildiini ve en dikkatli gzlerden dahi (tannm
bir modern yazarn deyiiyle) yalnzca kendilerini giz
leyen perdeyi gsterecek kadar gizlenmi binlerce di
er mucizeyi daha iyi anlyor muyuz?
Ancak insan, kim ilerinin daha nce de dnd
gibi, canl cisimlerde gzlemlenen duyumun, bu cisim
lerde gzlemlenen duyumun, bu cisimlerin maddesinden
ayr olduunu dnemez mi? Akln bylesi tah
minleri iyi niyetli kabul etmemize izin veriyor mu? Ci
simlerde yalnzca maddeyi tanyor ve duyumlama yeti
sini yalnzca cisimlerde gzlemliyoruz: Bu durumda tm
bilgim izin dndaki ideal bir varl hangi temeller ze
rine oturtabiliriz ?
Yine de, ayn drstlkle, maddenin kendi iinde
mi duyumlama yeteneine sahip olduunu, yoksa yal
nzca ak olduu (karlat) deiimler (modificati-
ons) ve biimler araclyla/sayesinde mi onu edinme
(duyumlama) gcne sahip olduunu bilmediimizi iti
raf etmemiz gerekir.
Demek ki, bu da yukarda belirtilen btn dier
86_________________________________________________________________________

leri gibi, maddede yalnzca potansiyel olarak varolabilen


bir yetidir; sezgi ve nfuz (penetration) dolu felsefele
ri m odernlerin felsefesinin ykm tlar zerinde yksel
m eyi hakeden eskilerin varsaym da buydu. Bu kinci
lerin (modernlerin -.) kendilerinden b ir hayli uzak olan
kaynaklara dudak bkmeleri bounadr. Eski felsefe
kendini yarglam aya deer olanlarn gznde daim a ye
rini koruyacaktr, nk (en azmdan benim ele ald
m konuyla ilg ili olarak) beden gibi salam ve iy i vur
gulanm bir sistem oluturur; oysa modern felsefenin
btn dank unsurlar, hibir sistem oluturmazlar.
EK

L A M E T T R IE N N H A LE F VE SE LE FLE R YLE L K S

I La M ettrienin Kene Descartes (1596-1650)a Olan


Tarihsel likisi

Sisteminin fizyolojik yn bir yana braklrsa, La


M ettrienin eserinin en dorudan kayna, Descartesn
felsefesinde bulunabilir. Gerekten de kimi zaman La
M ettrienin m ateryalizm i, Descartesm dualist sistemi
nin elikili karakteri zerinde yeermi gibi grnr.
Descartesn beden ve ruh/tinin birbirinden tamamen /
bam sz olduu nermesini eletirir ve ruhun bedene
olan bam lln gstermek iin byk ^aba sarf eder.
Y in e de L a M e lr ie ^ in sistemi bir adan Descartesm-
k in in () karsna konulabilmesine karn, bir baka
adan, onun dolaysz sonucu gibi grnmektedir. La
M ettrienin kendisi de bu ilikiyi kabul eder ve insann
bir m akina olduu doktrininin Descartesm hayvanlarn
yalnzca birer m akina olduu C) retisinden doal bir ^
karsama olduunu hisseder. Dahas, La M ettrie Des-
cartesdaki bedenin bir makina olarak kavranln sr-

(1 ) L h istoire n a tu re lle d e l m e , X I . ve V III. blm ler.


(2 ) n s a n , B ir M a k in a , s. 70 Bkz. L a M ettrie n in D escartesn
A b re g e des System es P h ilo so p h iq u es retisi zerine y o
ru m u , O euvres, cilt 2.
drr ve bedenin m ekanizmas zerine a yrm tl tart-
m alarm dan bir ou, Descartesdan karsanma ben
zer.
L a M ettrienin Descartesm hakkm yem ediini, b
tn filozoflarm cna neler borlu olduunu kavradm
da belirtelim . stelik, Descartesm h atalarm m da kendi
yntem ini izlemedeki baarszlm dan doduunu s
rarla vurgulam tr. (^) Y in e de L a M ettrienin yntem i
^ Descartesmkinden deiikti, nk L a M ettrie rasyo
nalist renim i j3lmay^^ bir arnpiristti. (^) D oktrin a
sndan, L a M ettrie Descartesdan madde kavray a-
. smdan farklyd. H ibir tinsel gereklie inanm ad iin
j m addeye hareket ve dnce yaktrm alarn yapm-
<-tr; oysa Descartes, maddenin bir vasfn n uzam oldu
unda srar ediyordu. (^) T a n rnn va rln kukuyla
karlayabilmesi. L a M ettrienin tinsel tze inanm azl-
\ m n doal bir sonucuydu. (*) te yandan, T a n rya
inan, Descartesn sisteminin tem ellerinden biriydi. La
M ettrie Descartesm tin e ve T a n rya inancnn salt pa
pazlardan gerek dncesini gizlem ek ve bylece de
kendini afarozdan korumak am acn gttn gster
m eye alt. (O '

I I a. La M e ttie nin n g iliz M ateryalistleri


Thomas Hobbes (1588-1679)
ve John Tolad (1670-1721)a Benzerlii

Descartesm La M ettrieye etkisi kuku kabul et-

(3 ) A b r g e des S y stem es , D e sc a rte s, s. 6. O e u v re s P h llo s o p -


h iq u es, c. 2.
(4 ) n s a n , B ir M a k in a , s. 19 Bkz. L h isto ire n a tu re lle de
r m e (v e y a T r a it e de T m e ). O eu v res, 1746, s. 229.
(5 ) D escartes, P rin c ip le s , I I . K sm , 4. n e ri.
(6 ) n s a n , B ir M a k in a , ss. 50-54.
(7 ) A g y . s. 69.
insan, B ir M akina 89

mez; ancak materyalist filozoflann onun zerindeki et


kisini lmek, daha zordur. Hobbes The Leviathan
1651de, De Corpore yi 1655de yaym lad. Demek ki La
M ettrieden bir yzyl kadar nce yazm t ve onsekizin-
ci yzylda ngilterenin Fransa zerinde byk etkisi
olduundan, La M ettrisnin Hobbesu okuduunu var
saymak, kolay olacaktr. Eer okuduysa ondan pek ok
fik ir alm olmal. Ancak bu etkinin ls bilinmemek
tedir. nk La Mettrie, Hobbesden hemen hi alnt /
yapmamakta, doktrinlerinden hibirini Hobbesa atfet-
memektedir.
lk olarak, gerek H o ^ es, gerekse L a M ettrie sonuna
dek m ateryalisttiler. kisi de cismin tek gereklik oldu
una ve tinsel herhangi bir eyin dnlemeyeceine
inanmaktaydlar. (*) Dahas, madde kavraylar da bir
birine ok benzerdi. La M ettrieye gre madde uzam ni
teliinin yansra, duyumlama yetisi ve hareket gcne
de sahiptir. ( ) A 3 t i i madde kavrayn Hobbes da payla-
sr; uzam ve hareketi maddeye atfederek dusmmlamay
bir i harekete indirger. (') Bylece, duyumlama da mad
denin bir vasf (attribute) olabilir. A 3 nrca Hobbes ve l a
M ettrie pek ok kk noktada da fikirbirlii iindedir
ler ve La Mettrie Hobbesda nerilenlerin ounu geli
tirm itir. kisi de hrslarn (passions) bedensel koullara
bam l olduuna inanrlar. ( ) nsanlar arasndaki tm
farkllklarn bedenlerinin yap ve rgenlemesi arasn
daki farkllklardan doduu inancn paylarlar. ('-)

(8 ) H obbes, L e v ia th a n , III. K sm , 34. B l.; I. Ks. X I I . Bl.


O p e n C ourt Eclition, s. 169.
(9 ) H istoire naturel3 de r m e , I I I . V ve V I. blm ler.
(10) L e v ia th a n , I. K sm , I. Bl. Bkz. C o n c e rn in g B o d j' , IV .
K s. X X V . Blm , 2.
(1 1 ) n san , B ir M a k in a , ss. 19-20.
(1 2 ) "L e y ia t h a n , I. K s. V I. Bl. M o le sw o rth Ed. s. 40. n s a n :
B ir M a k in a , s. 19.
90

H er ikisi de doay ve dilin nemini tartma konusu ya


par. (>^)
Hobbes, T an rnn bu dnyann nedeni olduunu
ile ri srmekle La M ettrieden ayrlr. ( ^) Ancak, Tanrmn
varolduunu bilmenin mmkn olduunu dnmesine
karn, Onun doasn bilebileceimize inanmaz.
L a M ettrienin sistemi Hobbesunkine benzer bir sis
tem in zel bir soruna, insanda ruh ve beden ilikisine
uygulan gibi grlebilir, nk eer evrende madde
ve hareketin dnda bir ey yoksa, bundan kanlmaz
olarak insann da ok karmak bir makina olduu -
karsanr.
L a M ettrienin doktriniyle Tolandm ki arasnda da
bjoik benzerlik vardr. Tolandn, felsef retisinin b
yk bir blmn ieren Letters to Serena (Serenaya
M ektuplar) 1704de yaynlanmt. Bu nedenle La M ett
rie n in onlar okuyarak baz dnceler edinmi olmas
olasl vardr.
Tola n d n retisinde ('^) en ok vurgulanan nokta
hareketin maddenin bir vasf olduudur. Bu inancn
m addenin deiim geirebilmesi iin zde ak tif olmas
gerektii, ('^) maddenin hareketsizlii (durgunluu:
inertness) kavraynn m utlak durgunluk (absolute
rest) kavrayna dayandrld, oysa bu mutlak dur
gunluun hibir yerde mevcut olm ad (* ) temelinde
savunur. Hareket maddenin znde olduuna gre, To-
land, hareketin balangcn aramann gereksiz olduu
na inanm aktadr. M addeyi hareketsiz (in ert) olarak g
renler, harekete yeterli (efficien t) bir neden bulmak
zorundaydlar; bunu yapabilm ek iin de, doann tm-

(1 3 ) Agy. I. K s. IV . B l. Bkz. n s a n , B ir M a k in a ,
(1 4 ) Agy. I. K s. X I I . B l.
(1 5 ) L e tte rs to S e re n a ,V. s. 168.
(1 6 ) Agy. s.196.
(1 7 ) a g y . s. 203.
n san , B ir M ak in a 91

nn canlandrlm olduunu savunuyorlard. Oysa mad


denin kendisi hareketli olduu iin, bu szde canllk
tamamen gereksizdir. (**) Burada L a M ettrieye benzer
li i aktr. La M ettrie de, benzer biimde, maddenin
canlandnim l doktrinine ve her trl dsal-neden-
le-hareket inancna kar kar. ( ^) Yine de. La Mettrie
hareketin belli bir balangc olduu varsaymna gerek
duymaktadr, (^) ve kavray bylesine zgrce kullana
bilmesine karn, Tolan dla hareketin doasnn biline
bilecei konusunda ayn gr paylamaz. Hareketin
do8.sm bilmenin olanaksz olduuna inanr oysa
Toland hareketin doasmm kendinden-belli (aikr) ol
duunu savunmaktadr. (^)
Tolandla L a M ettrie arasndaki bir baka ajTilk
noktas da Tanr doktrinlerindedir. Toland salt bir tin
veya maddesiz bir varlk olan T an rnn sistemi iin
gerekli olduunu dnrken (-^), La M ettrie T a n n nn
varlna kukuyla yaklam akta ve maddesizlik ve tin
selliin kimsenin anlam ad gzel szckler olduunda
srar etmektedir.
Gerekte, L a M ettrie ve Tolandm farkl ilgi ve
fark l gr alar olduu kabul edilmelidir. Toland
maddenin zsel doasn kefetmeye alrken, La
M ettrienin sorunu bedenle akl (m ind) arasndaki zgl
ilikinin bulunmasdr. Btn sistemini, bu iliki zeri
ne kurar.

b. L a M ettrienin bir n giliz Duyuracusuna, John


Lockea (1632-1704) olan lildsi

Lockeun Essay Conceniing Huan Undcrstan-


(1 8 ) A gy . s. 199.
(1 9 ) R u h u n D o a l T a r ih i, V . B l m , s. 94.
(2 0 ) n s a n , B ir M a k in a , ss. 66-67.
(21) A g y . s. 67.
(2 2 ) Letters to S e r e n a , V . s. 227.
(2 3 ) A gy. s. 234.
92____________________________________________________ ____________________

ding i (nsan Anlay zerine Deneme) 1690da yayn


lanm, ve Aydnlanm ann birok kltrl Fransz g i
bi La M ettrie de onun retisinden etkilenmiti. Lockc
ve La M ettrie arasndaki esas anlama, tm fikirlerin
d u y u m la rd a n kt yolundaki doktrinlerindedir. Her
ikisi de fikirlerin doutan olduu inancna iddetle
kar kar (- ), ve en karmak, en soyut fikirlerim izin
dahi dujmmlar yoluyla edinildiini retirler. Ancak La
M ettrie bu fikirleri inceleyerek nesnelerin duyumlanabi-
^ l e n pek ok niteliinin renkler, sesler, vb. beynin
(akln: mind) dnda varolm ald sonucuna varan
Lockela(^^) bu noktada ayn gr paylamaz. Locke
un ruhsal tzler (^*) doktrinini reddeder, ve Locke-
un teist retisine kar karken, te yandan Lockeun
dnen varln da madd olabilecei (-') olasln
kabul ediini vurgular.

I I I a. Fransz Duyumculan Etienne Bonnot de Con-


dillac (1715-1780) ve Claude Adrien Helvetius
un (1715-1771) La Mnttrleye Olas Fakat K a
bullenilmemi BenzeiJii

Condillacn Traite des Sensations u (Duyumlar


zerine) La M ettrienin Ruhun Doal T a rih i nden on
yl kadar sonra yaynland; bu nedenle Condillacn bu
eseri okumu ve ondan baz fikirler edinmi olmas ola
sdr. Yine de Condillac La M ettrienin ne adndan ne de
doktrininden hi szetmemektedir. Bu ihmal. La M ettrie
nin eserlerinin kendisinden sonraki filozoflarn doktrin-

(2 4 ) John Locke, "E ssa y C on cern in g H u m a n U n d c rs ta n d in g ",


I. K ita p , II. K ita p , I. Blm .
(2 5 ) A gy. II. K ita p , 8. Blm .
(2 6 ) A gy. II. K ita p , 23. Bl.m
(2 7 ) A gy. IV . K ita p . 10. Blm . L a M e ttrie n in L ocke zeti iin
Bkz. A b re g e des System es , Ocuvres,, II. Cilt;
insan , B ir M akin a 93

lerinin onunkilere benzerliini gizlemek isteyecek derece


de mahkm edildii biiminde aklanabilir. DuTumcu-
1ar retisinden ister etkilenmi olsunlar, ister olm asn
lar, retilerinde ylesine bir benzerlik vardr ki. La
M ettrie zamannn nde gelen Fransz m ateryalistlerin
den biri olarak grlebilecei gibi, nde gelen Fransz
duyumcularndan biri olarak da grlebilir.
Condillac ve La M ettrie deneyin tm b ilgilerin kay
na olduunda hem fikirdirler. Langem n erdii gi^
bi, (^*) La M ettriedeki akln im gelem den gelimesi,
Condillaca tm yetilerin (faculties) ruhdan geliti i
ni dndrm olabilir. La M ettrie akln (reason) ken
di fikirlerini dnen (contem plating) duyarl ruh/tin
olduunu ve imgelemin bunun tm rollerini stlendi
ini syler; Condillac da ayn dnceyi gelitirir ve tin
in tm yetilerinin duyumun uzantlar olduunu ayrn
tlaryla gsterir. (^)
La M ettrie de, Condilac da insanla daha aa h ay
vanlar arasnda bir uurum olm adna in an rlar; an
cak bu, iki filozofu bir anlamazlk noktasna vardrtr:
Condillac hayvanlarn salt makinalar olduunu tm y
le reddetmektedir; (^) insann salt karmak bir m akina
olduu retisine ise daha iddetle kar km as doal
dr! Nihayet, La M ettrienin aksine, Condillac T a n r
nn varlna inanr. Sonuncu kartlk konusu, yine iki
yazarn teolojileriyle ilgilidir. La M ettrie dnyada (dn
yann varoluunda, -.) bir ama olduunu kesinlikle
syleyemeyeceimiz konusunda srar ederken, Condillac
akl/zekay (intelligence) ayrmsayp evrende izleyebi
leceim izi savunur. (^)

(28) F. A. L an ge, H istory of M a te ria lis m , (M a t e r y a liz m in T a


r ih i), II. Cilt, II. B l m .
(29) "T r a it e des sen sation s, I. Blm .
(30) Trait des a n im a u x , I. B l m , s. 454.
(31) agy. V I. Blm , s. 577 ff.
94

La M ettrie ve Condillac gibi, Helvetius da akln tm


yetilerinin duyuma indirgenebilecein! retir. La
M ettrienin aksine, akl tinden belirgin izgilerle ayrr
ve akl tin in sonradan gelimi bir rn veya duyum-
lama yetisi olarak betimler. Bu dnce L a M ettrie
nin akln duyumun bir deiim i (m odification) olduu
yolundaki nerisinde de mevcut olabilir. Ancak Helveti
us, La M ettrienin aksine, duyumun bedensel koullarn
bir sonucundan ibaret olduunda aklkla karar klmaz
ve duyumun ruhsal tzn bir deiimi olabileceini de
kabullenir. (^) stelik, iklim ve besinin akl zerinde hi
etkisi olmadn ve anlay stnlnn beden ve or
ganlarnn gcne bal olm adn ileri srer.
Etik doktrinlerinde La M ettrie ve Helvetius birbir
lerine benzerler. kisi de zevk (haz; pleasure) ve acy
insan davranmn belirleyici m otifleri olarak grrler.
Tm duygulanmlarn bedensel haz ve acnn deiik bi
imlerinden (modifications) ibaret olduunu ve bundan
dolay da insanda tek eylem ilkesinin haz istei ve ac
korkusu olduunu ileri srerler. ( )

b. Fransz Materj^alisti Baron Hsiirich Dietrich von


Holbachn (1723-1789) L a M ettrieye Benzerlii

Condillac ve Helvetiusun L a M ettrienin rettii


duyumculuku vurgulaylar gibi, Holbachn kitab da
L a M ettrienin almalarnda ortaya getirilen m aterya
lizm in yinelenip gelitirilmesidir. Holbachm retisi La
M ettrieninkine ylesine benzemektedir ki, bu benzer
liin bir rastlant sonucu olmas, imkanszdr.
L a M ettrie deneyi tek retmen olarak grmekte-

(32) T reatise on M e n , II. K sm , I. B lm , s. 96.


(3 3 ) A gy . II. K sm , I I . Blm , s. 108.
(3 4 ) Essays o n the M in d , I I . DeH em e, I. B l m , s. 35.
(3 5 ) T re a tise on M a n , X I I . B l m , s. 161.
(3 6 ) A gy . IX . Blm , s. 146; V I I . B lm , s. 129.
insan, B ir M akina 95

dir. Holbach da ayn kandadr ve deneyin her konuda


ki bilgim izin tek kayna olduu konusunda iarar
eder.(^) Holbach, benzer biimde insann salt madd
bir varlk olduunu retir. Ne olursa olsun hibir ruh
sal gereklie inanmaz ve maddeyi dnyada tek tz ola
rak kabul eder. La M ettrienin retisinin doal bir so
nucu olan bir dncenin de stnde durur. La M ettrie
y iradenin (w ill) eylemini (etkisini) snrlam ve irade
nin bedensel koullara bam l olduunda srar etmiti.
Holbach daha ileri gider ve tm zgrln bir aldat
maca olduunu ve insann her eyleminde kat gereklilik
(necessity) tarafndan kontrol edildiini tekrar tekrar
aklar. (^) Bu reti, insann makina olduu inancnn
doal bir sonucu gibi grnyor,
Holbachn ateist teolojisi selefininkinden daha a
rdr, nk La Mettrie T a n n nm varolabileceini kabul
ederken, Holbach bu olasla iddetle kar kmaktadr.
stelik, Holbach La M ettrienin ksmen ortaya getirdii,
ateist bir doktrinin, insanln koullarn dzeltecei
grn savunmaktadr. Tanr dncesinin akln
ilerlemesini aksatt ve doal yasay bozduunda srar
eder. Holbach gerekten de, burada tartlanlar arasn
da, evrenin kaderci (fatalist) ve ateist doktrinini aka
benimseyen tek filozoftur. Bu anlamda retisi Fransz
m ateryalizm inin doruudur.

(37) Systme de la n a tu re (D o a n m S istem i), C. I, I. Bl., s. 6.


(3 8 ) A g y . I. Cilt, V I. B lm , s. 94.
(3 9 ) A g y . I I . Cilt, X V I . B l m , s. 451 ve X X V I . B l m , s. 485.
B kz. n sa n , B ir M a k in a , ss. 52-53.
96

www.felsefegrubu.gazi.edu.tr

www.m srptasarim .com


NO TLARO

B Y K F R E D E R IC K N Y A Z IS I ZE R N E N O T

B u eviri O eu vres de Frderick I I , R o i d e P ru sse, P u bliees


d u v iv a n t de l A u te u r (B e rlin , 1789) (P r u s y a K r a l I I . F r e d e - .
r ic k in, y a a rk e n y a y n la n a n E se rle ri) n in n c .cildinin 159
vd. s a y fa s n d a n yaplm tr.
L a M e ttrie sa p k n n sa n , B r M a k in a retisi n ed en iyle H o l
l a n d a d a n - s r ld n d e Byk F re d e ric k i n s a ra y n d a konuk
edildi. Y a z , L a M e ttrie nin, F red erick in giriim iy le k a b u l e d il
d i i B e rlin A k a d e m isin in .bir ak to p la n tsn d a K r a ln se k re
te ri D a r g e t t a r a fn d a n okundu.
D ik k a tli okur, F red erick in a ritm e ti in in h a t a l olduunu,-,
ve L a M e ttrie n in krk d eil de k rk b ir y a n d a ld n f a r -
kedecektir.
Y a z belk i b irk a n ok tada a k la m a gerektirecektir, C o u -
tan ces, C a e n g ib i b ir N o rm a n d iy a (N o rm 'a n ) k a sa b a sd r. St.
M alo" B r it a n n y de, h em en sn r zerin dedir. L a M e ttrie ask erli
in i F ra n sz la rla , M a r ia T h e re sa y a k a r S ilezy a s a v a la n n d a
yap t. D e ttin g e n m u h arebesi B a v y e ra d a old u v e n g iliz I I . G e -
o r g e un M a r ia T h e re s a y a yardm yla, A v u s tu ry a lIla rn zaferly^
le son u lan d . H o lla n d a d a Fontehoy m u h a re b e s i F ra n sz la rn
b u sav a ta k i tek zaferiydi.
L a M e ttrie n in yaam n a n la ta n d i e r eserler ;

(1 ) n s a n , B ir M a k in a d a n y a p la n a ln tla r, k ita b n T rke


' e v iris in d e n aln m tr, ( .n .) -
98 - _____________________________ _____________ _________

J. Asszat, In tro d c tio n to L H om m e M a c h in e ,. P aris. 1865.


F . A . La-nge, H isto ry o f M aterialism .
P h . D a m iro n , H isto ire de la P h ilosop h ie du d ix -h u itie m e
siecle, .Paris, 1858.
N . Q u6pat, La P h ilo so p h ie m atrialiste au X V IIIe siecle.
E s s a i s r L a M ettrie, sa vie et. ses peuvres, P a ris, 1873.

N S A N , B R M A K N A N I N NOTLARI
<

(1 ) M a d d e n in d n m e yetisiyle d o n an m o la b ile c e in i...


L a M e ttrie b u szcklerin k u lla n m n d a n k a n a ra k , bu
kaygan zem in d en s a k n m a y a aly o rsa da, y ap t bo-
3a n c a d u y u m la n h , b ilin c in v e 'b iz z a t ru h / tin in m ad d e ve
h a r e k e t in deiik b i im le ri (m o d ifik a s y o n la r) olduunu
sylem ek tedir. M a d d e n in d n m e yetisiyle d o n a n m ol
m a s ih tim a li, L H o m m e M a c lin e in b asm cs E lie L u -
z a c n L h o m m e p lu s q u e m a c h in e a d l y a p tn d a re d d e
d ilm ek ted ir. B u y a p tta L h om m e m a c h in e in v a rd so
n u la r n y a n l l n k a n tla m a y a a lm a k ta d r. M a d -,
d e n in , harelcetin, ilik ilerin , fa a liy e tin (a c t iv it y ), uzam n
( x te n s io h ) d u raan (i n e r t ) d u ru m u fik rin d e n hareketle,
m a d d e n in d n m e yetisin e sah ip o la m a y a c a m b y le c e
k a n tla d k ... K jsa c a s, e e r m a d d i b ir tzden d u y u m la r
m z la bilebileceim iz ve, y u k a rd a szn ettiim iz n itelik
le r le d o n a n m o ,m addeyi an lyorsak, diyorum , ru h -tin
m a d d o la m a z : m a d d i-o lm a y a n (im m a t e r ia l) olm ald r, ve
a y n n ed en le, T a n n m addeye d n m e yetisi verem ezdi
n k 'O . elik iler y a ra tm a z der. (1)
(2 ) D o a s bizce h i b ilin m e y e n b ir v a r lk n a s l t a n m la n a b i
lir?^ L a M e trie b u sav r u h -t in e in a n m a y a k a r ku llan r,
a n c a k 'd a h a , s o n ra h a re k e tin d o a sn n da. m a d d e n in d o
a s g ib i-k a d a r bizce m e h u l o ld u u n u k a b u l eder. O za
m a n n e d e n m a d d e n in v a rl n d a n k uku du ym ak szn ru h /
Xt i n in k in d e n k u k u d u y m a k gerek tiin i a n la m a k zorlar.
L o c k e b u n o k ta y pek iy i belirtm ek tedir. D u y u m larm zn
b iz e y a ln zc a n a d d i ey leri g sterd iin i d n m eye y a t-
knhm z,^ d t o m e isteim izd en ile ri gelm ektedir. H er
d u y u m la m a eylem i, yice in celen d iin d e, d o a n n h e r i

(1) M a n M o re t h a n a M a c h in e , (M a k in a n n te s in d e n
s a n ), ss^ 10, 12.
n san , B ir M a k in a 99

y a n n d a eit bi im d e g ste rir; b e d e n se l o la n da, tin sel


o la n d a . (2) B u m a d d -o lm a y a n tin n osyon u, iin d e a k
la n m a s k o la y o lm a y a n g l k le r ta y o rs a da, bu, bylesi
tin le rin v a r l n in k r etm ek y a d a b u n d a n ' kuku d u y
m a k i in b ir n e d e n olam az, tp k b e d e n (c is im ) n o sy o n u
n u n t a r a fm z d a n a k la n m a y o k g, h a t t a im k n sz k -
la c a k 'k i m i g l k le rle , d olu o lm a sn n , b e d e n (c is im )in
v a r l n in k r etm eye, v e y a o n d a n k u k u d u y m a y a 'n e d e n
o la m a y a c a gbi. (^)
(3 ) Sp ctacle de l a N a t u r e n y a z a r, N o e l A n to in e P u ch e
(1688-1761) K a d e r i b ir y a za rd . L a o n K o le ji n in y n etici-
siyk en , U n ig e n it u s (b u ll) u d estek lem ey i re d d e tti i iin
b m e v k id e n u z a k la trld .. B u n u n ze rin e R o llin onu o
lu n u e itm e k zere N o r m a n d y y n eticisi G a s v ille e tavsiye
etti. P u c h e . s o n u n d a ' P i r i s e y erleti. Tem el eserleri:
S p e c ta c le de la N a t u r e (D o a n n G r n t s : P aris,
1739), M e c a n iq u e des la n g u e s et l a r t d e les e n e ig n e r
p i l l e r i n M e k a n i i ve O n la r r e t m e S a n a t : P a ris, 1751),
H a r m o n ie des Psaum es et de l E v a n g ile (M e z a m irle rin
ve I n c i lin U y u m u : P a ris , 1764), C o n c o rd e de la g e o g ra p -
h ie d es d iff re n ts ages ( e itli a la r d a C k)rafyan n
U y u m u : P a ris, 1765).( ) -
L a M e t t r ie E ssa is s u r l sprit et les b e a u x 6 sprits (T i n ve
ve G z e l S a n a t la r zerin e D e n e m e le r ) de P lu c h e yle
b e tim liy o r: Z e v k ve z e k a d a n yoksun , R o llin in k r k r
n e izleyicisid ir. Y z e y se l b ir a d a m d r, d iy a lo g la rn d a ura:-
ya bu ray a d a lm k u ru k k zd ey ilerin d e b a y a t ve
y o ru c u b ir tak litisi o ld u u B a y R e a u m u r u n y a p tla rn a
h tiy a c v a rd r. R o llin in y a p t la n ve S p e c ta c le de la N a
t u r e le b irb irle rin in ta lih in i h a z r la d la r . G a o n P e rs o h a,
P e r s o n G a o n a, h a lk d a ikisine v g le r y a d rd . (S)
B u L a M e ttrie aln ts, A ss z a tn S in g u la rite s p h y sio lo g i-
qu es (F iz y o lo jik T u h a flk la r : 1865) d izisin in ik in ci cild i

(2) L o c k e u n E ssa y C o n c e rn ln g H um an U n d e r s t a n d in g
(t n s a n A n la y z e rin e D e n e m e ) I I . K it a p , X X I I I . B
l m , 15. p a r a g r a f.
(^ ) A g y . 31. p a r a g r a f.
(*) L a G r a n d e E ncyclop died e n zetlen erek evrilm itir.
26. cU t.
(5) A s s e z a t n tn sa n . B i r M a k in a " d a k i b ir n o tu n d a n ev
rilm i tir. ' \
100_____________________ ___________________

o la ra k y a y n la n a n L a M e ttrie n in n s a n , B ir M a k in a s m -
d a y er alm ak tadr. A sszat b ir F ra n s z yayn cs ve y a z a ry
d. B ir z a m a n la r A n tro p o lo ji D e m e i n in S ek reteri olm u,
L a R evu e N a tio n a le , L a R e v u e de P a r is , ve L a P e n -
s e e ' N ou velIein y a y n la n n d a d i e r y a z a rla rla b irlik te
alm t. n sa n , B ir M akin a.y a ek led ii n otlar, fizy o lo jik
k o n u la rd a d erin b ilg i sa h ib i o ld u u n u gsterm ek tedir. D i-
d e ro tn u n btin eserlerini y a y n la m a y d n y o rd u , a m a
b u kon u dak i a n alm as s a l m e t k ile d i'v e eseri ^ta
m a m la y a m a d . ()
(4 ) T o ric e lli 1608-1647 y lla r a r a s n d a y aam .b ir fizik i ve
m atem atikiydi. G a lile o n u n - re n c is iy d i ve o n u n l m n -
^ d en nce ay o n u n sr k a tib i (a m e n u e n s is ) o la ra k a l-
* t. S o n ra F loreh tin e A k a d e m is ine b y k d k m ate m a tik i
ve m atem atik p ro fesr o la ra k a ta n d . 1643de en n l b u
lu u n u gerekletirdi. K a p a l b ir t p te bir sv n n eriece
i yksekliin, svn n zgl, ek im g c n e (g r a v it y ) b a l
o ld u u n u b u ld u ve b u ra d a n a tm o s fe r b a sn c n n sv k t
lesini. etkiledii son u cu n a v a rd . B u buluu, c a h ilc e fu g a
v a c u i dncesini r t t 'v e cv a b a ro m e tre sin in te m e l-
le n d irild i i k ey i ortay a k artt. C v a term om etresin e
u z u n sre T o ricelli t b a d v e rild i; b a ro m e tre n in i i n -
deki boluk h a le n T o ricelli b o lu u a d n a lr.(7 )
(5 ) B u k o n u d a k on u m a h a k k n a y a ln z c a ta b ip le r s a h ip tir.
' L u z a c yle diyor: T in in m a d d e s e lli i-k a n rtla h s a y d , (o
zam an) onurt h a k k m d a k i b ilg in in d o a fe lse fe sin in bir
nesn esi o la c a doru du r. V e biz a z b ir ak l k aln tsy la,
b u bilim d e n k a rsa n m a y a n t m ak si sa v la r r e d d e d e b ilir
dik. A n c a k tin m a d d deiise, d o a s n n , a ra trlm a s do
a felsefesin e deil, m e tafizik i a d verilen ve o n u n y e ti-,
le rin i a r a tra n la ra aittir. (S) -
(6 ) n s a n ... b ir m a k in a d r. B u , k ita b n a d n n d a g sterd ii
g ib i eserin m erkez d o k trin i o l a n 'b u teorin in ilk a k i f a
desidir. D escartes in sa n m a k in a o la ra k k a v r a m a o la s l -'
n iddetle reddetm iti. S zck k a lp la n n , ye h a t t a d
n e sn e le rin o r g a n la rn d a d e iik lik y a p a n etk ilerin e u y g u n

(6) L a G ra n d e Encyclopfedie, 4. pU tten zetlenerek e v ril


m itir. . - : ' ,
(J ) E n cyclop ed ia B rit n n ic a , 9. b a s m Q II. C ilt d en
zetlenm itir. T m a h n t la r b u b a sm n d a n d r.
( ) M a n M o re t h a n a M a c h in e , s. 5.
- n san , B ir M ak in a - JOl

. d en leri syleyebilecek t a rz d a y a p lm b ir m a k in a y k o
la y lk la d eyebiliriz... a n c a k en dk ze k a d z e y in d e bir
in s a n n y ap t gib i, k e n d i v a r l n d a s y le n e jle re u y g u n '
y a n tla r verebilecek olan , a s la . (5)
(7 ) O z a m a n den ey b a sto n u n u e lim iM a la lm . L a M e ttrie
b ilg in in den eyden d o m a s g e re k ti i in a n c n t e k r a r te k
r a r v u rgu lar. ste lik bu d en ey i d u y u m sa l d e n e y le s n r la r
ve L histoire h a tu re lle d e l m e (R u h u n D o a l T a r i h i ) !
. yle b itirir: D u y u m o lm a d a n fik ir o lm az. D u y u m n e k a -
d a r 'a z s a , fikir, de o k a d a r azdr. .D u y u m la m a o lm a z sa , fik ir
de olm az. B u ilk eler, bu y a p tn r t lm e z te m e lin i o lu
tu ra n gzlem ve d e n e y le r in ' z o ru n lu s o n u la rd r.
B u doktrin , n e im g e le m g c m z n n e de d u y u m la n m -
zm an lay m z d ey rey e girm ed ik e bize h i b ir eyi b ijd i-
rem eyecei (*o) n d e s ra r ed en D e sc a rte sn re tis in e zt
tr. 'D ahas, D escartes d u y u m la rn y a n ltc o ld u u n a ve,
fe lse fe iin id e a l yn tem in , m a te m a ti in k in e te k a b l eden
b ir yntem o ld u u n a in a n r. (>0 C o n d illa c ve H o lb a c h
La M e ttrie n in g r n p a y la rla r. B y le lik le , C o n d illa c
in s a n n kendi d u y u m la rn k u lla n a r a k n e o lm u s a o n d a n
fa z la s o lm a d n retir.(i^) H o lb a c h ise d e r k i: D e n e y i
terkettiim iz a n d a , im gelem g c m z n bizi y o ld a n k a r
d b ir b olu a deriz. (*3) _
(8 ) G a le n (G a le n u s ) C la u d iu s (y a k l. 130-210). T a n n m b ir
Yunan doktor ve filozofu. JMisyada, B e r g a m a d a dodu,
fe lse fe n in P la to n ve , A risto sistem lerin i in celed i. S a t y r u s
d a n an ato m i ren d i. G e n li in d e e itim in i y e tk in le tir
m ek iin ok gezdi. 165 y lla rn d a R o m a y a ta n d ve. o p e
ra t r ve pratisyen h ek im o la ra k ok n k a z a n d ; M a rc u s
A u re liu sun aile dok toru oldu. B e r g a m a y a dnd fa k a t
bundan sonra Ron;ay a d rt kez daha g itm i o lm as
olasdr. Felsefe, m a n tk ve tp a la n n d a yazd'. Y a p t l a
r n d a n ou, k ay bo lm u tu r. O n yl b o y u n c a tp o to ri-

( ) D isourse on M e th o d , (Y n t e m z e rin e S y le v ), V .
K sm .. '
(>o) agy. IV . K sm !
(" ) M ed itatio n s, 11.
(>^) "T ra ite des S e h sa tio n s, (D u y u m la r z e rin e r d e le m e ),
IV . K sm , .IX . B l m , 5. p a r a g r a f.
(3) System e de la n a tu re (D o a n n S is te m i), I. cilt, I.
Blm . . . ' -
102 _____________________ ______________ ;

te le rin d e n b iriy d i, m a itk ve felsfefeye h iz m e tle ri de b


y k t r. ( )
(9 ) " L h istoire de l m e m y a z a r, L a M e t t r ie n in k en disidir.
(1 0 ) H ip p c ra te s sk sk t b b n b a b a s o la r a k a n lr. M . .
460 y ln d a C o s d a d o d u . B a b a s H e ra c lid e s ve S e ly m b ria
l H e ro d lc u s d a n tp, G o r g ia s ve D e m o c ritu s d a n d a felsefe
re n d i. T b b d in ve fe ls e fe d e n ilk a y r a n o o lm u tu r. S a lt
d o a l - y a s a la rc a y n e tiliy o rla rm a s n a , h a s t a lk la r a he
k im le rin b a k m a s g e re k ti in d e s ra r etti. Y u n a n lla r n l
lere s a y g s v a rd , b n e d e n le H ip p c ra te s in s a n be d e n in i
teri etm i o la m a z ; bundan d o la y d a y a p s h a k k n d a k i
b ilg isi s n rly d ; a n c a k c a n l b ir b e d e n in k o u lla rn d a ye
ten ek li ve k esk in b ir g zlem ci o ld u u a n la ly o r. T p ze-
rih e b ir k a eser y azd , b u n la r d a n b ir in d e d e k a m u s a l
n n d a y a n d r lm a s g e re k e n tem el ilk e le ri gsterdi. Y a
a m n n a y r n t la r g e le n e k le rc e g iz le n m itir, ancak Yu
n a n lla r n o n a byk sa y g d u ydu u b ilin m e k te d ir, (is)
(1 1 ) B u z s u la rn d e iili a lm a k la n ... B u n u D e s c a rte s m in
s a n la r a r a s n d a k i fairkn, b e y n in o lu u m ve d u ru m u n d a n
ileri geld ii, bunun d a h a y v a n r u h / t in le r in in eylem in de
b ir fa r k ll a n e d e n o ld u u y o lu n d a k i n e risiy le k a r la
tr n .(i* )
(1 2 ) B u ila tp k a r a b n ve k a h v e n in , h e r b ir in in k e n d i tarz
ve l s n d e y a p t g ib i, in s a n e itli l ve ek illerde
sa rh o e d e r. D e sc a rte s da a r a b n e tk is in d e n szeder.
a r a b n b u h a r, a b u c a k 'k a n a k a r a r a k k a lp te n beyin e
. gid er, b u r a d a ru h / tin e (s p ir it i d n r, ve h e r zam an
k in d e n d a h a g l ve b o l o lu n c a b e d e n i g a r ip ta rz la rd a
h a re k e t e ttire b ilir. (>^)
(1 3 ) P o p e d a n y a p la n a ln t 1731 ile 1735'de y a y n la n a n M o
r a l E ssa y s (A h la k z e rin e D e n e m e le r )'d e n d ir . I. B l m ,
- I, 69. , - .
(1 4 ) J ean B a p t is t a V a n H e m o n t (1578-1644). F la m a n y a l d o k
to r ve kim yacyd.. K im y a d a d e n g e n in g e re k lili in i g s te r-

V * ) B a ld w i n in D ic tio n a ry o f P lilo s o p h y a n d P s y c h o lo g y
s in d e n a ln m tr. I.' cilt.
(15) E n c y c lo p a e d ia B r it a n n ic a m n X I. C ild in d e n zetlen
m itir.
(>^) L e s p a ssio n s de l m e (R u h u n h t i r a s la r ), I. K ism ,
X V ve X X X I V . m a d d e le r.
(*^) ag y . I. K sm , 15. m a d d e .
nsan, Bir M akina 103

m esi ve g a z szcn ilk k u lla n a n la rd a n b ir i o lm asy


la ta n n r. E s e r le r i' O rtu s M ed icin ae, a d a ltn d a , 1648
. de y a y n la n d . (>?)
(15) L e ttre s su> la ph y sio gn o m ie (F izy o n o m i zerin e M e k
t u p l a r )n in y azar Jacques P e rn e ty vey a P e rn e ttid ir. C h a -
z e e -s u r-L y o n d a dodu, L y o n sd a b irk a y l d in a d a m l
y a p t ve 1777de b u ra d a ld. (* )
(16) B o e rh a a v e . bkz. 78. not.
(17). P ie rre Lo u is M o re a u de M au p ertu is (1698-1759).. F ra n sz
, . m atem atik i, astron om ve filozofu. K a rte z y e n le re k ar
N e w t o n u n teorisini destekledi. 1740d a B e r lin A k a d e m isi
n in B akan oldu. X V . 'Louisn in b ir -b o y la m derecesini
lm ek zere L a p o n y a y a g n d e rd i i a ra trm a h ey etin in
b a n d a yer ald. V o lta ire D ia trib e du D o c te u r A k a k ia da
M a u p e rtu is i hicvetm iti. (^o)
(18) Y u k a r d a k i gerekleri Lu zac ylece to p a rla r: t e pek
ok gerek. A m a neyi k an tlyorlar? Y a ln z c a ru h / tin in
y e tile rin in beden le o ran tl o la ra k y k seldiin i, b y d
n ve g le n d i in i; ve yine b ed en le o ra n tl o la ra k g
ten d t n ...A n c a k tm b u k o u llard an , d n m e ye
tis in in m a d d e n in , b ir v a sf olduu, h erey in m a k in a m zn
y a p l ta rz n a b a l olduu, ve ru h / tin in y e tile rin in bir
h a y v a n y aam ilkesinden, do u tan b ir s/k zm a veya
k u vvetten , b e d e n in e n iyi b l m le rin in z a ra r g re b ilirli-
in d en , o n u n iine yaylm yksek b ir eteirsi (etherial)^
m a d d e d e n , ya da, tek szckle, b u n la rn t m n d e n . d o
duu sonucu kartila'm az. (^i)
X19) R u h / tin in eitli d u ru m la ry la bed en in k iler a r a s n d a d a i
m a b ir b a la n t v a r d r ." B u gr, ru h / tin t m y le b e
d e n d e n b am sz b ir d o ay a sah ip tir. ( ^ ) d iy e n D e s c a r-
tesn retisiyle t a b a n ta b a n a ztdr. Y in e de, D escartes
ik isi a ra s n d a y ak n b ir b a o ld u u n u d a b e lirtir: A k lc
R u h / T in ... h ib ir biim de m a d d e n in g c n d e n gelim ez.,,
a k a y a ra tlm a s gerek ir; ve belki o r g a n la r n k m ld a t
ma d n d a, k a p ta n n gem iye yerletirilm esi gibi, n sa n

('* ) C e n tu ry D ic tio n a ry den zetlenm itir. IX . cilt.


(> ) L a G ra n d e E n cyclopedied e n zetlenerek evrilm itir.
26. cilt.
(20) C e n tu ry D ic tio n a ry den zetlenm itir. I X ! cilt.
(21) M a n M o re th a n a M a c h in e , s. 23.
( 22) D iscourse on M eth od , V , son p a r a g r a f.
104 __________ . - __________

b e d e n in e yerletirilm esi yetm ez, fa k a t... bizim kilere b e n


zeyen d u y u m ve ita h la r (a p p e tite s ) o la b ilm e s i'v e byle
lik le gerek b ir in san o lu tu ra b ilm e si iin, bed en le d a h a
skca birlem esi g e rek lid ir. (D isc o u rse on M eth d , V .)
H o lb a c h , dah a- so n ra d a n La M e ttrie n in s ra rla stnde
d u rd u u beden le ru h /tin a ra s n d a k i bu y a k n b a la n ty
v u rg u la r. E e r n y a rg la rd a n a rn m o larak ruhum uzu,
v e y a iim izde etkiyen h a re k e t (e t m e ) ilkesini grm ek is
tersek, o n u n beden im izin b ir p a r a s oldu u n u , so y u tlam a'
d nda, b ed en d en ay rd ed ilem eyecein i, d o as ve zel r
g tle n ii d o la y sy la yetkin o ld u u ilev veya yetilere ili
k ili o la ra k d n lm b e d e n in ta kendisi o ld u u n u g-
recegiz. B u ru h /tin in b ed en le a y n d eiim leri geirm eye
z o ru n lu oldu u n u , bedenle b irlik te b y y p g elitiin i g
re c e iz ... N ih ay et, kim i d n e m le rd e b e lirg in za a f, h a s ta
lk ve l m . iaretleri g ste rd i in i ta n m a m a zlk edem eye
ceiz.- (23) .
(20) P e y ro n ie (F ra n o is G ig o t de l a ) , F ra n sz cerrah. 15 O cak
l78de M o n tp e llie rde d o u p 25 N is a n 1747de ld. M o n t -
p e llie rd ek i S a in t-E lo i H a s ta n e s in d e cerrah lk , F a k lte de
a n a to m i d a ln d a retim y e li i y a p t; 1704de O r d u ya
k atld . 1717de X V . L o u isn in b a c e rra h , 173lde K r a li e
ftin s a ra y n d a vekilhar, 1735de K r a l n doktoru, 1736da
K f a l n b a c e rra h ve K r a llk d a k i c e rra h la rn b a oldu. L a
P e y ro n ie iin en byk y a r a r P a r is deki C e rra h lk .A k a d e -
m is in i k u rm u olm as .ve F r a n s a d ak i cerrah lk ve c e rra h
la r a zel k o ru m a h ak k k a z a n d rm olm asdr. A z y azm
tr. (^<)
(2 1 ) W illis , T h o m a s .(1621-1675); n g iliz doktoru, 27 O cak
1621d e W ilt s h ir e d a G r e a t B e d w in de dodu. O x f o r d d ak i
s a K ilis e s in de eitim g rd ve ken t K r a l iin, ga rn izo n a
d n t r ld n d e , K r a lc la r m y a n n d a s ila h a sarld .
1,646d a tp d ip lo m asn a ld ve g a rn iz o n teslim o ld u k ta n
s o n ra m eslein i ic ra etm eye b a la d . 166da, R esto rasy o n
d a n b ir sre sonra, ih r a e d ile n D o k to r Joshua C ro ssu n
y e rin e S e d le ia n D o a F elsefesi P ro fe s r oldu ve yin e a y
n yl, tp doktoru derecesin i a ld ... K ra liy e t K u r u m u n u n
ilk y e le rin d e n biriydi, 1664d e K r a liy e t T p K o le jinde
Onur y e li in e seildi. .1666d ... G a n te rb u rry B a p isk o -

(23) S y stem e de la n a t re , I. cilt, V I I . B lm .


L a G r a n d e fin cyclopedied e n evrilm itir. 26. cilt. .
insan. B ir M akina ' ~ 105

po su D r. Sheldon u n a rsy la W e stm in ste ra ta n d ... 11


K a s m 1675de St. M a r t in de ld ve W e s tm in s te r M a n a s -
tr n d a g m ld . ( ^ )
(2 2 ) F o n te n e lle , B e rn a rd le B o vier de. 11 u b a t 1657de F r a n
s a n n R o u e n k en tin d e dodu;- 9 O c a k 1757de P a r is de l
d. F ra n s z avukat, fozof, air ve y a z a n . A n n e t a r a fn
d a n C o m ei'llein yeeniydi, ve Pre'cieux n s p n u n c u la rn -
d a n b iri y a d a nceleri a la y la k a r la n a n v a ly e lik le e d e -
b iy a tn y en i b ir k a rm n n mucidiydi.. (S a in t s b u r y ). b a
lc a eserleri Poesies P a sto ra le s (P a s to ra l iirle r: 1688),
D ia lo g u e des M o rts ( l le r D iy a lo g u : 1683), E n tretien s
s u r la P lu ra lite des M o n d e s (D n y a la r n o k lu u z e r i
n e K o n u m a la r : 1686), H istoire des O ra c e s (V a h iy le r
T a r ih i: 1687), E loges des Acad m iciens (A k a d e m isy e n le re
v g le r: 1690-1740.da y a p t k o n u m a la r )d r. (26)
(2 3 ) K s a c a s b u h a y v a n a b ir tek kelim e d a h i retm ek o la
n a k sz m d r? H i san m yoru m . H a e c k e lin in s a n n ko
n u m a s y la m ay m u n u n k i a ra sn d a k i iliki zeine syle
d ik le rin i b u n u n la kyaslayn. M a y m u n la rn k o n u m as
n n , fiz y o lo jik k y a sla m a d a heceli in san k o n u m asn n bir
a a m a s g ib i grlm esi, zellikle ilgin tir. Y a a y a n m a y
m u n la r a ra s n d a b ir H in t t r v a rd r ki, m zik a ld ir;
h y lo b a te s syn dactylu s yetkin b ir arm on iyle y a rm n o ta la r
la b ir b t n oktav syleyebilm ektedir. T a r a fs z h i b ir f i
lo lo g a rtk ' gelikin rasyon el dilim izin y a v a a ve tedrici
o la ra k P lio c e n e D e v ri sim ian * ata la rm z n y etk in o lm a
y a n d ilin d e n gelitiin i k abu ld e d u ra k sa y a m a z.
(2 4 ) Johann C o h ra d Am m an. 1669d a sv i re de S c h a ffh a u -
s e n de dod u . E itim in i B a se lde . ta m a m la d k ta n sonra,
A m s te rd a m da tp a la n n d a alm ay a b alad . D ik k atin i
_ s a r-d ils iz le rin eitim i stnde y o u n latrd . D ik k a tle
rin i d u d a k la rn n , d ilin in ve g rtla n n k o n u m a sra sn
d a k i h a re k e tle rin e ek ip on lar b u h arek etleri tak lid iin
.ik n a etm eye aht. B u yolla n ih ay et hece ve szckleri
ta k lid ed erek kon u m ay ren diler. S u rd u s L o q u e n s ve

( ) E n c y c lo p a e d ia B rita m iic a d a n aln m tr. X X I V . cilt.


(*6) C e n t ry D ic tio n a ry den alnm tr. IX . cilt.
( P ) E. H aeckel, T h e R id d le o f the U n iv e rs e (E v re n in .
B ilm e c e s i), I I I . Blm .
* s im ia n : kim i an tro p o lo glarca h a le n in sa n n atas o ld u
u n e s r len b ir m aym u n su tr. .n.
106

D issertatio de L o q u e la a d l y a p tla rn d a k o n u m a n n m e
k a n izm asn ak lad ve retim y n tem lerin i a n la tt. S a -
r-d ilsizle rd e k azan d baars, dikkat ekicidir. 1730 ci
v a rn d a ld. (2) 1
(25) in s a n ve m aym un, a ra s n d a k i b y k benzeim ^.; H a -
eckelle . k y aslay n ; K a r la trm a l an atom i, bylelikle
h er n yargsz ve. eletirici' ren ciye in sa n v cu d u ile a n t-
ropoid m a y m u n u n k in in y a ln zc a zel b ir ben zerlik , gster
m ediini, fa k a t nem li h e r b a k m d a n b ir ve a y n o ld u k
la rm k a n tla m a k ta d r. (29)
(26) S ir W illia m Tem ple, 1628de L o n d r a d a dodu'. C a m b rid g e
E m m a n u e l P rite n K o le jine d ev am etti, a n c a k m ezu n ol
m a d a n ayrld. A v ru p a d a y a p t b y k b ir ge zid e n sonra,
1655de r la n d a y a yerleti. S iy a sa l m eslei 166d a II.
C h a rle s n ta h ta k m asyla b a la d , z e llik le ngiltere,^
B irleik H o lla n d a ve sve a r a s n d a k i l B a la k h k
m sa la n m a sn d a k i a b a la ry la v e W illia m ile M a r y n in
n g ilte re ,ile H o lla n d a a ra s n d a k i b a la k l t a m m la -
yan evlilik lerin i h a z rla m a sy la ta n m r. T e m p le , lk e sin
deki siyasal, fa a liy e tle rin d e d a rd a k ile r k a d a r b a a r l o la
m ad , n k n g ilte re n in ilerin d ek i e n trik a la rla ilg ile n e -
m eyecek kadar drstt. S iyasetten ekildi ve 1699da
M o o r P a r k d a ld. '
T e m p le siyasal k o n u la rd a b irk a e s e r ' yazd. M e m o irs
( A n l a r ) m a 1682de b a la d ; ilk b l m y a y n la n m a d a n
ta h rib o ld u : ikinci b l m rzas aln m ak szn y a y n la n d ;
n c b l m ise l m n d en so n ra S w ift .t a r a fn d a n y a
y n la n d . n,- y a z la rn d a n ok, d ip lo m atik fa a liy e tin e d a
y an r. (30)
(2 7 ) T re m b le y (A b r a h a m ); sv i re li doabilim ci. 3 E y l l 1700
de C e n e v re d e dodu, 12-M a y s 1784de y in e bu k en tte l
d. E itim n i de b u rad a, ve b ir n g iliz D ev let g re v lisin in
olu n u n , a rd n d a n d a s o n ra d a n b irlik te A lm a n y a ile t a l--
y a y d o la a c a gen R ic h m o n d D k n n r e t o e n li in i
y a p t H a g u e d a ta m a m la d . 1760d a C en ev rede k t p h a
necilik m evkiin i elde etti, ve -k iy z le r M e c lis in d e b ir
koltuk k azan d . T a th su y la n zerin e tak d ire d e e r a l - .

( ^ ) E n cy clo p aed ia B r it a n n ic a d a n - z e tle n m itir. I. cilt.


(29) T h e R id d le of the U n iv e r s e ,. I I . Blm .
(30) E n cy clo p aed ia B r it a n n ic a d a n zetlenm itir. X X III.
cilt.
nsan,. B ir M a k in a .107

m a la r L o n d r a d a 'K r a l i y e t K u r u m u n a y e ' ve P a r is B i
lim le r A la d e m is in e m u h a b ir (c o rre s p o h d e n t) seilm esin i
sa la d . 1775d e n 1782ye dek d o a l d in ze rin e b irk a eser
ve. T h ilo s o p h ic a l T ra n s a c tio n s d a (1742-57) d o a ta rih i
ze rin e rh a k a le le r y a y n la d . E n n e m li y ap t, M e m o ire s
p o r s e ry ir T h istc ire d u n g e h re de p o ly p e d eau d o u c e
(B i r ta th s u p o lip i c in sin in ta rih in e k a t k iin y a z la r) idi.-
(L e y d e n , 1744; P a ris , 2 c i lt ). (3>)
(2 8 ) S z c k le rin b u lu n m a s n d a n ve dillerini re n ilm e sin d e n
nce in s a n d a sad ece k e n d i t r n d e b ir h a y v a n d e il m iy
di? B u n u H o b b e s u n s y led ik leriy le k a r la trn ; T m
ar,sn da e n so y lu ve y a r a r l bu lu , iim ve a t fla r d a n ve
b u n la r n b ir b ir in e b a la n m a e n d a n o lu a n K o n u m a n n
b u l n m a s y d ... bu p lm a s a y d in s a n la r a r a s n d a n e r e fa h ,
n e top lu m , n e a n la m a ne d e b a r o la c a k t; tpk a r s la n -
1ar, a y la r v e k u r t la r a ra s n d a k i d u r u m g ib i. ( )
(2 9 ) F o n te n e lle . B k z . 22. not.
(3 0 ) R u h u n t m yetileri, b u n la r n h e p s in i o lu tu ra n im g e le
m e in d ir g e n e b ilir . B u n u L a M e ttrie n in L h istoire n a t u -
relle de l m e d a s y led ik leriy le k a r la trn : n s a n t m
zih in sel y e tile ri in celedike, t m n n d u y u m yetisinde^ i e -
rild i in e ik n a oluyor. B u y e tile r o n a ylesih e te m e ld e n b a
m l ki, o o lm a k szn r u h i le v le rin d e n h i b irin i y e rin e
g etirem ez. (^^) B u , C o n d illa c n d u y u m retisin e b e n ze r:
Y a r g , d n m e , istekler, ih tira s la r, vb. eitli b i im le r
de d n m e u ra m d u y u m u n ta k e n d is id ir. (^4) H e lv e - -
tius d a d e r - k i : A k ln t m ile m le ri d u y u m a in d ir g e n e
b ilir. (^s).
(3 1 ) D ilin k t y e k u lla n m n m bizi n e re y e v a r d r d o r t a d a
d r. H o b b e s la k y a s la y n : n s a n la r ru h / tin ve. m a d d i-
- o lm a y a n g ib i eliik a n la m l szc k leri b ir a ra y a g e tire
b ilirle r; a n c a k b u n la r n k a r l o la b ile c e k h i b ir eyi i m -
g e le y e m e z le r. ( ^ )

(^') L a G r a n d e E n c y c lo p e d ie d e n evrilm itir.


(32) L e v ia t h a n , I. K ism , IV . B l m .
( ) L h is to ire n a tu re lle de l m e , X I V . B l m , s. 199.
(34) T r a it e des se n s a tio n s , s. 50. B k z. agy. X I I . B l m
( 2 ).
(35) T r e a t is e on M a n , I I . K sm , J; B l m , s. 4, A y n c a
bkz. E s s a y s n M i n d , I..D e n e m e , I. B l m , s. 7.
() L e v ia t h a n , I. K sm , X I I , B l m .
108

(3 2 ) rgenlem e insann, en b irin c il d e e rid ir. Luzac yla


diyor: Bu, rg e o le m e n in in s a n n esas zellii o ld u u n u ,
b ir m zik aleti ek lin in m z isy e n in esas zellii o lu u n -,
dan dah a fa z la k a n tla m a z. A le tin iy iliin e o r a n t l o la
ra k m zisyen s a n a ty la b y le r; a y n d u ru m ,, ru h / tin iin
de sz konusudur. B e d e n in s a la m l n a o r a n t l o la
rak, ru h /tin yetilerin i o rta y a k oy m ak iin d a h a elverili
b ir ortam b u lu r. 0^)
(33) K a n m c a , zeka bu ekilde o lu r. L u z a c bu teze yle *
, k ar kyor: -A n cak , e e r k im ile rin in s a n d g ib i d
nce ve ru h / tin i n t m y e tileri rge lem eye b a m l ise,
im gelem , k a v ra d n e sn e le rd e n n a s l u zu n b ir so n u lar
dizisi k a rta b ilir? (^*) ' , - ' '.
(34) P ie rre B ayie 1647de C a r la t d a dodu. A ile s in in p ro te sta n
olm asn a karn, k en disi cizvitlii ben im sedi. Y e n id e n P ro
testan la dn d k ten so n ra F r a n s a d a n k o v u ld u ; n ce C e
n e v re ye a rd n d a n H o lla n d a y a snd. 1675de S e d a n P r o
testan K o lej in d e felsefe p ro fes r , 1681de R o t t e r d a m da
fe lse fe ve ta rih p ro fes r oldu. 1693de d in se l g r le ri
nedeniyle, g rev in d en is tifa y a zo rlan d . B a y ie z a m a n n n -
' de gelen F ra n sz k u k u c u la rn d a n d . K a rte z y e n d i, ancak
'h e m kiinin k en d i v a r h n a h em de ondan k a r s a n a n
b ilgiy e kuku ile y ak lard . D in in in s a n m a n t n n zdd
olduunu, a n c a k bu ger e in zo ru n lu o la ra k in a h c i y k m a
yacan - syledi. D in i y a ln z c a b ilim d e n deil, a h la k t a n
. d a ayrd, ve a h la k iin u vey a b u din i g erek li g re n le re
iddetle kar kt. H ristiy an l'a ak a s a ld rm a d , a n c a k
y azd k lar kuku u y a n d rd ve y a p tla r k u k u c u lu k u gen i ,
b ir biim de etkiledi.
B a lc a eseri D ictio n n a ire h isto riq u e et c ritig e ( T a r i h
sel ve E letirel S zl k ) 1695-97de y a y n la n d ; i n e le y ic i
-ve popler ta rz d a ifa d e le n d irilm i ok gen i b ir b ilg iy i'
i' e rir.'B u gerek, k itab n g e re k retim yelerin ce, g e re k
se sra d a n o k u rlarca gen i lde o k u n m a sn sa la d .
(3 5 ) P yrrh on ism , E lis li P y r r h o n un, esas o la ra k renciisi T i -
non t a r a fn d a n a k ta rla n retisid ir. D a h a g e n e l o la ra k
ra d ik a l kukuculuk. (39)

(57) M a n M o re th a n a M a c h in e , s. 25.
( ^ ) agy. s. 26. .
(39) B a ld w in in D ic tio n a ry o f P h ilo s o p h y sin d e n a ln m -
tr. IJ. cilt. . . . ,
nsan, B ir M ak in a - . 109 _

(36) Y a l A rn o b iu s M .S . 3. y zyln ik in ci y a n s n d a N u m id ia
d a Sicca V e n e re a d a dodu. jBala:ngta H ris tiy a n lk a k a r
yd, a n c a k s o n ra d a n bu d in i b e n im se d i ve H ris tiy a n lk
n b ir apolojisi o la ra k A d v ersu s G e n te s i kalerpe ald . B u
eserinde, z a m a n n fe lak etlerin e H r is t iy a n l r n im a n sz l
n n n ed en o ld u u y o lu n d ak i ik a y e tle re y a n t v erm eye
alr, s a n n k u tsa ll (u b u d iy e ti) d a v a s n g d er, ve
n san ru h u n u n d o a sn tartr. R u h u n l m s z olm ad4
' son u cu n a varr, n k ru h u n l m s zl in a n c n n a h la k
zerinde bozucu b ir etki y a p a c a n a in a n m a k ta d r. E s e -
. rin in evirisi in A n te -N ic e n e - C h ris tia n L i b r ^ n in
XD<[. cildini karlatrnz. (''0)
(37) P im a n lk ta n y o k su n h i b ir r u h vey a d u y a rU m a d d e y o k
tu r. C o n d illa'c.yle dem iti: H a y v a n la r d a h a re k e tin y a -
, n ra birey d a h a vardr. O n la r m a k in a d a n ib a re t d e ild ir
l e r : H issederler. ( ) L a M e ttrie de h a y v a n la r n p i m a n h k
, . d u y d u k la rn syler, a n c a k o n la rn y in e d e m a k in a o ld u u
n a in an r. Luzac, y o ru m u n d a yle d e m e k te d ir: B u siste m
leri tm yle g l n klan, in s a n h m a k in a ila n e d e n le
rin, o n la ra k en d i sylediklerini y a la n la y a n zellik ler y a
k trm alard r. V a r lk la r m a k in a d a n iba,i:etseler, neden
o n la r d o a l yasa,, isel duyum , b ir eit d eh et (g ib i t e p
k iler r.) gsterebiliyorlar? B u n la r, d u y u m la rm z h a r e
kete geiren n e sn e le rin u y a ra m a y a c a fik irle rd ir. ( ) .
(38) D o a h epim izi sa lt m u tlu o lm a m z i in y a ra tt. B u L a
M e ttrie n in tem el etik eseri D isc o u rs su r la b o n h e u r
(M u tlu lu k z e rin e S y le v )d e g e li tird i i d o k trin in b ir
ifad elen d iriliid ir. M u tlu lu u n b e d e n se l zevk ve a cy a d a
y a n d n retir. L histoire n a tu re lle de l m e d a t m '
ih tira s la rn d e i ik 'b i im le ri (m o d ific a tio n s ) o ld u k la r ik i
a n a ih tira sta n : sevgi ve n e fre t vey a a rz u ve itm e d e n k a y
n a k la n d m b e li r t i r .,( ) L a M e ttrie g ib i H elvetiu s d a b e
d en sel zevk ve acy in sa n n (in s a n d a v r a n n n ) b e lir
leyici m o tifle ri o la ra k ele alr. Z e y k v e a c d a im a i n s a n
d a tek eylem ilkesi o lm u tu r ve o la c a k tr. (' ) . . . n s a n n

() E n cy clo p aed ia B rita n n ic a d a h zetlen m itir. I I . cilt.


(41) Trait des .A n im a u x , I. B l m , s. 454.
() M a n M o re t h a n a M a c h in e , s. 65.
() L histoire n a tu re lle de l m e , X . B l m , X I I . . p a -
. r a g ra f.
<44) T reatise o n M a n , X . B l m .
110 __________________________________________________

e re i k e n d in i/ s o y u n u k o ru m a ve m u tlu b ir v a ro lu a k a
v u m a k tr... n s a n m u tlu lu u b u lm a k i in zevklerin i ko
ru m a l ve a c y a d n e b ile c e k o la n la r red d etm elid ir...
h t ir a s la r n h e d e fi d a im a m u tlu lu k tu r: B u n la r n o rm a l ve
d o a ld r, i n s a n la r e tk ile ri d n d a iy i veya kt o larak
niteleriem ezler. h s a n la r erdem e y n eltm ek iin, o n la ra
e rd e m li e y le m le r in y a r a r la n n g sterm eliy iz. N ih ay et
H o lb a e h , L a M e ttrie . v e y a H e lv e tiu sd a n d a ile ri .gidrek
sa lt m e k a n ik gd;leri in s a n n e y le m le rin in m o tifi ya
p a r. h t ir a s la r (p a s s io n s ), n e sn e le rin ek tii veya ittii
i o r g a n la r n .olu t a r z la r v e y a d e i ik b iim lerid ir; b u -
; nun so n u cu k e n d i t a r z la r n d a fizik sel ek im ve itim y a
s a la r n a t a b id ir le r . (^) '
(3 9 ) H ris tiy a n lk Dcionla t , Ix io n ih a n e ti y z n d e n deli o la
r a k , E r e b u s a a tlm , b u r a d a d a y a n a n b ir a rk a b a la
n p k r b a la n r k e n , y ile r o n u r la n d n lm a U d r ! diye b a
r m a y a z o rla n m t.
(4 0 ) n s a n n v a ro lu n e d e n in in v a ro lu n n k en d in d e o lm a -
, d m k im b ile b ilir ? L u z a c b u n a yle i a r k yor: E e r
n s a n n v a ro lu n e d e n i in s a n n k en d in d ey se, b u varolu,
o n u n k e n d i d o a s n n zo ru n lu b ir s o n u c u o la c a k tr; b y -
lece, k e n d i d o a s onun v a rl n n n e d e n in i ierecektir.
im d i, k e n d i doas v a ro lu n e d e n in i ierecein e gre,
b izza t v a ro lu u n u d a i e re c e k tir: b y le lik le de n a s l ap
o lm a y a n b ir d a ire , b i im i v e y a o ra n ts o lm a y a n b ir resim
d n le m e y e c e k se , v a r -o lm a y a n b ir in s a n d a d n le -
m feyecektir... E e r in s a n n v a rl k en d in d ey se, o z am an
o, deim ez^ b ir v a r lk o la c a k tr. ('>)
(4 1 ) F e n e lo n (F r a n o is d e S a lig n a c de la M o th e -F n e lo n ), 6
A u s to s 1651de F r a n s a d a D o r d o g n e d a C h te a u de F e -
n lond a d o d u , 7 O c a k 1715de F r a n s a d a C a m b r a ide l
d. T a n n m F r a n s z p a p a z , h a tip ve y a z a n . 1689d a F r a n
sa v e lia h tn n (d a u p h i n ) o c u k la rn n retm en i oldu,
1695de C a m b r a i B a p is k o p o s iu u n a a t a n d . E serleri a r a
s n d a L e s a v e n t u r e s d e T e l6 m a q u e (T e l m a q u e in Ser
v e n le ri: 1699), D ia lo g u e des m o rts ( l le r D iy a lo g u :
' 1712), T rait d e l d u cation des fille s (K z la r n E itim i

(^ > L e v rai sen s d u sy st^m e de la n atu re (D o a S is


te m in in G e r e k A n la m ), I X . B l m .-
C*^) a g y . I. cilt, v m . B l m , s. 140.
() M a n M o r e t h a n a M a c h in e , s. 71-72. _ ,
n san , B ir M akin a 111

z e rin e : 1688) E x p lic a tio n des m axim es des sain tes ( A -


zizCTiri D e y ile rin in A k la m a s: 1697) vb. vard r. T o p lu
e se rle ri Leclere t a r a f n d a n y a y n la n d (38 cilt, 1827-1830),
() , .

(4 2 ) N ie u w e n ty t ^ B e r n a r d ), H o lla n d a l m atem atiki, 10 ,A u s


tos 1654de W e s t g r a a fd a k d a dodu, '30 M ay s 1718de P u -
m e r e n d de ld. Y lm a k bilm ez b ir K artezyen d i. I n f in i-
te stim a l calculuse k a r m cad ele etti ve bu k o n u d a L e -
ib n it z e k a r b ir p o le m ik yazd. L Existence de D ie u d e -
m o n tre e p a r les m e rv e ille s de la n a tu re (D o a H a r ik a -
la n n n k a n tla ry la T a n n n n V a rl -P a ris , 1725) b a l
y la F ran szcay a e v rile n teolojik b ir incelem e y azd . ( ^ )
(4 3 ) A b a d ie , Jam es (J a c q u e s ), m uh tem elen 1654d e A a -p i-
re n e le r de N a y d a d o d u , 25 E y l l 1725d e L o n d r a d a ld.
D ik k a te deer b ir P 'ran sz protestan , teologudur. F ra n sz
K ilis e s in in g re v lisi o la r a k 1680 civ a rn d a B e r lin e gitti.
O r a d a n d a n g ilte re ve r la n d a y a geti; b ir sre F ra n sz
K ilis e s in in grevlisi o la r a k S av o y d a bulun du, 1699d a K i l-
la lo e n u n yneticisi (d e a n ) o la ra k r la n d a ya yerleti. T e
m e l eseri, iV it e de la V6rit6 de la religion. C h retien n e
(H ristiy .n D in in in H a k ik a ti zerin e: 1684) ve o n u n d e v a
m o la n Trait d e la D iv in ite de n tre S eig n e u r Jesus-
C h r is t (E fe n d im iz s a n n K u ts a ll (U b u d iy e ti) z e ri
ne: 1689)dr. (si) '
(4 4 ) D e r h a m (W illia m ), n g iliz teolog ve ret,im yesi. 165T
d e W o rc h e ste r y a k ifila n n d a S tou gh ton d a dodu, 1735'de
U p m in s te rda ld. -E sse x yresinde U p m in ste rda ra h ip
o la r a k kendisini ra h a t la t lk la m ek an ie ve d o a tarih in e
o la n ilgisine v erebild i. K s m e n T ran sactio n s o f th e R o -
yal Society de y a y n la n a n sa a t-y a p m , ba lk la r, k u la r
ve bcek ler zerin e a l m a la rn n yan sra, d in se l fe lse
fe zerin e birka eser yazd . U z u n zam an o k u n an ve F r a n
sz c a y a evrilen (1726) en nem lisinin b al P h y sic o -
thology or the D e m o n stra tio n of the Existence a n d the
A ttrib u te s of G o d b y th e W o rk s of H is C re a tio n (F iz ik o -
te o lo ji veya T a n r n n V a r lk ve V a s fla rn n Y a r a t t n n
E se rle rin d e C sterilm esi: 1713) idi. 1714de b u n a b ir t a
m a m la y c ek y azd : A stro -th e o l g y , o r the d e m o n stra ti-

(^*) C en tu ry D ic tio n a ry d e n aln m tr. I X . cilt.


(50) L a G ra n d e E n c y c lo p e d ie d en evrilm itir. 24. cilt.
(51) C en tu ry D ic tio n a ry d e n alnm tr. I X . cilt.
112 ________ ^
_____________ ________________________ ' ' . ,

on of the existence a n d th e A ttribu tes of G o d b y th e O b s e r


v a tio n of H e a v e n s. (A s tro -te b lo ji veya T a n n n n .V a rlk ve
V a s fla r m h G kyznn G zlem lenm esiyle G s te rilm e -
' si.) (52) ' . , ,
(4 5 ) R a is veya .R etz K a r d in a li (1614-1679). F ra n sz p o litik ac
ve yazaryd. D a h a o c u k lu u n d a K ilise iin yetitirildi.
K a r d in a l M a z a r in e k a r h arek ete fiile n k a tld . D aha
so n ra kendisi K a r d in a l oldu, an cak gzden d erek V i n -
c e n n e sde h ap sed ild i. K a tk ta n son ra y en id en F r a n s a ya
d n erek L o r r a in e e yerleti, b u ra d a z a m a n n n s a r a y y a
a m n a n la ta n 'M 6 m o ires (A n la r ) t o l k alem e ald . ( )
(46) M a rc e llo M a lp ig h i (1628-1694), tan n m t a ly a n ah ato -
m ist ve fizyolog. 1656d a B o lo g n a da tp re tim g re v lisi
oldu. B irk a a y s o n ra da P is a d a p ro fes rl e ykseldi,
1660d a B o lo g n a d a pirofesr old u ; b u ra d a n M e s s in a y a g it -
' ti, a n c a k s o n ra d a n B o lo g n a y a dnd. 1691d e P a p a X I I .
- In n o c e n tn dok toru oldu. M a lp ig h i m ik rosk obik a n a to m i
n in kurucusu o la ra k b ilin ir. B ir k u rb a a n n a k c i e rin in
y zeyin de k a n d o la m n n grkem li g r n t s n ilk g '
ren, olm utur. n s a n ak c i e rin in kabarckl, yap sn , s a l
g la m a bezelerin in y a p sn ve epiderm in a lt t a b a k a s n n
m k zl k a ra k te rin i buldu. B ey in an a to m isin i ilk ele
a la n la r d a n biriyd i, o m u rilik iindeki, g ri m a d d e n in ve s i
n irle rin ;d a lm m . d o ru o larak betim ledi. E se rle ri: "D e
P u lm o n ib u s (B o lo g n a , 1661). E pistolae A n a to m ic ^ e N a rc .
M a lp ig h i et C ar. F ra c a s s a ti (A m ste rd a m , 1662), D e V is -
cerum - S tru c tu ra (L o n d ra , 1669), A n ato m e P la n t a r u m "
(L o n d r a , 1672), D e S tru ctu ra' G la n d u la ru m c o n g lo b a t a -
r u m (L o n d ra , 1689). ( ) . . ' '
(47) D eizm , o n y e d in c i" y zy ln ik in ci y a n s m d a o rta y a k a n
b ir ' dn ce sistem idii:. n g ilte re deki en n em li te m sil
cileri T o la n d , C ollin s, C h u bh , S h a fts b u ry ve T in d a ldr.
D n c e ve k o n u m a z g rl stnde d u rm u la r ve- a k
ln h e r t rl o to rited en stn old u u n u sa v u n m u la rd r.
H e r h a n g i b ir d o a st v a h y in gerek liliim in k r ettik le
r in d e n K ilise o n ia ra iddetle k a r km tr. K s m e n K l -

(52) L a G ra n d e E n cy clo p d ied e n evrilm itir. 14. cilt.


(53) C e n tu ry D ic tio n a ry d e n zetlenerek a k ta rlm tr. X .
cilt.
(54) E n c y c lo p a e d ia B r it a n n ic a d a n zetlenerek a k ta rlm -
_ - tr. X V . cilt.
n san , B ir M akina 113

lisen in bu tu tu m u n d a n .tr, a r a la r ih d a n ou H ris tl-


y a n lk a k a r k a ra k a h l a K y a sa la ra u y m a n n n sa n in
tek g e re k li d in o ld u u n u gsterm eye altatr. M u t lu -
' l n in s a n n te m e l e re i olduunu, v e ih s a n to p lu m sal
. b ir v a r lk o ld u u n d a n , m u tlu lu u n a n c a k k arlk l y a r -
d m la m a y la eld e e d ileb ilecein i rettiler. D o a n n yet
k in b ir y a rl n eseri o ld u u n u sylem elerin e karn, T a n -
n n n d/nyayla ilik isin e m e k a n ik b ir k a v ra y la y a k la
yor, .so n rak i teistler' gibi, d o a n n t m eserlerin de T a n r
n n v a r l n n k a n t la r n g rm y o rla rd , (ss)
(4 8 ) V a n in i L u cilio , k e n d in e v e rd i i a d la : Ju liu s C aesar. 1585
c iy a rn d a N a p o li K r ll n d a T a u ris a n o d a dodu, 19 u
b a t 1619d a F r a n s a n n T o u lou se k e n tin d e y a k la ra k ld
r ld . t a ly a n z g r d n r , ateist v e byc olduu
gerek esiy le l m e m a h k m edildi. R o m a ve P a d u a d a e i-
tim g rd , r a h ip oldu, A lm a n y a ve H o lla n d a y . gezdi ve
' L y o n s d a re tm e n li e b a la d . A n c a k n g ilt e r e ye kam ak
z o ru n d a k a ld , b u r a d a tu tu k lan d . S erb est brak ld k tan
son ra, L y o n s a d n d , 1617d e T o u lo u sea yerleti. G r
le rin d e n dolay- tu tu k la n d , m a h k m ed ild i ve ay n g n
id a m edildi. B e lli b a l eserleri; A m p h ith e a tru m aetern ae
P ro v id e h tia e (1615), D e a d m ira n d is n a tu ra e rein ae d e a -
e a u e m o r t a liu m a rc a n is .(1616) d r. (56)
(4 9 ) D e s b a r r e a u x (J a c q u e s V a lle e ). F r a n s z y a za r. 1602de P a -
r is de dod u , M a y s 1673d e C halo.n-sur-Saried a ld
' , T v b e lstne b ir sone yazd. A n cak , b ir t v b ek ard an ok
b ir a te is t ve k u k u cu yd u . G u y P atin , ld n d u y d u u n
da yle d e d i : ' A r z g r d n celeriy le (licen ce) z a
v a ll g en i n s a n la r r zehirliyordu. K o n u m a s k a m u iin
ok te h lik e li v e z a ra rly d .
(5 0 ) B o in d in (N ic o la s ), F r a n s z y a z a r ve re tim grevlisi. 26
M a y s 1676d a P a r is de do d u , 30 K a s m 1751de y in e b u
r a d a ld. B i r s re o rd u d a b u lu n d u ,' a m a bozulan sa l .
n e d e n iy le ayrld . B u n d a n sonra_ k e n d in i edebiyata verdi,
ve b irk a oyun yazd. 1706da* Y a z c la r (In sc rip tio h s)
A k a d e m is ine K r a liy e t den etim ci ve y a rd m c l n a (asso -

(55) Bkz. A .W . Benn, ffisto ry of E n g lis h R a tio n a llsm


(n g iliz R a s y o n a liz m in in T a r ih i), I. cilt, I I I . Blm .
(5) C e n tu ry D k t lo n a r y d e n ah n m tr. X . cilt.
(57) L a G r a n d e E ric y c lo p M le den zetlenerek evrilm i
tir. 14; cilt.
114 ' ' - , . / __________ '

c ia te ) seildi. A n zg r d n eleti y z n d e n F ra n s z
A k a d e m is in in k a p la r o n a k a p a n d ; ya ilerlem i o lm a -
' sayd, Y a z c la r A k a d e m isin d e n d e . u zak latrlacak t. G
r le rin i kalem e a lm a d a n ld.. (5S)
(51) D e n i D id erot (1713-1784), 18. yzyln en tellek t el h a r e
k e tin in n d erlerin d en d ir. n c e le r i S h a fts b u ry d e n e tk ile n
d i ve d o a l d in i cokuyla destekledi.- "Penses P h ilo s o p h i-
q u e s in d e (F e ls e f D n c e le r: 1746) d o a b ilim in in b u l
g u la r n n T a n n n n v a rl n n en gl k a n tla r o ld u u n u
gsterm eye a lr.^ H a y v a n la rn y aam n n h a r i k a la n ,a t e
izm i sonsuza dek r tm eye yeterlidir. Y in e &e, ateizm e
anari k ark en K ilis e niri h ogr s zl n e ve b a n a z l - '
n a (b ig o t r y ) d a iddetle k a r k m a k ta n geri d u rm az. T a n -
n y a y a k trla n v a s fla r d a n pek o u n u n a d il ve sev e-
;c e n b ir T a h r d n cesin e ters d t n id d ia eder.
D id e ro t, d a h a s o n ra L a M e ttrie ve H o lb a c h d a n etkilendi;
L a r v e d A le m b e rt ( A le m b e rtin D ) ve Sytem e de
la n a tu re (D o a n n S is t e m i)e ekledii b l m le rd e de g
r ld gibi, m a te ry a liz m in savunucusu oldu. D id ero t,
E ncyclop diey i : y ay n lam tr. (59)
(5 2 ) T re m b le y . bkz. 27. not. : :
(5 3 ) O la n h i b ir ey o lm a m a zlk edem ezdi. H o lb a c h n s ra rla
s a v u n d u u d o k trin in b ir ifad elen d irilii, E v re n in b t
n ... bize yaln zca b y k ve kesintisiz b ir n e d e n ve sonu
" z in c irin i g ste rir... (>) F izik d n y a n n t m h a re k e tle
rin i, dzenleyen zoru n lu lu k , m a n e v (m o r a l) d n y a n n k i-
le ri de kon trol eder. (^i) ,
(5 4 ) B in le rc e kez... t e k r a r la n a n v e b ir y a ra tc n n v a r h n a
ia re t e d e n t m k a n t la r ... y a ln z c a a n t i-P y r r h o n c u Ia r
i in apaktr. Ja M e ttrie y aln zca D escartes ve L o c k e u n
d eil, T o la n d , H o b b e s v e C o n d illa c n d a g r le rin e k a r
t b ir gr sa v u n m a k ta d r, r n e in , D e sc a rte s yle
s y l y o r: Bylece b ilim in t m kesin lii ve gerek lii, y a l -
. n zc a h a k ik i T a n r n n b ilg isin e b a ld r. C ) H o b b e s ise:
(58) a g y d en . ze tle n e re k e v rilm itin 7 . -cilt.
(59) H isto ry o f M a te ria li m (M a te ry a liz m in T a r i h i ) d e n
( F . A . L a n g e , H . cilt, . B l m ) ve H isto ry o f P h lo -
so p h y ( W . 'VV^ndelband, V .'K s m , I, B l m )d e n zet
le n e re k ey illm itir. ,
() System e de la N tu re , I; cilt,, t. B l m , s. 12.
() a gy . n. cilt, X I . B l m . Bkz. L cilt, V I L B l m . '
( ) '^ M e d ita tio n s, ( n c e le r ), m ' ve 'V . B l m .
in s a n . B ir M a k in a 115

H e r h a n g i b ir n e d e n le h e rh in g i b ir son u cu n o ld u u n u
. g re n kim se, o n u n y a k n n e d e n in i a r a m a l, b u r a d a n d a bu
n e d e n in n e d e n in i a r a m a l... N ih a y e t u n a ge le c e k tir: A y
d n la n m a m / d in siz (h e a t h e n ) filo z o fla r n d a h i k a b u l et
ti i g ib i, b ir ilk h a re k e te ge iric i, y a n i h e r ey in ilk ye s o n
suz (e t e r n a l) b ir nedeni o lm a ld r. n s a n la r n T a n r is
m iyle ' k a ste ttik le ri de b u d u r . (*) d em ek ted ir. T o la n d n
" g rflleri j s e y le d ir: A t o m l a r n - t m ^ d zen siz h a r e k e t - ,
leri, d n e b ile c e in iz t m ih tim a lle r, E v r e n in P a r a la r
n im d ik i D z e n le rin e g e tirem ez, (g e tirs e d a h i .) b u
n u s rd re m e z vey a b i r i e k v e y a b ir S in e k in rg e n le -
m esin i s a la y a m a z d ... M a d d e n in S o n s u z lu u ... u zam l,
cisim li b ir T a n r y d ta la r, a m a sa lt R u h / T in i veya m a d -
desiz b ir V a r lk d t a la m a z ." ( ^ ) C o h d illa c ise yle, y a r
zyor; B a m sz, te k so n su z (in f in it e )' e b e d (e t e r n a l) ^
r a h m a n ^ (o m n ip b t e n t ), d e i m e z (im m u t a b le ), a k U ( i n -
t e llig e n t ) ve zg r; r a h m e t i (p r o v id e n c e ) h e re y in s t n
d e u z a n a n b y k n e d e n : b u h a y a t t a b i im le n d ire b iie c e i-
m iz e n ^ e t k l n T a n r n o s y o n u b u d u r. (^s) L o c k e d a : S y -^
le n e n le rd e n , b ir T a n n h n , v a r l n , d u y u m la n m z n bize
y a k n d a n ta n tm a d h e re j r v a r l n d a n d a h a k esin b ir
W lg iy le b ild i im iz so n u cu n a v a ry o ru m . T a n r n n varo l^
' d u n u , d m z d a h e r h a n g i b ir e y in v a r l n d a n daha
k esin o la ra k b ild i im iz i s y le y e b ilirim . ( )
(55)! L u c re tiu s (T it u L u c re tiu s C a r u s ). M . . .96 c iv a rn d a R o -
m a d a d o d u , M . . 15 S k i m 55de ld. T a n n m b ir R o -
m a l fe ls e f air. A lt kit&pLk d id a k tik ve fe ls e f, iir o la n
D e r e r u m n a t u r a m n y a z a n d r . iird e fizik, p sik o lo ji ve
(k s a c a ) etik, Epifcrc b ir a d a n ele a ln m tr. M u h te -
m'elen b ir d e lilik k riz in d e in t ih a r etti. H a lk a r a s n d a y y
gn,- a n c a k k u kusuz y a n l o la n b ir s y len tiy e gre, d e li
li in in n ed en i, k a r s m m k e n d is in e v e rd i i b ir ak ik s iri
d ir ." ( )
(5 6 ) L a m y (B e r n a r d ). 1640 s a ln d a M a n s d a d o d u , n c e bu
e h rin k o le jin d e ok u d u . S o n r a P a r is e g id e re k S a u m a r d

() L v ia t h a n , I. K s m , X 3 X .B l m .
() L e tte rs. t o 'S e r e n a , V , s. .235.
(65) T r a it des a n im a u x , V I . B l m , s. 585. '
E s s a y C o n c e rn in g H u m a n U n d e rs ta n d in g ,' IV . k ita p ,
. X . B l m .
( ) C e n tu ry D ic t io n a r y d e n a ln m tr.. I X . cilt.
116 '
_______________________________________________________________________ ______________ .
,

C h a rle s de la F o n te n e lle d e n felsefe, A n d r e M a r t in ve J e -


a n L e p o rc d a n teolo ji re n d i. A n g e s e h rin e fe ls e fe -
. retm ek zere a rld . T e o lo jik k o n u la rd a p ek ok k ita p
yazd. F e ls e f eserleri: L a r t de p a r le r (K o n u m a S a n a t :
1675), T r a ite de m chanique, de l e q u ilib re, des solid.es et
des iiq u e u rs (M e k a n ik , D e n g e , K a t ila r ve S v la r z e r in e :
1679), T rait de la g r a n d e u r en g n ral ((^ e n e l O la r a k
B y k l k z e rin e : 1680), E n tre tie n s s u r les S c ie n c e s ( B i
lim ler z e rin e K o n u m a la r : 1684), E le m e h ts d e G o m e trie
(G e o m e trin in e le ri: 1685)d ir. ( )
(57) Gz y a ln z c a b u b i im d e lu tu u -v fi y e rle ti i i in g
rr. L a M b ttrie d n y a d a b ir am a o ld u u n d a n , k u k u d u
yar. te y a n d a n , C o n d iU ac, a m a ve a k ln e v re n d e g s
te rild i in i retir. E v re n in p a r a la r n n d zen in i, a r a l a - -
rn d a k i b a m ll g r p , b u k ad ar ok d eiik e y in b y -
lesi s re k li b ir b t n n a s l o lu tu ra b ild i in i fa r k e d ip de,
evren in so n u la rn n b ilg is in d e n , a m a ta n ve a k ld a n y o k
sun o la r a k h e r v a rl g e n e l so n u ca b a l zel s o n u la ra
gtiTren b ir ilk e o ld u u n a n a s l ik n a o la b iliriz ? ()
(58) N o n n o s tru m in te r vs ta n t a s co m p o n ere lites. V e r g il,
E clogu e, .III, lO. satr. -
(59) E v re n sad ece a teist o ld u u ta k d ird e m u tlu o la b ilir . L a
M ettrie bunun t u h a f b ir g r o ld u u n u s y lem esin e
karn, gizlice d estek led ii aktr. H o lb c h b u d o k trin i
. iddetle o n ay lad . D e n e y b iz e k u tsa l g r lerin , in s a n o
lu n u n k t l k le rin in ge r e k k a y n a o ld u u n u g s te rm e k
tedir. D o a l n e d e n le rin bilin em ey ii; o n la rn y e rin e T a n
r la r 'y a r a t t . S a h te k rlk (im p o s t u r e ) b u t a n r la r b e r b a t
kld. Bu fik ir a k ln ile rle y iin i e n g e lle m itir. ( ) A te
ist... in s a n geriye, d o a y a , d en eye ve d o a n n ile y iin i
a k la m a k i in id e a l g le re b a v u rm a y a g e re k d u y m a y a n
a k la d n d rm e k iin in s a n so y u n a z a r a r l k a b u s la r y
k a n b ir in s a n d r. ( >)
(60) R u h / tin b o b ir szckten ib a re ttir. B u n u D e ^ a r t e s n
szleriyle k a r la trn : V e t a b ii ki, in s a n b e y n i (r o in d )

( ) D ic tio n n a ire des Scliences P h ilo so p h iq u e sd e n z e tle -


' n e re k ev rilm itir. I I I . cilt, P a ris , 1847.
(69) T ra it des a n im a u x , V I , B o l m .
(70) Systm e de la n a t u r e ,'' U i cilt, X V I ; B l m , s. 451.
(71) a g y . X X V I ; B l m , s . . 485. Bkz. L u z a c m ele tirisi:
M a n M o fe , t h a n a M ac h in & . s . 94. ; ,
nsan; B ir M ak in a .117 '

kotlu su n da sa h ip old u u m fik ir... h erh an gi b ir cisim li


(c o rp o re a l) n esn en in fik rin d e n , k y a s la n a m a y a c a k Jiadar
d a h a b e lirg in d ir. p ) B u d o k trin i H o lb a c h n szleriyle de
k a rla trn : R u h / tin i b e d e n d e n a y ra n la r y a ln z c a b e -
. yinleriR i k e n d ilerin d en ayrm g -gibi olu rlar. G e r e k te b e
y in tm sin irlerin in s a n b e d e n in in h er t a r a fn a y ay ld ,
son a erd ii ve b irletii o rtak m erk ezd ir... N e k a d a r ok
- -deneyim iz olu rsa ru h / tin szcnn, k en d isin i k e fe t
m i o la n la r a d a h i bir a n la m ifa d e etm ediin e, n e fizik sel
n e de m an ev d n y a d a h i b ir ie y a ra m a y a c a n a o k a d a r
ik n a olu ru z. 0^) _ ' '
(6 1 ) W illia m C o w p er (1 6 6 6 -1 7 0 9 ).'n g iliz an tom iti. H o lla n -
d a l h ek im B id lo o n u n in sa n b e d e n in in a n a to m isi zerin e
k ita b n kendi _ ad y la y a y n la y n c a o n u rlla a n la m a z l a
dt. B a lc a e s e rle ri: M y o ta m ia r e f r m a t a (L o n d r a ,.
. ;i6 9 4 ) ve G la n d u la ru m D e s c fip tio (1 1 0 2 ).v h '
(6 2 ) W illia m H a rv e y (1578-1657), n g iliz h ek im ve fizy o lo g: k a n
dolam zerine bu lu u yla n l d r. C a n te rb u ry ve C a m b -
rid g e de okudu, 1602de C a m b rid g e d eh d o k to rasn ald. /
Y a a m b oyu n ca H ek im ler K o le jinde L u m le ia n krs - h a -
.tiplii (le c tu re r) ve I. Jam esin o la a n st h ek im lii g
revlerin i yapt. B elli b a l eserleri: E x e rc ita tio de m otu.
cordis et sa n g u in is (1628) ve E x ercitatio n es de g e n e r a -
tione a n im a liu m (1651) d ir .( )
(6 3 ) Fraricis B a c o n (1551-1626), skolastisizm e ilk k a r k a n
la r d a n olup, b ilim -v e felsefey e yen i b ir y n tem getirdi.
G e r e k li i bilm ek ve b u n u n sonucu gerek lik zerin de y e -
lii g k azan ab ilm ek iin, in s a n n k a v ra m la r incelem eyi
b ra k p m a d d e n in k endisini incelem esi gere k ti in i s y le
di. Y in e de d o a h a k k n d a n a s l d a h a d o ru *b ir b ilg i e i-
n ebilecein i k en disi de bilm iyord u , bu n e d e n le ken d i s a
v u n d u u yntem i- u y g u la m a y a koyam ad. Sistem in in i e r-
. d i i n o k ta la rd a n pek o u n u n m atery alist o lm a sn a k a r
n eserleri skolastik k a v ra m la rla doludur. L a n g e, B a c o f -
m d a h a tu tarl ve cesaretli olsayd, kesin m a te ry a list so-

(72) M ed itatio n s. IV . .
(73) System e de la n a tu re , I. cilt, V II. blm , s. 121-122.
(7^) L a G ra n d e E n cyclopedied en zetlenerek evrilm itir.
13. cilt.
(75) C en tu ry D ic tio n a ry d en zetlenm itir. C ilt IX .
h u la r a v a ra b ile c e in i sylem itir. (^^). l m h k m l s -'
' n n k a lb in in harek eti. S y iv a Sylva:rum d a a n la tlm a k ^
ta d r. ( ^ ) 1627de; B a c o h m l m n d e n b ir yl so n ra y a
y n la n a n b u k itap , B a c n n d e n ey lrin in ve fizy o lo ji, f i
zik, k im y a , tp ve p sik o lo ji k o n u su n d a k i teorilerinin- a n la
tlm a s d r. _
(6 4 ) R o b e rt- B y le , a n n e n b y k d o a filo z o fla rn d a n biri.
y l E t o n d a okudu, a r d n d a n t lb rid g e re k t r n n
. zel re n c is i oldu. F r a n s a , svire ve t a ly a d a dolat.
F lo r n s a d a ik e n G a lile o n u n eserlerini inceledi. Y a a m - .
n b ilim s e l a l m a y a a d a m a y a k a ra r verd i ve 1645de bir
b ilim a d a m la r k u ru lu u n u n yesi oldu. B u k u ru lu so n ra .-'
dan L o n d ra K r a liy e t C e m iy e ti olm utur. Esas, a lm a s
h a v a p o m p a s n n g e litirilm e si zerinedir, b u n d a n d a g a z
la r n b a s n ve h a c m in e h k m e d e n y a s a la r b u lm u tu r.
B y le, te o lo jiy e de d e rin b ir -ilg i-d u y a r d . H in d is ta n ve
A m e r ik a d a H ris tiy a n lk y a y m a k iin g n ll o la ra k a
lt. V e k e n d i isteiyle ateistlere, teistlere, putperestlere,
Y a h u d ile r s ve M s l m a n la r a H ristiy a n d in in i ta n tm a k
i'ih B y le L e c tu re s u v a k fe tti. (^8)
(6 5 ) N ic o la s S te n o n , 1631de K o p e n h a g d a dodu, 1687de S c h -
w e r in d e ld . L e y d e n ve P a r i s de ren im grdk F lo r a n -
s a y a y e rle e re k b u ra d a B y k D k n h ek im i oldu. 672-
de F lo r a n s a d a a n a to m i p ro fe s r oldu, an cak , y l so n
r a b u m e v k ii terk ed erek K ilis e y e g ir d i- 1677de H eliopolis.
P S ik o p b s Iu u n a 'g e t ir ild i ve n ce H a n o v e r so n ra M u n s te r
' ve n ih a y e t S c h w e r in e gitti. E sas e s e r i; D isc o u rs sur,
. l a n a to m ie d u c e rv e a u (K a f a t a s n n A n a to m isi z e rin e
S y le v :.P a r is , 1669)du r.(7 S )
(G6) L a M e t t r ie n in ira d e -d h a re k e tle ri ak layi, D e scr-
te sn k in e o k benzer. D e sc a rte s yle d em ek ted ir: E e r
V b i r i 'e l i n i v u ra c a k m g i b i a n id e n gzm ze d o r u ^ e t i r i r -
, se, g z le rim iz i k a p a trz ; n k bed en im izin m e k a n izm a s

('S) F . A . L a n g e , H isto ry o f M a te ria lis m .^ L c ilt ,-IL K


sm,- I H . B l. , .
( )' S y iv a S y lv a ru m sive H isto ria N a tu ra lls L a tip T r a n s -
c r ip t a a J. G r te o . L u g . B atay o s, 1648. Bkz. IV . K ita p ,
400.. D e n e y .
(78) E n c y c lo p a e d ia B r it a n n id a d n zetlenm itir. IV . cilt.
(9) L a G r a n d e E n cy clo p 6 d ed e n zetlenerek e v rilm i tir.-
30. ciltv ; . '
n sa n , B ir M a k in a ' 119

yle d z e n le n m i tir , b u e lin gz m ze 'd o ru h a re k e ti


k a la rd a k i h a y v a n r u h / t in in i (a n im a l s p irit) k o n tro l e d e n
- b ey n im izd e b a k a b ir h a r e k e t in u y a rc s o lu r; gzkapak-
la rm z , in e r. ()
(6 7 ) B a c a k la r d a y r m e k Jin k a s la r b u lu n d u u g ib i, b ey in d e
d e d n m e k i in k a s la r v a r d r . N e C o n d illa c n e de H e l-
y e tiu s b u . k a d a r ile ri g itm i d eild i. H elv etiu s, d u y u m la
r n m a d d m i y o k sa m a n e v b ir t zd en m i. k a y n a k la n d
so ru su n u n k a r l n n a k ld n b e lirtir, (si)
(68) G io v a n n i A fo n s o B o reU i (1608-1679). la tro -m a te m a t'ik
ad v e rile n m e z h e b in b a k a n y d i. M a te m a ti in , fizik b i
lim le r in d e u y g u la n g ib i t b b a da u y g u la m a y a a h t:
S iste m in in u y g u la n n k a s la r n h a re k e tiy le k s t la y a c a k
k a d a r a k lly d , a n c a k iz le y ic ile ri u y g u la m a y b a k a a la n
l a r a d a y a y m a y a a l a r a k p ek o k a n la m s z v a rs a y m la ra
(c n je c tu re s ) y n e ld ile r. B o r e lli n c e le ri P is a d a m a te m a tik
p rofesn yd, s o n ra F lo r a n s a d a tp. p ro fe s r old u . M e s i-
.n a -a y a k la n m a s y la ili k is in d e n d o la y F r a n s a y terke zo r
la n d . R o m a y a e k ile re k sv e K r a li e s i C h r is t in n n h i - '
m a y e sin e g ir d i ve 1679'da len e d e k .b u r a d a k a ld . ( )
(6 9 ) t r a d e verdimi b i r e m re k a r lk j z k e re b o y u n d u ru k a l
t n a g ire r. t e y a n d a n - D e s c a rte s ru h / tin in ir a d h a r e
k et, ve dn celeri z e rin d e d o ru d a n , ve ih t ir a s la r (h r s - '
l a n ) zerin d e d o la y l d e n e tim e s a h ip ld n retir. (83)
L a . M e ttrie ir a d e n in .a la n n s n r la m a k la k a lm a z , onun
z g r olu p o lm a d n ta rt fiia k o n u su y a p a r. B iz i etk i
le y e n d u y u m la r, b iz d e u y a n d r d k la r zevk v e y a a c y a g
re, ru h / tin in k e n d ile r in i istey ip iste m e d i in i, sevip sev-
rn ed iin i b e lirle r. B y le c e d u y u m la r t a r a f n d a n b e lirle
n e n ru h / tin in b u h a li n e b iz ir a d e d iy o ru z. ( ) H o lb a c h
da b u n o k ta z e rin d e d u r u r ve h e r t rl zg rl n b ir
y a n ls a m a (d e lu s io h )" o ld u u n d a s r a r eder. ( n s a n n )
'do'um u, t m y le k e n d i g c d n d a k i e tk ile re b a ld r,
k e n d is in in de b ir y e re s a h ip o ld u u bu sistem e, k e d i
iste i o lm a k szn g ir e r ; ve doduu andan le c e i gne

{*0.) L e s p a ssio n s de l m e , I. B l m , 13. rn ak ale.


(8>) E ssa y s o h th e M in d , I. D e n e m e , I. B l m , s. '4 f.
(*-> E n c y c lo p a e d ia B r it a n n ic a d a n zetlen m itir. IV . cilt.
(*3) L es p a ssio n s de l m e ,- L K s m , 41. m a k a le . '
(*<) L h isto ire n a t u r e lle de l m e , X I I . Blm ,: s. 164.
Bkz. X I I . B l m , s. 167. ' .
120

k a d a r, k en d i rzasn n djn da, m a k in a sn ira d e sin e ra


m en etkileyen, varln d eitiren ve d a v r a n la r n a etki
y a p a n n ed en lerle srekli o la ra k deiiklie u ra tlr. K s a
bir s re dnm e, beden i olu tu ran k at ve svlarn , d
sal e tk ile rd e n bam sz sa n d gizli m e k a n iz m a n n , s
rek li o la r a k bu- etkilerin tesirinde old u u ve o n la rsz o la
m a y a c a n k a m tla n ia y a yetm ez mi? M iz a c n n k en d isin e
b a m l olm ad m , h rsla rn n m izacn n zorunlu, b ir so
n u c u o ld u u n u , irad e ve eylem lerin in ay j' h rs la rc ve -
ken di, k e n d in e edin m edii fikirlerce y n le n d irild i in i g r
m ez m i? ... T ek szckle, herey in sa n a y a a m n n h er
a n n d a zoru n lu lu u n - ellerin de edilgiri b ir a ra ta n b a k a
b ire y o lm a d n k a n tla m a k ta d r. (s) \ .
(70) H a y v a n ru h /tin leri teorisini G a le n savu n m u , D e sc a rte s
ise gelitirm itir. B u teoriye gre, sin irler ucu b ir s v y
la, h a y v a n , tiniyle dolu oluklu tplerdir. H a y v a n tin in in
e v re d e n beyne, o rad an yine evreye do lati ve b u h a r e
k e tleriy le sin irlerin tm ilevlerini yerin e g e tird i i s a n
lrd.
(71) B e rk e le y n esn elerin ren k lerin in deitii g e r e in i id e a
list k a rs a m a s m k an tla rk e n k u llan r.-(**)
(7 2 ) P y t h a g o r a s n 'k e n d isin in ne rettiini sylem ek zordur,
ancak h a y v a n la rla in s a n la r a ra sn d a k i a k r a b a l re t
ti in i k esin o la ra k 'b iliy o ru z ; cinsellikten istip n a k u ra l
m u h te m e le n bu a k ra b a lk zerine tem ellen d irilm iti. S o n
ra k i P y t h a g o r a s c la rm y azlar a racn d a gerek t a b u n i-
' te li in d e g a rip baz perhiz k u ra lla rn a rastlyoru z. r n e -
in , fa s ly e d e n uzak d u rm a la r, ekm ei k o p a rm a la r, b
t n s o m u n d a n yem eleri, y rek yepeleri, v b . y asak t. (^)
(7 3 ) P lato , id e a l D e v le tinde a ra p iilm esini y a s a k la m t (^ )
(7 4 ) K il s (c h y le : sih d ih m so n u n d a b a rs a k la rd a b u lu n a n b e
yaz b ir sv ) k a n a k a rt n d a D o a n m ilk te d b iri, o n d a
b ir n e v i atei u y a rm ak tr. D o lay sy la s b e d e n i in ilk

( ) Systm e de la n atu re, I. cilt, IV . B l m , ss. 89, dev.


( ) D ia lo g u e s B etw een H y la s a n d P h ilo n u s, I. Q pen
C o u rt E dition, ss. 27, 28. 29. Bkz. Pyin cip les o f H u ~
m an K n o w le d g e (tn s a n B ilg is in in lk e le r i), X. ve -
X V . p a ra g r a fla r .
1E a r ly O re e k P h ilo so p h y . (Eski- Yunan F e ls e fe s i),
... l . B l. J. B a m e tt. -
( ) R e p u b c , I I I , 403. '
in san , B ir M akina ' 121

gerekliliktir. B u n u D e sc a rte sn szleriyle k y a la y n : K a l


bim izde srekli b ir s v a rd r... B u ate, o rg a n la rm z n
t m h a re k e tle rin in be en sel ilk esidir. (S ) B u ,' L a M e t t - ^
rie n in bed en m ek an izm as zerine a k la m a la rn n D e sc a r-
tesn k in e .benzedii pek o k ' rn e k te n b irid ir. '
(7 5 ) S ta h i (G e o rg e E n r s t ), 21 E k im 1660d a B a v a r ia d a A n s -
b a c k d a dodu, 14 M a y s 1734de ld. T a n n m b ir A l
m a n kim yacs. 1716d n -itib a re n P ru sy a K r a lm n h ek im i
olm utu. E serleri a r a s n d a : T h e o ria M e d i a v e ra (1707),
E x p e rim e n ta et observation es hem ic'ae (1731), vb. s a -
. y la b ilir. (o) ' _ ' .
(76) P h ilip H ecquet (1661-17^7), ta n n m b ir F ra n sz h e k im iy
di. R h e im s de eitim g rd v e . 1688de P o rt R oyal des
C h a m p s . ra h ib e le rin in hek im i oldu. 1693de P a r is e dn d ,
1697de d o k torasn ald . k i kez P a ris F k lte sin in d e k a
n oldu. 1727de S a in t Jacques b a n liy s n d e K a rm e lit m ez
h ebi m e n su p la rn n hek im i oldu, otuziki yl b u ii y a p
t. (91)
(7 7 ) C o rin th e g itm e n in h e rk e sin h a rc o lm a d m syleye
lim . a ln ts H orace, I. E p . 19, 36d a n - e v rilm i tir. N n
cuivis h o m in i con tigit ad ire C o rin th u m .
(78> H e rm a n n B o e rh a a v e , 31 A r a lk 1668de Leyden y a k n la
rn d a V o o rh o u td a d o d u .. K ilise .m e n su b u o la n babas
o lu n u d a ay n g rey iin yetitirm ek zere lib e r a l b ir
eitim salad.- L e y d e n . n iv e rsite sin de G ro n o v iu s, R y c k i-
us ve F r ig la n d d a n ders grd. B a b a s n n lm zerine,
g a ra n tid e n yoksun o la ra k b u ra d a n a y rld ve geim in i m a
tem atik reterek s a la m a y a balad. L e y d e n v a lisi V a n -
den berg, o n a tp eitim i grm esin i tavsiye etfi; o d a k e n
dini bu m eslee a d a m a y a k a r a r verdi. 1693de m ezu n o la
ra k tp m eslein i u y g u la m a y a b a la d . 1701d e L ey d en '
n iv e rsite sin de T p K u ru r la r lzer in e ders verm eye
balad . O n yl so n ra n iv e rsite rek t rl n e getirild i,
ay n yl b u ra d a U y g u la m a l T p P ro fe s r oldu. n iv e r s i
teye klinik, eitim i sistem ini g e tird i.. Boeirhaaven y a r a r
l a n k yaygn lam t, n tm A v r u p a d a n p ek ok tp
ren cisin i L ey d en n iv e rsite sine ekti. B u n la r a ra s n d a

(S9) Les passion s de l m e, I. K sm , V I I I . m akale.


( O) e n tu ry D ic tio n a ry d e n aln m tr. X . d it.
( ) L a G r a n d e E n cy clo p ed ieden zetlenerek evrilm itir.
19. cilt.
122 . ________
V

felsefesi B e rh a a v e n retilerin d en d erin b ir b i im d e et-,


k U en en L a M ettrie de vard. B o erh aave, 1728d e P a r is K r a
liyet B ilim le r A k a d e m isihe seildi, ik i yl so n ra d a L o n d r a
K ra liy e t Cem iyetine yelii k a b u l edildi. 173d e s a lk
d u ru m u nedeniyle Leyden re k t rl n d e n i s t i f a etm ek
zo ru n d a kald. B u sra d a De H onore, M e d ic i S e rv it d e
sylevin i verdi. U z u n s re n h a s ta l n d a n so n ra, 23 N iS a n
1738de ld. L eyd en eh ri .St. P e te r K ilise sih e b ir a n t
n dikti. A ntn, stnde yle yazy o rd u ; S a lu tife ro B o -
e rh a a v ii genio S a c ru m . B o e rh a a v e dik k atli ve p a r la k b ir
renci, b a a rl b ir retm en, u sta b ir p ra tisy e n d i. Be
lirtile rin ve h a sta lk la rn tehisindeki u sta l h a k k n d a
dik k ate d eer ykler" an latlr. B a lc a e serleri: n s t it u -
tin es M e d ic a e (L e y d e n , 1708), A p h o rism i de c o g n o s c e n -
d is .e t cu ra n d is M o rb is (L e y d e n ,-1709), L ib e llu s 'd e M a -
te ria M e d ic a e t-R e m e d io ru m F o rm u lis (L e y d e n , 1719),
' In stitu tip n es et E xp erim en tae C h e m ic a e (P a r is , 1724)
. d u r. ( ) _ . . '
(79) W iH is. Bkz. 21. not.
(80) C la u d e P errau lt, (1613-1688). F ra n sz h ek im ve in im a r.
T p d oktora diplom asn P a ris de a ld ve b u r a d a h e k im lik
yap t. 1673de K ra liy e t B ilim le r A k ad em isi yesi oldu. M a
tem atik , d o a bilim leri ve tipl ilg ili a l m a la r m h i b ir
zam an ih m a l etm em esine karn, h ek im lii veya b ilim
a d a m l n d a n ok, m im a rl y la tan n m tr. L o u v r e d a k i.
s tu n d izilerin d en b irin in ve R a s a th a n e n in m im a rd r. ( 3)
(8 1 ) M a d d e k en d in d en h arek etlid ir. L histoire n a t u re lle de
l m e d a L a M ettrie h arek etin m a d d e n in esas, ze llik le -
rin d e n b iri o ld u u n u ne armektedii;. Bkz. L h ist ire n a -
t re lle de l m e, V . .B l m . ;
(82) H a re k e tin doas en az m a d d e n in k i k a d a r bizce b ilin m e
m e k te d ir. T o la n d , L a M e ttrie n in tersine m a d d e n in do
a s n n -b ilin eb ilecein i' sav u n u r ve d o a la r k e n d in d e n -
b e lli o ld u u n d an , m ad d e ve h a re k e tin t a n m la n a m a y a c a -
ri syler. (9^) H o lb a c h ise. L a M ettrie gibi, rd a d d e n in
n ih a i ( ltim a te ) d o a sn veya varo lu n e d e n in i b ilm ey e
. a l m a n n boun a g a y re t o ld u u n u retir. B y le lik le ,

(52) E n cy clo p aed a B rita n n ic a d a n zetlenm itir. I I I . ciit.


( j ) L a G ra n d e E n cyclopedied en zetlenerek e v rilm i
tir, 26. cilt.
(W ) L etters to S eren a, V . . '
n san , Bir M ak in a -123

. m a d d e n in n e z a m a n o rtay a k tn so ra n la ra on u h h er
- z a m a n v a ro ld u u n u syleyeceiz. E e r h arek etin ne z am an
. m addeye d a h lo ld u u d in e g ir d i i) sorulursa, a y n ne
denden dolay, m a d d e n in d a im a h arek et h a lin d e olm as
. gerek tii, n k h a re k e tin m a d d e n in varoluun un , zn n
- ve .uzam, a rlk , k a tlk (im p e n e tra b ility ), ekil vb. gibi,
tem el (ilk > z e llik le rin in zo ru n lu b ir sonucu- b id u u n u
syleyeceiz... M a d d e n in . v a ro ld u u b ir gerektir, h a re k e
tin v a ro ld u u ise b ir b ak a g erek ." ( S) . _
(8 3 ) H u y g h e n s (C h r is t ia n ), 1629da H a g u e d a dodu, 1695de
y in e o ra d a ldii. H o lla n d a lI. fiziki, m atem atiki ve a s tro
n o m d u r. G e z e g e n le rin hareketin i lebilen sark al saati '
bu lm as, telesk o b y gelitirm esi ye n d a lg a .teorisini
- yetk in letirm esiy le f;annm tr. B a lc a eseri: H o r lo g i-
, u m O s c illa to riu m .d u r (1673). ( ^ ) . - . '
(8 4 ) Ju lien L e .ro y (1 6 8 6 -1759), n l F ra n s z saat yapm cs. S a r
k a l ve b y k sa a tle rin y ap m y la nlenm itir. K im ile ri
ilk y a ta y s a a tin onun ta r a fn d a n y ap ld n sylerler.
A m a bu, k u k u lu d u r. S aatlere ilik in pek ok bu lgu ve y e
n ile tirm e le ri a ra s n d a , kendi a d n tayan sarka da
- o n u n b u lg u su d u r. (*')
(8 5 ) Jacques de. V a u c a n s o n (1709-1782), F ra n sz m eknistiydi.
o c u k lu u n d a n b e ri m ekanik b u lg u la rla ilgileniyordu.
1738de d ik k a te d e e r F l t s n F ran sz A k a d e m isine-
sun du. B u n d a n k sa b ir sre so n ra, y^iebilen, yem ek y i-
y e b ile n ve .h azm ed ebilen b ir rdek, ve K le o p a tra n n g - <
s n d e slk a la n ve ne a tla b ile n bir y la n yapt. D a h a
son ra, ipek im a la t n d a m fettilik grevinde bu lu n du .
1748(3e B ilim le r A k a d e m isine k a b u l edildi. M a k in a ja r K r a -
li e ye v'erilrmti, a n c a k K ra li e o n la r A k a d e m iye b a
la d . S o n ra k i k a rk lk dnerninde p a r a la r, d a la ra k
-. k a y b o ld u la r. V a u c a n so n , M ^can ism e d un flu teu r a u to - -
m a te (O to m a tik bir. fl t n n m ek an izm as) y a y n lad . ^
(P a ris , 1738) m ' -
(8 6 ) (D e s c a rte s ) h a y v a n doasn a n la m t; h a y v a n la rn sa lt'

(5) System e de la n atu re, II. cilt, II. Blm , s. 32.


(^ ) C e n tu ry D ic t lo n a r y d en zetlenm itir. I X ; cilt.
L a G ran d e E n cy clo p ed ied en - zetlenerek evrilm itir.
22. cilt. . ,
CS) L a G r a n d e E ncyclop6 died en zetlenerek evrilm itir
31. cilt. ' .
124

b ir e r m a k in a o ld u u n u m k e m m e l b ir b iim d e ilk k a n t la -
y.n oyd u . Bunu La M e t t r ie n in L h istoire n a t u r e lle de
l m e d a k i h a y v a n la r n sa lt b ire r m a k in a o ld u k la r y o
lu n d a k i o a n la m sz siste m e a tfy la k a r la trn . B y -
lesi g l n e c e k g r le r, diye ek liyor L a M e ttrie , filo z o f
la r a r a s n d a a s la kabul b u lm a d ... D e n e y h a y v a n la r d a k i
d u y m la m a y etisin in in s a n d a k in d e n daha az o ld u u n u
k a n t la m a z . (95) L a M e t t r ie n in b u a n la m sz sis te m e k a r
k m a s n n -in s a n la r la h a y v a n la r a r a s n d a k i b e jz e r li-
in st n d e d u rm a s n a b a l , o ld u u aktr. n s a n , B i r '
M a k i n a d a a y n n c l , h a y v a n la r n m a k in a o ld u u n u , i n
s a n la r n h a y v a n la r a b e n z e d i in i, d o la y sy la in s a n la r n d a
m a k in a o ld u u n u s a v u n u r. , . '

( ) L h isto ire n a tu re lle d e ^ lm e , V I. B l m .


RUHUN DOAL TARHtNN NOTLARI

(87) L a M e ttrie y e 'g r e m ad d e, u zam llk (ex j;e n sity ), h a re k e t


(e tm e ) g c ve d u y u m la m a yetisine sah ip tir. L a M e t t r ie
n in syledii g ib i bu gr , m a d d e n in esas v a s fn n u z a m
, , o ld u u n u d n en D e s c a rte s ca sa v u n u lm u y o rd u . C is m in
d oas a rlk , k a tlk vey a re n k ve b e n z e rin d e n d e il, y a l
nzca u z a m n d a n olu u r y a n i en, b o y ve y k se k li e s a
h ip b ir tz o lu u n d a n . (1) H o b b e su n .m a d d e k a v ra y
L a M e ttrie n in k in e ok y a k n d r. M a d d e y e zel o la ra k h a
reketi atfed er. H a re k e t v e ; h a c im lilik (m a g n it u d e ) t m
cisim lerin en o rtak o la y la rd r. (><>) D u y u m u n m a d d e n in
b ir v a s f o ld u u n u sylem ez, a n c a k d u y u m u h a re k e te i n
dirger. D u y u m la m a , d u y u m la y a n n i in d e o la n i se l b ir
h a re k e ttir. ('o^) H a re k e t m a d d e n in v a s fla r n d a n b iri o l
duuna gre ve m a d d e de e vren d ek i tek ger e k lik o ld u -
. u n a gre, d u yu m m a d d e y e atfed ilm elid ir.
(88) L a M e ttrie m a d d e n in k en d i k en d in e h a re k e t e d e b ilm e g
cne sa h ip o ld u u n d a d a im a sra r etmi^ h a re k e tin d
b ir etk en in son ucu o ld u u n u gsterine y o lu n d a k i h e r g i
riim e k a r km tr. B u k o n u d a T o la n d la gr- b ir li i
iindedir. T o la n d m a d d e y i d u ra a n o la ra k g re n le rin h a
reket' i in yeterli b ir n e d e n a ra m a k z o ru n d a k a ld k la rn ,
bunun iin de tm d o a n n c a n h o ld u u n u n e s r d k
lerin i sylem itir. O y sa b u v a rs a y la n c a n llk t m y le g e
reksizdi. n k m a d d e n in ken disi h a re k e tle d o n a n m tr.
(89) H a k a n l a r n salt m a k in a o ld u k la r y o lu n d a k i... bu an
lam sz sistem , Bkz. 86. not. ,

(M) p rin c ip le s of M e t a p h ^ i c s , II. K sm . .4. n eri.


( 101) 0 e C orpore, I I I . K sm , X V . B l m .
(>'=) agy. IV . K sm , X X V . B l m (2 ).
LA M E T T R I E N N E S E R L E R

1745 L h ist ire n a tu re lle d e l m e . H a g u e .*( B u eser L a M e t t -


f i e n in T o p lu E s e r le r in d e T rait de l m e (R u h / T in
z e r in e ) a d y la y a y n la n m tr. _ _
l'M 8 L h o m m e m a h in e . L e y d e n . '
L h o m m e m a c h in e p a r L a M e ttrie , a v e c u n e in tro d u tio n
- et d es notes, J. Asszat. P a ris, 1865.
1751 O e u y re s P h ilo s o p h iq u e s . (F e ls e f E s e r le r ). L o n d r a (B e r
li n ). . .
1764 O e u v re s P h n o s o p h iq e s de M o n s ie u r d e la M e ttrie , A m s -
te rd a m . - .
L h o m m e m a c h in e ve T ra it6 de l m e m y a n s ra
O e u v re s p h ilo s o p h iq u e s de u a l m a la r y e r a lm a k t a
d r (P a r a n t e z i in d e b e lirtile n le r, ilk b a s m t a r ih le r id ir ):
A b r e g e des systfemes '
L h o m m e p l a n ^ (B it k i n s a n , 1748)
L e s a n im a u x p lu s q u e m a c h in e s (M a k in a n n tesin d e
h a y v a n la r , 1750) -
L A n ti- 6 n 6 q u e (174)
a r t d e j o u lr ^ (M u t lu o lm a s a n a t, 1751)
S y stem e d E p ic u re (E p ik r S is te m i). ' -

You might also like